You are on page 1of 264

iindekiler

Editrden - Hayreddin Soykan....................................................................3


Telegram ve Hakikat uuru - mer Emre Akcebe......................................10
Beni Yavaa ldren kence - Tek Nath Rizal
(ngilizceden Tercme: Ahmed Eymen Bilge)..........................................................22
'Cezaevlerinde kence Kalkt' m? - HaBertaraf nternet Sitesinden ktibas.............36
Gorkinin Bir Hikyesi- Hakan Yaman..........................................................42
Okuyucu - Maksim Gorki (Rusadan Tercme: Kenan Duru)................................48
Araba ve branice ile Yunanca Arasndaki Semantik Geiimler zerine
Preliminer Bir Makle (Hazrlayan: Dr. Isus Theodoros - Tercme: Dr. Hakk Akaln -
Dzenleyen: Ouz Yldrm).........................................................................60
Seyyid Hseyin Nasr: Trkiye Saf Fikirde nc - Hayreddin Soykan..72
Tradisyonalizm ve an Ruhu - Hlya Uyar..........................80
Din Vesyetindeki Gelenekler Kavimlerin Gerek Klavuzlardr - Sedat Bulut.86
Dinde Reformcu Yaklamlar veya Din Modernizmin Ykselii - Osman Akyldz.94
Panel: Gemiten Gnmze Anadoluda nsan ve Mekn
(Yneten: Av. Harun Yksel - Konumaclar: Turgut Cansever, Mustafa Armaan)......110
Zeyneb Kmil Hastahnesinin Bilinmeyen Hikyesi - Glin enel144
JEN/Sthn Arxh - Dr. Hakk Akaln.............................................148
Totem ve Tabu Hakknda - Selim Grselgil.................................156
rnek Aydn Modeline Dair Bir Pencere Ama Denemesi - Hakan Yaman.162
Baycelik Milleti - Sezai Krlang...............................178
Ortadounun Maceras ve Abdlhamid Han - mer Emre Akcebe..190
Ksaca Uzman Sistemler ve CLIPS - Seluk Arslan.......................200
Akademyann Douunun 15inci Yl Mnasebetiyle
Gaye ve Usl Hakknda Yeni Bir Mlhaza - Selim Grselgil...............206
Niin Yazmal, Ne Yazmal? - Bilgehan Yusuf Eren............................218
Yazarlara ve Yazacaklara zel - Hayreddin Soykan................................224
Bir Romann Konusu / Vesile Kimdir? - Fatih Turplu...........................252
Drt Aylk Fikir-lim-Sanat Dergisi
II. Dnem
Yl 1 / Say 1
Eyll-Aralk 2010
Yaygn Sreli Yayn
Sahibi ve Sorumlu Yaz leri Mdr
mit Eln
Editr
Hayreddin Soykan
E-Posta Adresi
akademyaeditor@gmail.com
nternet Sitesi
www.yeniakademya.org
dar Kurul
Ouz Yldrm
mer Emre Akcebe
Genel Yayn Danman
Hakan Yaman
slm Aratrmalar Danman
Osman Akyldz
Hukuk Danman
Av. Mehmed Emin
Grafik Tasarm
Altan Koman
dare Yeri
Fevzi Paa Cad. Testereci Sk. Gne Pasaj. No: 1/B
Fatih/Karagmrk - STANBUL
(0542) 261 05 29
(0538) 818 91 79
(0212) 534 34 90
Fiyat
10 TL
Abonelik
Yllk 40 TL
Posta eki:
GLN ENEL SOYKAN adna
6252412
Banka Havalesi:
GLN ENEL SOYKAN adna
Kuveyt Trk mraniye ubesi
6716419-1
Abone rtibat:
akademyaabone@gmail.com
(0542) 261 05 29
Tek veya Toplu Sipariler
akademyasiparis@gmail.com
(0542) 261 05 29
Matbaa
Nak Ofset
Litrosyolu. 2. Matbaaclar Sitesi
Topkap-STANBUL
akademya
Abonelik bedelini yatrdktan sonra, ilgili makbuzun fotokopisini, hangi saydan itibaren abone olmak istediinizi belirten bir notla birlikte dare Yeri adresimize
mektubla veya akademyaabone@gmail.com e-posta adresimize gnderiniz. Gerek grdnzde veya derginiz elinize ulamadnda telefonla teyid ettiriniz.
3
Akademya II. Dnemle Merhaba
Dergicilik yaptmz dnemde bizleri hibir zaman yalnz brakmayan, kmad dnemdeyse
haketmesek de- efsne dergi iltifatyla Akademyay hatrlanr klan siz kymetli okuyucula-
rmzla, Akademya dergisi olarak en son 11 yl nce; Haberci dergisinin Akademyaya Doru
zel Says olarak ise yaklak sekiz sene nce bulumutuk.
te imdi, yllar sonra birbirine kavuan can dostlarn duyduu heyecan ve itiyakla, sizlerle
yeniden beraberiz. rademizi aacak muhtemel mcbir sebebler bir yana, bundan sonras iin
aldmz karar ve tadmz arzu, bir daha asla yaynmz inkta uratmamak ve inallah
daima sizlerle olmaktr.
Aradan geen uzun zaman dolaysyla, bizleri nceden tanyan ve takib edenlerin gayet iyi bildii
hususlar, hem gelen yeni nesil hem de bizlerle yeni tananlar bakmndan hlsa etmekte fayda
mlhaza ediyoruz.
smimiz hernekadar Akademya da olsa, Byk Dou deolocya rgsnde erevelenen Ba-
ycelik Akademyasna nisbetle vasfmz, ancak ve yalnzca Akademyaya Dorudur. Bizler
sadece, o ideal Akademyann anaokulunu, belki ilkokulunu, kimbilir belki de ortaokulunu
temsil makamna tlibiz. Aramzdan Baycelik Akademyasna ykselebilecek tek bir ferdin
yetimesinde bile -ufack da olsa- bir pay sahibi olabilirsek, bu eref ve bahtiyarlk inann bize
yetecektir. O hlde misyonumuz da ikr olmu demektir: Byklerimize bakarak yeti-
mek, kklerimize bakarak yetitirmek; bir dier ifadeyle, Byk Dou-BDA fikir, sanat
ve aksiyon mihrakn fikir-ilim-sanat cebhesinde ocaklatrma misyonuna, apmz ve cs-
semiz nisbetince katk sunmak ve bu yoldaki tm gayretleri desteklemek.
Akademyamehur ismimiz altndaki aslnda- Akademyaya Doru servenimizi, en bandan
ve bilmeyenler iin hzl biimde hikye edelim dilerseniz.
Akademya Dergisinin Tarihi
Akademya, kurucu kadro olarak, 1989da kan ve hem BDA Mimarn hem de BDA fikriya-
tn gndemin bakesine oturtan bir genlik sesi niteliindeki Ak-Dou dergisine dayanr.
Saysz gazete ve dergideki rportaj, haber ve deerlendirmeler yannda, yurdun muhtelif k-
elerindeki konferans ve panellerle, tesiri giderek mezralara kadar ulam, rzgr batanbaa
lkeyi sarm, yurtdndan katk ve katlmlarla kadrosu zenginlemi bir genlik hareketidir
bu. Byle bir tesir, halkn tepesine reklenmi Batc ve baskc dzeni elbette rahatsz ede-
cektir; yle de olur: Kurucular, BDA fikriyatna gnl vermi genliin Devlet Gvenlik Mah-
kemeleriyle tanan ilk mensublar olarak, saysz davayla bouur, Ak-Dou dergisinin tm
saylar toplatlr ve dergi 1990 ylnda yaynna son vermek zorunda kalr.
Ve Akademyadergisi... Ak-Dou sonrasndaki 1990-1996 aras dnemde, iki haftalk veya aylk
periyodlarla ve daha mtevaz ereveleriyle Ak-Zuhur ve Tahkimdergileri yaynlansa da, ikinci
byk k, 1996 ylnda yayn hayatna balayan aylk fikir-ilim-sanat dergisi Akademyayla
gerekleir.
Akademyadergisinin tohumu, kimi birka sene yatp km, kimiyse yllar srecek cezaevi ma-
cerasnn balarnda olan Ak-Dou, Ak-Zuhur ve Tahkim yazarlar tarafndan, 1994 ylnda
Metris Cezaevinde atlr. nceleri Gen bdac Aydnlar Birlii Platformu adn alan ve belli
bir disiplinle fikir-ilim-sanat verimleri retmeye balayan grub, tahliye olan mensublarnn ald
bir kararla, slm limler ve Sanatlar Aratrma Vakfyla ibirliine gider ve 1996 yl banda,
Akademya adn verdikleri derginin ilk saysn karrlar.
Derginin kt dnemde Kemalist propaganda o raddeye varmtr ki, Byk Dou-B-
DAnn misilsiz bir FKR-SANAT GELENE olma vasfn rtme yeltenii, saf fikre zaten
editrden
4
mesafeli ve dnce istidad kreltilmi bir ksm mslmanda bile mkes bulabilmektedir.
Kemalist dzenin Hak ve halk dman mayasnn tabi gerei olarak Anadolu insanyla BDA
arasnda rmeye teebbs ettii ite bu duvar ykmaya dir olacaktr Akademyakadrosunun
faaliyetleri. Akademyadergisine ve yazar kadrosunun tertib ettii seminer-konferans-panel-sin-
evizyon tr faaliyetlerine dair, her kesimden basnda yeralan neredeyse yzlerce gazete,
dergi, hatt televizyon haberinin de tasdikleyecei zere, dzenin bu duvar rme teebbs
byk lde baarszla uratlr.
Mezkr yayn ve kltr faaliyetleri dneminde, amatrlkten profesyonellie doru atlm,
belki mtevaz, bazen yetersiz, fakat apnn fevkinde ses getirmi admlar grlr. lk akla
gelenleri sralarsak:
BDAnn i iinde eitim ir dhilinde, i iinde renilip elverdiince gelitirilen bir yayn
izgisi ve okuyucularnn da fikir-sanat alkasn sratan bir muhtev; sinevizyonda gsterilen
ve slmc cmiada bu derece benimsenerek gelenekletirilmi bir bakasn hatrlamadmz
sekin filmler; yine i iinde eitim cmlesinden, bilhassa yazarlarnn ilk acemiliklerini at-
malarna ve cmiamzda kalite belirten kimi isimlerle verimli diyaloglarna vesile olmu, s-
telik her kesimden gazete, televizyon, dergi ve haber ajanslarnn byk ilgi gsterdii seminer,
konferans ve paneller; en nemlileri olarak, 32. Gn televizyon program, Alman ZDF Televiz-
yonu, Alman Der Spiegel dergisi, Yunan Antifonitis, Yeni Yzyl, Aktel, Noktabata, birok yerli-
yabanc dergi, gazete, televizyonla ve slm-Ortadou aratrmacs Avrupal akademisyenle
Akademyayazarlarnn yapt mlkat ve rportajlar; ayn ekilde, internet ortamna dhil edi-
len iki web sitesi ve yine internet kanalyla gerekletirilen tantm faaliyetleri; bir ilk tecrbe
vasfndaki Akademya Kitablndan kan 11 kitabk; organize edilen seminer-konferans-
panel-sinevizyon programlarnn stanbul dndaki okuyuculara da ulatrlabilmesi iin, m-
tevaz imknlarla hazrlanan ses ve video kasedi serisi; irili-ufakl dier faaliyetler ve temaslar...
28 ubat, 1999 Hamlesi ve Telegram
Bu arada, 28 ubat mdahalesi gelir. Akademyadergisi yazarlar, slm ve mslmanlar bu l-
keden kazmay amalayan mahut siyonizm ve emperyalizm gdml saldrya ilk ve en sert
tepkiyi veren kiiler olurlar (Bkz. 1 Mart 1997 tarihli Yeni Yzyl gazetesi manet haberi).
Ancak 28 ubat Sreci gemi azya almtr. 200 bine yakn mslman, zaman geldiinde
gzlerini krpmadan katletmek zere filerler. Harekete getikleri demde kendilerine kar -
kabileceini ve mslman halkn ncln yapabileceini deerlendirdikleri ilk kii olarak
grdkleri Mtefekkir Salih Mirzabeyolunu, hibir kanun gerekeye dayanma ihtiyac his-
setmeksizin, 1998 yl sonunda hapse attrrlar. 28 ubatlar nazarnda, harekete gemeleri
nnde artk hibir ciddi engel kalmamtr.
Ne var ki Mtefekkir Mirzabeyolu, tm 28 ubatlar olduklar yere mhlatan bir hamle
yapar ve 1999 Kurtulu Yl restini eker. Bu hamlenin Trkiye mslmanlar iin tad
mn ve deer, u nki Cumhurbakan Abdullah Gln Nazif Keskin aabeye bilhare yapa-
ca samimi tesbitten szlebilir: Mirzabeyolu, 1999 Kurtulu Yl ilnn yaparak 28 u-
batlar durdurmu ve belki yzbinlerce mslmann hayatn kurtarmtr. Derken 17 Austos
depremi yetiir ve tam da katlim plnlarnn olgunlatrld gn ve yerde tepelerine inen lh
balyoz sonrasnda darmadan olurlar. Canlar fen hlde yanm olarak Mtefekkir Mirzabe-
yolunun bulunduu Metris Cezaevine 2000 kadar jandarmayla byk bir baskn dzenler-
lerse de, geride 100 ksur rehine ve 50 ksur yaral brakarak pskrtlrler.
1999 ylnda umduklarn gerekletiremeyenler ve mslmanlara ynelik tm saldrlar BDA
tarafndan boa kartlanlar, daha byk bir can acs ve ok daha byk bir hnla bu defa
eytan bir intikam tezghlarlar. Meded umduklar are ve yreklerini soutacak intikam pln,
5
hakikaten dehet verici ve kelimenin tam anlamyla barbarcadr: TELEGRAM yahud herkesin
bildii adyla zihin kontrol teknolojisi. Dnyann bellibal devletlerinde mevcud bu tekno-
lojiyi edinirler ve Mtefekkir Mirzabeyolu zerinde -sadece zihn deil, beden bir ikence
metodu olarak da- kesintisiz tatbike koyulurlar. Bundan gttkleri ama, BDA Mimarnn
ncelikle iradesini ve zihnini teslim almaktr. nk gayet iyi renmilerdir ki, Mtefekkir
Mirzabeyolunun bedeni esir alnsa bile, ruhen ve zihnen salam olduu mddete, kendisine
asla boyun ediremeyeceklerdir. TELEGRAM ikencesine balar balamaz ilk teebbslerinin,
Mtefekkir Mirzabeyoluna Atatrk olduunu syletme ve Kemalizmin teorisini yaz-
drtma basks olmas, son derece mnidardr. Mirzabeyolu yine boyun emez ve onlarn is-
tediklerini yapmaktansa lmeyi seer; ancak daha yapacaklar ve yazacaklar vardr ki, Allah
izin vermez. Zihn ve beden ikence de, -BDA Mimarnn iradesi bir trl krlamad iin-,
gnden gne arttrlarak srer ve bugne dek hi kesintisiz gelir.
Bu satrlarn yazar, 2002 ubat aynda kan Haberci dergisi Akademyaya Doru zel
Saysndaki yazsna, TELEGRAMa dair yle bir ac hatrayla balamtr:
- 2000 ylnn yazna doru, biroumuz iin her biri dierinden bunaltc hdiselerin gerekletii,
gemek bilmez gnlerden bir gn... Yer: Kartal zel Tip Cezaevi, Sol B-1 Kouu; bu satrlarn
yazarnn da [H.S.] arkadayla [M.F., B.., O.H.H.] birlikte tutuklu bulunduu kou, cinnet
kovuu... Biz alt katta kendi hlimizde bireylerle meglken, st kattaki ranzasna uzanm bir
aabeyimiz [M.F.], orada bulunmadm hlde, benim sesimi iitiyor. Ve grnmez bir varlk
olarak ben, aabeyle konumaya, Mtefekkir Salih Mirzabeyoluyla ilgili ona ileri geri telkinlerde
bulunmaya balyorum:
- Al eline kalemi, Mirzabeyoluna bir mektub yaz! Kurtarc falan olmadn bildir ona! Bu mek-
tubu da, ister APSyle, ister avukatla elden gnder! Ama ne yap yap, gnder!
En dayanlmaz ikencelerin ve suikast teebbsnn merkez hedefi, gelien hdiselerle kamuoyuna
da yansd zere, Mtefekkir Salih Mirzabeyoludur. Hedef, ayn zamanda, grnmez silahlarla
beyni ve bedeni imh edilmek istenen Mtefekkirin fikridir; fikir soyunun kurutulmas ve tesirinin
bertaraf edilmesidir.
Lgatlarn, nsan Haklar Evrensel Beyannamelerinin, binlerce yllk medeniyet ktbhnesinin
lnetlemek iin hakettii sfat bulmaktan ciz kalaca byle bir barbarla, vandalizme, fikir d-
manlna hedef olacak kuvvet ve kudrette nasl bir fikir sistemi, nasl bir medeniyet projesi, nasl bir
insanlk tohumu retti Mirzabeyolu? Biz kifyetsiz ballarnn, siz kifyetsiz muhatablarnn an-
layamad; ama bu halka parya statsn rev gren birilerinin ok iyi anlad?
1999 Kurtulu Ylna dnersek; Akademya dergisi ve faaliyetleri, 1999 ylnda tesirinin zir-
vesine ular. 1999 yl banda kan Kurtulu Yl zel Says, dergicilik tarihinde eine ender
rastlanan bir baar yakalar ve taleblere yetiebilmek iin tam bask yapmak zorunda kalr.
1999 banda kartt mezkr zel Saydan sonra Akademya dergisi, 1999 Austosunda
eski saylarna nazaran ok daha keskin ve siyas muhtev arlkl bir say daha karr ancak,
idareci ve yazarlar cezaevine girdii iin 1999un ayn aynda yaynna son verir.
Akademyaya Doru Sitesi
Metris Cezaevine giren ve burada ou- ilk kez Mtefekkir Salih Mirzabeyolu ile yzyze
tanma ve konuma talihine eren Akademya kadrosu, yaynclk faaliyetlerindeki dorularn
tesbit ve takdiri yannda, eksik ve yanllarn da Mtefekkirin dilinden iitir. lk elde iittikle-
rinden biri de, Akademya dergisinin yayn izgisi hakkndadr ve Mtefekkir, dergide yazs
bulunan yazarlar ve dergideki fikir-ilim-sanat verimlerini etraflca takdim etmek dururken, si-
yas mesaj verme gayreti tten Akademyanszlerini ve hassaten son birka saydaki, akademik
6
verimde younlamak yerine siyas gazetecilie dnen yayn izgisini tenkid eder. Akademya
yazarlar unu kavrar ki, eer kartlan akademik bir dergiyse, kukusuz bir akademik dergi
gibi olmaldr. Bu, ne bir taktiktir ne de bir oyun; aslolan, BDAnn iar gereince, her mev-
zuun kendi usl, esas ve kurallar muvacehesinde aydnlatlmas ve verimlendirilmesidir. Her
verim sahas, o verime uygun miza ve ehliyete mlik olanlarca ve o sahann gerektirdii keyfiyet
ve nezket iinde ocaklatrlmaldr.
u olur, bu olur ve Akademya idareci ve yazarlarnn ou, 1999-2000 yllarn cezaevinde ge-
irdikten sonra, 2001 yl banda tahliye edilirler.
Ancak darda karlatklar manzara, kendileri asndan, tbiri cizse bir tufandr. Mte-
fekkir, yni bir FKR ADAMI, idamla yarglanmaktadr; yetmiyormu gibi, dzen basks
kiinin oturup ay imesine bile msaade etmeyici bir ceberrutluk arzetmekte, dergi yayncl
idar, ml ve insan potansiyel bakmndan son haddiyle mid krc bir nitelik belirtmektedir.
Dvnn muhatab insanlar nezdindeki fikir-ilim-sanat ocan yeniden rayna sokmak; yepyeni
bir ruh, heyecan ve tekiltla, yeniden ve cilen bir dzen tesis etmek gerekmektedir.
te bylece, hemen birka ay iinde, genlii hedefleyen ve genlerin katk ve katlmyla bu
kez dergi deil de bir internet sitesi olarak- efsne hline gelen Akademyaya Doru
sitesi tesis edilir. Site, fedkr bir kurucu kadronun geceli gndzl hazrlyla, Nisan 2001de
yayn hayatna balar.
2001 yl ba itibariyle, daha sonra bir tarih yazacak baka gnldalarn siyas dergicilik faali-
yetleri -yayna geme anlamnda- henz balamamtr. Onlarn hazrlk safhasnda olduu d-
nemde, birok tecrbeli yazarn muazzam verimleri, yaynlanacak bir zemin aramaktadir.
Bylece Akademyaya Doru internet sitesi, aslnda kendi asl ilgi ve ihtisas sahas olmamasna
ramen, bu tecrbeli yazarlara da kapsn aar ve siyas yaynclkla paralel biimde, aka-
demik yayncln srdrr. Bu srete Haberci dergisi, yenilenen ve zenginleen Akademya
kadrosuna kucak aar ve Haberci ismi altnda Akademyaya Doru zel Says kartlr.
Ne var ki, ok farkl kesimlerden onbinlerce ziyareti Akademyaya Doru sitesinin mdavimi
olduunda, bilhassa Sabetayclk dosyalar arka arkaya sitede yaynlandnda ve bu dosyalar
baka saysz internet sitesinde referans hviyetiyle yaynlanmaya baladnda, olanlar olur.
Bu tesiri hazmedemeyenler, hassaten Sabetayclar, panik ve tepkilerini devreye FBI sokmaya
kadar vardrrlar. Dzen de bo durmaz ve DGMde Akademya sitelerine kar soruturmalar
almaya balanr (Akademya dergisinin imdiki sahibi ve yazileri mdr mit Eln, bu
yzden yarglanr ve bilhare beraat eder). Artk, bir internet sitesi olarak Akademyann,
bazen birka haftada, bazen -be ayda bir kapatlmas ve bir web alanndan dierine mte-
madiyen tanmas maceras balamtr. DGM de, akademya.org ve akademyayadogru.org
isim ve alanlarn engelleyici bir yasak koyar. yle olur ki, Akademya efsnesi artk her grl-
d yerde boulmak istenen bir hedef hline gelir.
Bayra Devralanlar: kideniz ve lma
2002-2003 dneminde, baka gnldalarmzn karttklar sekin siyas dergiler bayra
ykseltmitir. Gemite internet sitesinde siyas deerlendirmelerini yaynlayan tecrbeli ya-
zarlar, artk bu dergiler araclyla bulumaktadr okuyucusuyla. Bu sebeble Akademyaya
Doru sitesi, kendi asl ilgi ve itigal sahas olan fikr, ilm ve edeb yaynclkta younlar,
2003ten itibaren bir daha siyas yaynclk yapmaz.
2004 ylna gelindiinde harika bir gelime olur ve 2004 senesi banda Akademyaya Doru
internet sitesinin editrln devralan mit Eln, iki aylk bir kltr-sanat dergisi olarak
KDENZi karr. Akademyaya Doru internet sitesi yazarlarnn arlkl olarak verimlerini
deerlendirdii kideniz, yayn hayatn 2007ye kadar muntazaman ve baaryla srdrr.
7
2007 senesinde ise, ok daha ileri ve ok daha zengin bir hamle olarak, bayra aylk fikir-
ilim-sanat dergisi LMA devralr. Dergi olarak kmayan Akademyann boluunu doldur-
duu gibi, gemite kan Akademyalar akademik disiplin bakmndan birok noktada geen
ve kurucu kadrosu arasnda birka sekin Akademyaya Doru sitesi yazarnn da bulunduu,
gz kamatrc bir dergidir lma. Bylesine gzel bir dergi mevcutken, Akademya veya Aka-
demyaya Doru sitesi kadrosu yeni bir dergi kartmaya hibir zaman ihtiya grmez ve bu-
gnlere gelinir.
Bugn geldiimiz noktada ise, -tek bir dergi varolan yazar ve yaz potansiyelini artk karlaya-
maz olduundan- Akademyaya Doru sitesi yazarlar, mevcud gelime ve zenginlemeye
cevab verecek bir dayanma ifadesi hlinde Akademya dergisinin II. DNEMini balatma
kararn alr. 2010 yl iinde hazrlklara balanr ve...
Yepyeni bir hamle heyecan ve uuruyla, ite karnzdayz.
Bu Saymzda
Akademya II. Dnem bu ilk saymzda, bunca yldr bizi bekleyen sadk okuyucularmzn bek-
lediklerine deecek ve bizi mahcub etmeyecek bir muhtev hazrlamaya altk. Konu balklar
hlinde ksaca verelim ve sizi daha fazla bekletmeyelim.
lk olarak TELEGRAM dosyamz... Kii bilmediinin cahilidir denir. Bunun daha da kts
ise, -bize sorarsanz- kiinin bilmediinin inkrcs olmasdr. Mesel, radyasyon diye bir eyi
bilmemek ve gzmzle grmemek bizi radyasyona kar korunmu klmad gibi, bu bilgi-
sizlik ve daha da kts kaygszlk sebebiyle ar bir radyasyona maruz kalmamz durumunda,
szkonusu cehalet hayatmza dahi mlolabilir.
Bugn teknolojinin ulat seviyeyi bilmeyenler de, aynen radyasyon mislindeki gibi, henz
atom bombas veya nkleer serpinti gibi toplu lmcl neticeleri ortaya kmad yni ancak
grdne inananlara grnr delil sunmad ve ancak seilmi hedeflere tatbik edildii
iin, TELEGRAM inkr edebiliyorlar. Zihin Kontrol, onlar iin sadece bir bilim-kurgu
fantezisidir. Acaba yle midir? Yazarmz mer Emre Akcebe, ksa tarihesi ve anlalr klmaya
alt ilm izahlarla, TELEGRAM ve bu barbarca ikenceye kar BDA Mimarnn dire-
niini ele alyor.
Ayn dosya erevesinde, tercman arkadamz Ahmed Eymen Bilge, Bhutan devletinin siyas
bir lidere kar uygulad zihin kontrol ikencesini, bu ikenceye maruz kalan kurbann ka-
leme ald kendi eserinden tercme ediyor. Bu arpc kitab Torture Killing Me Softly- hakknda
uzman ve gazetecilerin yapt deerlendirmeleri de tercmesine ekliyor. Hayretler ierisinde
okuyacaksnz.
TELEGRAM dosyasnda son olarak, Mtefekkir Salih Mirzabeyolunun avukatlarndan Av.
Ali Rza Yamanla bir internet sitesinin gerekletirdii ve bilhare birok yerde iktibas edilen
sarsc rportaja yer veriyoruz. BDA Mimarnn urad zihn ve fizik ikenceler yannda,
maruz brakld tm hukuksuzluklar da en bandan itibaren burada gzler nne seriliyor.
kinci dosyamz ise, byk Rus edebiyats Maksim Gorkinin, Cumhuriyet tarihi boyunca
Trkeye evrilmemi ve kasden dikkatlerden karlm tek kelimeyle- mthi bir hikyesini
gn na karyor. TRKEDE LK DEFA dergimizde yaynlanacak olan bu hikye, bir
edebiyatnn nefs muhasebesi ahikas bu muazzam eser, kadm Akademya yazarlarndan
Kenan Duru tarafndan Gorkinin bizzat kendi memleketinde kefedildi ve derhal Trkeye
kazandrld. Kltr tarihimizdeki yerini bir yaynclk baars olarak Akademyayla alacak
olan bu hikyenin bugne dek niin Trkeye evrilmediini, okuyunca hemen anlayacaks-
nz. Bu muazzam edeb eserin mn ve kymetini daha derinden kavrayabilmek iin, nce -yine
8
kadm Akademya yazarlarndan- Hakan Yamann Gorki ve bu hikye zerine yapt gzel de-
erlendirmeyi okumalsnz.
Trkiyede yine dergimizin ilk kez ilim dnyamza tantaca Yunanl bir ilim adam tarafndan
kaleme alnm bir eserden hareketle hazrlanan ve Arabayla Yunanca arasndaki kk
birliine ve kelime geilerine iaret eden son derece artc bir aratrmay, ilk milletleraras
BDA bals olma erefini hiz Dr. Isus Theodoros hazrlad, uzman yazarlarmzdan Dr. Hakk
Akaln tercme etti, nihyet Ouz Yldrm dizdi, niha kontroln gerekletirdi, gerekli gr-
d ksaltma, ilve ve aklamalar yapt ve ilim dnyamza kazandrd. ftiharla takdim edi-
yoruz.
Getiimiz aylarda Trkiyeye gelen hocalarn hocas Seyyid Hseyin Nasr, gemite Bize
hayatn her sahasna zm teklif eden slm bir dnya gr lzm; bu da maalesef yok! derken
ve Trkiye fikr retimde ok ksr eklinde ikyet ederken, Konyadaki gnldalarmzn ken-
disine Mtefekkir Salih Mirzabeyolunun Baycelik Devleti adl eserinin ngilizcesini hediye
etmesi akabinde geldii stanbulda, bambaka bir tarzda konutu ve TRKYE; SAF F-
KRDE NC! dedi. Acaba niin? Cevab, GELENEK dosyamzn ilk makalesi olan Hay-
reddin Soykan imzal yazda. Hemen peinden, Seyyid Hseyin Nasrn da balca
temsilcilerinden olduu ve kabaca Gelenekilik diye tercme edebileceimiz Tradisyonalizmi
bize tantan Hlya Uyarn gzel almas geliyor. Sedat Bulut ise, slm ve mslmanlar iin
gelenein hangi mn ve deeri ifade ettiini etraflca ele alyor; gelenek dmanlarnn aslnda
Batl ve Batc kklere sahib olduunu delillendiriyor. Gelenek dosyamzn son almasna
gelince; modernist veya reformist gelenek dmanlarnn kim olduklar ve ne yapmak iste-
dikleri, yazarmz Osman Akyldz tarafndan bizzat kaynaklarndan gsteriliyor. Bu vesileyle,
Osman Akyldzn Akademyaya Doru internet sitesinde bu erevede kan yazsna Prof.
Dr. Salih Akdemirin cevab ve bu cevabn cevab arzediliyor.
Bu saymzn belki asl srprizlerinden biri de, getiimiz yl (23 ubat 2009) vefat eden byk
mimar stad Turgut Cansever ile aratrmac Mustafa Armaann konumac olarak katld
ve Av. Harun Ykselin ynettii Gemiten Gnmze Anadoluda nsan ve Mekn konulu
panel bize gre. Akademya Kltr Faaliyetleri erevesinde 20 ubat 1998 tarihinde Tehisler
ve Tesbitler altbal ile, 2 Mart 1998 tarihinde ise zmler ve Alternatifler altbal ile
Tark Zafer Tunaya Kltr Merkezinde iki blm hlinde dzenlenen bu panelin 20 ubat
1998 tarihli birinci toplantsnn bant zmn, tam metin olarak ve basnda ilk kez yaynl-
yoruz. Tam anlamyla bir fikir, sanat ve tarih ziyafetine oturacaksnz diyelim, kf. Bilvesile,
merhum Cansever stad hep hayrla ve mahzun bir hasretle hatrlayacaz; Allah gan gan rah-
met eylesin.
Glin enel ise, Zeyneb Kmil Hastahnesinin ilgin hikyesini ve oumuzun bilmedii ta-
rih kahramanlarn, ndir kaynaklara dayanan aratrmasyla paylaacak bizimle.
Usta ve uzman yazarmz Dr. Hakk Akaln ve kadm Akademyayazar, stelik ok sayda nefis
yazsyla tad hl damamzda kalm bayazar Selim Grselgil, II. Dnem bu ilk saymzda
da bizleri yalnz brakmyorlar ve FREUD erevesinde merkezleen iki derinlikli almayla
sizlerle buluuyorlar.
Ve ite Hakan Yamann Aydn Meselesi zerinde yazmaya balad kitablk almasnn ilk
perdesi, bu saymzdaki mll yazsyla alyor ve her kesimden herkesin zellikle dikkat ke-
silmesi gereken u cmlelerle balyor: Bu lkede aydnlarn en ok tartt meselelerden birisi
de bizzat aydn kavramdr. Nasl ki, airin bol ve iirin kalite plnnda kt olduu her vasatta bol
bol iire dair tartmalar yaplrsa, dnce imlinin fakir olduu muhitlerde de, aydn nedir, nasl
olmaldr, yeri ve deeri nedir eklinde, dner dolar ve ayn ritellerle benzer eyleri tartr du-
rurlar.
9
Veld yazarmz Sezai Krlang, onlarca yldr Trkiyenin cann yakan ve ebesi Laik-Batc
Kemalist politikalar olan Krdn Meselesini, her iki tarafn Batclarndan ayr bir yerde ve
slm bir dnya gr zviyesinden ele alyor ve millet kavramn bu erevede temellendiri-
yor. Bu bahiste Art-Eksi Yaynlar tarafndan yaynlanm bir de eseri bulunan Sezai Krlangn
makalesi, durum tesbitlerinden bkm ve artk zm arayanlarn dikkatle okumas gereken
bir alma.
II. Dnem Akademyann gen ve sekin imzalarndan mer Emre Akcebe, Abdlhamid Hann
siyaseti vesileyle ve en bandan balayp bugne gelerek, bu her mnda merkez corafyaya
yni Ortadouya k tutuyor.
Yine gen yazarlarmzdan Seluk Arslan, adn ok duyduumuz ancak ne olduu husu-
sunda pek azmzn bir fikir sahibi olduu sun zek teknolojisini, bize kaba hatlaryla ta-
ntyor.
kinci yazsnda Selim Grselgil, bu defa Akademyann misyonunu, stelik ilk kt gnden
itibaren deerlendiriyor, hafzamz tazeliyor ve Baycelik Akademyasn bir hedef olarak
fikir-ilim-sanat iisi hepimizin nne dikiyor.
Son dosyamzla bu saymz nihyetlendiriyoruz: Kim yazmal, niin yazmal, ne yazmal,
nasl yazmal? Gelecek say da devam edecek bu geni kapsaml almann, hemen tm oku-
yucularmz iin ziyadesiyle faydal olacana inanyoruz. Dosyann altndaki imzalar, Bil-
gehan Yusuf Eren ve Hayreddin Soykan.
nmzdeki say, yine dopdolu bir Akademyada bulumamz dileiyle.
Kaln selmetle.
Hayreddin Soykan
AKDEMYA
10
GR
nsann en temel hakk, beslenme, eitim, hareket hrriyeti ve hatta dokunulmazlk bile
deildir. nsann en temel hakk dnmektir. stad Necib Fazln deolocya rgs
isimli eserinde, Gen adam, dn! Evvel insanolunun dnmekten byk haysiyeti
olmadn dn. dedii insan hayatnda, dnmeye mdahale edilmesi nasl bir
vahettir, takdir ediniz. Bu yazda okuyacanz tesbit, hdise ve yorumlar, Mtefekkir
Salih Mirzabeyoluna -1999 ylnda kurtarlmasna vesile olduu Mslmanlarn be-
deli olarak- 11 yldr fiilen tatbik edilmekte olan ve uzaktan zihin kontrol olarak da
bilinen TELEGRAM ikencesinin teknik izahna, rneklerine, ama ayn zamanda bu
ikenceye kar Mtefekkirin gsterdii destanlk direnie dair olacaktr. Yine anlata-
caklarmz, TELEGRAMn bellibal birka teknik ynyle snrl olacaktr.
NSAN BEYN
Duyu organlarndan gelen verilerin deerlendirilmesi ve fizik bedenin tm faaliyetleri
beyinde gerekleir. Beyin, saniyede 10
15
ilem yapar. Ayn zamanda, bu ilemlerin ne-
ticesinde ald kararlar 100 milyar sinir hcresiyle, 100 trilyon balantya ulatrarak,
bunlarn fiil faaliyete dnmesini salar. nsan vcudunda, bu nrolojik faaliyeti sa-
lamakla grevli olan ve basit bir mislle kablo olarak nitelendirebileceimiz 300 bin km
sinir bulunmaktadr.
BEYNN BEDENLE RTBAT YOLLARI
Grme, duyma, dokunma, koklama ve tad alma gibi faaliyetlerin verileri, yine bu sinirler
vastasyla beyne nakledilir ve biz de daha nce kazandmz tecrbelerle irtibatland-
rarak szkonusu grntleri, sesleri, dokunulanlar, kokular ve tadlar tehis ederiz. Bu
alglar, ncelikle alclarda yni gz, kulak, cild, burun ve dilde hissedilir ve eitlerine
gre uygun biimde kodlanarak sinir sistemi zerinden ve elektriin titreimleriyle, bir
dier deyile frekans olarak beyne iletilir. Bu frekanslar, her kiide tpk parmak izi
gibi farkllklar gstermektedir. Her bir insan beyni, alclarla ve tepki organlaryla olan
Telegram ve Hakikat uuru
mer Emre Akcebe
Telegram ve Hakikat uuru
11
irtibatn birbirinden farkl karakteristikteki frekanslarla gerekletirir. te bu irtibat
frekanslar, bugn ulalm olan teknoloji ile haritalandrlabilmektedir. nsan beyninin
yayd frekanslar Elektroansefalografi-EEG denilen bir cihazla kaydedildiinde, bu
elektromanyetik dalgalalarn be ana snfta toplanm olduklar grlr:
Delta Dalgalar (1-3 Hertz frekans aral)= Derin uyku, uursuzluk hlinde beynin
kard elektromanyetik dalgalardr.
Teta Dalgalar (4-7 Hertz frekans aral)= Derin geveme, uyuukluk, hafif uyku h-
linde beynin kard elektromanyetik dalgalardr.
Alfa Dalgalar (7-11 Hertz frekans aral)= Dinlenme hlinde iken ve uykudan nceki
safhada beynin kard elektromanyetik dalgalardr.
Beta Dalgalar (11-25 Hertz frekans aral)= Aktif alrken, dikkat ederken, bilgi
alp verirken beynin kard elektromanyetik dalgalardr.
Gama Dalgalar (25-60 Hertz frekans aral)= renme, anlama, idrak etme iin zih-
nin zorland srada beynin kard elektromanyetik dalgalardr.
Bu deerler, son derece geni bir spektrum ierisindedir. rnein derin uyku hlindeki
1-3 Hertz ile insan uursuz hldeyken bile beyin; kalb ritmi, kan ekeri, tansiyon ve
nefes alma gibi faaliyetler iin bu organlarla irtibat hlindedir. Beyin, her mnasebet
kurduu organla da farkl gzerghlardaki sinirlerden, ayn ekilde dier sinirlerin etki-
lenmemesi iin farkl deerlerdeki frekanslarla irtibat kurmaktadr. rtibatta sz konusu
olan sadece frekansn Hertz deeri deildir. Ayn frekans zerinde farkl karakteristik
zellikleri olan frekans yayn da yaplabilmektedir.
Yukardaki resimde srasyla sins, kare, gen ve testere dalga frekans karakteristikleri
verilmitir. Ayn Hertz zerinden bu drt ana snf dahilinde farkl farkl karakteristik-
lerde yayn yaplabilmektedir.
y p

AKDEMYA
12
BEYNN RTBAT FAALYETLERNN MHEDES
Elektroansefalografi-EEG denilen bir cihazla, beynin elektrik akmyla oluan tm
faaliyetlerinin haritalandrlabildiinden bahsetmitik. EEG cihaz syesinde, beynin
dier organlarla hangi frekans aralklarnda irtibata getii ve hangi karakterdeki yayn
kulland renilebilmektedir. Prof. Dr. Nevzat Tarhann bu konuda syledikleri
hayli ilgi ekicidir:
- Hastanemizde direnli vakalarda bu sistemi kullanyoruz. Bu teknik, beynin uyarlarn
deitirmeye ynelik bir alma olduu iin, istihbarat rgtlerinin de ilgisini ekiyor.
UZAKTAN FOCUSLA ELEKTROMANYETK UYARI GNDEREREK KDE
FARKLI UUR OLUTURULABLNR M, ONA STEDMZ EYLER YAP-
TIRTABLR, SYLETEBLR MYZ? tarznda almalar yaplyor. Tedavide 30-40
elektrotluk beyin elektrotlar kullanarak beyin lmleri yapyoruz. STHBAR ARA-
TIRMALARDA SE 256 ELEKTROTLUK BEYN DALGALARI KULLANILIYOR.
Yukardaki resimde, bana elektrotlar yerletirilmi bir hasta grmektesiniz. Prof. Dr.
Nevzat Tarhann ifadesinde olduu gibi, hasta kiilerdeki bu uygulama, sadece nceden
belirlenmi blgelerde ve 30-40 elektrotla beyin irtibat frekanslarnn haritasn kar-
tarak arzal yerlerin tesbit edilmesini salar. Ancak yine yukardaki fotorafta grd-
nz gibi, fakat bu kez STBARATILARIN TERCH ETT 256 elektrotla beynin
tm organlarla olan irtibat haritas kartlabilmektedir. Bu haritalandrma, daha nce
belirtmi olduumuz zere, beynin parmak izini kartmaya yaramaktadr. Beynin
uyandrlm potansiyellerinin ifrelerini dijital olarak zerek, insan bedeninin ve bey-
nindeki bilgilerin uzaktan denetlenmesi adna haritalandrlmas amalanmaktadr.
Beyin haritas, bu ilemden gemi olan kiinin be duyu ve fizik irtibatlarnn kodla-
nabilmesi haricinde, ZHNNDEK deerlerin de tesbit edilmesine ve kodlanmasna

Telegram ve Hakikat uuru
13
yaramaktadr. te bu tesbit edilen deerler yoluyla, ferdin zihninden geen hdiseler,
bir bilgisayar ekranna ve hoparlrne grnt ve ses olarak yanstlabilecei gibi,
yazl olarak da yanstlabilecektir. Bahse teknik malmat ve teknolojinin vard nokta
ynnden yabanc olanlar veya dnyay alglay erevesi gazete ve televizyonlardan
kendisine damlatld kadar olup da bu teknolojiyi hayal bulanlar iin ilve bir izahat
art grnyor. O hlde, zihin kontrol meselesini mcerred hlinden kartp m-
ahhaslatrmak iin rneklendirerek devam edelim.
Bir DVD zerine bakldnda hibir ey gremezsiniz. Ancak onu DVD oynatcya
takar ve DVD oynatcy monitre balarsanz, grnt ve ses elde edersiniz. Gerekli
kodlarla DVD zerine ilenmi olan veriyi DVD oynatcdaki bir yazlm zer ve tel-
evizyon grnt ve ses olarak onu bizlere sunar. Aynen bunun gibi, insan beynindeki
tm verilerin de byle bir kodlama sonras ve uygun yazlmlar kullanlarak, verici
olan beyinden alnmas, bilgisayara aktarlmas, yine uygun yazlmlarla bu verilerin
monitre grnt, hoparlre ses olarak yanstlmas mmkndr.
Ayrca, meselenin kablosuz yaplabilmesi hususuna da temas edelim. Bugn radyo,
TV, uydu yayn ve wireless internet, vericilerden gelen nceden kodlanm verileri
-herhangi bir kabloya ihtiya kalmakszn- uygun alclarla tedarik etmekte ve bizlerin
bunlar uygun evre birimlerinde (monitr, hoparlr, bilgisayar vb.) izlememize, duy-
mamza veya ilememize imkn vermektedir. Mevzuya yabanc olanlarmzn aklna
belki hemen, insan bedenine uzaktan veri nakledilebilecei, ancak insan bedeninden
uzaktan veri alnamayaca gelecektir. Hlbuki iin asl tamamen farkldr:
- Moskovadaki Popov Radyo Elektronik ve Muhabere almalar Enstits uzmanla-
rndan Prof. Dr. Ippolit M. Kogan, 1966-1967 yllarnda yaplan denemelerden kar-
tlan sonulara gre, zirveleri arasnda 25-1000 kilometre arasnda mesafe bulunan son
derece uzun elektromanyetik dalgalarn, insan dncelerini ok uzaklara kadar ulat-
rabileceini gsterdiini sylemitir.
Kogan, Los Angelesteki Kaliforniya niversitesi tarafndan tertiblenen Altnc His konu-
sundaki bir sempozyumda okunan raporunda, elektromanyetik alan vastas ile telepatinin
ok uzaklara kadar ulatrlabilecei anlalmtr demektedir.
te yandan, Kaliforniya niversitesi Tbb Psikoloji Profesr Dr. Thelma Moss, sempoz-
yuma hitben yapt konumada, Prof. Dr. Kogannkine ok yakn sonulara denemeler
sonucunda varlm olduunu sylemitir.
Kogana gre, yaplan tahminler, insan vcudunun, ok uzun mesafeler arasnda telepati
iin gerekli olan elektriin, 4-5 mislini rettiini gstermektedir.
Bu verilere dayanarak rahatlkla ifade edebiliriz ki, insan vcudu, ok dk enerji sar-
fiyatyla ok gl yayn yapan bir vericidir. Bir dier ifadeyle, bugnk anten tekno-
lojisinin bile ok daha tesinde
ZHNE ELEKTRONK MDAHALE TEKNKLER
EEG cihaz ile daha nceden beyin haritas kartlm GZLER GRMEYEN BR
NSANIN GRMES, kullanlan bir yazlm, kamera ve elektrot vastasyla salana-
bilmektedir. Kamera ile kaydedilen grntler, gzden beyne giden frekanslar olarak
kodlanarak, gz-beyin arasndaki sinirlere bir elektrot yardmyla verilmekte ve gzleri
olmayan bir kiinin grme hdisesi gerekletirilebilmektedir. Bu, bilimin bugn var-
AKDEMYA
14
dn iln ettii noktadr. Ancak henz umuma iln etmedikleri, bu noktann ok
daha ilerisindedir ki, mevzuumuz da zaten budur.
Peki, tb asndan devrim niteliinde olan bu uygulama ile neler yaplabilir? EEG ci-
haz ile kaydedilen beyin haritas zerinden tesbit edilecek frekans karakteristikleri yo-
luyla, grme, duyma, koklama, dokunma ve tad alma organlar olmayan insanlara tm
bu hisler yaatlabilir. Ar merkezine yollanacak uygun titreimlerle, vcudun herhangi
bir yerinde ar yaatlabilir. Kan ekeri, tansiyon, kalb ritmi, nefes alma skl ve hor-
monal dengeye mdahale edilebilir. Yine bu teknik ile kii yrtlebilir, durdurulabilir,
koturulabilir, drlebilir, kaldrlabilir veya bunlar gibi saysz fiil yaptrlabilir. Bun-
larn hepsinin, BUGN, beyne mdahale eden elektrotlarla yaptrlabildii bilim ev-
relerince sabittir.
Tam bu noktada Prof. Dr. Nevzat Tarhann bataki ifadesini hatrlayalm:
- Uzaktan focusla elektromanyetik uyar gndererek kiide farkl uur oluturulabilinir mi,
ona istediimiz eyleri yaptrtabilir, syletebilir miyiz? tarznda almalar yaplyor.
Ya Nevzat Tarhann bu ilerin tamamlandndan ve faaliyette olduundan haberi yok
-ki, mmkn deil!-, ya biliyor sylemek istemiyor veyahud da bugn Bolu Kapal Ce-
zaevi F-Tipi kouunda Mtefekkir Salih Mirzabeyoluna 11 yldr yaplmakta olan
ikencenin gemite veya hlen taraf olmas mnasebetiyle, bu ekilde nc kiiler
zerinden konuuyor. Yazdklarmzn aksi bir hl szkonusu ise, yapaca dzeltme
veya tekzib aklamasn kacak ilk saymzda yaynlamay bir bor biliyoruz. Fakat
bize sorarsanz, byle bir aklama veya tekzib yapmayacak, kendisi iin daha emni-
yetli bulduu iin, grmemi veya duymam gibi davranmaya devam edecektir. ze-
rine bir mim koyarak Nevzat Tarhan parantezini kapatalm ve konuya devam edelim.
TELEGRAM veya herkesin bildii adyla elektronik uzaktan zihin kontrol hdise-
sindeki en hassas ve ulalmas g nokta, kullanlmakta olan bilgisayar yazlmdr.
Bu yazlm vastas ile, duyu organlarnca alglanp beyne gnderilen kodlar sun olarak
retilerek bir vericiden yaynlanmaktadr. Nakledilecek grnt, ses veya sir veriler,
daha nceden beyin haritas kartlm kiiye hitaben, bu yazlm vastasyla o kiinin
nral sistemince alglanacak ekilde dzenlenmekte ve ilgili verici tarafndan yaynlan-
maktadr. Yine ayn yazlm tarafndan kiiden gelen kodlar zlmekte, alcdan gelen
dnceler veya be duyu organnca alglananlar yine uygun ekilde kodlanarak hoparlr
ve monitr gibi ilgili evre birimlerine yanstlmakta ve bylelikle alclarn ilgili kiilerce
takib edilmesi salanmaktadr.
Mtefekkir Salih Mirzabeyolunun yaad hdiselerin, daha dorusu kendisine ya-
plmakta olan TELEGRAM ikencesinden paylatklarnn bir ksmyla ve bu eit h-
diselerin teknolojik olarak nasl gereklemekte olduuna-olabileceine dair
yapacamz izahatla devam edelim.
Salih Mirzabeyolu: Aynen yaadm: Pencereye perinli eit byklkte yuvarlak
kk deliklerden szan gne , duvarda Baknca aryorum; yanyana-alt alta di-
zilmi haplar andran, buudlu ekiller. Gz aldanmas ve halsinasyon olabilir mi diye
elimle de yokluyorum; evet, buudlu yuvarlak kabartlar dizisi ve sanki deliklerden geen
k hzmeleri tam tamna onlara uymu. Ne oluyor? Sakin bir ekilde oturup aym si-
garam iiyorum ve on-onbe dakika sonra tekrar st kata kp ayn desene bakyorum;
Telegram ve Hakikat uuru
15
gne nn duvarda yuvarlak desenleri dnda, ne gze ne de ele gelen kabartlar! Bu
hdise, Kartal Cezaevinde mehur zihin ynlendirme operasyonuna tbi tutulduum
zaman yaadklarmdan biri! (lm Odas -B-Yedi-, Baran Dergisi)
TELEGRAMn buradaki teknik uygulama ekline baktmzda, grme ve dokunma
duyularna bir mdahale olduunu gryoruz. Kurulu olan cihaz ile, beynin grme ve
dokunma merkezlerine normal hayat bakmndan- aslnda mevcud olmayan ifadeler
gnderiliyor ve ayn zamanda bunlar gerekte olan grntyle birletiriliyor. Yni
normal grntye ekleme yaplyor ve dokunma duyusuyla sahtelie gereklik katl-
maya allyor. Dier bir rnekle devam edelim:
Salih Mirzabeyolu: Neyse. Fakat sonra, iyi akamlar! lfnn ardndan, o beklen-
medik efendiliklerinin OKu, yerini birden buna aykr beklenmedik serkelie brakt.
Bu hareketlerin OK etkisi, bakasndan ziyde bende ve TELEGRAM cihaznn kul-
lanlmas ynnden: Mesel sinir bozma, uyku nnda n sadmenin tesiriyle yrein aza
gelmesi, uyutmama amal olarak bu tr iler, bakas iin stres-rahatszlk verme ifde
ederken, bende, bunlarn yannda, sinirlenince veya ni kalb arpmas olunca, elektrik
tesirle kaslma-kramp benzeri veya dorudan vcuda darbe vurulmu neticelere sebeb olu-
yordu. Yni, ben o davrana sinirlenmem veya tabi vcud refleksim-tepkim bile, ceza-
landrlm oluyordu. Uyuyor-uyandr, uyank-yatr, sakin-rahatsz et, rahatsz-sanki
yzmde alama hissinin izi, gevet, bu ekilde btn gn ve gece adam BOZ faaliyetleri.
Kendi tayin ettikleri 4 saat veya 2 saat uyuma zamannda da, kendini kaybedinceye kadar
dalmadka, cihazdan beyne trl-eitli konumalar ve uykunuzun en derin nnda,
OK edici bir elektrik tesirine elik eden haber ve cihaz hneri hlinde hani kt bir
haber duyunca iiniz boalr gibi olur ya, bunun mthi azdrlm ekli tatbik ediliyor-
du. (lm Odas -B-Yedi-, Baran Dergisi)
Buradaki elektronik mdahale tekniklerine ksaca temas edersek, sinir bozulmas, kalb
arpnts, kramplar, darba maruz kalma, konumalar ve sir psikolojik tesirlerin sz-
konusu olduunu gryoruz.
Sinirlenme hdisesi... Sinirlenildiinde nceden beyinde hangi noktada ve ne gibi bir
frekans hareketi gerekleiyorsa, sinirlenmeye sebeb olacak herhangi bir hdise gerek-
lemeksizin, ite o frekansa maruz braklarak kiinin sinirlendirilmesi szkonusu oluyor.
Kalb arpnts hdisesi... Beyinden kalbe giden sinirlerden geen frekans kodlarna yine
ayn ekilde mdahale edilerek, beynin kalbe ritmini arttrmas gereken artlar olutu-
unda gnderdii emir kodlar yoluyla ve sanki byle bir ritim art gerei varmasna,
odakl bir biimde yayn yaplmas szkonusu oluyor. Bu yayn alglayan kalb, tpk ge-
rekli artlarda beynin emriyle hareket ettii gibi, bu sahte sinyallerle de ayn tepkiyi
gsterip ritmini arttryor. Ayn teknikle, tam tersi ekilde kalb ritmi drlebilir de.
Kramp hdisesi... lgili kaslarn sinir alclarna yahud beynin ilgili noktasna verilecek
ve kaslmaya sebeb olacak kodlar, kaslma hdisesinin gereklemesini salayacaktr.
Darb edilmi gibi ac ve his verilmesi ise, bu kez ya dokulardan beyne giden sinyallere
mdahale edilerek veyahud beynin ilgili noktasna direkt mdahale edilerek gerekle-
tirilebilir.
Konumalarn duyulmas da, kulaktan gelen sinyallerin sahteleri yine uygun frekans-
larda yaynlanarak yaplmaktadr.
AKDEMYA
16
Psikolojik skntlara gelince... nsan beyni, elektrik akmyla oluan faaliyetlerle bedeni
idare ettii gibi, eitli kimyev faaliyetlerle de dzenlemeler yapar. nsandaki psikolojik
faaliyetlerin dzenlenmesi, bu kimyev unsurlarn dengelenmesi suretiyle salkl olarak
srmektedir. Bu kimyev faaliyette, eitli denge bozukluklarnn yansmas hlinde psi-
kolojik veya fizyolojik skntlar da szkonusu olmaktadr. rnek olarak, seratonin hor-
monu az salglandnda moral bozukluu, yorgunluk ve kilo alma gibi problemler ba
gsterir. Hormonlarn salglanmas erevesindeki emirleri veren de beyin olduuna
gre, ayn ekilde mdahale edilerek, salglanan miktar ayarlanabilmekte ve bunun so-
nucu eitli rahatszlklar bagstermektedir.
TELEGRAMDA KULLANILAN BR CHAZ: BETATRON
Betatron cihaz... nsan zihnine yukarda temas ettiimiz ekil ve tekniklerle uzaktan
veya yakndan mdahale edilebilmektedir. Ancak bu mdahalenin yaplabilmesi iin
bizce olmazsa olmaz bir ncelik vardr ki, o da hedeflenen ferdin beden ve zihninin za-
yflatlmasdr. ncelikle elde edilmesi gereken zemin, bizce budur. Tpk cinlerin eitli
travmalar geirmi insanlara sirayet etmelerinin kolaylamas gibi, beden ve zihnin zayf
drlmesi de arttr. Betatron cihaz, bu noktada devreye girmektedir.
Betatron, elektronlar istenilen enerjiye ulatklarnda bir hedefe arptrlarak X-n de-
metleri veya sac foile arptrlarak geni elektron demetleri elde edilen cihazlardr.
Betatronlar 1950 yllarndan sonra kullanlmaya balanm, 1970li yllarda yerini lineer
hzlandrclara brakmlardr. Eski zamanlarda kanser tedavisinde kullanlan bu cihaz,
yksek gte mikrodalga tesiri dourmakta, hedeflenen noktadaki kanserli ve temiz
hcreleri ldrmekte ve bu yolla bedenin kendisini yenilemesini salamaktadr.
Bu cihazn TELEGRAM hdisesindeki rolne gelecek olursak; arzettiimiz zere, zih-
nin kontrol altna alnabilmesi iin hedef kiinin zayf, zayflatlm veyahud travma ge-
irmi olmas gerekiyor bizce. Bu nev elektronik teknikler bir yana, cinlerin sirayet
ettii insanlar incelenecek olursa, sirayet ncesi dnemlerde onlarn da travmatik bir
hdise geirdiklerini veyahud zayf dm bir beden ve zihne sahib olduklarn grrz.
Szkonusu Betatron cihaz ise, odakland kanserli blgedeki tm hcreleri ldrr,
vcudun kendisini yenilemesini salar ve kanserli dokunun bylece yok olmas netice-
sinde kanser tedavisi yapar. Ne var ki, bu cihaz daha uzak bir noktadan kiiye ynlen-
dirildiinde insan bnyesinde hcre lmlerine sebeb olaca iin, srekli kendisini
yenilemeye alan vcudu her bakmdan zayf drecektir. Betatron cihaz, tam da bu
yzden Salih Mirzabeyoluna kar kullanlmaktadr ki, bundan amalanan, zayf d-
ecek bedendeki yine zayf decek zihne mdahaledir.
ELEKTROTLU KONTROLDEN ELEKTROTSUZ KONTROLE
1900l yllarn balarnda l kurbaann kaslarnn elektrik ile uyarlarak kmldatl-
mas, beynin fizik kontrol fikrine zemin hazrlayan deney olsa gerektir. Zihin kont-
rol ile ilgili olarak yaplan belki ilk ciddi alma ise, Prof. Dr. Jose Delgadoya ittir.
spanyol doktor Jose Delgado, bu almalarn 1969 ylnda yaynlad Beynin Fizik
Kontrol Psikomeden Bir Topluma Doru- isimli bir kitabta toplamtr. (Bu eserin ya-
ynlanmasnn hemen ardndan, Kafatas ve Kemik [Skulls and Bones Society] isimli
mason rgtnn karargh olarak bilinen Amerikan Yale niversitesi, hemen bir krs
vererek Delgadoyu bnyesine katmtr.)
Telegram ve Hakikat uuru
17
Peki Delgadonun tezi nedir? Sencer Ekinden hem bunu hem de zihin kontrolne
giden sreteki birtakm beyin deneylerini nakledelim:
- Dr. Delgado (...), yapt deneylere zemin tekil eden tezini yle aklyor:
(1) Beyinde zihn aktivitelerden, idrakten, hislerden, mcerret dnmeden, sosyal ili-
kilerden ve nahif artistik sanat istidatlarndan sorumlu basit mekanizmalar vardr. (2)
Bu mekanizmalar fizik ve kimyev yollarla tesbit, tahlil ve tahkim edilebilir; bazen de
deitirilebilir. Bu yaklam, sevginin ve dncelerin sadece nropsikolojik fenomenler ol-
duunu ne srmez; br yandan merkez sinir sisteminin davran gstermede mutlak
gerekliliini kabul eder. Bu bahsi geen mekanizmalarn almasn plnlar. (3) Beynin
dorudan maniplasyonu ile tahmin edilebilir fiil ve zihn tepkiler meydana getirebilir.
(4) Sinir sisteminin ileyiini deitirebiliriz.
Bitkilerde olduu gibi hayvanlarda ve insanlarda btn biyolojik ilemler hcreler-
deki iyon hareketleriyle ve elektrik deiikliklerle alkaldr. Dolaysyla herhangi
bir hcrede veya organda meydana gelen tm elektrik faaliyetler hcre zarna veya
organa uygun uzakla yerletirilen elektrotlar vastasyla kaydedilebilir veya dei-
tirilebilir. Delgado deneylerini beynin iine soktuu ok ince teller (elektrot) ile
beynin muayyen blgelerini uyarmak suretiyle yapyor.
Delgadonun hayvanlar zerinde yapt en mehur deney, arenada zerine gelen
boay elektrik uyarm kullanarak durdurmasdr. Bir hasta zerinde yaplan de-
neyde, beyne sokulan elektrotlarla sol parietal korteksin uyarlmas hastann sa eli-
nin ilk iki parmann kaslmasna sebeb oluyor ve bunu srayla dier parmaklarn
kaslmas izliyor. Hastaya beyninin uyarld ve bzlen elindeki parmaklarn d-
zeltmesi sylendiinde hasta parmaklarn dzeltemiyor ve unlar sylyor: Doktor,
sanrm sizin elektriiniz benim irademden daha gl.
Bu etkilere zt, ESB ile baz dzenli tepkiler oluturmak da mmkn Yine bir hasta
zerinde yaplan deneyde rostral blgenin i kapsl uyarlyor, buna tepki olarak
hasta sanki o n grd bir eye bakyormu gibi kafasn evirip vcudunu yavaa
o tarafa doru hareket ettiriyor. lgin olan u ki, hasta, her defasnda yapt hare-
ketlerle ilgili mantkl bir aklama sunuyor: Ne yapyorsun? diye sorulduunda
Terliklerimi aryorum, Bir ses duydum sanki, Rahatsz oldum veya Yatan altna
bakyordum gibi cevablar alnyor.
Bir kadn hastann beyninin thalamus blgesi uyarlyor; nce kadnn yznde tipik
bir korku ifadesi beliriyor; saa sola dnmeye balyor ve arkasnda kalan blm
gzleyerek kontrol etmeye balyor. Kendisine ne yapt sorulduunda ise, bir teh-
like sezdiini ve sanki kt bir eyler olacakm gibi hissettiini sylyor.
Pallidum blgeleri uyarlan baz hastalar, endie ve rahatszlk gsteriyorlar ve ayrca
gslerinde kaslma ve scaklk hissediyorlar. Baz hastalar sol gslerinde huzur-
suzluk olduunu bildiriyorlar ve uyarm tekrarlandnda endieli bir ekilde lk
atmaya balyorlar. Bir hasta yle sylyor: Kardan zerime neyin geldiini kesti-
remiyorum; sanki bir hayvan
Amygdaloidin uyarlmasnn iddet hareketlerini dourduu baka aratrmaclar
tarafndan da isbatlanm. King isminde bir aratrmac, depresyon ve itilmilik duy-
gular iindeki neesiz bir tonda konuan, akn ve sabit bir yz ifadesine sahib bir
AKDEMYA
18
kadnn beyninin amygdaloid blgesine 9 miliamperlik akm veriyor ve kadnn se-
sinin deitiini ve yznn kzgn bir ifade aldn mhede ediyor. Bu sre zar-
fnda kadn unlar sylyor: Bu sandalyeden kalkmay istediimi hissediyorum!
Ltfen bunu yapmama izin vermeyin! Bunu bana yapmayn! Rezil olmak istemiyorum!
Mlkat yapan kii, hastaya o n vurmak isteyip istemediini soruyor, kadn Evet,
bir eylere vurmak istiyorum. Elime bireyler alp onu paralamak istiyorum sadece. na-
nn yapmayacam! diyor. Daha sonra kadn, mlkatya bir tomar kt karl-
nda earbn veriyor ve bir yandan Byle hissetmek istemiyorum diyor, bir yandan
da ald ktlar parampara ediyor. Uyarmn iddeti 4 miliampere drld-
nde, bu sefer azn yaya yaya glmeye balyor ve unlar sylyor: Bunun ap-
talca olduunu biliyorum, ne yapyorum ben. imdi bu sandalyeden kalkp komak
istiyorum. Bir eylere vurmak istiyorum, bir eyleri paralamak, her ne olursa Sizi
deil, sadece bir eyleri imdi sadece kalkmak ve paralamak istiyorum, kendimi kont-
rol edemiyorum. Uyarmn iddetinin tekrar 5 miliampere karlmas yine ayn ag-
resiflikleri tezahr ettiriyor ve kadn kolunu sanki vuracakm gibi havaya kaldryor.
ESBnin haz etkisinin en iyi mhede edildii bir rnek de, zgn ve skkn grnen
bir hastann, beyninin rostral blgesi uyarldnda hemen glmsemeye balamas,
uyarm kesildiinde ise eski zgn hline dnmesi ve uyarm tekrar uygulanr uygu-
lanmaz yeniden glmsemeye balamas
Baz hastalarda temporal lobun uyarlmas mzik duyuyormu hissi douruyor.
Bazen bu belirli mzik tonu kii tarafndan tannabiliyor ve kii bunu mrldanyor,
baz durumlarda da bir odada alan radyo veya teyp sesi gibi geliyor. Duyulan sesler,
hatrlamadan ziyade, hakikaten alan bir orkestrann enstrmanlarnn veya bir ar-
knn szlerinin duyulmas eklinde oluyor.
nsanlar zerinde yapt deneyler Delgadoyu heyecanlandrm olsa gerek ki, un-
lar sylyor:
Yakn gelecekte, uyarlarn insan ve bilgisayar arasnda geri beslemeli bir irtibat ba
kurabileceini tahmin etmek mantkldr. Sinir hcreleri ile bu enstrmanlar arasnda
kurulacak karlkl ba, nropsikolojik fonksiyonlarn kontrol konusunda yeni bir prog-
ram balatacak. rnein mahall anormal elektrik uyarm ile, epilepsi ata, uzaktan
bilgisayarlar tarafndan kontrol edilen elektrotlar vastasyla engellenebilir. Elektrik ra-
hatszln tehisi nnda, radyo sinyalleri ile hastann kafasndaki uyarc faal olabilir
ve problemli blgeye elektrik uyarm uygulanabilir; bylece nbet bloke edilebilir.
Sencer Ekinden naklettiklerimiz burada bitiyor. Fakat, Delgadonun szn ettii
bilgisayar ve beyin aratrmalar, asl ondan sonra balyor. Umma mlolmu bir-
ka kk rnek:
California niversitesinden Garrett B. Stanley, Fei F. Li ve Yang Dan tarafndan ka-
leme alnan ve The Journal of Neuroscience dergisinde 1999 ylnda yaynlanan Recons-
truction of Natural Scenes from Ensemble Responses in the Lateral Geniculate Nucleus
(Yanal Geniculate ekirdekteki Toplu Tepkilerden Tabi Manzara Grntlerinin Tek-
rar Oluturulmas) isimli makaleye gre, yaplan deneyde kedinin beynindeki sinyaller
zlerek, o n iin grdkleri bir bilgisayar ekrannda bulank da olsa- tekrar olutu-
rulabiliyor. Bilim adamlar, kedinin grme merkezine yerletirdikleri ok ince elektrotlar
Telegram ve Hakikat uuru
19
vastasyla, gzlerden beyne gelen elektrik sinyallerini bir bilgisayar vastasyla analiz
ederek, kedinin gzlerinin grd grnty bilgisayar ekrannda tekrar oluturabili-
yorlar.
Yine, Do. Dr. Miguel Nicolelis ve arkadalarnn Duke niversitesi Tb Merkezinde
yapt ve sonular Nature dergisinin 16 Kasm 2000 tarihli saysnda yaynlanan de-
neyde, bilim adamlar, maymunlarn beynine yerletirdikleri elektrotlarla, beyin dalga-
larn bir bilgisayara aktaryor. Maymunlar eitli hareketler yaparken elde edilen
dalgalar bir bilgisayarda toplanyor. Bir nesneyi tutmak, el rpmak gibi basit hareketler
srasnda elde edilen beyin dalgalar bilgisayar tarafndan analiz edilerek sinyallere, bu
sinyaller de buudlu grntlere evrilerek, bilgisayara bal bir robot koluna aktar-
lyor ve bylece kolun hareketi salanyor. stelik szkonusu beyin sinyalleri, yaklak
1000 km uzaklktaki robot koluna internet zerinden gnderiliyor.
Meselenin insanlara dnk yn bakmndansa, 2006 ylnda duyurulan ve Berlindeki
Fraunhofer Enstits ile Charite niversite Hastahnesi tarafndan ortaklaa yrtlen
bir proje dikkat ekiyor. BBCI projesi [Berlin Brain-Computer nterface - Berlin Beyin-
Bilgisayar Ara Yz], dnce gc yardmyla bilgisayar kontroln salayan bir proje
bu. Cihaz, takld kiide harekete geen beyin faaliyetlerini alglayan 128 adet elek-
troda sahib. Bu elektrotlar yardmyla kiinin zihn faaliyetlerini alglayan BBCI, bu faa-
liyetleri emre dntrerek bilgisayara hareket emri olarak gnderiyor: Bylece, hibir
fizik temas olmakszn, bilgisayarda ilemler gerekletirilebiliyor.
Bu saydklarmz, Batda artk genel bilgi hline gelmi ve TELEGRAMa nisbetle
dorusu ok basit ancak, onun teknik mantn bir nebze anlamaya yardmc olabilecek,
ayrca kk bir aratrmayla hemen teknik teferruatna ulalabilecek rnekler. Bug-
nn TELEGRAM teknolojisi, gemite tm bu elektrotlar vastasyla yaplanlar, artk
ok daha gelimi ve mkemmelletirilmi olarak, UZAKTAN ve ELEKTROTSUZ ya-
pabilmeye dair.
TELEGRAM VE HAKKAT UURU
Uzmanlarn veya konuyla ilgili olanlarn zihin kontrol olarak adlandrd TELEG-
RAMdaki beden ve beyin koordinasyonuna mdahale tekniklerine bir nebze de olsa
aklk getirdiimize gre, ferdin kararlarnn ve yapacaklarnn nasl kontrol edildiine
bir bakalm imdi de. Zaten yaplan mdahalelerde bedenin faaliyetlerini hedefleyen
uygulamalardan amalanan, insann gdlmesini veya ynlendirilmesini salamak zere,
kiinin direncini krmaktr. Tpk yakalanm olan kiinin konuturulmas iin ikence
edilerek direncinin krlmasnn amalanmas gibi.
nsana Allah tarafndan hr bir irade bahedilmi ve bu mnasebetle yaradlanlarn
en stn olarak nitelendirilmitir. Bu sebeble ahiret gn vardr ve her ferd hr
iradesiyle yaptklar ve yapmadklarndan mesl olarak yarglanacaktr. te TELEG-
RAMda hedeflenen de, ferdin beden ve zihnine mdahale ederek onun bu hr
iradesini belli bir yne kanalize etmek; duyacaklarn, dneceklerini, hareketlerini
ve tavrlarn bylece kontrol altna almaya almaktr. Bu noktada ASLA unutulma-
mas gerekense, hr irade prensibinden dolay, kimseye istemedii bir eyin istetile-
meyeceidir. Ne var ki, kiiye zorla beden hareketler yaptrtlabilir, TELEGRAMda
olduu gibi belli duygu ve dnceler de TEKLF edilebilir. Yalnz hatrdan karlma-
AKDEMYA
20
maldr ki, bunlar ne kadar bizdenmi gibi de grnse, sadece haric teklif tir ve biz
istemedike bizim duygumuz, dncemiz ve davranmz olamazlar.
Bu nev mdahale ve ikencelere maruz kalm dier rneklerden bildiimiz zere ve
zellikle BEDEN SEVK noktasnda, genelde baaryla neticelenen bir uygulamadr
TELEGRAM. yle ki, TELEGRAMa maruz braklan kiiyi bir istikamete yrtmek
istediklerinde, kiinin beyninden sinirler vastasyla yrme unsurlarna gnderilen fre-
kanslarn uygun kodlu hlinden yararlanarak, kiiyi yrtmeye alabilirler. nsann
dilemedii hususlarda konumas yahud konumaya zorlanmas meselesi de aynen by-
ledir. Bu ekilde kiiye gnderilen frekanslarn uygun kodlaryla, kiiye istenilen szler
onun uuru dhilinde ancak kontrol haricinde syletilmek istenebilir. Bu husustaki
baar nisbetleri ise, hedeflenen kiinin hakikatin hakikatine ve ahlk prensiblerine
olan ballk derecesiyle alkaldr. Bu vesileyle, TELEGRAM uygulamasnn Mtefek-
kir Salih Mirzabeyolunu tahakkm altna alp ynlendirme teebbsnde niin ba-
arszla mahkm olduunu cevablamaya alalm.
TELEGRAM hdisesinde, ferdi istedikleri gibi konuturabilme veya hareket ettirebilme
telkin ve tazyikinden bahsetmitik. Bu uygulama esnsnda ferd, arka plnda uurlu
olarak vardr ve kendisine syletilmek veya yaptrlmak istenen hareketlerin farkndadr.
Bu durumda ferd, eer ki meyilli olduu hususlarda zorlanyor yahud telkine maruz b-
raklyorsa, tesir son derece etkilidir ve derhal kendisini gsterir. Ancak hakikatin ha-
kikatine ve ahlk prensiblerine ball ok gl olan ferdlerde, tahakkm altna
alnma szkonusu deil, ancak KENCENN DEVAMI SABTTR. nsanda idrak
eden, RUHtur. Beyne hangi usl ve teknikle mdahale edilmeye allrsa allsn,
istikameti kalben ve ruhen hakikatin hakikati zere olan ferdi gtrebilecekleri son
nokta, yalnzca ok ar bir ikenceden ibaret kalacaktr.
Mtefekkir Salih Mirzabeyolu Berzah adl eserinde diyor ki; insan cevheri olan ruh
da bir yaratktr. Fakat ruh, Halk leminden olmayp Emr leminden olmas dolaysyla,
onun kendisine has temayl iyiliklere ynelmektir; lakin Halk leminde bedene girince
yni nefsle karlanca, onun mahiyeti dolaysyla zorunlu olarak ktlklere ynelmi
ve onda kt istekler domutur. TELEGRAMn tasarmc ve uygulayclarnn en
nemli problemi tam da bu tesbitlerde gizlidir. Ruh, TELEGRAMclarn asla uzana-
mayaca bir yerdedir.
Biraz daha yakndan bakarsak; ferd, hipnoz ile ynlendirilebilmektedir ancak, sadece
meyilli olduu istikametlerde ve ahlk izin verdiince. TELEGRAMda szkonusu olan
ise, CEBREN telkindir. Her ne kadar cebr de olsa, ruh ve nefs arka plnda hazr ve na-
zrdr. Ruhun hr iradesi olmasayd, TELEGRAM, belki de bu cihaza mlik olanlara
tm bir insanl kontrol kudretini bahedecekti. Lkin RUHun varl, bal bana,
bu gayretin nnde dikilmi yklmaz bir sed niteliindedir.
Ksacas, kurban olarak seilen ferdin fikr ve ahlk nceliklerinin ne olduu, zihin
ynlendirmesinin baar yahud baarszln tyin edecektir. Hakikatin hakikatine
sadk kimseler nce Hakk tanr, sonra grdn veya iittiini dikkate alr. Temel me-
sele, TELEGRAM yoluyla yaplan telkinler veya direkt ynlendirmeler deil, ferdin
prensiblerinin ne olduu, onlara ballnn derecesi ve ahlk snrlardr.
Hakikat, eriate aykr olmayan eydir. Mtefekkir Salih Mirzabeyolu Yamurcu
adl eserinde yle demektedir: eriate aykr hibir hakikat olamaz; insanda zahir ve
Telegram ve Hakikat uuru
21
btn soyundan tecelli eden her faaliyet ve bilgi, dorudan veya dolayl, onun mihengi iin-
dedir. Demek ki, eriate bal ve akll olan kimse, yaanlan veya yaatlan, zahir
veya batni, her gerekleeni hakikatin hakikati hlinde eriat nisbetiyle ler ve irad
tavrn buna gre belirler. Hakikatin hakikatine ballk kaygsn yaama kaygsnn
stnde tutan ferdlerde bu TELEGRAM uygulamasnn ulaabilecei son durak, yal-
nzca ve barbarca bir cinayettir. Ruhuna hkmedemediinin, bedenini ortadan kaldr-
mak!
Salih Mirzabeyoluna cezaevindeki kouunda 11 yldr daim bir TELEGRAM i-
kencesi uygulanmaktadr. Teknik izahatn yukarda yapmaya altmz bu ikencenin
Mtefekkir Salih Mirzabeyolunda dayanlmaz ikencesi bir yana- mnen niin ba-
arsz kald ve kalmaya da mahkm olduu artk anlalsa gerektir. O, tm bu akl at-
latc ikencelere ramen STKAMET zere yrmekte; bu ikenceler altnda yazd
eserlerle man ve slm aksiyonunu hi tavizsiz ykseltmektedir. TELEGRAMclarn
beklediklerinin tam tersi olmu, yni bu ikenceler Onu tketmemi; aksine, idrak ve
insaf ehli nazarnda, Onun nefsine hkmetme davasnda DNYA APINDA, hatt bu
bildik DNYANIN DA APINI AAN bir NSAN olduunun, hakikatin hakikatine
olan sarslmaz ballnn ve bu azm sadakat makamnn tasdiki olmutur.
Bize den, alamak veya szlanmak deil, bu azm fikre ve fikircilerine sadk ve lyk
olmak; bu ikencelere ve ikencecilerine duyduumuz hnc, tek tek olu hzmz art-
trc bir enerjiye kalbederek davann harcna katmaktr. Ahlksz dmann elindeki ik-
tidar cihazna ve stad Necib Fazln, deolocya rgsnde niteliini ereveledii
teknolojiye de muhakkak hkim olmaktr: Bu fikriyat ve ruhiyat mutlaka kurulacak,
makineleme ve mspet bilgilerle cihazlanma dvas idealletirilecek; ii maddeden balatp
ruhta bitiren ve sonra ruhtan balatp maddede ikmal eden bir sistem halinde dva, ruha,
kitaba, mektebe, terbiyeye, zevke, vazifeye ve gayeye intikal ettirilecektir.
Son sz, tm bu ikencelerin hedefi olan byk LEKEten, kence adl eserinden:
Tenimizi ezebilirsiniz Ama, ruhumuzu asla
Onu ne ikence zapteder, ne kelepe, ne pranga
Glmser durur inancmz, hrriyet buudunda sonsuzca
Bizi edebilirsiniz, evimizden, tenimizden Ama dinimizden?
ok kr, pimanlk uramad semtimizden
Ya siz? Ezeli pis hayvancklar Neye yarad ikenceniz?
Dnyanz kara, ahiretiniz zift Sizi bekliyor cehenneminiz!..
AKDEMYA
22
I. ZHN KONTROL KURBANI RZAL VE KTABI HAKKINDA
Kitabn yazar Tek Nath Rizal, Bhutanda (Hindistan ve in arasnda, Himalayalarda
bulunan ve monariyle ynetilen kk bir devlet) Mill Meclis ve Kraliyet Danma
Konseyi yesiydi.
ahid olduu yolsuzluklar aa vurmas sebebi ile Kraldan ve evresindeki insanlardan
byk tepki grd ve Kral Jigme tarafndan 1988 ylnda hapse yolland. 1993te ihanet
ve devlet srlarn aklamaktan mahkm oldu ve mr boyu hapisle cezalandrld. ABD
Dileri Bakanl ve milletleraras insan haklar rgtlerinin basks ile, onbir senelik
bir hapis hayatndan sonra 1999 Aralk aynda serbest brakld.
Hapishane sreci iinde siyas bir kiilik kazanm ve milletleraras camiada tannan bir
insan haklar savunucusu olmutu. 2009 yl sonunda yaynlad kitab, Bhutandaki ha-
pishane hayatn ve zellikle de kendisine uygulanan zihin kontrol ikencesini anlat-
yor. Kitabn nemli bir zelii, Mtefekkir Salih Mirzabeyoluna uygulanan
TELEGRAM [beyin veya zihin kontrol] ikencesinin bir dier eidini bizzat anlat-
mas dnda, dnyada bizzat kendisine uygulanan bu ikenceyi tb adamlar, asker uz-
manlar ve hkmet yetkililerinden de faydalanarak anlatan TRKYE DIINDA- ilk
kitab olmas. Bu konu ile ilgili literatrde birok yayn var ancak, Mtefekkir Mirzabe-
yolunun BDA Yaynlarndan kan TELEGRAM -ZHN KONTROL- ve haftalk
Baran dergisinde tefrika edilen LM ODASI -B-YED- adl eserleri dnda, bizzat
kendi zerinde bu tr bir ikence uygulanan bir kiinin yazd baka bir yayn yok.
Kitabn nemli bir blm de, Prof. Dr. Indrajit Rai tarafndan yazlan nsz. Prof.
Rai, Nepal Anayasa Meclisi yesi ve 15 sene boyunca Hindistan Deniz Kuvvetlerinde
st rtbeli bir komutan olarak grev yapm. nsznn bal, Tek Nath Rizale Uy-
gulanan Zihin Kontrol Cihaz. Rai, yazarn Gney Asyann en nemli siyas ahsiyetle-
rinden birisi olduunu belirtiyor ve ayn zamanda kendi asker gemiine de dayanarak,
uygulanan gzlem, takib, beyin kontrol yntemleri ile ilgili danmanlk yapyor.
Rizal bir konumasnda yle diyor:
Beni Yavaa ldren kence
Tek Nath Rizal
ngilizceden Tercme: Ahmed Eymen Bilge
Beni Yavaa ldren kence
23
- Dr. Gurung, 20 sene boyunca asker hizmette bulunmutu ve bunun drt senesi mah-
kmlardan bilgi almak zere beyin kontrol metodlarnn kullanld bir hapishanede
gemiti. Bylesi bir ikenceden sonra nasl hayatta kaldma armt. Ayn zamanda
benim durumumun ciddiyetini de benzer vakalar ve yan etkilerini grd iin hemen
fark etmiti.
Rizalin kitab, biroklar iin, insanlar zerinde beyin okumak iin farkl ikence let-
lerinin ve tekniklerinin kullanld zindanlar, hcreleri anlatan bir bilim-kurgu veyahud
korku romannn tesinde bir ey ifade etmiyor. Oysaki bata ABD olmak zere birok
lkenin, elektromanyetik radyasyon (EMR) veya teknii henz tam olarak deifre edi-
lememi muhtelif yollarla insanlarn beynine ve zihnine mdahale etme, onlar istedik-
leri gibi ynlendirme, ikence etme metodlarn gelitirdikleri, bir ekilde biliniyor.
Arkadalarnn ve birok resm yetkilinin kendisine inanmadn bildii hlde Rizalin
bu kitab yazmas, salam ve kararl duruunun en nemli isbat niteliinde.
Rizal, kitabn gelecek nesillerin bu saklanan gerekten haberdar olmas iin yazdn
belirtiyor ve Birlemi Milletlerin bu silahlar tanmlayan ve kullanmn yasaklayan bir
anlama hazrlamas zerinde alyor.
Atom bombasndan farkl olarak, zihin kontrol silahlar zerinde hibir kamuoyu bas-
ks oluturulamad. nk, bu silahlarn yapm ve gelitirilmesi yarm yzyldan daha
uzun bir sredir bir gizlilik iinde yrtlyor.
CIAin bu silahlarla ilgili almalarnn 1950lerde balad tahmin ediliyor ve bu a-
lmalar hibir ekilde kamuoyu ile paylalmyor. Bu durumda insanlarn byle bir tek-
nolojiden nasl haberi olabilir ki?
te bu noktada, Trkiyede satlmayan ve yurtdndan getirttiimiz bu kitab, oun-
luun bilmedii birtakm arpc gereklerin ortaya konulmas, bizim iinse Mtefekkir
Mirzabeyoluna uygulanan barbarca ikencenin daha iyi anlalmas bakmndan
nemli.
lerleyen blmlerde, yazarn ve yaynclarn nszlerini, kitab hakknda kan tantc
bir yazy ve kitabtan baz iktibaslar bulacaksnz. Daha sonraki dnemlerde, daha fazla
fayda salanmas amacyla kitabn tamamnn tercmesini sizlerle buluturmak amacn-
dayz.
Gayret bizden, tevfik Allahtan.
Ahmed Eymen Bilge
II. YAYINCININ NOTU
Bu yayn, Bhutandaki dier fizik ikencelerin yannda, sadist bir zihin kontrol iken-
cesini ortaya koymaktadr. Rizala yaplan ikencenin ilk elden muhasebesi, Bhutan
Kraln insanla kar ilenen sular erevesinde Milletleraras Sava Sular Mahke-
mesinde mahkm etmek olmaldr. Bu kitab, btn insan haklar topluluklarn, zalim
ve insanlk d bu teknolojiye kar ayakta durmaya tevik etmektedir. Umarm ki bu
kitab, zihin kontrol metodu ile yaplan ikenceye kar mcadelede bir kilometre ta
olacaktr.
nsan haklarn koruma konusunda eitli konularda dzinelerce anlama hazrlayan
BM uzmanlar iin, bu metod ile ilgili farkl bir anlama formle etme zorunluluu sz-
AKDEMYA
24
konusudur. BM, iler tamamen kontrolden kmadan bu ac veren uygulamann durdu-
rulmas yolunda, bu haysiyet krc teknolojiden haberdar olunabilmesi iin inisiyatif
kullanmak zorundadr. Bu tembel yaklam srecinin, bu uygulamay yasaklamak iin
hukuk sre iletilmezse, birok hayata mlolmas kanlmaz gzkmektedir. [1]
Raju Thapa
Nepal Snr Tanmayan nsan Haklar rgt Bakan
III. YAZARIN NSZ
Hayatmn 10 yln Bhutan hapishanelerinin en haysiyet krc ve insanlk d artlarnda
geirmi birisi olarak, bu tecrbelerimi dier insanlarla paylamak istedim. Bu kitabn n-
celikli hedefi, kltrel safl ina etmek ad altnda etnik temizliin bir devlet politikas
olarak yrtld cennetin dier yzn ifa etmektir. Mevcut rejim milletleraras top-
luluktan gelebilecek her trl eletirinin nne gemek iin, Gney Blgeden terristleri
skp atmak gibi savunulmas mmkn olmayan bahaneler retmektedir.
Bhutan hapishanelerinde vatandalara uygulanan zihn ve fizik ikencelerin yaps, ge-
nilii ve bykl 1990da dnya toplumunun bilgisine ulat. lkede hkm srenler
tarafndan icad edilen ve uygulanan yok edici metodlar, insan ruhunu ezmeyi ve hrri-
yeti kelepelemeyi hedefleyen abalardr ve insanla kar bir su hkmndedir. BM
yesi bir lkenin bir idarecisi, BMnin prensiblerine ve ruhuna bu kadar bariz ekilde
aykr faaliyetlerinden sonra cezasz kalabilir mi?
kence; kam, zincir, kelepe, elektrik gibi fizik uygulamalar dnda, k hassasiyeti,
ok yksek desibelde ses, mikrodalga gibi ilm teknikleri de ihtiv etmektedir. Ama
ok aktr; akl duraanlatrmak, anormal davran deiikliklerini uyarmak ve asos-
yalletirmek.
stenen sonucu elde etmek iin, hiss tecrit ve beyne deiik enerji eitlerini nlamann
bir terkibi uyguland. Btn hissiyatm yok etmek iin sistematik almalar yapld
ancak, iimde bir alt uur salam kald. Bu, benim yaadklarm dnya ile paylamaya
adadm ikence sonras yeniden yaplanma dnemimde nemli bir faktrd.
Yaadklarm Thimpu, Katmandu ve Delhideki arkadalarma anlattmda bir ksm
benim izofrenik olduumu sylediler. Yanmdaki entellekteller ve doktorlar kendile-
rine sylediim eylerin ihtimalini delil yetersizliinden tr inkr ettiler.
Zihin kontrol, birok insan konudan haberdar olmad iin, ilgili lkelerce smenalt
edilmektedir. Benimkine benzer bir ekilde olan ikencenin kaytlar ve ahs tecrbeleri
de vardr. Bu yaz boyunca, baz ilm tekniklerle zerimde uygulanan bu ikencenin,
garib fizik ve zihn davranlarmn tek sorumlusu olduunu iddia ediyorum. Bu nokta,
aratrmaclar iin, kurbanlara uygulanan bu metodun tesbitinde, insan haklar mca-
delecileri iin bu ahlksz uygulamann durdurulmasnda ve kanun koyucular iin bu
tr sularn cezalandrlmasnda balang noktas olarak kabul edilmelidir. [2]
Tek Nath Rizal
1 Tek Nath Rizal, Torture Killing Me Softly, Human Rights Without Frontiers, Nepal 2009, ISBN No:978-9937-2-1732-3, s.VII.
2 Tek Nath Rizal, Torture Killing Me Softly, s.XV.
Beni Yavaa ldren kence
25
IV. TEK NATH RZAL ZERNDE UYGULANAN ZHN KONTROL CHAZI
Bir sava almalar profesr olarak, asker aratrmalarm sresince sava sulularna
zihin kontrol tekniinin uygulandna ahid oldum. Bu, insann btn vcudunun ve
aklnn kontroln eline alabilen elektromanyetik bir zihin kontrol tekniidir. nsann
aklnda sesler retilmesine sebeb olan ayarlanm elektromanyetik dalgalar kullanr. Bu,
uuralt hipnotik emir formundadr ve insan hi haberi olmadan yllarca hipnotik olarak
ynlendirilebilir
Dnceler onun hi haberi olmadan kurbann aklna yerletirilir. Elektromanyetik dal-
galar yoluyla iitmede, hedeflenmi kimse dnda hi kimse bu sesleri iitemez. Ses, he-
defin kulaklarnda monoton olarak yansma yapar. Tek bir hcrede yksek perdeli ses
arttrlr. Yavaa uuraltn kartrr ve sinirleri derinden etkiler.
Zihin kontrolnn hedefi, hedeflenen kiinin hayatn mahvetmektir. nsan hedeflerin-
den uzaklar, grevini unutur, aile yelerine ve akrabalarna garib davranr ve kendi
normal hayatn devam ettiremez. Aklnn kontrol kaybettirilerek hipnotize edilirken,
gerekli bilgiler alnr.
Sonu olarak, kontrol eden tarafndan deiik grntlerin zihne yerletirilmesi ile, akl
halsinasyon altnda alr. Zihnini bu kontrol dna karmaya alnca ac eker.
Nefes alma glkleri, korkun ba arlar, yksek kan basnc, burun kanamas ve id-
rarn yaparken dayanlmaz yanma hissi meydana gelir. lm, vah bir kaplanla yzyze
gelme, kendi ocuklarnn etini yemek gibi halsinasyonlar olumasna yol aar. Bazen
yiyeceklerin zararl olduklarn ve dk gibi tad olduunu dnr ve bu da mide bu-
lants ve kusmaya yol aar.
Bu kitabtan Bhutan Hkmetinin Rizal zerinde zihin kontrol teknikleri uyguladn
ve fizik ve zihn aclara yol aarak hayatn mahvettiini rendim. Demokrasi iin sa-
vama hedefinden uzaklatrmak iin Bhutan Hkmeti bu teknikleri onun zerinde
kulland ve btn duygu ve dncelerini altst etti. Bu gibi kurbanlarn tecrbelerin-
den ortaya kmtr ki, bu insanlarn zihinleri fena hlde dalm olduu iin zel bir
ilgiye ihtiya duyarlar, her zaman ok yalnz, gvensiz, tamamen aresiz hissederler ve
srekli bir dehet ve bilinmezlik korkusu iinde yaarlar. [3]
Prof. Dr. Indrajit Rai
Gvenlik Uzman
Nepal Demokratik Cumhuriyeti Kurucu Meclis yesi
V. TEK NATH RZAL BHUTAN HAPSHANELERNDEK KENCEY ANLATIYOR
Tek Nath Rizal, yni Bhutan Demokratik Hareketinin srgndeki lideri, bu gnlerde
zorlukla uyuyabiliyor. Kendisi u anda Katmanduda yayor. 20 senelik mcadelesi bo-
yunca yaam olduu tuhaf ve insanlk d olaylar aklndan kmyor. Zalim Bhutan
idarecilerinin u nda bile elektronik bir cihaz vastas ile zihnini kontrol ettiini d-
nyor.
3 Tek Nath Rizal, Torture Killing Me Softly, s.XIX.
AKDEMYA
26
Rizalin u anki psikolojik ve fizik durumu skntl ve dengesiz bir hayat yaamakta
olduunu ak bir ekilde gsteriyor. Rizalin ei Hapishaneden ktktan sonra, gerek
Tek Nathm bulamadm, nceki nitelikleri hl kayp. Birok z niteliini kaybetmi. Al-
kanlklar ve davranlar deimi. diyor.
Rizal, yakn zaman ierisinde ikinci kitab Beni Yavaa ldren kenceyi yaynlad.
nceki kitab Nirbasan Nepalda byk poplerlik kazanmt.
Beni Yavaa ldren kence, Bhutandaki 10 senelik bir hapishane tecrbesini anlat-
makta. Kitab sadece Rizalin hayatn anlatmyor, ayn zamanda bir insann baka bir
insana yapabilecei iddetli ikenceyi teferruat ile anlatyor. Kendisi ve bir grub Bhutan
Hrriyet Savasna ikence etmek iin kullanlan zihin kontrol cihaznn kullanmn
anlatyor. Bu cihaz, milletleraras toplulukta byk bir insan haklar ihlali olarak kabul
edilmektedir.
Pramod Kaphley, Bu kitab, Bhutan hapishaneleri adndaki cehennemi anlatyor ve zihin
kontrol ile ilgili bu blgedeki ilk belge. diyor.
Kral ve rejiminin sorumlu olduu, u n hl ekmekte olduum ac dolu tecrbelerimi ve
adaletsizlii ortaya koydum. Son 19 sene boyunca zihin kontrolnn bir kurban oldum.
eklinde yazyor Rizal kitabnda.
Rizal, zihin kontrol cihaz ile uygulanan iddetli ikenceden dolay ac dolu bir hayat
sryor ve kendi korkun hikyesini de uygun bir ekilde anlatamyor. Bu yzden, ha-
pishane hayatndaki ac dolu tecrbelerini anlatmak iin, ayn Hindistanl bir bilim
adam ile ayn odada geirdi. Bilim adam aratrmac Dr. Arun Kumar Singh-, olaylar
hatrlayabilmesi ve onlar doru bir ekilde kayd edebilmek iin ayr bir psikolojik
ortam oluturdu.
Kitab, ikencenin ilm teknikleri hakknda bilgiler veriyor. Bir asker uzman olan Prof.
Indrajit Rai, Hayat tecrbelerini heyecan verici ve ilgi ekici buldum. Kitab onun niin
hapse atld, Bhutan yetkililerince zihin kontrol cihaz ve psikolojik metodlar uygulanarak
ona nasl insanlk d ikenceler yapld ve vah bir ekilde ac ektirildii konusunda
bana yeterli bilgiler verdi diyor. Zihin kontrol cihaz ile ilgili yetkili bir otorite olan
Rai, Bu, insann btn vcudunun ve aklnn kontroln eline alabilen elektromanyetik
bir zihin kontrol tekniidir. nsann aklnda sesler retilmesine sebeb olan ayarlanm elek-
tromanyetik dalgalar kullanr. Bu, uuralt hipnotik emir formundadr ve insan hi haberi
olmadan yllarca hipnotik olarak ynlendirilebilir. Zihin kontrolnn amac, hedeflenen ki-
inin hayatn mahvetmektir. nsan hedeflerinden sapar, grevini unutur, ailesine ve arka-
dalarna garib davranr ve kendi normal hayatn devam ettiremez. Bu, mahkmu
hipnotize ederken gerekli bilgileri alabilmek iin kullanlr. (...)
Demokrasi iin savamak hedefinden uzaklatrmak iin Bhutan Hkmeti bu teknikleri
onun zerinde kulland ve btn duygu ve dncelerini altst etti. Bu gibi kurbanlarn tec-
rbelerinden ortaya kmtr ki, bu insanlarn zihinleri fena hlde dalm olduu iin zel
bir ilgiye ihtiya duyarlar, her zaman ok yalnz, gvensiz, tamamen aresiz hissederler ve
srekli bir dehet ve bilinmezlik korkusu iinde yaarlar. diyor.
Rizal, Zihnime zorla yaplan mdahale sonucu siyas kariyerim ve aile hayatm tamamen mah-
voldu. Dahas, srekli devam eden ikence sonucu birok fizik rahatszlk ekmekteyim ve vcudum-
daki birok organ alamaz durumda. diyor. Rizal ayrca cihazn birok yan etkisini de sralyor.
Beni Yavaa ldren kence
27
Kitab, Bhutan idarecilerinin, insan haklar rgtlerini konu ile ilgili bilgisiz brakmakta
nasl baarl olduklarn da aklyor.
Szl kence Metodlar: Ein .. ile birlikte kat, evin yangnda tamamen yand,
buraya getirilen hi kimsenin hayatta kalmadn biliyor musun? (eskiden Rizalin
kulak misafiri olduu birok ahlksz kelimenin sklkla kullanlmas).
Fizik kence Metodlar: Elleri iple balama; yemek olarak toplu ine, trnak, cam
gibi yenmesi mmkn olmayan yiyeceklerin verilmesi; yiyecek olarak unla birlikte su
ve tuzun verilmesi; sopa, baston, zincir, deri kemer, dipik ile srta, kafaya, kollara, ayak-
lara vurulmas.
kence, sadece kam, kelepe, zincir, ip, elektrik oku vermek gibi kaba saldrlar deil,
ayn zamanda deiik ilm tekniklerin kullanld, ferd dncelerin aklanmaya mec-
bur edildii ve psikolojik bir karmaaya sebeb olan cihazlarn uygulanmasn da ihtiv
etmektedir. [4]
Himalayan Times Gazetesi
Prakash Acharya
Kamal Dev Bhattarai
17 Kasm 2009
VI. RZALN KTABINDAN KTBASLAR
Zihin kontrol srasnda deiik dalga boylar yolu ile bana ok ciddi ikenceler uygu-
land. zerimde denenen iki zt uygulamay, beynimdeki sesler yardm ile tanmlaya-
bilmitim. Bir tanesi sorular eklinde geldi ve devamnda arlarn vcudumu sokmas
hissini veren uultular eklinde bir ikence uyguland. Dier ses sempati belirten keli-
meler eklinde idi ve beni ar hassas yapmt. Bu ilem beni, duygularm bara ara
alayarak ifade etmeye sevk etti; bazen de histerik bir ekilde glme krizlerine giriyor-
dum.
Zihin kontrol altndaki sorgularm srasnda, baka korkun tecrbeler de yaadm.
Hznl ark sesleri, kularn guruldamaya benzeyen ve hi susmayan tleri, bir de-
renin aldayan sesi, dven kpeklerin sesi vs. Bunlarn yannda bana hissettirilen
umutsuzluk hissi ylesine ac verdi ki, lyorum sandm. Yardm isteyerek baran o-
cuklarn seslerini duydum ve onlara yardm etme konusunda kendimi ok aresiz his-
settim; bunun karsnda duyduum ac, dayanlmaz buudlardayd. Eer tek bana bir
hcrede hapsedilmemi olsaydm, bu yaadklarm bu kadar iler acs bir duruma gel-
meyecekti. Bir dnem de kendimi farkl buudlarda imi gibi hissettim. Kendi vcudumu
lm bir ekilde odann bir kesinde yatyor hlde grdm, artk ruh bir buudta idim.
Gnlerimi bu ekilde halsinasyon altnda, gereklikten uzak olarak geirdim. Bu hlim, hk-
metin beni ziyaretilerimin gznde kk drmesine ve deli gibi grnmeme yol at. [5]
4 http://www.thehimalayantimes.com/fullNews.php?headline=Tek+Nath+Rizal+recounts+tale+oftorture+in+Bhutan+jail&NewsID=47673
(30 Mays 2010)
5 Tek Nath Rizal, Torture Killing Me Softly, s.149.
.
AKDEMYA
28
(...)
Zihin kontrol uygulamas erevesinde iki eit psikolojik ikence eidinin kurban
oldum. Birincisinde, sabit ve hi duraksamayan bir ses, devaml beynimde uulduyordu.
Kurban, bu ilk durumdan, zihnine uyguland ndan itibaren haberdardr ve bunun
amac kurbana srekli birilerinin takibi ve kontrol altnda olduunu hissettirmektir.
kinci durumda, kurban gzetim altnda iken zihn tesir altna alnr ve konsantrasyonu
azaltlr. Bu durumda, kurban bile bana ne geldiinden haberdar deildir. Bence ikinci
tip zihin kontrol birincisinden daha zararl, nk birincisinde kurban sesleri iitmek-
tedir ve bu onun iin bir alarm olabilir. Buna karn ikincisinde, kurban herhangi bir
ses duymamaktadr ve kendisine ne yapldnn farknda deildir. Bu hldeyken kurban,
dncelerinin kendi dnceleri mi olduunu, yoksa bir mekanizma tarafndan bu e-
kilde dnmesi iin sevk mi edildiini anlayamaz. Ve normal artlar altnda hibir e-
kilde almayaca kararlar alr. Zihin kontrol yoluyla bilgi alnmas, kurban hasta
olduunda ve garib fizik problemler yaamaya baladnda ortaya kabilir.
Uzun sreli bir zihin kontrol kurban olarak, ikinci tip zihin kontrol mekanizmasnn,
gnmz dnyasnda zellikle kanaat liderlerine, gazetecilere, yksek mevkdeki kii-
lere, diplomatlara ve hedefteki kamu grevlilerine, bu kiilerin zihinlerini izlemek ve
rejimin menfaatleri dorultusunda almalar yapmalar iin uygulandn dnmek-
teyim. Bu gibi cihazlar, iki lke arasnda anlamalar yaplmas esnsnda da kullanlabilir.
Ayn zamanda, rvetin ve fizik ikencenin uygulanamayaca durumlarda bu cihaz,
insanlarn normalde anlaamadklar baz noktalarda uzlama salamasnda da kullan-
labilir.
Bu ok mmkn, nk bu gibi cihazlarn kullanm ile Bhutan mltecileri ayrlm ve
birbirine kin besleyen insanlar haline getirilmitir. [6]
(...)
Zihin kontrol yoluyla bana uygulanan srekli ikenceden sonra birok problemle yz-
yze geldim ve kendimi aresiz hissettim. Bu problemlerden dolay arkadalarmla ve
ailemle olan ilikilerimde birok skntlar yaadm.
En kts, uzun hapishane hayatm boyunca dzensiz yemek saatleri, yemeklerin ar
kalitesizlii, dzensiz dinlenme saatleri sebebiyle ba gsteren diyabet rahatszlmd.
u nda, hayatta kalabilmek iin gnde iki doz inslin inesi vurmak zorundaym. El-
bette bunun yannda, almam gereken birok ila var. Dzenli tbb kontroller, kandaki
eker miktarnn gnlk olarak takib edilmesi zorunluluu, uygulamam gereken sk bir
diyet ve dier kstlamalar, bende depresyona sebep oluyor.
Hapishaneye gnderilmeden nce, cesur bir insandm, keskin bir hafzam vard ve etkili
konumalar yapabilen bir hatibtim.
Konuurken zihin kontrol sebebiyle ar gergin ve sinirli olmam yznden, irticlen
konuma yapmaktan korkar hle geldim. Bazen sesim beni ortada brakyor, bazen ha-
fzam bulanklayor, bazen de anlatmak istediim eylerin ok dnda eyler syleyi-
veriyorum. Zihnim birden boalveriyor ve ne yaptm ve ne sylediim hususunda
6 Tek Nath Rizal, Torture Killing Me Softly, s. 145-146.
Beni Yavaa ldren kence
29
hibir fikrim olmuyor. Kurduum cmlenin ba ile sonu arasnda hibir ba olmaya-
biliyor. Sonuta, konunun znden uzaklam olarak, habire konuuyor oluyorum. Bu
beni umum nnde alay edilir duruma dryor. Bu yzden ben de, konumalarm
kda yazmaya ve oradan okumaya baladm. Bu durumdaysa baka bir problem ortaya
kt. Okumaya baladmda gzmn nnde gkkua beliriveriyor yahud gzm
sulanyor ve beni okumaktan menediyor. Ve btn bunlar kulaklarmda nlayan ok
yksek seslerle birlikte oluyor.
Yaadklarm, beni Bhutan Kralnn yaptklarn sylemekten alkoyuyor; bundan dolay
da milletleraras topluluk nnde kendimi sulu hissediyorum, nk onlarn bana ver-
mi olduu destee ve gvene lyk olamadm dnyorum. Elbette ki elimden gelen
bir ey deil ama, yine de kendime engel olamyorum.
Birebir olarak veyahud topluluk nnde bir konuma daveti aldmda gerginleiyorum
ve kalb atlarm hzlanyor. Bu beni, zellikle konuma yapmak zere arldm yer-
lere gitmekten alkoyuyor. Toplantnn plnlanan zaman getiinde, Bhutanda olanlar
anlatamadm iin kendimi gnlerce sulu ve piman hissediyorum. Aklm, ounlukla,
ben dhil kimsenin umurunda olmayan kk ve nemsiz eylerle megul oluyor. Ak-
lm yeniden olmas gerektii yola sokmak iin ok aba sarf etmek durumunda kalyo-
rum. Daha kts, ounlukla toplantnn sonuna doru kontrolm kaybediyorum
ve karmdaki kiiye beklenmedik bir tavsiye vermek, onu aalamak gibi eyler yapa-
cam dnyorum. Toplant bittiinde insanlarn zerinde braktm intib, hasta-
lkl, geimsiz bir kii olduum eklinde oluyor. Kendimden utanyorum ancak,
tamamen aresizim ve btn bunlar benim kontrolm dnda.
Bazen burnum iddetli bir ekilde kanamaya balyor, kendimi byk bir bask altnda
hissediyorum ve btn vcudum acdan kvranyor. Bazen nmdeki yiyecekler dk
olarak gzkyor ve zerini sineklerle kaplanm olarak gryorum ve tabi ki yiyecei
azma alamyorum. ou zaman hibir ey yiyip imeme eklinde emir alyorum ve
eer bu emre uymazsam yediim eyleri ac ekerek azmdan, burnumdan dar ka-
ryorum. Geceleri derin bir uykuda iken, kendimi birden dilimi iddetli bir ekilde srr
ve azm yzm kan revan hlde buluyorum. Birok kez eim, beni uyku hlinde ku-
sarken uyandrmak durumunda kald.
Artk Bhutan hapishanelerinde olmadm hlde ve Bhutandan yzlerce kilometre uzak-
lktaki Nepalde yaamama ramen, zihnim dalgalarn etkisi altnda olmaya devam edi-
yor. Tuvalette iken, ibadet hlinde, konuurken ve her trl faaliyette gece gndz
allmadk sesler duyuyorum. Dalgalarn dnda, gece gndz beni garib eyler yap-
maya iten sesler duyuyorum. Birileriyle konuurken, kasden sinirlerim bozuluyor ve
konutuum insana kzyorum.
Zihin Kontrolnn Bendeki Tbb Yan Tesirleri
Zihnimdeki srekli tecavzden dolay, siyas hayatm ve aile hayatm tamamen mahvol-
mu durumda. Dahas, bu srekli ikenceden dolay, birok fizik problemle ba etmek
durumundaym ve vcudumdaki birok organ fonksiyon bozukluu yayor. Bunlar u
ekilde listelenebilir:
AKDEMYA
30
Dayanlmaz baarlar.
Geici hafza kayb.
Herhangi bir eye konsantre olmakta ar zorluk.
Geici grme kayb, grntde bulanklk ve bir sre iin her tarafn tamamen karanlk
olmas.
Duygular zerinde kontrol kayb.
Konuma zerinde kontrol kayb.
tah kayb ve yemeklerden sonra kusma.
Yazma ve okuma kabiliyetinin krelmesi.
Srekli korku; sanki grnmeyen bir gcn beni devaml tehdit etmesi.
Astm benzeri ksa nefes alm.
Krlan kemik acs.
Btn vcutta yanma ve kanma hissi.
Uykusuzluk.
ahs ilgilerden uzaklama.
Din hissiyatn azalmas.
Doktorlara danmaktan nefret etme ve srekli alnan ilalarn unutulmas.
Yeme imeye kar irenme hissi.
Testislere youn ac, hareket etmekte zorluk.
Yiyeceklerin dk gibi kokmas.
Ar ba arsndan kusma.
Sel ve heyelan kbuslar grme.
fkeyi kontrol edememe.
Kalb atnn hzlanmas.
Burun kanamas.
Herhangi bir zamanda ar vzltlar iitme.
Devaml izleniyor olduu hissi.
Gz nnde parlayan ok kuvvetli klar, gzlerin devaml kzarmas. [7]
7 Tek Nath Rizal, Torture Killing Me Softly, s. 156-160.
Beni Yavaa ldren kence
31
(...)
Zihin kontrol hakkndaki ahs tecrbelerim, bu uygulamann insan medeniyeti iin
ne kadar korkun bir ey olduunu gsteriyor. Zihin kontrolnn hayl rn olduuna
dair genel inana karn, zihin kontrol tekniklerine yeni uygulamalarn eklenmesi ile
bu i daha da korkun bir hl alyor. ZHN KONTROL, KENCENN SYAS
LET OLARAK FONKSYON GRYOR. KENCE NE SADECE FZK BR
CEZA NE DE SADECE HAPS ALTINDA TUTULMAKTAN BARETTR. Baz
ilm metodlar yardm ile uzak mesafeden radyo dalgalar kullanarak ikence yapmak i-
kencenin en korkun eididir, nk bu metod uygulanan kii HAPSHANEDEN SA-
LINSA BLE KENCE DEVAM EDEBLR. nsann hayatn ve hayata dair
deerlerini mahveden zihin kontrol ikencesi balbana bir su faaliyetidir. Ortalama
vatandalar, kendi zihinlerinin hem kontrol altnda tutulup, hem de saldr altnda bu-
lunaca gereine inanamaz. Oysa bu tr bir komplo teorisi, dndnzden ok
daha derinlere inebilir. O hlde zihin kontrol, her devletin cilen dikkatini ekmesi
gereken gerek bir milletleraras sutur.
Elektrotlar ve stimo-alclar [electrodes, stimoreceivers, endoradiosondes] olarak ta-
nmlanan beyin ileticileri, beyni kontrol edebilir ve verilerin iletilmesini salar. Bu yn-
lendirmeler, BR SYAS SSTEME TB OLUNMASINI SALAMAK N insanlar
zerinde kullanlabilirler. nsanlara, ajan olarak hizmet etmek zere, izleme ve kontrol
amal uygulanabilirler. BYLE BR TEKNOLOJ VARDIR VE KULLANILMAK-
TADIR. Bu teknikler, genellikle, insan beyninde bir mr boyu kalrlar.
1987 tarihli Baskc Kifyetsizlik isimli eserinde Jan Freese yle yazyor:
- Ferdin sahib olduu bilgilerin kendi bilgisi olmadan alnabilecei ve kullanlabilecei
hususu, fikr bir alarm sebebidir. Otoritelerin, ADP Teknolojisinin toplumun uzun
dnem kontrol iin kullanlmasna dair bir temyl vardr. Bir DNA ipinin kafata-
snn altna yerletirilmesi ve insan beyni ile uyumlu hle getirilmesine dair biyoteknoloji
ile ortak almalar ciddi bir ekilde hazrlanmaktadr.
O zamanlar gelitirilmekte olan biyolojik ileticilerin yerine sun ileticileri koymamz
gerektiini sylyor. Aratrmalarmz sonucu bulduk ki, radyo-iletici maddelerin en-
jeksiyon yolu ile harmanlanmas ihtimali, 1960larda tbb literatrde tartlmtr. Ay-
rca bu tr maddeleri standart kimyev maddelerle, haplarla, tozlarla, solsyonlarla
birlikte kullanma kabiliyeti u nda mmkndr. Norveli bilim adam Tor Hansen,
bu tr maddelerin renklendirme, koruyucu katk, inceltici rnler, dolgular, her eit
tbb implantlar vastas ile yiyeceklere kartrldn anlatyor.
Amerikan popler bilim dergisi Omnide Dr. Robert Becker, birka sene nce, grn-
tl ve iitilir bilgilerin konuma-ses kanallarndan getiinde dorudan beyne aktar-
labileceini sylyor ve byle bir let bir hedefi seslerle deli etmek veya programlanm
bir suikasta dair yeri belirlenemez emirler vermek gibi gizli operasyonlarda kullanlabilir.
eklinde ekliyor
Lars Lidberg sadece psikiyatri kliniinde almyor, ayn zamanda Karolinska Ensti-
tsnde bir aratrmac. Aadaki bilgiler, nsann Beyin Fonksiyonlarna Tesir [Mans
Intervention in Intracerebral Functions] isimli 1967de Yale niversitesi Psikiyatri De-
partmannda hazrlanan bir rapordan alnmtr.
AKDEMYA
32
Dr. Jose Delgado, 1969da yazd Zihnin Fizik Kontrol [Physical Control Of Mind]
isimli kitabnda, Son teknolojik gelimeler, insann biyolojik faaliyetlerinin elektronik letlerle
kontrol altna alnabilmesine imkn veriyor. Buna bal olarak, hayvanda ve insanda beyinle
ilgili mekanizmalarn aratrlmas ve bunlara mdahale ile ilgili teknikler gelitiriliyor. Beynin
iki yollu haberleme sistemi, psikolojik alg reseptrleri ve motor etkilerle evrelenmi beyinden
bilgileri alp vermeyi mmkn klar. ok eitli otomatik, somatik, davrana dair ve zihn te-
zahrleri [manifestation] balatabilir, sonlandrabilir, deiiklie uratabiliriz. Nesnelere dav-
ranta beyin ii psikolojinin etkisine ynelik aratrmalarda, sadece somaya deil, ayn
zamanda ruhun kendisine de ulayoruz. Beyin ii mekanizmalar deneyleri yapabiliriz ve
belirli davrana dair ve zihn faaliyetlerin tamirini salayabiliriz. Pil kullanlmad iin bir
ileticinin mr sonsuzdur. G ve bilgi, radyo frekanslar sayesinde temin edilir.
Otomatik ve somatik faaliyetler, ahs ve sosyal davranlar, hiss ve zihn tepkiler hem hay-
vanda hem de insanda belirli beyin yaplarnn elektrik uyarm ile uyarlabilir, tedavi edi-
lebilir ve dzenlenebilir. Beyin faaliyetlerinin fizik kontrol isbatlanm bir gerektir. Hatt
NYETLER ZLEME, DNCE OLUTURMA VE GRNTL TECRBELER
DAH MMKNDR. diyor. Bu dnemde Dr. Delgado, Yale niversitesi Psikoloji
blmnde profesrd ve burada beynin kimyev maddelerle ve elektronik olarak kont-
rol zerine teknikler gelitirmiti. 200e yakn ilm almas yaynland ve nroloji ve
davranlk konularnda bilinen bir otorite idi.
Portlanddaki Good Samaritan Hastanesinden Dr. Robert J. Grimm, 1974de dzen-
lenen bir Tb Sempozyumunda, zihin kontroln ve beynin radyo dalgalar ile etki al-
tnda braklmasn Hiroimaya atlan ilk atom bombas kadar nemli grdn
belirterek, yle sylemi:
- Bilim adamlarnn potansiyel olarak insan hayatn ve dorudan ferdi yok edici pro-
jeleri srdrmeye haklar var mdr?
ZHN KONTROL METODLARI, KTLE OLARAK MAHKMLAR ZERNDE
DE UYGULANDI. rnek olarak, Frank Atwood KONTROL NTEL HAPSHA-
NELER [Control Unit Prisons] hakknda unlar sylyor:
- KONTROL NTELER, HKMET TARAFINDAN MAHKMLARIN NE
HAKKINDA VE NASIL DNECEN KONTROL ETMEK ZERE TASAR-
LANMI SPER HAPSHANELERDR. Bunu yaparken, mahkmlarn ilgisini geici
durumlar zerine odaklamasn salarlar. Bu uygulamalar, kk drme, aalama, mo-
ralini kertme yolu ile mahkmlarn psikolojik, fizik ve manev olarak kne sebep olur.
Benzer olarak Marie-France Hirigoyen, Helen Marx ve Thomas Moore, Ruhu takib:
Hiss iddet ve Kimliin Erozyonu [Stalking The Soul: Emotional Abuse and the Erosion
of Identity] isimli eserinde bu durumu yle aklyorlar.
- iddet uygulayclarnn temel amac udur: Sistematik olarak kurbann dengesini
bozmak [destabilize] ve kurbann kafasn kartrmak (kurbann korkularna ve b-
helerine ynelik irrasyonel ve tehditkr davranlar), kiiliini yok etmek zere onu izole
etmek ve kontroln salamak.
Zihin kontrol geni erevede kiinin kendi dncesi, davran, duygular ve kararlar
zerindeki kontroln ykmaya ynelik psikolojik taktiklerdir. Zihin kontrol iin kul-
lanlan dier terimler:
Beni Yavaa ldren kence
33
Zihin okuma
Zihin sensr
Zihin iddeti
Zihin ikencesi
Zihin oku
Zihin izlemesi
Zihin patolojisi vs.
Dr. Frey, 125 Mhz kadar dk (mikrodalgann olduka alt) olan geni bir aralktaki
frekanslarn, nabz gcnn ve nabz derinliinin bir kombinasyonu olarak altn
belirtmitir. Detayl snflandrlmam almalar, mikrodalga iitmenin [microwave
hearing] oluumu iin en uygun frekanslar ve nabz zelliklerini ortaya koymutur.
Artk ok daha gl bir teknoloji i banda; bu teknoloji, DORUDAN DNLEY-
CNN BEYN LE KONUAN, gelitirilmi elektronik bir sistem. Bu ekilde kiinin
beyin dalgalarn deitirebilir. Beynin EEGsi [Ekectroencephalograph] zerinde de-
iiklikler yapabilir. Sun olarak olumsuz hisler ykler kiinin beynine: korku hissi, mit-
sizlik, endie, aresizlik vs. Bu uuralt sistem, kiiye sadece hissetmesini sylemez,
bizzat hissettirir ve bu hisleri beynine yerletirir.
Beyne ses iletilmesi [voice to skull transmission] gece gndz her zaman yaplabilir ve
ikencenin en ciddi ekillerinden birisidir. Beyne ses iletilmesi teknolojisi, bazen sen-
tetik telepati olarak da anlr. eitli aratrmalardan ve tbb raporlardan ELF dalga-
larnn insanlara uygulanmasndaki yan etkiler aadaki tabloda sralanmtr:
Kademe Hertz Etkisi 1 6 dan aa Duygular tamamen alt-st ve vcut fonksiyonlar
bozulmu 2 6 -7 Kulakta nlamalar, artan kan basnc, gste daralma 3 6,6 Birok
insanda hissi depresyona yol aar 4 7,83 nsann iyi hissetmesine sebep olur(Schuman
Tnlamas) 5 8 nsann renmesini etkiler 6 8,2 nsana ok iyi olduu hissini verir.

Kademe Hertz Etkisi
1 6 dan aa Duygular tamamen alt-st ve vcut fonksiyonlar bozulmu
2 6 -7 Kulakta nlamalar, artan kan basnc, gste daralma
3 6,6 Birok insanda hissi depresyona yol aar
4 7,83 nsann iyi hissetmesine sebep olur(Schuman Tnlamas)
5 8 nsann renmesini etkiler
6 8,2 nsana ok iyi olduu hissini verir.
7 8,6-9,8 Karncalanmaya sebep olur, insanda uyku hissini uyarr
8 10 nsan hipnotik bir safhaya koyar
9 10,8 nsanda kargaac davranlara sebep olur
10 11-11,3 Ar depresyon, sknt ve endie
11 13 Beyin ar derecede skntya srklenir, algsn deitiremez
12 17 Psikoaktif
13 70 ok zararl biyolojik etkiler.
AKDEMYA
34
7 8,6-9,8 Karncalanmaya sebep olur, insanda uyku hissini uyarr 8 10 nsan hipnotik
bir safhaya koyar 9 10,8 nsanda kargaac davranlara sebep olur 10 11-11,3 Ar
depresyon, sknt ve endie 11 13 Beyin ar derecede skntya srklenir, algsn de-
itiremez 12 17 Psikoaktif 13 70 ok zararl biyolojik etkiler.
zerinde bu ikence uygulanan kiiler, hibir istisn olmakszn, bu ilemin hi durma-
dn ve fiilen hayatlarnn sonuna kadar gittiini rapor ediyorlar. Kurbann gittii her
ehirde, her lkede bu devam ediyor. Hastanede, hapishanede, hatt kurban kanserden
lrken bile devam ediyor.
Elanor White, en ok grlen etkilerin bir listesini hazrlad. ok mll deil ancak
okuyucunun bir fikir edinebilmesi amacyla buraya alnmtr.
VCUDA (BEYN DHL) UZAKTAN TESRLER
Uyku dzensizlii ve yorgunluk
a) Elektronik kafein sinyalinin sessiz fakat srekli uygulan, uyank olmaya ve uyank
kalmaya zorlar.
b) Komularda grltl sesler, ounlukla uyuma teebbs ile e zamanl uygulanr.
c) zin verilmi uyku ile zorla uyank tutulma ayar; ok daha hassas.
d) Gndz vakti yorgunluk ataklar, kurban uyumaya ve/veya k noktasna kadar
kaslar zayflatmaya sebeb olabilir.
itilebilen [Audible] Beyne Ses Gnderimi [V2S=Voice to Skull]
a) Uzaktan gnderilir.
b) Havadan yaylmas salanr.
c) Sadece kurbann iitebildii sesler.
itilemeyen [Non-audible] Beyne Ses Gnderimi [V2S=Voice to Skull]
a) Radyo sinyalleri vastas ile gnderilir. Normalde yapmayacanz eyleri yapmaya,
gitmeyeceiniz yerlere gitmeye zorlar; sessiz (ultrasonik) hipnoz mmkndr.
b) Hipnotik tetiklemelerin programlanmas. rnein gnlsz (gayri irad) hareketlere
yol aan belirli ifadeler ve iaretler.
iddetli Kas Tetiklemeleri
a) Uyanmaya ve uyank kalmaya zorlayan ok kuvvetli kol ve bacak kaslmalar.
b) Vcut ok gl bir elektrik akmnn altnda imi gibi btn vcudun kaslmas.
c) Sanki titreyen bir sathta imi gibi vcudun titremesi ama gerekte sathn titreme-
mesi.
Vcut Organlarnn Hassas Maniplasyonu (Yava, Belirli Bir Ama)
a) Kapal gzlerle ezamanl olarak ellerin maniplasyonu. Ancak bu srada bir nceki
Beni Yavaa ldren kence
35
gnn ok kuvvetli ve inandrc bir ekilde, uyank bir hlde gibi grnmesi.
b) Ayak parmann ve el parmann tam 90 derece geriye doru kvrlmas
c) Gayri irad konuma da dhil olmak zere, nefes alnn ve ses tellerinin uzaktan
kontrol.
d) Normal unutkanlktan daha fazla olmak zere, hafzann bir nda boalmas.
Arnn Vcuda Dorudan Uygulanmas.
a) Istlm ineler vcuda batrlyormu hissi.
b) Elektrik oklar (kablosuz olarak).
c) ok gl ve gemeyen kanma hissi. Bu, zellikle, kurban hassaslk ve dzenlilik
gerektiren bir ey yaptnda uygulanr.
d) Sun ate; hastalk yokken ve niden.
e) ok ni kalb arpnts ve rahatlk durumlar aras gidi geliler.
Dncelerin Okunmas
a) Ne dndnzn bilinmesi gerektiinde, sizin dncelerinizin size bir yabanc
tarafndan okunmas.
b) Kurban kitab okurken, kelimelerin e zamanl okunmas ve bu szlerin civardaki
insanlara yaylmas ve bu ekilde kurbann etrafnda merakl bir kitlenin oluturul-
mas. [8]
8 Tek Nath Rizal, Torture Killing Me Softly, s. 172-180, vurgular bize it.
AKDEMYA
36
- HaBertaraf nternet Sitesinden ktibas -
BDA-C Terr rgt Lideri olduu iddiasyla 1998de gzaltna alnarak yargland
ve mebbet hapis cezasyla cezalandrld. 56 tane kitab bulunan Salih Mirzabeyo-
lunun avukat Ali Rza Yaman, mvekkilinin yllardr insanlk d bir ikenceye maruz
brakldn sylyor. Engin ebere yaplan ikenceyi gndeme getirenlerin ve zellikle
slmc evrelerin Mirzabeyoluna yaplan ikenceler karsnda suskun kallarna
anlam veremiyor. Salih Mirzabeyolunun tutuklanma ve yarglanma sreci dahil, ken-
disine yapld iddia edilen ikenceleri avukat Ali Rza Yaman ile konutuk.
HABERTARAF
Salih Mirzabeyolunun tutuklanmasndan bu yana geen sreyi ksaca zetler mi-
siniz?
Salih bey 1998in sonunda tutuklanm, Metris Cezaevine gtrlm, 25 Ocak 2000
ylnn gece yarsnda hapishane duvarlarnn delindii, kimyev gazlarn kullanld,
lmlerin gerekletii bir operasyonun ardndan Kartal Cezaevine, daha sonra da Bolu
F Tipi Cezaevine konulmutur. Hlen Bolu F Tipi Cezaevinde, 5 yldr kald tek ki-
ilik hcresindedir.
Ne kadar ceza ald?
Salih bey idam cezas ald. Ceza, AB mktesebat erevesinde yaplan dzenlemelerle
arlatrlm mebbet hapis cezasna evrildi.
'Cezaevlerinde kence Kalkt' m?
Samet Doann Av. Ali Rza Yaman ile Rportaj
'Cezaevlerinde ikence kalkt' m?
37
Salih Mirzabeyolu tam olarak neyle sulanyor?
Tam olarak neyle sulandn, hangi sutan dolay ceza aldn biz de bilmiyoruz. Her-
kes herkese su isnad eder. Ancak mhim olan ahsn o suu ileyip ilemedii, bunun
tesbiti ve verilecek cezann o sua uygunluudur.
Biraz aar msnz?
Salih bey, mevcut anayasal dzeni silah zoruyla deitirmeye teebbs etmekten ve rgt li-
derliinden yargland. Yarglama, bunun zerine bina edildi. Ancak gerek kendisinin,
gerek avukatlarnn yapt savunma bir tarafa, ddianame ve Gerekeli Kararda geen ifa-
deler dahi Salih Beye zerine atl sutan ceza verilemeyeceinin isbat niteliindedir.
Kark bir hukuk sreci olmu anlalan
Aslnda hi kark deil. Trkiyede kadm iki yanl gelenek var lki fikir adamlarna
blc, ykc yaftalarn asp, mahkm etmek. Dieri de maalesef bir maa mesabe-
sinde olan kanun maddelerini hukuk zannetmek. Kanun maasn elinde tutan, kar-
sndakine yneltir. stedii gibi yarglar, istedii gibi hkm verir. Biliyorsunuz ki, Salih
Beyin tutukland sre 28 ubatn hemen ertesi bir dnemdir. En ibtid anlamda
dahi hukukun olmad bir sre. Bu srete hukuku da etkileyen, yn veren kara pro-
paganda her yerdedir. Kara propaganda Salih Beyin emniyet glerince alnd ndan
itibaren balamtr.
rgt evinde yakaland
Mesel o cmle... Salih Bey o dnemde sanki 41 tane eser vermemi, sanki illegal bir
adamm, kayormu, bir yere snm da polisin yapt operasyonla kat yerde ya-
kalanm gibi bir hava
Oysa ki?..
Oysa ki Salih Bey, ei ve ocuklarnn yanndan alnmtr. Alnd yer de ocuunun
okulunun ndr. Eiyle birlikte o zaman iin ilkokula giden ocuunu okuldan almaya
gidiyor. Polisler geliyor ve hibir arama, yakalama izni olmakszn Salih Beyi ve eini
ilkokulun nnden alyor. Daha sonra evde arama yapyorlar. Medyaya da rgt evinde
yakaland diye servis ediliyor.
Daha sonra
Daha sonras, sorgulama safhas... Buras mhimdir. Polis sorguluyor. Sorgu zabtn is-
tedii gibi tertib edip, kurguluyor ve o kurgu savcnn nne gidiyor. Ve koskoca DGM
Savcs da polis sorgularn maalesef aynen kabul edip, iddianamesini mahkemeye su-
nuyor. Ayn hatay mahkeme de ileyerek iddianameyi kabul ediyor ve polis sorgu tu-
tanaklarnn zerine hkm bina ediyor. Dikkat edin; hukuk sreten deil, hukuk
adna ilenen cinayetlerden bahsediyoruz. Bu sreci zetleyen ok gzel bir olay anla-
taym izninizle
Buyrun
Polis sorgusunda Salih Beye aynen unlar syleniyor: Yukardan bastryorlar, sen
BDA-C rgtnn lideri olduunu mecburen kabul edeceksin!
AKDEMYA
38
Yukars?..
Yukarsna geliriz... Sorgulama esnsnda Salih Beye sylenen eylerden birisi de u:
Biliyoruz. Tamam, hi kimseyle grmediini ve tanmadn kabul ediyoruz; talimat
da vermediini kabul ediyoruz Gelelim u liderlik mevzuuna Salih Bey de; hi kim-
seyle grmemiim, talimat vermemiim, bunu siz de biliyorsunuz. Ben bu durumda illegal
bir rgtn nasl ba olabilirim ki? diye mukabelede bulunuyor. Ayn polis srarla
devam ediyor: Gel sen unu gzellikle kabul et. Hem biz sana ktlk yapmak istemiyoruz.
steseydik evinin bahesine eroini gmer, eroin yakaladk derdik. Salih Bey bu cazib tek-
lifi kabul etmeyip, fikir adamlndan bahsedince ayn polis, hukukun Trkiyede nasl
ilediini gsteren fevkalde bir lf ediyor: Aslanm, Savc senin kitablarn okuyacak
deil ya Buradan nne ne giderse o.
Oradan ne gittiyse aynyla ddianameye konu mu olmutur?
Aynen yle olmutur. ddianamede Salih Bey iin; rgt mensublarnn gerekletirdii ey-
lemlere dorudan doruya katld tesbit edilmemi olmakla beraber ifadesi mevcuttur.
Tesbit edilemediyse, nasl bir mahhas sulamayla yarglanyor ve ceza alyor y-
leyse?
Tesbit yok, mnasib grme var. BDA-C markasyla illegal faaliyet gsteren rgtler var.
Bu rgt mensublar; hi kimseden emir ve talimat almadan kendinden zuhur
diyalektiine gre i yapyor. Vaka bu. Bu vaka karsnda iddia makam; Lidersiz bir
rgt dnlemedii gibi, rgt mensublarnn gerekletirdii eylemlerden de rgt liderinin
sorumlu tutulmamas eyann tabiatna aykr der. BDA-C adl rgt mensublarnn ger-
ekletirdii tm eylemlerden rgt lideri de sorumludur. BDA-C rgt mensublarnn Ku-
mandan kod adl sank zzet Erdie ball diyor. Ortada hiyerarik bir iliki yok.
Hiyerari olmas bir tarafa tanklk yok. Eylem yok. Talimat yok. Fikr bir yaknlk, ba-
llktr szkonusu olan. O gn iin 41 tane eser vermi bir yazarn fikirlerinin etkisinin ol-
masndan daha tabi ne olabilir? Kald ki, tanklk da olabilir. ocuklarn bile bildii
zere, sular ahsdir. Mesel AK Partili bir belediye bakan adam ldryor. lenen bu
sutan dolay, srf o partiye mensub diye Sank AK Partilidir. Tayyib Erdoan ile arala-
rnda hiyerarik bir ba vardr. Talimat ondan almas kuvvetle muhtemeldir. Madem hiye-
rarik bir ba szkonusudur, o zaman Tayyib Erdoan da suludur. denilebilir mi?
Salih Mirzabeyolunun davasnda byle mi denilmi oluyor?
Gayet tabi Salih Beyin davasndaki hukuk mant, verilen rnekten daha kt bir
ekilde ilemitir. Hiyerari yok, eylem yok, eylem talimat yok, tanklk yok Buna
ramen olsa olsa budur mant zerine bina edilen bir hkm var. Bu sakat mantkla
verilen karar idam olmutur. dam karar arlatrlm mebbet hapis cezasna ev-
rildi. Arlatrlm mebbet hapis cezasnn da zerinde ayrca durmak gerek.
u sralar, cezaevlerinde yaanan ikencelerin, gayri insan uygulamalarn kalkt
ve sk bir denetim altnda tutulduu syleniyor. Siz Mirzabeyolunun uzun za-
mandr ikence grdn ve hatt u nda da kendisine ikence edildiini iddia
ediyorsunuz. Bunlar ne tr ikenceler. Anlatr msnz?
Trkiyede ikencelerin kalkt sadece sylentiden ibarettir. kence eklinin deimesi,
ikencenin kalkt anlamna gelmez. kence deyince herkes kaba daya anlyor. Ve
'Cezaevlerinde ikence kalkt' m?
39
artk kaba dayak yok deniliyor. Kald ki, kaba dayak da kalkm deil. Yakn bir zamanda
yaanan ve sonu lmle biten Engin eber hdisesi gibi nice hdiseler var. kence kalk-
mad, ekil deitirdi, daha sofistike, daha sinsi usllerle yaplyor. Bu erevede F Tipi
Cezaevlerinin bizatih kendisi ikencedir mesel. Salih Mirzabeyoluna gelirsek Ken-
disi 98in sonunda tutukland. 11 yldr cezaevinde. 11 yllk esaret hayatnn son 10 yl
TELEGRAM ikencesine maruz kalarak gemitir. Ve bu ikence kendisine hl yapl-
maya devam edilmektedir.
TELEGRAM ikencesi nedir?
TELEGRAM, dnce formunun, sistem zihniyetinin dardan deitirilmesi teeb-
bsne ve bu maksatla irdenin, kimliin, kiiliin paralanmasna ynelik olarak yap-
lan bir ikence trdr. TELEGRAMn hedefi; insan iradesinin teshir ve zabt altna
alnp, istenildii gibi ynlendirilmesidir. Hl bu olunca, iie bahisler hlinde TELEG-
RAMn birok vehesi ortaya kmaktadr
Biraz daha aabilir misiniz?
Hedef; insan iradesidir. nsan iradesini hedef alan bir ikenceyi anlamak, anlamlandr-
mak, mukavemet etmek, cidd bir fikr seviyeye sahib olmay gerektirir. TELEGRAMn
felsef, fizik, ruh, ilm, tbb, teknik, mhendislik, metafizik, psikolojik, parapsikolojik,
nrofizyolojik, vs, vs bir ok yn var... ayet bir adamn bu alanlara dair asgar bir ma-
lmat yoksa, apallnn tezahr hlinde dalga geip, byle bir ey olamaz demesi
tabi... Teknolojiden hi haberdar olmayan birine cep telefonunu gsterip, bu kutu gibi
eyi kulana gtr ve dnyann br tarafndaki adamla konu derseniz sizi anlar m?
Anlamaz. Bir de sizinle dalga geer. Niye? nk grgs onu anlamaya msait deil.
TELEGRAM daha ziyade Salih Mirzabeyolu ile konuulmaya baland. zellikle
kendisine uygulanmasnn sebebi nedir? Bir de ikyetlerini soracaz
Hem Salih Beyin hem de bizim en byk ikyetlerimizden birisi de; meseleye psikiyatr
edsyla yaklalp, evet, ikyetiniz nedir? denilmesidir. kence burada balyor. Zira
en byk ikence; ikencenin bildik ve hkim isbat mantyla isbatlanamamas, iken-
ceye muhatab kalan ahsn meseleyi ifade edememesi ve en nihayetinde kendi iinde
boulmasdr. TELEGRAMn birok eidi var. sbat en zor ve dolaysyla en garanti
ve fakat en pahal usl, elektromanyetik dalgalarla yaplandr. lala yahud baka uslle
yaplann isbat nisbeten daha mmkn. Alaattin akcnn bana mektub geliyordu,
adamma atryordum, bir gn yine bir mektub geldi, adamm at ve ld. beyanndaki
szlerini ve bu szlerin zerine gidilmesi gerekirken niin stnn rtlmek istendiini
bu erevede deerlendirmek gerekir. Elektromanyetik dalgalarla yaplan ikenceyi bil-
dik ve hkim isbat mantyla isbatlamak pek mmkn deil. Zira diyalog en basitinden
yle geliecektir: ikayetin nedir? Derdini anlat te yle oluyor, byle oluyor
sbatlayabilir misin? Psikolojik skntlarndan dolay byle sylyor olabilir misin?
Malm hapishane artlar insana sknt verir, psikolojisini bozar Kiinin dili dner
ve meseleyi ifade ederse sylemesi gereken udur: Bahsettiim elektirik dalgalar elimle
tutup size gsteremem ya, nasl bir isbat istiyorsunuz?
Kendi iinde bomak
Aynen TELEGRAMclarn mant u: kence nasl olsa isbatlanamaz. kenceye
muhatab kalan srarla meseleye dikkat ekerse kestirmeden majr depresyon tehisi
AKDEMYA
40
konulur, alttan alta da kafay syrm. dncesi zerkedilir. Majr depresyon tehisinde
bulunan doktor bile meseleyi izah etmeye kalkan hastasn daha ilk cmlesiyle boar:
Siz byle bir eyin olabileceine gerekten inanyor musunuz? Bu sze muhatab kalan
kii eer Salih Mirzabeyolu deilse, yaadklarn anlamlandramaz, kendinden iyice
bheye der ve ikenceden maksat hsl olur: kence katlanarak artar, insann iradesi
esir alnr, kiinin en bata kendisine, daha sonra ailesine ve tedricen evresine yaban-
clamas salanr.
Fizik tezahrleri nedir?
kence ayn zamanda fizikdir de. nsandaki arazn, hastaln ortaya karlmas sure-
tiyle gerekleiyor bu saldrlar. Salih Beyin kendi kendine tesbit ettii bu hdiseyi,
Cerrahpaa Tb Fakltesinden bir profesre anlattmzda Salih Beyi dorulam ve
bir noktaya teksif edilen elektro-manyetik dalgalarla o blgedeki rahatszlk azdrlabilir,
belli yerler bloke edilebilir demitir.
Akla hayale gelmedik ahlkszca ifade ve grntlerden, vurma, yakma, bloke etme, ka-
nt verme eklinde gerekleen fizik saldrlara kadar ikencenin her trlsn yaayan
Salih Mirzabeyolunun gnlerce uyumad da oluyor. Uyuyabildii dnemlerde de
fizik olarak tazyik sryor, uyku ile uyanklk arasnda bir hlle karlkl cedelleme
devam ediyor. Deliksiz ve rahat bir ekilde 2 saatlik uykunun ardndan tamam, bu
kadar yeter! denilerek yine uyandrlyor. Gerek grntl ve gerekse fizik saldr en
ok da namazda yaplyor. Akla hayale gelmedik ahlkszca ifadeler, kfrler Salih Bey
namaz klarken ediliyor, yine ayn nisbette ahlkszca grntler namaz klma esnasnda
veriliyor. yle ki namazn bozulduu dahi oluyor.
Dehet verici
kence trl trl Mevzuunda ihtisas sahibi olanlarn da teyid ettii trden usller:
Her insann kendine has bir elektrii var. Sevinli, hznl, sinirli Her hlde deien
bu elektriin/enerjinin tesbit edilmesi ve daha sonradan insana giydirilmesi...
Yni?
yle nsann hznl nnda tesbit edilen elektrik, baka ve farkl bir nnda yine
kendisine veriliyor. Ve insan mesel hi de hznl deilse bile birden hznl bir hle
brnyor. Salih Mirzabeyoluna sklkla yaplmak istenenlerden biri de budur. Mesel
telefon grmesi yaparken ve hi de hznl bir hli yokken yaplan saldr ile hznl
bir hle sokulmaya allyor. Bu, en masum saldr Gerek suretine ve gerekse be-
denine yaplan bunun gibi nice saldrdan haberdar olduu iin Salih Mirzabeyolu mu-
kavemet edebiliyor. Mukavemet edemezse ikencenin tezahr belli: Durup dururken
alamalar, yahud glmeler, yahud sinirlenmeler Hibir saldrnn olmad ve insann
kendi hlini kritik ederken dt elikiler Bu elikilerle birlikte kendi benine ya-
banclama Akla-hayale gelmedik ve ancak ensest ocuklarnn yapabilecei trden
ahlkszca saldrlarla meydana gelen dnceleri kendi beninden zannetme Bu d-
ncenin hsl olmas ile birlikte yaananlardan kendini mesl tutma ve ardndan ken-
dinden irenme Ve ikenceciler asndan mesud netice: Kendi benine, ardndan
aileye, ardndan evreye yabanclama Herkese ve her eye, en bata da kendi benine
yabanclaan madurun btn bu srete iradesinin teslim alnp, istenildii gibi sevk
ve idare edilir hle gelmesi, gdlmeye tene bir nesne olmas
'Cezaevlerinde ikence kalkt' m?
41
Eer bu uygulama varsa
Var olduu iin konuuyoruz
Bir ihtiyat pay brakarak konumak durumundaym. Bu tip ikencelerden kimle-
rin haberi var?
Kasdettiiniz, devlet yetkilileriyse; durum her trl vahim. Zira; yetkililerin haberi
yoksa, kendi sorumluluk alannda yaanan bir hdiseden haberdar olmadklar iin so-
rumludurlar. ayet haberleri varsa ve buna ramen bir ey yapmyorlarsa yine sorum-
ludurlar.
YILLARDIR R YAZAMIYOR
Sonuta Mirzabeyolu Mslman ve slm bir ideolojiyi savunduunu sylyor.
Peki neden bu durum slmc evrelerce hi gndeme getirilmiyor?
Sylediiniz doru Salih Bey, Mslman ve slm bir dnya grn teklif eden
bir fikir adam. Bu teklif, bir kesime deil, herkesedir. Unutulmasn ki; Salih Mirzabe-
yolu bir fikir adamdr. Cezaevine konulduunda 41 eseri vard. ok ksaca ve kabaca
anlattm srete her eye ramen 15 tane daha eser verdi Konumaya buradan ba-
layalm: 55- 56 eserin altnda imzas olan bir fikir adam niin cezaevindedir? Kim, hangi
mantkla kendisini mahkm etmitir? Ve bu hakszlk karsnda niin srarl bir suskun-
luk szkonusudur? Biz, Dreyfusu Emile Zoladan tanyoruz. Siz de biliyorsunuz ki; en-
tellektel kelimesi, hak edilmesi gereken bir sfat olarak Dreyfus davasndan sonra
kullanlmaya balanmtr. Buradan da anlamak gerekir ki; bir aydn aydn yapan, hak-
szla kar taknd tavrdr. 12 ubat 2010da yaptmz avukat grnde kendisi;
Ben yllardr iir yazamyorum. Bu durum, bu dilden anlayan kimseye birok ey syle-
meli. demiti. Her eye ramen fikir iml etmekte srar eden ve 56 tane eser yazan bir
fikir adam, maruz kald ikenceden dolay yllardr iir yazamyor! Bilirsiniz, II.Dnya
Savanda, Polonyada, Auschwitzde yaananlardan sonra Adorno, Auschwitzden sonra
iir yazmak barbarlktr demiti... Trkiyede bu dilden, bylesine bir hassasiyetten an-
layacak namuslu aydn says maalesef ok deil. Salih Beyin yaadklar karsnda vic-
danlarn atlamas gerekmez mi? Bu hakszl dile getirmek iin kim neyi bekliyor,
inann biliyor deiliz.
KAYNAK
HaBertaraf nternet Sitesi
http://www.habertaraf.com/haber/24881.html (9 Mart 2010)
AKDEMYA
42
SANATIYI SANATI KILAN: AHSYET
19. yzyln mehur ngiliz mnekkidi Taine, tenkid ls olarak soy, evre ve n fak-
trlerini temel alyor ve edebiyat belli bir iklimde, belli artlar iinde, belli bir kavmin
eseridir diye tarife yelteniyordu. bhesiz insan, tesir edici eser vasfyla evresini hem
etkileyen, hem de srekli uyar bombardmanna tutulan, deitirirken deien, mekna
bal, zaman idrakna sahib bir mahlktur.
Bunun yannda, zamana smayan bir ey var insanda, o da ruh! nk o zamanszlk
leminin hatralarn tayor. [1] Sahici bir sanat adam, ruhun bu zaman st itiyakn
toprak seviyeli insan keyfiyetleri arasnda en derinlemesine hissedenlerdendir. Demek
ki, bir sanatda soy, evre ve n faktrlerinin tesinde, onun ferd varoluunda sakl
bir kvlcm, bir enerji mevcuttur. Bir sanat eserinin ekillenmesinde aslan paynn ferd
varolua it olduunu idrak eden nl estetiki Benedetto Croce unlar yazar: Sanat
sezgidir, sezgi ferdliktir, ferdliktir kendini tekrarlamaz. [2] Anlalaca gibi, sanat ada-
mn soy, evre ve n faktrlerinin pasif bir yanstcs olarak grmyoruz biz. Bugn
ayn artlar hazrlasalar baka bir ngilizden Shakespeare kar m? Bu cevab belli so-
rumuza peki ya n faktr? diye itiraz edenlere de, o evre ve zamanda niye baka
bir ngiliz Shakespeare olamad? diye sormak isteriz. Byk Dou Mimarnn bir
konferansndaki ifadelerini hatrlyoruz: Ben insancym ve ahsiyetiyim. Bir ahsiyet
en kt yerden kabilir En iyi yerden de hibir ey kmayaca gibi [3]
Tarih ve sosyolojik faktrler sanatya malzeme verir, let seme imkn tanr, o sanat-
nn zuhurundaki mny anlamamza yardm eder, ahsiyette sakl keyfiyetin brne-
cei kalblarn ekillenmesinde rol oynar. Misl bu ya; Shakespeare, hurafelerin itibarda
Gorkinin Bir Hikyesi
Hakan Yaman
1 Necib Fazl, Dnya Bir nklp Bekliyor, Byk Dou Yaynlar, stanbul 1991, s. 12.
2 Benedetto Croce, fade Bilimi ve Genel Linguistik Olarak Estetik, 2. Basm, Remzi Kitabevi Yaynlar, stanbul 1983, s. 239.
3 Necib Fazl, Hesaplama, Byk Dou Yaynlar, stanbul 1991, s. 53
Gorkinin Bir Hikyesi
43
olduu bir evre ve zamanda deil de, pozitivizmin ba tac edildii bir devirde yaa-
sayd, herhlde malzemelerini masallardan ziyade akl ve ilm verilerden toplar, ama
eserlerinden tten keyfiyet yine dhice olurdu.
Marksistlerin yanld nokta burasdr. Onlar sanat iin ideal olan madd ihtiya-
larn belirlediini sanmaktadr. Zaman dz bir izgi kabul eden determinist bir ideolo-
jiye sahib olmalar byk tezatlara dmelerine sebeb olmutur. Sanat iin ideal
olan madd-iktisad zaruretlerin belirlediini sanmak kadar sanat adna sanat alaltc
bir tavr olabilir mi? Bunlar, gzel hissinin kaynan snf ve toplum uuruyla akla-
maya kalknca, ocuklar hayvanlarn benzeri sanmak gibi komikliklere derler. nsa-
nn kkeni bakmndan estetik alglama istidad yokmu, bu istidat toplum hayatnda
oluurmu vs. Halbuki sylenmesi gereken u: nsan, olu iinde kendisini idrak eder.
Toplum, fertte mevcut cevherin aa kt zemin Yoksa jimnastik yaparak, OL-
MAYAN organlar gelitirilemez. Demek ki, estetik alglama istidad, insanolunun ya-
radlnda mmkn olma zelliiyle mevcut Uzun sze ne hacet: Byk Dou-BDA
ballarnn Kltr Davamz, hatt Btn Fikrin Gerekliliinden beri ina olduu ba-
hisler Fakat birazck kafas alan ve ruhunda halis bir sanat kuma bulunan her
yazar, bilimsel maddeci teviller iin ne kadar rpnrsa rpnsn, estetiin ruha bal
bir zaruret oluunu itiraftan kanamaz. nk son tecritte alk, cinsiyet, kazan hrs
gibi duygular da, ruha bal bir varolu isteinin belirtisi
Marksistlerin ideal kabul ettii ve sanatn kayna olarak gsterdii unsurlar, bizim iin
bir malzeme, bir basamaktan ibarettir ve uuru maddeye irca eden grn aksine, ruh-
uluumuzun gerei, asl kymeti tttrlen mnya, tahassse bieriz. SANATI
MALZEMESN NEREDEN BULURSA BULSUN; AMA ESER RUH BR HT-
YACIN KARILII OLSUN.
SANAT ALLAHI ARAMAKTIR
Yllardr szde edebiyat muhitlerinde geyik muhabbetlerine mevzu olan ve bir anlay
sistemi erevesinde ele alnmad iin (ki NSBET MHRAKLARIMIZ dnda
byle bir derdi olan da yoktu) mulakta kalan meselelerden birisi de sanat kimin iin-
dir sorusudur. Kimine gre sanat sanat iinmi, kimine gre toplum iin... Bize
gre ise toplum nedir?, derinliine ve geniliine insan nedir?, ferd toplumun ne-
resindedir?, toplum ferdin neresindedir?, ihtiya nedir?, gzel nedir?, neye gre
gzel? gibi birok soru zerinde kafa patlatmadan, ferdiyeti, toplumcu gibi tar-
tmalara girmek abestir. BDAdan rendiimize gre, uurun biri ferde, dieri ise
topluma dnk iki ritmi vardr ve srekli bu iki ritim arasnda hlden hle geeriz. Ve
yine biliyoruz ki, insan, derinliine fert, geniliine ise toplumdur. te bu noktada ede-
biyat iki kanatl bir kutur ki, bir kanad toplumken, dier kanad da ferddir. Toplum
ve ferd kanatlarn taknan bu sanat kuu, uuundaki henkle, grnndeki ihti-
amla itibarlansa da, ona asl kymetini utuu yn verir. Ve bu ku bilerek veya bil-
meyerek MUTLAK YN arar. Lkin o yne, o ynn istedii zarafetle umas
zarurdir.
Edebiyatn kkleri insan ruhunun derinliklerindedir. nsan btn scakl ile duymann,
btn realitesiyle yaamann yolu edebiyattan geer. Edebiyat, insan ruhunun derinlikle-
rinden aldn yeni bir terkib iinde ona iade eder ve ahsiyeti beslemenin, insan tanmann
ve zenginletirmenin balca unsurlarndan birisi olur. Soylu, hlis edebiyat budur.
AKDEMYA
44
Gerek edebiyat, laf kalabal deil, gzellik usulyle mesele konumann ilmidir. n-
sann her meselesi edebiyatn meselesidir. nsan, Allah aray ilesi ekiyorsa, ede-
biyat da arayacaktr. Buna bal olarak kendisini ve kinat anlamlandrma kaygs
tayacaktr. nsann, ocukluu, ailesi, evresi, hatralar, corafyas, memleketi, tarihi,
itima ve iktisad artlar vardr. Edebiyat, bunlar husus bir tarz etrafnda, btn sa-
mimiyetiyle yayor ve yaatyorsa ona sayg duyarz. Biz, klasikleri bunun iin seviyoruz.
nsan; cesaret, coku, fke, hasret, korku, ztrab, ihtiras, imn, bhe, yalnzlk, nee
ve komiklik hissi gibi ahsiyet unsurlarndan oluan bir yumaktr. Byk, soylu eserler
bu duygu damarlarndan beslenir. Homerostan Shakespearee, Yunustan Fuzulye,
Goetheden Necib Fazla, Balzactan Salih Mirzabeyoluna kadar hangi dehnn
eserine el atarsanz, btn realitesiyle insan anlamaya ve zmeye altklarn, belli
bir ahlk telkkisi etrafnda ona hakettii deeri vermeye dnk bir hamle zerinde bu-
lunduklarn grrsnz!
GORKNN SAKLANAN HKYES: OKUYUCU
Btn bu malmlar niin yeniden hatrlatma ihtiyac hissettik? Kenan Duru gnlda-
mz, byk Rus romancs Maksim Gorkinin Okuyucu balkl bir hikyesini dili-
mize evirmi. lgin olan, Gorkinin binlerce sayfalk yaz verimi, zel mektublarna
varncaya kadar Trkeye kazandrlm olmasna ramen (ho, o tercmelerin ouna
Trke demek, stadn tabiriyle kurbaalar bile gldrr; ayr mevzu), bu nefis hi-
kye ilk defa dilimize kazandrlyor.
Gorkinin Bir Hikyesi
45
Maksim Gorki... Bu byk romancy ahsmz adna ilgin klan hususlardan birisiyle bala-
yalm. Bu da, bizzat romanlarnda mstear olarak kulland Gorki ismi-imzasdr. Niin mi?
nce Maksim Gorkinin mehur bir sz: Kular nasl umak iin yaratlmsa, insanlar
da mutlu olmak iin yaratlmtr. Neresinden bakarsanz ayaklar havada, yavan ve basit
bir ifade Ancak bir dnce zemininde temellendirilip, ii doldurulursa yerini ve is-
tikametini bulabilir; dier trl, kaba hazclktan her trl u nokta sapknla kadar
yol olabilecek ucuz ve kolay bir reklm spotu
Peki bu sz ilgin klan nedir? Hepimizin bildii gibi Maksim Gorki, byk Rus roman-
csnn kendisine mstear olarak setii imzadr. yle bir mstear ki, eserleriyle yatp kalkan
ou tiryakisi bile bugn onun gerek adn (Aleksey Maksimovi Pekov) bilmez. in ilgin
ksmna gelirsek... Nerede, ne zaman okuduumu hatrlamyorum; GORK Rusada ACI
demekmi. Bunu ilk duyduumda, nce yukardaki yavan sz aklma geldi ve rperdim. n-
sanoluna mutluluu yaktran, bu duyguyu kularn umas gibi insan varoluunun z te-
lakki eden adam, kendisine takma ad olarak bula bula acy lyk gryordu.
Mutlu olmay insanlk adna temel bir hak kabul eden romancnn kendi hretini, eserini
acyla aynletirmesidir ki, zerinde dnlmesi gereken bir teferruat Hakknn verilip ve-
rilmemesi, ismiyle msemm olunup olunmamas ayr bahis; k noktas olarak bu bir
aydn tavrdr. Bakalarna mutluluu lyk grrken kendisine acy yaktrmak
Bilindii gibi Gorki, Marksist dnya grne bal bir romancdr; mehur 1 Mays
Marnn szlerine imza atacak kadar Bolevik devriminin bir parasdr. Leninle zellikle
devrim ncesi ne kadar yakn dost olduu, onunla saatlerce sanat ve ideoloji sohbetleri
yapt, gm sularda balk avlamakla geen zamanlarda bir yandan dnyay, edebiyat,
hayat muhasebe ettikleri, ortak bir ama urunda kenetlendikleri bilinmektedir.
Fakat Gorki mtercimleri tarafndan sansrlenen ve Trkeden esirgenen bu hikyede
yle bir nefs muhasebesi ve kiinin kendi beniyle hesablamas var ki, arplp kaldk.
Bu hikye, Necib Fazln heykelletirip meydan yerine diktii ve aslnda her byk sa-
natnn hamurunu yuuran sanat Allah aramaktr lsne yazlm bir destan, ki-
inin kendi beniyle yzlemesidir. Byk Yunusun asrlar nce bir ben vardr benden
ieri eklinde ifade ettii hakikati nefsinde duyan hikye muharririnin, yzn bir n
iin bile olsa aynaya evirmesidir bu hikye Bunu yazan kiinin Marksist olduuna
inanmak, bir maymunun tuvale rastgele fra darbeleri vurarak tesadfen Mona Lisa
tablosunu yapmas kadar zor ve imkanszdr. Ne garibtir ki, Gorki btn dnyada Mark-
sist bir romanc olarak bilinir ve maalesef bu dorudur. Fakat ayn Gorki zellikle dev-
rimden sonra Marksizmden soumu, bu dnemden itibaren mrnn byk
blmn Rusya dnda geirmi ve lkesine sadece yaz aylarnda uramtr. [4]
Bir ilgin teferruat daha: Bukharinin savunmalarnda, Gorkinin bizzat politbro ta-
rafndan ldrld sylenir. Sanrm pratikte Marksizmin insan ftratna ne kadar
ters olduunu renmenin bedelidir bu Bukharin de kim diyeceksiniz? ocukluk
yllarmzda bile olsa, souk sava denilen dnemin sonuna yetitik. O dnemde anti-
komnist cebhenin ok okuduu bir roman vard; Sfr ve Sonsuzluk Yazar Arthur
Koestler de tpk Gorki gibi eski bir komnisttir, fakat Marksizmden dn Gorki
gibi sessiz ve mulak deil, keskin ve berrak olmutur. Kald ki Gorkinin durumu Mark-
4 Vladimir Pozner isimli Rus yahudisi bir gazetecinin Gorkinin Yaam adyla dilimize tercme edilen 1973 basm kitabta be-
lirtilir ancak, Marksizmden souduuna pek deinilmez. Gorki, devrimden sonra lkesinden uzak duruyor, buras kesindir.
AKDEMYA
46
sizmden tam bir dn deil, bir eit souma ve uzak durmadr. SSCB tarafndan bahsi
geen roman sebebiyle lm listesine konuyor Koestler, 1983 ylnda da karsyla bir-
likte Londrada intihar ediyor. te bu Sfr ve Sonsuzluktaki bakahraman Rubaov, bah-
settiimiz Bukharindir, Bir Numara olarak bahsedilen kahraman ise Stalin Ayn
romandaki Tatar Suratl Adamise Lenindir. Bukharin Bolevik devriminin en nemli
liderlerinden birisi olmasna ramen, Staliniktidarnda tpk Troki ve birou gibi infaz
edilir. Bahsi geen roman onun mahkeme srecini anlatr. te o Bukharin, savunmala-
rnda Gorkinin de ldrdldn sylemi; her ne kadar romanda gemese de [5]
Meselemize dnecek olursak Gorkinin bu hikyesi bize u iki hakikatin altn izme
grevi veriyor:
1. Her byk sanat adam ve romanc, kafasnda metafizik bir istidat ve ruhunun derin-
liklerinde mistik bir arayclk tar.
2. Bazlar Maksim Gorki gibi bu metafizik temyllerini ve Allah arama ideallerini
bir mr saklam ve bastrm olsa da, eer byk sanatysa, hayatnn belli bir dne-
mecinde mutlaka bu nefs muhasebesinden gemi, bu kldan ince kltan keskince
kprde yrmtr. Bizzat byk bir edebiyat olmas [6] bunun hidi olmaya ye-
terken (nk maddeci de maddeciliini ruh abayla kurar; bir Byk Dou-BDA
terkibidir), stne stlk bir de Kenan Duru tercmesine kadar Trkeden saklanan
Okuyucu hikyesi meydana knca, Gorkinin i dnyasndaki Allah bulma ideali
btn berrakl ile grnyor ve niin bu hikyenin Trkeden saklandn da iln
ediyor. nk bu hikyenin ahsnda h- sanat Allahtan karmaya ve uzak tutmaya
alyorlar. Ama dediimiz gibi, ortada byk bir yazar varsa, hayatnn belli bir dne-
minde olsun, mutlaka o byk SIRla yzlemi ve ebediyetin kapsn almtr.
Bu byk yazarn Kenan Durunun harika Trkesiyle ve ilk defa olarak dilimize ka-
zandrlan hikyesini okumann ayrcaln tadarken bunlar da hatrlamakta fayda var
kanaatindeyiz. Bu hikyenin slam estetik idraknn taliblilerine syleyecei ok ey var.
ahsmz adna, bu saatten sonra edebiyat listemizde kesinlikle baucu eserlerinden bi-
risi olacak. Tadn kara kara, yudum yudum okuyun derim.
5 Daha sonra Arthur Koestlerin bir romann daha bulduk; Gn Ortasnda Karanlk Okumaya balaynca grdk ki, Sfr ve
Sonsuzlukla ayn roman Meer ngilizce aslndan Gn Ortasnda Karanlk diye, Franszca tercmesinden ise Sfr ve Son-
suzluk adyla dilimize kazandrlm. Yni her iki roman, isimleri farkl da olsa, ayn.
6 stad Necib Fazl, Bbli adl eserinde Gorkiyi byk edebiyatlar arasnda sayar:
- BENM malm fikrim; Trk roman yoktur. nk Trk roman denilen, evvel Bat rneklerine nispetle ilk
okul yaz emeklemelerinden daha iptida eserler son yz yl iinde ola ola, meselesiz, ilesiz ve ukdesiz, kartondan
adamlarn gidip geldii, yollarnda elencelik yemiler satlan bir panayr yerinden baka birey olamamtr.
Tanzimat devrinin, ocuklara giydirilen paa elbiselerine benzer biare roman, Edebiyat- Cedide rnda
gya ilerileye ilerileye, nihayet zavalllktan ahmakla terakki edebilmi; Halid Ziya bata olmak zere bu rn
romanclar, yeni moda Bat taklitilii enayilerinin di sokak zamparas ve onba kltryle techizatl tiple-
rinden teye geememitir. Dnn ki, bu roman, Garp edebiyat ve felsefesinin en olgun demlerini kadrolatran
ve krdm halinde giriftletiren 19 uncu Asr sonlar ve 20 nci Asr balarnda, fransz roman bir taraftan ci-
hana hkimiyetini srdrr, bir taraftan da rus roman fransz romann ezmeye balarken, Batnn her trl
ukdesinden gafil, seri mal roman temsilcisi (Gonkur Biraderler)i model diye ele alm, ne (Zola)y, ne (Mopa-
san), ne (Prust)u, ne (Dostoyevski)yi, ne (Tolstoy)u, ne (Gorki)yi, ne (Gte)yi, ne (Oscar Vayld), ne de
son Bat fikir cereyanlarn grebilmitir. Ondan sonraki Fecr-i ti zemininde ve biraz ilerisinde romana ilk
defa mesele getirir gibi olan bir Yakup Kadri varsa da onun fert ve cemiyet zerinde aabildii, derinlik, Ede-
biyat- Cedidenin at, kk su birikintilerine mahsus oyuklara nispetle ancak diz kapana gelen ukurlar
amaz. mer Seyfeddin ve Refik Halid birer usta sath; Halide Edip ise zaten byk mesele ve idrake isti-
datsz; bata ie zarif bir kadn miza ve slbiyle giriip sonda ii fec bir ukallkta bitiren ve -dnmelii icab-
iinde yaad cemiyetin btn ananelerine kar nefretini kusan, sanatta hibir zaman kk apn stne -
kamayan kii veya dii... Trk romannda mesele ve ukde ilk defa Peyami ile kmldamaya balyor denilebilir.
Necib Fazl, Bbli, 4. Basm, Byk Dou Yaynlar, stanbul 1990, s. 196-197, koyu harflerle vurgular bize it.
steme Adresi: Fevzi Paa Cad. Testereci Sk. Gne Pasaj. No: 1/B Fatih/Karagmrk-stanbul
(0538) 8189179 - (0212) 5343490 - furkan@furkandergisi.com - http://www.furkandergisi.com
AKDEMYA
48
Can dostlarma yeni baslan hikyemi okuduum evden ayrldmda gece olmutu.
Hayli vg almtm. Bo caddeyi tatl bir heyecan eliinde ar admlarla arnlarken
hayatmda ilk kez bylesine bir var olma sevinci yayordum.
Aylardan ubatt, ancak aydnlk bir gece vard; daha yeni yamaya balayan karla muh-
teem bir ala brnen yeryzne hnca hn yldzlarla kaynaan bulutsuz gkyznden
sert ve souk bir rzgr esiyordu. Duvarlar aan dallardan den glgeler yolumun s-
tne hayli tuhaf, artc desenler iziyor; ayn yumuak, mavimsi parltsnda kar ta-
necikleri sevinle parlyordu. Etrafta hibir canldan en ufak bir iz grlmeyen o
unutulmaz, aydnlk gecede, hu iindeki sessizliin tek ihlli ayaklarmn altnda ezilen
karlarn kard sesti Dndm:
Bir eylere ehil biri olarak u hayat yaamak ne kadar gzel!
Ve geleceimi parlak renklerle izmede muhayyilemin cimriliinden eser yoktu
Doru, kelimelerle ortaya kardnz tablo muhteem!.. Hi abartmyorum! dedi
biri arkamdan, kendi kendine dnrcesine.
Bu beklenmedik ses karsnda rperdim ve dnp sesin sahibine baktm.
Ufak, siyah giyimli bir adamd, admlarn benimkilere denk getirip gzlerini yukar
doru dikerek yzme bakt ve sert bir kahkaha att. Bak, elmack kemikleri ve ene
sakalyla onda her ey sradyd; kk, donuk gzleri tuhaf gz yuvarlarndan frla-
yacakm gibi delici bir baka sahibti. Admlar yle hafif ve sessizdi ki sanki karda ka-
yyor gibiydi. Hikyemi okuduum evde grmemitim onu, sesiyle rpermem tabiydi.
Neyin nesiydi bu adam, nereden kmt?
Siz de mi oradaydnz? diye sordum.
Evet, dinlemek zevkti.
Okuyucu
Maksim Gorki
Rusadan Tercme: Kenan Duru
-HKYE-
Okuyucu
49
Davud bir sesle konuuyordu. nce dudaklarndan yaylan glmsemeyi, ince, siyah
byklar gizlemeye yetmiyordu. Glmsemesinde beni hedef alan ineli, alayc bir d-
ncenin aktan aa srttn grebiliyordum. Fakat uzun zamandr beklediim oku-
yucu deerlendirmesini nihayet bu siyah giyimli adamdan alabileceim iin kendimi
olduka keyifli hissettim ve kapldm ni honutsuzluk, iimde kabaran sevin kar-
snda bir glge gibi yok oluverdi. Gecenin o vaktinde yaadm zevkli dakikalar uzat-
masn iimden mid ederek onunla ayn hizada yrmeyi srdrdm. Acaba ne
diyecekti? Kaderin yzlerine ndiren gld insanlarn snr tanmaz ihtiraslar var-
dr.
Mstesna biri olduunu hissetmek gzel bir duygu, deil mi? diye sordu yol arkada-
m.
Sorusunda hibir fevkaldelik grmemitim, onunla hemfikir olduumu belirttim d-
nmeksizin.
Ha, ha, ha! Alayl bir kahkaha att, ince parmakl kk ellerini sinirli sinirli ovutu-
rarak.
Sanrm neeli birisiniz, dedim souk bir ifadeyle; kahkahasndan alnmtm.
Ya, yleyim, dedi glmseyerek, kafasyla da tasdik etti.
Ve ayrca mtecessis biriyim, hem de ok Biricik vasfm renmektir, her eyi
bilip renme tutkusudur beni bylesine din, bylesine diri tutan. imdi ise unu -
renmek istiyorum: Baarnz neye borlusunuz?
Yzne baktm ve sorusuna isteksizce cevab verdim:
Bir ay bulan alma, hatta daha fazla
te, dedi hemen araya girerek, biraz emek ve her zaman bir eyler kazandracak
kk bir hayat tecrbesi Fakat u n bile birka bin kiinin eserinizi okuyarak d-
ncelerinizle hemhl yaadklarnn o mstesna duygusuna sahib olduunuzu hesaba
kattmzda, hi de pahal bir bedel deil bu. Ve daha sonras iin bel baladnz, belki
zaman geldiinde ha, ha!... ldnzde ha, ha, ha!.. btn bunlarn karln
fazlasyla, hem de bize verdiklerinizden kat kat fazlasyla almanz da mmkndr, ya-
nlyor muyum acaba?
Yine kesik kesik, mstehz kahkahalar att, keskin bakl siyah gzleriyle bilgie szd
beni. Ben de benzer bir tavrla ona tepeden bakarak dargn ve souk bir sesle sordum:
Affedersiniz bu gzel sohbeti kime borluyum acaba?
Kim miyim ben? Tahmin edemiyor musunuz? Ama imdilik kim olduumu syle-
meyeceim size. Yoksa sizin iin muhatabnzn kimlii onun size syleyeceklerinden
daha m nemli?
Elbette deil Fakat btn bunlar yle tuhaf ki! diye cevab verdim.
Nedense, paltomun kolundan tuttu ve hafife glmseyerek konumaya balad:
Varsn garib kasn! nsanlar alkn olduklar davran kalblarndan kma iznini,
arada bir de olsa niin vermesinler ki kendilerine?.. ayet buna itiraznz yoksa, haydi
ak yrekle konualm! Farz edin ki bir okurum ben bilgiye a ve kitablarn neler
AKDEMYA
50
vadettiklerini renmek iin yanp tutuan tuhaf bir okur Sizinkiler mesel? zin ver
de konualm.
Oo, elbette, dedim, memnuniyetle byle karlamalar ve fikir teatleri her gn
yakalanacak frsatlar deil. Aslnda yaland sylediklerim, zira btn bunlar benim iin
can skc bir hl almt. Dndm: Ne istiyor bu adam? Mnazara heveslisi tanma-
dm insanlarn sokak ortasnda yoluma kmalarna hangi yazmla izin vermitim
byle?
Her eye ramen yol arkadama kar nazik bir yz ifadesi taknarak, ar admlarla da
olsa onunla birlikte yrmeyi srdrdm. Bunu zorlanarak baardm hatrlyorum.
Fakat keyifli hlim hl srdnden konuma talebini reddederek onu krmak istemi-
yordum; isteine boyun edim.
Arkamzda kalan ayn nda glgelerimiz ayaklarmz altna serilivermiti. nmz
sra kaynam iki siyah leke gibi karda uzayan glgelerimize bakarken, iimde glge
gibi karanlk, ele gemez bir eylerin var olduunu, tpk nmde uzayan glgeler gibi
onlarn domakta olduunu hissettim.
Sessizlikle geen bir dakikann ardndan, yol arkadam, dncelerinden emin insan-
larn tavryla:
nsan davranlarnn sebeblerinin renilmesinden daha nemli ve meraka deer
hibir ey yoktur hayatta Ne dersiniz?
Kafamla evet iareti yaptm.
Demek hemfikirsiniz!.. O hlde, ak yrekle konualm, byle bir frsat henz gen-
ken karmaynz!
Tuhaf bir adam! dedim iimden, szleri merakm ekmiti, glerek sordum ona:
yi de, ne konuacaz?
Bana keskin bir bak frlatarak, kadm bir dostun laubali tavryla haykrd:
Konumamz edebiyatn grevi konusunda olacak!
Ben de ok isterdim, fakat hayli ge oldu
Yoo! Sizin iin henz ge saylmaz!
Kelimeleri ylesine kesin bir ciddiyetle telaffuz etmiti ki, szlerinin arpcl beni
durdurdu. Birer istiare gibi nlamt onlar. Soru sormama frsat vermeden kolumdan
tutup hafife ekerek srarla yrmemi istedi ve konumasn srdrd:
Durmaynz yle, zira benimle gzel bir yoldasnz Bu kadar girizgh yetiir! Evet,
nedir edebiyatn gayesi? Siz ki ona hizmet etmektesiniz Cevab da sizde olmal.
Yaadm aknlk soukkanllm yitirmeme sebeb olmutu. Neydi bu adamn ben-
den istedii? Kimdi?
Ltfen dinleyin, dedim, tamam kabul, btn bu aramzda geenler
Gerekli temel olutu, inann bana! Dnyada temelsiz hibir ey bulunamayaca
gibi Acele ediniz; fakat sath deil, derinlemesine
Okuyucu
51
Bu tuhaf adam kukusuz ilgi ekiciydi, fakat sinirime dokunuyordu. Szn bitirme
sabr gstermeksizin yoluma devam ettim, fakat arkamdan yetiip sakin bir sesle:
Sizi anlyorum, dedi, edebiyatn aklanmaya muhta grevini tanmlamak u n size
zor geliyor, o hlde ben deneyeyim
Derin bir nefes ektikten sonra sevecen bir glmsemeyle yzme bakt.
Edebiyatn grevini u szlerle aklamam hlinde siz de benimle hemfikir olacak-
snz: nsann kendisini anlamasna yardmc olmak, inancna kuvvet vererek onun kendi
hakikat arayn kemle erdirmek, insanlara rz bayalklarla savamann yansra, on-
lar iyi haslet sahibi klmak ve insanlarn soylu bir gce eriebilmesi ve gzelliin kuds
ruhuyla hayatlarn yceltebilmeleri iin insan ruhundaki utanc, fkeyi, cesareti aa
karmaktr. te benim formlm bu; elbette eksik ve ematik Hayata soyluluk ka-
tacak fikirlerle desteklenmeye ihtiyac var. Ee, hemfikir misiniz benimle?
Evet, dediiniz gibi!.. Aa yukar yle, karln verdim; edebiyatn, genel mnda
gayesinin insanlar asilletirmek olduunu dnmek gzeldir
te hizmetinde olduunuz ulv grev! dedi inandrc bir slubla ve hemen akabinde
skn eden mstehz kahkahas:
Ha, ha, ha!
yi de, btn bunlar sylemenize hacet ne? diye sordum ona, alayc tavrndan etki-
lenmemi bir yz taknarak.
Peki, sizin dnceniz ne?
Ak yrekle konumak gerekirse diye baladm sze, fakat ac ac dnp sustum.
Ne demek ak yrekle konumak? Muhatabm hi de ahmak birine benzemiyordu, in-
sann ak yrekliliinin belli bir snrdan teye asla izin vermeyeceini ve izzetinefsini
korumak iin onun neleri gze alabileceini bilmemesine imkn yoktu Yol arkada-
mn yzne baktmda, glnn beni derinden derine yaralayc olduunu hissettim,
ylesine tahkir doluydu! Anlam veremediim, ama oradan derhal uzaklamam gerekti-
ini ihtar eden bir korkuya kapldm.
Bana msaade! dedim souka ve admlarm hzlandrdm.
Sebeb ne? diye sordu o, ksk bir sesle haykrarak.
lsz akalardan hi hazzetmem.
Ve ekip gideceksiniz?... Zaten iiniz bu Eer giderseniz, biliniz ki beni bir daha
asla gremeyeceksiniz.
Asla szn yle bir vurguyla sylemiti ki sanki kulaklarmda lm sru nlamt.
Nefret ettiim ve korktuum bir kelimeydi o; kaderin insanlarn umutlarn parampara
etmeye mahsus elinde tuttuu ar ve souk bir eki gibi tahayyl etmiimdir her
zaman onu. O kelime beni durdurdu.
Derdiniz ne? diye sordum fke ve hmla.
Yeniden alayc bir glmsemeyle:
uraya oturalm, dedi ve kolumdan skca tutarak beni kendine doru ekti.
AKDEMYA
52
O srada parka uzanan aal yolda, dallar buz tutmu ve kmltsz duran akasya ve ley-
laklarn ortasnda duruyorduk. Ayn aydnlnda tepemde asl duran dallar, kra ve
buzdan katlam hlleriyle adeta gsm paralayp kalbime saplanyordu.
Yol arkadamn tavrlarndan akna dnm hlde, cevab vermeden ona bakmakla ye-
tindim.
Hasta biri diye dndm, biraz cesaret bulmak ve onun davranlarna bir izah bulma
arzusuyla. Fakat o, aklmdan geenleri okur gibi oldu.
Normal olmadm m dnyorsun? Sil, at onu. yle berbat ve zararl bir dnce
ki bu! Srf bizden daha orijinal fikirli insanlar anlamay reddetmek iin kullandmz
bir maske bu ve bylesine kat bir hkm insanlarn ancak birbirleriyle olan ilikilerini
rselemeye hizmet eder!
Ne demezsin! karln verdim. Kendimi bu adam karsnda bsbtn gln his-
sediyordum.
Fakat maalesef gitmem gerek, gidiyorum
Nasl istersen, dedi, omuzlarn silkeleyerek; durma git Fakat bil ki kendini yitire-
cein gnler pek uzakta deil.
Elimi braknca onun aksi istikametinde yrmeye baladm.
Parkn Volga nehrine bakan tepesinde kalmt o, beyaz bir kar perdesiyle rtlen tepeden
nehre siyah eritler hlinde patikalar uzanyordu. nnde, nehrin te yakasnda uzayan ova-
nn sessiz ve hznl manzaras almt. Banklardan birine oturup tenha uzaklklar seyre
koyuldu o adam, bense aal yolda yrmemi srdrrken ondan ayrlmamam gerektii
dncesine kapldm, fakat yine de yrmeye devam ettim. Yrrken onun -arkamda bir
bana braktm insann- benim iin pek bir mn ifade etmediini ona gstermek iin ya
ok yava ya ok hzl yrmem gerekir diye dndm.
Birden, bana tandk gelen bir arky slkla usul usul almaya balad Krlere reh-
berlik etmeye soyunan bir krn hikyesini anlatan o gln ve ackl arky biliyor-
dum. Niin, tam da bu arky sylyor? diye sordum kendime.
Ve bu ufak tefek adamla karlamamn daha ilk dakikasndan itibaren, son derece istis-
na ve tuhaf duygularn karanlk alanna adm atm olduumu idrak ettim. Deminki ke-
yifli ruh hlim ciddi ve o derece ar bir eylerin tehdidiyle kuatlmt.
Mmkn m olabilmek rehber
Hi bilmezken yol nereye gider
Adamn slkla ald arknn szlerini hatrlamtm.
Dnp ona baktm. Dizine dayal koluna enesini yaslamt, gzlerini bana dikerek
slk alyordu, siyah byklar ay nda kpr kprd. Felakete srklenme pahasna
dnp gerisin geri gittim. Hzl admlarla ona yaklap yanna oturdum, sakin ama kararl
bir sesle:
Dinleyiniz, dedim, sadece konuacaz
nsana gerekli olan budur, dedi, kafasyla da evet iareti yaparak.
Okuyucu
53
zerimde gl bir tesir uyandrdnz hissediyorum ve besbelli ki bana syleye-
cekleriniz var ha?
Nihayet kendinde dinleme cesareti buldun! dedi, kahkahayla kark glerek; fakat
gl bu sefer mfik bir tondayd, hatta onda sevince yakn bir hava vard.
Buyurunuz, sizi dinliyorum, dedim, fakat mmknse tuhafl bir kenara brakn
Oo, pekl! Tuhaflklarn srf senin dikkatini celbetmeye matuf olduunu sanrm anla-
msndr? Gnmzn uuru yle souk ve kat ki, basit ve ak olana kar tamamen k-
relmi, bir eyleri stp yumuatmaktan o yzden mahrumuz; biz kendimiz de souk ve
katyz. Sanrm bizlerin yeniden gzel dlere, hayallere ve tuhaflklara ihtiyac var, zira ber-
bat renklerle kurduumuz hayat cansz ve skc! Bir zamanlar tutkuyla ina ettiimiz ger-
eklik kt nk ve kerken bizi de ezdi Peki, nedir are? Bir de hayal gcnden
yararlanmay deneyelim, belki insann ksa bir sreliine tekrar dorulmasna ve dnyada
yitirdii yeri yitirmemi midir?- yeniden gzden geirmesine yardmc olur. Ne yazk ki,
insan, artk dnyann efendisi deil, hayatn klesi, yeryznn biricik asl varl olmann
gururunu kaybetmi, realitenin dayatmalarna saygyla boyun eer hle gelmitir, yle deil
midir sence de? Kendi iml ettii gereklii ise -matah bir eymi gibi- deimez kanun ilan
etmitir! Bu kanunun boyunduruuna girmekle insan, hayatn hr ibdclna giden yolda
nne engel koyduunu, ibd etmek iin onu krp paralama hakkna sahib olduunu idrak
etmiyor. Zaten o artk savamyor, sadece uyum gsteriyor Hem, ne iin savaacak? U-
runa kendini kahramanca fed edebilecei idealleri nerede? te budur onun can skntsnn
ve iler acs hayatnn yegne sebebi, ite budur insandaki ibdc ruhun prsmesinin yegne
sebebi Baz krler akl coturarak bir eyler aryorlar; bari insanlarda yeniden inan tesis
etselerdi. Genellikle tuttuklar yol her eyi ebediyen muhafaza eden ve insanlar birletiren
Allahn yolu deil Hakikate yanl yollardan ulamaya alanlar helk olacaklardr! Onlar
yollarndan alkoymak iin rpnmaya ve onlar iin zlmeye demez, insandan ok ne var!
Ruhun biricik hasreti, biricik arzusu Allah bulmaktr ve ayet Allaha kavuma hasretiyle
yanp tutuan ruh hl terk etmemise hayat, onlara elik edecek ve onlar diri tutacaktr,
zira onun ebed arzusu tam kemle ermektir Ne dersin?
Dediiniz gibi, karln verdim; yle
Sen ise olur demesini biliyorsun, dedi sohhbettam, istihzyla glerek. Sonra ses-
sizlie brnerek uzaklara dald. Uzun sren bir sessizlik gibi geldi bana, nefes al ve-
riim hzlanmt. Derken, yzme hi bakmakszn, baklar uzaklar seyre dalarken
unu soruverdi:
Allah inancn var m?
Bu soruya kadarki konumas munis ve mfik bir tondayd ve onu dinlemek beni mest
etmiti; tefekkr ehli her insan gibi yzne biraz hzn kmt. Ona yaknlk duymu
ve onu anlamtm. Karsnda yaadm sknt tmden silinip yok olmutu. Ve ite
birden, kendisine kar drst olmas artyla gnmz insannn zor cevablayaca ha-
yat bir soruya muhatab klmt beni. Allah inancm var myd benim? Keke bilebil-
seydim bunu!
Sorusuyla serseme dnmtm, yerimde olup da muvazenesini koruyabilecek kim
vard? O ise delici baklaryla bana bakmaktayd, cevabm beklerken glmsyordu.
AKDEMYA
54
Cevab bekleyen biri iin, suskunluun olduka uzun srd. Belki bana bir cevabn
olur, ayet sana yle bir soru soracak olursam: Yazdklarn binlerce kii okuyor, tam
olarak neyin davasn gdyorsun? Akl retmeye hakkn olup olmadn hi dn-
dn m?
dnyamn derinliklerine hayatmda ilk kez dikkatle baktm. nsanlarn dikkatlerini
srf zerime ekmek iin nefsimi ycelttiim veya aaladm sanlmasn, zira dilen-
cilerden sadaka dilenmez. Genel kabul gren pek ok iyi haslete kendimin de sahib ol-
duunu kefettim; fakat btn hayat hadiselerini kavrayc ve kuatc, dzgn ve sarih
bir fikir duygusuna sahib olmadm fark ettim. Ruhum iin iin yanmakta olan, hatta
zaman zaman fkenin kzl aleviyle tutuan bir nefretle doluydu, fakat ondan da fenas
ruhumdaki bhelerdi. Onlarn her ikisiyle zihnim yle arplm, kalbim yle bir eziyet
kskacna kstrlmt ki, nice zamandr ii viraneye dnm bir varlktm ben Beni
hayata kar ihtirasl klacak hibir ey yoktu, kalbim bir l gibi souk, zihnim baygn
bir uykuda gibiydi, muhayyilemin sunduklar ise sadece birer kbustu. Nicedir, gnler
ve geceler boyu kr, sar ve dilsiz biri gibi yaamtm, ne bir ey arzulam ne de his-
setmitim. O n bana yle geldi ki bir lydm ben, bir yanl anlama sonucu hl g-
mlmeyi bekleyen bir l. Byle korkun bir hayat srmekten daha beteri ise yaamann
ok daha gl bir iradeyi gerektiriyor olmasdr, zira lde daha az anlam, daha ok
karanlk vardr Muhtemelen, nefretin verdii hazz bile terk etmitir o
Sahi uruna rpndm bir davam var myd benim? Neyim ki ben? nsanlara syleye-
cek neyim var? Uzun zamandr unu diyenler var, her zaman da sylenecektir: Eser oku-
runu bulur - ya insanlar olduundan daha iyi yapmyorsa? Eitimini aldm dnce
ve mefhumlarn davet ettii istikametin sk sk hilfna davranan biri olarak, insanlara
onlarn talim ve terbiyesini vermeye hakkm var myd? Onlara muhalif yaamam, on-
lardaki hakikatin, benime temel olmu inantan daha yksek bir samimiyet ihtiv et-
tiini gstermez mi? Yanmda oturmakta olan u adama diyecek neyim vard?
Cevab beklemekten yorulmutu o; yeniden sze balad:
kbalperestlie olan zaafnn senin eref ve haysiyetini henz silip yok etmediini
grmeseydim, nne bu sorularla dikilmezdim. Beni dinleme cesareti gsterebiliyor-
sun Bundan, kendine duyduun makl bir sevgi sonucunu karyorum, zira onu
gl klmak iin, evet, srf onun iin bile ikence ve ztrabtan kanmyorsun. Bu yz-
den, karmda iine dtn mkl durumu biraz hafifletmek niyetindeyim; seninle
bir cniyle konuur gibi deil, bir suluyla konuur gibi konuacam:
Bir zamanlar aramzda varl mkemmelletirmek iin rpnan byk kelm stadlar,
gerek hayat erbab, yce ruhlu insanlar yaard, insana derin inan alayan byk ruhlard
onlar. bd ettikleri eserler asla ihmale gelmeyecek trdendi, zira ebed hakikatler ieren o
kitablarn sayfalarndan lmsz gzelliin rayihas yaylrd. maj ve tasvirleri ilhamla dop-
dolu eserlerdi onlar. O eserlerde mertlik de, fkenin yanan alevi de vard. Onlarda hakikat
ve hrriyet aknn sesi nlard, tek bir gereksiz sz bile barndrmazlard. Senin kendi ru-
hundan beslenen biri olduunu bilmiyor deilim Anlalan, ruhun kt tecrbeler edin-
mi; zira doruluk ve ak stne yazdklarn birer sahtekrlk ve riyakrlk numunesi. Kendini
zorlamadan o konulardan konuamadna eminim. Sen de tpk Ay gibisin, bakasnn -
yla parlyorsun; fakat hznl ve donuk bir parlt bu, ok glge retiyor ve az k verdii
gibi kimseyi de stmyor. Gerek bir kymeti haiz eyleri insanlara vermekten mahrumsun;
Okuyucu
55
verdiklerine gelince, onlar gzel dnce ve szlerle hayata zenginlik katmak gibi yce bir
zevk iin deil, daha ok varlnn tesadf keiflerini insanlara gerekli fenomen derecesine
ykseltmek iin veriyorsun. Hayattan ve insanlardan kat kat fazlasn almak iin veriyorsun.
Kimseden hediye almaya layk deilsin, basit bir tefecisin sadece: Verdiin bir gram tecr-
beyi, ilgi ve dikkatleri stne ekerek faiziyle birlikte geri alyorsun. Kalemin hakikati irde-
lemekten ciz, gnlk hayatn vr zvrlarn didiklemekle megul. Sradan insanlarn sradan
duygularn tahlil etmeyle insann zihin dnyasn kefe alyorsun, belki de saysz basit
keif elde ediyorsun; peki, ruhlarn aldanmann tasallutundan kurtarmaya alanlara, ufack
da olsa sunabildiin ne var? Gnn sprntlerini eelemeyi yararl bulduuna hi kukum
yok, fakat oradan bulup karacan ey, her zaman zhirde sr gdsne bal yaayan in-
sann sadece zalim, aptal ve dzenbaz olduunu teyid eden basit ac gerekler olacaktr; hl-
buki kendisiyle bir banayken ciz ve zavalldr o. Onun aslnda buna inandrldnn
bilmem farknda msn?! Ruhen ve zihnen dumura uram biri o Dahas da var! Ona ken-
disinin ne menem ey olduunu anlatan, her zaman az veya ok insan hipnotize edecek bir
zenle kotarlm kitablar okuduunu da unutmayalm. O, senin kitablarndan kendine bak-
tnda, sadece irkin ve kt bir mahlk gryor ve daha iyi olmak iin hibir k gremi-
yor. Ona bu imkn sunacak gcn var m acaba? Sen misin bunu yapacak olan, kendin
bile Sana insafl davranyorsam, beni dinlediin ve karmda kendini aklama cambazlk-
larna girimediin iindir. Evet! retmen dediimiz, ayet drst biriyse, her zaman -
rencileri zerine titremek zorundadr. Sizler, siz gnmzn hayat retmenleri ise insanlara
verdiklerinizden daha fazlasn alyorsunuz onlardan, zira kalemlerinize sadece insanlarda
grdnz kusur ve zaaflar doluyorsunuz. nsan, ayn zamanda meziyetleri olan bir var-
lktr; peki siz yazarlarda var m onlardan? Sorarm sizlere, siz kendilerini faziletin vcud
bulmas iin sefihlikleri, bayalklar tehir etmekle mkellef addeden vaizler, hep acmasz
ve mzmz bir tonda tasvirine yeltendiiniz o dzineler dolusu cahil insandan nedir sizi stn
klan? Gayretke bir edayla vasflandrmaya altnz fazilet ve bayaln, birbirine do-
land iin kendi asl renklerinden uzaklaarak griye alan siyah ve beyaz iki ip yumana
benzediinin sizler farknda msnz acaba? Allahn sizleri seip gndermedii besbellidir
O gnderseydi, sizlerden daha kudretli olanlar gnderirdi. O, gnderdiklerinin yreini ha-
yata, hakikate ve insanlara kar tutku dolu bir ak ateiyle yakp da gnderirdi, onlar alev
alev yanan kandiller misli g ve hretleriyle karanlktaki varlklarmza k tutmu olur-
lard Sizler ise eytann zafer mealesi gibi kesif dumanlar yayyorsunuz; dumannz zi-
hinlere, ruhlara szarak onlar zgvensizlik zehriyle zehirliyor. Sahi, tam neye hizmet
ettiinizi syleyebilir misiniz?
Bu adamn scak nefesini yzmde hissediyordum, baklaryla karlamaktan korktu-
umdan gzlerim yere bakyordu. Beynime birer kor gibi damlayan szleri beni hasta
etmiti Basit sorularna cevab vermenin ne kadar zor olduunu dehetle fark ettim
Ve suskunluumu srdrdm.
u hlde, senin yazdklarnn ve senin gibi yazanlarn gayretli bir okuyucusu olarak unu
soruyorum ben: Yazmaktan muradnz nedir? Sizler ki boyuna yazmaktasnz nsanlarn
yreklerinde iyi duygular uyandrmak - bu mudur yapmak istediiniz? Ne var ki souk ve
ksr kelimelerle bunu yapmanza imkn yok, asla! Mnck mnck edilmi, paavraya dnm
bayat kalblar zerinden hayata yeni bir eyler katmanza asla imkn yok. Ne kadar utanmaz
olduunuz dnda, yazdklarnzdan karlacak hibir ders de yoktur. Skc m skc yazdk-
larnz, skc insanlar, skc fikirler, skc olaylar Ruhu uyandrmaya, ruhun yeniden do-
AKDEMYA
56
uunun lzmundan bahsetmeye ne zaman sra gelecek? Nerede ibdc hayata ar, cesaret
alayan szler, ruhu coturacak kanatl szler nerede?
Bana unu diyebilirsin: Hayat rettiklerimiz dnda farkl imkn ve tercihler sunmuyor
bize. Hi byle konuma, zira kelm kudretine sahib olma bahtna eren biri iin hayat
karsnda gszln itiraf etmek ve onu daha ykseklere tayamamak utan veri-
cidir. ayet senin bulunduun seviye hayatla bir seviyeyse ve hayal gcn hayatta mn-
demi olmayan, ancak retilmesi de zorunlu formlar icad etme kudretinden
mahrumsa, almalarnn kime ne faydas olacak ve kendini hangi sfatla aklayabilecek-
sin? nsanlarn hafzasn yine onlarn hayatlarndan ekip kardn ynla fotoraf
karesiyle doldurup ple evirmekle onlara zarar vermi olabileceini hi dnm-
yor musun? Zira itiraf et!- sunduun hayat tablolarnda ne insana intikam yeminleri
ettirecek bir utanc aa karmay beceriyorsun, ne de varln farkl formlarn yakc
bir arzuyla devirmeyi biliyorsun. Bakalarnda grld gibi hayatn nabz atlarn
hzlandracak, nefesinle onu fokurdatabilecek bir gcn var m?
Tuhaf sohbettam bir dakika sren bir sessizlie brnd, ben ise onun szleri zerinde
sessizce dndm:
evremde zeksyla n salm pek ok insan var, ne var ki aralarnda sreti temiz olan
yok denecek kadar az; zaten onlar da ruhen meyus ve hasta kiiler. Ve nedense gzme
arpan hep u oluyor: Ruhen ne kadar saf ve temizse, iyiyse bir insan, yaama evki de
o nisbette az ve hastalkl biri oluyor. Hayat omuzlarnda ar bir ykm gibi yayor.
Yalnzlk ve keder bu gibilerin kaderi. Daha iyi bir hayata hasret onlarda o kadar az ki,
onu var klmaya gleri yok. Ruhlar gayrete getirecek szlerin onlarn yardmna vak-
tinde yetimemi olmas, sakn, onlarn bu derece zavall ve tkenmi olmalarnn gerek
sebebi olmasn?..
Ve ayrca, -konumasna devam etti tuhaf sohbettam- ruhu arndrc, yaama sevin-
ciyle taan glleri insana kazandrmaya muktedir misin? nsanlarn gzel glleri tama-
men unutmu olduklarnn bilmem farknda msn? Gllerinde sadece ktlk ve bayalk
var ve genellikle alayacak gibi glyorlar; fakat onlardan, glerken insann gsn sarsmas
gereken candan ve sevinli glmeyi asla iitemezsin; zira gzel gller ruha letafet verir
Glmek insanolunun vazgeilmez bir ihtiyacdr, nk onu hayvanlardan stn klan sayl
stnlklerden biri de glmesidir. nsanlar olsa olsa gln ve zavall bir hle sokacak irkin
ve baya gllerden farkl bir gl insanlara kazandrabilir misin? unu anla ki, vaaz ver-
meye hakkn olabilmesi iin, sendeki kabiliyetin; hayatn biteviye dar ve kat kalblarn bir
eki misali krp paralayacak ve yerine hr hayat formlarn ikame edecek samimi duygular
insanlarda uyandracak kifyette salam bir temeli olmas gerekir. fke, nefret, cesaret, utan,
tiksinti ve en nihayet lmcl umutsuzluk; al sana yeryzndeki her bir eyi temelinden s-
kebilecek manivelalar. Bunlar karabilecek bir gcn var m? Onlar kuvveden fiile geire-
bilir misin? Ruhlarnda zaaflarna kar kuds bir nefret veya ztrablarna kar yce bir efkat
bulunmas gereken insanlara seslenme hakkn kendinde grebilmen iin elzem olan bun-
lardr; ayet ruhun bu duygulardan yoksunsa, o hlde tevazu gster de, syleyeceklerini sy-
lemeden nce iyice dn
Ortalk aarmaya balamt, ama ruhumdaki her ey kesif bir karanlkla kaplanmt.
Muhatabm ise ruhumda hibir sr kalmamas iin her eyi gzlerimin nne sermiti.
Zaman zaman zihnim bheye kaplyordu:
Okuyucu
57
O, insan m?
Fakat beynim onun szleriyle yle massedilmiti ki bu muammay zecek g kalma-
mt bende ve szleri yeniden birer diken gibi beynime saplanmaya balad:
Her eye ramen hayat geniliine ve derinliine ilerlemeye devam ediyor, ne var ki
ar admlarla ilerliyor; zira onun admlarn hzlandrc g ve maharete mlik deiliz.
Hayatn ilerlemesiyle birlikte, her geen gn insanlar yeni sorular reniyor. Onlar kim
cevablayacak? Cevablar sizlerde, siz havarlie soyunanlarda olmal. Peki, sizler, hayatn
bakalarna anlatlamayacak denli ketm olduunu biliyor musunuz? anzn hangi me-
selelerine vakfsnz, gelecei nceden grebiliyor musunuz? Hayat tefessh etmeye ve
ruhu kmeye yz tutmu insan gafletinden uyandrabilecek hangi szleriniz var? O, artk
ruhen yklm, hayata ilgisi ise hi mesabesine dmtr ve onun meziyetleriyle yaama
arzusu her geen gn snyor, tpk bir domuz gibi yaamak istiyor ve iitiyor musun?-
artk ideal kelimesini her iittiinde ona sadece dilini karyor. nsan et ve deri giydirilmi
koca bir kemik ynna dnm durumda ve bu iren ktleye hareket veren de ruh
deil, ehvet arzusu. Ona ihtimam gerekiyor, henz insanln daha tam kaybetmemiken,
onu hayatta tutmaya cilen! bir are retmelisiniz! Fakat sizler, sadece inleyip szlanarak,
ah vah ekerek veya onun ryp kokumasn kaleminize kaytszca dolayarak onu ya-
amaya nasl itiyakl klabilirsiniz ki? Hayata rmenin kokusu sinmi; korkaklk ve k-
lelik kalbleri istil etmi, tembellik zeklar ve elleri yumuak zincirlere balam
renliin bu hercmer ortamna katacak neyiniz var? stisnasz hepiniz ne kadar da
apsz ve zavallsnz, hem ne kadar oksunuz yle! Ah, keke karma sert, kararl, ama
kalbi ateli bir sevgiyle dolu ve lemml bir zek gcne sahib biri kagelseydi! Bu
utan dolu sessizliin boucu havasnda an sesleri gibi kehanet dolu kelimeler yankla-
nrd ve belki yaayan llerin hakir gnlleri tir tir titrerdi
Bu szlerden sonra uzunca bir sre sessiz kald. Ondan tarafa bakmyordum. Bende ga-
lebe alan duygunun dehet mi yoksa utan m olduunu hatrlamyorum.
Bana ne diyebileceksin? sorusu yankland umursamazcasna.
Dedim:
Hibir ey!
Ve yeniden sessizlik olutu.
Peki, imdi nasl yaayacaksn?
Dedim:
Bilmiyorum.
Ee, bir ey sylemeyecek misin?
Karlk vermedim.
Skttan stn bilgelik yoktur!..
Onun bu szleriyle arkasndan skn eden gl arasnda geen sessiz sre ztrab ve-
rici olmutu. O, insanlarn uzun zamandr pek rastlanlmayan yapmacksz ve zarif g-
lmsemesiyle, keyif duyarak glmt. O lnet olas gl karsnda yreim kan
alamt.
AKDEMYA
58
Ha, ha! Ve sen, hayat retmeni, ha? Akl hemencecik karveren sen? Sanrm, artk
kim olduumu anlamsndr? Efendim? Ha, ha, ha Sizlerden yal doan her gen
benimle dp kalkmak istediinde, kafas ite byle bulanverir. Sadece yalann zrhn
klf edinen kstahlar ve edebsizler, vicdanlarnn mahkemesinde ylgnlk gstermezler.
te gryorsun, bir fiskelik gcn varm; pat, yklveriyorsun! De, seni dinliyorum,
sylediklerimi rtecek, kendini aklayacak bir eyler syle, haydi! Yreinde duyduun
sknt ve utanc bir kenara at imdi. Bir dakikalna da olsa gl ve metin ol ki, yzne
savurduum ne varsa, geri alabileyim. Sizlere selm durabileyim Senin kirdin ol-
maya beni ikna edecek bir eyler gster ruhundan! Bana bir retmen gerek, zira insa-
nm; hayatn karanlnda yolunu kaybetmi biriyim ben; a, hakikate, gzellie, yeni
bir hayata alacak bir k aryorum. Haydi, gster yolu! nsanm ben. Nefret et, dv,
vur; ama hayatn umursamazlk bataklndan da ekip kar beni! Olduumdan daha
iyi biri olmak istiyorum ben; nasl yapaym? ret!
Dndm: Yapabilir miydim bunu, hakl bir taleble karma kan bu adamn arzusunu
gerekletirecek kudrette miydim ben? Hayat snmeye yz tutmuken, insan akl b-
henin karanlyla epeevre kuatlmken, are aramaya, evet, ihtiya vard. Ama ne-
rede? Bildiim bir ey varsa, o da mutluluk peinde komaya lzm olmadyd; hem
ne diye mutluluk? Hayatn anlam mutlulukta deildir, zira mutlu olmak insana kfi gel-
meyecektir: o yine de fazlasn isteyecektir. Varln kendi yksek hedefinden asla kop-
mamas iin elzem olan, hayatn anlamnn gzellikte aranmas ve hedefe erdirecek
gcn temin edilmesidir. Bu mmkn olurdu, fakat insan ruhunun hrriyetine imkn
tanmayan hayatn eskimi, prsm, dar ve kat erevesi iinde deil
O tekrar glmeye balad, fakat hafif bir perdeden, yrek szlatan insan bir glle
gld.
Yeryznden saysz insan gelip geti, fakat bidesi dikilecek ne kadar az insan var!
Neden byle? Neyse, her zaman gbtayla baktm maziyi bir kenara brakalm. Zira g-
nmzde, lm ardndan iz brakacak yle insanlar yok artk. Pinekleyip uyukluyor
insan Ve onu uyandracak hi kimse yok. O uyukluyor, hem de hayvana dnme pa-
hasna. Onun krbalanmaya ve krba darbelerinin ardndan sevginin ateli efkatine
ihtiyac var. Onun cannn actlmasndan ekinilmemeli: ayet, onu merhametinden
dversen, o bunu kendisine yaplan bir hizmet olarak kabul edecektir. Kendi nefsi iin
znt ve utan duyacak kvama geldiinde ona ateli bir efkat gster ki, yeniden
doup, yeniden dirilebilsin nsanlar? Her iki cins de, cniyane eylemleri ve arpk
dnceleriyle parmak srtsa da, hl ocukluk an yayor. Her zaman sevgi ve ef-
kate muhta olmutur onlar; ruhlarnn taze ve temiz gdalarla beslenmesine srekli ih-
timam gerekiyor Peki, sen insanlar seviyor musun?
nsanlar sevmek?
bheyle tekrarladm soruyu; zira insanlar sevip sevmediimi bilmiyordum. Samimi
olmak gerekirse bunu bilmiyorum. Kim diyebilir ki: te ben insanlar seviyorum! Kendi
stne titizlenen her insan, seviyorum deme cesaretini gstermeden nce, byle bir
soru karsnda uzunca bir sre dnr. Yaknlarmzn bile bizlerden ne kadar uzak
olduunu bilmeyenimiz yoktur.
Cevab vermiyorsun? Fark etmez, suskunluun da bir cevab benim iin Ve gidiyorum
Okuyucu
59
Niye ki? diye sordum ksk sesle. Zira o, benim kendime korkun grndmden
daha az korkun grnyordu bana.
Evet, gidiyorum Yine greceiz. Bekle!
Ve gitti.
Nasl gitti? Hi farkna varmadm. Gidii ni ve sessizce oldu, kaybolan bir glge gibi
Ben ise uzun bir sre daha, parkta oturduum bankta kalmaya devam ettim; ne dar-
daki souu hissetmi ne de parlak yla donmu aa dallar stnde parlayan gnei
fark etmitim. Aydnlk gn ve her zamanki gibi l l parlayan gnei grmek tuha-
fma gitmiti. Kar rtsne brnm bu yal, yorgun yeryz, gnete gz kamatrc
bir parlaklkla parlyordu
KAYNAK: Hikye, ilk nce Kosmopoliya; Mejdunarodniy Jurnalin Kasm 1898 tarihli 11. saysnda Beseda (Sohbet) adyla
yaynlanmtr. Tercmeye esas tekil eden metnin kayna, Maksim Gorkinin Btn Eserlerinin (Pravda Yaynlar, Moskova
1979) ikinci cildidir: Povest i Rasskaz, s. 294-309. Hikyenin orijinal Rusa metnine internet zerinden ulamak iin link:
http://www.gramotey.com/books/1269084632.htm (7 Eyll 2010)
EDTRN NOTU: Hikyenin orijinaliyle tercmesinde geen ve insan fiili kasdyla kullanlan yaratmak ibreleri, bu
fiilin Allahn ztna mahsus olmas itibriyle, tarafmzdan ibd etmek eklinde veya yazarn kasdna uygun karlklaryla;
ayn ekilde, yaratc ibreleri ise ibdc eklinde deitirilmitir. Bizim tercih ettiimiz erevedeki ibd kelimesinin
lgat anlam udur: Misli gelmemi bir eser meydana koymak, icd. (ibda, ihds, ihtir, icd, sun, halk, tekvin kelimeleri
birbirine yakn mndadrlar.)
AKDEMYA
60
BDAya ilk milletleraras katlmc erefini hiz Yunanl gnldamz Dr. Isus Theodo-
rosun, Nikolaos Eleutheriadesin Antik Yunann kkleri zerine 1931 senesinde nerettii
- (Pelasglar) isimli eserinden ml-
hem ve istifadeli olarak kaleme ald bu makleyi, Yunanca aslndan Dr. Hakk Akaln
Trkeye tercme etti. N. Eleutheriadesin mezkr eseri zerinde almakta olan Ouz Yl-
drm, dizgisini ve metnin niha kontroln gerekletirdi; gerekli grd dzeltme, ksaltma
ve ilve aklamalar yapt.
Eleutheriadesin eserinin ehemmiyetini gstermek mnsnda, BDA Mimar Salih Mirza-
beyolunun dilin kkne, dolaysyla da insann meneine dair beynlarn hatrlatmakta
fayda mlhaza ediyoruz. yle sylyor Mtefekkir:
- () insandaki dil kabiliyetinin dorudan doruya verilmi bir ey olduu aktr; eer
bu kabiliyet olmasayd, dil renilemezdi. Bu kabiliyet insann yapsnda vardr. Bunun nereden
geldii sorulursa, i dilin kk davasna dner ve son tecritte, ilk dil, ilk insanla vard; ve ilk
insan ilk Peygamberdi hakikatinde akla kavuur. (Salih Mirzabeyolu, Dil ve Anlay
Dil ve Diyalektik-, BDA Yaynlar, stanbul 1986, s. 74)
BDA Mimar, Furkan isimli eserindeyse, bu ilk lisn ile ilgili olarak u kayd dyor:
- () Sryanice, cennet lisn ve ilk lisn. Bizzat Allah Resl, Sryanice renin! bu-
yurmutur. Hccet-l slm lkabl mm- Gazl Hazretlerinin, bu dilin renilmesi husu-
sundaki tevikleri malm Bu kkten, bir nev mny gsteren suret hlinde treyen en byk
dil-lisn Araba; ve nehir insanlar demek olan Hindin dili (Salih Mirzabeyolu, Fur-
kan -Lgat- Salihn-, BDA Yaynlar, stanbul, s. 12, koyu harfle vurguar bize it)
Mtefekkir Salih Mirzabeyolunihyet Gerek faaliyetlerin kkleri, gerekse dilbilgisi biimleri
bakmndan Sanskritin Latince ve Grekeye, bir tesadf saylamayacak derecede gl bir
yaknl vardr. yle ki, hibir filoloun, her n birlikte, belki de artk varolmayan ortak
bir kaynak dilden ktna inanmadan inceleyemeyiz. fikrine yer veriyor ve mevzuu u netice
ile zarflyor:
- Ortak bir kaynak dilin Araba olduunu belirtmek, tehisi dorudan doruya davamzn
tezi olarak takdime yeter: Peygamberler olmasa medeniyet olmazd nsanlk olmazd ki!
(Salih Mirzabeyolu, Dil ve Anlay Dil ve Diyalektik-, s. 75)
Btn dallarn birletii kke cmlesinden olarak, bu muhteem almay alkallarna ar-
zediyoruz.
AKADEMYA
Araba ve branice ile
Yunanca Arasndaki Semantik
Geiimler zerine
Preliminer Bir Makle
Hazrlayan: Dr. Isus Theodoros
Tercme: Dr. Hakk Akaln
Dzenleyen: Ouz Yldrm
Araba ve branice ile Yunanca Arasndaki Semantik Geiimler zerine
61
A. GENEL PLANDA HURUFAT ANALOJISI

1. NLLER (VOWELS, FONIENDA)
Semitik (Ibranice, Araba) - EIIiniki (Yunanca)

i, s
o,

i, q
o,
2. DIFTONGLAR (DIPHTHONGS - DIFTOGES)
Semitik (Ibranice, Araba) - EIIiniki (Yunanca)
Ay () di, si, oi (e, i, i)
Aw () du, su, ou (av, af, ev, ef, u)
3. NSZLER (CONSONANTS, SIMFONA)
Emfatiko (Emphatical)


Aiko (Voiceless - Sessiz) hiro (Vocal - Sesli)
3.a. Labial (Hilika - Dudaktan)
branice Araba Yunanca


- - (pi) (vita)
(-) (fi)

3.b. Nasal (Orino - Burundan)
branice: (m), Araba: ( ), Yunanca: (mi)

3.c. Semi-Nasal (Imirino - Yar Burundan)
branice: (w), Araba: (,), Yunanca: (diogamma)

3.d. Dental Plosives (Odondika Ilita - Diten Sekenler / Frlayanlar)
branice Araba Yunanca
t =

t d - (taf) - (taf) (delta)

3.e. Interdental (Mesodontika - Di Arasndan)
branice Araba Yunanca
=

- - 0 (Thita)

3.e.1. Liquid (Igra - Akc)
branice: ( ), Araba: (.), Yunanca: / (lam(b)da)
AKDEMYA
62
branice: ( ), Araba: (), Yunanca: p (ro)

3.e.2. Nasal (Orino - Burundan)
branice: (n), Arab: (), Yunanca: u (ni)

3.f. Palatal (Siriotiko - Damaktan)
branice Araba Yunanca
(zita) veya M

s z o (sigma)
(S veya sn) ( ) (zita), (Ksi) veya Z sigma)

3.g. Lateral (Plevrika - Yandan)
branice Araba Yunanca
t '

t/s' . /

3.h. Liquids and Nasals (Akc ve Burundan)
branice Araba Yunanca
q (k) '

k g = _ k (kappa) y (gamma)

3.i. Laryngals (Larigika - Grtlaktan)
branice: ( ), Araba: (-), Yunanca: ( ) (dasia)
branice: ( ), Araba: (), Yunanca: (hi)
Araba ve branice ile Yunanca Arasndaki Semantik Geiimler zerine
63

3.j. Pharyngal (Farigika - Yutaktan)
branice Araba Yunanca


_h c _ _ (hi) (Dasia)

3.k. Velar Fricatives (Trivomena Iperoika - Srtnmeli Akc - Damaktan)
branice Araba Yunanca


g. _ _ (hi)

B. GEIIM MISLLERI
1. Araba: (_-) , (_,'-) , (_`-) / Ibranice: ( nYn n n )
(Dzenleyenin notu: Araba kelimenin Trkesi; gzel grnml, ho, nazik, tatli, tadi
veren; tuz, yemegi tuzlamak mnlarina gelmektedir.)
rKo (Milihios: 1. Ho, tatl, nazik; 2. Uysal, yumuak bal; 3. Ltfkr)
rKo (Milia: Eski Yunanca; "lha takdim edilen mnsna)
oKkrv (Malkenis: Eski Yunanca; bkir)
oKkq, oKkm (Malki, Malkio: Tir tir titremek, ellerin ve ayaklarn soguktan titremesi,
mek)
a. / n (mi)
b. . / : / (Lam(b)da)
c. _ / n (hi), q (ita, i)
2. Araba: (.,-=-) , (',=) , (. ,=)
(Dzenleyenin notu: Araba kelimenin Trkesi; uzunluk, mr, uzamak, tahsil elde etmek
mnlarina gelmektedir.)
tqKr (Tile: Uzak)
AKDEMYA
64
0Ko (Thlos: Egitim)
tqKq (Tili/Tilos: Memesi knt)
tuKom (Tiliso: Tomarlanmak, rulo hline gelmek)
a. = "T (Taf) veya "0 (Thita)
b. . "/ (Lambda)
c. ' "q (ita, i)
d. , "u (i psilon veya "o mikron)
3. Araba: (_) , (_)
(Dzenleyenin notu: Araba kelimenin Trkesi; iki eyin araligi; furce: avret yeri. Ferig:
Daga ikmak, bir eyin dali budagi, dagdan inmek mnlarina gelmektedir.)
poy{ (Faragks: Cografya terimi, derbend, bogaz)
puy veya Opuy{ (Frig veya frigks: Yutak, farenks)
a. - (fi)
b. p (ro)
c. _ y, y (gamma, gamma ksi)
d. _ y, y (gamma, gamma ksi)
4. Araba: () / Ibranice: ( s)
(Araba: Fark, tefrik, mteferrik vs.)
opk (Farkis: Cilt izgisi, aln izgisi)
a. - (fi)
b. p (ro)
c. k (kappa)
5. Araba: () , ( - ) / Ibranice: ( zw wz )
(Dzenleyenin notu: Araba Fer kelimesinin Trkesi; yer, kara, toprak, dektir. Fert
kelimesi ise; kii, tek, mnlarina gelmektedir.)
poo: (Frsos: Para)
nroru (Perseus: Yunan Mitolojisi'nde bir kahraman, Ltince: Part.)
po (Fros: lenmi toprak, Saban)
'-opo yq (lenmemi toprak)
Araba ve branice ile Yunanca Arasndaki Semantik Geiimler zerine
65
Afare (Trke'de, topraga karan yabanc madde)
a. - " (fi)
b. "p (ro)
c. , "o (o mikron)
d. , o (sigma)
e. - (delta)
6. Araba: (=)
(Dzenleyenin notu: Araba kelimenin Trkesi: Fart: leri gitmek, nc, kusurlu davranmak,
bir eye zarar vermek, kaybolmak mnlarina gelmektedir.)
nrp0m (Pertho: Tahrib etmek, talan etmek, yagmalamak)
a. - (fi)
b. p (ro)
c. = 0 (thita)
7. Araba: (-,;) , (--,;) / Ibranice: ( t: )
(Dzenleyenin notu: Araba kelimenin Trkesi; bir yere gelmek, akla gelmek; ah damari
mnlarina gelmektedir.)
1pov, Povo, 1opovq (ridanos, Rodanos, ordanis: ayr nehir ismi)
a. p (ro)
b. - (delta)
c. , q (ita, i)
8. Araba: (=,=) / Ibranice: ( nw tnnn)
(Dzenleyenin notu: Araba kelimenin Trkesi; torba, harita, izmek mnlarina
gelmektedir. laveten, Trkeye de "harita" olarak geen Araba kelimenin Yunanca'da
(gdptq - hartis) eklinde yer aldigi, ayrica; "kagit" mnsina gelen (gdpti hardi)
kelimesinin de kk alkasi ierisinde olmasi muhtemeldir.)
oporm, Xopottm (Haraso, Harato: izik atmak, izmek)
po{ (Hraks: Cedvel)
a. _, n (hi)
b. p (ro)
c. = (taf)
d. y, (ksi)
AKDEMYA
66
9. Araba: (-,=)
(Dzenleyenin notu: Araba kelimenin Trkesi; balik mnsina gelmektedir.)
0 (hthis: Balk)
kqto (Kitos: Dev bir balk tr)
a. _ , k (hi, kappa)
b. - 0 (thita), (taf)
c. , .. (dasia), q (ita-"i)
10. Araba: (.-) , (.'-)
(Dzenleyenin notu: Araba kelimenin Trkesi; iaret etmek, yol gstermek, dellet etmek
mnlarina gelmektedir.)
qKo (Dilos: Grnen)
a. - (delta)
b. ' q (ita, "i)
c. . / (lam(b)da)
d. _ (hi)
11. Araba: ('-) , (,-)
(Dzenleyenin notu: Araba kelimenin Trkesi; bor, kredi mnlarina gelmektedir.)
vo, vrov (Dnos, dnion: Kredi, hibe)
a. - (delta)
b. ' (alfa)
c. v (ni)
12. Araba: (.,) , (.')
(Dzenleyenin notu: Araba kelimenin Trkesi; dedi, syledi mnlarina gelmektedir.)
koKrm (Kaleo: agrmak, aramak. ngilizce: To call)
a. k (kappa)
b. ' (alfa)
c. . / (lam(b)da)
13. Araba: (-') , ( '- - )
(Dzenleyenin notu: Araba kelimenin Trkesi; yok olmak, fete maruz kalma)
Araba ve branice ile Yunanca Arasndaki Semantik Geiimler zerine
67
0ovoto (Thanatos: lm)
tr-0vq-ko (Te-thni-ka: Ben ldm)
a. - 0 (thita)
b. v (ni)
c. , o (o mikron)
14. Araba: ( ' -'- ) , (-')
(Dzenleyenin notu: Araba kelimenin Trkesi; gvenmek, itimad etmek, korumak
mnlarina gelmektedir.)
vo (Amina: Mdafaa)
a. - d (alfa)
b. (mi)
c. v (ni)
d. , u (i psilon, "i)
15. Araba: (-)
(Dzenleyenin notu: Araba kelimenin Trkesi; dzenlemek mnasina da gelmektedir.
Yazarin burada, lemin var ediliine; yani dzene sokuluuna dair gre vurgu yapan
(kopo kosmos) kelimesini vermesi bu sebeble olsa gerektir. Bu mnda "kaostan
kozmosa" tabirini hatirlatmakta fayda mlhaza ediyoruz.
koo (Kosmos: Dnya, kinat)
a. = k (kappa)
b. o (sigma)
c. (mi)
16. Araba: ( '-= - ) , (_-=) , (,-=)
(Dzenleyenin notu: Araba kelimenin Trkesi; Glk, meakkat, zahmet; arki sylemek
mnlarina gelmektedir.)
vo (nia: Krklk, kzgnlk, usan, bitkinlik)
a. _ d (alfa)
b. v (ni)
c. ', , d (alfa)
17. Araba: (--)
AKDEMYA
68
(Dzenleyenin notu: Araba kelimenin Trkesi; dibe kmek, dibe oturmak mnlarina
gelmektedir.)
pono (Mersipos: Hayvanlarn yavrularn tadklar kese (Ltince: Marsip(p)ium).)
a. d (p0qd) [Prothima: nek]
b. p (ro)
c. o (sigma)
d. - (pi)
18. Araba: (_,)
(Dzenleyenin notu: Araba kelimenin Trkesi; e, ift, evlenmek mnlarina gelmektedir.)
(uyo (Zigos: Dizi, sra)
a. (zita)
b. , u (i psilon "i)
c. _ y (gamma)
19. Araba: (')
(Dzenleyenin notu: Araba kelimenin Trkesi; yer, arz mnlarina gelmektedir.)
prum (rdevo: Toprag sulamak)
a. ' d (alfa)
b. p (ro)
c. (delta)
20. Araba: (-)
(Dzenleyenin notu: Araba kelimenin Trkesi; kp, topuk mnlarina gelmektedir. K'be'ye
de "kbik" ekli dolayisiyla bu ismin verildigi iddia edilmektedir.)
ko (Kivos: Kp. Franszca: Cube)
a. = k (kappa)
b. _ u (i psilon, "i), (fi)
c. - (vita), (pi), (fi)
21. Araba: (.'-) , (.,-)
(Dzenleyenin notu: Araba kelimenin Trkesi; elde etmek kazanmak, almak mnlarina
gelmektedir.)
voKo veya voKov (Navlos veya navlon: Navlun)
Araba ve branice ile Yunanca Arasndaki Semantik Geiimler zerine
69
a. v (ni)
b. , o (o mikron, "o)
c. . / (lam(b)da)
22. Araba: ( '= )
(Dzenleyenin notu: Araba kelimenin Trkesi parlak, ho mnlarina gelmektedir.)
kKKo (Klos: Gzellik)
a. _ k (kapa)
b. . / (lam(b)da)
23. Araba: (-,=-') , ( =- )
(Dzenleyenin notu: Araba kelimenin Trkesi; mitoloji, satir, izgi, hat mnlarina
gelmektedir.)
otopo (storia: Tarih)
a. - i (i yota, "i)
b. o (sigma)
c. = (taf)
24. Araba: (') , ('') , (,')
(Dzenleyenin notu: Araba kelimenin Trkesi; dil, heyecan, ilim mnlarina gelmektedir.)
Kyo (Logos: lim, bilme, kelm, mantk)
a. . / (lam(b)da)
b. o (o mikron, "o)
c. _ y (gamma)
25. Araba: ('--) , (,--)
(Dzenleyenin notu: Araba kelimenin Trkesi; ari, duru, bulanik olmayan mnlarina
gelmektedir.)
ooq (Safis: Saf, ak, net)
a. o (sigma)
b. - (fi)
26. Araba: ( `= )
(Dzenleyenin notu: Araba kelimenin Trkesi; kurtulu, kurtulma mnlarina gelmektedir.)
AKDEMYA
70
oKm (Halo: Gevemek)
a. _ (hi)
b. . / (lam(b)da)
c. o (sigma)
27. Araba: (.-'-)
(Dzenleyenin notu: Araba kelimenin Trkesi; silsile mnsina gelmektedir.
Kuo (lisis: Silsile)
a. o (sigma)
b. . / (lam(b)da)

Araba ve branice ile Yunanca Arasndaki Semantik Geiimler zerine


71
AKDEMYA
72
BDANIN HABERCS NASR KMDR
Getiimiz aylarda Trkiyeye gelen hocalarn hocas Seyyid Hseyin Nasr, gemite
Bize hayatn her sahasna zm teklif eden slm bir dnya gr lzm; bu da maalesef
yok! derken ve Trkiye fikr retimde ok ksr eklinde ikyet ederken, Konyadaki
gnldalarmzn kendisine Mtefekkir Salih Mirzabeyolunun Baycelik Devleti
adl eserinin ngilizcesini hediye etmesi akabinde geldii stanbulda bambaka bir
tarzda konutu ve TRKYE; SAF FKRDE NC dedi. Acaba niin?
Prof. Seyyid Hseyin Nasr (d. 1933, Tahran), ranl bir yazar, akademisyen ve dnce
adam. Modernizm muhalifi ve mensublar arasnda Ren Gunon, Titus Burckhardt,
Martin Lings, William Chittick, Frithjof Schuon gibi mehur isimlerin bulunduu
geleneki akmn (Tradisyonalizm) yaayan en nemli szclerinden de biri. Bat ni-
versitelerinde tasavvuf zerine akademik aratrmalar yapan (William Chittick gibi)
birok ilim adamnn da hocas. Bu yzden, kendisine hocalarn hocas diyenler de
mevcut. Ksaca hayat hikyesi veya fikir hayat yle:
Yksek renimini 1954te Massachusetts Institute of Technologyde fizik dalnda bi-
tirdi ve akademik kariyerini, 1956da Harvard niversitesinde jeofizik alannda yksek
lisans, bilhare 1958 ylnda bilim tarihi alannda doktora yaparak srdrd.
ran Devriminden sonra lkesinden temelli ayrlp ABDye yerleti. eitli niversite-
lerde retim grevlisi olarak grev yapan Nasr, hlen George Washington niversi-
tesinde slm Aratrmalar sahasnda alyor. slm, felsefe, karlatrmal din ve
evre konularnda ou ngilizce olmak zere pek ok kitabn ve 250 civarnda makale-
nin de yazar. Trkeye de 20ye yakn eseri evrilmi bulunan Nasr, tm dnyada, ilgili
olduu sahadaki sempozyum ve konferanslara belki en ok davet edilen uzman olarak
da ne kyor.
Seyyid Hseyin Nasr:
Trkiye Saf Fikirde nc
Hayreddin Soykan
Seyyid Hseyin Nasr: Trkiye Saf Fikirde nc
73
AKDEMYA
74
Nasr, yapt konumalarda, son 200 ylda slm dncesinin aalk kompleksi se-
bebiyle geriye gittiini, slm leminin Batnn belirledii gndemi deerlendirmekle
ve itirak etmekle yetindiini vurguluyor.
slmn sadece din adan deil, entellektel adan da hl ok dinamik bir dnya dini
olduunu dile getiren Nasr, SLM GELENEN ierisindeki gcn, bugn btn
alanlardaki problem ve ihtiyalara cevab verebileceini belirtiyor. Nasr, kiinin dnyay
alglamasnda ok nemli olan DNYA GRnn, Bat propagandalaryla dolu
olduunu, Bat kaynakl eitim sistemiyle oluturulduunu, bununla slm dnyasnn
koloniletirildiini sylyor.
Yine Nasr, BDAnn ahlksz iktisad olmaz; iktisad zaten ahlka bal bir be me-
lindeki tezini hatrlatrcasna, slm dnyasnda ekonomi teriminin olmadn, onun
yerine dengede tutmak anlamna gelen iktisad teriminin kullanldn ve bunun da
ahlk ile ticareti gsterdiini ifade ediyor. Kumarhane sistemi olarak tarif ettii mevcut
ekonomik sistemin son yaanan krizle ktn dile getiren Nasr, Ahlktan bamsz
bir ekonomik sistemin kurulamayacan hl kimse anlamyor eklinde, BDA dnya
grn henz tam anlamyla tanmamaktan kaynaklanan (Mtefekkir Salih Mirza-
beyolunun uzun yllar nce kaleme ald ktisat ve Ahlk adl eseri malm) fakat,
baka hemen herkes iin doru olan bir tesbitte bulunuyor.
slm dnyasnn BDAya olan ihtiyacn u szlerle anlatyor Nasr:
- Sonu olarak btn messeselerimiz ykld. imdi dnp Bat gelenei ile bina edilmi
modelleri kullanmaya alyoruz. Bunlar da her zaman ie yaramyorlar; nk farkl
bir medeniyetin rettii kurumlar bunlar. Bizim ihtiyacmz olan sadece uyarlama deil,
ayn zamanda ORJNALTE.
slm dnyasnn bamsz olmak iin yeterince gl olmadn da ifade eden Nasr,
bunun iin birlik olunmas gerektiinin altn iziyor.
slm dininin ok gl olduunu, ancak baz oryantalist ve kendini reformist olarak
adlandran kiilerce deforme edildiini anlatan Nasr, (Asl slm Pariste buldu-
unu) syleyen deformistler var. slm entellektalite nedir onu bile bilmiyorlar. Re-
formcular slm dncesini zayflattlar, blnmle sebeb oldular diyor ve
meseleleri BUGN HEPMZE GEREKEN EY, SLM BR DNYA GR-
DR. diye balyor. [1]
Seyyid Hseyin Nasr geleneki (TRADSYONALST) akmn nde gelen bir tem-
silcisi, demitik. Bunun nasl bir gelenek olduunu da, Bilim ve Sanat Vakfnn da-
vetlisi olarak geldii Trkiyede Ekim 2009da yapt bir dier konumadaki kendi
tesbitlerinden nakledelim:
- zellikle Batya ve dier milletlere kar aalk kompleksi ierisindeyiz. Mesel Av-
rupa Birlii meselesi... Trkiye de bunun bir paras olmak istiyor. Maalesef slm birlii
tartmas ciddi ekilde balam deil.
slm gelenei bir btn olarak tekrar kurmamz art! slm sadece bir hukuk sistemi,
1 Nasra it bu grler, kendisinin Ocak 2009da stanbul Cemal Reit Rey Konser Salonu'nda verdii ve dinleyici olarak bizim
de itirk ettiimiz bir konferanstan nakildir. O gn kendisiyle tantmzda, biraz nce konferans salonunda slm dnyasnn
ihtiyac btn bir dnya grdr tesbitini yapan bu sekin ilim adamna Mtefekkir Mirzabeyolunun Baycelik Devleti
adl aheserinin ngilizcesini takdim etmeyi ne ok istemitik. Ne var ki, o gn iin tercme henz kitablamamt ve bizim
itiyakla arzu ettiimizi iki yl sonra Konyadaki deerli gnldalarmz gerekletirdi.
Seyyid Hseyin Nasr: Trkiye Saf Fikirde nc
75
bir felsef sistem, bir teolojik, ekonomik yahud siyas bir sistem deildir. slm bunlarn
tamamdr yahud daha fazlasdr.
Bugn yapmamz gereken; daha BTNLEYC bir slm anlayn yeniden tesis et-
memizdir. 21. yzylda ayrca yeni bir Mslman entellektel tarifi gelitirmeliyiz.
Henz bunu baarm deiliz. kinci snf bir Batl dnr yetitirmemeliyiz. Yni Batl
aydnlar taklid eden fakat syledikleriyle Batda hi bir ekilde itibar grmeyen, ilgi
uyandrmayan deil... Elbette Mslman entellektel Baty, modernizmi bilecek ancak,
hepsinden nemlisi slm dnce geleneine hkim olacak ve bu vasfyla dnyadaki tar-
tmalara katlacak. Batl dnrleri taklid ederek deil. Kendi kimliiyle ve benliiyle
var olacak...
Nasrn da iinde bulunduu geleneki akmn baz grleri elbette yukarda sy-
lenenler deil-, aydnla kavuturulmaya veya tenkide muhta olabilir. stelik, onlarn
geni erevede gelenekten anladyla bizimkisi belli lde farkl da olabilir. Bizim
iin u safhada- farketmiyor ve bunun apayr bir deerlendirme mevzuu olduunu d-
nyoruz. Bizi, u nda, onun ihtiyacn ne olduunu gerekten sarih biimde gste-
ren tesbitleri ilgilendiriyor ve yazmzn erevesini de yalnzca bunlar oluturuyor.
te hayat hikyesi ve bir ksm grleriyle ksaca tantmaya altmz Seyyid H-
seyin Nasr, birer konferans vermek zere getiimiz aylarda Konya ve stanbuldayd.
SEYYD HSEYN NASRIN KONYA KONFERANSI
Nasr, 17 Mays 2010 gn Mevlana Kltr Merkezinde, Konya Bykehir Beledi-
yesinin organizatrln yapt Mevlanada Sanat ve Gzellik konulu bir konferans
verdi. Konyal gnldalarmzn kendisine Mtefekkir Salih Mirzabeyolunun Ba-
ycelik Devleti adl eserinin ngilizcesini The State of Baycelik -The New World Order-
hediye etme frsat bulduu Nasrn, bu eseri konferans boyunca masasnn en nnde
tutmas ayrca dikkat ekti.
Daha nce, Ocak 2009da, Newsweek Trkiyeye verdii mlkatta, Trkiye slm dn-
yasnda hibir entellektel rol oynamyor; farkl sebeblerle Avrupada da byle bir rol yok.
Trk yazara Nobel verildi ama, bunun ardnda politik sikler vard. 17 milyonluk Hol-
landann entellektellerinin Avrupada, sadece 5 milyonluk Lbnann da slm dnyasnda
Trkiyeden daha fazla etkisi var. eklinde Trkiyedeki fikr ksrlktan ikyeti olan
Nasrn, Konyadan stanbula getiinde verdii konferans sonrasnda, bu kez bunun
tam aksi istikamette deerlendirmeler yapp Trkiyede byk bir entellektel srama
var; Trkiye saf fikirde nc melinde yorumlar yapmas, -bizim iin olmasa da- onu
tanyanlar tarafndan artc bulundu.
Seyyid Hseyin Nasr, Konya Bykehir Belediyesi ve Musik, Sema, Mevlev Klt-
rn Aratrma Derneince dzenlenen Mevlanada Sanat ve Gzellik konulu mezkr
konferansta, slm dnyasnn nc snf Bat sanatn taklid ettiinin altn izerek,
bu irkinlik kirliliinden kurtulmak iin Mevlanann mesajn doru alglamak gerek-
tiini kaydetti. Yine, BDA Mimarnn iir ve Sanat Hikemiyat adl eserinin alt bal
olan Estetik ve Ahlka iaret edercesine, din ve ahlk mnda faziletli yaamann, es-
tetik mnda da gzel yaamak olduunu syledi.
slm kltr ve medeniyetinin, insanlarn iinde dnd, yaad ve eylemde bu-
lunduu kll bir hayat alan in ettiini belirten Nasr, burada zihn kavramlarn, hu-
AKDEMYA
76
kuk kurallarn ve insanlarn yapp ettii eylerin, bu hayat alannn bir paras olarak
ortaya ktn ifade etti.
Gemite dnce, hukuk ve sanatn kelimenin en geni mnsyla slmletirildiini
anlatan Nasr, 18. yzylda emperyalist saldrlarla bu alann zarar grdn belir-
terek, bugn slm hukuk sisteminin yeniden ihy edilmesi konusunun tartldn
ancak, slm sanat zerinde yine durulmadn belirterek, Halbuki gerek bir senteze
ulamak iin, insanlarn iinde yaad, teneffs ettii havann da slm bir kimlie b-
rnmesi gerektiini vurgulad.
Bir buuk milyarlk slm dnyasnda slm yap tarzlarnn retildii ka tane okul
olduunu kendimize sormamz gerektiinin altn izen Nasr, Mesel Sultan Ahmet
Camiini yapan irfann bugn okutulup okutulmadna baklmas gerekir... Yeni bir mi-
mar tarz lzm olduunda hkmetlerin Batl mimarlar davet ettiini, onlara camiler
yaptrdklarn, bazen de ad Mslman olan ama mrnde bir vakit namaz klmayan
mimarlarn cami yaptn gryorsunuz. eklinde konuarak, her mimarnin arka-
snda bunu yaatan bir irfan olduuna belirtti ve imdi in ettii binann mn
ve fonksiyonunu bilmeyen bir kii o binay nasl in edebilir? diye sordu.
2 bin kilometre yolu kendimi dinlemek iin gelmedim. Sizlere bir mesaj iletmek iin gel-
dim diyen Nasr, her ynyle stratejik neme sahib Trkiyenin, Hazreti Mevla-
nann mesajlarna kulak kabartmas gerektiini szlerine ekledi. [2]
NASRIN STANBUL KONFERANSI
Konyada verdii konferanstan sonra stanbula geen Seyyid Hseyin Nasr, Hristiyan
ilahiyat profesr Harvey Cox ile birlikte, 22 Mays 2010 Cumartesi gn Cemal Reit
Rey Konser Salonunda, stanbul Bykehir Belediyesi Kltr A.. ve Babakanlk
Kamu Diplomasisi Koordinatrlnn ortaklaa dzenledii Din, Modernite ve Ge-
lenek konulu toplantda stanbullulara hitab etti.
Nasr, dinin, A. Comte ve K. Marks gibi dnrlerin yaklamlarnn etkisiyle marji-
nalleme gibi bir tehditle karlatn ancak, bundan syrlarak 20. yzyln 2. yarsn-
dan itibaren tekrar ykselme srecine girdiini anlatt. Seklarizmin ve hedonizmin
kalesi olan Harvardta bile artk ykselen deerin din olduunu syleyen Nasr, moder-
nizmin en derin anlamda iflas ettiini syledi.
Batnn bizzat kendisinden modernizme dair eletirilerin kmasnn ok nemli oldu-
unu belirten Nasr, slm dnyasnn cilen bu geree uyanmasnn zarur ve bir o
kadar da faydal olacan syledi. zellikle gelimekte olan lkelerin Batnn yapt
hatalar yapmak zorunda olmadn, dnyada ykma uramam ve kirlenmemi bir
yer kalmadn, btn ekolojik krizlerin altnda manev krizlerin yattn ve btn bu
gereklerin sebebleriyle birlikte ortaya km olduunu ifade etti.
Nasra gre:
- Gnmzde Avrupada ve Amerikada, yahud daha dar erevede ngilizce konuulan
yerlerde slma kar oluan agresif tutumun sebebi, dinin ykseliidir. Hatta bu ylesine
yaylm alan bulmu ve kabul edilmi bir tavrdr ki, slmofobi gibi bir kavram lgat-
2 Seyyid Hseyin Nasrn Konya Konferansndan nakiller, Konya Hakimiyet gazetesinden alnmtr. Bilvesile, bizi Seyyid
Hseyin Nasrn Konyay ziyaretinden haberdar edip bu yazy hazrlamamza vesile olan ve yaynladmz fotoraf bize
ulatran Hakimiyet gazetesi ke yazar, kymetli gnldamz Dr. Nevzat iplemeye teekkr bir bor biliriz.
Seyyid Hseyin Nasr: Trkiye Saf Fikirde nc
77
lerimize girmitir. Dinin ykseliinin aklamas ise modernizmin devrinin kapanm
veya kapanmakta olmasdr. Modernizmin rettii ve dini yok saymak suretiyle bir dnya
dzeni tesis etmek abasndaki btn dnce sistemleri denenmi ve baarszlklar
tecrbe edilmitir.
Avrupada modernizm sona ererken, onun yerini post-modernizm alr. Fakat post-mo-
dernizmin getirecei de ok yeni eyler olmayacaktr.
Modernizmin tanrlar olan bilim ve teknolojinin insanln arad sorulara yeterli cevab
verememesi getirmitir aslnda modernizmin sonunu. Bir yerlerde bir eyler yanl gidiyor
mutlaka ve bilim ve teknoloji bunu zmleyemiyor; aksine bu yanllklara sebeb oluyor.
Dnyann srekli olarak zarar gryor olmas, evre kirlilii, tabi dengelerin bozul-
mas Bunlarn hepsi bu geree iaret etmekte.
Netice olarak, hastal ve ihtiyac bizce gayet net biimde iaretleyen Seyyid Hseyin
Nasr, elbette btn bir dnya gr yahud ideolocya teklif etmiyor-edemiyor
ancak, BDAnn ne mnya geldiini ve hangi ihtiyaca zm belirttiini dosta d-
mana gsterici bir haberci fonksiyonu gryor. Ayn ekilde, Byk Dou-BDAnn
mn ve misyonunu takdir etme samimiyetini gsteremeyen, kalbi ve zihni donmu
bakarkr entellekteller ynndan bizce tamamen ayrlyor.
NASR: TRKYE SAF FKRDE NC
Sizleri Nasrn stanbul konferans akabinde Zaman gazetesiyle yapt 24 Mays 2010
tarihli rportajdan setiimiz dikkat ekici blmlerle vurgular bize it olmak zere-
babaa brakrken, lkemizdeki entellektellerin de tez zamanda ite bu idrak sevi-
yesine ulap, BDAnn mn ve misyonunu olanca samimiyet sermayeleriyle derin-
den farkedebilmesini mid ediyoruz:
slmn Kalbi adl eserinizin sunu yazsnda btn almalarnz gelenei
korumak iin yazdnz sylyorsunuz. Sizin iin gelenek ne demek? Neden bu
kadar nemli bu gelenein korunmas?
Gelenek kelimesi detler, huylar ve tarih nakil gibi bir dizi anlamda kullanlr ama
benim iin gelenek, insanla vahiy yoluyla verilen kutsal kaynakl bir gerekliktir. Bu
retinin, bu kutsal direktifin korunmas ve uygulanmasyla bizim geleneimiz ortaya
kmtr. Ayn ey Bat medeniyeti iin de geerlidir. Hristiyan medeniyeti Hazreti
sann geliiyle kurulmutur. Bu geli, Hristiyan geleneinin balangcdr. Bu gelenek
btn eitleriyle kutsal Hristiyan mimarsi, teolojisi, etii ve farkl sosyal yaplarn or-
taya karmtr. slmda ise Kuran vahyi vardr. Bu da slm geleneinin balang
noktasdr ve bundan sanatyla, sosyal yapsyla, kanunlaryla btn bir slm medeni-
yeti domutur. Bu gelenei korumak nemlidir; nk Allahtan gelmektedir ve gerek
hakikat odur. (...)
slm bir niversite olabilir mi? demitik. Byle bir niversite var m yery-
znde?
1970te Mekkede ilk Dnya slm Kongresi dzenlendiinde bu gndeme gelmi ve bunu
takiben Malezya, Nijerya, Pakistan ve dier baz yerlerde slm niversiteleri almt.
Bunlara SLM NVERSTES DENYOR AMA GEREKTE SLM DEL-
LER. Evet eriat, Araba ve slm tarihi gibi konular retiyorlar ama, dier bilim alan-
lar retime entegre edilmi deil. Baka yerlerde eski medreselerin modernizasyonu
yoluna gidildi. rnein Ezher niversitesi. Buralarda da niversite slm olabiliyor
ama, mesela tb fakltesi olmuyor. TIB FAKLTESNDE SLM TIBBI RETL-
AKDEMYA
78
MYOR. MMAR FAKLTESNDE MSLMAN MMARLAR YETMYOR.
Bunlar Bat mimarsini Mslman bir isimle kopyalyorlar. Mimarn ismi John yerine
Ahmed oluyor. Ama yine de bir slm niversite mmkndr.
Bunun iin gerekli olan slm, felsef dnya gr nasl diriltilecek?
BTN NEML ENTELLEKTEL DNMLERN OUNLUK DEL
AZINLIK TARAFINDAN BALATILDIINA NANIYORUM. Modern ilm-fenn
dnya gr ortaya ktnda, yni Galile dneminde, Avrupada onu anlayan ve kabul
eden insan says 20den fazla deildi. Dediim gibi, dnm her zaman aznlk tara-
fndan gerekletirilir.
slm dnyasnda bu deiimi srtlanabilecek entellekteller yetiiyor mu?
Kesinlikle! Elli yl nce slm dnyasnda sadece iki tip entellektel bulunurdu. Birincisi
ananev ulem, yni Araba, Kelm ve slm fkh konularnn byk limleriydi. kin-
cisi ise tamamen Batllam entellektellerdi ama Allah, Bat ilm dncesinde yok-
tur. Ancak elli yl sonra bugn Trkiye, Malezya, Endonezya, ran ve Pakistan gibi
lkelerde gen entellekteller ortaya kt. Bunlar Derrida veya Heidegger hakknda ya-
zarken bile slm gelenei perspektifinden konumaya alyorlar. Bu, ok ok iyi bir ia-
ret. Elli yl nce bu yoktu. Bu adan gelecek hakknda ok mitliyim. Btn hayatm
bu kuan yetimesine adadm ve inallah bir eyler olacak.
Ama slm dnyasnda hl daha bir entellektel ksrlk var. yle deil mi?
Ben byle grmyorum meseleyi. te randa nde gelen baz bilim adamlar fizik ve
nkleer bilim alannda bir sr eyler baardlar. slmn Bat bilimine ok da byk
bir katk salayamam olmasnn sebebi kltreldir. lm bir problem deil yni. Biz z-
gvenimizi, kendi kendimize gvenimizi kaybettik ve sadece Baty kopya etmeye al-
tk. Mkemmel Trk veya Arab kalb cerrahlar var Amerikada. Ama BU
BAARILARI KEND MEDENYETNE MLETME AYRI BR EYDR. Bu da
zgven yokluundan dolay olmad.
Batnn durumu nasl? Felsefeciler noktasndan bakldnda Bat da bir tr fel
geiriyor gibi...
Bat bugn ok ama ok ciddi bir entellektel kriz geiriyor. nsanlarn bunun farknda
olmamasnn sebebi, teknolojinin ve Bat asker kudretinin gc. Tam da Roma mpa-
ratorluunun son dnemlerini andryor. O zaman da Roma lejyonlar Libyay kont-
rolleri altnda tutabildii mddete yanl giden bir ey yokmu gibi grlyordu. imdi
ok benzer bir durum yaanyor. Bat felsefesi artk bir kmaz sokakta. Heidegger bile,
Bat felsefesi benimle bitmitir. demiti. Bir felsef kriz var ve onun da yol at din
bir kriz var. Bunlarn da dnda bir evre krizi var ki Bat hayat tarzn, dnya grn
deitirmedii mddete zlemeyecek bir kriz bu. Bunu da yapmaya hazr deiller.
Srekli kozmetik zmler retiyorlar. Meksika Krfezinde yaananlara bakn. Bu, in-
sanlk tarihinin byk bir trajedisi. Ama kimse bu konuda konumak istemiyor. Evet,
Bat byk bir kriz yayor ve bu safhada Baty kr krne taklid etmeye almak
bir intihar olur.
Bat demokrasisi iin de mn buudu eksik deniyor. Demokrasiyi manev ihtiya-
larmz da karlayabilecek bir ekilde gelitirmek mmkn m peki?
ncelikle DEMOKRAS BR METOT; YN BR DEERLER SSTEM
DEL. Daha fazla insann katlmn salamaya alan bir ynetim metodu. Ama
bakn Osmanl dnyasna. stanbulda ok gl sultanlar bulunuyordu ve pek ok insan
Osmanlda demokrasi olmadn iddia etmitir. Ama kylerde muhtarlar kim sei-
Seyyid Hseyin Nasr: Trkiye Saf Fikirde nc
79
yordu? Bunlar btn Anadoluyu ynetiyorlard. Topkap Sarayndaki sultan tyin et-
miyordu bunlar. Mahall halk seiyordu. Yni o zamanlarda slm toplumunda ciddi
bir i demokrasi vard. Buna bakarak daha makro seviyede bir slm demokrasi modeli
gelitirebiliriz ve bunu yaparken manev deerlerimizi de kurban etmemiz gerekmez.
Ama Mslmanlarn bunun zerinde almas lzm ve kabul etmeliyiz ki politika ala-
nndaki durumumuz iler acs.
Son 200 ylda slm dnyasnda idar g srekli olarak artt, azalmad. Basamak ba-
samak oald. Sonu OLARAK BTN MESSESELERMZ YIKILDI. MD
DNP BATI GELENE LE BNA EDLM MODELLER KULLANMAYA
ALIIYORUZ. BUNLAR DA HER ZAMAN E YARAMIYORLAR; NK
FARKLI BR MEDENYETN RETT KURUMLAR BUNLAR. BZM HT-
YACIMIZ OLAN SADECE UYARLAMA DEL, AYNI ZAMANDA ORJNA-
LTE. Demokrasi Batda da ideal bir durumda deil. Batda para fertten ok daha
gl. Bunu Amerikada gryoruz. Eer milyoner deilseniz partinin aday olmak iin
bavuruda bile bulunamazsnz.
Son bir soru: Orijinal ve yeniliki fikirlerin yeermesi iin hrriyet ortamnn olmas
gerektii sylenir. Trkiyedeki hrriyet ve demokrasi ortamn bu anlamda nasl
deerlendiriyorsunuz?
ncelikle u yeniliki fikirler meselesine deinmek isterim. Doru kelimesine ne oldu?
Bu konuda doruluk nerede? Her yeniliki fikir, iyi fikir deildir. Siyaseten Karl Marxn
gayet de yeniliki olan fikirlerinin ayn zamanda iyi olduklarn syleyemeyiz. Marxn
lmnden sonraki bir yzyl boyunca on binlerce insann lmne sebeb oldu bu fikirler.
Yni asl kriter doruluk olmal. Her toplumda fikirlerin test edildikleri ve sadece doru
fikirlerin hayatta kalabildii bir ambiyans olmaldr. Altn anda slm medeniyeti
byle bir ambiyans oluturabilmiti. Aksi olsayd o muhteem mtefekkirleri yetitire-
mezdi. nsanlar birbirleriyle Allahn birlii dndaki her konuda tartabiliyorlard.
Tevhid her eyin stnde bir emsiye gibiydi. Onun iinde net bir tartma hrriyeti vard.
Ama bunu kaybettik artk. Son asrda modernizmin ykseliiyle birlikte daha da kst-
layc bir durum ortaya kt. (Demokratik!) hrriyet adna o slm ambiyans atmosferi
tmden ykld. nsanlar hrdler ama, sadece Batl fikirleri ifade etmekte hrdler.
Yoksa hapse atlyorlard.
Bugn Trkiyedeki atmosfer olduka iyi durumda. deal olduunu syleyemem ama
eer ENTELLEKTEL RETKENLK ALANINDA K LKE SAYACAKSAK
BUNLAR TRKYE VE RANDIR. BTN LM GELMELERN KALB
OLAN SAF FKR DER SLM LKELERNDEN DAHA FAZLA BU K L-
KEDE RETLYOR. Ben Trkiye ve rann entellektel konulara ciddi olarak eilen
kitablar en fazla basan iki lke olduunu dnyorum.
Netice olarak, Seyyid Hseyin Nasrn asl ihtiyacmz bunlara diyerek tek tek sra-
ladklarnn cevab; fikrin, ilmin, sanatn ve hayatn her sahasna zmler teklif edici
BTN BR DNYA GR hlinde verilmitir. 200 ciltlik Byk Dou-BDA
ktbhanesinde mndemi drtba mmur bu fert ve toplum idealini, slm devlet
modelini ve yeni dnya dzeni olmaya tlib medeniyet projesini Trkiyede yaayp
da gremeyenlere, grp de telaffuz edemeyenlere yahud kaynan rtp kopya ekerek
kendi medeniyet projesini tertibe davrananlara acaba ne demeli? Onu da siz takdir
edin.
AKDEMYA
80
Batda ezoterizm, egzoterizm, okltizm, illuminizm, teozofi, mistisizm, new age, mo-
dern spiritalizm, tradisyonalizm gibi akmlar, farkl ama, metod ve muhtev belirtseler
de, zellikle Aydnlanma a ve sonrasnda ortaya kmlardr. Tradisyonalizm, hemen
her alanda tarih ve ananev olandan kopuu ve bu kopuun sebeblerini eletiren mte-
fekkirler tarafndan gelitirilmitir. Batnn, zellikle mitoloji alannda beslendii m-
tefekkirlerin oluturduu bir akmdr. Gndelik hayattan bilgi anlayna kadar pek ok
sahada, ynlendirici unsurlarn, zaman ve mekn st lah-mukaddes ilkelere dayal
olmas gerektiini savunurlar. Ekoln ilk szcs, Fransz metafiziki ve yazar Ren
Gunondur. Benzer akmlarla mukayese edildiinde, Tradisyonalizm ok daha salam
bir yerde durur.
TRADSYONALZM VE DNLER TARH
Tradisyonalizm, dinler tarihi aratrmalaryla da yakndan ilgilidir. Dinler tarihi ara-
trmalar, Batda, zellikle smrge dneminde byk bir art gstermitir. Bununla
birlikte, dinler tarihi aratrmaclarnn Batl smrgeci gler tarafndan desteklendii
ve bu alanda ok tahribkr olduklar pek ok samimi ilim adamnn gznden kama-
mtr. Hatt bizzat dinler tarihi aratrmaclarnn yapt almalar, yukarda saydmz
akmlarn ortaya kmasna sebeb tekil etmitir de diyebiliriz. Mustafa Alc, Dinler
Tarihinde Metodolojik Problemler adl almasnda bu konu hakknda unlar syler:
- Sz gelii bu devirlerde disiplin, mahall kltrleri tanmak, yararlanmak ve kontrol
altnda tutmak gayesiyle siyas ve tarih hak iddia eden gler tarafndan nfuz altna
alnmak istenmitir. Bu etkileri dnemin Dinler Tarihilerinin almalarnda aka
grmek mmkndr. Sz gelii; ngiliz Dinler Tarihileri, klasikler ile Dou ve Afrika
dinleri almalarna; Fransz Dinler Tarihileri, Afrika dinleri ve klasiklere; talyan
Dinler Tarihileri, klasik dneme; Alman Dinler Tarihileri, Asya ve Yakn Dou ara-
trmalarna; Hollandallar, Endonezya ve Afrika dinlerine; Danimarkal ve sve Dinler
Tarihileri, Yakn Dou ve Asya dinlerine ynelmilerdi. Hatt ada Amerikan Dinler
Tradisyonalizm ve an Ruhu
Hlya Uyar
Tradisyonalizm ve an Ruhu
81
Tarihisi Timothy Fitzgerald, Dinler Tarihinin deolojisi konusunda yapt nl a-
lmasnda (The Ideology of Religious Studies, New York 2000), klasik dnem Dinler
Tarihinin kendini smrgecilikten arndrdn tam olarak sylemenin mmkn ola-
mayacan belirtir. Aslnda Friedrich Max Mller (. 1900) bile Dinler Tarihi disip-
lininin kurucularndan biri olarak 1870 ylnda verdii bir konferansta, ngiliz
smrgecilik ve emperyalizm kltrnn kendi akademik din almalarna madd ve
manev destek olduunu aka itiraf eder. Dahas Mller, Mukayeseli Din Bilimini ge-
litirirken dier teorisyenlerle birlikte hareket ederek ngiliz smrge merkezleriyle ta-
radaki smrge topraklar arasndaki uzaklk ve farkllklarn giderilmesi ve ilkel
dnemlerdeki atalarn karakteristiklerinin yerinde grlmesi iin altklarn ak bir
ekilde syler.[1]
Dinler Tarihi aratrmaclarnn ideolojik yaklamlar da, bu konuda kendilerine yaplan
eletirilerin banda gelir. Mesel, Max Mllerin Aryan rknn stnln savunduu,
Heinrich Frickin Nazi retmenler Birlii ve Nazi SS yesi olduu, Georges Dume-
zilin Nazi ovenizmini benimsedii bilinmektedir. Sovyetler Birlii ve Dou Avrupa
lkelerindeki pek ok Dinler Tarihisi de Dinler Tarihini kilisenin yok edilmesi ama-
cyla ele almaktayd. Ayn durum inde de grlm, Mao, ateizmi desteklemek ama-
cyla Dinler Tarihi alannda akademik almalar yaptrmtr. Mustafa Alc, bu tarafl
yaklam rneklendirmeye devam ediyor:
- Joseph M. Kitagawa ise, baskn ideoloji olarak Batl ve Avrupal olma unsurunun
ilerde Dinler Tarihi iinde nemli bir probleme yol aabileceini syler ve Batl olmayan
aratrmaclarn ie el atp, bu eletirilere kulak verip, bu yorumlar gzden geirmelerini
syler. Gnmz Trkiyesinde ise bu almalar dinler aras diyalog almalar bnye-
sinde yaplmaktadr. [2]
Dier taraftan, dinler tarihi ilminin Mslman icad olduunu syleyenler de bulun-
maktadr. Bunlardan biri de Dinler Tarihisi Eric J. Sharpe olup, ona gre ilk Dinler
Tarihi eseri yazma erefi Mslman ehristanye aittir.
TRADSYONALSTLER NE ARIYOR?
Bu yazy yazmamzdaki itici unsur, Martin Lingsin Modern Dnyann Manev Buna-
lm isimli kitabndaki an Ruhu balkl makalesi olmutur. Martin Lings, Tradis-
yonalist ekoln yazarlarndandr ve Mslman olmutur. Tradisyonalist ekoln nde
gelen temsilcisi ise Ren Gunon (Abdlvahid Yahya), Ananda Coomaraswamy
ve Frithjof Schuondur. Bu mtefekkir de, ann nabzn tutmak ve tesine gemek
mnsnda bir hayli yol katetmelerine ramen, gelinen noktada sadece, dinler tarihinin,
mitolojik ve mistik ilimlerin ortaya koyduu anlaylara anlam kazandracak btn bir
fikir sistemine ihtiyac olduunun altn izmilerdir. htiya olarak belirttikleri fikir
sistemi, bugn tam da Byk Dou-BDAy iaret etmektedir. Bu mtefekkir, zel-
likle mitler ve riteller konusunda Batnn en ok beslendii fakat (Trkiyede Mte-
fekkir Salih Mirzabeyoluna rev grld gibi) ademe mahkum ettikleri
mtefekkirlerdir.
1 Mustafa Alc, Dinler Tarihinde Metodolojik Problemler, slam limlerde Metodoloji Problemi, 11. Toplant, Tebli Metni,
stanbul 2004.
2 Mustafa Alc, a.g.y.
AKDEMYA
82
Tradisyonalizm, Trkeye ksaca sahih gelenek olarak tercme edilebilir. Ren Gu-
nonun tabiriyle, Tradisyonalist nitelikte olan her ey beer st bir unsur ierir. Btn
dinler, mitler ve kltrler tek bir kutsal kaynaktan gelir. Byle olmasna ramen birbirinden
farkl bu geleneklerin tek kayna gsteren yan batn buududur ki, bu da ancak manev
eitimden gemi, sezgi gc gelimi ahslar tarafndan fark edilir ve anlalr olabilir.
Bununla birlikte Gunon, btn geleneklerin eitlenmesi veya birletirilerek senkretik
(birbirinden farkl dnce, inan veya retileri kaynatrma) hle getirilmesini asla
uygun grmez. Bu minvlde, en bata saydmz ekollere kar olmakla kalmaz, bunun
sebeblerini de aklar. nk hakikat bize beer bir bulu olarak deil, vahiy kanalyla
gelir dncesindedir. Frithjof Schuon ise yle demektedir:
- Bir metafizik reti, kll bir hakikatin zihinde ete kemie brnmesidir. Bir felsefe
sistemi ise kendi kendimize sorduumuz belirli sorular zmeye ynelik akl bir abadr.
Peki ama on binlerce yln hikmetlerine utanmazca saldran felsefecilerin boboazlna
ne demeli? brahim tevhid kadrosu iinde slm, marifete ok merkez bir yer vermitir.
Vurgu, insan iradesinde deil; vahiyle -tabiatst cevhere sahib olduu konusunda- ikaz
edilen akl (intelligence) zerindedir. Hristiyan Grek diyalogunda iki taraf da haki-
katin bir yzn, ama yarm yarm dile getiriyordu. [3]
Gunon, Tradisyonu tamamen insan seviyeyle ve bu seviyenin psikolojik, sosyal buudla-
ryla ilikilendiren ada sapmann bir baka biimi de, tradisyonun baz ekillerini dinlerle
kartran, din ve tradisyonlar sadece insan unsurlarla aklamaya alan akademisyen-
lerdir der. Btn geleneklerin din bir biimde varlk gstermemesine ramen, kk
ilkeye dayanan tradisyonlara da dikkat ekmekte ve Uzakdou tradisyonu olan Ta-
oizm ve Konfyanizmi buna rnek olarak gstermektedir. Onlarn yeniden uyarlama-
lar olduunu syler ve Taoizmin mukaddes silsileye dayanan bir yn olmadn
belirtir. Batllarn btn bir Uzakdou geleneini (slm Tasavvufunu da bu sisteme
balayanlar vardr) bu sistemlere ml etmesine kzarak, ancak kyas yaplabilir der.
Yine ayn ekolden Mircea Eliade, hayatn mukaddes bir kkene sahib olduuna ve insan
varoluunun din olduu lde, yni hakikate katld lde tm bu imknlar gncel-
letirdiine inanmaktadr. Dinsizlerin bile dinden faydalandn, Marx rneini vererek
izah eder:
- Dinsizlerin ou, bu konuda hl dindar bir ekilde davranmaktadrlar. stelik din-
d insann varoluunun byk bir blm, ona varlnn derinliklerinden, u uuralt
ad verilen blgeden gelen damar atlaryla beslenmektedir. Bu szlerle mitolojilerin u-
uraltnn rnleri olduklarn sylemek istemiyoruz, nk efsanenin varolu tarz,
tam da kendini efsane olarak if etmesi, rnek olarak zuhur ettiini ilan etmesidir. Ek
bir rnek vermek iin, komnizmin mitolojik yapsn ve insann kaderine ilikin anlamn
hatrlatmak yeterlidir. Marx, Asya-Akdeniz dnyasnn byk lm sonras kader ef-
sanelerinden birini ele alp, uzatmaktadr; yni Dorunun (seilmi, kutsanm,
masum, haberci, peygamber; gnmzde proleterya) kendi lmyle insanl
kurtarmaya ynelik rol, bylece onun ztrablar dnyann varolu statsn deiti-
recektir. Aslnda Marxn snfsz toplumu ve bunun sonucunda tarih tazyiklerin yok
olmasnn en kesin selefi, Altn a efsanesinde bulunmaktadr; bu efsane birok gelenee
gre, tarihin ban ve sonunu karakterize etmektedir. Marx, koskoca Musevlik-Hristi-
3 Frithjof Schuon, Spiritual Perspectives and Human Facts
Tradisyonalizm ve an Ruhu
83
yanlk Mesih ideolojisinin bu saygn efsanesini zenginletirmitir: Bir yandan proleter-
yaya tand peygamberne rol ve kendini fed ederek insanl kurtarma fonksiyonu;
te yandan da sa ile Deccal arasnda olan ve birincinin niha zaferiyle sonulanan mah-
er atmaya kolaylkla yaklatrlabilecek olan, yi ve Kt arasndaki niha mcadele.
Marxn tarihin mutlak amac konusunda Musev-Hristiyan kaderci umudunu kendi
hesabna geirmesi de -rnek olarak- Croce ve Ortega y Gassetden ayrlmaktadr; bu
gibi dnrlere gre tarihin tazyikleri insanlk durumunun zne ilikindirler ve asla
tamamen yok edilemezler.[4]
Ayn ekoln yaayan en nemli temsilcisi Seyyid Hseyin Nasr ise modern sonras
(postmodern) dnyann meruluunu hesaba eker. Mslman reformcularn, slm
ve modernizmi badatrrken ne derece abesle itigal ettiklerinden bahseder. Akademik
evrelerde olduka sk rastland gibi, dinin fenomenolojik bir yaklamla aratrlma-
sna da kar kar. Bunu yaparken inancn nemini, din hakikat meselesini, Ruhun
byk ve kk grnmlerini, fenomenle numen arasndaki kanlmaz ilikiyi vur-
gular.
Dier bir Tradisyonalist yazar Lord Northbourne ise yle dnmektedir:
- Hep kendi kendisiyle ayn kalan Hakikat, bize srf beer bir bulula deil, zorunlu
olarak beer st bir Vahiy kanalyla gelir. Bizi ona balayan Gelenek zinciri byk nis-
bette ypranmtr; fakat kopana kadar yenilenmesi daima mmkndr. Din byk nis-
bette hissletirilmi, beerletirilmi, saptrlm ve hatt arptlmtr; zaman zaman
da profan [dinsiz] ideolojilerle ayn ama iin yni refah arttrmak iin yaran bir eit
idealizme dntrlmtr.
Lord Northbourne modernizm ve din arasndaki atmay anlatt makalesinde bir
tatbik fikrinin gerekliliinden bahseder ve yle devam eder:
- Buraya kadar sylenen her ey kabul edilse dahi, onun zel bir duruma -mesel kiinin kendi
durumuna- nasl tatbik edilecei hususunda problem var olmaya devam edecektir. [5]
Bu noktada Ren Gunon, modern dnyann bunalmnn fikr boluk, ilacnn da -
melen- BTN FKR ve onun hayatn her kesine tatbiki olduunu syler:
- Bu iki medeniyet arasnda ortak bir l bulmak nasl mmkn olur? nsan, iine
girdii bilmem hangi dnceyle kr olmadka nasl cret eder de madd stnln
fikr knty telafi edeceini ileri srebilir? Burada ancak saf fikir szkonusu edilebilir.
Modern dnya, bu lmcl inile uurumun t dibine mi inecek, yoksa Greko-Latin me-
deniyetinin knde olduu gibi srklendii uurumun dibine varmadan nce, bu
defa da yine yeni bir dirili mi olacak? yle grnyor ki, yar yolda duru artk hi
mmkn deil. Ayrca ananev retilerce verilen bilgilere gre Kali Yugann son saf-
hasna, bu karanlk an en karanlk dnemine gerekten girmi durumdayz. nk
gerekli olan basit bir dorulma deil, kll bir yenilenmedir. Her alanda bir dzensizlik
ve bir bunalm hkm srmektedir.[6]
Ren Gunon dil bahsinde uzmandr ve tam 11 dil bilir. Zamannda yle bir otoritedir
ki pek ok akademisyen kendi meruluunu gstermek maksadyla onu Msrda ziyaret
eder ve bunu malzeme olarak kullanr. Dil konusunda uzman olmasna ramen bu ko-
nuda kendisi de bazen kmaza girer ve bunu yle izah eder:
4 Mircea Eliade, Kutsal ve Dind, Trc: Mehmet Ali Klbay, Gece Yaynlar, Ankara 1991, s. 178.
5 Lord Northbourne, Modern Dnyada Din, Trc: ahabeddin Yaln, nsan Yaynlar, stanbul 2003.
6 Ren Gunon, Modern Dnyann Bunalm, Trc: Mahmut Kank, Hece Yaynlar, stanbul 2005, s. 18.
AKDEMYA
84
- branice, Araba gibi dillerde, kelimelerin anlamlar edeb sembolizmden tecrid edi-
lemezler. Bunlarn, kelimeleri oluturan harflerin say deerlerinin tyini bir yana, en
derin yni tradisyonel ve inisiyatik adan gerekten nem tayan anlamlar asndan
tam yorumlarn sunmak da bizim amzdan imknszdr. [7]
Ananda Coomaraswamy ise dil ve mn mevzuunda yle konuuyor:
- Anlalaca zere, dnyamzn artlarna uygun olan byle bir sembolizme bavu-
rulmadnda, bu konular beer dil ile anlalabilecek biimde ifade edebilmek tamamen
imknsz olur.
Coomaraswamy bylece, deta st dil - st mn meselesine temas eder ve yle bir
benzetme yapar: Kllerinden doan anka kuu misali tm dnyay yeniden dntrmeye
muktedir mnlar denizi.
Martin Lings, Ananda Coomaraswamy hakknda, 1947 ylndaki lmnden sonra
zellikle Symplegades - arpan Sular makalesi ve dier yazlarnn tesiriyle Batda
birok kiinin, daha nce ona eit bir ilim adamnn var olup olmadn tarttn sy-
ler. Hatt onun karsnda kendisini klm hissetmeyen hibir otoritenin bulunma-
dn iddia eder. Coomaraswamy ve Ren Gunon iin ise, birok adan ayn zemine
basyorlar; yine her ikisi de bu ayn hareket noktasndan modern dnyayla ilgili dehetli
eletiriler gelitirmilerdir. Coomaraswamy, Gunon gibi, zellikle bir sembol staddr.
demektedir. [8]
Tradisyonalist yazarlarn, ounun Batl olmas ve bu literatre hkim olmalar hase-
biyle, modernizm ve Baty sorgulamada ok gl argmanlar vardr. Fakat moder-
nizmi eletirirken yerine alternatif bir ey koyamamalar pek ok yazar tarafndan
eletirilmitir. Kendileri de zaten bunun farkndadr ve bunun insan bir abayla olu-
turulamayacan, yine inisiyasyona [slk, irad] bal sistem tarafndan kendiliinden
gelieceini vurgularlar.
Ren Gunon, Batllarn slm medeniyetinden iktibas ettikleri fikirlerin mahiyetini
anlayamadklarn syler. Batllarn yine kendilerini Yunan medeniyetinin dorudan
miraslar olarak grdklerini, oysa Yunanlardan arta kalan dncelerin slm d-
nrleri tarafndan ciddi bir biimde incelendikten sonra Batya getiini belirtir. Keli-
meler, dncenin aa vurulmasnda tek aratr; o hlde, dncelerle beraber bizzat
slam kavramlarn da birlikte tand sonucunu karmann son derece kolay olduunu
syler. Bat veya Yunan dillerine gemi Arab tesirinden bahseder. [9] Bu bahiste bile
bile suskun davranan tarihilerin samimiyetsizliini vurgular. Dantenin bn Arabden
etkilendiini, hatt birebir iktibaslar yaptn, Dante ve Ortaada Din Sembolizm ki-
tabnda inceler. [10]
Tradisyonalist yazarlarn o zamanki dergilerinde yaptklar tartmalarda en ok dikka-
timizi eken ey, slm Tasavvufuna duyduklar hayranlk. Bir kelime zerinden yap-
tklar tartmalar ve slm Tasavvufuna verdikleri deer, hakikaten ayrca incelenmeye
deer. Martin Lings yle der:
7 Ren Gunon, Geleneksel Formlar ve Kozmik Devirler, Trc: Fevzi Ltfi Topaolu, nsan Yaynlar, stanbul 1997, s. 59.
8 Martin Lings, Onbirinci Saat -Modern Dnyann Manev Bunalm-, Trc: Ufuk Uyan, nsan Yaynlar, stanbul 2002den
an Ruhu balkl makalenin tam metni: www.morates.tripod.com (25 Temmuz 2010).
9 Ren Gunon, slm Maneviyat ve Taoculua Toplu Bak, Trc: Mahmut Kank, nsan Yaynlar, stanbul 1989.
10 Ren Gunon, Dante ve Ortaada Din Sembolizm, Trc: smail Tapnar, nsan Yaynlar, stanbul 2001.
Tradisyonalizm ve an Ruhu
85
- Gunon, ayn zamanda, esas itibariyle modern dnyann yanllaryla ilgili kitablar
da yazmtr. Yine bu kitablarn arka plannda tasavvuf her zaman iin gerekli tek ey,
dnyay normal rayna oturtmak iin vazgeilmez temel ta olarak var olagelmitir.
Gunon sembolizm ilminin de esiz bir staddr ve eserlerinin bir ksm bu konuya ay-
rlmtr. Bu dnya kumann sembollerle rlm olduunun uurunda olmak, modern
insann eitimi srasnda kazand bir ey deildir.
Martin Lings, an Ruhu isimli makalesinde; [bu yzyln,] uzatmalaryla bir-
likte, 1500 yl nce kurulan o mstesn insan topluluunun en son safhas olduu sylene-
bilir. Benzer ekilde bu yzyl ayn zamanda birok dier Hindu, Amerikan yerlisi, yahudi,
Budist ve slm toplumunun son safhasn belirliyor. Batda Demir a, Hindularda Kali
Yuga, Mslmanlarda hir Zaman olarak bilinen bir zaman diliminde yaamaktayz der.
Mesihin vizyonunun yenilemek olduundan bahseder. Bu misyonun an ruhu
olduunu syler ve bu misyonu eitli izahlarla Ren Gunon, Ananda Coomaras-
wamy ve Frithjof Schuona balar. [11] Yni bu lnn, an ruhunu temsil ettiini
syler. Bu ahslarn elbette byle bir iddias yoktur ve Martin Lings de byle bir iddiay
reddedeceklerini belirtmitir. Zaten Ren Gunon, daima, bir devrin sonuna gelindiini
ve sadece buna uygun ortam hazrlamaya gayret edilmesi gerektiini pek ok kitabnda
vurgulamtr.
Netice olarak unu syleyebiliriz: Bu ahslar, an ruhunu -Martin Lingsin ykledii
anlamda- kesinlikle temsil etmiyorlar. Kendileri de bunu aka ifade ediyorlar. Onlar
sadece an ruhunun ne olduu yahud olmas gerektii konusunda doru tesbitler ya-
pyorlar. Vahiy kaynakl derun-mistik gelenein doru bir anlayla aslna irc edilmesi
gerektiine iaret ediyorlar. Mesel Hseyin Nasr, hayatn tm meselelerini kuatc
kll bir slm dnya grnn gereklilii zerinde duruyor. Gerekliliini apak tes-
bit ve iaret ettikleri ise, tam da bugn Byk Dou-BDA fikir sisteminin gerekletir-
dii misyon oluyor.
11 Martin Lings, a.g.y.
AKDEMYA
86
GELENEKLER VEYA KKLER
Gelenek: Bir cemiyette zaman iinde meydana gelen kltr birikiminin neticesi olan
her ey, anane.
Anane: Azdan nakledilen sz, haber
Lgatte rf: nsanlar arasnda gzel grlm, red ve inkr edilmeyip mkerreren ya-
plagelmi olan eydir. Bu kelime; ihsan, marf cd, seh, bezl ve at olunan, atiyye, ta-
nmak, bilmek, bili, ikrar eylemek, arka arkaya tetebb ve tevli etmek, Allah tarafndan
ull-emre ve sultana tevd olunan hkm, mstahsen, yni Hazret-i Peygamberin iyi
grd eyler gibi mnlara gelir
Fkhta rf: eran ve eriata bal; akl- selm sahiblerince mstahsen olup mnker
olmayan ey demektir. rf, eriate eer muhalif olursa, gayr-i mer olur, onunla amel
edilmez ve onun izlesi lzm gelir
Hukukta rf: det, muhakkemdir [hakem klnr]. (Mecelle: 36).
Nsn istimli bir hccettir ki, nnla amel vcib olur. (Mecelle: 37).
rfen marf olan ey, art klnm gibidir. (Mecelle: 43).
detin delletiyle hakk mna terk olunur. (Mecelle: 40).
rf ile tyin, nass ile tyin gibidir. (Mecelle: 45).
rf-i ns: nsanlarn det edindikleri, beendikleri alkanlk hlleri, ananeleri ve te-
lakkleri
Geleneki: Gelenek taraftar; soysuz yenilemeye kar gelenekten gelen deerleri sa-
vunan ananeci.
Gelenekilik: Geleneklere deer verme temyl, hakikatin ls ve kayna olarak
gelenei, rf ve adetleri gren doktrin. TRADSYONALZM.
1. Pratik bir davran olarak, teamllere, ananeler ve gemie it fikirlere ballk.
2. Siyas idare ekilleri ve din-itima teaml muhafaza etmek gerektiini savunan dok-
Din Vesyetindeki Gelenekler
Kavimlerin Gerek Klavuzlardr
Sedat Bulut
Din Vesyetindeki Gelenekler Kavimlerin Gerek Klavuzlardr
87
tirinin ad. Bu doktrin, bunlarn nazar prensiblere deil, ananelere dayandna, bundan
dolay, bu kabil messeseleri tashihe almann, nazar grlere dayanarak bunlar
fed etmenin doru olmadna, bu messeselerin cemiyetin gerek ihtiyalarnn ken-
diliinden ilham etmesiyle doduuna, akln bunlar zerinde yapaca tenkitlerin zarur
olarak, noksan, sath ve tutarsz, dolaysyla zararl olacana inanr.
3. Tarih olarak, ok husus bir mnda; bu kelime Bonald ve Lamennaisnin doktrini
iin kullanlr. Buna gre ibtid bir ilham, btn bilginin esasdr, hakikat ancak ve
ancak anane (tradition) ve hususiyle kilise ananesiyle bilinebilir. (Bkz. S. Hayri Bolay,
Felsef Doktrinler Szl)
Bu tarif ve tavsifler nda bakarsak, msbet erevesiyle gelenek, bir cemiyetin, kav-
min, milletin, medeniyetin kkleri veya kk deerleri, bir deyile kalbi mertebe-
sindedir. Geleneklerini tmden yitirmi bir insan topluluu, bu bakmdan kimliini ve
hayatiyetini de yitirmi demektir. Gelenee din zviyesinden baktmzda ise, dinler
kavimler st bir kymet ve st sistem mns tarlar ki, kklerin de kkdrler. Din
karsnda mahall gelenekler, beden bir anlama daha yakn dururlar. u hlde, aslo-
lan, din tefti ve vesyetindeki kadm ve mahall gelenekleri muhafazadr.
Bat dnce tarihinde yenilikilerle kadm gelenekiler arasndaki ekime, kendi kay-
naklarna gre, ilk kez Felsefe ile Lirik iir arasnda grlr. Daha sonra din ile felsefe,
din ile bilim ve felsefe ile bilim arasnda amansz savalara sahne olan Bat dnce ta-
rihinde, gemii topyekn bir inkr belki szkonusu olmasa da, yine de eskinin tahribi
ok byktr.
Bat medeniyeti mensublar Rnesansla birlikte hayat anlaylarn deitirmi, Sem
merkezli dini ve din mihrakl ananev deerlerin ekseriyetini red ve tasfiye ederek, yerine
arz merkezli Darwinist-Natralist, Hmanist-Rasyonalist anlay getirmitir. Bir dier
ifadeyle, ilim ve akln ndan baka bir doruyu bulma vastasnn olmadn iddia
ederek, kendi cemiyetlerini ve dier milletleri bu anlayla sevk ve idare etmeyi kendi-
lerine vazife addetmilerdir. Bu srete dini vicdanlara ve kiliseye hapseden Bat adam,
gelenekleri de hayatn ak ierisinde gitgide etkisizletirip, nostaljik bir ortamn hava-
snda mziyi solumak isteyenlerin zevkine terketmitir.
br taraftan, Bat medeniyeti idareci ve aydnlarnn din ve gelenekleri bylece tah-
ribi, tahrifi, tezyifi ve dolaysyla bunlar zerindeki hkimiyeti, nc Dnya lke-
leri denilen smrgelerdeki idareci ve aydnlar da cezbetmitir. Bylece, dine, din
referansl geleneklere, yni mziye dmanlk; dardan Batl idareci ve aydnlar, ie-
riden smrge idareci ve aydnlar vastasyla, bask altndaki ve aalk kompleksi iin-
deki nc Dnya insanlarnn kafasna kaznmtr. Oysa bu, kendi varln ve
kimliini inkrdan baka birey deildir.
Elbetteki Bat, kendi dnya hkimiyetini tesis amacyla, zellikle mslman kavimlerin
kendi mzi ve geleneklerini hor grmesi iin elinden geleni ardna koymayacakt.
Ancak, bu i, Batya veya hariteki hi kimseye dmez. Unutulmamas gereken udur
nk: Geleneklerin i yzn uzaktan idrak mmkn olmad gibi, bir gelenekteki
mn hazinelerine -yakndan bile olsa- seyirci olarak vkf olmak da szkonusu deildir.
Zira, gelenekler, herkesin kalbinin kendi iinde ve kendi iin atmas gibi, bizzat itirak
edilerek, yni yaanarak anlalr. Bu yzdendir ki, bir gelenei tahlil ve netice itibaryla
hkm vermek, o gelenei yaayan insanlara mahsus bir imtiyazdr. O hlde; Bat kendi
AKDEMYA
88
deerler levhasndan hareketle dndakileri yarglarken nasl hakszsa, smrge ay-
dnnn da Batnn ayn deerler levhasna istinden kendi milletinin deerlerine ilkel,
hurafe, safsata, akld vb. damgas basmas ayn derecede hakszlktr, hatt samalktr,
hatt ve hatt ihanettir. hanettir, nk dmann baarmak istedii tam da budur. Car-
losun (Ilich Ramirez Sanchez-Salim Nuri) dedii gibi:
- nsanlar sonsuza dek blmek, din savalarnn nefret tohumlarn ekmek, medeniyetler
atmas endiesini beslemek, toplumlar bir btn olarak tutan, biraraya getiren balar
koparmak, her eyi ticar met hline getirerek insan kltmek, aile balarn kopar-
mak, arkeolojik eserleri plnl hrszlklarla alp lemml hafzay oluturan son tarih
kalntlar silmek Zrhllar, tapnaklarn kaplarn yamalanabilmeleri iin ykyor.
Sanat kaaklarnn avular kanyor ama, asl ama Bbilin gurur dolu hatrasn
ele geirerek Irak kk drmek. BR HALKA HKMETMEK iin ncelikle o halk
aalamak gerekir. Bunu yapmann en kestirme yolu da GEMN AAILAMAK-
TAN GEER.
Yni, dinini, mzisini, geleneini aalamaktan...
GELENEK DMANLARI
Rnesans takib eden bir cereyan olarak, 18. yzylda Batda Aydnlanma ad altnda
her trden din ve gelenee kar duran bir felsef akm gelimitir Aydnlanmaclar
kategoride tasnif edilebilir:
Birincisi; Hristiyan vahyini kabl fakat, Kilise ve rahiblerin otoritesini reddedenler
kincisi; Kilise ve rahiblerin mutlak otoritesini redle birlikte, Vahyin de ilim ve akln
nda tenkidinin yaplmasn ngrenler
ncs; din ve geleneklerin modern toplumlarn azam ihtiyalarn karlayamad-
n; itima asayii salamada yetersiz kaldn ve dolaysyla tarihin mezarlna g-
mlmesi gerektiini vurgulayanlar.
Bu son kategorideki aydnlar, reddettikleri deerlerin yerine pozitif mekteb yahud
nsanlk Dini - Religion of Humanity diye tbir ettikleri hmanist-rasyonel akm
yerletirir. Bu akmn tannm ahsiyetleri Comte ve Renann idrak nazarlarna gre,
gemite kalan herey btl ve hurafe yndr ve dolaysyla miad dolmu olan deer-
lerdir.
Rnesanstan sonra Batda yeeren her deerin yansra, her moloz yn da Douda
mteri bulmutur. Bu mndan mlhem olarak, slm dnyasnda Batdan ithl edilen
gelenek dmanlnn gdclne soyunan iki snf zuhur etmitir:
Birincisi; Sekler akmn temsilcileri; yni din dmanlar
kincisi; Oryantalistlerle; ze dn projesi iddiasnda bulunanlar ve onlar taklid
eden zmre.
slm dnyasnda birinci kategoride olanlara baz misller: Msrl felsefeci Zeki Necib
Mahmud, Arab ve slm miras, dayanan kaybetmitir, aslolan Allahla insan deil,
insanla insan ilikisidir der ve gemii, mit ve irrasyonel iliki olan Arab zihniyeti ola-
rak yorumlar 1949 Lbnan doumlu ve Pariste yaayan Amin Maalouf da, Tek
zntm, ektiim tohumlarn yeerdiini grmemektir. Zulm Dou halklarn ezmekte
devam ediyor. Yobazlk, hrriyetin sesini bouyor... Senin yok etmen gereken, yzyllk ge-
Din Vesyetindeki Gelenekler Kavimlerin Gerek Klavuzlardr
89
leneklerin ykdr. diyerek Mahmudu takib eder Dinin lmn defaatle telaffuz
eden marksistlerin temsilcisi Fasl Abdallah Laroui ise; Ananev slm anlay artk
kabl grmeyen entellektel kavramlara dayal dnme esaslarn ihtiv eder eklindeki
oryantalist tezi paylar
Bkleri, Fuzlleri, Yunuslar unutmalyz ve hatta adlarn dahi unutturmalyz ()
Avrupa medeniyetine ye olabilmek iin diyen Nurullah Ata, ctihad Oca kuran
Abdullah Cevdet ve Yunan hayran olan Sabahaddin Ali gibi Trk entelijansiyas da,
kklerini yitiren Arab entelijansiyas gibi, slm mirasn reddetmeyi ve Bat rasyonaliz-
mini kabl (taklid) etmeyi teklif eder. Bunlar iin atalar-gelenekler, geri kalmln
ba msebbibidir. Sadece bunlar m? Tanzimat, Merutiyet ve Cumhuriyet aydnlarnn
ekseriyeti bu kanaati paylar
slm dnyasnda, dinsiz Aydnlanmaclarn yansra, kendilerini ze dn-Kurana
dn gibi sfatlarla takdim eden ikinci snfa dahil zmre, Bat tarafndan slm dn-
yasna giydirilen ilim ve akl mahrumu ilkeller-barbarlar esvabnn cenderesini kra-
mam ve slm modern anlaya baml bir ekilde yorumlama sevdsna dmtr.
Bu zmrenin ilk temsilcileri, Mason olduu belgelenen Efgan, akl ve vahyi eitleyen
Abduh ve R. Rzadr Bunlardan sonra gelen S. Kutub iin gelenek; kaln tortu ve
slm d her ey demektir ve bu gelenee; yni Fkh, Tefsir, Hadis, Tasavvuf, lm-i
Kelm..., velhsl slm adna her ne varsa hepsine Yunan mitolojisi ve Yahudi ve Hris-
tiyan hurafeleri bulatrlmtr. M. Esed de bu gelenee kaln tortu damgasn basar.
Z. Gazal, ibadetleri bile uursuz gelenek addeder. Mevddye gre gelenek ve ayn
zamanda slm Tarihi Cahiliyyenin cirit att sahadr. Fazlurrahman hadlere dahi
riayet gstermez ve Kuran bile tenkid edilmeli der. Garaudy ise gelenekleri entegrizm
ad altnda mahkm ederken, Ehl-i Snnet mezheblerini taassubu ve donuk, Osmanl
Devletini smrgeci ve barbar fakat, Nsr ve Kaddafnin; slm Sosyalizmini;
makl olarak nitelendirir.
Osmanl topraklarnn merkezinde bu akmn bilerek yahud bilmeyerek ilk savunuculuunu
yapanlarn, Mustafa Sabri Efendinin hmna urayan Haim Bey ve (gelgitlerinden do-
lay) kif olduunu syleyebiliriz. emseddin Gnaltaybunlar takib eder. Yine bu esnda,
N. Topuya gre, Ananev mslmanlar ilk an sihirbazlar gibidir. Seksenli yllardan
sonra kfrn iltimas altnda gibi byyen bu akmn nde gelen temsilcilerinden E. z-
kana gre gelenekler Molla takmnn hezeyanlardr ve slm bostannda Amerika ve ngiliz
dursun, Mollalar karn der. lmnden sonra zkann dergisinde grnen A. Mft-
oluise, Gelenek ve Modern dnce ayn dedikten sonra, gelenekleri hayl, mslman-
larn tarihini de kara tarih olarak yorumlar. M. slmolu Ananev yaklam Kurana
aykr derken; A. Erkamiin slm on be asrdr tahrib eden gelenekilerdir
Bunlarn hemen hepsi, kendi tbirlerine gre, Post-Modern yahud Evrensel Msl-
manlardr. Yz otuz ksr yldr; gelenek dmanln gelenek hline getiren bu
zmre, Osmanl ve tarih dmanlyla beraber, mezheb ve tasavvuf ballarna da k-
llarn knndan syrmlar; uydurma hadis yaftas altnda hadis dmanl yapm-
lar, btn yorum ve tevil yaftas altnda da Beyzv ve Ebus-Suud bata olmak zere
gemi hadis ve tefsir ulemsna az dolusu tahkir ve tezyiflerle saldrmlardr.
Ne var ki ve ilk bakta ne acaibtir ki, bu zmrenin ekseriyeti, Hogr ve Kardelik;
brahim Dinlerin Diyalou gibi sloganlar altnda slm d kimselerin inanlarna da
AKDEMYA
90
sayg duyulmas gerektiini srarla vurgulamaktadrlar. Mezheb ballarn taassubu,
takliti, hurafeci ve bidat yaftas altnda tahrik ederek mriklerin itikadndadrlar
demeye getiren bu zmrenin mensublar, Kuran slm; Kuran merkezli hogr yaf-
tas altnda Hristiyan ve yahudilere cennetten arsa letirmekte; onlarn da Allaha,
Ahirete iman ettikleri ve Evrensel Bara katk saladklar takdirde cennetlik olacaklarn
mjdelemektedirler. Evrensel Bara katk(!)nn ne menem birey olduu, Irakta,
Afganistanda, Filistinde, Somalide ve slm dnyasnn saysz kesinde herkese
gayet net grlmken hem de.
Peki Hristiyan-yahudi gruha, Batl barbarlara bu fikr ve itikad yaknlk neden ileri
gelmektedir? Cevab bizim iin bellidir: slm dnyasnda gelenek dmanln ha-
zrlayan, kkrtan ve gelitiren Batdr, Batldr, Batcdr. Hliyle, slm dnyasndaki
mahall gelenek dmanlar da belki bir ksm farknda bile olmadan- Batya, yni
ze dnmekte ve onlarla ayn cenneti paylamak istemektedirler. Bu bakmdan, ge-
lenek dmanl mterekliinde kucaklamalar son derece tabidir ve bu netice hi
de artc deildir.
Halbuki, uurlatrlmas gereken, kr bir gelenek dmanl deil, btla, yanla, hak-
szla, irkinlie dmanlktr; ister yeni olsun, isterse eski. Tefsir ehli der ki:
- Bir eye tbi olma sebebi; eskilik, yenilik veya atalar yolu olup olmamas deil, Allahn
emrine ve Hakkn deliline uygun olmasdr. Allahn emrine uyan ve yaptn bilen ata-
lara uyulur. Aksine, Hakkn emrini tanmayan, ne yaptn bilmeyenlere, atalar bile
olsa, yine uyulmaz. Bu durum, eskilerde byle olduu gibi yenilerde de byledir.
O kadar
NASIL BR GELENEK?
Kurana bal; eriate bal; akl- selm sahiblerince mstahsen olup mnker olmayan
yni slmn tavsiye ettii ve yasaklamad; fayda devireceimiz btn gelenekler
bizim irfan hazinemizdir. Biz bu erevedeki gelenee evet deriz diyerek, pein fik-
rimizi batan syleyelim.
tima hayat yaayan zmrelerde birok fikir, tavr ve davrann ortaya kt ve bunlarn
bir ksmnn belirli bir sre sonra rf-det; gelenek eklini ald ve nesilden nesile tavars
ettii bir hakikat. Tarihte birok kavmin, kendilerine atalarndan tevars eden gelenek-
lerinin bir ksmn, o kavmin hkim, hakm veya lim ahsiyetleri eliyle hukuk kurallar
hline getirdii bir hakikattir. te bu hakikat, hukuk ve gelenek arasndaki alkay
gsterir.
Ayn ekilde, gelenekilik ile muhafazakrlk arasnda da derin bir alka vardr. Bu
erevede; bizim iin nasl bir gelenekilik-muhafazakrlk gerekli yahud makbl diye
sorulabilir. rfan Sultanndan, Onun Kltr Davamz adl eserinden renelim:
- Muhafazakrln mns ve deeri mevzuuna gre deiir Bellibal husus er-
evesinde hlsa edersek:
Birincisi Bir toplumdaki sosyal-siyasi (liberal-sosyalist-muhafazakrlk) gruplama iinde,
ne olursa olsun deiimlere direnen ve her yeni durumda mevcutta-statkoda kalan.
kincisi Ayn dnce iinde, deiimler karsnda tekmlc ve ihtill-inklbya
kar mevcutu kafa.
Din Vesyetindeki Gelenekler Kavimlerin Gerek Klavuzlardr
91
ncs Bal olunan dnce ve hayat tarznda tavizsizlik.
Genel olarak, hkim tavryla muhasebesini yapmak, ayklamak, dzeltmek ve emrimize
almak, en azndan bunun uurunda olmak yerine, direne direne mahkm oluumuzla bi-
rincinin iindeyiz. Mesel; filn veya falan adam ok muhafazakrdr denilirken, neyin
muhafaza edildiinin deerlendirilmesine yanamakszn mslmanlkla muhafazakr-
ln zdeletirilmesi, bylece slmn o mahkm kafa ve tavra indirilmesiyle, bizim ol-
mayan bu snflama iindeyiz. Oysa, nasl akl reddetmeyiimizle aklc, msbet ilmi
reddetmeyiimizle pozitivist, maddeyi istismardan bahsederken maddeci, gerektii yerde
gerekeni yapmaktan bahsederken pragmatist deilsek, muhafazakr da deiliz. (...)
- Bizim muhafazakrlmz, liberal, sosyalist ve muhafazakr gruplandrmas iinde
yerini alan ve yeni veriler ve deiimler karsnda direnen mevcutu-statkocu mnda
muhafazakrlk deil, lden kl kadar taviz vermeme mnsna muhafazakrlktr
ki, sonsuza ak bir tekmlcl belirtir. Biz tek tek insan olarak ve toplum hlinde,
Reslnn gsterdii yoldan Allaha varma gayesinin belirttii bir tekmlcyz; tek-
mlclmzn nitelii de i olu ve d olu amac olarak bu. Mutlak Fikre
nisbet iindeki bu sonsuz tekmlclk nnde btn aykr dnceler, kendi nitelikle-
riyle snrl, tutucu ve muhafazakrln temsilcisidirler.
Tm bu hususlar erevesinde diyebileceimiz u ki, dman bir medeniyetin kltr
emperyalizminin tahakkm altnda kvranan; onu taklide koyularak dman dnya-
nn kltrel deerlerine boyun een; ve iinde bulunduu geri kalml, mahkmiyeti
ve ahsiyetsizlii, ecdadtan kendisine intikl eden madd ve mnev deerlerle gelenek-
lerin sakatlnda arayan bir zihniyet, nihayetinde istikllini dahi kaybeder. Biz, kendi-
miz kalmak ve hkim olmak istiyorsak, sonsuza ak bir tekmlclk belirten
muhafazakrlmz ve bu izgideki geleneklerimizi muhafazaya ve hayatmza tatbike
mecburuz. Zira; Nesilden nesile kadm hakikatlerin aktarcln stlenen din ve dinin
vesyetindeki gelenekler, kavimlerin gerek klavuzlardr ve bu tr geleneklerin rettikleri
her zaman dorudur. Eer insanlar, bilgelerin szlerini doru yorumlayamadlarsa, hata
kendilerinindir
Bu erevede; mziden bize intikl eden geleneklerden ananlarn bir ksmn tamir
etmek, bir ksmnn yerine de yenilerini yerletirmek sretiyle hayatmz tahkim etmek
zorundayz. Tahrib ve tahrif edilen geleneklerimize gelince; bunlar da aslna irca
etmektir vazifemiz. Niin? nk; din vesyetindeki geleneklerini kaybeden ve onlar
reddeden milletler kendi olamayaca gibi, ayn ekilde hibir Medeniyet-Umran
da geleneksiz yni mill ruhsuz in olunmamtr.
GELENEK DEMEK MLLET DEMEKTR
Millet: Din, inan, ilh hkmlerin tamam. Bir din veya mezhebe mensub olanlarn
tamam; mmet Belli bir fikir etrafnda kenetlenmi topluluk; Kfr tek millettir
ihtar Ayn din, inan, tarih, dil, gelenek, kltr, ideal ve vatan birlii olan topluluk,
kavim Osmanl toplumunda bir kavme millet denmesi on dokuzuncu asrdan iti-
baren yaygnlamtr
Millet-i brahim: Hazreti brahim Halilullahn dini, hanf olan tevhid dini
Millet-i Beyz: slm milleti, slm mmeti. Btn Peygamberler ve onlara hak zere
tbi olanlarn tamam slm Milletine mensubtur. Bizim milliyetiliimiz de, buna
nisbeten
AKDEMYA
92
Salih Mirzabeyolunun Damlaya Damlayada iaretledii:
- bir milletin gerek yurdu ve hakiki Arz- Mevudu, mnev vatandr: Ruh tek-
mln gsteren bu mnev cebhe yzndendir ki, millet, bir takm insanlarn bir araya
gelip muayyen bir toprak paras zerinde kalabalk kurmalaryla deil; din, dil, tarih
ve anane itiraklar ve mterek mnev kymetlerin stnlyle mtenasib tekml
belirtmeleriyle kaimdir.
Bir milletin mneviyat ne kadar zengin ve kuvvetliyse, onun yaama hakk ve kabiliyeti
de o derecede meyyideli olur. Mill mneviyat douran balca varlk, din ve onun ta-
hasss ve tefekkr aynas olan dildir. Mesel iinde Divan Edebiyat bulunmayan bir
Trke, nasl iftihara deer bir lisn olmak talihinden mahrum kalrsa, edeb eserlere
zemin tekil edemeyen bir dil de, bizzat yaamad gibi, it olduu milletin de hayatta
olmadn ilna memurdur.
Gerek lgat mnlarndan ve gerekse Mtefekkirin ifadelerinden anlalaca zere
MLLET; her ferdi birbirinden habersiz, birbirini sokakta tanyan-tanmayan srden
farkl olarak, ayn din, dil, tarih ve anane [gelenek] itiraklar ve mnev kymetleri ile
birlik ve beraberlik belirten belli bir topluluktur. Yni, din, dil, mzi, gaye ve ideal birlii
olan toplulua Millet denir
Her millet, dier milletlerin kltr birikimlerinden daha ziyde, kendi kltr birikim-
lerine deer verir ve ecdadtan gelen bu kltr birikimleriyle oluturulan messeseler
sayesinde toplumlarn belli bir istikamette sevk ve idare ederler. Toplumu sevk ve idare
eden otorite veya hkmetler, ayet ecdadtan intikl eden ve zamann icablar ge-
rekesiyle, kk mzide olarak toplumun barndan kan bu fikr ve mnev deerleri
tatbikten menederlerse, hatt baka milletlerden ardklar yeni eyleri bnyeletirmek-
sizin, getirisini gtrsn tahlil etmeksizin yahud fikr metabolizmasnn sindirip sin-
diremeyeceini hesaba katmakszn toplumlarna dayatrlarsa, hem byk bir
huzursuzlua hem de ruhsuz ve kksz bir nesil olumasna sebebiyet verirler. Zira,
her milletin gerek klavuzu, mensub olduu, din, dil, tarih ve ananelerdir. Bu deer-
lerine gerei gibi sahib kmayan her millet, sonunda ya yok olur yahud da baka millet
ve medeniyetlerin tahakkm altna girer.
Mzi, bir milletin hafzasdr. Mzi uuru, hl ve istikbl iin zorunludur. Bu uurdan
mahrum olanlar, zayf ve iktidarszdr. Mzinin veya din, dil, tarih ve ananelerin, mil-
letin shhat ve hayatiyetine kefl olan irfan hazineleri olduu hatrlanrsa, bu irfan hazi-
nelerine gerei gibi sahib kmayan sahibsiz cemiyetlerde, bezirgn siyaset adamlar,
arlatan ilim adamlar, soytar sanatkrlar, smrgeci efendilerine satlm aydnlar, kor-
kak askerler, fakir-fukaray iliklerine kadar smren sermaye grublar vesaire ke ba-
larn tutar ki, liyakat krssn artk bu kkszler ve liykatsizler igal eder. Dman
bir medeniyet karsnda malb, z medeniyetine srtn dnen bu zmre, kendi milleti
ve mzisi karsnda ceberrut kesilir
Neticede gryoruz ki, asrlardan beri cemiyetimize yerlemi olan inanlar, fikirler,
gelenekler, hisler ve ahlk kaideler, sistemli bir hareketle ve en ar bir ekilde yok
edildi, ediliyor. Yok edilemeyenler ise, ar bir tahribat ve tahrifat altnda
Hametli tarihimize, adletli ahsiyetimize, mmtaz geleneklerimize yaplan saldrlar,
kimi zaman Osmanly ve nceki slm Devletlerini, kimi zaman da Drt Hak Mezhebi
Din Vesyetindeki Gelenekler Kavimlerin Gerek Klavuzlardr
93
dahi hedefleyebiliyor. Bunlar bizi millet olarak hayatta ve ayakta tutan temel kymet-
lerimizdir oysa.
Gelenee kar olan soysuz yenileme taraftarlarnn bu saldrlarna kar koymak,
ancak geleneklerimizi yakndan ve doru bir ekilde tanmakla, anlamakla ve herkese
anlalmalarn salamakla mmkndr. Bu vazifeyse, bilhassa, milletine sadk her vic-
danl aydnn boynunun borcudur.
AKDEMYA
94
Gnmzn en ok tartlan konularndan birisi de modernizm meselesidir. Bu konu
hakknda pek ok kitab, makale ve sempozyum bildirileri yaynlanmtr. Ancak konuyla
ilgili yaplan tartmalara bakldnda, problemlerin ak bir ekilde ortaya konulama-
d grlmektedir. zellikle bir ksm mslman dnrlerce yaplan modernizm tar-
tmalarna ufak bir gz atldnda, modern dnya karsnda duyulan eziklik ve aalk
kompleksinin ok iddetli hissedildii ve bunun neticesinde tartmalarn tesirsiz kald
hemen gze arpmaktadr.
unu ok rahat bir ekilde syleyebiliriz ki; modernizm, beer olan ve lh vahiy ile
ban kesmi olan kasdetmekte; din ise, lh olan her eyi ve onun beer plndaki te-
zhr ve tecelllerini kasdetmektedir. Modern kelimesine ada, yeniliki, yara-
tc(!) ve asra uygun gibi pek ok anlamlar verilmektedir. Dolaysyla modernist,
kendisini bu sfatlarla da ifade etmektedir.
Bir modernist iin, mevcud bir fikrin veya kurumun hakikatin bir ynne isabet edip
etmedii nemli deildir; onun iin nemli olan o fikrin veya kurumun modern olup
olmamasdr. Aslnda modern, ada-asr veya muasr demek de deildir. Tam tersine,
modern, mevcud olan her eyi idare eden lh vahiy ile insana bildirilen deimez il-
kelerden kopmu demektir. Bu ynyle modernist dnce slmla asla uzlamaz. Bu
da modernizmle dinin birbirine ztlk tekil ettiini gsteriyor.
Modern dnceyi belirleyen, insann akl ve duyulardr. Modern dnce, insann
zerinde herhangi bir yksek ilke tanmamaktadr. Din yni slm ise, insan st bir
ilke tanmakta, lh vahyi merkeze almaktadr. Dolaysyla mslman, uhrev hakikat-
Dinde Reformcu Yaklamlar veya
Din Modernizmin Ykselii
[1]
Osman Akyldz
1 Bu makale nce Beyan dergisinde blm halinde yaynlandktan bir sre sonra mstear bir isimle Akademyann web sitesinde
yeniden neredildi. nternet zerinde bir hayli yayldktan sonra hakknda birtakm tartmalar vuk buldu. Modernistler ile anti-
modernistler arasndaki tartmalarda en ok nakledilen yazlar arasnda yer ald. Bu sebebten, makale tarafmzdan yeniden
gzden geirildi ve u n okumakta olduunuz Akademya dergisi yeni dnem ilk says iin son hli verildi.
Dinde Reformcu Yaklamlar veya Din Modernizmin Ykselii
95
lerin yni dnyann geici olduunun ve asl yurdunun ahiret olduunun farkndadr.
Mslmann klavuzu lh vahiy olduundan, insann zihni ve akl ancak vahyin nuruyla
aydnlanabilir.
DN MODERNZM MESELES
Modern dnceyle ilgili yukarda yaptmz birka mlhazadan sonra din moder-
nizm meselesine geebiliriz. Burada din modernizm terkibinden kasdmz, moderniz-
min din bir eidinin olduu deil, din hakkndaki yaplan modernist yorumlardr.
Dinde reform yapma heveslilerinin niyetleri, modern dnme tarznn sonularndan
biridir. Bu tr dnce sahiblerine modernist, reformist veya reformcu denilmektedir.
Modern slm dncesinin fikr, zihn ve amel plnda tahrif etmek ve effafln bu-
landrmak istedii ey, din yni slmdr. Fakat modernistlerce yaplan saldrlar Ehl-i
Snnet zerinde younlamaktadr. Bugn tam mnsyla bir Ehl-i Snnet dmanl
szkonusudur. Modern slm dncesi, kiiye gre slm imajn yerletirmek iste-
mekte, slmn bize ne dediini deil, bizim slmdan ne anladmz gzetmektedir.
Modernist-reformist evreler bunu yaparken tecdid mefhumunu istismar etmekte,
kendilerini topluma mceddid olarak tantmaktadrlar. O hlde bunlarn arptt
bu kelimenin asl mnsn ve reformla olan farklarn inceleyelim.
TECDD VE REFORM FARKI
TECDD; zaman getike Kuran ve Snnetteki asl eklini kaybetmeye yz tutan baz
uygulamalarn yeniden asl ekline dndrlmesine denir. Yni tecdid, mslmanlarn
kendilerini yenilemelerinin addr. Burada dinde deitirme, eksiltme veya fazlalatrma
szkonusu deildir. REFORM ise, bir eye yeniden ekil vermek, yeni bir biim vermek
demektir. Bu ise, slm iin szkonusu olamaz.
slmda reform isteyen baz evreler aka bu taleblerini belirttikleri hlde, baz la-
hiyat Fakltelerinde mtehid geinen birtakm ahslar tecdid mefhumunun arka-
sna snmakta, fakat neticesi reform isteiyle ayn olan taleblerde bulunmaktadrlar.
Reformcular idrak yzkaralar olarak vasflandran merhum stad Necib Fazln u
cmleleri, reformcularn kafa yaplarn ortaya koymas bakmndan bize kfidir:
- Reformcularn toplu olarak btn iddialarn demetleyecek ve onlar mcerret ilim ve
hakikat gzyle inceleyecek olursak ereceimiz gerek u olacaktr ki, bunlar bir batan
br baa, Bat akliyecilii karsnda afallam, sonradan ayn Batnn 20. asrda ayn
akliyecilii iptale kadar giden fikir ilesinden nem bile kapamam, Dounun zne gi-
remezken Batnn kabuunu olsun grememi idrak yzkaralardr. [2]
DN MODERNZMN SLM LEMNE VE LKEMZE YAYILII
Din modernizmin en temel zellii, slmla ilgili yaplm Bat kaynakl almalara
dayanmasdr. Gnmzde msterik almalarnn yni slmla ilgili yaplan Bat kay-
nakl almalarn getiimiz yllara gre younluunu yitirmesi, onlarn davalarnda
baarsz olduklarn gstermemektedir. Belki bu almalara artk ihtiya duymadklar
sylenebilir. Zira onlarn yaptklarnn ayns bugn hem de daha ustaca bir ekilde-
yerli msterikler tarafindan icra edilmektedir. Maalesef bugn slm leminin her k-
2 Necib Fazl, Doru Yolun Sapk Kollar -Arnma anda slm-, Byk Dou Yaynlar, stanbul 1978, s. 156.
AKDEMYA
96
esinde adna geleneksel denilen fakat aslna bakldnda ifadesini Kuran ve Snnette
bulan en temel akidev ve amel mevzlara kar bir bakaldr szkonusudur.
Szkonusu bakaldrnn lkemizde de baz kii ve kurumlarca yrtld bilinmek-
tedir. Ne zaman Ramazan ay gelse veya mslmanlar iin nem arzeden bir gne ula-
lsa, bahsettiimiz kii veya kurumlar devreye girmekte, televizyonlara kp insanlarn
kafasn kartrmakta hatt slm tarihi boyunca hi bir ekil ve surette sylenmemi
cmleler sarf etmektedirler. Dn camilere kilise gibi sralar konulmasn, camilerde mu-
sik letlerinin alnmasn isteyen modernist sapklar [3], bugn bartl olduu iin
niversite kaplarnda srnen kz rencilerin devlete kar geldiinden dolay gnaha
girdiini syleyebilecek hayszl ve seviyesizlii gsterebiliyorlar. slm mmeti hibir
dnemde bugn olduu gibi dininin ayaklar altna alnmasna izin vermemiti.
Osmanlnn yklma srecine girmesiyle, slm lemi drtbir yandan smrlmeye ba-
lanm ve mslmanlar tm ynleriyle perian olmulardr. Yaplmas gereken ey, m-
metin canlanmasn yeniden temin etmek iin gerekli reeteleri vermekti. Nitekim yle
de oldu, limlerimiz ellerinden ne geliyorsa yaptlar. galci glere kar slm leminin
her kesinde kitablar yazld, vaazlar verildi. Fakat baz kiiler hastaln tehisini yanl
koydular. Kusurlar hastada arayacaklarna, messeselerde aradlar. Mevcud ne kadar
hayat messese varsa hcum eden, mezheblere ve eski limlere sven bir zihniyet ortaya
kt. Hatt kesin slm ve imn meselelere kar beyanlarda bile bulunuyorlard. Tabi
ki bunlara kar Ehl-i Snnet limleri sessiz kalmad ve gerekli tenkidlerin yapld ki-
tablar yazld.
lkemizde modernist-reformist dnceler 1970li yllardan sonra Msr ve Pakistan
taraflarndan yaplan kitab tercmeleriyle daha bir hz kazanm, bugn ise iyice -
rndan kmtr.
lkemizde modernist-reformist dnceyle ilgili tartlan konular, daha ok Cemaleddin-
i Efgn, Muhammed Abduh, Reid Rza ve Fazlurrahman izgisi zerinde younla-
maktadr. Bu kiilerce dillendirilen baz konular gnmzde taraftarlarnca srdrlmekte,
fakat ilim ehli insanlar tarafindan yazlan eserlerle iddialari rtlmektedir. [4]
Modernist-reformist evreler, eriatin drt delilinden olan icm ve kyas kabul etme-
diklerini her firsatta sylemekle birlikte, Kuran ve Snnet iin ayn cesaretle konua-
mamakta, dolayl yollarla kafalarda bhe brakmay amalamaktadrlar. Geri aka
Snneti kabul etmediini, hatt Kuran Hazret-i Peygamber Sallallhu Aleyhi Vesellem
Efendimizin yazdn iddia edenler bile bulunmakta ise de, bu konuda btn moder-
nistler ayn cesareti gsterememektedir. Bunda modernist-reformist evreler ierisinde
fikr btnln olmamas bir yana, niyetlerinin anlalmasndan korktuklar da nemli
bir faktrdr.
3 Daha nce bu konuyla ilgili yazdmz bir yazda, 1928 ylnda lhiyat Fakltesi profesrlerinden bir grubun akllarnca slmiyeti
slah(!) iin hazrladklar bir beyannmeden pasajlar aktarmtk. Bu pasajlar ve konuyla ilgili dier yorumlar iin bkz: Osman Akyldz,
Reformu Dinde Deil Kendimizde Yapmak, Beyan Dergisi, Kasm 2000, Say 21.
4 zellikle burada, son yllarda modernistlerle ilgili takdire yan almalar yapan Ebubekir Sifilin Modern slm Dncesinin Tenkidi
adl ser kitab zikredilmelidir. Yine Cemaleddin-i Efgnyle ilgili Cemaleddin Efgn Etrafnda (Hakknda) Makaleler (stanbul
1416/1996) adl kitabyla modernist-reformist kesimleri oka uratan Muhammed Read, ayn ekilde modernist-reformist akmlarla
ilgili yazm olduu kymetli makaleleriyle Ali Nar Hoca ve tm Ehl-i Snnet cemaat, tarikat ve limleri bu konularda ciddi hizmetler
yapmlardr. Son yllarda yayn hayatna atlan urab ve Rhle dergileri de bu konuda byk bir boluu doldurmular, ciddi hizmetleri
deruhte etmilerdir.
Dinde Reformcu Yaklamlar veya Din Modernizmin Ykselii
97
Ne acdr ki, btn bu bahsi geen dncelerin sahiblerinden bu topraklarda doup
bym, fakat dinine ve insanna yabanc kalm, hatt dmanlk edenler olmutur.
te biz, bu yazda modernist-reformist evrelerin stadlarnn kimler olduunu, yap-
tklar tahriblerin ve tahriflerin hangi buudlara ulatn, lkemizdeki takibilerinin
yaptklar tahrifler ve sonularn -ksa ama mahhas bir ekilde- incelemeye alaca-
z. imdi, modernist-reformist izginin drt stadn ksaca tantalm:
CEMALEDDN EFGN
Cemaleddin Efgn, rann Esedbd ehrinde dodu. Necef medreselerinde tahsil
grd. Pek ok dil bilirdi. Son derece hareketli bir yaps vard. Daha sonra siyas ilere
bulam, Msr hkmeti kendisini srgn etmi, o da Parise giderek, orada Msrl -
rencisi Muhammed Abduh ile birlikte el-Urvetl-Vsk adl bir gazete karmtr. Bi-
lahre stanbula davet edilmi, burada yapt bir konumadan dolay devrin limleri
tarafndan tenkid edilmi ve stanbuldan kovulmutur.
Efgn, masonlua intisab etmitir. Hatt ngiliz belgelerine gre bir ilha inanmay
art koan sko Mason Locasna ye iken, buradan ateistlik ithamyla kovulmu, o da
ateistliin makbul sayld Fransz Grand Orient Locasna reis olmutur. [5] Taraftar-
larnca Efgnnin masonluu, davas uruna yapt -ne davasysa!- bir i olarak yo-
rumlanmsa da, konunun ehlince yaplan tenkidlerle bunun bir safsata olduu
anlalmtr.
II. Abdlhamid Hann Efgnyle ilgili syledii u szlere bakarsak, Efgnnin nasl
birisi olduu daha iyi anlalacaktr: ...Hilafetin elimde olmas srekli olarak ngilizleri
tedirgin etti. Blund adl bir ngilizle Cemaleddin Efgn adl bir maskarann elbirlii ederek
ngiliz hariciyesinde hazrladklar bir pln elime geti... Cemaleddin-i Efgnyi yakndan
tanrdm. Msrda bulunuyordu. Tehlikeli bir adamd. Bana bir ara Mehdlik iddiasyla
btn Orta Asya mslmanlarn ayaklandrmay teklif etmiti. Buna muktedir olamadn
biliyordum. Ayrca ngilizlerin adam ve ok muhtemel olarak ngilizler beni snamak iin
bu adam hazrlamlar idi. Derhal reddettim. Bu sefer Blundla ibirlii yapt. Kendisini
stanbula arttm... Bir daha stanbuldan kmasna izin vermedim. [6]
Abdlhamid Hann Efgn hakknda maskara demesi slm evrelerde kalem oyna-
tan birtakm yazarlar rahatsz etmi olacak ki, Efgnyi temize karmak iin Abdl-
hamid Hana olmadk hakaretler etmilerdir: Abdlhamidin Afgn hakknda
maskara adam demesinin er bir nemi yoktur... Abdlhamidin syledii o sz niin
Sultann kendisi iin de geerli olmasn. [7]
Bu gibi ilim ve fikir cehdinden uzak szleri sarfedebilen insanlarn slm evrelerde
kalem oynatabilmesi geekten ok ac verici bir durum... Bugn hl Efgnnin btl
davasn ve ve bitiremeyenler vardr. Mesel son zamanlarda yaynlanan bir yazda
Efgn ve izgisi ile ilgili unlar sylenmektedir: ... Afgnnin ttihad- slm sylemi,
stanbul ynetimi tarafndan 1872den sonra kullanlmaya balanmt. Bu sylem Afgn
5 Geni bilgi iin bkz. Alaaddin Yalnkaya, Cemaleddin Efgn, Osmanl Yaynlar, stanbul 1991, s. 131-132; Muhammed Read,
Cemaleddin Efgn Hakknda Makaleler, stanbul 1416/1996, s. 21, dipnot: 36.
6 Abdlhamid Han, Sultan Abdlhamidin Hatra Defteri, Haz. smet Bozda, 8. Basm, Pnar Yaynlar, stanbul 1986, s. 73.
7 Yaar Kaplan, Afgan Hakkndaki ddialarn Kayna, 30 Mays 1994 tarihli Vakit Gazetesi, s. 3den naklen Muhammed Read,
Cemaleddin Efgan Etrafnda Makaleler, stanbul 1416/1996, s. 143.
AKDEMYA
98
iin tevhid bilinlenme sreci iin ve bat yaylmaclna kar ibad bir grevi ifade edi-
yordu, mmeti yeniden ihya mcadelesinde stratejik bir itihadd. [8]
Yukardaki cmlelerin sahibi ayn yazsnda Vehhablik akmnn kurucusu olan Mu-
hammed bin Abdlvehhabdan vgyle szetmekte, kendince baz yeniliki(!) hare-
ketlerini saydktan sonra yle demektedir: ... Ve yine 18. yzylda mayalanan ve 19.
yzyln banda Msr, Osmanl, ngiliz ittifak sonucu engellenen Muhammed Abdlvah-
habn ilk slm neslinin zindeliini yeniden ina amal tecdit ve slah abalar bir ykn-
mecilii deil; slmn orijinine inmeye alan bir zgnl ifade etmitir. [9] Meselenin
nerelere kadar gittii herhlde bu iktibaslarla daha iyi anlalmtr.
Efgnnin hayat son derece kark ve hareketli getii iin tafsilt kaynaklara havale
ediyor, yalnz stanbuldan kovulmasna sebeb olan konumas ile Ernest Renanla olan
yazmalarn ileride ele almak zere Muhammed Abduhun hayatna geiyoruz. [10]
MUHAMMED ABDUH
Muhammed Abduh Msrda domu, Ezherde yetimi ve skenderiyede lmtr.
Efgnnin rencisidir. O da stad gibi mason olmu, madd mucizeleri inkar etmi,
sahih hadislere uydurma damgas vurmu, Kadir gecesi gibi mbarek gecelerin hibir
kymeti olmadn iddia etmitir. Btn bu iddialar tek tek ele alnm ve yanll or-
taya konulmutur. Abduh gibilerinin kimler tarafndan destek grdne dair zaman-
nnda ngilterenin Msr smrge valisi Lord Cromerin syledii u sz ibretliktir:
Kukusuz slm reformist hareketin gelecei eyh Muhammed Abduhun izdii yolda
mit vaadediyor. Ve o yolun yolcular Avrupann her trl yardm ve teviklerine lyktr-
lar. [11]
Byk lim merhum eyhlislm Mustafa Sabri Efendi, Abduhla ilgili unlar syle-
mitir: ... eyh Muhammed Abduha isnad olunan slhta gelince hlsas udur: eyh
din sahasndaki sarslmaz vukfundan Ezheri sarsp ayrm, mensubnini (mensublarn)
bu suretle ldnlie (dinsizlie) doru geni hatvelerle yrtmtr. Fakat dinsizleri, din-
darla doru bir hatve bile attramamtr. stad Efgn vastasyla, masonluu Ezhere
idhl eden (sokan) odur. [12]
RED RIZA
Aslen Badatl olan Reid Rza, Trablus ve amda okumutur. Abduhun talebesidir.
O da stad gibi mucizeleri inkar etmi, hadislerle ve icm ile hkm kesinlemi pek
ok meseleyi reddetmitir. [13]
8 Hamza Trkmen, slmclk ve Saflarn Farkll, Haksz, S. 120, Mart 2001, s. 37.
9 Hamza Trkmen, ayn yaz, s. 38.
10 Efgnnin hayatyla ilgili geni bilgi iin Muhammed Read ve Alaaddin Yalnkayann kitablar ile merhum Ahmed
Davudolu Hocaefendinin Dini Tamir Dvasnda Din Tahribileri (stanbul 1980 [4. Basm] , Salam Kitabevi) adl kitabnn
57-73 sayfalarna baklabilir.
11 M. Muhammed Hseyin, Modernizmin slm Dnyasna Girii, Trc. S. zel, nsan Yaynlar, stanbul 1986, s. 91-92 (Cromerin
1905 yllnn 7. maddesinden naklen)
12 Mustafa Sabri Efendi, Mevkful-Akl vel-lm vel-Alem, Beyrut 1314, 3. Basm, c. I, s. 133; Tercme: brahim Sabri Efendi
(Yazma), c. I, s. 111den naklen Muhammed Read, s. 28.
13 Reid Rzann bozuk gr ve fikirlerinin isabetli bir tenkidi iin bkz. Hasib es-Samarrai, Din Modernizmin valyesi,
Trc. Ali Nar - Sezai zel, Bedir Yaynlar, stanbul 1419/1998, s. 149-264. in ilgin taraf, bu kitabn Efgncilerin youn
olduu Ezher niversitesinde yaplm bir doktora tezi olmasdr.
Dinde Reformcu Yaklamlar veya Din Modernizmin Ykselii
99
FAZLURRAHMAN
1919 ylnda Pakistann Hazara ehrinde dodu. lk, orta ve yksek renimini Pakis-
tanda yapt. ABDde Oxford niversitesinde doktorasn yapt. Daha sonra farkl ni-
versitelerde retim yeliinde bulundu. 1988 ylnda ld.
Trkiyede en ok Ankara lhiyatllar tarafndan sevilir ve takib edilir. Nitekim Faz-
lurrahmanla ilgili kardklar dergilerde zel saylar yapmakta ve kitablar yaynlamak-
tadrlar. Hatt Ankara lhiyat fakltesinden olan ve Fazlurrahmanla ilgili yapt
almalarla tannan dil ifti, Fazlurrahmann modernist olduunu inkr etme-
mekte, bilakis onun yorumlarnn modern olduunu; fakat modernlemeyi deil, -ne
demekse- slm modernlemeyi savunduunu belirtmektedir. [14] Fazlurrahmann
ncelikli ilkesi Kuran ve Snnetin tarihsel olduudur. Bu iddialar ilim ehli tarafndan
yazlan kitablarla rtlmtr. [15]
TRKYEDEK MODERNSTLER
Trkiyedeki modernist kesimler ok eitlilik arzederler. Kimi Efgn, Abduh, Rza ve
Fazlurrahman izgisini olduu gibi kabul etmekte, kimisi ise bu kiilerin slma hizmet
ettiklerini belirtmekle birlikte hatalarnn da olduunu sylemektedir. Kimileri Kuran
ve Snnetin tarihsel olduundan bahsetmekte, kimileri ise sadece icm ve kyas
kabul etmemektedir. Bazlar Kuran Peygamberimizin yazdn bile syleyebilmekte,
bazlar ise dolayl yollardan giderek neticesi Dinin tahrifi olan mezhebsizlik, telfik ve
herkesin ictihad yapmas gibi argmanlar dile getirmektedir. Maalesef Trkiyede aka-
demisyenlik yapmak Efgn ve Abduh meddahlndan geiyor. in garib taraf, her
eye bheyle baktklarn syleyen akademisyenler, Efgn ve Abduhun ne id
belirsizler takmndan olduklarn gzden karyorlar. [16]
BATI KARISINDAK ACZYETE DAR BR RNEK:
EFGNNIN RENANA CEVABI(!)
Modernist zihniyetin en nemli zaaflarndan birisi hi bhesiz Bat karsnda duyduk-
lar eziklik hissidir. Bu noktada Ernest Renanla Efgn arasnda geen diyaloglar ko-
numuz iin iyi bir rnek olacaktr. Ernest Renan Batl bir filozof olup btn dinlere
dmanlyla tannr. Bir ara Ernest Renan slmn gelimeye mni olduu ynnde
bir konferans vermitir. Renan konferasnda zetle unlar syler:
- ... slmiyet ilme ve felsefeye daima ez etmi ve nihyet onlar bomutur... slmiyeti
mdafaa eden serbest fikir sahibleri onu tanmyorlar. slmiyet, rhn ile cismnnin bir-
birine kaynamas, bir akdenin tahakkm, insanla vurulan zincirlerin en ardr... s-
lmiyet, fethettii memleketlerin fikr ve rh varln ezmitir... nsan zeks iin slmiyet
yalnz zararl olmutur... Bir Mslman ayrd eden vasf, ilim dmanldr. [17]
Bu hezeyanlara kar ise Cemaleddin Efgn bakn nasl cevab veriyor:
14 Bkz. dil ifti, Fazlurrahman ile slm Yeniden Dnmek, Kitbiyt Yaynlar, Ankara 2000, s. 9-10.
15 Fazlurrahmann grlerinin topluca bir tenkidi iin bkz. Ebubekir Sifil, Modern slm Dncesinin Tenkidi II
Fazlurrahmann Grlerinin Eletirisi-1, Kayhan Yaynlar, stanbul 1998; Modern slm Dncesinin Tenkidi III
Fazlur Rahmann Grlerinin Eletirisi-3, Kayhan Yaynlar, stanbul 1999.
16 Trkiyedeki akademisyenlik anlayyla ilgili gzel bir yaz iin bkz. Said Aykut, Trkiyede Akademisyenlik, Zihin Eitimi ve
Strateji zerine, Akademya Dergisi, S. 12, Austos 1999 (ki say bir arada), s. 61-63.
17 Ernest Renan, Nutuklar ve Konferanslar, Ankara 1946, s. 183-205.
AKDEMYA
100
- lmin tekmlnde slmn bir mni tekil ettii doru ise de, bu mniin bir gn or-
tadan kalkmayacan sylemek mmkn mdr? slm bu mevzuda dier dinlerden
hangi cihetle ayrlr? Btn dinler kendi bnye ve slblarna gre msamahaszdrlar...
(Hristiyan cemiyeti Hristiyanlk mniini atktan sonra) hr ve serzad terakk ve ilim
yolunda ilerlemektedir. Hlbuki slm cemiyeti henz din vesayetten kurtulmamtr...
slm cemiyetinin de bir gn bu vesayet ban koparaca midini beslemekten kendimi
alamyorum. Bat cemiyeti iin Hristiyan akdesi btn iddet ve msamahaszlna
ramen hibir zaman yenilemeyecek bir mni olmamtr. Hayr, slmda bu midin
beslenmediini kabul edemem. Ben burada M. Renana kar Mslmanl deil, bar-
barlkta ve cehalette yaamaa mecbur kalacak yz milyonlarca insan savunuyorum.
Mslmanln, ilmi ve ilm tekml yok etmek istei bir hakikatdir... (Din ehli) bir
kzn arabaya koulduu gibi bir dogmann, mezhebin esiri olarak eriat ehli tarafn-
dan evvelce izilmi yolda aynen yrmeye mecburdurlar... Arab medeniyetinin (slm
medeniyeti yerine kullanyor) dnyaya canl bir parlaklk satktan sonra nasl birdenbire
sndn sormamza msaade edilmelidir. Bu meale o zamandan beri nasl tekrar
yaklmam ve Arab lemi neden tekrar karanlklara gmlmtr? Bu noktada slm
Dininin mesuliyeti tamamen meydandadr. Gayet aktr ki (slm) Dini yerletii her
yerde ilmi bertaraf etmek istemi ve bu gayesini gerekletirmede, despotizmin yardmn-
dan oka faidelenmitir... Dinler, isimleri ne olursa olsun, birbirlerine benzerler. Dinlerin
felsefe ile uyumalar mmkn deildir. Din insana iman ve itikad zorla kabul ettirir;
hlbuki felsefe, onu itikadlardan tamamen veya ksmen uzaklatrr... Din stn olduu
zaman felsefeyi bertaraf etmitir. Felsefe hakim olduu zaman ise aksi varid olmutur.
nsanlk var olduka Nass ile serbest tenkid, Din ve felsefe arasndaki mcadele bitme-
yecektir. Bu hrsl mcadelede, hr dncenin galib gelmeyeceinden korkuyorum. [18]
Byle bir cevabla karlatnda aknln gizleyemeyen Ernest Renan, memnuni-
yetini yle belirtir:
- eyhin vukufla yazlm makalesinde, zerinde gerekten uyuamadmz yalnz bir
nokta gryorum. (...)
eyhe haksz grnebildiim bir cihet, vahye dayanan her dinin kendisini ister istemez
pozitif bilime dman gsterdii ve Hrstiyanln da bu bakmdan slmlktan aa
kalmad fikrini yeteri derecede gelitirmemi olmamdr. (...)
Madem ki eyh Cemaleddin, muhtelif dinler hakknda eit bir adaletle hkm vermemi
istiyor... Serbest dncelilerin bu muhtelif noktalar zerindeki anlamazl derin bir
anlamazlk deildir, nk slmln lehinde de olsalar aleyhinde de olsalar hepsi de
ayn amel neticeye varmaktadrlar: Mslmanlar arasnda retimi yaymak... (Bu
olursa) bizim Katoliklerden ayrldmz gibi slmlktan ayrlacak sekin ahsiyetler
yetiecektir. eyh Cemaleddin kadar sekinleri herhlde az olacaktr-. (...)
yle zannediyorum ki, Mslman memleketlerini uyandrp kalkndracak olan ey s-
lmln kendisi deil onun zaafa dmesi olacaktr... Baz kimseler konferansmda Ms-
lman dinine mensub olanlara kar dmanlk sezmilerdir. Bu hi byle deildir;
slmln en byk kurbanlar Mslmanlardr. (...)
nsan zeks asl iine yni pozitif bilimin kurulmasna almak istiyorsa, her trl ta-
biatst itikaddan kurtulmaldr... Hrstiyan aydnlar iin, din itikadlarn zararsz
bir hl aldklar hayrhah bir lakaydlk hline varmak bahis mevzuudur. Bu, Hristiyan
memleketlerinin aa yukar yarsnda olmutur; slm memleketlerinde de ayn eyin
18 Cemaleddin Efgn, Journal des Dbats Gazetesi, 18 Mays 1883, s. 2, (Cemaleddin Efgn, Trc. Alaaddin Yalnkaya,
Osmanl Yaynlar, stanbul 1991, s. 144-151).
Dinde Reformcu Yaklamlar veya Din Modernizmin Ykselii
101
olmasn temenn edelim. bhe yok ki bu olduu gn, eyhle ben birlikte alklayaca-
z. [19]
Herhlde bu iktibaslar maksad anlatmaya kfi gelmitir.
Farkl modernistler tarafndan farkl konularla ilgili sylenmi szleri, yorumu siz oku-
yucularmza brakarak nakledelim:
KURAN-I KERM
- Kurandaki yasama ruhu, hrriyet ve sorumluluk gibi genel beer deerlerin, her
zaman yeni bir yaama biimine brnmesi eklinde ak bir yn ortaya koyduu hlde,
Kurandaki fiil yasama, Kurann indirildii o gnk Arab toplumunu, bavurulacak
bir rnek alarak almak zorunda kalmtr. Bununla, Kurandaki fiil yaamann ezel
olduu kasdedilmi olamaz. Bunun Kurann kadm oluu ile de bir ilgisi bulunamaz.
Durum byle iken slm fakihleri ve kelmclar ok gemeden meseleyi kartrarak
Kurann hukukla ilgili emirlerinin; artlar, yaps ve i bnyesi ne olursa olsun herhangi
bir topluma uygulanacan sanmlardr. (Fazlurrahman) [20]
- Kurann matematiksel yapsnn kefi, nceden belirlenmi bir hedef bulunmakszn,
etin bir alma sonunda olmutur. Dr. Khalife, 1973te ilk bilgisayar verilerini yayn-
lad zaman, ifreden, yni ortak payda 19dan habersizdi. Baz harflerin sklk says
arasnda ilgi ekici ilikiler ve ortak balar bulmutu. (Bu olaya tanklk eden ulusal ga-
zeteler, dergiler ve kitablar elimizde bulunmaktadr.) Buna karn, Dr. Khalifa 1974n
banda bu saylardan ounun 19un katlar olduunu buldu. Bylece buluunun Blm
74te (El-Mddessir, Gizli olan) balantsn anlad. Bu, nceleri nsel istatistiklere da-
yandrlmt. ifrenin buluundan sonra, benim de dahil olduum olduka az kii bu
sav inceledi ve bunun daha tesinde bulular yapt. Bununla beraber, bu grgl ara-
trma, bizi daha sonra baz deiikliklere ve pekitirmelere gtrd. rnein, hepimiz
Sre 9un (Tevbe) son iki cmlesinin asl Kurandan olmad sonucuna vardk. (Edip
Yksel) [21]
- Kuran- Kerimi Hz. Muhammed yazd. Bu onun aslnda bir i konumas. nsanda
Freudu teoriye gre, bilinalt ve ortak bilin vardr. Ortak bilince inilebilir. Kuran ii-
mizin bir rndr, dmzdan gelen bir ey deildir. Peygamberler duyarl, yabanc-
lamam insanlardr. Bu insanlar ortak bilin dna inebilirler. Hz. Muhammed de
ortak bilin dna inebilmi bir insandr. Cebrail ise Hz. Muhammedin ortak bilin d-
na inebilmesi srasnda kulland arka tipidir. (Salih Akdemir) [22]
SNNET VE PEYGAMBERMZN MEVK
- Soru: Hz. Peygamber de hkm koyamaz m?
Cevab: Hayr, Hz. Peygamber de Kuran dnda hkm koyamaz, koyar derseniz o da
irk olur. Hz. Peygamber Allahn kulu ve elisidir. Eli, temsilcisi olduu kuvvetin teb-
licisidir, orta, deil. (Yaar N. ztrk) [23]
- rakc (irk aralar) mukallitler hem bu insanlara (sahabeye) hem de tarihe yalan
19 Ernest Renan, Nutuklar ve Konferanslar, 208-212.
20 Fazlurrahman, slm, Trc. Mehmet Da - Mehmet Aydn, stanbul 1981, s. 47-48den naklen Hamdi Dndren, Zamann ve
artlarn Deimesiyle slm Hkmler Deiir mi?, slm Edebiyat, Nisan-Mays-Haziran 2001, S. 33, s. 72-73.
21 Edip Yksel, Asal Tartma, Ozan Yaynclk, stanbul 1998, s. 48-49.
22 Salih Akdemir, Kuran- Kerimi Hz. Muhammed Yazd, (Haber: Hatice kinci), 23 Haziran 1995 tarihli Evrensel Gazetesi.
23 Yaar Nuri ztrk, Kurandaki slm, sh. 656den naklen Ebubekir Sifil, a.g.e., s. 48.
AKDEMYA
102
syleterek muazzez Allah elisinin lmnden iki asr sonra Kurann on katna varan
mina (bu sz halife merindir.) ynn Hak Elisine izafe edip Kuran dnda baka
bir din oluturdular. (Yaar N. ztrk) [24]
- Bir takm sper manyaklar, azlarna odun sokuyorlar; snnet diyorlar. (Yaar N.
ztrk) [25]
CM
- Allahn kitabnda yer almayan bir hkm koyan yaklam, ad icm da olsa bir if-
sattr. Yni bozgun yaratmak... in esas udur ki, Kuranda yer almayan bir yn ka-
bul Muhammed mmetine Allahn emri gibi empoze etmek iin kullanlan yollardan
biri de bu icm oyunudur. Bu din bir irket din deildir ki kurul veya konsil kararlaryla
ynetilsin... (Yaar N. ztrk) [26]
FARKLI KONULAR
- Ben mezheb imamlarn kendimden byk grmyorum ki birinin yoluna gireyim.
Bir meselede onlardan birinin grn benimsiyorsam birok meselede muhalif kala-
biliyorum. (Cemaleddin Efgn) [27]
- Kader meselesi zerinde Trkiyede en nemli almalardan birini yapm olan H-
seyin Atay, sonuta Kurann kadere iman diye bir anlaya onay vermediini sylemi-
tir. (Yaar N. ztrk) [28]
- Komnizm ldyse biz yaamayalm. Komnizmin lmesi insanln lmesi demektir.
Bunu syleyenlere sadece acyorum. Kuran- Kerimde de Komnizmin izlerine rastla-
nyor. slmda mlkiyet yoktur. (Salih Akdemir) [29]
- ... Sonu olarak snn fkh mezhebleri ittifakla muta nikahnn caiz olmad hk-
mn benimsemilerdir. Bu mezheblere mensub bir mft muta nikahnn cevazna
durum ne olursa olsun fetva veremez. Ancak samimi olarak itihad veya taklit yoluyla
farkl grte olanlara da fsk demeyiz. (Hayreddin Karaman) [30]
- Soru: Geimimizi banka faizindeki parayla salyoruz. Haram m?
Cevap: Banka faizi haram deildir. iniz rahat olsun. (Zekeriyya Beyaz) [31]
- Hayr efendim, detli bayan her zamanki gibi, Mslman, mbarek ve muhterem bir
insandr. Sadece biraz rahatszdr. Dolaysyla duasn da o yapar, Kuran da okur,
hatt isterse namazn da klar, orucunu da tutar. (Zekeriyya Beyaz) [32]
***
Bu alma mstear bir isimle internet ortamnda yaynlandktan bir sre sonra Prof. Dr. Salih
Akdemir tarafndan bir dzeltme yazs geldi. Ardndan biz de kendisine konuyu tashih eden
24 Yaar Nuri ztrk, Kurandaki slm, sh. 124den naklen Ebubekir Sifil, a.g.e., s. 124.
25 Nakleden Ali Nar, Modernizm Nereden Kouyor? Yahut Yenilemenin Boyutlar, Akademya Dergisi, S. 11, ubat 1999, s. 100.
26 Yaar Nuri ztrk, Kurandaki slm, s. 628 vd.den naklen Ebubekir Sifil, a.g.e., s. 343.
27 Mirza Lfullah Han Esedbd, Hakkatu Cemaleddin Efgn I, s. 106-128; Abdullah Kudsizde, XIII/5-7, s. 364den naklen
Hamdi Dndren, ayn makale, s. 73.
28 Yaar Nuri ztrk, Kurandaki slm, sh. 93den naklen Ebubekir Sifil, Modern slm Dncesinin Tenkidi I, (Yaar Nuri
ztrkn Grlerinin Eletirisi), Gzden geirilmi 4. Bask, Kayhan Yaynlar, stanbul 1999, s. 17.
29 Salih Akdemir, ayn yaz.
30 Hayreddin Karaman, slmda Kadn ve Aile, s. 374den naklen Ali Nar, s. 102.
31 Zekeriyya Beyaz, Gerek slmSorular ve Cevaplar-, 26 Ocak 2000 tarihli Takvim Gazetesi, s. 8.
32 Zekeriyya Beyaz, Gerek slm Sorular ve Cevaplar-, 1 Temmuz 2000 tarihli Takvim Gazetesi, s. 8.
Dinde Reformcu Yaklamlar veya Din Modernizmin Ykselii
103
bir yaz gnderdik. Karlkl yazmalarn zerinden 10 yla yakn bir zaman geti ve aadaki
yazmalarda geen mstear isim yerine gerek ismimizi yazdk. Ancak bir sonraki makalemizde
de grlecei gibi Prof. Dr. Salih Akdemirin cevablarnda yazdklaryla kitab ve yazlarnda
yazdklar arasndaki elikiler bir hayli fazla. Buna ramen Sayn Akdemir cevablarnda ilim
adamna yakr bir slub kulland. Biz de bir sonraki makalemizde Akdemirin yanllarn
ilm bir slubla ele almay dnyoruz. Bir usl olmas asndan yazmalar olduu gibi nak-
ledecek, bir sonraki makalede de Sayn Akdemirin grlerini ele alacaz.
PROF. DR. SALH AKDEMRDEN BLGLENDRME
Akademyaya Dorunun Deerli Yetkilileri,
ncelikle Mbarek Ramazan Bayramnz tebrik eder, Mbarek ayn slm dnyasna ve
btn insanla hayrlara vesile olmasn Yce Mevlamdan niyaz ederim.
Bugn, websayfasnda Osman Akyldzbey tarafndan yazlm olan bir makalede, ahsm
ve Fakltemle ilgili katlmadm bir takm deerlendirmelere zlerek tank oldum. Sz-
konusu makalede, benim, Kuran Hz. Peygamberin yazdn ifade ettiim 23 Haziran
1995 tarihli Evrensel gazetesi kaynak gsterilerek ifade ediliyordu. Gerekten de szkonusu
gazetede Hatice Ekinci tarafindan kaleme alnan yazda bu ifade yer alyordu. Ama bu ifade
kesinlikle bana ait deildir. Hatice Ekinciyi ya da Gazete yetkililerine aittir. Duruma mut-
tali olur olmaz, szkonusu gazeteye dzeltme yazs gnderdim. Gazete yetkilileri, hatalarn
24-07-1995 tarihli nshalarnda dzelttiler. Deerli kardeimiz ve dier baka kardelerimiz,
anlalan, bu dzeltmeden habersiz bulunmaktadrlar. Ancak, byle bir sz hayatn
Kurana ve Onun Yceltilmesine adam birinden beklememeleri ve konuyu yazar nez-
dinde soruturmalar gerekirdi. Geri ayn hatay bir zamanlar deerli aratrmac-yazar,
evket Eygi beyefendi de iliyordu. Kendisini durumdan haberdar edince, bu konuda yaz
yazmaktan vazgeti. Yine deerli aratrmac-yazar, Mustafa zcan beyefendi de bu ve
dier baz konulardak yanl anlamalar ile ilgili Tekfir ve Lanetleme baslkl yazm, Ekim
95 ylnda kendi stunundan aynen yaynlad. Ayrca deerli bym Hseyin zmez
beyefendi, Akit gazetesindeki stununda haberin kmasndan sonra, szkonusu haberin,
Evrensel gazetesinin bir uydurmas olduunu kamuoyuna bildirdi. Biz derslerimizde srekli
olarak, Kuran- Kerimin ilah kaynakl bir Kitap oldugunu vurgulamaktayz.
bn Arabnin ve Jungun vahiyle ilgili grlerini, bu konuda bilgisi olmayanlar, ge-
nelde yanl anlamaktadrlar. Aslnda her iki dnr de Kurann ilah bir Kitap ol-
duunu vurgulamaktadrlar. Yanl anlalmalar gidermek amacyla, yakn bir
zamanda Jungun vahiy anlay ile ilgili bir Yksek Lisans tezi yaptrdm.
Benim, reformcu olduum grne gelince, ben kendi adma, byle bir iddiay be-
nimsemem. Daha nce de ifade ettiim gibi, benim tek amacm, Kuran- Kerimin ve
Hz. Peygamber (a.s)in Snnetinin anlalmasna almaktr.
Durumu bilgilerinize sunar, gerekli dzeltmeleri en ksa zamanda gerekletireceinizi bek-
ler, bu vesile ile hepinize salk ve afiyetler diler, ilerinizde en stn baarlar Yce Mev-
lamdan niyaz ederim.
Allaha emanet olunuz!
Prof. Salih Akdemir (A.. lahiyat Fak.)
19 Kasm 2001
AKDEMYA
104
***
Akademyaya Dorunun Deerli Yetkilileri,
letimi alr almaz, gerekli dzeltmeyi hi gecikmeden web sayfanzda yaynlamanz
beni son derece mutehassis etmitir. Gstermi olduunuz bu nezaketten dolay he-
pinize yrekten teekkr eder, baarlarnzn devamn Yce Mevlamdan dilerim.
Allaha emanet olunuz!
Salih Akdemir
Not: Deerli kardelerim, benim yazm bir bilgilendirme, aklama yazs. Osman kar-
deimizin yazsn tekzib eden bir yaz deil. Balnz, sanki, o kardeimizin yazsn
tekzib ediyorum eklinde alglanabilir. Benim vurgulamak istediim, kardeimizin
kaynak olarak gsterdii gazetedeki haberin aslsz olmasdr. Baka bir deyile, tekzib,
Evrensel gazetesine yneliktir. Bu nedenle, bal: Salih Akdemirden tekzib yerine
Salih Akdemirden bilgilendirme olarak sunacak olursanz, olas bir yanl anlama or-
tadan kalkar diye dnyorum. Selamlarmla...
20 Kasm 2001
PROF. SALH AKDEMRN BLGLENDRME YAZISINA DAR
Sayn Prof. Salih Akdemir beyefendi,
ncelikle gndermi olduunuz dzeltme yazsna uzun bir mddetten beri mukabil
bir yaz yazamadm iin zr diliyor, hakknz hell etmenizi diliyorum.
Youn ilm ve fikr mesiden dolay yaklak iki ay akn bir zamandr bilgisayarn ba-
na oturamadk ve dolaysyla sizin yaznzdan haberdar olamadk. Fakat szkonusu
bu bilgilendirme yazs pekok adan faydal ve hayrl oldu.
yle ki;
Bu dzeltme yazsn gndermekle sizinle ilgili zihnimizde oluan menf dnceleri
izle etmi oldunuz.
Nazik ve mtevz slbunuzla hem ilim adamna yakan bir tavr sergilediniz, hem
de dier musr ilim adamlarna gzel bir rnek oldunuz.
Mminler arasnda bir yanl anlama olduunda nasl dzeltilebileceini gzel bir e-
kilde gstermi oldunuz.
Sizin de belirttiiniz gibi, bizim, Evrensel Gazetesinde km olan ve ahsnza isnd
edilen rportajdaki ifadelerin uydurma olduundan haberimiz yoktu. Bununla bir-
likte szkonusu rportajn yaynlanmasndan sonra basnda rportajn uydurma ol-
duuna dair kan yazlardan da haberimiz yoktu. Zira biz, bu rportaj yaynland
zaman grm deiliz. ki- sene evvel muhtelif ktbhanelerde aratrmalar yapar-
ken, szkonusu rportajn yaynland gazetenin ilgili nshasn grmtk. Olay
bandan itibaren takib edemediimiz iin de byle bir yanl anlama oldu.
Bu yanl anlamadan dolay zrmz kabul etmenizi ve hakknz hell etmenizi di-
liyorum. naallah en ksa zamanda siteyi hazrlayan arkadalara, size isnad edilen r-
Dinde Reformcu Yaklamlar veya Din Modernizmin Ykselii
105
portajdaki ifadelerin yer ald yazmzdaki ksmlarn karlmasn arzedeceim.
Fakltenizle ilgili yazdklarmza gelince;
Ankara niversitesi lhiyat Fakltesi gretim yelerinin Trkiyedeki modernistlerin
nclerinden olduklaryla ilgili kanaatimize katlmadnz ifade ediyorsunuz. Biz
szkonusu yazmzda A lhiyat Fakltesindeki btn hocalar modernist veya mo-
dernistlerin ncln yapmakla itham etmiyoruz. Elbette ki orada da samimi, ihlasl
bir ekilde ilim tahsili yapan ve bireyler retme abasnda olan insanlar vardr. Fakat
genel olarak bakldnda modernist zihniyetin Trkiyedeki intiarna en ok alan-
larn szkonusu fakltenin hocalar olduunu gryoruz. Ana ilkesi Kurnn tarih-
sellii olan Fazlurrahmann kitablarn Trkeye evirip, yaynlayan Ankara Okulu
Yaynlarnn sahibleri szkonusu lhiytn bellibal hocalar deil midir? Bu ilkeyi
kabul etmek, direkt olarak slmn tahrifi ve reforme edileceini kabul etmek deil
midir?
Kukusuz diger lhiytlara hkim olan zihniyet de bunlardan farkl deildir. Fakat
A lhiyat Fakltesi hocalar bu hususta en ileride olanlardr. 1400 ksr yllk de-
vs bir slm ilim tarihinde yetimi hi lim yokmu gibi, her birinde sakat diye-
bileceimiz slm anlaylar bulunan Musa Carullahlarn, Nasr Eb Zeydlerin,
Muhammed Arkounlarn, hele hele slm sol diye bir akm kuran Hasan Hane-
fnin kitablarn kimler yaynlad veya yayna hazrlyor?
Efendim, sizin de bizden daha iyi bildiiniz gibi, Hazreti Ali (R.A.) ile Hazreti Mu-
viye (R.A.) arasndaki mcadelelerden sonra Haric, Mrcie ve Mutezile gibi akmlar
ortaya kt. Bu akmlarn her biri ifrat veya tefrit diyebileceimiz mhiyette fikirler
ortaya attlar. Burada Ehl-i Snnetin durduu nokta, szkonusu firkalarn ifrat veye
tefrit diyebileceimiz fikirlerine kar merkezi ve itidli temsil etmitir. Nitekim tarih
boyunca yaplan ilm ve bazen de fizk mcadelerde Ehl-i Snnet galib gelmi, m-
metin akaid ve inan konusundaki tutumunda belirleyici olmutur. nk Ehl-i Sn-
netin hakknda sz syledii btn konularn kayna Kurn, Snnet ve reddi
mmkn olmayan akl gereklerdir.
Osmanlnn yklmaya yz tutmaya balamasyla hmsiz kalan slm mmeti ieri-
sinde durumu dzeltmek iin slah almalar yapanlar oldu. Ancak bazlar, yanllar
kiilerde arayacaklarna, her biri hayt ehemmiyeti hiz olan messeselerde aradlar.
Sonu olarak mezhebleri kabul etmeyen, Kurna dnyoruz diyerek adna gelenek
dedikleri devs ilim mirasn reddeden ve grmezden gelen bir zihniyet ortaya kt.
Hayatiyetini byk lde msterik alsmalarna borlu olan modernistler ise, o
mezheblere kar olan tutumlarna ve yzyllarn birikimini gelenek diyerek bir r-
pda atveren ftursuzluklarna ramen, Mutezile, Haric ve Mrcie gibi frkalarn
ulat sistematik btnl gsterememektedirler. nk modernistler; Biz
Kurn u u ilkelerden yola karak yorumluyoruz. Kurn ve Snnetten hkm -
karrken esas aldmz unsurlar unlardr diye bir metodolojik yaklam sergilemi-
yorlar. fadeleri elikili, ne dedikleri belli olmayan, ele aldklar her konuda
blk-prk bireyler syleyen; yni bir uslleri, bir metodolojileri olmayan ibu
modernistlerle nereye kadar gidebiliriz?
Efendim, ncelikli mesele ite bu METOD meselesidir, yni mezheb meselesidir.
AKDEMYA
106
nk mezheb metod, usl demektir. Mezhebsizlik ise uslszlk, metodsuzluk...
Mezhebleri tanmadn, kendilerinin mutlak mtehid olduunu syleyenlere soru-
yoruz: Bugne kadar Kurn ve Snneti anlama ve onlardan hkm karma konu-
sunda gelitirdiiniz bir metod, bir usl var mdr?
Maalesef cevab, mnsz szler ve det kendilerinin bir kr gidie doru gittiklerini
belgeleyen ifadeler oluyor.
Efendim, bizim btn samimi ve ihlasl bir ekilde ilim tahsili yapanlara ve bireyler
retme abasnda olanlara armz udur: nce ulemmz fkh usln, hadis us-
ln vs. nasl oluturmular? Yzyllarn birikimi olan yzlerce fkh, tefsir, hadis ki-
tablar yazlrken nasl bir anlayla yazlm? Ancak bunlar derinlemesine tedkik
ettikten sonra gnmz meselelerine cevab aramalyz. nallah bu ekilde yaplan a-
lmalar daha verimli olacak, istikblin slm cemiyetinde hakettii yeri alacaktr.
Bu vesileyle alsmalarnzda baarlar diler, aramzda geen bu yazmann hayrlara
vesile olmasn Cenb- Hakkdan niyaz ederim. Allahn selm mminlerin zerine
olsun.
NOT: Jungla ilgili bildiimiz tek ey, onun derin bir mtefekkir olduudur. Fakat
fikirlerini etraflca tedkik imknmz olmad. Eer bu konuyla ilgili yksek lisans tezi
hazrlattnz talebeniz bir yaz gnderirse veya sizin bu konuyla alkal almalarnz
gnderirseniz, siteyi hazrlayan arkadalar yaynlamaya hazrlar. Bylece karlkl di-
yalog iyice artm olur ve bu ekilde istifade etmi oluruz sizlerden...
***
Bu yazmadan ksa bir sre sonra Prof. Akdemir, tekrar bir cevab gnderdi. Akabinde
biz de kendisine baz sorular ihtiva eden bir cevab gnderdik. Ancak Akdemir, ta-
rihsellik mevzuunda sorduumuz sualleri cevabsz brakt.
CEVABA CEVAB
ok deerli kardeim Osman bey,
ncelikle, gemi olan mbarek Kurban bayramnz tebrik eder, bayramn btn
slm lemi ve insanlk iin hayrlara vesile olmasn diler, selamlarm sunarm.
Her eyden nce, sizin de gstermi olduunuz stn slm davrannzdan dolay
sizi yrekten kutlarm. Sizin web sayfanza virsten dolay bir trl giremiyorum. Size
daha nce bu konuda ve teekkr iin bir ileti gndermitim, elinize geip gemediini
bilmiyorum.
Deerli kardeim, bizler, bilimsel grlere her zaman az. Buraya da terif ederseniz
memnun olurum. Kapmz herkese aktr.
Tarihsellikle ilgili sylediklerinize gelince, bana gre sizlerin bu konuyu farkl anlad-
nz gryorum. Ben de tarihsellii savunanlardan biriyim; nk bana gre bu
Kuran bir zorunluluk... Buna ramen, yanmda evket Kotan adl bir rencim, ta-
rihsellik konusunda benim danmanlmda bir doktora tezi yapt. Benim grleri-
min tam aksini savundu. Ben de grleri konusunda kendisine hibir bask
yapmadm. Hem de grlerine hi katlmadm hlde.... evket beyin tezini kitap-
Dinde Reformcu Yaklamlar veya Din Modernizmin Ykselii
107
lardan temin etmeniz mmkn.... Aslnda bu konularn karlkl olarak bilimsel bir
biimde tartlmas ok byk bir nemi haiz. Tarihsellii savunanlarn modernist
ya da reformist olmalarn ben anlamakta glk ekiyorum. Tabi bu benim grm.
Benim tek amacm ilah iradeye uygun bir biimde yaamaya almak... Bu bizim de
hata yapamayacamz anlamna gelmez... Elbetteki bizler de ou kez hata yapyoruz
ve hatalarmz grnce de onlardan rcu ediyoruz. nemli olan, yanl olan, bile bile
hatalarda srardr. Allah byle bir duruma dmekten bizleri korusun!
Jungun vahiy anlayna gelince, u anda orum lahiyatta aratrma grevlisi olan
bir rencim, bu konuda bir yksek lisans tezi yapt; buraya gelecek olursanz size,
fotokopi ektirmeniz iin verebilirim.
Eletirilerinize ve herkesin eletirisine am. Eletiriler olmadan ilim geliemez. Ama
eletirilerin slubu sert olmazsa daha etkili olur.
Deerli kardeim, imdilik yazacaklarm bu kadar. Size tekrar selam eder, salk ve afi-
yet iinde baarlarnzn devamn Yce Mevlamdan niyaz ederim.
NOT: Bu vesile ile Akademyaya Doru dergisinin deerli alanlarna da selam ve
sevgilerimi sunar, gemi bayramlarn yrekten kutlar, daha byle nice bayramlara
salk ve afiyet iinde kavumalarn Yce Mevlamdan niyaz ederim.
Salih Akdemir
PROF. SALH AKDEMRN CEVABA CEVABINA CEVAB
Allahn selm ile...
Sayn Prof. Salih Akdemir Beyefendi,
Gnderdiiniz teekkr mesajnz bana ulat. Allah raz olsun... Zannediyorum sitede
virs problemi kalmad. nk biz siteye uzun zamandan beri giriyoruz. Dolaysyla
siz de girebilirsiniz.
Sizin de ifade ettiiniz gibi ilim tenkid olmadan ilerleyemez. Ankaraya davetinizinden
dolay teekkr ederim. Fakat malmunuz her taraf ekonomik sknt iinde... Ama
frsat bulup da oralara gelebilirsem muhakkak size urayacam.
Jungun vahiy anlayyla ilgili bir rencinizin yapt yksek lisans teziyle ilgili ola-
rak, eer renciniz herhangi bir akademik dergide yaynlarsa veya Akademyaya
Doru dergisinde ve sitesinde yaynlatmak isterse, tezinin metnini veya dizilmi hli
varsa dizilmi hlini gnderebilir. Byle bir hizmetten dolay konuyla ilgilenen ara-
trmaclar muhakkak ok memnun olacaklardr.
evket Kotan Beyin tarihsellikle ilgili kitabn grdm. Fakat okuma imknm ol-
mad. evket Kotan Beyin, sizin tarihsellikle ilgili grlerinize aykr bir yaklam
sergilediini ifade ediyorsunuz. Ayn zamanda tarihselliin Kurn bir zorunluluk
olduunu sylyorsunuz. O hlde sizin, tarihsellik kavramna hangi mny ykl-
yorsunuz? sorusunun cevabn vermeniz gerekiyor.
Fazlurrahman tr bir tarihsellik fikri, malmunuz olduu zere, asla kabul edile-
mez. Nitekim Fazlurahman yle demektedir:
AKDEMYA
108
- slm adaln bir anlam varsa, o da kesinlikle eriatn muhtevasnn deiime,
byk lde ve ok ynl bir deiime tbi tutulmas gerektiidir. Bu makalede belir-
tildii ekilde deiim ilkesi kabul edilirse, bu faaliyet hibireyle snrlandrlamaz; hatt
Kurann kanun koyan yetleri dahi bu yeni yorumun kapsam dna itilemez. Bu ilke-
nin tek snr ve gerekli erevesi, Kurann sosyal gayeleri, temel manev ve ahlak ilke-
leridir. (Fazlurrahman, slm adalama, slm Aratrmalar Dergisi, c. IV, S.
4, Ekim 1990, s. 319)
Yine Fazlurrahman baka bir eserinde bu konuyla ilgili olarak unlar syler:
- Kurann gerekletirmek istedii hususlar, gnmz balamna lafz (literal) olarak
tanamaz, nk byle yapmak, bizatih Kurann gayelerine muhalefet etmekle sonu-
lanabilir. (...) Bugne kadar yalnzca Peygamberin snneti ve fkhn deil, ayn zamanda
Kurann dahi kesinlikle tarihsel tetkike tbi tutulmasn isteyen bu yaklam kabulde,
sadece gelenekiler deil onlarn yansra modernistlerin ou bile tereddt gsterdiler.
Oysa bu, Kurann ve Peygamberin hedeflerini hakikaten gerekletirmek ve mslman-
larn tarihsel performaslarn takdir edip deerlendirmek iin tek drst yntem olarak
gzkmektedir. (Fazlurrahman, Kurann Tarihsel ve Evrensel Okunuu; Fazlurrah-
mann bu konuyla ilgili grlerinin etraflca bir tenkidi iin bkz. Ebubekir Sifil,
Modern slm Dncesinin Tenkidi II, Kayhan Yaynlar, stanbul 1998, s. 53-81.)
Dolaysyla efendim, Fazlurrahmann tarihselcilik anlay, lh iradeye hi de
uygun dmyor.
Gemi ulem arasnda vki olmu ihtilafl meselelerin mahiyetine baktmzda ge-
nellikle para mevzlar zerinde olduunu gryoruz. Usl meselelerde ise genel ola-
rak Ehl-i Snnet ile Ehl-i Bidat arasnda bir ihtilaf var. Yni sizin ile talebeniz arasnda
olan ihtilafnz bir noktaya kadar normal kabul edilebilir. Ama eer bu ihtilaf usl
mevzlara da sryorsa, orada bir problem var demektir. Malm, Uslsz, vusl
olmaz eklinde mhim bir madde vardr Mecellede.
Hereye ramen, takndnz tavr gerekten de ilim adamna yakacak bir tavrdr.
Son olarak sizin tarihselcilik ile ilgili grlerinizi bilmediimizden, baka bir ifa-
deyle sizin tarihselcilik meselesine yaklamnz bilmediimizden dolay, bu konuda
herhangi bir kelm edemiyorum. u hlde, sizin Kurn bir zorunluluk eklinde
ifade ettiiniz tarihselcilik anlaynz aklamanz gerekiyor. u nlk yazacaklarmz
bu kadar... Aklamalarnz byk bir merakla bekliyoruz.
steme Adresi: ataleme Sokak. retmen Han No:29 Kat:3/316 Caalolu- stanbul
Tel-Faks: (0212) 528 33 07 - ibdayayinlari@ibdayayinlari.com
AKDEMYA
110
Gemiten Gnmze nsan ve Mekn, AKADEMYA dergisi tarafndan 20 ubat
1998 tarihinde Tehisler ve Tesbitler altbal ile, 2 Mart 1998 tarihinde ise -
zmler ve Alternatifler altbal ile Tark Zafer Tunaya Kltr Merkezinde iki blm
hlinde dzenlenmi; Av. Harun Ykselin ynettii, Turgut Cansever ve Mustafa Ar-
maann konumac olarak itirak ettii bir paneldir.
Bu saymzda, panelin Tehisler ve Tesbitler altbal altnda tertiblenen 20 ubat
1998 tarihli birinci toplantsnn bant zmn, tam metin olarak ve basnda ilk kez
yaynlyoruz. Gelecek say da, 2 Mart 1998 tarihli zmler ve Alternatifler bl-
mnn bant zmn yine tam metin olarak yaynlayacaz. Bir sonraki sayda ise,
Turgut Canseverle Av. Harun Yksel ve Hayreddin Soykann, AKADEMYA dergisi
adna 29 Ekim 1997 tarihinde yapt rportajn bant zmn, yine tam metin ola-
rak ilk defa dergimizde yaynlayacaz.
Szkonusu bant zmleri, yllar nce kr Sak, Havva Sak ve Av. Ahmed Arslan
tarafndan yaplm, Emel Zor tarafndan da dizilmitir. Ne var ki, hem orijinal ses
bantlar hem bilgisayardaki dizgi dosyalar hem de bu dizgilerin kt klar, 1999
sonras dnemde maalesef kaybolmutur ve bu hdise hepimizi derinden zmtr. Bir
tevafuk eseri olarak, 2010 yl banda kt klarna ulamak nasib oldu ve Glin
enel bu metinleri yeniden dizmeye balad. Akademya Faaliyetleri Koordinatr
Burak ileli bata olmak zere, ad ve emei geen tm dostlara candan teekkr edi-
yor, sizleri byle bir fikir-sanat ziyafetiyle babaa brakmann iftiharn yayoruz.
AKADEMYA
Gemiten Gnmze
Anadoluda nsan ve Mekn
- TEHSLER VE TESBTLER -
Yneten: Av. Harun Yksel
Konumaclar: Turgut Cansever, Mustafa Armaan
PANEL
Gemiten Gnmze Anadoluda nsan ve Mekn
111
Turgut Canseverin Ardndan
[Av. Harun Yksel tarafndan yazlan ve Bir Gzellik Savas: Turgut Cansever balyla,
Baran dergisinin 26 ubat 2009 tarihli 111. saysnda yaynlanan yazdr.]
u irkefe bulanm, irkinlerin ve irkinliklerin istilasna uram dnyada...
Gzelden ve gzellikten anlayan... nadna gzel kalan, srarla gzellikleri savunan ndir
insandan biriydi Turgut Cansever...
Bir gzellik savas...
Hikmet ehli bir Mmin...
Bu gzel insanlarn saylar ne yazk ki ok az...
Ve ne yazk ki; biz onlarn kymetlerini hayattayken bilmiyoruz, bilemiyoruz...
Kadrini seng-i musallada bilp ey Baki / Durup el balayalar yran saf saf demi ya a-
irlerin sultan...
Aynen yle...
Geriye hibir eye are olmayan bir keke kalyor dilimizde...
Keke kadr ve kymetlerini bilseydik de; ilerindeki gzelliklerle dnyamz gzelleti-
recek imknlar onlarn nne serebilseydik...
Keke arszn, hrszn, yzszn, vurguncunun, hortumcunun, soyguncunun yama ve
AKDEMYA
112
talanna cmerte atmz resm, itima veya ahs imknlarmzn bir ksmn bu
gzel insanlarn emrine mde klabilseydik...
Keke...
Azrail Aleyhisselm, onlar Mutlak Gzele gtrmek iin harekete gemeden nce...
u devrimi yapabilseydik de...
Baz insanlar vardr... Onlar tanmakla gerekten erefyb-eref sahibi olursunuz...
te merhum Turgut Cansever onlardan biriydi...
Ve ben, onu tanma erefine nail oldum...
Birincisinde, Hayreddin Soykanla birlikte 29 Ekim 1997 tarihinde AKADEMYA dergisi
iin bir rportaj gerekletirmitik... kincisinde, AKADEMYA dergisinin dzenledii
[10 gn arayla, iki ayr blm hlinde dzenlenen] bir paneli ynetmitim... O panele
konumac olarak merhum Turgut Cansever de davet edilmi ve o da ltfedip terif et-
miti...
Her iki karlamamzda da olaanst, mest edici, insann ayaklarn yerden kesen, hik-
met ykl tesbit, tahlil ve terkibleri dinlemenin hazzn yaamtm. Herhlde bu haz,
lnceye kadar gnl damamda doyumsuz bir lezzet olarak hep mahfuz kalacaktr...
Bunun iin Rabbime hamdediyorum...
Emir byk yerden...
Mutlak Gzel olan Allah, gzelliklerle bezedii bir kulunu daha yanna almay emir
buyurdu ise, ona kim ne diyebilir ki?
Bu gzel insan Mutlak Gzelin yanna uurlarken geride brakt eserlerine sahib k-
mak, onun rettiklerini hayata geirmeye almak...
Onun rettiklerinin rahata hayata geebilmesi iin gereken gzel ahlk hayata
hkim klacak yeni bir siyas rejim olan Baycelik Devletini bir n nce kuvveden
fiile karmak... Gzellik sancan onunla birlikte topraa drmek istemeyen btn
mminlerin boynunun borcu...
Allah onu rahmetine gark etsin, Reslullahn efaatine nil olsun ve mekn Cennet
olsun.
Gemiten Gnmze Anadoluda nsan ve Mekn
113
Turgut Cansever Kimdir
1920 ylnda Antalyada dodu, 22 ubat 2009da stanbulda vefat etti. Milletleraras
Aa Han Mimarlk dln kez alm tek mimardr. Bilge Mimar olarak anlr.
Doktor Hasan Ferid Bey ile ei Saime Hanmn be ocuundan en bydr.
Babas Doktor Hasan Ferid Bey, Kasmpaa Turab Tekkesi eyhi ve Bb- lnin st
seviye brokratlarndan birisi olan eyh Ali Efendinin olu idi. Brokrat olmak yerine
tb okumay seen, sava yllarnda Sina Cebhesinde Sahra Bahekimlii yapan, Trk
Ocaklarnn kurucular arasnda yer alan Hasan Ferid Bey; devlet ideolojisine muhalif
kalm, Ankarada st seviye grev tekliflerini reddederek Antalyada, Adanada stma
mcadelesinde grev almay tercih etmi, Tavanlda Bursada srgn hayat yaam
bir fikir adam ve doktordur.
Annesi Saime Hanm ise, Filibe kkenli bir retmendir. Halide Edib Advarn ren-
cisi olarak yetimi, 19 yana geldiinde gnll olarak Kudste retmen olmay
kabul etmi bir hanmdr.
Turgut Canserver, ilkokulu Ankara ve Bursada okudu. lkokul yllarndan sonra ailesi
stanbula tanmt. Lise renimini Galatasaray Lisesinde tamamlad.
Ressam olmak dncesiyle girdii stanbul Devlet Gzel Sanatlar Akademisinde, Halil
Dikmenle, Mazhar evket piroluyla, Sedad Hakk Eldemle tant. Mimarlk re-
nimi grmeye karar verdi. Sedad Hakk Beyin yardmcs oldu. Mimarlk reniminden
sonra sanat tarihi doktoras yapmaya yneldi. slm Sanat tarihi hocas Ernst Diez onu
AKDEMYA
114
ok etkiledi. Fransaya giderek bir sre Avrupay dolat. stanbul niversitesi Edebiyat
Fakltesinden Osmanl ve Seluklu Mimarsinde Stun Balklar adl teziyle sanat ta-
rihi doktoru, Modern Mimarnin Meseleleri adl tezi ile doent nvann ald.
1949 ylnda Sadullah Paa Yalsnn restorasyonunu gerekletirdi. Bu, meslek hayat-
nn ilk nemli tecrbesi oldu. 1951de orta Abdurrahman Hanc ile birlikte ilk mi-
marlk brosunu kurdu. Birlikte tasarladklar Byk Anadolu Kulb Oteli, nemli
eserlerindendir. Karatepe Ak Hava Mzesi, Diyarbakr Koleji, ODT Kamps ya-
rma projesi, Trk Tarih Kurumu binas, 1950li yllarda tasarlanm almalardandr.
Turgut Bey, 1952 ylnda Nilfer Hanm ile evlenmi ve iftin ocuklar da mimar ol-
mutur.
Cansever, 1958de Bayezid Meydan tasarmna balad. Bu alma, onu ehir, imr, ko-
ruma alannda mcadele vermeye ynlendirdi. Bu alanlarda ksa sreli pek ok grev
ald. Ald grevlerin bazlar unlardr: 1959-60ta kuruluunda bulunduu Marmara
Blgesi Planlama Tekilt Bakanl ve 1961de stanbul Belediyesi Plnlama Mdr-
l; 1974-75te Dnya Bankas stanbul Metropol Plnlama Projesine bakanlk;
1974-76 arasnda Avrupa Konseyi Trk Delegasyonu yelii; 1975-80 arasnda stanbul
Belediyesinde, 1979da Ankara Belediyesi Metropol Plnlama, Yeni Yerlemeler, Kent
Merkezleri ve Koruma danmanl.
1960l yllar, Canseverin Bodrumla tant dnemdir. Kendisine 1980de ald iki
Aa Han dlnden birisini getirecek olan Ertegn Evi restorasyonu, Bodrumla tan-
masnn sonucudur. Trk Tarih Kurumu binas (1951-1967, Ankara, Ertur Yener ile
birlikte gerekletirdii) ve Ahmet Ertegn evi yenilemesi (1971-1973, Bodrum) ona
1980 ylnda iki Aa Han dl birden getirdi. nc dl ise 1992 ylnda ald. Bod-
rumun 9 km kuzeyindeki Mandalya Koyunda toplam 3 otel ve 500 evden oluan;
Emine n, Mehmet n ve Feyza Cansever ile gerekletirdii Demir Evleri Projesi,
kendisine nc Aa Han dln getirdi. kez Aa Han Mimarlk dln alm
dnyadaki tek mimar oldu.
1983te Mekke niversitesinde eitim program hazrlk danman olarak alt. Ayn
yl, Aa Han Mimarlk dl Master Jrisinde grev ald.
Cansever, 90l yllarda yayn faaliyetlerini srdrd. Pek ok makale yaynlad, yaz
derlemelerini kitab hline getirdi. bidev bir eser olan Mimar Sinan kitabn 2005 y-
lnda yaynlad.
2007 ylnda stanbulda, hakknda, Turgut Cansever: Mimar ve Dnce Adam balkl
bir sergi ald. Kratrln Uur Tanyeli ile Atilla Ycelin yapt sergi, Trkiyede
ariv belgesi niteliinde malzemeye dayanarak yaplm ilk retrospektif mimar sergisidir.
2000 ylnda kalbine pil taklan ve 2008 Temmuzundan itibaren yataa bal tedavi
gren Turgut Cansever, 22 ubat 2009 pazar gn, stanbul Kadky iftehavuzlardaki
evinde vefat etti. Turgut Canseverin cenazesi, 23 ubat 2009 pazartesi gn Fatih Ca-
miinde ikindi namazndan sonra klnan cenaze namaznn ardndan Edirnekap Me-
zarlda topraa verildi. [Kaynak: wikipedia.org]
Gemiten Gnmze Anadoluda nsan ve Mekn
115
Mustafa Armaan Kimdir
Urfal bir anne-babann ocuu olarak Cizrede dodu (24 ubat 1961). lk ve orta -
renimini Bursada tamamlad. stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Trk Dili ve Ede-
biyat blmnden mezun olduktan sonra eitli yaynevlerinde editr olarak alt.
1995-1996 arasnda zlenim dergisinin, 2000-2002 arasnda da DA (Diyalog Avrasya)
dergisinin yayn ynetmenliklerini yrtt. Hlen serbest yazar olarak almaktadr.
Sosyal Bilimler Ansiklopedisi (Risale Yaynlar, 4 cild, stanbul 1988) ve Osmanl Ansik-
lopedisi (Aa Yaynclk, 7 cild, stanbul 1993) adl ok cildli almalarn yayn koor-
dinatrlklerinde bulundu. M. M. erif in 4 cildlik A History of Islamic Philosophy adl
edisyonunu, slm Dncesi Tarihi adyla (nsan Yaynlar, stanbul 1990-91) yayna
hazrlad.
Trkiye Yazarlar Birlii tarafndan 3 defa dle lyk grld: Bat Dncesinde
Dnm Noktas (Fritjof Capradan, Tercme dalnda, 1989); ehir, ey ehir (Deneme
dalnda, 1997); Osmanl: nsanln Son Adas (Fikir dalnda, 2003).
Telif kitablar unlardr: Gelenek (1992), Gelenek ve Modernlik Arasnda (1995), ehir
Asla Unutmaz (1996), ehir, ey ehir (1997), Bursa ehrengizi (1998) -2. bask Os-
manly Kuran ehir adyla (2006)-, Alev ve Beton (2000), stanbul Mavi Krpar Gzle-
rini (2003), Osmanl: nsanln Son Adas (2003), nsan Yzl ehirler (2004), Kuunun
AKDEMYA
116
Son arks: St. Petersburgda Zamanlar ve Meknlar (2004), Osmanlnn Kayp Atlas
(2004), Kr Zincirlerini Osmanl (2004), Osmanl Tarihinde Maskeler ve Yzler (2005),
Abdlhamidin Kurtlarla Dans (2006), Ufuklarn Sultan: Fatih Sultan Mehmed (2006),
Kller Altnda Yakn Tarih (2006), Efsaneler ve Gerekler (2007), Byk Osmanl Projesi
(2008), Gln Fethi Fatih Sultan Mehmed (2008), Osmanlnn Mahrem Tarihi (2008).
Tercmeleri: Bat Dncesinde Dnm Noktas (Fritjof Capradan, 1989), Molla Sadr
ve lhi Hikmet (Seyyid Hseyin Nasrdan, 1991), Yeni Bir Dnce (Fritjof Capradan,
1992), slamn lk Yllar (2001, Muhammed Esedden).
Derlemeleri: slam Bilimi Tartmalar (derleme, 1990, nsan Yaynlar), slamda Bilgi
ve Felsefe (1997), Dncenin Gkkua: Cemil Meri (2001), Tartlan Snrlar: Deien
Milliyetilik (2001), lber Ortayl ile Tarihin Snrlarna Yolculuk (2001), Kresel Kuatma
Karsnda nsan (2004), Her Gn Bir Ediple (2004, Ahmet Refik Sevengilin edebiyat-
larla syleileri), Bulutlar Delen Kartal: Cemil Meri ile Konumalar (2004, Sezai Co-
kun ile birlikte), Osmanl Geriledi mi? (2006).
Ayrca imdiye kadar 4 cildi yaynlanan stanbul Armaan adl diziyi yayna hazrla-
mtr (1995-2000). [Kaynak: mustafaarmagan.com.tr]
Gemiten Gnmze Anadoluda nsan ve Mekn
117
PANELN BANT ZM - TAM METN
HARUN YKSEL: Deerli dostlar, Akademya adna hepinizi saygyla selmlyorum, he-
pinize ho geldiniz diyorum. Deerli konumaclarmza da terif ettikleri iin hem teekkr
ediyorum, hem de ho geldiniz diyorum. Bugn, Dnden Bugne Anadoluda nsan ve
Mekn liki ve Problemleri; Tehis ve Tesbitler diye uzun bir balk koyduk mevzuumuza.
Sevgili Turgut Bey hakl olarak ieride eletirdi bu bal. nk mekn dediimiz zaman
gerekten belirsiz bir eyden bahsediyoruz. Fakat biz bu bal, bu kadar cretli bir bal,
zellikle konumaclarmzn mevzu zerinde eserler vermi olmalar, derin bir kltrel alt-
yapya mlik olmalar sebebiyle koyduk. Onlara geni bir hrriyet alan tanyoruz bu ko-
nuda. ftarlarmz ettik, mbarek Ramazan gn karnlarmz doyurduk, inallah
ruhlarmz da doymu olarak buradan kacaz deerli konumaclarmz syesinde.
yle bir kaba pln yaptm, tabi konumaclar buna riayetle mkellef deiller. Diledikleri
yerden konuya girebilirler. Bir de sevgili Turgut Beyin bizden bir istei oldu. Mzakereci
bir slbla yapalm dedi. Konumalar srerken, konumaclar konumalarn bitirdiinde,
-20er dakikalk turlar hlinde yapacaz konumalar-, sylenmeye deer sz olan varsa,
sorusu olanlar varsa, konumaclara yneltebilirler. Ve 5 dakika sreyle, her tur banda,
konumaclarn konumalar bittikten sonra konuya katlabilirler. Katlrlarsa da ayrca m-
teekkir oluruz, diyelim ve hemen balayalm efendim. Buyurun Turgut Bey
TURGUT CANSEVER: Teekkr ederim. Dorusu byle bir mesele etrafnda konuma
frsatna sahib olmamz, bu meseleyi tartmamz ve bu tartmaya katlmak, benim iin
ok byk bir zevk. Evet, ben biraz evvel, insan ve mekn szlerinin bu ekilde yanyana
geliinden bir rahatszlk hissettiimi ifade ettim. Tabi bu rahatszln kkeninde u da
var: Mekn acaba tek bana ele alnabilecek bir kategori mi? Takrben bir 30 sene hatt
40-45 sene oluyor. Heinrich Wlfflin [1864-1945], bu Sanat Tarihinin Temel lkeleri ki-
tabnn mellifi. Sigfried Giedion [1888-1968] ise, Heinrich Wlfflinin talebelerinden
birisi. Sigfried Giediondiyor. O da bir sanat tarihisi, mimarlk tarihisi. Harvardda ders
veriyor. 40-45 sene evvel nemli bir kitab yaynlad. Ad, Space-Time and Architecture yni
Mekn, Zaman ve Mimar. Yalnz Zaman ve Mekn kelimelerinin arasnda virgl yok, bir
izgi var. Yni zaman ve meknn bir btnlk olduunu ifade ederek balyor ie.
Tabi modern rlativite, modern fizik, metafizik, zaman ve mekn btnln ok ciddi
bir ekilde ortaya koyuyorlar. Mekn ve zamann btnl insann dnyaya bak tarzn
tdil eden bir temel kategori oluyor. imdi konu dolaysyla, Zaman ve Mekn meselesini
hem beraber ele almak, hem ayr ayr ele almak... Bu lekte ele alndnda, hi bhe yok,
ok nemli noktalara gtrecek bizi. Ama bizi gtrecei bu nemli noktalar dnce yo-
luyla aratrmadan evvel, baka bir yolla, yni yine balk ierisinde ifadesini bulan baka
bir yolla, diyelim ki, Anadoluda mekn tanmlayan, snrlayan, insan eliyle yaplm d-
zenlemeler, binalar, aalarn yerlemesi... Bunlardan oluan, bu yaplarn arasnda kalan
yerlerin zelliklerinden sz edebilirsek yahud o yaplarn ilerinde oluan boluklardan sz
edebilirsek, bu yolla bir taraftan tarih tecrbe hakknda fikir edinme abasndan hareketle
ilerlerken, Zaman ve Mekn meselelerini bir Seluklu mimar, evre dzenleyen insan
nasl anlyordu, bir Osmanl insan nasl anlyordu, bunu nasl yayorlard... Bunun, do-
rusu sosyolojik adan anlalmasndan ziyade, bir mahiyet asndan anlalmas ynnde,
belki beraberce birka adm atabiliriz diye dnyorum.
AKDEMYA
118
imdi hemen ilve etmek isterim ki, bir Alman mimar [Bruno Taut], 1938de Tokyoda
niversitede iken stanbula geldi. Trkiyede tek mimarlk mektebi o zamanlar Gzel Sa-
natlar Akademisi Yksek Mimarlk blm idi. Bir sene kadar orada hocalk yapt. Gelir
gelmez de, ok byk bir ciddiyetle, hem mimarlk talebeleri, hem gen mimarlar, hem mi-
marlk camiasna hitabetmek zere bir kitab yaynlad; Mimar Bilgisi diye. Kendisi byk
bir sanat felsefecisi deil. Ama ok nefis bir ekilde, kendisinin mimarlk hayatn, genli-
inde byk mimarlarn yannda, onlarn almalarnn akn nasl seyrettiini, neleri
fark ettiini anlatyor. Bir miktar Bat Avrupa yakn mimarlk tarihini anlatyor. Ama do-
rusu Dou sanatlar hakknda zel bir uzmanl olmamasna ramen, hemen stanbul hak-
knda da konuuyor. Ve Sleymaniyeden sz ediyor. Syledii sz u: Sleymaniye yle
bir mekn tarif ediyor demiyor. Sleymaniye bir konstrksiyondur diyor. Genetik-estetik
zerine alma yapan nemli insanlardan birisi Ernst Diez [1878-1961] bir yazsnda,
Osmanl yaplar mekn yaplar deildir diyor. imdi bu ne demek?
Evvel Bat dnyasna dnelim, Michelangelonun [1475-1564] Medicilere yapt iki
tane yap var. Biri Mediciler Trbesi, dieri de ktbhane Bilmiyorum bu yaplar
bilen var m aranzda? Ama ben ksaca anlatmaya alaym. Bir kere bu yaplarn pen-
ceresi yok. Tepeden k alyorlar. Yaplarn kelerini, kaplarn yanlarn, btn mimar
unsurlar ereveleyen ayaklar var, aralarnda kemerler var, niler var. Ve bunlarn yerine
de bir lhid, o lhidin zerinde iki heykel vesaire Bunlar eitli cebhelerde tekrar edi-
yor. Galiba o Mediciler Trbesinde l iin bir dzenleme var. Burada ierisine
girdiiniz meknn, alann, boluun btn mesafeleri, btn oluumu, yni meknn
deta dn atsanz, duvarlarn atsanz, ortada kalan ksm ki binann iinde kalan bo-
lua tekabl ediyor-, bir heykel ve o heykelin btn paralar dier ksmlarna bal bir
btnlk. Bu bir mekn yaps.
imdi daha eskiye gidersek, bir antikiteye mesel 4-5. asr bir Yunan mabedinin bir odas
var ve o odada hi k yok, hi pencere yok. Dolaysyla orada da bir mekn var ama o me-
kn yaamak, hissetmek szkonusu deil. Ama Rnesans yaps; insan, ierisine girdii
hacmin btn biimini yaatmaya sevk ediyor.
Ancak mesel bir camide namaz klan insan, selm verdiinde sa tarafndan t Akdenize
kadar gidecek bir ufku ak buluyor pencerelerden. Bu salonda olduu gibi. Sol taraftan bu
defa Karadenize kadar giden bir baka ufuk alyor. Yni sonsuz mekn, dardan geliyor,
yapnn ierisine giriyor ve yapnn pencerelerinden darya kyor. Yap bu sonsuz me-
knn ierisinde, ite tayc paralar, kemerler, kubbe paralar yahud tam kubbe, en te-
pedeki kubbeyi aadan ayran pencere delikleri, deta en tepedeki kubbe tamamen havada
duruyor... Ve sonsuzluun ierisinde bir ina unsurlar btnl
Burada, bu paralarn Rnesans yapsnda olduu gibi bir yekparelii szkonusu deil.
Bu paralarn her biri, bir ahsiyete sahib. Teker teker bu defa caminin ierisine gelip,
caminin ierisini dolduran, meknn ierisinde de teker teker duran nesneler. Her biri
bir tektonik. Yni bir madd varlk. Yk tayan bir madd varlk, sonsuzluk ierisinde
yer alan nesneler
Dolaysyla, insan Sleymaniyenin ierisine girdii zaman, sonsuz meknn devam ettiini
gryor, evvel son cemaat avlusuna girmise, o son cemaat avlusu da yle. Onun da drt
tarafndaki pencereler, avlunun darya doru olan pencereleri d meknla ilikili. Fakat
bilfiil caminin kapal ksmna dnk olan yerde de, kapal ksma dnk pencereler var. Yni
Gemiten Gnmze Anadoluda nsan ve Mekn
119
son cemaat avlusuna giren insan dnyann btn istikametinde, varln btn istikame-
tinde sonsuz meknn devam ettiini gryor. Caminin ierisine girip, orada da devam et-
tiini gryor. Dolaysyla orada da kemerler, stunlar, tabi onlar evreleyen minareler
Cami tarafndaki kubbeler vesaire Bunlarn her biri birer tektonik. nsan bu tektoniklerin
arasnda dolayor.
Burada tabi kltrel kaynan ok iyi biliyoruz, kltrel kayna tarih olarak Ortaasya
steplerinin Menhir trnden hatra talarna tekabl ediyor Ama kltrel adan d-
nrsek, mesel Fssul-Hikemde Muhyiddin-i Arab Hazretleri [1165-1239], peygam-
berlerin hikmetlerini anlatyor. Tabi birinci peygamberin hikmetinden ikinci peygamberin
hikmeti, ilk ikisinden ncs kyor vesaire Ve btn bu peygamberlerin hikmetle-
rinin toplamndan Hazreti Peygamberin hikmeti oluuyor. Dolaysyla btn hikmetler
Hazreti Peygamberin hikmetine gre inceleniyor, deerlendiriliyor. Ancak Hazreti Pey-
gamberin de btn bu hikmetlere ne ilve ettii meselesi var. Muhyiddin-i Arab Hazret-
leri diyor ki: ki ey ilve etti. Bunlardan bir tanesi gzellik sevgisi, bu tabi ok nemli
Gzellik sevgisi iin diyor ki: Bu, insan tekmlnn ulaabilecei en son merhaledir. nsan
iin gzellik sevgisinden teye herhangi bir gelime tasavvur edilemez. br de ferdiyetin y-
celii Yni tek ferdin ycelii.
Sleymaniyeyi bir rnek olarak zikrediyoruz ama, Osmanl mahalleleri de tahlil edile-
bilir ayn bak asndan. O tek ferd, kendi eliyle meydana getirdii tektoniklerin, me-
knn sonsuzluuna halel getirmeden, sonsuzluu ierisinde, kinatn sonsuzluu
ierisinde onlar nasl yer alyorlarsa, insan da onlarn hepsini vcuda getiren ve hepsini
dnyayla beraber idrak eden, onlar vcuda getirirken dnyay gzelletiren yce ferd
olarak tasavvur ediliyor. Sanyorum insan-mekn dediimizde bir sonsuzluk ierisinde
insan, yce insandan sz etmek meseleyi aydnlatacak, nemli saydm bir balang
noktas olabilir.
HARUN YKSEL: slm mimarsinde demek ki insan, sonsuzluun btnln boz-
madan, sonsuzlua katlyor. Yni Sleymaniyeye girdiimizde; sonsuzluun o akn boz-
madan, btnln bozmadan sonsuzluk imajn, fikrini bozmadan katlyoruz. Rahatsz
edici bir unsur olmadan
TURGUT CANSEVER: Evet. Bakn onun ierisinde yayorsunuz. Dolaysyla hibir ey
sizi tahdid etmiyor. Belki bu sizin sorduunuz soru dolaysyla ortaya kan meseleyi ay-
dnlatmak iin bir karlatrma yapmakta yarar var. 10-11-12. asr Romanesk kilisede yahud
daha da belirgin bir ekilde 12-13-14-15. asr Gotik kilisede insanla o yap arasndaki iliki
nedir? Ona bir baksak, bu sylediimle onun fark ok ak bir ekilde ortaya kacaktr.
imdi bu kilise bir kere ince uzun bir yapdr. Bunun en nemli ksm binann nihayetindeki
koro ksm ve [anlalamad] zerinde merasimlerin yapld byk krsdr. Ama burada
ieriye giren insan, zeminden yukarya doru fkrmasna giden izgilerin etkisi altn-
dadr. Sonra, girdii zaman bulunduu noktadan yalnz bir istikamete doru, karya doru
insan sevk eden bir byk hacim ierisindedir.
Bu yerde insann dnya ile ilikisini anlatmak iin, nemli olan bir baka noktaya da temas
etmek gerekli. Her ey tatan yaplm olduu hlde nerdeyse tan eseri yoktur. Yalnz k-
lar ve glgeler. Ve onlarn mthi dramatik, trajik izgileri vardr. Btn o izgi dzeni, ha-
reket dzeni, gnahkr insan, kilisenin alp, bu gnah dnyasndan, dnyev lemden,
uhrev leme cebren gtrmesi. nsan ensesinden yakalayp ite ite, srkleye srkleye
AKDEMYA
120
Yni o zaten gnahkr alan teki. Onu adam etmek iin kendi gcn kullanan bir tavrn
rndr kilise.
Buna mukabil, her biri kendi bana duran insan eliyle retilmi bu yce varlklar manzu-
mesi, eer Allahn yaratt bu kinatn sonsuzluu ierisinde dolayorsa, artk insan yn-
lendirmiyor demektir.
imdi bu noktada dorusu nemli bir slm gre temas etmek istiyorum. Gazal [1058-
1111] anlatyor hyda. Bir le namazna Hazreti Peygamber gitmiyor. Cuma olmas
lzm-. Hazreti mer bir hutbe konumas yapyor. Herkes ok etkileniyor. Yalnz bir kadn
ikn olmuyor, sylenenler zerine itiraz ediyor. Soru soruyor. Hazreti mer yine parlak
bir ekilde cevablandryor. Kadn yine ikn olmuyor. Bu -drt kere tekrar ediyor. Bunun
zerine Hazreti mer uzun bir konuma yapyor. Byle bir saatten daha fazla Son de-
rece ikn edici mthi gzel bir konuma, herkes konumaya hayran kalyor, kadn ikn
oluyor. Ve birok insan o kadar etkileniyor ki, deta koarak Hazreti Peygamberin yanna
geliyorlar ve bu konumann gzelliini, Hazreti merin kadn nasl ikn ettiini anlat-
yorlar. Hazreti Peygamberin yzlerinde bir teessr ifadesi oluuyor. ok zldm, mca-
hede etmeyiniz diyor. Biraz sonra Hazreti mer geliyor ok memnun yaptndan-, ve
Hazreti Peygamber kere ok zldn ve kere mcahede etmeyiniz szn tekrar
ediyor. Yni herhangi bir eyi kabul ettirmek iin bile cehd etmek caiz deil. Buna mukabil
Katolik kilisesi kendisinde bu hakk buluyor ve insan sevk etmek, ynlendirmek iin bir
evre dzenliyor. Tabi bir nokta daha syleyeyim msaade ederseniz.
HARUN YKSEL: Ltfen efendim.
TURGUT CANSEVER: imdi bu dzenleme, mimarlarn bir kere basit, pratik sebeblerle,
hem Osmanl evinde hem Osmanl camisinde bugn yahud asr banda teorisiyle beraber
yaptklar gibi yni fonksiyonel mimarye yapt gibi; fonksiyonlar tarif edip, onlarn et-
raflarna duvarlar yerletirerek sonra stn tamamlamak eklinde olmuyor. Sleymaniye
gibi bir yapnn zmlenmesi yukardan balayp aaya doru ilerleyerek tamamlanyor.
imdi bu esasnda bir transandantal dnme tarz; asl olan kozmik realiteyi objektif dn-
yaya aksettirdii zaman, bir bakma bu tezyin dzeni zarur olarak oluturuyor. Dolaysyla
insann ierisinde yaad bu tektoniklerin btnl bir tezyin btnlk oluyor. Kilise-
deki trajik-dramatik olandan tamamen farkl olarak
HARUN YKSEL: Ve hemen altn izmek iin syleyeyim, bunun iki telkk arasndaki
hrriyet anlayyla da bir ilgisi var herhlde. Yni slmn insan hrriyetinin nndeki en-
gelleri kaldrmas Yine bu kilisede u istikamete doru srlyoruz ya Hazreti
merden verdiiniz misl de yle Yni biz hr irademizle bir eye katlrsak katlaca-
z Yni eref-i mahlkat olarak byle bir tercih hakk bize verilmi. Biz katlrz veya
katlmayz. Yni bu hrriyetin nn o kilisedeki mekn telakkisi de kesiyor anladm ka-
daryla.
TURGUT CANSEVER: Tamamen yle. Onun iin de Bruno Taut [1880-1938] S-
leymaniye iin- konstrksiyon dedii zaman, bunun bir mekn yaps olmadn da sy-
lemi oluyor. Ernst Diezin, daha sonra anlatt gibi [Osmanl yaplar mekn yaplar
deildir] Dolaysyla, mekn blnmez; kinatn tamamnda devam eden sonsuz mekn
oluyor. Ve her ey onun ierisinde, o sonsuzluu sslemek iin deta tezyin etmek iin yer
alyor.
Gemiten Gnmze Anadoluda nsan ve Mekn
121
HARUN YKSEL: ok teekkr ediyoruz. Bu blmde sorusu olan veya sylemek iste-
dii sz olan var m efendim? Buyurun
(Bir hanm dinleyici konuuyor fakat syledikleri anlalmyor.)
TURGUT CANSEVER: Dorusu buna itirak etmek zor. Kubbeli yaplar o kadar yakn
tarihte deiller. Olduka eski. Yni Bat dnyasnda bile Romada, Panteonda, yni 1. asrda
var. Ayasofya, 6. asr ba. Tabi Ayasofyaya hazrlk olan birka yap da 5. asrda stan-
bulda. Bir tanesi kk Ayasofya olmak zere. Dieri maalesef ehzadebanda temelleri
olan yap. Ama Asyada kubbe daha eski. Kubbe yaplar daha da eski. imdi Ayasofya kub-
beli bir yap ama, Gotik bir katedralle hi alkas yok. Yni konu bir teknoloji meselesi deil.
Teknolojiyi kltrler seiyorlar.
HARUN YKSEL: Yni kltrler kendilerine uygun teknoloji retiyorlar.
TURGUT CANSEVER: Evet. Kendi genel yaklamlarna tekabl eden teknikleri geli-
tiriyorlar. Dorusu o tekniklerle hayat tarz arasnda bir balant hi bhe yok ki, var. Yni
hareketli kltrler evvel topraa balanm yaplar yapyorlar. Yni Asya-Avrupa steple-
rinde adr teknolojisi olduu gibi; at kltrnde, hareketli kltrlerde olduu gibi. ok
ileri teknikleri, teknolojileri var. Mesel Romallar tonoz yapyorlar, byk binalar yap-
yorlar. Bunlarsa onlarn hibirini yapmyorlar. Romallar bronzu biliyorlar ama, Asya-Av-
rupa gebeleri de sert elikleri biliyorlar. Romallar, askerlerini gnde 20 km. hareket
ettiriyorlar, bunlarsa yz binlerce insan bulunduklar noktadan bir gnde 80-100 km. teye
gtrp yerletirebiliyorlar. imdi ona gre teknoloji retiyorlar. Yni bir yerden bir yere
gidebilmek iin, bildiimiz ota kullanyorlar. 15 dakikada, bir ailenin ierisine girdii
barnak vcuda getirebiliyorlar. Esas itibariyle varlk gr tyin ediyor teknolojiyi. Yni
kalc olmay isteyen kltr, ehram ina ediyor. Kalcl reddeden kltr, mesel Osmanl
dnyas, ahab evleri; aile hayatna gre hzla deime mecburiyetini gz nnde tuttuu
zaman, ehram deil tam tersine atektonik yapy ina ediyor. st byk, alt kk yapy.
Buna mukabil, daha uzun bir mr olmasn istedii, daha kalc olmasn istedii camii
tabi yine ehram gibi deil ama- yine ehramn genel profili ierisinde olacak ekilde tasar-
lyor. Dorusu, tekniin btn kltrleri belirledii filn tarzndaki dnceler ok ciddi
ekilde tartmaya ak dnceler.
HARUN YKSEL: Ben izin verirseniz bir ey syleyeceim o konuda. Hanmefendi biraz
pozitivist bakyor galiba meseleye, bu dinleri sonradan ortaya km tarzda m dn-
yorsunuz? Yni dinlerden nce, ite ok tanrl anlaylar vard, sonra tek tanrl dinler
BR DNLEYC: Teknik
HARUN YKSEL: Ha, sadece teknik adan bakyorsunuz. Evet anladm. Peki, baka so-
rusu olan var m efendim?
BR DNLEYC: Sleymaniye veya Ayasofya bir hapishane olsa herhlde insanlar oraya
girmeye can atar.
HARUN YKSEL: Gle oynaya girerler yni oraya
BR DNLEYC: imdi insanlar milyonlarca dolar harcayarak yaptklar o ihtiaml vil-
lalardan kendini sokaa atmak iin rpnyor. Oysa o ruh, insan o yaplarda sonsuzlua
gtryor. Bugnn gkdelenleri insan ruhsuz, nefessiz brakyor.
AKDEMYA
122
HARUN YKSEL: Teekkr ederim, saolun. Mustafa Bey
MUSTAFA ARMAAN: Teekkr ederim. Dorusu Turgut Beyin konumasndaki yk-
sek felsef seviyeye benim de ulamam beklemeyeceksiniz sanrm. Gerekten ok seviyeli
bir konuma yapt, her zaman olduu gibi. Ben biraz daha baa giderek bir eyler sylemek
istiyorum. Anadoluda nsan ve Mekn likileri konusunda birtakm ilk dnceler ge-
litirirsek, belki sonuta bir yerde Turgut Beyin syledikleriyle akacak noktalar bula-
bileceiz.
imdi tabi, serde edebiyatlk var. Onun iin de ok mimar tarafndan falan girmeyece-
im. Ahmed Hamdi Tanpnarn [1901-1962] Be ehirinden bir k yolu deneyeceim.
ounuz okumusunuzdur yahud okumamsnzdr. TVde filmi yapld, oradan izlemi-
sinizdir. Yahud zerinde konuulduunu duymusunuzdur. Be ehir isimli kitabnda be
tane temel ehir tipi izer Tanpnar ve bu be ehir, onun kafasndaki, gnlndeki, bir ba-
kma insann meknla olan nsiyeti, lfeti diyebileceimiz temel problematiine de k
yolu oluturur. Bu be ehir hangileriydi? stanbul, Bursa, Konya, Erzurum ve Ankara. Dik-
kat edilirse, Tanpnarn kitabnda bu be ehrin, be muayyen kendi tabiriyle- hususiye-
tinden bahsedilmeye allyor. Yni stanbulun bir byk pyitaht olmas zelliinden,
Bursann muayyen bir devrin rn olmasndan, Erzurumun Douya alan bir ticaret ve
kltr merkezi olmasndan, Konyann bir Seluklu bakenti olmasndan -Osmanl dne-
minde yaad birtakm ksknlkler, dargnlklardan- sz edilir-, ve Ankaradan da; orada
biraz ifade tarz deiir Tanpnarn.
Trkiye Cumhuriyetinin yeni bakenti ama, bu sadece sfrdan kurulmu bir ehir deildir
Tanpnarda. Bir Ahlik merkezidir. Yni Anadolunun ortasnda, ok eski gelenekleri olan
bir Ah ehridir Ankara. Btn bu ehirlere bitii bu muayyen roller, kitab okunduunda,
bir bakma Tanpnarn kafasndaki o byk ehir kurgusunun paralarn olutururlar.
Yni Tanpnarn ideal ehri belki bunlarn toplamdr. Ve belki de ite bu drt dier ehir
stanbulda gerek terkibini bulmutur ve onda zetlenmitir Tanpnarda. Yahya Kemlde
[1884-1958] olduu gibi
stanbul blmnde biraz daha ilgin bir mekna dikkatimizi eker Tanpnar; Boazii.
Garib bir ekilde, Boaziinin Osmanl ncesi yok gibidir. Yni Boazii gibi mstesn bir
tabiat parasnn, Osmanllardan nce, zellikle de 17. yzyldan, 16. yzyln ikinci yar-
sndan nce, bir yerleim yeri, bir mesre yeri olmamas ve insanlarn meknla, yni hem
yeillikle hem denizle iie olabildikleri byle bir mekn tasavvuru gelitirmemeleri, bunun
Osmanldan nce ortaya kmay, hakikaten ilgin bir fenomendir.
Tabi Osmanllarn oralarda gelitirdikleri yallarn kendilerine mahsus zellikleri var. Belki
de insanlk tarihinde daha nce benzeri olmayan bir insan-mekn ilikisi mahsulleri bunlar.
ok renkli bir slbla Boaziini anlatrken, Abdlhak inasi Hisarn [1887-1963] bir
cmlesine temas eder: deta der, Boazda bir semtten brne girildiinde, geildiinde,
yldzlar bile deiirdi. Yni her semtin -brakn bir ehrin batsn dousunu yahud ehirden
ehre farkn, yni Be ehirde koyduu, bu be ayr ehrin mstakil zelliklerini, Boazi-
inde bir semtin dierinden mahhas bir ekilde ayrlabilecek muayyen bir kimlii vard.
Bunu yldzlaryla lyor. Yldzlarn ne kadar deitiiyle lyor.
Mesel, rnek verdii eylerden bir tanesi de musik. Kanlcadaki bir musik ile Bebekteki
musik insann kulana farkl gelebilir diyor. Kez yeme-ime kltr ayn ekilde baka
Gemiten Gnmze Anadoluda nsan ve Mekn
123
zelliklere sahib gerekten ve bugn bir Boazii tarihini insan yle bir nne koyup in-
celedii zaman, deta btn bir vatan corafyasnn burada hlsa edildiini grmemek
mmkn olmaz. imdi bu derece sofistike bir ehir kltr, bu derece sofistike bir insan-
mekn ilikisi kurabilmi bir medeniyet. te su kenarlarnda oluturmu olduu mesreler
olsun, yallar olsun, oraya yapaca camilerin bile mimarsinin bir kara parasna yaplacak
mimarden farkl olmasn gzeten, bir ahab binann deniz kenarnda olmasyla nehir ke-
narnda olmasnn bile fark ettii bu ilenmi ve yksek kltr, nasl oldu da, bir 50 sene,
60 sene, 70 sene iinde, bugn btn bir Trkiyenin tek bir ehir hline getirilmesine yol
at?.. Semtleri bile farkl olan bir medeniyetten, btn bir Trkiye sathnda deta tek bir
ehre girip kyormuasna bir yeknesakla, bir monotonlua dnebildi?..
HARUN YKSEL: niforma giydirdiler yni Trkiyeye
MUSTAFA ARMAAN: yle oldu. Tabi bunu, muhakkak giydiler gibi dardan bir ey
sylemek istemiyorum. Yni biz de suluyuz. Hepimiz bunun iindeyiz.
HARUN YKSEL: Gayet tabi
MUSTAFA ARMAAN: Konyaya gidiyorsunuz. Yine yksek binalarn arasndan ehrin
ierisine giriyorsunuz. Parktr, meydandr ite Hkmet Meydandr, filn negle gi-
diyorsunuz, oras da ayn. Edirneye gidiyorsunuz, ayn. Yni u nda Trkiyede, belki ik-
limi deiebilir ama, btn Trkiye sathndaki ehirlerde, muayyen, lokal baz blgeler
dnda, yni zel olarak korunmaya alnm yahud her naslsa korunmu baz blgeler d-
nda, 5 ehirden, 67 ehirden, 76 ehirden, her neyse, sz etmek mmkn deil artk. Do-
laysyla bizim bu meknla olan mnasebetimizde byk bir bozulmay, byk bir krlmay
yaadmz kabul etmek gerekiyor. Belki bu toplantnn temelinde byle bir problemi gr-
mek ve tarihi de biraz bugne temel oluturacak ekilde gndeme getirmek daha nemli
olur gibime geliyor. nk aksi hlde sadece bir sanat tarihi konumasna dnr ki, o
herhlde sizin de arzunuz deildir.
HARUN YKSEL: Zaten, pardon sznz kesiyorum, bu paneli yaparken, tarih arka
plna, felsef arka plna geiimizin sebebi, bugn anlamaya dairdir. Yni biz bu hle nasl
geldik? Durup dururken gelmedik. Bir ideal olan urada duruyor. Bunun tarih arka pln
var, felsef arka pln var, hikem arka pln var. Bir de bugnk hlimiz var. Bir mukayese
olmas bakmndan, tarih arka plnyla birlikte biz bu meseleyi grebilirsek, biraz daha
global bakabilirsek diye dndk O yzden geni tuttuk ve zaten dedik ki, Tehis ve
Tesbitleri bu blmde yapalm, mevzu geni. Ondan sonra da, zm yollarn gelecek
toplantda ksmet olursa ele alp deerlendirelim.
MUSTAFA ARMAAN: te gravrlerden, eski yzyln, 19. yzyln sonunda ve 20.
yzyln banda ekilmi fotoraflardan rendiimize gre, bir Urfa evi, Urfa soka, bir
Kayseri soka vardr. Bunlar belki d grn olarak sanki birbirini andryor gibi de g-
zkse, ki hocam daha iyisini bilir-, sanat tarihi iinde ayr bir yeri vardr. Edirne evleri, s-
tanbul evleri diye ayrlr. Birok blgemizin byle bir kendine mahsus karakteri vard ve
ite Safranbolu da bunun en bol rneklerini grebildiimiz bir mekn. te Bursada Cu-
malkazk, Aahan dl ald ve o vesile ile ksmen korunmaya allyor. Bu tip baz
lokal rnekler dnda, maalesef byk lde, dediim gibi bir yeknesakla, bir mono-
tonlua girmi durumdayz ve bunu da bir baar gibi iln ediyoruz. yle Belediyelerimiz
var ki, bunlarn u veya bu partiden olmas da hibir ey fark ettirmez hle geldi. Mesel,
AKDEMYA
124
bir tanesinin konumasnda u cmleleri duyunca dorusu rpermemek mmkn deildi.
ehir hakknda, ehirlerimizin daha dzenli olmas hakknda neler dnyorsunuz? diye
sorulduunda, Yollar mmkn olduunca byk almaldr; 8 metre, gerekirse 18 metre ge-
niliinde yollar almal ki, ileride trafik skrsa buna bir zm imdiden bulunmu olsun.
Dier bir deyile, sadece bir yol fetiizmiyle, yollar geni yapmak gibi bir saplantyla hareket
eden insanlarn, evrelerini slm kayglarla ne kadar biimlendireceklerini dnemiyo-
rum Tabi sadece onlar sulu deil, dediim gibi toplum olarak hepimizin bunda, bu
yanllarda pay var. Yni o yollar amak iin hangi engebelerin konulaca, stgeitlerin,
altgeitlerin insanlarn davranlarn nasl ynlendirecei, komuluk ilikilerini hangi nis-
bette zedeleyecei filn hi mevzubahis deil bu bakta
HARUN YKSEL: Hangi eserlere kylaca
MUSTAFA ARMAAN: imdi bu sylediim, biraz da yeni ehirler kurmak bbndayd.
Yni eski ehirler deil. nk bir varo belediye bakan idi. Onun da rneklerini grdk.
Yni eski ehirlere nasl kyldnn
imdi btn bunlarn yannda, bu apartmanlama saras dediim hastal Trkiyeye
bulatrm olan szkonusu 50 yllk veya 70 yllk, 80 yllk maceramz ierisinde insanlara
bir eyler sylemeye alan, onlara duyduklarnda bazen aracaklar, bazen tuhaflarna
giden, canm bunlar da uygulanr m, bu devirde byle ey mi olur? dedirten baz insanlar
kyor. Bunlar, dilleri dndnce, o yamur suyundan iip de deliren bir halk gibi btn
bir toplumun nasl bir yanllk iine srklendiini haykran baz insanlar, ite bunlardan
birisi de Turgut Bey; burada biraz nce konumalarn dinledik-, kyor ve konuuyor
Tabi bunlarn sylemleri genel geer syleme ok mutabk olmad iin, belki syle-
dikleri batan dinleniyor, sonradan unutuluyor yahud uygulanamayaca gerekesiyle yine
genel geer mimarlk tarifesi ilemeye balyor. imdi insanlara yle bir mekn uuru, yle
bir mekn idraki getirmek gerekiyor ki, hep beraber bu ehirlerin ananev kent dokularnn
ve mimarnin insan-mekn ilikilerinin aslnda hi de bizim zannettiimiz gibi olmadn,
bugn kabul edilen normlarn salkl olmadn, bunlarn aslnda bir hastaln paralar
hlinde hepimizde tezahr ettiini, semptomlarn gsterdiini sylemek gerekiyor. D-
nmek, yazmak, anlatmak gerekiyor ki, bu dnceler yaylsn. nsanlar yarn br gn
kendilerine bir mekn yapmay, bir ev yapmay setiinde, dndnde ayn yanllara
dmesinler, olabildiince. imdi bu iinde bulunduumuz mekn, ite bu Tark Zafer Tu-
naya Kltr Merkezi, ite urada mezar talar var. Yan tarafta Buras bir tekke. Mevlev-
hnenin, eyh Galibin [1757-1799] de postniinlik yapt Mevlevhnenin tekke ksm,
bildiimiz kadaryla bu kltr merkezinin en azndan bir ksmn ihtiv ediyordu. te me-
zarl burada. Esas u nda Mevlevhne gibi gsterilen yerler, dier mtemilatlar; yni
trbe ve onun yannda mutfak, matbaa dedikleri dier ksmlar kalm. imdi Beyolu gibi
bir yerde, -tabi bizim ylesine mekn idrakimizi deitiren bir ey ki bu tr deiiklikler-,
sanki bu blgelere hi Mslman eli dememi, hi Mslman aya dememi, buras ta-
mamen Levanten, gayrimslim, komprador burjuvann evvel eski hkim olduu yerlermi
gibi bir intibya kaplyoruz.
HARUN YKSEL: Hi fethedilmemi gibi duruyor Beyolu.
MUSTAFA ARMAAN: Gibi Hlbuki
TURGUT CANSEVER: Tekrar Batllar tarafndan fethedilmi gibi duruyor.
Gemiten Gnmze Anadoluda nsan ve Mekn
125
MUSTAFA ARMAAN: Hlbuki byle bir ey yok. ok bariz baz rneklerini bugn
bile baz izlerinden kartabiliyoruz. Mesel Unkapan kprsnden geip de, ihaneye
doru karken, sol tarafta bir trbe gzkr, yolun alt tarafnda. Aada kald imdi, o
evreyolu filan yaplnca. imdi o aslnda byk bir mezarln ierisinde bir trbe idi. Yni
orada aa yukar Tersanenin oradan balayp da Tepebana kadar uzanan byk bir me-
zarln bir parasyd o trbe. Ve orada Mslman Mezarl vard. u nda bir tek o temsil
edebiliyor. Bir tek o bize bir iz, bir iaret brakabiliyor.
Bugn Atatrk Kltr Merkezinin (AKM) yapld yerden Alman Konsolosluuna ka-
darki ksmda, Alman Konsolosluunun da zerinde oturduu meknda, yine Ayazpaaya
kadar inen byk bir Mslman mezarl vard. Bunu 1910larda ngilizlerin ektii hava
fotoraflarnda bile grebiliyoruz. Semavi [Eyice] Beyin [d. 1923] anlattna gre,
Alman Konsolosluunun bitiiindeki bir bina ykldnda, daha dorusu yeniden yapl-
mak zere ykldnda, temellerinden mezar talarnn st ste konulduu ortaya kyor.
Yni Alman Konsolosluunun altnda, Mslman mezar talar temel malzemesi, dolgu
malzemesi olarak kullanlm. O kadar byk bir rezalet.
Kez, ite Mevlevhne, sokak aralarnda bazen rastladmz Kaptan Paa emeleri, ite
zaman zaman grebildiimiz baz mahalle mescidleri Yklanlar saymyoruz.
Yine mesel 19. yzyl sonlarnda 1880ler civarnda ekilmi baz Galata fotoraflar vardr.
Orada mesel bakarsanz, bir Fatihteki sokaktan hi de farkl deildir. Yine ahab binalar,
cumbalar, kafesler, unlar, bunlar. Peki, nasl oldu da bu blgede Mslmanlar, Mslman
kltr bu kadar yaygnken -ki u n aklma gelmiyor daha birok baka misl verilebilir-,
bu kadar ksa bir zamanda bu blge, siletinden zihinlerimizdeki imajna kadar hzl bir de-
iim geirebildi ve biz bile bunu kabul eder hle geldik?.. imdi buras hakikaten dn-
meye deer.
Demek ki bir yerin Mslmanlara it olmas veya bir zamanlar Mslman hassasiyetiyle
ekillendirilmi olmas, o yerin bize id olduunun mutlak garantisi deil. Yni bir sre
sonra tpk Endlste olduu gibi kk kaznabiliyor. Oradaki miras yok edilebiliyor ve
oraya yeni bir kimlik, yeni bir miras varm gibi bir kimlik lanse edilebiliyor.
HARUN YKSEL: Tam burada bir ey sormak istiyorum. imdi Endlsn Hallar ta-
rafndan alnmas ve kimliinin deitirilmesiyle, Mool istils srasnda Anadoluda ve
slm dnyasnda yaplan tahribat, kltrel tahribat arasnda, yine bugn Beyolunda an-
lattnz mezarlarn bile yama edilmesi arasnda, bunu Trkiyeye yaygnlatrarak kar-
sak bir kyas yapabilir miyiz? Yni Endlste yaananlarla Mool istilsnda yaananlar
arasnda bir benzerlik, bir eksiklik, bir fazlalk var m?
TURGUT CANSEVER: Ben, msaade ederseniz
HARUN YKSEL: Tabi efendim, buyurun ltfen.
TURGUT CANSEVER: Yok efendim imdi 1270, Sivasn Moollar tarafndan igal
edildii seneler ifte Minareli Medrese yaplyor. Ve Gkmedrese yaplyor. O Moollar
yapyor Cacabey Camii gibi. Pek ok Endlste slm eserlerinden iz braklmyor.
Hepsi yok ediliyor.
Dorusu tarihimize kar tavrmz bu bakmdan ibretle anlalmas gereken bir tahribkr
tavr. imdi yce Osmanl Devleti, yni Romadan sonra in gibi byk kltrlerin te-
AKDEMYA
126
sinde, insanlk tarihinin vcuda getirdii en byk kltr. Yine ben bu tezi savunmak iin
sanat tarihi asndan bir ey sylemek istiyorum. Ernst Diez diyor ki, 16. asr Osmanl
ini Sanat insanlk tarihinde 4-5 asrda bir ortaya kabilen bir slbtur, olaydr. Bu slb
hdisesini insanlk tarihinde milattan evvel 4.-5. asr Yunan heykel sanatyla kar karya ko-
yabiliriz. Yni tm Bat dnyas, bugnk Bat kltr, her ey odur dedii 4.-5. asr
kltr ile bu kar karya konulabilir, diyor.
imdi btn o yce Osmanl kltrnn bir kk tezahr o. Ki, daha neleri var. Bunun
kurulduu ehir Bursa, yz bin kiilik bir ehir, 3.5 milyonluk, felket bir kirliliinin ieri-
sinde o yz bin kiilik ehir yok oluyor.
Edirne, bu byk devletin ikinci byk pyitaht, 70-80 bin kii yayor. Edirnenin 1.5
milyon olmas tehlikesi orada. O zaman o da yok oluyor.
stanbulu dnrseniz, tarih yarmada 300-350 bin nfuslu. Bugn 10 milyonluk ehrin
ierisinde o 300 bin kiilik ehir artk hi yok. Yalnz toporafya denizden 60 metre yksek,
Sleymaniyenin kubbesi 48 metre, minareler 67 metre yukarda, onun iin onlar hl var,
hl fark ediyoruz.
Burada, dorusu son dnemin byk gnah var. Ama tahribat daha evvel balyor. III.
Selim [1761-1808], Kanunnin [1495-1566] Sinana [1489-1588] ina ettirdii, Sinann
Kanun iin ina ettii skdar sahilindeki kkleri ykyor, yerine kla yapyor. Sultan
Mahmudla [1785-1839] beraber. Ve bu ilerleme addediliyor. Temel deerler kaybedil-
mi bulunuyor.
Msaade eder misiniz, Mustafa Bey?
MUSTAFA ARMAAN: Tabi buyurun.
TURGUT CANSEVER: Mustafa Bey de bence birok nemli nokta zerinde durdu. Ben
onlar dorusu biraz daha hatrlanr hle getirmek istiyorum.
Mustafa Bey dedi ki: ok byk eitlilik var dnyada. Biz bu eitlilii yok ediyoruz. Bu
eitliliin olmas ok nemli bir ey, yalnz bu eitlilik, ferdiyetin ycelii temel telk-
ksine tekbl ediyor. Her ehir, bir ehirler camias iinde birer ferdiyetse, onlarn her bi-
rinin ahsiyeti var, bu ok nemli. Yalnz, bunlar arasnda herhangi bir ba yok demek de
deil. Bunlarn hepsi bir temel ierisinde. Yni varlk karsnda alnan tavr. Varln idrak
edili biimi ile ilgili olarak bir biimlenme iradesi, bir slb vcuda getirme asndan,
ortak, cihanml deerleri tayorlar. Yalnz o adan deil, ayn zamanda bu ehirlerin
insana hitab etme biimi, ruh hlimize hitab etme biimleri asndan da yle. Ayn za-
manda bu ehirlerin ierisinde cereyan eden sosyal hayatta hem farkllklar var, hem de ok
byk bir ortak kltr var.
imdi bu kltrn eski deerleri karsnda tamamen bigne, hatt dmanca bir tavr
olutu. stanbul Yeni Caminin inandan 50 sene sonra Sultan III. Ahmet [1673-1736],
saraynn kapsna Sultanahmet emesini yapyor. stanbul mimarlar saray evresinde
gn gsteri yapyorlar. Hnkrn bu ssl psl nesneyle stanbul halknn yce zevkini
rencide etmeye hakk yoktur diyorlar. imdi orada savunulan ey, bir yce zevk. br
gelen ssl psl. imdi o ssl psl nesne bile bugn bize mucize gibi gzel grnyor.
Tereddnin, kntnn, t bilinmeyen bir seviyesine inmi bulunuyoruz. Nasl inilmi
bu yere?..
Gemiten Gnmze Anadoluda nsan ve Mekn
127
Bakn, bir yerde sayg varsa orada bir deerlendirme abas var demektir. Burada sayg
temeli tamamen yok edilince, insanlar yanlarndaki baka bir ekilde syleyenle hibir e-
kilde saygyla bir iliki kurmak ihtiyacn duymuyorlar.
nsanlar evrelerine, bu evrede ne var, gzel olan ne var? diye bakma kabiliyetlerini kay-
betmi bulunuyorlar. Dorusu bu noktada ok zr diliyorum, siz temas ettiniz, biraz
daha belirgin hle getirmek istiyorum-, bir bakma byk bir kltrel yn deimesi de var.
deta Osmanl dnyas bir kltre sahib deilmi de, insanlar temiz elbise giyip konser
yahud tiyatro seyrederlerse kltrl olurlarm zannediliyor. Bu bakmdan 19. asr tiyatrosu
aalk, mbtezel bir nesnedir. Bu mbtezel nesnenin karsna gidip, ceketinizi ilikler, o
aptall seyrederseniz kltrl oluyorsunuz. Ama o tarihte de, ondan evvel de Osmanl
insan, yaad evrenin her noktasnn gzelliini fark ediyor, yayor, deerlendiriyor.
Osmanl... negldeki evler, Bursadaki evlere ok benziyorlar. Ama Bursadaki evler bir
leden sonrasnn renkleriyle boyal, negldeki evler bir sabahn renkleriyle boyal. Yni
negll evini boyarken, benim neglm Bursann dousundadr diyor, gnei ben
gryorum evvel diyor, bu ehir beyaz, ak sar, parlak mavi renklerle olumal diyor.
Bursal da diyor ki, benim ehrim leden sonrasnn ehridir. Koyu sar, koyu yeil, koyu
mavi; onlarla ehrini yapyor. imdi bu, evrenin uuru ierisinde hayatn her nn, ken-
disiyle evre arasnda bir ilikiyi fark ederek yaayan ve o ilikiyi, gzellii ve hayatna g-
zellik katan evre unsurlarn fark ederek yaayan insan; kltr hayatnn her nnda
yaayan insandr.
nemli bir insan, Ananda Coomaraswamy [1877-1947], seyredilen ve yaanan kltr-
lerden bahsediyor. nsanlar ensesinden tutup srkleyen Bat Avrupa kltr, evvel kilise,
sonra feodal beyler, sonra krallar, sonra Bonapart diktatrler. Yni 20. asra kadar hep devam
ediyor. Bugn Kohl olacak yarn bakalar olacak, Stalin var, vs nsanlar byle srk-
leyen bir st otoritenin, insanlarn onu takib etmesini bir zaruret addeden bir kltrn ye-
rine, yce insanlarn meydana getirdikleri gzel bir dnyann her n gzelliini yaayarak,
o gzellikle hayatlarnn her nn gzelletirerek, gzellik heyecanyla doldurarak yaayan
insanlarn kltr... Maalesef, eitli asker kayplar sebebiyle urad bir kklk, alaklk
kompleksi sonunda, bu kltr bir kenara itilmi bulunuyor.
Bugn Ahmed Hamdi Tanpnardan bahsettiniz, o vesileyle de bir ey sylemek istiyorum.
Hatrladm hususlardan bir tanesi, mesel, Bursada ocuklarn Fener Alaydr, deil mi?
Erzurumda kuyumcular esnafnn eyi Bunlarn hepsi biraz evvel szn ettiimiz S-
leymaniyede yaayan insan gibi, Bursada yaayan insan gibi, hareket hlindeki gzn, ha-
reket hlinde olan bir dnyay takib etmesi eklinde anlatlmtr.
Artk biz bugn varln dinamik yapsn kaybetmi, onunla dinamik yahud statik hi al-
kas olmayan yni insan insan yapan, dnyay idrak eyleminin dnda yaayan varlklar
gibi yayoruz. Ve her noktas ayr bir gzellik olarak retilmi, ayn zamanda hepsi bir
btn olan, hepsi slm leminin ayrlmaz bir paras olan btn bir dnyay tahrib ediyo-
ruz. imdi bugn mekteblerimizde, mimarlk mektebinin birinci snfna gelen gen ocua
hocalar sen yaratcsn diyorlar. Daha eline kalem almasn bilmeyen ocua, yaratcsn
dediin zaman, o insann etrafna bakp da saygyla anlama ans kalr m?.. imdi son
olarak bir ey eklemek ihtiyac hissediyorum.
HARUN YKSEL: Buyurun
AKDEMYA
128
TURGUT CANSEVER: Bugn hakikaten tam bir tahribat yaadk. Bu tahribatn en
hazin noktasnda duruyoruz. Ama nmzdeki 30 senede daha bamza ne gelecek? imdi
stanbulun nfusunun yars gecekonduda yayor. Ve bir deprem olursa stanbulda 5.5
milyon insann enkaz altnda kalma tehlikesi var. Bunu stanbul Deprem Enstits hocalar
sylyorlar, yazlyor, iziliyor, kimsenin kl kprdamyor. Trkiyede olursa, takrben 15
milyon insann ehirlerde enkaz altnda kalma tehlikesi var. nmzdeki 30 senede ehir-
lerimizde 50-55 milyon insana ev yapmak mecburiyetindeyiz. Bugne kadar takib ettiimiz
politikalar deitirmezsek, 30 sene sonra ehirlerimizde 75 milyon insan yaayacak, bunun
50-55 milyonu gecekondularda yaayacak. imdi bir toplum olarak ayakta kalma ihtimali-
miz ortadan kalkyor.
ayet biz herhlkrda toplum olarak varlmz srdrmek istiyorsak Yni politi-
kaclar ne sylerlerse sylesinler, o onu sylyor, bu bunu sylyor, birbirlerini nasl
yerlerse yesinler... Trk toplumu kendi hareketini balatp, bu ehirleri dil bir ekilde,
sokakta yatan ocuklar olmayacak ekilde, milyonlarca insann gecekondu mafyasnn
zebnu olup kaak yaplar yapmak mecburiyetinde kalmasna raz olmadan, o insanlarn
ocuklarnn da gzel bir dnyada yaamaya hakk olduunu dnerek, ehirlerimize
yerleecek 55 milyon insann gzel ehirlerde yerlemesini salayacak hareketi balatmak
mecburiyetindeyiz.
te bir konferans, dnyann en byk konferans organizasyonu HABTAT, bu meseleleri
konuuyor. Trk Hkmetinin kl kprdamad. Resm rapor, Trklerin bu trajedisini an-
latmak yerine, filnca politikacnn yapt bir rezaleti dnyaya baarl bir imi gibi gs-
termek gibi ahlkszca, sahtekrca yaklamlar iinde geti. Ama hakikaten biz, 15 milyon
insana kylerimizde, 50-55 milyon insana ehirlerimizde, nmzdeki 20-30 sene ieri-
sinde doru drst evler, doru drst ehirler kurmazsak, bugn kar karya bulundu-
umuz hdise ortada. nsanlar niin kayorlar Trkiyeden, niin iilerimiz Almanyada,
niin i adamlarmz Trkiyede deil de kimisi urada, kimisi burada? nk bu memle-
kette yaama imkn ortadan kalkyor.
HARUN YKSEL: Yaanlr olmaktan km. Evet
TURGUT CANSEVER: Evet. Yni insann var olma artlar yok ediliyor. Dolaysyla ger-
ekten en yksek sesle konualm, gzel olma vasfndan en ufak fedakrlk yapmadan. Ama
bugn cr olan israfn tamamn yok edecek ekilde. Btn insanlarmza gzel evleri ina
edecek yaklam benimsetmek mecburiyetindeyiz. Ondan biraz evvel mekn telkksi do-
laysyla bahsettiniz. Temel inan sistemlerinin zerinde ina edilmesi gerektii da ikar
Bu bakmdan Mustafa Beye katlyorum, hep beraber hangi inan temelleri zerinde, hangi
bilgi temelleri zerinde bu meseleyi aabiliriz; bunu her frsatta konumamz lzm. Afe-
dersiniz, bir ey ilve etmek istiyorum.
HARUN YKSEL: Tabi buyurun
TURGUT CANSEVER: imdi tabi ki byk bir idrak seviyesi Yalnz idrak deil, onun
gerekten tm kalb derinlikleriyle beraber yaanmas, bunu mmkn klan eitim sis-
temi Bunlar o rnleri verdiler. Ama eer biz bir vahet ortamnn olumasna msaade
edersek, o vahet ortamnn ortaya koyaca mesajlar, yni vahet ortamn douran hasta-
lkl dnme ve davran biimlerine, inan sistemi bozukluklarna tekabl eden o dnya,
bir asr varln srdrecek O, bir asr varln srdrd takdirde, gelecek nesiller o
Gemiten Gnmze Anadoluda nsan ve Mekn
129
vahi ortam tarafndan artlanacaklar. Onlarn tekrar gzel bir dnyay tasavvur etmeleri
imkn olmayacak.
Biz bahtiyarz, hl Bursada iki mahalle var... Ayn ekilde, Sleymaniyenin evresindeki
eski konaklarn pencereleri, stanbulun normal olarak var olan pencerelerinden daha k-
kt. skdar Mihrimah Sultan Camiinin arkasndaki sadrazam konaklarnn, paa ko-
naklarnn pencereleri de yine daha kkt. Onlar ycelterek gryorduk. Artk
Sleymaniyeyi o ekilde ycelmi grmyoruz. Mihrimah Sultan Camiini de grmyoruz.
Bunu gren bir nesle mensub olarak ben biliyorum, size naklediyorum.
Ama biz bu gidiimizi dzeltmezsek, bunlar tekrar kefetmek, asrlar sren yeni abalarn
sonunda mmkn olacak. Osmanl dnyas da bir nda oluuvermedi ki! Dokuz asrlk Os-
manlslm gelimesinin iinden kt Osmanl dnyas da.
Velhasl, bugn ne yapmalyz? sorusu nemli. Bugn kar karya kaldmz en nemli
mesele ne? unu hatrlamamz lzm, yaplan her bina, aa-yukar bir asrlk mre sahibtir.
Ve her bina, yannda yaplacak alan etkiler. Dolaysyla yaplan her kt ey, her olumsuz
ey, bir olumsuz gelime zincirinin balangcdr. Bu zinciri krmadmz takdirde, bir ta-
raftan, byle milyonlarca insanmzn hayat artlar tam bir seflet, tam bir vahet hline
gelecek ve toplumumuz yok olacaktr.
HARUN YKSEL: Yni bilim-kurgu filmlerindeki gibi, bir maara ortamna
TURGUT CANSEVER: Maara ortamna
HARUN YKSEL: Vahi bir ortama geri dneceiz.
TURGUT CANSEVER: Baknz, yni Kanal 7de fakir insanlara yardm iin bir eyler
toplayp gidenlerin, o yardm gtrd yerlerde yaayan insanlarn yaad hayat tasav-
vur edin Onlar bir maara hayatndan da kt Maara hayatnda yine bir kollektivite
vard, yine bir topluluk vard, birbirleriyle bir dayanma vard. Bu vahet, insanlk d bir
toplumun ulaabilecei son nokta Ama yine imdi bunlar belirli miktarda. Ne kadar?
Diyelim ki 32-35 milyon ehir nfusu varsa, 15-16 milyon kiinin yerine 50 milyon kii o
artlarda yayor olursa, artk o toplumu bir noktaya getirmek imkn kalmayacaktr.
Politika m nemli, iktisad m nemli? Hayr, bugn yanl politika takib ediliyorsa yarn
dzeltilir. Eer bugn yanl iktisad kararlar alnyorsa, yarn dzeltilir. Ama yaptmz
kt eyler, ina ettiimiz, dnyaya ilve ettiimiz irkinlikler, onlar katiyyen hemen de-
imeyecektir.
Dolaysyla, bugnden sonra yapacamz eylerin iyi olmas iin, btn bir Trk toplumu
olarak sava vermek mecburiyetindeyiz. O savan temelleri, Mustafa Beyin syledii gibi,
her yaplan eyin kendi ahsiyetine sahib olmas ama lke leinde bir btnlk iinde
ahsiyet sahibi olmas. Bunlarn ite deiebilen ve deimeyen ksmlarnn tanmlanmas,
sabit kalan eylerle deiebilenlerin tyini Bizi bu tereddye gtren temel yanlglardan
arnarak...
Asl deerlerimiz... Sultan Ahmed emesi karsnda tepki gsteren stanbul mimarlar,
Sultana tepki gsterenler, rzann, zhdn savunmasn ortaya koyuyorlard. Yni ssl
psl bir ey diye tenkid ettiklerinde, aza raz olmak, aza raz olmann gzelliinin yceliini
fark ederek bunu savunuyorlard. Bugn, kimisinin cebhesine teneke, kimisinin cebhesine
cam, kimisine boya koyarak meydana getirdiimiz soytarlk ortamnn seviyesizliine kar,
AKDEMYA
130
ciddi bir ekilde btn bir toplum olarak kar kmak mecburiyetindeyiz.
HARUN YKSEL: Evet imdi ben burada sznz kesiyorum msaadenizle Siz
devam edecek misiniz?
MUSTAFA ARMAAN: Devam edeyim mi?
HARUN YKSEL: Devam edecekseniz buyurun
TURGUT CANSEVER: Afedersiniz, bir ey daha syleyeyim, baknz imdi, demin son
derece nemli bir dier noktay grdk Buras bir tekke, buras bir mezarlk. Mezarlk-
larmz yok ettik. ehirlerimizi yok ediyoruz. Bu saygszlktan ne kabilir? O zaman,
bugn yapmamz gereken ilk i ne? Tarihten elimizde kalm kltr deeri nerede varsa,
bize braklm ne varsa, onlar korumak birinci vazifemiz olmal. Onlarn yok olmasn n-
lemek birinci vazifemiz olmal.
HARUN YKSEL: ok teekkr ederiz efendim. Buyurun
MUSTAFA ARMAAN: imdi bu yorumlarn zerine sylenecek pek fazla bir ey yok
galiba ama, yine de ben dilimin dndnce Turgut Beyin brakt noktadan devam
etmek istiyorum. imdi benim de iinde olduum nesil, yni yaklak 1960 doumlu olan-
lardan itibaren, ksmen ite 12 Eyll ncesini ilk genlik yllarnda yakalam olan neslin
ve ondan sonraki, 12 Eyllden bugne kadarki niversite genliinin Mslman geni
dairesi iinde tarif ettiklerimiz, bir slm devlet modeli zerinde tartyorlard. Biz de ok
tarttk. Bu slm devlet, sanki failsiz bir devletti. Yni iinde bizim olmadmz, fakat
birileri tarafndan kurulacak ve nmze bir altun tepsi ile uzatlacak, bir saat hassaslnda
alan, hibir probemi olmayan, hibir problemle karlamayacak bir mesiyanik [mesihi,
mehdci] devlet zerinde tartlyordu. Hl da var byle tartanlar. Ve bu tartmalar
ierisinde hep Asr- Saadete gndermeler yaplyor ve bugn olmamas gerekenler Asr-
Saadetten delillerle ortaya konuluyordu. Kurndan, Hadislerden. Fakat bu bak, temelde
bir dikkatsizlii de yni bugn mevcud olann atland bir dikkatsizlii de beraberinde ge-
tiriyor. Yni bir tarafta gemi var, bir tarafta mkemmel gemi var, bir tarafta mkemmel
gelecek var. Ama bugn yoktu bunda. Hl yoktu. Mazi ve istikbal, hepsi tkr tkr al-
yordu.
HARUN YKSEL: Yaadmz sineye ekiyorduk yni
MUSTAFA ARMAAN: Bugn deta biz yaamyorduk ve gemite failinin biz ol-
madmz mkemmel dzen. Ama bugn her naslsa var olmu birtakm gen insanlar
olarak konuuyorduk meseleleri. Ve zellikle bu nesil, eli ekmek tutup i yapmaya, hayatn
kazanmaya, evresini etkilemeye, ailesini geindirmeye hazr hle geldiinde, daha nceden
ilke olarak savunduu eylerin ne kadar hayatla badamaz taraflar olduunu fark edince,
bu ilkelerinden ok abuk vazgeti ve deta ilkesiz insanlar gibi mevcut artlarn ierisinde
kaybolmakta hibir beis grmedi. Bunu aslnda sol, 1968 nesli diye kendilerini yere ge
sdramayan sol grub iinde de grmek mmkn. Yni onlarn da, u nda solculukla bir
alkas kalmad. Kimisi finans sektrnde genel mdr. Yni kapitalizmin doruk noktasn-
daki yerlerde, banka mdrleri, iletmeciler, kimisi i adam, bizzat kendisi kapitalist olmu.
Dev-Gen grubu mesel. Bundan 3-4 sene nce bir yerde toplanmlar, hatt bir gazetede,
sanyorum Milliyette haberi kmt. Dev-Gen marn syleyecekler, herkes byk bir
heyecanla ilk msray sylyor, fakat ikinci msraya gelince unutmular, arkadan bir-iki kii
sylyor. nc msrada hi kimse hatrlamyor. imdi bu traji-komik bir ey tabi.
Gemiten Gnmze Anadoluda nsan ve Mekn
131
Bizim Trkiyede 1960 sonras neslin iine yuvarland yanlglar batakl hepimizi bir e-
kilde bir yerinden ekti ve bugnn meseleleri zerinde dnme melekemizi kaybettik.
Bu mesel daha mahhas bir ekilde, 1994 ylndan sonraki Mahall dareler seimini ka-
zanan Refahl belediyelerde gzkt. Yni nceden bir hazrlk yok. Bir retorikten te m-
ahhas, plnl, ehir hakknda, belediye hakknda, insanlarn bu ehirde nasl yaayaca
hakknda, nasl yaamas gerektii hakknda, hibir mahhas bilgileri olmadan, birtakm
insanlar ibana geldiler. Ve baz projeler yaptlar.
Mesel, toplu konut projeleri... lk akllarna gelen eylerden bir tanesi bu oldu. Bu proje-
lerin bandaki bir insanla vaktiyle bir rportaj yapmtm. Fakat nce genel olarak bugnk
ehirlemenin yanllarndan sz etmek icab etti. te bugnk ehirleme u adan kt,
bugnk ehirlemede apartmanlar insan ilikilerini bozuyor. slm kayglar ortadan kal-
dryor. Komuluk balarn zedeliyor, falan filn. Yni o hepimizin aa-yukar dnebi-
lecei eletiriler gndeme getirildi o zt tarafndan. Belediyenin iinde nemli bir mevkde
bir kii idi. Fakat sz belediyenin yapmakta olduu toplu konutlara geldi. Peki dedim,
sizin bu eletirdiiniz ve olmasnn yanl olduunu dndnz konularn dorularn kendi
yaptnz toplu konutlarda uygulayabildiniz mi? Yni en azndan hani btn olmasa bile
bir ksmna uygulanabilirdi bu? Orada tabi aresizlik ierisinde. Bunlarn deta uygulana-
mayacan itiraf etti. Bugn biz insanlara en hzl, en rahat, en ucuz mesken yapmakla m-
kellefiz gibi bir geree snd.
imdi hepimizin hli bu. Daha dorusu, bugn i banda olanlar belki daha grnr bir
biimde bu tezad yayor ama, biroumuz byle bir tezadn iinde bulunuyoruz: Bir ideal
ehir tasavvuru var. Ama ibana geldiimizde, bir eyler yapmak istediimizde, yaptmz,
hibir zaman inanlarmza uygun eyler olmuyor.
O zaman bence u soruyu sormak anlaml: Ya inanlarmz anlamsz, temelsiz, bugn geerli
olmayan, havada kalan eyler yahud da biz yanl yapyoruz. Bu ikisinden birinin yanl ol-
mas lzm. kisinin birden yanl olamayacan dnrsek, inanlarmzn doru oldu-
undan kuku duymamz iin bir sebeb yok. Onu kabul ediyoruz. O zaman da, demek ki
bizim dile getirdiimiz dncelerle yaptmz eyler arasnda byk bir atma var. Bu,
biraz nce verdiim dier misllerle beraber dnldnde, en byk handikaplarmz-
dan birisini oluturuyor. deta bugn, Attila lhann [1925-2005] bir cmlesini aktara-
ym: Bugn ehirlerimizde diyor, minareler olmasa burada Mslmanlarn yaadna
dellet eden hibir ey yok. Yni burada bir Mslman yayor dedirtecek hangi eserimiz
var, inancmzn hangi tecellsi, tezahr mevcut?
TURGUT CANSEVER: Mustafa Bey
MUSTAFA ARMAAN: Buyurun
TURGUT CANSEVER: Burada acaba sizin sorduunuz soruyu biraz tartalm m? Sa-
katlk nerede? Peygamberimiz, mmetimin zevli kt emrlerle, kt limlerden olacaktr
diyor. Kt emri ve kt limi de tarif ediyor. Hkmdarn iyisi limin ayana gider,
limin kts hkmdarn ayana gider buyuruyor. imdi tamamen emrediyor, para ve-
riyor, yanna bir adam alyor, o adama emrediyor, o adam da yapyor. u n, teknik zm-
leriyle yahud sanat zmlemesiyle herhangi bir insan kabiliyetiyle vcuda getirilecek bir
rnn vcuda getirilmesiyle ilgili karar verici kii ile o karar doru istikamete sevk edecek
kii arasnda kopukluk var. Yni bu kopukluk, evvel Hadis-i erifin hkmdarn iyisi li-
min ayana gidendir diye balamas bouna deil.
AKDEMYA
132
HARUN YKSEL: Evet.
TURGUT CANSEVER: Ama ite ayrca da insanlarn en iyisi limin iyisi, insanlarn en
kts limin kts diye buyruluyor. Kalkp da, o gkdelenlerin projelerini izenler ve
onlarn inan yapanlar da, onlar da, bu belediyenin imknlarn kullanmadan evvel Fatihte
irkin apartmanlar yapyorlard. Yni toplum, kendi ierisinden doru deerlendirmeler
ile, iyinin ve ktnn kimler tarafndan yapldn ortaya koymak ve bunun iin bir aba
sarf etmek mecburiyetinde. Yoksa bir deliyi, bir aptal, ordunun Genel Kurmay Bakan
yaptnz, Bakumandan yaptnz, sonra da, ah bizim ordu niye byle perian! diye feryad
ediyorsunuz. Bilgi ve otorite arasndaki iliki seviyesi yklm bulunuyor ve bugn lkeyi
idare edenler bu knty dzeltecek hibir ey yapmyorlar. Onlar yapmad gibi, -sizin
biz suluyuz dediiniz zere-, dnrler, meslek adamlar, onlar da yapmyorlar. Bugn
herkes, ksa bir kar iin onu da anlattnz- daha evvel ok inandn syledii eyleri
hemen fed ediveriyor. Hemen satabiliyorlar.
HARUN YKSEL: Yni burada ahlk bir zaaf szkonusu... Bir de ben oradan una gee-
ceim, rahmetli stadn bir benzetmesi var; imdi siz bir irkinliin, bir ktln, bir
yanlln ztrabn ekiyorsunuz ve feryad ediyorsunuz; u yanltr diyorsunuz, undan
dnlmelidir diyorsunuz. Bunun ztrabn gerekten ekiyorsunuz. Fakat yle bir eyden
bahsediyor Necib Fazl rahmetli: Iztrab ekme hassasn kaybettik biz diyor. Ve ztrab
ekme hassasnn kaybedilebileceine dair de tbb bir hastalktan bahsediyor. Bu hastala
yakalanan bir ngiliz soylusu, oturmu minesinin karsnda gazetesini okurken, ayaklarn
da uzatm, ayaklar tutuuyor, farkna varmyor. Ve bugnk durumumuzu buna benzeti-
yor ve biz ztrab ekme hassamz kaybettik diyor.
Bir dier ifadeye, sizin bu feryatlarnza bir melce, bir cevab bulabilmek iin, insanlarn z-
trab ekiyor olmas lzm. Yneticiler bunun ztrabn ekmiyor, ynetilenler bunun zt-
rabn ekmiyor. Akas, ortada bir paslama var. Bizim parti gelirse, bana ihale verecek,
bana makam verecek, mevki verecek diye dnyor ve gidip o partiye oy veriyorum.
Sanki partiler byle ok byk iler yapacaklarm gibi filn yapyorlar da, neticede kendi
takmlar geliyor ve Trkiyenin iktisad pastas iktidara gelenler tarafndan srekli ya-
malanyor. Srekli yamalandka da fakirlik srekli artyor. Sonuta iktisad pasta, byle
kkten srekli takviye edilen bir pasta deil.
TURGUT CANSEVER: Balayn, u daha ar bir
HARUN YKSEL: Vakadan
TURGUT CANSEVER: Ortaya koymak ihtiyacn hissediyorum. imdi byk dinin
birinci peygamberi dem peygamberdir. demle Havva, Cennette bulunuyorlar. Cennette,
tarifi icab, henk mutlak. henk mutlak olduu iin, Cenneti fark etmek de mmkn deil.
evreyi fark etmek de mmkn deil. eytann drtsyle memn meyve yeniyor ve gnah
ilenmi oluyor. Musevlik ve Hristiyanlk, gnah iledii iin insann cennetten kovuldu-
unu sylyor. Bizim dinimiz diyor ki, piman oldu insan, gnah ilediini fark etti ve piman
oldu. Ve dolaysyla Rahman ve Rahm Allah gnah affetti. Fakat bu fiille yapt ii ve g-
nahn fark ettii zaman ki idrak onunla ilgili-, dnyay da fark ediyor. Bylece dnyay bi-
lince, dnyann sorumluluunu ykleniyor. Bu sorumluluu yklenebilen yaratk hline
geliyor. O sorumluluu yklendii zaman, dnyay yaratan Allah-u Telnn bu dnyay
hsn- muhafaza eden halifesi mertebesine, ekmel-i mahlkat mertebesine ykseliyor.
Gemiten Gnmze Anadoluda nsan ve Mekn
133
slm mtefekkirleri, bu hdise iin, daha evvel beer vard diyorlar. Yni cennetteki var-
lk; beer. O ne gnahnn farknda, ne dorunun, ne yanln. Yni btn dier yaratklar
gibi. Dier canllar gibi. Neredeyse toplumumuz, dier canllarn seviyesine inmi bulunu-
yor. Hibir sorumluluk duygusuna sahib deil. Dorusu insanlara kendilerinin hangi mev-
kde olduunu anlatmamz icabediyor. Tabi hep biliyoruz ki, bu birinci peygamberin
hikmeti olmadan, bir ikincisi mmkn deil. Herhangi bir tekml mmkn deil. Gklere
ykselen betonlarla irkinlikleri yapmann, herhangi bir tekml eseri olmadn btn
Trk toplumunun bilmesi lzm. Dnyay gzelletirecek eyin ne olduunu ortaya koyacak
bir uurun tesis edilmesine ihtiya vardr. Tabi ztrab yok. nk o dnyann mesliyetini
yklenmi olanlar dndaki canllarn, kollar ayaklar kesilmezse, yaralanmazsa, baka z-
trablar yok. Yni insan olarak gerekten utanlacak bir hl yayoruz. Tabi bu dnyaya
kar, bugnk nesillere kar sorumsuzluun tesinde, gelecek nesillere kar yaptmz
ey, ocuklarn katleden nesillerin yaptklarndan baka bir ey deil.
HARUN YKSEL: Her eyi talan ediyoruz. Her ey talan ediliyor. Efendim, imdi biz
buradan yava yava mahhasa doru geliyoruz, ehre getik. ehir konusunda ehirleme
konusunda bir eyler ltfederseniz
TURGUT CANSEVER: Dorusu vaktimiz ok azald. Onun iin az bir ey sylemek ge-
rekiyor.
Mekke-i Mkerremede dinini anlatamad, dinini kabul ettiremedii zaman, vahi glerin
saldrs ierisinde o dini anlatma ve kabul ettirme imkn olmadn grd zaman, Haz-
reti Peygamber Mekkeyi brakyor. Vahi glerin bulunmad bir yere gidiyor.
Bugn, ierisinde takrben 30 milyon insann yaad ehirler, tamamen vahi glerin h-
kimiyeti altnda olan yerlerdir. Vahi g olma iddiasnda bulunan ahlkszlarn hkim ol-
duu, imr pln diye yaplan ve bugnk irkinliklere sebeb olan yanllarn hkim
olduu yerlerdir.
stanbul iin nazm pln yaplyor. Bir pln niin yaplr? Gelecei iyiletirmek iin. stan-
bulun hukukular diyorlar ki, bu nazm plna gre tatbikat plnlar yaplmadka, eski tat-
bikat plnlar geerlidir. Ama nazm pln diyelim ki, stanbulun bir yresinde 4 kattan
fazla bina yaplmayacak demi. O yrede imdi ne kadar 4-5 katl ve 20 sene evvel ina edil-
mi bina varsa, onlarn hepsi yklyor. Yerine 15 katl binalar ina ediliyor. Orada 15 katl
binalarn hepsi tamamland zaman, o yrede nefes alacak hava da olmuyor.
Hlbuki hukuku, hakkn ve adaletin tesis edicisi olmas gereken kii. Plnn amac ne?
Daha salkl bir dnya deil mi? Yni o adam nasl bir vahetin vastas ki, kalkp, bu iyi
olmay gerektiren kural geersizdir, kt olan geerlidir. diyor. Tabi, gecekondu mafyasnn
ok katl ruhsat almak iin politik basklar, her eit entrika da bunlarn ierisinde.
Btn tarih gzelliklerimizin yok edildii, tabiatmzn yok edildii bu vahi glerin var
olduu ortamn dna kmak gerekiyor.
Bir belediye reisi, Egede bilgisayarlarla donatm belediyesini. Muazzam paralar ehirde
5 dakikada ruhsat veriyor. Hepsinde deil; hepsinde diyor ama ehrin yzde 60nda
ancak verebiliyor. Nfus saymnda da ancak yzde 60n bilgisayarlara koyabilmi. Yni
o letler olduu zaman her eyin olduunu zannediyoruz. Oysa ancak yzde 50sini-60n
bilgisayara koyabildii ortaya kt. Ve nfusun yzde 40 saylamad. imdi belediye ba-
kan diyor ki, ben diyor, bu kadar mkemmel yapyorum her eyi. Hemen 2 km tede bir
AKDEMYA
134
ky var, o ky 3 ayda hemen evresindeki araziyi satt. 30 bin kii yerleti oraya. Evet, 30 bin
kii yerleti oraya. diyor. Belediye bakannn ehri, 80 bin yahud 100 bin kiilik bir ehir,
ancak hemen yanndaki ky, 3 ayda 30 bin kii olmu
Demek ki, bu 55 milyon insan, bir kat yukar bir kat aa deyip, milyarlarca trilyonlarca
teferruat meselesinin ierisinde bu ehirlere yerleecekse, bugn mevcud olan ehirleri s-
nrlayarak, kontrol ederek, bu 55 milyon insan yeni ehirlere yerletirmemiz lzm. Bu
ne demektir?
Trkiye topraklar 770 bin kilometre kare Bu da, 60 milyon insan en yksek standartta,
en ferah ekilde [yeni] ehirlere yerletirmeye kfi geliyor. Yni 10 dnm araziye 150 kii
yerletirmek uygun oluyor. Bu hesaba gre, devlet, 770 bin kilometre karelik Trkiye ara-
zisinden 4.000 kilometre kareyi ki Trkiye topraklarnn yzde 60-70i hl devletin
elinde bulunuyor- ehirlemeye tahsis ediyorum dese, yeni alanlar ayrsa Basit bir hesab
arzedeceim: 1980de 12 katl binalarn metrekaresi 22 bin lirayd, iki katl binalarn met-
rekaresi ise 8.700 lira. Hlbuki, 12 katl binalarn metrekaresine 22 il-25 bin lira vermek
yerine, ite o yeni alanlarda metrekaresine 8.700 lira vererek, bir, iki, katl evlerden -
her ailenin farkl bahesi olacak ekilde- ehirlerimizi ina etmek mmkn. Bu ekilde, yeni
ehir tasavvurumuzu ortaya koymak gerekiyor.
HARUN YKSEL: Evet efendim zmlere gelmeden, biraz daha problemlere gelmek
istiyorum ben
MUSTAFA ARMAAN: Gelecek toplantda galiba zmlere
HARUN YKSEL: imdi ehre geldik, sizin ben
TURGUT CANSEVER: zm deil yalnz
HARUN YKSEL: Biliyorum
TURGUT CANSEVER: Tehis
HARUN YKSEL: Tehisler
TURGUT CANSEVER: ok genel bir ereve
HARUN YKSEL: Diyorsunuz, evet Ben sizin eserlerinize bakarken, ehre yakla-
mnzda bir ey hissettim. ehre canl bir varlkm gibi, hafzas olan bir varlkm gibi
bakyorsunuz. Veya, btn bunlar atfediyorsunuz. ehirle insann bhesiz ruh bir
mnasebeti var, etkileimi var. imdi bu ruh ereve iinde, ehir-insan, ehir-ev, ehir-
mahalle ruhuna dair
MUSTAFA ARMAAN: Tabi ehirlerin ruhundan sz edilince, grnte biraz idraki
zor bir ey. Dier bir ifadeyle, bunu insanlara rahata anlatabilmek ok kolay olmuyor. Ama
ben bir aklama yolu deneyerek balamak istiyorum msaadenizle. Daha nce yine burada
yaplan bir toplantda bunu bir miktar aklamaya almtm fakat, herhlde buradaki top-
luluun ok byk bir blm o gn yoktu. Onun iin tekrarlamakta bir saknca yok.
Turgut Beyin de eserlerinde sk sk vurgulad, varlk tabakalar yaklam vardr. Yeni
ontolojik ekol, esas olarak Nicolai Hartmanna [1882-1950], kk de ksmen Max Scheler
[1874-1928] ve Kanta [1724-1804] dayanr. Bu yaklamda varlklar madd varlk tabakas,
canl varlklar tabakas, psiik varlklar ve akl sahibi insann olduu mental tabaka, zihin
veya ruh tabakas diye tabakalara ayrlr. Tabi bu biraz mcerret bir tanmlama ama, onu
Gemiten Gnmze Anadoluda nsan ve Mekn
135
biraz mahhaslatrmak istiyorum. Bir rnek vererek
imdi bunu ben bir baka filozofun grnden, kavramlarndan bor alarak; dnya-1,
dnya-2 ve dnya-3 diye anlatacam. Dnya-1 diye tabir ettiimiz ey, tabiat Yni
insann olmad, Cenab- Allahn yaratt ve akl sahibi olmayan varlklarn ve canszlarn
var olduu, bildiimiz lem. nsansz alan. Bu birinci dnya.
kinci dnya, insan, yni bir fail var artk. Dnen, akleden ve bu dndklerini teknik
vastayla hayata geirebilen bir varlk szkonusu.
nc dnya dediimiz ey de, insann birinci dnyadan yni tabiattan yararlanarak ortaya
koyduu insan eseri rnler. Yni medeniyetin hepsini kapsad gibi, -rneimizde- e-
hirlerimizi, mimaryi ve insan eliyle meydana getirilmi olan gzellikleri de erevesi iine
alr. nsanlarn bu dnyada rahat etmek iin, manev tekmle ulaabilmek iin zorunlu
olarak ihtiya duyduu temel ihtiyalarn karlanmas. imdi bu adan bakldnda, me-
sel bir Sleymaniye, madd varlk tabakas, yni ta, tula, har
Ancak, tabiatn orada tecell edii olarak bakamyoruz artk. Oradaki ta, ta deil, baka
bir ey. Oradaki tula, tula deil; har, har deil. O artk insan eli demi olan tatr.
O, insann biimlendirdii, 3. dnya dediimiz insann madd dnya zerindeki tasar-
rufu ile ekillenmi bir baka dnyadr. Dolaysyla, o bize tabiattaki gzellik dnda baka
bir gzellik ilham eder.
nsan, tabiattaki bir ormana girdiinde, bir manzaray seyrettiinde, tek tek nesneleri ok
fazla seemez. Yni bir aa yn vardr, bu btnlk cezbeder insan, kendi ierisine alr.
Ama insan eserinde amal bir ey, yni o taa insan ruhu sinmi olduu iin, orada o
eserin amac bizi eker. O eserin bizi arpan taraf, insan ruhunun taa sinmi tecellisidir.
HARUN YKSEL: Yni insan, maddeye ruhunu katyor bir anlamda, yle mi?
MUSTAFA ARMAAN: ster istemez. nsan, uurlu artk orada. Tan nndedir, iin-
dedir. Dolaysyla, ehir dndaki bir meknla, bir kr manzaras, pastoral bir manzarayla,
ehrin iindeki bir bahenin fark, ilenmi, insan eli demi olan tabiat ile, insan eli de-
memi olan tabiat arasndaki farktr. Ve insann mesel bir bahe ierisinde duyduu his-
lerle bir ormann ierisinde duyduklar farkldr.
Bu sebeble, insan-mekn ilikilerine ben biraz bu felsef zmleme erevesinde yaklatm.
ehirde bizim bir kpr dediimiz, Sinann yapt ill camilerden rnek vermek gerek-
miyor-, bir Malova Kemeri, ite bir kk eme, ahab bir ev Veyahud, bir yol, bir mer-
diven Daha da kk paralara kadar gidebiliriz. Bunlarn hepsi, insan ruhunun tesirini
tayan eylerdir. Dolaysyla bir ama, bizim de byk lde anlayabildiimiz, paylaa-
bildiimiz, fark edebildiimiz bir amala yaplmtr. u hlde, bu paylaabildiimiz ama-
lar, bizi o meknlarla btnletiren eylerdir. Yni ayn inanc paylaanlarn bir
Sleymaniyeye bakyla, baka inanc paylaanlarn baknn ayn olmas mmkn de-
ildir. Ayn eyi, bizim bir katedrale bakmzla, bir Hristiyann, bir Katoliin baknn
ayn olmayndan kartabiliriz.
HARUN YKSEL: yle bir ey geldi hemen aklma: Doru mu bilmiyorum, onu sora-
cam. Biz deme kendi ruhumuzdan frdk buyruluyor ya; Yaradan, bize kendi ru-
hundan fryor. Dolaysyla, bizde Ondan bir ey var. Biz de maddeye kendi ruhumuzdan
m fryoruz bir anlamda, bu anlatlan mnda?
AKDEMYA
136
TURGUT CANSEVER: Hi bhe yok. Hi bhe yok Ben, dorusu, teferruatna gir-
mek isterim.
MUSTAFA ARMAAN: Buyurun, zevkle
TURGUT CANSEVER: imdi bakn efendim, bizim niversitelerimizde drt sene mi-
marlk okuyan gen bir insana diploma veriyoruz ve o gen insan nkleer santral de yapyor,
hastahne de yapyor, mze de yapyor, mahalle de yapyor, her eyi yapyor. Hlbuki, dn-
yann ileride bulunan bir lkesi olarak Japonyada, burada bizim drt senelik tahsilin ieri-
sinde ve onun iki senesinde verdiimiz eitimin daha stnde bir eitimi, darda
niversitelerde alyor; sanat tarihi okuyor, sanat felsefesi okuyor, matematik okuyor, yap
fizii okuyor. Sonra mimar olmak iin imtihan geiriyor. Bir mimarn yanna geliyor. Orada
onun hocas - sene be sene hibir snrlama yok- artk sen kendi bana bu ii yapabilirsin
deyinceye kadar, o hocann yannda yetiiyor.
Japonyada byle oluyor bu i. Amerikada yedi sene tahsil yapyor. Yedi sene tahsilden ve
diplomasn aldktan sonra, yedi sene de mimarln bilfiil yapld bir yerde alyor.
Ondan sonra imtihana giriyor. O imtihana, hangi eyalette tahsilini yapm ise ki stajn
da o eyalette yapmak mecburiyetinde- yalnz orada giriyor ve ancak 14 senelik bir yetime
dneminden sonra o eyalette i yapabiliyor. Baka yerde yapamyor. Baka yere giderse,
orada da yine imtihan olmak gerekiyor.
imdi iki toplumun dnyay ina etmeye atfettikleri nemi mukayese edin bizimkiyle. Biz
bunu katiyyen nemsemeyen bir yerdeyiz. Ama kabahat kimin? Yanl kimin?
Arkadalardan biri soruyor; baknz diyor ki, Mesele, gzel meknlarn, gzel ehirlerin yok-
luu mu, yoksa gzel insanlarn yokluu mu?
yle bakn, mmetimin zevli kt emrlerle, kt limlerden olacaktr buyruluyor. Yni
halktan olacaktr denmiyor. Kt emrlerle, kt limlerden olacaktr deniyor.
Evet, ehirlerimizin bu derece kt ina edilmesinin sebebi Bir defasnda, 1960ta unu
yazdm: Trk ehirlemesini yneten ve en stte bulunan alt kiiyi bir hafta ayn odaya koy-
sanz, bunlar bir kmes bile izemeyecek kadar kabiliyetsizdirler. Katiyen yalan deildi. Yal-
nzca politikaclarn, g odaklarnn ehir zerinden hrszlk entrikalarna letlik
ediyorlard. Onlar ve avneleri ehirlerimizi bu hle getirdiler.
stanbulda gkdelen yaplyor deil mi? Peki acaba halk ne istiyor Trkiyede? u n Ana-
yasa Mahkemesi yesi olan Sayn Sacid Adal, 1990 ylnda, Mimar Sinan niversitesi
Bilim Vakf olarak, Devlet Planlama Tekilat ve Aile Aratrma Kurumundan bir sipari
alyor. Trk insannn, Trk halknn evle ilgili isteklerini tesbit etmek zere, iki sene sren
bir alma yaplyor. Neticede, ehirlerde yaayan halkn yzde 92.8i, yni % 93; biz
kk de olsa bahesi olan bir-iki katl evlerde oturmak istiyoruz diyor. Ne var ki, btn imar
plnlar, nerede 1-2 katl ev varsa onlar yok edip yerlerine apartman yapmtr.
ocuuyla aacn, bahenin ilikisini kurmak isteyen; yle evler olursa, onlarn birbirleriyle
mesafelerini, dzenlerini kurmak isteyen insan, gecekondu yapt zaman bunu kuruyor.
Trkiyenin yaplar aras ilikisinin en gzel zld yerler, gecekondulardr denilebilir.
imdi bu insanlar m kabahatli, yoksa cetveli koyup izip bunun zerine unlar yerleti-
receksin diyen sorumsuzlar m?
(Bir dinleyici konuuyor fakat syledikleri anlalmyor.)
Gemiten Gnmze Anadoluda nsan ve Mekn
137
TURGUT CANSEVER: Doru da, tabi orada da bir kusurumuz olduuna bhe yok.
Ama dorusu, toplumlarn daha ziyade bandakilerin yanlglar sebebiyle, slm toplum-
lar geen asr vahi smrgecilerin zebnu oldular.
O vahi smrgeciler, Tanzimat tesis ettiler. Kavalal Mehmed Ali Paay [1769-1849]
silahlandrp Bursaya kadar getiren, ngiliz ve Fransz smrgeciler. Tabi kalkp da kendi
devletine ihanet eden Kavalal Mehmed Ali Paann da kabahati var.
Kukusuz, Nizip savanda [24 Haziran 1839 tarihinde Nizipte Msr ile Osmanl Devleti
arasnda meydana gelen muharebe], o gn dmana hcum etmek, taarruz etmek yerine,
gece istihareye yatacam diyen Osmanl Paasnn [Hafz Osman Paa] da elbette kusuru
var. O istihareye yatt zaman, Kavalal brahim Paa [1789-1848] ordularyla onun te-
pesine bindi o gece Hafz Osman Paann da elbette kusuru var. Ama o istihareye yatan
paann kusuru, o ordudaki askerin kusuru deildir.
Tabi ki, bir baka slm kural da u: Bir kavim irke dmedike, helk etmeyiz buyruluyor.
Elbette rahat dknl, ite teknolojiyi bir ilh hline getirme, para merak, mevk me-
rak Buna benzer bir sr eyi yar ilh hline getirmi bulunuyoruz. Bu irk, tabi, bir
toplumu bu hle getiriyor.
Ama madem ki gelecek nesillere kar, hatt kendi neslimizin masum insanlarna kar
gnah ilemi durumdayz; ayet o gnah fark etmisek, o iinde bulunduumuz artlar
farketmisek, bunu farkeden herkesin, bakalarn arayarak, biraraya gelerek, o gnah telfi
edecek doru yolda gerekli abay ortaya koymas gerekiyor. abay ortaya koymazsak,
sylediimiz gibi, kabahatli olan biziz.
HARUN YKSEL: Yni mutlak anlamda, halk da olsa, yneten de olsa, lim de olsa, ma-
sumiyet yok. Ama vebllerde, derece derece halka doru gelen bir ey var Halkn da bu-
rada vebli, herhlde byle bir eye katlanmas, tahamml etmesi, sesini karmamas
TURGUT CANSEVER: Baka bir ey yapacak; aresi yok. Ama halka gidip de sorduun
zaman, bak ben bunu isterim diyor. Bundan takrben 25 sene kadar evvel, Fransz hk-
meti byle bir anket yapt. Fransa, apartmanda yaamay dnyada ilk defa tesis eden lke;
insanlar takrben 2.5 asrdr apartmanda yayorlar. Fransz ehir halknn yzde 65i, tpk
Trk halknda olduu gibi, bir-iki katl, kk de olsa baheli evlerde yaamak isteriz dediler.
Btn Fransz mesken politikalar deiti. Trkiyede kimsenin kl kprdamyor. Kl k-
prdamayanlara kar isyan eden de yok.
HARUN YKSEL: Kimse de bir ey yapmyor
TURGUT CANSEVER: syan eden de yok. Yni u; burada herkese sz verilsin diyorum.
BR DNLEYC: Beerin zellii, maruz kalmas; insann zellii, semesi Bu ayrm
siz de yapyorsunuz kitablarnzda
TURGUT CANSEVER: Evet, tabi. Bakn yalnz yle: Halk, dinine it, inancyla ilgili
bir meseleyi konuurken bile snrlamalarla kar karya. Ne yapsn? Yapabildii ey, ka-
yor Almanyaya gidiyor, p olmay tercih ediyor.
HARUN YKSEL: O da bir zm, retebildii bir zm yni
TURGUT CANSEVER: O kayor, Almanyada p olmay tercih ediyor
imdi bakn, dorusu baz insanlar, ileri bakp, temiz kalble oraya doru yrmezlerse, el-
AKDEMYA
138
bette bir deime olacak, ama bu nesillerin yok olmas eklinde bir deime olacak. Yok
olacaz
1930larda ilk apartmanlarn yapld yerlerde nasl sosyal meseleler ortaya kt 40 se-
nedir biliniyor. ngiltere 20 senedir ve Amerika 30 senedir bu ok katl binalar ykyor. n-
gilterede her sene partiler aras ortak mutabakatla bteye konulan bir para var.
nmzdeki 10-15 sene ierisinde ngilterede, bizim yaptmz gibi yksek bina hi kal-
mayacak. nk orada, insanlar aras mnasebetin, sosyal mesafelerin mevcut hlinin
doru olmad biliniyor. Ve o sebebten, bunun doru oluma artlar aranyor. Bunun iin
de, ufk bir ekilde, arz zerinde aileler aras mesafeler dzenlenerek, insanlarn tabiatla
uzaklnn adamakll azaltlmas yoluyla zmlere eriilebilecei bilindii iin, apart-
manlar ngilterede tasfiye ediliyor.
imdi Trk halk... Ama nce, afedersiniz, bir hatramdan bahsedeceim. 1977 Ekim aynda
Atlantada Mesken Otoritesi bakan yardmcsyla, yni teknik bir adamla bir gnlk bir
randevum var, konutuk. Amerikada o tarihte 50 milyon kadar insan evsizdi. Bu insanlara
merkez hkmet fonlarndan, federal fonlardan ve belediye fonlarndan ev yapp veriyorlar.
te Mesken Otoritesi de, bu insanlar evsahibi yapmay ve eve yerletirmeyi grev sayan
idar tekilat.
Buzdolab, oca, evde her ey tamam. Yerletirildikten sonra, en fazla 9 ayda, vasat 6 ayda
bu insanlar, evin sklp satlabilecek ne kadar paras varsa onlar skp satyorlar ve kay-
boluyorlarm Amerikada. Toz oluyorlarm Btn Amerikada bu iin nasl byle y-
rdn ve insanlara ev yapmaya nasl muvaffak olamadklarn, bu zt yarm gn bana
anlatt. Ben de ona yarm gn gecekondular, bizim insanmzn hangi artlarda kimlerle
bouarak bunlar yapp ailelerini barndrmak iin abaladklarn anlattm. Akam ze-
riydi, bana dedi ki, dostum sen bu insanlardan bana 300 bin il 500 bin tane ver, ben sana
btn dnyay imar edeyim.
Evet, halkmz hor grmeye katiyen hakkmz yok. O insanlar oluk ocuklarn yerletir-
mek iin aba sarfediyorlar. Kydeki sefaletten kurtulmak iin ehre gelip, ocuklarn oku-
tup, yetitirip, biraz daha iyi artlarda yaatabilmek iin geliyorlar. Gecekondu ekyas ile
pazarlk ediyorlar, anlayorlar, raz oluyorlar. Ama biz, bu memleketi idare etme duru-
munda olanlar, bu memleket iin sz syleme durumunda olanlar, o insanlar gecekondu
ekyasna, jandarma dipiine, polis jopuna teslim ediyoruz. Trk halkn hor grmeye
kimsenin hakk yok.
Bu insanlara, bakn, mesken meselesi olan btn dnya lkelerinde arsa ve altyap projesi
ad altnda projeler uyguland. Bunu da, dorusu en iyi uygulayan, bir slm lkesi; Pakis-
tan. Mthi gzel rnekler uyguladlar Pakistanda. Yni arazi parasn belediye, devlet ele
geiriyor, plnlyor, yolunu yapyor, kanalizasyonunu yapyor ve suyunu getiriyor. Burada
insanlara parselleri veriyor. Hatt yine Pakistanda, briket makinesi bile veriliyor. Bu insan-
lar, kendi evlerini bu erevede yapyorlar.
Byle bir sistemin uygulanmad tek lke, Trkiye... Bu kadar sde bir ey uygulasak, in-
sanlarn ellerine plnlar versek ve en azndan Pakistann yapt gibi birka yap unsurunu
versek, bizim gecekondu dediimiz eyler, gayrimer eyler olmaktan kar. Toplumun
yardmyla vcuda getirilmi mahalleler oluur. Pis su meselesi olmaz. Bunlarn sular olur.
Topraklar gasbedilmi topraklar, arsalar olmaz. Sahibi olduklar arsalar olur. Ve o insanlara,
Gemiten Gnmze Anadoluda nsan ve Mekn
139
eer yapy meydana getirecek paralar, satn alabilecekleri yerleri hazrlasak, byle ibtida
tekniklerle deil, son derece yksek kalitede tekniklerle, son derece gzel yaplar meydana
getirirler
BR DNLEYC: Bu kadar mahhastan sonra biraz mcerrede gemi olacaz ama,
ruhun ibd ile ihy [anlalmyor] yoksa teknikteki babo kaytsz ilerleyi mi bugnk
zaman-mekn ilikisini ortaya karmtr?
TURGUT CANSEVER: Zaman-mekn ilikisindeki bozukluu ortaya karmtr.
BR DNEYC: Bir de, yine rahmetli stad Necib Fazln bu minvlde sylemi olduu
bir iiri var, ksaca zaman-mekn meselesiyle ilgili:
Her fikir, her inan, tek mevsimlik vesselm;
Zaman ve mekn st biricik rejim, slm...
Dediinden anlamak, yni sizden anlamak istediimiz, zaman ve mekn st bir rejim varsa
(bu bir anlay var demektir), zaman ve mekn st bu anlay ve onun rnleri neler?
TURGUT CANSEVER: Tabi rnleri Bu zaman ve mekn st anlay
BR DNLEYC: [Anlalmyor]
TURGUT CANSEVER: Btn insan baarlardr. Btn insan baarlar onunla olur.
MUSTAFA ARMAAN: Ama imdi burada bir tuhaflk var, yni bir ey eer zaman s-
tyse, onun zerinden szetmek zamanszl gerektirir, nk insann alanna giren bir
ey vardr orada. Dolaysyla, zamanszln iine skm bir beerliin yahud insanln
rnlerinden sz etmek gerekir. Yoksa zaman stlk, bu anlamda Allaha mahsus bir eydir
ve Onun hkimiyetini kasdeder. Ama burada insann
TURGUT CANSEVER: Bir lh emrin, dzenin
HARUN YKSEL: Prensibler sisteminin
TURGUT CANSEVER: Kurn- Kermin emri
MUSTAFA ARMAAN: Ama bu her zaman
TURGUT CANSEVER: Vahyin getirdii k ierisinde bir ey yaplmyorsa -ki o mut-
laktr, dolaysyla zaman ve mekn tesindedir-, onun altnda insanlar davranmyor-
larsa, o bakmdan tamamen doru, dnyev ve zamana it, artlara it zmler
retilecektir Ancak, retilmesi gerekenler de yine zamana ve artlara gre...
HARUN YKSEL: O k altnda
TURGUT CANSEVER: O n altnda retilecektir.
MUSTAFA ARMAAN: O n tek bir tecellisi olmaz yni. nk artk krlmaya u-
ramtr ve zaman alanna girmi bir eydir.
TURGUT CANSEVER: Elbette onu bizim anladmz kadar Yni onun dnyev yan-
smasn, yni krlarak bize yansmasn ne kadar doru, ne kadar eksiksiz gerekletirebi-
liyorsak o kadar baarmz artacaktr. Tamamen ayn ey
BR DNLEYC: Yalnz ben burada zaman ve mekn st derken, tabi ki, [anlalmyor]
kasdettim. Ancak yle bir rejim, yle bir anlay [anlalmyor] gemeyen n, solmayan
AKDEMYA
140
renki Zaman ve mekan st anlalacak bir eye [anlalmyor] be asr sonra yine o
nki anlaya da cevab verebilecek itima eserler, anlaylar imar eden o tr insanlarmz
olsun
TURGUT CANSEVER: Burada bakn, ben Mustafa Beyin syledii noktada, zerinde
durduu noktada ok nemli bir taraf var, ona iaret etmek isterim. Bu [anlalmyor]
Kurn- Kerm [anlalmyor] it deil mi? lh hakikat, Allahn emri ve o ylece orada
dursa bundan yararlanamayz biz. Bizim onu yeniden ve yeniden srekli anlama abamz,
onun zerinde srekli bir dnme abamz zarurdir.
HARUN YKSEL: Bir ey syleyeyim efendim, stadrahmetli, melen, diyor ki, slm
yenilenmez, anlaylar yenilenir. Yni slm karsnda biz, anlaymz -srekli deien
zaman artlarna gre- yenilemek zorundayz
TURGUT CANSEVER: Tam ayn eyi sylyoruz deil mi? Siz de tam ayn eyi syl-
yorsunuz
HARUN YKSEL: Gayet tabi
TURGUT CANSEVER: Krlma dediimiz zaman, her defasnda ondan yeni bir k ala-
rak, yeni bir zmleme retmemiz gerekir. O yeni zm retme abamz bittii zaman,
zaten onunla alkamz da kopmu demektir. Byk Seluklu ve Anadolu Seluklularnn
byk yapcln, ortaya koyduklar yeni rnlerin zenginliini dnn. Yalnzca ara-
trma deil, srekli bir al-veri ierisinde bulunmamz gerekiyor bu lh kla
MUSTAFA ARMAAN: Zaten slm asrlar boyu diri tutan da, manev dediimiz
deimez prensiblerle srekli bir diyalog ierisinde olmas. imdi Marshall G. S.
Hodgsonun [1922-1968] slmn Serveni isimli kitabn z Yaynclk cild hlinde
yaynlad. Onun oryantalist tezlere kar ne srd bir ey var: Dnya medeniyetleri
ierisinde eer bir birlikten sz edilecekse, yni bir medeniyetin kendi iinde btn coraf
danklna veya tarih deiimlere ramen birlik ierisinde bir medeniyet olmasndan
sz edilecekse, bu sadece slmdr diyor. Hristiyanlk mesel-, ok erken tarihlerde
birbirinden alkasz birka dnyaya blnmtr. Yni Katolik dnyas, Ortodoks dn-
yas
TURGUT CANSEVER: Baknz says da ok snrl Yni iinde bir tenevv [eitlilik]
olmayan birka tane kalbn iine girmi bulunuyor.
MUSTAFA ARMAAN: Yahudilik, kez, ok erken bir dnemde kendi meknn terk ede-
rek baka bir yere g etmek durumunda kald. Dolaysyla kendi kkleriyle olan balarn sh-
hatli bir ekilde devam ettiremedi diyor.
imdi slm dnyasnn hem bugnk 15 asrlk maceras ierisinde hem dald coraf-
yann tenevvne, eitliliine ramen bir btnlk, bir birlik oluturmasn, temeldeki bu
kurucu prensiblerine srekli dnmesine, onun nda kendisini srekli yenilemesine yni
Kurna, Peygamberine, Asr- Saadete ve orada vazedilmi olan prensiblerle diyalounu
koparmam olmasna balyor. Ki bugn de bence slmn, Mslmanlarn ayakta kalma-
snn temel faktrlerinden birisi, bu diyalou hepimizin bir ekilde, bir ucundan canl bir
diyalog hlinde devam ettirmemiz Yni ona sorular soruyoruz. O bize cevablar veriyor.
Tekrar sorular soruyoruz. Bence bahsettiimiz bu aray biterse, gerekten hem slmn
sonundan hem belki dnyann sonundan sz edebileceiz. Yoksa bence her eye ramen
Gemiten Gnmze Anadoluda nsan ve Mekn
141
bir umut, bir yenilenme umudu mevcut Mslmanlar asndan.
HARUN YKSEL: Efendim size bir soru var burada. Bu arada ben soraym; devam ede-
lim, yoruldunuz mu?
MUSTAFA ARMAAN: Epeyce ge oldu galiba. Bir de Ramazan gecesi
HARUN YKSEL: Soru yle, okuyorum: Mimar tarih mirasn ve tarih dokuyu koru-
mak ve yaatmak iin yaplacak tm mdahaleler, Kltr ve Tabiat Varlklarn Koruma Blge
Kurulundan tasdik alnmadan yaplamyor Bu konuda belediye iin bile hibir hak yok de-
niyor. Sur ii tarih yarmadada mdahaleler 1/5000 nazm imr pln karara balanmad
iin yine yaplamyor. Dolaysyla sistemde bir tkanklk var. Bu konuda ne yaplabilir?
TURGUT CANSEVER: imdi dorusu sistemde tkanklk yok. Aslnda bu ii yapmak
iin irade eksiklii var. Sleymaniye, Zeyrek Sultan UNESCO Avrupa Konseyi tara-
fndan desteklenecek projeler olarak ele alnd. Ve bu kurulular, Venedik iin yaptklar
gibi, milletleraras bir kampanya ile tarih yarmada ve stanbulun tarih mimarlk mirasnn
korunmasn milletleraras bir mesele hline getirdiler. Desteklenmek zere... Bu program
erevesinde buraya yollanm uzmanlar, kendisine belediye bakan diyen [Bedreddin]
Dalan Bey, arkalarna tekme attm diye geri yollad. stanbul halk kar kmyordu ko-
rumaya, bu belediye bakan kar kyordu.
Tabi, yalnz belediye bakan da deil. Belki 15 senedir belediyede oturan ve koruma pln-
larn biz yapyoruz, bakasna gerek yok diyenler de kar kyorlard Hem koruma pl-
nn yapmyorlar, hem orada birbirleriyle geinemiyorlar, hem de yaplmasnn nn
kapatyorlar.
[Dnemin Sivas Belediye Bakan] Temel Karamollaolu haber yollad, gelin Sivasta
meskenle ilgili konualm diye ok nemli drt toplant yapld. Sivasn gelime stratejisi
dzeldi. Ama o arada Temel Bey, i yapmak iin, kt imr plnna gre btn kanalizasyon
projelerini tamamlad. Kt olan, yanl imr plnna gre. Ama onun yannda, yine Sivasn
nfusunun artmasn nlemek zere, Sivastan 30 km tedeki Scak ermikte yeni bir eh-
rin kurulmas iin imr pln yaptrd ve bu artlar gelitirdi. Bir Osmanl mahallesinin, Si-
vasn eski bir mahallesinin yeniden kurulmas grevini bana tevd etti. Aslnda kendisi
tevd edemedi de. Temel Bey son seimde deil, ondan evvel kazanmt zaten. Ama son
seimden sonra, Kayseri Belediye Bakannn yannda ona rastladm. Yava yava yapyo-
ruz dedi. Ben dedim ki, yava yava yapmak ok byk bir su. abuk abuk yapmanz
lzm.
Sonra, Kayseri Belediye Bakan beni ard, ite eski mahallelerin nasl restore edilmesi
lzm, neler olabilir Bunlarn hepsini anlattk. Dedi ki, ben seime girerken Kayserili mi-
marlara i vermeyi taahhd etmitim. Kayserili mimarlara i vermeye balad. Yni Kayse-
rinin meselesi gitti. Kayserili mimarlara i verme meselesi gndeme geldi.
imdi Refah Partisi belediye bakanlarna ynelttiimiz bu tenkid, dorusu btn dier
politik partilerin bakanlar iin de geerli. Hepsi iin de deil. O kadar da hakszlk olur.
Baka partilerden bu ileri daha iyi dnmek isteyenler de var.
MUSTAFA ARMAAN: Bir kesimi, toplumun bir partisini dierlerinden ok da ayrd
etmek, onlar ayr bir su geirmez blmede farzetmek mmkn deil. Yni bu birleik kaplar
gibi, buradan suyu koyarsnz bu su eit olarak dier kplerin ierisine dalr. Bir dier ifa-
AKDEMYA
142
deyle, birok RPli veya baka partili, belki iyi niyetli btn insanlarn, Trkiyedeki bu
genel bozulmadan ayn derecede veya yaklak ayn derecede etkilendiklerini kabul etmemiz
gerekiyor.
TURGUT CANSEVER: Affedin, bakn dorusu RPde ok daha doruya ynelik bir ira-
denin varln teslim etmezsek, ok byk hakszlk yapm oluruz.
MUSTAFA ARMAAN: Niyeti belki, iradeden ok niyetin varl
TURGUT CANSEVER: Ciddi bir niyet yni kararllk
HARUN YKSEL: Hemen unu soraym; yni bu irade mahall idareler bazndaki bir
irade mi, yoksa partinin Merkez Karar Ynetim Kurulundan gelen bir irade mi?
TURGUT CANSEVER: Ben mahall idareler baznda bunu daha belirgin olarak ifade
etmek istiyorum.
Bir defasnda da [Refah Partili] Diyarbakr Sur Belediye Bakan beni ard. Plnlar in-
celedik, onda bir koruma pln var. Diyarbakr Kaleii, Venedik gibi mucizev gzellikte
bir yer, mthi bir mimar rn. Koruma pln diye de bir pln var. te iki katl konaklarn
yerine 4-5 katl bitiik nizam apartman ina ediyor ve ad da koruma pln. Yni koru-
mama pln Belediye Bakanna dedim ki, Cemal [Toptanc] bey, evvel bu pln yap-
mak lzm. O da, Hocam, sen yap, ben yarn bu pln mecliste iptal ettireyim. dedi. Seni
ertesi gn atarlar dedim. Evet, ylesine tedbirli olmamza ramen, ertesi gn deil ama, 6
ay sonra adamn belediye bakanln lavettiler. Yni aslnda deime, mevcut statkoya
hkim olan vahi glerle ok dikkatli bir hesablamayla olacaktr.
MUSTAFA ARMAAN: Tabi olarak o sizin gibi birini bulma ansn elde etmeseydi, o
da o yanl yapacakt ve uygulayacakt. Bir uyar
TURGUT CANSEVER: Hayr, o kadar da deil. Bakn, iki tane belediye bakan vard.
Surii Belediye Bakan -ki, grevinden azledilen kii-, o, mevcudun nasl korunacan,
korunmasnn ne kadar nemli olduunu biliyordu. Dieri ise, tahsilli, doent; o hi bil-
miyordu. Biliyor musun, Bykehir Belediye Bakan, Surii Belediye Bakannn grev-
den alnmas iin operasyonlar dzenlemi; her ikisi de Refah Partili
HARUN YKSEL: imdi bir ey syleyeyim: Mahall idareler baznda en azndan byle
bir duyarllk var diyorsunuz. Bu Refah Partisi iktidar da oldu. Siyas iktidar ksmen de
olsa ele geirdi. Sizin gibi bir insan, meseleleri bilen bir insan, bir gn davet edip sordular
m, biz ne yapalm Turgut Bey diye?
TURGUT CANSEVER: Hayr, st kademelerde hayr
HARUN YKSEL: Peki, teekkr ederim. imdi maalesef sonuna geldik, vaktimiz dol-
mu, yle bir not geldi bize. Katlmclara ok teekkr ediyorum. Aslnda ben kii olarak
sonuna kadar dinlemeye mdeyim. Bilmiyorum siz ne dnyorsunuz bu konuda?
MUSTAFA ARMAAN: Teekkr ederiz. zellikle hanm konuklarmzn herhalde eve
gitme zamanlar geldi.
HARUN YKSEL: Onlar da dnmemiz gerekiyor. Ben toparlama bbnda bir ko-
numa yapmayacam. urada gzel bir iire denk geldim. Msaade ederseniz onu okuya-
cam. Ondan sonra hepinize iyi geceler dileyeceim.
Gemiten Gnmze Anadoluda nsan ve Mekn
143
Kapkara bir manzara var tabi, tesbitler ve tehislerde Ben o manzaray biraz daha
karartaym diye bu iiri okuyacam, iaretledim burada imdi stad Necib Fazln
1982 ylnda yazd bir iir, ismi: EvimVe orada diyor ki:
Ahap ev; camlarndan kzl biberler sarkan!
Arsz gkdelenlerle evrilmi nn, arkan!
Kefensiz bir cenaze, rlplak, ortada
Garanti yok sen gibi fniye sigortada!
Eskiden ne gzeldin; evdin, kktn, yalydn!
Madden ka para eder, sen bir remz olmalydn!
Bir kende annnem, dalgn, Kurn okurdu;
Ve karsnda annem, sessiz, gergef dokurdu.
Semaverde huzuru besteleyen bir ark;
Asma saatte tk tk zamann hazin ark
am kokulu tahtalar, gcr gcr silinmi;
Sular cmert, temizlik imandandr bilinmi
Komuya hatr soran sra sra terlikler;
ll uzaklkta, yakn beraberlikler
Seni yiyip bitiren, krk katl ejder oldu;
Komuluk, mn ve ruh, ne varsa heder oldu.
Bir yeni nesil geldi, stste binenlerden;
Ge kaym derken bolua inenlerden
Seninle sarma dola, kkten bozuldu denge;
Vuran kimse kalmad bu dvay mihenge
imdi git, mahkemede hesap ver, iki bklm;
Cezan, susuz, ekmeksiz, olduun yerde lm!
Evim, evim, vah evim, gnl buca evim!
Tadm, rengim, m, anne kuca evim!
AKDEMYA
144
1950-1990 yllar arasnda stanbul Anadolu yakasnda doan pek ok kiinin dnyaya
gzlerini at yer, skdardaki Zeyneb-Kmil Hastahnesidir. stelik bu hasta-
hne bilhassa 1950li yllarda fakir halka cretsiz, zenginlere ise cretli hizmet veren,
dnemin en nemli kadn-doum hastahnesidir. Hastahne, Kavalal Mehmed Ali
Paann kz Zeyneb Hanmve ei Yusuf Kmil Bey tarafndan yaptrlmtr.
stanbulun en eski hastahnelerinden biri olan Zeyneb-Kmil, 1882 ylnda almtr.
40 yatakl bir nis hastahnesi olarak faaliyetlerine balayan hastahne, sava zaman-
larnda fonksiyonu deise de, bugne kadar kadn ve doum hastahnesi olma zel-
liini korumutur. Zeyneb Hanmn bu hastahnede doan ocuklara gbek ad olarak
kz ise Zeyneb, erkek ise Kmil isminin verilmesini vasiyet ettii sylenir. Hi o-
cuklar olmayan Zeyneb Hanmve Kmil Bey, hastahneyi bilhassa bu sebeble nis
hastahnesi olarak vakfetmilerdir. Ayrca, ikisinin de kabri hastahnenin bahesinde
bulunmaktadr.
Zeyneb Hanm, Msr Valisi Kavalal Mehmed Ali Paann kzdr. Yusuf Kmil Bey
ise Malatya Arapgirlidir ve Gkbeyi hanedanndan smail-Beyzade Mehmed Beyin
oludur. Biri Msrda dier stanbulda yaayan bu iki insan nasl bir araya gelmilerdir
de, stanbulun eitli yerlerinde yaptrdklar hayratla adlarndan hl bahsettirmekte-
dirler?
YUSUF KML BEY
Yusuf Kmil Bey, 21 yanda Divan- Hmayun Kalemine ktib olarak tyin edildii
gece bir rya grr. Ryasnda, Msr valisi Kavalal Mehmed Ali Paa ile bir imen-
likte oturuyordur. Sonra paa yanndan kalkp gider. Ancak paa enfiye kutusunu unut-
mutur. Yusuf Kmil kutuyu alr, Msr sarayna gtrr. Emaneti ieri gnderip geri
dnd srada, peinden gelen bir grevli, onu tekrar saraya gtrp, Paann huzu-
runa karr. Paa bu drst davranndan pek memnun olduunu ve mkfat olarak
Zeyneb Kmil Hastahnesinin
Bilinmeyen Hikyesi
Glin enel
Zeyneb Kmil Hastahnesinin Bilinmeyen Hikyesi
145
kutuyu kendisine baladn syler. O srada uyanr. Ryadan ok etkilenerek Msra
gitmeye karar verir. [1]
Ancak Yusuf Kmil Beyin Msra gidii kolay olmamtr. nk Osmanl Devleti ile
Msr arasnda o sralarda devam etmekte olan bir gerginlik vardr. Yusuf Kmil Bey,
zorlu bir yolculuktan sonra 1833 ylnda Kahireye varr. [2] Kavalal Mehmed Ali Pa-
aya, edeb kabiliyetini de kullanarak bir arzuhal yazar. Bir sre sonra huzura kabul edi-
lir ve Msr valisi Kavalal Mehmed Ali Paann hizmetine girer. lk olarak Hazne-i
Msr kitabetine tyin olunur. Yedi sekiz ay sonra, ksa srede gvenini kazand Pa-
ann zel ktibliini yapmaya balar. 1845 ylnda da Mehmed Ali Paann teklifi ile
kz Zeyneb Hanm ile evlenir. Bu evlilikten ksa bir sre nce M. Ali Paa, Yusuf
Kmil Beyi, kendisinin zel temsilcisi olarak stanbula, Abdlmecidin kz kardei
dile Sultann dnne gndermitir. Padiah, Mehmed Alinin tebrik ve hediyele-
rini damad vastasyla gndermesinden memnun olmu ve Yusuf Kmil Beyi Paa
nvan ile dllendirmitir. Ancak Mehmed Ali Paann lmnden sonra, Yusuf
Kmil Paay sevmeyen ve Zeyneb Hanmla evlenmesine kar olan Abbas Paa,
Yusuf Kmil Paay Asvana srgne gnderir. ay devam eden srgnde, Zeyneb
Hanmdan boanmas iin bask yapar ve nihayet Padiah ferman ile serbest braklarak
stanbula gnderilir. Ancak Yusuf Kmil Bey ok sevdii ei Zeyneb Hanmdan vaz-
gemez. Zeyneb Hanm Hac yolculuu srasnda stanbula getirterek nikh tazeler.
Yusuf Kmil Bey stanbulda eitli devlet grevlerinde bulunmu, iki kez de sadra-
zamlk grevine getirilmitir. [3]
lgin bir nokta da, Trkeye tercme edilen ilk roman olarak kabul edilen, Franois de
la Mothe-Fenelonun, Les aventures de Telemaque isimli eserinin altnda, mtercim olarak
Yusuf Kmil Beyin imzas vardr. 1862de yaynlanan kitab, 1863, 1870, 1877 ve 1881de
olmak zere be defa ba slmtr. Muhtev itiba riyle siyasetnmelere benzetilir. Aslna ba-
klrsa Tercme-i Telemak bir roman deildir, ancak hikye tarznda anlatld iin byle
kabul edilmitir. Nitekim Cemil Meri kitab hakknda yle demektedir:
- Telemak bir roman deil, bir ahlk kitab, daha dorusu bir siyasetnmedir. Fenelon,
veliahda devlet idaresini retmek iin yazar Telemak. Mitolojiyi ss olarak kullanr.
Hikye bir vesiledir. Kmil Paa iin Telemak bir fetihdi. Batdan hikmeti alyordu
mtercim. Btn olarak, kalb olarak Baty vermek istemiyordu. Bize en yakn, bizim
iin en mnis taraflarn alyordu eserin. lhlar periletiriyordu. Osmanl, birok siya-
setnmeler okumutu. Kutadgu Biligden Hmayunnmeye kadar birok siyasetnmeler.
imdi de bir Avrupalnn yazd siyasetnme szkonusu idi. Mhim olan zarf deil,
mazruftu. Lafz deil, mn idi... [4]
Bir not olarak syleyelim ki, Yusuf Kmil Paann bu tercmeyi kendisinin yapmad,
bakasna yaptrp altna kendi imzasn koyduu ynnde iddialar da bulunmaktadr.
Yusuf Kmil Paa ile ilgili msbet menf pek ok anekdot anlatlmakla birlikte, bizim
en ok ilgimizi eken, Batllamann yava yava kendini hissettirdii o gnlerde, kendi
z sistemimizi temin etmenin altn izdii u anekdottur:
1 Dr. Burhaneddin stnel, Asrlk Hastanelerimiz I: Zeyneb Kmil, Hayat Tarih Mecmuas, 1 ubat 1970, Yl: 6, c. 1, S: 1, s. 56.
2 Mehmed Nermi Haskan, Yzyllar Boyunca skdar, skdar Belediyesi Yayn, stanbul 2001, c. 3, s. 1480.
3 Sleyman Beyolu, Kmil Paa, Yusuf, Diyanet Vakf slam Ansiklopedisi, XXIV, s. 283-284.
4 Cemil Meri, Krk Ambar, tken Neriyt, stanbul 1980, s. 196.
AKDEMYA
146
- Abdllatif Suphi Paann byk olu yetullah Bey (Hamdullah Suphi Tanrverin
aabeyi), 1870 Prusya-Fransa harbi srasnda, bayazar olduu Basiret gazetesindeki bir
yazsnda, Osmanlnn ordu ve mekteblerinde Alman terbiye sisteminin uygulanmasn ner-
miti. Bunun zerine Fransz sefiri yazar ikyet etmiti. yetullah Bey, ayn zamanda Dev-
let ras yelerindendi. rann bakan Yusuf Kmil Paaidi. yetullah Beyi artarak
arabulucu bir yaz yazarak meseleyi tatlya balamasn istemiti. yetullah Bey zgn ve
dnceli bir hlde ayrlrken, Yusuf Kmil Paa kendisini durdurup unlar syler:
- Fransz sefirinin ikyetini dinledim. Ama yazndan asl ikyeti olan bir Osmanl
olarak benim. Bize, Fransz sistemi yerine Alman sistemi daha iyidir, demisin. yi de,
bizim bizi kurtaracak bir sistemimiz yok mu? Muhakkak bir elolunun ardndan m gi-
deceiz? Sen hakiki Osmanl mnevveri isen ona bir are bul! Yni bizi kurtaracak kendi
sistemimizi icad et. Ne zaman ki bunu baarabilirsin, o zaman elin plr.
Derler ki, Yusuf Kmil Paa, Sultan Abdlazz Hann 1876da ihtillciler tarafndan
ehid edilmesine ok zlmtr. Zaten kronik bir kalb rahatszl olan Paa, ayn yl
stanbulda vefat eder.
ZEYNEB HANIM
Zeyneb Hanm, Msr prensesi olmas hasebiyle ok varlkl bir kadnd ve yapt hayr
ileri ile hret kazanmt. Yaknlar onun hakknda yle demektedir:
- Hanmefendi daima sdelii tercih eder, debdebe ve ihtiamdan uzaklard. ok defa
tannmayacak surette arkasna bir yeldirme takar, yaknlarndan bir kadn yanna alr,
gezintiye kard. Ekseriya Yakack Mezarlnda bir sed zerinde oturur, gelip geen
kyl kadnlarla konuurdu. Kylerinde ne gibi eylerde mklt ektiklerini, eme ve-
saire gibi hayr eserlerine ihtiyalar olup olmadn, gelinlik kzlarnn bulunup bulun-
madn sorard. [5]
Zeyneb Hanmn yapt hayr ileri, (Zeyneb Kmil Hastahnesi, Kartal emesi, e-
itli yol yapmlar, ktbhaneler, emeler, cami tamirleri, nakd yardmlar, sava za-
manlarnda yapt yardmlar vesaire) devrin padiahlar tarafndan nianlarla taltif
edilmitir. Sultan Abdlmecid tarafndan kendisine nian makamnda murassa Tasvir-
i Hmayun verilmitir. Fakat Zeyneb Hanmn ald en anlaml nian, 93 Harbi olarak
bilinen, 1877-1878 Osmanl-Rus Savanda yapt madd yardm ve hizmetler vesile-
siyle idi. Zeyneb Hanm, sava esnsnda ve sonrasnda yaral asker ve muhacir ailele-
rine byk madd yardmlar yapar. Bu hizmetlerinden dolay, Sultan II. Abdlhamid
tarafndan ihdas edilen muavenet niannn murassa bir ktas kendisine verilir. Ab-
dlhamid Han, bu nian, onun yardmlarn bir kat daha takdir etmek amacyla, Ma-
beyn ve Hassa Ordusu Miri Gazi Osman Paa vastasyla Zeyneb Hanmn
Bebekteki yalsna gndermitir. [6]
Bugn stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi olarak bilinen bina, o bir zamanlar Zey-
neb Hanm Kona ismini tayordu. Bu konakta yaayan Zeyneb Hanm, olduka
dindar ve hayrsever kiilii, gsterii sevmeyen sde hayat ile dikkat ekiyordu. Onun
hakknda anlatlan anekdotlardan biri de yledir:
5 Dr. Burhaneddin stnel, Asrlk Hastanelerimiz I: Zeyneb Kmil, Hayat Tarih Mecmuas, 1 ubat 1970, Yl: 6, c. 1, S: 1,
s. 53-57.
6 bnlemin Ahmet Tevfik Bey, Zeyneb Hanmefendi ve Kmil Paa, Dn ve Bugn ile Zeyneb-Kmil Hastanesi -
1862-1988-, stanbul 1988, s. 27.
Zeyneb Kmil Hastahnesinin Bilinmeyen Hikyesi
147
- Aksarayda Yeil Tulumbada oturan bir Emine Hanmvard ki, btn kedilere kar
byk bir muhabbeti vard. Evinin etraf, bahe duvarnn st, kapsnn eii, pence-
relerinin kenar kedilerle dolu idi. niversiteye bir konak hediye eden Prenses Zeyneb
Hanmefendi bir gn oradan geerken bu hli grm ve sormu:
- Bu kediler burada neden toplanmlar?
Mahalleliden biri:
- Efendim, burada bir deli Emine Hanmvardr. Kedileri ok sever. Mahalleli ona Ke-
dici Emine hanm derler, onun kedileridir.
- Bu kadnn hli vakti msait mi? Bu kadar hayvan nasl besliyor?
- Fakirdir, bekr amar ykar, tahtaya amara gider. Eline geen para ile bunlara i-
kembe, cier alr. Paras olmad zaman Salhaneye gider, teberi toplar, getirir, onlara
yedirir.
Zeyneb Hanmefendi yannda bulunan khyas Hafz Vehbi Efendiye dner:
- Khya efendi, bu kadnn ismini ve adresini aln. Benim vakfmdan ona ayda on altn
tahsis edilsin.
Kedici Emine Hanm, o zaman iin olduka mhim bir para olan on altn ayl ln-
ceye kadar ald. ldkten sonra da bu para vrislerine muntazaman verildi. [7]
Zeyneb Hanm, Yusuf Kmil Paann vefatndan 10 yl sonra, 1886 ylnda, 61 yanda
iken stanbulda vefat etmitir.
Zeyneb-Kmil Hastahnesi ise, aslnda bir vakf hastahnesi olmasna ramen, onlarn
vefatndan sonra vakfiye hkmlerinin uygulanmasndaki problemlerden doan madd
skntlar, miraslarn hastahneyi bir hayr kurumu olarak yaatma abasnn bulun-
mamas sebebiyle bir vakf hastahnesi olmaktan km, deiik dnemlerde ahs ve
kurumlara bal olarak faaliyet gstermitir. Bugn ise bir devlet hastahnesi olarak var-
ln srdrmektedir.
7 Refi Cevad Ulunay, Zihniyet Farkna Bakn, Milliyet Gazetesi, 9 ubat 1961.
AKDEMYA
148
Okuyacanz yaz, yazarmz Dr. Hakk Akalnn ayn isimle kaleme
almakta olduu eserin giri ksmdr.
Bu kitabn ismi Jeni olsun istedim ama jeniden neredeyse hi bahsetmedim. nsan ki-
tabnda tasvir, tanzim ve tarif edilen jeninin zerine jeni yazmak istemedim. Tekrr ris-
kini gze almaya cesret etmek, cesret snfndan olmamak gerektir. Jeninin Trke
karln dahi bilmiyorum desem yeridir ancak, sanki byle brakmak, salnp gitsin
ite ne var yni demek, hep flu, hep hlyl, hep bilinmez bir havuzun iinde tutmak
hem de etrafna kemik rengi bir duvar rmek benim iim olsun dedim. ok kuvvetle
muhtemeldir ki ve yine bu eser de elikilerin, anlalmazlklarn, fikir srasndaki ar-
pklklarn, coq--lnelarn, dissociationlarn, uklalklarn, yer yer zrvalarn kitab
olacak. Farklar hi olmayacak demiyorum, mutlaka evet. Kapak resmi olarak ne koya-
cam bile neredeyse tamamen dnm durumdaym. O kapak yar plak yar gri
renkli olacak ve bir de ku resmi tasavvur edebiliyorum. Okuyan adamlarn zerinden
bir kahramana ulamaya alyorum ve kahramanmn adn Espriler ilh koymak ye-
rine Jeni diye aryorum. nsanlar ve tabi ki kendimi hi mi hi bunaltamadm
fark ettiimden beri byle bir eserin kendim iin ihtiy dierleri iin ise azb olmas
dstrundan hareketle, nehir kenarlarnda dolaan nymphalarla zin etme igds
iinde olanlarn hepsi dny tarihinin en byk ressmlar oldular ve hepsi de sonunda
zn oldular. Hepimizin znleri. Jeni biraz da, bu zinlarn devamnn nn almak iin
eline mzran alp babasna kar sava ykselten annesiz Rhtur. ok uzaklardan bir
yerlerden o ku olup bitenleri izlerken ben malmatfuruluktan istif edip cehlet ge-
misine binmi durumdaym ve gvertede bir ay var. Bundan sonra saygsz olmay da
hrmetli olmay da birlikte yrtyorum. Bu eserde her trl hezeyn, yalan ve FAN-
TAZM var. Bu eserde bir Jeni var.
Teekkr etmek ahlktandr, gelenektendir, nezkettendir ve zarfettendir. Batl en-
telektel- iin ise muhtemelen bonheur mutluluk ile honneur eref, erdem, onur-
arasnda bir yerlerdedir. Ben kime teekkr edeyim? Herkese ve kimseye.
JEN
Sthn Arxh
Dr. Hakk Akaln
JEN- Sthn Arxh
149
Jeni hayatlar ssleyen bir varlk daha dorusu esrarl bir rhtur. Resim sanatn ondan
rendim. Hem psikolog hem de ressm olan jeni aday Nurcan Giz internette dola-
rken, benim haberim yoktu balangta, sonra Michel u cmleyi kurdu: Gri, kahve,
siyh ve beyaz, ite ikyetsiz ve skin jeni. Bu hanmefendinin tablolarna bakmak
lzm, bakyorum. Gizi burada kesiyorum ve hzla yol alyorum Kolonos ormanlarnda.
Giz iin Enigme de la Peinture diyebileceim bir noktada olduunu dnmyorum
ve yrrken Bilmeceler patikasnda ona henz rastlamadm demek ki, henz domad
bu kadn, benim dolatm arlarda. Benim deil onun aybdr bu. Kimi resimlerin
srlarnn hl daha zlemediini biliyorum. Bulduum ilk jeninin nce eteklerine
sarlmay sonra da gzlerini oymay planlyorum; nce orijinlerine iniyorum psychnin,
sonra da M klyorum. Klyorum ki, Fransz stnlerinin deyimiyle Pouvoir Enig-
matique sahibi olsun. Bu eserde Fransz dilinin birok ince kavramn, deyimini ve ka-
lbn kullanmak istiyorum ve baladm bile.
Oldum olas gezmeyi severim ve bylelikle bilinmez ufuklar kefedebileceimi d-
nrm ve tabi ki, ngrlmemi gelimeleri de belki hayl edebiliyorum; buna Recoins
Imprvus beklenmedik gizli keler veya bilinmedik i yzler diyelim. Kuytu bir kede
sizi mutlaka bir kadn pardon kader bekliyordur. Ben kaderin jenisi demeyi tercih edi-
yorum.
Baz insanlar onlar ok sayda olabilirler yollarnn gizli bir ayra, baheye veya or-
mana dmesini ok isterler. Fransa adamlar buna Pr Secret veya Jardin Secret demeyi
mnasb grmlerdir. Sr deil; bu gizli baheden murad herkesin kendi snrl cenne-
tidir ve herkesin cennetinin kendi bildiince ve kendi hayl leminin snrlar kadar ol-
duunu sylemek de tekrra girmek anlamnda.
Ancak, arada dikkate deer ve biraz da garb ayr rneklerine rastlamak mmkn ola-
bilir. Aa bakn.
ayr birden fazla vdinin akt bir mecls olsun. eitli vdilerden akp gelen yollar,
irili ufakl yollar deiken manzaralarn olumasna yol aarlar; formlar ve amorflar.
Hepimiz ok iyi biliriz ki, ocukluk ne unutulur ne de ondan vazgeilir. ocuklukla er-
genlik, erikinlik yahud ihtiyrlk arasnda deien tek ey nesne(ler)dir. Zevk hep ay-
ndr, tatmin seviyesi de aa yukar yle. Yine bu sebebledir ki, toplum diye bir nosyon
muhldir, o da olsa olsa ocukluunu, erikinliini ve ihtiyrln birarada yaayan ve
ocukluu hep ve her zaman merkezde bulunan bir varlktr. Yine bu sebebledir ki, o-
cukluk Hastal deil Olgunluk dnemi hastal denebilir.
Bu kitaba jeni ismini vermek istememin saysz sebeblerinden biri, bireylerin grnmez
derinliklerine, kr yerlerine, mlarna gitmek ve onun jenisini bulmaktr. Oraya gider-
ken deflarca geri dnmekten hi usanmadm aka belirtmeliyim. Genesisimize,
tekvnimize, oluumuza gitmek; ocukluundan bile geriye gitmek ve yol zerinde ka-
natlanmak. ecere-tl Kevn denen eyden bhaber olaca ikr bir grha toplum
demek de kfrlerin en sunturlusu oluyor. Korkak bir adamm ben; hem jenilerden hem
de krlkten ok korkuyorum. Bu korkum yzndendir ki, nice paradoksal uykulara
srklendim. Dnlerden, mezheblerden, sektlerden sektim; karanlk iklimin kapsn a-
lncaya kadar ka anahtar ka hayatn grtlanda boduum, gizli bilgiler arasnda ye-
rini oktan almt bile.
AKDEMYA
150
ecereler ve zorlu dernler iin. Ama onlar sebebten saylmaz diyenler var, zellikle
kimi psikanaliz adamlar byle bakyorlar. Onlar benim uuuma hadi abcisse olaym
neredeyse tamamen dik bir konumda dala geenlerdir, vertikal tedavi uzmanlardr
onlar. Uzayda ok ndiren de olsa karlar ve konuuruz. Onlarn tedavi ettii bir
adam benim alma masama drt lisndan kelimelerin bulunduu bir iir brakmt,
aaya alyorum;
Muvzenesiz sapk
They all suffered first of all
De leur caractre
Terakkipervers
Leur style de conduite
Est toujours chaotique
Nafslarnda mahpus
klar
On les dit porteurs
Dune constitution
Prdisposant leur vie aux pires exactions;
Yozlarda constitution perverse
Merkezin feyli bozuk
Asr igdler
Zeitgeist
Dnyy
Babalarn maniklerin ldrd
Yetmler idre eder
Ve
Zerreyi srtrlar bizlere
Tesdf, zhiren, srrn icrnn sebebi oldu.
Dikey dal yapanlara, gericiler yni yatay hareket edenler, yni abscisseler - psiko-ana-
listler diyorlar. Freud, Lacan, Racamier gibi adamlar onlar. te ben evvel bu adam-
larn neyi, niin, nasl aradklarna dir ve de arptarak bir uzun giri yapyorum.
Buraya kadar yazdklarm hem nsz hem de sonsz mhiyetinde olsun.
Kklere kim nasl gider ve kim hangi jeniyi nerelerde bulur. Evet, psikanalizler bilirler
ve derler ki, kkenler sebebler deildir ve psikanaliz insanlar bunlar birbirlerine ka-
rtrmazlar. Yine de kkenlere yolculuk yapmaktan ekinmezler. Bir psikanalist iin
JEN- Sthn Arxh
151
kken denilen ey nedir? Dncelerin, ruylarn, fantazmalarn yni hayllerin, tari-
himizin ve nihyet hayatmzn kkeni. Qute Interminable Bitmez Tkenmez Ara-
trma. Her zaman bir kkenlerin kkeni vardr. Psiik hayatn temel tescli ve/veya
kaydndan daha az olarak kken arayn benimserler aslnda psikanalistler. Yni ve
dier bir deyile hayatn nfus kt Registre de la vie, onlar iin origine des origines
denen eyden ok daha belirleyicidir amma ve lkin yine de bu hayatn kayd onlara k-
keni ile e anlaml gelir veya grnr, yanlsama olduunu ben not ediyorum. Psikana-
lizler, ruhun derinliklerinde iml edilmi olan kk mzii dinlediklerini sylerler ve
bu mzii iml eden hayatn kayd dncesidir. Burada Rh dediimiz eyin Esprit
deil me olduunu belirtmemiz gerekiyor ve tabi ki, men asl anima yni can ise
burada tatl sert bir animizm ireti grnr oluyor. Psikanaliz bilemeyecei ruhu can
ile yrtr, bir not olarak dyorum. Acsnn sebeblerinden birisi filozofi, edebiyyt,
sanat ve kltr eksikliidir ve dahi ideoloji bilmezler. Ben demedim, Lacan diyor ben
ideolojiden uzam - je suis loin de lidologie diye. Belki de ok drst bir duru sergili-
yor, ideolojik eitimim yoktur diye ve ben bas bas baryorum; ideolojik eitimi olma-
yan bir insan psikanalist olamaz ve teebbs etmemelidir, ediyorlar. Ettikleri vakit
kkene inmek durumunda kalyorum, kaldm. Diyorlar ya: Bir daha hi unutmamak
iin bir kere iitmek yeterlidir.
Karmadan onlarla yryeyim; Anti-Oedipus kken alanlar, narsisik batan karmann
kken alanlar. izofrenler arasnda idiler az nce, yllarca ne kadar narsisik kii ve per-
vers var ise onlara hep psikotik yaftas yaptrld ve illarla tedavi edilmeye kalkld,
hibir etkisi olmayan illarla. l endstrisi ve therapeuteler kolkola ve hepsi pervers.
Ben biraz da bu sebeble psikanalize biraz arka ktm, karm. Ufuklar dar olsa da
Anti-Oedipus basite Oedipusun habercisi prcurseur- saylamaz. Ancak onun gerekli
bir tmleyicisidir.
Onlar asl narsisizmin narcissisme originaire- karanlk hamurunu yourmak isterler.
Bilinecek olduu zere Narkissos Narcisse hem birden grnmez ve asla yalnz grn-
mez. Bu sebeble kkenlerine, zar zor formle etmeye hzr kldklar hayllerini sylet-
meyi denerler. Anti-Oedipus insanst bir doutur ki naissance surhumaine l bir
hayattan km olma ihtimli ve dahi riski ok yksektir.
LAnti-Oedipe deyip duruyoruz ya:
Anti-Oedipus fransz filozof Gilles Deleuze ve psikanalist Flix Guattarinin 1972de
kaleme aldklar kitabn ismidir. Kapitalizm ve izofreninin ilk cildidir. kinci cild
1980de yazlan Bin Platodur; 1000 Tiyatro Sahnesi veya Bin Yayla. Burada insan psi-
kolojisinin, ekonominin, toplumun ve tarihin bir analizi yaplmaktadr. Bu yazarlara
gre uurd Inconscient- bir theatro deil ve fakat bir fabrika, bir retim makinasdr.
Yine, uurd ana-baba zerine bir hezeyn retmez ancak soylar, rklar, kabileler,
ktalar, corafya ve tarih ve her zaman sosyal alan zerine hezeyn retir.
Herey siyasdir.
Bize sdece szmona arzu retilmek ve yasa kartlmak suretiyle itiraz ve muhalefet
edilmektedir. Bir tabiat hlini, tabi ve kendiliinden bir hakikat olacak bir arzunun yar-
dmn taleb edemiyoruz. Hereyin tamamen zddn sylyoruz: Uydurulmu (agenc)
ve hileyle retilmi (machin) arzudan gayr bir ey yoktur. Daha nceden varolmayan
fakat kendi kendine in edilmek zorunda olan bir pln zerinde tanmlanm bir kurma
AKDEMYA
152
agencement dtermin- dnda bir arzuyu kavrayamazsnz ve tasavvur edemezsiniz.
Grub olsun fert olsun herkes, hayatn ve teebbsn srdrecei kendiliinden var
olma yni mndemilik plnn in eder ki, tek nemli i budur. Bu artlarn dnda,
bir arzuyu mmkn klan artlar kesin bir biimde skalarsnz. Gilles Deleuze ve
Claire Parnet, Dialogues.
Bu yapmclk ideolojisi -id1ologie de constructionnisme tipik olarak schizo-analytique
hareketi tanmlamaktadr. Otrler bunu psikoanalitik yni oedipien izgiye kar bir an-
lay olarak teklif etmektedirler: Schizoanalyste chaosmoseu Khaos Geiimi- herhangi
birisi tarafndan eriilebilir herkesin kudretine sayg gsteren bir zevk tasarrufu havuzu
gibi dnmektedir. Jean Oury bunu kendi pratik psikiyatrisi erevesinde Eutopie
Gzel yer- diye arr; oras Eutopie huzurun (bien-tre) norm olarak deil ve fakat
herkesin aratrma alan olarak retildii bir lkedir.
Anti-Oedipein yazarnn ztrabl olduu anlalyor; Arzudan bahsetmekte ve bunun
belli bir pln zerinde tanmlanm ve belirtilmi yni aslnda tyin edilmi bir kurma
agencement dtermin olduunu ifde ediyor ve bunun dnda bir arzuyu kavraya-
mazsnz ve tasavvur edemezsiniz diyor. Yni arzuyu artlara balyor yoksa olmaz de-
meye getiriyor. Psikanalistlere dnk bir saldr olarak okuyabiliriz.
Ego - Nefs - Benlik - Ben yahud her ne ad veriliyorsa denilen ey, hakikatte Benden
anladmz ey midir ve hliyle o Ben denilen nesneden ne anlyoruz, muamma bu-
rada. Deleuzen psikanalistlere nzire olarak ifde etmeye alt- kendiliinden
var olma prexister de lui-mme- dedii ey Ex Nihilo Yoktan varolu- bir varolua
kar tavr gibi duruyor. Ama o toplum denen nesnenin de en son tahlilde bir tr Yoktan
Varolu havuzu olduunu skalyor. O grhun iinde de hliyle siz kendiniz / vous-
mme olamazsnz. Benden gayr bir adnz olabilir veya daha dorusu anonim adsz
ve kimliksiz olursunuz.
O Grh yni toplum sizi dima kendiinizden farkl klar ve hayatnz ylece srd-
rrsnz, srdrtr size. Modernite buna itimale(tir)me socialisation- diyor ve
dahi toplumculluk sociabilit- kelimesi de var. te bu Sociable toplumcul insanlar
grhunun iinde uydurulmu (agenc) ve hileyle retilmi (machin) arzudan gayr
bir ey yoktur ve yazar bu konuda hakldr. Sorgulamadan ve byk lde arzumuz
hilfna itimaleiyoruz ve bu bir zrvalama, bir hezeyn, bir psikoz olarak bile okuna-
bilir ki, grhla beraber ve ondan hi de ayr olmayarak topluca hastalanm oluyoruz;
Folie Partage demekte hibir saknca yok. timalemek emperyalizmin bize dayatt
ve kapitalizmin youn destekleriyle perinledii bir mikroptur ve benim nezdimde r-
gtlenmenin zdd ve dman olmaktadr.
Toplum ferdi ehlletirmek ve tmek zere kurgulanmtr ve ideolojik bir varlktr.
Erikinlerin, olgunlarn, ihtiyrlarn ve bilmemnelerin toplumudur. T yukarlarda bir-
yerlerde toplumun ocuk olduunu yahud olmas gerektiini yazmtm ve yineliyorum;
bize dayatlan ey o ocuu bomaktr ki, o sebeble DEVLET denen zkkm hem IN-
FANTICIDE ocuk ve evld ktili hem de PEDOFLdir ocuk sevicisi. Devlet adl
iddet rgtnn rettii toplumun analarnn herbiri Medea olup ocuklarn doar
domaz katlederler, toplum denen grha kurban ederler. Toplum bedenlerimizin ve
canlarmzn saplanp kald bir bataklk, rhlarmzn ise sermye yapld bir bor-
deldir.
JEN- Sthn Arxh
153
Gilles Deleuze ve Flix Guattari iki cildlik Kapitalizm ve izofreni: Anti-Oedipus adl
kitablarnda Marx-Nietzsche-Freud geni ierisinde deerlendirdikleri ge kapitaliz-
min kendine kar olan gleri hem retip hem de yok ettiini yazarlar. Onlara gre izof-
reni de kapitalizmin bir mahsldr. Deleuze ve Guattari kapitalizmin, istihsl ettii
anomalileri titanlar, devler, ucbeler vs - bastrarak hayatta kalabildiini ve radikal ar-
pklamaya gtren bir retim-tketim ilikileri ksrdngsne dayandn belirtmek-
tedirler.
Racamier ise, Antoedipe iin Indispensable Complment de lOedipe diyor yni Oedipein
kanlmaz ve zorunlu tamamlaycs. Racamiernin Oedipei ile Deleuzen Antoedipei
birbirlerini tamamlyorlar diyelim. Yourulan hamur bu iki unsurun birlikte bulunduu
bir mlein iinde bulunmaktadr.
Peki faillelar yni atlaklar nerede duruyorlar?
En keskin usturalarn srtnda
Jeni Janus (soluklanmak iin arada bir nsz).
Janusun sath kaynaklar, [oradan] ibdcln derin kaynaklar dedim ve uydurdum
gitti ite:
Nefs zerinden ensest kefi meselesinin zerinde bir bak sergilemek belki mmkn
olacaktr, ileride herhlde. Fec ve bir o kadar da korkutucu bir ke ba. Ensestin ne-
reye varacan veya bizim onu uraya yahud buraya vardracamz bilen ok sayda
jeni-adam var olmal yeryznde.
Hayletler, fetiler, objet ol(a)mam nesneler ve inkrlar her taraftalar ve uuuyorlar,
sapklar-perversler ve sahte melankolikler ortalkta cirit atarlarken ben Jeniye analiz
mhiyetinde nszler aryorum ve bu yamuk konseptler rntsnn iinde huzur
arama merkm chilce srdrmeye gayret ediyorum. Emeksiz ve yalan bir aray.
Jeniye gelince; bana refkat eden ve ilhmfleyen ruh diye cmle kuruyorum. Arhiden
beri herkesin istikmetine bakanlk eden, her lml ile doan her lmsz ile ebed-
leen, tabiatn farkl karakterlerini cemiyet hlinde ferdletiren varlk; insanst ve is-
tisna bir endstri. Eski ve yeni dny dzeni ilhlarn lmllere bakan yzdr.
JEN DEUIL YN MTEM
Eer ok sradan bir deerlendirme yaplacak olursa mtem iin bir nesnenin veya
hussen dnyev ak ile balanlm olunan bir varln kayb karsndaki tepki sreci
denebilir ki, bu durum bizim zerinde olduumuz mtemi, kukusuzdur ki, karlamaz.
Bir parantez olarak sylyorum; Freud de Frommda mtem bilgilerini ve tezlerini hep
yahudlikteki temel anlaylara nazran tasarladlar; iva (yedi), eloimve avelut yud
bet hode adl mtem emalarn tatbik ettiler.
Ben daha ziyde uzun saylabilecek bir sreten bahsetme eilimindeyim, orijinal ve
orijiner bir sre. Bu, hayatla/doumla birlikte balayan bir sre olup byr, geliir,
olgunlar ve lmle birlikte bir sonraki nesle aktarlr.
AKDEMYA
154
Irs olmakla Psychnin kurucu fziletlerinden biri saylr. Yni temel elemandr. Bu ne-
denledir ki, ztrab, dev ve grevi ve kefi birlikte iinde barndrr.
Devsa bir keifler mdeni iin stlenilecek grevler ve ekilecek ztrablar erevesinde
mtemin kapsndan ieri girdik. Bu rs mtemden aa doru sarkmaya cesret etmek
bile bal bana bir mrifet ve dahi mahret istiyor. Bu ie girienler arasnda Rats du
Deuil Mtembaarszlar veya mtemnasibsizleri diye adlandrabileceimiz bir top-
luluk da mevcdtur ki, bunlar mtem mdenine dalmak istedikleri hlde glgelerin
iinde yollarn kaybetmi, mtemin merkezini ararken eitli depresyonlara dm-
lerdir ki, bu depresyonlar dahi olgunlamam olup avorte-dk, larve-kurtuk h-
linde, enkyste-kistin iinde hapis ve fige-donup kalm nm alrlar. Bu depresyonlara
koltuk denekli mtemler veya snrd edilmi mtemler ad da verilebilir. Kamplar
mtem mltecleri ile doludur.
Gnmzde btn sahalarda olduu gibi mtem alannda da mthi bir kapasitesizlik
mevcdtur ve yok yle deil diyenler iin ise bir mlkszleme veya mlkn el dei-
tirmesi szkonusudur.
Kimi psiko-analiz insanlar Psychyi iki eksen inesi hattnda yrtrler.
1. Angoisse, Angst, Angwish veya Bountu, iddetli daralt, yrek darl.
2. Mtem
Bir cmle yazalm, ylesine;
Psych ii bir perspektif une perspective intrapsychique; burada objet-nesne edinilmi
bir fiil olarak ele alnr ve:
Psych insiyak instincti trevlerin organize bir muhtevsdr.
Mtem ise yle bir eydir ki diyelim ona eriilir fakat ou zaman insanlar hzlarn
alamayp ondan veya oradan aa derler. Bu aa dmeye veya yuvarlanmaya
ou yksek kii depresyon k, knt yahud gten dme adn mnasb g-
rrler.
Bu depresyon mevzuunun iine iyice eilirsek orada z-sayg Estime de soi kaybolur
gider. Belki de alp geilir. Nedir bu z-sayg diyenlere cevaben:
Yine ulu kiilere nazran:
Drt unsuru vardr: timd hissi le sentiment de confiance, kendini tanma connais-
sance de soi, bir gruba idiyyet duygusu le sentiment dappartenance un groupe ve ka-
biliyet, istidt hissi le sentiment de comptence.
Orada depresyon hli denen hlet-i ruhyye iinde- psikoza doru bir kap (m) alr.
[Oradan hareketle] PSKOZ iin de Perte de Moi derler ki, buna ister Benin kayb,
ister Benlikin kayb, ister Nefsin kayb isterseniz de Egonun kayb yahud baka bir ey
deyin.
Bu ikinci cmle Benin Kayb henz tam olarak yerli yerine oturmu bir ifde gibi g-
rnmyor. Sanki dalga-parack aras bir hl. Bu ifdeye o kadar fazla deer atfeden var
ki, bu konu det hibir ey onun fevkinde veya dnda ele alnamaz haddine dayanm
durumda. Sonra c geliyor Psikoz ve onun kuytularnda yeni bir hayat balyor, m-
JEN- Sthn Arxh
155
temsiz veya sdece pr mtemden ibret. Buna mukabil Nevroz denen ey biraz daha
derli toplu bir matahm gibi anlatlr. Nevrotikler biraz daha perspektifli ztlardr.
O hlde haydi mtembir itir, psiik bir alma, mtemzerinde ska allan bir
itir psikanalizde ve Freud de yle istemiti zten.
Bu mteme kuytularda yoldalk eden ve Bat bilimi tarafndan Rhun rs saylan
Angoisse bountu temel bir mevzudur.
Mtemile Angoisse arasnda dalar var (m). O sebeble her biri bir eksen oluturuyorlar.
Paralel mi yrrler? bilinmez.
Derler ki, angoisse Birleik Benin Moi Unifi, barndan kar. Ama yine de, ete ke-
mie brnm ve edinilmi bir nesne karsndaki Birleik Benden sz ediyorum, yni
bir nev pozisyon alm bir Ben ve aslnda rgtl Ben deyimi daha doru olur. O
vakit psiko-analiz benim gibi (mi) dnyor: Ancak ve ancak Birleik Cebhe/rgtl
Ben bountu - Angoisse karsnda ayakta kalmay baarabilir yoksa yklp gider. imdi
oktan yklm olmal.
Peki burada arzunun ve istekin dsir mevkii ne, nerede duruyor?
Arzu uyarc ve uyandrc rolndedir. Angoissea kar Beni glendirir. Arzu organize
mdfaann mobilisatriceidir harekete geiricisi. O zaman Angoisse bir tr zevk me-
selesi olarak deerlendirilebilir mi? Evet. Hl byle olunca mtemde MEVCDYET
anlamn stleniyor ve yine angoisse cinsiyetler aras farka iret ederek mtem de var-
lklar arasndaki farka bakyor.
nsanolu angoisse asa, deersizlemeye kadar sonular olan bir travma geirir. Ya-
mursuz frtnaya yakalanmak diye sylerim. Fakat eer mtem alsa bu sefer de baa
depresyon gelir(mi). Ben diyeyim l. Daha da kts var: Her ikisi birden alrsa bu
sefer psikoza akyor insan. Kurtulu yok: Mtemveya angoisse, olmaz ise psikoz.
AKDEMYA
156
ENSEST VE TOTEM
Esatir ve din zerine -birbirinden ayrmakszn- en keskin grlerden biri de Freudun
psikanalizidir. Freud, ruh incelemesinde dorudan esatiri veya dini hedef almaz ve
bunlarn anlamlarn aklayacan sylemez; ama gy insan psikolojisini tahlil eder-
ken, esatirin ve dinin de iinden kp, onlarn da defterini drverir.
Bu itibarla Freudu, yksek bir ilim adam olmaktan nce, usta bir belgati kabul
etmeliyiz. nk o, gy tfeini baka bir noktaya dorultuyor, ama asl hedefi g-
rndnden tamamen baka; tfeini atelediinde mermisinin nereyi vurduunu g-
rnce aryorsunuz.
Akcas Freud bize insann ruh hastalklarn (nevrozlarn) ve bunlar giderme yolla-
rn aratrdn sylyor; oysa maksad, bizi sadece din ve ahlkn ilkel alardan
gnmze gelen ruh hastalklar olduuna inandrmak ve onlara olan inan ve ball
tahrib etmek
Totem ve Tabu kitabnn giri makalesi, tek kelimeyle irentir: lkellerin ENSEST kor-
kusu. Bilmeyenler iin syleyelim: Ensest, aile ii sapk ve arpk iliki demektir.
Freud gnmz insanlarnn en ilkelleri saylan Avustralya ve Okyanusya adalar yerli-
lerini ele alyor. Bunu yapmaktaki maksadnn, insann ilkel hllerini ve dolaysiyle in-
sanolunun dnya macersnn ilk safhalarn aratrmak olduu anlalyor. Son derece
ilm bir niyet! Ama iin arkasndan bundan daha ileri bir irenlik, ksaca ilm bir i-
renlik kyor.
Gryorsunuz ki, Freudun niyeti zm yemek deil, bacy dvmek: nsann id -
ilkel benlik dedii ruh hlinde bylesi sapk ve arpk bir hevesin neden ileri geldiini
deil, en ilkel insan kmelerinde bile sapk ve arpk davranlar reddeden ve cezlan-
dran belli bal bir ahlk duygusunun niin olduunu aratryor. Tabi Freud bu duy-
guya, ahlk demiyor, korku adn veriyor. Ve demek istiyor ki; ENSEST basite bir
Totem ve Tabu Hakknda
Selim Grselgil
Totem ve Tabu Hakknda
157
hastalk olmayp, modern toplumda olduu gibi en ilkel topluluklarda da uuraltnn mer-
kez temyl, temel korkusudur; btn din ve ahlk bu korkuyu bastrma gcnden do-
mutur. Yni din ve ahlk, sadece insan korkunun iine drd bir NEVROZ, bir
MARAZ durumudur!
Kzlderililerin TOTEM kavramn dn alyor, Freud bu szmona hastal izah
iin. (Totem) ummiyetle kutsal hayvan diye alnrsa da, nadiren bitki suretinde
olabilir. Fakat (totem)e inananlar iin mns, bu grndnden daha derindir. Her
kabilenin bir (totem)i, kendisine sembol olarak setii bir kutsal hayvan veya bitkisi
vardr. (Totem) o kabileye ad vermekle kalmaz, o kabile o (totem)in soyu olarak kabul
edilir, kabileyi ktlklerden o (totem) korur, kabile ona tapar, dua eder, kurban keser,
(totem) bir yerde kabilenin tanrsdr.
Avustralya yerlileri arasnda da bu byledir. Ayn (totem)e tapanlar, ayn ailenin men-
subu saylr; ve mesel birbiriyle evlenemez, cins temasta bulunamazlar. Bu kural i-
neyenler ldrlr. Freudun takld nokta tam burasdr. O, modern toplumda
grlen aile ve ahlk gibi toplum deerlerinin, ilkel insann (totem)izminden geldiini
dnr. lkel insann (ensest)ten korkmas ne demektir? lkel insanda korkun bir (en-
sest) arzusu, anne ve baba tanmama duygusu olduu anlamna gelmez mi bu? Ama
(totem - kutsal hayvan), gnah deyip, yasak deyip, bu duyguyu bastrr; ahlk
deyip, aile deyip kurallar ve messeseler icadeder.
Freudun btn dvlarnda olduu gibi, sihirbazlk ve arlatanlk burada had safhaya
kmtr. Yni insanolu, balangta ve gnmzde, kendisine (totem) tyin etmemi
olsayd, ilkel ve tabi kalm olsayd, ne iyi olurdu(!).
Bazlar kar, bizi aptal yerine koyarcasna, evet Freudun byle dndn, ama
bunu ilm bir tesbit olarak dndn, ahlk bir sonu dourmay kasdetmediini
sylerler. Bylelerine inanmaynz! Bizim, onlarn birinci snf ebleh deillerse, su ka-
tlmam birer ensest maduru olduklarna inanmaya hakkmz olduu iin.. nk
Freud akca yle der:
- Bir ocuk kendisine nesne seerken, daim anasnn yahut bacsnn imajnn etkisi al-
tndadr; fakat (ensest) yasa yznden ocukluk hayatnn bu iki sevgili kiiliine kar
olan bu tercihi yn deitirir ve onlarn imajn yabanc nesnelerde bulmay baarr.
Hatt, Freuda gre, bu o kadar gl bir imajdr ki, ocukluk devresiyle snrl kalma-
yp, yetikinlerin de deta btn ruh hayatna hkmeder. Neredeyse bu onlarda uural-
tna aid bir (nevroz-taknt) hlindedir; Kzn babasna veya olann anasna kar
duyduu cins alka (nevroz)un merkez dmdr der yazarmz. nsan, din ve ahlk
yasaklamalar yznden bu takntsndan kurtulmak ihtiyac duyarsa da, btn rya-
larnda yine onu grr, btn hastalklarnda yine onu duyar, btn hasretlerinin ve-
rsnda yine o vardr. nsan ruhunda bu kadar gl(!) ve bu kadar merkez(!) olan
bu sapk igdy bastrma duygusuna da, eskiden (totem) denirdi, bugn (din) de-
niliyor!
(Gnlda Mustafa Saka, Furkan dergisinde 2008 ylnda yaynlanan bir incelemesinde,
Freudu anlayn Avrupann ahlk yaps zerindeki korkun tesirine dair arpc r-
nekler vermitir. Bu psikanaliz, tedavi etmek, hele aratrmak deil, yalnz hasta
etmek, ruhlar zehirlemek maksadna hizmet etmektedir! )
AKDEMYA
158
DP KOMPLEKS
Burada bir parantez ap, Freudun insan psikolojisinin temeline koyduu DP
KOMPLEKSnden ksaca bahsetmekte yarar var. (dipus) bir eski Yunan masal olup,
Sofoklesin tracedyas ile edebiyat tarihine mledilmitir. Freudun, btn eski Yunan
efsane ve masallar arasndan, ne (Odise) destann, ne Eziodesin (Teogonya)sn, ne
Ezop masallarn, ne Eflatunun (Atlantis)ini; ama ille de (dipus) masaln cmbzla
ekip almas ve bunu insan psikolojisinin temel dm olarak ortaya koymas, hay-
retliktir. nsan ister istemez dnr: Acab Freudun btn eski Yunan masallarndan
en ok (dipus) masaln beenmesindeki gizli messirler nelerdir?
Sofoklesin anlattna gre (dipus), khinlerin, senin doacak olan olun senin kaa-
tilin olacak diye uyardklar bir Yunan kralnn oludur. Doar domaz da ldrlmesi
iin kraln celltlarna verilir. Fakat celltlar zavall bebee kyamaz, onu bir da bana
brakr ve ldrdklerini sylerler.
(dipus)u bir oban bulup bytr. (dipus) gerek anne ve babasnn o oban ile
onun kars olduunu sanr. Ancak bir gn ona da, babasn ldrmesinin ve annesiyle
evlenmesinin bir lnet gibi yakasna yapaca haberi ular. (dipus), bu haberin
dehetinden uyuyamaz, areyi evi terketmekte bulur, bylece babasn ldrmekten ve
annesiyle evlenmekten kurtulacaktr!
Yolda bandan macerlar geer. Birinde, zerine gelen bir at arabasnn srcs ve
yolcusuyla kavgaya tutuur, yolcuyu istemeden ldrr. Ve yoluna devam eder. Bir
ehre gelir ki, orada kraln lmne yas tutulmakta ve kralieyle evlenip lkeyi yne-
tecek biri aranmaktadr. Kahramanl sayesinde (dipus) kralieyle evlenir ve o ehrin
yeni kral olur.
Derken ehri bir lnet iklimi sarar. Btn tabiat lleir, insanlar ksrlar. Bunun sebe-
bini anlamak iin khine gidilir. Ve gerekler skn eder: (dipus)un yolda ldrd
adam, yerine getii kral ve z babasdr; kocas olduu kralie ise, z anas...
Bunu duyunca kralie derhal intihar eder. Ama (dipus) intihar bile edemez; alamak-
tan kr olmu bir hlde, urad lnetin dehetinden kendini bilmez olmu, tcn ve
tahtn terkedip, dalara vurmutur.
te, Freuda evreka-buldum! ln attran Sofoklesin tracedyas budur. Esasen
Musa Peygamberin kssasn hatrlatr. Bilindii gibi firavun, doan ocuklardan biri-
nin kendi kaatili olacan ve kendi yerine geeceini renince, doan btn ocuklarn
ldrlmesini emreder. Musa Peygamber, lah yardm eseri bu katliamdan kurtulup,
firavunun saraynda byr; ve bir gn, gerek anne ve babasnn, firavun ile onun ei
olmadn renir...
Fakat Freudta iin iine biraz eski Yunan tracedyalarnn kokusu karm ve i bsb-
tn baka bir hl alm gibidir. Dahas, bu tema, eski Yunan esatiri iinde sadece (di-
pus) masalnda deil, birok efsane ve masalda tekrar tekrar ilenmitir. Bata (Zeus)
olmak zere, (Paris), (Odiseus), (Teseus) hep bu ekilde, khinlerin haberleri zerine
doar domaz ldrlmek istenmi, ama mucize eseri lmden kurtulmu, baka ebe-
veynlerce bytlmlerdir. (dipus) ise dierlerinden bir nebze farkl olarak, bilme-
den babasn ldrr ve anasyla evlenir.
Totem ve Tabu Hakknda
159
Sofokles, bu olaanst tracedyasnda, ne yaplsa, edilse kaderden kalamayaca
fikrini ilerken, bir taraftan da bir byk muztaribin dnya ilesinin ite byle lnetli
ve dehetli hdiselerle rldn anlatr. Bir byk entellektel ztrab resmi vardr
bu tracedyada; ve tracedya zaten budur..
Ne var ki, Freud, kadere dair mny anlamak istemez ve entellektel mny istese de
anlamaz: Derhal bu hikyenin zerine abanr ve onu (dipus)tan alp btn insanla
yayverir. Artk Sofoklesin tracedyas, o gnedek okunduu gibi dipusun Lneti
olmaktan kar, insan psikolojisinin temel ta, merkez dm, dip Kompleksi
hline gelir.
Freudun psikanaliz - ruh incelemesi adn verdii disipline gre, btn erkekler (di-
pus) gibi babasn ldrmek ve anasyla evlenmek ilclarna sahibtirler; kzlar da
bunun tersi... Btn davranlarmzn, skntlarmzn, arzularmzn temelinde bu ilc
- itepi vardr! nsan genellikle bunu farknda olmadan ve mbhem korku eklinde
yaar; ve bu korkudan kurtulmak iin, din gibi, ahlk gibi messeseler icdeder!
Sofoklesin tracedyasnn, Freudta bir yahudi ideolojisine dntn grrsnz.
Yahudilerin kendi aralarnda, stelik kutsal kitablarndan beslenerek bu gibi lnetli iliki
ve duygularn yaygn olduunu iitenler, Freudun bu lneti btn insanla mletmee
almasn anlayacaklardr. Herhalde Sofokles buna ahid olsayd, nce kendisi intihar
ederdi!
TABU VE LBDO
kinci olarak TABU kavramn ele alr ruh doktorumuz. Okyanusya yerlilerinin, Poli-
nezya kabilelerinin dilinden alnmtr bu kelime. Freud, bu kelimenin dnya dillerinde
bir karl olmadn, ama kutsal korku diye anlalabileceini syler.
Aslnda korku buraya fazladan sokuturulmu gibidir: Polinezyallar, eer Freudun
dedii gibi, alelde, basit ey mnsna (noa)nn kart olarak (tabu) diyorlarsa, o
takdirde kutsal demek yeterlidir. (Tabu), bu ilkel insanlarn dilinde taplan eydir.
Gnmzde ise korunmas gereken, saklanmas gereken, dokunulmamas gereken
mnsnda kullanlr. Bu mevzu Freud iin bir (tabu) idi deriz. Dokunulmaz anlam
vardr burada. Ama illki ardnda byk bir korku aramak gerekmez; byk bir sayg
da bulunabilir!
Oysa Freud bu kavramlar dikkatsizce kullanmaz. Son derece sinsi bir belgat gerei
alr ve iler:
- Tpk ilkellerin kendi boy ve toplumlarna mahsus (tabu)lara ba emeleri gibi, kendi
kendine birtakm kat (tabu) yasaklar icdeden kimseler olduunu psikanalizciler bilir.
Eer bunlara itaat nevrozlular demee alm olmasaydk, tabu hastas demek ok
yerinde olurdu.
Yni (tabu), yni bir eylere inanmak ve tapmak, Freuda gre, kurtulunmas gereken
bir hastalktr. Ruh doktorumuz, (totem) amzda bizlerin, az-ok sebebi ve mant
olan, tabiat kuvvetlerine karlk gelen korkularla; (tabu) devremizde ise btnyle
mantksz ve sebebsiz, deta kendi kendimize uydurduumuz korkular ve yasaklarla
kuatldmz haber verir. te din ve ahlkn temelinde bu korkutulmuluk, bu (ob-
session-saplant) ve (nevroz-asabiyet) hli vardr!
AKDEMYA
160
Ksacas Freud, din yoktur, put vardr, kanaatini tar. Put ise, yasaklanm cins
drtlerin yerine geen her trl inan ve kuraldr. Ruh doktorumuz, btn arzular-
mzn temelinde (libido - cins arzu)muzun yattn dnr. Bu o kadar kuvvetli bir
arzudur ki, deta insanlk tarihi onu bastrmaya ve yasaklamaya almann tarihi ol-
mutur. (Onbinlerce yllk tarihi boyunca eyini bastrmaktan baka bir gailesi olma-
m u Freud insan ne acaiptir!)
Dikkat edilirse, burada put, yni din, arz bir durumdur. Aslolan LBDOdur. (Li-
bido) ferdniyetimizin t kendisidir. Halbuki insan, ferdniyetini bastrc ve yasaklayc
sosyalliinin putlar tarafndan gemlenmi ve dizginlenmi, yni tarihi boyunca ken-
disinden kam ve dine snmtr!
Mmfih, insann bylesi korkulara niin sahib olduu, hele bylesi gl bir insiyak
(igd) tarafndan srekli tciz edilirken, onu niin bastrmak ve susturmak istedii,
Freudun cevabn aramad bir sorudur. Ama bu sorunun cevab aranmad takdirde,
bu mesele gerekten konuulabilir mi? te Freudun belgatilii tam bu noktada dev-
reye girer. O, bu meselenin gerekten halledilmesini deil, sadece bu meselenin konu-
ulmasn ister. deta hastal tedavi etmek deil, onu yaygnlatrmak isteidir bu.
Freud kadar mantkl olmak isteyen bir bakas, Afrikada ve Avustralyada ilkel kabi-
lelerin hrszl yasaklamalarn ne karabilir ve ilkel insanlarn hrszlk korkusu
ve taknts diye bir teori retebilirdi; hatt getirdii rneklerle iddiasn destekler, in-
sann temel igdsnn hrszlk olduunu iln edebilirdi. Btn dinler ve ahlklar,
hrszlk igdsn bastrma isteinden domutur! Geri bu takdirde Freudun yzne
bir ayna tutmu olur ve ilm deer bakmndan hi de ondan aa kalmazd; ama asl
meram din ve ahlka kar mcadele vermek oldu mu, o zaman Freudun eline su bile
dkemezdi. nk insanl hrszla, bu el dememi ferdniyetine davet ederek,
sadece gln olurdu. Oysa (libido)dan, (ensest)den -davet bile deil- sadece bah-
setmek, hereyi halletmee yeterdi. Tabir belki tam olmayacak ama, yaklak olarak;
eein aklna karpuz kabuunu drdn m mesele tamamdr!
DNLER VE CNLER
Batl yazar-izer takmnn genel kabulne gre, insanlk tarihi oktanrlktan tektan-
rla ve oradan da tanrszla doru tabi bir tekml hlindedir. Freud bu kabul, in-
sanlk tarihi balca byk fikir-inan sistemi meydana getirmitir, diye erheder.
Bunlar Animizm a, Dinler a ve lim a eklinde ifade edilebilir. (Ani-
mizm), ilkel insann, var olan her eyin bir ruhu olduuna ve ruhun da lmsz oldu-
una dair inancdr. Hlen ilkel kavimlerde bu inan kendisini gsterir. nsan,
medeniyet basamana henz admn atmam, tabiatn koynunda tabi bir hlde ya-
amaktadr. Hayatn, iyi ve kt ruhlarn mcadelesi olduuna inanr. Freuda gre,
btn efsaneler ve esatir (mitolocya), bu Animizm ann hatrlarndan domutur.
Ve (evolution-tekml) denilen o tanrlar tanrs, o insana ve kinata penesini geir-
mi varlk, animizmden efsaneleri, efsanelerden de dinleri yaratr. (Veya zek mdr
o tanrnn ad, bilinmez!.)
slma gre, tarih byle dz mantk hesabyla hareket etmez. BDAnn hkmyle;
LK DORU LK NSANLA VARDI VE LK NSAN, LK PEYGAMBERD n-
sanlk tarihi, doru ve yanln, ilkel insanlarn dedii gibi, iyi ve kt ruhlarn mca-
Totem ve Tabu Hakknda
161
delesinin tarihidir. Dolaysiyle, tarihte hibir zaman iyi ve dorunun bulunmad, bunu
bulmaya ancak ilim anda -veya ad her neyse, Bat medeniyetinde- yaklald ka-
bulne dayanan tekmlc grler, doru deildir. yle ya, koskoca Animizm a
yanl, Dinler a ondan daha yanl ise, insanlk tarihi doruyu bulamamacasna
aramann, yahud -Bat medeniyeti domadan nce- doru diye bir eye hi ahid ol-
mamann tarihidir!
Bat adam bu mevzuda kendisiyle elimektedir. Mesel Freud, tarihte cinlere inan-
mayan hibir topluluk grmediini sylerken, cinlere inanmann gereini mi tler,
yoksa cinlere inanmamay gerektiren lim ann ilk doruyu temsil ettiini mi
belirtir?
u var ki, Freudun esatiri cinlerle ilikilendirmek istemesine hak vermek gerekir. Bi-
lindii gibi, slmiyetin ilk yllarnda, Cahiliyye Arablarnn putlarnn cinlerle irtibatl
olduu ve putlar krlnca iinden cinler kt anlalmtr. Yine iir sanatnda pek
ileri olduu bilinen Cahiliyye Arablarnn, cinlerle irtibat kurduklar ve iirlerinin il-
hamn onlardan aldklar, onlar el-hall-dost kabul edip beer isimler verdikleri sy-
lenmektedir.
Eski Yunanda da bunun rnekleri vardr; mesel Eziodes kendisine (demon-cin)lerin
ilham verdiini belirtir ve belki Omerosun (mz-peri)leri de bu mnda grlebilir.
Allah Resulnn nbvvetinden evvel, cinlerin meleklerden haber aldklar bildiril-
mitir. Sebe Suresinde ise, insanlara ve cinlere hkm yrten Sleyman Peygam-
berin vefatndan sonra kavminin 12 ksma ayrld, 11inin saptt ve hirette
meleklerin, insanlardan bazlarnn cinlere taptklarna ahidlik edecekleri beyn edil-
mektedir.
Geri Freud meseleyi ok s bir seviyede ele alr. O cinlerle ruhlar birbirine ka-
rtrr ve cinlerin insanlara musallat olmas karsnda, ilkel insanlarn by ve dua
gibi teknikler gelitirdiini, bylece ruhlar yattrp onlara yinler dzenlemeyi ve kur-
banlar sunmay rendiini savunur. Dinleri, cinlerin tasallutu sayesinde domu gr-
d ve Allah, Peygamber ve melek gibi kavramlar bu uurda kurban ettii aktr.
Neticede, onun cinlere bu derece olaanst vasflar yklemesinin altnda ilim adam-
l olmayp, sadece yahudi tyneti bulunduu iin, bunda bir beis yoktur: Freud
cinleri ilmiyle bulduu iin deil, yahudilikte yeri olduu iin benimser. Tpk (ensest)
mevzuunu olduu gibi!..
AKDEMYA
162
AYDINLAR AYDINI TARTIIRKEN
Bu lkede aydnlarn en ok tartt meselelerden birisi de bizzat aydn kavramdr.
Nasl ki, airin bol ve iirin kalite plnnda kt olduu her vasatta bol bol iire dair tar-
tmalar yaplrsa, dnce imlinin fakir olduu muhitlerde de, aydn nedir, nasl ol-
maldr, yeri ve deeri nedir eklinde, dner dolar ve ayn ritellerle benzer eyleri
tartr dururlar.
iire dair ii bo teori ve kuru grltlerin btn bir edebiyat lemini sard devirde
Yahya Kemlin gr olduka sde ve mkemmeldir:
- Bir naa nasl yava yava solar, rr, lme lme olur, bir kemik erevesi kalrsa Trk
iirinin de yle, nce ruhu ekildi, sonra yava yava lisn rd, vezni bozuldu, ahengi
etrefilleti. Nihayet kuru bir iskeleti kald. Senelerdir en usta sanatkrlar bu iskeleti di-
riltemiyor. nkraz devirlerinin balca frikasdr, bir edebiyat lrse lgat, vezin, sarf,
nahiv hevesleri ortal sarar, edeb nazariyeler kaynar, yenilik bir iptil olur, RN
KEND LR BNLERCE AR RER; tpk bir naa, ruhu olduu zaman bir v-
ctken, rdkten sonra bir kurt maheri kesildii gibi! [1]
Bu parargrafn ikinci ksmn alalm ve aydn-dnce ilikisine evirelim:
nkraz devirlerinin balca frikasdr, DNCE lrse uyduruka, tercmecilik, kay-
naklk, aykr grnme hevesleri ortal sarar, ilesi ekilmemi nazariyeler kaynar,
yenilik bir ibtil olur, FKRN KEND LR BNLERCE ENTEL RER; tpk bir naa,
ruhu olduu zaman bir vctken, rdkten sonra bir kurt maheri kesildii gibi!
Elbette airlerin iir zerinde konuup tartmas ne kadar tabi ve hatt olmas gereken
noktasnda zaruretse, aydnlar da ayn ekilde aydn kavramn sorgulayacak, onun et-
rnek Aydn Modeline Dair
Bir Pencere Ama Denemesi
Hakan Yaman
1 Yahya Keml Beyatl, Edebiyata Dir, 3. Basm, stanbul Fetih Cemiyeti Yaynlar, stanbul 1990, s. 51.
rnek Aydn Modeline Dair Bir Pencere Ama Denemesi
163
rafnda kendilerine bir yol haritas karp, yeni ufuklar kefedecek Ama iir yok ve
air oksa, yanl bir eyler var demektir; fikir yok ve aydn oksa, durum daha vahim,
daha korkuntur.
ASIL MESELE AHSYET ZAFYET
stad Necib Fazln aydn yokluuna dair kaleme ald bir beyit:
Yarm aydnlar vard, eskiden, seyrek seyrek;
imdi il yavrular, her eyrekte bir eyrek [2]
Fakat bugnk yokluun asl kabahati, dnkleri mumla aratanlardan ziyade, bir trl
ekollemi bir dnce mektebinin temelini atamayan ve bu topraklarda her trl yerli
ve yabanc ham maddeyi verime dntrecek fikir fabrikasnn tezghn kuramayan,
byle bir ap ve kaygs olmayan dnk yarm ve eyreklerdedir.
te bu noktada Necib Fazla rahmet dilemek her namuslu aydnn boyun borcudur.
Bir gn bu lkede gerek bir dnce tarihi yazlacaksa, k noktas muhakkak Necib
Fazl ve BYK DOU olacaktr. O, mtefekkir yetitiren mtefekkir vasfnn hem
ifdecisi, hem de ahsyla isbats olan BRi bulmu ve o BRin ellerinde ekillenen
dnya apnda bir diyalektie nclk etmitir. Bunun yannda Trkiyede ada D-
nce Tarihini yazan bazlar (aslnda yazdklar Batnn artklarn toplama tarihidir.)
Necib Fazla bakmamakta srar ettikleri iin, bilgi malzemesiyle dolu bir kafa tama-
larna ramen mnevver mektebinin bir st snfna atlayamamtr.
Tanzimattan bugne Trk aydnnn temel zafiyeti hibir meseleyi btnyle kucakla-
yamamas ve sonuna kadar gtrememesidir. Gerek aydn, en barmaz tezatlar ara-
snda bile k noktasn yitirmez ve deerler anarisine kaplmaz. Trk aydn ise en
basit bedahetlerden bile kaos kartmann ve kavram kargaal retmenin ba camba-
zdr. Bu sebebtendir ki, halkmzn his plnnda da olsa baz meseleleri alglay ekse-
riyetle aydnlarn nnde gelir.
Trk aydn bir elikiler yumadr. Ama hibiri bu elikileri son tecride kadar kova-
lamaya cesaret edemez, g yetiremez. Bunun balca sebeblerinden birisi; malzeme
ktlndan ziyade ahlk zafiyetidir.
Trk aydnndaki ahsiyet zafiyetinin balca sebeblerinden birisi, arasna szan Yahudi
ve dnmelerin karakter zelliinden psikolojisini koruyamamasdr. Bundan dolaydr
ki meselelere Trk solu Yahudi, Trk sa ise daha ziyade dnme-avdet psikolojisiyle
yaklar. Bu tesbitimiz asla toptanc bir mahkm edi deil, aksi rneklerin varln ba-
tan kabul eden, tamamen sezi plnnda kvamn bulmu umum bir karakter rnek-
lendirmesidir.
Yahudi psikolojisinin bariz vasf, Necib Fazln srarla vurgulad, mukaddesat yk-
cl eklinde beliren, her trl birlik ifdesini bozucu (defetist) kafa yapsdr. [3] Bu ru-
hiyat solcu aydnlarmzda ylesine belirgindir ki, brakn meseleleri btnletirip sistem
2 Necib Fazl, fke ve Hiciv, Byk Dou Yaynlar, stanbul 1988, s. 165.
3 Necib Fazl, Yahudilik-Masonluk-Dnmelik, Byk Dou Yaynlar, stanbul 2006, s. 42-43.
AKDEMYA
164
apnda ifdeye brndrme kaygsn, kendi btlnda dahi birlik ifdesinden uzak ve
kendi i btnlne tahammlszdr.
Trk sa ise bir nevi dnme psikolojisiyle hep olmad mnnn peinde komu ve
inanmad, zmsemedii, asliyetiyle benimsemedii itikadlarn ekilde bals gr-
nerek kitlelerin gvenini kazanma hamaratl ile mr tketmitir.
Meseleleri bir btne nisbetle kavramann ve belli bir iman merkezi etrafnda muhasebe
etmenin yolunu aan ve hem ahs ve hem eseriyle gerek aydnlanmay misllendiren
Byk Dou Mimar Necib Fazl, bylelerini u beyitin dairesi iine alr:
Ne itir, yar iman, yar inkr giderler;
Gnee var derler de na yok derler!.. [4]
Bir parann iki yznn birbirini tamamlamas gibi, BYK DOUnun niini ze-
rinde derinleerek slmc aydnlanma ann merkezindeki dier ahsiyet olarak hey-
kelleen ve Necib Fazln mnsn btnleyen BDA Mimar Salih Mirzabeyolu ise,
Kayan Yldz Srrnn 4. basmna ilve ettii iirlerden birisinde, ayn ztrab u drt-
le dker:
Gz nnde taze sr
Gn gnden daha bayat
drak cce dil ksr
Kimin neyine hayat [5]
Henz idraklerin tam ccelemedii ve dilin bu kadar ksrlamad gnlerde bile slm,
btn saffet ve asliyetiyle gz nnde taze sr olarak anlalmay bekliyor; belli bir kl-
tr ve slb temeli olan aydnlar bile bu bell ie soyunmak yerine, yar iman, yar
inkr gitmeyi; gnee var deyip, na yok demeyi tercih ediyordu. Kimler mi bunlar?
Tanpnardan Peyami Safaya, Kemal Tahirden Yahya Kemle, Cemil Meriten
dris Kkmere kadar hepsini bu dairenin iine alabilirsiniz. Ho, bugn brakn
onlar kadar olmay, onlarn yanna yaklaacak kalitede adam kald m derseniz, cevab-
mz kocaman bir HAYIR olacaktr. BDA Mimarnn ifadesiyle; Gn gnden daha
bayat
Aydn, ya bir imnn, ya bir inkrn belli bir kltr temelindeki grntsdr. Bizimkiler
ise ne tam bir imnn, ne de samimi bir inkrn sesi olabildi. Ayaklarn dayadklar kl-
tr zemini ise her gn biraz daha atrdaya atrdaya tkeniin son noktasna doru g-
mektedir. Artk bu topraklarda Batl-Batc bir aydnlanmann lf bile edilemez.
AYDINLANMA AINA DORU
Bat aydnlanmaclnn temeli Rnesans-Uyan devirlerinde atlmtr. stad Necib
Fazl bu devirleri akln kiliseden intikam diye formllendirir. Abeslere boulan ve
4 Necib Fazl, fke ve Hiciv, s. 150.
5 Salih Mirzabeyolu, Kayan Yldz Srr -h Eserheser-, 4. Basm, BDA Yaynlar, stanbul 1996, s. 180.
rnek Aydn Modeline Dair Bir Pencere Ama Denemesi
165
akla hibir istikbal tanmayan kilise ile varolu hakkn isteyen akln yzyllar boyu sren
savanda, akl cebhesinin en nemli silahn hep TENKD oluturmutur.
Bu tenkid uuru sayesinde Batda byk bir dnce gelenei olumu, en nemli
fikir ve sanat adamlar hep bu zemin zerinde filizlenmitir. Bu zemin son krntlarn
20. yzyln son eyreine kadar beslemi, Jean-Paul Sartrela birlikte de son orijinal
numunesini alp gtrm ve devrini tamamlamtr.
Artk Bat, fikirde bir hazr yiyicidir; bizim kaba softa-ham yobaz devirlerimizdeki
gibi, retiminde hibir hisse sahibi olmad fikirlerin artklaryla beslenir. Bugn Batda
dnce ve sanat adna sistemli bir ekole damgasn vuracak brakn telifi bir kafay,
usta bir kopist bile yoktur. Gnmz Bat adam zaman, varolu, sonsuzluk, kader gibi
muammalarla; emek, sermaye, retim, paylam, hrriyet, adalet gibi kavramlarn iini
kitablk apta izahlarla doldurmak yerine, neredeyse en byk mesele olarak ecinsel-
liin doutan m, yoksa sonradan m olduunu konuur olmu, btn entellektel
cehdini i...lie odaklandrmtr.
Batda Sartrela birlikte bir devir kapanrken (ki Sartre hibir vakit ne felsefede Berg-
sonla, ne de romanda Proustla mukayese edilebilir; fakat kendisinden evvelkilere nis-
betle boyu ne olursa olsun, ana damga vuran ekollemi bir dnce mektebinin
srkleyici sesidir), ayn yllarda ideolocya ufuklarn kuatan BYK DOU aydnl
BDA bnyesini mayalandryordu. Bat aydnlanmacl son gerek aydnyla birlikte
devrini tamamlarken, Dounun uyan z cevherine kavumutur. Bundan sonra ne
olacaksa bu cevherin etrafnda ekillenecek ve byyecektir.
Bat aydnlanmacl akln uyanyd. Bu uyan, yzlerce ihtill ve sava ve milyonlarca
insann lm pahasna bile olsa nihayete erdi. BDA cevheri etrafndaki BYK
DOU aydnlanmacl ise, sadece akln deil, aklla birlikte akn, ahlkn ve bunlarn
btn hlinde imann uyana ermesidir ve elbette urunda ok daha yksek bedeller
demeye deer.
Tahminimiz odur ki, bu aydnlanma andan nasiblenmek ve bu uyanta hisse sahibi
olmak isteyen gen mnevverlerin en byk silah, bir iman mihrak ve ak ahlk etra-
fnda sistemli bir eletiri gelenei kurmak ve bu gelenei yaatmak olacaktr, olmaldr.
Israrla ve srarla vurgulamak borcundayz ki, bu toplumun aydnlar yemeyecek, ime-
yecek, nce soru sormasn renecek!.. Doru zamanda doru sorular sormayanlar,
doru cevab alamaz. Aydn soru sormasn bilendir. Topluma, tarihe, Douya, Batya,
sanata, hayata, dair iyi, doru, gzel, faydal vasflaryla uura empoze edilen ne kadar
deer ve alkanlk varsa hepsini sistemli bir tenkid szgecinden geirmeden aydn ol-
mann asgar artlarna eriilemez.
Pein kabul gerektiren imann temel esaslarndan bahsetmiyoruz. Teklifin akla olduu
insana ve topluma ait hibir meselede bizim aydnmz hazrlop kabullere iltifat etme-
yecek, hibir soruyu sormaktan korkmayacak, akl ve ilm verilerle tahkiki mmkn
olan her bilmeceyi kurcalayacak, eletirecek, hesablayacaktr.
Tenkid bir nevi OLANIN, OLMASI GEREKENLE MUKAYESESDR. Ne ac ki, ol-
mas gereken yerine menf bir dnya grn koyan ztlarmz arasnda bile tutarl
bir tenkid gelenei yok. Oysa tarihinin hibir dneminde, hibir neslin ihtiya duyma-
AKDEMYA
166
d kadar tenkide ihtiyacmz var bizim!.. Aydnlanma ann kapsnda hereyin BZ-
CESN gstermekle, isbatlamakla mkellefiz.
Bunun iin Andre Gideden alt izilen husus: Kelime fikrin nne gememeli. Bunun
tabi neticesi u: Anlamadn fikirlerin, hissetmediin duygularn cakasn satma!.. Ve
bu, u demektir: Anla, hisset, yaa ve ifade et!.. Yni telkinle aldn tahkikle bul!
Demek ki, teorinin salaml pratiin iinde test edilecek ve pratikten kaplan pay tekrar
teoriye katlacak ve onu daha canl bir pratik takib edecek, dairev bir akta olu ger-
ekleecek, aydnlanma andan i ve eserle pay alnacaktr.
Aydn, elikilerin zerine gitmekten korkmaz. Daha ilk dnem Byk Doularda,
Kasm 1943 tarihli erevelerden birinde stad Necib Fazln zift yrekliler diye
bir tabiri vardr. Kimdir bunlar? stada gre Trkiyenin i hali zerinde muztarib ve
samimi TENKD ILIKLARI KOPARANLARI vatan ve milleti kk drmek ifti-
rasna uratanlardr. [6]
Aradan 60 yl getii hlde Trksyle, sentezcisiyle, holding slmcsyla, oy ticareti
yapan sr mal tarikatsyla, bunlar hl ayn zift yreklilerdir. Trkiyenin i hali ze-
rinde muztarib ve samimi tenkid lklar koparanlar vatan ve milleti kk drmekle
sularlar.
Bizim aydnlanmacmza den bor ise sorgulamak, elikilerin zerine gitmektir. Ken-
dimizi, ailemizi, evremizi, tarihimizi, corafyamz, sanatmz, edebiyatmz, kelime-
lerimizi, yllarn alkanl ile tereddt etmeksizin iyi, doru, gzel, faydal diye
damgaladmz deerleri eletirmekten, samimi ve muztarib tenkid lklar kopar-
maktan korkmayacaz.
Cemaatlerin, tarikatlerin, dini btn partilerin yaynlarna bir bakn! Yolumuzu ay-
dnlatan bir satr eletiriye rastlayamazsnz. Bunlarn genel mant udur: Ben seni
grmeyeyim, sen de beni... Bu krlasca kafa yaps, aydnlanmamzn nndeki en
byk beldr!..
nk hayat boluk kabul etmez. Ciddi ve sistemli bir tenkid geleneinin boluunu
dedikodu ve amur atma alkanl doldurur. Ky ve kelerde birbirini ekitirir, bun-
lar namaz klarken ayaklarn ok ayor, onlar da dua ederken ellerini bititiriyor gibi
kendilerini hi ilgilendirmeyen, tamamen fetva makamlarnn muhatab olduu mese-
lelere burunlarn sokarlar. Sen inandn, gvendiin fetvaya uy; brak dieri ne yaparsa
yapsn. Konuacaksan akl ve ilm verilerle tahkiki mmkn insan ve toplum meselele-
rine dair gr beyan et; dier ileri ehline brak, ayaa drme!..
Aydn, gndemini doru seendir. Bunun iin tutarl ve samimi bir eletiri gelenei art-
tr. lkemizde rneklerini bolca grdmz cemaat ve tarikat mant ile aydnlanl-
maz, aydn olunmaz. Burada itham edilen, bu kavramlarn Z deil, gnmzdeki
yap ve ileyitir.
Aydn, ayn zamanda, kafasnda bilmeceye dnen fikr, edeb, siyas ve sosyal eli-
kileri tarih ak ierisinde takib edebilecek asgar donanma, usl bilgisine sahib olma-
6 Necib Fazl, ereve-II, Byk Dou Yaynlar, stanbul 1990, s. 19, vurgular bize it.
rnek Aydn Modeline Dair Bir Pencere Ama Denemesi
167
ldr. Tarih ne bbrlenme, ne kfr ve aalama arenasdr. Bugn bize, ne atalarmzn
kahramanlklar fayda verir, ne de onlarn yanllarna sverek paryalktan kurtulabiliriz.
Tarih, nmze ylan meselelerin KKLERNE inebilmek iin hlihazrdaki insan
uuruyla muhasebe edilmesi gereken bir ibretler levhasdr. Bu sebebtendir ki, soru
sormadan, meselelerin zm ekirdeklerini aramadan, sr psikolojisiyle tarihe yana-
lmaz. Bugn sa ve sol zihniyetlerin birinde vg, dierinde svg tavryla tecelli eden
tarih alkas meselelerin zm ekirdeklerini buldurucu olmaktan ziyade ldrcdr.
mar ettii dnceyle tarihimizde bal bana bir devrim olan Necib Fazl henz
gerek Trk tarihi yazlmamtr diyor. nanyoruz ki, BDAc aydnlanma a gerek
Trk tarihisini de douracaktr.
Shhatli bir tenkidin en nemli vasf SECLK ve ELEYCLKTR. Bunlar aydn
olmann da temel dinamikleri arasndadr. Seici ve eleyici olmak deyince, elbette ilk
nce aklmza stad ve BDA Mimar geliyor. stad Necib Fazl, aleldeye taham-
mlsz bir fevkaldedir. Dou ve Baty szgeten geirip kkl bir muhasebe yaparken
alelde anlaylara zerre kadar prim vermemi, misllerini dikkate yan bir keyfiyet tes-
bit ettii entellektel muharrirlerden szmtr. Onun, fikirde, ucuz hayranlk ve an-
laysz dostluktansa, bili ve bildiri kalitesine sahib haysiyetli dmanl tercih ettii
malmdur. Domuzuna katolik diye damgalad (Fransua Moryak) ve yine (Andrea
Morua), Fransada entellektellerin entellekteli diye anlan (Suares), slma ilgisi ve
Tasavvuf zerine tetkiklerinden bildiimiz (Masinyon) gibi aydnlar, Necib Fazln
yakndan takib ettii Batl entellektel ve sanatkr rneklerinden sadece birkadr.
Ama mesel Trk dostluu ve Osmanl hayranl ile tannan (Piyer Loti)yi okumakla
birlikte eserine ehemmiyet vermez ve bylesi ucuz hayranlklardan Dou-Bat muha-
sebesine dair ipucu devirmeye yanamaz. His plnndaki yaknlktansa fikre dayal ay-
krlklar daha anlamldr. Aydnlanma a bu zeminde ykselecektir.
Ayn ekilde BDA Mimarnn seici ve eleyici vasflar sayesinde, mesel bugn GOG
gibi bir eser ve yine Tarkowski gibi bir ynetmen gndemimize oturmutur.
BDA Mimar Salih Mirzabeyolu DAMLAYA DAMLAYA isimli eserinde kemmiyete
kurban giden keyfiyetten bahseder ve bu arada Trk soluna da bir gnderme yapar: Key-
fiyetinden habersiz olduklar tercme eserlerin kemmiyet zenginlii ile kof emniyete, re-
havete kaplp, meselelere burun ucuyla bakyorlar, melinde... Ve onlarn anlamaya
yanamad tercme kalabalna mukabil, aramak icab etmeyen eyleri dahi aradn
belirtir. te fikir ve sanat plnndaki verimlerini AKADEMK apta ortaya koymas ge-
reken aydnlarn grmek zorunda olduu incelik... stelik sadece keyfiyet ifadecisi tes-
bitler yetmiyor. Bu tesbitleri kemmiyet zenginlii iinde sergilemek, tenkid uurunun
seici ve eleyici vasflaryla kaynak taramak, bulduk sandmz her eyi yeni batan ara-
mak... Her hlde keyfiyetin hakikati bu noktada grnr ve shhati buradan tayin edilir.
Ksacas, almak, almak, daha ok almak; Klliyattan aldmz payla, insan ve
toplum meselelerinden birisine ynelmek; o saha zerindeki keiflerden topladmz
tesbit madenlerini tekrar Klliyatn ocanda piirmek; dnya grmz ile meseleler
arasnda srekli mekik dokumak... zetle; zenginleirken, zenginletirmek...
Aydnlanmann adresi BYK DOU-BDAdr. Gnmzde birou ticar bir mes-
sese hline gelen cemaat, tarikat ve parti yaplanmalaryla, bunlarn abi-karde iliki-
AKDEMYA
168
lerinden dervi(!) yetiir, mrid(!) yetiir, kahraman(!) yetiir, hizmet ehli yetiir, mu-
habbet fedaisi yetiir, ama aydn asla!.. nk aydn, fikirde kendi ayaklar zerinde du-
rabilmeli, hangi sofraya otursa oray zenginlii ile donatabilecek malzemeye sahib
olmal, kendisine has bir derleme, hazrlama, piirme ve datma metodu gelitirmeli
ve srtna vurduklar ucu-bucu etiketi olmadan da bir ey olabilmenin AHSYET
hamurunu tamaldr.
Aydnlanma amz balamtr ve artk fikirde klen, Bat; BYYEN, DOUdur.
Ve bu byyen Douyu temsil mevkiindeki tek mihrak BDA ve onun Mimardr. Her
biri ahsiyet aydnlar imecesi bu realite etrafnda boy veriyor, verecektir.
Gerisi fasa fiso!..
AYDININ SNMEYEN III: TENKD UURU
Aydn ve entellektel kavram etrafnda en ciddi incelemelerden birisi rahmetli Cemil
Merie aittir. Maaradakiler, amz aydnna ve onun buhranna tutulmu bir ayna
olma iddiasndadr. Meri hocaya gre entellektelin ayrc vasf: Tenkid. [7]
Cemil Meri, tenkidi, aydnn ayrc vasf olarak iaretlerken; tarihi Carlyle, onu, yni
dnp bir ey hakknda bir hkme varma melekesini insann snmeyen olarak
grr.
Gerekten de, dncenin douu tenkidin douuyla birlikte balar. yiyi ktden,
doruyu yanltan, gzeli irkinden, faydaly zararldan, nemliyi nemsizden ayrma-
nn bahis mevzuu edildii her yerde tenkid bir aba sz konusudur. Bu sebeble, BDA
Diyalektiini in eden Mtefekkir, srarla dnceye tenkid uurla yaklamaktan bah-
seder. Dnceye tenkid uurla yaklamak yahud yeni zaman ve meknlarda aslna
sadk slm tefekkrnn biricik misli BYK DOU-BDA; ayn eyler
Tenkid meselesini sadece kt, yanl ve irkinin eletirilmesinden ibaret sanmak eksik
bir kanaattir. BDA Mimarnn ifadesiyle tenkid uuru, her eyden nce malm-ken-
dinde obje mihrakndan bir ubeyi, onun ynn temsil eder; bir beliritir [8]
Salih Mirzabeyolu, tenkidi (tpk kelm gibi) bir beliri olarak vasflandryor.
Bu ynyle tenkidin dil hikmetiyle bitiik bir misyonu vardr. Hayvan, d lemin uyar-
malarna igd snrndaki uursuz bir tepkiyle cevab verirken; insan, dil sayesinde
arar, tarar, seer, gelitirir, zenginletirir, toplar, datr ve mleder. Zaten dil, DI LE-
MN UURUNA VARMAK DEMEKTR. [9] D lemin uuruna varmak Seici,
eleyici olmak Grlmesi gerekeni grmek mam- Rabban Hazretlerinin ifade-
siyle EN NEMLY EN NE ALMAK zetle: BYK DOU-BDA uurunu
kuanmak Meselelere bu diyalektikle sarkmak
Bir dilbilimcinin, tenkid uuru ile dilin yakn ilikisini anlamamz kolaylatracak nefis
mislleri vardr: Bir fare, deneme yanlma yolu ile labirentte yolunu bulmay renebilir,
7 Cemil Meri, Maaradakiler, 2. Basm, tken Yaynlar, stanbul 1980, s. 29.
8 Salih Mirzabeyolu, BDA Diyalektii Kurtulu Yolu-, 3. Basm, BDA Yaynlar, stanbul 1995, s. 201.
9 Salih Mirzabeyolu, Btn Fikrin Gereklilii ktidar-Siyaset-Hareket-, 2. Basm, BDA Yaynlar, stanbul 1990, s. 33.
rnek Aydn Modeline Dair Bir Pencere Ama Denemesi
169
ama bir haritay inceleyerek yolculuk plnlayamaz. Ayn ekilde, hayvanlar yemek, cin-
sellik veya tehlike iaret eden sesler karabilir ve alglayabilir. Ama bir hayvan, yemein
mahiyeti zerine dnp perhiz yapmann iyi bir fikir olabileceine karar veremez. [10]
Bir haritay inceleyip yolculuk plnladmz nda, tenkid bir aba zerindeyiz demektir
ve bu durum deneme-yanlma yoluyla labirentte akn akn dolaan fare kafal demo-
kratik zmc partililerle aramzdaki mesafenin ilndr. Ayrca, fikir ve sanatta yemein
mahiyeti zerine dnp perhiz yapmann iyi bir fikir olabileceine karar verdiimiz
nda, tenkid uurunu misllendirmi oluruz ve bu kaba softa-ham yobazn lm ilndr.
Kaba softa-ham yobaz, meselelerin mahiyeti zerinde dnemez. Reformcu ise de-
neme-yanlma metodu ile yolunu bulmaya alr; tenkidin olmazsa olmaz olan k
noktas ve deer llerinden mahrumdur. Kim ne derse desin; tenkid uuruyla me-
selelere sarkmay misllendiren ve bu noktada slmc tefekkrn zeminini kuran ve s-
lmc aksiyonun yolunu aan BYK DOU-BDAdr. Dierleri her n deien eya
ve hdiselerin labirentinde deneme-yanlma metoduyla yolunu aramaya dursun!..
Deer lleri olmadan tenkid olmaz. Trk fikir ve sanat hayatnda tutarl ve sistemli
bir tenkid gelenei yoktur; olmamtr. te ilk defa BYK DOU-BDA bunun ze-
minini kurdu. Zenginlemeye ve gelimeye ak temel prensibler etrafnda fikirden sa-
nata, felsefeden siyasete, tarihten topluma btn meselelerin tenkid uuruyla muhasebe
edilmesinin adresi, stad ve BDA Mimarnn yazdklardr.
BDA Mimarnn Marifetnamede altn izdii bir husus: Hkm verme, deer bime,
tartma, hep kanunlarn, llerin, miyarlarn varlna iarettir; mnekkidin bunlara ihti-
yac vardr, ak ve kesin olarak ifade etmek zorundadr [11]
Fikirden sanata, siyasetten felsefeye, tarihten edebiyata, fertten topluma ve beer plnda
aklnza gelebilecek her meseleye tenkid uuruyla yaklaan Salih Mirzabeyolu, bir
yandan hkm verip deer bierken, dier yandan da yapt iin kanunlarn, llerini
ve miyarlarn ortaya koymutur. Bu ller, bir fikir ve sanat sistemi vazetmek yerine,
bir ruh ve anlay sisteminin rndr. [12]
te yerinde dorular genelletiren ve kabuklatran yobazn tkendii ve bir k
noktasndan hareketle tenkid ettii meseleyi btn ihtimallere ak olarak inceleyip m-
nlandran ruh ve anlay sisteminin balad yer Yobazn meselelerin yerini ve de-
erini bilmeksizin kuru kuruya reddedi ve kar duru tavr, asla tenkid uuru
erevesinde deerlendirilemez. Telkinle alnan tahkikle bulma prensibini ortaya
koyup misllendiren BYK DOU-BDAnn slmc mcadeledeki biricikliinin bir
sebebi de budur. Sadece slmc mcadele iinde deil, btn bir Trk dnce haya-
tnda da tutarl ve sistemli bir tenkid gelenei kurmasyla BYK DOU-BDAnn
emsalsiz bir yeri vardr.
Pein kabul gerektiren imann temel esaslarndan bahsetmiyoruz. BDA Mimar, tek-
lifin akla olduu, insana ve topluma ait hibir meselede hazrlop kabullere iltifat etme-
10 John C. Condon, Kelimelerin Byl Dnyas, Trc: Murat iftkaya, 2. Basm, nsan Yaynlar, stanbul 1998, s. 18-20
11 Salih Mirzabeyolu, Marifetname -Szge ve ekil-, BDA Yaynlar, stanbul 1986, s. 163
12 Salih Mirzabeyolu, iir ve Sanat Hikemiyat Estetik ve Ahlk-, 2. Basm, BDA Yaynlar, stanbul 1998, s. 8-9.
AKDEMYA
170
mi, hibir soruyu sormaktan korkmam, akl ve ilm verilerle tahkiki mmkn her me-
seleyi sonuna kadar kurcalamtr. O, felsefeye tenkid uuruyla yaklar. Bunu, Bat te-
fekkrn slm tasavvufu karsnda hesaba ekmek diye formllendirmilerdir. Bat
dncesine yn veren cins filozoflarn yerinde dorular slmc bakn kaldrm ta
olarak kullanlm ve Byk Dou-BDAnn teknesinde eriyene kadar yorularak b-
tnlarndaki gizli kalm imn slmc tefekkrn besleyicisi olmutur. Daha nce s-
tadn elinde Eflatun ve Bergsonun, Mirzabeyolunun elinde ise Papini ve
Crocenin ne hle geldiini grmtk. En son Mneat vesilesiyle Nietzschenin du-
rumuna ahid olduk. Kendisi de zamannda amansz bir tenkidi olan Byle Buyurdu
Zerdt yazar, Mtefekkirin eserinde yle hrpalanmtr ki, ona it ifadeler, tam da
onun kasdnn zdd bir mnnn hizmetine girivermitir. Zamann nabzn elinde tutan
adam misyonunun gerei olan bu destanlk terkib ve tecrid verimlilii, zehiri bile ifaya
tahvil eden BDA bnyesine ait husus bir tarzdr.
FKR ADAMI VE EDEBYAT
Bundan yllar evvel fikir, sanat ve siyasette insanlk tarih ve talihinin baz dnm nok-
talarn en parlak misllerle resmeden Stefan Zweigin Yldzn Parlad Anlaryla bir-
likte, btn dnya tarihini byk adamlarn tarihinden ibaret gren Thomas Carlylen
Kahramanlarn ardarda okuma ansmz olmutu. Zweig sanat kaygsyla ve edebiyat-
tan fikre varmaya alrken, Carlyle byle bir kayg duymakszn admlarn bir tefekkr
hamlesi olarak atyor ve yazdklar kendiliinden bir sanat havasyla besleniyordu.
Bilindii gibi Carlyle bu mehur eserinde Peygamberimize de yer vermi ve btn Bat
lemine Onun kahramanln iln etmitir. Ama ahsiyetine gsterdii derin saygy
ve samimiyetine duyduu hayranl, bu samimiyet ve ahsiyetin beslendii iman ve ha-
kikat sistemine gstermez. Bir yandan Peygamberimizin kahramanlklarn sralarken,
dier taraftan slm ve Kurana burun kvrr ve Mslman ruhunu incitici ifadelerden
kanmaz. Ina hayran olup gnei inkr etmek gibi bir ey
bhesiz Batl bir aydnn byle bir esere Peygamberimizi almas cesurca bir teebbs-
tr ve belki Hristiyan leminden gelebilecek menf tepkileri yumuatmak iin baz ifa-
delere yer vermi olabilir. Ama bir hakikat daha var ki; Onun kapsna akla
sokulmayanlar ne kadar iyi niyetli olursa olsun, bir noktadan sonra tkenmeye ve zr-
valamaya mahkmdur.
Bizce Kahramanlarn en sarsc ve lif lif derin mevzulara yol ac blm Dante ve Sha-
kespearein deerlendirildii air Olarak Kahraman ksmdr. Carlyle mrn daha
ziyade tarih sayfalarnda tketmi ve bu alanda otorite olmasna karn, hele bu blmde
hayat yaayanlarla yaayan gerek bir sanatkr olduunu bideletirmitir. Carlyle
okurken kuru bir tarihinin deil, edeb bir zevkle donatlm fikrin sofrasndayz.
Buna amamak gerekir, zira Peyami Safann bir tesbiti olarak belirtelim ki; Kelimelerle
dndmze gre, bir mtefekkir, o kelimelere sihrini veren edebiyatla srekli temas h-
linde bulunmaldr ki fikirlerini l mefhum cesetleri hlinden kurtarsn ve ihtirasla doldu-
rarak ayaklandrsn. [13]
13 Peyami Safa, Sanat-Edebiyat-Tenkid, 5. Basm, tken Yaynlar, stanbul 1990, s. 12.
rnek Aydn Modeline Dair Bir Pencere Ama Denemesi
171
Gerekten de sadece Carlyle deil, sirayet gcne sahib fikirlere imza atan btn d-
nce fatihleri kelimelere sihrini veren edebiyatla srekli temas hlinde bulunmu olma-
llar ki fikirlerini l mefhum cesetleri hlinden kurtarm ve ihtirasla doldurarak
ayaklandrmlardr. Blaise Pascal, Karl Marks, Henri Bergson, Salih Mirzabeyolu
gibi eitli inan ve grlerde ama alannda zirve birok isim bu erevede deerlendi-
rilmek zere sralanabilir. Bunlar edebiyat kaygs duymakszn admlarn bir tefekkr
hamlesi olarak atan ve yazdklar kendiliinden bir sanat havasyla, yni ruhun derin-
liklerinden gelen bir ifade evk ve samimiyetiyle beslenenlerdir.
Karl Marks, komnizmin iktisad temellerini in eden bir teorisyen olmasna ve mev-
zuu gerei edebiyattan uzak durmann mazeretine sahib bulunmasna ramen, mr
boyunca edebiyatla har neir olmu, eserlerini de sanlann aksine iktisat formlleri
arasna skm silik bir edayla deil, yer yer edebiyat tarihilerini kskandracak canl
bir ifade gc ve hafzada iz brakan parlak mecazlarla kaleme almtr. Paul Lafargue
isimli bir muharrir Marks ve Edebiyat balkl bir yazsnda unlar yazar:
- Heineyle Goetheyi ezbere bilir, konuurken sk sk onlardan paralar okurdu. Btn
Avrupa dillerinden yazarlar seer, airleri durmadan okurdu. Her yl Aeskhilusu Yu-
nanca aslndan bir daha okur, onu ve Shakespearei dnyann en byk iki dramatik
dahisi sayard. [14]
Onun yakn arkada ve ayn komnizmin tarih maddecilik adyla felsefesini temel-
lendiren Friedrich Engelsin de en az Marks kadar edeb bir zevke sahib olduu, hatta
Balzacn romanlarn yutarcasna okuduu bilinmektedir.
Bunlarn yannda, fikirde tarih maddecilie en byk darbeyi vuran ruhu filozof Henri
Bergsonu hatrlamamak olmaz. Bergson, her ne kadar btn hlinde felsefesine vkf
olmak zor olsa da, okunmas en kolay filozoflarn bandadr. Cmlelerin yelkenini ede-
biyatn hayat dolu rzgaryla iiren slbunun dinamiklii hayranlk uyandrr.
Btn bunlarn altn izme ihtiyacmzn sebebi, Zweig ve Carlyle ardarda okumamz
vesilesiyle ekillendirdiimiz bir tasniftir:
a) Edebiyattan hareketle fikre yaklaanlar
b) Bir fikir disiplini iinde edebiyata bakan ve ondan pay alanlar
Bu tasnif bir matematik forml gibi kesinlik ifade etmez ve byk dehalarn kategori-
lere smayaca ayr bir malmdur. Fakat kimi nemli eser ve ahsiyetleri anlamak iin
bu tr tasavvura yol verici tasniflerden asl ac teferruat olarak faydalanma lzmunu
inkr edemeyiz. Nitekim ou dnce ve sanat bynn slb rengini bu iki uslden
birisi besler. Ama muhakkak stn edebiyat fikrin lezzetini bir ekilde tadp, orijinal
bir kafa ve kkl bir kltrn mahsul olan eserleriyle byk meselelerin kapsn yum-
ruklarken; gerek fikir adam da dncelerini snk kelime ve buruuk cmlelere s-
marlamak yerine, edebiyatn aydnl ile parldayan bir slbla ekillendirir.
Mesel, stad Necib Fazl yaz lemine nce bir edebiyat adam olarak km, yllarca
Kaldrmlar airi nvanyla iir, hikye ve piyes neretmi, daha sonra her byk sa-
14 Marx-Engels, Sanat ve Edebiyat zerine, Trc: Murat Belge, 2. Basm, Birikim Yaynlar, stanbul 2001, s. 129.
AKDEMYA
172
natkr gibi kinat ve insan telkkileri etrafnda muhasebeye dalm, fikir ilesinin en
soylusunu yaam ve bunun neticesi NASIL sorusuna cevab mahiyetinde yepyeni
bir deolocya rgletirmi ve nihayet bu dnya grnn ruhuna uygun olarak ede-
biyata yeni bir mn ve istikmet vermitir.
BDAFikriyatnn kurucusu Salih Mirzabeyolu ise, Glge dergisinin gong sesini an-
dran ve sahte dengeleri bir tekmede deviren ANLI HURUCUNDAN sonra, evvel
saf fikirde grnm, bu i edebiyatla olur tekerlemeciliinin kafasn krmak iin s-
rarla btn fikrin gerekliliini iaretlemi, bunlarn nihayetinde ise bir fikir disiplini
etrafnda edebiyattan ald pay eserlerine yanstm, iir, hikye ve romanlara imza at-
mtr.
stad Necib Fazln, edebiyatn havannda dvp kanna kartrd fikirleri gzellik
uslyle ruhlara flerken, slbunun bysne taklp kalan ou muhatab tarafndan
muhteva plnnda idrak edilemediini biliyoruz. Bunun sebebi galiba fikir geleneine
yabanc bir toplum olmamzdr ve hainler bir tarafa, BDAYI GRMEDEN BYK
DOUCULUA YELTENENLERN HEPS BU SINIFTANDIR.
Mirzabeyolu, stadn bu ilesinin ahidi sfatyla edebiyat fikrin iinde eritmi ve
fikrinden lezzet almayanlar eserinden de uzak tutucu bir tarz gelitirmitir. te Tilki
Gnl ve ite Kayan Yldz Srr BDA fikriyatna ina olunduu nisbette bu eserler
peesini aar ve okuyucusunu edebiyatn hakiki ehresiyle mkfatlandrr.
yle veya byle edebiyatla temas etmeyen ve onu mesele edinmeyen fikir adam mevcut
deildir ve buna airleri DEVLETinden kovmak isteyen Eflatun da dahildir.
Eer yazmzn bal Aksiyon Adam ve Edebiyat olsayd, hemen, Msr seferinde Go-
ethenin Wertherini defalarca okuyan Napolyonu ve Tolstoyu deta ezberleyen Le-
nini misl gsterirdik.
Bir reklmda espri niyetine eitim art denilmesi gibi biz de ciddi bir edayla edebiyat
art demekten gocunmuyoruz. Ama nasl bir edebiyat? te bunu konumaya varz!..
MABEDN BEKS OLMAK
Yeni moda slmsz slmclk, ne zaman sksa, Necib Fazl ve onun ahsnda BDAy
glgelemek iin hemen Cemil Meri ve benzeri deerlerin kapsn alar ve stad
onun srtndan vurmaya kalkar. Peki niye? Biz iddia ediyoruz ki, Cemil Meri ve ben-
zerlerinin slmc kesimde hayranlk uyandran ne kadar soylu tesbit ve tehisi varsa,
hepsinde dorudan veya dolayl Necib Fazl ve BYK DOUnun mhr vardr. Bu
ve benzeri isimler etrafnda Necib Fazl etkisini tek tek maddelendirmeden salkl bir
dnce tarihi yazlamaz.
Cemil Merie en yakn aydn tipi Hilmi Ziya lkendir. O da tpk Meri gibi zengin
bir ansiklopedidir. Fildii kulesinden bakar meselelere... Tpk Saint-Simon yazar gibi
binbir eit kilisenin kapsn almtr. te byle bir Cemil Meri, byle bir Hilmi
Ziya hakknda unlar yazyor:
- Ka kiinin uurunda bir kvlcm tututurabildi? Bir kvlcm, bir fecir veya bir yangn.
Hangi byk dncenin -daha dorusu hangi dncenin- taycs veya ibdcs ola-
rnek Aydn Modeline Dair Bir Pencere Ama Denemesi
173
bildi? Temsil ettii veya kurduu itima bir mekteb var m?
Bir ktbhane adamyd o, bir fikir donjuanyd. Ne bir iddiann, ne bir inkrn temsil-
cisi. (...) Ktbhane raflarn kerten eserlerinde, kendisine ait tek kanaat bulamazs-
nz; bulamazsnz, nk o her gn yeni bir kanaatin taycsyd. Her okuduu kitabta
yeni bir hviyet kazanan, seyyal bir ahsiyet.
(...) O nesle mbedin bekisi olmak derdi, mbedin, yani tarihin. Hangi deerin bekisi
oldu o nesil? Hangi hakszla dur diye haykrd? (...) Maziye ihanet etti, istikbali kur-
mad. Hilmi Ziya, olaylarn pek abuk fosilletirdii o zmrenin en tipik temsilcisidir.
Yetmi yllk hayatnda tek kavga yoktur. (...)
Hilmi Ziya, lkemizin yangnlar iinde kvrand bir devirde yaad. Daha dorusu s-
ktuyla kurulu dzeni mdafaa etti. Hayattan kitablara kaarak mesuliyetten kurtu-
lacan sand. Filhakika, onda eksik olan ey kahramanlkt, kahramanlk ve mesuliyet
duygusu. [15]
Bu Hilmi Ziya lken eletirisini tersine evirin; karnza kocaman bir Necib Fazl
Mirzabeyolu portresi, BYK DOU-BDA KAVGASI kar. Meriin yazdklarn
tersinden ve mevzuumuza nisbetle okuyalm: uurda yangn tututuran, hem bir iddia-
nn (Byk Dou-BDA) hem bir inkrn (Batc rejim ve yalanc tarih) temsilcisidir
onlar. Mbedin bekisi olmu, durun kalabalklar, bu cadde kmaz sokak diye haykr-
mlardr. lkemizin yangnlar iinde kvrand bir devirde hayattan kitablara kaarak
mesuliyetten kurtulunamayacann farkndadrlar.
Yine Cemil Meriin ayn yazsndan:
- Yaamak, evrenin suallerine doru cevablar bulmak demek. Dnmek, muammalar
zmek, karanlklar aydnlatmak... Dnmek savamaktr. Bir nesil uruna, bir me-
deniyet uruna savamak. Mukaddeslerin emrinde olmayan her dnce, uursuz bir
debeleni, fikr bir istimn.
(...) belli savalar kabul etmesi, belli tehlikeleri gze almas lzmdr. Bir devrin uuru
olmak zorundadr o. Balca vazifesi: btn hakikatleri yoklamak, btn yalanlarn
maskesini yrtmak, kalabala doruyu gstermek. Bazen yangn kulesindeki nbeti
olacaktr, bazen engine alan geminin klavuzu. Sokakta insanlar boazlanrken, d-
ncenin asaletine snarak elini kolunu balamak, dnceye ihanettir. [16]
te Cemil hocann idealletirdii mtefekkir tipi ve ite Necib Fazl!.. Ve yine, mte-
fekkir yetitiren mtefekkir Necib Fazln fikir ve aksiyon ilesinin takibisi Salih
Mirzabeyolu!..
SZ VE EYLEM BTNL
Dnce bir hesablamann eseridir. Hibir fikir bozkrda ekirdek gibi kendi bana
doup, geliip, serpilmez. Onu yaatacak hava ve kkn besleyecek bir tahasss iklimi
arttr. Bu erevede Necib Fazln Efendi Hazretlerini tanmas slmc Trk tefek-
krnn balang tarihi olarak fikir adna 500 yllk tersine gidiin dnd noktadr.
Sonras malm: Efendi Hazretlerinin fledii hava ve slm Tasavvufunun besledii
15 Cemil Meri, Maaradakiler, s. 300, 301.
16 Cemil Meri, Maaradakiler, s. 298.
AKDEMYA
174
fikir, Bat tefekkryle dnya apnda bir hesablamaya giriiyor. amzn fikir,
sanat ve aksiyon kutbu BYK DOU-BDA bu hesablamann eseridir.
Yllar nce Harun Yksel aabeyimiz BDA Mimar Salih Mirzabeyoluna dair ST
AYDIN tabirini kullanmt. Bu tabiri muhabbetle benimsiyor ve ekliyoruz: Bundan
byle aydna dair tez yrtecek, mevcut tezleri tahkik edecek her kim varsa, Mirzabe-
yolunu yol haritas kabul edip, kriter alarak mevcut tarifleri geniletsin veya yontsun;
hangi dnya grne mensub olursa olsun, bu lkede ST AYDIN sfatn hak eden
sadece BR kii vardr ve olmas gereken olarak boy ls odur.
Adna kh aydn desinler, kh mnevver, yahud entellektel; hangi tarifle yz yze
gelsek, karmza BDA Mimarna dair bir imaj, bir iaret kt. Yine hangi tarifi ona
giydirmeye alsak bir yan eksik kald. nk hibir kalem erbabnda FKR ve
EYLEM btnlnn bu kadar i ie girdiine ahid olmadk. Kalem ustas olan
BYK HAREKET ADAMLARI var; nemli aksiyonlarn iinde boy gsteren
MHM YAZARLAR da var. Ama HBRNDE FKR VE KILI BU KADAR B-
TNLEM VE TEK BR LET OLMU DEL
Karl Marksn aksiyoncu seciyesini kimse inkr edemez. Engelsi yanna alarak ve tek
bana denilecek artlarda, btn bir Avrupay saracak hareketin tohumlarn atyor.
Ama o her eyden evvel bir DEOLOG ve hayatn kalemiyle kazanan bir dnya gr
rgletiricisi Karl Marks deyince, akla ilk olarak u veya bu aksiyonun banda bu-
lunan EYLEM ADAMINDAN evvel, ilm sosyalizm adn verdii komnizmin iktisad
temellerini sistemletiren ve btn bir hayat, dnyay, insan ve tarihi bu temeller et-
rafnda izaha yeltenen TEORSYEN FKR ADAMI gelir.
Ayn ekilde Lenin Yaad dnemin en mhim aydnlarndandr. Marksizme yep-
yeni almlar kazandran, bambaka noktalardan yepyeni yorumlar getiren bir kalem
ustasdr. Marksizm zaviyesinden olduka mhim birok kitaba imza atmtr. Ama
bugn Lenin denildiinde ilk akla gelen bir dnya grn lif lif rgletiren FKR
ADAMI deil, byk bir aksiyona imza atan DEVRMC KLK gelir.
BDA Mimar o kadar kategori d kalyor ki; oynad rol ifade bakmndan ne
Marksn, ne de Leninin stats ona smyor. (Biz bu bahsini ettiimiz kiileri asl de-
erleri bakmndan deil; kendi dnya grne nisbetle ne ifade ettikleri lsyle de-
erlendiriyor ve sadece bu erevede rneklendiriyoruz. Yoksa bir mslmann ayak
tozunu btn dnyaya deimeyiz; ayr mesele) Bu durumda biz, BDA Mimarn
Marksn koltuuna oturmu Lenin; yahut Leninin klna girmi ve kendi misyonuyla
birlikte onun vazifesini de icr etmi bir Marks olarak misllendirmekte mazuruz.
Bir defa o, tezatsz bir dnya grnn MMARIDIR. k noktas, Necib Fazl ve
Byk Doudur. Byk Dou Mimarnn NASILn temellendirdii slma bal
dnya grnn, NN sorusu etrafnda SSTEMLETRCS ve EREVE-
LEYCSDR. Tpk stad gibi; meseleleri bir btne nisbetle kavramann ve belli bir
iman merkezi etrafnda muhasebe etmenin hem ahs, hem de eseriyle misllendirici-
sidir. Onun FKR ADAMI kimliini yok sayarak hakknda msbet veya menf bir cmle
dahi kurmak, nafile bir aba olacaktr. Dier yandan, neye el atarsa atsn, ister en girift
hikmetlerden zamann mnsna dair iaretler szmeye abalasn; ister matematiin
rnek Aydn Modeline Dair Bir Pencere Ama Denemesi
175
mcerret fikirle bitiik tarafn eserletirsin, ister Kuantum fiziini slmc tefekkr dai-
resi iinde tahkik etsin; hatta ebced ve itikaklar arasnda ile doldururken dahi, patla-
maya hazr bir MAN FKES ve AKSYON HLN duymamak mmkn deil.
Onun DEVRMC bir AKSYON ADAMI olduunu grmezden gelerek yazlacak ms-
bet veya menf her satr, ayn ekilde mesnetsizdir. SZ ve EYLEM hibir aydnda bu
kadar bir ayniyete dnmemitir.
Glge dergisi ve Aknc G patlamasn o gnleri yaayan byklerimiz bilir ve anlatr.
Hatta asl hikyesi yarnn tarihisi tarafndan kaleme dklecek HURU gnleri
BDA Mimar, kabul etmek lzm ki, ballarndan istedii her eyi nce ve hatt kat
kat fazlasyla bizzat kendi nefsinde snam, tahkik etmi, yaamtr. , eser ve aksiyonla
bugne kadar gelen hayatnn her nnda; 40 gn bal yemeden durabilir miyim diye
soran kiiye, nce kendi nefsini 40 gn baldan mahrum edip, daha sonra cevab veren
mam- Azamahlkndan bir akis, bir k grmemek iin kr olmak lzmdr. Fikirse
fikir, kavgaysa kavga Ateini tatmad hibir aksiyona kimseyi davet etmez. Bunu
en iyi 1980 ncesi srete bir vesileyle yaknnda bulunanlar bilir.
Tezimiz udur: Bundan byle aydn kavram ona ve duruuna bakarak tarif edilsin. Biz
bu teze ulamak iin tersi bir metodla, karmza kan aydn portreleri iinden ona dair
grdklerimizi bulup sralamaya alyoruz.
KAHRAMAN AHLKI
Daha nce stad Necib Fazl vesilesiyle yazdmz bir yazda dile getirdiimiz haki-
kat:
- Aydn kendi eliyle dnyay kendisine zindan edendir! [17]
BDA Mimar bu cmleyi nakledip, hemen akabinde mnsnn peine dyor:
- Fethedilen yerde fatihilik oynayan deil, her n mevcudun tesindeki mehule atlan
byk kahramanln ilesini yaayan insan!.. [18]
Kendi eliyle dnyay kendisine zindan etmek bu!.. Aydn Sorumluluu denilen dava,
her eyden nce, insanla lyk grdn fikir ve ideal yolunda ztrab bir imza gibi
alnna kazyabilmek marifetidir. stad Necib Fazl ve BDA Mimar Salih Mirzabe-
yolu, bir ztrab haritas hlinde hayatn merkezine izmitir bunu. Onlar KEND
ELYLE DNYAYI KENDNE ZNDAN ETME mkellefiyetinin, hem fikir hem ak-
siyonda bizzat ahslaryla isbatsdr.
Necib Fazl ve Salih Mirzabeyolunun dnce dnyasndaki yerini anlamak ve on-
lardan nasiblenebilmek iin BYK DOU-BDA klliyatna ncelikle bu pencereden
baklmal kanaatindeyiz. Aydn nedir, ne olmaldr; kime entellektel denir vs., Batda
ve Bat uzants toplumlarda yzlerce senedir tartlan meseledir. Hangi adan baksanz
yerinde bir doruyla karlarsnz ve devamnda BDA Mimarnn ifadesiyle ye-
rinde dorunun genelletirilmesi sakatlna arparsnz.
17 Salih Mirzabeyolu, Necib Fazlla Babaa ntib ve lhm-, 2. Basm, BDA Yaynlar, stanbul 1989, s. 73.
18 Salih Mirzabeyolu, Necib Fazlla Babaa, s. 73.
AKDEMYA
176
Necib Fazl ve Salih Mirzabeyolu etrafnda aydn kavramn konumak, tartmak
isteyenlerin ilk zerinde durmas gereken k noktas kendi eliyle dnyay kendine zin-
dan etme ls olmaldr. Onlar adna ne byk bir saadettir ki, aydna dair ortaya
koyduklar terkib hkmn en byk delili, u veya bu eserden nce bizzat kendi AH-
SYETLERDR. Kendi koyduun lnn delili yine kendinsin. Ate hattnda geen
i, eser ve aksiyon dolu kocaman bir mrle
nl ngiliz tarihi Thomas Carlylen Kahramanlar isimli mehur eserinden:
- Dnya tarihinin btn alar bize byk adamn daima kendi ann vazgeilmez
kurtarcs olduunu gstermektedir.
al rpnn onsuz asla tutumayaca bir imektir o. () DNYA TARH BYK
ADAMLARIN HAYAT HKAYESDR. [19]
nk BYK ADAMIN-KAHRAMANIN asl vazifesi, AYDINLANMADIR; kt,
yanl ve irkini iyi, doru ve gzele dntrme abasdr. Ad zerinde, doru ile yan-
ln birbirine kart kavram karanlna bir k uzatacak ve aydnlk sunacaktr.
Aydn; apna gre, bir kibrit alevinden btn bir aa uzanan hametli bir gnee
kadar te bu sonuncular; kendi BENine, hayat hikyesine dnya tarihini sktran-
lar; Carlylen altn izdii zere: KAHRAMANLAR Dnya tarihi onlarn hayat hi-
kyelerinden ibaret Demek ki, her rnek aydn onlarn ahlkndan bir pay alacak.
Yine Carlyle, pay alnmasnn gerektii kahraman ahlknn hangi istikamette seyretti-
ini iaretliyor:
- Hatalara, yanllara bakaldran insan, kendisini hakikatte inanan btn insanlara
kavuturacak bir yol zerindedir. [20]
Peki yleyse, mrn inand hakikat dorultusunda hata, yanl, sahtelik ve ihanete
bakaldrmakla geiren KAHRAMAN niin zindanda ve gzlerden raktr? Cevabn
yine ayn eserde buluyoruz:
- Gerekten iyi olan bir ey ancak her eyiyle doru ve iyi olan bir dnyada sayg gre-
bilir. [21]
Carlylen bu ifadesi bize rahmetli Arif Nihat Asyann bir iirini hatrlatt. Yllar n-
cesinden ezberimizde kalm bir blm:
yisin, hosun dediler
Hayr, iyi deilim ben.
Bu dnyann, zamann
stedii deilim ben
Azlar yalan sylyor. [22]
19 Thomas Carlyle, Kahramanlar, Trc: Behzat Tan, Beyaz Balina Yaynlar, stanbul 2000, s. 27.
20 Thomas Carlyle, Kahramanlar, s. 159.
21 Thomas Carlyle, Kahramanlar, s. 162.
22 Sakin ner, Arif Nihat Asya, Toker Yaynlar, stanbul 1979, s. 153.
rnek Aydn Modeline Dair Bir Pencere Ama Denemesi
Salih Mirzabeyolu, kt, yanl ve irkinin hkim olduu bir dnyada, o dnyann
tetiki ve kuyrukular tarafndan iyi bilinmemenin nimetini, bizzat Mneatnda
kr bal ile dile getirir:
ite glyorlar anlamyorlar beni

bu kulaklara gre az deilim ben


nefret ediyorlar benden
kr farz oldu artk
ya bu alklar sevselerdi beni [23]
Demek ki, aydn asla poplizm ve kendini beendirme peinde olmayacak. Bilakis, ay-
dnlatmakla mkellef olduu dnyada, karanln tacirleri tarafndan beenilmek ve se-
vilmekten byk korku ve kaygs olmayacak. Onlarn nefret ve dmanln grd
her dem, ya bu alklar sevselerdi beni diye kredecek. rnek nsan-st Aydn mode-
linden penceremize den bir k: Gerekten iyi olan bir ey ancak her eyiyle doru ve
iyi olan bir dnyada sayg grebilir.
Devam edeceiz...
177
23 Salih Mirzabeyolu, Mneat nsz-Bayramlk-, 2. Basm, BDA Yaynlar, stanbul 2004, s. 140.
AKDEMYA
178
TEMEL BLGLER
Millet kelimesi aslen Araba olup, din veya mezheb; bir din veya mezhebe bal olan ce-
maat ve izlenen, gidilen yol mnsnda kullanlmtr. Kuran- Kerimde Millet ke-
limesi 15 yerde geer ve hepsi de hak ve batl olmak zere- Din anlamnda kullanlr.
Allah, Hicr Sresi 5. yette buyurdu ki; Hibir millet, ecelinin nne geemez ve onu ge-
ciktiremez. Yine ayrca u yetlere de mracaat edilebilir. (l-i mran 95; en-Nahl 123;
Sad 7; el-Bakara 120; el-Araf 88, 89; Yusuf 37; brahim 13; el-Kehf 20) Yine Efen-
dimize ait hadislerde de Din anlamnda kullanlan Millet szc, bir dinin mensub-
lar arasndaki grublar mezheb-frka tarif iinde kullanlmtr. Ktb- Sitteden bir
misl; Peygamber Efendimiz (sallallhu aleyhi vesellem) buyuruyor ki, Ahdin bozul-
mas: Hangi millet Allah ve Reslnn ahdini (yani dmanla yapt anlamay) bozarsa,
Allah Tela Hazretleri o millete, kendilerinden olmayan bir dman musallat eder ve elle-
rindeki (servet)lerin bir ksmn onlar alr. (7170) Yine ayrca u hadislere de mracaat
edilebilir: Msned II, 332; IV, 102; Ebu Davud, Snnet I; Tirmiz, man 18
Osmanl Trkesinde 20. yzyl balarna kadar ayn anlam koruyan Millet kelimesi,
19. yzyl ortalarndan itibaren Franszca-ngilizce nation kavramn karlayan bir
kelime olarak kullanlmaya balanm ve dilimizi tahrif eden bir mnya dntrlm-
tr. Latince kkenli olan nation, kk anlam itibariyle ayn atadan gelenler toplu-
luu demektir. Oysa ayn kavram Trkede, kavim veya airet kelimesiyle ancak
karlanabilir. Moolcadan alnan ulus kelimesi ise, 1932 ylnda ayn kavramn Ke-
malistlerce kullanlan karl olmutur. Bu kavram, Mool dilinde siyas amala bir
araya gelmi olan boylar konfederasyonunu ifade eder, oysa Millet kavram bu mndan
kat kat daha geni, daha zarif ve kuatcdr.
Dier taraftan tarif olarak Millet; ayn toprak paras zerinde yaayan, din, kltr, dil,
duygu ve dnce birlii olan; itima zorluklara ve tehlikelere birlikte tepki gsteren
Baycelik Milleti
Sezai Krlang
Baycelik Milleti
179
toplumun ad Her kavmi, rk, frkay kendinde terkib eden, harmanlayan, benzeten,
yaknlatran, sevdiren bu anlay, slm mnya uygun olarak bizim de benimsediimiz
bir tarif
Irk yahud kavim ise; kan, doku ve biim olarak birbirlerine benzeyen insan keyfiyeti-
nin d yz cebhesi; insana giydirilmi, kabuk elbise
Irklk; genel olarak eitli insan rklar arasndaki biyolojik farkllklarn kltrel veya
ferd meseleleri de tyin etmesi gerektiine ve tabi sebeblerle bir rkn (ounlukla
kendi rknn) dierlerinden stn olduuna ve dierlerine hkmetmeye hakk olduuna
duyulan inan veya bu deerleri kabul eden doktrin... Irklk, sosyal ayrmcl, rklar
arasnda fark gzetilmesini ve soykrma kadar varabilen iddeti hakl gstermektedir
Irklk genel hatlaryla incelendiinde, ayn kan tayan, ayn dili konuan ve ayn soy-
dan gelenlerin, kendi soyundan gelenleri her hlkrda sevmesi, baka soylardan gelen-
leriyse aalamas olarak alglanr. Bu durum rkln psikolojik, sosyal psikolojik ve
psikanalitik problem olduunu ve bir hastalk olarak ele alnmas gerektii gereini
sergiler
Yahudi; yeryznn en rk ve kavmiyeti topluluu, kendisine vehmettirdii stn
millet-stn rk teranesini bsbtn dnya insanna kabul ettirebilme idealinin sahibi
Her devrin haini yahudi, kendi dndakileri, yahudi dili, anlay ve inanc erevesinde
ynlendirebilmek, dndrebilmek ve idare edebilmek iin, milletlerin arasna veya
imparatorluklarn iine rklk hastaln bulatrmtr. Bu hastaln tek sebebi ya-
hudi deildir elbet, fakat belki en byk sebebi olduu da bariz bir hakikat.
TARHE
1789 Fransz htilalinden itibaren Bat toplumlarnda grlen Her rkn kendi devlet
rgtlenmesini gerekletirmesi anlay, bizim gibi deta yetmi farkl kavmi ve anlay
mterek paydalarla bir arada tutan milletlerde ciddi bir problemin balangc olmu-
tur. Kavim olarak varlklarn Millet anlaymzn slm temelli ve geni ereveli ko-
rumaclnda srdregelen ve ayn inan birlikteliinde binlerce ylmz ve muhteem
fetihleri paylatmz, dnyann en ileri medeniyetlerini kurduumuz Din-Millet kar-
delerimiz; Dil farkll, Etnik farkllk davalaryla, bilerek veya bilmeyerek, insanlk
tarihinin en byk trajedilerine yol atlar. Balkan kavimleri, Krgzlar, eenler, Trk-
menler, Arablar, Krtler, Ermeniler ve hepsinden nemlisi Trkler, bu, yz yllk traje-
dinin ba aktr oldular.
Avrupa tarihindeki ilk milliyeti hareketlere Napolyonun igali (1804-1815) altndaki
Almanyada rastlanr. 1848de Avusturya mparatorluuna kar ayaklanan Macarlar,
daha sonra ekler ve Srplar, milliyetilik akmn Orta Avrupaya tadlar. Bu durum
1821de Osmanl Devletine kar ayaklanan Yunanistan, Avrupann milliyeti evrele-
rinde hi vakit kaybetmeden destek buldu. 1860-1870 yllar arasnda gerekleen talya
birlii, devrimci milliyetiliin en byk zaferlerinden biri olarak algland. 1870lerde
Rusyada doan Pan-Slavizm akm, yaylmac milliyetiliin ilk mislleri oldu.
20. yzylda (ulus-devlet dedikleri anlamda) kavim-devlet veya millet-devlet
kurma abalar gerekesiyle, binlerce yldan beri yanyana ve iice yaam toplumlar,
mill kurtulu adna okmilletli emperyalist glerin ve dnya zerinde otoritesini
AKDEMYA
180
geniletmek isteyen yahudi kavminin tahrikleri ile birbirlerine kar dmanla ve bal
olduklar devlete kar isyanlara baladlar. Ancak beklenen millet-devlet anlay mid
edileni vermeyince, bu defa ayn milletler yni ayn uluslar katliamlara, srgnlere
maruz kaldlar. 1920-1930larda talyan Faizmi ve Alman Nazizmi ve 1910-1950 ara-
snda yahudilerin Arab soykrm, 20. yzyl milliyetiliinin en trajik mislleri olarak
dnyann hafzasnda yer edindiler.
Nitekim, rkln dnya apnda ykselie getii 1930lu yllarda Trk milliyetiliinin
de iar Kemalizm istibdad, tek ulus, tek adam, tek bayrak, tek parti idi. 1933ten sonra s-
tanbul niversitesi olan Darlfnunda kurulan ilk blm antropoloji blmyd. Gaye,
rk Kemalist anlaya bilgi ve teferruat oluturmakt. Bu mn erevesinde, 1932de fet
nan, Hamdullah Suphi Tanrver, Samih Rfat, Sadri Maksudi Arsal, Reid Galib,
Yusuf Akura ve emseddin Gnaltay gibi bilim adamlar tarafndan gelitirilen Trk
Tarih Tezinin ana konusu, dnya yzndeki tm medeniyetlerin dourucusunun Trkler
olduunu isbatlamaya ynelik bir teebbst. Trk rkn, ikinci snf bir rk olarak gren
Batllarn ve Batclarn tahrik ettii savunmac bir psikolojinin eseri olan tez, szde Trk
hakettii yere oturmak davas gdyordu. Oysa Bat karsnda ruhlarnda barndrdklar
kompleksi bir trl aamayan Cumhuriyet dnemi aydnlar, bunu psikolojik anlamda bir
saldrganla dntrerek, bir nev Batnn kendine yaptn o da Krde yaparak kendini
tatmin gayesi gder Bat, Trke; Trk de Araba, Krde Nitekim daha 1930da Adalet
Bakan Mahmut Esad Bozkurt Bu memleketin efendisi Trktr. z Trk olmayanlarn
Trk vatannda bir hakk vardr, o da hizmeti olmaktr, kle olmaktr diyerek bu kompleksini
ak ak ifade eder. Bu tr bir ifade, Trklk veya Krtlk hastaln iyice bnyele-
tirmemiz iin yrtlen psikolojik saldrlardr ki, tek kurtuluu, Kendine yaplmasn is-
temediin eyi bakasna yapmamay iar edinmektir.
TRK OLMAYAN TRKLER
19. yzyln balarndan itibaren bata ngilizler olmak zere dtan dayatmayla Osman-
lda balatlan Batllama hareketleri, 1865 tarihine geldiinde, Yeni Osmanllar Ce-
miyeti (Gen Osmanllar) ile rgtl g olarak tarih sahnesine karlar. 1867 ylndan
itibaren Jn Trkler olarak anlan bu rgtn en faal yelerinden biri Fransz vatanda
yahudi Leon Kahundur. Bu yahudi Leon Kahun Trkln teorisyenlerdendir.
Trk rklarnn temel kaynaklarndan biri olan Asya Tarihine Giri; Trkler ve Moollar
adl kitab, yllar sonra Trkln Esaslar eserini yazan Ziya Gkalpn ve Mustafa
Kemalin temel bavuru kaynaklarndan biri olacaktr. Ayrca Leon Kahun, 1876 tari-
hinde benzer nitelikte Gkbayrak adl bir de roman yazmtr.
Trk milliyetiliinin teorisyenlerinden bir dieriyse, yahudi Armin Hermann Vam-
berydir. Vambery, Macaristann bakentindeki Budapete niversitesinde 1870 y-
lnda ilk Trkoloji krssn kurmutur. Vambery, 1908 ylnda yine Budapetede
alan dnyadaki ilk Trk derneinin de fahr bakandr. Yine 1910 ylnda kurulan
Turan Cemiyetinin de fahr bakanln yapmtr.
ttihat ve Terakki Partisi; yahudi ve masonlarn boy boy cirit att, Selanik dnmeleri
tarafndan ynetilen ve oluturduklar altyap erevesinde n plna kardklar birka
Trk ve Krtle kendilerini perdeleyen slm ve Trk-Krt-Arab dman hain bir yap-
lanma Trke Trk propagandas bu parti zamannda ayyuka km ve yine ayn pro-
Baycelik Milleti
181
paganda neticesi kar tepkiler gelime ortam bulmutur. Trk milliyetiliinin ncs
olan ttihat ve Terakki Cemiyetinde Trkler kadar Krtler de vard, Arapkirli Abdullah
Cevdet ve Diyarbakrl shak Sukuti bunlardan birkadr. Yine ayn partinin mensubu
olarak Nisan 1909da Sultan II. Abdlhamide halini bildiren kiiden biri de, tti-
hatlarn gl ismi yahudi Emanuel Karasu idi.
Merutiyet havasyla ve Rusyadan gelen Trk aydnlarnn da katlmasyla Kasm
1908de Trk Dernei kurulmutur. Dernek, Yusuf Akura, Necib Asm (Yazksz),
Veled elebi (zbudak) liderliinde, baka milliyeti aydnlarla Mlkiye Mektebi M-
dr Mehmed Cellin odasnda kurulmutur. Dernek daha sonraki faaliyetlerine
Ahmed Mithatn yardmyla Yeni Gazete darehanesinde devam etmitir. Dernek, Trk
Dernei Dergisini ancak yedi say karabilmitir. Dernein nizamnamesinin ilk mad-
desine gre, dernek ilm bir kurulutur. kinci maddede dernein amac; Trk diye ad-
landrlan btn kesimlerin tarihini ve bugnk durumlarn, eserlerini aratrmak, bylece
ortaya kan sonular dnyaya tantmaktr. Dernein yeleri arasnda smail Gasp-
raldan Bursal Mehmed Tahire, Rza Tevfike, Mehmed Emin Yurdakula hatt
Agop Boyacyandan, Vilademir Gordicuskiye, Antuan Tngra, Rahib Karauna
kadar deiik rk ve inantan ahslarn bulunmas, dernein ilm ve meden milliyetilik
prensiblerinden hareket ettiini gstermektedir. Dernek, Necib Asmve Fuat Ksearifin
vazife icab ayrlmalar ve 1911 ylnda fiilen Trk Ocann kurulmasyla kapanmtr.
Kurucular arasnda Trk rks Ermenilerin, Almanlarn, Ruslarn ve yahudilerin olu-
una ayrca dikkatinizi ekmek isteriz.
Yaln Kkten zetle; 1911 ylnda Mehmed Emin (Yurdakul), Ahmed Hikmet
(Mftolu), Ahmed Aaolu, Hseyinzade Ali, Dr. kil Muhtar ve Yusuf Aku-
raolu tarafndan Trk Yurdu adl bir cemiyet kurulmu ve bu cemiyet ayn adla bir
dergi karmtr. Bu dergi, daha sonra, Asker Tbbiye talebeleri tarafndan 1911 ylnda
kurulma karar alnan ve 25 Mart 1912de resmen kurulan Trk Ocaklar Derneinin
resm yayn organ olacaktr. Trk Ocann kurucular, air Mehmed Emin, Aaolu
Ahmed, Dr. Fuat Sabit Beylerdir. Dernein ilk bakan Ahmed Ferid (Tek)tir. Daha
sonra Hamdullah Suphi bakan, Yusuf Akura ikinci bakan olacaktr. Dernein hars
ve ilim heyetinde ise, Halide Edib, Hamdullah Suphi, Mehmed Emin, Aaolu
Ahmed, Ziya Gkalp, Mehmed Fuad, Hseyinzade Ali Bey gibi maruf ilim adamlar
bulunmaktayd. Dernek yeleri ierisinde mason says da olduka fazlayd. Yukarda
ismi geenlerin de yine bir ou mason veya Selanik dnmesidir.
Cevad Rfat Atilhan, air Oktay Rfatin amcasdr. Oktay Rfatn baba dedesi, yni
Cevad Rfat Atilhannn da babas Macar Ali Rfat Bey... Oktay Rfatn days Ali
Fuat Cebesoy, teyze ocuklar da Nzm Hikmet ve M. A. Aybar. Cumhuriyetin yol-
suzluktan drlen ilk bakan da Ali Fuad Cebesoyun babas, zamann Bayndrlk
Bakan smail Fazl Paa... Hayat bu, yarm kalan Bayndrlk Bakanl iine daha sonra
da; smet nn zamannda olu Ali Fuad gelir. Ali Fuad, Mustafa Kemal gibi, ttihat
ve Terakki iinde Cemal Paa yanlsdr, yani Envere kar olan grubtan... Mustafa
Kemal ile Harbiyeden snf arkada.
Tarihten bir yaprak; Trk Ocann faaliyetlerinden bir sahne:
Ankarada Trk Ocanda dzenlenen ilk balo ok snk gemi, davetliler duvar bo-
yunca dizili koltuklara dizilerek, havadan sudan konumular, Aydemirin anlattna
AKDEMYA
182
gre balo herkesin sus pus sralanp oturduu, sessiz, hareketsiz hatt kadnsz bir mev-
ld okuma toplantsna benzemiti. kinci baloyu bizzat M. Kemal dzenlemi, ar-
sna yalnzca kadn, Yakub Kadri, Falih Rfk ve Ruen Erefin eleri olumlu cevab
vermiti. Ama Yakub Kadrinin ei, M. Kemale yle seslenmekten kendini alamamt:
Paam, bu inklbn kurbanlar yalnz bizler miyiz? Hani yaver beylerin, mebus bey-
lerin, vekil beylerin hanmlar? Bu balolarda ortalkta kadn grnsn diye barlardan
kadnlar getirilmi, ancak Trk hanmlarn toplanty terk etmek istemeleri karsnda,
kadnlar apar topar geriye gnderilmiti. M. Kemal, bu direni karsnda erkeklerle ka-
dnlar bir arada dansa zorlamak iin gcn ve yetkisini kullanmaktan ekinmemitir.
Cumhuriyetin ilnnn yldnmlerinden birinde verilen ve yabanc temsilcilerle birlikte
devlet yksek yneticilerinin de arl olduu bir baloda niformal subaylarn dans et-
mediklerini gren M. Kemal, bunun sebebinin kadnlarn dans tekliflerini geri evirme-
leri olduunu renince, yksek sesle kadnlara hitaben imdi emrediyorum! Hemen
salona daln! Mar mar! dansedin eklinde seslenerek kadnlarn dans etmesini sa-
lamt.
Cumhuriyet dneminde ne kan biri de, yahudi Avram Galantidir (Soyad Kanunu
sonras Bodrumlu). niversitelerde profesrlk yapan Galanti, Cumhuriyetin ilk d-
nemlerinde bir dnem CHPden, bir dnem de bamsz olmak zere iki defa milletve-
killii yapmtr. Trk rklarndan ok daha rk bir izgi tutturan Galanti,
Trkiyedeki tm kavimlerin asimilasyonunu savunmu, bugnk rk anlayn teo-
risyeni olmutur. Galanti bir yazsnda da Tevrattan yola karak, Yasef in oullarndan
Togarmann Trkler olduunu dile getirip aklnca Trklkle yahudilii birletirmeye
alacak kadar gz dnm bir Trk! rksdr.
Milliyetilii sistemletiren Ziya Gkalpi yetitiren Moiz Kohen adl Selanik yahudisi,
Munis Tekinalp takma adyla Osmanlnn fikr yapsna ekil vermeye almtr.
Kohen, Mustafa Kemalin fikir babam dedii Ziya Gkalpi yetitirerek Trk ulu-
salcln gl ve rgtl bir akm hline getirmitir.
Lozandan laik bir Cumhuriyet karan ekibin danman da haham Haim Naumdu.
Trkleri, milliyetiletirerek slm dnyasndan koparmak, bylece mmeti paralaya-
rak zayflatmak ve srailin kuruluunu kolaylatrmak isteyen mahut yahudinin, bu is-
tikamette girmedii klk, sylemedii ifade ve etrafnda gezmedii tip kalmamtr.
Cumhuriyet dneminde Trke Trk propagandas; her trl muhalefetin ve s-
lmdan sz etmenin dland, Krt, Ermeni ve Rum dmanlna dayal siyas bir
kaleye dntrlr. Bu ekilde, Kemalist milliyetiliin veya Trke Trk propagandas
eklinde beliren milliyetiliin snrlar belirlenmi olur. Bu dnemde, Batllamaya,
Avrupa yabanclamaya, yahudilemeye tm kaplar ardna kadar alr, fakat Arablar,
Krtler, Ermeniler ve Yunanllarla yaknlamaya asla izin yoktur. Trk giyimi deitirilir,
Trk hukuku deitirilir, z be z Trk dili deitirilir, yerine Trke ait olmayan keli-
meler, kazk gibi alfabeler getirilir, itiraz edene Trklk maskesi ile saldrlr ve btn
bunlar u kt, bu hain, o blc, falan yle, filn byle denilerek yaplr ki, bylece
bir tala iki ku vurularak yaplr. Bu ekilde hem Trklerin Batllamas kolaylatrlr,
Trke kendi tarihi, kltr, dili unutturulur, hem de Trk birbirine krdrarak gerek
Trk mahkm edilir, idam edilir, itibarszlatrlarak gzden drlr.
Baycelik Milleti
183
KRT OLMAYAN KRTLER
Londra, Selanik, Budapete, Paris ve stanbul gibi merkezlerde SiyonistMason tarzyla
piirilen Trklk benzeri Krtlk veya Krt milliyetilii de, Siyonist-Batnn
emelleri dorultusunda 1980lerden beridir Gney Krdistann Barzan mntkasnda
gelitirilmektedir. Bu dnemin eki G ad altnda igal glerinin lkemize yerletii
dneme denk geldiine dikkatinizi ekmek isteriz. Bunun akabinde Trke kurulan ayn
tuzak Krde de kurulmu ve Krd de ayn tuzaa ayn ekilde dm-drlmtr.
Bugn Krt milliyetiliin ana merkezleri Erbil (Hewlr) ve Sleymaniyedir. Artk
Krt kimliinin, Krt al, epik ve kefiyesinin altnda yahudi takkesi ve cbbesi vardr.
Merak edilen, Krtlerin Haim Naumu kimdir? Moiz Koheni kimdir? Bugn Krtleri
ynetenler gerekten Krtler midir? Krtler de bunun hesabn yapmaldr? Yarn kripto
yahudiler Krt gmleklerini karrken grldnde, olan yine Krt milletine ola-
caktr.
Siyonist emeller dorultusunda dnyann en byk palavrasn yni Krt yahudiler
tezini ortaya atarak hem Krtlk uurunu kirletmeyi hem de Mslmanlarla Krtlerin
arasn amay hesablayan yahudi, Krdistanda her trl pislii bu sylem zerinden
gerekletiriyor ve yine Krtlere birok isteini bu provokatif fikir zerinden yaptrtyor.
Bunun iin yahudi, srailde, bakanln Habib imoni diye bir yahudinin yapt s-
railli Krt Yahudileri Mill rgt (The National Organization of Kurdish Jews in Is-
rael) adl bir rgt kurduruyor. Ve, 90 bin soydann Krdistandan g ettiini iddia
ederek, o topraklar zerinde sz sahibi olduunu ve bu vesile ile kltrel yaknlk bu-
lunduunu iln ediyor.
Ve bu tezlerini glendirme adan Barzan ailesinin yahudi olduu iddia edilir ki byle
bir ihtimal olmadn, Krt-srail Dostluk Birlii Bakan ve Krt-Yahudi Kltr Mer-
kezinin kurucusu Dr. Mote Zaken, Molla Mustafa Barzannin sraille ve yahudilerle
ilikisi ocukluk arkada Havaco Kano araclyladr. Barzan ailesi ile Barzan lakabn
alan yahudiler arasnda herhangi bir kan ba yok diyerek reddeder. Barzanler yahudi
deildir ama, yahudiye hizmette kusur etmeyen hainlerdir. sraille ili dl olmann
getirdii durumun sonucu olarak, Barzan airetinden binlerce Krt srailde, Amerikada
Batc eitimden geirilmi ve Irakn Krt blgesine gnderilerek orada Amerika ve s-
rail menfaatleri dorultusunda devletlemeleri salanmtr. Talabannin de durumu
farkl deildir. Trk yahudiler tezi ne kadar sama ise Krt yahudiler tezi de o derece
samadr Yahudi yahudidir, Trkse Trktr birlikilik, ihanet, hizmetkrlk ayr
bir eydir.
TRKE MLEDLEN IRKI OLAYLAR
Varlk Vergisi Yasas
Varlk Vergisi Yasas, Trk rks gzken yahudi rklar tarafndan sava finansman
gereke gsterilerek, byk bir servet transferinin arac olarak kullanlmtr: Rumlarn
zenginlikleri Mslman-Trk kimliindeki Sabetayistlere aktarlmtr. Yahudi asll
yneticilerin hatralarndan ve Sabetayist yazarlarn verdikleri belgelere dayanarak,
Varlk Vergisi Trkiye gizli (kripto) yahudileri tarafndan teorize edilmi ve uygulan-
mtr.
AKDEMYA
184
Varlk Vergisiyle birlikte, stanbulun en gzel apartmanlar ve zellikle tekstil fabri-
kalar el deitirir. Fabrikalar ve apartmanlar ellerinden kanlarn hepsi gayrimslim-
lerdir. Varlk Vergisi uygulamalarna bakldnda, gerekten, Mslman Trk
kimliindeki yahudiler ksa srede anormal derecede zenginlemi; fabrika, apartman,
ihan vb sahibi olmulardr. Bunlar bugn Trkiyedeki ekonomipolitie tam olarak
hkim olmulardr. rnein Vehbi Ko, Sabanc ailesi, SK yolsuzluunu yapan Bez-
men ailesi, Kadir Has, Cumhuriyet Gazetesi sahibi Karay yahudisi Yunus Nadi, smet
Paann kardei Hasan Rza bunlardan sadece birkadr. (Yaln Kk, Gizli Tarih,
s: 243, 248)
Yaln Kke gre, Varlk Vergisini icra eden heyet Sabetayist idi ve asl zenginlikle-
rini, Varlk Vergisine borludurlar. Bu uygulama, kripto yahudilerin Trkiyedeki ikinci
servet birikimi harekat idi. Birincisinde, Kurtulu Sava ve Cumhuriyetin kuruluunda
yenilenlerin ve lkeden kovulanlarn arazi, mlk, fabrika ve altunlarna el koymulard
(Gizli Tarih, s. 246)
Ermeni Meselesi
Ermeniler, son iki yzyldr, hem yahudilerin hem de Batnn iten ve dtan srekli
taciz, tehdit ve tahriki altnda yaamaktadrlar. Bu ise genelde Siyonist Batnn dias-
pora kl ile Ermeniyi Trkten uzaklatrma - Trke dman etme gayreti ile gn-
deme gelmektedir. Bugn Pariste, Amerikada ve Ankarada; Tel-Avivde plnlanan
programlar-projeler uygulanmaktadr. Ermeni Diasporasnn da kullanld bu proje
boyunca, Trkiye ile Ermenistann yaknlamas veya uzaklamas yahudinin keyf ira-
desine ve mill karlarna bal klnmtr.
Trkler ve Ermenilerden edindii Batc ibirlikiler ve Tanaksutyun artklar ile Trk-
Ermeni dmanln krkleyen ve ttihat ve Terakkiyi kurdurup Osmanl iin bir
Frankenstein hline getirten dnm(!) veya dnmemi yahudi, bir dnem Ermenileri
Trklere saldrtm, bir dnem de Trkleri Ermenilere saldrtmtr. ASALA terrnn,
Sabetayc yahudilerin yuvaland Trkiye Dileri Bakanlna bal diplomatlar
hedef alm olmas tedadf deildir. Trklerde ttihat ve Terakki Partisinin hkm ne
ise, Ermenilerde Tanaksutyun Partisinin hkm de odur. Hatt yle ki, ttihat ve Te-
rakki ile Tanakstyun bir dnem birlikte hareket ederek Osmanl Devletine kar isyan
etmilerdir.
Tarihten bir yaprak:
- Temo soyadn tayan, suyun te tarafna bal, ilk messislerden brahim, Romanya
ve Bulgaristanda; Ahmed Rza, Doktor Nzmve kumpanyalar Fransada; u bu, s-
virede; filn falan Msrda slenmeye ve mihraklamaya baksn!.,.
21 Aralk 1896 tarihinde svirenin Cenevre ehrinde Osmanl htill Frkas ku-
ruluyor. Ayn mayadan ve stanbul Merkezinin dmesi zerine daha canl hareket edil-
mesini isteyenlerden bir grup...
Artk ierideki kundak tepelenip sndrlm, yank lekeli bir bez paras halindedir ve
kendilerince btn mit, vatann pencerelerinden seyrettikleri Bat ve imal rzgrlar-
nn savurduu kvlcmlardadr. Bu kvlcmlar, vatan yakmak iin Hallar Dnyasnda
ate fleyen, kafa ktlarnda Mslman ve Trk yazl insanlarn nefesleri...
Baycelik Milleti
185
svirede kurulan Osmanl htill Frkasnn ilk ii ermenilerle mnasebet kurmak,
onlardan destek istemek ve Mslmanlarn Halifesi ve Trklerin padiahna ortaklaa
bir suikast tertibi fikrinde birlemek oldu. htill Frkas, nce hedefini ve dvasn ak-
layc bir beynname yaynlayacak, peinden Ermeniler stanbuldaki Trk fedalerine
bomba verecekler...
Sonradan bomba verilmesi iinin Tuna boyunda bir noktada yaplmas dnld ve
bombalar brahim Temonun teslim alp diledii yere sevketmesi kararlatrld. Do-
rudan doruya Trk dmanlaryla Trk ismi altnda Trklk dmanlarnn bu tema-
sna, Zarifyan isimli Ermeni araclk ediyordu.
Fakat mahut hedef ve dva beyannamesinin nerine ramen Trk dman Ermenilerle
Trklk dman szde Trkler anlaamadlar, bomba al veriini yapamadlar; bylece
slamlarn Halifesi ve Trklerin padiahn bombalamak erefi (!) yalnz Ermenilere
kald. (Necib Fazl, Vatan Haini Deil, Byk Vatan Dostu Sultan Vahidddin)
STN IRK - SELM MLLET PALAVRASI
Bat, siyah-beyaz-sar-kzl rk ayrmyla balayan barbarlna daha mikro seviyede; si-
yah kendi iinde, beyaz kendi iinde, sary kendi iinde ayrtrarak devam etmitir,
etmektedir. Bu yahudileme hli farkl rklar tarafndan da benimsendike kavimler
kendilerine stnlk hli irca etmeye, seilmilik hli vehmetmeye ve kendi milleti
zerinde kutsallk hli iddia etmeye balamlardr. Hitler stn nsan tezi ile
Alman mparatorluunu ideolojik temele dayandrmaya alrken, Mussolini talyada,
Washington Amerikada, ttihat ve Terakki Trkiyede, bakalar da baka yerlerde bu
hastal bnyeletiriyordu.
Birok millet bu bulac hastala dar olduu gibi, Trk, Krt, Arab gibi tandk mil-
letler de bu tuzaa dmlerdir. 1900l yllarda szkonusu olan Irklk, Turanclk,
kafataslk hl unutulmu deil. Bir Trkn dnyaya bedel olduu ile balayan d-
nme ve ifade biimi, en kestirmeden stn rk grdr. 1800l yllarda balayan
mikro-milliyeti akmlar, ilerleyen zaman diliminde Balkanlarda, Ortadouda ve As-
yada bir veba gibi yaylm ve ktada yzlerce millet ve kltr bir arada tutan Os-
manl terkibini ypratm ve zmlerdir.
Bat ve yahudi birliktelii erevesinde drt bir yandan kuatlan Osmanl Devlet-i
liyesi, Trk olmayan Trkler tarafndan ve Trk savunma, Trklk (Turan) idea-
line kavuma, Kzlelma peinde koma adna parampara edilmitir. Trk gnah
kadar bile sevmeyen Bat ve yahudi, bir yandan kurduklar Trk cemiyet ve rgtler
aracl ve Trklk maskesi ile Osmanl terkibini idi eder, dumura uratrken,
dier yandan da Osmanl terkibine ruh ve hayat veren slm anlayn Mslmanlarn
hayatndan, hayat tarzndan karmaya gayret etmitir, etmektedir. Bu mn ereve-
sinde, yahudilemi-Batllam beyinlerin icad ettikleri Trkiye Trklerindir tr
hastalkl fikirler ve yine Trkiye kavram zerinden Krd ve Arab inkr eden rk
palavralar ve tarih safsatalar, mill bnyeye zerkedilmitir.
Nihyetinde, bu yahudi hastaln yni mikro-milliyetilii veya etnik ayrmcl ideo-
lojik bir ama, niha bir ideal belleyenler, nce bals olduklar devletleri sonra da
milletlerin ruhunda nizam kurmu kltr zenginliini ykm ve kurutmulardr. Bu er-
evede son iki yz yldr yrtlen Batllama faaliyetleri ve bu faaliyetlerin getirdii
AKDEMYA
186
milliyetilik anlay, hibir zaman birletirici olmam, aksine daima blc ol-
mutur... Trk milliyetilii kavram zerinden Trklere muhatab olan hzl Trklerin
hibiri Trk olmad gibi, kavim - ayn aile psikolojik durumu zerinden kendini g-
rnmezletiren bu taife, Trk kimlikle Trk dmanl yapm, Trke kendi bindii
dal kestirmi, Trklk ideali etrafnda rgtledii kitleler ile Trk kendi kendisine
imha ettirmitir.
Burada unu hatrlatmakta fayda var ki; ilk olarak Turkhia eklinde Bizans kaynakla-
rnda grdmz Trkiye sz, yine Batllar zellikle de Rumlar (Yunanllar) tara-
fndan deiik yzyllarda, coraf bir isim olarak, Trk milletinin yaad blgeyi ifade
iin kullanlmtr. Trkiye st kimlii, Krdiye veya Arabistan st kimliini mazur
gsterir ki, byle bir durumda rk takmn zellikle Krd Milletine saldrmasnn
anlam kalmaz.
Dier taraftan, milletlerin nfus yaps deiebilir, coraf yer deitirmeleri, yk-
selileri, dleri ve farkl kanallardan beslenileri olabilir ancak, bunlarn da her
zaman belirleyici bir nemi olmaz. stelik, bunlara dayanarak yni tarihin getir-
diine bakarak, her meselede kendi kavmini ileri srmek ve dier kavimleri kendine
itaat etmeye memur topluluklar addetmek, temelsiz bir rklktan baka bir ey
deildir.
Allahn hkmne isyan demek olan bu hdiseye kar Mtefekkir Salih Mirzabeyolu
u harika tesbitle noktay koyar:
- (...) nce kavmin hakikati nedir?, bunun zerinde duralm: Kurnda, insanlarn
kavimlere ayrlmas hikmeti, birbirlerini iyi tanmalar iin diye buyurulmutur...
Demek ki, insanlarn kavimlere ayrlmas hikmeti, varlk ve olu bahsini de kapsayc
bir ekilde ifde edersem, asln grnebilmesi iin gerekli araz hkmndedir... Hayat
bu arazlardan yrr... Araz, herey zddyla kimdir hakikatinden farka kadar sar-
kan bir mndadr; mmetimin ihtilf rahmettir! buyuran Allah Reslnn sz
dairesindeki binbir hikmetten biri hlinde hem bu ikinci husus grlr, hem de kavim
st mmet esasna nisbetle kavim hakikatinin ne olduu... u l de Onun: Kii,
kavmini sevmekle knanamaz!... Kavim, fikrin tecelli imkndr; buna nisbetle de,
slmn hakikatine yaklald kadar kavim hakikati ortaya kar... Yni Krt, Trk
veya Arab, ilkel bir psikoloji iinde kavmiyle kuru kuru bbrlenen deil, slmn haki-
katini yaatandr... nsan veya kavim, bu hakikate yaklat kadar azizleir, uzakla-
tka da sflileir... Anlalyor ki deer keyfiyettedir; u veya bu kavme mensub olmak
kimsenin kendi elinde deildir ve insan ancak kendi emei derecesinde ereflenir... Bizim
mslman olarak Trk, Krt veya Arab diye hi kimseye sadece kavminden dolay bir
dalkavukluk tavrmz yoktur ve mslman hangi kavimden olursa olsun, kavim st
mmet esasna nisbetle kardeimizdir; mslman olmayan da dmanmz... (Salih
Mirzabeyolu, Admlar)
YEN NZAM - YEN NSAN
yleyse, mevzuumuzu st kimlik bakmndan ereveleyecek olursak, Yeni an di-
yalektii, BDA Diyalektii erevesinde BAYCELK MLLET olur ki, o da her
rk kendi keyfiyetiyle deerlendiren yni inkr etmeyen bir topluma iaret eder. Ba-
ycelik Milleti adyla ortaya kacak bu toplum, yeni bir rk, yeni bir kavim olmayp,
Baycelik Milleti
187
millet kelimesinin idi edilmemi hline yni hakiki mecrna girmesini salayacak
yepyeni bir nizam ve yepyeni bir insan demek olacaktr. Baycelik nsannn hangi
rktan, hangi renkten, hangi kavimden, hangi babadan olduu; hangi tarih arka plna,
hangi sermayeye mlik olduu ve hangi dili konutuu nemli deildir. nsan olmas,
iman teklifine muhatab olacak olgunlua sahib olmas, cemiyetin mmtaz bir ferdi ol-
mas iin yeter sebebtir.
Dier taraftan, kendi kavmini sevmeyi baka kavimleri sevmemek ve onlar aalamak
zannedenler; yine farkl bir kavmin kendi dilini kullanma hakk taleb etmesini bl-
clk eklinde deerlendirenler ve onlar katletmeyi mazur gren-gsterenler, stadn
ifadesi ile ham yobaz, kaba softa gruhudur ki, bunlarn hakk temsil edecek fikir ve
aksiyondan mahrumiyeti apaktr. Biraz daha aarsak, Trk veya Krt fark etmez, her
meselede kendi kavmini ileri srenler, kavimlerini tapnlacak bir put mevkiine getirmi
olurlar ki, yine stadn ifadesi ile bu hl ham ve yobaz bir putuluktan baka bir ey
deildir.
Mevzuun kabuk meselesi deil ruh meselesi olduu ve bu ruhun da Trke de,
Krde de, Araba da, Arnavuda da, eene de hayat, eref ve izzet veren SLM olduu
temel hkm olarak benimsenmelidir. Bu benimseyi akabinde Mill uur ve Ahlk
erevesi de izilir ki, ferd says en aza inmi kck bir kabile veya bir kavim bile,
milyonlardan mteekkil milletlerden daha ileri bir seviyeye kabilir, devlet kurabilir,
devlet idare edebilir Yoksa, slm ruh ve ahlkndan uzaklatktan veya mahrum kal-
dktan sonra milyonlarca Trk, Krd, Arab, Avrupal vs, kuru bir kalabalktan ibaret
kalr ve kum torbas hesab belki zerre miktar ehemmiyet belirtmez.
Baycelik devlet modelinde Milliyetilik, psikolojik bir kymet ve davran tarz
olarak nitelendirilecek olup, tek bana ideolojik bir anlam ifade etmez. Fertlerin
bal olduklar airet veya mahall grublarda gelitirdikleri rf ve hiss davranlar l-
ler erevesinde gemlenmi, kontrol altna alnm ve fikrin emrinde kol hvi-
yetinde vazifelendirilmi ise, problem yoktur. Ancak, haddini ap; inand fikri
tepeleyecek, bakasna rengiyle, kabuuyla, diliyle stnlk gtmeye kalkacak ise,
o zaman putuluk kapsna ynelinmi olur ki, Baycelik insan bundan le gr-
mesine kaar. Tarihte Mslmanlarn slm corafyasnda kurduklar devletlere
bakldnda, hibir Mslman kavmin kendi kavim ad ile devlet kurmad grle-
cektir. Abbasler, Emevler, Seluklular, Osmanllar, Eyyubler, Memlklular vs; Trk,
Arab ve Krtlerin kurduklar, fakat muazzam bir tevazu ve inan ile kendi kavim ad-
larn vermekten hay ettikleri slm Devletleridir. Bu devletler, slm Milleti tabirine
uygun olarak, kendi hakikatini hakikatin hakikati slma nisbet eden muhteem bir
millet vakasnn temsilcileridir. Bu nisbetin en harika misliyse, Bedir Sava ve Bedir
Ashabdr.
Burada bir psikoloji parantezi amakta fayda mlhaza ediyoruz. Psikoloji; dnme,
alglama, renme, ahsiyet, istidatlar, zek, duygular ve heyecanlar gibi insan zellik
ve davranlarla ilgilenen ilim daldr. Kiilerin yetitii ortam, gndelik yaamada edin-
dii alkanlklar, yaknlk kurduu yahud ztlat insanlara kar besledii duygular,
eitimle elde ettii bilgi ve tecrbeye bal davranlar, aile ve kardeleriyle kurduu
gl balar ve iinde bulunduu sosyal gruba kar sorumluluk hissi vs.; btn bunlar,
psikolojinin alan ierisindedir.
AKDEMYA
188
te milliyetilik meselesi de, saydmz neredeyse tm psikolojik unsurlar zerinde
barndrmaktadr. Milliyetilik bir fikir deil, fikre bal duygu, dnce ve hareketin
zarf dr ancak. Aslolan mazruf tur, cevherdir. Milliyetilik bir fikir! olarak ileri s-
rlecek olursa, farkl kalb, davran, aile, airet ve kavimlerin ayn sz kendileri iin
sylemeleri szkonusu olur ki, fikir dnyasnda komediden baka bir zellik tamaz
bu. Neticede, fikir diye zihinlere sunulan bu tr eylerde sadece fil deiik, gerisi ol-
duu gibi ayndr. Fikirsiz milliyetilik hastalna dar olmu kiilerde grlen en
genel hastalksa, ne ve niin olduuna bakmadan, kendi dnda grd ve az veya ok
nefret ettii dier bir kavme kar toptanclk yapma ve kendi rkn stn klma abas-
dr. Kemalist milliyetilik bunun en ak mislidir.
Bugn milliyetilik adyla Anadolu insannn zihnine rnga edilen ey, Krt ve Er-
meni dmanldr. Trk milliyetilerinin! kafasndaki alg ylesine deimitir ki,
Krt deyince birounun aklna blc dman, Batllar ve yahudiler deyince akl-
larna stratejik dost veya yabanclara hogr gelmektedir. Bir Krt Krte bireyler
konutuunda, sanki dinden km muamelesi grebilmektedir. Oysa bu, dinsiz-ke-
malist milliyetilikten baka birey deildir. Psikolojik bakmdan, etki de tepkiyi do-
urmakta, svene svlmekte, dvenler dvlmektedir. Halbuki sevselerdi,
sevileceklerdi.
Gelelim Bedir Savana, savalarn anas Kanl Bedire
Kii kavmini sevmekle knanamaz hadisinin srrn da yine Bedirde aramak gerekir
Kavim ama, hangi kavim, hangi iman ve fikre sahib kavim?.. Braknz kavimlerin ka-
vimlerle kar karya geliini; kardein kardele kar karya geldii; babann oulla,
amcann yeenle birbirine dman kesildii; elerden birinin kfr, dierinin iman sa-
fnda yer ald ve birbirlerine kl ektii savatr Bedir manla kfrn, -akla karann
birbirinden ayrld gibi- keskin bir klla saf saf ayrld gndr Bedir te bu
Bedirden bir tablo:
- Hicr 17 Ramazan 2 / Mild 13 Mart 624 Cuma sabah iki ordu Bedirde karlat.
Arablar tedenberi hep kablecilik gayretiyle savamlard. Bu savata ise din urunda
ayn kablenin insanlar birbirleriyle arpacak, karde, amca, yeen, hatt, baba-oul
birbirlerini ldreceklerdi.
Mslmanlarn sancaktar Musab b. Umeyrin kardei Eb Azz, Kureyin bayrak-
taryd. Utbe b. Rabann oullarndan Veld kendi yannda, ikinci olu Eb Huzeyfe
mminlerin arasndayd. Hazreti Eb Bekirin bir olu Abdullah kendisiyle beraber,
dier olu Abdurrahman ise mrik saflarndayd. Raslullah (sallllahu aleyhi ve sel-
lem)in amcalarndan Hazreti Hamza kendi yannda, dier amcas Abbs ise kar ta-
rafta yer almt. Hz. Peygamberi mr boyunca himye etmi olan amcas Eb Tlibin
bir olu Hazreti Ali Mslmanlar iinde, dier olu (Alinin kardei) kil ise mrikler
safnda bulunuyordu. Raslullahn ilk hanm Hazreti Haticenin kardei Nevfel ile
damad (kz Zeynebin ei) Ebul-s mrikler iinde yer almlard.
Yazmz Byk Dou Mimar stad Necib Fazln tesbitleri ile noktalayalm:
- Tpk eriate ba kesmekle, onun yasak etmedii sahalarda hudutsuz bir salhiyet
ve memuriyete kavuan akl gibi, slm inklbnn milliyetilii de, topyekn insanlk
kadrosunda ruhun kaynan Mslmanlk olarak kabul ettikten sonra, o ruhu ta-
Baycelik Milleti
189
maya, renklendirmeye, mizalandrmaya kar liyakat ifadesi bakmndan btn ka-
vimler aras yarmada stnlk mefkresinden ibarettir. () Milliyetiliin, bu l
dnda btn alevli tezahrleri, yalnz gvdeleri yakp kl eden dar ve hasis bir nefsa-
nlik, ham ve yobaz bir putuluktan baka bir ey deildir. (Necib Fazl, deolocya
rgs)
AKDEMYA
190
GR
Ortadou, insanln ilk kez dnyada var edildii, redii, oald, yayld ve tekrar
geri gelerek, yine kendisi (Ortadou) iin savat yer. Bu topraklarn kalbiyse, Kuds.
Davud peygamber, Kenanllarla olan sava kazanarak Zion kalesini (Kuds) bakent
yapar ve Kudse getirdii, Hazreti Musaya ait olan Ahit Sand ile de ehre ilk kud-
siyet verilmi olur.
Ortadouya tarih boyunca Kenanllar, branler, Aramler, Asurlular, Babilliler, Persler,
Yunanllar, Romallar, Bizans, Arablar, Seluklular, Hallar ve son olarak Osmanllar
hkmeder.
Ortadou, cihan devleti olma arzusu gdenlerin yahud cihan devleti olanlarn gzn
diktii; fethettiinde var olduu; bir dierinin fethindeyse kendisinin de yok olduu
yerdir ayn zamanda.
nsanlk tarihinde ilk cinayetin ilendii, ilk kann, hem de ilk karde kannn dkld
ve kana doymayan topraklar corafyasnn btndr Ortadou.
Yine Ortadou yle bir yerdir ki; varlk nazariyesinde, nesnelerin kendisinden gelip
kendisine gittikleri ilk maddenin ate olduunu syleyen Heraklitos ayet blgenin ta-
rih srecini inceleme imkn bulabilseydi, devletlerin kendisinden gelip kendisine git-
tikleri corafyann Ortadou olduununa hkmedebilirdi.
- Ortadou kavram Avrupa merkezli yaklama dayanr ve ngilizlerin 19. yzylda
kullanmaya baladklar bir kavramdr. Bu tanmlamada ngiltere ve Avrupa lkeleri
merkez kabul edilmi; Dou, Uzak Dou, Yakn Dou, Orta Dou gibi kavramlar buna
gre tyin edilmitir. [1]
- Bu tarife gre Ortadou lkeleri Suriye, Irak, Katar, Kbrs, rdn, srail, Lbnan,
ran, Filistin, Suud Arabistan, Birleik Arab Emirlikleri, Umman, Kuveyt, Bahreyn,
Yemen, Trkiye ve Msrdr. [2]
1 Peter Beaumont, Gerald H. Blake, J. Malcolm Wagstaff, The Middle East: A Geographical Study, 2. Basm, David Fulton,
Londra 1988, s. 16.
2 Ortadou Pakt (Middle East Pact-MEP).
Ortadounun Maceras ve
Abdlhamid Han
mer Emre Akcebe
Ortadounun Maceras ve Abdlhamid Han
191
NN ORTADOU?
nsanolunun ilk var olduu yer demitik Ortadou. Hazreti demin yaratlmas ile,
bu topraklardan yeryzne yayld insanolu. nsanlar, her nereye yerleirlerse yerle-
sinler, ayakta durmay baardklar gn gzlerini yine bu topraklara evirdiler. ktann
kesime noktas ve eski dnya karalarnn kalbi olan bu blge, tm seyahat, ticaret, ha-
reket yollaryla maden yataklarnn dmlendii bir yer oldu hep. Kavga ile tarih ayn
yatadr burada. lk sava burada yaplm, ilk terr rgt Sincarii (M.S. 50-60) bile
burada kurulmutur.
KTSAD SEBEBLER
Dnyann en verimli alvyal tarm arazileri bu topraklardadr. Frat ve Dicle, bu top-
raklarda balayp yine bu topraklarda denize dklrler.
Geni tarm sahalar, elverili hayvanclk arazileriyle, tarihin ilk yllarndan beri ehem-
miyet arzeder Ortadou. Tarih ncesi alardan beri iletilen bakr, altun, gm yataklar
Ortadou corafyasnda iletiliyordu. [3] der Bernard Lewis.
Coraf keiflere kadar, inden Avrupaya tanan tm ticar malzemelerin nakil gzer-
ghnn dm noktas olarak Ortadoudan geen mallardan salanan gelir, burada
hkmeden devletlerin balca gelir kaynan oluturmutur ki, bugnn artlarnda
in, Japonya, Kore gibi lkelerden gelen mallarn yine ayn gzergh izledikleri d-
nlrse, sirklsyonun bykln rahatlkla kavrayabiliriz.
Ne var ki, 16. ve 17. yzyllardaki coraf keiflerin ardndan, Ortadounun bu iktisad
ehemmiyetini nisbeten kaybettiini syleyebiliriz. Buysa, zellikle bu blgelerde hkm
sren ve bu ticaret gzerghndan byk gelir elde eden Osmanl Devletini etkilemitir.
Ancak bu durum da uzun srmemi, 18. ve 19. yzyllarda buhar gcyle alan ma-
kinenin icad ile ortaya kan hammadde ihtiyac erevesinde Ortadou, iktisad yn-
den yine nemli hle gelmitir. Verimli petrol, doalgaz gibi enerji kaynaklarna sahib
olan corafyann Ortadou olmas, dnyadaki gl devletlerin, gzlerini tekrar bu bl-
geye evirmesine sebeb olmutur.
DN SEBEBLER
- bhesiz, lemlere bereket ve hidayet kayna olarak insanlar iin kurulan ilk ev
(mbed), Mekkedeki (Kbe) dir.(l-i mrn, 96)
Hazreti dem, Hazreti Nuh, Hazreti brahim, Hazreti smail, Hazreti Musa, Haz-
reti Harun, Hazreti Davud, Hazreti Sleyman, Hazreti sa, nihayet Varln Tc
Gye nsan-Ufuk Peygamber... Hepsi bu topraklarda yaadlar.
na edilen ilk mabed olan Kbe, ilk insan ve ilk peygamber Hazreti demtarafndan
yaplm ve Semav dinler iin daima mukaddes bir yer olarak kalmtr. Daha sonraki
devirlerde Yahudiler, Hristiyanlar ve blgede sayca dierlerinden fazla olan Msl-
manlar iin mukaddes olan dier mahaller de hep bu corafyada toplanmtr: Tarih
Hristiyan kiliseleri, Beytl-Makdis ve Hazreti mer tarafndan ncelikle kk bir
mescid olarak ina edilen Mescid-i Aksa. Bu topraklar, Yahudilerin kendilerine vaade-
3 Bernard Lewis, Ortadou, Trc: Selen Y. Klay, Arkada Yaynevi, Ankara 2005, s. 194.
AKDEMYA
192
dildiine inandklar topraklardr. Hristiyanlar iinse, Hazreti sann tekrar yeryzne
indirileceine inandklar topraklar. Ezcmle, Semav byk dinin kesime noktas
da Ortadoudur.
SYAS SEBEBLER
Ortadouda yaayan toplumlar, Hazreti merin fetihleriyle beraber, slmn getirdii
siyas artlar benimsemi, yzyllarca hayatlarn buna gre dzenlemi ve idme ettir-
milerdir. Mezkr fetihler akabinde, Ortadou corafyasna devlet olarak Emevler, Ab-
basler, Eyyubler, Seluklular ve son olarak Osmanl Devleti hkmetmitir.
Bu arada, 11. yzylda kavimler g ile yolu Ortadouya den Trkler Mslmanl
benimsemi ve Batya doru glerine devam etmilerdir. znik yaknlarnda kurulan
Seluklu devleti, Bizans mparatorunun Papadan yardm istemesine sebeb olmutur ki,
bylelikle balatlan Hal seferlerindeki ama, hem Trkn bayraktarlnda Batnn
kapsna dayanan Mslmanlarn ilerleyiinin nne gemek, hem de oktandr Ms-
lmanlarn elinde bulunan Kuds geri almaktr. Seluklunun ardndan kurulan Os-
manl Devleti ile, Hristiyanlarn Hal basks Ortadou snrlarndan Avrupa
topraklarna tanm ve I. Dnya Savana kadar da herhangi bir Avrupa devletinin Or-
tadou zerinde hemen hibir basks olmamtr. Yine Osmanl devleti ile, blgede hi-
lafet ve slm birlii salanmtr.
Osmanl Devletinin Hallar malub etmesi, Hristiyanlarla olan savalar Ortadoudan
kartarak Avrupa topraklarna tamas ve slm birliini tesis edip halifelii almasyla
Ortadou, tarihinde ilk kez bar tatmtr. lerleyen zamanda Osmanldaki sistemin
bozulmas sonrasnda, tabi ki her gcn sahib olmak iin elinden geleni yapt ve nasl
bir nktedir ki sahib olann sonu olan Ortadou da karmaya balamtr.
ORTADOUDA BUHRAN VE ABDLHAMD HAN
Makine medeniyeti, bir yandan ilerlerken, bir yandan da kaynak araylarna bala-
mtr artk. Maalesef Osmanl, Batnn teknolojik hamlelerine Dounun ruhunu
nfuz ettiremez ve Batnn ahlana getii bu dnemde kalknmasn gerekletire-
mez. Coraf keifler ile ticaret yollarndan elde ettii geliri de kaybeden Osmanl, ik-
tisad bakmdan skntl bir dneme girmitir. Baknz stad Necib Fazl bu dnemi
nasl izah ediyor:
- Dounun, daima Muhteem ark grnd ve Mukaddes Emaneti bir kavimden b-
rne devrederek, yalnz buhranl kavmi tasfiye etmekte kald mesut devir, 7 nci Asrdan
16 nc Asr ortalarna kadar srer. 16 nc Asrdan sonra ise, Dou, hkmdarlk hakk
bakmndan tasfiye edilmi ve Trke intikal etmi milletleriyle, Trkn ahsnda, topyekn
en byk buhran kaydeder. 18 inci ve 19 uncu asrdan sonra Dou, artk Batnn gznde,
btn cins ve mezheplerini birletiren bir miskinlik, dvaszlk, mahkmluk ve gerilik psi-
kolocyas yatadr. Her trl akl ve let, madde ve dnya uurunu kaybetmi olan bu
kocaman yatak, o gnden beri Batnn muazzam istismar arsas. Dounun Trkte, 16 nc
asrdan sonra patlak veren, br Dou milletlerini de daha evvel kavurmu olan buhran,
binbir harikulde msbeti iinde binbir harikulde menfisiyle bata Fars ve Bizans tesiri
bulunmak zere slm saffet ve hikmetinin bulandrlmasndan dodu. Bulandrlar ve
bulanlar, kendi kavimlerini yere sere sere bayra gen ve saffetli kavimlere ciro ettire
Ortadounun Maceras ve Abdlhamid Han
193
ettire srd. Fakat her eye ramen dou, lhi kubbeleri, fildii ykl kervanlar ve Eski
Yunana kadar her eyi ilk defa zaptetmi ktphaneleriyle, insanlk fezasna tek bana
tahayyz hassasn muhafaza etti. En gen ve saffetli kavim olan Trkn eline getikten
sonra da, ayn bulandr ve bulanla, teekkl ve tebellrn tamamlayan Batya atar
atmaz topyekn ricat, hezimet ve iflsa dt. [4]
Bu miskinlik safhas vesilesiyle, Ulu Hakan Abdlhamid Han ydetmenin yeri gel-
mitir.
Zaman, Hristiyanlarn makinelemek iin, Yahudilerinse Siyonizm erevesinde vaa-
dedilen topraklar iin rgtlenmeye balad zamandr. Makinenin tbiri caizse-
ruhu da aslnda Ortadoudadr. Nasl ki ruhu olmayan insan yaamaz ise, enerjisi ol-
mayan makine de faaliyet gsteremeyecektir. Avrupal bunu grm ve Ortadounun
sonsuz vasfla donatlm topraklarnda bulunan makinenin ruhu mesabesindeki
enerji kaynaklarna ynelmitir. Din sebebler de nemini aynen muhafaza etmekle
beraber, zellikle ngiltere, Almanya, Fransa gibi devletlerin amac, Ortadouyu bir
n nce smrgeletirmektir artk. Mesel, denizlerde hkimiyeti olan ngiltere, I.
Dnya Savana kadar geri kalan smrge corafyasnda sz sahibiyken, henz s-
mrgeletiremedii yegne yer Ortadoudur.
Ortadouda ise bu demde sz, 34. Osmanl Padiah, 98. Halife II. Abdlhamid
Handadr. Abdlhamid Han, yukarda izah etmi olduumuz Ortadou buhrannda,
Hazreti mer adaletini tatbik etmeye almtr. Ulu Hakan, Ortadounun hkimi
sfatyla, bir taraftan Hasta Adam Osmanl Devletini yeniden slmn emir subay-
l vazifesini yerine getirecek ekilde adaletle idare edip, iktisad buhranlar atlatmaya
alr ve teknolojik hamleler yaparken, dier taraftan da Douda ruh birliini temin
etmeyi ve Douyu yekvcud hle getirmeyi plnlar.
II. Abdlhamid, Kanun Sultan Sleyman devrinden itibaren balayan gerileme d-
neminde yoku aa yuvarlanan, yuvarlandka klen, kldke kuds kntlar
zmparalanan Osmanl Devletinin nihayet en dibe vurup krlmasn 33 yl geciktirmi
bir settir.
Abdlhamid Han, teknolojik gelimelerle iktisad artlar gznnde bulundur-
makta; Mslmanlarn topyekn bir kalkmas szkonusu olmadka, ngiltere, Al-
manya, Rusya gibi devletlerle baa klamayacan ok iyi bilmekte ve bu yzden de
gereken altyapnn hazrlklarna hz vermektedir.
Siyas bakmdan Abdlhamid Han, denizlerde gl olan ngiltere ve karada gl
olan Almanya ile srekli irtibat hlinde olmutur. ngiltereye kar Almanlar, Alman-
lara kar ngilizleri, Ruslara kar da Avrupa devletlerini denge unsuru olarak gzetir
ve siyasetini nak nak iler.
Dier yandan II. Abdlhamid Han, dnyann neresinde olursa olsunlar, btn Ms-
lmanlara Halife sfatyla el uzatr, her vesileye sarlarak Mslmanlarla candan bir
yaknlk tesis eder. Dnyann eitli yerlerindeki Mslman corafyalarda imkn d-
hilindeyse camiler, imarethaneler, su emeleri yaptrtr; uzak yerlere Cuma namazlar
iin Halife olarak kendi yzn gnderir ve bylelikle tm slm milletinde bir he-
4 Necib Fazl, deolocya rgs, 16. Basm, Byk Dou Yaynlar, Mart 2007, s. 51
AKDEMYA
194
yecan uyandrarak, topyekn bir kalkmann altyaps hazrlamaya bakar. Bilir ki,
Avrupa lkeleri Hasta Adamla rahata ba edebilecekken, tm smrgelerde bir-
den patlayacak bir Cihad hareketi karsnda elleri kollar bal kalacak, Osmanl
Devleti de Ortadounun hkimi olmaya devam edecektir. Yalnz bu arada, Osman-
lnn hkimiyet sahas olan Ortadounun dier bir kesinde iin iin bireyler pi-
irilmektedir.
ORTADOUDA NGLZ VE FRANSIZ
1839da Svey Kanal aldktan sonra, Msr, stratejik nemini tekrar kazanr. Fira-
vunlar zamanndan beri hayal olan Svey Kanal, Fransz-ngiliz ortak teebbsyle
alm bulunmaktadr. Svey Kanalnn almasyla, coraf keifler devrinde seilen
mit Burnu gzergh terk edilir ve bu ksa, daha az maliyetli gzergh, Msra jeopo-
litik nemini iade eder.
Svey Kanalnn almasyla birlikte, zellikle ngiltere, en nemli hammadde tedarik-
isi ve smrgesi olan Hindistan ile arasndaki yolu ksaltp maliyetleri azaltmtr.
Ancak ayn ngilterenin, bu yeni yol zerinde bulunan ve Osmanlya bal olan Msr
kontrol altna almas gerekmektedir. ngilizlerin Msr ile ilgili ince siyasetini E. M. Ear-
leden dinleyelim:
- ngiliz kapitalistleri, Msr bor vererek nce ar bir mal yk altna sokmulard.
ngiliz iadamlar ve kapitalistleri, borlarnn dourduu korku ve eziklikten yararlana-
rak, bilhare bir sr imtiyaz koparm ve lkeye yerlemeye balamlard. Sonunda yle
bir gn gelmiti ki, Msr maliyesi ngiliz ve Franszlarn sznden kmaz olmu, Avrupal
diplomatlarn verdii akl Hidivin emirlerinden daha geerli hale gelmiti. Ayrca, asker
fetih ve igale mazeret tekil edecek karklk ve ayaklanma ihtimalleri el altnda bulun-
duruluyordu. [5]
Abdlhamid Han ise, bu esnda kendi ince siyasetini gdyordu. Osmanl Devletinin
ajanlar, Mslmanlar Hilafet Sanca altnda rgtlemek iin her yerde elinden geleni
yapyordu. Hatta bir ngiliz casusu olan Arminius Vambery, Hindistandaki Sir Tho-
mas bu konu hakknda bilgilendirmek adna unlar yazar:
- Hindistan Hkmeti, Mekkeden Asyaya dnen Hind, Afgan ve Ortaasyal haclar
arasna szm padiahn ajanlarna dikkat etmeli, onlar gzaltnda tutmaldr. Bunlar
halifenin bizzat kendisi tarafndan grevlendirilmi olup, tm talimatlar padiahn ma-
beyincilerinden almlardr. Abdlhamidin Pan-slm siyasetinin tm Mslman dn-
yasnn en cra kesine kadar nasl nfuz ettiini grmenin beni olduka arttn itiraf
etmeliyim. Kuzey Afrikada eyh Sunus, Afganistanda Kabil Bamollas, Ortaasyada
Buhara Kads ve Hindistan, Cava ve in din liderleri padiahn emrindedirler. slm
Birlii fikrinin, Abdlhamidin saltanatndaki kadar hibir zaman gl olmadn sy-
lemekle bhesiz ki mbalaa etmi olmam. slm Birliinin daha oluma safhasnda ol-
duu tabidir. Ne var ki Mekkedeki merkez otoritesi ile padiahn -eer plnlarnn
uygulanmasna izin verilirse- artc sonular almas mmkndr. [6]
5 Edward Mead Earle, Badat Demiryolu Sava, Trc: Kasm Yargc, Milliyet Yaynlar, stanbul 1972, s. 224.
6 Mim Kemal ke, ngiliz Casusu Prof. Arminius Vambery'nin Gizli Raporlarnda II. Abdlhamid ve Dnemi, dal
Neriyat, stanbul 1983, s. 109.
Ortadounun Maceras ve Abdlhamid Han
195
Hasta Adamn Sultannn, icrasnda bulunduu siyasetle ilgili bizzat kendisinin ka-
leme ald notlarda ise unlar sylenmektedir:
- ngilizler Asyada yz elli milyon Mslman idareleri altnda tutuyorlard. Bu Ms-
lmanlar zerinde hilafetin byk nfuzu vard. Bunlar bildiim iin, ngilizleri kuku-
landrmadan, her ihtimale kar seyyidler, eyhler, derviler gnderip Asyadaki
Mslmanlar hilafete mnen balamaya husus itina gsteriyordum. Buharal eyh S-
leyman Efendinin Rusyadaki Mslmanlar arasnda yapt hizmetleri bilhassa k-
ranla ydederim. Bunun ngilizlerle mnasebetlerimizde ok faydasn grdm.
Hindistandaki umum valileri, oradaki Mslmanlarn Osmanl Devletiyle yakndan il-
gilendiklerini grdke, hkmetlerine, Osmanllarla iyi geinmelerini yazyorlar ve by-
lece bizim ilerimiz bir nebze kolaylam oluyordu.[7]
Abdlhamid Han, hibir Avrupa lkesi ile dierinden daha fazla yaknl olmadn
cmle leme gsterip, tm lkelerin eliliklerine mavi boncuk datrken, st rtl
bir ekilde onlar tehdit etmekten de asla ekinmemitir. ngilizlerin hamlelerine karlk
ileri grl Sultan, derhal Hicaz Demiryolu Projesine balamtr. slm topraklarndan
toplanan yardmlarla balatlan ve ngilizlerin alenen dalga getikleri proje, II. Abdl-
hamid Han tarafndan tamamlanmtr. Yaklamakta olan Cihan Harbinde devletin ie-
risinde ikmli salayacak olan bu demiryolunun asl ehemmiyeti, I. Cihan Harbinde
ortaya kacaktr.
ORTADOUNUN SON HKM
stad Necib Fazl iin yahudi udur: Yahudi, tek bir cmleyle; dnyada din, mill ve
fikr birlik adna ne varsa onu zmeye, bozmaya, harap etmeye memur, bozguncu ve fesat
tipidir. Ksacas, Yahudi belli bal bir ruh saiki yznden mstakil bir devlet tekil edememi
ve btn dnya milletleri iine yaylm olan kavminin fert fert menfaatini koruma, bunun
iin de bu menfaate kar gelecek her eit btnl paralama rolndedir. Abdlhamid
Han da, bir yandan Bat lkeleriyle mcadelesine devam ediyor, bir yandan da ite bu
yahudilerle uramak zorunda kalyordu. Aslnda son dnemlerde yahudiler, ehzade-
leri trl lkse ve elenceye altryor, onlar bor iinde kendilerine balyor, ehzade
tahta geip padiah olduunda ise diledikleri gibi oynatyordu. Ancak II. Abdlhamid
dier ehzadelere benzemiyordu. Hasmlarnca kendisine pinti lakabnn taklmasna
sebeb olacak kadar tutumlu idi. Yahudilerin oyunlarn bozaca, daha genlik gnle-
rinden belliydi.
Osmanl Devleti iindeki Yahudiler, mal, ticar ve iktisad sahalarda ve ilk bakta g-
rlmez bir tarzda asl amalarnn altyapsn hazrlamlard. Buna engel telakk ettikleri
II. Abdlhamid Hana kar iktisad, siyas, edeb her hareketin arkasnda aktan aa
yahudiyi grmek mmkndr. yle ki, bu siyas taarruz, neticesinde ii Filistinden top-
rak isteme yzszlne kadar vardrd. Tahsin Paa, bu safhalar hatratnda yle tas-
vir eder:
- Sultan Hamidin emniyetsizlik esasndan mlhem olan siyaseti, siyonistlik mesele-
sinde pek bariz bir surette tebarz etmiti. Trkiyede bir yahudi yurdu tesis etmek, teden
beri siyonist lemin byk gayelerinden biriydi. Siyonistler bu gayeye vusl iin bir ka defa
faaliyete gemiler ise de hibir zaman muvaffak olamamlard. Her defasnda Sultan
7 smet Bozda, Abdlhamidin Hatra Defteri Belgeler ve Resimlerle-, 2. Basm, Kervan Kitaplk, stanbul 1975, s. 75.
AKDEMYA
196
Hamid bu yeni hamle ve teebbsn maksat ve neticesinden bhelenerek ii geitirmiti.
Bir aralk stanbula Avusturya musevlerinden ve siyonistlerin erknndan bir zt geldi,
tercman Mnir Paay grerek Kudste bir musev yurdu tesisine msaade istedi. Bu
mracaat siyonistler nmna icra ediliyor ve arkasnda mehur bankerlerden Rothschild
bulunuyordu. Talebin esas uydu: Filistinde hkmetin irade edecei mahalde musev ky-
leri tesis edilecek, hkmet arzu ederse bu kylerde slm haneleri de bulunduracakt. Me-
mlik-i ecnebiyyeden bu kylere gelecek olan yahudiler, Devlet-i liyenin kavann ve
nizamatna tbi olacaklard. Buna mukabil hkmete Dyun-u Umumiye meselesinde hiz-
met ve teshilat arzedeceklerini ve bunun iin tahrir ve muteber teminat da verileceini sy-
lemiti. Gerek bu Viyanal musevnin ahsen hiz olduu ehemmiyet ve gerek Dyun-u
Umumiyete mteallik teklifteki ciddiyet hasebiyle, meseleyi Zt-i ahaneye arzettik. Bir
Cuma selmlndan sonra Hnkr, o musevyi kabul etti. Viyanal siyonist meseleyi tafsi-
latiyle Sultan Hamide izah etti. Fakat Sultan Hamid bunda birtakm mahzurlar grd.
Filistin havlisi, esasen Makamat- Mukaddese olmas dolaysyla siyas ihtiraslara zemin
olmaktayd; her sene kilise ve yin ileri mnasebetiyle trl nizlar kyor, hkmete
daim baars oluyordu. Buna bir de yahudi meselesini ilave etmek, Hnkrn houna git-
medi. Viyanal siyonist, bir netice elde edemeyerek memleketine dnd. [8]
te bu dn, II. Abdlhamid Hann tahttan indirilmesiyle son buldu. Hem de ya-
hudiler tarafndan tekrar Cihan Devleti kudretini ellerine alacana inandrlan birka
apulcu ile o apulcularn grevlendirdii bir yahudi tarafndan. Abdlhamid Han
yahudi tesiriyle tahttan indiren Enver Paann, devleti tututurduktan sonra Orta-
dounun son hkimi Ulu Hakanla olan grmesi, meseleyi daha net ortaya koyacak-
tr. Birinci Cihan Harbinin banda skt hkmdar, Bakumandan Vekili Enver Paay
Beylerbeyi Sarayna davet eder ve onunla yle konuur:
-Enver Paa, sana olum diyorum, evet nk sen de bizim aileye karm bulunuyorsun.
Hanedanmzn sevgili damadsn. Kahraman bir asker, merd bir adamsn. ehzade Yusuf
zzeddin Efendinin sylediklerine gcenme! Cmlece malumdur ki, Gazi Mir Osman
Paa Tokatl Osman iken, Plevnedeki kahramanlndan dolay an ve hret sahibi olmu,
mirlie kadar terfi ettirilmitir. Onun oullarn kendi hnedanmza intisap ettirdim. Der-
vi Paay da Lofal bir vatanda iken Batumdaki kahramanl zerine an ve hret sahibi
bir kumandan olarak terfi ettirdim. Olunu da hanedanmza damad olarak kabul ettim.
Gene bilirsiniz ki, Mir Gazi smail Paa da Krdistanda lalettayin bir ferd idi. arkta
Moskoflara kar kazand zaferler zerine onu en yksek kademeye kadar terfi ettirmi, o-
lunu da hanedanmza damat yapmtm. Ahmet Muhtar Paaya gelince, onu da, Bursal
bir katrcnn olu iken arkta Moskoflara kar gsterdii kahramanlk ve hizmetlere mk-
faten hkmdarlk payesinde Msra fevkalde komiser yaptm. Senelerce de ayn vazifede
braktm. Olunu da paalk rtbesine kadar ykselttim. Hanedanmzdan bir gelin de vermek
isterdim, fakat o bir Msrl prensesi tercih etti. imdi sen, Bakumandan vekilimiz ve dama-
dmzsn, Hnedan- li Osmann zassn. Yusuf zzeddin Efendi dimaen hastadr. Onun
uur harici szlerini mazur gr.
Veliahd Yusuf zzeddin Efendi, Enver Paann damat olmasna iddetle muhalefet etmiti.
Abdlhamd burada durmu, Enver Paann yzne bakm, onun dikkatle kendisini din-
lediini grnce szne devam etmiti:
-Olum Enver, otuz sene saltanat srdm! Padiahlm mddetince ferdin hrriyetine,
haysiyetine daima taraftar idim. Fakat keyfemye bir hrriyeti, gelii gzel bir serbestiyi de
8 Necib Fazl, Ulu Hakan kinci Abdlhamid Han, 17. Basm, Byk Dou Yaynlar, stanbul 2008, s. 322-323.
Ortadounun Maceras ve Abdlhamid Han
197
hibir zaman ho grmedim. Hele matbuatta pek revata grlen mstehcen resim ve yazlara,
sinsi fikirlerin hkim olmasna asla msaade etmedim. Mill ananelerimizin bozulmasna da
taraftar olmadm. Avrupallarn medeniyetini daima takdir ederdim. Fakat Hristiyanl
hibir zaman Mslmanla tercih etmedim ve stn tarafn da grmedim. Marifet bu me-
deniyeti kendi bnyemize uydurabilmektir. Ben de bu medeniyetin iyi taraflarn, hatt sara-
yma kadar getirdim. Yldzda Cuma ve Pazartesi geceleri, temsiller, konserler verilmesini
emretmitim. Garbn sanatkrlarn, bizzat sarayda hem seyrettim, hem mziklerini dinledim.
Bu toplantlara haremi, sultanlar, damatlar hatt harem aalarmla kalfalarm dahi davet
ettim. Padiah olarak bu memleketin tarihinde ilk Meclis-i Mebusan ben atrdm. Fakat me-
buslarn kfi derecede olgunlamam olduunu grnce ayn Meclisi ben kapattrdm. Bilir
misin, Osmanl Meclis-i Mebusann verdii ilan- harp karar bize neye ml oldu? Bu Rus
Harbi ile tekmil Balkanlar, Rumeliyi kaybettik, Midhat Paa bu hususta ok srar etmiti.
Harbin korkun netayicini abuk grdm. Plevnenin anl mdafaasna, Karsn kahramanca
savana ramen malp olduk. Rus ordular Ayastefanosa (Yeilkye) kadar geldiler.
Ulu Hakann Enver Paaya syledii rivayet edilen szler, tam da kendisine ve dnya g-
rne denk bir tahlil ve tehis belirtmekte ve ttihatlarn en ac tenkidini dile getirmektedir:
-Evet, Enver Paa, imdi siz de bir harbe girmi bulunuyorsunuz. Fakat bu i acele olmu,
hissiyata kaplarak memleket tehlikeye atlmtr. nallah devletimiz ve milletimiz iin hayrl
ve erefli biter. Fakat hafazanallah, felketli biterse, ister misiniz ki, bu da bize Anadoluya
mal olsun? O zaman elimizde ne kalr? Hareket Ordusu ile stanbul zerine yrdnz, mu-
zaffer oldunuz, ehri zaptettiniz, saraya kadar dayandnz beni de hal ettiniz... Hepsi gzel...
Unutmayn ki, emrimdeki kuvvetlere asla ate etmemelerini, kan dkmemelerini bildirmitim.
Eer bir mukavemet grseydiniz bu size pek pahalya mal olacakt. Ancak bu sayede hi kim-
senin burnu kanamamtr. Fakat arkadalarnzn gz hibir eyi grmemiti. Tedbirlerimi
beenmediler. Beni kaldrp bir paavra gibi sokaa attlar. stelik 31 Mart hdisesini benden
bildiler. Halbuki bunda hibir alkam yoktu. Asileri tahrik edenler elbet de vard. Fakat bun-
lar asla saraya mensup kimseler deildi. Her devirde devletin dmanlar olacaktr. Bunlar
tahkiksiz, mesnetsiz kuru iftiralarla herkese bulatrmak vicdan bir hareket deildir. Beni en
ok zen ey, huzurumdan kovduum bir insan, beni saltanattan uzaklatran karar teblie
memur bir heyete katmanz olmutur. Bu, Emanuel Karasudur. Bu Yahudiyi ne diye kar-
mza kardnz? Bununla makam- Hilafet ve saltanat elin Yahudisine tahkir ettirdiniz. Se-
lnikde bir mason locasnn stad- zam olan bu zat ile, Hazret-i Peygamberden beri el
stnde tutulagelen Hilafet, encam, bir Yahudinin tebligat ile Hnedan- li-i Osmann bir
rknnden alnm oldu. ftihar edebilirsiniz. imdi iktidardasn, neen yerinde ve huzur iin-
desin. stikbalin parlak grnmektedir. Fakat btn bunlara gvenme olum, sana son bir
nasihat vereyim:
Bugn insan alklayanlar, yarn onu paralamasn da bilirler!.. Dikkat et!.. Allah millete,
devlete zeval vermesin..!
Abdlhamd nasihatini burada bitirmiti. Enver Paa ayaa kalkarak sakt Hkmdar
asker gibi selamlad ve hrmetle elini skt.
Abdlhamd, misafirini odann kapsna kadar geirdi. Gzlerinde mfik baklar pek ai-
kard. ittiklerinden fevkalde heyecana dm olan Enver Paa, Kuruemedeki yalsna
geldii zaman, hadiseyi zevcesi Naciye Sultana anlatmt. Daha sonra, bu tarihte Tekilat-
Mahsusa Dairesi Reisi olan Ali Beye sylemiti:
-Ne dersin Ali Bey, Hakan- mahltun szlerinde hakl olduu aikar deil mi? [9]
9 Necib Fazl, Ulu Hakan kinci Abdlhamid Han, s. 588-591.
AKDEMYA
198
NETCE
Sultan kinci Abdlhamid Han, Ortadounun son hkimiydi. Ne var ki, tahttan indi-
rilmi, onun tahttan indirilmesiyle Ortadou bozulmu, Osmanl yklmtr. Abdl-
hamid engelinin kaldrlmasyla yahudiler, ngilizlerin desteinde sraili kurmulardr.
Ancak onun siyas hareket tarz, stad Necib Fazln sistemletirerek kaleme ald
deolocya rgs iinde hayatn idame ettirmekte ve orada icra memurunu sabrla bek-
lemeye devam etmektedir.
Ortadou ve kalbi Kuds, hakkn verenin elinde, her zaman yekvcud bir kudret ola-
rak teekkl edecektir. Ortadounun derdine tehisi ve tedavisine iareti, Kudsn
hakkn vermenin ne olduunu bir dostumun kaleminden arzetmek isterim:
- Hz mer, oraya yz yamal elbisesi ve kel kt bineiyle sava kazanm hkim ola-
rak gitti!..
Selahaddin, oraya zihni ve klc kadar kvrak beyaz at zerinde sava kazanm
hkim olarak gitti!..
Yavuz, oraya slm birlii davasnnn manivelas klc elinde sava kazanm hkim
olarak gitti!..
slm oraya ne zaman gittiyse, ne zaman Kudse hkim olduysa dikkat et; DNYA
APINDA SLM BRLN idrak ettii zaman gitti.
Ne zaman Kuds kapsna vardysa, onu birlik ve beraberliinin verdii azamet kar-
snda boyun emi olandan TESLM ALDI!...
KUDS DAMA HAKKINI STER!..
Sen ne zaman slm Birlii yolunda inkiaf edersen, Kuds daima ANAHTARINI sana
teslim etmeye hazrdr!..
Zulm elbette can yakc, elbette kabul edilemez. Lkin durdurmann yolu nedir?..
Kuds, Mekke gibi gklere alan bir berzah deil, slmn dnyaya hkim klnmas
memuriyetinin gerekleip gereklemediini TEMYZ EDC BR MHENKTR.
Kuds, tabi igaliye neticesi bir hediye deil, MEMURYET yerine getirmi olmann
mkafatdr!..
Kuds, devlet(ler) ve cemiyet plnnda SLM OLMANIN, Dnya slm Birliinin
sembol, mkfat ve iaretidir!..[10]
10 Cemil Nadir Slayar, www.buyukasya.com, Gndem, (1 Mays 2009).
steme Adresi: Fevzi Paa Cad. Testereci Sk. Gne Pasaj. No: 1/B
Fatih/Karagmrk - stanbul
0542 261 05 29 - akademyasiparis@gmail.com
Fiyat 10 TL
Ali Hrolundan Bir Baucu Kitab
AKDEMYA
200
BLM-I
UZMAN SSTEMLER
1.1. Giri
II. Dnya Sava sonras byk bir hzla gelimekte olan bilgisayar teknolojisi, bugn
birok retim, i, mhendislik ve bilim uygulamalarnn yaplmasn kolaylatrarak,
kullanlan metodlarn gelimesinde nc rol oynamtr. Yaplan uygulamalarda eldeki
verilerle oluturulmu metodlarn varolan problemleri zmekte yetersiz kalndnn
grlmesi, bilim adamlarnn eitli mhendislik dallarnda yeni yaklamlar bulma ko-
nusunda aratrmalar yapmas ihtiyacn dourmutur. Bu almalarda Sun Zek
kavram ilk defa 1956 ylnda Dartmouth kolejinde mhendislerin, matematikilerin
ve nrologlarn katld bir yaz konferansnda ortaya atlmtr.
1.2. Sun Zek Nedir?
Sun zek; bilgisayar sistemlerine insann sahib olduu dnme, anlama, kavrama ve
bilginin ilenmesi srecine it zelliklerin kazandrlmasn amalayan bir bilim daldr.
Ayn zamanda insan davranlarnn makineler tarafndan taklid edilmesini amalayan
bir disiplindir.
Sun zek ile ilgili tarifleri, rnein Patrick Winstonn, bu alann klasik kaynaklar ara-
snda saylan Sun Zek balkl kitabnda veya Sun Zeknn tarihesinin 1940l yllarda
baladn yazan Ana Britanicada da bulmak mmkndr. Sun zek, insann dnme
yapsn anlamak ve bunun benzerini ortaya karacak bilgisayar ilemlerini gelitirmeye
almak olarak da tarif edilebilir. Yni programlanm bir bilgisayarn dnme teeb-
bsdr. Daha geni bir tarife gre ise, sun zek, bilgi edinme, alglama, grme, d-
nme ve karar verme gibi insan zeksna zg kapasitelerle donatlm bilgisayarlardr.
Olan gerekten bu mudur; bizce tartlr. Ancak, konuyla ilgili kaynaklarn yaklam
bu ekildedir.
Ksaca Uzman Sistemler ve CLIPS
Seluk Arslan
Ksaca Uzman Sistemler ve CLIPS
201
1.3. Sun Zek ve Uzman Sistemler
Bilim adamlar tarafndan aratrlan ve farkl alanlarda uygulanan sun zek almalar
farkl alt bilim dallarna ayrlmtr. Sun zeknn bir alt bilim dal olan Uzman
Sistemler, sun zeknn temelini tekil ederler.
Uzman Sistemler, herhangi bir karmak sistemde, uzman kiinin yapt ileri yapabilen
bir bilgisayar programdr. Bu sistemler, danma nitelii tayan, analiz ve snflandrma
yapabilen, tehis koyabilen, benzeri uzmanlk taleb eden ileri yapabilen bilgisayar prog-
ramlar snflardr. [1]
Stanford niversitesinden Prof. Feigenbaum, uzman sistemleri yle tarif etmitir:
Uzman sistem, zm bir uzmann bilgi ve kabiliyetini gerektirecek zorluktaki problem-
leri, bilgi ve mantk karm [istidll] kullanarak zebilen akll bir bilgisayar programdr.
Bu programn kulland bilgi ve mantk karm mekanizmasnn, problemi zmede
uzman kii veya kiilerin bilgi ve mantk karm mekanizmasn modellemesi gerekir. [2]
1.4. Uzman Sistemlerin Mimar Yaps
Uzman sistemlerin belirli bir probleme dair uzman bir kii gibi zm veya metod re-
tebilmesi iin, ncelikle yapsn oluturan unsurlar incelememiz gerekir.
ekil 1: Uzman Sistemin Genel Yaps
Bilgi Taban (Knowledge Base): Problemlerin zmne it tm bilgilerin bulun-
duu ksmdr. Bu ksm, alan bilgisi ve hafza olmak zere iki ayrlr. Alan bilgisi, uzman
sistemin sonuca ulaabilmesi iin gerekli kurallar (rules) ierir. Hafza ise kurallarn i-
leme girebilmesi iin gerekli bilgilerdir.
1 H. H. nder, Uzaktan Eitimde Bilgisayar Kullanm ve Uzman Sistemler, Turkish Online Journal of Educational Tech-
nology, 2003.
2 Asuman Doa; Uzman Sistemler, PWS Publishing, 88 (pdf dosyas), 2004
AKDEMYA
202
Karar Merkezi (Inference Engine): Hafzadaki durumlara bakarak hangi kuraln i-
leneceine karar verir ve bir sonraki admda hangi kuraln ileme gireceini belirler.
Uzman sistemin beynidir.
Bilgi Kazanm Unsuru (Knowledge Acquisition Facility): Uzmanlar, kitablar, veri
tabanlar olmak zere birok kaynaktan, ilgili duruma it bilgilerin bilgisayar progra-
mna alnd ksmdr.
Aklayc Unsur (Explanation Facility): Uzman sistemin ulat sonucun hangi
kural ve gereklerden olutuunu gsteren ksmdr. Ayrca, kullanc ilem nnda baz
sorular sorarsa veya kendisine baz sorular sorulur da bunun sebebini bilmek isterse,
aklama nitesi gerekli aklamay yapar.
Kullanc Arayz (User Interface): Program ile kullanc arasnda kolay ve anlalr
bir ekilde irtibat salayan ksmdr.
1.5. Uzman Sistem Yazlm Aralar
Uzman sistemlerin gelitirilmesi iin bilgisayar programlarna ihtiya vardr. Bu sebeble
zel yazlm dillerine ihtiya vardr. Bunlardan bazlar LISP, PROLOG ve CLIPStir.
LISP, 1950lerde Amerika Birleik Devletlerinde MITde gelitirilmi bir programlama
dilidir. LISPin birok deiik srm vardr. En yaygnlar (yazm ve tamir yardmlar),
Interlisp ve Maclipstir. PROLOG, Marseillede 1972de tasarlanmtr. LISP ve PRO-
LOG sembolik ilem adaptasyonu iyi olan dillerdir. LISP ve PROLOG uzman sistem-
lerin gelitirilmesinde en yaygn olarak kullanlan programlama dilleridir. CLIPS ise
1984 ylnda NASA Uzay Aratrmalar Merkezi tarafndan ortaya atld. CLIPS C dili
zerine gelitirilmitir.
Pascal, Fortran, Basic vs. dier programlama dillerinde uzman sistem yazmak mm-
kndr; fakat olduka zordur. Bu programlar say temelli ilemlerin gerekletirilme-
sinde daha baarldr. Sembolik ilem dili, sun zek uygulamalarnda karmak
kavramlar sembolize etmek ve ilemek iin tasarlanm programlama dilidir.
Ksaca Uzman Sistemler ve CLIPS
203
BLM-II
CLIPS PROGRAMLAMA DL
CLIPS (C Integrated Production Language) program NASAnn John Uzay Merke-
zinde 1984 ylnda ortaya atlmtr. Bu tarihten ncede uzman sistem almalarn sr-
dren NASA, uygulamalarn daha ok LIPS programlama dili zerinden gelitirmitir.
Gelitirilen uzman sistemlerin ok az, dzgn ve kurall bir kullanma geirilebilmiti.
Bu hata, NASAnn LISP dilinin temel olarak kullanlmasna balanmtr. NASAdaki
uzman sistem yazlm aralarnn LISP temelli olmas, baz problemleri de beraberinde
getirmitir: LISPin ok eitli bilgisayar sistemlerinin bulunduu bir ortamda az sayda
sistemde kullanlabilmesi, LISP aralarnn ve yazlmlarnn fiyatlarnn yksek olmas
ve yaygn olan dier dillerle LISPin btnlnn az olmas. Oluan bu problemleri
ortadan kaldrmak iin, NASAdaki Artificial Intelligence Section C dili gibi ananev
dillerin uzman sistemler iin kullanlmasnn birok problemi gidereceine karar vere-
rek, ananev dillerin kullanmn yaygnlatrmaya baladlar. Bunun zerine uzman sis-
temler iin yazlm gelitiren uzmanlar, programlarn C diline evirmeye baladlar.
Fakat bu da yksek maliyet ve uzun zaman getiriyordu. Bunun zerinde Artificial In-
telligence Section kendi C temelli uzman sistem aracn gelitirdi. CLIPS dilinin ilk pro-
totipi 1985 ylnda ortaya atld. Bundan sonra CLIPS zerinde almalar srdrlerek,
en son versiyon 6.1 ile 1998 ylnda C++ uyumluluu ve fonksiyonlar da dile eklendi.
CLIPS, dk maliyeti, geniletilebilir olmas, kabiliyetleri, tanabilirlii ile geni bir
kullanc alanna kendisini kabul ettirmitir. Bir ok asker, endstriyel ve akademik a-
lmada kullanlmtr. CLIPS, 5000den fazla kullanc tarafndan kullanlmaktadr.
CLIPS, u nda, programn yazlmc sahibleri tarafndan, herkese ak bir yazlm
olarak topluma sunulmaktadr. [3]
2.1. CLIPS Dilinin Temel zellikleri
CLIPS, ayr programlama metodunu desteklerek bilgiyi kontrol altna almay ve
uzman sistem tasarmnn gelitirilmesi iin gerekli ortam salayan bir uzman sistem
aracdr.
CLIPSin destek verdii programlama metodu unlardr: Kural tabanl, Nesneye Da-
yal ve Prosedrel programlama.
1. Kural Tabanl (Rule Based): Bu programlama dili, uzman sistemlerde sk kullanlan
bir tekniktir. Kurallar, verilen bir durumun sonucunda yaplan ilemler kmesi olarak
tanmlanabilir. Kurallar if ve then deyimlerinden olumutur. Kural tabanl prog-
ramlama diliyle desteklenen CLIPSin zm retme ve tasarm kapasitesi OPS5 (Of-
ficial Production System) dilinden olduka gldr.
2. Nesneye Dayal (Object Oriented): Nesneye dayal programlamada yazlmlar,
birbirleriyle irtibat kurabilen nesneler olarak tasarlanr ve gerekletirilir. Kodlarn i-
lenmesi nesneler arasnda yaplr.
3 http://www3.itu.edu.tr/~sonmez/lisans/es/UzmanSistemlerdeProgramlama, (Nisan 2010).
4 E. Akdoan; A Signal Timing Algorithm for Intersection Traffic Control and Its Using in Expert System Approach, Milletleraras
1. Trafik ve Yol Gvenlii Kongresi, 2002
AKDEMYA
204
3. Prosedrel (Procedural): FORTRAN, PASCAL, C gibi diller daha ok say temelli
veri ileme zerinde algoritma gelitirmek iin tasarlanmlardr. Uzman sistemler, prob-
lemleri mcerred ve sembolik ilemlerle zmeye alt iin, ananev diller bu nok-
tada yetersiz kalmaktadr.
CLIPSin szdizimi bakmndan benzedii yazlmlar: Eclipse, CLIPS/R2 ve JESStir.
Prosedrel programlama kabiliyeti ise: C, Ada, PASCAL ve LISPtir.
CLIPSin bir dier zellii ise, karm [istidll] mekanizmasnn bilgi tabannda bulu-
nan bilgileri kullanarak sonuca varabilmesi iin, ileriye zincirleme (forward chaining)
metodunu kullanmasdr. leriye zincirlemede temel prensib, bilgi tabannda bulunan
hkm ve bilgilerden balayp kurallar icr etmek (fired), bylece kurallarn ikinci ks-
mnda (veya THEN blmlerinde bulunan) ifadeden yeni hkmler elde etmektir. [4]
leri zincirleme metodununun daha iyi anlalabilmesi iin ekil 2yi incelersek, Hye
(Hipoteze) ulaabilmemiz iin, D1in (1. Delil), ardndan D1e bal olarak D2nin,
D2ye bal olarak da D3n doruluunun isbatlanmas gerekir.
ekil 2: leriye Zincirleme
5 J. Giarratano; G. Riley; Expert Systems: Principles and Programming (4th Edition), PWS Publishing, 2004.
6 Y. Erenler, ahs Grme (Uzman Sistemler ve CLIPS), 2009.
steme Adresi: ataleme Sk. retmen Han. No:29. Kat:3/324
Caalolu - stanbul
+90 (0212) 527 46 32 - ilma@ilmadergisi.com
AKDEMYA
206
Osmanl medeniyeti ve dili hakknda incelemeler yapan bir Batl mnevver, Dnya
dilleri iinde kelime haznesinin zenginlii bakmndan ngilizceye yaklam tek dil Osmanl
Trkesidir tesbitiyle balad makalesinde, Osmanl Trkesinin Arab ivelerine ve
Balkan dillerine derin tesirlerinden bahsediyor. Bu tesirlerin Osmanl sonrasnda ortaya
kan eitli lkelerde deta kelime avcl yoluyla yok edilmek istendiini uzun uza-
dya izah ettikten sonra, nihayet sz Osmanl mparatorluunun asl mirass olduu
sanlan Cumhuriyet Trkiyesine getiriyor ve burada oynanan devrimcilik oyununu
ac ac tebessm etmekten kendini alamayarak tasvir ederken, birdenbire, iin vahetini
tek vehlede gsterici u misli getiriyor:
- Pascaln Pensees, Lamartinein Meditations, La Rochefoucauldnun Reflexions,
Alainin Idees adl eserleri gnmz Trkesine dnceler diye tercme edilmitir.
Oysa ki, Osmanl Trkesinde bu kavramlar, arzettikleri gmzalar (nans) zedele-
meden karlayacak drt kelime bulmak iten deildi!
Burada, dikkat ederseniz, mesele dilden -be kelimeyi atmak deildir; burada mesele,
fikir hayatmz ve tefekkr dnyamzn renklerini soldurmak, buudlarn ortadan kal-
drmak, mfekkiremizin teneffs borularn kesmek ve onu nefes alamaz, dnemez,
konuamaz hle getirmektir. Bu meyanda, bizim dil devrimcileri, Balkanl ve Ortado-
ulu hemcinslerinden daha gayr ve gvur davranmlardr. Ve bylece, fikir hayatmzda
arzu edilen skt salanm, devrim baarl olmutur!
te Akademya, bylesi bir verimsizlik zemininde, iki kaya arasna skm bir tatan
fkrrcasna ge ykselen BYK DOU- BDA aacnn yeil dallarndan bir dal
olarak, aa alt sohbetlerini yeniden balatyor olmakla iftihar eder!
Fakat misalin asl zannedilmemesi iin de u izah yapmakta yarar var: Her eyden nce,
bizim dvmzn Osmanlclk veya Neo-Osmanlclk olmadn akldan uzak tut-
mamak gerekir!
Akademyann Douunun
15inci Yl Mnasebetiyle
Gaye ve Usl Hakknda
Yeni Bir Mlhaza
Selim Grselgil
Akademyann Douunun 15inci Yl Mnasebetiyle Gaye ve Usl Hakknda Yeni Bir Mlhaza
207
Gnmzde bu iin bir moda haline geldiini gryoruz. Keyfiyete en deersiz anti-
kac dkknlarnda da olsa, her trl Osmanl gzellemesi vitrinleri dolduruyor ve in-
sanlar heyecanlandryor. Belki bunun mid verici bir taraf da var: yle ki, dne kadar
Osmanl, btn medeniyetler iinde en lnetlisi tutulmutu. Cumhuriyet nesilleri, Os-
manl zerine hibir gzel sz duymaya tahamml edemez, bunu, dorudan doruya
rejimin temellerine ynelik bir saldr kabul ederlerdi. Fakat sonunda saduyu, nasl
olduysa, yerin yedi kat altndaki zndanndan kamay baard ve tahasss iklimimiz
zerine yeniden Osmanl gneinin klar vurmaya balad.
stelik, insanmzn Osmanlya kar ilgisi, sadece Osmanlya ilgi olmakla kalmyor.
Tarihe ilgi olduu kadar sanata ilgi, edebiyata ilgi, dnceye ilgi, okumaya ilgi, yazmaya
ilgi, hatta dine ilgi eklinde eitli etraf ve kademeleriyle birlikte tezahr ediyor. Bu,
iin gzel ve tevik edilmesi gereken yn
Gelgelelim, bugn Osmanlclk veya Neo-Osmanlclk denilen dvnn, mid ve-
rici olduu kadar, kaygu verici ynleri de az deil. Zir bu i, soylu bir tarih muhasebe-
sine, ksacas BYK DOUBDA TARH UURUna dayanmad her yerde,
zddna inklb ve aksidvsna hizmet etmeye mahkmdur. Nitekim bugn de Osman-
lclk, Cumhuriyetin olmayan ihtiam buudunu takviye ve ona eklenti bir derinlik
katmak suretiyle, insanmza sahte bir ihtiam avuntusu tedarikine hizmet ediyor. Tpk,
Halie Marmarann rengini ve derinliini vermeye alarak, Halii Marmarann ken-
disi sanmak gibi abes bir dv Veyahud, 18inci yzyln Paris sosyetesinin Trkri
dedikleri Trk eyalar ve ev dzeni modas tarz; orada balayp orada biten, elencelik
bir heves
Ne Osmanl bu miskin hevese let edilebilir, ne de bizim byle bir hevesle iimiz olabilir.
Gnmzde birtakm televizyonlarda, gazetelerde, belediye ve kltr evrelerinde yal-
dzlanan tarihilik ve Osmanlclk dvsnn, bizce keyfiyeti bu kadardr. Bu key-
fiyete bal arivcilik, ktbhanecilik, vesikaclk vesaire de kendi bana hibir kymeti
olmayan gayretlerdir.
u halde Akademya, fikir hayatmz zerindeki skt kllerini datmak ve devrim ka-
ranln aartmak emelinde soylu tarih muhasebesinin szcs olmak kavgasna atlr-
ken, maziye gzellemeler dzme yollarnn hibirine deil, ama istikblin fethine dair
usllerin herbirine gz diker!
Evet, herbirine; ki, kendi usln de arayc ve aratc uyank bir uur halinde
BR USL DENEMES: AKADEMYANIN MSYONU
BDA DYALEKTnin akademik seviyede uygulann gstermek, bdac genliin
en mhim grevlerinden olarak istidadllarn bekliyor. Diyalektiin eitli ilim ve sanat
dallar zerinde phtlamas mnsna gelecek bu uygulama, ayn zamanda TOPLU-
MUN GENEL FKR EREVESNE BYK DOU-BDAYI YERLETRME
aziz misyonuna denk dyor. Zira akademik seviye, gnlk hayatta olduu tarzda biz-
zat pratik ifadesi iinde olmasa bile, teknik vasfyla vasflandrlmay gerektirdiin-
den, fikrin pratie geirilmesinde bir merhale, dolaysiyle pratiktir. Mcerred fikir,
akademik seviyede pratik haline gelmeden gnlk hayattan bekledii karl gremez
ve toplumun genel fikir erevesine sindirilemez. Yani akademik seviye, burada, limin
buluuyla mhendisin bu buluu iisine uygulat arasnda arac grevi grr ve ta-
biatiyle, teori ile pratik arasnda teknik vasfn tar. Akademik seviye, tek keli-
AKDEMYA
208
meyle, mcerred tefekkrn ilmi; ilm usldr.
Mnlarn daha anlalr olmas iin, BDA Mimarnn kaleminden kk bir lgate
karalm
Teori: Bir mevzuda bir araya getirilmi dzenli bilgilerin btn
lim: Kanunlarn mcerred tefekkrden alp, onlar bir takm grnr nisbetler iinde
kalblatrma ii Tefekkre nisbetle teknik
Teknik: Uygulanm ilim Varl kavramak iin yapma varlk Teorik bilginin uy-
gulan
Ve, usl: Bir ilim veya tekniin asl mevzuundan nce renilmesi gereken balang bil-
gileri, esasa gtren yol olarak metod karl [1]
yleyse, BDA DYALEKTnin akademik seviyede uygulann gstermek, teorik
olduu kadar pratik de bir grevdir. Bir taraftan esasa gtren yol usl- zerine m-
talada bulunurken, bir taraftan mhendislik teknik- vazifesini grmek, bir taraftan
da mhendis yetitirici ilim- bir misyona talib olmak eklinde i ie gemi birtakm
zellikleri bir arada kuanmay gerektiren bir itir. Demek ki Akademya, BDA D-
YALEKTnin toplumun genel fikir erevesine yerletirilmesi dvsnda, szn et-
tiimiz tarzda zelliklerin peinen mkellefiyeti altndadr.
Bundan 15 yl nce Akademya macersna byle balamtk. Usl, yani bir ilmin ve
tekniin asl mevzuundan nce renilmesi gereken balang bilgileri, esasa gtren yol
hakknda aada greceiniz ve imdilik burada grmeyeceiniz birtakm dnceler
ortaya koyduk. Yayn hayatnda olduumuz buuk yl boyunca bu dnceleri ne
kadar uygulayabildiimiz bir yana, yle veya byle, Akademyann baars ve baarl
bir yayn organ olduu tartlmaz.
Akademyann baars, srf daha nce girilmemi birtakm kalelere girmesi, birtakm
ehirleri kuatmas ve Osmanl levendleri misali din--devlet nmna zabtetmesinde
deildir. Akademyann baars, sesini duyan onlarca er yrekli delikanlnn ona doru
akmasnda, onun faaliyetlerine katlmasnda, bu faaliyetler etrafnda yetimesinde ve
bugnn kalem sahibi erlerinden olmasnda da deildir.
Akademyann asl baars bize sorarsanz-, onun varlk msebbibi olan BDA Mi-
marnn karanlk birtakm hesablarla zndana atlmasndan sonra, bir bakma kendi
varlk tarzn inkr edercesine, her trl entellektel faaliyetini askya almas ve btn
bir kadrosuyla, gsn BDA Mimarna siper etmeye komasndadr. Varlk tarz bu
olmamasna ramen, mensublarnn hi teredddsz ve gnll olarak zndana komas
ve Allah nasib ederse burada gazilik mertebesine ermesindedir.
Bunun daha iyi anlalmas iin aktel bir misl verelim: erefli mazileriyle vnen spor
kulplerimizin mtareke dneminde iglcilerle nasl sk fk olduklar, onlarla nasl
msabakalara tututuklar ve nasl bir ihanet iinde bulunduklar Demek ki bu du-
rumda Akademyann yapt ve yapaca, topyekn varln belirsiz bir vde iinde as-
kya almak, stanbulda tm faaliyetine son verip olanca varlyla Anadoluya gemek
ve dmana kar kalemini brakp kl kuanmaktan ibarettir. Evet, -bize sorarsanz-
Akademyann asl baars ve erefi buradadr.
1 Salih Mirzabeyolu, Necib Fazlla Babaa ntib ve lhm-, 2. Basm, BDA Yaynlar, stanbul 1989, s. 102.
Akademyann Douunun 15inci Yl Mnasebetiyle Gaye ve Usl Hakknda Yeni Bir Mlhaza
209
Yayn hayatmzdaki bunca sren kesinti ve kopuntunun balca sebebi de budur
Bunun haricinde BDA Mimarnn yzne tuttuu aynada varoluunu grmek ve biz-
zat Onun takdir, tenkid ve tenbihlerine muhatab olmak da Akademya kadrosunun ya-
nna kr olmutur.
TOPLULUK HAKKAT VE BZ
Topluluk hakikati, ferdde toplu mnnn, birtakm ini mertebeleri neticesinde top-
luma yaylmasyla aa kar. BDA Mimar, Tilki Gnlnde yle der: TOP-
LUM FERDN UZAYAN GLGESDR. Nasl ki, bugnn toplumunun hakikati,
bir melunda toplu mnnn, birtakm ini mertebeleri neticesinde, bugnn toplumu
olarak beliriidir. Ayn ekilde, bu mnya dahil olmayan bizlerin de ifadecisi olmaya
altmz dahil olmay mns, BYK DOU-BDAda toplu mnnn, bizim
mertebemizde gereklemesi olacaktr. BDA DYALEKT bakmndan NSBET
YANSIMASI demek olan bu mn, topluluk hakikati iinde akademik seviyeyi temsil
iddiasyla ortaya kan bizlerin, ste gre usl, alta gre esas tekil edecek bir misyonun
hakkn vermemizi gerektirir. Bu, en yaln ifadesiyle, Akademyann olmas gereken
dvsdr.
Fakat burada bir yanl anlamaya da meydan vermemek gerekir: Burada biz derken,
burada ilk bakta gznze arpacak u ve bu ke kapmlar zmresini deil, istikbal-
deki mnsyla biz keyfiyetini kasdediyoruz. Nasl ki, dn Gen bdac Aydnlar Birlii
(GAB) Pltformu olarak kendini gsteren biz, bugn Akademya olarak zuhur eden
biz deiliz; ayn keyfiyetin, daha byk ve daha gelimi bir kadro halinde ifadecile-
riyiz. Bunun gibi, her kim ve nerede bu keyfiyeti yaatmak iin bir adm atyorsa, o da
bu misyonun mkellefi olarak, bizdendir; KARILIKLI ELETR YAPARAK
LERLEME ve DAYANIMALI FKR OLUUMU prensiblerine tbidir. BDA
DYALEKT, burada bize olduu gibi orada ona da topluluk hakikatine dair bir
uur verecek ve burada bize olduu gibi orada ona da u szleri yksek sesle okuma hakk
tanyacaktr:
- Hi kimse karmza geip de, geni mnsyla d olu tezahr olarak grmediimiz
eyin kendisinde mevcut olduunu iddia edemez; geni mnsyla yapmak Anlyorsun
deil mi?.. Bizzat imna bal keyfiyet, kemmiyet ihtiyacn douruyor; grnmek iin
kemmiyete ihtiya var!.. Ama keyfiyet olmad m, (geni mnsyla) eser dediin, ii bo
kabak; fikir, davran, tekilt, u, bu, kendi kendinden ibaret bnlk, kofluk ve irkinlik
ifdesi D olu grn, kimin ne olduunu ele veriyor, vesikalandryor!.. [2]
Bunun dvsndayz. Beleilik yok! Herkes kendi d olu tezahrn gstersin ki,
Akademyann kadrosu olmaya kim lyk, kim deil ortaya ksn Bu d olu te-
zahrn gstermeyen, yani keyfiyetini i ve eser halinde ortaya koymayan ise, grn-
mesin gzmze Zir o, u mnnn douuna engelcidir:
- Ktler topluluu deil, birbirinin ahsiyet aynasnda kendi hakikatini bulanlar top-
luluu [3]
Topluluk hakikatinin ne olduu Bu hakikatin gereklemesi iinse, burada bir baka
noktaya dikkat ekmek istiyoruz: DAYANIMALI FKR OLUUMU prensibi
Necib Fazlla Babaa eseri iinde bir prensib olarak zikredilen bu hususu, biz Aka-
demya mcadelemize stratejik olarak tatbik edebileceimizi sanyoruz. Bilindii gibi
prensib, esasa gtren yol zerindeki hareket noktalarn gsteren ve faaliyetleri yn-
2 Salih Mirzabeyolu, Necib Fazlla Babaa, s. 67.
3 Salih Mirzabeyolu, BDA Diyalektii Kurtulu Yolu-, 3. Basm, BDA Yaynlar, stanbul 1995, s. 88.
AKDEMYA
210
lendiren kaziye eklinde tarif olunur. O halde, bize birisi bizi soracak olduunda,
kendimizi bu stratejik prensibe dayanarak aklayabiliriz:
- Olmu, ermi ve yetimi grnme deil, dayanmal fikir oluumu prensibine gre,
karlkl eletiri yaparak yolumuzu aydnlatacak kadro olma, bulma ve yetitirmenin
davas [4]
Dayanma Sosyolojinin Batda kurucularndan Durkhayma gre, toplumlarda iki
tip dayanma (tesand) szkonusu olabilir: Mekanik dayanma ve organik daya-
nma Birinci tip dayanma, ilkel toplumlarda grlen, toplum ii iblm ve fonk-
siyonellemenin olumad, birlik ruhunun kuru bir iyi niyetle bazen de kt niyetle-
aklanabilecei beraberliklerde geerlidir. kinci tip dayanma ise, toplumu meydana
getiren ferdlerin bir btn ve organizma hengi iinde i grerek, her birinin kendi top-
lum gayesinde fonksiyonellemesiyle aa kar. Nasl ki, bir vcudun uzuvlar uzuv sa-
ys kadar mideden ibaret deilse ve her uzuv kendi vcud gayesinde bir ie yaramak
zere olgunlamsa, ayn ekilde idel birlik ve dayanma da sadece bir iyi niyet yahut
suiistiml biraradal olmayp, ferdler arasnda fonksiyonel bir iblm ve bir orga-
nizma btnlnn szkonusu olduu yerde geerlidir. Nitekim, Mminler bir vcu-
dun uzuvlar gibidir mealindeki Hadis-i erif, mekanik tesandle deil, organik
dayanmaya iaret ediyor gibidir.
in bir dier yn de, bir vcudun uzuvlarnn, ancak kalb hakikati-topluluk haki-
katine nisbetle mterek bir hiz tekil edici olup, mesel mide ile karacierin birbirini
tasdikine ihtiyac olmamasdr. Elbette mide ile karacier birbirinden mteessir olurlar,
birinin grevini yapmamasnn dierine de sirayeti szkonusudur; ama nihayet her biri
topluluk hakikatini kendi ini mertebesinde gerekletirmeye talib uzuvlar olduklarn-
dan, birbirlerine kar deil, topluluk hakikati-kalb hakikatine kar sorumludurlar.
te DAYANIMALI FKR OLUUMU, dilimiz dnd ve gcmz yettiince,
ie doru olma ve da doru oldurma esprisi iinde, budur.
Balangta, kendi yol haritamz bu ekilde izmitik: Topluluk hakikati iinde akade-
mik seviyeyi temsil mkellefiyeti Biz, topluluk hakikati denince, BDAda toplu
mnnn (slma Muhatab Anlayn) muhtelif dereceler, kademeler, seviyeler, renkler,
nisbetler halinde topluluk olarak gereklemesini anlyoruz. Bu toplu gereklemede
her grub, birlik, oluum, kendine mahsus miza hususiyetlerinin ve gerekliklerin bir
harmandr. Sahablerin temsil ettii topluluk hakikatinin hakikati iinde, mesel Suffe
Ashabnn, Kinatn Efendisinde toplu muayyen bir miza hususiyetini ve gereklii
temsil etmesi gibi Burada btn dv nisbet dvs, dznden gerekletirici, kendi
seviyesinde dorulayc ve temsil edici olabilme dvsdr.
Biz bu dv iinde, Dayanmal Fikir Oluumu prensibini kendimize rehber edindi-
imizi ilan ettik. Bilindii gibi, bu ilnmzla birlikte, Dayanmal Fikir Oluumu kav-
ram da mehullkten km bir malm halinde dilden dile dt ve yllar yl her
vesileyle sz edilir bir kavram oldu. yle ki, Dayanmal Fikir Oluumu kavram,
Akademya tarafndan iln edilmezden evvel, Klliyat iinde bildiimiz kadaryla- hi
kimse tarafndan dikkat edilmi ve gndeme getirilmi bir husus deildi. Kullanln-
daki yaygnlkla, zamanla, Akademya tarafndan iln ve hangi mn iinde iln edildii
de unutuldu; hatta dorudan doruya bize kar kullanld yerler oldu. Fakat belki
hibir zaman, bizim ele aldmz tarzda, ondan ne anladn gsterici bir muhtev ay-
dnlatmas ile birlikte ele alnmayp, maalesef sadece slogan seviyesinde kald.
4 Salih Mirzabeyolu, Necib Fazlla Babaa, s. 31.
Akademyann Douunun 15inci Yl Mnasebetiyle Gaye ve Usl Hakknda Yeni Bir Mlhaza
211
Yukarda da grld gibi, biz, BDA Mimarnn Dayanmal Fikir Oluumu kav-
ramndan neyi kasdetmi olabileceini anlamak zere dayanma kelimesinin felsef
izdmlerini belirtmeye altk. Burada, dayanmann, mekanik ve organik olmak
zere, felsefede iki trl alm olduunu grdk. Bunlardan birincisi, ktler topluluu
ve dayanmasna dair olduu iin, BDA Mimarnn murad dahilinde olamazd. Hal-
buki ikincisi, yani organik dayanma, fikir oluumu dvsyla henk belirtici olmak
ynnden, bize, bizim aradmz, topluluk hakikatinin akademik seviyede gerekleti-
rilmesi sadedinde asl lzm olan mn imi gibi grnd. Tabi, biz bununla Durk-
heimn veya onu takib eden bakalarnn bu kavrama yaklamlarnn hibirini
rnekletirmeyi dnmedik. Belirttiimiz gibi, yalnz Dayanmal Fikir Oluumu
prensibinin muhtevsn aydnlatmay hedefledik.
Buna gre; Dayanmal Fikir Oluumu, fikir sahalarnda, akademik seviyede iblm
ve fonksiyonelleme, karlkl eletiri yapabilmeyi ve eksiklerimizi bu yolla giderebil-
meyi iarlatrabilme gayesinde bize bir ufuk vermi oluyor. Ve o ufuk gereince, bir
tutum peinen reddediliyor:
- Bizim bu dayanmamz iinde yer edinmeyip, stelik fikir oluumu bahsinde i ve eser
halinde grnmeyen, isterse kendi kendinde en byk kemli dikizleyici olsun, topluluk
hakikatimizde kendine erefli bir yer bulamaz! ll d olu tezahr, ill i ve eser!..
MLEDCLK GREV VE BZ
Bu bahse, topluluk hakikatine dair bir dier terkib hkmn altnda girelim:
- slm, topyekn kinat ve insan meselelerinin mutlak olarak hallini kapsayan bir sistem-
dir Ve, daha insan ve toplum meselelerinin ne olduunu balk olarak bile bilmeden, onun
kemmiyet ve keyfiyet mnsyla topluluk hakikati salanamaz. Bu mnnn olmad yerde
de, insanlarn bir araya gelip slm toplumu yaftas taknmalar, slm temsil etmez
Btn bir kinat ve tarih muhasebesi iinde gsterdiimiz, buraya kadar deindiimiz me-
selelerde de eitli ynlerden iaretlediimiz gibi, maraz, slma Muhatab Anlayn uma-
sdr Gerekli olan ve temin edilmesi gereken husus bu!.. [5]
Burada u mnlar heceleyelim:
BYK DOU, be asrlk tarih dilimimizle birlikte iinde bulunduumuz an nabzn
yakalayan, ideli aramayla topraa balanma arasnda bir berzahta kvranan insanolunun
olu ztrabn slmn hakikatine nisbetle heykelletiren hviyeti itibariyle, topyekn insan
ve kinat meselelerinin halline dnk SLMA MUHATAB ANLAYI yenileyici, yenile-
meye dnk metodu getirici mihrak... BDA ise bu dvnn diyalektiini, estetiini, inzibat-
ln resmeden, onu gayeye sren, yryen hakikat hlinde topyekn kinat ve insan
meseleleri stnde tatbikini llendiren biricik sistem Bu birbirini btnleyen ifte kanat
szldr ki, SLMA MUHATAB ANLAYIn yenilenmesini ve yeniliin teminini bize
gstermi ve Kurtulu Yolu - Frka-i Nciye olarak meydan yerine dikmitir. Bize bu yola
tbi olmak ve yolumuzu onunla bulmaktan baka bir ey kalmyor:
- Kurtulu Yolu terkibi hakknda, u hususa dikkat ekelim: in bir yn dorudan doruya
iman ve amel yolunun sapk kollardan tefriki meselelerini, dier yn de bu snnet ve cemaat
ehli diye erevelenen yolun maksadna uygun olarak insan ve toplum meselelerinin halline
dair dnya gr-sistem anlaymzn tatbiki ve en geni anlamyla mcadele llendir-
melerini kapsar [6]
5 Salih Mirzabeyolu, BDA Diyalektii, s. 185.
6 Salih Mirzabeyolu, BDA Diyalektii, s. 114.
AKDEMYA
212
Bir taraftan slmn aslna nfuz, yni Snnet ve Cemaat Ehli mezhebinin etrafnda biriken
zamane bidat ve hurafeleriyle mcadele dvs; dier taraftan da Bat Tefekkr olarak
nmze kan heylnn BYK DOU-BDA ideolojik llendirmelerine nisbetle he-
saba ekilmesi ve bu llendirmelerin eitli sahalara teorik ve pratik uygulan Daha
dorusu;
- Toprak, su, hava, gne, s, mevsim artlarnn nisbet yeknu iinde zhir olan tohum
- yerden biten nebat misli, dindeki gizliliklerin ak edilmesini gerektiren zamann ica-
bna mahsus ve zm iin kendini empoze eden meseleler Bu meseleler ibadet, uku-
bat ve muamelta dair THAD gerektiren iler ve bunlarn mukadder olular
snfna girebilecei gibi, LEDNN mahiyette de olabilir Lednn ilim, Allahtan
ilham yoluyla mnlar kavramak ii badet, ukubat ve muamelta dair ER me-
selelerde olduu gibi, LEDNN mahiyetteki meselelerde de, her mevzu, kendi usl,
esas ve kurallaryla ele alnabilir Bu hakikate binaen, er olmayan mevzularn din-
deki l ve llendirmelere nisbeti, her mevzuun kendine mahsus keyfiyetine gre-
dir [7]
Zamann icabna mahsus ve zm iin kendini empoze eden meselelere srtmz d-
nerek slm toplumu olamayz; bu meseleleri daha mesele olarak bile tanmadan,
tutup altlarna ilgili-ilgisiz birka yet ve hadis kondurmayla slm toplumu olama-
yz Her mevzuu bir kendinden zuhur alan bilmek ve her mevzuda kendinden
zuhur diyalektiinin hkmn yrtmek, akademik seviyede bu ii yapmak, umulur
ki, dindeki gizliliklerin ak edilmesi gibi bir kymet ifade etsin ve slm toplumu
olabilmenin zeminini hazrlasn Biliyoruz ki, Yeni slm toplumunu ve nihayet
Yeni slm medeniyetini temin iin, bize topluluk hakikatinin ne olduunu gsteren
BYK DOU- BDA dnya gr dndaki her anlay, kuru bir iyi niyet, dpedz
kt niyet, bo bir gevezelik, sama sapan ahmaklk veya kymetsiz bir cret saylr
te, gnein domadan nce scakln hissettirmesi gibi, bizi beliriinden evvel kav-
gasna tututuran sevgili:
- Antitezleri bile ifya tahvil edici bir metodla; ve bir slmc tefekkr SENTEZinin,
iti iinde derinleecei ve yaylaca alanda antitezlerinin hakikatlerini gsterme mec-
buriyetiyle hareket slmc bir tefekkr sentezi, dnya apnda bir hesablama s-
recinde domaktadr!.. O halde, slm d olanlarn kendilerine ait kalblar dnce
formlar- iinde konuurlarken, adet mevzuun kendisi de onlara aitmi zann iinde
bulunmalar gz nnde tutulursa, ONLARIN ALIKIN OLDUKLARI KALIB-
LARDAN KEND MNMIZI FIKIRTMAK MARFET, dnlsn ki ne mu-
azzam bir i Ve bu iin temeli, BDAnn kendinden zuhur mnsnda!.. [8]
Byk kalabalk tarafndan bu pek anlalmaz. slm d evreler, felsefe, psikoloji, sos-
yoloji, hukuk vesaire kalblar mevzu dilleri- iinde konuurken, deta o mevzularn
kendileri de kendilerine itmi ve o mevzularda konumak kendilerine mahsusmu
zann uyandrrlar Buna bakan Mslman da, o mevzularda konumay kendine ya-
saklar, o mevzularda konuan iman terketti! sanr, bazan bu zannnda hakl kt-
n grr, hsl devekuu gibi ban kuma sokmann, zamann icabna mahsus ve
zm iin kendini teklif eden meselelere srtn dnmenin, dinin icabn yerine getirmek
olduuna hkmeder Bu kimseye gre, Mslman olmak, yalnz birtakm er mese-
lelerle ilgilenmeyi gerektirir; iktisad, itimaiyat, fizik, astronomi gibi mevzular, gvura
braklmaldr
Byle dnen belki Budac olabilir, Hristiyan olabilir ama, Mslman olamaz. sl-
miyet, Mslmandan dnyaya srtn dnmesini deil, ona hkim olmasn ister Ve
bugn, ona yle bir vazife ykler:
7 Salih Mirzabeyolu, BDA Diyalektii, s. 97, vurgular aslna it.
8 Salih Mirzabeyolu, BDA Diyalektii, s. 198, vurgular bize it.
Akademyann Douunun 15inci Yl Mnasebetiyle Gaye ve Usl Hakknda Yeni Bir Mlhaza
213
- slm tasavvufu nnde Bat tefekkrn hesaba ekmek, birinciye nfuz ederken ikinciyi
aslletirmek [9]
Bu mukaddes vazifenin BYK DOU-BDAdan nce kimse farkna varmad gibi, far-
kna vardktan sonra da BYK DOU-BDA olmadan hakkndan gelemeyecei tecrbe-
lerle sabittir. Nfuz etmek, aslletirmek, vesaire, syleyii kolay kelimelerdir, papaanlara
dahi retilebilir; ama iin hakikatine sra gelince, onlardan nasl bir etinlik buhar ykseldii
grlecektir:
- e doru fni olma ve da doru mdr-hkim tavr temsil edebilmenin n art, bir bn-
yede kana dnen gda maddeleri gibi, MLED ETNLni yaamaktr Bunun
cezbesi Bu yaanmadan, kendi orjinine ve kendi dnya grnn orjinine nisbetle tahvil
edici bir mledi tarz bahis mevzuu olamaz. te bundan sonradr ki, BDA Diyalektii ve
verdii tasarruf hakkyla sarklan her mevzu, BDA merceinden Byk Douya nisbetin
btn halinde bir gelimenin parasdr; bu gelime iinde de her unsur, bir dierinin inki-
fna yardm eder. Ruhun aynada aksi halinde, yansyan tekrar terkibe katmak; birbirini
sonsuz sayda gsteren karlkl aynalar gibi, oluumlar iinde hep yeni kalmak marifeti
[10]
Antitezleri bile ifya tahvil edici bir metodla Evet, byle bir metodla meselelere yaklaan
ve Mledi etinlii zerinde terleyen kimse, BDA Mimarnn, Dil ve Anlay eserinde,
gzn a dikerek mesafe ayarn kaybeden tavan diye vasflandrd, bir nevi kaba
softa-ham yobaz tipinden ayrdr Nasl ki, eviyle ii arasnda skp kalmken lfa gelince
olur olmaz her mevzuda ahkm kesicilii Mslmanlk sanan bu tip, slmn fetih sancan
tayan ve dolaysyla fetih hakkn temsil eden Aknc tipinden ayrdr Mesel bu tavan
tip, daha dorusu evinde aslan darda tavan tip, gy Marksizme kar ve gy slm
yanls Diyalektiin Sonu diye bir eyler geveler veya geveleyenden tercme eder, lf arasnda
BDA DYALEKT kavramn da gme gtrdm sanmann pikinlii ile srtr; ve bu
salakl iinde, akln sonu, mantn sonu, diyalektiin sonu gibi kavramlarn ne ah-
maka lflar olduunu, bir formun sona erip bir baka forma yol almas eklinde Bat-
llarn da kasdnn bu olmadn anlamaz Evet, slmc tefekkr sentezi dnya apnda
bir hesablama srecinde doarken, gy slm adna, gerekte eytann emrinde bizim yo-
lumuzu kesmeye alan bu tiplerin, szkonusu hesablamann ba muhatablarndan olaca-
n da hatrlatrz Akademyann bylesine ihtiyac yoktur.
- Muayyen sahalarda dinin hikmetlerini en doru anlayla topluma aplike edecek ve in-
sanlara yaanmaya deer hayat bildirecek fikircilere ihtiya var [11]
Gnl rahatlyla syleyebiliriz ki, bugnki ve istikbldeki mnsyla biz, bu ihtiyacn ceva-
bna talibiz! [12]
Bu mnda, bugn unlar ekleyebiliriz:
eyh Mustafa Abdrrezzak tarafndan kaleme alnan Temhid isimli eserde nakledilir
ki; Hicr 481de vefat eden eyhlislm Herev yle der:
Amr bin uayb babasndan, babas da kendi babasndan rivayet ettiine gre; bir gn
sahabler KADER mevzuunda mnakaa ederken Allahn Resul kagelir ve mnakaa
edenlerin karsna hiddetle karak yle buyururlar (melen):
- Ey kavim! Sizden nceki mmetler bu yzden helk oldular. Peygamberlerinin szle-
rine uymadklar ve Kitabn baz ksmlarn baz ksmlarna mnaf olarak tevil et-
tikleri iin sapttlar. Kuran, bir ksm yetlerinin bir ksm yetlerini nefyedecei ekilde
9 Salih Mirzabeyolu, stikbl slmndr Denenmemi Tek Nizm-, 3. Basm, BDA Yaynlar, stanbul 1995, s. 15.
10 Salih Mirzabeyolu, BDA Diyalektii, s. 208, vurgular bize it.
11 Salih Mirzabeyolu, stikbl slmndr, s. 30.
12 talik olarak verilen ksmlar; Akademya, S 1, Ocak 1996.
AKDEMYA
214
tevil edesiniz diye nzil olmamtr. Bilkis, onun muhtelif yetleri birbirini destekleyecek
ve dorulayacak ekilde nzil olmutur. Kurnn anladnz ksmlaryla amel ediniz;
size mteabih grnen ksmlarna ise imn ediniz!
Ebu Hureyre Hazretlerinin rivayetine gre de; bir gn sahabler aralarnda KADER
mevzuunda mnakaa ederken, Peygamberler Peygamberi o yere intikl buyururlar ki,
ehreleri hiddetten kpkrmz kesilmitir (melen):
- Size byle yapmanz m emredildi? Bunun iin mi ben size gnderildim? Sizden nce
gelip geenler bu mevzuda mnakaa ettikleri iin helk olmulardr. Size kat surette
emrederim ki, bir daha aranzda mnakaa etmeyiniz!
Yine Ebu Derd, Ebu mme, Enes bin Mlik ve Vesile bin Aska Hazretleri yoluyla
gelen bir rivayette; bir gn sahabler aralarnda TKAD mevzularda mnakaa eder-
ken, Allahn Sevgilisi kagelir; yle hiddetli bir hldedirler ki, sahabler Kinatn Efen-
disini daha evvel hi byle grmemilerdir. Oradakilerin hepsini azarlayarak yle
buyururlar (melen):
- Ey kavim! Nefslerinize uyarak heyecanlanmaynz. Size byle yapmanz m emredildi?
Bylesi size yasak edilmedi mi? Sizden ncekiler bu yzden helk oldular. Mnakaay
braknz; nk onun faydas azdr. Mnakaay braknz; nk o, kardeler arasna
nifk sokar. Mnakaay braknz; nk onun fitne dourmayacandan emin oluna-
maz. Mnakaay braknz; nk o, kalbi bheye drr ve amelleri siler gtrr.
Mnakaay braknz; nk mmin mnakaa etmez. Mnakaay braknz; nk
mnakaaya devam etmek, eden hesabna kf bir gnahtr. Mnakaay braknz;
nk ben, Kyamet gn mnakaa edenlere efaat etmem. Mnakaay braknz;
nk ben, mnakaay brakp da sznde duranlara, biri Cennetin alt tabakasnda,
biri orta tabakasnda, biri de st tabakasnda olmak zere ev verileceini taahhd
ediyorum. Mnakaay braknz; nk Allahn, putlara tapmak ve iki imekten sonra
bana haram ettii nc ey, mnakaa etmektir. Mnakaay braknz; nk sizi
kendine taptrabilmekten midini kesmi olan eytan, sizi birbirinize drmee gz dik-
mitir. Bunun yolu da din mevzularda mnakaa etmektir. Bundan dolay, srailoullar
yetmibir, Nasranler yetmiiki frkaya ayrlmtr. Benim mmetim de yetmi frka
olacaktr. BYK ADAM mstesn, bu frkalarn hepsi Cehennemliktir.
Yaygn olarak bilinen bir dier rivayette, biri mstesn, dierleri Cehennemliktir denir
ve o mstesn frka frka-i nciye - kurtulu yolu diye isimlendirilirken, yukardaki ri-
vayette BYK ADAM diye geer. Sahablerin BYK ADAM kimdir, ey Allahn
Resul? diye sormalar zerine de, Varln Tc yle buyururlar (melen):
- BYK ADAM, benim ve sahablerimin yolundan giden kimsedir. slm garib olarak
geldi, garib olarak geri dnecek. yleyse mjdeler olsun gariblere!
Sahabler yine garibler kimdir? diye sual ederler ve Kinatn Fahri, son olarak unu
sylerler (melen):
- Garibler, insanlar bozulunca salam kalan ve Allahn dini zerinde mnakaaya gir-
meyenlerdir!
imdi, bu hadisin binbir hikmetinden bizim hududlu kafamza sacak bir mn sz-
drmaa alarak, mledicilik ve biz mevzuuna bakacak olursak, unu syleyebiliriz:
Kurtulu Yolu zerinde hibir tartma ve pazarlk kabul etmedik, etmeyiz Byle
diyen herkesi de karde biliriz!..
Akademyann Douunun 15inci Yl Mnasebetiyle Gaye ve Usl Hakknda Yeni Bir Mlhaza
215
BAYCELK AKADEMYASI VE BZ
[stad Necib Fazln deolocya rgsnden:]
Dorunun, iyinin, gzelin sonsuz araycl yolunda
snf insan ve bu snf insann kmelendii ruh ve akl
zmresi, Baycelik Devletinde, tam bir himaye, sahabet ve
kefalet altndadr. lim adamlar zmresi, fen adamlar zmresi,
sanat adamlar zmresi...
nsan kafasnn sf ve mcerret ilim, fen ve sanatta en yeni ve
en ileri gr ve bulu hamlelerini muhitletirecek olan bu
zmrenin umum kadrosu Baycelik Akademyasn ereve-
leyecektir.
Baycelik Akademyasnn ana kolu vardr: lim ve Te-
fekkr Kolu, Fen ve Keifler Kolu, Edebiyat ve Gzel Sanatlar
Kolu...
Dnya apnda eser ve hviyet sahibi asker, tarihi, dilci, hu-
kuku, iktisat, itimaiyat, terbiyeci, ruhiyat, riyaziyeci ve
her soydan mtefekkir, akademyann lim ve Tefekkr Kolunu
ubelendirir. Keif sahibi doktor, fiziki, her neviden mhendis
ve benzerleri de Fen ve Keifler Kolundadr. Ayn stn va-
sflardaki airi, romancy, piyes muharririni, tenkitiyi ve gzel
sanatlarn baka ubelerine bal sanatkrlar Edebiyat ve
Gzel Sanatlar Kolunda bulabiliriz.
Btn bu kollarn mensuplar, bal olduklar verim faaliyet-
lerinin, sf, mstakil ve mcerret cehd ve zevkini temsil ettike,
Baycelik Akademyasnn kadrolatrd hviyet iindedir-
ler. Btn bu mcerret ibd sahalarndan, mahhas cemiyet ve
amel dvalarna aktarlm fikir mizalarnn yeriyse Yceler
Kurultaydr. Yani Akademya, kendilerini, faaliyetlerinin m-
cerret tarafna balam olanlarn oca...
Bylece Baycelik Akademyas mcerret ilim ve sanat a-
lmalarndan, mahhas cemiyet ve amel hayat dvalarna
doru kayan terkipi ve (aksiyon)cu zeklariyle, Yceler Ku-
rultaynn tabi bir namzetler zmresi saylabilir.
Baycelik Akademyas zas, btn hayat ihtiyalarn ve
faaliyet icaplarn en (lks) mikyasta karlayabilecek refah va-
stalarna sahip klnrlar; ve (akvaryum) iindeki balklar gibi,
Baycelik Akademyasnda kaldka, kendi mcerret faali-
yetlerinden baka hibir sahaya kmazlar. Baycelik Aka-
demyas zas, fahr olarak memur klnacaklar hocalk
ilerinden baka hibir vazife kabul etmezler.
AKDEMYA
216
Baycelik Akademyasnn zasn, kemiyet haddiyle kaytl
olmyarak, dorudan doruya Bayce tayin eder. Ondan
sonra Akademya zas, husus kanununda belirli olaca ekilde
tekiltn tamamlar.
Baycelik Akademyas, sf irfan meselelerinde, daima
Baycenin istiare evresi halindedir.
Mill dil, lgat, ansiklopedyalar, datlacak mkfatlar; mill
tarih, resm irfan programlar ve yetitirme plnlar ve alkal
vekletlerin sf ve mcerret irfan meseleleri, Baycelik Aka-
demyasnn vazifeleri iindedir. u kadar ki, ana gayesi, her
sahada mcerret ibd ilesi eken insanlar kadrolatrmaktan
ibaret olan Akademyann birinci hedefi, mensuplarnn ferd ve
husus almalarn ve mstesna verimlerini emniyet altna al-
maktan baka bir ey deildir. Akademyadan istenecek veya
onun lzum gsterdii iler, daima Bayceden alnacak
emirler veya ona takdim edilecek tasarlar zerinde olur; ve
bunlar dnda, Baycelik Akademyasnn resm hkmet i-
leriyle hibir mnasebet ve alkas bulunmaz.
Baycelik Akademyas zasnn tek manev borcu, bir
msr veya bir fikir cmlesi karsnda, yahut bir (lboratuvar)
iinde yllar ve mevsimler geirse de, sadece almak, eser ver-
mek; ve nokta nokta byk eser ilesini doldurmaktr. Aka-
demya, durmak ve dinlenmek bilmez, had ve derece tanmaz
faaliyet ve verimini, devlet ve halkn mahedesine arzetmek ba-
kmndan, her n, en yeni ve ileri ekilleri bulmakla mkelleftir.
Baycelik Akademyas hibir icra meyyide sahibi olma-
yp devletin kltr erkn- harbiyesi makamndadr ve rapor-
larn Baycelie takdim eder. Maarif cihaziyle de sk temas
halindedir.
Baycelik Akademyasnn birinci vazifesi, kendi blmlerinin
hedef tuttuu sahalarda memleket kltrn devaml bir mura-
kabe altnda bulundurmak, onu (statik) plndan (dinamik) plna
gemesi iin kamlamak, her ubede trl byk mkfat ve e-
reflendirmelerle hamleleri beslemek, hsl insan fikir, ilim ve
sanat ftihliini gelitirmektir.
Balangta Baycelik tarafndan seilecek olan Akademya
zas, ancak lm veya almaya mni devaml hastalk sebe-
biyle emekliye karlarak boalabilmesi mmkn kadrosunu
bizzat doldurur ve devletin tasdikine arzeder. Ya 40dan aa
ve zerinde herhangi ahlk bir leke olan ahs, Baycelik
Akademyasna seilemez.
Tekilt ve hedeflerini bizzat plnlayacak ve bu mevzuda tam
Akademyann Douunun 15inci Yl Mnasebetiyle Gaye ve Usl Hakknda Yeni Bir Mlhaza
217
Bize gelince Bizim iin bu; bir vaka deil bir rya, bir olup bitmi deil bir ideal
ve bir keyfiyet deil bir ufuktur. Mehur masalda, Simurga varmak iin yola dzlen
kular misli Kimimiz der artk, kimimiz kalr Byk Yunusun dedii gibi, ule
kime gsterir, ak evinin bacas[n]
hrriyet ve istikll sahibi bulunacak olan Baycelik Akadem-
yas ancak Byk Dou idealinin ulv prensiplerini mahfuz tut-
mak bakmndan Baycelie ve o vastayla Yceler Kurultayna
kar mesul ve bu kayt dnda sonsuz serbesttir.
Maymunvri Bat taklidi hareketinden ibaret Tanzimat devri-
nin, iinde ekalliyet paalarna kadar yer veren Encmen-i
Dni tecrbesiyle Baycelik Akademyas arasndaki fark,
aynen maymunla insan farkna denktir.
Bata Fransz Akademisi bulunmak zere, bir memleketin
kltr hayatn mayalandrmak ve enilendirmek ve gdalan-
drmak bakmndan Baycelik Akademyasndan daha tesir-
lisini tarih kaydedemez. [13]
13 stad Necib Fazln deolocya rgsnden alnmtr.
AKDEMYA
218
Bu yaznn baln aslnda Gen Yazara Tavsiye diye belirlemitik ancak, ba(lk)tan
huzursuzluk vermekten de imtin ettik sonra. Zira tavsiye kelimesinin tedaileri bizde
olduka skc bir yere varyor; kez nasihat da yle. Ne var ki, eer gzmz byk
olua, byk bir erie dikmisek, srtmz svazlayacaklardan ziyde, ta gibi szlerle
hemhl olmamz lzm. Zaten gen, ztrab olan adamdr; hele bir de yazar namze-
diyse, bu ztrab misliyle katlanr. nk biz, stadn u szlerine bir ekilde muhatabz:
- Ey genlik, hey genlik, aziz genlik!.. Bu szler size ok eyler anlatmal Bizim,
genlik kapsnda dilenmeye ihtiyacmz yoktur. Onu, sefil pohpohlama edebiyat ile ka-
zanacak, herhangi bir sahtekrlk gayretinden mnezzeh bulunuyoruz. nk biz, gence
kur yapmak mevkiinde deiliz; gence, yaanmaya lyk hayat telkin etmek mevkiindeyiz.
Gerekirse onu actrz, zeriz, incitiriz.
Ona gen adamn ba hassas olarak strab telkin ederiz, en ac slpla Fakat kap-
snda dilenmeyiz. nk, biz, gencin, lekesiz bir cier gibi iini dolduracak kann terki-
bini bilenlerdeniz. O, sonsuz hayat kandr ve imann cevheridir.
Genlie, malm mdaheneleri, methiyeleri yapanlar, dediim gibi, ideal yoksunu sa-
mimiyetsizlerdir. 24 saatlik zamann avclar Gnein douiyle bat arasnda ka-
rn dnenler Bizimse byle kk hesaplara ihtiyacmz yok; biz devaml doup
batan, fze hziyle doup batan, gnelerin ardnda doacak, semt-r-rees dedikleri
noktada kalacak ve gemeyecek, prsmeyecek n kovalayanlardanz. O bakmdan gen,
hem dvamzn gei yolu, hem de emanetimizdir. [1]
Sanrz, muhatablk seviyemizce mkellefiyet derecemiz, mkellefiyet derecemizle de
emanetin bykl aka anlalyor.
Bu satrlarn yazar, ne bir yaz koudur, ne kariyer danman, ne de kendini usta
yazar olarak gren biri. Oldum demenin ldm demek olduuna inanan; sadece is-
Niin Yazmal, Ne Yazmal?
Bilgehan Yusuf Eren
1 Necib Fazl, Sahte Kahramanlar, 9. Basm, Byk Dou Yaynlar, stanbul 1996, s. 192-193.
AKDEMYA
219
tidad dorultusunda bilebildiklerini, tecrbe ettiklerini, dosta paylamaya alan bi-
ridir yalnzca. Byle bir erhten sonra, mevzuumuza geebiliriz artk: Niin yazmal,
ne yazmal?
NN YAZMALI?
Bu sorunun, yni niin yazmalnn cevab ok basit: Niin yayorsak, onun iin.
Kendimize hayat hususunda verdiimiz cevablar, yazma hususunda da aynen ge-
erlidir. Hayat niin yayorsak, yazy da onun iin yazarz. Misl; hayat, para kazanp
zengin olmak, kariyer sahibi olmak iin yayorsak, yazlarmz da bu idealin(!) gd-
mndedir.
Bunu sadece ekl olarak da deerlendirmeyelim. Yni yaznn muhtevsnda; zengin
olmann kurallar, bir ylda borsadan voleyi vurmak, kariyerinizin zirvesine trma-
nn gibi eyler olmayabilir. Nitekim, yazarn yazd eyler hep dinle alkal eyler
de olabilir. Lkin mesele, ne yazdmzda (muhtevsnda) deildir zaten, o muhtevy
meydana karan itici faktrdedir. Adam tasavvuf kitab yazmtr ama, niyeti bu kitab
vastasyla hret olmak olabilir. ems ve Mevlana kitablar yazarak paray gtrenleri
bir dnelim. Bunun tam tersi de elbet mmkndr; iktisad risaleleri hazrlayan biri,
Nizmlmlk (Paraya dman gzyle bak!) tavr gsterebilir.
Ksacas, yazarken nefs veya madd bir kar gtmemek, samimi bir niyetle ve sa-
mimi bir dille yazmak asl mesele. Samimi olanlarla olmayanlarn en bata anlalmas
zordur geri. Fakat yle bir yer gelir ki orada gibi yapmak biter; taklit sonsuza kadar
srmez, bir yerde gze batar. lm dnelim mesel. Ka kii yazdklarnn -syle-
diklerinin- savunmasn idam sehpasnda yapmaya hazrdr? Ka kii Sokrat tavr gs-
terebilir: yle kimseler grdm ki, muhakeme edilirken gayet tuhaf ekiller ve
hareketlerle kendilerini kltrler. Sanki ldrlecek olurlarsa misilsiz bir ikenceden ge-
ecekler, yahut kurtulurlarsa ebediyen lmeyecekler Ben baka bir trl mdafaadan
sonra yaamaktansa, byle bir mdafaa uruna lmeyi tercih ederim!.. [2]
Kinatn yzsuyu hrmetine yaratld; Bir elime gnei, dier elime de ay verseniz,
ben yine davamdan vazgemem! buyuran Allah Resln dnelim yine. Bakmayalm
bugn birilerinin aslan kesildiine, bunlarn fareler gibi gizlendii ne ubatlar grd
bu lke. Neticede dnyann geer akesi kvrtmaktr. Kvranlara her anlamda iktidar
alr, elif gibi dik duranlar da ademe (yoklua) mahkm edilir. Yazar vardr, bu itima
sirkte batac edilir; yazar vardr, skt suikastyla diri diri gmlmek istenir. Yeri gel-
miken hatrlamakta fayda var: Ademe mahkm etmek, komnistlerin metodudur! [3]
Toparlamak gerekirse, anlalyor ki herkesin yazma sebebi birbirinden farkl olabilir.
Kimi hazdan kar yola, kimi faziletten Tpk birilerinin ruhun emrinde olup
da birilerinin nefsin-eytann emrinde olmas gibidir durum. te bu noktada niin
yazmalym sualine kendi cevabmz vermemiz elzemdir: Yazmaktan muradmz nedir?
Zira, Byk Dounun, air, ne yaptnn yan sra, niin ve nasl yaptnn ilmine muh-
ta ve stn marifetinin srrna can atan bir tlsm ustasdr. [4] lsn baa alr ve
bundan kendimize bir ders karrsak, ncelikle ne yazacamzdan ziyade, niin ya-
2 Necib Fazl, Tarih Boyunca Byk Mazlumlar, 5. Basm, Byk Dou Yaynlar, stanbul 1998, s. 18.
3 Salih Mirzabeyolu, Kkler -Necib Fazldan Esseyyid Abdlhakm Arvasye-, 2. Basm, BDA Yaynlar, stanbul 1996, s. 188.
4 Salih Mirzabeyolu, Necib Fazlla Babaa -ntib ve lhm-, 2. Basm, BDA Yaynlar, stanbul 1989, s. 170.
AKDEMYA
220
zacamzn kafa hesabn yeterince yapmalyz. Hatt ve hatt niin yazacamzn
yazsn yazmalyz (elbet bunu bir yerlerde yaynlamak-yaynlatmak zorunda da dei-
liz.). Yazmak muhasebeye ekmek ise meseleleri, lmeden nce lmek gibi, ilk elde
niin yazacamzn muhakemesine balamamz yerinde olur. Her eyde ve her ite
has ve husus bir anlay sahibi olmak [5] anlamna gelen nisbet noktalarn da hem
bulmal, hem de billurlatrmalyz.
Bu suali dnrken bize elik etmesini istediimiz bir hikmeti de paylamak istiyoruz.
Hicr 3 ve 4nc asrda yaam brahim Kassarolu Hazretleri buyuruyor ki; nsann
kymeti, himmeti kadardr. Himmeti dnya olana kymet vermek reva deildir; himmeti
Hakkn rzas olan da kymetlendirebilmek mmkn deil! [6]
Sanrz, yazmann -esasnda- ruh ihtiyatan doduunu sezebiliyoruz. Ruhun emrinde
kol, kolun emrinde kalem, kalemin ifadesi kelm Neticede her ey ruha nisbet ii
Ruha nisbetin bir vasf da, bizi evreleyen ve kimi zaman bomak isteyen artlara
kar koymaktr bir bakma. Yazmak da bunun aracdr yalnzca. Picasso diyor ya hani:
Sanat ayn zamanda politik bir kiidir ve dnyada olup biten iyi, kt, korkun hdiselere
btn varlyla tepki gsterir. Baka insanlara ilgi gstermeden, stne fildiinden bir umur-
samazlk geirerek, kendini besleyen hayata nasl srtn dner? [7]
Evet bu hususu Bilge Kral Aliya da yle dile getirir: Hakiki bir air, hakiki bir sanat,
istemese bile mcadeleye girmitir. Onun sanat -eer hakiki ise- daima yalanlarn aleyhine
ahitlik etme durumundadr. Sanatlarn kanlmaz mcadelelerinin bulunduu yer bu-
rasdr. [8]
Picasso ve Aliyann ifadeleri, ilve yoruma gerek brakmayacak kadar ak olsa gerektir.
Lkin, pusula misli bize yol gsterici iki nisbet noktasn paylamak istiyoruz asl.
nce ilki: Yaz yazarken hep gznnde tuttuum bir ilke: Bir ey syleyelim, bir ey sy-
leyelim! Msbet bir hamleyi andran, haysiyet vdeden, bolukta mekn igal etme hassasna
istekli olan bir ey syleyelim! sterse o ey yanl olsun. Syleniindeki ihtiya doru ya! Bir
ey syleyelim de, bakasnn fikrini tashih etmeden kendi fikrini bulamayanlar, bizi d-
zeltmek suretiyle hi olmazsa bir tehise varsn [9]
Ve ikincisi: Bir eyi ortaya koymak kadar, onu yaygnlatrmak, onunla bir mevzuya sark-
mak, onu davran hlinde kendine maletmek ve onu kafalarda billurlatrmak mnsna
tahkim etmek de birey yapmaktr. [10]
Rainer Maria Rilkeden bir iktibasla bu blm noktalayalm: Her eyden nce, gecenin
en sakin zamannda, kendine sor; Yazmak zorunda mym? diye. Derinlemesine bir cevab
iin kendini zorla. Eer cevab olumlu ise, ve bu heybetli soruya gl ve basit bir zorunda-
ym!la cevab veriyorsan, o hlde hayatn bu ihtiyaca gre ekillendir. Zira unutmayalm
ki; yazarlk bir meslek deil, bir hayat biimidir. Ve gerek bir yazarn en byk zellii;
Her eyden nce anlay kabiliyetidir. Dnyadan sanki gzleri kapal geip giden ve hayat-
5 Salih Mirzabeyolu, Ik Sohbet-Konferans-, BDA Yaynlar, stanbul 1996, s. 49.
6 Salih Mirzabeyolu, Yamurcu -Gerekliin Peinde-, BDA Yaynlar, stanbul 1996, s. 153-154.
7 Salih Mirzabeyolu, Elif -Resim Redd Kkndendir-, BDA Yaynlar, stanbul 2003, s. 180.
8 Aliya zzetbegovi, zgrle Kam, 4. Basm, Klasik Yaynlar, stanbul 2006, s. 11.
9 Salih Mirzabeyolu, Kltr Davamz -Temel Meseleler-, 3. Basm, BDA Yaynlar, stanbul 1993, s. 19.
10 Salih Mirzabeyolu, Kltr Davamz, s. 43.
AKDEMYA
221
larn tketen insanlar vardr. Gerek bir yazar bunun tamamen zdddr, bir fotoraf cam
kadar hassastr. [11] Yine, sorumluluk sahibidir o ve kendini adamtr. stelik, ister
konusun, ister dinlesin, ister okusun, isterse yazsn; bilir szn ne muazzam bir dava
olduunu: Lisn, gnln aynasdr; gnl, ruhun aynas; ruh, insan hakikatin aynas;
insan hakikat, Allahn aynas Gaibin hakikatleri bu kadar mesafe ve basamak atlayp
lisna gelir. Orada lfz ekline brnp istidatllarn kulana eriir. [12]
NE YAZMALI?
Ne yazmalnn da cevab ok basit: Yazmamamz gerekenleri yazmazsak, yazmamz
gerekenler de kendiliinden kar ortaya. Bu biraz da bizim niin yazmalym sualine
verdiimiz cevabla dorudan balantl. Misl; telif iin yazacaksak, yayncnn ve oku-
yucunun houna gidecek eyler kaleme almalyz. Ama hakikat iin yazacaksak, nem-
rutlarn bundan huzursuzluk duyabileceini de aklmzdan karmayacaz. Tekrar
etmemiz gerekirse, ne yazmamz gerektiinden ok, ne yazmamamz gerektii zerinde
durmalyz. Rodini hatrlayalm, ne diyordu: Tan fazlalklarn alyorum ve sonunda
ortaya bu heykel kyor! Biz de olsa da olur, olmasa da soyundan eyleri dairenin d-
nda brakrsak ve kk olulara tenezzl etmezsek, umuyoruz ki hedefimize doru
ar ar yryeceiz. Ar ar yrmekten de korkmayalm sakn. Zira mesele, diyelim
ki bir mzenin atsna uarak kmak deil, o mzenin iini sindire sindire tem et-
mektir. Bu hzl-hazl tketim anda, yava ama hedefini kaybetmeden yrmektir
bize den. Unutmayalm ki, Yanl bir istikamette bin adm gitmektense, doru istika-
mette bir adm atmak ve peisra bu admlarn saysn arttrmak, bizce kurtarc kymet-
tedir. [13] Ne de olsa Lao-Tzunun dedii gibi; Binlerce kilometrelik yolculuk bile tek
bir admla balar. Ama, doru yolda atlan bir admla.
Montaignein Denemelerinde -yazma bahsi ile ilgili- yle bir ifade geer: Odysseusun
dertlerini inceleyip kendi dertlerini bilmeyen dil bilginleriyle, alglarn akort etmesini bilip
de yaaylarn akort etmesini bilmeyen mzikilerle, adaletten sz etmeyi renip adaleti
uygulamayanlarla alay edermi Kral Dionysius. [14]
Ne yazmann murad edildiini artk kestiriyor olsak gerektir. Yaznn merkezinde biz
olmalyz. Bize hayr olmayan eyin, bakasna da hayr olmad gibi, inandrcl da
olmaz. smet zel bunu dnce namusu olarak ifade eder: Sylediinin yapt ile
tutarl olmas hli. [15] Drt kere evlenip boanm ve hl bekr olan bir kiisel ge-
liim uzmanna(!) kim gnl rahatlyla bir ey danabilir ki? Kendi iimizi doldur-
malyz ki yazacamzn da ii dolu olsun. Yoksa yazmz ktta, iddialarmz da
tabelalarda kalr. Unutmayalm, tabelada adalet yazmas, oradan zulmn bulunmaya-
cann teminat deildir.
unu da hep hatrlamalyz: Yazmak bal bana bir ama deildir, bir aratr. Ama bazen
yle eylere araclk eder ki tm dnya akna dner. Zira fikirleri yaatan ve bir sonraki
nesle aktaran kelimelerdir. Kelimeler, fikirleri asmaya yarayan engellerdir der Beecher.
Evet aynen yledir ve zaman geldiinde o fikirler, kelimeler vastasyla tekrar kar ago-
raya. Bu noktada Bilge Kral Aliyann bir tesbitini paylamak isteriz:
12 Salih Mirzabeyolu, Kkler, s. 148.
13 Hayreddin Soykan, Aylk Dergisi, Ocak 2010, say: 64, s. 46-47.
14 Montaigne, Denemeler, 23. Basm, Cem Yaynevi, stanbul 1994, s. 36.
15 smet zel, Mesele, 5. Basm, ule Yaynlar, stanbul 1995, s. 37.
AKDEMYA
222
- Fransz nklbndan nce ynetici snflarn rezilliklerini hicveden Moliere, onlarla
mcadele yolunu hazrlamt. Molierei var eden sz konusu inklb deildi, aksine o
inklb var eden Molieredi. (Balangta kelm vard!) [16]
Bilge Kraln tesbitinin nda Ansiklopedicileri dnelim mesel; Diderotu, Ro-
usseauyu, Voltairei, Montesquieuyu... Onlarn fikirleri Fransada siyas inklbla,
ngilterede sanayi inklbyla, Almanyada da felsefi inklbla sonulanmt.
Fikir katili olmamak iin yazmak gerekli diyor Rasim zdenren, Yazmak lme
mezar kazmaktr! diye de ekliyor. yle deil mi? Dnya tarihi zaten yazyla var olmad
m? Yazmak hakkyla yapldnda, dnyann en erefli ilerinden biridir. Neticede Bi-
lirken susmak, bilmezken sylemek kadar ktdr! (Eflatun) ve Bir eyi dnmek ona
haysiyetini vermektir. Dile getirmediimiz eyler var olmazlar! (Heidegger).
Ne yazmal, ne yazmamal konusunda dilerseniz bir de Nikolayevi Tolstoya kulak
verelim:
- Tecavze uram bir kadnla, kocasn baka kadnlarn elinden kurtarmaya alan
bir kadnn maceralarnn anlatld hikyede ise yazar, btn iyi niyetine ramen ar-
pk, sapka bir tabloyu tasvir etmekteydi. Bu cretkr anlatm, tamamen okuyucusunun
ilgisini ve sempatisini ekmeye ynelik bir taviz idi. unu belirtmek isterim ki, usta bir
yazarn, bu tr davranlarla bakalarnn ilgisini ekmeye ihtiyac yoktur. Sempati top-
lamak iin gereksiz olan yazmak, yalan sylemek, gerekleri saptrmak, sanatnn diliyle
sanata yaplm bir hakarettir Hayat, byk sevgilerden ve burjuvazinin mutluluun-
dan ibaret deildir. Hizmeti kadnlar, din adamlarn aalayan, emein deerini k-
mseyen ve bir zamanlar kendisinin de iinde bulunduu halk kitlesine ihanet eden
kalem, edebiyat yapm olamaz. Yalnzca, iindeki psikolojik rahatszl ve aalk kom-
pleksini bastrmaya alr. [17]
- Gerek bir sanat eseri hem entellektel, hem de anlalabilir olmaldr. Gerek sanatn
sanatsnn grevi, dnyann madd gzelliklerini, ahlkszl anlatmak deil, irkin-
likleri eletirip, gerekleri aydnlatlm bir biimde aktarmaktr. [18]
Grdmz gibi, yukardaki satrlarda Tolstoy, bir taraftan sanatn ne olmas gerek-
tiine dair bize ipular sunarken, bir taraftan da yazya dair nemli ller belirlemi.
Hatt dier bir taraftan bakarsak, gnmze de bir hayli dokundurmu: Bu tesbitlerin
erevesi iinde Ak- Memnu ve muadili diziler de, mzik kliplerini sanat(!) diye pa-
zarlayanlar da, yatak srlarn if edenlerin edebiyat(!) olduunu iddia etme ahmakl
da, -nmerde muhta olmamak iin- bir kuru ekmek paras kazanma uruna yerin yz-
lerce metre altnda madencilerin ld bir gecede, sosyetenin nasl elendiini gste-
ren mbtezeller de var!.. Hsl Tolstoy, yz seneden fazla bir zaman nce etrafmz
saran zift tabakasn iaret etmitir. Sizce de byk sanatnn vasflarndan biri bu deil
mi? Sadece kendi zamanna deil, gelecek zamana da k tutar ve ilhm kayna olur.
Ne yazmal mevzuunda son olarak Sokratn L SZGE TESTne kulak ver-
meliyiz:
Gnlerden bir gn Sokratn karsna bir adam dikilir. Adam heyecanla Sokratn ya-
nna yaklaarak sorar; Talebelerinizden biri hakknda ne duyduumu biliyor musunuz?
16 Aliya zzetbegovi, zgrle Kam, s. 116.
17 Tolstoy, Sanat Nedir?, 2. Basm, le Yaynlar, stanbul 1993, s. 36-37.
18 Tolstoy, Sanat Nedir?, s. 62.
AKDEMYA
223
Bir dakika der Sokrat; nce sana l bir szge testi yapmam lzm. Adam aknlk
iinde Sokratn suratna bakakalr. Sokrat devam eder; Talebem hakknda konumadan
nce, syleyeceklerin hakknda bir dakika dn istersen diyerek, szge testine balar.
lk szge doruluk szgeci. Bana syleyecein eyin kesinlikle doru olduuna emin
misin?
Hayr diye cevab verir adam.
Sokrat kafasn sallayarak; Anladm, yni haberin doru olup olmadndan emin deilsin.
O hlde imdi ikinci szgece geelim bakalm. Bu szge iyilik szgeci. Talebem hakknda
syleyecein ey iyi bir konu hakknda m?
Yine Hayr diye cevab verir adam.
yleyse, talebem hakknda doru olduunu bilmediin, iyi de olmayan bir eyi sylemek
istiyorsun yle mi? diye sorar Sokrat.
Adam bir para utanarak, omzunu silker.
Sokrat devam eder; Hl testi geebileceine emin misin? nk nc szge de fayda
szgeci. Talebem hakknda syleyecein ey, benim iin faydal bir ey mi?
Hayr, tam olarak saylmaz der adam.
Anlald der Sokrat; Syleyecein ey ne gerek, ne iyi, ne de faydal O zaman neden
syleyeceksin ki?!..
Ezcmle, ne yazmal sorusuna u cevab verebiliriz: Doru, iyi ve faydal eyler...
Bu noktada da zerinde dnmemiz gereken can alc soru udur: Kime ve neye gre
doru, iyi ve faydal? Zaten mesele de bunun nisbet noktasn tesbit etmekte.
Yazmza bu noktada son vermeden nce, Hazreti Mevlnnn msralaryla ba baa
brakmak istiyoruz sizi:
Her gn bir yerden gmek ne iyi
Her gn bir yere konmak ne gzel
Bulanmadan, donmadan akmak ne ho
Dnle beraber gitti cancazm
Ne kadar sz varsa dne ait
imdi yeni eyler sylemek lzm
Ebed gne dolu bir zihin, ezel kadar geni de bir gnlle kalalm inallah.
AKDEMYA
224
Kurallardan biraz sapmann ne sakncas olabilir?
Evet ama, bunlar okuyucunun duraklamasna ve
fikirlerinizi dnmek yerine
kabiliyetsizliinizi dnmesine yol aar.
J. Barzun, H. F. Graff
A. BYLE BR ALIMA NN?
Uzun yllar yazarlk ve -mektebli deil de alayl snfndan- editrlk yaptktan sonra,
bir eyi derinden farkettik: Birok yazar, iyi yazmak nedir dorusu pek bilmeden ya-
zyorken; aslnda yazabilecek nice dost da, kendisine rehberlik edebilecek kii ve kay-
naklarla karlamad iin ya yazmaktan kanyor veya ou akametle biten yaz
denemelerinde bulunuyor. Yazma istek ve iddias tamayan ou okuyucu ise; henz
iyi yazyla kt yazy bile lykyla ayrdedemiyor, gerekte kt kaleme alnm
bir makale veya edeb denemeyi anlayamamasn yahud ondan zevk alamamasn, kendi
yetersizliine yorabiliyor. Byle bir zeminin olumasnda, kukusuz kimi editrlerin de,
hem gerekli tavsiye ve aklamalar yapmamak, hem lzmlu mdahalelerde bulunma
gayret veya cesaretini gstermemek, hem de meslekte kendilerini gelitirmemek ve edi-
trln nasl bir mesuliyet olduunu uurlatrmamak gibi bir vebali bulunuyor.
te okuduunuz alma, birok kiinin kendine yetecek kadaryla hereyi bildiini
zannettii bu zemine bir TRAZ vasf tayor. stelik bu satrlarn yazar, her ne kadar
sayfalar boyu iyi yazmann inceliklerinden szedecek olsa da, gerek tecrbeyle gerekse
aratrarak rendiklerinin, bilmedikleri yannda devede kulak mesabesinde kaldn
itiraf ediyor. Ancak yine de, almasnn, kendisinin yapamadklarn yapabilecek saysz
yazar, editr veya okuyucu iin ufuk ac olabileceine candan inanyor.
Yazarlara ve Yazacaklara zel
Hayreddin Soykan
Yazarlara ve Yazacaklara zel
225
Ayrca, bu dorusu uzunca- yaz, birok fikr, ilm veya edeb dergide mtad olan YA-
ZARLARA TALMATLAR blmnn olduka tafsiltl bir rnei fonksiyonunu da
gryor. Ezcmle, bundan byle tm mstakbel yazarlarmzdan taleb edeceimiz art-
lar ihtiv ediyor.
Bilvesile itiraf etmek istediimiz bir husus: Byle bir alma kaleme alma ihtiyac duy-
mamzn -ahsmz ynnden- belki en mhim sebebi, gerek dergilerimize gelen, gerekse
yaynevlerimize kitab olarak teslim edilen almalardaki ekl aksaklklarn hep birbirine
benzemesi ve tek tek dzeltilmeye allsa bile bir dahaki sefere yine benzer aksaklk-
larla mall olarak gnderilmesidir. Buysa, tek tek editrlerin hibir zaman altndan kal-
kamayaca bir yk ve meguliyettir. Bu safhada ncelikli olarak yaplmas gereken, u
n okumakta olduunuz trde bir klavuz denemesi hazrlamak olarak gzkt bize.
Bylece tm yazarlar veya yazarla talib okuyucular, bir nev kendi kendinin editr
olma ansna kavuacak; dileimiz o ki, bize den i de artk ok daha az olacaktr. Sa-
dece yazarlar veya yazacaklar iin deil, editrlk mesleine adm atm yahud atacak
olanlar iin de bu syede faydal bir metin temin edilmi olacaktr.
Kendi dnya grmz zviyesinden ve temel hedefi bakmndan DERG YAZARLI-
INA GR vasfyla kaleme alnm bu alma, kukusuz bir ilk admdr ve ou ilk
teebbste olduu gibi, birok eksiklikle malldr. nallah bundan sonra, hem bizim
hem de ilgili tm okuyucularn katk ve tashihiyle, bu metin giderek zenginleecek ve
ileride imdikine nazaran belki byk lde deiecek de olsa- kalc bir rehber a-
lma hviyeti kazanacaktr. Bu tesbitlerin, daha ok cmiamz erevesinde geerli
olduunu da ilve edelim. yle ki, bizim DL HASSASYETMZE her zaman muvafk
olmasa da, genel olarak bu meseleyi olanca teferruatyla ileyen bellibal rehber ki-
tablar zaten mevcuttur ve yazmzda onlardan ska istifade ediyor, stelik bilmedik-
lerimizi biz de onlardan reniyoruz, renmeye de devam edeceiz. Ne var ki, her
mnda mkemmel olsalard, biz de hi bhesiz byle bir zahmete girmeyecek ve k-
saca onlarn adlarn zikredip tavsiye etmekle iktif edecektik. Bu bakmdan almamz,
kendi sahasnda ve bizim gzmzden toparlayc olmak gibi bir vasf hiz.
Son olarak, tm BDA ballarnn bu bbta ellerinden drmemeleri gereken ve ekl
ve sath ynlerden te, aslda lzm olan tm fikr, ilm, bedi, ahlk, ideolojik ve
metodolojik ipularn muhtev eser, BDA Mimarnn Marifetnamesidir:
- BDAclarn tmdengelim ve tmevarm yoluyla meseleler iinde bavuracaklar bu
eseri, ortak hafza olarak takdim ediyorum... Yani, sadece yazmak ve anlatmak deil,
yazdrmak ve anlattrmak sevdasiyle, da aln ipularn vermek, grp tanmaya
misl olmak...(Mirzabeyolu, 2007)
B. BU ALIMA KMLER N?
1. Tm BDA Ballar in
Dergimiz Akademya, bir yandan zaten varolan bir kadronun akademik verimlerine
ifade zemini olmak, dier yandan da bylesi verimlerin yeerebilecei bir entellektel
halka ve iklimin tesisinde pay sahibi olmak, yni okullamak veya ocaklamak arzusuyla
kyor. u hlde, ideal olana nisbetle son haddiyle yetersiz de olsa, Baycelik Aka-
demyasna giden yolun yolcularna gerekli yahud faydal erzak ve tehizat temin yol-
larn aratrmak, bulabildiklerini gstermek, gcnn yettii noktaya kadar
AKDEMYA
226
okuyucularna rehberlik etmek gibi bir vazifesi de mevcut. Bu vazife erevesine, elbette,
akademik verimlerin ahlk, ideolojik, metodolojik ve ekl ynlerine elden geldiince
temas etmek de dahil.
yleyse arzedelim: Yaptmz alma, szkonusu vazifenin EKL ynlerine, ou
balang ve orta seviyede de olsa, temas denemesi olma mns tayor. Yazma
mevzuuna her ne kadar en bandan balayarak temas edecek de olsak, zaman zaman
dorudan akademik yazlara has zelliklere de yer veriyoruz. Ve yine bu alma, n-
mzde bizi bekleyen bu uzun akademik yolculua hep beraber karken; yolu, yolculuu
ve yolcuyu birlikte kefetme zevk ve gayretinin, kendi ekl ve sath zviyesinden
de olsa, ilk numnelerinden olmay diliyor.
Yeri gelmiken vurgulamak isteriz ki, Akademya kadrosu olarak bizler, faaliyette ama-
trl, genliin veya aramza yeni katlan ruhu genlerin ss olarak grrken, bunu
bir mr srdrmenin herhangi bir mazereti olduuna inanmyoruz; aksine, her sahada
olduu gibi, akademik sahada da gnden gne profesyonelleme idealini ykseltiyor,
biz olamamsak da olabileceklerin nn amak istiyoruz. Bizden sonrakilerin yolunu
ve nn amazsak, hastahane kapsnda geit vermez hademe olarak tarihe gemekten
korkuyoruz. Profesyonelleme bbnda, Mtefekkir Salih Mirzabeyolunun tm
BDA ballarndan bekledii de bundan bakas olmasa gerek:
- Camiamzda herkesin nefsine unu teklif etmesini istiyorum: Amatrce yaplan faali-
yetleri sahici fikrin emrinde profesyonelce rgtlemek ve ynlendirmek, profesyonelce ya-
plan almalarda da ii amatrce bir heyecanla beslemek ve glendirmek durumunda
olsunlar... (Mirzabeyolu, 1997: 65)
Bir dier ifadeyle, her iki durumda da profesyonellik iarn ve amatrlk heyecann
gzetmek, gzden kaybetmemek...
Bu iar nmzdeki almaya tatbik edersek: Kaleme aldmz yaz, kukusuz yeri gel-
dike profesyonelliin gereklerini ilemeye alacak da olsa, tm muhtevs bakmndan,
profesyonel tarzda akademik bir yaz yazmann btn inceliklerini anlatmayacak. Bun-
dan ziyde, profesyonellie giden yolda ok temel ve ekl bir yaz bilgisi temin etmeyi
ve amatr yazarlktan profesyonel yazarla doru salam bir adm atabilmemizi hedefle-
yecek. nk biz, ahlk, ideolojik, metodolojik ve yazmzn konusu olan- ekl ynle-
riyle iie bir btn olarak, ancak bir ALTYAPI mevcud olduu takdirde profesyonel
bir akademik yazar olmann da imkn dairesine gireceini dnyoruz. lk, orta ve
yksek renimimizi ikml etmeksizin profesrle srayabileceimiz kestirme bir
yolun mevcudiyetine akas inanmyoruz. ekl ynleri de dahil bir btn olan bu ilk
eik geildikten ve fikrin, ilmin ve sanatn zarur temeli atldktan sonradr ki, bizim iin
akademik uzmanln tm kaplar sonuna kadar alacak ve BDAnn ballarndan is-
tedii keyfiyet tasna inallah hep birlikte trmanlacaktr:
- Bu namelerde kendi z ahsiyetini idrak edecek olanlardr ki, bizim kefimizin hangi
fikir ktalarna kadar yayldn ne kadar iddial bir sz!- AKADEMK TARZLAR
iinde gstereceklerdir... (Mirzabeyolu, 1988: 79, vurgular bize it)
Aksi durumda, yni altyapszlkla mall ve akademik bakmdan henz uzmanla-
mam iken BDA adna fikr zmlemelerde bulunduumuzda bizi bekleyen tehli-
keyse, malm; BDA Mimar sylyor:
Yazarlara ve Yazacaklara zel
227
- Genelin geneli gibi karikatr ve kaba taklit plnnn mihraksz geneline dme-
mesi gerekenler, btn llendirmelerimin tatbikini AKADEMK ve soylu pratik pl-
nnda gstermek zorunluluundadr ki, bu, elbette zorlarn zoru bir memuriyet sahasnn
orijinal bulularn ucuzun ucuzu bir beleilie let etmekle olmaz. (Mirzabeyolu,
1988: 142, vurgu bize it)
Akademik uzmanlk altyapsn henz temin etmeden yazarl renmeye balamann
ve bizim savunacamz zere- bekletmeksizin yazmaya davranmann gerei nedir, tar-
znda bir soru hatra gelebilir. udur cevabmz: Bir sonraki blmde amaya alaca-
mz zere, okumakla yazmak, e zamanl olarak ancak ayr ayr gelitirilmesi gereken
kabiliyetlerdir. Bir ilkokul rencisinin bile, bir yandan okur ve renirken, dier yandan
kendince yazmas gerekenler bahis mevzuudur. nce okuyalm, sonra nasl olsa ya-
zarz dncesi, maalesef hayatta ve eitimde karl olmayan bir aldantr.
Ayn ekilde hatrdan karlmamaldr ki, ilmin gayesi, yazmak ve bylece o ilmi kal-
clatrmaktr. stad Necib Fazln, Zaman vurmadan silgiyi, / Yazyla balayn bilgiyi.
eklinde manzmeletirdii o muazzam hads-i erfin ihtar ettii zere; bilgiyi yazyla
balamak, bir Peygamber buyruudur en bata. Yazlmayan bir ilim, itima fayda an-
lamnda yok demekle neredeyse e anlaml olacana gre, ilmi hem imdi hem sonra
var klmak zere, ilm tekmlle yazma kabiliyetinin birlikte tekml, ilim yolcu-
sunun her anda bir lzm belirtir. Mtefekkirin bu erevede iaret ettii husus,
her dem kulaa kpe olmaldr:
- Her a, yazabildii ekilde yazmaldr; zaten baka trl de yazamaz. (Mirzabe-
yolu, 2007: 134)
Ksacas, akademik yazarla giden yol, ncelikle ilk ve orta seviye yazarln hakkn
vermekten gemekte. Belki herkesten ok bilen ama dier herkesten az yazan nice dost
vardr tandmz. Bizce bu menfliin sebebi, her ada srekli yazmay ve bir taraf-
tan fikren tekml ederken dier taraftan yazma kabiliyetini gelitirmeyi etmeyi ihmal
etmeleridir yalnzca. Salmayan meme kurur diyenler, doru sylemitir.
Yazmann, stelik n nna yazmann, tm BDA ballar, bilhassa yazarlk kabiliyeti
dierlerine nazaran briz olanlar iin ne derece ehemmiyetli olduunu da kendisinden
szebileceimiz bir hikmetle bahsi mhrlemek istiyoruz. Abdlhakm Arvas Haz-
retleri buyuruyorlar:
- Hususen yeni bir bilgi olursa, yazya gemeye deer ise, faidesi umumi olursa, gizlenmesi
gereken hususlardan olmazsa, ondan gelen yararn tamamlanmas iin, onu tesbit etmekte
acele davranmak lzmdr ki, eden kmasn. Kaydnda geveklik gsterilmesin ki, kaybol-
masn. ok zaman olur ki, onun gelmesi, o vaktin hususiyetlerinden, o meknn korkula-
rndan, veya sohbet ettiin kiinin aksettirdiindendir. O kii ondan ayrlnca o hal bir daha
ele gemeyebilir. Onu tekrar hatrlarm diye aldanmasn... (Mirzabeyolu, 1988: 46)
2. Yazarlar in
Yaptmz alma, bir yazarn, ister dergimiz Akademyaya isterse bir baka dergiye
yazsn, herhangi bir yaz kaleme alrken nelere dikkat etmesi gerektiini gstermeye a-
laca kadar, kaleme alnacak bu yazlarn bir dergide yaynlanmasnn nelere bal ol-
duunu, yni editrlerin nelere dikkat ettiini de -elden geldiince teferruatl olarak-
sergilemeye alacak.
AKDEMYA
228
Editrlerin hakikaten editrlk yapt dergilerde, yazarla editr arasnda, iddeti
bazen az bazen ok, dardan bakldnda bazen belli bazen belirsiz ancak, ounlukla
srekli bir EKME vardr. udur balca sebebi: Yazarlar, gnderdikleri her yaznn
aynen yaynlanmasn arzular. Editrlerse, ksmen yazarlara fakat onlardan ziyde der-
ginin okuyucularna ve prestijine kar sorumluluk hissettiklerinden, kabul ettikleri az
sayda mkemmel yaz dnda kalan dier yazlar, ya yaynlanmaya deer bulmaz ve-
yahud dzeltilip yeniden dergiye gnderilmesi iin yazarna iade eder. Bu da, hliyle,
yazarla editr arasnda belli belirsiz bir gerginlik dourur.
Bir misl verelim dilerseniz. lm bir makalenin nasl yazlacana dair bir de eseri bu-
lunan -TBTAK tarafndan Trkeye tercme ettirilip bastrlmtr- tecrbeli editr
Robert A. Day, iyi dergilerde, gnderilen metinlerden olduu gibi kabul edilenler yaklak
yzde 5 civarndadr diyor. Dier bir deyile, gnderilen her 20 makaleden yalnzca 1i
aynen yaynlanyor. Peki, kalanlara ne oluyor? Onlarn da yardan fazlas reddediliyor;
kalan dierleri de unlara unlara dikkat edip yaznz dzeltirseniz, yaynlayacaz
notuyla beraber yazarna iade ediliyor. (Day, 2000: 80)
Editrler, aynen yaynlamak dururken, niin bu nev yollara sapma ihtiyac duyar?
udur ounlukla cevab: nlerine gelen yaznn iki nemli kriter ynnden tam ol-
mamas yahud birinden geerken dierinden geememesi. Nedir bu iki kriter? J. Bar-
zun ve H. F. Graff, ortaklaa kaleme aldklar aratrmaclarn baucu eseri Modern
Aratrmacda yle zetliyorlar bunlar:
Birincisi, MUHTEV ynndendir: Yazlanlar doru, gvenilir ve tam mdr?
kincisi, EKL ynndendir: Ak ve dzenli mi; anlalmas, hatrlanmas kolay mdr?
(Barzun ve Graff, 2004)
almamzn bu ekl yn zerinde younlatn sylemitik. Bu yn o kadar nem-
lidir ki, bir yaznn eklen arzal olmas, muhtevsna hemen hi baklmakszn, gn-
derilen yaznn bir kenara konulmasna veya reddedilmesine bile yeter sebebtir:
- Eer almanz iyi ise, ilm ise, yaynlanmak zere kabul edilecektir. Doru mu? Bu yan-
ltr. Kt daktilo edilmi veya kelime ilemden gemi [dizilmi] metin, sadece yaynlan-
mak zere kabul edilmemekle kalmayacak, ayn zamanda birok dergi iletmesinde, yarm
yamalak hazrlanm olduu iin dikkate bile alnmayacaktr. (...)
deal bir dnyada iyi ilim, belki vastann (yazlm metnin) formatna baklmakszn ya-
ynlanabilirdi. Oysaki gerek dnyada, birok ii cretsiz yapan ve ok youn ileri olan
editr ve deerlendiriciler; kt, eksik metinler iin zaman ayramaz, ayramayacaklardr.
Ayrca, en tecrbeli editrler u dorudan ilikiye inanrlar: Kt hazrlanm bir metin,
hemen hemen hi yanlmakszn, yetersiz ilmin ifadesidir.
Bu sebeble, size tavsiyem bu noktada kesindir: Eer metninizin yaynlanmasn istiyorsanz
(aksi hlde niin gndereceksiniz?), dergiye gnderilen metnin; hatasz, dzgn, derginin
tarzna [formatna] uygun daktilo edildiinden [dizildiinden] ve her ynden tam oldu-
undan emin olun. Bu bir zorunluluktur (olmazsa olmaz). (Day, 2000: 63, 64)
ekl yn nemli klan hususiyet, bir yaznn en bata AIK, ANLAILIR ve KEN-
DN OKUTUR olmas gerekliliidir. Yazarnn bu istikamette umursamad bir yazy
okuyucunun veya editrn umursayacan dnmek gereki deildir. Olacak olan
da budur; okuyucunun veya editrn yazya yle bir gz atmasyla o sayfalar okuma-
Yazarlara ve Yazacaklara zel
229
dan geip gitmesi bir olur. O hlde yazara den vazife bellidir: Anlalmak ve okunmak
iin, fikirleri yanyana dizmekten daha fazla bireyler yapmak, onlar kolay anlalr ekle
sokmak gerekir. (Barzun ve Graff, 2004: 213)
Artk anlalsa gerektir ki, yazarlarla editrler arasndaki ekimenin sebebi, editrlerin
aksi insanlar olmas deil, yazarlarn dikkatsizlii ve gevekliidir; aratrmalarna ay-
larca emek verirken gsterdikleri titizlii, yazlarnn son hlini verirken gstermeme-
leridir; bu bahisteki ihmlleri veya hl giderme teebbsnde bulunmadklar
cehaletleridir. Cehalet tesbiti ar bir itham olarak dnlebilir. Maalesef yle de-
ildir ve almamzn son blmlerine doru farkedilecektir ki; birok ilim adam, zel-
likle msbet bilgiler ve teknik dallarda uzmanlam olanlar, yazma bahsinde orta
retim seviyesinde kompozisyon kaleme alma becerisine bile neredeyse mlik deildir.
Yazmzn temel bir amac da, bu bakmdan, yazarlarla editrler arasnda bir anlay
kprs kurmaya almak olacaktr. Her iki kesimin de kaygs ortaktr nk: Yazlar
onlarn muhatab olan okuyucuyla buluturmak. ANLAILABLRLK kavramdr ite
bu kilidin anahtar:
- Ndir hller dnda, editrler son derece ho insanlardr. Asla onlar dman gr-
meyin. Onlar sizin tarafnzdadr. Editr olarak yegne amalar, ANLAILABLR
bir dilde iyi ilim yaynlamaktr. Bu sizin de amacnz deilse, gerekten lmne bir d-
manla urayor olacaksnz. Fakat siz de ayn amac paylayorsanz, editrn sizin
sadk bir yandanz olduunu anlayacaksnz. Byk bir ihtimalle, baka hibir ekilde
satn alamayacanz tavsiyeler ve yol gsterici bilgileri de elde edebilirsiniz. (Day,
2004: 80, vurgu bize it)
3. Gelecein Yazarlar in
Peki okumakta olduunuz alma gibi yazlar yahud kitablar, yine uzman veya tecrbeli
kiilerin birebir yardm, yaynlanabilir bir yaz kaleme almak isteyen bir kiiye iyi
yazmay mkemmel biimde retebilir mi? Cevabmz, hem evet, hem hayrdr.
Evet, retebilir. Mecellenin mehur kaidesindeki gibi, L vusle ill bil-usl - Uslsz
vusl olmaz. Bylesi almalar, tamamen yabancs olunan bir mevzu veya muhitte ol-
duu gibi, harita ve pusula kymeti grrler. Uzman veya tecrbeli kiilerin yardm
ise, kitablardan renilebilecek hususlar snrl olduu ve meselenin pf noktalarn kap-
mak belli bir usta-rak mnasebeti gerektirdii iin, ayn ekilde elzemdir. Eline bir
piyano metodu kitab alp kendi bana piyano virtz olabilmi ka kii vardr, bi-
lemiyoruz. Velhsl, ders kitab da lzmdr, retmen de.
Hayr, retemez. Ders verilmez, alnr dsturu gereince, nereden ne okunursa okunsun,
kimden ne iitilirse iitilsin, iyi yazmak, ahs bir ifade dili gelitirmektir. Kimse bir ba-
kasnn gzyle gremez, bir bakasnn kalb ve zihnini, ruh ve akln, duygu ve dnce
dnyasn aynen kendisine nakledemez. yleyse, yazarken, herkes kendi ifade tarzn,
uslbunu, rengini bulmak, kendi grdn yazmak, ksaca kendi ifade dilini gelitir-
mekle mkelleftir. Peki o zaman batan beri anlattklarmz ve bundan sonra anlatacaklar-
mz niin? Sorunun cevablarndan birini, Yazl ve Szl Anlatm adyla bizce ok faydal
bir kitab kaleme alan Prof. Dr. erif Akta ve Do. Dr. Osman Gndzden verelim:
- Yaz kaleme almak retilmez, renilir. Ancak yol gstermek, baz gerekli ihtarlarda
bulunmak yararldr. (Akta ve Gndz, 2009: 167)
AKDEMYA
230
Biraz nceki piyano almay renme misline devam edersek, hangi mkemmel pi-
yano metodu kitabn da alsa, hangi usta piyano virtznden ders de alsa; bir
piyaniste den vazife, kendi parmaklaryla almak, kendi ruh ve yorumunu ald
esere katmaktr. Kald ki her eitten yazarlk, zaten bestelenmi olan icrdan ziyde,
kk veya byk apl orijinal besteler yapma iidir; bir nev bestekrlktr. u hlde,
ahs ifade sahibi demek olan sanatkrlktr.
Eserin de ustann da lzm olduunu kavradktan sonra devam edelim. Bu nev reh-
ber almalarn, kitablarn veya ahslarn yazacak olanlara kazandrd -dier hepsi
bir yana- bellibal haslet szkonusudur:
Birincisi, DL HASSASYET kazandrcdrlar. stelik mesele, dilin yalnzca ekl-
sath kullanmndaki mahareti temin deil, zamanla dilin kklerine-derinlerine kadar
inecek bir fikir yolculuuna k ve bu sayede dier tm ilimlerin de sathndan derin-
likliklerine doru gidici bir nfz imkn bulutur. Tm ilimler, dil iinde ve dille
temin, tesis ve ifade edilirler nk. mam- Gazal Hazretleri yle buyuruyorlar:
- Lgat bilgisi, etimoloji, kelimelerin kk bilgisi... Bu ilim, btn ilimlerin ilk basaman
tekil eder ve onu bilmeyen dier ilimleri renmee yol bulamaz; zira nasl ki dama k-
mak isteyen birine evvel merdiven lzmsa, lgat bilgisi de dier ilimlere ykselebilmek
iin byle bir vasta durumundadr... Bir ilim faaliyeti iinde bulunmak isteyen herkes,
lgt ilminin esaslarn bilmek zorundadr; demek oluyor ki, lgt ilmi, asl bilgisi ol-
mann da tesinde asln asl niteliindedir. (Mirzabeyolu, 1988: 270-271)
kincisi, yazmann bir EMEK ii olduunu; hatta anlalr ve okunur olmak iin
HEP YENDEN YAZMA ii olduunu; ksacas, hibir makalenin masaya oturulup a-
lakalem yazlmadn reticidirler. imdi szlerini iktibas edeceimiz yazar, 80in ze-
rinde yaynlanm hikye kitab veya roman, yine yzlerce gazete veya dergi yazs olan
bir kiidir:
- Aslnda sanldnn tersine, ben ok zor yazyorum. Yni ben kolayca yazan bir adam
deilim. (...) Ama ben kolay okutan bir yazarm. Onun iin kartryorlar birbirine...
Yni bir yaznn kolay okunmas, o yaznn kolay yazldn gstermez. Tam tersine,
eer bir yaz kolay ve rahat okunabiliyorsa, yazar o yaznn veya o kitabn zerinde ok
alm, ok yorulmu demektir. Ben gerekten ok yorulurum. rnek olarak, urada bir
hikye var. Bu hikyeyi 1965 ylnda kurmuum. Ben onu ancak bir hafta nce yazabil-
dim. Size unu da syleyeyim, romanlarm be alt kerede yazarm. Oyunlarmda ise,
on be yirmi kez yazdklarm olmutur. (...) Dn ok basit bir yaz yazdm ve onu n-
csnde yazdm. Ayrca daktiloya da ekmedim. Eer ekseydim, drdnc kez yazlm
olacakt. (Akta ve Gndz, 2009: 166)
Nihyet nc olarak bu rehber eser veya kiiler, yazmann yazmakla bitmediini,
aksine, asl o zaman baladn, srann YAZININ TAMRNE geldiini ve bir yaznn
nasl tamir edildiini retici ve gstericidirler. Buysa, yazl almalarla beraber,
zellikle rehber kiilerin yardmn gerektiricidir:
- Yazar olmayan birine, mcerred bir fikir olan TAMRN nerede yaplmas gerektiini
ve nasl yaplacan anlatmak imknszdr. Yazar olmaya alan birine, ilk taslaklarn
tmnde karlalan belirsizlikleri ve hatalar nasl bulup dzeltecei zaman iinde,
usta bir tenkitinin gzetiminde retilebilir. Bu da belli bir IRAKLIK DNEM ge-
rektirir. (Barzun ve Graff, 2004, vurgular bize it)
Yazarlara ve Yazacaklara zel
231
Yazarlkta ustalamak iin ustalardan yardm almay en nemli unsur olarak iaretleyen
yukardaki yazarlar [J. Barzun ve H. F. Graff], yine de, tm yazarlara, bilhassa tarih
alannda alma yapacak aratrmaclara yol gsterici, 30 yldan fazla hep yeniden dzen-
leyerek yeni basklarn yaptklar Modern Aratrmac adl harika bir eser kaleme alm-
lardr. Bizim mtevaz almamz ise, tm bylesi faydal eserlerde iaretlenenlerle kendi
tecrbe ve hassasiyetlerimizi harmanlayarak, dank ipularn elden geldiince toparla-
mak ve yazan yahud yazacak dostlara bylelikle yardmc olmak gayesine matuftur.
4. Tm Okuyucular in
Marifet, iltifata tbidir, bunu hepimiz biliriz. Buna paralel olarak bildiimiz dier bir
husus da, talebin niteliine gre rnn veya eserin arzedildiidir.
u hlde, geni okuyucu kitlesinin, iyi yaz ve yazarlarn niteliini mesel, bizim ya-
rarlandmz eserlerden veya bizim hazrladmza benzer almalardan- renmesi,
okuyucuyu yazarlardan artk BYLE yazmalarn taleb edici klacaktr. Bylelikle bu
tr rehber almalar, okuyucunun tazyikiyle yazar kitlesini de kalite-keyfiyet ba-
kmndan sratc olacaktr.
Seviyesi yksek bir entellektel evrede, bu bakmdan, yine seviyesi yksek ve ne is-
tediini bilen iyi okuyucular vardr. te bu iyi okuyucular seviye dklne hibir
zaman tahamml edemedikleri iindir ki, orada ayn zamanda birok iyi yazar da var-
dr. te bizim bu almay hazrlar ve sunarken gznnde bulundurduumuz bir dier
gaye de, bu adan, okuyucu ve yazar arasndaki seviye ykseltici byle bir arz-taleb
etkileimini salamaktr.
Szn z, okuyucunun uur seviyesinde iyi yaz ve yazarlarn niteliini renmeye
dair gerekleecek byle bir ykseli, unlar salayacaktr: Birincisi, okuyucu, ustalarn
hak ve emeini takdir edici olacaktr. kincisi, yazarlar zensiz yazdklarnda bunun
hemen farkedileceini artk bilecektir. ncs, yaynlanacak her tr metin bundan
byle daha anlalr, faydal ve okumas zevkli hle gelecek, okuyucuya arzedilen
ilm verimlerin kalitesi her mnda ykselecektir.
Sadece bu da deil elbette. Bir nceki ksmda, bu nev almalarn, yazarlardaki dil
hassasiyetini gelitirici olacan ifade etmitik. Peki bu husus sadece yazarlar iin mi
geerlidir? bhesiz, hayr. yi okuyucu, dil hassasiyeti uyanm okuyucu demektir
ayn zamanda ve yazarlara yol gsterici almalarn bu erevede okuyucular da geli-
tirecei izahtan vrestedir.
Kald ki, dil meselesi yalnzca yazarlarn inhisarnda olan bir bahis deil, tm insan-
larn temel meselesi olabilecek bir hviyettedir ve Konfuyustan imdi nakledeceimiz
hikmet, daima zerinde dnlmesi ve herkese derinden uurlatrlmas gereken bir
kymet arzetmektedir:
- Bir gn Konfuyusa sormular:
- Bir milletin btn idaresi sana braklsayd, nce ne yapardn?
Dilin bir kinat pln oluunu gsteren u cevab vermi:
- nce dili dzeltirim... Dil dzgn olmaynca, sylenen, sylenmek istenen deildir; o
zaman da, yaplmak istenen, yaplmadan kalr; bu yzden de treler ve sanatlar geriler;
buna nisbetle de adalet yoldan kar; adalet yoldan knca da, halk aresizlik iinde
AKDEMYA
232
kalr. te, bundan dolaydr ki, sylenmesi gereken, babo braklamaz ve bu her eyden
nemlidir.(Mirzabeyolu, 1986: 108-109)
Nihyet bu alma, dileimiz odur ki, iyi okuyucularn vasf olan, biim ve ileme
tarzna da dikkat etme ve ilgi duyma hasletini kazandracaktr. Kiinin byle bir ilgiden
mahrumluu, baknz Goethenin nazarnda hangi anlama geliyor:
- Btn kltrsz insanlarn ilgisi malzemeye yneliktir, ileme tarzna deil. (Mir-
zabeyolu, 1998a: 203)
Ltince colere kelimesinden treyen bir mefhum olarak ilemek, biimlendirmek, ss-
lemek, srmek, bakmak, verimlendirmek, in etmek gibi anlamlara gelen kltr, ham
ve kaba malzemenin ilenmesi, biimlendirilmesi ve incelikle ziynetlendirilmesi
olarak anlalrsa, kltrl insann da bir mevzuun ileni, biimlendirili ve ziynet-
lendirili tarzna bilhassa dikkat edecei aktr. almamzn, yaz bahsinde byle bir
biimlendirie dikkat uurunun her okuyucumuzda uyanna vesile olacana da ay-
rca inanyoruz.
5. Mstakbel Editrler in
ncelikle, editr kimdir? sorusunun cevabn arayarak balayalm. Bu cevab aray,
ok lzmlu bir meslek olmasna ramen, maalesef ok az sayda ehliyetli rneine rast-
lanlan editrln misyon ve fonksiyonuna da k tutucu olacaktr kanaatindeyiz.
Editr, zetleyici bir tarifle, zellikle bir gazete, dergi yahud yaynevinde, hangi yazlarn
aynen yaynlanmaya deer olduuna karar veren, dzeltme gerektiren yazlar ise
ya tekrar ele alnmas iin yazarna iade eden veya (yazm, gramer, noktalama, biim,
pln, bilgi hata ve elikilerini yok etme ve karanlk noktalar aydnla kavuturma an-
lamnda) bizzat kendisi dzelten veyahud da dzeltme gerei dahi hissetmeyerek ya-
ynlanmaya demez bulup reddeden yetkili yazar, sanat ve idarecidir.
Yazarlar farkl enstrmanlar alan mzisyenler olarak dnrsek, editr ayn zamanda
bir orkestra efidir. Usta-rak mnasebeti erevesinde dnlrse, yeni veya gen
yazarlarn retmenidir. Ve yine editr, nne gelen ve henz bitmemi bir heykel gibi
duran yaznn gze batan kntlarn yontan, arpklklarn dzelten, ptrl sathn
cillayan bir heykeltratr.
Editrlk, dnyada ve lkemizde, kymeti ve tam olarak hangi fonksiyonu grd pek
bilinmeyen bir meslektir. Oysa editr, okuyucunun nne prl prl kan ou yaz
veya yazarn, bu prestiji bir ynyle kendisine borlu olduu kiidir. Peter Morgan,
gzel bir mislle yle ifade eder bunu:
- Editrlk ii iin modern deyim, bir hedefe varmaya alan btn arabalarn iinden
gemesi gereken bir ARABA YIKAMA MAKNASIDIR. ok kirli arabalar alnmaz,
temiz arabalar ok az deiirken, kirli arabalar ok daha temiz olarak kar. (Day,
2000: 83)
Bizim iin stad Necib Fazl, gelmi gemi tm editrlerin de staddr. Toy bir ya-
zarn denemesinden naml profesr ve edebiyatlarn almalarna kadar, Byk Do-
ularda grnm hemen herkesin yazlar batanbaa Onun elinden gemi, nne
getirilen yazlarn birounu deitirmi, dzeltmi, hatt yeniden kaleme alm ve
Byk Douda yaynlanabilir hle getirmitir. nce yazarn sonra da, -hangisi varsa-
Yazarlara ve Yazacaklara zel
233
tashihi, redaktr veya editrn yapmakla mkellef olduu tashih [yazm ve nokta-
lama hatalarn dzeltme], stad iin o kadar belirleyici bir yazar hasletidir ki, fke-
lendii bir yazar sert biimde tenkid ederken, o kiide olmayanlar arasnda ilimsizlii,
fikirsizlii ve slbsuzluu saym, bunlara tashih yapmaktan cizlii de eklemitir:
- Sen kimsin be, benim karma geecek... Ne ilmin var, ne fikrin... slp bile yok
adamda! Tashih yapmaktan aciz kpek, benim karma kyor... (Mirzabeyolu,
1986: 42)
Bir dier mhim fonksiyonun icrcs olarak editr, yaz sahasnda, yetitiricileri ye-
titiren de demektir; retmen namzedlerinin retmeni. Cemiyet plnnda entellek-
tel vasatn seviyesinin ykseltilmesi gerekiyorsa, eli zaten kalem tutan herkesin, eline
henz kalem alan dier herkesin gnll editr olmak gibi ahlk, fikr ve itima bir
mesuliyeti vardr. Gnmzn bencillik vasatnda pek olacak bir i gibi gzkmese
de, olmas gereken bizce budur. Kald ki, byle bir rehberlik, en bata rehberin kendisini
gelitirici ve retici klcdr:
- Doktora tezini hazrlayanlardan, yalnz iktibas yapmak ve kendi kelimeleriyle [bun-
lar] aktarmak yerine, normal llerdeki bir metni titizlikle gzden geirip dzenleme-
lerini istemek, ilim ve kltr asndan daha yararldr. (Barzun ve Graff, 2004: 312)
stelik, bilenlerin bilmeyenlere rettii veya bilenlerin bilmeyenlerin hatalarn
dzelttii byle bir entellektel iklim, kendi reticilik veblini idrak etmeksizin ev-
renin ne kadar seviyesiz olduundan ikyet etme ve fildii kuleye ekilme nefsaniye-
tini de kknden kurutucu olacaktr. retmek ve uslnce dzeltmek, Konfuyusun
renmek ve sonra bunu bakalarna retmek zevk verici bir ey deil midir? tesbitindeki
gibi itima bir zevk vesilesi olduu kadar, asl stadn o can yakc tenkidine muha-
tab kalmamann bir gereidir:
- Tomurcuk derdinde olmayan aa, odundur.
Cemiyetin fikir hayatnda bu kadar hayat bir rol olan editrl de, her meslekte ol-
duu gibi, iyi yapanlar ve kt yapanlar vardr ki, muhtev olarak arpc bululara
imza atan bir yaz bile, ayet yazar tarafndan kt kaleme alnm ve yetmiyormu gibi
kt de bir editrn elinden gemise, ilim dnyasnca pek farkedilmeksizin kaybolur
gider. Bu nev durumlarda editr, altunu zerindeki kir ve pastan temizleyen ve prl
prl bir mcevher hlinde fikir-ilim-sanat vitrinine yerletiren bir kurtarc misyo-
nunu icr etmekle mkelleftir.
Yeri gelmiken... Yazarlar in balkl ksmda temas ettiimiz editrle yazar arasn-
daki ekime hdisesine, burada da bilvesile iaret etmek istiyoruz. Editrle tlib
olacak her yazarn, gerekten salam sinirlere sahib olmas gereine de:
- Editrler ve [cretli] idareci editrlerin ileri ok zordur. Onlarn ilerini imknsz
klan, yazarlarn tutumudur. Bu tutum, Mayo Kliniinden Earl H. Wood tarafndan,
Yazar Editrden Ne Bekler? paneline yaplan katkda ok iyi ifade edilmitir. Dr.
Wood, Editrn, gnderdiim btn makaleleri, olduu gibi kabul etmesini ve hemen
yaynlamasn bekliyorum. Ayrca ondan, dier btn makaleleri ve zellikle de rakib-
lerimin olanlar byk bir dikkatle incelemesini beklerim diyordu.(Day, 2000: 75)
Yazarlarn bylesi tutumlar, editrlerin kimi zaman sergiledikleri hatal tasarruflara da-
yanyor da olabilir. Ne var ki, muhtemel hatal tasarruflar bahane edilerek editrlk m-
AKDEMYA
234
essesesinin bertaraf edilmek istenmesi, fikir-ilim-sanat hayatnda n alnamayacak bir
karmaay tetikleyici bir tehlikeyi de davet anlamna gelecektir. Babolua tolerans
gsterilmeyen ve bu yzdendir ki messeselemenin szkonusu olduu her yerde, her
zaman mkemmel davranmasalar da, idarecilerin veya bir inzibat merciinin bulunmas,
ayn ekilde takm oyununun gereklerine riayet edilmesi kanlmazdr. Editr Ar-
nold. S. Relmana katlmamak ne mmkn:
- Btn bu gayret ve yardmlarla, verdiimiz kararlarn belli lde bir keyflik ihtiv
ettiinin farkndayz. Fakat byle bir sisteme sahib olmasaydk, onu kefetmemiz gere-
kirdi. Zira aksi hlde, teyid edilmemi, eksik, olgunlamam ve yar pimi almalar
denizinde boulurduk. (Day, 2000)
Toparlamak gerekirse, editr, fikir-ilim-sanat yaynclnda nizam ve intizamn temi-
ninden sorumlu, kimi zaman bir RETMEN, kimi zaman bir YARDIMCI, kimi
zaman bir BEK, kimi zamansa bir MNEKKD mesabesindedir. nne gelen bir
yazya, bazen yalnzca kk bir makyaj yapacak, fakat arpk bir yap veya ekil
arzeden kimi yazlarda ise, yanl kaynam kemikleri kran ve yeniden tertib eden bir
doktor gibi, kkl mdahalelerde bulunacaktr. Robert A. Dayn nce actc, bilhare
ltifeli tesbitleriyle bu ksm noktalayalm:
- Atasz nitelikli, hatrlamak istemediimden ok daha fazla seneyi birok editrle
alarak geirmi olarak; tam anlamyla inanyorum ki, editrlerin cesaretle srdr-
dkleri BEKLK ROL olmasayd, ilm dergilerimiz ksa zamanda anlalmaz ge-
velemeler olurdu.
Editrler size nasl davranrsa davransn, bu zor ve karartlm meslein mensublarna
biraz sempati duymaya aln. Benim en sevdiim (edeb) yazarlardan biri olan H. L.
Mencken, William Saroyana 25 Ocak 1936 tarihli bir mektub yazmt. Diyordu ki:
Bir derginin editr olma arzun konusunda sylediklerine dikkat ettim. Bu mektubla
sana altpatlar bir silah gnderiyorum. Doldur ve herbirini kafana sk. Cehenneme git-
tiinde bana teekkr edeceksin ve oradaki dier editrlerden, dnyadayken yaptklar
iin ne kadar korkun olduunu reneceksin.(Day, 2000: 83-84, vurgular bize it)
Sonu olarak ifade etmek gerekirse, almamzda yazarlara ve yazacaklara ynelik olarak
yaptmz her izah, yine yazarlardan beklenilen her davran yahud beklenilmeyen her
yanl, mstakbel editrlerin ileride nlerine gelecek yazlarda hangi durumlar iin ta-
sarrufta bulunacaklarna ve bu tasarruflarn nasl olacana dairdir ayn zamanda. Ms-
takbel meslektalarmz, bizim eksik braktklarmz kaynak olarak zikrettiimiz
eserlerde takib imknna da sahib ayn ekilde.
6. renciler in
Bu almay hazrlamamzn bir dier sebebi de, okuduklar (ilk, orta veya yksek)
okulda yeterli yazma eitimi almadklarndan emin olduumuz tm rencilere, son
haddiyle istifde edecekleri bir temel ereve sunma arzumuzdur.
Braknz ilk ve orta renim seviyesinde ie yarar bir yazma eitimi verilmesini, Yk-
sek retimde Trkenin retimi adl eserinde kr Haluk Akaln, Devlet Plnlama
Tekiltnn yaynlad bir rapora gre, niversiteyi bitiren genlerin zabt, rapor, tez,
makale yle dursun, dileke bile yazamadklarn vurgulamaktadr.
bhesiz, her seviyedeki rencide gzlenen bu yetersizliin sorumlusu, rencilerin
Yazarlara ve Yazacaklara zel
235
kendisi deildir. Sorumlu arayndaki ilk durak, ncelikle retmenlerin yetersizlii ve
kendilerinde olmayan bir kabiliyeti tabi ki rencilerine de verememeleri olacaktr.
Bunun da sorumlusu, yine retmenlerin kendisi deildir. Mesele, ne olmak ve ne yap-
mak istediini bilen bir eitim sisteminden ve onu ekillendiren drtba mmur bir
dnya grnden mahrumluktur. retmenimize ne verdik ki onu retmesini
taleb edeceiz? erif Akta ve Osman Gndzn tesbiti dndrcdr:
- Dilbilim, anlambilim, stilistique (slb incelemesi) eletiri, felsefe, sosyoloji ve psikoloji
okumayan insanlarn edebiyat ve Trke retmeni, inceleyicisi, akademisyeni olduu
tek lke biziz. (Akta ve Gndz, 2009: 64)
Problem sadece lkemize mi has? Hayr. lkemizdeki gibi azck okur ama hemen
hi yazmazln, zellikle Batnn kltr emperyalizmi tezghndan gemi toplum-
larda ok vahim noktalara ulamas dikkat ekicidir. Kendi tarih ve kltrnden k-
knden kopartlm, ruh ve zihninin cansuyu kesilmi toplumlarn, neyi hangi ruhla
yazmasn ve yeni nesillere hangi ideal evkiyle yazdrmasn bekleyebiliriz ki? Bu ruh
ve fikir katlimnn balca sorumlular, yni Batnn temsilcileri, kendi eserleriyle dalga
gemeyi de ihml etmiyor. Bir Amerikan niversitesinde yazma dersleri veren bir
kadn akademisyenin, Amerikann Sesi Radyosunun (VOA) internet sayfalarnda
yaynlanan ve kendi toplumu dndakileri aka kk gren u deerlendirmesi, zi-
ydesiyle ibret verici:
Baka lkelerden Amerika Birleik Devletlerine okumaya gelen niversite rencilerinin
en gze arpan yetersizlii, doru dzgn yazmay bilmemeleri. Bu yetersizlik unu gs-
teriyor ki, szkonusu rencilerin geldikleri lkelerde ciddi bir yazma eitimi verilmedii
gibi, retmenlerinin yazmay ne derece bildii de son derece kukulu. Byle yetersiz bir
eitim gemiiyle aramza katlan genler iin bu vakitten sonra bizler ne yapabiliriz,
dorusu ben de bilmiyorum.
Mevcut yetersizliin ebesi Batc eitim sisteminden midimizi kesmi olarak, zellikle
belli sahalarda, kendi insanmz kendimizin eitmeye bakmas borcu dyor elbette
bizlere. almamz da, Kbe yolunda karnca kaderince buna bir katk salayabilirse,
ne mutlu bize.
Dier taraftan; yazl almalarn katk ve fonksiyonu kmsenemese bile, aslolan,
bu nev yazma altrmalarnn bir usta-rak mnasebeti dahilinde yrtlmesidir.
Taklid, sonraki orijinalitenin ilk basamadr nk. Bir yandan fikir-ilim-sanat usta-
larnn eserleri yutarcasna okunur ve ilk safhada taklid edilmeye allrken, dier yan-
dan da tercihen bir editr veya tecrbeli bir yazarn kontrol altnda yaz denemeleri
yaplmal; i iinde eitim prensibince, kan dergilere muntazaman yaz denemeleri
gnderilmelidir. Bu husus, Mtefekkir Mirzabeyolunun da genlere tavsiyesidir:
Sizler yetien gen fidanlarsnz. kan dergiler sizin iin bir imkndr. Yazn.
Bilvesile, ustalar rnek almak zmnnda ahs bir mhedemizi paylamadan ede-
meyeceiz: BDA Mimaryla birlikte stad Necib Fazln eserlerini okuyanlarn
yazlar, bu iki fikir-sanat devini birlikte okumayanlarn yazlarna kyasla, briz bir
dil ve fikir hakimiyeti arzetmekte; stelik okurken alnan lezzet bakmndan, birinciler
farkedilir bir stnlk tamaktadr.
Dier bir mesele... Usta-rak gelenei iinde balayan bu [yazma bahsindeki] almalar,
AKDEMYA
236
kltr ve dil bilgileriyle desteklenmelidir diyor eitimciler. (Akta ve Gndz, 2009) Ne
var ki, yazma yetersizliinin zellikle gze batt renci kesimi, fen ilimlerinde ve tek-
nik sahalarda eitim grenlerdir. Okullarnda yeterli kltr ve dil bilgileri almayan bu
renciler, kendilerini ifh sz ve yazyla ifade edebilecekleri estetik beceriler bak-
mndan da gdk braklmaktadr. bhesiz, szkonusu ilim ve teknik sahalarnda da
teorik derinleme szkonusudur. Lkin bunun nasl olduunu sylemeyi, dilerseniz
uzmanna brakalm:
- Fen ilimleri rencileri, sadece fen ilimleri almalaryla yetinmemelidir. Fen ilimleri,
eer baka bilgilerle birlikte ilenirse daha anlaml olacaktr.
zellikle renciler nasl yaz yazlacan renmelidir. nk ilim, YAZILI FADE
gerektirir. Derin bilgiye fen ilimlerinde deer verilir. Fakat maalesef bu, ounlukla uzun
cmleler, kelimeler veya ndir ifadeler ve karmaayla eit gibi grlmektedir. (Day,
2000, vurgu bize it)
Bu bahiste son szmz udur: renciler okulda kendilerine kazandrlmayan dil has-
sasiyetini, ayet bu vatann ocuuysalar, kendileri kazanmaya bakmaldrlar. Dil va-
tandr ve ortalk vatan hainleriyle doldurulmaktadr der stad. Trkeyi ve onda
mndemi z dnya grmz, z kinat plnmz katletme hevesi gden vatan
hainlerinden bu hassasiyet devirilemeyeceine gre, bu vazife de tek tek herkese
dmektedir. ngiliz muhibleri dil devrimiyle vatanlarna ihanet ederken, baknz n-
gilizler kendi cemiyetleri iin hangi iar ykseltiyordu:
- Shakespearei, Hindistan gibi en zengin bir smrgesine bile deimeyeceini ifade
eden ngiliz idrak, dorudan doruya ngilizce hakkndaki hassasiyetini Sir Winston
Churchillin dil fkesinde billurlatrmtr:
- Okula giden ocuklar ancak ngilizce bilmedikleri takdirde kam ile dverim!
(Mirzabeyolu, 1986)
C. YAZMAK VE YAZARLIK NEDR?
1. ok Kolay Bir Olarak Yazarlk
Mehur Dnen Adam heykelinin mehur heykeltra Rodine, bir heykeli nasl yap-
t sorulur. u kadarck olur cevab:
- ok kolay; tan fazlasn atyorum, geriye heykel kalyor.
Dier yandan, herhangi bir heykeli zerinde yllar yl mthi bir sabr ve titizlikle al-
an, ama sonra yle konuan da ayn Rodindir:
- Bir i, bittiinde bile mkemmel deildir.
u hlde, burada iki incelik ne kyor bizce:
Birincisi; ne yaptn bilen bir insan iin, mesele sadece ruhundaki BM malzemeye
yanstmaktr. Mndan kendi payna deni, eyaya -kda, taa, sese, tuvale, sahneye
ve dierlerine- naketmektir. Ruhunda billurlaan biimin ifadesi olmayan tm faz-
lalklar (ister teneke, ister altun), eserine katmamaktr.
kincisi; bir eserin vcud bulmas iin bize den, yalnzca azam gayrettir. Mutlak m-
Yazarlara ve Yazacaklara zel
237
kemmellikse, harc deildir kulun. Mndan payna den, ad stnde, sadece bir
paydan ibarettir; akistir, hissedir. Yni, sonsuz mnnn tamam olmad gibi,
belki bir zerresi dahi deildir.
te bunun gibi, usta bir yazara nasl yazd sorulacak olsayd, alnacak cevablardan biri
de ayn istikamette olabilirdi:
ok kolay; kelimelerin fazlasn atyorum; geriye yaz kalyor.
Ve yine ekleyebilirdi:
Bilseniz bazen ne kadar zordur bu kolay yapmak ve ne byk emek ister. stelik, ne
kadar gzel yazlrsa yazlsn, eser mny kuatp hapsedici olamaz, belki yalnzca o
sonsuz mnya okuyucusunu davet etmekle kalr.
Bir yazar iin, bu kolay nasl olur da bazen bu derece zordur? Yahud, yine bir yazar
iin, bu zor nasl bu kadar kolaydr? Ama nce, yazmak ve yazarlk nedir, biraz daha
yakndan bakmaya alalm.
2. Herkesin Yapabilecei Bir Olarak Yazarlk
Her insan bir mzisyen kadar gzel ark syleyemez ancak, azndan belli derecede
henkli ses ve szler kartmaya yine de herkes muvaffak olabilir. Ayn ekilde, her insan
bir ressam kadar gzel resim izemeyebilir ancak, belli ekilleri gayet muntazaman iz-
meye elbette herkes muktedir olabilir.
yle bir netice karabiliriz o hlde buradan: Ustalar apna eriemese de, ustalarla
kendinde ortak olan bir potansiyeli, yni yazma istidadn, herkes belli lde ile-
yip gelitirebilir. Bir dier ifadeyle, her insan usta bir yazar gibi mkemmel satrlar
kaleme alamayabilir ancak, ayet dnebiliyor ve eli kalem tutuyorsa, onun da derli-
toplu yazabilecei bireyler muhakkak vardr. Yeter ki, heykeltran tan fazlalklarn
yonttuu gibi, o da szlerin fazlalklarn yontmaya davransn.
Mtefekkir Salih Mirzabeyolunun, bizde de byle olsayd zmnnda deerlendir-
diimiz, bu bbtaki tesbiti yledir; melen:
- Batda, mesel bir itfaiyeci, emekli olduktan sonra oturup hatralarn kitablatrabi-
liyor; byle bir yaz kltr yerlemi.
Bu iktibasn nda devam edersek, mesele, herhangi bir meslek erbabnn eline kalem
almasndan ibaret de deildir. Bizce bu vesileyle dile getirilebilecek bir dier incelik,
bakalarnn belki hibir zaman o hakikilik ve kifyette nakledemeyecei hayat tecr-
belerini dier insanlarn da ilgi ve bilgisine sunmak, bylesi nadide tecrbeleri tm bir
toplum veya insanlkla paylamaktr. Mesel, bir itfaiyeci olmadmza gre bizim
asla yazamayacaklarmz, grm geirmi bir itfaiyeci elbette yazabilir; stelik, yaa-
dklarnn kanl canl tecrbe ve hissiyatn, itfaiyeci olmayan baka herkesten ok daha
iyi biimde yazya aksettirebilir. rnekte itfaiyeci olan, dilersek, tek tek her insana,
her meguliyet veya tecrbe sahasnn fail ve mhidlerine mil klabiliriz. Biraz d-
nnce, ne muazzam bir fayda...
Netice olarak bizlere den, belki bir ilim derecesinde olmasa da herkesi okur
klmak gerei gibi, meslekten bir yazar kadar olmasa da herkesi ayn zamanda yazar
klmaktr. Gnmzn lafta modernlerinin halkn zihnini drt bir koldan idi etme-
AKDEMYA
238
sinin, televizyon yahud internet karsnda toplumu sersemletirmesinin, milleti kt
ve kalemden bylece soutmasnn tamamen zdd olarak, tm toplumu hakikaten
okur-yazar klmaktr.
Bir devletin kltr politikas, bizim iin de bir kltr inklb, sadece aydnlar ev-
resinde dnp duran bir fikir imtiyaz ve yksekliine mevzu olmad ve olmamas ge-
rektii gibi, okur-yazarlk da belli sekinlerin inhisarnda deildir ve olmamaldr.
Fertler -bizce istisn bahaneleri aranmadan-, her vesileyle, her yata ve her derecede
okumaya ve yazmaya tevik edilmelidir. Hele renciler, hele ilim tlibleri, mutlaka.
3. Drt Dil Kabiliyeti ve Biim
Her insanda ortak olan bellibal dil potansiyelleri, dier bir deyile, biraz gayretle
gelitirilip melekeletirilebilecek ve nihayet kabiliyet vasfn kazanacak birtakm
ortak istidatlar vardr. Umumiyetle drt snfta mtala edilirler: KONUMAK, DN-
LEMEK, YAZMAK ve OKUMAK.
Bu drt kabiliyet, yni ilenmi ve gelitirilmi istidat, mehur talyan estetiki Be-
nedetto Crocenin tasnifiyle, uurun deha ve takdir ritimlerine dellet etmektedir
diyebiliriz.
DEHA dairesinde olanlar, gerekte FADE dairesinde olanlar olarak, konumak
ve yazmak eklinde tesbit edebiliriz. Konumak sesle ifade iken, yazmak yazyla
ifadedir. Birincisi, ifah-dudakla ifade, ikincisi kitab-yazarak ifadedir. Neticede
her ikisi de ifade etmedir ve ikincisi (yni, yazmak), birincisinin (yni, konumak)
dorudan bedene it bir organla iktif etmeksizin sun bir let [kalem, daktilo, klavye
vs.] kullanlarak gelitirilmi eklidir. Bir dier deyile, konumak dorudan ve tabi bir
faaliyetken, yazmak bir enstrman-let kullanmak gibidir ve sun her letin kullan-
mnda olduu gibi uslnce renilmesi gerekir.
TAKDR dairesinde olanlarysa, gerekte ANLAMA dairesinde olanlar olarak, din-
lemek ve okumak eklinde tesbit edebiliriz. Dinlemek, sesten anlama iken, ikincisi
yazdan anlamadr. Birincisi kulakla anlama, ikincisi gzle anlamadr. Neticede
her ikisi de anlamadr ve ikincisi (yni, okumak), birincisinin (yni, dinlemek) sun
harf veya ekiller kullanlarak gelitirilmi eklidir. Ne var ki, dinlemek dorudan ve
tabi bir faaliyetken, okumak bir enstrman-let kullanmak gibidir ve sun her letin
kullanmnda olduu gibi uslnce renilmesi gerekir.
Bu vesileyle, iyice anlalmas elzem grnen ilikili bir dier bahse, FADE VE
BM ELNE veya AYNILIINA temas etmek istiyoruz. yle ki, hem ken-
dini ifade, hem de ifade edileni anlama hdisesi, her ne kadar biri ifadeci, dieri
muhatab hviyetinde tezahr de etse, neticede her ikisi de uurda domu bir
biime karlk gelir. yle ki, konuarak veya yazarak ifade ettiimiz de, dinleyerek
veya okuyarak anladmz da, neticede bir biimdir. Akas, bu anlamda her ikisi
de, birer biim olan ifade olarak doar. Bu noktada hemen herkes hemfikir olsa da,
biz bu almamzda, hemfikir olmak bir yana, biroumuzun zerinde herhangi bir fik-
rimizin bile olmadn sandmz, ancak bir yazy hakikaten yaz klan EKL
meselesine temas edeceiz.
Evet, ifade etmek iin de, ifade edileni anlamak iin de uurumuzun bir EKL
Yazarlara ve Yazacaklara zel
239
SRET anlamnda BMi mahede ihtiyac vardr ki, madd ekil madd biim
dairesinde deerlendirilen iitilir veya grlr sesler, harfler, izgiler, renkler, ekiller
ve dierleri, yalnzca uurdaki asl i ekil i sretin AKSLER veya HATIRLATI-
CILARI mesabesindedir, yni ruhta doan biimin t kendisi deildir. u hlde, bu-
radaki anlamyla ekil veya biim, herkesin anlad anlamda d unsurlar toplam
deildir.
4. D ekilden nce ekil
Geldiimiz nokta itibariyle, BDA Mimarnn altn izdii bir hikmetin tam yeri olsa
gerektir:
- Herhangi bir eyin sureti DNCENDE belli olmadka onu idrak etmi olamaz-
sn; nk idrakn o eye mutabk olmas icabeder. Bir eyin DNCEDE belli olmas,
olduu gibi idrakn artdr. (Mirzabeyolu, 1998b: 254, vurgular bize it)
Demek ki, yalnzca kelime ve cmlelerin sathnda gelip giderek, birtakm kelimeleri yan-
yana getirerek (bylesi cmleler zahiren ne kadar muhteem grnrse grnsn), sz-
konusu i ekil i sret elde edilemez. yleyse, varacamz u netice son derece
nemlidir: uurda biimini bulamam szler ifade olmad gibi, bylesi biimsiz
szlerle ne herhangi bir mn ifade edilebilir ne de bylesi szlerden bir mn kart-
labilir. nk bu nev szler, ifade garabetinden te bir deer tayor deildir. ayet
bir eyi bir trl anlatamyorsak, aslnda onu en bata biz anlamamzdr ve uuru-
muzda domu bir i ekil i sret yoktur. Ayn ekilde, ayet bize anlatlan baz
eyleri bir trl anlayamyorsak, zlmeye de gerek yoktur, nk byk ihtimalle kar-
mzda anlalabilecek bir i ekil i sret yoktur. Bu erevede Goethe, ekil da-
vasnn ounun bilmedii ve bu yzden hi de dikkat etmedii bir incelik olduunu
vurguluyor:
- Malzemeyi herkes nnde hazr grr, Z ancak ona bireyler katabilen bulur.
EKL ise ounluk iin bir SIRDIR. (Mirzabeyolu, 1998a: 203, vurgular bize it)
Goethenin telaffuz ettii kavrama daha yakndan bakmak art grnyor: Z,
EKL ve SIR. lk bata bunlarn birbirinin zdd olduu zannedilebilir; hani z ve
sr ite, ekil dta bulunur zann. Acaba yle mi? Cevab, Mtefekkirden:
- EKLN, zden; bu yzdendir ki Z! hakikatini ve onun SIRRLK hikmetini,
bir mislle erevelemek kabildir:
- Bir melodi ele alalm... Bu melodi, sadalardan meydana gelmitir; fakat, btn ba-
kmndan bir ferdlie ve bir vahdete maliktir. Nitekim ayn melodiyi baka bir tona nak-
ledersek, bu nakilde deimeyen tek bir sada kalmad hlde, melodiyi mkemmelen
tanrz. Demek ki EKL, unsurlarn verimi olmak yle dursun, bilkis bu UNSUR-
LARDAN BAIMSIZDIR...
Bu vak, ezbere tarafndan kullanlan iirde EKL meselesi iin de gzel bir mi-
sldir; dikkat ediliyorsa, eklin unsurlardan bamsz yn, onu dorudan doruya ZE
AT ve ZN KEND demek olan bir mnya ykseltiyor... (Mirzabeyolu, 1998b:
242-243, vurgular bize it)
Bunlardan bizim kartabileceimiz belki en byk ders, konuan veya yazan herhangi
bir insann, hakikaten anlad neyse, uurunda berrak biimde sretlenen,
ekillenen veya biimlenen neyse, yalnzca onu konumaya veya yazmaya davran-
AKDEMYA
240
masdr. Mtefekkirin Marifetnamede altn izdii zere: Siz, mevzuu anlamadka,
onu bakasna anlatamazsnz. (Mirzabeyolu, 2007). Zaten insan, ister basit ister girift,
anladndan tesini ne kadar urasa da ifade edemez.
Aslna baklrsa konumak veya yazmak, tam da bu yzden o kadar zor deildir. Zor-
luk, bizim anladmz derlitoplu yazmak yerine, gerekte pek anlamadklarmz ifade
etmeye davranmamzdan dolaydr. Bu tam anlamadklarmz, ite en bata szn et-
tiimiz ve yontulmas veya atlmas gerektiini belirttiimiz fazlalklardr ki, ne kadar
deerli grnseler de, yazdan bilhassa uzak tutulmaldr. ayet aslnda anlyorum
ama anlatamyorum tarznda bir dnce bizi istil ederse, yine bilinmelidir ki, bu da
anlamyorum demenin bir dier eklidir yalnzca. Benedetto Croce, ok yerinde ola-
rak bu zannn zerine gider:
- ou yle dendii duyulur: Kafamda birok nemli dnce var, fakat, onlar ifade
etmeyi baaramyorum. Eer bunu syleyenler, hakikaten bu gibi dncelere sahib ol-
salard, bunlar hakikatte gzel ve uyumlu (henkli) kelimeler hline koyacaklar ve by-
lece de onlar FADE etmi olacaklard. Ve eer bu dnceler, ifade edildiklerinde
ortadan kalkyor gibi grnyor, yetersizleiyor ve yoksullayorsa, o zaman bunlar, AS-
LINDA VAR OLMADII IIN byle oluyorlarlar. ()
Tpk para bakmndan zengin olduunu sanan bir insann aritmetik tarafndan yalan-
lanarak cezalandrlmas gibi (aritmetik, servetinin ne kadar tuttuunu ona isbat eder),
ayn ekilde, dnce ve fantazi tasavvurlar bakmndan zengin olduunu sanan bir
insan, eer ifade etmedeki kabiliyetsizliini amaya zorlanacak olursa, gereklie tosla-
yacaktr. Biz birinciye say diye barrz; ikinciye konu, ite kalem al ve kendini
ifade et deriz.(Croce, 1983: 120, 122, vurgular bize it)
Peki Croce, kimi insanlarn kafalarnda hakikaten berrak biimde mevcut olan bir d-
nceyi yazyla ayn berraklkta nakledememesi gerei ortadayken, acaba hakszlk
m ediyor? Bizce hayr. Eer o dnce sende varsa, nce konu diyor Croce. nk
konumak, dorudan ve tabidir; kelimeler kfi gelmese de, hl diliyle zaten anlatrz
zihinde ekillenen o dnceyi. Bilhare Croce, -bir nev- eer gayret eder ve uslnce
yazmay renirsen, sende mevcut o dnceyi elbette yazman da gerekir diye ekliyor.
Crocenin asl itiraz, dncede berrak biimde ekillenmemi bir dncenin dta
ifadeye dklmesi gayretkeliine, hatt sahtekrlnadr. Zira dncede berrak bi-
imde ekillenen bir dnce, nce konuurken, sonra yazarken, kendine uygun kalb
temin etmesini zaten bilir. fadenin iimizdeki berrak sret veya melodisi, bize
dta her zaman yol gsterir. Sanatkrn veya usta bir yazarn yapt da bundan bakas
deildir:
- Konuya BM vermek, tasavvur edici hafzay kullanarak amura EKL vermeye
benzetilebilir. Heykeltra, elindeki amur parasn, ZHNNDE tad grntye ben-
zetinceye kadar yourur, ekil verir. (Barzun ve Graff, 2004: 16, vurgular bize it)
Bu zviyeden sret-ekil ve mn, zihinde ayn nda billurlar; billurlaan bylesi
her sezgi veya dnceyse, ayn zamanda bir biim ve ifade vasf kazanr. Bize de
yalnzca, bunu dtaki en uygun ifade aralarna AKSETTRMEK, bir deyile DI-
LATIRMAK kalr. Hani kafamzdaki berrak bir dnceyi, muhatabmza, iinde bu-
lunduumuz artlara, zamana ve zemine gre ifade iin bir nebze duraklarz ya, aynen
bunun gibi, uygun bir ifade araydr dlatrmak. Olmayan ifade bocalamas
veya gayretkelii deil.
Yazarlara ve Yazacaklara zel
241
Sret-ekil ve mn, zihinde ayn nda billurlar, dedik. Ayn nda billurlar de-
yince, stad Necib Fazl hatrlamamak ne mmkn:
- Olukta olgunlaan damla, kopacak hle gelmeden tam bir EKL ve KALIB doldu-
rurken; ar, o harikulde verimini mumdan alt keli duvarlar iinde istif ederken;
rmcek zikzakl arksn lif lif rgletirirken; yemiin her nev, lezzetine gre bir renk
ve izgi plnn iaret ederken, EKL VE KALIPTAK DERN SIRRI hissedememek,
sadece ahmaklktr. (Mirzabeyolu, 1998a: 211, vurgular bize it)
stadn olukta olgunlaan damla, kopacak hle gelmeden tam bir ekil ve kalb doldu-
rurken demesine nazaran, bir makale veya eseri ne zaman kaleme alabileceimiz hu-
susu da bizce aydnla kavumu oluyor: Ruhumuzda net olarak ekillenince. Andre
Gidenin bu bbta Gnlknde zikrettiini, Mtefekkir Mirzabeyolu Marifetna-
mesinde naklediyor:
- Kaleme almak iin, eserin benliimizde susmasn beklemek lzmdr. (Mirzabe-
yolu, 2007: 182)
Dikkat edildiyse, ekil veya biim bahsi zerinde bilhassa durduk ve birbirini des-
tekleyen hikmet ve hidlikleri arka arkaya verdik. u yzden buna gerek duyduk ki,
iyi yazmann PF NOKTASI, ekil veya biim bahsini derinden anlamaktr ve
gerisi tamamen bu bahsin eitlenmelerinden ibarettir. Goethe, tam da bu yzden olsa
gerek, eklin malzeme gibi iyi sindirilmesi gerekir, hatt o daha da g sindirilir. demitir.
(Mirzabeyolu, 1998a: 203)
zetle, ekil davas, bildik anlamda basit bir ekllik veya sathlik mevzuu deil,
ummn misli muazzam derinlii olan inceler incesi bir meseledir. Ne var ki, almamz
boyunca biz, bu derinliin -o da dilimiz dnd ve idrakmz eritiince- yalnzca sat-
hndan haber vermekte; hakiki derinlie tlib olanlarysa, BDA klliyatna davetle iktif
etmekteyiz. Bu derinlie bir misl vermek bbnda, merammz anlatrken uygunluu
ve kolayl bakmndan setiimiz EKL mefhumunu ele alalm. BDA klliyatnda
bu mefhum, bizim idrakmzn yeterince nfz edemedii bir ykseklikte ve ok daha
ince nanslaryla ilenmektedir. Buyrunuz:
- eklin srr bir hakikati var; hereyde paralarn toplamndan fazla birey vardr
hikmeti icab, ekil, unsurlarn verimi olmak yle dursun, -sadalar deise de melodiyi
tanmamz rneindeki gibi-, unsurst bireydir... Bir mehul bir malmla anlatmak
uslmz iinde grlyor ki, diyalektik de kknde unsurst bireydir; hakikat
veya hakikati olmayan mahiyet hlinde... Ve Goetheden EKL davas:
- Hakiki edebiyat dehs, ortaya kt her yerde, kendi iinde bir btndr; isterse
dilin yetersizlii, d tekniin veya ne olursa olsun bir eyin yetersizlii karsna km
olsun. Onun iinde yksek bir EKL vardr ki, sonunda herey bunun hizmetine
girer; karanlk ve bulank alanda bile sonra berraklkta olduundan daha mkemmel
alr.
Usul, esasa gtren yoldur; esas, onunla elde edilir... Diyalektik de bunun dzeni, ter-
tibi... Askerin yanyana dizili tertibi diyalektik ise, hiz da usul; ortaya kan
nizam grnts de esas... Ve hepsi yanyana ve iie kavramlar olarak, kullanld
yere nisbetle mn alr... Bu cmleden olarak EKL de, kelimeler ve cmleler ze-
rinde herhangi bir kalb ifdesi deil de, kelimeler ve cmleler vastasyla kalbta bir fikir
edasn gsteren slb ile ayn izgide... EKL davasn da stadmdan gste-
relim:
AKDEMYA
242
- iirde d mn, byk muhteva yeknuna giren zhir dellet unsurlarnn heykeli;
i mn ise bu heykelin edasndan ttc gizli delletler... Bunlardan biri tebli, br
telkin mevzuu... te iirde, dorudan doruya, dn d, i, iin ii gizli mnlarn
esr kvrmlarn rgletiren edadr ki, EKL dokur. Bu dokunun malzemesi, yine
dorudan doruya d hengin tesindeki i henk, kelimelerin d mns altndaki i
mn, kelime mnasebetlerinde lezzetleen miza tavr ve duygu hli... EKL, en
byk tecrit ii olan iirin, mahhas kalb zerine binmi mcerret ruhudur.(Mir-
zabeyolu, 1998a: 215-216, vurgular bize it)
5. ekle Uygun D ekli Bulmak
Zihinde billurlaan ekil, sret veya biim, DIA ister bir cmle kadar kk, isterse
bir kitab kadar byk apl AKSETSN, neticede kendi iinde bir BTNDR.
Btn anlalmadan paralar da anlalamayacana gre, muhataba merammz
ifade ederken de, muhatabn meramn anlamaya alrken de balca mesele, nce
btne sahiblik veya nce btn kavramaktr. Yoksa hdise, fili bir btn olarak
gremeyen krlerin para para fil tarifine yahud krlerden para para fil tarifi almaya
dner ki, birincisi anlatamamak, ikincisi anlayamamaktr.
eklin kendi iinde bir btn olduunu bilmek ve stelik bu btne zihninde
mlik olmak , iyi yazma bahsinde tek bana yeterli midir? Deildir. Mesele, bu i ekle
uygun d ekli bulmak, bu i ekli yine bir btn hlinde okuyucuda da temin ede-
cek d ekil unsurlarn tertib ve terkib etmektir. D ekil unsurlarysa, yazmak szko-
nusu olduunda, paragraflarn, cmlelerin ve kelimelerin hep beraber belirttii yaz
btndr. te yazara den de, ana fikir denilen z hlindeki btn yukardan
aaya doru tm yazya mil klc bir nizam temin etmek; bu birlik ve btnl
para hviyetindeki tm dier alt btnlere yaymaktr. Szkonusu alt btnler
ise, nce paragraflar, sonra da cmlelerdir. En alttaki para unsurlar olarak KELME-
LER, yukarya doru cmle btn iinde anlam kazanr. CMLELER, yine yukarya
doru paragraf btn iinde anlam kazanr. PARAGRAFLAR ise, yine yukarya doru
yaz btn iinde anlam kazanr. Ksacas, bir yazdaki her para unsur, mutlaka yaz
btn iinde ve ana fikir altnda bir anlam ve deer kazanr:
- Yazl mesajlarn anlalmas, kelimelerin teker teker alglanmas ile deil, cmlenin
ve paragraflarn tamamnn dikkate alnmasyla gerekleir. ()
Bir yazda sadece kelimelerin [lgat] anlamlarn bilmek de ou zaman yeterli olma-
yabilir. O KELMELERE yazarn ykledii yeni anlamlar, kelimenin CMLE olu-
tururken kazand anlam, PARAGRAF iindeki anlamn ve nihayet btn bu dil
unsurlarnn BTNLEM ekli olan YAZININ varlk sebebine [amac ve ana fik-
rine] gre kazand anlam da karmak gerekir. (Akta ve Gndz, 2009: 86, 35,
vurgular bize it)
Kendilerinden yukardaki iktibas yaptmz erif Akta ve Osman Gndz, iyi bir
yaz, iyi dzenlenmi paragraflardan; paragraflar iyi cmlelerden; cmleler ise doru ve
yerinde kullanlm kelimelerden meydana gelir diyorlar. (Akta ve Gndz, 2009: 187)
Peki saydklar bu iyi yaz, cmleler ve paragraflarla doru ve yerinde kelimelerin
ortak zellii nedir? Cevab, imdiye dek ifade etmeye altmz zere, tm bu unsur-
larn yekpre bir btn oluturacak tarzda henkli bir ekilde bir araya gelmesi;
kendi para hviyetleriyle ne kmak yerine, ancak bu btn iinde anlam ve deer
Yazarlara ve Yazacaklara zel
243
kazanr bir nitelie brnmeleridir. Ksacas, ana btnn mn emsiyesi dna ta-
acak ekilde hibir parann tek bana ne kadar deerli de olsa- gze batmamas,
yontulmas gereken bir fazlalk yahud knt tekil etmemesidir. Yine Croceden
dinliyoruz:
- Bir tragedya tasarlayan bir kimse, bir deyimle, byk lde intiblar byk bir
pota iine dker; daha nce tasarlanm olan ifadeler, yeni ifadelerle beraber bir yn
iine atlr; tpk bir izabe frnna biim almam bronz paralarnn ok deerli hey-
kellerle birlikte atlabilmesi gibi. Yeni bir heykel elde etmek iin, bu deerli heykeller,
tpk biim almam bronz paralar gibi erimelidir. ESK FADELER, dier ifadelerle
yeni, BRLKL bir ifade hlinde sentetik [terkib] olarak birlemek iin tekrar intib
olmak gereindedirler. (Croce, 1983: 131)
Crocenin NTB derken kasdettii, henz bir ifade btn iindeki husus
para roln almam, yni henz ilenmemi ve BMLENDRLMEM MAL-
ZEMEDR diyor; bu nev ham intiblarn niteliini ve onlar dzene sokan FADE
BMNN fonksiyonunu anlatmay Jacques Barzun ve Henry F. Graffa brak-
yoruz:
- BM olmadnda, gemile ilgili bilgiler, uykuda grlen ryadaki kark imajlar
gibi gzden kaar, kaybolur. Dikkatli bir aratrmac, karmak durumdaki bilgilerin
ve fikirlerin tmyle bir bakasna nakledilemeyeceini ve hatt kendi zihninde bile
uzun sre saklamann g olacan hemen kavrar. nk insan beyni belli lde
dzen ve simetri gerektirecek biimde dzenlenmitir. Satlan mallarn geliigzel ser-
pitirildii bir vitrin, seyredenlere zevk vermeyecei gibi, insann aradn bulmasn
da gletirir. (...)
Bir yaznn ne anlattn tartrken muhtevsn biiminden ayr tutarz; fakat bu
ayrm gerek deil hayaldir. Aslnda muhtevy yalnzca biimden anlayabiliriz; ama
biim daha ak olduunda, muhtevnn neler olabilecei daha kolay bilinebilir. Anlat-
may amaladklaryla anlattklarnn AYNI olmasn salamak aratrmacnn grevi-
dir.(Barzun ve Graff, 2004: 185-186, vurgular bize it)
Son cmle canalc kymettedir; evet, anlatmay amaladklaryla anlattklarnn AYNI
olmasn salamak aratrmacnn grevidir. Ne var ki, tm bir yazma literatrnn
de z olan bu hedef, bakkaldan ekmek almak kadar basit bir anlama hdisesine deil,
ciltlerce kitaba karlk gelen ancak yine de ummndan katre mikyasnda kalmaya
mahkm olan azm bir meseledir. yle ki, mesele paray verip ekmei almak deil, oku-
yucuya tm bir ruhunu vermektir. Mtefekkir, Bir adama tesir etmek, ona kendi ru-
hunu vermek demektir. hikmetinin altn izer. (Mirzabeyolu, 2007: 132) Peki bu ruh
nasl verilir; ite btn mesele.
En bata yaz, tek tek bambaka duygu, dnce ve tecrbe dnyasna sahib okuyucu-
lar hedefleyecektir. Bu bakmdan, yazarn ruhundaki ekil ne kadar berrak olursa
olsun, mesele bu ekli muhatablarn ruh dnyasnda da elden geldiince- AYNEN
tekil ettirebilme usl ve uslbunu bulma dairesinde geliecektir. Bu bahsi ilerleyen
blmlerde etraflca ele almaya alacamz iin, imdilik ksaca bir ipucu brak-
makla iktif edelim:
- nsan zihni bilgiye istekli olmakla birlikte, bir bakasnn fikirlerini almada belli bir
diren gsterir. Bu fikirleri benimsemeden nce, insann kendi fikirlerinin biim, balant
ve ynelimleri asndan bir bakasnn fikirlerindeki benzeri zellikleri benimsemesi ge-
AKDEMYA
244
rekir. Ayn ekilde, bir yazarn, okuyucunun yabanc bir konuyu kabul etmesini bir yolla
salamas gerekir. Bunu yaparken, dzenli kullanldnda KONUMA VE YAZMA
NTELKLER olarak tarif edilen pek ok aratan yararlanr.
Bu nitelikler, AIKLIK, DZEN, MANTIK, KOLAYLIK, BTNLK, TUTAR-
LILIK, RTM, G, SDELK, TABLK, ZARAFET, ZEK ve HAREKET
olarak adlandrlr. Ancak bunlarn hibiri birbirinden bamsz dnlemez; ak-
rlar, biri dierinin anlamn glendirir veya belirsizletirir; bir baka deyile USLB
olarak bilinen tek bir g hline dnrler. (Barzun ve Graff, 2004: 219)
6. nce Hassasiyet ve Akln Kifyeti
yi yazmak iin, ne kadar vurgulansa azdr ki, uurumuzda evvel berrak bir biim
domaldr. Bu biim, herkesin anlad anlamda bir d ekil - d sret deil, madd
vastalara aksetmezden evvel ruhta doan ve uurda berraklaan bir i ekil - i srettir.
D ekil dediimiz aksedenler veya hatrlatclar, yni harfler, resimler, iaretler,
hacimler; ksaca, grlr yahud bir yolla alglanr dier ekiller, bir sonraki itir.
Mesele yazma gl olduunda, ncelikle u sorularn cevabnn aratrlaca bel-
lidir:
ncelikli ve belirleyici olduunu mtemdiyen ifade ettiimiz bu i ekil - i sret
acaba nasl temin edilir? Bunun iin, bizce, nce doru dnmek; doru dnmek
iin kelime ve kavram muhtevasyla beraber sistematik bir muhakeme tarz; bylesi sa-
lam bir muhakemenin ihtiya duyduu ller manzumesi olarak da ideolojik bir
bnye gerekmektedir. Daha dorusu, byle bir ideolojik bnyenin, bizde ideolojik
formasyon kvamn bulmas gerekmektedir. uur dairesi yalnzca akl kavram ve bil-
gilerden ibaret olmadna nazaran, ayn zamanda hassasiyet meleke ve muhtevmzn
da, sezgi gcmz ve hiss tecrbelerimizin de gelitirilip zenginletirilmesi elzemdir.
Madem ki nce hisseder, sonra fikrederiz, demek ki hassasiyet, akl kifyetten bile
ncelikli bir mevkdedir. Akla istikamet veren, onu ynlendiren zelliimizdir
nk hassasiyet.
yleyse, u olacaktr bir sonraki soru: Bu nceliklerdeki durumumuz acaba ne
merkezdedir? Cevab u bakmdan ok nemlidir ki, kendi dar erevelerindeki -
hidliklerini veya ahs tecrbelerini yazacak olanlar iin belki o derece mhim olmasa
da; bizim iin balca YAZI TEMEL, iman hassasiyetiyle balanlan inan esasla-
rndan ve byle bir hassasiyet ikliminde yaatlan ideolojik bir bnyeden hareket
eden salam bir muhakemenin yourduu kelime ve kavramlarla dnmedir.
ekilin d ekile aksetmesi hlinde, byle bir dnmenin yazya geiriliidir
arzu edilen.
O hlde, ancak uslnce baarlm byle bir dnmeden hareket ettiimiz ve yine
bu temel zerinde yeni bir safhaya geip uslnce yazmaya davrandmz takdirde,
gerektiince iyi yazabileceiz.
Uslnce dnme ve akabinde uslnce yazmaya davranma gereini uurlatr-
mak o kadar mhimdir ki, yanl bir istikamette bin adm gitmektense, doru isti-
kamette bir adm atmak ve peisra bu admlarn saysn arttrmak, bizce kurtarc
kymettedir.
Yazarlara ve Yazacaklara zel
245
7. Kabiliyetleri Ayr Ayr Gelitirmek
Bu blmn banda unu -tm kalbimizle inanarak- ifade etmitik: Konuabilen
herkes, biraz gayretle yazabilir; ayn ekilde, dinleyebilen herkes, biraz gayretle oku-
yabilir. Elbette, ustalk baka bireydir. Konuabiliyoruz diye nasl hepimiz usta
bir hatib olamayacaksak, ayn istikamette, yazabiliyoruz diye hepimiz usta bir yazar
olacak deiliz. Ancak hepimiz iin muradmz, bir usta derecesine ulaamasak da,
bir enstrman almay renmek gibi biraz gayret gstermemizdir.
Bu vesileyle, ok yaygn bir aldana bilhassa dikkat ekmek isteriz. nsanlar, mesel,
iyi bir hatibin, ayn zamanda iyi de bir yazar olabileceini dnrler. Veyahud,
iyi bir yazarn, ayn zamanda iyi bir hatib olabileceini. Oysa bu, doru deildir.
nk konuma, yazma, dinleme ve okuma eklindeki drt dil kabiliyetinde ustal-
n, ayr ayr ve uslnce gelitirilmesi gerekir.
Yabanc dil renenlerimiz bilirler, srekli okuma, yni okuyarak anlama kabili-
yetini gelitirenler, en basit gnlk ifadeleri bile o yabanc dilde konuamayabilirler;
nk konuma, ayrca gelitirilmesi gereken bir kabiliyettir.
Benzer biimde, bir bakas o yabanc dili konutuunda, deminki usta okuyucu bu
kez de pek bir ey anlamayabilir; nk dinleme, ayrca gelitirilmesi gereken bir
dier kabiliyettir.
Ayn usta okuyucumuz, yine ayn yabanc dilde, kelimeyi olsun bir araya getire-
bilecek kadar dzgn cmle kurup yazamayabilir; nk yazma da, ayrca geliti-
rilmesi gereken bir baka kabiliyettir.
Bu kez br cebheden bakarsak, yabanc dili iyi konuabilen yahud dinlediini g-
zelce anlayabilen bir kii, o yabanc dilde yazlanlar anlama gl ekebilir. Tu-
ristik blgelerde bir yabanc dili sokakta renen nice insan, ite bu durumdadr;
nk okuma da, yine ayrca gelitirilmesi gereken bir kabiliyettir.
Kukusuz bizler, anadilimizi konumak gibi bir avantajdan dolay, bahsin hi olmazsa
konuma ve dinleme ynlerinde pek glk ekmeyiz. Ancak i okumaya, hele
hele yazmaya gelince, birtakm glkler bagstermesi kanlmazdr.
imdilik u kadarn derinden kavrasak dahi byk bir mesafe katedilmi olacaktr:
yi bir konumac yahud iyi bir okuyucu olmak iin yllarmz versek bile, bu
ustalklarmz yazmaya ayn nisbet ve kifyette yansmak durumunda deildir. Belli
bir kol kasn glendirme almas yaparak vcudun dier kaslarn da eit biimde
glendirebileceimiz kanaati, zellikle dil kabiliyetleri bahsinde, maalesef pek
isabetli bir tehis yahud mid vaadeden bir zm deildir.
BDAnn, her mevzuun, ancak kendi esas, usl ve kurallar erevesinde zmlenip
aydnlatlabilecei melindeki o altun prensibi, konumak, dinlemek, okumak ve
yazmak iin de hkez geerlidir.
8. Yazmak in Yazmak Gerek
Yanlta veya ters yolda srar zmnnda ska karlalan bir kmaza misl olarak,
ardarda kitablar okuyarak iyi bir yazar olunabilecei midi gsterilebilir. Halbuki
yaplmas gereken, bir taraftan okuyucu olarak anlay ve ustal gelitirirken,
AKDEMYA
246
dier taraftan yazar olarak da kabiliyet ve ustal ayrca gelitirmektir.
stelik bu ustalk nevi, yni yazarlk, yle kendiliinden geliebilecek bir nitelik be-
lirtmeyecek, en bata ve kanlmaz olarak, aynen bir yabanc dili umum nnde ilk
kez konumaya veya yazmaya alanlarn bana geldii gibi, umum nne trl ace-
milik, danklk ve yanllkla kmay gze almak tarznda bir cesaret gerektirecek-
tir. Oysa, tm bu aksaklklar tabidir ve bir deyile eitim zayit cmlesindendir.
Her ustann ncelikle bir raklk devresinden getii; sonrasnda Shakespeare a-
pna bile erise, bunun ilk elde zorunlu olduu, bizce bedahettir.
Nasl renilen bir dilde pratik tek kiiyle yaplan bir i deilse ve karsnda yn-
lendirici muhatablar gerektirirse, yazma pratii de kiinin kendi bana kolayca us-
talaabilecei bir kabiliyet mevzuu olmayacaktr. Onun da muhatablara ve
ynlendiricilere, elbette tevikilere, hatt dzelticilere, hatt ve hatt tenkidilere
ihtiyac vardr.
Baz meseleler ylesine aktr ki, zerine kelm etme gerei kiiye girn gelebilir.
Elbette bu aklk, onu dnenin ahs iindir ou ve o kadar ak zannedilenin
pek o kadar da sarih olmadn daha ilk tecrbelerimizde anlayveririz. Yazmadan
yazarlk hayli de bizce byle bir mesele...
yle diyelim, direksiyon bana hi oturmakszn, yllarca araba srmek zerine
kitab okusak ve gnn birinde fr koltuuna oturuversek, ilk srte gzelce s-
rebilir miyiz? Veyahud yle soralm; byle bir frn ilk yolcusu olmaya hangimiz
cesaret edebiliriz? Ayn ekilde, hi suyla har neir olmadan yllarca yzme teknik-
lerini okuduktan sonra, gnn birinde tamam deyip kendimizi denizin ortasna
atar myz?
Elbette hayr. Hepimiz teslim ederiz ki, okumakla tatbik etmek bambaka sahalar-
dr. te yazarlk da byledir. Eer duygu ve dncemizi, hasret ve fkemizi, dert
ve dermanmz yazyla ifade edeceksek; bir bakasyla yaz vastasyla anlama ve
dndklerimizi bu yolla paylama davranna geeceksek; mutlaka ve mutlaka,
ncesinde kendi ifade dilimizi aramak, gelitirmek ve mkemmelletirmek zorun-
dayz. Ve bunun iin de ilk art olarak, dar veya geni anlamda insan nne kmak
ve belki ilk safhada acemilik sergileyip, bir bakma mahcub olmay gze almak du-
rumundayz.
u noktay kavramak elzem gzkyor: yi okuyucu olmakla iyi yazar olmak bir-
biriyle iie ama bambaka kabiliyet veya meziyetlerdir. yi bir okuyucu olmamz,
ou durumda iyi bir takdirkr olduumuza dellet eder. Ne var ki, dehmz i-
letmek bakmndan zihin tembellii yaptmza yahud kendi hviyetimizle mey-
dan yerine kmaktan ke bucak katmza da ninedir bu. oumuz maalesef
byleyiz.
bhesiz, bir yazarn ilk denemeleri taklid ve derlemelerle dolu olacaktr veya ola-
bilir, ana gre tabidir ve bu safhay geip kendine gerekli orijinaliteyi kazan-
mas iin tevik de edilmelidir. Yazarla kalkan otobsn ilk duradr nk buras
ve burasn transit geebilene pek az rastlanr. Ancak, araba srekli buraya parket-
mise veyahud henz bu duraa bile varamamsa, artk haric bir mdahale kanl-
maz olacaktr ki, bu satrlarmz vesilesiyle yapmaya altmz da bir nev budur.
Yazarlara ve Yazacaklara zel
247
Evet, kabul ediyoruz, kendi z kimliiyle meydan yerine kmak bazen ilk elde ok
aaal olmayabilir, ilk atta turnay gznden vurmak her zaman mmkn olmaya-
bilir, seyircilerden bir alk tufandr kopmayabilir, biri acmaszca tenkid edebilir,
dieri ne var bunda? diye kmseyebilir. Byleleri vardr veya kabilir diye, ka-
biliyetimizi domadan lme mahkm etmek midir peki daha akllca olan? Ger-
ekte, huzura hep bakasnn rettii ziynetleri takp taktrarak, taklid-imitasyon
mcevherlerle kmamz, bundan bir trl kurtulamamamz ve bunun iin tek bir
adm bile atmamamzdr bizce ayb olan. Orijinal olmann yolu isterse geici bir
pejmrdelikten gesin, ne farkeder? ark szndeki gibi aslnda: Bakas olma,
kendin ol; byle ok daha gzelsin
Yalnz uras da bedahettir ki, fikirsiz i olmaz anlamnda, teorisi olmayan iin pra-
tii de olmaz. Teoriye ulamann yoluysa, tabiatiyle taklidten geecektir. evre-
sindekilerin szlerini taklid etmeksizin hemencecik mnl biimde ve orijinal
nitelikte konumaya balayan bir ocuk var mdr?
Yeterli kelime bilmeyen, ifade ekillerine vkf olmayan, gramer kaidelerini tanma-
yan, fikr altyap ve muhakemesini gelitirmeyen kii, elbette messir biimde ko-
nuamayacak veya yazamayacaktr da. Mevcud olmayan kol kasyla halter
kaldrmaktan bahsedilemeyecei gibi. Oysa dil kabiliyetleri szkonusu olduunda
gerekli olan, bir yandan kas temin edici gday dzenli olarak almak (dinlemek,
okumak), dier yandan da o kas gelitirici idmanlar yine dzenli olarak yapmaktr
(konumak, yazmak). Maalesef bugn, ou ya biri ya teki zerinde younlalp,
dier taraf ihmal edilmektedir. Konuup yazma bahsinde idmansz okuyucularn ko-
lunu kprdatmaktan ciz kof imanl yahud yeterince dinleyip okumayanlarn
clz ifade hareketleri misli... Halbuki bizim faaliyet erevemizde, -okuyup yazma
erevesinde konuursak- ne yazmadan okur ne de okumadan yazar olmak matlubtur,
marifettir; birinin dierini gelitirdii iie bir henktir gereken.
Ezcmle, eer bu fikir diliyle yazmak gibi harika bir ideal tayor, vicdan bir zo-
runluluk duyuyor ve bu uurda istidadmz gelitirmeyi diliyorsak, hi gecikmeden
yazmaya balayalm. ayet bu dille konumak istiyorsak, hemen konumaya dav-
ranalm. Srekli okuyup dehmz iletmememiz, bahemizde defineler gmly-
ken, uygun vastalarla kazlp kartlmay ve mmtaz bir deer vasfyla umuma
arzedilmeyi beklerken, tm bir mrmz kuyumcudan kuyumcuya seirtip vitrin-
leri temya hasretmemiz melincedir. Ancak yazarak yazar, ancak konuarak
hatib oluruz; aynen, daima okuyarak yalnzca okuyucu veya daima dinleyerek
yalnzca dinleyici olabileceimiz gibi.
Henz ustalamam da olsak yazmann en briz faydalarndan biri de, kendimizi
meydan yerinde objektifletirmemiz, sonra bir heykeltra gibi, eksii yahud fazla-
syla kendi benlik madenimizi rtulamamz, tezyin etmemiz ve mkemmelletir-
memizdir. Artk fikirlerimiz bir gnden dier gne uup gitmeyecek, biz de vehim
ve hayllerimiz iinde yzmeyecek, grnr ve kalc bu eserimiz zerinde bir
sanatkr edsyla alacak, hergn bu kalc eserimiz zerinde yeni bir ekleme
yahud karma yaparak tekml etme imkn bulacaz. stelik bu faaliyetimiz, kendi
kendinden ibaret bir fayda mevzuu da olmayacak; nitekim, dost ve muhatablarmzn
fikirlerini etkileyip besledii gibi, idealin hayata tatbiki bahsinde yzmz aarta-
AKDEMYA
248
cak bir aksiyon kymeti de belirtecektir. Ksacas, gerekeni gerektii yerde yapan,
yana veya seviyesine gre yazan bir fikir iisi olacaz artk biz.
Srf okuyucu olan ve bu gidile hep yle kalacak olan dostlara daha fazla gecikmeden
konuma ve yazmaya davranmalarn salk verirken, dier taraftan, evrelerindeki
dostlar yazmaya tevik etmelerinin ne kadar mhim olduunu bilvesile ifde etmek
isteriz. BDA Mimar, Goetheden iaretliyor:
- nsann yalnz olmas, hele yalnz almas hi iyi deil; bir eyi baarmas gere-
kiyorsa, bakasnn ilgisi ve teviki gerekir. (Mirzabeyolu, 1998a: 234)
9. Yazar: Bizi Gezdiren Rehber
Bir yazar, bizi elimizden tutup gezdiren bir rehberdir gerekte. Peki nasl bir reh-
ber?
Mevzuu yazma usl olan hemen tm ciddi makale veya kitablarda, u incelik veya
ipucu ne kartlr: Yazar, bize neyi, hangi bakmdan yahud bakmlardan an-
latacan daha en bandan sezdiren; tezini pek yle saklamakszn ou balan-
gta fsldayan veya zetleyen; okuyucuyu neyle karlaacana dair ruhen ve
zihnen hazrlayc byle bir giri yapan; ardndan fikirlerini plnl biimde tasnif
edip gelitiren; sonunda, ilk balad noktaya -ancak bu kez tm sylediklerini
birbirine balayc bir deerlendirmeyle- dnen; bylece bataki kanaatini en so-
nunda mhrleyen kiidir.
Anlalyor ki yazar, bir dairenin belli bir noktasndan balayarak okuyucusunun elin-
den tutan, onu o daire boyunca muhtelif bilgiler vererek gezdiren, okuyucuyu en so-
nunda yine seyahatin balad noktaya -fakat bu defa ruhen ve fikren zenginletirmi
olarak- getirip brakan kiidir.
Okuyucu, yazarn bizzat bilip tecrbe ettiklerini bilmeyen ama bunlar samimiyetle
bilmek isteyen bir dost gibidir. te yazarn vazifesi de, bu okuyucu dostunun mu-
hayyilesinde, tm o gezilip grlen yerlerin tam bir tasavvurunu salamak ve gez-
dirdii dostu iin etraftaki seilmi unsurlar en uygun kelimelerle ifade etmek
olacaktr. Bir dier ifadeyle, muhatabnn kafasn kartrmamak iin, gereksiz tm
fazlalklar hi dnmeden atacaktr. O derece mkemmel olmaldr ki seilen ke-
lime ve cmleler, o dost, sanki gzleriyle gryormu gibi, hereyi bir bir kafasnda
canlandrabilsin.
Basit bir makale yazdmz farzedelim. Okuyucuya rehberlik eden bir yazar olarak,
-mesel- bir binay m gezdireceiz; bu durumda okuyucu, bizden yaklak olarak
unlar iitecektir:
imdi seninle birlikte bir binay gezeceiz. Gezeceimiz bina u semtte ve u adreste.
katl ve alt daireli bir bina. Mimar bakmdan yle bir grn ve d cebhesi
var. Be basamakl bir merdivenden karak d kapdan giriyoruz. Karmda iki daire
gryorum, demek ki her katta ikier daire var. Sadaki daireye misafir olalm. imdi
bu dairenin ierisindeyiz. Burada oda, mutfak ve banyo var. Evin reisi salonda ga-
zete okuyor. Salon kapsnn tam karsnda, baheye bakan genie bir pencere bu-
lunuyor. Pencereden, bahedeki aalar gryorum. Solumuzdaki duvarda yle bir
tablo asl. Dier odalara bakyoruz imdi. Bu odada unlar unlar, br odadaysa
Yazarlara ve Yazacaklara zel
249
unlar unlar var. Geldiimiz gibi, yine ayn daire kapsndan dar kyor, girdii-
miz d kapdan binay terkediyor, ayn d merdivenlerden inip sokaa geri dn-
yoruz. Evet, imdi yine sokaktayz.
Ksacas yazar, bir fotoraf gibi, belli bir manzaray nce uzaktan kabataslak ve
btn iindeki yeri itibariyle gsteren, sonra snrl bir ereve iine alan, son-
rasnda merceini o snrl erevenin belli bir noktasna daha da yaknlatrp mh-
layan, grd teferruat bizimle de paylaan, sonra yine balad noktaya -bu kez
zenginlemi ve muhatabn da zenginletirmi olarak- geri dnen bir sanat mis-
lincedir.
Elbette, nisbeten acemi bir yazar bunun tam tersini yapacaktr. Peki ne yapacaktr?
Muhtemelen iki eyden birini:
Birincide, zihninde berrak bir EKL YOKTUR. Bu durumda, kendisinin de
tam olarak seemedii darmadank unsurlar bize ayn danklkta anlatacak, ora-
dan oraya alkasz geiler yapacak, mesel birinci kattan nc kata ve oradan bod-
rum katna atlayacaktr. Sonu olarak, belli ki kendisinin de tam olarak gremediini
yahud anlayamadn, bizden grmemizi veya anlamamz bekleyecektir.
kincide, mezkr acemi yazarn zihninde, nisbeten berrak bir EKL VARDIR.
Ne var ki, kendisi net biimde bile grse, bunu ayn netlikte ve sdelikte bize nakle-
demeyecek; netice olarak, okuyucusunu tam bir kafa karklna sevkedecektir. Bir
dier deyile, bu manzarann bizim tarafmzdan da grlmesi iin harcanmas zaruri
olan emee yanamayacak; btn manzaray bize en batan sezdirme ve zihnimizde
binann plnn canlandrma yoluna gitmeyecek; binann temel hatlarn bizim
hemen sezip kavrayabileceimiz kelime ve tasavvurlarla, bizim de itirak edebilece-
imiz bir muhakeme tarzyla ve sevimli bir tonla tasvir etmekte ihmalkr davrana-
caktr. Bizim daha nce grmediimiz bu binay, sanki nceden bildiimiz bir yerden
bahseder gibi, oradan oraya sramalarla anlatacaktr.
zetlemeye alrsak, yazar, hereyden nce, btn resmi gren, grdn da-
raltarak belli bir ereve iine alan, akabinde bizi de bu ereveye yaknlatrarak
buradaki temel unsurlar bize de gsteren ve tm bunlar net biimde zihnimizde
CANLANDIRMAMIZI temin eden bir rehber veya zihin ressamdr. nk,
anlatmay amaladklaryla anlattklarnn AYNI olmasn salamak; bir dier ifa-
deyle, kendi grdklerini okuyucuya da grdrme yolunu bulmak, tm yanl anla-
lma ihtimallerini en bandan kesmek, bir yazarn ncelikli grevi ve onu yazar
klan hasletidir.
10. Yazmak: Kelimelerle Yaplan Resim
Bir eser ortaya koymann en bata fazlalklar atmak demek olduunu belirttii-
mize ve en kolay yolun bu olduunu iaretlediimize gre, yazarn bilhassa yapmas
gerekenler, u na dek sylediklerimizi zetleme bbnda, belki yalnzca unlar ola-
caktr:
Okuyucuya ilk olarak btn resmi vermek veya hissettirmek, yaznn konusu olan
ereveye ve iindeki teferruata buradan gitmek ve her gerektiinde yine btn
resme dnmek...
AKDEMYA
250
Kelime ve cmlelerini dikkatli ve tasarruflu biimde kullanmak; ancak ayn zamanda,
canl ve mevzuu zihinde canlandrc rnekler vermekten asla kanmamak...
Bazen elma, armut nevinden bile olsa, bilinen unsurlardan hareketle bilinme-
yenlere TASAVVUR KPRLER kurmak...
Kendisini yazara emanet etmi ve hi grmedii yerler kendisine anlatlan bir dost
olan okuyucunun kafasn kartrmaktan ihtimamla kanmak...
ereve iindeki tm unsurlar arasndan, gsterilmek istenen erevenin ana hat-
larn verici yahud yaznn amacna hizmet edici teferruat, sde ve sistematik bir
pln dahilinde aktarmak; sk sk tasnif ve zetlemeyi bilmek...
Ksacas, anlalmak iin ve sanki kelimelerle okuyucu iin bir resim yaparcasna
yazmak; kalan dier hereyi ise, ne kadar deerli, canalc veya gzalc olursa olsun,
hi tereddt etmeden atmak...
Yazarken, kendisini okuyucunun yerine koymak, bir de okuyucu gzyle yazdklarn
yeniden okumak, ifah konumadaki nefes aralaryla tonlamay veren (mesel,
nokta ve virgl) yahud dncedeki zihn ayrmlar gsteren (mesel, nokta ve vir-
gln yansra noktal virgl) noktalama iaretlerini yerli yerinde kullanp kullan-
madna dikkat etmek, yine hangi kelimeyi ne hangisini arkaya alrsa daha anlalr
ve kasdolunan aktarr olabileceini dnmek, velhsl yanl anlalmaya yolac
teferruat zerinde zellikle durmak ve bunlar bekletmeksizin bertaraf etmek...
Netice olarak, yazarn zihninde olmayan bir resmin, yni bizim kullandmz an-
lamda i eklin, okuyucunun zihnine de aksetmeyecei izahtan varestedir. Yazarn
muhayyilesinde bu fikr resim, yni BM mevcud olduktan sonra, gerisi, nisbeten
kolay bir vesairedir.
NOT: almamzn bundan sonraki ANLAILIR, TESRL VE GZEL YAZ-
MAK balkl blmnde u konular ele alacaz: Yaznn Konu ve Amacn Be-
lirlemek, Yaznn Trn Belirlemek, Yaznn Muhatabn Belirlemek, Yaznn n
Hazrl, Yaznn Plnn Belirlemek, Malzemeyi Filere Geirmek, Nasl Bir Balk,
Nasl Bir Giri, Nasl Bir Gelime, Nasl Bir Sonu, ktibaslar Dipnotlar ve Kaynak-
lar, Anlalr-Tesirli-Gzel Kelimeler, Anlalr-Tesirli-Gzel Cmleler, Anlalr-
Tesirli-Gzel Paragraflar, Blmler ve Arabalklar, Gzel Yazmak Dzeltmek ve
Yeniden Yazmaktr, Sde ve Sevimli Ton, Yazmak: Elle mi Bilgisayarla m?
Yazarlara ve Yazacaklara zel
KAYNAKLAR
AKTA, erif - GNDZ, Osman (2009), Yazl ve Szl Anlatm Okuma, Dinleme, Konuma, Yazma- 11. Basm,
Aka Yaynlar, Ankara.
BARZUN, Jacques GRAFF, Henry F. (2004), Modern Aratrmac, Trc: Fato Dilber, 14. Basm, TBTAK, Ankara.
CROCE, Benedetto (1983), fade Bilimi ve Genel Linguistik Olarak Estetik, Trc: smail Tunal, 2. Basm, Remzi Ki-
tabevi Yaynlar, stanbul.
DAY, Robert A. (2000), Bilimsel Bir Makale Nasl Yazlr ve Yaymlanr?, Trc: Glay Akar Altay, 4. Basm, TBTAK,
Ankara (www.tubitak.gov.trden PDF nshas).
MRZABEYOLU, Salih (1986), Dil ve Anlay Dil ve Diyalektik-, BDA Yaynlar, stanbul.
MRZABEYOLU, Salih (1988), Hikemiyat Tefekkr ve Hikmet-, BDA Yaynlar, stanbul.
MRZABEYOLU, Salih (1997), Admlar -1984den 1996ya-, BDA Yaynlar, stanbul.
MRZABEYOLU, Salih (1998a), Byk Muztaribler I Dnce Tarihine Bak-, BDA Yaynlar, stanbul.
MRZABEYOLU, Salih (1998b), iir ve Sanat Hikemiyat Estetik ve Ahlk-, 2. Basm, BDA Yaynlar, stanbul.
MRZABEYOLU, Salih (2007), Marifetname Szge ve ekil-, 2. Basm, BDA Yaynlar, stanbul.
AKDEMYA
252
Olmak, ne olmak, nasl olmak sorularnn cevab kendi kendimizden de gizli
olsa, herkes olacann tohumunu iinde barndran bir tela, heyecan, heves iinde.
Salih Mirzabeyolu
LA CHANE-ZNCR
Her ey nasl balamt? Ha, evet. Tarihini bile tam olarak hatrlyorum. Dorusu, bunu
bana byle hatrlatan, gnlklerim oldu. 1 Aralk 2005 Dokuz gn sonra grdm
ry, hl harfi harfine hatrmda:
- Bir ktta tane telefon numaras yazl Cann yazyor ve Cannn iki num-
aras Vesile yazyor ve bir telefon numaras daha.
Onu 1 Aralkta grdm -ki rylara, ruhlarmzn bilinmezden bir eyler devirdii
aralk olarak da bakabiliriz sanrm-, 10 Aralkta fark ediyorum.
smi, Vesile!
BR NOT...
- Senin ismin ne?
- Falanca! Ya senin ki?
- Cann!
- Cann ne mnya geliyor?
- Sevgili demek, bir de Allahn bir ismi.
Bir Romann Konusu
- Vesile Kimdir?
Fatih Turplu
-HKYE-
Bir Romann Konusu - Vesile Kimdir?
253
Burcun ne?, falan ve filn! Onun cana yakn taraflar iinde, en beendiim yan gi-
rikenliiydi. Bu tip insanlar seviyorum. Ben onun Falanca aabeyi, o benim prenses
kardeim, Cannm. Vesilenin yannda, belki de sevgili diye iaret Cannn ismi...
Cann-sevgili, sevgili-Vesile. Sevgili Vesiledir de.
MUCZE
- Et le miracle ca complire - Ve harika meydana geldi!
Byle olmad. En azndan ben byle zannetmitim. imdi dnyorum da, en bandan
beri onun etkisiyle savrulup duruyormuum. ou vakit byle olur, farketmeyiz.
ocukluumdan beridir ki yirmi sekizimdeyim- hep bir mucize bekledim te imdi
kap alacak ve Bilmiyorum. Bir ey... yle her eyi batan ayaa tersine dndren, in-
sanlarn akllarn kullanamaz hle getiren sanki aklm kullanabiliyormuum gibi!- bir
ey
Bir hareket, bir hayl kadar berrak bir ey; ne bileyim, hayatmz alt-st edecek, kaldmz
yerden devam edemeyeceimiz, bizi aptran, elimizi kolumuzu balayan, dillerimizi ll
eden
Aslnda, neyi beklediimi bilmediimden, karlap karlamadm da bilmiyormuum.
midimi yitirmedim. Zamanla rendim ki, o mucize denen hrikalar st hrika ey
gelir sizi bulur da, siz onu fark etmezsiniz.
(Arimed)in, Evreka!-Buldum! deyiinde neyi bulduunun izh, belirli kurallarla ak-
lanabilir olarak kafasnda bir vardr herhlde. Aynsn (Kolomb) iin syleyebilir miyiz?
Vard yerin oras olduunu o vakit biliyor muydu acaba?
Bir akam, masamn zerindeki kitabn sayfalarndan bir sayfay rastgele ap gzme g-
rnen ilk satrlar okumaya koyuldum:
- Dedi ki; Ak se, ak ki, sen de seilmi bir insan olasn Sana en salam fikri ak
verir!
Gerekten ak seip semediimi bilmiyorum; bir k olmay becerebildiimi de. Ama
onu setim; Vesileyi. Ondan baka bir ey dnemediimi grdm zaman (Tarkovski)
gibi mrldandm:
- Ak bilmiyorum, akn ne olduunu deil, onu nasl tarif edeceimi bilmiyorum!
KARILAMA 1 ARALIK 2005 PEREMBE
Mim 40... Sonradan dnmek zere brakmak... Mim koymak... Cennet?
Byle yazmm bu tarihli gnlme. Nereden bilebilirdim ki, mim koyduum bu noktaya
geri dndmde ona it bir sr htrnn bamda dnp duracan?
Filnca hatrl tandn vastasyla gittiim iin i bavurum hemencecik kabul edildi. Ne
de olsa ef Keml Bey yollamt; hem de akrabam kaydyla.
(Dostoyevski)den (Balzak)a, (Marsel Prust)tan ruhu grr (Borges)e, (Kam)den Ev-
liya elebiye, yksekliine bir trl alamadm (Rembo)dan (Bodler)e ve Necib Fazla
kadar ne biliyorsam -airin Ne okudun, ne rendin, ne bildinse berhava! deyiini anlaya-
mamann kibri iinde- siyah montumun i cebine boca edip, iba yaptm.
imde frtnalar kopuyordu, bilmem yzmden okunuyor muydu?
AKDEMYA
254
Yeti ey hayl dnyas, yeti dncenin kudreti!
(Prust)un mfekkireyi bir nev zrha benzetmesi ne kadar hnedir. Hayl dnyasnn
bir fanusa benzer o iklimi, fildiinden dnyalarn dnce kudreti, tam da, konfeksiyon
atlyelerinde ihtiya duyacanz, snacanz yerlerdir. Aksi hlde, Gogun kendisini kap-
trd anaforun iinde kaybolabilirsiniz.
- ay paydosu!
Nihyet! te kalabalklar her zamanki bildik hareketleriyle ilerliyorlar gidecekleri yere.
Tek yalpalayan ben miydim? Be dakika sonra kendimi yemekhnede ay ve sigara ierken
buluyorum. Bir de arkada edinmiim; ne abuk. Karmdaki ocuk bir eyler anlatyor ya,
farknda deilim. Her naslsa dalmm; ama mmkn m dalmamak?
Sa aprazmdaki masada, bir melek.
BR MELEK
Bir misldir o.
Onu ou geceler uratran birok yzn iinde, apayr bir tabloda saklad, deyimi ye-
rindeyse bakmaktan ekindii bir yz; bir nian Nine.
(V), birok yzn artk seyredile seyredile kendisi olduu, bakann o olduunu grd
vakit kard, karp da yand.
Yand; yanamad, kanamad, kaamad... Sonra? (Van Gog)un dedii gibi, Sonras
ne, kim bilir! Bakamad...
Bir rmcek... Ona yle musallat olmu ki, Romann yollar nasl her yolu kendine kar-
tyorsa -Nizam!- o da yle.
Hangi mutlulua erse yahud pimanla, hep (V)ye atyor. ncecik alarn yle atm ki,
ne vakit bir karabasan grse, bir umac masal dinlese, geceleyin belli belirsiz bir endie
duysa, penceresine bir canavar dadansa, sevinse, saadetten korksa, velhsl, yni ne olursa
olsun, hep bu ince alarn iinde buluyor kendini.
(Bodler)in Bense hkmedeceim dehetle! deyiinin deheti gibi bir gcn, bu an hibir
zaman brakmayacan vehmediyor. Kurtulmak isteyen kim?
Ve vehimleri srasnda -iinde bile-, bu an kendisini ekip evirdiini grmesiyle bir baka
kuruntuya kaplyor:
Yoksa batan aa hepsi birer vehim mi?
Bir hayl. Ama nasl bir hayl?
Gerek dediimiz ne, hayl dediimiz ne?
Ama yok. airin dediiyle o, Kaskat bir vak-realite!
Bir gn, (V)nin bir htrsnda kurduu hayli, kendimin hayl ettii zerinde yakaladm
kendimi Haylin de bylesi.
Kald ki ve kim bilir, asl hayl - hayl kuvveti, bir bakasnn hayli iinde hayl kurabil-
mektir belki de.
Ne diyordu (Borges)?
- Bir adamn rys, herkesin hafzasnn bir paras olur!
Bir Romann Konusu - Vesile Kimdir?
255
Bana rymda syledii gibi, bir sandktr o. Anahtar kimde bilinmez. inde ne vardr -
zlmez.
Kamburumsu kapa yle bir yokutur ki, git git, k k, bitmez.
te bu kapaktan yoku yahud yokutan kapak, koskoca bir dadr. Kaftr ad.
Oysa dalar delmeye Ferhad olmak gerek, Leyly sevmeye delilik, Zhreyi zmeye Ta-
hirlik gerek. Asln bulmaya da Keremlik. (Jlyet)tir o; ama (Romeo) nerede?
(V), A la recherce du temps perdu - Gemi zamann peindedir.
(V), bir melek midir?
Ah, Dostoyevskinin dediiyle:
- Cetaut plus quun ange pour moi! - Benim iin melekten de te!
Vesile...
Kime vesiledir, kendi bilmez Vesile.
YANLI BR ADIM ATMAK
Franszca ile ili dl olmaya baladm zamanlard. Bir ara, bo vermiliimin acs iimde,
bir ey syleyen herkesi ve kalabalklarn uultusunu Franszca duyacak-zannedecek kadar
adamtm kendimi renmeye.
Yeni bir dile ina olmaya almak... Sanki yeni bir kimseye, yeni bir iyerine, yeni bir dn-
yaya, nihyetinde, ina olmaya bile ina olmaya alyordum. Onun bana syledii birok
eyi niin Franszca duyduumu ve neden onu anlatmaya alrken baz Franszca tbir ve
kelimelere ihtiya duyduumu imdi daha iyi anlyorum. Onun ve Fransz dilinin uuraltma
ileyii, hemen hemen ayn vakitlere rastlar.
O gn yemekhneden ktm ve sanki hi bir ey olmam gibi hayatma devam ettim.
Byk hata!
imdi farkediyorum da; -u mucize hakknda sylediklerimi dnn!- bir ey, herhangi bir
ey gelir ve hayatmzn iine, ruhumuza katr da biz, yine de hibir deiiklik yokmu gibi
davranrz.
Alkanlklarmzn esiriyiz laflarna - bildik tekerlemelere girmeyeyim imdi. ster sersemlik
deyin, ister baka bir isim bulun, bildiim; bizlerin bir sr gerek hakknda mlumat sahibi
olduumuz ve bunu umursamadmz. Ne bileyim, bildiklerimizi bnyeletiremiyoruz belki.
Bir yerlerde bir kopukluk olduu kesin.
Hi bulunmamam gereken bir yere doru gitmek iin, nmden geen minibs durdurdum.
Gelsindi yolculuk. Yarm saatlik mesafeyi buyurun bir buuk saatte katedin. te, bombo bir
koltuk. Arkada oturan adamn yanndakine syledikleri:
- Ne olsun ite, koturup duruyoruz. Hayat!
Camdan dary seyrederken dnmeye dalmm u Hayat Ne dndm, ne kadar
dndm, hatrlamyorum... Minibs Yeter bu kadar felsefe; kafamz iti, in aa! de-
medi belki ama, ineceim yere geldiim iin indim. Buras neresi? irinevler Ne demiti
babam?
- Dertlerinin bitmesini istiyorsan, nce irinevlere, sonra da Cibali Dernuna gitmelisin!
Ry ite! dememeli.
Demedim.
AKDEMYA
256
AKAM
Babamn sesine uymayp, Cibali Dernu yerine Baclara gittim. Ah! Sadece bir yanl
yapn siz, gerisi katlanarak gelecektir.
Kardeim Hasanla birlikte iki gn nce davet edildiim eve gittim. Gitmez olaydm.
Bienvenuy Trke olarak syledi:
- Hogeldin!
Gelmez olaydm hobulduka evirip de syledim. Ocan ondrdyd. Gnlerden
cumartesi, milenyumdan alt yl sonra bir akam
Sofraya oturuldu, yemekler yenildi. Kzn annesi tarafndan evin reisi kahvehaneye gnde-
rildi ve zt- lleri yatmaya ekildi. Biraz sonra kii kaldk odann iersinde; ben, karde-
im Hasan ve o! Evin byk kz, bendenizden ay kk psikolog Doktor Mine hanm
HATIRLAMALAR
Hatrlamalar yhut htrlar. Aslnda ona ait ilk hatrladm, onyedi-onsekiz yalarma
it bir zaman diliminde. Hafzam zorluyorum ama, ncesine ait bir (imaj)a rastlayamyo-
rum. yle sisler arasndaki bir bayram gn belki?
Ah, evet. Bir eylerin ikram edilii ve filnlar. yice dndm vakit, onun mahcub yz
ifadesini bulank bir ekilde seebildim. Bir de, onu benzettiim (aktrist)e it rylarm.
Onu hep (falanca)nn suretinde grrm. Topu topu drt ry! O kadar. Bir de filnca
meknda iken ardndan bakm hatrlyorum. Hayret. Ona it bir htrmda bile, hatrmda
dipdiri duran o deil de, onun ardndan bakm. Kendim?
Oysa onun bana daha evvel anlatt bir ey var ki, t ocukluumuza ait bir htr:
Dondurma yiyecekmiiz. Dondurmacya Benim dondurmam sadece beyaz olsun demi-
im. Bu sylediimi seici biri ahsiyetli filn diye yorumlam iinden. Nerede, nerelere
dikkat. Sisler iinde, ekillenmeyen ama az da olsa hislerimle hatrladm, belki de o an-
lattktan sonra zerine giydirmeye altm hislerle brl, basit, kaba bir htr. Bir pik-
nik havas kokan ve bana aalar, yeilliklerle bezenmi bir mekn hatrlatan, fakat bir
trl tam olarak hatrlamadm bir vaka. Onun hafzasna mhl, bende ise yok denecek
kadar izleri olan bir var.
Aslnda hikyenin devamn bildiime gre, imdiden hkm vereyim; belki okuyucu iin
mnsz gelecek ama sylemeliyim; demek ki, iin sonuna bakldnda, ocuk sfiyeti ile
verdii doru(!) hkm sonradan yalanlyor ve imdi bana ahsiyetsiz demek istiyor.
Byle olunca da, ahsiyetini ahsiyetsiz bir kimsede btnlemek yolunda yapt her i, her
davran, bana, onun renksiz ahsiyetinden izler, ipular veriyor. Onunla bir sava hlinde
deilim; en azndan onu kltmek, kk drmek sevdasnda falan. Fakat u var ki, h-
diseler olup bittikten sonra deerlendirildiinde grdm, objektif olarak bakmaya al-
tm ve sonunda bana gzken manzara bu.
Yapabileceim bir ey yok. Bu tabi olarak boyunuzun bir bakasndan uzun olmas gibi bir
ey; sizden daha ksa olann komplekse girdii yerde elinizden gelen ne olabilir ve onu nasl
teselli edebilirsiniz ki? Falanca zamanda filnca kii ile bir meknda bir fotoraf ekilirsiniz
ve o ndan belki be sene sonra o fotorafa dikkatlice baktnzda, o gn farketmediiniz bir
eyi bugn, imdi, u nda fark etmek gibi bir ey bu. Bunun zerinde olmaya alyorum.
Skntl bir hldeyim. ay ve sigara iiyorum. Onun benden bahsediini dinliyorum. Btn
dikkatimle onu dinlemekteyim:
Bir Romann Konusu - Vesile Kimdir?
257
amlcadaydk. Dondurma yiyecektik ve sen dondurmacya Benim dondurmam sadece
beyaz olsun dedin. Ben de kendi kendime seici birisi diye dndm dedi. Kendimden
bahsedilmesinden herkes gibi memnunum. Sol tarafmza den bir masadaki kza dikkat
ediyorum. Kim acaba? Soruyorum, tanmyor. Eski bir tandk m?
Tandklarm hep eskidi zaten.
Konuma sryor. Benden bahsediyor. Kendisinden bahsedilmesinin insann houna gi-
debileceini dnyorum bu esnda. Bu dncem de houma gidiyor. Firuzkyde bir
kediyi nasl sevdiimi anlatyor ve o nda kendini bana yakn grdn. Bunlar sylerken
bir n duruyor ve literatrde szn kuvvetini arttrmak iin susulmas gibi susuyor. Sonra-
dan bu sahneyi dndmde, hesabta sevin gzyalar aktrken, onun ne kadar yap-
mack bir tavra brndn nasl kavrayamadm anlamamann ezikliini yaadm ve
sevda ilerinde Prens Mikinin ucuz bir kopyas olduum, neredeyse safo denilecek
kadar samm bulunduum dorudur.
Konuuyor... Tam bu esnda bir eyin farkna varyor ve onu dnyorum. Dinler gibiyim
fakat, farkna vardm ey zerindeyim. Kadnlar hakknda, onlarn tabiatlarna dair
GECE
Saat sabahn drd olmu. Hasan yanmdaki ekyatta uyuyakald-kalm. Kim bilir bu saate
kadar nelerden bahsettim ve ne kadar samaladm. imdiki aklm ile o geceyi dnyorum
da, bir insann kendini incitmesi iin kendine hi kymet vermeyen bir kimseye bir sr
zaafn anlatmas ve bunu farketmesiyle duyduu hisler saryor beni.
Bir kahve yapaym bri.
Bri! Dilim, damam kurudu. u kanal da deitirsek artk. Mziin yavanlndan ka-
matm.
Bir yandan gne doarken bir yandan kahveler iildi ve sra fal bakmaya geldi. Kadnca
numaralara girecekken, birden karsndakinin zeksndan(!) rkm olacak ki, fala bakld
ama bir ey grlemedi.
Zor-er sabah oldu. kr.
Sabahleyin ailecek(!) kahvalt ve ardndan stanbul sokaklar... Kr olas plerin hi-
bir ey sprmedii sokaklarmz. Hasann iim var bahnesiyle arp kald bu bera-
berliin berabere olanlarn beraberce brakp kayboldu. Nedense, naslsa ar bir hevesle
Glhne yolu tutuldu?
nnden getiimiz bir krtasiyeden ykselip de kulaklarmz trmalayan ses, bana, Can-
dan Eretin in sesiyle seslendi:
- Hata! Byk hata!
Yamur ve frtnann altnda ben tiril tiril titrer ve yreim mehul bir sebebin arl al-
tnda inlerken, martlara baktm. Denizi seyrettim. dettendir deyip birka kelime savura-
ym havaya dedim ama, Sus! Sus! emrivakilerine rm olup susuverdim.
Grdm, o n hafzasna boylu boyunca sermeye alan ve uzun zamandr beklediine
kavumu birisinin tavrlaryla ayndr; fakat bu sylediim benim kuruntumdan te bir
ey de olmayabilir, bilemem.
Dediim gibi; Ah, sadece bir yanl yapn siz, gerisi katlanarak gelecektir! Geldi de.
Hesb demesi iyi oldu. Maalesef, ancak iki kiiye yetecek yol param vard cebimde; hem
AKDEMYA
258
de 25 kuru eksii ile. Katlanarak gelecek hatalarn ortasnda dururken, uzaktan uzaa bir
iir alnd kulama: Cep delik, cepken delik / Kol delik, mintan delik / Yen delik, kaftan
delik / Kevgir misin be kardelik!
BOCALAYIP DURMAK
Her zamanki vakitte evden kyorsunuz. Dikkat ediyorsunuz ki; yeil hrkasyla birine her
gn otobs duranda yani artk her neredeyse- rastlyorsunuz. Ara sra gz gze geliyor-
sunuz. O sizi tanmaz, siz onu. Hi konumuluunuz da yok.
Bu gz gze geliler, aranzda bir badr artk; belki de hi dile getirilmemi, kimseye sy-
lenmemi, kendinize bile.
imdi bu duruma karlk, bir bakasyla ayn gz gze geliler yeil hrkal kza ihanet
midir?
Evet.
u uursuz saydm gnn ardndan byle dndm sabahleyin uyannca. Srtmda -g-
rnmez- iki kanat evden ktm. (Aznavur)un mu, (Nina Saymn)n m olduunu kestire-
mediim bir ses duydum kapy kapatrken:
- Ne me qutte pas! Beni terk etme!
Neredeyse btn gn doru drst bir ey dnemediim, le yemeinde ok az bir ey
yediim, sigara ve aya ara vermediim o gn, ne yazk ki bir ry grmediim dorudur.
Bir ey dnememenin iyiye mi, ktye mi olduunu yormamakla beraber, bundan ra-
hatsz olmadm da yalan deildir.
Akam biraz kp dolaaym, zaten karmakark ruh hlimi dolatka dm hline ge-
tireyim diye evden kacaktm ama, ni bir kararla vazgeip kardeimle bulutum.
Haydi, Mahmut aabeyimlere gidelim! isteini ben de isteyince, iki arzu bir oldu, kanat-
landk kitelliye doru. Kh bulutlar altnda, kh onlarn stnde.
BHE
Mahmut aabeyimlere vardmzda, beni beklenmedik bir hdise karlad misafir odasnn
mora alan koltuk takmlar zerinde:
Psychologue nsan ruhunu tanyan(!) Mine hanm.
(Alkapon)un uzun yllar yakalanamamasnn srrn aklad szleri geldi hatrma nere-
dendirnedendir hl bilmem:
- Tesadfe inanmam. Sabahleyin hi tanmadm birisini muhitimde grrsem, yzne dik-
katle bakarm. Ayn kimseyi leden sonra grrsem, mthi derecede kukulanrm. Ayn yze
akamleyin rastlarsam tesadf edersem, hi tereddtsz silahm eker vururum!
Gayri ihtiyr elimin belime gitmesi ve belimde talyan ii bir yedialtmbe olmamasnn
hikyeye renk katmak iin imdi uydurulmu olduunu kabul etmekle birlikte, iimde bir
bhe duyduumu da inkr edemem.
Aabeyimin mtebessim ehresi altnda, bir kedi eds ile kvrlp sobann arkasna otur-
dum. Merhabalar, Naslsnzlar, vesire. Hasan imdadma yetiti ve (Tom Veyts)in sesi
misafir odasnn mavi duvarlar dhil btn oday sard.
Little of drop poision isimli para, ruhumu mest etmeye yetti. Bu arkya bayldm sa-
vurdum havaya. Ahmet Kayavr o ar sesine kendimi brakmken, Mine Hanm ngiliz-
Bir Romann Konusu - Vesile Kimdir?
259
cesi ile kendini beendirme abasna girmi, arky dilimize tercme ediyordu:
- Orada benim sevdiim bir kasaba var. Duvarlarnda ok gzel resimler vardr. Falanca evden
sola dndnzde sevdiimin evini grrsnz. Benim irin kk kasabam.
Mzik setine eilmi, elinde kalem kt not ediyor. Bu arknn tam bir tercmesini bana
getirmek iin sz veriyor. Sz vermek?
Ha, bir de (Dayana Roz)un bir parasndan bahsetmesi var. Sonradan bulup dinlediim,
hi beenmediim; bu kadar uyumazlk iinde uyumu olmamn normal olduuna
karar verip kendime hakszlktan vazgetiim baz nlar da yok deildir hani.
Sofra kuruluyor. eit eit gzel yemek.
Yemek esnsnda (Ridik Gnlkleri) isimli bir film seyrediliyor. Doktorumuz evdeki her-
kesin daha nce bu filmi seyrettiinden habersiz, daha nce seyrettiini savunuyor. Biz
de A! Ne kadar da popler! bak frlatyoruz hep beraber. Ltfen.
Filmde, az sonra kahramanlarn bulunduu gezegen yzyllar boyu srecek bir karanla
gmlecek; tpk bizim gezegenimiz gibi.
Evden kta, bir nda onunla babaa buluyorum kendimi. Ona daha evvel yazdm mek-
tubtan bahsediyoruz ve benim bir film zerine yazdm yazdan. Bir doktor arkadann
benim yazdklarma hayran kaldn ve mutlaka benimle tanmak istediini sylyor.
Mektubumun bana iziktirdiim (Rembo)nun iirini beenmi. Her ey fikr birtakm
alveri diye balamt ama, imdi iler biraz kart. Meer (Rembo)nun iirini bir teklif
addetmi!
Ne bir ey dnecek, ne bir laf edeceim;
Ama sonsuz bir sevgi dolduracak iimi.
Gebeler gibi uzaklara gideceim;
Mesud, sanki yanmda bir kadn varm gibi!
Varm gibi! Bence ok ak bir msr!
Sizin iin zel bir iir deildi o. Nasl bir girizgh yaparm diye dnrken, ylesine izik-
tirdiim. Bazen en alkasz bir eyi bile onu nasl grmek istersek yle grrz ya!
Talihsiz cavalierkavalye ben, iimde birok bhe, yryordum. Ak bir kafeye rastlaynca
ieri girdik. Herhlde byle oluyordu bu iler; yani bir usl varsa bu tip beraberliklerin,
bir yere oturulup burlar filn soruluyordu. Durumumun zorakilii bir yana, ister istemez
yazl bir nshas bulunmayan bu kurallarn basamaklarn admlyordum. Oysa (Dosto-
yevski) romanlarnda, karakterlerin baz hdiselere doru aklarn hep ok romans bul-
muumdur. Ayn eyleri yaarken, imdi onun romancln daha iyi anlyorum keke
anlamasaymm.
aya mukabil, scak okola! Biraz (Dostoyevski)den bahsettik - bahsettim. Ardndan bir
zamanlar okuduum bir kitabtan, (Con Berger)inkinden.
Ben senin zannettiin gibi biri deilim. dedi. Ho, iimden geene cevab verdiini kim
syledi ki? Ve ben, onu nasl ve ne? zannediyordum ki? Ardndan bir ey daha syledi:
- Senin zannettiin kadar serbest birisi deilim!
AKDEMYA
260
Saate baktm, yirmi otuz!
Onu sevmediimi biliyor, fakat niin beraber olduumun izhn bir trl kendime yapa-
myordum. Bu izh yaptm zaman bir daha grmeyeceimi de biliyordum. O sevme-
diim ama fikr-i sbitim gibi bir ey oluverdi bir nda. Nasl olduunu anlayamadm.
Gemiler olsun Dnlmez akamn ufkunda mydm?
- Kapldm gidiyorum bahtmn rzgrna!
Bilmiyorum. Bildiim, tam da bir melee rastlamken hdiselerin bu ekil ve biimde ge-
limesi, elimi kolumu balayvermiti. Bal olmadmdan kopamyor, bal olduuma va-
ramyordum. Ah...
Neye yarar ah etmek?
Artk neye yarard tesadf ediim bir melee? stemediimizlerle hayat srmeye alkn
bir millettin ferdiydim. Sevmediimi istemek, istemediim gibi grndm sevmek zo-
runda kalmtm. imde mevsimin derin kasveti ve tarif edemediim bir keder, metro is-
tasyonuna doru yrrken ardmdan seslendi Edith Piaf:
- Cet air qui mobsde jour et nuit Bu hava, kafama taklan gece gndz.
Bir Doulu hissiyatyla tercmeyi tercme ettim:
- Bu hava, bama musallat olan gece gndz.
Padam. Padam. Padam. Kalb atlar...
Farsada Ku tuza demekmi Padam...
FEMME FATALE
Bilgi denen mefhumun ayaa dmesi yle gzel candan muhabbetlere izin vermedi-
inden, kydan, keden, uradan, buradan okumaya koyuldum.
Doudaki stadlar benim gibi iki arada bir derede kalmlara birok ey sylyorlard,
esasnda bu konular am olduklarndan dolay, bir sr vermediler.
Durmadan bir ey den bahsediyorlard; ounu iitmedim, duyduumu anlamadm.
Serde ark kltr vard ama, ser dediim sr olmu, iim bana el olmu meer. Akamle-
yin okuduklarm sabahleyin mrldanrken buldum kendimi yatakta. Kl tablasn devirmi,
kitabm drm ve ilk genliimi kaybetmi olarak kalktm ayaa.
Ey birisini seven kimse! Allahn sana nasl bir nimet verdiini bilseydin keke. diye sy-
lene sylene ktm evden. Mahsus ak braktm radyodan seslendi Candan Eretin:
- Tu nest pas un ange! Sen bir melek deilsin!
yerinin servis aracn beklerken, yalnzln o kadar da korkulacak bir ey olmadn d-
ndm; t ki insan bataklklara dmekten kendini koruyabilsin ve sabretmeyi renebil-
sindi.
yerinin servis arac, var, iba...
Abartsz iddia ediyorum ki; bu (confection) atlyelerinde alan saysz genten birou,
her sabah bir heyecan ile yatandan kalkar ve neredeyse kahvalt bile yapmak istemeden
hzla kendilerini iyerlerinin yoluna atarlar. Btn o oflamalar-puflamalar bir gerei sev-
dikleri kz gizlemek iindir.
Ama ne yapsalard?
Bir Romann Konusu - Vesile Kimdir?
261
Sabahn bilmem kandan akamn bilmem kana kadar hi de haketmedikleri bir cret
karl altklar iyerlerinin akyla yanp tutumalar beklenemezdi hliyle? Bunun
byle olduunu birka arkadamdan dinlemiimdir ve ahsen imdi yayordum da.
Bir melein ekimiyle kalkyor, ayn cazibenin kuvvetiyle evden kyor ve seve seve, koa
koa almaya gidiyordum.
Ah! Minel ak Ak yznden.
lk genlik yllarmdan beridir hep bu n beklemiimdir. Yani bir yldrm, bir sendeleme
nn. Heyhat...
Siz u hle bakn ki, beklediim Le MiracleMucize yle tepeden inme deil de, nasl ifade
edeyim, bir Le MirageSerab gibi, haylvr bir ekilde szlp nce ruhuma nfuz etti ve
sonra not ettiim rylarmda kendini ak ediverdi. Bir hediye gibi telerden.. Gibisi mi
var?
Her eye ramen, onun ruhuma bu kadar tesir edebileceini bilmiyordum. Ho, btn bun-
lar nereden bilebilirdi ki benim kvamn arayan talihli yreim? Bir krek cezasna arp-
trldn sanan kalbim, bilmem ne zamandr gelgitler arasnda rpnp durmutu.
Kalbimin devsn arar bu rpnlar, sonunda, keke hibir ey bilmeseydim dedirtmiti
dilime. Keke...
(Nie)nin Kadnna m gidiyorsun? Kamn da almay unutma! deyiini, (Nie)yi anla-
dklar gibi yarmyamalak anlayanlara gvenemezdim. Gvenmedim de! Kendi bama
onun sylediklerini kavramakta glk ektim.
Ve (Bodler)e rastladm. Ama ne rastlay. Femme fatale kanlmaz kadna dir ne varsa
zemeden can vermi bu talihsiz air, dehsn sevgilisinin ayaklarnn altna seriyordu.
zemedikleri bir neticeyi iaretliyorken, kendi kendime mrldandm:
- Ne kadar da bo, yavan bir hayat sryorum. Kendimi bir nokta kadar, silik bir nokta
kadar gryorum.
Franszlarn Entellektellerin entelekteli diye adlandrdklar (Andre Suare)nin Don
Juan hakknda yazdklar, beni bu mevzuda her zaman teskin etmitir. yle diyor:
- Mesele yatak ve yavru yapmak meselesi deil, btn bir dnya in etmektir.
Dilimin ucuna kadar gelip de doru kelimeleri bulamadm, bulduum zaman yanl an-
lalr diye syleyemediim cmle buydu ite. Buna ramen yine syleyemiyorum, ancak
(Andre Suare) ile dillendiriyorum. Galiba en ok (Sirano)ya benziyordu hlim; u farkla
ki, ona engel olan uzun burnuydu, bana ise (Sirano)nun burnu kadar byk bir engel olan
Mine.
te imdi, tam da sevdiimi bulmuken, onunla ayn mekn iindeyken hem de, bir duvara
yaslanm, onu imdiki gzmle grebilmeme vesile olmu kimseyi dnyorum.
...
steme Adresi: Cami-i Kebir Mh.
Sraberberler Sk.
No: 2. Daire: 4-A
Kasmpaa/Beyolu - stanbul
Tel-Faks: (0212) 361 44 18
barandergisi@gmail.com
steme Adresi: Cami-i Kebir Mh.
Sraberberler Sk.
No: 2. Daire: 4-B
Kasmpaa/Beyolu - stanbul
Tel-Fax: (0212) 361 44 18
aylikdergi@gmail.com
.

You might also like