Endüstri Psikolojisi enerjinin mümkün olan en az miktarda
kullanılmasını amaçlar. Bu amaç özetle işin analiz edilerek gereksiz hareketlerin ortadan kaldırılmasıdır. Endüstri psikologu düşük maliyet yüksek kar (veya az masraf çok üretim) anlayışını sergiler, insanı bir makine gibi kabul ederek organizasyonu ona göre yapar. Bu anlamda Endüstri Psikologu, alet ve makinelerin insan fizyolojisine uygun biçimde tasarlanmasında da Endüstri Mühendisiyle ortak çalışır.
Endüstri Psikologunun bazı ana görevleri şunlardır.
Araştırma: Endüstri psikologu iş ortamında problemlere geçerli ve
pratik faydalar bulmak üzere bu ortamlarda iş ve insan ilişkisini araştırır, .Yani Endüstri Psikologu, sorunlara bir Endüstri Mühendisi gibi (genelde bir mühendis gibi) yaklaşır.
Personel Değerlendirilmesi: Endüstri psikologu işe elverişli adamı
seçmek ve bu çalışanın işe adaptasyonunu sağlamakla yükümlüdür. Kararını verirken kişinin mevcut işteki kişisel ihtiyaçlarını fazla göz önünde tutmaz.
İNSAN FAKTÖRÜ VE PSİKO-SOSYOLOJİK YAKLAŞIM
Modern psiko-sosyolojik tekniklerle, güvenilir saha araştırmaları
yapılması ve objektif verilerin elde edilmesine kadar, insan faktörünün iş yaşamındaki davranışları konusunda sübjektif yaklaşımlarla yetinilmiştir. Bu dönemde, insan davranışları genellikle biyolojik bir mantık ile değerlendirilerek, çalışanların gizli bir yarışma içinde bulunduğu, olumsuz tutum ve davranışların ardında da yakın çevre ve toplumun değer yargılarına karşı bir isyan özentisinin bulunduğu kabul ediliyordu. Psiko- sosyolojide de genellikle insan davranışları ve zekası esas alınıyor ve insanların davranışlarında “aşırı bir bencilliğin” hakim olduğu düşünülüyordu.
Taylor ve Gilbert’in mekaniktik ve ölçümsel yaklaşımları sürecinde
iş gören, gerçekten kendi belirlediği bir amaç için çalışıyor ve içinde bulunduğu çalışma ortamını da sadece bir zorunluluk olarak görüyordu. O dönemde endüstriyel hizmetler zor ve yıpratıcı oluğu halde, insanın bir işinin olması, kendisini belli bir iş grubu içersinde belirli işleri yapan ve belirgin katkılarda bulunan bir insan olarak hissetmesi önemliydi. Ayrıca iş görenler kendilerini yaşam kavgasında belirli bir başarıya ulaşmış kabul ettikleri için mutlu oluyor ve maddi beklentilerinin de genellikle az olması nedeniyle kolayca tatmin olabiliyorlardı. Günümüz endüstrilerinde insan tabiatının ve endüstriyel toplum içindeki davranışlarının incelenmesi ise yeni davranış ve beklentilerin ortaya çıktığını belgelemiştir. Böyle bir yaklaşımda psiko-sosyolojik temellere inerek çeşitli tip insanların işbaşındaki davranışlarını değerlendirmek yanında işgörenlerin tüm davranışlarında içinde yaşadıkları sosyolojik ortam ve genel psikolojik streslerinde de etkilerini incelemek önemli olmaktadır. Bu gerçeklerin ışığında yapılacak çalışmalarda karşılaşılabilecek önemli sorunlar aşağıdaki gibi sıralanabilir.
• Kişi olarak insanın doğal özellikleri nelerdir? Kişinin temel
gereksinimleri nasıl belirlenebilir? • İnsanın bir varlık olarak davranışlarının temel özellikleri nelerdir? İnsanların toplum içindeki kişisel uyumu nasıl gerçekleşmektedir? • İş yaşamındaki genel karakteristikleri nelerdir? İnsanları ergin yaşlarında, daha önceden oluşmuş psikolojik yapıları ve sosyal alışkanlıkları ile bir iş ortamında yerleştirdiğimizde, bu ortamın onlar üzerindeki etkisi nasıl olacaktır?
Endüstriyel etkinliklerin güçlükleri ve yarattığı stresler göz önünde
tutularak yönetimlerin , çalışma koşullarını iyileştirme , yorgunluk ve organik yıpranmayı önleme gibi yaklaşımlar ile iş koşullarını ve işçilerin yaşantısını iyileştirme çabaları, modern işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini de geliştirmeye olanaklı kılmıştır.
İşçinin kirlenip pislenmesi, yetersiz aydınlatma, gürültü gibi
etmenlerle mücadele yanında işçilere daha düzenli çalışma koşulları , beslenme, giyim, koruyucu araç gibi önlemlerle insancalaştırma yaklaşımları yavaş da olsa giderek daha çok benimsenmekte ve iş görenler için daha doyurucu psiko-sosyal iş ortamı ümidi belirmiş durumdadır.
İŞ ETÜDÜ İLE İLGİLİ GENEL BİLGİ
En genel anlamıyla "iş etüdü, insan çalışmasını, bütün ilişkileri ile
birlikte inceleyen ve bu durumu etkileyen tüm etmenleri gelişme olanağı yaratabilme amacıyla araştırmaya yönelen bir tekniktir." şeklinde tanımlanabilir. İş etüdünün temel felsefesini aşağıdaki üç kabul oluşturur. • Bir işi yapmanın çeşitli yolları vardır. Edinilen bilgilere göre bunlardan bir tanesi diğerlerine nazaran daha üstündür. • Problemleri bilimsel yoldan çözümlemek düzensiz veya gelişigüzel yollarla çözüme ulaşmaya çalışmaktan daha anlamlı ve daha verimli sonuçlar verir. • Her işin yapılışı için bir standart zaman tespit edilebilir. Bu gayede etkin bir sevk ve idare sistemi geliştirilebilir.
İş etüdü, belirli kaynaklardan ek yatırım yapmaksızın elde edilen
üretimi arttırmak kullanıldığından özellikle verimlilikle ilgilidir. Verimlilik kısmen, "gerçekte alınan değerin teorik olarak alınması gereken değerlere oranı" şeklinde tanımlanabilir. Diğer bir tanımı ise "göz önüne alınan sistemin çıktısı ile girdisi arasındaki orantı" şeklinde yapılabilir.
İnsan makine ve diğer üretim etmenlerinden oluşan bir sistem ele
alındığında, bir iş etüdü çalışmasında ana amaçlar;
a-)Kullanılan üretim kaynaklarından daha iyi yararlanma
b-)Üretkenlik ve verimliliğin artması c-)Maliyetlerin düşürülmesi d-)Sosyal yararın daha iyileştirilmesi
şeklinde belirmektedir. Aslında tüm amaçlar birbirinden bağımsız
olmayıp etkileşim hâlindedir. Bu nedenle bunların araştırma çalışmasında birlikte göz önünde tutulmaya çalışılması gerekir. Bütün bu amaçların gerçekleşmesinde yönetime büyük görevler düşmektedir.
İŞ ETÜDÜNÜN UYGULANMASINDA İNSAN ETMENİ
Yukarda da ifade edildiği gibi iş etüdünün amaçlarından birisi de
sosyal faydaların artırılmasıdır ve ne bu madde diğer amaçlardan ne de diğer amaçlar bu maddeden ayrı düşünülemez ve geliştirilemez. Bu nedenle insan faktörünü özellikle psikolojik açıdan göz ardı eden bi İş Etüdü çalışmasının başarıya ulaşması mümkün değildir.
Eğer İş Etüdünün verimliliği gerçekten artırması bekleniyorsa,
uygulamaya geçmeden önce yönetimle işçiler arasında oldukça iyi ilişkilerin olması gerekir aksi taktirde yönetimin tutumu işçilerce, kendilerine hiç bir çıkar sağlamadan onlardan daha fazla iş alabilmek için bir oyun olarak görülebilir.
Bir İş Etüdü uygulamasının başarılı olabilmesi için en yukardan
başlayarak, her düzeydeki yöneticilerin anlayış göstermesi ve bunu desteklemesi gerekir. Eğer üst basamaktaki yöneticiler İş Etüdü uzmanının ne yapmaya çalıştığını anlamaz ve onu tamamen desteklemezse daha aşağı basamaktaki yöneticilerin onu benimsemesi beklenemez. Bu koşullar altında beklenebileceği gibi, İş Etüdü uzmanı bunlarla çatışırsa yukarıya yapacağı bir başvurmada ne kadar haklı olursa olsun durum aleyhine dönebilir. Unutulamamalıdır ki herhangi bir kuruluşta, aşağı basamaktakiler davranışlarını yukarı basamaktaki yöneticilerin tutumlarına göre ayarlarlar.
Üst basamaktaki yöneticiler, İş Etüdünün değerine
inandırılmalıdırlar. Çünkü uzman onların desteğine gereksinim duymaktadır. Fakat en önemli sorun ustabaşının tutumu olacaktır. Çalışmalardan iyi sonuçlar elde edilmek isteniyorsa, ustabaşıların direnci yenilmelidir. Onların olumsuz davranışları, etkili bir iş yapılmasını önler.
İş Etüdü uzmanı çalışmaya başlamadan önce, ustabaşına neyin,
niçin yapılacağını, İş Etüdünün amaçlarını ve yapılması gerekli işleri tam olarak onun anlayacağı biçimde açıklamazsa, ustabaşı işi önlemek için olmasa bile bu çalışma sonucunda bazı görevlerin elinden alınacağından ve öneminin azalacağından korktuğu için zorluk çıkarabilir.
Eğer İş Etüdü uzmanı ustabaşının desteğini almak istiyorsa şu
kurallara dikkat etmelidir. 1- İş Etüdü uzmanı işçilere hiç bir zaman doğrudan emir vermemelidir. 2- İş Etüdünün teknik konuları dışındaki kurallar ile olmayan sorular soran işçiler, her zaman kendi ustabaşlarına gönderilmelidirler. 3- İş Etüdü uzmanı yine hiç bir zaman ustabaşıya yönelik bir eleştiriyi işçilere yapmamalıdır. 4- İş Etüdü uzmanı kendisinin işçiler tarafından ustabaşıya karşı koz olarak kullanılmasına müsaade etmemelidir. 5- İş Etüdü uzmanı tüm teknik konularda ustabaşının görüşünü almalıdır. 6- Her araştırmanın başlangıcın İş Etüdü uzmanı ustabaşı tarafından işçilere tanıtılmalıdır. Uzman işe kendi başına başlamamalıdır.
İş Etüdü konusunda ilk anlamlı atılımlara başlandığında işçilerin
çalışma davranışları hakkında pek az şey biliniyordu. Bunun sonucu olarak ilk İş Etüdü uygulamaları işçilerce olumsuz karşılanmıştır. Ama aradan geçen kırk yıl boyunca insan davranışları konusunda daha çok bilgi edinilmesini sağlamıştır. Bu çalışmaların amacı salt insan davranışlarının nedenlerini açıklamak değil eğer mümkünse onların yeni durumlara karşı tepkilerini be belirleyebilmektir. Maslow’a göre insanların bazı gereksinmeleri vardır. Ve bunlar bir hiyerarşi oluştururlar. Bu düzeyler şunlardır.
1- Fizyolojik 2- Güvenlik 3- Sosyalleşme 4- Tanınma 5- Başarma
O halde bir İş Etüdü uzmanı nasıl davranmalıdır?
• Verimliliği artırma konusunda dengeli yaklaşmalı ve yalnızca iş
gücü verimliliğinin üstünde durmamalı makine, donatım, malzeme vb verimliliğine de önem vermelidir. • İş Etüdü uzmanı işin amacı konusunda açık ve dürüst olmalıdır. Dürüst olarak uygulanan bir İş Etüdünde saklanacak bir şey yoktur. • İşçi temsilcilerine neyin ve niçin etüt edildiği konusunda yeterli bilgi verilmelidir. • İşçilere öneri ve görüşleri dolaylı olarak sormak, onların tanınma gereksinimlerini az çok karşılamakla birlikte, uygun olan yerlerde bunun doğrudan gerçekleştirilmesine önem verilmelidir. • İş Etüdü uzmanı amacın, salt verimlilik artırma olmadığı aynı zamanda iş doyumunu geliştirme olduğunu da unutmamalıdır. Bu nedenle uzman bu konuya gereken ilgiyi göstermeli ve iş güvenliği iş yorgunluğunu azaltmak ve işi daha ilgi çekici hale getirmek için gereken çabayı göstermelidir.
Sonuç olarak Endüstri Psikolojisinin asıl amacı enerjinin etkin
kullanımıdır. Bu amaçtan yola çıkarak hareketle işi analiz eder ve gereksiz hareketleri ortadan kaldırmaya çalışır. Bunu yaparken insanı bir makine gibi düşünür. Benzer yaklaşım iş etüdü çalışmalarında da hakimdir. İnsan daha ziyade bir makine gibi düşünülmektedir. İş ölçümü çalışmalarında dinlenme payları verilmesine rağmen insanın psikolojik farkları nedeniyle farklı dinlenme paylarına gereksinim duyabilmesi gerçeği pek hesaba katılmaz.
İş Etüdü yalnızca işçilerin çalışmalarını yalnızca daha verimli ve
üretken hale getirmek için değil aynı zamanda onların psiko-sosyal ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir iş ortamı ve organizasyonu sağlamak için yapılmalıdır. Bunun sağlanmasında İş Etüdü çalışmasından önce yapılması kuvvetle istenen Ergonomi çalışmalarının faydalı olacağı açıktır. Bu sayede işçilerin İş Etüdü çalışmasına karşı yapabilecekleri muhtemel direnç bu sayede desteğe dönüşebilir. Çünkü kendi iş güvenliği ve işi daha aza yorularak yapabilmesini sağlamak amacıyla yapılan iyileştirmeler Ergonomi çalışmalarının peşisıra uygulanacak olan İş Etüdü uygulamalarına hem teknik hem de psikolojik açıdan fayda sağlayacaktır. Günümüz rekabetçi ortamında uygulanması gereken Toplam Kalite Yönetimi gibi sistemlerin kilit noktasının yaptıkları işten zevk duyan, kendisine güvenen, kendini sürekli geliştiren çalışanlar olduğu unutulmamalıdır. Kaynakça: