You are on page 1of 2558

http://www.sorularlarisale.

com

ZBEYR GNDZALP
Hayat slmn dert ve ilesi ile gemi bir alp eren Nice nice byk zatlar vardr ki; bunlarn, vefat edip de, dnyaya veda ettikten sonra kymetleri bilinir. Hasretle, takdirlerle anlrlar. Bu bykler yeraltna den ekirdekler gibidirler, lmden sonra iek aarlar, yaprak aarlar, koku ve meyve vermee balarlar. Bu bilinmez zatlarn, hayatlar sanki lmlerinden sonra balar. 1971'de ite byle bir zat kaybetmitik. stanbul Fatih Camii'nde on bini am insann kld cenaze namazndan sonra eller ve balar zerinde Eyb Sultan Kabristan'na kadar gtrlp, buraya defnedilmiti. Bu mstesna Kur'n talebesi Ermenekli Mehmed Ziver Gndzalp'ti. stad Bedizzaman, Ziver, yani ss mnsndaki ismi, byk sahabilerden Zbeyir b. Avvam

Hazretlerinin mukaddes ve mbarek ismiyle deitirmiti. Mehmed Zbeyir Gndzalp, gndzler gibi aydnlk bir alp erendi. Mehmed Zbeyir Gndzalp; bahadr bir slm fedisi idi, aten bakl, gr bykl, Kafkas Kartal mam amil'in ruh ve eds ile dolu idi. Zaten neseben de, kendileri Kafkasyalyd. stikll Harbinin ac gnlerinden sonraki Mtareke gnlerinde Ermenek'te dnyaya gelen bu byk insan 1971 ylnn 2 Nisan Cuma gn vefat ederek aramzdan ebediyetlere intikal etmiti. Cuma gn olan vefat hadiseleri, Aleyhissalat Vesselam Efendimizin u meldeki hadislerini hatrlatr bana: "Cuma gn veya gecesi len kimse, kabir azabndan korunur." Bu slm kahraman, Ermenek yaylasnda dnyaya terif etmiti. Bu yayladan Malazgirt'e, Nibolu'ya, Moha'a gider gibi; Konya, Akehir, slahiye ve Urfa'ya gitmi, buralarn dostluk iklimlerinde yaam, daha sonralar Isparta'nn gller dnyasnda, Emirda'nn nur dnyasnda hayatlar srmt. stadmzn hirete terinden sonra Urfa'da kalmt. 27 Mays'tan sonra mecburen karld Urfa'dan Ankara'ya gitmi, bilahare son on yln stanbul'da geirmiti. Yavuz bakl, elik iradeli, kumandan edal bu aziz zat, hayatnn baharnda btn varlyla, btn benlii ile Kur'n'n hizmetine komutu. Nur yolunun dertlisi ve kara sevdals olmutu. 1964'n sonbaharnda Eskiehir'de muhterem

Abdlvahid Tabak'nn nur kokan hanesinde tanmtm bu azizi. Ltufkr alkalaryla gn misari olmakla erefyb olmutum. Ak aln yllarn izini tayan aln izgileri ve yanlardan dklm salar. Ciddiyet ve vakar dolu bir sima, glmeyen fakat glmseyen bir ehre. Tane tane, konumalar. sert ve yol gsteren kelimeler ve

slmn yce tarihindeki meseleleri, bahislerle birletirilerek anlatlar. slm'n dertlisi

nurlardaki

Feregat ve fedakrln doruk noktasn ifade eden, u msralar mteaddit defalar, iri harerle bana yazdrarak, odasna bir levha halinde asmt: Muarradr, feza-y feyzimiz eyn-i temennadan Bize dad- ezeldir, zrden, bldan istina ekildik, neve-i mitten, tl-u emellerden yle mecnunuz ki; ettik vuslat- leyladan istina." Kara sevda Kendisini tedavi etmek isteyen doktorlara: Ben Risale-i Nur'larla insanlarn ve slmlarn imann

kurtarmalar iin gece-gndz alma diye bir kara sevda hastalna tutulmutum. Sizin tbbiyenizde, doktorluunuzda 'kara sevda' hastalnn ilac ve tedavisi var mdr?" diye sorular yneltiyordu. Uzun, ince, t gibi ve gerilmi yay gibi bir vcut. Her zaman, ayakta ve yatakta zerindeki elbiseleri, her an sefere hazr aknc fedilerin ruh halinde bir fedi. Daima dnen, nurlarn tefekkr dnyasnda yaayan bir bahadr. Dman karsnda, slm askerlerinin nnde kl sallayan, Osmanl paalar gibi, cevvaliyet ve hareket dolu. Bahtsz insanlarn, Kur'an talebelerini sanki birer adi sulu gibi amurlu ayaklaryla, evlerindeki tertemiz hallarn zerlerinde dolaarak alp gittikleri gnlerde, Selimler'in, Sinanlar'n edas iinde, stanbul'daki Fatih-Yavuz Selim duraklar arasnda, kaldrmlarda bir yry vard ki... baz grlen, yaanan ve tadlan durumlarn, ne anlatmak ne de yazmak mmkn deildir! stadn hizmetinde Genliinin baharn, hayatnn canl zamanlarn, shhatinin en grbz gnlerini, varn, younu, hlasa her eyini muazzez ve misilsiz bir slm dertlisinin derdine fed etmiti. Gnn birinde, Pakistan devlet adamlarndan Ali Ekber

ah', Emirda'dan yolcu etmek iin; bu zatla birlikte on kilometre kadar yola itirak ettikten sonra, Ekber ah'la vedalarken, kar istikametten gelen baka bir arabadan da, sevgili Kur'an talebesi Zbeyir Gndzalp kagelmiti nurlu stadn yanna. Bu esnada stad unlar ifade ediyordu: "Biz bir veziri uurlamaya geldik, baka gen bir veziri de karlamaya gelmiiz!" Bu ved ve mlakattan sonra ise nurlu stad: "Hayr hayr, ben Zbeyir'i karlamaya geldim!" diye dncelerini dile getiriyordu. ki ermiin latifesi Kur'n'a hizmet yolunun gnll erlerinden olduumuz gnlerde stanbul Fatih-aramba-Beyceiz semtindeki bir nur meclisinde cereyan eden tatl bir hatray da, Mehmet Kaya namndaki gnl dostu, Nur talebesi yle anlatmaktadr: Toplanan gen cemaatte Albay brahim Hulusi Yahyagil ve Zbeyir Gndzalp ve Mustafa Sungur da bulunmaktadr. Merhum Hulusi Bey yaplan dersi hatralarla izah ederken, Zbeyir Gndzalp Aabeyimiz de, kapnn yannda, her zamanki haliyle, diz st oturmu, derin bir sessizlik ve huu iinde Nur albaynn derslerini dinliyordu. Ders esnasnda Hulusi Bey, kendilerine dnerek: Hazret! Vaziyetin ve haletin ermilere benziyor.." diye

latif bir aka yapnca, annda Zbeyir Gndzalp, Albay Hulus Beye u latifeyle cevap veriyordu: "Efendim, ermi konuuyor..." Gerek byklerin aka ve latifeleri bile byk ve latif olmaktadr. nk ermilerin bahesi Kur'n kokusu ve Medine srmesiyle srmelenmitir. "Yanmayan, yakamaz!" Konutuu zamanlarda gr ve tok sesiyle, kesin ve keskin cmleler kullanrd. Szler azndan vecizeler halinde dklrd. Muhatabn ikna eden, ona yn veren, hedef gsteren cmle ve kirler serdederdi. stanbul-Sleymaniye'nin aydnlk dershanesinde, Kirazl Mescid'in saadet dnyasna, dnyann eitli belde ve lkelerinden birok alim insanlar gelirdi. Bunlara tesadf ettiim insan tercmanlk yaparlard. Bazen merhum Gndzalp Aabey yle ateli ve henkli bir ekilde anlatrd ki; gelen yabanclar, Trke bilmedikleri halde, tercmanlar da, daha tercme etmedikleri halde, glerek, Zbeyir Gndzalp, anlatmak istedii o aten cmle ve mnlar anladklarn sylerlerdi. Artk tercmeye lzum olmadn ifade ederlerdi. En mitsiz gnlerde ve zamanlarda kendisiyle gren slm alimleri yanndan sevinlerle, mit ve evkle ayrlrlard. Hazret-i Mevln'nn veciz bir ifadesini duymutum. Byk

Celaleddin Rumi Hazretleri, ok byk bir gerei veciz eklinde ifade buyurmu. te, Kafkaslar'n bu alperen insan, Kafkas insann Mcahid ruhunu alan bu insan inand kesin hakikatn Kur'n gereini yle ifade ederdi ki; iindeki iman ateini karsndaki de duyard. Kalbindeki iman ateiyle konutuu kimseleri hemen yakard. Hayat slmn dert ve ilesi ile gemi, davas yolunda birok meakkatler ekmiti. Meakkatler karsnda ylmayan bir kimseydi. Kur'n davasna balln mahhas bir timsli, sddkyetin mmtaz bir ferdiydi. Anam, babam ve nefsim sana feda olsun Ya Resulallah!" diyen Sahabilerin bu asrda fedakr bir varisi, onlar gibi hereyini Resulullahn nuruna ve bu nurun yaylmasna hizmet iin fed eden, bir zat, alperendi. Mezkur gerekleri kendisine adeta bir kartvizit yapmt, isim ve soy isim yapmt. Gndzlerin, aydnlklarn ve Nur dnyalarnn Gndz Alp'iydi bu yiit adam. Gen yanda lmt. Henz elli yan bile bulamamt. Yaynlanan mahkeme mdafaalar ve notlarndan derlenen kitap ve kitapklar onun muhteem ahiseyetini gsteren aynalardr. Kendisine zulmeden zalimler bile, onun 'Vur! Vur! diye haykrndan korkarak, vurmalarn brakrlard. yle bir rehber ahsiyetti ki, iman ve Kur'n yolunda hizmet etmek isteyenlere hereyiyle yardmc olur ve yol gsterirdi.

Zbeyir Gndzalp'in ksaca hayat Zbeyir Gndzalp 1920 senesinde Konya'nn Ermenek kazasnda dnyaya geldi. Babasnn ad Mehmed, annesi ise Seyyide Hanm. Anne ve baba tarafndan her iki dedesi de, 93 Harbin'den sonra Kafkasya'dan Anadolu'ya hicret etmiler. Bu hicretten sonra Ermenek'e yerlemiler. Baba tarafndan dedesinin lkab Zeyvergil, ana tarafndan dedesinin lkab ise Hurit avular. Hurit avular yedi kardemiler, Rus istil ve belsndan sonra, bu kardeler bir daha birbirlerini grmeden ebediyete gmler. Zbeyir Gndzalp'in ailesi Ermenek'te Zeyvergil diye tannmaktadr. Zbeyir Gndzalp, stikll Harbi'nin en buhranl gnlerinde, Ermenek'in Zaviye Mahallesinede -yeni ismi Taba- hayata gzlerini amt. Ezan sesiyle kulana ismini Zeyver diye koymular. Sonradan stad bu ismi Zbeyir diye deitirmi. Mehmed Efendi ile Seyyide Hanm'n drt evld vardr. Bunlardan ikisi erkek, ikisi kz. Babalar 1968'de, anneleri ise 1975'de vefat etmitir. Merhum Zbeyir Gndzalp, ilkokul tahsilini Ermenek'te tamamlar. Kkken abuk sinirlenir, kardelerini ve komu ocuklar dvermi. Annesi kklnde yaramaz olduunu, ele avuca smad ve ok cesur olduunu anlatmt. Ermenek Postahanesi'nde birka sene memur olarak

alr. Bu srada teftie gelen bir mfetti, ok gen olan Zbeyir Gndzalp'in mors alfabesiyle telgraf aln ok beenmi. Kendisine biraz daha tahsil yapmasn, ileride tahsili olmayanlarn meslekte ykselemeyeceklerini hatrlatmtr. Bunun zerine , Ermenek'te ortaokul bulunmad iin Silifke'ye gider. 1939 senesinde ortaokulu Silifke'de bitirerek memleketine dner. Daha sonra Konya'da alan bir imtihana girer ve imtihan kazanarak Ermenek'te postahane memurluuna tekrar balar. Bir mddet burada altktan sonra askere gider. Balkesir'in Susurluk kazasnda askerlik vazifesini tamamladktan sonra Konya Postahanesi'nde telgraf muhabere memuru olarak alr. Risale-i Nur'u tanmas te, slm kahraman merhum Zbeyir Gndzalp, Risale-i Nur Klliyatn bu memurluu srasnda tanmak erene nail olur. Konya'nn tannm tccarlarndan Feyzi, Mehdi ve ehid tayyarece mer Beyin babalar Sabri Halc vastasyla Nur Risalelerini okumaya balam. 1944 senelerini takip eden yllarda Konya'da Zbeyir Gndzalp'le beraber mnevver ve imanl bir genlik grubu, Nur Risalelerini tanr. Bu zatlardan tesbit edebildiimiz isimler unlardr: Muhsin Alev, Ziya Arun, Ziya Nur Aksun, Kmil ztrk, Ahmet Atak, Feyzi, Mehdi ve mer Halc kardeler. Merhum Zbeyir Gndzalp'in kk kardei Haydar Bey, 1945 senesinde Konya'ya gittii zaman, aabeyinin

Muhsin Alev'le bir evde beraber kaldklarn ve kendisine Nurlardan bahsettiini, stadnn byk bir slam limi olduunu anlattn ifade etti. stad ilk ziyareti Gndzalp, stadn ilk defa 1946'da Emirda'da ziyaret etmi. lk ziyaretinde heyecandan tir tir titriyor ve mtemadiyen gzyalarn tutamayarak alyormu. stad, "Keeli, neden alyorsun?" diye onu barna basp dua etmi. stadnn ikaz zerine dar kp yzn gzn ykam tekrar stadn huzuruna kabul edilmi. Ayrlk zaman gelince Zbeyir Gndzalp, stadna, "Memuriyetten ayrlp, yannzda hizmet etmek istiyorum" demi, Bedizzaman, bu fedakrla ok memnun olmu; cevaben, "Vazifene devam et, Konya'da daha ok hizmet edersin. naallah, ileride alrm seni yanma" demi. Zbeyir Gndzalp, Konya'da drt sene kalm. Bu esnada Babalk gazetesinde alm ve orada ocuk terbiyesine ait baz makaleler yazm. Nihayet 1948 senesinde Afyon'a tevkif edilmi, burada stadyla birlikte alt ay mevkuf kalm. Yanllkla tahliye edildii zaman, srf stadndan ayrlmamak iin, tahliyesinin yanl olduunu bildirerek, tekrar tevkif edilmesini salam. Yine slmn bu kahraman fedaisi, stadyla beraber olmak arzusuyla, Nur Risalelerini okuyup yazdn bildirerek, kendi kendini ihbar etmi. Bundan sonraki hayat, be-alt ay Eskiehir'de ve

nihayet byk ksm stanbul'da hair-neir olarak gemitir. staddan hatralar

din

hizmetlerle

Birgn Emirda'da stad Bedizzaman Hazretlerinin birka hizmetkryla bir nar aacna gittik. stad nar aacna kt. 'Buras benim medresemdir, ders okuyun' dedi. Biz de okuduk. 'Duymuyorum' diyerek faytonda olan iple kii belimizden aacn gvdesine balad ve bize iki- saat ders yapt. Umum bir vasta ile bir gn Eskiehir'e gidiyoruz. Yanmzda da bir yabanc vard. Sigara iiyordu. Ben de hiddetlenmitim. Adama tokat vursam veya lf sylesem stad Hazretleri kzacak diye dnrken, baktm, stad Hazretlerinin yannda bir kiilik yer ald. Kalktm, oraya oturdum. stadmz ise hibir ey sylemedi, skt etti. Birgn otomobille byk bir buday tarlasndan geiyorduk. Biz bunlarn ekmek olup yenmesini dnyorduk. Bu srada stad bize, 'Ekmei sizin, tefekkr benim' dedi. *** stad seher namazn eda ettikten sonra, bir bardak limonlu ay ierdi. Hz. stadmz her ne zaman olursa olsun, aya ve limon konulacak yemeklere limon damlatrd. stadmz Bedizzaman Hazretleri asl yemei kuluk zamannda yerdi. le vakti pek az, birka lokma

bir taam alrd. kindi namazndan evvel asl yemei yerdi. Ancak akam namazndan sonra okuyaca esnada limonlu bir bardak ay ierdi. Yats namazndan sonra Resul-i Ekreme (a.s.m.) imtisalen hemen yatard. Yatmadan evvel kk bir lokmack taam yerdi. Sonra 'yete'l-Krs' yi okur, yatard. Seher vaktinden ok evvel kalkar, evradn okurdu, sabah namazndan evvel veya sonraya kadar. Sabah namazn erken ed ederek yannda bulunan hizmetkrlarna, baslan kitaplardan ders yaptrr, kendisi de eski hurua yazl aslndan takip ederdi. stad Hazretleri orba olarak pirin ve ehriye yerdi. ine yumurta krdrrd. (Bunu 75 yandan sonra yerdi. Yemein zerine 4-5 habbe zm yerdi. Her habbeyi yiyiinde Besmele okurdu. 75-80 yalarnda mrnn sonuna kadar grdme gre, kabuklarn soyar, ekirdeklerini karr, yanndaki hizmetkrlarna ltfederdi. *** stadmz Bedizzaman Hazretleri bir yet-i kerimeye mn vererek, bir camide vaaz veriyor. Camide bulunan limler, eyhler, ahali yle messir ve emsalsiz tefsiri, ktb- slmiyede ve Kur'n tefsirlerinde gremiyorlar. ok hayran olup stadmza minnettar oluyorlar. Fakat kskan bir eyh, iki mrdine emrediyor. 'Bedizzaman', sk sk gelip getii u tenha geitte akam namazndan sonra mavzerle vurun!' diyor. eyhin mridleri ayn gnde akam namazndan sonra, mezkr geitte stadmz Bedizzaman Hazretlerinin oradan gemesini bekliyorlar. Hazreti stad geide yaklanca o iki mavzerli mridleri

gryor. O iki mrid de Hazreti stad grr grmez mavzerleri hemen kaldrp stada ate etmek zere iken, kollar fel tutmu gibi oluyor, mavzerler yere dyor. Merhum stad- Pkimiz o iki mridin omuzlarna mbarek kollarn koyuyor ve 'Kabahat sizin deildir, ben size hakkm hell ediyorum' diyerek yoluna devam edip tek bana gidiyor. "Bu harikulade hdise o gn yi oluyor. Merhum stad o zamanlar ok gen olduundan, yal ve byk baz lim ve eyhler, stadn 'Bedizzaman' lkabn benimseyemiyorlard. Fakat bu hdiseden sonra hakikaten stadmz Said Nurs Hazretlerinin 'Bedizzaman' olduunu tasdik ve takdir ediyorlar." Zbeyir Gndzalp'in notlarndan semeler Kur'n nurlarndan sadk talebesi, slmiyetin fedakr hizmetkr, rahmetli Zbeyir Gndzalp Aabeyin dersinden, sohbet ve nasihatlarndan zaman zaman istifade edip feyiz alrdk. Yazlacak bir makalede kt kullanma eklinden, stada ait herhangi bir hatraya kadar birok mevzularn zerinde ciddiyetle durur; gayet net ve keskin ifadelerle, yapt izahlarla muhatabn aydnlatrd. lk gnk grmemizden en son grtmz gnlere kadar daima yazmann ehemmiyet ve faydalarn anlatrd. Zaman zaman da "mellif efendi" diye taklarak, ltife yapard. Kk ocuklara retmek iin hazrlad kelimeler defteri, hadis mealleri ve slm szlerden derledii birok defterleri bulunmaktadr.

Bu notlardan bazlarn takdim ediyoruz: Bilgili insan Bilgili insan gnee benzer, girdii yeri aydnlatr. Bir kimse bir saat ilim tahsil ederse, bir geceyi ihya etmekten daha hayrldr. Eer bir gn ilim tahsil ederse, ay oru tutmaktan hayrldr. Kim ilim meselelerinden bir mesele renirse, rendii ilmi bakalarna retirse, o kimseye yetmi sddk sevab verilir. lim retmek lim tlimine, retimine memur olan insanlarn rettii ilim ile ister amel edilsin, ister edilmesin; creti, ancak kabul olmu bin rekt nale namaz klmaktan efdaldir. Eer o kimsenin retmi olduu ilim ile amel edilirse, kyamete kadar amellerin sevab o kimsenin defterine yazlr. Enbiya hakknda sohbet ayn- ibadettir Enbiy-y izamdan (byk peygamberlerden) her birinin gerek isimleri ve gerek ibadet ve ahlklarndan bahisler etmek, ayn- ibadettir. Kezlik, salih, yani ehl-i takva denilen ve Snnet-i Seniyyeden ayrlmayan ve bid'a ile amel etmeyen kimseleri sevmek, hallerinden bahsetmek keffret'z-znbtur (gnahlara keffarettir). Ey nefsim!

Tahkik iman ilmini oku. Hakk ve hakikat ren. Cahil kalma. Mnevver ol. Aydn ol. Cahil insan, cahil bir gen, cahil bir kadn, ne kadar varlkl da olsa yine fakirdir, geridedir, aadadr. Okuyan erkek ve kadn, gen ve ihtiyar daima ileride, daima ykseklerdedir. Btn fenalklarn, hayattaki btn bedbahtlklarn vastas cehalettir. Btn iyilik ve gzelliklerin, btn saadet ve huzurun tek aresi ilm-i iman bilgisiyle aydnlanmak ve nurlanmaktr. Hem, erkek ve kadn iin ilme almak, cahillik bataklklarnda batmamak farzdr. Cenab- Hakkn ve Hazret-i Peygamber Aleyhissalt Vesselm Efendimizin emridir. Her trl bellar, er ve azaplar, dinimizi iyi bilmemezlikten, tahkik iman ilminin nurundan ve feyzinden mahrum kalmaklktan, cehalet karanlklarndan ileri gelir. Her nevi saadetler, her eit selmetler, ferah ve neeler, umum huzur ve sknlar, her snf gzellikler, tahkik iman ilmi ile tenevvr etmekten, aydnlanmaktan ileri gelir. slm byklerinin hayat ve hatralar gen nesiller iin en gzel rehberdir. Hayatn frtnal ve dadaal hadiseleri iinde bu rehberler kl deniz fenerleri gibi aydnlk verirler. Hayatn vatan, millet ve din yolunda feda eden maneviyat nderleri ise, dnyada birer kutup yldz olduklar gibi, ukbda da gnahkrlarn efaatisi olurlar.

man ilmi Ey gen kardeim ve zamanlarn hayhuylu, babo yaratklar gibi boluklar ierisinde geiren sersem nefsim! Bu yaa geldin, ocukluktan ktn. ocuklar var ki, sen onlardan geersin. Sakall ocuk olmak, bir insan iin maskaralk, irkinlik ve ktlk almetidir. Halbuki sana yakan, senin taze ve irin genliine yaraan, hoplayp zplamay brakp, olgun ve yksek bir Mslman namzedi olarak ilm-i imana almak, slmiyetin yce bilgisiyle bilgin olmaya gayret etmektir. Allah'a ibadet ve itaat edip, namaz ve ibadete sarlp, gzel genliini irkinlemekten, genlik gnlerini bou bouna ldrmekten kurtarmaktr. Kendini bir yokla. Ben seni gryorum ki, sende parlak ve ebed bir istikbali kazanmak kabiliyeti var. Bu istidat senin genlik ruhunun nurundan fkrarak, senin manev ve madd simanda ldamakta, gzlerinden okumaya ve Allah'a ibadete olan sevgi kvlcmlar prl prl prldamaktadr. Bu nurlar karartmamay, bu klar sndrmemeyi akln ve kalbin sana feryad gnla ihtar ediyor. Ruhun , derinliklerde 'Oku! Allah'n bahtiyar bir kulu, cemiyetin gl, slmiyetin blbl ol!' diye lh bir sada ile sana sesleniyor. Bu sadaya kulak verip nur-u Kur'n'la ilim ve irfan sahibi olarak iki cihadn saadetiyle mes'ud ol! Ah, nur kardeim! Szlerin, senin bu sevimli

zleyilerin, senin bu sevgi dolu tavsiyelerin beni iman, slm ve Kur'n yolunu retmek yolunda nur-u Kur'n, nuruna kaptrd. *** Ya lh ve Rabb! Kusurlarm affeyle! Beni Kendine kul kabul eyle. Beni nur-u imanla mnevver eyle. Emanetinin alnma zamanna kadar beni emanette emin kl. Merhamet Merhametsizliin bir almeti, nisyan- nesle, kendi kusurlarn unutmakla din kardelerinin her birinde bir kusur bulmak, onlara kar sevgisini ve merhametini kaybederek tenkid gzln taknmaktr. Kendi kusurlarna; yakn uzaklatrc, sisli gsterici letle bakp, din kardeinin kusurlarna ise mikroskopla bakmaktadr. Byle fertlerden mrekkep yiitler, kuvvetsiz clzlardr. Kendi kusurlarn gren, ihvanlarnnkini rten; kendi kabahatini byk, din ve dv kardeinin kabahatini kk gren, hatt grmeyen Mslmanlar, Allah'n rahmet ve maretine nail olan, yksek ahlkl, yksek seciyeli Mslmanlardr, ehli iman niann tayan dindarlardr. yle fertlerden mteekkil azlar, oktur. Kkler, byktr. Zaier, kuvvetlidir. *** Merhametsizlikten, mnekkitlikten kurtulma yolunda ilerle, ey karde! Aksi halde, ya yaknda, ya uzakta, ya

dnyada; ya Haktan, ya halktan inmesin sana adem-i merhamet. Zira, "Men dakka dukka" [Eden bulur>. Merhametsizlik etme, sonra merhametli dosttan dahi merhametsizlik grrsn. Eer grmezsen dnyaya mukabil, ukbada grrsn muzaaf ceza, bunu bil. *** Merhametsizlii krkleyen, hrmetsizlii alevlendiren fke zamanndaki hrmet ve muhabbet, cennetmekn kimselerin gzelliklerindendir. *** fke zamannda hrmet ve merhamet en gzel ahlktr. *** Merhamet tohumunu eken, muhakkak huzur ve saadet harmann elde eder. *** Gya kendisi kusurdan mberr olmu, hata ve yanllardan kurtulmu gibi, oklarnn ve iinde yaad muhitteki ehl-i imann kusurlar ile ilen, amelen ve hayalen uramak merhametsizliktir. Bu fena huya sahip olanlar, bu tehlikeli merhametsizlii ileyenler, nisyan- nefs illetine tutulmu ve nefsinin marm olmas ihtimalinden titresinler. Ef nefsim! Sen titre, kendine bak, kendini gr, kendini bil, kendini anla, kendini tecesss et; ancak nefsine mfetti, nefs-i emmrene murakp olmak yksekliine k.

Sabr ve rfk Cennete giren fazilet sahiplerine melekler sorarlar: "Faziletiniz nedir?" Onlar da, Zulme uradmz vakit saberderdik; bize ktlk edilince de, rfk ile davranrdk' diye cevap verirler. Hadis meli *** Allahu Tel sertlik ve kabala vermedii ecir, sevap ve mkfatlar, rfk ve mlyemete, yumuakla verir. Rfktan mahrum olan ev halk, ok eylerden mahrum olurlar. Hadis meli *** Rfktan [efkatten] mahrum olanlar, hayrdan, sevapl amellerden mahrum kalrlar. Hadis meli *** Hilm Hiddete getirilince kzmayp, hilm ve sabr gsteren kimse, Allah sevgisine mazhar olur.

Hadis meli *** Sabr ve balamak Peygamberimiz sorar: Allahu Tel'nn,ereeri ne ile kymetlendirdiini ve dereceleri ne ile ykselttiini size bildireyim mi?' Ashab- Kiram, Hazret-i Peygamber (a.s.m.) Efendimize, 'Buyur, bildir, y Resulallah!' diye cevap verirler. Hazreti Fahr-i Kinat Efendimiz ferman buyururlar ki: Sana kar cahilne hareket edildii zaman, halim ve yumuak olursun, sana zulmedenleri balarsn, sana vermeyenlere sen verirsin ve senden alkasn kesenlerle sen alkalanrsn.' Rfk Resul-i Ekrem Efendimiz buyuruyor ki: Allahu Tel rfk sahibidir. Her hayrl ite rfk sever.' Hiddet Resul-i Ekrem (a.s.m.) kendisinden birey retmesini, ltfetmesini talep eden bir kimseye ferman etti: "Hiddetlenme." Dindar kadnlarmz

Resul-i Ekrem (a.s.m.) Efendimiz, kadnn din, namus, eref ve hukukuna byk ehemmiyet verirdi. Onlara rikkat ve efkatle muamele buyururlard. Kadnlarn hislerindeki incelii, seritteessr olduklarn, kalblerindeki hassasiyet ve merhameti ok iyi bildiinden gnllerini incitmemek iin dikkat gsterir ve hanmlarn haksz yere kalplerinin krlmamas hususlarnda tavsiyelerde bulunurlard. Resul-i Ekrem (a.s.m.) Efendimiz buyurdu ki: Kadn, Allah'n, kullarna en byk hediyesidir. Allah'tan korkun, onlara zulm ve eziyet etmeyin, onlar ihmal eylemeyin.' Kz evld Anne ve baba, kz ocuklar hakknda daha ziyade re'fetperver, efkatli olmaldr. Zira onlarn ftratlar, yaratllar, zaif, nahif ve hassasedir. Kz ocuklar daha ziyade merhamete, siyanet ve korunmaya muhtatr. kz evld Hazreti Peygamber (a.s.m.) Efendimiz bir hadis-i erierinde buyurdu ki: kz ocuuna nail olup da onlara, kendisine muhta olmayacaklar zamana kadar infak ve ihsanda bulunan, nafakalarn temin eden kimseye, Cenab- Hak cennetini vcib klmtr. Meerki o kimse affedilmeyecek byk bir gnah ilemi olsun veya byle bir amelde bulunsun.'

Kz evlt Baba ve annenin kz evltlar iin en byk iyilik ve en birinci vazifesi, en yksek ltuar udur ki, onlara iman ve slmiyet ilmini retmektir. slmiyete lyk bir edep, terbiye ve ahlkla bytmektir. Kz yavrularn insan ve cin eytanlarn erlerinden kendilerini koruyacak bir ilimle, bilgiyle yetitirmektir. Bylece mnev gzelliklerle ruhu parlayan bir ev kadn, bir hane hanm olabilecek bir halde dnya ve hirete hazrlanacaktr. Ev kadn Bir slm kadn iin yemek piirmek, elbise dikmek, evinin nezafetine, temizliine bakmak, amar ykamak, ocuuna bakp beslemek, erkeinin hizmetini grmek byk bir ereftir, iffet ve ismettir. Namazn geirmeyen, farzlarn eda eden. Allah'n emirlerini yerine getiren hanmlarn btn dnyev ilerini dahi bir nevi ibadet olarak, Allahu Tel Hazretleri kabul buyurur. Bu suretle geici fni mrleri hiret hesabna, bki, daim bir hayata tebdil edebilir, ebed, sonsuz bir mre evirebilir. Gaet rnei En byk gaet rneklerinden: Mterek bir ite alan ahslar, din veya dnyev bir messese mensuplar mdavele-i efkr yaparlarken, herkes kendi krini mutlak bir isabet bilmesi, dier arkadalarnn kirlerini daima isabetsiz grmesi,

messese arkadalarnn reylerini hakir bulmasdr, Kendi kirlriyle yaplan ilerin zararl ve iasa doru gittiini hatrlatan en yakn arkadalarna yz evirmesi, messesenin madd imknlarnn elinde bulunmas, ubelerdeki iin iyznden haberi olmayanlarn tevecchne aldanmasdr. Messeseye, sekiz-on ilerde ahs kanaatinden ve baka arkadalarn kirlerinden dolay zararlar gelince de, birtakm teviller yapmak yoluna sapmas, telsz grnerek kendi cebindekini deil, umumun hukukunu zyi etmesidir. Mdavele-i efkrda bir ii isabetsiz veya zararl bulduunu arkadana sylerken edep, terbiye, hrmet gibi yksek ahlk ineyerek tehevvrle, iddetle sylemesi; karsndakinin izzetini krmas; slam terbiye ve ahlka srt evirmeye sebep olduu halde, bunu hi nazara almayarak, 'Bana byle dedi, yle dedi' gibi hiddetli mukabele etmesidir. Dehetli zararlarda kendisinin dahli olmadna, ya cehl-i mrekkeple veya gururla iddiada bulunmasdr. Halbuki mesai arkadalarna hrmetle mukabele edip, kendi kirlerinin isabetsiz olabileceine ihtimal vererek, yirmi meselede hi olmazsa on adedini arkadalarnn kanaatlerine mnasip bulup, i yapmasyla kirlere menf hislerin karmad da anlalm olur. Mteaddit defalar bir i hususunda meveret ve mdavele-i efkr ad ile sze oturulur. Mnakaa ve kavga ile kalklr. Bu kavgams konumada, herkes heyecanlanr. Hisler heyecana gelir. Biri dierine, dieri tekine hakaretli szler sarf eder. lk defa birisi hakaret eder, dieri

misilleme yapar. Birinci hareket edip kalp krana sor: "Birinci bana byle dedi, ben de ona yle dedim" der. Bu be-alt defa tekerrr edince, artk en yakn dv arkadana ikinci kskn durur. Bu ksknl gren nc, birinciden sour. kinci ile nc birleir. Birincinin gyabnda konua konua, artk o da hriclerin mki, can kardeine ksc olmutur. Artk birincinin hakknda tenkit ve kusurlar sayp dkmeler balamtr. "slm: muaereti, edep ve terbiye riayet etmeyi evvel yaknlarmza kar tatbik etmeyi gerektirir. Bunu yapmayarak hisse ve nefse uyarak veya tehevvre kaplarak dahil messese mensuplarna, hritekilere dahi yaplmayacak olan bed muameleyi yapmak yanltr. Bu kt hissiyat zararl netice dourunca 'Ben sebep oldum, zr dilerim' kmilliini yapmayarak zararl neticeyi acib bir hlet-i ruhiye ile karsndaki ticaret arkadana yklememelidir. Taraardaki ahslarn umumunun alkadar olduu umum bir mes'eleye iki taraf da birbirini sabit kirlilikle ittiham ederek, messese hizmetine dinamit koyarak umumun zararna sebep olmamaldrlar."

BAYRAM YKSEL
Bayram Yksel bahtiyarlar kadrosundan bir zattr. Bedizzaman'n uzun yllar hizmetinde bulunmak erene eren, mneviyat erlerinden birisidir. Bata Hsrev Altnbaak ve Tahiri Mutlu olarak, Abdlmecid nlkul, Zbeyir Gndzalp, Mustafa Sungur, Ceylan alkan, Mehmet Kaya, Hsn Bayram, Rt akr, Abdullah Yein, Ahmet Aytimur, Atf Ural, Tillolu Said, Mustafa Acet ve Seyyid Salih'ler zincirinden biri nrani halkadr. Bayram Yksel, 1950'den sonra araya giren Kore askerlii, 1958'de tevki ve baz faslalar hari hep Nur stadn hizmetinde ve yannda bulunmutu. Grd, duyduu ve bizzat yaad hatralar yazp verdiler. Bu hatralar bilhassa Bedizzaman'n hayatnn son on

ylnda, yannda ve bizzat hizmetinde bulunmak itibaryle ok mhimdir. Burada sz fazla uzatmadan, sizleri hatra sahibi ile ba baa brakmak istiyorum: "Ky Enstitlerinden kanlar dinsiz oluyor" 1945 ylnda ilkokulu pekiyi derecesi ile bitirmitim. lkokul retmenimiz Hakk Bey, beni Ky Estitsne gndermek istiyordu. Ben de ailemin fakirliini, aabeyimin askerliini, babamn ayandan rahatsz olduunu ileri srerek gitmek istemiyordum. Hocann srarlar zerine bu mevzuyu babama atm, Fakat babam, 'Ky Enstitlerinden kanlar dinsiz olurlar' diye gitmeme izin vermedi. 'Ben seni hafz olarak yetitirmek istiyorum' dedi. Babam mm idi. Fakat, be vakit namazn hi geirmezdi. "Ezan okumay ok severdim" Bylece Kur'n derslerine devam etmeye baladm. Namazlarm muntazaman klardm. Bilhassa ezan okumay ok severdim. Sabah namazlarndan saatlerce nce camiye giderdim, saatim de olmad iin saatlerce caminin nnde beklediim olurdu. Gndzleri kydeki meguleyitimizde, Bedizzaman'n ismini, hizmetlerini, hal ve etvarn, mbrekiyetini ve faziletlerini, be zeytinle yaadn, ok az yediini, insanlarn kalbinden geenleri bildiini duyardm. Gn getike kendisini grmek, ziyaret edip ellerini pmek arzusu iddetleniyordu.

"Ryada stad grdm" Nihayet 1947 senesinde stad Bedizzaman gibi bir zatla tanmak, Cenab- Allah'n ltf-u ihsan oldu. O zamanlara yle bir rya grmtm: Emirda'a 4 saat mesafede yksek bir dada Emir Dede denilen yksek bir tepede bir trbe vard. Trbede bir evliya vard. Hayatmda hi grmediim stad Bedizzaman' bu tepenin zirvesindeki mbarek trbede grdm. Kendisine akla, evkle, sevinle hizmet ediyordum. stadmza kahve piirip takdim ettim. Fincan iki parmamla ykadm. Ellerini ptmde burcu burcu kokuyordu. Bu mbarek kokunun birka sene benden gitmediini hissediyordum. te bu ryadan sonra stada talebe oldum. stad grdkten sonra o kokuyu hi hissetmedim. Hem de btn aabeylerin toplu olarak bulunduu Afyon zindanlarnda... "Afyon Hapishanesi'nde" O zamanlar henz 16 yanda idim. Bilhassa Zbeyir Aabeyin benim zerimdeki tesiri ok fazladr. Risale-i Nur'un dsturlar ve hizmet tarz hakknda Zbeyir Aabeyden ok istifade ettim. Ahmed Feyzi Aabey, Mustafa Osman, Hfz Bayram, Mustafa Sungur, alkanlar hanedanndan Osman alkan, Mehmet alkan, Halil alkan, Ceyln alkan, Mustafa Acet, brahim Fakazl v.s. ok aabeylerle beraber hapishanede, daima meguliyetimiz Nur Risalelerini yazmakt. stadn bulunduu koua gittiimizde ar kovan gibi seslerin

geldiini duyardk. Bu sesler stadmzn evrad, ezkar dua ve niyaz sesleri idi. Gecenin hangi saatinde baksak nn yandn grr, zikir sesleri iitirdik. Devaml stadmz dnr, her frsatta ziyaret edip elini pmek, duasn almak isterdik. Gardiyanlar ise bize mani olurlar, hakaret ederlerdi. 'Sen de bunun arkasndan gidiyorsun, bu Krd'e tapyorsun' diye bana tokat atarlard. efkatli stadmz da benim gibi bir bareyi teberrkleriyle taltif ederdi. Madd kymeti kk olan bu hediyeler hayatmn en kymetli ndide ydigrlardr. Hapishanede idareciler bize eziyet ettikleri zaman stadmz ok zlrd. Ceyln Aabey, ok efkatli, ok cesur, ok tedbirli idi. Bizleri evklendirir, daima hizmete tevik ederdi. 15. u'dan Elhccet'z-Zehra Afyon Hapishanesin'de telif edilmitir. Telif esnasnda zaman zaman stadn penceresinin altndan geerdik. stadmz pencereden bakar, bizleri grd anda bulduu kk kat paralarna yazd ksmlar kibrit kutusuna koyarak, bize atard. Biz de bu paralar hemen aabeylere verirdik. nce onlar yazarlard, sonra biz oaltmaya balardk. Birimiz yazd m, dierimize verir, o gn btn oradaki aabeylerimize ulard. Byle byle, yazlanlar muhafaza edilip, oaltlrd. Kurn yazsn rendim" Hapishanede, Kur'n yazs yazmay Ceyln alkan Aabey bana retiyordu. Gardiyanlar bizi yazarken grdkleri zaman korkutmak isterler, tehdit ederler, bize

hakaret ederlerdi. stadmz grdmz zaman stadmz bana 'Korkma seni buraya Allah gnderdi. Sen ok bahtiyarsn, ok kret' diye teselli ve iltifat ederdi. Bizler gece gndz yazardk. stadmz tashih eder, bizlere dua ederdi. stadn bir kalemi var, be renk yazard.Yazdmz risalenin sonuna yle dua yazard. 'Ya Erhamerrahimin, sm-i Azam hrmetine bu risaleyi yazan Bayram' Cennet-i Firdevse ve saadet-i ebediyeye mazhar eyle ve hizmet-i imaniye ve Kur'niyede daima muvvaffak eyle.' Bazen de babamn ve annemin ismini yazar, onlara ismiyle dua ederdi. Bizler de ok evklenir, gece gndz yazardk. 'Hemen bu risaleyi bitirelim, hem stad ziyaret edelim, hem de dua yazdralm' diye. stad grp elini pmek, duasn almak, bizim iin dnyann en bahtiyar halleri idi. eitli bahanelerle stadn yanna gitmek iin frsat kollardk. Daha ok tra olma bahanesini kullanrdk. Hapishanenin berber odas stadn odas ile kar karya idi. Cevizli Mahmut isminde Emirdal otuz senelik emektar bir berber vard. Tra olma bahanesiyle gider, fakat stadn odasna girerdik. Bir gn yine bu ekilde stadmzn yanna gitmitim. stad usturasn bana verdi. (stad, devaml ustura ile tra olurdu.) Berbere keskinletmek iin gnderdi. Ustura yanmdayd. Bagardiyan ve dier gardiyanlar beni grdler. Hiddetle zerime doru gelirlerken beinci kouta bir hdise olduu haberi gelmesi zerine koarak

oraya gittiler, ben de dayaktan kurtuldum. Hemen geri stadn yanna sndm. Usturay geri verdim. stad kapnn arkasna durup bana,"Buradan temizle" dedi. stadn odasn sprdm. Sonra beni yerime gnderdi. Kapdan ktmda baktm ki bu sefer altnc kouta hdise km, gardiyanlar oraya doru kouyorlar. Ben de frsattan istifade edip hemen kouuma gittim ve yine dayaktan kurtuldum. Bu tamamen stadmzn kerameti oldu. Kasap Tahir Kasap Tahir Afyonlu bir ekya idi. ri yar, cesur, gzn budaktan saknmayan bell bir kimse idi. Afyon'u haraca kesmi, herkes onun korkusundan tir tir titriyordu. Hanmna sataan birisinin kafasn kopard iin kendisine 'Kasap Tahir' diyorlard. eitli sulardan tevkif edilmi ve idama mahkm olmutu. Karar temyiz ettii iin Temyiz Mahkemesi'nin kararn bekliyordu. Elinde, ayanda ve boynunda demir prangalar vard. Baheye teneffse de bunlarla kard. Drdnc kouun hkimi o idi. Birgn stadmz ziyaret etmi, stadmz kendisine 'Sen namaza bala, ben sana dua edeceim. Sen inaallah kurtulacaksn' demi, bunun zerine Kasap Tahir, hemen namaza balamt. O vahi insan, Nurlarn dersiyle ksa zamanda slh oldu.

Arbal ve kimseyi zmez bir hale geldi. Hatt Tahir Aabey ve Refet Aabeye hizmet ederdi. Onlarla beraber yemek yerdi, onlarn yemeini yapard. Namaz klanlar kouun en iyi yerinde yatrrd. Nur Talebelerine ok hrmetkr davranyordu. Herkes ondaki bu deiiklie hayret ediyor, en yakn arkadalar, 'Bu adam nasl bu hale geldi?' diye hayretlerini izhar ediyorlard. Nihayet Temyiz Mahkemesi'nden cevap geldi. Kasap Tahir idamdan kurtulmutu. Temyiz, Afyon Ar Ceza Mahkemesi'nin idam kararn bozmu, 30 yl hapse evirmiti. Sonra da 1950'de umum af knca, Kasap Tahir tahliye edildi. Buna ok sevinen Kasap Tahir, 'Benim kurtuluum Hoca Efendinin kerametidir' diyordu. obanlarl Ahmet ve Kldereli Ahmet isimli iki mahkm daha vard. Bu Ahmet Bey, stadmzn odununu, kmrn, suyunu getirirdi. Bir gn stadmza bir ift orap, bir de bkme getirir. Mustafa Osman Aabey de kalbinden tefekkr eder, 'Byle bir ahsn hediyesini alacak m?' derken stad Hazretleri, 'Bismillhirrahmnirrahm' der, lokmay azna kor. Onu gren Ahmet Aa, 'Ha, gryorsun, sizin hediyenizi stad almaz, benimkini ald, canm fed olsun' der. Bu zatn stada byk hizmetleri oldu. Bunlar da Kasap Tahir gibi adamlard. stada ok hrmet ederler ve ona ok yardmlar ve hizmetleri dokunurdu. stadn yanna kimsenin sokulamad zamanlarda bu zatlar kimseden perva etmeden stada

hizmet ettiler. Hususan Ahmet hi idarecilerden falan korkmazd. eitli sulardan hapishaneye giren birok mahkm, stadn ve Risale-i Nur'un dersleriyle slah olup kyorlard. Yalnz stad bir grsn, stad bir selm versin, derhal slh- hal ederlerdi, namaza balarlard. Afyon hapsinden sonra 1949 sonlarnda stad, Afyon hapsinden sonra tahliye oldu. Hapisten sonra bir mddet Afyon'da bir evde kald. Yannda Zbeyir Gntzalp Aabey ile Ziya Arun vard. 1950 senesi balarnda stad Hazretleri, Emirda'a gelmiti. O zaman Emirda'daki alkanlar hanedan, Hamza Emek, Mustafa Acet, Mustafa Bilal, Sadk Kalender, shhiye memuru Hayri Bey nbetle stada hizmet ediyorlard. Ben de bazen Emirda'n pazar olduu, Sal gnleri Emirda'a stadmz ziyarete geldiimde, shhiye memuru Hayri Beyden anahtar alp stadn yanna gidiyordum. stadn ayn, yemeini piirip, evini temizleyip, akamlar kye dnerdim. O sralarda Aydn-Ortaklar'da Ahmed Feyzi Aabeyin ziyaretine gitmitim. Orada biraz kaldm. Ahmed Feyzi Aabeyler de stadmza verilmek zere, onar kiloluk birer teneke zeytin ve zeytinyan benimle gndermilerdi. O sralarda Sungur ve Ceylan Aabeyler Ankara'da kalyorlard. Beni onlarn yanna gnderdi. Zeytin ve zeytinyan da onlara gtrmemi syledi.

Giderken DP Afyon Milletvekili Gazi Yiitba Beye hitaben bir mektup yazp verdi. Ayrca da 'Git, onlar tebrik et, Ezan- Muhammedi'yi serbest brakmakla byk bir kuvvet kazandklar gibi, Risale-i Nur'larn nerine ve Ayasofya'nn almasna alsnlar' demiti. Gazi Yiitba, stadmza ok hrmetkrd. Benimle yakndan alkadar oldu. Beni Ulus'taki eski Meclis binasna gtrd, orada dindar mebuslarla grtk. stadmzn arzularn onlara anlattk. Ankara'dan dndkten birka gn sonra stad beni Eskiehir'e gnderdi. Ceyln Aabey orada mahkemelerin iade ettikleri Nur Risalelerini teksir ediyordu. Hsrev Aabey mumlu ktlara yazar, bizler de teksir ederdik. O zaman yeni yaz yoktu. Bazen de Ceylan Aabey yazard. Hutbe-i miye'nin Zeyl'ni ve Hakikat ekirdekleri'ni orada teksir etmitir. Daha sonra Hsn Aabey de geldi. Sungur Aabey de ara sra gelir giderdi. Eskiehir'de bulunan Nur Talebeleri de ilerinden frsat bulduka gelir, bize yardm ederlerdi. Kore yolculuu 1951 senesinde Ceyln alkan Aabeyle benim askerliim gelmiti. stadmz bize, 'Elinizdeki hizmetiniz bitinceye kadar rapor aln, gitmeyin' demiti. Bilhare, 'Lzum yok, askerliinizi bir an evvel bitirin, gelin' dedi. Elimizdeki hizmetleri de gece gndz alp bitirdik. stadmz da o gnlerde Eskiehir'de Yldz Oteli'nde

kalyordu. Elini pp msaadelerini aldk. Ceyln Aabeyle Emirda'a beraber geldik. Ben kye gittim. O Emirda'da kald. Benim askerliim skenderun'a kt. Onunki Siirt'e kt. Hsn kardeimiz de Urfa'ya gitmiti. Bilhare benim kuram Kore'ye kt. skenderun'dan Kore'ye gidecek kuvvetleri hazrlyorlard. ktidarda Demokrat Parti olduu iin, Halk Partililer Kore'ye asker gndermenin aleyhinde idiler. Bana 'Bak Kore'deki askerlerimizi krdryorlar. Seni Suriye'ye karalm' dediler. O srada radyo, Kunuri Savan, emberi falan anlatyor, gazeteler de ayn eyleri yazyordu. Herkeste bir tel vard. Ben 'stadmza danmaynca Suriye'ye falan kamam' dedim. Nihayet bizi skenderun'dan byk bir merasimle istasyona kalabalk bir cemaat uurlad. Trenle zmir Seferihisar'a gidiyorduk. Ben ay istasyonunda inerek doru Emirda'a gidip stadmza Kore'ye kuramn ktn anlattm. stadmz ok sevindi. 'Tamam, ben bir Nur Talebesini Kore'ye gndermek istiyordum. Onu da, ya seni ya Ceyln' dnmtm. nkr- uluhiyete kar Kore'ye gitmek lzm' dedi ve ok sevindi. stadmz o zamanlar NATO'yu tasvip ediyordu. Beni Ankara'ya ve Isparta'ya gnderdi. stadmz kendi Ceven'ini bana verdi; 'Bunu yannda ta, yedi kat muamba yaptr' dedi. Anneme yedi kat muamba yaptrdm, daima yanmda tadm. stadmz 'Hi korkma, korktuun zaman beni hatrla, bizler daima inayet-i Rabbaniye altndayz. Hi merak etme, Cenab- Allah senin yardmcn olsun' diye dua

etti. staddan ayrldm. 15 gn sonra Seferihisar'a vardm. Bir ey demediler. Yalnz avu kursunda idim, avuluk hakkm kaybettim. Kore'den gelinceye kadar avu vazifesini onba rtbesiyle yapardm. stadmz 'Japon Bakumandan benim ahbabmdr. Benden selm syle ve bu Risaleleri ona ver' dedi. Hutbe-i amiye gibi be alt risaleyi gtrmtm. stadmz bana husus ders verdi. O gnlerde Abdullah Yein Aabey de stadmzn yannda idi. stadmz yine teselli ve cesaret veriyordu. 'Hi korkma, Ceven'i yanndan hi brakma, bizleri Cenab- Allah hfzeder, yine biz btn Nur Talebeleri inayet-i Rabbaniye altndayz. Sen nereye gitsen yanna bir arkada edin' demiti. Hakikaten nereye gittimse yanma bir arkada edindim. ok faydasn grdm. Birbirimize adeta murakplk ediyorduk. Vapurla Kzldeniz'den geerken papaz bize Kbe'nin yaknndan getiimizi syledi. Btn askerlerle dua ettik. Vapurda mescidimiz vard. Namazmz cemaatle klyorduk. Kore'ye 23 gnde gittik. Pusan limannda indiimizde Gney Kore'yi ok perian bir halde grdk. adr gibi eltik otundan kk evlerde yayorlard. ok skntl durumdaydlar. Hallerine acmamak mmkn deildi. Ekmek yediklerini grmedim. Devaml ekmeksiz, yasz, tuzsuz pirin lapas yerlerdi. Hatt krlarda ihtiyarlarn ot yediklerini grrdk. Bunlarn vaziyetlerini grdmz zaman 'Ya Rabbi! Bu vaziyeti bizim memleketimize gsterme' diye dua ederdik. Bize, yani Birlemi Milletlere ok iyi bakyorlard. Her eyimiz

boldu. Yemekler artard. Bizim yemekleri birlikler, krlara dktkleri zaman Koreliler koup gelirler, bir ksmn tenekelerine doldurur, bir ksmn azlarna doldururlard. Harp sahneleri Biraz talim yaptktan sonra muhtelif cephelerde harbe itirak ettik. Harp ekseriyetle gece olurdu. Gndzleri hedef gstermemek iin sakin kalrdk. Bizim birliin iki taburunun komutanlar dindard; Niyazi Bengisu ve Kemal Bey. stirahata ekildiimizde muhakkak adrdan byk bir cami kurardk. Tabur Komutan Niyazi Bengisu, imamlk yapard. Ben de mezzinlik yapardm. Hem Cuma namazn, hem de be vakit namaz cemaatle klardk. Ezan okuduum zaman masum Koreliler beni taklit ederek okurlard. adrlar eltik otundand. On-on be ocuk da ezan okurdu, ama ne okuduklar anlalamyordu. Ben saa sola dndke onlar da dnerdi. Bunlar stadmza anlatmtm. stadmz, 'Bu zamanda lisan- hal, lisan- kalden daha tesirlidir. Bak Kore'de slm faaliyetler balad' demiti. Hakikaten slmiyeti ok abuk kabul edenler oldu. Eserleri antamda tadm. ok zaman tehlikeli harplere girdim. Allah'n izniyle stadmzn duas, Ceven ve Risale-i Nur'un himmetiyle hibir ey olmad. Dman benim bulunduum yerleri istil ettii halde, ben dmana makineli tfekle ate ediyordum. O arpmada on bin mermi yaktm. Makinal tfein namlusu kp krmz olmutu. Yanmdaki arkadalar mermi getirmeye gitmilerdi. O srada dman etrafm sard 'ap

ap' demeye baladlar. Ekmee, yemee ap ap derlerdi. Dman bana hi ilimedi, daima ayamn dibindeki bo kutularla meguldular. Boylar ksa ksa, hepsinin ayanda lastik ayakkab vard. Ben onlara bakyordum, onlarsa bana hi bakmyorlard. Hepsi a, hepsi de tek tip elbise giyiyorlard. Hibirinde silh yoktu. Bazlarnda sadece boma leti vard. Ben de makineli tfeimi omuzuma aldm. lerinden ktm, elli metre kadar geri geldim. Bizim arkadalar durumu telsizle geriye bildirmiler. Bizim tabur komutan benim ehit veya esir olduumu duyunca ok zlm, benim ruhuma Yasin-i erif okumu. Tabi ki sa grnce ok sevindi. Ertesi gn o cepheyi terk etmek mecburiyetinde kaldk. Bu Vakas Cephesi ok tehlikeli bir cephe idi. 1200 metre ykseklikteydi. "nc Tabur yand" Bizim stemen, topu taburundan bir stemen ile dman gzetlemek iin benim mevziye gelmilerdi. Mevzimiz ok muhkemdi. zerinde byk kalaslar vard. stnde yedi kat kum torbas vard. Dman bizi anlad. Yamur gibi havadan ateine tuttu. Mevziye bir havan ateine tuttu. Mevziye bir havan mermisi isabet etti. stemen ar yaraland. Benim makineli tfein aya krld. Bana hibir ey olmad. Mevzide otuz bin mermi vard. Mermilere de isabet etmedi. Dman ikinci sefer o cepheye taarruza getiinde biz istirahate ekilmitik. Biz nc Tabura cepheyi teslim etmitik. Dman bizim tabura krk bin kiiyle taarruz etmiti. Biz de geride

istirahatta idik. Tam iftar zaman oru ayorduk. Allah'a kr hibir zaman namazm terk etmedim. Hatt cephede namazm klarken tfek zerinde secde ediyordum. Dmann havan mermisi mevziimin zerine isabet etti. Bu esnada azma toprak doldu. Ben gene namazm hibir zaman terk etmedim. Cenab- Hak ok skntlar iinde, ok kolaylklar ihsan etti. Biz cepheye tekrar takviye gitmitik. Cephe bir ana-baba gn idi. Ziri karanlk... Ate, barut, havan toplar. Ben o esnada tfek komutan idim. ki tane ar makinalya bakyordum. Bir stemen grdm 'nc Tabur yand, Allah'n, Peygamberini seven yrsn' diyordu. O anda sdadmzn sen korktuun zaman beni hatrla' sz hatrma geldi. Ben o esnada ezan okudum. Ve arkadalar 'Ate!..' dedim ve yrdk. O gece ok sevdiim manga arkadalarmdan ehit olanlar oldu. Sabahleyin taarruz ettik. Cepheyi aldk. kindi namaz geiyordu. Hemen teyemmm ettim, iki rekt ikindi namaznn farzn kldm. Be metre gitmeden dmann bir havan topu sesi geldi. Havan topu mermisi tam bama isabet etti. Beni yere oturttu. Havan topu mermisi patlamad, yuvarland, gitti. Sadece miferimde ufack bir ukur amt. Bana bir ey olmad. Yalnz bir tank mermisi bir avu arkadamn kolunu kopard. Hemen kolunu sardk, avu lmedi, fakat kolu gitti. Gece oldu. Dman krk bin mevcutla taarruza geti. Amerika 8. Kolordu'dan bize emir geldi, cepheyi terk etmemiz iin. Gece cepheyi terk ettik. Bizim uaklar gece

geldi. Cepheyi yangn bombalar ile yaktklar, dmana da bir ey kalmad, bize de. Geri ekildiimiz zaman bizim tabur komutan geldi. Beni ard, tebrik etti. Gzlerimden pt. 'Bu gece senin ruhuna Yasin-i erif okumutum' dedi. Ben de kendisinden rica ettim, Tokyo'ya gitmek iin izin vermesini istedim. Bedizzaman'n teslim ettii kitaplar Japon Bakomutanna gtrmem gerektiini syledim. O da, 'Ben gtreyim' dedi. Verdim. Birka gn sonra emir eri geldi, 'Komutan, gtremedim, diye szlanyordu' dedi. Zaten biz de Trkiye'ye dnme hazrl yapyorduk. Drdnc Tmen Trkiye'ye dnmt. Bunlar gibi ok hdiseler var ki, anlatmakla bitmez. "Eserleri Japonya'ya gtrmemiz lzm" O zamanlar Nurculuk yoktu. Hep bana Bedizzamanc derlerdi. Subaylarmz da ok severlerdi. Hatt baz subaylar, ben oru tuttuum iin cephede kendi sularn bana verirlerdi. stadmz bana, 'Bu eserleri Japon Bakomutanna vereceksin' demiti. Ben de Kore'ye vardmzda 'Bu eserleri Japonya'ya acaba nasl gtreceim?' diye merak ediyordum. Mutlaka bu eserleri Japonya'ya gtrmem lzmd. Ama erlerin Japonya'ya gitmesi yasakt. Subaylar 15 gn, astsubaylarla bir hafta Tokyo'da izin yaparlar, dnerlerdi. Bana baz Kore'deki hdiselerden dolay blk komutan ve baz stemenler sz vermilerdi; 'Seni ne yapp yapp Tokyo'ya gndereceiz' derlerdi. Ben de eserleri Tokyo'ya gtrmeyi ok arzu ediyordum. Allah'a

hadsiz kr olsun ki, stadmzn arzusu tahakkuk etti. Oradaki yaral subaylar almak iin bizim tabur olduu gibi Tokyo'ya urad. Hatt giderken gemiden yanarda grdk. Yksek bir dada lavlar fkryordu. Trkiye'ye dnte oradaki yaral gazileri almak iin bizi be bin kiilik kampa koydular. Ben kumandanlara ktm. Ben, 'stadm olan Bedizzaman'n kitaplarn getirdim. Japon Bakomutanna getirdim, kendisine vereceim' dedim. Hi itiraz etmediler, 'Yalnz olmaz, yanna iki kii daha al, git' dediler. Ben de bizim blkten namaz klanlardan bir avula bir er aldm. Eserleri yanmza aldk. Sevinle hemen bir taksi tuttuk. Zaten adres almtk. Trkler'in bulunduu camiye vardk. Caminin mezzinini bulduk. Mezzin bizi evine gtrd, memnun oldu, yemek yedirdi. Sonra Abdlvahhab ismindeki reislerinin evine gtrd. Bizimle ok alkadar oldular. Ben de stadmzn selmlarn syledim. 'Bu kitaplar stadmz Japon Bakomutanna gnderdi, o stadmn arkada imi. stadla muhabere ederlermi, stanbul'da grmler' dedim. Onlar ok sevindiler. 'Bizi buraya getiren zaten o zatt. Biz kazan Trkleri'yiz. Japon ve Rus Harbinden sonra bizler buraya geldik, bize bu camiyi yaptrd, verdi. Mslmanlar ok severdi, maalesef o zat vefat etti. Bizler stad oktan tanyoruz. stad mstesna insandr. Biz, onu t Rusya'da iken takdir ediyorduk. Bak bu camimizi, evimizi stadn dostu olan kumandan bize hediye etti' dedi. (ok gzel de Trke konuuyorlard.) 'Biz bu kitaplar nerederiz' dediler.

Abdlvahab'n kerimesi oradaki Trk ocuklarna, Trke dersi veriyor, muallimelik yapyordu. Eserleri kendilerine verdim. ok memnun oldular. 'stada selmlarmz syleyin, bizlere dua etsin' dediler. "Trkiye'ye mesaj gnderdim" ok samim hava iinde onlardan ayrldk. Ben kendilerine camide namaz kldrdm. Kore'de iken bir gn teybe benim konumam almlard. (Harp cephesinde subaylarla baz ahslara teypler gelmiti.) Ben de stadmz Bedizzaman'a, Emirda Nur Talebelerine, Isparta Nur Talebelerine, Ankara ve stanbul Nur Talebelerine selmlarm radyoda okurken, stadmz o zaman Genlik Rehberi Mahkemesi vesilesiyle stanbul'daym. ofr radyoyu am, stad radyodan duymu, memnun olmu. Herkese sylyormu, 'Bayram, Kore'de harp ediyor' diye. Nasl ki baz mbarek zatlar talebeleriyle vefatlarndan sonra Alkadarsa (Hazret-i Hamza, Gavs- Azam gibi zatlar) stadmz da sa iken alkadard. Ben Kore'de ok sktm zaman stadm imdadma yetiti. Zaten stadm, 'Sktn zaman beni hatrla' demiti. Yzlerce misaller var. Kore'de, vesaire yerde. naallah nasl dnyada iken bizleri muhafaza, hem himaye ediyordu, yle de hirette de himaye ve efaat eder... Trkiye'ye dndk" Tokyo'dan ayrlrken Japonlar bizi ok samimi

uurladlar. Dnte bir ayda gelebildik. Vapurda mescidimiz vard. Namazlarmz cemaatle muntazam klyorduk. Trkiye'ye dnmzde zmir'de iki- gn kaldk. stadmz da bizim kyn nne gelmi beni sormu, 'Bayram Kore'den gelmi. Gelsin' demi. Kyller, 'Yok Hocam, daha bekliyoruz' demiler. stad, 'Gelmi' diyormu. Hakikaten biz de gelmi, zmir'de muamelelerimiz bitmedii iin bekliyorduk. Biz kyl idik. mz de kye beraber geldik. Kyller, 'ki gndr Hoca Efendi geliyor, seni soruyor' dediler. Ben de kyde bir gece kaldm. Ertesi gn Emirda'a gittim. Emirda bizim kye on drt kilometredir. Emirda'a vardmda stadm ok sevindi. 'Seni ben vermeyeceim' dedi. alkan Aabeylere de 'Somya, yatak hazrlayn' dedi. ocukluk halleri midir, nedir, stadm tam anlayamadmdan mdr, 'stadm, ben gideceim' dedim. stad, 'Yok, ben seni vermeyeceim' diyordu. Ben de, 'Gideceim, ben Kore'den geldim, annem beni bekliyor' diyordum. stad ben seni vermeyeceim. Ben seni hizmetime alacam "diyordu. Baktm stad brakmyor, 'stadm gideyim, geleyim' dedim. Emirda'dan ayrldm, doru kye gittim. Ertesi gn stadmz kyn yakn bir yerinde bekliyormu. Zbeyir Aabey bizim evi bulmu. Geldi: 'stad geldi, seni kyn yaknnda bekliyor' dedi. Beraber stadn yanna vardk. stadn elini ptm. stad bana Erep Edib'in basm olduu kk Tarihe-i Hayat', kk risalelerden ve yn boyun atks getirmiti. Bana bunlar teberrk etti. stadmz mukabelesiz hibir ey

almazd. Ben Kore'den gelirken stadmza, Aden Boaz'ndan geerken aldm namaz seccadesini ve Kore'den bana verilmi yn boyun atksn vermitim. Hindistan cevizi getirmitim. stadmz da onlara mukabil bana Risalelerle boyun atks verdi. 'Evladm, seni bekliyorum. Gel' dedi. Ben de 'Pekiyi' dedim. Yine stad anlayamadm ve ocukluk diyeceim. Bu sefer de kye yakn bamz vard. Baa gittim, mbarek stadm, yine kye yakn gelmi, Zbeyir Aabeyi gndermiti. Ben de bada idim, ocuklar geldi, 'Hoca Efendi geldi, seni bekliyor' dediler. Koarak kye geldim. Zbeyir Aabey bekliyormu. Beraber koarak stadmz yanna geldik. stadmzn elini ptm. Muazzez, mualla stadmzn efkat ve merhametle 'Evladm, ben seni bekliyordum. Gel' dedi. Ben, 'Bastne stadm' dedim. Zbeyir Aabey de, 'Hemen gel, stad sana ehemmiyet veriyor' dedi. Ertesi gn yatam ve yorganm aldm, doru Emirda'a stadmzn yanna gittim. stadm ok sevindi. stadn hizmetinde stadmzn evinin karsnda ok eski bir ev vard. Altnda kee ve kepenek dokuyorlard. Zbeyir Aabeyle ikimiz orada kalmaya baladk. Benden bir ay evvel Emirda'a gelmiti Zbeyir Aabey. Benden bir ay sonra da Ceyln Aabey askerden geldi, stadmz Ceyln Aabeyi de evlerine gndermedi. Onu da yanna ald. 1953 senesinde ben askerden gelmeden bir ay evvel,

Zbeyir Aabey Ankara'da PTT memuru iken, stanbul niversitesi'nde okuyan Abdlmuhsin Alev, stadmzn ziyaretine gelmi. stadmz, 'Zbeyir memurluktan istifa etmi, buraya gelecekmi' demi. Bu sz Muhsin Alev bir emir telkki ederek Ankara'ya gidip, aynen Zbeyir Aabeye sylyor. Zbeyir Aabey istifa ederek, stadmzn hizmetine kouyor. ki ay Ceyln Aabeyle beraber Emirda'da kaldk. O zamanlar Nur Risaleleri henz matbaalarda baslmamt. nk madd imknlarmz yoktu. Eserleri Kur'n yazs ile yazardk. 1953'e kadar stadmz hi kimseyi yanna brakmazd. Emirda'daki talebeleri ekmeini, suyunu srayla getirirler, akam namazndan evvel dardan kapy kilitlerler, giderlerdi. stadmz da kapy arkadan srglerdi. 1953'e kadar byle devam etti. stadmz akam kapy kapar, sabah saat dokuzdan evvel amazd. Memurlarn takip ve tarassudu altnda idi. nceleri yanna kimseyi kabul etmezdi. Bir gn ilk defa bizlere 'Akam namazn burada kln' dedi. Yine aradan bir ka gn geince, 'Yatak, yorganlarnz buraya getirin' dedi ve yan bandaki oday gstererek, orada yatp kalkabileceimizi syledi. "Yeni bir devre balyor" stadmz 1953 tarihinde yeni bir devreye giriyor, hi deitirmedii kaidesini deitiriyordu. Akamdan sonra kimseyi almayan stad, Zbeyir Aabey, Ceylan Aabey ve beni yanna ald. stadmzn odasna zil baladk.

Sabah erken abdest suyunu dker, yemeini yapar, sobasn yakar, ayn piirirdik. stadmzn tarz- hayatnda deien mhim bir hdise oldu. te 'nc Said' devresi balyordu. Risale-i Nurlarn cemaatle okunmasna ve sabah derslerine baladk. stadda ayryeten bir hareket hali balad. Risale-i Nurlarn yeni harerle evvel daktilo ile, sonra teksir ile oaltlmasna msaade etti. nebolu'dan, Nazif elebi Aabeyin ilk defa olarak Asa-y Musy teksir ettiinde ok memnun olmutu. Emirda'dan Isparta'ya Emirda'da iki ay kadar kaldk. stadmz akla kap aar, irade-i cz'iyeyi elden almazd. 'Beni Isparta'ya aryorlar, olak Nuri Benli bana dershaneyi yapm, beni davet ediyor' derdi. stadmz temiz havay ok severdi. 'Ben yemek yemeden, gdasz yaarm, fakat havasz yaayamam' derdi. Her gn hava almak iin Zbeyir Aabey ile beraber gider, bir saat kadar hava alr, gelirdi. Bir gn Kaymakam, krda, tarlalarn iinde Zbeyir Aabeyin bandaki beyaz takkeyi gryor. Takkesini alyor. stad birden hiddete geldi. 'Ben buray terk edeceim, Kaymakam benim talebemin bandaki takkeyi ald' dedi. Zaten ayrlmak istiyordu. Bir bahane aryordu. Hemen Zbeyir Aabeyle Ceylan Aabeye, 'Derhal Eskiehir'e gidin, Yldz Otelinden bana yer ayrn' dedi.

Zbeyir Aabeyle Ceylan Aabey hemen Eskiehir'e gittiler, iki oda ayrdlar. Birisi stadmza, dieri de bize. Ertesi gn Emirda'dan bir taksi tuttular, stadmzla ben de Eskiehir'e gittim. Eskiehir'de yirmi gn kadar kaldk. Bir gn Tahiri Aabeyle Sleyman Rt akn Aabey geldiler. 'stadm, sizi gtrmeye geldik, Nuri Benli kardeimiz bir otel yaptrd, dershane olarak size de bir oda ayrd' dediler. stad zaten gidecekti. Emirda'dan ayrl da bunun iindi. Isparta'ya gitmeyi arzu ediyordu. Tahiri, Rt ve Zbeyir Aabeyler bir taksi ile Isparta'ya gittiler. Biz Eskiehir'de iken stanbul'dan Abdlmuhsin gelmi, o da bizimle kalyordu. "Isparda'da stada ev aranyor" stad otelin bir odasna yerletiriyorlar. Fakat stad sklyor. Hem beton, hem de bakrclar ars olduundan ok fazla grlt oluyor. 'Bana bir yer bulun' diyor. Terzi Mehmed Aabey ev aryor, fakat kimse ev vermiyor. Hususan stadmzn ismini duyunca korkuyorlar. Terzi Mehmed Aabey, Tenekeci Hattat Mehmet Aabeye gidiyor ve yle diyor: Hoca Efendi bulunduu yerden rahatsz oluyor, 'Ben buray terk edeceim, bana ev bulun' diyor. Kime gittimse millet korkuyor. Ben de ne yapacam atm.' Bunun zerine yle diyor: 'Beylerin Ftnat Hanmn evinin st kat bo, o yazn evi Antalyallara kiraya veriyor,

ona sor.' Gidiyor, Ftnat Hanmn kapsn alyor, 'Yukars kiralk m?' diye soruyor. Evet, kiralk' diyor. Ka para?' 50 lira.' Hemen 50 liray veriyor, evi tutuyor. Ftnat Hanm, 'Kime tutacaksn' diye sormuyor. Merhumun efendisi Terzi Mehmet Aabeyin asker arkada ve komusu olduu iin tanyorlarm. Terzi Mehmet Aabey eski aabeyleri topluyor, 'Hoca Efendiye evi tuttum, fakat yatak ve yorgan yok' diyor. Aabeylerin bazlar yatak, bazlar yorgan, kilim bazlar da somya ve hasr veriyorlar, evi hazrlyorlar. stadmz gtryorlar. stadmz ok seviniyor, 'Tam, tam benim arzu ettiim ev' diyor. O zaman oradan Antalya yolu gemiyordu. Hep kavaklk, bahelik idi. Hemen bizi ardlar. Ceylan Aabey ve Abdlmuhsin'le birlikte Eskiehir'den Isparta'ya geldik. Abdlmuhsin'in yannda teksir makinas da vard. Otuzuncu Sz ve Tiryak gibi eserleri teksir ediyorduk. "Peygamberimizin yerde grdm" merkadini stadn yatt

Bir gn ev sahibinin dnr, yani gelinin babas, Terzi

Mehmet Aabeye geliyor, 'Bizim kz ks, Hoca Efendi bunlarn arasn bulsun' diyor. Terzi Mehmet Aabey de geldi. stadmza syledi. stadmz da Tahiri Aabeyle bizi ald, merdivenden stadmzla beraber kapya kadar indik. Kapy aldk. Ftnat Hanm geldi. stadmz, 'Hemire Hanm. misarin hatr krlmaz, olunla gelinin arasn bul' dedi. O da, 'Pekiyi efendim' dedi. stadmz odasna girince, 'Bu kim?' diye sordu. Tahiri Aabey, 'Sen bilmiyor musun?' dedi. O da, 'Hayr' dedi. Bu Bedizzaman Hazretleri' dedi. O zaman Ftnat Hanm yle dedi: Hoca Efendi buraya gelmeden bir hafta evvel, Peygamber Aleyhissalt Vesselm Efendimizin merkadn Hoca Efendinin yatt yerde grdm.' Ftnat Hanm ondan sonra Nur Talebesi oldu. stadmz bize her zaman yle derdi: 'Bir kadnla bir erkek ikisi yalnz konumasn, konuulduu zaman, ya kadn iki kii olmal veya erkek iki kii olmal, er'an caiz deil.' Ders baklavas Sabah dersinden sonra bize, ders baklavas diye bir

teberrk verirdi. Yani bir elmas varsa, bakla paralayp kur'a ekerdik. lk kur'a kime isabet etse ilk sefer o alr, bazen bir salkm zm ka kii olsak kur'a ekerek paylardk. Bazen Isparta'da yaplan beyaz kurabiye tatlsndan aldrrd. Dersi evvel stadmz okur, sonra srayla hep okurduk. O zamanlar hatt- Kur'n'dan ders yapardk. Yeni yaz eserler yoktu. Fakat lahika mektuplar hem el yazs, hem hatt- Kur'n'la teksir edilerek oaltlrd. O srada Sebilrread gibi dindar mecmualarda staddan ve Risale-i Nurdan bahisler kard. stadmz onlar bizlere yazdrrd. Bazen gzel yazlar karsa lahika olarak nerettirirdi. "Nurlarla itigale ehemmiyet verirdi" stadmz Risale-i Nurun neri, okunup yazlmas gibi bizzat Nurlarla itigale ehemmiyet vermekte ve talebelerini daima tevik etmekte idi. Bunun lzum ve hikmeti ise phesiz izahtan varestedir. Risale-i Nur, Kur'n- Hakm'in bir mucize-i mneviyesi ve bu zamann dinsizliine kar mnev bir atom bombas olarak; dinsizlik, imanszlk cereyannn maneviyat- kalbiyeyi tahribine mukabil, tamir edip, iman- tahkikiden gelen muazzam bir kudret ve kuvvete istinad, okuyanlarn, yazanlarn kalplerine kazandryor. Tefekkr- imn dersi ile tabiiyyunun ve maddiyunun boulduu ayn meselelerde tevhid nurunu gsteriyor. man hakikatlerini madde leminden temsiller ve deliller gsterek izah ediyor.

Risale-i Nur bu asrn idrakine, zamann anlayna hitap eden, bu zamann ihtiyacna en muvafk tarz gsteren, ders veren, dorudan doruya feyiz ve ilham tarikiyla gelen, Kur'n- Hakm'in bu zamann fehmine uygun mnev bir atom bombasdr. Hem stadmz mektuplarnda, dahilde tarafgirne adavet ve mnakaalara vesile olan fratla megul deil, belki 'btn nev-i beerin en ehemmiyetli meselesi olan erkn- imaniyeyi ve beerin medr- saadeti ve umum slmn esas rabta-y uhuvveti bulunan Kur'n'n hakaik-i imaniyesini bulmak ve muhtalara buldurmaya diniyenin umumunu tazammun eden vs'at ve cmiiyeti hiz bulunduunu, din hizmetlerin her nevini teyit ve tevik ettiini cadde-i kbr-y Kur'niye olan Risale-i Nur dersinin umum ehl-i iman ve slma amil bulunduunu ifade ediyor. Ve yine mektubunda devamla; 'Hatta deil Mslmanlarla, dindar Hristiyanlarla dost olup adaveti brakmaya alyorum' diyor. Ziyaretiler stadmz ziyaretine gelenlere, 'Kardeim, sen bana dua et, ben de sana dua edeceim. Hadiste var: Gyb yaplan dua daha makbuldr. Ben senin aznla gnah ilemedim. Sen de benim azmla gnah ilemedin. Onun iin gyb yaplan dualar daha makbuldr. Bana ismimle dua et, ben de sana dua edeceim' derdi. Ziyarete gelenler de, 'stadm bize dua et' derlerdi. stadmz da, 'Bize dua eden, bizim dualarmza dahil olur' derdi.

Mezar talarnn verdii ders Yolculuk annda olsun, krlarda gezerken olsun, rast gelen kabirlere dua ederdi. Bir gn, 'Bu kabir talar canl birer muallim gibi ihtar ediyor. Bu kabir talar, 'Sizler de buraya geleceksiniz' diye lisan- haliyle ders veriyor. imdi ise ehl-i dnya iptl-i his nevinden kabirleri ehirlerin dna karyorlar. T ki lm hatrlamasnlar. Eskiden herkesin kabri evinin nnde idi. Sabahleyin kalktnda kabir talarn grnce Fatiha okuyordu. Kabir talar canl birer muallim vazifesi yapyordu. 'Siz de buraya gideceksiniz' diye ihtar ediyordu' diyerek bize ders verdi. Cz taksim ederek hatim yapma usul Mbarek, mualla stadmz aylar girdiinde Isparta'daki Nur Talebelerine hatim iin Kur'n- Kerim taksim ettirir, herkese bir cz vererek vazife taksimi yapard. Isparta, Sav, Kulen, Atabey, Bozann gibi mbarek Nur hizmeti ile merref olmu, mbarek kylere czleri taksim ettirir, bylece mbarek uhur-u selasede her gn hatim indirilirdi. O zaman btn duasn umum Nur Talebeleri namna stadmz yapard. Bata Peygamber Aleyhissalt Vesselm ve li, ashab olmak zere btn ehl-i iman ve Nur Talebelerine balard. "stikbaldeki Nur Talebelerine dua ediyorum" Gece erken kalkar, teheccd namazn klard. Evradlarn, btn dualarn sabah namazna bir saat kala bitirirdi. Ellerini dergh- lahiyeye aar, uzun uzun dua

ederdi. Bu dua bir saat devam ederdi. O anda bizler giremezdik. Ancak dua bittikten sonra girebildik. 'Hatta benim bir dua vaktim var,o anda melaike de gelse kabul etmem' demiti. 'Hem istikbaldeki Nur Talebelerine dua ediyorum' derdi. stadmz yats namazn klnca fazla beklemez hemen yatard. "smen duaya ehemmiyet verirdi" Mbarek stadmzn Isparta'daki menzilinde ba ucunda be metre uzunluunda, bir metre eninde bir ecere vard. Peygamberimizin (s.a.v) l-i beytinden, evradlarnda ism-i erieri olan zatlarn nereden geldiini ayr ayr oklarla gsteriyordu. ok arzu etmeme ramen saymaya bir trl muvaffak olamadm. stadmz dua ederken isim zerine ok ehemmiyet verirdi. Baz Nur Talebeleri, stadmz ziyaret ettiklerinde stadmz isimlerini yazdrrd. Baucuna koyar, o ismi ezberleyinceye kadar yannda muhafaza ederdi. Ve yle misal verirdi: 'Nasl ki bir yere mektup attnzda zarfn zerine gzel yazarsanz, gidecei yere gzel gider, dua ederken de ismiyle zikredilirse daha iyi olur' derdi. "Gyb yaplan dua daha makbul olur" stadmz, 'Hem gyb yaplan dua daha makbul olur. nk ben senin aznla gnah ilemedim, sen de benim azmla ilemedin. Onun iin gyb yaplan dualar daha makbul olur. Dua bir iksirdir, topra gm yapar, gm

de altn yapar' derdi. "Oruta ve bayramda takvime gre amel ederdi" stadmz Trkiye takvimine gre amel ederdi. Yeni yaz takvimden hatt- Kur'niyeye evirttirir, onu baucuna astrrd. imdi olduu gibi o zaman da Ramazan'da bazen bir gn evvel oru tutanlar, bayram edenler olurdu. stadmza sylerdik. O hi ehemmiyet vermezdi. Hatt bir gn Tahir Aabey, 'Bugn Arabistan'da bayram' dediinde stad, takvimi gstererek; 'Kardeim ben Trkiye'ye gre amel ediyorum' diye cevap verdi. Bilhare bir dersinde, 'Ben de yle yaparsam, tneye vesile olur' demiti. "Camiye devam ediyordu" stadmz Emirda'a ilk geldiinde hem cumaya, hem de vakit namazna camiye devam ediyordu. Sonra yeni gelen kaymakam hem vakit namazndan, hem de cumaya gitmekten men etmi. 1953'te Isparta'ya vardmzda her hafta Cuma gnleri Ulu Cami'ye namaz klmaya stadmzla beraber giderdik. Hatt benim zerimde Kore elbisesi vard. Bir seneyi gemiti. Emniyet mdr, 'Bunun mddeti geti, kar' dedi. stadmzsa karttrmazd. Eskiyinceye kadar karttrmad. Beni asker elbisesi ile gtrrd. Ulu Cami ok fazla kalabalk olmaya balamt. Emniyet mdr, Ceyln Aabey ile beni ard. 'Hoca Efendiden rica ediyorum, ok kalabalk oluyor. Biz burada tela ediyoruz'

dedi. Biz de aynen stadmza arz ettik. stadmz, 'Ben zaten Hane mezhebini takliden cuma namazn klyorum. nk bizim a mezhebinde imam arkasnda krk kii Fatiha okumas gerekir' dedi. Barla'da ekseri vakitlerde stadmz hem vakit namazna, hem cuma namazna itirak ediyordu. stadn yemesi ve imesi stadmz ok az yerdi, yedii zaman da be saat gemeyince tekrar yemek yemezdi. Yemekten sonra da iki saat gemeyince su imezdi, saate bakar, on dakika da olsa, 'Daha iki saat olmad' diye beklerdi. ki saat olduunda su ierdi. Suyu ok souk ierdi. lk zamanlar malum buzdolaplar yoktu. stadmz da ok souk suyu arzu ederdi. Suyun iine buz bulduumuzda buz koyardk. Termosa ok zamanlar buz bulamyorduk. Mesel o zaman Isparta'da iki adet eczane vard, birisinde buzdolab vard. Rica eder, paras ile ondan buz alrdk. Bol su ile ykar, termosa doldururduk. Buzu termosa koyarken stadmz bamzda durur, 'Ben de size yardm edeyim, ben de itirak edeyim, bu itirakten beni mahrum etmeyin' derdi. "ecei suya dikkat ederdi" Isparta'ya ilk vardmz zamanlar suyu Kirazldere yolu zerindeki Piri Efendi emesinden getittirirdi. ok gzel su, fakat fazla souk deildi. Ekseri, stadn ok sevdii, yazn ok souk ve lezzetli, kn da normal olan Sidre'den su getirirdik. Baz gn akam sabah iki sefer getirirdik. ki

sene byle devam etti. Sidre, Isparta'nn batsnda yksek bir yerdi. Isparta'nn mehur evliyalarndan, krk gnde bir yemek yiyen Osman Halit Efendi burada vakit geirirmi. O mbarek zat staddan haber verirken, 'Bu asrn mceddidi bugn dnyaya geldi. Ben gremeyeceim, fakat benim olum inaallah grecek' demi. Nitekim seneler sonra o zatn sz tahakkuk etti. Olu Keeci Mustafa, stadmza talebe oldu ve onunla Eskiehir Hapishanesi'ne gitti. Bir gn, souk su imesinin, zehirin tesirinden olduunu syledi. Kendisine zehir enjekte edilen inenin yeri, gsnde hl belli idi. Uzun zaman akm. Bizim zamanmzda kurumu grdk. stad ay fazla imezdi. Hararet olduu zamanlarda, limonlu bir bardak ancak ierdi. Limonu ok severdi. Yemeklerinde de limon kullanrd. Limon her zaman bulunmazd. Limon bulunmad zamanlar ayna ok cz' limon tuzu kordu. "stada nasl yemek yapardk?" stadn yemekleri ok sade idi. Ekseri yemekleri ehriye orbas, pirin orbas, sulu yemekler, yourt ve yumurta idi. Sulu yemeklere muhakkak yourt katard. stadmzn hi dii yoktu. Son dii 1948'de Afyon Hapishanesi'ned dm. stadmz yemekleri ekseri u ekilde piirttirirdi:

Mesel kk bir sefer tasna az su koyarz. Bir ay ka tereya, ok cz' tuz, beraber kaynamaya baladnda, yumurtay krarz. (stadmz yumurtay ykattrrd.) Yumurtann beyaz pimeye baladnda iine ekmek dorarz. stadmz kat'iyen ya yaktrmazd. ehriye orbas olsun, pirin orbas olsun, onlar da biraz su ile kaynamaya baladnda yumurtay krarz. Yumurtann beyaz pitiinde iine yourdu koruz, kartrrz. Haf kaynadnda indiririz. stadmz ayetle yerdi. stad, sarmsa hi yemezdi. Bizler soan kullanrdk yemeklere. Yarm ekmek alrdk (bazen de btn). Bu ekmek bir hafta giderdi. Ekmei getirirken ve alrken ok dikkat eder, beyaz torbann iinde getirirdik. Nazardan ve zehirden ok saknrd. nk stadmz zehirlemek iin ok desiselere bavururlard. stadn et ve meyve yemesi stadm on be gnde bir et yerdi. Taze koyun eti alr, ok piirirdik, bazen de kfte yaptrrdk. Emirda'da alkan hanedannn evine, yni Ceyln Aabeyin annesine, Isparta'da ise eve sahibesi Ftnat Anneye yaptrrd. Aldmz kymay iki sefer makinada ektirirdik. Yourtlardan da inek yourdu yerdi. Koyun v.s. yourdu yemezdi.Yemeklerden sonra da stadmz muhakkak, az da olsa tatl yerdi. Mesel Isparta'da yaplan

beyaz kurabiye ok yumuak olurdu. Onu kakla ezer, toz haline getirir, kakla yerdi. stad kavunu da sever, kakla yerdi. zmn kabuunu ve ekirdeini ayrr, domatesin de kabuunu soyard. "Ftr uyku be saat" stadmz, bir insana k gelmeyecek kadar az yer ve az uyurdu. Bize de derdi ki: 'Ftr uyku be saattir.' Geceleri sabaha kadar dua, niyaz ve ibadette bulunurdu. Yaz ve k detini hi deitirmez, teheccd namazn devaml klar, mnacaat ve evradlarn asla terketmezlerdi. Hem Isparta'da, hem Barla'da, hem Emirda'da, komular bizlere, 'Ne zaman stadn evine geceleri baksak, stadn odasnda k yandn grr, hazin edasyla dua ettiini duyardk' derlerdi. stadmz her zaman abdestli olurdu. stad duh namazn da hi geirmezdi. Bu namaz gne doduktan 45 dakika sonra klard. "Bo vakit geirmezdi" Hibir zaman mbarek vaktini bo geirmez, ya okur, ya tashihle megul olur veya okutturur, dinlerdi. "Onunla birlikte olunca hi yorulmazdk" stadmzn konumasnda o kadar letafet vard ki, o derece feyizliydi ki, sabahtan akama kadar o vaziyette ders alsak, yol yrsek, zahmet eksek, a kalsak, iimizden zerre kadar sklma gelmez, hatt bazen skntl hallerimizde stadmzn sima-i mbareklerine baktmz

zaman iimizde bir ferahlk gelirdi. Bize bir evk, bir cevvaliyet gelir, gece-gndz alsak, uyumasak yorgunluk hissetmezdik. "Sadece Risale-i Nurla megul olurdu" stadmz Risale-i Nurun hizmetini her eye tercih ederdi. Hibir zaman baka kitablarla megul olduunu grmedik. Daima Risale-i Nurlarn neri, teli, tashihi, okumas, yazmas ve lahika mektuplar gibi hizmetlerle megul olurdu. Bize de u dersi verirdi: Bakn, ben baka kitaplarla megul olmuyorum. Siz de Risale-i Nurdan baka kitaplarla megul olmayn. Risale-i Nur size kdir. Risale-i Nurun gda ve taam hkmndeki hakikatlarndan hem akl, hem kalb, hem ruh, hem nes, hem his hisselerini alabilir. Yoksa yalnz akl cz'i bir hisse alr, tekiler gdasz kalabilirler. Risale-i Nur sair ilimler gibi okunmamal. nk ondaki iman- tahkik ilimleri baka ilimlere ve maariere benzemez. Akldan baka ok letif-i insaniyenin kt ve nurudur.' "Kalbimizden geenleri bilirdi" stadmz bizim hatrat- kalbimizi bizden ziyade okur, bizim haberimiz olmadan ufack bir meseleyi bahane eder, iddetle ikaz ederdi. Gnler getikten sonra, mbarek stadmzn ikaz ettii eyle karlar, aklmz bamza gelirdi. 'Fesbhanallah, bu meseleden dolay bizlere ders

vermiti' derdik. "Temiz havay ok severdi" stadmz temiz havay ok severdi. Hemen hemen yaz-k temiz hava almak iin dar kard. stadmzn hem gne gzl, hem emsiyesi, hem de okuma gzl vard. Dar ktnda muhakkak gne gzln takar, emsiyesini eline alr, ok din yrrd. stadmz bizimle beraber yrmezdi. Bizler ya elli metre nden, veya elli metre arkadan yrrdk. Bazen fayton, bazen araba ile temiz hava almak iin kardk. "Eserlerin basksn takip ederdi" stadmz eserlerin shhatine ok dikkat ederdi. Hatt yeni harere evrilirken Tahiri Aabeyle Ceylan Aabeyi gnderir, 'ok dikkat edin' derdi. Risale-i Nur Klliyat'nn 1955'ten sonra yeni harerle Ankara, stanbul, Antalya ve Samsun'da baslmaya balandnda stadmz deta bayram ediyordu. 'Risale-i Nur bayramdr' derdi. Szler mecmuas ilk matbaaya verildiinde, 'Ben bunu bekliyordum. Bu bitsin, ben hirete gideceim' dedi. O bitti, Mektubat balad, 'Bunu da grsem gideceim' dedi. Ondan sonra Lem'alar, art'l'caz, Mesnev-i Nuriye, As-y Msa, alar, Tarihe-i Hayat ve en son Bedizzaman Cevap Veriyor basld. Her kitap baskya verildiinde, 'Ya Rabbi, bunu grsem gideceim, bu gnleri bekliyordum' derdi. Hatt bir gn Szler mecmuas ilk ktnda Said

zdemir kardeimiz stadmza gndermiti. stadmz ok sevindi. Aabeyimize hediye etmek istedi. O da 'stadm, bu yeni yazya nasl msaade ettin?' dediinde stadmz, 'man kurtarmak lzm, bunu Maarif'le Diyanet basyor' dedi. Said zdemir kardeimiz o zaman Diyanet lerinde memurdu. Atf Ural Hukuk Fakltesi'nde talebe, Tahsin Tola da milletvekili idi. Bunlar beraber basyorlard. stadmz onu kastederek, 'Diyanet ve Maarif basyor. man kurtarmak lzm' diyerek aabeyimize srarla verdi. Aabeyimiz almad. 'Kardeim, sizin ekirdekleriniz meyve oldu, meyveler aa oldu. Bunlar hep sizin hizmetiniz' dedi. Fakat mbarek aabeyimiz yine almad. "Krmz cildi tercih ederdi" Mecmualar ciltlenip geldiinde stadmz bayram ediyordu. Cilt ileri stanbul'da yaplrd. stanbul'daki neriyat Ahmet Aytimur kardele Mehmet Frnc ve Mehmet Emin Birinci kardelerimiz beraber yaparlard. Ankara'daki neriyat ise, Said zdemir, Atf Ural, Mustafa Trkmenolu, Tahsin Tola beraber yaparlard. stadmz krmz ciltleri tercih ederdi. Formalar gelmeye baladnda, stad htt- Kur'nla takip eder, bizler de yeni yazyla. Her mecmua matbaada baslp ciltli olarak geldiinde, kapandan balar, ba sahifesinden sonuna kadar o mecmua bitinceye kadar derslerimizi ondan yapardk. O mecmua bittiinde srasyla dier mecmualar okurduk. Arab Mesnevi-i Nurye'den ders

Risaleler yeni yazyla baslmadan evvel 1953'te Isparta'ya vardmzda stadmz Arab Mesnevi-i Nuriye'den derse balamt. ok gzel izah ediyordu. deta yirmi yandaki gen ve faal birisi gibi be-alt saat derse devam ederdi. Okuduka genleiyordu. Bizler tahamml edemezdik. Sabah namazndan sonra balar, t le namazna kadar srerdi. Bu derslere Tahir, Zbeyir, Sungur ve Ceyln Aabeylerle beraber itirak ederdik. Arab Mesnevi-i Nuriye'yi sefer okuduk. arat'l-'caz' da yarsna kadar ayn ekilde okuduk. Yarsndan sonrasn, stadmz amda'nda ve Barla'da Zbeyir ve Sungur Aabeyle, Ziya Arun kardeimizle bize okuttular. Isparta'da okuduumuzda bazen Sungur Aabey gelir, birka gn kalr, stadmz Risale-i Nur hizmetleri iin, kendisini Ankara'ya gnderirdi. Mustafa Ezener Aabey de bazen itirak ederdi. Bu ders ok feyizli olurdu. stadmz, Ceyln Aabey gelmeyince derse balamazd. imizde Arapa'y en gzel anlayand. "Eserlerin tashihine ok nem verirdi" Risale-i Nurlar, yeni yazyla Ankara ve stanbul'dan geldiinde tashih eder, tashihten sonra, eer elle gelmise elden, posta ile gelmise posta ile acele gnderdik. Gelen formalarn tashih ilerini bitirip gndermeyince, hibir ie bakmaz ve baktrmazd. deta asker gibi veya saat gibi dakikti. Bir hizmeti annda yaptrrd. Krlara gittiimizde bazen, 'Hemen dneceiz' derdi. Bakardk ki, Ankara'dan veya stanbul'dan bir niversiteli kardeimiz gelmi,

formalar getirmi, stadmz bekliyor. Hem formay getirir, hem stadmz ziyaret ederdi. stadmz yksek tahsil genliine ok nem verir, daima onlar Risale-i Nuru okumaya tevik ederdi. Formalar tashih olduktan sonra yerlerine gnderilince posta ile gitmise, telefon ettirir, yerine ulatn renince rahatlarlard. Biz de gnderdiimizde stadmza tekmil verirdik. 'Posta veyahut lanca ahsla gnderdik, stadm' derdik. Hizmeti, vaktinde ifa ettiimizden stad da memnun olurdu. "Risale-i Nurlarn nerine ok sevinirdi" Risale-i Nur matbaalarnda ner olunmaya baladnda stadmz yerinde duramyordu. Bir faaliyet, bir gayret, bir cevvaliyet... Sevincinden deta yerinde duramyordu. yle haller oldu ki, dnyay tayeran etmek istiyordu. Bazen yaya, bazen vasta ile Isparta'nn gl bahelerine, bazen Kirazldere, Ayazma, Glck, bazen Eirdir Gl kenarlarna, Barla bahelerine, Karakavak, Kabristan, Karadut gibi Nur'un menzil ve menzilciklerine gider, gezer, dolar, dnerdik. stadmz Eirdir'den Barla'ya atla giderdi. Birimiz at eker, birimiz stad tutar, birimiz de stadmzn ibrik, termos, seccade gibi eyalarn tardk. Barla'ya vardmzda yorgunluk, hastalk dinlemezdi. Hibir zaman stadmz bo dururken grmedik. 'Geliniz, biriniz bana ders okuyun, biriniz suya gidin, biriniz de yourt, yumurta bulun, yemek yapn' derdi. Bir saat mesafede am Da yolu zerinde Gdk suyu

vard. Suyu bazen oradan, bazen de Karakavak gibi yerlerden getirirdik. Karakavak veyahut Gdk suyundan geldiimizde bazen stadmz, 'Hazr olun vastaya bakn, Ankara, stanbul'dan formalar gelmitir. Hemen gideceiz' derdi. Eer vasta bulmusak, vasta ile Eirdir'e kadar giderdik. Gidip gelirken yollarda stadmz, ders okutturur, dinlerdi. am Da'na karken de okuttururdu. 'Maaallah, ok gzel istifade ettik seyyar medresemizde' derdi. "lek" stadmz, Barla civarnda fazla merkep kulland iin, 'Bunlara eek demeyin, hayvana hakaret oluyor. lek deyin, nk bunlar ok alkan hayvanlardr' derdi. stadmz her gn emsiyesini alr kar, bizler de arkasndan giderdik. Isparta'nn yakn menzillerine veya Isparta'ya nazr tepelere kar, oralardan Isparta'y temaa ederdi. Bazen yol kenarlarndaki asmalarn salkmlarn saydrrd. Ondaki sanat- lhiyeyi izah ederdi. zmlerin kudret helvas olduunu sylerdi. Sidre ve Ayazma aalk yerlerdir. Ispartallar Cuma ve Pazar gnleri istirahat iin oralara giderlerdi. Halkn olmad gnlerde biz de stadmzla oralara giderdik. "Hocam beni affet" Bir gn Ayazma'da stadmz arabann iinde Ceven okuyordu. Bizler de etrafnda ayr ayr yerlerde Nurlardan okuyorduk. O anda bir sarho, 'Hocam beni affet, bana dua

et' diye bararak stadmza doru yrd. Ben brakmadm. zeri fena kokuyordu. stadmz, 'Brak gelsin' dedi. stadn yanna beraber gittik, stadn ellerine sarld, 'Hocam beni affet, bana dua et' dedi. Hakikaten, mbarek stadmz da dua etti. 'Ya Rabbi, bu kardeimizi kurtar' diyerek okad. 'nallah kurtulursun' dedi. Bir ayda onun kurtulduunu haber aldk. Kendisi tenekecilik yapard. "naallah kurtulursun" Yine bir gn akamst Sidre'den stadmza su getiriyordum. Akam namaz olmutu. Kapnn nnde beli bklm yetmi-seksen yalarnda iki kadn duruyordu. Kap ak vaziyette ve biri kapnn i tarafnda idi. ok taaccp ettim. Bizim kap daima kapal idi. Kap nasl almt da bunlar ieri girmiti? Bir sarhou da merdivenlerden karken yakaladm. ok hayret ettim. O saatlerde bizim kap muhakkak kilitli olurdu. Sarhola mnakaamza Tahir, Zbeyir ve Ceyln aabeyler geldiler, onlar da hayret ettiler. stadmzn odasnda akam namaz klyordu. O vakitlerde evimizin nnde daima polis beklerdi. Allah'tan ki, o anda onlar da yokmu, olsaydlar kim bilir ne iftiralar uydururlard. Kadnlar darya kardk. Sarhou da stadmza anlattk. stadmz da ok taaccp etti, efkatle dua etti, 'naallah kurtulursun' dedi. Sarho merdivenden bararak indi. 'Baba beni kurtar, baba beni kurtar' diyordu. Bir zaman sonra annesiyle, teyzesini grdmzde, evltlarnn

kurtulduunu sylediler. 'Allah raz olsun, sizden ve Hoca Efendiden, ocuumuz kurtuldu' diye bize dua ediyorlard. "Jip almaya karar verdik" Mbarek, mualla stadmz Isparta civarnda gezerken ok yorulurdu. Dnnde bize, 'Beni dnemiyorsunuz, ben gdasz yaarm, havasz yaayamam, vasta bulun' derdi. Bizler de vastay her zaman bulamazdk. Mbarek stadmz ise, her gn gezmek istiyor. Baz gnler vasta buluyoruz, baz gnler de bulamyoruz, yani paraszlktan bulamyoruz. Bulduumuz vastalarn yarsn da, Allah rahmet eylesin, kahraman Tahir Aabeyimiz temin ederdi. stadmzn ruhunda bir cevvaliyet vard. En uzak yerlere gitmek ister, yksek tepelere, tenha yaylalara, aalk yerlere gitmek arzu ederdi. Bazen, 'Emirda'a gideceim' derdi. Otomobilciler de fazla para isterdi. stadmza, bu kadar para istiyor dedimizde iktisadna muhalif olduu iin mteessir olurdu. Gezmezse rahatsz oluyor, gezmeyi ok arzuluyordu. ou zaman ayaklar aryordu. Bizler de stadmzn dizlerini, ayan ovalyorduk. Mbarek, muazzez stadmzn gzlerinden yalar geliyordu. stadmzn bu hali bizleri fazlasyla mteessir ediyordu, ne yapacamz aryorduk. stadmzn bu hallerine tahamml edemedik. Merhum Zbeyir Aabey, merhum Tahir Aabey, merhum Ceyln Aabeyle beraber meveret ettik. Emirda'dan Osman alkan Aabey ve Mehmet

alkan Abey, nebolu'dan elebi Aabey, Isparta'dan Rt Aabey, olak Nuri Aabeylerle beraber konutuk. En ucuzundan bir araba almaya karar verildi. Bu karar stadmza sylersek kabul etmezdi. Aabeyler yle bir karar verdiler. 'stadmza imdilik bir jip alalm' dediler. Emirda, nebolu ve Isparta Nur Talebelerini himmeti ile on sekiz bin liraya bir jip alnd. Emirdal Mahmud alkan kardeimiz de ofrd. Onu Isparta'ya getirdik. Arabay Mahmud'un zerine yaptrdk. Mahmud hem piyasada alyor, hem de stadmza hizmet ediyordu. Kendine hizmeti esnasnda stadmz benzin parasn verirdi. Ehl-i dnya da fazla phelenmedi. nk Mahmud piyasaya da alyordu. stadmza rica ettik. stadm Mahmut Isparta'da alacak, sizi'de istediiniz zaman gezdirecek. Mahmut bizim yanmzda kalsn' dediimizde 'stadmz kabul etti ve Mahmud da bizimle beraber kalmaya balad. O zaman stadmz biraz rahatlad. Bu jiple bir sene devam ettik. "Arabay deitirdik" Trkiye'de o zaman, malm, yollar ok bozuktu. Asfalt lan yoktu, yine ayn aabeylerle meveret edildi. Jipi satp bir taksi almaya karar verildi. Jipi on dokuz bin liraya sattk. On bin lira da dn para bulduk. Yirmi dokuz bin liraya 53 model Chevrolet araba aldk. (Boyac Hsn Efendi, Mahmud ve Ceyln kardelerle beraber, Ankara'dan aldk.) Araba yine Mahmud alkan'n stnde idi. Bilahare Ceyln Aabey ofr oldu. 1958'de

Ankara hapsinden ktktan sonra stadmz bana, 'Keeli, keeli, benim ofrm sen olman lzmd' dedi. Ben de 'stadm on be gn izin ver, ben ofrl renirim' dedim. stadmz da, 'Sana bir ay izin veririm, ren' dedi. Ben de Samsun'a gittim. Samsun ve Bafra'da altm. Bir ayda ofrl rendim. Sinop'tan ehliyet aldm. Bir ka sefer imtihana girdim. Direksiyondan verememitim. Son gn stadm ryamda grdm. Bana yarm bir ehliyet verdi ve ertesi gn ok gzel muvaffak oldum. 1958'de Hsn kardeimiz de askerlik yaparken ofrl rendi. Ceyln Aabey de ofrd. Ceyln Aabey ok akac, latifeci ve zeki idi. Isparta'dan Emirda'a gelirken, 'Ben sizden hem eskiyim, hem de ofrlkten ustaym, yolun yarsna kadar ben kullanacam, yarsndan sonra da siz kullanacaksnz' diye latife etti. Ben de yeni renmitim. "Seni ofrlkten men ettim" Bir gn Emirda'dan ifteler'e kadar arabay ben kullandm. ifteler'e stadmza kar almaya gitmitim. Arabay ehrin ortasna koymutum. Arabada Zbeyir Aabey, Ceyln Aabey, Hsn kardeimiz stadmzn yannda idi. Ben gelinceye kadar, halk toplanm, fazla kalabalk olmu, ben geldiimde stad hiddet etti. 'Bu halk niye byle topladn? Bu kalabalktan ben ok sklyorum. Seni ofrlkten men ettim. Sana ofrle izin yok' dedi. Mahmudiye'yi getikten sonra Sakarya Nehrinin

kenarnda yeillik, aalk bir yerde stlerin altnda stadmz, bana husus olarak bir saat ders verdi. Hsn ile Ceyln Aabeyi Eskiehir'e gnderdi. Zbeyir Aabeyi de ayr bir yere gnderdi. Bana o zaman husus olarak 'Evldm ben seni ofrlkten men ediyorum, ben sana ahsm iin ofrle izin vermitim' dedi. stadmzn u sz bana ok tesir etti: 'Evldm, Adnan Menderes gelse, 'Said, Bayram' bana ofr ver de Risale-i Nur Klliyatn bastrrm' dese yine izin yok' dedi. 'leride kk bir araba alacam, beraber gezeceiz' diye beni teselli etti. Bu szleri ile bana ok iltifat etti. Ben de ok fazla zlmtm. stadmzdan Allah ebediyen raz olsun. Kim bilir ofrlk yapsaydm, belki de kendimi muhafaza edemeyecektim. nk ofrle kar ok zayetim vard. stadmz, 'Seni ofrlkten men ediyorum. leride Ceyln'la Hsn'y de men edeceim' dedi. stadmzn vefat etmesine birka ay kala Ceyln Aabeyin babas araba almt, oraya gitmiti. Hsn kardeimiz stadmzn ofrln yapyordu. Hatt en son Urfa'ya Hsn kardeimiz gtrd. Halk Partililerin dedikodusu Sras gelmiken urasn da belirteyim ki: O zamanlar Halk Partililer ok dedikodu yaptlar. Bu arabay kim ald? Bedizzaman'a Menderes araba ald. Hediye etti gibi... ok yollardan dedikodu yaptlar ve oklarna sorarlar ve sordururlard. Bu arabay kim ald? v.s. O zamanlar bizi, emniyetten ok sk takip ederlerdi.

Emniyetin eski bir jipi vard. Bizi bir trl takip edemezdi. Birok zaman tehdit ederlerdi. 'Fazla sratli gitmeyin ve bize gideceiniz yeri syleyin, yola kmadan evvel bize haber verin' gibi ikazlarda bulunurlard. Biz hi ehemmiyet vermezdik. "Karlksz hediye kabul etmezdi" Mbarek, muazzez stadmzn en yakn hallerini bizler gryorduk. ktisat dsturunu haryen tatbik ederdi. stina dsturunu hi bozmazd. nk, 'Benim mesleim sahabe meslei, a kalmak var, hapis var, zahmet var, var, var...' derdi. Mbarek, muazzez stad hi kimseden hediye almazd. ok sevdii talebesi dahi bir kilo zm getirse veyahut bir teberrk getirse, mukabilini muhakkak verirdi. 'Benim kaidem bozulur, bana dokunur' derdi. Bizler mukabilini vermeden hi hediye aldn grmedik. Bizlerden dahi almazd. stadmzn bu hallerini grenler, 'Kimseden hediye almyor da nasl geiniyor' diye soruyorlard. ktisat ve bereket-i lhiyeye mazhar oluunun ok hikmetleri vard. "Kat para tamazd" stad kt para tamazd. Bir krem kutusu iinde bozuk para bulundururdu. Bizler su getirsek dahi mukabilini verirdi. ok basit giyinir, ucuz dokumalar tercih ederdi. Onun iin masraf olmazd. Bizlere gnde otuz kuru tayinat verirdi. Bunlar eserlerinden alnan te'lif hakkndan idi. Bu det, stadmzn vasiyetlerinde vard. O

zaman ekmek otuz kurutu. stadmzn vasiyetleri zerine inaallah bu devam edecektir. "Kinat tefekkr ederdi" stadmz krlar gezerken kitb- kebiri mtalaa ederdi. Bizlere de hem arabada giderken ve gelirken 'Keeli, keeli siz de u kitab- kebir-i kinat okuyun' derdi. Btn mahlklarla alakas vard. Aalara, talara ve hayvanlara ok acb efkati vard. Hatt yollarda kpek grse bize der; 'Bunlar ok sadk hayvanlardr. Bunlarn komalar, ulumalar sadakatlarnn iktizasdr' derdi. Krlarda gezerken kaplumbaa grrse onunla ok ciddi alakadar olur, 'Maaallah, brekallah ne gzel yaplm, undaki san'at sizlerden geri grmyorum' derdi. "Hayvanlara kar ok mkti" Bazen karncalar grse veyahut bizler bir ta kaldrsak ve altndan karnca ksa, talar gelip koydurur, 'Hayvancklarn rahatn bozmayn' derdi. Krlarda avclar grdnde, 'Tavanlar ve keklikleri vurmayn' derdi. Ve, 'Dier hayvanlar incitmeyin' der ve nasihatte bulunurdu. Hatt ok kiileri avclktan menetti. Krlarda obanlara rast geldiinde onlar arr, konuurdu. 'Be vakit namaznz kldnz zaman, sizin her vakit saatiniz ibadet yerine geer. Bu da beeriyete hizmettir. Bundan hasl olan eti, yn, st, yourdu her kim yerse yesin, size sadaka hkmne geer. Bu hayvancklar incitmeyin' diye obanlarla ok efkatli

konuurdu. "Cemaatle namazda imamlk ederdi" Krlara gittiimizde hi bo durmazd. Daima Ceven, Evrad- Bahaiye, Delail-i Nur, Hlasat'l-Hlsa, Hizbi'nNuriye, Tahmidiye ve hususan Sekine'yi hi brakmazd. Onu her gn okurdu. Hatt bazen ay ierken bile okurdu. Risale-i Nurlar ya tashih ederdi veya bizlere Risale-i Nurlardan okutur, kendisi dinlerdi. Tefekkr ederdi. Krlara gittiimizde en yksek yerlere kard. Bazen yksek aalarn ve talarn bana kard. Namaz klarken de yksek talarn ban tercih ederdi. Krlarda cemaatle namaz kldmzda bizlere imamlk ederdi. Namaz vakti girdiinde muhakkak ezan okuturdu. stadmz bizlere, 'Sizlerdeki genlik bende olsa, u dalardan inmem' derdi. Daima kitab- kebir-i kinat mtalaa ederdi. Krlarda kular, bcekleri hi incitmez ve incittirmezdi. "Aalar kesmeyin, onlar da zikrediyor" am Danda bazen aa lzm olurdu. Bu aalar, Karaaa kkndeki menzilinin tamiri iin kullanrdk. stadmz rasgele aalar kesmemize mani olurdu, 'Aalar kesmeyin, onlar da zikrediyor' derdi. "Fareler Nurlar yemezdi" Isparta'daki evde, tavanda eserler vard. El lambas ile eserlere bakyordum. Fareler eserlere zarar vermesin diye, bir de baktm stadmz da tavana geldi. Tavan yksek

olup, merdivenlerle klrd. stad 'Keeli, keeli, ne yapyorsun?' dedi. Ben de, 'stadm, fareler eserlere ilimesin diye bakyorum' dedim. stadmz, 'Onlar bize ilimez. Eer bizde bir kabahat olmazsa bize ilimezler' dedi. Hakikaten fareler eserlere hi ilimezdi. Bazen Nurlarn yannda baka mecmular ve gazete lan olurdu, fareler onlar para para ederdi, fakat Nurlara hi ilimezlerdi. Bu neviden ok hdiseye ahit olduk. stadmz bu nevi kerametleri istemedii iin bu hdiseleri yazmyorum. "Dindar retmenlere ok ehemmiyet verirdi" stadmz, muallimler ziyarete geldiklerinde onlarla ok fazla alkadar olurdu. 'u zamann dindar bir muallime eski zamann velileri nazar ile bakyorum, nk eski zamanda din terbiye ebeveyne verilmiti, bu zamanda o vazife muallimlere verilmi, muallimin iyisi ok iyi, fenas da ok fena. nk masum ocuklar muallimlerine ok dikkat ederler, deta mknats gibi hocalarndan ne grrse iyiyi de fenay da ekerler. Muallimin iyisi minare banda, kts kuyu dibindedir. Muallimler iin ortas yoktur, ya lay- illiyyinde veya esfel-i salindedirler. Ortas yok' derdi. Onun iin dindar muallimlere ok ehemmiyet veriyordu. 'Eer vaktim olsa, her gn dindar bir muallime on altn lira veririm. nk dnyada benim ocuum olmadndan, btn dnyadaki ocuklara efkat cihetiyle alkadarm' derdi. Muallimlere ders verirken merhum Hasan Feyzi,

Mustafa Sungur, Abdurrahman Yksel gibi zatlar misal verirdi ve 'Sizleri de onlar gibi kabul ettim' derdi. Hem, 'Mustaf Sungur'un okumas mn-y ismden mn-y har hkmne geti, onun okumas maarif-i lh hkmne geti' derdi. Mektuplar 1953'e kadar stadmz Emirda'da iken muhabereyi Hsrev Aabey yapard. Mektuplar stadmz Isparta'ya gnderir, Hsrev Aabey de mumlu kda yazar, Sav'a gnderir, Sav'da teksir olur, muhabere edilen merkezlere Isparta'dan gnderilir veyahut Eirdir vesaire yakn postanelerden gnderilir. O zamanlar ok sk takibat vard. Hatt mbarek Hsrev Aabey, risaleleri teksire yazarken, yatak dolaplarnda sabahlara kadar mumlu kda yazar, gece gndz dmia tarassut altnda alrd. Hsrev Aabeyin yanna gelen-gidene ok dikkat ederdi. 1953'te Isparta'ya vardmzda Hsrev Aabey mumlu kda yazar, Abdlmuhsin, Tahir Aabey, Ceyln Aabey, Zbeyir Aabeyle birlikte teksirle oaltrdk. Bu bir k devam etti. Baz mecmualar nerettik. Ekseri byk mecmualar Sav'da teksir oldu. Sav'dan sandklarla stanbul'a cilde gnderirlerdi. Ciltten geldiinde de hi bilinmedik adreslere gelirdi, o zamanlar akta kitap gezdiremezdik. Hem de her yerde okuyamazdk, daima Nur Talebeleri tarassut altnda idi. Risale-i Nurlar matbaalarda Latin hareri ile neriyata baladnda (1954-1957), her gn bir vesile ile stadmz

ders verirdi. Hi bo durmuyordu. "Siyasilere ders verirdi" Hayat- itimaiyeye dair mektuplar, siyasilerle muharebeler, lahika mektuplar devaml nerediliyordu. Isparta'ya vardmzda hem teksir, hem neriyat, hem o zamanki particilerle merhum Tahir Aabey, Tenekeci Mehmet Efendi, Terzi Mehmet Efendi, merhum Zbeyir Aabey, merhum Rt Aabeyler o zaman parti bakan olan Mehmet Tokalar ve parti ileri gelenlerinden Sreyya Demiralay, Hilmi Dolmac, Cell Bey gibi zatlarla temas ediyorlard. stadmz onlara Risale-i Nurdan dersler verirdi. Hem hayat- itimaiyeye dair mektup lahika olduundan, onlara bir bahane ile verdirir, okuttururdu. stadmz nc Said devrinde hayat- itimaiye ile megul olurdu. ok zaman, sabah namazndan sonra 'Bana ihtar olundu,' diyerek, 'kalem kat getirin' der, ok sratli sylerdi. Ekseri Tahir Aabey, Ceyln Aabey yazarlard. Badat Pakt meselesinde stadmz ok sevindi. Babakan ve Reis-i Cumhura mektuplar yazd. O mektuplar ayn zamanda lahika olarak neretti. stadmz kendisini ziyarete gelenlere Badat Pakt meselesini anlatyordu. "Erzurum niversitesi ile ok alkadard" Erzurum niversitesinin al ile ok fazla alakadar oldu. stadmz, 'O niversiteye benim ismim verilmesi lzm. Fakat Mustafa Kemal'le beni bartrmak iin, onun

ismini verdiler' demiti. Mesel Reis-i Cumhura yazd mektupta yle diyordu: Madem Reis-i Cumhur gayet mhim mesail-i siyasiye iinde ark niversitesini en ehemmiyetli bir mesele yapp, hatt harika bir tarzda altm milyon lirann o niversiteyi sarf iin bir kanun karmak derecesinde fevkalde bir hizmet ile medresenin medar- iftihar ve kendisine byk eref verdiren bu medrese-i slmiyeye hocalk hissiyatyla balamas, btn ark hocalarn minnettar etmi. Ve imdi Orta arkta sulh-u umuminin temel ta ve birinci kal'as olan bu niversiteyi yine mesail-i azime-i siyasiye iinde yeniden nazara almas, elbette bu vatan ve devlete, bu millete bu azim faideli hizmeti netice verecek.Ulm-u diniye o niversitede esas olacaktr. nk, hariteki kuvvet tahribt- mnevidir. O mnev tahribata kar atom bombas ancak mnev cihetinde, mneviyattan kuvvet alp tahribat durdurabilir. Madem elli be sene bu meseleye btn hayatn sarf etmi ve btn dekaiki ile ve neticeleri ile tetkik etmi bir adamn bu meselede reyini almak ve krini sormak lzm gelirken, Amerika'da Avrupa'da bu meseleye dair istiareye mecbur bildiimizden... Elbette benim de bu meselede sz sylemeye hakkm var. Hamiyetkr olan btn bir millet namna sizlerden bekliyoruz.' O zamanki mspet siyasilerle konutuunda, 'Size kat'iyen ve ok emarelerle beyan ediyorum ki; gelecek yakn bir zamanda bu vatan, bu millet ve bu memleketteki hkmet, lem-i slma ve dnyaya kar gayet iddetle

Risale-i Nur gibi eserlere muhta olacak, mevcudiyetini, haysiyetini, ereni, mefahir-i tarihiyesini onun ibraziyle gsterecektir' diye ders verirdi. "Bizi daima ikaz ederdi" stadmz bizlere her vesile ile, sadakat ve dikkat hususunda daima tahidat yapard. 'Dikkat edin, ben sizlerin nefsinizi itham etmiyorum, ama aldanabilirsiniz. Sizler herkesten ziyade ok dikkat etmeniz lzm ve elzem. Hususan Risale-i Nurun meslek ve merebine, benim tarz ve merebime sadk kalacaksnz' derdi. Bizlere bu hususta ok tahidat yapard. Sk sk ders verirdi. Bilhassa merhum Ceyln Aabeye, Zbeyir Aabeye ve bana mkerrer ders verirdi. Polislere nasihat Polisler, stadmz ziyarete geldiklerinde, veyahut taharri iin geldiklerinde, bir vesile ile muhakkak onlara ders verirdi. Dindar bir polis memurunun, eski zamandaki ok mbarek zatlar gibi hayr- azim kazandklarn; bilhassa farz namazn klan bir polis memuruna, eskisinden ok fazla ihtiya olduunu sylerdi: 'Ben derim: Bu zamanda hocalardan hatt solerden ziyade zabta efrad ehl-i takva olup kebirden kendilerin muhafaza ve feraizi yapmasn, vazifeleri iktiza ediyor. Ve ona ihtiyac- edid var. T ki karsndaki mnev tahribatlara kar syi ve emniyet-i umumiyeye ait vazifeleri tam yapabilsinler.' (Emirda Lahikas c. II, sahife 76-77)

"Karln vermezsem olmaz" stadmz, bazen yaya gittiinde yollarda ofrler rastlarlard. Hemen dururlar, srar ederler, 'Hocam, buyurun arabamza' derlerdi. Bindirmek iin srar ederlerdi. stadmz da biner ve 'Mukabilini vermezsem olmaz, benim kaidem bozulur' derdi. Muhakkak cretini verirdi. Ve, 'ofrlk de beeriyete hizmettir, yalnz siz farz namaznz klarsanz, almanz da ibadet yerine geer' derlerdi. Bazen krlarda, bahe kenarlarndan geerken bahe sahipleri meyve getirirlerdi, srar ederlerdi. stadmz bazen hatrlarn krmazd, ok az alr, mukabil parasn verirdi. 'Mukabil parasn vermezsem, bana dokunur, benim kaidemi bozmayn' derdi. Hatt bizden bir ey alsa, muhakkak mukabilini verir, bizimle pazarlk ederdi. 'Bunu bu yata bana sattnz m?' diye sorar, biz de, 'Sattk' derdik. Yemek, imek, yatmak hususlarnda Snnet-i Seniyyeye haryen ittiba ederdi. ok sde yerdi. "ok temiz giyinirdi" Ekseri beyaz giyinirdi. Temizlie ok riayet ederdi. Bizler amarnn hangisi ykanm, hangisi ykanacak olduunu anlayamazdk. ou zaman tereddde derdik. Haftada bir ykanrd. amarlarn sk sk deitirir, fazla elbise bulundurmazd. Fazla olan neyi varsa, sattrrd. 'Hediye almayan, hediye vermez' derdi. Eyalarnn namaz

klna satlmasn sylerdi. Fazla yata da sattrmazd. Kokulardan gl yan kullanrd. Baka koku kullanmazd. Sarmsa kendisi hi yemedii gibi, bizlere de yedirmezdi. Hatt yirmi drt saat nce yemi olsak dahi anlar, yanna almazd. Yn orap ve lstik pabu giyerdi. ok zayf olduu iin, kn ok rd. Pamuklu giyerdi. Yemeklerinde kulland kaplarna ok dikkat ederdi. Mesel; biz, kendi yemek ve aydanlmzn kapan ters koymu olsak veya kamz yere koysak, stadmz da grse, darlr, 'Kendine bakmayan, bana bakamaz' derdi. stad, a olduu iin amar ykadmzda slak amara bamz veya elimiz dese tekrar ykatrd. ok zayf olduundan ekseri sobasn yakardk. Temiz havay ok severdi. Akam ve sabah pencereleri muhakkak atrr, evi havalandrrd. "Namaz, vaktinde ve huu iinde klard" stadmz, namaz ok huu iinde klard. Sreleri okurken tane tane okurdu. Namaza dururken, tam huzura vardnda, niyet ederken, 'Allah Ekber' dedii zaman, bizler arkasnda korkardk. Mbalaa olmasn, ahap bina sarslrd. stadmz namaz vaktinde ok dikkat ederdi. Namaz vaktinde klard. Mesel, Isparta'dan ktmzda,

Emirda'a be dakika sonra varacak olsak bile, stadmz saate bakar, k, frtna olsa beklemez, hemen namaz vaktinde klard. Krlarda olsun, yolculukta olsun, namaz vaktin evvelinde klard. Bu mevzuda yle buyuruyor: Namaz vaktinde klmann ne derece tkenmez, uhrev bir sermaye olduu anlalyor ki, her namaz vaktinde lem-i slm denilen muazzam camide, yz milyondan fazla cemaat- kbra namaz klyor. O cemaatte herbir adam umum cemaate dua ediyor. hdine's-srata'l-mstakim' (Bizi doru yola hidayet eyle) diyor. Her biri umum cemaate hem efaati, hem duac olur. O vakit, namaza itirak etmeyen hissesini alamaz. Kaynayan mir ve asker kazanna karavanasn gtrmeyen, taynatn alamad gibi, cemaat- kbrnn mnev matbahnda kaynayan, mnev erzakn alamaz. Belki namaza itirakle o cemaatin ordusuna itirak etmi olmakla ve dualarna amin demek olan namaz vaktinde klmakla alabilir.' "Hayrnz byk, hatanz da..." Bazen hatalarmz olurdu. Yine bir hatamz olmutu. Sidre mevkiinde Zbeyir Aabeyle suya gitmitik. stadmz da okuyordu. Biraz ge kalmz. stad da merak etmi. Baktk ki emsiyesini eline alm geliyor. Bize, 'Niye ge kaldnz?' diye hiddet etti, bizi ikaz etti,

dersler verdi: Ben sizin hatrnz iin krk senelik kaidemi bozdum. Ben siz yokken kimseyi devaml yanmda bulundurmuyordum. Kimseyi yanmda yatrmazdm. Akam kapy iten ve dtan kilitleyip, sabah ayordum. Sizin hatrnz iin kaidemi bozdum. Eer siz benim hizmetimden giderseniz, ben eski hayatma dneceim. Siz mecbursunuz, benim meslek ve merebimi ve Risale-i Nurun meslek ve merebini benden grdnz gibi muhafaza etmeye. Ben sizinle iktifa ediyorum. Siz de Risale-i Nura kanaat ediniz. Siz zaten dnyada cretinizi almsnz. Bata Mslman olduunuz iin, ikincisi Risale-i Nur Talebesi olduunuz iin, bana hizmetkr olduunuz iin... Bilhassa ok dikkat etmeniz lzm. Sizin hayrnz da ok azim, hatanz da... Onun iin sizin daha ok dikkat etmeniz lzm.' "Nur dersinde dost dman ayrt edilmez" stadmz her gelen siyasilere veya hayat- itimaiye ile megul olanlara u tarzda ders verirdi: 'Nur Risalelerinin ve Nurcularn siyasetle alakalar yok. Ehl-i dnya Nur Talebelerinden hi evham etmesinler. nk bizim hizmetimiz dnyev deil, uhrevdir. Risale-i Nur, rza-i lhiden baka hibir eye let edilmediinden mmkn olduu kadar Risale-i Nurun mensuplar itima ve siyas cereyanlara karmak istemiyorlar. nk iman dersi iin

gelenlere, tarafgirlik nazaryla baklmaz. Dost dman, derste fark etmez.' Hatt bir gn bize, 'M. Kemal'in olu da olsa, Abdlmecid'in olu ile Nur dersinde beraber hissesini alrlar, hibir zaman tefrik olunmaz. Halbuki siyaset, tarafgirlik bu mny zedeler. hlas krlr. Onun iindir ki Nurcular, emsalsiz ikencelere ve skntlara tahamml edip Nuru hibir eye alet etmediler. Siyaset topuzuna el atmadlar. Hem Nur Risaleleri kfr- mutlak krd iin, kfr- mutlakn altndaki anarilii ve stndeki istibdad- mutlak krd cihetle bir nevi siyasete temas var' demitir. Bir tek mesele-i imaniyeyi dnya saltanatna deimediini, mahkemelerde dava edip yirmi be sene tarz- hayatyla ve emarelerle ispat etmitir. "Kfr ile iman ortas yoktur" Bir zaman stanbul niversitesi'nin profesrlerinden birisi niversitenin alnda o zamanki Maarif Vekiline -Anadolu'daki Nurcular kastederek- 'Din lehinde kuvvetli bir cereyan var. Onlara da solcular gibi bir derece meydan vermeyeceiz' demesine mukabil, o zamanki Maarif Vekili Tevk leri, 'Eer dediin, o cereyan Nurcular ise, ne siz, ne de Avrupa onun malup edemez' demiti. stadmz bu sz zerine meslek ve merebine muhalif olarak, 'Eski Said'in kafasn bir-iki dakika bama alarak diyorum ki: Kfr ile iman ortas yoktur. Bu memlekette slmliyete kar komnist mcadelesi ortas olamaz. Sa ve sol ortas meslek icap ettirir. Eer ngiliz, Fransz deseler haklar var. Sa slmiyet, sol komnistlik, ortas Nasraniyet

diyebilirler. Fakat bu vatanda kfr- mutlaka kar iman ve slmiyetten baka bir din, bir mezhep olamaz. Olsa dini brakp, komnistlie girmektir. nk hakiki bir Mslman, hibir zaman Yahudi ve Nasrani olamyor. Olsa olsa dinsiz olup, tam anarist olur. naallah Maarif ve Adliye Vekilleri gibi sair erkn da bu ehemmiyetli hakikat tam anlayacaklar, sa ve sol tabiri yerine hak ve hakikat, Kur'n ve iman kuvvetine dayanp bu vatan kfr- mutlakadan ve anarilikten, zndkadan ve onlarn dehetli tahribatlarndan kurtarmaya almalarn rahmet-i lhiyeden btn ruh-u canmzla niyaz ve rica ediyoruz' eklinde beyanatta bulunmutur. "Reyimizi kime verelim?" Nur Talabeleri gelip, stadmzdan soruyorlard: stadm reyimizi kime vereceiz?' stad Hazretleri de bunlara u cevab veriyordu: Demokratlar parmak kesiyor, Halk Partisi ise bilek kesiyor. Nur Talebeleri ehven-i er olarak Demokratlarla rey veriyorlar' derdi. Bu meseleye bylece iaret ediyordu. Akla kap ayor, fakat ihtiyar elden almyordu. Fikre hrmet ediyordu, byle yapn demezdi, ama stadn ne demek istediini ferasetli olanlar anlarlard. 1954 ylnda Vanl Seyyid Abdlvahhap, Isparta'ya stadmzn ziyaretlerine gelmiti. Kendisi Nuri Benli'nin otelinde kalyordu. Kznn hastal iin Isparta'nn

havasnn iyi geldiini sylyordu. stadmz da ziyarete geldiinde kabul eder, alkadar olurdu ve Seyyid derdi, ok ehemmiyet verirdi. Bu zat sonradan Van'a gidip, orada, 'Ben stadn yannda kaldm, buradan adaylm koyacam' demi. Sonradan Halk Partisinden milletvekili olmutu. stad bunu duyunca ok zld ve kzd. Biare, Halk Partisinden milletvekili olmu' diye sk sk zntsn belirtirdi. "Ben Halk Partisi milletvekiliyim" Yine Isparta'da, kulanda bir kulaklk bulunan Halk Partili bir ihtiyar zat gelmiti. stad bu adam kabul edip kendisiyle grt. Ziyaret annda ben de yanlarnda bulundum. Adam: Hocam, ben Halk Partisi Malatya Milletvekiliyim. Eer sen istersen ben oradan ayrlrm.' stad cevaben: Hayr, ayrlma sen orada bulun, bizi mdafaa edersin, sen bizi gryorsun, bizim siyasetle alkamz yoktur.' nn demi ki, 'Biz Said'i anlayamadk. Eer bir frsat bize gelirse, artk ona ilimeyeceiz' diye karlk verdi. Adam stadmzdan memnun olarak ayrld. Sonra biz anladk ki, adam Halklar ve nn husus gndermiler. stadmz ziyaretilerle grrken, onlar katiyyen rencide etmezdi. Siyaslere, 'Siz dinsizsiniz' gibi szleri asla sylemezdi. slmiyet aleyhindeki din dmanlar diye umum konuurdu.

Bir gn Ar Halk Partisi Milletvekili Ahmet Alparslan ziyaretine gelmiti. stad ok seven bir zatt. stad, Halk Partisinin iinde bulunan din dmanlarna mani olmasn syledi. Adam hi incitmeden ok gzel dersler verdi. Halk Partisini yaptklar zulmleri anlatt Ahmet Bey; 'stadm, eer istersen ben Halk Partisinden ayrlrm' deyince, stadmz da, 'Hayr ayrlma, orada bizi mdafaa edersin' dedi. "Biz Nurcular sizi destekliyoruz" Demokrat milletvekilleri de stadn ziyaretine gelirlerdi. stadn onlarla grmesi ise daha farklyd. Onlara, 'Biz Nurcular, sizi destekliyoruz. Ben sizi tutuyorum' derdi. Misaller verirdi. 'Hamza Emek benim talebemdir, hem de Demokrattr' diye Demokratlara anlatrd. Eskiden Halk Partisinin yapt zulmleri anlatrd. Bir kimsenin hatasyla bakalarnn, akraba ve yaknlarnn mes'ul olmayacaklarn sylerdi. Halklarn arktaki zulmlerinden bahsederken; bir ky olduu gibi imha ettiklerini, hatt bir kadnn karnndan ocuunu karttklarn, kadn ldrdklerini, ocuun ise hl sa olduunu sylemiti. Emirda'da gezmeye ktmz zaman, Halk Partililerin hal ve hatrlarn da sorard. Emirda'da Halim Yksel isimli Halk Partili bir zata

nasihat eder, incitmeden dersler verirdi. Hatt adama risale bile yazdrmtr. Daima yazard. Halk Partisinin yapt zulm ve hakszlklarn mesuliyetini batakilere verirdi, 'Sizin kabahatiniz yoktur' derdi. "Alevye nasihat" Barla'da Alev bir retmen vard, hem de Halk Partiliydi. stad bazen kendisini artr, saatlerce kendisiyle konuurdu. ltifat eder, efkatle tokatlard. Adama: Siz Hazret-i Ali'ye hrmetsizlik ediyorsunuz. Hazret-i Ali yats namaznn abdestiyle sabah namazn eda ederdi. Eer siz Hazret-i Ali'yi seviyorsanz namazlarnz kln' diyordu. Bu retmenle daima konuurdu. ltifad eder, Risalelerden okuturdu. Bizler de yannda merakla dinlerdik. Biz, 'stad bu adama niin bu kadar deer veriyor?' diye merak ederdik. stad bize cevaben: Ben onun zararn azaltyorum' derdi. Sonra o adam Barla'nn mdrlne de bakt. Bize hibir zarar olmad. Onun zamannda hibir hdise olmad. Fakat ihtill olduunda, o adam ilk sefer mbarek nar aacndaki kk kendi eliyle ykt, ne olduunu gsterdi. Tarikat dersi Bazan tarikat dersi almaya gelenlere yle derdi: 'Hem

Risale-i Nurun meslei tarikat deil, hakikattr. Sahabe mesleinin bir cilvesidir. Bu zaman tarikat, hakikattr. Sahabe mesleinin bir cilvesidir. Bu zaman tarikat zaman deil, iman kurtarmak zamandr. Risale-i Nur bu hizmeti lillhilhamd en mkl ve ar zamanlarda yapm ve yapyor. Risale-i Nur dairesi Hazret-i Ali (r.a.) ve Hasan ve Hseyin'in ve Gavs- zamn ihbar- gaybiyetleriyle akirtlerinin bu zamanda bir dairesidir. nk, Hazret-i Ali (r.a.) keramet-i gaybiyesiyle Risale-i Nurdan haber verdii gibi, Gavs- zam da (k.s.) kuvvetli bir surette Risale-i Nurdan haber verip trcmann teci etmi. Zaten veys bir surette, dorudan doruya hakikat dersimi Gavs- zam'dan (r.a.) ve Zeynelbidin (r.a.) ve Hasan (r.a.) ve Hseyin (r.a.) vastasyla mam- Ali'den (r.a.) almm. Onun iin hizmet ettiimiz daire onun dairesidir.' Sakal meselesi Baz ziyaretilere u ekilde ders verirdi: Belki hatrnza gelir, neden sakalsz olduum. Bunu size izah edeyim de teredddnz gitsin. Bu snneti ilemediimin sebebi, benim milyonlarca talebem var. Ben sakal braksam onlar da gen ihtiyar hep sakal brakacaklar. Genlerdeki sakal ise akranlar arasnda istihza mevzuu olacaktr. Bu sebepten ben bu snneti terk ettim.' "Sebepsiz eser yazmadm" Eserleri hakknda:

Ben hibir zaman bouna sebepsiz eser yazmadm. Mutlaka bir delile ve bir sebebe binaen yazdm. Bir ihtiyaca binaen yazdm. Hem sizler bilerek alyorsunuz. Ben uurum taalluk etmeden istihdam ediliyorum. Risaleler Cenab- Hakkn bu zamann ihtiyacna binaen bir ltfu ve ihsandr' derdi. Emirda Lahikalarndaki itima mektuplarn bir ou 1950 senesinden sonra yazlmt. Bu mektuplar stad siyas ve itima hayatla alkadar olanlara gnderirdi. Bu mektuplar Isparta'da Nur Talebeleri ve Hsrev Aabeyler teksir ederek oaltrlard. stad Isparta'ya gelince mektuplarn teksir edilmesi ve gnderilmesiyle bizzat kendisi ilgilenirdi. Yanndaki hizmetileri vastasyla lhikalar hi kesintisiz devam ettirirdi. Ayn zamanda Nur Talebeleri ile haberleme, mjdeli mektupla tebriklerini gnderirdi. Acb bir hdise O gnlerde hava almak ve gezmek iin Eirdir'e gitmiti. Eirdir'in Halk Partili kaymakam stad Eirdir'e sokmak istemedi. stadn kyafetine ilimek istemiti. stad ok zlm ve hiddetlenmiti. Bu hdise Emirda Lahikalarnda 'Acb bir hdise' bal altnda aynen yle beyan edilmektedir. Bugn yine Eirdir'e gitmiti. Tam evinin nnde birisi rast geldi ve bize hitaben 'Derhal Isparta'ya dnmenizi

emrediyorum' dedi. Biz nce kim olduunu bilemedik, sonra anladk ki, Eirdir'e bir ka gn evvel Van vilayetinin bir kazasndan gelen yeni kaymakam imi. Biz 'Hangi kanun veya hangi talimat ve nizamnameye istinaden arabamzn nne geip ehre gitmeyi men ediyorsunuz?' diye bu keyf ve kanunsuz harekete mukavemet edeceimiz anda, stadmz Said Nurs bizi bundan men'etti. Hem de Said Nurs'ye sarslmaz bir ballk ve byk bir hrmetleri olan ehirli ve kyl ahalinin, hususan pazar mnasebetiyle bugn kalabalk olmas ile kanun hilafna hareket ettirilen bir kimsenin yznden kacak herhangi bir hdiseyi nlemek iin geriye dnlmtr. yle kanaatimiz geldi ki: stadmz Said Nurs katiyen siyasete karmad ve insanlarla grmedii halde, Risale-i Nur'un Anadolu ve ark vilayetlerinde ve hatt lem-i slmda fevkalde bir hsn- kabul grmesi ve Ankara'da hkmetin msaade ve teyidiyle byk mecmualarn resmen tab edilmesi ve btn mahkemelerden beraat kazanmas sebebiyle Risale-i Nur'la alkadar olan ok byk bir kitle Demokrat lehinde olarak hareket ettiklerinden ve bilhassa bu vaziyet ark vilayetlerinde pek zahir mahede edildiinden Nur Talebeleriyle hkmetin mabeynini bozmak iin baz gizli zndklar ve eksi parti taraftarlarnn plnyla bu yeni kaymakam, asayi ve din aleyhinde olan byle muameleye vesile yapmlar. Demokrat Nur Talebeleri adna: Rt akn, Mehmet

Szer, Mehmet Babacan, Tahir Mutlu, Ziver Gndzalp. Dncelerinin hlisane olduunu ben de bilmekteyim: Demokrat Milletvekili Kemal Demiralay." [1> "Isparta'ya ok ehemmiyet verirdi" stadmz Isparta'ya ok ehemmiyet veriyordu. 'Benim son hayatm Isparta havalisinde geirmek byk bir arzumdu. Isparta tayla, toprayla benim iin mbarektir. Hatt yirmi be seneden beri beni ikence ile tazib eden eski hkmete, kalben ne vakit hiddet etmisem, hibir zaman Isparta Hkmetine hiddet etmeyip, o mbarek vatandaki hkmetin hatr iin tekileri de unutuyordum. Hususan orada eski tahribat tmirata balayan hakik vatanperverler olan Demokrat namnda hamiyetli ahrarlar yani hrriyetperverler, Nur ve Nurcular takdir etmelerine ok minnetdarm, onlarn muvaffakiyetlerine ok dua ediyorum. naallah o ahrarlar istibdad- mutlak kaldrp tam bir hrriyet-i er'iyeye vesile olacaklar' [2> diyordu. Uzun sabah dersleri 1954'te Isparta'da stad Hazretleri Arab Mesnev-i Nuriye'den derse balad. Merhum Tahir Aabey, Merhum Zbeyir Aabey ve Merhum Ceyln Aabeylerle beraber geldik. Mustafa Sungur Aabey de ara sra gelir, birka gn kalrd. stadmz ekseriyetle onu baz hizmetler iin Ankara'ya gnderirdi. stadmz sabah namazndan sonra derse balyordu. Ders be-alt saat devam ediyordu. Adeta

on yedi yanda bir gen gibi ok hareketli idi. Bizler Arapay bilmiyorduk, ama stadmz yine derse muntazaman devam ediyordu. Ceyln Aabey ok gzel anlyordu. Tam le ezan okununcaya kadar ders devam ederdi. Yorgunluktan uykumuz gelirdi. stadmzn baucundaki saate bakardk, stadmz saati ters evirirdi. Aklmzn, kalbimizin, ruhumuzun ve btn ltifelerimizin derse verilmesini temin ederdi. Zbeyir Aabey vcuduna ine batrarak dersleri takip ederdi. stad bir gn, 'Evltlarm, bu ders yalnz bizi deil, btn kinat alkadar eden bir derstir. Bu dersi mele-i alnn sakinleri de dinliyorlar. Bu ders ok mhimdir' dedi. Hakikaten bizlerede acaip bir hal oldu. Yine bir gn dersten sonra, 'Evlatlarm, siz zannediyor musunuz ki, biz be alt kii ders yapyoruz? Biz bu dersimizle Anadoluda binler ders yapan cemaatlerin arasna mnen giriyoruz, beraber ders yapyoruz' demiti. Hi Arapa bilmediimiz halde, ok mkemmel anlamaya balamtk. Bu ekilde Arab Mesnev-i Nuriye'yi iki defa bitirdik. Bundan sonra da rt'l-'caz'n yznc sahifesine kadar Isparta'da; gerisini am Danda Ceyln Aabey, Zbeyir Aabey, Ziya Arun ve Sungur Aabeylere okuttu. stadmz en cebbar ravunlara kar bile izzet-i slmiyeyi muhafaza edip ba emedii ve hatt esareti vaktinde Rus'un ba kumandanna kyam etmeyerek idamla alay edecek derecede bir izzet-i diniyeyi tad

halde, bu mbarek vatanda asayie zarar gelmemek iin en kk bir jandarmann dahi hrmetsiz muamelesine ses karmyor, sabr ile karlyordu. Sebebi de; Kur'n'n bir kanun-u esassi olan (Vel tezir vziretn vizre uhra) srryla, 'Bir adamn cinayetiyle bakas mes'ul olamaz, kardei de olsa..' yetinin hkmne tabi olmasdr. Said Nurs Risale-i Nur'u okuyanlara, hususan btn vilayat- arkiyedekilere Nur dersleriyle demitir ki, 'Dahil asayie ilimek, yzde on cani yznden doksan masuma zulm ve zarar etmektir. Onun iin Risale-i Nur'u okuyanlara ilimek deil, muhafaza etsinler.' te bu sr iin siyasete ilimiyor, asayii btn kuvvetiyle muhafazaya alyordu. Asayi lehinde izzetini ve milletin hireti iin dnyasn ve hatt lzum olsa hiretini feda eden byle bir slm kahraman, muhterem bir ihtiyar misarin hukukunu mdafaa kadirinasl herkesten evvel misar bulunduu Isparta vilayetinin hkmetine ve Demokratna dmektedir. stadmz diyordu : 'nc Said, maaallah barekallah, Eski Said'de yanl bulamyor. Maaallah Eski Said'i tebrik ediyorum.' stadmzn bu sevinlerini tarif edemem. stadmza yle bir hal oldu ki, hi duramyordu. leye kadar ders yapyor, leden sonra da temiz hava almak iin krlara kyordu. Bir iki saat temiz hava alp gelir, almaya hemen balard.

"Anladn kadar yeter" Bir gn yine stadmzn Arab dersinde Hizbnnuriye'yi okuyorduk. stadmz benden anlaypanlamadm sorduunda, anlamadm syleyince izah etti ve ben de ok gzel anladm. Ve iimden, 'Artk ben oldum, Arapay gzel anlamaya baladm' dedim. O anda kafam makine gibi alyordu. Bir de stadn odasndan ktm, hibir ey kalmamt. Yine bir gn dersten sonra stadmz yaplan dersi anlayp-anlamadm sordu. Ben anlamadm syleyince, stadmz bana bir tokat ak etti. 'Keeli, keeli, sen mkemmel anladn. Anladn kadar yeter sana. Eer daha ok anlasan, 'Bu bana yeter artk,' dersin, 'Yetitim' diye gidersin. Byle istihdam olamayacaktn. Bir baheye girenler boylar nispetinde meyvelerden istifade ederler. Boyu uzun olan yksek dallardan, ksa olanlar ise aadaki dallardan koparp yerler. Bir ksm da koparamaz, meyveleri iner. Sen koklasan bu sana yeter. Kanaat et, kret' diye bana ders vermiti. "Her yerde dershane an" Matbaalarda yeni harerle neriyat balamt. Ayn zamanda hatt- Kur'n'la Isparta'da teksir devam ediyordu. stadmz Nur Talebelerinin her yerde dershaneler amalarn tevik ediyordu. Isparta'nn kylerinde dershaneler amaya baladlar. stadmz davet ediyorlard. stadmz da ya bizleri gnderiyor, yahut da

kendisi gidiyordu. Dershane aanlar, 15-20 anahtar bizlere teslim etmilerdi. stadmz Isparta'nn kylerinden gelen Nur dershanelerinin anahtarlarn bana vermiti. Ben muhafaza ediyordum. "Yeni bir alet km: Risale-i Nur hafz" Biz stadmzn yannda kaldmz uzun seneler bo oturduunu grmedik. Ya okur, ya tashih eder, veyahut okutur, dinlerdi. Hatta son zamanlarda teybe Risale-i Nur okuyorduk. stadmz da dinliyordu. stadmz, ziyarete gelenlere, 'Yeni bir let km Risale-i Nur hafz, Risale-i Nur'u ok gzel okuyor' diyor ve alp dinlemeye tevik ediyordu. "Bugn ka sayfa okudunuz?" stadmz bazen diyordu: 'Bugn ka sahife okudunuz?' Biz de veya be dediimiz zaman, 'Ben iki yz sahife okudum. Hem benim kalemim yok, ok ar yazyorum. Hem de sizin gibi gazete gibi okuyup gemiyorum. Ben manasn da anlayarak okuyorum. Hem de bakn ne kadar tashih ettim' derdi. Risaleleri aarken sahifeleri hi incitmeden, elini az ile slatmadan ok itina ile aard. Elhamdlillah ben bugn bu kadar okudum, ok istifade ettim. Bugn imanm ok inkiaf etti' derdi. Hayretler iinde bize gsteriyordu. 'Fesbhanallah bu eseri hi grmemi gibi istifade ettim' derdi. 'Nasl mbarek

gnlerde camilerde tecdid-i iman ederler; biz de Risale-i Nur'u okumakla tecdid-i iman ediyoruz" derdi. 'Kardalarm, bakn ben bu kadar yer okudum, hi yanl bulamadm. Risale-i Nur'un telinde inayet-i lhiye ve hfz- Rabban bize yardm ettiler. Bizim bu ne hnerimiz, ne de kabiliyetimiz. Bu tamamen Cenab- Hakkn ihsan ve kereminden, biz acizlere bir ltf-u ihsandr' derdi. Risale-i Nur'un telinde tayy- zaman, tayy- mekn karm, az zaman iinde ok iler yapmz' derdi. 'Kardalarm, nasl geldi ise yle yazyorum. Hi deitirmeye cesaret edemiyorum. Hi krimi de kartrmyorum' derdi. 1954'te Ceyln Aabey ile ikimiz iki ay Barla'da kaldk. stadmz Emirda'a gitmiti. Ev sahibinin kk olu askerden gelmiti. Polisler kandrd, bize 'lla kn' dedi. Biz de stada haber gnderdik. stadmz da haber verdi. 'Sungur askere gitsin, Ceylan'la Bayramda Barla'ya gitsin.' ki ay Barla'da kaldk. "ok sratli yazdrrd" stadmz, Zbeyir Aabey ile beraber iki ay Emirda'da kaldlar. Biz Ceyln Aabey ile beraber her gn le namazndan sonra Sddk Sleyman Aabey, Hafz Tevk Aabey, Abdullah avu ve Hac Bahri Aabeylerden biri ile Risale-i Nurlarn telif olduu menzillere (Karadut, Karakavak, Bykoluk, Kkoluk gibi) giderdik. Risale-i Nur'un telif olduu yerleri gezerdik,

mesrur olurduk. Bazen Hafz Tevk Aabeyler Risale-i Nur'un telif olduu yerleri bize gsterirken, 'Bak size bir hatra anlataym' derdi. Bir defasnda unlar anlatmt: stadmzla tenha krlara giderdik. Mnasib bir yere oturur, belirli bir noktaya bakard. ok sratli sylerdi, ben de ok sratli yazardm. Eli ile 'Yaz kardam' der ve devaml bir noktaya bakard. Arada bir, 'Dur, kesildi. Git sinekleri kovala' derdi. Ben de hakikaten ok fazla sigara ierdim, bam ierdi. stadmzdan ayrlr, bir tan arkasna oturur, sigaram ier bitirirdim. stad, 'Gel kardam, gel' derdi. Tekrar yazmaya balardk. yle risaleler var ki; bazen bir saatte, bazen iki saatte yazmz' Yeminle sylerdi ki: 'Ayn risaleyi baka zaman iki gnde yazmakla bitiremezdim.' Bunu mkerrer defa yeminle syler, 'Biz o zaman ne hallerde, ne gnlerdeymiiz? Kime hizmet etmiiz bilmemiiz, kardk o frsatlar' derdi. 'te kardam bu tayy- zaman, tayy- mekn budur' derdi. 'Ah kardam, stadn btn hayat hep kerametle dolu. Bizler anlatmakla bitiremeyiz' derdi. Sddk Sleyman Sddk Sleyman Aabey de stadmz anlatmakla bitiremezdi. O da bizlere unlar anlatmt: 'Bir gn stadmza iimden dedim, 'Biz yazyoruz, biz okuyoruz, stad bu kadar zahmeti niye ekiyor?' diye dndm.

Byle mlahaza ediyordum. stadm, birden, 'Kardam greceksin, ben bunlar btn dnyaya okutturacam' dedi. Bu neviden eski aabeylerin hepsinden bu mevzularda ok eyler iittik. Mnasebet geldii iin unu da geemiyorum. Bir gn bulak ykyordum, stadmz da balkonda (Barla'daki Hac Enver'in balkonunda) okuyordu. Aramzda on be metre kadar mesafe vard. imden dedim. Bu Barla ok mahrumiyetli bir yer, mbarek stad, geldii zaman burada duruyor. Halbuki Isparta daha gzel, her ey mkemmel ve Isparta'da hem talebe ok, hem hizmet geni, vasta lan da bol, diye iimden byle konutum. stad beni ard. 'Gel evldm Bayram' dedi. 'Evldm sen buray kerih grme, buras ok mhim, cidden ok mhim, buras ileride nurlanacak inaallah' dedi. "Ne dnyorsun?" 1959'da Antalya taraarnda Alasun dalarna gitmitik. Dalarn en yksek noktasnda bir kayann zerine ktk. Hsn kardeimizle, Zbeyir Aabey, stada ay yapmakla meguldler. Ben de stada emsiye tutarak glgelik yapyordum. stad da Ceven okuyordu. Ben dalmm. 'Acaba bizim sonumuz ne olacak, ileride ne yapacaz?' diye derin dnceler dalmtm. stad benim dnce ve halimi hissetmi ki, 'Keeli... Keeli,' diye bana bir tokat vurdu. 'Ne dnyorsun? Sen sonunu dnme. Senin sonun ok iyi olacak inaallah'

diye ikaz etti. Elhamdlillah stadmn salnda, hayatnda ve vefatndan sonra, hibir gn sknt ekmedik. Birgn stadmz, 'Mool ve Manurya'ya gittin mi?' diye sordu. Ben 'Oralara gitmedim. Gney Kore'nin baehri olan Seul, Pusan ehirlerine gittim' dedim. unu ilve ettim. 'Amerika bir silah bulmu. 150 metre uzaklktaki kara karncay vuruyor. Ruslar da onu gren silah bulmular' dedim. stad, 'Ahmak, ben onlar oktan gemiim' dedi. Sonra 'Allah-u lem Ahirzamanda Ye'cc ve Me'cc Mool ve Manurya'dan kacak' dedi. "Vasiyetini yazdryordu: Kabrim gizli olsun" Hususan stadmzn kabrinin gizli olma meselesinde o kadar briz kerametini grdk ki; hakikaten haryyen, ayn aynna kmtr. stadmz sk sk vasiyetini yazdryordu. Birincisin, Ceyln ve Zbeyir Aabeylerle beraberdik, Yalva yolu zerinde bir dere kenarnda st aacnn altnda yazdrd: 'Evltlarm, ben bu vasiyetimi bir ihtara binaen yazdryorum. Ben size vasiyet ediyorum ve bunu da kaleme aln, nasl Gavs- Azam, Cenab- Allah'tan biraz mr istemi, Cenab- Hak hizmet iin mrn uzatm. Ben de Cenab- Allah'tan mr istiyorum. Risale-i Nur klliyatnn basks matbaalarda bitinceye kadar. Ta ki ehl-i dnyann nazar bende olsun, matbaalarda ve Risale-i Nur'larda olmasn.' Hakikaten stadmz her gn Barla'ya veyahut baka bir semte gider, orada Nurlar okur, veya

tashih eder, evradyla megul olurdu. Hem Isparta hkmeti, hem Ankara hkmeti stadla megul olurlard. Polisler telsizle, 'Bedizzaman namaz kld, urada burada' diye Ankara'ya malumat verirlerdi. stadmz onlar uyuturdu. stad onlar megul ederken hem Ankara, hem stanbul, hem Samsun, hem Antalya'da Risale-i Nur'lar baslyordu. stadmz, matbaalarda Szler baslrken, 'Ya Rab! Bunu grsem gideceim' dedi. Ondan sonra Mektubat baslmaya balad, 'Bunu grsem gideceim' dedi. Lem'alar baslmaya balad ayn ekilde 'Bunu grsem gideceim' dedi. En sonunda ular' ve Sikke-i tasdik-i Gayb mecmuasn grd. 'Ya Rab! Artk ben gideceim, benim vazifem bitti' diye sk sk sylerdi. 'Allah'tan mr istedim ve hadsiz kr olsun, bunlar da grdm. Yalnz benim kabrim gizli olsun. ki- talebemden bakas bilmesin. Nasl mrmde mukabilsiz hediyeler bana dokunuyordu. sabet-i nazar verecek haller var, Risale-i Nur'un mesleindeki azam ihlas iin bu hastalk verilmi. nk bu zamanda an, eref perdesi altnda riyakrlk yer aldndan azam ihls ile btn btn enaniyeti terk lzmdr. Dostlar uzaktan ruhuma fatiha okusunlar. Mnev dua ile ziyaret etsinler. Fatiha uzaktan da olsa ruhuma gelir. Risale-i Nur'daki azam ihlas ile btn btn terk-i enaniyet iin buna bir mnev sebep hissediyorum. Kendini Risale-i Nur'a vakfetmi olan, yanmda bulunanlardan nbetle birer adam kabrimin yaknnda bulunup bu mny, lzumsuz ziyarete gelenlere bildirsinler.'

kincisini Emirda'da yazdrmt. ncs olarak da; yine vefatndan -drt yl nce Isparta'da bir hastalk iinde, yannda bulunan talebelerine gayet cidd olarak aynen unlar syledi: Benim kabrimi gayet gizli bir yerde, bir-iki talebemden baak hi kimse bilmemek lzm geliyor. Bunu vasiyet ediyorum. nk dnyada sohbetten beni men eden bir hakikat, elbette vefatmdan sonra da hakikat bu surette beni mecbur ediyor.' Bunun zerine Zbeyir Aabeyle Ceyln Aabey sordular: Kabri ziyarete gelenler, fatiha okur, hayr kazanr. Acaba siz ne hikmete binaen kabrinizi ziyaret etmeyi men ediyorsunuz?' stad da cevaben yle dedi: Bu dehetli zamanda, eski zamanlardaki ravunlarn dnyev an ve eref arzusuyla heykeller ve resimler ve mumyalarla nazar- beeri kendilerine evirmeleri gibi, bu zamanda enaniyet ve benliin verdii gaetle heykeller ve resimler ve gazetelerle nazarlar tamamen kendilerine evirmeleri ve uhrev istikbalden ziyade dnyev istikbali hayal edinmi olmalar ile eski zamada lillah iin ziyarete mukabil, ehl-i dnya ksmen bu hakikate muhalif olarak mevtann dnyev an ve erene ziyade ehemmiyet verir, yle ziyaret ediyorlar. Ben de Risale-i Nur'daki azam ihlas krmamak iin o ihlasn srriyle, kabrimi bildirmemeyi vasiyet ediyorum. Hem arkta, hem garpta, her kim olursa

olsun okuduklar fatihalar o ruha gider. Dnyada sohbetten beni men eden bir hakikat, vefatmdan sonra da bu surette, beni sevap cihetiyle deil, dnya cihetiyle menetmeye mecbur edecek.' Bu meseleyi Ceyln Aabeyle biz kaleme almtk. stadmz, 'Hz.Ali'nin kabri nasl gizli ise, benim de kabrim yle gizli olsun' demiti. stadmz bu hususta bizlere u dersi de vermiti: Saniyen: Belki beni uzak bir yere gnderirler. Veyahut bu defa ki zehir beni kabre sevk edecek. Ben de her birinizi yerimde birer Said ve Nura birer beki ve muhafz olarak varis brakyorum. Bir bekiye bedel binler muhafz olursunuz. Hem sizler dahi benim yerimde her bir mecmua-i Nuriyeyi bir manev Said grp, benim bedelime ondan ders almaya alnz. Sarslmaynz, fani zahmetlerin ehemmiyeti yoktur. Bizim sohbetimize hibir ey mni olmaz. Hatta bezrahtaki merhumlar ve yirmi sene sureten grmediim Nur kardelerimi her zaman grr gibi bir nevi beraberlik hissediyorum. Benimle hakikat merebinde sohbet etmek ve grmek isteyen adam, hangi Risaleyi asa, benimle deil, hadim-i Kur'n olan stadyla grr ve hakaik-i imnyeden zevkle ders alabilir. Evet, Risale-i Nur'la gren benim adi ahsmla deil, Kur'n hadimi ve Nur tercmanyla gryor. nk Nurlardaki ilim baka kitaplar gibi bir ilm ders dinlemek

deil, belki mellinin mnev ameliyat ve tedavileri iinde ve btn ltife ve duygularyla rpnd ve alt ve ksmen aynelyakn kazand akl ve hal ve kalb hissettii ve zevk ettii hakikatlar onun ders ald yerden ders almak ve manev muhavere ve sual ve cevab mstefdane dinlemektedir. Bu ise fena ve fn ahsmla sohbetten ok ziyade faydas var. Hem merebimizde sur ve muvakkat sohbet esas deil, manev ve daim sohbet yeter. Bilirsiniz ki, kendim sadaka ve yardmlar kabul etmediim gibi, yle yardmlara da vesile olmadmdan kendi elbisemi ve lzumlu eyam satp, o para ile kendi kitaplarm yazan kardelerimden satn alyorum. Ta Risale-i Nur'un ihlasna dnya menfaatleri girmesin, bir zarar vermesin. Ve baka kardeler de ibret alp hibir eye alet edilmesin. Rabian: Nurun hakik akirtlerine Nur kdir. Onlar da kanaat etmeli. Baka ereere veya madd manev menfaatlere gzn dikmesin. Hem mnakaa, mnazaa, mesail-i diniyede damara dokunacak tarafgirane mbahese etmemek lazmdr ki, Nur aleyhinde garazkrlar kmasn.' stadmz 1960'ta 'Bu sene teravihi beraber klacaz' dedi. Bizler ok sevindik. Ceyln Aabeyle konumutuk. 'Bu sene Ramazan' Isparta camilerinde srayla gidip klalm.' Mbarek Tahiri Aabey teravihi bir buuk iki saatte kldryordu. ahmz kesiliyordu. stadmzdan byle mjde gelince ok sevindik. O srada Ceylan

Aabeyin babas kamyon alm. Ceyln Aabeyi istiyordu. O da Emirda'a gitmiti. Ramazan geldi, namaza baladk. stadmz yats namaznn farzn kldryordu. Tahiri Aabey de teravihi kldryordu. Bizim yattmz odann karsndaki oday mescit olarak kullanyorduk. Odada stadmz, Tahiri Aabey, Zbeyir Aebey, Sungur Aabey, Hsn kardele be-alt kii oluyorduk. Ramazan'n tam on beiydi. stadmz ok rahatsz oldu. Zbeyir Aabey Tahiri Aabeye, 'Aabey, yarda keselim, sonra tamamlarz' szne stadmz, 'Yok tamam klacaz' dedi. Ve tamam kldk. stad ok arlat. Yatana gtrp yatrdk. Sungur Aabeyle Ceven okumaya baladk. Zbeyir Aabeyin yatann bir tarafnda ben, bir tarafnda Sungur Aabey oturduk. Benimle Sungur Aabeyin kulamzdan tuttu, 'Evlatlarm, evlatlarm, katiyyen mteesir olmayn. Risale-i Nur dinsizlerin, masonlarn belini krmtr. Risale-i Nur daima galiptir. Katiyyen merak etmeyin. Ben kemal-i ferahla gideceim' dedi. Koltuuna girerek yatana gtrdk. Ramazan'n on beinden sonra hibirimiz yatmazdk. stadmz dahil aabeyler hep ayaktaydk. Sabah oldu, stad bizleri ard, 'Emirda'a gideceiz' dedi. Bana da 'Hazrlan, seni annenin yanna gtreceim' dedi. Ben de Emirda'a gidince muhakkak kye urarz, kyller stadmzn elini peceiz diye rahatsz ediyorlard. 'Sungur Aabey gitsin' dedim. O Ankara'ya gidecekti. Tarihe-i Hayat'n mahkemesi vard. stadmz, 'Doru, Sungur'u gtrelim' dedi. Beraber gittiler. Ben bilemedim. Oysa stadmz annemle vedalaacakm. Nitekim Emirda'da aabeylerle vedalat, geldi. Bu

stadn son gidiiydi. "Hoca Efendi nereye gitti?" stad Emirda'a son olarak 17 Mart 1960'ta gitti. ki gn orada kald. stadmz, Zbeyir Aabey, Hsn kardeimiz ve Sungur Aabeylerle birlikte sabah saat sekizde Emirda'a hareket ettiler. Evimizin nnde polis bekliyordu. Tahir Aabeyle ben Isparta'da kalmtk, bir saat sonra polisler geldi. Zili aldlar, aa indik. 'Hoca Efendi ne tarafa gitti' dediler. Biz de, 'Bilmiyoruz, gidecei yeri sylemez. Emirda'a m, Barla'ya m? Bilmiyoruz' dedik. Hemen gittiler, muhtelif yerlere telefon ederek stad aramlar. Hazret-i stad, 19 Mart 1960 Cumartesi gn, ikindi namazndan sonra geldi. kindiden evvel de bir polis gelmiti. 'Hoca Emirda'dan hareket etmi' dedi. 'Gelmedi' dedik. Hakikaten bir saat sonra geldi. Eve gelmeden korna alard. stadn arabasnn kornasn bilirdik. Korna ald. Tahir Aabey ile beraber hemen aaya indik. Kapy atk, araba ieri girdi. "Urfa'ya gideceiz" stadmz arabann arka koltuunda yatyordu, zorla kucamza aldk, arabadan kardk. Merdivenden karken srtmza almak istedik, binmedi. Kollarna girdik. Tahir Aabey ile beraber yatana yatrdk. ok iddetli atei vard, yanndan hi ayrlmadk. Namazlar da nbetle

klyorduk. stadmzn hizmetinde o anda Tahir Aabey, Zbeyir Aabey ve Hsn kardeimizle drdmz bulunuyorduk. 19 Mart 1960 gecesi saat iki veya iki buuktu. Zbeyir Aabey ile beraber stadn banda nbet tutuyorduk. Zbeyir Aabey kollarn ovuyor, ben de ayaklarn ovuyordum. stadmz bana bakt. 'Gideceiz' dedi. 'stadm, nereye gideceiz?' dediimde, 'Urfa.. Diyarbakr...' dedi. Tekrar, 'Gideceiz' dedi. 'Nereye stadm?' dediimde, 'Urfa'ya gideceiz diye sylenince, Zbeyir Aabey, 'ok ateli de ondan yle diyor' dedi. Burada unlar da yazmak isterim: Bizler ok gaetteyiz. 1951'de stadmz btn husus kitaplarn Urfa'ya gndermiti. Mevln Halit Hazretlerinden kendisine kalan cbbeyi de gndermiti. Kymzden Emirda'a stad ziyarete gitmitim. O srada Eskiehir'den Astsubay Ahmet zyazar ve Urfa'dan Vahdettin Gayberi, daha bakalar astsubaylar da vard. stadmz, 'Tam tam, siz Eskiehir'de meveret edin. Eer mnasip grrseniz, Bayram, benim Albay Reat Beyde muhafaza olan husus kitaplarm, hem Mevln Halit'ten kalan cbbeyi gtrsn' demiti. 'Hem Bayram Urfa'da kalsn' demiti. Eskiehir'de meveret ettiler. 'Trenle gnderelim. Bayram Eskiehir'de kalsn' dendi ve askere gidinceye kadar Eskiehri'de kaldk. Bazen Urfallardan stad ziyarete gelenlere, 'Ahir mrmde Urfa'ya

gideceim. Ben Urfa'ya dua ediyorum. Urfa'nn ta da, topra da mbarektir' derdi. Urfa'dan da kardeler sk sk mektup yazyorlard. stadmz Urfa'ya davet ediyorlard. stad da, 'Geleceim' derdi. Abdullah Aabeyle Hsn Kardeimiz o zamanlar, yani 1951-1957 aras Urfa dershanesinde kaldlar. Devaml stadmzla muhabere ederlerdi. Bizlerin hi hatrna gelmezdi ki; stadmz artk Urfa'ya gidecekler. Bizler stadmzn leceine hi ihtimal vermiyorduk. nk stadmz ok seviyorduk. Annemizden, babamzdan grmediimiz efkat ve merhameti, terbiye ve nezaketi, ilmi, irfan, ecaati, cesareti, ihlas, uhuvveti, kahramanl, tevazu ve mahviyeti hep onda gryorduk. Acb bir mahviyet. drt sene evvelinden vasiyet etmeye balad: Kardelerim, evltlarm, artk ben gideceim. Cenab- Allah'tan biraz mr istedim. T ki, bu gnleri greyim, Risale-i Nurlar matbaalarda baslsn, ehl-i dnyann nazar bende, benimle megul olsun ki, Risale-i Nur Klliyat matbaalarda tamamlansn.' Hakikaten mhim mecmualar tamamlanmt. "Arabay hazrlyoruz" Saat iki buuk civarnda, sk sk tekrarlamaya balad, 'Sabah olsun hemen Urfa'ya gideceiz' diyordu. Diyarbakr, bir sefer azndan kt. Daima Urfa diyordu. Tahir Aabeyle Hsn kardeimiz nbete geldi. Biz Zbeyir

Aabeyle sahur yemei yemeye gittik. stadmz yine, 'Urfa'ya gideceiz hazrlann' diyor, Hsn kardeimize. Hsn de 'Lastikler arzal' diyor. stad, 'Urfa'ya gideceiz, baka araba da olabilir ve iki yz elli lira olsa veririz. Hatt cbbemi bile satabilirim' diyordu. Hsn geldi, hemen arabay hazrlamaya baladk. Hakikaten lastikler patlakt. O zaman yeni lastik bulmak zordu. O srada stadmz, Tahir Aabeyi, 'Git, sen de yardm et' diye bir ka sefer gnderdi. 'Kardeim, ben de yardm edeyim, stad acele ediyor, abuk olun' dedi. Arabay hazrladk. stadmz da hazrland, Zbeyir Aabey de akamdan beri, 'Keke Bayram da beraber gitse, bize ok yardm eder, yalnz bamza ok zor oluyor' diyordu. nk stadmz Ankara veya stanbul'a giderken kimseyi gtrmyordu. Yalnz Zbeyir Aabey ile Hsn kardeimiz gidiyorlard. Zbeyir Aabey de, 'Nazar- dikkati fazla celbetmesin diye, stadmz yannda fazla kimseyi gtrmyor' demiti. stadm da hazrland, kapdan kaca zaman, 'Efendim Bayram da gidecek mi?' diye Zbeyir Aabey Tahir Aabeye sordurdu. stadmz da, 'Gidecek' dedi. Zaten ben de hazrlanmtm. stadmz arabann arkasna yatak koyarak yatrdk. Zbeyir Aabeyle biz ofr mahaline oturduk. 20 Mart 1960 saat tam dokuzdu. stadmzn evinin nnde caddede iki polis bekliyordu. nn, Menderes'e hcum etmiti. O zaman hkmet bildirisi olarak radyoda

'Said Nurs'nin Emirda ve Isparta'da oturmas tavsiye olunur' diye okumulard. Polisler, ekseri Ankara veya stanbul'a gider diye ok korkuyorlard. Onun iin bilhassa o gnlerde ift polis bekliyordu. Araba hareket etmeden, ev sahibi Fitnat Hanm, arabann yanna geldi. "Allah'a smarladk" stadmz, 'Hemirem Allah'a smarladk, bana dua edin, ok rahatszm' demiti. stad ok hznl ayrld. Fitnat Hanmn da gzleri yaarmt. Biz ayrldktan sonra, Fitnat Hanm Tahir Aabeye, 'Bu sefer staddan ben phelendim. Vallahi yerini aramaya gidiyor' demi. Biz Tahir Aabey ile anlamtk, 'Biz ayrldmzda polislere kapy ama, hemen yat' demitik. nk, Tahir Aabeyi 'Hoca nereye gitti?' diye suale ekecekler, bizim ne tarafa gittiimizi reneceklerdi. Tahiri Aabey da hi kapy amyor, polisler ev sahibesine geliyorlar. 'Teyze, Hoca Efendi ne zaman gitti, nereye gitti, biliyor musunuz?' dedikleri zaman, Fitnat Hanm polislere, 'Ben beki miyim, ne bileyim, siz bekliyorsunuz ya. Siz bilmiyorsunuz da ben mi bileyim?' diyor. Biz garajdan ktmzda yamur yayordu, en ok Konya Valisinden korkuyorduk. nk o zamanlar gazetelerin ba manetlerinde, 'Nurcularn kkn kazyacam' diye her gn aleyhte szleri kyordu.

Eirdir'e vardmzda yamur ok iddetlendi. Polis karakolunun nnden geerken, polisler, yamurun iddetinden ieri girmilerdi, bizi grmediler. arkikaraaa'a varmadan arabann plakasna amur attk. Orada da kimse grmedi. arkikaraaa' getikten sonra stad iyileti. Arabadan kt, abdest tazeledi, geldi. arkikaraaa' bir ka kilometre getikten sonra yolun sonunda bir eme vard. Bir tan zerinde namaz kld. Konya'ya varmadan evradlar bitirdi, epeyce dzeldi. Meram balarna yaklatmzda stad yine hastaland. Hi konuamyordu. Konya'ya giriimizde bir bakkaldan zeytin ve peynir aldk. Akam iftarda yemek iin kullanacaktk. Parasn da stadmz verdi. 'Evltlarm ben ok hastaym, benim yerime siz yiyin' dedi. Konya Valisinin errinden korkuyorduk, 'Buradan bizi geri gnderir' diye endie ediyorduk. Onun errinden kurtulmak iin daima Ayet'l-Krs'yi okuyordum. Ben Isparta'dan kmzdan itibaren devaml okuyordum. Zbeyir Aabeyle Hsn karde de ayn ekilde okuyorlarm, sonradan rendim. Konya'dan bizi kimse grmeden inayet- Hakla, Mevln Camii yanndan, Adana yolu zerinden hareket ettik. Karapnar'dan getik. Ereli'ye varmadan, stadmz ne doru uzand ve Zbeyir Aabeyle benim kulamdan tuttu. "Merak etmeyiniz" Evlatlarm siz hi merak etmeyin. Risale-i Nur, dinsizlerin, masonlarn belini krmtr. Risale-i Nur daima

galiptir. Siz hi merak etmeyin' Bunlar mkerrer syledi. Baz eyler daha syledi. stadmzn sz ok zor anlalyordu. Bunlar beni anlayamadlar, bunlar beni anlayamadlar, bunlar beni anlayamadlar, bunlar beni siyasete bulatrmak istediler' dedi. O zamanlar stanbul'daki talebeler yry yapmak istiyorlar, vali de, 'Peki, kar tarafa da msaade etsem raz msnz?' diyor. Solcu talebeler ise, 'Biz raz deiliz. Bize de msaade etme, onlara da' diyorlar. Bunlar stadmz duymutu ok zlmt. 'Ben buradan gitsem bunlar tokat yiyecek, karacak' demiti. Hakikaten kart. Ereli'ye varmadan ikindi namazn kldk. Burada stadmz namaz arabada kld. Akam namazndan Ulukla'ya vardk. stad 'Acaba biraz yemek yiyebilir miyiz?' dedi. Zbeyir Aabeyle lokantadan pirin pilav aldk, pilavdan stada yemek yapacaktk. Arabann arkasnda gaz oca vard, fakat aya krkt ve k olduu iin ok souktu. Pozant'y geerken tren yolu bekisi sobay yakm snyordu. Ben memura rica ettim, 'Hastamz var, ocamzn aya krld, parasn verelim, azck yemek stacaz' dedim. Memur raz oldu, 'Buyurun stn' dedi. Zbeyir Aabeyle stad arabada kald. Hsn kardele ben yemein suyunu szdk, ok az tereyamz vard ay ka ile kattk, bir yumurta ve biraz da yourt kattk. stadmz bir kak ald, yiyemedi. Boazndan gemedi. Gece Adana'dan getik, yatsdan sonra Ceyhan'a vardk. O zaman yol Ceyhan'n iinden geiyordu.

Ceyhan'n kysnda yats namazn kldk, Hsn de bir saat uyudu, devaml arabay kullanyordu. Sahurda Osmaniye'ye vardk, girite benzin aldk. Ve sahur yemei yedik. stadmz ise hibir ey yiyemiyordu. Sabah namazn da Alman Pnarnn banda, biz darda, stadmz yine arabann iinde kldk. O zamana kadar o daa Gvur Da derlerdi. Sonra da o daa Nur Da ismini koydular. "Urfa'ya varyoruz" Sabahleyin 7:30 sralarnda Gaziantep'e vardk. Ben lokantadan orba aldm ve yolu sordum. Antep'te hi elenmedik. Nizip yolundan giderken, kar yadndan dolay yollar ok bozuk ve amurdu. Arabalarn bir ou yollara saplanm kalmt. Bizim ise ne lastiimiz patlad, ne de arabamz bozuldu. Adeta rzgr gibi gidiyorduk. Zbeyir Aabey ve Hsn kardeimiz Urfa'da ok kaldklar iin Urfa yollarn ok iyi biliyorlard. Urfa'ya girdiimizde saat tam on biri gsteriyordu. Doru Kadolu Camiine gittik. nk Abdullah Yein Aabey oradayd. Camiye yakn bir yere vardk. Zbeyir Aabey camiye Abdullah Aabeyi armaya kotu. stad, 'abuk gidelim benim beklemeye vaktim yok' dedi. Abdullah Aabey, Zbeyir Aabeyle koarak geldiler. Abdullah Aabeye sorduk, 'Hangi otel temiz ise, bizi oraya gtr.' Bu arada yanmzda bakalar da vard. pek Palas'a gittik. stad indirirken ok kalabalk bir cemaat geldi, daha oklar stad bilemiyordu. Otelin nc katna

kardk. stadmz kollarmzn arasndan kendini yere atverdi. Biz stadmzn koltuklarna girerek yataca odaya gtrerek yatrdk. Kede, 27 numaral oda idi. Ramazan- mbarek olduundan, Urfallar hatim okumakla megul idiler. Halk stadn Urfa'ya geldiini duyunca, pek Palas'a doru akn etmeye baladlar. oklar, 'Neden bize haber vermediniz? Eer evvelden haber verseydiniz, biz Antep'e kadar gelir, stadmz karlardk' dediler. Byk ziyaret balam oldu. Zbeyir Aabey ziyaretileri kapdan srayla gnderiyordu. Ben de stadn ellerini tutuyordum, stadn ellerini pyorlard. stad da onlarn bandan pyor, brakmak istemiyordu. Ben, 'Sen git de bakas gelsin' dediimde, 'Bak stad brakmak istemiyor' diyorlard. Bizler de hayret ediyorduk. nk bu bizim hi grmediimiz bir hdise idi. Isparta'da olsun, Emirda'da olsun, hasta olduu zaman kimseyi yanna almazd. Hatt Isparta'da iken stadn hastal annda, 'stadm, lanca aabeylerimize syleyelim mi?' dediimizde stad, 'Hayr sizden baka kimse gelmesin' derdi. Urfa'da ise hi kimseye itiraz etmedi. Btn Urfallar kucaklyordu. Biz bilemedik. Mbarek stadmz btn Urfallar ziyaret ettiler. Halk, esnaf, subay, asker; hep ziyaret ettiler. Mbarek stad hi itiraz etmedi. Hem tahamml etti, hem de yatmad. Bizler de yatmadk. Hsn karde, 'Ben arabay gtreyim, bir yere koyaym' dedi. Ben de stadn yannda idim.

Nbetle Zbeyir Aabey ve ben stad yalnz brakmyorduk. Ben nbeti Zbeyir Aabeye teslim ettim. Birden iki sivil polis memuru geldi. Bana, 'ofr nerede, hazrlann gideceksiniz' dedi. Ben de, 'stadmz hasta' diye konuurken on-on bir resm ve sivil polis daha geldiler, 'Hazrlann hemen, Isparta'ya gideceksiniz' dediler. Ben de, 'stadmza syleyeyim' dedim. stadn yanna girdim, vaziyeti anlattm. stad, onlar da ard, onlar da stadn yanna girerek ileri Bakan'nn emri olduunu, Isparta'ya dnlmesi lzm geldiini sylediler. "Ben buraya lmeye geldim" stad, 'Acayip ben buraya lmeye geldim. Belki de leceim. Siz benim halimi gryorsunuz, siz beni mdafaa edin' dedi. Polisler, 'Biz emir kuluyuz, biz ne yapalm,' dediler. Ve Hsn kardei araba ile beraber otelin nne getirdiler, halk mthi kalabalklar halinde topland. O anda otel msteciri Mahmud Efendi, komiseri merdivenden aaya itti. 'Benim misarimi nasl zorla gndermek istersin?' diye bard. Halk mthi bir heyecan iinde idi. Biz de, 'stad zorla sparta'ya gnderiyorlar' diye halka syleyince halk daha fazla heyecana geldi. 'Nasl olur da byle kymetli bir misarimizi, lm deinden zorla kaldrp gnderirler?' diye barmaya baladlar. Vaziyet ok gerginleti. Polisler artk yukar kp otele giremez oldular. O zaman, 'Aman

ofr nerede, arabay buradan gtrsn' diye rica ettiler. Araba otelin nnden ayrld. Araba gittikten sonra millet biraz teskin oldu. Halk da yine stad ziyarete devam ediyorlard. Esnaf, memur, mir, btn particiler, askerler hep geliyorlard. 'stad greceiz, stad ziyaret edeceiz' diye... O arada bir doktor geldi, stad muayene etmek iin emniyetten bizzat gnderilmiti. Doktor muayene etmeden tekrar doktoru geri evirdiler. nk doktor muayene etse, mmkn deil ki salam raporu versin. Hasta raporu almamas iin muayene ettirmeden geri evirdiler. Tekrar komiser rica etti, kendisi bizzat stad ile grmek istedi. Hatt komiser yle demiti: Yaman stadnz var. Ona syleyin, yukardan, vekletten kat emir var, hemen Urfa'dan kacaksnz. Doru geldiiniz yere, kendi arabanz ile gidemezseniz, sizi ambulansla gndereceiz.' Efendim hastal iddetlidir, tekrar 24 saatlik yol zahmetine katlanmas imknsz. Biz stadmza mdahale edemeyiz, zaten bitkin bir haldedir' dedik. O da, 'Buraya nasl kalkp geldi ise, yle de gidecek. Bizzat Vekil Beyden gelen emir katdir. Hemen Urfa'dan kacaksnz.' Biz hi mdahele edemeyiz, siz gelin, bizzat syleyip, durumu arz edin, bize gidelim derse biz de gideriz. Biz kendisine hibir ey syleyemeyiz. Sizin emrinizi de biz

ona tebli edemeyiz.' Emniyet Mdr ve memurlar hiddetlenip, barp aryorlard. 'Ne demek o yle, siz ona en kk bir ey de mi sylemezsiniz?' Evet efendim, syleyemeyiz. stadmz ne derse haryyen yerine getiririz.' Ben de mirlerime balym. ki saat iinde buray terk edip, Isparta'ya dneceksiniz' diyorlard. "Bedizzaman'n klna halel gelmeyecek" Bu esnada Bedizzaman'n Urfa'dan karlaca haberi btn havalide sratle yaylyordu. Durumu haber alan DP l Bakan Mehmed Hatibolu koarak Emniyete gelip Emniyet Mdrne serte kyordu. 'Ne oluyor, eer Bedizzaman Hazretlerini buradan karrsanz, karnzda beni bulursunuz. Bir klna halel gelmeyecei gibi, buradan bir adm dahi attramazsnz. Bu bizim misarimizdir.' Efendim, stten, vekletten emir var. Derhal geldii gibi dnecek' diyorlard. Nasl dner yahu, adamcaz iddetli hasta, kprdayacak halde deil, ok muhterem bir zattr, misar olarak buraya gelmi. Tanr misaridir. Bu kadar tazyike lzum yok.' Efendim, Ankara'dan gelen emir ok iddetlidir ve katdir, derhal dnmesi lzm' denince, hiddetlenen

Hatibolu tabancasn masaya dayad. Bedizzaman'n Urfa'dan gtrleceini haber alan be-alt bin kii otelin nnde toplanmlard. Bu durum karsnda hastaneye kotuk. Batabibe bir dileke ile mracaat ederek, yola devam edemeyecek olduunu arz ile muayenesini istedik. Mehmed Hatibolu hkmet doktorunu getirdi. Bedizzaman' muayene eden doktor, 'Siz ne cesaretle buraya geldiniz, krk derece atei var. Bu durumda hi bir yere gidemez. Yarn dokuzda gelin, bu zata heyet raporu verelim. Bu hali ile bir yere gidemez' diye teminat verdi. "Meer stad vefat etmi" Akam namazndan sonra ben bir trl ayakta duramadm. Durumu Zbeyir Aabeye anlattm. 'Kardeim, git yat' dedi ve ben de yattm. ki saat lan uyumuum ki Zbeyir Aabey geldi. 'Kardeim tahamml kalmad, bir haftadr uyumadm.' Ben de: 'Gel Zbeyir Aabey, hemen nbeti deielim' dedim. Yats namazn kldm. Zbeyir Aabey yatt. Hsn kardeimizle beraberdik. Hsn: 'Deceim, ayaklarm da uykusuzluktan sanclanyor' dedi. Hsn'ye: 'Ben iyiyim, sen de git' dedim. Hsn de Zbeyir ve Abdullah Aabeyin kald odaya gitti. Ben, stadn yannda idim, kap arkadan kilitliydi. Gndzden stad ok hararetli olduu iin, buz istemiti. Biz aram bulamamtk. Gece arkadalar bir yerden buz

bulup getirmilerdi. 'Buz bulduk stadm' dedim, istemedi. 'stadm ay yapaym' dedim. stad 'stemez' diye iaret etti. stadn mbarek dudaklar kuruyordu. Ben slak mendille siliyordum, bu hi grlmemi bir hararetti. Saat iki buuk sralarnda idi. Ben stadn zerini rtyordum. stad atyordu. Bir mddet byle devam etti. stad ktan rahatsz olmasn diye lmbaya mendil sararak azaltmtm. Bir ara birden stad boynumu tuttu, ben stadn kollarn ovuyordum. O anda stad ellerini gsne koydu uyudu. Ben de stad uyudu diye sobay yaktm. stadn ayak ucuna geip uyanacak diye bekliyordum. Aabeyler de gelecek de sahur yemei yiyeceiz diyordum. "nna lillah..." Ah bilmiyordum ki, stadm ebed leme gm. Bu fani dnyaya gzn yummu. Bamdan hi gememiti ki, nasl bileyim, stadmn vefatn anlamayarak uyudu zannediyordum. Sahur da geti. Abdullah ve Zbeyir Aabeyle Hsn karde geldiler. 'Bayram, uyuyakalmz' dediler. Ben de 'Siz gelin, stad uyudu, tmeyin, ben sabah namazn klaym' diye onlarn yatt odaya geip namaz kldm. Cz'm vard, onu okuyup biraz yataym derken, birden ieriden aabeyler, 'Yahu Bayram, stad Hazretlerinden ses gelmiyor' dediler. Ben, 'stad uyudu, onu tmeyin' dedim. Tekrar geldiler. 'Bayram, staddan ses gelmiyor' deyince ben de beraber stadn odasna vardm. Zbeyir Aabey ba ucunda, drdmz stada

bakyoruz. staddan hi ses gelmiyor. Fakat vcudu scack. Bizi mthi bir tela ald. Zbeyir Aabey 'stada byle haller olur, geer' diyordu ama, ben fena zlyordum. Hibirimizin bandan byle bir hdise gememiti. Zbeyir Aabey, 'Urfa'da Elazl Vaiz mer Efendi var, ona haber gnderelim, o bilir' dedi. Haber gnderdik, geldi. stad grnce; 'nna lillah ve inna ileyhi racin. stad vefat etmi kardelerim' dedi. "Haber ksa zamanda yayld" Zbeyir Aabey, 'stada byle haller olur, geer' dedi. Ben de stadn vefatna katiyyen inanmyordum. Afyon hapsinde stadmz zehirlemilerdi. stadn dili kzarmt. Biz devaml alyorduk. Zbeyir Aabeyle Ceyln Aabeyler beraberdi. O anda Ahmed Feyzi Aabey: Budalalar ne alyorsunuz, daha stadn mr uzun' demiti. 1949'da sylemiti. O anda Ahmed Fevzi Aabeyin szleri hatrma geldi. 'Acaba yine stadn mr uzun mu?' diye kendimi teselli ediyordum. Kimseye bir ey diyemiyorduk. Zbeyir Aabey, Hsn karde, Abdullah Aabey, stadn yanndan ayrldlar. Isparta, Ankara, Emirda, stanbul, Diyarbakr v.s. yerlere stadn vefat haberin telgraf ekerek bildiriyorlard. Sabahleyin halk yine stad ziyarete balad. Ben de pencereden, 'stadmz uyudu' dedim. stadmzn stne bir tlbent rtmtk. Az sonra otel sahibi gelmi, kapdan yle baknca durumu

anlamt. Eyvah deyip dizlerine vurarak feryad etmeye balamt. Darda otelci ile Emniyet Mdr karlanca, Emniyet Mdr, 'Bu tela nedir?' diye soruyor, o da, 'Bedizzaman Hazretleri vefat etti' demi. "Ben pheleniyorum" Hakikat m?' diyor, o da 'Evet' diyor. Emniyet Mdr ve btn emniyet tekilt ve otelin nne stad Isparta'ya zorla gndermek iin gelen jandarma tekilt geri dndler. Hemen Emniyet Mdr asl olup olmadn anlamak iin bir doktor gnderdi. Doktor geldi ve stad muayene etti ve 'Allah Allah ok fazla hararet var' dedi. Bana, 'Bir ayna var m?' diye sordu. stadn azna, getirdiim aynay koydu, nefes gelmediini grnce, 'Evet stad vefat etmi' dedi. 'Fakat hi lm haline benzemiyor, yalnz bu cenazenin hemen kalkmasn istemiyorum. Biraz kalsn, ben pheleniyorum' dedi. Daha sonra doktor raporu yazd ve emniyete verdi. Zaten biz de hemen kalksn istemiyorduk. O arada tereke hkimi geldi. stadn saat, cbbe, seccade, sark gibi eyalarn tesbit etti. Bunlar kardeine verilmesini kararlatrd. Vefat haberini alan binlerce Urfal akn ederek otelin nn doldurdular. Btn illere telgraarla, telefonlara stadn vefat haberi duyuruldu. Mehmed Hatibolu ve dier Urfa'nn ileri gelenleir, 'stad Derghta ykayacaz ve oraya defnedeceiz diye karar aldlar. stadn mbarek naa le namazndan sonra pek Palas'tan alnd ve iki saatte ancak Dergha gidebildi. Mthi bir kalabalk vard.

Btn Urfallar dkknlarn kapamlard. Cenaze giderken ben ve Hsn karde baylmtk. Abdullah Yein Aabey de bizi teselli ediyordu. 'ocuk musunuz' Kendinize gelin' diye... Urfa'da imdiye kadar byle bir kalabaln daha meydana gelmediini sylyorlard Urfallar... Urfa'ya akn Dergha vardmzda ok kalabalkt. Dergha girmek de ok zordu. Bizim ieri girmemiz iin aldlar. stadn cenazesini Derghn iinde ykamak mmkn oldu. stadn cenazesini Molla Abdlhamid Efendi (Urfa'nn tannm ve ok sevilen limlerinden) ykad. Molla Abdlhamid Efendi, a mezhebindendi. stadn hizmetkrlar Zbeyir Aabey, Hsn karde, Abdullah Aabey ve Hulusi Aabey beraber yardm ettik. Oradan Ulu Camiye stad iin hatim okumaya gittik. Cenazeyi beraber gtrdk. O gece stadn cenazesi camide kald. Diyarbakr, Elz, Mara, Gaziantep, Adana ve Urfa civar, vilyet, kaza ve kylerden gelen ok kalabalk bir cemaatle sabaha kadar hatimler okundu. Cenaze Cuma gn kaldrlacakken Urfa'da ok fazla izdiham olmasndan dolay vazgeildi. Bir de Isparta milletvekilleri Menderes'e karak, stadn cenazesini Isparta'ya gtrmek istediklerini sylemiler. Urfa halk bunu duyunca, 'Biz buradan cenaze vermeyiz' dediler. Ve gnden gne de sadece Trkiye'den deil, d

devletlerden duyanlar da, stadn cenazesine geliyorlard. Bu durum zerine Urfa Valisi erafettin Atak, bizi ard ve rica etti. 'Cenaza Cuma gn kalkacakt, ok fazla dahilden ve hariten kalabalk gelmeye balad, sizden rica ediyorum, biz bugn ikindi namazn mteakiben cenazeyi defnedeceiz' dedi. Aniden belediye hoparlryle iln edildi: 'Cenaze namaz Perembe gn ikindi namazndan sonra klnacak' diye. Bir gn nce de Cuma namaznda klnaca iln edilmti. Ve Perembe gn ikindi namazn mteakiben, Vali ve Belediye Reisi de dahil olmak zere cenaze namaz klnd. unu arz etmeden geemeyeceim: Cenaze ykanrken, muhtelif renk ve byklkte eitli kular geldiler, biz hayret ettik ve haf haf de yamur devam ediyordu. Urfa'da Mbarek eyh Mslim isminde bir zat, 1954 ylnda Dergh tamir ettirdii srada ayrca kendisi iin de iki kubbeli yeri yaptryor. Talebeleri ve mritleri vasiyeti annda, 'Seni buraya defnedelim' dediklerinde, 'Benim yerim baka yerdik. Burann sahibi vardr ve gelecektir, buras onundur' diyor. stadmz den annda, cenaze kabre indirilirken, ok fazla kalabalkt. Hatt bir ara Vali yere dp altta kalarak eziliyordu. Cenazeyi tamak iin birlikler, halk ve polis birbirlerinin ellerinden deta zorla alyorlard. Acayip bir kalabalk vard. Perembe gn ikindi namazn mteakip stadmz defnedildi. Ancak, husus araba tutanlar yetiebildiler. Ceyln Aabey, alkan

Hanedan, Emirda Nur Talebeleri ok zor yetitiler. Merhum Ceyln Aabey ok fazla zld. 'Ka sene stada hizmet ettik ve vefatnda bulunamadm' diye. oklar da Cumaya kalacak diye, Cuma gn sabah geldiler. Emniyet mlahazasyla asker birlikler, Urfa'nn etrafn tanklarla evirmiti. "Kabrimde nbet tutacaksn" Bir gn stadmz bana: 'Sen benim kabrimde nbet tutacaksn' demiti. stadn vefatndan sonra ben Urfa'da kalmak istedim, fakat aabeyler srar ettiler. 'Hi olmazsa biriniz Isparta'da kaln' diye. Ben hakikaten Urfa'da kalmak istedim. Fakat Zbeyir Aabey 'Kardeim, stad bana da kabrimi bekle' demiti. 'imdi ben kalaym, hem rahatszm, siz Isparta'ya gidin' dedi. Birka gn sonra stad gtren araba ile Ceyln Aabey, Sungur Aabey, Hsn karde, Tahir Aabey, Isparta'ya gittik. Hsrev Aabeyi ziyaret ettik. Hsn ve Ceyln Aabey oradan memleketlerine gitmek zere ayrldlar. Tahir Aabey ile biz Isparta'da kaldk. ki ay sonra ihtilal oldu. stadn vefatndan sonra Zbeyir Aabeyi Urfa'dan kardlar. O da Isparta'ya geldi. ki gn sonra polisler geldi. Zbeyir Aabeyle beni Valinin yanna gtrdler. Vali bize ok kzd, hakaret etti. 'Derhal Isparta'y terk edin. Burada ylan gibi reklenmisiniz' tabirini kulland. stadmzn evine gittik. Tahiri ve Zbeyir Aabeyle, 'Ne yapacaz?' diye meveret ettik. Zbeyir Aabey, 'Bunlar memleketlerimizde hizmet

ettirmezler. Ben Eskiehir'e gideyim, saatilik reneyim. Kylerde saat tamir edeyim. Sen de ofrsn, Nazilli'de Mustafa kardein yanna git. Onun traktrleri var. Bu sknt geinceye kadar idare edelim' dedi. Ertesi gn Zbeyir Aabeyin memleketinden 'Baban hasta' diye telgraf geldi. O Konya'ya gitti. Benim zerimde basky arttrdlar, 'Derhal buray terk et' dediler. Hsrev Aabey, 'Bayram, imdi ihtilal hkmeti seni zorla kartrsa bir daha Isparta'ya koyamayz. Bir mddet buradan ayrl. Hatta gidecein yeri de bunlara syle' dedi. Biz zaten ayrlmaya karar vermitik. Polisler Terzi Mehmet Aabeye ve Rt Aabeye gidiyorlar, 'Yukardan emir var, Bayram Isparta'dan ayrlsn' diyorlar. Tahiri Aabey, Mustafa Ezener Aabeyle beni otobse bindirdiler. Nazilli'ye vardm. Hac Mustafa ztrk ok memnun oldu. 'Arkada, bamn zerinde yerin var' dedi. st katta yatak hazrlad. Menderes'in yannda byk bir iftlii vard. Her gn gidip geliyorduk. Allah raz olsun o cesaret ve fedakrl hi unutmam. Bu arada Isparta'daki Aabeyleri hapis ediyorlar, sonra beni aryorlar. Tahiri Aabeyden bir mektup geldi. 'Seni aryorlar yerinden ayrlma' diyordu. Zbeyir Aabey de Ankara'dan telefon etmi, 'Bayram' aryorlar yerinden ayrlmasn' diye. meer stadn kabrini kaldracakmlar, tedbir alyorlarm. Hatta yukar kabristanda nbetiler bir mddet beklemi. Bir gn Menderes'in kenarnda adrda yatyorduk. Ryamda acayip bir ses, uak sesi. Ve Urfa'da derghn zerinde beyaz bir uak. Uaktan ok fazla grlt

geliyordu. 'Bekleyin geliyoruz, bekleyin geliyoruz' diye mthi bir ses geliyordu. Birde tam derghn zerine bir uak indi. Uaktan iki mbarek zat indi. Bembeyaz sakallar vard. Ben hemen vardm birisinin elini ptm. Arkadan ses geldi, 'Bedizzaman'n hizmetinde olan, bakasnn elini pemez' diyordu. Ama ben ptm. Birka gn sonra gazeteler yazdlar, 'Bedizzaman'n naa denize atld v.s.' diye. iftlikte su motoru vard. Motor Menderes'ten su ekiyordu. -drt adam pamuklar suluyordu. Kadnlar da apalyorlard. Ben adra girdim, hlas Risalesini okudum, sonra ktm. Bir baavu adrn nne geldi, benden sordu: 'Burada bir Nurcu varm.' Ben de 'Nurcu ne demek?' dedim. 'Ben ne bileyim?' dedi ve gitti. ay falan Nazilli'de kaldm. Oradan stanbul'a, daha sonra Ankara'ya getim. Ankara'da on alt yl kaldm. *** Tugay Camii Bir gn stadmzla Barla'ya gidecektik. Zbeyir Aabey de vard. ofr de Mahmut alkan'd. Isparta mam-Hatip okulunda Kur'n Hocas ve Kesikba Camiinde imamlk yapan Hafz Feyzi Efendi (1957), stadmza geldi, Tugaya temel atlacan, stadmzn da gelmesini rica etti. Barla'ya hareket etmek zereyken stadmz Hafz Feyzi'yi kramad. 'Peki gideceiz' dedi. Isparta'nn ileri gelenleri hep oradayd. stadmz da

kalabaln iine girdi. Tugayn subaylar stada bakyorlard. nk hi byle bir zat grmemilerdi. Klkkyafeti eair-i slmiyeyi gsteriyordu. Elinde emsiyesi, gznde gne gzl vard. Biz de Zbeyir Aabey ve Mahmut alkan ile stadmzn arkasndaydk. Btn nazarlar stadmzdayd; herkes birbirine 'Bu zat kim?' diye soruyorlard. Bir yzba koarak bir sandalye getirdi ve 'Buyurun efendim, oturunuz' dedi. stad da kendisine teekkr ederek oturdu. Tugay komutan ok gzel bir konuma yapt. stadmz da dinledi. Konumas bittikten sonra Tugay Komutan stadmza iaret ederek, 'Hoca Efendi camiye harc koysun' dedi. Ve stadmza Zbeyir Aabey malay doldurdu ve verdi. stad 'Bismillah' dedi ve harc att. Bizler de stadmzn arkasndaydk. Tugay Komutan Feyzi Frat Bey, stadmza ve Isparta halkna teekkr etti. Ondan sonra birok subay stada kar hrmetle alkadar oldu. Biz Isparta ve Barla'ya giderken, stadmz subaylara ve erlere daima eliyle selm verirdi. Hatt Isparta'nn iinde orduevi vard, oradan geerken stadmz subaylar grdnde daima onlar selmlard. Onlar da stadn selmn ayaa kalkarak alrlard. stadmz askerleri ok sever, fazla alkadar olurdu. Tugay Camiinin yaplmasn ok arzu ediyordu ve ok memnun olmutu. Cami temeli kalkmaya balad. Maalesef 27 Mays ihtilli oldu ve cami kald. Yeri hl bo duruyor.

"Radyo bir nimet-i ilhiyedir" stadmz radyoyu dinliyordu. stanbul'da gen niversite talebeleri ile gezerken bir taksi iindeki radyoyu dinliyor, ondan sonra 'Nur leminin Bir Anahtar' namnda kk bir risaleyi yazyor. stadmz radyoyu kudret-i lhiyenin bir eseri olarak tefekkrle dinlerdi. Radyo bir nimet-i lhiyedir. Elbette ve elbette beer bu byk nimete kar umum kr olarak o radyolar her eyden evvel kelime-i tayyibe olan bata Kur'n- Hakim, onun hakikatlar, iman ve gzel ahlk dersleri ve beere lzumlu ve zarur menfaatlarna dair kelimat olmal ki o nimete kr olsun. Yoksa nimet byle kr grmezse beere zararl der. Evet, beer hakikate muhta olduu gibi baz keyii hevesata da ihtiyac vardr. Fakat bu keyii hevesat bete birisi olmal, yoksa havann srr- hikmetine mna olur. Hem beerin tembelliine ve sefahatine ve lzumlu vazifelerinin noksan braklmasna sebebiyet verip beere byk bir nimet iken byk bir nkmet olur. Beere lzm olsa sa'ye evki krar.' Lahika mektubu nerederdi stadmz Bedizzaman Hazretleri uhur-u selase girdiinde muhakkak lhika nereder, talebelerinin mbarek ay ve gnlerini tebrik eder, vesile ile muharebeyi devam ettirirdi. Talebeleriyle devaml irtibat halinde idi. Lhika mektuplarndan bir misal: Evvela; sizin mbarek uhur-u selase ve iindeki

kymettar leyali-i mbarekelerinizi tebrik ediyoruz. Cenab- Hak her bir geceyi sizin hakknzda birer Leyle-i Regaib, Leyle-i Kadir kymetinde size sevap versin. Hem Leyle-i Beratnz ve gelecek Ramazannz ve hem gelecek Leyle-i Kadri, hakknzda bin aydan daha hayrl olmasn ve defter-i malinize byle gemesini Cenab- Haktan niyaz ediyoruz. Hem Leyle-i Miracnz tebrik ve iinde ettiiniz dualarn makbuliyetini rahmet-i lhiyeden niyaz eder ve bu havaliden Mirac Gecesinden bir gn evvel, bir gn sonra mstesna rahmetin yamas iaret eder ki, umum rahmet tecell edecek inaallah.' Aziz, sddk kardelerim, Mbarek Ramazan- erinizi ruh-u canmzla tebrik ediyoruz. Cenab- Hak Ramaz- erin Leyle-i Kadrini umumunuza bin aydan hayrl eylesin. Amin. Ve seksen sene bir mr- makbul hakknzda kabul eylesin.' Bu ekilde Regaib, Berat, Mirac Gecelerinde teksir lhikas gnderirdi. Dolaysyla eitli mevzularda, Risale-i Nur'un neri, hizmeti ve faaliyeti ile ilgili mjdeli haberleri Nur Talebelerine gnderirdi. Ramazan geceleri stadmz Ramazan'n on beinden sonra kendisi yatmazd, bizi de yatrmazd. Hatt ok gece kontrol ederdi. Eer uyurken yakalarsa, bize su dker, uyandrrd.

Bizleri uyumamaya altrrd. Mbarek geceleri ihya ettiimiz zaman sabah namaz olduunda klar, yatardk. Hem rivayet-i sahiha ile Leyl-i Kadri nsf- hirde, hususan ar- hirde araynz' ferman etmesiyle bu gelecek seksen ksr sene bir ibadet mrn kazandran Leyl-i Kadrin gelecek gecelerde ihtimali pek kavi olmasndan istifadeye almak byle sevapl yerlerde bir saadettir' diye bize dersler verirdi. stadmz mbarek Ramazan'da daima evrad ve ezkaryla megul olurdu, her gn bir cz okurdu. Bizleri de tevik ederdi. Bizler Ramazan'da muhakkak czlerimizi okurduk. stad tresini bize verirdi. Bizlere de 'Siz talebe-i ulumsunuz, trenizi birbirinize devredebilirsiniz' derdi. Biz de birbirimize devrederdik, o parayla buday alrdk. Sav'da, bazen Kulen'nde ekmek yaptrrdk, nafakamz iktisatl olarak harcardk. stadmz arabaya bindiinde u yet-i Kerimeyi okurdu. 'Sbhanellezi sehhare lena hz ve ma knna leh mukrinn.' Ayrca yedi defa Ayet'-Krs'yi okurdu. ki ne, iki saa, iki sola, bir arkaya. "Hayru'l-umri ahmezha" stadmz daima talebelerini lhika mektuplaryla tenvir ve irad ederdi. Bu lhika mektuplaryla talebelerini maddi ve mnev muhafaza etmitir. Hem pek ok li hakikatlarn anlalmasna vesile olmutur. Hususan musibete den aabey ve kardeleri yle irad ederdi:

Madem biz kadere teslim olduk, bu skntlar (hayru'l-umri ahmezha) srryla sevap kazanmak cihetiyle mnevi bir nimet biliyoruz. Madem gecici dnyev musibetlerin sonlar ekseriyetle ferahl ve hayrl oluyor. Madem hakkalyakin derecesinde yakin bir kanaatimiz var ki, biz yle bir hakikata hayatmz vakfetmiiz ki, gneten daha parlak ve cennet gibi gzel ve saadet-i ebediye gibi irindir. Elbette biz, bu skntl haller ile mftehirane, mteekkirane bir mcahede-i mneviye yapyoruz, diye ekva etmemek lzmdr. "Evvel ve hir tavsiyemiz tesandnz muhafaza, enaniyet ve benlik ve rekabetten tahaffuz ve itidal-i dem ve ihtiyattr." Sizdeki ihlas ve metanet imdiki ar skntlarda birbirinizin kusuruna bakmamaya ve sertretmeye ka bir sebeptir. Ve Risale-i Nur zinciri ile kuvvetli uhuvvet yle bir hasenedir ki, bin seyyieyi affettirir. Hairde adalet-i lhiye, hasenelerin seyyielere racih gelmesiyle affettiine binaene hasenelerin rhanna gre muhabbet ve afe muamelesini yapmak lzmdr. Yoksa bir seyyie ile hiddet etmek skntdan bir titizlik, bir asabilik ile zararl bir hiddet iki cihetle zulm olur. naallah birbirinize srurda ve tesellide yardm edip sknty hie indirirsiniz. Skntl musibetleri hie indiren bir hakikatl tesellidir: Birinci: Hakkmzda zahmed rahmete dnmesi,

kinci: Kader adaleti iinde rza ve teslim ve ferah, nc: nayet-i hususiyetindeki sevin. hassann Nurcular hakknda

Drdnc: Geici olmasndan zevalinden lezzet, Beinci: Ehemmiyetli sevaplar, Altnc: Vazife-ilhiyeye karmamak, Yedinci: En iddetli hcumda en az meakkat ve kk yaralar, Sekizinci: Sair musibetzedelere nisbeten ok haf olmas, Dokuzuncu: Nur ve iman hizmetinde iddetli imtihandan kan yksek ilnatn tesiratndaki srur. Dokuz adet mnevi sevinler yle teskin edici bir merhem ve tatl bir iltr ki, tarif edilmez. Ar elemlerimizi teskin ediyor.' Bu nevi mektuplarla darda olduu gibi, hapisteki Nur Talebelerini eitli vesilelerle, eitli mektuplarla teselli ediyordu. "Yok mu bir talebem?" stadmz yine bize bir gn ders annda, 'Afyon hapsinde talebelerim arasnda ufak nazlanmalar, huzursuzluk vard. ok zlyordum. 'Yarabbi, yok mu bunlarn iinde bir talebem?' dediim zaman, Tahir

karma kt. 'Evet varm stadm' diye beni teselli etti. stadmz: Tahiri, 'genlerin kumandan' derdi. Tahir Aabeydeki hasletler bambakadr. En ok beraber kaldmz, ok mbarek bir aabeyimizdir. Otuz sene aylar tuttu. Ben hi grmemitim vitir namazn yatsnn arkasndan kldn. Muhakkak gece erkenden kalkar, teheccd ve vitir namazn klard. Nur Talebelerinin adeta bir dua hazinesiydi. stadmzdan ne grdyse aynen tatbik ederdi. Ben hi kimse hakknda stadmzn byle dediini duymamm. 'Tahir veldir. Dnyada kendini bilmesin' derdi. Ben stadmzdan bu sz, ok defa Tahir Aabey hakknda duymuum. Afyon hapsinde Yalaman Camii imam Hafz Osman Toprak'n, Tahiri Aabey hakkndaki bir hatras: 1948'de Afyon hapsinde tam altm drt gn mevkuf kaldm. Bu mevkuyetim merhum Tahiri Mutlu'nun kouunda geti. Hapiste stadla devaml grmelerimiz olurdu. stad bana bir gn yle buyurdu: 'Onlar seni baka koua koyacaklard. Ben seni Tahiri'nin yanna verdim.' Beni alt kou gezdirmilerdi. Sonunda Tahiri'nin kouunda kaldm. stad, merhum Tahiri Mutlu iin ise yle diyordu: 'Tahiri'nin yle bir derecesi var ki, manev sahadaki derecelerinden birisini grse dnyay terk eder. Bunu kendisine syleme. Tahiri dolu bir testidir, artk su almaz. Eer bu durumu kendisi bilseydi dnyada harcard. Ya Rabbi, bu manev varln kendisine bildirme. Ahirette mmet-i Muhammed'e faydas olacak.'

"stihdam olunmam isterim! Bir gn yine bir ders esnasnda, 'Tahir, kendini bu dnyada biraz bilmek ister misin? Yoksa istihdam olunman m istersin?' dediinde. Tahir Aabey, 'Aman efendim, istihdam olunmam isterim' dedi. Tahir Aabeyimiz stadn hizmetinde olanlarn iinde hepimizden yalyd. Fakat hepimizden ok alrd. Risale-i Nur olsun, Kur'n- Kerim olsun, gznden hibir noksan kamazd. Tashih ederken bizlerin gznden kaar, fakat Tahir Aabeyin gznden hi kamazd. imizde Kur'n- Kerim hizmetinde en fazla Tahir Aabeyin hizmeti geti. Isparta'da en skntl anlarmzda hem teksir ilerinde, hem mumlu kat meselelerinde btn Risale-i Nur'un hizmetlerinde, en nazik zamanlarda, srf Allah rzas iin, hi ftur vermeden alr, onun almas bize gayret verirdi. Bilhassa sabahlara katar teksir ilerinde alrdk. Sabahleyin millet yattnda, uvallarla, yaptmz teksirli eserleri baka yerlere kaldrrdk. Isparta'da btn hizmetlerin tedbirinde bize ok mkane davranrd. Hem mnev pederimiz, hem en kymetli Aabeyimiz idi. Hi yorulmak bilmezdi. "Vazifemiz hizmettir" stadmz daima derslerinde, 'Kardelerim, bizim vazifemiz ihlas ile iman ve Kur'n'a hizmet etmektir. Ama bizi muvaffak etmek ve halka kabul ettirmek, muarzlar karmak ise, vazife-i lhiyedir. Biz buna karmayacaz. Malup da olsak, kuvve-i mneviye ve hizmetimize

noksanlk vermeyeceiz. Bu noktadan kanaat etmek lzmdr. Mesel bir zaman slmn byk bir kahraman Celleddin-i Harzemah'a demiler. "Cengiz'e kar muzaffer olacaksn."O demi: "Vazifemiz cihad etmektir. Bizi galip etmek vazife-i ilhiyedir.Ona karmam."Bende o kahraman- islma iktidaen, Benim vazifem hizmet-i imaniyedir.Kabul ettirmek Cenab- Hakka aittir.Vazifemi yaparm. Cenab- Allah'n vazifesine karmam" hls - Uhuvvet Hususan stadmz daima derslerinde ihls ve uhuvvetten bahsederdi. 'Bu zaman enaniyet zamandr' derdi. Hatt bir gn Zbeyir Aabey: 'stadm ben enaniyetten ok korkuyorum' dediinde, mbarek stadmz Zbeyir Aabeye, 'Evet kork, titre' demiti. Bu gaet zamannda hususan tarafgirne mefkreler sahibi her eyi kendi mesleine let ederek, hatt dinin ve uhrev hareketini de dnyev mesleine bir nev let hkmne getiriyorlar. Halbuki hakaik- imaniye ve hizmet-i Nuriye-i Kudsiye kinatta hibir eye let olamaz. Rza-y lhden baka bir gaye olamaz. Halbuki imdiki cereyanlarn tarafgirne arpmalar hengmnda, bu srr- ihlas muhafaza etmek, dinini dnyaya let etmemek mkllemi. En iyi are, cereyanlarn kuvveti yerine, inayet-i lhiyeye dayanmaktadr.'

Risale-i Nur'un kerameti stadmz gsteriten, kerametvr hdiselerden ok ekinirdi. Mesel, bir gn ders esnasnda, Kastamonu'dan Denizli hapsine gtrlrken o zamanki valilerden Nevzat Tandoan ve o zamanki emniyet tekilt, stadmz istasyonda karlyorlar. Gya crm- mehud halinde yakalayp, stad cezalandrmak istiyorlar. stadmz da o anda sarn karp trene biniyor. Vali ve emniyet tekilt ok hayret ediyorlar. Nasl haber ald da, byle hareket edip crm- mehuddan kurtuldu diye. stadmz da, 'Bu keramet deildir. Bir pire onlar malp etti' demiti. nk stadmzn trene binecei zaman bana bir pire konuyor, stad da ban kamak iin sarn karyor. Emniyet tekilt da bu durumda hibir ey yapamyor. stad kerameti kendine almayp pireye veriyor. Bu neviden hem Denizli'de, hem Eskiehir, hem Afyon hapishanelerinde eitli kerametvr hdiseler oluyordu. stad, 'Benim deil, bu Risale-i Nur'un kerametidir' derdi. stadmz gsteriten, kendisine Mceddid nazaryla baklmasndan rahatsz olurdu. "Yzne baklmasn istemezdi" Bizler stadmza baka bir nazarla baksak, derhal rengi deiir, sklr, bizden istiskal eder; ihtiyar ve bakma ihtiyac olan bir kimse nazaryla srf lillah iin baktmz zaman ok memnun olurdu. Hatt yemek yaparken, ay yaparken ahs meseleleriyle fazla megul etmek istemezdi. Daima nazarlar Risale-i Nur'a ve Nur'un

hizmetlerine tevcih ederdi. Yemek yerken yalnz yer, bizler yannda olsak, bizlere muhakkak ikram ederdi. Biz ise almak istemezdik. 'Vermezsem, ikram etmezsem bana dokunur' derdi. stadmz yemeini rahatla yesin diye yemek yerken dar kardk. Bazen yemeini yedi, zann ile sofray kaldrmak iin habersiz girdiimiz zaman; 'Keeli, keeli midenin kerameti var' der, yemeini bize verirdi. stadmza hizmet ederken yzne baksam, yani mbarek, veli bir zat sfatyla baksam hemen sklrd. Hizmet ederken stadn yzne deil de, yere bakarak hizmet ederdik. stad, rahatsz olduu, sesinin az kt zamanlarda, ben yzne baksam, ne demek istediini hemen anlardm. Bu hususta meleke kesb etmitim. En kk bir hareketinin mnasn, stadn yzne bakmakla anlyordum. stad da, 'Keeli, kula gznde, bakma' derdi. Bazen de kulun denei ile dverdi. stadmz bizlere latife ederdi. Hatt bazen 'Benim arkl talebelerim ltife eder beni elendirirlerdi. Siz de beni ferahlandrc szler syleyin' derdi. Hatt araba ile seyahate giderken Ceyln Aabeyle beraber u kasideyi sylerdik, stadmz da memnun olurdu. (Bu kaside Hanmlar Rehberi kitabnn arkasnda dercedilmitir.) "Annem beni yetitirdi"

Annem beni yetitirdi, bu hizmete yollad. Teslim etti Risaleyi, Allah'a smarlad. Bo oturma al dedi, hizmet eyle imana, Stm sana hell etmem almazsan Kur'n'a. Yazdmz Risaledir, okuyoruz Nurlar, Biz Nurlarn yardmiyle hfzederiz iman. Medrese-i Nuriyedir Sav ve Barla, Eni, akirdlere mzahirdir Abdlkadir Geyln. Mbarekler hey'etiyle Nur ve gl fabrikas, Kalemleri kln gibi zamann harikas. Hapishane dedikleri oldu birer medrese, Gen-ihtiyar, kadn-erkek kouyorlar bu derse. Tamam otuz be senedir kfrle etti cihad, Tarih-i slmda pek ender grnr bu sebat. Ey Nurcular! Ey Nurcular! Ey mbarek kardeler! Her an sizden raz olsun Allah ve Peygamber... "stadn rahatszl kuluntu" stadmz bunu dinlerken ok memnun olur ve ferahlard. stadmz rahatsz olduu zaman daima ferahlandrc, mjdeli havadisler sylerdik. 'Syleyin,' derdi, 'Benim vcudum ok hassas olmu, en ufak bir eyden fazla zlyorum' derdi. Bizler de ok dikkat ederdik. stadmzn zlecei bir ey olursa tehir ederdik.

stadmzn madd hastal yoktu. Yalnz kulun hastal vard. stadn hastal mnev idi. lem-i slmn aleyhinde bir ey olsa, stad derhal radar gibi hisseder, rahatsz olur, rengi deiir, sesi kmaz, bir asab hal alrd. O anda hizmeti ok zor olurdu. Trkiye'nin neresinde bir hdise olsa, stad derhal hisseder, bizler de anlardk ki, muhakkak bir yerde Risale-i Nur'un veyahut Nur Talebelerinin aleyhinde bir pln hazrlanyor. Bunlarn yzlercesine ahit olmuuz. stadmz yine son zamanlarda daima, 'Bana merak edici eyler sylemeyin, benim vcudum ok hassas olmu, ok fazla zlyorum. Daima bana ferahlandrc, mjdeli havadisleri syleyin' derdi. 1954'te Sungur Aabey Samsun'da hapiste idi. stadmz ok fazla alkadar oluyordu. Daima sorard. Her zaman Sungur Aabeyden bahsederdi. Bir gn stadmz Ceyln ve Zbeyir Aabeyle Barla'ya gitmiti. Sungur Aabeyin tahliye olduuna dair Samsun'dan telgraf geldi. stadmz da bir saat sonra Barla'dan geldi. Ben stadmza mjde verdim. stadmz ok sevindi, benim mjdemi ziyafet olarak verdi. "Sen benim aram aacaksn" stadmz katiyyen gybet ettirmezdi. 'stadm, falan byle syledi' desek, 'Siz yanl anlamsnz, o benim dostumdur, o Risale-i Nur'a dosttur. O yle sylemez, sen benim kardelerimle aram aacaksn' derdi. Baz yerlerden, 'Filan hoca Risale-i Nur'un aleyhinde,

stadmzn aleyhinde' diye mektup gelirdi. Bazen de gelir, sylerlerdi. stadmz da, 'O zat ehl-i ilmdir. Bize dosttur' der, sustururdu. Daima hsn- tevile alr ve 'Biz hsn- zanna memuruz' derdi. Hatt Konya'dan Nur Talebelerinden iki grup geldi. stadmz ziyaret ettiler. Bir grup dier grubu ikyet etti. 'Tedbirli hareket etmiyorlar, camide ders yapyorlar' diye. Dier grup da br grubu ikyet etti. stadmz onlara demiti: 'Kardeim, sizin hizmetinize ihtiya yoktur. Aranzda tesandnze ihtiya vardr. Sizler ara sra hlas ve Uhuvvet ve Hcumat- Sitte risalelerin mabeyninizde beraber okumalsnz. Sizin imdiye kadar fevklede sebat ve metanet ve tesand ve ittifaknz bu memlekete medar- iftihar olacak.' stadmz fedkarlk dersi verirken, eski ark talebelerinden misaller verirdi. Hatt Ermeni Tanaklarndan misaller verirdi. 'Onlar atee atarlar, gzleri patlar, davalarndan ve ecaatlerinden vazgemezler. Siz benim yeni talebelerim de yle olmanz lzmdr. Ben size gidin Rus kumandann ldrn desem, siz de hi tereddt etmeden gitmeniz lzmdr. Ve sizleri de yle biliyorum' derdi. "Zarar yok" Ankara'da Tarihe-i Hayat nerolunduunda bir mektup geldi. Mektupta resmin caiz olmadndan bahsediliyordu. Mektubu stadmza okuduk. stadmz tebessm etti, 'Bir kurun kalem ile resmin boynunu izdi. 'Zarar yok. Yarm insan yaamaz ve byle mektup yazn' dedi. Mektubu

yazan zata aynen stadmzn cevabn gnderdik. Buna benzer baka bir mesele: stadmz Afyon hapsinden ktnda Zbeyir Aabey ile bir evde kalyordu. Tahir Aabey Isparta'dan stadmz ziyarete gelip bir akam misar kalyor. Namaz klarken resimli para olduu iin czdann karyor. Sabahleyin stadmza, 'Allah'a smarladk' deyip kyor. Garaja geldii zaman bilet almak iin czdann aryor, bulamyor. Hemen geriye dnyor, stadn yanna geliyor. Zile basyor. Zbeyir Aabey kyor, czdann getiriyor. O anda stadmz Tahir Aabeyi grnce, 'Niye geldin?' diye soruyor, Tahir Aabey de, 'Resimli para olduu iin czdanm kartmtm. Unutmuum, onu almaya geldim' diyor. stadmz, Tahir Aabeye darlyor, 'Bir daha byle yapma, zarar yok, yarm insan yaamaz' diyor. "Rya ile amel edilmez" stadmz bize bu hususlarda ok mkerrer ders verirdi. Bazen bizler de czdanmz korduk, yatan zerinde lan unuturduk. stadmz grdnde bize 'Emniyete sadakatsizlik ediyorsunuz. Byle yapmayn' derdi. 'nk sizin hatrnza gelmez, fakat dier kardeinizin hatrna gelir; acaba bu kardeimiz paray kaybetti, benden mi pheleniyor?' diye... Yine bir gn Diyarbakr'dan bir mbarek zat mektup yazmt stadmza. Orada birisi rya grm, ryasnda Peygamber-i Zian Efendimiz ve Hlefa-y Raidnin ve

Gavs- Azam gibi zatlarn bulunduu meclise Cibril Alehisselm gelip, artk hizmetin, neriyatn sona erdiini ve bundan byle madd cihad lzm olduunu sylemi. Bunu stadmza yazmlard, biz de okuduk. stadmz hemen kat kalem istedi. Cevap yazdrd. 'O ryanz mbarektir, yalnz te'vile ve tabire muhtatr. Oradaki cihad madd deil, mnev iman hizmetidir, dmana galebe almak silh ile deil, Nur'un iman brhanlarnn kfr- mutlaka mnev galebesine iarettir. Sakn madd cihad zannedilmesin. Ve ben rya ile amel etmem' demiti. stadmz, Ankara Beyrut Palas Oteline geldiinde, baz mhim zatlar kendisini ziyarete gelmilerdi. stad burada, vasiyetnamesi hkmnde olan bir mektubu kaleme ald. Bu mektup, 'Nur Talebelerinin msbet hareket tarzn bir kanun gibi ilelebet devam ettirmeleri... ' mnsnda idi. (Bkz. Emirda Lhikas, II. cilt, 213'nc sahife. Umum Nur Talebelerine stad Bedizzaman'n vefatndan nce vermi olduu son derstir.) Gazeteler: "Nurcular beyanname datt." 1958 senesinde Nazillili mahalli gazetelerce stadmzn aleyhinde neriyat yaplmt. eitli isnadlarda bulunuluyordu. Nazilli'deki Nur Talebeleri o gazeteyi Isparta'ya, stadmza gndermilerdi. Biz de stadmza okuduk. stadmz ok zld. Buna bir cevap yazn demiti. Allah rahmet etsin, Zbeyir ve Ceyln

Aabeylerle beraber imzal bir cevap yazp Nazilli, Ankara ve sair yerlere gnderdik. Ankara'nn gen Nur Talebeleri bu mektubu matbaada bastrp baz postahanelerden gnderirken memurlar bunu tesbit etmiler. O zamanki msbet hkmete muarz, byk gazeteler de ele geirmiler. ok byk bir hdise imi gibi gnlerce byk manetler attlar. 'Nurcular Ankara'da beyanname dattlar' gibi yaygara kopardlar. Hemen hkmet kuvvetleri faaliyete geti, bizlerin hakknda tevkif karar verdiler. Ceyln Aabeyi Emirda'da yakalayp elleri kelepeli olarak Ankara'ya getirdiler. Bizi de Tahir ve Rt Aabeyle birlikte polis karakoluna gtrdler. Bir gece orada kaldk. Bir sandalye verdiler, sabaha kadar bir tek sandalye zerinde nbetlee uyuduk. "Herkes Aya kyor" Dar bir yer... Yatacak yer zaten yok. Sabaha kadar polislerle sual-cevapl mnazara yaptk. Bizlere tehdittezvirler savuruyorlar, 'Bedizzaman nereden geinir? Siz nereden geinirsiniz' 'Herkes Aya, Gnee kyor... Sizler de insanlara Kur'n- Kerim retmekle megulsnz... Milleti krk senedir geri braktnz' gibi laar ediliyorlard. Biz de cevaben onlara diyorduk; 'Kardeim, biz sizin Aya, Gnee kmanza mani deiliz. Biz sizin imannza alyoruz. Siz madem ki alyorsunuz, Aya, Gnee kn, biz size mani deil, yardmc oluruz.' Bu neviden ok eyler konuuldu. Bir gn sonra Isparta Hapishanesine aldlar. Orada da bir mddet kaldktan sonra, Ankara'ya

gndermek iin bamza bir jandarma uzman geldi. Bu meselelerle ilgilenen Ahmet isminde Burdurlu bir komiser vard. 10-15 sene Isparta'da kald. Aleyhimize ok alt. Isparta'da ne kadar Nur Talebesi var, Risaleler hangi kyde ne kadar yazlr, hangi kyde ne kadar Nur Talebesi var, nerede teksir olunur, kat, kalem nereden alnr? Hangi dkkndan hangi dkkna mektup gider. Gece gndz Nur Talebeleriyle megul, ok gaddar, ok merhametsiz birisiydi. Isparta'ya stadmz ziyarete kim geldi ise hepsinin adresini alarak evlerini taharri ettirmiti. ok gayretke bir Halk Partili idi. Bu adam hakknda ne kadar anlatlsa bitmez. "Kelepeleri namaz iin ayorlard" Bizi trene bindirdiler. Ellerimizde kelepeli idi. Bamzdaki jandarma uzman insa idi, namaz vakitlerinde ellerimizi ayor, sonra tekrar balyordu. Ankara cezaevine geldik. Bu yazy kim yazm, kim bastrm, kim datm, onunla kim alkadar olmusa toplayp on kiiyi Ankara cezaevine koymulard. Biz orada altm drt gn kaldk. Cezaevinde iken stadmz bize haber gndermiti: 'zlmesinler, Halk Partinin iddetli hcumuna kar Demokratlarn mason ksm rvet veriyor. Demokratlarn aleyhinde olmayn. Hem Menderes Japonya'ya gittii iin onun yokluundan istifade ettiler. Demokratlarn mason ksm bu hdiseyi krkledi.' Ayrca yle bir haber daha gndermiti: 'lem-i slmda Nur Talebelerine baka bir nazarla bakyorlar. Bizi serbest

braksalar, lem-i slam, 'Nurcular bunlarla beraber, onlarn seyyiatlarna ilimiyorlar. Demek onlarla beraberler' diyecekler. Fakat imdi bu hapis gibi ilimelerle, 'Demek Nurcular onlarn din aleyhindeki hareketlerini tasvip etmiyorlar. Belki hapis etmiler' diyecekler. Hem yine bizler fakr-u hlimizle milyonlar lira verseydik bu kll neriyat yaptramazdk. Demek ki kader-i lh, Ankara cezaevinde ksmetimiz varm ki, bu ekilde tecell etti.' "Tahliye oluyoruz" Altm drt gn kaldktan sonra tahliye olduk. Mahkememiz bilahare neticelendi. Biz hapiste iken merhum Kk Ali, Mahmut alkan, Vahi aban stadmza hizmet ediyorlarm. stadmz, 'Bunlar bana bir senelik zahmeti verdiler, beni ok yordular' diye ltife yapmt. nk bizler stadn tarz- hareketine iyice meleke kesbetmitik. "Tasannu ve gsteriten ok ekinirdi" stadmz tasannu ve gsteriten ok ekinirdi. hlasn zirvesine kmt. stad tam manasyla anlatmaya benim ifadem, kabiliyetim ve kalemim msait deildir. stad her yata, anlayta ve meslekteki kimselerin seviyesine ve durumuna gre konuur, grr hepsini de memnun ederdi. lkokul talebesinden niversite talebesine, mualliminden profesrne kadar, herkesle alkadar olur, onlarn durumlarna gre Risale-i Nurlardan ders verir, muhakkak tatmin ederdi. Biz onun karsnda

hi itiraz edenini grmedik. Hatt ktktan sonra oklar, 'Biz bu sualleri soracaktk, Allah raz olsun, hi sormaya ihtiya kalmad, hatt kalbimizde ne varsa hepsinin de cevabn verdi' derlerdi. Bir gn zmir'den baka yerlerden doktorlar gelmiti. Onlara doktorluk hakknda gayet gzel dersler verince, doktorlar hayret iinde kaldlar. 'Tpta bunlarn biz bir ksmn okuduk. Bu kadar tahsil yaptmz halde, bu anlattklarn yeni duyuyoruz. Acaba bunlar nereden okumu? Dorusu stadn otuz senedir tatbik ettii meseleleri, tp, bugn yeni yeni kefediyor' demilerdi. "Herkesin seviyesine gre konuurdu" stad avamn da seviyesine gre konuurdu, havassn da. yle olurdu ki bir kylnn, bir obann, bir renberin seviyesine iner, alak gnlllkle ve tam onlarn anlayaca bir lisanla konuuyor, onlar memnun ve mesrur ederdi. Bir profesrle konuurken kh kozmorafyadan bahseder, dnyann ka saniyede dnd, dakikada ka yamur tanesi dtn hesaplar, bu nevi eylerden konuurdu. Onlar da, 'Bunlarn nereden renmi, biz bunlar okumadk, bir ksmn yeni okuyoruz. Dnyann yaratlndan kyamete kadar mrn biliyor' derlerdi. Dinlerken sevinlerinden yerlerinde oturamazlar, kalkarlar, otururlar, hayretler iinde kalrlar, 'Allah Ekber' derlerdi.

Bir zaman Profesr Ali Fuat Bagil, 'stadn ilmine hayranm. Bizim tahsil ettiimiz ilimle, stadn ilmi mukayese edilemez. stada Cenab- Hak yle bir ilim nasib etmi ki; umman gibi, atka kabaryor. Bir deniz ki iine girdike giriliyor. Bundaki ilmin ucu buca yoktur. Dier eserleri, ilimleri mstesna, yalnz Trkiye'de Osmanl lisann muhafaza ettii kdir. nk onun eserleri ayn zamanda Osmanl lisann muhafaza ediyor' demiti. antay: "Bizler Bedizzaman sayesinde eser verdik." 1961'de Mustafa Polat'la merhum Hasan Basri antay' ziyarete gitmitik. Mustafa Polat sordu: 'Neden stad tarznda eser yazmadnz.' Kardeim,' dedi. 'Sizler stadn nasl bir insan olduunu bilmiyorsunuz. Kimse stadla mukayese edilemez. Onun kulana eyen vard. Onun takaca yeri vard. Bizim takacak yerimiz yok. Kardeim, sizi tebrik ederim. Bizler stadn sayesinde mellif olduk. Bizler korkumuzdan ne eser yazabiliyorduk ve ne de kimseye anlatabiliyorduk. stad Hazretleri Risale-i Nurlar te'lif etmeye balad; hem Trkiye'de okuma r at, hem de hapishanelerde dayak, kelepe, alk, susuzluk her zulme tahamml etti. Fakat onun ihlas, onun efkati, onun merhameti, onun tevazuu, onun ecaati ve kahramanl her eye galip geldi. Trkiye'de herey

onun peinde; emniyeti, polisi, bekisi, slmiyetten mahrum kalm halk, slmiyetten uzaklam insanlar hep aleyhinde. Onun kimsesi yok. Ne ordusu var, ne polisi, ne jandarmas, ne bekisi. Yalnz onun Allah' var. Yalnz Allah'a dayanmt, yalnz Peygamberine.' "Siz stad anlayamazsnz" Bir gn eski alay mfts Osman Nuri Efendi: Kardelerim! Sizler stad tek tara anlyorsunuz. stad sizin hafzalarnz anlamaz. stad acaip bir insan. Sizler Risale-i Nur'u anlayarak okuyun. Ben eserlerinin hepsini mtalaa edemedim. Fakat ok kitaplarn tetebbu ettim. Hususan ite gryorsunuz. Fevzi akmak'la her gn beraberiz. eitli mevzular, hatt dnya ahvalini gryoruz. Sizin stadnzda yle bir deha, yle bir kabiliyet var ki, dnyadaki devletlerin siyaseti stada verilse hepsini idare edebilecek bir kabiliyet var. Ben yle gryorum ve hakikaten de yledir' demiti. "stad on yedi defa zehirlediler" stadmz ayn zamanda yemek yerken yalnz yer, bizler yannda olsak bize verir, 'Vermezsem bana dokunur' derdi. Hatt stadmza haftada bir ekmek alrdk, ekmei frndan veya bakkaldan alrken ok dikkat ederdik. nk bizim etrafmzda eitli dessaslar vard. Frnclardan ekmek alrken, frncnn verdii ekmei almaz, bir tedbir olarak kendimiz seer alrdk. Hatt mandradan yourt alrken yzlerce ksenin iinden biz kendimiz seerdik.

nk stadn aleyhinde ok plnlar dndryolard. On yedi sefer zehirlediler. Bizler ok dikkat ediyorduk. Hatt stadmza su getirirken, suya giderken ve sudan gelirken erkek ve kadn, oluk ocuk hep bizimle megul olmak isterlerdi. stadmzn hizmetinde olduumuz iin su getirirken bize yardm etmek isterlerdi. Biz katiyyen kimse ile konumazdk. O anda su getirirken stadmzn hizmetkrlar da olsa birbirimize termosu vermezdik. stadmza ekmek ve yourt gibi ne alrsak kapal bir kap iinde getirirdik. Zehirlenme hdiselerinden baka, stadmz isabet-i nazardan da ekinirdi. Su getirdiimizde dahi stadmz kendisine dokunmasn diye bize yirmi be kuru para verirdi. "Hizmetindekilere efkatle muamele ederdi" stadmz hizmetine yeni gelenlere bir-iki sene iltifat eder, okar, fazla skmaz, ar ar derslere balar, fedakrlk, sadakat, tedbir ve ihlas dersleri verirdi. ok efkatli muamele ederdi. Hususi hizmetlerini de tedricen yaptrrd. Bu hususlarda her bakmdan en fedakr, bir kale gibi iman olan Zbeyir Aabey idi. Acaip bir fedakrlk vard kendisinde. Hatt stadmz bizlere darlsa, kzsa Zbeyir Aabeyi dverdi. stadmz Zbeyir Aabeyin nefsini tam terbiye etmiti. Zbeyir Aabeye, 'Bu tatr, bu aatr, topraktr, bu meyyittir' gibi szlerle nefsini rencide edecek eyleri sylerdi. Zbeyir Aabey de, 'Evet stadm'

derdi, katiyyen nefsinden dahi itiraz gelmezdi. Allah rahmet eylesin, efaatna mazhar eylesin. "Zbeyir Aabey mstesna idi" Bizler stadmzn, Risale-i Nur'un tarz- hareketini, hem ihls, istina, mahviyet, fedakrlk, kahramanlk, iktisat; kardelerine kar tevazu, efkat; dmanlarna kar ecaat, cesaret derslerini staddan sonra Zbeyir Aabeyden aldk. Allah ebediyyen raz olsun, Allah dnyada olduu gibi, hirette de Nur stadmzn hizmetinden ayrmasn. Kendisinden ok istifade ettik. Sahabelerin isr hasletine tam mazhard. Onda, Risale-i Nur'a ve stadmza kar yle bir ballk vard ki, katiyyen taviz vermezdi. Kendisi hakaretlere, ikencelere, dayaklara maruz kalsa, zerre kadar sarslmazd. Hatt Afyon hapsinde onun o gzel mdafaalarn hazmedemeyen Afyon savcs kendisine gnlerce dayak attrrd. Gardiyanlar ayartarak onu falakalara yatrrdlar. Gardiyanlar vurduka Zbeyir Aabey onlarn yzne tkrr ve 'Vurun, vurun' diye barrd. Hapishanede kendisine insanlk d hakaretler yapld halde o, onlara efkatle muamele edip, hi ehemmiyet vermezdi. Biriktirmi olduu maa ile hapishanedeki fakir Nur Talebelerine yardmda bulunur, kendisi yemez, onlara yedirirdi. "Her eyini Risale-i Nur'a feda etmiti"

Risale-i Nur ve stad urunda kendisini binler para da etseler, o, yine Risale-i Nur diye kalkard. Hatt baz zamanlar hasta olurdu. 'Zbeyir Aabey, polisler geliyor' denildii zaman hemen kalkar, hi hastalk eseri kalmazd. Polisler sk sk kendisini ziyaret ettikleri, bulunduu eve taharri maksadyla geldikleri iin byle hareket ederdi. man ve slma dair, ecaate dair bir yaz ksa, hemen Zbeyir Aabeyi taharri ederler, o da onlara hi taviz vermez, deta onlarla dalga geerdi. stadmzdan ne grm, ne iitmise haryen tatbik ederdi. stadmz da en mahrem ilerinde ve hizmetlerinde Zbeyir Aabeyi istihdam ederdi. ok zaman siyas mevzular veyahut hayat- itimaiyeye dair meseleleri stadmz Zbeyir Aabeye havale ederdi. Btn itima mektuplarnda, siyasilerle grmelerde de Zbeyir Aabey, Ceyln ve Sungur memur olurdu. 'Sungur, bugn seni keyfetmeye gtreceim' dediinde; Sungur Aabey 'stadla gezmeye kacam' diye ok sevinirdi. Birden hazrlanr, stadmz balkona kar, 'Sungur, evldm sen kal, lanca yere mektup yaz, veyahut Ankara'da Nur'un hizmetleri var oraya git' der, Ankara'ya gnderirdi. Ekseri bu neviden hdiseler vuku bulmutur. stadmz, 'Sungur, senin hayatn Nurlarla kaimdir, ' derdi ve 'ahs hizmetimden ziyade, sen Risale-i Nur'un hizmetiyle mkellefsin' derdi. Hayat- itimaiyeye dair mektup ilerinde, siyasilerle grmelerde ve Ankara'daki Nur hizmetlerinde ekseri Sungur Aabeyi istihdam ederdi. stadmz daima akla kap aar, irade-i cz'iyeyi kimsenin

elinden almaz, yalnz iaret ederdi. "Zbeyir byle yapalm m?" Mesel, Zbeyir Aabeyi arr, 'Zbeyir byle yapalm m?' der, iaret ederdi. Zbeyir Aabey, de 'Evet stadm, yapalm' derdi. stadmzn iaret ve emri olmadan katiyyen ne mektup yazar ve ne de baka eyle megul olurdu. Daima, stad, Risale-i Nur diye yaar, onlarla yatar, kalkard. Niin gazete ile megul oluyorsun? Zbeyir Aabeyin gayreti de yetiilmez mertebede idi. Bizim anlayamadmz meselelere o ok ehemmiyetle eilirdi. Mesel ttihat gazetesi ktnda Zbeyir Aabey, Galata Kprsnde gazete satmt. Ankaraya geldiinde, Niye byle yapyorsun? Sen gazeteci mi oldun, ne lzum var da gazete ile megul oluyorsun? Bunlarla ocuklar megul olur, sen ocuk musun? diye, haddim olmayarak darlmtm. ok zld. Haklsn, ama stad ve Risale-i Nuru ne ile tantacaz? stadmz bizlere gazete okutturmuyor muydu? stad sac neriyat takip etmiyor muydu? Gazeteciliin on seyyiesi olursa, yz hasenesi olur. Bu iyi bir meslek deil, gazetecilikle insan kendini harcar, ok zor bir meslek. Ben bunlara mani olamam. stad dnyaya iln edeceim, dnyaya tantacam, diye bu tehlikeye atlyorlar. Bizler aleyhinde olmayalm. Ben bunlar tevik iin gazete sattm demiti. Bunlar Nur Talebelerini paralyorlar

Nizam Partisi kurulduunda hi taviz vermedi. Daima Nurum itima hayatmza dair derslerini anlatrd. Ama Aabey, bunlar Mslman deiller mi? Bunlar kardelerimiz deil mi? dediimde, Bunlar stad anlayamamlar. Bunlar bilmeyerek Nur Talebelerini paralyorlar, ok, pek ok zarar veriyorlar diyordu. Zbeyir Aabey, Risale-i Nur prensiplerine aykr hareketlere katiyyen msamaha etmezdi. Nur Talebelerini paralamak isteyenler, Risale-i Nurun dsturlarn bilmiyorlar, bize siyas bir gzle bakyorlar, baktryorlar. Bizim siyasetimiz, srf reylerimizle Halk Partisini iktidara getirmemek, milleti blmemektir. Biz stadmzdan byle dersimizi aldk. Lhikalar okumuyorlar veyahut okumak istemiyorlar veya anlamak istemiyorlar. Bu hayat- itimaiyeye dair mektuplar bize stadmz ders vermedi mi? Bunlar bize stadmz yazdrmad m? Biz bunlarn hepsini de biliyoruz ve stadmz bu meselelere ne kadar ehemmiyet veriyordu, onu da biliyoruz. Bunlar stadmza tek tara bakyorlar, stadmz vazifeli. stad her cihetle stad deil mi de, bunlar baka bir r amak istiyorlar. Nur Talebelerini siyas yapmak istiyorlar diyor ve bunlara ok zlyordu. Halbuki stadmz nazarlar daima Nurlara veriyordu. Evet mesleimizde ihlas- tammeden sonra en byk esas sebat ve metanettir ve o metanet cihetiyle imdiye kadar ok vukuat var ki, yleler her biri yze mukabil bu hizmet-i Nuriyede muvaffak olmu, bir adam yirmi otuz yanda

iken, altm yetmi yandaki velilere teveffuk etmi derdi. Bunun gibi biz de stad Hazretlerinden ne grmsek, ne duymusak ona ittiba etmeye mkellez. Yeni bir r amayalm. Onlar da inaallah anlayacaklardr. stadmzn son mektuplarn okumuyorlar, okusalar herhalde anlayacaklar. Eer yine anlayamazlarsa o zaman anlamak istemiyorlar. Halk Partililerin iftiras Emirdada bazen Halk Partililer gelir, bizleri tanmazlar, Yahu u alkanlar var ya, bir risaleyi, bir liralk bir kitab be liraya satyorlar gibi oklara su-i zan verirlerdi. Maksatlar alkanlar hanedannn kuvve-i mneviyelerini krmakt. Halbuki btn ziyarete gelenleri onlar misar ederlerdi. Maddi-mnev alkadar olurlard, paralarn verirlerdi. Kahraman Emirda Nur Talebeleri, stadmza kar ok sadktrlar. stadlar iin canlarn verirlerdi. O kadar bask, tehdit, zulm ve tarassut onlar hi yldrmad gibi bilkis daha ok kahramanlk yaparlard. yle zaman oldu ki, z kardein n de oullar ile beraber hapsettiler. Gnlerce, aylarca dkknlar kapal kald, ias ettirinceye kadar altlar, ama yine onlar kazand. Dnya malnn fani olduunu ve stadn verdii derslerin mahiyetini tam anlamaya vesile oldu. Deil mallar ve servetleri, onlar, stad ve Risale-i Nur iin canlarn veriyorlard. Servetlerini kaybetmi, ias etmi, bunlar dnmyorlard bile. Hamza Emek o zamanlar Demokrat Parti ile bakan

idi. Srf hizmet iin parti bakanl yapard. nk Emirdaa gnderilen kaymakam, jandarma v.s. gibi kiiler kastl olarak menf insanlardan seer gnderirlerdi. Hamza Emek parti bakan olduu iin kendisine di geiremezlerdi. "Herkese itimat edemezdik" stad kimsenin yemeini yemedii halde, Ceyln Aabeyin annesini yapt yemei yerdi. Hususan kfte gibi yemekleri daima Ceyln Aabeyin annesi Fethiye Hanma yaptrrd ve onun yemeini yerdi, ona dua ederdi. Bir de Firdevs Hanm vard, ok ihlasl idi. O da stada yourt yapard, hem inei bereketliydi. stad Emrida'a gelmeden stadn geleceini hisseder, yourt hazrlard. Herkesten yourt alamazdk, nk zehir vermek iin daima alanlar vard. Hatt bir defasnda yukardan emir geliyor ve ne yapn yapn Bedizzaman' hastaneye yatrn, ona bakan bir hizmeti koyun ve para da almayn deniliyordu. Tabi bu plnlar hep akim kald. nk stadda mthi bir feraset, tedbir, hassasiyet, ihlas vard. Derhal farkna varyordu, ona gre de tedbir alyordu. Tarihe-i Hayat'ta bunlarn bir ksm geer. stada neler yaptlar neler? Geceleri aniden karakola armak, akamdan sonra mahkemeye armak, ziyareti gelmise niye geldi diye armak... Biare bir kyl stadn elini pse peine takipi koyarlard. stadn evinden karken ve girerken ziyaretilerine hakaret ederlerdi. stada niye selm veriyorsunuz, niye bakyorsunuz v.s. Ama o byk

stad her eye sabrediyordu... Beeriyetin imann kurtarmak, masumlarn imann kurtarmak iin, Risale-i Nur'un neri iin her eye sabredeceim... Eskiden cebbar kumandanlara ba emeyen, hayatnda kimseye tenezzl etmeyen zat, imdi bir beki, bir jandarma gelse 'Filan yere git' dese, gideceim... Sabredeceim, benim vazifem msbet hareket etmek, ben Eski Said'i braktm. Yeni Said btn ikence ve hakaretlere sabretmeye karar verdi' derdi. "Bu nar Yldz Sarayna deimem" Barla'ya geldiinde stad, nar aacnn banda sabahlara kadar dua ederdi. Ar sesi gibi nar aacnn bandan yank yank ses gelirdi. Barlallar derdi: Hoca Efendiyi buradan Eskiehir Hapishanesine gtrdler, nar aac mahzun kald, kanatlar aa indi, hi enlenmedi, yapraklar aa sarkt. Sanki akll bir insan gibi bir vaziyet ald. Ama Hoca Efendi tekrar geldiinde nar birden acaip bir hal ald, birden evklendi, kanatlar yukar kalkt, yapraklar enlendi, hep ardk. Barlallar, mahallemizin blbl geldi, diye hep sevinirlerdi.' stad da: 'Ben bu nar aacn Yldz Sarayna deimem, bu nar benim iin bin altndan kymetli' derdi. 'Bundan siz de istifade edin' derdi, meyvesi olan kozalaklardan bize de verirdi, bundaki san'at- lhiyeye bakn derdi. Muazzez stadmz hakikaten ok zahmet ekti, zahmette rahmeti gryordu. Her eyden

mahrumdu. Abdesthanesi elli metre mesafede, st ak, elektrii yoktu. K kyamet, evde bazen odunu dahi bulunmazd. Barla'da kn her eyden mahrumdu. Yannda yalnz bir yumurta bulunur, ekmeini mahallelerde yaparlar, fakat buna ramen stad gayet memnundu. 'Bu nar Yldz Sarayna deimem' diyordu. Barla'daki mbarek dershanesinde de Risale-i Nur te'lif olduu iin saraylara deimem diyordu. stad Barla'nn kabristanndan, suyundan, havasndan, insanlarndan ok memnundu. Hatt Barla'dan, stanbul ve Ankara'ya almak iin gidenler olursa zlrd. 'Aman kardeim dnya acaip olmu, parman soktuun zaman eli, eli soktuu zaman kolu, kolu soktuun zaman da vcudunu gtryor, dikkat edin, kimseye muhta olmayacak kadar rzknz varsa iktifa edin, mbarek Barla'dan ayrlmayn' derdi. Barlallar ok sever, kendi akrabas gibi alkadar olurdu. stadmz Barla'da, sk sk Barla Glnn kenarlarna gider, bazen denize girerdi. Denize gmlei ve i donu ile girer, fakat fazla duramaz, abuk d iin hemen kard. Bize; 'Sizler benim yerime girin' derdi. Biz de Ceyln Aabeyle girerdik. Bazen glde kayklar olurdu. stadmz kaya bindirir, gln kenarlarnda gezdirdik. Fazla kalsak veya abdest iin glden fazla su harcasak, glden israf etmeyin, derdi. ktisad, stadmzn damarlarna ilemiti. "Trkiye'de Risale-i Nur var, Rusya giremez" stadmzdan iittim. Mkerrer defalar, 'Risale-i Nur

kyamete kadar devam edecektir. Dnya devletleri bunlar kanun olarak kullanacaklardr' demiti. Bir seferinde de yle konumutu: 'Sizden soruyorum, koca in'i ve Balkanlar' yutan bir ejderha Trkiye'ye neden bir ey yapamyor' Bizler skt ettik. Tekrar sordu, yine skt ettik. stadmz, 'Kur'n- Kerim'in bu zamandaki hakik tefsiri olan Risale-i Nur'un sayesinde' dedi. Benim iimden bir sual geldi. Acaba Risale-i Nur koca Rusya'y nasl durduracak? O zaman stadmz yle buyurdu: 'Bakn bir Miralay talebem gitti, Onuncu Sz habbeciklerle arkta neretti, Rusya'nn nn ald.' Yine benim hatrma geldi. Onuncu Sz elli-altm nsha kitap. Nasl koca Rusya'nn nn alacak? stadmz yle dedi: 'Esas manev atom bombas Risale-i Nur'dur. Onlarn atomundan daha stndr. Sizler korkmayn, bu memlekette Risale-i Nur olduu mddete Rusya bu memlekete giremez.' Yine Alman Harbinde herkes telta, 'Almanlar Trkiye'ye girdi girecek' diye kahvelerde konuuluyor. stadmz Hafz Ali Aabeye haber gnderiyor. 'Korkmayn, tel etmeyin. Trkiye'de Risale-i Nur var, giremez' diyor. Hafz Ali Aabeyin hizmetine bakan Abdullah avu kahveye gidiyor, milletin teln grnce, 'Merak etmeyin

hocaefendi haber gndermi, Trkiye'de Risale-i Nur var giremez demi,' diyor. O zamanki eitmenlerden Osman Atasoy'da inanmaz bir tavrla yle diyor: 'Meczub, ite girdi.' Abdullah avu bir ey demeden evine gidiyor. Gece radyolar iln ediyor. 'Alman ordular Trkiye'ye giremedi.' Ondan sonra Osman Atasoy Nur Talebesi oldu. "stadmz eski Nur Talebelerine ok ehemmiyet verirdi. Onlarn sadakat ve sebatlarndan dolay ok rabet ve alka gsteriyordu. 'Onlar Nur hizmetinde saff- evvel ekirdekler hkmndedirler. Onlarn ektii Nur ekirdekleri imdi meyvesini vermektedir' derdi."

HALL GNLALAN
1925'te Gaziantep'te dodu. 1944'te Emirda'da onba olarak bulundu. Verilen emirle Bedizzaman' takip etmiti. "Gzleri heybetliydi" Benim iin onba olan hemehrim Hayri zhelvac izinli olarak Antep'e gitmiti. O zaman bana, 'Bedizzaman' sen takip et' dediler, vazifeyi bana verdiler. Kumandanmz smail Gneyblk't. Bedizzaman'n kyafetine bile mdahale etmemizi istiyorlar, bandakini karttrmamaz emrediyorlard. Oturduu evin karsnda bir kahvehane vard, orada takip ederdik. Kendisi, 'Ben apka giymem' diyerek, apkay bana koymazd, hep sark sarard. "Blk kumandan sarn yrtt. Ama o ii yapt gn, kars ile beraber yatamyorlar. Devaml olarak kbus basyor. Gece saat sralarnda Bedizzaman'dan zr dilemeye gittik. Rica ettik, af diledik. Bana, 'Sen git. Benim suum nedir? Rahat yatsn' dedi. Benim, gedikli baavu olarak orduda kalmaya niyetim

vard. Bedizzaman bana, 'Bu meslekte kalma, memleketine git, ev sahibi de olacaksn' dedi, dua etti. Allah'a kr, bugn ev sahibi de olduk, rahatz. "Camide rtl bir yeri vard, namazlar orada klard. Bir gn hep beraber yamur duasna ktk. 'Bymzden isteyeceiz' dedi. Hakikaten ok miktarda yamur yad. Ben bazen elini perdim, bana dua ederdi. Allah'a kr, bugn iyiyim. Srtndaki cbbesi ve bandaki sar ile eski zamandaki hocalara benzerdi. Gzleri heybetliydi. Bir gn Konya ve Sandkl'dan iki hoca kendisini ziyaret iin gelmilerdi. Bana, 'Sen misarlere bak' dedi. Emirda'da Halepli Hasan Usta isminde bir dkknc vard. Onun dkknnda kahvalt yaptk. kii krk kuruluk kahvalt yaptk. Hocann duas ve bereketiyle mz de doymutuk. "Bedizzaman'a sevgim son zamanlarda kendisini daha da gsterdi. Vefatndan birka gn nce kendisini Antep'te grdm. Eski postahanenin nnde, sabahn erken vakitlerinde yabanc bir araba duruyordu. Baktm ki, Bedizzaman. Hemen koarak elini ptm. 'Ben Urfa'ya gidiyorum' diye dua istedi. Yannda talebeleri vard. te byle, Allah byle byk bir insan grmek nasip etti bana."

SEYD KOAK
1913'de Emirda'da dodu. stadn talebelerindendi Karakol komutanl yapan bir arkadaa, 'Bu zamanda stad- kmil var m?' diye sorduumda bana, Denizli hapsinde bulunan stad Bedizzaman'dan bahsetmiti. Az zaman sonra, Emirda ar Camiinde, 1944 ylnn Austos aynda onu bana gsterdiler. Camide ellerinden perek himmet diledim. Daha sonralar ise evine gitmeye baladm. Bizim komumuz brahim Kantar vard, stada ok hrmet ve hizmet ederdi. Afyon hapsinde de stada hizmetler etti. Bir gz ilcnn bile cretini verdi. Kimseden hediye ve zekt almyordu. Kardam Seydi, Vallahi'l-Azim hariten birinin lokmas mideme derse sancdan yatamyorum. Rica ederim, bana byle bir ey getirmeyin. Ben minnet altna girmemiim. Hayatm boyunca rzkm Cenab- Hak ihsan ediyor' diyordu.

Ara sra deil de daima hizmet versin arzusundaydm. Bu arzu ile ziyaretine gitmitim. Daha ben sylemeden, bana, 'Sen hizmet ediyorsun, sana uradan anahtar atyorum, alkan'lar ar, Ahmed'i veya Mehmed'i ar diyorum, bunu yapyorsun, bu hizmet sana yeter' dedi. Ben 'zin verin, yerleri spreyim, yahut su getireyim' deyince 'Hayr, hayr kardam, sana bu hizmet yeter' demiti, daha fazla srar etmedim. Emirda'a gelmeyip Isparta'da kald zamanlar, oraya ziyaretine giderdim. Emirda'dan vedalap, Isparta'ya gittii zaman da yine hizmetindeydim. stada yle bir mevzu sordum; 'slmn sadas en yksek olacak diyorsunuz. Bu gr sada daha ne zaman olacak stadm?" dedim. Acaip' dedi ve hemen cevap verdi: 'Bu siyasi deildir. Ben siyasetten de bahsetmek istemiyorum. slmn sadasnn en gr bir sada olduunu hep sizler greceksiniz. Ben gremeyeceim.' Bir de hlas Risalesindeki Hristiyanln slmiyete inklp edecei meselesini sordum. 'Acaip, kardam' dedi ve Hristiyanlarn tasaf edip, s bir hale geleceini, Almanya'nn Mslman olacan mjdeledi. stad minnet almazd, para ve hediye hi almazd. Minnetsiz yaard. Kimsenin orbasn imezdi. Evinde kedileri vard. Bunlar ban karan fareye bile dokunmazlard. stad kediler iin, 'Bunlar benim minettarm deil, ben bunlarn minnettarym. Allah bunlarn yznden benim rzkm ihsan ediyor' demiti.

Fare kt zaman kedilere, 'Bunlara dokunmayn' diyordu. Hakikaten kediler de dokunmuyorlard. yle bir sz vardr: 'Himmet-i rical, tahrib-i cibal.' Evliyullah himmet ederse, dalar para para olur. Evliyullah beddua ederse, dalar param para olur. Ama eliyullah beddua etmez. te Bedizzaman Hazretleri de byle byk bir zatt. 'Benimle konumaya lzum yok, Risale-i Nur'dan himmetinizi, dersinizi alrsnz' diyordu. stada 'veli' dediler, kabul etmedi; Mehdi dediler, yine kabul etmedi. Bir gn Osman alkan kendi kendine konuuyor. 'Bu risaleleri nasl yazyor, Krtten de olur mu bu?' diyor. Allah kendisine, kalbine, durumu bildiriyor. Yakub Aleyhisselmn, 'Bizim halimiz imekler gibidir, bazen ayamzn zerini bile gremeyiz, bazen da kinat tem ederiz' diye buyurduu gibi, Allah bildirince her eyi biliyorlar. Osman alkan, stadn yanna gelince, stad kendisine, 'Kardam, ben seyyidim' demiti. Zamann iman kurtarma zaman olduunu, tarikat zaman olmadn ifade ediyordu. 'Eer mam Rabbani de bu zamanda gelseydi, btn himmetini iman- kurtarmaya verirdi. Bir imann inkiaf binler kerametlere mreccahtr. Tarikatsz cennete gidilir, fakat imansz cennete gidilmez' diyordu. "Bedizzaman bir gneti. stad 1944'te Emirda'a geldii zaman, olum Ekrem de dnyaya geldi. Ekrem hastaland zaman stad himmet edip dua buyurdu ve ocuk ifa buldu."

MUSTAFA AKDEDEOLU
1924'te Konya'da dodu. lkokulu Trkiye'de ortaokulu Halep'te, lise ve faklteyi Msr el-Ezher niversitesinde tamamlad. ki yl Pakistan Karai niversitesinde master almas yapt. Risale-i Nur Klliyatn ne zaman ve nasl tandnz? 1945 yllar idi. Ben o tarihlerde Isparta Askerlik Daire Bakan (yedek subay) olarak vatan grevimi yapyordum. Ara sra Isparta Ulu Camiinde izinli gnlerimizde namaza gider, cemaate Kur'n- Kerim okurdum. Gnlerden bir gn, camiden kta bir zat ile tantm. Bana hitaben dedi ki: 'Evladm, ben sana stanbul kraat ile Kur'n- Kerimi talim ettireyim, bu hususta ihtisasm var, sana faydamz dokunsun." Neticede samimi olduk. Meer samimi olduumuz zat Geici Hava Askerlii Amiri nyzba Refet Barutu imi.

Kur'n- Kerimi talim ederken bu arada Risale-i Nurlar tantt. Bana ilk verdii eser Genlik Rehberi idi. yi daktilo yazdm iin bana Genlik Rehberi'nin baz nshalarn yazdrdlar ve yazdm. Daha sonralar Hsrev Aabey ile de tantk. oalttmz Genlik Rehberi'ni tantmz ortaokul ve lise talebelerine datrdk. Bedizzaman ile grme imkn bulabildiniz mi? Eer grme bahtiyarlna erimiseniz ka defa oldu? 1945 sonlarnda Isparta'da askeri izne ayrldm. Refet Bey bana dedi ki: "Kardeim Konya'ya giderken ay kazasnda in. Oradan Emirdaa git. Hz. stad ziyaret et, ellerini p ve benim 1 kg kadar kesme ekerim var, onu da stada hediyem olarak gtr." Ben de ayn ekilde gzergh izdim ve Emirda'a vardm. alkan'larn dkknna gittim. Rahmetli Ceylan ile irtibat kurduk. stad, "Gelsin" demi. Koa koa gittim. Baktm, stad baheli evinin d kapsnda beni bekliyor. Hicap edip durdum. Ellerini pmek istedim, ptrmediler ve bana hitaben, "Ho gelmisin kardam. Ben neyim ki, sen bana geldim. Bana gelmektense Risale-i Nur Klliyatn okuman daha istifadeli olur. Fakat ben seni Refet kardeim adna kardelie kabul ettim." "imdi yazmak zamandr" Gayet hametli olarak ayakta duran ve heybetle bakan

Hz. stad bana hitaben, "Sen eskimez Kur'n harerini yazabiliyor musun?" diye sordu. "Evet efendim, yazyorum." Yaz kardeim, imdi yazmak zamandr. Eer oaltrsan, iman ehli kardelerimize hediye edersin" dedi. stad ayakta bekletmekten utandm. Hemencecik Refet Barutu Aabeyin hediyelik ekerini kendilerin uzattm. "Refet bizim hediye almadmz bilmiyor mu? Peki yle ise (Ceylan kardee seslenerek) Ceylan, benim odamdaki As-y Msa kitabn getir. Onu Refet'e gnderelim." Ben kitab aldm. Ve yine dediler ki: "Kardeim, buradan hemen ilk vasta ile Konya'ya git. Ben gzetim altndaym. Seni tutarlar, soruturma ve eziyet ederler. Konya'da kardelere selamm gtr." Neticede ilk araba ile Bolvadin'e, oradan da Konya'ya getim. stad bizi kabul etti Hazret-i stad ile ikinci grmem 1953 yllarnda oldu. 1952'de Kahire'de okuyordum. 1953'te Trkiye'ye geldim. O gnlerde stanbul'a gezmeye gittik. Msr'da

beraber okuduumuz Ali zek Bey ile Fatih Camiinde karlatk. Bana hitaben, "Mustafa birisini bekliyorum, imdi gelip bizi Said Nursi Hazretlerine gtrecek" dedi. Bekledik. Ne grelim, Konya'da beraber dersler yaptmz Abdlmuhsin Elkonevi kardeimiz. Birlikte aramba semtinde iki katl bir eve gittik. stad bizi kabul etti. Kendilerini karyolada bada kurmu vaziyette grdk. Ellerini ptk. Msr'dan geldiimi syledim. Bize hitaben: "Sizin gelmeniz ok iyi bir tevafuk oldu. Safa geldiniz. Msr'dan eyhlislm Mustafa Sabri Efendi bana bir kitabn gndermi ve Risale-i Nur Klliyat iinde nerini istiyor. Fakat Risale-i Nur klliyat iinde nerine msaade yok. nk kitabnn iinde ok ihtila meseleler var. Risale-i Nur Klliyatnn merebi ittifaktr. htilaf merebi deildir ve yeri yoktur. Benim ok selmm gtrn. Yine de kitabnn bam stnde yeri vardr. Bunlar aynen syleyin." Neticede Kahire'ye gittik. Mustafa Sabri Efendi hasta idi. Bu bakmdan yanna Ali zek kardeimi kabul ettiler. stadn selmn ve sylediklerini nakletmi. Mustafa Sabri merhum, "Peki, madem yle, mesele yoktur" deyip stadn selmn alm. Cennetten gelen nehir stad Bedizzaman mektuplamtr. Hazretleri ile birok zevat

Sizlerin diyar- gurbette, bilhassa el-Ezher niversitesinde iken Said Nursi Hazretleri ile mektuplamanz oldu mu? Evet bir defa oldu, yle ki: El-Ezher'de olsun, dier okullarda olsun -Vahhabimereb baz corafyac hocalar Hazret-i Peygamber (a.s.m.) Efendimizin-"u nehrin menbalar Cennettendir" mealindeki hadis-i erierine, nehirlerin ktklar yerleri hakir ve kk grerek dil uzatmlard. Hatta bazlar, bu hadis-i eri "mevzu ve hurafedir" diye saptyorlard. Bunun zerine biz Kahire'den stadmz Bedizzaman Hazretlerine, "Bizleri mkilttan kurtar" diyerek bir mektup yazdk ve tafsiltn anlattk. Ksa bir mddet sonra stad bize, "20. Szn Birinci Makamn" gnderdi. Hassaten "20. Szn Birinci Makamnn nc Nktesi" meseleyi fevkalade halletmektedir. Neticede bu hocalar ilzam ve ikna oldular. Bize de kranlarn belirtirken, stad Hazretlerine de duada bulundular.

SABR HALICI
Konyal Halc Sabri. Aslen Erzurumlu olna bu zat "Krt Sabri" diye de anlmaktadr. Erzurum'da doan Sabri Halc, Cnan airetindendir. Birinci Cihan ve stikll Harbinde arparak gazilik rtbesi almtr. Nur risalelerine uzun yllar hizmeti gemitir. Bilhassa birinci ve ikinci Emirda mektuplarnda ismi gemekte ve kendisine hitaben mektuplar bulunmaktadr. 1948'de stad Bedizzaman'la birlikte Afyon Hapishanesinde yatmtr. stanbul'da Salih Yeil'in yanna gittii zaman Hazret-i Ali ve Hazret-i Muaviye meselesinde ve Salih Yeil'in ocuklar konusunda iddetli mnakaa etmiler. Emirda mektuplarnda geen uzun mektupta Bedizzaman'n "Y Rab! Erzurum'dan imdadma yetien bu iki zatn mnkaasn musalhaya tebdil et" diye yapt niyaz Halc Sabri ve Salih Yeil iindir. mer Halc, Sabri Halc'nn oludur. Dier iki olu olan Feyzi ve Mehdi Halc da stad ziyaret etmilerdir.

Birinci Cihan Harbinden sonra ocuklaryla birlikte Konya'ya yerlemiti. Eski er'iyye Vekili Hdimli Vehbi elik Efendiye hlas Risalesi'ni hediye etmiti. Vasiyeti zerine, Bedizzaman'n kendisine hediye ettii, ark dokumas olan bel kua kefenle birlikte vcuduna sarlarak defnedilmiti.

AHMED URFALI
Aslen Urfal olan Ahmed Urfal 1924'te Emirda'da dodu. "Seni kardelie kabul ediyorum" stad ilk olarak 1954'lerde ziyaret ettim. O vakit askerdim ve izinli olarak dnmtm. Emirdada bana: 'Buraya byk bir hoca gelmi' diye bahsetmilerdi. Ben de Hoca Efendiyi ziyaret etmek istedim. Bir gn yats namazndan sonra arkasna dtm. Bana 'Adn ne?' deyince, 'Ahmed' dedim. 'Bural msn?' diye sordu. Emirdal olduumu ve askerden izinli geldiimi syledim. Balkesir'de askerlik yapmakta olduumu syleyince, Hasan Basri antay' sordu. Daha sonra Hasan Basri'ye selamlarn gtrdm. Bylece stadn evinin nne geldik. Anahtar bana uzatt. D kapy atm. 'Kardeim, seni kardala kabul ediyorum' dedi. eriye girdi ve 'Kapy kilitle' dedi. Kapy kilitledim. Ben darda, Hazret-i stad ise ieride kalmt. Anahtar istedi, Ben de kap aralndan uzattm. Bylece ilk ziyaretimi yapmtm. "stadn hizmetindeyim"

1947'de askerden dndm. Ceyln alkan Aabey vastasyla stad tekrar ziyaret ettim. Daha sonralar Ceyln ve Mustafa Acet'le birlikte ben de hizmetine girdim. Benim hizmetim daha haf ileri takip etmek tarznda oluyordu. Odun getiriri, sobay yakar, arya kar ve yemek piirirdim. Yemei kk sefer taslarnda yapardk. Yemeimiz ou zaman pirin orbasyd. Bu ekilde stadn hizmetine devam ederek, risale yazmaya baladm. slm yazsn stadn yannda kalan talebelerinden renmitim. tane Szler yazdm. stad tashih ederek duasn yazp, tekrar bana iade etti. "stadmn klna dokunamazlar" stad ve talebelerini Emirda'dan toplayp Afyon Hapishanesine gtrmlerdi. O anda aleyhte ok dedikodu yaplyordu. Bir zaman sonra bize de gitmek nasip oldu. Bir gn stadmzn aleyhinde konuan bir zabta memuruyla mnakaa ettim. O nurdan nasipsiz adam, 'Said Nursi'yi asacaklar, yle yapacaklar, byle yapacaklar' diye konuunca; ben de kendisine hiddet ettim, 'Hibir ey yapamazlar, stadmn klna bile dokunamazlar' dedim. O da gidip beni ikyet etmi. Beni yakalayp Emirda Hapishanesine attlar. Orada bir hafta kaldm. Oradan da, Afyon hapishanesine gtrdler. Bir hafta da drdnc kouta Tahiri Mutlu Aabeyin yannda kaldm. stadmzla grmem mmkn olmad. fademi

aldktan sonra beni tahliye ettiler. "stadn tokad ifa oldu" stadn yannda eitli zamanlarda kra gitmitim. Kendisi tefekkr eder, tashih yapar ve evrad okurdu. Biz lzumu zamannda yanna yaklardk. Yine birgn kra giderken, eski postahanenin nnde aniden geri dnerek, bana sordu: 'Hasta msn?' Hakikaten birka yldr bende iddetli vehhamlk vard. Ben daha 'Evet' diyemeden iddetli bir amar vurdu. Sonra, 'Haydi gidelim, bireyin yok' dedi, yola devam ettik. Daha sonra benim rahatszlmla alkal hibir ikyetim kalmad. Hizmette anne-babasnn rzas stad eitli zamanlarda ziyaret ettiimde bana tekraren 'Kardam, sen evlenme' derdi. Bana pekok defa syledii bu sze bir mn veremezdim. Bilahare babamn iddetli srar zerine evlendim. Babam 'Evlenmezsen seni evlatlktan reddederim' demiti. Evlilikten sonra stada gittim. stad bana, 'Kardam, sen kendine ayrlan hisseyi kaybettin' dedi. Sonra 'Abdestli misin?' diye sordu. Ben abdestli olduumu syleyince iaret ederek, raftaki Kur'n' getirmemi syledi. Getirince at. Bir yet-i kerimeyi gstererek, 'Kur'n'a, imana hizmet edenlerin peder ve validelerinin dinlememelerini emrediyor' dedi. Ben orackta, ok ackl bir ekilde, iddetli bir hznle aladm. Gzlerimden sicim gibi yalar akyordu. yatandan kalkarak beni kucaklad, alnmdan

pt. 'Seni Risale-i Nur hesabna kabul ediyorum' dedi. "Kore'de Kunuri Zaferi stad sevindirdi" "Bir defasnda kardelerden birisi sormutu: "Allahmme ecirna derken ellerimizi neden eviriyoruz?' Ben bunu stada sormak iin yanna girdim. stad yataktayd, ama sanki vcudu kaybolmutu. ok hiddetli bir vaziyeti vard. Yz hatlar gerilmi, ok sinirli bir hali vard. Soruyu sordum. 'Kardam senin iin bitti mi?' deyince, 'Evet, stadm' dedim. 'Derhal dar k' dedi. Mahcup ve korkarak dar ktm. Ertesi gn yine stadn huzuruna gittim. Bu defa yatanda glmsyordu. 'Gel kardam, sen birey iittin mi?" dedi. 'Hayr, stadm' dedim, 'Keeli, sen radyo dinlemedin mi?" deyince sormak istedii meseleyi anlamtm. 'Dinlemedim stadm, fakat halktan iittim' dedim. Kore'de Kunuri emberi yarlmt. stad bu haberden dolay ok sevinliydi. Kore Harbiyle ok alkadar oluyordu. Tebessm ederek beni alnmdan pt. Bylece huzurundan sevinle ayrldm."

MUSTAFA BLAL
stadn Emirda'a ilk geliini Tayyar zkasap ismindeki ahstan iitmitim. Bana, 'Buraya bir hoca geldi, eer istersen gel, gidip ziyaret edelim' dedi stadn Emirda'a ilk geliini Tayyar zkasap ismindeki ahstan iitmitim. Bana, 'Buraya bir hoca geldi, eer istersen gel, gidip ziyaret edelim' dedi. Ben de, 'Siz nce gidip izin isteyin, msaada ederse ben de ziyaretine gideyim' dedim. stad o zaman Hasan Gcenmez'in otelinde kalyordu. stad bana 'Gelsin' diye haber yollamt. Hemen gidip bir abdest aldm, kendime ekidzen verdim. stadn huzuruna vardmda, karyolasna uzanmt. 'Gel kardeim,' diye dorularak, 'Safa geldin' dedi. Bana ilk olarak syledii u szleri hi unutmam: Ben Afyon'a men (srgn) olarak gnderildim. Afyon'a gelince birok yer sayp teklier yaptlar. Ben bunlarn iinde Emirda' setim. Burada ihlsl kardelerim vardr. Onlarn ihls beni buraya ekti..' Sonra bana kelime-i tevhidin bahsi geen risaleyi

vererek okumam, eer beenirsem de yazmam syledi. 'Peki' dedim, bilahare de okumaya baladm. Okuduka, iimde tabirinden ciz olduum bir boluun byk bir lezzetle dolduunu kat'iyetle hissediyordum. Okuduka holanyor, tekraren okuyordum. Sonra ise, bu gzel eseri yazmaya baladm. Eseri yazdktan sonra stada gtrdm, tashih etti. Baka bir risale daha verdi, bunu dier risaleler takip etti. Birok risaleleri yazmla oalttm. Babam da yazd. Bazen baz risaleleri ikimiz de yazardk. Ben stadn devaml deil de ara sra hizmetinde bulunurdum. On be gn de bir hizmetine giderdim. Mesleim terzilik olmasndan, elbiselerinde skk olduu zaman onlar dikerdim. Bazen de kra karken, tashih edecei risaleleri ve namaz seccadesini tardm. ok zamanlar akam namazndan sonra yatsya kadar yalnz kalrd. Bu mddet iinde birer ikier yannda hizmeti iin kalrdk. Bir gn bana, 'Mustafa, bana bir bardak su getir' demiti. Ben de gidip kahveden bir bardak aldm, caminin emesinde iyice ykadm, suyu verdim. Suyun yarsn iti. Dier yarsn da 'Al, bunu sen i!' diye bana verdi. Alp itiimde sanki su deil de gl yayd. Tamamen imedim, zerine su ilve edip, eve getirdim. Hanm ve ocuklar da itiler. Onlar da hayret iinde 'Bu su mu?' diye sylenmilerdi. Ben de 'Bu stadn suyudur' demitim. "Bir gn rahmetli babam (Nuri) bir tabak stla yaptrmt. Bunu stada gtrdnde, stad elinde

stl ile girdiini grnce hiddetlenerek, 'Sen niye byle ocuklarn rzkn bana getiriyorsun!" demi. Babam da mahcubiyetle geri dnerken, 'Nuri, Nuri!' diye seslenip 'Gel' diyerek, iki- kak alm. 'Haydi, geri kalan ocuklarna gtr, benim ikramm olarak yesinler' demi." Bu hatray dinleyen Mustafa Bill'in hanm erife Hanm sze katld. Stlac kendisinin yaptn, arada bir amarlarn da ykadn ifade ederek, iki hatrasn anlatt: Beyim Mustafa ok hastayd. Tifoya yakalanmt. Ben stad takip ettim. Kra giderken arkasndan kotum. stadn faytonu aniden durmutu. Rahmetli Ceylan, 'Gel, stad seni bekliyor' dedi. Yanna gidip elini pecektim. Bana dirseini uzatt, dirseini ptm. 'Tamam, duacym' dedi, ben de geriye dndm. Bir gn de, ben ok hastalanm, doktora gitmitim. Bana 'Bir bbrein rm, ameliyata alnman lzm' demiti. Ben de ameliyat iin hazrlanmtm. stadn duasn almak istedim. Ceylan bana ve annesi Fethiye Hanma Adaal tarafna gitmemizi syledi. Az sonra stad oraya geldi. Ceylan yanmza geldi, stadn bize dua ettiini ve 'Ben onlar hemirem olarak kabul ediyorum' dediini syleyerek, bana 'Gitmesin' diye haber getirdi. Ben de gitmedim. Allah'a kr, ben hl bbreimden ikyeti deilim. Beyim Mustafa Eskiehir'de hasta olarak tedavi

oluyordu. Bir sabah kuluk vaktinde Ceyln geldi; 'erife Abla, stadm 'Biz Mustafa'y yeni kazandk' dedi' diye haber verdi. Akam da beyim ifa bulmu ve shhati yerinde eve gelmiti. Mustafa Bill hatrasn yle balad: smet Paa Afyon'a gelip konuma yapmt. Ondan sonra stada olan bask, takip ve kontroller artt. Bundan hemen sonra stad ve talebelerini Afyon mahkemesine gtrdler. Biz de tel ve korku iindeydik. Etrafta sivil polisler geziyordu. Bize de, 'Hazrlann, sizi de gtrecekler' diye syleyenler oluyordu. Birka defa evimizi aramlard. Ben bu ara stad ryamda grmtm. Ryam yleydi: stadn faytonu hkmet binasnn nne gelince durdu. stad ayaa kalkt. stad bize hitaben defa; 'Korkmayn, korkmayn, korkmayn!' dedi. Ben de cevaben, 'Korkmuyoruz, korkmuyoruz, korkmuyoruz!' dedim ve hemen uyandm. "stadn hizmetinde bulunduumuz sralarda, iki kedisi vard. Yemek vakti gelince bunlara yemek verirdi, kendisi daha sonra yerdi. Ayrc dolaplara fareler iin yemekler koyard."

HACI AL KILIALP
1922'de Emirda'da dodum. Babam Hac kr Efendi medrese tahsili grm, muhtelif yerlerde memuriyet yapmtr. lk tahsilimi Emirda'da yaptm. "staddan icazet aldm" 1922'de Emirda'da dodum. Babam Hac kr Efendi medrese tahsili grm, muhtelif yerlerde memuriyet yapmtr. lk tahsilimi Emirda'da yaptm. 1945'de vatan vazifemi yaptm. Askerden geldiimde 1946'da Hazret-i stad ile ilk defa grtm. Hz. stadn msaadesi ile nce am'a, daha sonra 1950'de Msr'a tahsil iin gittim. 1950-1959 yllar arasnda Msr el-Ezher niversitesinde tahsilimi ikmal ettim. 1959 senesinde Emirda'a avdet ettim. Diyanet leri Bakanlndan vaizlik yapabilmek iin vesika aldm. Bu tarihten itibaren Emirda'da manifatura ticareti ile itigal ettim. stad Hazretlerinin de icazeti ile 1968 senesine kadar fahri vaizlik yaptm. 1968-1982 seneleri arasnda Emirda belediye reislii yaptm. Halen ticaret ile megulm. Babama, dedem Osman Efendi benim tahsil grmem

iin defalarca talimat ve srarda bulunmu olup o gnk artlarda ne kendisi okutma imkn bulabilmi, ne de baka yere gnderebilmiti. Ancak ilkokulu bitirme imkn bulmutum. Hal byle iken bende okuma arzusu snmedi. O gnn cami imamln yapan Bozykl Hafz Nuri Gven'den Kur'n renme, az da olsa din malumat edinme frsat buldum. Ne gariptir ik, bir evladn z babas ve dedesi medrese tahsili grdkleri halde kendi evladlarn dini tedrisattan mahrum brakmlard. Sebebi ise o gnn idaresinin iddetli takibat, dini tedrisatn yasak oluuydu. Seneler geiyor. nce Aziziye iken sonradan deitirilip Emirda olan ilemize bu sefer bir nur douyor. Bir milletin slm inancn yitirmemesi, eski satvetine tekrar kavumas iin bir lim, bir mcahid geliyor. Kendi istek ve arzusu bir tarafa, mecburi ikamete tabi tutulmas emir ile. "Bedizzaman geliyor" 1944 ylnda Bedizzaman Said Nursi Hazretleri geliyor. O tarihte vatan vazifem mnasebetiyle Ankara'da idim. 1945 tarihinde terhis oldum. Sene 1946. stad Bedizzaman Hazretleriyle ilk defa tanp ziyaretinde bulunmam bu tarihte olmutur. Ziyaretim devam ediyordu. Bu sre ierisinde benden nce kardeim merhum Tahir de ziyaretlerinde bulunuyormu. Bir defasnda aile durumumuzu gzden geirdi.

Babamn durumunu zetledi. nk babamn medrese tahsili grmesi ile beraber, Nakibendi tarikatna mensup oluu da vard. Bu cmleden, yani bu aileden bir kimsenin dini tahsil grmesi, okumas gerektii inan ve isteiyle 'Kl Ali" Senin kardelerinden Tahir isimli kadeini okuyacak zannetmitim. Meer yanlmm. Fesbhanallah meer o senmisin' diye iltifatta bulundu. Kardeim Tahir iki sene sonra vefat etti. Bu, stad Hazretlerinin ahid olduum ilk kerametidir. nk kardeimin en ufak bir hastal yoktu. "stad Afyon'a gtryorlar" Sen 1948'i 1949'a balayan k mevsimi idi. Hava hayli souktu. stadn evinin giri tarafna st adrl bir kamyon durduunu grdm. Nazar- dikkatimi ekti. Hemen vardm kap nnde birka jandarma dalayor. (mahalli tabirle )gedikli bir avu telal olarak stadn odas nndeki kk salonda ileri geri dolarken stad odadan kt. avu, 'Hazrlann, hemen gideceiz' dedi. stad Hazretlerinin gtrleceini o zaman rendim. Ve kendisine 'Msaade ederseniz ben de sizinle beraber geleceim' dedi. 1947 ylnda hacca gittiimden bana 'Hac Ali sen burada kalacaksn' dedi ve odasna girip 'Sen urada yatacaksn' buyurdu, yer gsterdi. Yer halen gzmn nndedir. stad Hazretlerinin yatann duru ekli batdan douya doruydu. Bat tarafna ban koyar ayak ucu ise douya gelirdi. Sa tarafa yatt zaman yn gneye gelir, snnet zere kbleye tevecch etmi olurdu.

te bu karyolann gney tarafndan, 25-30 santim mesafede bir yer idi. ster istemez emre uydum. 'Pek stadm' dedim. Birlikte aa indik. Herey hazrlanm, yani kamyonun ii karlkl iki sra kanepe ile hazrlanm, stnde baz ahslar oturmutu. stad ofr mahalline aldlar ve Afyon'a gtrdler. K mevsimi devam ediyordu. Bir gn soba yakmadm iin souun iddetine tahamml edemedim. Sobay yaktm. Biraz sonra sobadan bacaya vuran duman gren bekiler karakola haber vermi olacaklar ki, btn o gnk jandarma ekibi evin stne ktlar. Tabii ben, bir yorgan bir yastk olan yatamn altnda sttekileri dinliyordum. Sobay sndrdm, sessizce bekliyordum. Yapacak bir eyleri kalmad. Dardan kap kilitli, ieride kimsenin olduuna dair malumatlar yok, brakp daldlar. "stad kitaplar nasl grd?" Birka gn sonra gelirler, ieriyi ararlar, Risale-i Nur'lar alrlar dncesiyle akrabamzdan merhum Mevld Kahya'y ardm, darda konutuk. Birka uval temin ettik. eriye girip kitaplar gzlece uvallara yerletirdik. Yukar kan merdivenin altn kazdk, gzelce kitaplar yerletirdik. stn de iyice rttk. Biz artk kitaplarn muhafazasndan emindik. Yaptklarmz ikimizden baka ancak Allah biliyordu. Biz bu yaptklarmz unutmutuk bile. Aradan bir aydan biraz fazla gemiti; bize haber geldi. stad Hazretleri 'Hac Ali'ye syleyin kitaplar merdivenin altndan yukar karsn' buyurmu. Hayret

ettim. Bunu kim syledi, hem ne iin diye dndm. 'Kitaplarn yeri rahat' dedim. stadn emrini yerine getirmek iin koyduumuz yerin stn atm. Bir de ne greyim, etrafndan su, rutubet, uvallar slatm, kitaplar alnmazsa harap olacak.Hemen hepsini alp yukar karttm. Risaleler bu ekilde kurtulmu oldu. Kimsenin haberi yokken, stad Hazretlerine herhangi bir kimsenin haber vermesi de sz konusu deilken bu durumu haber almam beni hi de yadrgamam iin telalandrmad. nk stadn kerametine, Nurlarla her cihetle alakadarlna bu ikinci bir delildi. "sdad gardiyanlarn gz nnde cezaevinden kt" Sene 1949. stad Hazretleri halen Afyon Cezaevinde bulunuyordu. Ben bir pasaport alp tahsil grmek iin Msr'a gitme arzusu ile kaymakamla mracaat ettim. Afyon'da ikmal edilen evrak alp Bolvadin'de nfus memuru olarak vazife yapan babam ziyaret ettim, durumu anlattm ve msaadesini aldm. Afyon'a gittim. Ayn gn leye kadar pasaportumu aldm. Her ey ok hzl oluyordu. stad Hazretlerini ziyaret edecektim. Yeni gelmi kiraz grdm. Belki fazlas kabul edilmez diye yarm kilo kiraz aldm, doru cezaevine gittim. Afyon eski vilayet konann arkasnda olan cezaevinin n tarafna bakan cephenin st katnda bir odann penceresinde stad sanki beni bekliyormu gibi ayak st durumda grdm. Geriden selm verdim. Elimdeki pasaportu

gsterdim ve iaretle gideceim dedim. aretle bana, 'Olduun yerde dur, geliyorum' dediini anladm. Yalnz nasl olur, kap kilitli, binann nnde jandarmalar, gardiyanlar var. Acaba bunlara haber gnderecek, bunlar msaade edecek, kaplar aacaklar da yle mi gelecek, yoksa bana izin verilecek de ben mi ieri gireceim' diye dnrken, stad Hazretleri yukardan aa inmi, dtan kilitli olan kap otomatik kap gibi kendiliinden almt. Fakat ne gardiyanlar, ne de jandarmalarda hibir ses yok. Hibir mdahale yok. Yanlarndan kt geldi. Elimdeki kiraz verdim, ald. Doruca bahsettiim jandarma ve gardiyanlarn yanlarna gitti. Sanki dardan gelen bir misar gibi onlara kesekd ierisindeki kirazdan avulayp avulayp verdi. Aldm kiraz yarm kilo idi. Avulayp verdii, o kirazn yetecek miktarda olmas akl kabul edecek gibi deildi. Sonra yanma geldi; kesekdndaki kiraz ylece duruyordu. Elini ptm, pasaport aldm, Msr'a okumaya gideceimi anlattm, msaade istedim, duasn talep ettim. "smimi kullanan dnyalk temin etme" Hac Ali, stadn sana Msr'da okuman iin izin veriyor, sen Msr'a gidip okuyacaksn. Yalnz senden ve btn kardelerimden ricam udur ki, hi kimse benim ismimi kullanarak ben Bedizzamann talebesiyim diye dnyaln temin etmeye kalkmasn. nk Allahu Teala,

halk ettii kullarn rzkn vermeye kendisi keldir. Sen de aynen bu ekilde hareket et' buyurdu. Lehlhalmd, krler olsun, bu emre muhafelet etmedim. stadn ismini kendi ahs karm iin kullanmadm. Ve konumamz devam etti. 'Hac Ali, am'a vardn zaman kardeim Halid Badadi'ye benim selamm syle' buyurdu. Hayr dualarn ve msaadelerini alarak ayrldm. Mevln Halid'in verdii ziyafet am'a varnca bu selm emanetini aynen yerine getirmek zere harekete getim. Yalnz bu ahs kimdi dncesinde iken haclarn ziyaret ettikleri trbesi aklma geldi ve ziyaretine gittim. Trbesinde kabr-i eri nndeydim. 'Ya Hlid-i Badadi! Sana bir emanet, bir selm var. stadmz Bedizzaman Hazretlerinden... Esselm Aleykum y mbarek!' diye hitabm oldu. Ruhuna hls bir Ftiha hediye ettim. Gn akam oldu. Trbedar trbeyi kilitleyip gideceini, iaretle anlatt. Ben de 'Msaade et, bu gece burada kalaym' diye ricada bulundum. Trbedar ne hikmetse iaretle 'Olur' dedi ve trbenin d kapsn zerimden kilitledi ve gitti. Halid Badadi Hazretlerinin trbesi Osmanl zamannda padiahn emri ile yaptrlm, d kapdan ieri girince ufak bir avlu ve karda bir kap ald zaman ieride Halid Hazretlerinin kabri ve giriin sa tarafnda avlu kapsna doru uzun bur dergh, toplant salonu. Bu

salonun kapsn da trbedar bana ak brakmt. Trbedarn ayrln mteakip ieri girdim. Vakit gece yarsna gelmiti. Trbenin yeri bir tepe stnde. am' ayak altnda seyrediyorsun hissi veriyor. Bu ayr bir seyir, ayr bir grn. Gndz ne yemek yediimi, ne zaman yediimi bilemiyorum. O anda karnmn a olduunu hissettim. Aradan ok gemeden kap ald. eriye trbedar klnda uzun boylu bir zat girdi, elinde bir tepsi, stnde am'n yuvarlak pidesinden birka tane, bir kapta zeytin ve ay demlenmi demlik ve bir bardak. Bana iaretle, buyur dedi ve ayrld. O anda byk ve muhteem bir ziyafeti neden hak ettiimi de dnmeden kendimi alamadm. Bu stadn selmnn ve Halid Hazretlerinin misarine ikram. Yalnzca ben stad Hazretlerini talimatna uymutum. Kimseden 'Ben Bedizzaman'n talebesiyim, una buna ihtiyacm var' diye talepte bulunmamtm. "Ezher'e talebe oldum" 1949 senesinde am'dan Msr'a gidebilmek iin konsolosluktan vize alamadm. Ayn senenin hac mevsiminde hacca gidip geldim. 1949-1950 ders ylnda am'da bulunan bir medreseye (halen mevcud) girebilmek iin orada tantm bir arkada olan Gaziantep'li Ahmed Muhtar Byknar ile (Cemiyet'l-Gazza Cami-i Dengiz) adyla maruf medreseye kaydmz yaptrdk. Bu kayt

ilerimiz kolay olmad. Yalnz Allah'n ltfu, Hz. stadn duas ile tahakkuk etmitir. 1950 senesi yaz balangcnda tekrar Msr'a gitmek iin konsoloslua mracaatmz netice vermeyince ark'lrdn'e gittim. Merkezi Amman ehrine 20 km. mesafede bir een kyne vardm. Beraberimde iki een arkada ile bu kyn eyhi olarak bilinen eyh Abdlmecid Hazretlerine misar olduk. Msr'a el-Ezher niversitesine vermek zere yanmda Risale-i Nur Klliyat da vard. eyhin ailesi bir boha getirerek 'Bu benim gelinlik bohamdr. Bu kitaplar una sarnz, size veriyorum' dedi. Kitaplar bohaya sardk. Amman'da da vize alamaynca am'a geri dndm. am'da tekrar mracaatmz zerine arkadam Ahmed Muhtar Byknar ile birlikte Msr vizesini aldk ve Beyrut'tan vapurla Svey'e, Msr'a gittik. El-Ezher niversitesine gidip kaydmz yaptracaz. Ne lise mezunu, ne de orann imtiyazl bir talebesiyiz. am'dan Kahire'ye beraber geldiimiz Ahmed Muhtar ile beraber mracaatta bulunduk. Hsn- kabul grdk. Vaktiyle ecdadmz -nur iinde yatsnlar- Kahire'de talebe yurdu yaptrmlar, burada barnmak iin gelen Trk talebelerine iki kiiye bir oda, bir divan, bir battaniye verdiler. 125 kii olna Trk talebelerinden ayrlan olmu, 75 kii tahsilini tamamlamt. O dnemde Trkiye'ye dnmtm. Arkadalarmzdan bazlar resmi vazife alm, ekserisi fahri olarak hizmet grmektedir.

"Mustafa Sabri Efendinin stad anlat" Bulunduum devrede Trk Talebe Bakanl vazifesi yaptm. Osmanl mparatorluunun son eyhlislmlarndan Tokatl Mustafa Sabri Hazretlerini ziyaret ettim. Evini buldum, izin istedim. Kendisi kabul ettiler. Bir odasndayz. Yalnz olarak ikimiz bir odada kaldktan sonra kendimi tanttm. 'Ben Afyon vilayetinin eski ismiyle Aziziye kazasndanm. smim Hac Ali. stad Bedizzaman Said Nursi Hazretleri Emirda'da ikamete memur olarak bulunuyor. imdi Afyon Hapishanesindedir. Zat- lilerinize selamlar var. Benden size selam sylememi tensip ettiler' demem zerine ayaa kalkt ve 'Aleykmselam, demek sen onu grdn. Demek hayattadr' dedi. Evinin ierisinde seni kabul etmi olduu salon gibi bir odada ayaa kalkt, balad gezinmeye ve konumaya devam etti. 'Y Said!' Demek yayorsun. Sen yurdumuzda kaldn, cihada devam ettin ve ediyorsun. Biz hata ettik, bundan mahrum kaldk. Ya Said! Ya Said!' diyerek hem konuuyor, hem birlikte geirdikleri gnleri hatrlayp sanki aynen yayordu. Bir ara duraklayp bana bakarak anlatmaya balad. O zamanlar eyhlislm olarak tayin olmutum. Aradan ay getii halde ortada bizim Said grnmez olmutu. Bir ara tevafuk ettik. 'Y kardeim Said! Ya Hazret! Sen neredesin? Grnmez oldun kardeim' demem zerine kalarn att. O mehur keskin baklaryla, 'Kardeim, ben nefsimi terbiye etmekle meguldm' demesi zerin,

'Hayr ola, nedir bu hl?' dedim. 'Evet, ben nefsimi terbiye etmekle meguldm. Nefsim bana, 'Sen mutlaka eyhlislm olmalydn. Senin olman lazmd' diye bana eziyet ediyordu. O nefsimi terbiye etmekle meguldm' demiti' diye gemi gnlerinden bir hatrasn sanki o an yayormuasna anlatt. Hl ayak stnde 'Ya Said! Ya Said!' diyerek konuuyordu. Risale-i Nur Ezher ktphanesinde Bir ara koltuuna oturdu. 'Hocam sizden bir yardmnz istirham edeceim. Ltfen kabul buyurunuz' dedim. 'Biz Trkiye'den hayli kalabalk denecek miktarda talebe olarak burada bulunuyoruz. El-Ezher niversitesine kaytlarmz yaptrdk. Akta kalanmz olmad. Yalnz stadmz Bedizzaman Hazretlerinin Risale-i Nur isimli klliyatn Ezher niversitesi ktphanesine teslim etmem iin stad Hazretleri tarafndan vazifeliyim. Kabul edip, ktphanelerine almalar ve aldklarna dair resmi tesellm ilmuhaberi vermeleri iin yardmlarnz rica ediyorum' demem zerine, 'imdi zaman deil, acele etme, zaman gelince ben sana sylerim, gerekeni yaparz' buyurdular. 1953 senesinde eyh'l-Ezher olarak niversitenin bana Hdr Hseyin adyla lim bir zat geldi. Bunun zerine Mustafa Sabri Hazretleri, 'imdi zaman geldi, sana bir mektup yazp vereyim. Gtr, klliyatla birlikte eyh'l-Ezher Hdr Hseyin'e ver, bu ii o yapar. Ben kendisini tanrm, iyi insandr' diye konutu. O mektubu

aldm. Kitaplarla birlikte Hdr Hseyin Efendi'ye ktm. Kendisine mektubu verdim. 'Kitaplar nerede?' dedi. 'Yanmda' dedim. Sekreteri ard. 'Bu kitaplar niversitenin ktphanesine gtrn. Ktphanenin mdrnden kitaplar teslim alndna ve ktphane kaydna getiine dair resmi belgeyi imzalayp mhrlesin' emrini verdi. Bunun zerine ktphaneye giderek Risale-i Nur Klliyatn Cami'l-Ezher ktphanesine teslim ettik. Sz edilen tesellm vesikasn aldm. Msr'dan stanbul'a gelen bir Trk talebe arkadamz ile birlikte gnderip stadmza verilmesini tembih ettim. O srada stad Hazretleri Genlik Rehberi Mahkemesi mnasebeti ile stanbul'da bulunuyordu. Vesiknn verilmesi kolay olmutu. Mustafa Sabri Efendi 1954 senesinde Kahire'de vefat etti. Orada bulunan Trk talebelerinin elleri zerinde merasimi tertip edildi. Msr ulemasnn da itirakiyle Kahire kabristanlna defnedildi. stad Hazretleri, 'Hac Ali, sen vazifeni yaptn' diye sevinmi ve duada bulunmulard. "Hac Ali dersin tamamland" Seneler geiyordu. 1959 senesinde Msr'dan Trkiye'ye geldim. stad Bedizzaman Hazretlerini ziyaret ettim. ok memnun oldu. Emirda'daki evimizin merkez bir yerde olmas dolaysyla, stad Hazretleri ehir dna, krlara

geziye klarnda, arabas evimizin nnden geer, ekseri gezileri esnasnda arabasn evin nnde durdurur, beni de yanna almak ltfunda bulunurlard. Bir defasnda yine kap alnd. Dar kmaya elbisem msait olmad halde, 'Gel,gel, Hac Ali, byle gel zarar yok' buyurarak otomobile yanna ald. ofr merhum Ceylan alkan kardeimizdi. Bolvadin istikametinde yar yolda, Kapakl diye anlan bir semtte, yol zerinde bir su vardr. Oraya kadar beraber gtrd. Beni meyeyim diye cbbesinin iine alarak iltifatta bulundu. man hizmetinin ehemmiyetine dair muhtelif bahislerden dersler yapt ve 'Hac Ali, bugn dersin burada tamamland' buyurdular.. "staddan vaizlik icazeti alyorum" Bu sene ierisinde ilemiz ileri gelenlerinden merhum Hac Osman alkan ve merhum Bolvadinli mer Taktak ile birlikte evimize bir heyet geldiler. Kendileriyle ho amedi yaptktan sonra sebeb-i ziyaretlerini akladlar. 'Hac Ali Efendi, eliye zeval olmaz. Halkmz senden vaaz ve nasihat etmeni isterler. Siz de kabul buyurun, istifade edelim' dediler. Ben de cevaben, 'Haklsnz. Bana biraz msaade buyurun. naallah bu isteklerinizin yerine getirilmesine alacam' diye kendilerini mnasip lisanla uurladm. Pek tabii ki, bir beldede byk bir lim bulunursa onun iznini, rzasn almak insan bir vecibedir. Kald ki, stadmzn msaadesini almak bizim iin nde gelen bir vazifedir. Bu dnce ve edep gereince stad Hazretlerini

ziyaret etmek istedim. Kalm olduu evinin nne doru yaklatmda kap nnde merhum Ceylan alkan' grdm. aret ettim, yanma geldi. 'Ceylan Efendi, stad hazretlerini ziyaret etmek istiyorum, msait ise ltfen syleyin, ben sizi burada bekleyeyim' dedim. Hemen gitti. abucak geri dnd. 'Sizi bekliyor, buyuracaksn' dedi. Ben de memnun olarak yanna ktm. eride, hatrmda kald kadaryla merhum Ceylan alkan ve merhum Hamza Emek vard. Hazret-i stad, 'Bir krs getirin' diye emretti. Bir sandalye getirdiler koydular. 'Hac Ali otur' dedi. Oturdum. Bir ka ho sohbetten sonra, 'stadm msaade buyurursanz sebeb-i ziyaretimi size arz edeyim' dedim. 'Hac Ali konu' dedi. Sze baladm. Malum-u liniz Msr'da tahsilde bulundum. u anda Emirda'daym. Halkmzn ileri gelen cami cemaatinden evimize bir heyet geldiler. Halkmzn benden vaaz ve nasihatte bulunmam istediklerini akladlar. Ben de kendilerinden bana biraz sre vermelerini isteyerek kendilerini mnasip bir lisanla uurladm. Siz stadmza durumu anlatmak iin geldim. Halkmz isteklerinde hakldr. Ancak mazeretimi siz deerlendireceksiniz. Vaaz ve nasihatte bulunabilmem iin siz stadmza mracaat ediyorum. Eer durumum msait ise icazetimi veriniz, msaade ediniz. Yok deilse, noksanm ikmal etmek zere derhal derse balatmanz sizden istirham ediyorum' dedim. stad Hazretleri arka st uzanm vaziyette idi. Grnte hasta bir hali vard. Ban ve vcudunu bana

ynelterek 'Sen Hac Ali, zannediyor musun ki' dedi. Oturur ekle geldi. nc defa, 'Sen Hac Ali' dedi ve ayaa kalkt, 'Zannediyor musun ki' dedi ve ilave etti, 'stadn seni on sene himayesinde, biiznihi Tel tahsil grmeden kontrol altnda, manevi himayesinde bulundurdu. stadn sana izin veriyor. Vaaz ve nasihatta bulunmana msaade ediyor' demesi zerine ellerine kapandm. Dua buyurdular. Evden msaade isteyerek ayrldm. Bu merasim bir Perembe gn idi. Ertesi gn Cuma namaznda ar Camiinde vaaz verecektim. stad Hazretlerini grmek zere Cuma gn saat 11'de evine yneldim. Yine kapnn nnd Ceylan alkan (Rahmetullahi Aleyh)'i grdm. Kendisine yaklamas iin iaret ettim. 'Gel Kardeim Ceylan Efendi, sana zahmet, stada benim iin iki kelime syle ve cevab getir' dedim. 'Ben ar Camiinde vaaz vermek zere gidiyorum. Ltfen terif buyursunlar' dedim. Gittikten biraz sonra geldi. Cevab u olmutu, 'Hac Ali'ye selam syle. stad buradan dinliyor, buradan itirak ediyor, dersine balasn' buyurmulard. stad Hazretlerinin icazetli talebelerinden bir tanesi de ben olmutum. (Lillahil hamd) Camiye girdim. Krsye ktm ve vaazda bulundum. Mftln iznini beklemeden vaaz ve nasihata balamtm. leride herhangi bir kimsenin ba armasn diye o zamann Diyanet leri Reisi Eyp Sabri Hayrolu'ndan, Ankara'dan vesika aldm. Namazlarmzn akabinde tesbihatlarmzda,

okuduumuz dualarmzda kendilerini hayrlarla yd ettiimiz stadmz Bedizzaman Said Nursi Hazretlerini, son olarak Emirda'daki, yol zerinde bulunan evimizin nnden geerken, binmi olduu otomobilin arkasna yaslanm, banda her zaman sarnd sar olduu halde sakin bir yolculuk iinde grmtm. Meer bu sessiz gidi bk leme irtihalinin balangcym. efaatlerine nail eylesin. Amin. "Bundan ksa bir sre nce de yine evimizin nnden geerken her seferinde kapmz nnde durarak selamlaan stad Hazretleri, 'Hac Ali, seni buraya brakyorum, burada kalacaksn' buyurmulard. Seneler birbirini kovalyor, halen Emirda'da bulunuyoruz."

ABDULLAH GAYRETLOLU
1910'da Emirda'da dnya geldi. hnedanyla akrabadr. Aslen Kerkkldr. "Zaman iman kurtarmak zamandr" Birka arkada, stad Bedizzaman Emirda'a gelmeden bir mddet evvel, bir tarikata veya bir byk zata intisap etmek istiyorduk. Biz bu niyetteyken, stad Emirda'a terif etmiti. Hemen arkadalarla birlikte ziyaretlerine varp, ellerini pp dualarn aldk. Kendilerine niyetimizi arz ettik. stad bize cevaben yle buyurdu: Kardam, zaman tarikat zaman deil, hakikat zamandr. imdi iman kurtarmak zamandr, hem u dar pantolonlarla tarikat olmaz.' Bizler bu dersten sonra, arzumuzdan vazgemitik. stadn kirayla kald evinin yannda bizim han vard. Bu han Emirda'a gelen yabanclarn urak yeriydi. Hann alkanlar

yannda da benim dkknm vard. stad camiye giderken hep bana urard. Bir defasnda uradnda yle iltifat etmiti: Abdullah, sen benim kardam olan Abdullah yerindesin. Seni onun gibi biliyorum ve kabul ediyorum.' "Karlksz hediye almazd" Olumun dn vard. stada dn yemei gtrmeye niyet etmitim. Merhum Zbeyir Gndzalp'e dantm. O da stadmzn mukabelesiz bir ey kabul etmediini syledi. Yemek getirmekte srarl olduumu anlaynca. 'Kapal kapta getir, yoksa hi kabul etmez' dedi. Hazrladm yemek eitlerini kk kaplar iinde bir sepete koydum, azn kapattm. stad deti olduu zere, mukabelesiz bir eyin kendisine dokunduunu ifade etmiti. Mukabele olarak bana bir lira verdi, o para o zaman ok kymetliydi. Ben de bu creti mecburiyetle kabul ettim. *** stad namazn ok zaman mahlde, yaln ayakl olarak klard. Yourdu ok severdi. Bir para pazar ekmei ona birka gnden fazla giderdi. u hususlar da dikkatimi ekiyordu; fareler iin, ayrca komu dkknn atsnda kular ve kediler iin, ulaabilecekleri yerlere ekmek paralar koyard. Fareler de, kediler de ondan rzklanrd.

stadn tasarrufta titizlii Bir gn Zbeyir, ortasndan krlm bir kak getirdi. Bu ka tamir etmem iin stad gndermiti. Kak alminyum olduu iin kaynak tutmuyordu. Kolayndan gidip, on kurua bir ay ka aldm, bunu stada gtrdm. stad bana, 'Kardam sen bilmiyor musun? Bu kak beni krk yllk arkadamdr' dedi. Bu defa aresiz tekrar dkkna gelip, kk bir sa keserek kvrdm ve kan iine geirip iyice sktrdm. Salamlanca gtrp stada verdim. ok memnun oldu ve bu tamirat iin bana yirmi be kuru verdi. Tarassutlarn, takibatlarn ok sk olduu gnlerde, risaleleri uvala kor ve eve tardm. Bilahre karp, isteyenlere gnderir veya verirdik. "Bir saatte yedi kitap tashih ediyordu" Tashihatn sk olduu zamanda, bir gn stadn yanna gitmitim. Bana hitaben, 'Kardam Abdullah, ben bir saatte ka risale tashih edebilirdim?' demiti. Dndm ve hemen cevap verdim. 'stadm, ben ancak bir tane yapabilirim' demitim. stad elindeki risaleyi gstererek; 'Kardam, bu bir saatte tashih ettiim yedinci kitaptr' diye buyurmutu. Ben hayretler iinde kalmtm. *** Hann bulunduu yerleri ykp dkkn yapyorduk. Dkknlardan birinin zerinde, stad iin ev yapmaya

karar verdim. Kardelere de bu arzumdan bahsetmitim. Bunu stada haber vermilerdi. naat bittikten sonra, stad iin yaptm yerin yatak odasnn zeminini dedim. Hasr, kilim ve halyla, hasta ve ihtiyar olan stad iin oday iyice dedim. stad buraya terif etti. "ki- saat kadar burada kald, oturdu, ibadet etti. Buradaki mtevaz yer iin stad Emirda Lhikas'nda, 'Kirasn verdiim Emirda'da iki menzilim' eklinde bir ifadeyle bahsetmektedir. Bu mtevaz kk medrese bir sene kadar Medrese-i Nuriye olarak kullanld. ok hizmetlere vesile oldu."

ABDURRAHMAN AKGL (Komiser)


Abdurrahman Akgl Krehir-iekda doumlu. Bedizzaman' gzetlemek iin grev verilen polis 1946 seimlerinde Afyon'da Demokrat Parti listesi kazand. Bunun zerine valisinden polis memuruna kadar Afyon'daki btn memurlar, tamamen deitirildi. Beni de Aydn'dan Afyon'a tayin ettiler. Bir gn Vali Abidin zmen ve Afyon Emniyet Mdr Hayri rdel beni ardlar, gittim bana bir dosya verdiler. Sana bir vazife vereceiz. Bu dosyay tetkik et, sonra seninle greceiz' dediler. Dosyann kapan atm, iinde bir sr resimler, kprler, raporlar ve yazlar vard. Bu dosya Bedizzaman olarak bilinen Said Nurs'ye aitti. O zamana kadar kendisini tanmyordum. Dosyay tetkik ettikten sonra Emniyet Mdrnn yanna gittim. Mdr bana yle dedi: Abdurrahman, bu dosyay okuduun adam, imdi

Emirda'da oturuyor. Yanna Hasan'la Salih'i alp beraber Emirda'a gideceksiniz. (Polis memurlar Uakl Hasan Kuaksz, Sivasl Salih akrta) Orada olan bitene dikkat edeceksiniz. Sizi kimse polis olarak bilmeyecek. Sadece Kaymakam ve Jandarma Kumandan sizi bilecek. Baka kimse bilmeyecek. Ailelerinize dahi durumu bildirmeyeceksiniz. Eer polis olduunuzu bilirlerse bunu hayatnzla dersiniz. Raporlarnz eski yaz ile tutarsnz. Yazlar postaya verme, memurla gnder. Said Nurs'nin postahanede de adamlar bulunur. Gznzle grdnz, kulanzla iittiinizi hemen rapor edersiniz. Jandarma Kumandan Emirda'daki Baavua sizin elektrik teknisyeni olduunuzu, ileride malzeme geleceini ve kylere elektrik ekeceinizi syleyecek. Siz de soranlara aynen yle syleyeceksiniz.' Verilen grev dolaysyla ben sk sk Emniyet Mdrnn odasna girip kyordum. Bu vaziyeti gren Bakomiser Sleyman Faik rsel beni yanna ard: Abdurrahman, gel otur' dedi. Yanna vardmda durumu sordu. Ben de anlattm. Kendisi be vakit namazn klan, dindar,drst bir zatt. Bana yle dedi: Ben o zat iyi tanrm. Muhterem bir insandr. Ben onu otuz sene evvel stanbul'dan tanrm. O zaman Dar'lHikmet-i slmiyede z idi. lim ve fzl bir zattr. Sen henz gensin. Vazifeni yap, fakat mdrn gzne gireyim diye, o temiz zat incitme. leri gitme. Sonra tokat

yersin, bana bir bel gelir, musibete urarsn.' Ben Emniyet Mdr ile Bakomiserin arasnda kalmtm. Henz tecrbesizdim. ok heyecanl ve tel iindeydim. Daha sonra, iki polis arkadala beraber 1947 senesi Aralk aynn on nc gn sivil olarak Emirda'a geldik. nce bir otele indik. Orada Kaymakam sordum. 'Kulpte bulunur' dediler. Oraya gittim. Kaymakam kylere gittii iin gremedik. Bunun zerine Jandarma Kumandan ile grtm. Bana Bedizzaman'n evini gsterdi. Bu hususta bilgi verdi. Ben elimdeki adamlarla bunu takip edemiyorum. Kap ieriden kapanyor. eride ne yapyorlar bilmiyoruz' dedi. kinci gn Emirda'n pazar idi. "stadn selm var, sizinle grmek istiyor" Bakn size bir hatram anlataym. arya kp kahvalt yapmak iin peynir ve zeytin aldk. Bir dkkndan da tereya aldk. Dkknc tereyan tartarken, ya koyduu kt kadar da, terazinin br kefesine kat koydu. Ben dorusu bu vaziyeti baka bir yerde grmemitim. Bedizzaman, ite Emirda' byle yapmt. Bedizzaman'n kald evin karsnda bulunan kahvehaneye oturduk. Kk yer olduu iin dikkatler zerimize evrilmiti. Dikkatleri zerimizden atmak iin Hasan'la Salih'e tavla bilip bilmediklerini sordum. Salih biliyormu. Bunun zerine Salih'le tavla oynamaya

baladk. Hasan da kardaki evi ve oraya gireni kan kontrol etmeye balad. Biraz sonra Bedizzaman kapnn nne kt. Talebeleri de kmlard. Hasan, bize iaretle durumu haber verdi. Talebeleri hep gen ve delikanl kimselerdi. Az sonra ilerinden biri bize, kahvehaneye doru geldi. nce kahveci ile grt. Sonra bizim yanmza geldi. Selm verdi. stadn selm var, sizinle grmek istiyor' dedi. Biz ardk ve dorusu afalladk. Ama durumu da aktrmamaya altk. stad kim, bizimle ne ii varm?' dedik. Yine gen talebe srar edince o zaman ben Hasan' gnderdim. 'Git bir bakver' dedim. Bir mddet sonra Hasan dnd, geldi. Ne olduunu sordum, Bedizzaman nce Hasan'a, 'Evldm, senin ismin ne?' demi. O da, 'Ahmet' diye cevap vermi. Bedizzaman, 'Bak evladm Ahmet, doru syleyeceine sz ver' demi. Hasan da, 'Sz veriyorum' dedikten sonra, Beni takip iin, tane polis gnderildiini haber aldm. Benim ok talebem ve dostlarm var. Eer o polis siz iseniz bana syleyin ki, adamlarma ve talebelerime tenbih edeyim, size bir zarar vermesinler' demi. akna dnen Hasan, tabi polis olduumuzu inkr

etmi. Drt yanm Kur'n arpsn, vallahi-billah biz polis deiliz' demi. Hasan bu hali anlatnca ardk kaldk. Vaziyet byle olunca, biz hemen kahvehaneyi deitirdik. Ertesi gn baka bir kahveye gittik. Orada yine oyun oynamaya baladk. Yanmza yine bir gen geldi. stad Bedizzaman sizi aryor' dedi. Biz yine aramzda istiare ettik. Her ihtimale kar, belki bir pusu kurarlar, bir komploya urarz korkusuyla, 'kiniz gidin, ben darda kalaym' dedim. Ben kaldm, Hasan'la Salih'i yanna gnderdim Bir saat sonra geleceksiniz, ayet gelmezseniz, jandarmaya haber vereceim' dedim. Nihayet anlatmz saatte geldiler. Karlatklar manzaray hayret ve heyecanla anlattlar. "Biz manev zabtayz, bizden memlekete zarar gelmez" Said Nurs onlara: Biz manev zabtayz. Bizden millete, memlekete zarar gelmez. Hkmet bizden bouna endie ediyor. Yahut da bu ekilde dini, bask altnda tutmak istiyor' demi. Onlara iman ve Kur'n hakikatlerinden bahsetmi. Lokum ikram etmi. Birer tane de Nur Risalelerinden, el yazmas sa-y Musa, Genlik Rehberi kitaplarndan

hediye etmi. Eer fazla nsha olsayd, bu kitaplardan her birinize, birer tane hediye ederdim. Bunlardan her nz istifade edersiniz. Dier arkadanz niin gelmedi?' diye sormu. Bunlar bana otelde anlattlar. korktum, lokum belki okunmutur Salih, kfrederek lokumu azna inanc vard. Fakat Salih, kfrbaz bir pusula yazm: Lokumu verdiler. Ben diye yiyemedim. Fakat att ve yedi. Hasan'n ve inanc zayft. yle

Said Nurs talebesine bakkaldan iki aldrtt' eklinde. Bu pusulay da baz kimselere imzalatmak istemi. Hi kimse imzalamam. Daha sonra da bu yaptnn cezasn grd. Polisin bana gelenler Hep beraber bir dne gitmitik. elendikten sonra vakit gecikmiti. Kalkalm' dedim. Salih: Komiser Bey, ben biraz daha kalaym' dedi. Ben de 'Peki' dedim. Biz Hasan'la otele dndk. Salih bizden sonra ly karm, ok fazla imi. Sarho olduktan sonra etrafndakilerle kavga etmi. Onlar da kendisini iyice dvmler. Gece yars bekiler beni uyandrdlar. Hasan'la beraber Bir mddet

gittik. Bir derede pis sularn iinde yatyordu. Salih! Salih!' diye sarsyordum, hi kendinde deildi. Ha! Ha!' deyip duruyordu. Baktm zerinde tabancas da yok. Sordum. Hi kendinde deildi. Cevap verecek hali yoktu. Sonra durumu vilyete bildirdim. Salih'e tabancasnn bedelini misli dettirdiler. Rtbe tenzili cezasyla baka bir yere gnderdiler. "Hoca Efendiye bir zarar verirsen beni karnda bulursun" Emirda'a geldiimiz zaman, orada eski bir arkadala karlatk. Arkadam: Abdurrahman buralarda ne aryorsun, polislik ieri nasl gidiyor? Emniyette ne var, ne yok?' demesin mi? Ben ardm, 'Aman sus, kimse duymasn, gel urada konualm' diye kahvehaneden kendisini ektim, birlikte ktk. Ona Aydn'da ismimizin bir kaaklk olayna kartn, bu sebebten grevden attklarn syledim. stanbul'a gidip elektrik teknisyenlii kurslarna devam ederek teknisyenlik rendiimi ifade ettim. Emirda'a elektrik teknisyeni olarak grevli geldiimi bildirdim. ok zor durumda kalmtm. Ancak bu ekilde yalan syleyerek vaziyeti kurtardm.

Ama iki- gn sonra arkadam, bakalarndan bizim polis olarak Bedizzaman' takip iin geldiimizi renmi, ikinci karlamamzda bize kt, 'ok ayp ettin, bana doruyu sylemedin. Bana bak, eer Hoca Efendiye bir zarar verirsen beni karnda bulursun. nceleri Bedizzaman' ben de bilmiyordum. Aleyhinde konutum. Az kalsn felakete urayacaktm. Kamyonla giderken uuruma yuvarlanyordum? Sonra tevbe ettim. Bedizzaman kimseye zarar olmayan muhterem bir hoca efendidir' diye konutu. Biz meslek icab ne hallere dmtk. Emirda'dan Afyon'a Bedizzaman Emirda'da yola kt zaman btn ahali onun yolun beklerdi. O da onlara glmseyerek selm verirdi. Vali ve Savc. biz orada iken, be-alt defa Emirda'a geldiler. Aramalar yaptlar. En sonuncusunda on kiiyi, akamleyin evlerinden; dierlerini de i yerlerinden topladlar. Bedizzaman' ertesi sabah Emniyet arabasna alp hep beraber Afyon'a gtrdler. Biz de 17 Ocak 1948'de Afyon'a dndk. Onlar Afyon'da Emniyet Oteli'nde gn kaldlar. fadeleri alnd. Bu gn zarfnda civardan byk kalabalklar topland. gnn sonunda btn polisler Emniyet Oteli'nin etrafna ve cezaevi yoluna dizildiler. Emniyet Mdr, benim Bedizzaman' otelden alacam syledi. Ben resm elbisemi giydim,kuandm.

Nasl olur? Beni tanr, ok ayp olur' dedim, Olsun, artk her ey aa kt' dedi. Bir ka polisle otele gittim. Arkadalar ieri girdi. Ben kapda bekledim. Bedizzaman karken merdiven banda grnce glmseyerek: Abdurrahman!' dedi, srtm okad. Ben yine seni severim. Sen vazifeni yapyorsun' dedi. Bedizzaman' tenha bir yoldan, talebelerini de halkn bekledii yoldan cezaevine gtrdk. Dava, Ar Cezada uzun mddet devam etti. Ben de ifade verdim. Bedizzaman'n herhangi bir zararl hareketini grmediimi syledim. "Ben namaz klacam" Son mahkeme srasnda, akam namaznn vakti girdi. Bedizzaman ayaa kalkarak, Ben namaz klacam' dedi. Hkim, Kaza edersin' diye cevap verdi. O da, Kaza olmaz, namaz klacam' diye srar etti ve yrd. Sonra Savc bana iaret etti. Ben koluna girdim,

Kalem'de namazn kld. Mahkeme safahat esnasnda, Hkim kendisine bizim polis olduumuzu nasl rendiini sordu. O da, 'Gece ryamda grdm' diye cevap verdi. Son sz sorulduunda: "Eer su varsa, btn su benimdir. Dier arkadalarmn hi bir suu yoktur. Biz Kur'n'n hizmetkryz, asayiin manev muhafzlaryz' dedi."

OSMAN AYDIN
1929'da dnyaya geldi. Eskiehir ifteler Ky Enstits mezunudur. lk retmen olduum zaman stad ziyaret ettim. O zaman aradm nuru bulmutum. 1948'de Risale-i Nur'lar okumaya baladm. Bundan sonra slm yazsn da rendim. Kur'n' hatmederek staddan msaade alp, Isparta ve Konya mam Hatip Mekteplerinin imtihanlarna girerek diploma aldm. Sonra da hocalk ve vaizlik imtihanlarn kazandm. nce Emirda'da imamlk yaptm. stadn vefatndan sonra da Ankara merkez vaizi oldum. 1950'den sonra ayrldm ve bir mddet stadn hizmetinde bulundum. retmen iken, bir gn talebelerle otururken stad yanmza gelmiti. O gn stad, 'Menderes'i kurtardk, o kurtuldu!' dedi. Bir gn sonra uak kazasnda Adnan Menderes'in sa salim kurtulduunu rendik. stadn bu harika kerametini bir gn sonra hdise olunca renmitik. "stad ingenelere ne dedi?" Bir gn stadla birlikte kra gezmeye kmtk. Yolda

ingeneleri grdk. stad onlara nasihat etti ve buyurdu ki: 'Siz dnyann fni olduunu anladnzdan basit yerlerde oturuyorsunuz. Sizler de gebe olduunuzdan dolay benim meslektam saylrsnz.' Bu hadiseden sonra onlar, stad nerede grseler hrmet eder, kimseye stadn aleyhinde sz syletmezlerdi. stad herkese durumuna gre muamele ederdi. Yine bir gn stad beni akamdan sonra Genlik Rehberi'nin basm iin stanbul'a gndermek istemi, 'imdi yola k' demiti. Aaya indiimde d kap kilitliydi. ok uratm, bir trl aamadm. Sonra stad geldi, o da amak iin ok urat. Kap bir trl almyordu. Sonra stad yan tarafa ekildi. niden kap ak diye ald. stad mecbur kalmadan keramet gstermiyordu. Bu hal de bir keramet haliydi. Emirda'da kardeler birka defa hapse girmilerdi. Ben de iman, Kur'n yolunda hapse girmeyi ok istiyordum. Hatt ileri Bakanna dileke dahi yazmtm. Beni gtrmediler. Bunu da sonradan anlamtm. stad bana zaman zaman, 'Ben Osman' vermeyeceim' diye buyurmutu. "Ben o koca Sultan iin ayaa kalkyorum" Mustafa Krk'yla birlikte Konya'nn Ldik kazasna giderek, byk velilerden Hac Ahmed Efendiyi ziyaret etmitik. Bu zatn devaml Hzr (A.S.) ile gezdii ifade edilir. Bizim staddan geldiimizi renince, staddan ok

sitayile bahsetmiti. Kendisi iin, 'Ben Hzr'la yz sene hizmet etsem, yine stad Bedizzaman'n mertebesine yetiemem' demiti. Konya'ya mam Hatibe ders vermeye gidince, Hac Veyiszde Mustafa Efendiyi ziyaret ederdim. Her ziyarete gidite bu zat ayaa kalkar, ok hrmet ederdi. Ben bu durumdan ok mahup olurdum. Bana, 'Ben sana ayaa kalkmyorum. O Koca Sultana ayaa kalkyorum. Sen o Sultann yanndan geliyorsun ya, ite onun iin ayaa kalkyorum' derdi. *** "stad Bedizzaman'dan aldm ilhamla manzumeyi yazmtm: Nura ar Ey Nur, hicabn a, u beer felh bulsun, Bu lem sana muhta, mazlum mmet kurtulsun Kaldr nikabn ki, fetholsun btn cihan Zulmetler bitsin artk, nur dolsun btn cihan Bu mthi asrn derdiyle, herkes mnen hastadr Zalimler zulme devam, mazlumlar hep yastadr Bu dertlere bir derman, y Rabb nuru gnder Zeminin stadn beere kl myesser u

M'minlere rahat yok, Mslman diyarnda Mazlumlarn h ok, hem bugn hem yarnda Hayr, hayr, bitecek, artk mazlumun h Gzlerden akan ya, dker btn gnah u gaddar medeniyet, mazlumlar bomada Sabredelim kardalar, ite gne domada Douyor nur gnei, ite ar- ldan Ferman- lh ile, hem de ar- ldan Nusret gelir mmete, mazlumun h diner Kurtulur ehl-i iman, krler hepsi siner eriat- garradr, bu beere selmet Kur'n hkim olmadan, elbet kopmaz kyamet Yr ey Nur kervan, yolun Hakka ular ann btn cihanda, sayg ile dolar Bu Nurun klavuzu, Said Bedizzaman Mbarein istei, kurtulsun yeter iman Felh bulup kurtulan, Nur ile ehl-i Kur'n Krk sene bu mmete, olacak rahat vicdan Y Rabb, stadmdan ebediyyen raz ol Payidar kl bir nuru, imanda en ksa yol Selmet mminlere ol yce Haktan gelir Aydnm, sen de ren, gayb ancak Hak bilir

lh, hkrklar doldurdu u fezay Bu hicran alatyor, gkte gne ve ay M'minler sabredelim, mutlak gne doacak slm selamet bulup zulmetleri boacak *** Osman Aydn u iiri de stad Bedizzaman'n vefat haberi zerine kaleme almt: Elveda, Hazretlerine Byk stadm Bedizzaman

te geldi att ayrlk derdi Bin trl elemi bizlere verdi. Gam, keder postunu gnlme serdi. stadm, rakn yakt dalad nsanlar, mahlkat, sem alad. Ac haberlerin gnlm dalar Bayram geldi, fakat kalbim kan alar Bilmem yaramz bizim kim balar stadm, rakn yakt dalad nsanlar, mahlkat, sem alad. Boyunlar bkld, ehreler duruk Boazda dld, sesimiz krk Btn kardelerde derin hkrk Geliyor, sel gibi akt, alad.

nsanlar, mahlkat, sem alad. Anszn ayrlk geldi kapya Gzya brakt Nurdan yapya Dostla vuslat iin terhis tapuya Gzler pnar gibi akt, akt, alad nsanlar, mahlkat, sem alad. Elveda dostlarm, ayrld stad Nemli gzler ile ediyoruz yad Kur'n okuyalm ruhu olsun ad stadm, rakn yakt dalad nsanlar, mahlkat, sem alad. Yaramza merhem Risale-i Nur Derdine derman hep onda bulur Kat' bir hccettir Risale-i Nur Bizlere tesell verip alad stadm, rakn yakt dalad nsanlar, mahlkat, sem alad. stadm, gidersin sen bki yere Viran kalbim krk, vcudum bere Al gtr beni gittiin yere Firakn bizleri yakt dalad nsanlar, mahlkat, sem alad. Aydn'n derdini at da at

Kanl yalarn etrafa sat Daha da sylerdi dili dolat stadm, rakn yakt dalad nsanlar, mahlkat, sem alad. Osman Aydn Emirda- 23 Mart 1960

MUSTAFA ACET
Mustafa Acet, uzun yllar Diyanet leri Bakanlnda hattat olarak vazife yapmtr. 1924 ylnda Emirda'da doan Acet, 1948 ve 1961'de Risale-i Nurlar okuduu iin mahkemelere verilmi ve mevkuf kalmtr. 1990 banda Medine-i Mnevverede rahmet-i Rahman'a kavutu. Bir Emirda iei rfan dnyamzn Emirda sayfas parlak ve berrak haliyle, gzmz ve gnlmz aydnlatmaktadr. Bu kl sayfann, nurlu kelimeleri pek oktur. Bunlardan birisi de Nur-slm yolunun 'Hakikat Kahramanlar'ndan mmtaz bir ahsiyet olan Mustafa Acet'ti. Hayatnn baharnda, henz yirmi yanda Emirdal bir Trkmen delikanls olarak Nur stad Bedizzaman'n sesine, dersine ve nurlarna "Lebbeyk!" diyerek komutu. Bu samimi komasnn neticesinde, stadyla birlikte Afyon zindanlarn boylamt. Askerlik vazifesinden vatanna dnen Mustafa Acet'i Emirda bozkrlarnn "Ceylan" alp gtrmt, Nur stadn aydnlk iklimine.

Mustafa Acet bu huzurda ilim renmiti, imn renmiti, meslek renmiti, hocalk ve hattatlk renmiti. Mbarek ve mstesna ahsiyetlerinin bu fani dnyadan ebediyete kanat amalar da kendileri gibi mstesna olmaktadr. te bunlardan birisi de Mustafa Acet'tir. Merhum Mustafa Acet, man-Kur'an yoluna gnl veren fedakrlardan birisiydi. eik devrinin hkmferma olduu tarihlerde iki defa hapishanede yatmt. Birinci yat 1948'in karanlk gnlerindeydi. kinci yat ise 27 Mays htilalinden sonraki gnlerdeydi. Suu Kur'an hakikatlar olan Nur Risalelerini yazmak ve okumakt. Mslman Trkiye'mizde cereyan eden bin be yz tane Nurculuk mahkemelerinden ikisine eref vermiti. kisinin de sonunda dier dvlarda olduu gibi tahliye olup, beraat etmiti. Bu yz ak onun ebediyet albmne prltl bir sayfa halinde intikal etmiti. Mustafa Acet altm alt yanda kt ebediyet yolculuuna. Mesut ve mutlu mrnn krk yln Kur'n yolculuunda geirdi. Ankara'daki mtevazi hanesinde, namaz vakti girince, Nur stadn Afyon ceberrutlarna syledii aten szlerini nasl da heyecanla anlatmt. Haliyle, tavryla ve btn varlyla sanki o gnleri yeniden yayordu. Uzun sren mahkemenin bir celsesinde namaz vakti gelmi geiyordu.

stad Bedizzaman namaz iin izin ve msaade istedii halde, adamlar raz olmuyorlard. Bir an celllenen Nur stadn ehl gzleri imekler gibi parlam, o pk alnndaki damarlar parmak gibi kabararak deta da frlamt. Savcya asrmzn sultan Ulu stad yle grlemiti: "Biz namazn hukukunu mdafaa iin burada bulunuyoruz. Bizim bundan baka bir suumuz yoktur." stadla ilgili dier hatralarn yle anlatmt: "Afyon Hapishanesine nasl girdim?" Anlatacam hatralarn zerinden yllar geti. Bu sebepten para para, kesik kesik olacak. Afyon hapsine stadla birlikte girdiimiz zaman, yirmi yandaydm. 1947'de askerden yeni gelmitim. Ceylan alkan benim akrabamd. lk defa stad Bedizzaman'a beni o gtrd. Heyecanla, bu grme gnn beklemitim. Daha nce kymetli eserlerini okumaya balamtm. Afyon hapsine benim giriim, bir isim benzerliinin neticesidir. Terzi Mustafa girecekti, benim de adm Mustafa olduu iin bu piyango bize isabet etti. Kader-i lhinin bir rahmeti oldu. Hapishanede Kur'n harerini rendim, yaz yazmaya baladm. Kur'n okumay ilerlettim. Afyon hapsi gerekten benim iin bir 'Yusuye

Medresesi' oldu. Orada tecvidi rendim. Hapishaneden ktktan sonra, on yl Emirda'da imamlk yaptm. On drt yldr da Diyanet lerinde hattat olarak grev yapyorum. te bunlar stadla olmann, ona gnl vermenin, sadece dnyada grlen kk bir meyvesidir. Hapishaneden ktktan sonra, 1951'de imam oldum, 1960'a kadar hizmetimiz oldu. Hapis hayatmz 11 ay srd. *** stad, gazetelerde bilhassa slm dnyas ile ilgili haberleri takip ederdi. Byk Cihad, Hr Adam, Ehl-i Snnet ve Byk Dou mecmualarn takip ederdi, okutturudu. Ben de bazen kendilerine okurdum. "Bu vatann saadeti iin alyorum" 1948 senesinin arifesinde stadn evine bir komiser, iki polis memuru gelmiti. Onlara aynen unlar syledi: Siz beni gzetlemeye geldiniz. Benim hatt- hareketim meydandadr. slmiyet ve bu vatann saadeti iin alyorum.' Hapisten ktktan sonra Ceven'i yazmtm. Bunu Ceylan alkan kendilerine gtrp gstermiti. Ben de yannda bulunuyordum. Bu yazy benim ok mahir bir talebem yazmtr' dedi. Ceylan da beni iaret ederek, 'Bu kardeimiz yazd'

deyince, stad, 'Keeli' diye iltifat etip, hafe yzme vurdu. "Verdii haberler bir bir kt" Onun herhangi bir hareketini bile unutmak benim iin imknszdr. En ok esef ettiim ey kymetini bilip de, tam hizmetine koamamamdr. Onu anlayamadm, idrak edemedim. Zaman gelip de nceden haber verdii hdiseler bir bir kmaya balaynca, onun bykln daha ok anlamaya baladm. Gne her gn kt iin kymetini tam bilemiyoruz. Ancak nimet elden knca, kymetini takdir ediyoruz. "Kendisi daima ahsn gizliyor Dikkatleri Nur Risalelerine ekiyordu." ve perdeliyordu.

MUSTAFA KARAPINAR
lk defa 1947 ylnda Emirda'da Hayri Gence vastasyla stad Bedizzaman ile tanmak erene nail oldum. "stad adna Kelime-i Tevhid ektim" lk defa 1947 ylnda Emirda'da Hayri Gence vastasyla stad Bedizzaman ile tanmak erene nail oldum. Daha evvel de kendisinin fevkalde bir lim olduunu duymutum. ok mtevaz olmakla beraber, gayet ciddi idi. Giyim kuam tam mnsyla slm kisvesi idi. Bana, 'Kur'n okumasn biliyor musun?' diye sordu. 'Hayr, bilmiyorum' dedim. Kur'n' ren kardeim' dedi. Yine 1947 senesi Ramazan aynda Kadir Gecesinde geceyi ihya etmek iin Osman alkan beni armt. stad rahatsz olduundan bana iki yz defa stad adna Kelime-i tevhid ekmemi istediler. Ben de stad adna ektim.

Gece ryada kapmzn zili alnd. Kapy atmda stad karmda idi. 'Teekkr ederim kardeim' dedi. hbar eden memurun akbeti Afyon'da tevkif olduktan sonra bir gn yats namazn klm, sobann banda oturuyordum. Yar uyku vaziyetinde idim. Odann kaps ald. stad girdi, etrafmda dolat ve dar kt. Uyandmda kimse yoktu. Ertesi gn vazife icab mahkemede bulunuyordum. Kt niyetli bir memur, 'Bu da Bedizzaman Said Nurs ile gryor' diye ihbar etmi. Evim ve dairem arand. Fakat bir ey bulunamad. Oysa arama srasnda drt tane kitap antamda, yanmda asl duruyordu. Tam o gn, akam zeri postac bir telgraf getirdi. Beni ihbar eden memurun vazifesine Ankara'dan son veriliyordu. "stad tabiat ok severdi. Devaml krlara kard. Birka sefer krlara kmas iin ona kendi atm verdim."

HAFIZ NUR GVEN


1913'te Bozyk'te dodu. Yedi yl Emirda ar Camiinde imamlk yapt. Bedizzaman' grme bahtiyarl Scak bir Ramazan gnnde, Bitlisli bir dostunun gayretleriyle Pendik'te, Sakarya Oteli sahibi Hafz Nuri ismindeki zat aryorduk. Baka adreste sorduumuz ak sal, ak yzl ihtiyar bir adam, sorduumuz zatn kendisi olduuna iaret ederek; bizi ieriye, geni bir odaya davet etti. Meer bilmeden, aradmz zat kendisinden sormuuz.Yedi yl Emirda ar Camiinde imamlk yapmt. On yln hatralaryla doluydu. Anlattka anlatmak istiyordu: 1947'yi 48'e balayan zamanda Bozyk'ten, gzel koyunlaryla bildiimiz Emirda'a hayvan ticareti iin gitmitim. Hocamn aabeyi olan Gnenli Hafz Ahmed Hoca'da misar olarak kaldm. te o mesut zamanda, Bedizzaman' grmek bahtiyarlna erdim. O gnlerde zaten her akam ryada gryordum, gryorduk, kitabn okuyordum. Bir hafta

kadar grebilmek iin bekledim. Trkiye'nin, dnyann her tarafndan ziyaretileri geliyordu. Pek az ile gryordu, zaten hepsiyle grmesi maddeten imknszd. Bir sabah namazndan sonra yine evine gittim. Orada Zbeyir Gndzalp'i grdm. ki kii daha grmek iin bekliyorlard. Birisi yal, dieri ise otuz be yalarndayd. Gelenlerden birisi daha sonraki zamanda olunda misar olarak kaldm Kadnhanl Hafz Mehmed saf, dieri ise Ktahyal Hafz Hseyin idi. cenaze namaz Ziyaretine giderek ellerine kapandk. 'Kardam' diye hitap ediyordu. Aynen ryamda grdm gibi, bana bir risale verdi. 'Gensin, kitap yeni yaz ile yazlmtr' dedi. On be-yirmi dakika kadar yannda oturduk. 'Vazifem vardr, sizi hafz olduunuz iin kabul ettim' demiti. Dier ziyareti arkadalarn da hafz olduklarn o zaman renmitim. Bana ar Camiide vazife veriyorlard. Ben ise kabul etmiyordum. Sonraki ziyaretimde bunu renmi, 'Neden reddediyorsun? Kabul etmiyorsun? Sana verilen vazifeyi kabul et! Sonra iyi olmaz' dedi. Bunun zerine vazifeyi kabul ettim ve asil olarak ben tayin edildim. Gnenli Hafz Hoca da zaman zaman ava gittii iin vazifeyi ihmal ediyormu. Burada uzun zaman vazife yapmtm. Bu yllar iinde, tam yedi senede, Bedizzaman defa cenaze namazna geldi. Bunlardan birisi 1949'da hava ehidinin cenaze namaz, dieri de otuz dokuz

sene mezzinlik yapan, yal Murad Hocann cenaze namaz idi. "Hastahane ile lkadar olurdu" Adaal mevkiinde tepedeki mezarlarn banda dua ederdi. Salk Merkezi Koruma Cemiyeti kurarak bir hastahane yaptrmtr. Oras ile de alkadar olur, dua eder, tevecch ederdi. Bana, 'Senin ilminden baka ihlsn ve halka tesirin var' diye iltifat ederdi. Boya gtrmtm. Kk bir krem kutusunda bozuk paralar vard. Buradan bana yirmi be kuru vermiti. Bu paray bizim hanm aziz bir hatra olarak hl saklamaktadr. 1950 Ramazan'nda otuz gn camiye, teravih namazna geldi. Afyon hapsine girdikleri zaman evin anahtarn bana vermi, anahtar bende kalmt. Emirda'da ok alyorduk. Kaymakam ve mdde-i umum dahil, hep Kur'n dersi veriyordum. Emirda bana ok balyd. Zamanlarmz hep kuds hizmetlerde geiyordu, istihdam ediliyordum. stadn 'Senin vazifen var' sz tecell ediyordu. Ryalarmda bile ders veya ikaz ederdi. Kitaplar da yamurdan byle bir ikaz zerine kaldrp sakladm; yoksa kitaplara yamur yadnn farknda bile deildim. Ziyaretlerimde yalnz olunca yatann kenarnda otururdum. Simasna gayet rahat bakardm, o heybetli gzlerinin tesiri altnda kalrdm. Hapishanede verdikleri zehir, sol gsnn altnda yara olarak toplanmt, onu da gstermiti.

Evinde iki kedisi vard. Kendisi Afyon Hapishanesine atlnca, o kedilerden birisi hi yemek yemedi, yediremedik, alktan ld. Her sabah Hazret-i Ali'nin duas Celceltiye'yi okuyordu. Yalnz huddamlarn geldii ksm okumadn gstermiti. Bir gn, Alaehirli olan Nevzat isimli mdde-i umum Ankara'nn verdii emir zerine, ifadesini almaya gelmiti. Hrmetle stadn elini perek girdi, oturdu. stad, 'Kardam, bir krs getirin' diye kendisini bir sandalyeye oturttu. "Vazifenizi yapn, cret beklemeyin" Bir defasnda kpekle kedilerin mukayesesini yapmt. 'Kpee bir dilim ekmek verin, size balanr, mutlaka borcunu demeye alr. Halbuki kediyi ok sevdii cierle besleseniz bile, hi aldrmaz, nankrlk yapar, size minneti ve borcu olmaz. Siz de iinizi, vazifeniz olduu iin yapn, cret beklemeyin.' O zamanlar uyku diye birey bilmezdim. Yirmi bir kye cami yaptrmtm. Vazifeli olup, istihdam edildiimi sonralar anladm. Mis gibi Ben inanyorum ki, dnyada ondan daha temiz bir insan yoktur. Ondan daha temiz bir insan grmedim ben. Dnyadaki miskler onun gibi deildir, o daha da gzel ve temizdi. Evine girdiimiz zaman mis gibi bir koku sizi

sarard. Eksiehir'de Yldz Oteline gelip kalrd. Beni artrd. Emirda Salk Merkezi yaplrken, stad bana, 'Arazi sahiplerinin gnln al' demiti. stadn da itirak ettii iki cenaze namazndan Murad Hocann ve hava ehitlerinin namazlarn ben kldrmtm. Bir defasnda bizi Tez Dalarna davet ederek, orada ay ve pirinli kabak yemei ikram etti. Hayatta yle lezzetli yemek yediimi bilmiyorum, o yemein tad hl damamda durur. O krda, Dr. Tahir, Terzi Sadk, Zbeyir, Terzi Raid hep beraberdik. stadn namaz kl ve hususi halleri Boyu uzunca saylrd. O uzun boylu adam, namaza durduu vakit sanki klrd. Belki be dakika namaza durmas srerdi, ok heybetli, hametli ve hayetli bir ekilde namaza dururdu. 'Allah bana geim kaygsn vermedi' derdi. Son zamanlarda yannda radyo bulundurur ve dinlerdi. Konya'dan Halc Sabri kendisine bir taksi gnderdi, fakat kabul etmedi. Eer kendisine verilenleri kabul etseydi, dnyann en zengin adam olurdu. Muhteem bir hafzas ve almas vard. Drt yz sayfalk bir kitab akam alr, sabaha kadar dzeltir, tashih eder ve tamamlard. Emirda'da ilerini en fazla Zbeyir yapard. Kendileri Afyon Hapishanesinde iken,

Ramazan'da mukabele iin be-alt ocuk gelmiti. Evin anahtar bende olduundan, ocuklarn evde kalmas iin haber gndermitim. 'Derhal yatrsn' demi, ocuklar kendisinin evinde misar etmitik. T gibi bir insand; dalara karken biz arkasndan ulaamazdk. Kendileri seksen yalarnda, ben ise otuz be yalarndaydm. Ona ramen arkasndan yetiemezdim, belki yz metre nden kard o yce dalara. Salar uzundu, kendisini hi sakall grmedim, her zaman ustura ile ayna karsnda tra olurdu. O kadar gzel kokard ki, o kokuyu hibir yerde grmedim. Camiin mezzini olan Mbarek Murad Hoca, staddan ok korkard ve ekinirdi. Bir Kadir Gecesi tesbih namaz kldrmtm. Murad Hoca namaz bilemedii iin n taraara gelmiti. stadn namaz kld stteki settareli yerden, leyin brakt kibriti almt. stad hibir ey demeden cebinden yirmi be kuru kendisine verdi. 'Kendine bir ecza (kibrit) al' dedi. Teravih namazn biraz daha ar kldrmam sylemiti. Kendisi Fatiha'y ancak zorlukla bitiriyormu, ben rka gidiyormuum. Teravihte cemaat da ok oluyordu. stad cemaatin ok olmasndan memnun olarak unu syledi: 'Kesret-i cemaatte, vcip olan sehiv secdesi bile affediliyor. naallahu Tel Allah affeder. Okumay biraz arlatr ki, cemaat Sbhanek'yi okuyabilsin.'

Merutiyet yllarnda baslm bir kitab eskilerden beri bendeydi, saklardm, onu kendisine getirdim. ok memnun oldu ve ok sevindi. "Zaman zaman bana kna yakard." "Cemaat iinde bir veli olduunu unutmusun" Hafz Nuri Gven Efendiye namaz meselesiyle alkal olarak Mustafa Sungur Aabeyimin sorduu bir hususu sorunca, mezkr meseleyi anlatt. Sungur Aabey ise, meseleye ahit olan, bizzat dinleyen bir kimse olarak unlar ifade etmektedir: Hazret-i stadmz 1951 senesi Ramazan'nda teravih namazn Emirda Cami-i Kebir'de klmt. Cemaatte, yannda bazen bendeniz de bulunuyordum. Hemen Fatiha'y okumaya balard. Daha Fatiha'y zor bitirir bitirmez, imam rka giderdi. Bayramda, teravihi kldran imam Hafz Nuri Gven ziyarete gelmiti. Hatrmda kalan ve asla unutmadm, 'Kardam, arkanda, yani cemaat iinde, yyake na'bd diyebilen bir veli olduunu unutmutun' veya 'dnmeli idin' gibi bir cmle syledi. "Kat' bildiim: 'Arkanda yyake na'bd diyebilen bir veli olduunu dnmeli idin, ' veya baka sz, 'Arkanda yyake na'bd diyen bir veli olduunu kat' iittim." Hafz Nuri Gven stadla son grmesini yle anlatt: "Son olarak Isparta'ya, stadla vedalamaya gitmitim.

Artk imamlktan da ayrlmak istiyordum. Baka ilerim vard, onlar takip etmek istiyordum. Isparta'ya, stada benim vazifeyi brakmamam iin arkadalar gitmilerdi. stad da, 'Vazifeyi brakmasn, ayrlmasn' diye haber gndermiti. Ben de stadn hatr iin bir mddet daha vazifeye devam ettim."

SMAL HAKKI NL
1930'da Bovadin'de 1980'de vefat etti. dodu. Kore gazilerindendir. CHP Kore'ye asker gnderilmesine kar kmt Eski CHP mebuslarndan Faik Ahmet Barutu'nun hatralarnda, Kore meselesiyle ilgili cidden ibret verici ksmlar vardr. Barutu hatratnda diyor ki: Devrin Menderes hkmeti, Yalova'da Cell Bayar'n bakanlnda iki saatlik bir grmeden sonra, ald bir kararla Kore'ye 4500 kiilik silhl asker gndermeye karar vermiti. "Bu karara kar CHP kanadndan beklenen tepki gelmekte gecikmemi, Kasm Glek, yetkisi olmadan Kore'ye asker gnderilmesine kar kmt. Arkasndan smet Paann sesi ykselmiti. smet Paa, Hrriyet gazetesinde verdii demete, tecrbeli bir parti lideri olarak krinin sorulmamasndan ikyet ediyordu. Paa'nn bu demeci, memlekette derin bir etki meydana getirdi ve

iktidar evresince, d politikada beraberlik esasna aykr ve komnistlerin kurduklar Dnya Barseverler Tekiltnn propagandas ile ayn anlamda kabul edildi." Halk Partisinin bu bozgunculuk ve sabotajcl devam ederken, smail Hakk nl isimli bir vatanda, babasyla birlikte Emirda'da, stad Said Nurs ile bu mevzuyla alkal olarak gryorlard. Bu grme ve hatray smail Hakk nl yle anlatyor: "Bana da izin verseler, komnistlerle harb etmek iin gnll giderdim" 1948 senesinde Ankara'da Genelkurmayda vatan grevimi yapyordum. Kore'ye asker gnderileceini haber alnca, derhal gidip gnll olarak Kore'ye gideceimi bilirdim. Beni ilk Kore Trk Tugayna gnll yazdlar. Kore'ye gitme zaman gelinci, bize gn izin vermilerdi. Ben de memleketim olan Bolvadin'e ailemle vedalamaya gittim. Babam beni alarak, o zaman Emirda'da bulunan stad Said Nurs'ye gtrd. Ondan hayr dua almam syledi. stad bizi sevgi ve alka ile karlad. Babamla birlikte ellerinden ptk. stadn babama hitaben ilk szleri unlar oldu: Olun Kore'ye gidiyor, sen ok merak ediyorsun, zlyorsun. Hi merak etme, zlme. naallah olun gidip gelenlerden olacak'.

Yine stad szlerine devam ederek: Hkmet Kore'ye 4500 kiilik asker gnderiyormu, eer bana da izin verseler, be bin gen Nur talebelerimle gnll olarak, komnistlerle harp etmek iin ben de giderdim.' Gayet kararl ve ciddi konuan stad, bu arada eski genlik hatralarndan da anlatt: Ben Ruslarla eskiden de harp ettim. imdi de onlarla arpmaya hazrm. Hatt o harplerde yaralanp, esir dtm. Kore'ye gitmekten korkma. hlasn muhafaza et.' Ben de: stadm harbe nasl niyet edeyim?' dedim. Cevaben bana: Din-i slm uruna, Allah iin cihada... eklinde niyet et' diye tavsiye etti. Bana dua etmesini istedim. 'Olum duam umumdir. Hepinize duacym. Harpte dahi namazn brakma. Namazn brakmamak artyla duacym' dedi. Mcahidliin mukaddes bir vazife olduundan bahsetti. Bu konuda yazlm kk kitaplardan verdi. Bunlar erlere ve kumandanlara datmam syledi. Elini perek huzurundan ayrldk. "Harpte en ufak bir yara bile almadm..." 26 Eyll 1950'de skenderun'dan Haan gemisiyle

Kore'ye doru hareket ettik. "eitli ve ok iddetli harplere girip ktm. Allah'a kr hibir ey olmad. En ufak bir yara bile almadm. Sonra giydiim kaputa baktmda, delik deik kurun izleri grdm. Bundan anladm ki, stadn duasyla ve mneviyatmzn kuvvetiyle sa salim gidip geldim. Allah bizi muhafaza etti."

H. KR BEEOLU
Biz ona "ekerci kr Amca" deriz. ekerci kr Amca Biz ona "ekerci kr Amca" deriz. Ziyaretine gitmeyeli seneler olmutu. Geni baheli, iekli ve aal, ahap evinde, sakin, sessiz kesinde anlattklarn dinlerken, "skdar'n Dost Iklar"nda aydnlatmaya balamtm. Kimlersiniz? Ya bar yank kimselersiniz! "Yahud da her sabh uyank kimselersiniz!" Yahya Kemal'in "Kimlersiniz?" diye sorduu sualine ekerci kr Amcay dinlerken cevap bulmutum. Mslman skdar'n "Dost I"nda aydnlanmtm o gzel bahar gnnde. Her sabah uyank olan ekerci kr Amcalar bu aziz topraklarn hakiki sahipleri. Mslman Trkiye'nin tapu senetleri... airin kr Amcay grdn ve grtn

zannetmiyorum. Ama hiss-i kablelvuku (n sezi) ile terennm ettii byle aziz nur dostlardr: Dnya yznde, bir sefer olsun, tanmadan, z ehrenizle sizleri grmekteyim bu an, Gnlm, dilim, kanm ve mizacmla sizdenim, "Dnya ve hirette vatandalarm benim." Hac kr Efendinin samimi sohbetlerini, hanm Azize Teyzenin getirdii aylar yudumlarken dinliyorduk. Devreknili Ahmed Kureyi Efendi ile birlikte Emirda'da stad Bedizzaman' ziyaret etmi, sohbetinde bulunmutu. "Benim iki misarim gelecek" Bedizzaman o gn talebe ve hizmetkr olan Ceylan alkan'a, Bugn benim iki misarim gelecek. Biri Ahmed Kurey, dieri Mehmed Feyzi'dir!' diyor. Biz ziyaretine girince bana, Seni Mehmed Feyzi'nin yerine kabul ettim" dedi. Emirda'da ve sonralar 1952 senesinde stanbulSirkeci'deki Akehir Palas Otelinde ziyaret etmitim. Hicaz dnmde kendilerine misvak, zemzem ve hurma gibi hediyeler gtrmtm. Bana, 'Bir daha Hicaz'a gitmek

ister misiniz?' diye sorduunda, 'Evet' diye cevap verince, tebessmle mukabelede bulunmutu. "stad evimde gn misar oldu" 1953 senesinin bahar aylarnda bir kandil gnyd. O gn oruluydum. Gece ryamda stad, evimizin cumbasnda oturmu, tesbih ekiyordu. ki ay sonra bu ryam ayn hakikat olarak kt. Dualarmda her zaman bize gelmesi iin Allah'a yalvarrdm. "Baktm, bir araba evin nnde durdu, iinden Hazret-i stad iniyor, sevinle koup ellerinden ptm. Abdest alma kolayl bakmndan giriteki ksmda kendisini misar etmek istemitik. nann bana aynen ryamda grdm ekli syledi: 'Beni grdn yere kart.' Ben ryamda st odada, cumbada grmtm kendilerini. Hemen st kata karttm." kr Amcann aziz misari, hanesinde gn kalyor. "Kitabm okuyun, benimle berabersiniz" Sohbetin bu ksmnda kr Amcann hanm Azize Teyze de sze katld: Ben sizi hiret kardei olarak kabul ettim. Kitaplarm okuyun, benimle berabersiniz' diye buyurdu. "Evimizden ayrld an hi unutamyorum. El sallay hi gzlerimden gitmez. imdi kitaplarn, hayatn okuyoruz. Ne ileler, ne eziyetler ekmi."

kr Efendi devam ediyordu aziz misarini anlatmaya: "stad her zaman ryalarma girer. Hep iyi ve gzel grrm. Bana daima Eypsultan' gstermektedir. stad rahmetli, 'Nerede zahmet, orada rahmet vardr' derdi." "Onlar gezmeye ktlar..." Son ayrl gnn ise yle anlatmaktadr: Talebelerini ev aramaya gndermiti. Onlar bir mddet gecikince stad ltife tarznda, 'Onlar ev aramaya kmadlar, gezmeye ktlar' demiti. Sonra talebelere anlattmda gldler, 'Hakikaten yle oldu' dediler. "Ayrlrken bana, 'Seni buraya kinci Said olarak brakyorum' dedi. Ellerini ptk, bize dualar etti, ylece vedalatk." Uzun, heybetli endam, tatl nur gibi simasyla, eker gibi tatl sohbetiyle kr Amca hakikaten meslei gibi bir insand. "skdar'n Dost I"n kr Amcann parlayan nasiyesinde ve secdeli simasnda grmtk.

NECAT MFTOLU
Afyonlu Mftolu slalesindendir. 1948'de Afyon mahkemesi baktipliinde bulunuyordu. "Asa-y Msa Mslmanlar arasndaki birlii salamak iin yazld" Bir gn Hsrev Altnbaak hakknda Isparta'dan bir talimat geldi. Evini basmlar. Bu talimatta 'Isparta Cumhuriyet Savclnn lan tarihli, yaplan tahkikatla Emirda'nda iskna memur edilen Bitlis'in Nurs kynden Mirza olu Said Nursi'nin ifadesi alnarak, tutanan gnderilmesi...' diyor. Bunu Savc Bey bana teklif ediyordu. Hay hay' dedim. Hemen efendim. Allah, Peygamber hakk iin. Yok efendim sivil polismi, falanm. Allah'n emri, Peygamberin kavli. Sivil polis ne edecek bana? Ne yapabilir? 'Hay hay, gidiyorum Savc Bey' dedim. Hemen izin aldm. Bu ara -rahmetli, kabri nur olsun- Kbrsl Fethi nkaya Bey, Beyefendi ben de gideyim' dedi. Kaymakam brahim Ergun Bey,

Ben de gideyim' dedi. Mdde-i umumi (savc) Nevzat Bey, Ben de gideyim' dedi. Bu hadiseden on-on be gn ncesi Efendi Hazretleri Emirda'n Catall Kyne yeilliklere dinlenmeye gitmiti. Rahmetli Ceylan da vard. Ben de o sralar mahkeme baktibiydim. Kbrs Larnakal Fethi nkaya, Kaymakam brahim Ergun, Savc Nevzat Bey olmak zere Efendi Hazretlerinin yanna vardk. Zbeyir'e yer gstermesini syledi. Zbeyir -rahmetli- bize yer gsterdi. Oturduktan sonra dedim: Efendim, arkadalar tantaym.' Arkadalarn herbirisini takdim ettike 'Kardam' diye iltifatta bulunuyordu. Ben, 'Efendim, elimizde yle bir talimat var. Nur'un baktibi Hsrev Altnbaak'n evini basmlar. Nur Risaleleri meyannda Asa-y Musa ve Zlkar adl iki eser yakalamlar. Bunlar soruyorlar.' Bu ara beraberimizdeki hkim, savc falan hepsi bireyler sormaya baladlar. Efendi Hazretleri de umumi olarak Nur Klliyatn muhtevasn anlatyor, izah ediyordu. Sra, Asa-y Musa'ya gelince: Haa,' dedi. 'Bu Asa-y Musa, Trkiye'deki Mslmanlarla, cenup Mslmanlarnn kaynap, seviip, ibirlii, ruh birlii yapmalar iin yazlm bir eserdir.'

"Zlkar ise, imalden gelecek Rus anarisine kar sed eken bir kitaptr. Gerek gen, gerek yal kim olursa olsun Zlkar' okuduktan sonra Rus anarisine kaplmayacaktr, sed olacaktr." *** Sark iin vekletname stad, Emirda'daki terzi Mustafa Bilal'e benim iin demi: Kardeim syle, bir vekletname alsn, o sark meselesi iin.' Mustafa geldi, bacana olan Baktip Mazhar Beye, Bacanak, Efendi Hazretleri rica ediyor, o sark iin bir vekletname istiyor' dedi. Baktip ok acaip ve galiz hakaretlerde bulundu. Ben hemen devreye girip teskin ettim. Neticede yine aldk. *** Kar stndeki hleler Efendi Hazretleriyle ilgili bir hatra iitmitim, o zamanlar -ismini imdi hatrlayamayacam- bir arkada staddan duymutu. stad yle anlatm: Frtnal bir gnde ayakyoluna gitmek iin dar ktmda yarm metreye yakn kar vard. Merdiven basamaklarna ayam basacaktm ki, birde ne greyim,

kar zerinde krmzl, yeilli, renk renk haleler. Hemen 'Ziver abuk krek getir' dedim. Krek ile attka altndan yine o izler, nurlar grlyordu. Allah'n hikmeti.' Yine birgn zabt ktipleri ile geziyoruz. Emirda'da Harami Tepesi var. Efendi Hazretleri orada geziyordu. Etrafnda yirmi-otuz tane ocuk toplanmt. Bana dedi: Kardam, hastaym. Bunlara, ocuklara syle, bunlarn duas indallahda makbuldur. Ne olur bana dua etsinler.' Ben hemen ocuklara seslendim. ocuklar, Hoca Dedeniz hasta, dua edin de hastal gesin,' dedim. Hepsi bir azdan: "Allahm, Allahm, Hoca Dedeye ifa ver, iyiletir." *** Birgn Demokrat Partinin ilk kurulduu gnlerde Ali hsan Sadk Paa Afyon'a gelmiti. Uzunar'dan geiyordu. Emirda'da zabit ktibi Yusuf Bey falan vard. Efendi Hazretleri, Ali hsan Paa'ya douda milis albay olarak stikll Harbine itirakini, esareti neticesi Sibirya'daki Nikola Nikolovi ile geen hadise ve hatrasn anlatmt.' Arasra yukardan telgraf gelirdi. Eserlerin msaderesi ile ilgili falan. Ben hemen cebime koyar, doruca Efendi Hazretlerinin yanna gider, durumu haber verirdim, tedbirler alnrd. Postaneden kitap gndermemelerini hatrlatrdm.'

*** "Doktor merhum Tahir Barn, Bedizzaman Hazretlerine rahatszlna binaen mahkemeye gitmemesi iin rapor verirdi. Fakat kimse dinlemezdi. Kendisi ok muhterem ve mtedeyyin bir doktordu."

ABDURRAHMAN CANTEKNLER
1930'da Konya'da dodu. lk, orta ve lise tahsilin Konya'da yapt. Ankara Tp Fakltesinden mezun oldu. lk grev yeri Arapkir (3,5 yl). Tekrar Ankara'ya dner, operatr ve hastanede baasistan olur. O tarihlerde Devrin Afganistan Babakan Mayvantal ni bir kriz geirir. Ameliyatn Abdurrahman Cantekinler ve Muzaffer zerkut birlikte yaparlar. Babasnn arzusu zerine 1966 ylnda Konya'ya gelir. Emekli olmadan Konya'da kasm ifa Hastahanesini aarlar. Bu hastahanenin Bahekimi, Cerrahi Operatr ve sahibi olarak grev yapmaktadr. Abdurrahman Cantekinler mlakat eklinde oldu. ile grmemiz

Milyonlarn imann kurtaran, lmsz eser, Risale-i Nur Klliyatn nasl ve ne zaman tandnz? 1947-1948 yllar arasnda Abdlmuhsin Elkonevi (Muhsin Alev) kanal ile tandm. O yllarda Konya Lisesinde talebe idim. Yine o yllarda bizim akran

diyebileceimiz ok deerli liseli kardelerimiz vard. Hasan Tahsin Ouz, Ziya Nur Aksun, Feyzi Halc, Mehdi Halc, Ahmed Atak Hatipolu, Selahaddin Erdoan, Kamil ztrk. Byklerden de merhum Halc Sabri ve yine merhum Zbeyir Gndzalp Aabey vard. zellikle Zbeyir Aabey bizlere ders yapard. Yalnz Abdlmuhsin Elkonevi'nin bana kar ok yakn himmetini unutmak mmkn deil. Risale-i Nur'dan aldmz evk ile o yllarda ok hareketli idik. Bedizzaman' ziyaret etmek nasip oldu mu? Olduysa ka yllarnda ve ne gibi gelimeler oldu? Efendim, Risale-i Nur Klliyatn tanynca Hz. stad her an grmeyi kalbime yerletirmitim. Zaten frsat arayp kolluyordum. O tarihlerde bizim evlerde ev turusuna ok meraklydlar. Taze turuluk sebzeler de Akehir'de vard. Bu vesile ile Akehir'e gittim. Fakat btn aklm Hz. staddayd. stadn selmn syleyince Adalet Bakan tela kapld st ak bir kamyona rastladm. Emirda'a gidiyormu, hemen atladm. ner inmez stad soruturdum. Evini gsterdiler. Evine gittim. stad Mustafa Sungur ile bana haber gnderip demi: "O benim misarimdir. Bugn megulm, yarn gelsin." Ayrca kendilerinin ok zamanlar yedii tirit yemeini de benim yemem iin gndermi.

Bylece o yemei yemek de nasip oldu. Sene 1949 sonlar idi. Hayrettir, o gece Emirda'da kaldm otelde ihtilam olmuum. Kalktm abdestimi aldm, namazm kldm ve kendi kendime, "Demek stad hazretleri bizleri abdestli ve ter temiz grmek istiyor" dedim. "Abdurrahmanlar cesur olur" Neticede, Hazreti stad ertesi sabah beni kabul etti. Mbarek ellerini ptm. Memnun ve mtehassis idim. Bana hitaben, "Evladm, sen de bir Abdurrahman'sn. Abdurrahmanlar cesur olur. Ben sana vazife veriyorum, Ankara'ya gittiinde Adliye Vekili Ruknettin Nasuhiolu ile greceksin. Yalnz bu selm Adliye Vekili olduu iin deil, Nasuhi eyhi Rukneddin Efendinin torunu olduu cihetle size selam gnderdi, diyeceksin" dedi. Yl 1950. Ankara Tp Fakltesini kazanmtm. Ankara'ya gittim. O yllarda bizden nce mezun olan kardelerimizden Muhsin Alev ve Ziya Nur Aksun Ankara'da idiler. Ankara'ya varnca ilk iim Hazret-i stadn selm emaneti idi. Muhsin Alev, Ahmed Atak ile birlikte Adliye Vekili Rukneddin Nasuhiolu Beyle grmeye gittik. Randevu aldk. O yllarn niversitelisi idik ve bizi odasna kabul ettiler. Kendimizi takdim ettik ve akabinde, "Ziyaretimizin maksad Hazret-i Bedizzaman'n selm mevzuatdr" dedik.

"Siz neci oluyorsunuz?" Bunu der demez bize gayet hiddetli olarak cevaben dedi ki: "Siz neci oluyorsunuz? O adamn peinden niye gidiyorsunuz? Ben imdi sizin isimlerinizi alp tahkikat atracam, v.s." Vaziyete baktm. Ziya Aksun ile Muhsin Alev biraz ekingenlikten dolay sustular. Bunun zerine ben Bakan Beye gayet cesurane olarak hi ekinmeden ve yksek bir sesle dedim ki: "Sen necisin? Sen kenidini ne zannediyorsun? Said Nursi Hazretlerinin sana ihtiyac yok. Size muhta da deil. Sizin dedenizden dolay ve o cihetle size selm gnderdi. Ben size Risale-i Nurlar okumay tavsiye ederim. Bedizzaman'n eserlerinde iman hakikatlar var, mjdeler var. Bata Genlik Rehberi'ni okuyun, bakn iinde neler greceksiniz. Genlik mthi bir bunalm iinde, buhran geirmektedir. Bir kurtarc aryor. te Risale-i Nurlarda kurtuluun areleri var. Efendim, okuyun bunlar." Bunun zerine Adliye Bakan sustu ve mnen sarsld ki, o eski, tehditkrane hali kayboldu. Ve bize gleryz gstermeye alt. Ve "Her zaman sizi beklerim" dedi. Yani unu ifade etmek istiyorum. Hazret-i stadn bana Emirda'da, Tp Fakltesine gideceim aylarda, "Abdurrahmanlar cesur olur" tabiri ve "Sana vazife verdim" szleri tahakkuk etti. Bu ikr bir kerametti ve zahir oldu...

Tekrar Hazret-i stadla bir mlkatnz oldu mu? Hayr, olmad. Yalnz imdi doktor olan kzm dnyaya gelmiti. "Ne isim koyaym?" derken, o gece ryamda Hz. stad grdm, "Kznn ismini Nursel koy" dedi ve uyandm. Ayn ismi koydum. *** Bu mlkat gerekletiren Halil Uslu kardeime teekkr ediyorum.(N. ahiner)

MEHMET METN
1943 tarihinde terhis olduktan sonra Konya'nn Ilgn ilesinde, Devlet Demiryollarnda memur olan babamn yanna geldim. Bir ay kadar dinlendikten sonra Toprak Mahsulleri Osinde vazife aldm. "Genlik Rehberi'yle tantm" 1943 tarihinde terhis olduktan sonra Konya'nn Ilgn ilesinde, Devlet Demiryollarnda memur olan babamn yanna geldim. Bir ay kadar dinlendikten sonra Toprak Mahsulleri Osinde vazife aldm. Bu arada Devlet Demiryollarnda yol bekisi olan Nebi Uluay ile tantm. Bana Hz. staddan ve Risale-i Nur'lardan bahsetmeye balad. Birka gn sonra da Konya'ya gidip beraberce Halc Sabri Aabeyi ziyaret etmemizi teklif etti. Bunun zerin beraberce Konya'ya gittik. O gece Sabri Aabeyin evinde ge vakte kadar oturduk. Onlar bana Hz. staddan ve Nur'lardan bahsettiler. Ben de anlattklarn dikkatle dinledim. Ayrlrken Sabri Aabey bana bir Genlik Rehberi hediye etti. Geceyi otelde geirip ertesi gn vazifemizin bana dndk. Birka gn iinde Genlik Rehberi'ni okudum ve Nebi

Aabeyi aramaya baladm. Onunla her gn buluuyor ve istifade ediyordum. Bu arada Genlik Rehberi hakknda bir iir yazdm. Bu iiri Sabri Aabey'e gnderdim. O da Hz. stada gndermi. stadmz da iirin Lhiklara gemesini emir buyurmu. Bu hususu mektupla Sabri Aabey bana bildirdi ve daha ok eyler yazmam isteri. Ben de yazdm. "Nebi Aabeyin azmi" Benim Nur'lar tanmama vesile olan Nebi Aabeyden de birka nebze bahsetmeden geemeyeceim. Kendi ifadesine gre, Rus Harbi esnasnda muhacir olarak Ilgn'n bir kyne, aile efrad ile birlikte iskn edilmiler. ok fakir ve gnlk yiyecekleri bile olmayan bu aile, yerletikleri kyn skinleri tarafndan bir mddet idare edilmiler. Nebi Aabey kye gelir gelmez kyn hocasna giderek Kur'n yazsn renmeye balam. Fakat gen olduu iin hoca bandan savarm. O srarla gidince, bir gn hocann hanm dayanamayp, 'Yahu ocuk ok hevesli ve merakl, retsen ne olur?' diye ricada bulunmu. Hatta kalem alacak paras da olmadndan, yanm odun ve kmr paralaryla duvarlara yaz yazmaya urarm. Bunun bu gayreti ve hevesi karsnda Cenb- Hak ryasnda beyaz sakall, nur yzl bir zt vastasyla okuyup yazmay tlim ettirmi. Sabahleyin tekrar hocaya koup, 'Hocam ben hareri ezberledim, syleyin yazaym' deyip, ok ilek olmasa da hareri yazmaya balam. Hoca efendi hayret edip, 'Dersi

alacan yerden almsn' demekten kendini alamam. Zamanla yaz yazmay o kadar ilerletmi ki, bir matbaa yazs gzelliinde yaz yazmaya balam. Yazd tesbihattan bir tane de bana hediye etti. El'an bende mevcuttur. Bu meyanda stadmz grmeyi arzu etmi. Ancak madd durumu iyi olmadndan ayanda ark, yaya olarak Ilgn'dan Barla'ya gelip Hz. stad ziyaret etmi. Hz. stad ona, 'Ben Kur'n'n raym, siz de okuyun ra olun' demi. Halbuki o, saatlerce kendisine vaz u nasihat edeceini zannediyormu. Bylelikle Nebi Aabey ilk ziyaretini yapm. Bilhare Devlet Demiryollarna yol bekisi olarak girmi. Her iki hizmeti de birlikte yrtmeye alm ve muvaffak da olmu. 1948'de evi baslm, Kur'n- Kerim dahil btn kitaplar alnm, yerlere atlp inenmi. Daha sonra da Yusuye'de kaldktan sonra tahliye edildi. "Mdrn ilk ve son hali" Risaleleri oaltmak iin benim altm dairedeki daktilodan istifade etmeye beni tevike balad. Mesai saatleri dnda dier memurlar gidince, dairede Risaleleri okur, ben de yazardm. Daha sonra da datrd. Mdr ok disiplinli ve Risale-i Nur'a muhalif bir insand. Hatta verilen selm dahi almayan bir kimse idi. Bundan dolay kendisinden ok ekinirdik. Bu ztn bilhare Diyarbakr'a tayini km, orada Nurlar tanynca kalbine giren iman

nuru onu sultan yapm ve bundan dolay da bir mddet Medrese-i Yusuyede yatmt. Bilhare tekrar vazife alm, zmir'e tayin edilmiti. Bir derste karlap tekrar tantk. Sonralar emekli oldu. "stad ziyaret maceramz" Nebi Aabeyle birlikte stad ziyaret etmek iin Emirda'a gitmeye karar verdik. Bu arada Ilgn'n avuu kynde ikamet eden smail Efendi isminde bir tandmz vard. Tarikat ehli olan bu zta gidip, Hz. stada gideceimizi syledik. smail Efendi, 'Ben de ok arzu ediyorum, ama param yok' dedi. Ben de dn olarak masrafn ekebileceimi syledim. mz beraberce yola ktk. O zaman vesait ok azd. Trenle ay istasyonuna kadar geldik. Oradan bir kamyonla Emirda'a geldik. Gnlerden Cuma olduundan nasl olsa Cuma namaz iin stad camiye kar, biz de grrz diye hesap etmitik. Maalesef hesabmz geree uymad. stadn Cuma namazna kamadn rendik. Evinde de ziyaretin ok g olduu ve devaml jandarma tarassudu altnda bulunduu sylendi. Kendi kendimize, niyetimizin halis olduunu, naallah ziyaret sevabn aldmz dnrsek teselli bulmaya altk. arda yol zerinde bulunan bir kahvehanede buluup ok seyrek geen vesaitlerden biri ile geri dnmeyi kararlatrdk. Ben ary dolaaym diye Nebi ve smail Aabeylerden ayrldm. Biraz sonra kahvehanede bulutuk. Onlar benden

ayrldktan sonra stadn kaps nnden geerlerken Hz. stad kapy am, bunu frsat bilen iki aabeyimiz de hemen elini pmler. Yanlarna geldiinde bunu bana sylediler. Kskanlk damarm o kadar kabard ki, yerimde duramadm, hemen kalktm ve Hz. stadn evinin n tarafna doru yrdm. 'Bunlarn yol paralarn ben verdim. Onlar stadn elini psnler de, bana niye nasip olmasn' diye dnerek, Cenab- Allah'a iltica ettim. Hayatmda bundan baka halis bir yalvar yapabildiimi hatrlamyorum. Yabanc olduum iin halktan ekinmeme ramen, Hz. stadn evinin pencere tarafna bakp yrrken stadn ba ksmn grdm. inde birden bire rperme belirdi ve 'Elhamdlillah grdm' dedim. Bu esnada Hz. stad hemen ayaa kalkt ve iki eliyle selm verdi. Ben de bam eerek mukabele ettim. leri doru geip tekrar geriye dndmde Hz. stad yine ayakta selm verdi. Ben de bu defa mukabele ettim. im biraz ferahlad, fakat tatmin olmam bir halde arkadalarmn yanna dndm. Onlara stadla selmlatm syledim. Onlar sohbetlerine devam etmeye baladlar, ben de, 'Ey Allah'm! Ne olur, stadmn ellerini pseydim' diye dnceye daldm. Bu esnada karma birden 16-17 yalarnda nur yzl bir gen geldi. Bana hitaben, 'Aabey, siz stad ziyarete mi geldiniz?' dedi. Ben de 'Evet' dedim. 'yleyse buyurun, ben oraya gidiyorum, sizi de gtreyim' dedi. Hemen ayaa kalktm, birlikte yrmeye balaynca yanmdaki aabeyler, 'Nereye gidiyorsun, vasta imdi gelir' dediler. Ben de, 'stada

gidiyorum' dedim. Hemen onlar da bizi takip ettiler. stadn evine 5-6 adm kalmt ki, Hz. stad kapy ap nnde durdu, bizi gtren gen kenara ekildi, ben derhal eline sarlarak ptm, dier iki aabeyimiz de ayn eyi yaparak tek sra halinde nnde durduk. simlerimizi sordu ve iki defa, 'Zaptiyeler var, zaptiyeler var' dedi. ki eliyle bizi selmlayarak ieriye girdi. Bunun zerine biz de oradan ayrldk ve kahvehanenin nne geldiimde ay istasyonuna kadar bizi gtrecek olan vastann sanki bizi bekliyormu gibi kalkmak zere olduunu grdk. Hemen binip memleketimize geldik ve vazifemizin bana dndk. Bu durumu baz kardelerime naklederken iki ihtimali anlatmaktan kendimi alamyorum. Birisi, 'Ben Hzr (a.s.)' grdm' diyorum. nk, Emirda'a ilk defa gittiimde beni almaya gelen genle tanmyordum. Skntl anlarda bir anda binlerce Hzr' vazifelendiren Allah (c.c.) bana o genci gnderdi. O anda benim Hzr'm o gen oldu. kincisi, stadmzn ak bir kerametidir ki, o genci gndererek beni artt. Nasl olursa olsun, Cenab- Hakka krler olsun ki, arzum tahakkuk etti. Sene 1948... Ilgn'dan yine ileye Kadhan'a tayin edildim. Dairemiz Demiryollar istasyonunda olup, Kazaya 10-11 km. uzaklkta bulunuyordu. Kaldmz gzergh istasyonu personeli ile, bizim dairede alanlardan baka kimse yoktu. Gnde sadece iki posta treni geerdi. Ondan sonra ku umaz kervan gemezdi, hi bir yabanc gremezdik. Trenle, kazaya gelen mektup ve kolileri almak

iin gnde iki defa atl araba gelir giderdi. Lt Bey isminde bir stasyon Mdr vard. Muhterem bir eyh efendiye intisabl idi. Bo zamanlarnda okumas iin birka eser vermitim. Eserler masasnn zerinde durur, bulutuumuz zaman beraberce okurduk. imiz msait olduu bir zamanda yine istasyona gitmitim. Birlikte oturuyorduk. Hi beklenmedik bir hadise ile kar karya kaldk. Aniden ilenin hkimi kapdan ieri girdi. Posta trenlerinin gelme zaman da deildi. Risaleleri masann zerinde grnce, 'Bunlar kimin?' diye sordu. ok korktuk. Mdr Lt Bey yzme baknca, ben korkarak, 'Benim' diyebildim. Ama terlemeye baladm. Hakim genti. Yumruunu masaya vurarak, 'Arkada bu eserler byle okunmaz, abdest alp diz kerek okuyacaksnz' demez mi? Ey Allah'm! O anda da imdadma yetitin. Bir oh ektim, korkum izale oldu. Hkim Bey stadn nerede olduunu sordu. Ben, 'Afyon Hapishanesinde' dedim. 'Ona ceza verecek hkimin kalemi krlsn. Kendini ziyaret etmem mmkn olmad, siz grrseniz selmm syleyin, bana dua etsin' dedi. Trenle gelecek eyalar varm, onlarn gelip gelmediini sordu, gitti. Cenab- Allah hem beni sevindirdi, hem de Mdr Lt Beye, ilenin hkimi vastasyla, 'Bu eserler kymetlidir, sahip olun ve okuyun' dedirtti. Hz. stad Afyon Hapishanesinden tahliye edildikten sonra bir gece ryamda ziyarete gitmitim. Evindeki bir kedinin (rengi ve ekli ile aklmda) i kap nnde durduunu grdm. Ertesi gn daireden izin alarak yola

ktm. Emirda'a indiimde, alkan Aabeylerin dkknna gittim. stad ziyaret etmeye geldiimi syledim. 'Grmek ok zor' dediler. Kendilerinden haber vermelerini rica ettim. Hz. stada sylemiler, stad ise gelmemi sylemi. Daha nceden Konya'da iken tantmz Zbeyir kardele birlikte eve gittik. Tam i kapya geldik ki, iki gece evvel ryamda grdm ayn renk ve ekldeki kedi karmda duruyor. Durumu Zbeyir kardee sylediimde, 'Sen ne zannediyorsun kardeim, kalbindeki tereddtlerden syrlyorsun' dedi. zin almak iin Hz. stadn odasna girdi ve sonra kapy aarak bana ieri girmemi syledi. Ziyaret heyecan ile ieriye girdim. Hz. stad karyolasnda ayaklarn sarktm bir vaziyette oturuyordu. Beni grnce, 'Kardeim, seni dualarma dahil ediyorum' dedi. Sonra karyolann altna doru eilerek, oradaki kutunun iinden bir lokum alp kendi eliyle azma koydu. Oturmam iaret etti, ben de oturdum. Yanma Ceyln karde gelip oturdu. Ben yukarda anlattm hkim hadisesin anlatmaya alrken, Ceyln karde beni drterek fazla konumamam syledi. Fakat Hz. stad bunu grd ve Ceyln kardee iaret ederek, 'Brak kardeimiz anlatsn' dedi. Anlatp bitirdikten sonra selm ald ve hkimi dualarna dahil edeceini ve selm sylememi emir buyurdu. Benden bir gn evvel ziyarete gelen Nebi kardeimiz, aile efradndan biraz ikyette bulunmu, onun iin de, 'Kardelerimiz dnya ileri iin Sabri kardeimizle konusunlar' dedi ve yanndan ayrldm.

"stadn hastal ve zindelii" Aradan ne kadar zaman geti bilmiyorum, yalnz kiraz mevsimi idi. Isparta yolu ile tekrar Hz. stad ziyarete gitmeye niyetlenerek hareket ettim. Isparta'da rahmetli Musfafa Ezener ve Rt akn Aabeylerle grtm. Emirda'a gideceimi syleyince, oraya gidecek mrekkep kalemi ucu olduunu syleyerek bir kk kutu verdiler. stadmzn yannda evvelce bulunmu ve ktiplik yapm olan Ktip Osman Aabey de bir-iki kilo arlkta dolu bir sepet getirerek, stada gtrmemi syledi. Gtrmek istemedim 'Almazlar' dedim. O da 'Nur Bahesinin mahsuldr dersin' dedi. Bunun zerine reddetmeyip gtrdm. alkan kardelerin dkknna gittim. Zbeyir karde oraya geldi. Kutuyu verdim, 'stadn bir ey almadn bilmiyor musun kardeim? Ben durumu anlattm. Fakat yinede sepeti alamam.' dedi. Sepet dkknda kald, bilmiyorum, sonra ne oldu? Orada Zbeyir Aabeye stad ziyaret etmek istediimi syledim. 'ok rahatsz' dedi. 'Kardan bari greyim' dedim. Gnlerdir ziyaret iin bekleyenler varm, buna ramen srar ettim, izin alnd ve gittim. Hakikaten Hz. stad ok ard. Bence sanki vefat an meselesi gibi idi. Sesi gayet az kyordu. Eilerek dinlemeye altm. Anlayabildiim, 'Hastaym, dua edin' szleriydi. Yannda fazla kalamayp dar ktm. Darda Zbeyir kardee, 'stad Cuma namazna kt

zaman nerede namaz klar? Bugn ben de onun kld yerde Cuma namazn klmak istiyorum' dedim. Bunun zerine bana, 'Camide yukar mahle k, sa taraftaki blmenin yannda namaz klar' dedi. Bakas oraya oturmasn diye, namazdan ok evvel camiye gidip tarif ettii yere oturdum. Vakit geldi, ezan okunmaya balad, cemaatte bir hareket belirdi ve merdivene doru bakmalar balad. Ben de herkesin bakt tarafa baktm, ne greyim? Sanki birka saat evvel lm deinde grdm hasta stad deildi de, 30-40 yalarnda zinde ve shhatli halde Hz. stad merdiven banda grnd. Btn cemaat ayaa kalkt, yol atlar. Zbeyir Aabey yannda ve stadn seccadesi elinde olarak yanma geldiler. Oturduum yere stadn seccadesini serdi. stad seccadeye, Zbeyir Aabey de yanna oturdu. Ben de Hz. stadn arkasnda safa durdum. Ezan bitip Cuma namaz ed edildikten sonra, cemaat bekledi, Hz. stad karken yine ayaa kalkp yol verdiler. Cami dna knca cemaat stadn etrafn sard, kendisi mbarek elleri ile hepsini selmlyordu. Yanndaki kardelerimiz de, 'stad hastadr, sizlere dua ediyor' diyerek evinin nne kadar geldik. Eve girmesi de mesele oldu. Cemaat ayrlmyor, kimi eline, kimi giydii cbbeye sarlp pyordu. Zorla ieri girebildi. Ben de oradan ayrldm. "Skntm gideren sadk rya" Sene 1952. Babam aniden hastaland. Onu Ilgn'dan alp Konya Devlet Hastahanesine yatrdm. Ertesi gn

sabahleyin ziyaretine gittiimde yatanda bulamadm. Doktoruna sordum, 'Banz sa olsun' dedi. Aniden ardm. Zira ar hasta deildi. Neyse, lzumlu cenaze malzemesini aldm, hastahanede ykand, az bir cemaat ile cenaze namazn klarak Musalla Mezarlna defnettik. Allah rahmet eylesin. Babamn vefat ile i bitmedi. Vefat esnasnda banda bulunamaym bana ayr bir znt kayna oldu. Vazifemden, efrad- ailemden bir ikyetim yoktu. Buna ramen znty bir trl zerimden atamyordum. Devaml, 'Acaba babam nasl vefat etti?' diye dnyordum. Geceleri uykudan ayn dncelerle uyanyordum. Aradan aylar geti, bir gn ryamda, Peygamberimiz (a.s.m.)' ziyaret etmek iin Ravza-i Mutahhara'nn kapsndan ieri girdim. Nur yzl iki zt yanma geldi. 'Sen Bedizzaman Hazretlerinin talebesi misin?' dediler. 'Evet' dedim. 'Sen baban iin ok merak ediyorsun. Hi merak etme, baban vefat ederken Bedizzaman ve btn talebeleri banda idi' dediler. Heyecanla uyandm ve Elhamdlillah dedim. zntm sevince kalboldu. stadmz da, 'Biz iman kurtarmak iin hizmet ediyoruz' demiyor muydu? Onun iin bu hususta zerre kadar phem kalmad. Babam namazn klan mttak bir insand. Geri Nurlarla pek ilgisi yoktu. Fakat bizim gibi ciz ve gnahkr bir olunun, az dahi olsa Hz. stada ve

Risale-i Nurlara kar muhabbetinin olmas, naallah babamn da imanla g etmi olmasna vesile olmutur diye dnyordum. u satrlar yazarken yine ayn heyecan yayor ve davamzn kutsiyetini bir kat daha idrak ediyorum. "Topal Hocann stada muhabbeti" 1953 senesinde memleketim olan Beyehir'e gittim. Orada o srada 112 yanda ve krk sene Ege havalisinde mftlk yapm, lim bir zt vard. Kendisini ziyaret etmek ve duasn almak iin evine gittim. Sohbetimiz esnasnda, yanmda bulunan stadn vesikalk bir fotorafn kendisine gsterdiimde, ald, pt ve alayarak, 'Bir ayam kaybettiim iin ziyaretine gidemedim, kalbden kalbe yol vardr, grrseniz selmm syleyin, bana dua etsin ve bu esnada belki, Beyehir'de bir topal hocamz var derse, kurtuluuma vesile olur' demiti. Yukarda anlattm ryam kendisine naklettiim, tabir etmesini istirham edince buyurdu ki, 'Ravza- Mutahhara'da grdn o iki ztn birisi Hz. Ebubekir, dieri de Hz. mer'dir. Sen iki defa hacca gideceksin' dedi. Dedii gibi iki defa hacca gitmek nasip oldu. Elhamdlillah... "1954 ylnda memuriyetimi zmir'e naklettirdim. Buradaki kardelerimizden Mustafa Birlik ile birlikte Hz. stad ziyarete gitmitik..."

ZAKR ANGAR
zmir'in sca, kavurucu bir hal almt o gn. Biz, elimizde bir emekli bakomiserin adresi, ke bucak dnp duruyorduk. rtica masas e Zakir angar' aryoruz.. zmir'in sca, kavurucu bir hal almt o gn. Biz, elimizde bir emekli bakomiserin adresi, ke bucak dnp duruyorduk. Nihayet bir tanyann vastasyla Zakir angar Beyin evini bulduk. Evi bulmutuk, ama kendisini bulamamtk. Nerede olduunu sorunca, keilerini otlatmaya gittiini sylediler. Tarif ettikleri krlara doru, Zakir angar' yeniden aramaya baladk. Yanmzda mahalleli kk bir ocuk, bize yol gsteriyordu. Bir tepe, nihayet ikinci tepe; bulamamtk bir trl. En sonunda ocua, "Git u tepeye de bakver" dedim. "ayet bulabilirsen bana iaret et, ben oraya ondan sonra geleyim" dedim. ocuk koarak gitti. Uzak bir tepeden el etti.

Admlarm sklatrarak tepeye ktm. Baktm, tepenin altnda, elli be-altm yalarnda grnen, haf siyah sakall, ksa kollu gmleini pijamasnn zerine sarktm olan bir zat duruyordu. Selmlatk. Hayrdr naallah!" dedi. Ben de "Hayrdr. Sizi aryordum" dedim. Aalarn altnda, serin yerde konumak, baz sorular sormak istediimi bildirince; "Eve gidelim, hem siz misarsiniz, bu scakta size souk urup ikram edeyim" dedi. "Siz Nur talebesine benziyorsunuz" Her ne kadar orada, krda konumak istedimse de raz olmad. Keileri toplayarak nne katt. kimiz birlikte yola koyulduk. Bizim beraber gittiimiz arkadalar da, az sonra karmza ktlar. Zakir Bey: "Bunlar da sana benziyor, arkadalarnz m?" deyince, "Evet," dedim, "Beraber geldik." Sizler Nur talebelerine benziyorsunuz" dedi. Cevaben, "Ziyaretimiz de bu konu ile ilgili" dedim. Evinde kendisinin verdii, eitli ellerden geerek bize kadar gelen, Bedizzaman Said Nurs'nin bir fotorafn gstererek bu resmi nereden ele geirdiini sordum. Zakir angar, bir anda ard, bu resimden haberi

olmadn ve byle eylerle ilgisi olmadn syledi. Ben yanl giri yaptm fark ederek sustum ve meseleyi, bandan btn teferruat ile izah etmeye baladm. Ben, Said Nurs, Nurculuk ve Nur Risaleleri konusundaki geni aratrmalarmdan bahsederek, adamcazn korku ve endiesini datmak istiyordum. Fakat, adam, "Ben bilmiyorum" deyip iin iinden kyordu. Bir ara hanm sze kart. Zakir Beye hitaben, Niin anlatmyorsun bildiklerini... Bak ocuklar buraya kadar gelmiler. Ne varsa, ne soruyorlarsa anlatsana!" dedi. Nihayet Zakir Bey balad anlatmaya: Zakir angar stad takipte Ben 1950 ylndan sonra Ankara Emniyetinin Birinci ubesinde, irtica masas eydim. Dahiliye Vekletinden gelen bir emir zerine Said Nurs'nin dosyalarn getirttim ve incelemeye baladm. Tam 19 tane klasr geldi. Bununla ilgili benden bir rapor istemilerdi. Raporu hazrlamak iin devaml alyordum. Ama fena halde de sklmtm. Ama neylersin, biz emir kuluyduk. "Bir mddet alma yaptktan sonra, kalkp Emirda'a gittim. Kendisi o zaman Emirda'da ikamete memur edilmiti, orada kalyordu. Emirda'da gn kaldm. ki

gn otelde kaldm. Bir gn de Bedizzaman Hocann evinde yattm." Bu arada Zakir Beyin szn keserek bir sual sordum: "Kendinizi ne diye tanttnz?" Emekli retmen diye tanttm. Ama yutmad, pek inanmad. Yannda kalp btn halini, gece gndz ne yaptklarn, btn detaylaryla tespit etmek istiyordum. Bilhassa yannda yatmamdan ok sklmt. Sabahleyin bana; Vazifeni yaptnsa artk yeter, sen beni ok sktn, artk git' dedi. Gerekten ben de sklyordum. Ama vazife icab buna mecburdum. O gnlerde bamdan geen bir hdiseyi size anlataym. Bu zat byk velidir. Bununla uramaya gelmez. Ryadaki civcivler... "Otelde gece yatarken, ryada aniden kap iddetle ald. Kapnn alt stne geldi. iddetle rperdim. Kap alnca, baktm, ieriye kck civcivler, tavuk yavrular doldu. Btn oday civcivler yava yava bymeye baladlar. Byyen civcivler, az sonra kk kk adamlar ekline girdi. Cceler her taraf istil ettiler. Ama nasl hcum! Arlar gibi nereme gelirse vuruyorlard. Ben korku, heyecan ile baryordum. Neredeyse boulmak zereydim. Kan ter iinde uyandm. Baktm heyecandan

kalbim duracak gibiydi. Yatan iinde sa salim kendimi bulunca derin bir nefes aldm. Allah'a krettim. Hemen kalkp dua ettim, tevbe ettim. Bir daha bu Zatla uramamaya karar verdim. Size de tavsiyem, bu Zatla uramayn. Bu byk bir Zattr." Zakir Beye anlattklarndan dolay teekkr ettik. Zaten kendisi de, daha ok anlatacaklar olduu halde pek anlatmak istemiyordu. Hatra olarak bir fotorafn rica ettik. Fotorafnn, o anda olmadn ifade etti. Biz de yanmzdaki makina ile bir hatra resmi alabileceimizi syledik. Kendisini zorla raz ederek bahede bir-iki hatra resmi ektik. Teekkr ederek, vedlap ayrldk.

MUSTAFA RAMAZANOLU
1929'da Kahramanmara'ta dodu. stad Bedizzaman'la alkal hatralarn kendisi kaleme ald. Nurculuktan dolay eitli zamanlarda mahkemelere verildi. Hep beraat etti. Hakik Aleviler Mslmandr ismiyle 1971'de nerettii bir kitab bulunmaktadr. "stad aryorum" Ben Bedizzaman Said Nurs Hazretlerini mteaddit defalar ziyaret ettim. lk ziyaretim 1950 ylnda Emirda'da oldu. Bu ziyaretimden nce Risale-i Nur'lar okumamtm. O zaman Byk Dou ve Serdengeti mecmularn hi karmaz, okurdum. Bir gn Byk Dou mecmuasnda stadn mahkeme mdafaasndan bir pasaj okudum. Cesur, kahraman kiileri ok severdim. Byk Dou'yu ve Serdengeti'yi de ftratmdaki bu ihtiyac tatmin iin okurdum. Bu mecmularn slm, imn mdafaas beni bylerdi. Bedizzaman'n mdafaasndaki belgat,

fesahat, ecaat ve cesaret beni mest etmiti. Hayran kalmtm. Hemen bu zat- muhteremi ziyarete gitmek hatrma geldi. Derhal harekete getim. Bu zat- muhteremin adresini temin iin soluu stanbul'da aldm. Necip Fazl Ksakrek'in brosunu buldum. Kendisi broda yoktu. Orada alan kiilerden nerede olduunu sordum. Broda alan Malatyal Ahmet Ramazan isminde, hi tanmadm bir arkada: Ne yapacaksn Necip Fazl Beyi?' Said Nurs Hazretlerinin adresini isteyeceim.' O zatn adresini Necip Fazl Bey bilmez, ben bilirim.' yleyse bu zatn adresini ltfen bana verin, ben ziyaretine gideceim.' O zat gelen her ziyaretiyi kabul etmez. Hlis bir niyetle gitmi olman lzm ki sizi kabul etsin.' Ben hlis niyetle gittiimi zannediyorum. Hele ver bakalm da bir gideyim' dedim. "stad ilk ziyaretim" Nihayet stadn adresini Ahmet Ramazan'dan aldm. Hemen Emirda'a vardm. Adres merhum Ceyln kardein pederi Mehmed alkan'n dkkn imi. Mehmed alkan kardeimiz dkkndayd. Mehmet alkan'a, Beni u adresi gtrr msnz?' dedim.

Bedizzaman bugn rahasz, ziyareti kabul etmiyor.' Ben uzak yol kat ederek geldim. Ltfen beni gtrn.' Kardeim, hususan bize tenbih etti. 'Ziyareti getirmeyin, hastaym, kimseyle grecek halim yok' dedi.' Mehmed Efendi kardeimizi bir trl ikna edemedim. ki saat peinde dolatm, yalvardm. 'Bir kere sorun, kabul ederse giderim. Hoca Efendiyi benim geldiimden haberdar etmeden beni gndermeyin' diye srar ettim. Allah'a kr, Mehmed Efendi kardeimiz, 'Bir soraym' dedi, gitti. Hac yolcusu bekler gibi byk bir mitle yolunu bekledim. stadn yanndan dnd zaman yz glyordu. ok neeliydi. Daha gelirken kabul edildiimi anlamtm. Buyurun, gidelim, sizi kabul etti.' Bu sz bana dnyadan daha tatl gelmiti. Srrum sonsuzdu. Mehmed Efendi kardeimizin peine takldm, gittik. Eski, ahap bir eve girdik. stadn odasna yaklamtk. Bana Mehmed Efendi, 'Bandaki serpuu kar, stad sevmez' dedi. stadn kald odann karsnda odun koyulmu bir yer vard. Gayri ihtiyari serpuu oraya attm. O gnden bu yana serpu giymem. Mehmed Efendi kapy vurdu. 'stadm, misari getirdim' dedi. Mehmed Efendi oday terk ederek gitti. stad karyolasnn zerinde istirahat ediyordu. Gayet mtevaz bir oda idi. Dnyaperestelerin, hallarla koltuklarla mzeyyen tantanal odas gibi bir oda deildi. Dnyaya ve

dnya saltanatna hi ehemmiyet vermeyen, dnyasn ahiretine mezra yapan, yalnz ahireti dnen, oras iin alan mstani bir zatn odasyd. Bu odada taban hals gibi bir ziynet eyas yoktu. Karyolasnda, karyola rts ve karyola etei gibi eyler yoktu. Sadece karyolada bir yatak vard. Odaya girdiimizde hemen stadn elini ptm. Gzm oturacak bir koltuk veya sandalye arad. Ne gezer? Karyolann ba ucunda yere serilmi bir minder vard. Pantolonunun tsnn bozulmasndan endie eden o mindere bada kurup oturmaya mecburdu. Ben de dizlerim zerine bu mindere oturdum. stad: Nereden geliyorsun?' stanbul'dan, efendim.' stanbul'dan geldiimi syler sylemez byk bir eviklikle srad, yatan ortasna oturdu. Orada talebelerime ikence ediyorlarm, doru mu? Benim etimi cmbzla eksinler, talebelerime ilimesinler.' Bir az daha bekledim, rahatsz olduu iin fazla durmadm, elini ptm, karken; 'Olum buradan ktn zaman seni isticvap ederlerse, 'Hastaydm, onun iin gittim' de, zira yalan sylemi olmazsn. Manev hastalk hepimizde var' dedi. Ayrldm. K. Mara'a geldim. Islahiye'ye Zbeyir Aabeye telefon atm. 'Ben Said Nurs Hazretlerinin yanndan geldim.

Okumam iin bana eserlerinden vereceksin, selm var' dedim. Zbeyir Aabey byk bir heyecanla, 'Ney! Sen o zat grdn m?' dedi. Ben de, 'Evet grdm' dedim. 'Geliyorum' dedi. ki saat sonra merhum Zbeyir Aabey eserlerle birlikte K. Mara'a geldi. Beni kucaklayarak, 'O zat gren gzlere de k' dedi ve benim gzlerimden pt. Bylece ben de Risale-i Nur okuyucular arasna girdim. 'Hz min fazl Rabb.' "stad hlis niyetlileri kabul ediyordu" Sene 1952. stadn Genlik Rehberi adl eseri, Konyal Muhsin tarafndan yeni harerle bastrlmt. Eserin melli, bu sebeple stanbul'da mahkemeye verilmiti. stad mahkeme iin stanbul'a terif etti. Bir mddet stanbul'da mahkeme sebebiyle kaldlar. Sirkeci'de, Akehir Palas Oteli'nde ikamet ettiler. stad stanbul'da iken, ben sk sk stanbul'a zahiren ticaret iin, hakikatte stad ziyaret iin gidiyorum. Bir gn, musall, salih iki Maral arkada, 'Bizi de stad ziyarete gtr' dediler. 'Gidelim' dedim. Ancak niyeti halis olmayan bir Maral daha bize katlmak istedi. Ona, 'Arkada, bu zat sana yaramaz, sen nasl adamm, bir greyim diye gideceksin. Bu niyetle gittiin iin bizi de kabul etmez. Sen bizden ayrl' dedim. nanmad. 'yle ey mi olurmu, niye kabul etmesin? Ayrlmam, ben de

gideceim' dedi. Gittik, stad kabul etmesin? Ayrlmam, ben de gideceim' dedi. Gittik. stad kabul etmedi. Ahmet Ramazan kardeimizin dedii aynen grld. Dier iki Maralya, 'Bu adamdan vitrinlere bakarken ayrlalm, tekrar stad ziyarete gidelim' dedim. Kendisi bir vitrine bakarken biz katk, bizi kaybetti. O adamdan ayr olarak stada gittik, kabul etti. Bylece o halis niyetli arkadalar da ziyaret etmi oldular. "stad, doktor ve retmenlere nem verirdi" Yine sene 1952. stanbul Belediyesinin doktoru Nihat Ongun bana rica etti. 'Beni stadn ziyaretine gtr' dedi. Doktorla beraber stad ziyarete gittik. Yine kabul buyurdular. stad, Nihat'n doktor olduunu renince yle bir nasihatta bulundu: Ben iki meslek erbabna ok kymet veririm. Bunlardan biri doktorlar, dieri muallimlerdir. manl muallimler krpe dimalara iman, slm yerletirir. Onun iin benim nazarmda muallimler ok kymetlidir. Sana tavsiyem udur. Sen bir hastay tedavi ettiin zaman cretin 100 lira deerse de, 2,5 lira verirlerse al, cebine at. Zannetme ki, 97,5 lira kaybettin. Sadaka olarak defter-i mline geer.' Doktor Nihat Bey ok iyi bir intiba ile ayrld. Bana, 'Bu zatn szleri iliklerime iledi' dedi. Bu kardeimiz halen salhatn muhafaza etmektedir. "Ryada yediim yemek" Sene 1952, stanbul'daym. Kardeim Mahmut

Ramazanolu o tarihte hukuk fakltesi talebesiydi. Onun ehzadeba'ndaki evinde yatmtm. Ryamda stad, talebeleri ile birlikte bulgur pilv yiyorlard. Ben varnca yemee davet ettiler. 'Teekkr ederim' dedim, yemee dahil olmadm. Ama stadla birlikte yemek yemeyi de ok arzu ediyordum. Bir daha arsalar yemee giderdim diye bekledim. Ne yazk ki yemee tekrar buyur etmediler. Byk bir znt ile uyandm. O gn leye yakn bir zamand, saatini hatrlayamyorum, ama leye yaknd. stadn odasndan Muhsin kardeimiz kt. Beni grnce, 'Gel gel, kardeim, stadn artn ye, sevaptr' diyerek bana kk bir sefertas ierisinde, bir kak gelecek kadar kuru fasulye verdi, ben de yedim. Allah'ma hamd ettim. Ryada beraber yemek yiyemeyiimin zntsn Rabb- Rahimim artn yedirerek ref'etti. Bu bir tesadf deildi. Ben buna da stadmn bir kerameti nazar ile bakyorum. "Albayn stada hayranl" Yine sene 1952. stad Fatih'te Readiye Otelinde kalyordu. Gnlerden Cuma idi. stad ziyarete gittim. Cuma namaz da yaknd. Otele vardm zaman baktm ki, salonda, stad beni grnce eliyle yanam okayarak, 'Ho geldin olum' dedi. Arkasndaki talebelerine dnerek, 'Siz benimle gelmeyin, hkmetin nazar- dikkatini ekmeyelim' dedi. Ve merdivenlerden indi. Arkasndaki cemaatin iinde bir de albay vard. Resm elbisesi ile gelen bu albay, 'ocuklarmn maieti olmasayd, ben imdi istifa

eder, bu zat- muhtereme hizmet ederdim' dedi. "stad bir delikanl zindeliindeydi" stad otelin kapsndan kt. Ben hemen darya kendimi attm. stad yolda giderken grmek istiyordum. nk her ziyaretimde yatanda oturuyor bir vaziyette grdm iin, stad zor yryecek bir durumda tahayyl ederdim. Otelden ktm zaman stadn, otelin bulunduu kaldrmdan kar kaldrma 20 yandaki bir delikanlnn evikliinde getiini grdm. Akasya aacnn engin dallarndaki yapraklar eliyle okayarak evik admlarla Fatih Camiine doru ilerledi. stadn bu din durumu beni ok mesruru etmiti. "stad Fatih Camiinde" Fatih Camiine Cuma namazn klmak zere girdik. Ben artk stadn peini hi brakmyordum. Cuma namazndan sonra beraber camiden ktk. Camiden kan cemaat bir anda stadn etrafn sardlar. Birbirlerine, 'Bedizzaman' diye yksek sesle ve byk nee iinde haber veriyorlard. "stad, 'Taksi!' diye seslendi" Cemaat stadn elini pmek iin itimeye balad. Orada byk bir izdiham oldu. Camii otele ok yaknd. stad camiye yaya olarak gelmiti. stad bu tezahrattan kurtulmak iin orada bulunan bir taksiye 'Taksi!' diye seslendi ve taksiye hemen atlayverdi. 'Beni otele gtr'

dedi. Bunu yapmasayd camiden kan Mslmanlar stadn otele gitmesini en az iki saat tehir ettirebilirlerdi. stadn bu mdakkik hali beni hayran brakt. "stadn Mara'a olan alakas" stadn K. Mara'a olan sevgisini de aksettiren bir mektuplama ile hatrama son vereyim. Kayalar Aabey stada bir mektup yazarak Diyarbakr'a davet etmiti. Kayalar Aabeyin bu mektubu lhika yaplm, datlmt. Bir tanesi de bana gelmiti. Ben bu davet mektubunu okuyunca hemen stada bir mektup yazarak K. Mara'a davet ettim. stad mektubuma u cevab verdi. Ben Urfa'y, Diyarbakr' ve Mara' ayn gzde gryorum ve duama ismen dahil etmiim. Diyarbakr'a gidersem Mara'a da gelirim' demilerdi. Diyarbakr'a da, K. Mara'a da terieri mmkn olmad. "ki yz senedir dnyaya byle bir eser gelmedi" Sadede gelelim. Merhum Zbeyir Aabey, 1950 ylnda telefondaki ricam zerine eskimez yazl Mektubat, Zlkar, Szler, Siracnnur ve Tlsmlar mecmualarn getirmiti. Mft Hafz Ali Efendinin bize, 'Her kitap okunmaz, aldnz kitab bana bir gsterin de yle okuyun' diye olan tavsiyesine uyarak, yukarda isimleri yazl Said Nurs Hazretlerine ait olan kitaplarn hepsini Mft Efendiye gtrdm.

Hoca Efendi, u kitaplar okumak istiyorum. Bir tetkik buyurun da okumaya deerse okuyaym.' Brak da git.' Aradan iki ay gemiti. Birgn Mft Efendiye giderek, braktm kitaplarn mahiyetini sordum. Hoca Efendi, kitaplar okudunuz mu?' Okudum.' Nasl buldunuz?' Olum, iki yz senedir dnyaya byle bir eser gelmedi, bundan sonra da gelecei mehul,' yleyse verin de ben de okuyaym.' Yok, ben kitap vermem, sen kendine yenisini al.' Mft Efendinin takdirini toplayan bu eserleri o tarihten beri, yani 1950 ylndan beri okumaktaym. "Hafz Ali Efendinin ilmi ve fazileti" Merhum Zbeyir Aabeyin getirdii Risaleleri aldm, ok itimad ettiim ve gvendiim K. Mara Mfts Hafz Ali Efendiye gtrdm. 'u eserleri okuyun da, okumaya deerse biz de okuyalm' dedim. Evvel muhterem Mftmzn ilim ve fazilet derecesini ksa olarak arz edeyim. Mft Hafz Ali Efendi uzun mddet K. Mara mftl makamn muhafaza ve ihya

etmitir. Kitap, okuma k olan bu zat, doktorun, 'Kitab ok okuma, gzlerin grmez olacak' diye tavsiyede bulunmasna ramen okumay bir trl brakamam, binnetice madd gzleri grmez olmutur. Bu defa da gz gren dostlarna, mesel Mahmut Kanadkrk'a, bana, akir Efendi Hocaya okutarak dinlemek suretiyle talebe-i ulm sfatn asla kaybetmemitir. Hacca giden bir K. Maralya Medine-i Mnevvere'den kitap sipari etmi. Hac, istenilen kitab ararken kitap, 'Bu kitab Trkiye'de yalnz K. Mara Mfts Hafz Ali Efendi anlar, sen bu kitab kime alyorsun?' demesi zerine, Hac Efendi, 'Ben de o zata alyorum, onun sipariidir' demitir. 1961 ylnda Diyanet Reisi olan eski stanbul Mfts mfessir ve fakih mer Nasuhi Bilmen Hazretleri, fetva iin gelen bir K. Maralya, 'K. Mara'ta Hafz Ali Hoca Efendi varken, K. Maralya bizim fetva vermemiz icab etmez' demitir. zetleyeycek olursak, bu zat, yalnz K. Maralnn deil, btn lem-i slmn ilm cihette nazarn ekmitir. Mft Efendinin vefatndan sonra, bu zata ait olan kitaplar Hafz Ali Ktphanesi ismiyle msemma bir ktphane alarak bu ktphaneye koyuldu, kocaman ktphaneyi dolduran kitaplar bylece K. Mara'ta kltr hizmetine girdi. "ki yz senedir dnyaya byle bir eser gelmedi" Sadede gelelim. Merhum Zbeyir Aabey, 1950 ylnda

telefondaki ricam zerine eskimez yazl Mektubat, Zlkar, Szler, Siracnnur ve Tlsmlar mecmualarn getirmiti. Mft Hafz Ali Efendinin bize, 'Her kitap okunmaz, aldnz kitab bana bir gsterin de yle okuyun' diye olan tavsiyesine uyarak, yukarda isimleri yazl Said Nurs Hazretlerine ait olan kitaplarn hepsini Mft Efendiye gtrdm. Hoca Efendi, u kitaplar okumak istiyorum. Bir tetkik buyurun da okumaya deerse okuyaym.' Brak da git.' Aradan iki ay gemiti. Bir gn Mft Efendiye giderek, braktm kitaplarn mahiyetini sordum. Hoca Efendi, kitaplar okudunuz mu?' Okudum.' Nasl buldunuz?' Olum, iki yz senedir dnyaya byle bir eser gelmedi, bundan sonra da gelecei mehul,' yleyse verin de ben de okuyaym.' Yok, ben kitap vermem, sen kendine yenisini al.' Mft Efendinin takdirini toplayan bu eserleri o tarihten beri, yani 1950 ylndan beri okumaktaym. "Aya plecek zatlar" Sene 1952. stad Said Nurs stanbul'dayd. Ben de

stad ziyaret iin bir stanbul yolculuuna hazrlandm. Zaman bulduka Risale-i Nur'lar okuyor ve stad da ziyaret ediyordum, ama mbtedi olduumdan ve echeliyetimden, stadn deerini tam olarak bilemiyordum. Nur talebelerinin stada yazdklar lhika mektuplar bana geliyordu. Mektubun sonunda, 'Mektubuma son verirken el ve ayaklarndan perim' hitabesini bir trl hazmedemiyordum. Ve iimden, 'Ayak da plr m yahu? Bu kadar ifrattr' diyerek kendi kendime kzyordum. Bu halimi de kimseye izhar etmiyordum. stad ziyarete gideceimi Hafz Ali efendiye syledim. 'Bir diyeceiniz var m?' diye sordum. Mft Efendi, 'Cenab- Said'e benden ok selm syle, el ve ayaklarndan perim' dedi. Hayretler iinde kaldm ve hatam anladm. 'Demek aya plecek zatlar da olurmu' dedim. Mft Efendi, stada kar bu beyan ile benim kalbimdeki istifham zmt. Ayn zamanda kerametini de izhar etmi ve stadn ilim ve fazilet deerini bana tebli etmiti. "Ryada grdm yaadm" Mft Efendi gzel de rya tabir ederdi. 1952 ylnda bir rya grmtm. Ryamda stad srtma aldm, bir camiye gtryordum. Dizimin ba

zld, yryemez hale geldim. Fakat stad da srtmdan brakmadm. Glkle stad gtryordum. stad gtreceim cami uzaktaym, yaknmzda bir cami grdm. stada, 'stadm, dizimin ba zld, gidemez hale geldim, gideceimiz cami de uzak, u grnen camiye gitsek olmaz m?' dedim. stad, 'Olur, bu camiye gidelim' dedi. Yakn olan camiye girdik, uyandm. Mft Efendiye giderek ryam anlattm. Ryay yle tabir etti: 'stad srtna almam, onun eserlerini neretmendir. Dizinin bann zlmesi; bu eserler sebebiyle sana hkmet tarafndan bir sknt gelecek. Camiye girmeniz de; o skntdan kurtulacaksnz.' Tabiri aynen kt. 1952 ylnda Ahmet Emin Yalman' vurmulard. Bu hadise sebebiyle birok Mslman taht- muhakemeye alnm ve tutuklanmt. Bu hadise sebebiyle benim evim de aranmt. Risale-i Nur klliyatndan Zhret'n-Nur eserini arama srasnda ellerine geirmilerdi. Bu sebeple tutuklandm. Malatya Cezaevine gnderildim. Orada 70 gn hcre hapsi uyguladlar. Malatya Ar Ceza Mahkemesinde birinci celsede tahliye edildim. Bilhare beraat ederek kurtuldum. "stadn cenazesine itirak ettim" Sene 1960. stad Urfa'da tebdil-i mekn, tahvil-i hayat etmiti. stadn vefatn Abdullah Yein Aabey bana telefonla bildirince, telefon gayri ihtiyar elimden dmt. Gzmden pnar gibi ya gelmeye balamt.

Hayatmda stadn vefatna aladm gibi hibir eye alamamtm. stadn cenazesine itirak etmek ve yetimek iin garaja kouyordum. Bir taksi tutarak Urfa'ya cilen gitmek istiyordum. Byk bir tel ve gn iinde giderken Risalelerle alkal kke Tiyek Aabey karmdan geldi. Mustafa, dur bakalm, nereye gidiyorsun? Bu halin nedir? Niin alyorsun?' diye sordu. stadn Urfa'da vefat ettiini, cenazesine yetimek iin taksi tutmaya gittiimi syledim. stad iktisatdr. Senin bu hareketine raz olmaz, sen stadn ruhu iin buradan okursun, saniyesinde yerini bulur' dedi. Bu sz beni tesir altna almt. Zira stad o kadar ok seviyordum ki; onun rzasna muhalif bir halimin olmasn asla istemiyordum. Zira beni sefahet bataklndan Allah'n ltuf ve hidayeti ile onun Kur'n tefsiri Risale-i Nur eserleri kurtarmt. Yolumu deitirerek her yerde rehberim olan Mft Efendiye yine gittim. Fetvahaneye vardm zaman hkrktan bir trl konuamyordum. Mft Efendi, 'Neyin var olum? Annenle mi dvtn, babanla m dvtn? Niye alyorsun?' diye sordu. Bir mddet konuamadm. Teskin olduktan sonra, 'stad vefat etmi, ben cenazesine gidecektim. kke Tiyek, bu hareketimin israf olduunu, stadn buna raz olmayacan syledi, ben de zat- linize danmaya geldim' dedim.

Ney! Eer dersim olmasayd u kr gzmle o veliyullahn cenazesine de giderdim. Byle bir evliyann cenazesine gitmek israf olur mu?' dedi. Merhum Mft Efendinin bu szleri beni ok sevindirdi. Dnyay bana balasayd bu kadar ikrama gemezdi. ok memnun ve mesrurdum. Hemen oradan kalkarak taksi tutmak iin kotum. Tuttuum taksi ile ksa zamanda Urfa'ya vsl oldum. "Her on dakikada bir hatim" stadn cenazesine itirak iin Trkiye'nin hemen her vilyetinden Nurlarla alkal zatlar gelmiti. Urfa sokaklar gelen cemaati almaz olmutu. Ulu Caminin on yerinde hafzlar ve Kur'n okumasn bilenler ellerinde Kur'n czleri, stadn ruh-u mbarekine hatimler indiriyorlard. Bu czlerden okumay Rabbim bana da nasib etti. Her on dadikada bir hatim indiriliyordu. Bu hatim okuma fasl geceli gndzl 24 saat devam etti. Bylesine bir duann kimseye nasip olduunu zannetmiyorum. stadn cenazesi Cuma gn kalkacakt. Trkiye apnda ilnat byle yaplmt. Fakat Urfa'ya dolan Mslmanlardan lzumsuz endie duyan Vali, Perembe gn ni bir emir vererek ikindi namaznn mteakip cenazesini defnettirdi. Cenaze namazna itirak eden Mslmanlar Ulu Caminin ierisine smad. stadn n- mbareki camiin ierisindeydi. Camiin i, d ve bahesi cenaze namazna itirak eden cemaatle dolmutu.

"Cenaze parmaklar zerindeydi" Byle muhteem bir cemaat, padiahlarn cenazesinde dahi grlmemitir. Bu cenazeye ve cenaze namazna itirak srf Allah iindi. 'El-hubb-u lillah' dsturu burada tam tecell etmi ve zahir olmutu. Bu cemaat-i azme, Said Nurs Hazretlerini Kur'n'a ve imana hizmetinden dolay seviyordu. Bu sevgi uhrev idi, hakik sevgi de ite budur. Cenazeyi gtrrken el deitirmenin imkn olmuyordu. Parman tabuta dedirebilen, bu kk hizmetinden dolay ok memnun ve mesrurdu. Nihayet cenazeyi defnettik. Ben de K. Mara'a hareket ettim. Karmzdan gelen otobsler cenazeye itirak iin gidiyorlard. Birka otobs bizi durdurarak cenazeyi sordular. Defnedildiini sylediimiz zaman yetiemediklerine ok zldler. Mezarn ziyaret iin Urfa istikametine devam ettiler. "Kafama taklan mesele" K. Mara'a gelirken yolda kafama taklan iki mesele vard. Birisi, stad vefatndan nce bir mektup yazmt. Bu mektupta, 'Benim mezarm 4-5 kardeim bilecek, bakalarna sylemesinler; nasl ki bir hakikat beni tevecch- nastan uzak tutuyor, ayn hakikat vefatmdan sonra da beni tevecch- nastan uzak tutuyor. Heykellerine peresti edilenlerin durumuna dmek istemiyorum' demektedir. stadn cenazesine itirak eden

iki yz bini akn kii vard. Bunlar stadn mezarn gryor ve biliyordu. stad neden 'Mezarm 4-5 kardeim bilecek' demiti? Bu mesele kafam bir hayli kartrd. Kafamdaki bu sorunun cevabn 27 Mays 1960 ihtillcileri verdi. 1960 htillini yapan kiiler, stadn mezarndan kartarak ssz, sessiz; kimsenin bilmeyecei, grmeyecei bir mahalle defnettiler. stadn kerametvari mektubundaki isteini, bu adamlar bilmeyerek yerine getirdi. Evet imdi stad kimsenin, evet, kimsenin bilmedii yerde, istedii ve arzu ettii gibi, tevecch- nastan uzak, perestiten zade bir ekilde ebed istirahatghnda istirahat etmektedir. onu ziyaret etmek isteyenler, hatm-i erif, Ysin-i erif ve Fatiha-i erif hediyeleri ile manen ziyaret etmektedirler. Onun ruh-u mbarekine senede binlerce hatim indirilmektedir. Onun eserlerini okuyarak Allah'n hidayetine erenlerin, slm yaaylarndan hsl olan btn sevaplarnn bir misli 'Essebeb kelfail' srrnca defter-i hasenatna gemektedir. Byle bir nimete mazhar olmak her insana nasip olmaz. "stadn vefat edecei tarihi bilmesi" Kafama taklan ikinci mesele ise u idi. stadn eserinde bir 'Edda' iiri vardr. Bu iirde: Yklm bir mezarm ki, ylmtr iinde, Said'den yetmi dokuz emvat ba-sm lma.

Sekseninci olmutur, mezara bir mezar ta. Beraber alyor hsran- slma. Mezar tamla pr emvat enindar o mezarmla Revnm saha-i ukba-y ferdm... Yknim var ki, istikbal semavat zemin-i Asya Bahem olur teslim, yed-i beyza-y slma Zira yemin-i ymn- imandr Verir emn eman ile enama' diyordu. Said'den yetmi dokuz emvat ba-sam lma'nn aklamasnda, Hicr 1379 ylna kadar yaayacan sylemektedir. Syledii gibi km. Hicri 1379 ylnda vefat etmitir. Halbuki insanlarn vefat edecei gn bilmemesi lzmdr. Bu gayb bir meseledir. Kafama taklan bu meseleyi aydnla karmak iin, K. Mara'a gelir gelmez yine Mft Hafz Ali Efendiye gittim. Muhterem Hocam, stad u elimdeki kitapta vefat edecei yl haber veriyor, aynen haber verdii gibi de kyor. Nasl olur, bu gayb bir mesele deil mi?7 Hoca Efendi bu soruma glmseyerek u cevab verdi: Mustafa, istisnalar kaideyi bozmaz. Byle bir velinin vefat edecei yl bilmesini ok mu grdn?' O gn ikindi namazn klmak iin Ulu Camiye gitmitim. Mft Efendi her zaman olduu gibi, bu

Ramazan- erifte de ikindi namazndan sonra vaaz ediyordu. kindi namazn kldktan sonra yine vaaz krssne kt, cemaata hitaben, 'Ey Mslmanlar, dnyaya ilim ve faziletiyle hret salan Said de gitti' dedi. Mft Efendi bu hitab ile hem stadn ebed hayata intikalini bildiriyor, hem de stadn ilm deerini iln ediyordu. Mft Efendinin gzleri grmez olmu, kitap okuyamaz hale gelmiti. Ben her gn fetvahaneye giderek Risale-i Nur'lardan ders okuyordum. Byk bir heyecan ve zevkle, 'Evet, evet' diyerek tasvibini izhar ede ede dinliyordu. "Bu eserlere itiraz eden, slm dairesinin dna kar. " "Bir gn Hasan Grpnar ve Hasan Birbilen'le Hoca Efendiyi ziyarete gittik. Bizden baka da birok ziyareti vard. Biz varnca o ziyaretiler de din bir sohbet olur dncesi ile kalkmadlar. Ben Hoca Efendiye, 'Hoca Efendi, bir ders okuyalm m?' diye sordum. Hoca Efendi ok tedbirli bir zatt. Ziyaretiler iinde mnafklar da olabilir dncesi ile skt geti. Ben Hasan Birbilen'e, 'Oku' diye iaret ettim. retmen Hasan Birbilen dersi okudu, ders bittikten sonra Hoca Efendi, 'Burada kim olduunu bilmiyorum, kim olursa olsun' diyerek elini soldan saa doru sallad ve 'Bu eserlere itiraz eden, slm dairesinin dna kar' dedi. Bylesine bir ilim sahibi bu eserlere meftun olursa bizim gibi iman ve Kur'n hakikatlarna susam kimselere durmadan bu eserleri

okumak dmez mi?"

AHMED RAMAZAN
Tarihe'nin "Bedizzaman Said Nurs ve Hari Memleketler" ksmnda Paikistan'la alkal bir mektubu bulunan Ahmed Ramazan, 1927'de Malatya'da dodu. 1950'lerde Byk Dou mecmuasnda alt. Emirda, Eskiehir ve Isparta'da stadla grmeleri oldu. stadn Hasan Benna'ya mektubu 1950'den evvel stad Eskiehir ve Emirda'da ziyaret eden Ahmed Ramazan, daha sonra da Isparta'da ziyaret etmiti, Genlik Rehberi dvs esnasnda ise, am'a hicret etmiti. stad kendisine, Hasan Benna'ya verilmek zere bir mektup vermiti. Fakat Benna ehit olduu iin bu mektubu verememiti. Zbeyir Gndzalp am'a gelip bir hafta kadar kendisine misar olmutu. Birlikte, stadn enitesi Molla Said'in kardei Molla Abdlmecid ile grmlerdi. Kaynpederinin de stadla alkal hatras olduunu ifade eden Ahmed Ramazan ksa grmemizde unlar anlatt: 1947'de stanbul'da askerliimi yapyordum. Askerlii

bitirdikten sonra tbi olacak, balanacak mrid ve eyh aryordum. Bu maksatla Elaz' ve Diyarbakr' dolamtm. Bu esnada stadn ismini duydum, bana tavsiye etmilerdi. Mezkr maksatla Emirda'a, stadn ziyaretine gittim. lk ziyaretimde, huzurunda bir buuk saat kadar kaldm. "Bana onlarn iyi taraarn anlat" Ben iimdeki niyet ve arzumu daha sylemeden, stad bana, 'Kardam, ben senin aradn adam deilim' diyerek, 'zamann tarikat zaman deil, iman kurtarmak zaman' olduunu beyan etti. Irak, Suriye ve Msr' dolam ve stadn ziyaretine gitmitim. Gezdiim yerlerdeki Mslmanlarn, slma uymayan, gayri slmi hallerini zlerek grmtm. Bunlar stada anlatmak istedim. Daha ilk cmlede, stad eliyle 'Sus' iareti yaparak, 'Kardam, bana onlarn iyi taraarn anlat, fena vaziyetlerini anlatma' diyerek beni ikaz etti. "Mustafa Sabri stad anlatt" Kahire'de Mustafa Sabri Efendiyi aradm. Sonra skenderiye'de buldum. Evinde grtmzde yal gzlerle, alayarak, bana stadn ilmini, faziletini ve yksek dehasyla alkal hatralarn anlatt. Aradan zaman getii iin unutmuum. "Uzun seneler Suriye'de kaldm. Trkiye'ye 1961'de

geldim. 1950'lerde Byk Dou mecmuasnda alrken, Necip Fazl, staddan sitayile bahsederdi. Mecmuada, Nur'lardan paralar nerederdi." Ahmed Ramazan'n mektubu Tarihe'nin "Hari Memleketler" blmnde Ahmed Ramazan'n u mektubunu okumaktayz: Pakistan'daki Nur talebelerinin stad Said Nursi'den istedikleri mesaj mnasebetiyle, Irak'taki bir Nur talebesinin gnderdii mektup: "Bundan birka gn evvel, Pakistan'da talebeler konferans vard. Hazret-i staddan bir mesaj istemilerdi ve bunun tarih bir tesiri olacakt. Haber aldk ki, Salih (zcan) Nur talebeleri namna bir mesaj gndermi, sizlere yazmlar ki, acele Hazret-i stada bildiriniz. Konferansta, Hazret-i stad ve Nur'lar ok methedilmi. Komnistler tarafndan itirazlar yaplm. Fakat reis hepsini reddetmi. Hazret-i stadn fotoraar tehir edilmi. Yaknda Nur ve Nur'a ait uzun ve resimli bir yaz ile bir mecmua karacaklarm. Sonsuz selm ve dualar."

RFAN GKOVA
rfan Gkova, 1932'de, Sakarya'nn Hendek kazasnda dodu. Bat Almanya'da imamlk vazifesinde bulundu. "stadn t gibi bir endam vard" lk olarak stad Bedizzaman Hazretleri hakknda malumat, hocalarmdan Hac Veyiszade Mustafa Efendi ve Adapazarl Hac Hafz Ahmed Efendiden aldm. unlar anlatmlard: stad Bedizzaman, genliinde stanbul-Vefa semtinde gezerken, stanbul limleri ve Msr'dan gelen limler, Vefa'da boza ierken, bu gen limi kamal ve kuakl olarak gryorlar. Daha nceleri de hretini duymular. 'ok alimmi' diye aralarnda latife ederek, stad Bedizzaman'la grmek isteyerek, baz sorular sormular. stadn verdii harika cevaplar karsnda ok arm ve hayretler iinde kalmlar. Bu yata deryalar gibi bir ilim adamyla karlatklarn anlamlar. Bu hrikalar hrikas zatn hirzaman mceddidi olduunu onlar da kabul etmiler. lminin de vehb olduunu ifade etmiler. O zamanlar stad Bedizzaman,

'Her suali sorabilirsiniz, ama ben size sormam' diyormu. 1950 senesinin Ramazan aynda Camiinde mukabele okuyordum. Emirda ar

Bir gn makabeleden sonra, bu mstesna ve byk zat ziyaret etmek, ellerini pp dualarn almak iin harekete getim. Arkadalarm da bu teklimi memnuniyetle kabul ettiler. Tam on kii stadn Nurlu menziline doru hareket ettik. nce bu mbarek evin altndaki bir talebesinin terzi dkknna girdik. Selmdan sonra stad Bedizzaman' ziyaret etmek istediimizi ifade ettik. Terzi, 'Kardeim, biraz bekleyin' dedi. Bu szn arkasndan yle syledi: 'stad Hazretleri birazdan faytonla gezmeye kacak. Her gn 10:30'da evden kar ve faytonla sahraya, bir saat kadar tefekkr gezisine gider.' Biz, terzi Nur talebesinin dkknnda biraz kaldktan sonra, baktk, stad Hazretleri kt. stad evden karken zerinde ak gri bir cbbe, banda sark, gayet zayf, t gibi endam vard. Yz buday rengindeydi. Yava yava kendilerine yaklatk. Terzi, bizleri stad Hazretlerine takdim etti. "Aziz hatra" stad Hazretlerine, 'Ellerinizi pp, dualarnz almak

istiyoruz' dedik. Srayla Nurlu stadn ellerinden ptk. Bam okayarak bana dualar etti. Etrafndakilere de muhabbetle selmlar veriyordu. Bu srada kapnn eiinde bir talebesi bulunuyordu. Hazret-i stada bakan halk ise ellerini pmek iin izdiham halindeydi. Etrafta belediye bakan dahil, kazann birok idarecileri de vard. Bana anlattklarna gre, stadn evine gelii de, gidii gibi oluyormu. Sonra halkn muhabbet ve hrmet edalar iinde faytona bindi. Emirda krlarna doru hareket etti. Hazret-i stadn faytonu uzaklancaya kadar millet, etrafndan ayrlmyordu. O zamanlar ok gentik ve zamann en byk limiyle tanp ellerini pmenin mutluluu iindeydik. Bu hayatmn en kymetli ve aziz hatras olmutur. Bu hatram btn mrm boyunca, hibir zaman unutamayacam. "O byk stad, zamanmzn en byk limiydi. Allah dostlarndandr. Cenab- Hak byle byk zatlar bamzdan eksik etmesin ve bizlere de efaatlerini nasip etsin."

BRAHM HUBAN
Eirdir ilesinin sahillerindeki Nis adasnda 1923'de dodu. Tehlikeli gl yolculuu Nisli brahim Huban'n babas Veli Huban 1890-1966' larda yaam bir zat. Babasyla birlikte muhtelif tarihlerde stad Bedizzaman' kendi kayklaryla defa Nis adasndan Barla'ya gtrmler. Yalnz bir seferinde yamurlu bir havada batma tehlikesi geirdiklerini anlatt. Kayktaki be kii sanki denize batm gibi srlsklam olmulard. Bu gl yolculuunda kendilerinin yamur ve dalgalardan ok slandklarn, ama stadn zerinin bile slanmadn anlatyordu. Bu frtnada kayn motorunun bozulduunu, yelkenleri elleriyle tutarak, yol almaya altklarn, bu heyecanl anlarda stad Bedizzaman'daki skuneti, o yce vakar ve telasz halini anlatyordu. Bir seferinde stad kayk paras olarak bir lira veriyor, fakat brahim Huban bu bir liray almak istemiyor. Ama stad Bedizzanman srarla "bu bir liray, bin lira gibi

kabul edin!" ve zorla veriyor. Kayk brahim Huban gerekten 1954'lerde aldklar bu bir liray sanki bin lira gibi oklukla harcadklarn anlatmaktadr. Bu tehlikeli gl yolculuundan sonra, yanaabildikleri sahilde bulunan bir jandarma jipine binen stad Bedizzaman ve yanndaki talebesi Demirci Salih Efendi, Mehmediin kulland Trk Ordusunun bir arabasyla Barla'ya gitmiler. brahim Huban, stad Bedizzaman'n kayklarna binmesi ve bir lira vermesinin bereketini hemen grmeye baladklarn, nk o gn frtnadan sonra Eirdir glnde ok ve bol miktarda balk tutarak, bereketli bir gn geirdiklerini anlatmaktadr. brahim Huban, bugn Eirdir glnn sularnn ekilmesiyle dnk Nis adasnn bugn bir yarmada ekline girdiini anlatarak, gemi senelerde stad Bedizzaman'n kitaplarn din dmanlarnn erlerinden ve basknlarndan korumak iin Nis adasnda sakladklarn, bu kuds nur hizmetinde babas Veli Efendi'nin ve aabeyi Halil Huban'n da altklarn anlatrken, bedizzaman Hazretleri'nin de Nis adasna geldiini sylemektedir.

MUHDDN YRTEN
Saati Muhiddin diye bilinen bu zt, 1980 Ramazan'nn birinci gn, Eskiehir'de vefat etmitir. Bedizzaman Eskiehir'de bulunduu zamanlar mteaddit defalar evinde misar kalmtr. "Vehb ilim, kuyudaki su gibidir" Ailem ok nceleri Konya-Seydiehir'den Bulgaristan'n umnu kasabasna hicret etmi. Osmanllar zamannda Sebil'r-red mecmuas gelirmi. Mecmuada, 31 Mart vak'asndan sonra kurulan mahkemede, Bedizzaman Hazretlerinin mdafaalar karm. Bunlar takip eden babam yle derdi: Zamann ileri gelen limlerinden bir Bedizzaman vardr. Bunun ilmi vehbdir. Ona yetimek kabil deildir. nk vehb ilim kuyulardaki su gibidir. Su ekildike arkasndan gelir. Dier kesb limlerin ilmi ise, depodaki suya benzer. Bir mddet sonra bitmesi muhtemeldir. Bedizzaman denilen zata, hakimler ne sormusa cevap verirmi. Onun mdafaa ve konumalarndan hkimler hayretler ierisinde kalrm. Ben bylesine lim daha

duymadm ve iitmedim.' Rahmetli pederimin bu ve buna benzer szleriyle Bedizzaman ismi kafama nakedilmiti. Ancak bu zat nerededir? Yayor mu, vefat m etti? Bilmiyordum. Yllar sonra 1949 ylnda Bedizzaman'n Afyon mahkemesinin cereyan ettii sralarda bir arkada bana, 'Bedizzaman Emirda'da imi' diye haber getirdi. Bizde onu ziyaret etmek ve onunla grmek arzusu gittike iddetlenmeye balad. Nihayet babam, aabeyim ve iki kii daha olmak zere stad ziyaret etmek zere yola ktk. Emirda'a vardmzda, stadn krda olduunu sylediler. stad o zamanlar tek atl bir faytonla krlara gider, gezerdi. Biraz sonra araba ortalkta grnd. Arabada Zbeyir Aabey vard. Ona stadla grmek istedimizi bildirdik. 'Grp de ne yapacaksnz? Zaten ihtiyar ve hasta' dedi. Biz de, 'Grp duasn alacaz. Byk bir zatn yanna girildiinde ne yaplrsa, biz de onu yapacaz' cevabn verdik. Zbeyir Aabey, 'Onun eserleri vardr. Siz onlar okuyun. Hem ziyareti kabul etmiyor' dedi. Zbeyir Aabeyi ne sylediysek, stad ziyaret edebilmek hususunda ikna edemedik. Sonunda bize, 'Eskiehir'de Tenekeci Ali Osman var. Siz ona gidin ve ondan eserleri alp okuyun' dedi. Mahzun mahzun Eskiehir'e dndk. Bir mddet sonra elimize Tlsmlar mecmuas geti. Biz onu alp Kalabak suyu deposunun bulunduu maarada sabahtan akama

kadar okuyup, dersler yapardk. stad ile beraber Afyon hapsinde kalan Yalaman Camii mam Hafz Osman Hoca da bizimle beraber olurdu. "Nihayet stadla gryorum" 1950'lerde bir gn Konyal Tenekeci Ali Osman, babamla aabeyimi stadn yanna gtrd. stadla grtler. Bir mddet sonra Beylikahr'daki Ali Osman beni stada gtrd. Doruca Hamza Emek'in dkknna gittik. O gidip stada haber verdi. O srada babamn u szn hatrlamtm: 'Hakik bir mridin yanna vardn zaman, gayr-i ihtiyar kalbin, 'Allah Allah' der. Bu 'Allah Allah' demeler, mridin hakikiliini ispat eder.' stadn odasndan ieri girdiimizde fevkalde sade bir manzara ile karlatk. Yerde bir hasr ve bir de stadn karyolas vard. stad, karyolann zerinde idi. Eikten ieri admmz atar atmaz, kalbim bir motor silindiri gibi hareket etmeye ve deta 'Allah Allah' demeye balamt. eride o kadar gzel bir gl kokusu vard ki, ben o kokuyu baka bir yerde duymadm. stad sordu: 'Bu kimdir?' Hamza Emek cevap verdi: Bu, geenlerde oluyla birlikte size gelen zatn olu Saati Muhiddin.' stad bana doru bir bakt ve 'Seni eski talebe olarak kabul ediyorum' dedi. Ali Osman'a da, 'Seni de yeni talebe olarak kabul ediyorum' dedi. Biraz konutuktan sonra, beni

kastederek, 'Buna hls Risalesi'ni verin.' Sonra, 'Kk Szler'i, daha sonra da, 'Onuncu Sz' verin dedi. Ve 'Siz onu bulamazsnz' diyerek o hasta halinde yataktan gayet cevval bir ekilde frlayarak gitti ve bir Onuncu Sz getirip bana verdi. Biraz daha sohbetten sonra bize 'Saf geldiniz' dedi. Bu sz, sohbetimizin ve grmemizin bittii mnsna geliyordu. Dar ktktan sonra 'Allah Allah' diye zikreden kalbim, yine eksi halini ald. "stadn seyyidlii" Ziyaretlerimden birisinde Salih zcan da bulunuyordu. stad ona, 'Kardeim Salih! Sen hakik seyyidsin. Nuriye de seyyid, Mirza da seyyid' dedi. *** Bizim bir kahveci Murat vard. stada gitmeden nce ona sorardm. 'stad nerede?' O da yle bir durur ve stadn nerede olduunu sylerdi. Kendisi ok saf ve temiz bir arkada idi. Bir gn yine dkknna gidip, 'Murat, stad nerede?' dedim ' stad Isparta'dan km, Emirda'a gidiyor' dedi. Fidanlk yolundan gittim, orada bulunan k emesinden abdest alyordum. stad kardan grnd. Bylece Kahveci Murat'n sz doru km oldu. "stad sarhou kurtard" Bu hadise bir Ramazan gn olmutu. Emirda'a

gitmek iin vasta beklerken zil-zurna sarho biri kageldi. stad Hazretlerinin de memesi iin srtna bir yorgan sarmtk. Sarho, stadn yanna varm, 'Aman hocam, me, me' diyerek stadn yorgann dzeltiyordu. stad sarhoa, 'Kardeim, otur yanma. Seninle konualm' dedi. Sarho edepli bir ekilde stadn yanna oturdu. stad ona, 'Be vakit namazn klacana ve senede bir ay oru tutacana bana sz ver, ben de lnceye kadar sana dua edeceime sz vereyim' dedi. Bu szler zerin sarho hngr hngr alamaya balad ve yle dedi: Hem vallahi, hem billhi sz veriyorum. Bugn banyoya gidip abdest alacam ve bu gece sahura kalkacam. Yeter ki, sen bana dua et de bu halden kurtulaym. Hem namazm, hem de orucumu terk etmeyeceim.' "Hac Hilmi Efendinin stada hrmeti" Eskiehir'in Muttalib kynde Hac Hilmi Efendi vard. Kendileri Nak eyhlerinden idi. Kyde Kur'n okutur, talebe yetitirirdi. Bir gn stadla birlikte onun ziyaretine gittik. Hac Hilmi Efendi, hemen deti zere sofra hazrlatt. stad sofradan bir para ekmek ald ve sofraya be kuru koydu. Sonra Hilmi Efendi bir havlu getirip stadn boynuna koydu, 'Bunun bedeli on lira, ama detim bozulmasn' dedi ve iki lira koydu. Hilmi Efendi beni arp, 'Yahu kardeim, ben stada parasz bir ey veremeyecek miyim? Kabul ettiremeyecek

miyim?' ded. Ben 'Merebi byle' dedim. Hilmi Efendi bir kutuya koku koyarak bana verdi. stada gtrmemi syledi ve ilve etti, 'Bunu sen ver' dedi. Gittim, her zamanki gibi kesesine el att. 'Efendim, siz daha evvel Mesnev-yi Nuriye vermitiniz. Hac Hilmi Efendi bunu onun karl olarak kabul etmenizi arzu ediyor' dedim. Peki' diyerek kabul etti. Yemekten sonra talebeler gelerek stadn elini ptler. stad onlara hitaben yle dedi: 'Sizler, Kur'n'n lfznn hfzlarsnz. Risale-i Nur talebeleri de mnsnn hfzlardr. Her ikiniz de kardesiniz.' Ehl-i imana kar stadn davran Eskiehir'de eyh kif denen bir zatn etrafnda toplanm, kiler diye bir grup vard. Kendilerinden baka kimseye selm vermezlerdi. Ben eyh kif'e rastladmda selm verirdim, fakat selmm almazd. Onun bu durumu benim ok canm skyordu. Bir gn doruca stada gidip onlar ikyet ettim: stadm, burada bir eyh var. Ne kendisi ve ne de talebeleri kendilerinden bakasnn selmlarn almyorlar.' stad Hazretleri hiddetle, 'Bu zat namaz emrediyor mu, yoksa nehyediyor mu?' dedi. Ben de cevaben, 'Hayr, stadm, bu zat namaz emrediyor. Hem de tdil-i erkn zere namaz kldryor' dedim. 'man Uhud Da gibidir. Kusurlar akl talar gibi. nsann kusuru ne olursa olsun,

iman varsa baka kusurlarna baklarak, medr- tenkit yaplmaz' diye karlk verdi. "stad zelzeleyi haber verdi" Eskiehir Zelzelesinden nceki gnlerde, stad sk sk Emirda'dan gelir, bazen bir saat, bazen iki saat kalr, giderdi. Bu arada bizimle konuur ve 'Bir skntnz var, tedbirli olun, ihtiyatl olun, ihtiyatl davrann' eklinde ikazlar yapard. Biz skntnn ne olduunu, stadn ne demek istediini anlamazdk. Her zaman olduu gibi, yine polisin evlerimize baskn yapmasndan endie ederdik. Zelzeleden ok ksa zaman nce stad Kanlpnar'n yaknndaki bayra gelip Zbeyir Aabey ile haber gndermi, 'Tedbirlerini alsnlar' demi. Biz yine bir ey anlayamadk. Meer, stad, o gece olacak zelzeleden haber veriyormu. O mbarek stad anlayamadk, onu tanyamadk. Zelzele olduktan sonra stad geldi. Akolan Camiinde yanna gittik. stad, 'Byk bir sknt atlattk. Bu hadise btn Trkiye zerine idi. Eskiehir cevap verdi. Bu zelzelede zarar grenlerin mallar on misli olarak ahirette sadaka hkmne geti. Bunu da mjde verin' dedi. Biz stadn bu mjdesini etrafa bildirdik. "Vefat tarihini haber vermiti" stadn, Abdlvahid Tabak'nn evinde kalrken, sk sk

ziyaretine giderdik. 1959 senesi Ramazan aynda birgn yanna vardmzda yle dedi: Muhiddin, bak, sesim ksld. Artk meramm muhataplarma ok zor anlatr oldum. Anladm ki, vazifem bitmi. Fakat bana bir sene daha mr verildi.' stad, bu szlerini Ramazan aynn ortalarna doru sylemiti. Hakikaten ertesi sene Kadir Gecesi, stad vefat ettii zaman, bir sene nceden sylenen szlerinin bir iaret olduunu anladk, ama i iten gemiti. "ehitler lmez" Konyal Sabri Halc'nn olu pilot mer Halc, ryasnda ehit olacan grm. Ayn ryay hanm da grm. O srada hanm hamileymi. Hanmyla ehit olduu takdirde nereye gidecei meselesini bile grmler. Nihayet bir uak kazas ile mer Halc ehit oldu. Bir mddet sonra bizim yeen ryasnda mer Halc'y gryor. Ryasnda ona soruyor: 'mer Aabey, biz seni l biliyorduk. Uak kazasn anlatr msn, nasl olmutu? Biz tafsiltn pek bilemiyoruz.' mer Halc yle cevap veriyor: Ben uakta iken birden her taraf duman kaplad. Semya ekilir gibi oldum. Derken yukar ktm ve orada Peygamberimizi (a.s.m.) grdm. Beni barna bast, kucaklad ve sevdi. Hem ben l ln deilim. ehitler

lmez.' Biz bu ryay aynen stada anlattk. stad tasdik ederek yle dedi: 'mer karde doru sylyor. Grdn rya sahihtir.' "Hizmetimiz tevafuklarla dolu idi" Hsrev Aabeyin verdii bir risaleyi, ksa bir zamanda stada ulatrp, tashih edildikten sonra tekrar kendisine ulatrmtm. Bu hizmeti yaparken de aslnda benim iradem ok az rol oynamt. nk nereye gitsem, btn vastalar hazr, beni bekliyordu. Mesel Afyon'a vardm. Emirda'a gitmem lzm. Vakit gece yars. Dier zamanlarda o saatte vasta bulmak imknsza yakn bir ey. Ancak ben gittiimde vasta hazr bekliyordu. Emirda'a vardmda, sabah namaz vaktinde, Hattat Mustafa Acet'in imamlk yapt camiye gidip onunla stada gitmitik. stad beni grdnde ho-beten sonra yle dedi: Muhiddin, biliyorum, tembelsin. Ama yle bir zamanda bir hizmet yapyorsun ki, anahtar hkmne geiyor.' stad hemen mangala ay koydu. Mangalda tane fndk kadar kor paras vard. 'Hemen simit aln, gelin' dedi. Ksa bir zaman sonra ay suyu kaynamt. ay itikten sonra, stad bana yolu tarif etti ve Eskiehir'e mteveccihen ayrldk. Burada hatrma gelmiken bir hususu ifade etmek

isterim. stad Hazretlerinin yanna vardmzda hi soru sormamza hcet kalmazd. O bizim suallerimize cevap olacak ekilde meseleler aar ve biz soru sormadan cevabmz alm olurduk. "Tahir Mutlu'nun hizmeti" Tahir Mutlu Aabeyin bu hizmetteki yeri byktr. stadmz Tahir Aabey iin, 'Tahir'yi ben amadm. O kendini bilmez. Eer bilseydi, yaayamazd' demiti. Tahir Aabey hacca gitmek iin staddan izin istedi. stad da, 'Gidemezsin Tahir' dedi. 'Sen, slmn byk kalesinin bekisisin. Harp meydannda bulunan bir kalenin muhafzsn. Bugn gidemezsin. Ama ileride gideceksin' diyerek onun hacca gitmesine izin vermedi. Daha sonraki yllarda Tahir Aabey hacca gitti. "cretini vermedii ey, boazndan gemezdi" stad, Optalidon ilc kullanrd. lc bitmiti. Kardelerden birisine 100 kuru vererek eczaneye gnderdi. Ancak ilcn yat 110 kurua ktndan, o karde 10 kuru ilve etmi. Sonra ilc alp getirdi. Bilhare stad ilc yutmak iin azna ald. Ancak bir trl yutmaya muvaffak olamyordu. Sonra o kardei arp ilc kaa aldn sordu. 110 kurua aldn syleyince, 10 kuru daha verdi ve sonra ilc rahatlkla alabildi. Ve bana dnp yle dedi: 'Kardeim, ite gryorsun, bakasnn maln yiyemiyorum. Boazmdan gemiyor.'

"Hz. Ali'nin kabri gibi benim kabrim de gizli olacak" stad vefatndan nce bana unlar sylemiti: Kardeim Muhiddin! Vasiyetimi bildirdim. Kabrim mehul olacak. Hz. Ali (r.a.) beni manev evltla kabul ettiinin ve kabrimin mehul oluunun bir hikmeti u olabilir: Hz. Ali'nin kabri de mehuldr. Eer kabri belli olsayd. Alevler ifrat ederek taparlard. Ben salmda ziyareti kabul etmediim halde, gelen ziyaretileri gryorsun. Bundan ok rahatsz oluyorum.Ya bir de mehul olmayp, herkes tarafndan bilinirse nasl olur, tahayyl ediniz. Belki ifrat ederek arlklarda bulunurlar. Onun iin kabrim gizli olacak, iki- talebem beni kabre koyacak, fakat kimseye sylemeyecekler.' Sonra da kabir ziyareti ile alkal olarak unlar syledi: 'Ehl-i dnya kabir ziyaretini bilmiyorlar. Kabirden medet umuyorlar. Bu irke girer. Halbuki kabre varnca, hlsla bir Fatiha okunur. Sonra bata Peygamberimize ve t kabirdekilerin ruhuna gelinceye kadar, dier byk zatlarn ruhlarna hediye edilir. u ekilde de dua edilir: 'Ey lan! naallah kabre imanla girmisindir. Bize de dua et ki, biz de imanla kabre girelim.' "Ulviye Hanmdan dinlediklerim" Ankara'da Ulviye isminde muhtereme, dindar bir hanm vard. Bu hanmn Risale-i Nura ok hizmeti oldu. Ankara mahkemesinde, Nur talebeleri mahkemeye verildiinde,

be uval kitabn ehl-i vukufa gnderilmesine vesile olan, bu hanmdr. Bir defasndan Ankara'ya giderken, stad Hazretleri, Ulviye Hanma selm sylememi emir buyurdular. Evlerine gittiimde stadn selmn syledim. Beni ieri aldlar. Risale-i Nur'lar nasl tandklarn da u ekilde anlatmlard: Bizim bey kitap getirmiti. O kitab okur, rafa kaldrrd. Sessizce okur, ne okuduunu da sylemezdi. Ben de merak etmekle birlikte, kitaba bakp ne olduunu renemezdim. Bizde, efendinin koyduu bir eye hanm el vuramaz. Bir gn bir zatn evindeki mevlide gitmitim. Orada grdm bir kitap, bana gne gibi parlak gzkt. Mevlid sahibi de 'sterseniz buyurun, okuyun. Ben sonra sizden alrm' dedi. Kitab alp eve geldim. Baktm, As-y Ms mecmuas. Okumaya baladm. Akam, efendim geldiinde ne okuduumu sordu ve kitaba bakp, 'Benim de okuduum kitap ayns' dedi. Kitaplar okuduka bende, stad grmek arzusu gittike iddetleniyordu. Ne yapp edip stad grmek istiyordum. Hi olmazsa kapsnn tokman psem diyordum. Derken bir arkadamla birlikte stad ziyarete gittik. Ahdim zerine, kap tokman pecektim. Ancak kap akt ve stad merdiven banda bizi bekliyordu. Tpk ilk defa kitabn grdm ekilde, stad, bir gne gibi parlyordu. Uzun mddet bir ders verdikten sonra

yanndan ayrldk. Risale-i Nur'lara olan ballm gnden gne artyordu. Devaml okuyordum. Bizim efendi, 'Hanm, bu kadar dme' gibi ikazlarda bulunuyordu. Ben de, 'Efendi, evimizin nnden sel aksa, sen o seli durdurabilir misin? te, ben de yleyim. Ne olur, bana dokunma' diye cevap veriyordum. Bir mddet sonra beyim bir rya grm. Ryasnda ona, 'Seni ailenin yz suyu hrmetine affettik' demiler. O ryadan sonra bana Risale-i Nur'lar mevzuunda bir sz sylemedi.' Genlik Rehberi mahkemesi Biz erkenden gidip mahkeme salonundaki yerimize oturmutuk. Ortalk ok kalabalkt. stad, ayanda yn orapla eski bir lstik ayakkab, banda sark ve srtnda cbbe ile geldi. Bu srada ieride kalabalk bir grup halinde bulunan stajyer hakimler ve avukatlar birbirlerine stadn geldiini iaret ediyorlard. stad geip yerine oturdu. Fakat ierisinin kalabalk oluu sebebiyle hakimlerin rahat vazife grmesi pek mmkn deildi. Kalabalk, hakim krssnn arkasna kadar her taraf igal etmiti. Polisler bu duruma mni olamamlard. Hakim bu duruma ok kzm ve 'ekilin arkamdan, mahkemeye balayacam' diye barmaya balamt.

eride bulunan o kadar polisten yardm istedi. Polisler sanki Trke bilmiyorlar, aval aval hakimin yzne bakyorlard. Sinirlenen hakim, 'Yahu size diyorum. Siz Trke bilmiyor musunuz? u kalabal datn, izdiham nleyin' diyerek polislere baryordu. Polislerde ayn skt ve aresizlik devam ediyordu. Hakim ban iki eli arasna alarak dnmeye balad. Sonunda stada hitaben yle dedi: 'Hocaefendi, ltfen talebelerinize syleyin de ekilsinler. Mahkemeye balayacaz.' stad ayaa kalkt ve 'Beni sevenler kapya kadar ekilsinler dedi. Kalabalk kapya kadar ekildi. Hakim stada, 'Sarnz karnz' dedi. stad, 'Bu boynumu kesersiniz, fakat bu sar karamazsnz' mnsnda eliyle boazn iaret etti. Bu arada mbair, stadn, hakimin szn duymadn zannederek yksek sesle, 'Hocaefendi, Hocaefendi! Hakim, sarnz karn diyor' dedi. Mahkeme bakan mbaire mdahale ederek, 'Tamam, biz anlatk. Sen aradan ekil' dedi.

VAHDETTN GAYBER
1919'da olmaktadr. anlurfa'da dodu. Ticaretle megul "Ceylan alkan'la karlamamz" Salih zcan'la talebeliinde sk sk gryorduk. stad Hazretlerinden sitayile bahsediyor, byk bir merakla eserlerine hayranlk duyuyorduk. Her gn stad ziyaret iin, iimizde heyecan ve byk bir arzu douyordu. Cenab- Hak nasip etti, bir gn ok gen ve nuran yzl , hayatta hi grmediim ve hemen iimde byk yaknlk ve inalk duyduum birisi dkknn tezghn eliyle aarak ieriye girdi. Emirda'dan, stadn yanndan geldiini bildirince heyecan ve itiyakmz daha da artt. 'Ben Ceylan alkan' diye kendini tantt. Kendisiyle sohbetlerimiz devam etti, sk sk ders yapmaya baladk. Emirda'a gidebilmenin yollarn da hep konuuyorduk. Emirda'a stada yazdmz hrmet mektuplarmza cevap alyorduk. Bu arada lhika mektuplar da geliyor, bunlar hayranlkla arkadalara okuyarak derslerde hasretimizi teskine alyorduk. O zaman yle idi. Nur

talebeleri arasndaki muhabere, mektuplarla yryordu. Hizmetteki gelimeleri bu yolla reniyorduk. Mesel, Trkiye'deki Nur talebelerinin saysn o zamann Ulus gazetesinin, 'Said Nurs'nin talebeleri oalyor, 800 kiiden fazla oluyor, liklik elden gidiyor' diye haberlerinden reniyorduk. "stadn huzurundaym" 1950 sonbahar, nfus saymndan bir gn nce Emirda'a gittim, alkanlarn yanna vardm. 'Hz. stad zehirlendi, evininin karsnda sk tarassudat var, grmek ok zor' dediler. mkn yok, buradan ayrlmak, ne pahasna olursa olsun, tutuklanmay da gze alrm' dedim. Sa olsunlar, devreye girdiler, epeyce temas ve izahtan sonra Mehmet alkan gler yzle dnyordu. ok sevindik. Hz. stad ziyaret iin yola koyulduk. Kapya vardk, elimdeki paketi sordular: 'Nedir bu?' 'Hz. stada hediye' dedim. 'Kabul etmez' cevabn aldm. Rica ile stada sormalarnda srar ettim. 'Urfa'dan geldiimi arz edin' dedim. Kapda, muhterem zat vard, sonradan rendim. Sungur, Bayram ve Zbeyir Aabeylermi. stadn hediye kabul etmeyeceini sylediler, fakat ben onun iin de msaade almalarn rica ettim. staddan, 'Mukabele

olarak bizim de hediyemizi alr' mjdesiyle geldiler. Nihayet ieri girdik, merdiveni heyecanla ve byk bir sevin ierisinde, ktk. Karmda bir tahta sedir zerinde, serp nura gark olmu bir zat vard. Banda, Orta arkn lim, meyih ve kahramanlarnn tatbik ettii bir ekilde sarlm sar vard. Bann stnde bereket, nimet ve kanaat lameti alarak duran buday baandan yaplm yelpaze eklinde bir lmet asl idi. Yeni tra olmulard, yz parlyordu, iki gz birer cevahir ta gibi parlyordu. Mbarek burnu bir yiitlik ve kahramanlk simgesi idi. Hrmetle elini ptm, beni yanna oturttular. Urfa'y, arkadalar, Ceylan' ve dersleri sordular. Urfa'y ok sevdiini, arzuladn, son mrn orada geirmek istediini ve Urfa'nn evliyalar ehri mbarek bir belde olduunu, havasnn da mbarek beldelere benzer bir iklime sahip olduunu havi bir konuma irad ederek ders mahiyetinde veciz ve ok edebi kelimelerle gzel bir konuma yapt. "Mceddidlik cbbesini emanet etti" Eyam Urfa'ya gtrr msn?' diye sordular. Memnuniyetle, bamn stnde tayarak' dedim. Memnun oldular, 'Seni, kardeimin olu Abdurrahman'n yerine kabul ediyorum ve her sabah yaptm dua listesinde seni dahil ediyorum' diye mjde verdiler. Birok sitayikr dua ve szlerden sonra ellerini

perek ayrlrken kapda bana, stad Hazretlerinin hediyesi olarak, Urfa'da incaz erii olarak bildiimiz ve reel, hoaf ve tatl olarak kullanlan bir miktar erii bir kt torba iinde koyarak teslim ettiler. Hrmetle evden ayrldm. Kapda arkadalarla grerek, alkanlarn dkknna gittik. Beni gezdirdiler, dier arkadalarla tantrdlar. Gezerken birden dediler: 'stad Hazretlerinin faytonu geliyor.' Kenara ekildik. Arabas geiyordu. Hrmetle selmlayarak yol verdik. Sonra bir defa da arabada vakr oturuu ile seyrettik, selamladk. Merhum Zbeyir Aabey faytonu kullanyordu. Elinde krba vard. "Urfa'ya dnyorum" Emirda'dan arkadalar, beni yolcu ederken bir kk balya ile bir de sepet verdiler, Urfa'ya getirdim. Ceylan ok sevindi, onu dikkatle koruduk, iyi muhafaza etmek iin iine baktk. Bir yorgan, ince bir ilte ve bir cbbe; sepette ise semaver, demlik, birka bardak vard. stad Hazretlerinin trata kesilen salar kk knlar iinde sarlyd. Gerek eyalar ve gerekse sepettekiler misk gibi kokuyorlard. (Sonradan stanbul'daki esanslardan aratrdm, kokunun ismi tefarik imi. O gn, bugn dkknmzda o kokuyu bulundururuz.) Yatan iindeki ise mehur Mevlna Halid-i Badad'nin cbbesi idi. Teberrken sakladk. Sonra Abdullah Yein, sonra Hsn ve daha sonra Zbeyir Aabey geldi. Seneler gemiti, gelen emir zerine eyalar onlara teslim ettik.

"stadn Urfa'ya teri ve sonsuz yolculua k" Zaman gelince stad Hazretleri Urfa'ya terif ettiler. Hasta idi, gidip elini ptk, vefatn mit etmiyorduk. Ziyarette, nceleri hi grmeyenlere daha ok imkn veriyorduk. ni vefat Urfa'y yerinden oynatt deta. Maheri bir kalabalk Urfa'y doldurdu. Sonradan Urfa bir ziyaretgh grnmnde brnd. ehir dolup tayordu. 27 Mays htilalinden birka ay sonrayd. Birgn sabah namazna giderken baktk, yollar tanklarla tutulmu, kebalar silhl askerlerle dolmutu. Camiye gitmeye yol vermediler. Gn aldktan sonra baktk ki, stadn kabr-i eri paralanm, alm, iinde kimse kalmam. Halk byk bir znt iinde... "Bu yerin sahibi gelir" zel bir kubbesi, ayr mzeyyen bir yeri olan kabrin yeri hlen ieklerle deli prl prl bir ziyaretgh olarak muhafaza edilmekte, yerli ve taradan gelenler tarafndan ziyaret edilerek Fatihalar okunmaktadr. Tam karsndaki hcrede ikindi, yats ve sabah namazndan sonra evrad- fethiye defa okunmakta, yine ayn hcrede her gn akamla yats arasnda Kur'n- Kerim okunarak hatim yaplmaktadr. "stadn vefatndan 15-20 sene evvel cami yeniden yaplrken, camiyi yaptran Mslim Hafz ismindeki veli bir

zat, stadn defnedildii yeri bo brakarak soranlara, 'Bu yerin sahibi gelir' diye haber vermiti. Oras imdilik itina ile muhafaza edilmekte ve bir ziyaretgh olarak durmaktadr."

OSMAN KROLU
Osman Krolu Burdurludur. 1950'den sonra Emirda'da, 1952'de ise Sirkeci'deki Akehir Palas Oteli'nde Bedizzaman' ziyaret edip grp konumutur. Daha nceleri Burdur'da babam Abdullah Krolu'ndan ve sonralar zmir'e gidip yerleen Abdurrahman Cerraholu'ndan Bedizzaman'n ismini ve byk slm hizmetlerini dinlemitim. Sitayile bahsederek hep faziletlerini, kemaltn ve bykln bana anlatmlard. Gyaben kalbimde sevgi ve hrmet vard. 1948 yllarndan beri kravatlk yapmaktaym. Otuz be-krk yldr ayn meslekteyim. Bu meslekle urarken Emirda'a giderek stad ziyaret etmek istedim. Sattm kravatlar otele brakarak stadn kald yere gittim. Kendisi faytonla kra gidiyordu. Merhum Zbeyir Gndzalp Aabey bir bisikletle takip etmemi syledi. Bisiklete binmeyi bilmiyordum, fakat stad ziyaret edip, ellerini pebilmek itiyakyla faytonun peine dtm. Sonra stadn ellerini ptm. Beni de faytona ald, bir kilometre kadar beraber gittik. Kendisine yaplan

zulmlerden bahsetti. Halk Partisinin, nn'nn yapt eziyetleri anlatt. Benim mnsz konumalarm efkatle karlyordu. Byk bir efkat ve msamaha sahibiydi. Kravat satmak Yine bir Emirda ziyaretimde, merhum Osman alkan kravatlara iliiyor, onlar satman istemiyor ve itiraz ediyordu. Sonra beni stada, 'Bu taylasan satyor' diye ikyet etti. stad, 'Nedir?' diye sorunca orada bulunan merhum Dr. Tahir Barn'n boynundaki kravat gsterdim. stad tebessm ederek, 'Sen buna bakma,, sat' dedi ve yine bana efkatini gsterdi. stadn efkati, merhameti ve insanlara bak tarz bam bakayd. Hep msamaha ile korumaya ve kurtarmaya alyordu bizleri. 1952 senesinde Sirkeci'deki Akehir Palas Oteli'nde kalyordu. Alan Genlik Rehberi mahkemesi iin stanbul'a gelmiti. Bu otel de harika bir haline, bir kerametine ahit olmutum. Muhsin Alev'le erkenden, sabah namaz vakti ziyaretine varmtk. Abdest almtk, fakat namaz klmadan, grmek iin abucak yanna varmtk. Bize hitaben ayn durumumuzu bildirerek konutu. 'Neden acele ettiniz? Abdest aldnz, fakat namaz klmadan geldiniz. Ben neyim ki? Basit bir kulum. Neden byle yaptnz? Be dakika sonra gelirdiniz, o zaman grrdk!' Bu hali ben gzlerimle grm, hayretler iinde kalmtm.

Radyo ve bete bir keyii hevesat Akehir Palas Oteli'ndeki ziyaretlerimde kendisine radyo getirmek istedim, teklif ettim, 'Dinler misiniz?' diye sordum. 'Memnun olurum, getir' dedi. Bu ara Nur leminin Bir Anahtar kitabndaki radyo bahsini anlatt. nsanlarn, hakikatlarn yannda bete bir keyii heveslere de ihtiyac olduunu syledi. Sonra kendisine bir radyo getirdim. Arkadalar benim halime kzyorlard. stad ise efkatle bakyordu. Radyodan eitli istasyonlar ararken ark, trk syleyen kadn sesleri de geliyordu. stad yine bana efkat gsteriyordu. Bu musuk seslerine kar bana bete bir meselesini ders vermiti. Nur leminin Bir Anahtar kitabnn bandaki "kinci Mektup'ta bu hakikat yle ifade edilmektedir: Evet beer, hakikate muhta olduu gibi, baz keyii hevesata da ihtiyac var. Fakat bu keyii hevesat, bete birisi olmal. Yoksa havann srr- hikmetine mna olur.' Bu radyoyu aziz bir hatra, staddan bir yadigr olarak ht saklarm. Nur leminin Bir Anahtar kitab da o yllarda yazlmt. Kendilerini bir baka ziyaretimde yeni baslm olan Genlik Rehberi'ni gtrerek, zerine yaz yazmasn istemitim. 'Ne yazaym?' diye sordu, sonra bana dua yazd, verdi. Bir hrszlk vak'asnda dier eyalarla birlikte bu hatra kitap da elimden gitti, hl zlrm.

Birgn kardelerden Mehmed Emin Birinci'nin de olduu bir zaman, stadla Fatih Camiinden namazdan kyorduk. Beyolu'ndaki bir fotorafda vazifeli birisine tenbih ettim, adamla konutuk, bedelini verdim, hep beraber bir resmimizi ekti. Bu resim daha sonra Eref Edip Beyin yazd stadn hayatn anlatan kitabnda da kmt. Fotoraf bu resim sayesinde ok para da kazanmt. Ahmed Emin kskanyorum" Yalman: "Bedizzaman'

"Beyazt'ta, Marmara Kraathanesindeki toplantlarda, Elbistanl Prof. Mkremin Halil Ynan, stadn bahsi olduu zaman hemen toplanr, kendisine eki dzen verir, hrmetle bahsederdi. Kendisinin hafzas, bilgisi o kadar kuvvetli olduu halde, 'Biz onun yannda neyiz ki!' derdi. Onun da hafzas mthiti, bir baktn hemen ezberlerdi. Zannediyorum, Bedizzaman hakknda bir eyler yazmtr. Kendisi hi evlenmemiti. Eserleri herhalde Elbistan'da, ktphanededir. Bir gn Ahmet Emin Yalman'a 'Niin Bedizzaman'la alkal bildiklerini yazmyorsun?' diye sormutum. 'Kskandmdan yazmyorum, o bildiiniz gibi bir kimse deildir. Fevkalde bir insandr' diyerek stadn bykln anlatmt."

CELL BAER
1925'te Ar'da dodu. Uzun yllar Ar'da Demokrat Ar ve Medeniyet gazetelerini kartt. Bu gazete Bedizzaman'n ifadesiyle "Nurun matbuat kalesidir." "Nur'a intisabm" Bedizzaman'la ilgili hatralarn, Celal Bey kendisi kaleme almt: stad Hazretlerini ve Risale-i Nurlar 1950 ylnda tandm. Beni bu hususta irad eden, stad Hazretlerinin Hocas eyh Mehmed Celli Efendinin olu, eyh Sddk Efendinin yeeni idi. Cidden ok ac bir tecellidir ki, bir Doulu ve bundan daha stn, bir mcadele adam olan ben, stad Hazretleri gibi bir mcahidi ancak 1950 ylnda iitiyor ve eserlerine mttali oluyordum. Yine ibret verici bir tecellidir ki, ben Risale-i Nurlarla irad olduum gnlerde, 'lkeleri' inemekten alt aya mahkm olmutum. Bu noktada da bir hikmet aramak gerekir ki, ben Nurlarla merref olduumda, yaaym,

yz seksen derece bir dn ile msbet bir deiiklie uramt. Ben, 1944 mcadelecileri arasnda olmakla, milliyetilik davasnda, bir nebze hisse sahibi olduumu syleyebilirim. Ancak o tarihlerde kren mstakim olmakla beraber, Nur'a intisapla daha da msbete ve amele intikal etmitim. Nurlar tandktan ve okumaya baladktan sonra, stad Hazretlerini grmek atei de iimi yakmaya balamt. Alt aylk cezamn tashihi iin arkadalar beni stanbul'a, Avukat Abdurrahman eref La Beye gndermek istediler. te bu istek ve teebbs, stad Hazretlerini ilk ziyaretime vesile oldu. "stad ilk ziyaretim" 1951 ylnda Emirda'a gidince ilk olarak alkanlar ziyaret ettim. stada, beni, onlar gtrdler. stad Hazretlerini ahap bir evde, tahtadan karyolasnda, hasta bir vaziyette bulmutum. ok sade bir odas vard. Temiz bir yatak, ok temiz bir giyinile yastn duvara dayam, srtn yasta vermiti. O tarihlerde Nur talebelerini pek tanmadm iin yannda hizmet eden genleri de pek bilmiyordum. stadn elini ptm, karyolasnn dibine oturdum, hayet iinde stad dinlemeye baladm. stad Hazretleri, tahsilini Doubeyazt'ta yapmt. Bu sebepten tandklarn sordu. Mektep arkada ve hocasnn olu

Sddk Efendiyi ahsen tandm sylediimde ok memnun oldular. Shhatlerini sordular. Shhatli olduunu bildirdiimde, memnuniyeti mbarek gzlerinden belli oluyordu. Yalnz Sddk Efendiden dinlediim bir hususu kendisine anlatamadm. Zira stad dinlemekten, onun baklar altnda erimekten konumaya meclim yoktu. "Sddk Efendinin hikyesi" Mftlk iin mracaat etmiti. mtihana Erzurum'da girecekti. Erzurum'a armlard. Bir k vakti yola kmt. Araba, Tahir kynde gecelemiti. Sddk Efendi, o gece ryasnda stad Hazretlerini gryor. stad ona Kur'n- Kerimi aarak bir yet okumu, anlatmaya balam ve cretle din bilgilerin verilemeyeceini, din ilmin cretle satlamayacan sylemi... Sddk Efendi hayet iinde uyanm ve Erzurum'a gitmekten vaz gemi. Tekrar Doubeyazt'a dnm. ok kuvvetli bir din limi olan Sddk Efendi, bundan sonra lnceye kadar cretli olarak hibir kimseye ders vermedi. cretli hibir vazife kabul etmedi."Allah'n rahmeti onun ve onlarn zerine olsun. *** stad Hazretleri benden Ahmed Aa isimli birisini sordu. Ahmed Aa, Adaman Airet Reisi ve stadn da srgn arkadalarndan Ahmed Alpaslan idi. 1946

seimlerinde de CHP'den milletvekili seilmiti. yi tandm ve konutuumuzu ifade ettim. Dikkat ettim, stad Hazretleri bu arkadana krgnd... Hem de ok krgnd... Celal Baer'in stadn vefat zerine yazd yaz: Msbet ilimler muvacehesinde Kur'n- Azimann XX. asrdaki en byk Mfessiri, Risale-i Nur Klliyatn melli, asrmzn Bedizzaman Said Nurs ahirete intikal etti. Bu mbarek Ramazan- erifte slm leminin hibir lyle tarif edilemeyecek kratta byk bir kayb oldu. Bu muazzam kayp drt devir yaam, bir asra yakn bir mr geirmi, zulmler, ikenceler, neyler ve hapisler grm; fakat insan takatnn tahammln taran bu muamelelere ramen kir ve prensiplerinden zerre-i nisbe feragat etmemi byk bir slm mcahididir ki, bu da Bedizzaman Said Nurs'dir. XX. asrda Kur'n- Azimann en mkemmel tefsirini yapan, mlhid ve zndklara msbet ilimler muvacehesinde en ak ve kat'i cevaplar veren, Kur'n'n hikmetlerini nesillere, elle tutulur vaziyette ulatran 130 para Risale-i Nur Klliyat'nn Melli Said Nurs, Ramazan- erin son haftas, salihlerin gn Sal gn Urfa'da, emanetini Yaratanna teslim etti. Dnyay kendisi iin bir gurbet telakki eden

Bedizzaman Said Nurs, brahim Halilullah Hazretlerinin defni ile eref duyduu Urfa'da ebede intikal etti. Allah'n Bedisi, Halil'i ile ayn yerde bugn erefyap bulunmaktadrlar. Ufl ile slm leminin byk kayb olan Said Nurs, vekili olarak brakt 130 para Risale-i Nur eserleriyle de bu kayb tela etmi, her tehlike karsnda alacak delii t salnda tkamtr. Kaybyla btn slm lemine ba sal verdiimiz Said Nurs, bedenen aramzdan ayrlmsa da, bugn hem madden, hem mnen yine aramzdadr. "Allah Said Nurs'ye maret, Risale-i Nur'a kuvvet versin." *** stad bir ara durumumu sordu, mahkmiyetimi ve tashih-i karar iin stanbul'a gideceimi syledim. Cevaben, naallah iyi olur, gnahlarna kefaret olur...' dedi. Ben, stadn szndeki incelii anlayamam, stanbul'a gelmi ve A. eref L vastasyla tashih-i kararda bulunmutum. Tabi bir netice vermedi. stadn dedii gibi, 'gnahlarmza kefaret' alt ay 'lkeler' adna ve uruna yattm. "Kitaplarm hapsetmeyin, okutun"

stad ikinci ziyaretim, 1953 ilkbaharnda stanbul'da Eyp'te bir evde oldu. Muhsin Alev ile birlikte gittim. Yine rahatszd. Fakat ben yine heyecan iinde titriyordum. Sert ve dik baklar insann iine kadar tesir ediyordu. nsan konutuunu, konuacan aryordu. Zaten, soru sormak iin deil, stad dinlemek ve o havay teneffs etmek iin ziyaretine kouyordum. Ama stad, bu ekildeki ziyaretleri kabul etmez grnyor, 'Kitaplarm var, onlar okuyun ve buralara kadar masraf ve zahmet ederek gelmeyin' diyordu. 'Kitaplarm hapsetmeyin, okutunuz..' diye de ikaz ediyordu. "Benimle samimi konuuyordu" stad nc ziyaretim, 1956 ylnda Isparta'da oldu. Hem hemehrisi olmam, hem kendi arkadalarn tanmam, belki de gazeteci olmamdan dolay, benimle yakn, ili dl konuuyordu. "Son ziyaretim" Bu yaknl, 1960 yl ubat sonlarnda drdnc defa son ziyaretimde, yine ok daha ak olarak mahede ettim. O tarihlerde stad Ankara'ya sokmam, geri evirmilerdi. Sol gazeteler aleyhinde neriyata balamlard. Byle bir hengmede ben yine ziyaretine gitmitim.

Meer bu ziyaretim son ziyaretmi. Ben, Sleyman Rt akn'n dkknna gittim. Arkadalar da hep oraya toplanmlard. Bir telal hava vard. Bana dert yandlar. gnden beri stadn kapsnda bir polis jipinin nbet tuttuunu ve kimseyi stadn yanna sokmadklarn sylediler. Vali ve Emniyet Mdrnn ehirde olmadn , deta katklarn, Ankara'ya telgraf ektiklerini, fakat cevap alamadklarn sylediler. gnden beri kapsnda polisler beklediini stad ancak o gn haber almt. Eirdir'e gezmeye gitmek isteyen stada talebeleri durumu anlatmlard. stadn can ok sklmt. Bu sebeple de kimseyi ziyaretine kabul etmiyormu. Ben haber verilmesini, kabul etmezse geri dneceimi syledim. Bir arkada yolladk. Biraz sonra dnen kardeimiz, stadn beni beklediini syledi. Bu kabul edili, beni son derece memnun ve mtehassis etmitir. Polislere grnmeden stadn yanna gitmenin yolunu dnyordum. Polis arabas, stadn evinin yolunda hatrmda kaldna gre, CHP l Bakan Mehmet imen'in evinin nnde duruyordu. inde iki sivil polis memuru bulunuyordu. Ben, stadn hizmetlerine bakan ve ieri girip kmasna bir ey denilmeyen arkadaa, 'Siz bahe kapsn ak tutun, ben arka yoldan gelirim, polis arabadan inip

yanna gelinceye kadar, ben ieri girip, bahe kapsn kilitlerim' dedim. Aynen bu plan tatbik ederek stadn evine girebildik. Ben baheden ieri girerken polis arabadan indi, ben acele ile kapy kapattm, arkadan kilitledim. Tahta bir merdivenden yukar ktm. Odasna hrmetle girdim. Yine tahta bir karyolada yatyordu. Ev yine ok sade ve bo idi. eride Nur talebelerinden Sungur, Ceylan ve Tahir vard. stad rahatszd. Her halinden cannn skkn olduu anlalyordu. "Elini ptrmek istemiyordu" Yanna yaklaarak, yorgann zerinde bir deri bir kemik halinde duran mbarek elini ptm. stad bu durumdan ok mteessir oldu. 'Elimi pmemeli idin!' dedi. Kendilerine, stadm, ben sizin elinizi pmeyeceim de, kimin elini peceim?' dedim. stad: 'Hayr!... Bizler talebeyiz ve kardeiz. Ben bunun altndan nasl kalkacam, sana kitap versem kitaplar sende vardr.' Ben stadn bu znts karsnda armtm: 'stadm, ben talebe kardelerimi dolaarak geldim.

Cmlesi de kendi yerlerine elinizi pmemi istediler. Ben bu vazifeyi yerine getirdim.' stad yine zntl ve ancak duyabilecek bir sesle, Hayr... Onlar da benim kardelerimdir' dedi. Ben bu sefer: 'stadm ben Konya'ya da uradm. Kardeiniz Abdlmecid Efendiyi de ziyaret ettim. Abdlmecid Efendi hassaten ellerinizi pmemi istediler.' stad Hazretleri, bu szlerim zerine derin bir nefes ald. Ha... te oldu. Abdlmecid benim kmdr. Beni bir ykten kurtardn' diyerek dorulmak istedi. Kardeler srtna bir yastk dayadlar, beni barna bast, talebelerine dnerek; "Gazeten Nur'un matbuat kalesidir" Ben sizlere demedim mi? Bu, o gazetecilerden deil. Senin gazeten, Nur'un matbuat kalesidir. Senin gazeten ve yazlarn bize geliyordu' dedi. stad bu son ziyaretimde bana tam bir saat ders verdi. Dersin mahiyeti kelime kelime aklmda olmamakla birlikte, hatrmda kalan szleri: Buradan kar kmaz, Isparta'dan ayrl. Burada durma.' Ben, stadn bu szlerindeki mnay, o gece Ankara'ya varp, evime telefon ettikten sonra anlamtm.

Ankara'dan evime telefon ettiimde, benim Isparta'da tevkif edildiim haberinin yaylm olduunu rendim. Ayrlrken stad beni ikinci defa barna bast. Vedalatk. O kadar hastalk iinde benimle ilgilenmesi, beni ok derin duygulandrmt. Demek ok derse ihtiyacmz varm. nk ok hasta ve mecalsizdi. Tam bir saat radyofonik bir sesle bana ders verdi. Konumalar hl kulaklarmda nlar, gnlmn derinliklerinde alar. "Hl o kuds scakl duyuyorum barmda" staddan ayrlnca, kp doru polis arabasna gittim. Arabadan bir sivil memur hviyetimi istedi. O tarihte sahibi bulunduum Demokrat Ar gazetesinden aldm sar basn kartn verdim. Polis memuru biraz hayret, biraz istihza ile, stelik gazetecisin!' dedi. Evet, gazeteciyim' dedim. Polis memuru: Niye buraya geldiniz?' stad Hazretlerini elini pmeye geldiimi syledim. Polis memuru tam bir bilgilik iinde: stad Hazretleri ne yapm yani? Kur'n' bakalar da tefsir etmi.' Anladm ki, bu memurun derse ihtiyac vard.

Evet, Kur'n- Kerimi ok kimseler tefsir etmilerdir. Kur'n iki trl tefsir edilmitir. Biri lgav mnada ki, bunu ou kimseler yapmlardr. kincisi ise hikem mnada.. te bunu da stad Hazretleri yapmtr' dedim. Polis memuru, bir uzun'Ya!..' ekti. Ben, 'Git bunu Valine ve Emniyet Mdrne aynen syle... Bir gazeteci byle sylyor, de!' dedim. Hviyetimi alp ayrldm. O gece ifre ile Ar'dan durumumu sormular. Eve, ocuklara, Isparta'da tevkif edildiim eklinde haber gitmi. Ama stad Hazretlerinin ikaz zerine, o gn hemen Isparta'dan ayrlm. Ankara'ya gelmi eve telefon ederek durumu renmitim. Bylece stadn himmetiyle, ailem ve ocuklarm, merak ve ztraptan kurtulmulard. stad, bu ziyaretim, meer sonmu. Ne bilirdim ki, stad benimle hellleip, vedalayormu. Hl o kuds scakl duyuyorum barmda... "Urfa'da bir misar" iiri Aradan bir ay gemiti. stad bir fecir vakti Urfa'da uful etmiti. Ben bu ac haberi duyunca derinden sarsldm. Sanki gneler snm, dnyam kararmt. Bu karanlk dnyam birazck olsun aydnlatabilir miyim diye bir iir yazmtm. Bu iiri (5 Nisan 1960) tarihli Demokrat Ar gazetesinde nerettim.

"Hakkmda takibat ald. Takibat, adem-i takiple neticelenmiti." Cell Baer'in (5 Nisan 1960) tarihli Demokrat Ar gazetesinde neredilen "Urfa'da bir misar" balkl iiri yle: "Bismihi sphane(Hu) diyen diller, Varr ara bugn feryadm benim. Nur me'yus, kul bizr, akmyor kevser, Sanki bikes kalm serhadm benim. Firakyla girdi iyd-i Ramazan, Verene kavutu Bedizzaman, Said'in namna kurulsa dvan Nur ile yanmaktr, muradm benim. Bin bam olsa da Nur'a sererim, Kur'n iin stad derdi mer'im Dergh- Halil'de olsun da derim, Tek nam- niansz merkadim benim.* eref-i Kur'n'la slma srur, Nasip oldu bize Nur ile huzur, Yetiti imdada Risale-i Nur, Nur ile krld inadm benim. Mntezil Ahmed'den bu iki resim, Nur Kur'n'da, Kur'n Nur'da mrtesim,

Hakkn Kitabndan szlm isim, Risale-i Nur'da var adm benim. Y Rb! m'min gnl Nur ile dolsun, Nur ile cemiyet necat bulsun, Nur'u yaymak, Nur'u duyurmak olsun, lem-i islma tek va'dim benim. Tavaf et, ey yolcu, urarsa yolun, Urfa'da misar, stadm benim... **" "27 Mays'ta kitaplarm alnd" 27 Mays htillinde ise matbaam, evim, evraklarm, didik didik edilmiti. Bir casus arar gibi, masann zerindeki smenin dikilerini bakla yrtarak evrak aramlard. Aramaya gelen Kurmay Yarbay'a, Yarbaym, ne aradnz sorabilir miyim?' dedim. Cevaben, Nur kitaplarn aryoruz' dedi. Ktphanemde var, yalnz onlar m alacaksnz?' dedim. 'Evet' deyince ktphanemde her eit kitap olduunu syledim. Yalnz Nurlar alacaklarn tekrar belirtince, niin dierlerini de almadklarn syledim. Devamla, 'Eer bu ihtill dine kar yapld ise, bu milleti karsnda bulacaktr' dedim. 'Brakn bu millet okusun, her eyi

okusun.' Yarbay ok yorgun ve uykusuzdu. Pek bir ey duyaca benzemiyordu. Kitaplar toplayarak, zabt tuttular, beni de alarak, asker mahkemeye gtrdler. O tarihte Muhterem Faik Trn, Ar'da Tmen Komutanlna veklet ediyordu. Rtbesi ise Kurmay Albayd. Faik Trn Paa, beni serbest braktrm, Nur Risalelerini de iade ettirmiti. "stad, kendi eserlerini kurtarmt" Hatralarmn sonunda, bamdan geen bir ibretli hdise daha anlataym. Asker mahkemeden rahatlkla kurtardmz Risale-i Nurlar evde bir ekmecede muhafaza ediyordum. Bu defa Emniyet makamlar evi basarak aramaya gelmilerdi. ekmece kilitliydi. Birka defa anahtarn sordular. Aradm, anahtar bulacam ifade ettim. Duvard stadn resmi caml olarak aslyd. Aramada yanmda bulunan bir yaknma, 'Bu kitaplar asker makamlardan kurtardk, fakat polislerden kurtarmamza imkn yok gibi... Artk bu eserleri kurtarmak bu defa sahibine kald' dedim. Evi arayan polis memurlarndan birisi ararken yerde duran ekmeceyi aya ile sedirin

altna soktu. Aramalar epey mddet srd. Bu arada ekmeceyi de unuttular. Neticede, bir ey bulamadlar ve kp gittiler. nc defa stadn kuds himmet ve muhafazasna ahit olmutum. Nurlar, kendi eserlerini kurtarmt. Aramay yaptran Vali beni artarak, biraz zrle kark, 'Bir ey bulamadlar. Kusura bakma! Gemi olsun' dedi. Ben de, 'Bulamadlar, halbuki gzlerinin nndeydi' diyerek hdiseyi anlattm. 'Evim yine aranr ve aranacaktr. Bu memlekette Halk Partililer ve ben sa olduum mddete, bu aramalar devam edecektir' dedim. nk bu aramalar hep Halk Partililerin jurnal ve ihbarlar ile oluyordu. "Onun kymetini bilemediler" Hayatta, stad ziyaret imknlar bulduk. Eserlerini okuduk, okuyoruz. Ama ufllerinde, Hindistan Mslmanlarnn yazdklar gibi: 'Anadoluda bir gne dodu, bir gne gibi de ufl etti. Ama Trkler onun kymetini bilemediler.' Bu ac szler gibi, hl ayn gaette, ayn hamakatteyiz. Onun bir deri, bir kemik gibi kalan vcudundan korkanlar, iktidar bir gecede ykanlar, bu defa da onun kuru bir tatan ibaret mezarndan korktular. Urfa'da yatan misafri, mehullere gtrdler. nk, kymet takdir edebilen insanlardan deillerdi. Belki onun fani vcudunu

kaybettiler, lkin eserlerini kaybedemediler. "nk Kur'n'n hakikatleri, kyamete kadar devam edecektir." FAK TRN'N KARARI T. C. M. M. V. 1. SVAR TMEN KUMANDANLII ADL AMRL SAYI: 60/ 1756 ESAS: 70/ 775 KARAR: 60/ 71 TAHKKATA MAHAL OLMADII KARARI SU: Muzr faaliyette bulunmak. SULU SANILAN: Cell Baer, kr olu, Fatma'dan 1341'de doma, Karakse Leylak Pnar Mahallesinde nfusa kaytl. Evli 6 ocuklu, Karakse de ARI Demokrat Gazetesi sahibi, ifadesine gre sabkasz. Yukarda kendisine isnad olunan suun mahiyeti ve ak hviyeti yazl ahs hakkna Denizli Nur Talebeleri adna Denizli'den 24/5/1960 tarihinde gnderilen bir mektubun 3822 sayl rf idare hkmlerine ve Trk Silhl Kuvvetleri Bakumandanl'nn emirlerine tevkifan Ar

postahanesinde el konulmas zerine yaplan hazrlk tahkikat neticesinde: "Ar'da mnteir Demokrat Ar gazetesinin sahibi Cell Baer'in Nurcu olduu, gerek matbaasnda, gerekse evinde Nurculukla ilgil risaleler ve Said Nurs'nin kitaplar bulunduu, bunlar okuduu tesbit edilmi ise de, nsan Haklar Evrensel Beyannamesi ve Trkiye Cumhuriyeti Anayasas hkmleri karsnda vatandalarn kir hrriyetinde, din inanlarnda, ibadetlerinde ve her trl din dncelerinde serbest ve hr kre sahip olmalarn amir bulunduuna, binaenaleyh, her vatandan muzr propaganda yapmamak, inanlar ne olursa olsun bakalarnn kir ve inanlaryla atmamak, onlar kendi kirlerine alet etmek iin neriyat ve propaganda yapmamak artyla kr hrriyetini diledii gibi kullanabileceine ve bu durum muvacehesinde Cell Baer de, srf kr hrriyetine sahip olup, bu hrriyetini kendi dnce ve inanlar iinde sakladna, herhangi bir ekilde memlekette veya bulunduu cemiyette huzuru bozacak il harekette bulunmadna, kendisinde bulunan risale ve kitaplarn mevzuata muhalif siyas ve idar bir mahzur tamadna, bu kitaplarda, insan kitlelerini gaetten ikaz kri, ehvani dalletten ve su-i itikad ve su-i niyetten kurtarmaya matuf akideler mnderi bulunduuna dair Ankara 1. Ar Ceza Mahkemesinde, Diyanet leri Reislii Mavere ve Din Eserleri nceleme Heyetinin sarih raporlar muvacehesinde mnteir Demokrat Ar gazetesinin sahibi Cell Baer hakknda As.

M.U.K. 86/5. maddesine olmadna karar verildi." FAK TRN KURMAY ALBAY

tevkifan

tahkikata

mahal

ARI GARNZON KUMANDAN VEKL ADL AMR Asl gibidir. Hakk mlice Hakim Alb. Garnizon Ba Hakimi.

ABDLVAHD TABAKI
1927'de Eskiehir'in Belpnar kynde dodu. 1950'lerden sonra Nur Risalelerini ve Bedizzaman' tand. Bedizzaman zaman zaman Eskiehir'deki evinde misareten bulundu. Abdlvahid anlatyordu: Tabak hatralarn yle

1953'lerde Eskiehir hapsinde bulunan baz akrabalarm stadn harika hallerinden bahsederdi. Bilhare aabeyim ve annem de Emirda'a kendilerini ziyarete gittiler. Kaynpederim uayib Efendi Risale-i Nur eserlerine ve stada ok balyd. Sabah namazn kldktan sonra leye kadar risale yazard. Bedizzaman hakknda, 'Bu zta neden bu kadar balanyorlar?' diye dnrdm. 1951 ylnda aabeyim uayib Tabak ile birlikte stada gitmeye karar verdik. Emirda'a vardmzda vakit akam olmutu. Akam namazn camide klp stadn evine geldik. Evinin merdivenlerinden karken stad bizi grd. Eliyle iaret edip, haber gnderdi. 'uayib'lere selm syleyin' dedi.

uayib'lerden birisi aabeyim, dieri de kaynpederimdi. Bu bir anlk muhavereydi, ama bende ok iddetli tesir etmiti. Kendimden geer gibi olmutum. Aradan birka gn getikten sonra, yine yolum dt. Mezarln yanndan geiyorduk. Kendileri de oradayd. Arabay durdurup yanna vardk. 'Olum Abdlvahid, kabristann yanndan geerken llere, 'Elem nerah leke'yi okumadan gemeyin' dedi. "hls ile iman kazanmak kolay, ama muhafazas zor" nc grmemiz Eskiehir'de Yldz Otelinde olmutu. Otelin hademesinden kald oday renip yanna ktm. eri girip selm verdim. Kalar atk vaziyette bakt. 'Otur' iaretini yapt. Kendisi Ceven okuyordu. Ceven'i kapatp yle dedi: 'Annen ile baban hacca gittiler, deil mi? Allah kabul etsin.' Hayretimden donakalmtm. Devaml olarak yzne bakyordum. Hiddetle, 'Yzme bakma!' dedi. Bu arada syledii bir szn de hi unutmam: 'hls ile iman kazanmak kolay, ama muhafaza etmek ok g.' "stadn Tatarlarla ilgisi" Kafkasyal ve Tatar olduumuz mevzubahis edildiinde ok iltifat etmiti. yle demiti: Ben Tatarlar be vakit duama dahil etmiim. Bir

zamanlar esarette iken, Kosturma'da iki ihtiyar Tatar kadn, bir kk pencereden benim yiyeceimi getirip, bana yardm ediyorlard. Belki de onlar benim kurtulmama ve Risale-i Nur Klliyatn yazmama vesile olmulard. Btn Tatar kabilelerini be vakit duama kabul etmiim. Hatt 1948'de bana zehir veren Afyon savcs da Tatard. Abdlvahid, sen neredeyse onu ara bul, mektup yaz. Cehennemin azaplarn ekeceimi bilsem, ondan hak talep etmeyeceim. Hakkm hell ettim.' stadn bu dersinden sonra, o zaman Gaziantep'te bulunan o zata mektup yazdm ve stadn szlerini naklettim. Bir gn bizim evde stad Hazretleri, Yaar Zeydan, Erhan Erbatl ve Yakub Aysel beraber bulunuyorduk. stad, Erhan'a hitaben, 'Sen Tatar msn?' dedi. Erhan da utanarak, 'Evet' diye cevap verdi. stad, 'Ben Tatar kabilelerini be vakit duama kabul etmiim. Bana onlar Sibirya'da ok yardm ettiler' dedi. Bunun zerine ben de, 'stadm, Yakub Bey de Tatardr" dedim. stad ayaa kalkarak Yakub Beyi kucaklad. "Kabrimi gizleyiniz" Bir gn de stad Hazretleri yle demiti: Ben hayattan ayrlacak olursam, benim kabrimi gizleyiniz. Eer ben Eskiehir'de vefat edersem Muttalib'e defnedersiniz. Emirda'da vefat edersem, kaldm yere (o zaman kald eve), Isparta'da vefat edersem am Dana

defnedersiniz.' " mkilimi de halletmiti" Bir ara mhim, mkilim vard. Bunlar sabah namazna kalkamamam, hasta oluum ve dedem ile ilgili olarak grm olduum bir rya idi. Bunlarn halli iin staddan medet bekliyordum. Ancak bir trl frsatn bulup syleyemiyordum. Bir gn, daha ben derdimi sylemeden stad yle dedi: 'Olum Abdlvahid, namazlarn brakma. Bilhassa sabah namazlarn. Sen merak etme, annen veya reka-i hayatn sabah olunca seni kaldrsnlar. Hastalk insan iin bir temizleyicidir. Zahir ibadetlerden daha sevapldr. nsann yksek mertebeye kmasna vesile olur. badetine, hizmetine engel olmad mddete zlme.' Sonra da, 'Ben bir zamanlar anne ve babam yle bir ryada grmtm' diyerek ryasn anlatt ve szlerin yle tamamlad: 'Mallah, senin anne ve baban bahtiyardr.' Btn bu konumalaryla derdimi de halletmi oluyordu. Ondan sonra hizmetlere daha bir evkli kotum. Sobac H. Ali Osman Aabey ile ylesine hizmete dalmtk ki, bir trl stad grmeden edemiyorduk. Gece-gndz hep onunla beraberdim, onunla meguldm. Dayanamayp Emirda'a gittim. Giderken kaynpedere uradm. Hem risale okuyup,

hem alyordu. 'Ben de risaleyi defalarca okumutum, ama bylesine analayamamtm' diyordu. Veda edip ayrldk. Ankara'dan Nuri isimli bir arkada ve Mustafa Trkmenolu ile birlikte yola koyulduk. Yolda birok inayet ve teshilata mazhar olduk. stadn yanna gittiimizde Yarbay Reat Bey de oradayd. Kendilerini ziyaretlerimiz sk sk tekerrr ederdi. Bir ara bavul dolusu risaleyi Emirda'a gtrmtm. stad aabeyime, 'Ben Eskiehir'e Abdlvahid'i tebrik etmek iin gelmitim. Kafkas muhacirlerinden birisinin Nur Talebesi olmasn isterdim. Allah'a hamdolsun , onu da nasip etti.' Eve geldiimde aabeyim gzyalar arasnda, stadn terierini ve tebriklerini bildirdi. Derecesiz memnun ve mesrur olmutum. "stadn bizim evde kal" stadn bizim evde kalmasn arzu ediyorduk. Hatt evi hazrlamtk. Ancak o zaman, Eskiehir'de hizmetin n saarnda bulunan Saati kr Kardein kalbine bir eyler gelir endiesiyle bir trl arzumuzu tahakkuk ettiremiyorduk. Bir gn stad onlara gelmi. Ancak onlar evde yokmu. Biz de o gn evde yok idik. stad, 'Ben Abdlvahid'in evine gideceim' demi. Gelmiler, st kata kmlar. O gn de poyrazdan esen rzgr sobay tttrm. stad yor, rahatsz. Ben ise evde yokum. Aabeyler de hararetle beni aryorlarm. Ben durumdan

habersiz eve geldim. Hemen bir kazma ile dier cihetten bir delik delip, sobann istikametini deitirdik. Ve ylece stad bizim evde kalmaya balad. Bir gn stad eve geldiinde, 'Bu evin kiras ka para?' diye sordu. Ben ne cevap vereceimi bilememenin sknts ile kvranrken Zbeyir Aabey imdada yetiti. stadm, buradaki kardeler hissedar olmak istiyorlar' dedi. stad, 'Bana bu gece ihtar edildi. Hi olmazsa bete birini vereyim. Ka liradr burann kiras?' diye tekrar sordu. Ne diyeceimi armtm. Evin normal ayl olan 150 liray sylemem mmkn deil. Az sylesem yalan olacak. Yine Zbeyir Aabey imdada yetiti. '20 liradr, stadm. Bete biri drt lira yapar' dedi. stad, 'Ben alt ayln vermem lzm' dedi ve 25 liray karp verdi. Resimsiz alt kuruluklar ile, sar 25 kuruluklar kullanrd. "Uhuvvete nem verirdi" Kyde bulunduum gnlerden bir gnd. Yoldan stadn arabasnn getiini grdm. Kotum. 'Bir araba gelse de stada yetisem' diye dnrken hemen bir araba geldi ve binip Eskiehir'e geldim. Doruca Yldz Oteline gittim. Muhasebeci kardelerden biri orada idi. Hemen, 'stad geldi' dedi. Ben de, 'Geldiinden haberim var, ama nereye gittiini bilmiyorum. Bize gitmese bari' dedim. stad Hazretlerinin devaml olarak bizde kalmasndan dier arkadalarn kalben mnkesir olmamalarn istiyordum.

Hayr, hayr. Size deil. kr'lere gitti' dedi. Koarak oraya gittim. stadn ok cellli olduunu sylediler. Yanna vardm. Karyolada oturuyordu. 'Kardeim, ben bir sebebe binaen buraya geldim. Kalbine bir ey gelmesin' dedi. Ben de hemen daha nce kalbimden geenleri syledim. 'stadm, hep bizde kalyorsunuz. Dier kardelerin de kalbine bir ey gelmesini istemiyordum. Onlar da mahrum olmasnlar, diye dnyordum. Vahdet ve tesandmze bir zarar gelmesin arzu etmezdim' dedim. Bu szlerim duyan stad ayaa kalkt. Yanma gelerek bana sarld ve uhuvveti tesis edici cmleler ifade etti. Menderes'i karlama O gnlerde uak kazasndan slimen kurtulan Adnan Menderes Eskiehir zerinden Ankara'ya gidecekti. stad, Ceyln ile birlikte bize, 'Gidin, onu karlayn. Benden de selm syleyin' dedi. Arkadalarla birlikte gidip karladk. Ancak emniyet mensuplar gremeyeceimizi bildirdiler. Biz de kendilerine hitaben bir mektup yazp, stadmzn dualarn ve Nur talebelerinin gemi olsun temennilerinin bildirdik. Bir gn stad, 'Bu gece Isparta'da evliyaullahn toplants var. Bana ihtar edildi. Evin iki senelik kirasn vermem lzm' dedi. Ben de samimiyet bularak dedim: 'stadm, herhalde benim malm ve param kirli ki, Risale-i Nur hizmetine

lyk grlmyor. Ashab- Kirm mallaryla, canlaryla cihad etmi.' Bunun zerine stad ayaa kalkt ve gzlerimden pt. 'Yine de iki ayln vermem lzm' diyerek bir reat altn verdi. Biz de o altn bozdurup, stadn geli gidilerindeki masraara harcadk. "Son grmemiz" Vefatndan alt gn nceydi. Evde le namazn klp, evreyi sarm halka ve polislere hitaben, balkondan iddetli bir konuma yapt. Sonra da ayrlp Emirda ve Isparta'ya urayarak Urfa'ya gitti. stad Urfa'ya ulatnda yle bir telgraf aldm: stadmzla birlikte Urfa'ya vardk. Bizim burada kalmamza msaade etmiyorlar. Ankara ile temasa gein, bize bir are arayn.' Ben hemen Ankara'ya telefon edip Hasan Polatkan' aradm. Alkadar olacan syledi. Ancak daha sonra Menderes'in stanbul'a gideceini mazeret gstererek yardmc olmad. Afyon milletvekili Orhan Kktar' aradm. Ona durumu anlattm. ki saat sonra yeni bir telgraf geldi. stadn vefatn haber veriyordu. Neye uradm bilemedim. Hemen kardelere duyurduk. Bir araba ile hemen hareket ettik. Ancak Urfa'ya gittiimizde defnedildiini rendik. "Aabeyim stadn kabri banda Ysin-i erif okudu.

Urfa, civar vilayetlerden gelen binlerce insan ile dolup tayordu. O gn kular bambaka bir hava ve henk ierisindeydi. Aalara toplam olan kular, muazzam bir koro halinde cvldayorlard. Byk stad da Rahmna kavumutu. Allah gani gani rahmet eylesin."

MEHMET KAYALAR
Kalam'ta gzel manzaral bir apartman katnda arkada Mehmet Kayalar'n sohbetini dinliyorduk... Bu sohbet Nur'lar, Nur Talebeleri ve Nur stad hakknda idi. Mevzu ile alakal bildiklerini, intibalarn ve hatralarn anlatyordu Mehmet Kayalar... Uzun boylu, yal bir zat, gzel konuuyordu. Bir hatip edasyla izahlara giriyordu. Bu izahlar, bu hatra ve tesbitleri notlarmzdan hitler'in Dilinden, yle hlasa edebilirim: Onun hayatna ait bir hatramla balamak istiyorum. 1952'de henz emekli olmutum. Hatrat- hususiyesini yazmak istedim. Hayat- hususiyesinin safahat ierisinde geen, alelekser hdisata asla ehemmiyet vermezdi.

Tarihe-i Hayat hakaik-i imaniyenin hizmetine tahsisen yazlmtr. Dikkat edilirse hayatndan ok az bahis vardr. Bir defa stadma dedim ki: 'ahsiyet-i maddiyeni ne srmek istemiyorsun. Elbette ok mtena bir bahenin ok sanatperver bir bahvan olmaldr. O nizamn hayat onunla kaimdir. Sleymaniye'ye bakp Mimar Sinan' hatrlamamak mmkn deildir. Koca bir asar- mbeccele ki, onun hem hli, hem istikbli onunla kaimdir. Binaenaleyh nasl ki, Mimar Sinan, Sleymaniye'ye baktka hatrlanyorsa, sizin o manev asrnz da ondan daha mkemmeldir. Said Nurs anlacak, o isme tevcih-i nazar edilecek.' Biz iin suretindeyiz. O ise manev tarafna bakyordu. Ayrla bile ehemmiyet vermiyor, 'Daima beraberiz' diyordu. Bir defasnda iddetle grmek iin itiyak izhar etmitim. Buyurdu ki, 'Kardeim, biz her zaman beraberiz, hatt hirete gitsek de beraberiz.' Sohbette insiba vardr. Boyanmak ok ehemmiyetlidir. Veysel Karan gibi bir zat, sahabe-i kiram asrnda yaad halde, sahabe derecesine kamamtr. nk sohbet-i Reslullah'la merref olamamtr. Yksek tevazu ile hayat- hususiyesinin bilinmesini arzu etmezdi. nk byle bir zata drt bir taraftan tehacm gsteriliyordu. Onlarla megul olup zamann israf etmek istemiyordu. Tarikatlarda olduu gibi, dua iin veya bir dnyev maksat iin gelenlerin ziyaretlerini kabul etmezdi.

"stadn tanmad adam" Harb-i Umumide beraber alt Vanl bir talebesi, stadn hreti, umum leme gittikten sonra, 1955 yllarnda Emirda'a ziyarete geliyor. Harb-i Umumideki maceralarn zikrederek kendini tantmaya alyor. stad, 'Bu kimdir? Ben tanmadm' diyor. Yani o eski ahsiyetle deil de, Kur'n hizmetkr olduunu nazara vermek istiyor. Bir de hizmet-i diniyeden insal etmeyi tasvip etmediini ifade etmek istiyor. stadn iki ahsiyeti vard: Biri dnyev, dieri uhrevdir. stad, 'Tanmyorum' derken o ahsn nazar- imannda dnyev ahsiyeti olduu iin, ben o ahsiyeti tanmyorum diyor. Bir ahsn (ismini vermek istemiyorum) Afyon hapsi yllarnda ve daha evvelinde, stadn bir ok takdir ve senalarna mazhar olduu, hizmetinde bulunduu halde, daha sonraki senelerde hizmeti bir mddet inktaa uruyor. Bilahare stad ziyarete gittiinde kendisini, 'Ben uyum, ben buyum, ben lanm' diyerek tantmaya alt halde, stad Hazretleri defaatle, 'Ben tanmadm' diyor. Ve en sonunda, 'Ha! O sen misin?' diyerek aradaki inktandan dolay ikaz etmek istiyor. "ok evikti" stad bir ziyaretimde vuku bulan u hal ok enteresandr: 79 yanda olmasna ramen o kadar evik bir ekilde beni karlad ki hi unutmam. Hayatmda ben o kadar evik, o kadar cnd bir ruh tayan insan

grmedim. Halbuki Emirda'da Mehmet alkan, hasta demiti. Yannda o kadar ruh bir feyiz hissettim ki, onu bir senede kazanamazdm. "DP'deki yzdeler" Ayrca mevcut partiler hakknda kalb birtakm suallerim vard ki, daha sormadan cevaplandrrd. Adnan Menderes'den bahsetti. Adnan Menderes hakknda, 'O bizdendir' diyordu. Demokrat Parti hakknda ise; o parti ierisinde %20 nisbetinde seh ve masonlarn bulunduunu, %80'inin ise Mslman olduklarn ifade ediyordu. Hatt bana, Diyarbakr'a gnderdii mektupta, 'D.P destekleyelim ve yardm edelim' diye emrediyordu. .'yi 1957 seimlerinde Dr. Tahsin Tola'y bize gndermi ve o havalide mebus olmas iin almamz mektupla bize bildirmiti. ok zek bir zat. O baklar o kadar harikayd ki, bir anda insan tesir altna alyor ve oradan insan, bir velayet-i kmilenin tereuhatn hissediyordu. *** Vefatndan biraz nce Diyarbakr'da staddan bir telgraf aldm. Derhal Ankara'ya gelmemizi istiyordu. Hemen uakla Ankara'ya geldim. Demek son dersini vermek istiyormu. Zaten ondan sonra grmek nasip olmad. Ancak Urfa'da mbarek nan grebildik. Orada, Ankara'da, birok Nur Talebesi arkadalar vard.

"Onlar senin muhafzlarn" Diyarbakr'da evimin etrafn asker birlikler, tanklar muhasara altna almt. Bunu stada haber verdim. stad, 'Kardeim onlar senin muhafzlarndr' diye haber gnderdi. Garip bir tecellidir ki, o subaylarn ekserisi snf arkadamd. Demek ki insanlar birbirine balayan sun' dostluklar deil, mefkre baym. "Msbet hareketi ders veriyordu" stad son dersinde menf harekete katiyyen izin vermemiti, katiyyen kl ekilemeyeceini ve onlarn aleyhinde bulunulmayacan ifade etmiti. Hatt ben bir hadiste grdm: 'Banzda bulunanlar eer dnyev umurunuzu tedvir ediyor ve din faaliyetinize ilimiyorsa onlara kar gelmeyin. Velev ki, banzdaki karabacakl bir Habeli bile olsa.' Nitekim stad, 31 Mart ve eyh Said isyanlarnda da menf bir tavr taknmamt. *** stad, Millet Partisine ve kendilerine iltifat etmiyordu. *** Bir gn Afyon'da stad ziyaret ettikten sonra bir arkadamla birlikte, Afyon savcsnn da bulunduu bir toplulukta bulunduk. Orada muhtelif mevzularda konutuk. Orada bulunanlar, 'Yzbam, ne kadar da ihatal, geni bilginiz var. Muhtelif mevzularda bizi tenvir ettiniz' dediler. Avukat arkadam geveze birisiydi. 'Bu

kimdir, biliyor musunuz? Bedizzaman'dan geliyor' dedi. Bunun zerine savc, imdi olmad ite yzbam'dedi. "Ben de dedim ki: 'Btn o bildiklerim Bedizzaman'a olan intisabmdandr.' Tabii yine muameleleri deimedi. Ne garip bir durum: Tpk asr- saadette Yahudilerin Hz. Peygamber huzurunda Abdullah bin Selam'a yaptklar muamele gibi..."

SALH ZCAN
1929'da Akakale'de dodu. slm lemi ile yakn irtibat ve temas vardr. 1977 seimlerinde Urfa'dan milletvekili oldu. Faysal Finans'n kurucusu ve yneticisidir. Ayrca FEY vakf mtevelli heyeti bakandr. "stad, 'Annem Hseyn, babam Hasen'dir' dedi."
Salih zcan hatralarn yle anlatt. 1949 yllarnda Hulsi Aabey (Yahyagil) bize, stad Bedizzaman'dan bahseder ve Kk Szler'den okurdu. Afyon'da olduunu syler ve bizi stad ziyarete tevik ederdi. O sene liseyi bitirdim. Tatilde Emirda'a stadn ziyaretine gittim. Dedem bana o zaman izin vermiti. Mehmed alkan'a giderek beni stada gtrmesini istedim. stad bizi kabul etti. Dizlerinin zerinde doruldu, kalkt, 'Gel, Seyyid Salih! Gel' diye beni kucaklad. Ellerinden ptm, bamdan tuttu. Dedemin, Hulsi

Aabeyin selmlarn, hrmetlerini syledim. Yanmzda bulunan Mustafa Acet'le Mehmet alkan' dar kartt. 'Ben yzbinlerce seyyidi beklerken sen geldin' dedi. Ben kendilerinin seyyid olup olmadklarn sordum. Annem Hseyn, babam Hasen'dir' dedi. Sonra da, 'Ben de seyyid saylr mym?' diye tebessmle sordu. Ben de, 'Hem de ift taraftan seyyidsiniz' dedim. stanbul'da niversiteye gireceimden bahsettim. Orada Nur talebeleri olduunu, onlarla tanmam syledi. Daha sonra kendilerine Urfa'dan mektup yazmtm. O zaman Vahdeddin Gayber'yle bir ksm kitaplarn ve eyalarn gndermiti. Kendisine gidip gelen Urfallara, Urfa'ya geleceini sylerdi. Sonra Ceyln alkan geldi. Dedem, 'Sana misar arkada geldi' diye Ceyln alkan'a ok alka gsteriyordu. lk zamanlar bizde misar kalmt. Ankara'da toplantlarmz olurdu. Bu toplandlara Demokrat Partnin Mill Eitim Bakan Tevk leri'nin babas, Prof. Mnif elebi, Osman Nuri, Kemal Kalkan Paa, Mahmud Yazr, Nail Pertev Paa ve Cevat ar gibi zatlar da katlyordu. Sohbetlerde sk sk Bedizzaman'dan sz edilirdi. "Ali Ekber ah'n stad ziyareti" O sralarda Trkiye'ye Pakistan Maarif Nzr Vekili Seyyid Ali Ekber ah gelmiti. Cihan Palas Otelinde kalyordu. Tevk leri, misarin stad ziyaret etmek istediini, bizim alkadar olmamz, ancak kimsenin

duymamasn syledi. 1952 ylnda idi. Mehmed Gemalmaz'la birlikte misari de alp Emirda'a gittik ve bir otele indik. stadn acele bizi beklediini bildirdiler. 'Hemen gelsinler' demi. Beraberce gittik. stad, Ali Ekber ah iin bir sandalye istedi. Hamza Emek hemen bir sandalye tedarik edip geldi. stad, 'Seyyid Salih tercmanlk yapsn' diyerek benim tercmanlk yapmam emretti. Konumasnda, Risale-i Nur hareketini ve hizmetlerini, slm dnyasnn durumunu anlatt. Ben tercme ediyordum. Ancak mevzu gittike derinleiyordu. yle bir noktaya geldi ki, ben tercme etmekte glk ekmeye baladm, hatt iin iinden kamaz oldum. Bu srada stad iki dizinin zerine doruldu ve ok fasih bir Arapa ile konumaya balad. Ben ylesine fasih ve beli bir Arapa konuma dinlemedim. Seyyid Ali Ekber ah, 'Beni talebelie kabul eder misiniz?' dedi. stad ona, 'Seni yirmi senelik kardala kabul ediyorum' cevabn verdi. stad Pakistan'a davet etti. Orada kendi emrine her trl imkn, rayo istasyonu ve matbaa tahsisi edebileceklerini syledi. stad buna karlk yle cevap verdi: Kardam, Ali Ekber ah! Bu hizmetleri gs gse yapmak icap ediyor. Siperin arkasnda hizmet olmaz. Esas hastalk burada balad. Ben Mekke'de de olsam buraya gelirdim. Asl hizmet buradadr, cephe buradadr.' stad Hazretleri Ali Ekber'e eserlerinden verdi. Osman

alkan ve Dr. Tahir Barn'la birlikte stadn yanndan ayrldk. "Ali Ekber ah' uurlama" Seyyid Ali Ekber ah, stad ziyaretten son derece memnun olmutu. Devaml olarak, bu ziyaret imknn bahettii iin Allah'a hamd ediyordu. O geceyi beraberce otelde geirdik. stad hakkndaki kanaatlerini sordum. 'Bu zat srf Kur'n'dan konuuyor. Bu kadar fasih ve beli olarak Kur'n lisann konuan sadece bu zat grdm' diye cevap verdi. Sabahleyin stadn yanna gittim. Bana, 'Keeli, keeli! Bu zatn devlet adam olduunu sylemedin. Grmemiz yeter' deyince ben ok zldm. Adam, stad tekrar ziyaret etmek istiyordu. stad kabul edemeyeceini syleyince, 'Eyvah, bir daha gremeyecek miyim?' diye alamaya balad. Emirda'dan otobsle ayrlacamz srada, bir de baktk ki, stad onu uurlamaya gelmi. Otobste yan yana oturdular. Yedi-sekiz kilometre kadar beraberce gittiler. Ali Ekber tekrar grebilmekten dolay ok memnundu. 'Allah'a kr, sizi bir daha grdm' diye seviniyordu. Ayrlacaklar srada stada bir kese altn vermek istedi. Ayrca bir de ipek kuma takdim etmek istiyordu. Altnn hizmetlerde kullanlmasn, kuman da Nur talebelerinin ayaklarnn altna serilmesini arzu ediyordu. stad uygun bir lisanla kabul edemeyeceini bildirdi.

Ali Ekber'i uurladktan sonra Zbeyir Aabey kageldi. stad Zbeyir Aabeye hitaben, 'Bir veziri yolcu ettik, baka bir veziri karladk' diye iltifatta bulundu. Ali Ekber ah, lkesine dndkten sonra stadla alakal ok sitayikr konumalar yapmt. El-Cumhuriyet gazetesinde de, 'Risale-i Nur, Kur'n'n tercmandr' diye yazd. O srada stada, Pakistan Dostluk Cemiyetini kurmak istediimizi syledik. 'Beis yok, kurun' dedi. "Benim kabrimi kimse bilmeyecek!" 1954 ylnn yaz idi. Emirda'da Mustafa Acet, Sdk ve ben, stadla birlikte daa kyorduk. Bir aacn altna gelince, stad orada yarm saat kadar durdu ve tefekkr etti. Sonra bizi yanna ard ve unlar syledi: Keeli, keeli! Kimse benim kabrimi bilmeyecek. Sen de bilmeyeceksin. Ben senin memleketinde vefat etmek isterim. Halilullahn civarnda lmek isterim.' stadn bu szlerini Mustafa Acet yazmt. "Menderes'i desteklemek lzm" Bir ara ben, 'Bu Menderes ok mnafktr' diyerek aleyhinde konumaya baladm. stad hiddetle, 'Sus, keeli! Menderes'e byle deme. O ok hizmet etmek istiyor. Fakat mni olanlar var' cevabn verdi. Bunun zerine ben, 'Biz bir parti kuralm. Biz baa

geelim' dedim. stad, 'Eer bugn Bayar bana dese, 'Said gel, buraya otur,' ben iddetle reddederim. Bir cemiyette yzde yetmi dindar olmazsa, slmiyet nmna baa gemek cinayet olur. Memuru, mebusu senden olmadkdan sonra slmiyete byk zarar olur. Biz btn kuvvetimizle Menderes'i desteklememiz lzm ki, Halk Partisi iktidara gelmesin. Halk Partililerin yzde doksan bei masumdur. Kabahat yzde beindir.' stad Millet Partisinden bahsederek, 'O partide ok mnafk var. Kuvvet dindarlarn elinde deil' dedi. stad bunlar anlatrken bana da taklyordu: 'Sen benim yanma geldiin zaman, btn siyas damarlarm oynatyorsun. Benim param olsa, seni her sene hacca gnderirim. Sen Kutb-u zamn elini pp, ona Risale-i Nur'dan bahsedeceksin.' Daha sonraki yllarda Seyyid Alev Mlik'ye staddan bahsettim, Beinci u'y okudum. 'Hz sahih,' yani, 'Bu gerekten dorudur' dedi. stad sordu, vefat ettiini syledim. 'Hayatta olsayd, ziyaret eder elini perdim' dedi. Beni nerede grse, Bedizzaman'n talebesi olarak iltifat eder, yanna oturturdu. Tarihe'deki resimler Tarihe-i Hayat'taki resimlerin ba ksmlarn izerek ba gvdeden ayrrd. 1955' hls Risalesi'ni bastrmtm. 'Brekellah, perdeyi yrttn. Seni tebrik ederiz' dedi. Emirda'a, 'Edd'nin bulunduu formay gtrmtm.

stadla yolda karlatk. 'Oradaki yetmi dokuz deil, daha byksnz. Bunda da hata var' dedim. 'Keeli, bu dorudur. Karma sen. Bu bylece kalsn' dedi. Vebhblik bahsi "Vebhablik meselesini stada sordum ve Mektubat'ta onunla alkal ksmn konmamasnn mnasip olacan dndm syledim. 'Evet, bu bahis risalelerini slm lemindeki intiarna mni olur. Sonradan bu mesele izale olur' dedi. " Seyyid Salih zcan'n stada yazd mektup Salih zcan'n Genlik Rehberi mahkemesinin beraetle neticelenmesinden sonra Urfa'dan stanbul'a, stad Bedizzaman'a yazd bir mektup: ok muhterem, ok aziz, ok mubarek, ok mk ve btn yksek sfatlarn mazhar olan stadm Efendim Hazretleri, Evvelan: ok mbarek el ve ayaklarnzdan tazimatla kana kana per, dua-y llerinizi btn ruhumla niyaz eylerim. Saniyen: Mahkeme beraatnn btn lem-i slmda yapm olduu akislerin ve sevinlerin elbette bir ciz talebelerinizi de en az o kadar sevindirmi ve Allah'a hamd ederek, Risale-i Nur'un bir zafer-i azmi olarak telkki etmeleri ve istikbale ait parlak mitler mjdelemitir.

Salisen: Hazret-i stadmz Efendimiz, birok mecmua ve gazetelerde Risale-i Nur'un baz paralarn, bazen deitirerek yazdklarn ve hatt maalesef istismar ettiklerini grmekle mteessir oluyoruz. Bu halleri Hazret-i stadmza arz etmenin elzem olduuna kanaat getirdik. Btn bizleri arndran bu hadiseler karsnda, buradaki niversiteli Nurcular, kendi aralarnda toplanarak, Byk Nur isminde bir mecmuay karmak krine vardlar. Fakat bu kri fasl haline getirmeden nce, Hazret-i stadmza arz etmeyi zarur bulduk. Bu hususta, yksek emirlerinize mntazrz, Efendim Hazretleri. "Sevgili stadm; Risale-i Nur'a hizmet iin, hakikata hizmet iin, kusurlarm af buyurarak en mnasip ey ne ise Rabb- Rahim ihsan buyursun. Ve Risale-i Nur'un mbelli-i zam, istihdam- Nuriye ve Nur'larn merkez-i hakiksi olan sevgili stadmdan emir ve fermann el aarak bekliyorum. Hangi surette istihdam emir buyurulursa, naallah ltf-u lh ile muntazrm, Efendim Hazretleri. Btn kardalarmz ayr ayr selm ve hrmetlerini arz ederler." El-Baki Hve'l-Baki Kusurlu talebeniz: Seyyid Salih (zcan)

KML ACAR
Kamil Acar, Van-Muradiye'de dodu. eitli tarihlerde stad ziyaret etti. "stada ilk gidiim" Sene 1952, Haziran ay ve Ramazan'n 12'si idi. Emirda'n Uzun arsndaki Mehmed alkan'n dkknna gittim. 'Ben Van'n Muradiye kazasndan Terzi Kemal Acar'm' dedim. 'Ziyarete mi geldin?' diye sordu. 'Evet' dedim. 'stadmza haber gnderelim kabul ederse grrsnz' dedi. alkan Aabey birisine sylediyse de, 'Ben yeni geldim gidemem' dedi. Baka birisine syledi, o da, 'Ben bu gece hi uyumamm leden sonra gideyim' dedi. Biz ikindi namazna kadar orada kaldk. Namaz klp geldim. alkan Aabey, 'Daha kimse gelmedi' dedi. Sonra otele gittim. Ceven okudum. Bitirdikten sonar, merdivenlerden ayak sesleri geldi. Odadan dar ktm. Baktm alkan Aabey... Beni ard ve beraber darya ktk. Biraz birlikte yrdk, sonra, 'unu takip et' diyerek birisinin arkasndan gitmemi syledi ve kendisi ayrld. nmde birisi ban yere emi yryordu. Onu takip ettim. Birka adm gittikten sonra,

saa dndk. 150-200 metre gittik, bir evin nnde durduk. O zat cebinden bir anahtar kard, beyaz tahtadan yaplm bir kapy at ve ieri girdi. Bana da, 'Gel' dedi ve girdik. Kapy kilitledi. nmze st ak bir salon kmt. Merdivenin yaknnda tahtadan yaplm bir ask vard. zerinde tane ivi vard. "Seni Haydaran aireti yerine kabul ettim..." kimiz beraber, merdivenden yukar, ikinci kata ktk. Kardaki odann kapsn vurdu. 'Gel' demesiyle ieri girdi. Ben de onu takiben girdim. Selm verdim. stad, 'Aleykmsselm' diyerek selmm ald. Elinde Sikke-i Tasdik-i Gayb'yi okuyordu. O talebeye, 'Mangal gtr, atei iyice yansn, i kalmasn' dedi. Kitab kapad, bann zerindeki rafa brakt. Ben gittim, elini ptm. Elini boynuma att, 'Otur' dedi. 'Nereden geliyorsun? smin nedir? Babann ismi nedir?' diye sordu. Ben de, 'smim Kemal, babamn ismi Cemid. Babam, eyh Enver Efendinin mrididir. eyh Enver Efendi ile siz oravanis'te ve Nurin Camiinde iken, babam sizin ziyaretinize gelmi' diye cevap verdim. stad, 'Hangi airettensin?' dedi. Ben de 'Haydaran airetinden, Etmaneki kabilesindenim' dedim. stad, 'Senin ismin Kemal deil, Kmil'dir' dedi ve szlerine devam etti: 'Sen benim 27 senelik talebemsin. Baban da talebelie kabul ettim. Seni btn Haydaran aireti yerine kabul ettim. Her sabah ism-i Azamla sizlere dua ediyorum. Benim bir tane Kmil talebem daha var. Sen de ikinci Kmil'sin. Benim

terzi talebelerim bana ok sadktr.' Daha sonra stad, 'Sen zahmet ekmisin, buraya gelmisin, senin harln vereceim' dedi. Ben de, 'Benim buraya gelecek gidecek kadar param vardr; yalnz beni Risale-i Nura hizmeti yap. Akrabalarm bana para verdiler, buraya geldim' dedim. stadmz bunun zerine, 'Benim bu gnlerde ok masrafm oluyor. Almanya'ya ok eser gnderiyorum. Almanlar, Zlkr mecmuasn balar zerinde tutuyorlar. Benim imdiye kadar 200 lira ile 9 altnm vard. Bu masraar bu parayla yapyorum. Yoksa senin harln verecektim' dedi. Ben, 'stemem' dedim ve Van'daki Molla Hamid, Molla Resul, Molla Yusuf, ayc Emin, aldranl Taceddin ve bizim eski mft Hasan Efendinin selmlarn syledim. stadmz, 'Ben onalar mektup yazamyorum, fakat sen benim canl mektubum olarak gideceksin, onlarla greceksin. Selmlarm syleyeceksin. O havalideki Nur Talebeleriyle muhabere edeceksin. Bana ara sra mektup yazacaksn. Talebelerle sk sk greceksin. Benimle grtn de kimseye sylemeyeceksin. Ben ark ok seviyorum. arka naallah geleceim' dedi. Ben de, 'naallah bekleriz stadm' dedim ve ilve olarak 'Suad'n da selm var' dedim. Suad, stadn kardei Abdlmecid Aabeyin olu idi. Van'da askerdi. Gelirken onu da grmtm. 'Amcamn elini perim, selm syle' demiti. stad, 'Maaallah, demek sen Suad' da grdn, ben daha grmemiim' dedi. Elini pp, dua istedim, ayrldm. Birinci grmem byle oldu.

"stad ikinci ziyaretim" 1953 ylnda, stadla grmeye giderken Urfa'ya uradm. Urfa'da Abdullah Yein ile Hsn Bayram vard. Onlarla grtm. Abdullah Yein, stadmza verilmek zere bana bir mektup verdi. Hsrev Aabeye ait bir miktar da kitap paras emanet etti. Bir arkadala beraber Isparta'ya gittik. Isparta'da Nuri Benli ve Rt akn Aabeylerin adreslerine vardk. Ayn zamanda onlara mektuplayorduk. Bizi oluyla birlikte stadn evine gnderdi. Zbeyir Aabey kapy at. O zamana kadar Zbeyir Aabeyi grmemitim. Fakat mektuplayorduk. smimizi sordu. 'Muradiyeli Terzi Kmil Acar' dedim. Hemen tand, boynuma sarld. Arkadam sordu. Onun da ismi Feyyat't. 'Arkadamdr' dedim. 'stadmza syleyeyim' deyip, yukarya kt. Hemen bizi ard. Gittik. stad Hazretleri, kbleye kar oturmu, bir eyler okuyordu. Elinde kitap yoktu. Elini ptk. 'Oturun' dedi. Elini boynuma att. Arkadamn yzne elini vurdu. Onu da kardelie kabul etti. 'Kardeim, ne var, ne yok?' diye Risale-i Nur'un inkiafn sordu. Ben de Van'dan, Muradiye'den, Diyarbakr'dan, Urfa'dan, Nurun inkiafn anlattm. ok memnun oldu. Abdullah Yein Aabeyin mektubunu verdim. 'Hsrev aabeyi grp, emneti vereceim' dedim. 'Peki' dedi. 'Nereden gideceksin?' dedi. Ben de, 'Nereden emir ederseniz oradan giderim' dedim. 'Sen gidecein yolu syle' dedi. Ben de, 'Erzurum'dan

gideceim' dedim. 'Ar'da (Karakse) eski mebus Ahmed (Alpaslan) Beye ura, (O da daha nce stadla grm) ran'daki muhabereyi temin etti mi diye sor' dedi. 'Talebelerle daima gidi-geli yapsn' diye buyurdu. Oradan biz elini pp ayrldk. "ran'a Risale gnderiyoruz" Ben dnte mebus Ahmed Beyle grtm. 'Biz muhabereyi temin edemedik' dedi. Bana, ran'daki adamn kim olduunu ve adresini verdi. Ben de stadmza mektup yazdm. stadmz, 'Sen oraya kitap gndermeyi temin et' dedi. Ben de bir i dolaysyla pasaport alp gittim. Kaleni (Siyaheme)... Orada eyh Adil ile grtk. 'Ben sana Risale-i Nurlar getireceim, sen bu kitaplar Tahran'a yakn bir ehirde bulunan Seyyid Abdullah'a gndereceksin' dedim. stadmzn eski talebelerinden, Geva'a bal bir kyde kalan Abdulvahab Gazi, Trkiye'den ayrlarak ran'n Katar kazasna gidip yerlemiti. Onu buldum. Abdulvahap Gazi ile, stadmzn gnderdii mektubu Seyyid Abdullah'a gnderdik. Daha sonra, ikinci bir pasaport daha alarak ran'a gittim. Arapa Mesnevi-i Nuriye, arat'l-caz, As-y Musa, Hutbe-i amiye ve bir de stadmzn eskiden matbaada bastrd Arapa Hutbe-i amiye, Hubab, Katre, Nokta birleik bir kitap halinde, onlar da Abdulvahap Gazi

vastas ile Seyyid Abdullah'a gnderdim. Seyyid Abdullah daha sonra, stadmza, kitaplar aldna dair bir mektup yazm. Ben de, eyh Adil'den bu mektubu alp getirdim, stadmza gnderdim. "stad nc defa ziyaretim" Bir gn Denizli'ye gitmem icap etmiti. Giderken Diyarbakr'da Molla Ali'ye rastladm. O da zmir'e gidiyordu. Ben, Isparta'ya urayp stad ziyaret edeceimi syledim. Molla Ali de, 'Ben, Hac Ziya ve Hac Mustafa, mz de stadn ziyaretine gidecektik' dedi. Biz Molla Ali ile trenle gittik, Isparta'da indik. Hac Ziya ile Hac Mustafa'y istasyonda grdk. Drdmz beraber ehre gittik. Ben, 'Drdmz birlikte gitmeyelim, siz nz gidin, ben sonra giderim' dedimse de Hac Ziya srarla, 'Hepimiz beraber gidelim' dedi. Gittik, kapy vurduk. Bayram Aabey at. 'stadmz ok rahatszdr, kimseyi kabul etmiyor' dedi. Kapnn arkasna bir lahika mektubu yaptrmlar. Bayram Yksel onu okudu. u satrlar yazlyd: 'Beni ziyarete gelmektense Risale-i Nur'u okusunlar. Benimle grmek be veya on dakika olabilir. Fakat Risale-i Nur'u okuyanlar her an benimle beraberdir.' Ben hemen dnp, kapdan kmak istedim. Bayram Aabey, isimlerimizi sordu. Ben de, o zamana kadar Bayram Aabeyle ahsen grmemitim; fakat mektuplayorduk. simlerimizi syledik. 'Muradiyeli Kmil sen misin?' dedi. 'Ho gelmisiniz' diyerek ilve etti.

'Durun stadmza syleyeyim' dedi ve yukar kt. Biraz sonra geldi. 'Bekleyiniz, stadmz aaya iniyor' dedi. Biraz sonra stad Hazretelri, Tahir ve Zbeyir Aabeyler koltuklarna girmi olarak aaya doru iniyordu. Ben dier arkadalara, 'Hemen merdivenin ba tarafna kalm, stad Hazretleri aaya inmesin' dedim. Beraber yukar ktk. stadn elini ptk. 'Naslsnz?' diye sordum. stadmz, 'Ben rahatszm. Kimseyi kabul etmiyorum. Zahmet ederek buraya kadar gelmisiniz. Buraya gelmektense, Risale-i Nur okuyun' dedi. Bana, 'Niye geldin?' diye sordu. Ben, 'Denizli'de kardeim askerdir. Hastalanm oraya gideceim' dedim. stad, 'Kardein iyi olur, bir ey olmaz' dedi. 'Buralarda kalmayn, hemen gidin' diye de szlerine ilve etti. "stada ok zahmet verdiniz" O akam vesit olmad iin, otelde kaldk. Gece hepimiz hastalandk. Hemen kalkp Molla Ali ile istasyona gittik. Dierleri otelde kaldlar. Ben Denizli'ye, Molla Ali de zmir'e gitti. Denizli'den dnmde, tekrar Isparta'ya geldim. Rt Aabeyin dkknna gittim. Rt Aabey, 'Ayrlma, Bayram Aabey azk almaya gitti. Gelip stadla geziye gidecekler' dedi. Bayram Aabey geldi. Birlikte giderken, bana, 'Kardeim, siz, stadmza ok zahmet verdiniz. stadmz hasta hasta aaya indirdiniz. stadmz Risale-i Nur'u okumayanlarla grmyor. Senin biraz

Risale-i Nur'a hizmetin olduu iin geldi, sizi grd. Bundan sonra gelince yalnz geliniz. Bakasn getirmeyiniz' dedi. Ben, 'Bunlarla gelmemitim. Yolda grtk, beraber geldik' dedim. eri girdik. stad taksinin iinde oturuyordu. Zbeyir Aabey yanndayd. Ceylan Aabey cam indirmek istedi. stadmz, 'Kapy a' dedi. Beni yanna ald, elini boynuma att. Konutuk. Baz talebeleri sordu. Risale-i Nur'a ait dersleri sordu. Mahkememizi sordu. Ben de kendisine malmat verdim. 'Peki, seni istasyona brakalm' dedi. Ben, 'Otobs bileti aldm, trenle gitmiyorum' dedim ve elini perek ayrldm. Onlar geziye, ben de ehre gittim. Otobsle giderken Eirdir'e uradk. Otobs orada durdu. Bir de baktm ki, Ceylan Aabey beni aryor. 'Niye geldin?' dedi. 'Biz buradan Konya'ya gidiyoruz' dedim ve beni nasl bulduunu sordum. Meerse onlar da Eirdir'e gelmiler. Ceylan Aabey, 'stadmz beni gnderdi. Bak bakalm, Kmil niin gelmi, ren' dedi. Ben de, 'Sizin buraya geleceinizi bilseydim, sizinle buraya kadar gelirdim' dedim. Bylece birbirimizden ayrldk. "Drdnc ziyaretim" stad drdnc defa ziyaretim ise yle oldu: Hac Rait bana, 'stad Hazretlerine gittiin zaman bana da haber et, beraber gidelim. Bensiz gidersen, stada syle, bana dua etsin. ok hastaym. Doktorlara ok param gitti' dedi. Gideceim zaman Hac Rait'e haber

gnderdim, Erci'e geldi, beraber Diyarbakr'a gittik. Sabahleyin Diyarbakr'dan Urfa'ya hareket ederken kardelerden birisi bana, 'Ben, Abdullah Yein Aabeye bir tane su testisi gndereceim, siz gtrn' dedi. Bir tane o ald, bir tane de ben aldm. ki tane su testisini Urfa medresesine gtrdk. O gece Urfa'da kaldk. Sabahleyin Abdullah Yein Aabey, 'Ben bir lgat yazyorum. stadmza mektup yazdm. Lgat hakknda cevap vermedi. Bir de babamdan mektup geldi, annem hastaym, 'Kurban Bayram iin buraya gel' diyor. Bunu ve lgat meselesini stadmza syle bakalm ne diyecek. Lgat yazmann Risale-i Nur nerine bir manii mi var ki, stadmz bizim mektubumuza cevap vermiyor. Bir de memlekete gitmem iin msaade var m? Sor. Bu su testisini de stada gtr' dedi. Ben, 'Gtrmem, stad testiyi ne yapacak?' dedim. Abdullah Aabey, ill gtr diye srar etti. Ben 'Gtrsem de, Abdullah Aabey gnderdi diyeceim' dedim. 'Sen gtr' dedi. Ben de gtrdm. Emirda'a Kurban Bayramnn arifesi gn vardk. Doru alkan Aabeyin dkknna gittik. 'stadmz bugn rahatszdr. Hi kimseyi kabul etmiyor' dedi. O an da Hsn Bayram Aabey geldi. Grtk. 'Ben stadmza syleyeyim' dedi ve gitti. alkan Aabey, 'Hsn'y tanyor musun?' dedi. 'Evet' dedim. 'Urfa'da ok grmz' dedim. Biraz sonra geldi. Bizi ald. stadn yanna gittik. eriye girdik. Selm verdik. Selm ald, bize

iaret etti. 'Oturun' diye. "stad ok hastayd" Kendisi karyolasnda oturmutu. ok rahatszd. Zbeyr Aabey yanmda idi. Konumasn biz anlamyorduk. stad. Zbeyir Aabeye sylyor, Zbeyir Aabey de bize anlatyordu. Bizim sylediimizi de stada sylyordu. Zbeyir Aabey konuurken ok sklyordu, terliyordu. O anda, 'Hsn sen gel' dedi. Zbeyir Aabey kalkp, odasna gitti. Hsn Bayram Aabey, birka kelime konutu. O da sklnca, ben biraz karyolaya doru ilerledim. stad da bana doru biraz yaklat. Ve yle konutu: 'Ben ok hastaym. Konuamyorum. Senin geldiin bana ifa oldu. Ben imdi ok iyiletim.' Ben, 'Kurban, ben neyim ki. Seni Allah iyiletirdi. Benim de ruhumu sana kurban etsin' dedim. stad, 'Hsn bana dedi ki, Kmil gelmi. Ben, 'Lzumsuz, niye gelmi?' dedim. Halbuki ok lzumlu bir i iin gelmisin. Ben kimsenin hediyesini kabul etmiyorum. Fakat senin 50-60 liran kabul edeceim. Ben bu hizmeti kime yaptrsaydm, 50 lira onun masrafn verecektim. Sen kendi paranla bu masraf yapacaksn. O zaman senin 50 liran hediye olarak kabul etmi olacam' dedi. Ben de, 'Kurban, bizim de gayemiz, Risale-i Nura hizmet etmektir. Hizmet yapmak iin buraya gelmiim' dedim. stadmz, Hsn Aabeye, 'Hsn, sen Konya'da, ve Diyarbakr'daki talebelerin, drder aylk, ocuklarnn tayinlerini 35 kurutan hesap et. Kayalar'n ve Abdlmecid'in ocuklarn drt aylk paralar ne tutuyorsa Kmil'e verelim, gtrsn,

versin. Bir de niversite talebelerinin Konferans kitabn da (o zaman daktilo ile yazlmt) Kmil'e verelim. Gtrsn, kardeim Abdlmecid'e versin. Acele Arapaya tercme etsin, bize gndersin. Arabistan'a gndereceim' dedi. Sonra da bana dnerek, 'Konya'da ehir iinde Abdlmecid'in koltuuna sokulma. nk o korkaktr. Evine git, gr. Bu paralar da, ekmekten baka bir eye vermesinler' dedi. "stadm, Hac Rait hastadr, ona dua et" Sonra Hac'nn kim olduunu sordu. Hac Rait kendini tantt. Ben de, 'stadm, Hac Rait hastadr. Ona dua et' dedim. Bir ey demedi. Bir daha dedim, yine bir ey sylemedi. Biraz sonra, bir daha syledim: 'Hac Rait hastadr, dua et.' stad, 'Ben hastaym, hi doktora gitmiyorum' dedi. 'Kurban, Hac Rait de hi doktora gitmiyor. Buraya gelmi, yalnz duanz istiyor. Ona dua et' dedim. stad hafe tebessm ederek, Hsn Aabeye, 'Hsn, ismini yaz, ona sabahleyin sm-i Azamla dua edeyim' dedi. Ben, 'stadm, Urfa'dan iki tane testi getirmitik. Birini Abdullah Aabey size gnderdi. alkan Aabeyin dkkannda' dedim. stad, Hsn Aabeye, 'Onu getir' dedi. Hsn Aabey, yalnz birisini getirmiti. stad, 'kisini de niin getirmedin, bana ok lzumu vard' dedi. Bana, 'Kaa aldn?' dedi. Ben de, '70 kurua aldm' dedim. stad, 'Ben sana 75 kuru vereceim, be kuru da fark veriyorum' dedi. 75 kuruu bana verdi. Bir de tek gm

lira verdi. Hac Rait'e de, 50 kuru verdi. 'Bunu, ekmekten baka bir eye vermesin' dedi. "Bir elifba ile bir lgat yazsn" Ben, Abdullah Yein'in babasndan gelen mektubu syledim. stadmz, 'Gidemez' dedi. 'Bayramda babas Urfa'ya gelsin' buyurdu. 'Bir de lgat yazmas iin cevap vermemisiniz, onun iin ne emir buyurursunuz' dedim. stadmz, 'Hemen bir elifba ile bir lgat yazsn ki, Risale-i Nur okuyucularnn kelimeleri anlamasnda ilk mektep talebesiyle niversite talebesinin fark olmasn' dedi. ki lgat ismi verdi. 'Bunlardan istifade etsin' dedi. (Kmus ve Ather-i Kebir) "Mezarm 3-4 talebemden baka kimse bilmesin" Sonra Hsn'ye, 'Paralar getir, say' dedi. Bir tahta bavulu aarak, iinde bir gm mhr, bir de stadn imzas olan katlanm bir kat paras grnd. stad, 'Ka' dedi 'Yani onu ver. 'Ka' Krte bir kelimedir). stad kad at, bana gstererek: 'Bu benim vasiyetnmemdir. Bu da mhrmdr. ki senedir bunu aryordum, bulamyordum. Bugn bulunduuna gre, vasiyetnmemin Kmil'e okunmasnn lzumu vardr.' Hsn Aabeye, Gzl ver. Kmil'e okuyaym' dedi. Ve okudu: Said'in bir vasiyetnmesidir. Emirda'da vefat edersem, yukar mezarla defnediniz. Isparta'da vefat edersem, orta

mezarla defnediniz. veya drt talebemden mada yerini kimse bilmesin... Hayatm, ziyareti kabul etmedii gibi, memtm hi kabul etmeyecek. Risale-i Nur imdiki gibi, kyamete kadar devam edecek. Risale-i Nur'a tam hizmet edenlerin tediyeleri, Risale-i Nur'un paralarndan, zekt paralarndan temin edilecek.' Risale-i Nur'un 11 talebesinin isimlerini okuyarak syledi. Talebelerden 5-6 tanesinin isimleri aklmda kalm. stad bana; 'Sana tediye vereceim, fakat ihtiyacn yok' dedi. Ben de, 'Kurban, keke ben o kadar Risale-i Nur'un hizmetinde bulunaydm. Tediyeye muhta olaydm. Baka bir ey istemiyorum' dedim. Bana, 'Sen, arkta Hsn gibisin' dedi. Ben, 'Hsn'nn ayann trab olamam' dedim. nebolu'da beraat eden kitaplarn, beraat kararyla raporlarn bana verdi. 'Kendi kitaplarn bununla alrsn' dedi. Ve, 'Benim namma 300 kitap nebolu'da tahsis etmiler. 150'sini sana gndermek iin mektup yazmm. Lahika mektubunu aldm. Kitaplar gelmedi. Aratr' dedi. Elini ptkten sonra stadn yanndan ayrldm. Biraz da Zbeyir Aabeyin odasnda oturduk. Bize Konya adresini verdi, ayrldk. "Son ziyaretim" stad Bedizzaman' beinci defa ziyaret edip, elini pp, duasn alm ise, yle olmutu: 1959'un Aralk ayyd. Muzaffer Kkyldz ile

beraberdik. Afyon'a kadar beraber gittik. Afyon'da Muzaffer'e, 'Ben zmir'e gideceim, sen de Isparta'ya git. stad Hazretleri Eskiehir'deymi. Sen Isparta'da beni bekle, ben oraya geleyim. stad gelmemise, Eskiehir'e gideriz' dedim. Muzaffer, Isparta'ya gitti, ben de zmir'e gittim. zmir'e, o gn Bekir Berk Aabey geldi. Nazilli mahkemesine gitti. Ben de Isparta'ya gittim. Geceleyin Muzaffer beni istasyonda bekliyordu. ner inmez yanma geldi. Bana, 'stadmz bugn buraya geldi, ben gittim yolda grtm, sana selm syledi' dedi. Sabahleyin Muzaffer ile birlikte stadn evine gittik. Sungur Aabey yannda idi. Biz elini ptk. 'Oturun' dedi. Oturduk. Aabeylerin selmlarn syledik. Jandarma Kumandan smail Atay ve Doktor Erturul ismindeki zatlarn Risale-i Nur'u okuduklarn ve derslere geldiklerini syledik. Memnun oldu. simlerini yanna yazd. 'Ben onlara dua ederim' dedi. Benim ve Muzaffer'in analarmzn, babalarmzn isimlerini yazd. 'Onlar da talebelie kabul ettim' dedi. Ben, bir ift tiftik eldiven gtrmtm. stadma verdim. 'Ben myorum. nk yorgana sarlyorum. Bunun size ok lzumu var, tekrar size veriyorum' dedi. Tekrar bana verdi. ran'daki muhabereyi sordu. Ben,'Gelen mektubu size gnderdim' dedim. Kitaplar da gtrp verdim. Sungur Aabeye, 'Bana mektup verdiniz mi?' diye sordu. Sungur Aabey de 'Evet stadm, ran'dan gelen Arapa bir mektubu size okuduk. Siz de cevabn yaznz, dediniz, yazdk' dedi. Ben de, 'Evet, o mektubu aldm, tekrar ran'a gnderdim,

cevabn almadan buraya geldim' dedim. stad, 'Sen Sungur gibisin' dedi ve gzleriyle tebessm ederek gld. Biz de elini pp ayrldk. "Makam Cennet olsun..."

RT MIRMIR
1927'de Kastamonu vilayetimizin nebolu ilesinde dnyaya gelmitir. Denizli hapsinin ileke Nur talebelerinden (Byk ) brahim Mrmr'la amcazadedirler. 1953'te Emirda'da ve 1959'un son Ankara'da, Nur stadla grmeleri olmutur. gnlerinde

Nur manzumesinden mstesna bir menzil olan nebolu beldesini, Nur stad "Kk Isparta" diye, orann Kur'n'a hizmet yolundaki faaliyetlerini iltifatlarla alklamaktadr. Bu irin Karadeniz beldesinden Nur Risalelerine gnl veren Nur erlerinden bir mbarek zat da Rt Mrmr'dr. Belki on be yldan fazla bir zaman aralklarla, Nur stad Bedizzaman' Emirda'da ziyaret hatrasn anlatmt. Bu aziz hatralar az da olsa, tek kelime, tek cmle de olsa tesbit ederek cihana yayma sevdamz, Allah'a kr hi snmeden devam etmektedir. " gndr bekliyordum" Rt Mrmr anlatyordu: stadla ilgili hatralarn yle

1953 senesinde bizim nebolulu Kundurac Sadullah Ylmaz'la birlikte nebolu'dan ktk, Emirda'da bulunan Hazret-i stad Bedizzaman' ziyaret niyetiyle stanbul'a geldik. Oradan Eskiehir'e, oradan da Nur stad Said Nurs Hazretlerinin srgn ehri olan Emirda'a vsl olduk. Daha evvel yola karken Kastamonu'nun kazas, bizim nebolu'ya yakn olan Kre'ye urayarak oradaki Nur Talebelerinden otelci ve bakkal Hac Dursun Efendiden adres ve isimler almtk. Tam gn sren bir yolculuktan sonra Emirda'a vardk. Tarif zerine ekerci brahim Efendi'yi bularak ondan Hazret-i stad sorduk. Onun vastasyla stadmzn huzurlarna kabul edildik. Nur stadmzn menziline girerken, daha kapda iken stad Hazretleri bize yle buyurdu: Ben sizi gndr bekliyordum. misarlerim gelecek diye muntazrdm.' nebolu'dan

Biz kendilerine Kreli Dursun Efendinin selmlarn syledik. Dursun Efendi, 'Biz burada snk kaldk, hizmet edemiyoruz. Nur stad bizlere dua buyursun' diyerek staddan dua istemiti. Bunun zerine stadmz buyurdu ki: Onlar Nur hizmetinde saff- evvel ve ekirdekler hkmndedirler. Onlar kuds Nur hizmetinde sadakat

gstersinler kdir. Onlarn ektii Nur ekirdekleri imdi meyve vermektedir. Onlarn sebat ve gayretleri imdi btn dnyada meyvesini vermektedir.' "Bedizzaman'n neesi" Biz, stad Hazretlerini ziyaret ettiimiz 1953 yllarnda Nur Risalelerini eitli lkelere gnderilmi ve oralardan ok gzel ve msbet haberler gelmiti. Btn dnyada Nurlarn ftuhatlar balamt. Bu ftuhatlardan dolay Hazret-i Bedizzaman ok neeli bir haldeydi. Mtebessim bir hali vard. Eski Nur talebelerine, sadakat ve sebatlarndan dolay ok rabet ve alaka gsteriyordu. Ziyaretimiz srasnda Kur'n'n ve Nurlarn dmanlarndan bahsetti. Somyasnn ba ucunda duran yastnn altndan kocaman bir tabanca kard. Bize gstererek, mtebessim ve cellli bir ed iinde, 'Ben bu silh habbeyi kubbe yapanlara kar saklyorum' dedi ve tekrar yerine koydu. stad Hazretlerinin huzurlarndan nurlu ve ok huzurlu bir eklide ayrldk. Eskiehir'e gitmek iin ok vasta bekledik. Sonralar buday ykl bir kamyon gelmiti. Bizleri almas iin ofre rica ettik. Adamn kamyonuna alt Nur talebesi olarak binmitik. Yolda giderken adam bizlere, 'Efendi Hazretlerinin ziyaretlerinden mi dnyorsunuz?' demiti. Biz de, 'Evet' deyince, adam arabasyla stad

Hazretlerini birok defalar kra gtrdn anlatt. Allah'a binlerce defa krler olsun, bylece stad Hazretlerinin krlara gittii arabayla bizler de seyahat etmitik. Bu srur ve sevin iinde Eskiehir'e vasl olduk. Oradaki Nur dershanesinde birok havac astsubay vard. Onlarla tantk. Uzun yllardr hep bu kuds ve mbarek ziyaretin ok aziz ve tatl hatralaryla yayorum. Bu hatralar anlattka ok byk mnevi bir lezzet duymaktaym. Nur stad Bedizzaman Hazretlerinin huzurlarndayken bana yle buyurmutu: Ben seni yirmi yedi senelik bir Nur talebesi olarak kabul ediyorum.' stad bunlar sylerken, mbarek elleriyle yle yusyuvarlak bir de daire izmiti. O zamanla Aral Abdullah Yein Aabey de yanmzdayd. Daha nceleri de Abdullah Yein Aabey bizim geldiimizi haber verince, stad Hazretleri, 'nebolulular hemen gelsin' diyerek bizleri huzurlarna kabul buyurmutu. "27 Mays' durdurmaya alt" Nur stad Bedizzaman Said Nurs'nin, 1959 senesinin son gnlerinde Ankara'nn Glba mevkiinde yine mbarek ellerini pebilmek saadetine kavumutum.

stad Hazretleri Ankara'daki dindar ve vatanperver milletvekilleriyle grmek iin gelmiti. Fakat emniyet kuvvetleri kendilerini ehre sokmamaya alyorlard. stadmz ziyaret ederek, mbarek ellerini pnce, bizlere, 'Haydi, siz durmayn gidin' demiti. Bizler nden arabayla gidiyorduk, be yz veya bin metre kadar arkadan stad Bedizzaman'n arabas geliyordu. Ben devaml arkaya bakyordum. Ankara yaknlarnda, emniyet kuvvetleri stadn arabasn durdurarak Ankara'ya girmemesini sylediler. Nur stad Bedizzaman ise, 'Ben Ankara'ya dindar milletvekilleriyle grmek iin gelmitim' demiti. Byk stad, deta alt ay sonra kopacak 27 Mays htilalini durdurmak iin rpnyordu, ama gnl gz kr olanlar, ondaki bu hali bir trl anlayamamlard. Allah'a kr, bugn cihana yaylan Nurlarn bayramn hep birlikte seyrederek hamdetmekteyiz

AL DEMREL
1925'te Burdur-Karamanl'da dnyaya geldi. Emekli pilot astsubaydr. Bedizzaman'la mteaddit defalar grmtr. "Risale-i Nurlar Oku ve stad mutlaka ziyaret et" Ben Erzincan'da havac astsubay iken Risale-i Nurlar, arkadam Pilot Baavu mer Halc'dan duymutum. Teksir edilmi eitli Risaleleri onda grm ve okumaya balamtm. Tayinimin Erzincan'dan Diyarbakr'a kmas zerine, Risale-i Nur talebeleriyle tanmam burada oldu. Risale-i Nurlar okumaya balamam ve iman hizmetinin iinde bulunma devrem, Diyarbakr'daki Nur talebelerinin tanmadan itibaren balad. Pilot Astsubay olmam hasebiyle Diyarbakr'dan Eskiehir'e Jet kursuna gitmitim. Bu srada stad grmeye karar verdim. O zamanlar Eskiehirli tarikat eyhi, Muttalip kynden Hac Hilmi Efendinin tarikatna bal idim. Bu sebeple stada gitmeden nce Hac Hilmi

Efendiye uradm. Risale-i Nurlar grdm ve Bedizzaman Said Nurs'yi ziyaret etmek istediimi eyhime anlattm ve bu konudaki grlerini sordum. O da bana, 'Risale-i Nur'lar oku ve stad mutlaka ziyaret et' diye tavsiyede bulundu. Yedi kiilik bir kale ile Eskiehir'den Emirda'a, stad ziyarete gitmitik. Kalemizde; Binba Reat Bey, Yzba Ekrem Bey, Pilot Baavu mer Halc, Saati Muhittin, Elbiseci Mustafa, Hac Hafz Abdullah Efendi (Toprak) vard. stada gideceimiz zaman Hac Hilmi Efendi yeni Hicaz'dan gelmiti. stada gtrmemiz iin, bize tesbih, misvak, koku ve hurma vermiti. Bu mbarek zat, daha nce bir ka sefer stad ziyaret ettiini ifade etmiti. "stad ziyaret ediyoruz" Emirda'a vardmzda Mehmet alkan'n bakkaliye dkknna urayp, oradan da stadn yanna gittik. stad yatakta oturmu vaziyette idi. Duvarda bir cep saati aslyd. Ayrca orta boy bir radyo da duvarda vard. stad, kendisine hediye olarak Hac Hilmi Efendi tarafndan gnderilen hurmalar at. Sekiz tane vard. Biz de stad ile beraber ieride sekiz kii idik. stad, 'Fesbbanallah' dedi.Ve say saydrarak bize hurmalar datt. Say kendine den, hurmalarn en byn almak mecburiyetinde idi. Baz arkadalarmz kn almaya kalktklarnda stad mni oluyor ve en byn almalarn istiyordu.

stad bu hediyelere mukabil bir hediye vermek istedi, etraf aratrd, epeyce aradktan sonra bir tesbih buldu, kard: Tesbih mbarektir, bunu kendisine gtrn, selm syleyin. Kardeim, Hilmi Efendi bir ka defadr benim ziyaretime geliyor, artk gelmesin, ben onun ziyaretine geleceim' dedi. "stad, Hilmi Efendiyi iki kere ziyarete gitti" Bu hadiseden be sene sonra, 1957'de, stad, Hilmi Efendinin hafz cemiyetine dveti zerine, trenle Isparta'dan Eskiehir'e gelerek oradan da Muttalib'e gitti. O zaman kyde ok kalabalk olmu, bir ka bin kii toplanmt. Ertesi sene stad, dvet edildii gnden gn evvel, yine Muttalib'e gitmiti. stadn dvet edildii duyulduu iin, ok byk bir izdiham ve kalabalk olacakt. Fakat stad, 'Benim kandilde Isparta'da bulunmam lzm' diye Muttalib'e ziyareti, gn evvel yaparak geri dnmt. Ben Yldz Oteline gitmitim. Otelde Zbeyir Aabey vard. Bana, stadn Muttalib'e gittiini ve hemen dneceini sylemiti. "Benim gibi 6-7 kii daha olsayd, memleket bu hale gelmezdi" stad yanmzdaki Hafz Abdullah Toprak'a yle diyordu: 'Kardeim Hafz Abdullah, ben tek bama kaldm. Eer benim gibi alt-yedi kii daha olsayd, bu memleket bu hale gelmezdi.

O zamanlarda Ticanilerin menf hareketleri oluyordu. stad onlarn bu hareketlerini hi tasvip etmiyor, bu hdiseler yznden slma zarar geleceine zlyordu. "Ben tayyarecilere dua ediyorum" stadn giyinii ark usul idi. Yanaklar pembe, gzleri maviye alyor, parmaklar ince ve uzundu. Arkadalarmn hepsini tand halde beni yeni gryordu. Bunun zerine mer Halc'ya beni gstererek, 'Bu kim?' dedi. mer Halc, 'Bizim alayda Baavu Ali Demirel' diye cevap verdi. stad da, 'Maaallah, onu talebelie kabul ettim' diye iltifat etti. stad devaml konuuyordu. yle dediini hatrlyorum: Kardalarm, ben nce Risale-i Nur talebelerine, sonra Muttalipilere (yani eyhim Hac Hilmi Efendinin talebelerine. Bunlar da sk sk stad ziyaret ediyorlard), sonra da tayyarecilere dua ediyorum. (Ve biz havaclara dnerek) Kardalarm, lmle kar karya olan kahramandr. Siz kahramansnz. Ben de din kahramanym.' Sonra staddan msaade alarak ayrlmtk. stad Eskiehir'e gelince Yldz Otelinde kalrd. Burada da ziyaretine gitmitim. Beni grnce, 'Sen nerelisin kardam?' dedi. Ben de, 'Burdurluyum' deyince, stad, 'Benim Burdur'da on bin talebem olmas lzmd. Isparta'da on bin talebem vardr. Burdur'da kemiyete ihtiya yok. Keyyet olduu iin sadece on tane vardr.

Binba Asm Bey, Mustafa avu, Abdurrahman Cerraholu' demiti.

Rasih

Hoca,

"Olum Hseyin'i de stada gtrdm" Burdurlu olmam hasebiyle, Isparta'da bulunan stad mteaddit defalar ziyaret etme bahtiyarlnda bulundum. Ben Ankara'dayken byk olum Hseyin'i, babam alp memleketimiz olan Burdur'a gtrmt. Olum Hseyin'i almak iin memlekete gittim. Dnte stad ziyaret edip ylece dnmeye karar verdim. Isparta'ya gittik. O zaman stad Emirda'daym. Isparta'da bulunan Hsrev Aabeyin yanna gittik. Trke arat'l-caz'n eski yaz ile yazlan baz nshalarnn tashih edilmesi iin stada gtrmemi istedi. Isparta'dan Afyon'a getik. Orada bir gece kaldktan sonra, ertesi gn Emirda'a gitmek iin otobse bindik. Vastalar az olduu iin ayn otobsle geri dnmek istiyordum. Onun iin otobs ofrne Emirda'da ne kadar kalacan sordum. ofr bana, 'Hoca Efendiye mi gidiyorsunuz?' diye sormutu. Ben de, 'Evet' demitim. 'Sizi beklerim' demiti. stad ziyarete gidenler ok olduu iin, artk ofr ziyaret maksadyle gidenleri tanyordu. Hrmetkr tavr, stadn o evrede sevildiinin bir iaretiydi. Emirda'da Mehmet alkan'n bakkal dkknna, oradan da stadn yanna gittik. Emaneti verdim. Yanmdaki be yandaki olum Hseyin'e dnerek, 'Bunun ad ne?' dedi. Ben 'Hseyin' dedim. 'Maaallah' dedi ve dua etti. Darya ktmzda Hseyin bana, 'Bu

hocann gzleri niye yeil baba?' diye sordu. Geldiimiz otobsle Afyon'a, oradan Eskiehir zerinden Ankara'ya dndk. "Siz amme hizmeti gryorsunuz" Baka bir seferinde ise Burdur'dan iki hemehrimle stad ziyarete gittik. Arkadalarmdan biri Devlet Demiryollarnda vazifeliydi. stad yanmzdaki trenciye unlar syledi. Kardam, siz mme hizmeti gryorsunuz. Farz namazlarnz klsanz yaptnz vazifeler ibadet hkmne geer.' "stad son ziyaretim" En son ziyaretim, 1959 senesinde, stadn stanbul'a gelii srasnda oldu. 1959 yln 1960'a balayan gnlerdeydi. stad, Piyer Loti Otelinde kalyordu. O zamanki gazetelerden hatrladma gre stad, stanbul'a avukat Bekir Berk Beye veklet vermek iin gelmiti. Ben stadn geldiini duyunca hemen onu ziyaret etmeye gittim. Otele gittiimde otelin kapsnda ve evresinde ok miktarda polis ve gazeteciler vard. Sonradan isminin (Birinci ubeden) Faruk (Eri) olduunu rendiim bir polis memuru, telin ktibi rolne girmiti. Ben kapdan girince, 'Kimi aryorsunuz?' diye sordu. Bedizzaman' grmek istediimi syleyince 'sminizi alaym, telefondan geldiiniz syleyeyim' dedi. Ben polis

olduunu anladm iin, 'smime lzum yok. Birisi sizi grmek istiyor deyin' dedim. O srada arkadam Halil Yr, 'Ali Aabey' diye beni ard. Dolaysyla ismimi renmilerdi. Polisin yannda sonradan Milliyet gazetesi muhabiri olduunu rendiim sivri sakall birisi vard. Ertesi gn Milliyet gazetesi yle yazyordu: 'stanbul tekiltndan olduu anlalan Ali Aabey isminde birisi, en son saat 19:30'da itirazsz kabul olundu.' stadn manev kuvvetinden korkanlar bylece en ufak bir hareketten bir mn karyor, deta bir gizli tekilatn var olduunu gstermek istiyorlard. stadn stne rtmesi iin evden battaniyeye sarl bir yorgan getirdim. O zaman stadn siyah olan emsiyesini bile yeil diye yazmlard. Halbuki battaniyede sadece yeil izgiler vard. Yorgan yeil deildi. Gayeleri stad bir eyhe benzetip onu olmad bir ekilde gstermekti. Yanna gittiimizde 13-14 kiiydik. Hepimizin birden yanna gidiine sinirlenmiti. Ben sizi tek tek kabul edecektim. Neden hepiniz birden geldiniz? Gryorsunuz bu adamlar tezahrattan telaa kaplyor' diye konumutu. O gnk gazetelerde stad gnn konusuydu. Btn gazetelerin ba haberi stad idi. stad iin eitli yalan yanl eyle yazyorlard. "Biz msbet hareket muhafazaya alacaz" edeceiz; asayii

stadn sesi o gn ok kuvvetli kyordu. Yatan

stnde ayaa kalkarak bize 31 Mart hdisesisndeki Divan- Harb-i rf"i'deki mahkeme safahatndan anlatt: Mahkeme Reisi Hurid Paa bana, 'Said sen de mrteciymisin?' diye sordu. Ben de ona, 'Merutiyet bir zmrenin istibdad ise, btn cin ve ins ahid olsun ki ben mrteciyim' dedim. Kardalarm, bir emir versem yz eyh Said gibi Trkiye'yi kartrrm.. Ama bin eyh Said kadar kuvvetimiz de olsa, biz yine msbet hareket edeceiz. Asayii muhafazaya alacaz.' drt gn kalacan ifade etti. Eyb Sultan' ziyaret edeceini syledi. Maalesef ertesi gn gazeteciler yatt odann balkonuna kp namaz klarken resmini ekmilerdi. stad buna sinirlenip, beklemeden Ankara'ya dnd. "Ben seni vekil tayin ettim" Avukat Bekir Berk'e yle dediini de sylemeden geemeyeceim. stad, Bekir Beye sefer tekrar ile, 'Ben seni vekil tayin ettim' demiti. Sonra Bekir Berk Beyi., stadn vefatndan on sene sonraya kadar Risale-i Nur'un fahr avukatln yaptn gznne getirirsek, stadn szlerindeki incelik meydana kar. "Benim bu hatralarm, bu dnyadaki en byk sermayemdir. Bedizzaman Said Nurs gibi bir slm kahramann gr baz sohbetlerinde bulunmam en byk mutluktur bana."

MUSTAFA SEVLEN
1953 senesinde Eskiehir'deydik. Dn merasimi yapld. Daha sonra belediye reisi ve jandarma kumandan, 'Misarlerimize kasabay gezdirelim' dediler. "stad sadece beni ziyaretine kabul etmiti" Aslen Emirdal olan bir komumuzun Emirda'da bir dn vard. Dne biz de katldk. 1953 senesinde Eskiehir'deydik. Dn merasimi yapld. Daha sonra belediye reisi ve jandarma kumandan, 'Misarlerimize kasabay gezdirelim' dediler. Emirda' gezerken, meydana nazr eski bir ahap evin kapsnn nnde durduk. Belediye reisi, kapnn nndeki gen ocua, 'Eskiehir'den gelen ok kymetli misarlerimiz var, stad ziyaret etmek istiyorlar' dedi. simlerimizi bir kda yazdlar. eri isimlerimizi gtren delikanl az sonra kp geldi. 'stadmz hepinizden Allah raz olusun, diyor. Hepinize kranlarn bildiriyor. Aynen ziyaret etmi gibi kabul ediyor. Dua ediyor, dualarnz bekliyor' dedikten sonra,

elindeki listeye bakarak, 'Mustafa Sevilen Bey kimdir?' diye sordu. 'Benim' dedim. Yanmda bulunan olum Fercilem, o zaman drt yandayd, elinden tutarak, stadn huzuruna alndk. "Bunlar benden ne istiyorlar?" Basit bir odada demir karyola zerinde oturuyordu. Banda bir agel vard. Gzlerinden deta zekavet oklar fkryordu. Kenarda bir masa zerinde kitaplar ve Kur'n- Kerim ciltleri, ba ucunda iki tane ksteklerinden aslm saat vard. Saatlerden birisi yeni, dieri eski Trkeydi. stadn zayf, nahif, mbarek ellerinden ptk. Berhudar olun evldm' diye buyurdu. buuk saat huzurunda kaldk. Halk Partisinden ikyet etti. 'Bunlar benden ne istiyorlar? Zannediyorlar ki, ben elimi kaldrmakla memleket alt st olacak. Ben gazete okumuyorum, radyo dinlemiyorum, sadece Kur'n okuyorum' diye anlatt. "Kelepelerin nasl aldn sordum" Sebilrread mecmuasnda, stadn genlik senelerinde Mardin'de jandarmalarla srgn edilmesinin tafsilatn okumutum. Yazda, namaz vakti girince stad, namaz iin kelepelerin zlmesini istiyor, fakat jandarmalar kelepeleri amyorlar. Bunun zerine Gen Said

kelepeleri bir mendil gibi aarak yere atp, abdest almak iin emeye yneliyor. Jandarmalar, 'Aman efendimiz bizi affedin, biz imdiye kadar sizin muhafznz idik, bundan sonra hizmetkrnzz' diyerek tekrar tekrar af ve zr diliyorlar. Ben bu hdiseyi kendilerinden sordum. Bana u cevab lutfettiler: Beyefendi olum, ben Hazret-i Kur'n' kendime rehber etmi, Allah'a tevecch etmi bir kimseyim. Hakikaten byle bir hdise bamdan gemiti. Kbleye dnp, dua ettim, sonra bir de baktm kelepeler alm. Kelepeleri jandarmaya verdiim zaman jandarma korktu.' stadla uzun sohbetlerimiz oldu. O gzler.. O gzler.. Projektr gibi parlyordu.. Yldrm gibi.. Belaat, fesahat, talkat.. Zek oklar fkryordu. Ya yetmiten fazlayd, fakat zindeydi, mantk silsilesi tam mkemmeldi... "Bu ocuk ileride byk adam olacak" Arz- veda etmek iin ayaa kalktm, eline sarldm. Karyoladan indi, takunyalarn giydi. Oda kapsna kadar bizi getirdi. Olum Fecrilem'e derinden derine yle bir nazar etti. Sonra bana dnerek: Bu ocuk ileride byk bir adam olacak, yalnz sen buna dini de ret' diye buyurdu. Elini ptk, ocuuma dua etti.

Seneler sonra olum, stadn dua ve himmetiyle 541 tp uzman arasnda yaplan imtihanda birincilik kazand. Olumun bu muvaffakiyetini Tercman gazetesi yle haber vermiti: Trkiye'nin en gen doentlerinden apa Tp Fakltesi retim yesi Dr. Fecrilem Sevilen, 36 devlete mensup 541 tp uzmann katld imtihanda, en yksek puan alarak Ne York Hastahenesi retim yeliine tayin edildi.' stadn duasyla, yce himmetiyle bugnleri gsteren Allah'a hamd senalar olsun." Hoca'ya mersiye Seyf-i mcelly takp beline. Srdn kheylan moskof eline. Serdin seccadeyi iman seline, Karanlk kalblerin nurusun Hocam. Cephede kahraman, ilimde umman, Selm eder sana meknla zaman. perken alnmdan o yce Sultan Karanlk kalblerin nurusun Hocam. Farab, Mevlna kalksa mezardan, Hisseyb olurdu senin nurundan, Fark yok uaksn imdi hezardan. Karanlk kalblerin nurusun Hocam. Dmanlar rm olur senin karnda.

Bir baka gne var senin arnda. Nur-u lh ki, parlar banda. Karanlk kalblerin nurusun Hocam... Mustafa Sevilen 30 Mays 1980-Fenerbahe

MUSTAFA EKMEK
1940'da ankr'nn Ilgaz kazasnda dodu. Mteaddit defalar Bedizzaman' ziyaret etti. "stad ziyarete meveretle karar veriliyordu" 1954 senesinde stanbul'a gelmitim. Maksadm hafzlm tamamlamakt. nceleri biraz hafzla alm, ancak tamamlayamamtm. Rstem paa Camii imamndan ders almaya baladm. Bu arada geimimi temin etmek iin de bir ite almam gerekiyordu. Cami cemaatndan bazlarna bu arzumu sylemitim. O srada Abdurrahman Tan ile tantm. Meer o da dindar bir ii aryormu. Derken onun dkknnda almaya baladm. Abdurrahman Aabey bana, stad ve Risale-i Nur'u anlatt. Elime ilk aldm eser, teksir ile yazlm Kk Szler idi. Bu kitab frsat bulduka okuyor ve okuyunca da byk manev haz ve lezzet alyordum. Bir mddet sonra Abdurrahman Tan, Sleymaniye Kirazl Mescid Sokanda bir bina satn ald ve bir katn hizmete tahsis etti. Ben oradaki derslere frsat bulduka devam ediyor, Risale-i Nur'lar okuyordum.

stad grme arzum gnden gne artyordu. Ancak o zaman stad ziyaret, meveretle oluyordu. Gitmek isteyenler sraya konuluyor, sras gelince gidiyordu. Gidenlerin ou da vazife icab gidiyordu. Her isteyenin, istedii an stad ziyaret etmesi mmkn deildi. Zaten stad da, sebepsiz yere kendisini ziyaret edenlere kzard. "Genler ancak Risale-i muhafaza edebilirler" Nurla imanlarn

Ziyaret sras bana geldiinde Eskiehir'e kadar trenle gittim. Emirda otobs Yldz Otelinin yanndan kalkyordu. Otobse oradan binmitim. Meer, benim oradan getiim esnada, stad da orada imi. Emirda'a vardmda, doruca Mehmet alkan Amcann dkknna gittim. stadn Eskiehir'de olduunu ve akama dneceini sylediler. Beni dkkna yakn bir otele yerletirdiler. Akama doru stad geldi. O gece otelde nasl sabahladm bilemiyorum. Sanyorum, bir saat bile uyumamtm. O zaman Mustafa Acet Emirda'da imamd. Sabah namazndan sonra gelip beni alacak ve stada gtrecekti. Fakat ben sabredip onu bekleyemedim. arda birka tur attktan sonra stadn evinin zilini aldm. Kapy Zbeyir Aabey at. Cidd, vakur ve temiz bir grn vard. Nereden geldiimi sordu. 'stanbul' deyince bir dakika beklememi syledi ve kapy kapayp ieriye girdi. Biraz sonra 'Buyurun, kardeim' diyerek beni ieri ald.

stadn yanna girdik. Mberek ellerini pp oturdum. stad yata zerinde oturuyordu. fade edemeyeceim kadar mes'ud ve huzurlu bir an yayordum. stad ismimi, memleketimi ve nereden geldiimi sordu. Memleketimin Ilgaz olduunu syleyince stad, 'Tanmyorum' dedi. Zbeyir Aabey her ne kadar tarif ettiyse de, stad tanmadn sylyordu. Sonra anne ve babam sordu ve yle dedi: 'Seni talebelie kabul ediyorum. Onlara mektup yaz, bana dua etsinler. Ben de sabah namazlarnda onlara dua edeceim.' stad daha sonra, 'Yazn var m?' diye sordu. Cevaben yazabildiimi syleyince yle buyurdu: Bu zamanda genler Risale-i Nur'a ok muhtatrlar. Bilhassa stanbul gibi yerlerde genler, ancak Risale-i Nur ile imanlarn muhafaza edebilirler.' Ne zaman geldiimi sordu. Ben de, 'Dn siz Eskiehir'de iken geldim' diye cevap verdim. Bana yol paras vermek iin, iinde bozuk paralar olan bir kk torba kard. Fakat ben kabul etmedim. 'Madem dn ben Eskiehir'de iken siz buraya gelmisiniz. Eskiehir'den bu tarafa yol masrafnz vereceim' diye srar etti. Ben de almamak zere srar edince, torbay kard yere koydu. stad bana hitaben, 'Seni biraz daha yanmda tutardm, ama benim yaknda mahkemem var' dedi. Ben, yanlarnda daha fazla kalabileceimi zannediyordum. O esnada Zbeyir Aabey, 'stadm, araba kalkyor' dedi. Hemen Zbeyir Aabeyle birlikte arabaya doru yrdk. Tam

kalkaca srada arabay yakaladk. Ancak bir kiilik yer vard. Bindim, tam hareket edecei srada, u anda ismini hatrlayamadm bir gen koa koa geldi ve bana stadn u cmlelerini nakletti: 'Ben imdi Ilgaz' tandm. Ilgaz'da ok talebem vardr.' Hikmetini bilemediim bu szler karsnda ok armtm. stanbul'a gelinceye kadar, stad ziyaret etmenin verdii srr ve heyecan yaadm. "Risale-i Nuru okusanz yz istifadeniz olur" stad ikinci ziyaretim 1958 senesinnin yaz mevsiminde oldu. stanbul'dan Halil Yrr'le birlikte trenle yola ktk. stad o zaman Isparta'da idi. Isparta'da Rt akn Aabeyin dkknna gittik. Bayram Aabey bizi alp stadn yanna gtrd. nce Tahir, Mustafa Sungur, Zbeyir, Bayram ve Ceyln Aabeylerin kald odada bir mddet sohbet ettikten sonra stad bizi ard. stadn yanna vardmzda ok hiddetliydi. Bize yle hitap etti: 'Niye ahsm ziyarete geliyorsunuz? Benim yerime Risale-i Nur'u okuyunuz. Beni grnce bir istifadeniz oluyorsa, Risale-i Nur'u okursanz yz istifadeniz olur.' nceki ziyaretimizde olduu gibi, yine anne ve babamz sordu. 'Valideyniniz sizi Risale-i Nur'a vermi' dedi. stanbul'a dnnce de, Gnenli Mehmed Efendi, Sinan Omur ve Mcellit Halil'e selmlarn iletmemizi syledi.

"Seni dershaneye vekil ediyorum" nc ziyaretim 1959 senesinde olmutu. Sleymaniye dershanesinin sahibi merhum Abdurrahman Tan ile beraber gitmitik. Yanmzda da o zaman matbaada yeni tab edilmil olan Hanmlar Rehberi vard. Isparta'ya ulatmzda, hamamda bir boy abdesti aldktan sonra stadn ziyaretine gitmek zere Abdurrahman Aabey ile anlatk ve doruca hamama gittik. Ancak tam soyunduumuz srada birisi gelerek, hamamcdan stanbul'dan gelenleri sordu. O da bizi gsterdi. Gelen zt, 'stad sizi bekliyor, hemen gidelim' dedi. Abdest ln almadan stadn kald eve gittik. Orada bulunan aabeyler, 'Kardeim, stad sizi bekliyordu. Siz gecikince de namaza durdu' dediler. Namaz dima vaktinde klan stad, o gn bizim iin birka dakika tehir etmiti. Aabeyler, 'Siz de hemen namaznz kln ki, stad arnca hemen giresiniz' dediler. Biz namazmz kldktan sonra, bir hayli de sohbet ettik. stadn namazdan sonra tesbihat ve virdleri uzun zaman almt. stad namazn ve tesbihatn bitirdikten sonra bizi ard. Elini pp oturduk. Tekrar ismimizi ve memleketimizi sordu. Bana dnerek, 'Seni dershaneye vekil ediyorum' dedi. Abdurrahman Tan'a da, 'Seni hanmlara vekil ediyorum' dedi. stadn vefatndan sonra merhum Abdurrahman Tan

bir minibs ald ve onunla hanm kardelerimizi derslere gtrp getirmeye balad. Allah, staddan ve Abdurrahman Aabeyden raz olsun ve gani gani rahmet eylesin

GIYASEDDN EMRE
1919'da Bitlis'te dodu. 1954'te Mu'tan bamsz, 1957'de de DP'den milletvekili olarak seildi. Kendi dilinden hayat Nur Klliyat Melli Bedizzaman'n binlerce talebe ve dostlarndan birisi de Mu eski milletvekillerinden Gyaseddin Emre'dir. Kendileri, Bedizzaman'la olan hatralarn anlatmadan evvel, yine kendi lisanndan hayatn ylece hlasa etmektedir: 1919'da Bitlis'te dodum. Cumhuriyetten sonra vilyet merkezinde Arapa tedrisatn mmkn olamayacan dnen ailemiz, Mutki'nin Ohin ve Bulank'n Dokuzpnar kyne yerlemiti. O zamandan sonra buralarda Arapa tedrisata hi ara verilmedi. Ben kk yata mektebe gitmek istedimse de pederim raz olmad. lk Arapa dersimi pederim eyh Maruf Efendiden aldm. Daha sonra dersimi eyh Aladdin Efendinin yannda bitirdim.

1954'te ya tashihi yaparak Mu'tan bamsz milletvekili seildim. 1957'de ise Demokrat Partinin listesinden tekrar seilerek Meclis'e girdim. Fakat 1960 ihtilali ile Yassada'ya dtk. Siyas haklarmz elimizden alnd. Be yl hapis cezasna arptrldm. "1969'da kardeim Kasm Emre'yi bamsz olarak milletvekili setirdim. 1977'de kardeim, Adalet Partisi listesinden Mu milletvekili oldu. Ben de stanbul'dan AP aday olmutum." Gyaseddin Bey, kendisi hakknda bu bilgileri verdikten sonra Bedizzaman Said Nurs ile alakal hatralarn da yle anlatmaktadr: "Bedizzaman' bizim tarimiz, ummandan ald katrelere benzer" bir kuun

Bizim gibilerin Bedizzaman misli ahsiyetlerden bahsetmesi kolay bir ey deildir. O derece byk bir ahsiyetin sfatlarn tdt, trif gcmzn ok stndedir. nk ylesine zevat, kat' surette bizim gibilerin tavsif ve trinin hududuna smazlar. Onun ok daha tesinde bir trif gerektirir. Bizim trimiz, deta bir kuun ummandan ald katrelere benzer. Btn bunlara ramen, kendi sohbetlerinde zamanlar olsun, kendilerinden kudretim nisbetinde istifade edebildiim hususlar olsun, ilemden, pederimden ve byk amcam eyh Aleddin Efendi Hazretlerinden kendisi hakknda syleyen szler olsun hfzamda kald kadar ile sylemeye alacam.

Biliyorsunuz ki, Bedizzaman Nurs kyndendir. Nurs, Bitlis'e bal sarp bir yerde ve derenin iinde bir kydr. Fakat insan bakmndan ok mnbittir, byk insanlar kmtr. Bilhassa Bedizzaman'n mensup olduu bir ileyi yetitirmitir. Bedizzaman'n kardelerinin her birisi de, birer dehdr. Ama Bedizzaman ortada olduu iindir ki, onlar pek fazla hret ve reva bulamamlardr. Yoksa kardeleri de her birisi ayr bir kymet, ayr bir meziyet, ayr bir dehdrlar. Onun aabeyi, benim dedemin yannda okumu, onun talebesidir. Ayrca Bitlis'teki Faruk Tekkesi sahibi olan eyh Fethullah Efendi gibi byk bir limin de talebesidir. Aabeyi, Hoca Abdullah Efendi, dedemin yannda okuduu iin, Molla Said de bir mddet eyh Fethullah Efendinin rahle-i tedrisinde bulunmutur. eyh Fethullah'n yannda okuduu zamanlar, enterasan hdiseler cereyan etmitir. "Molla Said ileride din-i slma byk hizmetler yapacaktr" eyh Fethullah Efendinin yannda bulunan byk limlerden Hoca Abdlkerim, bir gn eyh Fethullah Efendiye, Kurban (Efendim Hazretleri), nedir bunu bu kadar ok martyorsunuz, her kitaptan bir iki ders verip geiyorsunuz? ocuk zek, ama byle olunca maracak, byle yapmayn' diye ikazda bulunmu, Fethullah Efendi

ise, Sen benim Said'ime karma! O ileride din-i slma byk hizmetler yapacaktr' diye cevap vermi. O ekilde Molla Cmi'ye kadar okur. Tabi, zz'den Molla Cmi'ye kadarki kitaplar, -drt senede bitmez; fakat o, iki- ay gibi ksa bir zamanda okuyup bitiriyor. "Bedizzaman'n giyimi byk bir airet reisinin giyimini andryordu" O zaman Bedizzaman'n giyimi ok garip bir ekildeymi. Byk bir kamas ve haneri varm. irvan taraarnda ve irvan Beylerinin giydii alvar, epik giyiyormu (orann tbiriyle sylyorum). Banda klah, klahn etrafnda o zaman byk iret reislerinin balarna sardklar ipekli sarglar varm, yani lim giyiminde deil, byk bir iret reisinin giyiminde birisi... O zaman ya da ok genmi. stad, dedemin yannda okuduu zaman, hem byk amcam eyh Aleddin, hem de pederim daha kk yataymlar. Dedem, Hicr 1317'de vefat etti. Tabi son zamanlarda birbirleri ile merref olamadlar. Ancak vastalarla, gelen gidenlerle haberlemilerdi. Selm ve hrmetlerini, bylece birbirlerini gnderme imknn bulabilmilerdi. Biliyorsunuz, 1950'ye kadar zaten ok skyd. Doudan birisinin kalkp onun yanna gelmesi ok zordu. Zaten bizimkileri brakmyorlard. stanbul'a gelseler dahi, ziyaretine gitmeye brakmazlard. Hatta amcam eyh

Aleddin Efendinin bir-iki kere grmek iin teebbs olmutur. Ankara'ya kadar gelmi, ondan sonra geri gnderilmitir. Zaten onlar da 1950'den evvel tarassut altndaydlar. 1949'un Kasmnda eyh Aleddin Efendi de vefat etti. Pederim ise, 1975'de ok yal bulunduu halde vefat etti. "stad ziyaret et" 1954'te bamsz milletvekili olarak seildikten sonra Ankara'ya gitmek zere pederime veda ederken bana ilk tavsiyesi, 'Gittiin zaman mutlaka benim yerime Bedizzaman' ziyaret et ve benim yerime elini p, hrmetlerimi bildir' demesi oldu. Ben de hemen Ankara'ya geldikten birka gn sonra, daha evvel kendisiyle tantm Said Kker ve Gmhane Milletvekili Ekrem Ocakl ile dostluk kurmutum. Bir gn kendilerine, 'Ben Bedizzaman Hazretlerini ziyarete gideceim, sizler de terif eder misiniz?' dedim. 'Hay hay, memnuniyetle' dediler. lk ziyaretimiz byle oldu. "Ekrem Ocakl ve Said Kker'le birlikte stada gidiyoruz" mz beraber gittik. Kendisi Emirda'dayd. Emirda'da bakkal bir karde vard. Aklmda kaldna gre, ancak onlar vastasyla kendilerini ziyaret edebileceimizi sylemilerdi. Taksiye bindik, ofrle de sabah gidip akam dneceiz, diye konumutuk. Sabahleyin kalktk, Eskiehir yolu

zerinden, le namazndan evvel, Emirda'a yetitik. Bedizzaman Hazretlerinin evi arnn ortasndayd. Bakkal kardeler biraz daha yukardaydlar. Bakkallarn kapsnda durduk. Kim olduumuzu sylemeden ieriye girdik. Nereden geldiimizi sylemeden, ben konumaya baladm: 'Efendim, biz misariz. Bedizzaman'la grmek imknn bize salar msnz?' Onlar da, 'On be gnden beri rahatsz olduklarndan kimseyle grmyorlar' dediler. Daha cevaplarn bitirmeden banda beyaz takkeyle bir gen talebe ieri girdi ve 'Bedizzaman Hazretleri misarlerini bekliyor' dedi. Tabi bu hali grnce biz de ardk, adamcazlar da ard. Fakat adamlar daha nce stadn bu gibi harikulde hasletlerini, meziyetlerini bildikleri iin bizim kadar armadlar. Yani aknlk dediimiz, sevin aknl, muhabbet aknl desem, daha doru olur. Kapsnn nne vardmz zaman onlar benden yal olduklar iin, 'Buyurun, siz nde gidin' dedim, fakat Ekrem Bey, 'Hayr bu devlet, dedeniz sayesinde oldu. Sen nde git! On be gnden beri misar kabul etmedii halde, imdi niden bizi kabul ettiine gre, dedenizden okuduu iin, onun yz suyu hrmetine bizi kabul etti. Sen nde git, size belki iltifatlar olur, biz de sayenizde iltifatlarna mazhar oluruz' dedi. "stad, 'Gyas Gyas' diye beni kucaklad" Ben nde olmak zere ieriye girdik. Bir karyolann zerinde oturuyordu. Mekke ve Medine'de byk zatlarn

giydii ve Libde denilen bir beyaz elbisesi, banda bir amamesi (sar) vard. eri girer girmez aniden kalkt, geldi ve beni kucaklad: Ben oktan beri rahatszdm. Sabahtan beri, bir ferahlk duymutum, ama nereden bileyim ki, benim stadmn torunu gelip, beni ziyaret edecek.' Ondan sonra 'Gyas Gyas!' diye beni kucaklad. Sonra Ekrem Bey ziyaret etti. '(nne ekremekm indallahi etkkm) naallah Ekrem, muttakilerdendir' dedi. Hakikaten rahmetli Ekrem Bey, muttaki bir zatt. smini de bylece belirtti. Sonra Said Bey ziyaret etti. (Fe minhm akiyyun ve said) yet-i kerimesini okudu. 'naallah Said'im de, Saidlerdendir...' dedi. Tabi o anda bu ekilde bir hitaba mazhar olduumuz iin, kendimizden gemi bir ekilde oturduk. "Pe pee arabann lstii patlad" Balad sohbet etmeye, le namaznn vakti geldi. le namazn kldk, ondan sonra tekrar sohbet ettik. kindi namazna kadar. kindi namazndan sonra, 'Allah'a smarladk' diyerek ayrlmak istedik. Dediler: 'Gitmezseniz, eer bu gece burada kalrsanz (otelin ismini u anda hatrlayamyorum) yolun zerinde iyi bir otel var. Milletvekilleri de o otelde kalyorlar. Orada kalabilirsiniz.' Msaade isteyip ayrlrken, tekrar, 'ayet gitmezseniz, o otelde kalabilirsiniz' deyiverdiler. Ama biz kalmak niyetinde deildik tabi... Elini ptk, ayrldk.

Arabayla otelin nne kadar geldik. Otel, yolun zerindeydi. Biz Eskiehir'den Ankara'ya gidecektik. Orada arabann lastii patlad. ofr, uraa uraa bir saatte zor yapt. Gne de batmak zereydi. Tam arabaya bindik. Anahtar evirmeden ikinci lastik patlad. Ekrem Bey, 'Biz ok aptal insanlarz. Zat- Muhterem, ayet gitmezseniz bu otelde kaln, sabahleyin Gyaseddin beni grsn, ziyaret etsin!' dedi. Bize kalacamz otelin ismini bile syledi, araba otelin nnden gitmiyor, biz zorla arabay gtrmek istiyoruz. Arabaya emir etmi, gidemeyiz. Eer yola yaya revan olacaksak gidelim. Ama ben gelmeyeceim, imkn yok!' dedi. Bylece o gece orada kaldk. Sabah namazndan sonra bir talebe beni otelden alarak stadn huzuruna gtrd. "lhiyat Dekan Mehmed Karasan'la birlikte stada gidiyoruz" Bundan sonra ziyaretlerim devam etti. Hatta bir defasnda Mehmed Karasan vard. lhiyat Fakltesi dekan idi. Sonradan Denizli milletvekili oldu, kendisiyle ok samimi olduk. O sralarda Tanci Bey isimli Tunuslu bir profesr vard. O izne ayrlnca yerine ben derslere girdiim sralarda, bir ara Karasan'n odasnda oturuyordum, birka profesr daha oradayd. Mehmed Karasan, Bedizzaman'dan yobaz-mobaz diye bahsetti. O zaman kendisine dndm ve: Siz onun eserlerini okudunuz veya kendisini grdkten sonra m bu kanaata vardnz? Yoksa bakasnn telkini ile

mi bu kanaata vardnz? Ama siz bir ilim adam, msbet ilim erbab olarak (kendisi felsefe profesr idi) tetkikler sonucu bu kanaata varmsanz mesele yok. Felsef nokta-i nazardan olabilir, tabii... ' dedim. Adam, benim Bedizzaman'la mnasebetimin olduunu bilmiyordu. Fakat mebus olduumu biliyordu. Siz,' dedi, 'tanr msnz Bedizzaman'?' Tabii mbalaasz, hiz olduu faziletlerini ve vasarn izah ettim. 'Bu vasara sahip bir din limimizdir' dedim. yle ise ziyaretine gittiiniz zaman, beni de gtrn' dedi. Hay hay' dedim. Mehmed Beyi gtrdm zaman ok iyi hatrlyorum. ok dikkat etmitim. Mehmed Beyle elini pp oturduk. deta ben kendisine nceden sylemiim gibi Mehmed Bey felsefe profesrdr, diye ilk olarak felsefeden balad, deryalar gibi dalgaland. Hristiyan felsefesi ve Maddiyun felsefesinden bahsetti. Sonra felsefeden tasavvufa, slm tasavvufuna geti. Tasavvuftan da tarikata geti, bahsi (tasavvuf-tarikat-felsefe) birbirine balad. Biz yanndan ayrldmz zaman Mehmed Beyin itiraf u olmutu: Allah senden raz olsun, bizi yle bir limin yanna gtrdn ki, bizim bildiklerimizi bizden ok daha iyi biliyor. Bizim bilmediimiz ok ey var ki, o biliyor, fakat bizim bildiklerimizi sahih olarak, bizim branmzdan daha

iyi biliyor.' Mehmed Beyin bu szlerine mukabil, Efendim, o zaman kabul ediyorsunuz ki, bakalarnn yanl telkini ile menf kanaata sahip olmusunuz' dediimde, 'Evet! Kabul ediyorum' dedi. "Bedizzaman' gren ve konuan, materyalist bile olsa, men kirlerden kurtulurdu" Herhangi bir kimse, materyalist de olsa, Bedizzaman Hazretlerini grmek teebbsnde bulunup, kendilerini grseydi, mutlaka o men kirlerden kurtulurdu. Mkemmel, drt ba mamur bir insan olurdu. Uzaktan onun aleyhinde konuanlar vard, onlara bir diyeceim yoktur. Bylesine byk bir din limi, tabii ok abuk ve vakitsiz bir zamanda gitti. Yani daha arzu ettii nesil yetimemiti. Bilirsiniz Merhum Abdlhamid'in hal'inden sonra, hatta byk Mustafa Reid Paadan bu yana Avrupada dinsiz bir nesil yetimiti. Halk Partisi ise bunlar i bana getirmek, yani devletin idaresini bunlarn eline vermek suretiyle, bu iin tatbikats olmutu. 1946'dan sonra slm hayat biraz serbest olmutur. Bir ocuk din terbiyeyi ailesinden alr, evresinden alr, neriyatndan alr. ocuklar bu yeri de kaybetmilerdir. Binde bir din terbiyeyi ailesinden alanlar dahi, bu terbiyeyi sokanda, mektebinde ve neriyatnda kaybetmitir. Bylesine bir milleti bu ekilde slmdan uzaklatrrken, dier taraftan cebir kullanarak da

slmdan koparmaya almlardr. Bu din dmanl dneminde maneviyatn, dinini kurtaranlar, btn kuvvetini Bedizzaman Hazretlerinin yazm olduu kitaplardan almlardr. nk o zaman ne madd, ne de manev hibir imkn yoktu. Fakat ok partili hayata getikten sonra, biraz msamaha gsterildi ve o kitaplar da nisbeten serbest okunmaya baland. Dier sahalarda da din tedrisat balad ve hamd olsun bugn 50 yandan aa, yksek tahsil yapm birok dindar insanlar mevcuttur. "Nur talebelerinin hizmetleri bitmeyecektir" Bedizzaman'n bu konuda ok mjdesi vardr. Bu bakmdan ne kadar kt cereyanlar olursa olsun yine mitvarz. Malm, zaman zaman, bilhassa 1960'dan sonraki bu kt cereyanlar grdmz zaman, bazen mitsizlie dyorduk. Fakat Bedizzaman'n bir sz vard, bana sylemiti, onu hatrladm zaman tekrar bir midin iine giriyorum. Risale-i Nur talebelerinin hizmetleri bitmeyecektir. Mutlaka Trkiye'de din-i mbine hizmet edecek bir idre i bana gelecektir. Nur talebeleri bunda muvaffak olacaklardr!' Bunu hatrladm zaman teselli buluyor, mitvar oluyorum. "Bedizzaman derdi" Menderes'e, 'Din kahraman'

Bedizzaman Hazretlerinin Adnan Menderes'e mteaddit defa, 'Din kahraman' diye buyurduklarna ahit olmuumdur. Adnan Menderes bir din kahramandr. Dine byk hizmetleri olmutur ve olacaktr. Fakat Adnan Bey arzu ettii hizmetinin semeresini gremeyecektir. Benim de dine hizmetim olmutur, ketm etmeyeyim... Ama ben de hizmetimin semeresini, Adnan Bey gibi gremeyeceim. Her ikimizin de hizmetlerimizin semeresi, ileride grlecektir' demilerdi. Bunu hatrladm zaman bir inirah, bir ferahlk duyuyorum. Bir kere Risale-i Nur talebeleri, yani Bedizzaman'dan ilham alm olanlarn hizmetleri bakalarnkinden farkldr. "Nur talebelerinde riya yok" yle ki: Bir defa madd bir menfaat yok, ihlas var. Hizmetlerinde benlik yok... Hani bir hizmet yaptklar zaman, 'Bu hizmeti, ben yaptm' diye ucbe dmyorlar. Bedizzaman'n talebelerinde riya yok, Riya, ucb ve madd menfaat hrs olmad iin, stelik ihls da olduundan, hizmetleri tesirli ve faydal oluyor. Bu hizmet, o gnden bu gne kadar olduu gibi, inaallah bu gnden sonra da devam ve inkiaf edecektir. Hangi tarafta ve hangi sahada hizmet etmilerse o sahada ve o tarafta muvaffak olmulardr, Nur talebeleri vurucu, krc bir zmre deildirler ve bu gibi hallerden tamamen uzaktrlar. Btn

bunlara ramen, yalnz manev bir kuvvetle, ihls kuvveti ile btn rakiplerini de malp ediyorlar. "stad Ankara'ya gelince nn ortal ayaa kaldrmt" stad Ankara'ya geldiinde Beyrut Palas Otelinde, 22 numaral odada kalyordu. smet Paa, Bedizzaman'n Ankara'ya geldiini duymutu. Ama nasl gelmiti, amamesiyle, saryla... O zamanlar dindar nesil pek yoktu. Yeni bir nesil olumaya balamt. Bedizzaman'n Ankara'ya gelmesinden Cumhuriyet, Milliyet gazetelerinde olduka telal bir ekilde bahsedilmiti. Bedizzaman, Beyrut Palas Otelinde bulunduu bir srada smet Paa Meclis'te bir konuma yapt: 'Siz eriat hortlatyorsunuz, irticay hortlatyorsunuz. Bedizzaman' gezdiriyorsunuz...' Sonra Adnan Menderes bu iddialara yle cevap vermiti: "Menderes'in stad mdafaas" Allah akna, Paa niin bu kadar dinden, dindarlardan rahatsz oluyor, leceini bilmiyor mu? imdiye kadar kendisine ne zararlar dokunmu? Btn hayatn dine vakfetmi bir pir-i fniden ne istiyor? Niin eziyetinden holanyor, niin meakkat ekmesinden holanyor, niye bu kadar dine ve dindarlara kardr, anlayamyorum?' Bundan sonra Paa ikinci defa krsye kt ve: Efendim siz, Atatrklerle istihza ediyorsunuz. yle

zaman gelecek ki, sizi ben dahi kurtaramayacam' dedi. Bunun zerine DP grubu galeyana gelmiti. "Menderes, stada tazimatlarn arz etmemi istedi" Ben stadn ziyaretine gittiim zamanlar, Kim ve Akis dergileri vard. Benim resmimi kapak ksmna koymulard... stad o zaman Dr. Tahsin Tola'nn evine gitmi, otelden ayrlmlard. Tabi cereyan eden hdiseler zerine biz de ok mteessir olduk. stad ziyarete gitmek zere bulunuyordum ki, Adnan Beyin beni ardn sylediler, yanna gittim. Menderes: Tzimatlarm kendilerine arz et. Bu adamlarn kard hdiseleri biliyorsunuz. Bu hengmeler bitsin. Ben bizzat seyahatlarna devam etmesi iin, kendilerine haber gnderirim' dedi. "O din kahraman iin, bu sefer gideceim" stad ziyarete gittiimde, yataklarnda hdiseleri duymu ve mteessir olmulard. uzanm,

Kapy aar amaz kalkt, yine, 'Gyas! Gyas!' diye hitap etti ve beni kucaklad. Dedim: 'Kurban! Adnan Beyin selmlar var, ellerinden per ve ricaen: O bizden daha iyi biliyor. Bu Halk Partililer,

bir hayli hdise kardlar, stad Hazretlerini de rahatsz ettiler. Terif etsinler, istirahat etsinler, hava sknet bulsun, ben kendilerine haber veririm, derler.' Baktm, stadn gzleri prl prl nur sayordu, ayaa kalkt: 'Bak Gyaseddin! Sana sylyorum. Trkiye'yi balarna ykarm, yalnz o din kahraman iin bu sefer gideceim' dedi. Tabii ben, onun o heybetinden hi konumadm artk. Menderes'in ricalarn kabul etmiti. Saat bir olmutu, Babakanla gittim. Adnan Bey beni bekliyordu. stadn ne dediini sorunca, ben, 'Beni kzdrmasnlar, yoksa Trkiye'yi balarna ykarm; yalnz o din kahraman iin bu sefer dneceim' dediini kendisine syledim, Adnan Bey memnun oldu. stad, doru Isparta'ya gitti. O zaman da, zaten 'Douya lmek iin gidiyorum' demiti. Birka gn sonra malm seferini yapt, Urfa'da vefat etti. "stad Urfa'da vefat etmiti" imdi vefatn anlataym: stad Urfa'da vefat etti. Vali hemen kaldrlmasn istiyordu. Talebeleri bana telefon ettiler. 'Etraftan gelen kardelerimiz var, onun iin cenaze biraz bekletilsin' diye. Ben, valiye telefon ettim ve 'Efendim, vefat eden zat benim bymdr, beni bekleyin, ben gelmeden kaldrmayn' dedim. Fakat Vali, iki- saat sonra bana telefon etti: 'Efendim, siz kaldrmayn diyorsunuz, Bakan

Efendi (Namk Gedik) ise, hemen kaldrlsn diyor, ben arada kaldm ne yapaym?' dedi. "Namk Gedik'le kavga ediyoruz" Namk Gedik, imanl bir zatt, fakat korkuyordu. Mesel yle enteresan ki, halk tarafndan dindar bir parti olarak bilinen DP'nin iinde, ancak 10-15 mebus namaz klyordu. Yani bir muvazene unsuru yoktu. Kalktm gittim, Namk Gedik'in odasna. 'Namk,' dedim, 'Daym vefat etmi, ben gidip cenazesinde bulunacam, yani bir milletvekili gidip, byk daysnn cenazesinde bulunmayacak m?' dedim. 'Efendim' dedi, 'ok kalabalk olacak. Hdiseler olacak. Grmyor musun, Halk Partisi mensuplarnn yaptklarn?' te o zaman aramz almt, sandalyeyi falan kaldrdm. Milliyet, Cumhuriyet ok yaygara etmilerdi. Hatta Bedizzaman'n halifesi demilerdi. Keke hizmetkr olabilseydim. Sonra ben uakla gittim, cenazesine yetitim. Allah bizi o byk insanlarn efaatinden mahrum etmesin. Efendim, Tevk leri, Mslman, mtedeyyin bir zatt... Namk Gedik, mutekid, ama ihmalkr... "Tevk leri, Namk Gedik'i stada gtrmek istemiti" Tevk leri, 'Gel seni bir zatn ziyaretine gtreyim' diyor Namk Gedik'e. Tevk leri'nin gayesi; Gedik'in, stad grmesi. nk onu grp te kalbine slm bir his

gelmemesi mmkn deil. Yani ben tahmin ediyorum ki, kilisedeki bir papaz gelip onu grse idi, belki Mslman olurdu. "Bunlarn namaznda, sahabi namaz konusu var" Bir sefer, Bekir Berk Mu'a geldiinde bizim evde namaz klyorlar. 'Bunlar kim?' diye sordu benim peder. 'Bedizzaman'n talebeleridir' dedim. O zaman dikkatle bakp yle demiti: 'Bunlarn namaznda sahabi namaz kokusu var.' Ve hadis okumutu. (Melen: mmetimden bir frka var ki, onlar kymete kadar hak zerine gideceklerdir.) 'O taife bunlardr ite. Nur talebeleri...' demiti. "Siz Meclis'te bulunduka mukaddesat aleyhinde konuamaz" kimse kp

1957 seimlerinde benimle imtiza etmeyen birtakm DP'liler vard. slmiyetten uzak idiler. Beni n seimlere sokmak istiyorlard. O zaman ben Adnan Beye gittim. 'Ben n seime lan girmem. Bamsz seileyim, tekrar DP'ye gireyim' dedim. Adnan Bey kabul etmedi. Listeyi size verelim, siz tanzim edin' demiti. Benimle genel merkez arasnda anlamazlk olduundan, milletvekilliinden feragat etmeyi dndm ve istiare iin stada gittim. Ona anlattm meseleyi. Bizim memlekette bizden zengin ve tahsilliler ok. Halkn bizi semesindeki gaye, bizden mnev hizmetler

bekledii iindir' dedim. DP'nin en kuvvetli devresinde, ben bamsz olarak 8 bin oy fark ile seilmitim. stad yle cevap vermiti: Ben Mks Beylerin yannda okurken, onlarn Ermenilerden hizmetkrlar vard. Talebeler, Ermenilerden bahsettikleri zaman etrafna bakarlar ylece konuurlard. Binaenaleyh siz de, Meclis'te bulunmakla, kimse kp mukaddesat aleyhinde konuamaz. Sadece bunun iin de olsa giriniz!' demiti. Ve ben de bylece kabul ettim. stad Hazretlerinin dua eceresi vard. Ben kalbimden geiriyordum. 'Keke onun o husus duasna mazhar olsam' diye. Bir gn giderken bana 'Gyas, sizin ailenizden Fethullah Efendi Hazretlerine ve Aleddin Efendiye dua ediyorum, nc olarak da seni duama alyorum' demiti. "Ben birok zahmetler, skntlar ektim. Yassada'da zor gnler geirdim. Fakat inanyorum ki, stadn duas bizim bu zahmetleri atlatmamza sebep oldu."

MUSTAFA KIRIKI
12 Nisan 1926 tarihinde Konya-Bozkr ilesinin Sopran (Badurdu) kynde dnyaya geldi. 12 Ekim 1959'da retmenlikten istifa etti. ubat 1968'de tekrar vazifeye dnd. 1971 tarihinde stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesine girdi ve 20 Mart 1979'da stanbul mam Hatip Lisesi Edebiyat retmeni iken emekli oldu. 1960'dan sonra Nur, Bedilbeyan, Bedizzaman gibi gazeteler yaynlad. "Risale-i Nur'dan nce" lkokulu, nahiyemiz olan Ahrl'nn blge yatlsnda bitirdikten sonra, 1940 ylnn Temmuz ortasnda Eskiehir-ifteler Ky Enstitsnde tahsile baladm. Burada be sene, yazl kl, i arlkl almalardan sonra kendi kyme retmen tayin edildim. Enstitde sistem, 'ky kalknmas ve kyn canlandrlmas' zerine bina edildiinden, bizler de o genlik yllarmzda btn kuvvetimizle, ayn dav uruna olaanst gayretlerde bulunuyorduk. Her eyde olduu gibi, mezkr sistemin de elbette

menfaatli ve mazarratl ynleri vard. Bir defa en byk eksiimiz, maneviyat ve bilgi ynnden, hemen hemen tamamiyle bo ve noksan braklm olmamzd. Gya bizler, ar ziraat ileriyle birlikte, inaat, marangozluk, demircilik gibi san'at almalarnda maharetler kazanp, bu sanatlar ve maharetlerimizi de ayn alma temposu ierisinde kylye ve ky ocuklarna aktarm olacaktk. Bizlere verilen arazileri de, atmz ve arabamzla yine kendimiz ekip biecek ve mahsul alacaktk. Tabii bu tutmad ve olmad. nk i, bir vasta ve alet olmas lzm gelirken vasta olmaktan karlp; gaye ve maksat haline getirildii iin ok mahzurlar grld ve o sistemden, ksa bir zaman sonra vazgeildi. Ben kymde iken, ta talebeliimden gelen bir okuma merak ile, o zamann neriyatndan gazete ve mecmualarn hemen hepsini gzden geiriyordum. Fakat bunlar, imdiki zamana gre pek mahdut ve dar bir daireye mnhasr idi. Hele o zamanlarda, imdiki kitap neriyatnn belki binde biri de meydanda yoktu. Bilhassa dini sahada hibir bilgiye ve malmata sahip deildim. Her ne oldu ise, 1950'den sonar her eit eser, bilhassa gazete ve mecmualar olmak zere, ortala cokun bir sel gibi yaylmaya balad. O sralarda benim kriyatma yeni bir ufuk aan milliyeti gazeteler ve dergiler olmutur. Onlardan bilhassa haftalk Orkun mecmuasnn zerimdeki tesirlerini hi unutamam.

"Risale-i Nur ile temas" Bedizzaman Said Nursi ismini ve Risale-i Nur'u zannediyorum ilk defa yine kendi kymde iken Serdengeti mecmuasndan rendim, bu mecmuay da devaml takip ediyordum. Derginin Austos 1952 tarih ve 17 sayl resimli kapanda, 'Said Nursi 20. Asr Karanln Delerken' bal ile beraber bir de yle bir drtlk vard. k neredesin, zuhur et, biz seni bekliyoruz. Yllardr yollarnda yorgun, emekliyoruz. Musa ol! Hakka yksel, tecelli et de Tur'a; Zulmet yklsn gitsin, cihan garkolsun Nura. O sralarda, Eref Edib'in yazd Tarihe kitab da elime gemiti. Osman Yksel'in, Ankara'da kald yere kadar giderek, stad hakknda kendisinden hem bilgi edindim, hem de Risalelerden tane teksir edilmi kk kitap aldm. Bunlar man Hakikatlar, Nur Aleminin Bir Anahtar gibi risalelerdi. Bu risaleleri kendisine niversiteli talebelerin getirdiini ve isteyenlere vermesini sylediklerini de anlatarak kitaplar, saklad yerden, yani ktphanesinin arka yerlerinden karp bana vermiti. Ben ondan,stadn btn eserlerini soruyor ve istiyordum. Yine ayn gnlerde, Ankara'dan Eskiehir zeri stanbul'a gideceimi anlatmam zerine, bana, Eskiehir'de saat iki kardein adresini verdi ve onlardan klliyat elde edebileceimi syledi. Bunlar, saat iki karde, merhum kr ve Muhittin Yrten isimli ok kymetli iki Nur

talebesiydi ve ikisi bir dkknda beraber alyorlard. Eskiehir'de kendilerini buldum. Nurlarn tamamn almak iin geldiimi anlatnca beni ok ho karladlar. Ben de dorusu byle berrak simal ve Nur karakterli kimselerin yannda ok duygulandm. kr ve Muhittin kardelerden eski ve yeni yazl olmak zere ne bulabildimse, hepsi teksir birok kitap aldm. Bunlardan nebolu teksiri, iki ciltlik As-y Musa hl elimdedir. Eskiehir'de bana, Sleymaniye-Kirazl Mescit Sokandaki 46 nolu adresi de bildirdiler. stanbul'a gelince 46'daki Ahmed Aytimur'dan da birok kitap alp bavulumu doldurdum. Risaleleri incelemeye balamtm. Bilhassa yaz tatilinin uzun gnlerinde hi usanmadan zevkle okuyordum. Askerlik hizmetinden sonra Akehir'in Atsz ky retmenliine tayinim yapld. Zaten yedek subaylk hizmet sresinin yedi sekiz ayn da orada geirmitim. Merhum Bekir Berk de daha nce Akehir'de avukatlk yapyordu. Merhumun kendisi ile tanmamz, Trk Milliyetiler Derneinin 1952 ylnda Ankara'daki byk kurultaynda olmutu. Akehir'de, kader bizi yeniden birletirmiti. Mesai vakitlerinin dnda hemen her gn bir araya gelir, uzun sohbetler ederdik, yiyip imemiz dahi ok vakit beraber olurdu. te orada iken, yani Atsz kynde retmen iken, bir Cuma sabah ki, hi unutmam, 1955 Aralk 31. gndr, evde bir boy abdesti alp Akehir'den Eskiehir tarafna

giden bir otobse atladm ve Emirda'a geldim. Bedizzaman' ziyaret edecektim. Akehir'den hediye olarak bir de lokum kutusu elimde idi. arda etrafma baknyor ve kimseyi tanmyordum. Byk Camiin yaknnda, genie bir manifatura maazas ve iinde de banda beresi olan bir ahs gzme iliti. Meer bu, merhum brahim Kantar imi. Selm verip dkkna girdim ve kendisine niin geldiimi anlattm. Kantar bana, 'te evi' diye dkknn kar tarafnda eski, basit bir evi gsterdi. Ve stadn ok hasta olduunu, ziyareti kabul etmediini de ilve etti. 'Ama yine de bir haber edelim, hizmetisi Konyal Zbeyir imdi buralardan geer, ona syleriz' dedi. Biraz oturduktan sonra merhum Zbeyir Aabey geldi. Dkknda o da bana, stadn hasta olduunu anlatarak, gidip kendisi ile greceini ve orada benim biraz beklememi syleyip ayrld. Beni heyecan sarmt, az sonra Zbeyir Aabey dnd. stadn bana selm gnderdiini, 'Benim iin, on tane hocadan daha ehemmiyetlidir,' dediini ifade ile, imdi halinin msait olmad iin gremeyeceini, 'ama ileride inaallah greceiz' szlerini bana nakletti. Ben de; stad grmeden gitmek istemediimi kendisine srarla ve tekrarla ifade ediyordum. Sonra yle bir yol buldu, dedi ki: Kardeim, bugn Cuma, stad, her zaman kmaz, ama naallah bu Cuma camiye kar, sen de orada grm olursun.' Ben erkenden abdest alp, ar Camiinin st mahfelinde stadn gelecei yerin yanna oturdum ve

beklemeye baladm. Camide vaaz veriliyordu, cemaat dolmutu, tam ezan okunaca esnada, oturan cemaat birden ayaa kalkt; dnp baktm, Koca Sultan, o bilinen cbbesi ve sar ile ve btn hametiyle camiin st mahfeline gelmi ve cemaat da ona hrmeten ayaa kalkmt. Yannda Zbeyir Aabey vard, o anda gzm, sanki Yavuz Sultan Selim Hann canl misalini gryor gibiydi. Gelip tam yanma oturdu. Namazlar klnd, sonra dar kan halk, onun geecei caddenin iki yanna diziliyordu. Ben de aralarna katldm. stad, sa eli gsnde halk selmlayarak ar ar yryp gitti. Ben de kendisini ite o zaman rahata seyretme imknn bulmu oldum. Bylece, Emirda'da daha fazla kalmadan, ayn gn yine otobsle Akehir'deki evime dndm. "stad ziyaretlerim" 1956 senesinden itibaren stad bazen Isparta'da, bazen Emirda'da olmak zere toplam on defa ziyaret ettim. Gittiim her yolculuu, sekiz oldu, on oldu diye sayardm. retmenliimi de Akehir'den, Konya'nn Llebahe ve sonra da Evderee okullarna naklettirmitim. Buralarda iken, bilhassa son iki sene kaldm Evderee'de, Risale-i Nur'a tam dalm ve Nur Talebeleriyle de irtibata gemitim. Her drt ayda bir stada gidiyor manevi feyizler alyordum. lk Isparta seyahatimde stad evinin d kapsnda dar kma zere iken grp elini ptm. Orada ayak zeri iken bana, Risale-i Nur'un Berlin niversitesinde okunduunu

anlatarak, bam svazlad ve yanndakilere de, beni Hsrev'e gtrmelerini syledi. Gittik, Hsrev Aabey, evinde bana deta prl prl parldayan bir evliya suretinde grnd. Tahmin ediyorum, iki saat kadar nasihatlarn ve sohbetlerini dinledim ve ok duygulandm. Daha sonraki ziyaretlerimde stad, hep kendi odasnda ve karyolas zerindeki mtevaz yatakta oturmu gryordum. Bizlerle konuurken, ba ucunda bir iki yastk, ayak ve bacak ksmlarn rten temiz bir yorgan gze arpard. Kendisini ekser ziyaretlerimde daima neeli ve tebessm eder vaziyette grdm. Hi ask ehreli ve atk kal grmedim, sanki ho ve gzel bir ku gibi idi. oka elini pmek iin yaklatmda, hemen efkatle kucaklar ya alnmdan veya boynumdan perdi. imdi ben burada o mbarein, mteaddit ziyaretlerimde sylediklerinden ancak aklmda kalabilenlerden bir ksmna iaret etmeye alacam. "staddan dinlediklerim" Kardei Abdlmecid Efendi Konya'da oturduu iin, bizi grnce hemen onu sorar ve onun iyilik haberlerini beklerdi. Ben de zaten Abdlmecid Efendi ile tam temasta olduum iin, stada gideceimi nceden Hoca Efendiye syler, selmn gtrrdm. Birka defa staddan; Abdlmecid'i on be sene okuttuunu, imdi onun gibi bir lim ne Trkiye'de ne de Msr'da yoktur, dediini iittim. lk ziyaretlerimde; bu acizi de talebeleri iine aldn ve

dualarna dahil ettiini tebir ile, 'Ben talebelerimin yalnz kendilerini deil, onlarn ana babalarn ve dier yaknlarn da dualarma alyorum' buyurmutu. Birka defa, Said Gecegezen'le beraber gittik. stad bizi omuz omuza beraber grnce ok sevinirdi. Bir defasnda, Mfessir Mehmet Vehbi'nin, Risale-i Nur'u ok takdir ettiini syleyerek, ahfadndan olanlar selm gnderdi. Baka bir vakitte Emirda'da, 'Mevleviler, ehl-i dallete mtemadiyen tokat vuruyorlar. Konya'da bulunan Mevlevilere selmm syle' demiti. Ayrca, 'Feyzi'ye selm ediyorum' diye Feyzi Halc'ya da selm gndermiti. Ayn yllarda, Mehmed Kayalar'n hizmetleri ok aaalyd, stad da onu ok seviyordu ki, belki drt ziyaretlerimde ondan, 'Kahraman Kayalar' diye sitayile bahsettiine ahit oldum. Hatt yanndakilere, 'Getirin Kayalarn yazd mektubu, okuyun kardeime' buyurup, 'Kayalar da Konyal' demiti. Ben, stada yaplan bed muamelelerden dolay Menderes'e hiddetlenip, oka da tenkidde bulunuyordum. Bir gn Emirda'daki odasnda stad, bana, 'Kardeim, Menderes bize taraftardr; benimle grmek iin bana iki mebus gnderdi, fakat ben kabul etmedim' dedi. retmen A. Hamdi Savl Ispartal olduu iin, yaz tatili gnlerinde stadn derslerine devam ediyordu. Ben de ona imrendiim iin bir Isparta ziyaretimde, yaz tatilinden istifade ile bir mddet yanlarnda kalmak istediimi syledim. stad, 'Hayr olmaz' dedi. 'Eer sen Konya'da

olmasa idin, Hamdi'yi oraya gnderirdim' diyerek kabul etmedi. Gazetelerde stada ve Nur talebelerine iftira ve satama yazlar oka neredilirdi. Benim de bunlara kar, o zamann Hr Adam gazetesinde birka tane makale eklinde yazlarm yaynlanmt. Herhalde stad bunlardan haberdar olmal ki, bir gn Emirda'da, yazlarmn devam edip etmediini sordu. 'Yazmyorum' deyince, 'Hayr, yaz, yaz' buyurmulard. Konya'dan bir bayram gn, merhum Dr. Sadullah Nutku, Said Gecegezen, Osman Yldz ile beraber be kiilik bir grup halinde, bir taksi ile Emirda'a gidip stadn odasnda kabul edildik. stad, yine karyolasnda bizlere hitaben, 'Ben bayramlarda kimse ile grmyordum, Isparta'dan da bu sebeple buraya gelmitim, ama imdi sizleri, Seydiehir ve havalisi namna kabul ediyorum' demiti. O sra yine bizlere, yzne fazla bakmamamz ihtarla, nazardan kendisinin rahatsz olduunu ilve etmiti. "Hizmetin iindeyim" stada ve Nurlara nsiyetim arttka, kendimi hizmetin iinde hissediyordum. Btn megalemi ve faaliyetimi Nur Risalelerini okumaya ve yaymaya sarf etmekte idim. Ankara'da byk mecmualarn matbaalarda basm iine de balanmt. Sk sk Ankara'ya gidiyor, orada alan faal Nur talebeleri ile tanp bazen gnlerce yanlarnda kalarak

hizmete yardmc oluyordum. Hatt, Mektubat'n ilk basks yaplrken noktalama iinde bir nebze, merhum Atf Ural'la beraber almtm. Zbeyir, Sungur, Ceylan ve Abdullah Yein'in hallerini ok beenir, kendimin de onlar gibi her ii brakarak, btn varlmla Risale-i Nur'la almay arzuluyordum. Nurun daktilo yazcs hava binba Merhum Hayri Beyi, btn malzemesi ile birlikte bir gn gizlice Evderee'ye gtrdm, oturduum lojmann bir odasn da kendisine tahsis ettim. Orada birka ay alarak, byk Tarihe-i Hayat'n eski yazl paralarn daktilo ile yeni yazya evirdi. Ben de noktalama ilerini yaptm, sonra hazrlanan ksmlar paralar halinde Ankara'ya ulatrdk. "Ben oktan beri bir Mustafa bekliyordum" Zannediyorum, 1958 senesi idi. stad ziyaret iin Isparta'ya gitmitim. stad, o srada hizmetilerin hepsi Ankara'da hapis olduklar iin, evinde yalnz kalmt. Geri evin sofas ile teki odalarnda Mustafa Gl Aabeyle, Kk Ali Aabey de gzme ilimilerdi. Fakat onlar , ziyaretim esnasnda stadn odasnda bulunmadklar iin ben, stadla ba baa kalmtm. Bana, yanndaki yardmc ve hizmetilerini hapse koymaktaki maksadn, 'kendisini yalnz brakarak mkl bir vaziyete sokmak' olduunu anlatt. Ayrlmak iin ben ayaa kalknca, stad da kalkt, bu hi grmediim bir haldi, benimle beraber odasnn kapsna kadar beraber geldi, orada bana yle dediini hi unutamam: 'Ben

oktan beri bir Mustafa bekliyordum, meer o Mustafa senmisin.' "Risale-i Nura mani olan Valiye stadn selm" 1959 ylnda, Diyarbakr bata olmak zere, Nurlarn camilerde okunmasna balanmt. Bizler de Konya'da ayn hareketin iine girdik. Fakat, Vali Cemil Keleolu, bizlere, camilerde byle aikre okutturmamak iin, polis kanalndan olanca gc ile her trl bask ve tazyikat icra etmekteydi. ok tahkir ve hakaretlere maruz kalrdk. Hatt bir ksm arkadalarmz da, bu sebeplerle karakollarda defalarca dvlp tartaklanmtr. Buna ramen hibirimizde ne korku, ne de bir ylgnlk eseri grlmemitir. Dr. Sadullah Nutku, bu hengmede stadn ziyaretine gitmiti. stad, Nutku'ya, 'Madem ki Konya gibi dindar bir ehrin valisidir, o valiye selm veriyorum' diye, Keleolu'na selm gndermiti. Sadullah Bey, 'Ben, byle bir adama bu selm nasl syleyebilirim' endiesi ile biraz tereddtten sonra, bizlerin de srar ile, Valinin makam odasna girdi ve selm tebli etti. Vali Bey, hibir ey demeden sadece Sadullah Nutku'nun yzne bakmakla yetinmi. Bunu Sadullah Bey, yanndan ktktan sonra bize anlatt. "retmenlikten istifa, hizmette istihdam" Ben de, retmenlikten ayrlarak, kendimi tamamyla Nur hizmetine vermek dncesine kaplmtm. Arkadalarmn bir ksm buna taraftar deillerdi. Bir gn,

valilikten bana resmi bir yaz geldi, yazda bir husus iin makama gelmem isteniyordu. Belirtilen gnde Vali Beyin makam odasna girdim. Merhum Cemil Bey, biraz asabi ve hiddetli idi. Bana, hangi hakla camilerde risale okuduumu ve maksadmn ne olduunu sordu. Kendimiz iin okuduumuzu ve arzu edenlerin de istifadesinden baka bir maksadmz olmadn ifade edince, Vali Bey daha da fkelendi; 'Ey arkada, btn kuvvetimle peindeyim... Anladn m?' dedi ve kmam syledi. Bir mddet sonra da bana, Abdurreit (Evderee) okulundaki vazifemden, Yunak kazasna bal Honaml Ky Okulu retmenliine naklen tayin edildiime dair kararname tebli edildi. Buna, 'stifam iin iyi bir sebeptir' diye sevindim. Fakat, yine arkadalarmdan bir ksm, 'stada danmadan istifa etme' diyorlard. Ben kesin kararl olduum halde, arkadalarm krmamak iin Said Gecegezen'le Isparta'ya gittik. Az nce stadn Emirda'a hareket ettiini sylediler; hemen arkasndan bir kamyonla biz de yola koyulduk ve Emirda'a ulatk. stadn evinde Zbeyir Aabey'le karlatk, yannda baka kimse yoktu. Vaziyeti kendisine anlattk. O da bizlere glerek, stadn biraz nce Eskiehir'e gittiini, ayrlrken de kendisine, 'Benim misarlerim gelecek, benim yerime onlarla konuasn diye seni brakyorum' dediini anlatt. Bize yemek hazrlad, uzun uzadya konuup, ta akam vakitlerine kadar ho sohbetler ettik. Hem anladk ki, stad, kimsenin dnyevi ilerine karmak istemiyordu.

"stada ryalarm tabir ettiriyordum" 12 Ekim 1959 tarihli istifa dilekemi valilik makamna verdim. Dilekenin bir suretini de, o zaman mam Hatip talebesi olan Ahmet Gm'le stada gnderdim. stad, dilekeyi yanndakilere okutur ve 'Aferin zaten Konya'ya yle bir kahraman lzmd' diye iltifatta bulunur. Byle olduunu, yanndaki hizmetkrlar, o vakit, 'stifanamenizi stadmza okuduk, stadmz da byle dedi' diye bana bir mektupla bildirmilerdi. Evderee'deki almalarmz ok feyizli gemiti. Orada iken grdm ryalar dahi stada yazar, tabirlerini isterdim. stad da ksa cevaplar ile hayra yorard. Bunlardan, o vakitlerde dokuz yanda bulunan masum kk kzm Aye'nin bir Ramazan sabah grd rya ise ok manidard. Onu da stada yazmtm. Aye'nin ryasnda, stadla Peygamber Efendimiz beraber olarak bizim eve gelmiler, Aye'nin vastasyla byk ve kk olmak zere, iki nevi yazl ktlar datmamz iin bizlere gndermilerdi. stad, bu ryaya kar, 'naallah o Aye dahi, aynen Said'in haremi gibi imana hizmet edecek' buyurmutu. te o Aye imdi, el'an yirmi seneden beri, Kur'an Kursu hocas olarak hizmette olup talebe yetitirmektedir. Hem, ryann bir dier ksmnn da tabiri, aynen km, stad, birka ay sonra evimize terif buyurmulard. "Abdlmecid Efendi ile grmelerim" stifadan sonra, retmen lojmann boaltm, Said Gecegezen'in maddi yardm ve desteiyle ehir

merkezinde gzel bir evi kira ile tutup tanmtm. Btn almalaramz, kardeler arasnda gzel bir henk ve tenast ierisinde devam ediyordu. stad dahi yanna gelenlere oka Konya'dan sitayile bahsedermi. Yeni evime Abdlmecid Efeninin bir defa terif ettiklerini hatrlyorum. Fakat ben kendilerini evlerinde fazlaca ziyaret ederdim. Konya'dan Isparta'ya, stada gittiini de ok sonra rendim. Bir sohbetlerinde, stadn kendisine, 'Abdlmecid, merak etme, mrn uzundur. Ben ka sene yaarsam sen de tam benim kadar yaayacaksn' dediini nee ile anlatr, Hazret, 'daha mrm ok' diye ilve ederdi. Hakikaten mukadderat da yle teclli etti. stad 1293 doumlu olarak 1960 ylnda vefat etti. Abdlmecid Efendi de yine Rume 1300 doumlu ve 7 ya fark ile, mildi 1967 senesinde staddan tam yedi sene sonra vefat etti. Bir defa kendisine, ilk stanbul seyahatinde stadn yannda olup olmadn sordum. 'Evet, yannda beraber idim' dedi. Van'dan karayolu ile Trabzon'a, oradan da denizyolu ile stanbul'a geldiklerini ve uradklar her yerde kendilerini valilerin, paalarn misar ettiklerini sylemiti. stad, Abdlmecid'e Kamus-u Okyanus kitabn uzatr. 'A bir yerini Abdlmecid' der. Sonra kitab stad eline alp alan sahifeye bir gz atar, tekrar kitab takip etmesi iin Abdlmecid'e verir ve takib ettirir. Abdlmecid, 'Alan yerin sanki fotorafn alm gibi, btn sahifeyi noksansz olarak takr takr ezberden okudu ve hibir yerinde de yanlmad' diye hayretle anlatmt.

"Son Ankara, Konya ve stanbul ziyaretleri" stad, mrnn son aylar ierisinde bu ehre ni ziyaretler yapt. Sonra anlald ki, bunlar aslnda birer veda ziyaretiymi. lk ziyareti, Ankara'ya 1959 senesi Kasm aynn son gnnde vuku buldu. Bunu o gnlerin gazeteleri yazd, bizler de okuduk. Fakat bu hal, o zamana kadar 30-40 seneden beri dar kmam veya kartlmam bir ahs hakknda yeni yaygaralara da vesile oldu. "stadn Konya'ya gelii" Bizler, stadn Konya'ya geleceini bir gn nceden haber almtk. stad, 9 Aralk 1959 aramba gn leye yakn Mevlna Trbesine gelecekti. Bu haber azdan aza yaylnca ayn gn Sultan Selim Camii ile Trbe civar, sabah erken saatlerden itibaren dolup tamaya balad. Polisler de, meydan muhafazaya alnca, gelip geenlerin dikkatlerini celbediyor ve alan, daha da kalabalklayordu. le ezanlar okunmaya balad; stad daha gelmemiti. Namaz iin camiye girildi, namazlar klnd, camiden ktk. Fakat ne grmeliydi ki, manzara ok hazin ve dehetli. Sanki Konya'nn umum zabta kuvveti orada vazifelenmi, Trbe meydann epeevre saran atl veya yaya polisler, camiden kanlarla, cadde ve sokaklardan geenleri itekleyip kaktrarak etrafa datyorlard. stadn taksisi, cami kapsnn yaknndaki asfalt caddenin kenarnda tam Trbe kapsnn karsna gelen bir yerde durmutu. Bir mddet oradaki ahali,

meydanda duran stadn arabas ile, hain tavrlar iindeki polislerin hareketlerine seyirci oldu. Koca Sultan, arabann iinde idi, onu kimse ile grtrmek istemiyorlar ve yanna da yaklatrmyorlard. Halbuki z kardei Abdlmecid'in evi bile, meydana muttasl ve ok yakn bir yerde idi. Dikkat ediyorum, btn bu sert tavrl kovalamacalara ramen, oradaki ahali katiyyen dalp gitmiyor, aksine, kadn erkek, herkesin gz ve dikkati, nasl olsa da, Bedizzaman' bir grebilsem noktasnda toplanyordu. Bu hengme ierisinde, stad arabasndan indi, namazn klmak iin, camiye, bat kapsndan girdi. Namazdan sonra camiden kp Trbeye girdi ve Hz. Mevlna'y ziyaret etti. Ziyareti mteakip yine otomobiline bindi ve o yorgun hali ile ve hibir kimse ile grtrlmeden, geldii yere, yani Isparta'ya dnmek zorunda brakld. Ve stad da, halkn akn baklar karsnda ve yine bir zabta ekibi refakati ile, sokaklara dolup taan insan kalabalklar arasndan sknetle, sessiz, sedasz geip gitti. "stadn Konya'ya ikinci gelii" O hznl 9 Aralk ziyaretinden dolay hepimiz fevkalde mteessir ve derin bir ztrap iindeydik. Bir gn Sadullah Beyin muayenehanesine uradm. Oradaki sohbet ve istiaremizde, stad, tekrar teri iin, Konya'ya davet etmeye karar verdik ve o anda hemen bir davetiye mektubu yazdk, mektubu Hasan Nevruz'la Isparta'ya gnderdik. Nevruz, ziyaretten dnd, stadn davete kar,

'On gn sonra geleceim' dediini bizlere nakletti. Artk dnyalar bizimdi, sevincimize payan yoktu. Hem de stadn bundan sonraki hir mrn Konya'da geirmesini arzu ediyorduk. Bir taraftan da, camilerde Risaleleri okuma faaliyeti devam etmekteydi. stadn gelip oturaca yer olarak, benim kalmakta olduum gzel evi, kardelerle tensib edip, tefriine baladk; kedeki byk oday, aynen Isparta'daki kendi odasnn tarznda, hatt ondan daha parlak bir ekilde dedik. Ben de, yine bu eve yakn bulunan baka bir evi 110 lira aylkla kiralamtm ki, stad gelince ben oraya tanacaktm. Hasan Nevruz, ziyaretten birka gn sonra, camide kitap okumaktan tevkif edilip hapse dt. Av. Bekir Berk de, tevkife itiraz iin gelmi, Rifat Filizer'in muhasebe brosunda Said Gecegezen de yanmzda olmak zere beraber alyorduk. Vakit, ikindi raddeleri idi ki, birden bire, stadn Konya'ya terif randevusunun tam onuncu gnnde olduumuzu hatrladm. stad o sra stanbul'dan Ankara'ya gelmiti. Hemen, haber var m, diye Halc Sabri Amca'nn dkknna kotum, orada olu Feyzi vard, 'Ankara'dan saat 11'de hareket etmiler' dedi. Tekrar muhasebe brosuna kotum, abuka aramzda i blm yaptk. nk vakit gemek zere olduundan acele etmek lzm geliyordu. Gecegezen, stad karlamak zere bir taksiye atlayp Ankara yoluna kt. Ben de nceden hazrladmz evime gittim. Rfat'la Bekir Berk de orada, yani broda kaldlar. Gnlerden 5 Ocak 1960 Sal, ikindiden biraz sonra idi,

hava ok yumuak, haf, ince bir yamur iseliyordu. Eve varnca, stadn hemen gelmek zere olduunu ocuklara syledim. Evde benim ailemle beraber temizlik ve tertip almalarnda canla bala gayrette bulunan Mustafa Amcann rekas Fatma Hanm Teyze de vard. Zaten Teyze Hanm, bizim evin annesi gibi gnlerden beri, stad beklemekteydi. Bu youn hazrlk almalarmzdan haberdar olmallar ki, 29 Aralk 1959 tarihli Cumhuriyet gazetesinde, 'Said Nursi Konya'ya m tanyor?' balkl bir manet haberle, baka bir gazetede de, 'Nurcular, Konya'da Said Nursi iin biri Meram'da, biri de Trbe civarnda olmak zere iki kk hazrlyorlar' balkl haberler neredilmiti. Ben eve vardktan 8-10 dakika sonra stadn arabas, kapmzn nne gelip durdu, yanlarnda Said Gecegezen yoktu, meer Said daha yola kmadan onlar ehre girmiler, fakat evin yerini bilemedikleri iin, ehirde biraz dolatktan sonra Said'in ya dkknna varmlar, oradan babas Mehmet Ali Amcay alarak gelebilmiler. Polis cipi de, sokamzn az ilerisinde, birka tane polisle, adeta stadn muhafzlar gibi durup park etmiti. Ortalkta bir sknet ve hatt sevin vard, o eski bed ve sert muamelelerden artk hibir eser grlmyordu. stad, tebessmle otomobilinden indi, ok keyii olduu, halinden anlalyordu. Bir koltuunda ben, dier koltuunda da Zbeyir Aabey olmak zere, kendisini evin merdivenlerinden kararak, ok gzel ekilde temizlenip denerek hazrlanan odasna gtrdk.

"Ben kendi irademle hareket etmiyorum" Kapdan girerken, iki cephesi de ak ke oday grnce, 'Maaallah, Barekallah, gazetelerin yazd kadar varm' dedi. Odada sanki genlemi ve delikanl gibi olmutu, ok neeli ve hareketliydi. Az sonra, Sadullah Beyle Sabri Amca da geldiler. Sadullah Bey, karakolda polisler tarafndan biraz tartaklanp tahkir edildii iin, zgn ve durgun grnyordu. Ayakta iken stad, glerek Sadullah Beye dnd ve 'Ne zlyorsun yahu, bu ka paralk eydir? Byle hallerde beni hatrla, bama gelenleri dn' diyerek teselli etti. Bizlere de mjde getirdiini, Risale-i Nur'un, dnyaya yaylmakta olduunu, yine ayakta ve ok sevinli halde ifade ediyor, hatta Ankara'da bir ngiliz gazetecisinin kendisine mracaatla, kabul ederse, haberlerini, memleketindeki gazetesine ulatrmak iin yannda gezmek istediini, fakat kendisinin bu tekli kabul etmediini anlatarak, imdi dnyann, Risale-i Nur ile alkadar olmaya baladna iaret ediyordu. Bu ayak zeri verdii mjdeleri mteakip, karyolasna yneldi. 'stadm, ben yardmc olaym' dedimse de hi ehemmiyet vermedi, bir delikanl gibi hemen atlayp, karyoladaki rtl yatan zerine oturdu ve oradan konumaya balad. Beni de muhatap etmek iin kendisine en yakn bir yeri gstererek oraya oturmam istemiti; ben ise, oraya, Zbeyir Aabeyin oturmas mnasiptir diye, tereddt gsteriyordum. Bunun zerine, biraz serte,

'Zbeyir darlara baksn. Otur' dedi ve beni yaknna oturttu. Zbeyir Aabey de etraa alkalanmaya koyuldu. Sadullah Beye, kendi bandaki sarn, shhi cihetten de balanmasnn zaruretine dair bir rapor yazdrd. Sabri Amcaya hitaben birka sz syledi. Bir ara ben, imdi hatrlayamadm bir sebeple stadn yanndan ayrlp sofaya kmtm. ofr Hsn, teki odada ikindi namaz iin hazrlk yapmaktayd. ok ksa bir aradan sonra, stadn ayrlmak zere ayaa kalktn bana duyurdular. Hemen yanlarna gittim, stad, ayakta ve hareket halinde idi. arp kaldm, gya kadnlar aydanl falan atee koymular, ay ikram edecektik. Nazlanmaya baladm; 'Olur mu stadm, henz bir istirahat etmi deilsiniz, nasl ayrlrsnz?' gibi beyanlarmla, 'Gitmeyin stadm' diye srar ediyordum. Benim srarlarma kar yle dedii hal kulaklarmda nlar, 'Kardeim, ben kendi irademle hareket etmiyorum.' Bu cmleyi iitince, bir kelime de olsa syleyemez oldum ve srardan vazgetim. Akama yarm saat kadar bir vakit ancak kalmt ki stad, henz ikindi namazn da klmad halde hareketinde acele ediyordu. Yine bir koltuunda ben, dierinde Zbeyir Aabeyle beraber, merdivenlerden aadaki antreye indik. Evde bulunan dier aabeylerle, Fatma Teyze ve rekam Gleser ve kk kzlarm da indiler. Orada stad, ksa bir faslayla ayakta durup, o kk toplulua u szleri ile veda etti. 'Bu evi hem kendi evim, hem medresem, hem de kendi dershanem olarak kabul ediyorum' dedi. Bu hitab

mteakip, hanmlar, cbbesinin kol tarafn, erkekler de elini ptler, orada yeniden hepimize duac oldu. "stad Konya'da kardei ile grmedi" te, bylece evimizin bir buuk saat kadar eref misari olduktan sonra otomobiline bindi. Kendileri arka koltukta yalnz halde, Zbeyir Aabeyle ben de, n koltuktaki ofr mahalline oturmutuk. Direksiyonda Hsn vard, evden ayrldk, az sonra Abdlmecid'in, Trbenin ok yaknnda bulunan evinin kaps nne geldik. stad, otomobilin iinde oturmakta iken, Hsn kapy ap, evi haberdar etti. Fakat ne yazk ki, Abdlmecid Efendi evde yoktu. Yeni retmen olmu olan gen kz Saadet Hanm, merdivenlerden koarak gelip otomobilin alan arka kapsndan, Amcas stadn kollarna kendini atarcasna, amcasnn elbisesine de olsa sarld. stad da, geni pardesl kolunu Saadet Hanma uzatt ve onun, yzn gzn rahata srp okamasna imkn bahetti. Bu an, gen Saadet Hanm iin belki en saadetli bir and, ama ne are ki, Abdlmecid evde olmad iin, stad, z kardei ile grmekten yine mahrum kalyordu. Evet; stad, bundan nceki ilk ziyaretinde hkmet marifetiyle Konya'da hi kimse ile grtrlmedii gibi, bu defa da evine kadar geldii halde bir su-i talih eseri olarak ok sevdii Abdlmecid'le yine gremedi. Geri, hitler'in Dilinden arkadamz, stadla beraber Abdlmecid'in evinde namaz klp, kahvalt yaptklarn sylemilerse de, bunlarn gerekle

hi alkas yoktur. Belki bunlar baz gazetelerin uydurma haberlerinden kaynaklanan ayialar ve yanllklar olabilir. "Yanl bilgiler" Mesel; o gnlerin 20 Aralk 1959 Pazar tarihli Cumhuriyet gazetesinde, '..Said Nursi, son yirmi gn iinde ehrimize (Konya) defa gelmitir... Ziyaretlerin sonuncusu bu sabah saat drtte vuku bulmu... Kardei Abdlmecid ve tccardan Said Gecegezen'i ziyaret ettikten sonra sabah namazn klm ve derhal Ankara'ya dnmtr' diye yazlan u szde haberin gerekle ne uzaktan ve ne de yakndan hi bir alkas yoktur. Haber tamamiyle yalan ve uydurmadr. Zaten byle bir haber, Cumhuriyet'ten gayri, o tarihlerde yaynlanan dier gazetelerin hibirinde kmamtr. Meseleyi, stadn grp gremediini, Hsn Bayram'dan sordum. 'Hayr, grmeleri ksmet olmad' dedi. te imdi uydurmalar, maatteessf herhangi bir inceleme ve tahkike tabi tutulmadan, Necmeddin ahiner'in ve Abdlkadir Badll'nn yazd tarihe kitaplarna da aynen yansm, bylece, bilinmeyerek olsa bir yanllklar halkas meydana gelmitir. Yine Badll ile ahiner'in kitaplarnda stadn, Konya'y, 19 Aralk 1959 Pazar, defa ziyaret ettii yazlm ise de, bunun de yanl ve gerek ddr. Evvel, stad Konya'ya deil iki defa gelmitir. Burada 19 Aralk'la 20 Aralk diye kartrlarak gsterilen bir fazlalk, srf Cumhuriyet gazetesinin o gnlerdeki hayal

mahslnden baka bir ey deildir. Bu tarihlerde stadn Konya ziyareti diye bir hadise katiyyen mevcut deildir. teki tarihler ise, yukarda da tafsilatyla anlattmz gibi, birincisi ve ok hznl olan, 19 Aralk 1959 aramba gnndedir ki, bu iki arkadamz, stad da o gnn ac hatras iin Konya dnnden sonra Afyon ekvasna zeyl olsun diye bir lhika mektubu yazd halde, bunu kitaplarnda lyk ile aksettirmediler. kinci ziyaret ise; yine yukarda anlattmz gibi, vki davetimiz zerine stadn, 5 Ocak 1960 Sal gn, ikindi zeri Konya'ya terieridir. Bu hdise de, kitaplar da yine bir sehiv hatas olarak 6 Ocak 1960 diye kaydedilmitir. Mlum olduu zere, herhangi bir vak'a, gazetelerin ancak bir gn sonraki nshalarnda neredilebilmektedir. te bu kk sehiv de, bylece bu sebepten kaynaklanm oluyor. imdi yeniden dnyoruz Abdlmecid'in evine. Gen Saadet Hanm kardeimiz, kaf derecede, stad, cbbesi zerinden hasretle kucaklayp ptkten sonra, ona ve o eve veda edilerek otomobilin kaps kapatlp hareket edildi. Zaten ofr Hsn'den gayri hibirimiz arabadan inmemitik. stanbul caddesinden Emirda istikametine doru gidiliyordu. ehrin kenar semtine gelince otomobil durdu ve artk orada bana inmem ihtar edildi. ndim, hemen. stadn oturmakta olduu koltua alan arabann arka kapsn aarak stada hitaben; 'stadm, o ev sizindir ve size tahsis edilmitir. Ben kira ile baka bir ev tuttum, hemen oraya tanyorum. Sizin gelmenizi bekleyeceiz' dedim. stad; 'Hayr olmaz, sen orada otur,

kma?' buyurdu. Ben oradan mahzun vaziyette evime dndm. Sonra, kendisini takip eden polislerden iittik ki, yollar zerinde ilk rastladklar bir petrol istasyonunda akam olmak zere iken ikindi namazn eda etmitir.. "Camide Risale-i Nur okuduumuz iin hapse konduk" Aylardan beri camilerde okumakta olduumuz Nur derslerinden stad haberdar idi. Fakat, Konya'daki bu faaliyetimiz, valiliin ok yanl ve men tutumu yznden etrafa yanl aksettirilmi, bata polis dairesi olmak zere, kardelerimize, karakollarda gayr-i kanuni, ok feci ve irkin ikenceler tevessl edilmi, devrin Demokrat mebuslarndan birka tanesini bile maalesef ifal ile, zerimize saldrtmaya kadar varmlard. Bizler de bu hallere evkle dayanyor, hi ylgnlk gstermeden cami derslerimize devam ediyorduk. te stad da, byle bir hengmede Konya'ya terif eylemi, fakat bir buuk saat gibi, ok ksa bir sohbetten sonra, ani olarak, 'Ben kendi irademle hareket etmiyorum' diyerek ayrlp gitmiti. Yine sabah namaz iin kalkp hazrlandm, hls Risalesi isimli kk kitab da cebime koyup, Kap Camiine geldim. Getiimiz gecenin ncesinde yanmzda olan stad, imdi artk yanmzda deil; bizler de, ondan bir gece sonrasnn sabahnda yani 1960 senesinin 6 Ocak aramba gnnn sabah namaz vaktinde camide idik. O sabah, camide ve etrafnda, o vakte kadar belki de hi grlmemi bir manzara ile kar karya idik.

Sivil ve resmi olarak kalabalk bir polis ekibi caminin iine datlmt. Namaz klnd, cemaat dalrken, benim 8-10 kii, nm keserek; 'Arkada, bu defa okuyamazsn, okutmayacaz...' gibi sert ihtarlar yaptlar. Ben de; 'Hayr... Biz okuruz, siz de vazifenizi yaparsnz' diyerek, hzla aralarndan geip, minberin yan tarafna, her zaman olduu gibi, arkadalarmzla beraber oturduk. Ben cebimdeki hls Risalesi'ni karp okumaya baladm. Bu sefer polisler, ii uzatmaya hi imkn vermeden, biz be arkada, o afak vaktinde, hkmet konandaki emniyet dairesine gtrdler. Bu be kii benimle birlikte, merhum Dr. Sadullah Nutku, merhum Osman Yldz, Hasan Helvaclar ve Mazhar yidner'den ibaretti. Emniyet ve adliye dairelerindeki uzun ifade ve sorgulamalar mteakip ayn gn, yani 6 Ocak 1960 aramba, ikindi vakti sralarnda mevkufen, hapishaneye gnderildik. Mazhar'la beni, onuncu koua, teki arkadalarmz da altnc koua verdiler. Bylece, bir gn nce aramzda olan stadn, ani olarak birdenbire kalkp gitmesinin izah, bu olaylarn zuhuru ile daha da aa km oluyordu. Sanki stad, bu vak'alar bir gn ncesinden aynen grp anlamt da, o sebepten ayrlp gitmiti. "Hapishanede kalmak iin yar halindeydik" Bizlerin birka gn nce hapsedilen Hasan Nevruz da 9.kouta idi. ki hafta sonra, arkadamz daha, Said Gecegezen, Hasan lkbahar ve Hsmen Duran' evlerinden toplayarak yanmza getirdiler. Bylece, hapishanede

dokuz kiilik bir ekip teekkl etmi oldu. Orada neemiz ve moralimiz ok yksekti, koulardaki hapis arkadalarmzla iyi anlap, kaynaabiliyorduk. Onlar her bakmdan teselli ediyor, beraberce her gn risaleleri okuyor, namazlarmz cemaatle klyorduk. Yal, gen birok kii namaza balad ve Nur Talebesi oldu. Koca Konya Hapishanesi, adet byk bir Nur dershanesi haline dnmt. imizde, dtnden mteessir hi kimse yoktu; hepimiz iman hizmetinin bu defa hapishanede olduu kanaatini tayorduk. Bir gn, Erelili Ali Tayyar, stad ziyaret iin Emirda'a giderken yanmza urad. Bizler de, o arkadamza, 'stadn bizim iin zlecek bir ey olmadndan bahisle, selmlarmz gtrmesini ve dua buyurmasn' tembihlemitik. Ali, ziyaretten dnte tekrar yanmza geldi. stadn hepimize, ayr ayr selm ettiini, kimlerin ve ka kiinin hapiste olduunu sorup renmesi zerine de, 'ok olmu, bir kii olsa k idi, haydi sklmasn diye yanna bir daha olsun...' dediini ifade ile, 'Benim shhatim msait olsa idi, imdi, Konya Hapishanesinde bir sene kalmaya raz olurdum' diye ilvede bulunduunu bizlere nakletti. Artk, sevincimize payan yoktu, bu haber zerine evkten dolup tayorduk. Hapis mddetinin bir sene olaca yorumu ile, fakat, bu bir senelik zaman iki kii zerinde kalaca dncesiyle, her birimiz o bir senelik hapse can- gnlden sahip kyor ve hatt yar ediyorduk. "Hapsimizin drt veya beinci gnlerinde, stadn, Ankara'ya ynelik seyahatinde resmen yolunun kesilmek

suretiyle ehre sokulmadn, geri evrilerek, Glba'ndan Emirda'a gnderildiini, radyo ve gazetelerden gzlerimiz yaararak rendik. Ar Cezadaki durumalarmz da balamt. Heyetteki reis, benim dmdaki arkadalarn tahliyesi ile, benim tutukluluumun devamna karar verilmesini istiyor, fakat yanmda bulunan iki hanm ye, bunu kabul etmedikleri iin mahkemelerimiz ve hapsimiz uzayp gidiyordu. O gnlerin basn yayn da hep, Bedizzaman ve talebeleri ile meguld. deta bunun dnda baka gnlk mesele yok gibiydi. Konya'nn malm bir valisi, kalkp gazetelere, 'Bunlarn kkn kazyacaz!' eklinde beyanatlar verebiliyordu. Byle bir kargaada, bataki iktidar ise akn ve kararszd. stad, belki de bunlar, Ankara'ya kadar giderek uyarmak ve ikazlarda bulunmak iin abalyordu, ama karsnda, maatteessf korkak, psrk insanlardan baka, ciddi muhataplar bulamyordu. Hem, belki de bu son seyahatlerinde, arka arkaya gelen yolculuklarndaki sklamann ve hatta aceleliinin bir hikmeti de, dar- bekya kavumasnn almetleri gibi grnyordu. "En ac haber" "Ramazan ayna girilmiti. Orularmz tutuyor, teravih namazlarmz koularda cemaatle klyorduk. Leyle-i Kadire yakn, Martn 24. gn sabah bir radyo haberi, ortalkta bomba gibi patlad. Haberde, stadn Urfa'da vefat ettiini bildiriyordu. oke olmu ve hi beklemediimiz bu ac haberden akna dnmtk. nce

inanamadk, sonra bakp grdk ki, havadis maalesef gerek. Ah- vah ederek, alayp szladk, Yasinler ve hatimlerle mbarek stadmza manevi hediyelerimizi ulatrmaya altk. Hapiste oluumuz iin bylesine bir sarsnt, bizi daha ziyade sarsp daidar ediyordu. nk, etraa haberlemek iin hibir imkna mlik deildik. Hem, onun son yolculuunda, zerimize den vazifeleri ifa etmekten de mahrum bulunuyorduk. te, muhitimiz byle drt duvar arasndan ibaret olduu iin, skntmz, daha da iddetini artrarak devam ediyordu. stadn vefat zamannda hapiste olan, Konya'da bizlerden baka, bir de Ankara Hapishanesinde yalnzca Said zdemir vard. Trkiye'nin dier yerlerinde, hibir Nur talebesi hapiste deildi. Bizden baka herkes, Urfa'daki byk cenaze merasimine serbeste koabilmekteydi. Bu haller iindeyken bir yandan da mahkemelerimiz devam ediyordu. Benim mevkuyetimin devam ile, dier arkadalarmn tahliyesine kuvvetli ihtimal ile baklmakta iken, tam aksine 17 Mays'taki bir durumamzda, Said Gecegezen'le Hsmen Duran'n dnda hepimiz tahliye edildik. Biz hapiste tam drt ay, drt gn kalmtk. Artk, Byk stadn ok nceden iaret ettii bir senelik mddeti tamamlamak zere orada Hsmen'le Gecegezen kalmlard. Hakikaten, onlarn da, sonradan bir yllk zaman ikmal etmeleri zerine, tahliye edildiklerine hep beraber ahit olduk. Ve Koca stadn, hdiselere ne derece mull bir ihata ile muttali olduuna taaccple hayran kaldk. Ve Cenab- Hakkn, bizleri yle bir stada baladna nmtenahi krettik... Tahliyeden sonraki

drt be sene ierisinde, kardm mecmualar mnasebetiyle, defa daha Konya Hapishanesinde yatp ktm. Fakat ben, mevzuyu imdi burada balamak istediim iin, daha fazla teferruata girmek istemiyorum ve bu kadarlkla iktifa ediyorum."

ERFE KANTAR
stadmz Bedizzaman Hazretlerinin Emirda'a geldii zamanlarda, ben yeni gelin saylrdm. Biz stada gerei kadar hizmet edemedik. Bykln takdir edemedik. Evimizin nnden geerken ok kez grrdm. ok kez amarlarn ykamtm. "Bykln takdir edemedik" stadmz Bedizzaman Hazretlerinin Emirda'a geldii zamanlarda, ben yeni gelin saylrdm. Biz stada gerei kadar hizmet edemedik. Bykln takdir edemedik. Evimizin nnden geerken ok kez grrdm. ok kez amarlarn ykamtm. "stad, gmlei kabul etmedi" Beyim brahim Kantar o zamanlarda kasapt. stadn yanna ve hizmetine gider, gelirdi. Beyim bazen gece yarlarna kadar Risale yazard. Bunlar Nur'lar okumak isteyenlere elden ele datlrd. Bir gn stadn amarlarn ykamtm. Gmlei fazlaca eskimiti. Beyimin, sandkta, Afyon usul, uzun

etek ve kollu, dmeli bir gmlei vard. Eski gmlei gtrmeye Beyimin gnl raz olmuyordu. Yeni gmlei gtrmek istiyordu. Ben de onu vermek istememitim. stad ise kabul etmemi, gmlei geri gndermiti. Beyim bir defasnda bir camz almt. Bunu kesip sucuk yapacaktk. Beyim bize yle anlatmt: stadn ellerine abdest suyu dkerken, hep ald camz dnyormu. Ne kadar kr edecek, onu hesaplyormu. Tam bu esnada stad kendisine hitaben, 'Keeli, bir camz olsa da yesek!' demi. Beyim bu sz zerine kzarm ve mahup olmu. "Hapishane hizmetleri" 1948 ylndaki Afyon hapsinde Beyim de vard. Ben de Afyon'a gidip geliyordum. Bu gidi gelilerde Beyimin ihtiyalarn temin iin urayordum. Annem Rabia ile Asiye Hanm tanyorlard. Bizim ev msaitti. Sk sk bir araya gelir, Risale okur, hizmetle alakal olarak grrlerdi. Annem de ihtiyalar karlamak iin hapishaneye giderdi. ok zamanlar, staddan, dardaki Nur talebelerine mektuplar getirir, gtrrd. "Beyime, stadn hizmetkrlarndan Zbeyir gelirdi. Az miktarda et alrd. Beyim eti tartarken biraz da fazla miktarda verirdi. Zbeyir, eti gtrnce tekrar gelir, Beyi arrd. Beyim, stada gidince, stad kendisine hem kzar, hem de fazla etin parasn verirdi."

FARZENDER KOAKLI
1935'te Adilcevaz'da dnyaya geldi. "stad ziyaretim" Ben 1956 ylnda Afyon'da askerdim. Benim blmde bulunan Hsn Bayram ile tantm. Ksa bir zamanda arkada olmutuk. Hsn Bayram bana staddan bahisler am, onun talebesi olduunu sylemiti. stad Bedizzaman'n faziletlerinden, ilminden ve kahramanlklarndan anlatmt. Ben de stad sevmeye balamtm. Ziyaret iin iki sefer gittimse de ksmet olmamt. Bu arada bizi datm yapmlard. Hsn Bayram Eskiehir'e gitmi, ben ise Afyon'da kalmtm. Yl banda izin isteyip, Emirda'a gitmitim. Bir gece otelde kaldm. Otelciden stad nasl greceimi sordum. Otelci de bu iin zor olduunu, ancak cami imamnn vastasyla olabileceini syledi. Sabahleyin camiye namaza gittim, imamla tantm. Fakat imam grmemiz iin yardmc olmad. Sonra bana kald yeri tarif ettiler. Evin etrafnda tam drt sefer dolatm. O srada Hsn Bayram' grdm. Beni alp

Mehmed alkan'n dkknna gtrd. Benim iin Hsn Bayram staddan izin istedi. stad, 'Gelsin' diye bizi kabul etti. stadn huzuruna girdiimde bada kurmu, oturuyordu. Selm verip ellerine sarldm ve ptm, hemen geri ekildim. stadn bana ilk sorduu sual u oldu: Asker misin kardam?' Evet.' Ka ayn kalm?' Alt aym kald.' Hep bana 'Kardam' diye hitap ediyordu. Sonra, "Kardam, sen nerelisin?' diye sordu. Bitlisliyim' dedim. Bitlis'in neresindensin?' dilcevaz'danm' Bekir Aay tanr msn?' "Ben o esnada stadn yzne baktm. Tarinden aciz kaldm bir ekilde renkten renge giriyordu. Tandm halde, 'Tanmyorum' dedim. Ondan sonra, 'Baban Nakibendi tarikatna girdi mi?' diye sorunca, 'Girmedi' dedim. 'Babam, eyh Bekir-i Sorun'un torunudur' dedim. O esnada eliyle sert bir ekilde iaret ederek, 'Gel yanma' dedi. Gittim, elini ptm. stad sa yanamdan pt. sefer de omuzuma eliyle vurarak, 'Sen benim talebemsin'

dedi. Hsn Bayram'a, 'Bu gence bir kitabm ver' dedi. Hsn Bayram Genlik Rehberi'ni verdi. Ben o srada, 'stadm, kitaplarn bende var' dedim. Sert bir ekilde, 'Bir daha al' dedi. Sonra izin verdi, tekrar ellerini ptm. 'naallah tekrar ziyaretinize gelirim' dedim. O da, 'naallah' dedi. Oradan ayrlp blme gittim. Fakat tekrar ziyaret nasip olmad."

DR. RASM HANCIOLU


stad Said Nursi Hazretlerini, Afyon'da ikamet ettii mddette bir trl ziyaret etmek mmkn olmad. stad Said Nursi Hazretlerini, Afyon'da ikamet ettii mddette bir trl ziyaret etmek mmkn olmad. Bilhassa o devirdeki polis kordonu ve polis takipleri birok kimseye olduu gibi, bizlere de bir mit krkl ve cesaretsizlik vermiti. Bu srada biz toplantlarmzda Mevlna Hazretlerinin Mesnevi'sini okuyorduk. Mesnevi'nin bir yerinde Hazret-i Mevlna der ki: 'Bir yere gittiinizde, bir vilayet gezdiinizde veya bir beldeyi ziyaret ettiinizde, orann camiini, mektebini, dan, ovasn, ormann gezmekle ve oralardan gemekle, o beldeyi grm olmazsnz. O beldede yaayan Allah'n sevgili kullarndan birisi vardr. Eer onu ziyaret etmiseniz, mutlaka o beldeyi ziyaret etmi olursunuz.' Bu bahis geti, bunun zerine biz dnmeye baladk. 'Yahu' dedik, 'Bizim memleketimizin

etrafnda byle bir zat dolayor. Fakat ne yazk ki, biz bu by ziyaret etme imkanndan mahrum yayoruz. Yarn rz-i maherde bize bir sual tevcih olur da, 'Bir byk zat etrafnzda dolat, durdu da siz gidip ziyaretinde bulunmadnz, bunun cezasn ekersiniz derlerse biz bundan nasl kurtuluruz diye arkadalarla bu meseleyi konuup dndk. Sonra aradan bir hayli zaman geti. Yine stad Bedizzaman Said Nursi Hazretleri Afyon'a gelmi, Ankara Otelinde kalyordu. Ankara Otelinin sahibi de benim dostumdu. Kendisine Emin avu derlerdi. Mesnevi okuduumuz arkadalardan birisiyle giderken, 'stad Ankara Otelinde, sana selam var' demiti. Ben de, 'stad beni tanmyor' dedim. 'Seni ismen syledi ve selmn syledi' dedi. Ve aleykm selm, sen de kendilerine benim selm ve hrmetlerimi syle' demitim. Bu durumdan sonra, benim iime bir kurt ve bir sknt dt. Her eyi gze alarak, otele gitmeye karar verdim. Etrafta polisler vard, ok da kalabalkt. Grmek ve ziyaret etmek de mmkn deildi. 'Ama bir teebbs edelim' dedim. Arkadalarla kol kola girerek yrdk. Ankara Otelinin nne geldik. Baktk, kimsecikler yok, 'Eyvah gitmitir' dedik. Alt numaral odada kaldn biliyorduk. Oraya kadar kalm, hi olmazsa oday ziyaret edelim, o da ziyaret yerine geer. Hi olmazsa, 'Biz geldik, sizi bulamadk' diye, kendimizi kurtarmak iin mazeret buluruz' diyerek. Yukarya karak alt numaral oday atk. Bir de ne grelim. Hazret-i stad

yalnz bana yatan zerine uzanm duruyordu. Hemen kalkt, yle bize bir bakt. Selam verdik. 'Ve aleykm selm' diye selammz ald. Huzuruna yaklatk. Arkadam beni takdim etti, 'Efendim, ite Dr. Rasim Hancolu bu zattr' dedi. Ellerini ptk, bizi kucaklad ve dualar etti. Ho gelmisiniz kardam' dedi. Musafaha da yaptktan sonra, bana, 'Sen Hastalar Risalesi'ni okudun mu?' diye sordu. 'Kk eserlerinizi okudum, ama Hastalar Risalesi'ni okuyamadm' dedim. 'yleyse onu sana temin etsinler. Onu da oku. Mademki doktorsunuz, size faydas olur' dedi. Bize hastalk ve doktorlukla alakal nasihatlar edip dersler verdikten sonra, 'Sizi kardelie kabul ettim' dedi. Eserleri okumayla da alakal olarak konutuktan sonra, msaade isteyip ayrldk. O srada, stadn yanna Zbeyir Gndzalp gelmi, hizmet ediyordu. Bizi hayretle karlad. Bize, 'Siz nasl girdiniz? Kimse giremiyor' dedi. Biz de, 'Bizi aran ard, biz de bu davete icabet ettik' dedik. ....................... "Daha nceleri stad Hazretlerine Afyon Hapishanesindeyken aabeyim Ahmed ok hizmetler etmiti. stad Hazretleri, Aabeyimin bu hizmetlerinden dolay ok memnun olmutu. Aabeyime 'Kahraman Ahmed' diye iltifat ederdi."

ABDULLAH CANAKAY
Aslen anakkeli. Demiryollar'ndan emekli oldu. 1990 ylnda Diyarbakr'da vefat etti. "staddan gzel bir koku geliyordu" 1951 senesinde Demiryollar'nda alrken Risale-i Nur'u tandm. Ahmet Ramazan isminde bir zat vastasyla, 1956 ilkbaharnda izin almak suretiyle stada gittim. Ziyaretimden iki sene evvel grdm bir ryada beni talebelie kabul buyurduklarn sylediler. Ryamda grdm yer Barla idi. Nevruzun birinci gn Emirda'da stad kra kmt. Bolvadin'den Abdurrahman isminde bir muallim de ziyarete gelmiti. Bizi Mehmet alkan misar etti. leden sonra stadn geldiini haber aldk. 'Her ikinizi syledim, kabul etti, evi lan yerdedir' diyerek tarif etti. Abdurrahman Efendi emniyet mlahazasyla, 'Ben nden gideyim, siz beni takip edin' dedi. Kapdan girince merhum Zbeyir Gndzalp bizi karlad. Bize, 'Evvel arktan gelen kardamz kabul etti' dedi. Abdurrahman Efendiye de 'Siz de benim odamda

istirahat edin' dedi. Tarif zerine tahta merdivenleri karken kendimde bir heyecan hissettim. eri girinceye kadar bu mnevi cereyan bende tesirini gsterdi. Kapda durakladm. Bizde kkler babaya, by selm vermeden sessizce geip oturduklarndan selm vermekte tereddt ettim. Kendim iiteceim kadar selm verdiim halde, stad aikr olarak, ban, uzand yataktan kaldrarar, 'Aleykm selm' dedi. defa elini ptm. Minder getirip oturttu. Yirmi dakika kadar sohbet ettik. 'Arkadalarnzdan lim, hoca var m?' diye sordular. 'Evet' diyerek birka isim zikrettim. Btn arkn kendisinin talebeliini mnen kabul ettiini ifade etti. Sohbetimizin sonunda, 'Sizin gidi dn yol masrafnz verelim dnn. Buraya gelen giden ok olduundan, burada kalmanz mmkn olmaz' buyurdu. Ben de masrafm olmadn, tren permimizin cretsiz olduunu syledim. Ayrca stadn ahs kitaplarnn satlmas ile bende kalan paray Zbeyir Gndzalp vastasyla takdim ettim. stad bana iade ederek, zekt olarak vermemi istedi. Ben de yle yaptm. 'Allah sizi sevabna nail etsin' diyerek dua buyurdular. 'Bu akam bu ehirde kalmayn.Hemen buradan gidin' buyurdular. kindi namazn kldktan sonra, hemen hazr bulduum bir otobsle Emirda'dan Bolvadin'e gittim. "stad'dan ayrlrken elini ptm zaman staddan ok gzel bir koku geliyordu. yle ki; o kokuyu, ellerimi

sabunla ykadm halde on be gn sonrasna kadar kendi elimde dahi duydum."

HEKMOLU SMAL
1932'de Erzincan'da dodu. Asl ismi mer Oku'dur. Yazlarn dedesinin ismiyle yazmtr. Lise tahsilini yaptktan sonra yurt dnda aratrmalarda bulundu. Uzun yllar astsubay olarak grev yapt. lk kitab Minyeli Abdullah romann 1967'de kaleme ald. Yazlar eitli gazete ve dergilerde yaynland. 20 kadar kitab vardr. 1957 ylnda stad ziyaret etti. "Ekrem Ocakl'nn vefatnn hatrlattklar" Bir gazetede, Gmhane eski milletvekillerinden Ekrem Ocakl'nn vefat haberini okudum. Bu haber bana 1956 senesini hatrlatt. O zamanlar kerpiten yaplm iki odal baba evinin bir kesinde otururken, Ekrem Ocakl Bey, srtnda kymetli bir elbise ve vakur bir eda ile fakirhanemize terif ettiler. Gelmesinin tek sebebi vard, o da, bendeniz Risale-i

Nur'lar datyordum, haber alm, bizi grmeye gelmiti. Oturduk, konutuk ve okuduk. Okuduk derken, o zamanlar eskimez yazyla yazl Risale-i Nur'lar ben okuyamazdm. stad Bedizzaman Said Nurs, Kur'n yazsn, renilmesini istedii iin, bizler de Kur'an yazsn kendi imknlarmzla renmeye gayret ediyorduk. Rahmetli Prof. Dr. Mnif elebi'nin Kur'n Alfabesi'ni alarak gnlerce alp Kur'n- Kerim okumaya ve harekesiz yazy renmeye gayret etmitim. renmitim de, fakat bir cmleyi belki be dakikada okuyordum. Buna da okuma deil, heceleme denir. te bu sebepten Risale-i Nur'lar ben okumadm. Onlar okudular. Yer yer anlattlar. Dikkat ettim, Risale-i Nur kitaplar, kltrl kimselerin elinde bir ilim hazinesi olduunu aka ortaya koyuyordu. "Ya Rab, bu milletin hali ne olacak?" Bu arada Ekrem Ocakl Bey, Said Nurs Hazretlerini ziyaret etmi, ona dair hatralarn anlatmt. Hatrmda kald kadaryla 1950-1954 dnemi mebusu olan Ekrem Ocakl Bey, bir bte tanziminde, Diyanet leri'nin btesi 57 milyon lira teklif edilmiken, Meclis'in ekserisi buna kar km ve Diyanet leri btesi 27 milyon olarak kabul edilmi. Byle anlatmt veya hatrmda byle kald. Ekrem Ocakl Bey bu hdiseye ok zlm ve odasna kapanarak gnlerce dar kmam. Zaman zaman da 'Y Rab, bu milletin hali ne olacak?' diye hngr hngr

alamt. Bir gn Ankara Hukuk Fakltesinden Atf Ural isimli bir gencin kendisini grmek istedii haber verilmi. Ayrc bu ahs, Bedizzaman'n yanndan da geliyormu. Ekrem Ocakl Bey hemen ayaa kalkm, (Rahmetli bunlar anlatrken yapt hareketleri de aynen gsteriyordu.) Ellerini balam ve Atf Ural' beklemeye balam. 1.85 boyunda, buday renkli, mahcup tavrl, stnde yeni olmayan bir elbise ile Atf Ural ieriye girip 'Selmn aleykm' demi. Kalbi yaral olan Ekrem Ocakl, bu gencin boynuna sarlp hngr hngr alamak istemi. Gz yalarnn yaral kalbine ifa olacan tahmin etmi. Fakat insan her istediini yapamyor ki... Nihayet, titrek admlarla Atf Ural'a yanam. Bir yandan alamamak iin dudan srrken, bir yandan da haf bir sesle, hatt ancak mrldanrcasna, 'Ho geldin kardeim' demi. Ekrem Ocakl Bey, bir eyler hissetmi, fakat ne var, ne oluyor, onu bilememi. Bu srada Atf Ural Bey: Efendim, stadmz Bedizzaman Said Nurs Hazretleri bana dediler ki: 'Git, Ekrem'e syle; bu dnya ona braklmam. Merak etmesin. Mlk mlikine teslim etsin. Allah'n iine karmasn. Kendi vazifelerini ihmal etmesin.' Ekrem Ocakl bir iki adm geriye ekilmi, alnndan ve

akaklarndan yuvarlanan ter tanecikleriyle birlikte koltua adeta ylm ve eliyle iaret etmi: Otur kardeim.' Sonra iki elini bana gtrm: Ba stne. Nasl emrederlerse yle olsun. Elbette ki onlar daha iyi bilirler.' Biraz durup yutkunmu, yumruklarn skp kendini topladktan sonra devam etmi: Acaba selm ve hrmetlerimi kendilerine gtrr msn? Ve bu acizin hrmetlerini kabul eder mi?' "Onlarn telsize, telgrafa ihtiyac yoktur" Dorusu Ekrem Bey deta sararm, salar diken diken olmutu. O an yeniden yayordu. Biz de dehet iinde kalmtk. nk karmzda mebusluk yapm, bilgili, zengin, iri yar, halk tabiri ile 'kerli ferli' bir adam vard. Fakat bu adam, alyor, 'Ya Rabbi, bu milletin hali nice olacak?' diyor. Sonra bir hukuk talebesi geliyor. Bir eyler sylyor. Dnnz 20-25 yandaki benim gibi bir Cumhuriyet ocuunun kafasna bu iler nasl sabilir? Hayret ve dehet iinde sordum: Aabey, sizin zldnz Bedizzaman haber alm m?' Gld, yerine oturdu. 'Onlarn telsize, telgrafa, mektuba, hatt u dnya gzne bile (bu meselelerde) ihtiyalar

yoktur. Onlar anlamaya aln.' Bu sefer merakm bs btn artt. Geri byklerimiz cin, peri hikyelerini ok anlatmt. Bu arada kerametlerden ve mucizelerden de bahsetmilerdi ne yalan syleyeyim o zamanlar kerametle mcize arasndaki fark bilmiyordum. Ama harika iler yapan din bykleri varm. Bunlar duyardm. imdi ise byle hdiselerle kar karyaydm. Ekrem Bey merakm anlam olacak ki, devam etti: Madem yle, size bir hatram daha anlataym: "ifahen mi soracaz, kalben mi?" Bitlis mebusu ile beraber oturup, drt soru hazrlamtk. Bu sorular kdn zerine yazdk. Bedizzaman Hazretlerine soracaktk. Ben dedim ki: 'Bunlar ifahen mi soracaz, kalben mi?' Bitlis mebusu, 'Kalben soracaz' dedi ve kalkp stad Hazretlerine gittik. eri girince bizi ayakta karlad. Bitlis mebusu arkadama sarlarak, 'Gel! Bir cesedde iki ruh tayan kardeim!' dedi, boynuna sarld. Ben elini pmek istedim, benim de boynuma sarlp, 'Ho geldin kardeim' dedi. Oturduk. stad, hemen sorularmz cevaplandrmaya balad. Hem de kttaki sraya gre. Drdnc soru, mebusluktan istifa edip etmemeye dairdi. Onu da, 'Kardeim, siyasette megul olmuyorum, drdnc sorunuza cevap veremeyeceim' dedi. "Neden bu derece keramet peinde

kouyorsunuz?" Arzettim ya, bu sohbet karsnda kafam allak bullak olmutu. Kendimi toplayp, bir eyler renmek gayesiyle sordum: Efendim, neden bu derece keramet peinde kouyorsunuz? slm ulemas kerametten ok, ilme ve ibadete nem vermiler. Mes'ele sizin iin daha baka mdr?' Ekrem Bey, durdu, dnd. Yukarda da belirttiim gibi kltrl bir insand. Bilhassa kif'in Safahat' zerinde adeta ihtisas sahibi idi. O tarihlerde neredilen Safahat kitabnn yanllarn dzeltmiti. Bunlarn niin yanl olduklarn bir izah edii vard ki, Arapa, Farsa ve Trke'ye vukuyeti aka ortadayd. te yandan gecenin saati hzla ilerliyor, 12'ye yaklayordu. ehir tamamen sessizlie brnm, bizim evde, petrol lmbasnn clz ve dalgalanan klar arasnda sohbetimiz hlen devam ediyordu. Bitmesini de isteyen yoktu. 'Ekrem Bey, gzlerini bana dikti: Sorunuzu iki ynden cevaplandrmam mmkn. Birincisi, Said Nurs Hazretleri ynnden. H bu aciz, yle bir slm kahramanna ve limine tercman olacak durumda deildir. Bu selhiyeti kendimde gremem. Yalnz hep beraber dnelim. Said Nurs gibi bir ahs, slmiyeti yaamak, anlatmak istiyor. Fakat herkes ona cephe alm. Btn kaplar yzne kapanm. Posta telgraf imkn yok.

Haberciler ok az. Srgn, hapis, gzaltnda bir Said Nurs ne yapabilir? Amma o slamiyete hizmet akyla yanyor. Hereyini bunun iin feda etmi.slmiyetin sahibi olan Allah, dinine hizmet eden bir Said Nurs'ye be on tane keramet vermise, bunu yerinde grmeliyiz, anlayla karlamalyz. Hizmet iin byle eylere, her lim ihtiya duymutur. Bazlarna, ihsn- lh olarak verilmitir.' Durdu, ayaklarndan bir tanesini altna alp dier dizine dayanarak devam etti: Ben, Bayburt'un bir kyndenim. Renberiz. iftimiz, ubuumuz, koyunumuz var. Nasl ki, oban kpeini kapda tutabilmek iin ona sk sk et atmak gerekiyorsa, Said Nurs de, benim gibi nefs-i emmreye mensup birisine keramet etlerini atar ki, ben de onun kapsn bekleyeyim.' Dehet iindeyim, 'Estarullah' diyebildim. Bu tevazu karsnda toparlanp, ellerimi dizlerimin zerine koydum. Bir ocuk gibi tekrar sordum: Nasl olur efendim?' Bu, mnsz bir soru idi. Bir eyler sormak itiyordum. Fakat neyi, nasl soracam bilmiyordum. Bugnk kafam olsa ona derdim ki, 'Ekrem Aabey, eer mmknse Said Nurs'ni ve senin i dnyalarn a, bana gster.' Amma bu da mmkn deil. Fakat asl renmek istediim buydu. D dnyann rezaletlerinden bkm, sefahetten kayorduk. Bir adam dnn, kayor. Fakat nereye gittiini bilmiyor ve kimse de ona yol gstermiyor

veyahut gsterilen yollarn okluu karsnda akna dnm ne yapacan bilmiyor... te o zamanlar kalbim byle idi. rif adamd. Benim aknlm anlad. Bir misal daha verdi: Bir hastahane dn. Orada tabibler kiminle daha ok megul olur? Ar hastalarla deil mi? te ben hastaym. Bedizzaman ise tabib... Beni kerametleriyle tedavi etti. telerin varlna, ruhlarn kuvvetine, slmn ulviyetine bir daha inandm. Artk ben bu kapnn kpeiyim.' Sonra tand velilerden misaller verdi. Onlardan da keramet grm, onlarn hallerini anlatt. Bylece benim iin dehet dolu bir geceydi. Ekrem Ocakl Bey, bizim eve be alt akam devam etti. Okudu, anlatt, dinledi ve bana ilk Ebced dersini de o verdi. Ksacas kendisinden ok istifade ettim. Allah rahmet etsin. "Bir bedende iki ruh" Bilmem hatrlayacak msnz? Bitlis mebusunu (Galiba Gyasettin Beyi) Bedizzaman karlarken, 'Gel bir bedende iki ruh tayan kardeim' demiti ya. te bunun mnsn da Ekrem Beyden sormutum. zah etti. Gyasettin Bey, hem ehl-i tarik idi, hem de Risale-i Nur'lar okurdu. te bunun iin yle syledi' demiti. ok soru sormamdan da anlald zere, ben de ok

okuyan ve sigara parasn bir mr boyu kitaba ve mecmuaya veren kimse idim. Sras geldike bu hususlara tekrar dokunacam. Unutmadan hemen syleyeyim ki, Ekrem Bey, 'Ben bu kapnn kpeiyim' derken, slm byklerinin ekserisi 'ben' ile 'nefs'i ayn ey kabul etmilerdir. Nes, yerine gre 'dman', yerine gre 'kpek' vesaire olarak nitelendirilmitir. Yoksa Ekrem Beyin mstesna ahsiyetini biz de her zaman tenzih ederiz. Ruhlar ve gerekler Tabii aradan gnler, geceler geiyor. nsan, yaad ann nemli veya nemsiz olduunu bilemediinden notlar almyor. Dolaysyla bu kabil hatralar 'Bir gn, bir gece, bir zaman' gibi ifadelerle devam ediyor. Aslnda tarihlerin de zannedildii kadar nemi olmasa gerek. Bir gece ryamda trendeymiim. Dediler ki: Bedizzaman Said Nurs de, bu trende seyahat ediyor.' Hemen frladm, Bedizzaman'n yanna gitmeye koyuldum. nc mevki bir kompartmanda sekiz kii oturmu, pencerenin dibinde de Bedizzaman Hazretleri vard. Ben ieri girip, stadn elini pmek istedim. Fakat kapnn nndeki adam hemen ayaa kalkt, beni gsleyerek dar kard: Sen kimsin?' dedi. Ben de, E... ehrinde Risale-i Nur datyorum' diye cevap

verdim. Bu szm duyan Bedizzaman, dar kt. Koridorda onunla kar karya geldik. Bedizzaman'n elini tuttum, pmeye baladm. ki defa ptm. Bu srada Bedizzaman gayet sinirli bir eklide bard: Elimi p, ekeri pme.' Dikkat ettim, Bedizzaman'n avucunun ii eker doluydu. Ben de iki defa bu ekerleri pmm. ncsnde Bedizzaman'n elini ptm ve uyandm. Saatime baknca sabah namaznn yaklatn anladm. Yataktan frlayp bir acaip hal iinde abdest alp namaz kldm. Artk uyumam mmkn deildi. Heyecanlanmtm. aym kaynatp bir taraftan ekersiz aylar ac ac ierken, te yandan bir eyler okumaya ve notlar almaya gayret ediyordum. "Niin ekersiz ay?" Bilhassa baz genler niin ekersiz ay itiimi merak edebilirler. Delikanllk ana gelmitim. nsanlarn keyne tabi olmak istemiyordum. Bir kaideler manzumesi aryordum. Deimeyen, amayan bir edebiyat. Nizm, slmiyette bulmutum, daha dorusu o nizami slmiyette grmtm. Halbuki benim yaknlarm slmiyeti yeteri kadar bilmedikleri gibi, ben de slmiyet adna tek satr ders almamtm. Hatt yllar yl slm dman bir zihniyetin kitaplarn okumu, derslerini dinlemitim. Hani

zaman zaman baz kimseler syler ve yazarlar ya; 'Cumhuriyet devrinde dinsiz bir nesil yetitirilmek istenmi.' te ben o nesle mensup bir gen idim. Baknz, bir yanda dinsiz nesil yetitirilmek isteniyor, te yanda ben slmiyette stn bir nizam grp, ona tabi olmak istiyorum. Sanki bir yanm buz tutarken, bir yanm alev alev yanyordu. Bu ztlklar dnyasnda yapacam tek ey vard, bilgimi artrmak. te memuriyetten artan vakitlerimde, ekersiz aylar ve kahveler ierek uykuyu datp, okuyordum, notlar alyordum, dnyordum. Hani u 'yalnzlk' herkesin aznda inenen bir sakz olmasayd, 'Kalabalk ehirlerde yalnz yayordum' diyebilirdim. "Aradn bu adam" Mevzuya dnecek olursak, ryay grdm andan itibaren kuluk vaktine kadar altm, yazdm ve bekledim. Artk tahamml bitti. Mutlaka dar kmam gerekiyordu. Ryay tabir etmitim. Ben Risale-i Nur hizmetlerinin ekerleme gibi tatl, zevkli, vecdli ynnde idim. imdi bana tehlikeli bir vazife veriliyor. Onu yapmak gerekiyor. Acaba nedir? te bu halet-i ruhiye iinde, izinli olmama ramen hemen sokaa frladm. Yryorum... Nereye yrdm, nereye gittiimi ben de bilmiyorum. Fakat o rya iin, gitmem gerekiyor, gidiyorum... Sadece bir yolda yrmyorum. Baz sokaklara

dnyorum. te Buday Meydanna girdim. Bilmiyorum? Bu meydan bu mevsimde botur. Fakat yryorum ite. Buday Meydanna girer girmez tandm bir arkadala karlatm. Beni grnce yanndaki adama dnd, te aradn bu adam!..' dedi. Biz selmlatk. Musafaha yaptk. Gelen ahs, bana dedi ki: Ne yapyorsun?' Hariten lise bitirme imtihanlarna girdiimi syleyince, o: Lise mdrne Risale-i Nur'lardan verdin mi?' smini, memleketini ve ne olduunu tanmadm u ahsa, adeta hayatmn hesabn vermeye balamtm. Vermedim.' Gayet ciddi olarak dedi ki: Szler basld, hemen bu kitab alp, lise mdrne vermen lzm. Unutma, bizim vazifemiz teblidir, irad Allah'a (c.c.) aittir. Biz iman hakikatlarndan herkesi haberdar etmek zorundayz. Bu sebeple bugn veya yarn Szler'i al, lise mdrne ver. Peki' diyerek yanndan ayrldm. Geceki rya ile bu hdise birbirini tamamlyordu. imdi iin, ekersiz ynne gelmitim. Eer lise mdrne Risale-i Nur'lar gtrp

verecek olursam, beni okuldan uzaklatrabilecekleri gibi, memuriyetten de atabilirlerdi. Sonradan rendiime gre, bu arkadan ismi Ayhan imi. Ege Blgesinde bir vilayette memur iken, kalben Bedizzaman Said Nurs'den vazife istemi. Devled de bu arkada ark vilayetlerinden birine ekirge mcadelesi yapmak zere gndermi. Geldii ehirde her ikindiden sonra yle bir rzgr kard ki, deil ekirgeler, insanlar bile binalara snmak zorunda kalrlard. Yani, tarih boyunca ekirge feti grmemi bir yere Ayhan Bey, ekirge mcadelesine gnderilmiti. Tabii o, buralarda ekirgelerle mcadele etmeyeceini anlam ve kendisini Risale-i Nur hizmetlerine vermiti. e de, bizden balam. "Sizinle konumak istiyorum" Mevzumuza gelelim: Vecd halinde eve geldim. Szler'i paket yaptm, koltuumun altna alp lisenin yolunun tuttum. Liseden ieri girdim, elimdeki paket bir eker kutusuna benzediinden, 'Lise mdrne eker gtrd' demesinler diye, paketi hademeler odasna braktm. Lise mdrnn yanna girdim. Hocam, sizinle bir meseleyi konumak istiyorum.' Mdr sandalyesinden kalkt. Ellerini arkasna balad. Yanma kadar sokulup:

Ne syleyeceksin?' Efendim, Trkiye'de Bedizzaman Said Nurs isimli bir ahs vardr. Bu ahs pek ok kitap yazmtr ve taraftarlar da bulunmaktadr. Siz de mnevver bir kimsesiniz. Bu ahs ve kitaplar hakknda bilgi sahibi olmalsnz.' Bana ok kimseler tesir etmek istemitir. Her grup, her ideoloji beni kendilerine ekmeye almtr. Ben ise hibir gruba ve ideolojiye mensup deilim ve olamam da. Sonra siz bir talebesiniz. Benimle bu gibi hususlar konuamazsnz.' Hocam, bu hususlar sizinle konuabilmem iin ne yapmam lzm?' Hemen mdrn odasndan ayrldm, muavinin odasna gittim. mtihana giri karnemi muavine verdim. 'Artk imtihanlara girmeyeceim, talebe deilim' dedim ve hzla mdrn odasna dndm. Talebelikten ayrldm. imdi sra geldi, tevkif edilmeye ve memuriyetten atlmaya. Ne olursa olsun, yaptm ilerin kt olmadna, bilkis iyi olduuna inanmtm. Ben, insanlara iki, kumar datmyordum. Kitap veriyordum. Byle bir eye kar klrsa, ben de kar durmasn bilmeliydim. te bu azimle mdrn odasna girdim: Efendim, artk talebe deilim.' Seni dinliyorum. Fakat az konu, benim anlatacam

ok eyler var. Siz henz renme andaszn.' Mutlaka efendim, siz bugn bizim hocamz olduunuz gibi yarn ve her zaman hocamz olarak kalacaksnz. Her mevzuda biz sizlerden ok eyler reneceiz. Arzetmek istediim husus u kadardr: Trkiye'de Bedizzaman Said Nurs isminde bir ahs, Risale-i Nur kitaplarn yazmtr. Risale-i Nur Talebeleri de vardr. Siz bunlardan haberdar olmalsnz. Bendeniz size Bedizzaman'n bir kitabn hediye olarak getirdim, kabul buyurunuz.' Mdr Bey, Trkiye'deki Turanclk, Krtlk ve Panislmizm hakknda geni geni bilgi verdi. Belki bir buuk saat, belki iki saat konutuk. Ekseriyetle ben, kendilerini dinledim. Efendim, Descartes'i okuyan nasl rasyonalist olmuyorsa, Bedizzaman'n bir kitabn okuyan da hemen Nurcu olmaz. Olsa olsa Risale-i Nur'lar hakknda bilgi sahibi olabilir. Ben size Nurcu olun veya olmayn demiyorum, diyemem de. Ama siz mademki hocamsnz, mnevver bir insansnz, Risale-i Nur'lar okumak zorundasnz ki, talebelerinize ve retmenlere duyup iittiklerinizi deil, okuyup tetkik ettiklerinizi anlatabilesiniz. Takdir buyurursunuz ki, en doru yol da budur.' Kitab istedi. Hemen hademeler odasna gidip getirdim ve kendisine takdim ettim. Teekkr ve hrmetlerimi belirterek msaadelerini isteyerek ayrldm.

"Tarihe-i Hayat baslyor" 1959 senesinde Tarihe-i Hayat baslyordu. Ben, forma forma alp koyuyordum. nk Bedizzaman'n hayatn ok merak ediyordum. Tarihe-i Hayat'ta ise, Bedizzaman'n hayatndan ok, kirlerine yer verilmiti. Bunun sebebini sorduumda dediler ki: Bedizzaman'n hizmetinde bulunanlardan biri, onun hayatn yazyormu. Bedizzaman bu notlar yrttrm. Hayatndan ok kre yer verilmesini uygun grm...' Tabii Bedizzaman gibi ihlsl bir kimse, kendi hayatn kendisi yazamaz ve yazdramazd. Amma onun vefatndan sonra, Bedizzaman'n hayatn bir deil, birok kimseler yazmal ve birok eserler onun hayatna ayna tutmalyd ki, idealist genlerimiz ibret alsnlar. "Eskiehir'e doru" Tarihe-i Hayat'n basks bitip ciltlenince, arkadalar, stada gtrlmek zere, bir bavul dolusu kitap verdiler. Ben de, hatrladm kadaryla, akam Haydarpaa'dan hareket eden Anadolu Ekspresine bindim. Gece yarsndan sonra Eskiehir'e indim, bir taksi ile sylenen otele gittim. Otelde uyumam mmkn olmad. imdi anlyorum ki, beni olduka evham basm, bir sr korkularn penesinde kvranp durmuum. Daha evvel belirttiim gibi, bu korkularn banda, memuriyetten atlmak, hapis olmak gibi hususlar geliyordu.

Bir Avrupal yazarn syledii gibi: 'Korkusuz insan olmaz. nemli olan korktuunuz halde yine gayeye gidebilmenizdir.' Ben de insan olarak korkuyordum. Fakat Mslman olarak gayeme gidiyordum. O gnleri bir kran ifadesi olarak hatrlayp, Allah'n sonsuz ltf-u inayetine krederim. Sabah ezanlar okununca, namaz bir camide kldm. Emirda'a kalkan otobslerin garajn buldum, sonra kahvalt yapp hemen garaja dndm. Bileti alp bavulumla birlikte otobse bindim. O zamanlar modern otobsler yoktu. Ufak, eski otobsler vard. Bunlarn stne de da gibi denkler sarlrd. Otobs acaip bir ey olurdu. "Herkes Bedizzaman'dan bahsediyordu" Ne ise, yola ktk. Herkes Bedizzaman'dan bahsediyordu. Dndm: 'Bunlar Bedizzaman'dan bahsediyorlar ki, ben de bunlarla konuaym ve beni yakalasnlar, kitaplar elimden alsnlar.' Bu sebeple hi kimseyle, hibir ey konumadm. Soru soran olduysa gayet ksa cevap verdim ve devaml susarak hdiselerin sonunu bekledim. Bedizzaman'n kerametlerini hatrlayp, 'Aman, bana keramet gstermese' diyordum. yle ya, kalpten geen sorulara cevap vermek, kesekdnn ters ekilde gelip ele yapmas... Ve, benim grdm ryalar, daha baka iittiklerim... Bunlarn btn kafam allak bullak ediyor,

keramet grmek istemiyordum. Dorusu, kerametlerden korkuyordum. Aklmn alamayaca, gzmn almad eyler grmek, elbette beni endieye drrd. 'Mademki stad kalpten sorulan sorulara cevap veriyor, ben de kerametten korkuyorum, bana keramet gstermese' diyerek, yoluma devam etti. "Emirda'a varyorum" yle bir tasarm vard: Emirda'a inince hemen bavulu elime alp, gya Emirda'n yerlisi imi gibi, bir sokaa doru yrmeye balayacaktm. O sokakta yal bir kadnla karlarsam, Bedizzaman'n kald yeri soracaktm. Arzettim ya, beni yle bir evham basmt ki, herkesi sivil polis zannedecek duruma gelmitim. Hatt belki bu yzden gen hanmlara bile Bedizzaman'n kald yeri sormayp, ancak ve ancak yal hanmlara sormay kafamda tasarlyordum. Nihayet Emirda'a geldim. Otobsten indim. ofr muavini, otobsn stndeki bavullarn ve denklerin iplerini zp yava yava eyalar sahiplerine veriyordu, ben de bekliyordum. Bu srada otuz-otuz be yalarnda esmer, zayfa birisi geldi. Kalabaln iinde kiiyi iaret ederek, 'Siz imdi gelin' dier iki kiiyi de iaret ederek, 'Siz de sonra gelin' dedi. Ben bavulu elime aldm ve bu ahs takip etmeye

baladm. Eyvah' diyordum. 'Otobsten iner inmez hemen polise yakalandk.' Kamann, bir tarafa gitmenin, bir ey sylemenin imkn ve gerei yoktu. ster istemez bavul nmde ndeki ahs takip ettim. Bir baheden ieri girince, karakola geldiime inandm. nk o zamanlar, karakollar genellikle bahe iinde bulunurdu ki, gya baz kimselere sopa attklarnda feryad dardan duyulmasn diye. Byle derlerdi. Bu szn shhat derecesini bilmiyordum. Fakat ekseri vilyet ve kasabalarda karakollarn bahe iinde olduu da gerekti. "stadn kald yere gelmitik" Merdivenlerden birinci kata ktk. Odalardan birinde gaz oca, aydanlk, rahleler, kitaplar, kalemler grnce sevindim. Artk stadn kald yere gelmitik. Selmlatk, oturduk. Biraz sonra stad ieri girdi, srtnda tahmin ederim, bezden yaplm siyah bir cbbe vard. Boynunda beyaz bir atk, banda kendine has bir sark vard, salar uzundu. Bedizzaman'n ieriye girmesiyle kendimi on beinci, on altnc asr da yaayan bir Osmanl zannettim. O devir birden bire yanma gelmiti. Zaten gyaben Bedizzaman'n ok tesirindeydim. Evin fakirane hali, Bedizzaman'n giyimi bana daha da tesir etti. Yerimden kmldayamadm. Bedizzaman gelip benim ok yaknmdaki sedire oturdu. Misarlerden biri kalkp elini pmek istedi. O iki eliyle selmlayarak elini

ptrmedi. Ve hepimiz oturduk. Evvel umum bir konuma yapt. Bu konumann iinde dedi ki: Almanya ve Amerika'dan Risale-i Nur'lar isteniyor. Buraya gidecek kardelerimiz Risale-i Nur gtrsnler.' Sonra her birimizle tek tek konumaya balad. Sylediklerini hepimiz iitiyorduk. Bu sohbetten sonra, 'Ben hastaym. Fazla kalamayacam' diyerek kendi odasna ekildi. Bizler de msaade alarak odadan ktk. Hemen yandaki oda, Bedizzaman'a aitti. Kapdan bir gz attm. Yerde hibir ey yoktu. Tertemiz tahtalar vard. Bir kede ve pencerenin nnde karyola bulunuyordu. Bu fakirane bir hayat, her tarafta grlyordu. Oradan kp bir bakkal dkknna gittik. Hemen belirteyim ki, gtrdm Tarihe-i Hayat, Ltin hareriyle yazlmt. Bedizzaman bu eserleri ald ve memnun oldu. Aylarca sonra Tarihe-i Hayat hakknda takibat ald. "ki yzl bayrak hdisesi" Evet, Bedizzaman'n yanndan kp bir bakkal dkknna girdik. Yine o zamanlar Peyami Safa 'iki yzl bayrak' hdisesinden bahsedip, yeralt hareketlerinin olduuna dikkati ekmek istemiti. Hdise Emirda'da olmutu. Bu hdiseyi de soruturup Peyami Safa'ya yazaym, dedim.

rendiime gre, Adnan Menderes, Emirda'a gelmi. Yirmi be yalarnda, gayet utanga olan cami imam ise dnm ki: 'Bavekilimiz kasabamz ziyaret ediyor, acaba biz ne gibi bir iltifatta bulunabiliriz?' Hemen aklna, minberin altnda bulunan bayrak geliyor. Bu bayran ne ve nasl olduunu bilmeden koup alyor ve caminin damndan sallyor. Menderes de bu bayran altndan gemi... Efendim, Osmanl'ya ait her ey silinip sprlrken, bayraklar da toplayp, yakyorlarm. Bir kyl: 'zerinde Kelime-i ehadet bulunan bayra yaktrmam' diyerek camiye geliyor, gizlice bayra alp, beline dolayp, kyn yolunu tutuyor. Aradan yllar geip DP iktidara gelince, 'Artk iyi gnler geldi' diyerek, getirip, bayra yerine koymu. Adnan Menderes de Emirda' ziyaret edince, imam efendi, bu bayra hatrlayp, iin sonu nereye varr, hesaplamadan, hemen caminin damna kp, sallamaya balam. Uzun mddet bayra tutmu olacak ki, aadan birisi mezzine, 'Biraz da sen k, bayra tut, imam yorulmutur' demi. Adnan Menderes gittikten sonra ikyetler balyor, zabtlar tutuluyor ve gece yars imam, mezzin ve mezzine bayra tutmasn syleyen kii, birer saat arayla evlerinden alnp, karakola getiriliyor. Bu hdise gazetelere intikal, edince, Peyami Safa feryad basyor: 'Yeralt hareketleri var, iki yzl bayrak ekiliyor' vesaire... "Emirda'dan ayrlyoruz"

Bedizzaman bize haber gndermi. 'Hemen Emirda'dan ayrlsnlar' diye. Fakat araba yok. Pazar gnleri Eskiehir'e araba bulmak mmkn deilmi. Ceylan alkan'n kulland bir taksi geldi, bizi ifteler'e kadar brakacakt. Taksiye arkada binerken baktm, Bedizzaman'n bize tek tek syledii szlerden, benimle ilgili olannn hatrlyorum, dierlerini hatrlamyordum. Yanmdaki arkadaa: Bedizzaman benim iin ne syledi?' Ben de onu dnyordum. Sizlere syledikleri hatrmda kalmam, bana sylediini biliyorum.' nc arkada daha kltrl ve Risale-i Nur'lar da iyi bilen bir kimse idi. O, 'Bu meseleleri kartrmayn' deyince, biz de 'Peki' diyerek, arabaya bindik. Hemen ocuklar koarak geldiler ve arabaya doldular. Belki on be-yirmi ocuk.. Hepsi de 6 il 8 yalar civarnda... Arabaya binince baladlar, 'Annem beni yetitirdi, bu hizmete yollad' marn sylemeye. Bedizzaman ocuklar ok severmi. ocuklar da her zaman ona alka gstermeye alyordu. Emirda'n knda jandarma okuluna gelince, ocuklar indirildi ve hepsi koarak geriye dndler. Yollarda bir ksm vatandalar durup, arabaya dnyor ve hrmetle selm veriyorlard. eride Bedizzaman'n olduunu zannediyorlard. ifteler'e geldik, yine araba yok. Sorup soruturduk, bir

otobs ile bir de ofr varm... Onu bulduk, Eskiehir'e gitmek istediimiz syledik. 'Herbiriniz onar lira verirseniz, gtrrm' dedi. Dorusu ok ucuz bulduk. ifteler'den Eskiehir'e otuz lira iin bir otobs gidecek, ucuz... Otobse bindik, ok beklemeden hareket edildi. Getiimiz mahallede yolcular binmeye baladlar. Eskiehir'e indiimizde ayakta yer yoktu. ofr daha evvel inmi, bizi beklemi. Biz kendisine hibir ey sylememiken, o yle dedi: Hoca Efendinin talebelerini her getiriimde otobs byle dolar. Siz zannediyor musunuz ki, otuz lira iin geldim? Byledir ite, kiiyle yola karm, tklm tklm Eskiehir'e inerim. Allah bereket versin...' Btn bunlar karsnda sadece susup dinliyorum ve dnyorum. Arkadalardan ayrldk. Bunlardan biri hukuku, biri de desinatrm. kisini de Bedizzaman' ziyaret srasnda tandm. Tekrar trene binip, yoluma devam ettim. 'Almanya ve Amerika'dan Risale-i Nur'lar isteniyormu, oraya gidenler gtrmeli...' Bu cmlenin benimle ne alakas olur? Fakat neden hep bunu dnyorum? "Amerika'ya yolculuk" ki veya ay sonra Amerika'ya kurs emrim geldi. liiimi kesip Erzurum'dan trene bindim. Beni uurlayan iki kii vard. Milliyeti olan smail Can, 'Amerika'ya ne

gtreceksin?' diye sordu. Risale-i Nur'lar...' Kardeim, mrnde bir defa Amerika'ya gideceksin Amerika yerine hapishaneye gitme...' Dieri Nak Tarikatna bal bir dindard. O, Bu, emri verene aittir, bizi ilgilendirmez' dedi. Halbuki bu ahsa da Bedizzaman' ziyaret ettiimden, onun syledii szlerden bahsetmemitim. Milliyeti olan, yle ise ben karmyorum kardeim, szm geri aldm' dedi ve tren de hareket etti. Tahmin edeceiniz gibi kafam karma karkt. Ne oluyor, birinin sylediini, dieri tekrar ediyor ve anlamadm bir hal iinde gidiyorum. Ankara'ya gelince Risale-i Nur'lar temin ettim. Bunlarn bir ksm eskimez yaz, pek az yeni yaz ile idi. Eskimez yaz olanlarndan sadece hls Risalesi Msr basks olup, Arapa idi. Dierleri teksirle yazlmt. Teksirle yazlanlarn bazlarnda sayfalarn bir yz botu. Boylu ve enli kitaplard. Btn risaleleri topladm, bir bavul dolusu kadard. Onlar bavula doldurdum, bavuldaki elbise, amar ve ayakkab gibi eyalarm da valize yerletirdim. Bylece Esenboa Havaalanna gittik. Drt motorlu iki Amerikan ua terminale yaklamt.

O zamanlar jetlerle yolculuk yaygn deildi. Okyanusu pervaneli uaklarla aacaktk. "Aranmayan tek bavul" k kontrolleri balad. Yz kiiydik. En bata yksek dereceli kumandanlarn bavullar, gmrk k kontrolne tabi tutuluyordu. Bu durumu grnce canm iyice skld. Onlarn bavullar kontrol edildikten sonra bizimkiler haydi haydi... Artk dn olmayan bir noktaya gelinmiti. yle ise hali, vaziyeti olduu gibi kabul etmekten baka are yok. Biz de kabul ettik, bekledik. Sra benim bavullar kontrole geldi. Memur iinde Risale-i Nur'lar olan bavulu tuttuu gibi dner merdivene att. Yine o zamanlar diyeceim, nk oktandr Esenboa Havaalanndan d lkelere hareket etmedim. Evet o zamanlar gmrk muayene bandnn arkasnda yuvarlak, aalardan yaplm bir yer vard. Bavullar bu yuvarlak aalarn zerine konunca, her aa kendi ekseni etrafnda dnyor, bavul da rahat bir kayla aa iniyordu. Oradan da alnp, uaa ykleniyordu. Risale-i Nur'lar bulunan kocaman ve ar bavul hi almadan giden tek bavul oldu. Dierleri iyice arand. Bu arada benim valiz de arand, hatt iki veya kutu lokum vard. Onlar dahi sordular ve yokladlar.

Amerika'da gmrk kontrolleri, bizden daha sk. Ayrca Amerikan gmrkler ok selhiyetli, btn bavullar ve antalar iyice aranp, bilhassa yiyecek maddesi sokmuyorlard. Sar hastalklardan korkuyorlarm. Elma, armut gibi meyveleri retmek iin ziraat bahelerine gnderirlermi, geri kalan yiyecekleri de yakarak imha ederlermi. Onlar da bavullar tek tek aramaya baladlar, bizim Risale-i Nur dolu bavula gelince adamcaz bir 'okey' ekti ve yine almayan tek bavul, bizimki oldu. Tabii Amerikal gmrk de valizimi kontrol etti. Amerika'ya inince baladm Risale-i Nur'lar verecek adres aramaya. Washington'daki The Islamic Center'e mektup yazp, Bedizzaman hakknda bilgi verdim, arzu ettikleri takdirde Risale-i Nur'larn gndereceimi belirttim. Ksa zamanda mektup arkadamla oturduk. Trk gtrrz, diye sohbetler Amerikan topraklarnda personelinden gizliyorduk. geldi, eserleri istiyorlard. Bir personeline gstermeden, nasl yapp, plnlar hazrladk. Yani Risale-i Nur'lar yine Trk

Geri vatandalarmzn ekserisi slmiyete balydlar. slmiyete hizmet iin yazlm Risale-i Nur'lar, baz evrelerce halka yanl tantlmt. Hdiselere sebebiyet vermemek iin tedbir alyorduk, hepsi bu kadar. ki arkada kitaplar omuzladk. Amerikan

mezarlklarndan geerek yola ktk. Oradan otobse bindik ve ehre inip, hemen Risale-i Nur'lar taahhtl olarak postaladk. Daha sonra bu eserlerin alndna dair mektup geldi, teekkr ediyorlard. "Keramet niin verilmi?" Btn bunlarn sonunda anladm ki, Bedizzaman'a keramet iki sebebe binaen verilmi. Birincisi imknsz diyebileceimiz artlar iin slmiyete hizmet ediyordu. Hizmetin yrmesi iin kerametlere ihtiya duyuluyordu. Yukardaki misalde de grld gibi. kincisi: Trkiye'de slmiyeti renme imkn yoktu. renilmeyince yaanmyordu da. Zaten yaayanlar da knyorlard. Bedizzaman gibi garip, fakir bir lime kim, ne iin balanacak? te ona balananlarn evvel kerametler ekmi olabilir. Bylece bir ksm Risale-i Nur talebeleri evini, iini brakarak, sonunun nereye varacan hesaplamadan, Bedizzaman'la birlikte hapse gidebiliyorlard. nsanlk tarihinde Bedizzaman gibi, imknszlklar iinde yaayp kitleleri peinde srkleyen bahtiyarlarn says ok azdr. Hemen belirteyim ki, Risale-i Nur'lardaki ifadeler, ispatlar, bulular keramet derecesinde insana tesir etmektedir. Kafama taklan, yllarca cevabn bulamadm sorularma, Risale-i Nur'larda cevap bulmu bir kimseyim. te yanda, Bedizzaman'n hayat, bir keramet... Evden, barktan vazgemek... Mevkiyi, makam, menfaat

terketmek... Hakikatleri sylemek iin, idam gze almak. Bir mr boyu srgn hayat yaamak veya hapiste yatmak. Mesel ben, Bedizzaman'n bu ynlerini renince, 'Neden kumarbazlar, sarholar sokaklarda serbest serbest dolayorlar da, slmiyete hizmet etmeye alan Bedizzaman hapse atlyor?' diye deta isyan edip, onun yardmna komuumdur. 1954-1955 yllarnda okuyamadm Risale-i Nur'lar datyordum. Grdm ahslar, 'Bu kitaplarda ne yazyor?' derlerdi. Ben de, 'Siz hocasnz, okuyabilirsiniz. Ben okuyamyorum, fakat renmeye alyorum. slmiyete hizmet eden Bedizzaman hapismi, ona yardm ediyoruz. Siz okuyunuz, bize de anlatnz' derdim. Onlar da okuyup, anlatrlard, houma giderdi. "Diyebilirim ki, bana en ok tesir eden Bedizzaman'n hayatdr. yle bir hayat yaad ki, onu romanlara bile sdramyoruz. yle bir hayat yaad ki, en gzel romanlarmz dahi onun hayat yannda clz kalr."

ABDURRAHM KAYA (Emekli Mft)


1932'de Siirt Pervari'de dodum. Dedem Ali Molla erifolu, Osmanllar zamannda Siirt mftsym. 8 yandayken Kur'n- Kerimi hatmettim. 15 sene sarf nahiv, mantk, fkh, tefsir, hadis ilimleri tahsili yaptktan sonra 1955'te Van'n Boyarolu Camii imam-hatibi oldum. mamlktan nce stad Bedizzaman Hazretlerinin emme, Habbe gibi Arapa mecmualarna ara sra baktmdan kendisine muhabbetim vard. Fakat iyi tanmyordum. Yalnz byk bir lim olduu anlalyordu. mam olduktan sonra uzun bir mddet akam namaz ile yats namazlar arasnda her gece camide ders yapyordum. Yatsdan sonra da baka yerlerde devam ederdim. Bu arada arkadalar ile bir gece mehdilik konusunda baz konumalar oldu, dorusu o zamana kadar da krimde zayk vard. "Peygamberimiz, 'Bedizzaman'a git dedi" O gece yatarken ryada ok susuzluk ekiyordum.

Durmadan su aryordum. Byk nehirler ve havuzlara rastlyordum. Fakat o kadar bulank amurdu ki bir trl iemiyordum. (Bizim meyve ve zm balarnda duvarl, tek gzden ibaret odalar vardr, bunlara 'koh' deriz). Neticede bir kohun iine girdim. Baktm, bir testi su, duvara dayanm, az yeil otla kaplanmt. ok sevindim, Allahu lem, bu su gzel sudur diye kalbimden geti, oturdum ve azn atm. Hayatmda byle su hi grmedim. Suyun sesi kulamdan hi gitmiyor. Uyandmda kendi kendime 'Fesbhanallah' diye dndm. Bu su dier sulardan nasl farklysa Risale-i Nur da dier kitaplardan yle farkldr ve bu zamanda, ekmek ve su kadar onlara ihtiya olduunu anladm. Bu ryadan sonra Risalelere drt elle sarldm. Muhabbetim ondan yze kt, var kuvvetimle okumaya baladm. Risale-i Nurlar hakknda phem kalmad. Benim bu halet-i ruhiyem devam ederken bir gece ryamda Hz. Peygamberi (a.s.m.) grdm. O mbarek beldenin ortasnda bir tepe vard, aaya doru yaya bir yol gidiyordu. Ben de bu yoldan aaya doru gittim. Yolun kenarlar yeillikti. Tepenin dibinden yol ayrlyordu. Yolun kenarnda tek katl, iki odal bir ev vard. Her odada byk bir pencere vard, 'Bu, Peygamberimizin (a.s.m.) evidir' deniliyordu. Kendisinin de evde olduunu biliyordum, tahminen elli altm metre uzaklkta duruyordum. Yalnzdm, utanyordum, ziyaretine gidemiyorum. ki kii geldi, pencerenin kenarna durdu, ieride sakall ve sarkl birisini odann kesinden aa-

yukar getiini grdm. Fakat Peygamberimiz mi, deil mi? Fark edemedim. eri giren iki kiiyle musafaha ettiler. Ben heyecandan titriyordum. Daha sonra onlar kt. Peygamberimiz de beni grd. 'Buyurun gidelim' dedi, kt. Tepeye doru yol almaya balamtk, biraz gittikten sonra oturdu, konumaya balad. Tahminime gre bir saat kadar srd, ben hibir ey anlayamadm, kendi kendime, 'Fesbhanallah' dedim, son kelimesi olan u ibareyi hatrlyordum: 'Bedizzaman'a git, sana nasihat etsin.' Bu ryadan sonra Bedizzaman'n dnyann en byk alimi ve asrn mceddidi olduuna kat'i inandm. O andan itibaren onu nasl ziyaret edeceimi dnmeye baladm. 3-4 ay gemiti ki, mftlk imtihan ald. mtihanlar Ankara'da oluyordu. Bir arkadala gittik. Diyanet leri Bakan Eyp Sabri Hayrlolu, 'imdiye kadar her ay imtihan giri muamelemizi yaptrd ve fakat imdi alt ay sonra var' dedi. Bakan bizim imtihana giri muamelemizi yaptrd ve 'Alt ay sonra imtihana gireceksiniz' dedi. Buraya kadar gelmiken bo gitmeyelim, stad ziyaret edelim' dedim. O da can gnlden kabul etti, aratrdk, 'Bedizzaman bir hafta nce Eskiehir'e gitti dediler. Eskiehir'e gittik. 'Burada bir gece kald ve Emirda'a gitti' dediler. Emirda'a gittik, orada kald oday gsterdiler, 'Burada iki gece kald Afyon'a gitti' dediler. Biz de aresiz yine Afyon'un yolunu tuttuk. Afyon'a akam namaznn kmasna be dakika kala geldik. Hemen namazlarmz

eda ettik. Bir otele yerlemek zere admz yazdrdk. 'stad tanyor musunuz?' dedik. Adam heyecanland ve 'Bir hafta nce geldi, bu odada kald, Burdur'a veya Isparta'ya gitti' dedi. Bize de stadn kald oday tahsis etti. Sabah namazndan sonra trenle Isparta'ya gittik, yolda oynayan ocuklara sorduk. 'Biz bilmiyoruz' dediler. Baka bir hanm kapdan ban kard, bize kimi aradmz sordu. Ben, 'Mehur Molla Said namnda derin bir lim' dedim. 'yle kimse yok' dedi. Biraz sonra, 'Aabey, siz Bedizzaman Hazretlerini kast etmiyor musunuz?' dedi. 'Onu yedi yandan yetmi yana kadar herkes tanr' dedi ve stadn evini bize tarif etti. Biz de evi bulduk ve zile bastk. Kapy Bayram Yksel Aabey at. bize, kapya yaptrlm olan stadn fermann okudu. 'Bugnlerde zndklar bizi takip ediyor' dedi. stadn syledii u sz bize syledi: 'Risale-i Nurun talebeleri dnyann hemen hemen her kesinde bulunmaktadr. Uzakta bulunanlar yaknda bulunanlar arasnda hi bir fark yoktur. Arzu ederdim, fakat ok hastaym. Beni ziyaret etmek isteyen Risale-i Nur okusun. Her bir risale bir Said hkmndedir.' Ben, 'Beni Fahr-i Kainat Efendimiz (a.s.m.) gnderdi, biz Van'dan geliyoruz, sen ltfen durumu stada intikal ettir' dedim. Bunun zerine ismimizi ald ve 'Caminin kapsnda bekleyin, on be dakika sonra gelin' dedi. Biz on be dakika sonra geldik. Bayram Aabey, 'On dakika sonra gelin, biz sizi aracaz' dedi. stadn kabul ettiini rendik. apkalarmz kardk,

sarklarmz sardk. Bize 10-15 dakikadan fazla msaade etmediini sylediler. eriye girdik. Somyadan yatan iinde yasta dayanm olarak oturuyordu. Banda beyaz ile yeil kar, byk bir sark vard. Sakal yoktu. stadn yzne bakamyorduk. Ara sra gzm kaldrarak bakmaya alyorduk. stad yava konuuyor, Zbeyir Aabey bize tercme ediyordu. Bu durum yarm saat kadar devam etti. Daha sonra Zbeyir Aabeyi yanmza geldi, bize ne yaptmz sordu, imam olduumuzu syledik. Namazn zaten farz olduunu, kldrrken maa dnmememizi syledi ve 'Byle yaparsanz ihlsnz krlmaz' dedi. Okuma yazma bilip bilmediimizi sordu. Bildiimizi syleyince, 'Byk Szler'i karken aln' dedi. stad, somyasnn yannda, duvarda asl duran zarftan fotoraar kard ve Zbeyir Aabeye verdi. 'Arkadalarna ver, baksnlar' dedi. Baktk. 'Bize, bunlar Avrupadaki Risale-i Nur talebeleri' dedi. stad bana nereli olduumu ve kimleri tandm sordu. 'Paranz var m, yoksa vereceim' buyurdu.Biz, 'Var' dedik, bize, 'Isparta'da kalmayn, istasyona gidin, ikindi namazn kln, tren gelir, siz de gidersiniz, selamm tebli edersiniz, bu yanmda olan talebelerim gibi sizi de kabul ediyorum. Siz de beni daima duanza katn' dedi. Ben stadn elini pmek istiyordum, giderken elini pmeye altm, ama ptrmedi, ellerini kaldrd, beni elleriyle sard ve alnmdan pt, arkadama da aynsn yapt. stemeye istemeye ayrldk. Zbeyir Aabey bizimle kapya kadar keldi, bize, 'Dinsizler sizi aldatmasn' dedi.

Ben daha sonra Hakkari'nin Beytebap ilesine tayin edildim. 1960'da stadn vefat edeceine yakn bir zamanda bir rya grdm. Biri yksek sesle, 'Bedizzaman vefat etti' dedi. Daha sonra stadn vefat haberi geldi. Daha sonra muhtelif yerlerde grev yaptm ve emekliye ayrldm. 1982'den bu yana da mcavir olarak Medine-i Mnevverede bulunmaktaym

MUSTAFA ZSOY
1933 ylnda Ermenek'te dnyaya geldi. retmen olarak balad memuriyete, yine eitim sahasnda eitli sahalarda devam etmektedir. Hatralarn yle anlatyor: Bir ky ocuu olarak dnyaya gelmiim. Ailem bana din bir eitim verememiti. O zamanki artlarda bu byk lde zordu. Mevcut din kltrm nineme borlu idim. O bana hirzamandan, Kyametin geleceinden bahsederdi. Kyamet, hair, Cennet, Cehennem gibi mefhumlar ismen de olsa ondan duymutum. lkokulu bitirdikten sonra ky enstits imtihanlarn kazandm. Demokrat Parti iktidarndan sonra , okullarmzn ad 'retmen Okulu' olarak deitirildi ve sresi alt yla karld. Okullara din dersi de konuldu, ama bu pek kifayetli deildi. 1955'te mezun olduktan sonra Diyarbakr'n Dicle kazsna tayin oldum. Tayin olduum Birsin kynde okul kapal idi. Ben gidince alm oldu. Kyde ancak askerlik yapanlar Trke bilirdi. Yetmi-seksen hanelik kyde,

gndzleri okulda, geceleri ise evlerde, kyllerle sohbet yaparak vakit geirirdik. Cuma namazlarn klar, at yarlarn karmaz ve her katldm yarta da birinci olurdum. "Ryamda kyamet kopuyordu" retmenliimin ikinci senesiydi. Bir gn gece yatmak zereyken, kalbime bir skma geldi. Bir baygnlk geirdikten sonra gzlerimi atmda, aileme, 'Biz namaz klmyoruz. Ya lm gelir de bizi byle yakalarsa halimiz ne olur?' dediimi hatrlyorum. Hanmla birlikte konuarak, artk namaz klmaya karar vermitik. Yataa girdim. Ryamda, 'Kyamet kopacak' dediler. Bir uurumun kenarnda birisi duruyordu. Onun sral olduunu sylediler. Elinde de borazan vard. 'Birinci ediinde, btn mahlkatlar lecek. kinci ediinde ise yer gk birbirine karacak, kyamet kopacak' dediler. sral'in (a.s.) yannda berrak bir rmak vard. 'Y Rabb! Kyamet kopmadan bizi o rmaa ulatr. Ondan sonra lelim' diye dua ediyordum. Derken Sr endi. Biz ldmz hissettik. Be yz sene kadar yattmz sonradan sylediler. kinci borazan sesiyle uyandk, kabirden kalktk. ki gen geldi, 'Irma geeceiz' dediler. Irman ortasna geldiimizde genler, 'Bu su ile gargara yap' dediler. Gargaradan sonra, azmdan ceviz byklnde eyler dkld. Byk ferahlk hissettim. 'O sudan i' dediler. tim. srl (a.s.) hl orada duruyordu.

Yanna vardmda ise ortadan kayboluverdi. Bir uurumun kenarnda maara vard. Maarada matematik retmenim Cemal Beyi grdm -Kendisi bir trak kazasnda vefat etmiti- 'Sen burada ne yapyorsun? dedim. 'Ben dnyada iken amel etmiyordum. Beni buraya hapsettiler' cevabn verdi. ki gen beni gezdiriyordu. yle gzel yerler gezdik ki, tari mmkn deil. Sonra uyandm. Rya m, gerek mi olduunu bir trl kestiremiyordum. Sabaha kadar uyuyamadm. Sabah namazn byk bir huzur ierisinde kldm. Cumartesi gn idi. O gn talebelerin derslerini verdikten sonra, okulu tatil ettim. 'Hemen Diyarbakr'a gidip orada bir eyh bulacam ve ona intisab edeceim. Artk imanmz kurtarmamz lzm' diye karar verdim. "Mehmed Kayalar ile tanmam" Diyarbakr'da Zl isminde bir arkadama uradm. O, 'Seni bu akam Bedizzaman'n halifesine* gtreceim' dedi. Ben Bedizzaman kim, halifesi kim? Hibir ey bilmiyorum. Gittiimiz evde, iftardan sonra teravih namazn kldk. Etrafa baktmda ne greyim, her taraf genlerle dolu idi. O durum bana ok tesir etmiti. Namazdan sonra bir zat eline bir kitap alm ve okumaya balamt. Okuduu ksm hatrmda kald kadaryla yle idi: 'Kinat birbirine sarlm, kat kat tabakalardan meydana getirmi, hi bir tabakas bo

olmayan bir gl goncas gibi sarl bir ekildedir. 'O zat okuyup izah ediyordu. Sonra baka bir kitaptan okudu. Sonradan o kitabn hls Risalesi olduunu rendim. Okunan dersten ok istifade ediyordum. Ders bittikten sonra o zat, 'Soru soracak var m?' dedi. 'Ben varm' dedim. Yanna doru yaklatm. 'Nerelisin?' dedi. 'Konyalym' dedim. Mesleimi sordu. Bir-iki sualim vard. Sorularn cevabn aldktan sonra, artk baka bir leme girdiimi hissetmitim. Kendisine, 'Aabey, ben bu yolun yolcusu olmak istiyorum' dedim. 'Peki, kardeim, zaten seni bekliyordum' dedi. Halife dedikleri de meer Mehmed Kayalar adnda bir zatm. Aslnda halifelik ln yok. Bunun stadn mesleini tam bilmeyenler sylyordu. Bana Yirmi nc Sz, Genlik Rehberi ve Hanmlar Rehberi olmak zere tane kitap verdi. Kitaplar daktilo edilmiti. Kitaplar aldktan sonra doru Zl'nin evine gittim. yle bir hal hissediyordum ki, Diyarbakr sokaklarna samaz olmutum. Zl'nin evine bir nefeste Yirmi nc Sz' bitirmitim. "Kyllere Yirmi nc Sz' okuyorum" Eve dner dnmez, seslendim: 'Mjde! Buldum.' Hanm, 'Ne buldun?' diye sordu. Cevaben sesli olarak Yirmi nc Sz' okumaya baladm. Bak, byle yksek bir hakikat varm. Biz bundan habersiz bir vaziyette yayormuuz' dedim. Epey zamandr, bir meseleden dolay, kyllere kskn

olduum iin camiye bile gitmiyordum. O akam, Yirmi nc Sz' elime aldm ve doruca camiye gittim. ark kylerinde camilerde sigara ierlerdi. Her zamanki gibi o akam da sigaralarn duman camiyi kaplamt. Ben ieri girince hemen ayaa kalkarak, 'Buyur, hocam, buyur' diye bana yer atlar. Ben, 'nce u sigaralar sndrn. Ondan sonra buyuraym' dedim. Ezan okundu, teravih namazn kldk. Namazdan sonra caminin tatan yaplm iptid minberine ktm ve kyllere, 'Durun bakalm. Size baz eyler syleyeceim' dedim. Hibirisi dalmadan oturdu. Ben hemen Yirmi nc Sz' okumaya baladm. Trke bilmedikleri iin anlamyorlard. Ben anladm kadaryla izah ediyordum. ok istifade ettiklerini gryordum. Sabahleyin okula gelen kyller, 'Bugne kadar byle eyler duymadk. ok istifade ettik. Akam yine devam edelim' dediler. "Sohbetler devam ediyor" Kyllerle ve talebelerle sohbetlerimiz btn samimiyetiyle devam ediyordu. Ky odalarna gidiyor, onlar Trke renmeye tevik ediyordum. Talebelerle birlikte, kyllerden de bir hayli kimse Trke rendi. Benim iin mesai mefhumu yoktu. Vazifem gn doar domaz balyor, gece yarlarna kadar derslere, sohbetlere devam ediyordum. Bu arada okuldaki talebeler de her bakmdan ok gzel yetiiyorlard. Drdnc ve beinci snf talebelerini daha baka trl

yetitiriyordum. Kendim de sporcu olduum iin, onlar deta asker bir disiplinle yetitiriyordum. Zaten ahlk ve manev eitime de arlk verdiim iin, talebelerim ok kaliteli bir eitim alm oluyorlard. Risale-i Nur'lar tandktan sonra benden meydana gelen bir dier deiiklik de ilkokullarda, bilhassa kylerde cidd bir eitim yaplabilmesi iin kyllerle ok sk bir mnasebet ierisine girmenin zaruretine inanmam oldu. Bunu, vazife yaptm kyde bizzat tatbik ettim ve ok gzel neticelerini grdm. Kanaatimce, milletimizin madd-manev kalknmasnda bu hususun ok byk ehemmiyeti vardr. Kyllerle kaynamann yle neticeleri oldu ki, bir mddet sonra, civar kyler de faaliyet sahamz ierisine girdi. Biz onlara giderdik, onlar da bize gelirdi. ok gzel bir kardelik ve dostluk havas meydana gelmiti. "Konya'ya tayinim kyor" Dicle'nin kylerinde tatl hatralarmz fazla devam etmedi. Bir mddet sonra Konya'ya tayinim kt. Konya'ya geldikten sonra, benim okuduum eserleri okuyan birisi olup olmadn epey aratrdm. Bir zaman sonra Yorganc Mehmet Amca ile tantk. Onun dkknnda derslerimizi, sohbetlerimizi devam ettiriyorduk. ylesine balarmz kuvvetlenmiti ki, onun dkknn deta evimiz gibi hissediyordum. Konya'da Bedizzaman ve eserleri ile alkadar btn zatlar da oraya gelir, bir arada toplanrlard.

Birok aabeyi ve kardei de bylece Mehmet Amca vastasyla tanm oldum. "stad Hazretlerini ziyaretim" 1957 ylnda idi. Bir gn Konya'da bulunan aabeylere stad ziyaret edeceimi syledim. 'stad hem hasta, hem yorgun. Kimseyi kabul etmiyor' dediler. Ancak ziyaret etmek hususundaki srarlarm zerine, 'Peki, git bakalm. Belki seni kabul eder' dediler. Trene binip Isparta'ya gittim. stadn evini aratrmaya baladm. Ancak sorduklarmdan hibirisi cesaret edip de stadn evini bana tarif edemiyordu. Nihayet cesur birisi kp tarif etti: 'lerden saa dn. Polis noktasnn bulunduu yerde...' Tarif edilen yere vardm. Kapy aldm, kimse amad. Sokakta bulunan birisi stadn Emirda'a gittiini syledi. O sralar stad Emirda ile Isparta arasnda sk sk gider gelirmi. Derken, ben Emirda'n yolunu tuttum. stadn evini sorduum birisi kendisini takip etmemi syledi. Takibi de biraz uzaktan yapmam ve kendisinin nnde bir miktar eleip gidecei evin, stadn evi olduunu syledi. Dedii gibi yaptk. Allah'a kr, stadn evini bulmutum. Kapy aldm. 35 yalarnda bir zat kapy at ve 'Buyur, kardeim' dedi. Ben 'Aabey, stad ziyarete geldim' dedim. 'Kardeim,

stad hasta, kimseyle grmyor. stelik sesi de kmyor. Biraz nce de uzak vilyetlerden gelenler oldu. Onlar da kabl etmedi' dedi. Ben 'Aabey, ne olur, sen stada bir syle. Ben Konya'dan geldim. retmenim. stad mutlaka ziyaret etmek istiyorum' dedim. 'Peki, bir dakika bekle' dedi. Biraz sonra kapy at ve hemen beni ieriye ald. Yukarya ktk. stad bir somya zerinde uzanmt. Yerde eski bir hal seccadeden baka bir ey grnmyordu. Zemin plakt. 'Esselm aleykm' dedim. Sesi kmyordu. Gayet ksk bir sesle, 'Aleykm selm' dedi. "stad retmen ve subaylara nem veriyordu" Beni yukarya karan ve stadn hizmetinde olan zatn Zbeyir Aabey olduunu sonradan rendim. stad Hazretleri gayet ksk sesiyle konuuyor, Zbeyir Aabey de bana naklediyordu. Bir mddet sonra, 'Aabey, sizin nakletmenize gerek yok. Ben anlyorum' dedim. Biraz sonra stadn sesi de ald. u szlerini hi unutamyorum: Kardeim, benim nazarmda iki snf ok ehemmiyetlidir: Birisi subay, dieri ise retmendir. Bence bir retmen, yz vaiz kadar bu memlekete faydaldr. Subay Trk ordusunun en salam temeli ve unsurudur. Bu iki snf meslee ok ehemmiyet veririm ben.' Bir ara sohbetin bir yerinde 'Kardeim, Menderes

bizdendir. Menderes'in bu memlekete ok byk hizmeti vardr. Onun iin onunla beraberiz' demiti. Bu szleri syledii esnada Sungur Aabey, Bayram Aabey ve Ceyln Aabey de oradayd. stikbal hadiselerinden bahsetti. Beni talebelie, kardelie ve dostlua kabul etti. 'Kardeim, seni bu makama kabul ediyorum. Seni dualarma dahil ediyorum. Sen de beni dualarna dahil edeceksin' dedi. Sonra 'Artk gidebilirsin' diyerek bana izin verdi. Sonra bir vastaya binip Konya'ya geldim. Bir ay kadar sonra -zannediyorum Temmuz aynda iditekrar stad ziyaret etmek iin Konya'dan trene bindim. Isparta istasyonuna vardmda bir de ne greyim. Zbeyir Aabey kapda beni bekliyor. stad Hazretleri, 'Trende bir kardeimiz var, onu al da gel' diye Zbeyir Aabeye sylemi. Beraberce stada gittik. Elini ptm, uzun mddet sohbetinde bulundum. nc defa ziyaretine gittiimde stad Burdur taraarna gitmiti. Otelde beklemeye baladm. Orada iki kii de stad ziyaret etmek iin bekliyordu. Bunlar Abdullah avu ile Van taraarndan Ziya Mesci idi. Abdullah avu stadla ilgili hatralarn anlatyordu. O srada Ceyln Aabey merdivenlerden kt, hafe benim omzuma dokundu ve tekrar merdivenlerden aaya indi. Ben bunun benim gelmem iin bir iaret olduunu anladm ve hemen arkasndan kotum. Beraberce stadn yanna gittik. Somyasnn zerinde Ceven okuyordu. Beni

kucaklad, ben de ellerinden ptm. Yine her zamanki gibi hizmetlerden bahsetti. "Camide dersler yapyorduk" Konya'nn amurluiret kynde vazife yapyordum. Camide kyllerle sohbet ederek dersler yapyorduk. Bir gn bir mfetti geldi. Cebinden Konferans risalesini kararak, 'Ben bunu okudum ok beendim. Sende de var m bu kitaptan?' dedi. Ben de, 'Evet, aynsndan var' dedim. Halbuki ayn ahsla biraz nce mnakaa etmitik. Beni oyuna getirmek istediini anladm. Kyllerin ifadesini ln alm. Neticede bir ey karamad. Sonradan o zatn i Partisinden meb'us namzedi olduunu duydum.. "Hi korkmayn! Kfrn beli krld" Bir hafta sonra tatil olmutu. stad ziyarete gittim. Ben kapdan girer girmez, somyasnn zerinde ayaa doruldu ve alnmdan pt. 'Benim kahraman kardeim, Konya'da Risale-i Nur'a ilien var m?' diye sordu. 'stadm!' dedim ve biraz durakladm. Bunun zerine stad, 'Evet, kardeim, biliyorum. Seni tebrik ediyorum. Hi korkmayn! Kfrn beli krld. naallah bundan sonra slmiyet parlayacak. Komnizm ve dinsizlik ykld' dedi. "Hizmetine Konya'da devam et" 1958 yl yaz tatili devresinde idik. Isparta'da stadn hizmetinde bulunan btn aabeyleri tevkif etmilerdi. 'Ben gideyim de, aabeyler hapisten kncaya kadar

stadn hizmetinde bulunaym' diyerek stadn yanna gittim. Elini ptm. 'Kardeim, yirmi lira yol parasn ben vereceim' dedi. Ben, 'Hayr, stadm!" diyerek almadm. 'Peki,' dedi, 'eer kabul etseydin, sevabn az olacakt. Seni yaz tatili boyunca, kardelerimiz hapisten kncaya kadar, yanmda alkoymak isterdim. Ancak sen memursun. Sen hizmetine Konya'da devam et' dedi. O zaman Dr. Sadullah Aabey Taif'e gitmek istiyordu. Ben stadn yanna gelirken, 'stada syle, bana izin versin. Eer o izin verirse gitmek istiyorum' demiti. Ben bunu stada sylemeyi unutmutum. stad Hazretleri ben hibir ey sylemediim halde, 'Sadullah'a selm syle. Gitmesin, gidemez. Ona izin yok' dedi. Sonra tekrar ellerini perek yanndan ayrldm. Hangisinde olduunu hatrlamyorum, ziyaretlerimden birisinde bana, 'Sana maa balayaym' dedi. Ben de, 'stadm, kendi paramla slma hizmet etmek istiyorum' dedim. Tebrik etti ve yle dedi: 'Anneni, baban, eini dualarma dahil ettim. Seni otuz senelik talebelie, dostlua ve kardelie kabul ettim.' Lyk olmadmz halde o bize iltifatlar ve bizi hizmetlere tevik ediyordu. "stadn vefatn haber alyorum" 1959 ylnda Cihanbeyli'nin bir kyne tayin olmutum. O sralarda gazetelerde stadla ilgili ok eyler yazlyordu.

Bir gn Konya'ya gelmek zere yola ktm. Yolda gzme ilien bir gazetede stadn vefat haberini grdm. ok mteessir olmutum. Tabiri caizse perian olmutum. Bizde stad sanki hi lmeyecekmi veya ok uzun sre daha yaayacakm gibi bir his vard. Bir hafta boyunca geceli gndzl aladm. "Gzlerimi ne zaman kapasam, karmda stad gryordum. Bir gn ryamda yle dedi: 'Kardeim, merak etme, alama. Bizim hayattan ziyade memtmz (lmmz) hizmet edecek." "Allah rahmet eylesin. min." MAN KAHRAMANI ANLI STADIM Feyzin kalbimize doldu stadm. Kavutum Nur'lara sanki ummanm. Feda olsun Nur'a benim de canm. Snse btn lem, snmez imanm. stadm bu lem beklerdi seni Uzat da pelim nurlu elleri Kur'n bahesinden gelen glleri Koklattn bizlere anl stadm. Ezel fermanda ltfa mazharsn; hlasa mana ak brhansn, Kur'n esrarnda sen bir dellalsn, man bizlere sundun stadm. Nur olsun, nur dolsun btn gnller

Kahrolsun Kur'n'a uzanan eller, Gelmesin geriye zulmtl gnler, Nur'unla zulmt bodun stadm. Yrtld perdeler parlad Nur'un Kr oldu gzleri dinsiz grhun, Dursun ztrab artk ruhunun Kffarn ban ezdin stadm. Ylmaz mcahid esiz kahraman arptn kfrle vermedin aman Kkrese manlar hep Bedizzaman Kalbimiz makberin olsun stadm. Konya, 1959-1960 retmen Mustafa ZSOY

MUSA YUKARI
Aslen Denizli ili, Tavas ilesi, Ovack kyndenim. imdi zmir-Torbal-Ayranclar'da oturuyorum.. "stad aryoruz" Ben Musa Yukar. Aslen Denizli ili, Tavas ilesi, Ovack kyndenim. imdi zmir-Torbal-Ayranclar'da oturuyorum. 1957 senesi Mays aynda, ben, kyden Salim Acar ve komu akrbeyli kynden Veli Baarr, stadmz ziyaret iin trenle Isparta'ya gittik. Fakat evine vardmzda stadmzn Eirdir'e gittiini rendik. Biz de Eirdir'e gittik. Fakat maalesef orada da bulamadk. Orada bulunan kardeimiz ilingir Ali Aabey, 'Buradan gitti. Nereye gittiini de bilmiyoruz' dedi. O gece, otelvari bir handa kaldk. Handa takriben 50 kii vard. Beraber byk bir salonda oturduk, konutuk. Sohbet esnasnda bize, 'Nerelisiniz?' diye soruldu. Biz, 'zmirliyiz' dedik. 'Niin burada bulunuyorsunuz?' dediler. Biz, 'Isparta'ya Bedizzaman' ziyarete geldik. Burada olduunu sylendi. Fakat burada da bulamadk. Nihayet bu gece handa yatp yarn zmir'e dneceiz' dedik. O zaman

handa bulunan mterilerden tahminen 30 yalarndan birisi, 'Bedizzaman m?' dedi. 'Evet' dedik. 'Bakn,' dedi. 'Bedizzaman ile geen bir hatram anlataym' dedi ve btn handaki yolcularla beraber dinlemeye baladk. "Bir kamyon ofrnn itiraf" Ben bir kamyon ofrym. Bir gn yanma tanmadm kii geldi. Bana, 'Memleketimizde Bedizzaman diye fevkalade zararl bir alim var. Taksiyle dolayor. Sana 50 bin lira verelim, yed-i emine paray teslim edelim. Sen kamyonun ile buna arp, kaza ss ver ve ldr. Bu paraya yed-i eminden al' dediler. Ben kabul ettim. Nihayet taksinin rengini ve plaka numarasn verdiler. Bana yardmc olacaklarn sylediler. Nihayet yola ktm. Taksinin karmdan geleceini sylediler. Gzm taksinin renginde. Renk uyarsa, direksiyonun nne koyduum plaka numarasna bakyorum. Bir baktm, ayn renkte bir taksi uzaktan grnd. Yaklatka plaka numarasna bakyorum. Tam o anda taksi saa yanap durdu. inden bir gen indi. Sola geti, yani benim nme. El kaldrd. Ben de durdum. 'Ne o?' dedim. 'Seni Hoca Efendi aryor' dedi. ndim, taksinin yanna o gen ile beraber vardm. Hoca Efendi, taksinin camndan ban karp bana dedi ki: 'Olum, ben memlekete zararl bir Hoca deilim. Sana yanl bilgi verdiler. Bu teebbsnden vazge.' O anda Hocaya o kadar sndm ki anlatamam, tarif edemem. Bana para teklif eden o kii orada olsa idi tereddtsz n de

arabamla ezerdim. Ben bunu baka birinden duymadm, kendim yaadm; ister inann, ister inanmayn.' Ben, o arkadan adresini almadm iin hl zgnm ve pimanm. Bu hadiseyi btn o handa olan insanlar bizim ile beraber dinlediler. Biz o gece, orada yatp sabahleyin tren ile zmir'e hareket ettik. Sa selamet kymze geldik. "Soluu karakolda aldk" Sene 1960. Ocak ayndayz. stadmzn Ankara'ya geleceini iittik. Kyden Kadir nci arkadam beraber Ankara'ya gittik. Orada baz kardeleri bulduk. Onlarla beraber bir yere vardk. Vardmz yerin alt Murat Lokantas idi. stne ktk. Geni bir yerde yze yakn arkada toplanmt. imdi ou rahmetli oldular. Bildiklerimden Selhattin elebi, Ceylan alkan, Ahmet Feyzi Aabeyler orada idiler. stadmz, Ankara'ya, ileri Bakannn sokmadn, Emirda'da ikamete mecbur ettiklerini duyduk. Kadir nci ile beraber Emirda'a gitmeye karar verdik. Emirda'a vardk, le namaz bir camiye girdik. Namazdan sonra ben, sakall bir amcaya yanap sordum: Amca, bu camide Nurculardan kimse var m?' Olum, biz hepimiz Nurcuyuz. Ne istiyorsun?' Biz zmir'den geliyoruz. Bedizzaman Hocay ziyaret

edeceiz, evini bilmiyoruz, onu soracaktk' dedim. Cami cemaatinden on yalarnda bir ocuk ard. 'Bu misarlere Bedizzaman Hocann evini gsteriver' dedi. ocuk nmze dt, biz arkasndan gittik, 'te u ev!' dedi, ocuk geri dnd. Kapy aldk. Biraz bekledik. Bu srada birisi benim omzuma vurdu. 'Yr karakola, ben sivil polisim' dedi. Ve ikimizi karakola getirdi. le zaman olduu iin karakolda bir tane resmi elbiseli nbeti vard. Ona, 'Bunlar Hocann evinin nnden getirdim' dedi. Polis bize sordu: 'Buraya niin geldiniz?' Bedizzaman Hocay ziyarete geldik' dedik. Nerelisiniz?' dedi. zmirliyiz' dedik. Bize, 'zmir'den avanak adam kmaz, zmirliler uyank olur. Siz nasl avanak ktnz? Ben de zmirliyim. zmir'den buraya kadar hi alim yok mu ziyaret edilecek?' dedi. Ben de, 'Oras takdir meselesidir' dedim. Bize, 'Oturun, Komiser yemekten gelince ifadenizi alr' dedi. Neticede 'Komiser geldi' dediler. Bizi br odaya ardlar. Komiser ifademizi ald. Bazen sert, bazen yumuak sorular sordu. Biz lzm gelen cevab verdik. Bizi serbest brakt. 'Derhal Emirda' terk edin. Bir daha Hocann oraya giderseniz, sizi hapsettiririm' dedi.

Biz, ilk geldiimiz odaya dndk. Durumu onlara anlattk. Gitmek iin izin istedik. Bizi karakola getiren polis dedi ki: 'Biz, sizi sevdik. Hereyi dobra dobra sylediniz, gelin bakaym.' Bizi Ceylan Aabeyin babas Mehmed Aabeyin dkknna gtrd. 'Bunlar sizden' deyip yanna brakt, kendi gitti. "stad ziyaretimiz" Mehmed Aabey bize, 'stadmzn evini musunuz?' dedi. Evet' dedik. Onun evinin bitiiinde bir bakrc dkkn var, o kardelerdendir. Onun dkknna gidin, size yardmc olur' dedi. Biz oraya gittik, dkkn bulduk, mteri gibi dkknna oturduk. Durumu anlattk. zmir'den gelmisiniz, karakolda ifadeniz alnm, biz bu gece derste duyduk. Hatta Zbeyir Aabey, bu gece sizi karakol ve otellerde arad. Siz onlar msnz?' dedi. Biz, 'Evet' dedik. Bize yer gsterdi. Elinden gelen yardm yapacana dair sz verdi. Biz tevekklvari dkknnda otururken darda elinde su kab olan bir kardei, 'Osman!' diye ard. eri gelince ona, 'Bu arkadalar, zmir'den gelmiler. Hoca Efendiyi grmek istiyorlar. Durum nasl?' dedi. biliyor

Osman, 'stadmz u anda uyuyor, Zbeyir Aabey ise bir yere kadar gitti. Zbeyir Aabey gelsin ona sylerim. stadmz uyannca Zbeyir Aabey de ona syler. stadmz kabul ederse, ben gelir, kardeleri arrm. Bizim elimizde birey yok, stadmz ne derse biz onu yaparz' dedi ve gitti. Osman, tahminen bir saat sonra geldi, 'Zbeyir Aabey geldi, ona syledim, stadmz uyand, o da stadmza syledi. stadmz sizi bekliyor' dedi. O anda sevincimizden sanki uuyorduk. eri girdik. stadmz biraz rahatsz yatyordu. Bize elini uzatt. Elini ikimiz srayla ptk. Bize 'Nerelisiniz?' diye sordu. Ben, 'Denizli Tavaslym' dedim. Kadir nci de, 'Konya Ermenekliyim' dedi. 'Fakat imdi ikimiz de zmir Torbal, Ayranclar kynde oturuyoruz' dedik. Bana, 'Seni Zbeyir'in yerine kabul ediyorum' dedi. Kadir'e de, 'Seni Sungur'un yerine kabul ediyorum' dedi ve buyurdu ki: Kfrn beli krlmtr, bir daha dorultamaz. zmir'deki kardelere selam syle, para masraf edip gelmesinler. Risale-i Nur'lar okusunlar. Olum Zbeyir, bunlar beni grmek iin buraya gelmiler. Bunlarn yol paralarn ver.' Biz, 'Paray almayz, baka yere gelmitik, buraya uradk' dedik. Tekrar elini uzatt, 'stadnz msaade veriyor' dedi. Tekrar elini uzatt. kinci defa elini ptk.

stadmz, Zbeyir Aabeye, 'Bunlar otobse bindir, yle gel' dedi. Zbeyir Aabey bizimle beraber dar kt. Yolda bir dakika bile beklemedik, hemen zmir tarafna giden bir otobs geldi. Binip hareket ettik. Halbuki zmir'e otobs her zaman bulunmuyordu. stadmzn manen otobs grp bizi gnderdii, ikre belli oldu. "Eer biz, biraz oyalansaydk, hemen o gn araba bulamayacaktk, hem de yanmzda Zbeyir Aabey olmasayd, byk bir ihtimalle baka polisler tarafndan karakola gtrlecektik."

AL AKMAK
1925'te Ktahya-Tavanl'da dodu. Dede tarafndan Bursaldr. Nur hizmetinin Bursa'da yerlemesinde ve gelimesinde stn gayretleri olmutur. Ulu Osmanl Devletinin padiahlar olan Osman ve Orhan Gazilerin beldesi Yeil Bursa, ehid Murad'a mezar olmutu. Sleyman elebi ile Bursada ycelmiti. Ali akmak himmet ve hamiyet sahibi bir insandr. Osmanlnn kurulu devri payitahtnn temsilcisi olarak, zamann sahibi Bedizzaman ile mlaki olmutur. Bursa'da evinde, muhtelif zamanlarda, yirmi be yl nceki bu aziz zamanlar bize terennm etti. Eskiden beri Trkiye'deki slmi hizmetleri yakndan takip edip alakadar olan Ali akmak, otuz yl evvelinin 'Byk Dou' hareketiyle de alakadar olmu, memleketi Tavanl'da ilk Byk Dou Cemiyetinin ubesini amt. Bu himmet ve gayret, nihayet kendisini Nur'lara talebe etmiti. Nur'larn mellini bir defa Emirda'da, iki defa da Eskiehir'de ziyaret etmiti. Eskiehir'de Abdlvahid

Tabak ve kr Yrten'in evinde stad grp, ellerini pmt. Bu mlakatlarn yle anlatyordu: "Risale-i Nur ile karlamam" Risale-i Nur ile ilk karlamam yle olmutu: 1948 senesinde Tavanl'da komumuz emekli retmen Hac Mustafa, Hatt- Kur'an ile matbu, kapaklar kopmu bir kitap vererek, 'Bunu oku' dedi. Okudum, Tekrar tekrar okudum. Elimden brakamyor, ok feyz alyordum. Kitab iade etmek iin Hac Mustafa'ya gtrdmde, 'Kitap senin olsun' diye bana verdi. O anda heyecanla kitab elimle barma bastm. Daha ismini renmeden kitabn meclubu olmutum. Elimden brakamadm bu kitabn sonradan Risale-i Nur klliyatndan Ayet'l-Kbra risalesi olduunu rendim. Ksa zamanda Eskiehir'de saat kr Yrten'den baz risaleleri temin ederek 1952 senesinde Bursa'ya hicret ettim. Daha evvel 'Byk Dou' ve 'Milliyetiler Dernei' vastasyla bir evrem vard. Bunlar arasnda Risaleleri okumaya altm. Fakat kitaplar teksir ve daktilo ile oaltlm olduu iin kabullenmek ok zor oluyordu. Bu faaliyetimizi haber alan stanbul'dan Mehmed Frnc Aabey geldi. Tantk, bize byk kuvvet verdi. Sonra bir gn Orhan Camiin kaps nnde elinde bavul ile Muzaffer Aslan Aabeyi tandm. Hemen dkkanma gtrdm. Nur camiasyla bylece tanm olduk. Baz semtlerde sohbetler devam ederken nihayet matbu

risaleler gelmeye balaynca, Bursa'dan hizmetler geliti. Bu arada takipler ve tazyikler de balad. "stad ilk ziyaretim" Bir gece stad Hazretlerini ryamda grdm. Sohbet ettiimiz evimde imi. Beni kucaklad ve kt. O srada kalbimde tatl bir ac hissediyordum. Brakmasnn istemiyordum. Heyecanla uyanmtm. Hl ne zaman o ryay hatrlasam o tatl acy kalbimde hissederim. te bu ryadan sonra stad Hazretlerini ziyaret etmek itiyak dodu. Bu itiyak iinde gnler geerken, 1958 senesi Haziran aynda Ankara'dan gelirken otobs Eskiehir'e uradnda ani bir kararla yolumu deitirerek Emirda'a gittim. O gnlerde iddetli bir terr havas estiriliyordu. Kimin yanna varsam benden kayorlard. Kimse yanma yaklamyordu. Niin geldiimi herhalde tahmin ediyorlard. Nihayet birisinin nne dikildim. 'Mehmet alkan'n dkkan nerede?' dedim. Eli ile bir ary gstererek, 'urada' dedi ve uzaklat. Gittim, baktm. Mehmet alkan'n dkkan kapal. Komular, 'Arka arda Hac Osman var' dediler. Gittim. hsan alkan'la karlatm. Bursa'dan geldiimi, stad Hazretlerini ziyaret etmek istediimi syledim. hsan alkan, stad Hazretlerini rahatsz olduunu, ziyareti kabul etmediini, fakat anahtarn imam Mustafa Acet'te bulunduunu, onu grmemi syledi. Mustafa Acet'i bularak itiyak ve arzumu arzettim. Mustafa Acet, 'Kardeim, stadmz rahatsz, kimseyi kabul edemiyor. Hatta Diyarbakr ve Halep'ten

gelenler var. Otelde bekliyorlar. Fakat yine de ben stad Hazretlerine syleyeceim. Sen Hac Osman'n dkkannda bekle' dedi. "Bursa ehl-i tahkikin merkezi" Bakkal dkkan olduu iin her ieri girenin, bana geldiini sanarak heyecanlanyordum. Belki mrmn en heyecanl dakikalarn yayordum. Zaman durdu. Saniyeler saat oldu. Nihayet sonradan isminin Ahmet Urfal olduunu rendiim birisi ieri girdi. Yzme bakt. Ve 'Bursa'dan gelen sen misin?' dedi. 'Evet' dedim. 'stad Hazretleri sizi bekliyor' dedi. Son derece heyecanla onu takip ettim. Eski ahap bir eve girdik. Bir ift takunyadan baka eya namna bir ey yoktu. Merdivenlerden ktk. Sofada sadece bir leen ve ibrik. erei huzuruna girdik. Somya zerinde, yatanda haf doruldular. Banda ala rengi bir sark, salar beyaz ve kulaklarnn n ve arkasndan omzuna kadar uzam. Haf dzgn bir yz. Hemen elini ptm. Parmaklar ince ve uzun. Oturmam syledi. Sesi gayet haf kyordu. Tam anlayamyordum. Yannda bulunan Mustafa Acet'e vasta olmasn syledi. 'Kardam, sadkane hizmet etmi arkadalarm kabul edemiyorum. Seni kabul ettim. 25 sene hizmet etmi gibi kabul ediyorum' diye iltifat ettiler. smimi ve anne-babamn sa olup olmadklarn sordular. 'Nerelisin?' dedi. 'Tavanl'da dodum. Bursa'da oturuyorum' deyince. 'Konya ehl-i tetkikin, Bursa ise ehl-i tahkikin merkezi idi. Bursa kadlar

bid'alardan mahfuz kalmtr' buyurdular. Bu ziyaretimden sonra hem stad Hazretlerinin dua ve himmetleri, hem Ceylan, Frnc, Birinci gibi kahraman kardelerin bizleri yalnz brakmamalar neticesi Bursa'da hizmetlerimiz inkiaf etti. Hele bir hafta Bursa'ya i mnasebetiyle gelen, stad Hazretlerinin hizmetkarlarndan Ahmed Urfal, stadmzn selam ve dualarn getirir, bizi hizmete tevik ve tecileri evk kayna olurdu. "kinci ziyaretim" Eskiehir'e i mnasebetiyle gitmitim. stad Hazretleri Emirda'da ise ziyaretine gitmek istedim. Saat kr Aabey, stadn Isparta'da olduunu, karn yollar kapattn ve gitme ihtimalinin olmadn syledi. O gece Doan Otelinde kalmtm. Ryamda; stad Hazretlerini yatak zerinde beyazlar iinde grdm. Benim de zerimde beyaz bir gmlek vard. Bursallar ziyaret ettiriyormuum. Kapdan girerken ehadet parma ile iaret ederek, 'Gel! Gel! Seninle mmet-i Muhammedin birlemesi hakknda greceim' dediler. Yanna gitmek isterken uyandm. Hemen kalbime geldi ki: 'stadm gelecek.' Sabah, Saat kr Aabeye uradm. 'Haber var m?' dedim. 'Yok, kardeim, kardan kamyonlar bile geemiyormu. Taksi nasl gelsin' dedi. Akama kadar belki yirmi defa dkkana uradm. Nihayet akam zeri geldiini, kr Aabeyin evinde kaldn rendim. O gece ayn evde, stadmn hemen yaknnda bir

odada kalmann heyecann yaadm. Ayn gece yars, Adnan Menderes'in Londra uak kazas sonras stanbul'dan Ankara'ya geeceini rendik. Btn aabeylerle birlikte, istasyona gittik. Menderes'e bir mektup verilecek idi. Fakat 'Babakan uyuyor' dediler ve mektubu mstear Ahmet Salih Korur'a vererek eve dndk. Sabahleyin, stad Hazretlerini, geldiini duyan gelmeye balad. Bir hayli kalabalk oldu. Ziyaret edememe endiesi iindeydim. Saat 9-10 sralarnda hi kimseye sylemeden heyecanla stadmn bulunduu daireye getim. eri girdim. O zamanki cret ve cesaretime hl aarm. eride Zbeyir Aabey Kur'an okuyordu. 'Gel kardeim! Bekle. stad Hazretleri uyuyor' dedi. Bir mddet sonra dardan Ceylan geldi. eriden zil alnd. Ceylan girdi. 'Darda kim var?' dedi. Ceylan 'Bursa nairlerinden Ali var' dedi. Abdest tazelemek istemi, abdest aldlar. Kulland su iki bardak kadard... Sonra Ceylan, 'Sizi istiyor' dedi. Girdim. Elini ptm. smimi, nereden geldiimi sordu. ok hiddetli idi. 'Kardeim... Ziyaretinizi kabul ediyorum' dedi. Tekrar elini ptm. Geri geri karken Ceylan'a, 'Nereye gidecek ise oraya kadar gtr' dedi. Ceylan, stad Hazretlerinin arabasyla beni otelde kadar gtrd. Onun arabasyla bir yere gitmek bile bize ayr bir zevk ve heyecan veriyordu. Ayn gn le namazna ar Camiine gittiimde stanbul ve Ankara'daki btn nairleri orada olduunu grdm. O gnlerde stanbul, Ankara nairleri arasnda ihtilaf vard. Halli iin stad Hazretleri armt. Grdm ryann tabiri de kmt.

"nc ziyaretim" Vefatnda, 3-4 ay evvel Bursa'da tamir edilen arabasn, ofr Hsn ve Frnc Aabey ile Eskiehir'e gtrdk. stad Hazretleri Abdlvahid Tabak'nn evinde kalyordu. Altndaki odada havac astsubay Muzaffer Erdem ve Ahmed Urfal ile beraber kaldk. Sabah namaznda Odun Pazar Camiine gitmitik. Hsn, camiden beni ard. 'stad gidecek, sizi istiyor' dedi. Heyecanla gittik. Son gnlerde Bursa'ya kar tevecch vard. Hatta Frnc Aabeye, 'Bursa'y Isparta gibi, Barla gibi kabul ediyorum' diyordu. Bunun iin nereli olduumu sorarsa duasna dorudan mteveccih olaym diye, Bursalym demeye niyet etmitim. erei huzuruna kabul buyurdular. Ellerine sarldm, ptm. Tekrar ptm. Oturmaya frsat yoktu. Hazrlk iinde idiler. 'Kardeim ben gidiyorum. Ziyaretinizi kabul ettim' dedi. Tekrar elini ptm. Ellerini gsnde koyarak beni yolcu ediyordu. O anda iinde bugn nereli olduumu sormad diyordum. Hemen Hsn'ye seslendi, 'Hsn, aslen nereliymi, sor' dedi. Ben, 'Tavanlym' demeye mecbur oldum. Arabas hazrland. Eyalarn arabaya gtrdk. Hepsi bir sepet, iki bohadan ibaretti. stadmz Zbeyir Aabey ile Abdlvahid Aabeyin kollarnda merdivenlerden inerken resmi elbisesi ile Muzaffer Erdem elini pt. Ona 'Kardeim, ben elli yldan beri ordu ile alakadarm' dedi. Hi kimse cesaret edip yanna yaklaamyordu. Zbeyir Aabey arabaya bindi. Tam araba hareket edecei anda bir kadn arabann zerine atld. Ellerini aarak dua istedi. stad Hazretleri

Zbeyir Aabeye ismini sordurdu. Sonra ellerini gsne koyarak kabul iaret yapt. Araba hareket etti. Bu manzaray seyreden bazlar, 'Ne mutlu kadna' diyorlard. Dnya gzyle bir daha grmek nasip olmad. naallah ahirette ebediyen beraber olmay, Rabb- Rahimin rahmetinden niyaz ediyorum.

ERDOAN UTANGA
1939'da Bursa'da dodu. stad kendilerine Rdvan ismini vermilerdi. "Risale-i Nura kavumam" Risale-i Nurlarla tanmam 1954 ylnda olmutu. O zaman henz on be yanda bir gentim. Muhterem Frnc Aabey bizim kye ok sk gelirdi. Kymz negl yolunda olmas dolays ile bize sk sk urard. Kyde Yaar ahin Aabey ile grrlerdi. Bir gn bana Frnc Aabey Kk Szler'i verdi. Daha sonralar Genlik Rehberi, Konferans ve Said Nursi isimli eserleri getirdi. Okuduka ruhum geniliyor, gnlm bam baka derun hislerle doluyordu. stadmzla tanmay ve mbarek ellerini pmeyi ok arzu ediyordum. Biz kyde meyvecilikle megul oluyorduk. Bir gn kymze Emirda'dan Ahmed Urfal gelmiti. Meyve almak iin kendisine yardmc olduk. Ahmed Urfal Aabeye, stadmzla grtrmesi iin rica ettim. O da stadmzn u anda Isparta'da olduunu, Emirda'a geldiinde beni haberdar edeceini syledi. Nihayet haber Bedizzaman

geldi. Bursa'dan bir otobsle Eskiehir'e gittim. Gece saat 9:30'da tekrar bir otobsle Emirda'a gittim. Hava ok souktu. Gnlm Nur stadmza kavumann scak heyecanyla tutuuyordu. Gece saat 11:30'da Emirda'da indim. Daha nce memleketimden darya hi kmamtm. O gece otele indim. Gzlerimi uyku tutmuyordu. Sabah ezan ile birlikte, hemen camiye kotum. "stad aryorum" Sabah namazn kldktan sonra, imama doru sokuldum. mamdan stadmz sormak istiyordum. Daha ben bir ey demeden o mbarek imam aabeyimiz, 'Kardeim ho geldin. stad Hazretlerini grmeye mi geldin?' diyerek beni kucaklad. O muhterem Aabeyimiz stadmzn hizmetinde bulunan merhum Hac Hattat Mustafa Acet'mi. Daha sonra beraberce rahmetli Mehmed alkan'n dkknna gittik. Orada bir mddet sohbet ettikten sonra, tam stad ziyarete gidecekken Ceylan alkan, ka geldi. stadmzn acele Isparta'ya gideceini sylyordu. Tarih 1958 senesinin Kasm aynn bir Sal gnyd. stadma kavumann heyecan ve ulv lezzetini unutmam hi mmkn deildir. Rahmetli Ceylan alkan Aabey bana dnerek, 'Kardeim sen imdi git, Ahmed Urfal Aabeyin evinin nnde bekle, biz oradan arabayla geeceiz, seni o zaman stadmzla grtrebilirim' demiti. "Ylmaynz, yorulmaynz, usanmaynz"

Nihayet yllardr beklediim mutlu an gelmiti. Nur stad Bedizaman Hazretlerinin arabas karda gzkmt. Araba yava yava gelerek Ahmed Urfal Aabeyin evinin nnde durdu. stadmzn yannda Zbeyir Aabey vard. Arabay Ceylan alkan Aabey kullanyordu. nde Bayram Yksel Aabey oturuyordu. Ceylan alkan, kapdan inerek stadmzn kapsn at. Nur stadmz yava yava arabadan indi. Hemen ellerine sarldm. Mbarek elleri pamuk gibi idi. Sevgili stadmzn mbarek ellerini ptm, ptm, ptm... O heybetli simasna ve gzlerine bakamyordum. Bursa'dan geldiimi ve Bursal aabeylerimizin selm ve hrmetlerini getirdiimi syledim. ok mtehassis oldular. 'Seni de buradaki aabeylerin gibi, talebeliime kabul ettim. Senin ismini Rdvan olarak deitiriyorum' dedi. Mbarek elleri ile srtm svazlad ve, 'Kardeim, Nurlarn hizmetinde en kk bir hizmet, ok byk neticeler verir. Hizmetimiz kudsidir. man ve Kur'n hizmetinde ylmaynz, yorulmaynz, usanmaynz' dedi. 'Bursa'nn manev sultanlarna, hizmet-i Kur'aniyedeki kardelerime binler selam ederim. Cenab- Hak sizleri ve btn Nur talebelerini ins ve cinn eytanlarn erlerinden muhafaza etsin, min' diyerek bizlere dualar etti. Zbeyir ve Ceyn Aabeylerin yardm ile tekrar arabaya binerek yola ktlar. *** 1959 ylnda vatan grevimi yapmak iin Amasya'ya

gittim. Orada Nedim Grbz isimli muhterem bir aabeyimiz vard. Bana ehirden ara sra Hr Adam gazetesini getiriyordu. Daha sonra erafeddin Kartal Aabeyle tanmtm. Pazar gnleri Amasya'ya birlikte gidiyorduk. Orada terzi bir aabey vard. Orada birlikte Nur dersleri yapyorduk. 1960 ylnda Tugay Camii yeni almt. Ramazan aynda ilk teravih namazn kldrmak da bu fakire nasib olmutu. Nihayet 24 Mart 1960 gn yine Nedim Gndz Aabey Hr Adam gazetesini getirmiti. Gazete manetten byk harerle, 'slmn Byk Kayb... stadmz Mbarek Kadir Gecesinde Dr- Bekaya rtihal Etti' diye ac haberi yazyordu. Gzlerimizin pnarndan yalar oluklar gibi akt. "Cenab- Hak efaatlerine cmlemizi nil eylesin... min."

AHMET ZYAZAR
1928'de Merzifon'da dodu. Emekli hava astsubaydr. 1958 ylnda bir ztta, Hastalar Risalesi'ni grdm. Bir miktar bana okudu. Byk bir hakikatle kar karya olduumu idrk ettim. Kaderin garip bir cilvesi, byk bir ihtiya duyacam bu eserlerle ilk olarak bu ekilde karlamtm. Bir sene kadar devam eden ar hastalm srasnda, Hastalar Risalesi'ndeki manlar benim zerimde tecrbe edilmi oldu. Hastahanede iken bir gn arkadalar ziyaretime gelmilerdi. ylesine ar hasta idim ki, Yarbay Reat Bey devaml olarak bamda Kur'n- Kerm okuyordu. Bir taraftan da kardeler bana tesell veriyorlard. Arkadalar gidince elektrik lmbasnn yannda Eskiehir Yalaman Camii mam Hafz Osman Hocann ban grdm. 'stad geliyor' dedi. Ben hemen odada bulunan nbetiye, 'Kardeim, sndr ve dar k' dedim. Asker dar knca, stad ieri girdi. Dua etti ve belime kadar svazlad. Ben uyuyakalmm. Halbuki

gnlerdir gzme uyku girmiyordu. Uyku esnasnda, srtmda alm olan delikten cierime giden hortum dar km, cierimde ne kadar iltihap varsa hep temizlenmi ve srtmdaki delik de kapanmt. Uzun mddet uyumuum. On-on be gn ierisinde taburcu oldum. "hls Risalesi'ni yazarak stada gittim" Risale-i Nur'u yazmaya hls Risalesi ile baladm. hls Risalesi ok houma gitmiti. Yazarken ylesine dalmm ki, az kalsn sigara ile haly yakacaktm. O zamanlar o alkanl terk edememitim. hls Risalesi'ni bitirince, doru stadn yanna gittim. Grmeyi ok arzu ediyordum. nceleri ismini de hi duymamtm. Yetitiim muhit bylesine mevzularn ok uzanda idi. Emirda'a vardk. alkan'lar vesilesiyle stada gidilebiliyordu. Benden bir gn sonra da Yarbay Reat Bey geldi. 'stad kimseyi kabul etmiyor' dediler. Yazm olduum hls Risalesi'ni Ceyln'a vermitim. stada versin diye. 'Madem bizi kabul etmiyor, hi olmazsa yazdm esere baksn' dedim. Risaleyi gren stad, 'Hemen gelsin' demi. stadn beni kabul etmesiyle, sanki dnyalar benim olmutu. O gn det ayaklarm yere basmad. stadn yanna gittiimde, 'Gel bakalm, kardeim! Maallah, bunu sen mi yazdn? Demek azmedince bir haftada yazlyormu'

dedi. Hayretler ierisinde kaldm. Benim risaleyi bir haftada yazdm nereden biliyordu? Sonra eserin arkasna, kendi el yazlaryla bir dua yazdlar. Ordudan, havaclardan oka mesele bahsettiler. Herhalde benim asker olmam hasebiyle, hep askerlikle ilgili eyler anlatyordu. Yanndan ayrldmda, bo bir kovann bal doldurmas gibi bir hisle doluydum. Yzba Ekrem Eskiehir'de bir Yzba Ekrem Bey vard. Temiz, efendi ve kibar bir arkadat. Ancak ok lkayt bir aileye mensub idi. Evlerinde Besmele dahi ekilmediini sylerdi. Kendisi depoda grevliydi. Bir gn Ekrem Bey de hastaneye dt. Ailece tanr, grrdk. 'Ben Risale-i Nur'u tanma nimetine hastahanede kavutum. Belki bu adamn da vakti gelmitir' eklinde dnerek, kendisini ziyaretlerimden birisinde, stadn Tarihe-i Hayat'n verdim. Derhal kitab bitirmi. Ekrem Yzba, bilahare btn kt alkanlklarn da terk edip namaza balad. Kendisi, ziyaretlerimden birisinde bana, 'Minarede mezzin bekliyor. Namaz klalm, sonra sohbete devam ederiz' diyordu. Bu, ondaki deimeyi gsteriyordu. Bir mddet sonra Ekrem Yzba, kendisini stada gtrmem iin srar etmeye balad. stada gitmek zere anlatk. Yldz Otelinde buluacaktk. Yzba Sedat

Besen, sivil olarak oraya gelmiti. stad Hazretleri ona, 'Kardeim, bizim sakl bir eyimiz yok. Byle elbiseleri deitirmeye ne hacet var?' demiti. Biraz sonra Ekrem Yzba da gelmiti. Ancak sivil giyinmiti. Zavallnn zaten baka sivil elbisesi yoktu. stadn Sedat Yzbaya syledii sz renen Ekrem, derhal fayton tutup gitti ve resm elbiselerini giyip geldi. Beraberce stada gittik. stad kabul etti ve sohbette, yzbann benim rtbece neyim olduunu sorduktan sonra yle dedi: 'Sizin ruhlarnz bir birinize ok yakn gryorum. Hem bu yzbadaki fazilet ve meziyet herkeste bulunmaz. Senin (beni kastederek) bana kumandan olduu halde, bu yolda seni kendisine kumandan olarak kabul etmi.' "Ne kadar maa alyorsun?" stad Hazretleri bir gn bana sormutu: 'Ne kadar maa alyorsun?' yz lira' dedim. Ka tane ocuk var?' dedi. Ben, 'Be tane efendim' dedim. Bunun zerine, 'Bu maan yarsn iade et, diyecektim. Ama mallah be tane ocukla inaallah geinip, Nura da hizmet edersin, helldir' dedi. "ktisat dersi"

Bir gn kr gezisi iin staddan 125 kuru aldlar. Arabacnn ald bu para da aslnda sembolikti. stad, 'Bugn ok yanl bir i yaptm. Gnde 25 kuru ile geinen bir adamn bir gnde gezinti iin 125 kuru vermesi ok yanl bir itir' dedi. "stadn hizmetindeyim" Hizmetinde bulunduum sre ierisinde stadn ok iltifatlarna mazhar oldum. Lyk olmadm bu iltifatlar ok dnmmdr. Bir gn herkesin gnln aldktan sonra yle dedi: 'Benim her gn deiik ahslar grmekten ruhum sklyor. Hepinizin bedeline Ahmet Baavu hizmetime baksn.' Yine baka bir gn, bir akam vakti dar kmtm. Namaz vakti de girmiti. Dndmde stad, elinde bir saat ile bekler vaziyette buldum. Vakit girer girmez, hemen namazn eda ederdi. O akam geciktiim iin stad merak etmiti. "Afyon mahkemesi" Afyon mahkemesine gitmitik. Abdurrahman eref L da mdafaa iin gelmiti. Oradan da araba tutarak beraberce stadn yanna gittik. stad alarak Afyon'a dndk. Resm elbiseli bir havac, stadn koluna girdi. Dier koluna da ben girdim. Ben de resm idim. Bunun zerine ortal yaygaraya vermilerdi. 'Ordu Bedizzaman'a hizmet ediyor' v.s. diye.

Baheden mahkeme salonuna vardk. Biz farknda deiliz, taharr memurlar da bizi takip ediyorlarm. Birisi Merkez Komutanlna telefon ederek bizi ihbar etmi. Salonda stadn oturmas iin sandalye aradk. Kapclar, mstahdemler yer vermedi. Biz kendimiz aratrp, bir sandalye bulduk. Hakim kapal celse karar vermiti, ieri kimseyi almyorlard. Muhakeme esnasnda yle bir hadise cereyan etmi: Hakim teker teker btn maznunlarn mahkmiyetleri olup olmadn soruyormu. Sra stada gelince yle bir muhavere gemi. Reis: 'Mahkmiyetiniz var m?' stad: 'Yirmi sekiz senedir, zulmnzn mahkmuyum.' Bunun zerine reis, tella ktibe emretmi: Yaz, yaz. Mahkmiyeti yok, yaz.' "stad her hadiseden ibret dersi verirdi" Eskiehir-Sivrihisar yolu zerinde bir Nalbant Camii vardr. stad bu camiin mezzininin ezann iitmi ve bana yle demiti: Bu mezzinler iin ok sevap vardr. Seslerinin gittii yere kadarki olan daire iinde bulunan melekler, o mezzin iin dua ederler. Bir gn havadan gemekte olan uaklar gstererek

stad yle dedi: 'Bakn, uaklar geiyor. Bana, 'Said sen havada uacaksn' deseler, kabul etmem. Risale-i Nur ile megul olurum.' "stadn fedakrlk dersi" Polisler Hafz Abdullah Toprak'n evini aramlar. Ancak masann zerindeki risaleyi grememiler. Polisler gidince de, Hafz Abdullah tekrar geri gelip arama yapabilirler endiesiyle risaleyi yakm. zgn zgn stadn yanna gelmi. Hi hadiseden bahsetmedii halde stad ona, 'zlme, kardeim, o zaman yle icap etmi, sen yle yapmsn' demi. Hafz Abdullah Toprak'n bulunduu bir srada stad bana, 'Kur'n hakk iin syle, kardeim. Sana deseler ki, 'Said'i terk et, sana istediinizi vereceiz. Terk etmezsen sana en ar ikenceleri yapacaz.' Hangisini yaparsn?' dedi. Risale-i Nur'u tercih ederim, efendim' dedim. stad iki dizinin stnde heyecanla yle dedi: Ben dahi bunlar iin ahiretimi terk ederim. Ben sizden daha fedakr deilim. Sizlerin oluk ocuunuz var, benim yok.' "Sonra beni gstererek, 'Bak, bunun be tane ocuu var. Ben bunlara yetimeye alyorum' dedi."

SUAD NLKUL
1929'da Osmaniye'de dodu. Eskiehir'de Trak Bakomiserlii, Konya'da Ahlk Zabta Bakomiserlii ve Glehir'de Savc Ktiplii olmak zere yurdun eitli yerlerinde grev yapt. 4 Ekim 1993'te Pazartesi gn stanbul'da vefat etti. "Amcam Said Nursi" rpnan Karadeniz, haf dalgalarla, Giresun sahillerini okuyordu. Ufukta sema ile birleen deniz, sahilde bazen hrnlayor, bazen sakinleiyordu. Dalga dalga, bkp usanmadan ky eridini ak kpkleriyle ykyordu. Yrin dalgalanan zlfne bende olana ir, "Esme ey bd esme, canan uykuda" diye szlanyordu. Herkes elindeki aynann rengiyle gryordu dnyay. Dalgalarn sesini duyduumuz gibi, eer dilinden, ne konutuunu da anlayabilseydik, Krm'dan kopup gelen kpklerden Sinanlar'n atnn nal sesini, Giraylar'n tekbirlerini dinleyebilecektik.

Geride ykselen, zmrt renkli yamalar, gzel dekoru tamamlyordu. Sonsuz mavilik ufku, gzlerin gdas yeillik maheri, en sevgili dostlarla, en gzel konunun sohbeti. te Giresun kylarnda duygularmzn ifadesi. Hayr hayr, hislerimizin mmkn olmayan ifadesizlii. Ah! Ne olurdu kalbimizin dili olsayd da duyduklarn dile getirebilseydi. O zaman dilsiz kalbimizden bzar olmazdk. Kalem, edebiyat sevdasyla daldan dala atlyordu. ki yakas bir araya gelmeden ey kalem! Edebiyat ediplere brak da, Giresun koyunda yaz ehreli adamn anlattklarn bir araya getir. Saf gerein berrak yzne ayna ol. Yaz mevsiminde Karadeniz baka, bam baka oluyor. Bu yeil mevsimde Giresun'da komiserlik vazifesini yapyordu. Said Nurs'nin kardei Abdlmecid nlkul'un oluydu. Milyonlarn stadna 'Amca' diyordu, 'Seyda' diyordu, bazen de 'stad' diyordu. Merhum pederi de 'Seyda' dermi. Bu hatralarn hatr iin, biricik oluna Seyda ismini vermiti. Seyda, arkn Dou Anadolunun en samimi, en kalb bir hitap ifadesidir. Gnllerden kopup gelir, arklnn Seyda

deyii. Bu kelimede, bu isimde arkn buram buram safveti, samimiyeti kokar. ark insannn kalb temizlii, misarperverlii, btn kaba grnne ramen, altn yrei parlar Seyda'nn altnda. Abdlmecid nlkul'un Rabia Hanmndan drt evld olmutu. Bunlar: Nihad, Fuad, Suad ve Saadet. "Gel Suad, stad seni bekliyor" Suad nlkul, amcasn hayatta iken bir defa grm. Bir mr, hasretlik, gurbetlik ateiyle gemi. 1959 senesinde artk bu hasrete dayanamyor. Babasndan izin alyor. "Gideceim baba, amcama, Seyda'ya" diyor. Artk bu son istei reddetmiyor rahmetli babas, "Peki git" diyor. Bundan sonrasn kendisinden dinleyelim: "Emirda'a inince, rastladm bir kahveci garsonuna sordum: "Bedizzaman nerede oturuyor?' "Garsonun tariyle az sonra Seyda'nn kapsnn nndeydim. Seyda'nn eiine bile ulamak artk benim iin saadetlerin en byyd.

"Kapya Tahiri Aabey (Mutlu) kt. 'Gel Suad' diye ardlar. eride beni karlayan Zbeyir Aabey (Gndzalp), 'Gel Suad, stad seni bekliyor, dn m ktn yola?' dedi. "Sanki tepemden bir kazan scak su dklm sandm. Benim geldiimi, geleceimi nasl iitmiti? "stadn haberi var m geleceimden?' dedim. "Zbeyir Aabey, 'stad geleceini bize sylemiti' dedi. eri girdim, ok heyecanlanmtm. Eline kapandm. "Huzurdaym" "eride kk bir soba yanyordu. Elimi brakmyor, haf haf elime vuruyordu. "mtihanlara girmi ve kazanmtm, polis olmak arzu ediyordum. Seyda'y ziyaretimde bu arzumdan bahsettim, krini renmek istedim. Seyda bana u cevab verdi: "Bizden de bir polis olsun.' "Amca sizin krinizi almaya geldim, dedim. ayet mir olmazsam ayrlacam, mir olmak arzu ediyordum. "stad cevaben: 'Yok!... Yok!... Ayrlma. mir olursan da zlme, olmazsan da zlme! ayet mir olursan tevkif edilebilirsin. Ama zlme!' "Az sonra yemek geldi. Sefer tasnda bir yumurta krlmt. Ayrca orba ikram ettiler. Ben heyecan iinde,

ne yediimin de farknda deildim zaten. "Bu grmenin hazz ile kular gibi uuyordum. Arabay hazrlatt. Ceylan alkan kullanyordu. Zbeyir, Sungur ve kendisiyle beraber arabaya bindik. "Yol kavana kadar beni yolcu ettiler. Sungur'la ben idik. Ankara'da baz ilerim vard. stad, 'lerini Sungur yapar, sana yardm eder' dedi. "stadn hangi syledii kmad ki?" "Seyda ile grmemizin zerinden yllar geti. "1971 hdiselerinde, anaristleri topluyorduk. Eskiehir'de vazife yapyordum. Bir savc ile taktk. Neticede soluu hapishanede aldk. ay ieride kaldk." Suad nlkul'a sordum: "Amcanzla grtkten sonra, tevkiften bahsetmelerini nasl karladnz, byle bir ey bekliyor muydunuz?" Cevap verdi: "Seyda sylesin de, o kmasn. Hi mmkn m? aar m hi? stadn hangi syledii kmad ki?" Konumalarmz bitmemiti, ama akamn gurubuyla garip olmutu. Suad nlkul, bizi kat'iyyen brakmak istemiyordu. Evinde misar etmek arzu ediyordu. Olu Seyda'ya talimat bile vermiti.

erei ailenin asaleti, Gen Seyda'nn gzel yznde de grnyordu. Pervane gibi dnyordu etrafmzda. arkn altn kalpli ailesine akam yemeinde misar olduk. O anda, o vakitte, sanki stadn misariydik. Sanki Seyda'nn davetlisiydik. Onun sofrasndaymm gibi bir hal vard zerimde. arkada Nurs kynn akam sofrasndaydk deta... Ge vakitte bizi Trabzon otobsne kadar yolcu etti. Hi yer bulunmayan otobse Suad Beyin hatr iin binebildik. stada mensubiyet, Seyda'ya akrabiyet, Suad Beyin ailesinde, ocuklarn nasiyesinde bir prlanta gibi parlyordu. "Babama ok balydm, yeryzndeki yegne varlmz babamd. Onun lm nn hi unutamyorum. O kadar gzel, o kadar tatl bir ekilde gzlerini kapad ki, o n mmkn olsa tekrar tekrar yaamak isterim. Kucamda verdi, son nefesini" diyordu. Suad Bey, yalnzlk, ok ulv bir gariplik hissediyordu. Emekli olduktan sonra, "Nereye yerleeceiz?" diyen ocuklarna, "Neresi olsa bizim iin birdir" diye cevap veriyordu. Asil hanedann, mmtaz bir temsilcisi olarak Suad Bey, Seyda'ya sevgi ile yayordu. Kucaklaarak ayrldk.

SELAHADDN DOKUMACI
Selahaddin Dokumac, Erci'in rene kynde 1925'te dodu. ark medreselerinde tedrisat grd. mam olarak eitli camilerde grev yapt. "stad, kalbimden cevaplandrd." Yakn hemehrimiz Ekim 1959 tarihinde Bedizzaman' ziyaret skntlara katlanarak dinliyoruz: geirdiim her eyi

ve hocamz Selahaddin Dokumac, byk bir arzu ve itiyakla stad etmek ister ve bu hususta birok yola revan olur. imdi kendisini

Vasta skntsnn olduu 1959 Ekim'inde, Erci'ten t Emirda'a gitmek ancak Allah'n keremiyle oldu. nce Diyarbakr'da Mehmed Kayalar'a uradm. Onlarn dualarn aldktan sonra, Konya yolu ile Emirda'a vsl oldum. Bir kahvede oturdum. Gzmn kestirdii kiilere stad nasl bulabileceimi sordum. Yakn alka gstermekten ekinen halkn iinden biri, bu iin zor

olduunu ifade etti. Daha sonra nasl olduysa Zbeyir Aabeyin tavassutu ile stad Bedizzaman'n nurlu huzurlarna kabul edildik. eriye girdiimde stad yatakta yatyordu. Hemen bir homedi ile oturmamz sylediler. Ben ise mbarek ellerine kapanarak ptm. Oturduktan sonra bana ismimle hitap ederek, Van'dan Molla Hamid Aabeyi ve Diyarbakr'dan Mehmed Kayalar' sordu. Diyarbakr'da Kayalar ile Mft Molla Halil arasnda bir hadise olmutu. Onunla alkal olarak bana msbet hareket tavr iinde olunmasn syledi. Diyarbakr'a gittiimde bunu sylememi emir buyurdular. Tabii ki, ondan bir mddet sonra Risale-i Nur aleyhinde bulunan Mft Molla Halil byk bir tokat yiyerek sakat ve perian oldu. stad Hazretleri Van'a gitmek istediklerini, fakat hkmetin buna msaade etmediini syledi. 'nk hkmet benden korkuyor ve endie ediyor' dedi ve yle devam etti: Selahaddin'im, ben drt yl evvelinden senin ismini yazmm. Seni ve Nur talebelerini bazen ismiyle, bazen de hayaliyle derhatr edip, dualar ediyorum.' Kalbimden geirdiim bir hediye iin Zbeyir Aabeye talimat verdi. Daha sonra kendi eliyle tatmin olmam iin gerekeni yapt, ok memnun olmutum. ki arzum daha vard. 'Keke bunlara muvaffak olabilseydim' diyordum, kendi kendime. Bunlardan birincisi halvet zere yaamak, ikincisi de madd ilimleri kavramakt.

Bana dnerek, 'Birincisine muvaffak olursun naallah' dedi. kincisi iin de, Risale-i Nurun madd manev ilimleri havi olduunu syleyerek 'O da sizin elinizde ve gayretinizdedir' dedi. Bylece Nurlu stad kalbimden geirdiim her eyi cevaplandrd. Hayatmda ilk kez byle byk ve mbarek bir evliya gryordum. "Ayrlp vedalarken, Erci Mfts evket Efendiye ve Van'daki Nur talebelerinden Molla Hamid Aabeye selm gnderdi. Mbarek ellerini perek ayrldm." Hatralar kaydeden: Abdlbari Sancak

HASAN NEVRUZ
1932'de Karakse'de dodu. Hafzlk iin geldii Konya'ya yerleti. Konya'da Postaczade Hac Rahim Efendiden hfzn tamamlad. mamlktan emekli oldu. "Kendimi yetitirmeye alyordum" Hz. stad, 1942 ylnda ark ulemasndan duydum ve o gnden itibaren zat- lilerini grmeyi arzu ettim. Kahramanlklarn ve ehametini hep duyuyordum. Hafz olmak iin Konya'ya geldim. 1948 ylnda Konya'da mehur Hac Hafz Postalczde Rahim Efendiden hfzm ikmal ettim. Kraat ve makam ilmi iin 1951 ylnda stanbul'a gittim. Fatih-Aksaray arasndaki Sofular Camiinde kaldm. Caminin mezzini Mehmed Demir beni misar ederdi. O caminin evinde Konyal Necati isminde bir tp talebesi kalyordu. Risale-i Nur Klliyatn eskimez yaz ile yazyordu. Ayn camiye, aslen Konyal olan Abdlmuhsin Bey de gelirdi. ki yl kaldm o camide Abdlmuhsin Aabeyden Risale-i Nuru tanmamz nasip oldu. 1953'te askere gittim. Fakat tevafuktur ki, askerliim

Yassveran'a kt. Evci kd kardm. Ve bylelikle devaml Sofular Camiine gelirdim. O sralarda Necati Bey, bana, Eref Edip Fergan Beyin neretmi olduu kk Tarihe-i Hayat' verdi. Bylelikle Hz. stada hayranlm ve sevgim gittike artyordu. Askerde btn Klliyat okumak istedim, fakat hepsi yoktu, bulduklarmla iktifa ettim. 1955 ylnda terhis oldum. Konya Cihanbeyli kazas Gneyyz kyne imam olarak tayin oldum. O yllarda Ankara'da bulunan merhum Atf Ural Beyden Klliyatn tamamn aldm. Kyde gece gndz, genlerle ve cemaate bu Kur'ni ve iman hakikatleri var gcmle okuyordum ve bu arada da kendimi yetitirmeye alyordum. nk Nur Klliyatn grnce bir deryaya dtm hissettim ve yzmeyi renmeye baladm. Bu arada kitaplar birbirinden ayrt edemiyordum. 'Acaba hangisini evvel okuyaym?' diye bir kmaza girmitim. Bir gece Hz. stad ryamda grdm. Baktm sark ve cbbesiyle ktphaneli odama girdi ve hametle dedi ki: 'Kardeim acele etme!' Bylelikle daha dzenli okumaya baladm ve hlen de okumaktaym. 1959 ylnda Konya'ya geldim. Konya Bulgur Camiinde greve baladm. Gayem btn Nur talebeleriyle tanmak ve Nurlara daha ok hizmet etmekti. Konya'da merhum Dr. Sadullah Nutku, Said Gecegezen, Rifat Filizer, merhum yorganc Parlayan Aabeyle ve sair kahramanlarla tantm.

Konya'da dershanemiz yoktu, biz de cokulu idik. Kk bir dershane atktan sonra, bununla da yetinmeyerek Konya merkez camilerinde namaz ncesi veya namaz sonras ikier kii Risale-i Nur Klliyatn cemaate okumaya baladk. Dr. Sadullah Aabey ile birlikte Aziziye Camiinde okurduk. "stad ziyaretim" Bu sralarda Hz. stad bir lhika mektubu nerederek Risale-i Nurun merkezleri olan stanbul, Ankara ve Konya'y ziyaret etmek istediini belirtiyor ve ima ediyordu. Biz de arkadalarla karar aldk, Hz. stad Konya'ya davet edelim diye. O gn Sadullah Nutku Aabey eskimez yaz ile bir mektup yazarak beni trenle Isparta'ya gnderdi. Isparta'ya vardm. Rt akn Aabeyi grdm. Dedi: 'Hz. stad Emirda'dadr.' Geceyi orada geirdim, Mustafa Sungur ve Bayram Yksel Aabeyler Hz. stadn cbbesini bana giydirerek imamlk yaptrdlar. O aabeylerin ordaki hal ve tavrlar beni ok duygulandrd. Ertesi sabah Mustafa Sungur Aabey ile Nuri Benli'nin oteline gittik. Oradan Emirda'a Hamza Emek Aabeye telefon ettik ve durumu bildirdik. Cevaben, 'Hz. stad buradadr' dediler. Ben de hemen Emirda'a hareket ettim. O gnk vasta zorluklaryla Emirda ar Camiine vardm. Camide bir zata Mehmet alkan'n dkknnn sordum. Meer sorduum kii Ceylan alkan Aabeymi. Ceylan Aabey beni bir camiye gnderdi. 'Oradaki imam bul, o seni stada gtrr' dedi. Nihayet o zat ile bulutuk,

durumu anlattm. O da, Komisyoncu Ahmet isminde bir zat, Hz. stada gnderdi. Durumu arz etmiler. Hz. stad, 'Gelsin' demi. Ben hemen koarak gittim. Kapda Zbeyir Aabey bekliyordu, beni karlad ve kucaklad ve, 'Kardam iyi ki geldin. Bir haftadr Konya'dan haber alamyorduk' dedi. Zbeyir Aabeyle Hz. stadn yanna kyorduk, fakat inann hayatmn en zor anlarn yayordum. nk dizlerimde bir titreme ve iimde bir heyecan balamt. "Seni daire iine aldm" Odann kapsn Zbeyir Aabey anca grdm manzara uydu: Karda bada kurmu, dizlerine yorgan rtm, banda sark, boynunu saa haf emi ve ok mahviyetkr ve mtevazlk iinde oturmu olan stad, bir projektr andran aten gzlerini bana evirdi. Yanna gittim, ellerini ptm. Ve selmdan sonra durumu kendilerine arz ettim. Kardeler, aabeyler sizi Konya'ya davet ediyorlar, beni bunun iin gnderdiler' dedim ve mektubu verdim. O srada Hz. stad, 'Otur kardam' dedi. Zbeyir Aabey ile beraber oradaki kk minderlere oturduk. Hz. stad gzln kard ve mektubu okumaya balad. 'Konya camilerinde Risale-i Nur Klliyatn okuyoruz' ibaresi geince karyoladan dorularak ve sa elini kaldrarak, 'Maaallah' dedi. 'Size ilimiyorlar m?' diye sordu.

"Ben de, 'stadm, bugne kadar size ilitiler de ne yaptlar, biraz da bize ilisinler ne kar' dedim ve aladm. Hz. stad tekrar, 'Maaallah' dedi ve 'Gel bakalm' dedi. O srada stad, zindeleerek beni kucaklad, iki gzmden pt ve bam okad. Ve 'Hadi otur yerine' dedi. Annemin, babamn adlarn ve aslen nereli olduumu sordu ve hitamnda dedi ki: 'Sen benim hemehrimsin, ben seni talebelie kabul ettim ve seni daire iine aldm."

BRAHM ENSAR
"Okulda inanlarm kaybetmitim" Dindar bir aile ocuuydum. Okul benim manev inanlarm almt. Mesleimin ilk ylnda bolukta rpnp durdum. Her hareketimde aileme ters der, onlar incitirdim. Muallimliimin drdnc ylnda din eserlere kar bir alka meydana geldi. Birok din eser ve dergi almaya baladm. Fakat, diyebilirim ki, ili olarak bende bir etki yapmad. Sadece bazen inandm, bazen de tereddtlere dtm oluyordu. "Risale-i Nur okursan imann kurtarrsn" 1954'n sonlarna doru benden daha beter durumda olan bir arkadamla grmemde bana, 'Risale-i Nur okursan imann kurtarr, tereddtlerden kurtulursun' dedi. Bu hitap nefsime ok ar geliyor, adeta isyan ediyordum. Ben Grpnar'da, arkadam ise Van'dayd. Hafta tatillerine bir araya geldiimizde hep ayn szlere muhatap oluyordum. Allah nasip edecek ve hidayet klacak ki, beraber Hamid Hocaya (Molla Hamid Ekinci) giderek Hutbe-i amiye ile Genlik Rehberi'ni aldk. O gnden

sonra hayatm tamamen deiti. Mslman olmu kabul ettim. girmeyeceim.

Kendimi yeniden Fazla teferruata

1959 ylnda yedek subayla gittik. Kayttan sonra verilen izin sresinden faydalanarak, gece gndz grmenin akyla tututuum stadm grmek iin Emirda'a gittim. "stad grebilmenin heyecanyla titriyordum." Emirda'a geldik' dediklerinde, daha arabada, stmaya tutulmu gibi titremeye baladm. alkan'larn dkknnda titreyen ellerimle bir bardak ay iemedim. Bu durum onlarn da dikkatini ekti. 'Kardei biraz gezdirin, abdest aldrn, belki sakinler' dediler. Fakat ne mmkn! Merhum Ceylan'la beraber grmeye gittik. Be kiiydik, ziyaretilerin ikisi ilahiyatyd. Ve altnc, yedinci ziyaretleriydi. Hlasa kapdan girip selm verince bende ne heyecan ve ne de titreme kald. Ellerini ptk. aret buyurmalar zerine oturduk. Kendileri karyolada ve yatakta oturmaktayd. Aramzda rahmetli Ceylan oturuyor, bizim dediklerimizi, stada, stadn dediklerini de bize aktaryordu. Bu durumu izah iin de, 'stad bazen konumaktan men edilir' diyordu. Ben de iimden stad konusa, bizzat sesini duysam diyordum. Baz hediyeler iimden geiyordu.

"stad retmenleri ok sevdiini sylyordu" Birdenbire Ceylan'a, ekil diyerek, kendisi bize hitap etmeye balad. Risalelerden, Rusya esaretinden, Menderes ve Menderes'in Emirda'a geliinden bahsetti. retmenleri ok sevdiini, bu dini ykanlarn da onlar olduunu, yksee kaldranlarn da yine onlar olacan syledi. Vanl olmak sebebiyle iltifat gstererek, 'Yalnz gelseydin seni misar ederdim, fakat kalabalksnz' buyurdular. Tekrar gremem diye btn dikkatimle kendisini izliyordum. Fakat rahatsz olularnn farknda deildim. Bir ara hiddetle, 'Bana bakmayn' dediler. O ara Ceylan, 'stad nazara geliyor, bakmayn' dedi. "Ellier kuru yol harl verdi" "O gzellii ve gzlerindeki ekicilii tariften acizim. Sonra bize ellier kuru yol harl verdi. 'Zbeyir, tatlm var m?' dedi. O da, 'Hayr stadm, kalmam' deyince kese kdndan dokuz biskvi verdi. Saydrmak suretiyle drdmze ikier, berine de bir tane dt. Kalktmzda artk elini pme msaadesi vermedi. Huzurunda iki buuk saat kaldmz, darda ilahiyat kardeler sylediler. nk onlar her gelilerinde be veya on dakika kalabiliyorlarm. Uzun ziyaret esnasnda grdm ok ksa olarak hlasa etmeye altm. Naks krim, dndklerimi ifadede yardm etmediinden zntlym. Cenab- Hak, bizleri efaatlerine nail eylesin,

min."

AL RIZA SALAMER
1926 ylnda Trabzon'un Vakfkebir kazsnda dodu. 1929'dan beri Samsun'da oturmaktadr. Salamer, eceresi hakknda bilgi verirken unlar ifade etmektedir: "1956'da Risale-i Nur'a kavutum. lk defa Kk Szler'i daha sonra ise Ankara mdafaasn okudum. Bu okumalardan sonra hayatm deiti. nceleri dalletin en koyu bataklnda bulunuyordum. Sonra, Allah'a nmtenahi hamdler olsun ki, stad Bedizzaman' grdm." "stad ziyaretim" 1957'de stad Bedizzaman' ziyaret iin Isparta'ya gittik. Fakat maalesef ok sk tedbirler yznden ziyaret edemedik. Sadece stad arabayla Barla'ya giderken, uzaktan grebildik. 1960 yl balarnda Ankara'ya davet etmeye karar vermitik. Bu daveti karar yapmak iin kiilik bir heyeti kur'a ile setik. Herkes stada gitmek istiyordu. Kur'a bana kmaynca, benim ok heyecanlandm ve zldm gren Binba Hayri Bey, kendisine kan kuray bana vererek, 'Ben hakkm Ali Rza Salamer'e

veriyorum' diye byk bir alicenablk gsterdi. Sevinten bir ku gibi olmutum. Hemen kendisini kucakladm. Dualar ederek hazrlandm. Yine kendisine kur'a kan baavu bir kardeimiz de hakkn Refet Kavuku kardeimize vermiti. ofr, Tosyal bir arkadat. Yeni alnm bir arabayla yola ktk. Sabah namazna Emirda Camiine ulatk. Namazdan karken, stadn hizmetkr ve ofr bizi bekliyordu. Bize dedi ki: 'stad sizden mektuplar istiyor.' Ben de Ankara'da Said zdemir'den mektuplar alrken, 'Ben bunlar sttaddan baka kimseye vermem' demitim. Ayn szleri stadn ofrne de syledim, mektuplar vermedim. ofr kardeimiz gidip yeniden geldi ve 'Yalnz Ankara'nn mektubunu ver' dedi. Dedim: 'Hayr, ben mektuplar stadmn eline bizzat vereceim.' Sonra bize, 'stad sizi istiyor' deyince, mz birden ktk. Odaya girdiimizde stad yatyordu. arat'l-caz'n Arapa nshasn okuyordu. Mektuplarn hepsini olduu gibi nne koydum. Elini pmek istedik, vermedi. Bamz ve srtmz svazlad. Ankara'nn mektubunu hemen alp, Zbeyir Gndzalp Aabeye verdi. Zbeyir Aabey mektubu okudu. stad dedi ki: 'Kardelerim, gryorsunuz, ben ok hastaym, yolda leceimi de bilsem bu davete icab edeceim. Arabay hazrlayn.' Zbeyir Aabey de, 'Siz kn, biz geliyoruz' dedi. Ben buna mteessir oldum. stad bu durumumu anlamt. 'Beraber gideceiz' dedi. Biz stadn evinden knca hemen bizi polisler

yakaladlar. Bir odaya hapsettiler. Bu duruma ok zldk. 'stadla yolculuk yapacaz' diye sevinirken hapsedilmitik. Orada saat kadar kaldk. Yanmza komiser gelince, Bizi buraya niin kapattnz? Bunun sebebini renmek istiyorum' dedim. Bana, Bilmiyor musun?' dedi. Bilmiyorum' dedim. Kimi ziyaret ettin?' dedi. Bedizzaman'' dedim. Bana, te sizi onun iin hapsettik' dedi. nsann sevdiini ziyaret etmesi su mu?' dedim. 'Memleketimizde gezmek su mu? Ben vatanmda neden gezmeyeceim? Turistler lkemizi kar kar gezdii halde kimse ses kartmyor, ben vatanmda gezersem su iliyorum, yle mi?' dedim. Nereli olduumu sordu. Trabzonlu olduumu syledim. Kimlerden olduumu da syleyince, 'Filn ln tanr msn?' dediler. Cevabn verdim. On be dakika sonra serbest braktlar. ktmzda iki- saattir stadn ofrnn arabay altramadn, bizi kavakta bekleyeceklerini sylediler. Az sonra stad Hazretleri arabayla geldi. Zbeyir Aabey bizim nden gitmemizi syledi. Biz nden yola ktk. Bir ara stadn arabas gelip yanmzda durdu. Meer radyodan stadn Emirda'a dnmesi iin emir verilmi.

Bu defa stadn arabas ne geti, biz de getik. Haymana'dan sonra le namaz iin durduk. stad namazn bir tarla iindeki aacn altnda klmt. Biz de yolun kenarnda kldktan sonra tekrar yola ktk. Glba'na geldik. Polisler stadn arabasn durdurdular. Emirda'a dnmesini istiyorlard. stad, 'Bu emri verenler, ya komnistler yahut masonlar veya din dmanlardr. Biz ise bunlarn emirlerini dinlemiyoruz, bizi hi bir kuvvet durduramaz' dedi. Sonra Abdlkadir isimli bir komiser geldi. 'Biz emir aldk Allah rzas iin dnverin' dedi. stad, 'Biz kimsenin burnunun kanamasn istemiyoruz, Ankara'y darmadan edebiliriz!' diyerek geri dnd. Eyalar bizim arabadan tekrar stadn arabasna verdik. stadmz Emirda'a dnd. O gece bizi de karakola gtrdler. Bir gn Ankara'da, Murat Lokantasnda otururken bir telefon geldi. Zbeyir Aabeyin Polatl zerinden Ankara'ya geldii sylendi. tf Ural, 'Muhakkak stad da geliyor, nk Zbeyir Aabey stadsz gelmez' dedi. Hemen hazrlanp yola ktk. Elli-altm kii kadardk. Bir tarladan stadn arabasna benzer bir araba grdk. Sungur Aabeyle o arabaya doru gittik. Sonra onlar olmadn anladk. Yola vardmzda stadn arabas imek gibi geti. Hemen Ankara'ya doru hareket ettik. Bekir Berk Aabeyle beraberdik. Ankara'ya geldiimizde stadn Hac Bayram'da

olduunu sylediler. Oraya gittik, ama bulamadk. Birka yer aradktan sonra otelde bulabildik. Polisler otelin etrafndayd. Bekir Aabey polislerin baklar altnda otele girdi. Israr edince biz de girdik. Orada Bekir Berk Aabey, Salih zcan, Tahsin Tola ve Said zdemir kapda bekleyip, kimseyi ieri sokmamamz sylediler. stad ierideydi. Bir ara stad bizlere er defa hls okumamz syledi. Bu arada Bekir Berk Aabeyi, 'Sen benim vekilimsin, gel' diye kucaklayp barna bast. O gece stadmz orada kald. Ertesi gn de Emirda'a dnd. "te, Asrmzn Sultan stadmz Bedizzaman Said Nursi'nin hayatnn son gnlerinde benim ahit olduum hadiseler bunlardr."

REFET KAVUKU
1929'da Erzincan'da dnyaya geldi. Hattat ve ressamdr. Tevafuklu Kur'an'n hattat ve Nur Risalelerinin kapak kompozisyonunun ressamdr. Pek ok tablo ve posterin de hattat ve mzehhibidir. "Uykudan ani ve korkun bir sarsnt ile uyandk" Sene 27 Aralk 1939. Karl, souk bir k gecesi... zeri 40-50 santimetre toprak ykl, bir o kadar da karla kapl, dz daml, kerpi duvarl evimizin bir odasnda, yanyana dizilmi yataklarmzda yatyoruz. Fecre yakn bir saatte, gecenin gaete brnm tatl uykusundan, ani ve korkun bir sarsnt ile uyandk. Duvardan duvara uzanm 20 santip apndaki aalarn yklendii damdan; akam zenerek hazrladm dev defterimin zerine dklen topraklar, kmek zere olan Erzincan'mznn ilk gzyalar olmutu. Korku ve sarsnt, hepimizi sanki yataklarmza ivilemi, krmaamyoruz. Durmadan beik gibi sallanyoruz. Baucumuzdaki duvar byk bir grlt ile bahe tarafna devrildi. Dam omuzlayan aalar istinatsz

kalnca toprak ve kar ykl dam yekpare olarak zerimize indi. Bu inie, ok nezaketli bir eda ile oturdu denebilir. Sratli ve ani ykl, damn tonajn da arttrd halde hibirimiz ezilmemitik. Neden ve niin? Ailece yan yana dizilmi kurbanlk kolar gibi lme hazr duran, yani hep birden lmek iin, sanki kasten sraya dizilmi ve bir odaya getirilmi olduumuz halde lmemitik. lmek iin her trl esbabn itima ettii bir anda, ne idi bizi kurtaran? efkatli bir annenin ml ml uyuyan yavrusunu uyandrmak iin dikkatle rtt battaniye haiinde, o toprak ynn zerimize koyan kimdi? O dehetli hdiseyi her hatrlaymda, bu suallere cevap ararm. efkat ve Rahmet-i lhiyenin tecellisini ayne'l-yakin seyredip Rabb-i Rahimime krederim. "Refet barma, Allah de!" Bir ku gibi zerimize konan dam, yava yava kartal gc ile yklenmiti. Ellerim yanmda, skp kalmtm. Ak yzme ve azma toprak akyordu. Teneffste glk ekiyor ve baryordum. Henz ilkokul 3. snf talebesiydim. Aabeyim bete okuyordu. O daha sabrl ve tevekkl sahibi imi ki, 'Refet barma, Allah de!' diye o dar ve skntl halde telkinin esirgemiyordu. Rahmetli babamn tam az istikametinde damn zerine bir delik alm. 'Can kurtaran yok mu?' diye baryor. Annemin, 'Acaba ocuklar ne oldu?' diyen, topraklar arasndan szan elemli, endieli sesi, hl kulaklarmda... Ne hikmetse biz onlar duyuyoruz, onlar bizi duymuyorlarm. Yataklarmz

bitiik, fakat aramz aa ve toprak dolu... Drt yandaki kardeim, annemin yanndan ayak ucuna kaym. Ailemizin tek ehidi olduunu, yine annemin zdrap dolu sesinden anlamtm. "efkat kahraman annem" Babamn sesini duyan, evleri yklmayan komular ve amcalarmzn, kazma, krek, zerimizdeki almalarn tamamen duyuyoruz. Kazmalandka akan topraklar, teneffsmz daha da gletiriyor. Biraz sonra seslerden, babamn karldn anlyorum. Hakikaten 'efkat kahraman' annem, kendini karmak isteyenlere itiraz ediyor. Kaderin ona bahettii o esiz duygu, o latif hissiyat ar basyor ki, 'nce yavrularm karn, ben az ok nefes alyorum' diye haykryor. te size, 'nce can' diyen kaideyi kknden sarsan ve 'deil nce can, nce canan, sonra can' diyen mmtaz varlk, anneler ve annem... Belki lmlerin en etini ve zdrapls olan o ar ykn altnda, yavrusunun kurtulmasn kendi lmne tercih eden, lh rahmetin mcessem timsali olan annelerimize sonsuz hrmet ve sayglar az gelir. Onun vicdann, o esiz temiz duygu ile ssleyen ism-i Mzeyyen sahibi Hikmet-i Rabbaniyeye sonsuz hamd senalar olsun... "lmemitik... nk..." Kaderin program bitmemiti

Son an pek hatrlamyorum. Topraklar arasndan karlp, uurumun banda oturtulmu buldum kendimi;

sanki berzah tarafnda idim... Hamden Lillh, buzlu toprak ve on binlerce l arasndan, bir merhamet eseri olarak ayklanm, karlmtk... Sabah aydnl kendini gstermi, souk bir rzgar hayretten dona kalm simalar hafe okuyor. Binlerce hedy hare kadar uyutacak olan ve mehul istikblin namzetleri bulunan bu kazazedeleri ninnileyen o koca beik hl sallanyor. Durup durup sallanyor ve gnlerce bu sallant devam ediyor. lmemitik, kazazede olmutuk. nk kaderin program bitmemiti. Hayat yolculuu devam edecekti. Emirda'a urayacaktk. Hazret-i Bedizzaman'n elini perek ders dairesine girecektik. te bunun iin, bu esiz hdisenin ve ebediyetlere kadar uzanacak olan bu renkli tablonun izimi iin, o gn lmemitik. lm iin her ey, mezara kadar hazr iken; hatta onun iine gmlm olduumuz halde ldrlmemitik. Demek, bu byk dvada ksmetimiz vard... Cenab- Haktan hayrl kibetler olsun cmlemize... "Tabiatlk telkinleri altnda okuduk" Tabiatlk telkinlerinin sk sk yapld bir devrede okumutum. Bilhassa tabiat derslerinde ilkokuldan beri, tabiatn yaratc olduu zerinde hemen her ders durmak, retmenlerimizin sanki ba gayesi idi. Krpe dimalarmz kesif ve sratli bir tabiatperestlik krinin telkini altnda devaml yaralanyordu. Ebeveynimiz,

bu dersleri tekrar ettiimizde hem kzar, hem iddetli tepki gsterirlerdi. Fakat reddedici ilm mukabele dsturundan mahrum olduklarndan; kalbimizde alan kfr yaralar ifasz kalyordu. Din tedrisatn, hatta elif czn okumak ve okutmann yasak oluu, zamann dehetini gsteriyordu. 1939 Erzincan zelzelesinin enkaz iinden ayklandktan alt ay sonra, Konya'ya gitmitik. Aabeyimle elif czn okumaya giderken, hocann girip karken ve okuma odasnda alnan telkinler, gizliliin ve yasakln en briz iaretleri idi. lkokul 4. snf talebesi olarak hdiseleri ok iyi hatrlyorum. "Tereddtler iinde bocalyordum" Bylece uzun seneler geti. manl bir sllenin ve muttaki bir ailenin ocuu olarak, tereddtler iinde hl bocalyorduk. Rh zdraplarma ve buhranlarma sebebiyet veren bu mtereddid hletten kurtulmak iin areler aramaya baladm. O zamanlar neredilen bir ka slm mecmua vard. Yetersiz olmakla beraber abone olmutum. Fakat bir yandan da deil istifade etmek, belki istifhamlarmn artmasndan korkuyordum. Zaten yrekler acs bir durumu vard, o zamanki neriyatmzn. Nereden nereye geldik? Hamd senalar olsun Rabb-i Rahimimize. "Binba olan amcam, bana Nur talebelerini gstermiti" 1951 ylnda Ankara Merkez nzibat Komutanlnda

mlhak yazc idim. Be vakit namazn klan brahim isminde haric postaya bakan arkadama imrenirdim. Merkeze bazen gece gelirdi. Sebebini sorduumuzda, 'Cebeci'de baz arkadalarm var, oraya uradm, namaz kldm, kitap okudum' derdi. Ama ne dvet ederdi, ne de mahiyetini aklard. Jandarma Binbas olan amcam, bir bayram gn Cebeci'deki evlerinin alt katnda oturan talebeleri bana gsterdi. Bahede birisi abdest alyordu. Kendilerini ziyarete gittik. Ruhumda bir itiyak uyanmt. Onlar ok sevmitim. Evlerini ve smalarn mahzun mahzun seyrettim. Amcam, Nurcu olduklarn sylemiti. Ne yazk ki hibir konuma almad. O ilk karlamann neticesiz kalna yanar durumum. Nurlar tandktan sonra, brahim'i merak ederken, Sleymaniye 46'da buldum. Cebeci'deki evin mahiyetini de o zaman renebildim. "areyi tasavvuf kitaplarda aryordum" Terhisten sonra re araylarm devam etti. Bir zaman sonra, areyi tasavvuf kitaplar okumakta aramaya baladm. Mevln ve mam Gazl gibi selef-i salihnden mehur ve makbul zat- muhteremlerin telkin sahlarna girdim. 1956'ya kadar kabiliyetimce istifadeye altm. Tabiatln ruhumda at yaralarn zhiren iyi olduunu zannederken, iin iin kanadn da hissediyordum. nk, 'neden'ler, 'istifham'lar, cevapsz kalyor, rahatszlm devam ediyordu. Babam camiye gnderirdi. Allah affetsin, gezinir gelirdim. Rahmetli, 'Seni evltlktan

kovarm' derdi. ok zdrap duyardm. Fakat, tahakkmle iman olmaz ki, ne yapaym? "Bedizzaman'n ismini ilk duyuum" ok deiik formlde bir telkin aradm hissediyordum, ama nerede? Mtedeyyin iki ahs m babaa konuuyor, onlar dinlemek iin beni bir meraktr saryordu. Ayn merakla daym Hakk Gler'in alt maazada babaa vermi konuan bir ka kiiye yaklatm. Sakall bir zat, bir tebrik kartn yksek sesle okuyordu. 'Pirenin midesini tanzim eden, manzume-i emsiyeyi de O tanzim etmitir. Sivrisinein gzn halkeden, gnei dahi O halketmitir' vecizelerini merak ve hayretle dinledim. Bu ifadeleri ve bu tarz vahdaniyeti ispat eden bir slbu ilk defa duyuyordum. Mn derinliini deryalar kadar olan azametini hissetmedim deil... mza yerinde yeni duyduum bir isim: Bedizzaman SAD NURS... Isparta'da kaldn ve byk bir lim olduunu sylemiti, tebriki okuyan. "Konuan yalnz hakikattr" Garip bir tevafuk ve kader tecellisi... 'Konuan yalnz hakikattr' yazs, kitaptan kopmu tek bir sahife halinde, satn aldm bir kitabn arasnda elime geti. Okurken ok, pek ok taaccp ettim. O yksek feragat ve fedakrlklar, o ulv licenaplk karsnda hayretten

hayrete dtm. Rhen ve cismen cezbelenmitim. ok srmedi, Cemaleddin isminde bir memur arkadam Hazret-i stad ve Risaleler hakknda malmat verdi. Osman Yksel isminde ihtiyar, sakall bir zat tantarak, eserleri temin etmemi salamt. Bana teksir edilmi kk bir kitap verdi. Okumaya altm. Fakat bir ey anlayamadm. Ama bir trl vazgeemiyordum. Mutlaka derin mnalar ve mefhumlar yatyor bu ifadelerin altnda, diye bende bir kanaat hasl olmutu. lk anda anlayamadm bu Nurlu Klliyat okumaya karar verdim. Hakk daymla Osman Efendiyi sk sk ziyaret ederdik. Bugn merhum olan o zat bir nevi prim olmutu. "Bedizzaman ismi meydana getirmiti" ruhumda dalgalanmalar

Bedizzaman ismi, ruhumda byk dalgalar husule getirmi olacak ki; kartvizitler zerine el yazs ile 'Bedizzaman Said Nurs' ismini yazar, dostlarma, 'Bunu saklayn, unutmayn, ileride bu ismi tanyacaksnz' diye datrdm. Muhterem aabeyim M. Kemal Ural Beyin Ladik adresi elime geti. Bir mektup yazdm. Sitayikrane bir ifade ile hemen cevap verdi. Lyk olmadm tavsierle mektuplar devam etti. Merhum tf Ural Aabeyim gibi smalarla ksa zamanda tanm oldum. "Nurlarn takip altnda olduunu iitince" 1956 senesi yaz mevsimi idi. Yeni baslm Genlik ve

Hanmlar Rehberi posta ile adresime geldi. Bu suretle stanbul cemaati ile de muarefemiz balad. O sralarda Nurlarn takip altnda olduuna dair bir havadis duymutum. Gelen eserlerin bir ksmn iade ederken, Mehmed Birinci Aabeyime bir mektup yazmtm. ok gemeden hatam tashihe ramen, hatrladka hl hem gler, hem zlrm. Demek henz ok zayf imiim. Hdiseler insan iin en gzel muallim olduu gibi, dier bir cihetten de cesaret, inan ve sadkat derecesini lmekte mihenk tekil ediyor. Ben de mihenge vurulmu, terkibimde ne var, ne yoksa analiz edilmitim. Byk Szler'in matbaa ile ilk nes basks, ayn senenin son aylarnda elime geti. Bunu Mektubat ve Lem'alar takip etti. Dkknmzda rahmetli pederimle devaml okurduk. "Byk ediyordu" bir hizmet ve mcahede cereyan

O seneler hem bakkaliye iletiyor, hem de tabelaclk yapyordum. Ankara Nur Medresesinin varln duyunca bir mektup yazarak, 'Tabelasn bana yaptrrsanz cretsiz yazarm' diye teklifte bulundum. Cevapsz kalnca cehaletimi anladm. Demek bilmediim bir mcadele ve hizmet vard. Trkiye ve slm leminin mukadderatn yakndan ilgilendiren byk bir manev mcahedenin iinde idi Nur Melli Hazret-i Bedizzaman ve Nur Talebeleri. Grnte basit ve pasif; fakat i bnyede, hak

ve hakikat nazarnda azim ve aktif bir cihad... ehidiyle, gazisiyle bir cihad berdevamd Trkiye'de. Bu ulv ve hakl mcadelenin yanbanda vurdumduymaz olarak yayorduk, belki uyuyorduk. Geri biraz da hareketli saylrdk. Hekimolu smail ismiyle maruf, mer Oku Beyin de dahil olduu sekin ve aratrc bir grupla evlerde toplantlar tertipliyorlar, muhtelif mevzularda husus alma yapp bir sonraki toplantda arkadalarmza takdim ediyorduk. "Ankara Dvas zerine balayan kampanya beni ok korkutmutu" aleyhteki

mam- Gazl ekolu ve felsefesi gibi mevzular stlenen ve ileyenler olarak, 1958 Ankara Dvasna mesnet tekil eden brorn (lahika mektubu) dalmasn mteakip, sol basnn balatt yaygaray gazetelerde okuyunca ok korkmutum. Nurcular aleyhinde atlm byk manetler karsnda baygnlk geirir bir hale gelmitim. 'Nurcular aranyor', 'Filan yakaland' gibi tabirler beni deta bozguna uratmt. Aslnda dva yine devam ediyordu. Fakat ben, cihad nedir? Hak yolunda ile nedir? Fedakrlk, fergat ne demektir? Bilmiyordum. 700 ciltlik koca ktphane dolusu felsef ve tasavvuf eserim vard. Okumaya devam ediyordum. Demek hep nazar oluyordu. Tahkik bir iman ruhu alamyordum. Zamann hizmet tarzna muvafk, derdime n olamyordu. Bylece ikinci bir mihenge

vurulunca, zaafm anlamtm... "imdi daha iyi anlyorum" imdi daha iyi anlyorum, Nurlarn iman tahidatndaki musrrne derslerini ve hemen yanbamdaki karakol, mahkeme ve Yusuye tatbikatn... Ve elli senedir devam eden, bundan sonra da devam anlalan ileli, cihadn ehemmiyetini. 'Hak yumruklandka kuvvetlenir' szn, evet yeni anlyorum. Risale-i Nur eczalar Kur'n'n tereuhatlardr; bizler taksim'l-aml kaidesiyle, her birimiz bir vazife deruhte edip, o ab- hayat tereuhatn muhta olanlara yetitiriyoruz.' Vazifemiz hizmettir. Netice Cenab- Hakka aittir. Biz vazifemizi yapmakla mecbur ve mkellez. Mesleimizde kuvvet var; fakat bu kuvvet, asayii muhafaza etmek iindir. Bu kuvvet dahile kar deil, ancak haric tecavze kar istimal edilir' tavsiyelerinin isabet ve heybetini, vatanmzn btnlne ve saadetine, bir hi uruna kasteden tahribatndan sonra, ancak anlyorum. hir zamann en byk fesad zamannda; elbette en byk bir mtehit, hem en byk bir mceddit, hem hkim, hem mehd, hem mrit, hem kutb-u zam olarak bu zat- nurnden ders alan bu azim cemaatin icraatndaki tesir ve isabetin nasl bir feyizle hasl olduunu yeni anlyorum. Gne varken mumlarn altna girmeye ihtiya yok. Madem gnei gsteriyorum, benden mum istemek

mnaszdr, lzumsuzdur.' Muhtelif turuklarn ba ve u seyyarelerin gne, Kur'n- Hakimdir. Hakiki tevhid-i kble bunda olur. yle ise, en l mrit de ve en mukaddes stad da odur. Demek Kur'n'dan gelen o szler ve o nurlar, yalnz akl mesili ilmiye deil, belki kalb, ruh, hal mesail-i imaniyedir' gibi tabir, tarif ve beyanlar itiraf edeyim ki; yeni yeni anlyorum. man meselelerde olduu gibi; itima ve siyas mevzuatta da daima yol gsterici olmu ve isabet kaydetmi, itimat ve istikrar kazandrm olan Nur gibi bir halaskr ve onun muazzez, mualla mellini tanmlayabilmek, anlayabilmek; ondan bir hayat boyu mstet ve mtefeyyiz olabilmek gibi bir lutfa mazhariyetin, bir deil, bin mr feda etmeye elyak olduunu, ancak imdi cizne anlyorum. Bu hakikatleri, bu ciz ve nks kuluna anlatan ve sevdiren Rabb- Rahimime sonsuz hamd senlar olsun... "stadn yurtii ziyaretleri byk bir heyecan uyandrmt" 1959 senesinin Aralk ay idi. Bir mddetten beri, Hazret-i stadmzn Konya, Ankara ve stanbul'a ziyaretlerini, gazetelerden ve radyodan mhim havadisler meyannda, byk byk manetler tahtnda reniyorduk. Memleket sathnda muhalinden mutabkna,

knden byne kadar herkeste bir heyecan ve hatta baz evrelerde bir endie var. Herkes merak iinde... Hazret-i stadmzn, Mevln Celleddin-i Rum, Hac Bayram ve Hz. Eb Eyyub'u (r.a.) bizzat giderek ziyaret etmesi karnda, nn'nn gsterdii iddetli tepkiler ve radyo konumalar heyecan ve tela daha da artyordu. "Ankara'daki toplant" Bu sralarda yaplmas kararlatran bir toplantdan haberdar edildik. Bir kardeimizle Ankara'ya gittik. Ulus Meydanna yakn bir lokantann stndeki dershanede, yz kadar Nur talebesi toplanmt. Yurdun muhtelif yerlerinden gelen bu byk ve nuran cemaati ilk defa seyrediyordum. Muhterem Mustafa Sungur, merhum Ahmed Feyzi gibi aabeylerimle ilk defa gryordum. Nurun, haller ve kaller zerindeki icra ettii tesirin, yabancs olduum birok nakn hayret ve hasretle mahede ederken pek ok mesrur olmutum. O gece bir toplant yapld. Karar alnd. Hazret-i stadmz Ankara'ya dvet edilecekti. Bunun zerine, bir pikab gtrecek ofr olmak zere, kardeimiz kura ekmek suretiyle seildiler. Samsun'dan Ali Rza Salamer, Adyaman'dan Dursun Kutlu, Astsubay Fahri, ofr ise ismini hatrlamyorum, orumlu bir kardeimiz... "stada gidecek kaleye ben de katlyorum" Astsubay Fahri, 'Ben stadmz ok ziyaret ettim.

Hakkm Refet kardeime veriyorum' dedi. Ziyaret hakkn bu ciz de bylece kazanm oldu. (Haz min fadl Rabb) Cenab- Hak Fahri kardeimize rahmet eylesin. 11 Ocak 1960 Pazar sabah olacak, erken saatte yola ktk. Saat on sralarnda Emirda'a ulatk. Yol boyunca hep stadm dnyordum. Ona doru gittiimi tahattur ettike iim nee ile doluyor, sevinle uuyorum. Bu mukaddes ziyaretin heyecan ve sabrszl iindeyim. Hazret-i stadmza, alt vilyete dvet eden alt mektup gtryorduk. O sralarda ok sk bir kontrol ve takip vard. Ziyarete gidenler tespit ediliyordu. Evin karsndaki kahvede sivil polisler oturuyordu. "Hsn Bayram bizi karlyor" Abdestlerimizi aldktan sonra Emirda meydanndan eve doru yneldik. Daha ok mesafe vard ki, ismini sonradan rendiim Hsn Bayram Aabey bizi karlad. 'Ne istiyorsunuz?' dedi. stadmz ziyaret edeceimizi, emanet mektuplarn olduunu syledik. Zaten stadmz geliimizi anlam olacak ki, Hsn Aabeyi gndermi. Ben mektuplar gtrrm. stadmz artk kimseyi kabul etmiyor. Etraftaki heyecan gryorsunuz' dedi. Fakat biz, kabul etmeyerek bizzat stadmzla greceimizde srar ettik. Bunun zerine stadmza danmak zere gitti. Bizler ise meydanln ortasnda kaldk. Biraz sonra Hsn Aabeyimiz geldi. Kapy aar amaz, stadmz, 'Syle gelsinler' demi.

Byk bir heyecanla ve merakla kapnn nne geldik. Hamza Emek Aabeyimizin at d kapdan avluya girdik. Bir ka tahta basamakl merdivenlerden salona kmtk. Sergisiz tahta demeli koridordan geerek, bir odann kaps nnde durduk. Yandaki tel dolaptaki bir kk tas ile bir yumurta olduunu hatrlyorum. Bir baka odadan aabeylerin sesi geliyordu. Hsn Aabey kapy at. Arkadalarm, Biz stadla daha nce grmtk. Sen ilk nce gir' diye beni ileri srdler. "Hazret-i stadn huzurundaym" Ak kapnn karsna gelmitim. Hazret-i stadmz, karyolann zerinde yasta yaslanm, yorgan gsne kadar ekmi olduu halde, elinde tuttuu ciltli bir risaleyi mtala ile megul idi. Bizi grnce iki eli ile iaret ederek, ard. 'Esselm aleykm Hazret-i stadm' dedim ve mbarek zayf, nahif eline sarldm, pp alnma koydum.Alnm eline dayal, her eyi unutmu, ylece kalmm. Ne kadar bekledim, bilmiyorum. efkatli elinin itmesiyle ayrldm. Karyolann nnde ufak bir minder zerine oturdum. Grme bitmiti. "Mektuplar okunuyor" Mektuplar stadmza verildi. stadmz, mektuplar zar olduklar halde alt st ederek bir sraya koydu. Teker teker zarar ap, mektubu Hsn Bayram'a veriyor, o da seslice okuyordu. lk mektup slm hareriyle yazlm.

Son mektup ise Ltin hareriyle yazlan bu fakirin mektubu idi. Btn Nur Talebelerinin Ankara'da toplandn beyanla stadmz Ankara'ya dvet eden mektuptan sonra, Samsun ve Adyaman'a dvet eden mektuplar okundu. Erzurum, Erzincan ve Sivas'a dveti muhtevi iin bu cizin mektubunu okunurken, hibir ey dinlemiyordum. Hatta Hazret-i stadmzn kaidesini de unutmu, mbarek simasn ve o sakalsz zaif simadaki almet-i frikalar seyrediyordum. Fakat Ali Rza meseleyi sezmi olacak ki, dizime dokununca aklm bama geldi. Gzm istemeyerek ayrrken, stadmzn ikazl baklaryla karlatm. nk o yzne bakanlardan sklyordu. Mektuplardan sonra yapt konuma, bazen ok sessiz oluyordu. Hsn Aabey ok yakn oturduu iin bize tekrar ediyordu. Bir aralk, o kadar briz ve dzgn bir ive ile konutu ki, sesi hl kulamda nlyor: Ben ok hastaym. Bana 21defa zehir verdiler. Fakat lm yatanda da olsam bu dvetlere icabet edeceim' demilerdi. Ne hikmetse arkl olduu halde, ark ivesi ile konumamt. Onun huzurunda, onun sohbetinde geen o dakikalar, hakiki mr onlarm ve o kadarm gibi geliyor bana... Bir aralk, eik bam yzne bakmak iin tekrar kaldrdm. Esiz, keskin nazarlarn zerime tevcih etmi, deta aczimi, fakrm ve naksm szyordu. 'Byle bir bareden ne ky olur, ne kasaba' der sanki tartyordu

ruhumu. Korktum, bam tekrar edim. "Arabay acele hazrlayn" Ne kadar zaman geti bilemiyorum. Baucunda asl olan zile bast. eriya zayf, halsiz, uzun boylu, kaln bykl, atk kal bir zat girdi. Son derece hrmet ve hu iinde yataa yaklat ve hafe eildi ve dikkat kesildi... Beni btn zerratmla rperten ve sihirleyen, rahmetli Zbeyir Aabeyimi o hrmet ve sadkat ve ciddiyetin mmtezi olduu briz hatl ve esiz revnaktar tabloda ilk defa grdm, temaa ettim. Sonra ismini rendim. stad, Arabay acele hazrlayn! Kardelerim Ankara'da beni bekliyorlar gideceiz' diye buyurdu. Hazret-i stadmz, bize hitaben, 'Siz de darda bekleyin, hep beraber gideriz' dediler. Kalktk, tekrar elini pmek istedim. El bir kere plr' diyerek vermedi. "fademizi almak zere gtrdler" Meydanla kmtk ki, bir beki bize yaklat, mdriyetten arldmz syledi, gittik, ifademizi alp, hvviyetlerimizi tesbitten sonra: Herbiriniz bir vilyetten nasl bir araya geldiniz?' diye sordular. Biz de Ankara'da otelde tantmz, bir araba

tutarak Bedizzaman Hazretlerini ziyaret iin geldiimizi; fakat grmeden ayrldmz syledik. stadmz ziyaretten karken, 'Birbirimizle gremedik' deyin demilerdi. Biz de o tenbihi hatrlayarak yle ifade verdik. Polis memuru, 'Demek gremediniz' diyerek bizi serbest brakt. "Yola kyoruz" Emirdallarla ksa bir sohbetten sonra stadmzn yola kt haberini alr almaz biz de geldiimiz minibsle ayrldk. Hazret-i stad, 'Isparta 2001' plkal takside, arka koltukta, yorgan gsne ekilmi, dik ve vakur bir halde, nazarlarn araba istikametinde ufka dikmi oturuyordu. Hsn Bayram arabay kullanyordu. Zbeyir Aabeyimiz de ofr mahallinde bulunuyordu. Bir mddet Hz. stadmzn arzular vechiyle bizim araba ne geti; fakat iimiz rahat etmedi. Arabaya ters oturmu, arkay seyrediyorduk. Elhasl, gidemedik, durduk. Onlar ne geti. Ksa bir zaman sonra Zbeyir Aabeyimiz, 'stadmzn nde gitmemizi istediklerini' sylediler. Tekrar getik, yine rahat edemedik, durduk. Bylece 3-4 defa ayn mbadeleli yolculuk devam etti. Yanmzdan geerlerken doya doya stadmz seyrediyorduk. "Kfrn belini krdk" Emirda - Ankara yolu, ok zaman ufukta kaybolan dz

hatlara sahipti. Bizim araba 110 km. zerinde seyrederken stadn arabasnn ufukta tozunu dahi gremezdik. Durmu bizi bekliyorlard. Yaklatk. Zbeyir Aabeyimiz gelerek, 'stadmz diyor ki: Kardelerime syle korkmasnlar, kfrn belini krdk. Beli krlan ylan gibidir...' dedi ve sonra yola devam ettik. Ben hakikaten endieli idim. Bunun zerine rahatladm. "Emirda'dan kmz her tarafa duyurulmutu" Emirda'dan ayrl, bir bakma Ankara'da kiralanan eve yerlemek iindi. stadmzn btn eyasn almtk. Bir ksm Chevrolet'in bagajna konmu, bir ksm kitaplar da byke bir paket halinde bir bavulla beraber bizim pikapta idi. Getiimiz ky ve kasabalarda halkn ou, bahususus resm memurlar, gei yoluna dizilmi, stadn arabasn merakla karlyor ve seyrediyorlard. Anladmza gre Emirda'dan kmz yol gzerghndaki yerlere, emniyet tarafndan bildirmiti. "Hkmet, stad Emirda'da mecburi iskana tabi tutuyor" le namazn, bir eme banda stadmz ayr, bizler de Zbeyir Aabeylerle beraber kldk. le haberlerini, arabasndaki radyodan dinleyen stadmz, Zbeyir Aabeyimizi tekrar gnderdi. imdi radyodan rendik. Bakanlar Kurulu, stadmz

Emirda'da mecbr iskna tbi tutan bir karar alm. Fakat stadmz diyor ki: 'Biz Ankara'ya gideceiz. Kardelerim merak etmesinler.' Ankara'ya yaklarken, radyodan durumu renen aabeyler bir taksi ile stadmz karlam, durdurmulard. Biz de durduk. Chevrolet'teki eyalar kendi arabasna aldlar, bizimkiler bizde kald. Aktarma esnasnda, her gren arabasn durdurup, o gnlerin mehur ve maruf plkal arabasnn iini aratryor, stad hayretle seyrederken, byk bir efkat ve iki eliyle yaplan tebessml selmna muhatap oluyordu. "iftlikte stadn arabasn durdurmulard" iftlik mevkiine geldiimizde, emniyet memurlar arabalar ile yola barikat kurmu, stadmz durdurmulard. Biz aradan gemeye altk, bizi de durdurdular. Bir polis memurunu yanmza koyarak 1. ube'ye gnderdiler. arkada nezarete alndk. Araba ise iindeki emanetlerle birlikte serbest brakld. "Geceyi nezarette geiriyoruz" Said zdemir de stad karlamak iin medreseden ayrlrken tutuklanm, yanmza getirilmiti. Av. Bekir Berk Aabeyi, ilk defa, o gn, Av. Necdet Doanata ile nezarettekileri ziyarete gelilerinde grdm ve tandm. O geceyi, odalardan birinin masalar zerinde namaz

klarak, Ceven okuyarak geirdik. Oda sahibi ahs, o sralarda Ankara otobslerinde ve DDY garajna aslan ve Risale-i Nur'u reklm eden vecizeli, kompozisyonlu levhalar indirip, 'Ben sa olduka bu levhalar aslmayacak' diyen ef imi. Bir hafta evvel lm. Yerine henz tayin de yaplmam. Kaderin byle ne garip tecellileri var... Sabahleyin ifadelerimizi alarak bizi serbest braktlar. fade muhteviyatnda yine stadmzla gremediimiz kayd vard. nk ifreli tenbihat yle idi. "stadmz geri dnyor" Daha sonralar rahmetli Zbeyir Aabeyim anlatmt. Hz. stadmz, emniyet mensuplar, kendisine Emirda'da mecbur iskn kararn tebli ettiklerinde elini iddetle koltua vurarak, Ben bu karar dinlemiyorum. Binlerce talebem beni Ankara'da bekliyor. Ben Ankara'ya gireceim' demi; sonra da kendisinden geri dnmesini son derece hrmet ve nezaket iinde rica eden memura, gayet efkatle, 'Yalnz senin hatrn iin dnyorum' buyurmu ve o yolculuun byk mna tadn da belirtmi... Gnlerden 12 Ocak 1960 Pazartesi gn idi. stadmz mecbur iskn karar ile Emirda'a dnmt. Ankara'ya gelen Nur Talebeleri de Meclis koridor ve salonunda kendi memleketlerinin milletvekilleri ile grmeler yapyor, bakanlarn evlerine kadar gidip, mevzuat anlatyorlar, Risaleler veriyorlard.

"Kenan Ylmaz'la gryoruz" Biz de Ahmed Feyzi Kul, Dr. Yzb. Keafolu, Av. Necdet Doanata ve isimlerini hatrlayamadm 5-6 aabeyle Savunma Bakan Kenan Ylmaz Beyden akraba olmamz hasebiyle randevu alarak evlerine gittik. Kenan Bey fazlaca endielenmi ve konumalar esnasnda ok terlemiti. Durumun iyi olmadndan, Nurcularn takip altnda olduundan, hkmete bir yardmn mmkn olmayacandan; hatta bu grmenin dahi zarar getireceinden bahsetmiti. Fazla durmadan ayrldk. O zat, sonradan Yassada'da kalp krizinden vefat etti. Allah rahmet eylesin... "Onu grmenin heyecan ve hazzn her an duyarm" O gnden bugne kadar, onu grmenin, ona ermenin ruhumdaki heyecann ve esiz heyecann latif hazzn her an duyarm. Her hatrlayta onunla olurum. Onunla grmem hizmet evkimin kayna oldu. O grme ve yolculuk, muhterem Nur aabeyim Zbeyir Gndzalp'n ahsna has tabir ve edasyla, ok daha baka mna tayordu... Onun plmeye layk, hem bin kere elyak o nur eli, btn letafetiyle, btn erafetiyle hl elimde ve alnmda. Hele Nurlar okunurken hep o an yaarm. Hazret-i Kur'n'n nuru ile nurlanmann, Hazret-i Reslullahn (a.s.m.) snneti ile merref olup efaatna

ermenin saadetini, o saadetin vesilesini ve vesilenin ahn, ahikasn, ancak onda ve onun nurlu eserlerinde buldum. Kur'n'dan akseden o nurlu hakikatler; kudurmu dalgalarn, inci ve elmas klelerine arparken ypratmak yerine parlatmas misill; yerli, yabanc, renkli renksiz her trde ve boyda, her trl tne ve hdiseler karsnda daima parlayan, ylmayan ve yklmayan, yanlp yanltmayan, arp artmayan Kur'n hakikatler oluunun tarih ispatn oktan tamamlamtr. "Nur iinde yat, aziz stadm" Nurlardan mstet olup, tefeyyzlerin, din iin, millet ve vatan iin ve hatta lem-i slm ve insaniyet iin, ne derece aranlan mrecceb bir ihtiya ve are olduuna, insaf sahiplerinin ittifakna inanyorum. Takvimden kopan her yaprak; fert ve cemiyet olarak, maruz kaldmz her mkilat, ona kondurulmak istenen gubar silmi, o Kur'n hakikatlerin mcell simasn, mtemerritler nezdinde dahi kabul ettirmitir. Nice byk sanlanlar, saman p misali alp gtren zaman ve hdiseler, o mmtaz stad ve onun sunduu hakikatlerin ve hayat llerinin hakkaniyetini daima tasdik ve tasvip etmitir. Buna lem ahit, buna tarih ahittir. "te bunun iin hayranm ona... Hem ona ebediyen

hrmetkrm, minnettrm, mteekkirim. Nur iinde yat, aziz stadm!"

MRSEL AKDENZ
stada beni ilk defa Zbeyir Gndzalp gtrd. Merhum Zbeyir, stadn ihtiyalarn grmek iin zaman zaman darya kard. nce stad ziyaret etmek istediimi Zbeyir merhuma sylemitim. stada syleyince, bizi huzura kabul buyurmulard. "Hastaym, bana dua edin" stada beni ilk defa Zbeyir Gndzalp gtrd. Merhum Zbeyir, stadn ihtiyalarn grmek iin zaman zaman darya kard. nce stad ziyaret etmek istediimi Zbeyir merhuma sylemitim. stada syleyince, bizi huzura kabul buyurmulard. Ziyaretim esnasnda kendileri ok meguld. lk ziyaretimde doyasya sohbet edememitim. Daha sonraki zamanlarda, stad kra karken bizim dkknn nnden geerdi. Bizim dkknn nne geldikleri zamanlar da rahmetli Ceylan alkan taksinin kornasna basard. Ben hemen koar, stadn ellerini perdim. Kendisi de hal-hatr sorar ve bu arada ocuklarm sorard. Onlarn namazlarn klmalarn

tembihlerdi. Risale-i Nur'lardan sadece yet'l-Kbr'y yazmtm. Eseri tashihe gtrdm zaman stad hastayd. Eserin arka ksmna kendi yazsyla dua yazm, bana iade etmelerini sylemi, 'Ben hastaym tashihini kendisi yapsn' demiti. Maiet megalesinden dolay stada fazla hizmet edemedim. Emirda'daki son gnlerinde beni yanna istetmiti. Gittiimde hastayd. Yatandan bana pencereleri gstererek, pencere demirlerini sklatrmam istemiti. O gn hemen faaliyete geerek, akama kadar bana verilen vazifeyi yerine getirmitim. Bana cretini sordu. Almayacam, nk fazla para tutmadn sylemitim. Para vermekte ok srar etmiti. Halbuki hurda demirden yapmtm, para icap etmiyordu. Almamakta ok direnmitim. Yanmzda bulunan Zbeyir Gndzalp de bana yardm edince para vermekten stad vazgeirmitik." Mrsel Akdeniz'in yazd yetl'l-Kbr'ya stadn yazd dua: "Y Erhamerrhimn sm-i zamn hrmetine bu nshay yazan ve okuyan Mrsel'i Cennet'l-Firdevste sadet-i ebediyeye mazhar eyle. min, min, min.'

SMAL FAKAZLI
smail Fakazl 1913'te nebolu'da dnyaya gzlerini aan bir Nur yolcusudur. Aabeyi brahim Fakazl, Nur Risalelerine "Kk brahim" olarak byk ruhlu bir ahsiyet olarak imzasn atmt. Nur stadla birlikte 1943'te Denizli ve 1948'de ise Afyon'da Yusufye Medresesinde ders almak bahtiyarlna erien mutlu, mesut ve bahtiyarlar kadrosundadr. nebolu denilince, irin bir Karadeniz kazas gelir gzlerimin nne. Bu kaza, Mslman Anadolunun madd - manev kurtuluunda bir iskele vazifesini grmt. stikll Harbimizde ngiliz ve dier dmanlarn igali altndaki stanbul'dan karlan silhlar, nebolu liman vastasyla Ankara'ya, oradan da Anadoluya gnderiliyordu. Bylece bu gzel vatan burcu, madd kurtuluumuzun siperi olmutu. Aradan yllar geecek, ayn nebolu bu defa da Mslman Trkiye'nin manev yardmna Nurlarla koacakt. 1940'l yllarn balarndaki Halk Partisi'nin karanlk gnlerinde, nebolu'nun elebiler Hanedan,

stanbul'un Bankalar caddesinden aldklar teksir makinesini kurarak, Nur Risalelerini teksir edip, Nura muhta Anadolu insanna tevzi etmeye balamlard. Bu hanedana daha bir ok nebolu fedakrlar, kadn, kz, ocuu ve erkei yardm ediyordu. Glcler, Dilekler, Mrmr ve Fakazl Hanedan da bu bahtiyarlar kalesindeki yerlerini almlard. te bunlardan smail Fakazl da hanmyla beraber Nura ktip olmutu. "Burada durmayn, eyh Efendi zikrediyor" brahim Fakazl Aabeyin kk kardei smail Fakazl Aabey, unutulmayan, aziz hatralarn yle anlatmaktadr: Ankara'daydm. O gnlerde Takprl Sadk Bey (Demirelli) de Ankara'ya gelmiti. Kendisiyle otelde bulumutuk. Sadk Bey bana, 'smail Efendi, ben yarn Emirda'a Hazret-i stad ziyarete gideceim' deyince, ben de kendisine, benim de gelmek istediimi syledim. Bylece Ankara'da kararlatrarak Afyon vilayetinin Emirda kazasna doru yola ktk. Ertesi gn Sadk Beyle birlikte Eskiehir'in Yldz Oteli'nde bir gece kalarak daha ertesi gn, gecenin ge saatlerinde Emirda'a ulamtk. Ak olan bir kahvehaneden ok grltler geliyordu. Bu grltleri duymamak iin camiye doru gidiyorduk. Nurlu stadn evinin nnden geerken yukarlardan bir inilti geliyordu.

Bu esnada elinde sopa bir beki efendi bize, 'Burada durmayn, eyh Efendi zikrediyor' diyordu. Bu ses nur staddan geliyormu. Bu ses zerine Paazade Sadk Bey daha fazla yryemedi. Ayaklarnda izmeler, kilot pantolonlu, Plevne kahraman Gazi Osman Paann harp ve esaret arkada Sadk Paann torunu, binba Mehmet Ali Bey'in olu Sadk Bey, asrn sultannn saadetli menzilinin nnden bir yere kprdayamyordu. Ben Emirda' ilk defa gryordum. Nerede bulunduumuzu sopal bekinin konumasndan sonra anlamtm. "Sadk Bey hngr hngr alyordu" Kastamonu'dan bildiim Sadk Bey naml bir paazadeydi. Altndaki atla, Bolu dalarndan t Sinop civarnda kadar, at srtnda uarcasna giderdi. Altndaki kr at, bir ara, iki bin liraya satmt. Kendisi bir kahvehaneye girse, insanlar hep birlikte Sadk Beye hrmeten ayaa kalkarlard.* Sabahn erken saatlerinde nur stadn huzurlaryla merref olmak iin mtevaz hanenin kapsn tkrdattk. Az sonra, heybetli, gr bykl, eyh amillerin edas iinde bir gen arkada kapy amt. Bizleri buyur etti. T gibi ince bir endam iinde, adet bir vakar ve ciddiyet bidesiydi. Bu mutena insan Ermenekli Zbeyir Gndzalp'ti. eride Nurlu stad, Sadk Bey'i ayakta bekliyordu. Sadk Bey ani ve evik bir hareketle stad Bedizzaman

Hazretlerinin ayaklarna kapanmt. O esnada Hazret-i stadn da yapt evik hareketini, cevvaliyetini tarif etmem mmkn deil. Seksen yan eiinde bir insann o evik hareketi yapabilmesi mmkn deildir. Nur stadn ayaklarna kapanan Sadk Bey hngr hngr alyordu. Ilgaz dalarnn naml yiidi Sadk Bey, Ulu Sultann huzurlarnda deta masum bir ocuk olmutu. ok ulv bir hzn havas mtevaz odac ve iklimi kaplamt. Gz yalarmz tutmamz mmkn olmuyordu. Nurlu stad Doksan Harbini Plevne gazisinin torununun omuzlarndan tutmu; 'Kalk kardam Sadk Bey, kalk' diye kaldrmaya alyordu. Bu izmeli paazadeyi ayaklarndan bir trl kaldramyordu. Bu pehlivan yapl zat kaldrabilmek ne mmkn! Brak kardam!' Evladm, Sadk Bey, kalk ayaa bana hakkn hell et. Sen bana Denizli hapsinde dokuz ay orba piirdin, bana hakkn hell et' diyordu. Sonra ayaa kalkan Sadk Beyle bir kucaklatlar, bir kucaklatlar ki, aman y Rabbim, ne muhabbet, ne samimiyet! Sonra stad beni de kucaklad, ben de ellerine kapandm. Ellerinden gnlmden kopan hrmet frtnalar iinde ptm, ptm. Heyecandan btn vcudum ter iindeydi. Daha nceleri, benim uzaklardan misarlerim gelecek diye Ziya Arun'a temizlettii iltenin zerine bizleri oturttu.

Bana hitaben, Sadk Beyi iaret ederek buyurdu ki: 'Bu kardam hapishanede dokuz ay benim orbam piirdi. Bana ok hakk geti!' Gzmde ve gnlmde zirveleen Sadk Bey, nur stad Bedizzaman gibi bir Ulu Sultana dokuz ay hizmet edebilmenin saadeti iinde, leminde daha da zirvelemiti. Sadk Bey, o byk slm tarihindeki brahim Ethemleri hatrlatyordu insana sanki. stad Bedizzaman'n, Meyve Risalesini yazmas zerine Ltye Fakazl iin kendi el yazs ile yazd dua: "lahi! Allahm! smi Azmn hrmetine bu nshay yazan Ltye'yi Cennet'l Firdevs'te saadet-i ebediyeye mazhar eyle. min... min... min..." Mcedditlik cbbesi stad Bedizzaman Hazretleri bizlere Mevlna Halid-i Badad'nin cbbesini giydirmek istiyordu. Cbbeyi tutan Nurlu stad, Sadk Beye giymesini sylemiti. Ama Sadk Bey, stad Hazretlerine kar sonsuz hrmet duygular iindeydi. Cbbeyi stadn tutmasn istemiyordu. stad, 'Kardam Sadk Bey giy!' diyordu. Ama Sadk Bey stada olan hrmet duygularnn atei iinde deta yanyordu. Sonra Zbeyir Gndzalp Aabey, 'Cbbeyi ben tutaym' diyerek Nurlu stadn elinden alp cbbeyi kendileri tuttular. Cbbeyi nce Sadk Bey, sonra da ben giydim. stad bize tatl ikram etti. Orada bulunan Zbeyir ile Ceylan abileri kastederek, 'Ben bu tatllar, bu oburlara

versem, hemen bitiriyorlar' diye latife yapt. Oradaki hizmetkrlarna latifeler yaparak takld. 'Bu oburlar hepsini bitiriyorlar' dedi. Bu ziyaretten sonra alkanlar Hanedan bizleri evlerinde arladlar. O gnlerde Ceylan alkan abinin birisinin boazn glleleme hadisesinden dolay, kendisini alp Eskiehir'e getirdik. Daha sonraki zamanlarda ben stad Isparta'da ziyaret etmitim. "Kfr- mutlakn belini krmz" Hazret-i stad bana , 'Nazif elebi'ye benim selmlarm syle!' buyurmutu. O gnlerde yeni bir seim vard. stad seimleri kastederek, 'Kardam, biz kfr- mutlakn belini krmz!' diye yaptklar Nur hizmetinin ehemmiyetini anlatyordu. Kardam, biz kfr- mutlaka deil, Mslman Demokratlara yardm edeceiz. Demokratlar destekleyeceiz. Kfr- mutlak hesabna alan bu tekilata (CHP) sandalyeyi, koltuu teslim etmemek iin, Mslman Demokratlara hem reylerimizi vereceiz, hem de yardm edeceiz.' Hazret-i stad bu mevzudaki grlerini nebolu'ya, Nazif elebi Aabeye Kardam, o kfr- mutlak belinden krmz, bir daha dirilemezler!'

HACI ZAHR KYELE


stad Bedizzaman'n avukat Bekir Berk'in evraklarn tanzim ederken, elimize 21 Temmuz 1969 tarihinde Ar'nn Tutak kazasndan yazlm "Abdurrahman Akman" imzal bir mektup geti. Bekir Berk Aabeyin arzusu ve istei zerine yazld anlalan mektuba ilikin iki sayfalk yaz, stad Bedizzaman'n postaclarndan olduu ifade edilen Hac Zahir Kyele ismindeki zatla bir rportaj eklindedir. Bu iki sayfada unlar okumaktayz: "Kim ki Onun iindir; O da Onun iindir" Yetmi be yanda Hac Kardeimizden sorduum hususlar sualli cevapl olarak aynen aaya alyorum. Cenab- Allah bizleri her trl hataya dmekten muhafaza buyursun, min. Karde ka yandasnz? Yetmi be yandaym ve grdnz gibi son derece shhatliyim. Aslen nerelisiniz, bu dinlik ve shhatinizi nasl

korudunuz? Aslen, Tutak kazasnn Adakent kyndenim. Shhatime gelince, bunu tamamen ibadete ve oruca borluyum. Cenab- Allah bu sayede beni kimseye muhta etmeyecek derecede din ve shhatle taltif ediyor. Bizzat bedenen en ar ilerde alyorum. yle bir sz duymuum, ne gzeldir bu sz: "Kim ki Onun iin ise; O da onun iindir." Sizin zamannzda tarikat ok revata ve youndu. Siz hangi eyhe intisap ettiniz? Hibir eyhe intisap etmedim. Acaba sebebi ne ola ki, byle herkesin eyhlere kotuu zamanda siz bundan mahrum kaldnz? Hayr, mahrumiyetim ilgisizliimden deildir. eyh bulamamamdandr. Beni hayrete drdnz. Bundan elli altm sene evvel slm leminde eyhlik ve dolaysyla tarikat pek revata idi. Halbuki siz eyh bulamadnz. Bunu nasl izah edeceksiniz? Peki, dinleyin yle ise: Tahminen 20-25 yalarna geldiim zaman her Mslmanda olduu gibi, ben de de bir mride intisap etme ak uyand. sim tasrih etmeden zamann birok tarikat eyhlerine gittim. Fakat heyhat her kime vardmsa, kendilerinde eriat ve snnete muhalif haller grdm iin intisap etmeyerek evime dndm. Hatt bir ara Suriye taraarna da gittim. Fakat yine de

beni kendisine hi balayan olmad. Bu uzun seneler devam etti. Ben de kendimi sadece ibadeti verdim. Peki kendinize bir mrid hi bulamadnz m? Buldum, buldum. Hem de beni son derece saran ve istediime ulatran bir mrid buldum. "stadmn ziyaretine mi geldin?" Beni yine arttnz. Hem bulamadm, hem de buldum, diyorsunuz. Akla da rahatlayaym. Yukarda sylediim gibi Suriye taraarna gidip de yine elim bo dndmde, evimde oturup son derece skntl gnler geirmitim. Senesini sylemeye lzum grmyorum. Bir gece bir rya grdm. Baktm ki, bilmediim bir memleketteyim. Byk bir cadde vard. Bu eski ve ok bozulmu olan cadde trl trl tahribata uramt. Bu yolu tamir iin yeniden binlerce amele alyordu. Kimi kazma, kimi krekle muhtelif insanlar, eitli letlerle alp tamir ediyorlard. Ben o zaman hem a, hem de susuzdum. Cebimde param da yoktu. "yle ise ben de burada alaym" diye dndm. Oradakilere, "Beni de burada altrn" dedim. Beni bir avuun yanna kaydettirmek iin gtrmlerdi. avu beni amele defterine kaydetti. Baktm ki, gn ikindi olmu, ge kalmm. "Acaba bugn bana harlk verecekler mi?" diye sormak isterken, avu bana, "Arkada, msterih ol, git ihlsla al, buras yle

bir yerdir ki, burada alann yevmiyesi noksan olmaz, hep mterektirler. Sabah gelene de, akam gelene de ayn yevmiye verilir, hep ayn yevmiyeyi alrlar." Ben de gidip almaya baladm. Uykudan uyandm. Son derece heyecan iindeydim. Bu ryann ilhamyla Emirda dedikleri nur ehrine doru yollara dtm. Emirda'a varrken, ehir kenarnda bir su kuyusundan yedi sekiz yalarnda su eken bir kz grdm. Kzn nazar- dikkati benim klk kyafetime takld. Kz bana, "Amca, sen arkl msn? stadmn ziyaretine mi geldin?" dedi. Ben de, "Evet" dedim. Kz, "Dn stad buradan geerken, benden su istedi, ben de suyu verdim. Bana, "nallah sen istikbalin Nur talebesi olacaksn' diye iltifat edip, emir buyurdu. Ben de imdi sevin iindeyim" demiti. Bu kz ocuunu geerek, dadan dndn rendim stad Bedizzaman'n ziyaretine gidip, hamdolsun ziyaret erene erdim. "Nasl olsa cretini tam alacaksn" Ziyaret esnasnda geen hadiseleri anlatmayacam. Zira belki bir benlik, enaniyet olur. Yalnz unu katiyetle ifade edeyim ki, ben artk aradm mridi bulmutum. Aradn bulanda, bir mr pahasn ne gibi hal olursa, bende de o hal kat kat vard.

Dadan dnerek ehre geldik ve camide yanyana namazmz kldktan sonra artk benim ayrlmam gerektiini anladm. Ve yle bir sual sordum: "Kurban, Efendim ben mmiyim, okur yazarlm yoktur. Risaleleri okuyup yazamam. Ne gibi bir hizmet edeyim ki, ben de sevaba nail olaym." Mbarek yz gayet nurlu olarak, elimi tuttu, "Zahir, ben seni kendime karde olarak kabul ettim" dedi. "Hi merak etme, nasl olsa tam yevmiye alacaksn, seni postac olarak kabul ediyoruz. lk olarak bir mektup vereyim, Diyarbakr'dan geerken yerine verirsin." Bana bir mektup uzatt. Ben ise kendimden gemi bir halde, "Nasl olsa cretini tam alacaksn" tesiri altnda mektubu alarak sevinle ayrldm. Evet ryam beni aldatmamt. stadm ve mridimi bulmutum. Artk yevmiyemi tam alacaktm. Peki stad muydunuz? Hazretlerini daha evvel tanyor

Mbarek adn duymutum, fakat kendisini grmemitim, ancak yukarda sylediim gibi rya zerine kendisini aradm ve tandm. Peki ondan sonra bir daha ne zaman grtnz, yoksa bir daha gremediniz mi? ki kere daha ziyaret ettim. Birisinde Isparta'ya gittim,

okur yazar olmadm biliyordu. "Ne vazife yapaym" diye, bakasna bir pusula yazdrdm. Fakat ziyaret ettiim zaman pusulay vermedim. Gece ryamda stad Hazretleri bana, "Zahir, ben seni postac yaptm, u mektubu al ve lan ehire gtr" dedi. Heyecanla uyandm, fakat ehri hatrlayamadm. Zaten mektup da yoktu. Bir kere daha anladm ki, benim vazifem, durmadan tamaktr. Ondan sonra hep diyar diyar kitap tadm. nc defa Eskiehir'de grtm, stad bana dnerek, "Zahir kardeim, dua edin, Cenab- Hak bizi mnafklarn errinden muhafaza etsin. Risale-i Nur inaallah ftuhatn her yerde yapacaktr" dedi. Daha sonra izin isteyerek ayrldm. Hac Zahir o mbarek bem beyaz sakalna bir ka damla gzya brakt. Kendisinden son olarak bir sual daha sordum. "Kitap tadm" diyorsunuz, ilk olarak nereden nereye kitap gtrdnz? lk olarak Adyaman'da Terzi Mahmut kardeimizden klliyetli miktarda kitap alarak arka tadm. Ondan sonra da pek ok kereler Erzurum'dan Ar ve dier yerlere postaclk yaptm. Eer imdi yine bana ihtiya varsa, vazifemi yapmaya hazrm.

SMET ORHAN
stada gelen lahika mektuplarn bize gnderirlerdi. Biz de onlar kardelere okurduk. Elden ele datrdk. Okuyanlar evke gelirlerdi. "Bir ryann geree dn" lkokulu yeni bitirmitim. 13 yandaydm. Kur'n kursuna gidiyordum. O gnlerde, ryamda ok nurani bir zat, bana Kur'n'dan yetler okudu. 'Bu yetlerin tefsiri Risale-i Nur'lardr' dedi. Sabah olduunda dndm, bu hi duymadm bir kelimeydi. Seneler geti. Askere gidip geldim. Kyllerimiz, Risale-i Nur'u ve stad iyi tanmlard. Kyde ok rif, zeki, bilgili Mustafa isimli birinin etrafnda toplanp hararetle dersleri dinliyorlard. Risale-i Nur'lar tanyan birok hanm ve kz vard. Ben de derslere devam etmeye baladm. Kyllerimiz, benim stad grmemi tavsiye ettiler. Ben de ziyareti niyetime aldm. Bir gece yine bir rya grdm. Ryamda stad kymze gelmiti. 'Abdest alaym da yle elini peyim' dedim. Ben abdest alasya kadar stad kyden kp

Emirda'n yolunu tutmutu. Ben, aceleyle oraplarm ve ceketimi giymeden elime aldm ve koa koa yaklatm. Aramzda 50 metre mesafe kalmt ki, stad bana dnd ve eliyle kbleyi gsterdi. 'Kendini dzelt, yle gel' dedi. Dedii istikamete dndm ve kendimi dzelttim, sonra yanna yaklap elini ptm. Bana, 'Seni gremiyordum, neredeydin?' dedi. 'Askerdeydim, yeni geldim stadm' dedim. stad birden kaside sylemeye balad. Bir yandan kaside sylyor, bir yandan da, 'Yeti ya karde, yeti' diyordu. Kasideyi anlamyor, sadece sonundaki, 'Yeti, tek tu ya karde, yeti' kelimelerini anlyordum. Sonra bana elinden baston ve tesbih verdi. Ayrlp Emirda'a gittim. Bu ryadan sonra bendeki evk daha da artt. Mustafa Amcann As-y Musa'dan yapt dersleri takip etmeye baladm. Cemaat ok olurdu. Bir gn ders esnasnda ruhumda byk bir inlak meydana geldi. Risale-i Nur'lar ve stad yeni anlamaya balamtm. Yerimde duramyor, mutlaka stad greceim diyordum. 13 yandayken grdm rya hatrma geldi. stadn bu asrn mceddidi olduuna ve Risale-i Nur'larn Allah tarafndan yazdrldna ek ve phem kalmad. Bu arada Risale-i Nur'un baz kerametlerine de ahit oluyorduk. "stad ziyaretim" Ziyaretine Emirda'a gittim. kinci katta pencerenin kenarnda oturuyordu. Pencereye gzm diktim, bana eliyle selm verdi. Bana, 'stad kra gezmeye gidecek, kapnn nnde dur' dediler. stad kt, hemen eline

uzandm. stad eliyle bam okad, 'Maaallah, Maaallah' dedi. 'Pencerinin nnde duran sen miydin?' 'Evet' dedim. Oradan ayrldk. Bir mddet sonra Emirda'da stad tekrar ziyarete gittim. Beni kabul etti. Elinde kaln bir risale vard. Ben ieri girince kitab kapatt ve bana dikkatlice bakt. Keskin baklaryla deta, 'Sen de hi durmadan Risale oku' der gibiydi. Elini ptm. Kk kk minderler vard. 'Otur' diye iaret etti. Talebelie kabul ettiini syledi. 'Seni, senin namna deil, Srck ky namna kabul ediyorum. Senin kyn, benim kymdr, senin akrabalarn benim akrabalarmdr' dedi. "Sanki sahabeden biri gibiydi" stad, hi bu zamann adamlarna benzemezdi. Her haliyle bakayd. Sanki sahabelerden biri gibiydi. Grmeye doyamazdk. Grdkten sonra da o lezzet bize yeterdi. Bir gn kymzden Risale-i Nurlar ok iyi anlayan ve bize de dersler veren Mustafa Amcay, stad, Emirda'da evinden karken grr. Kalabalk insanlar arasndan Mustafa Amcaya iaret eder. 'Sen nerelisin?' der. O da, 'stadm ben Srck kyndenim' der. stad Srck kyne gelmek istediini syler. Hakikaten hayli zaman sonra stad, bizim kye 20 km kala, Emirda pazarna gelen arabalar evirir, bizim kyllere, 'Ben Srck kyne geliyordum, hasta oldum. Kendi yerime talebelerimi gnderiyorum, benim geldiimi

kabul edeceksiniz' der. Nitekim Zbeyir Gndzalp, Mustafa Sungur ve Mustafa Acet aabeyler bizim kye gelirler, Risaleleri okuyan evleri tek tek gezerler, stadn selmn sylerler. Ben o zaman Emirda'daydm. Risale yazmaya baladk. Yazdklarmz stada gtrrdk. stad dua yazard. Risale yazarken ok byk feyiz alrdk. evkimiz artar, hi usan duymazdk. Mteaddit defalar bizlere kerametini gsterdi. ok kerametleri var, ibretli olduu iin ikisini syleyeceim: smet Orhan'n gz nuru dkerek yazd risalelerin sonuna stadn kendi elleriyle yazdklar dualar: "Maaallah, Maaallah... Y Allah, y Rahman, y Rahim! sm-i zam hrmetine bu nshay yazan smet'i, anasn, babasn ve akrabalarn Cennet'l-Firdevste saadet-i ebediyeye mazhar eyle, min, min, min..." Ya Erhamerrhimn! sm-i zam hrmetine bu Risaleyi yazan smet'i Cennet'l-Firdevste Saadet-i ebediyeye mazhar eyle. min, min, min..." "ki keramet" lk acemiliimde ufak ufak birka tane yazdm. Elim yazya biraz altktan sonra Sikke-i Tasdik-i Gayb'yi yazmaya baladm. Bitirdikten sonra bir rya grdm. Ryamda gkten beyaz bir gvercin indi. Bana aznda bir mektup getirdi. Bana, 'Allah'n sana selm var' dedi. Mektubu atm. inden Sikke-i Tasdik-i Gayb kt.

stad vefat ettikten sonra Zlkar mecmuasn yazmaya baladm. Yarm kald. Kymzn yaylalar vard, beni oraya imam olarak gtrdler. 'Bir ay bo durulmaz, Zlkr' yazmaya devam edeyim' dedim. Tembellik ettim, gn tehir ettim. Gene bir rya grdm. Ryamda bir postac bana mektup getirdi. Atm, iinden yarm kalan Zlkar kt. Yazp tamamlamam iin bir ihtar olduunu anladm. stad vefat ettikten sonra da yazmay brakmadk. Hatta 1988'de Ceven ve Tesbihat yazdk. stad mteaddit defalar ryamda, 'Senin o yazdklarn var ya, hep kayda geti' diyordu. Risaleleri kylere satmaya baladk. Hi kr koymadan, aldmz gibi satardk. Hizmet-i Kuraniyeye hi maddi menfaat girmezdi. yle inanmtk. Yol masraarmz da kendimiz karlardk. "Son grme" stad, son gnlerinde, Emirda'da ziyarete gittim. stad, Eskiehir'e gidecekti. Mustafa Acet, 'smet sen Eskiehir yoluna k, stadla grrsnz' dedi. Yola ktm, bekledim. stad geldi. Elini ptm, o da elimden tuttu. 'Srck ky benim kymdr, benim Nurs kymdr. Senin akrabalarn benim akrabalarmdr. Hepinize dua ediyorum. Sizler de bana dua edin' dedi. ok uzun konutu, fakat son gnlerde mbarek sesi iyice kslmt. Konutuklarnn ounu anlayamadm. Konuma

bitinceye kadar da elimi brakmad. Kendi kendime, 'stad, bu kadar durmazd, bu kadar konumazd. vedalar gibi bir hali vard. Acaba bunun hikmeti nedir?' dedim. Tahminen 30 gn sonra stadn vefatn duydum. Demek o son grme imi. Bizimle vedalam, fakat biz anlayamamz. Allah gani gani rahmet eylesin. "Mahkeme, sorgulamalar ve tevkim" stad vefat ettikten sonra evlendim. Eskiehir'e hicret ettim, bir bakkal dkkan atm. smail Toma isimli lise mezunu bir gence Lem'alar'dan Osmanlcay retiyordum. Okumas iin de yeni yaz ile Mesnev-i Nuriye'yi verdim. 1971 ylnda skynetim ilan oldu. Nurcular yakalamaya baladlar. Bu arada benden ders alan smail'i yakaladlar. Beni de taharri ettiler. Yarm eker torba dolusu Risaleleri yakaladlar. Beni de o gece nezarete koydular. Sabah olunca da Eskiehir skynetimine teslim ettiler. Tevkif tarihim: 13.5.1971 Askeri savc ifademi ald. Tevkif karar verdi. Sorduklar sorular unlard: Said Nursi kimdir?' Bir din alimidir.' Risale-i Nur nedir?' Kur'an tefsiridir.' Bu eserleri neden okuyorsun?'

"Dini bilgilerimi gelitirmek iin okuyorum." Kitaplar arasnda benim Osmanlca yazdklarm da vard. Bu yazlar kim yazd?' dedi. Ben yazdm' dedim. Niin yazdn?' dedi. Kendime kitap edinmek iin' dedim. ok gzel yazn varm. Niin kitaplarn okuyorsunuz, baka okumuyorsunuz?' dedi. Said-i din Nursi'nin kitaplar

Evimde baka din kitaplar da var' dedim. O sorgudan sonra tevkif karar verip Eskiehir Askeriye Cezaevine gtrdler. Avukat Bekir Berk Cezaevine geldi, vekaletimi ald. Tahliyem iin dileke yazd, kabul edilmedi. ki ay askeri cezaevinde kaldm. Daha sonra askeriye ar cezaya ktm. Ayn sorular askeri ar cezada sordular. Ayn cevaplar verdim. Sonunda, 'Bu eserleri gene okur musun?' dediler. 'Okurum' dedim. Bu onlarn hi houna gitmemiti. Tahliyemi istedim, kabul etmediler. Tevkime karar verip ellerime kelepe vurdular. ki sngl askerin arasnda yaya olarak cezaevine gtrlrken, 'Ya Rab, bu dnya mahkemesi bu kadar zorsa, acaba Mahkeme-i Kbrada nasl hesap vereceiz? Bizleri ve Risale-i Nur akirtlerinin

btn kusur ve gnahlarn affet. Cennetinle ve cemalinle merref kl!' diye dua ettim. ki ay sonra askeri mahkemede grevsizlik karar verdi. Sivil mahkemeye havale etti. Asker bir arabayla kelepeli olarak bir baavu ve iki asker nezaretinde sivil cezaevine geldim. Sivil cezaevinde grevli memurlar, 'Bunun suu neymi?' diye sordular. 'Nurcuymu' diye cevap alnca bana ters ters bakmaya baladlar. Sonra beni ieri alp sinirli sinirli sorular sordular. Ben hep msbet cevaplar verdim. Risale-i Nur'a ve stada medh senada bulundum. Dediler: Sen mahkemede de byle konuur musun?' Evet konuurum. Hakikat sylenir, hakikat gizlenmez' dedim. Beni nezarete attlar. Cezaevine gelen mahkum 7 gn nezarette kalrm. Beni 21 gn karmadlar. 21 gn sonra beni cezaevine aldlar. Orada da eitli hizmetlerde bulunuyorduk. Kur'n bilmeyenlere Kur'n retiyorduk, hep ibadet ve dua ile megul oluyorduk. "Hayatmda tattm iki manevi lezzet" Hayatmda tattm iki manevi lezzeti unutmam. Birincisi: Risale-i Nur'a ilk intisabm ve stadla olan grmelerimiz; ikincisi de hapishanede geirdiim drt ay. Mahkeme olacam gnn gecesi ryamda stad

grdm. stad Hazretleri cezaevinin bahesine geldi. Kardeleri toplad, zikre oturttu. Kendisi de cezaevi bahesinin bir kesine seccadesini serdi ve dua etti. Sabah oldu, beraat edeceimi anladm. O gn beraat ettim. O gnlerde yaadm manevi lezzetleri tarif edemem. Keke btn yaantmz yle olsa. imdi u hatram yazarken ok kusurluyum, ok galim. Allah benim kusurlarm affetsin. Amin. "Hatralar nce ryada yazdm" "1986 senesinde stanbul'a hicret ettim. stanbul'da birok kardele tantm. Necmeddin ahiner kardele de tantm. imden 'Benim gibi aciz-i mutlak, fakir-i mutlak bir insann ne ehemmiyeti var' dedim. Hemen o gece bir rya grdm. Ryamda stad grenler, hep hatralarn yazmlar. Ben de hatratm yazmm, kuyruun sonundaym. Bata bulunan grevli memur da kaytlarn yaparak hatralarn alyor. Grevli memur da Necmeddin ahiner kardeiniz olmalyd. Sabah uyandmda bu hatralarn ok nemli olduunu anladm. Yazmaya baladm. nk stadn salnda da uzak beldelerden, stada gelen lahika mektuplarn bize gnderirlerdi. Biz de onlar kardelere okurduk. Elden ele datrdk. Okuyanlar evke gelirlerdi."

FKRET ZDEMR
Aslen Bitlisli olan Fikret zdemir, 1916 ylnda dodu ve 1978'de vefat etti. "stad ilk duyuum" Birinci devre Millet Meclisi azas olan amcam Arif Hikmet Bey, ocukluk devrelerimde, Molla Said-i Mehur adyla staddan bahsederdi. Ne ekilde bir insandr diye zihnimden geirirdim. 1935'te pederimin vefatndan sonra kt bir duruma dmemek iin mtemadiyen bir halaskr aradm. Turuk-u liyelerde beni tatmin edecek bir mevzu bulamadm. 1942'de Diyarbakr'da ticarete baladm. "Huzurdaydm, elim elindeydi" stadn ziyaretini ok dndm, ama bir trl frsatn bulamadm. 1952'de bu imkn buldum. Beni, brakmazlar diye vazgeirmeye altlar. Kk biraderimle Eskiehir'de bir gece otelde kaldktan sonra, otobsle Emirda'a giderken bir demirci ile arkada olduk. Bizi stadla grtreceini syledi. Emirda'da karanlk bir yerde bizi epey bekletti. Bu hal izzetime dokundu. ktm, stadn ar ortasndaki evinin karsndaki kahvehanede

oturdum. Kapsn beklemeye baladm. Bir iki defa stadn karyolasnda yatmakta olduunu pencereden grdm. nc geliimde, 'Mbarek, ben seni grmeye gelmitim. Kalksan da ziyaret edip gitsem' derken baktm, aniden yatandan frlayp kalkt. Biz geldik, yerimize oturduk. Ama ben tarif edilmez bir heyecan geirdim. Biraz sonra kap ald, Rek isminde bir talebe elinde su tenekesiyle su almaya gidiyordu. Biraderi gnderip sordurdum. 'Kardeim, siz Diyarbakr'dan m geliyorsunuz? stad, sizi ikindi namazndan sonra kabul edecek' demi. Namazdan sonra, daima kilitli bulunan kapy atlar. Girdikten sonra kapy tekrar kapattlar. Huzura girdik. Odada bir tel dolap, bir karyola, bir hasr, bir de rahle vard. Baka bir ey yoktu. Odaya girince bir ok geirdim. Hemen yaklap elini ptm. 'Nerelisin?' diye sordu. 'Bitlisliyim' dedim. Elimi tuttu. 'arkllar bana sahabet etmediler, sen buraya kadar yorulup geldiinden dolay Allah iin hepsini hell ettim!' dedi. Bir minder getirip beni ona oturttu. Btn hayatm boyunca hi kimseden alamadm dualara mazhar oldum. stadn kala gz ksmna bakmak ok zordu. imek gibi insan arpard. Elini elime aldm zaman damarlar grnyordu. Fakat pamuk gibi yumuakt. Ve tari imknsz gzel bir kokusu vard. Elini pmeye kalktm. 'Doru otobse binip stanbul'a gidin' dedi. karken beni tekrar arp, 'Babanz var m?' diye sordu. 'Yok' dedim.'Ka kardesiniz?' dedi. 'Allah her drdnzn de yardmcs olsun' diye bize dua etti. Cenab- Zlcell beni

de kardelerimi de onun hrmetine refah iinde yaatt. "Beni grmek isteyen, Hulusi Beyi grsn" stad ilk grmede, 'Beni grmeye gelenler, buraya kadar gelip yorulmasnlar. Beni grmek isteyen Risale-i Nur'un her satrnda grr. Beni grmek isteyen Elz'da Hulusi Beyi grsn dedi. Bana da Hulusi Beyi tavsiye etti. 1952'de stanbul mahkemesinden dnerken Malatya istasyonunda tantk. Ona beraat haberini getirmi oldum. "O, eserlerimi barna bast" stad ilk defa Isparta'da ziyaret ettim. stanbul'da da 1952'de ziyaret ettim. Isparta'da amcamn olunu askere gtrdm zaman ziyaret ettiimde ieriye girdim. 'Bu benim amcam oludur' dedim. Onunla da alkadar oldu. Kollarn aarak o genci barna bast. 'Seni talebelie kabul ettim' dedi. Bayram Aabey (Yksel) o zaman askerdi. 'Bayram'a syleyin, Mustafa'ya Sabahet etsin' dedi. Hakikaten onun askerlii, hi askerlik etmemi gibi geti. Bir baka ziyaretimde (1953) Bitlisli eyh Tahir Efendiyi sordu. 'rtihal buyurmular Efendim' deyince aniden yataktan doruldu 'Allah'n rahmetiyle ad olsun. Herkes eserlerimi atarken, o toplayp barna bast' dedi. 'Gider gitmez bana vekleten oullarna taziye yazmak ilk iin olsun' dedi. Bir seferinde, stanbul'da Readiye Otelinde izdihamdan

grmek mmkn olmad. Ramazand, sabahleyin gidecekti. Sahur yedikten sonra haf yamur altnda ktm. Hsn Bayram'n kulland arabaya binmesini bekledim. Arabaya bindi, beni iki parma ile ard. 'Btn hemehrilerime syle, hepsinin kandilleri ve Ramazan Bayramlar mbarek olsun' diyerek bana da dua buyurup gittiler. Akehir Otelinde de mteaddit defalar ziyaret ettim. Bir defasnda, bu otele beraberimde bir ift Bitlis ilemesi gzel bir orap gtrdm. 'stadm, bunun bir kymeti yoktur. Bir memleket hediyesi olarak kabul edin' dedim. Eline alp bakt. 'Ben bunu aldm kabul ettim, sen bunu benim yerime giyersin' deyip iade etti. "Btn risaleler stadn tashihinden getikten sonra basld" Son ziyaretim ualar'n yeni harerle tab' srasndayd. Emirda'dan telefon ettiler. Forma halindeki ualar' stada tashih iin gtrdm. imdiki eserler stadn tashihinden gemiti. Baz insafszlar, 'lve olmu, onun deil' diye yalan sylyorlar. Aabeylerim stada sadakatten ayrlmam ve btn eserler stadn tashihinden geerek meydana gelmitir. Emirda'a geldiimde stad kra gitmiti. Biz yemekteyken Sungur Aabey antay ald, 'Sen sonra gelirsin' dedi. Arkasndan gittim. stad yatakta kendini kaybetmi bir vaziyette, bir mevta halinde idi. Sungur

Aabey benim sylediimi stadn kulana sylyor. stadn da kendisinin kulana sylediklerini bana naklederek arada vasta oluyordu. 27 Temmuz 1959'da bu ekilde grtk. "Aslsz haber" 1960'da stanbul'da aniden stadn vefat haberini aldm. Gece Fatih'te oturuyordum. Telgrafhane kapal idi. Sabahleyin Byk Telgrafhaneden yldrm telgraf ekerek stadn durumunu sordum. Gazetelere bakyordum, herhangi bir haber yoktu. kinci gn telgrafa cevap bekliyordum. Yldrm cevap geldi: 'Mektup postada, shhatim yerindedir.' Mektup geldi. 'Bu mesele nereden kmsa tahkiki ve neticenin bize bildirilmesi' diyordu. "stadla grmelerimde Zbeyir Aabeyimin ve Sungur Aabeyimin ok iyiliklerini ve yaknlklarn grdm."

CEVAT ARI
1909'da Konya'da dnyaya geldi. Eski alay hocalarndan Osman Nuri Efendinin yakn dostlarndandr. Mteaddit defalar Bedizzaman' Emirda'da ziyaret etmitir. "Yirminci asrn mceddidi" Yeni baslmaya balanan Szler'in formalarn Salih zcan ve Said zdemir'le birlikte Emirda'a gtrmtk. kendilerinin yannda ve hizmetinde Mehmed alkan da vard. Bana ilk defa Salih zcan vesile oldu. Sonra Bayram Yksel'i gnderdiler. Daha evvel gyaben tanyordum. Bayram Yksel'e araba kullanmay rettim. stada giderken Osman Nuri Efendi hediye olarak benimle bir tesbih gndermiti. O tesbihi ald, pt, bana koydu. Bana hitaben, 'Ben seni Osman Nuri olarak tanyorum, kabul ediyorum, tesbihi ekerken sizleri hatrlayacam' dedi. Osman Nuri Efendi, Bedizzaman' yirminci asrn mceddidi olarak tanr ve yle ifade ederdi. Ben kendilerini Emirda'da ziyaret ettim. -drt defa gittim.

lk Szler'in formalarn grnce gzleri yaard, alad. Mehmed alkan ve Hamza Emek de oradayd. 'ok kr, lmeden bunlar grdm' diyerek hislerini ifade etti. 'Ben vazifemi yaptm, artk siz bundan sonrasn yaparsnz' dedi. "stadn yakn alakas" Bir defasnda olum Ferhat'la beraber gitmitik. Oluma dua etti, kendi eliyle bir Risale hediye etti. O zamanlar Ankara'da hizmetler iin, Bedizzaman'n gelip kalmas iin Osman Nuri Efendi bir ev yaptrmt. stadn da Ankara'ya gelip, bu evde yerlemesini istiyordu. stad bunu haber almt. Bize hitaben, 'Osman Nuri bana ev yaptrm, biliyor musunuz?' diye sordu. 'Evet efendim' diye cevap verdim. Bize rahat oturmamz syledi. Ben de, 'Rahatz' dedim. 'Yok yok, rahat otur' dedi. Salih zcan, 'Evi yapan adam burada' diye beni gsterdi. stad 'Ne? Niye sylemiyorsun?' dedi. 'Huzurunuzda, ben demek iin teeddb ederim, utanrm' deyince, 'Gel gel, yle yanma otur' diyerek bana iltifat etti. 'Anlat bakalm, ivisinden balayarak anlat, kimler yardm etti medrese iin?' Benim bamda apka vard. stadn nezaketine bak ki, bana, 'apkay kart' demedi. 'Sizce mahzurlu deil mi efendim anlatmak?' 'Yok yok, olduu gibi anlat' dedi. "Fevzi akmak'a hakkm hell edeceim" Yaptmz ev Cebeci'de Nide Yurdundan yukarda, kinci Dede Efendi semtindeydi. Osman Nuri gibi eski alay

mftlerinden Tevk Ylal vard; evin yaplnda onlar da yardmc olmulard. Maddeten ve manen yardm ederek evin inaatn bitirmitik. inin mefruatndan pek benim yardmm olmamt. Evin itmamnda Mareal Fevzi akmak da maddi yardmda bulunmutu. Mareal deyinca 'Mareal kim?' diye sordu. 'Fevzi akmak' diye cevap verdim. 'Demek o da verdi' diye hayretle sordu. 'Ne kadar verdi?' diye, Fevzi akmak'n verdii miktar sordu. Bizim yardm sandmz vardr. Sandn muhasip ve veznedar da Fevzi akmak'tr. stad, 'Fevzi akmak ne verdi? Ka lira verdi?' diye sordu. Bu hizmet mahallinin yaplp getirilmesi iin iki- defa yardm ettiini syledim. stad bu defa, 'Daha evvel Emirda'a geldii zaman bunlar biliyor muydun?' diye sorunca, 'Evet efendim, biliyordum' diye cevap verdim. Ben kiiye hakkm hell etmemitim. Madem ki kendisi Risale-i Nur'a hizmet etmi ve para yardm yapm, ona hakkm hell edeceim' dedi. Osman Nuri Efendi bir mektup yazarak kendisini Ankara'ya bu yeni yaptrdmz evde kalmas iin davet ediyordu. Bizim gibi Mareal Fevzi akmak'n da Bedizzaman'a ok hrmeti vard. stad benim yemem iin sahanla pilav getirtti. 'Ne zaman istersen buyur gel, sana kapm her zaman aktr' dedi. Ufak bir kutusu vard, kutuyu aarak iindeki paradan almam syledi. Teekkr ettim. Boynuna sarlp pmek istedim. 'Al kardam, al' diye ellerini uzatt. 'Senin karnn

doyuracam' dedi. "Beni bir da bana defnedin" Bir ara mezarndan bahsetti. Kabrinin kimse tarafndan bilinmeyeceini syledi. 'Bir da bana defnedin' dedi. 'Bunu ben niin sylyorum? Bizim milletimiz temiz ve sadir, kabirlere ok tevecch ediyorlar, yardm istiyorlar, ben bu ileri istemiyorum' diyerek, mezarnn kimse tarafndan bilinmemesini istediini syledi. "Nur Risaleleri matbaalarda basldka, formalardan Emirda'a alp gtrm, kendisini -drt defa ziyaret edip tefeyyz etmitik."

AHDE ve ABDURRAHMAN YKSEL


ahide Yksel 1921'de Afyon'da dodu. Babas stada ok hrmeti olan bir zatt. Seksen drt yalarnda vefat ederek Eskiehir ifteler'de defnedildi. Annesi ise Artvinlidir. ahide Yksel stanbul'da vefat etti. Abdurrahman Yksel 1911'de Bolvadin'de dodu. Uzun yllar retmenlik ve baretmenlik yapt. Hanmlar Rehberi'ndeki "ahide durma byle, / Hakk her yerde syle/ Risale-i Nur'larla,/ mana hizmet eyle" msralarn okuyup hislendiimiz ahide Yksel Hanmefendi ve beyi Abdurrahman Yksel de ahidi olduklar ulvi anlar terennm ettiler. ahide Yksel, Kafkas ikliminden Anadolunun sinesine esen bir yel gibi, yaan rahmet gibi, Emirda, Bolvadin ve Eskiehir'de; Florya'da ve Erenky'de ikamet ettikten sonra Hakkn rahmetine kavumutur.

Hatralarn yle anlatmt: "Benimle grmek isteyenler seninle grsn" Gnlerce Emirda yollarna kar, stad bir defack grebilmek iin beklerdim. Ne zaman geecek diye gzlerim hasretle yollarda kalrd. Emirda'n Suvermez beldesi civarnda rahmet suyunun arzusuyla beklerdim. Babam Eskiehir ifteler'de imamd. Beyim Abdurrahman Yksel bir defasnda ay yollarda beklediimi duyunca bana kzd. Sonra stad haber gndermiti. 'Beraber Eskiehir yoluna gelsinler' diye. stad Suvermez yoluna atl faytonla giderdi. Bey, 'Gzn aydn, Bedizzaman seni aryor' diye mjdeyi vermiti bana. Sonra stadn arabas geldi. stad, 'Sen ahide misin?' diye sordu, 'Evet' diye cevap verdim. Elini pmek istedim, kadnlara hi elini vermedii iin, ancak cbbesinin zerinden kolunu pebildim. Bana dua etti, iltifat etti. 'Kzkardeim Alime Hanmn yerine seni kabul ediyorum' diye buyurdu. Ben Kur'an- Kerimi okumay bilmiyordum. 'Bilirsin, renirsin' diye efkat etti. Daktilo ile Kk Szler'i yazmam syledi. 'Benimle grmek isteyenlerle, sen benim bedelime grrsn' dedi. Daktiloda yazacam Kk Szler'i genlerin okuyabileceini syledi. "Kzmn evliliinde stadn ilgisi" Bizim kz, lker'i gelip isteyen hanmlar olurdu. Ben gidip durumu stada arz edince stad kzard. 'Ben dnya ile alakal deilim, beni dnyaya baktrmayn' derdi.

Bazen, 'Bir erkee esir olmasn, kendi kazancyla kendini idare etsin, keke okutsayd' dedi. Atf ile M. Kemal'in anneleri gelip kzm lker'i istemilerdi. Sonra bu hanmlarla stada gittik. Zbeyir Gndzalp tek tek bizi ieriye ald. stad, 'Ben onu sene evvel Kemal'e vermitim' diyerek ellerini ap, dua etmiti. eytan araya girmesin diye stad mesele ile alakadar oldu, tevecch etti. 'Kemal, Atf'tan geri kalmaz, verin' dedi. Atf'a Nurlar Kemal tantmt. 1957 senesinde olan bu hadiseden sonra, stad bizim damadmz olan Atf'n aabeyi M. Kemal Ural'a iltifat eder, 'Sen benim damadmsn' diye tevecch ederdi. Kaside-i Brde okumak istiyordum. staddan izin almam lazmd, izinsiz yapmak istemiyordum. stad, 'Bizim dualarmz, virdlerimiz var, bize kadir' dedi. Sonra, 'Bu mesele iin izne hacet yoktur, isteyen okusun' demiti. Zaman zaman ziyaretine lker de giderdi. "stad bizim evi ereendirdi" Kemal Ural Isparta'ya ziyaretine gitmiti. Bayramda, stadn Bolvadin'e geleceini haber verdi. Bayramda Bolvadin'e, bizim eve geldi. ok kalabalk olmutu. stad arabadan inmedi. Abdurrahmanla Kemal'i arabaya ald. Kemal, bizim Tuncer'e fotoraf makinasn vererek stadn resimlerini ekmesini istemiti. Kendisi stad ile konuurken Tuncer iki resim ekti. 1948'deki Afyon hapsinde stad ziyarete giderdik.

Fakat bizi grtrmezlerdi, izin vermezlerdi. Bir gn grebilmek iin eski elbiseler giyerek, kendime amarc eklini verdim. O srada stad pencereye kt, ancak yle ziyaret edebildim. stad bana, 'Emirda'daki hanm hemirelerim yerine kabul ediyorum' diyerek bir araf, bir de ay gndermiti. Bir gn de mahkemeyi dinlemeye gitmitim. Jandarmaya, 'Hoca Efendi nerde?' diyerek sordum. O gsterince stad selam verdi. Bana, 'Hi durma, hemen git' diye iaret etti. "Sanatm, iman kurtarmak" Mahkeme esnasnda hakim stada, 'Sanatn nedir?' diye sorunca, 'Benim sanatm iman kurtarmak, din kardelerimin imanlar tutumu yanyor' diye cevap verdi. Ayrca hakim, sanki kendisi din adam imi gibi, 'Neden sakal brakmyorsun? Niin hi evlenmedin?' diye sualler sordu. stad ise, 'Hapse girince siz kesmeyesiniz diye sakal brakmadm: evlenmek snnetini yerine getirenlerden bazlar dokuz farz terk ettiler' diye cevap verdi. Mahkemeye gelip kelepelemilerdi. giderken Ceylan'la ellerini

Urfa'ya gidip vefat etmezden bir hafta evvel ziyaret etmitim. Sonra hasta olarak selam brakm ve gitmiti. "Kur'an', Nurlar ve iir yazmay stad

ziyaretten sonra rendim" Babam airdi, bana da iir yazmay retmesini istediim zaman, 'Bu i retilmez, insann kalbine doar' derdi. Dedemiz de Posou halk airi Yusuf Zlali imi. stad grp de ziyaret edince hem Kur'an' hem de Nurlar okumay rendim, stadn ilhamyla iir yazmaya da baladm. Bir gn, stad grememenin elemiyle u msralar kaleme almtm: Diktim kapna gzm Yaktm stadm zm Tutamadm ben szm Himmetin oktur stadm Hizmetim yoktur stadm. Nur yolunda koamadm, Yand gnlm coamadm Dalar yksek aamadm Himmetin oktur stadm Hizmetim yoktur stadm. an eref perdesi kaldr, Canla bala Nur'a daldr ahide nefsini kandr Himmetin oktur stadm Hizmetim yoktur stadm."

ahide Yksel Hanm, kocas Abdurrahman Yksel'in tayini Emirda'dan Bolvadin'e knca ok zlm. stad kendisini teselli etmi, 'Ben bazen Bolvadin'e gelirim, zlme' demi. Hatrata yle devam ediyor: "stad hizmet edenlerle alakadar olurdu" stadn ziyaretine bir tandk kadn gtrmtm. Kadn yolda stadn arabasn grnce cezbeye geldi, kafasn taksiye arpt. stad onun bu haline ok zld, kzd. 'Bizde cezbe yoktur' dedi. Eve kapanp da devaml ibadet etmeye raz olmazd. "Bir defasnda stad, Ceylan alkan'a sylemiti. Telefonla Ceylan alkan, 'stad sana ok kzyor, ben ona muallimlik vazifesini verdim, o nasl olur da eve kapanr?' diye bildirmiti. sdad daima faaliyet ve hizmet edenlerle alakadar olurdu." ahide Yksel'in beyi Abdurrahman Yksel ilkokul retmeni idi. stad zaman zaman ziyeret edip, dua ve alakasna mazhar olmutu. stad ilkokul retmenlerine dua eder, alakadar olurdu. Abdurrahman Yksel'i, biraderzadesi Abdurrahman yerine, onun gibi kabul etmiti. Abdurrahman Yksel de unlar sylemiti: "Salk memuru Hayri Bey vard. Onunla stada selam ve hrmet gnderirdim. Salk memuru olduu iin, ine yapyorum bahanesiyle stadn yanna sk sk girip kard.

1946 ylndan itibaren staddan feyiz ve dua almaya balamtk."

ABDULLAH KILIKAYA
Askerlikten sonra memuriyete girdim. stadla grtmz zamanlar stad maam sorar, 'Eer yetimiyorsa, ben senin tayinini devam ettireceim' derdi "stad beni ard" Ben, stadm Bedizzaman' ve Risale-i Nur'lar muhterem aabeyim Osman Aydn vastasyla tanmtm. Risale-i Nur eczalarndan olan, byk mdafaalardan bir ksmn yazarak stada tashih iin getirmitim. stad gerekli tashihat yaptktan sonra, eserin sonuna kendi el yazsyla duasn yazmt. Daha sonralar ise Emirda'a gidip gelerek hizmetlerinde bulunmutum. O zamanki aabeylerden Zbeyir, Ceyln, Bayram ve Hsn ile birlikte onlara yardm iin koardm. Bu byk kahramanlardan Allah raz olsun. O yllarda babam, stada verilmek zere bir miktar bal vermiti. stad baln tadna bakt, ondan sonra, 'Ben de bu bal size hediye ediyorum' diye mezkr aabeylere verdi.

Bu bal birlikte yedik. stad Hazretlerinin yatak odasnn cam arya bakard. Bir gn pencereden beni grd. Pencereyi at ve anahtar aaya atarak beni ard. Ben de kapy aarak stadn yanna ktm. Epey bir zaman, yannda hizmetinde bulunup derslerini dinledim. Baz zamanlar Isparta'ya gidip geliyordu. Bu gidilerde Hsrev Altnbaak Aabeyin evinde de kalyordu. stada ve Nur'lara hizmet etmek istediimi syledim. Isparta'da kalp bir ile uramam istediler. O zamanlar merhum Zbeyir Aabey Urfa'da telgraf memuruydu. Orada Abdullah ve Hsn Aabeyler de bulunuyordu. Ben de hizmet iin Urfa'ya gittim. "stad bana 'uhutlu Abdullah' derdi" Bu nurlu iman hizmeti dolaysyla zaman zaman bizi karakollara gtrp, zulm ve ikence ediyorlard. Daha sonralar askerliim ve annemin efkatli isteyileri sonunda Urfa'dan ayrlarak Emirda'a, stadmn yanna geldim. stad Hazretleri Abdullah Yein Aabeye 'Ankaral', bana da 'uhutlu' derdi. 'Gel bakalm uhutlu Abdullah' diyerek barna bast. 'yi oldu, ben seni Suriye'ye hizmet iin gnderecektim, ama imdi askere git. Sonra Nurcular askerlikten kayor diye Nur'un aleyhinde propaganda yaparlar. Ben seni annene baladm' dedi. stadla beraber, Zbeyir Aabey, Bayram Aabeyle

birlikte Afyon'a gitmek zere hareketle Emirda ile oul ky arasndaki yeil bir sahaya vardk ve orada sohbet edip dersler yaptk. O gn torbadan bir miktar para kartp Bayram'la bana verdi. 'Bugn Bayram'la oul'a git, yarn sabah gidersin' dedi. Urfa'da kaldm mddette stadn verdii ekmek paras hl vard. Vedalatm ve ertesi gn asker olarak Cizre'ye gittim. Cizre'ye benim Nurcu olduum bildirilmiti. Bamzdaki subaylar beni arp sorguya ektiler. Ben de Risale-i Nur'lar okuduumu, imanl, ahlkl bir Trk vatanda olduumu syledim. Sonra subay, 'yi, sen madem Nurcusun, doru alrsn, seni hududa gndereceim, buradan kaaklar geirme' diye tenbihlerde bulundu. Yanndaki sivil memur da Risale-i Nur'lar okuyan bir Nur talebesiymi, onun sraryla beni Mardin'e braktlar. "Askerlikten sonra memuriyete girdim. stadla grtmz zamanlar stad maam sorar, 'Eer yetimiyorsa, ben senin tayinini devam ettireceim' derdi."

MUAMMER ENEL
Ak sal... Ak sakall... Ak yzl... Ak gnll... Aklar iinde nurlu bir Nur talebesinden ve onun hatralarndan bahis amak istiyorum. Bafral Muammer Abi... Muammer enel... 1909 senesinde dnyaya gelen bu bahtiyar Nur talebesi, ismi gibi uzun mrle muammer ve soy ismi gibi en bir insan, kmil bir Mslman... Sizlere yine kendisi gibi nur kahramanlarndan, nebolu erafndan Ahmet Nazif elebi'nin verdii knyesini de vereyim: aruku, Tuzcu,

Armutu, "NURCU.. Muammer enel, Bafra..." "Emirda'da Bedizzaman Said Nurs" Bafral Muammer Bey, 40 yl nceleri memleketinden km, yollara dm, ehir ehir geziyordu. Gittii beldelerde soruyordu, soruturuyordu. Kendine bir eyh aryordu, bir hoca bulmak istiyordu. Bir stad, bir mrid peindeydi. Kalbi bir byk stadn hasretiyle yanp kavrulan bu zta, nihayet Emirda'da Bedizzaman namndaki bir ulu sultann ismini ve adresini verdiler: "Emirda'da Bedizzaman Said Nurs..." eyh ve keramet peindeki Bafral Muammer Efendi, nihayet bir gn Emirda'a vasl olmu ve nne gelene elindeki ismi soruyordu. Her sorduu ahs korku iinde ondan uzaklayordu. Bu sorgular hep cevapsz kalyordu yahut da; Sus, sus! onun ismini azna alan svyorlar, hapsediyorlar!" cevabn alyordu. dvyorlar,

Nihayet Emirda'n alkanlar Hanedan vastasyla Byk stadn huzuruna kmt. stadn yannda yine, yr- gar aziz ve necib Nur

talebeleri: Zbeyir, Ceylan, Bayram ve Sungur vard... plak bir odada, bir soba, bir divan, birka para eya bulunuyordu. "Bizde tarikat yok, hakikat var" Kendi dilinden, kendi ifadesi: Odasna girdik.. Selm verdik.. Koca odada bir somya, bir de soba vard. Yerde ne kilim, ne hasr, ne de bir kee vard. Bombo bir oda. stad bize, Bizde tarikat yok, hakikat var, Risale-i Nur var' dedi. Daha sonra 'Evlt, gel!" dedi. At gsndeki madalyay gsterdi. Etiyle derisi arasnda gmgk bir zehir tabakas var. Kurumu kalm. 'Bak, bana tam on drt defa zehir verdiler, Hlk'n ldrmediini kimse ldremez' dedi. Yine tekrarlad: 'Bizde tarikat yok. Risale-i Nur var...' Ben Risale-i Nur'u ilk duyuyordum.. "stad grmemiz ve Risale-i Nur'u ilk duymamz byle olmutu." Bafral Muammer enel, Nur'un peine den milyonlar gibi, artk bundan sonra, bu mbarek tarihten sonra, Nur'a talebe olmutu. Memleketine Nur'un talebesi ve mtak olarak dnmt..

PERTEV ZAPSU
1925'de Van'n Bakale ilesinde dnyaya geldi. slm sahada birok eseri vardr. 1980'de vefat etmitir. "Byk insanlarla ilgil hatralar unutulmuyor" Pertev Zapsu, Abdurrahim Zapsu'nun oludur. Dedesi ise, Abdlkadir Geyln Hazretlerinin neslinden Seyyid Mehmed Pertev Beydir. lk olarak Bedizzaman' babas ile birlikte, bir sabah namaz sonras ziyarete gitmiler. Emirda'da yaplan bu ziyaret ve yolculuu hi unutmadn syleyen Pertev Zapsu, "Byk insanlarla ilgili hatralar unutulmuyor, insan hafzasnda izler ve yanklar brakyor" demekte ve o gnleri tazelii ve canll ile anlatmaktadr. Pertev Zapsu, Kabata'taki ticarethanesinde, eski Van mfts Muhammed Kasm Arvas'nin de bulunduu sohbetimizde hatralarn u ekilde anlatyordu: lk ziyarete babamla birlikte gitmitik. O zaman liseyi yeni bitirmitim. stadn odasnda bir dek seriliydi. Bize ay ikram etti. Yannda genler vard. Hizmetine

kouyorlard. Sohbet srasnda zikten, elektrikten bahsetti. Elektriin mahiyeti zerinde durdu. 5-6 saat kadar yannda kalmtk. leye doru ziyaretinden ayrldk. "kinci ziyaretim" Daha sonralar, Emperyal radyolarn mmessili idim. Afyon ve Emirda'a bunlarn ticareti iin gitmitim. O zaman da terzi ocuklar hizmetine kouyordu. Onlara, stad ziyaret edeceimi syledim. 'stad rahatsz' dediler. Bir haber vermelerini, 'Abdrrahim Zapsu'nun olu Pertev Zapsu geldi. Ellerinizi pecekler' demelerini syledim. Hemen kabul ettiler. Ellerini ptm. Dualarn aldm. Pederimi ve stanbul ahvlini sordu. lerimizi sordu. Anlattm. Dua ettiler. ayn iip, yarm saat ziyaretinde kaldktan sonra ayrldm. Gerekten huzur iinde idim. "Babamn anlatt Bedizzaman" Merhum babam, stad iin, 'Cenb- Hakkn ltfuna mazhar olan bir zattr' derdi. Ayrca Van'da cereyan eden bir hadiseyi de anlatmt. Hocann biri stadn hakknda ulu orta konuurmu. Bu durumu Bedizzaman'a sylemiler. O da bir gecede btn fen kitaplarn okumu. Halk bu hoca ile Bedizzaman' bir kahvehanede bir araya getirmiler. Mthi kalabalk olmu ve mnazara balam. stad adama, tabiat, felsefe ve tarih dersi vermi. Adam ilzam olmu ve kalkp stadn elini pm. "Babam gerek bu hatralar, gerekse stadn esaretteki hatralarn ve harika hallerini byk bir sevgi ve

hayranlkla anlatrd."

BRAHM MENGVERL
1912'de Simav'da dodu. eitli yerlerde, Emirda'da ve Afyon'da on alt sene uzatmal jandarmalk yapt. "Bedizzaman'a tuttuk" karakolun karsnda bir ev

Ben jandarmaydm. Beni, bir oraya bir buraya tayin edip duruyorlard. Bir ara Emirda'a tayin ettiler. Oraya gittim. Bir-iki hafta sonra beni blk komutan yanna ard. Gittim. Komutann yannda Osmanl kyafetinde, cbbeli, sarkl, ayakta dim dik duran birisi vard. Komutan bana, Gel, gel, neredesin sen?' dedi. Buradaym. Hayrola, birey mi var, ne oldu?' dedim. Komutan yanndaki adam bana gsterdi. Kim bu, biliyor musun sen?' Osmanl kyafetli, cbbeli ve sarkl adam grnce aklma o zaman ok mehur olan din limi geldi. Fakat

sylemedim. Kim bu yahu?' dedim. Bedizzaman' dedi. Neee?' diye bardm. Hemen Bedizzaman'n ellerine sarldm. ap up pmeye baladm. Herkes bana bakyordu. Komutan 'Said Nurs'ye bir ev tutulacak. Sen ev tutuver. Senin tandn vardr' dedi. 'Yalnz, ev muhakkak karakolun karsnda olacak.' arda karakolun karsnda bir Bakrc Hasan vard. Alt dkkn, st evdi. Oras kiralkt. Bakrc Hasan akam sabah ierdi. Ona, ara sra ben de katlrdm. Hasan sarhotu. meden edemezdi. yice alkolikti. Aslen Trabzonluydu. arya gittim. Bakrc Hasan'n dkknna vardm. Ona, 'Hasan Usta, u st kat kiraya ver de Hoca Efendiyi oraya koyalm' dedim. Kardeim, ben sarhoum,' dedi. 'O ise hoca. Nasl geiniriz?' yle ya, haklyd. Sarhoun yannda hoca ne arasnd? 'Niin sarhoa kiralk ev teklif ettin?' diye bir de stad beni azarlarsa, diye dndm. Az sonra stadn yanna geldim. 'Mesele byle byle' dedim. 'Ev var, fakat sahibi zil zurna sarho' dedim. Tabi, ona benim de itiimi ve onun kadeh arkada olduumu sylemiyordum. 'Ev sahibi

sarho' deyince stad kzacak zannettim, ama hi kzmad. Onda o his sanki yoktu. Peki karde, varsn sarho olsun' dedi. "Bakrc Hasan ikiyi nasl brakt?" Ben hemen Hasan'a haber verdim. 'Evi tuttuk' diye. O gece eve tandk. eriye girdik. Tandk dediysem, tabi, eya bir ekmek kn, bir abdest ibrii ln. Ehl-i dnya nmna eya yok onda. Hasan da bizi bekliyordu zaten. stad, Hasan'a, Gel bakalm, Hasan Usta' dedi. Hasan ezile bzle yanna vard. Buyur hocam' dedi. Sen ier misin?' Sabah-akam demez ierim, efendim.' stad elini kaldrd. Hasan'n srtna koydu, kez svazlad. Haydi olum, sen de bundan vazgeersin' dedi. O, akam demez, sabah demez iip duran hasan, o gn stadla beraber sabah namaz kld. Ondan sonra hi ikiyi azna almad ve Bedizzaman'la beraber hep namaz kld. Bu ne itir y Rabbim? Din nedir, namaz nedir bilmeyen Hasan byle olacakt. Hi aklma gelmemiti. Bunun iin stad ok takdir ettim.

"Bedizzaman'la uraanlar belsn bulurdu" Bedizzaman iyiydi, hotu, onunla uramaya gelmezdi. Onunla uraanlar, ona zulmedenler, belsn grrd. Ya ortalktan kaybolur ya da kudura kudura, delire delire lr giderdi. O evi hkmet tarafndan tuttuktan sonra, ben de kapsnn nnde nbet bekledim. eriye kimseyi sokmayacaktm. nn hkmetinin emrine gre. Ama ben ara sra kaamak olarak stadn baz talebelerini yanna koyardm. Zengin bir halc vard. stadn talebelerinden idi. Birgn stad dalarda, tek bana, yaya, dne dne gezinirken gryor, hemen yanna yaklayor. stadm, ne yapyorsunuz? Byle olmaz, yaya niye geziyorsunuz?' diyor. Ve ona bir taksi alyor. Bu ztn Bedizzaman'a taksi almas mahkemeye aksediyor. Efendim, neymi? Bu zengin adam stada taksi alm da, bu da ok byk sumu! Mahkemede o zta sordu: Bu taksiyi sen mi aldn?' Eveeet, aldm... Sen benim gnlm fethet, sana da tayyare alaym, efendim. Sana milyonlarm vereyim' dedi. Sonra stad ayaa kalkt. Balad konumaya. Derken, iki saat oldu. Hakim,

Yeter' dedi. O zaman stad celllendi, eliyle bir daire izdi ve iaret parman hkime doru uzatt, Benim sekiz saat sz syleme hakkm var. stediim kadar konuurum' dedi. Bedizzaman'n hereyi doruydu, hakt. Hibir konuda yalpa yaptn grmedik. stad hakikaten slm muhafazaya alyordu. Hibir ktl grlmedii halde, senelerce hapislere atlyor, zulmediliyor, hatt zehirleniyordu. "stada selm verdiim iin bir hafta hapse attlar" stadn mahkemesi olacakt. arktan, garptan insanlar Afyon'a akn ettiler. Sokaklar, caddeler maher gibiydi, yol deitirmek zorunda kalyorlard. stad, elli tane, yz tane adam ldrm katil gibi mahkemeye gtryorlard. Ben de o zaman vazifeliydim. Bedizzaman'la kar karya geldim. Hemen selm aktm. O srada bizim svari muavini geiyormu. stada selm verdiimi grm. Meydanda bard, ard, Yakalayn unu askerler' dedi. Beni yakaladlar. Blk komutannn odasna soktular. Svari muavini olan biteni anlatt. 'Bu jandarma, Bedizzaman'a selm vermi' dedi. Komutan, muavinden de betermi. Oturduu yerde deliriyor, tepiniyor, san ban yolacak oluyor neredeyse. Sen hocaya selm vermisin?'

Ben gvur muyum yahu? Mslmanm.' Falakaya yatrn bunu' diye deli gibi bard. Beni falakaya yatrdlar. Onlar kzlck sopas ile ayaklarma vurduka ben, stadla konutum ya, ona selm verdim ya, fed olsun hereyim' diyordum. Bu sefer daha da ldryorlard: Asker, hocaya selm veremez.' "Verir' diyordum ben de. 'Nasl veremezmi. Asker gavur mu?" Blk komutan fkesini alamad, beni bir hafta hapse att. "Zalimler belsn bulacaklar" Bir hafta sonra hapisten ktm. Bir yanmda alay komutan, bir yanmda da tabur komutan olduunu unutarak stada yine selm aktm. Artk hibir ey umurumda deildi. Hocam naslsn?' dedim. yiyim, evlt' dedi. 'Gemi olsun.' Hapishaneye girdiimi nereden rendi, bilmiyorum. O devam etti: Zalimler bulacaklar bellarn, hem bu dnyada, hem de

ahirette.' *** "O hediye kabul etmezdi. Pek az yemek yerdi. Sa, by st beyazd, vcudu da bem beyazd. Salar arkaya doru uzundu."

AHABEDDN NL
"Dua et stadm" 1956-1960 yllar arasyd. Henz ortaokul rencisi idim. Evimiz Bolvadin'de, o gn iin EskiehirEmirda-Afyon ve Isparta gzerghnda, ana caddede idi. Kimi zaman mahalle arkadalaryla oynar, kimi zaman da topluca oturur, yoldan gelip geen otobsleri seyrederdik. Bir gn bir ey dikkatimizi ekti. Sonradan defalarca greceim, hatt plkasndan marka, renk ve kornasna kadar iyice belleyeceim bir taksi. Etraf youn bir kalabalk tarafndan sarl olduu iin yava seyrediyordu. Hemen, arkadalarla birlikte koarak taksinin yanna vardk. nce, bir ey satld iin halk etrafna topladn sandm takside, bir ey satlmadn grerek hem taksiyi, hem de halk dikkatle izledim. Takside tahminen -drt kii vard. Yalnz, arka koltukta oturan ba sarkl, keskin bakl, nuran bir zat dikkatimi ekiyordu. Halk, adeta pencereden ieri girecekmiesine ona doru ynelmi, 'Du et Hocam, du et stadm!' diye rpnarak taksiyi takip ediyor, brakmyorlard. Ben de tam olmasa bile mahiyetini birazck olsun

sezdiim bu durumu, kendime, oynadmz oyunlardan daha zevkli bir megale sayp, taksinin peinden gittim. Taksi ehrin dna yaklatka hzlanyor, hzlandka da yal ve byk adamlar geride kalyordu. Yalnz, beni, his ve mahede ettiim baz durumlar geride braktrmyor, koturuyordu. Birincisi, takside grdm nuran ztn, byk adamlardan ok -sanki onlar daha bykm gibiocuklara ynelmesi ve onlara daha bir iten mukabele etmesi; ikincisi de baklarnda varln sezdiim manyetik g idi. Onu grr grmez, kendimi bir saman p gibi hissediyor ve adeta ona doru iteleniyordum. Nihayet ehrin dna kadar taksiyi brakmadm. Tabi, taksi hzlannca el sallayarak onu uurladm. Saysn bilmiyorum. Ama bu tatl oyun epey srd; belki , belki drt sene... Hem bir ncekine kyasla daha bir ballk ve daha bir tanklkla. "Uurtmay braktran duygu neydi?" Hi unutmam. Bir gn, iki katl, dz daml, kerpiten evimizin zerinde kk kardeim Said'le birlikte uurtma uuruyordum. Bir yaz gn idi. Gk mas mavi, ter temiz. Esen rzgrn keyne gre dalgalanmaya braktmz uurtma havalanyor, o havalandka kendimizi de havalanyor gibi hissediyor, seviniyorduk. Bir ara bir korna sesi duydum. imden izahn yapamadm bir hisle hemen ayaa kalktm, uurtmann ipini kk kardeime

brakp aceleyle aaya indim. O da, niin aaya indiimi bilmemekle beraber, herhalde daha tatl bir eye yneldiimi dnerek, uurtmay brakp arkamdan geldi. Tam kapmzn nne ktm ki, defalarca arkasndan kotuum ve bykleri takliden, 'Dua et Hocam!' dediim nuran zat, taksinin iinden bana bakyor ve mnsn sonradan daha iyi anlayacam tarzda mukabele ediyordu. Bu defa yanmda mahalle arkadalarm yoktu. Herhalde acele ileri olduu iin idi ki, taksi her zamankinden daha sr'atli gidiyordu. Buna ramen, her zaman olduu gibi taksinin kapsndan tutup kouyor, bir taraftan da adeta vird edindiim sz tekrarlyordum: 'Dua et Hocam, dua et Hocam!' Bu ekilde ehrin dna kadar kotum. Derken taksi durdu. ofr, pencereden ban karp bana, 'Evldm! Artk brak, imdi hzlanacaz' dedi. Ben de herhalde, defalarca arkalarndan koarak iyice tanm olduuma inandm ofre, 'Bana dua ederse yle brakrm' dedim. O da bana, 'Peki, senin adn ne?' dedi. Ben de, 'ahabeddin' dedim. Herhalde tam anlamam olacak ki, bana, 'aban m?' dedi. Ben de, 'Hayr, ahabeddin' dedim. O da, 'Peki, evldm, stada ismini syledim, sana dua edecek' dedi. Bylece, iimden duyduum rahatlk ve sevinle taksiyi brakp onlar uurladm. Ama aradan gnler, aylar geti. smini bile bilmediim, yalnzca bykleri takliden kendisine, 'Dua et Hocam!' dediim o nuran zat bir daha gremedim. Hatt, nereden gelip, nereye, niin gittiini bile bilmediim o zatn, artk

evimizin nnden niin gemediini bile dnemiyor, soramyordum. "Kitaplar didik didik inceliyorduk" Yl 1960. Lise ikincin snfa devam ediyordum. Bir mnasebetle, aabeyimle birlikte, 'Medreseye gidiyoruz' diyerek bir eve gittik. Orada kimisi eski yazyla bir eyler kopya ediyor, kimisi de sesli olarak yazdklarndan baz pasajlar bizim iin okuyordu. ster okuduklar eylere olan ihtiyacmzdan olsun, isterse merakmz mucip ve houmuza gittii iin olsun, biz de onlar gibi yazp okumaya baladk. Hatt, devam mecburiyeti olan bir okula gider gibi, oraya her akam gidiyor ve kitaplar didik didik inceliyorduk. Zaten hem tm Bolvadin ve evre halknca, hem de -daha ok limler arasnda- Trkiyece tannnm bir zatn -Mderris Yunuszade Ahmet Vehbitorunlar olarak bu tr bir meguliyeti yadrgamyorduk. te yandan, zaten ailecek kldmz namazlarmz orada da klyor, dinlemeye alk olduumuz din konular orada da dinlemeye devam ediyorduk. Fakat baz farkllklar, orijinallikleri de mahede etmiyor deildik. Sz gelii, namazlarmz daha bir tdil-i erknla klyor, okuduumuz kitaplarda da niin namaz kldmzn, neye, niin inandmzn uuruna ermeye alyorduk. te, bu ekilde bir uurlanmann sonucu da ihtiya duyduumuz, fakat soramadmz, sorsak da tam cevabn bulamayabileceimiz baz sorularmz zmlemi olmann rahatlna eriyorduk.

Derken, Risale-i Nur Klliyatnn tmn temin edip onlar evimizde okumaya baladk. Ben ilk sraya Bedizzaman Said Nurs'nin Tarihe-i Hayat'n koydum. Bunda, herhalde ondaki resimlerin ve daha sade olan dilinin rol vard. nce, kitaptaki tm resimleri gzden geirdim. Fakat, hayret, kitaptaki Bedizzaman'a ait resimler bana hi yabanc gelmiyordu. Hele onun, taksinin iinden bakarken ekilmi fotorafn defalarca seyrediyor, seyrettike de onun ted ettirdii hatralarm, adeta tekrar yaar gibi oluyordum. Dolaysyla onunla olan mazideki irtibatm kuruyor, fakat izahn yapamyordum. "Dmler zlyordu" Sonra stadn resimleri ile aramdaki irtibat kefettiim Tarihe-i Hayat', kendisine hi yabanc olmadm bir kitab okur gibi okudum. Sra, kitabn 'Barla hayat' blmne gelmiti ki, okuduum bir haiye ile, teden beri izahn yapamadm dmleri zdm. Sz konusu haiyede yle deniyordu: Risale-i Nur'a herkesten ziyade itiyak gsteren, masum genler ve ocukladr. Binler nmunesinden bir nmunesi udur: Bir zaman, Bolvadin kazasndan geerken, stadn geldiini gren ilk ve orta mektep talebeleri, bilistisn hepsi mektebin bahesinden karak arabann etrafn alp selm veriyorlard ve lisan- halleriyle 'Ho geldiniz' diyerek tebriklerini ve minnettarlklarn takdim

ediyorlard. Bunun hikmetini bir mddet evvel Emirda'da bindii faytonun getiini grp t uzaklardan, dikenlere basarak, 'Bedizzaman Dede! Bedizzaman Dede!' diye Emirda kylerinin yollarnda kouan masum ocuklar mnasebetiyle, stadmzdan sormutuk. O zaman, 'Bu masumlarn akllar derk etmiyor, fakat ruhlar bir hiss-i kable'l-vuku ile hissediyor ki, Risale-i Nur'la bunlar hem imanlarn kurtaracak, hem vatanlarn, hem kendilerini, hem istikballerini dehetli tehlikelerden muhafaza edecekleri iin bu hakikat kalbleri hissetmi ve benim Risale-i Nur'un tercman olmam hasebiyle, Risale-i Nur'a ait muhabbet, teekkrat ve minnettarl bana gsteriyorlar' dedi ve onlara dua ettiini syledi. stad Bedizzaman, ocuklar pek sever, byle etrafna toplandklarnda, 'Masum olduunuz iin dualarnz makbuldr, bana dua ediniz' diye onlara iltifat ederdi. te anneleri hep Nur Talebeleri olan Bolvadin masumlarnn samimi alkalarnn sebebi bu idi.' Bu haiyeyi defalarca okudum. Her okuyuta ayr bir dm zer gibi oluyor, rahatlyor ve ondan ap ayr bir zevk alyordum. Nasl almayaym ki? nk kendi kendime diyordum: Ben bu zatn arkasndan -drt sene defalarca kotum, defalarca duasn aldm. Demek, ne kadar makbul ve byk bir zatm ki, tam eserlerine ihtiya duyduum bir zamanda, bir vesileyle onlar tanyor ve okumaya balyorum. Ayrca, okuduum haiye, taksisinin kapsndan tutarak duasn talep ettiim stadn, bize bakarak -o gnk aklmla kendisini serinletmek iin

kaldrdn sandm- ellerini yzne, kendisine dua etmemizi istemek iin kaldrdn anlatyordu. te yandan, okuduum haiyede, onu grr grmez, kendimi niin bir saman p kadar haf ve ona doru iteleniyor gibi hissettiimin izahn buluyordum. Derken, makbuliyetini ve bykln bizzat mahede ve idrak ettiim stadn tm eserlerini, hibir men kanaati ve nyargy dnmeden doya doya okudum. in ilgin taraf, liseyi bitirdiim yl, istediim faklteyi kazanamadm iin, beklemeye mecbur kaldm bir ylm da eserleri okumaya harcamamd. nk yarn, bir yksek okula girecek ve orada zihnimi kurcalayan bir sr soru ve tehlikelerle karlaacak, belki de onlara malup olacaktm. krler olsun ki, ertesi y, Dil ve Tarih-Corafya Fakltesinin, sonradan daha ok seveceim, bir blmn kazandm: Trk Dili ve Edebiyat. Artk, her trl tehlikeye kar koyabileceim zrhm kuanm, gittike daha ok zevkini tadacam derslerimi takip ediyordum. Bu arada, faklte arkadalarmla, yeri geldike iman konularda sohbet ediyor, yararlandm kaynaktan karnca kaderince onlar da yararlandrmaya alyordum. "Snf dolduran Said'ler" Hi unutmam, fakltenin nc snfndaydm. Eski Trk Edebiyat Profesrmz Hasibe Mazolu, snfta bir yarma dzenledi. Yarma konusu, Fuzul'nin divanndan

okunacak bir gazeli, eski yazyla kimin en eksiksiz yazabilecei idi. Derken, hocamz herkesin yazd gazelleri okudu, inceledi. Sonra yanma gelerek 'ahabeddin! Sen mam-Hatip kl msn?' dedi. Ben de, 'Hayr, lise klym' dedim. 'Peki, baban imam falan m?' dedi. Ben de, 'Hayr' dedim. Sonra, 'yi, ama bugne kadar hi byle renciye rastlamadm. Sen Fuzul'nin gazelini hem eksiksiz, hem de onun ivesi olan Azer Lehesine uygun biimde yazmsn' dedi. Ben de o gn iin fazla konumadm. Fakat iimden, daha lise rencisi iken, eski yazyla teksir ettiim eserlerin bu ynde de faydasn dnerek kendi kendime krettim. Sonra faklteyi bitirdim, Emirda Lisesine edebiyat retmeni olarak tayin edildim. Emirda, hem komu kazamz, hem de bir ok tandk ve arkadalarmzn bulunduu bir ile olarak hi yadrgamadm bir yerdi. Nitekim snfta yoklama yaparken okuduum Said Gl, Said opur ve Said naan gibi renci isimler bana ok ey anlatyor ve benim oradaki grevimin ne derece nemli olduunu hatrlatyordu. te yandan, orada kaldm srece, gezdiim, grdm her yer ve her ey bana, kendisine ebediyen minnettar olduum zat hatrlatyor, ondan hatralar, izler tayordu. "imdi Emirda, benim iin daha ok hatra ve izler tayor. nk, Emirda'daki okullarda retmenlik grevini srdren bir ok Said'ler, Bekir'ler ve Hamza'lar

var..."

H. HSEYN KORKMAZ
"Bedizzaman'n peinden niin kotum?" ocuk, ftratnn gerei, kendisine elence veren eylerden holanr. Ben de ocukken evimizin nnden geen deve kervanlarnn peine taklr, merakla seyrederdim. Bazen davullu zurnal bir dn alayna katlr, bir mddet takip ederdim. Fakat okula veya hocaya gitmek, ders almak skc gelirdi. Elbette bunlar bir ocuk iin normaldi. Kklmde bu normallerin dnda garip bir hadise cereyan etmiti. Bir ihtiyarn peinde komak... Bu zat stad Bedizzaman Hazretleriydi. Emirda'dan gelen arabalar Bolvadin'e uradklarnda bizim evin nnden gemek mecburiyetindeydiler. Bir gn stadn arabas evimizin nnde durmutu. Hemen kotum ve arabasnn etrafnda dnmeye baladm. Acaba bir selm verebilir miydim? Bunun iin rpnyordum. Nihayet bu zayf ihtiyar beni grd ve ban yava yava sallayarak selmma mukabele etti. Elbette bu hareketi bizim iin bir dua idi. Bir sefer, 'Bedizzaman gemi, ileride duruyormu'

dediler. Ben durur muyum? nmde giden bir adamla birlikte kotum. Tk nefes oluncaya kadar kotum ve stadn arabasna yetitim. Ne yazk ki, arabas hemen hareket etti, onu doyasya gremedim. Geldiimiz yer, evimizden bir buuk kilometre uzakta, ehrin dndayd. Onu iyice grememek herhalde beni zmemiti. Yolunda komutuk ya, bu bize yeterdi. Eve dnnce anneme haberi verdim: Ana, Bedizzaman gelmi, ardndan t krlara kadar gittik!' O alarda dersten, hocadan kaarken, niin stad Hazretlerinin peinde koardk? Greceimiz, nihayet yal bir insand bizim iin... Bedizzaman kelimesi, ruhumda bam baka hisler uyandrmt. Hatt onu grmeden evvel bahsi getii zaman, insan st bir varlk olarak tasavvur ederdim. Bolvadin'e en yakn kaza olan Emirda'da bulunuuyla sanki etrafna nur saard. Etraf, manev bir havaya brrd. Bu yzden bir gn dedeme yle sorduumu hi unutmam: Dede, Bedizzaman nedir?' Evldm, o da bizim gibi bir insan, ama byk bir lim ve evliyadr.' ocukluumda stadn peinde uursuz olarak koardm. Anlayamadmz bir cazibe bizi ekerdi. Ne yazk ki, niversiteye girinceye kadar onu uurlu

tanyamadm. Belki onun sevgisi kalbimize bir tohum gibi ekilmiti. Fakat faklte sralarna oturuncaya kadar nev nema bulmamt. Geri dindar olmaya balamtm. Ama slmiyet hakknda zihnime taklan bir sr meseleler vard. Cemiyetin ve etrafmdaki gnah sellerinin tesiri altnda kalyordum. Huzursuzdum ve ahsiyetimi bulamamtm. Bir gn benim gibi Fen Fakltesi Matematik-Fizik blmnde okuyan bir arkadam, beni bir dersaneye gtrmek istedi. Derhal kabul ettim. Sanki akmak isteyen bir su gibiydim. Bylece nmdeki engel kalkmt. Bir gn de bana Kk Szler'i verdi. Okuduka okuyasm geliyordu. Hibir kitab byle zevkle, merakla okumamtm. Derslerimin yan sra dier risaleleri de aar, satrlarn altlarn izerek, kelimelerin mnlarn bularak alrdm. Kk risaleleri devaml cebimde tar, trende, otobste okurdum. Bir yere misar gitsek, bir frsatn bulur, tandklara da dinletirdim. Artk kafamdaki sorular, teker teker cevabn bulmu, zihnimdeki karanlk aydnlanmt. nsanla ve dine en gzel hizmetin ancak bu eserlerle olabileceine inanyorum. "Eer stad iyi tanmasaydm, byle dindar ve gaye sahibi olamazdm. Ona ok ey borluyum. Nur iinde yatsn."

BRAHM ABLA
Cemal Hoca ve Mustafa ahin'in hatralar "stad, kediyi svazladka kedi 'Ya Rahim, ya Rahim' diyordu." Benim aslnda Bedizzaman ile alkal dorudan hatram yoktur. Fakat bizzat kendilerinden iittiim zatlarn bana anlatt iki hatra var. Bu hatralarn ilki Cemal Hoca adnda bir arkadamn hatrasdr. Bana unlar anlatt: Bir arkadamla ismini ve methini ok duyduumuz stad Bedizzaman' ziyaret etmek iin Afyon'dan Emirda'a gittik. Ben ve yanmdaki arkadam molla idik. Molla olduumuz iin stad bir din alimi olmas dolaysyla ziyarete gidiyorduk. Emirda'a geldik. Bizi biri karlad. Grr grmez: Siz Afyon'dan m geliyorsunuz?' diye sordu. Oysa o adam hi tanmyorduk. Bizi niin karlamt ve Afyon'dan geldiimizi de nereden biliyordu? aknlkla, Evet' dedik. Sonradan rendik ki, stad onu bizi karlamak iin gndermi. Bize:

Ho geldiniz,' dedi. 'Hoca sizi istiyor.' Bizi mi istiyordu? Biz onunla hi grmemitik ki, bizi nasl isteyebilirdi? Ayrca geleceimizi de haber vermemitik. Bizi karlayan kardele birlikte stadn kald eve gittik. eri girdik. stad evde oturmu bireylerle meguld. Biz ieri girince bize, Ho geldiniz mollalar!' dedi. Molla olduumuzu da nereden biliyordu? Biz bozuntuya vermedik. 'Ho bulduk' diyerek oturduk ve sohbet etmeye baladk. Sohbet arasnda bir kedi geldi, stad etrafnda dolamaya balad. Sonra onun yanna oturdu. stad, kediyi bandan beline kadar svazlayarak okamaya balad. O, kediyi svazladka kedi de, Ya Rahim, ya Rahim' diye mrldanyordu. Biz zaten aknz, bir de kedinin 'Ya Rahim' demesiyle daha beter aknlatk. Biz akn akn kediye bakarken stad bize, Sizin kediniz de byle 'Ya Rahim' der mi mollar?' dedi. Yok efendim,' dedik, 'demez.' Der mollara, der' dedi. 'Ama sizin kedilerin boazndan haram lokma getii iin az gargur eder. Ya Rahim'i tam karamaz.' "Sen benim talebem olur musun?" Bir de Mustafa ahin'in hatras var, o da ok enteresan:

Mustafa ahin, Afyonun merkez kylerinden Erkmen'de domu. Kyde ona herkes 'Deli Mstk' diyor. Bedizzaman hapishanede iken o da hapse girmi. Afyon Hapishanesinin avlusunda gezinirken, st kattan Bedizzaman ona iaret ediyor. Yanna aryor. Mustafa ahin stadn yanna varyor: Buyurun Hocam' diyor. stad, Sen benim talebem olur musun?' diye teklif ediyor. Olurum Hocam' diye hemen kabulleniyor. stad ona, Aslnda senin iin ter temiz' diyor. Deli Mstk iki ay Hoca Efendinin yannda kalyor. Hoca Efendi ona bir Ceven-i Kebir veriyor. Artk Deli Mstk, 'Deli Mstk' olmuyor. O lakab kalkyor. Kye dnd zaman, Hoca Efendinin yannda talebelik yapt iin kimse ona Deli Mstk demiyor. Aksine ona daha ok hrmet ediyorlar. "Bir gn 'Nurcu avnn' sk olduu dnemlerde, jandarmalar Mustafa ahin'in bulunduu Erkmen kyne de baskn yapyorlar. Bu arada Mustafa ahin'in evine de giriyorlar. Mustafa, evin ortasndaki direin dibinde dikildii halde onu hi gremiyorlar. Uzun sren aramalardan sonra, 'Evde kimse yok' diyerek evi terk ediyorlar."

MUSTAFA SUNGUR
1929'da Eni'de dodu. Kastamonu Glky Enstits mezunudur. Evli ve yedi ocuk sahibir. Bedizzaman Said Nurs'nin en yakn talebe ve hizmetkrlarndandr. "Onu terennm edebilmek" Byk stadn hayat hatralar, hizmet-i imaniye ve Kur'aniye safhalar, hayat- ahsiye ve hayat- itimaiyeye taalluk eden ahvali ve nihayet Esma-i lahiyeye mazhariyet ve yinedarlk noktasndaki ekmeliyeti o kadar berrak, ulvi ve yksektir ki; bizim gibi, daha dorusu benim gibi, en geride bir talebesinin haddi deil, onu terennm edebileyim; o bl kamete bir suret izeyim. Bunu tevazu iin sylemiyorum; ruhen, kalben, aklen yaadm ve idrak ettiim hakikatler mvacehesinde sylyorum. Hazret-i Said'in ahs hayatiyle, ahs- mnevisindeki son asrlara, zamana ve mekna uzanan mahiyet-i ulviyesini birbirine kartrmamak, veyaht beer ahvali arkasnda

tezahr eden hizmet-i imaniyesine ve o hizmetin il yevmi'l-kyame devam ile lemde meydana getirdii byk neticelere de atf- nazar etmek lzm geliyor. Mu'cizt- Ahmediye Risalesinin bir nktesinde bu mn etraca ve temsillerle izah edilmitir ki; Resul-i Ekrem Efendimizde bu hakikat btn hametiyle cardir. Ve onun yolundan giden ve din-i mbn-i slma hizmeti gaye edinen her kmmelinde dahi, cz', kll bir nasib vardr bundan... Evet es-sebeb kelfil srrnca 1400 yldan beri mmetinin umum hasenatna daima hissedar Resul-i Ekrem Efendimiz, her gn devamla sonsuz terakkiyata mazhardr. te bu mazhariyet, Fahr-i Alem Efendimizin yolunda ve izinde gidenlerde de bulunur. Evet Hazret-i Said, Bedizzaman, Said-i Mehur, Said Nurs, muazzez stad; Mceddid-i Ekber, son asralarn tercman- hakikat, iman muallimi, fedakr ve vefakr stad, bir slm fedisi vs. gibi ulvi mnalarla yd edilen bu zt- liann da bu noktadan, cidden ve hakikaten tebrike deer, bakmaya layk gzel bir hayat, nurlu, mk bir yz, bir vech-i bedii vardr... "Ben sizin kalbinizi itham etmiyorum, aklnz itham ediyorum" Bir tek Said olarak iftihar edilmeye ayeste gerek mmet-i Muhammedlii vardr. O yce Peygambere mmet oluundaki iftihar ve ihlasndaki sadakat hakmlii ve mazhariyet-i Nuru ve makeslii ve hkimlii

ve kumandanl vardr. Fakat bu cmi mazhariyet; yirminci asrn getirdii artlar daha evvelinden grerek, ilim ve fenin gereklerini de bizatihi eline alarak, akl- selimi, ism-i Hakme ittiba davasna esas yaparak, zamann ve arlarn ister istemez kendisine tevdi ettii bir mazhariyetidir. Ve Mslmanlar iin, ok eitli haletler iinde, en muvafkn ve isabetlisini gren kumandanlktr. Evet Said Nursi, o ilm ve manev stnl ve mridlii iinde, ayn zamanda bir kumandandr. Bize ok zaman iddetli ikazlar iinde, Ben sizin kalbinizi itham etmiyorum, aklnz itham ediyorumdemesi bu mazhariyeti ve azim muhakemesi noktasndadr. 1950'de ve sonra Isparta'da hizmetinde bulunduumuzda, arada srada, yani bir ka ayda bir (ona resmi geit derdik) bir hadise mnasebetiyle o aziz, fedekr stad, bize, bir ders vermek istediinde za'aarmz veya ne yoldan aldanabileceimizi bilir, ona gre zihnimizi bir yere evirip kusurlarmz bize arattrr tarznda ihtarda bulunurdu. te byle bir ders esnasnda bize, imdi yalnz azami ihlas, azami sadakat, azami fedakarlk ka deildir. Bu eytan gibi adamlarn karsnda ok dikkatli olmak lzmdrdiye ihtarda bulunmutu. "Dnya slm aryor" Btn bunlar, ders-i imaniye, ner-i Nuriye ve hizmetteki dstur ve tavsiyeler, bu zamanda ve iinde bulunduumuz artlar mvacehesinde, muvaffakiyete gtrc hususlardr. Bu itibarla Said Nursi, hem bir allme-i asr,

hem bir mrid-i ekmel, hem bir kahraman- slm, hem de bir kumandan- manevidir. Bir nebzecik ifademizle temas ettiimiz bu gerek iin hem Hazret-i Said'in Nur Risalelerini, kendi yerinde ebed std olduuna dair vasiyeti iin diyebiliriz ki: Dnya islm aryor. Bu gnk insanlk Nur-u Kur'n' aryor. Ve dnya Said Nurs'yi bekliyor. Ve Said Nurs'den yirminci ve yirmi birinci asrn ihtiyacn dinlemek ve aresini de bilmek istiyor. Hlasa: Said Nurs'den, derdine devasn bekliyor. Hz. stad bu mny defaatle yle hlasa ediyordu: Risale-i Nur, Kur'n- Hakmin bu asrn fehmine bir dersidir... ok ksa hlasa ile nazara arzettiimiz bu nokta, yani bugnk nesiller, bu zamann insanl, btn dnya Said Nurs'yi aryor dediimiz hakikat; hakikat- Kur'niye ve imaniyenin bu asrda tezahr ve asrn idrakine slmiyeti sunan bir Kur'n tefsiridir. Yani Risale-i Nuru aryor demek istiyoruz. "Bu asr ilim ve fen asrdr" Evet, bu nokta ok mhimdir. Kur'n- Hakimin bu asrn fehmine bir dersi olan Risale-i Nur'a, bu mazhariyeti iin bakldndan; onu bu zamanda, her halkrda, btn dnyaya neretmek, yaymak, bir vazife olarak karmza kyor. Ders, konferans, seminer, sohbet her ne olursa

olsun, bu asrda Risale-i Nur'da tecelli eden hakikat- Kur'niyeye sarlmak slmi bir vazife oluyor. Evet, bu hakikatn mteaddit vecihleri vardr. En mhim ve daimisi ise Nur'larda defaatle vasiyet ettii zere Size bk bir stad brakyorum dedii Risale-i Nur'larla itigal etmek, okumak ve dersini devam ettirmektir. nk, Siz hangi Risaleyi alsanz benimle grmekten on defa ziyade, hem istifade eder, hem hakiki olarak benimle grm olursunuz demektedir. Said Nurs Hazretlerinin Kur'n'dan ders al ve Risale-i Nur'un Al-i Beyt-i Nebevi'nin bu asrda nuran bir tezahr oluu gibi, kudsi ynleriyle beraber, en ehemmiyetli akl, ilm ve mantk bir vehi de; akl ve fennin hkmettii bu asrda, btn din mesele ve hakikatlar, delai-i akliye ve mantkiye ile ispat etmesidir. Mesnev-i Nuriye'nin banda bu hususiyeti yle izah eder: "Krk elli sene evvel Eski Said, ziyade ulm-u akliye ve felseyede hareket ettii iin hakikat'l-hakaika kar ehl-i tarikat ve ehl-i hakikat gibi bir meslek arad. Ekser ehl-i tarikat gibi yalnz kalben harekete kanaat edemedi. nk; akl, kri hikmet-i felseye ile bir derece yaral idi; tedavi lzmd. Sonra; hem kalben, hem aklen hakikate giden baz byk ehl-i hakikatin arkasnda gitmek istedi. Bakt, onlarn herbirinin ayr czibedar bir hassas var. Hangisinin arkasndan gideceini tahayyrde kald. mam- Rabban de ona gayb bir tarzda Tevhid-i kble et demi, yani: 'Yalnz bir stadn arkasndan git. O ok yaral Eski Said'in kalbine geldi ki: stad- hakiki Kur'n'dr. Tevhid-i kble bu stadla

olurdiye, yalnz o stad- kudsnin iradiyle hem kalbi, hem ruhu, gayet garip bir tarzda slke baladlar. Nesf-i emmaresi de kk ve behtiyle onu mnev ve ilm mcahedeye mecbur etti. Gz kapal olarak deil; belki mm- Gazali (r.a.) Mevlna Celleddin (r.a.) ve mam- Rabban (r.a.) gibi, kalb, ruh, akl gzleri ak olarak, ehl-i istirkn akl gzn kapad yerlerde, o makamlarda, gz ak olarak gezmi. Cenab- Hakka hadsiz kr olsun ki, Kur'n'n dersiyle, iradiyle hakikate bir yol bulmu, girmi. Mektubat'ta da: Ehli hakikatn bir ksm nasl ki ism-i Veduda mazhardrlar. Ve azami bir mertebede o ismin cilveleriyle, mevcudatn pencereleri ile Vacib'l-Vcuda bakyorlar... yle de: u hi-ender hi olan kardeinize yalnz hizmet-i Kur'n'a istihdam hengmnda ve o hazine-i bnihayenin dellal olduu bir vakitte, ism-i Rahim ve ism-i Hakm mazhariyetine medar bir vaziyet verilmi. Btn Szler, o mazhariyetin cilveleridir. naallah, o Szler, (Kime hikmet vermise, ona hayr- kesir verilmitir) ayetinin srrna mazhardrlar diyerek Hakm ve Rahim ism-i erierinin Risale-i Nur ile mnasebetini beyan etmektedir. "Risale-i Nur, Kur'n- Kerimin bu asrn fehmine bir dersidir" Hal byle iken muasrlarndan ou maalesef onu anlayamamlardr. Lakin imdi anlamaya baladlar. Yalnz bu anlay, imdi bizim irade ve midimizin ve

zannmzn ok daha fevkinde cihan-ml bir mahiyet ile ortaya kyor. 1970'li yllarn sonunda Amerika'da toplanan slm Talebeleri Kongresinde, asrmzda slmi kalkndrma ve insanla top yekn slm anlatabilmek; Mslmanln kre-i arzda yegne hak din olarak benimsenebilmesi iin hangi metodu ele alalm tarznda, sorulu- cevapl izahl bir toplant yaptlar. Bunlar arasnda Mevdud modeli, Seyyid Kutup modeli, Hasan'l-Benn ve Bedizzaman modeli gibi modeller grld. Bunlar arasnda Trkiye'de, slmn yeniden hayatlanmasnda byk rol olan Bedizzaman modeli de grld. Evet, Hz. stadn tabiri ile Risale-i Nur, Kur'an- Kermin bu asrn fehmine bir dersidirsz hak olduuna gre akl- selim sahibi asr- hazr ve gelen nesil, herhalde bundan uzak kalmayacak ve bu Nur'dan gzn kapayamayacaktr. Mutlaka Hristiyanlk lemi, hurafattan syrlp hak dine ynelecektir, naallah. Snsn diye enirken bilakis parlayan ve gittike yaylan ve fak kaplayan Nur... Kur'n'n nuru, imann nuru ve Hazret-i Fahr-i lem Muhammed'in (a.s.m.) Nuru... Dnyann nihayetine kadar hametiyle yanan, insanl zulmetten aydnla karan Allah'n Nuru... Ezeli ve ebedi bir Nur-u lah... "Henz olmutum" Ky Enstitsnden yeni mezun

Biz o Nur'un, o lh ve Kur'an Nur'un, hayat-

maneviye baheden feyiziyle tecellisine ilk nce 1946 ylnda nail olduk. Henz Kastamonu Glkk Enstitsnden yeni mezun olmu, kendi kymde muallimlik vazifesine almtm. Geri okul sralarnda iken 1942 ylnda,'Kastamonu'da bir hoca varm, Cennet, Cehennemi grerek kitap yazyormu...' diye okul arkadalarma sylediimi hatrlyorum. 1944 senesinde mezuniyetten bir sene nce stajyer olarak Kastamonu'nun Oul kynde bir ay kalmtm. Orann muallimi evket Bey (merhum) 23 Nisan tatili iin Kastamonu'ya gelirken yolda mtemadiyen Hz. staddan, byk bir hocadan bahsediyor, urad zulmleri bana anlatyordu. Demek Rahmet-i lahiye bu suretle ruhumuzda ilk tohumlarn ekiyordu. Mezuniyetten sonra Enili muhterem Ahmet Fuat Efendi (emekli muallim) ve Safranbolu'da mukim esnaftan muhterem Mustafa Osman ve Hfz Bayram ve Kastamonuda ziyaret ettiim Mehmet Fevzi Efendiler benim ilk aabeylerim, Nur yolunda nclerim, uzun yllar ve daima da istifade ve istifaze ettiim byklerim olarak Rahman'r-Rahim'in rahmetine niliyetime vesile oldular. Allah onlardan raz olsun. "staddan gelen mektuplar" Haret-i staddan ve Nur talebelerinden mektuplar, lahika olarak her tarafa neroluyordu. Lahikalar, evvel, yeni yaz ile geldi. Sonra hatt- Kur'n ksa zamanda lillahilhamd rendikten sonra eskimez

hare gnderilmeye baland. Sonra biz Hazret-i stad ziyaret edip de Afyon Hapsine girinceye kadar bu lahikalar devam etti. Mustafa Osman Aabey gnderdii. Onlara da Isparta'dan gelirmi. Bylece bizi beslemeye, gdamz tam zamannda yetitirmeye ihtimam gsterdiler. "En byk emelimiz Nur talebesi olabilmekti" Lahika mektuplar, bize, Anadoluda kurulan ve etrafa Nurlu mahsller datan manevi bir fabrikann varln bildiriyordu. Grseniz ne kadar seviniyorduk. lemimiz geniliyordu. Hi itiraz konusu gelmeden stadmzdan ve talebelerinden gelenleri, yazlanlar kabul ediyorduk. Sanki onlar hep iiyor, iiyor, susluumuzu gidermeye alyorduk. O gnlerde en byk emelimiz Nur talebesi olabilmekti. Nur dairesine girebilmeyi, ebedi kurtulua giden bir gemiye binmek gibi, necat ve kurtulu vesilesi telkki ediyorduk. Ruhumuz yle hissediyordu. Bu lahikalarda o muazzez Nur stad, Seni de Nur talebesi kabul ettim dese, ben de o camiaya dahil olsam, diye byk itiyak ve arzu, ruhumuzda alyordu. Hz. stadn bahsi, tevecch ve yd, bizim iin rahmet-i lahiyenin bir in'ikasdr biliyorduk. Filvaki btn bunlarda phe yoktu. Zaman ve hadiseler, bunu ispat etti. Ekilen Nur tohumlar, ksa zamanda kesretli smbller verdi, iekler atlar. Biz de Hasan Feyzi (r.a.) gibi, Bir zerrecik olsun bulaym der de ararken, Dtm yine derya gibi bir Nur'a bugn ben' demek

isteriz... Ama daima Cenab- Hakkn rahmetini dileyerek, yalvararak... nk, btn hayrlar, iyilikler daima O yce Rahman ve Rahmdendir. Validemin, ocukluumda okuduu Envar'l-kn gibi kitaplardan, son asrda gelecek ve dine byk hizmet edecek ve Deccala kar savaacak, muzaffer olacak bir byk hakikatn ve mannn hkmettii bir zamanda yaadmz ve Deccalizmin, komnizm gibi dinsizlik ceryanlar olduunu, bu Nur-u Kur'an'n da ona mukabele eden bir hidayet rehberi olduunu idrak ediyordum. "Isparta'da istiyorum" Nur kahramanlarn grmek

Birgn Safranbolu'da Kprl Camiinin yanndaki odada, Mustafa Osman Aabeyimizin Nur'lardan okuduu, Risale-i Nur, snmez ve sndrlemez. Bir lem-i manda mam- Ali'nin (r.a.) ilminde sordumcmlesini dinlerken ve ayn gnlerde Hasan Feyzi'nin, Ey Risale-i Nur!diye balayan uzun mektubunu dinlerken, beklenilen zat- Nurannin Hazret-i stad olduu, iimde hep canlanyordu. Ayn sene Emirda'da Hazret-i stad ziyaretimi mteakip Isparta'ya gitmitim. Hsrev Aabey ve dier Nur kahramanlarn grmek istiyordum. Hsrev Aabeyin evinde Tahiri Aabeyi de grdm. Hsrev aabeyimiz, Kardeim Sungur, 1400 seneden beri ehl-i imann bekledii zat gelmitir sz , iimdeki many teyid ediyordu. Hlasa 1946-1947 seneleri, benim Risale-i Nur'u grp okumam, memleketi saran bir iman davasna aina

olmam ve ona talebelii en byk mertebe ve nailiyet telakki etmem, ezeli ve ebedi bir nura ynelmem ve nihayet 1947 Eyll'nde Emirda'da Hazret-i stad ziyaret etmem gibi mazhariyetlerim... Artk bundan sonraki grp duyduklarm ve anladklarm gayr-i insicam ile de olsa, arza bir nebze devam edeceim. "Trkiye'de Bedizzaman namnda bir stad var" 1946'da Risale-i Nur'u yeni harf daktilo yazlar ile grp okumamdan sonra, nahiyemiz halkna iln ve ifadede bulunmaklmz, bir hizmet, bir davet, bir neir mnsnda idi... Ondaki byk lezzet-i maneviyeyi hakkiyle yd edemem. Trkiye'de Bedizzaman namnda bir stad var. Onun Risale-i Nuru var. Onlar okumak veya yazmakta, byk ecre nailiyet ve dine hizmet manas var gibi beyanlar, talebeler tarafndan birbirini teviken sylenir, ama, bunlarn gerek ifadesini yaayanlar bilir. Yazanlar ve okuyanlar bilir. Evet Risale-i Nur'a hizmet edenler, onu neredenler, ona hizmetin hakkaniyetini, kalblerinin t derinliklerinde ve ruhlarnda hissettiler. Emsalsiz fedakrlk gsterdiler. Fedakrlklar anlamayanlar, bilmeyenler, yaamayanlar, havsalay artan bu fedakrlk ve kahramanlk rneklerinin temelinde, Nur akirtlerinde dnyevi menfaatler ve ahsi garazlar aradlar. Bata Nur stad olarak, akirlerin bu faaliyet ve hizmetleri, dnyevi garazlarn ok stnde ulvi ve yksek olduunu bilmek istemediler, bilemediler. Ama uras muhakkak ki; biz

cretimizi manevi ynden alyorduk. Ruhen, kalben, sanki bir Nur leminin iindeydik. Demek rahmet-i lhiye son asrlarn Hizmet-i Kur'aniyesinde yle ulvi bir lezzet dercetmiti ki; her skntya mukabele ettiriyordu. Emirda'da birgn Zbeyir ve Ziya ile birlikte Drdnc ua olan yet-i Hasbiye risalesini okumu ve byk bir hazz- manevi almtk. Sonra stadmz yanmza geldi, tekrar okuttu ve; Ben zevk cihetini deil, meakkat cihetini ihtiyar ettim. Fakat size msade ediyorum. nk evkinize, gayretinize vesile oluyor." demiti. Sras gelmiken bu hususta unu da arz edeyim ki: Hz. stad bir gn neeli ise, gn ztrapl ve hastalkl idi. Bana ka defa; Sungur! Bende on hastalk var. Birisi eer sende olsa, yataktan kalkamazsn" demiti. Demek hastalktaki ecr-i azimi dnerek sabrediyordu. Biz bunu yakinen gryorduk. ok zaman da bizim iin yayor gibi idi. Hatt bizim maddi yemekten doymamzdan, o da doyuyor gibi zevklenirdi. ok aciptir, Hz. stad, bunu defaatle beyan ettiler. Bazen bir ksmn bize verirdi. Sanki bizim lezzetimizle lezzet alrd. Nur neriyatnda, muhaberelerde bile Hz. stadmz, bizim ruh arzu, itiyak ve midimize iltifat gsterirdi. Sonra bendeniz anladm ki; genlik namna, mektepliler namna, hizmet ve neriyattaki evkimiz; Hz. stadn son on yllk yeni hizmet devresinin bir tezahr idi. Ve klli bir ilnatn, yayln ifadesi idi. Kanaatim odur ki; gelen nesl-i atinin, btn vatan

sathnda zuhura balayan mbarek gen ruhlarn, istifade ve istifazasn hissediyordu. Bize herhalde onlar iin iltifatta bulunuyordu. "Hastalmn ifasn biliyorum, fakat..." Hastalndan bahisle, birgn merhum Zbeyir'e demi, o bize nakletti: Ben hastalma ifa iin, Kur'an'da olan yetleri biliyorum. Fakat istimal etmiyorum. Hastalk madem geicidir; ecrine ve sevabna nail olmak var demi. Iztrabnn ou Risale-i Nur iindi. Her halde Nur dairesi teess ettikten sonra, o daire hesabna dnyor, zlyor veya seviniyordu. nk Nur dairesi, Hz. stadn bir vcud-u maneviyesi gibiydi. O daireye gelen musibetleri ve talebelerin hatlarna mukabil gelmesi melhuz tokatlar, zerine ekerek, hizmet eden talebelerine evk veriyor ve gayret ak bahediyordu... "Lahikalar ve Nur'un fedakrlar" 1946-1947 yllarnda gelen lhikalardan, Nur'un ileri gelen akirtlerini de tanmaya baladk. Bittabii isimleriyle tanyorduk. O zaman bata Isparta, Kastamonu, nebolu, Denizli, stanbul, Mils gibi yerlerden ok bahsediyor. Hulsi Bey, Santral Sabri, Barla kahramanlar, Eirdir ve Konya'dan da bahsedilirdi. O zaman lemi kaplayan Nur dairesinin en nemli merkez Isparta ve civar idi. stadmz Medrese-i Nuriye Kahramanlar diye Sav

Nur talebelerinden, Mbarekler Heyeti diye Kulen mbareklerinden, Nur ve Gl Fabrikalar Heyeti ve Reisi diye slmky ve Hafz Ali ve Tahiri; Isparta ve Hsrev ve arkadalar Re'fet, Rt, Terzi Mehmet, Tenekeci Mehmet, Ktip Osman, Nuri Benli; Halil brahim gibi talebelerinden bahsederdi. Milas'tan da Halil brahim'den bahsedilirdi. 1946'dan1947'ye ve 47'nin sonuna doru her geen gn lhikalar oalyor, yeni yeni Nur talebeleri ve Nur hizmet merkezleri meydana kyordu. "Eani'deki Nur talebelerinin isimlerini yaz" Eani'deki Nur talebelerinin hemen hepsi stad Hazretlerini zamanla ziyaret ettiler. Ve stadmz bunlar Nur'a talebe kabul buyurdular. Bilahare hizmet-i pakinde bulunmak erene ni olduum zamanda birgn bana, Eani'deki Nur talebelerinin isimlerini bir kda yaz, onlara isimleri ile dua edeceim. Geri Eani'nin sa ve l, btn ahalisine dua ediyorum, fakat talebelere isimleriyle dua edeceim diye iltifatta bulundu. Ben de yazdm, onu baucuna asmt. Hatta daire eklinde yaz, demiti. Ta dr- bekaya irtihallerine kadar dua ve balamalarnda Nurs, Barla, Emirda gibi, Eani ismini de mbarek lisanndan zaman zaman iitiyordum. Cenab- Hakka sonsuz krler olsun... Eani Nur talebelerinin isimleri yleydi: Bata Ahmed Fuat Hocamz; Safranbolu'nun Hasan Feyzi'si. stadmz ikinci bir Hafz Ali olarak onu kabul etmi, lahikalarda ilan ve izhar etmi, mteakid bir mualimdi. Hatip brahim,

brahim Hoca, Hatip daym, Hac Read ve olu Mehmed, Mustafa, Mevld; evket, Hsn, kr Efendiler ve lahikada ismi geen Rahmi, Emin Efendi, Keten Ahmed Efendi ve Niyaz Efendi gibi zatlar, Hz. stad stanbul'da ziyaret eden Hac aban Efendi, Safranbolu'ya bal Alverenli Emin Hoca ve merhum pederi Kara Mustafa Day ve olu merhum Mbarek Ahmed ve SafranboluEani ve havalisinden ok zatlar. Bunlar, Hz. stadmz hem Emirda, hem Isparta ve stanbul'da ziyaret ederek kuds dualarna nail oldular. Ve ahir hayatlarna kadar sadakatlarn devam ettirdiler. Evrad ve ezkarlarn ve Risale-i Nur'a yaz ile hizmeti devam ettirdiler. Ve bilhassa 1960'dan sonra Mbarek Kamil Hoca, Nur'lar tamamen kemal-i akla yazarak Hac Hseyin ve mezkur zatlarn evladlar olan yeni nesillerden ok genler karak hem Karabk'te, hem de stanbul'da hizmet-i Nuriyeyi devam ettirdiler. Hadd-i zatnda Safranbolu, Eani ve havalisindeki hizmet-i Nuriye ayr ve uzun bir bahsi ihtiva eder. "lk ziyaretim 1947'de oldu" Mbarek stadm ilk ziyaretim 1947 senesi Eyll aynda Emirda'da oldu. Eanili Emin Efendinin yazd Asa-y Musa risalesini hediye olarak gtrmtm. O zaman Karabk'le Ankara arasnda karayolu yoktu. Seyahatler trenle yaplrd. Eani'den Safranbolu'ya at kiralar, alt yedi saatte gelirdik. Safranbolu'dan Karabk'e pikaplar vard. Karabk'ten de akam bindiimiz tren bir

gn sonra le vaktinde Ankara'ya gelirdi. on iki saatten de fazla srerdi. Oradan Eskiehir'e trenle gelir ve Yldz Otelinde bir gece kalr, sabahleyin otobs ile saat iinde Emirda'a gelirdik. Emirda'a gelinceye kadar yolda heyecanmz son hadde varrd. stada kavuabilmekteki sonsuz sevin ve itiyakmza had yoktu. Evet, orada Emirda'da birisi vard, birisi oturuyordu. Varlmzn btn ile ona bal idik. Sanki o bizim her eyimiz idi. Bizim kalblerimizi derinden derine ona ynelten, onda grdmz efkat, merhamet idi. Evet ona, en mk manevi baba ve ana gibi koardk... O bizim sebeb-i hidayetimiz, vesile-i necatimiz, byk stadmz... Bu anlar, bu gnleri dnrken ben, Emirda'a doru yol alrken ve bandaki kk tepecikte Emirda'n evleri grnp kasabaya girerken ben ve nihayet alkanlar dkkanndan efkatli sinesine ularken, o anlar dndmde, tahatturumda gz yalarm tutamam... phe yok ki, benim gibi onun Nur'undan hayat bulan herkes; bu tatl gz yalarn tutamamtr hibir zaman... nk onun huzurundaki anlar, dakikalar, saatler, phe yok ki, lem-i bekadan birer sahne idi. Sonsuzlua doru uzanan hayattar ve Nurlu safhalar idi... Huzur-u Muhammed'nin (a.s.m.) bir in'ikas idi. Bir dakika vcud-u mnevver, milyon sene vcud-u ebtere mreccahtr denilen srra mazhard o saatler, o dakikalar... Evet, onu bir timsl-i rahmet, bir mcessem efkat grdk ve bulduk. Hlkmzn nihayetsiz ltfuydu o... Gecemizi gndze kalbeden nurdu, bir ems-i manevi idi o...

Ey efkatli bak! Ey hayat saan gz! Ey Kur'n'dan ald nurunu leme sultan eyleyen bahtiyar ruh! Risale-i Nur'unla, ilim ve irad mahiyetinle ebediletiin iin; ayn efkat, ayn bak, ayn nurunla; daima yayor, daima devam ediyorsun. Ve Sungur'un gibi yz binler, milyonlar Saidlerin yine senden mit ve hayat almaktadrlar... Sana duac ve dvna hadimdirler... Buyurduun gibi, hayatn onlarla yz binlerle devam ediyor... Ve inaallah t kyamete kadar devam edecektir. Ve o yz bin Saidlerin, senin iman ve Kur'an dvna en derin ruhlarndan hdim ve nirdirler. Hadiselerin dev-misal engelleri karsnda ylmayan zlmeyen, blnmeyen bir azm sebat iindedirler... Ve senin ruhun ve mana-y hakikin olan Nur-u Kur'an'dan derslerini her daim almaktadrlar. Ve Risale-i Nur ile ve senin ile beraberdirler. Rabbim ebediyen ayrmasn, beraber klsn, Habib-i Ekrem (a.s.m.), Kur'an- Hakim ve Esm-i Hsna ve sm-i zam hakk iin, Ya Rab! min... "1954'den sonraki unutulmaz hatralar" Hz. stadn son devre-i hayatlarnda yannda ve hizmetlerinde bulunan merhum Zbeyir, Ceylan, Tahiri ve Bayram'la Isparta'da 1954 senesinden itibaren beraber geen hayatmz, bizim iin unutulmaz hatralarla doludur. Hz. stadmzn bin bir irat, ders, ikaz, iltifat, teselli ve tokatlarna nail olduumuz hatralar... Onlar ifade etmek mmkn deil. Ben Samsun Hapsinden dndm vakit Isparta'da bu gzide cemaatin arasna girmek erene

erdim. Sevgili Nur stad bizi de yanna, hizmetine kabul ediyordu. Osmanl Hanm Muhterem Fitnat Hanm Teyzenin evinin st katnda dershane-i Nuraniyede, hayatmzn leyle-i kadri mesabesinde bir kudsi dairede, ikamete baladk, derse baladk. Ve 1956'da asker iken Hsn karde de Urfa'dan gelip Hz. stadmzn hizmetine gelmiti. Son hayatna kadar hep beraberdik. Lkin layk ile hizmet edebilmek ne mmkn, ne mmkn... Daima hayattar, hyar, ubudiyetin envan, gnn yirmi drt saatinde imtisal eden, hem de canl, dikkatli, faal ve gayretli bir eklide yaayan stada, 24 saat nasl hayattar ve canl bir surette mukabele edilebilirdi. Hizmetinin bir safhasnda, stadmzla beraber kendimize gre canl ve dikkatli oluyorken, dier bir hizmet safhasnda ayn dikkati, hayattarl elbette muhafaza edemezdik. Onun iin buyurdulard ki: Ben birinizle iktifa edemiyorum, hepiniz beraber olduunuz zaman... "Gelen mektuplar okur, bize ders yapard" Mesel, stadmzla Isparta'dan Emirda'a veya Emirda'dan Isparta'ya gelirken yolda, takside Hz. stad bo durmaz, bazen okur, ok zaman dikkatle etraf temaa eyler, tefekkr eder, canl bir haletle yola devam ederdi... Varacamz yere geldiimizde stad, bakardk; canl, evkli k ise sobay yaktrr, gelen mektuplar okur ve bizi arr, beraber ders yaptrrd. Yorgunluk yerinde, canl, hayattar bir halet izhar ederdi. Halbuki seksen yandayd...

Evet ok calib-i dikkat bir halet! Biz ise ok zaman yorgun olurduk. Evet bundan nce de 20 Eyll 1949'da Afyon Hapsinde yirmi ayn doldurup tahliye olduktan sonra rahmetli Zbeyir'in Afyon'da tuttuu eve Hz. stad terif etmilerdi. Orada on gn beraber kalmtk. Ben on gn sonra ayrlmtm. Zbeyir Aabey, stadla beraber iki ay daha Afyon'da ayn evde kalp sonra Emirda'a gelmiler. O zaman Afyon' da Hz. stadla beraber ilk kalmz idi. Afyon'a Safranbolulu kuyumcu Sabri Efendi ile beraber gelmitik. 7 Eyll 1949'da gelmitik. Zbeyir Aabey hapisten tahliyeden sonra ayrlmam, hapiste olan stadmz sonralar ok makbul bir hizmet olarak kabul ettiini ifade buyurmutu. yle ki: stadmz Nur'lardan bir ders yapyordu: Bir mevcut, vcuttan gittikten sonra, zahiren kendisi ademe, fenaya gider. Fakat ifade ettii manalar baki kalr. Dnyann ve eyann tane yz olduunu, bunlardan birin ve ikinci yzler ki, Esma-i lahiye'ye ve ahirete bakan yzlerinin, baki semereler ve meyveler yetitirdiini, fani eyleri bki hkmne getirdiini ve bu yzlerde, mevt ve zevl deil; belki hayat, beka cilveleri olduunu beyan ettikten sonra Zbeyir'e dnerek; Benim Zbeyir'im hapisten tahliyeden sonra Afyon'da kalarak hizmetimde kald o levhalar, ok irin, ok gzeldir mnsnda ifadelerle iltifatta bulunmutu. 19 Eyll 1949 gn Konya'dan gelen Ziya Nur ve bir

arkadayla beraber bir gn sonra tahliye olacak olan stadmzn eyalarn eve tamtk. O gn Afyon'da ok canl bir gn geirdik. nk, stadmz hapisten yarn tahliye olacakt. Temyiz mahkemesi, Afyon mahkemesinin mahkmiyet ve msadere kararn esastan bozmutu. Drt sene evvel 1944'te Denizli'de cereyan eden mahkemede Said Nurs, Nur Klliyat ve Nur Talebeleri beraat etmilerdi, Denizli mahkemesinin bu beraat kararn, Temyiz mahkemesi tasdik etmiti ve kaziye-i muhkeme haline gelen bu kararla, Nur Risaleleri uvallar ve bavullarla sahiplerine iade edilmiti. Mahkeme-i Temyiz, Afyon kararn bozmasnda bu hususa dikkati ekiyor; o zaman, Beraatle iade edilen Risalelerden baka yeni telifat var m? Yeni kitaplar var m? Afyon mahkemesi, varsa bunlar zerinde yeni karar verebilir; beraat etmi ve kesinlemi bir karara ramen, yeniden karar ihdas olunamaz diye mahkumiyet kararn esastan bozmutu. Fakat Said Nursi, yine yirmi ayn hapiste tamamlad ve 20 Eyll sabah gne domadan nce polisler nezaretinde tahliye edilip Zbeyir ve Ziya ile beraber kaldmz eve getirildi. Biz de sabah namazn yeni klm, tesbihata balamtk. Baktk bir fayton sesi geliyor, yani atlarn yrynn sesini, akrtsn duyduk. Kalktm pencereden baktm. Eve doru bir fayton geliyordu. stad geliyor dedim. Aa indik, eve elli metre mesafede faytonu karladk. stad faytondan indi, polislerde arkasndan. stadmzn elini pmeye uzandk.

"Bunlar Trk milletinin medar- iftihardr" Hz. stad polislere hitaben; te bunlar Trk milletinin medar- iftihardrlar diye biz talebelerini polislere takdim ediyordu. Bunu nakletmemdeki sebep, stadmz her vesile ile Risale-i Nur hizmetinin msbet gaye ve hareketini daima iln etmesiydi. O zaman estirilen hava dolaysyla polislerin yanl nazarlarn, Hz. stad tashihe alyordu. Veya onlarn yanl beyanlarna ramen konuuyordu. Yani onlarn aylarca Afyon'da dkkan dkkan gezerek Bedizzaman ve talebeleri hakknda aslsz propagandalarna kar, Hz. stad bu suretle mukabele ediyordu. O evde, Afyon'da on gn beraber kaldk. 30 Eyll gn yeniden Afyon mahkemesi vard. Temyizin bozmas zerine muhakeme olunacaktk. On gn mddetle beraber kaldmz muazzez stadmzn kapsnda, aada bir polis, daima nbet beklerdi. Kimse ziyarete gelmesin diye. Afyon'dan sadece Ahmet Hancolu geldi ziyarete. stadmz onu Afyon namna kabul etti. Polislerden stadmzn aleyhinde olan ok ahmak birisi vard, hemen her gn onu gnderirlerdi. stadmz bir ka defa ona ders vermek istedi, msbet hareketini, Nurcularn millet ve memlekete byk menfaatn ona izaha alt. stadmz beddua etmezdi, aldanan ve aldatlan ehl-i dnyay ikaza alrd. stadmzn bu tarz ve hareketine belki bir defa ahit olmuuzdur. Hatta kendilerini tahliyeden sonra eve

kadar getiren polislere Mahkeme-i Kbraya ekva'dan okumak iin onlar yere oturttu ve bir ksmn onlara okudu. Bu ekvay, tahliyeden on be gn nce hapiste yazp Zbeyir Aabeye gndermiti. Zbeyir Aabeyle beraber daktiloyla yazdk ve alt makamata gnderdik. stadmz yle emretmilerdi. Hey'et-i vekiliyeye, adliye vekaletine, mahkeme-i temyize, bavekile ve Demokrat Parti bakanlna, bir de Fevzi akmak'a gnderilsin demiti. Onda diyordu: "Ben milletin imannn kurtulmasna hayatm vakfettim" Hairdeki mahkeme-i kbraya bir arzuhaldir. Ve dergah- lahiyeye bir ekvadr. Ve bu zamanda mahkeme-i temyiz ve istikbaldeki nesli-i ti ve dar'l-fnunlarn mnevver mualim ve talebeleri dahi dinlesinler. te bu yirmi senede yzer ikenceli musibetlerimden, on tanesini dil-i Hkim-i Zlcelalin dergh- adaletine mtekiyne takdim ediyorum. Birincisi: Ben kusurlarmla beraber bu milletin saadetine ve imannn kurtulmasna hayatm vakfettim. Ve milyonlarla kahraman balarn feda olduklar bir kuds hakikata, yani Kur'an hakikatna benim bam dahi feda olsun diye btn kuvvetimle Risale-i Nur'a altm. Btn zalimane taziplere kar tevk-i lahi ile dayandm. Geri ekilmedim diye balyordu Orada, yani Afyon'da, be vakit namaz stadmzn

arkasndan cemaatle ed ediyorduk. stadmz gece ok erken teheccde kalkyordu, sabaha kadar okuyordu ve sabah namazna bizi uyandryor ve cemaatle namaz eda ediyorduk. Sonra Zbeyir Aabey dedi ki: Gece uyumayp sra ile nbetleip, stadmzn abdest suyunu dkmemiz lazm yle de yaptk. lk gece Zbeyir Aabey uyumad, gece stadmzn suyunu dkm, ikinci gece ben kalktm. stad hi konumad, gayet ciddi abdestini ald, odasn girdi ve sabaha kadar cehri okumaya devam etti. Sabah namazna takriben drt saat kala kalkyordu. kier gece yle kalktk. stadmz hi konumazd, sonra bizi men etti. Dedi ki: Hayatta byle kimse gece bana mlaki olmam, otuz be senedir yalnz kalmm. O iki geceden sonra stadmz kendisi kalkar, sabah namazna kadar evradn bitiridi. On be dakika kadar da Nurlardan bir bahis okur ve sonra sabah namazn klardk. Arab 29. Lem'a'nn mukaddemesinde tefekkr ayetlerden ilhamen yazd bahislerden zikirle, Binler defa tekrarnda bana usan gelmedi diyor ve istisnasz her gece sabaha yakn drt be saat megul olduunu beyan ettii Hizb'l-Ekber-i Nri' den de bahisle: Her gece be alt saat meguliyetten sonra bu Hizbin altda birini okumakla hi bir yorgunluk eseri kalmad bin def'a tekerrr etmitir diyordu. Zbeyir Aabeyden nakille. Hz. stad ona, Ben gece ibadeti iin yirmi sene nefsimle mcadele ettim' mealinde ve sonra hacet kalmad demi.

Evet, mbarek, muazzez Nur stadmz onun, Risale-i Nur teli, neri, gelen gidenler, ziyaretilerle sohbeti, ehl-i idare, ehl-i maarrif ve ehl-i siyasete hakikat dersleri veren ahsiyetinden baka; Rabbi ile babaa, Onun zikir ve kir ile huzur-u daimi kazanmak, iman ve marifetullahda 80 sene daima terakkiyat ile hakkalyakine uru eden mukaddes bir haleti ise, onu beyana takatimiz yoktur. Ve her gece istisnasiz, yalnz olarak o kudsi mazhariyetini devam ettirirdi. Evet, Van'daki hayatnda dahi byle olduunu Molla Hamid ismindeki talebesi ve hizmetkarlar da defalarca beyan etmitir. "stadmzn bambakadr" namazdaki huuu ve huzuru

stadmzn namaz, namazdaki mazhariyeti, heybeti, huzuru ve huuu bambakadr. Biz onu ifade edemeyiz. Onun namazdaki nihayetsiz tecelliyata mazhariyetinden bizim hissettiimiz, milyarda bir dahi olmaz. Evet bu kat'idir... Namaza duruu, ilk tekbiri al, ellerini balay ve Cenab- Hakka dua ve tezelll, Fatihay kraati, Fatihann her bir kelimesini teker teker, cmle cmle ve btn meratibi ile okuyup hissetmesindeki ve dergh- lahiyyeye takdim etmesindeki vs'at, klliyet ve ulviyet, bizim gibi hi enderlerin beyanna gelemez. Hele namaz teehhdndeki Ettehiyyat kelimat- mbarekesini Cenab- Hakka takdim ederken, nasl btn kinat ruhunun eline alp ylece arz etmesindeki kudsiyeti ifade edemeyiz. Yalnz bu hususlara dair On Beinci ua ilm-i

lh mebhasinde ve sair risalelerde uzun izahat vardr. Onun okunmas mutlaka huzura da medardr. Ayn zamanda, Nur leminin Bir Anahtar risalesinde de izahlar yaplmtr. Bu gibi sarndan ve stadmzn hal ve tavrndan kat'iyyen anlalyordu ki, o mstesna bir tecelliye mazhard. Talebelerinde, hatta en ileri talebelerinde grnen haletler, stadmza nisbetle ok cz' kalr. Hele geceleyin 4-5 saat meguliyeti mteakip dua vaktinde, kinat mmessili ve Sahibi-i Arz ve semavatn arz zerinde en nurani bir halife-i arz olduu aikr belli olurdu. Onun d leme taan, insanlara kurtulu reetesi sunan azim ahsiyetinden baka bir kudsi ubudiyet hali, zikir ve tefekkr hali de vardr ki; herhalde Risale-i Nur hakikatlerini, bu gibi mirac- manevsi olan halinde iken taallm ederdi. Diyebiliriz ki: Said Nurs, hizmeti ile, sr- Nuriyesinin devaml hayattar neticeleriyle ve gnbe gn gelien cemaat- nuriyenin dnyann drt bucandaki hizmetleriyle es-sebeb kelfai srryla daima ykseliyor, terakki ediyor ve hayat- ebediye hesabna teli ediyor. Ve rza- lahiyenin nihayetsiz meratibine doru bir deil, binler kanatla uup gidiyor, gidiyor... Ve kyamete kadar da ykselecek, gidecek gidecek... T aksal-gayat'a kadar gidecektir. Ve minallahi't- tevk... Zlike'l- fadlu minallah... stadmz, birgn ders esnasnda, nsan namazda iken teehhd esnasnda et-tehiyyat derken, ayn gnn vaktinde et-tehiyyat diyen btn mahlkatn tahiyyelerini kendi namna Cenab- Hakka takdim edebilir demiti. Ve

ilaveten, Hatta biraz daha ileri gitse, btn zamanlardaki tahiyyat ve tesbihatlar da kendi namna takdim edebilir melinde buyurmutu. "stadmzn dua vakti ok ehemmiyetliydi" Yine Afyon' da namazdan sonra namaz tesbihatna temasla; Tesbihatta, Sbhanallah, Elhamdlillah, Allahu Ekber' derken kalbi hyar bir m'min o vakitte namaz klan, tesbihat eden milyonlar m'minler cemaat arasna manen girer, onlarla beraber syler. Hatta daha ileri gitse btn zaman ve meknlardaki m'minlerle beraber olarak, ortada Resl-i Ekrem (a.s.m.) sanda enbiyalar, solunda evliyalar ve btn m'minler beraber tesbihat edebilir demiti. "Yine birgn, Ben namazdan kta (Esselm aleykm ve rahmetullah) dediimde, samda enbiyalar, sol tarafmda evliyalar niyet ederek yle selm veriyorum demilerdi. Evet stadmz defaatle, Benim hayatm intizamla gemitir derdi. Evet, stadmzn hayat, hatta her 24 saat gnlk hayat intizaml idi. Gece ibadeti, tehecct namaz ve mutlaka seher vaktinde uyank ve tesbihatta ve duada olmas daim idi. Gece evrad okuduktan sonraki dua zaman ok ehemmiyetli idi. Herhalde o zamanda bir vakti vard ki, klliyet kesbedip btn zerrat- kinat namna tesbih ve tahmid ederdi. Gndz de; yemei, risale tashihi ve ziyaretilerle sohbeti vard ki, hep intizaml idi.

"arkn ulema bulunmutu"

ve

evliyalaryla

beraber

Evet, bu zat- alian, fevkalde kabiliyetleriyle beraber arkta zuhur etmi. arkn en mbarek, nurlu, ehl-i kalb, hyar, zekvetli, en derin ve etin meseleleri zen ulem ve evliyalarnn hepsinin duasna nail olarak, tevecchlerini alarak, ayn zamanda btn oralarda medfun eyh Sbgatullah, Ahmed-i Hani, Abdurrahman-i Tai gibi zevatn da himmetlerine ererek ve gele gele, t bata Gavs- Azam olarak l-i Beytin kuds imamlarn ders ve iradlarna da mazhar olarak, tekemml ede ede, ayn zamanda genliinden beri devam ettii Ceven'l-Kebir gibi kuds mnacatlarn da feyizli derslerinden istifade ede ede yetimi, gelimi, tekemml etmi. Hatta bir mektubunda bu hususa temasla. te bu sr iindir ki, Yeni Said'in husus stad olan mam- Rabban, Gavs- Azam ve mam- Gazal, Zeynelbidin (radyallahu anhm), hususan Ceven'l-Kebir mnacatn bu iki imamdan ders almm. Ve Hazret-i Hseyin ve Hazret-i Ali (kerremallahu veche') den aldm ders, otuz seneden beri, hususan Ceven'l-Kebir'le, daima onlarla manev irtibatmda, gemi hakikat ve imdiki Risale-i Nur'dan bize gelen merebi almm buyuruyor. Bunlar zikretmekteki maksadm, Hz. stadn her ynden ve azam tecellilere mazhariyetle manev ve ruh inkiafn bir derece ifade ile, havsalarmz haricindeki namazdaki byk huzurun ve Risale-i Nur'un kuds ve ulv

mazhariyetini nazara vermektir. Elbette ve hi phe yok ki, imdi bata Anadolu olarak lemi ihata eden Risale-i Nur'un ekirdei olan Hz. stadn o daireye, l-i Resul'e ayeste ve murtabt mazhariyeti bulunacaktr. Van'da iken, Mecmuatu'l-Ahzab' cilt olarak ve on be gnde bir devretmesi, evrad yerinde okumas gsteriyor ki, o byk zevatn umumunun mazhariyetlerini kendinde toplamt. "Hayatm bir nevi ekirdek hkmne gemi" Yine bir mektubunda, kendi hayatnn ekirdek mansna iaret ederek, 'Benim hizmetim ve sergzet-i hayatm, bir nevi ekirdek hkmne gemi, inayet-i lhiye ile bu zamanda ehemmiyetli bir hizmet-i imaniyeye mebde olmak iin Kur'an'dan gelen ve meyvedar bir ecere-i liye olan Nur risalelerini ihsan etmi' demektedir. Bir risalesinde, 'Madem u kinatn her bir zerresi byle pencereyi ve iki delii; ve hayat dahi iki kapy birden Vacib'l- Vcudun vahdaniyyetine ayor, zerreden t emse kadar, tabakat- mevcudat, Zat- Zlcellin envar- marifetini ne suretle nerettiini kyas edebilirsin. te marifetullahta terakkiyat- mneviyenin derecatn ve huzurun meratibini bundan anla ve kyas et' demektedir. te zihayat stnde olan pek ok hatem-i Rabbanden birtek hatem byle nurunu gsterse ve onun yatn yle okuttursa, acaba birden btn o hatemlere bakabilsen, grebilsen, 'Sbhane men ihtefa biiddeti zuhurih' demeyecek misin?

te birtek iekten byle bir ehadet iitsen, acaba zemin yzndeki Rabban balarda umum iekleri dinleyebilsen... te eer btn ruy-i zemindeki aalarn lisan- hallerini birden dinleyebilsen... Bir zaman kalbime geldi. Niin Muhyiddin-i Arabi gibi harika zatlar sahabilere yetiemiyorlar? Sonra namaz iinde (Sbhane Rabbiye'l-l) derken, u kelimenin mans inkiaf etti. Tam mnsyla deil, fakat bir para hakikat grnd...' Mektubat risalesinde, 'Ubudiyet vaktinde, dergh- lhiyeye mteveccih olduum vakit, Cenab- Hakkn ihsaniyle bir ahsiyet veriliyor ki, o ahsiyet baz sar gsteriyor. O sar, mn-y ubudiyetin esas olan, 'Kusurunu bilmek, fakr ve aczini anlamak, tezelll ile dergah- lahiyeye iltica etmek' noktalarndan geliyor ki; o ahsiyetle, kendimi herkesten ziyade bedbaht, aciz, fakir ve kusurlu gryorum. Btn dnya beni medh sena etse, beni inandramaz ki, ben iyiyim ve sahib-i kemalim' demektedir. "Bir kitap kadar hatralar" Evet muazzez Nur stad, ubudiyet makamnda daima Cenab- Hakka mteveccih bir hu halinde bulunurdu. Tarihe-i Hayat'ta neredilen Kastamonulu Mehmet Feyzi ve Emin Aabeylerimizin Kastamonu'daki hayatlarna dair kaleme ald bir mektubu, stadmzn baz evsaf-

liyesini gzelce ifade etmektedir. O mektubu isterdim ki, buraya aynen dercedeyim. u anda merhum Mehmet Feyzi Aabeyimizi yd ederken, merhum ayc Emin'i ve Van'daki talebeleri Ali avu ve merhum hayatta iken Hz. staddan ok hatralar nakleden merhum Molla Hamid Efendi ve Barla'nn merhum Sddk Sleyman' ve onlardan duyduum tatl ve nurlu hatralar hatrma geldi. Zihnim imdi oraya evrildi. Bir kitap kadar olan bu hatralar, o zamanlardaki hizmetleri, hareketleri... naallah bunlar ileride yazmak kabil olur. "Bir le vakti namaz klyorduk" Yine Afyon'da tahliyeden sonra bir le vakti stadmzla namaz klarken darda ocuklarn grltlerini duyuyordum. Davul alnyordu. 'Acaba stadmzn namazdaki huzuruna mani olur mu?' diye dndm. nk, Hsrev Aabeyin, Isparta'da bazen gaz ocan yakp onun sesi ierisinde namazn kldn grmtm. 'ocuklarn sesleri dardan geldii iin huzuruma mani oluyor. Onun iin yakyorum' demiti. Bunun iin ' ocuklarn sesi, acaba Hz. stadn da huzuruna mani olur mu?' diye dnmtm. Selamdan sonra Hz. stadmz, ben bir ey demeden', Eskiden grltler namazma, huzuruma mani olurdu. Fakat imdi olmuyor' diye beyanda bulundu. "Demek sen Sungur'un babassn" Afyon'da Hz. stadmzla birlikte olmakla, hayatmzn

en mesut gnlerini yaarken, bir gn pederim (Aydn kylerinde imamd) stadn ziyaretine geldi. stadmz, 'Demek sen Sungur'un babassn' diye ona iltifat gsterdi. nk rahmetli pederim, maddi mzayekalarndan, borlu olduundan ve benim de kendine retmenlik maandan tam yardm edeceim srada ve o mitle yllar boyu bekledikten sonra, ona yardm edememem ve sair sebeplerle, gayr- memnundu. Ve beni stadmza ikyete gelmiti. stadmz, evvela hizmet-i Nuriyeden ders yapt, sonra, ana-baba hukukundan bahsetti. Bu zamandaki Risale-i Nur hizmetinin ehemmiyetinden bahsetti ve pederime teselli edici dersler verdi. Bundan sonra pederim. zmir- Aydn havalisinde stadmzdan ve Nur'lardan kemal- takdir ve tahsinle bahseder oldu. Ve stadmza dost oldu. Hatt o havalide Nur'un niri oldu. stadmzn hayatnn son senesinde bir gn, Hsn kardein peder ve validesinden bir mektup gelmiti. 'Biz Hsn'y stada vakfettik' diyorlard. stadmz o mektubu okurken bana dnerek, 'Mutlaka baban da seni bana vakfetmeli' dedi. 'Geri validen ve ocuklarn vakfetmiler. Fakat baban da vakfetmesi lzm' demiti. Birka gn sonra Isparta danda ayn arzularn tekrar etmiti. Ben de babama bir mektup yazdm 'Hz. stadn son seneleridir, seni grmek istiyor' dedim. Bir aramba gn Hz. stad beni yalnz bama Isparta'da nbeti koyup dier kardelerle Emirda'a hareket ettiler. Ben kuluk vakti, boyac Rt Aabeyin dkknna uradm, ne var ne yok diye. Bir de baktm, peder gelmi.

Beraber stadn evine kadar geldik. O zaman stadmza ait bir teybimiz vard. Rahmetli babama durumu anlattm. stad senden, beni vakfetmeni istiyor diye... Babam teybe Kur'andan baz ayetler okudu ve sonra, 'stadm, Mustafa'y ebediyyen sana vakfediyorum, hi bir hakkm yoktur' dedi. Sonra Emirda'a gitti. Orada da stad ziyaret etmi. Sonra stadmz dndnde, merdivenlerden karken kollarna girdiimde, 'Cenab- Hakka kr, imdi babanla sen, aynen Ceylan'la babas Mehmet alkan ve Salahaddin'le babas Nazif gibi oldunuz' diye tebiratta bulundu. Btn bunlar, stadmzn efkatini gstermektedir. Ben stadmzn bu tasarrufundan babamn hiretine ait mk ve kurtarc haletini anlyorum. Cenab- Hak ebediyen raz olsun, min... "stad, beni zmir'e yolluyor" stad Hazretleri beni 30 Eyll 1949 gn, mahkememizi mteakip babamla zmir'e gnderdi. Ben stadmdan ayrlmak istemiyordum. Babamla beraber zmir trenine binip iki istasyon sonra, istasyonun birinden inip kamay tasarlamtm. stadmzla beraber ikindi namazn klarken, iimden, 'Kat'iyyen ayrlmam' diyordum. stadmz namaz ve tesbihat mteakip geriye dnerek; 'Sen mutlaka gideceksin. Hem zmir'e urayacaksn, hem stanbul'a urayp Eref Edip, Mihri Helav, Vecihi gibi dostlarmla greceksin, hizmet var' diye ihtarda bulundu. Ve onlara sylenecek meseleleri

tevdi buyurdular. Ve o gnn akam Afyon'dan ayrldm. zmir'e, sonra stanbul'a urayarak memleketime dndm. zmir'de o zaman bir zccaciyeciye uradk. Mustafa Birlik'ten evvel de bir dost vard. Onu ziyaret ettik. Ahmet Feyzi Aabeyi ziyaret ettik. Aydn-zmir havalisinde en ok ismi duyulan Ahmet Feyzi Aabey idi. Denizli ve Afyon Cezaevlerinde bulunmutu. Kuvvetli natkas, irtibat ve alkas vard. Hz. stad ona, 'Risale-i Nur'un manevi avukat' demitir. Afyon'da okuduu aaal mdafaas ile heyet-i hkimenin dikkatini celbetmi ve hazrlad Maidet'l-Kur'an Hazinet'l-Brhan adl eseri ile, bu asrda zuhur eden Risale-i Nur'a iaret eden, yet ve hadislerden istihralar karmt. Afyon'da bu kitap zerinde fazla duruldu. Bir gn hapiste stadmz, Ahmet Feyzi Aabeyin temyize yazd lahiyasnda bu istihralarla fazla meguliyet yerinde Nur'larn yaz ve dersine ehemmiyet vermesini ihtar etmiti. Buna kar Ahmet Feyzi Aabey boyun bkp Hz. stada yle bir pusula gndermiti. 'stadm, btn dnya seni inkr edecek, sen de onlar teyit ve takviye edeceksin ve ill bu Ahmet Feyzi, senin son memur-u Rabbani olduunu btn dnyaya ilan edeceim. Talebeniz Ahmet Feyzi Kul' diye yazmt. Rahmetli, Afyon'dan tahliyeden sonra, zmir'le Denizli arasnda mekik dokurdu. Dnyev iler perdesi arkasnda hizmet-i Nuriyede bulunurdu. Hayatnn sonuna kadar derslerle sohbetlerle vakit geirdi. Bilhassa Ege blgesinde bir kandil-i Nuran idi. Hazret-i stadmz son ziyaretlerinde, stadmz, 'Ben

otuz seneden beri o havaliye (Ege blgesine) baktmda byk bir ruhun bana mukabele ettiini gryordum. Eer, kardeim! Sen orada olmasa idin, benim gitmem lazmd' diye beyanda bulunmutu. Buradaki mukabil gelme hadisesi, bana mukabil geliyor, mnsnda olsa gerek... "Mehdi Peygamber deildir" Ahmed Feyzi Aabeyin mahkemede okuduu aaal mdafaanamesinden teberrken bir ka cmleyi arz etmek isteriz: Madem ki devlet laiktir. Bizim dinimize ne karyor? Bizim erat- saat meselelerini renmemiz, dilediimize Mehd vs. dememiz onu ne alakadar ediyor? Zt- Uluhiyetin alenen inkr edildii ve erkn- dinin mftehirane tezyif edildii ve onun yerine faniler teellhe (ilahlatrmak) edilerek kendilerine (haa) yaratclk isnat edildii bir devirde, bizim bir insana Mehd dememiz ok mu byk bir crmdr? Mehd peygamber deildir. Fevkal-beer de deildir. Dn-i Cell-i slm, i'zaz ve i'laya ve ner-i hidayete memur bir insandr. Fakat, te'yid-i Muhammedye mazhar bir insandr. Mehd kelimesi, merv, mebn gibi, ism-i mef'uldr. Hidayete nail olmu manasndadr. Bunda ne gibi fevkaladelik var da teh buyuruluyor. Mehdyim diye dv eden yok; ortada Menemen'in esrar-keleri de yok. Ortada, bir hakikat- uly, bir Nr-i kuds meydandadr. Eer, Mehd, insanlarn hidayetine sebep olan bir insan demek ise, bu kadar evsf- ber-gzde ile ner-i hidayet yapan bir insana ve

esere Mehd demek, ne gibi bir tezat ve eblehlii icap ettiriyor...' Bu da baka bir mdafaasndan rnektir: Sayn Savc, bize ktphaneleri dolduran binlerce Arapa ve bugnn ruhuna tercuman olamayan kitaplar tavsiye ediyor. Sayn Savc ve onun gibi dnenler, Risale-i Nur nam altndaki klliyat- ilmiyeyi ve hazine-i hrriyeti ve hakikat- liyeyi beenmeyebilirler, tenkit de edebilirler. Bu kendilerinin bilecei bir itir. Bizim u veya bu esere rabet etmemize ve ona kymet vermemize karamazlar. Biz Risale-i Nur'u seviyoruz. Ve onu hakiki ve riyasz bir din kitab ve Kur'n tefsiri biliyoruz. Kymet lleri ve hkmleri vicdan bir takdir meselesidir. Buna kimse mdahele edemez. Evet, biz, Risale-i Nur mellinin velayetine ve daima ayn-i hakikat dersi verdiine kailiz. Kendisinin kabul etmemesi bizim bu kanaatmz sarsmyor. Ancak, bizim kabul ettiimiz, keramet-i kevniyesinden dolay deil, Nur'larn dersinde hrikulde ve ekmel tezahrlerine ahit olduumuz ve btn cihan- irfana meydan okuyan keramet-i ilmiyesinden dolaydr. Tahsil hayat aydan baka mevcut olmad halde, bu kadar feyz-i ilim nereden ve ilminin harikalaryla en mnteha mesil-i ilmiye ve liyyede en yksek mtefekkirleri dahi hayrette brakacak bir mantk ulviyeti ibraz eden ve hayatnn yarsndan sonra rendii bir lisanda bu kadar czibedar bir tarz- beyan ve srkleyici bir hararet izhar eden ve gayet feyyaz

bir ak ve heyecan terennm eden ve bir derya-y iman ve bir hazine-i tevhid ve bir umman- hikmet halinde coan bir ikinci Bedizzaman gsterebilir misiniz? Fn zevahirin lyiine edna bir meyl ve iltifat gstermeyen ve en kk bir menfaat ve lezzete tenezzl etmeyen; levs-i fnnin ayana dolaan btn yaltaklanmalarna asla kymet vermeyen; kimseden birey beklemeyen ve dilenmeyen ve kendisine arzedilenleri kabul etmeyen; iffet ve ismetin en l rneklerini yaatarak saburne, mtehammilne her nev mahrumiyetlere gs germek suretiyle kendini hakikata ve envar- Kur'niyeye ve maarif-i Muhammediyenin (a.s.m.) izharna vakfeden ve memleket ve milletin ztrabat karsnda pr-rahm efkat alayan; kendine yaplan bunca ihanetlere ramen etrafndakilerinin saadetleri iin hizmetinden asla vazgemeyen, ihtiyarlna ve bkesliine bakmayarak insanlar gayya-y cehl ve gird-bad- inkrdan kurtarmaya, hasb ve lah bir cehd ile alan ve savaan bir fazilet ve Nur bidesini stad addetmekliimizi ok mu gryorsunuz? Kendisini bu arzedilen keramet-i ilmiyesiyle beraber, srf ahlk llerinin kaybolduu byle bir devirde gsterdii bu misilsiz feregat ve istina ve heser-i ismet ve istikamet dolaysyla yine bir enmzec-i keml ve mihrab- fazilet olarak tannmaya ve iktida edilmeye yandr. 'te biz Bedizzaman'a bu gzle bakyoruz. zmir'de, Hz. stadn salnda, Abdurahman

Cerraholu ve sonra Mustafa Birlik ve arkadalar byk hizmetler ve gayretler gsterdiler. stanbul'da malum ahslara stadmzn selmlarn, vedialarn takdim ettim. imdi doktor olan Safranbolulu Mustafa Ramazanolu (Musatafa Oru) o zaman tbbiyede okuyordu. Vakar yurdunda kalyordu. stanbul hizmetinde faal bir rkn idi. Seneler sonra stadmz ona yazd bir mektubunda, onun stanbul'daki hizmetini elli senelik bir hizmet gibi kabul ettiini ifade buyurmutur. "stanbul'da gryorum" stadn eski dostlaryla

Mihri Helav'dan ve stadmzn eski bir dostundan Hz. stada ait baz hatralar dinlemitim. Mihri Helav avukat idi ve stadmzn Van'daki Horhor medresesindeki talebelerindenmi... Eref Bey ise, yeniden hayat bulmu gibi idi. Uzun bir devreden sonra ve artk din Anadolu'dan ortadan kalkmaya yz tutmu bir vaziyet-i elimanede zan olunduu, mitsiz, tesellisiz bir hicran haletinde iken, eski bir dostu, hrmetkr olan Bedizzaman Said Nursi'nin Anadoluda yeni bir genlik, bir nesl-i cedid, Nur talebeleri camias olarak meydana kn, yeni bir ba'su bade'l-mevt telkki ediyordu. Onlar stad, devr-i Merutiyyette uzun uzun grmler, grmler, tanp sevimilerdi. Eski asar ile Nur stad tanyorlard. Byklne, muazzam ahsiyetine, fevkalede kabiliyetine, harika dehasna ahit idiler. Lkin Said-i Mehurun devr-i Cumhuriyette, mteselsil tazyikler,

hapisler ve nelerden sonra, Risale-i Nur klliyat ad altnda yeni bir eserler serisini ve ona bal hdim Nur talebeleri cemaatn bilmiyorlard, dnmyorlard, grmemilerdi. Hatrlarnda fevkalde hrmet ettikleri Eski Said, Bedizzaman mnsna ilveten Yeni Said'in byle bir cemaat ve eser klliyat ile yeni leme zuhurunu, hakikaten fevkal-had, mthi ve muhteem bir hadise olarak, hayretle ve kranla karladlar. Ve mitsizlikten syrlp Said'den ve cemaat- Nuriyeden taze bir hayat alarak, hizmete, neriyata ve mcahede-i mneviyeye baladlar. "Ankara'da Ahmed Hamdi Akseki'yle bir grme" stanbul'dan kye gittikten sonra rahmetli Zbeyir Aabey ve alkanlar mektupla stadmzdan bizi haberdar ediyorlard. 1950 senesine girdikten sonra iimizde tarin fevkinde arzu ve heyecanla, stadmzn hizmetinde ve yannda bulunmak itiyaknda idik. Kendimize sanki hakim olamyorduk. Sonra anladk ki, bunlar bir ltf-i lhi olarak bir tasarruf-u mnev imi. Hadsiz kr olsun, kymzden drt kii, Reat Efendi, kr Efendi, Ahmet Efendi ile beraber stadmz ziyarete azmettik. O zamanlar, kyller, yarm saat kadar yryle bizi Hac Hamza denilen yere kadar uurlarlard. Her seferinde Safranbolu'ya urar, orada Berber Hfz Efendi, iki mbarek evld Hsn ve Ylmaz', Osman Ustay grr, oradan Karabk'e gider Mustafa Osman Efendi bata olarak Sleyman'n babas Rza Usta, evki

Efendi, aban Efendi, Emin Hoca gibi oradaki mbarek cemaatle grr ve onlarn da selm ve hrmetlerini alarak Emirda'a yollanrdk. Bu gidiimde hi bir sebep yokken Ankara'da Diyanet Riyasetine uradm. Reis Ahmed Hamdi Akseki'yi ziyaret ettim. stadmzdan sitayile bahsetti, hrmet ve selmlarn takdim etti. Ayrldm, Emirda'a geldik. Ne garip tevafuk ki, Hz. stad da, Ahmet Hamdi Akseki'ye, biri ahsna ait, biri de mavere kuruluna verilmek zere iki takm klliyat hazrlam, ona gtrecek birini bekliyormu. Hsrev Aabeye mektup yazmlar, onu intizarda imiler. (Bu hususa dair Emirda Lhikas'nn ikinci ksmnda tafsilt vard. ) Ahmed Hamdi Akseki Klliyat perek bana koydular. Ktphanesine yerletirdiler. O esnada Ahmed Hamdi Efendi, 'Ben dnyada Abdlmecid (nlkl) gibi lim grmedim. stadn ilmi ise zaten kyasa gelmez, onun ilm vehbdir' diye ifadede bulundu. Abdlmecid Efendi, o zaman rgp Mfts idi. Ahmed Hamdi Efendi stadmzn mektubundan ok mtehassis oldu. Adeta hayat bulmutu.(Bu mektup, Emirda Lhikas-II de 10' uncu sahifededir. "Benim yanmdaki hizmet gm ise, Ankara'daki hizmet altndr" O zaman Ankara'da on gn kadar kaldk. Daha nce stadmz hapishanede iken, 'Ankara Dil Tarih Corafya Fakltesinde okuyan Aral Abdullah var, ona verirsin' diye

Risale gndermiti. Bu defa geliimizde onunla beraber kaldm. Yurtlar geziyor, talebelerle temaslar kuruyorduk. Yani Cenab- Hakka kr, Nur hizmetini ifa ediyorduk. Kendisi ok mbarek, mnis bir zatt. Ruhen birbirimize snmtk. On gn sonra ben tekrar Emirda'a dndm. Emirda'da yirmi gn kadar stadmzn hizmetinde bulunmak nimetine nail oldum. Gndzleri stadmzn evinin bir odasnda, geceleri otelde, kk bir odada kalyordum. Hz. stadmz Afyon hapsinden tahliye olal drt ay kadar olmutu. ubat ay olmasna ramen havalar ok iyi geiyordu. Mbarek stadmz gndzleri, cenuba bakan odasnn penceresine kar, kiremitler zerinden fka bakar, tefekkrde bulunurdu. Yirmi gn kadar hizmetinde kaldktan sonra, beni tekrar Ankara'ya gnderdi. Yannda hizmetinde kalmay ok arzuluyordum. Byle her defasnda muazzez stad beni Ankara'ya gnderiyordu. Ve defaatle; Sungur, benim yanmdaki hizmet gm ise, Ankara'daki hizmet altndr' derdi. Zbeyir Aabeyi ben gelmeden nce stanbul'a gndermiti. O esnada Zbeyir Aabeyden stadmza bir mektup geldi. stadn yanna gelmeyi ok arzuluyordu. 'Baka trl yaayamayacan, u mektubu yazarken de gzyalarn tutamadn' yazyordu. Hakikaten mektup zerinde ya damlalarnn eseri vard. Mektubu stadmza okurken bir ara stadmza baktm. Hz. stad da gzyalarn tutamam, mbarek gzlerinden damlalar inmiti. Bazlar onu gerein zddyla, isnad ve iftiralarla mahkum ederken,

byle fedekr Zbeyirlerin, huzuruna kabuln yalvarmalar ve gzyalaryla hizmetine girmek arzusu, lahi bir tecelli idi ki; bir ka ay sonra 1950 yl bahar Zbeyir Aabey, stadmzn hizmetine gelmiti... Ve ayn bahar, bu fakir dahi Emirda'a dnmek ltfuna nail olmutum. Ziya ve Zbeyir aabeyle beraber, o yaz hizmette kaldk. Mbarek bir zat, at ile faytonunu stadmza tahsis etmiti. stad ona da biraz cret verirdi. Faytonu Zbeyir Aabey sryordu. Biz de bazen biniyor, bazen de yryorduk, Hz. stadmzn iaretiyle... Ekseriyetle Keili ky civarnda bir bada kalrdk. O zamanlar stadmzn yannda iken yediimiz yemek yle hlasa edilebilir: Biz yemei tamyor, yemek bizi tayordu. stadmz, le vakti bazen zm, karpuz gibi hediyeleri, mukabilini vererek alr, bize taksim ederdi. O lezzeti ise imdi bulamyoruz. 1950 yaz mevsiminde Emirda'da stadmzla beraber olan hatralar inaallah tafsilatiyle yazmak myesser olur. "Sungur benim evlad- maneviyemdir." Birka ay nce ubat'ta, Emirda'da hizmetlerinde ilk defa yalnz bama kalmtm ki hizmette acemiliimin, liyakatsizliimin tezahrlerini aka gryordum: Fakat stadmz ok efkatli idi. Onun efkat dolu baklar arasnda yayor olduumu hissediyordum. Bu yirmi gn iersinde Albay Hulsi Aabey ziyarete gelmiti. Barla'dan ayrlndan sonra ilk defa ziyarete geliyordu. Demek yirmi sene sonra gelmiti. stadmz ona ok iltifatta bulundular.

Bir ara Hulsi Aabeye, 'Sungur benim evlad- maneviyemdir, senin de evlad- maneviyendir' demilerdi. Hulsi Aabey ziyareti mteakiben ayrlp otobse bindii zaman, Hz. stad beni gnderip, 'Benden ayrlal yirmi sene getii halde, sanki yirmi gn evvel ayrlm gibi grdm kendisini Hulus'ye syle diye' demiti. stadmzn szn Hulusi Aabeye naklettiim zaman, o da aynen; 'Hakikaten benim iin de yle. stadmdan hi ayrlmamm, daima yannda kalmm gibi beraberliimi anlyorum. Bunu ben de hissettim ve yaadm' melinde cevapta bulundu. Mevzu imdi Hulusi Aabeye geldi. Hazret-i stad Barla'da iken kendisi Eirdir'de stemen-yzba idi. Hz. stadn ilk talebelerinden. Sekizinci Lem'a olan keramet-i Gavsiyede ismi var. Gavs- zam Abdlkadir Geylani Hazretlerinin bir kasidesinin sonunda ' Ve kn kadiriyye'l-vakti lilahi muhlisen, tai saiden sadkan bi muhabbeti' fkrasnn 'lillahi muhlisen'de yer alan Hulusi, ihlas cihetinden de Nur'un birinci talebesi... stad ziyarete gelen muhtelif cemaatlere Hz. stadn bahsettii bir hatra ki, bu Hulusi Beyle alakaldr ve manidardr. stadmz gelen ziyaretilere sohbet ve ders esnasnda bazen coard. Risale-i Nur'un bu millet ve memlekete en byk faydasn ve komnizmi nlediini ifade ederken ok zaman yle sylediine ahidiz: "Soruyorum size! Yedi yz milyon in'i ve yar Avrupay alan bir kuvvet niin bize iliemiyor? Halbuki bin yllk bize hayf var. En evvel bize ilimesi lazmd. Yemin

ediyorum, Vallahi! u Kur'n hakk iin, Kur'an- Hakim perde olmutur. Ve onun bu asrn fehmine bir dersi olan Risale-i Nur en byk sed olmutur. Mesela, Nur'un miralay bir talebesi (yanndaki talebesine haf sesle Hulusi Bey diye syler) Urfa'dan Kars'a kadar komnizme kar bir set izdi. Nur'larla, Nurdan kard mev'izelerle, komnizmi durdurdu' diye arktaki mebdedeki hizmetinin ehemmiyetini yd ederdi. Lillahil hamd sonradan bata Urfa olarak Diyarbakr, Erzurum ve Van gibi arkn mhim merkezlerinde zuhur eden kahraman akirtler, sddk hocalar, bahadr zatlar ve daha binler talebeler, Nur'un fedakr hadimleri arkta, en mhim mevkide, Rus hududunda komnizme kar byk hizmetler if ettiler. Sarslmadlar, geri ekilmediler. imdi ise arkn her vilayet ve kazasnda, binler sadk fedakr Nur talebeleri, Risale-i Nurun dsturlar dairesinde birer Gen Said manasnda hizmet-i Nuriyeye devam ediyoralar. "Blcln karsnda Nur talebeleri" stadmz Dou niversitesi iin gsterdii byk alkasnn semeresini Erzurum niversitesi semeredar neticeleriyle ok gzel gsterdi. Ve her tarafa nuran smbller nerettii gibi Urfa, Gaziantep, Diyarbakr, Van gibi mmtaz beldeler dahi lemde klli hizmetlere medar oldular. lk defa Urfa'da teesss eden dershane-i Nuriye ve Ceylan, Zbeyir, Abdullah ve Hsn gibi Hz. stadn gnderdii talebeler , arktaki hizmetin Hulusi Aabeyden

sonra ilk nvesini tekil ettiler. Seyyid Salih de Urfal olup lem-i slmla irtibat- manevide, ehemmiyetli hizmette bulundular. Diyarbakr'da Mehmet Kayalar'n gayretli ve oralardan kan muhterem lim ve sadk talebeler, Nur'larn o havalide intiarna, inkiafna vesile oldular. Ve Gaziantep'ten kan sadk Nur talebe ve hadimleri de Nur dairesinin feyizli iekleri hkmnde Anadolu'yu enlendirdiler. imdi de arkn her vilyet ve kazasnda ve hatta baz kylerinde bile Nur dershaneleri bulunmaktadr. Bu arada u hususu da ehemmiyetle tebarz ettirmek yerinde olacaktr. arkta Risale-i Nur hizmetinin uhrev, mnevi, man neticesinden baka; millet ve memleketin saadetine, birlik ve beraberliin teminine de en byk sebep tekil ettii hususu, inkr imknsz bir vakadr, bir gerektir. Bu mesele, mstakil bir mevzu olarak ele alnp elbette bir gn btn hametiyle dnya efkr- umumiyesinin nazarna arz edilecektir. Gndze gece diyecek kadar krleen bir ksm bedbahtlarn, Said Nurs ve talebelerine gerein zdd ithamda bulunanlarn aslsz yzlerine, o aslsz isnatlar arplacaktr. Heyhat! O ithamlar nerede? Hazret-i Said'in binler klli ve kuds hizmetlerinden baka, millet ve memleketin btnlne birlik ve beraberliine dair bir asr boyunca Risale-i Nur'la ve talebeleriyle yaptklar msbet hizmeti nerede? Zaman gsterdi ki, o isnad yapanlarn asl kendileri blclk yaptlar, kkrttlar, krklediler. Karlarnda yine Nur talebelerini buldular. Evet arktaki o blc kkrtmalara kar iman nuruyla mukabele edenler yine Nur talebeleri

oldular. Neden onlar oldular? nk, Trk, Krt slmn kahraman bahadrlar ve cihad hizmetinde halis kardetirler. Blcl kkrtanlar ise paralayp yutmak isteyen slmn ezeli dmanlardr. Bu itibarla arktaki Nur talebeleri, bu korkun plan Nur-u imanla grdler. Trkn ve dolaysyla slmn aleyhinde, dehetli oyuna gelmediler, aldanmadlar. "stad konutuu kimselerin kabiliyetine gre hitap ederdi" O sene, yani 1950 yaznda stadmzla beraber Emirda'da hayatmzn en mesud gnlerini yaadk. Ziya ve Zbeyir Aabeyle beraber, Hz. stadn evinin karsnda eski bir odada kalyorduk. Emirda'da alkanlarn dkkn, bir hizmet merkezi idi. alkanlar hanedan ise bahtiyar hanedan idi. O zaman Emirda'da ok muhterem bir cemaat- Nuriye de vard. Zaten stadmz nereye gitse, nerede ikmet etse byle nurn bir cemaat meydana gelirdi. Hz. stadn yanna gelenlerle, grt kimselerle, kabiliyetlerine gre konuur, hitab ederdi. Bittabii herkes stddan raz ve honut olurdu. Gelenler de ayr ayr istidatta insanlard. stadmz bazlarna Risale yazdrrd. Kaymakam, Savc v.s. zevatla konuacak olanlara ona gre vazife verirdi. stadmzn tevecch ettii, hizmet tevdi ettii zevat ise, zamanla ok istifade grdler. Anlay ve idrak kabiliyetleri

artt. Evet, stadmz, temas ettii insanlarn hamiyet damarlarn tahrik eder, bihassa onlar bulunduklar ky, kasaba, dkkan ve tarlasndan baka, din, slm hakikatler, Allah, Peygamber hukuku olarak alkalanaca daireyi ona telkin ederdi. Herkeste slm dinine ait bir hamiyet peyda olur, geliirdi. slmiyet namina, Kur'n hesabna, vatan millet namna en yksek makamata, icraatlara nazarlara evrilir, ya takdir ve tahsin veya tenkit ve tahkir yaplr, bu suretle Allah iin muhabbet, Allah iin adavet srr zahir olurdu. Artk slm, o insann gayesi olur, dnyada iman ve slmn telisine hasr- himmet ederdi. Zaten bu gibi eyler, insann dnyaya geli hikmetleridir. En bata iman olarak ve iman nuruyla bak esas olmak artiyle... "Bu asrn Sultn- Abdlkadiri Bedizzaman'dr" stadmz yannda iken bir gn, Keili ky balarnda stadmzn kald ba evinin altnda idik. Ben muallimlikten ihracmdan dolay ura-y Devlet (Dantay) nezdinde dava amtm. Mahkeme gn geldi. Ankara'ya gidecektim. Arzettim. Bana, mdafaatmda syleyeceim baz eyleri ifade ettiler. Hatta Hair bahsine dair bn-i Sina'dan bahsetti, mdafaatnda byle byle dersin demiti. Lakin ben kren ve aklen stadmn sylediklerini ihata edemiyordum. Belki iddet-i muhabbetimden o anda btn dediklerini anlyor, zevk ediyordum. Fakat kren ihata edemiyormuum. Demek kalb kulayla stadm dinliyormuum. Lillahilhamd, 1954'ten sonraki senelerde

verdii dersler, ikaz ve ihtarlarla akl ve krimizi atlar. Bu sahada da tari imkansz ltuara nail oldum. Sonsuz krler... O sene, Eyll'den sonra mektepler almaya balama zaman, beni tekrar Ankara'ya; Ziya'y stanbul'a gnderdi. Ankara'da Abdullah, Salih, Ahmed ve Ziya Nur gibi kardelerle beraberdik. Ceylan' da, stadmz, hapisten tahliyeden sonra Urfa'ya gndermiti. Urfa'da 6 ay kaldktan sonra Emirda'a dnd. stadmz Ceylan' da Ankara'ya gnderdi. stadmzn emriyle o sene beraber kaldk. Hatta bir ara Seyyid Salih ile de beraberdik. Seyyid Salih tbbiyede okuyordu. Ftrat icab ok faal ve gayyur idi. Dershanede durmak yerinde, bize gre d faaliyetlerde bulunurdu. Sonra stadmz ona, benim hariciye nazrm' diye iltifatta bulunurdu. Sonra anladk ki, bu daire-i Nuriyede, bu fabrika-i maneviyede her eit hizmet erbabna, kabiliyetlere gre ihtiya vard. Ve hizmet, btn bu ayr ayr kabiliyetlerin inkiafna medar oluyordu. Elhamd lillahi hz min fadli Rabb... Ankara'da, 1950 sonbaharnda stadmz, bize Osman Nuri Efendi ile tanmamz syledi. stadmz ona mektup gndermiti. O da stadmza o gnlerde sk sk mektup gnderiyordu. Bu zat harb-i umumide Alay Mftl yapm ve harpten sonra da Ankara'da 25 sene Mill Mdafaa Mftlnde bulunmu mbarek bir zatt. stadmz ona, Ankara'da Hasan Feyzi yerinde ehl-i kalb bir mbarek zat olarak bakard. O da stadmz ok takdir ederdi. Devr-i Merutiyetten tanm ve Eski Said'in btn eserlerini okumutu. O zatn Hz. stad hakknda, ok

stn takdir hisleri tadn grrdk. Ka defa iittim, stad soranlara yle diyordu: "Bu asrn eyh-i Ekber Muhyiddin-i Arab'si ve Nakibend-i Kudssi ve Sultan- Abdlkadir'si Bedizzaman'dr.' stadmz Ankara'ya davet ediyordu. 'Bir hcre yaptryorum, mutlaka gel' diye ricada bulundu. stadmz sonra, 'Ankara'daki talebelerim o medrese-i Nuriyede benim yerime kalsnlar' diye mektup gnderdi. Emirda Lahikas 2. ciltte bu mektup var. "stad Millet Partisi'ne iltifat etmezdi" Merhum Osman Nuri Efendinin, Ankara'da ok tandklar vard. Hatta asker temyiz reisi Kemal Kalkan Paa mridlerindenmi. Denizli beraatnn temyizdeki tasdikinde hizmetleri olmu. Ankara'da sivil ve asker cenahta ok tandklar vard. lk Millet Partisi, Osman Nuri Efendinin evinde 33 kiilik bir heyet tarafndan ve tamamen slmiyet iin almak gayesiyle kurulmu. CHP karsnda ahrar tbir ettii Demokratlarn blnmesi iin ve dolays ile ark- imalden kan dehetli dinsizlik cereyannn, bu blnmelerle ehl-i imann kuvveti zaafa uramasyla, bu vatan istilsna meydan vermemek gibi, en nemli bir mesele iin Hz. stad, Millet Partisi gibi blnmelere iltifat etmezdi. Onun iin kaleme ald birka yaz ve makalelerinde bu hususu yle tesbit etmiti: Millet Partisi ise; eer ittihad-i slmdaki esas olan

slmiyet milliyeti ki, Trklk onun iinde mezcolmu, bir millet olsa, o Demokratn mnasndadr. Dindar Demokratlara iltihak etmeye mecbur olur. Frenk illeti tbir ettiimiz rklk, unsurculuk kriyle Avrupa, lem-i slm paralamak iin iimize bu frenk illetini alam. Fakat bu hastalk ve kir, gayet zevkli ve cazibedar bir halet-i ruhiye verdii iin pek ok zararlar ve tehlikeleriyle beraber, zevk hatr iin her millet cz', kll bu kre itiyak gsteriyorlar. imdiki terbiye-i slmiyenin za'yetiyle ve terbiye-i medeniyenin galebesiyle ekseriyet kazanarak bana geerse; ekseriyet tekil etmeyen ve ancak yzde otuzu hakiki Trk olan ve yzde yetmii baka unsurlardan olanlar, hem hakik Trklerin, hem hakimiyet-i slmiyenin aleyhine cephe almaya mecbur olacaklar. nk slmiyetin bir kanun-u esassi olan bu yet-i kerime; 'Vel tezir vaziretn vizra uhr'dr. Yani birisinin gnahyla bakas muaheze ve mesul olmaz. Halbuki rklk damaryla bir adamn cinayetiyle msum bir kardeini, belki de akrabasn, belki de airetinin efradn ldrmekte kendini hakl zanneder. O vakit hakik adalet yaplmad gibi, iddetli bir zulm de yol bulur. nk, ' Bir masumun hakk, yz caniye feda edilmez' diye slmiyetin bir kanun-u esassidir. Bu ise ok ehemmiyetli bir mes'ele-yi vataniyedir. Ve hakimiyet-i slmiyeye byk bir tehlikedir. Madem hakikat budur. Ey dindar ve dine hrmetkr Demokratlar! Siz bu iki partinin gayet kuvvetli ve zevkli ve

cazibedar nokta- istinadlarna mukabil, daha ziyade madd ve mnev cazibedar nokta- istinad olan hakaik-i slmiyeyi, nokta-i istinad yapmaya mecbursunuz. Yoksa sizin yapmadnz eskiden beri cinayetleri, nasl eski partiye yklyorlarsa, size de ykleyip, Halklar rkl elde edip; tam sizi malp etmeye bir ihtimal-i kav ile hissettim. Ve slmiyet namna tel ediyorum. Milliyetilere gelince; Eer bu partide srf slmiyet esas olsa, Demokrat Partiye yardm ettii gibi, muhalif ve muarz olmayarak iktidara gelmesine almaz. Eer bu parti, Irklk ve Trklk kri esas ise, birden hakiki Trk olmayan bu vatandaki ekseriyetin ancak onda Trktr, kalan ksm da baka milletlerle karmtr. O zaman hrriyetin banda olduu gibi, bu asil ve masum Trk milleti aleyhine bir milliyetilik tarafgirlii meydana gelecek, o vakit hakik Trkleri ecnebiler boyunduruu altna girmeye mecbur edecek. Veya Trklemi sair unsurdan olan ve bu vatanda mevcut rklk ve unsurculuk damaryla bir ecnebiye istinad ile masum Trk milletini tahakkmleri altna alacaklar. Bu durum ise dehetli, tehlikeli olduundan, Kur'n ve vatan ve millet hesabna, dindar ve dine hrmetkr Demokrat Partinin iktidarda kalmasn te'min etmeleri iin ders veriyorum' dedi. "Ankara'da hkmetle temaslar" Ankara' da, 1950 senesinin son aylarnda, okullarn ve

niversitelerin ald zamanlarnda kalmz, biiznillah, hizmete medar oluyordu. Hz. stad Ankara'ya ok ehemmiyet veriyordu. Bu aciz, her kyden ayrlmda Hz. stadn hizmetinde, yannda bulunmak, ondan ders ve terbiye almak mit ve hayaliyle yaadm ve huzuruna vardm halde; on, on be, yirmi gn brakp, Ankara'ya gnderiyordu. Ankara'da, payitaht- hkmetteki hizmetin ehemmiyetini ifade buyuruyordu. O zamanda Ankara'da zaman zaman bulunanlar arasnda Abdullah, Ceylan, Hsn de vard. Rahmetli Ceylan Urfa'dan gelmiti. Hz. stadn emriyle Ankara'da kald. Mteaddit dershanelerde beraber kaldk. Bir ara Seyyid Salih, Ziya Nur da beraberdi. Ahmet Atak, Mlkiyede okuyor, evinde kalyordu. Hsn Bayram da Safranbolu'dan gelmi, hizmet-i Nuriyeye atlmt. Demokratlarn iktidara gelmesiyle niversite muhitlerinde cz'i klli hizmetler de balamt. niversite mescitlerinde konferanslar veriliyordu. Hep Risale-i Nur'dan ve hizmet-i Nuriyeden bahsediliyordu. Afyon mahkemesi de sona ermedii iin temyiz mahkemesi ile Adliye Vekili, Bavekil ve Heyet-i Vekle ile mecburi temaslar oluyordu. Hazret-i stadn o makamlara beyanat ve ihtar mahiyetindeki yazlar vardr. Meb'uslarla bilhassa temaslar oluyordu. Afyon Mebusu Gazi Yiitba ve Isparta Mebusu Tahsin Tola Risale-i Nur'a ve Nurculara yakndan alkadarlk gsteriyorlard. "Eskiehir'de neriyat hizmetleri" Sonra Ticani hadiseleri kt. Ceylan'la biz, Adapazar'na

ve stanbul'a gittik. Sonra Emirda'a geldik. Hazret-i stad Ceylan'la beni Eskiehir'e gnderdi. Eskiehir'de Hafz Osman'n evinde kaldk. stadmzn emir ve tavsiyesi zerine, el-Hccet'z-Zehra'y, yeni ve eskimez hare teksirle nerettik. Ayn zamanda kinci ua, Hutbe-i amiye, Hakikat ekirdekleri'ni de nerettik. Hutbe-i amiye'yi stadmz, Trkeye tercme etmilerdi. Eskiehir'de, grmeler ve bilhassa subay ve astsubaylarla temaslar oluyordu. Temaslarmzda mutlaka Nur'lardan imana ve ibadete dair bahisler okunur, mukaddes dinimize dair anlay ve talimde bulunulurdu. Bir askere, bir muallime, bir subaya veya bir doktora, bir mhendise, imana dair bir bahis okumay, bir ders yapmay, kainatta en byk mesele telakki ederdik. Gerek de bu idi. Zaten ezelden ebede kadar her ey, btn zamanlar ve meknlar, dnya ve ahiret her eyin sahibi, maliki, mutassarrf olan Allah'a imana dair olan zahiren en kk mesele, hakikatte en byk ve daimi bir mesele olarak bilmeyi Nur'lardan ders aldmzdan, imana, Kur'an'a ait en kk bir mesele, nazarmzda en byktr. Ehl-i dnya, Nur talebelerinin, dorudan uhrevi ve rza-y Hakka mteveccih ve dolaysyle millete, memlekete, emniyet ve asayie de faydal, en messir hizmetlerinde dnyevi, sri dnceler zannettiler ve o zanla hapisler, neyler, zulmler tevali edip gitti. "stad Eskiehir'de" Nihayet 1 Muharrem 1371 gn Hazret-i stadmz

bazen Byk Ceylan dedii Mehmet alkan Aabey ile Emirda'dan Eskiehir'e geldiler. Yldz Otelinin bir odasna yerletiler. alkan Mehmet Aabey, izin isteyip geri dnecei zaman, mbarek stad; 'Muhammed! Yz senelik hizmet yaptnz' diye iltifatta bulundu. Hazret-i stadn bu nev'i iltifat gibi grnen kelamlar, derinliine ve yksekliine olarak ebede doru mnlar tar. nk, o, bu zamanda hakkn bir tercman, hakikatn mbellii idi. Artk bundan sonra Hazret-i stad Emirda'da pek kalmad. Gelip gitti ve irtibatn da kesmediler. Bundan sonra Isparta'ya gidip bir mddet kaldktan sonra Genlik Rehberi Mahkemesi mnasebetiyle stanbul'a gitti. Tekrar Emirda'a avdet edip 1953 senesi ortasna kadar Emirda'da ve bazan Eskiehir'de ikamet edip son yedi senelik hayatn geirmek zere Isparta'ya gelmi ve orada ikamet etmi. Yanndaki talebe ve hizmetkrlarna Risale-i Nurdan Arab Mesnev-i Nuriye ve rt'l-caz' ve sonra da Ankara ve stanbul'da neredilen Risale-i Nur mecmualarn defalarca ders usul okuyarak dersler vermitir. "stadn askerlere dersi ve bak" O zamanlarda Eskiehir Hava ssnden subay, astsubay ve askerler Hazret-i stadn ziyaretine geliyorlard. stadmz Eskiehir'e ayr bir ehemmiyet verirdi. Gelen subay ve astsubaylara ok samimi

davranrd. Risale-i Nur'un maksadn ve hakikatn, kendi gayesini ve hayatndan hatralar anlatrd. Bilhassa ordunun zerinde ok dururdu. Asrlar boyunca Kur'an'a hizmet eden ve zemin yznde tevhid-i lahi bayran galibane gezdiren ve hak, hakikat nurunu nereden kahraman ordunun imanl zabitlerinin her saati, ok saatler ibadet hkmne getiini ve imanl bir subayn hizmeti bin hkmnde olduunu ifade buyuruyorlard. Ve namazn klanlarn, her bir saatinin 10-20-30 saat ibadet hkmne getiini, askerlik, saatlerinin bakileip, ebedi neticeler verdiini vesaire ders verirdi. man- tahkik kazanmalarn arzu ederdi. 10-20-30 saat demesi, karada, denizde, havada hizmet eden imanl askerler iindir. Hem anarilie kar, askerlerin maddi mcahidler olduunu sylerdi. "Hakiki Trkler zulmetmez" Hazret-i stad, iman nuruyla bakt iin Anadoluyu ok severdi. slmn ileri karakolu olarak bakard Trkiye'ye... Ve burada meskn ahaliye kalbinin t derinliinden efkat gsterirdi. Trk milletini ok severdi. Ben bakyorum; kim bana zulmediyor, dikkat ediyordum, onlar katiyen Trk deillerdir. nk, hakiki Trklerde zulmetmek damar yoktur. Bana zulmedenler, Trklk perdesi altna girmi baka millettendir, ' ve ' Her milletten ziyade yksek bir haslet, bir manevi kahramanlk Trklerde gryorum' derdi. Bir gn, Eskiehir'de, Yldz Otelinin st katnda Hazret-i

stadn odasnda hizmetindeydik. Bir kuluk vakti idi. Be adet jet ua otelin stnden iddetli ses kararak getiler. Pencereler de ak idi. Hazret-i stad glmseyerek, 'naallah bunlar bir zaman slmiyete byk hizmetler edecekler' dedi. Ve ilaveten, 'Sungur, askeriyede bir ruh var. O ruh, benimle dosttur. Bilmiyorum, ya o bir kiidir veya cemaattir; sadr ve ldr; veldir veya kutubdur. Bilmiyorum, fakat bir ruh var ki; o ruh benimle dosttur' diye beyanda bulundular. "Bunlarla iftihar ediyorum" Yine bir gn Isparta'da odasnda idik, jet uaklar gemiti evin stnden. Grltlerini duymutuk. Hazret-i stad derinden derine sevinli bir halde yle buyurdu: Ben bunlarla iftihar ediyorum. Benim nev'imin icad olduu iin, sair kainat kardelerime kar nevimin hesabna iftihar ediyorum.' 1951 sonbaharlarnda Eskiehir'de hizmetinde bir mddet bulunduktan sonra Hazret-i stad, tekrar beni Ankara'ya gnderdi ve havaclardan Baavu Ahmet kardei hizmetinde bulundurdu. O zaman Eskiehir'de ok canl bir cemaat mevcuttu. "eyh Hac Hilmi Efendi" Muttalipli eyh Hac Hilmi Efendi, Hazret-i stadmza yakndan alakadard. Hem o, hem alkan'larn babalar eyh Hac Ali Efendi gibi Konya civarlarnda da

Seydiehirli Hac Abdullah Efendinin mensuplar, umumiyetle Nur'a talebe olmulard. Hazret-i stad bu merhum byk veli zat rahmetle yad ederdi. Ve 'Seydiehirli Hac Abdullah Efendinin btn mensuplar benimle alkadardr. Risale-i Nur'a lakadarlk gsteriyorlar' derdi. Bir gn Hz. stad, odann anahtarn bana vermiti. Kapy da onun emriyle kilitlemitim. Ben darda iken Hac Hilmi Efendi gelmi, sonra geri gitmi. Hz. stad, 'Bunda bir hikmet var' dedi. Sonra geri geldi, grtler. "Genlik Rehberi davas iin stad stanbul'a geldi" Ben Ankara'ya gittikten bir mddet sonra Hazret-i stadmz, Isparta'ya gitmilerdi. Orada Hsrev Aabeyin oturduu evin st ksmnda bir mddet ikamet buyurduktan sonra, Genlik Rehberi Mahkemesi dolaysyla stanbul'a geldiler. Hanmlar Rehberi'ndeki "Hasbihal" ve Nur leminin Bir Anahtar'ndaki mektup o senede bir ksm Isparta'da, bir ksm da stanbul'da neredilmitir. stanbul Mahkemesi ve o sebeple stanbul'da ikameti, ok hizmetlere medar olmutur. Kendileri bu husus iin, Nur leminin Bir Anahtar'nda dercedilen bir mektubunda yle der: Size btn ruh'u canmzla mjde veriyoruz ki, Nurculardaki tam ihls ve hakiki sadakat ve sarslmaz

tesand vesilesiyle bamza gelen btn musibetler, hizmet-i imaniyemiz noktasnda byk nimetlere evrilmi ve perde altnda hatr ve hayale gelmeyen Nur'un ftuhatlar oluyor... Mesel, Isparta'dan buraya mahkemeye gelmekliim iin yz banknot, otomobile mecburiyetle verildi. Sizi temin ediyorum ki; yalnz bu meselede ve yalnz Rehber'e ait ve yalnz benim sahsma ait meydana gelen ve gelmeye balayan netice-i hizmete, iki bin banknot verseydim yine ucuz sayacaktm. Umuma ait neticeleri de buna kyas edilsin... Said Nurs.' Genlik Rehberi Mahkemesi, niversite talebesi Muhsin Alev'in ayn eseri tab etmesinden dolay almt. Hazret-i stadn stanbul'a terieri stanbul faknda heyecan ve srur uyandrd. Yeni nesil, genlik arasnda byk bir sevgiyle karland. Nur'larn bundan sonra daha da intiarna, inkiafna, okunmasna ve yaylmasna vesile oldu. stanbul, ok cihetlerden merkeziyet arzeden bir beldedir. Bilhassa her trl neriyatn merkezidir. Elbette Risale-i Nur burada, stanbul'da, merkez bir hviyetle varl, neri, hizmeti, umum Anadolu'ya, dnyaya, Nur'un sesini duyurmas noktasndan ehemmiyetli idi. Hz. stad Ankara, stanbul, Urfa ve Diyarbakr gibi yerlerle bizzat alakalanm, kendisine hizmet merkezleri kabul etmitir. Her birisi merkezi bir mana tayordu. Bu itibarladr ki, bu merkezlerde alan, hizmet eden Nur talebelerine Hz. stad ayrca nem verirdi.

O zaman stanbul'da Hz. stadn eski talebelerinden oklar vard. Ve Denizli hapsinde yatan Van'daki eski talebelerinden Seyyid ek Efendi ve Gnenli Mehmet Efendi ve Medreset'z-zehra erknlarndan Refet Bey ve Hafz Emin gibi talebelerinden oklar vard. "Hz. stadmz talebelerine metanet baheden iltifatlarda bulunurdu" Yeni Said'in, yani Hz. stadn artk son hayatnn, son hizmet devresinin hdim ve nairlerinden de Cenab- Hak fedakr gen Saidleri ihsan buyurmutu. O zaman stanbul'da bata Ahmet Aytimur, Ziya, Abdlmuhsin olarak zeyir, Galib, Hakk ve Mehmet Frnc gibi gen Saidler hizmet-i Nuriyeyi omuzlamaya balamlard. Sonra Mehmed Emin Birinci de stanbul'daki hizmete dahil oldu. Hz. stadn stanbul'a gelileri ile yeni hizmet ve yen bir neriyat kadrosu da, Rahmet-i lahiye tarafndan ihsan ediliyordu. Lillahilhamd hem stanbul, hem Ankara, hem Urfa ve Diyarbakr gibi Nur'un hizmet merkezleri meydana gelip ksa bir zamanda her tarafa Nur'un yaylmasna vesile oldular. Hz. stadmz muhtelif vesilelerle grt Nur hadim ve nairlerine, talebelerine gayret, sabr, metanet baheden iltifatlarda bulunurlard. stadmz dualar, tevik ve teripleri ise, hizmet edicilere ruh hkmne gemitir. nk onun mbarek nefesi, hayat baheden bir tiryak gibi idi. Bak da, nazar

da aynen yle... in asl zaten, bir ruh-u kudsnin ayr ayr tevecchleridir. stadmz Ahmet Aytimur'a defaatle; Seni on eyhlislm yerinde, on fetva emini Ali Rza yerinde kabul ediyorum' diye iltifatta bulunurdu. Mehmet Frnc'ya da bir gn, stanbul'un Hsrev'i demiti. Her bir talebesine byle iltifatlar olur, onlara sarslmaz bir metanet kayna ltfederdi. Ben imdi hepsini hatrlayamyorum ve bilemiyorum. Hz. stad, grt ve ziyaretine gelenlere, talebelerine her birisine bylece ayr ayr tebrik ve iltifatlarda bulunurdu. "Nur'un en byk kahraman" stadmzn bu ekil talebelerine iltifatkar szleri, yabana atlacak (h) kuru laar deildir. O mhim zamanlarda, talebelerini azami fedakrla sevkeden birer lhi tecelli idi onlar... 1958 Ankara mahkemesinde avukatmz olan ve sonra Hz. stadn da avukatln zerine alan Bekir Berk'e; Nur'un en byk kahraman, Nur'un en byk kahraman' vesaire iltifatlar, bilhare 1971 zmir mahkemesinde Savc Nureddin Sayer'in Hz. stada, Nur'a ve Nurculara ok dehetli hcumu esnasnda, Bekir Berk'in pervasz k ve stad kahramanca mdafaas gibi sair fedakarane hizmetleri, Hz. stadmzn beyanlarn teyit etmitir. Isparta Mebusu Dr. Tahsin Tola anlatyor: 1956'dan sonra Risale-i Nur'un resmen neri gibi

hizmetlerin ifas zamannda, Hz. stad Isparta'da ziyaret etmitim. ok iltifatlarda bulundu. Ve ' Hatta aynen yanmdakilerle berabersiniz. Bana yle deniyor' gibi cmleler mbarek lisanndan dklyordu.' Btn bunlar, gerekte var olan, nefslemirde mevcut olan, bir kudsi hakikatn tereuhatlardr. Veya Hz. stad yle kabul ediyor, dua ediyor ve temenni ediyordu. Aslnda malum olduu zere, Cenab- Hakkn nazar- takdiri ve kabul esastr. Ve bu daire hayattar, ruhani, nurani bir dairedir. Herkes ihlasna, sadakat, sebat ve fedakrlna gre, hakikat lemine ne aksederse, ona nail olur. Hz. stadmzn iltifatlar, o hakikatlerin bayandr. Veya bir dua-y manevidir veya bir temennidir veya hayattar bir ricadr. Cenab- hak yle kabul eder, Allahu lem. O kudsi ruh, ayr ayr kabiliyetleri bylece altrmr, hakikat canibine sevketmitir. Cenab- Haktan btn Esma-y Hsnasn efat yaparak niyaz edip yalvaryoruz ki, bizi ihlas- etemme nil buyursun. Srat- mstakimde hak ve hakikat yolunda ve onun bu asrdaki tezahr Risale-i Nur dairesinde kemal-i sadakat ve metanetle daim yrtsn ve rza-y kudssine ulatrsn. Amin, bihrmeti seyyidi'lmrseln. Malatya hadisesi diye adlandrlan Ahmet Emin Yalman'n yaralanma hadisesi, dindarlara, milliyetilere kar cephe almaya vesile oldu. O sebeple geni tevkifat balad. Demokratlar ifal ettiler. Btn milliyeti kadrolar tasyeye, ubelerini kapatmaya baladlar. Ve

bunun neticesi olarak geni dairede intibaha balayan milliyeti, mukaddesat cereyan geri ekildi ve Demokratlarn ileride ban yiyen solculuk gayretleri meydan bulup, frsat bulup yeniden canlanmaya balad. ktidar partisinde bulunanlar sa, sol ikisine de atmaya baladlar Hz. stad Bedizzaman bu hususta ikazlarda bulundu. Saa atmann sola yardm olacan ihtar etti. te o ikazlardan birisi budur: "Kfr ile iman ortas yoktur" Kfr ile iman ortas yoktur. Bu memlekette slmiyete kar komnist mcadelesi, ortas olamaz. Sa ve sol, ortas meslek icab ettirir. Eer ngiliz, Fransz deseler haklar var. 'Sa slmiyet, sol komnistlik; ortas da nasraniyet' diyebilirler. Fakat bu vatanda kfr- mutlaka kar iman ve slmiyetten baka bir din, bir mezhep olamaz. Olsa, dini brakp komnistlie girmektir. nk hakiki bir Mslman hibir zaman Yahudi ve Nasran olamyor. Olsa olsa dinsiz olup tam anarist olur. ...naallah, Maarif ve Adliye Vekilleri gibi sair erknlar da bu ehemmiyetli hakikat tam anlayacaklar. Sa-sol tbiri yerine, hak ve hakikat ve Kur'an ve man kuvvetine dayanp bu vatan kfr- mutlaktan, anarilikten, zndkadan ve onlarn dehetli tahribatlarndan kurtarmaya almalarn Rahmet-i lhiyeden niyaz ve rica ediyoruz... Said Nurs.' "Malatya Hdisesinin tesirleri"

Malatya Hdisesinin tepkileri mukaddesat muhitte, yani umumiyetle Trk milletinde byk oldu. Bir tek Ahmet Emin Yalman'a kurun sklmas, sanki hkmet siyasetinin ve devlet idaresinin yn deitirmesine sebep olup 27 yllk ceberut idareden sonra bir para nefes alarak varln duyurmaya kalkan milliyeti, mukaddesat, hrriyeti evreler, susturulmaya baland. Gz da verildi. Tevkier balad. Ve Bavekilin o malum Gaziantep nutku, Demokrat Parti'de bulunan dindar Demokrat mebuslar da hedef alan ve milliyeti evrelerde, 180 derece yn deitiren bir slp ve davran olarak kabul edildi. Zaten idar iktidardan dmemi olan eski zihniyet, Demokrat reislerin baz desise ve ifalata, tahrikata kaplarak yaptklar hareketler ve galeyanlar neticesi, tekrar kuvvet buldu. rtica irtica diye vaveylaya balayan solcular, dindarlara ve dolaysyle Demokrat idareye kar hcuma geti. "Hakiki irtica nerede ve kimde" O zaman Hz. stadn, 'Kardelerim! Sizce mnasip ise, Bavekile ve dindar mebuslara verilmek zere ihtara binaen yazdrlm gayet ehemmiyetli bir hakikattr' bal altnda kaleme alp nerettii mektubu, dindarlara irtica ithamlarna ok yerinde bir cevaptr. Hz. stad bu yazlaryle hakiki irticann nereden ve kimde olduunu ortaya koyuyor. Gnl isterdi ki, Emirda Lahikas'ndaki o mektubu, olduu gibi aynen dercedeyim. Siyasler, idareciler, ehli maarif herkes okusun da, o zamanlarda

gerei haykran ve az zaman sonra, hadiselerin kendini te'yid ettii (lisan'l-hak) Hz. stad anlalsn. O mektubun mukaddemesinde diyor: Krk seneye yakn siyaseti terkettiimden, ekser hayatm bir nevi inzivada getiinden, hayat- itimaiye ve siyasiye ile megul olmadmdan byk bir tehlikeyi gremiyordum. Bugnlerde o tehlikenin hem millet-i slmiyeye ve hem de bu memleket ve hkmet-i slmiyeye byk bir zarar vermeye zemin hazrlamakta olduunu hissettim. Mecburiyetle, slmiyet milliyeti ve hkimiyeti ve memleketin selmeti iin alan ehl-i siyaset ve cemiyet-i beeriyeye hamiyet ile alanlar iin bana manev bir ihtar edildiinden ' Nokta'y beyan edeceim: Birinci nokta: Gazeteleri dinlemediim halde bir-iki senedir 'irtica ile itham' kelimesi mtemadiyen tekrar edildiini iitiyordum. Eski Said kafasyla dikkat ettim, kat'iyyen grdm ki: Siyaseti dinsizlie let yapan ve beerdeki en dehetli vahet ve bedevliin bir kanun-u esassine irticaa alan ve hamiyet maskesini bana geiren gizli slmiyet dmanlar, gaddarne bir itham ile ehl-i slmiyet ve hamiyet-i diniye ve kuvvet-i maniye cihetiyle, deil dini siyasete let yapmak; belki de siyaseti dine let ve tbi yapmakla; t slmiyetin kuvvet-i mneviyesinden bu hkmet-i slmiyeyi tam kuvvetlendirmek ve drt yz milyon hakik kardei arkasnda ihtiyat kuvveti bulundurmak ve bir ksm zlim

Avrupa'nn dilenciliinden kurtulmak iin alanlara pek haksz olarak 'irtica' damgasn vurup onlar memlekete zararl tevehhm etmeleri, yerden ge kadar hadsiz bir hakszlktr. Nmunelerinden birinci nmunesi: Bu asrn dehetli zulmne kar bir sed olarak ikinci noktada beyan etmek zaman geldi. Meneleri iki kanun-u esasiye istinad eden iki irtica var... il hir.' "En byk ispat" Malatya Hadiselerinin neticeleri Nur dairesinde de grld. O zaman Samsun'da Byk Cihad adiyle haftalk bir gazete kyordu. O zaman Hz. staddan gelen mebuslara, heyet-i vekileye hitaben yazlan baz yazlar o gazeteye gnderiyorduk. O gazete, Hz. stadn bir yazsnn bana ve sonuna ilave notlar koyarak neretmi, yaznn balna da 'En byk ispat' koymu. Demokratlarn aleyhine, 'te Said Nursi'ye yaplan bu muameleler Demokratlarn din lehinde olduunu tekzip ediyor' diye ilve koyuyor. Bunun zerine savclk harekete geerek. Hz. stadn ifadesini almak zere Emirda'a talimat yazm. Ben o ifade zamannda Emirda'da Hz. stadn yannda idim. Savclka ifadeye geldiler. Ben baktm ki, bizim Ankara' dan gnderdiimiz yaz. Hz. stadmzn ifadesinde; mebuslara hitaben ekva tarznda yazdn, Samsun'da Byk Cihad'a birisinin gndermi olabileceini ifade buyurdu. Ama ben de Hz. stada demedim, 'Ben gnderdim diye... Bizim gnderdiimizi manen biliyordu kanaatindeyim.

"Samsun'da alan dava" Sonra ar ceza mahkemesine Samsun'da dava alm; hem stadmz aleyhine, hem gazete mdr aleyhine... Gazetenin Neriyat Mdr Hseyin Ycel tevkif edilmi haberini duyduk. Sonra beni tekrar Hz. stad Ankara'ya gnderdi. O zaman Hacbayram yaknlarnda tek bir oda tutmu, orada kalyordum. Teksirle neredilen eserleri yeni ve eski isteyenlere veriyorduk. Fakat takibat altnda idik. Samsun'da gazete idarehanesinde yaplan aramada bizim mektuplarmz ele gemekle telgraa bizim de tevkimize karar verilmiti. 19 ubat 1953 gn tevk edilerek Samsun'a sevkedilmek zere Ankara Cezaevine gnderildik. Dokuzuncu kouta, kule altnda, bir aya yakn kaldk. Kule altnda komnizmden mahkm bir retmen ve Ticani eyhi Kemal Pilavolu ve o zamanda Ticani hadisesini planlayan ve ikinci adam olarak bilinen Kmil Tunal ile bir ka Mslman vard. Bir de Mehmet zzeddin adnda Urfal, meczub, mbarek bir dervi de bulunuyordu. "Tican hadisesi ve Pilavolu" Yanmda kinci ua gibi birka risale vard. Onlar yazp okumakla vakit geiriyordum. Kemal Pilavolu, Hz. stad hakknda, daima msbet kanaat izhar ederdi. Tasavvuf tabirlerden olarak, 'Bekabillah mertebesinin 9. derecesi ki, son derecesidir. Velayetin son hudududur. Said Nursi o mertebededir Gavs- zam Abdlkdir-i Geyln Hazretleri de ayn mertebede idi' diye beyanda bulundu. Bir gn

kendisine kinci ua'dan bir miktar okumutum. Dinledi ve 'Siz, Said Nursi Hazretlerinin tasavvua alkas olmadn sylyorsunuz Halbuki u hakikatler bile o zatn kainatta Esma-i lahiyeyi mahede ettiini gsteriyor' demiti. Velhasl, bu merhum zatla zaman zaman konuurduk. Kmil Tunal'dan uzun uzun ikyet etti. O da karmzda yatak zerinde zikir ve cezbe halindeydi. Kemal Beyden ziyade taassup gsterirdi. Kemal Pilavolu o neredilen 'Nur Saan' imzal ve heykellerin krlmasn tavsiye eden mektubu, kendisinin yazmadn, haberi olmadn, Kmil Tunal'nn yazp etrafa gnderdiini, sonra muttali olduunu ve arada bir ka hadise zuhur edince kendisini arp ikaz ettiini, 'Git emniyete teslim ol, kendin yaptn syle' dediini, fakat maalesef aksini yaptn, 'Ben ona emniyete teslim ol dememiim' gibi daha ok tahribatta bulunduunu ikavetvri, ac ac anlatmt. Hatt bir ara, 'Said Nursi'nin takdir edilecek bir hususiyeti de, bizim gibi byle meczublarla megul olmam, mekteblileri, genlii irada alm' diye sitayile beyanda bulundu. Ve kendisi de tahliyeden sonra mesaisini daha ziyade eser teline verdi. "Kur'n- hikemiyatn Said Nurs gibi ifade edene rastlamadm" Bir gn Dokuzuncu Koua hapishane savcs ile bir savc ve mdr geldiler. Ben Samsun'a gidemediimden ikyet ettim. Savcnn birisi, 'Ben Hastalar Risalesi'ni okudum. Fazla ilm bir hviyet gremedim' dedi. Ben de,

bir de bunu dinleyin diye, kinci ua'dan bir miktar heyecanla okudum. Savclar, 'Bu hakikaten ilm imi' dediler. Ve Pilavolu'na dnerek; 'Said Nurs hakknda sen ne dersin?' dediler. Kemal Pilavolu da' Ben ok tefsir okudum. Fakat Kur'n'n hikemiyatn Said Nursi gibi en gzel ekilde ifade edebilene rast gelmedim. phesiz bu hizmeti de garazsz ve ivazszdr' diye cevapta bulundu. O gn leden sonra ayrldm ve bir gece Ankara'da, nezarette kaldktan sonra, Jandarma nezaretinde iddetli souk iinde altn bilezikle kelepeli olarak, otobsle Samsun'a mteveccihen hareket ettik. Jandarmalar le namaz iin orum'da bilezikleri kardlar. Bir daha da takmadlar. Samsun'a vardk. Hseyin Ycel ile beraberdik. Saf, temiz, hakszla kar alevlenen bir kimse idi. Hemen her gn veya gn ar ismi nlenir, ifadeye arlrd. Byk Cihad gazetesindeki yazlardan dolay hakknda sekiz dva almt. Mahkemeye ktmzda savc, Hz. stadn da Samsun'a gelmesini, celbini talep ediyordu. Her mahkemeden stadmza ait bir rapor geliyordu. Evvel Emirda'dan, sonra Eskiehir'den heyet-i shhiyeden hasta olduuna dair rapor geldi. Savc, tam teekkll hastahaneden gelmeyince kabul etmedi. Ve nihayet, stanbul Gureba Hastahanesi'nden ne havadan, ne karadan, ne de denizden Samsun'a gelemez diye rapor verilmiti. Bu rapor mahkemede okundu. Savc, 'Madem gelmi, Samsun'a da gelebilir' dedi. Fakat mahkeme kabul etmedi. Hatt savcnn eline Afyon mdafaas gemi, reise uzatarak, 'Efendim, baknz,

Mehdlikten bahsediyor' diye, gya delil ibraz ediyor gibi Afyon mdafaasn reise uzatt. Reis, 'Bu mahkeme mdafaas, bundan su mu karalm?' diye nne geri frlatt. "Radyodan dinlediimiz Kur'n byk teselli vermiti" Bizim mahkememiz 4 ay kadar srd ve neticede 18 aya mahkm edildik. Beraatmz beklerken, bu mahkmiyet kararn dinlerken, ani bir sknty mteakip, demek Nur'un yardm ve stadmn himmeti yetiti ki, o ani skntya mukabil, deil bu 18 ay, bir gn mrmzn dahi sona ereceini tahattur edip, neticede srur, nee ve saadete inklap edeceini hatra getirip, keder yerine sevin ve bearet haleti hakim oldu. Ve tebessmle heyet-i hkimiye mukabelede bulunduk. Samsun cezaevine geldiimizin ilk cuma sabah, hapishanede, radyodan Kur'andan okunan yetler, bize byk teselli ve inirah vermiti. O sabah Sure-i Tevbeden 19. yetten balanarak okunmutu. yetlerin mealini uzaktan uzaa ber nebze anlyordum. O mjde-i lhi, bana bir tevafuk gibi gelmiti. Artk hapishanede gnlerimiz gemeye balad. Hamdolsun Nur'lar imdadmza yetimiti. Bafra'nn kahraman Nurcular bata Muammer Efendi olmak zere, hem madd, hem manev ihtiyalarmz temin ediyorlard. Haftada bir veya iki gn grmeye gelirlerdi. O zaman

Bafra'da Nur'a bal bir cemaat vard. Bilhare stadmz Bafra'y, Emirda, Barla, Eni gibi bir Mederese-i Nuriye olarak kabul ettiini bayan buyurmulard. O Muammer Efendi ok fedakr, mstakim ve hem de mbarek bir zatt. Merhum Reatla beraber, Hz. stadmz ziyarete gidip Bafra'dan, Isparta'ya nakl-i mekn edeceklerini sylemiler, fakat Hz. stadmz kabul etmeyip geri evirmi. 'lem-i slm lkesinin imal ucunda kfr- mutlaka kar mukabil durunuz' diye. Bunlar Risale-i Nur'lar nebolu'dan elde etmiler. stadmzn, Kk brahim dedii mbarek talebesi brahim Fakazl ile muhabere ediyorlard. "Kk Isparta ( nebolu)'nn kahramanlar" Malm, Hz. Nur stadmz, nebolu'yu, 'Kk Isparta' olarak yad etmilerdi. 'Kastamonu' da sekiz senelik ikametimizi neticesiz brakmayan' diye yazyordu mektubunda. Sonra Eani, Safranbolu'yu da ayn mn ile yad ettiler. 'Kastamonu'daki sekiz sene ikametimizi akm brakmayan Safranbolu, Eani' diye yada ettiler. nebolu, Anadolunun imalinde, bir cihette de slm leminin imal hudududur. Herhalde bu noktadan da ehemmiyetlidir. Nitekim merhum Nazif elebi'ye yazd bir mektubunda Hz. stad, 'Nazif elebi, o mhim mevkide, lem-i slmn imal hududunda hizmet-i imaniyenin bir kutbudur' diye beyanda bulunmutu. Ve yine Nazif ve arkadalar iin 'Kk Isparta (nebolu) kahramanlar' diye bahsetmiti. Hem nebolu'nun, imal

hududundaki slm hizmetlerin, bilhassa Risale-i Nur neriyatnn ehemmiyetini belirtiyor, hem de hizmet-i imaniyenin kudsiyetini tebarz ettiriyordu. Tasavvuf kitaplarnda bahsedilen 'Ehl-i velayetin reisi olan kutuplar' gibi; demek hizmet-i imaniyenin de kutuplar olurmu. "Seni o yazlarn kurtard" Samsun'da Cenab- Hakka kr, bize isnat edilen su, Said Nursi'ye nfuz temin etmekti. O hususta mdafaalarmz oldu. Hz. stad o mdafaa ve yazlarmz iin bir gn Isparta'da ders esnasnda, 'Bunu, stad iin propaganda yapyorsun diye hapse atyorlar. Bu da tam aksine daha iddetle karlarna kp elli misliyle mukabele ediyor' diye iltifat etti. Ve ilaveten, 'te seni o yazlarn kurtard' dedi. Yani, 'Sana isnat edilen Risale-i Nur'u ve Mellini methedip propaganda yapyorsun isnadna kar, elli misli mukabele etmekliin kurtard' diyordu. Hz. stad btn o mdafaa ve hapisler hakknda yazdmz yazlar nerettiler. nebolu teksirle neretti, fakat nshalar elde yoktur. Samsun Cezaevinde 11 ay yattktan sonra, mahkeme-i temyizin lehimizde karar bozmas zerine cereyan eden durumada, Reis Hakk arankaya beraat ve tahliyemize karar vermiti. Tahliye edildik, fakat yaz mdr Hseyin Ycel ieride kald. Hz. stadmzla ayr bir davas daha vard. Hz. stadmzn yazlarn nerettii iin... Ve daha da mahkemeleri vard. Tahliyemden sonra Isparta'ya dnmde Hz.stad, Hseyin Ycel iin yle

buyurmutu: 'Ben onunla, onun ruhuyla anlama yaptm. Onun hapisteki her bir saatini, bir ay Risale yazm gibi kabul ettim.' Hseyin Ycel toplam 22 ay yatt. Neticede, mahkeme, Hz.stadmza beraat karar vermiti. Byk Cihad davas da Samsun'da bylece sona ermi oldu. Meyve Risalesi'nden mlhem bir bror meydana getirdim. Hz. stada gnderdim. Hz. stadmz, Isparta'da el yazs ile 50-60 nsha yazdrmlar. "stadn bizim ocuklarla alakas" Tahliyeyi mteakip bir ay kadar kyde kaldm. Ve tekrar Isparta'ya gittim. Gerekte gnderildim dense daha uygun olsa gerek. stihdam- lahi idi bunlar. O Aziz Nur stadn himmetiydi. Hangisini yazsak, dile getirsek, bilmem ki... Yazdklarmz yazlamayanlarn yannda ok cz'i kalr. Benim bunca hapisten sonra tekrar Isparta'ya gitmem, elbette byk bir ltf-u lhi iledir. Ben hapiste iken Hz.Nur stadn bir bayram arifesinde ruhen kydeki evimize kadar terieri, ryaya benzer, fakat yakaza halinde iken efkatli okamalar ile bizim ocuklara, 'Merak etmeyin, merak etmeyin. Biz hep biriz, hep beraberiz' deyip kapdan kmalar ve arkasndan kotuklarnda stad grememeleri gibi garip ahvalleri, o ar artlar altnda ocuklarmza tam teselli hkmne gemi. Ve fedakrlklarna vesile oluyordu. Zaten Eskiehir'de ziyarette de iltifatta bulunmulard. Ka defa

bana da 'Sen, Allaha kret' derdi. Ve 'Senin hizmetine ocuklarn anas(yani haremin) eriktir' diye beyanda bulunurdu. Hz. stadmz birka kere bana, 'Sen hi merak etme, ben senin ocuklarna bakacam' demiti. Lillahi'l-hamd, bu gnlere geldik. Hlsa: Hepimiz bir sevk-i gaybinin, istihdam- Rabbannin hkm altndaydk ki, nice manialar atlanp gidiyordu. stadmz, Allah raz olsun, ailece saadetimizin de vesilesidir ve medar- srurumuzdur. Geri srr- imtihan neticesi ok zorluklar, nice haletler geldi geti. Bunlar da bu kuds hizmetin, yce dvann an imi. Sabretmek; sbirn erene ermek... Bu da ayr bir rza ve makbuliyet dairesidir. Cenab- Hak kemal-i rahmetiyle cmlemizi nail klsn. "Bedizzaman'n Rus polisiyle muhaveresi" Sras gelmiken unu da arzedeyim: stadm ok defa ben hapiste iken, bu hakir talebesi iin, 'Onu Tiis'e gndereceim' dermi. Malum Tarihe-i Hayat'ta, Hz. stadmzn Rus polisiyle bir muhaveresi var. yle ki: Tiis'te, eyh San'an tepesine kar. Dikkatle etraf temaa ederken yanna bir Rus polisi gelir ve sorar: Niye byle dikkat ediyorsun? Bedizzaman der: Medresemin plnn yapyorum.'

O der: Nerelisin?' Bedizzaman: Bitlisliyim.' Rus polisi: Bu Tiis'tir!' Bedizzaman: Bitlis, Tiis birbirinin kardetir.' Rus polisi: Ne demek?' Bedizzaman: Asya'da, lem-i slmda nur birbiri arkasnda inkiafa balyor. Sizde birbiri stnde zulmet inkiafa balayacaktr. u perde-i mstebidane yrtlacak, takalls edecek, ben de gelip burada medresemi yapacam.' Rus polisi: slm para para olmu.' Bedizzaman: Tahsile gitmiler. te Hindistan, slmn mstaid bir veledidir; ngiliz mekteb-i idadisinde alyor, Msr, slmn zeki bir mahdumudur; ngiliz mekteb-i mlkiyesinden ders alyor. Kafkas ve Trkistan, slmn iki bahadr oullardr; Rus mekteb-i harbiyesinde talim

ediyorlar. l hir... Yahu, u asilzade evlad, ehadetnamelerini aldktan sonra herbiri bir kta bana geecek, muhteem adil pederleri olan slmiyetin bayran fk- kemaltta temevvc ettirmekle, kader-i ezelinin nazarnda, felein inadna, nev-i beerdeki hikmet-i ezeliyenin srrn iln edecektir. ' (Hikmet-i ezeliye srr, Hutbe-i amiye'de yarm brhanda izah ediliyor.) Askerliimde de kur'a Samsun'a kmt. Ve bir sene Samsun'da Toraman tepesinde askerlik yaptk. Ve oradan dnmzden sonra Hz. stad, Samsun'a gidilerimi Rus hududuna, Tiis'e gidiim olarak beyan etmilerdi. Samsun'da askerliimiz mddetinde Isparta'yla muhabere ederek, Kk Szler'i, Divan- Harb-i r'yi ve bir kitab daha matbaada basmak nasip oldu. "Ankara'daki Nur hizmeti" Eni'de bir ay kalp Ankara'ya urayarak Isparta'ya geldim. Ankara'ya geldiimde Hz. stad, Ceylan' bir hizmet iin gndermi ve 'Sungur'la beraber gelirsiniz' demi. Ankara'ya geldiimde Atf Ural bata olarak fedakr genler hizmet-i Nuriyede idiler. Geri Risaleler umumiyetle hatt- Kur'an ile olmakla beraber, teksirle baslmaya balanmt. s-y Musa, Kk Szler, Genlik Rehberi ve son kk risalelerden epeyce vard. Ankara niversite Mescidinde verilen konferans gibi Nurlar ve mahiyeti hakknda eserler de vard. Dershanede kalan

kardeler, hem birbirleriyle ders yaparlar, hem tanmak grmek gibi vesilelerden istifade ile Risale-i Nur ve stad Bedizzaman, gayesi ve maksad, mahkemeler, vesair Nur'a ait iler, hizmetler hususunda sohbetler yapard. O zaman Ankara'da, merkez-i payitaht- hkmette, Risale-i Nur'larn neri ve dersi, en byk hizmetti. Nitekim, ekirdek-misal o hizmetler, biiznillah ksa bir zaman sonra dal budak sald, lem-i slmi sevindirdi. Risale-i Nur'un, Kur'an'n nurlu bir tefsiri olarak, melli olan Hz. Said'in bir slm fedaisi olarak hizmette bulunmalar ve bylece bilinmesi, var olan bir gerein idraki ve anlalmas demektir. Bu zamanda samim uhuvvet ve muhabbetle iman ve Kur'an yolunda birbirine bal bir cemaate dayanmak, istinat etmek, elbette en byk bir kuvve-i maneviyedir. "Zaman cemaat zamandr, ahs zaman deil" Halbuki u zaman cemaat zamandr, ahs zaman deil, ahis ne kadar dhi ve hatta yz dhi derecesinde olsa bir cemaatin mmessili olamazsa, bir cemaatin ahs- manevisine kar maluptur.' Hz. stadmzn bu beyanndan, fert olarak, cemaat olarak alacamz hisseler vardr. Bu zamanda Risale-i Nur, asrn idrakine hitap eder Kur'an bir derstir. Btn iman ve Kur'an mes'eleleri mkl ve mdellel ekilde ispat ve izah etmektedir. Kitap olarak, eser olarak, gerek byle olmakla

beraber, hayattar bir ahs- manevnin, mtesanid bir heyetin mevcudiyeti de, mminlere ayn zamanda nokta-i istinat tekil eder. Amerika'ya giden bir Nur talebesinin fevkalde bir hizmet evki ve anlay ve faaliyeti iinde olduunu gren birisi, gzne inanmyor, duyduklarndan havaya uacak sanki... Sen orada nasl boulmadn byle salam kaldn? Syle, rica ederim' diyor. O gen talebe, 'Biz bir hizmet grubuyuz' diye ksaca ifadede bulunmu. Dememi: 'Biz Nur cemaatndanz. Risale-i Nur denilen bir hakikat- Kur'aniye dersi ve dairesi iindeyiz.' "Bu zamanda farzlar yapan, kebairleri terkeden kurtulur" Evet, mtesanid bir heyet, bir cemaat halinde bulunular Nur Talebelerinin, hem birbirlerine kuvvet ve meyyid oluyor, hem geni dairedeki ehl-i iman cemaatna nokta-i istinad oluyor. irket-i maneviye var. tirak-i ml-i uhreviye dsturuyla birbirine manen, ruhen yardm var. te bu gibi ok sebepler tahtnda, hirzaman hadisat dediimiz son asrlarn bu en mdhi dallet cereyanlar karsnda Kur'an nuru etrafnda toplanmak, o ahs- manevye dayanmak, elbette ferd ve itima hayatmzn istikametle devam iin elzem ve zarur bir keyyettir. Mteselsil bu kadar tehacme kar Nur talebeleri, elbette bu sr ile dayandlar, geri ekilmediler. Avrupa ve

Amerika'ya gittii zaman o Nur talebesi, hizmeti esas ald, Nur'lar okumay terk etmedi. Ruh ve kalb gdasn elde etmeyi, Nur'un manevi havas iinde kalabilmeyi kendine art kabul etti. stadn; Bu zamanda farzlar yapan, kebairleri terkeden kurtulur' szn unutmad. Ama bunun iin, Nur'un manevi havas dediimiz Nur dairesinde, l-i Beyt-i Nebevnin Silsile-i Nuransinin tezahr olan bu hakikat-i Kur'niye dairesinde kalabilmek, teneffs edebilmek iin, alakasn devam ettirdi. nk, alaka manev irtibattr. Birbirine dualaryla, lisanlaryla, kalemleriyle yardm eden mttehid bir cemaat-i Nuraniye ile omuz omuza, yan yana beraber olabilmek.. Nur'un tercman yle demiyor mu? te: Aziz, gayretli, ciddi, hakikatli, halis, dirayetli kardeim. Bizim gibi hakikat ve ahiret kardelerin sohbetlerine, nsiyetlerine ihtilaf- zaman ve mekan bir mani tekil etmez. Biri arkta, biri garpta, biri mazide, biri mstakbelde, biri dnyada, biri ahirette olsa da, beraber saylabilirler ve sohbet edebilirler. Hususan birtek maksat iin birtek vazifede bulunanlar birbirinin ayn hkmndedirler. Ben sizi, yazlarnzda ve hatrmdan kmayan hidematnzda, gnde mteaddit defalar gryorum. Ve size olan itiyakm tatmin ediyorum. Siz de bu biare kardeinizi, Risalelerde grp sohbet edebilirsiniz. Ehl-i

hakikatin sohbetine zaman ve mekan mani olmaz; manev radyo hkmnde birir arkta, bir garpta, biri dnyada, biri berzahta olsa da rabta-i Kur'niye ve imaniye onlar birbiriyle konuturur.' Demek bu dehetli zamanda, asrn bu dehetine gre Rahman ve Rahm isimlerinin tecellisiyle Kur'an'dan bir nur, bir hakikat dairesi ihsan edilmi bulunuyor. Rahman ve Rahm ile beraber, bilhassa ism-i Hakm de azam derecede Risale-i Nur'da tecelli etmi. Nur Mellif, tlsm- kinat ve muamma-y hilkat, Hakm ism-i erinin nuriyle kefettiini Nur'larda sylemektedir. Bu zamanda felsefe-i tabiye ile akllar yaraland iin veya efkar dald iin, Risale-i Nur, akl ve kalbin imtizaciyle gidiyor. Bu hususta el-Hccet'z-Zehra'nn banda muazzez Mellif yle demektedir: Bu ders zahiren kk, hakikaten pek byk ve ok kuvvetli ve ok geni bir risaledir. Hem benim tefekkr hayatmn, hem Nur'un tahkiki hayat- maneviyesinin ilmelyakin, aynelyakin ittihadndan kan bir meyve-i imaniye ve rdevs bir semere-i Kur'niyedir.' Burada, hem Nur'larn mahiyetine, hem de Nur talebeleri arasnda mevcut kardeliin kuru birey olmadna, hlasaten, cadde-i kbra-y Kur'niye olduuna iaret vardr. "Nur leminin Bir Anahtar" hava unsurundaki kudret mucizelerine derstir

stadmzn 1952 senesinde, stanbul seyahtlar zamannda, Isparta'da ve stanbul'da te'lif ettii Nur leminin Bir Anahtar diye kk bir risalesi hava unsurundaki kudretin macizelerine dair yle bir derstir ki; daha misli yazlmam. Radyoyu ele alarak, hava dalgalarndaki seslerin titreimlerinde grnen mucize keyyetini aynelyakin, hatta hakkalyakin kefettiini beyan etmektedir. Ve 'Hareket-i kriye ile seyahatimde, hava lemini temaa ve o unsurun sahifesini mtala ederken bu mcmel hakikat, tam vzh ve mufassal, aynelyakin mahade ettim.' der. Burada yalnz kalben, kefen deil; kren, aklen mtalasndan bahsediyor. Ve 'Yalnz maddi cihetinde, bir seyahat- hayaliye-i kriyede, hava sahifesinin mtalasyla ani bir surette grnen bir zarif nkte-i tevhitte, meslek-i imaniyenin hadsiz derecede kolay ve vcub derecesinde suhuletli bulunmasn; ve irk ve dalletin mesleinde hadsiz derecede mkiltl, mmteni, binler muhal bulunduunu mahade ettim. 'Gayet ksa bir iaretle o geni ve uzun nkteyi beyan edeceim' diye banda sylyor. Risalelerde umumiyetle, iman hakikatlarnn izah ve ispatnda; kinat erknndan, nebatat, hayvanat, da, ta, deniz, bulut, yamur, gne, ay, ar ve semadan delil getirirken, Nur leminin Bir Anahtar'nda dercedilen bu mektuplarnda ise, bu defa hava unsurundan bahsediyor. Ik unsurundan, elektirikten bahsediyor. Bu bahislerin ehemmiyeti iin bir yerde diyor: Evvelen: ok emarelerle kat'i kanaatm gelmi ki, gizli dinsizler, resmi baz memurlar aldatp, Nur'un mahrem

byk risaleleri iinde yalnz Rehber'i musrrane medar- itham tutmalarnn ve bir buuk seneden beri bana sknt vermelerinin sebebi Rehber'deki 'Hve Nktesi' olduunu kat' iyyen bildim. nk; bu Hvenin kefettii srr- tevhid, pek kat'i ve bedihi bir surette kfr- mutlak kryor. Hatt bir ksmnda hibir phe ve vesvese brakmyor. Gizli dinsizler, buna kar are bulamadklarndan, intiarna resmi yasak ile sed ekmek iin altlar. Bu 'Hve Nktesi'nin bir gn evvel Medreset'z-Zehra erknlarna bir ders nevinde sylediim ok noktalarndan yalnz Nokta'sn sizlere beyan ediyorum... lhir.' "Hz. stadn en byk gayesi, kfr- mutlak krmaktr" Evet, Hz. stadn, evvel, en byk gayesi; kfr- mutlak krmaktr. Mutlak dinsizlie sed ekmektir. Kfr- mutlak dedii, peygamberlere ve Allah'a inanmayan, hibir mukaddesat tanmayan cereyandr ki, bu asrda komnizm cereyan olarak meydana kmt. stad Said Nursi Hazretleri bu cereyann, maddi kuvvetle deil, manevi kuvvetle, manevi tahribatla, maneviyat- kalbiyeyi ykmakla ifsad etmekle yayldn, te' sirini gsterdiini beyan edip ona kar manevi tamiratla, kalblerin slah ile, iman Nur'larn gne gibi ispat edip ders vermekle mukabele edileceini ihtar ediyor. O ihtarlardan birisi budur: Risale-i Nur, bu mbarek vatann mnevi bir halskr olmak cihetiyle, imdi iki dehetli mnevi bely defetmek

iin matbuat lemi ile tezahre balamak, ders vermek zaman geldi veya gelecek gibidir zannedirim. O dehetli beldan birisi: Hristiyanlk dinini malp eden ve anarilii yetitiren, imalde kan dehetli dinsizlik cereyannn bu vatan mnevi istilsna mukabil Risale-i Nur, sedd-i Kur'an vazifesini grebilir. kincisi: lem-i slmn, bu mbarek vatann ahalisene kar pek iddetli itiraz ve ithamlarn izale etmek iin matbuat lisanyla konumak lzm gelmi, diye kalbime ihtar edildi. "Vatanperver siyasler, Risale-i Nur'u neretmeleri lazmdr" Ben, dnyann halini bilmiyorum, fakat Avrupa'da istilkrne hkmeden ve edyan- semaviyeye dayanmayan bu dehetli cereyann istilsna kar Risale-i Nur hakikatlar bir kal'a olduu gibi Alem-i slmn ve Asya ktasnn hl-i hazrdaki itiraz ve ithamn izale ve eskideki muhabbet ve uhuvvetini iade etmeye vesile olan bir mucize-i Kur'niyedir. Bu vatann, bu milletin vatanperver siyasileri, sratle Risale-i Nur'u tab'ettirerek resm neretmeleri lzmdr ki, bu iki belya kar siper olsunlar.' Hz. stad, Nur'larn resmen nerini bu noktadan, masum milyonlar nesiller, vatan evldlar, dinsizlik cereyanlarndan korunmas iin resmen nerini istedi. Ne kadar rpnd durdu... Dinsizlik cereyann dnen kim?

ark- imliden kan dehetli ejderhay nazara alan kim? T bak kemie dayand da bir para intibaha geldiler. Her ne ise... te Nur stad, 1946'larda, bir millet ve memleket iin en byk tehlikeyi gryor, yerinde kefediyor, ona kar en messir silh da, manevi atom bombas olarak gsteriyor, hatt ellerine veriyor. 'Haydi bunu istimal edin' diyor. Ve kendisi o aleyhindeki ithamlara bakmayarak, gelecek nesiller iin, genlik iin, vatan millet iin o byk abasn gsteriyor. Ve bir mektubunda bunu aka ilan ediyor: Adliye Vekiliyle ve Risale-i Nur'la mahkemelerin hkimleriyle bir hasbihaldir. alakadar

Efendiler! Siz, ne iin sebepsiz bizimle ve Risale-i Nur'la urayorsunuz? Kat'iyyen size haber veriyorum ki: Ben ve Risale-i Nur, sizinle deil mbareze, belki sizi dnmek dahi vazifemizin haricindedir. nk; Risale-i Nur ve hakiki akirtleri, elli sene sonra gelen nesl-i tiye gayet byk bir hizmet ve onlar byk bir vartadan ve millet ve vatan byk bir tehlikeden kurtarmaya alyorlar. imdi bizimle uraanlar, o zaman kabirde elbet toprak oluyorlar. Farz- muhal olarak o saadet ve selamet hizmeti bir mbareze olsa da, kabirde toprak olmaya yz tutanlar alakadar etmemek gerektir ilhir...' "Risale-i vazifesidir" Nur'lar neretmek Diyanet'in

1950'de Afyon'dan tahliyeden sonra dahi Diyanet leri

Reisi Ahmed Hamdi Akseki'ye yazd mektubunda Nur'larn resmen nerini taleb etmiti ve izin vermiti. ki takm el yazma ve teksir hatt- Kur'n ile yazlm Nur mecmualarn Ankara'ya benimle gndermiti. Siz mmkn olduu kadar Diyanet Riyasetinin ubelerine vermek iin; mmknse eski huruf, deilse yeni harf ile has arkadalarmdan tashihe yardm iin birisi bata bulunmak artyla, memleketteki Diyanet Riyasetinin ubelerine yirmi-otuz tane teksir edilsin. nk, harici dinsizlik cereyanna kar byle eserleri neretmek, Diyanet Riyasetinin vazifesidir. Mdem Nur Risaleleri medrese maldr, siz de medreselerin hem esas, hem balar, hem kirdlerisiniz, onlar sizin hakiki malnzdr. Mnasib grmediiniz risaleyi imdilik nerini geri brakrsnz' diye beyanda bulundular. imdi biz de arzetmek isteriz ki: Diyanet dairesi, neden kendi z malna sahip kmaz? Geri ok mensuplar ruh-u canla sahip ktlar. Medar- iftihar hoca efendilerimiz ve Nur'un birer kahraman Erzurum'da, zmir'de, Akhisar'da, Antakya'da, Urfa'da, stanbul'da ve her yerde oklar var. Allah raz olsun. Yeni nesillerin, genliin imdadna kotular. Temennimiz Diyanetin de, Maarin de resmen sahip kmasdr. "slm leminde bu eit ders, izah ve ispat grmedim" Birgn 1962'de, stanbul'da bir grup niversite

talebesiyle, rahmetli Ali Fuat Bagil'i evinde ziyaretle 'Hve Nktesi' diye adlandrlan hava zerrelerindeki lh kudretin tecellisene dair bahsi okuduk. ok derin efkra dald ve hayretler iinde, 'slm leminde bu eit ders, izah ve ispat ile tevhid dersi veren bir yaz imdiye kadar grmedim okumadm. Eer bu, gayet kuvvetli bir tercme ile ngilizceye evrilse ve radyolardan okunsa, on binlerce ecnebi derhal Mslman olur' diye beyanda bulundu. Hakikatn bykl, bu yazdklarmzn binler derece fevkinde iken; daha bu devlet, bu hkmet, kendi z varlna, z malna neden sahip kmyor diye insan zlyor. Yani, bu hakikatlar, Said Nursi'den kt iin mi ele alnmyor? lmin, gerein hududu olur mu? Ya u bizim muhterem ve cidden ihtiram gsterdiimiz Diyanet Dairemize ne demeli? Maarif Dairemize ne sylemeli? Bilmem ki? Bedizzaman, 'Bunlar, benim malm deil, Kur'an'ndr' diyor. 'Kur'andan tereh etmitir' diye uzun beyanlar var. Bu beyanlara iaret etmekten maksadm; Nur'lara Said'in mal diye bakp uzak kalmamalar ve istifadeye sed ekilmemesidir. Mellif kendi itiraf ediyor. 'Meziyet Kur'an'ndr' diyor. 'Benim de bir hissem var, tercmanlktr, birinci muhatap ben oldum. Hep beraber bu edviyeyi Kur'aniyeye sahip kalm, dinsizliin nne sed ekelim' diyor... Hatt Onuncu Sz, yzer yt- Kur'aniyeden szlm baz katarattr. Sair risaleler dahi umumen byledir. Madem ben yle biliyorum ve madem ben faniyim, gideceim, elbette bki olacak bir ey ve bir eser, benimle

balanmamak gerekir ve balanmaml. Ve madem ehl-i dallet ve tuyan ilerine gelmeyen bir eseri, eser sahibini rtmekle eseri rtmek detleridir; elbette sem-y Kur'nn yldzlaryla balanan risaleler, benim gibi ok itirazta ve tenkidta medar olabilen ve sukut edebilen rk bir direk ile balanmamal...' "Risaleler, benim deil, Kur'n'n maldr" ... O hakaik-i liyeyi ve o cevahir-i galiyeyi kendim gibi bir mise ve onlarn binde birini kendinde gsteremeyen ahsiyetime maletmek, hakikata kar byk bir hakszlk olduu iin risaleler kendi malm deil, Kur'n'n mal olarak Kur'n'n reahat- meziyatna mazhar olduklarn izhar etmeye mecburum. Evet, lezzetli zm salkmlarnn hsiyetleri, kuru ubuunda aranlmaz! te ben de yle bir kuru ubuk hkmndeyim ' diye def'alarca ifade ediyor. 'Bu Nur'a sahip kn, genliinize, nesillerinize ulatrn' diyor. Reis-i Cumhur'a ve Bavekile yazd mektuplarnda hep bu hakikat terennm ediyor; Evvel: Kfr- mutlak cereyanna kar durulmasna ve buna en messir areyi gsteriyor ve diyor: Komnistin mnevi tahribatna kar imdiye kadar Rus'un, Amerika ve ngilize kar tecavznden ziyade bin senelik adavetinden dolay en evvel bize tecavz etmesi adavetinin mukteza iken, o tecavz durduran phesiz hakaik- Kur'aniye ve imaniyedir. yle ise bu vatanda her eyden evvel o acib kuvvete kar hakaik-i Kur'niye ve imniyeyi bilil elde tutup dinsizliin nne kuvvetli bir

Sedd-i Zlkarneyn gibi bir Sedd-i Kur'ni yaplmas lzm ve elzemdir. nk dinsizlik; Rus'u, imdiye kadar yar in'i ve yar Avrupa'y istila ettii halda, bize kar tecavz ettirmeyip tevkif ettiren hakaik-i imaniye ve Kur'niyedir. Yoksa Ruslarn tahribat nev'inden mnev kuvvetlerine kar, adliyenin birden birine maddi ceza vermesiyle, serserilere ve fakirlere zenginlerin maln peke eken ve hevesli genlere ehl-i namusun kzlarn peke eken ve ailelerini mbah klan ve az bir zamanda Avrupa'nn yarsn elde eden bir kuvvete kar ancak ve ancak mnev bombalar lzm ki, o da hakaik-i Kur'niye ve imniye atom bombas olup, o dehetli solculuk cereyann durdursun. Yoksa adliye vastasyla yzden birine verilen maddi ceza ile bu kll kuvvet tevkif edilemez. Onun iin dindar milletvekilleri, bu tcili lzm gelen hakikat, te'hir etmelerinden, ok defa tecrbelerle grdmz gibi; bu defa da kre-i hava iddetli souu ile buna itiraz ediyor.' "Dinsiz bir millet yaayamaz, Rus da dinsiz kalamaz" ki dehetli harb- umuminin neticesinde de beerde hsl olan bir intibah- kavi ve beerin tam uyanmas cihetiyle kat'iyyen dinsiz bir millet yaamaz. Rus da dinsiz kalamaz. Geri dnp Hristiyan da olamaz. Olsa olsa kfr- mutlak kran ve hak ve hakikata dayanan ve hccet ve

delile istinad eden ve akl ve kalbi ikna eden Kur'an ile bir musalha veya tbi olabilir. O vakit drt yz milyon ehl-i Kur'ana kl ekemez' diye, ta 1950'lerde ihtarda bulunuyor. "Bu arada 1952 Genlik Rehberi davasnda Hz.stadmza ait latif bir muhavereyi bizzat Hayrullah Lim'den dinlemitim, onu nakletmek isterim, yle: stanbul Genlik Rehberi Mahkemesi dolaysyla stanbul'a giden ve Ankara'da bir mddet beraber kaldmz Konyal Hayrullah Lim kardeimiz, stanbul dn bir htrasn yle naklediyor: Mahkeme gn o muazzam kalabalkta Hz. stad salona gtrmek zere iki kii koluna girdik. O zaman mahkeme salonu, imdiki byk postahanenin st katnda idi. Merdivenler, her taraf stad greceiz mid ve evki ile yanan, kaynayan bir genlik kitlesiyle ve polislerle dolu idi. Hz. stadn yannda ve koltuunda beraber yrmekteki sevincime, heyecanma zaten hudut yok. O srada merdivenleri kp d salonlardaki muhteem kalabal ve kaynaan cemaat grnce Hz. stad, gayet sakin sanki hi kimse yokmu haleti iinde bana: Hayrullah! Bunlar kim?' Ben heyecanla ve evkli, titrek sesimle: stadm! Bunlar niversite talebeleri... Peki ne iin gelmiler?'

stadm sizin mahkemeniz iin...' dedim. Ve cevaben gayet derinden gelen bir sada ile: Acaaiib! buyurdular. Ben Hz. stadn bu haletine ok taaccb ettim ve atm. Ben nerede ise heyecandan baylacaktm. Baktm stad hi oral deil, orada kimse yokmu sanki...' Hz. stadn bu haline bizzat ayn mahkemede mdafaasn yapan avukat Abdurrahman eref La yle dile getiriyor: Bir Mslman, ak sal bir Mslman. San, ban ve yan btn mr boyunca nurla aartm bir Mslman. Sa, ba, ya ve btn vcudu Allah'n nuriyle ykanm, tertemiz ve bembeyaz bir Mslman. Btn mr boyunca in'am- Hak olan hayatn, Trk milletinin salh ve hakik saadeti iin vakfetmi; emr-i lh olan ruhunu, felein hakik mliki Allah'a teslim edinceye kadar ayn yolda yrmeye azmetmi; bina-y Sbhan olan bedenini, yalnz Allah yolunda ypratm olan byk bir Mslman, bugn 'Demokrasi vardr' denilen bir gn kalkyor, yalnz 'Allah' diyor, 'Kitap' diyor, 'Resl' diyor ve genlie, 'Dikkat' diyor. Der demez arkasndan savc (Dvy aan savc) yapyor. Gel buraya... Su iledin!' diyor. Ve fk kapkara bir zulmet kaplamtr. Fakat, bakn u asil ve necip ihtiyar Mslmana! Ne kadar sakin ve ne kadar rahattr. Zira kesrette deil,

vahdettedir. Gecenin zulmetinden ve gndzn rengrenginden bifturdur. Bel zindannda safay seyretmektedir. Cefa safhasnda vefa bulan, mazhar- tecell olandr. Zira eya hakikatlerinden haberdardr. Kesafeti letafete kalbetmitir. Kan ekilmi, damarlarnda kan yerine feyz-i hak ve nur cereyan etmektedir ve savc bu Mslman kolundan yakalam hapse srklemektedir.' "Bedizzaman, Maarif ve Diyanetin Risale-i Nur'u nerini zaruri gryordu" Daha nce de arzettiim gibi Hz. stad, Ankara'ya, merkez-i hkmet olmas hasebiyle ok ehemmiyet veriyordu. Orada Nur'larn neri, derslerin devam umum memleket sathna tesir edecek bir kymet ve vs'at haizdi. Bizi o merkeze gnderirken, maarif ve diyanet dairelerinin Nur'lara sahip kmalarn arz ediyordu. Bana yazdrp imzasn kendi mbarek eliyle att u gelecek mektubu, o iki dairenin ileride inaallah Nur'a tam sahip kacann bir parlak beareti ve midi telkki ediyoruz. Bu millet, bu vatann saadet-i dnyev ve uhreviyesine maarif ve diyanet vastasiyle alan zatlara beyan ediyorum ki' diye balayan ve Hz. stadmzn 'Eddi Said Nursi' kendi mbarek dest-i hattiye imza ettikleri yaz maalesef gazetede neredilmeyip ortadan kaybolmutur. Bu yazda Hz. stadmz, maarif ve diyanet dairelerini zikrederek bu iki dairede Risle-i Nur'un ele alnmasn,

nerini zaruri grmekte ve bu hakr talebesini, o iki dairelerde Nur'larn kabul ve neri iin gnderdiini beyan buyurmaktadrlar. Filvki o zamandan, Hz. stadmzn o tevecch, o himmet ve nazarlarndan pek ksa bir mddetten sonra o iki dairede, maarif ve diyanet dairelerinde Nurlar parlamtr. 1956'da o iki daire mensuplarnn beraberlii ile Risle-i Nur'lar Ankara'da, merkez-i pay- taht- hkmette mecmualar halinde matbaalarda tab edilmeye balanm ve devam edegelmitir. Ve Nur dersaneleri ile Ankara ve stanbul ve Anadolu, batan baa bir Nur-u Kur'an dershanesi olmutur. Ezelden ebede kadar btn mahlukat saysnca Rahman'r-Rahim Halkmza krler ve hamd senalar olsun. Yni: 'Eddi Said Nursi' imzas ile Hz. stadmzn dualar, rahmet-i lahiyece kabul edilmitir. Emirda Lahikas'nda yer alan mektup bu hakikatn bir ifadesidir... Ankara'da Nur'lara alan genlere Hz. stadmzn o zamanda gnderdii mektuplardan birisi: "Vazifemiz ihlas ile iman ve Kur'n'a hizmet etmektir" Aziz, sddk kardelerim ve Nur'un gen kahramanlar Evvel; Ruh-u canmzda sizi Ankara gibi yerde harika bir tarzda hizmet-i Nuriyenizi tebrik ediyoruz. Hakikaten

midimizin fevkinde ehl-i maarif ve mektepliler ksmnda ok ehemmiyetli bir intibaha vesile oldunuz. Bir senede Ankara gibi bir yerde bu hizmetiniz on senede ancak yaplacak. Az bir zamanda bu vazife-i imaniyeyi yaptnza kanaat edip kuvvet-i maneviyeniz ehemmiyetsiz hdiselerle krlmasn. Belki daha iddetli almanza vesile olsun. O gibi yerlerde dahilden ve hariten gelen yirmi kadar siyas ve itima cereyanlarn hodfuruane ve garazkrane arptklar bir zamanda Kur'n ve imana hizmetiniz ve niversitelerin Nur'lara takdirkrne sahip kmalar; btn Nurcular sevindirdii gibi, ileride inallah lem-i slm da sevindirecek. Sizlerin az hizmetinizde mkfat oktur. Bzan askerlikte ar erait altnda bir saat nbet, bir sene ibadet hkmnde olduu gibi; sizler ve stanbul niversiteli Nurcular dahi az zamanda ok vazife grdnz. Mesinizin semeresi az da olsa kanaat ediniz. Mcahede cephesinde baz zaierin geri ekilmesi cesurlarda daha ziyade kahramanlk damarn tahrik ettii gibi; Nur fedkrlar, vehhamlarn ekilmesiyle daha ziyade gayret ve sebta; belki evk ile daha ziyade almaya sebep olmak gerektir. Evet Risle-i Nurun mhim bir hakikatndan siz ftraten bir ders aldnz. Yine o hakikat, nazar- dikkate alnz; o da udur: Vazifemiz ihlas ile iman ve Kur'n'a hizmet etmektir. Amma bizi muvaffak etmek ve halka kabl ettirmek ve muarzlar karmak ise, o vazife-i lhiyedir. Biz buna karmayacaz. Malb da olsak, kuvve-i mneviyeye ve hizmetinize noksanlk vermeyecek. O noktada kanaat

etmek lzmdr. Mesel bir zaman slmn byk bir kahraman Celaleddin-i Harzemah'a demiler: 'Cengiz'e kar muzaffer olacaksn.' O demi: 'Vazifemiz cihad etmektir. Bizi galip etmek vazife-i lahiyedir. Ona karmam.' Sizin imdiye kadar sarslmadan hlis hizmetinizin delaletiyle, siz de bu kahramana iktida etmelisiniz. Binden bir-iki adam sizden kabl etse, yine sarslmamak gerekir. Bazen bir-iki adam bine mukabil geliyor.' "stad hayatnn sonunu Isparta'da geirmek istiyordu" Daha nceden ifade ettiim gibi Samsun'da hapiste iken haber almtm: Hz. stad, Emirda'dan Isparta'ya gitmi ve orada yerlemi diye... 1953 senesinde... Bu gelileriyle yeni bir hizmet safhas alyordu Nur dairesinde, lemde... Daha senelerce evvel, mrnn sonunu Isparta'da geirmeyi temenni etmiti. 'Gaye-i hayalim' diyordu. Barlal Sddk Sleyman ve aml Hafz'a yazd mektuplarnda da temennisi bu idi. Ahir hayatn Isparta'da geirmek... Hapiste iken, 1953'n sonbaharnda samimi bir halet ve hasret iinde stadmn Isparta'ya geliini tebrik eden bir mektup yazmtm. O mektubu muazzez Nur stad Tiryak Risalesne koydurmu, nerettirmilerdi. Samsun'dan sonra bir ay Eni'de kalp, tekrar ltf-u lh eseri Isparta'ya Hz. stadn huzuruna vardmzda

Tahir, Zbeyir, Ceylan, Bayram beraber idiler. Zbeyir, Abdullah, Hsn, ben Samsun'da iken tevkif edilip Urfa ve Isparta cezaevlerinde ay kadar kalmlar. Tahliyeden sonra Abdullah ve Hsn kardeler yine Urfa'da kaldlar. Zbeyir istifa edip stadmzn hizmetine geliyor. Bu mektubunda stadmz buna temasla: Hakik fedakr Zbeyir, en lzumlu ve hizmete iddet-i ihtiyac zamannda buraya imdadma geldi. Yoksa Isparta'da o sistemde birisini isteyecektim' diye buyurmutu. "Nur hizmetinde yeni bir devir" Hz. stadn odas ayr idi. Bizi de yanna hizmetine kabul buyurdular. O gnlerdeki ders ve haletleri etraca ifade edebilmek zaten mmkn deil. Yalnz urasn hemen ifade edeyim ki: Hz. stadn hir hayatnda talebelerinden byle bir cemaat ile bir evde bulunmalar, Risale-i Nur hizmetine ait yeni bir safhann, yeni bir inkiafn, umuma taalluk eden bir hizmetin tezahr idi. Bizim iin bu, ne kadar erei, ulv bir mazhariyet ise, mes'uliyetimiz noktasndan da byk ve ar bir emanetin tevdii idi. Nitekim ileride bir gn buyurdular: 'Ba bir batman ta kaldrd halde, gz bir sa dahi kaldramaz. Siz, burada benim yanmda bata gz gibisiniz. Az bir suunuz da, ameliniz de byktr' diye ifadede bulunmulard. 'phesiz, lykyla o kudsi hizmeti ifa edemediimi daima itiraf ederim... Onun efkat ve

himmetini ve duasn talep ediyoruz. Fitnat Hanm Teyzenin evinin st ksmn kiralamlard; ahap fakat shh bir evdi. Ev sahibi altta kalyordu. Yan tarafta bir evde de byk olu, oluk ocuu ile beraber kalyordu. O zaman Isparta'da Hsrev, Tahir, Tenekeci ve Terzi Mehmed Efendiler. Nuri Benli, Ktip Osman, Hilmi Efendi gibi ok Nur talebeleri vard. Isparta havalisi ise,bilhassa Sav, Kulen, slamky, Atabey, Eirdir, Barla gibi yerlerde ok Nur talebeleri vard. Barla dalarnn arkasnda anl Senirkentliler var. O da Isparta'nn bir kazas. Senirkent dahil, bir mektubunda Isparta ve Barla'dan yle bahsediyor muazzez Nur stad: "Isparta ve civar benim iin ta toprayla mbarektir" Ben Barla'y, Sleyman ve Tevk gibi kardelerimi unutamyorum. Hayalen ok vakitlerde kendimi orada tahayyl ediyordum. Ahir hayatm da o mbarek yerde geirmek isterdim ve baz vakitte Senirkent'te oturmak arzu ederdim. Fakat imdilik ihtiyar elimde deil. Isparta ve civar benim iin ta toprayla mbarektir. Isparta'nn Medreset'z-Zehrs ise; umum Anadolu niversitesi ve alem-i slmn dar'l-fnunu olacan kuvvetle mit ediyoruz. Onun iin ben kabrimi o havalide istiyorum.' Zaten Nur'larn teli ve neri de buradan balam ve Ispartal kahraman, mbarek, sadk ruhlarn, Nur'lara sahip olmasyla, alemde dal budak salm. Onun iin

Isparta, Risale-i Nur'a daima sahip kmtr. Ve yine mteaddid mektuplarnda stadmz Isparta hkmetinden sitayile bahsetmektedir. "Benim son hayatm Isparta havalisinde geirmek byk bir arzumdur. Isparta tayla toprayla benim iin mbarektir. Hatta yirmi be seneden beri beni ikence ile tazib eden eski hkmete kalben ne vakit hiddet etmisem, hibir zaman Isparta hkmetine hiddet etmeyip, o mbarek vatandaki hkmetin hatr iin tekileri de unutuyordum. Hususan oradaki eski tahribat tamirata balayan, hakiki vatanperver olan Demokrat namnda hamiyetli ahrarlar, yani hrriyet-perverler, Nur ve Nurcular takdir etmeklerine ok minnettarm. Onlarn muvaffakyetine ok dua ediyorum. naallah o ahralar, istibdat- mutlak kaldrp tam bir hrriyet-i er'iye'ye vesile olacaktr." Said Nurs Isparta kahramanlar Ahirete g eden Savl Hafz, slmkyl Hafz Ali gibi ok talebelerini evliy-i azime arasnda, onlara dua ediyorum diye beyanlar var. Hsrev, Thir gibi, bahadrlar da oralardan kmlar. Tahsin Tola, Mustafa Gl, Kk Ali, Ali hsan Tola gibi Tola'lar Isparta toprann mahsul... Denizli, Eskiehir hapsinde ekseriyetiyle yatanlar hep onlar. Hapistekilere erzak gtrrken heybelerin alt ksmna Risaleler koyarak

heybelerini ieri sokturup boalttktan sonra alp, her hafta gr gn Isparta-Denizli arasnda mekik dokuyan ve mtemadiyen heybeleriyle nazar- dikkati zerlerine ekip (Heybeliler) diye anlan yine onlar... Ve 1955'te Bavekil Menderes'le grp Nur'un serbest neriyatnn mebdeini hazrlayanlar, yine onlar... Senirkent-Isparta... 1935'te Eskiehir'e 120 kiilik bir kale halinde kelepeli olarak asker arabalarla sevkedilen ve yolda 'Ruhi' isminde ehl-i vicdan, kale bakan subayn bu kalenin masumiyetlerini grmesiyle, kelepeleri braklp ylece sevkedilen ve yollarda emniyet mlhazasyla yerletirilen jandarma mfrezelerine, o mbarek subay tarafndan, 'Bunlar denildii gibi zararl insanlar deil' diye telkin edilip yolda imha edilmekten kurtulan bu Nur'un sadk talebe ve hadimlerine, umumuna binler selm ve hirete intikal edenlere de Allah'tan sonsuz rahmetler niyaz ederiz. "Hapiste bir kiiye vesile olmak, darda otuza bedeldir" Huzuruna vardmzda, zaten det-i liyeleridir. Kendi dua ve himmet ve iradiyle husul bulan hizmetleri, faaliyetleri talebesinin hizmeti gibi dile getirerek, talebesini okar, ar efkat gsterir. Bizim de Ankara'dan hapsimizden bahsetti. Ve bu arada; 'Hapiste bir kiiye vesile olmak, darda otuza bedeldir. Otuz kiiye mukabildir' gibi ifadede bulundu. "stadn yce mevkii" 1954 senesinin balarnda Samsun hapsinden

tahliyeden sonra, tekrar hizmetine kabul edildiim stadmzn evinde, bizim oturduumuz oda, evin imal cephesine doruydu. Tahir, Ceyln umumiyetle yazyorlar. Zbeyir, zil aldka hizmet-i stada kouyor. Bayram evin, yemek vesair ilerini ekseriyetle gryor. stadla her sabah, bazen le, ikindi beraber ders okuyoruz. Hz. stad bizleri aryor. Nurlardan bir bahis, bir mektup veya mdafaattan bir ksm okutturuyor, soruyor, soruturuyor. Bittabi biz yeni geldiimiz iin hapislerden, Ankara'dan, Eni'den, Safranbolu'dan, oluk ocuumuzdan, bizim Ahmed'den sordu, bahsetti. Benim hapiste kendilerine arzettiim mektubu okuttular. evkle dinlediinden bahsettiler. Vesaire... urasn kaydetmeden geemiyeceim. stadmzn huzur-u daimide olduu iin, dakikalarn , zamann ve duygularn neticesiz, bo eylere, bir an da olsa sarf etmediinden, sorup soruturmas, alkalar, kendisinin ebede bakan lemine ait olmas itibariyle, onun leminde, dairesinde yer tutmak, ruha lv bir inirah verir, bir ak ve evke medar olur; bir huzur tahsiline sebeptir. Bu sebepledir ki; ben Hz. stad ziyaret eden kimi dinlemisem, dikkat ediyorum. Anlatrken birden deiiyor, bir ulviyet, letafet ve huzur kesb ediyor. Demek stadla grt o dakikalar, zamanlar, beka leminden birer sahne imi, hayatnn leyle-i kadri mesabesinde imi. Artk bundan, siz stad dnn. 'Elif-be' den balayarak 90 yana yaklaan o muhteem Said'in ebediyet lemlerinin sonsuz ufuklarna, Allah rzasnn nmtenhi meratibine

ka vesilelerle ve mazhariyetlerle kanat ap utuunu ve imdi Risale-i Nur Klliyatnn okunup yaylmasyla, dahil ve harite neriyle, onun dersinden intibaha gelenlerin de ayr ayr safhalarda muvaffakiyetli tarzn devam ile, hak dinin devamndan gelen netice-i maneviyeyi de mlhaza ederek, hlsa: Diyanet leminde, cihad leminde, siyaset leminde ve saltanat leminde gibi t kyamete dein devam eden, husul bulan, netice veren muhteem ahs- maneviyesine hayretle, akl ve kalp gzyle baknz. Nasl bu asr, onunla gller am, tezeyyn etmi ve hal da etmekte... Sultanhisar'daki merhum Atf Aabey, Hz. stad Kastamonu'da iken yazd bir mektubunda dedii gibi: Gldr Said, Ya Rab! Ta ki, o gldke, onun glmesinden gller asn, 'lem gl ve glistana dnsn... Bu mnasebetle. Muhterem Mehmed Feyzi ve Emin Efendiler, diyorlar: Otuz gnde bir defa glmeyen stadmzn, Atf'n mektubu gelecei ayn gn bir gnde otuz defa gld.' Merhum Hasan Atf, Nur'un mbarek talebelerindendir. Yaz ile hizmet-i Nuriyesini uzun yllar devam ettirdi. O da merhum Tahir gibi bahadrlardandr. Hsrev Aabeyin stad tavsi Bu mnasebetle Hz. stadn delll- Kur'an olan ahsiyet-i maneviyesini beyan sadedinde, Nur'un kahraman Hsrev Aabeyin, Hz. stadn Abdurrahman'la

beraber olan fotorafn arkasna yazm... Bu gnde Mele-i A'lnn arzda medr- sruru. Bu gnde sekene-i arzn Mele-i A'ldan medar- iftihar. Bu gnde Habibullahn medar- nazar. Bu gnde Mslmanln sertac. Bu gnde tarikatlarn h, Bu gnde hakikatlarn imam, Hem bu gnde mahbub-u Hda, Hem bu gnde allme-i asr Hem bu gnde zulmetin Nur'u Hem btn gnlerde Mehd-i A'zam... Hem Molla Said-i Nurs, Hem Bedizzamani'l-Krd Sevgili stadmz, sizlere en mbarek, en kymettar, en sevgili bir hediye olarak takdim etmekle mftehiriz, Hsrev' diye imzasn atm. Bu beyanlar ve ifadeler, otuz be sene nce Risale-i Nur'un dar bir dairede iken, talebeleri, hapislere sevkedildii mthi bir zamanda ve mitsizliin oklarn sard bir devrede, Nur'dan ald iman neesiyle bir talebenin yazd kanaatlardr. imdi ise aradan krk sene gemi, Kur'ann dersi olan Nurlar, ite ve dta sratle

yaylyor, nerediliyor bir duruma gelmiiz. Onun iin, bu ifadeleri, bir dava olarak deil, o zamanlara ait gemi bir hatra olarak, hem de merhum, muhterem Hsrev Aabeyimizin bir hatras olarak yd etmek istedik. "stadn ders halkasndayz" Samsun'dan geldiimde Isparta'da Nur stad drt talebesi ile beraber ikamet ediyor bir halde buldum. Biz de beraber sine-i stada dahil olduktan sonra bir gn yatsya yakn Hz. stad odamza terif etti; 'Bir ihtar var, size Arab risalelerimi ders vereceim, size Arapa reteceim ve yarn sabahtan itibaren balayacaz' dedi. Sonsuz srur duyduk. Yarn sabah tesbihat mteakip bizi ard, karsna oturduk. Kendileri zaten daima yatakta, yorgan yar vcuduna kadar ekili bir halde bulunurdu. 'Tesbihat yaptnz m?' diye sordu. 'Yaptk' dedik. Ve evvela, Mesnev-i Nuriye'nin Trke mukaddemesini, sonra tercme edilen Arapa mukaddemeyi okudular. Ve Arab Mesnev'den de bir para okuyup izah ettiler. Bu suretle ilk Arab derse balam olduk. Artk ondan sonra her sabah dersimize devam ettik. Kendileri okuyor ve Trkeye tercme ederek ders veriyordu. O mnasebetle, yani okuduumuz bahisler mnasebetiyle stadmz, bu hakikatlar ders ald zamanlar ve hatralarn da der-hatr ederek, hayatndan ve bu hakikatlar ders alndaki ruh, kalb ve kr seyr-i slknden ve hayatnn muhtelif safhalarndaki ok hususlardan da bahsederlerdi. O gnlerde benim vaziyetim; stadmzn byle bir

dersine, onun okumasna ve izahna muhatap olmak ve dersinde bulunmak gibi bir nimete nailiyetimdeki sonsuz ltf-u lah tecellisine kar, krnden aciz bulunduumuz bir halet-i haz ve srura gark olduumuzdan ve stadmzn mbarek lisanndan kan o derslerdeki cmle ve kelimeler hakikaten ruhumuza, kalbimize, btn varlmza uzanan nurdan huzmeler gibi geldii, tesir ettii iin; o dersleri, o kelimeleri adeta teneffs eder, ier gibi idik ki, kren ben imdi o haletlerin ve o hatralarn ounu dorusu ifade edemiyorum. Ve zaten sonra anladk ki, akldan ziyede ruh ve kalbimiz ders alm. T stadmz ikaz ve ihtarlar ile akl, kir ve gzmze soka soka mesil-i Nuriyeyi izah ettiler. Sonra benim aklm bir derece uyand Elhamdlillah. Yine onun irad ile... Bizi, hayal alemimizden, akl ve kir, hizmet ve mantk sahasna kardlar. Cenab- Hak ebeden raz olsun. Bu da malum olduu zere benim vs'atime gredir. Rabb-i Rahimin ihsan ettii nisbettedir. Hz min fadli Rabb... Mesnev'den evvela Katre Risalesini okuduk. Katre Risalesi, iman- Billah ve Tevhide dairdir. Kainatn btn nev'leri ile ve erkn ile ve azas ile ve eczas ile; ve o ecza, czleri ile; ve o czler hcreleri ile; ve o hcreler, zerreleri ile, ve o zerreler, tarlas olan esir ile 'La ilhe illallah' syleyerek, elli be lisan ile Hakkn varlna ve birliine ahadet ve delaletlerini ihtiva ediyor. Bu Katre Risalesi hakknda devr-i Merutiyette eyh Saffet Efendinin bir takrizi var, aynen yle: Fazl- muhterem, meclis-i mesah ve Tetkik-i

Mellifat- er'iye ve Reis-i Alisi eyh Saffet Efendi Hazretlerinin takrizidir. Cenab- Hakka hamd ve kendisine Kur'an nazil olan Peygamberimize ve dinin binasnn tahkim ve tahmid eden l-i ashbna salat selam olsun. 'Tevhid denizinden bir katre' namndaki risale gzme tecelli etti. O denizle bu katre arasnda bir fark gremedim. nk, o katre, hakikatte o denizden geliyor ve o denize dklyor. *Mustafa Sungur Aabeyin Afyon Hapishanesinde yazm olduu el-Hccet'z-Zehra'y Hz. stad tashih etmi ve sonuna u mbarek duay yazmt: "Y Erhamerrhimin sm-i zamn ve Ftiha-i erifenin ve Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselmn hrmetlerine bu risaleyi yazan Sungur Mustafa'y Cennet'l-Firdevste ebedi mes'ut ve hizmet-i imaniyede dim muvaffak eyle. min, min, min..." Tevhid denizinde avula su imekte ve slmiyet memesinden sot emmekte kardeimiz olan allme Bedizzaman Said Nursi'nin sayinden dolay Cenab- Hakka hadsiz krler olsun.' El-fakir, Trab Akdmi'l-Ulem SAFFET (r.h.) "Cenab- Hak ona hayat mektebinde kinat ders vermi" Mesnev-i Arabyi ders aldka gryorduk ki: Risale-i

Nur'da okuduumuz hakikatleri Hz. stad 40-50 sene nceleri yazm. Ama icmalen yazm. Ayn hakikatler, delil ve brhanlar. 40-50 sene nce telif ettii o Arab risalesinde bu ilimlerin tahsili hususunda diyor: Ben krk senelik mrnden ve otuz senelik ilm seyr-i slkmde drt kelime ile drt kelam rendim.' Demek daha ocuk yanda iken, ayn hakikatlerin mebde-i tahsiline balam, mtemadiyen ayn mes'eleleri takip ede ede, ders ala ala, tedris ede ede imrar- hayat eylemi. Gavs- azam hakknda syledii, '90 sene mddetle hakaik-i imaniyenin hakkalyakin, ilmelyakin ve aynelyakin derecatna uru eden' szn bu necip stad hakknda da syleyebiliriz. Hele onun dalar, talar, dereleri, sular, ba ve baheleri, hayvanlar ve aalar ve bunlarn iek, yaprak ve meyvelerini mtalaa etmesindeki hayat sahnelerine gz attmz zaman; o byk mtefekkirin ne derece keskin nazarl ve bir muallim-i lem olduunu grmekteyiz. Risalelerdeki hakikatlerle onun hayat sahneleri arasnda balant kurduka, Cenab- Hakkn ona, hayat mektebinde, kainat kitabn ders verdiini anlyoruz. Ve sonra zaman gelecek, slm dinine en ehemmiyetli bir zamanda kll ve cihanmul bir hizmet ifa eyleyecek... Maddede boulanlar, yine maddenin izah ile kurtaracak. Maddede bulduu iman ve tevhid nurlariyle insanl nur-u imana ve Allah'a aracak. Anlyoruz... "nsan kinata bakar da, nasl bilmedii bir

mesele kalr?" Bu arada merhum biraderleri Abdlmecid Efendi Hazretlerinin naklettii bir hatray hatrladm. yle dedi: 'Bir gn Seyda, genliinde, gndz vakti bir tan stne oturdu ve ellerini bacaklar zerine koyarak ban kaldrd, yle bir afaka bakt ve dedi ki: 'Abdlmecid! nsan kinata bakar da nasl bilmedii bir mes'ele kalr?' Demek kinattan dersini alan bir dellal... yet'l-Kbra yle demiyor mu? 'Dnyaya iman iin gnderilen ve btn kainatta kren seyahat eden ve her eyden Halkn soran ve her yerde Rabbini arayan ve hakkalyakin derecesinde lhn, Vcub-u Vcud noktasnda bulan dnya misari... "Said Nursi devir yaam" Ayet'l-Kbra'da, kinat dile getiren bu byk mtefekkir, bakyorduk: Katre Risalesinde de ayn hakikatlar icmalen beyan ediyor. Serdengeti Osman Yksel'in dedii gibi: 'Said Nur devir yaam bir ihtiyar. Gn grm bir ihtiyar. devir: Merutiyet ttihat ve Terakki, Cumhuriyet. Bu devir devriler, ykllar, kler ile doludur. Yklmayan kalmam... Yalnz bir adam var ayakta... ark yaylalarndan, gnein doduu yerden stanbul'a kadar gelen bir adam... man sra dalar gibi muhkem. Bu adam devrin erirlerine kar imanl barn siper etmi Allah demi, Peygamber demi, baka birey dememi. Ba Ar Da kadar dik ve marur. Hibir zalim onu eememi, hibir

alim onu yenememi... Kayalar gibi etin, mthi bir irade... imekler gibi bir zeka... te Said Nur... Divan- Harbler, mahkemeler, ihtilaller, inklaplar... Onun iin kurulan idam sehpalar... Srgnler... Bu mthi adam, bu maneviyat adamn yolundan evirememi. O bunlara imanndan gelen sonsuz bir kuvvet ve cesaretle kar koymu... Mahkemelerdeki mdafaalarn okuduk. Bu mdafaalar, bir nes mdafaas deildir, byk bir davann mdafaalardr. Celadet, cesaret, zeka aheseri... Niin Sokrat bu kadar byktr? Bir kir uruna hayat hakir grd iin deil mi? Said Nur en az bir Sokrat'tr. Fakat slm dmanlar tarafndan ber mrteci, bir softa diye takdim olunmu. "stadla Barla'ya gidiyoruz" Mesnevden sonra art'l-cz'a baladk, ona devam ederken Hz. stadmzla Barla'ya hareket ettik. Ceylan, Zbeyir ve bendelerini de beraber alarak Eirdir'den motorla veya kaykla (iyi hatrlayamadm) Barla'ya getik. lk defa Barla'ya gidiyordum. Ve kaykta stadmzla beraberdik. Ceylan ve Zbeyir... Hz. stadn iki sddk evlad, hizmetkrlar, fedakrlar da beraber. Bayram Isparta da nbeti kald. O da sadk, vefakr bir talebe, stadn sadk evld, talebesi, hizmetkr... Evet gnler, seneler abuk geiyor... Bayram, stadna sadakatini, stadnn davasna sadakatini, hizmet-i

Nuriyeye sadakatini bilil gsterecek... Her ne ise... Barla'nn sahiline indik, bir mddet bekledik. Baktk, ileklerle Barla'dan bir kale geliyor. Gelen kale ile nasl ruhen kaynatk! Sanki krk yllk dostuz. Evet, ezelde kaynaan ervaha ayrlk var m? Hususan ber tek maksat iin gidenlerde, alanlarda ayrlk gayrlk olur mu? stadmzn bir binee bindirdiler, eyalar ileklere sardk, bez de yaya, gelenler de yaya, Barla'ya mteveccihen yola koyulduk. Artk stad, onlarla beraberdi, birisi hayvan yediriyor, dierleri Hz. stadn sa ve sol taraarnda... Mtemadiyen stadmz onlarla konuuyor, bazlarn soruturuyor, sa mdr? Ankara'da m? stanbul'da m alyor? Vesaire... Sanki tavuuna ve ineine, budayna ve suyuna kadar, Hz. stad alakadarlk gsteriyordu. Ben ilk defa byle bir manzara ile karlatmdan hayrete dmtm. stad hakknda Sikke-i Tasdik-i Gayb'nin beyanlar gibi benim stad hakknda kir ve kanaatlarm ve birka aydr Isparta'da dersini dinlediimiz stad... Kur'an dellal, iman muallimi aziz stad... imdi Barla kyllerinin arasnda, onlardan bir ferd olarak aralarnda kaynap Barla'ya doru yol alyordu. "lk Barla hatralar" Barla'da bulunduumuz gnlerde stadmz, Risale-i Nur'un teli zamanndaki hayatna ve hatralarna daima temas ederdi. lk Barla'ya gelilerinde, ilk neylerinde Muhacir Hafz

Ahmed Efendinin evinde misar kalmlar, sonra Medrese-i Nuriye olan eve nakil yaplm. Yalnz bana kalyor, gndzleri krlara kyormu. Bir yamurlu gnde hanesine dnerken, 'Bu ihtiyar Hocaya soraym, bakaym, bir ihtiyac var m?' diye Sleyman Efendi arkasndan hemen gidiyor. Ve artk Hz. stadn hizmetlerini ifaya balyor ve 'Sddk' unvann alyor. Muhacir Hafz Ahmed Efendinin iki mbarek kerimesi var. Birini Hac Bahri Efendiye, birisini de Berber Mehmed Efendiye veriyor. Maaallah, ikisi de ok halis Nur talebesi olarak ballklarn devam ettirmiler. Sonra Berber Mehmed Efendiye yar nzul gibi bir hastalk isabet etmi. Ve stadmz ona bir mektup gnderip bu musibetin onun hakknda manevi bir dene olduunu, byk bir uhrev makam kazandn ifade buyurmu. stadmza ok bal olan bir kimse idi. Vefatndan sonra reka-i muhteremleri Saniye Hanm, Barla'da ocuklara Kur'an dersi vermekle imrr- hayat eyledi. Allah rahmet eylesin... min... stadmzn baz talebe ve yakn dostlar da vefat etmilerdi. Mesela; Mustafa avu, Muhacir Hafz Ahmed. stadmz hepsini sorup soruturdu. Onlardan Hac Bahri ve Marangoz Mehmed Usta hayatta kalmlard. Halk Partisi kongresi ve stadn tavr Marangoz Mehmed Usta bir hatrasn yle anlatyor: 'Ben stadn mescidine daima devam ederdim. Bir gn Barla'da Halk Frkas'nn kongresi oldu; telll ahaliye nledi. Benim de o gn baka iim kt, mescide

gelmedim, kongreye de gitmedim. Namazda stad beni gremeyince tella soruyor, 'Mehmed Usta nerede?' diye. Cemaatten birisi de benim kongreye gitmi olabileceimi sylyor. stad ok kzyor. Bir dahaki vakte gittiim zaman, namazdan sonra, stad bana ok hiddetli bir halde bundan sonra gelmememi, kendisiyle alakam kesmemi vesaire iddetli ihtarda bulundu. Ben gitmediimi syledim. Sonra aratrm ve bana, 'Ben tahkik ettim, sen gitmemisin' dedi. Bu hareketiyle stad beni ikaz ediyordu, dikkate sevk ediyordu. Malum olduu zere Halk Frkas'nn o gnleri faaliyetlerinin balangc idi. Balangta ona itirakle az bir dahlim dahi olsayd, 'es-sebeb- kelfail' srryla onun seyyiatna hissedar olurdum. imdiye kadar Halk Partisi btn men icraat, tahribat ve slma kar sava amakln mes'ul oldu ve devam etti. Bugn men cihette solculukta, din aleyhinde ne kadar iler yapld. O men tahribatla milyonlarca insann imanna zarar verildi. Demek o zaman, az bir meyil, tasvip ve ona hizmetimiz olsa imi, mesuliyetimiz de o nisbette byk olurmu. Allah, stadmzdan raz olsun.' stadn eski talebelerine yakn alakas stadmz Barla'ya mutlaka gidip gelirken, Bedre mevkiinden geerken Santral Sabri dedii Sabri Hocann ruhuna bir Fatiha okur yle geerdi. Isparta'dan Eirdir'e, Eirdir'den Barla'ya gidilerimizde Sabri Efendinin olu Yaar' grrd. Hatta onun hayvan ile Barla'ya gidip

gelirdi. stadmz eski talebesini unutmaz, akrabasna selam gnderip hatrn sorar, eski hayat- maneviyeyi devam ettirirdi. 1954 ylnda Barla'da 3 ay kaldktan sonra, Ramazan aynn son gnleri idi. slmkyl Abdullah avu ileiyle beraber kageldi. Bizim Enililerin yazdklar Risaleleri bir sandk iinde getirmi. Sand atk. stadmz Risaleleri zevkle temaa ediyordu, alp bakyordu. Bir kk Risale grmt. Ona bakt. Meer benim erife kzmn yazd Risale imi. Onu grnce stad derhal benim Eani'ye gitmemi emretti. 'Eani benden seni istiyor' diye beni kye gnderdi. Ben ise kendi kendime, ' ay Barla'da beraber kaldk. Bayrama kalamadm' diye zle zle yanndan ayrldm. Isparta, Ankara ve Karabk ve Safranbolu'ya urayarak Eni'ye ulatm. Cenab- Hakka kr, bayramdan sonra tekrar Isparta'ya dndm. Evde bir mmanaat olmad ve olmazd da..." Hatralarn ksaca kronolojisi Risale-i Nuru tanmanz ve Hazret-i stad ziyaretinizi ksaca kronolojik olarak ifade edebilir misiniz? * "Risale-i Nurlar ve stad ilk olarak 1943'te Kastamonu Glky Enstitsnde iken duydum. 1946' da eserler elime geti. Lahikalar yazlmaya balamt. Eani'de emekli muallim Ahmet Fuat Efendi (1943'te Hz. stad Kastamonu'da ziyaret edip dua ve tevecchlerine mazhar olmutur. Btn klliyat muallimlii esnasnda

yazmtr. Babas Sultan Abdlhamd'in huzur hocalarndandr) ve Safrabolulu Hfz Bayaram Efendi (Hz.stad Kastamonu'da iken ziyaret ederlerken, Hz. stadn dua ve tevecchlerine mazhar olanlardandr. Hsn ve Ylmaz Aabeylerin babalardr)ve Mustafa Osman (Mbarek ve gayyur ve lahikalar her hafta oaltarak Eani'ye ve bizlere gnderen bir zatt) gibi zatlar vastasyla Nurlar tandm. * "1947 Eyll'nde Hz. stad Emirda'da ziyeret ettim. Oradan Isparta'ya geerek Hsrev, Tahiri, Refet ve dier aabeyleri ziyaret ettim. Afyon mahkeme ve hapsi Afyon Hapsi balangcnda 1947 sonlarnda Afyon Mahkemesi dolaysyla evim aranp Safranbolu'ya gtrldm. Kitaplarm msadere edilip ifadem Afyon savcsna gnderildi. * "1948 Haziran'nda Afyon Mahkemesine dinleyici olarak gidip Hz. stad ziyaret ettim. Mahkemeden hapihaneye kadar beraber gittik. Bundan aldm hazz unutamyorum. Tekrar ayn gn polisler tarafndan karakola, sonra savcla getirilip ifadem alnd. * "Savc, 'Hcumt- Sitte'yi okudun mu?' dedi. Beni tand. 'Senin ifaden bize gelmiti' dedi. Ben, 'Okudum' deyince, 'Sen git memleketine, seni oradan getirteceim' dedi. Cevaben, 'Oraya kadar zahmet vermeyin, gelmiken hemen aln' dedim, ama almad.

* "23 Austos 1948'de mahkemeye kymzden Rahmi etinkaya (Yakn akrabamz, Eani allar Mahallesinden olup ok mtak, mbarek birisiydi.) ile beraber geldik. Doru hapishaneye gittik. Hz. stadmz pencereye geldiler. Gzgze grtk. Bize 1 lira att ve "Kmr aln " dedi. Biz kmr bulamadk. Manava gidip bata zm olmak zere meyve ve sebzelerin en iyilerinden bolca aldk, stadmza gnderdik. Hz. stadmz demir kafesli pencereden seslenerek, 'Bunu yirmi sene hizmetiniz kadar kabul ediyorum' buyurdular. Mahkeme dnnde Ankara'dan Karabk'e trenle giderken, Karabk'te esnaf rahmetli Sleyman Efendiye rastladk. O, 'Bugn zelzele oldu' dedi. Onun bu haberi bizde iddetli yank uyandrd. Hz.stad ve Nur talebelerinin hapislerde bulunmas gibi zalimane hareketlerin, zemini hiddete getirdiini ilhamla, trende, Hz. stadmza ve Nura kar ballmz ifade eden ve stadmzn mahiyetini dile getiren bir mektup kaleme aldm ve sonra bu mektubu Mustafa, Rahmi imzasyla 'Hsrev Altnbaak. Afyon Cezaevinde mevkuf' diye postaya verdim. Neticede Afyon Savcs telgraa benim tevkimi istemi. Bu suretle Rahmi kyde kalm oldu ve ben hapishaneye gnderildim. in enteresan taraf, bir hafta nce de Emin Tekinalp' tevkif edip Safranbolu Ceva evine koymulard. Beni de ayn yere koydular. Bir ay sonra Emin Hoca ile beraber jandarma nezaretinde Afyon'a gnderildik. O zamanlar Nur talebeleri Afyon'daki Ankara Oteline

urarlard. Biz de oraya gittik. Eyalar brakp sabah namaz iin camiye gidip geldik. Dnte bir de ne grelim? Otelin altndaki kahve tklm tklm hapiste bulunan aabeylerle dolu. ardk ve sorduk. Dediler ki: 'Mdafaalar yapld. Ve dn son karar gnyd. Altar ay ceza verdiler. Biz zaten onar ay yatmtk. Tahliye edildik. Yalnz Hz. stada 20 ay ceza verdiler. Ahmed Feyzi'ye 16 ay, Ceylan'a 3 sene. Zbeyir gayr- mevkuftu, ieri almlard. brahim Fakazl hapse henz yeni geldi. ' Ve biz ayn gn savclkta ve sorguda ifade verip hapishaneye gnderildik. Bir ay Safranbolu'da yattm. 21 yan doldurmadm iin 5 ay ceza vermilerdi. Temyiz mahkemesi davay esastan bozmutu. Lakin Hz. stadmzn tahliyesine karar verilmedi. 20 Eyll 1949'da tahliye edilecekti. Tekrar ben Safranbolulu Kuyumcu Sabri ile beraber 7 Eyll'de Afyon'a geldim. Hz. stadmz 20 Eyll'de tahliye oldu. On gn stadn yannda Zbeyir Aabeyin tuttuu evde Ziya ile beraber kaldk. 30 Eyll 1949 gn mahkemede benim dvmla, stadmzn ve Nur talebelerinin dvlar (dosyalar) birletirildi. stadmz pederle beni zmir'e gnderdi. "stada dnyorum: Emirda" * "1950 Ocak aynda Eani'deki Nur talebelerinden rahmetli kaynbiraderim Hac Reat Efendi ve yine akrabamz Hac kr Efendi ve Keten Ahmet Amca ile

drdmz Emirda'a stadn yanna kalmak niyetiyle ziyaretine gittik. Ankara'dan geerken Diyanet Riyasetine uradm. Ve reis Ahmed Hamdi Akseki'yi ziyaret edip Hz. stada gittiimizi syledim. Meer Hz. stadmz gnlerden beri Ankara'ya, Diyanet Riyasetine iki takm klliyat gndermek istiyormu. Bunun iin Hsrev Aabeyi Isparta' dan istemi. Ama Cenab- Hak bizi gnderdi. * "Ankara'da 10 gn kaldktan sonra Emirda'da 20 gn Risale-i Nur hizmetinde kaldm. Bir otelin kk bir odasnda kalyordum. stad beni tekrar Ankara'ya gnderdi. Ankara'da bir mddet kaldktan sonra Eani'ye gittim. Bir ay sonra tekrar stadmzn yanna geldim. Zbeyir, Ziya ve ben 4 ay Barla'da stadn hizmetinde kaldk. Tekrar stad beni 1950 gznde Ankara'ya gnderdi. Okullarn tatiline kadar Ankara'da kaldk. Ceylan Urfa'dan gelmiti. stad onu da Ankara'ya gnderdi. Beraber kaldk. O zaman Safranbolu'dan stadmzn istei zerine Hsn Bayram da geldi. * "1951' de Ceylan'la beraber stadmzn emriyle Eskiehir'de kinci ua, Hutbe-i amiye ve Zeyilleri, ElHccet'z-Zehra gibi eserler teksirle neredildi. * "Hz. stadmz (1 Muharrem 1371) 1951 Eyll'nde yannda Mehmed alkan Aabey olduu halde Eskiehir'e geldiler. 20 gn kadar hizmetinde bulunduktan sonra tekrar beni Ankara'ya gnderdi. * "1952 senesinde Ankara'da kaldk. Hz. stadmzn

tensibiyle kalmtk. Bu arada 5-10 gnlne Eani'ye gider gelirdim. Samsun davas ve hapsi * "Hz. stadmz stanbul'da Genlik Rehberi Mahkemesinden sonra Emirda'a dnmt. Yine ziyaretine gidip bir mddet hizmetinde bulunduktan sonra tekrar beni Ankara'ya gnderdi. Ankara'da bir ka ay kaldktan sonra 1953 senesinin balarnda Byk Cihad gazetesine yazlar gnderdim. Bu sebeple 19 ubat gn tevkif edildim. Bir ay Ankara Cezaevinde rahmetli Kemal Pilavolu ile beraber 9. Kouta kaldktan sonra Samsun Hapishanesine sevkedildim. Samsun Arceza Mahkemesince 18 ay mahkumiyet karar temyiz mahkemesince esastan bozularak 11 ay mevkuyetten sonra Samsun Cezaevinden tahliye edildim. * "1953'te ben samsun'da iken Hz. stadmz Isparta'ya terif ederek orada bir ev tutup Tahiri, Zbeyir, Ceylan, Bayram beraber kalyorlar. Tahliyeden sonra bir ay kadar Eani'de kalp tekrar rahmet-i lahiyenin tecellisiyle ve Nur stadmzn dua, himmet ve kabulleriyle tekrar Isparta'da hizmette kalmak myesser oldu. stadla beraber geen nurlu yllar * "Samsun hapsinden tahliyemi mteakip Isparta'da 1954 bandan itibaren Tahiri, Zbeyir, Ceylan, Bayram, bir mddet sonra Urfa'dan stadmzn hizmetine gelen Hsn Kardele beraber kaldmz ulvi hatralarn belki

en mstesnas stadmzdan Arabi Mesnevi-i Nuriye ve Arabi arat'l-caz' ders almamzdr. Bu hatralar ayr ve mstakil olarak genie ifade etmek icap etmektedir. Bilmem, myesser olur mu? Yalnz u kadarn arz etmek isterim: 1954'n balarnda k mevsimi idi. Bir yats vakti mbarek stadmz bizim kaldmz odamza terif ettiler. Ayakta: htar var: Size Arapay reteceim. Arapa Mesnevi-i Nuriye'yi ders vereceim. Yarn sabahtan itibaren balyoruz" dediler. asnda... Sabahleyin stadmzn odasnda karyolann karsnda Tahiri Aabey, bendeniz, Ceylan, Bayram ve Zbeyir'e Arabi Mesnevi-i Nuriye'nin bandaki Trke mukaddime ile Arapasn okudular. Bylece dersler aylarca devam etti. stadmz, 'Zaman pek dardr, hemen hakaiktan balamak lazm. Siz sarf, nahiv gibi alet ilimlerini kendiniz aranzda bir para okuyabilirsiniz' mealinde ifadede bulundular. Sarf, nahvi ksmen pek cz'i aramzda mzakere ederdik. Elhamdlillah Isparta'da bahara kadar ders aldktan sonra Zbeyir, Ceylan mz stadmzla beraber Barla'ya gittik. ay beraber kaldk. Ve Arabi derslere devam ettik. Mesnev'i bitirdikten sonra stadmz arat'l-caz'dan ders verdiler.. Leyle-i Kadirden bir gn nce Isparta'ya, oradan Ankara'ya gnderdiler. Memlekete urayp tekrar acele stadn nezdine geldik. Ayn derslere devam ettik. Sonra stadmz Zbeyir Aabeyle beraber

Emirda'a gittiler. Isparta'da Ceylan, Bayram beraber kaldk. stadmzn emriyle Arabi arat'l-caz' teksire yazmak myesser oldu. * "Bundan sonra Hz. stadmzla son hayatna kadar beraber kalmak biiznillah nasip oldu. Bu arada Samsun'da bir buuk sene askerliimi yaptm (1955-1956) Bu arada Risale-i Nur hizmetine Urfa'dan Hsn karde geldi. stadmzn hizmetinde ok irin ve latif hizmetlerde bulundu. NOT:Paksu Karde! Ben maalesef Hz. stadn hizmetindeki 10 seneyi mtecaviz bir zamandaki, yani stadmzn hizmetinde ve Ankara'daki hizmetler dolaysyla hasl olan hatralar kronolojik bir tertip ve tanzim ve ifadeye mktedir olmadmdan, hem her hatra ok geni hatralar smbl verdiinden, ksaca u naklettiim hususlar mebde olur da ona gre belki ileride inaallah hatralar olanca vs'atiyle arz etmeye alrz. Ve minallahi't-tevfk. * * * Sungur Aabeyin bu hatralar genel olarak 1977'de gazetede yaynlanmt. 17 seneden beri kitapta neredilmemesinin sebebi, kendilerinin hatralar tamamlayacana dair beyanlardr. Fakat zaman ve zemin msaade etmemi ki, tamamlayamadlar. Ancak bu hatrlar, yeni nesillerin istifadesinden uzak kalmamas iin yeniden gzden geirmesi iin kendilerine gtrdk.

Gerekli tashih ve tanzimleri yapt. Bunun zerine nerediyoruz. Sungur Aabeyin hatralar phesiz bu kadar deildir. Birka cilt olacak derinlikte. naallah Cenab- Hak uzun mr verir de biz de hatralarn kaydeder, yaynlarz. Mehmed Paksu

KF ARIZSOY
stadm Bedizzaman Emirda'a terif ettikleri zaman ben ilkokul muallimiydim. Birok defalar stad ziyaret edip, ellerini pp, dualarn aldm. lk ziyaretim ve onu grmem vastasz oldu. Nur'larn hizmetine katlm ok pervaszca olmutu. Bu yzden eitli ve heyecanl badireler yaadm. Aradan uzun yllar geti. Hatralarmn silsile ve heyecann imdi kaybettim. stadm Bedizzaman Emirda'a terif ettikleri zaman ben ilkokul muallimiydim. Birok defalar stad ziyaret edip, ellerini pp, dualarn aldm. lk ziyaretim ve onu grmem vastasz oldu. Nur'larn hizmetine katlm ok pervaszca olmutu. Bu yzden eitli ve heyecanl badireler yaadm. Aradan uzun yllar geti. Hatralarmn silsile ve heyecann imdi kaybettim. Ben Nur'larla megul olmaya baladktan sonra stad, benim kym olan Asar'a (Hisar) gelmiti. Otomobiliyle talebeleriyle beraberdi. Pek ok mtehassis olmutum.

Bayram, Hsn ve Mustafa vard. stad benim meguliyetimi biliyordu. Bu mnasebetle Asar iinde bir yeri gstererek, 'Sen Risale-i Nur'un inkiafna sebep olacaksn' diyerek iltifat ederdi. "Onun hocas var" Bir gn Emirdal hocalarna ekseriyette bulunduu bir meclise girmek lazm geldi. Bir ara onlardan birisi beni kasteredek; 'Onun hocas vardr. O da ondan ders alyor' diye beni knamt. Onlardan birisi, 'Biz de Bedizzaman'n okuduu kitaplar okuyoruz. Onun sylediklerini sylyoruz. Ne diye halk onun peinden kouyor anlamyoruz' dedi. Onlar, 'Biz de Bedizzaman'n bildiklerini biliyoruz' deyince ben hemen atldm; 'Efendim, msaade ederseniz kk bir sorum var,' dedim. 'Sorun' dediler. Onlardan en ehemmiyetlisi Hamza Hacl'dan Cafer Hocayd. Efendim, dnya yuvarlak m, dnyor mu?' diye onlardan sordum. Onlar birka saat eitli yorumlar, teviller, izahlar yaparak 'Dnmyor' dediler. Sonra bana dnerek, 'Senin hocan ne diyor?' diye sordular. Ben de benim hocamn dnyanin yuvarlak olduunu ve dndn sylediini, Risale-i Nur'dan hatrmda kalan bahsi syleyince sustular. Onlardan biri daha sonra stadla grp men kanaatlerini deitirmiti. "Bedizzaman'la uramaktan vazgein, size

atomun srrn reteyim" stadn tarassut ve hapis zamanlarnda devletin eitli mevkilerine telgraf ektim. Bunlardan genel olarak stadn serbest braklmasn, Risale-i Nur'un Kur'n'n hakik bir tefsiri olduunu, buna yalnz Trkiye'nin deil, btn dnyann muhta olduunu, okullarda ders kitab olarak okutulmasn istemitim. smet Paaya ise 'Bedizzaman' serbest brakn, size atomun srrn reteyim. Yoksa atomu kafanzda patlatrm! eklinde telgraf ekmitim. Milli Eitim Bakanlna da, 'Bu kinatn esrar iinde insanlarn, beeriyetin ahiret hayat nasl kurtulacak?' mnsnda bir telgraf ekmitim. Yine smet Paaya Risale-i Nur'un okutulmas talebimi telgraa bildirmitim. mekteplerde

Bu telgraarm neticesinde, bana ok zulm ve eziyet ettiler. Hatt yanan sobaya oturtmulard. Afyon'da Isparta Otelinde beni polisler alp gtrdler. Srasyla emniyete, milli eitim mdrlne, oradan da doktora havale ettiler. En sonunda sorgu hakimliine getirdiler. Ar ceza savcsnn elinde benim ektiim telgraar vard. Savc, 'Said Nurs'yi tanyor musun?' diye sordu. Ben de 'Evet' dedim. Savc sorgulamasna devam etti. Talebe misin?' Evet.'

Halen, Risale okuyor musun?' Evet.' Evinde de var m?' Evet.' Bu telgraar sen mi ektin?' Evet.' Peki, syle bakalm, atomun srr naslm?' O sizi alkadar etmez. ' Bu cevabm zerine adam hiddetle 'Peki, kimi alkadar eder?' dedi. Ben de cevaben, 'Bu mesele devleti, profesrleri, uzmanlar ve mhendisleri alkadar eder' dedim. Beni be gn kadar nezarete attlar. Bu arada ok da dayak ektiler. Bazen ld diye brakp giderlerdi. Bir ara Emirda'da da buna benzer bir hadise olmutu. Beni yine doktora da sevk etmilerdi. Mahkemede beraat ettim. Bu hadiseden sonra, stada uramtm. stad beni tesell etti. 'Ben de bir zamanlar senin gibi efkat tokatlar yemitim' dedi. "stad baz sohbetlerinde de, kinci Cihan Harbinden sonra, beeriyetin ahiret saadetini arayacan hissettiini sylemiti. Finlandiya, Almanya gibi baz Avrupa devletlerinde baz hatiplerin slmiyeti kabul edeceklerini

sylemiti."

MEHMET TAKTAK
1932'de Bolvadin'de dodu. Babas sm, annesi ise Zeki'dir. Emirda'da ticaretle uramaktadr. stad Bedizzmanan' ilk defa ziyaretim birka arkadamla birlikte olmutu. Zbeyir Gndzalp Aabey bizim ziyaretimizi stada bildirip, izin almt. erei huzuruna bizi kabul edince hepimiz ellerini pp oturduk. Bir mddet sonra, stad bize hitaben, 'Kardam, siz safa geldiniz' deyince hemen msaade alp ayrldk. Bolvadin mfts Halil brahim Taktak bizim akrabamzd. Babamla amca oluydular. Kendisi Risale-i Nur'lar okur ve takdir ederdi. 1956'larda vefat etmiti. Bu vefattan iki gn sonra stad taziye iin Bolvadin'e gelmiti. Menba suyunun olduu, yeillik bir mevzii olan Horon semtinde btn Taktak'lar ve yaknlarmz toplanmtk. stad taziyelerini ve dualarn bize bildirerek tekrar Emirda'a dnmt. Daha sonralar ziyaretine gittiimde, bu vefat meselesiyle alkal olarak, bana 'Kardam, ben Halil brahim'in hatr iin btn Taktak ailesini duama dahil

ettim' diye iltifat buyurmutu. Bizim dkknn biri Bolvadin'de, dieri ise Emirda'dayd. Bu mnasebetle her Pazartesi Emirda'a gelirdim. Gelirken de baz zamanlar stada kaymak getirirdim. stad bu kaymaklar hibir zaman hediye kabul etmemiti. Fazlasyla bana cret verirdi. Hatt bir defasnda iinde yirmi be ve elli kuruluklar olan kk bir keseyi bana almam iin uzatmt. Ben kabul etmeyince, Zbeyir Gndzalp Aabey mdahale ederek, 'stadm, bu kaymak yirmi be kurutur, ben elli kuru veriyorum' demiti. stad ou zaman ziyaret eder, ellerini per ve duasn alrdm. Bize Risale-i Nur'lardan bahseder, dersler yapar ve eserleri okumamz sylerdi. Bazen slm dmanlarnn dine olan dmanlklarndan bahis aar, ok hiddet ederdi. stadmzn Emirda'da iinde ok az kald ikinci bir evi vard. Buray Hac Abdullah Gayretli stad iin yaptrmt. Burann ikinci katnda stad ksa bir mddet oturmutu. stad ay kadar kaldktan sonra burasnn bir yl kadar medrese-i Nuriye olarak kullanmtk. ualar ilk defa yeni yazyla baslmt. stad bu eseri gndererek okumamz emretmiti. ualar' ilk defa yeni harerle okumutuk. Bir defasnda i iin stanbul'a gidecektim. Zbeyir Gndzalp Aabeye stada bildirmesini sylemitim.

stad ise stanbul'da Ahmet Aytimur'a urayp yeni baslan Hanmlar Rehberi'ni getirmemi sylemilerdi. stanbul'da Ahmed Aytimur'u Sleymaniyede buldum. Ondan aldm iki yz tane kadar Hanmlar Rehberi'ni Emirda'a getirdim. stad o kadar ok sevindi ki, beni defalarca kucaklayp, bu hizmetimden dolay tekrar tekrar tebrik edip, dualar ederek, alnmdan pt. Ben birka tane alp, Bolvadin'e gtrmek istediimi ifade edince stad bana, 'Taman kardam, ben zaten gndermek istiyordum, yalnz biraz bekle, tashih ettikten sonra vereyim' diye buyurmutu. Zaman olarak 1957 yl olduunu zannediyorum. Bolvadin ile Emirdal genler futbol ma yapyorlard. Bu ma esnasnda niden aralarnda kavga kmt. Bolvadinliler ile Emirdallar talamaya balamlard. Ertesi gn misilleme olarak Emirdal bir grup gen benim oradaki dkknm taa tutmulard. Kalabalk ve grlt oalnca stad evinden aaya indi. Ke banda durarak kalabala hitaben bir konuma yapt, 'Durun' dedi. 'sizler hepiniz kardesiniz, birbirinizin kusurlarn grmemeniz lzmdr. Birbirinizi affediniz.' Kalabalk biraz sakinlemiti. stad konumasna devam ederek, 'Eer sizler barp dalmazsanz, ben de buray terk ederim' diye buyurmutu. "stadn bu konumasndan sonra kalabalk byk bir sknetle dald."

MEHMET ZPOLAT
1922'de Gaziantep'in Kilis ilesinde dodu. 1941'de Hava Astsubay okulunu bitirdi. Yurdun eitli yerlerinde Astsubay olarak grev yapt. 1970'de emekli oldu. Eskiehir'de grev yapmaktaym. Burada samimi dostum Saat kr Efendi ile muhabbetimiz vard. 1943-44 yllarnda saat kr Efendinin dkknndan 15-20 bin liralk saat alnmt. Biz o dkknda bu vakay konuurken dkkna tanmadm birisi selm verip girdi. Hrszlk olayn duymu; bize, 'Emirda'da bir hoca var, sizin saatleri alan hrsz bulur' dedi. Bu olaydan sonra biz Saat kr Yrten ile beraber Emirda'a gitmeye karar verdik. Ertesi gn Emirda'a hareket ettik. Emirda'da stad ziyaret etmek iin Mehmet alkan Aabeyi bulduk. 'Burada bir hoca varm, (kr Yrten'i iaretle) bu kardeimizin saatleri alnd, bu hoca alan bilirmi, bizi bu hocaya gtrr msn?' dedik. Cevaben bize, 'Ben hocaya gidip bir soraym, size cevap getireyim' dedi. Biraz sonra geldi. Mehmet alkan Aabey bize hitaben; stad sizi kabul etmiyor. Risale-i Nur okusunlar, sonra yanma gelsinler diyor' dedi.

Biz de Eskiehir'e geri dndk. "Eskiehir'e varr varmaz Risale-i Nuru aramaya baladk. Odun Pazarnda Tenekeci Osman'da Risale-i Nur olduunu rendik. Ve sonunda bulduk. Bize beklememizi syledi. Evine gidip Risale-i Nur klliyatndan slm yazl Genlik Rehberini getirdi. biz o gece Saat kr Yrten'in evinde namaz klan bir albay, yarbay, yzba ve Hastane Batabibi beraber toplandk. Genlik Rehberi'ni ge saatlere kadar okuduk ve bu eserin ok muazzam ve kymetli bir eser olduuna karar verdik. Bir hafta sonra Eskiehir As. ube Bk. Turhan Fevziolu'nun kardei Albay Read Fevziolu, Binba Hayri Bey, Yzb. Ekrem Hanyal, Astsubay Ahmet Yayla, Ahmet zyazar, Saati kr toplanp Pazar gn sabah namazn mteakip Emirda'a hareket ettik. Emirda'a varr varmaz Ceylan alkan Aabey ile haber gnderdik ve stad bizi hemen kabul etti. stad bize u dersi verdi: Ben softa bir hoca deilim. Bakmc da deilim. Siz asker olduunuz iin orduda daha kymetli bir yeriniz var. man hizmetinizde daima aln.' Daha sonra namaz vaktinin geldiini syledi. Biz de msaade istedik, ayrldk. O gn Eskiehir'e geri dndk. "kinci ziyaretim" O gnlerde Samsun'da karlan mahalli Byk Cihad gazetesi, 'Nurculuk yapyor' diye kapatlmt. Gazetenin sahibi Saat kr'nn dkknna geldi. Ksa bir grmeden sonra, 'Beni stada gtrr msnz?' dedi.

Benim durumum msait olduu iin teklini kabul edip beraberce Emirda'a gittik. Otobsten iner inmez kimse ile konumadan yanmza kardelerden birisi geldi ve bize hitaben, 'stad sizi bekliyor' dedi. Biraz ararak o kardein pei sra stadn kald eve gittik. stad karyolada bada kurmu oturuyordu. Kardelerle sohbet ediyordu. Bizi grnce, 'Ho geldiniz kardeler, oturun' dedi. O anda kardelerle olan sohbet devam etti. Bu sohbet namaz hususunda idi ve 15-20 dakika devam etti. Daha sonra Byk Cihad gazetesi sahibine dnerek; Kardeim sizin gazetenizin kapandna zldm. Merak etmeyin, ileride gazeteniz alr, yayna balarsnz. Ben, bana yaptklar eziyetlere hakkm helal ettim. Siz de ediniz' dedi. Bu sohbet ksa bir sre devam etti ve ayrldk. "nc ziyaretim" stadn Emirda'da mahkemesi vard. Biz de mahkemeye katlmak iin yola ktk. Bu mahkemenin almas da yle olmu: Emirda savcs Jandarma Baavu'a emir vermi 'Bedizzaman'n banda apka yoksa tevkif et. Bana getir.' Jandarma Baavu'da stad takip etmi. stad Hazretleri Emirda'da kalrken Emir Da eteklerinde krlarda faytonla gezmeye kar, bazen yaya, bazen birka gn krlarda ve dada kalr; bazen de faytonu bekleterek birka saat iinde geri dnerdi. Bu

gezintilerin birinde Jandarma Baavu stad takip edip krlarda yanna yaklayor, stad onunla sohbet ediyor. Baavu Savcya gidip 'Bedizzaman'n ba akt, bir ey yoktu' diye savcya beyanda bulunmu. Savc buna ramen stad Hazretlerini mahkemeye vermi ve Jandarma Baavuu'da ahit olarak yazm. Biz de bu mahkemeye katlmak iin Eskiehir'de Albay Read Fevziolu, Bnb. Hayri Bey, Yzb. Ekrem Hanyal, astsubaylardan Ahmet Yayla ve Nihat otobsle gittiler. Biz de benim iki kapl Wolswagen marka arabamla Eskiehir'de kan Yeil Nur gazetesi sahibi Nuri Akyar, Av. Abdurrahman eref La, ismini hatrlamadm gen ve bir hafz ile Emirda'a hareket ettik. Cuma namazn Hamidiye nahiyesinde kldk, tesbihat yapmadan yola devam ettik. Biz Emirda'da doru stad Hazretlerinin evine gittik. stad bizi merdiven banda beyaz elbiseler iinde ayakta bekliyordu. Bizi grnce, 'Kazanz gemi olsun, Risale-i Nurun bana byk bir felaket gelecekti, siz nlediniz' dedi. Biz buraya gelirken yolda bir kaza atlatm ve sa-salim kurtulmutuk. Daha sonra devam ederek, 'Bugn bu mahkeme bitecek. Bitmezse kyamet kopacak' diyerek odasna girdi. Biz de eve girmeden mahkemeye katlmak zere Adliye binasna gittik. Eskiehir'den gelen subay, astsubay arkadalarn hepsi resmi kyafetli idik. Adliye nnde mahkeme saati geldiinde mahkemeye katldk. Hakim, 'Esas ahit yok,

onu bulun gelin, mahkemeye devam edelim' dedi. Biz de dar kp Jandarma Baavuu sorduk. Orada taksi olarak alan bir Jeep ofr, 'Ben nerede olduunu biliyorum' dedi. Ahmet Yayla ile Jeepe binip Jandarma Baavuunu aramaya gittik. Giderken o bozuk yollarda ok sratle yol alyorduk. Ben, sanki araba uuyor sanyordum ki, bir ara kk bir ayn zerinden getik, tekerleklerin yere demediini grdm.Bir kasabaya geldik. Karakola gittik. Jandarma Baavuunu karakol bahesinde ceketini karm oturuyor bulduk. Sanki hi mahkemesi yokmu gibi duruyordu. Haberinin olduunu ve kastl olarak o nahiyede bulunmakta olduunu rendik. Biz Jandarma Baavua mahkemeden hi bahsetmeden, "Kardeim, sen neredesin, biz seni aryoruz' dedik. Baavu da telala 'Geliyorum' diyerek acele ceketini giyip arabaya bindi. Emirda'a hareket ettik, Adliye binasnn nne gelince Jandarma Baavuun akl bana geldi. 'Kardeim, siz beni nereye getirdiniz? Ben de zannetim ki, siz havac astsubaylar grnce uak dt, beni onun iin gtryorsunuz sandm' dedi. Mahkemeye girdik. Sonuta, mahkeme, beraat karar ile neticelendi. Biz tekrar stad Hazretlerinin evine gittik. stad Hazretleri bizi yine merdiven banda beyaz elbiseleri ile karlad. Bize hitaben 'Kazanz mbarek olsun. Btn Nurcu kardelerimi ve sizi sabah dualarma dahil ettim' dedi. Sonra ayrldk. Eskiehir'e dndk. "Drdnc ziyaretim"

Emirda'da Saat kr, Saat Muhiddin, stad Hazretlerini ziyarete gittik. Doru evine gittik. Kapy Ceylan alkan Aabey at, ieri ald. Doru stad Hazretlerinin odasna girdik, selamlatk. stad Hazretleri karyolann zerinde dzst oturmu, aabeylere ders veriyordu. Bize 'Gein oturun' dedi. O gn seim gnyd. Bizden sonra, oy kullanm kardeler yanmza geldiler stad Hazretleri onlara sordu. Keeliler oyunuzu nereye kullandnz? Onlar hi ses karmadlar. slm ihya edecek insanlara verseydiniz iyi olurdu' dedi. Ben stad Hazretlerini hitaben, 'Talebe nmayileri kt, Menderes'in ii zorlat' dedim. stad cellalendi, iki dizi stnde doruldu. Kardelerim, kardelerim Menderes kim oluyor ki? Ben istesem onu imdi aa indiririm. Ben onun imanla slmla yola gelmesini bekliyorum. O masonlarn emberine dm, etrafna masonlar sarm, o masonlar onun ban yiyecek.' stad Hazretleri dersinde adamlarn bize izahatla bildirdi. "Beinci ziyaretim" 1953 senesinde Gaziantep'e izne gittiimde Suriye msbet-men siyaset

snrnda Yazba isminde kye gittik. Orada 13-14 yalarnda bir ocuk, at stnde yanmza geldi, ocuun elindeki ubuktan yaplm kamya gzm takld, ok houma gitmiti. Benim bu halim ocuun babasnn dikkatini ekmi, oluna hitaben 'Olum kamy misarimize ver hediyemiz olsun ona' dedi. Ben de teekkr ederek kamy aldm. zin bitiminde Eskiehir'e dndm, daha sonra sivil olarak Saat kr ile beraber Emirda'a Hazret-i stad ziyarete gittik. Ben o kamy stad Hazretlerine hediye ettim. Kardeim, bu kamnn karln verecek benim hi bir eyim yok, dn arkan' dedi. Arkama kamyla defa vurdu. O gnden sonra srt ars nedir bilmiyorum. Ayn zamanda o zamandan beri srt st yatamadm. Bu sohbetin sonunda stad Hazretleri, 'Kalkn, Eskiehir'e gideceiz' dedi. Ceylan'a 'Arabay hazrla' dedi. Arabann arkasna stad Hazretlerini yatrdk. Arabann n tarafna Saat kr, ben, Ceylan da ofr olarak bindik. Yola ktk. Emirda'dan Eskiehir istikametine doru hareket ettik. Emirda'n knda stad Hazretleri, 'Kardelerim, ben lrsem beni Emir Danda bulunan Emir Hazretlerinin yanna defnedin' dedi. Eskiehir'e yaklatmzda, 'Beni Eskiehir'e defnedin'

dedi. Daha sonra, 'Yok kardelerim, yok kardelerim, benim dirimden ok lmden korkacaklar. Benim mezarm belli olmayacak' dedi. Eskiehir'e geldik ve stad Hazretlerini Yldz Oteline yerletirdik. Ertesi gn otelde stad Hazretlerini birok havac subay ve astsubay arkadalar ile ziyaret ettik. Ziyaret esnasnda stadmz ders verdi. "Altnc ziyaretim" 1952 senesinin Ramazan aynn 27. gn stad Hazretlerini Emirda'da ziyarete gittik. stad Hazretleri bizi kabul etti ve yanna girdik. stad grdmde rengi bem beyazd, mbarek gzlerinden yalar akyordu. Mbarek dilini kard, dili beyazlamt. Kardelerim, kardelerim, masonlar beni bu gece zehirlediler. Ben bu gece sahur yemeimi , soumas iin penceremin kenarna brakmtm. Masonlar bekiyi retmiler. Beki tahta merdivenle penceremin kenarna kadar kp arsenik zehirini yemeime koymu. Ben de yedim, ok hasta oldum, eveni okudum. Allah'a yz bin defa kr, kurtuldum' dedi. Biz de stad Hazretleri hasta olduu iin msaade alp ayrldk. * * * stad Hazretlerini Eskiehir'de Yldz Otelinden gizlice Saat kr ile beraber alp onu Saati kr'nn evine yerletirdik. Kimsenin haberi yoktu.

Dkkna geldik, bir polis gelip Saat kr Efendiyle 'Sen Bedizzaman' evine gtrmsn' dedi. Biz hayretler iersinde kaldk. Halbuki bunu ikimizden baka kimse bilmedii halde, bunun polisler tarafndan bilinmesi tek ihtimal kalyordu, aramzda bir muhbir vard. O muhbiri polislerin yardm ile bulduk. Geldik stad Hazretlerine durumu anlattk, stad Hazretleri 'Ben biliyorum, siz karmayn' dedi. O arkada mthi bir efkat tokad yedi, hanm onu beenmeyip boad. Srtnda byk bir ur kt. Hastaneye yatt, ok strap ekti. Hastanede yatarken bir gn ryasnda stad hazretleri yanna gelip yumruu ile srtndaki ura vurup yaray patlatm, ondan sonra iki gn daha yatt, shhatli olarak taburcu oldu. Bu tokatlardan sonra kendini Risale-i Nur'a vakfetti ve byk hizmetler yapt. naallah gemi gnahlarna keffaret olur. "Yedinci ziyaretim" Eskiehir Muttalip kynde Hac Hilmi Efendi (stadn talebesi) talebere Kur'n okuturdu. Bir Cuma gn, hatim cemiyeti vard. Yarbay rtbesinde Hava Hastanesinde grevli bir doktora Muttalip kyne, cemiyete gitmeye davet ettim. Doktor cemiyete gelmemek iin, 'eyhler ne tarih bilir, ne corafya bilir. K gn karpuz karrlarm' dedi. Yine de beraber hatim cemiyetine gittik. Caminin d kapsnda Hac Hilmi Efendi bizi karlad, yarbayla tanmad halde 'Yarbaym size bir tarih dersi vereyim' diyerek Osmanl mparatorluunu Erturul Gaziden alarak Kurtulu Savalarna kadar ve dier mevzulara da temas

ederek cami kapsnda ayakta bir saat anlatt. Daha sonra yarbaya dnp 'Hani olum, eyhler tarih dersi bilmezdi' dedi. Namazdan sonra caminin yukarsndaki Hoca Efendinin odasna ktk. Bize kiilik pilav geldi, yedik orada Hac Hilmi Efendinin hcresi vard. Hoca Efendi hcreye geerek elinde bir karpuz ile yanmza geldi. Yarbaya dnerek, 'Aln olum, bu da k meyvesi yiyin' dedi. Ben de karpuzu drde bldm, birini Hac Hilmi Efendinin hcresine braktm, dierini biz yedik. Eskiehir'e dnte Diyarbakr'a tayin olduumu rendim. stifa dilekesini yazdm, tabur komutanna verdim. Tabur komutan beni ok severdi. 'Olum sana 15 gn izin, dn, gitmek istersen dilekeni muameleye koymam, eer gitmemek istersen dilekeni muameleye koyarm' dedi. Bundan sonra Tenekeci Osman ile beraber Eskiehir'e stad ziyaretine gittik. stad bize ders verirken bir ara Osman Efendi, stad Hazretlerine 'Kardeimizin tayini Diyarbakr'a kt, fakat gitmek istemiyor, istifa etmek istiyor' dedi. stad Hazretleri birden celallendi ve iki dizi stnde kalkarak 'Biz havac kardelerimizi daha ok grmek istiyoruz. Sen istifa veriyorsun, doru Diyarbakr'a, grevinin bana gideceksin. Sen Diyarbakr'da daha ok hizmet edeceksin. Daha iyi arkadalarla tanacaksn' dedi. 'Diyarbakr'da Mehmet Kayalar'a da benden selm syle, doru vazife bana' dedi. Helalletik, ayrldk. Bu grme Eskiehir ve Emirda grmelerinin sonuncusu idi.

Ben bu grmeden sonra dilekemi geri aldm ve 1953 senesinde Diyarbakr'a gittim. Mehmet Kayalar Aabeyi buldum, tantm. stad Hazretlerinin selmlarn syledim. Kayalar Aabey, Dakap'daki evinde yats namazndan sonra dersler olduunu, itirak etmemi syledi. Biz de her gece, yats namazndan sonra astsubay ve sivillerle beraber Kayalar Aabeyin derslerini takip ettik. Mehmet Kayalar Aabey bir gn bana dnerek 'Barla'ya gideceksin, stad greceksin' dedi. Ben de izin aldm. Bana bir mektup verdi, 'Bu mektubu doru stada teslim et' dedi. Yola ktm. nce Isparta'ya geldim. Aabeyleri buldum. Tahiri Aabey, beni Eridir dolmularna kadar gtrp bindirdi. Akam zeri Barla'ya vardk. stadn evini sordum. Gsterdiler, evine gittim, merdivenin banda beni Zbeyir Aabey karlad. ben niin ve nereden geldiimi anlattm. Zbeyir Aabeye mektubu verdim. O srada yats namaz olmutu. Abdestleri tazeledik, stad imam, Zbeyir Aabey mezzin, ben cemaat olarak namaz klmaya baladk. Namaz esnasnda stad Hazretleri, yirmi yanda bir gen gibi tekbir alyor ve secdeye gittiinde binann sallandn hissediyordum. Bu hadiseden sonra namaz tesbihat yapld. stad Hazretleri hi konumadan odasna ekildi. Biz de Zbeyir Aabey ile beraber onun odasna getik. Zbeyir Aabey bana, sabah namazna kadar slm yazs ile Tesbihat yazd, teslim etti. Sabah namazn tekrar stad Hazretlerinin arkasnda kldk, tesbihattan sonra stad

Hazretleri: Kardeim Mehmet Kayalar benim vekilim, maaallah, barekallah, sizin gayretlerinizden memnunum ve sizin hepinizi dualarma dahil ettim' dedi. Bu grme esnasnda stad Hazretleri bana bakyordu, fakat manen baka lemlerde yayordu. nk suallerime gecikmeli olarak cevap veriyordu. Bunun izahn yapamyorum, ancak o hali gren anlayabilir. Ben onun bu halini, benimle konutuunu, fakat kendisinin mnevi olarak kafasnn baka eylerle megul olduunu yz simasndan gzlerinden anlayabilmitim. stad bana dnerek, 'Hsrev'le grtn m?' dedi. 'Evet, yarm saat kadar grtk' dedim. Hsrev Aabeyin teksir makinesi alacan ve btn beldelere Nurlar oaltarak gndereceini syledim. stad Hazretleri ok sevindi 'Brekallah ftuhata eriyoruz' dedi. 'Mehmet Kayalar ve kardelere selm syle, btn kardelerimi dualarma dahil ettim' dedi ve yanndan ayrldm. stad Hazretlerinin odasnda bir ince yer yata, ince bir yorgan, bir cep saati, ibrik, ay takm vard. Bakaca gze arpan dnyalk bir ey grmedim. "Beni Zbeyir Aabey, Karayollarnn cipine bindirdi, Eirdir'e dndm. Oradan Isparta, Diyarbakr'a geldim. Bu son grmem oldu."

HAFIZ NAMIK ENEL


Emirda'n Veysel kyndendir. Bir mddet stadn imamln yapmtr. standn ilm dehas Diyanet leri eski Bakan Ahmed Hamdi Akseki, stad Hazretlerinin kardei Abdlmecid Efendiyi Ankara'ya aryor. Ve baz meseleler soruyor. Abdlmecid Efendinin verdii cevaplara hayran oluyor. 'Bedizzaman m daha alimdi? Yoksa siz mi daha alimsiniz?' diyor. Abdlmecid Efendi, 'Ben Seyda'y gkteki kvlcmlar kadar fark edebiliyorum. stad anlayamyorum. Seyda btn kinat didik didik etmi, iine bakm' diyor. stad Hazretlerinin ilimdeki dehasn bu ekilde anlatyor. Hatt Akseki 'Ben Abdlmecid Efendi gibi lim grmedim' diyor. Abdlmecid Efendi ise stad anlayamdn sylyor. Hrszn tevbesi Emirda'da Seydi Yce isminde bir zat vard. Lakabna

'bomba' derlerdi. Bu adam bir gn koyun hrszl yapm. Sabahn erken saatlerinde koyunu alm, Adaal'dan aryormu. Bedizzaman da Adaal'ya gidiyorm. 'u zatn elini peyim' diye arkasndan sratle yrm. Bedizzaman normal admlarla yrd halde ona yetiemiyormu. O kadar urat halde yetiememi. Sonra bana geldi ve kendisini Bedizzaman'la grtrmemi, btn kt huylarn terk edeceini ve tevbe edeceini syledi. Ben de Zbeyir Aabeye syledim. O da stada sylemi, stad Hazretleri de kabul etmi. Bunun zerine Bomba Seydi stada gidiyor ve btn hatalarn anlatmaya alyor. stad ise 'Gnahlarna tevbe et, ben de senin duann kabul olmas iin Cenab- Hakka dua edeceim' diyor. Bomba Seydi de tevbe, istifarda bulunuyor. Cbbenin ya Bir gn stad Hazretleri Emirda Camiine ikindi namazna gelirken baz ihtiyarlar, Arap Ahmetlerin Koca, Krlolu Arif Aa ve o emsal kiiler camiin adrvannn banda, 'Acaba Bedizzaman'n srtndaki cbbe ka senelik?' diye kendi aralarnda konuuyorlarm. stad Hazretleri de geriden durup bunlar yanna am. Ve o ihtiyarlara cbbesinin yz senelik olduunu sylemi. Cbbeyi Mevlna Halid-i Badadi'nin emanet braktn, onun torunlarnn da kendisine hediye ettiklerini sylemi. stadn yardm ve camideki kibrit Emirda'da elli seneden fazla mezzinlik yapan Hafz

Murat Buduolu denilen zat, bir gn parasz kalm, okta skm ve kimseden de para isteyemiyormu. O halde iken stad Hazretleri de bunu arm ve ihtiyac miktarnca buna para vermi. Yine stadn Camiin st katnda yeri vard, buraya akam namazndan nce gelir ve yatsya kadar kalrd. Yatsdan sonra da evine dnerdi. Orada kibriti vard. Bu kibriti Hafz Murat akamla yats arasnda mum yakmak iin alrm. stad bunu arm, biraz para vermi ve oradan bir daha kibriti almamasn sylemi. Bunlarn zerine Hafz Murat, Bedizzaman'dan ok korktuunu sylerdi. Siyas deh Eskiehir eski mftlerinden Hafz Abdullah Efendi stad Hazretleri iin, 'Olum, bir velinin mnevi derecesi ne kadar yksekse, siyasetteki dehas da o kadar yksektir' demiti. rt'l-caz'n tercmesi rt'l-caz'n tercmesinin Hac Abdullah tarafndan yaplmas sylendiinde stad Hazretleri, 'Ne Hac Abdullah Efendi ne de Msr ulemas ondaki caz yerine getiremezler. Ondaki en ufak bir nkte bir ok meseleyi ifade eder' demitir. Ve neticede bu risaleyi kardei Abdlmecid Efendiye tercme ettirmitir. Abdlmecid Efendi de kendi itirafyla stadn feyzinin devaml yannda olduunu ifade etmitir.

stadn trbe ziyareti Bizim kyn ismi Veysel'dir. Burada Veysel Karan Hazretlerinin trbesi vardr. Bir gn stad Hazretleri ve talebeleri; Zbeyir Aabey, Emirda'dan Karaalili Halim Aa, Mustafa Ezener, Mustafa Acet ile birlikte oraya gittik. stad Hazretlerinin trbeye girii ve dua edii hakikaten grmeye deerdi. Sanki Veysel Karani Hazretleri orada tecelli etmi, zevat- kiram oray istila etmiti. yle bir hayet kaplamt. Hatta ziyaretten sonra Karaalili Halim Aa (Yksel) stada 'Efendim, Veysel Karan Hazretleri Yemenlider. Sffn Savana katld da sylenmektedir. Nasl oluyor da onun trbesi burada oluyor?' diye sordu. stad Hazretleri de 'Biz onun makamn ziyarete geldik. Ruhu nerede olursa olsun al kllihal bizden haberdardr' diye cevap verdi. "Namk'n annesi benim annemdir" Yine ayn gn stad, Zbeyir Aabeyle ikimize para vererek bizi yourt almaya gndermiti. Zira karlksz bir ey almazd. Biz de bizim eve giderek yourdu aldk. Validem gzel yourt yapard. Bu arada kymzdeki baz kadnlar stad ziyaret etmilerdi. Validem de stad ziyaret edip hayr duasn almak iin arkamzdan geliyordu. Ben stadn kadnlara fazla iltifatnn olmadn bildiimden validemi atlatmak istiyordum. Biz arabaya bindik. Arabay Mahmut alkan kullanyordu.Emirda'a gidecek yerde araba tarla yoluna dnd. Ben de Tokak'na gidecekler, Hayri Beyle grecekler zannettim. Sonra

hatrlatmam zerine geri dndk. Bu sefer okulun arkasndan Emirda'a dnecekken daha ileriye gittik. Meer Validem de hl arkamzdan kouyormu. Biz tam Yavan Ahmetlerin evinin nnden geerken araba durdu. stad Hazretleri valideme iltifat ederek, 'Hafz Nmk'n annesi bizim de annemiz' dedi. stadmzn valideme byle iltifatta bulunmas beni gayet memnun etti. Bana dnyalar verilseydi bu kadar sevinmezdim. Bylece sevk-i lahi ile validem de stadla grm oldu. "Biz namazn hukukunu mdafaa ediyoruz" Bir gn Kaymakam Mehmed Uz Bey, Vaiz olarak Hac Ali Klnalp ve ben Cuma namaz klmak iin Piribeyli'ye gittik. Yukar Piribeyli'de Hac Ali Efendi cumadan evvel vaaz etti. Ben de hutbe okuyup namaz kldrdm. Namazdan sonra Kaymakam Bey caminin avlusunda halka hitap ediyor ve Emirda Lisesinin yaplmas iin cemaatten yardm topluyordu. O arada Piribeyli merhum Hac Hseyin Efendi zerinde ilm kisvesi olduu halde bana, 'Olum Hafz, Kaymakama bu ekilde, hogeldin desem bana bir ceza tereddp eder mi?' dedi. Ben de bu frsat karmadm ve buna cevaben 'Hocam, siz Bedizzaman'n snnetten iki eksii var diyorsunuz. Bugn sen caminin iindesin ve namaza gelmisin ve Kaymakam da dindar, stelik sizin caminizde yardm topluyor. Sizin bu ilim kisvesiyle bir kaymakama, hogeldiniz diyemiyecek kadar snk imannz nerede; Bedizzaman'n ceberrut devrinde mahkemelerde ilmi kisvesini

karmadan kkremesi nerede. Hatta Afyon Mahkemesinde ikindi namaz biraz ge kalnca namaz klmak izin istiyor. Hakim msade etmiyor. stad Hazretleri biraz daha bekliyor, yine msaade istiyor. Yine vermiyorlar. Nihayette artk ikindi namaznn vakti tehlikeye giriyor. stad, 'Ben namaz klacam. Biz buraya namazn hukukunu mdafaa etmek iin geldik' deyip bir kkryor. Bedizzaman'a ve talebelerine namaz klmak iin msaade etmek zorunda kalyorlar. te sizin bu gsz imannzla onun bu iman kuvvetini mukayese edebiliyor musunuz?' deyince merhum Hac Hseyin Efendi ok doru sylyorsun diye gzya dkmt ve yle devam etmiti: Ben, bu zamann mrid-i kmili kimdir? Kutbu kimdir? diye ka defa istiareye yatmsam; hepsinde karma Bedizzaman, al bir ata binmi olarak karma kmtr. Ben ok vesveseli bir adamm. Bunun iin Bedizzaman Hazretlerinin sakal olmadndan ve evlenmediinden iki snneti terk ettiini dnerek tereddde dyordum. Fakat ben bu konuda byk hataya dmm.' "stad, kaybettiim saatin parasn verdi" Bir gn stad Hazretleri bizi Kapakl emesine gtrmt. Buras Emirda'la Bolvadin arasndadr. Biz daha nce postahaneden mektup gndermitik. Sonra Zbeyir Aabeyle emeden testiyle stada su getirdik. Dneceimiz srada le namazna ne kadar var diye saatlere baktk. Zira Mustafa Acet imam, Osman Aydn

imam, ben imam. Hepimizin namaza yetimesi lazm. Ben saatime bir baktm ki saatim yok. Ne kadar aradmsa bulamadm. stada duyurmamaya altksa da yine o duymu. Arabay durdurdu ve ne olduunu sordu. Onun srar zerine anlattm. Nerede kaybetmi olabileceimi sordu. emede dm olabileceini syledim. Ve arabay doru oraya srdrd. Ama orada da bulamadk. Benim yzm okayarak, 'Saatine sahip ol' dedi ve saatimin deeri kadar bana para verdi. Ne kadar almak istemedimse de, 'Kardeim buraya sizi ben getirdim. Kaybolmasna ben sebep oldum' diyerek zorla verdi. Ben daha sonra saati buldum ve stada paray geri iade ettim. Saati Postahanede drmm. Rahmetli Postac Cemal de saatin benim olabileceini dnerek bana getirmiti. stad iki yzm okayarak 'Keeli bir daha saatine sahip ol' dedi. "Okuduunuz Kur'n' her yerde dinliyorum" Hocam Gnenli Hafz Ahmed Efendi ki; bu zat Eskiehir Oduncu Pazar Camii imam iken vefat etmitir. Ona stad Hazretleri 'Siz nerede Kur'an okuyor iseniz ben sizi dinliyorum. Bu ekilde kabul et' demiti. Zira bu zat mehur kurralardan idi. stad Hazretleri onun okuduu Kur'an'a byle deer verirdi. Dzce'deki Hasan Efendi kraat okurken, yine orada Krkzade ve Kulaksz kr Efendi bana, 'Bedizzaman'n talebesi ve kyls geliyor' diye Emirdal olmam hesabiyle bana deer verirlerdi.

Konya Mfts mer Tekin Hocaefendi de 'Gel benim nurlu olum' diye Bedizzaman'n talebesi olmam dolaysyle bana iltifat ederdi. Seksen iki yandaki adam ayaa kalkard. stad Hazretlerinin her hali, her tavr, her bak slam'a hizmetti. Asrlardr izine tozuna rastlanmayacak muhterem bir zatt. stad Hazretlerinin durumunu grdm zaman Peygamberimizi (a.s.m.) hatrladm. Zbeyir Aabeyin sadakatini grdm zaman Hz. Ebubekir Efendimizi, Mustafa Sungur'un celadetine bakar. Hz. mer Efendimizi hatrlarm. Ceylan alkan rahmetliyi de ok severdim. Kendisi ok zeki bir insand. Ona 'Sen neden imtihanlardan hep on alyorsun' diye sormular. O da 'Ondan fazla notunuz olmadndan her zaman on alyorum' diyerek nkteli bir cevap vermi. Bu hazr cevapllndan dolay soranlar gldrm. "Takipi birisinin akbeti" 1960 ihtilalinde bizim karargahmz Mehmet alkan Aabeyin dkkanyd. Biz birbirimizden haberdar olmak iin devaml buraya gider gelirdik. O arada Sivrihisarl Niyazi Usta diye birisi vard. Bu bizi takip eder, konutuklarmza kulak kabartrd. Ben buna ok kzardm. Hatta dvmeye bile niyetlenmitim. Mehmed alkan Aabeye durumu anlattm. O 'Sakn ha, onun bana bir ey gelecek, ama bizden gelmesin' diyerek bizi engelledi.

Gerekten de onun bana yle bir i geldi ki, bir daha kimsenin iine kamaz bir hale geldi. Yz kzartc bir su sonucunda hapse girdi, evini de satarak ailesini Emirda'dan gtrd. Bir daha da Emirda'a gelemedi. Bir gn stad Hazretlerinin arkasnda le namaz klyorduk. stad namaza balad zaman sanki yok olmutu. Hani Hz. Ali namaza durunca vcudundaki oku karmlard ya, aynen onun gibi stad Hazretleri de kendinden gemiti. Onun namaz kln grnce kendimden hicap duydum. O namazn lezzetini hala unutamam. "stada genlerin sevgisi" stad Hazretleri Emirda'a geldii zaman onun arabasn, faytonunu srmek iin genler sraya dizilirlerdi. O hususta jandarmadan dayak yemei eref sayarlard. stad bu kadar ok severlerdi. stada otomobil alnmazdan evvel stad bir yere gitmek istedii zaman arabas, otomobili olanlar, hemen arabalarn alr gelirlerdi. Onu, nereye gitmek isterse gtrmek, onun duasn almak isterlerdi. Emirdallarn nakliye konusunda muvaffak olmalarnn sebebi herhalde stadn duasna mazhar olmalarndandr. stad Hazretleri Emirda'a 1944 ylnda gelmiti. Ben o zamanlar talebeydim. Hocam Gnenli Ahmet Efendi (r.h) bana 'Olum, mutlaka bu zatla gr' demiti. Rahmetli babam kymzde Hayri Beylerle grrd.

Hayri Bey de staddan kk risalelerden getirirdi, beraber okurlard. Ben stad Hazretleriyle grebilmek iin be gn Suvermez'e gittim geldim. Geceleri orada yatyor, gndzleri geri dnyordum. Nihayet beinci gn sonunda stadla grmek kabil oldu. Ve beni talebelie kabul etti. Ondan sonra da mnasebetlerimiz devam etti. "Gidip Stalin'i ldrr msn?" Bir defasnda stad Hazretleri Adaal'dan geliyorlar. Kibidek avu denen birisi stadn yakasna yapyor. stadn yannda o zaman Mustafa Acet var. stad silkiniyor, yakasn Kibildek avu'un elinden kurtaryor ve Mustafa Acet'e dnerek 'Git, Stalin'i ldr desem ldrr msn?' diyor. Mustafa Acet Aabey de 'Vallahi stadm, imdi giderim' diyor. Bunu zerine stad Hazretleri o Kibildek avu'a 'Bak, en edna bir talebem dahi emretsem Stalin'i ldrmeye gidecek. Eer ben istersem iki saat iinde bana zahmet ektirenlerden intikamm alrm. Fakat ben rza-y lahi iin ve bu milletin imann kurtarmak iin alyorum' diyor. Askere merhum Ceylan alkan'la beraber gittik. O benden byk olmasna ramen, daha nce, hapiste yatt iin beraber gitmitik. Ben giderken stad Hazretleri bana yle demiti: 'Herhangi bir mansba, mevkiye elin yetimedii zaman, ayann altna baka vasta bul, sakn Kur'an- Kerimi vasta yapma.'

Askerden geldikten sonra stadla yine mnasebetlerimiz devam etti. Emirda ar Camiine getiimden stad Hazretleri bana, 'Ben hi bir yerde bu kadar uzun sre (sekiz sene) ayn camide namaz klmamtm. Burada ar Camiinde sekiz sene devaml namaz kldm. Alkllihal bu cami benim camimdir. Buraya benim talebelerimden bir fedai kmas lazmd. O da sen oludun. Seni tebrik ederim. Benim camime imam olan ayn zaman da benim imammdr' diyerek iltifatta bulunmutu. Kabristandaki evliyalar stad Hazretleri bize daima Keili ky kabristann ziyaret etmemizi tenbih ederdi. ' O kabristanda ok evliya var' derdi. Biz de bunun zerine bu kabristana ok gitmiizdir. Bir gn Mustafa Acet Aabey, Bayram ve ben yine o kabristana gitmitik. Oradaki kyllere 'Bu kabristann ne gibi hususiyetleri var da stad buraya bu kadar ehemmiyet veriyor' diye sormutuk. Kyller de 'stiklal Savanda burada ok ehit vermitik' diye cevap vermilerdi. stad Hazretleri, ben Van'da askerlik yaptmda bana 'Van Kalesine gittin mi?' diye sordu. Ben de 'Evet stadm, gittim' dedim. 'Peki, Van Kalesine inerken ayanz kaysa ne olur?' dedi. Ben de cevaben 'Yzde be yz ihtimalle deriz' dedim. 'Tahminen ka minare boyu var?' dedi. 'Be minare boyu var diyorlar, efendim' dedim. stad bunun zerine 'Benim oradan ayam kayd, on-on iki

metre yan tarafa frladm, fakat bir ey olmad. O zaman anladm ki, korunuyorum' dedi. "Namazn kerameti" Yine Hasan Hsn Mola diye bir zat anlatmt. stad Hazretleri Bitlis'e eli bal olarak getirilirken namaz klmak iin jandarmalardan kelepeyi zmelerini istiyor. Onlar da kabul etmeyince stad Hazretleri kelepeyi kryor, namazn klyor. Ben de stada byle bir eyin olup olmadn sordum. stad Hazretleri 'Ben genliimde ok kuvvetliydim. Kelepeyi krp namazm kldm. Belki de namazn kerametidir' diye cevap verdi. "O yanmaya mahkumdur" Afyon mahkemesinden sonra kitaplar sahiplerine iade edildiinde paketlerin zerinde pullar vard. stad Hazretleri bu pullar toplamam sylemiti. Zira bu pullarn zerinde nn'nn resmi vard. "stadm bu pullar ne yapaym?' dedim. stad Hazretleri de, 'O pullar yak, zira o yanmaya mahkumdur ' diye cevap verdi. Bir Ramazanda stad tarafndan teravihten sonra sahura kadar Kur'an hatmi indirmem emredilmiti. Mustafa Acet Aabey risale yazyor, Zbeyir Aabey gndz hizmetlerde bulunduundan ve rahatsz olduundan yatyordu. Kastamonulu Hsn ise henz kk talebe idi. Her gn teravihten sonra geliyor stad Hazretleriyle sahura kadar Kur'an okurduk. ki gnde bir hatim indiriyorduk. Sonra evlerimize gidip sahur yemeini

yiyor, camiye mukabele geliyorduk. "Ben btn Nur talebelerini gryorum" Kadir gecesi stad Hazretleri iki- defa yanmza geldi. Zbeyir Aabey ayakta duramayacak kadar hasta olduundan yatyordu. stad 'Kalk keeli' diye onu kaldryordu. Yine sahurdan nce son geliinde sedire oturdu. Neeli bir ekilde sol elini sa elinin karsna dikerek 'Ben btn Risale-i Nur talebelerini gryorum. Onlarn btn nefes allarn dinliyorum' diye neeli bir ekilde konutu. "Emirda'dan dnyaya bir hakikat ilan edilecek" 1944'te stad Emirda'a geldikleri zaman Seydi Koer Aabey gn oru tutuyor, hayvansal besinlerden yemiyor. Sonra da stad ziyarete gidiyor. Ve iinden de stad Hazretlerinden himmet bekliyor. stad ona dikkatli bir ekilde bakyor. Seydi Aabey bunu brahim Kantar Aabey'e anlatyor. brahim Aabey de gn oru tutuyor, hayvansal besin yemiyor ve stad Hazretlerinin yanna gidiyor ve iinden himmet dileinde bulunuyor. stad Hazretleri ona 'Bak kardeim, Emirda'dan bir ksm insanlar bize hizmet edecekler ve btn dnyaya buradan bir hakikat ilan edilecek' diyor. Ve ksa bir sre sonra Afyon mahkemesi oluyor, brahim Aabey tahliye olduu halde Emirda'a gitmiyor, stadn d hizmetlerinde bulunuyor. Gnenli merhum Hafz Ahmet Erok bize, 'Olum, bir

velinin bykl onun karsndaki muarzlaryla llr. Koca Sultan, karsnda btn dnya dinsizliini almtr' diyerek alamt. Mustafa Acet Aabey anlatyor: 1950'lerden evvel ekerin bulunmad zamanlar, eker aramaya kyoruz. Bir trl bulamyoruz. Eve dndmzde bir bakyoruz ki, rafta kiloluk kese kadyla eker var. stad bunu gryor. Kimin getirdiini soruyor. Biz de bilmediimizi syleyince 'Fesbhanallah, her neyse' diyor. stad cuma gnleri banyo yapard. Bir k gn stad Hazretleri mangaln zerine ibrikle su koydu. Baktm ki, mangalda snmek zere olan bir kzden baka ate yok. Bunu stada syleyince, stad Hazretleri srarla koymam syledi. Sonra tenekeyi getirdi, mangaln yanna dayad. Ben iimden glyordum. Bir ka dakika sonra stad Hazretleri elini tenekeye vurdu ve 'Fesbhanallah, su snm' dedi.Ben inanmayacak oldum. Baktm, su banyo yapacak derecede mkemmel bir ekilde snm. stad Hazretleri bir ey sipari ettii zaman bir kutunun iinden para kararak verirdi. Bir gn baktm ki kutuda para yok. stad kutunun kapan tekrar kapad, bir ey daha smarlad ve kutudan iinden yine para karp verdi. Bunlar bizzat grdm. "stad cinlere ders veriyordu" Zbeyir Aabey anlatyor: 'stad Hazretleri yatsdan sonra bizi yanna almazd. Bir gn ieride ne yapyor diye

merak ettim, kapdan baktm. Baktm ki stad sedire oturmu, karsnda ise bir takm sivri klahl kimseler dizilmiler, onlara ders veriyor. Sonradan anladm ki stad Hazretleri cinlere ders veriyormu. Neyse ben grnmeden oradan gittim. stad beni daha sonra yanna ard. 'Keeli bir daha seni orada grmeyeyim' dedi. Merhum Mustafa Bilal anlatyor: stad Hazretleri Emirda'a gelmezden evvel ryamda 'Bedizzaman geliyor, Mehdi geliyor' dediler. Ve baktm camiye birisi girdi. Ayaklar yerde, ba t kubbeye varyordu. Boyu bu kadar uzundu. Daha sonra stad Hazretleri Emirda'a terif ettiler. "Bedizzaman'n tokad ve nn'nn seimi kaybetmesi" Yine Mustafa Bilal'in yakn akrabalarndan Hasan Usta anlatmt: '1950 seimleri olurken ben ar hastaydm. Yar uyur-yar uyank haldeyken, 'Bedizzaman geldi, Mehdi geldi, Said bin Mirza geldi' dediler. Sonra baktm, Afyon Kalesinin nnde yksek bir taht kurulmu ve nn byk bir kalabala hitap ediyor. Sonra 'Mehdi kt' diye bir ses iitildi. Ve kaleden birisi kt, dolanarak geldi. nn konuurken ona yle bir tokat aketti ki, nn tepe taklak krsden yuvarland ve yere dt, ben de bu srada uyandm. Daha sonra nn seimlerde ar bir yenilgi alarak seimleri kaybediyor. Ben ilk zamanlar apka giyiyordum. Bana birok Nur

talebesi apkay karmam sylemilerdi. Ben ise karmaya sklyordum. Bir gece ryamda. 'stad Hazretleriyle bir yere kyoruz, elini benim omzuma atyor. Bakyor ki, bamda apka var. Elinin tersi ile apkamn gneliine vuruyor. apkay gkyznde hayal-meyal gryorum, daha sonra apka tepesi ap kayboluyor. "Bedizzaman feyzini bizzat Peygamberimizden (a.s.m.) alyor" Nazilli'de eyh Hac Ali Efendi isminde muhterem bir zat vard. Benim de taynm Konya Doanbeyli'ye kmt. Tayinimin Nazili'ye kmasn istiyordum. Nazilli Mfts Mehmed Ali Sula ile beraber bana yardmc olmas iin bu eyh Efendinin yanna gitmitik. O srada deiik yerlerden baka kimseler de gelmiti. Onlar benden yal olduklarndan onlara yer gsterdi. Ben Emirdalym deyince beni yanna oturttu. 'Bedizzaman' tanyor musun?' diye bana sordu. Bende tandm syledim. stad Hazretlerinden uzun uzun bahsetti. 'Evladm, biz makammzn altndakilerin derecesini takdir edebiliriz. Makammzn zerindekilerin ise derecelerini takdirden aciziz. Bizim kolumuz ksa olduu iin silsile tarikiyle seyr-i slk ediyoruz. Ben, Mevln Halid-i Badad Hazretlerine intisablym. Bedizzaman'n kolu o kadar uzun ki, feyzini bizzat Peygamberimizden (a.s.m.) alyor' dedi. Bir gn o zamann muhalefet partileri, Demokrat Partiye

kar Ege taaruzu diye bir g birlii kurmulard. Menderes de bunlara kar Vatan Cephesi'ni kurdu. Bunlar stad Hazretleri Hamza Emek Aabeyden rendiinde 'Menderes dindarlarla beraber olursa karsndaki elli parti de olsa bir ey yapamazlar. Yoksa tepe taklak gider. Bir de ttihad- Muhammed Frkas var ki, onun iktidara gelebilmesi iin halkn en az yzde altm-yetmiinin hakiki dindar olmas lazmdr' demiti. stad Hazretleri Bitlis'te Ulu Camiin minaresine karak erefenin korkuluklar zerinde yrm. Ceylan Aabey stada bunu neden yaptn soruyor. stad Hazretleri de, 'Kimsenin yapamadn yapmak iin yaptm' diye cevap vermiti. "Menderes'le Bedizzaman'n selamlamas" Merhum Adnan Menderes 1958 ylnda Emirda'a gelmiti. Maher bir kalabalkla yryorlard. Tam stad Hazretlerinin oturduklar evin nne geldiklerinde, ona stadn evini gsterdiler. Ben de bu manzaray grmek iin tam karya durmutum. Merhum Menderes pencereden bakan stada elini kaldrarak selam verdi. stad ise buna mukabeleten iki elini birden kaldrarak kucak am ekilde Menderes'e selam verdi. Bu srada yle bir alk tufan koptu ki, ben yle bir alk grmedim. Sanki yer yerinden oynuyordu. Afyon Hapishanesinde Kasap Tahir isminde birisi vard. Bu birisinin ban kesmi ve idama mahkum olmutu.

Fakat henz idam infaz edilmemiti. Bu, hapishanede stad ziyarete gitmiti. stad buna 'Sen ldrlmeyeceksin ' diyor. Gerekten de 1950 ylnda bir af kyor, o da bu aftan yararlanarak idam olmaktan kurtuluyor. "Mustafa Sabri Efendi eyhlislam olunca, stad Hazretleri iki- gn hi darya kmyor, daima odasnda oturuyormu. Mustafa Sabri Efendi bunun zerine stadn yanna karak ne yaptn sormu. stad Hazretleri de, 'Megulm, megulm, nefsimi terbiye ile megulm' diye cevap vermi. Mustafa Sabri Efendi 'Nefsinin neyiyle megulsn?' diye sorduunda stad yle diyor: 'Nefsim bana diyor ki; 'Sen eyhlislamla her hususta Mustafa Sabri Efendiden daha layksn, sen varken neden onu eyhlislam yaptlar?' Ben de ona diyorum ki; 'Eer bu grev sana nasip olsayd, hibir kimse buna engel olamazd. Demek ki, sana nasip deilmi, hakkna raz ol. Oturduun yerde otur."

SAD ZDEMR
"Dedem stad ok severdi" Dedem Tillo'da M. Siyye Camiinde imamd. staddan sitayile bahsederdi. stada derin bir muhabbet ve itimad vard. Ankara'ya 1938'de geldim. 8 yanda idim. Trke bilmiyordum. Ana dilim Arapa. Husus olarak Trkeyi 7-8 ay kadar alarak rendim. 1. ve 2. snar verdim ve 3. snftan baladm okumaya. lk, orta ve lise bittikten sonra T Makina Blmnde 2 yl okudum. Bir rahatszlktan dolay tekrar Ankara'ya dndm. Pedere de artk okumayacam sylemitim. aryordum. Dini konularda kendimi yetitirmeye alyordum. Sonunda Diyanette bir i buldum. 1950' de A. Hamdi Akseki bizzat beni imtihan etti. Akseki'nin sorduu suallerden birisine verdiim cevap houna gitmiti ve beni memur olarak ie ald. Suali u idi: 'Kur'n- Kerim radyodan kahvehanelerden okunuyor. Bu gnah olmaz m?' Ben de dedim: 'Kelm- lh kahvede okunursa belki oradakilerin slhna vesile olur. Orada okunmas Kur'n'a

bir nakise olmaz." "stada muhabbetim vard" O arada Abdullah Yein ve Mustafa Sungur'la gryorduk. Bana kk eserlerden verdiler. Bunlar Telvihat- Tis'a ve Genlik Rehberi v.s. stada muhabbetim vard. Bir ara Hicaz'a gitmeye niyetlendim. Kitaplarm sattm. O srada Diyanette skender Ger diye biriyle tantk. Bu zatla aramz ok iyiydi. Hrika eyler grdn anlatyor, btn peygamberlerin hayatlarn gzlerinin nne getirildiini, hangi peygamber nerede, nasl mcadele ettiini kendisine gsterildiini sylyordu. Kendisine srekli mnev telkinat yapldndan bahsediyordu. l-i Beyt kendisiyle megul oluyormu. Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hseyin kendisine harp talimi yaptryorlarm. Hz. ie ve Hz. Ftma da kendisine cbbe ve takke takyorlam ve ileride mehdi olacan, Mekke'den kp btn dnyay slah edeceinin sylyorlarm. Bu arada ben de genlik sikasyl deta ona intisap ettim. Aramzdaki mnasebet eyh mrit gibi idi. 'Mehdiyi bulduk' diye ona ok yakn alaka peyda ediyordum. "Seni bana Allah yollad" Bir ara Konya'ya gideceini , bir ay kadar orada kalacan, baz ilerinin olduunu syledi. Birlikte gittik. O anlatyor, ben dinliyordum. Her zaman Hz. Peygamberle

grtn anlatyordu. Bir taraftan da iimde phe vard. 'Acaba' diyordum, 'doru yolda mym?' Bunu bilse bilse Bedizzaman Said Nurs bilir diye stada gitmek iin skender Beyi de ikna ettim. Peder de nceden tembihlemiti, 'Gideceiniz zaman bana da haber verin' diye. mz yola ktk, Isparta'ya Konya yoluyla gittik. Yatsdan sonra Isparta'ya varp stadn evini aradk ve bulduk. Ben, 'Geceleyin otelde kalp sabah gidelim' dediysem de, peder 'Hemen gidelim' dedi. Fitnat Hanmn sahibi bulunduu stadn evine gittiimizde, skender Bey, 'Ben mehdiyim, peygamberlerin selm var, grmek istiyorum' dedi. Kapya kan Sungur Aabey ise, stadn istirahatte olduunu, bu saatte rahatsz edemeyeceklerini syledi ise de dinlettiremedi. O gitti, Bayram Aabey geldi. skender Bey ayn eyleri ona syledi. O da stad bu saatte rahatsz edemeyeceini syleyerek yarn gelmemizi istedi. Bunun zerine skender Bey kzd, 'Nasl olur, ben buraya kadar gelirim de grtrmezsiniz, ieri almazsnz, bir daha da gelmem' dedi. Otele gittik. Sabaha doru bir rya grdm. Ryamda stadn huzurundaym. stad, skender'in bana eliyle bir arp iareti yapt. Sabah namazndan sonra stad, Ceylan Aabeyi bize yollam. Nerede olduumuzu onlara sylemitik. Ceylan Aabey, 'stadm acele sizi istiyor. Yalnz kii deil, iki kii geleceksiniz' dedi.

skender Bey, 'Ben zaten gelmiyorum' dedi. Biz iki kii gittik. stad bizi kucaklad. Ve '70 senedir oradan (Tillo'dan) bir yardmc vermesi iin Allah'a dua ediyordum ve bir yardmc bekliyordum. Allah sizi bana yollad' dedi. Ve 'Sizi Arabistan v.s. yerler namna da kabul ettim' dedi. "lem-i slm kapsnn kilidi Trkiye'dir" Ben ise Hicaz'a gitmek istediimi syleyince 'Niye?' diye sordu. 'Efendim' dedim, 'memleketin halini gryorsunuz. Gittike daha fenalaacak. Orada olsam ocuklarm da kurtulur, ben de' dedim. Kardeim', dedi, 'Ben orada olsam buraya gelirdim. Alem-i slm kapsnn kilidi Trkiye'dir. Bu kilit bu kapy lem-i slm zerine aar. Kat'iyen buradan gitmek iin izin yok' dedi. Daha sonra, 'Atf (Ural) tanyor musun?' dedi. 'Yok' deyince, 'Onunla tan ve hemen hizmete bala' dedi. 'Peki' dedim. Mecmuat'l-Ahzb' da beraberimde getirmitim. 'Bu ne?' dedi. 'Biliyorsun ben hediye kabul etmem.' Ben de, iinde Mecmuat'l-Ahzab olduunu, 'iindeki Celcelutiye'de Sryanice isimler bulunduunu, bunlar kendisinden ders almak iin kitab getirdiimi syledim. stad, 'Sonra onlar yaparsn' dedi. Dar karken peder, stada skender Beyden bahsetti.

stad da onun iin 'Meczup biri' dedi. Ondan sonra ben de o zattan koptum. Bu ziyaret benim iin mecaziden hakikiye gei oldu. Sonra kzma ryasnda, 'Baban Mehdinin elinden tuttu' demiler. "Gzlerim arkada kalmaz" Ankara'ya dndkten sonra Atf kardele tantk (1952). Yeni yazyla Onuncu Sz'n teksirini yapyordu. Sonradan Isparta'ya gittiimizde, stad Byk Szler'i matbaada basmamz iin verdi. Szler daktilo edilmi dosyalar halindeydi. 'Maya (sermaye) yaparsnz' diye 600 lira verdi. lk defa Szler'i Ankara'da Ayyldz Matbaasnda bastrdk. Daha sonra Dou Matbaasna getik. Matbaa ile yle hair neir olduk ki, orada yatp kalkyorduk. Kitap, formalar halinde stada gidiyordu. stad tashih ettikten sonra biz basyorduk. Tashih u ekilde yaplrd: Kardelerden biri yeni yaz ile yazlm kitab okuyor, stad da takip ediyor, yanl varsa dzelttiriyordu. Formalar iin stad ok seviniyordu. Kim getirirse getirsin, derhal ieri alyordu. Szler'i ciltletip stada gtrdk. stad da bir annenin ocuuna kavuma sevinci vard. 'Ben vazifemi yaptm, gzlerim arkada kalmaz' diyor, gzleri yaarrcasna seviniyordu. Fiyatn sorup kendi eseri olan bu kitaba karp 25 lira verdi. Ve 'Her 25 liray verene bu kitab vermeyin, 25 kiiye okutacam diyene

verin' dedi. stadla birok defa grtk. Grmelerimizde hep neriyatn ehemmiyetini ve nasl yaplmas lzm geldiini anlatyordu. Bir defasnda Mektubat' basyorduk. 'Mu'cizat- Ahmediye'yi ayr basalm' dedim. stad ise, 'Bu dieriyle bir kuvvet tekil eder, ayr basmayn' dedi. 'Rumuzat- Semaniye'de Vahhabiler hakkndaki ksm da basmamamz sylemiti. Biz de basmamtk. Sonra Lem'alar, rat'l-'caz ve Tarihe-i Hayat' basmamz iin verdi. Tarihe-i Hayat'n baslmasndan dolay bizi mahkemeye verdiler. En son, stadn, 'Said meveretle neredebilir' dedii Sikke-i Tasdik-i Gaybi'yi bastk. O zaman stad Ankara'ya geldi. Beyrut Palas'ta kald. Orada Sikke-i Tasdik-i Gayb iin 'Bunun haslarn haslarna verin' buyurdu. Yani herkese vermememizi sylyordu. Sikke-i Tasdik-i Gaybnin baslmas zerine bizi ieri aldlar, 33 gn ieride kaldk. "Kardeim yatamda yat" En son stad ziyaretim Sikke-i Tasdik-i Gayb zerine oldu. O ziyarette stad, 'Kardeim, bugn benim yatamda yatp, benim yemeimi yiyeceksin' dedi. Ders yaptk. Akama yakn biz dier odalara ayrldk. Kendisine getirilen yemein yarsn kendisi yiyip dier yarsn da bana yollad ve 'Kab bana lzm' diye nkte

yapt. Sonra stad kendi yorgann getirdi ve ben o yorganla yattm. Ayrlrken, stad balkona kp beni uurlad. Sonra Ankara'ya gittim, bir mddet sonra bizi hapse attlar. nc gn olmutu ki, stadn Urfa'da vefatn duyduk. Hapiste olduumuz iin cenazeye gidemedik. "stadla geen bir yolculuumuz" stad hayatta iken zmir'de bir mahkememiz vard. Atf kardele birlikte gittik. Dnte Isparta'ya uradk. Ramazan'd. Gece yarsna doru stad talebeleriyle ders yapyordu. Biz de itirak ettik. Dersten sonra meyve, o yoksa para datmak stadn detiydi. Meyveleri kurayla datrd. O gn kurayla zm datt. zm kurumutu. nk, tefekkr iin asmlard. Bana dedi: 'Yarn yalnz seninle Ankara'ya gideceim.' Biraz sonra tekrar ayn eyi syledi. Sabah, 'Arabay hazrlayn' dedi ve 'Zbeyir bana lazm' diyerek Zbeyir'i de ald. stad, Atf, Zbeyir ve Hsn (ofrlk yapt). Isparta'dan Konya'ya gittik. Emniyet haber alm, halk da bunu duymu ve toplanmt. Bana 'Sen konuacaksn' dedi. Daha sonra konumadan bir kardein evine gittik. stad, yolda 31 Mart hadisesini anlatt. 'Beni, pencerenin nne getirmilerdi. 18 kiinin asld grnyordu. 'Seni de asarz gibisinden' beni buraya getirmilerdi. Allah'n izniyle yaptm mdafaadan sonra

berat verdiler. O anda mahkeme reisi Hurit Paa hiddetlendi, ayaa kalkt ve 'Sen de mrteci imisin' dedi. Ben, 'Paa, paa! Gzlerini muvahhidinin kalemlerinin ularyla patlatrm' dedim.' Daha sonra stad 'On bir buuk cinayeti ' ifade etmi. Ayn hatray Sadk Bagz de bana anlatmt. Sadk Beyin babas mft idi. stadla o zaman Erzincan'a gitmiler. Mftlk ktphanesinden hangi kitab kardysa, stadn kitab ezbere okuduunu grm. Sonra erh'l-Mevakf' karm. stad, 'Ona da bir zaman nazar etmitim' demi ve balam ezbere okumaya. Mart hapsinde stada eziyet yapmaya geliyorlar. Onlar daha kapya yanar yanamaz, stad, sandalyeyi kapt gib 'Ey ekpek'l-kpeka... ' diyor ve onlara mani oluyor. Sandalyeyi vuruyor mu, vurmuyor mu, hadisenin teferuatn bilmiyorum. stad daha sonra Millet Meclisindeki hadiseyi anlatt: Ankara'ya geldiim vakit baz mebuslar yzlerini Garba dndrmler, Garpllama temayyl ve hevesiyle slmiyete lakayt kalmlard. (O vakit stad, malum on maddelik bror neredince camiye gelenler kalabalklar. Ben brorn asln grmedim.) O zaman duydum ki, Reisicumhur ok kzm. Krsye kt, 'Alim ve fazl bir zat vard. stanbul'dan buraya ardk ki, yksek kirlerinden istifade edelim, fakat o geldi, namaza dair eyler yazd, iimize tne verdi' dedi. Ben bunun zerine sz hakk istedim, vermediler. Sonra koridora

ktm, baktm ki kardan geliyor, kendisine, 'Paa! Paa! Namaz klmayan hindir. Hinin hkm merduddur' dedim ve iki parmam yzne doru uzattm. Bunun zerine, 'Hocam, onu size sylemedim, siz yanl anladnz ' diye yalan syledi ve bana tarziye verdi' dedi. stadla birlikte yola devam ettik, yolda abdest ald. Abdest suyunu ben dktm. Bu arada baktm ki, ayann iki parma bitiik. Yolda giderken, 'Kardeim ben konuamayacam. Benim yerime sen konuursun' dedi. "stadn Mevlna'y ziyareti" Konya'ya vardk. Taksi gelip, meydanda durdu. Birden bire taksinin etraf bulut gibi kapand. ofre, Abdlmecid Aabeyin evine gitmesini syledi. Abdlmecid Aabeyin evi Konya'da, imdi Turizm Mdrlnn arkasnda bulunuyordu. O da yola km geliyordu. Arabann ak olan camndan stadla bir mddet grtler. Bu arada kalabalk gittike artyordu. Polisler kalabal datmak iin halk joplarla dvmeye balad. Halk dattktan sonra bizi de taksiden kararak dvmeye baladlar. Zbeyir Aabeyi zorla jipe bindirmeye alyorlard. Ben polislerden kurtulup stadn yanna geldim. stad gelen polislere saatini gstererek, 'Ben namaz klacam' dedi. le namazn Selimiye Camiinde kldk. stad 'Mevln'y ziyaret edeceim' dedi, fakat polisler

mzenin ak olmadn sylediler. Mze Mdr Mehmet nder oradayd. 'O vazife bana ait, ben hususi olarak gezdireceim' dedi. eriye girdik. stad, 'Ben yalnz gezmek istiyorum' dediyse de, halk ve sivil polisler stad yalnz brakmyordu. Biraz yrdkten sonra sandukalarn olduu yere geldi, kbleye ynelerek dua etti, hem de bir taraftan alyordu. "stadn polislere teekkr" Daha ileri gitmedi, dar kt. iman bir komiseri yanna ard. Kemal ismindeki bu komiser gelmedi. Baka bir polis ard. O geldi. Ona unlar syledi: Ben size teekkr ediyorum. El ptrmek bana azaptr. Buna engel oldunuz. 28 sene hapishaneler, tazyikler, tevkier, ikenceler ile bu memleketin asayiine hizmet ettim. Siz maddi olarak bu memleketin emniyet ve asayiine hizmet ediyorsunuz; ben ise mnev olarak hizmet ediyorum. Biz bin savc ve bin emniyet mdr kadar hizmet etmiizdir. Onun iin bize bir vazife arkada olarak bakn, baka gzle bakmayn. Bunu btn arkadalarna syle.' stadn Ankara'ya gelii Daha sonra bana dnerek, 'Ankara'ya gelecektim, fakat bu hadiseler gsterdi ki, daha vakti gelmemi. 'stad Emirda'a gitti, ben de Ankara'ya dndm. stadn Ankara'ya ilk geliinde Bend Deresi'ndeki

dershaneyi zel olarak hazrladk. Kendisine dershaneyi hazrladmz syledik. Fakat stad, 'imdiye kadar btn seyahetlerimde otelde kaldm. Orada kalacak olursam, baka yerdeki kardeler; 'Bize niin gelmedi?' der' diye kabul etmedi, 'Yalnz sen oradaki yorgan getir' dedi. Kendisi Beyrut Palas Otelinde kald. Birok kii stad ziyaret ettiler. O zaman otele kardelerden ortak olanlar vard. Otelin ii ve d kordon halinde polis ve jandarma tarafndan tutulmutu. stad o zaman bu hali grnce, 'Bizden ne tevehhm ediyorlar? Burada bizi para para da etseler, biz yine asayie dokunmayacaz. nk masumlar zarar grr. Kur'n tutan hibir el masumlarn zararna harekette bulunamaz.' stad bir mddet bu otelde kald. Baz milletvekilleri geldiler. Onlara baz tavsiyelerde bulundu. stadn ikinci geliinde Bahelievler'de bir ev tuttuk, telefon ektirdik. 'stad, ben burasn ok sevdim. Bir mddet kalacam' dedi ve burada gn kadar kald. Polisler yine rahat brakmyordu. Evin sahibi bir kadnd. Polislere, 'Benim evime kimler gelmi de byle yapyorsunuz?' diye kmt. "Menderes bizi anlamad" stad Ankara'ya nc defa gelmeyi arzu ettiklerinde bizim haberimiz yoktu. Emniyet haber almt. Bir tedbir olarak eve geldiler ve bizi nezarete aldlar. Bu arada smet nn'nn, 'Menderes Said Nursi'yi seim propagandas

olarak Ankara'ya getiriyor' eklindeki szleri gazetelerde yar ald. Bunun zerine Dahiliye Vekaleti, stadn Ankara'ya sokulmayaca kararn almt. stad, Ankara- Glba'na geldiinde polisler tarafndan arabasn evirirler ve stada emri bildirirler. 'Biz emir kuluyuz, emri tatbik ediyoruz' diye mazeretlerini sylerler. stad onlara, 'Ben sulu deilim, aranmyorum, o halde sizin kanunlarnza gre her yere seyahat etme hrriyetim var. Sizin yaptnz keyf bir harekettir. Ben sizin kanunlarnz dinlemiyorum. Yalnz benim altm senedir tatbik ettiim bir dsturum var: Asayi bozmamak. 'stad oradan geri dner. Polatl'ya kadar polisler onu takip ederler. Daha sonra bizi de nezaretten kardlar. Tabii biz ne olduunu anlayamamtk. 'Daha sonra renirsiniz' diye bizi serbest braktlar. O gece hadiseyi renince, otobse atlayp, stadn yanna gittim. Beni grnce, 'Menderes bizi anlamad. Ben yaknda gideceim, Onlar-ellerini ters evirerektepetaklak olacaklar' dedi. Ben stadn Menderes'e dua ettiini biliyordum. Isparta'da bir sabah ders yaparken, 'Kardelerim, ben bu gece Menderes'e dua ettim' dedi. Daha sonra rendik ki, Menderes o gece ngiltere'de uak kazas geirmi, fakat kurtulmutu. "Vaaz krssnde ders yaptk"

1957-58 yllar. Ankara'da Hacbayram Camiinde sabah namazndan sonra Risale-i Nurdan okumaya baladk. Her sabah krsye kp, 'imdi Bedizzaman'n Szleri kitabndan ders yapacaz' diyorduk. Bylece orada Szler, Mektubat ve Lem'alar'n yarsna kadar geldik. Daha sonra bu tatbikatm stada anlattm. stad, 'Siz de byle yapn' dercesine, gelene gidene bunu anlatyordu. Bunun zerine birok ehirde Risale-i Nur okunmaya baland. Ankara'daki reklm hdisesi yle oldu. Erzincanl Refet Kavuku kardee levhalara vecizeler yazdrdk. Bunlar belediye otobslerine astk, bir hafta kald. Garaja da astk. Garajda aslanlarn hlen resmi vardr. Belediye iletme mdr beni ard. 'Siz ne yapmsnz?' diye bana kt. Ben, 'Paramzla reklam yaptk' dedim. 'Aln paranz' dedi. Levhalar istedim, vermedi. On be sene sonra bir marangozhanede buldum. Hl saklyorum onlar. Radyoda Risale-i Nur reklam Radyo iln da yle oldu. Bir reklm pusulas yazp Radyo Dairesine gtrdm. Oradakiler normal olarak kelimeleri saydlar. Otuz kelime vard. gn kmasn istedim. Vakit olarak da herkesin evine dnd yemek ve istirahat vakti olan akam 7-7.30 sralarnda olmasn istedim. Bu arada btn kardelere haber verdik. stad da dinlemek iin odasndan arabaya inmiti. Saat gelince spiker, 'Risale-i Nur melli byk slm mtefekkiri Said Nur. Szler, Lem'alar,

Mektubat, arat'l-'caz, Asa-y Musa kmtr. steme adresi: 'PK 444, Ulus-Ankara' diye metni okudu. Ertesi gn herkes yine radyo banda. Fakat saat gelip gemesine ramen kmad. Hemen Radyo idaresine gittim. 'Para verdiimiz halde reklmlarmz niin kmad?' diye sordum. "Radyoda 20 dakika konuma yaptm" Siz bizi aldatmsnz. Kkten bizzat Reisicumhur telefon etti. Bizi bir gzel paylad. Paranz aln, bir daha olmaz' dediler. Fakat bu tek reklmn byk tesiri oldu. Birok beraatlere vesile oldu. Mahkemede, 'Efendim devlet radyosunda reklm yaplan bir eser nasl yasak olur?' diyorlard. Hakim, Radyo Dairesinden sorunca, 'Evet yapld' diye cevap alnca beraat veriyorlard. Risale-i Nurlar basmak iin kt bulamyorduk. Kt iin zmit'e gittik. Haberini almlar. Bize kt vermediler. Tartma kt, mdre kadar ktk, yine de alamadk. 'Biz bu memleketin evlatlarn kurtarmaya alyoruz, onlar bize kt vermiyorlar' diye ok kzdm ve zldm. Deniz kenarnda gezmeye ktm. O gnlerde skdar Vapuru batt. Vapurda 200-300 ocuk varm. Onlarn babalar Ankara'da bir mevlid okutmaya karar verdiler. Mevlid radyodan veriliyordu. Ben vaizdim. 'Bir konuma yapaym' dedim. Radyo daresinden birisi geldi. 'Hocam sizin konumanz iptal edildi' dedi. nk Radyo daresi konuma metnini grmemiti. Gelenlere, 'Kardeim ge

kaldnz, ben balyorum' dedim ve baladm. Ayrlan sre 10 dakika olmasna ramen, 20 dakikay geti. stada telgraa haber vermitim. O da arabada dinlemi. Ve ok sevinmi. Hadise ertesi gn gazetelerde yer ald. Ulus gazetesi, 'Nurcular dn gece cihad iln ettiler' diye manet att. Daha sonra polisler bir ok arama yaptlar. "anta arama emri" Emirda'da en son ziyaretimde stad u tavsiyede bulundular. 'Kardeim, hizmeti dnmeyin, hizmeti en muhalife dahi Cenab- Hak yaptrr. Sizin dneceiniz; uhuvvet, muhabbet, ittihat ve tesanttr. En fazla dneceiniz bunlardr. Bugn bize en fazla lzm olan budur. Bir gn, stanbul- Sleymaniye Kirazl Mescit'teki medreseye polisler geldi. Arama yaptlar. O gnler tihad Risalesesinin Eskiehir'de basmna hazrlk yapyorduk. Benim antada tihad Risalesinin dizgi klieleri vard. Eer antay yakalatrsak kitaplarn nerede basld renilecek, evraklar ile malzemeler elden gidecekti. Ben antay arkama sakladm. Bunu polislerden birisi grd. antay aramak zere istedi, ben arama emri olmadan antann aranamayacan syledim. Polis, 'anta arama emri mi olur?' dedi ise de, ben direttim. Bunun zerine, 'O zaman hepiniz karakola gideceksiniz' dediler.

Bizi stanbul Emniyetine doru gtrdler. Benim kucamda anta vard. Kaacam anladlar, dierlerinden ok beni kontrol ediyorlard. Bizi Birinci ube'de en st kata kardlar. Bir polise teslim ettiler. Kaynbiradere, 'Ben gideceim' dedim ve zerimdeki adres defterlerini ona verdim. Ayete'l-Krsiyi okuyarak kapy atm, hzl admlarla merdivenleri ikier er inerek o civarda Hocapaa Camiine girdim ve antay kilimin altna sakladm. antay arama emri kararak beni aramlar, fakat ne beni bulabildiler, ne de antay arayabildiler. O srada Necdet Elmas da Birinci ube'de imi. Emniyettekiler, 'imdiye kadar buradan hibir siyasi sulu kamad. Grlmedik bir ey' diye ok kzmlar. Bunun zerine Zbeyir Aabeyi ve Mustafa Sungur Aabeyi ieri aldlar. ki gn sonra Ankara'ya gitmek zere otobse bindim. Yolda kimlik kontrol iin btn otobsleri aryorlard. Konvoy ok uzun olduundan, bizim otobsn ofr bir patika yola dald ve hi beklemeden devam etti. Oray da Allah'n inayeti ile atlattk. Sonradan Ankara'ya haber vermiler. Polisler bizim evin etrafn sarmlar. Bend Deresi'ndeki evimizden inerken bir polis, 'Sen stanbul'dan kaan maznun deil misin' diyerek beni tuttu emniyete gtrd. Emniyete vardmda, 'Seni stanbul'a gndereceiz, oradan istiyorlar' diyerek yanma bir polis kattlar ve trenle beni stanbul'a gnderdiler.

"Elimizden ekecei var" stanbul'a vardk. Polisin ismi smail'di. 'smail' dedim, 'Benim ok mhim bir iim var, ben bir saate o iimi yapaym, sen de gez, daha sonra ben gelince beraber emniyete gideriz' dedim. Polis memuru bana itimat ederek serbest brakt. Ben gittim iimi grdm, dndm, itimad sarsamazdm. Sonra beraber emniyete gittik. Orada erli bir komiser vard. Beni grr grmez, 'Senin imdi elimizden ekecein var' dedi. Ayakta beklerken o srada birisi arkamdan bir darbe indirdi. Ben 'Allah' demitim. Btn polisler etrafma toplanmt. O anda ube Mdr ieri girdi. Vaziyeti anlad ve mdahele etti, 'Onun ifadesini aln, fakat klna dokunmayn' dedi. fademi aldlar. Bir hafta kadar orada kaldm. Daha sonra askeriyeye gnderdiler. "Neticede onlar da sulu olmadmz anladlar. Beraat ettik. imdi Nurlar btn leme neredildi. Elhamdlillahi Hz min fadli Rabb."

SMET GLCGL
1925'te Ispata'da dodu. 1951'de Bedizzaman' Eskiehir'den Isparta'ya kendi arabasyla getirmiti. ileri eski bakanlarndan Mustafa Glcgil'in kardeidir. "Mazlum" smet 1950 yllarnda Isparta'da araba hemen hemen yoktu. Tabi kullanmay bilen de yoktu. Terzi Mehmet Babacan bana stad Bedizzaman' Eskiehir'den Isparta'ya getirip getiremeyeceimi sorunca getirmeyi kabul etmitim. 1951 ylnn bir bahar aynda, gnlerden Cuma gn Eskiehir'den knca stad ismimi sordu. 'smet' deyince bana 'Mazlum' ismini verdi ve hep 'Mazlum' diye hitap etti. Yolda kendisine brek aldm. Bolvadin'e uraynca kedilere bakmak iin talebelerine para verdi. Yolda namaz vakti geldiinde durup namaz klyorduk. Yeni ismiyle Kotepe, eski ad Fondos olan mevkide ikindi namaz kldk. Orada bir saat kadar dersini dinledim. Bana bir tesbih ve takke hediye etti. Sohbet srasnda baz insanlarn 'Hizmet ediyoruz, stad emir verdi' diyerek ailelerinden ayr yaadklarn stada anlattm. stad ok kzd ve zld. Hiddetle, 'Isparta gibi bir yerde bu hatay kim

iledi' diye ok rahatsz oldu. "stad Ulu Camii arkasndaki Hsrev Altnbaak'n evine indirdim. Bana o hediyelerle birlikte bir lira ve bahi verdi. Bu seyahatten sonra ertesi gn yeniden ziyaretine gittim. Bana yine 'Mazlum' diye hitap ediyordu."

HAYREDDN TOPU
1906'da stanbul'da Topu'nun aabeyidir. dodu. Do. Dr. Nureddin "Odasnda dnya mal yoktu" Zaman zaman Isparta'ya giderdim. Eskiden beri Dr. Tahsin Tola ve Ali hsan Tola ile tanrdk. Dr. Tola beni muhasebe iin ard. Kardeim Nureddin Topu da Tola'larla yaknen tanrd. Isparta'ya ikinci seyahatimde Bedizzaman' ziyaret edip, ellerini perek tantm. Isparta'da bulunduum yl, 1951 yl idi. Bedizzaman'a ilk gidiimdi Ali hsan Tola vastasyla oldu. ki katl bir evdi, yannda hizmetkrlar vard. stad ziyaret iin geldiimi bildirdim. Sonra bize Nur Risalelerini okumamz bildirdiler. stanbul'dan geldiimi bildirince beni kabul buyurdular. Bedizzaman'n odasnda dnya mal nmna pek az ey vard. Elini ptkten sonra oturdum. Kenarda bir mangal ve bir tane de sandalye vard. aret etmeleri zerine karyolann kenarna oturdum. Nereli olduumu sordu. Ben de Erzurumlu olduumu, Hseyin Avni Ula'n

akrabas ve Nureddin Topu'nun kardei olduumu syleyince ok memnun oldu. Erzurumlular sevdiini syledi; Hseyin Avni Bey'in hayatta olup olmadn sordu, hayatta olduunu syledim. O zamanlar be yz bin nsha Nur Risalelerinin etrafa datldn memnuniyetle bildirdi. Eserlerinin ngilizce olarak basldn syledi. Ziyaretlerinde iki saat kadar kaldm. Tefeyyz ettik. "Hayat dolu bir insandr" Bedizzaman Hazretleri hakknda kanaat ve intibam udur ki, kendileri dnyadan el ayak eken zt deildir. Hayat dolu bir insandr, hareket adamdr. Ebed hayat dnd gibi, dnya hayatn da ihmal etmiyordu. Dvs uruna mcadelesi t Abdlhamid zamannda balamt. Gzleri keskin ve deh parlyordu. Konutuka alyor ve couyordu. Bazen eski tbirle 'Bel' diyordu. Mukaddes dvs urunda ektii ztrap ve zulmlerden hi ikyeti deildi. 'Yirmi yedi defa mddei karsna kmsam, onlarn hepsine hakkm hell etmiim ' diyordu. "eyh Said'e mektup" "Bana eyh Said'den bahsetti. Onun hareketlerinden hi memnun deildi. 'Mektup yazdm, 'Sakn bir harekete girme' dedim. 'Ne yazk ki, menf bir harekete girdi' diyordu."

MUSTAFA ETN
1934 ylnda Tefenni'de dodu. Mftlk, vaizlik ve retmenlik grevlerinde bulundu. zmir Yksek slm Enstits tefsir retim yelii yapt. Telif ve tercme birok eserleri vardr. "Zaman man kurtarmak zamandr" 1952 ylnda Isparta mam Hatip Okulunda renci iken stad ziyarete gittim. Beni talebeleri karlad. 'Bedizzaman' ziyarete geldim' dedim, ieriye girdik. Selm verdim Bedizzaman'a. O nuran metanet sahibi, efkatmisal zat selm ald. man ve slm ile ilgili baz hususlarda tavsiyelerde bulundu. Zamann iman kurtarma zaman olduunu ve iman- tahkiki lzim geldiini, taklidi imann zamann cenderesinde eriyip kaybolacan ve binaenaleyh imann iktizas olan namazlarmz klmamz gerektiinde iaret ederek imann eserden messire istidlal olmas lzm geldii hakknda tavsiyelerde bulundu. Bir de imam hatip okulu rencilerinin ibadet durumunu sordu. Ben de, ekseriyetin ibadetini yaptklarn

, bir ksmnn da tekasl gsterdiklerini syledim. nce sevindi, sonra da zld. Daha sonra msaade alp ayrldm. stad ou zaman cuma namazn Isparta Ulu Camiinde klard. Namazdan sonra Isparta civarnda byk bir halk topluluu oluur ve muhterem zatn elini pmek isterlerdi. Kendisi buna msaade etmez, sadece onlar selmlar, arabasna biner, evine giderdi. "Bir gn, stasyon caddesinde faytonla gidiyordu. Kz enstits rencilerinden bir ka kendisiyle konumak iin arabaya doru kotular. stad arabay durdurdu, renciler onu selmladlar, biraz grtler, daha sonra stad yoluna devam etti."

MUZAFFER ERDEM
1923'te Denizli'nin Acpayam kazasnda dodu. Emekli Baavutur. Mteaddit defa Bedizzaman' ziyaret edip feyiz ve irfan sahibi olmutur. Bursa'da, emekli hava astsubay Muzaffer Erdem Beyefendinin evindeyiz. Bedizzaman' ziyaret hatralarn tesbit etmek istiyorum. Yllarn hatralarn, denizden bir damla da olsa, zerre de olsa, o anlar tekrar yaatmak, o mesud zamanlara yeniden gitmek, dinlemek hasreti iindeyim. Trk ordusunun erei bir mensubu olan Muzaffer Erdem anlatyor: "Elli yldr ordu ile alkadarm" Srtmda resm elbiseyle, havac niformasyla stadmz Bedizzaman'n ziyaretine giderdim. Ben elli yldan beri ordu ile alkadarm' diye, Trk ordusuna ok iltifat ederek, manev alkasn gsterirdi. Ben ilk defa kendisini ziyaret edip, ellerini pp, dualarn almak niyetiyle Isparta'ya gitmitim. ok gelen olduu iin, rahatsz etmesinler diye, talebe ve

hizmetkrlar ziyaretilere mni oluyorlard. Bu durumdan zlmtm. Baktm, Ceyln alkan peimden geliyor. Bana, 'Sen mteesir olma, ben seni gtreceim' demiti. Mbarek Ramazan ay idi. Gnlerden Perembe, sene de 1952 veya 53 idi. Daha nceleri, Sabri Halc'nn olu hava ehidi mer Halc ve Ali Demirel ile tanyorduk. Ali Demirel bana baz kitaplar ve bu arada Eref Edip'in Bedizzaman Said Nurs isimli kitabn vermiti. O zamanlar mer Halc, Ali Demirel ve Yaar Sekin'le daima beraber olurduk. Manev irtibatmz ok olmutu. Balkesir'de ok harika Nur dersleri yaplrd. Ceyln alkan beni Isparta'dan alp Barla'ya getirmiti. ftar yolda yaptk. Barla'da Mustafa Sungur ve Zbeyir Gndzalp'ler de iftar yapmlard. Az sonra stad Bedizzaman elinde bir yemek taba ile soframza geldi. 'Bunu misare verin' diye, yourtlu pirin karm yemei bize ikram etti. Zbeyir Gndzalp Aabey fasulye orbas yapmt. Ziyaretim esnasnda stadn o nurlu ellerinden ptm. stad bana kym, anam, babam sordu. O gn Nur medresesinin bitiiindeki Yokuba Mescidinde stadn arkasnda teravih kldk. Geceyi orada geirdim. Sabah namazn da orada kldk. stad 'Seni misar etmek lzm, ama gitmen lzm, nk seni bekleyen var' dedi. 'Paran yok mu? Zbeyir, eer paras yoksa benim namma bir araba tutun benim kardama. ' Mustafa Sungur Aabey, 'O vazifeyi ben

yaparm' dedi. le olmutu. Camiin sofasna kmt. stad, 'Misar niye gitmedi?' dedi. Daha evvel Ceyln alkan'a yine stadn arkasnda namaz klmak istediimi sylemitim. Ceyln bunu syledi stada, 'Sizin arkanzda namaz klmak istiyor' dedi. le namazn da Yokuba Mescidinde yine stadn arkasnda klmak nasip oldu. stada kk bir hediye gtrmtm. Ayrca Ahmed zyazar Hcumat- Sitte'yi yazm, benimle gndermiti. stad, yazlan bu risaleye ok sevindi, ok alka gsterdi. Selhaddin elebi ile Sabri Halc'nn kz boanmlard. stad benden bu meseleyi sordu. Ben hem anlayamadm, hem de meseleye vkf deildim. stadn sesi bazan haf kard. Zbeyir Aabey stadn sylediklerin bize tekrar ederdi. Ben stad Eskiehir ve Isparta'da ziyaret ederdim. Eskiehir'de arabaya bindii zaman bir kadn, 'Bana dua et!' diye yalvaryordu. stad ona dualar etti. "Ordudan ayrlmamak lzm" stad orduda kalmann lzumunu sylyor, 'Ayrlmamak lzm' diyordu. Eskiehir'de haftada bir stad ziyaret ediyorduk. Barla'da ziyaret ettiimde postaya atmam iin bir mektup vermiti. stadn bana o mektupla birlikte verdii yirmi be kuruu sakladm. Mektubu postaya baka parayla attm. Eskiehir'e ok sk geliyordu. Son ziyaretimde yine resm elbise ile gitmitim. Olum Fethi'nin de stad grp, elini pmesini ok arzu ediyordum. stadn kald Abdlvahid Tabak'nn evine

gitmitim. Son ziyaretimde ocuklar da niyet ederek stadn elini - drt defa ptm. Ordudan istifa etmek niyetinde iken Zbeyir Gndzalp kendisine u mektubu yazmt: Aziz, kahraman kardeim, Muzaffer Bey, Evvel: Hem size, hem imtihan gnlerinde 'efkat kahraman samim ve fedekr hanm' eref-i manevsine mazhar olup, devair-i resmiyede Bedizzaman Said Nurs Hazretlerinin talebeliine has, kahramanca mukabelelerde bulunan Nur hemiremize selm ederim. Her ikiniz de Risale-i Nur'un feyyaz mtalaasnda ve kuds hizmetinde muvaffakiyetler dilerim. Her ikiniz de mstecap dualarn beklerim. Saniyen: Nur kahraman ve fedaisi Mustafa Sungur Efendi kardeimizden bir mektup aldm. yice anlayamadm. Sizin bana emeklilik hususunu sormu olduunuzdan bahsediyor ki,, bu na kadar iitmedim. Her hususta olduu gibi, bu hususta da isabetli rey arz etmekten mahrum durumdaym. Her mesele ve mkilimi halletmekte, mdebbir-i m ve hakikatbn olan muazzez stadm Hazret-i Bedizzaman'n eserine, szne, hal, kl ve vkalarna mracaat ettiim gibi, bu mevzuda da merhum ve mbeccel stadmzn u mel ve mnlardaki szleri geldi: Ben slm ordusu ile ok alkadarm. Bu alkadarlma sizler (astsubaylara hitap) cevap olarak Risale-i Nur'a sahip

ktnz. Ben size, bir avu olarak ahsnza deil, bir mir olarak, ordunun bir mmessili olarak hitap ediyorum.' Hulsi Bey ve onun vastasyla Nur'lar ordu iinde nereden kahramanlar, astsubaylara ltuf buyurduu derslerde takdirle yd ederlerdi. Lisan- hal, lisan- kalden ziyade messirdir. Fedakrlk, kalbdeki kuvvet-i iman, manyetizma gibi tesir eder. Onun iin fedakrla fazla ehemmiyet veriyorum. Mesleimizde ehemmiyet, kemmiyetten ziyade keyyettedir. Halis bir Nur talebesi evden dar da kmasa, hizmeti noktasnda bir kutub gibi nokta-i istinad olabilir. Halis bir Nur talebesi yz kii kuvvetindedir. Hem bunlar, hem istifa edecek Nur talebesi kahraman kardelere Hazret-i stadmzn izin vermediini hatrlyorum. Muhterem kardeim, efendim, M. Sungur'un 'Orada hizmeti azmdir' szn tahattur ediyorum. ahs zararlarnz da olsa mmkn olduu kadar ordudan ayrlmamak ve isabetli rey ve dirayetinize takdim ediyorum. Fedakr- slm, kumandan- ekber, seyf'l-slm ve ferd-i ferd-i zam ve yekt bir tilmz-i Kur'n olan stadm Hazret-i Bedizzaman Said Nurs'nin kalb-i mnevverinde mtecell olup, fem-i mbarekelerinden lemean eden Lem'alar eserinde, Onuncu Lem'a'da zat- nezhaneleri hakknda, 'Husus nefsime ait ilerle megul oldum... Kendi nefsimi dndm. Maara gibi bir yere ekildim. Kendimi

dnmek hatras kuvvet buldu... Hizmet-i Kur'niyenin daha reval bir yeri olan hududa gitmekliim iin arzumun hilfna olarak teebbs edenlere, itihadnca gya menfaatim iin itirak etmedi, rey vermedi... ' Salisen: Pederin evld hakknda duas, nebnin duas gibi makbuldr. Validenin duas evlt hakknda pederinden keskindir. Ceven'l-Kebr ve Tahmidiye gibi ezm- dua ve mnacaat okurken sonlarndaki u yerlerde, Talebet-i Risalei'n-Nur, hususan evldm Fethi diye ilve ederek dualar edersiniz. Rabbine olan hadsiz hatiatn cezas olarak istirahat deinin zillet ve meskeneti iinde kvranan, hakir kardanz. Hastalm, beceriksizliimden byle, karma kark yazabildim, zr dilerim.

Do. Dr. SMAL KARAAM


1937'de Burdur'da domutur. stanbul mam-Hatip Okulu ikinci devre mezunudur. Maramara niversitesi lahiyat Fakltesinde retim yesidir. Kendi mesleki sahasnda kymetli eserleri bulunmaktadr. "stad ziyarete gidiyoruz" Sene 1953. stanbul mam-Hatip Okulunun 2. ve 3. snfnda idim. Yazn memleketim olan Burdur'a dnmtm. Buradan Ahmet Semiz ve Sleyman Semiz ile beraber Isparta'ya stadn ziyaretine gittik. Burdur'dan birisi 'Bir meseleyi sor' demiti. O srada stadn yannda Zbeyir, Ziya Arun, bir de Eirdirli birisi kalyordu. Zili aldk. Kap almaynca mkedder olduk. Sonra kap ald. Kapy aan Zbeyir, bize yle dedi: stad rahatszdr. 'Beni eserlerimi okusunlar' diyor. ziyaret etmek isteyenler

Biz srar ettik. Elini pp dersini almak istediklerimizi

kendisine bildirmelerini syledik. Zbeyir gidip haber verdi. Hazret, 'Buyursunlar ' demi. Zbeyir, 'Talihiniz varm' dedi. "Lhut bir koku bizi kaplamt" Vallahilazim, onu hi unutmam. eri girince bir lhuti koku bizi kaplamt. (Rabbim ahit olsun) Ayakta duruyorum. Ne ileri ne de geri gidebiliyorum. Baladm alamaya. Heyecan, titreme... Nasl gzler idi ya Rabbim! Birka defa elini ptm. Bir daha ptm. O da efkatle elimi tuttu. Bir sre brakmad, elimi skyordu. imizi, memleketimizi, anamz, babamz sordu. Biraz rahatsz edemiyordum' dedi. olduum iin ziyareti kabul

Hatim ve mevlid karlnda para alma meselesi Epeyce sohbette bulundu. Soruyu soramadk. Mnasebet dmedi. Kalkacamz zaman sormak istedim. Fakat daha sormadan o cevabn verdi. Camilerde hatim, mevlid okuyup zekt alyorduk. Bunu soracaktm. Bana yle dedi: smail'im, talebeliini bitirinceye kadar bunlar yapabilirsin. Bir beis yoktur. ' Kendisine sormadm halde, kendisine sormak istediim sorunun cevabn vermiti. "Seni dnya ve hiret evlatla kabul ediyorum" Bir sene sonra tekrar ziyarete gitmeye karar verdim.

Burdurlu Hac Hseyin'e Bedizzaman Hazretlerini ziyarete gideceimi syledim. Bir ie halis glya verdi. Ve kendisine hediye etmemi syleyerek, 'Kabul buyurmasn istirham et' demiti. Huzurunda o yeil gzlere bakamadm. Bize ok iltifatta bulundu. 'smail'im, seni dnya ve hiret evlatla kabul ettim' dedi. Cenab- Hak da kabul buyursun inaallah. Mekteplerimizle ilgili gelecee matuf izahlarda bulundu. Din-i mbin-i slma hizmet edecek insanlarn ve neslin yetieceini mjdeledi. " O yzde yz velidir" Glya yanmda duruyordu. Kendisine, 'Bir maruzatm var. Bunu Burdurlu Hac Hseyin gnderdi' dedim. Bana, 'Bu adamn hediyesini senin hatrn iin kabul ediyorum' dedi. Hac Hseyin'e vermem iin kendisi de, bana bir gl verdi. 'Ben bu gl o zata veremem' diye iimden geirdim. zin isteyecektim. Bana 'smail'im, benim verdiim tp sende kalsn. Dardan bir tp al ve ona ver' demiti. Bu benim gzlerimle grdm, kulaklarmla iittiim bir vakadr. O, yzde yz velidir. "Elbisesi kar gibi beyazd" nc ziyaretim 1956'da oldu. Merhum Muammer Dolmac ve akir kiz ile gittik. Yine grmek nasip oldu. Byk bir sohbette bulundular. Bu ziyarette de

unutamadm aziz hatralarm oldu. Lhut bir hava kokladm. Her taraf nurdu. Hasta idi. Elbisesi kar gibi beyazd. Yata da elbiseleri gibi tertemizdi. "Bu zatn rklkla hibir alakas yoktur. Zaten hdimi bulunduu slm dvs rkl reddeder."

FTNAT GNGR
1908'de Isparta'da dodu. 1977'de vefat etti. Isparta'daki evinde Bedizzaman yedi yl kirac olarak oturdu. Bedizzaman'n ev sahibesi Isparta Mevlidinin manev havas iinde, Risale-i Nurun hanm talebelerinden Fitnat Gngr'n ebediyete intikal ettiini rendik. Isparta seyahatlerimde, Fitnat Hanm mteaddit defalar evinde ziyaret etmitim. Evi zaten bir Nur dershanesi idi. Hem de uzun yllar Nur stadn kirac olarak oturduu bir mbarek hane idi. Birok yazlara, bahislere ve hatralara mevzu olan Kepeci (Bey) Mahallesindeki Nur merkezi... "Said Nurs'nin evi" diye yazlan, anlatlan ev... Fitnat Gngr Hanm, 1908' de Isparta'da domutu. 1977 yaznda vefat ettiinde 69 yann iinde bulunuyordu. Rdiye mezunu Fitnat Hanm, evini 1953 ylnda stad

Said Nurs'ye kiralk olarak vermiti. stad bu mbarek hanede, vefat ettii tarihe kadar yedi sene kalmt. Isparta Nur dershanesi, irfan yuvas, btn vatana, buradan ilim nurunu yaymt. Yirmi yanda kocas Ahmet Efendi vefat edince, dul kalan Fitnat Hanm bir daha evlenmemiti. Isparta kahramanlarndan, hanmlar kadrosundan bir fedakrd. z olu tarafndan jurnal edilmiti Risale-i Nurun tarihesinde, ilk defa mahkemeye kan bir hanmd. 27 Mays basknndan sonra, maalesef kendi z olu tarafndan jurnal edilerek, Nurculuk propagandasndan dolay, Isparta Ar Ceza Mahkemesine sevk edilmiti. Mahkeme kendisi hakknda verdii beraat kararnda unlar tesbit etmiti: len Said Nurs'nin kirac olarak maznun Fitnat Gngr'n evinde oturmas sebebiyle maznunun, Said Nurs'ye kar bir manev ball bulunduu, fakat maznunun laiklie aykr, devletin itimai, iktisad, siyas ve hukuk temel nizamlarn ksmen de olsa din esas ve inanlara uydurmak amac ile cemiyet tesis, tekil, tanzim, sevk ve idare ve bu maksatlarla din veya din hissiyat ve dince mukaddes tannan eyleri let ederek menfaat salamak maksadyle propaganda yapt grlmediinden, suun sbutu hakknda da mahkemeye tam ve kat' bir vicdan kanaat husle gelmemitir.

Elde edilen kitaplar da okunmas ve bulundurulmas yasak olan kitaplardan olmad, bu deliller hkm ve tesisine k grlmemitir. Fitnat Hanm da dier yzlerce Nur talebesi gibi mahkemelerden nasibini almt. Cesaretle mahkemelerde ifade vermiti. Isparta Ar Ceza Mahkemesinin Reisi Stk Cebesoy ve zalardan Cemal zdoan ile Mehmed Kayran, Fitnat Gngr'n beraat kararn iln etmilerdi. Nur stadn talebesi Fitnat Hanm erei bir mrden sonra, Isparta Nur talebelerinin elleri zerinde ebed makamna gtrlp teslim edilmiti. Nur iinde yatsn.

RECEP ONAZ
1926'da Antalya'da dodu. "Risale-i Nuru aryorum" 1947-48 senesinde Kastamonu Tosya'da jandarma askeri idim. Asker arkadalardan ikisi Mehdi-Deccal meselelerinden bahsederler ve ben de onlar dinlerdim. O srada kendi kendime derdim: 'Eer benim zamanmda byle bir Mehd zuhur ederse, ona tbi olur ve en n safta kl ekip yrrm.' 1949'larda bir tarikata girmitim, fakat orada pek aradm bulamadm ve ayrldm. stad daha evvel byk bir zat olarak duymutum. Bu zata tbi olmak istiyordum. Fakat, 'Bu byk zat acaba beni talebelie kabul eder mi?' diye tereddt iindeydim. Antalya'da Yac brahim Amca diye bir zatn bu ile megul olduunu duymutum. Ona gittim ve 'Risale-i Nurla nasl alka peyda edebilirim?' diye sordum. O da bana, 'Gel, seni grtreyim' dedi. Ben her geen gn daha da heyecanlanyordum. Sonra anladm ki, beni grtrecei zat, Sleyman Kaya Aabeymi. Sleyman

Kaya ile beni tantrd. O zat da bana tesbihat yazdrd. Sleyman Kaya Risale-i Nuru temin edebilmem iin bana Eirdir'den bir adres verdi. O zaman postanede Eirdirli bir arkada vard. Bu ilerden haberi olduu iin, birka para eser temin ettim. Tabi, bu arada hemen polis takibi de balad. Fakat biz, elhamdlillah korkmadan bu yolda yrdk. Allah ebediyyen ayrmasn. Ben o zamanlar terziydim. Malzeme almak iin stanbul'a gidip gelirdim. Sleymaniye Kirazl Mescid'de kalrdm. O zaman orada Frnc, Birinci ve Ahmed Aytimur Aabeyler bulunurdu. Bazen de Ceyln alkan olurdu. Onlarla birlikte ok sohbetlerimiz oldu. "Onun ziyareti tamam" 1952 ylnda stad, Genlik Rehberi mahkemesi iin stanbul'a geldiinde, kendisinin Akehir Palas Otelinde kaldn duymutum. Ben de gidip stad ziyaret etmek arzu ediyordum. Tandm baz arkadalar benden evvel ziyaret etmiler ve stada benden de bahsetmiler. Ben ziyarete giderken arkadalar dnyorlard. Yolda karlamtk. 'Biz stada senden bahsettik, gideceini syledik' dediler. stad, 'Onun ziyareti tamam, kendisi gitsin' demi. Bu bana yetti ve hemen Antalya'ya dndm. Mahkemeden sonra stad Isparta'ya gelmi. Ben de Isparta'da Hsrev Aabeyi ziyaret etmek istedim. Hsrev Aabey bana, 'Sen stad ziyaret ettin mi?' dedi. 'Yok' deyince beni stada gnderdi ve 'Antalya'da bir hizmet olup olmadn sor' dedi. Ben sevin iinde stadn evine

gidip, kapya kan kardeimize, stadn Antalya'da bir hizmeti olup olmadn sordum. Bylece ilk defa stadmz ziyaret edip ellerini ptm. stadn hoparlrle ezana izni Daha sonralar stad ok ziyaretlerim oldu. Ziyaret esnasnda heyecandan ok iyi bildiim meseleleri bir mddet cevaplandramazdm. stadla grrken sanki btn dnyay unuturdum. Bildiim birisinin adn da sorsa yine bir mddet cevaplandramazdm. stad bana Zbeyir Aabeyin tercmanlnda ok ders verdi. Fakat ben o huzurda kendimden gemi bir halde bulunurdum. Bir defasnda, 'stadm, ben mezzin olmak istiyorum' demitim. stad da, 'imdi ezan- Muhammedi (a.s.m.) hoparlr vastasyla Ar- zama iittirilecek derecede gidiyor' dedi. Bundan anlamtm ki, stad hoparlr gibi bir icada taraftard. stad ziyaretlerimden birisi Perembe gnyd. stad, 'Elmal'da talebem Zeynep Hanm var, ona benden ok selm syle, merak etmesin, duamda dahildir' dedi. Ayrldm ve o gn Mustafa Ezener Aabeyin evinde kaldm. "Zeynep Hanmn Alamas neden durdu?" Ertesi gn Isparta Ulu Camide Cuma namaz kldm. stad n saardayd. Namaz kldktan sonra stad kalkp giderken, bana, 'Sen daha gitmedin mi?' dedi. Hemen camiden kp Antalya'ya geldim. K gn Antalya'dan

Zeynep Hanma selm gtrecek kimse yoktu. Zeynep Hanm Finike'nin bir kynde ikamet ediyormu. Pazar gn sanki kurun yemi geyik gibi kalktm. Garaja nasl gittiimi hatrlamyorum. 'Pazar gn Elmal'ya sefer yok, fakat ansn var, bir minibs hazrlanyor' dediler. Minibs geldi, hemen bindik ve Elmal'ya gittim. Elmal'da hi kimseyi tanmyordum. 'Ne yapacam?' diye dnyordum. Orada bir adam gelerek, 'Ben seni tanyorum' dedi. Halbuki ben o zat tanmyordum. Bana 'Antalya'da ben seninle grtm' dedi. Bir daha o zat gremedim. Allah ahit, Hzr gibi birisiydi galiba. Zeynep Hanm grmek istediimi syledim. O da, 'Burada deil, Finike'de' dedi. O zaman ben Finike'ye gitmek iin lira verdim ve bir bilet aldm. Tam Finike'ye gitmek zereyken o zat yine geldi. 'Zeynep Hanmlarn bir cenazesi varm, belki kendileri buradadr' dedi. Ben de, 'Yakn birisi deilse gelmez' dedim. Ben yine gidecektim. Bu defa, 'Herhalde yakn birisi' dedi ve ben de gitmekten vazgetim. 'Aldm bileti geri vereyim' dedim. Bileti, 'Ya gidersin ya da biletin yanar' dedi. ok gemeden oradan ayrlmadan bir ses, 'Kimdi o bileti vermek isteyen?' diye bard. Bileti geri aldlar. Zeynep Hanm Teyzenin kz vefat etmiti. Zeynep Hanm kadnlarn iinde, imanca ve ihtiyar birisiydi. Ben yanna gidince elini pmek istedim. Ben yaa torunundan kk olduum halde, elini arafna sararak uzatt. Hi durmadan alyordu. Ben elini ptm ve yanna oturdum. Kadn, 'Ktibim, evldm gitti' diye devaml alyordu.

Kulana eilerek, 'Sana ne mutlu, stad Bedizzaman'dan sana selm getirdim.'Zeynep Hanma selm syle merak etmesin, duamda dahildir' diyor' dedim. Zeynep Hanm ondan sonra hi alamad. Hatt sonra torunlar bana merakla sordular. 'O esnada sen ne dedin de, ninemiz alamay kesti ve hi alamad? Ninemizi hi kimse susturamyordu. ' Akam vakti cenazeyi getiren arabayla Antalya'ya dndm. "Afyon beraat haberini gazeteye verdim" Yine bir gn stadn ziyaretine gidecektim. Arkadalar, 'stad seni her zaman kabul ediyor, bizi de gtr ve stad ziyaret edelim' dediler. Ben de onlar alp, Isparta'ya ziyaret iin gittik. stadn kapsna kadar vardk. Her seferinde ardna kadar alan kapdan gelen aabeyler, 'stadmz ok hasta, hi kimseyle grmyor' dediler. Kabul edilmeyince kapdan ayrlp daldk. Yediim bu tokatn acsyla Mustafa Ezener Aabeye gittim. 'Aabey ben kovuldum, acaba hizmet var m?' diye sordum. Ezener Aabey zevkle gld ve bana, 'Peki yleyse, hani sen 'Gazeteci bir arkadam var' diyordun. u Afyon mahkemesinin beraat kararn gazetede yazdr bakalm. Bunu yapabilecek misin?' dedi. Ben de alacama sz verdim. Antalya'ya dndm ve hemen leri gazetesi sahibi Suphi Beyi grdm. Bu beraat, Demokratlarn, hassaten Adnan Menderes gibi bir slm kahramannn devrinde olduu iin, sanki karar o vermi gibi, 'Adnan Menderes'e ak teekkr!' yazarak Afyon beraat kararnn leri

gazetesinde bylece kmasn istedim. Gazetede bu haber aynen benim verdiim ekliyle neredildi. Birka gazete nshasn Isparta'ya gnderdim. Mustafa Ezener Aabey bu karar neretmemi syledii zaman, 'Bundan stadn haberi var m? stad buna ne der?' diye sorduumdan bana cevaben, stadn bundan ok memnun olacan, bunun ok gzel bir Nur hizmeti olacan sylemiti. Gazeteyi stada okuduklar zaman, stadmz masum ocuklarn bayramda sevindii gibi sevindiini, gazeteyi eline alp dualar ettiini, beni tebrikler ettiini bildirdiler. Daha sonralar Antalya leri gazetesinde Genlik Rehberni de tefrika eklinde yaynladk. Hatt 1960'ta Lem'alar bu ekilde nerediliyordu. Ayn gazetenin matbaasnda Hutbe-i amiye'yi de 1957'de tab ettirdik. stad eserin sonuna, gazete sahibinin ismine, bana ve Ezener Aabeyin ismine dualar yazmt. O zamanlar stadmz 'Hibir gazeteye msaade etmiyorum, yalnz leri matbaa ve gazetesine msaade ediyorum' diye buyurmutu. Hutbe-i amiye'nin yeni harerle baslmasna Hsrev Altnbaak raz deidi. stad, 'ok baslsn' kendisi ise, 'Az baslsn' diyordu. "Ders baklavas" 1960 yl Ramazan'nn ilk gnlerinde yine stad grmek iin gitmitim. Mustafa Ezener Aabey, 'Bugn stadla ders yapacaz' dedi. eri girdiimizde dier arkadalar da vard. Ben stadmzn yzne bakmadan

elini pp oturdum. Ders esnasnda Tarihe-i Hayat takip ediliyordu. Bir kitap da bana vermilerdi. Dersin yerini buldum, fakat takip edemedim. Zira gzlerim durmuyor, kendiliinden yalar boanyordu. Bu halim ders bitinceye kadar devam etti. Sadece eser elimde, ylece kalmtm. Dersten sonra stad ders baklavas olarak, kurabiye taksimi iin Ceyln alkan'a bir say tutturdu. Say sras gelen, kurabiyeyi almt. Sonra stadmzla vedalatk ve ayrldm. Sonra ben o gzyalarm; bu gzler stadmz dnyada son kez grecekmi ve bir daha gremeyecekmi gibi yorumlamtm. "Gnde 15 sayfa Risale-i Nur oku" "Gemi hatralar insan zaman zaman hatrlyor. 1952'lerde Zbeyir Gndzalp Aabey bana, 'Sen eserleri okuyor musun?' diye sormutu. O zaman ben slm yazs reniyor ve Ceven okuyordum. 'Her gn Ceven okuyorum' dedim. O da bana, 'Kardeim imdi Ceven deil, hi olmazsa gnde on-on be sayfa Risale-i Nur okuyacaksn' dedi. Ben de yle yapmaya baladm ve ok faydasn grdm. Sanki neyi ve hangi meseleyi okumusam ertesi gn bana o soruluyor ve ben de cevap veriyordum. O zaman byle hadiseler ok vaki oluyordu. ayet Nurlar okuyup da iyi bilmeseydim bana sorulan sorulara cevap veremezdim."

MEHMED BKER
1919'da Uluborlu'da dnyaya geldi. "Kalbindeki evham atsn" 1943'lerde Denizli hapsini gazetelerden okumu ve ilk defa Bedizzaman ismini o vakit duyup renmitim. Aradan yllar geti. 1952'de stanbul'da Genlik Rehberi mahkemesi srasnda ilk defa stadn mbarek ahsiyetini grdm. Hutbe-i amiye ve Hcumt- Sitte isimli risaleler elime geti. stifade ederek, okuyup tefeyyz ettim. 1955'lerde stad ziyaret etmek sevdasna dtm. Bu sebeple tam defa Isparta'ya gittim. Fakat ksmet olmuyor, hep bo dnyordum. nc seferimde ise, 'Bu nc seferim, beni geri dndrme' lisan- hali iindeydim. Merhum Ceyln'a, 'Bana tezghtarlk yapma, ben seferdir geliyorum, mutlaka ziyaret etmek istiyorum' dedim. imden ise, 'Acaba benim kusurum mu var? Neden kabul edilmiyorum?' diye dnyordum. Az sonra Ceyln glerek darya kt. Bana stadn selmn syledi. 'stadn selm var, kalbindeki evham atsn, vazifesine devam etsin' diye bildirdi.

"Sa yananda ben vard" Bu hadiseden de bir-iki ay geti. Nihayet stadn huzuruna girmek saadetine kavutum. Sarlmak, kucaklamak istiyordum. Bu itiyak iinde iken, hemen kollarn ap beni kucaklad. Ben gzlerine fazla bakamyordum. Baklar keskindi. Sa yananda ben vard. Kalbimden geen btn suallerime cevaplar almtm. Bu esnada o kadar heyecan iindeydim ki, soracaklarm hep unutmutum. Isparta'l olduum ve Isparta'y iyice bildiim iin, yalnz olarak gider, stadn evini bulurdum. stada olan muhabbetimden, 1956'da dnyaya gelen yavruma Said adn vermitim. Kzm Sermin'in, olum Servet'in ve benim yazdm risaleleri, stad tahsis edip, arkalarna dualar yazd. Bilhassa kk Servet'n yazd risaleye hayret etti. 'Maaallah' diyerek tebrik edip dualar yapt. "Polislerin ehit ettii Mehmed" "Daha sonraki yllarda, Nazilli'de bizi, drt Mehmed'i takip ve tevkif etmilerdi. Bizden tam 1420 Risaleyi alp gtrmlerdi. Drt Mehmed, 7 ay 13 gn hapiste kaldk. Mehmed Ouz, 'Kur'n yolunda ehit dmeyince bu kbus Mslmanlarn zerinden kalkmayacak' demiti. Herhalde bu sz dua oldu ki, karakolda polislerin zulm ile ehadet erbetini iti." Mehmed Bker'in kz Sermin'n yazd Nur Risalesinin

sonundaki dua: "Y Erhamerrhimn, ism- zam hrmetine bu nshay yazan Sermin'i Cennet'l-Firdevste saadet-i ebediyeye mazhar ve hizmet-i imaniyede daima muvaffak eyle. min, min, min."

HACI RED VET


1930'DA Bitlis'te uramaktadr dodu. Serbest meslekle "Bandakini at, stadmz holanmaz" 1953senesinin sonlaryd. Bizim Van'da yal baz kimselerin arasnda stad Bedizzaman'n bahsi olurdu. Bu bahisleri merak ve alakayla dinlerdim. O gnlerde stad Bedizzaman Hazretlerinin matbu kk bir tarihesi elime gemiti. Kitab bir defada hemen okuyarak bitirmitim. Kitap benim ok houma gitmiti. O gnlerde gidip stad Hazretlerini ziyaret etmeyi dnyordum. Hemen hazrlk yaparak trene atlayp yola ktm. Tren Malatya civarndan geerken, Van'n bir kynde kalan Molla Muhyiddin isminde bir kimseyle tantm. O da ziyarete gidiyormu, ayrlmak imkn olmad. Beraberce Isparta'da merhum Sleyman Rt akn Aabeyin dkknna gittik. stad ziyarete geldiimizi syledik. 'imdi gelen olur, sizi gndereyim' dedi. Az sonra birisi geldi. Merhum Ceylan alkan'm.

'Bunlar stad ziyarete gelmiler, bunlar gtr' dedi. Merhum Ceylan, 'Beni yirmi metre geriden takip edin' dedi ve bizler de yle yaptk. Evin nne geldik, 'Kar tarafta bekleyin' dedi, bekledik. Az sonra bir zat geldi, kapy anahtarla at, ieriye girdik. Bu zat merhum Zbeyir Aabeymi. Daha sonra bir zat daha geldi, pencerenin altndan gr bir sesle iki defa 'Sungur, Sungur! ' diye seslendi. Kap ald ve ieriye girdi. O zat da Tahiri Aabeymi. Biraz daha bekledik. Ceylan kapy at ve bize seslendi. Kapdan ieri girdik, benim bamda serpu vard. 'Bandakini at, stadmz holanmaz' dedi. karp hemen attm, ta merdivenlerden yukarya kp eve girdik. Girite sa tarafa kendi odalarna bizi aldlar, bir miktar bekledik. Merhum Ceylan bizi stad Hazretlerinin odasna ald. stad somyada yatan iinde oturuyordu. Mbarek ellerini ptk. Oturmamz iin iaret buyurdular. stad hi seslenmiyor, yanmdaki adam konuuyordu. Birinci Cihan Harbinden stadla beraber olmu. stad bir defa tra etmi, stadn hanerini kaybetmi, adam bunlardan bahsederek alyordu. Bazan Krte konumak istiyordu. Bu durumda Ceylan mani oluyor ve 'stad Hazretleri Krte konumaz' diye adam susturuyordu. stad hi seslenmiyordu. Nihayet adam ok szland. Fakat stad Hazretlerinden hi ses kmyordu.

Sra bana gelince, stad benim kim olduumu sordu. Ben, 'Bitlisliyim, Van'da kalyorum' dedim Bana, 'Bitlis benim hakiki vatanmdr. Bitlis'te Risale-i Nurlara sahip kmadklarn merak ederdim. imdi Mu Mebusu Gyaseddin Emre Mecliste Risale-i Nurlar mdafaa ediyor. Bitlis'in nam- hesabna kabul edildi' dedi. Hangi kabileden, hangi eyhlere bal olduumu sordular. Dedim: 'Kabilemi bilmiyorum. Bize Hoca Alioullar diyorlar. eyh Alaeddin Efendiye mensubiyetim var. ' stad buyurdu ki: 'Bu da benim talebem saylr. Fethullah'n oludur. Hazret'in halifesidir. Hazret Seyda'nn halifesidir. Bunlarn bana ok hizmetleri olmutur.' Seyda ismini syledii vakit, Ceylan'a hitaben 'Seyda irad edici mnsna gelir' dedi. Evet stadm' dedim. Van'daki Molla Hamid Aabeyi sordular. 'Molla Nizam nasldr?' dediler. Hastadr' dedim. O zaman Ceylan'a, 'Ceylan, sabah namaznda hatrlat da ona da dua edelim, Seyyid Fehim'in oludur' diye buyurdular. Bu zat Van'n mftsyd. Ben bu tarihten bir sene sonra yani 1952'de hacca gitmitim. Bu zatn aabeyi Hasan Efendi Medine-i Mnevvere'deydi. Daha nceleri Van mftsyd. O zat stada selm sylemiti. 'Ne olur buralara gelse de bizler de merref olsak, bizler bir daha Trkiye'ye gidemeyiz'

demiti. Bunu stad Hazretlerine arz ettim. "Risale-i Nur zndkaya galiptir" Van'dan Molla Hamdi Aabey, 'Van'da bir medrese aalm m?' diye sormutu. Bunu da sylediim zaman, stad ok sevindi ve elleriyle iaret ederek, 'Hemen an' demiti. Ceylan'a hitaben, 'Risale-i Nur zndkaya galiptir, deil mi Ceylan?' deyince, Ceylan da 'Evet, stadm' dedi. stad, 'Vanllara mjde et, Risalelerimiz beraat etti. ki sandk ve bir uval geri alyoruz. Risale-i Nur Van'a ok lzm, ok okusunlar. nk Van, Ruslara kar Sedd-i Zlkarneyn'dir. Halk Partisinden iki kii vard, onlar gitti. Demokrat Parti Risale-i Nuru tutuyor' dedi. O zamanlar Reisicumhura ve Bavekile yazlan mektuplar vard. Bunlardan Van'a gtrmem iin emrettiler. Bana yirmi be kuru ekmek paras verdi. Sonra, 'Eskiden beri on altn ve 250 banknotum var, bitmiyor' dedi. Bylece ellerini tekrar ptk ve veda edip ayrldk. staddan ayrlp Van'a dnnce, yine bir msait vaktini bulup, stad Hazretlerini ziyaret etmek istiyordum. nk Van'da baz arkadalar, 'Bizleri talebelie kabul ettiklerini sordun mu?' diye sylemilerdi. Bir sene sonra Molla Hamdi Aabeyle yine Isparta

yollarna dmtk. Ben biraz hastaydm, Molla Hamdi Aabeyden dua istemitim. stad Hazretlerini ziyaret ettiimizde benim ismimi sordu. Reid' dedim. Benim Reid isminde bir talebem daha var, seni ikinci Reid olarak kabul ediyorum' dedi. Hastalk konusunda da, 'Brakn doktorlarn evhamn, ben de hastaym' demiti. Bana, 'Seni yirmi senelik talebelie kabul ediyorum' diye buyurdu. Bana Hastalar Risalesi'ni okuyup okumadm sordu. Evet' dedim. Bana, 'ok oku' dedi. "stad'n lgat yazdrmas" Birka sene sonra, yani 1956'da Kamil Acar kardeimizle anlaarak yine stad Hazretlerinin ziyaretlerine gitmitim. O tarihlerde stad Hazretleri Emirda' dayd. nce Diyabakr'dan iki su testisi almtk. Urfa'da Abdullah Yein Aabey, 'Testinin birisini stad Hazretlerine gtrn' demiti. Emirda'da alkan Aabeylere uradk. O zamanlar Abdullah Yein Aabey lgat hazrlyordu. Bunu stada

sylememizi bizden istemiti. Zbeyir Aabey bizleri karlamt. Doudan ve Abdullah Yein Aabeyden selmlar syledik. Bu arada iki tane Diyarbakr'dan aldmz testinin birisini Abdullah Aabeyin gnderdiini ve testinin alkan Aabeylerin dkknlarnda olduunu syledik. stad Hazretleri Hsn kardeimize, 'abuk onu getir' dedi. Daha sonra, 'Niye ikisini de getirmediniz? Bunlar bana ok lzm. Kaa aldnz?' diye sordu. Yetmi be kurua' dedik. Hemen yetmi be kuruu karp verdi. Kamil Acar kardeimiz Abdullah Yein aabeyin lgatndan bahsetti. stad Hazretleri buyurdular ki: 'yle bir lgat yapsn ki, ilk mektepten niversiteye kadar ondan istifade etsinler.' Sonra bir ara Hsn'y ard. Hsn Aabey iin, 'Bu benim mnev evladmdr. Bunu askere gndereceim. ' dedi. Arkasndan da 'Hsn, misarlere bir ey getir' dedi. stad bize biskvi ikram etti.. Biraz sonra da, 'Hsn gzlm ver, vasiyetnamemi okuyacam' dedi ve yle devam etti. 'Emirda'da vefat edersem orta mezarla, Isparta'da vefat edersem yukar mezarla defnedin' dedi. Daha sonra stad, Risale-i Nur neriyatnn kyamete kadar devam edeceini ve dner sermayesinden zektnn

verilmesini syledi. Biraz geince de bir kutunun iinden resimsiz para kard. 'Bunlar Abdlmecid ve Mehmed Kayalar'a gtrn. Fakat kardeim Abdlmecid'e arda yanamayn, o korkar,evine gidin' diye tembih etti. Bir ara stad iki eliyle selm ald. 'Birisi bana selm verdi, onun selmn aldm' dedi. stad Hazretlerinin mbarek huzurlarnda bir buuk saat kadar kaldk. Kmil Acar' dan baz eyler sordu. Kmil hasta olduunu ve dua istediini syleyince, stad, Hsn Aabeye, 'Hsn, ismini yaz, sabah namazndan sonra dua edelim' dedi. Bende de verem hastal vard. stadmzn dualarndan sonra Allah'a kr hastalktan eser kalmad. Ben stad Hazretlerini defa ziyaret ettim. Mbarek gzlerine dikkatle baktm, fakat, o berrak gzlerini dikkatli gremedim. Bu durumu bana Van'da rahmetli Celal Alc kardeimiz de sylemiti: 'Ben stadn ziyaretine gittiimde, bir defa gzlerine baktm, adet imek gibi parlyordu, insan bakamyordu.' stadn simas pembemsi, berrak bir ekildeydi. Mbarek yzne insan bakmaktan doyamyordu. "Cenab- Hak, gnllerin sultan stad Bedizzaman'n efaatine nail etsin, bizleri inaallah talebeliine kabul buyursunlar."

AHMET GM
"Allah" yazl kt parasna hrmet Hatralarn kendi kaleminden okuyalm: Kk yata iken din lehinde ve aleyhinde birok konumalara ahit oldum. Kur'n'n her asra bakan vechesini bu zamann ilm ve akl anlayna gre aksettiren bir Kur'n tefsiri yok mu? diye kafamda bir sual vard. Annemin ve aile yaknlarmn din bykleri hakkndaki ulv menkbelerini dinledim, yle ki: Bir gn sabah namaz vakti, annem beni sabah namazna kalkmam hususunda zorlad. Ben ise tembelliimden gelen mdafaa ile, 'Bana ne rettiniz de namaz klaym, Kur'n okumasn bilmiyorum, namaz surelerini de tam renemedim ki, doru namaz klaym' dedim. Annem namaz bitirdi. Duasn yapt. Bana dedi: 'Benim gnahm bamdan akn, yarn maherde: 'Annem bana dinimi retmedi diyeceksin.' Ben senin din bilgilerini

retmedikten sonra hibir okula okumaya gndermem (ben o zaman ilkokulu yeni bitirmitim), ben yarn ldmde mezarmn banda bir fatiha da okumasn bilmeyeceksin, eline bir keman alp mezarm ingene mezar yapacaksn...' Annem beni, medrese tahsili yapm, ehl-i hal bir kimse olan enitesi Molla Mehmed Efendinin yannda okumam iin teyzeme teslim etti. Mehmed Efendinin din sohbetlerinde bulundum. Etraf kylerdeki kimseler din mkllerinin hallini Hoca Efendiden sorarlar, bu sorulara cevap da, benim yanmda verilirdi. Bylece hoca efendiden biraz din malmatmz oldu. Bir gn bana Kur'n okuturken, Kur'n' abdestli tutmam ve hrmetli olmam syledi ve u menkbeyi anlatt: Bir zaman bir zat yolda giderken 'smullah' yazl kt parasn yerde bulmu, hrmetle bir duvar kovuuna kaldrm. Bir gece ryasnda Allah'n isminin altnda kendi ismini grm. Ona, 'Sen Allah'n ismine hrmet ettiin iin, senin ismine de hrmet olarak oraya yazld' demiler. 1952-1953 yl, Ermenek Ortaokuluna devama baladm. Bo derslerimizin birinde arkadalarla darda alrken, eski bir Kur'n sayfas grdm, onu aldm, kitabmn iine koydum. Zil alnca snfa girdik, dersimiz yine botu. Muavin snfa geldi. Benim ok iyidir diye

tandm bir zat ok vd. Ben de mest olmutum. Benim sraya yaklat. Kitabmn arasnda o eski Kur'an sayfasn grnce, 'Bu Arap yazs sende ne aryor, sen Trksn' dedi. Ben de, 'Bu Kur'n sayfasdr. Kur'n okumasn biliyorum. Ona sonsuz hrmetim vardr' diye cevap verdim. Bir taraftan da kendi kendime, demek ki bu ahslar sevenler dine dman oluyorlar, diye bende bir dnce balad. "Risale-i Nur'dan haberdar oluyorum" Daymn hanm beni, brahim Koynuk ve brahim Canan'la grmek iin, PTT memuru Ali Kaynak'n evine davet etti. brahim Koynuk bana Risale-i Nur'dan Bedizzaman Hazretlerinden bahsetti, ben de hrmeten dinledim, arkadalmz devam etti. Bir gn beraber ders alrken, nebolu basks teksirle baslm, Bedizzaman Said Nurs'nin Tarihe-i Hayat' elime geti, kitab atm. lk amda stad Hazretlerinin Ankara TBMM'de Mustafa Kemal'le namazla ilgili konumas; ikinci amda, 'Risale-i Nur Talebeleri cer etmezler, izzetle hayatlarn kazanrlar' bahsi, nc amda ise; stadn bir mdafaas kt. Bu durum karsnda Risale-i nur okumak ve mellini grmek iin bende iddetli bir arzu uyand. Hayalimde aradm zat budur, arzu ettiim Kur'n tefsiri budur, diye tahmin ettim ve aratrmaya karar verdim. Zbeyir (Gndzalp) Aabeyin de Afyon mdafaasn okudum, babas ve annesi ile tantm.

"mam Hatip Okullarn eski zamann medreseleri olarak gryorum" 1953 Austos'unda Bedizzaman Hazretlerini ziyaret iin Konya'ya geldim. Halc Hac Sabri Bey de ticaret iin Konya'dan ayrlmt. Babam geldi, beraber kye dndm, ailem mam Hatip Okuluna devam etmem iin karar verdiler. K olmas sebebiyle 14 gn okul kaydna yetiemedim, o sene bota kaldm. 1954 ylnda stad Said Nurs Hazretlerinin Barla'da olduunu rendim. Kurban Bayramna bir gn kala stadn Barla'daki evine vardm. Zbeyir Aabey kt. Isparta'dan Bayram Aabeyin bana emanet ettii emanetleri verdim, kendimi tanttm, abdestli olduumu, fakat henz namaz klmadm syledim, 'Kardeim, stadmz mescitte tesbihatn yapyor, sen yanna yaklama' dedi. Ben mezzin mahfelinde namazm klarken stad mescitten ayrld. Namaz bitirdim. Zbeyir Aabey ile Ceyln Aabeyin odasna girdim, ard, 'Ho geldiniz' dedi. Babam, annemi ve Zbeyir Aabeyin babasn, annesini sordu. Yats namazn stadla beraber mescitte kldk. Sabah namazn da yle. Bayram namaz iin Byk Camiye Ceyln Aabeyle gittim. Sonra stadmzn yanna geldim. stad Hazretleri benim mam-Hatip Okuluna devam edeceime ok memnun oldu. 'Ben o okullar, eski zamann mbarek medreseleri olarak kabul ediyorum' dedi. "Mevln bu zamanda gelseydi Risale-i Nur

yazard" Hz. Mevln benim zamanmda gelseydi, Risale-i Nur'u yazard. Ben de Hz. Mevln zamannda gelseydim, Mesnevi'yi yazardm, o zaman hizmet Mesnevi tarzndayd, imdi Risale-i Nur tarzndadr' dedi. "Ben bile Risale-i Nur'a muhtacm" Komnist ve masonlarn slm aleyhindeki btn plnlarn Risale-i Nur'un yerle bir ettiini anlatt. Onlarla mcadele, ancak Risale-i Nur'lar okumakla olacann anlatt ve 'Bir risale en aa insandaki bin tecesssnsorunun-karl olarak yazlmtr. Bir mden t bir feylesofa kadar herkese hitap eder. Temsillerdeki hakikatlar anladnz size kdir. Bir baheye giren o bahedeki elma aacndan boyunun yetitii dallarndan eli yetitii elmalar yemesi kdir. Yksekteki elmalar ise boyu uzun olanlarndr. Anlayamadk diye zlmeyin. Ben bile Risale-i Nur'a muhtacm. Tekrar tekrar okuduka dersimi alyorum' dedi. Sonra devamla, 'Dn bir mebusla bir mft gelmiti. Onlar ziyaretime alamadm. Sizlerin masum ruhunuzla Risale-i Nur iin buraya kadar gelmenizi kramadm. Bana baz dostlarm, 'Biz ocuklarmz mam-Hatip Okuluna verelim mi?' diye sordular. Ben onlara, 'Dnya ilerini bilmiyorum' dedim. imdi senin mam-Hatip Okuluna devam etmeni istiyorum, msaade ediyorum.' O srada Halc Sabri Beyin olu mer Halc

tayyareden dmt. Sabri Halc'ya benim vastamla taziyelerini bildirdi.' mer ehit oldu' diye mjdesini verdi. "Karln vermeden bir ey almyordu" stad Barlal ailelerden ziyarete gelenler oldu.Yanlarna armut almlar, stada ikram ettiler, onlar krmamak iin bize sordu: 'Bu armutlar ka kuru eder?' Biz de be kuru yaptn syledik. stad Hazretleri, on kuru verdi. "rt'l-'caz'n tercmesi meselesi Bir gn Hac Mehmet Parlayan'n yorganc dkknndaydk. Sz rt'l-'caz'a geldi. rt'l-'caz'n at stnde, avc hattnda ehit ruhuyla yazldn ifade ile, rt'l-'caz'n Konya hocalaryla olan hatrasn anlatt. Kur'n'n i'caz cihetini anlatt iin tercmesine stadn kardei Abdlmecit Efendiden baka kimsenin gcnn yetiemiyeceini syledi. Abdlmecit Efendiye, 'Tercme etsek olur mu?' dedim, 'Olur' dedi. Ben Zbeyir Aabeye bu arzumu yazdm. 'Mesnevi-i Nuriye ve rt'l-'caz' Abdlmecit Efendinin tercme etmesine, stadmz msaade eder mi?' diye, 1955 yl iinde yazd. 'mam Hatip Okulu talebelerinin demek ihtiyac var' diye stad Hazretleri kabul etmi. Zbeyir Aabey benim vastamla Abdlmecit Efendiye bir mektup yazmt. Abdlmecit Efendi mektubu okudu, dnd, ikinci defa bana okudu. 'Nur'u aynm, bana hayat kazandrdn. Botum, isizdim. Hazret bana hizmet verdi. Buna sen sebep olmusun' diye

gzlerimden pt. Abdlmecit Efendi tercme eder, benim ismimle Rt akn Aabeye gnderirdi. O srada Abdlmecid Efendi ve stad arasndaki muhaberat yleydi: Mektuplar Hac Mehmet Parlayan'n dkknna gelirdi. Ben Abdlmecit Efendiye gtrrdm. "stad, anlatt" bana hocalara nasl davranacam

1955 senesinde stad Hazretlerini ziyarete gittim. Bana hocalara kar, arkadalarma kar nasl davranacam anlatt. 'retmenlerinizden biri din aleyhinde konumada bulunursa, retmenlerle mnakaa etme, Risale-i Nur'dan o mevzuyu bul, talebe arkadalarna oku, anlat. nk retmeni malp etsen, o anda nefsi ve enaniyeti itibaryla malbiyeti kabul etmezler' diye ders verdi. 1955 senesinde Zbeyir Aabeyden bir mektup aldm. stadmzn am Dana ktn, bu dan risalelerin yazlmasna konu olan ehemmiyetini anlatyor; seneler sonra stadmzn am Dana kmas iin Cenab- Allah'n bir ltf-u Rabban olarak bu frsat verdiinden bahsediyordu. O sralarda Konya'da, 'stad Hazretleri, Ahmed Hamdi Akseki ve Elmall gibi hareket etseydi daha iyi dine hizmet eder ve bu kadar da takip ve skntlara maruz kalmazd' diye, baz retmenler konuuyorlard. stadmzn tavizsiz durumunun, bana bu ikencelerin

gelmesine sebep olduunu sylerlerdi. "Risale-i Nur radyo ile yaylacak" stad Hazretlerini am Danda 1955 Haziran aynda ziyaret ettiimde, stadmn mehur am aacnn stndeki yerinde, ibadet ve zikir ile namaz klmalarn aadan seyrettim. Zbeyir, Sungur, Ziya Arun, ve Ceyln Aabeyler de vard. stadmz le namazn kldktan sonra bizi huzuruna ald. am dann ehemmiyetini anlatt. Kardeim, biz kendi kendine hareket edenlerden deiliz, biz inayet altndayz. 1400 sene evvel mbarek bir mm ve kszn eliyle o zamann krallarnn, sultanlarnn muhalefetine ramen, btn dnyada iln edilen slmiyet nasl yaylmsa, Risale-i Nur da Hz. Ali'nin Celcelutiye'sinde bildirdii gibi, gizliden gizliye inkif edecek, ona mtak Risale-i Nur Talebeleri vastasyla da dnyaya Kur'n'n hakikatlar iln edilecektir. Nasl ki, nce kalemle sonra teksirle olduu gibi, yakn bir zamanda matbuat ve radyo vastasyla olacaktr.' Aabeyler ellerinde teksirle baslm slm yazl risaleleri okudular ve ben de dinledim. stadn talebeleri ile olan dersini o zaman grdm. stadmz beni gn misar olarak kabul ettiini, fakat imdi takip olduundan gitmeme msaade ettiini syledi. gn iin bir lira verdi, o zaman ekmek otuz kurutu. "ki kiiye Risale-i Nur'u tantsan k"

Ben Konya'dan ayrlp stanbul'a gitme arzu ve niyetinde olduumu Zbeyir aabeye anlattm. Zbeyir Aabey stadn yanna varnca, stad, 'Ahmet'le ne konutunuz?' diye sormu. O da Konyadan ayrlmak istediimi sylemi. stad, 'Bu ite bir parmak var' diye raz olmam. stadmz bir yerde hizmet iin sadakatla ve sabrla, fedakr olarak sebat etmemizi isterdi. 'Muallimler malbiyeti kabul etmezler, talebeler ise ehl-i haktr. Sizin okulda Nur'lar okuyan ka kii var?' dedi. Ben de yetmi kii olduumuzu syledim. stad Hazretleri hayretle karlad. 'Ben o mektepte bir kii olduunu biliyordum, sen yetmi kiiden bahsettin, acaib' dedi. stad Hazretleri bana dedi: 'Kardeim kemiyet her zaman insan aldatr. keyyettedir. Sen btn talebelik hayatnda Risale-i Nur'u ftraten arayan iki kiinin Risale-i Nur'u tanmalarna vesile olsan, onlar da o vesile ile imanlarn kurtarsalar, sen vazifeni yapmsndr. hls kemiyette deil, keyyettedir, hizmet de budur.' O srada arkadalardan asker olan Recep Putgl , Ceyln Aabeye mektup yazm, mektup savcln eline gemi, mektupta bizlerden bahsetmi, isimlerimiz tespit edilmi, bizleri Konya'da emniyet arad, mahkemeye verdi, mahkeme beraat verdi. O yetmi arkadatan, korkudan kimse de kalmad, hatt korkularndan aleyhimize getiler, bir ok kimseleri ifsad ettiler. "Ata ot, aslana et ver" Bu olaylardan sonra stad Isparta'da ziyaretimde, 'Sen

her grdne Risale verme, ata et, aslana ot verme. Ata ot, aslana et ver. Senden birka defa Risale-i Nur istesinler o zaman ver. Biz kitaplar gibi kitap satmayz. htiya duyan, mtak olan kimselere veririz' diye stad ve Zbeyir Aabey bu hususta ok dikkatli olmamz iin srar ederler ve misaller verirlerdi. "stadmz veciz konuur" Babamdan para biraz fazla gelip de, frsat bulduka, doruca Isparta'ya giderdim. stad Hazretleri benim durumuma gre konuurdu. stadn btn bizlere anlattklar Risalelerde ve Lahikalarda vard. stadn bize anlattklarn biz Risale-i Nur'larda ve Lahikalarda grnce baz hatralar unuttuk. Zbeyir Aabey de, 'Kardeim, stadmz veciz konuur. stadmzdan bir ey naklederken ok dikkatli olmalyz, kendi ksr anlaymzla anlattklarmza, kar taraf itiraz eder, biz de, staddan der, anlatrz, ahs kabiliyetsizliimiz ve anlaymzdan dolay hcumlar Risale-i Nur'a ve stadmza getirmi oluruz' derdi. "nsan, yz kapl bir saraya benzer" 1956 yl sonbahar Isparta'daki ziyaretimde, Afyon mahkemesi beraat vermiti. stad Hazretleri ok sevindi. Mahkemenin bu beraat kararna gre Maarif Vekleti ve Diyanet leri Riyaseti stada mracaat etmilerdi. stad yakn bir zamanda risalelerin btn okullara gireceini syledi. Her gidiimizde bize hlas Risaleleri'ni deta

zetletirdi. Her iin Allah rzas iin olmasn ve o gaye ile hareket edilmesini anlatrd. Yine szden ziyade hal ve hareketin tesirli olacan anlatrd. Dr. Mustafa Ramazanolu ve arkadalarnn okulda okurken neslerinde slmiyeti yaamalar neticesi, onlar gren ve onlar gibi olmak isteyen arkadalarna, 'Biz Risale-i Nur'lar okuduk, slmiyet dairesine byle girdik' dediklerini, bu sayede risaleleri okuyan ok Nur Talebesinin olduunu ve bylece Risale-i Nur'a hizmet ettiklerini anlatt ve unu syledi. Kardeim, slmiyet iin fethedilmeyecek insan yoktur. Mhim olan slma hizmette bulunanlarn ok dikkatli olmas. nsan yz kapl bir saraya benzer. Mutlaka bir kapdan girilerek o insan fethedilir. Bin senedir Avrupa zndklarnn ve Asya mnafklarnn tesiriyle bu asil Trk milletinin ocuklarnn akllar yanltlarak insandaki o 99 kap slmiyete kapatlm, fakat ftrat icab bir kaps daima aktr. slm ferasetle o ak kapy kefedip, oradan girilirse, dier kapal kaplar da ieriden slmiyet hesabna alr, o insan, slmiyet iin fethedilir. hlasla, acelecilik yapmadan, ftratna uygun Risale-i Nur mizanlaryla anlatmak ve hareket etmek lazmdr. Acelecilik, lzumsuz yere mnakaa ve ithamlarda hareket edilirse, o zaman kapal kaplara hcum edilip, o ak olan bir kapnn da kapanmasna sebep olunur. Risale-i Nur muhakeme-i akliyeye ehemmiyet verir. Ve sonra onu slmiyet dairsine alr.' Bu gibi konumalar ile stad Hazretleri, bizi Kur'n ve

iman hizmetinde evkimizi artrarak hizmete koturur ve bizleri muhafaza ederdi. stad Hazretlerinin yanna gidince, nce Abdlmecit Efendiyi, ailesini, ocuklarn sorar, onlarla ok alkadar olurdu. Bir ziyaretimde, Abdlmecit Efendinin olu Suat Beyin bir hdisesini anlatt. Suat Bey, bir terzi dkknnda slmiyete zt bir eyi nefretle karlayarak, bir eyler yapm; o hdiseyi, sanki stad Hazretleri oradaym gibi evkle bana anlatt. stad ok neeli grdm bir zaman da bu idi. Elleriyle o olay bir tarif etti ki, o tarif hl gzmn nnde canlanmaktadr. "Ben kendimi sevmiyorum" O yllarda Tarihe-i Hayat yeni baslyordu. Abdnnur isimli bir arkadam kitap iin bir kapak kompozisyonu yapmt. Benden stada gtrmemi istedi. stadn ziyaretine gittiimde, 'Ellerinizdeki nedir?' diye sordu. Ben, 'Abdnnur kardeimizin Tarihe-i Hayat iin yapm olduu kapak...' der demez, stad ok hiddetlendi ve kapaktaki resmi gstererek (Isparta Tugay Camii temel atma merasimi resmi) 'Bu resim nedir? Sizler benim ahsma ehemmiyet veriyorsunuz, benim ahsma yaplan hrmet, bana hakarettir. Sizler Risale-i Nur'la deil de, benim ahsmla m alakadar oluyorsunuz? Ben kendimi sevmiyorum. Ben hiim. Benden bir ey beklemeyiniz' dedi ve kapaktaki resmi elinde ovalayp ple frlatt. "Cemahir-i slmiye teesss edecek"

mam-Hatip Okulunda talebe idim. Mdrle olan mnakaamzn neticesi, o beni Disiplin Kuruluna, ben de onu mahkemeye vermitim. Mahkeme benim lehime tecelli etmeye balad. Said Gecegezen de mdrle benim mnakaam stada anlatm. stad da, 'Madem o Mevln'nn torunudur ve namazn da klyor, Ahmed mahkemeden vazgesin' demi. Ben mahkemeden vazgetim; onlar ise bana mecbur tasdikname verdiler. Bu hdiseden sonra stadn yanna gittim. Benim gnlm ald. zlmememi syledi. mtihan esnasnda bir soruya verdiim cevab anlattm. yle idi: Tarih dersinde bakalarna er soru sorulurken, bana farkl drdnc soru eklendi. stadmz Krt, benim ise Trk olduumu ifade ile, 'Krt Teli Cemiyetini kim kurdu?' dediler. Ben de 'Byle bir mevzuyu sizler ders esnasnda anlatmadnz. Tarih kitab da yazmyor. Bunu siz bilirsiniz...' dedim. Netice olarak 3 vermiler. Benimle imtihan olan arkada, 'Sana dier mmeyyizler 8 verdiler, tarih hocas 3 verdi' dedi. "Menderes Risale-i Nur'u okullara ders kitab olarak koyma niyetinde" Durumu bylece stada anlattm. stad mert bir tavrla, 'Benim menf cereyanlarla alkam olmamtr. spat edilememitir. ftiradr. Risale-i Nur 650 milyon Mslmann uhuvvet-i slmiyesini, hrriyetlerini mdafaa etmitir. Bir gn Cemahir-i slmiye teesss edecek, bu mfterilerin sizleri grnce yzleri kzaracak. Menderes

imdi, komnist, anaristi ve tahribat dinsizlik hareketini durduracak kuvvetin Risale-i Nur olduunu anlad, etrafn iknaya alyor. Nurlar okullara ders kitab olarak koyma niyetindedir. Bavekil bunu arzu ederse, onlar ne yapacaklar?' dedi. Tarihe-i Hayat nsz Ziyaret esnasnda lhiyat Fakltesi talebelerinden Kmil, Ali Ulvi Kurucu'nun yazd Tarihe-i Hayat'n nszn getirdi. stad onu okutturdu. Bana, 'Medine-i Mnevvere'de bulunan mhim bir limin nszdr' diye yazlmasn emretti. Bana dedi ki: 'Kardeim, Hac Ulvi Efendi, benden ok Risale-i Nur'u vm, eer beni fazla vseydi, bu nsz kabul etmeyecektim. Madem Risale-i Nur'u vm, onun hatr iin kabul ettim.' Maarif uras ve Hair Risalesinin yazl sebebi Bir gn Onuncu Sz'n yazln bana yle anlatt: Ankara'da Maarif ras toplanm, dinden tecerrd eden programlarndaki dinsiz grleri, talebelere nasl kabul ettireceklerine dair yaptklar istiar toplantda, felsefe dersleriyle ldkten sonra dirilme olmayacann talebelere anlatlmasna karar vermiler. Bu kararn alnd gnlerde stadmz Hair yetini Barla Denizi (Eridir Gl) kenarnda krk defa okur ve Barla'ya dndnde Hair Risalesini kaleme alr. Bilhare stanbul'da tab edilerek, Meclis'de mebus olan bir zata gnderilir ve Meclis kapsnda mezkr program

hazrlayclarndan biri ile karlarlar. Kitab gren ahs, 'Said Nurs istihbaratyla bizim almalarmzdan haberdar oluyor ve bize kar eserler yazyor' diyor. Bu haberi stada Kzm Karabekir Paa bildiriyor. stad yle diyor: 'Kardeim! Maariif rasnn byle bir karar aldndan benim haberim yoktu. Onlarn kararna gre Cenab- Hak Hair Risalesi'nin yazlmasn bana ihsan etmi. Yoksa ben kendi arzum ve hevesimle yazm deilim, ihtiyaca binaen yazld.' Sabah dersi, ders baklavas ve kur'a stad Bedizzaman Hazretlerinin bir usulyd ki, sabah derslerinden sonra talebelerine ikramda bulunurdu. Kendisinin 'ders baklavas' tabir ettii bu ikramlar umumiyetle kurabiye, elma, zm, baklava gibi eylerden olurdu. Bu ikram yaparken kur'a ektirir ve kendisi de talebeler gibi kur'aya dahil olurdu. Kendisine kur'a isabet eden talebe nce alrd. Bylelikle kendisinin de Risale-i Nur talebesi olduunu aka ifade etmek istiyordu. "Takdir hissimize tekdiri" Kendisine iimizden gelen bir takdir hissiyle baksak, hemen tekdir eder, 'Niin yzme bakyorsunuz? Ben kendimi sevmiyorum. Bana haddimden fazla makam vereni de sevmiyorum' derdi. Bir gn, 'Bu kitaplarn melli olan zt elbette byk bir zttr' diye iimden geti. Bunun zerine, 'Bana makam

veriyorsun' diye beni azarlad, tekdir etti ve bu tavr her zaman devam ederdi. "Yzme bakarak iimdeki soruya cevap verii" Bir gn Tarihe-i Hayat'tan, Eskiehir Ak Cami'de namaz klmas mes'elesini okumutuk. Ben iimden, 'Ya buna ne diyeceksin?' gibilerinden yzne baktmda, 'Kardeim! lm-i Kelma gre evliyann kerameti haktr. Bu hdise dorudur, fakat ben deilim. Bu yle yksek bir makam deildir. O zaman Kur'n'a, Risale-i Nur'a hizmet etmek isteyen birisidir. Her Risale-i Nur talebesi hizmet esnasnda bunun gibi iltiftt- Rabbaniyeye mazhar olur' buyurdu. "Ben yle talebe isterim ki..." Bir gn Zbeyir Aabey rahatszlanmt ve derse itirak edemeyecek durumda idi. Bizden kendisini idare etmemizi istedi. Sungur Aabey ile beraber ders iin stadn yanna girdik. Zbeyir Aabeyi sordu. arya ln gitti diye geitirmeye altksa da muvaffak olamadk. Cidd bir tavr taknd. 'Zbeyir olmaynca ders yapmyorum. Zbeyir'i bulup getiriniz' dedi. Sonra Zbeyir Aabeyi bulup getirdiimizde yle bir hiddetlendi ki... Ben Zbeyir'i yle zannederim ki; deil parmak, kellesi gitse basz gvdesiyle 'Risale-i Nur... Risale-i Nur... ' diye koacak bilirdim. Bir parmak rahatszl ile benim midimi krd. Ben yle fedakr talebe istiyorum ki, deil parmak, kol gitmi aldr etmeyecek. Byle eyler iin

kuds davada tembellik gsterilmez. Said hak iin hibir zaman kelleyi vermekten ekinmemitir. Risale-i Nur'lara her eyini feda edecek, fedakr talebe lzmdr... ' Ben o esnada kalbimden geirdim ki, 'Hey stadm! Siz Zbeyir Aabeye bu derece itab ediyorsunuz. Demek Risale-i Nur, talebesini bulmamtr, ne gariptir.' Bunun zerine stad, 'Risale-i Nur ve ben talebemizi bulmuuz' dedi. Esasen Zbeyir Aabeyin ahsnda btn talebelerine ders vermek istiyordu. "stad basn takip ederdi" stad Bedizzaman Hazretleri basn takip eder, Risale-i Nur'la ilgili yazlarla ilgilenirdi. Gazete okuma iini Zbeyir Gndzalp ile yapt gibi itima meseleleri de yalnz onunla konuurdu. Zbeyir Aabeye olan alkas bambakayd.' "Menderes samimi bir Mslmandr" Bir gn Adnan Menderes'i ok vd. Ben o zamanki kafamla hayret ettim. 'Bu ahsn, stad ile faziletli bir zat tarafndan vlmesi lyk mdr?' imden byle geirmitim ki, stad bana dnerek, 'slmiyet iin samimidir, fakat yalnzdr. Menderes slmiyetin ulviyetini anlayan samimi bir Mslmandr. Sen bilmiyorsun, senin konutuun o ahslar da bilmiyor.' Hakikaten ben o zamanlar Konya'da Millet Partililerle oturup kalkardm. Onlar da Milliyetiler Dernei'ni kapatt

diye Menderes'e kastetmi olacakt.

kzarlard.

stad

herhalde

onlar

"30 kuru mu ok, 700 lira m ok?" stadmz Hazretleri bir gn beni ard. Zbeyir Aabey iin, 'Bu senin hemehrin ok ahmak, benim iin her eyini terk etti, gryorsun ok dvyorum, kovuyorum, bir trl gitmiyor, hem de maa ve ticar geliri 700 lira idi. Onlar da brakt, imdi ben hemehrine 30 kuru veriyorum, hi sesini karmyor. Senin bu hemehrin ahmak deil mi?' stadm, deil.' Neden? Bak babasn anasn terk etti, memuriyetini terk etti, stelik bir de benden dayak yer. 30 kuru gibi pek cz' bir para veriyorum... 30 kuru mu ok, 700 lira m ok?' stadm sizin o 30 kuru oktur.' Sen mekteplisin, hi hesap okumadnz m? 30 kuru 700 liradan nasl ok olur?' stadm Zbeyir Aabey en iyisini yapmtr, sizin verdiiniz o 30 kuru 700 liradan ok daha iyidir.' Nasl iyi olur, anlald sen hem ehrini tutuyorsun, sen de ahmaksn. Hemehrini benim yanmda mdafaa ediyorsun, anlald. Ondan sana ahmaklk bulam ve seni kandrm' diye ltife etmiti.

nn: "Beni Said Nurs ykt" O sralarda Sikke-i Tasdik-i Gayb Risalesi yeni baslyordu. Tashih iin kolonlar gelir, stadmz asl ile karlatrrd. Bir gn Mustafa Sungur Aabey okurken, stadmz: Bu yet-i kerime, ir mnasyla yedi sene sonra Kur'n'n kfr malp etmesini ve slmiyetin aaal gnlerinin haberini veriyor. ben o gnleri grmeyeceim. Sizin aldnz sruru, Cenab- Allah da bana kabrimde aynen sizin gibi ihsan edecektir. Ben de aynen sizin gibi toprak altnda o zevki tadacam. O mjdeli gnleri, Mustafa Sungur kabrimin ba ucunda bana anlatr, ben de mnen mesrrane dinlerim.' Ben ise iimden, 'Byle bir eyin olabilmesi iin meclisin te ikisi Nurcu ve slmiyete kanaatkr olmas lzmdr. Hallbuki imdi bir Nurcu mebus dahi yok, bu szler gerekleir mi?' gibi szler ediyordum. stadmz Hazretleri bana, 'Niin yzme bakyorsun, senin Kur'n'a itikadn var m? Ben kendimden sylemiyorum. Kur'n haber veriyor. Bu tarihler kat'dir, alt ay ya ileri ya geri olabilir, zaman bunu en iyi tefsir edecektir' dedi. "Hakikaten yedi sene sonra, o tarihten iki ay geince 1966 Senato seimleri esnasndaki Adalet Partisi'nin ounluu almas karsnda Cumhuriyet Halk Partisi malp oldu. Bu malbiyet zerine smet nn, 'Beni

Said Nurs malp etti' diye radyolardan iln etti."

ABDLKADR BADILLI
"smini nasl duydum" Bu fakir, Urfa'nn evresindeki sakin, nim-bedevi, ekrad aairinden birisi olan Badll airetinin ok eskiden beri an'anevi bir ekilde devam edip gelen ve beyleri olarak bilinen ksmndan ve bir derece dinine merbut bir hanenin efradndanm. Bu cibill ve ok darack bir ereve iindeki dindarlk cihetiyle babam ve biraderlerim dine ve tarikata kar incizaplar vard. Ben de ayn ekilde o ocukluk zamannda yegne hals aresi olarak bildiimiz tarikat adabn, o muhitin rengine gre bir derece ifaya alyordum. Herkeste olduu gibi, bende de o ocukluk zamanmdan bir mrid-i kmil bulmak ve ona intisab etmek meyli ak derecesinde vard. te tam o srada bir isim duydum:

Bedizzaman Molla Said-el Krd ismini daha nce deiik unvanlarla eyh Said isyanndan sonra srgne gidip gelen amcalarmdan da ok defa sitayikrane duyardm. Fakat bu defaki duyu bambaka bir duyutu. yle bir duyu ki, tarikat ve dabn braktrp o ismin muhabbeti ve sevdasyla yaatan bir duyutu. O zamanlardaki sevgili stadn yalnz ismine kar duyduum sevgiyi, imdi yaamak, devam etmek deil, kalemle bile tariften acizim. O ism-i pk- mually bizim kylerde tahsildarlk yapan ve stadmzla Kastamonu'da tanan, Tillolu Tahsin Efendiden tafsiltl olarak duydum. Ve bir derece stadn ahsiyeti, ilmi ve velyeti hakknda bilgi edindim. Bundan sonra artk benim iin stad ziyaret edip tarikatna intisap etmek ii, dnyada en azim bir gaye-i haylim oldu. Fakat Tahsin Efendi, stadn adresini tam bilmiyordu. Ve ok sk takipler ve tecessslerin onu ablukaya aldn syledi. "Babamn getirdii byk mjde" Sene 1951 idi. Urfa'dan baka hibir memleket grmeyen ben, bu ziyaret iin ister istemez sabredip, beklemek mecburiyetinde kalmtm. Sene 1953 oldu. Yaz gnlerinden bir gnd. Merhum babam Urfa'dan geldi. Bana ok byk bir mjde getirmiti. Muazzez sevgili stadn Urfa'da biricik ve gzide talebelerinin varlndan bahsetmiti. Birisinin ad Abdullah, dierinin ad Hsn idi. Ve bu talebelerin meziyetlerinden olan ubudiyet-i kmile, kahramanlk, pervaszlk ve mcadelelerinden

bahsetmiti. Bu mjde benim iin dnyalar kadar ehemmiyetli idi. Merhum peder, alt evld olan bizlere Kur'n okutmutu. Trke mevlid, ilmihal ve yaz dersleri gibi ilmi ancak o kadar olan ky hocalarndan okutmak suretiyle bir derece okur yazar yaptrmt. O zamanlar etraf hibir kyde okul olmadndan yeni yazy hibirimiz renemedik, fakat peder bundan memnundu. Ve bize 'Evltlarm, siz ehre gidip, sinemaya, saza gitmeyin de size avclk, at kouculuu v.s. izin vardr, yoksa hakkm hell etmem' diyordu. Kendi de avclk yapard. Bu mnasebetle hemen hemen hepimiz basit dindarlmzla beraber avcla, at koturmaya fazlas ile merakl idik. Bundan dolay ekser akrabalarmzda olduu gibi bizim evimizin etraf atlarla, av kpekleriyle, av kularyla ve av tfekleriyle doluydu. Bizim peder bir gn yine Urfa'ya gitti. Tekrar stadn talebeleriyle grm ve onlara benden bahseylemi. 'Yazs gzel zeki bir olum var, hem annesi lm yetimdir, onu size gndereyim ve sizin olsun' demiti. Hem bir istida ve arz- hallerini, dostu olan Demokrat kirli valiye gtrmt. O zamanki emniyetin onlarn stndeki basksn kaldrmak ve Risale-i Nur'un bu memlekette menfaatinden ve mahiyetinden bahseden hususa dairmi o istida... te bu mnasebetle babamla stadn talebeleri iyi dost olmulard. "Risale-i Nur meslei, tarikat deildir"

Sene 1953... Eyll ay iinde idi. Bir gn kalktm, artk bu gaye-i kalbiyemi tahakkuk ettirmek, gidip sevgili stad ziyaret edip, tarikatn almak niyetiyle Urfa'ya gittim. Vakit, kuluk vaktiydi. Rdvaniye Camiine doru yrdm. Yam 16-17 civarndayd. Vcuta hayli gelimi, pehlivan tipliydim. Fakat ok utanga ve ekingendim. Camiin d kapsndan avluya girdim. Fakat imdi girip ne diyeceim diye ok utanyordum. ki defa talebelerin bulunduu hcrenin kesinden bam karp, bir daha ieri ekildim. nc defasnda kendimi skp yrdm, hcrenin kapsna vardm. 'Esselm aleykm' deyip kuru bir tahta ve stne serilmi ok eski bir kilim stnde oturdum. Talebelerden birisi ok gen, birisi de 25-30 yalarnda idi. kisi de bana 'Hogeldin kardam' dediler. Yarm yamalak Trkem ile pek anlaamyordum. O ok gen dediim Hsn Aabey, mtemadiyen yazyordu. Abdullah Aabey benimle alkadar oldu, sohbet ediyordu. Biraz sonra niyetimi izhar ettim. Ve 'Sizden eyh Said-el Krd'nin adresini alp ziyaretine gitmek ve tarikat almak iin yanna gideceim' dedim. Baktm her iki talebe de glmeye baladlar. Biraz sonra Abdullah Aabey, 'Kardeim, stadmz tarikat vermez, Risale-i Nur meslei tarikat deildir' dedi. Ben ilkin aka ediyorlar diye bekledim, sonra bu mesele zerinde konumaya devam etti ve kitaptan baz yarler okudu ise de, ben bir trl inanamyordum. Ne demek, bir mrid, bir eyh nasl tarikat vermez, tarikatsz olur mu? Fakat Abdullah Aabey, ciddi ciddi ikna etmeye alyordu. le zaman oldu namaz kldk. le yemeine dar gidip bir eyler yiyip,

tekrar dnmek istedimse de beni brakmadlar. le yemeini beraber yedik. kindi oldu, yats oldu. Hem Abdullah Aabey konuuyor. Risale-i Nur'un mahiyetini ve stadn mesleini anlatyordu. Fakat Abdullah Aabey, hep stad, stad diye konuuyordu. Ben ise eyh Said, yahut Molla Said diye konuuyordum. Yatsdan sonra da beni brakmadlar. O gece orada kaldm. kinci gn leye kadar yanlarnda kaldm. Artk stadn tarikat vermediini, tarikatn zaman olmadn bir derece anladm. "Yola revan oldum" stadn ziyaretine gitmeyi musrrne istiyordum. Ve adres istiyordum. Onlar birok eyi ileri srdlerse de, ben dinlemedim, mutlaka adres istiyordum. are bulamadlar, dediler ki: 'u kitab yazp, bitirmeyince seni gndermeyiz. Yazp bitirdiin gn gel, seni gndeririz.' Ben de 'Peki' dedim. El yazma 20-30 byk sahifelerden mteekkil o kitab aldm ve hemen kye dndm, yazmaya baladm. gn iinde renkli ve ssl olarak bildiim yazyla yazdm ve bitirdim. Hemen Urfa'ya dndp, 'te yazdm' dedim. Onlar hayret ettiler. 'Ne abuk bitirdin?' dediler. Vaadleri vard. Yazp bitirdiim gn gndereceklerdi. Dediler. 'Kardeim, biz, bir i yaptk ve vaaddettik ki seni gndeririz. Fakat sen kye yazmaya gittiin gn, stadmza bir mektup yazdk, 'Abdlkadir isminde ziyaretine mtak bir gen var. Ziyaretinize gelmek istiyor.

Gnderelim mi acaba?' diye sorduk. Size de kat' vaadettik. staddan gelecek cevapta 'Mutlaka gelmesin' denecektir. Bu cevab alrsak, seni artk gnderemeyiz. u halde bir cevap almadan hemen seni gnderelim ki, stadn emrine kar itaatsiz duruma dmeyelim. Hemen yola k' dediler ve bir mektup yazdlar, adres yazdlar. 'Yazdn kitab stada hediye et' dediler. Antep'e doru yola revan olduk. Gaziantep'ten trene binip gideceiz. Henz Birecik kprs yaplmamt. Yollar ok kt, Otobsler khne, sekiz saatte zorla Antep'e ulaabildik. Akam saat 10'da tren geldi. Tren o kadar kalabalk ki ayak atacak yer yok. Treni ilk defa gryorum. Ayamz trenin iine attk. Deil kompartmanlarda, aralarda bile duracak, oturacak yer yok. Konya Ereli'sine kadar yle ayakta gittik. Ereli'den sonra salonlar biraz tenhalamaya balamt. O srada byke bir bavulunu bir kenara koyup stnde oturan ve elinde Sebilrread gazetesini okuyan bir adam grdm. Sebilrread gazetesini Urfa'daki talebelerin yannda da grmtm. Bu adam acaba stadla alkadar olmasn diye dndm. ok yorgun ve bitkindim. Ona selm verdim. Ben de u fazla kalan bavulunuzun kesine oturabilir miyim' dedim. Adam: Otur, merhaba' dedi. 'Nerelisin?' Urfalym' dedim. Ooo! Hemehriyiz yleyse, ben de Adyamanlym.

Nereye kadar gideceksin?' Isparta'ya kadar' dedim. Hayrola nereye gidiyorsun?' Bedizzaman' ziyarete gidiyorum' dedim. Ben de onu ziyaret etmiim' dedi. Ve benimle daha fazla ilgilenmeye balad. ok ackmtm. Bir eyler ikram etti ve o vaziyette Afyon'a kadar beraberce yolculuk yaptk. Kendisi Afyon'da ayrlacakt. Bana aktarma olacak treni tarif etti. 'Sen Afyon'dan sonra, Karakuyu istasyonundan Isparta trenine binersin ve doru Isparta'ya gidersin' dedi. O zatn ismi Emin Akba't. Nihayet mahall-i matlubumuz olan mbarek Isparta ehrine ulatk. lk arayacam adres ar Camii civarnda Bakkal Nuri Benli idi. Isparta istasyonundan bir faytonla doru ar Camiinin yaknnda indim. le namazna henz vakit vard. Biraz ehri gezeyim dedim. Bazlarndan stadn ismini sordum. Kimisi tanmyor, kimisi uzaktan iitmi. Vakit yaklanca camiye gittim. Abdest almak iin musluk bana gittim. Baktm yal bir adam abdest alyor. Benim alvarma, kyafetime dikkat ediyor. Abdest alrken o zat ban defa meshetti. Bizde ise umum herkes ban bir defa mesheder. Bu defa meshi Urfa'daki stadn talebelerinden olmasn dedim. Abdestini bitirdi, ben de bitirdim, selm vererek, 'Amca' dedim 'siz Nuri Benli'yi tanyor musunuz?' Bana dikkatle bakt ve 'Gel' dedi yrd. Ben de arkasna dtm. ar Camii yaknlarnda

bir kapdan girip merdivenden yukar kmaya baladm. Henz bitmemi bir inaat idi. st damna kp orada oturduk. 'Nuri Benli benim' dedi. 'Sen Hoca Efendinin ziyaretine mi geldin? Hoca Efendi namaz tesbihatn henz bitirmedi. Biz imdi bir yemek yiyelim. Sonra seni kapya kadar gtrrm. Kabul eder mi, etmez mi onu bilemem' dedi. "Huzura kabul olundum" Yemek yedik, kahve itik. Kalk beni uzaktan takip et' dedi. yle yaptk. Hayli gittik. Bir kap ald. Yukardan da Zbeyir Aabey veya Bayram Aabey geldi. Aa indi. Evvel Nuri Benli Aabey kendisine benim stad ziyarete geldiimi syledi. Ve Nuri Benli geri dnd. Kapya inen o aabey benimle merhabalat. 'Nereden geliyorsun? Adn nedir? Ne iin geldin?' dedi. Urfa'dan geldiimi, ismimin Abdlkadir olduunu, stad grmeye geldiimi syledim. 'Peki kardeim biraz bekle, stadmza gidip haber verelim' dedi. Kapy kapatp yukarya kt. Fakat bu arada benim yreim pat-pat atyordu. 'Ya stad kabul etmezse ne yaparm' diye dnyordum. Fakat Cenab-i Hakka kr, biraz sonra kap ald. 'Gel kardam, stadmz seni bekliyor' mjdesiyle sanki dnyalar benim oldu. ok heyecan iinde merdivenleri kyordum. Evvel Zbeyir Aabey huzur-u pke girdi. Ben de arkasndan. Koup hemen ellerinden sarlp ptm, bama koydum. O efkat sultan da beni auuna keml-i alka ile ekip bamdan pt. Ve 'Otur kardam' dedi.

Hemen diz kp oturdum. 'Merhaba, safa geldin kardam' dedi. Ben de mukabele ettim. 'Senin adn nedir?' dedi. Ben de, 'Abdlkadir' dedim. 'Maallah ben Abdlkadir ismiyle ok alkadarm' dedi. Ve 'Ben birka gndr kimseyi kabul etmiyordum, hatt yanmdaki talebelerimi de... Bana bir ey lzm olduu zaman yazp kapnn arkasndan gnderiyordum. Fakat sen bana ifa oldun. yle deil mi Zbeyir' diye sordu. Zbeyir Aabey 'Evet yledir stadm' dedi. Ben daha Urfa'dan dn mektup aldm. Senin iin gelmeye lzum yok, ben onu Abdlkdir'lerin en birincisi olarak kabul edip duama dahil ettim, dedim. Sen niye geldin?' dedi. Fakat bunu sylerken inciterek, tenkit ederek deil, belki okayarak aka ederek sylyordu. 'Madem yledir, ceza olarak seni bugn tekrar geri gndereceim.' 'Peki efendim' dedim. Sonra yazdm o kitab karp kendilerine hediye getirdiimi syledim. O kitapla beraber Abdullah Aabeylerin yazdklar mektuplar kendilerine sundum. 'Maaallah, bu senin hattn mdr?' dedi. 'Evet efendim' dedim. 'Ben bunu aldm, kabul ettim. imdi arkasna bir dua yazp benden sana bir hatra olarak hediye edeceim' dedi. Ve kalemini karp bir dua yazd ve bana uzatt. Ben kalkp aldm ve teekkr ettim. Bu muhavereden sonra benim ahs ve ailev ahvalimi sormaya balad. 'Senin babann ad nedir?' 'Abdurrahman' dedim. 'Ka kardesiniz?' 'Alt erkek kardeiz' dedim. 'Tamam yle ise' dedi. 'Ben seni Abdurrahman'a vermeyeceim. ' Sonra 'Krt msn, Arap msn?' dedi.

'Krdm efendim' dedim. 'Zbeyir, bu Krt olunu babasna vermeyeceiz' dedi. 'Ne i yaparsn?' dedi. 'Avclk efendim' dedim. 'Sizin oralarda ne gibi hayvanlar bulunur?' dedi. 'Ceylan, tavan, rdek ve keklik bulunur' dedim. 'Her ava ktnzda ne kadar para masraf edersiniz?' 'Bazen olur ki 50 lira da masraf yaparz' dedim. 'Peki' dedi. 'Siz o parayla ehl hayvan alp etini yeseniz, daha iyi olmaz m?' 'Evet efendim, daha iyi olur muhakkak' dedim. Sonra 'Sen hangi airettensin?' dedi. 'Badll airetindenim' dedim. 'Airetin ka adrdr?' dedi. Dedim, 'Efendim imdi adr yok, 25 kadar ky vardr. ' 'Peki airetinizin reisi kimdir?' dedi. 'Amcamdr' dedim. 'Baban m?' dedi. 'Hayr efendim amcamdr' dedim. Yine anlamad gibi grnd. 'Ben baban eski adil reisler gibi kabul ediyorum' dedi. "Risale-i Nur okudun mu?" Sonra mevzuu deitirdi. Sen Risale-i Nur okudun mu?' dedi. Okuyacam efendim' dedim. 'Ve ben de Urfa'daki talebelerinizin yanna gidip onlar gibi hizmet etmek istiyorum' dedim. Peki benden kabul, fakat onlarla da istiare et' dedi. Peki efendim' dedim. Sonra sordu.

Urfa'dan Van'a yol var m?' Evek efendim' dedim. Peki ya Van'dan Badat'a?' Onu bilmiyorum efendim' dedim. Ben eyh Abdlkadir-i Geylni ile ok alkadarm' dedi. 'Oralara gelsem Badat'a gitmeyi dnmyorum. Ve seni talebelerimin iindeki btn Abdlkadir'lerin birincisi olarak da kabul ettim' dedi. Daha sonra, 'Zbeyir ve Ceyln gibi kabul ettim, sen benim Abdurrahman'msn' dedi. Sonra 'Sen Tarihe-i Hayat'taki Abdurrahman'n resmini grdn mu?' dedi. Ve kartt bana gsterdi. 'Buna benziyorsun, seni onun gibi kabul ettim. Maaallah benim Abdurrahmanm maaallah' dedi. 'Sen madem benim iin geldin, senin yol masraarnn iki mislini vermek mecburiyetindeyim. Fakat madem 'Gelmesin' dediim halde geldin, yalnz iki buuk lira vereceim' dedi. Kesesini kard, iki buuk lira demir paradan bana verdi. Aldm bir kada sardm cebime koydum. Sonra sordu: Sen Urfa'daki talebelerimden olan Vahdi Gayberi'yi tanyor musun?' Hayr efendim tanmyorum' dedim. Bir iki zat daha sordu. Tanmadm syledim. Sonra, Nurin eyhleri Risale-i Nur'la alkadar oluyorlar m?' dedi.

Bilmiyorum efendim' dedim. Maaallah kardam sen bana ifa oldun. Sesim btn btn kesilmiken, imdi bak tam aldm. Ben seni has talebelerim iinde evld- mnev olarak kabul edip duama dahil ettim. Sen de bana dua et.' naallah efendim' dedim. Vakit bir saat kadar gemiti. Dedi: Kardeim bir saatlik grmemiz Allah iin olduundan, bin saat deerindedir. Beni tarassutlaryla ok taciz ediyorlar. Yoksa seni yanmda brakrdm. Yine de inaallah seni bir zaman yanma alacam. Madem yledir, seni bugn Urfa'ya gndereceim. Btn Urfa'llara selm syle. Btn onlara dua ettiimi syle. Hatt onlarn mezarda yatanlarna da dua ediyorum. Urfa'nn hkmetine dua ediyorum. Onun Belediye Reisine selm syle, ' 'Peki kardeim' dedi. 'Peki kardeim' der demez, Zbeyir Aabey ayaa kalkt. Ben de kalktm. Bir daha mbarek ellerini tutup doya doya ptm. O da yine beni kucaklayp boynumdan pt. Ve huzur-u pkinden yava yava ktk. O da arkamdan 'Maaallah Abdurrahman'm' diye sylyordu. "Yzne bakamyordum, gzlerim kamayordu" stadn odasna girer girmez, yal, ok hasta, yatak iinde uzanm, banda yeil, siyah ve beyaz karm bir

sark vard. Mbarek yznn bana ilk grnen ekli, televizyon ve perdelerinin bo oynad zaman elektrik dalgalaryla bir titreim vaziyetini gsterdii gibiydi. Birka dakika o nurn vaziyet mbarek simasnda lemean etti. Adet mbarek yzne bakamaz oldum. Gzlerim kamayordu. Hep dikkatle mbarek yzne bakyordum. Yz krmzya meyyal bir buday renginde idi. Mbarek gzleri mavi ve iri idi. Bir gz dier gznden farkl idi. Yani birisi maviden ziyade yeile myil idi. ri ve sr- ecaat gsteren gznn beyaz krmz damarlarla dolu idi. Kalar ileriye doru dik ve atk idi. Yz deirmi, aln geni idi. Burnu ko burnu gibi kk, ahin kuu gibi atik idi. Az geni, ehresi iri idi. Mbarek ehresinde lemean eden nur-u velyet zahir ve bahirdi. Sinekler konmak iin yaklatklar vakit annda uup kaarlar idi. Mbarek ellerinin derisi altndan damarlar grnrd. Parmaklar iri ve uzun idi. Salar sarn kenarndan km ve kvrlmt. "Odasn gzel koku kaplamt" Salar ve byklar knal idi. ivesi Van kylerinin yeni Trke renmi adam eklinde idi. Gzel kokular odasnn her tarafn sarmt. Her iki elinin parmaklarnda tane gm halka yzkler vard. Odasndan kp, kar tarafta talebe ve hizmetkrlarnn oturduu yere Zbeyir Aabeyle beraber geldik. Onlarn yannda ikindiye kadar kaldk. stasyona kadar Bayram Aabey benimle beraber geldi.

Dnyordum. Fakat memnun ve mahzun olarak dnyordum. Muradna nail olmu bir kn sruruyla dnyordum. O bir saatlik sohbet artk benim iin her eydi. Kendimde sanki dnyay fethedebilecek bir iktidar ve cesaret hissediyordum. Sanki kalbim stadm olan Hz. Said'le elik halatlarla perinlemiti. nk onun o ltufkr, o keremkr nurn efkati ve benim gibi ilimden irfandan, terbiye-i slmiyeden adet mahrum olan biareye kar gsterdii efkat, merhamet, talebeliine kabul iltifatlar benim btn vcut lkemi muhabbetle sarsmt. O andaki hissiyatm ifade etmek mmkn deildir. Yine kara trene binip Urfa'ya mteveccihen hareket ettim. Nihayet Urfa'ya geldim. "Hizmete girdim" Urfa'da iki sene medresede Abdullah Aabeylerle beraber kaldk. Avcl braktm, av tfeini sattm. Bu arada eski bir teksir makinesi alp Urfa'da baz risaleleri yazmak ve pek ok yerlerle muhabere ettiimizden lhika mektuplarn kolaylkla neretmek iin hizmet grmek kri ortaya kt. Benim de annemden kalan 40 kadar koyunum vard. Hemen satp bir teksir makinesi alalm dedim. Koyunlar sattk. Bin be yz ksr lira tutmutu. Teksir makinesini almak iin stanbul'a gitmek icabetti. Giderken yine stada urayp hem ziyaret etmek, hem de stadmzla istiare etmek lzm geliyordu. Daha dorusu ben byle arzu ediyordum. "stad ikinci ziyaretim"

1955 senesinin tahminen Eyll Ekim aylarnda, Isparta'ya revan oldum. Bir iki gn sonra Isparta'ya vasl oldum. Bu defa Hz. stad Isparta'da deildi. Barla'da olduunu sylediler. Nuri Benli Aabey bana 'Gitme' dedi. 'Her gideni yakalayp taciz ediyorlar.' Sonra Rt akn Aabeye uradm, ona arzettim. O dedi, 'Sen durma git.' 'Zaman ikindi zaman idi. Doru Eirdir'e gittim. Pazar gnyd. Hibir vasta Barla'ya gitmiyordu. ilingir Ali Aabeye dedim, ne yaparsan yap mutlaka gideceim. 'Hususi bir ey bul' dedim. ilingir Ali Aabey kt. Yarm saat sonra geldi. 'Mjde' dedi. 'Bir motorlu kayk tuttum, hadi kalk.' Motorluya binerek bir saat srmeden Barla'nn sahiline ulatk. Deniz (gl) kenarnda harmanclarn yanna gittim. Onlara syledim. Hepsi dost ve stada muhib idiler. Dediler: 'Bizim hanmlar saman gtrecekler. Onlarla gidersin, hi kimse grmez.' Beraber hayvanlarla Barla'ya doru gittik. Hanmlar gayet mestre idiler, konumuyorlard. Kye vardmz zaman 'Karda!'dediler. 'Biz imdi Hoca Efendinin evinin nnden geeceiz. Evini sana gstereceiz ve geeceiz.' stad Barla'da esas evinin stnde baka bir evde kalyordu. Kapy aldm, Zbeyir Aabey kt. Konya Ereli'sinden biraz elma almtm. Elimden ald ve 'Ho geldin kahraman kardam!' deyip beni kucaklad. eri girdik. Yan odalardan birisine getik. Gne batmak zereydi. stad Sddk Sleyman'a ders veriyordu. Zbeyir

Aabey dedi ki: 'stad dersini bitirsin, sonra yanna gireriz.' stad dersini bitirdi, sonra abdest ald. Zbeyir Aabey, 'Gel kardam, stada gidelim' dedi. Tam o srada abdestini bitirmi, havlu ile siliniyordu. Ziyaret etmek istedim. Havluyu bana uzatt. Ben de havluyu ptm, yzme srdm. 'Niye geldin?' dedi. 'Efendim ben yalnz sizin iin gelmedim' diye zevahiri kurtarmak iin bir tevil yaptm. 'Peki ya niye geldin?' dedi. 'Teksir makinesi almak iin stanbul'a gidiyordum da' dedim. 'Sen 1500 fedakrlk yapyorsun ama, teksir edecein risalelerin shhatine azam dikkat etmek lzmdr.' 'naallah efendim' dedim. 'Peki kardam' dedi. Biz br tarafa getik. Akam namazndan sonra bana bir miktar hususi yemeinden gndermiti. Onu yedim. Yatsdan sonra yorgann bana gnderdi. O gece o mbarek yorgannda yattm. Sabahleyin namazdan epey sonra ders iin bizleri ard. Gittik. Halka halinde oturduk. Hepimiz okuduk. Kendisi de okudu. Zbeyir Aabey, hediye getirdiim o elmay, Antep'ten aldm baklavay kendisine arzetti. Keml-i samimiyetle alakdar oldu. Atrp bakt. aka ederek merhum Ceyln ve Hsn'ye 'Ben bunu size yedirmeyeceim' dedi. 'Ben bunu bin altun lira kadar kabul ettim. Fakat kaideme gre bunun iki bedelini vereceim. Kaa aldn bunlar?' dedi. Ben o anda ne diyeceimi ardm. Hemen Hsn Aabey dedi ki: 'Efendim! Hepsini iki buuk liraya alm.' 'Madem yledir, yalnz bir kat yatn vereceim' dedi ve kartt verdi, ben de aldm. "Kahramanlk Risal-i Nur ile inkiaf ederse kimse

kar koymaz" Dersten sonra ok mesrur ve cokundu stad. Halbuki geldiim gn hiddetliydi. Hatt Zbeyir Aabey 'Kardam, bugn stadmz fazla hiddetlidir' demiti. Bana ok iltifat etmeye balad. 'Krdolu' diye hitap ediyordu. Bir ara bir mnasebetle kendi eski talebelerinin kahramanlklarndan, ecaatlerinden bahsetti. 'Hatt yle ki, ' dedi, 'benim bir iaretimle ruhunu feda edecek derecede idiler.' Eski Harb-i Ummide benim Mr Mahey isminde bir talebem vard. Biz Ruslarla harbederken bazen Mr Mahey tek bana Ruslarn tabyalarnn iine hcum eder, ilerinde dolar, birka Rus ldrr, sa olarak geri dnerdi. Hatt bir gn Diyarbakr Valisi Cevdet Paann benim aleyhimde konutuunu duyunca vali konann karsndaki bir evin stne karak, 'Uln Cevrik Paa! Cevrik Paa! Eer yiitsen parman kar, bakalm' dedi. Ve bu mnasebetle dedi ki, 'Bu millette ftr bir kahramanlk seciyesi vardr. Bu seci ye eer Risale-i Nur'la inkiaf ederse, hibir millet karlarnda duramaz. Hatt Rus'u dahi teslim alrlar. 'Ve bana dnerek, ' te sen o eski talebelerime benzersin. Fakat benim imdiki talebelerim lnceye kadar, Risale-i Nur hizmetinde sadkne bir ekilde vakf- hayat ederek alyorlar. Bunlar eski talebelerimden fazilet bakmndan daha stndrler' deyip hayli uzun bir ders yapt. "Teksir makinesine ok memnun oldu"

Teksir makinesinin alnp hizmet-i Nuriyede istimaline dair teebbsmze ok memnun oldu ve ok dua etti. 'naallah bu teksir makinesi ileride Urfa'nn lem-i slma ilim hakikatn nereden bir merkez halini almasna vesile olacak. Btn Nurlar neir iin sana izin veriyorum' dedi ve ahsm hakknda iltifatkr baz eyler syledi. Ders sona erdi. Benim stanbul'a gideceimi biliyordu. 'Haydi Abdlkadir'e bir hayvan bulun. Eirdir'e hayvanla gitsin' dedi. Ben 'Efendim! Yryebilirim' dedim. Merhum Ceyln Aabey, 'stadm o airettendir. Yrr' dedi. 'Peki yle ise' dedi. zin istedim. Elini ptm. Barla'dan ayrldm. Tam alt saat gl kenarn takip ederek Eirdir'e geldim. Isparta'ya vardm. Ayn akam stanbul'a hareket ettim. stanbul'da bir hafta kadar kaldm. Teksir makinesini alarak Isparta'ya yolladm. Ben de Isparta'ya gidip orada kullanlmasn renecektim. Bu arada stad ziyaret de en byk maksadmd. Yine stadmzn ziyaretiyle merref oldum. Bir hafta yannda talebeleriyle birlikte kaldk. nk makine henz gelmemiti. Onu bekliyordum. Artk bu defa sevgili stad bol bol grmeye ve dersinde bulunmaya muvaffak oldum. ok iltifat ediyordu. Dua ediyordu. stanbul'dan geldiim gn huzur-u pke girdiimde stad Mesnevi'nin bandaki Trke mukaddimeyi telif ediyordu. O sylyordu, merhum Ceyln da yazyordu. Lillahilhamd Risale-i Nur'un kck bir parasnn teli anna tesadf ettim. Hakikaten telif anyla sair husus

sohbetleri birbirinden ok farkl idi. ok cokun, srurlu, def'i ve an sylyordu. Bu bir haftalk zaman iinde bir gn sabah dersinde Meyve Risalesi okundu, Sirac'n-Nr mecmualarn iki sandk halinde kendi odasnda durduruyordu. O srada Sirac'n-Nr mecmualar baka bir yerde bulunmuyordu. Ben onun iindeki Beinci ua iin Sirac'n-Nr'u ok aryordum. stad sabah derslerinde her bir talebesinin eline bir tane verip, ders yaptryordu. Kendileri de dinlerdi. Biraz bir talebesi okur, sonra yanndaki talebesine sen oku diye iaret eder, o da okurdu. Risale okunurken mbarek gzlerinden yalar revan oluryordu. Ayrlacam srada Zbeyir Aabeyden bir tane Sirac'n-Nr'dan istirham ettim. Dedi, 'Kardeim! Hepsi stadmzn yanndadr. Ben isteyemem, sen gir, bir tane iste.' Bunun zerine huzuruna girip ayakta durup, boynumu bkerek bir tane istediimi izhar ettim. Dedi, 'Krdolu! Ben bunlar kimseye vermiyordum. Bu mecmualar Afyon Adliyesinde sekiz sene hapis yattlar. Bunlar gazidirler. Ben bunlar istirahat ettiriyorum. Fakat senin hatrn iin bir tane vereceim. Bunlarn bedelleri yz banknottur. Fakat ben senin iin on banknota vereceim. 'Ben on lira kat para karp, kendilerine takdim ettim. ' Ben bu paray tutmam. Ceyln, gel al' dedi ve bir tane kendi mbarek eliyle bana uzatt. Ben de aldm, ptm, bama koydum. Ve huzurundan ayrldm. Meyve Risalesi'nden Hafz Ali'nin sual meleklerine Risale-i Nur'la verdii cevap mnasebetiyle bir ehl-i

kefe'l-kubur'un bir ilim talebesinin medresede vefatyla sual meleklerine ilm-i nahivle cevab getii zaman buyurdular ki: 'Kardelerim geri ehl-i kefe'l-kuburluk benden yz derece uzaktr. Fakat o mesele aynen yle cereyan ettiinden emin olunuz. "Dnyalar gencin olmutu" Baka bir gn Malazgirt'in kylerinden hi Trke bilmeyen bir gen stadn ziyaretine gelmiti. Trkeyi hi bilmiyordu. Benim ilk ziyaretimde bana 'Krt msn, Arap msn?' diye sorduunda ben de 'Krdm efendim' dediim zaman 'Kardeim, ben elli senedir Krteyi konumuyorum, unutmuum' buyurmulard. Malazgirtli o gen Trke bilmedii iin herhalde stad beni tercman olarak arr diye kendi kendime bekliyordum. O gen stadn huzuruna girdi. Baktk stad onunla Krte konuuyor. Beni armad. Sonra o gen kt. Sordum: 'Seyda ile ne konutunuz? Ne istedin ondan?' Hi, yalnz dedim ki, Seyda! Benim sizi ziyaret etmekteki maksadm sekerat vaktinde bana ulap imanm kurtarasnz, diye istirhama geldim. Ve Seyda peki diye kabul etti. 'O gen neesinden, srurundan uuyordu. Ben kend kendime 'Ben ne bedbahtm. Hibir istirhamda bulunmadm staddan' diye dndm. "Senin de bundan hissen oktur" Ayrlacamn son gn idi. 'Seni yanmda brakmak istiyorum. Seni artk Abdurrahman'a (babam)

vermeyeceim, bana Tahiryi arn' ded. Tahir Aabey geldi, 'Buyurun efendim' dedi. 'Tahir ne dersin ben bu Krdolunu gndereyim mi? Yoksa burada yanmda m kalsn?' Tahir Aabey, 'Efendim! Siz bilirsiniz ama gidip Urfa'da hizmet etse daha iyi olmaz m acaba?' dedi. 'Peki yleyse, Urfa'ya gitsin' dedi. Bende gayr-i ihtiyar , fakat ocukasna bir hevesle Urfa'ya gidip teksir makinesiyle hizmet etmek hissi daha ok galipti. Artk karar verildi. Urfa'ya dnecektim. bir ara beni Ali hsan Tola ile Sav kyne makinenin almasn grmem iin gnderdi. Bir gn bir gece Sav'da kaldk. Makineyi aa yukar rendim. Yine stadn huzuruna geldim. Bir sabah dersinde ok neeli idi stad. Dokuz kii dersi sra ile okuyordu. O gn Hasbiye Risalesi okunuyordu. Bir ara sual melekleri meselesi geti. Tahir Aabeye dnerek, 'Tahir! Senin imann bundan aa deil' buyurdular. Tahir Aabey 'Elhamdlillah' dedi. Bana da 'Krdolu! Senin de bundan hissen oktur' dedi. En son dersi kendisi okuyacan syledi. Karadut banda yazlan ksm okudu. Kendine has ivesi ile nee ve srur iinde okuyordu. Ve baz mltefeler yapt. Neyse, bu bir ka gnlk zaman da sona erdi. Teksir makinesi geldi. Merhum Ceyln Aabey tekrar onun almasn bana gsterdi. Yine izin alp ayrlmak iin huzura girdim. Gayet samim bir alka ile, 'Sen her sabah yanmdasn. Bizim iin ayrlk yoktur.' 'Seni aynen Zbeyir gibi kabul etmiim' dedi. Biraz sonra tayinat parasndan bir miktar bana vermek iin irade buyurdu. 'Efendim! Benim param

vardr' dedim. 'Yok' dedi. 'nsan babasndan para almaz m?' Bin teekkr niyet ederek aldm, ptm bama koydum. Ve bu defa, 'Urfa tayla toprayla mbarektir. Urfa'ya gelmeyi ok dnyorum' dedi. 'lk frsatta geleceim inaallah' buyurdu. Ben de, 'Efendim! Zaten sizi gtrmek iin gelmitim' dedim. 'Evet' dedi. 'Urfa'ya gelmeyi dnyorum. Fakat imdi u anda gelsem Suriye ile Trkiye'yi birletirmek mecburiyetinde kalacam, bu da imdi olmaz.' Mbarek elini ptm. O det-i mbarekleri vechiyle beni kucaklayp bam pt ve btn Urfallara selm gnderdi. 'Ben her sabah Urfa'nn ahy ve emvatna dua ediyorum. Onlar da bana dua etsinler' dedi. Tam ayrlyordum dediler ki: 'Eer arkta Hulus Beyle Muhammed Kayalar olmasayd, ben arka gelmeye mecbur olurdum. Fakat onlar benim arkta vekillerimdirler. Onun iin imdilik gelmeyeceim. Neyse... ' Ayrldk. Dier aabeylerle de vedalaarak Urfa'ya revan olduk. Urfa'ya geldiimde teksir makinesiyle baz eyler yazmaya altk. O srada Abdullah Aabey askere gitti. Askerliini bitirdi. Yine Urfa'ya dnd. Bu defa Hsn Aabey asker oldu ve artk stadn hizmetinde kald. "Adnan Menderes'i duama almm" Sene 1959 oldu. Bu defa benim de askerliim geldi, att. Hatt iki buuk sene geiyordu. Askerliim

Ankara'ya kmt. Askere giderken yine stadm ziyaret edip yle gideyim diye doru Isparta'ya vardm. Akam vakti yine huzur-u pke girdim. Meer bu ziyaret ve grme en son olacakm. Biraz hal hatr ve Risale-i Nur'un Urfa'daki hizmetinden suallerinden sonra ellerini ptm, ayrldm. Zbeyir Aabeylerin yanna getim, o gece de orada kaldm. Sabahleyin son defa grp ayrlacaktm. Yine ders oldu. Ktip Osman Aabey de vard. Ders bitti. Ktip Osman bir sepet zm getirmiti. Bir baka talebesi de biraz irmik helvas getirmiti. Dersten sonra kendisi ile beraber dokuz kii vardk. O zm dokuz hisseye ayrp kur'a attrd. inde bir iki salkm siyah zm vard. Merhum Ceyln Aabey kur'a atlrken yer deitirerek o siyah zmleri kendisine drd. 'Vay Keeli! Keeli! Ben bu siyaha gz dikmitim. Sen yine kendine drdn' dedi. zm paylamas bitti. Sonra stad ahval- lem meselelerinden mevzu at. mann verdii kuvvet ve cesaretten bahsetti.' Sonra buyurdular ki: 'Kardalarm! Size bir hususu husus olarak sylyorum. Ben Adnan Menderes'le ok alkadarm. Onu duama almm. Eer ben fazla hasta olmasaydm, onun ziyaretine gidecektim.' Sonra parman bana uzatarak, 'Krdolu!' dedi. 'Seni hizmet dairesinde siyasete girmen mnasiptir.' Ben bu szden bir ey anlamadm. Halen de anlamyorum. Nasl bir siyasete girebilirim, bilemiyorum. Her ne ise. Ders bitti. Biz de daldk. Bir iki saat sonra ayrlacaktm. O zamana kadar sigaray bir trl brakamyordum. Bu defaki geliimde 'Eer frsat

bulursam, sigaray brakmak iin staddan dua isteyeceim' diye yolda hayal ediyordum. Fakat bunu bir trl stada arz edemedim. yle kald. Sonra Ankara'ya gitmek iin izin almak niyetiyle son olarak huzur- pke dahil oldum. Elini ptm, elimi tuttu, brakmad. 'Ben senin imdiye kadarki hizmetini yirmi sene bir hizmet olarak kabul ediyorum. Senin askerliin dahi Nur hizmeti hesabnadr. Said'e syle alakadar olsun. Eer alakadar olmazlarsa, gceneceim' dedi. Ve aabeylerden birisine, 'Getirin btn helvay Abdlkadir'e verin. Yolda yesin.' Ve daha baka ok iltifatkr szler syledi. 'Senin iin, istikbal iin ok eyler biliyorum, fakat imdi syleyemiyeceim' dedi. Ve beni au-u efkatkrnesine ekip yine bamdan, boynumdan pt. 'Haydi gle gle' dedi. Fakat gzlerinden yalar akyordu. Keml-i efkatle beni selmlyordu. 'Esselm aleykm' deyip ayrldm. Zbeyir Aabey 'Maaallah kardeim! stadmz sana ok iltifat ettiler, seni tebrik ediyorum' dedi. Bu defaki ayrltan gayr-i ihtiyar bir hzn, bir mellet iindeydim. Bilmiyordum, ne iindir? Meerse son grmemiz imi. Ankara'da askerlik Ankara'ya varp asker oldum. Birka gn sonra birden sigaraya kar bir nefret geldi bana. Acemiliin ilk devresinde sigara imeyenler de sigaraya baladklar halde, ben kat' bir terke karar verdim. Karar hl o karardr. Sigara, menfur-u ebedim oldu.

"Bedizzaman, Risale-i Nur'dur" Ankara'da askerliim srasnda Said zdemir bana evci kd kard. Ben her hafta evci kyordum. Ve Ankara'da iken bir gn stadmzn Ankara'ya geldiini duydum. Yine evci kmtm. Beyrut Palas'ta olduunu sylediler. Ben asker elbisesiyle bir arkadamla beraber otele girdim. O zamanki Ankara Emniyet Birinci ube Komiser Abdlkadir, kapda beni otele brakmak istemedi. 'Sen askersin, birliine bildiririm. Bu tehlikeli bir itir' dedi. Ben dinlemedim. 'Beni brak, sonra ne yaparsan yap' dedim. Adm soyadm, birliimi yazd. Fotorafm ekti ve ben yukarya ktm. stadmzn bulunduu kat talebelerle dolu idi. Birisi Zbeyir Aabeye, 'Abdlkadir gelmi' demi. O ise polis Abdlkadir zannetmi, 'stadmz uyuyor' diye haber geldi. Ben biraz bekledim. stad rahatsz etmeyeyim, dedim. Kalktm, Murat lokantasnn stndeki dershaneye geldim. kindi zaman birisi bana, 'stad seni acele istiyor' dedi. Kalktk, gittik. Bu defa otelin kapsnda ok polis vard. Ne yaptmsa beni brakmadlar. Pr me'yus ve mkedder olarak dndm. Hem, akam saat bete birliime yetiecektim. Ve ite bir daha stadm gremedim. "Btn ziyaretlerimde mahade ve malmatm undan ibarettir. Hz. Bedizzaman her zaman ve herkese ve bana da kerrtla 'Kardeim! Risale-i Nur'daki kuds mn ve hakikat bende iken ismime Bedizzaman deniyordu. imdi o kuds mn benden ayrld. Bedizzaman, Risale-i

Nur'dur, bende bir ey kalmad. Siz Risale-i Nur'a yapn. Hlsann hlsas yalnz Risale-i Nur'dur' diyordu. Ve onun intiarn istiyordu. Ve Nur Talebelerinin daima samim tesnd ve ittifaklarn arzu ediyordu. Baka bir ey demiyor ve istemiyordu."

MEHMED EMN ER
1935'te Diyarbakr-ermik ilesinin Kilo kynde dnyaya geldi. arkn mehur alimlerinden dersler alarak din ilimlerde icazet ald. Dini hizmeti esnasnda pek ok talebe yetitirerek icazet verdi. Ayrca nakibendi eyhlerinden eyh Seyda'nn halifelerindendir. mamlktan emekli olduktan sonra Ankara'ya yerleti. Yurt iinde ve dnda tedris ve irat hizmetlerini devam ettiriyor. Medreseden icazet olmak iin 1952 tarihinde Bitlis'n Nurin kyne gittim. erhl'l-Akaid'i, eyh Masum'un olu eyh Mauktan, rat'l-caz' Zlkar mecmuasn de Sadrettin Hocadan okumaya baladm. Ayn senede icazet aldktan sonra Diyarbakr'a dndm. Mektupta Hulusi Bey'den rat'l-caz', Zlkar mecmuasn ve Asa-y Musa'y istedim. Hulusi Bey mektupla beni tebrik etti. Bu kitaplarn hazr bulunmadndan dolay zr dileyerek bana iki adres yazmt. Birisi emekli yzba Mehmet Kayalar, dieri de manifaturac Bitlis'li Yusuf Efendi. Bu adreslerden istediim kitaplar bulamadm, fakat Mehmet Bey adresimi ald, kitaplar Urfa'dan geldiinde hemen gndereceine sz verdi. Fakat baz

aksaklklardan dolay eser bana yetimedi. Sonra beni grnce zr dileyerek Asa-y Musa ve Zlkar mecmuasn verdi. Mektubat' da Muzaffer Bey emanet alarak verdi. Beinci ua ile Sikke-i Tasdiki Gayb'yi de hediye etti. "stad aryorum" 1954 tarihinde stad ziyeret iin Isparta'ya gittim. stadn bir gn evvel Eirdir'e gittii ve ne zaman dneceinin malum olmadn syleyince adres aldm, hemen Eirdir'e hareket ettim. ilingir Ali Efendinin evine vardm. stad sorduumda unlar anlatt: stad geen gece bizdeydi. Sabahleyin motorla Barla'ya gitti. Hareket etmeden evvel abdest aldm. Bamda apka olduu halde iki rekt abdest snneti kldm. stad bana dnd ve dedi ki: 'Ali, apkayla kldnn ziyann ben veremem. Fakat bizimle megul olduundan dolay ziyann neyse vereyim.' Ben de cevaben, 'Hayr, benim sizden tr bir ziyanm olmamtr. Bir miktarck bam ak dolarm' dedim. Sonra yemek duasndan bahsedilirken Ali Efendiye sordum: 'stad sizinle yemek duas okudu mu?' Ali Efendi cevaben, 'O bize misar olur, ama yemek yediini grmeyiz, o ancak gece bir iki lokma yer' dedi. Ali Efendi hizmetle megul iken yanmza gelen arkadalar yle konutular. 'Ali talebe olmazdan nce

namaz klmazd, iki ierdi, daha sonra namaza balad, ikiyi de terk etti. Eski Trke risalelerin okumasn ve yazmasn rendi.' Eirdir mftsnden bahsedilirken cemaatten bazlar 'Mft Ali'nin dostudur' dediler ve bu hususta stadn yle konutuunu naklettiler. 'Mft Ali'nin dostudur, Ali de benim dostumdur. Benim dostumun dostu, dostumdur. man art ile hakkm herkese hell ediyorum. Hatta bana zehir iirenlere de.' Hlasa sabahleyin Ali Efendi torbaya bir francala ekmei koydu ve dedi: 'stad lokantaya gitmez ve kimsenin ekmeini yemez. Bunu stada verirsin, o sana parasn verir, sen al.' Sonra benimle beraber geldi, beni motora bindirdi ve kendisi evine dnd. Barla'ya gittim, fakat stadn karadan Barla'dan dndn iitince hemen ayn motorla Eirdir'e dndm. Benimle motora binen bir hoca hemen yle sohbete balad. 'Memleketimizin geliri kifayetsizdi, 55 seneden beri bize yetmiyordu. Bu mbarek zat geldiinden bu yana Allah Tela memleketimize bereket ihsen etti. imdi biz fazlasn darya satyoruz. Bazen stadla birlikte bamza giderdik. ki habbeyi koparr ve der: 'Hoca, bunlarn paras ne kadardr, vereyim.' Estarullah hocam, onun ne kymeti var ki veresiniz, ben yemenizden eref duyarm. 'Fakat sonra karr bir

risale hediye eder. Eer o hediye kabul etseydi, bu Barla nahiyesi kendisinin mlk olurdu. Fakat kabul etmez. Bazen bana gideriz, iekleri ok sever, bazlarna dikkatli dikkatli bakar, grrm ki, gzlerinden ya akar. "stadn huzurundaym" Sonra Eirdir'e geldim. Francalay Ali Efendiye verdim ve ayn gnde Isparta'ya dndm. Ceylan' grdm. 'Beni uzaktan takip eyle' dedi, 'Zira tarassud var, kimseye hissettirme, hayeler seni grrlerse tutarlar.' Ben de uzaktan kendisini takip ettim. Bir mddet yrdkten sonra bir kap nnde durdu. Etrafa baktktan sonra ieri girdi. Kapy yarm ak brakt ve kapnn ardnda beni bekledi. Beraber yukarya ktk, samdaki odaya girdi. Zbeyir de geldi, beni soldaki odaya gtrd. Hemen yere ve duvarlara nazar ettim. Asl veya serili hibir ey grmedim. Yalnz Hazret-i stad; bir sedir, bir yorgan ve bir de yast grdm. Hazret-i stad sedir stnde oturmu, yorgan altndan ayaklarn uzatm idi. Yorgan gsne ekmiti. Hasta olduu belli idi. Banda uzunca bir klah, zerinde de renkli bir kefye kat kat yukarya doru sarlmt. Gmlein kollarn yukarya doru kaldrmt. Sakal yoktu, parmaklar uzun, vcutlar iri, fakat zayft. Sa iki parmak kadar klahtan dar sarkmt. Bak heybetli, sesi hasta olmakla beraber yksek ve iddetli idi. Bana 'Nerelisin?' diye sordu.

Diyarbakrlym' dedim. Birok kiiyi, valiyi ve Mehmet Kayalar' sordu. Daha sonra da 'Niin geldin?' dedi. Ziyaret ve baz sorular sormak iin geldim' dedim stad, 'Hastaym, sorulara cevap vermeye vaktim yoktur' dedi. Sonra Zbeyir'e hitaben 'Bir minder getir' dedi. Minderi getirdi, hemen yanna sermesini iaret etti ve bana 'Otur' dedi. Oturdum. Zbeyir'e, 'Sen de otur, sesim kmazsa sen anlat' dedi. Zbeyir'le beraber stadn yannda yan yana diz kp oturduktan sonra, stad, 'Sorularn nedir?' dedi. maml zektla yapyorlar. Bu durum houma gitmiyor. maml byle mi yapalm, yoksa cretle mi yapalm? Veya baka bir eyle mi megul olalm?' dedim. stad, 'crette minnet vardr. Zektsa minnetsizdir, mal Allah'ndr, zenginler birer vekildir. Siz zektla imamlk yapn. Fakat pazarlk etmeyin. Gnln de onlara balamayn, nk ihls zedeler, Rzk veren Allah'tr, yalnz onlarn eliyle gnderir. ktisat edin.' stad, baka sorularmn neler olduunu sordu. "Naki tarikatinin halifesi olaym m?"

Nakibendi tarikatnda beni halife ettiler. Ben kendimi buna layk grmyorum. Manev mes'uliyetten korkuyorum. Eer bunun bana zarar varsa terk edeyim' dedim. stad, 'eyhin kimdir?' diye sordu. eyh Seyda'dr.' eyh Seyda kimin oludur?' eyh mer Zerani'nin oludur.' Airetine ne diyorlar?' Arap aireti diyorlar.' Aslen nereden gelmedir?' Aslen Badat'tan gelmedir.' eyh Seyda kimin halifesidir?' Days eyh Mehmed Nuri'nin halifesidir.' eyh Mehmed Nuri tarikat kimlerden almtr?' eyh Mehmed Nuri, eyh mer Zenani'den; eyh mer de eyh Hseyin Basri'den; eyh Hseyin de eyh Salih Sbki'den; eyh Salih de eyh Muhammed Ayni'den; eyh Muhammed Ayni de eyh Halid Cezeri'den; eyh Halid de Mevlana Halid'den almtr.' Cizre imdi Trkiye'de mi Suriye'de mi?' Trkiye'dedir.

eyh Seyda Risale-i Nur'u okuyor mu?' eyh Seyda Trkeyi bilmez. Fakat sizin ne kadar Arapa risaleniz varsa hepsi yannda mevcuttur.' eyh Seyda irada kyor mu?' Evet, irada kyor.' Ehl-i tarikat daha ziyade imanla alakadardrlar, sen alm olduun vazifene devam et. Yalnz hediye kabul etme. Hediye hilaf'-er' deildir. Fakat ihls yoktur. Ben iki cihetle eyh Seyda ile alakadarm. Hem selam, hem tebrik ederim.' Zbeyir sordu: 'Alakalar biliyor musun?' Hayr, bilmiyorum.' Zbeyir: 'Alakalar manevdir.' stada tekrar sordum: 'Ben medrese ilimlerini bitirdim ve icazet aldm. Bundan sonra ne yapaym?' stad: 'Risale-i Nur'u oku, okut. Risale-i Nur bana ihtiya brakmamtr. Seni on be gn kadar misar etmek isterdim, fakat zerimizde tarassudatlar vardr. Eer bilseler ki sizin gibi bir limin geldiini, hemen hemen inceden inceye takibat aarlar. Biz yatakta hasta olduumuz halde bizden korkuyorlar. Biz ziyaretileri kabul etmiyoruz. Hatta geenlerde Menderes Isparta'ya geldi. Vali ile beraber ziyaretimize gelmeleri iin msaade istedi. Ben kabul etmedim. Ben seni talebelerimden kabul

ettim. Hemen memlekete avdet et. Sana soran olursa, 'Ziyarete gelmiim deme, ticarete gelmiim' de. Paran yoksa sana vereyim.' Benim param vardr' dedim. Mbarek elini ptm. O da faziletinden fakirin elini pt. Gz yalarm dkerek ayrldm. Saatime baktm. Grdm ki, stadla mlakatmz tam 45 dakika olmu. Trene geldim. Bir gn iki gecede Diyarbakr'a yetitim. Mehmet Kayalar'n yanna vardm. Mehmet Kayalar beni grnce: 'Konya'da indin mi?' dedi. Ben, 'Hayr, inmedim' dedim. Mehmet Kayalar, 'stadn mektubu gelmi sizden bahsetmi' dedi. "eyh Seyda: O, Firavunlarn Musa'sdr" Hazret-i stadn selm ve tebriklerini evvela mektupla, sonra Cizre'ye gittiimde eyh Seyda'ya tebli ettim. Cemaatten birisinin suali dolaysyla eyh Seyda stad hakknda unlar syledi: "Bedizzaman' bu asrda Allah Tela bize gndermitir. Daha gen yalarda iken Cizre'ye gelmitir. En byk lim ve mridlerinden saylan daylarmz ve aabeylerimiz onun ilmini, fazln, bykln kabul ve itiraf etmilerdir. O inanc olmayanlarn, Firavunlarn Musa'sdr. Onun vazifesi yledir. Bizimki de byledir. Eer bir mani olmasa

idi ziyaretine gider, elini per, dua talep ederdim. Kitaplar hakikattrlar. Bizde mevcutturlar. Eer rast gelse, mani de olmazsa, ben de medreseye gider Risaleleri dinlerdim."

ABDLKADR EKNC
27 Mays 1960 htilalinden sonra ark vilayetlerinde millete sevilen yz kiiyle Sivas'ta kampa alnd. Bunlarn elli bei batya, Abdlkadir Ekinci anakkaleye srld. Burada bir yl hapis yatt. Sonra beraat etti. Denizin altndaki hapiste, rutubetten btn dileri dkld. "zlmeyin gne doacak" 1948-1949 yllarnda pederim ermik'te Kur'n kursu hocasyd. Ben de imamdm. Babam, arada srada bize, zlmeyin, merak etmeyin, artk afak atm, gne doacak!' diye karanlk gnlerin geride kaldn ve slm hizmetlerin inkiafn mjdeliyordu. Diyarbakr'da ilk defa latin hareriyle teksir Genlik Rehberi elime geti. Yazlar silik olan o kitaptaki Yedinci Ricay pek anlayp zevk edemedim. O kitab bir kenara braktm. Benden stad soruyorlard. 'Byk bir limdir' diyordum. Eserlerine ise bir ey diyemiyordum. Sonra Hac brahim isimli bir tandk slm yazsyla olan teksir edilmi hlas Risalesi'ni bana verdi. Kitab okuyunca ok istifade ettim ve ok houma gitti. Bu defa ayn kitabn

benzerlerinden olup olmadn sordum. Bana bir adres verdi ve oradan temin edebileceimi bildirdi. Gittiim evde astsubaylar kalyordu. Onlarn birbiriyle olan kardeane muameleleri ok houma gitti. Yanlarndan ayrlamadm. Bana Zlkar isimli eseri verdiler. On liraya satn aldm. Bu eserden ok istifade ettim. Risale-i Nur'lar okumazdan nce kendimi ok bilgi sahibi bir hoca zannediyordum. Ama Nur Risalelerini okuyunca, o eski bilgilerim ok snk kald. O eski bilgilerim Risale-i Nur'lar renmek iin sanki bir merdiven olmutu. "Asacaklarn bilsem yine gideceim" Zlkar' okuyup bitirince, kitabn mellini gidip grmek arzusu duydum. Diyarbakr'daki Nur talebelerini ziyaret ettim. Onlarn aralarndaki samimiyet, kardelik ve alka bana ok tesir etti. Onlarn faziletlerinden istifade ettim. Bylece bende Bedizzaman' grmek arzusu iddetlendi. Sorduum kimseler 'Aman gitme bu tehlikeli bir itir' diyorlard. Cevaben, 'Eer Bedizzaman' ziyaret edenleri asacaklarn bilsem ben yine gideceim' diyordum. Ben meseleyi kime asam beni gitmekten vazgeirmeye alyorlard. Ama ben mutlaka Isparta'ya gidip stadm grmek istiyordum. "Ben size teslime geldim"

Nihayet bu arzu ve itiyak iinde Isparta'ya geldim. eitli teebbslerden sonra, Bayram Yksel kardeimizin vastasyla ziyaretine muvaffak oldum. Bayram Yksel, tedbir olarak bana geriden gelmemi iaret edince yrmemi, dur deyince durmam syledi. Ben arkada, o yirmi metre nde, stadn evine doru yrdk. stad hasta vaziyette yatyordu. Ben stad hasta grnce zldm. nce stad konuamyordu, sonra konumaya balad: Kardelerim, ehl-i dalaletten korkmayn, ekinmeyin, ehl-i dalaletin perdesi benim elimdedir. (Yorgann stndeki kuma tutup ekti.) Byle onlarn perdesini yrtabilirim' diye gsterdi. 'Fakat ben sabrediyorum, istesem perdelerini yrtabilirim. Bu bir imtihandr. Korkmayn, ekinmeyin!' stadn elini ptm. Bana niin geldiimi sordu. Ben cevaben: Niin geldiimi bilmiyorum. Kendimi size teslime geldim. Bir sapan ta gibiyim, nereye atarsan oraya gideceim. Bana 'Yemen'de Risale-i Nur'a hizmet edeceksin, haydi git' deseniz, derhal Yemen'e giderim' dedim. Bu cevabm stadn houna gitmiti. ok memnun oldu. Yanmda bulunan aabeylere, 'Bakn arkta byle fedekrlar var' dedi. Bulunduum yerde hizmet etmemi istedi.

"Demokrat Partinin kazandn duyunca ok sevindi" stadla grmenin zevki ve hali bambakadr. Bu ilk ziyaretimden sonra, muhtelif yllarda defa daha ziyaretine gittim. Son grmemizde de eitli konumalar srasnda, memleketimizde hangi partinin kazandn sordu. Ben de Demokrat Parti'nin kazandn syleyince memnun oldu. Dier bir talebesine de ayn ekilde Elaz'da hangi partinin kazandn sordu, o da Halk Partisi'nin kazandn syleyince zld, 'Sen Halk Partili misin?' dedi. "Risale-i Nur'un neriyatndan ok memnun oluyordu. Adeta bayram ediyordu. O sevinli gnlerinden birisinde kendisini Isparta'da grmtm. Ayak ayak stne atm, sevin ve srur iindeydi."

MAHMUT ALLAHVERD
Adyaman'da doan Mahmut Allahverdi 1991'de vefat etti. "Risale-i Nur'u nasl tandm?" Risale-i Nur'u ve Bedizzaman' tanmaklm bende ok acaip hallerin zuhuruna sebep oldu. Bu sayede ok byk, tehlikeli vartalardan kurtulmu oldum. Risale-i Nur'u tanmama Burdurlu Sleyman Kaya sebep olmutu. Sene 1952. Namazlarm ekseriya Adyaman Ulu Camiinde ed ederdim. Bir gn yine Ulu Camiye namaza gittiimde, ihtiyar, beyaz sakall, nuran bir zat, gl ya sand elinde, camiden kan Mslmanlara, 'Isparta glya var' diye sat yapyordu. Ben de yanna yaklatm, selmlatm, halini hatrn sordum. 'Buyurun dkkna, bir ay ielim' dedim. Ulu Caminin yan karsnda terzi dkknm vard. Oraya kadar terif ettiler. Nereli olduunu

sordum. O zat Burdurluyum ve Risale-i Nur talebesiyim' dedi. 'Risale-i Nur talebelii ne demektir?' dedim Cevaben 'Isparta'da byk ve mehur bir hoca var. smi Bedizzaman Said Nurs'dir. Bu zatn yazd ok kitaplar vardr. Kitaplarnn ismini de Risale-i Nur Klliyat denir' dedi ve devamla, 'Bunlar okuyanlar ve iindekileri ihlas dsturlarna riayet edenlere de Nur Talebesi denir' dedi. 'Bu kitaplardan sende var m?' dedim. O da 'Var' dedi. 'Peki burada nerede kalyorsun?' diye sorduumda, 'Falan yerde kalyorum' dedi. Akam yanna gittim. Bir tek odas ve yannda -be gen vard. Onlara, bana bahsettii risalelerden bir bahis okudu. Ben de oturdum, dinledim. O zaman tarikatta idim. imden; 'Bunlar tarikata girseler daha iyi olur ' dedim. O gece byle geti. Bir gn Sleyman Kaya'y evime davet ettim. Uzun uzun sohbet ettik. stad Hazretlerinin kerametlerinden bahsetti. stada kar olan muhabbetim gittike artyordu. Ara sra o odaya gider, derslerini dinlerdim. Oradaki genler Abdlkadir Kayr ve Dursun Kutlu bana eser verdiler, 'Evde oku' dediler. Ben okuyordum. O gnlerde bir rya grdm. "man kurtarmak zamandr" Bir gece rya leminde bir ahs yanma geldi. 'Seni bir zat aryor' dedi. Kalktm, beraberinde gittik. ki katl bir binann nne geldik. Kapdan ieriye giri yeri ok

tehlikeli, sanki bir uurum gibi... Oradan korkarak ieriye girdik. Geni bir oda, tam ortasnda hametli bir kiinin ayakta durduunu grdm. Beni getiren adam, 'Getirdim efendim' dedi. O da bana iaret ederek, 'Gel' dedi. Tek olarak yanna gittim. Beni tam karsna ald. Bana beyaz bir gmlek giydirdi ve , 'Bu zaman iman kurtarmak zaman, vaaz ve nasihat etme zamandr' dedi. Tekrar o adam geldi, beni ald, bu defa da bir baka kapdan kard. Kapdan knca ok geni, uzun bir vadi iersinde insanlar grdm. Onlara yanatm. Tabii bu zaman iman kurtarmak zaman diye bildiklerimi konutum, uyandm ki rya imi. Kendimi acaip bir hal iinde grdm. Tarikata olan muhabbet ve akm yok olmu, btn muhabbet ve akm stada ve Risale-i Nur'a inklp etmiti. O tarihten itibaren gece gndz Risale-i Nur'u okumakla megul oldum. stad gidip grmek lzmdr diye dndm. Emirda'a gittim. Mehmet alkan Aabeyin yanna uradm. stadn Isparta'ya gittiini sylediler. Oradan Isparta'ya hareket ettim. Isparta'da grmek nasip oldu. 'Niye zahmet edip gelmisiniz, Risale-i Nur'u okuyan benimle grm gibidir' diyerek benim derhal dnmemi istedi. Hemen hareket ettim, memleketime dndm. te ryada bana gmlei giydiren zatn, stad olduunu o zaman anladm. "kinci grmemiz"

kinci grmemiz ise yle oldu: Yine stad grmek arzusuyla Isparta'ya hareket ettim. Sene 1960... Mart aynn ilk gn... stadn evine doru giderken tam kapsna elli metre kala beni Zbeyir Aabey karlad: 'Kardeim Mahmut' dedi, 'stad diyor ki: 'Derhal gitsin, grme zaman deil. Kardaki arsada bulunan jeepin iindeki iki polis nbet tutuyor. Kapnn ziline parmak basan hemen aryorlar, jeep iersine alp iki tokat atyorlar, adres alp brakyorlar, sana da byle yapmasnlar' dedi. Zbeyir Aabeye dedim ki: 'stadm Efendime syleyin, burada kalmama msaade etsinler, burann imdiki valisi Adyaman'dan geldi; benim de ok samimi dostumdur. naallah bu jeepi buradan kaldrtrm. 'Peki' dedi, gitti. stada anlatm. Biraz sonra tekrar Zbeyir Aabey geldi. 'Peki stad msaade etti' dedi. Ve devamla, 'Git jeepi kaldrt' dedi. Ben vilyete gittim. Valiyi sordum, valinin yerinde olmadn sylediler. Vali muavinine gittim. Vali beyin nereye gittiini sordum. 'Ne yapacaksn?' dedi. Ben de cevaben, 'Adyaman'dan geliyorum' dedim. 'Vali Beyin yakn dostuyum. Dostumu grmek iin geldim. 'Hemen bana yer gsterdi, gzel karlad. Vali Beyin Isparta'da olmadn ve kazalar teftie gittiini, ne zaman geleceini bilmediini syledi. Ben de, 'Vali Beyle mutlaka grmem lzm, hangi kazalarda olduunu telefonla ara, bul, beni grtr' dedim. 'Peki' dedi ve telefona sarld. Nihayet bir kazada buldu. Benim Adyaman'dan geldiimi syleyince Vali, 'Mahmut Beyi brakma, selm syle, yarn geliyorum' dedi.

Vali Beyin bu iltifatn gren Muavin Bey, 'Benim misarimsin' dedi. Akam beni evine gtrd. O gece gzel konumalar oldu. Hatt Risale-i Nur'un ehemmiyetini idrak eden Muavin Beyin hanm, 'Bu eserlerden biz de isteriz' dedi. Saat on birde evden ayrldk. Sabah olunca Hanmlar Rehberi, Ayet'l-Kbra ile Genlik Rehberi'ni vali muavinine getirdim. Zaten Vali Bey de Adyaman'dayken, Szler Mecmuasn okumutu ve ok takdir etmiti. Isparta'ya tayini ktnda beni ard. 'stadn memleketine vali olarak gidiyorum. stadn ziyaret ederim' demiti. Vali Beyle Nihayet Vali Bey, o gn makamna geldi, grtk. lk sorusu 'Ho geldin, stadn ziyaret ettin mi?' oldu. 'Hayr' dedim. 'Niin?' dedi. 'Beyefendi, kapsnn nnde bir polis jeepi duruyor, iki polis iinde nbet tutuyor. stadn kapsna yanaan ve zile parmak basan jeepin iine arp dvyorlar, sonra da adresini alp brakyorlar. Halbuki siz, 'Hem o zatla grrm ve hem de hrmet ederim' demitiniz. Hrmetiniz byle mi olacakt?' dedim. Vali Bey, 'Benim jeepten haberim yok. Geldikten drt gn sonra yanma ardm, gelmedi. naallah bir gn krda gezerken grrz' demiti. Yine Vali, 'Mahmut Bey, bu jeepi burann emniyet mdr benden habersiz koydurmutur. nk emniyet

mdr Halk Partilidir. Milleti hkmete kstrmek iin bu tertibi yapmtr' dedi. Derhal telefona sarld, emniyet mdrn buldu. Hoca Efendinin kapsnn nne o jeepi niin koydunuz. Maksadn nedir, kargaalk m kartmaktr?' vs. gibi daha baka ar lar syledi. 'Derhal jeepi oradan kaldr bir daha grmeyeyim' dedi. Bana dnd, 'Git stadnla gr, gel bize gideceiz' dedi. Ben de ona, 'Beraber gidelim' dedim. Bana, 'ler ok kritik. nn bangr bangr Hoca Efendinin aleyhinde baryor. Hoca Efendiye selm ve hrmetlerimi syle' dedi. Ben oradan ayrldm. stad Hazretlerinin evine geldim. Jeep kalkm, aabeyler ok sevinli idi. Beni ieri aldlar. stad Hazretlerini odasna Zbeyir Aabeyle girdik. stad Hazretleri yatakta yatyordu. Biraz doruldu, 'Gel Mahmut'um gel' dedi. Gittim elini ptm. Bam kucana ald, gzlerimden pt. Mis gibi kokan gsn derin derin kokladm. Adeta bana hayat oldu. Sonra doruldum, bana gsterdii yere oturdum. Konumaya balad: 'Tahir, Zbeyir, benim sesimin benden alndna ahitsiniz, deil mi?' Onlar, 'Evet, stadm yledir' dediler. stad, 'te sesim tekrar bana verildi. Mahmut kardele konumak iin verildii anlald. Biz de konuacaz' dedi. Benim de kat' kanaatm budur ki, 1956'da grtmz zaman sesi o kadar az idi ki, stadla benim arama Zbeyir Aabey girip, stadn azndan kan kelimeleri ancak kendisi duyar, o da bana tekrar ederdi. Bu grmemde ise hakikaten araya kimse girmedii

gibi, odann neresinde oturulsa sesi duyulabilirdi. Jeepin kaldrlmasndan ok memnun olduunu syledi. Ben Vali Beyin selmn kendisine teblii ettim. stad, 'Vali Ahmet Beyi sevdiim iin burada kalyorum. Onu duama dahil ettim' dedi. Ve devamla: 'Kardeim Mahmut, bu gibi hdiseler, korkak ile cesuru, ihlsl ile ihlssz tefrik iindir. Yoksa kfr yklmtr. i bo bir aa gibi gvdesini muhafaza ediyor. En ufak bir rzgrn esmesinde yklacaktr. Eer biz bu vatanda olmasa idik, bolevik baykular tecekti.' Biraz da benim ahsma ait konumalarda bulundu; onlar anlatmayacam. Yalnz, 'Tahir, Zbeyr ahit olun, Mahmut kardeimizin hizmetini sizin hizmet dairenizin iinde kabul ediyorum' ve 'Hulusi Bey nasldr? Oraya gidiniz' demiti. Bylece konumamz sona erdi. Elini ptm, dua etti, ayrldm. Ayn gn ikindiye az kala tekrar odasna girdim, grtk. Zbeyir Aabeye dedi ki: 'Benim kitaplarmdan ve bana ait dolabmdan bir ualar kitab benden hediye olarak ver... ' O da getirdi bana verdi. Kapdan kyordum, beni ard, 'Baban, annen var m?' dedi. Ben de 'size mr, ikisi de vefat ettiler' dedim. stad, 'Baban ve anneni Nur Talebeliine kabul ettim' dedi. Elini ptm ve ayrldm. "O gece teravih namazn Isparta'da kldm. Sabahleyin memleketime doru Isparta' dan hareket ettim."

SELAHADDN AKYIL
"Elime geen ilk risale" 1953 senesinde bir gece ryamda Peygamberimizi (s.a.v.) gryorum. Bir havuzda beraber idik ve dmanla harp ediyorduk. Peygamberimize pek dokunamyorlard, fakat bize yara almayacak ekilde vuruyorlard. Bu ryadan ksa bir sre sonra, yine ayn yl 1953'te bir gn Molla Hamid'le karlatm. Bana, 'Sana Seyda'nn kitaplarndan verelim' dedi. Ben de bir ey sylemedim. nk o zamana kadar stad grmemitim, tanmamtm. Sonra akam evimde amcamlarla konuuyorduk. Molla Hamid'in bana sylediklerini syledim. Amcam, stad nceden tanyormu; byk bir zat olduunu ok ksa ifadelerle anlatt. O zaman iime bir merak dt. Zaten kitaba da ok merakl idim. Durmadan eitli kitaplar okuyordum. Sabahleyin, doru Molla Hamid'e gittim, kitap istedim. Bana geni ebatl daktilo ile yazl Elhccet'z-Zehra risalesini verdi. Gittim biraz okudum, baktm benim imdiye kadar okuduum kitaplara benzemiyor. Bunu anlamak iin, zerinde ok durmak lzm. Benim de

askerlik zamanm geldiinden hemen gideceimi dndm. Kitab babaanneme emanet olarak braktm. Fakat o kitabn daktilo ile yazlp geni ebatl ok cazibeli oluu hlen gzmn nnde. "Askerliim" Sonra askere gittim. Alt aylk asker olunca, bayram izninde Adapazar'na gezmeye gittim. Kitaplara kar merakl olduum iin bir kitap vitrininin nnde durdum. Btn kitaplar gzden geirdim. Eref Edip Beyin yazm olduu kk Tarihe-i Hayat dikkatimi ektiinden, kitapdan 250 kurua aldm. Bir otele gittim ve orada okumaya baladm. Otelci yanma geldi, 'Ne kitab okuyorsun?' dedi. Kendisine gsterdim; dindar adam olduu iin houna gitti. 'Oku da beraberce istifade edelim' dedi ve ben de bandan sonuna kadar okudum. Kitap, ok houma gitmiti otelcinin. 'Bu kitab sana vermem, sen yine bulursun' dedi. karp kitabn parasn verdi. Ben yine ayn kitapya gidip, bir kitap daha aldm. Otele dndmde otelci kitab bakasna okuyordu. O adamda kitab okuyup kitaba talip oldu; benim tekrar aldm kitab istediler. Ben vermedim, aldm kitapy gsterdim. Oradan bir tane daha aldlar. Bayram izni bitince hemen ktama dndm. Bir yl sonra memleketime gittim. Orada Molla Hamid Hocaya ziyaret edip, o kitaplardan istedim. Bana Genlik Rehberi'ni verdi. Sonra Serdengeti'nin mecmualarn

aldm. stad ve Risale-i Nur'u tevik edici yazlar hi karmadm. 'k neredesin, zuhur et' balkl yazlar, yllar gemesine ramen hl gzmn nnde... Bundan sonra Genlik Rehberi'ni ve Serdengeti mecmualarn askerlik yerine gtrdm. Okuyup asker arkadalarma anlatyordum. Bir gn arama srasnda bendeki kitaplar buldular ve beni ifadeye ektiler. Orada eyh Said'den bahsettiler. stadla eyh Said'i birbirine iltibas ediyorlard. Ben, 'Benim stadm hlen hayattadr' dedim. "lk gidiimde gremedim" 1955 ylanda terhis oldum. lk iim stad soruturmak oldu. Isparta'da olduunu rendim. Tren biletimi Isparta'ya aldm. Afyon'a geince, yolcu arkadalardan sormaya baladm. Bazlar, 'Seni hapse atarlar, gidip greceini kimse bilmesin' dediler. Bu haller merakm daha da artrd. Sonra yolda trene birisi bindi. 'te bu onun talebesidir' dediler, ismini sordum, 'aban' dedi (Vahi aban). Kendisiyle konutum, 'Seni gtrrm, ziyaret edersin' dedi. Fakat trenden inip arya gelince, aban unuttu gitti, ben yalnz kaldm. Gittim caminin imamna sordum, o bana Saray Palas Otelini tarif etti. Ben de oraya gittim. Rahmetli Nuri Benli ile grtm. O da Rt Efendinin dkknna gtrd ve oraya gelen talebeler stadn baka yere gittiini sylediler. Ben de Van'a gittim. Bylece birinci defa ki gidiimde grmemi olduk.

Van'da durmadan risale okumaya baladm, o zaman eserler eski yaz ile geldii iin, o yazy okumasn renmeye altm. Ve bir haftada rendim. Sonra bir ev kiraladk, orada risaleleri okuyorduk. Risale-i Nur'lar artk memleketimizin her tarafnda duyulmaya ve okunmaya balamt. Fakat mnafk ve dinsizler, her tarafa evham salp Nur'larn okunmasna mani olmaya alyorlard. "lk grmem" Benim aklm, kalbim, ruhum hep stad grmek istiyordu. Kendime kk bir dkkn atktan sonra hemen stad ziyarete gittim. 1957 ylyd. O zaman stad Isparta'da idi, yine gidip Saray Palas Otelinde kaldm. Nuri Benli ile grtkten sonra, Rt Efendinin dkknna gittim. Rt Efendinin dkknnda iken, baz Nur Talebeleri de oraya geldiler. Onlar, 'stad, ziyaret iin gelenlerle grmyor, fakat buraya bir i iin gelmiseniz belki grr.' Ben de, 'Benim babam Isparta'dan ayakkab getirip satard; madem geldim, ben de ayakkab alr satarm' dedim. Bylece i iin gelmi oldum. 'O zaman ok iyi' dediler. Ben de evini bilen birisiyle gittim. stad beni kabul etti. lk olarak, Van'daki talebelerini isimleriyle sordu ve ayr ayr selm syledi. Ayrca ayc Emin zerinde durdu. Ben de o zamana kadar ayc Emin'i tanmyordum. Bana 'ayc Emin ran'a gidecek, ok merak ediyorum. Kendisine syle gitmesin' dedi. Sonra bana hitaben, 'Ben de Van'a gideceim, fakat Szler mecmuasn matbaaya

verdik. aya kadar kar. ktktan sonra Van'a geleceim' dedi ve arabasna bindi, bizi iki eliyle selmlayarak ayrld. Ben de Isparta'nn arsna kp ayakkab aldm, trenle Van'a yolladm. Van'a gelince Cahid Aabeye, stadn selmn syledim. 'stad benden ayc Emin'i sordu. Merak ediyorum, acaba kimdir bu adam?' dedim. 'Ben sana getiririm' dedi. Sonra bir gn alp dkkna getirdi. Kendisine stadn sylediklerini anlattm. O da uzun uzun dnd ve nihayet gitmekten vazgeti. "kinci ziyaretim" Sonra yine din bayramlardan birisi idi. stad ziyaret etmeyi dndm. Isparta'ya kadar trenle gittim. stad darda idi. Ben de bekledim. Oteli ve dkknlar rendiimden, artk sknt ekmiyordum. Ayrca ayakkabclarla da tantmzdan bana, 'Hocay ziyarete mi geldin?' diyorlard. Ben de, 'Hem ziyaret, hem ticaret' diyordum. Sonra otele geldim. nebolu'dan talebeler ziyarete gelmek iin otele telefon amlard. stadn bayramn tebrike geleceklerdi, fakat stad duyunca, Bayram Aabeyi otele gnderip nebolu'ya telefon atrd. 'stad rahatsz oluyor' Beni rahatsz etmesinler, hizmetlerine devam etsinler' diyor dedirtti. Ben o gece orada kalp bayram namazndan sonra stadn evine gittim. stad da baka bir yere gidecekti.

Otomobil almyordu. Biz iterek otomobili altrdk. Sonra hep beraber kapdan girip avluda durduk. stad merdivenden inerek bizim yanmzdaki merdivende durdu, rahatsz olduu iin, 'Rt Efendiyi bekleyin, sizinle bayramlasn' dedi. Dar kp otomobiline bindikten sonra, zerine bir yorgan rttler, biz de otomobilin yannda duruyorduk. Nihayet iki eliyle bizi selmlayarak ayrld. Daha sonra kardeler, 'Burada Hsrev Aabey var, onun da bayramna gidelim' dediler ve oraya gittik. O da, 'Beni deil, Kur'n' ziyarete gelmisiniz' dedi ve Kur'n' gsterdi. "Son ziyaretim" stad son ziyaretim Emirda'da oldu. Hac Osman alkan'n dkknna gittim. stad sordum; orada olduunu syledi ve 'Seni grtrrm' dedi. stadn evine gidip geldi. Ve beni de gtrd. stadn elini ptm oturdum. Fakat stad bana, rahat otur, diye defa tekrarlaynca, ben de ok rahat oturdum ve yine eski talebelerini sordu. Talebelerine selm gnderdi. eyh Fehim'n oullarn sordu. Ben torunlarnn bulunduunu syledim. Bana 'eyh Fehim'i yanma almm, ocuklarna selm syle, camilerde, vaazlarda, sohbetlerinde Risale-i Nur okusunlar' dedi. Sonra bana hitaben, 'Yine seni vekil ettim. Git hocalara syle. Risale-i Nur okusunlar. Kardeim, bak

sesim kslm. Benim de Risale-i Nur'a perde olmamak iin Cenab- Hak sesimi ksm.' Hakikaten ok ksk geliyordu. Zbeyir Aabey de arada konumalar tekrarlyordu anlalmas iin. Fakat ben ok dikkat ediyor, stadn azndan kan anlyordum. Sonra bana 'Kardeim, seni bir ay yanma almak istiyorum, bir ay sonra seninle beraber Van'a gitmek istiyorum. Fakat kendi hemehrisini yanna ald diye kskanacaklar. Sen git, bir ay sonra ben geleceim' dedi. "Hakikaten bir ay sonra Urfa'ya gelip Rahmet-i Rahmn'a kavutu."

AL TAYYAR
1932'de Konya'nn Ereli kazasnn Ayranc nahiyesinde dodu. Bedizzaman' 1955-1959 yllarnda muhtelif defalar ziyaret etmiti. "stad ilk ziyaretim" stad Bedizzaman Hazretlerini ilk defa, 1955'in ubat aynda ziyaret ettim. Hsmen Duran terhis olduktan sonra, kn en etin artlarna ramen, kym Divaz'a geldi. gn bizim kyde kaldk. Daha sonra stad ziyaret iin yola ktk. Kayalar Aabey, Konya'dan Halc Sabri Aabeyin adresini vermiti. Halc Sabri Aabeyi bulup meseleyi anlattk. Kendisi, 'Ben iki defa mahkemeye verildim. Hapiste yattm. Hkmet bu iin zerinde duruyor' dedi. Ve bizi MT' den zannederek kabul etmedi. Oradan zgn olarak ayrldk. Yorganc Mehmet Parlayan Aabeyi bulduk. stadn nerede olduunu, yanna nasl gidebileceimizi sorduk. Sabri Aabeyin bizi kabul etmediini ona anlatnca, 'O kardeimizin evinin ve ticarethanesinin yaknnda iki sivil polis, gelip gidenleri mtemadiyen takip ediyor' diyerek bizi teselli etti.

Biz, Konya'dan Hsmen Duran'n ky olan Akehir'in Grnmez Kyne gelip gn de orada kaldk. Oradan arkikaraaa'a mteveccihen yola ktk. Hibir vasta bulunmuyordu ki, binelim. gn sabahtan akama kadar yryor, akam yol kenarnda bir kye misar oluyorduk. Bu ekilde Eridir glnn dousuna yakn Bal Kyne vardk. Orada, Terzi Hseyin isimli bir kardee misar olduk. O karde, bize Ali ilingir'in adresini verdi. Sabahleyin bizi ak bir kamyona bindirerek Eirdir'e uurlad. O gece Kadir Gecesiydi. Geceyi Ali ilingir Aabeyin evinde ihya ettik. Sabahleyin Isparta'ya giden bir vastaya binerek, garajda indik. Garajda akn akn 'Kime soralm? Ne yapalm?' diye dnrken, orta boylu, ba bereli, dolgun sakall bir ihtiyarn bize doru geldiini grdk. Selam verdi, 'Nerelisiniz? Kimsiniz? Nereye gidiyorsunuz?' diye sordu. Biz, Bedizzaman' ziyarete geldiimizi syledik. Ve kendisinin kim olduunu sorduk. Gyaben tandmz, Sddklar cemaatinin reisi Sleyman Sddk imi. Hemen dnd, 'Beni takip edin' dedi. Boyac Rt akn Aabeyin iyerine gtrd. Oradan yanmza verdikleri bir ocuk da bizi stad- muhteremin kald eve gtrd. Kapya Zbeyir Aabey kt. smimizi, nereli olduumuzu sordu. Her ikimiz de Konyal olduumuzu syleyince, ok memnun ve mtehassis olduunu beyan etti. 'stadmz ziyareti kabul etmiyor, ama yine de syleyeyim' diyerek kapy kapatt.

"Kardeim ansnz varm" Ksa bir zaman sonra 'Kardeim, ansnz varm, stad, 'Gelsinler' diyor' dedi. Kalbim, heyecandan duracak gibi arpyordu. stadn bulunduu odann kapsndan ilk defa giriyordum. Henz 22 yandaydm. lk defa grdm bu zat, her hliyle bu asrn insanlarndan farklyd. Sanki Asr- Saadetten, 'Sen ilerde lzm olacaksn' kaydyla onu, bugnler iin saklamlard. yle bir hli vard ki, izahta glk ekiyorum. Ryada gibiydim. stad Hazretleri, isimlerimizi, babalarmzn ismini, nereli olduumuzu, Risale-i Nur'lar okuyup okumadmz sordu. stadn sorularna Hsmen Kardeimiz cevap veriyordu. stadmz, 'Her sabah dualarmda sizleri de zikrediyorum. Sizi, babalarnz, annenizi, talebeliime kabul ediyorum' iltifatnda bulundu. "Risale-i Nur'lar muhtalara ulatrn" man ve kfr mcadelesinin Hz. Adem (a.s.) zamannda balayp Kymete kadar devam edeceini, man hizmetinde bulunma erenin, ereerin en ycesi olduunu, dnyay tehdit eden dinsizlie kar Risale-i Nur'larn dinsizlie kar mutlak galibiyetinden bahsederek, Risale-i Nur'lar ok okuyup, ok tetkik edip, muhta olanlara ulatrmann bu zamanda en mhim bir vazife olduunu bir saat kadar bize anlatt. Gitmek iin msaade istedik. Elini ptk. stad da

alnmzdan perek, bizi barna bast. Ve bamz iki eliyle svazlad. stadn huzurundan ayrldk. Bin kalemle Nur'larn yazld Sav Kyne mteveccihen ky yolunu tuttuk. Ky yolunda giderken, arkamzdan bir motosikletli yaklat. Ve bize hitaben, 'Ancak birinizi gtrebilirim' dedi. Hsmen Karde 'Sen bin' ben de ona, 'Sen bin' derken, nihayet Hsmen Kardei binmeye raz ettim. Ben ise yaya olarak bir saat sonra Sav Kyne vardm. Kyde kalemleri kl olan 'mbarekler heyetinden' Hafz Mehmed bizi teksir makinelerinin bulunduu bir saadethaneye gtrd. mann teknie meydan okuduuna yakinen ahit olduk. Bir da ky olan mbarek Sav'da yaplan hizmeti ve bu hizmeti yapanlar grnce imanmz ve azmimiz bir kat daha artt. Sav'da bir gece misar olduktan sonra, ertesi gn memleketimize dndk. "obanlar tayordu" bile antalarnda Risale-i Nur'lar

lk iimiz, kymzde faaliyetine devam eden kahvehaneyi tahliye etmek oldu. Dayma ait olan bu kahvehaneyi, oluyla birlikte hallarla tefri edip kyn gen kz ve erkeklerine matuf umumi bir Kur'n okuma seferberliine koyulduk. ahslar zerinde ok byk tesir brakan Nur Risaleleri

o kadar fthat yapyordu ki, obanlar antalarnda bu eserleri tayor ve bu ulv hakikatlerden mstet oluyorlard. Mataralarnda abdest suyu tayor, yanlarnda hi eksik etmedikleri muamba seccadelerini karlar zerine sererek feraiz-i lhiyeyi eda ediyorlard. "stad ikinci ziyaretim" stad Bedizzaman Hazretlerini ikinci ziyaretim, 1957'nin sonbaharna rastlar. Kendi bahemizden 'daldabir' diye isimlendirdiimiz elmadan bir sepet doldurarak Isparta'ya mteveccihen hareket ettim. Yalnzdm. stadn ikamet ettii eve vardm. Heyecandan elimdeki sepetin daha da arlatn hissetim. Farkl bir halet-i ruhiye iersinde zile bastm. Yine Zbeyir Aabey kt. Sepeti elimde grnce, 'Kardeim! stad katiyen hediye kabul etmiyor. Sen bunu getirmeseydin iyi olurdu' dedi. Parmayla, stadn kapsndan tahminen 50 metre uzakta duran polisi gsterip, 'Geceli, gndzl mtemadiyen buray bekliyor. stad ziyareti kabul etmiyor' dedikten sonra, ieri girip stada haber verdi. stad Hazretleri beni ikinci defa huzuruna kabul etti. stadn elini ptm. O da alnmdan perek iki eliyle bam svazlad. Niin geldiimi sordu. Tekrar tekrar 'Risale-i Nur'lar okumak, benimle grmekten ok daha faydaldr' diyerek Nur'larla megul olmann maddi ve mnev faydalarndan bahsetti. Bir saat kadar stadn yannda kaldm. Tahiri Aabey, Zbeyir Aabey, Bayram Aabey ve daha birok aabeyler stadn yanndaydlar.

stadn karyolasnn baucunda krmz yaz ile yazlm, Kur'n hattyla 'Dost istersen Allah yeter' levhas asl duruyordu. Ayrca, odasnn iki duvarn boydan boya kaplayan bir metre eninde, Kur'n hattyla yazlm ecere-i Resulullah gsteren ok ypranm, kttan bir harita vard. Ayrlma zaman gelince stadm bana, 'Esselam Aleykm' dedi. Bu meydanda Zbeyir Aabey, 'stadm, bu kardeimiz bir sepet elma getirmi' deyince. stadn tavr birdenbire deierek 'Sen Risale-i Nur'lar okumuyor musun? Benim hediye kabul etmediim Risale-i Nur'larda yazar' dedi ve hediyeyi kesinlikle kabul etmeyeceini syledi. O anda iimden, 'stadm, sen bu elmalarn haram olduunu dnerek kabul etmiyorsun' diye geirdim. Ve sayne, 'stadm,' dedim, 'bu elmann danlarn kendi tarlamza, kendim diktim. Hizmetini bizzat kendim yaptm' dedim ve baladm alamaya. stad bu defa ban sallad ve elmay bir artla kabul edeceini syleyerek bir teklifte bulundu; Zbeyir Aabeye iaret etti, 'Bu kardein gider, elmann piyasada ka kuru olduunu renir, parasn alman artyla elman kabul ederler' dedi. Mecburen bu tekli kabul ettim. Zbeyir Aabey elmay alarak arya gtrd. Biraz sonra dnd. stada, elmann kilosunun 10 kuru olduunu syledi. 10 kilo elmann 1 lira tuttuu hesap edildi. stad Hazretleri, kesesinden 4 tane sar 25 kuruluk kard ve elma paras olarak bana

verdi. Gzlerim yal olarak stadn ellerini ptm. O da alnmdan pt ve bam svazlayarak msaade etti. "Bizim de bamz feda olsun" Yl 1957. Hayat iksiri olan bu eserleri hem okuyup hem de muhta olanlara ulatrma azmi ve gayreti iindeydik. Hakikat bilmeyen baz safdil Mslmanlar bizi adli mercilere ikayet ettiler. hbar dilekesinde benim de ismim vard. Nahiyeden gelen baavu ve birka jandarma iki kardein evini, savcln emri zerine aradlar. Bizim evi de arayacaklarn sylediler. Kanunlara saygl olduumu syledim. 'ayet arama emriniz varsa, buyurun arayn' dedim. Kitaplar okuduumu itiraf ettim. Baavu, arama emri olmadn, kitaplar kendiliimden getirip teslim etmemi, bu yolun yanl olduunu, sonunda piman olacam srarla sylyordu. Ben, bu kitaplarn mellini idamla yarglanrken mdafaalarnn birinde, 'Bamdaki salarm adedince balarm bulunsa, her gn biri kesilse, hakikat- Kur'niyeye feda olan bu ba zndkaya teslim-i silh etmeyecektir' dediini naklettim. Bu yolun yanl olmadn syledim. 'Eer yaptmz hizmetin su olduu tesbit edilirse, bu kuds dvya bizim de bamz feda olsun' dedim. Baavu bu szm zerine hiddetle, 'Tamam! Sen kendini iyice kaptrmsn. Fakat ben arama emri kartr, seninle hesaplarm' diyerek ekip gitti.

ki veya ay sonra bir Cuma gnyd. Evimiz, bir polis jeepiyle gelen komiser, baavu, jandarmalar ve polisler tarafndan sarld. Baavu bana hitaben, 'te arama emri!' diyerek elindeki kd bana doru uzatt. Ben de 'Buyurun' dedim. Klliyatn tamam evimde olmasna ramen, arama olacan bildiim iin, Szler ve Lem'alar dndaki eserleri kaldrmtm. Baavu, sebebini anlayamadm ani bir deiiklikle; 'Siz yalan sylemezsiniz. Bu hususta size itimat ediyorum. Ben aramayacam. Evindeki kitaplar kendin getir' dedi. Ben de mezkur kitaplar getirip teslim ettim. Kitaplarmla beraber Ereli adliyesine gtrldm. Mahkemede sorgu hakimi bana, 'Niin bu kitaplar okuyorsun? Okuyacak kitap m bulamadn? mam- Gazali'nin, mam- Rabbani'nin, Mevlna Celleddin'in eserlerini okusana! Bunlar hkmet tarafndan yasaklanm, bunlar okuma!' dedi. "Niin Risale-i Nur okuyorsun?" Hakime hitaben, 'O kitaplarn hepsi ktphanemde mevcut. Ama bu eserlerin yeri mstesnadr' deyince, Hakim yar istihza, yar hakikat unlar syledi: 'Yani bunlar okuyunca ne olmusun sanki!7 Ben de cevaben, 'Bu kitaplarn hayatmda yapt yzlerce deilikten birini, msaade edersiniz anlataym' dedim. Ve yle devam ettim: Muhterem Hakim Bey, biz gebeyiz. Yaylalarmz

ormanlktr. Bu ormanlar devletin grevli memurlar bekler. Byle olduu halde, hibir ihtiyacmz yokken yarap iki yz santimetreye varan ard aalarn, 'Bu aacn lav m daha fazla ykselecek, yoksa u aacn m?' diye keyif iin yakardk. Asrlk aalar, birka dakika iinde kl olur giderdi. Bu eserlerden, 'aalarn bizim menfaatimiz iin dalarda ihtiyat ambar gibi her trl istifademize made oluunu, havadaki gaza- muzrray tasye ediini, yamuru ekiini, ya kald mddete de Yaratan zikrediini' ve daha nice faydalarn okuduktan sonra, ayn muhitte yine koyunlarmz otlatmamza ramen, artk kuru dallarn seerek, pilvmz otlar yanmasn diye Say talarnn zerinde piiriyorduk. Bylece bir deiikliin, memleket ve millet iin fevkalde bir kazan olduunu takdir buyurmazsanz, vereceiniz en ar cezay keml-i vicdan- kalble kabul ediyorum. Yoksa kitaplarmn iadesini ve dvmin beraatini talep ediyorum.' Szlerimi bitirince, Hakim Bey ban sallayarak 'Anlyorum evldm, anlyorum evldm' dedikten sonra, 'Maznunun beraatine, kitaplarn Ankara lhiyat Fakltesinden bir heyet tarafndan tetkikine' karar verdi. ay sonra kitaplarmn faydal eserler olduu, okunmasnn devletin liklik prensibine aykr olmad, Trkiye'de din ve vicdan hrriyeti bulunduu gerekesiyle iade edildi. Biz ayn azim ve evkle hizmetimize devam ediyorduk.

"stad nc ziyaretim" Derken stad grmek, ziyaret edip duasn almak itiyak ierisinde aabeyimle beraber Emirda'a hareket ettik. Kurban Bayram yaknd. Emirda'da kalabalk bir ziyareti topluluu vard. Bu yzden stadla bizzat grmemiz mmkn olmad. Aabeyim, stad grmedii iin ok zld. Zbeyir Aabeye durumu anlattm. Zbeyir Aabey bize 'cil bir iiniz yoksa gitmeyin. stadmz yarn Cuma namazna kacak, ertesi gn de bayram namazna kacak' diyerek, bizi teselli etti. stadn Cuma namazna kmasn bekledik. Bizim gibi birok ziyareti vard. Van'dan Diyarbakr'dan, Erzurum'dan gelmilerdi. stadn camiye gidecei yol boyunca halk, iki saf olup sevgi ve sayglarn izhar ediyor, stada tzimde bulunuyorlard. stad ise, iki eliyle iki taraf selmlayarak, 'Hepinizi duama kabul ediyorum' iltifatnda bulunuyordu. O gn Cuma namazn Emirda'n Cami-i Kebirinde stadla beraber kldk. stad, namaz camiin selmlnda Zbeyir Aabeyin serdii bir seccade zerinde eda etti. Ertesi gn, bayram namaznda yine stadla beraberdik. Bu defa stad, namaz ikinci katta mezzinlikte kld. Namazdan sonra halk, bilhassa ocuklar, stadn bana p ellerinden pyor, cbbesinin eteklerine yapyorlard. stad, onlarn balarn efkatle svazlyor

ve dualar ediyordu. Taze bir evk ve yeni bir heyecanla kymze dndk. "nn: 'Beni Nurcular ykt" Kyde grdm bir ryada stad, o acip kyafetiyle, bir dan eteinde sahraya iniyordu. Arkasnda Zbeyir Aabey, onun arkasnda da ben vardm. Sahrada tek bir karyola vard. zerinde siyah bir rt bulunan bir hasta yatyordu. stad ona yaklat. Cebinden kard ieden demir bir kaa yeil bir mayi dkt. Bunu hastaya zorla iirdi. Hasta derhal imeye balad. stad ise, birka adm geri ekildi. Hasta birazdan eski hline geldi. stad tekrar yaklat. Ve bu hareketi defa tekrarlad. stad, yataktaki kiiye hiddetle bakyordu. Bu ryam, Konya'da, merhum Dr. Sadullah Nutku Aabeyime bilhare anlattm. 1957 seimleri yaklamt. nn'nin kesin bir malubiyetle, seimleri kaybedeceini syledi. Nitekim nn, seimlerden sonra, 'Beni Nurcular ykt' diyordu. "Beddua edeceimi mi bekliyordunuz?" Konya'da baz tevkier oluyordu. Dr. Sadullah Nutku Aabey, Bekir Berk Aabey ve birok kimse sabah namazn Konya Kap Camiinde klp birlikte ders yapyorlard. Ben de her on be gnde bir bu derslere itirak ederdim. Konya Valisi Cemil Keleolu, bir gn Dr. Sadullah Aabeyi key olarak evinden aldrp, karakolda

insanlk d muamelelerle bayltncaya kadar dvmt. Su dklp ayldnda, o efkat ve merhamet sembol aabeyimiz, 'Beddua edeceimi mi bekliyordunuz, hayr' diyerek, ellerini Yaratana ap 'Yarabbi! Bu kardelerimize hakikatleri ret. Bunlar hakikatleri bilmiyorlar. Bunlar affet' diyor. Kendisini bayltncaya kadar dvenlerin slh iin dua ediyordu. Bylece Habib-i Zan Efendimizin, Taif'te maruz kald hdise karsnda yapt duaya bir misal tekil ediyordu. "stad drdnc ziyaretim" O gnlerde dokuz kardeimiz tutuklanarak Konya Cezaevine gtrld. Konya'nn eski garaj civarnda bir dershane amtk. Yeni alan dershanenin anahtar stada takdim edilecekti. Anahtar benimle, stada gnderdiler. stadm, Isparta'da ayn evde ziyaret edip elini ptm. Her defasnda olduu gibi, alnmdan perek bam svazlad. stad, Risale-i Nur'la megul olmann ehemmiyetinden bahsetti. Nur'larn mutlak surette kfre kar galip geleceini, btn dnya dillerine tercme edileceini, radyo azyla ders verileceini ve mekteplerde okutulacan uzun uzun anlatt. Bir ara bana, 'Ka tane kardeimiz tevkif edildi?' diye sordu. 'Dokuz kii stadm' dedim. Karyolasnda yastna dayanm vaziyette oturan stad, birden dorulup gr grlercesine, Ne lzum var dokuz kiiye? Bir kii kalsn yeter!'

dedikten sonra, 'Bir kii sklr, iki kii kalsn, dierleri ksn' dedi. ok hiddetliydi. Hibir ey anlamamtm. stad beni dvecek diye korktum. Biraz sonra skinleti. Konya'da bulunan Said Gecegezen Aabeye benimle bir emanet gnderdi. Anahtar da dua ederek bana verdi. Tahir, Zbeyir, Sungur ve Hsn Aabeyler de stadn yanndaydlar. Ellerini pp, Konya'ya mteveccihen yola karken, Kardelere selm syle. kisi kalsn, yedisi ksn' diye tenbih etti. Hazret-i stad hayatta iken, her yeni alan dershanenin anahtar kendisine gtrld. stad da dua ederek geri gnderir ve dershane alrd. "Maznunlarn yedisi tahliye ediliyor" Konya'da mahpus kardelerle grme gnn bekledim. stadn selmn tebli etmek iin cezaevine gittim. Gardiyanlar ziyaretilerin kimler olduunu kaydediyorlard. Nur talebelerini ziyaret edeceimi syledim. Dier mahpuslar ziyaret edenlere siyah mrekkeple iaretlenirken, Nur talebelerinin ziyaretisi krmz mrekkeple iaretleniyordu. Adresimi ve ismimi kaydettiler. eri girdim. stadn selmn aabeylere syledim. Ve stadn 'Dokuz kii oktur. Bir kii kalsn yeter. Bir kii sklr, iki kii kalsn, dierleri ksn' szn onlara

nakledince, Dr. Sadullah Nutku Aabey, 'Kardelerim, ilk mahkemede yedimiz tahliye olup ikimiz kalacaz' dedi. te ben, o anda stadn bu szlerle neyi kasdettiin anlam oldum. Bir hafta sonra kardeler mahkemeye karld. Yedisi tahliye oldu. Sadullah Aabeyle ismini hatrlayamadm bir karde kald. Bylece ben, stadmn mnev makamnn derecesini bir kat daha anlam oldum. "stad son ziyaretim" Sene 1959. stad Ankara'dan, Konya'dan, muhtelif vilayetlerden dvet ediyorlard. Mlum evreler mthi tela kaplmlard. Bu meyanda Konya'daki kardeleri ziyarete gittim. Oradan da stadm grmek, mstecap dualarn istirham etmek ve Risale-i Nur'un hizmetteki muvaffakiyetini bizzat staddan dinlemek arzusuyla yola ktm. Mlum evreler, Konya'da kardelerimizi sk sk rahatsz ediyor, karakola aryorlar ve hapsediyorlard. hit olduum bir hadiseyi anlatmak istiyorum. Sadullah Aabeyin ve birka kardein tutukluluklar devam ediyordu. Konya adliyesinde mahkemeleri grlp cezaevine gnderilecekleri srada, Vali Cemil Keleolu'nun zel arabasn gren Sadullah Aabey, 'naallah araban ban yiyecek' diye beddua etti. Nitekim, 60 ihtillinde Cemil Keleolu'nun bana gelenler, o gnleri yaayan herkesin mlumudur. "Zamann kutbudur Bedizzaman!"

stad son ziyarete giderken yanmda Halc Fehmi Srmeci Aabey vard. Eskiehir'in Muttalip kynden hafz yetitiren Hac Hilmi Efendiyi ziyaret ettik. Bu zat, Fehmi Aabeyin eyhiydi. Birka yeenimiz orada hafzla alyordu. Msaade isteyip ayrlrken 'imdi siz nereye gidiyorsunuz?' diye sordu. Biz de, 'Bedizzaman Hazretlerini ziyaret edeceiz' deyince, oturduu yerden ayaa kalkt. Sanki stad yanndaym gibi kollarn iki yana aarak bolukta kucaklad. Ve 'Karedeim, ' dedi, 'zamann kutbudur Bedizzaman. Selmm syleyin. Bana da dua etsin' diyerek kitaplarn iyi okuyup gsterdii yoldan kat'iyyen ayrlmamamz tavsiye etti. Eskiehir'den ayrldk. stad Bedizzaman Hazretlerini Isparta'da ayn evde birlikte ziyaret ettik. stad ok rahatszd. Sesi bouk kyordu. Konutuunu Zbeyir Aabeyin tercman olmas ile anlyabiliyorduk. Hz. stada Kur'n hattyla yazdm bir adet Beinci ua gtrmtm. Zbeyir Aabey, 'stadm. Bu kardeimiz Beinci ua'y yazp getirmi' dedi. stad, yaslanm olduu yastktan, bir delikanl eviklii ile dorularak 'Getirin bakaym!' dedi ve 'Beinci ua'y biraz kartrdktan sonra, Tahiri ve Zbeyir Aabeylere gsterip, 'Tashih edilmi mi?' diye sordu. 'Tashih olmu stadm' cevabn alnca, Zbeyir Aabeye iaret ederek bir kalem getirmesini istedi. Sonuna benim iin dua buyurdular. Kalemi stad eline ald. stadn bileinden Zbeyir

Aabey tuttu ve duay ylelikle yazdlar. Bizzat stadn kendi el yazsnn bulunduu 'Beinci ua'y hassasiyetle muhafaza ediyorum. "Teypten yet'l-Kbra'y dinledim" stadn huzurundaydm. Sungur Aabey, yet'l-Kbr bahsini okuyordu. Sesini duyuyordum. Kendisine baktmda o da benim gibi dinliyordu. Bu defa stada baktm. O da ba ne eik bir ekilde dinliyordu. Hayretler iindeydim. Htiften geliyor gibiydi. Kendimden geer gibi oldum. Alamaya baladm. Birden ses kesildi. Risale-i Nur Klliyat iersinde mstesna bir yeri olan Ayet'l-Kbra risalesini Sungur Aabey, teypten okuyormu. Teybi, ilk defa orada grdm.Teybin ve radyonun istikbalde Risale-i Nur hizmetinde bulunacan bizzat stadmzn azndan duydum. stad dnya gzyle son grm bu oldu. Fakat o aziz stad, 'Birimiz arkta, birimiz garbda, birimiz dnyada, birimiz hirette de olsa, biz, yine beraberiz' buyurmuyor mu? Bu biare kardeiniz itiraf ediyor ki, o li stadn himaye ve himmetlerini en basit dnyevi meselelerimizi dahi mahede ediyoruz. "Szlerime burada son veriyor, btn Nur talebelerini o li ve kadri yce stadn hizmetinin zbde ve hlasas olan ihls- etemme muvaffak etmesini Cenab- Erhamrrahimden niyaz ediyorum."

AL HSAN ZYURT
1928'de demi'te dodu. Bedizzaman' Isparta ve Emirda'da ziyaret etti. Fatih'in hocas Akemseddin'le alakal bir eseri vardr. 1993'n sonunda vefat etti. 6-9-1955 gn retmen Mehmet Canyolda ve stajyer retmen Mesut isimli bir arkadala birlikte Isparta'ya gittik. Nur talebesi Nuri Benli'nin otelinde kaldk. stad ziyaret etmek istediimizi syledik. Benli'nin olu sabahleyin gidip, Rt akn Aabeyi buldu. Rt Aabey de Benli'nin oluna, stada bizzat gitmesini sylemi. Dndnde stadn rahatsz olduunu ve kimseyi kabul etmediini syledi. Yanmzda bir de Siirtli zat vard. O da stad ziyaret etmek istiyordu. stad grmeden geri dnmemeye kat'iyyen kararlydk. ayet stad Emirda'a giderse Emirda'a, Eskiehir'e giderse Eskiehir'e gitmeye karar verdik. Bu minval zere konuup dururken, Benli'nin olu Selhaddin koarak geldi ve stadn bizi on be dakikalna kabul edeceini bildirdi. Kalktk ve o zamanki ismi Dere Sokak olan sokaktaki stadn kald eve gittik. "Manevi hastal varsa Hastalar Risalesi'ni

okusun" nce Siirtli zat girdi ve meselesini syledi. staddan hasta olan kz iin okuyup muska yazmasn istedi. stad da, cevaben, 'Kardeim, onunla hastalk gemez. ayet manev bir hastalk varsa, Hastalar Risalesi'ni okuyun. naallah geer' dedi. Siirtli zat Krte konumak istedi. Ancak stad, 'Ben Krte bilmiyorum' dedi ve konumad. "retmenlikten ayrlma" Siirtli zattan sonra Canyolda, meselesini anlatmaya balad. retmenlik mesleinde ok sknt ektiini, kendisine huzur vermediklerini ve namazlarn klamadn syledi. stad Canyolda'a cevaben; 'Sen retmenlikten ayrlma kardeim, devam et' dedi. Mesut'un da ne i yaptn sorup, retmen olduunu rendikten sonra yle dedi: 'Sen de retmenlikte devam et, kardeim. ocuklar istikbal iin byk bir sermayedir. Onlar terbiye etmek bizim vazifemizdir. Kat'iyyen retmenlikten ayrlmayn.' Sonra da bana dnd ve 'Sen ne yapyorsun kardeim?' dedi. Ben de, stanbul'da Arapa tahsil ettiimi ve Risale-i Nur okuduumu syledim. stad 'yi, kardeim, Risale-i Nur'da Arapa var' dedi ve Hsrev Efendi ile grmemi syledi. Yirmi-yirmi be dakika kaldktan sonra gidip, iki-iki buuk saat kadar da Hsrev Efendi ile konuup zmir'e dndk. lk ziyaretimiz byle olmutu.

"ualar' mdafaa eden savc" kinci ziyaretim de Emirda'da oldu. 1960 yl, 16-17 ubat'nda stanbul'da yeni tab edilen ular mecmuasn takdim etmek zere arkada Emirda'a gittik ve ular' stada takdim ettik. ok memnun oldular. O srada Mersin savcsndan, kendisine hakaret eden bir adam hakknda takibat amak iin, staddan msaade isteyen bir mektup gelmiti. O mektuptan bahsetti. Hatrmda kald kadaryla yle demiti: Kardeim, madem ularla yayld. Artk bundan sonra Risale-i Nur tamamen yaylacak. te, baknz tevafuka. Bugne kadar savclar benim aleyhimde iken, imdi benim lehimde hareket ediyorlar.' Soyismini hatrlayamadm Mustafa isminde bir savc, Mersin'de mahall bir gazetede stada hakaretvar bir yaz yazan adam hakknda dv aacan ve kendisinin izninin olup olmadn soruyordu. Bu hadiseden bahsederek, ular'n ok tesirli olduunu, Risale-i Nur aleyhinde bir durum olmayacan ve ular'n bunu nleyeceini syledi. Savcnn mektubunu da bize gstermiti. Zbeyir Aabeye, 'Kardeim Zbeyir, getir u mektubu, grelim' demiti. Biz daha fazla kalmadk. Zaten Nur talebelerinin stadlarn ziyaretleri uzun srmez, hizmete mteallik meselelerini grtkten sonra hemen ayrlrlard. Bu arada baz eyler da sylemiti. Fakat imdi

hatrlayamyorum. Ancak elini ptm zaman, bamdan perek 'hsn'm, ihsanmn iindesin' dediini hatrlyorum. "Biz Emirda'dan dndkten sonra, 22 ubat hadisesi oldu, ortalk kart. Biz Emirda'dan ayrldktan 40 gn sonra stad Isparta'ya gitti. Hkmet Emirda'da oturmas iin srar ediyordu. Ancak o dinlemedi, Urfa'ya gitti ve ebediyete gt. Allah gani gani rahmet eylesin."

FAHREDDN SAYI
1936'da Van'da dodu. Saatilikle meguldr. stad Bedizzaman'la ilgili hatralarn yle anlatyor: 1956 senesinin 25 Kasm'nda stad Hazretlerini Isparta'da ziyarete gitmitim. Gelenleri, stadn rahatszl dolaysyla yanna brakmyorlard. Ben Van'dan ayrlrken, Hsrev Altnbaak'a gitmemi sylemilerdi. Orada, 'stad ziyarete geldiini kimseye syleme' demilerdi. Doruca Isparta'da Hsrev Altnbaak Aabeyin evine gittim. Kapy aldm, fakat kimse kmad. Beni gren bir kadn, 'Olum amyorsa, demek ki amayacak' deyince, me'yus bir ekilde geri dndm. O an ok korkmutum. stad grmeme korkusu beni iyice heyecanlandryordu. "Heyecandan titremeye baladm" Daha sonra oradan ayrlp camiye gittim. Cami mezzini hallar temizliyordu. Mezzinden stadn evini sordum. Mezzin bir an duraklad, sylemekten

korkuyordu. O anda karda bir asker grdk. Asker, 'stadn yanna gidiyordu. Mezzin askeri ard, askere, 'Bak,' dedi, 'bu da sizdendir. stad Hazretlerini soruyor.' Sonra askerle beraber stadn evine gittik. Bir anda gnlm ylesine sevinle doldu ki, heyecandan titremeye baladm. Eve gittiimizde Hsn Bayram ve Ceylan alkan bizi karlad. Ceylan alkan'la beraber stad Hazretlerinin odasna girdik. stad Hazretleri somyasnda uzanyordu. Bizi grnce kalkp oturdu. Ellerini ptkten sonra bana yer gsterdi ve oraya oturdum. stad benden Van'daki Nur talebelerinin durumlarn sordu. Ben de cevaplar verdim. Biraz konutuktan sonra stad Hazretleri elini Ceylan alkan'n omzuna atarak, 'Dalarda fedkr ceylanlar bulunur, bu da benim fedakr bir Ceylan'mdr' dedi. Vakit ylesine gemiti ki, onun huzurunda olmann verdii zevk her eyi unutturmutu. 'Belki bir daha gremem' diye stad zevkle dinliyordum. stad, 'Ben Van'a gelip kalenin banda, medresemi kuracam. Adnan Menderes medresem iin elli bin lira ayrd. Fakat azdr diye ben kabul etmedim' dedi. Bir hayli konutuktan sonra stad, bende Risale-i Nur'lardan bulunup bulunmadn sordu. Ben de, yanmda As-y Musa ve Szler'in bulunduunu syledim. Bunun zerine stad Hazretleri ok sevindi.

"Risale-i Nur okuyan, beni grm olur" Bu arada Ceylan alkan stada, benim iin 'Kitap verelim mi?' diye sordu. stad, O asker olacak. Ancak farz namazlarn klabilir' dedi. Ben stada sordum: stadm sizi bir daha ne zaman grebilirim?' stad, 'Ne zaman Risale-i Nur'lar okursan, o zaman beni grrsn, daha buralara kadar gelmeye lzum yoktur' dedi. Daha sonra stad Hazretleri ellerini ap dua etti. Benim boynuma sarld. Ben de ellerini perek, dualarn aldm ve yanndan ayrldm. stadn evinden karken, stad Hazretleri Ceylan alkan'a: Gtr, Hsrev'i grsn' dedi. Beraber Hsrev Altnbaak'n yanna gittik. Ceylan alkan beni brakarak ayrld. Hsrev Altnbaak nereye gideceimi sordu. Ben de zmir'e gideceimi syledim. O da bana Mustafa Birlik'in adresini verip ila istedi. "Oradan ayrlarak zmir'e gittim. Mustafa Birlik'i buldum ve yazy verdim. Bir gn onun yannda kaldm. Daha sonra ayrlarak asker eitim yeri olan Narldere'ye gitmek

zere ayrldm."

NYAZ TEKN
1928'de dodu. Giresun ili, Tirebolu ilesi, eski Harzt (Doankent) bucann Domu kyndendir. "leri gazetesine abone olsunlar" stadmz Bedizzaman Hazretlerini ziyaret ettiim tarihi pek hatrlamyorum. Zannederim 1956'larda olsa gerek. Sonbahar aylarnda Diyarbakr'dan Isparta'ya geldim. Boyac Rt akn Efendiyi buldum. O da beni baka bir zata gnderdi . Onu da buldum, ona kendimi tanttm. stadmz ziyaret iin geldiimi syledim. Beni gler yzle karlad ve ieri ald, bu arada bana ay ikram etti. aylar tazelendi, o esnada sohbete daldk. Tahminen bir saat oldu olmad bilemem, bu esnada birisi geldi, 'Kardam stad seni istiyor' dedi ve gitti. On be dakika sonra geldi. O zaman pek ziyareti kabul etmiyormu, ama yine bana tebessmle 'Ziyaretin kabul oldu' dedi. Nasl ziyaret edebileceimi bana tarif etti. Beraberce gittik, ahap bir eve girdik. Zbeyir Gndzalp Aabey bizi buyur etti. Hazret-i stadn yce huzuruna girdik. stad bir divan zerinde oturuyordu,

evrad okuyordu. Oturmamz iaret buyurdular. Diz kerek oturduk. Az sonra evrad bitirerek, kitab kapatt ve bana dnerek 'Ho geldiniz' dedi. O anda eline kapanarak ptm, beni iki tarafmdan pt. Nereden geldiimi sordu. 'Diyarbakr'dan' dedim. Sevinerek Diyarbakr'a ait baz eyler sordu. Tekrar ne zaman dneceimi sordu. 'Birka gn buralarda kalacam' dedim. Bana erken dnmemi tavsiye etti. O zaman Szler yeni harerle ilk defa baslyordu. Eskiehir'e ve Ankara'ya uramam, Atf Ural' grmemi syledi. Szler'le Lem'alar'n basm iinin geciktiini, merak ettiini syledi. Hazr kitap varsa alp Diyarbakr'a gtrmemi syledi. Bana Antalya'nn Demokrat leri gazetesini gsterdi. Bunda neredilmi Risale-i Nurlar vard. Bana bir leri gazetesi verdi, 'Diyarbakr'a gtr, Mehmet Kayalar'a ver, bunu okusunlar, bu leri gazetesine abone olsunlar' dedi. Hazret-i stadn huzurundan, byk bir mnev sevin ve huzur iinde ayrldm. Bir gece Isparta'da otelde kaldm. Ertesi gn Eskiehir'e uradm. Oradan da Ankara'ya geldim. Atf Ural' ve Mustafa Trkmenolu'nu buldum. stadmzn emirlerini aynen onlara syledim. Bu esnada iki kitap geldi. Bunlar ilk defa kmt. "Szler ve Lem'alar' getirdim. Diyarbakr'da Mehmet Kayalar'a aynen stadmzn tavsiyelerini syledim. Kitaplar ve leri gazetesini verdim, o da beni cemaate gstererek stadmz ziyaretten geldiimi anlatt."

H. KML OKUR
1925'te Nurs'ta doan H. Kmil Okur, stadn amcas Hac'nn olu Molla Davud'un oludur. 1988'de vefat etti. "stad Nurs'a dvet ettim" Mevsim ilkbahard, herhalde 1956'da idi. Nurslu Hac Fadl Dalar'la birlikte Isparta'ya gitmitik. Gnlerden Perembe ve sabah saat dokuz sralaryd. Gittiimi ev iki katlyd. Zile basnca bize kapy merhum Zbeyir Gndzalp amt. stad ziyaret iin geldiimizi syleyince bize stadn hasta olduunu, ziyareti kabul etmediini bildirince, biz, 'Git, stada syle, Nurslu Molla Davud'un olu H. Kamil Okur sizi ziyaret etmek istiyor' demesini syledik. stad, 'Hemen gelsinler' diye haber gndermiti. Nurs'tan stada baz hediyeler getirmitim. Bir ift yn orap, iki kilo kadar bal, bir tepsi de Bitlis'in gzbestik dedikleri balla kark ceviz ii ile yaplan bir tatl eidi, bunu da Nurs'ta yaptrmtm. Bu hediyeleri evin alt katna brakmtm. stad ziyaret edip ellerini pmtk. Memleketteki slm durumlar sormutu. 'Kyde kimler

var, kimler yok?' diye sorunca hayatta olanlar anlatmtm. Kendisine yaplan suikastlardan ve ka defa zehirlediklerinden bahsetti. Demokratlarn kendisine yardmc olduklarn ve Adnan Menderes'ten sitayile bahsetti. Gurbete ktndan beri hibir kimsenin hediyesini almadn syleyince memleketten, Nurs'tan kendisine hediyeler getirdiimi syledim. Bunlar, Nurs'tan olduu iin kabul etti, bizi bir buuk saat kadar ziyaretinde koydu. Sonra trenin hazr olduunu ve hemen gitmemizi sylemiti. Bana harlm sordu, 'Vardr' dediim halde bana drt buuk lira para verdi. Elli kuruu yiyecee verebileceimi syledi. Ben de elli kurula nasl idare edebileceimi dndm. Ben bu dncedeyken, 'O paray yemek iin deil, teberrk olarak verdim' demiti. Burada on gn kadar kalp, her gn onar dakika ziyaretine gelmek istediimi syledim. Bu kadar msaade olunduunu bildirdi. staddan teberrk olsun diye baz eyler istedim. Bana bir namazlk, bir takke, bir i atlet, bir gmlek, bir de sark verdi. Bana gtrebilirsen bir de yorgan verebileceini syledi. Yorgan gtrebilecek bir kuvvetim olmadn syledim. Kendisini Nurs'a davet ettim. Bunun imknsz olduunu, daha gremeyeceimizi anlatmt. Hakikaten de gremedik. stadla vedalap eyalarmz bir dkkna brakmtk.

Dkknc, slm yazl bir kitap okuyordu. Kendisiyle tantk. stad ziyaret iin geldiimizi syledik. stadn akrabas olduumuzu syleyince, bizi kucaklad, kahve itik, sonra beraber namaza gitmitik. Namazdan sonra yine sohbet ederken, bir Nur talebesi geldi, stadn, beklemeden gitmemizi sylediini bildirmiti. Kalkp beklemeden trene ulamtk. Tren hemen hareket etmiti. Biletlerimizi bile trenin iinde almtk. "Daha eskiden de, 1942 senelerinde stadla birlikte mektuplamtk. Ben o zaman ankr'da askerdim."

SUAD ALKAN
1940 ylnda Denizli'de dodu. Talebelik yllarnda Bedizzaman'la meref oldu. Suad Alkan, Bedizzaman' talebelik yllarnda ziyaret etmi. Bu ziyaret hatrasn kendisi kaleme ald. Onun ifadesini aynen takdim ediyoruz: "Beni Bedizzaman'a gtrnz" 1956-1957 ylnda ve 16 yanda, evremin madd ve mnev basksndan sklp, okumak zere Isparta mam-Hatip Okuluna katm. Giri imtihann kazanamadm. Fakat Mdr Beye kp 'Kazanamam olsam da okula gireceim, yoksa intihar edeceim. Ben okumak iin yola ktm, bir daha kyme dnmem' dedim. Okul Mdr Hayri Yavru Bey; talebimdeki hissiyatla kark ciddiyeti, nazar- itibara alp, 'Peki kaydetsinler' dedi ve okula girdim. all Mustafa ztrk, Burdurlu Mustafa etin ve yeeni gibi ileri snftaki baz talebelerle kirada oturuyorduk. lk defa k gecesi snmaya gittiimiz odalarnda, elinde 'Risale-i Nur Nedir?' balkl iki sayfalk bir blten bulunan

Mustafa etin'den Bedizzaman ismini duydum. Ve hemen 'Beni Bedizzaman'a gtrnz' dedim. Zihnim bu isme taklm kalmt. 'Olmaz, senin akln byle eylere ermez, Bedizzaman seni kabul etmez' dediler. O sralar okula seherde gidiyorduk. K mevsiminin gndzleri ok ksa olduundan okula giri zili afak skerken alard. Bir gn evden yalnz ktm. Hapishanenin altndaki yoldan stasyon Caddesine sapacam kavakta, elektrik direinin dibinde siyah sakall, kk yzl, lcivert pardesl bir ahs grdm. Yanlmyorsam bu karlamay normalin dnda bir tarz olarak telkki ettiimdendir ki, fazla insanlarla konumak merebime uymad halde ondan nereli ve niin burada bulunduunu sordum. 'Vanlym, Bedizzaman' ziyarete geldim' dedi. Kalbime kck bir sadakat ve fedakrlk mhrnn vurulduunu hissetim. Kk dnyamda Vanla Isparta aras, bugnk muhayyileme gre am'la Londra aras gibiydi. Taaccbm iime gmerek mektebe gittim. "stadla arabaya giderken selamlatk" Aradan bir ka ay geti. Baka, ama bir bahar sabah gene okula giderken ve gene sokaklarn tenha olduu saatlerde ayn kava dnp otuz adm girdim ki, arkamdan bej renkli bir otomobil geliyordu. Yanmdan geerken iine dikkat ettim; ofrn arka ksmnda ok yal ve deiik kyafetli, beyaz benizli , sakalsz, salar sarnn dna tam bir zat bana bakyor ve sa elini bana kaydrarak selm veriyordu. Nasl mukabelede

bulunacamda bir an tereddt ettim. Bir yandan kendimi toparlamaya alarak, dier yandan antasz elimi gsme kaldrmaya alarak, bam eerek selmlam oldum. Kalbime ikinci bir nur noktas daha konmutu. ofr ve yanndaki genler dikkatimi ekiyordu. Isparta'da, hele baharda, seher mthi tecellilere mazhar oluyor. ehri evreleyen gl baheleri btn Isparta'y gl kokusuna bryor. Bej renkli araba, gzlerimin teslim olmu baklar iinde gl kokularna kart... leri snarda Zekeriya Kitap adl bir aabeyimiz vard. Sk sk stadn evine gittiini duydum. Ona da rica ettim, 'Beni oraya gtr, beni grtr' dedim. Galiba duyulmaktan ekiniyordu. Dileimi yapamad. Sonra Osman Kara'nn beni stada gtrebileceine gzm kesti ve ona da mracaat ettim. Osman Kara sert mizal bir aabeydi. Gz de karayd. 'Peki' dedi ve beni ald gtrd. Meer stad, oturduumuz ev ile okulun arasndaki yol stnde iki katl bir evde oturuyormu. Kap tek kanatl ve nnde iki basamak... Osman Aabey zile bast. Zbeyir Aabey at kapy. Ziyaret isteimizi bildirdik. Zbeyir Aabey bizi kapnn arkasndan bir yazy okudu. ok yumuak, ok sakin ve efkatli bir sesle, stadla grmek yerine Risale-i Nur'lar okumamz tavsiye etti. stad ihtiyard, rahatszd. Ziyaretiler sk sk geliyordu. Zbeyir Aabey ne kadar sebep sylyorsa, sanki hi szn anlamyordum. Demek ki anlamak istemiyordum. Dnmek istemediimi anlamt. stada haber vermek zere beklememizi syledi, gitti.

"stadn huzurundaym" Kabul edilmitik. Daha 10-15 basamak olan merdiveni nasl ktm, kilimsiz sofadaki iki kanatl kap nne nasl vardm bilemiyorum. Ty gibiydim. Kap ald. Gzlerim hemen arkasndaki sedirde yorgana sarlm vaziyette oturan stada takld. Heyecanm, onu bir ince sis tabakas arkasnda gryormuum hissini veriyordu. Elini ptm. Sedirin ayak ucunda diz ktm. Osman Aabey arkama, kanepeye oturdu. Sedirin ba ucundaki bir aabey de dedi ki: Kardeim, stadmzn sylediklerinden anlayamayacanz ksmlar olursa ben tekrarlayacam.' stad zor konuuyordu. mam-Hatip Mektebi talebeleri bizim kardeimizdir. Kahraman Menderes, ......' szleri kulaklarmda ivi gibidir. Trkiye'nin iman hakikatleriyle ilgisi, Risale-i Nur'larn hizmeti zerine, bize tam 45 dakika ders vermiti. Sesi ok zayf kyordu. Zaman zaman 'Anlayamadklarnz ben aklayacam' diyen aabey, stad susunca anlatyordu. Anszn ayaa kalkm olduk. stad da doruldu yerinden. Sol eliyle sa omzumu iki- kez svazlayarak adm sordu. 'zen Alkan' dedim. stad yle dedi. Benim ok sevdiim bir biraderzdem var, sana onun ismini veriyorum. Bundan sonra ismini kullanrsn...' ocuklukla genlik arasndaki bir yata yle kendimden

geiyor gibiydim ki, tekrar elini pp ayrldktan sonra sokaa ktmzda bana verdii ismi bile hatrlayamadm. Dnerken Osman Aabeye bana ne isim verdiini sordum. Suad!' dedi. Ondan sonra hep bu ismi kullandm. zen, sadece nfus hviyetimin sayfasnda kalmt. Tam krk sene... Merhum pederim, vefatna alt ay kala, beni yeni ismimle armaya ve mektup yazmaya balad. Yirmi seneden beri talebelik, askerlik ve i hayatmda ne zaman bir kmaz sokaa sapacak olsam, mkl durumda kalsam, birka kere omzuma konan o elin efkat ve merhametini srekli olarak duydum. Cidd bir terbiye vermekten ok uzak kendi ebeveynimin yerine bu mbarek elin getiini idrak ettim. nceleri mutlak muhalif olduklar halde bilahare Risale-i Nur'larn imdada yetien bir siyanet melei gibi koruyuculuk vasfn kabullenen peder ve validemin halinden de bunu anlyorum. "Tugay Camiinin temel atma merasiminde" 1959 senesinde Isparta mam-Hatip Okulu nc snf talebesiydim. Scak bir kuluk. ehrin ana caddelerinde asker cemseler... Merkez yerlerde, 'Askeri mntkada cami yaplacak, bu vesileyle birlik iinde mevlid kraat edilecek; arzu edenler cemselere binip merasimi itirak edebilir' diye bir ayia yayld. Hususan mam-Hatip Okulu rencilerini mektebin nndeki stasyon Caddesinden

cemselere doldurup klaya gtrdler. Ben de gittim. Geni bir sahada aralkl direklere hoparlr balanm, temelin yannda da krs kurulmu. Komutanlar, neferler, talebeler ve halk muhtelif ekilde yer yer sohbet etmekte. Silindir apkallar, beyaz eritli talebe kasketleri, yksek rtbeli subaylar dikkati ekiyor. Neferden ziyade subay var. Merasim saati bekleniyor. Aralarnda sohbet eden gruplar birbirine ikier er mesafede... Herkes ayakta. Hazrln sonu... Anszn bir fslt yaylyor kulaktan kulaa: Bedizzaman Said Nurs geliyormu!' Bir tuhaf oluyorum. Korkulan, kovalanan, herkesle grmekten menedilen, bilhassa subaylarn aleyhindeymi intibalar yaylmak istenen bir zat byle bir cemiyete nasl geliyor? Sistemli bir dnceye ve manta bal bulunmayan kafamda mthi bir soru... Bam fsltnn geldii yana evirdiimde bir de ne greyim; o kalabalk upuzun muntazam bir koridor eklini almasn m? Hayret ve hayranlm yenemiyorum. Kalabaln dibinde bir kolunda Bayram, dier kolunda Zbeyir Aabeyler tutmu olarak saryla, siyah cbbesiyle, yn orab ve lstik ayakkabsyla, stad Bedizzaman geliyor! Ve ne acaiptir ki, nnden getii her komutan elini kasketine gtrerek stad' selmlyor. Bedizzaman onlara glmsemelerin en nezihiyle ve elini bana gtrerek haf haf sallayarak mukabelede

bulunuyor. Ben daha sonra ondan bakasna bakmadm. Temelin yanna vardklarnda yksek rtbeli bir komutan, 'Hocam, buyurun ilk konumay siz yapn ve ilk harc siz koyun' dedi. O zaman dnya iime syordu, ama ben dnyaya smyordum. Byle hissetim. "stad Bedizzaman Hazretleri komutann bu tekline kar teekkr etti. lk harc koydu, fakat ihtiyarl ve hastal sebebiyle konuamayacan belirtti. Bunun zerine bir hatip kt krsye konutu. Mevlid okundu. Merasim uzad. Misarler arland."

AL HAYDAR MORGL
1938'de Rize'nin Pazar kazasnn Hisarl kynde dodu. Bedizzaman' 1956'da ziyaret etti. "stanbul'a geliyorum" Nur Talebeleriyle tanmaya

lkokul 5. snf sralarnda iken Rize'nin Pazar ilesine bal olan kymze Risale-i Nurlar gelmiti. Kyllerimiz bu paha biilmez eserlere drt elle sarldlar. Bizim de gn getike bu mkemmel eserlere ve melline sevgi ve sayg hislerimiz kuvvet kazandryordu. Bu sebeple ilk etapta stanbul'a gidip Nur Talebeleriyle tanmak arzusu bende belirmiti. Byk bir evk ile stanbul'a gelmitik. Sleymaniye dershanesini bulmamz, tam bir tevafuk eseri idi. Bir gn Kkpazar'a yolumuz dt. Buradan Sleymaniye Camiinin minarelerini grnce camide namaz klmaya karar verdik. Ve oradan Sleymaniye dershanesini soracaktk. kindi vakti idi. Namaz kldktan sonra birisine dershaneyi sordum. O da baka birisine bizi gnderdi. te bu ikinci adam, Sleymaniye dershanesinde kalan bir aabeyimiz idi. Bu zat bize 'Maaallah, bize geliyorsunuz' diyerek iltifat etti. Artk tandmz

dershaneye sk sk giderdik. Zaten bizim stanbul'a geliimizin en byk sebebi bu idi. Arzuma vasl olmutum. "Galip Gigin'le stad grmeye gidiyoruz" O zamanlar yirmi yalarnda idim. Henz askerlie gitmemitim. Galiba 1956 senesi idi. stanbul'dan Isparta'ya stad grmek iin Galip Gigin ile gitmeye karar verdik. Trenle gittiimiz Isparta'ya sabah namaznda varmtk. Rt akn Aabeyin dkknnn adresini almtk. Elimizdeki adrese giderek maksadmz anlattk. stadn evini uzaktan bize gsterdiler. Biz de gsterilen istikamete byk heyecan ile gittik. stadn kapsnda bir asker vard. O da stad ziyarete gelmiti. Bize kapy aan Ceylan Aabey, stada haber vermeye gitti. Arkasndan Bayram Aabey bize kapy ap stadn msait olmadn syledi. Bu haber bizi znt girdabna att. Neemiz gitmi, mitsizlie kaplmtk. Biz geri dnerken Bayram Aabey de bizimle beraber arya doru yryordu. Bizim zntmz grnce bize 'Bu askeri yolcu edelim. Geri dner sizi, stadla grtrrm' demiti. Bu konuma bizi kendimize getirmiti. Yine stad grme evkiyle dolmutuk. "Risale-i Nur'u okuyan beni on sefer grm gibi olur" Askeri yolcu ettikten sonra, biz Bayram Aabeyle geri dndk. Bu sefer kapy Zbeyir Aabey amt. Ve bizi stadn yanna gtrd. eri girip mbarek ellerini ptk.

Girdiimiz oda imdiye kadarki grdmz odalara benzemiyordu. Apayr bir grn, bir havas vard. stadn sarkla oturuu adeta bir Asr- Saadet manzarasyla bizi kar karya getirmiti. Odasnda bal paketleri, eitli meyveler aslyd. Bu durum ok houma gitmiti. stadn u szleri hl kulaklarmda nlyor; 'Neden bu kadar masraf edip buraya kadar geliyorsunuz? Risale-i Nur'u okuyun. Bir defa Risale-i Nur okuyan beni on sefer grm gibi olur. Btn masraarnz benim demem lzm' diyerek cebinden kard drt tane yirmi be kuruun iki tanesini bana, iki tanesini de arkadama verdi. Bu paralardan bir tanesini ben her zaman yanmda tarm. (Szn burasnda Haydar Morgl'den bize bu paray mmknse gstermesini rica ettik. Ve cebine diktirdii paray kararak bize gsterdi.) "Hem alyor, hem de ibadet ediyorsun" stadn ziyaretindeyken seyrediyordum. stad, mbarek simasn

Ben kimsenin yzme bakmasna msaade etmiyorum' dedi. Bunun zerine utanarak nme baktm. Ne i yaptm sorunca, marangoz olduumu syledim. "stad ziyaret bizim iin en byk evk kayna oldu" Mecmualarn matbaa paralarn stanbul'dan Ankara'ya ben gtrmtm. Bu vesileyle bunu da syledim. Belki kardelerimin bana dua etmelerine sebep olur diye... "Elhasl, bylece stad ziyaret etmekle arzumuza vasl

olmutuk. Bu bizim iin byk sevin kayna idi. Bizim iin byk huzur menba idi. Bu benim iin hayatmn en tatl ve kymetli hatrasdr. Bu dnyadaki hayatm bu hatralarn evki, sevinci ve tesiri altnda yayorum." Ali Haydar Morgl tarafndan yazlan 1.2.3. ve 4. Lem'alarn sonuna Bedizzaman u duay yazmt: "Ya Erhamerrahimin, sm-i A'zam hrmetine ve nshay yazan Ali Haydar' Cennet'l-Firdevste ebeden mesud ve hizmet-i imaniyede daimen muvaffak eyle, min, min, min..."

ABDLBAR POLAT (Eski Ar Mfts)


"stad bizi teker teker kucaklad" 1957 senesinde stad Bedizzaman' ziyaret maksadyla iki arkadamla beraber Ar'dan Isparta'ya gitmitik. Bulunduu mahalle gidip, kapsn aldk. Kapy aan ahs, 'Kimi aryorsunuz?' dedi. Bizler de Ar'dan geldiimizi ve stad Bedizzaman' ziyaret etmek istediimizi syledik. Buna karlk kapy aan ahs, stadn, bir ka gnden beri ok rahatsz olduunu kimseyle grmediini ve kendisiyle grmek isteyenlerin eserlerini okumalarn tavsiye ettiini syledi. Biz srar edince ieri gitti ve az sonra stad Bedizzaman'la birlikte geldiler, baheye indiler. stad Bedizzaman bizleri teker teker kucaklad ve alnmzdan pt. Ben de stadn sa elini defa ptm. Bana yle dedi: Yavrum, imdi u kaideleri kaldrmlar. (El pme kaidesini sylyordu.) Bu arada bir asker ziyaret

maksadyla baheye girmi ve stadn talebesiyle konuuyordu. stadn talebesi askerin sylediklerini stada nakledince stad askere sesli bir ekilde, 'Hele gel, hele gel hemehriyiz' dedi ve askeri kucaklad. Zannma gre, asker staddan, ocuu olmad iin dua istemiti. stadn talebesi bu durumu stada iletince, stad da, 'Hele gel, hele gel, biz hemehriyiz' latifesinde bulunarak kendisinin de ocuu olmadn sylemek istemiti. "Abdlmecid Efendinin anlattklar" Isparta'ya stad Bedizzaman' ziyaret etmek iin giderken, Konya'ya uramtk. Konya'da bulunan stadn kk kardei Abdlmecid Efendiyi de ziyaret etmitik. Sohbet esnasnda Abdlmecid Efendi stadla alakal olarak bir ka hatra anlatmt: Bir zaman Ar'nn Doubeyazt ilesinde stad Bedizzaman, birka arkadayla dan eteine kp derslerini orada yapyordu. Bir gn gen Said'in, dan eteindeki girintili kntl yerden yukarya doru yuvarlanmaya baladn, yuvarlanarak dan dik tepesine doru gittiini grdm. Arkadalara dnp dedim ki: 'Yahu bu ne yapyor? Yere uzanm, aadan yukarya doru gidiyor. ayet yukardan aaya doru yuvarlanp gelse, ne l, neden byle ters ve acaip bir i yapyor?' "stadn dut kab" Yine bir gn bir ka arkadala beraber Van'n arsnda dolayorduk. Yolda taze dut satan bir adama rastladk.

stad Bedizzaman, bana hitaben dedi: 'Abdlmecid bu adamdan bize biraz dut al.' Ben de dut almaya gittim. Adam dutu tartarak verecekti. Benden dutu koymak iin kap istedi. Ben de 'Kabm yok ki' dedim. stada gittim, stad bana, 'Sen dutu getir, benim kabm var' dedi. Ben de adamn terazi kefesiyle dutu stada getirdim. stad gmleini sol kolunun azn iyice at, 'Dutu iyice buraya dk' dedi. Ben de dediini yaptm. stad, dutu hem kendisi yemeye balad, hem de bizlere datmaya balamt. "Abdlmecid benim ihlasm bozma" Bir gn stad Konya'ya gelmiti. Mevlana Camiine gelince bana, 'Abdlmecid yle ackmm ki... Ben ziyaretten kncaya kadar bir orba getirir misin?' dedi. Hemen eve gittim. Hazr bulunan bir tas mercimek orbasn alp getirdim. Mevlana Camiinin kapsnda kendisine ikram ettim. orbay itikten sonra yeleinin cebinden iki kuru karp bana uzatt. Ben, 'orbay para mukabili olarak m getirdim?' deyince bana yle dedi: Abdlmecid al hakkn, bu senin hakkndr. Benim ihlasm bozma!' "stadn mezarnn nakli" Ben stad Bedizzaman'n vefatndan sonra yine Konya'ya gitmitim. Abdlmecid Efendi bir esnafn dkkannda oturuyordu. eri girip selm verdim. Biraz oturduktan sonra, beraberce darya ktk. Sohbet

ederken stadn kabrinin nakliye alakal olarak bir mesele sordum. Hadiseyi bana yle anlatt: Bir gn kapm aldlar ve beni alp karakola gtrdler. Beni gtren bir binbayd. 'Sizinle biraz iimiz var' dedi. Bana bir yere kadar gidip geleceimizi syledi. Yannda iki asker daha vard. Daha sonra hava alanna, oradan da beni Urfa'ya gtrdler. stadn kabrinin bana gelmitik. Kabrin banda kalabalk askerler vard. stadn tabutunu kabirden karmlard. Tabutu ap, stad bana gsterdiler. Ben aabeyim ve stadm olduunu syledim. Sonra tabutla beraber beni de alp, tekrar hava alanna getirdiler. Sonra da nceden hazrladklar bir baka ehirde, bir baka mezara stad defnettiler.' Abdlmecid Efendiyle sohbet ederken, yanmzda Konyal Halc Sabri Efendi de vard. Halc Sabri Efendi bana dnerek, 'stad defnettikleri yer Isparta'dr. Hocam bu yeri sylemekten korkuyor' deyince Abdlmecid Efendi fkeyle dnerek: Hayr korkmuyorum. Ben bu kadarn biliyorum. Tahminime gre gmdkleri yer Isparta'yd' demiti. Bu ksa hatralarmla 1965 senesinde stad Bedizzaman'la alakal olarak grdm u ryam da anlataym: "Bir hastala yakalanmtm. Ne kadar doktorlara gittimse de, bir ifa bulamadm. Ankara'da bir otelde yatyordum. O gece ryamda stad Bedizzaman'

grdm. Benim olduumu yere terif etmilerdi. Bir masann yannda bana doru dnp yle sylediler: 'Cesette bir ey yoktur. Cesedi cesed yapan ruhtur.' Bu ryadan sonra sabahleyin kalktm, Yksek htisas Hastanesine gittim. Zaten oraya yirmi gnden beri hep gidip geliyordum. Muayene iin yine gittim. Muayene neticesinde doktorlar bana dediler ki: 'Kardeim senin hastaln ruh hastaldr. Ruh hastalnda, ifay Allah'tan baka kimse bilemez. Grevinizin bana gidiniz' dediler. Mesele burada bitmitir. Mucibince amel oluna."

MER ADL MEHALF


1920'de am'da domutur. Eskiden Suriye'de hapishane viziydi. Daha sonra Mekke, Taif hapishanesi vaizlii yapmtr. 1957'de Konya'da ikamet eden Halc Sabri vastasyla Bedizzaman' ziyaret edip grmtr. "Evinin ii Sahabe evi gibiydi" 1957 senesinde idi. Cenab- Hak, ilk ziyaret etmeyi nasip etmiti. Kardeimle gitmitik. Kardeimi Adana'da doktora nce baz limlerden Trkiye'deki allme, Bedizzaman Hazretlerini duymutum. defa Trkiye'yi sinir doktoruna braktm. Daha mcahid-i zam

Bedizzaman'a gidip grebilmek iin Sabri Halc'y tavsiye etmilerdi. Konya'ya giderek Sabri Halc'y buldum. Konya'da bir gece Pamuk Palas Otelinde kaldm. Ali Ulvi Kurucu'nun dedesi olan Hac Mustafa Efendi ile grtm. Halc Sabri, Isparta'da zeytinya ve sabun ticareti yapan Sleyman Rt akn'a hitaben mektup yazd. Israrla bana on lira vermek istedi. Kabul etmeyince,

kymetli bir seccade hediye etti. Trenle Isparta'ya giderek kendisine mektup yazlan zat buldum. Dkknnda Ceven okuyordu. Bir mektuba, bir de bana bakt. Bana itimad etti. stadn evine beraber gittik. Orada Mustafa Sungur ve Ceylan alkan' grdm. 'stad Hazretleri rahatsz, ziyareti kabul edemiyor' dediler. Mutlaka greceim. Ya burada leceim veya be dakika dahi olsa, greceim' diye srar ettim. 'stada syleyin, ben buradan gitmeyeceim' dedim. Gidip sylediler, stad izin vermi, ieri girme erene nail oldum. stad bir divan zerindeydi. Yerde bir hasr vard. Btn evindeki eyalar, o gnk para ile yz lira deerinden daha az ederdi. Bir de demirden soba vard. Selmm ald, elini bama koydu. 'Ho geldin' dedi. 'Sesi ok zayft, yakndan ancak iitilebiliyordu. Kendimi tutamadm, alamaya baladm. Ceylan alkan da oradayd. Ben Arapa olarak hasta olan kardeimden bahsettim, ona dua etmesini syledim. stad dua edeceini syledi. Evin ii Sahabe evi gibiydi. stese evi altndan yaptrrd. Halbuki yz-iki yz lira deerinde, -be para eyann olduu bir yerdi. Ceyln alkan, 'Alama' diye beni ikaz etti.

Ben ziyaretine gelmeden evvel bam baka eyler hayal etmitim, hayalimden ap ayr bir halle karlamtm. Onun konumas bana hayat veriyordu. Kardeimin ifa bulacan, iyileeceini syledi. Bana Hutbe-i amiye, Asa-y Musa ve Ceven gibi kitaplardan verdiler. "stad bana icazet verdi" Cuma yaklamt. karken, stad, 'Gel' diye beni ard. Yaklatm. Bamdan pt. Ben de elinden, ayandan ptm. 'Yapma' dedi, msaade etmedi. 'am ulemsna selmlarm syle, birbirini sevsinler. Allah iin birbirini severlerse, Allah da onlara yardm eder. Tesandle, muhabbetle birbirlerine balansnlar' dedi. am'da Ekrad Mahallesinde Hamuleyl Camiinde imam olan eyh Ahmed Akbalizade'ye selmlarn syledi. Bana am'dan ilk defa kendisini ziyarete gelen bir kimse olduum iin iltifat etti. stad bana icazet verdi. Bu hdise ise yle olmutu: 'Cenab- Hakkn sana ihsan ettii rivayet ve dirayet ilminden bana da ver" dedim Tamam' ded. Elini tuttum. steimi kabul etti. Bana icazet verdi. Bu byk bir ltuf idi. Cenab- Hak, ihls sahibi bu byk zatn, bu gerek mcahidin takip ettii yoldan gitmeyi bize, btn arzu edenlere de nasip etsin. Cenab- Hak, bu slm mmetine onun izdii cihad yolunda gitmeyi nasip etsin. Daha sonra stanbul'a ve Adana'ya urayarak Halep'e

gittim. am'a giderek stadn selmlarn tebli ettim. "Kardeim, stadn duas ve himmetiyle iyileti."

MUZAFFER KKYILDIZ
"Asrn mceddidini grmeye geldim" lk defa 1957 ylnn bir yaz mevsimi stad ziyarete gittim. Isparta'da olduunu sylediler. Bu ziyaretime vesile olan hdise eyhim Abdulvahhab'a olan ar ballmd. Bu ballm esnasnda onun hakknda menf olarak ok eyler sylyorlard. Onu Bedizzaman'dan renmek iin gidiyordum. lk defa Isparta'da Rt akn'n dkknna gittim. Oradan beni Ceylan alkan Aabey gtrd, stadn evini gsterdi. Evden Bayram Aabey kt. 20 dakika sonra gelmemi istedi. Bu durum sefer tekrar etti. En son olarak, gittiim gnn ertesi sabah saat 8'de gittim. Zbeyir Aabeyle karlatm. O da 20 dakika sonra gelmemi syledi. Derken en son iman bir aabey kt. Ona 'Van'dan asrn mceddidini grmeye geldim' dedim. Nihayet ieri aldlar beni. nce salona girdim. Salondan sadaki odaya aldlar.

Orada hep duvarlarda peygamberlerin isimleri yazlyd. Biraz bekledikten sonra Ceylan alkan, 'Gel stad seni aryor' dedi. Ben titremeye baladm. Vcudumu heyecan sard. eri girdim, birinci ayam ieri attmda ok zayf grdm. kinci ayam atta ise ok heybetli grdm. Hemen eline yumuldum, pmeye gayret ettim. O eliyle iaret ederek 'Otur' dedi. Bana o srada 'Seyyid Abdulvahhab' tanr msn? Nasldr? Hasta mdr? Sa mdr?' diye sordu. Ben bu ifadelerdeki mnay ilk etapta anlayamadm. 'O ne hastadr, ne sadr, ortadadr kurban!' dedim ve 'Halk Partisinden adayln koydu' dedim. stad o sra heybetli bir ekilde eliyle bir eyi keser gibi sert bir biimde 'Neyse' dedi. Ondan sonra Erci Mfts ve mamn sordu. Bunun yannda baz aabey ve kardeleri tanyp tanmadm sordu. Ben tandm syleyince, 'Sungur! Sungur! Maaallah, maaallah bu Muzaffer'dir' dedi. Halbuki o ana kadar ben ne ismimi sylemitim, ne de bir ey. smimi kendisi syledi. Benim niyetim gn orada kalmakt. Bu arzu ve niyetimi amamtm stada. Fakat o bana, 'Ben seni gn misar edecektim, fakat ben hastaym, hemen memleketine git' dedi. Yine bir gn memlekette ryada stadn elini pyordum. Be parman birden pyordum. O heyecanla kalkp barmtm. te bu ryadan 5-6 ay

sonar ryadaki gibi stadn be parman kendisiyle grtmde ptm. "stadn mjdesi" kinci ziyaretim de Muradiyeli Kamil Acar'la olmutu. Yine Isparta'ya gittik. O srada Otelci Nuri Benli'yle karlatk. Bize ltife yaparak 'Yine Hoca Efendiyi ziyarete mi geldin?' dedi. stad da Emirda'dan arabayla Isparta'ya inmiti. O sra da stad arabann iinde grmeye muvaffak oldum ve elini ptm. Daha sonra yine evde grdm. Bana, 'Benim canl mektubumsun. Muradiye'nin knden byne kadar hepsine selmm syle' demiti. Ben de bir gn kahvede bararak, 'Bedizzaman'n Muradiyelilerin kne byne hepsine selm var' dedim. Gariptir ki, o selmdan sonra camimizin cemaat gn getike daha da oalyordu. O gne kadar az olan cemaat gittike oalmt. O sra bana ve Kamil Aabeye dualar etti. Kamil Aabeye ran'a gtrmesi iin baz kitaplardan vermiti. O da gtrmt. Kamil Aabey gtrdn syleyince 'Size mjdem var' dedi: Birincisi: iilerle Snnilerin geimsizlii halledildi. kincisi: Almanya ve dier baz devletler Risale-i

Nur'lar kendi lisanlaryla okutacak. ncs: Van'da bir niversite yaplacak.' "Daha sonra elini perek ayrlmtk." El-Ftih! Gt, dnya gzyle grmemek zere daha, Sa iken Fatihalar yadrrd ervha... Adn syleyeyim: Muzaffer Kkyldz. Rhuna el-Ftih!... Mikil Yaprak

HAMD SALAMER
1932'de Samsun'da domutur. ttihad'da, Yeni Asya'da ve Hak Yol slam Yazacaz isimli iir kitabnda neredilmi birok iirleri bulunmaktadr. Bize gnderdii yandaki resmin arkasnda u drtl okumaktayz. Geri bir glgedir, amma resim bir mr andrr. Gml hatralar hayallerde canlandrr. Basit bir kart dost dilinde vesile-i dua olur. drake dahi smayan saadeti kazandrr. "Bir tokatla yola geldim" stadla grmemin ilki ryada, biri de madd lemde olmak zerek iki ksm olup, ryada grmem beni madd grmeye hazrlad ve ikisi birbirini tamamlad iin bence nemli olduundan, ksaca anlatmakta fayda gryorum. "1957'nin Aralk ay. Gayri slmi bir hayatn iindeyim. slmiyetin iliyatna taallk eden hibir bam kalmamt. Bu hayatn sarholuu yce Allah'mz bile dnmeme frsat vermediinden hayallerim ve duygularm gibi, dncelerim de maneviyata

yabanilemi bir halet-i ruhiyede, gnah deryasnda girdaplar iinde dne dne korkun kbetlere srklenip giden bir kuru yaprak gibiydim. "slm ve imani llerden bhaber olduumdan, bu gidiin dehetini idrak edemiyor, kmaya da gayret sarfetmiyordum. Bu halim git gide evremden kopmama, gnahkrlarn bana evre olmasna sebebiyet verdiinden, bu da gittike ktlememe vesile tekil ediyordu. Bu yzden btn hayrl dostlarn, hatt yaknlarmn kurtulmamdan mit kesip yz evirdiklerini gryordum. Bir gece ryada iret leminde idim. Yanmzda uzun boylu, nuran yzl, gayet muntazam, kzl sakall, koyu yeil sarkl, ok ciddi ve her haliyle hrmete lyk bir adam geldiini grnce, gayri ihtiyar ayaa kalktm ve bizi o halde grmesinden utandm. Orada arkadalarmn iinden beni ard ve 'Evldm, bu ikiyi, bir daha sakn ime' diye tenbih etti. Ben de, 'Peki hocam, imem' dedim. O zat da dnd ve gitti. Biz, 'Tamam, hocay savdk' der gibisinden devam ettik. "Biraz sonra o zat tekrar yanmza geldi. Fakat ne geli! O mlyim ve efkatli hali gitmi, yerini iddet ve cell almt. Gzlerinden sanki lvlar sayor. Hiddetinden yz korkun bir hal almt. Yine o topluluktan yalnz bana muhatap olarak, 'Ben sana bunu bir daha imeyeceksin demedim mi?' deyip enseme bir tokat yaptrd. Ben yzkoyun topraa gmldm. Nefesim kesildi. Nefes alamyor, bouluyordum. Uratm, bir trl kurtulamadm. Byk yemin ederek, 'meyeceim' diye bararak uyandm. Fakat tokadn yeri

ok iddetli aryordu. Tam bir hafta o tokadn yeri ard. deta parmaklarnn izini ensemde hissediyordum. mrmde ilk defa byle bir tokadn en hak ettiim zamanda gelmesi ve hayatmn dnm noktas olmas tesadf gibi bahanelerle izah edilemezdi. "Risale-i Nur'u ryada rendim" O tokatn evkiyle Mslmanla ait meseleleri sormaya baladm. Bu sormalar esnasnda Risale-i Nur'a ulatm. Fakat risaleleri pek anlamyordum. Risaleleri okuduum gece ryamda, nur yzl, sarkl, cbbeli mbarek bir zat, elinde tarif edemeyeceim bir k, elimden tutup ziri karanlklardan bilmediim ve grmediim yerleri hem gezdirip, hem de risalelerden anlamadm yerleri izah ediyordu. Bu hal faslasz iki ay kadar devam etti. Ben risaleleri anlamaya balaynca o zat daha gremedim. "Bana ryada iki ay ders veren stadm" Nur'lara kavumamdan yedi-sekiz ay sonra Bafral Muammer enel Aabeyle Isparta'ya stad grmeye gittik. Galiba Nur boya ticaret diye bir dkkna uradk. 'stad ziyarete geldik' dedik mi hatrlamyorum. Orada oturanlardan birisi, 'Gazi Yiitba ile iki mebus, stad ziyarete geldiler. stad ok hasta olduundan grmeyi kabul etmedi. imdi geri dndler' dedi. "O zaman, 'Btn mitlerim boa kt' diye ok zldm. Karamsar dncelere daldm. 'Koca iktidar partisinden mebus

geldi, stad kabul etmedi de, benim adm yok, sanm yok, makamm yok, kim tanr, kim inanr, nesin, necisin?' diye dnrken be dakika geti gemedi, on dokuz-yirmi yalarnda bir gen kapya geldi. Bize hitaben, 'stad sizi bekliyor' dedi. Ve yrmeye balad. Biz de apar topar kalkp peine dtk. Bir bahe kaps nne gelince, kap ald. Bayram Yksel Aabey -Samsun'dan tanyordumgrnd. Bizi kapdan ieri alp, 'Maaallah, sizi tebrik ederim. stad sizi kabul etti' diye bizimle musafaha edip, iki katl ahap evin ikinci katna, stadn yanna kard. stad karyolann zerine oturmu, banda ceviz yeili bir sark, srtnda cbbesi, iinde yakasz beyaz bir gmlek, -her halde hastalndan olacak- srtnda yorgan; oturuyordu. "stadn ahsn grnce, kendisine bir yaknlk hissettim. Daha evvel sanki ok grmm gibi geldi bana, ama nerede, bir trl karamyordum. Halbuki daha nce resmini dahi grmemitim. Fakat bunlar uurlu bir ekilde dnemiyor, sadece farknda olmadan hissediyordum. Meer iki ay, her gece ryamda bana ders veren, stadm. Ayn klk, ayn kyafet, ayn hlde karmda duruyordu. Bunu epey sonra anladm. "Seni her sabah burada gryorum" Bu halette yanna yaklatm. Daha evvel elini ptrmediini duymu, 'Ne olursa olsun, peceim' diye niyetlenmitim. Eline uzandm, baktm, elini pmeme msaade etti. Ben de, 'Elhamdlillah, niyetim oldu' gibisinden bir kenara ekilip oturmak istedim. stad, 'Gel kardam' dedi ve beni alnmdan perek kucaklad, yan

ban gstererek, 'Buraya otur' diye, adeta emretti. O kadar tuhaamtm ki, odada kim var, kim yok, bilemiyordum. Muammer Aabey yanmda idi, elini pt m pmedi mi, farknda deildim. Yalnz karyolann ayak ucuna, kilimin zerine oturduunu sonradan grdm. stad bana bir eyler soruyor, yannda olduum halde sesini hi duyamyordum. Karmzda duvarn dibinde birisi, 'Size Samsun'daki hizmetlerden soruyor' dedi. Ben de anlattm. Buna benzer tekrar tekrar sorular soruyor, ama fslt halinde dahi sesini bile duyamyordum. Yine duvarn dibinde Hsn Aabeyle Bayram Aabeyi farkettim. O n kadar odann iinde onlar -yanlarnda biri daha vard- fark edememitim. Konumamz sual-cevap srerken sesini -yakn olduumuz halde- hi duyamamam Hsn Aabey tarafndan -uzak olduumuz haldetekrarlanmas zerine iimden, 'stad konuamyor da bunlar kendilerinden mi sylyor?' diye geti. stad yatan iinde iki dizinin zerine gelerek, diklenip przl bir sesle konumaya balad. 'Daha evvel sen buraya hi geldin mi?' dedi. Ben de 'Hayr stadm, hi gelmedim' dedim. "Fesubhanallah, fesubhanallah' hayretini ifade ederken, elini ykseklerde gezdirerek yzlerce dnm meydan iine alacak bir daireyi izer gibi gsterirken 'Seni her zaman sabah derslerinde burada gryorum' dedi. stad bunlar sylerken, ok byk bir meclisin daire hudutlarn gryor gibi, yz hatlar, gzleri ok duygulu, kol hareketleri sert ve gergin, iaret parma bir oku andryordu. "Seni otuz senelik talebelerimle birlikte

talebelie kabul ettim. Abdlmecid, Abdurrahman ve Ahmed Hamdi Savl'larla duamda dahilsin. Samsun'daki kardelere benden ok selm syle, ben Samsun'u ikinci bir Isparta olarak kabul ediyorum, gidince benim bedelime Karadeniz ve havalisini gezmenin hizmet bakmndan iyi olacan, benim halimin de buna msait olduunu tavsiye etmesiyle, gayrete gelerek kasaba kasaba dolatm. Gittiim yerlerde, kabiliyetimin fevkinde slmi meselelerle aklk getiriyor, konutuka mantki deliller bulmakta kolaylk gryor, sabahlara kadar benden ok daha kabiliyetli cemaatleri dinlettiriyordum. Ayrca bu dini hizmetlere vesile olmak, bamn iddetli armas, iki kiiyle konumaktan aczimi hissettirir bir halden sonra olmas, gezmenin benim bedelime olmadna bana kat'i kanaat verdi. Hatt bu halin o kadar tekrarn yaadm ki, hizmetten evvel baka, hizmetten sonra tamamen baka bir hal alr oldum. Ne zaman skntya maruz kalsam, iyi bir hizmete vesile olacam phe gtrmez bir surette hissediyordum. "aml Hafz Tevk'in anlattklar" Muammer Aabeyle hem gidiyor, hem de sevincimizden uuyorduk. Eirdir'i, Barla'y ve am dan gezecek, stadn kald yerleri grp hatralarn dinleyecektik. Geri stadn bize Barla'ya kadar msaade verdiini mdriktik. Fakat 'Barla'ya git' demek, 'am dana da gidin' demekmi gibisinden bahaneler buluyor, ne hikmetse en ok da am dan grmeyi merak

ediyorduk. Eirdir'e urayp ilingir Ali ve Hac Bahri Aabeylerin mzaheretiyle baz yerlerini gezip stadn hatralarn dinledikten sonra Barla'ya gittik. Alt kahve, st -drt yatakl bir otele antalarmz braktk. Camiye akam namazn klmaya gittik. mam mbarek bir insand, adeta beni ekiyordu. "Duadan sonra hi detim olmad halde ellerine sarldm ve ptm. Nereden geldiimizi sordu. Ben de Samsun'dan Bedizzaman'n ziyaretine geldiimizi, Barla'y ve am dan gezmek istediimizi syledim, ok memnun oldu ve bizi gece saat bire kadar brakmad. Kendisinin de aml Hafz Tevk olduunu syledi. Bize stadn ok hatralarndan bahsetti, ok feyizlendik. "Yer ayrttmz otelin altndaki kahvede ge saatlere kadar sohbet ettik. Bu sohbetimiz esnasnda Hafz Tevk Efendi stadn ktibi olduunu syledi. stadla birlikte bulunduu sralardaki bir ok hadiseden bahsetti. stada ktip oluunu yle anlatmt: "stad am'a Cami-i Emeviyede hutbe irad ettii zaman ben ocuktum ve orada bulunuyordum. Babam lim bir zatt. Namazdan sonra bana eliyle stad gstererek, 'Bak olum, bu zat iyi tan, ileride byk bir hizmette beraber bulunacaksnz' dedi. Aradan zaman geti, ben Barla'ya dndm. Garip bir tecell, stad da Barla'ya nefyetmiler. Barla'ya geliinde beni grnce yanna ard. Ben de gittim ve bu hizmette beni istihdam etti. Risalelerin yazlmas iin bende her ey hazrd. Kt, kalem, her ey koynumda hazrd. Hatt yamura kar yanmzda emsiye bulunduruyorduk. stad bana ni olarak, 'Kd

kalemi kar' diyordu. Bulutlara bakarak devaml konuuyordu. Biz de mtemadiyen yazyorduk. Hatt yle ki, yanl olacandan korkuyorduk. Fakat sonradan bakyorduk ki, takatimizin fevkinde yaz hatasz ikmal oluyordu.' "Sohbetimiz devam ederken Hafz Tevk Efendi bir sigara sard ve sararken de u hatrasn nakletti: 'Ben ok sinirli birisiydim. Sinirleniyordum. Hem sigara, hem de ay tiryakisi olduum iin bazen bama vuruyordu. Bir defasnda stad yine sinirlendiimi anlad, bana bir hiddet etti. Alnnda sim siyah damar -parmak kadar- dar kt. Ben o halinden ok korktum. Sonradan bana, 'Ya sigaray veya ay brak' dedi. Ben de ay terk ettim. Ondan sonra daha hiddetlenmedim.' "Bedizzaman' ziyarete geldik" Sabahleyin sabah namaz iin tekrar camiye gittik. Namazdan sonra Barla'y nar aacn ve medreseyi gezdirdi. Otele dndmzde jandarmalar her eyimizi toplamlar, bizi bekliyorlarm. Apar topar bavullarmzla karakola gtrldk. Jandarma kumandan baavu bizi sust yakalamaktan gururla ve sert bir tavrla bir aa, bir yukar dolayor, ara sra Sizi gidi sizi der gibi kafasn sallyordu. Burada iiniz ne? Buraya neden geldiniz? Ben de ayak ayak stne atp, ayn sertlikle Bedizzaman Hazretlerini ziyarete geldik, onun kald yerleri de geziyoruz dedim. Ben istiyordum ki, stad ziyarete gelmiken beni nezarete, yahut hapse atsnlar. Bu hatray hayatm boyunca bir iftihar vesilesi olarak tayaym. Bu

yzden srf ii bytmek iin o tavr takndm halde, bana ne bir eyler sordular, ne de valizimi kartrdlar. Sanki ben orada yokmuum gibi Muammer Aabeyi ahiret sualine tuttular. Sual fasl bitti. Nfus czdanndaki iaretlere baktlar. O bitti, bavul ald. Btn eyasndan tek tek hesap vermek mecburiyetinde braktlar. Halbuki benim yanmda nfus kdm dahi yoktu. Bu vaziyette -drt saat gemiti ki, ieri bir onba girdi. Araba geldi dedi. Baavu bize, Araba sizi bekliyor dedi. Biz de gittik. Bizi otobse bindirdiler, geri gnderdiler. ok istediimiz halde, stadn iznini bir adm bile aamadan geri dndk. Hem de sngl muhafzl. Hamdi Salamer gzel iirler yazan air ruhlu bir insan.

SUBH TREL
Bize kendinizi ksaca tantr msnz? "1926'da Antalya'da dodum. Ortaokulu bitirdikten sonra alma zarureti hsl oldu ve liseye devam edemedim. Ancak liseyi ve daha sonra Hukuk Fakltesini dardan bitirdim. 1949'dan beri leri gazetesini kartmaktaym. Evliyim ve iki ocuk babasym." "Genlik Rehberi'ni bastm" Risale-i Nur Klliyatndan baz risaleleri basp nerettiiniz syleniyor. Hadisenin mahiyetini anlatr msnz? "lk defa 1957'lerde merhum Mustafa Ezener ve Rt akn bana geldiler. 'Genlik Rehberi'ni basar msnz?' dediler. 'Hayr, basamam' dedim. Sebebini sordular. Ben de 'Devlet bu hususta hassastr. Ad geen kitap yasak neriyat arasndadr. Bu yzden istediinizi yerine getiremem' dedim. O zaman bana kaziye-i mahkeme haline gelmi Yargtay ilm karar gsterdiler. Karar zerinde, o senenin tarihi vard. Karar Yargtay Genel Kurulunda alnmt. Ben o karar okudum ve hi kimseye

danmadan Genlik Rehberi'ni basacam syledim. Hemen Genlik Rehberini'nin basm ilerine baladm. Hatt gazetede tefrika suretinde Hanmlar Rehberi ve Hutbe-i amiye isimli kitaplar da nerettim. " "stadn zevklendi" duasn aldktan sonra hayatm

stad Bedizzaman Hazretleri ile grtnz m? Bu grme intibalarnz anlatr msnz? Bir taraftan risaleleri gazetede nerederken, bir taraftan da, yine merhum Mustafa Ezener ve Rt akn'n delletleriyle stad Bedizzaman Hazretlerinin ziyaretlerine gittim. stad Isparta'da ziyaret edip ellerini ptm, hayr dualarn aldm. 1957-58 arasyd. nann, stadn duasn aldktan sonra, hayatm renklendi. Be yldr evliydim, fakat ocuum olmuyordu. stadn duasyla Allah bana bir erkek evlt verdi. stad Hazretleri bana, 'Kzn olursa adn Zhre koy' demiti. Sonra bir de kzm oldu. Fakat ben unuttum, adn Zhre koyamadm. Sonra staddan zr diledim, ama zannederim, bana gnllendi. imdi ok pimanm. Keke kzmn adn Zhre koysaydm; ok, ama ok pimanm. O ilk ziyaretten sonra sk sk Isparta'ya ziyaretine giderdim. Bazen gidemezsem, stad arabasn veya ofr Mahmud'u gnderir, beni alp Isparta'ya getirirdi. Bu esnada Nur Risalelerinden altm-yetmi kadarn da okumutum. "Nur'lar okurken yakn evremdeki insanlar bilmeyerek

stadn aleyhinde konuurlard. Neden byle 'men' bir kimsenin eserlerini neredip okuduumu sorarlard. Ben de Nur Risalelerinin Kur'n'n tefsiri mahiyetinde olduunu syler, kendilerine de okumalarn tavsiye ederdim. Bylece birok arkadalar yanl kanaatlerinden kurtarmtm." "Yapmasan iyi olur" stad Bedizzaman Hazretleri ile unutamayacanz bir hatranz var m? Bu vesileyle, iimde tadm ve tazeliini lene dek devam ettirecek olan bir hatram zerine basa basa anlatmak isterim. yle ki: Beni stad Hazretlerine ikayet etmiler. Bir gn yine Isparta'ya stadn ziyaretine gitmitim. Biraz konutuktan sonra bana unlar syledi: 'Hakknda ikayetler var. Sen kumar oynuyor, rak iiyor, baz geceler de dansa gidiyormusun. Doru mu btn bunlar?' Ben de kendilerine 'Evet, dorudur stadm' dedim. O zaman bana dnd, 'Sana yapma, etme diyemem, yapmasan iyi olur derim. Yapma dersem, huzur-u maherde yaplacak hesaplamay ben stlenmi olurum ki, bu Allah'la kul arasna girmek demektir' dedi. Benim ahsi dncem de, stad Bedizzaman Hazretleri llemeyecek kadar muhteem bir maneviyat sahibidir. Ona izafeten yaplan ithamlar ve hcumlar bir

bilgisizliin ac neticesidir. "stad be dil biliyordu" stad Hazretleri her gn tra olurdu. Ben ziyaretlerinde uzun sre diz kp oturamazdm. Bana efkat ve msamahayla davranrd. Beni karyolasna oturturdu. Benim kanaatim, stad Bedizzaman birka tane yabanc dil bilirdi. Arapa, Farsa, Krte, Franszca ve Rusa konutuuna ben ahidimdir. Allah korkusunu ve Marifetullah, yani Allah' bilmeyi insanlara en iyi bir ekilde talim eden en stn bir mriddi. Byle bir mridi tanmayanlar, bana kalrsa ok talihsizdirler. Ben Risalelerden birkan bastm zaman, Trkiye'nin birok beldesinden tebrik telgraar almtm. O zamanki Isparta Valisi Mustafa Barak, stad seven ve hrmet eden bir kiiydi. stadla grtkten sonra, stadn Cuma namazlarn camide klmas izin vermiti. Ben mbarek kandil gecelerinde, Isparta'ya stada tebrik telgraar ekerdim. Hatrladm kadaryla, kullandm ibareler yle olurdu: 'stad Bedizzaman Said Nursi Hazretlerine en derin hrmet ve arz- takdimle, ellerinden perek takdim olunacaktr.' Bu tebriklerim aynen ulard. stad iman derslerinde u parti veya bu parti demezdi. O iman dvsna hizmet ederdi. Kur'n dvsna sadakat gsterenler de, onu bulurlard.

"Eski bakanlardan Cell Yardmc ve Tevk leri ile stad, Eridir yolu zerinde bir grme yapmlard. O zamanlar bu grmeyi muhalefet haksz olarak ok diline dolamt." (Bu rportaj yapan Sebahaddin Boyac'ya teekkr ederim.)

Prof. Dr. HAYRETTN KARAMAN


1934'te orum'da dodu. Marmara lahiyat Fakltesi retim yesidir. "Akl ile kalbi birlikte ele almtr" Takriben 1957 ylnda Konya mam Hatp Lisesinde renci iken merhumu grmek, onunla konumak istedim. Bu istee tekaddm eden ve sebep olan hdiseler arasnda, aradan bu kadar yl getikten sonra unlar kaydedebilirim. "1950'lerde, memleketim olan orum'da, aile dostumuz bir manifaturac, stanbul'a gidip dndke taze haberler getirir, grt ulemdan bahsederdi. Bir defasnda stanbul vaizlerinden Urfal Mahmud Kmil Efendi'nin, Bedizzaman merhum iin, 'O yeryznde bir tanedir' dediini nakletmiti. Ve bu sz, bende derin bir tesir brakmt. "Tahsil iin Konya'ya gidince nce Eref Edip'in yazd biyograyi, sonra da merhumun baz eserlerini okudum. Bir yandan okuyor, bir yandan evremi dinliyordum. Lehte, aleyhte mbalal szler, niversitesi,

deerlendirmeler vard. Bu sebeple nce okudum, sonra bir de greyim dedim. O zamanlar Isparta'da bulunuyordu. Rt akn isimli bir Isparat'l bir tacirin dkkanna gittim, haber gnderildi, kabul edecei bildirildi. Geni bir avlu iinde iki kat gibi hatrladm bir evin ikinci katnda grtk. Kendisi rahatsz idi, yatanda haf dorulmu vaziyette bulunuyordu. Yandan sarkan uzun beyaz salar ve beyaz by vard, sakal yoktu (yzn byle hatrlyorum). Yannda bulunan talebeleri yzne fazla bakmamam, bundan holanmadn sylediler; halbuki ben bakmak, grmek istiyordum. Kaamak olarak baktm. u anda hatrlayabildiim kadaryla, 'Benim uzun zamandan beri kendisini grmek istediimi, nihayet bunun nasib olduunu, beni seher dualarnda ismen zikrederek dualarna kattklar arasnda anacan' ifade etti ve dua etti. Yanmdakilerin ikaz ile kalktm, dar knca tebrik ettiler, vedalatk ve ayrldm. Merhum hakknda ksa bir deerlendirme yapmama izin verilirse unlar sylemek isterim: lim, zeki ve cesur bir zat. Akl ve kalbi, birlikte ele alarak, tatmin etme, her ikisine birden hitap ederek iman ve itminan salama yolunu tutmu, bu usulde nemli ve faydal eserler vcuda getirmitir. Zamannda yle gerektii iin 'nce iman' meselesini ele alm ve iman kurtarma yolunda cehd ve cihad vermitir. Kur'n- Kerimin akirdliinde mstakil bir r sahibidir. Zemmedilemez. Medihte mbalaa etmek de, doru deildir. Bilen bildii kadar sylemelidir. Bugn

onun at rda, iman ve irfan yolunda hizmet veren binlerce tbii, onun emelini devam ettirmekte, defterini doldurmaktadrlar. Allah ona rahmet, iman ve Kur'an'a hizmet yolunda tbilerine muvaffakiyet ltfeylesin..."

MEHMED KR YELNACAR
1939'da olmaktadr. anlurfa'da dodu. Ticaretle megul Tayla toprayla mbarek olan peygamberler beldesi Urfa, cmertliiyle ve misarperverlii ile de tannan bir vatan burcudur. Urfa'nn bu mbarek faziletini yzyllarca evvel buray da gezen mehur Seyyah Evliya elebi, Seyahatname'sinde, bu veliler diyar ve peygamberler menzilini sitayile anlatmaktadr. Risale-i Nur'lar okuyarak, slm hayat yaamaya baladm iin Gaziantep Lisesinden kovularak gittiimde, Urfallar bana kucak amlard. Liseyi orada tamamlamtm. Bu iki senelik Urfa hayatmda, bu aydnlk beldenin nice faziletlerini gzlerimle grmtm. Lise hayatmdan eyrek yz yl sonra Urfa'ya gittiimde, mektepte velim olan muhterem Yeilnacar Aabey Risale-i Nur'u tanyn ve stad ziyaretini yle anlatmt: "Allah'a kr, 1956'larda Nur Risalelerini okuyarak, aydnlanmaya balamtk. Daha sonraki 1958 ylnda Nur Talebelerinin

Ankara dvs olmutu. Bu dvdan sonra Isparta'ya stad Hazretlerinin ellerini pmeye, nurlu simasn grmeye gitmitik. Giderken yanmza bir bavul da kitap gtrmtk. Isparta'da Nuri Benli Aabeyimizin oteline inmitik. "Kaplarda bizi gren ocuklar yabanc olduumuzu anlayarak, 'Hoca Efendiye mi geldiniz, Hoca Efendinin evini mi aryorsunuz?' diye bize sormulard. "Bizler de, 'Evet' deyince, nurlu stad Bedizzaman'n evini gstermilerdi. "Daha sonralar stadn bulunduu Isparta ve Emirda'da gezerken geceleyin kaldmz otele polisler gelerek, 'Tabanca falan aryoruz' diye bizi alp karakola gtrdler. Karakolda bize epeyce dayak attlar. Bedizzaman Said Nurs'yi ziyarete geldiimizi syleyince, 'Siz birbirinizi nereden tanyorsunuz?' diyerek ayr ayr ifademizi aldlar. "Ah! Ah! eyhiniz yetiti!" Ben, 'Arkadam da terzi, ben de terziyim. kimiz de Urfalyz. Urfa'da ikimiz de ayn camiye gidip geliyoruz' dedim. "Ben bunlar anlatrken bir taraftan da polisler durmadan ve dinlemeden bizi dvyorlar ve tartaklyorlard. Sonradan nezarete attlar. "Akam namazn klyorduk. Bir polis geldi, dedi ki: 'Eer eyhinizin kerameti varsa, sizi bu gece braktrr. Braktrmazsa sabaha kadar siz grrsnz.' "Bu tehdidi yaptktan 10-15 dakika sonra geldi, 'Ah! Ah! eyhiniz yetiti' dedikten sonra bizi nezaretten kard. Sonra bir otele gtrdler. Bizleri de bir yere brakmamas iin

otelciyi sk skya tembih ettiler. 'Biz sabah gelip, yeniden bunlar gelip alacaz' dediler. "Sabahleyin polisler geldiler, bizi alp mahkemeye gtrdler. Mahkemede ellerimizdeki Risale-i Nur'lar alp msadere ettiler. Bizleri ise gayr-i mevkuf olarak serbest braktlar. "Isparta'dan km Urfa'ya olacak" 27 Mays ihtill senesinin ilk ayna gelmitik. stad Bedizzaman'n Ankara, stanbul ve Konya'ya gidilerini gazetelerde okuyorduk. Benim de genlik gnlerimin balarnda, artk askerliim gelmiti. Denizli'ye askerlik yapmak iin gidecektim. Btn yol ve askerlik hazrlm yaptktan sonra evime veda ederek 25 Ocak 1960 tarihinde Urfa'dan ayrldm, doru Nur stad Bedizzaman'n yllarn geirdii, Nur Risalelerinin byk blmn kaleme ald, gller ehri Isparta'ya vardm. "Ahmed Demir ismindeki arkada da benimle beraberdi. Bu arkada ehl-i ilim bir kimseydi. O da askerliini Isparta'da yapacakt. "stad Bedizzaman'n ikametghn kolaylkla bulmutuk. Ev ahapt. Damna zm aslmt. Bizi Mustafa Sungur Aabey karlad, alakadar oldu. O licenap alakas hl gzlerimin nndedir. "stad Bedizzaman'n huzuruna sevinle, bayrama gider gibi girmitim. O mbarek ellerini hrmetle ve genlik gnlerimin hasret heyecanyla, itiyakla ptm. stad Hazretleri o zaman somyasnda oturuyordu. "Denizli'ye asker olduumu, askerliimi yapmak iin yola ktm, bu vesileyle buralara, Isparta'ya kendilerini ziyaret edip,

ellerini perek, feyiz almak iin geldiimi ifade etmitim. "stad Bedizzaman bana, "Ben seni talebelie kabul ediyorum ve sana dualar ediyorum, seni dualarma dahil ediyorum' diye iltifat etti. "Daha sonra yle konutular: "Benim Isparta'dan km, Urfa'ya olacak. Bu szlerimi benim vekilim olarak sen Urfa'ya yaz. Ben ok hastaym, mbarek Urfallar bana dua etsinler.' "stad Bedizzaman Hazretlerinin huzur dolu mnev dnyasndan, Nur ikliminden byk sevinlerle ayrlarak Denizli'ye gittim. Burada da birliime teslim olmadan nce merhum Hasan Feyzi Aabeyin mezarn ziyarete gittim. "Bylece stad Bedizzaman'n ve Denizli kabristannn mneviyatyla dolu olara vatan vazifeye baladm. "stad Bedizzaman Said Nurs Hazretleri uzun ve bereketli mrnn eitli zamanlarnda hep Urfa'ya geleceinden bahsetmitir. Tahmin ediyorum, Urfa'ya geleceini en son bana bahsetmiti. nk mbarek stadmz, benim ziyaretimden krk-elli gn sonra ebediyete gmt. Mekn ve makam nurlarla ad ve mesrur olsun."

RAHM ERDEM
1938'de Konya'nn Bozkr ilesinde dnyaya geldi. Bir mddet Yeni Asya gazetesinin Genel Yayn Mdrlnde bulundu. "Hayatmda byk bir r" Aziz ve necib stadmza u bedbaht ve karanlk asrda tebaiyet, muhakkak ki, ereerin en bydr. Btn mesele sadakat ve ona lyk olabilmektir. Cenab- Hak cmlemizi daim etsin, min. "Dindar bir ailenin ocuuyum. 1952 ylnda ortaokul talebesi iken kazamzn kk kitabevinin vitrininde Eref Edip'in Bedizzaman Said Nur ve Nurculuk adl kitabnda grdm o kapak resmi bana tesir etmi, amcama o kitab aldrmtm. Diyarbakr'da vatan vazifesini yapan ve hafz- Kur'n olan daym Risale-i Nur'larn Kur'n hatt nshalarn alp getirmi, kyde bana okutmu, epey malmat edinmitim. Daymn teviki ile Risale-i Nur'lara balanm, btn arzumla bu eserlerin yeni harerle tab'n bekler olmutum. "Nihayet 1956 ylnda daym bana Szler'n ilk basksn, Adana Ziraat Meslek Lisesine gnderdi. Hayatmda byk bir r aan Kur'n hizmet devri

bylece balam oldu. "O na kadar ailemden aldm taklid iman dersleri uura ve tahkike kalbolmu, lah kulluk vazifesini, zevk ve evkle ifa etmeye balamtm. "stad ziyaretim" 1958 ylnda mektepten mezun olunca ziraat tekiltna intisap ederek staj hizmetini ifa ederken Hazret-i stad ziyaret etmek, mbarek elini pmek hasret ve itiyak ile Isparta'ya gittim. "Zaten ayn sene mekteple beraber gittiimiz bu tetkik gezisinde Eskiehir'de saati kr Yrten'in dkknna uradmda, be dakika evvel stadmzn gelip gittiini duyduum zaman ok zlm, hasret ve itiyakm ziyadelemiti. "Ahmet Gm Konya'dan beni trene bindirdii zaman ok heyecanl idim. "Isparta'ya varnca otele indim. Otelin sahibi eski Nur talebelerinden merhum Nuri Benli, bana Hz. stadn bir aydr Barla'da olduunu, bu yzden otelin ziyaretilerle dolu olduunu syleyince ok zlmtm. "Her ihtimale binaen olu Osman ile beni Hz. stadn evine gnderdi. Yoldaki kk ocuklar kemal-i saffet ve samimiyetle, 'Hocaefendimize mi gidiyorsunuz? Gelin, sizi evine gtrelim' szleri tatl bir hayal olarak hl hafzamdadr. "Biz Hz. stadn evine vasl olmutuk ki, kapy aldk; merhum Tahir Mutlu Aabey kapy at. O anda stadmz arabasyla evin nne geldiler. Hrmetle ellerinden ptk. Yannda merhum Zbeyir Gndzalp Aabey ile Mustafa Sungur Aabey vard. ok heyecanlanm ve titremeye balamtm. Yzne bakmak

istedim. Bakamadm. Bana nce yam sordu. 18 yanda olduumu syledim. Mbarek elleri ile bam svazlad. Herhalde o anda yamdan daha kk grnyordum. "Sen Nuri Benli'nin olu musun?" Konya'dan yalnz Ahmet Gm' sordu. Ahmet Gm o srada mam Hatip Okulunda okumasna ramen, byk bir maduriyet iinde, srf iman hizmetlerinden dolay mektep mektep srgne gnderilen mazlum ve madur bir Kur'n talebesi idi ve stadmzn alkasn da fedakrl nisbetinde ekiyordu. "stadmz bana hasta olduunu, yoksa bir ay yannda alkoymak istediini syleyince, heyecanm son noktasna varmt. Artk ne sylediini anlayamamtm. "Otelci Nuri Benli Aabeyin oluna kim olduunu sordu. O da Nurii Benli'nin olu olduunu syleyince Hz. stad, 'Acaip, sen bizim Nuri Benli'nin olu musun?' dedii zaman ok armtm. Buradaki incelii sonradan rendim. Byk bir vecd ve istirak iinde kendimden gemi bir ekilde otele dndm. Otelin terasnda oturmu, dnyordum. Az alkol kokan bir adam yanma yaklat sordu: 'Hocaefendiyi mi grmeye geldin?' 'Evet' deyince, 'Ben defa elini ptm, ama adam olamadm' deyip alamaya balad. Bu hale ok duygulanmtm ki, birden heybetli bak, kartal kalar, gr byklar ve btn insanlardan farkl grn ile hemen dikkatimi, alkam, muhabbetimi celb ve cezbeden rahmetli Zbeyir Gndzalp yanma geldi. "Ziyaretin hemen arkasndan otele kadar gelmesi, husus alakasnn

neticesi idi. Benimle yarm saat kadar konutu. Fevkalde edip ve beli bir ifade ile beni deta byleyen Zbeyir Aabey, ileride kuds Kur'n hizmetimizde, bize btn hayatmzda rehber bir ahsiyet olarak gnlmzde taht kurmutur. Allah makamn cennet etsin "orlu'da bizim Kk Rahmi" Ziyaret dn Konya'ya geldim. Bir sene sonra vatan vazifemizi ifa etmek iin orlu'ya gitmi, ok byk bir evk iinde hizmetimize devam ediyorduk. O sra alayda bir hadise olmu, rahatsz edilmitim. Ispartal bir er izne ayrlacan syleyerek vedalamaya geldi. Ben, stadmza hrmet ve selmlarm gtrmesini sylemitim. "O erin izin dnnde o hadiseden zararsz kurtulmutum. stad Hazretlerinin kapsndan ieri girince daha bir ey konumadan, 'Ho geldin kardeim, orlu'da bizim kk Rahmi ne yapyor?' demi, bir yet-i kerime okuyarak melini bana sylemesini emretmi. O zt hafz olduu iin bana ifahen nakletti, ama not almay ihmal ettim. Fakat mn itibaryla, hadisemizle vech-i irtibat vard. Lyk olmadmz halde, manev himmet ve feyzinin stmzde devam ettiinin delilleri idi. Hz min fadli Rabb... "1960 ylnn banda stanbul'a bir Cumartesi gn izne geldiimiz zaman, btn gazetelerin manetleri Hz. stadn stanbul'a terini haber veriyorlard. "Piyer Loti Oteline geldiimiz zaman otel lobisi ve nndeki meydan maher bir kalabalk iindeydi. stanbul

alkalanmaya devam ediyor, zamann Valisi Ethem Yetkiner gazetelere beyanat vererek memlekette seyahat hrriyeti olduunu sylyor, muarzlara cevap veriyordu. "Hz. stadn ikamet ettii odann yannda bir oda ayrtmtm. O gn akam beklerken ni bir kararla Ankara'ya gitmeye karar vermiti. Otel odasndan arabasna kadar refaket etmi, son defa o aziz stad o zaman grmtm. stad, efkat-i slmiyenin zirvesinde idi. Kendisini rahatsz etmeye alan gruha, 'Ben size dua ediyorum. Siz de bana dua ediniz' szlerini duya duya arabasna bindirmi, gzyalar iinde uurlamtk. "Ebed istirahatghna gitmek zere Urfa yolculuuna hazrland gnlerdi. Bizleri akna eviren, inanamayacamz, ihata edemeyeceimiz bir vefat haberini duyacamz gnler sayl idi. "Hayatmzn ondan sonraki blm aziz stadmzn doup byd, ilk tahsilini yapt mbarek Dou Anadoluda gemi, Cenab- Hak kemal-i keremi ile irademiz dnda kuds bir hizmette istihdam ederek ltuf ve merhametini gstermiti."

H. MUHAMMED TYLOLU
1921'de Erzurum Hasankale'nin Tuy kynde dodu.. Nur stad Bedizzaman'la alkal hatralarn bizlere yle anlatt: Memleketimizdeki ermie gitmitim. ermikte akrabalarmdan drt ihtiyar vard. Elbiselerimi kardktan sonra havuza girmitim. Dinlenmek iin havuz dna knca Hasankale'de istasyon memurluu yapan ahs, zannedersem Said'di. Dierlerinden daha yal ve yz de nurluydu. Bu zat sohbet esnasnda dierlerine bir eyler anlatyordu. Etrafndakilere Bedizzaman'dan bahsediyordu. Ben de dinliyordum.. "Mutlaka stad Bedizzaman' ziyaret edeceim" O esnada bu sohbete konu olan byk stad Bedizzaman' gidip ziyaret arzusu iimde dodu. Bu arzu gittike iddetleniyordu. Sonralar Erzurumlu Muhammed ercil Aabeyi arayp buldum. 1959 ylnda arkada

stanbul'a gitmeye karar verdik. Benim krim, stanbul'daki ilerimi bitirdikten sonra gidip stad ziyaret etmekti. Dier arkadalarn niyetlerin pek bilmiyordum. "Arkadalar benden ayrldlar, ben de Isparta'ya geldim. O sralarda stad Bedizzaman kimseyi kabul etmiyordu. Benim niyetim ise mutlaka stad Bedizzaman' ziyaret edip sohbetini dinleyip, ellerini pmekti. "stadn talebesi Nuri Beyle grtm. ok israr ettim, 'Mutlaka stad Bedizzaman' ziyaret edeceim' dedim. "Gittik, ama stad hastayd. Bahede epeyce bekledik. Bizi karlayan kii stadn yanna gidip, haber verdikten sonra, stad, 'Yalnz Erzurumlu olan gelsin' demi. "Bylece kabul edilmitik, Nurlu stad Bedizzaman'n huzurlarna. Bize yol gsteren Nur Talebesi stadn odasna girdik. eride hi kimse yoktu. stad ayakta dorulmu bir vaziyetteydi. Cbbesi omuzlarnda duruyordu. eride mis gibi bir koku vard. Bu vaziyetten ben ok byk bir mnev tesir altna girmitim. stad Bedizzaman'n ellerini perek, yatan yan tarafna oturdum. Pencerenin kenarnda bir kitap duruyordu. "stad, bana 'Risale-i Nur okuyor musun?' dedi. "Ben de Erzurumlu olduumu ve Risale-i Nur okuduumu ifade ettim. "stad hastayd ve rahatszd, bu yzden fazla kalarak konuamadk. Daha evvel de kimseyi ziyaretine kabul etmediini bana sylemilerdi. Beni Erzurumlu olduum iin ve t Erzurum'dan geldiim iin kabul etmilerdi. "Allah'a kr, byle bir slm kahramannn ve byk bir slm liminin ellerini pmtm. staddan ayrldktan sonra tekrar otele geldim.

Nuri Aabeyin otelinde kendisine ok srar ettim. stadn sohbetine katldktan sonra tekrar tekrar o sohbetin lezzetini tatmak istedim. Fakat Nuri Aabey, bana stadn ok rahatsz olmasndan dolay kimseyle grp konumadn syledi. Ksa bir mddet sonra, bu nurlu ziyaretin lezzetiyle Isparta'dan ayrldm."

HASAN SALAM
1937' de nebolu'nun lii kynde dodu. Hasan Salam, nebolu gibi Mslman Trkiye'nin dmandan kurtulu mcadelesinde iskelelik yapm, Bedizzaman'n mukaddes slmiyet davasna gnl vermi mcahidler kadrosunun bahtiyar beldesine mensuptur. "Ben de dersimi Risale-i Nur'dan alyorum" 1959 senesinin banda zmir'de askerliimi bitirince doru Isparta'ya, stadn ziyaretine gitmitim. Giderken Mustafa Birlik, stada gtrmem iin alt tane kak vermiti. Bu ziyaretim srasnda, Tahir, Zbeyir, Bayram ve Ceyln Aabeyler de oradayd. Nazif elebi Amca ile ayn kyden, nebolu'dan olduumu syledi stada. stad bana harlm yok diye para vermek istedi. "Kaklar iin unlar syledi: 'Hediye kabul etmediimi bilir; madem Mustafa Bilir gndermi, aln, ama para verin. 'Ayrca Isparta'ya, stada vermem iin Ahmed Feyzi ve tf Eemen mektup vermilerdi. Mektuplar Zbeyir Aabeye, kaklar da dier aabeylere verdim. 'Param var ' dedim ve stadn bana verdirmek istedii

paray kabul etmedim. "stad, 'Kardam, btn suallerinize cevap verecek, mkllerinizi halledecek Risale-i Nur'dur. Ben de dersimi ondan alyorum' dedi. Ceyln alkan Aabey stanbul'a gtrmem iin mumlu kt verdi. Bunlar Sleymaniye'deki dershaneye braktm. "Ziyaretine girdiimde bir mektup okuyordu. Ziyaretinde yarm saat kadar kaldm. Mektuptan sonra elini ptm. zmir'den, tf Eemen ve Ahmed Feyzi'den selmlar gtrmtm. Kendileri de stanbul'daki btn Nur talebelerine selm gnderdi. Bu ziyaretim, Isparta'da Fitnat Hanmn evi olan dershanede olmutu. lk anda heyecanlydm, konumalarna intibak edemedim, sonra btn konumalarn anlamtm. "Genlerin duas makbuldr" Bana, 'Sizin gibi genlerin duas makbuldr, bana dua edin' diyordu. Ziyaretten nce de Zbeyir Aabey bana, 'Sizin gibi genleri kabul eder' demiti. Daha sonra, aabeyler beni istasyondan stanbul'a yolcu ettiler."

Av. GLTEKN SARIGL


stadn ismini ve Risale-i Nur'u 1956 ylnda Antalya'da mnteir leri gazetesi vastasyla duydum. O yllarda ilk defa olarak Genlik Rehberi bu gazetede tefrika olunuyordu. Bu tefrikay takip edip okumutum. "O zamanlar Antalya'da imdiki Merkez Bankas binasnn bulunduu yerde bir halk ktphanesi vard. Ktphanenin mdavimleri arasndaydm. leri gazetesindeki tefrikay ktphanede takip etmitim. "Stk Tekeli'nin anlattklar" Cenab- Hak bir vazifeye namzet kld kulu iin, onu hazrlayc hadiseleri de birbirine tevafuk ettirir. Bu kabilden ktphanenin mdr bulunan, Abdlhamid Hazretleri maarinde yetime ve kendisine 'stad' diye hitap ettiimiz Sdk Tekeli isminde bir zat- muhterem vard. Kendisinden zaman zaman baz meseleleri sorar ve mlumatndan istifade ederdik. Bir seferinde bana Kur'n- Kerimin mucizelik vasfn anlatyordu. Elif Lm Mim'in

belki krk bin ayr mns bulunduunu syleyerek, 'Bu zamanda bu mnlar bilse bilse ancak Bedizzaman bilebilir' diye ilve etti. Byk bir merakla Bedizzaman' tanyp tanmadn sordum. Cevaben yle dedi: "Bedizzaman' genlik yllarndan tanrm. Beyazt Camii dibinde bir kahvehane vard. Oraya gelirdi. Ben de bazen sohbetinde bulunurdum. Korkun bir hafzaya mlikti. Hafzasn tecrbe iin bir gn eline o zamanlarn nir-i efkr Sabah gazetesini verdim. Sabah gazetesi on sayfadan ibaret ve her sayfas da bugnklerden ebata byk idi. "Hazret, gazetenin sayfalarna on dakika kadar bakt ve bana iade etti. Kendilerine merakla, 'stadm okudunuz mu?' diye sordum. 'Tecrbe edebilirsiniz' buyurdular. Gazetede yer alan tli derecedeki haber ve mevzular sordum. Aynen olduu gibi aktardlar. Sormakta o kadar ileri gittim ki, gazetenin basld matbaay da sylemelerini istedim. Hi yanlmadan matbaann ismini de sylediler. Bylece gazetenin mnderecatn on dakikalk bir zamanda tamamen hafzasna alm bulunduunu hayretlerle mahede ettim. Bunun ilmen izah mmkn m bilemiyorum.' "Faklte Mescidinde okunan Risale-i Nur" Merhum Sdk Tekeli'nin anlatklar, Bedizzaman ve eserlerini tanma mevzuunda itiyakm tahrik etti. 1957 yl... Ankara Hukuk Fakltesi ikinci snfndaym. Faklteye artk devam etme ihtiyac duymutum. Faklte binasnn arka tarafnda ona bitiik vaziyette Hukuk Talebe

Yurdu vard. Yurdun bir odas mescit haline getirilmiti. Mescidin fahr imaml haddim olmakszn bana tevcih edilmiti. Ramazan ay gelmiti. lhiyat Fakltesi birinci snfnda Mehmet adnda bir kardeimiz, Ramazan mddetince teravihlerden nce olmak zere Risalelerden okudu ve izah etti. Muhteva itibaryla Risaleler hakkndaki intibah mkemmeldi. Daha sonra Mehmet beni merhum tf Ural Aabeyle tantrd. tf Ural her bakmdan nmune-i imtisal, mstesna bir talebe idi. Kendisiyle ruhen kaynavermitik. O bana gerek bir aabey ve Risale-i Nur'lara intibakta muallim oldu. "Yl 1958... Nur talebeleri ve stad merhum hakknda basnda alan iftira ve tezyif kampanyasnn balangc... Buna paralel olarak da devlet, btn imknlaryla, umumi efkra yanl aktarlan bu mevzu zerinde mcadelesini seferber etmiti. Her yer ve belde de Nur talebeleri yakalanp tevkif ediliyorlard. Tevkif haberleri matbuatta manetler halinde yer alyordu. "Gerek tf Aabeyde ve gerekse bende bu iftira kampanyasnn izalesi istikametinde iimizde yanp tutuan bir ate vard. tp Aabey bana bir kitap hazrlamam teklif etti. Ben de bunu uygun karladm. Klliyatn tamamn edindim. Yaz tatilinde tamamn okuyup belki bir deneme mahiyetindeki kitab hazrladm. Daha sonralar bunun tf Aabeyin benim klliyat tam olarak okumam temin etmek iin gzel bir taktii olduunu anlamtm. "Faklte yllarnda Hazret-i stad her yl iin bir ka defa ziyaret etme frsatlarm vard. yle ki: Smestri ve yaz

tatillerinde, trenden baka bir vasta olmad iin posta treni ile Burdur ve Isparat'ya gelip, icabnda bir gece kaldktan sonra ertesi sabah otobsle Antalya'ya muvasalat edebiliyorduk. Ankara'ya gidi de ayn ekilde idi. Neriyat da Ankara'da yaplmas hasebiyle, nere taalk eden hususlarda haber gtrp getirme ii benimle yaplabilirdi. "Fakat aabeylerimizin telkinat, stadn kabul etmedii, Nur'lar okumann kifayet edecei merkezinde idi. Ben de bunu ihlsn icaplarndan kabul etmitim. stad bu dnce tahtnda ziyaret etmedim. "stad ilk ziyaretim" 1959 yl Ekim aynn sonlaryd. Yaz tatili bitmi, son snf okumak zere Ankara'ya dnecektim. tf Aabeyin teviki ile hazrladm kitab stadn tasviplerine arz etmek kri geldi. Bu vesile ile de ziyarette bulunmay uygun grdm. Isparta'ya hareket ettim. Geceyi otelde geirdim. Ertesi sabah merhum Mustafa Ezener Aabeyi buldum. Kendisine durumu arz ettim. Bana hi iltifat buyurmad. Bilkis gayet souk karlad. Bu ziyaret meselesinden son derece tedirgin olduklar anlalyordu. Bana 'Kardeim, u ileride grdn birka kii ziyarete gidiyorlar. Pelerine takl. Belki grebilirsin' dedi. Pelerine takldm. "stadn evine yaklarken kardan tell ekilde br leme ait olduu intiban uyandran bir zat geliyordu: Merhum Zbeyir Aabey... Kendisini daha sonra tanyacaktm. Byk feraset sahibi... Sima itibaryla beni derhal anlad. Hemen yanma yaklat. 'Kardeim siz

nereye gidiyorsunuz?' dedi. 'stad ziyarete gidiyorum' dedim. 'stadmz ziyareti kabul etmiyor, rahatsz. Kusura bakmayn' buyurdular. Hemen aabeylerimin devaml telkin buyurduklar ve ihlsn bir vecibesi olarak kabul edilen husus hatrma geldi. 'yle ise ben kendilerini rahatsz etmeyeyim. Ben acizane bir kitap hazrlamtm, tasviplerini arz edecektim' dedim ve geriye dndm. Benim bu tavrm, Zbeyir Aabeyin belki beklemedii bir hareket tarz olmutu. nk ziyarete gelenler kimbilir ne kadar srarl davranyorlard. Zbeyir Aabey hemen akabinden, 'Karde! Bir dakika... stadmz birazdan Eirdir'e hareket edecek. Siz u mescidin yannda durun. Geerken grrsnz. Sonra o kitab yannzda getirin' dedi. "Hemen otele gelerek kitab beraberime aldm. Bahsedilen mescide yaklatm. stadn kald evin cmle kaps elli metre ileride grnyordu. Birka ziyareti de kapnn nnde duruyorlard. Kapya doru yrdm. Zbeyir Aabey gayet tell bir ekilde darya kt. Beni grr grmez, 'Kardeim, stad sizi istiyor' dedi ve beni ieriye ald. Avluya girer girmez kahverengi bir taksinin hazr vaziyette durduunu ilk nazarda mahade ettim. Taksinin yannda emirber nefer gibi duran, bandaki sar ve mbarek sakalyla gayet mekkel ve heybetli grnen merhum Tahir Aabey dikkatimi ekti. Kendisini ilk defa gryordum. Taksinin sa arka kapsna doru yaklatm. stadmz, yorgana sarl bir vaziyette sa arka koltukta oturuyorlard. Arka kapnn pencere cam inik vaziyette idi.

Ellerini uzattlar. Eilip ellerini ptm. Kendimi tantmaya rsat kalmadan hizmetkrlarndam Bayram Aabey, 'stadm! Bu kardeimiz tf'n arkadadr. Risale-i Nur'lar okuyor. Bir de kitap yazm, kitab size arz edecek. Dershaneye devam ediyor ve tf'la beraber hizmet ediyorlar, eklinde takdimimi yapt. stad sa elleriyle, btn zerrat vcudunda kopup geldii intiban veren derin bir efkatle huzurlarnda bulunduum yirmi-yirmi be dakikalk zaman zarfnda, sol vechemi 'Maaallah Mallah!" diyerek meshettiler. 'Kitab verin bana' buyurdular. Kendilerine takdim ettim. Yzlerine sadece arada srada ksack atf- nazarla iktifa ediyordum. Bana devaml bir ekilde ok dikkatli baktklarn mahede ettim. Adm sordular. 'Gltekin' dedim. 'Glte-kin' diye gayet ar ve vakur bir ekilde hecelediler. smimi belki deitirir diye bekledim. Fakat bir ey sylemediler. Bir ara sesleri ksld. Sadece mbarek dudaklarnn kprdadn gryordum. Sylediklerini anlayabilmek iin pr dikkat kesildim. Fakat nale... Sadece 'otuz' szn anlayabilmitim. Hizmetinde bulunanlarn ise bu hususta ihtisas kesbettikleri anlalyordu. Nitekim Bayram Aabey hemen devreye girdi. 'stad, seni otuz sene hizmet etmi bir talebe olarak kabul ettiini sylyor' eklinde meramlarn aksettirdi. Hemen akabinde sesleri ald. 'Antalya'da hanm talebeler var. Kendilerine selmlarm ilet. Ben seni onlar iin kendime vekil tayin ediyorum. Anne ve baban da duama dahil ettim' buyurdular. "Zekeriya Kitap adnda bir imam

hatip talebesi de stadn yannda bulunuyordu. Bir ara ona hitapla, 'Zekeriya karde! Sikke-i Tasdik-i Gaybi'yi beraber tashih edin ve formlar bu kardeimizle Ankara'ya gnderin' buyurdular. "Bana nasip olan bu ksa grmeden sonra taksi hareket etti. Mbarek kollarn gsne doru ekerek beni selmladlar ve ayrldlar. "Merhum Tahir Aabey beni yukarya buyur etti. Hizmetkrlarnn kald oday sadece grebildim. ok fakirane bir yaaylar mahede ediyordu. Sikke-i Tasdik-i Gaybi'nin baslmaya hazrlanan formlarn beraber tashih ettik. Bana emanet ettiler. Emaneti aldm ve ayrldm. "Akam zeri Ankara'ya hareket edecek posta trenine bindim. Kompartman ararken Bayram Aabey kageldi. Kitab geri getirdi. 'Karde! stadmz, Tarihe-i Hayat varken imdilik buna ihtiya yok. Bu arada isterlerse Ankara'daki kardelerle istiare etsinler. Mnasip grlrse neredebilirler buyurdular' dedi. Ben de 'stadmzn dedii en doru olandr ' dedim. Vedalatk. "stadn Ankara'ya gelii" stadn Ankara'ya son iki defa terierinde kendilerini grmek nasip oldu. Ancak izdiham sebebiyle grp ellerini pmek mmkn olmad. Son gelilerinde dershanede kalan talebeleri oteldeki odasna armlard. tf Aabey her naslsa yukarya kmamt. Sordum. Sebebini izah etmedi. Ben de grmek isteyenlerin kalabalkl ve izdiham karsnda bakalarn kendi nefsine tercih etmek icap ettii eklinde anlayarak,

'Madem sen kmayacaksan ben de kmayaym' dedim. Meer stad beni sormu. Tarihe-i Hayat varken ikinci bir tariheye ihtiya olmadn belirtmi. "te benim ynmden herhangi bir imtiyaz bahetmeyen, ancak stad Hazretleri bakmndan ok ehemmiyet arz eden hatratm bundan ibarettir. "Nur'lara sadakat ve liyakat meselesinde herhangi bir iddia sahibi olmadm. Ancak o zamanlardan bu tarafa Cenab-i Hakkn ltfu, inayeti ve istihdamyla Nur'lar istikametinde bir gayret ve hizmetin iinde bulundum. Son nefesime kadar da inallah istihdam buyurur. Bundan daha byk mazhariyet olamaz.

YUSUF DEHR
"Aradn Risale-i Nur'da bulursun" nsan 15 ile 25 yalar arasnda kendisinde mnevi bir boluk hisseder. Ftr olarak byle bir boluun tatmini iin are arar. Ben de byle bir hal iinde 15-16 yalarndayken kvranmaya baladm. Kendime mrid aryordum. Birok vilayete gittim, tarif zerine aradm mridi bulamyordum. Gemlik'e kadar gittim, yine de tatmin olamyordum. "Bylece ruhumdaki mnev boluun acsn ekerek bir sarhoa benzer halimle Beyazid Camiinde le namazn kldktan sonra aaya doru inerken omzumu yabanc bir el tutuverdi, yzne doru baknca sanki senelerce beraber nsiyet etmi gibi bir sevgi ve bir halvet-i ruhi hissetim. Bana yle hitap etti: "Kardeim aradn Risale-i Nur'larda bulabilirsin, bouna yorulma.' Dilim tutulur gibi oldu, 'Sen kimsin, benim aradm ne biliyorsun?' diye bir ey soramadm, sadece, 'Risale-i Nur'lar nedir, nasl bir eserdir, bunlar kim yazm, okursam ne olur? Bunlar nelerden bahseder?' diyebildim. "Kardeim' dedi, 'bunlar senin aradndan bahseder,

bunlar okursan aradn bulursun. Bunlar iman hakikatlarndan bahseder.' "Dedim ki: 'Ben imdi zmir'e gideceim. Orada bu eserlerden bulabilir miyim?' "Evet bulabilirsin' dedi ve zmir'e Abdurrahman isminde bir kitapnn ismini verdi. Oraya gittim, tarif zerine kitapy buldum. Adamn ok gzel bir simas vard. Susayan bir insann suyu bulunca sevinmesi gibi, ben de bu kardeimi grnce sanki btn dertlerime are bulacak midiyle beni bir sevin ald ve durumu izah ettim. O da bana ilk olarak Elhccet'z-zehra isimli risaleyi verdi. Eseri okumaya balaynca hakikaten aradm ruh boluun telasini o kitapla temin ettim. Beni bir ak ald. mkn dairesinde bu eserlerin bir ounu temin ettim. Gece gndz okumaya baladm, ama yine de ruhumda bir boluk hissediyordum, tam tatmin olamyordum, olmaymn sebebi de bu eserlerin mellini grp ondan ifaen il almakt. Bu ekilde bir ka sene rpndm. O zamanlar stad Bedizzaman, Barla nahiyesinde ikamet ediyordu. "Bu arada Ankara'ya geldim. Et Balk Kurumuna girdim, bir sene altktan sonra bir hafta kadar mazeret izni aldm. Arkadam smail Kuzucu ile birlikte stad ziyarete gittik. Bu arada Risale-i Nur talebeleri yazya ok nem veriyorlard. Ben de kardelerimin ve aabeylerimin tekliyle eskimez yazy renmitim ve bir Genlik Rehberi yazmtm. Onu yanma aldm ve Bedizzaman' ziyarete gittik. "stad ay gibi parlyordu"

Akamleyin Isparta'nn Eirdir kazasnda kaldk ve sabahleyin kaykla Barla yoluna getik. Bedizzaman'n kald evi aradk bulduk ve kapya dayandk. "Kapy alnca karmza Zbeyir Aabey kt ve 'Kardelerim stad hastadr, ziyarete msade etmiyor' dedi. "O anda sanki mnevi telefon gelmi gibi hemen ieri kotu, biraz sonra tebessm ederek geldi. 'Kardelerim, buyurunuz, geliniz' dedi. "Byk bir heyecanla ieri girdik ve stad, yatak ierisinde oturmu, bana sara benzer bir bez sarm, beyaz bir cbbe giymi, sanki ay gibi parlyordu. Yanna vardk, elini ptk ve gsterilen yere oturduk. Bize ne syleyecek bekliyorduk. Bakt ve elini uzatarak, 'Kardelerim beni grmek isteyen, eserleri, Risale-i Nur'lar ok okusun. Ben btn krimle beraber eserlerde mevcudum' dedi. Byle bir ka kelm ettikten sonra, bilhassa snnete son derece ehemmiyet vererek tatbik etmemizi ve snnetin en kk adabn byk bir emr-i lhi gibi tutmamz tavsiye etti. Namazlar vaktinden evvel hazrlkl karlamamz, yani namaz vaktinden nce abdestli olmamz, namaz abdestli karlamamz bize tavsiye etti. Mnferit yaamann ok zararl olacan, Mslmanlarn cemiyet halinde yaamasnn ok nemli olduunu, ibadeti ve din mzakereleri cemiyet halinde yapmann, yani dershaneler halinde yapmann ok lzumlu olduunu, byle yerlere devaml gitmenin gerektiini bahsetti. "stad Bedizzaman'n konutuklarn pek anlayamyorduk, fakat Zbeyir Aabey bize tercme ediyordu.

Arkadam smail Kuzucu'yla oru tutuyorduk. aban- erif ayyd. Bedizzaman Hazretleri bizim orulu olduumuzun farkna vard, yani kefetti ve Zbeyir Aabeye dedi ki: 'ki tane pasta getir.' O da iki tane pasta getirdi ve onlar stadmz bize verirken, 'Bunlarla iftar vaktinde iftar edersiniz kardelerim' dedi. Bizim orulu olduumuzu Ramazan olmad halde kefetti ve bize iki tane krmz 25 kurulardan hediye etti. Biz bu paralar czdanmza koyduk. O gnden sonra ben ehadet ederim ki, bugne kadar czdanmdan para eksikliini bilmiyorum. Yalnz o paray ben kaybettim, ama yine bereketi bitmiyor. "Yazdm Genlik Rehberi'ni stadma takdim ettim. Ald, bakt ve 'Brekellah' dedi ve kitabn arkasna bir dua yazd. Duasnda, 'Ya Rabbi, bu kitab yazan Yusuf'u Cennet'l-Firdevse nasib eyle' diyordu. "Kitab koynuma koydum ve tekrar nasihatini beklerken dedi ki: 'Hi durmayn burada, hemen kalkp gidin.' Sanki bamza gelecekleri hissetmi gibi tekrar tekrar tavsiye etti: 'Hemen kaya binin ve gidin. ' Kendisi de darda hazrlanmakta olan bir ata binip kra kt. "stad grmeye doyamadk" stad grmeye doyamadk, tekrar grelim diye krda kendisini takip ettik. Arkadan stadmz seyrediyorduk. 'Dnte de grrz ' diye bir yerde stad beklemeye koyulduk. Fakat ne oldu bilemedik, iki jandarma ve bir de karakol komutan bizi hemen yakaladlar ve kelepelediler. ok hakaret ettikten sonra kaya attlar, Eirdir'e

mahpushaneye tkadlar. "Bizi abdest almaya deil, helaya bile brakmyorlard. 15 gn demirlerin zerinde yatrdlar. 15 gn sonra mahkemeye kardlar. fade verdiimiz mahkemede bize ok byk defter atlar, knyemizi de oraya kaydettiler. Ve Biiznillahi Teala, o uzun ifadeden sonra beraat ettik, serbest braktlar. Fakat kitabm elimden aldlar, vermediler. "ylece sokaa ktk. Niyetimiz bir vasta bulup Ankara'ya gidip iimize balamakt. Bir haftalk izin 16 gne kmt. zin bir gn gese, hemen iten atarlard. Byle dnrken, hi tanmadmz bir zat bize selm verdi ve 'Gemi olsun' dedi. Hayret ettik, bu zat bizi tanyor da, bizim hapis olduumuzu nereden biliyor? Sadece ismini sorabildik. 'Benim adm Salih, bir aabeyimiz beni size gnderdi, oraya gidelim' dedi. "Biz de ekinmeden beraber gittik ve ahap bir binaya girdik, kap ald, ieride pejmrde bir merdiven vard. Merdivenin bandaki ok nurani bir zat, Salih kardeimize, 'Salih kardeim, yavrular getirdin mi?' diye sordu. Sanki anlamlar gibi, biz hayret ediyorduk ve merdivenden yukar ktk. Bizi aran zatn Ali ilingir olduunu sonradan anladk. Bu zatn hi yazs yok ve mmi idi. Yalnz bu zat, Risale-i Nur'lar ok tehlikeli zamanlarda postahanelere gtrp getirdii iin Allah'tan bu abimize mnevi bir rtbe verildiini anladk. yle ki: Bize birok teselli ve nasihat ettikten sonra dedi ki: 'Dn dkkna giderken gzme bir hal oldu ve gzm birden ap baktm ki, yolda iki tane ku yavrusu.

Byk bir ylan, o yavrulara hcum etmi, o yavrular yutmak zereyken anneleri geldi, ylana hcum etti ve ylan kat, anneleri yavrular kanatlarnn altna ald ve bu grdm perde de gzmden kayboldu. O zaman anladm ki, stadn duas ve himmeti size yetiecek ve beraat edeceksiniz. Mjdeler olsun! Beraat ettiniz. stadn himmeti Allah'n kudretiyle size yetiti' dedi. "Oradan ayrldk ve Ankara'ya geldik ve hemen mdrn yanna vardk, bize niin ge kaldnz demeden hemen ie aldlar. Bunun da stadn duas ve himmetiyle olduunu anladk. Bundan sonra birka defa daha mahkemeye girdik. "stad ikinci ziyaretim" stad Emirda'da idi, oraya gittik. Eskiehir'de otururken bir zat bize sordu: 'Nereye gidiyorsunuz?' Biz durumu anlatnca kendisi de ziyarete gelmek istedi. "Birlikte gittik, fakat bu adam ruhumuz hi sevmiyordu. Her nedense 'Gelme' de diyemiyorduk. Beraber stadn bulunduu eve gittik. Kapy alnca karmza yine Zbeyir Aabey kt ve katiyen stadla grmenin mmkn olmadn, stadn ok rahatsz olduunu syledi. "ok mteessir olmutuk ve zlerek geri dndk, giderken bize iaret etti. 'kiniz durun' dedi. Zbeyir Aabey, Eskiehir'de bize katlan adam savmak istemiti. "Bize gizlice, 'Gidin baka sokaktan dolan ve tekrar gelin' dedi. "Biz de o adam yanmzdan ayrdk, baka bir sokaktan dolaarak tekrar geldik. stadn huzuruna vardk, elini ptk ve oturduk. stadmz bize yine iman

hakikatlarndan bahsettikten sonra bana hususi olarak, 'Evladm, sen gittiin yerde slmi hakikatleri anlatacaksn' dedi ve emr-i bi'l-marufun ehemmiyetinden bahsetti ve 'Anne-baban, bir Risale-i Nur talebesine anne-baba olmulardr, benden onlara selam syle' dedi. "stadn selamn anne- babama syleyinceye kadar babamn bir ok hatalar vard. Ondan sonra babam o hatalar tamamen brakt. "stad nc ziyaretim" Tarihini unutmuum. stadmz Ankara'da Beyrut Palas Otelinde kalyordu. S-i zan erbab ok sk emniyet tedbiri alm ve bir tank birlii otelin etrafn sarm, kimseyi ieri brakmyorlard. Mteri dahi sokmuyorlard. Fakat biz, Biiznillahi Tela, yabanc bir yolcu iddiasyle otele bilet alp stad ziyarete gittik ve feyizli beyanlarndan istifadeye altk. Cenab- Allah'mz cmle mmet-i Muhammedi hakiki stadlar bulmay ve stadlarn azlarndan akan hakikatlar anlayp da mucibince tatbik etmeyi nasip eylesin derim. "Bedizzaman 20. asrn Mceddididir" stadm Bedizzaman 20. asrn Mceddididir. Bunu hayatyla ispat etmitir. Peygamberimiz (a.s.m.) dnya ile nasl alka kurduysa, dnyaya ne kadar rabet ettiyse, stadmz da onun bir vrisi olarak aynen yapmtr. Benim bildiim ve grdm kadaryla, Bedizzaman'n siyah kaput bezinden bir cbbesi, messiz bir gslavet

lastii, omzunda bir seccadesi ve elinde bir ibrii vard. Dnya mal bu, gittii yerlerde bunlar peinde tard, geri kalan btn dnya maln ve muhabbetini dnya ehline ve ihtiras sahiplerine brakmt. Btn mrn (Tarihe-i Hayat'ta olduu gibi) eitli ileler halinde slma vakfetmiti. Bu mcadeleyi ancak Mceddidler yapabilir. Bedizzaman'n dnyaa ile zerre kadar alkasn ve menfaat arzusunu hissetmedik ve grmedik. Anlyoruz ki, bu zat lhi bir memurdur." (N.AHNER)

DLE SULUK
dile Suluk Hanmefendi, 1950'lerde Isparta'da stad Bedizzaman' birka defa ziyaret edip, duasn alan bahtiyar hanmlardan birisidir. 1928 Mula doumlu olan bu hanmefendinin kocas da stadn elini pp, feyzine mazhar olanlardan bir zatt. dile Hanm kavutuu bu manev feyzin tesiriyle, hi bilmedii slam yazsyla, bakarak bir dua kitab yazm ve stad bu eseri tashih ederek, u duay not etmiti: "Y Erhamerrahimin, sm-i zam hrmetine bu tevhidnmeyi yazan dile'yi Cennet'l-Firdevste ebediyeye mazhar eyle. min, min." Bu eseri gren Hsrev Altnbaak da bu dualarn sonuna kalemiyle iki "min" kelimesini de kendisi yazmt. dile Hanm, engin, efkatli, ince yrekli ve ok duygulu, Nur'lardaki hakikatlere ylesine gnl vermiti ki, onu dinlemeden, okumadan, hayal etmeden bir n gemiyor. Gzleri daima nemli. Hasretini duyduu dostlarn her zaman grmemenin ztrabn ekiyor. Hizmet yapamyor diye dertli. Arzu ettii saadete kavumam, belli ama byk staddan ald mnev

feyizle ruhen aziz ve kalben mesrurdur. Btn ruhlara ve kalplere iman ak dolsun diye rpnr. Elleri, Cenab- Hakka dua iin alm. Byk Yaratcdan merhamet diler. Saadet-i ebediyeye ulamak iin gzlerden yalar akar. Bir elde Ceven, dierinde Risale. Kulaklarda teypten okunan hakikatler. te bahtiyar dile Hanmn hayat...

MEHMED SOYMEN
1950-1961 yllar arasnda Isparta'da mftlk yapmtr. Milyonun zerinde baslan Cep lmihali isimli eseri, ngilizce ve Almanca'ya tercme edilmitir. Elimde bir adres ve Isparta sokaklarnda eskilerden bir zat aryorum. Pr Mehmed Mahallesinde arayp soruturduumuz Mehmed Soymen'i bulmak pek zor olmutu. Mehmed Soymen, Diyanet leri Yaynlarndan kan ve rabet-i mmeye mazhar olan Cep lmihali adl eserin yazar. 1954 senesinde Diyanet lerince alan bir msabakaya btn mftlerin itirak etmesi sylenmi. Bu arada msabakaya itirak eden son iki mft arasnda Mehmed Soymen'in eseri birincilik kazanm ve neredilmi. lk basksn 1954 senesinde yapan kitap bugne kadar devaml neredilmektedir. 1973 senesinde bu kk Cep lmihali, Ekmeleddin hsan tarafndan ngilizce'ye, Ahmed Sehmid tarafndan da Almanca'ya tercme edilerek yine Diyanet tarafndan neredilmitir.

Pr Mehmed Mahallesinde kendisini ziyaret ettiimiz zaman, mtevaz, ehl-i takva, bir pir-i fni ile karlatk. Bizi ieri evine davet etti. ok rahat ve gayet net, almalarmzla ilgili bildiklerini anlatt. "stad ilk ziyaretim" Ak sakall emekli Isparta Mfts Mehmet Soymen, Bedizzaman' ilk ziyaretinin Isparta Valisi Mustafa Barak'n arzusuyla olduunu syledi. unlar anlatyordu: Bedizzaman'n Bey Mahallesindeki evinin nnde devaml bir polis beklerdi. On iki saatte bir devaml deien bu polislerden kendisi rahatsz oluyordu. Vali Mustafa Bey beni artmt. Gittiimde Bedizzaman ile grmemi istedi. Sk sk darya arya, pazara kmasn; namazlarda camiye gelmesini istiyordu. Valinin dncesi, bylece halk kendisine altrarak izdiham ve tehacm bu ekilde nlemek istiyordu. Halk ilk defa duyduu, ilk defa grd kimseyi daha ok merak eder. Ama daima grd ve grt bir kimseyi, pek fazla merak etmezdi. Bu dnce ile, Bedizzaman' sk sk halkn arasna kmasn istiyordu. Ben ziyaretimde kendilerine Valinin bu arzularn syledim. Vali Bey size selm ve hrmetler ediyor, 'Darya ksn, gezsin, serbeste ar pazarda dolasn, halkn dikkatini ekmesin diyor' dedim.

Valinin bu ricasn syleyince, dertlendi. 'Ben nereye gidebilirim ki, kiminle grebilirim?' diye konutu. Kucaklatk.. Beni kapya kadar yolcu etti. "O bahtiyar bir mcahitti" kinci grmeyi ise, ben kendi arzumla yapmtm. O byk bir insand. Ona dman olanlar, dine aykr olan insanlardr. Mslmanlarn uyandrlmasn istemeyenler, ona dmanlk etmektedirler. Biz zavall insanlarz. O ise mesud, bahtiyar bir mcahitti. Evinden dar kmasndan korkuyorlar, kapsnda polis bekletiyorlard. slmiyete dmanlklarn, Bedizzaman'n ahsnda gsteriyorlard. Bykler ok mtevaz oluyorlar. nsan kendisini ne kadar byk grrse, o kadar klr. Ama bykler tevazu gsterdike byyorlar. Bedizzaman'n alak gnlllne ben hayranmdr. "stisnadr bu tevazu... Yalnz bize kar tevazu gstermiyordu... Onun tevazuu istisnadr. Herkese kar mtevazyd"

Dr. TAHSN TOLA


Halim-selim, melekler gibi temiz bir Senirkent'te kendisine "Kara Melek" diyorlar. ahsiyet. Trkiye'de demokrasi mcadelesinde, vatan, millet ve slmiyete hizmetleri byk olmutur. Halk Partisi istibdadna kar byk mcadele vermi, Senirkent faciasnda ve Milliyetiler Dernei almalarnda da yine n saarda yer almtr. Nihayet masum ve mazlum yardmna koarken gryoruz onu. Nur Talebelerinin

Dr. Tahsin Tola'dan bahsetmek istiyorum. Nureddin Topu, Yarnki Trkiye isimli eserinde "Zafer" isimli yazsnda ondan bahseder: Zaferimiz ebedi olmaldr ve iyi aratrlrsa her zaferin gayesi ebedilii kazanmak, ebedlik leminde bir lkeyi ele geirmektir. Siz ok istiyorsunuz ve sanki iradenizle bir ey istemiyorsunuz. Sizin elinizden bir ekmeiniz alnm.

Onun yerine iki ekmek istiyorsunuz. ok bir ey isteyebilmi deilsiniz. Ve iradenin sonsuzlua giden hareketini bu noktada durdurup bitiriyorsunuz. Halbuki bir ekmeinizi elinizden alana siz bir ekmek daha verseniz, hem ruh inceliiyle, hem de gler yzle verseniz, iradeniz sonsuzlua doru gidiinde yol alacaktr. Senirkent kylleri gibi olunuz. Size zulmeden jandarmalar doyurunuz. Muvaffak olursunuz. Byle yaparsanz kayna ayn olan iradelerimiz atmaz. Ayn henkte birleir ve kendinden geldii Allah'a doru ilerler. "Gandi dnyaya, Dr. Tola Anadolu insann ruhunu tantmak istedi." Byk bir fedakrlkla, Senirkent kyllerinin yardmna kotuu gibi, ayn fedakrlkla Bedizzaman'n ve Nur Talebelerinin de yardmna komutu. "stad ilk ziyaretim" Bedizzaman ile tanmasn, ziyaretini o tatl diliyle sakin sakin yle anlatyor: Hz. stad ilk grm ve ziyaret ediim yle olmutu: Senirkent'ten Isparta'ya gitmitim. Milletvekili olduum iin, iimde bir endie vard. Gazeteciler grmesin diye dnyordum. Onlarn grp de yaygara yapmalarndan ekiniyordum.

Isparta'da Bey Mahallesindeki evine gittim. Her zaman kullanmadm halde, o gn hilaf- det olarak, bamda bir apka vard. Evine gidince apkay salona asarak abdest aldm. stad Bedizzaman'n huzuruna abdestli olarak, hrmet ve edep iinde ktm. Elini perek gsterdii yere oturdum. Hatrmda kalan stadn bana ilk szleri yle olmutu: "apkaya fetva verdim" "Kardeim size unu syleyeyim; apka iin ben fetva verdim: apkay giyen kr olmaz. Eer ben o fetvay vermeseydim, yirmi eyh Said daha kard, isyan ederdi. Binlerce masumun kan dklrd. Otuz sene eziyet ve sknt ektim, hell olsun... eyhlislm Zenbilli Ali Cemli Efendinin apka hakkndaki fetvasn bildiim halde, mukabil fetva verdim. Bu apka iin sevap kazanaym diye, yirmi eyh Said kar isyan ederdi. Bu yzden yz bin insan ldrld. Benim ektiim eziyetler hell olsun. Piman deilim." "Menderes'e syle: Risale-i Nurlar neretsin" Tahsin Tola, daha sonraki hatralarn yle anlatyor: Afyon mahkemesi neticelenmesi ve temyizin beraet kararn tasdiki zerine, stad beni Adnan Menderes'e gnderdi. Selmlarn mektup ve medrese ehlini birletiren arkta uhuvvet-i slmiyeyi temin eden aklen ve kalben

slamiyeti ders veren Risale-i Nur'un nerini sylememizi istedi. Isparta milletvekili rfan Aksu ile birlikte rahmetli Adnan Menderes'e gittik. stadn selmn tebli ettik. Adnan Bey bu selm hrmetle ald. Daha sonra Risale-i Nur'un mahiyetini anlattm. Ayrca Nur'larn neredilmesi, harite, slm leminin bu vatan ahalisine kardelik ve alkasn celbedecek, dahilde ise umum bir honutluk meydana getirecek. Adnan Menderes'e btn bunlar syleyince, merhum Menderes hi itiraz etmedi. Daha bir iki cmle sylemeden , 'Tamam' dedi. Sizi vazifelendiriyorum. Hemen faaliyete gein. Diyanet lerine gidin... Eyb Sabri Efendi (Hayrlolu) ile grn... Risale-i Nur'lar neretsin!' dedi. "Mebus maalarna zam" Milletvekili maalarna zam yaplmt. Bu duruma stad zlmt. Krk kii kmayacak m? Bu paray kabul etmeyecek, kmayacak m? Krk kii fedakrlk edin, bu paray kabul etmeyin' dedi. Bedizzaman'n bu szlerini bir iaret olarak kabul ettim. Milletvekili olan arkadalarm Gazi Yiitba'na syledim. O da cevaben, 'Nerede kardeim o fedakr insanlar? Bizim dindarlar bu paray istiyorlar. Maalarnn

artmasn talep ediyorlar' diye cevap verdi. Ben Gazi Yiitba ile konutuktan sonra, belki krk kii bulabilirim midiyle almaya baladm. Maalesef muvaffak olamadm. "Ben Tahsin'i alyorum" 1957 seimlerinde Senirkent ile Eirdir arasnda ihtilf vard. Ben ihtilar bymesin diye, adaylm koymadm. Sonra benim haberim olmadan merkezden, beni Bingl aday olarak koymulard. Bingl'e giderken Isparta'da stad ziyaret ettim. stad Hazretleri: Bingl'de ok ehit var. Mbarek bir beldedir' diye konutu. Ayrca Hulusi Beye, Mehmed Kayalar'a selm gnderdi, bizi desteklemelerini syledi. Ben Bingl'e gittikten sonra stad Hazretleri bizim ocuklara: Ben Tahsin'i alyorum ilerinden, demi. "Kazanamadnz tebrik ederim" Eirdir'de Nur Risalelerine dost olan Ali etin isminde maliyede memur bir arkada vard. 1957 seimlerinde aday olamamt. stad ziyaret ederek dert yanmt. Efendim nasl olur. Tevk Tl kazand. Ben

kazanamadm?' stad ise, 'Tebrik ederim, tebrik ederim... ' diyordu. Ali etin, stad herhalde anlamad kazanamadndan bahsediyor, stad yine, diye, yine

Tebrik ederim, tebrik ederim...' diyor. Bu ekilde tam sefer Ali etin syleyince, nihayet stad, Tebrik ederim, kazanamadnz tebrik ederim' diye kazanmadn aka tebrik ediyordu. Biz 1957'de kazanamadk. Bylece ileride gelen ihtill hapishanelerinden, Yassada'dan da, stadn himmet ve duasyla kurtulmutuk. "Adnan Bey kardeime selm syle" Ankara'ya gideceim zaman Isparta'da stada uradm. stad daima, Adnan Bey kardeime selm syle... O bizim himayemizdedir. Eer biz onu himaye etmezsek (eliyle iaret ederek) bir anda alt stne gelir. Bizi lem-i slmdan, Pakistan'dan aryorlar. Eer buray brakp gitsek, bir anda alt stne gelir. Buray biz muhafaza ediyoruz' diye dersler verirdi. Adnan Menderes'in Londra seyahati srasnda, stad ok telalanmt. Ali hsan Tola ile Atf Ural' Menderes'e gndermiti. Seyahatini tehir etmesini istiyordu. Arkadalar Menderes stanbul'a gittii iin gremediler.

stadn ok mhim bir arzusunu Menderes'e ulatramadk. Daha sonra stadn bu derece tela sebebi ortaya kt. Menderes uak kazas geirdi, fakat inayet-i lh ile kurtuldu. "stadn son Ankara seyahati" stad son Ankara seyahatinde, beni Ankara Valisine gnderdi, grmek istedi. Ben kendisinin makamna gitmek isterdim, fakat ok hastaym. ok mhim bir meseleyi greceim kendisiyle, selmm syle, buraya gelsin' diye haber gnderdi. Valiye gittiimde yerinde yoktu. Tekrar dnerek stada bulamadm syledim. Bu sefer de stad beni savcya gnderdi. Mutlaka bir devlet adamyla grmek istiyordu. Savcy yerinde bularak durumu arzettim. Savc gelmek istemedi: Biz onun kitaplarn iade ettik' dedi. O gnlerde Sikke-i Tasdik-i Gaybi'nn davas vard. stad: Yok... Yok... Ben onun iin, kitaplar iin armadm. Baka ok mhim bir mesele iin ardm' diyerek tekrar savcy armam istedi. Hatt hi unutmam aynen yle dedi: Git ar gelsin... Yoksa o demokrat deil mi?'

Tekrar acele ile savcya gittim. Bu sefer savc daha da evhamland. Korktu ve telaland. Gelmek istemedi. stad ok telal idi. Gelen bir musibeti, bir felketi nlemek istiyordu. Daha sonra u haberi gnderdi: Ayasofya'y tekrar camiye eviriniz. Risale-i Nur'un serbestiyetini resmen iln ediniz. 'Eer bunlar yaparsanz, biz de sizlere resmen dua etmeye karar vereceiz.' Bizi baka yerlerden, lem-i slmdan, Pakistandan aryorlar. Ben gitmiyorum. Eer ben gitsem byle byle olur buras.' (Eliyle Trkiye'nin karacan, hkmetin yuvarlanacan, tepe taklak olacan iaret ediyordu.) Yine Ankara'da stad bana bir Genlik Rehberi verdi, arkasna bir dua yazd. Bu kitab Demokrat Partinin Adliye Bakanln yapan, daha sonra da Mill Emniyet Bakan olan Prof. Hseyin Avni Gktrk'e vermemi syledi. Kitab alarak Ali hsan Tola ile birlikte, Hseyin Avni Beye gittik. Kitab kendisine stad Hazretlerinin gnderdiini ifade ettik. Hseyin Avni Bey ok memnun oldu. Kendisinin dindar bir Mslman olduunu syleyerek, cebinden bir Kur'n- Kerim karp gsterdi. "stadn son gnleri" stadn son gnleriydi. Yine yanna ziyarete gittim. O zaman iimden, emr-i Hak vuku bulduu zaman 'stada

Isparta'da bir trbe yaptrrz' diye dnyordum. stadn elini pp oturunca, Hazret-i stad, Gel kardeim... ' diye yanna ard, yer gsterdi. Bana unlar ifade etti: "Ben imdi vasiyetnamemi yazdrdm. Ben salmda olduu gibi, vefatmda da kimsenin ziyaret etmesini, trbe vesaire gibi eyler istemiyorum... " Dr. Tahsin Tola, Isparta glistannn, mbarek bir meleidir. stad Bedizzaman'a ve onun kuds dvasna yapt hizmetler gen nesillerin krann celbetmitir. Isparta'nn bu "Kara Melei" bir tevazu burcudur.

HAKKI YILMAZ
"Risale-i Nur'lar dadaki obana bile vereceksin" "stadn vefatndan pek az bir zaman nce Isparta'ya ziyaretine gitmitim. Yanmda Van'dan gelmi bir kii daha vard. Kafamdaki serpuu karp, takke takmtm. stad kk bir somya zerinde sa tarafna kabul ediyorum' diye buyurdu. Bu esnada heyecandan alamaya baladm. Gzyalar iinde darya ktm. Bizi bu ziyaretimizden dolay tutup karakola gtrdler. 'Ne yaptnz, oras tekke midir?' diye sorguya ektiler. fadelerimizi aldlar. Sonra tekrar serbest braktlar. stad bize, 'Vazifeniz bu, Risale-i Nur'lar en mmi insanlara, dadaki obanlara bile vereceksin' diye buyurmutu. O gnden beri zerimde Risale-i Nur'lar, Kk Szler'i hi eksik etmem, hep datrm. Bizim stad ziyaretimizi emniyet buraya bildirmi. Burada da emniyete arp, sorup soruturdular. Kimlere Risale verdiimi sordular. Ben de muhta olanlara hep Kk Szler dattm syledim."

MUSTAFA GL
"lk ziyaretim Medrese-i Yusuyede oldu" Bir hakikat kahraman olan Mustafa Gl Aabeyimiz yllarca evinde Nur ve gl ktiplii yapmt. Yazd Nur Risalelerinde, hep Nur stadn dualarn okuyorduk. On dokuzuncu yzyln son ylnda Sav'da dnyaya gelen bu bahtiyar Nur ktibi yine doduu kyde, 1985 ylnn Kasm aynda ebediyete kavumutu. Kendilerini son ziyaretlerimde aziz hatralarn bana yle anlatyordu: stad Bedizzaman' daha nceleri manen tanrdm. Daha sonralar ise maddeten grdm ve tanyarak feyizyab oldum. 1942 ylnn sonlarnda, Kastamonuda hapsedilerek getirilip, Isparta Hapishanesine konulmutu. Kendisi her eyi gzel grp, gzel gsterdiinden, hapishaneye Medrese-i Yusuye diyordu. te benim de ilk ziyaretim bu Yusuye Medresesinde olmutu. Masum Nur talebelerini Denizli Hapsinde toplamlard. Bu hapishaneye bizim Sav kynden de on be kiiyi alp

gtrdler. stada, yazdmz kitaplar ve Isparta glleri gtrmtm. Hapishanenin penceresinden bizlere yapt iltifatlar, hayatmn en mesut hatras oldu. Bana oradan 'Sav'dan m geldin?' diye soruyordu. Ben de 'Evet stadm, Sav'dan geldim' diye cevap vermitim. O zaman benim kardeim Ali Gl de stadla birlikte Denizli Hapishanesinde verilecek beraatin kararn bekliyordu. Bu bekleyi tam dokuz ay srd. Sonunda sulu olmadklarn anladklarndan Nur stad ve Nur talebelerini serbest brakp, beraat ettirdiler. Yarm asrdr, hep Nur stadn himmetleriyle ve feyizleriyle yaadm. Denizli Hapsinde Kulenll bir jandarma vard. Bu jandarmann eliyle stadmza vereceklerimizi gayet rahat verip gnderirdik. Bu jandarmayla Isparta'nn gl yan ve Sav'da yazlan risaleleri stada ulatrdk. Aslsz ver tel ve bir korkuyla evimizdeki kk notlarmz bile sanki devleti ykacaz gibi toparlayarak, ellerimizi balarlar, bizleri kamyonlara doldurur, gtrrlerdi. Sonunda hep beraat ederek tekrar yuvamza dnerdik. Hizmetimiz esnasnda stad bizlere ok iltifat eder, dualar eder, ok tevik ederdi. Mesnev'i Nuriye mecmuasnn sonundaki yazy Ceyln alkan yazmt. stad bize iltifat olarak, benimle Tahir Mutlu'nun

isimlerini yazmt. Nur'larda isim, resim deil, hizmetler ve ihls ehemmiyetlidir." stadn mektubu ualar, Mesnev-i Nuriye ve Emirda Lahikas gibi eserlerde imzas bahsi bulunan, ismi gibi kendisi de sanki bir gl olan merhum Mustafa Gl', Nur stad bir Nur mektubunda yle ifade etmektedir: Aziz sddk kardelerim! "Ben size bugn mektup yazacaktm. Ziyade rahatszlm sebebiyle telta iken, ayn dakikada Mustafa Gl ve brahim Gl geldiler. Hem bana il, hem tesell, hem byk sevince vesile olduklarndan, o iki mbarek kardeimi benim vekillerim ve bir mektup olarak size gnderiyorum. Onlar birer Said olarak benim bedelime sizi ziyaret ve tebrik edip, sair eylerimi de size beyan etsinler." Beraat karar Isparta Sav kynn Nur ktiplerinden Mustafa Gl'n, otuz yl nce Trk adliyesinde ald bir mahkeme karar: T.C Isparta C. Mddeiumumlii Say: 954-311 Esas: Karar: Takipsizlik karar

Laiklie aykr olarak devletin itima, iktisadi, siyasi ve hukuk temel nizamlarn dini esas ve inanlara uydurmak amacyla bir ksm ahslar tarafndan tesis ve tekil eden, Nurcular cemiyetine girmekten maznun, Sav kynden Ahmed olu 1915 doumlu Mustafa Gl hakknda memuriyetimizce cemiyetin faaliyet merkezi Isparta olmas bakmndan topluca yaplan hazrlk tahkikat sonunda: Maznun gsterilenlerin Said Nursi'nin liderlii altnda Nurcular ve Nur talebeleri ad altnda tesis ve tekil edilen gizli cemiyete girdikleri ve girmek iin bakalarna yol gsterdikleri anlalm ve her ne kadar bir ksm maznunlarn evlerinde ve i yerlerinde uslne tevkifan yaplan aramalarda Said Nurs'ye ait eserler bulunmusa da maznunlardan bir ksmnn aksi sabit olmayan mdafaalar vehile bu eserleri merak saikasyla okumak iin tedarik ettikleri, bir ksm eserlerin de Nurcular tarafndan kendilerinin mlumat haricinde maznunlardan bazlarnn gsterildii sabit olmu ve yukarda isimleri yazl ahslardan hibirinin faal bir durumu tesbit edilmemitir. Maznun gsterilen umumiyet itibariyle mdafaalarnda Nurculuk diye bir cemiyet tanmadklarn, Said Nurs'yi ancak byk bir slm limi tandklarn, fakat hibir ekilde ve bir maksat tahtnda mnasebet tesis etmediklerini, Nurcular ad altnda gizli bir cemiyetin varlndan bile haberdar olmadklarn, Risale-i Nur'lar Kur'n'n bir tefsiri olduu iin sevip okuduklarn beyan etmiler.

"Netice itibariyle sululuklar hibir vehile sabit olmayan ve haklarnda mahkemeye sevklerinde yeter derecede bir delil bulunmayan, maznun gsterilenler hakknda C.M.U.K. 163 ve 164'nc maddeleri gereince takibat icrasna mahal olmadna, kararn birer suretinin maznun sfatyla ifadesi alnm bulunanlara tebliine ve bunlardan zaptedilen, hakknda selhiyetli mercie verilmi bir msadere karar mevcut olmayan ve su delilleri bulunmayan kitap ve vesairenin sahiplerine iadesine 22 Mays 1954 Cumartesi gn kabil-i itiraz olmak zere karar verildi. 22.5.1954" Cumhuriyet Mddeiumumi Rabi Aktrk mza resm mhr

ABDURRAHMAN YARGIN
"Ben Said Nurs'yim" Antalya'nn Gzene nahiyesinde askerdim. Askerliimi Jandarma olarak yapyorum. Burdurlu Mehmet Onba bir gn bana, 'Burada senin hemehrin derin bir hoca var, sen onu tanyor musun?' diye sordu. Ben de tanmadm syledim. Daha evvel kydeyken, Said-i Krd diye duymutum. Bir gn Karacaren kyne vazifeli olarak gitmitik. Yamurlu havada slanp hasta oldum, yats namazn zorla kldm. 'Ya eyh Abdlkadir-i Geylan diye medet isteyip, ok yalvardm. O gece ryamda birisi arkadan gzlerimi tuttu. Sanki vcudum elektrik tedavisi oluyordu. O arkadan gzlerimi tutan zat, 'Sen kimi aryorsun?' diye sordu. Ben de, eyh Abdlkadir Geylan Hazretlerini ardm syledim. O zaman o zat, 'Ben buradaym' deyince 'Siz kimsiniz?' diye sordum. Kendisini

tanmadm ifade ettim. O zat ise heybetle 'Ben Said Nursi'yim' dedi. Bu esnada aniden uyandm. Hi mi hi hastalm kalmamt. Sanki tedavi olmutum. Bu ryadan sonra Said Nurs kalbimi, gnlm fethetmiti. "stad ziyaretim" Yine Burdurlu Mehmet Onbadan, stad Bedizzaman'n Isparta'da olduunu da renmitim. lk frsatta stadn ziyaretine varmak istiyordum. jandarma arkada ve bir minibs sivil insan vard. Bir an evvel stad ziyaret edebilmek iin 'Masraar bana ait' demitim. ofr mevzuyu duyunca, 'Siz madem ki stada gidiyorsunuz, o halde ben sizden cret almam, masraar bana ait' dedi. 'Sizi trene yetitireceim' dedi ve abucak yetitirdi. stadn evine iki yol gidiyordu. Burada duran iki polis 'Yasak' diye brakmyordu. Bu polislere ok yalvardm, 'Ben jandarmaym, sizin bir yardmcnzm' dedim. 'Burada hemehrim bir hoca var, onu ziyaret edip dualarn alacam' deyince polislerden biri gideceim yolu bana gsterdi. Az sonra stadn avlusundaydm. Orada Zbeyir Gndzalp Aabey vard. 'Niin geldiniz?' diye sordu. Ben de, 'Biz askeriz, Seyda hemehrimizdir, onu ziyarete geldim' dedim. Az sonra msaade ettiler. stadla uzun uzun konuacam zannediyordum. Ellerini perek diz

kp oturdum. ok ter iinde kalmtm. ok ho bir feyzin iine girmitim. O feyizli n tarif etmem mmkn deildir. Heyecandan stada bakamyordum. Sanki manevi bir dnyaya girmitim. Ne bakabiliyor, ne de konuabiliyordum. stad bana memleketimi sordu. Diyarbakrl olduumu syledim. Bana dualar etti. Derin bir haz, cokun bir feyiz iine dalmtm. Byk bir kutbun huzurundaydm. Bu ulv huzurda ne kadar kaldm, bilemiyorum. Sonra stad, 'Trene yetiin' dedi. Bu yksek huzurdan huzur iinde, selmlar vererek, ulv bir ekilde ayrldm. stad, Zbeyir Gndzalp Aabeye sylemi. O da bize bir risale verdi.

SLEYMAN KAYA
Gaziantep ve havalisine Nur'lar tantt Burdur'un Bucak kazsnn Karg kynden 1898'de dnyaya gelmiti. Genliinden beri iffetli, az konuan, ilim ve ibadete devam eden bir zatt. Isparta'nn Geyran (Erikli) kynde stadn ismini ve ilmini duyarak, obanlardan muhabbetle dinleyerek, yourt ve ekmek alp ziyaretine gitmi. stad kendisine, 'Bu getirdiklerinden oluk ocuunun haberi var m?" diye sormu. O da "Var" deyince, stad oradan harika bir kerametle, taze ekmek kartm. Sleyman Kaya stadla tantktan sonra on yl Nur'lara hizmet etmi. Bilhassa Gaziantep, Adyaman, Diyarbakr ve Mara'ta Risale-i Nur'lar gtrp datan, tantan bir zatt. Antep harbi gazisi, Ahmed Hamdi Serdar'n merhum babasnn eliyle Nur'lar etrafa yaymt. Esans satma perdesi altnda muhta ve mtaklara hep Nur'lar

datyordu. Diyabakr'da ise Melik Ahmed Camii mtemiltnda kalarak yine Nur'lar datrd. Gaziantep ve havalisinde Nur'lar tantmay staddan vazife olarak aldn Emirda Lahikas'nn ikinci cildinde ifade etmektedir. stadla beraber 1954 ylnda Isparta'da mahkemeye verilen seksen dokuz kiiden birisi de Sleyman Kaya'dr. Dier yzlerce dvda olduu gibi bunda da Nur talebeleri beraat etmiti. Babas gibi kendisinin ismi de Sleyman olan bu mbarek zat, stadn ebediyete intikalinden alt ay kadar sonra, 1960 yl sonbaharnda Isparta'nn Erikli kynde vefat etti.

YAAR GKEK
1921'de Diyarbakr'n Ergani kazasnda doan Gkek, Edebiyat Fakltesi Tarih Blm mezunudur. Merhum Abdlmecid Nurs'nin (nlkul) ok yakn ve candan bir aile dostudur. Kendileri Cizreli Seyda Hazretlerinin bir talebesidir. Daym, Ali Murtaza Gkek stanbul'daki hayatndan hatralar anlatrken, bize std Bedizzaman Hazretlerini tanyn ve onun stanbul'daki odasnn kapsnda yazl olan 'Burada her sule cevap verilir, hi kimseye sul sorulmaz' tabelsn ve bulunduu baz mnazaralarn naklederdi. Bu ifadelerle o zamanki muhayyelemde (4-7 ya aras) masal lemlerinin destn bir ahsiyeti, ilmin evc-i bals byk bir din alimi teekkl etmiti. "stad ilk grm" Aradan yllar geti. lkokul, orta ve lise tahsilini Diyarbakr'da ikmal ettikten sonra niversite tahsili iin 1942'de stanbul'a geldim. Edebiyat Fakltesi Tarih Blmne devam ederken, bir taraftan da avukat ktiplii yapyordum. Hemehrimiz Diyarbakrl Avukat Read

Kksal'n yannda (Sirkeci 4. Vakfhan) alyordum. Arada Reat Beyden, stad Hazretlerinin Anadoluda mahkeme mahkeme ve ehir ehir srndrldn dinliyordum. Biz Dou ve Gneydou Anadoluda devletin ve jandarmann kendi vatandalarna kar srdrd vahet politikasn hem yaayarak, hem grerek ok iyi bildiimiz iin, stad Hazretlerine kar bu davranlar da tabii karlyor, szlayan vicdnmz dularla teselliye alyorduk Tarihini iyice hatrlayamadm bir gn, Adliye Saraynda (imdiki Sirkeci Merkez Postahanesinin st katlar) bir i tkip ederken, stadn Genlik Rehberi dvsnn o celsesi olacan ve stadn da bu celsede bulunmak iin stanbul'a geldiini rendim. Rabbim ltfetti, o gn hem mahkemeyi takib edebildim, hem de stad Hazretlerini ilk defa yakndan grdm. O zamanki slm kltrm, bir ilmihal erevesini aamad iin kyafetinin orjinalitesini ilk seferde anlayamadm, daha ok blgeye has bir kyafet zannettim. Ama davranlarna ve baklarna hayran oldum. Kendimi yllar evvelinden hayalimde destanlaan mitolojik bir kahramann huzurunda hissetim. Bugn, o mahkeme gnnden hafzamda kalan sadece o destni kahraman motidir. stad bende daima o motie yaamaktadr. "Her Risaleyi yutarcasna okudum" Aradan yllar geti. Hayatn srpriz ve depremlerine kar yol ararken, 1958'de Konya'da Dr. Sadullah Nutku

Bey merhumla tantm. Onun vastasyla da o gne kadar neredilmi Risale-i Nur Klliyatna sahip oldum. lde suya kavumu insann itiyakyla her Risaleyi yutarcasna, ezberlercesine, her satrn hafzama nakedercesine ve geceli gndzl bir zaman ierisinde ve ksa srede okudum. Bu okuyula da Hazret-i stada kar byk bir muhabbet ve itiyak duydum. O srada Isparta'da bulunan stad ziyarete karar verdim. O gn yol-iz renmek iin Konya'da Yorganc Mehmet Efendi geldi ve Isparta'ya gidecek birinin bulunup bulunmadn sordu. Beni gsterdiler. ocukken beni tand zamandan 30 yla yakn zaman gemiti, tabii beni tanmad. Ben de o halet iersinde kendimi tantmak arzusu duydum. Ama diyebilirim ki, o zaman Konya'ya yerlemek karar veriimizdeki millerin banda Abdlmecid Efendinin Konya'da bulunuu olsa gerek. Abdlmecid Efendi, bana aynen yle dedi: stada hrmetlerimi arzet. Hamdolsun hep iyiyiz. Yaramaz hibir ey yoktur. Saadet (Abdlmecid Efendinin kz) Konya retmen okulunu bitirdi, Elhamdlillah. naallah Konya'ya tayinini bekliyoruz.' "Diplomanzla Risale-i Nur hizmetinde olun" Ertesi gn, Isparta'dan geen bir zmir otobs ile yola ktm. Isparta'da stad Hazretlerinin kald evi buldum. Byk bir heyecan iersinde kapy aldm. Allah'tan beni stadla grmeye muvaffak klmasn yalvararak

bekledim. Gzel ve ahsiyetli bir yze sahip bir kii kapy at ve beni ieri ald. stad Hazretlerinin odasna girdik. Kendileri ark usul bir sedirde o mkemmel kyafetiyle oturuyorlard. Etrafnda iki veya kii vard. Ellerini pmek istedim ptrmediler, yzm gzm ellerine, cbbesine ve dizlerine srdm. O ann yksek heyecan ve sevincinden alamamak iin kendimi zor tutuyor ve o ana kadar duymadm byk bir huzurla, mbarek yzn seyrediyordum. Nereli olduumu, kimliimi, ne i yaptm, imdi nereden geldiimi sordular. Konya'dan geldiimi renince de 'Abdlmecid'i grdn m? Nasllar?' diye sordular. Kendileriyle bir gn evvel grtm ve mesajn arzettim. Herkese ve hassaten Saadet'e du buyurdular. Ergani ve Diyarbakr'dan tand baz kiileri sordular. Tandklarm hakknda kendilerine bilgiler arz ettim. Malatya'dan Terzi Said ekmegil'i sordular. Son ay iinde grtmz ve hakknda bildiklerimi arz ettim. Ziyarete geli sebebimi ve bir dileim olup olmadn sordular. Yetime ve okuma tarzm ve bunun zerimizde yapt tahribat arz ettim ve bilhassa Nur Risalelerini okuduktan sonra o gne kadar, gerek dnya ve gerekse slm hakknda bize retilen bilgi dnyasnn tarumar olduunu, Kur'n'n alan kl yolunda yrmenin de byk mkller arz ettiini, bu hususta elimizden tutmasn istirham ettim. Tahsilimizi sordular. Eimin Hukuk mezunu avukat olduunu, benim de tarih tahsili yaptm Edebiyat Fakltesini bitirdiimi arz ettim.

"Risale-i Nur akirdleri" Seni de, eini de, bugnden itibaren Risale-i Nur akirtleri listesine kaydettim. Bundan evvelki hayatnzn btn seyyielerini Cenab-i Hak affedecektir, inaallah. Hasenatnz kalacaktr. Bundan sonraki hayatnz, ruh ve bedeninizle ve diplomalarnzla Risale-i Nur hizmetinde olacaktr' buyurdular. Bu srada ziyarete Konya'dan, isminin Ahmed olduunu ve mam Hatip rencisi bulunduunu syleyen bir delikanl geldi. Ve konuma esnasnda, bu delikanl: Efendim, Konya mam Hatip Okul Mdr, herhalde komnist' dedi. stad Hazretleri, Mdrn namaz klp klmadn sordu. Kld cevabn alnca da, aynen, benim kardamdr' buyurdular. Bu l, o gnden geerli olarak hayatmzn amaz llerinden biri oldu ve beni hi yanltmad. Hz. stad ve kardei Abdlmecid stadn Urfa'ya hareket ettii gn, leden sonrayd. Abdlmecid Efendilerin Mevlna Meydanna kan bir sokaktaki evlerinin st katnda hep beraber oturuyorduk. Kaplar alnd. Kapya bakan Saadet, stad Hazretlerinin terif ettiklerini ve aada arabada beklediklerini haber verdi. Abdlmecid Efendiyle beraber hepimiz kapya indik. std, arabadan;

Abdlmecid ben Urfa'ya gidiyorum. Belki bir daha gremeyeceiz. Bana hakknz hell ediniz' buyurdular. Abdlmecid Efendi: Seyd! Bizim sana ne hizmetimiz oldu ki, hakkmz olsun. Asl sen bize hakkn hell et. Bizi sen okutup yetitirdin' dediler. Bunu zerine std: Senin de, Rabi'nn da bende ok haklarnz vardr. kiniz de bana haklarnz hell ediniz' buyurunca karlkl helllatlar. std arabadan yerlemek zere biraz geri ekilmiken, tekrar eildi ve Abdlmecid Efendiye: Abdlmecid, Abdlmecid! Bu kadar korkak olma! Vallahi mahpushanede sana Rabi'dan daha iyi bakarlar' buyurdu. Abdlmecid Efendi de, Seyd! Ben neyleyeyim ki, Cenab- Hak benim cesaretimi de sana ltfetmi, seninki iki kat olmu, bende hi kalmam' dedi. Ertesi gn Urfa'dan Konya'ya ve hemen hemen btn Trkiye'ye edilen telefonlar, o gn stadn fni lemden bak leme gtklerini haber veriyorlard. "Makamlar Cennet-i l olsun ve Cenab- Mevl orada da efaatlerine hepimizi mazhar buyursun."

YUSUF KERVANCI
Yusuf Kervanc Nur kervannn mensuplarndan bir ebed yolcusudur. Barla erafndandr. Nur risalelerinden Yirmi Sekizinci Szn, cennet bahsinin yazld bahenin sahibidir. Sekiz sene Bedizzaman'a hi gcendirmeden hizmet eden ve stadn sddk nvann verdii Sleyman Kervanc'nn byk oludur. Yusuf Kervanc'nn Barla'da, Yokuba Mahallesinde, stadn medresesinin karsndaki evde dnyaya geliini ve ilk gnlerini annesi Memnune Kervanc yle anlatmaktadr: Aye ve Huriye gibi drt kzdan sonra bir olum dnyaya gelmiti. eme banda kadnlar 'nar aacna tu dikildi' diye sevinle konumulard. stad 'Bu sesler nedir?' diye sorduu zaman bizim bey (Sddk Sleyman Kervanc) 'Bir olumuz oldu' diyerek, doumu stada haber vermitik. stad, 'Fesbbanallah, ben tam Sre-i Yusuf'u okuyordum. smini ben koyacam' diye buyurmu. Kocam, 'Bir haftalk oldu, getireyim mi?' diye sorunca, stad, 'Yok, ben on be gnlk olunca arrm' demi. On be gnlk olunca kundakladm, alp stada

gtrd. stad kbleye dnd, ezan okudu ve ismini Yusuf olarak koydu. Bizim evden gzkyordu, biz de bakyorduk. stadn dershanesinin karsnda soldan drdnc ev bizim evimizdir. "stadn zaman zaman amarn ykar, orap ve elbiselerini yamalardm." Bedizzaman'n bizzat ismini koyduu bahtiyar simalardan, sddklarn evld Yusuf Kervanc, bize babasnn el yazs, staddan tashihli eserlerle birlikte u bilgileri verdi: Bize Barla'da lkap olarak Trdler derlerdi. Dedelerim, Barla'dan stanbul'a kervanclk yaptklar iin, soy ismimizi Kervanc olarak aldk. "Askerden Isparta'ya geldiimde, stada cbbe ve ay getirmitim. Asker olduum iin hediyemi kabul etmiti. Bamdaki bere de houna gitmiti. 1950'den sonra Barla'ya geldii zaman Mustafa avu'un kz Zekiye yemek gndermiti. stad yemei ok buldu, nce yirmi be kuru verdi, sonra elli kuru daha gnderdi. Yemein yarsndan fazlasn da geri verdi. Daha sonralar ise stad Ankara Beyrut Palas Otelinde ziyaret etmitim."

HSMEN HSEYN DURAN


1932'de Konya'da dodu. Nur Risalelerini okuduu iin mahkemeye verilen on binlerce Nur Talebelerinden birisidir. "stad ziyaretim" Hazret-i stad ziyaret etmek zere Isparta'ya vardk, fakat elimizde adres yoktu. Ulu Camii vard, oraya gittik. Orada birine sorar reniriz dedik. Gittim, baktm biri abdest alyor. Ona yanap sordum. 'Siz nereden tanyorsunuz stad?' dedi. 'Kitaplarn okuyoruz' dedim. 'Hangi kitaplarn okuyorsunuz?' dedi. Ben de 'Lem'alar, ular, Mektubat' dedim. 'Siz Sddk Sleyman diye birisini duydunuz mu?' diye sordu. 'Evet duyduk' deyince, 'te o benim' dedi. Sonradan anladm ki, onu oraya stad gndermi. Yoksa namaz vaktiydi, namaz klp gidelim derdi. Beraber stadn evine gittik, 'Siz merdivende bekleyin, ben stada haber vereyim' dedi. 'Yalnz, stad anlatacaklarn anlatr, konumas bittii zaman gitmenizi

isteyince Esselmu Aleykm der, siz de Aleykmselm dersiniz ve karsnz' dedi. eri girdim, stad yatakta, hasta, sesi zor kyordu. Sylediklerini Zbeyir Aabey bize tekrar ediyordu. Beni gsterdi ve dedi ki: 'te Zbeyir, bu benim yirmi senelik talebemdir.' Hafz olduumu renince 'Kur'n ezberleyen gzleri peyim' dedi. Gzlerimden pt. Biraz daha konutuktan sonra, stad 'Esselmu Aleykm' dedi. Ben kalktm, fakat karken, ailemden niye bahsetmedi diye kendi kendime sylendim. Tam kapdan karken stad, 'Annen baban var m?' diye sordu. 'Var' deyince, 'Madem onlar seni yetitirmi, sen benim talebem olduun gibi, onlar da talebe olarak kabul ediyorum ve her sabah dualarma ortaktrlar' dedi. 'Madem ki sen beni ziyarete geldin, senin yol paran ben vermem lazm' dedi. 'Ben almam' dedim. Fakat czdanmda 10 lira param vard, harcamtm. Daha sonra baktm, czdanmda bir 10 lira daha var. Gelirken birisi pasta gndermiti. 'Ben karlksz bir ey almam' dedi ve bana 1 lira verdi. O 1 liray hl htra olarak saklyorum. Daha sonra Isparta'dan ayrldm. 15 gn sonra tekrar stadn yanna geldim. stad beni grnce, 'Kardeim daha 15 gn oldu greli, niye tekrar geldin' dedi. 'stadm artk sizin hizmetinizde kalmak istiyorum' deyince, 'Kardeim git, Konya'da hizmet et' dedi. Byle olunca tekrar Konya'ya gittim. Konya'da hocalk yapmaya baladm. Bir ara Eirdir'de kitap getirmeye gittim. stad tekrar

ziyaret etmek nasip oldu. Bu gidiimde stad bir liste karmt. Bu listede Mesnev'nin gittii lkeler yazlyd. yle lkeler ki, adn hi duymadm lkeler. stad bana Arapa biliyor musun?' dedi. 'Bilmiyorum, ama renmek istiyorum' dedim. stad 'Mesnev'yi getir Zbeyir' dedi. Zbeyir Aabey Arapa bir Mesnev getirdi. stad bir ka satr okudu, tercme etti. 'Bunu sana hediye ediyorum. Konya'da kardeim var, Abdlmecid Efendi, ona gtr sana ders versin' dedi. Abdlmecid Efendiye gtrdm, 'Bunlar ben de anlamyorum' dedi. Ben de, 'Anladn tarzda anlat' dedim. stad bir sene sonra bana ve kardei Abdlmecid Efendiye mektup yazm. 'Kardeim Hseyin, sana verdiim Mesnev'yi Abdlmecid Efendiye ver, tercme etsin. ' Abdlmecid Efendiye de ayn ekilde diyor ki: 'Hseyin'den al, tercme et. ' Nihayet mektup gelince Abdlmecid Efendiye gittim. Ben gidince o da Mesnev'yi ald, okumaya balad, papaan gibi anlatmaya balad. 'Anlamadm kitab anlamaya baladm' diyordu. Abdlmecid Efendi 'Demek stad bana sevap kazanaym diye bu tercmeyi yaptryor, nceden anlamyordum, bak imdi anlatmaya baladm' diyordu. Bir gn bir tefsir hocas dedi ki: 'Bedizzaman Vehhb'dir, hi hadisten bahsetmiyor, hep ayetten bahsediyor. ' O zaman Hayrettin Karaman bu sze kzm. Bana geldi, 'Buna cevap vereceim' dedi. Ben de bu durumu stada yazdm. stad cevaben dedi ki: 'Kardeim

Hseyin, o hoca aldanm veya aldatlmtr. Benden selm syleyin ve katiyyen mnakaa etmeyin.' O hoca birka ay sonra boazndan ameliyat oldu, konuamaz hale geldi, tefsir hocaln brakt. Bir sene sonra da ahirete gitti. Allah gnahlarn affetsin. Bir ara camilerde risale okunmaya baland. stada bunu soruyorlar. stad da 'Maaallah, Brekallah' diyor ayaa kalkyor, memnuniyetini izhar ediyordu. O zaman bize bir kuru ekmek gnderdi. Biz de paralayp yedik. stad Ankara'ya geldiinde biz de ordaydk. Diyarbakrl bir yzba karlad stad. stad da ona mspet hareket etmek, men hareket etmemek hakknda ders verdi. Daha sonra birz Konya'da hapishaneye dtk. ok zor gnler geirdik. Azl katillerin, yan kesicilerin, sarholarn, kumarbazlarn arasnda kaldk. Cenb- Hakkn inayetiyle Konya hapishanesi de Medrese-i Yusu ye oldu. Risale-i Nurun inkifna, ok hizmetlere vesile oldu. O azgn insanlar tevbe edip namaza baladlar, Kur'n okumay rendiler, gnahlarna tevbe ettiler. Dr. Sadullah Nutku Aabey de hapishanedeydi. Sonra Osman Yksel Serdengeti de hapishaneye geldi. Hatt o zamanlar Trkiye'de huzur yok diyorlard. Osman Yksel Serdengeti de 'Huzur isteyen Konya hapishanesine, Nurcularn yanna gelsin' diyordu. "Bir gn Zbeyir Aabeyle sohbet ederken Zbeyir Aabey dedi: 'Bir gn ben stadla Afyon hapsindeyken stad bir odaya koydular. Pencere krk, kap kilitli, biz

giremiyoruz. Soba var, yakmyorlar. Biz de giremiyoruz ki yakalm. Bir gn stad abdest alm, namaz klm oturuyor. Adeta abdest ald sular sakal ve bynda donmu. Ben donmu kalm zannettim. O zaman ben kilidi krdm, 'stadm!..'diye yanna girdim. 'Korkma kardeim, ldremeyecekler' dedi. O zaman gardiyanlar geldi, 'Nasl olur da bizden izinsiz buraya girersin, kilidi krarsn?' dediler. Beni falakaya yatrdlar, dvyorlard. Ben de Allah diyordum. Siz de byle bir duruma derseniz Allah deyin, baka bir are yok!"

VEL IIK KALYONCU


1936 senesinde Kastamonu'da dodu. lk ve Orta tahsilini nebolu ve Kastamonu'da yapt. Ankara lhiyat Fakltesini bitirdikten sonra, Anadolunun eitli ehirlerinde muallimlik yapt. 1989'da emekli oldu. Halen Bursa'da ikmet etmektedir. "Hazret-i stad ziyaretim" Mektubat'n tabedilmesi tamamlanm sra Tarihe-i Hayat'n baslmasna gelmiti. Tarihe-i Hayat'n bana, 'nsz'n kime yazdrlma mes'elesi meveret edildi. Neticede Medine-i Mnevverede bulunan Ali Ulvi Beye yazdrlmasna karar verildi. Atf Ural Aabey kendisine bir mektup yazd. O da fazla gecikmeden Tarihe-i Hayat'n bandaki 'nsz' gnderdi. Tarihe-i Hayat'n tabedilme almalar, Tahsin Tola Aabeyin 14 Mays Mahallesindeki evinde balad. ki katl gayet lks evin st katn bize tahsis etmiti. Ev ok lks idi, ama bizim oraya serecek sergimiz bile yoktu. zerimizdeki battaniyeleri alp bir odasna sermitik. Orada tashih ve dier almalar yrtlyordu. Dier

eserlerde olduu gibi, bir formann hazrlan tamamlannca, ilk forma Hz. stada gnderiliyor; tashih ve tasvibinden geince o forma baskya veriliyordu. Hz. stad, hizmet taalluk etmeyen ziyaretleri kabul etmiyordu. Onun iin Hz. stad ziyaret etmek isteyenler Said zdemir Aabeyden forma alp ziyarete gidiyorlard. Arkadalarn hepsi Hz. stad ziyarete gitmilerdi. Ben utancmdan Said Aabeye, bu sefer de ben gideyim diyemiyordum. Aylarca, sra gelsin diye sabrla bekledim. Sonunda arkadalarn hepsi, bu defa benim gitmemi Said Aabeye sylemiler; o da kabul etmi. Bunu duyunca ok sevindim. Sevincimden geceleri gzme uyku girmiyordu. Hz. stad dnya gzyle grecektim. Senelerce dlediim tahakkuk edecekti. Hz. stadn o gnlerde Isparta'da olduu renildi. Hz. stad bazen Emirda'a geliyordu. Formalar da oraya gidiyordu. Bana Hz. stada gtrmek zere iki forma dmt. Ankara'dan trene bindim; sabah saat dokuzda Isparta'ya vardm. Adres zerine Rt akn Aabeyin dkknn buldum. Beni kendisi o has glmsemesiyle karlad. Beni tanyordu; Ankara'ya bror mahkemesine geldiinde grmt. Kendisine Hz. stada forma getirdiimi syledim. Bana, 'Biraz dkkanda otur, imdi Hz. stadn yanndan birisi gelir' dedi. Bir baktk, kardan Zekeriya geliyor. Zekeriya'ya beni Hz. stada gtrmesini syledi. O nde ben arkada yrdk. Beyaz badanal iki katl bir evin tahta kaps nnde durdu; zili ald. Kap alncaya kadar ben de yetitim. Bizi Zbeyir Aabey

karlamt. 'Ben Hz. stada haber vereyim' dedi. Biraz sonra Hz. stadn 'Gelsin' emrini getirince, benim heyecanm son haddini bulmutu. Hemen takkemi bama geirdim. Zbeyir Aabeyin arkasndan tahta merdivenleri ktm. Sergisiz tahta salonun karsnda, odada Hz. stad banda beyaz sar ve zerinde beyaz pamuklu hrkasn giymi, karyolada oturuyordu. Zbeyir Aabey, beni stada 'Kastamonulu Veli' diye tantt. Elini ptm. Hz. stad defa efkatle beni barna bast. Her defasnda 'Veli sensin, maallah kardeim' diye iltifat etti. O kadar samimi, o kadar efkatli, o kadar mk ve merhametli idi ki, bunu tarif etmek imknsz. O anda stad beni nereden tanyor diye dndm. O zaman aklma Kastamonu'dan Hz. stad ziyarete gidenler bizden bahsetmiler. 'Kastamonu'dan lisede Nurlar okuyan talebeleri var' demiler. stad da isimlerimizi sormu ve deftere yazdrm. Bu geldi aklma. Zbeyir Aabey benim lhiyat Fakltesinde okuduumu syledi. Hz. stad, 'mam Hatipte okur' dedi. Bu defa byle tekrar olundu. Zbeyir ncden sonra sustu. Bunun mnsn seneler sonra anladm. Hz. stad bana: 'Bak ben konumuyordum; sen geldin sesim ald. Seni Mehmed Feyzi gibi kabul ettim. Sen Feyzi'ye benziyorsun. Eer (Zekeriya'y gstererek) bunu yanma almasaydm seni alrdm' diye iltifatta bulundu. Kastamonu'dan birok kiiyi sordu. Bunlardan bir ksmn tandm, bir ksmn tanyamadm. Hepsiyle ayr ayr alakadard. Bize 'Hz. stadn yzne sakn bakmayn kzar' demilerdi. Ben kaamak olarak iki, defa baktm. Hz. stadn bilhassa gzleri, o kadar yal olmasna

ramen ok keskin idi. Ben gtrdm formlar Hz. stada takdim ettim. Bu formalar Afyon hayatna dairdi. Bizler yere yar halka eklinde oturduk. Tahir Aabeyde Hz. stadn ayak ucuna oturmutu. Bizlere srayla birinci formay okuttu. Bazen kesip, 'Tahir, byle olmam mydi?' diye soruyor. Tahir Aabey de, 'Evet stadm byle olmutu' diye cevap veriyordu. Birinci formann okunuu bitince Hz. stad bizi darya kard. le ezan da okunmak zere idi. le namazndan sonra, le yemei yendi. le yemei ekmek ve ya zm idi. Hz. stad, 'Benim taynm Veli'ye verin' demiti. Hz. stadn gnlk tayn kk bir ekmein drtte biri kadard. Ben o ekmei yememi, teberrken Ankara'ya arkadalara gtrmtm. Hz. stadmz leden sonra bizi tekrar ard. Tekrar yerdeki kilim parasnn zerine oturduk. Hz. stadn evinde o kilim parasndan baka sergi grmedim. Yerler bembeyaz, temiz tahta idi. Hz. stad bize ikinci formay da okuttu. Tashih ii bitmiti. Bizler tekrar darya ktk. Aabeylerin kald odaya geldik. Hz. stad biraz sonra beni arm. Hz. stadn huzuruna nc defa girmi olduk. Hz. stad ban, 'imendiferle hemen geri dnmemi, Ankara'daki hizmetlerimizin ok mhim olduunu' syledi. Ellerinden ptm; tekrar beni barna bast. Bayram Aabeye, beni istasyona kadar geirmesini tembihledi. Hz. stadn huzurundan, huzur iinde srurla ayrlrken, Cenab- Hakka, bu byk insan ziyaret etmeyi nasip ettii iin hadsiz kr ettim.

lk talebe dershanesi Dou Matbaasnda tab ileri devam ediyordu. Bir gn Said Aabey, 'Matbaaya yakn bro gibi bir yer tutalm, tab hizmetleri orada yaplsn' dedi. Ulus'ta, Dkap Caddesi zerinde, o zamanki Murat Lokantas stnde, byke bir oda tutuldu. Artk tashih vs. ileri, burada yaplyordu. Biz faklteden knca buraya geliyor ge vakitlere kadar alyorduk. Nizip Apartmanndaki dershaneyi de, D Cebeci'deki lhiyat Fakltesinin yaknndaki Artukolu Apartmanna tadk. Bir taraftan fakltelerimize devam ediyor, dier taraftan hizmetlerle urayorduk. Burada yedi arkada beraber kalyorduk. Mehmed, Kmil, Hasan, Hseyin A, brahim Canan, brahim Ergun ve ben. Buras ayn zamanda, saylar az da olsa niversitedeki dindar talebelerin urak yeri idi. Cumartesi akamlar, bu talebelerle toplanp burada, Risale-i Nur dersi yapyorduk. ou zaman bu derslerimizde Bekir Berk Aabey, Serdengeti, evket Eygi de bulunuyordu. Hz. stadmz hizmet iin, hizmetinde bulunan aabeylerimizi Ankara'ya gnderdiklerinde bizde kalrlard. Bu aabeylerimize Hz. stadn hallerini sorardk, onlar da anlatrd. Biz bu aabeylerimizden ok istifade ettik. stadmz ekseriyetle bu aabeylerimizi bir devlet by ile grmek zere gnderirdi. Bir defasnda stadmz, Ayasofya'nn tekrar ibadete almas iin aabeylerimizden birisini gndermi; bunun iin tek tek dindar milletvekilleri ile grmeler yaplmt. Bu grmelerin bazlarnda biz

de bulunurduk. stadmz daha ok hizmet gayesi ile Sungur Aabeyi, sonra Ceylan ve Bayram Aabeyi gnderirdi. Bazen Zbeyir Aabeyi de gnderdii olurdu. Bizler baz akamlar, Risale-i Nur'u tanm zatlarn evlerine derse de giderdik. Her gn belli zamanlarda beraberce Risale-i Nur'dan dersler yapardk. Namazlarmz cemaatle klar, dershanenin ilerini ve hizmetlerini i blm yaparak yrtrdk. Bir taraftan da fakltelerimize devam ederdik. Hz. stadn Ankara'ya gelileri Bir gn Hz. stadn Ankara'ya geleceini haber aldk. Hemen araba kiralayarak karlamaya gittik. Ankara'nn Glba mevkiinde beklemeye baladk. stadn arabas uzaktan gzkt. Biz 40-50 kii yolun kenarna dizildik. nde iki tane trak arabas olduu halde, sur'atle geti. Biz stad selmlarken, stad da bize iki eliyle selm veriyordu. stad dorudan Hac Bayram Hazretlerinin trbesine gitmi. O zamanlar, ziyaret iin, trbenin kapsn amyorlard. Grevliler Hz. stad iin amlar; ieride bir mddet yalnz kalm. Oradan, kendisi iin yer ayrtlan, sahibi Nurlarn dostu olan, Denizciler Caddesindeki Beyrut Palasa gelmiler. Biz de oraya geldiimizde, otelin etrafn sivil polisler sarmt. Hz. stadn Ankara ve stanbul'a gelip gidilerine basn ok yer vermiti. Btn gazeteler birinci sayfalarnda byk puntolarla 'Said Nurs Ankara'da,' 'Said Nurs

stanbul'a hareket etti!' gibi balk atyorlard. Onlarn niyetleri ne olursa olsun, bunlar bir nevi ilnat oluyordu. "Hz. stad ziyaret iin otele ok kiiler gelip gidiyorlard. Fakat herkesi kabul etmiyordu. Hz. stadn son Ankara'ya gelilerinde Aabeyler, 'Buradaki Kastamonulu talebeler sizi ziyaret etmek istiyorlar' demiler. Hz. stad, 'Gelsinler' deyince, biz ayakkablarmz karp ieriye girdik. Hz. stad hepimize elini pmeye msaade etti. Hz. stadn eli hl gzlerimin nndedir. Parmaklar incecik bir deri bir kemik kalmt. Hz. stad ayakta bize be dakika kadar ders verdi. Aatan, yapraktan, iekten, ekirdekten bahsetti. Bunlarn Allah'n varlnn ahitleri olduunu anlatt. Bu Hz. stad son grmemiz oldu. Cenab- Hak hirette tekrar grmek nasip eylesin."

SMAL DKEN
1926 senesinde, dris Kk Caddesindeki, yine dris-i Bitlisi emesi'nin karsndaki evde dnyaya gelmiim. Babam merhum Vanl Fakih sa Cafer (1876-1963) Efendiydi. Pederim de Hizan'da dnyaya gelmiti. Daha ok genken, Sultan Abdlhamid zamannda on be-yirmi yalarnda buraya, stanbul'a tahsile gelmiti. stad Bedizzaman' t Hizan ve Van'dan tanyordu. stad Bedizzaman'n gyabnda evimizde bizlere, onun ilminden ve kahramanlndan sitayile bahisler aard. stad iin 'Molla Said' ifadesini kullanrd. stad Bedizzaman Rus esaretinden geldii zamanlarda Eyp'te bir mddet kalmt. Hatta dris-i Bitlisi'nin hanmnn adyla anlan Zeyneb Hatun Camiinde bir Ramazan'da itikafta kalmt. Bir gn, zannediyorum 1952 veya 53 senelerindeydi. Ben yalnz bama evimizden kp dirs-i Bitlisi'nin hanmnn adyla anlan Zeyneb Hatun Camiine doru gidiyordum. Sokan banda karma kii kt. Bunlarn ikisi gen ve kravatlyd. Talebe olduklar belliydi. nc zat, cbbeli ve dar alvarl birisiydi. Ben bu zatlara selam

verdim. Bu zat heybetli bir ekildeydi. Selam verince de zaten baklaryla heybetini gstermiti. Genler yirmi-yirmi sekiz yalarn gsteriyorlard. Temiz kyafetliydi ve niversiteli olduklar anlalyordu. Bu heybetli zat bana selam verdi ve 'Sen kimin olusun?' diye sordu. Ben hi cevap vermeyerek, hemen eve kotum. Babam ardm, 'Baba, baba, bir muhterem zat seni soruyor' dedim. Babam, 'Bu zat bizim Molla Said Efendi olmasn?' dedi. 'Bilmiyorum' dedim. Babam ise kapdan karak, bu zatlar karlamak iin kotu. Bize doru on be-yirmi adm kadar gelmilerdi. Babam tand ve hemen stadn ellerine kapand, ellerini pmek istedi, stad elini ekti ve ptrmedi. Yryerek mezarln bana kadar gittiler. stad Bedizzaman, uzun bir aacn yanndaki yuvarlak bir tan zerine varp oturdu. Merhum babam da stadn yanna oturdu, dier gen niversiteliler de oraya oturdular. Ben ise arkada ve ayakta durarak konumalarn dinlemeye alyordum. Bazen Krte konuuyorlard. Ben o zaman konumalarn anlayamyordum. Trke konutuklar zaman ben de anlyordum. Galiba babam stada bir ey syledi. stad ona cevaben: 'Hi zlmeye demez. Ben imdiki bu halleri, bugnn byle olacan, seneler evvel grmtm. Hani imdi sinema diyorlar ya, bunun ben byle olacan, aynen bu tan zerine oturmutum ve aadaki denizi seyrediyordum, sinema perdeleri gibi bugnler gzlerimin nnden gelip gemiti.' Bu bahisten sonra stadla babam yine Krte

konumaya baladlar. Bu yuvarlak tan zerinde on be dakika kadar oturdular. Oradan kalkarak babamla vedalatlar ve ayrldlar. stad Bedizzaman Eyb'e doru yryp gitti. Biz babamla eve dnerken, ben babama sormaya balamtm. Babam bana 'Bu zat benim sana daima bahsini ettiim Molla Said dediim zattr, Bedizzaman'dr.' stad Bedizzaman Zeyneb Hatun Camiinde itikafta kalrken, ablam Emine akamlar iftarlk yemek gtrrd. stad ise sadece bir orbay alrd. "1952 senelerinde 'stad Bedizzaman'n Sirkeci'deki ar ceza mahkemesinde mahkemesi var' demilerdi ve ben de bu mahkemeyi takip etmek iin gitmitim. Ama o zaman mahkeme gn Sirkeci'deki imdiki postahane olan yerde maher bir kalabalk vard. Bu kalabalk ve izdiham yznden mahkemeye girememi, sadece seyirci olarak darda kalmtm."

MUHSN ALEV
1974 knn souk, 6 Aralk Cuma gn, Bat Berlin'de Fray nivertesinin mescidini aryorduk. Nihayet arkadm ve dostum hsan Atasoy'la epey yorulduktan sonra cumadan nce mescidi bulabilmitik. 40 yalarnda ksa boylu bir zat, aradmz Muhsin Alev Bey, yeni abdest alm bize doru geliyordu. Kk mescidde namaz kldktan sonra, Muhsin Alev'in hatralarn tespit etmeye balamtk. Muhsin Alev'in Trkiye'den ayrld yirmi yl gemiti. Yirmi yl vatandan, dostlardan uzak kalmak, en kat kalpli bir insan bile rikkate getirirdi. Muhsin Alev Trkiye'yi, buradaki dostlarn, bilhassa stad unutamyordu. Hasretle, hicranla anyor, gzleri dolu dolu... Dalm yllar ncesini hatrlayarak anlatyordu: Muhsin Alev anlatyor "Unutamadm, asla unutamayacam anlar stadmla birlikte geen anlard. Hele birgn Afyon'da mahkemede

koridorda bekliyorduk. stadm ban omzuma dayamt. te o gnn, o ann lezzetini unutamam. Hayatmn bundan daha mes'ut bir hatrasn hatrlamyorum." Muhsin Alev duygulu bir insan, bu duygularndan birinde unlar msralatryordu: stadm Said Nur Onun kitaplar var Risale-i Nur Yannda alr ve krlara alr, Rzgrlar onu okar, gne onu kucaklar, iekler tebessmle ona doru bakarlar Kular cvldaarak, ona doru koarlar nk kinatta, bahsetmedi, raktan, ayrlktan elemden

Sevinten, kavumaktan, visalden haber verdi. Byle tefsir eyledi Nur'un bir bendesi." 1952 senesinde stad Bedizzaman iin alan stanbul Mahkemesinin dier bir san da Muhsin Alev'di. 1951 senesinde iki bin tane Genlik Rehberi Risalesini matbaada bastrmt. Bu mahkeme dolaysyla stanbul'a gelen stad Bedizzaman, Sirkeci'deki Akehir Palas Otelinde kalyordu. Kendi dilinde

Sz, Akehir Palas Otelinden alnca Muhsin Alev Bey, stadla ilgili orada geen hatralarndan yirmi be yl sonra hatrnda kalanlar balad anlatmaya: Kmil ztrk ile birlikte Necip Fazl Ksakrek'in yanna gidip geliyorduk. O yllarda Necip Fazl, Byk Dou faaliyetleriyle meguld. Necip Fazl'la mnasebetlerimiz devam ediyordu. Risale-i Nur'larda baz paralar Byk Dou mecmuasnda nerettiriyorduk. "Necip Fazl'n stad ziyareti" stad stanbul'a gelince sanki btn stanbul halk Akehir Palas Oteline boald. Her gn yzlerce insan stad ziyaret ediyordu. Bu arada bir ok tannm zevat da bu ziyaretiler arasndayd. Necip Fazl da stad ziyarete gelmiti. stad, kendisini alaka ile karlad. Bir sandalyeye oturttu. Necip Fazl, kendisinin yanna gelip giden genleri stad Bedizzaman'n yannda ve hizmetinde grnce (ben tahmin ediyorum) zlm olacak ki, stad kendisine: zlme! zlme! Ben Doucular, Risale-i Nur talebesi olarak kabul ettim. Ben seni Risale-i Nur'a yirmi senelik hizmet yapm olarak kabul ediyorum' dedi. Yine Necip Fazl'la olan grme srasnda stadn yle dediini hatrlyorum. Biz bir aacn meyveleriyiz. Aramzda ayrlk-gayrlk

yoktur. Ders almak ve kaynak bakmndan ayn yere gidiyoruz.' "Readiye Otelinde" stad Akehir Palas Otelinden sonra, Fatih'teki Readiye Otelinde kalmaya balad. Burada da ok ziyaretiler gelmiti. Bunlardan birisi de Osman Yksel Serdengeti idi. Osman Yksel'e yle demiti: Seni olum gibi kabul ediyorum. Olum olsayd senin ismini koyardm. Yazlarnda ahslarla, bilhassa menf ahslarla urama.' stad zaman zaman eski hatralarndan da anlatrd' diyen Muhsin Alev, bu hatralardan u latif meseleyi nakletti: stad eski genlik gnlerindeki hatralarndan anlatrken, mevzu 31 Mart Olayndaki Hurit Paa Divan- Harbinden almt. Mahkemede reise kar syledii, Eer merutiyet ttihat ve Terakkinin istibdadndan ibaret ise, btn dnya ins ve cins ahit olsun ki, ben mrteciyim' cmlesini mam- a Hazretlerinden ders aldn syledi. mam- a Hazretlerinin l-i Beyte sevgi ve muhabbetinden dolay, 'Sen Alev misin, Rafzi misin?' diye sorduklar zaman, a Hazretleri cevaben, Eer ehl-i beyte sevgi ve muhabbet Razlik ise, btn

dnya ahit olsun ki ben Rafzyim' buyurmulard. Bu eski gnlerin getii yerleri zaman zaman gezmeyi de ok severdi. Hassaten hatras geen yerleri bazen birlikte gezerdik. Yine byle bir gezinti srasnda, eski Harbiye Nezareti olan stanbul niversitesi merkez binasn gezerken, 31 Mart Olaynda aslanlarn yerlerini gstererek, anlatyordu. Kendisini de aslanlarn, pencereden gzkt yerde muhakeme etmilerdi. Yapt ok ahane ve cellli mdafaadan sonra, beraat etmiti. Kendisi beraat etmekle kalmam, bir ok susuz insanlarn da tahliye edilmelerini salamt. "Bu iddetli mahkemelerde susuzluu tebeyyn etmiti. Temyizi, mdafaas ve avukat olmayan mahkemede kararlar derhal infaz ediliyordu. Mahkemede beraat etmekle kalmam, vuku bulan yanllktan dolay Hurid Paa Divan- Harbi kendisinden zr dilemiti." Mezkr yllarda stad Bedizzaman, gerek Genlik Rehberi mahkemesi, gerekse Samsun mahkemeleri iin iki yl st ste iki defa stanbul'a gelip, er ay kalmt. Kendisi bu yllarda stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Felsefe Blmnde renci olarak bulunuyordu Muhsin Alev'in felsefe konularnda da stad ile konutuu olmutu. Bununla ilgili de hatralar vard. Bir gn stad

Bedizzaman'la ders esnasnda bahis Sokrat'tan alm. Muhsin Alev, Sokrat'n zehir ierek intihar ettiini syleyince, Bedizzaman, Sokrat'n intihar ettiini kabul etmeyerek, u cevab veriyor: Nasl intihar edebilir? ntihar etmedi, mahkm edildi... Zehir imeye mahkm edildi. Neticede zehir iirilerek ldrld. ntihar etmek gnahtr. ntihar eden, byk katil olur.' Nur talebeliinin drt esasndan birisi de efkat oluu itibariyle stad, Ben efkat dersini ocukluumda annemden aldm. Hikmet intizam ve nizam dersini de rahmetli babam Mirza'dan aldm' diye buyuruyordu. "stanbul'un fethinin 500. yldnmnde" 1953 senesinde stanbul'un 500. Fetih yldnmnde, Fatih Camii avlusunda yaplan merasimlere stad da itirak etti. Tribnlerden bayram takip etti. lk defa hazrlanan ve gsterilere kan mehter takmn sevinle seyretti. Mehterden memnuniyetini ve mesruriyetini izhar etti. Yine 1953 senesinde Beyazid'de Marmara Palas Otelinde bir ka gn kalmt. Otelin penceresinden bakarken, derin bir tefekkre dalmt. Medreselerin ve mabedlerin harabe haline ok zlm ve dertlenmiti. Eski medreselerin canl olduu gnleri, binlerce

medrese talebesinin girip kt gnleri hatrladm' diye hasretle bahsetti. "stadn tedbir dersi" Bir gn gece vakti Nur Risalelerini bir bohaya doldurmu, baka bir yere tayordum. Yolda bir arabadan karpuz almak istedim. Karpuzcudan yatn sordum. Bu srada orada olan bekiler benden phelendiler. Beni karakola gtrdler. Karakolda kitaplar ap baktlar, kim bilir ne zannetmilerdi. Kitaplar grnce bunlarda bir ey yoktur diye beni serbest braktlar. Sabahleyin stadn yanna gittiimde akamki hdiseyi aynen stada anlattm. stad bana tedbir ve dikkat dersi verdi. Niin gece gtryordun. Gece gtrmeye ne lzum var. Gndz gtrseydin' dedi. Zaman zaman bize eitli dersler verirdi. Yine bir gn bir vesilesini bulmutu; Abdlmuhsin'in eli, dili kalbi iyidir. Fakat aklna karmam' diyordu. Bazen eitli meseleler olunca stad yazmam isterdi. 'Yaz unutursun' derdi. Sonra daima sorup istire etmemi isterdi. 'ki kiiye sormadan bir ey yapma' derdi. 'Eline, diline itirazm yok, fakat senin aklna karmam' derdi.

"Asl sulu erkeklerdir" 1953 senesinin bahar aylarnda Frnc Mehmed kardein aramba'daki evinde kald gnlerde, gezmeye kacakt. Bizim beraber gelmemizi istemedi. Yalnz bana gitmek istiyordu. 'Bugn beni brakn, ben yalnz bama gideceim' dedi. Tramvayla gidip eitli yerleri gezmiti. Akam dndnde kadnlarn ak-sak halleri zerinde durdu. Hanmlarn bu ekilde ak gezmelerinde ve ak giyinmelerinde, erkeklerin sulu, kabahatli olduunu, byk suun erkeklere ait olduunu syledi. Kadnlara makamlarndan fazla hrmet ettiklerini, yksek muamele yaptklarn, onlar bir er ve onba iken, albay gibi muamele ettiklerini; bunun neticesi olarak da kadnlarn hakimiyeti ellerine alarak istediklerini yaptklarn, ak-sak gezdiklerini zlerek anlatt. Tarihe-i Hayat'taki, Tiis'te eyh Sanan Tepesinde Rus polisiyle aralarnda geen konuma bahsolundu. Benim iimden, oralara gitmeyi ok arzu ediyordum. Bu arzumu stad hissetti. Bana hemen cevap verdi: Hayr sen oraya gitmeyeceksin. Seni Tiis'e gndermeyeceim. Oraya Sungur gidecek. Sungur'u gndereceim. Sungur, Tiis'e gidip benim medresemi aacak!' "stadn Fener Patriiyle grmesi"

aramba'da Ziya Arun kardeimizle birlikte gezmeye gitmilerdi. Eve dndklerinde Ziya Arun heyecanl bir ekilde. stadla birlikte Fener Patrikhanesine gittiklerini ve stadn Patrik Athenagoras'la grp konutuunu anlatt. "Nur leminin Bir Anahtar'nn yazlmas" stanbul'da 1953 senesi baharnda en son eseri Nur leminin Bir Anahtar'n telif edip bitirmiti. Bu eserine bir isim koymak istiyordu. Bize ders vermek ve hem de istirenin ehemmiyetini bildirmek iin, bize sordu, istire yapt. Neticede Nur leminin Bir Anahtar isminde karar klnd ve esere bir isim verildi. Bu risale ayn zamanda stadn yazd en son kitap oldu. "Nevruz mahlkatn bayramdr" stad gezmeyi, bilhassa bahar ve yaz aylarnda krlarda dolamay ok severdi. Mahlkatla, mevcudatla ba baa kalp, derin derin tefekkr ederdi. stanbul'da Nevruz gn (21 Mart) kra giderken, bizi de yannda gtrd. Krda, Bugn mahlkatn bayramdr' diye Nevruzun nemini bize anlatmt. Krdaki kpeklere ekmek paras verdi. Bugn, bu Nevruz bayramndan, bu kpein bile bir hissesi vardr. Bahar mahlkatn bayramdr. Biz de onlarn bayramna itirak edelim' demiti. ok sevinli bir hali

vard Nevruz gn... "Tavus Kularndaki lah sanat" Yine gzel bir bahar gn... Gnlk gnelikti. Ziya Arun kardeimiz de beraberimizde namaz klmak iin Yavuz Selim Camiine gittik. Namaz camide kldktan sonra, caminin nndeki eski Bizans su sarnc, o zamanda iftlik olan yeil bahelie indik. iftlikte rengrenk tavus kular vard. stad, kular grnce onlarla ok alkadar oldu. Hayran hayran temaa etti. Sonra bize dnerek hislerini ifade buyurdu: Nur Risalelerinde bu kulardan bahsetmitim' diye onlardaki lh sanat nazara vererek dersler yapt. Kularn sahibine para verdi. Bu para ile kulara yem almasn syledi. Belki de, on-on be dakika sevin ve huzurla tavuslar seyretti. stad, zaman zaman eski esaret gnlerinden de bahis aarak sohbetler yapard. Yine byle bir hasbihalde, Ruslarn kendisine ok daha fazla zulm yapmak istediklerini, fakat, 'Bu bizim ocuklarmza ve kadnlarmza dokunmad, onlar kesmedi' diye fazla eziyet etmediklerini anlatmt. "Ben Abdlhamid'e veli nazaryla bakyorum" stanbul'da Sultan Abdlhamid hakknda kitap yazan bir adam, merhum padiaha ok hcum edip hakaret ediyormu. Bunu stad duyunca zld. Bize,

Sultan Abdlhamid 60 milyon Mslmann halifesiydi. Ben ona bir veli nazaryla bakyorum' diye buyurarak Abdlhamid Han hakknda bir lahika mektubu neretmiti. ok eitli ziyaretiler gelirdi. Akehir Palas Otelinde Urfal iki karde gelmiti. stad bunlarn ar hrmetlerinden skld. Alayp duruyorlard. Bunlar stada ok fazla hrmet ediyorlard. Bunlarn ar hrmetlerini kabul etmedi. Kardeim, imdi hrmet zamandr' diye ikaz etti. zaman deil, hizmet hafzln

stad ziyaret ediyorlard. ehemmiyetinden bahsediyordu:

Hafzlara

Siz de hafzsnz biz de hafzz. Biz Kur'n- Kerimin mnsn, siz de lafzn muhafaza ediyorsunuz' diyordu. ok basit yiyeceklerle gnlerini geirirlerdi. Trabzonlu imam ve ayn zamanda lokantac olan zattan getirdiimiz yemeklerden pek az yerdi. Dstur ve prensiplerini bozmazd. arkl bir zat gelmiti. stadla Krte konumak istiyordu. stad, Kardam, Trke konu, bunlardan saklayacak bir eyimiz yoktur. Hem ben Krteyi unutmuum' dedi. Krtler, ran'da, Suriye'de ve Trkiye'de vardrlar. Eer onlar slm milliyetini esas alarak kabul ederlerse, ittihad-i

slma sebep olacaklardr. Bylece, onlar blc bir unsur deil, bilakis ittihad- slma sebeb olurlar' dedi. * * * stadla Bakrky taraarnda krlara kmtk. Orada Sleyman isminde Beyrutlu bir Hristiyan, koarak stada doru geldi. stad, bu adam reddetmedi, kabul etti. Biraz onunla sohbet ettiler. Adam ayrlrken stad kahve hediye etti. Sonra stad kahveyi bana verdi. stadn bu Hristiyanla grmesinden ok sevindim ve evke geldim. Namaz vakti girmiti. Elimi kulama atp, cezbe ile ezan okumaya baladm. Ezan okurken ok barmm. stad beni ikaz etti. Keeli! Ne baryorsun byle?' dedi. Bakrkyden gelirken Muammer Topba'n arabasndaydk. Arabada Musa Topba ve Mustafa Oru da (Ramazanolu) vard. O gn okunan mevlidi arabasnn radyosundan dinleyerek takip ettik. Bu mevlidin bahsi Nur leminin Bir Anahtar isimli Risalede gemektedir. Btn ilimleri elde ettiini, okuduunu syledi. Yalnz organik kimyay tam elde edemediini ifade etti. Enver Paadan bahsetti. Onun Orta Asyada ehid oluunu iyi bir ekilde anlatt. Ziyaretine gelen tbbiyeli bir arkada, 'Ben namazm

klyorum, fakat ibadet esnasnda kalbime fena pheler geliyor' deyince, stad da beni gstererek; Bak buna! Felsefe tahsil ediyor, hibir phesi de yok. Bundan ders al, Nur'lar oku' diye ona nasihat etti. "Evine dn" Bafral hsan Efendi Emirda'da stadn ziyaretine gitmiti. stad, Kardeim ben seni gen zannediyordum. ihtiyarmsn. Dn git kyne!... demi. Sen

Kendisi stanbul'a gelmiti. Ali Fuat Bagil kendisinin snf arkadaym. Merhum Bagil'e Risale-i Nur'lardan bahsetmi. Bagil alka ile dinlemi. Bagil, 'Madem stad sana kyne dn demi, sen hemen kyne dn' diye hsan Efendiye sylemi. Bafral hsan Efendi, bir hafta sonra kynde vefat etmitir. "man hizmeti ve Kur'n hizmeti" stanbul'da bir bayram gn stad, Gnenli Mehmed Efendinin evine bayramlamaya gitti. Gnenli evinde yoktu. stad, kapdan selm ve bir not brakt. Gnenli'ye hitaben, "Kardeim, siz olmasaydnz. Kur'n hizmetini biz yapacaktk. Biz iman hizmetini yapyoruz, siz de Kur'n hizmetini yapyorsunuz' diyordu." stad Bedizzaman'la ilgili bize bunlar anlatt.

Hatralarnn sonunu Muhsin Beyin u ili ifadeleriyle balamak isterim: Afyon'da mahkeme salonunda beklerken, Hazret-i stad bana yasland. O gn hi unutamyorum. Yirmi yldr annemden, babamdan, vatanmdan, hepsinde de ac olan stadmdan ayrlp buralara geldim. "stadmla anlaryd." geen gnlerim hayatmn en mesut

HSEYN RAHM YANANLI


Hseyin Rahmi Yananl, 1930'da Gaziantep'in Kilis ilesine bal Yananl kynde dodu. "Necip kardeim" Tarihini hatrlamyorum, ama stadn ziyaretine gittiimizde Sirkeci'de Ahehir Palas Otelinde kalyordu. eri girdiimizde bizi ayakta karlad. Odann ortasna kadar geldi, kucaklad bizi. Bana 'Hseyin kardeim' diye hitap etti. ok mltet idi. Ben bu srada Hukuk Fakltesinde talebe idim. Ziyaretine giderken, onun byk bir zat olduunu bilerek gidiyorduk tabii. O srada Necip Fazl ile beraber alyorduk. Bizim gittiimizi iitince balad stad aleyhinde konumaya. Ben de Said Nurs'nin evliya olduunu syledim. 'Biz ne evliyalar grdk' v.s. szler syledi. Ondan sonra da 'Beraber gidelim ziyaretine' dedi. Beraber gittik. Ancak

beraber gittiklerimizden imdi Necip Fazl'dan baka kimseyi hatrlamyorum. Necip Fazl'a da, 'Necip kardeim' diye hitap etti. "Ziyaretinden dnmzde vapurla Necip Fazl'n evine gidiyorduk. O yine Bedizzaman aleyhinde konumaya balad. Bazen de takdir eder gibi. ylece evine vardk."

KEMAL BATU
1335'te Aksaray'a bal Helvadere kynde dodu. 1938'den beri stanbul'da oturmaktadr. eitli zel messeselerde garsonluk yapt. 1976'da emekli oldu. Bedizzaman' ilk defa 1952'de Genlik Rehberi Mahkemesinde grdm. Mahkeme salonu o kadar doldu ki, mahkeme ilemez oldu. Vazifeliler halk karamaynca Bedizzaman'dan yardm istediler. Bedizzaman Said Nurs, 'Beni sevenler, dar ksn' dedi ve ilave etti: 'Beni sevenler teker teker ieri gelsin.' Salon doluncaya kadar girdiler. Mahkemede, yannda avukatlarndan Abdurrahman eref La vard. Mahkemenin knda Bedizzaman Hazretlerinin yryerek gitmesi mmkn olmadndan bir arabaya bindirildi. nk caddede maher bir kalabalk vard. Daha sonra kendisini Sirkeci'de Akehir Palas Otelinde ziyaret ettik. Ziyaretine gittiimizde kapda talebeleri bizi ieri almadlar. 'emseddin Efendi bizi gnderdi' dedik. Talebeleri kendisine haber verince, Hazret merdivenden

'Siz gelin' diye iaret etti. Biz yanna girince, 'Ben sizi tanmyorum, ancak emseddin Efendi ile tanklmz var, onunla Denizli mahkemesinde beraberdik' dedi. Son defa ise stanbul'un fethinin 500. yldnm merasimleri srasnda grtk. Merasimleri seyretmek iin Topkap'ya gitmitim. Ancak orada merasim blnn Yedikule'ye gittiini ve oradan da Fatih Camii avlusundan geeceini sylediler. Cami avlusunda resm vazifeliler iin yerler hazrlanmt. Biz de yaya olarak Topkap'dan Fatih'e gittik. Bedizzaman Hazretleri yolun ortasndaki aalardan birine dayanmt. Yanmdaki arkadam hsan'a dedim ki: 'Bu, Bedizzaman Said Nurs deil mi?' Evet' dedi. Biz hemen geri dndk. Selm vererek, hrmetle elini ptk. Ayakta durmasna tahamml edemedim. Hemen koup bir ayhaneden sandalye getirdim, oturmas iin kendisine ikram ettim. Teekkr etti, 'Camiye gidecektim. Mademki sandalye getirdin hatrn iin oturacam' dedi. Biraz oturduktan sonra msaade isteyerek 'Namaza gideceim' dedi. Yanndaki adam koluna girdi. Hrka-i erif tarafna doru yrmeye baladlar. Biz de arkasndan gidiyorduk. Bu hal milletin nazarn celbetti. 'Bu zat kimdir?' Biz de, 'Said Nurs'dir' dedik.

Bylece kendisini takip eden binlerce kii oldu. Hrka-i erif yanndaki camiye girdik. Namaz klp tekrar Fatih Camiinin nne geldik. Mthi bir kalabalk vard. eri girmek iin polis ve jandarmalar yol ayordu. Bylece ben de ieri girdim. Herkes yerlemi oturuyordu. Bize de drt yer boalttlar. Said Nurs Hazretleri ortada olduu halde oturduk. Minarelerde sal okunuyordu. Bu srada kendimden gemiim. Uyandmda, ilk iim samda oturan Bedizzaman'a bakmak oldu. Sandalyesi botu. Solumda oturan hsan'a 'Nerede Hazret?' diye sordumsa da, o da bana ayn suali sordu. "Nerede? bulamyor." Hl o gnden beri aryor gzlerim,

H. HAFIZ SELAHADDN GNEY


1934 ylnda anakkale'nin Lapseki ilesinde dodu. 1948-1950 aras hafzl bitirdi. 1951'de mezzin olarak vazifeye balad. 1982'de emekli oldu. "Bedizzaman'a hatrlamyorum" nasl namaz kldrdm

Bedizzaman Said Nurs ile grmemiz 1952 senesinde olmutu. O zaman yirmi yanda ve Fndkl Molla elebi Camiinde vazifeli idim. Bir gn, caminin nnde dururken biri bana, 'Bu gelen Bedizzaman Said Nurs'dir' dedi. O zamana kadar kendisini hi grmemitim. lk defa gryordum. Vakit le idi. Camiye girdi. Ben elini pmek istedim ptrmedi. Sonradan rendim ki, hi kimseye ptrmyormu. Cbbeyi kendisine giydirmek istedim. Giymedi ve bana, 'Sen burada vazifelisin, sen imamla ge' dedi. Yanaklar krmz, sakallar yoktu. O srada hi

unutamyorum. Heyecandan titriyordum, namaz nasl kldrdm hatrlamyorum. "Bir de mahkeme srasnda kendisini uzaktan grmek ve sesini iitmek nasip oldu. Erkenden gittiimiz halde salon dolmutu."

HALL SIDKI ZTURAN


"Risale-i Nur'un her satr bir Said'dir" Eref Edip Beyin kard Sebilrread'n abonesiydim, devaml okurdum. Raif Ogan Bey'in slm Dnyas'na aboneydim, onu da devaml okurdum. Byk Dou'nun, Serdengeti'nin hep abonesiydim. Bu slm dergilerin vastasyla stad Bedizzaman Hazretlerine inalmz vard. Yine de sonbahar mevsiminin Eyll aynda stanbul'a gelmi, Bozkurt otelinde kalyordum. Bu esnada stad Bedizzaman Hazretlerinin stanbul'da olduunu iitmitim. Hemen kald otele gittim. Otelciye ok rica ettim. stad ziyarete geldiimi syledim. Otelci, 'Bu gece Nur Talebeleri Hazret-i stad buradan alp baka bir otele gtrdler, ama nereye gtrdklerini ben bilmiyorum' dedi. Merak ve heyecanla soruturma yaptm, ama kimse nereye gtrldn bilmiyordu. Bunun zerine hemen Sebilrread mecmuasnn idarehanesine kotum. Rahmetli Eref Edip Beyin ellerini ptm. Zaten Sebilrread'n abonesi olduum iin evvelden beri beni tanyordu. stad Bedizzaman Hazretlerinin nerede

olduunu sordum. Rica ettim ve ziyaretine gitmek istediimi syledim. Merhum Eref Edip Bey, stadn yerini syleyerek yerini tarif etti. 'Olum, stadn kald yer mahrem tutuluyor' dedi ve bana Fatih'teki Readiye Otelini syleyerek, otelin yerini de tarif etti. 'Otelin on bir numaral odasnda kalyor, rahatsz etmemek iin gitmemek lazm' dedi. ok teekkr ederek, koup Fatih'teki Readiye Otelini bularak st kata ktm. ok talebe vard, hep ziyaret iin gelmilerdi, ama rahatsz' diye kimseyi brakmyorlard. Ben tam on bir numaral odann kaps nnde durdum. Orada bulunan Nur talebesine ok rica ettim, 'Greceim' dedim, itiraz etti. Ben, 'stad Hazretlerine bir syleyin' dedim. 'Bir Diyarbakrl mtaknz var, sizinle grmek istiyor' deyin. Gitti, stada haber verdi. stadn beni beklediini syledi. Bunun zerine hemen ieri girdim. Az sonra nur yzl, nurdan yaplm bir zatla kar karya gelmitim. Somyasnn zerinde yatanda oturmu, zayf mahif bir nur bidesi. Hemen ellerine sarldm. Doya doya ptm. Beni yanna oturttu. Nereli olduumu sordu. 'Diyarbakrlym' dedim. Hazret-i stad, 'Ben Diyarbakrllar ok severim, Cemil Paalarda ok kalmtm. Evladm ben imdi ok rahatszm. Beni ziyaret etmek isteyenler Risale-i Nur'lar okusunlar. Risale-i Nur'larn her satr, bir Said'dir' dedi. Bu esnada elindeki bir bardakla st iiyordu. Bardakta biraz st vard, kalan st bana verdi, benim imemi syledi.

Ben de verdii st itim. Fazla rahatsz etmek istemediimi syleyerek hemen msaade istedim. Tekrar mbarek ellerini perek ayrldm. "Darda Nur talebeleri bana yedi-sekiz tane Nur Risalelerinden verdiler. Ben artk Nur staddan Nur Risalelerini alarak vatanma, Diyarbakr'a bir ku haiinde uarcasna dndm."

MEHMET EVKET EYG


Mehmet evket Eygi 1933'te dodu. Galatasaray Lisesinden sonra Ankara Siyasal Bilgiler Fakltesinden mezun oldu. Yeni stiklal, Bugn ve Byk Gazete'yi kard. Bedir yaynevinin sahibidir. Mehmet evket Eygi, stad ziyaretini ve Risale-i Nur hakknda kanaat ve tesbitlerini yle anlatyor. Sene 1952, Galatasaray Lisesinin son snfndaym. O tarihlerdeki Trkiye'nin siyas, iktisad, sosyal, kltrel manzaras bugnknden ok baka. Cumhuriyet Halk Partisinin yirmi drt yllk kbuslu idaresi 1950'de sona ermi; ama kafalar henz fazla deimemi, birok din konular hl tabu. Galatasaray'n son snfnda belli bal dindar gen var. Bunlarn ban Sandkll Said Mutlu ekiyor. Hayli uzun boylu, zayf, sinirli ve heyecanl bir gen. kincisi bu fakir. nc arkadamz da Elbistanl Ahmet. O zamann slm basnndan Byk Dou'yu, Serdengeti'yi, Sebilrread', Hr Adam', Komnizmle

Mcadele'yi ve dier mukaddesat ve milliyeti neriyat takip ediyoruz. Bedizzaman Said Nurs ve Risale-i Nur isimleri Mslman cephede bir efsane gibi dilden dile dolayor. Risale-i Nur'larn matbaada baslmas yasak. Biri Isparta'da, tekisi Kastamonu'da bulunan iki teksir makinas ile baslyor Risleler. Daha nceleri de el yazsyla, slm hareriyle oaltlyormu. Balangta stad, (Bedizzaman iin bu n kullanlrd) Rislelerin yeni frenk yazsyla baslmasna msaade etmemiti. Daha sonra, slm yazsn bilmeyen gen nesillerin istifade edebilmesi iin msaade verdi. Galatasaray'a Risale-i Nur'lar ilk getiren rahmetli Said Mutlu olmutur. (1966'da Sandkl'da bir cinayete kurban gitmitir) Teksirle baslan Risalelerin bazlar hayli byk ebattayd. Bunlar, kitaplarmz ve defterleri koyduumuz sralarn gzlerinde muhafaza etmek tehlikeli ve netameli olacandan, en emin yer olarak retmen krssnn ekmecesine koymutuk. Krsdeki bu ekmeceyi hibir retmen sahiplenmezdi. Risleleri zaman zaman oradan kartr, okurduk. "stad ziyaret eden Galatasarayl" Bir gn Said heyecanla geldi ve 'stad Bedizzaman, aleyhinde alan bir dvda bulunmak zere stanbul'a gelmi; Sirkeci'de bir otelde kalyormu, ziyaretine gidelim' dedi.

Ben ve Ahmet, 'Olur' dedik. Bu ziyareti bir Cumartesi mi, Pazar gn m yaptk hatrlamyorum. Kararlatrlan gn, gzelce giyindik ve Sirkeci'nin yolunu tuttuk. Hocapaa Maliye ubesinin bitiiindeki kmaz sokakta Ahehir Palas adl otele girdik. Bu otel 1980'li yllarn ortalarna kadar duruyordu. Sonra yktlar ve yerine han yaptlar. stad otelin en st katnda kk bir odada kalmaktayd. Karsnda dier kk odada hizmetini gren kimseler vard. Bunlardan Ziya adnda, salar biraz uzunca bir genci hl hatrlyorum. O tarihte Teknik niversitede okuyan Muhsin Alev de stadn yakn hizmetkrlar iindeydi. Zaten, kendisinin stanbul'a mahkemeye gelmesine sebep olan hdise, Muhsin'in Genlik Rehberi'ni matbaada bastrmas olmutu. Bedizzaman'n kald kk odaya girdik. Buras bask tavanl, kk pencereli bir yerdi. stad karyolasna bada kurmutu. Banda, renkli bir kumatan (yanlmyorsam kakol gibi bir eyden) sarlm bir sark vard. Duvarda kavukluk gibi bir rafta, bakalitten kk bir radyo vard. Galiba baka bir eya da yoktu. Yerdeki yaygya kp oturduk. stad Trkeyi ark ivesiyle konuuyordu. Zaten o tarihlerde Trkiye'nin birok blgelerinde Trkenin ayr iveleri vard. Bizim Galatasaray talebesi olduumuza sevindi. Nasihatmiz bir konuma yapt. Bilhassa Boleviklik tehlikesinin zerinde ok durdu.

O zamann Trkiye'sinde komnizm bu kadar yaygn deildi. Hatt hi yaygn deildi. Bilemediiniz, birka bin topyac Marksist vard. stadn, komnizmin ileride Trkiye'nin bana bel olacan sezmesi gerekten byk bir uzak grllk, bir kerametti. Ziyaretimizin sonuna gelmitik. Bedizzaman Hazretleri mze, 'Bu konutuklarm bir ders mahiyetindedir. Siz bundan byle benim talebem oldunuz' dedi. Elini pp izin aldk ve ayrldk. Aslnda, bir slm by ve Kur'n hdimi olan Bedizzaman' seven, ona sayg duyan, eserlerini benimseyen her Mslman bir Risale-i Nur talebesidir. Elbette her hareketin, her merebin bir hiyerarisi vard. Nurculuun da has talebeleri, ileri ekip eviren, hizmetleri yrten elemanlar vardr. Ama, Risale-i Nur ok geni bir dairedir. Ortada ve kenarda olan Bedizzaman ve Risale-i Nur muhiblerini de talebe olarak kabul etmek gerekir. "ki kk teksir makinesinin yapt fthat" u szlerimle bazlarna dolayl yoldan da olsa bir gerei hatrlatmak isterim: Bedizzaman bana ve arkadalarma, 'Ziyaretime geldiniz, dersimi dinlediniz, talebem oldunuz' demitir. Ben de btn gazetecilik ve yaynclk hayatmda Risale-i Nur'larn mdafaasn yapm, madur ve mazlum Nurcular savunmu bir kimse olmuumdur. Bundan ancak eref duyarm. Bununla iftihar

ederim. Allah'n bir kuluna verdii en byk nimet muhakkak ki, iman ve slm nimetidir. Bu nimete nailiyetimden dolay ne kadar kr, hamd ve sena etsem azdr. Bu Allah vergisi iman ve slm nimetini kiide kuvvetlendiren, devamna sebep olan eylerden biri de ehlullahn nazardr. Bu fakir, mrmn eitli zamanlarnda ehlullahtan, mazanne-i kiramdan birtakm muhterem ahsiyetlerin nazarlaryla ereendim, sohbetlerinden istifade ettim. Bunlardan biri de, yukarda anlattm Bedizzaman Hazretleriyle grmemizdir. Bedizzaman gerekten ok mstesna bir ahsiyettir. mknlarn ktl ve neticenin azameti gz nnde tutulursa, bu husus hemen anlalr. O, ine ile kuyu deil, koskoca bir deniz kazmaya muvaffak olmutur. Onun iman, slm, Kur'n, eriat ve mmet-i Muhammed'e yapt hizmetler, hangi merepten olursa olsun btn Mslmanlarn hayran ve minnettar brakacak mahiyettedir. stadn zeliklerinden en nemlisi, bence, onun btn bu hizmetleri parasz pulsuz baarmasdr. Kimseden, hizmet iin bile para istemezdi; istenilmeden getirilse, teklif edilse de kabul etmezdi. Elle evrilen, mumlu katla alan iki klstr teksir makinesi ile harika ve muazzam hizmetler yaplmtr. hls, istikamet, ittihad, feragat, mrvvet, sabr sahibi

Bedizzaman ve talebelerine lh tevk rehber oluyor, mnev ftuhat kaplar alyordu. Emin olunuz, o kahramanlk devrinin iki kk teksir makinesinin yapt ftuhat bugn kos koca ve ofset rotatieri yapamyor. Risale-i Nur hareketinin temel prensiplerinden biri, belki birincisi ihlstr. Uyduruk Trkede karl bile bulunamayan bu byk kelime, bir srlar hazinesidir. Nitekim Rab Tela Hazretleri, kuds bir hadiste yle haber vermiyor mu? hls Benim srlarmdan bir srdr ki, Ben onu sevdiim kulumun kalbine koyarm.' M'minin ihls yle bir silhtr ki, bunun mnev kuvveti karsnda hibir kuvvet direnemez. hls sadece dille sylenip tekrarlanmakla gereklemez. Esbabna tevessl etmek, artlarn yerine getirmek, zedelenmesine mani olmak gerekir. Kardeler arasnda dargnlk, hiziplemenin, benliin, aleyhte konumann, ayrlk gayrln olduu yerde ihls m kalr? hls gidince de hizmetler snkleir, ftuhat rzgrlar kesilir. "Bedizzaman Hazretleri, Risale-i Nur talebeleri iinde tam bir birlik ve beraberlik olmasna son derece nem verirlerdi. En ufak bir rekabete, hodgmla, dargnla, mnazaaya msamaha etmezlerdi." Mehmet evket Eygi, stad ziyaretini ve Risale-i Nur hakknda kanaat ve tesbitlerini yle anlatyor. Sene 1952, Galatasaray Lisesinin son snfndaym. O

tarihlerdeki Trkiye'nin siyas, iktisad, sosyal, kltrel manzaras bugnknden ok baka. Cumhuriyet Halk Partisinin yirmi drt yllk kbuslu idaresi 1950'de sona ermi; ama kafalar henz fazla deimemi, birok din konular hl tabu. Galatasaray'n son snfnda belli bal dindar gen var. Bunlarn ban Sandkll Said Mutlu ekiyor. Hayli uzun boylu, zayf, sinirli ve heyecanl bir gen. kincisi bu fakir. nc arkadamz da Elbistanl Ahmet. O zamann slm basnndan Byk Dou'yu, Serdengeti'yi, Sebilrread', Hr Adam', Komnizmle Mcadele'yi ve dier mukaddesat ve milliyeti neriyat takip ediyoruz. Bedizzaman Said Nurs ve Risale-i Nur isimleri Mslman cephede bir efsane gibi dilden dile dolayor. Risale-i Nur'larn matbaada baslmas yasak. Biri Isparta'da, tekisi Kastamonu'da bulunan iki teksir makinas ile baslyor Risleler. Daha nceleri de el yazsyla, slm hareriyle oaltlyormu. Balangta stad, (Bedizzaman iin bu n kullanlrd) Rislelerin yeni frenk yazsyla baslmasna msaade etmemiti. Daha sonra, slm yazsn bilmeyen gen nesillerin istifade edebilmesi iin msaade verdi. Galatasaray'a Risale-i Nur'lar ilk getiren rahmetli Said Mutlu olmutur. (1966'da Sandkl'da bir cinayete kurban gitmitir) Teksirle baslan Risalelerin bazlar hayli byk ebattayd. Bunlar, kitaplarmz ve defterleri koyduumuz sralarn gzlerinde muhafaza etmek tehlikeli ve netameli olacandan, en emin yer olarak retmen krssnn

ekmecesine koymutuk. Krsdeki bu ekmeceyi hibir retmen sahiplenmezdi. Risleleri zaman zaman oradan kartr, okurduk. "stad ziyaret eden Galatasarayl" Bir gn Said heyecanla geldi ve 'stad Bedizzaman, aleyhinde alan bir dvda bulunmak zere stanbul'a gelmi; Sirkeci'de bir otelde kalyormu, ziyaretine gidelim' dedi. Ben ve Ahmet, 'Olur' dedik. Bu ziyareti bir Cumartesi mi, Pazar gn m yaptk hatrlamyorum. Kararlatrlan gn, gzelce giyindik ve Sirkeci'nin yolunu tuttuk. Hocapaa Maliye ubesinin bitiiindeki kmaz sokakta Ahehir Palas adl otele girdik. Bu otel 1980'li yllarn ortalarna kadar duruyordu. Sonra yktlar ve yerine han yaptlar. stad otelin en st katnda kk bir odada kalmaktayd. Karsnda dier kk odada hizmetini gren kimseler vard. Bunlardan Ziya adnda, salar biraz uzunca bir genci hl hatrlyorum. O tarihte Teknik niversitede okuyan Muhsin Alev de stadn yakn hizmetkrlar iindeydi. Zaten, kendisinin stanbul'a mahkemeye gelmesine sebep olan hdise, Muhsin'in Genlik Rehberi'ni matbaada bastrmas olmutu. Bedizzaman'n kald kk odaya girdik. Buras bask tavanl, kk pencereli bir yerdi. stad karyolasna bada kurmutu. Banda, renkli bir kumatan

(yanlmyorsam kakol gibi bir eyden) sarlm bir sark vard. Duvarda kavukluk gibi bir rafta, bakalitten kk bir radyo vard. Galiba baka bir eya da yoktu. Yerdeki yaygya kp oturduk. stad Trkeyi ark ivesiyle konuuyordu. Zaten o tarihlerde Trkiye'nin birok blgelerinde Trkenin ayr iveleri vard. Bizim Galatasaray talebesi olduumuza sevindi. Nasihatmiz bir konuma yapt. Bilhassa Boleviklik tehlikesinin zerinde ok durdu. O zamann Trkiye'sinde komnizm bu kadar yaygn deildi. Hatt hi yaygn deildi. Bilemediiniz, birka bin topyac Marksist vard. stadn, komnizmin ileride Trkiye'nin bana bel olacan sezmesi gerekten byk bir uzak grllk, bir kerametti. Ziyaretimizin sonuna gelmitik. Bedizzaman Hazretleri mze, 'Bu konutuklarm bir ders mahiyetindedir. Siz bundan byle benim talebem oldunuz' dedi. Elini pp izin aldk ve ayrldk. Aslnda, bir slm by ve Kur'n hdimi olan Bedizzaman' seven, ona sayg duyan, eserlerini benimseyen her Mslman bir Risale-i Nur talebesidir. Elbette her hareketin, her merebin bir hiyerarisi vard. Nurculuun da has talebeleri, ileri ekip eviren, hizmetleri yrten elemanlar vardr. Ama, Risale-i Nur ok geni bir dairedir. Ortada ve kenarda olan Bedizzaman ve Risale-i Nur muhiblerini de talebe olarak kabul etmek gerekir.

"ki kk teksir makinesinin yapt fthat" u szlerimle bazlarna dolayl yoldan da olsa bir gerei hatrlatmak isterim: Bedizzaman bana ve arkadalarma, 'Ziyaretime geldiniz, dersimi dinlediniz, talebem oldunuz' demitir. Ben de btn gazetecilik ve yaynclk hayatmda Risale-i Nur'larn mdafaasn yapm, madur ve mazlum Nurcular savunmu bir kimse olmuumdur. Bundan ancak eref duyarm. Bununla iftihar ederim. Allah'n bir kuluna verdii en byk nimet muhakkak ki, iman ve slm nimetidir. Bu nimete nailiyetimden dolay ne kadar kr, hamd ve sena etsem azdr. Bu Allah vergisi iman ve slm nimetini kiide kuvvetlendiren, devamna sebep olan eylerden biri de ehlullahn nazardr. Bu fakir, mrmn eitli zamanlarnda ehlullahtan, mazanne-i kiramdan birtakm muhterem ahsiyetlerin nazarlaryla ereendim, sohbetlerinden istifade ettim. Bunlardan biri de, yukarda anlattm Bedizzaman Hazretleriyle grmemizdir. Bedizzaman gerekten ok mstesna bir ahsiyettir. mknlarn ktl ve neticenin azameti gz nnde tutulursa, bu husus hemen anlalr. O, ine ile kuyu deil, koskoca bir deniz kazmaya muvaffak olmutur. Onun iman, slm, Kur'n, eriat ve mmet-i Muhammed'e yapt hizmetler, hangi merepten olursa olsun btn Mslmanlarn hayran ve minnettar brakacak

mahiyettedir. stadn zeliklerinden en nemlisi, bence, onun btn bu hizmetleri parasz pulsuz baarmasdr. Kimseden, hizmet iin bile para istemezdi; istenilmeden getirilse, teklif edilse de kabul etmezdi. Elle evrilen, mumlu katla alan iki klstr teksir makinesi ile harika ve muazzam hizmetler yaplmtr. hls, istikamet, ittihad, feragat, mrvvet, sabr sahibi Bedizzaman ve talebelerine lh tevk rehber oluyor, mnev ftuhat kaplar alyordu. Emin olunuz, o kahramanlk devrinin iki kk teksir makinesinin yapt ftuhat bugn kos koca ve ofset rotatieri yapamyor. Risale-i Nur hareketinin temel prensiplerinden biri, belki birincisi ihlstr. Uyduruk Trkede karl bile bulunamayan bu byk kelime, bir srlar hazinesidir. Nitekim Rab Tela Hazretleri, kuds bir hadiste yle haber vermiyor mu? hls Benim srlarmdan bir srdr ki, Ben onu sevdiim kulumun kalbine koyarm.' M'minin ihls yle bir silhtr ki, bunun mnev kuvveti karsnda hibir kuvvet direnemez. hls sadece dille sylenip tekrarlanmakla gereklemez. Esbabna tevessl etmek, artlarn yerine getirmek, zedelenmesine mani olmak gerekir. Kardeler arasnda dargnlk, hiziplemenin, benliin, aleyhte konumann, ayrlk gayrln olduu yerde ihls m kalr? hls gidince de

hizmetler snkleir, ftuhat rzgrlar kesilir. "Bedizzaman Hazretleri, Risale-i Nur talebeleri iinde tam bir birlik ve beraberlik olmasna son derece nem verirlerdi. En ufak bir rekabete, hodgmla, dargnla, mnazaaya msamaha etmezlerdi."

MUSTAFA GLE
Mustafa Gle 10 Ocak 1933'te Bursa negl'n Yenice Mslm kynde dodu. 7 Ocak 1989'da stanbul'da vefat etti. stad ilk olarak ne zaman grmtnz? lk grdm 1952'deydi. Bir ka sefer grdm. Son stanbul'a geliinde de ziyaret edip ellerini pme saadetine erdim, dualarn aldm. stad stanbul'a geldiinde, Gnenli Mehmet Efendi kendisine bir ev bulmay sylemi, 'Bir ev bulalm, stadm' demi. stad da aabeyim Mehmet Frnc'y kastederek, 'Ben syledim Muhammed'e, o evi tedarik edecek' demi. Bylece stad bizim evde ay misar ettik. Ve her seferinde yemei gtrldnde, yemek tepsisine parasn brakrd. Gya bizde misar kalyordu stad, ama parasn da veriyordu. Bir gn ben stad grmeyi arzu ettim. Mehmet Aabeyime syledim. O da, 'smail Aa Camiinin kapsnn

i tarafnda bekle' dedi. Cuma gnyd. stad Hazretleri geldi, smail Aa Camiini geti. leride bir dolmu dura vard. Orada bir taksiye bindi. Ben de taksiye doru yrm bulundum. 'Bir selm vereyim' dedim. stad da bana selm verdi ve bir el iaretiyle 'Gel buraya' dedi. stad sizi nereden tand da arabaya ard? Bana kendisi sordu. Ben de cama doru yrmtm, 'Sen kimsin?' dedi. Mehmed'in kardeiyim, Mehmed Frnc'nn.' stad tanyamad. Tekrar sordu. Ben yine 'Mehmed'in kardeiyim' deyince soruyu yine tekrarlad. Yanndaki talebelerinden birisi, Abdulmuhsin olacakt. 'Bu Muhammed'in kardei stadm' dedi. stad, Aabeyime 'Muhammed' dermi, 'Mehmed ' demezmi. Ve ondan sonra stad, 'Gel' dedi. ok kalabalk oldu stadm, binmeyeyim' dedim. Dolmuta be kii vard. Yani doluydu. Bir de ben alt olacak, skacaklar diye binmek istemedim. stad cellli bir ekilde, 'Gel buraya' dedi. Ve bindim. Ben elini pnce o da benim boynuma sarld. Bylece gnllerin fatihi stad Said Nurs bizi de gnlne ald, barna bast. "stad babam bekliyormu" Beyazt Camiine gittik ve namaz kldk. Orada talebelerden ikisi ayrld, biz tekrar dolmua bindik. Fatih-

aramba'ya doru gideceiz. Bir hayli bekledik. Cuma gn o saatte dolmu bulmak imknszd. Dolmuta bir kiilik yer var, fakat binen kimse yoktu. Ben dedim: 'Devam etsin, bir kiilik creti veririz.' stad, 'Hayr olmaz!' dedi. stad byle deyince, tabii ben bir ey diyemedim.15-20 dakika kadar bekledik. ofr devaml 'aramba! aramba!' diye baryordu. Nihayet baktm, ileride merhum babam Ahmed Naci Gle geliyor. stadn kerameti ite! Zaten uzun ve bereketli mr hep hrikalarla gemiti. te yine bir keramet gstermiti. "O gn stad ayrlacakm. Yani ertesi sabah gidecekmi. te byle, nurlu stadn elini pm ve nurlu simasn yakndan grmtk. Ayn dolmuta beraber Fatih-aramba'ya kadar yolculuk etmitik. naallah Hazret-i stad ebed lemde de bizleri yalnz brakmaz, yanna alr."

HSEYN CAHT PAYAZAA


Hseyin Cahit Payazaa 1926'da Bitlis'te dodu. stad Hazretleri Fatih-aramba'da ahap bir evde kalyordu. Biz be arkada birlikte ziyaretine varmtk. Yannda bulunan Muhsin Alev vastasyla isimlerimizi ve babalarmzn isimlerini sordu. Ellerini ptk, hatrlarmz sordu. ok derin dnceli ve mtefekkir bir insan olduu her halinden anlalyordu. Bizimle birlikte Malatyal Mustafa Derya Aabeyimiz de vard. Kendisi stad Hazretlerinden Krte bir eyler sordu. Hazret kzd ve Trke konutu, o ne sylediyse stad Hazretleri hep Trke cevaplar verdi. "Ben yle ufak eylerle uraamyorum" O gnlerde Ahmet Emin Yalman'a suikast davas vard. Ben de staddan bunlar sordum. Kendileri ise, 'Ben byle ufak eylerle uramyorum, byle eylere ben tenezzl etmiyorum' eklinde cevaplar verdi. O zaman yannda

Avukat Mihri Helav vard. O gnlerde bir bakomiseri kendisini takip iin vermilerdi. Oturduklarn evin karsnda bakkal Mehmed Efendi vard, ok muhterem ve dini btn bir insand. Bakomiser onun nnde oturuyor ve devaml Hazretin evini gzetliyordu. Kimin girip ktn takip ediyordu. Karsnda yine bizim Millet Partisi vard. Biz de partiden gryorduk. Sabahlara kadar k yanyordu. Geceleri namaz klyor ve hep ibadet ediyordu. Cuma gnleri ise Yavuz Selim Camiine namaza geliyordu. Yolda kenarlardan gidiyordu. Camide arkalarda oturuyordu, orada namazn klyordu. Devaml peinde polis takip ediyordu. Ziyaretlerine gittiimde, 'Evladm, ziyaretime geliyorsunuz, benim sizlere zararm olur, gryorsunuz devaml polisler takip ediyor' diyordu. Bizler, bir ara takip eden polisleri dvmeyi plnlamtk. aramba'ya zaman, zaman bir araba gelip stad alyor ve gezdirmeye gtryordu. Eyp Sultan'a Cumaya gidiyor, boaza gezmeye gidiyordu. Ben o zamanlard Fethiye Semt Oca bakanydm. Ramazan gn, sahura kadar bekleyen bir adam gelmiti. Meer kendileri Adalar imamym. Bu zat da Kastamonu'dan stad Hazretlerini tanrm, oradaki hrika kerametli hallerini bizlere anlatmt. "Bir Rumun itiraf"

aramba'da Rum teb'al bir gayrimslm bakkal vard. stad Hazretleri o adamdan alveri yapard. O Rum bakkal stad yz metre teden grse, hrmeten hemen ayaa kalkyordu. Ben, Dimitros adndaki bu adama sordum: 'Bu zata neden bu kadar hrmet ediyorsun?' Siz' dedi, 'bu zat tanmyormusunuz. Eer bu zat Yunanstan'da olsa kendisine altndan ev yaptrrlar.' stad Hazretleri bu Rumdan beyaz peynir alyordu. Kesesinden karp parasn veriyor, 'Helal et' diyordu. Fethin 500. yl iin byk hazrlklar yaplmt. Fetih iin kesilen kurban etinden stad Hazretlerine de gtrmtk. stad Hazretlerinin Ayasofya'ya gidip orada namaz klaca syleniyordu. Bu sylentiden polisler ok telalanyorlard. O trenlerin rozetlerinden ben de hl bulunur. "Hazret-i stad bizlere verin" Demokratlar, Halk Partisinden ok korkuyorlard. Adnan Menderes iyi bir insand, fakat Celal Bayar katyd. Menderes'le Bayar, Pakistan'da Karai'ye gittiklerinde, Pakistan Maarif Vekili Ali Ekber ah onlardan, 'Hazret nasldr?' diye Bedizzaman Hazretlerini sormutu. Pakistanllar stad Hazretlerini ok seviyor ve Pakistan'a gelmesi iin davet ediyorlard. Pakistan hkmeti, 'Hazret-i stad bizlere verin,

lkemize gnderin' diyorlard. Zannediyorum stad Bedizzaman Hazretleri kendileri, hep Trkiye'yi istiyor, baka yere gitmek istemiyordu. Bizim milletimizi ok seviyordu. Bir de tahmin ediyorum, nereye gitse, Trkiye'den daha byk hrmet ve alka grrd. Zalim ihtilalciler, merhumun mezarn bile bir gece vakti krp, naan karmlard. Ama bugn gryoruz, Nur Risaleleri ka dile evrilmi, her yerde serbeste satlmaktadr. Neden, bu mbarek stadla bu kadar uratlar? "Onunla uratka, Risale-i Nur'lar btn dnyaya yayld."

SMAL DAYI
Bir dnem Balkesir Milletvekili olan Day, Yamur yaynevi'nin de sahibidir. 1952'de bir tp talabesiyken, arkada eczac Said Mutlu ile birlikte stad Akehir Palas Otelinde ziyaret edip dualarn almt. 1952'de stad Bedizzaman Hazretlerini Sirkeci'deki Akehir Palas Otelinde bir grup niversiteli arkadala birlikte ziyaret edip, ellerini pp dualarn almtk. O zaman Ar Cezada Ne Demirliolu Beyin riyaset ettii bir dvs devam ediyordu. Bizler muhtelif fakltelerdendik; hukuk, iktisat, ve ounluu tbbiyendendik. Ziyaretimiz srasnda bize unu sylemiti: Ben en ok retmenleri severim, sonra da doktorlar severim. nk insanlarn kalbine giri evvel muallimlerle, sonra da maneviyat tam, hzk ve imanl doktorlar sayesinde olur' stadn bu szleri ahsen bana ok tesir etmiti. Bu sz ok kymetli buluyorum. Yatakta bada kurup oturur bir vaziyetteydi. Her zamanki gibi banda sar, srtnda cbbesiyle oturuyordu. O srada kendisine sevgi besleyen bir a her

gn n yemek gnderiyordu. Buna teekkr ediyor ve 'Kabul etmem' diyordu. Ann srar zerine, stad, 'Bu yemekleri bekleyen polislere verin, nk onlar zahmet ekiyor' diyordu. Kendisi yumurta, peynir ve zeytin gibi ok basit gdalar yiyordu. stad Bedizzaman Hazretlerini ikinci defa olarak 1953 ylnda, stanbul'un fethinin 500. yldnmnde, Beyazt'taki Marmara Otelinde rahmetli eczac Said Mutlu ile birlikte ziyaret etmitik. O zamanlar ben tptaydm, Said Mutlu da eczaclk fakltesinde okuyordu. stad, Marmara Otelinin ikinci katnda, sol bloktayd. O zamanlar Said'in evlenme meselesi vard. stad, Said'in evlenme meselesine nereden muttal olmutu, onu bilemiyorum. Said Mutlu'ya hitaben, 'imdi evlenmeyin, evlenmenizi biraz tehir edin. Biraz ilme ve dine hizmet edin. Yanz hele otuz bee gelsin, evlenmeyi o zaman dnrsnz' diye buyurmutu. Bu sz hafzamda yer etmiti. Bu ziyaretten bir hayli zaman sonra, Sandkl'da Said Mutlu'yu vurarak ldrmlerdi. Orada eczaclk yapyordu. Kendisin ilme ve slm hizmetlere vermiti. Daha nceleri birka defa evlenmeye teebbs etmiti, ama evlenememiti. Tam otuz be yanda vefat ettii zaman, stadn szlerin dnmtm. Sandkl'da eczaclk yaparken yanndaki kalfas zimmetine ok para geirmi, tesbit edilip mahkm olunca, Said Mutlu'yu vurmulard. Katillerini idama mahkm etmilerdi; sonra idam oldu mu, affa m urad bilmiyorum. "Marmara'da stad ziyaretten yllar sonra, Said

Mutlu'nun otuz be yann iindeyken bir cinayete kurban giderek vefat etmesi zerine stad Bedizzaman Hazretlerinin bu yllar evvelki szlerindeki kerameti dnmtm."

AVN TOKTOR
Emekli Yarbay Toktor 1924'de Emirda'da dodu. Babas Rtiye retmeni Ali Vehbi Beydi. Birinci Dnya ve stikll Harblerinde gnll olarak arpt. Cumhuriyetten sonra ilk mektep muallimi olarak alt. Avni Toktor birok vilyetlerde vazifede bulundu. Mahmudiye Askerlik ubesinden yarbay olarak emekli oldu. 1952 ylna kadar Bedizzaman hakknda kulaktan dolma bilgim vard. Bu bilgiler de matbuatta aleyhinde yaplan neriyattan ibaretti. lk defa Serdengeti mecmuasnda msbet bir yaz okumutum. Serdengeti, Bedizzaman Rusya'da esaretteyken vuku bulan bir hdiseyi anlatyordu. Buna gre; Ruslarn Kafkas Cephesi Bakumandan Nikola Nikolavi esirler kampn gezerken, btn esirler generale kar hrmeten ayaa kalktklar halde, Bedizzaman yerinden bile kprdamaz. Bunun sebebini soran generale, 'Bir m'min bir kre kyam edemez' diye cevap verir. Rus generali de, 'Bu hareketiniz Rus ordusuna ve dolaysyla

milletime hakarettir' der. dam tehdidi ile karlaan Bedizzaman'n, 'Sizin hakkmda vereceiniz idam karar, benim ebed leme intikal ve Peygamberime kavumak iin bir pasaport hkmndedir' demesi, bu kahramanca hareket, slm ecaat bakmndan zihnimde yer etmiti. Bu cesaretten zaman zaman phe ediyordum. Sonra bu durumu pederime sormutum. Aldm msbet cevap zerine, bende bu zata kar bir muhabbet ve grme arzusu belirmiti. Byk Dou mecmuasn her hafta okurdum. 3 ubat 1952'de Necip Fazl Ksakrek'i ziyarete gitmitim. Sabahn erken saatlerinde Kadky'de ikamet ettii evine varmtm. Kapy aldm at, beraberce yukarya ktk. Az sonra kapnn nnd duran taksiyi iaret ederek binmemi syledi. Beraberce Kadky'e gittik ve iskelede duran vapura bindik. Vapurda bana Bedizzaman' ziyarete gideceimizi, bir gn evvel randevu aldn syledi. "Necip Fazl'n szleri" Vapurda bana bu zat hakknda bilgim olup olmadn sordu. Ben de bilgim olmadn ifade ettim. Necip Fazl, halkmzn birok limler hakknda mbalal eyler anlattklarn, veli olmayan insanlara veli nazaryla baktklarn syleyerek Bedizzaman'dan da bahsetti. Bedizzaman'n da bir lim olduunu syledi, fakat, 'Kendini beenmiin birisidir' diye ilve etti. Eserlerini okumadn fakat okuyacan da belirtti. Yolculuumuz ve sohbetimiz devam ederken, tekrar

sordu; 'Had'leri biliyor musun?' Sorunun cevabn beklemeden kendisi izah etmeye balad.'Peygamberler insanlarn en mmtaz ve en mstesna ahsiyetleridirler. Onlar iin ne kadar senakr szler sylesek yine de hrmetimizi ifade etmekten ciz kalrz. Yalnz onlara ulhiyet verecek olursak 'had'di tecavz etmi oluruz. Velilik de vardr. Veliler byk insanlardr. Onlar iin de her trl hizmeti ifa edebiliriz. Ama onlara peygamber diyecek olursak kfre deriz. Allah'n m'min kullarna da hrmet ve tazim duygularmz syleyebiliriz, ama onlara da veli dersek 'had'di am oluruz.' Bu minval zere devam eden sohbet Sirkeci skelesinde sona ermiti. skeleye ktmzda o zaman hukuk tahsili yapan Hseyin Yananl'y bekler bulmutuk. Hep birlikte bir taksiye binerek Akehir Otelinin nne geldik. Etrafta polisler vard. eri girerken hviyetlerimiz kontrol edildi. Otelin drdnc katna ktmzda Bedizzaman Hazretleri bizi kapda ve ayakta karlad. Girite Necip Fazl selm vermiti. Bedizzaman Hazretleri daha selm almadan, kendisine has ark ivesiyle, "Ben kendimi kendime beendirmemiem" Necip Fazl Bey kardam, ben kendimi kendime beendirmemiem!' demiti. Bu szler bende bir anda irkinti yapt. Bu szlerden dorudan doruya gemide Necip Fazl'n konumasna bir cevap tekil ediyordu. Kendisi yatana, biz de gsterdii

sandalyelere oturduk. Bu byk zat belki bir daha grmek nasip olmaz diye dnerek, btn pisiko-zik enerjimi topladm, her szn ve halini hafzamda toplamaya gayret ettim. Kk otel odasna kapdan girite sol tarafta karyolas, karyolann bitiik olduu duvarda ise, beyaz bir torba aslyd. inde kitap ve gazeteler olduunu anlamtm. Pencerede aydanlk, demlik ve bardak duruyordu. Yere serilmi bir hasr ve kenarda sandalye vard. zerinde uzun, beyaz, pamuklu, kenarlar dikili bir hrka vard ve belinde ucu sa tarafa sarkm bir kuak balyd. Banda takkeye benzeyen bir klhn zerine az renkli sar aprazlama balyd. Sarn altnda grnen salar, kalar ve kirpikleri bembeyazd. Gzleri ok mnl ve hametliydi. ok tesirli bakyordu. Sohbet boyunca, Bedizzaman Hazretleri mahkeme safahatndan bahsetmiti. Konumalarda Arapa ve Farsa kelime ve terkipler ok olduundan, o zamanki bilgimle ounu anlayamamtm. Bu arada hatrmda kalan u szn hi unutmam: 'slmiyetin aleyhinde bulunanlar mcahedemle zir zeber etmiim.' Bu arada Necip Fazl sigara imek iin darya kmt. Bedizzaman Hazretleri bana Risale-i Nur'lar okuyup okumadm sordu. Hi bilgim olmadn ifade ettim. Rusya'daki esaretinde cereyan eden hadiseyi sormutum. Kendileri de, 'Evet, yle olmutu' diye cevap verdi. Akabinde Risale-i Nur'lar okumam tavsiye etti.

"Ziyaretimiz tahminen saat kadar devam etmiti. Grmeden sonra, Necip Fazl Beyle evine dndk."

AL KIRANKOLLULAR
1922'de Bursa'da dodu. On yl kadar rad gazetesini neretti. stanbul'da ve Eskiehir'de stad ziyaret edip elini pmt. Ali Krankollular, air, yazar ve gazetecilik yapm bir zattr. Kendisi Bursaldr. Babas ncirli tekkesinin son eyhi Tevk Efendidir. 1963 ile 1972 yllar arasnda Ankara'da rad isimli bir haftalk gazete neretmi, Nur'lardan da baz blmlere yer vermiti. stad Bedizzaman'la ilgili olarak bize unlar anlatt: stad ilk defa 1952'de Osman Yksel Serdengeti ile beraber stanbul Fatih'teki Readiye Otelinde; daha sonraki senede ise Eskiehir'de stanbul Otelinde Abdlvahid Tabak'yla beraber ziyaret ettim. Serdengeti'yle Ankara'dan tanrdm. Bana gazetemin isminden dolay 'rad' diye hitap ederdi. stanbul'a birlikte gelerek Readiye Oteline ziyaretine gittik. stadn elini pp, nnde diz ktk. Beni sorduunda Kdir olduumu, Bursa'da ncirli tekkesinin son eyhi Tevk Efendinin evld olduumu syledim. stad bana,

Abdlkadir Geyln Hazretlerinin talebesi olduunu, ona sonsuz hrmet ve muhabbeti olduunu syleyerek, 'Fakat zaman tarikat zaman deil, iman kurtarma devridir' diye buyurdular. Kendilerine hurma gtrmtm, bu hediyemi kabul etmediler. Ziyaretten sonra hurmalar Nur talebelerine verdim. "Bu ziyaretin hatra ve intiban Serdengeti mecmuasnda ok nes bir ekilde yazmt Osman Yksel."

CESM KFREV
Muhammed Kfrev Hazretlerinin torunudur. Genlik Rehberi Mahkemesi iin stanbul'a gelen Bedizzaman' Akehir Palas Otelindeki odasnda ziyaret eden Cesim Kfrev bize u bilgileri vermektedir: Dedem yz yirmi yalarnda vefat etmi. Sultan Abdlhamid Han Bitlis'te dedeme trbe yaptrmak iin talyan mimarlar getirtmi. Trbenin yapl srasnda stad Bedizzaman, 'Muhammed Kfrev benim stadmdr, onun trbesine ben de ta tayacam' diyerek, arkasna konan bir ta trbeye kadar gtrm. Dedem Muhammed Kfrev Arapa, Farsa ve Krte bilirdi. Kendisi Hasen kolundan seyyiddir. Kars, irvan hakiminin kz Fatma Hanm da seyyiddir. Fatma Hanm, Mehmed Emin Efendinin kz kardeiydi. Dedem, mantk ve akaidi ok severmi, hatt ok gzelmi. "1952'de Sirkeci Akehir Palas Otelinde bulunan stad Bedizzaman' Ali irvan'la birlikte ziyaret etmitik. stad

bize ok iltifat etti. 'Siyasete girmeyin, kz evltlarnz dindar yetitirin. Kasm Kfrev'nin siyasete atlacan iittim, girmese daha iyi olur. Sizler, yani Kfrevler birer tasnz. Byle asil insanlar siyasete girmemelidir. Ben sakal brakmadm ve evlenmeyerek iki snneti terk etmi oldum. Bunlar Cenab- Hakla benim aramda olan bir meseledir. Kfrev Hazretlerinin evltlar olarak, ona lyk olmaya aln' dedi."

TONUSLU HAMET HOCA


Yozgatl Hamet Hoca 1894 ylnda dnyaya geldi. 12 Mart 1966'da Hakkn rahmetine kavutu. Medresede tahsil yapmt. Arapa, Farsa ve Franszcay bilirdi. ok kk yatan beri kendisini ilme ve ibadete vermiti. Devaml alrd. mamlk, vizlik ve mftlk vazifelerinde bulunmutu. Bir Cuma gn cemaatle vedalap artk vaaz edemeyeceini, vefat edeceini bildirmiti. Bir hafta sonraki vaaz vaktinde vefat etti. 1952 ylnda stanbul Fatih'teki Readiye Otelinde Bedizzaman' ziyaret edip grmlerdi. Emirda ve Kastamonu mektuplarnda ismi ve bahsi geer. Yllar sonra kan rya Bir gn ryasnda billr bir kk grm, gkten,

semlardan yere doru sarkm vaziyette. Billr kkn iinde de Halife-i Ry-i zeminin olduunu sylemiler. Hamet Hoca heyecan, merak ve muhabbet iinde kke doru gitmeye balam. Her admda "Esselm aleykm" diyerek selm veriyormu. Tam yedi adm sonra billr kkteki yeryz halifesine, asrn sahibine kavumu ve ellerine kapanm. Hamet Hocann bu ryasndan bir mddet sonra, 1952 baharnda Genlik Rehberi Mahkemesi alm. Bedizzaman bir mddet Sirkeci'deki Akehir Palas Otelinde, daha sonra ise Fatih'teki Readiye Otelinde kalm. Hamet Hoca Readiye Otelinde Bedizzaman'n huzuruna km. Ryasnda grd ayn vaziyet yllar sonra orada tecell etmi. Her admda bir defa "Esselm aleykm" diye diye yrm ve nihayet yedinci adm ve selmda asrn sultannn eline, eteine kapanm. Fatih Readiye Otelinde Hamet Bedizzaman' ziyareti byle olmutur. Hocann

Yozgat'ta Nohut Da eteindeki Camzlk Camiinde imamlk ve vaizlik yapmt. Soy ismi olan Tonus, Yozgat'ta bir arnn ismi olduu gibi, Sivas'n arkla kazasnn Altnyayla nahiyesinin eski ad da Tonus'dur. Bu mevkiler yzyllarca nce Tonus'tan buraya hicret dolaysyla bu isimle anlmaktadr.

H. AL AKALAY
"O ztn istikbali ok parlak olacak" Arkadamdan Risale-i Nur'un Kur'n hatt ile yazlp oaltlarak hizmet edildiini duydum. Ben de yazabilirim niyetiyle Kandra'ya gittim. Oradaki Nur talebeleriyle buluup yazya baladm. Astsubay olmam hasebiyle gndzleri yazya vaktim olmuyor, ancak geceleri alabiliyordum. 'Be tarikat' ad verilen tarikata mensup idim. eyh Ahmed Hazretlerine, Bedizzaman' nasl tanrsnz?' diye sordum. O da, O ztn istikbali ok parlak olacak. Byk slm fthatlar yapacak. Ba ge deecek' dedi. Hocam eyh Ahmed Hazretlerinin bu takdirkrane cevab beni ok duygulandrmt. Biz hizmetimize yava yava devam ediyorduk. Gece yarlarna kadar yazyor, sabaha kadar okuyorduk. Bizimle beraber alan, kyden gelen kardelerimiz de vard. Onlarn yaz mevsiminde ok ileri olduu halde, gece yarlarna kadar bizimle yaz yazar, okurlard. Sabah da ie

giderlerdi. evre kylerle ilgilenmeye baladk. Kyn birinde bir kiinin namaz kldn duyunca, o kyle ilgilenmeye baladk. Elhamdlillah, ksa bir zaman sonra, o kyn hepsi namaz klmaya balad. Bunlar Allah'n birer ltfu idi. "stad ziyaretim" Bedizzaman hakknda sylenen takdirkrane szler ve Risale-i Nur'daki ulv hakikatler, beni ona daha sk balyordu. Ben de artk Hazret-i stadn akyla yanan bir akirdi olmutum. Bu ak daha ileri giderek kendisini grme itiyak eklini ald. Nihayet o nimete de nail olduk. stadn stanbul'da mahkemesi olduunu 1952'deki Genlik Rehberi Mahkemesiydi. Bu kendisini greceimi mit ederek, izin alp gittim. Sirkeci'deki Akehir Palas Otelinde rendim. duydum. vesileyle stanbul'a kaldn

Byk bir heyecan ve sevinle, deta uarcasna Bedizzaman'n bulunmu olduu mevkiye gittim. Kapdan girdiim zaman byk salonda ok kalabalk vard. Bedizzaman'la grmek iin gelmilerdi. Fakat polisler yukarya hi kimseyi gndermiyorlard. Ben resm elbiseli olduum iin direkt olarak yukar ktm. nc katta bir odann nnde bir ift lastik grdm, ii keeli idi. 'Bu, olsa olsa Hocanndr' dedim. Yandaki odada sar benizli bir gen yatyordu. Yorgun olduu belli oluyordu. Beni

grnce birden irkildi. Ne aryorsun burada?' dedi. Hocay grmek istiyorum.' Ne yapacaksn, nasl geldin buraya?' Onu grmek istiyorum' stad ok hasta, kabul etmez.' Onu mutlaka grmem lzm.' Beni bir aa kata indirdi. Yine kabul etmeyeceini syledi. Artk bende tahamml kalmamt: Kardeim, ben onun mbarek simasn grmek, duasn almak istiyorum. T Kandra'dan, bunun iin geldim. Brakn, msaade edin de onu bir an dahi olsun greyim.' Peki bir soraym.' Ona syleyin. Eer kabul etmezse, Resulullah'n (a.s.m.) yannda dvc olacam bildirin.' Bunun zerine o gen ieri girdi. Hemen dar kt. Bana mjdeler mjdesini vermiti: stad seni kabul etti.' Artk dnyalar benim olmutu. Byk bir saadete ermitim. Hemen ieriye girdim. stad karyolada oturmutu. Banda sar vard. Bir ucunu arkaya, bir ucunu n tarafa brakmt. Srtnda cbbesi vard. Odann

gayet sade bir vaziyeti vard. Hemen yanna gittim. Onun mbarek ellerinden sevin gzyalar iersinde ptm, kokladm. O da benim yzmden pt. Rabbim, ne idi o? Yirmi be sene gemesine ramen onun pmesini hl unutamyorum. O mbarek dudaklarn daha hl yzlerimde hissederim. Onun sohbetinde yeni bulunuyordum. Anlattn nceleri pek anlayamamtm, fakat ruhen hissediyordum. Kendimi onun cezbesine kaptrmtm. Mbarek simasna bakarak, biteviye onu dinliyordum. O bir alayan olmu, Kur'n'n ilim hazinesinden akmaya, alamaya balamt. Oturuuyla bile bir 'arslan' idi. Vaktin ne kadar abuk getiini anlayamadm. ok konumu idik. Onun sohbetinde bulunup da vaktin nasl getiini anlayabilmek mmkn mdr? stad yorgana sarmlard. ok hasta ve yorgun idi. Bir mddet sonra, 'stad ok konuturdum, ok yordum. Gitmeliyim artk' diye iimden geirmitim. Sanki Hazret-i stad iimden geenleri duymu gibi, Gideceksin deil mi?' diye sordu. Evet, sizi yorduk, gideceim' dedim. Hatt bu ara stada ismimi sylemeyi de unutmutum. O ise bana, Senin ismin Ali avu idi, deil mi?' dedi. 'Bu kadar da fazla' diyerek gzyalarm tutamadm ve aladm. stad Hazretlerinden aldm ak ve evk ile uarcasna

memleketime vardm. "Afyon Hapishanesine mdr oldum" stadn Emirda'a gittiini duydum. Kader-i lhnin u ikr tecellsine bakn. O kadar taliplisi ve elyak zatlar bulunduu halde, beni Afyon Hapishanesi mdr yaptlar. Uarcasna Afyon'a vardm. Bu srada stadn on iki yandan beri mnev evlatlna kabul ettii Hsn Bayram'n askerlii Afyon'a kmt. Bu vesile ile stad hemen her hafta Afyon'a gelir, konuur, grrdk. Hsn Bayram'da izin alr, Afyon'da grr veya Emirda'a gtrrd. stad Afyon'a geldii zaman gerekli eyalar bizim fakirhaneden tedarik ederdik. stadn kulland yorgan biz kullanmaz, saklardk. Eyalar daha ok hizmette kullandk. Daha nceleri Risaleleri yazmaya olmuyordu. Fakat hapishane mdr iken bol yazmaya vaktim oluyordu. Ben vakitlerimden istifade ederek durmadan yazp nere devam ediyordum. "ni bitti, k balad" Hazret-i stadn Barla'ya gideceini rendik. Yanma bir arkada alarak trenle Isparta'ya vardk. stasyonda indik ve hayli uzaklamtk. Bir ara arkadan birisinin koarak geldiini grdk. Bu, Bayram Yksel idi. Bayram fazla vaktim gndzleri bol de bu ho Risale-i Nur'u

Yksel yanmza geldiinde, stad grmeye geldiniz, deil mi?' diye sordu. Evet.' Sizi bekliyor.' Hayret etmitik. Halbuki biz trende, 'Bedizzaman'n ziyaretine gidiyoruz' diye bir ey sylememitik. stadn yanna vardmzda, Kardelerim, ben imdi Barla'ya davetliyim, icabet etmem gerekiyor. Siz Bayram kardele beraber dersaneye varn. Biz ksa bir zamanda dneceiz' dedi. Olur stadm'cevabn verdik. Dersaneye vardmzda Tahir Mutlu Aabey de oradayd. Biraz sohbetten sonra yemek yedik. Sofradan bir avu kadar ev mants ve el kadar ince bir dilim ekmek, bir domates salatas vard. Sofrada drt kii idik. Drdmzde doyasya yediimiz halde, o kadar yemei ve ekmei bitiremedik. Bu, bereket-i lhiye idi. Hem o salataya ne katmlar, nasl yapmlar, daha hl hayret ederim. Bu kadar seneler gemesine ramen, o salatann tad damamdadr. Bir mddet sonra stad geldi. Mbarek ellerini ptk. O yata hl arslan gibi idi. Bize, 'Hi hediye almadm halde sizin iin Barla'dan hediye aldm. Sefer tasnn iki gzn, siz memleketinize gtrrsnz. ki gzn de

burada kardelerle beraber yersiniz' dedi. stad yine o tatl sohbetine balad. Sohbetin arasnda bir soru sormutum: stadm, lem-i slmn hali ne olacak?' Kardeim, greceksiniz, ini bitti, k balad' dedi. stadn bundan maksad, slmn gerilemesinin bittiini, ilerlemesinin de balam olduunu ifade etmekti. Hocam eyh Ahmed Hazretleri bana, Trkiye slm leminin liderliini yapacak. Bunu inaallah greceksiniz' demiti. Gerekten yle, belki bunu biz gremeyeceiz. Ama sizler greceksiniz. Isparta'da stadla biraz daha konutuktan sonra msaade isteyerek ayrldk. Memleketimize gitmek iin trene bindik. stadn gzlerine dorudan bakamazdk. Cezbedici, tesir altna alc bir gzellie sahipti. stadn son olarak Afyon'da ziyaret ettik. Zbeyir Aabey ile karlatk. stadn ok hasta olduunu, kabul edemeyeceini syledi. Bizde mahzun mahzun geri dndk. Ne yapalm, o isterse kabul eder, istemezse etmezdi. Ondan ne ikayetimiz olacakt ki? "stadn vefatnn tesiri bende ok byk oldu. nanamamtm.Ona kopmaz bir bala balanmtm. Aramzdan ayrln bir trl kabullenemiyordum."

MEHMED FIRINCI
1928'de Bursa'ya bal negl'n Yenice Mslim kynde dodu. Bedizzaman 1953'te onun Fatih aramba'daki evinde ay kadar misar olarak kalmtr. Otuz yldan beri Risale-i Nur hizmetlerinde bulunup, eserlerin bilhassa d dnyada tantlmas iin byk hizmet ve gayretleri olmaktadr. "stad ilk duyuum" Zonguldak'ta askerlik yapan aabeyim izne gelmiti. Dkknda Byk Dou gazetesi alm, okuyorduk. Gazete, stadn hayatn yaynlyordu. Aabeyim mecmuay okuyunca, ok beenerek, takdir duygularyla 'Ah askerden gelsem de u ztn yannda alsam' diyordu. Bu esnada aramzda din bir sohbet balamt. Askerde aabeyim kantini ilettirirken, ara sra ay imeye gelen hosohbetli bir asker, memleketi olan Kastamonu'dan, liseyi bitirmeden askere geldiini, lisede iken arkadalar ile kr gezintisinde dada bir hocay grdklerini, bu hocann kendilerine nasihat ettiini ve bu esnada iki bardak hacmindeki kk bir aydanlktan, 20 kiiye birer

bardak st iirdiini aabeyime anlatm. Sohbet esnasnda aabeyim bunu bana anlatnca, bir anda iim yand. 'Ah' diye bir i geirdim, hasret ve itiyak duydum. 'Acaba bu hoca sa m, nerededir?' diye dndm. stad Bedizzaman' ilk duymam bu ekilde olmutu. nk o genlere nasihat eden hocann o olduunu yllar sonra renmitim. Ve Allah duam kabul etmiti. "Nur talebeleri ile tanmam" Kyde iken hafzla alan ocukluk arkadam Hafz Nuri, talim iin stanbul'a gelmiti. Bu vesileyle bazan Nuruosmaniye Camiine akam namazlarna gidiyordum. Enver Ceyln Hocaefendi, o zaman mezzindi. Ona bir sual sormutum. O da sualime cevaben, 'Seni Nur talebeleri ile tantraym m?' diye cevap verdi. Ben de kabul ettim. Beni ankrl Hafz Ahmed isimli bir talebe ile Kadrdga'daki ahap bir evin bodrum katnda ikamet eden birka niversite talebesiyle tantrd. Bir portakal sandnn zerinde, eski yaz bir kitap duruyordu. Sonra rendim ki, bu kitap, hls Risalesi imi. Ve bana ondan okudular. Beni ilk defa Nur medresesine gtren Hafz Ahmed'le yirmi sene sonra, rahmetli Zbeyir Gndzalp Aabeyin cenazesinde ikinci defa grmtm. O da beni tand. "Genlik Rehberi Mahkemesi"

Muhsin Alev Genlik Rehberi'ni bastrmt. Polisler Kadrga'daki evde arama yapmlar. Benim haberim yoktu. O gidi gelilerimde on-on be kii bazen bir araya geliyorduk. O arkada grubunu gremeyince nerede olduklarn sordum. Bana polislerin geldiini sylediler. Polisler 100 tane kitap gtrmler. O zaman polislerle biz her gece frnda ay ier, sohbet ederdik. Bu sebepten, ben polislere hi yabanclk ekmedim. 'Polisler gelmise ne olmu?' gibilerden, yine oraya devam ettim. O sralarda, kimsenin gelmeyiine de hayret ettim. Bir mddet sonra Sleymaniye'ye tandlar. Oraya da gitmeye devam ediyordum. Bu sralarda frn Nuruosmaniye'den aramba'ya tadk. Bu sebepten, birka gn gitmek mmkn olmad. stad Hazretleri Genlik Rehberi Mahkemesi iin stanbul'a gelmiti. Ben bu haberi Gece Postas gazetesinde okumutum. O akam Sleymaniye'ye gittim. Muhsin Alev'i buldum. 'Sabah namaznda gel, Hazret-i stada gidelim' dedi. Ertesi gn beni Sirkeci'de Akehir Palas Oteline gtrd. "Sen Ispartalsn" stad Hazretleri otelin st katnda, cadde tarafnda bir odada namaz klm, dua ediyordu. Muhsin Alev Hazret-i stada,

Bu Frnc Mehmed'dir' diye takdim etti. stad Hazretleri, Sen ho geldin, safa geldin kardam!' dedi. Elini ptm, o da beni bamdan pt. Bundan sonraki dier btn ziyaretlerimde elini ptm zaman, Hazret-i stad da bamdan perdi. Halimi, hatrm, annemi, babam ve kardelerimi sordu. Byklerin hal hatr sormas, bir ltuf oluyordu. Memleketimi sordu. negll olduumu syledim. Aralkl olarak tekrar tekrar, tam defa sordu. Sonuncusunda, 'Esas, esas nerelisin?' diye suali tekrarlad. Dedemin Ispartal olduunu syledim. 'Dedem Uluborlu'dan negl'n Yenice Mslim kyne gelip imam olmu' deyince, Sen Ispartalsn' diye mltefe ettiler. Bundan sonra ilk Mecliste geen hatralarndan bahsetti. 'Mecliste bir gn nce hariten karanlar en iddetli ekilde cezalandrmaya, hatt idam etmeye karar almlar. Fakat ben bilmedim. Bazlar namaz klmyorlard, ben onlar namaza davet edici konumalar yaptm. Bu sohbetlerimizle, Abdurrahman ve Hafz Ali ok alkadardr. Biraderzadem Abdurrahman tek bana otuz kiinin iini ve hizmetini grrd. imdi Abdurrahman ile Hafz Ali buradadr.' stadn konumalar kalbimde derin tesir yapyordu.

Bilhassa Hafz Ali ve Abdurrahman mnlar ruhumda ve kalbimde ok derin izler brakmtr. stad mesleimin frnc olduunu renince, 'Frnclar halkn gda ihtiyacn karlamak bakmndan ok ehemmiyetli hizmet yapyorlar. Namazlarn klmak artyla , almalar da aynen ibadettir' dedi. Ben, 'Efendim, ekmeki deil, brekiyim' dedim. Hazret-i stad, . daha iyi' diye iltifatta bulundular. Konumasna devamla, kendisini mteaddit defa zehirlediklerini, Cenab- Hakkn hfz ettiini syledi. Konya'da bir komnist komitesi, beni ldrmek iin karar almlar. Krk bin lira ayrmlar. Said'i kim imha ederse, bu paray ona vereceiz demiler' dedi. "stad bana eker ve tereya aldrarak brek yaptrd" Hazret-i stad bu meseleyi anlattktan sonra, Kardeim, sen bana eker ve tereya getir' diye para verdi. Yannda bir buuk saat kadar kalmtm. O kadar zaman iinde ok sohbet olmutu, lkin uzun zaman getiinden hatrlamak mmkn deil. Elini perek ayrldm.. staddan ayrldktan sonra beni vesvese sard. Acaba ya ve ekeri nereden alsam, diye derin derin

dnyordum. nk bir yanllk yapabilirdim. Beni gal avlayp alacam yaa bir hain zehir atarlarsa, ben ne yapardm? Bu vazife bana ok ar gelmiti. Muhsin Alev'e, 'stad niin benden istedi? Siz dururken, bana niin syledi?' diye sordum. Muhsin Alev'de, 'Seni hizmetine kabul ettiinin delilidir bu' diye cevap verdi. Msr arsndan kesme eker aldm. Babamn mer Bey isminde bir dostu vard. Halepli mer Bey yac idi. Ona gittim, ok mhim bir din limi iin taze tereya almak isteimi syledim. O da, 'Bugn ne?' dedi. Ben 'Perembe' dedim. O, 'Msr arsnn arkasnda bir tavukuya, Tekirda'dan benim yam gelecek. Ben eve gelecek hafta gtreyim. Onu sen al' dedi. Ben gidip sordum, ya gelmi. Tartp parasnn mer Beye braktktan sonra, byle kendimce her cihette emniyetli bir ekilde ya temin edebilmenin sonsuz evk ve lezzeti iinde Hazret-i stada gtrdm. ekerle ya stada gtrnce, Sen bana brek yap' diye buyurdu. Ve yan bir ksmn verdi. Brei yaparak gtrdm. ertesi sabah erkenden stada

te o brektir ki, bizi, 'Frnc Mehmed' yapt. ismimiz 'Frnc' kald. Artk hemen her gn yanna gidiyordum. Polisler kapda gelenlerin hviyetlerini tesbit ediyorlard. Fakat benim

hviyetimi hibir kimse sormad ve almad. "retmenler ok mhimdir" Akehir Palas'a yine bir sabah gittiimde, stad Hazretleri Ebussuud Caddesine bakan tarafta, balkonda, ezlonga oturmu; elindeki Asa-y Musa eserini okuyordu. Saat on sralarnda bir misar geldi. Bu zat gz doktoru Hsn Oan'd. Ayn zamanda Kuleli Asker Lisesinde kimya derslerine giriyormu. stad kendisini kabul etti: Kardeim, ho geldin, retmenler ok mhimdir, retmenlerin yeri ya kulenin ba, ya kulenin dibidir. Ortada tutunacak yer yok' dedi. Risale-i Nur'u ok okumak lzm' diye elindeki eseri gsterdi. 'Kendim telif ettiim bu kitab, en az krk defa okudum' diye ifade etti. "stad hediye kabul etmezdi" Yine bir gn, akamla yats aras, stadn yanna gitmitim. Yannda, talebelerinden Ziya Arun ve Muhsin Alev vard ve ok zgndler. 'Ne oldu?' diye sordum. Onlarn mteessir olmas bana da ok dokunmutu. Onlar ne olduunu sylemediler. Ben de zgn vaziyette bir kenara oturdum. Az sonra oturduumuz odann tam karsnda olan kap ald. Kalblere ve ruhlara nfuz eden ifal bir tebessmle stad grnd. Elinde, ayakl kristal bir ksede kays reeli, kapda durdu. Ve biz de kendisine yaklatk. Bana, 'Senin hatrn iin bunlar affettim' dedi.

Kseyi bize uzatarak, 'Siz az yiyin, ounu sen ye' diyerek ruhlar ve kalbleri mest eden iltifatta bulunarak odasna ekildi. Sonra talebelerin suunun ne olduunu rendim. Meer ok hrmet ettiimiz ve sevdiimiz Karabkl Mustafa Osman Aabey gelirken, yannda bir miktar portakal getirmi, zorla kabul ettirmi. Onlar da onu krmamak iin, hediyesini almlar. Fakat Hazret-i stad sonradan ok hiddet etmi. Hdise buymu. "Necip Fzl'n stad ziyareti" Yine bir gn Akehir Palas'a gitmitim. Sonradan bir mddet slm mecmuasn da nereden smail Doyuk, otelin giri ksmndayd. Bana, 'Yukarda Hazret-i stadn yannda Necip Fazl Bey var. Biz bekleyelim. Biraz sonra o knca biz ziyaret edelim' dedi. Ben de 'Peki' dedim. O karken, biz de kendisiyle hal hatr ettik ve uurladk. Biz de beraberce Hazret-i stad ziyaret ettik. "stada un kavurmas yaptm" Bir mddet sonra Hazret-i stad, Fatih'teki Readiye Oteline gemiti. O srada bir gn smail Doyuk, ben frnda alrken Hazret-i stadn beni istediini haber verdi. Hemen Readiye Oteline gittim. Otelde deniz grnen, aydnlk ve gneli bir odaya kapdan girince, tebessmle elini sallayarak beni yanna ard. Elinde 1916'da baslm, biraderzadesi Abdurrahman Aabeyin yazm olduu Hazret-i stadn kendi tarihesi vard. Kitabn birici sahifesinde beraber ektirdikleri resmi

tebessmle gstererek, 'Sen bunu grdn m?' diye sordu. 'imdi grdm stadm, ' dedim. Nee ve srur ierisindeydi. Sonra, 'Sen bana yemek yap' dedi. Nasl bir yemek olacan sorunca, orada bulunan tereya ve unu alp kavurmam syledi. Ben nasl olacan kavrayamamtm. Ltife ederek 'Bizim Krtler yaparlar, unla ya beraber kavuracaksn' dedi. Evden, gidip tencere ve yandan pompal gaz oca getirerek Hazret-i stadn gznn nnde un kavurmas yaptm. ok lezzetli olmutu. Hazret-i stad bir para da bize verdi, yedik. O gn deta hakik bir cennette yaam gibi oldum. Bayram, bahar, ehr-i yin gibi bir lemdi o gn. "Gnenli hazrladk" Mehmed Efendi ile stada ay

Bir Cuma gnyd. Hazret-i stadn yanna gittiimde hi kimse yoktu. Kimsenin olmayna hayret ettim. Kapsn vurdum. Beni grnce, 'ok iyi oldu, geldin' dedi. Ve 'Seninle Cuma'ya gidelim' dedi. Biz stadla tam karken, Salih zcan'la Osman Krolu geldiler. Hazret-i stad odann kapsn kilitleyerek anahtar bana verdi. 'Sen burada nbeti kal' dedi. Beni nbeti olarak brakt. Cuma'dan geldikten sonra ay yapmam iin emretti. O zaman imdiki gibi kolaylklar pek yoktu. Mangal kmr ile mangal yakmaya alrken Gnenli Mehmed Efendi Hoca geldi. O da bana, 'Sana yardm edeyim' dedi. Beraber ay hazrladk. Bir mddet sonra Ziya Arun gelince, Gnenli Mehmed

Efendi ona, Bugn bu eller, onun kmrn yakt, ayn stt' diye sevincini ve memnuniyetini ifade ediyordu. stadn anahtarn verip beni nbeti tayin etmesi, hayatmn en mesut ve zevkli ndr. O n, o lezzeti unutmam mmkn deildir. "Emirda'a stad ziyarete gittim" stad, Emirdallarn kk bir otobsyle stanbul'dan Emirda'a dnyordu. Otobs bizim kyn yaknlarnda mola vermi. Bu esnada kyden iki arkada stad grp elini pmler. Bunlardan smail Bayav, stadn Emirda'a getiini bildirdi. stadn stanbul'dan ayrldn renince kyde bir ay kaldm. Bir ay sonra Emirda'a stad ziyarete gittim. Basit bir otel vard. Oraya indim Sabahleyin Musatafa Acet'i buldum. stadn Emirda'da evde olmadn renince Keeliky taraarna yrmeye baladm. Tarlalardan buday bienlerin kk ocuklar, buday biilmi anzl tarlada koarak bana doru geliyorlard. Ben onlara hibir ey sormadm halde, bu kk yavrular "Bedizzaman dede bu tarafa gitti"diye, bana stadn gittii istikameti gsteriyorlard. Bylece kimseye sormadan Emirdal masum ocuklarn rehberliinde stad bir aacn altnda, ta ynnn stnde otururken buldum.

stad beni grnce tebessmle karlad: Frnc Muhammed'sin sen ' diye hitap etti. Mbarek elini perek diz kp nnde oturdum. stad sevinliydi. 'Pakistan'da yirmi milyon Nurcu olmu' diye gayet memnuniyet ve bearetle anlatt. Pakistan'a Risaleler gnderilmi ve oradan stada mektuplar gelmiti. Nur'lardan istifade eden Pakistanllar memnuniyetlerini bildirmilerdi. Hazret-i stadn bu meseleyi ifade etmek istediini anladm. "En byk hakikat" stanbul'a geldim. O zaman stanbul'da hizmetler, Isparta'da ve nebolu'da eski yazyla teksir edilen kitaplarn ciltletilmesi, muhafazas ve Anadolu'da istenilen yerlere sevk edilmesi eklinde idi. Derslerimiz Sleymaniye'de evvel 50 numarada, sonra yanndaki 46 numarada devam etti. O zamanki arkadalar Muhsin Alev, Ahmed Aytimur, Mehmed Emin Birinci, zeyir enler, Hakk Yavuztrk idiler. Hizmetleri hep beraber 1952 yazndan 1953 baharna kadar bu minval zere devam etti. 53 baharn Hazret-i stadn Samsun'da Byk Cihad gazetesinde kan 'En Byk Hakikat' yazsndan dolay Sungur Aabeyi tevkif etmilerdi. Bundan dolay, Emirda'dan Samsun'a gelmesi iin mahkeme ihzariye karm. stad Hazretleri de Emirda'dan Eskiehir'e gelip ayn arabayla yeniden pazarlk yaplarak stanbul'a gelir. Bu tarih tahminen 20

veya 25 Nisan 1953 aras olabilir. stad Beyazt'taki Marmara Palas Otelinin st katnda kald srada Muhsin Alev'le grtk. Tedbir dncesiyle birka gn stadn yanna gitmemizin doru olmadn bize syledi. 'Madem maslahat yle icap ediyor, peki' dedim. "stad benden brek yapmam istemi" Bir gn frnda yoktum. Ahmed Aytimur gelip bir not brakm. 'Kardeim, stadmz senden brek yapp getirmeni istedi. mza: Aytimur.' ok heyecanlanmtm. Gene byle bir nimet-i lhiyeye mazhar olmaktan ve stadla greceimden ok sevinmitim. Ertesi gece sabaha kar brei yapp sabah namazna Sleymaniye'ye medreseye gtrdm. Fakat, vesef, kardeler gene tedbir dncesiyle bizlerin, sadece ben deil, dier arkadalarn da bir mddet stadn yanna gitmemizin doru olmayacan ifade ettiler. Tabi, stad stanbul'da olduu halde kendisiyle grmemek, ok byk zntye sebep olmuyor deildi. Hakk Yavuztrk, zeyir enler'den renmitim ki, stad Marmara Otelinde. Ertesi gn Cuma idi. 'Hazret-i stadn Cuma'ya kar, ben de otelin nnde veya camide karlarm, dolaysyla grm oluruz' dncesiyle Marmara Palas Otelinin nne gittim. Biraz kardan takip ediyordum. Cuma namaz vakti ok yaklat. Merak ediyordum. stad Hazretleri kmad. Bu esnada bartl ve kyafetinden otel hademesi olduunu tahmin ettiim yalca bir kadn otelden kp bana doru gelmeye balad. Ben de ona doru gidip sordum. 'Otelde

yal bir Hocaefendi kalyor. Cuma namazna gitti mi?' diye. Kadn, 'Ah ocuum, ok zgnm, Hocaefendi otelden ayrld' dedi. Ben, 'Nereye gitti!' dedim. 'Bilmiyorum. imdi bu otelde kalmyor' dedi. ok mteessir olmutum. Bir ara dndm, nereden renebilirim diye. O srada Beikta'ta Vinezade Camii imamln, Isparta'da Hazret-i stadn hizmetinde, Risalelerin telinde ok hizmeti geen Refet Barutu Aabey yapyordu. Hem Cuma namazn orada klmak, hem de ondan bir mlmat alabilmek midiyle, acele bir taksiye atladm. Cuma namazna yetitim. Namaz kldk. Namazdan sonra Refet Aabeyle sohbet ettik. Ve bu arada Hazret-i stadn nerede olduunu sordum. Onun ise, Hazret-i stadn stanbul'da olduundan haberi bile yoktu. 'Hadi bize genciz, bize sylemediler, ama Refet Aabeye niye haber vermediler?' diye, hem atm, hem zldm. Oradan Sleymaniye'ye geldim, kimse yoktu. Gece hi uyumamtm. Onun iin biraz yatmtm ki birisi geldi, uyandrd. Kapy atm, ieri aldm. Hseyin Kileci isminde bir genti. Onunla biraz ders okuduk. ay itik. Bu arada hibir sebep yokken, kendi kendine glmeye balad. Ben merak ettim, 'Ne glyorsun?' diye srar ediyordum ama o sylemiyordu. Neticede sylettim. Nasl olduunu bilmiyorum, fakat stad Hazretlerin ziyaretten gelmi. Ve stad Hazretlerinin o gece, ikinci gece olarak amlca'da Bodrum Camii diye anlan bir camiin kar srasnda kalacan syledi. Bunun zerine 'Artk, ertesi sabah

gideyim' dncesiyle frna gidip o geceki ie baladk. Sabahleyin erkenden Fatih aramba'dan Kk amlca'daki Bodrum Camiine gitmek zere yola ktm. Oraya varana kadar vakit hayli ilerlemiti. Vardmda camideki tandm mezzin Ahmed, 'stad Hazretleri maalesef buradan ayrld' dedi. Ben dehetli mteessir olmutum. Bir trl stada kavuamyordum. zini yine kaybetmitim. O teessr iinde dndm, eve geldim, Akam medreseye gittim. 12'ye yaknd. Kimse gelmemiti. Muhsin Alev'in ehzadebanda bir talebe yurdunda yeri vard. Polislerin takibinden kurtulmak ve onlar artmak iin, yurda gittim ve mdre, Muhsin Alev'in gelip gelmeyeceini sordum. Mdr bu gece gelmesi ihtimalinin kuvvetli olduunu syledi. Ne olursa olsun bekleyeyim, dedim. Gece saat 1'e doru Muhsin Alev geldi. Grtk. Tabi zntden birden, 'Neredesiniz? Sa msnz? stad nerede?' diye arka arkaya sormaya balamtm. O da bana anlatt. 'Sorma ah. Ahap bir otelin olmasn arzu etti. Aradk. yle msait bir otel bulamadk. amlca'da bir yerde, bir gece kaldk. Orada da dinsiz bir adam varm. stad bundan ok rahatsz oldu. Ertesi sabah oradan da ayrldk. imdi Balarba'nda Helvac kr Efendinin evinde misar bulunuyor. 'Yarn bir otel bulursanz bulun, yoksa stanbul'u terk edeceim' dedi. "stad kendi evime yerletirmeyi dndm" Bu konuma, beni birden bire ok fazla mteessir

etmiti. Ve hatt Hazret-i stadn stanbul'u terk etmesi felket iareti gibi geldi bana. iddetli bir zdrap kt. Ve o anda ikamet etmekte olduumuz ev, gzmn nnde tecessm etti. ok ho, irin ve rahat, arkasnda bir miktar bahesi ve ieklii olan bir evdi. 'Biz bu evi boaltsak Hazret-i stad acaba orada oturmaz m?' diye dndm. Ve hemen Muhsin'e syledim. O da bir zaman dnrken, ben 'stersen gel, imdi evi grelim. Sen sabahleyin git, Hazret-i stada arz et. Kabul buyururlarsa, frnn yannda iki odal bir yerimiz daha var. Peder ve kardelerimi oraya naklederiz. Hazret-i stad da, tahmin ediyorum, orada rahat edebilir' dedim Muhsin 'Peki' dedi. Yurttan ayrldk. Fatih Camiinin avlusuna kadar konuarak gidiyorduk. Orada Muhsin, 'Ben imdi grsem de stad Hazretlerinin tekrar grmesi lzm. Benim grmem veya grmemem bir ey deitirmez. Onun iin, sen sabahleyin gel, beraber Hazret-i stada gidelim. Meseleyi anlatalm. Nasl tensib ederse yle yaparz' dedi. Ve yurda geri dnd. Ben eve gittim. Peder ve valideyi uyandrdm. Meseleyi anlattm. Onlar maalmemnuniye kabul ettiler. Ben de gece frna almaya gittim. "stad aramba'daki evimde kalmay kabul etti" Sabahleyin Muhsin'le bulutuk. Balarba'nda, Allah rahmet etsin Helvac kr Efendinin evinde, stad Hazretleriyle nihayet mlki olduk. Elhamdlillah. Hazret-i stad, 'Ho gelmisen Frnc Muhammed kardeim' dedi.

Elini ptm. Her zaman olduu gibi, o da benim bam pt, sarld. Hal ve hatr ettikten sonra, maksadmz kendisine arz ettik. Hazret-i stad 'Peki' dedi, 'sen imdi git, biz arkadan gelelim.' Ve ben sr'atle Fatih aramba'ya yol aldm. Eve geldim, stad Hazretleri de arabayla arkamdan geldi. Halbuki benim niyetim peder ve valideleri frnn yanndaki eve gndermekti. T ki Hazret-i stad, evi rahata grebilsin ve rahata karar versin. Yazdklar bir risale iin stadn el yazsyla kaydettii dua: 'Y Erhamerrhimn, ism-i zamn hrmetine bunu ve byle risaleleri yazan Ahmed, Muhammed, Hakk ve zeyir'i Cennet'l-Firdevste saadet-i ebediyeye mazhar eyle, min." Ama bylesi de gzel oldu. Peder, valide ve kardelerim de stad Hazretlerini grm oldular. stad Hazretleri de onlara dua ettiler. stad Hazretleri evin eklini beendiler. Ve o andan itibaren evde kaldlar. Bir ksm eyay dier eve naklettik. Hazret-i stad takriben ay kadar orada ikamet etti. Bir ksm ihtiyalar Hazret-i stadn yannda bulunan kardelerle grerek temin ettik. "Git haber ver, ok tellandlar" Bu arada bizim evde ve frnn baz ksmlarnda Risaleler muhafaza halinde bulunur, oradan sevk yapardk. O evde de epeyce, yani drt-be sandk kitap vard. stad Hazretleri onlar grnce, 'Bunlar buradan kaldr,

kardeim' dedi. Ve bir araba bularak, onlar baka yere naklettik. Bu arada polis Hazret-i stadn izini kaybetmi olduu iin, stad Hazretleri Muhsin Aabeye, 'Git haber ver, ok tellandlar' dedi. "Biz Hocaefendiyi muhafaza ile mkellez" Muhsin, Sirkeci'ye Emniyet Mdrlne gitti. Ben de biraz istirahat etmek zere frn tarafndaki eve gittim. Bir saat olmutu, uyandrdlar. 'Seni polisler aryor' dediler. ndim baktm, iki sivil polis. 'Seninle biraz grelim' dediler. Niin geldiklerini anladm. stad Hazretlerinin bulunduu evin tarafnda imdiki imam hatip okulunun giriinin yannda bir kahvehane vard. Orada polislerle uzun uzun konutuk. Bana, 'Sen nereden tanyorsun? Niye evini verdin? Maksadn nedir?' gibi ok uzun sualler ve cevaplardan sonra, 'Biz Hocaefendiyi muhafaza ile mkellez, devaml burada nbeti bulunduracaz' dediler. Ben polislerin yanndan ayrldm. Hazret-i stada meseleyi anlatmak zere yanna gittim. Polislerin 'Biz Hocaefendiyi muhafaza ile mkellez' dediklerini anlatnca, 'Doru' dedi, 'bana bir ey olursa onlar mes'ul olurlar. Beni muhafaza etmek mecburiyetindedirler. Doru sylyorlar' dedi ve o gn byle geti. "Mahalle sakinleri stad tanmaya balamt" Hazret-i stad layili nmayili, lks grnl, dnyev ccibedar meskenlerden, mahallerden holanmazd. Bu bakmdan, bu mtevaz evde ok

memnun ve huzurlu bir vaziyetteydi. stanbul'daki dostlar yava yava stadn stanbul'da olduunu renmeye balamlard. Gelip gidenler oalyordu. Mahalle sakinleri evvel meseleyi kavrayamadlar. Sonra gelip gidenlerin ok olmasndan meraklandlar ve stad yava yava tanmaya baladlar. Muhtar Hseyin Efendi, mahallede dost ve ahbaplaryla bir nevi mahalle nmna ziyarette bulundular. stad onlara ok iltifat etti. Onlar da staddan ok memnun kalmlard. Bylece mahalle stad Hazretlerini daha yakndan tand. Dolaysyla bize kar da ok daha farkl bir muhabbetle muameleye baladlar. stad Hazretleri burada kald zamanlarda mevsim ilkbahar ve yaz idi. stad ok zaman gezintiye kard. Bu gidi gelileri Draman otobsleri ile olurdu. stad otobsn en nne otururdu. Bu bindii otobsler Cihangir-Draman arasnda alt iin, Taksim'de iner, Saryer otobsne biner ve boaz tarafna hava almak iin kard. stad o gidi gelilerinin bir semeresi olarak Emirda Lhikas'nn 2. cildinin 97-99 sayfalarnda yer alan iki sualli mektubu yazmt. "Seb'a Semvt' meselesi Muhsin Alev, Edebiyat Fakltesinin Felsefe blmn bitirmek zereydi. stad Hazretleri faklteyi bitirip niversiteden alkasnn kesilmesini istemiyordu. nk

niversite talebesi o zaman yok gibiydi. niversite camiasna Nur'lar anlatacak kimse kalmyor ve hizmet bakmndan zararl oluyordu. Bu esnada bir ngiliz msterik gelmiti. Edebiyat Fakltesi salonlarnda yedi gn st ste konferans verecei iln edilmiti. Birinci gn konferansnda 'Seb'a Semvt' yetini inkar etmiti. 'Bugn astronomi ok ilerlemitir. Yaplan inceleme ve aratrmalar, sema katlarnn varln tesbit etmemitir. Bu yet ilme aykrdr' diye beyanda bulunmutu. Muhsin Alev ve Ziya Arun konferans dinlemilerdi. stad Hazretlerine geldiler, anlattlar. stad Hazretleri hemen rt'l-caz'da ve ayn zamanda Lem'alar'da bulunan o yetin izahatn, tefsirini, ba tarafna birtakm ilaveler koyarak bir mektup halinde teksir ettirdi. rt'l-caz'da olan o para: nc mes'ele: 'Seb'a kelimesi hakkndadr. Ey arkada! Semavatn dokuz tabakadan ibaret olduu, eski hikmetin hurafelerinden biridir. Onlarn o hurafevri kirleri, efkr- mmayi istil etmiti. Hatt baz mfessirler, baz yetlerin zhirini onlarn mezheblerine meylettirmilerdir. Hikmet-i cedide ise, feza denilen u boluktan yalnz yldzlarn muallk bir vaziyette durmakta olduklarna kildir. Bunlarn mezhebinden semavatn inkr kyor. Ve bu iki hikmetin birisi ifrata varmsa da tekisi tefritte kalmtr. eriat ise, Cenab- Hakkn yedi tabakadan ibaret semvat halketmi olduuna hkimdir ve yldzlarn da balk gibi o semalar denizlerinde yzmekte olduklarna

kaildir. Hadis ise semann 'mevcun mekfn'den ibaret bulunduunu emrediyor. u hak olan mezhebin, 'alt mukaddeme' ile tahkikatn yapacaz. Birinci mukaddeme: u geni boluun esr ile dolu olduu fennen ve hikmeten sbittir. kinci mukaddeme: Ecrm- ulviyenin kanunlarn rabteden ve ziya ve hararetin emsalini ner ve nakleden, fezay doldurmu bir madde mevcuttur. nc mukaddeme: Madde-i esriyenin, yine esir olarak kalmak artyla, sir maddeler gibi muhtelif teekkltlar, ayr ayr nevileri vardr. Buhar ile su ve buzun teekkltlar gibi. Drdnc mukaddeme: Ecram- ulviyeye dikkat edilirse tabakalar arasnda muhalefet grnr. Evet, yeni teekkle ve in'ikada balam milyarlarca yldzlardan ibaret Kehkean ile anlan tabaka-i esriye, sabit yldzlarn tabakasna ve hkeza... yedi tabakaya kadar birbirine muhalif tabakalar vardr. Beinci mukaddeme: Aratrmalar neticesinde sabit olmutur ki, bir maddede tekil, tanzim, tesviyeler vki olursa, birbirine muhalif tabakalar husule gelir. Bir mdenden kl, kmr, elmas meydana gelir; ateten alev, duman husule gelir. Muvellidlm ile mvellidlhumuzann imtizacndan su, buz, buhar tevelld eder. Altnc mukaddeme: u mteaddit emarelerden

anlald ki; semavat mteaddittir; eriat Sahibi de, yedidir, demitir; yle ise yedidir. Maahza yedi, yetmi, yedi yz saylar Arap slplarnda kesret iin kullanlr. Arkada! Pek geni bulunan Kur'n- Kerimin hitaplarna, mnalarna, iaretlerine dikkat edilmekle bir miden tut, bir veliye kadar btn tabakat- nsa ve umum efkr- mmeye olan mraatlar, okamalar fevkalde hayrete, taaccbe mcibdir. Mesel, 'seb'a semavatin' kelimesinden baz insanlar hav-i nesmiyenin tabakalarn fehmetmitir; br baz da, arzmz ile arkadalar olan hayattar kreleri ihata eden nesmi kreleri fehmetmitir; bir ksm da seyyart- seb'ay fehmetmitir; bir ksm da, u bilgimiz manzume-i emsiye iinde esirin yedi tabakasn fehmetmitir; bir ksm da, u bilgimiz manzume-i emsiye ile beraber alt tane daha manzume-i emsiyeyi fehmetmitir; bir ksm da esirin teekklt yedi tabakaya inksam ettiini fehmetmitir. Hlsa: Her bir ksm insanlar, istidatlarna gre feyz-i Kur'ndan hisselerini almlardr. Evet, Kur'n- Kerim, btn u mefhumlara mildir diyebiliriz.' Ertesi gn bu mektubu konferans esnasnda dinleyiciler arasnda datld. Orada bulunanlar yazy grp konferans balamadan nce kendisine okuyup tercme ettiler. Onun zerine ngiliz sormu: 'Kim bu zt?' Cevaben demiler: Bedizzaman Said Nurs adnda bir lim vardr. O bu

yeti size cevaben byle tefsir etmi. 'ngiliz o gnk konferans ksa kesip be gnlk konferansn da iptal ederek Trkiye'den ekip gitmitir. "stadn arkasnda cemaatle namaz klardk" stad Hazretlerinin yannda ikindi srasnda umumiyetle bulunmaya alrdm. Ve evde bulunduklar zaman, cemaatla namaz kldrrlard. Bu vesileyle ok feyizli bir hal hsl oldu. Bir gn ikindi namazn eda edecektik. stad kendi bulunduu mahalde Ezan- Muhammedyi okuturdu. Ziya Arun kardein abdest almas uzun srd. Namaza tahiyyat esnasnda son ka'dede yetiti. Fakat imama uymad. stad selm verir vermez, biraz hiddetlenmi gibi, 'Neden cemaate itirak etmedin?' dedi. Ziya Arun 'Namaz bitmiti, artk sonradan klaym dedim' diye cevap verince stad Hazretleri, 'Hayr, namazda selm verene kadar itirak edersen cemaatin sevabn alrsn' dedi. Tesbihatlar gayet ar ve her kelime zerinde basa basa durarak yaparlard. Bir gn yine Muhsin'le stadn yanna geldiimizde grrken farkl bir hlet-i Ruhiye hissettim, merak ettim ve sordum. stad Hazretleri o gn Fener Patrikhanesine giderek Patrik Athenagoras' ziyaret etmi ve ziyaret esnasnda kendisine hitaben, 'Siz Kur'n' Allah'n kitab, Hz. Peygamberi de peygamber kabul etseniz ve Hristiyanln da dini hakiksiyle amel etseniz ehl-i necat olacaksnz' demi. O da 'Ben kabul ediyorum' diye cevap vermi. stad tekrar 'Dnyadaki dier ruhan reisler de

kabul ediyorlar m?' diye sormu. O, 'Onlar kabul etmiyorlar' demi. stad kendisini gayet hrmetle karlam olduklarn syledi. "stad Edirnekap Camiinde bulduk" Bir gn eve gittim. Zili aldm. Hi kimse yoktu. Tam o esnada Ziya Arun geldi. Anahtar vard, ieri girdik. Baktk, stad Hazretleri yoktu. 'Ne oldu stad kiminle gitti, nereye gitti?' diye merak ediyorduk. O esnada Ahmed Aytimur geldi. Konumalar neticesinde stad Hazretlerinin yalnz olarak dar km olduu anlald. zlm ve tellanmtk. Ahmed Aytimur, Ziya ve ben vazife taksimi yaptk. Ziya ile ben Edirnekap Camiine, Ahmed Aytimur da Eyp Sultana giderek, stad Hazretlerini bulursak yalnz brakmam olmak niyetiyle hemen hareket ettik. Biz Edirnekap Mihrimah Sultan Camiine gittik. Vakit ikindiydi. Baktk, stad Hazretleri camiin arka tarafnda oturuyor. Ezan okunmasna on dakika vard. Biz de arka plna geip oturduk. Ezana okunmaya balad. Namaz klnd. Tesbihattan sonra stad Hazretleri bizi grnce 'Maallah, maallah!' diyerek memnuniyetini ifade ettiler. Beraber camiden ktk. Avludan caddeye inmeden stad Hazretleri sordu. 'Burada ykseke, etraf grecek bir yer yok mu?' Caminin kble tarafndaki evre duvarn elimle gstererek, 'stadm, buras var' dedim. Ve o tarafa doru yrmeye baladk. Daha o zaman yksek binalar yoktu. Bu semtlerde, eski stanbul'un mtevaz binalar vard. Caminin bulunduu

mahal yksek olmakla beraber, evre duvar pek yksek deildi. Duvarn yanna geldik. Hazret-i stada bana, 'Sen eil, ben senin srtna basp duvara kaym' dedi. Ve ben hemen eildim. stad bana bu sefer, 'Sen dur, Ziya eilsin' dedi. Ve o eildi. Onun zerine basarak duvara kt. Ben aadaydm. Ziya da stadn yanna kt. stad bana sordu: imdi sen hakem ol. Bu Ankara'dakiler bana, 'Sen bizim iimize yardm etmiyorsun' diye kzyorlar. Sen ne dersen ben yle yapaym. Ben onlarn yanna m gideyim? Yoksa bildiin gibi, Risale-i Nur hizmet tarznda m alaym?' dedi. Ben ellerimi dua eder gibi stada doru kaldrarak, 'stadm, nasl olur, siz onlarn iersine nasl girersiniz?' der demez yksek sesle, 'Tam...' dedi. Ve kabristan tarafn bir eliyle gstererek, 'Bu llerin arasna gireceim, bu delilerin arasna girmeyeceim' dedi. Sonra, 'Sen de yukar k' dedi. Ben de ktm. stad Hazretleri mlfete ediyordu. Bana, 'Sizin evi buradan gster bakalm' dedi. Ben Draman Camiini ve avlusundaki byk selvileri nirengi alarak evin yerini tesbite alrken, 'Vah zavall, evini de kaybetti, nasl gidecek?' diye mlfete ediyordu. Duvarn zerinden indik. Eve doru, imdiki Vefa Stadnn yanndaki yokutan aaya inip sa taraftaki mahalle aralarndan Draman'a doru gidiyorduk. stad Hazretleri siyah cbbesi ve banda kendisine mahsus sar, boynunda beyaz bir tlbent, nazar- dikkati ekiyordu. Getiimiz yerlerde ocuklar, kadnlar stada alka duyuyorlar, bilhassa ocuklar, Hazret-i stadn etrafn

saryorlar, stad onlara 'Siz masumsunuz, dualarnz makbuldr. Bana dua edin. Benim ok hastalklarm var, t ifa bulaym' diyor ve bazlarnn balarn okayarak seviyor, iltifat ediyordu. Bylece, bir saatlik bir zamanda, on dakikalk yolu ancak alabiliyorduk. Samsun Mahkemesi stad Hazretleri stanbul'da bulunduu srada Sungur Aabey de Samsun' da mevkuf bulunuyordu. stad Hazretlerini de mahkemeye celbedip ifade almak istiyorlard. stad Hazretleri gitmemek iin rapor almt. Dostlarnn gayretleriyle, 'Ne karadan, ne havadan, ne denizden gidemez' diye rapor verilmiti. Fakat bir ara Samsun'a gitmeye karar verdi. ok hiddetli ve skntl bir safha idi. nk Birinci ube e sk sk gelip gidiyordu. (Sonradan bu zt dost oldu. Hatt stadn o zaman yazd bir lhika mektubunu stad ona okuyunca, kendisi 'Bunu teksir edip her yere gndermek lzm' deyince, Hazret-i stad, 'Al, gtr, teksir edip gnderilsin' dedi. Ve o mektup teksir edildi. Hayli yere gnderilmiti.) stad yannda bulunan kardeleri de beraber gtrecekti. Bana, 'stanbul'da kitap ve neir hizmetlerini sana brakacaz, tevdi edeceiz, biz Samsun'a gideceiz' dedi. Hem stadn stanbul'dan ayrlma elemi iime kmt, hem kendimin byle bir eyi yapabileceime kat'iyyen kalbim kanaat etmiyordu. 'stadm, ben nasl yaparm bu ii, ben bilebilir miyim?' diye izhar- acz ettim. O zaman dokumac Mustafa Gren diye bir karde vard, niden o ieriye girdi. Ve

'Mustafa da sana yardm etsin' dedi. Ben aresiz boynumu bktm. Kabul etmi oldum. Fakat sonradan Samsun'a gitme iinden vazgeildi. stad Hazretlerinin stanbul'da iki defa ifadesine mracaat edildi. stad stanbul sorgu hakimliinde Tarihe-i Hayat'n 489-91. sayfalarnda yer alan ve 'stadmz Bedizzaman Said Nurs bu mdafaay stanbul mahkemesinde okumu ve mahkemesi beraatle nihayet bulmutu' bal altnda yer alan mdafaasn okumutu. O skntl vaziyetin, Muhsin'in pek Samsun'a gitmek istemeyii olduunu ve stadn hiddetlendiini anladm. Hatrmda kaldna gre... Cenab-i Hakka hamdolsun. Sanki o hizmette tavzif hdisesi, mrmzn tamamn iine almt. De kalka bugne kadar gelebildik. "naallah fthat olacak" Bir gn sabahtan, stad Hazretlerinin yanna (saat 10 civarndayd) geldim. stad ok hiddetlendi ve yz kp krmz idi. Elini sallyor ve 'edepsizler' tabirini kullanyordu. Elini sallad zaman bina sallanyordu. O gn gazeteler, Sungur Aabeyin, Samsun Mahkemesinde 1,5 yla mahkm edildiini yazyordu. Birka gn o zntl sahne devam etti. stad Hazretleri sonradan, 'Her ne ise, inaallah fthat olacak' diyordu. Bu esnada Sungur Aabeyin mdafaas gelmiti. stad Hazretleri okutturuyor, dinliyorduk. kindi namazlarndan sonra mteaddit defa okuttu. Dinledik. Sonra da bir kitapk

olarak bunun teksir edilmesini istedi. Ve yaptrd. stanbul'un fethinin 500. yldnm Bu esnalarda Bayram Aabey asker ve Kore'deydi. Ceylan Aabey de askerdi ve Siirt'teydi. stad Hazretleri Bayram Aabeyden hemen hemen her gn, 'Bayram imdi Kore'de komnistlere kar arpyor' diye bahsederdi. stad Hazretleri stanbul'da bulunduu zaman stanbul'un fethinin 500. yldnm idi. ok geni bir kutlama merasimleri program hazrlanmt. Mehter yeniden kurulmutu. stanbul'da byk bir bayram havas esmekteydi. Fatih Camiinin Akdeniz kaps tarafndan byk bir eref tribn kurulmutu. "Merasm balamadan nce emekli binba Rek Bey, stad Hazretlerini ve arkadalar alarak, Fatih'teki merasim mahalline getiriyor. Fakat ok iddetli izdihamdan ieri girilemeyecek bir durum olduunu grnce, Binba Rek Bey, etrafa hiddetle bararak almalarn ve son derece byk bir limin burada bulunduunu iln ediyor. sayi vazifelileri derhal stad Hazretlerinin yolunu amak iin tedbir alyorlar. Halk da bu tedbir gereince yollar kendiliinden ayor. Ve stad Hazretleri doru eref tribnne, o zamann stanbul Valisi Fahreddin Kerim Gkay'n sa tarafnda ayrlan yere oturuyor. Ve oradan merasimi gayet al ve muhabbetli bir ekilde takip ediyorlar. stad Hazretleri, mehterin de resmi geit yapt bu merasimden sonra eve dndler. Ve istirahata ekildiler.

"stad, Hafz Cemiyetine katld" Yine bir gn Gnenli Mehmed Efendinin talebelerinden hafzl itmam edenler iin hafz cemiyeti yaplacakt. Mehmed Efendi davet etti. stad Hazretleri de maalmemnuniye kabul ettiler. Fatih Camiindeki hnkr mahfelini mezzinler atlar. stad Hazretleri hafz cemiyetini, saate yakn bir zaman hnkr mahfelinden takip etti. stadn Ramazan'daki usul Ramazan gelmiti. stad Hazretleri btn Ramazan boyunca hi yatmad. Usul yleydi. Derdi ki: 'Ramazan'da insan orula ibadet halinde olduundan, uykuda da olsa farz bir ibadeti ifa etmi oluyor. ' Her dakikas bire bin verebilen bir ayda ibadetsiz bir zaman boluu brakmak istemiyordu. Onun iin iftardan sonra zaten akamla yats aras kendisinin her zaman normal olarak evrad vaktidir. T sahura kadar, msak vakti girer girmez hemen sabah namazn klar, tesbihat kendisine mahsus ifadan sonra istirahata ekilirdi. T kulua kadar. Ondan sonra kalkar, gene Nur dersleri ve evrad-ezkr ile megul olurdu. Benim hayretimi mucip olan bir husus olmutu. stad Hazretlerinin karsndaki evler yksekti. Oradan stad grmek iin kadn-erkek, oluk ocuk hepsi toplanrlard. stad grmek ve ibadetini seyretmek iin. Biz de mecburen kapatyorduk. Sonradan komulardaki yal hanmlarla konutuk. Onlar, 'Niye kapatyorsunuz? Hocaefendi sabaha kadar evrad- ezkra devam ediyor, biz

de onunla beraber devam ediyoruz' dediler. stad Hazretleri geceleri ok parlak kta evrad ve ezkra devam ederdi. Loluktan holanmadn grrdm. Bizim vazifemiz Risale-i Nur'un neri Bir gn Galatasaray Lisesinde okuyan ve sonradan eczac olan Said Mutlu ziyarete gelmiti. Ben son nnda geldim. Tatsz bir vaziyet vard. O anda anlayamadm. Onun ayrlmasndan sonra Hazret-i stad, o anda hizmetinde bulunan kardalara ok hiddet etti. 'ocuk bunlar, ocuk olmasa tardedeceim, bilmiyorlar. ocuk bunlar' dedi. Ben de meseleden ok endieli bir hlet-i ruhiyeye girmitim. Bu srada stad Hazretleri karyolada oturuyordu. Ben ise yerde ve halnn zerindeydim. Birden bana hitaben, yle dedi: Muhammed, kardeim! Sen hakem ol, ben diyorum ki Risale-i Nur'un neir ve medrese tarz hizmetlerinin devam ve inkiaf lzm: bunlar ise baka yerler, baka hizmetler dncesinde. 'Ben meseleyi 'baka hizmetler' tabirinden anlamakla beraber, 'stadm bizim vazifemiz, Risale-i Nur'un neri ve medreselerin devamdr' deyince stad yksek sesle 'Tamam' diye ifadede bulundu. Ve o hiddet hali, akama doru hayli haedi. Sonra Muhsin Aabeye sordum. Said Mutlu kardein bizim tarz- hizmetimizi pasif telkki etmesi ve orada baz konumalarn cereyan etmesi, stadn hiddetlenmesine sebep olmu. "stad tresini bana verdi"

Ramazan sonuna doru Hazret-i stad, bana -u anda miktarn bilemiyorum- 'Sen bana buday al' dedi. Birka kiloluk buday aldm, getirdim. stad Hazretleri iki elini birletirerek, avucuyla doldurdu. Ve 'Benim trem' diye budayla tresini bana verdi. Ben de o treyi kye gtrdm. 'Kyn tarlalarnda bu buday ekilsin' dedim. 'Bereket getirir.' Ve ektiler. Hakikaten de kyde son 15-20 senedir bereket ktl vard. O sene bol mahsul alnd. Zbeyir Aabey, Abdullah Aabey, Hsn Aabey Urfa'da bulunuyordu. Hizmetler inkiaf ediyordu. Bir mesele iin, Valiye bir dileke verirler. Dilekenin banda 'Bismihi Sbhanehu, Ve n Min ey'in Esselm Aleykm, il hir' yazarlar. Bunun zerine Vali kendilerini nezarete aldrr. Savcla havale eder. Savcnn tevkif talebiyle sevk ettii sorgu hakimliinde tevkif edilirler. Bir mddet Urfa hapishanesinde kaldktan sonra, kendilerini Isparta'ya sevk ederler. Ramazan boyunca Isparta hapishanesinde kalrlar. Tam bayrama bir gn kala tahliye edilirler. Bayram gn, birden stanbul'a stadn yanna gelirler. Onlarn gelii hepimize birden, bilhassa stadmza byk bayramn sevincini birka kat arttrmt. Zbeyir Aabey gelince stad Hazretleri yeni baz hizmetler yaptrmaya balamt. Evvel 6., 7., 8. Meyve'leri yeni yazyla bir araya getirerek Tamirci Atom Bombas ismiyle bir kitap yapt. Sonradan As-y Musa'dan Akan Nur emesi isimli kitab yine yeni yaz olmak zere daktiloyla mumlu kda yazdrark teksir ettirdi. Sonunda Avrupal 45 feylesofun Kur'n- Kerim, Peygamberimiz (a.s.m.) ve

slmiyet hakknda msbet ehadetlerini ihtiva eden beyanlarn ilve etti. Hz. stad bir mddet sonra onlar yine Urfa'ya hizmetin bana gnderdi. Beyazd Camiinde Cuma namaz Yazn en scak gnlerini yayorduk. Cuma gnleri mmkn olduu kadar namaza stadla beraber gitmeye gayret ederdim. Yine bir Cuma gn stada gittim. Fakat Hz. stad evden km. Nereye gittiini de bilemedim. Dndm. Ben de Beyazt Camiine Cumaya gittim. Namazdan sonra baktm; Hz. stad, Muhsin de yannda, bizim birader Mustafa da var. Birlikte camiden ktk. O zaman caminin tam nnden Draman'a taksi dolmular kalkard. Tam bu srada dolmuuluk yapan bizim yakn dostumuz Adnan Aabeye iaret ettim. stad Hazretleri ve Muhsin arabann n tarafna oturdular. Biraz bekledik. Beinci mteri gelmeyince, 'Adnan Aabey, ekip gidelim' dedim. stad yine mdahale etti, arabay hareket ettirmedi. Ben tekrar sylemeye cesaret edememekle beraber, ok iddetlice sabrszlanyordum. Birden babam Sultanahmet'den yryerek Draman dolmularnn olduu yere geldi. Hepimiz birden arp kalmtk. ok srurlu ve neeli bir hava meydana gelmiti. stad Hazretleri ltifeler ediyordu. aramba'ya bizim frnn sokana geldiimiz zaman arabay durdurduk. stad Hazretleri sanki veda ediyormucasna bizimle muamele etti. Ve hakikaten o gn akama yakn, Emirda'dan Hamza Emek ve terzi Sadk Efendi gelmiler; bir arabaya stad

Hazretlerini Emirda'a alp gtrmler. Akam namaz esnasnda stad Hazretleri umu gitmiti. 'Yeller eser ol saltanatn imdi yerinde' sz gibi ev yle bom bo, karanlk bir mahzen eklinde grnd ki, teessrmden aknla dmtm. Muhsin Alev, bereket versin oradayd. Onun tesellsi bana kuvvet verdi. Artk orada beraber birka saat sohbet ettik. mrmzn bir parlak sayfas bylece kapanm oldu. "Asker dn stad ziyaret ettim" stad Hazretlerinin stanbul'dan ayrlndan bir ay sonra askere gittim. Askerden geldikten sonra bir mddet frndaki ilerimizi bir dzene koydum. Ve Isparta'ya stad Hazretlerin ziyarete gittim. stad Hazretleri bu ziyaretten ok memnun ve mtehassis olmutu. O esnada Afyon mahkemesindeki dv affa girmekle beraber, kitaplar ynnde devam etmekteydi. Mahkeme, kitaplar Diyanet'e gndererek tetkikinden sonra bir karara varlmasn kabul etmiti. Tam o gnlerde kitaplar (5 sandk) Ankara'ya gnderilmiti. "stad beni Ankara'ya gnderdi" Hazret-i stad bana, 'Senin geldiin ok iyi oldu, ok gzel oldu' diyerek tekrar etti. Ve 'Ben Ceyln' Ankara'ya gnderecektim, sen geldin, iyi oldu. imdi seni Ankara'ya gndereceim' dedi. Ve 12 veya 13 mektup Ceyln Aabeye dikte ederek Ankara'daki bir ksm dostlara hitaben yazdrd. Mektuplarn mahiyeti, hatrmda kald

kadaryla, 'Risale-i Nur bu asrda ok ehemmiyetli bir hakikattr. Vatana ve millete byk hizmeti gemi ve geecektir. Gizli dinsiz mnafklar aleyhimizdeki propagandalaryla adliyeyi artp, aleyhimize evirip bizi skntlara soktular. Bunun iin imdi Diyanet'e tetkik iin gelen kitaplarmzn hakk teslim edilerek lehinde beraat iin rapor tanzim edilmesi hususunda gayretlerinizi rica ederiz' mealindeydi. Hatrmda olduuna gre, imza, 'stad Hazretlerinin Hizmetkrlar' eklindeydi. Bu blm hatrmda byle kalm, eksik fazlasn bilemiyorum. Ben Ankara'ya gittim. Daha evvel Ankara'da kalabalk bir ehl-i hizmet grubu bulunuyormu. O srada eitli sebeplerle saa sola gitmeleriyle bir dalma olmu. Verilen adreslerde bir trl kimseyi bulamamtm. Ankara'ya ilk defa geliyordum. "tf Ural' buluyorum" Nihayet bir akam sta talebe yurdunda Konyal birisinin delletiyle tf Ural' buldum. O zaman Cebeci'nin st tarafnda gecekondular vard. Derenin yamacnda tek odal bir gecekonduda bulutuk. Daha evvel 1952'de, stad Hazretleri stanbul'da iken tf' grdm hatrlyorum. O anda tf Ural'n hakikaten ok muhlis ve fevkalde hizmet ak ile dolu, akl, kri, zikri devaml stad ve Nur'larla megul olduunu grdm. Hatt bir ara, 'Hayalimde stad ve Hsrev Aabeyden

baka dnya varlklarndan hibir ey temessl etmiyor' demiti. tf Ural, o esnada Hukuk Fakltesi talebesiydi. O da beni stadn yanndan gelmi olarak grnce, fevkalde sevinten mesrur idi. Mektuplarla geldiimizi anlattm. O da, 'Tamam, yarn inaallah o hizmetleri ifa ederiz' dedi. Ve 'Bu akam bir yere ziyarete gidelim' diye, Gazi Lisesinde Trke retmeni Cell Bey diye bir ztn evine gittik. (Sonradan Szler'in nerinde almt) O gece o ztla ok gzel sohbet oldu. Abdullah Cevdet'le hayli arkadalk yapm, o yzden itikad sarslarak pekok sknt ekmi ve iki defa Bakrky Akl Hastanesine yatm. Ne zamanki Szler mecmuas eline gemi, dnyas aydnlanm, nurlanm. 'Tahmin etmiyorum ki sizler benim gibi Szler'i anlayasnz. yle ki, bu harerin benim iin her engelinde deta bir kandil asl gibi, nurlandryor' diyordu. Szler'deki Tevhid hakikatlarnn ispatlar karsnda kimsenin durmasnn mmkn olmayacan, mutlaka teslime mecbur olacan, Abdullah Cevdet'in eline geseydi mutlaka kurtulacan ifade etti. Ve onun daima tekrar ettii msrasn syledi. Takld kald krim nokta-i Tevhidde diye' mtemadiyen tekrar ederdi. Onun bu sarsntlar beni de sarsmt. Fakat benim elime Szler geti, kurtuldum. Onun eline gemedi ve o gitti.' Saatler geti, gece ge vakit oldu. Ve ayrldk. Ertesi gn Diyanet'teki baz dostlar, Avukat Hulus Bitlis Aktrk, Afyon DP milletvekillerinden bazlarn

ziyarete giderek mektuplar verdik. Bu arada Mustafa Trkmenolu da Hukuk Fakltesinde okuyordu. Onunla da akamlar buluuyorduk. gnlk Ankara seyahatimden sonra neticeleri Isparta'ya tf'la beraber bir mektupla bildirip stanbul'a dndm. "Sleymaniye'de 46 numaraya getik" Bir mddet daha frnda altktan sonra Sleymaniye'de 46 numaraya geerek dorudan doruya hizmete balamtk. nk o esnada Ziya Arun Isparta'dayd. Birinci Aabey ve Hakk askere gitmiti. Ahmet Aabey de havluculuk yapyordu. Medresede devaml kalacak kimse yoktu. Ben artk ondan sonra medreseye kapa atmtm. stad Hazretlerinden lhika mektuplar gelirdi. Onlar teksir eder, gerek dnyann, gerekse Trkiye'nin deiik yerlerine, yaklak 120 yere gnderdik. 1956 senesinin balarnda Diyanet'ten kan msbet rapor neticesinde Afyon mahkemesi btn Risalelerin iadesine karar vermiti. stanbul'a o sralarda Isparta'dan ekseriyeti hatt- Kur'n, pek az da yeni yaz Risaleler gelirdi. Bazan da Mersin'den gelirdi. Mersin'den kimden geldiini bilmediimden sordum: 'Mersinde ka tane Nur talebesi var' diye 'Yalnz Mustafa Ezener var. Baka kimse yok' dediler. O zaman 'Biz de burada teksir edelim kitaplar' diye kitaplar israr ediyordum. Bir trl muvaffak olamadk. Bu esnada yine Isparta'dan aporaa (ispirtolu teksir) oaltlm 30 tane Yirmi nc Sz gelmiti. O anda medreseye birka kii Anadolu'dan,

birka kii de stanbul'dan gelmiti. Kitaplarn hepsi bir anda bitti. "Isparta'ya stad ziyarete gittim" Ben bir-iki gn sonra Isparta'ya Hazret-i stad ziyarete gitmek iin yola ktm. Bursa'ya, negl'e urayp Isparta'ya gittim. Isparta'da Hazret-i stad yoktu. 'Eridir'e gitti' dediler. Medresede Hsn Bayram Aabey vard. Ben o gn Eridir'e gittim. Orada hizmetlerin tedvirinde ilingir Ali Savran vard. Onunla grtk. stadn Barla'da olduunu syledi. O arada birden bire hava ok bozuldu. iddetli bir kar frtnasyla gl hain, dalgal bir vaziyete girmiti. ki gece Eridir'de kaldm. Hava biraz sakin grnyordu. Ali Savran'a Demirci Salih Efeye, 'Beni brakn, mutlaka ben Barla'ya gideceim' diye srar ettim. Mevsim k olduu iin onlar da brakmak istemiyorlard. arnar braktlar. Elbisem zayft. Ayaklarm dolaklara sardlar. Boynuma uzun bir atk ve klh verdiler. ki de ekmek verdiler. Biri bana, birini de stad Hazretlerine vermek iin. Ben ylece yaya olarak yola ktm. "Adnan Menderes Nur'larn neri iin emir verdi" O zaman Barla'ya otomobil gidecek yol yoktu. Atla veya eekle gidiliyor, glden de kaykla geiliyordu. imdiki gl kenarnda su pompas olan noktaya gelmitim. Bir ara gne kt. Oradan glden bir abdest alaym, dedim. Abdest aldm, oraplarm, ayakkablarm giydim. Bir de baktm, Barla tarafndan bir kale geliyor. Evvel

tanmadm. Sonra baktm; bir ilek. zerinde sepetler, ibrikler, Ceyln ve Bayram Aabey arkasnda yaya olarak yryor, onlarn arkasnda da yedeinde bir at olduu halde Zbeyir Aabey geliyordu. ok acip bir mlkat vuku buldu. stad Hazretlerine kotum. Ellerini ptm. Byle yol ortasnda souk bir havada karlamak ok enteresan olmutu. Bana 'Sen Muhammed Frnc'sn' diyerek mtemadiyen ltife ediyor ve Risale-i Nur'un ftuhatndan bahsediyordu. 'Adnan Menderes, Maarif Vekili Tevk, Nur'larn neri iin emir verdi. naallah yakn zamanda nerolacak, merak etme' diye ok srurlu bir haldeydi. 'Ne kadar yol paras masraf ettin?' diye sordu. 'stadm, ehemmiyetsiz' dediysem de, ok srar ediyordu. 'Olmaz, mutlaka ben senin yol paran vermem lzm' diyordu. Ben ne kadar yalvardysam da, stad kabul etmedi. 2 lira verdi. Mecbur oldum, kabul ettim. Hava birden bire ok sert bir frtna ekline dnmeye balad. 'Siz' dedi, 'Ceyln'la konuarak, sohbet ederek gelirsiniz. Benim nmma Ceyln'la konuursak, sohbet ederek gelirsiniz. Benim nmma Ceyln'la ne istersen konu. 'Kendisi iin getirdiim ekmein yarsn bize verdi. Ata bindi. Zbeyir Aabey ekiyor, Bayram Aabey de stad Hazretlerini atn zerinde ayandan tutuyordu. Sr'atl bir ekilde gitmeye balad. stad Hazretleri biraz sonra durdu. Adnan Menderes'in ve Maarif Vekili Tevk'in Nurlarn nerine karar verdiini tekrar etti ve yine tekrarla, yol paras ne kadar masraf ettiimi sordu. Ben, 'stadm 2 lira tamamdr' dediysem de, stad kabul etmedi. Zorla 2 lira daha verdi. Ve 'Sen istasyona git. Mahmud'a syle,

sabahleyin gelsin, bizi alsn. Sen medresede bu gece kal, bizi bekle' dedi. Ve hzla yola devam etti. Ben Eirdir yaknndaki tren istasyonunda Ceyln Aabeyin yardmyla akam zeri trene bindim. O gece Isparta'da medresede kaldm. Mahmut alkan sabableyin gitti. Hazret-i stad 10 sralarnda Isparta'ya gelmiti. "Kardeim, sen tayinat alacaksn" stad gelince tekrar yanna gittik. Bir miktar ders okundu. Mesnev-i Nuriye'nin Arapa ksmndan hair bahsi, Onuncu Sz den de Trke olarak karlkl olarak devam ediyordu. Bu esnada 'Levlke levlke Lem halaktu'l-ek' hadis-i kudssi gemiti. stad Hazretleri, 'Ben bu hadis-i kudsyi, ahsiyet-i mneviye-i Muhammediye olarak kabul ediyorum' dedii hatrmda kalm. Dersten sonra aabeylere hitaben beni gsterek, 'Bu olmasa idi, ne Muhsin, ne Ahmed, stanbul'da i yapamazd' dedi. Ve 'Kardeim Muhammed ben sana tayinat vereceim' dedi. 'Benim mutlaka vermem lzim senin tayinatn' diye israr etti. Ben boynumu bktm. O srada ders bittii iin aabeylerle ktk. Tahir aabeye dedim: 'Aabey, ben tayinat mes'uliyetini kaldramam, tayamam, sonra mnen benim iin tehlikeli olur, korkarm, siz ne dersiniz?' dedim. Tahir Aabey boynunu bkt, 'Ah, bilmem ki' diye bir iki kelime syledi. O srada stad tekrar ard. 'Kardeim sen tayinat alacaksn' dedi. stada itiraz edememitim. Ama gene iimden, 'Yahu, ben imdi birka saat almakla 10 lira yevmiye

kazanyordum. stad neden srar ediyor acaba?' diye tereddtler ierisinde odadan ktm. Aabeylerin odasnda Mesnevi-i Nuriye'nin Trke tercmesini Abdlmecid Aabey Konya'dan gndermi, onu tebyiz ediyorlard. Ben de yanlarnda oturdum. O esnada stad Hazretleri birden kapdan ieri girdi. Biz ayaa kalktk. 'Kardeim, sen gnde 10 banknot kazansan da tayinat almalsn' dedi. Ve ben artk ses karamaz olmutum. O zaman tayinat gnde bir ekmek parasyd. "Hsrev Aabey'i ziyarete gittim" Sonra ben Hsrev Aabeyi ziyarete gitmek istedim. Aabeyler 'Peki' dediler, gittim. Hsrev Aabey ok alkadar oldu. Memnun oldu. Ben yeni yaz Yirmi nc Sz kitaplarn stanbul'a dier kitaplar gibi Hsrev Aabey gndermi zannyla, 'Aabey, ' dedim, '30 tane Yirmi nc Sz gndermisiniz, fakat geldii anda bitti. Bunlar gnderirken biraz fazla miktarda gndermeniz daha iyi olur.' Hsrev Aabey, 'Kardeim, talebeler ok oalm, elhamdlillah, artk Isparta'daki almalarmz k gelmiyor. stanbul'da siz de yapn' dedi. Neriyat iin byle bir teklie karlam olduk. 'Peki' dedim, 'inaallah stanbul'da da balayalm. 'Sonra Ayet'l-Kbra'nn okunmasnn ehemmiyeti, ondaki Tevhid hakikatnn ykseklii hakknda uzun sohbet oldu. Hsrev Aabeye veda edip, stadn yanna gittim. Gider gitmez stad ard. 'Ben seni Hsrevin yanna gnderecektim, iyi oldu, gittin' dedi. 'Ceyln ve Zbeyir benim evldmdr, bunlarla

benim nmma hizmetler hakknda ne istersen konuabilirsin' dedi. Ayrlma saati de yaklamt. stadn elini pp ayrldm. Aabeylerin odasnda Ceyln Aabey bana Hsrev Aabeyle ne konutuumuzu sordu. Ben de konumamz olduu gibi anlattm. O anda rendim ki, Yirmi nc Sz Ceylan Aabeyler saporaa teksir edip gndermiler. Ceyln Aabey 'Siz Yirmi nc Sz' mumlu kda yazn ben stanbul'a gelirim' dedi. "lk olarak Yirmi nc Sz' teksir ettik" O gn Isparta'dan ayrlp stanbul'a geldim. Yirmi nc Sz', o zaman lisede talebe olan Galip Gigin'le mumlu kda daktilo ettik ki, Ceyln Aabey geldi. Yirmi nc Sz'n metninde bulunan yetleri, dualar yazd. Hizmetleri gzden geirdi. Ve dnd. Bylece Hazret-i stadn emriyle, Hsrev Aabeyin de yeni yazya yukarda anlattm ekilde tevikiyle balam oldum. Yirmi nc Sz, Hanmlar Rehberi, man Hakikatleri, Risale-i Nur Hakknda Verilen Bir Konferans (Ankara niversitesinde) kitaplarn nerettiimiz srada Ankara'da, Samsun'da ve Antalya'da da matbu neriyatlar balamt. Biz halen hazrlk yapmakla beraber, tab'a geememitik. Bu arada man Hakikatleri ile Konferans risalesinin teksirleri bitmiti. Acele bir miktar ciltletip Isparta'ya tekrar gittim. stad Hazretleri kitaplardan memnun olmakla beraber, 'Ankara alyor, Antalya alyor, stanbul duruyor' dedi. Ben ise gtrdm kitaplar iin Hazret-i stad iltifat edecek zannediyordum. Demek teksir

devri kapanmt. stad Hazretleri, matbaayla neriyata balamamz emir veriyordu. Bu arada ben Konferans'tan ok istifade ettiim iin, matbu olarak bunun stanbul'da baslmas hususunda teklifte bulundum. Hem Hazret-i stad, hem aabeyler kabul etmilerdi. stadn sadakat ve fedakrlk dersi Bu arada baz dersler de vermilerdi. Risale-i Nur'a mr boyu hizmet edebilmek iin baz akirdlerin mcerred kalmas lzumunu beyan ederken, bana hitaben, 'Sana dnyada 10 tane Cennet hurisi de verseler, Zbeyir evlenmez. Sen kk kardeini evlendirme' demiti. stad Hazretlerinin fedakrlk hususundaki telkin ve dersleri umumiyetle akla kap ap da, o talebenin bizzat kendisinin fedakrla talip olmasn temin etmekti. 'Sana on tane huri verseler, Zbeyir evlenmez' tabirinde ok ltif nkte vard. Zbeyir Aabeye sonradan bunu hatrlattm zaman ok gler, 'Mbarek stadmz nasl irad ve telkinde bulunuyor' derdi. Hazret-i stad bence ok mhim bir ders daha vermiti. yle ki: Bulunduu odasn tarif ederek, kapnn arkasnda bir Nur talebesi bulunduunu, kapdan girince karda da iki tane hanm Nur talebesi bulunduunu, onlara ders verdii srada dardan Hafz Ali Aabeyin odaya girdiini , hanmlar grnce, 'stad iki hanma ders veriyor demek' diye geri ekilip odaya girmediini ve kapnn arkasndaki talebeyi grmediini, sonradan Hafz Ali Aabeye 'Bu iki kadnla odada oturduumu grnce, aklna ne geldi?' diye

sorduunu, onun da, 'stadm, zavall iki masume frsat bulmular, stadmdan ders alyorlar' dediini anlatt ve 'Kalbine dikkat ettim, aynen samim, yle sylyordu. Sen dardan odama girsen, (baucundaki sehbay gstererek) unun zerinde arap iesini grsen, sarslmaman lzm' diye bence ok mthi bir ders vermiti. Seneler sonra Zbeyir Aabeye anlattm zaman, 'Kardeim, stad sana zam sadakat ve fedakrlk dersi vermi' demiti. Maalesef o mnlara yetiemedik, ama Allah hizmetin dna atmad. "Risale-i Nur'lar basmaya balyoruz" Konferans sonradan Ankara'da Szler mecmuasnn arkasna ilve edilmeye karar verilmiti ve daha sonra da kitap halinde baslmt. Biz stanbul'da basmamtk. stadn yanndan ayrldk. Ceyln Aabey matbaaclk hakknda bana bilgi verdi. nk ben matbaaclk tabirlerini hi bilmiyordum. stanbul'da da bilen yoktu. Ahmed Aytimur, Hakk Yavuztrk ve ben bu neriyat plnlamaya karar verdik. Ve Hanmlar Rehberi'nin sonundaki, hanmlarn yazd mektuplar eltt matbaasnda dizgi ve bask iin anlatk. 10.000 adet Kk Szler ile 5000 adet hanmlar mektubu baslacakt. Fakat neticenin nasl olacan, polis mdahale edecek mi, etmeyecek mi, bilmiyorduk. Ayn gn basld, 2500 adedini Anadolu'ya postaladk. 7500 adedini de bir akrabann bo bir odasna koyduk. Polis bizi ne zaman arayacak, diye bekliyorduk. Polisten, savclktan hibir ses kmad.

Ondan sonra dier kitaplarn basm iin baka matbaalarla da almaya baladk. Sonradan Birinci Aabey de stanbul'a geldi. Galip Bey ve dier baz arkadalar, bir neriyat komisyonu haline girmiti. Hanmlar mektubu Bir mddet sonra hanmlar mektubu iin tahkikat alm. "Polis bizden, 'Bu mektubu kim yazd?' diye sorunca, biz de 'Bilmiyoruz, Isparta Savcs, stad Hazretlerinin evine giderek, 'Bu mektubu siz mi gnderdiniz?' diye sormu. Zbeyir Aabeyin sonradan anlatt zere, stad, 'Bilmiyorum, oku bakalm nedir?' diye savcya okutmu. Bu defa stad Hazretleri, 'Ne var bunda, gayet gzel' demi. 'Ben gndermedim, ama mektup gayet gzel.' Savc geri dnm gitmi. Faturalar benim zerimize kestiimiz iin, matbaadan sormular. Bu defa savclk beni artt. Mftolu diye bir stanbul basavcs vard. Bizzat kendisi kabul etti. 'Bu yazy siz mi yazdnz, yoksa bakas m yazd? Bu kadnlar nerededir?' diye sordu. Hakikaten ben o kadnlar tanmyordum. Ve savcya o ekilde ifade ettim. Mesele o ekilde kapand. stanbul'da neriyat hakkndaki ilk adl muamele byle kapanm oldu. "Formalar Hazret-i stad tashih ederdi" Matbaalarda kitaplar dizildiinde forma halinde tashihler bize verilir, biz de Hazret-i stada ya bizzat kendimiz, ya da ziyaret etmek isteyen birisiyle gnderirdik.

Formalar Hazret-i stada okunur, stad Hazretleri tashih edilecek yer varsa eder, tekrar stanbul'a gnderir ve baslrd. Ankara'da matbuat ayn ekilde cereyan ederdi. "Abdlkadir-i Geyln imdi gelse..." Neriyat esnasnda Isparta'ya forma gtrdm bir defasnda, dersten aabeyler yeni kmlard. stad Hazretleri dersin sonunda yle bir sohbette bulunmu. Zbeyir Aabey taze taze nakletmiti: Kardalarm, Abdlkadir-i Geyln imdi gelse, 'Said, sen bu mesleinden bir para taviz versen, milyonlar insanlar senin kitaplarn okuyacak, fakat yle yapmasan hem bunlardan mahrum kaldn gibi, hapislerde zulmlerle, eziyetlerle cefa ekeceksin' dese, 'Hayr stadm, ben bu zulmlere, ikencelere razym, fakat mesleimden en kk bir taviz vermem' diye ona syleyeceim.' "stadn Ankara'ya gidii" stanbul'da matbu neriyata devam ederken bir taraftan da hatt- Kur'n'la Lem'alar mecmuasn teksire devam ediyorduk. Seneler gittike ilerliyordu. 59 senesinin son gnlerindeydik. Yenikap'da Hakk Yavuztrk'lerin evinde sabaha kadar altmz teksir makinasndan kalkp Bekir Aabeyin yazhanesine gitmitik. O esnada stad Hazretlerinin Ankara'ya geldiini rendik. ok hayret etmitim. 'Acaba stanbul'a gelmez mi?' diye ok dndm. Bu arada stad tekrar Emirda'a dnd.

Matbuat, 'Said Nurs geziyor, dolayor' diye alkalanyordu. stad Hazretleri, bir ara Konya'ya gitti. Mevlna trbesini ziyareti esnasnda maher bir kalabalk toplannca, bundan emniyet fena halde rkmt. Bu esnada Ankara'da Sikke-i Tasdik-i Gayb kitabna matbaada el konmutu. stad Hazretleri, talebelerin bundan dolay mteessir olup da menf bir harekete tevessl etmemesi iin midir bilmem, Emirda Lhikas'nn sonunda bulunan vasiyetname eklindeki konumay Ankara'da yapmt. "stad stanbul'a davet ettik" Eskiehir'de kan bir gazetede stad Hazretleri aleyhinde ok haince bir yaz kmt. stanbul'da da yine bir gazetede Ali Kemal imzal olduunu hatrladm mtecavizne bir yaz kmt ki, daha evvelden de maalesef matbuat aleyhte neriyat yapard. Bekir Aabey de vekaletnme isterdi. T mahkemeye versin. Fakat stad Hazretleri, 'Ben hakkm hell ettim, onlarla uramam' derdi. Biz Tahsin Tola Aabeye telefonla meseleyi anlatp, 'Bu adamlar mahkemeye verirsek, mutlaka mahkm olurlar, stadmza syleyin, kendisi bu defa vekaletnme verse ok iyi olur' diye kararlatrdk. Bekir Aabey syledi. Sabahleyin telefon geldi ki, 'Vekaletnme vereyim, lzum gryorlarsa stanbul'a geleyim' diye stad Hazretleri cevap vermilerdi. Onun zerine ben, 'Madem stad byle sylemi, biz diyelim, stad stanbul'a gelsin. Hem bir seyahat olur. stad kendi

kendine gelmez, ama bizim davetimiz, gelmesi iin bir vesile olabilir' dedim. Ve telefon ettik. Hazret-i stada syleyin; mmknse vekaletnmeyi stanbul'a gelip versinler. Onun zerine Hazret-i stad hemen harekete geip stanbul'a doru ertesi gn yola kar. "stad Kartal'da karladk" 1959 senesinin son aynn son gn, kendisini Kartal'da karladk. Kartal'dan itibaren biz nde, Hazret-i stad arkada olmak zere skdar'a geldik. Araba vapuru srasna girildi. stad Hazretleri, ikindi namazn iskeledeki Valide Camiinde kldlar. Ben arabann yannda beklemitim. Namazdan sonra arabaya geldiler. Biraz sonra vapura binildi. Biz, stad Hazretleri iin Piyer Loti Otelinin bir dairesini ayrtmtk, fakat kimin geleceini sylememitik. Herhangi bir mmanaat olmamas iin, karladmz yerdeki benzin istasyonundan otele telefon edip, gelen ztn Bedizzaman Said Nurs olduunu bildirmitik. O anda stad Hazretlerinin stanbul'a geldiini, hem Emniyet, hem de basn renmiti. Araba vapuru Kabata'a yanarken stad Hazretleri, Zbeyir Aabeyle Bekir Aabeyi n tarafa, beni ise arka yanna oturttu. Bu esnada gazeteciler mtemadiyen patlatyorlard. Ve bu lardan stad Hazretleri rahatsz oluyordu, biz zlyorduk. Bu arada stad, Bekir Aabeye 'Sen syle, ben aiyim, fotoraf benim mezhebimde iyi deildir, ekmesinler' dedi. Bekir Aabey syledi. Fakat gazeteciler gittike, oalyor ve lar da patlyordu.

Zbeyir Aabey 'Kardeim, stad ok rahatsz oldu, emsiyeyi a, t ki klar stada gelmesin' dedi. Bunun zerine ben de stad Hazretlerinin bann zerine emsiyeyi ne doru eerek atm. emsiye, lardan stad Hazretlerini korudu. Araba vapurundan indik. Caalolu istikametinden emberlita'ta Piyer Loti Oteline gidecektik. "Risale-i Nur aleyhine, slmiyet aleyhine neriyat yapmazsanz hakkm hell ediyorum" Vilyetin nne geldiimiz zaman Ayasofya birden grnd. Bekir Aabey, 'stadm, ite Ayasofya' dedi. stad da, 'Mallah, mallah' dedi. Ve sonra Piyer Loti Otelinin nne vardk. Hayret, biz hemen hemen hi kimseye haber vermediimiz halde, maher bir kalabalk vard. Bekir Aabeyle Zbeyir Aabey stadn kollarnda, ben nndeydim ve emsiyeyi tutuyordum. Gazeteciler fotoraf ekemedikleri iin, sinirleniyorlard. stad Hazretleri gazetecilerin sinirlendiklerini anladklar halde, 'Kaldrn' diye bir ey sylemedii iin, biz ayn halde otele girmeye alyorduk. Fakat bir taraftan gazeteciler, bir taraftan halk, bir taraftan kardeler yle bir izdiham meydana getirmiti ki, 5 metrelik mesafeyi deta yryemiyorduk. Zaten biz haber verince otelin lobisi ve etraf, santral, ktibi polis olmu. Fakat polis bize bu hususta yardm etmiyordu. Veyahut kimsenin aklna gelmemiti. G bel merdivenlerden kmaya alyordu. stad Hazretleri gazetecilere, 'Risele-i Nur aleyhinde,

slmiyet aleyhinde neriyat yapmazsanz hakkm hell ediyorum. Ben size dua ediyorum. slmiyet aleyhinde neriyat yapmayn, yoksa zarar edersiniz' diye tekrar ederek, merdivenleri akam namazndan sonraya doru kabildik. "Bizim mesleimiz ihlstr" stad Hazretleri tuttuumuz iki odadan birine yerletiler. Dier odada hizmet edebilmek iin aabeyler ve biz bulunuyorduk. O anda orada gelen kardeleri stad kabul etti. Hatrmda olanlar, dersin ilk blmnde, Avukat Bekir Berk, Avukat Necdet Doanata, Salih zcan, Hakk Yavuztrk, Mehmed Emin Birinci, Halil Yrr, Ankara'dan stad arabasyla getiren Hsn Aabey (Bayramolu); ikinci blmnde de Ahmed Aytimur, Ali Demirel, Zekeriya Kitap, Galip Gigin, zeyir enler idi. stad Hazretleri akam namazndan sonra uzun, ok uzun ders yapt. ok iddetli konuuyordu. Divannda dizleri zerinde duruyor, bazen frlayp ayaa kalkyor, divan yaylanyordu. ok hametli bir vaziyeti vard. husus zerinde durduu hatrmda: Birisi, 'Bu maher kalabal buraya niye topladnz?' diye bize kzyordu. Ve diyordu, 'Bizi de kendilerine benzetirler. Bizi de nmyii, lyii zannederler. Halbuki bizim mesleimiz ihlstr. Hizmetimiz byle eylere msaade etmez. Biz her halkrda ihls muhafazayla mkellez' diyordu. Fakat vka o ki, o kalabal biz kimseye haber vermemitik. Ben sadece

kardeim gelmiti.

Mustafa'ya

sylemitim.

da

skdar'a

kincisi, 'Bizim vazifemiz yalnz ve yalnz ihls dairesinde imana hizmet etmektir. Risale-i Nur ehl-i kfrn belini krmtr. Merak etmeyiniz. Hibir halt edemeyecekler. Ermeni-Tanak komitesi, mason komitesi, komnist komitesi benimle urat. Dnyann en mthi komitesi Nurculuktur. Fakat kat'iyyen menf harekete iznim yok. Her birinizi o gen Said kabul ediyorum' diyordu. ncs, Risale-i Nur'un msbet iman hizmetiyle memlekette sayiin temin edileceini sylyordu. 'Risale-i Nur'da ve Nur talebelerinde kuvvet var. Fakat kullanmaya izin yok. Kur'n msaade etmiyor. Yoksa 28 senelik dmanlarmdan bir gnde intikamm alrm. Masumlara zarar gelir. Kat'iyyen menf harekete izin yoktur' derken, iki dizinin stnde kollarn bize doru sallayarak odann iinde deta yldrmlar akyordu. Bizler hayretler iersinde kalmtk. O gece byle geti. "Gazeteci, stadn resmini nasl ekti?" 1960 ylnn birinci gnyd. Gazeteciler Piyer Loti Otelinin lobisini doldurmutu. Bizim kardelerimizden bir grupla beraber Avukat Bekir Berk ve Necdet Doanata bulunuyorlard. Bekir Aabey bir ara Risale-i Nur hakknda seminervri bir konuma yapt. Biraz da hls Risalesi'nden okudu. Gazeteciler soruyorlard: 'Niin geldi

stanbul'a?' Gazetecilerin sorusu stad Hazretlerine bildirildi. stad Hazretleri, 'Ankara'da baslmakta olan bir kitabma Emniyetin mdahalesi zerine avukatma veklet vermek iin geldim' diyordu. Bizler nbetlee bazan stadn yan tarafndaki odada duruyorduk. Foto muhabirleri fotoraf ekmek iin akla gelmedik iler yapyorlard. Otelin arka ksmndaki odalarn n boydan boya balkondu. Balkondan btn odalarn grnmesi mmknd. Zbeyir Aabey gazetecilerin dier odalardan girip de balkona gememesi iin, stadn odasnn nne gelen balkona nbeti brakt. O esnada stad Hazretleri le namaz klyordu. Namazdan sonra da Eyp Sultan ziyaret plnlanmt. Ben balkonda dururken foto muhabirlerinden birisi, dier odalarn balkon kapsndan balkona kmt. Bana doru yaklat. Zbeyir Aabey odadayd. Cam ak. Ben Zbeyir Aabeye baktm. Zbeyir Aabey, 'Brak kardeim, stad o hametli vaziyetle eksin' dedi. Adam camn nne gitti. stad tahiyyatta iken, birka a patlatt. Ne are ki, stad ok rahatsz olmutu, namaz bozdu. 'Ne oluyor?' dedi. Zbeyir Aabey sese kotu. stad Hazretleri ok hiddetlenmiti. Namaz yeniden eda etti. stanbul seyahatnn geri kalann iptal edip Ankara'ya dnmeye karar verdi. Ve hemen araba hazrland. stanbul Valisinin beyanat stad ikindiye doru, stanbul'dan ayrlyordu. Byle bir raka, bir gazeteci sebep olmutu. Gelirken meydana

gelen maher kalabalk ve gazetecilerin tecavzkr vaziyetleri giderken daha da fazlasyla oldu. Ama biz daha evvelden iyi bir plnlamayla kardeleri birka kat halka yapmtk. stad Hazretleri oradayd. Ve emsiyeyi yine ben tutuyordum. Bu tekilt hazrlarken stad, Bekir Aabeye, 'Sen bir kumandan gibi hareket ediyorsun' diye iltifat etmiti. Ve ertesi iki gn, stanbul matbuat stadn ayrln manetlerde 120 punto harerle vermiti. Gazetelerde ok serzenili makaleler kt. nn stanbul'dayd. O gn Bursa'ya bir miting iin vapurla giderken, vapurda 'Hkmet nereye gidiyor? Bedizzaman' koluna takm, nereye gidiyor?' diye konuma yapmt. Bu konumann matbuatta yer almas zerine stanbul Valisi Ethem Yetkiner, hkmetin direktiyle radyoda okunan bir beyanat verdi. Beyanat hlseten yleydi: Yal bir din limi, mtevaz bir seyahat yapmaktadr. Memlekette seyahat hrriyeti vardr. Hibir vatandan seyahat hrriyeti kstlanamaz. Eer gazeteler meseleyi bu kadar bytmeseler, bu ztn, memleketin herhangi bir yerinden bir yerine gidii bir mesele olmazd.' Biz de, birka gn sonra, gazetelerde de kan bu beyanat, 'Valimizin pek hakl ve isabetli beyanatn takdim ediyoruz' diye bir lhika mektubu yaparak Anadolu'daki kardelere gndermitik. 27 Mays htillinden sonra Vali tevkif edilip Yassada'ya gtrlnce, ondan bu beyanatnn hesabn sormulard. Ve Galip Gigin'le beni Emniyete arark,

bize de 'Valiye bu beyanat siz mi verdiniz?' diye sormulard. "endan milyonlar talebe var..." 1960 senesinin bandaydk. Bir gn stad Hazretlerine tayinat olarak ayrlan ualar kitabndan yz tane kadar iki uval iinde Emirda'a gitmek zere Konya otobsne binmitim. Emirda'a gece saat 2:30 sralarnda varacak idi. Hakikaten 2:30 sralarnda vardk. Fakat ben dnyordum. 'Bu kadar ar yk gecenin bu saatinde nasl yalnz bama gtreceim' diye. Fakat Hazret-i stadn mnev telefonlar sayesinde iler kolaylamt. Bir de baktm ki, otobsn durduu noktada aabeylerden iki kii bekliyor. Birisi Ceyln Aabey, ama dierini hatrlayamyorum. Meer Hazret-i stad, gece saat 2'de kalktnda, aabeyleri arm, 'Gelen var, gidin, karlayn' demi. O saatte stad Hazretleri kabul etti. ok memnun ve mferrah idi. Bana, 'Muhammed kardeim, sana 250-300 banknot maa versem azdr. Fakat Risale-i Nur'daki ihls msaade etmiyor. Sen Risale-i Nur'un maln yeme. endan milyonlar talebe var. Fakat ii gren 50-60 fedakrdr. Sana bin tane anan kadar efkat ediyorum. Merak etme. Btn akraban duamda dahildir' dedi. Ben kalbimden, 'stadm Bursa iin ne dnr? Bursa'y hizmet dairesinde ald m, almad m?' diye ok merak ediyordum. nk Emirda'dan her dnmde Bursa'ya mutlaka urardm. Byle dndm srada, stad Hazretleri 'Bursa ve havalisini Barla ve Isparta gibi kabul

ediyorum' diye kalbimdeki merakma cevap veriyordu. Tarihe'nin nsznden yaplan ders Kitaplar beer beer paket haline getirerek sardrd. Tavan arasna kaldrtt. Ondan sonra ders okunmaya baland. Ders Sikke-i Tasdik-i Gayb'den yaplmt.Sabah namaz yaklatnda, 'Abdestlerinizi tazeleyin, namaznz kln' dedi.stadn odasndan ayrldk. Ben merdivenlerden aaya iniyordum.Birden kendi kendime, 'Hey Allah'm, ne bykler var, pek ok bykler onlarn yannda kk kalyor' szn sylyordum.10 dakika sonra tekrar yukar ktmda abdest alrken, sta Hazretleri, Zbeyir Aabeye emir vermiti. 'Namazdan nce Tarihe-i Hayat nszn okuyun' diye. Evvel bana verdiler. O sylediim kelimeler, Tarihe-i Hayat'n nsznde imi. Daha evvel okuduumdan, uur altndan ihtiyarsz dklnce, stad Hazretleri de bize nsz okutturmak iin emir vermiti. Ders devam ediyordu. stad Hazretleri bizim oturduumuz odaya ekildi. Biz ayaa kalkmak istedik. Kaldrmad, 'Devam edin' dedi. Pencerenin kenarnda sedir vard. Sedir zerinde yatak ve yorganlar, dibinde Zbeyir Aabey oturuyordu. stad Hazretleri gitti. Zbeyir Aabeyin zerine oturdu ve tecahl- arifnede bulunarak, 'Allah Allah, burada adam varm' diye ltife etti. Sonra stad yere indirilen yatak ve yorgann zerine oturdu. nszn yarsna kadar dinledi. Sonra, 'Namaz kln' dedi ve odasna ekildi. "stad tayinat bana dattrrd"

Risale-i Nur'a hizmet etmeye baladm ilk andan itibaren Risale-i Nur hizmetine byk bir mal imknla katlmay iddetle arzu ettiim halde, mal imknlara malik olamamak yznden bunu muvaffak olamadm. Hz. stad, deta benim bu kalb duama u ekilde are bulmutu. stadmzn bu usul olan talebelerin tayinatn vermek tatbikat, son iki senesinde, u ekilde cereyan ederdi. Hazret-i stad tayinat paralarn talebelerin eline mmkn olduu kadar mdeni para olarak verilmesini isterdi. te, iki sene st ste Ramazan'dan evvel tevafuken Emirda'a gittiimde, 10.000-11.000 lira arasnda olan tayinat mebln bana, 'Bu paray benim anamn, babamn, btn akraba- taallkatmn zekt, tre ve sadakas olarak sana veriyorum' diyerek vermiti. 'Sizin peder ve validenizin ve btn akraba- taallkatnzn zekt, tre ve sadakas olarak aldm, kabul ettim. stadm' deyip sonradan ben de, tekrar Hazret-i stada hitaben, 'Bu mebla talebelerinizin nafakas iin tayinat olarak kullanmak zere size hibe ediyorum' diyordum. Ve stad Hazretleri bana, 'Al bu emaneti, stanbul'a listesi bulunan talebelere datn' derdi. Ve ben de alp, stanbul'a getirip buradan datrdk. Son defasnda Eskiehir'e kadar arabasyla, 'Frnc'y yolcu edelim' diyerek gelmilerdi. Beni de getirdiler. Son tayinat da alarak Bursa'ya gittik. Arabann gerekli tamiratn yaptrdktan sonra, ben stanbul'a, Hsn Aabey de Eskiehir'e gitmiti. Ve Hazret-i stadla, dnyada son grmemiz hitama ermiti. Bir mddet sonra Ceyln Aabey stanbul'a gelmiti.

Biz de 400 sayfalk Lem'alar'n teksirini tamamlamtk. Ceyln Aabeyi stad Hazretlerine gnderdik. Sonradan Ceylan Aabey geldiinde, stadn ne dediini sordum. 'stad ok hastayd, kardeim' dedi. Ve kitab kendisinin eline verdiini ve pp bana koyduunu syledi. Ve o hastalkla stad Hazretleri ahiret yolculuuna kmt. Cenab- Hak ona kar yaptmz hrmetsizliklerden dolay kusurlarmz affetsin ve onun efaatine nail etsin. Ve mrmz, onun Nur'larnn hizmetinde tketmek nasip etsin. "Bu hatralar gnlerce beni dinleyerek usanmadan not eden kymetli kardeim Orhan Glgn'e, Hazret-i stada mr- billah hizmet etmek nasib-i myesser etsin, bize de hakkn hell eylesin."

MUSLHDDN SNMEZ
Bedizzaman'n avukatlarndan, Ziya Snmez'in olu, Hasan Feyzi Yreil'in yakn talebesidir. 1921'de Salihli'de dodu. stanbul'da stadla grme 1952 senesinde, henz vazifesinin ilk senelerinde iken, stanbul Sirkeci Akehir Palas Otelinde Bedizzaman Said Nurs'nin bulunduunu iitince kalbi heyecan ve sevinle dolmutu Muslihiddin Snmez'in. Ellerinde bavullarla, dilinde dualarla, Akehir Palas Otelinin bir odasnda yer bulabilmenin mitleriyle doluydu. Ya yer bulamazsa ne olacakt? Havf ve reca arasnda otelin yolunu tutmutu. Maksad, otele yerletikten sonra, tecesssl baklardan kurtularak, babasndan sitayile, hrmet ve sevgi ile dinledii Bedizzman namndaki muhteem ahsiyete mlaki olmakt. Otele geldiinde bo oda sormutu. Bu sorutaki

heyecan ve itiyak az sonra tatl bir sknet ve sevince dnmt. Otelde bo oda vard. Hem de Bedizzaman'n kald odaya ok yakn bir oda botu. Muslihiddin Snmez Bey, otele yerletikten sonra, akamn sakin ve tenha vakitlerini bekliyordu artk. Nihayet Bedizzaman'n kapsn tklatarak huzura kabul edildi. O gnden sonra sk sk, hemen her gn akam zeri Bedizzaman'la mlki oluyordu. "Trk-Krt ayrl yok" Muslihiddin Snmez, Bedizzaman'la olan hatralarn btn samimiyetiyle anlatyordu: stada sorduum sualler cevaplar almann bahtiyarln duyuyordum. Bana unlar anlatmt: Bana eskiden Said Krd derlerdi. Ben Krt deilim. Mslman bir kimse kavmiyeti olamaz. Trk-Krt yok. slmlk hepsini birletirmitir. (Ellerini birletirerek, birlie iaret etti.) Ben nasl Krt olabilirim? Ben Kur'n'da Trklere dair iaretler bulunduunu, tefsirimde zikretmiimdir.' Ayrca eserlerine temas ederek, 'Risale-i Nurlar mir maldr. Herkes ondan istifade edebilir' dedi. Ben kendisini ne yiyip ne itiini, nasl yaadn merak

ediyordum. Zihnimden geen bu hususlar daha kendisine sormadan, bu mevzulara girdi. ktisadn ehemmiyetinden bahsetti. Kendisi pek az yiyip iiyordu, bir para kuru ekmek ve kaynayan ay, onun gnlk maietiydi. 'Kur'n'n iktisat emrine uymaya alyorum' derdi. Allah'a giden yol Denizli'de Nureddin Topu ile ziyaret ettiimizde Allah'a giden yoldan ve bu yollarn en ehemmiyetlisinden bahsetti. Bu yolu yle sralad: Felsefe, bilim, din... Birinci yol, yerin altndan tnel kazarak gitmektir. kinci yol, yerin stnden yrmektir. "nc yol ise, en ksa ve sratlidir ki, uarak gitmektir. te bu yol din yolu, Kur'n yoludur." Bedizzaman bu grmelerde Muslihiddin Snmez'e iltifatlar da bulunuyor: Kalbini muhafaza et. Nazarmda sen on eyhden daha hayrlsn!" diyordu.

MEHMED EMN BRNC


1933'te Rize-Pazar Hisarl kynde dnyaya geldi. Ankara ve stanbul'da Risale-i Nur neriyat ile balayan hizmet hayat devam etmektedir. Sene 1947... Ortaokul son snfndaym. Memleketimizin dar olduu, karanlk devirlerin son yllarn yaamaktayz. Karanlk devir, zulmet devri... Zira ok iyi hatrlyorum, kylnn elbirlii ederek tutmu olduu ky imamndan, din dersleri almak iin btn ky ocuklar camiye gidiyoruz. Din dersleri denince, Kur'n okumak, namaz hallerini renmek, man artlarn bellemekten ibaret... Ftraten dindar olan Trk milletinin ruhunda cahil bile olsa Kur'n'a kar olan sayg ve ballk sonsuzdur. Bu duygunun icab olarak din derslerinin ocuklara retilmesinde azam gayreti gstermektedirler. teden beri dine olan basknn devam olan Trke ezan ve kametin hl hkmran olduu o zamanlar, elinde

antasyla kye gelen tahsildarlardan nasl ve elimizdeki amme czn ve Kur'n- sakladmz hi unutamyorum. Hatt korkudan, evimizin altndaki hayvan girdiimi ok iyi hatrlyorum.

korktuumuzu Kerim'i nasl bir defasnda yemlii iine

Zaten ay yetecek kadar yiyeceini temin edebilen kylnn deyebilecei metelii de bulunmazd ki... Fakat ne olursa olsun tahsildarn ald emir, demiri kesmekte, zavall kylnn pasl tenceresini ve bakr kaplarn haczeder (!) ve kyl gzyan iine dker... Bununla kalsa razdr belki! Civar kylerin ka hayvan olduunu tespit iin memurlar geldii duyulunca, kyller gece yars sicim gibi yamur altnda hayvanlarnn bir ksmn daa karmakta ve birka geceyi dalarda geirmektedir. Ta ki birka hayvan, vergiye dahil olmasn. Elhasl, ileli devirlerin ocuklar olarak biz de okula devam ediyoruz. Yemyeil Karadeniz eridinin mavi ile birletii sahil kesiminde o zamanlar ay ziraat olmad iin erkeklerin yzde sekseni gurbete kar, kazand -be kurula ailesinin nafakasn temin ederdi. Remzi Efendi ile Halil Day Bu cmleden olarak, bizim akrabalarmzdan Remzi Efendi ile Halil Day da, mezkr gurbetin daim mterileri idiler.

Kzlrmak'n denize dklen ksmnda balklkla megul oluyorlard. 1948 gurbet dnlerinde kendilerinde bambaka bir deime olmutu. Btn kyl -hatt-, civar kyler -bu iki zattan bahsetmeye balamlard. O zamana kadar dine lkayd kalan bu iki ahs nasl oldu da birden bire deiivermilerdi. Sonradan rendik ki, bir tarikata intisap etmiler. Btn gnahlarna tevbe ederek kazaya kalan namazlarn eda ederek ellerinden geldii kadar takva ile hareket etmeye balamlard. Balk avlama mevsimi gelince yine gurbete aldlar. Meknlar yine Kzlrmak'n bulank olarak denize dklen ksm ve balk barakalar... Bu sefer dier arkadalar, onlara bir baka gzle bakmakta; kimisi gpta ile, kimisi alayl... Fakat onlar aradklarn bulmann sevinci iinde daima Hakk zikretmekte, her ilerin Besmele ile yapmaktadrlar. Huzur iindeler. O sene de balklk mevsimi bitince avdet etmek zere Bafra'ya gelirler. Bafra'da Hac hsan Bey, Muammer Efendi ve daha birka zatla tanrlar. Sohbet esnasnda Muammer Efendi bunlara Afyon taraarnda Bedizzaman isminde bir byk zatn bulunduunu, birok eserleri olduunu, hkmet onun nfuzundan korktuu iin, daim tarassutta bulundurduu ve sair baz malmatlar vererek, nazar- dikkatlerini Bedizzaman Said Nurs ismine ekiyorlar ve kendilerine bir-iki kk kitap veriyor. Remzi Efendi ile Halil Day bu heyecanla kye

geliyorlar... Baz tasavvuf meselelerle birlikte, Bafra'da Muammer Efendi ile aralarnda geen muhavereyi bizlere naklediyorlar. te ilk olarak Bedizzaman ismini 1949 ylnda (Allah rahmet eylesin) bizim Remzi Efendiden duydum. Remzi Efendi ok ksa zamanda hakikata ulam, Risalelerin hepsini daha okumadan Bedizzaman'n ok yksek bir zat olduuna kanaat getirmiti. Okumaya ok merakl olan Remzi Efendi Nur Risalelerini getirmek istiyor, fakat bir trl elli, yz lira bulup sipari edemiyor. Remzi Efendinin akrabalarndan Hakk Usta diye bir zat var. Bu zat gemi inaat ustasdr. Bir gn bir teknenin motor ksmn monte ederken 'Arkadalar' diyor. 'Bizim Remzi Efendinin bildii yksek, lim bir zat var. Onun ok gzel kitaplar varm. Birka kuru verin de o zatn kitaplarndan getirtelim, bizim de istifademiz olur.' Bu sz zerine 33 lira kadar bir para toplarlar. O zamana kadar, ba pek ender secdeye deen Kadir Usta da buna itirak eder. Biraz da kendileri ilve ederek, kitaplar sipari ederler. Aradan onbe-yirmi gn geince ayakkabclkla itigal eden Sefer Usta, bir akam st bir torba kitapla kye gelir. Merak ve heyecanla torbay anca byk byk baz eskimez yazl kitaplar kt. Hemen kartrdlar. Oradan buradan okumaya baladlar. Birisi Beinci ua diye bir bahis bulmutu. Tam arad yer buras idi. Remzi Efendi gnlnn istediini elde etmi, duas kabul olmu Risale-i Nur'lara kavumutu. Bunlarn heyecan yava yava bana da tesir etmeye

balamt. Fakat eskimez yazy okuyamadm iin ancak onlar dinlemekle iktifa ediyordum. Akamlar Hakk Ustann evine giderek: Ne olur Hakk Amca, biraz oku da dinleyelim. Biz de istifade edelim' diyordum. Ama o, sabahtan beri almann yorgunluu ile hemen uyuklamaya balyordu. Kyde yaplacak baka iim de yoktu. Ne yapp yapmal, mutlaka bu yazy okumasn renmeliydim. Ahdettim, cehdettim, belki inanlmaz, ama yirmi gn iinde eskimez yazl kitaplar okumaya baladm. Azmin elinen hibir eyin kurtulmadnn canl bir rnei bu... Geri ilk zamanlar bu Risaleleri tam anlayamyordum. Fakat iimde bu kitaplarn, bu zamann insanlarna en faydal kitaplar olduuna dair bir his vard. Bedizzaman Said Nurs Hazretlerine sonsuz bir sayg ve hrmetle balanmtm. Ftr olarak, iimdeki bir hissin sevkiyle okuldaki arkadalarmdan yine yakn olanlara Bedizzaman' ve Risale-i Nur'u anlatmaya balamtm. Hatt hls Risaleleri'ni yeni yaz ile deftere yazdm. Okumalar ve istifadeleri iin arkadalarma verdim. Bir gn bizim Remzi Efendi, Hakk Ustaya diyor ki: Hakk Usta, on lira ver. Szler Mecmuasn smarlayalm.' Hakk Usta aldr etmez. Bu istek birka

kere tekrarlanr. Yine vermeyince bir gece Hakk Usta bir rya grr. yle anlatr ryasn: Gece yats namazn klp yattm. Ryamda bir tayyare beni aramaya balam. Evim kara yemi aalarnn iinde olduu iin yukardan kolay kolay grlmyor. Fakat tayyare mtemadiyen alalarak uuyor. Ha bomba att ha atacak, derken benim kalbimde atlarcasna atyor. Bu esnada uyandm. Korkunun dehetinden bir daha uyuyamadm. Sabah erkenden Remzi Efendiye gidip 'Al kardeim u on liran, bu akam az kalsn beni ldreceklerdi.' Bunun zerine Remzi Efendi, Szler mecmuasn sipari verir. Bu seferki siparite teksir edilmi bir ksm yeni yaz Risaleler de gelir. Bunlardan bir tanesinde, muallim Mustafa Sungur'un mdafaas ve niversite Nur Talebelerinin Adliye Vekiline yazdklar bir dileke vard. Gelen Risaleleri, hususiyle Mustafa Sungur'un merdane ve cesurane mdafaasn okuya okuya ezberlemitim. Kylerde ve kazalarda kahvelerde bana okuttururlard. Halis bir niyetle yazld belliydi. Bazlar byle bir devirde byle bir mdafaann nasl yazlabildiini merakla, takdirle dinliyordu. Ben de zevkle, bkmadan okuyordum. Her tarafta bizlerden bahsedilmeye baland. Hatt Kadir Usta ksa zamanda yle hale geldi ki, Risale-i Nur'un hakikatlerini dnyaya iln etmek iin harekete gemi

gibiydi. Kylerde, kahvelerde artk, Nurculardan konumaya balamt.

hep

Nurlardan,

Risale-i Nur hareketinin messiriyeti dalga dalga yaylmaya balad. Bafra, nebolu ve stanbul'daki Nur Talebeleriyle mektuplamaya baladk. Bu arada stad'n baz lhika mektuplar da geliyordu, sevinle okuyorduk. Ortaokulu bitirdikten sonra, bir yl okumaya ara verdim. O zaman amcam Yusuf Birinci bir motorda alyordu. Samsun'dan mal getireceklerdi. Beni gtrmelerini rica ederek Samsun'a gittim. Samsun mahkemesi O gnlerde Mustafa Sungur Aabey'in Samsun Ar Ceza Mahkemesinde muhakemesi vard. Samsun'da kan Byk Cihad gazetesinde 'En Byk sbat' bal altnda yazd yazdan dolay muhakeme olacakt. Bafra'daki Muammer Efendi ile mahkemeye gittik. Birka tane baka davalar grdkten sonra, mbair 'Mustafa Sungur!' diye ard. Jandarmalar tarafndan kelepeleri zlen Mustafa Sungur'u ilk olarak msum yzyle maznun sandalyesinde grdm. Hak ve hakikat duyurmak, insanla gerek saadeti sunmak iin kendi hrriyetini kelepeye vuran, byk ruhlu Sungur'u ite o zaman tanmak erene erdim. Mahkeme mddetince hep ona baktm, hep onu szdm,

bir baka dava sebebiyle mdafaasn ezberlediim Sungur, bu Sungur'du. Mahkeme reisinin: Bedizzaman Said karlk: Nurs senin neyindir?' sorusuna

stadm, hocamdr!' cevabndan baka mahkeme safahatndan hi bir ey aklmda yok... Ancak onun o andaki nuran halinin ve davasna olan sadakatinin bende akisleri var. Ve kollarna tekrar kelepe taklarak hapishaneye giderken mtebessim ehresi gzlerimin nnde... Ertesi gn bir frsatn bulup, hapishaneye ziyarete gittim. Hi bir ikyette bulunmad. Hapishanede Risaleleri okutmadklar iin bana bir tane 'El-Munkzu Mineddall kitabn getir. Bo zamanlarmda mtala edeyim' dedi. stedii kitab alp getirdim. Hapishanenin parmaklklar arasndan selmlaarak ayrldk. Bu grmeler beni bir kat daha Risale-i Nur'un hakkaniyetine ve kuds davann hizmetlerine balad. O halet-i ruhiye ile memleketime dndm ve arkadalara Samsun seyahatimi anlattm. "stanbul'a geliim" Sene 1952... ki arkada, yatl bir okula girmek iin stanbul'a geldik. Nihayet Deniz Astsubay Okuluna girmek

iin lzumlu evraklarmz tamamladk, muayenelerimiz bitti. Neticede bana dediler ki: Senin tansiyonun biraz yksek, bunun iin sen okula giremeyeceksin' ve ben okula giremedim. 'Tevekkelt Alllah' deyip neticeyi beklemeye baladm. Bir mddet yakn akrabalarmn yannda kaldktan sonra bir otelde ktiplik yapmaya baladm. stanbul'daki mahkeme O gnlerde Hr Adam Gazetesinde bir haber grdm. Bedizzaman Said Nurs Hazretlerinin yarn mahkemesi var' diyordu. Dizlerimde mecl kalmamt. Heyecandan titredim. Birka yldan beri nurlu kitaplarn okuduum byk ve esiz stad grmek nasip olacakt. Muhakeme olacak yeri rendim ve erken saatlerde mahkeme koridorunda beklemeye baladm. Ksa zaman iinde koridor tamamen doldu. Mahkeme saati yaklanca o kadar izdiham oldu ki, aadaki caddeden tramvaylar geemez oldular, otobsler yollarn deitirdiler. (O zamanki Adliye, imdiki Byk Postahanenin st kat idi). Halk, Adliyenin karsndaki evleri ve hanlar doldurmu muazzam kalabala temaa ediyordu. Mahkeme saati yaklat ve aziz stad, hasretini her an btn duygularmla hissetiim byk insan, tarih ahsiyeti ve kyafetiyle koridorun banda grnd. Telasz ve ftursuz, vakur admlarla dim dik yryerek binlerce kendisini karlayanlar iki eliyle selmlayarak mahkeme

kapsna kadar geldi. Yannda niversitede okuyan sadk talebeleri vard. Mahkeme kaps alnca kendimi ierde buldum. Y kiilik yere binlerce kii girmek istiyordu. Mahkeme reisi bu izdiham karsnda mahkemenin cereyan edemeyeceini, salonun boaltlmasn rica etti. Fakat hi kimse istini bozmad. Birka dakika skttan sonra stadn dnp taleberine bir bakmas k geldi ve kalabalk bir anda darya kt. Fakat yine biz mahkemeyi ierde ayakta dinledik. Akehir Palas'ta stadn Akehir Palas'ta kaldn renince ertesi gn hemen otele gittim. Grmek istedim. Mahcubiyetimden ve heyecanmdan srar edemiyordum. Yannda kalan ve hizmet eden niversiteli Nur Talebelerine gbta ediyordum. Ne olurdu ben de onlarn yannda bulunaydm, diye coar bir arzu ile istiyordum. Ka kere Akehir Palas Oteline gittimse de orada grmek nasip olmad. Yine bir defasnda grmek iin gittiimde o zaman hizmetinde bulunan niversiteli Muhsin Alev dedi ki: stad yarn karmzdaki kk camide Cuma namazna gidecek, sen de gel oraya, grrsn.' Gittim. stad arka tarafta mezzin mahfelinde namaza durdu. Ayaklarndaki oraplar karmt. ok dikkatli bakyordum. Her selmdan sonra dilerini misvaklyordu. Namaz bitti. 'Sbhnallah, Elhamdlillah, Allahekber...' Sonra herkes dua etmeye balad. Ben baktm stada. Tesbihat bitirmediinden bir eliyle tesbih ekiyor, dier elini

kaldrm, umum duaya amin diyordu. Namazdan sonra grmek yine nasip olmad. Bu arada Abdlmuhsin Alev'in kald Sleymaniye'deki evine gitmeye baladm. Yava yava orada Risaleleri daha fazla okuyabiliyordum. Hem de oraya gelenlerle beraber okuyorduk. Bir gn Abdlmuhsin, benim bulunduum otele gelerek 'Filan gazetede bir haber var. Onu stad grmek istiyor, tandn bir bayi varsa, para vermeden emaneten o gazeteyi al, sonra iade edersin? dedi. Ben de gittim, aldm, sonra bayiye geri verdim. Yine bir baka gn Abdlmuhsin yanma gelerek 'stada sormak istediin, yazlmasn arzu ettiin bir sualin var m? stad soruyor. Sualin varsa syleyelim' dedi. Hi unutmam. Demitim ki: 'Namazn ta'dil-i erknna dair bir kitap yazsa iyi olur.' Glmsyordu. Gitti. Ve ondan birka gn sonra bir bavulla bana gelerek, 'Bunlar senin yannda biraz kalsn. stad Hazretleri Akehir Palas'tan kyor. Fatih'teki Readiye Oteline gidecek. Bunlar bir mddet sonra alacaz' dedi. stadn eyalar imi. Bir mddet sonra aldlar. Ve stad Akehir Palastan Readiye Oteline gitti. "stad ilk ziyaretim" Artk sabrm tkenmiti. Ne yapp yapp stad grecektim. Aradan birka gn getikten sonra Fatih'e gittim. Readiye Otelini buldum. 'Falan odada kalyor' dediler. ktm. Beni Abdullah Yein Aabey karlad. Ve

stadn hizmetinde bulunanlarn kaldklar odaya gtrd. stad kendi odasndan bir ara abdest almak iin knca tekrar odasna giderken beni grd. 'Bu kimdir?' diye sormu olacak ki, biraz sonra beni ardlar, gittim. Titreyerek, ekinerek, rkerek stadn odasna gittim. Elini pmek iin yaklarken bana iaret ederek 'otur' dedi, oturdum. O esnada Hz.stad, Trk Milliyetiler Dernei tarafndan Sleymaniye Camiinde okutulmakta olan Mevlid-i eri kk el radyosundan dinliyorlard. Mevlid yayn bitince kalktm ve byk stadn elini ptm. Hz. stad da alnmdan perek nereli olduumu ve ne yaptm sorunca dilim tutulmutu. Orada beni tanyanlar cevap verdiler. Risale-i Nuru okuduumu, elimden geldii kadar hizmet ettiimi sylediler. Hz. stad bana dnerek: Seni, hem Zbeyir, hem Bayram, hem Ceyln, hem Hsn, hem Tahir, hem de Abdlmuhsin gibi kabul ettim. Risale-i Nur'a hizmet eyle' dedi. Kendime geldiim zaman, o mbarek zatn scack eli hl akaklarmdayd. Ruhumla birlikte bir anda btn duygularmn ykandn hissetim. kindi namazn oradaki arkadalarla kldktan sonra otelden ayrldm.Btn vcudumda bir haik, bir rahatlk hissediyordum. Byk stadn elini pp, onun mbarek duasna nail olmann huzuru ve saadeti gnlmde bambaka ufuklar amt. Hele bana iltifat ederek bizzat kendine hizmet eden has talebeleri arasna dahil etmesinin sevinci iimi daha bir

baka yakmakta idi. Tari kavutuumu hissediyordum.

imknsz

bir

saadete

"Kendimi Nurlara vermeliyim" Artk bundan sonra ben de kendimi Nurlara vermeliydim. Bu hayatm Nur'un inkif ve tealisi uruna vekfetmeli, feda etmeliydim. Nasip, ksmet bu. Cenab- Hakkn takdiri bu. Nereden, ne iin stanbul'a geldim? Nasl, ne biim hdise ile karlatm. Elbette 'kader sylese ihtiyar-i cz' susar, iktidar- beer konumaz.' Bizim de ihtiyar- cz'miz sustu. Ve iktidarmz elimizde olmayan bir istikamete itildi. Ve Nur'un, Nur cemaatinin, halis-muhlis m'minler topluluunun mk kucaklarna dtm. Merhamet datan sinelerine rabt oldum. Memleketin cra bir kesinde gerekten ihtiyarmz harici, karnca kararnca birka seneden beri yapmakta olduumuz, daha dorusu istihdan edildiimiz kuds hizmetin, cihanml man davasnn nurlu menban bulmu, Allah'n inayetiyle kale-i Nur'a dahil olmutum. Sevincim hudutsuzdu. Ehemmiyetsiz bir sebepten dolay demek ki hfz- lh bizim gibi bir cizi byk stadn hizmetinde istihdam edecek bir kemter olarak kabul buyurmu ki, byle bir saadete nail oluvermitim. Halis niyetin kabule karin bir dua olduunu Risale-i Nur'da okumutum. Daha ilk Risale-i Nur'u niversite Nur Talebelerini duyup onlarn hizmetlerinden bahsedilirken kalbimden geirmitim ki, ne olurdu ben de aralarnda olsaydm. Nasl onlar stada ve Risale-i Nur'a hizmet

ediyorlarsa ben de onlara hizmet edeydim. Cenab- Hak bu niyetimin kabln Hz. stad bilil ziyaret etmek suretiyle gsterdi. Hadsiz hududsuz hamd senlar... Fatih'te Cuma namaz stad Hazretlerini ziyaretimden ka gn getiini bilemiyorum. Bir gn dediler ki: 'Yarnki Cuma namazn stad Fatih Camiinde klacak.' Namaz vakti camiye gittim. Daha evvel tandm birka arkada da orada idiler. Osman Krolu ismindeki bir arkada hemen orada bulduu seyyar bir fotorafya tembihleyerek stad Hazretleri camiden karken fotorafn ekmesini sylemiti. Hz. stad ezan okunurken camiye geldi. Namaz mezzin mahfelinde kldktan sonar, Nur Talebeleriyle birlikte dar ktk. stad bizim be metre kadar nmzde gidiyordu. Tam Fatih trbesine girilen kapnn nne gelince durdu. Kabristana yarm dnk vaziyette ellerini ap Fatiha veya dua okumaya balad zaman fotoraf hemen birka resim ekti Hz. stad ses karmad. Hep beraber Readiye Oteline kadar yrdk. Onlar yukar ktlar. Biz de yerlerimize gittik. kinci defa stadmz grm olmak bana dnyalar verilse deimeyeceim bir sevin verdi. Artk sk sk Sleymaniye'deki 50 numaral eve gidiyor ve oradaki Nur Taleberinden hizmetin usl ve metodlarn reniyordum. Baktm olacak gibi deil. Otelde alrken biriktirdiim bir miktar param vard. 'Tevekkelt Allah, bu bitinceye kadar Allah Kerim'dir' dedim ve otelden ayrlarak ben de onlarn

yannda kalmaya baladm. Her hallerini dikkatle takip ediyordum. Sabah dersleri Sabah namazn evde klp kyor, sabah derslerine Aksaray ve Sarahaneba'ndaki parka mnavebeli gidiyorduk. (Aksaray ve Sarahaneba'nn ekli o zaman bakayd.) Sabahn erken saati olduu iin etraf sessizdi. Oralarda bir-iki saat Risale-i Nur'dan okur ve tefekkr ederdik. Ara-sra baz kimseler de derslerimize itirak ederlerdi. Yine bir gn Aksaray parknda Risale-i Nur'dan hare dair bir bahis okunmaktayd. Bir gen kar kanepeye oturmu bizi dinliyordu. Her meseleyi olduu gibi, hair meselesini de iki kere iki drt eder derecesinde isbat eden Risale-i Nur'un mukn ve mdellel izahlarna o gen hayran kalm, bilhassa 'ncir aac kendisi amur yer, yavrusu hkmndeki meyvelerine st iirir' mealindeki cmle ok houna gitmi. Bundan sonra derslerimize devaml gelmeye balad. Artk yava yava arkadalara sndm. Beraber hizmete devam ettik. Bir gn Abdlmuhsin; 'Arkadalar! stad bir yerde diyor ki: 'Ben dnya ykm bir elimle kaldrabilirim' (elindeki byke bir bohay gstererek), 'te stadn dnyadaki mal mlk, hepsi bu kadar' dedi. "Memlekete dndm" Hz. stad, stanbul'dan Emirda'a gitti. ben de alt ay

kadar stanbul'a hizmette bulunduktan sonra askerlik yoklamas iin memlekete gittim. Yanmda merhum Eref Edip'in bast kk Tarihe-i Hayat'tan bir miktar gtrmtm. Bizim Kadir Amca Risale-i Nur'un hakikatlarn herkese anlatmak istiyor, kendisinin eline daha evvel gemedii iin hayanyordu. Mftlere, hocalara, kahvelere gider, daima stad Bedizzaman'dan, onun byk hizmetlerinden bahseder ve anlatrd. Bu hal baz mnafklarn ve din dmanlarnn houna gitmez, eitli bahaneler ararlard. 'Ata et, arslana ot atlmayacan' yani her mevzuun herkese anlatlmasnn mahzurlu olacan tam kestiremeyen Kadir Amca, halis bir niyetle ve insanlar irad etmek kasdiyle gece gndz demeden anlatyordu. Onun bu vaziyeti gizli din dmanlarnn ikyetine mucib oldu. Defalarca ikyet edildi. Savclk harekete gemeyince, bu kere, 'Gizli bomba imal ediyor' yalan ihbarlaryla savclk arama karar kartarak Kadir Amcann atlyesini ve evini arattryor. Neticede Risale-i Nur'dan birka para ile din kitaplardan baka bir ey bulunamyordu. Ayn arama kararnda benim ve Halil Santepe isimli -Bize ilk Risale-i Nur'u getirenlerden- zatn evinin aranacan haber aldk. Ben aramaya gelenleri iskele dediimiz yerde bekledim. Birka saat sonra geldiler, beni sordular. Arama karar aldklarn, binaenaleyh evimizi arayacaklarn sylediler. Eve doru yrmeye baladk. Bulunduumuz yerden evimize yirmi dakikalk mesafe

vard. Aramaya gelenlerden biri ile jandarma komutan, dieri Sami isimli bir polis memuruydu. Yamur haften yayor ve biz hzl admlarla bizim eve doru gidiyoruz. Yanmzda onlardan baka bizim akrabalarmzdan bir ocuk var. Ona mahall lisanla, arka taraftaki yoldan abuk bizim eve gitmesini, masada bulunan silh almasn, Risalelere dokunmamasn syledim. O da yle yapm. Yolda giderken jandarma kumandanna gayet rahatlkla niin aramaya geldiklerini, suumuzun ne olduunu sordum, cevap vermedi. Polis memuru hayret ediyordu. Nasl olur da konuabilirdim? Bu cesareti nereden almtm? nk daha devr-i sabkn zulm ve ikence hrslar birtakm memurlarda henz sona ermemi ve bizim demokrasi iindeki hr dncelerimizi bir jandarma kumandanna syleyebilmemizi cret saymt. Eve gittik. Odalar aradlar. Bulduklar birka Risale ile mektuplar aldktan sonra Halil Efendinin evini aradlar. Orada da birka Risale bulup gittiler. Ertesi gn savcla gitmemizi tembih ettiler. Savclk durumu Rize Ar Ceza Mahkemesine intikal ettirmi. Ve Kadir Ustay tevkif etmilerdi. Bu hal baz din dmanlarnn houna gitmekle beraber, ehl-i man incitmi ve mahzun eylemiti. Ar Ceza Mahkemesi ilk durumada Kadir Ustay tevkif etmi, ikinci durumada ise beraat ve msadere edilen eserlerin sahiplerine iade edilmesi kararn vermiti. Bu mahkeme mnsebetiyle Risale-i Nur'lar halk arasnda daha fazla duyulmaya balad. Hatt Kadir Usta, iade edilen Risale torbasn

srtna alarak, bir bisiklete binip, kazada dkkn dkkn dolaarak, 'Arkadalar! te devletin temel nizamlarn ykmak iin kullandm letler bu torbann iindedir. Herkesin mlmu olsun' diyerek men zihniyet sahiplerini protesto etmiti. stad beni stanbul'a istiyor 1953 senesi iinde stad Bedizzaman tekrar stanbul'a gelmi bulunuyordu. Bir gn bir telgraf aldm. Telgrafta 'stad seni stanbul'a istiyor, acele gel' deniyordu. Bu telgraftan birka gn nce Mill Eitim Mdrlnce ortaokul mezunlarna retmenlik iin ihtiya olduu iln edilmi, ben de mracaat etmitim. Talebelere man hakikatlarn anlatmak hissi galebe ald iin Aziz stadn davetine icabet etmeme hamakatn gsterdim. Hata ettim. Fakat ksa bir zaman sonra tokadn da yedim. Geri ksa saylacak zamanda ocuklara ok ey rettim, rnek hareketler gsterdim. Hem dnyev, hem uhrev meseleleri birletirerek akl, kalb ve vicdann nurlanmasn temine altm. Fakat btn bunlar Hz. stadn hizmeti yannda bir zerre bile olamayacan sonradan rendim. Ama i iten oktan gemiti. Vazifeme son verildi Uzun k gecelerinde akrabalarmzdan yannda kaldm Ahmed Daynn evinde sohbet eder, Risalelerden okurduk. Vazifeye baladm iki ay olmutu. Bir Cumartesi okulu tatil edip, baz talebelerle arya

iniyorduk. Kasabaya yaklatmzda jandarma ve polisle dolu bir jip nmzden geti. 'Kimbilir nerede vukuat olmu da bunlar oraya gidiyorlar' dedik. Meer vukuat yapan bizmiiz. Bizim menzilimizi basmaya gidiyorlarm. 'Sen misin byk stadn davetine icabet etmeyen, kaderin adaletine bak da gr' dercesine ehl-i dnyann tazyikiyle muvakkat vazifemize son verilmek istenildi. Nihayet valilik emriyle vazifemize son verildi. Hdise uydu: Diyarbakr retmen Okulunda okuyan bir arkadaa kk Tarihe-i Hayat'tan gndermitim. Orada arama yapmlar. Arkada kitab benden aldn sylemi ve adresimi vermi. Bunun zerine harekete geilip, kaldm evde birka Risale zabtederek, savcla kp, bu kitaplarn yasak kitaplar olmadn, hem yaknda Rize Ar Ceza Mahkemesinin iade ettiini, binaenaleyh kitaplarmn geri verilmesini istedim. Savclk sorgu hkimliine intikal ettirdi. Sorgudan men-i muhakeme ile kitaplar tekrar geri aldm. Tabii bunlar yukarda bahsettiim gibi basit sebeblerdir. Bence esas sebep stadn davetine icabet etmememdir. Tekrar stanbul'a Ksa bir tereddt devresinden sonra 1953 Nisan veya Mays aylarnda yine amcamn almakta olduu motorla stanbul'a hareket ettik. 5-6 gnlk yorucu bir deniz yolculuundan sonra stanbul'a geldik. Her zaman kalmakta olduumuz Sleymaniye'deki eve gittim. Baktm ev yklm. Komular dediler ki: 'Ev sahibi bu evi ykp

yeniden yaptrmt. Tam girecekleri srada bir gece byle yklverdi.' Sonradan rendiimize gre ev yklmasaym, bir daha bizlere kira iin orasn vermeyeceklermi. Allah'n hikmetine akl ermez. Oras yeniden ina haline gelince bizim arkadalar Aksaray tarafndaki bir handa bir oda kiralamlar. Orada kalyorlarm. Bir tandktan adresini alp gittim. Hakikaten bir han odas. mknlar mahdud. Ben stanbul'a geldiim vakit, Hz. stad dnm, Abdlmuhsin de Almanya'ya gitmiti. Bir mddet bu handa kaldk. Daha sonra Ahmed Aytimur'un havluculuk yapt binann bir kesine yerletik. Bu srada Abdurrahman Tan isminde s kalbli, merd yrekli, sobaclk yapmakla geimini temin eden bir zat bizim bu vaziyetteki hal-i pr-mellimize dayanamayarak Sleymaniye'de iki katl bir ahap ev satn alm. Bize verdi. Artk Risale-i Nur'a hizmeti buradan devam ettirmeye baladk. Aksaray ve Sarahaneba'ndaki sabah derslerimize devam ediyor ve Risale-i Nur'dan zam istifadeye alyorduk. Bu arada eski yaz imly da doru yazmaya tlim ediyor ve bir ksm zamanmz da ona sarfediyorduk. Aksaray parknda tantmz Hakk ismindeki gen sk sk grr, onunla beraber yaz yazar ve mtala ederdik. Babas -Allah rahmet eylesin- merd, cesur, ehl-i sehavet bir zatt. Hakk'nn henz devam ettii yatl okulu bitirmeden bizimle arkada olmasn pek istemiyordu. Her naslsa bizim ehzadeba Camiinde yaz rendiimizi duymu.

Bir gn le namazna oraya gelmiti. Cemaat dalnca etrafna bakm, kimseler yok. O da gitmeye karar vermi. O esnada bir de mezzin yerine bakaym, demi. Merdivenlerden karken yz yze geldik. Ben hemen yanmzda bulunan slm yazs As-y Ms'y gstererek: 'Ne iyi ettin de geldin, Allah senden raz olsun. Bak uray okuyup anlayamadk. Sen bize oku da izah et' deyince birden geveyiverdi. As-y Ms'y eline ald. Birka satr okuduktan sonra 'aln ocuklar. Malm mlkm size hell olsun. Sizi affettim. Kafalarnz birbirine vurmak iin gelmitim. Mdemki byle bir hakikat iin alyorsunuz, ben size yardmc olacam' diyerek sknetle ayrlmt. Ondan sonra Hakk'nn btn ailesi bize ve Nurlara dost oldular. Evleri ikinci medresemiz oldu. Kirazl Mescid Sokanda Kirazl Mescid Sokandaki darack evde hizmetlerimizi yrtmeye devam ediyorduk. Bir taraftan Kur'n'n tefsiri olan Nur Risalelerini okuyor, dier taraftan muhtalara ulatrmak iin teksirle ve slm yazs ile oaltyorduk. ylesine huzur ve srrla dolu idik ki, tari imknsz. Madd imknlarmz ok kt olmasna ramen, Risale-i Nur'un hizmetinden baka bir eye bakmyorduk. imizi doyuran, duygularmz tatmin eden ruhn ve mnev hazla dopdolu idik. Adeta ihsan- lh tarafndan ciz, fakir ve zayf omuzlarmza byk bir hizmetin yk tevdi edilmi gibiydi.

Cenab- Hak, bize mtevekkilne sabr ve sebat imkn vermi, gelecekte inkif edecek byk davann bir nevi bekiliini yapma grevini bizlere yklemiti. Allah rzas iin bu kuds hizmeti elimizden geldii kadar yapmaya karar vermitik. 1954 Mart'nda askere gitmek zere ayrldm. Askerlik mddetince bo zamanlarmda birok Risale yazdm. Byk Szler Mecmuasn tashih iin stada gnderdim. stad Hazretleri tashih ettikten sonra arkasna dua yazarak geri gnderdi. Askerden sonra Askerlikten sonra stanbul'a geldim. Eski arkadalarmzla tekrar almaya baladk. Bu arada Ankara'da Risale-i Nur'lar matbaada baslmaya balamt. Allah rahmet eylesin, Ankara Hukuk Fakltesinde okuyan Atf Ural, stanbul'dan bir yardmc istedi. Arkadalar beni gnderdiler. lk olarak Szler mecmuas tabediliyordu. Risaleler tabediliyor O zamana kadar ancak el yazs ve teksirle oaltlabilen Nur Risalelerinin 1957 senesinde resmen matbaalarda baslmas byk sevinle karlanmt. Her tarafta bayram havas vard. stad Hazretleri bu Risalelerin baslmasna o kadar ehemmiyet veriyordu ki, abuk tashih edilip, formalarn baslmas iin Tahir Aabeyle Ceyln kardeimizi de Ankara'ya gndermiti. Baslan formalar biraz ge kalnca mutlaka sordurur,

merakla neticeyi beklerdi. Bir gn matbaaclar araya bir i sokup, bizim bask iimizi 15 gn kadar geri brakmlard. Ceyln Aabey bunu frsat bilerek hemen Hz. stada bir mektup yazp msaade isteyerek, peder validesini ziyaret etmiti. stad Hazretlerinden gelen cevap, 'Nurlarn Ankara'da basld bir zamanda medreseyi -uyuyarak dahi olsa- beklemek oradan ayrlmadan daha hayrldr' eklinde idi. Yine bir baka gn Ulucanlar'da kaldmz evin zili alnd. Kapy ben atm. Tanmadmz bir zat selm vererek ieri girdi. Atf Ural, o esnada Risalelerin tashihiyle urayordu. Hi ban kaldrmadan -sesinden anlam olacak ki- 'Hogeldin aabey' dedi. Ve tashihine devam etti. Kemal ismindeki bu kmil zat, Atf'a hi gcenmeden onu tebrik ederek, vazifesine devam etmesini diledi ve ona dua ederek ayrld. Szler Mecmuasnn basks bitince o zaman DP Isparta Mebusu olan Nur Talebesi Dr. Tahsin Tola'nn nezareti altnda bir kamyona ykleyip stanbul'a cilt iin gnderdik. Din dmanlarnn ihbarlaryla, polis kitaplarmza el koyar diye endieleniyorduk. Dr. Tahsin Tola'nn dokunulmazl olduu iin, herhangi bir mdahaleye kar kitaplar benim diyecek ve polisler teslim etmeyecekti. Btn mesuliyeti zerine alan kahraman doktorun ihlas ve Allah'n inyetiyle hibir hdise ile karlamadan kemal-i rahatla kitaplar stanbul'a naklettik. Hz min fadl rabbi. Szler Mecmuasndan sonra Lem'alar ve Mektubat

tab'edildi. Ankara Medrese-i Yusuyesinde Mektubat'n son formalar baslrken Nazilli'de bir hdise olmu, bunun zerine gazeteler Nur Talebeleri aleyhinde yalan beyanlarda bulunup havay bulandrmak istemilerdi. stadmzn hizmetinde bulunanlar, gazetelerin bu yalan ve iftiralarn ortaya koyup hakikat bildiren bir lhika mektubu neredip, Nur Talebelerine gndermilerdi. Daha okunakl olmas ve daha fazla kimsenin istifade edebilmesi gayesiyle Mustafa Trkmenolu, bu lhika mektubunu matbaada bastrmt. O esnada Mektubat' kamyona yklemi, stanbul'a gtrmek iin hazrlklarmz tamamlamtk. Trkmenolu ile ikimiz stanbul'a hareket ettikten sonra matbu mektubu bahane ederek 'Nurcular beyanname dattlar' eklinde gazeteler hcuma getiler. Ankara C. Savcl mektupta ismi bulunanlarn derhal gyab tevkifatn kesmi, Trkmenolu ve benim tevkim iin de stanbul emniyetine haber salm. Ertesi gn ina olduumuz polisler bizi 1. ubeye gtrdler. Bir gece misar kaldktan sonra trenle polis nezaretinde Ankara'ya gittik. Gyab tevkif, vichye evrilerek Ankara merkez hapishanesine gnderildik. Bizden evvel Zbeyir Gndzalp, Ceyln Sungur, Ahmed Kalgay Ural ve Tahir Mutlu aabeyler orada idiler. Kaderde tayin edilen rzkmz orada yemek varm. rpermeden, ekinmeden ve asl ftur getirmeden Medrese-i Yusuye'ye altk.

Mahpuslar bizlere azam hrmet ediyorlard. Biz de onlara nasihat ediyor, Risalelerden okuyorduk. Dr. Tahsin Tola, stanbul Barosu avukatlarndan Av. Bekir Berk'e bizim davamz almasn rica etmi, o da memnuniytle kabul ederek vekletname tanzim edilmek zere ziyaretimize geldi. Vekletname tanzim edildi. Bize ilk sorusu yle olmutu: Arkadalar! Biz sizlerin bir an nce hapisten kmanz iin mi alalm; yoksa inandnz dava iin mi mdafaa yapalm?' Biz hep beraber, 'Bizler burada on sene yatsak razyz. Siz Risale-i Nur'daki ulv davann mdafaasna alnz' dedik. Bu ekildeki cevabmz gen avukatn ruhunda imekler aktrd. Umumiyetle btn avukatlar mvekkilleriyle 'Aman avukat bey! Beni bu hapishaneden kar da ne olursa olsun' eklinde muhatap olduklarndan, bizim o ekildeki cevabmz karsnda takdir duygularn ifade etti. Ve bize bu ruhu nakeden kuvvetin menban, Risale-i Nur'u okuma ihtiyac duyarak Nur Klliyatn ksa zamanda mtalaa etmiti. Artk mdafaa kolayd. Maznun sandalyesinde oturan masum insanlarn tek suu iman hakikatlarna susam bir milletin mnev yardmlarna komalar, vatan, millet din sevgisinin kalblere nakedilmesi iin Risale-i Nur'larla hizmet etmeleri, her trl er kuvvet ve materyalist zihniyetle Allah rzas iin mcadeleleri idi. Mdafaa bu ereveler mucibince hazrlanadursun savclk makam da iddianamesini tanzim etmi, ahs

nfuz ve menfaat temini gayesi ile propaganda yaptmz ileri srerek tecziyemizi istemiti. En ufak bir telamz yoktu. Btn dncemiz Risale-i Nur'u en gzel ekilde mdafaa edebilmekti, onun hakikatlarn mahkeme heyetine ve dinleyicilere duyurabilmekti. Nitekim yle de oldu. Btn maznunlarn mdafaalarnn mihrak noktasn, Risale-i Nur'un hakikatlarn beyan, Muhterem stadn gaye ve maksadn izah ve onun yksek ahsiyetini bir nebze olsun dile getirmek tekil ediyordu. Son mdafaa celsesi Son mdafaa celsesi... ok kalabalk bir dinleyici ve Risale-i Nur'un hakikatlerinden mlhem hazrlanan mdafaas ile gen avukatmz Bekir Berk, mda mevkiinde. Kendisine has slbuyla hey'et-i hkimeye; otuz yllk bask, terr, zulm ve ikence ile din-i slma vurulan ve fakat vurduka geri tepen alaka silhlarn muhasebesini yapmakta, karanlk devirlerin millete ekilen zdraplarn dile getirmektedir. Ve nihayet stad Bedizzaman'n iman ve Kur'n'a hizmet eden bu vatann en sadk ber evld olduu, Risale-i Nur'un millet ve genliin mneviyatn kurtaran eser klliyat olup, herkesin ona muhta bulunduunu belirterek ondan istifade edilmesi gereini mdafaalarnda uzun uzun izah etti. ttifakla beraatimize karar verilen mahkemede her maznun kendine ait ithamlar cevaplandran birer mdafaa hazrlamt.

Mahkeme sonra Mahkeme safahat, itham ve iddialara verilen cevap ve yaplan mdafaalar sayesinde byk apta Risale-i Nur'un msbet manda ilnatna vesile olmutu. Demek kader-i lh'nin bir cilvesi idi ki, basit bir sebepten meydana gelen bu hapis musibeti, inyet-i Hakla rahmete evrilmi ve hakikat-i Nuriye'nin mnev ftuhat dalga dalga memleket afaknda yaylmt. Biz hapiste iken Frnc Aabey (Mehmed Nuri Gle) stad Hazretlerinin ziyaretlerine gittiinde stad, 'Kardam ehl-i dallet Demokrat Hkmetle aramz amak istiyor. imdi bana da gelseler hi itiraz etmeden balamalar iin kollarm uzatacam. Merak etmeyiniz taarruz ondan bire indi' dediklerini bize nakletti. Hazret-i stadn bu beyandan maksad; millet ekseriyetinin toplanarak meydana getirdii Demokrat Hkmeti muhafaza etmek suretiyle din dmanlarna frsat vermemek ve Nur Talebelerinin hkmetin aleyhine gemelerine mani olmak ve ikaz etmekti. Vatan, millet, din hesabna Kur'n hakikatlerini neretmek suretiyle asrmz insanlarnn madd-mnev huzur ve saadetini temin etmekten ve iman- tahkikyi kalb ve gnllere naketmekten baka gaye takip etmeyen Nur Talebeleri, hi bir zaman tahriklere kaplmamlar, her zaman olduu gibi o zaman da itidal ve temkinle hareket ederek mfterilerin plnlarn akm brakmlard.

Annemi ziyaret ettim Mahkememiz beraatle neticelenip dv sona erdikten sonra, drt senedir gidemediim imdi merhum validemin ziyaretine gittim. Okumu olmamasna ramen Allah'a olan kuvvetli man ve teslimiyetle dop dolu buldum. Her gittiimde syledii gibi, yine tekrar sordu: Ne zaman dneceksin?' 'Ona gre, o gece evde kalmadan Allah'a smarladk deyip gidebilirdim.) Ka gn kalabileceksin demezdi rahmetli anam... efkatini, sevgisini hep gizli tutar, gz yalarn hep iine aktrd. Ne yapalm evldm, ilerin, glerin fazla, seni bekleyen hizmetlerin var. hirette inallah beraber oluruz' diye kendini avuturdu. Komular onun bu haline hayret eder, 'Bir tek olun var, niye salveriyorsun, biraz yannda kalsn ya!' diye sitem ederlerdi. O ise hi oral olmaz, mtevekkilne, sabrne kaderin izdii istikamete boyun eerdi. Senenin hemen her gn oru tutar, hi kimseyi asla incitmezdi. Kyl ona melek gibi bir insan nazariyle bakard. Mahall tabirle, 'Cennet bceidir bu kadn' diyorlard. Yemeini yemeyen kimse yoktu kyde. ylesine masumdu. Allah rzas iin yapamayaca fedakrlk yoktu. Annem yetmi-yetmi be yalarndayd. Kendi yan kendiside bilmezdi pek, Cihan Harbinden tutard hesabn, 'Seferberlikte yeni yetme kzdm' diyerek, yan bulmaya alrd.

Tahsil grmemiti. Yalnz Kur'n okumasn bilirdi. Tarla ilerinden frsat bulduka koyun postundan seccadesine melir, bir derviin ahenkli yalpasyla saa-sola yalpalayarak Kur'n'n, evradn okurdu. "eriat getireceksiniz ha!" Anamd. Bam kucana koyup beni byten anam... ileli gnlerin btn zdrabn yreine gmerek bana, kardelerime hep iyiyi, hep gzeli anlatan anam, Allah'n varln, birliini, yceliini yreinin inanl kesinden fkran kelimelerle krpe dimamz yourmaya alan anam. Ben Ankara hapishanesinde iken anam da 'Devletin temel nizamlarn din inan ve akidelere uydurmak maksadiyle propaganda yapmak' suundan yarglanyordu. Oysa devleti de temel nizamlarn da bilmiyordu, propaganda kavramndan habersiz bulunuyordu, ama savc parman namlu gibi yzne uzatp uzatp ekiyor, sesindeki tehdit przleri salonun gr duvarlarn svayarak. 'Sen eriat getireceksin ha!... ' diye itham ediyordu. Anlamyor, yle tuzaa dm serenin rkekliiyle bakyordu anam. Mahkemeye ilk kyd. Duruunda bir azamet vard her eye ramen. Bazlarn rknt dolu grnen baklar savcya meydan okur gzkm olacakt. Hiddetine hiddet, hcumuna hcum katarak ithamn tazeliyordu: eriat getireceksin ha!' Anamn yannda halam, onun

yannda kzkardelerim vard. Halam ellisini gemi, anam ise yetmiini sryor. Ve savc bey durmadan, dinlemeden ithamlarn sralyordu: eriat getireceksiniz ha!.. Ayin yapyorsunuz ha!.. Dini siyasete let ediyorsunuz ha!.. Yal mahkeme reisi teredddn engebeli boumlaryla bouuyordu. Belli ki drt kyl kadnn temiz inanlar onu da etkilemi, siyasetin ne demek olduunu bilmediklerinden emin, nasl siyaset yapabileceklerini dnmeye balamt. O tereddd iinde bir savcya bakyor, bir maznunlarda gzlerini dalgalandryor, oradan granit kadar sessiz dinleyen halkla btnleiyordu. htimal kafasnn iinde buruk, ac ve hatt biraz komik bir sual dnp dolanmakta idi: 'eriat bunlar getirecek, vay canna!.. hbar almlard. Bir solcu retmenle bir CHP yesi ikyet etmiti onlar. 'Falanca kyde falancann evinde her gece Nur ayini yaplyor.' hbarlar deerlendirmeye komulard. Yanlarnda muhbirler, jandarmalar, polis ve muhtar olduu halde, evin st yanndaki tmsee reklenip geceler boyu beklemilerdi. Ha bu gece, ha br gece... derken tam gece st ste. Fakat bir fevkaldelik yoktu evde, btn ky evleri gibi sessiz, sakin. Biraz da gecenin mehulne gmlm, esrarl. Komiser bey orada sklm, muhbirlere kmt:

Hani?' Arada jandarma baavuu kir yrtmt: Bir yanllk olacak, hibir ey olmuyor.' Muhbirler ii sk tutmaya kararlydlar. erde neler var neler, girmeden anlayamazsnz ki.' Nur Risalelerini oaltp datyorlar. Bunlar ok tehlikeli insanlardr. Makineli tfek lan bulunduruyorlardr mutlaka.' "Evi basalm..." Muhtar akraba gelirdi bize. Gelirdi ya, Halk oluunu akrabalndan ne karmt. Bu ev Demokratt. Birinci dmanlk sebebi. Bu evdekiler ok dindard ve Risale-i Nur okuyorlard; ikinci dmanlk sebebi. Kyllere tesir ediyor, Halk Partisine oy verdirmiyorlard. nc dmanlk sebebi. "Evi basalm!.. Ev halk komuda idiler. Yaz mevsiminde geceler ksayd. Akam ile yats aras uzun bir sreydi. Gnn yorgunluunu stlerine reklenir de uyuyakalrlar, yats namazn karrlar diye komu evlerine giderlerdi. Azck dertlemek, birka satr sylemek, bu arada yatsy beklemek iin... Dnm, namaz hazrlna balamlard.

Basalm' demiti muhtar, 'evi basalm.' Kapya yklenmilerdi. Almas gecikince pencereye. Kapa krmlard. Bir jandarma eri ieriye dalmt. Komutann emriyle gaz lambasnn rkek vicdan szsnn yzne kazd telleri tngrtyordu. Belki de kyn hatrlamt, evini, ailesini, hatrlamt. 'Korkmayn' demiti szm szm bir sesle, 'birey yok, korkmayn.' Kapy amt dierlerine, ieri fkrmlard. Muhbirler kara vicdanlar kadar koyu karanln ortasnda babaa kalmlard. erdekilerden ok daha rkek, ok daha korkaktlar. Yine de siyasetin taassubunda, ahs kinin kskacnda vicdanlarn duyamyorlard. Kimbilir belki de bir vicdan tamyorlard. Muhtar sofada dinleniyordu. Raftan ald kitab ileri geri sallyor, hncna salyalarn katarak hm hm sesi isli duvarlara arpyordu: Ben size bu kitaplar okumayacaksnz demedim miydi?.. Ben size tembih vermedim miydi? Ben size...' lk aknlk dalm, yerini mehul bir korkuya brakmt. Evde bir erkein bulunmay en byk znt kaynayd. Erkekler hem aile btelerine tanzim, hem de devlete vergi vermek iin gurbete kmlard. Ben ise Ankara'da anamn itham edildii sutan(!) mevkuf bulunuyordum. Anam... Devletin dzenini deitirmekten sank...

Yetmi yanda okuma yazmas olmayan bir ky kadn, mantk tepe taklak olmu, drt kadnn ne yapp da, nasl bir ordu kurup da, ne gibi silhlar kulanp da dzeni deitirebileceklerini soran, dnen yok. "Susuzdurlar!..." Kyl sabahn erken saatinde yanklanan bu haberle korkunun cenderesine kslm. Kur'n- Kerim'leri bile saklama telanda. (imdi dnyorum, bir sonu alamayacaklarn bile bile kastl davranlar acaba halk rktp dinden uzaklatrmaya m matuftu? ayet yle ise baaramadlar.) nk savcnn itham yalnzca mahkeme duvarlarnda asl kald. eriat getireceksin ha!.. Ar cezaya kaldrlmasna ramen beraat karar, muhbirlerin ve mttehimlerin yzne krba krba aklad. Susuzdurlar!.. Ben, mahkemeden sonra kye gitmi, hdiseyi kyde renmitim. Birka gn kaldktan sonra yine Ankara'ya dndm. Yeni bir evk, taze bir heyecanla Risalelerin tab ileri ile tekrar babaa kaldm. Tarihe-i Hayat'n neri Bu sefer byk stadn Tarihe-i Hayat' baslyordu. Onu gren, Onu bilen, Onu tanyan ve hizmetinde bulunan

sadk talebeleri Aziz stadlarnn tarihe-i hayatn, meslek ve merebini kaleme almlar. Risale-i Nur'un mellini yksek vasarn nazara vermek istiyorlard. Hazret-i stad ise kendi husus hayat ile ilgili ou yerleri karm ve nazarlar tamamiyle Risale-i Nur'a tevcih ettirmiti. O, 'Ben kendimi beenmiyorum, beni beenenleri de beenmiyorum, her ey Risale-i Nur'a aittir' dsturunu benimsetmeye alyordu ve bu adan meseleye bakyordu. Risalelerden yazd hakikatleri nce nefsinde tatbik etmeyi bilen ve her haliyle yaayan Aziz stadn bu Tarihe-i Hayat' tab edilirken stada ait fotoraarn esere girip girmemesi bahis konusu oldu. ark'tan bir ksm talebeleri fotoraarn girmemesi taraftarydlar. Eserin basks hitama erince yine ciltletmek iin Ankara'dan stanbul'a gtrdk. lk ciltlenenlerden bir miktar alp o zaman Emirda'da bulunan Hazret-i stada gtrdm. Byk bir memnuniyetle karlad. Kitab eline alarak biraz kartrd. Ve bana dnerek: Bu kitap ka panganottur' diye sordu. Yirmi be liradr efendim' dedim. O zaman stad: En az krk panganot olmal... nk ucuz olan ucuz bakar. Hem burada Eski Said'in resimleri de yok' (niye konmad mnasnda) diye baz tavsiyeler de bulunduktan sonra As-y Msa'dan bir miktar ders okuttu. Sonra msaade isteyip ayrldm. O anda hizmetinde rahmetli Zbeyir Aabeyle Ceylan Aabey vard. Bir mddet onlarn yanlarnda kaldm. Ayrlrken Mustafa Acet'e yeni

yazdrlan 'Hizb'l Envar- Hakaik- Nuriye'yi bastrmak iin alarak stanbul'a getirdim. Ankara'da Tarihe-i Hayat'n basks bitince stanbul'a geldim. Neriyat iini stanbul'a aldk Ben Ankara'da iken bizim Frnc Aabey, stad Hazretlerinin ziyaretine gider. stad ona 'Ankara, Samsun, Antalya alr, stanbul uyur' mnsnda ikazda bulununca, derhal harekete geerler ve ilk olarak Mesnevi-i Nuriye'yi tab ederler. O tarihlerde Risale-i Nur'un neriyat Samsun'da ve Antalya'da da devam ediyordu. Hatt stad Isparta'da bir ziyaretimde Mustafa Ezener'e yardm iin beni Antalya'ya gnderdi. Hutbe-i amiye tashihini bitirdikten sonra tekrar stad ziyaretimde: 'Kardeim Risale-i Nur'lar kfrn belkemiini krmtr. Artk dorulamaz' buyurmulardr. Zbeyir Aabeye, 'Bu benim misarimdir' deyip kendi yemeinden bana bir miktar ikramda bulundular ve Ceyln Aabeye dnerek, 'imendifer paras ne kadar?' diyerek bilet parasn verdiler. Bu defa neriyat ilerini stanbul'da yapmaya baladk. Hazret-i stad, Risalelerin sratle kmasn istiyor ve bir an nce milletin istifadesine sunulmasn arzu ediyordu. Zaten tek maksad insan olarak dnyaya gelen ziuurlarn saadet-i ebediyeye nail olmalar iin tahkiki iman kazanmalar ve bu suretle Cehennemden kurtulmalar idi.

Onun yksek efkati, aziz ruhu ve ism-i Rahm'e mazhar olan asl ahsiyeti dmanlarna beddua etmekten bile kendini men etmi, onlara iman nasib etmesini dileyerek zamanmzn Sddk' olmutu. Hazret-i stadn bu yksek ahsiyetini o zamanlarda naiz kalemimle yle dile getirmitim: Asrmza ho geldin Ey muhterem Mslman, ey mcahid kahraman Sultansn gnlmzn kesinde he zaman... Ulvleen ruhunla fetheyledin lemi rnek olsun cihana, krdn kfrn kalemi... Nefes ald insanlk zulmn penelerinden Kurtardn biiznillah cehaletin selinden... Ylmadn, yorulmadn arptn mlhidlerle Hakir grdn hayat Nurlu mcahidlerle... El kaldrp Rahmana nice yllar yalvardn Milyonlarca insann kalbinde yce aldn... Cihad meydanlarnda savatn at stnde, 'l ettin Kur'n' kr Moskof nnde... Rabbim gnderdi seni muzdarip bir beere Kavuturdu bizi yepyeni bir esere... Sildik gzlerimizden akan kanl yalar Kutladk urunda feda olan balar...

Nurun nurlu yolunda hz aldk gidiyoruz, En derin sevgimizle seni selmlyoruz. Kalbimizin tahtnda sultan gibi oturdun, Susayan insanlar iman ile doyurdun... Hdimsin sen Kur'n'n esiz ulviyetine, Uymaktr makasdn Peygamber snnetine... Yandn yanarda gibi, lvlar saarak geldin Karanlk, kapkaranlk kfr yrtarak geldin... Ab- hayat sundun lm olan ruhlara, Gneler gibi dodun kararm bulutlara. Kkredi birden bire kanlar uyuanlar... Hakkn yoluna geldi kt yolda koanlar, Nur ald Nurlandlar, gen ihtiyar, kadn kz. Kuds dva uruna feda olsun bamz... Msterih ol ey stad ey byk insan artk Niriyiz Nurlarn nurlu gzlkler taktk. Milyonlarca insan kurtulmutur bu Nurla, Sabrn mkfatn seyret artk huzurla... Gebermek zere kfr, ezeceiz ban... Sil artk doksan yllk mbarek gz yan. Yetmez mi bunca yldr bizim iin altn? Zulmn boyu devrinde zlimlerle arptn.

Sabrn mkfatn Rabbim ihsan eyledi, Nurlarn intiar dman kahreyledi... Bugn milyonca insan minnettardr hep sana. efkatine eremez toplansa yzbin ana... Gye uruna lm senin iin hi olmu... Mahkemeler, zindanlar Nura medrese olmu, Rehberimiz Kur'n'dr, parolamz muhabbet, Bekliyoruz her zaman Cenab- Hak'dan rahmet Denizler gibi otun, zndklarla boutun, Allah'a giden yolda meleklerle bulutun. Azimkr almanla zulmn ufkunu deldin Ey vakur byk insan, asrmza ho geldin... Yeni bir devre balyor Adliyeler vastasyla nne gemek iin are aradlar ve her tarafta mahkemeler atrmak suretiyle gzda vermek istediler. Fakat heyhat! aldandlar. nk Nur Talebeleri onlarn itham etmek istedikleri sulardan tamamen ber idiler. Her zaman olduu gibi bu frtnada da gslerini gererek mahkeme nnde hakl davalarn savunmaktan geri kalmadlar. Bilakis mahkemeler onlarn evk ve gayretlerini artrd. Mukavemet gstermeleri ve merdane klar Risale-i Nur'un maksat ve mahiyetini daha da sratli intiarna vesile oldu. Risale-i Nur hizmeti iin yeni bir safha alm oldu.

Tarihini hatrlamyorum. Yine stadn ziyaretine gitmitim. 'Bu bizim Mehmed Emin mi?' diye iltifat ettiler. Hazret-i stad: Kardam nebolu'da Nazif elebi (Allah rahmet eylesin) mhim Risaleler teksir ediyor, yardmcya ihtiya var. Sen onun yardmna git diye emretti. Ben de hemen stanbul'a ve oradan da bir vapurla nebolu'ya gittim. Risaleler Anadolu ve lem-i slm apnda nerolmaya balad. Bylece iman hareketleri dalgalanmaya balad. Uzun senelerin biriktirdii zulmetli kbus dalmaya yz tutmu ve hakaik-i Kur'niye gnlleri ferahlandrp, kalb ve ruhlar Nur'larla ziyalandrmt. Artk Anadolu insan bahtiyard. Kuraklktan erha erha atlayp viran olmu gnlleri Nur Risaleleri topraa den Nisan yamuru gibi serinletip adeta yeniden hayata kavuturuyordu. Anadolu dolaysyla btn Mslmanlar, byk bir bayram sevinci iinde bunca ektikleri sknt ve ikenceli hayatlarnn sona ermesinden srurla dopdoluydu. Bu, aslnda lh takdirin ve inyet-i Rabbanye'nin Hazret-i Bedizzaman'n duasna mkfaten ihsan ettii bir nimet-i azime idi. Byk stadn 'Ben kendimi beenmiyorum, beni beenenleri de beenmiyorum, her ey Risale-i Nuru'a aittir' demesi, nazarlar hep Risale-i Nur'a veriyor ve Nur'lar okuyanlar, neredenleri tebrik ediyordu. Hizmet-i imaniye bu evkle inkiaf etmekte devam

ederken milletimizin ezel dmanlar gizli dinsizler bu saf iman hareketinin yaylmasn hazmedemediler. Artk Trkiye, eski devirlerin habis basklarndan bir derece kurtulmu, demokrasiye yanamt. Bunun iin bu hizmete direkt engel olamadlar. nebolu nebolu, Bat Karadenizin irin bir kasabas. stad Bedizzaman Said Nurs vaktiyle nefyi srasnda buraya da uramt. Her hareketi hikmetle tanzim eden Cenab- Hak, kim bilir belki de ileride byk hizmet grecek olan sadk kullarn t o zamanda istikbal iin oraya gndermi olabilir. Nitekim de byle oldu. stad, nebolu'nun bir caddesinden geerken ona selm vaziyetinde duran prl prl genle gzgze gelmilerdi. te bu zt merhum Hac Naz elebi idi. Bir anlk selmlamann zerinde brakt scak muhabbeti uzun zaman kalbinde yaatan Nazif elebi, nihayet stad Kastamonu'ya nefyedildii zaman ziyaretine gidiyor ve hizmet-i Nuriye'ye yardm etmeye balyordu. Belki de ilk defa el yazs ile mumlu kda yazp kitap basan bu zattr. Uzun zaman kalemle istinsah edilen Risale-i Nurlar Nazif elebi'nin bulduu bu forml sayesinde kolaylkla oaltlmaya balanmt. Beni kendisine ilerinde yardm iin armt. Beraberce bir hayli altktan sonra vazife bitince yine

stanbul'a geldim. Artk hizmet-i Nuriye her tarafta inkiafa balam. Kur'n tefsiri olan Risale-i Nur'a kar alka ziyadelemiti. Buna mukabil mahkemeler, sorgular, takipler de devam ediyordu. "Gerek maksadnz renmek istiyorum" Bu cmleden olarak bir gn beni Birinci ubeye armlard. Gittim. Komiser bey iltifat ederek yer gsterdi, kahve ikram etti. Bak' dedi, 'bu sefer yine beraat edeceinizi biliyorum, ama ne yapalm ki vazifemiz bunu gerektiriyor. Ancak anlayamadm bir soru, zemediim bir mkilim var, onu sizden zapta geirmemek kaydyla ve bir vatanda sfatyla anlatman rica edeyim.' Buyurun' dedim. Efendim' dedi, 'ben sizin ve Bedizzaman Said Nurs'nin gerek gaye ve maksadnz, kir ve dncenizi renmek istiyorum. Devletin sizinle bu derece uramas, bunca takip, mahkeme ve hapisten ylmayp, hi ftursuz almanzdaki gaye ne ola ki, bu derece bu faaliyetinize ehemmiyet veriyorsunuz? Zahire baktmz zaman hibir men durumunuzu tespit edemiyoruz. Mahkemeler ise her defasnda beraat veriyor. Bu meselelerde ltfen beni aydnlatr msnz?' deyince gldm ve ayaa kalkarak pencereye yaklatm, kendisini de yanma ardm. 'Bak,

dedim, u kprden geen insan kalabaln gryorsunuz.. blk blk.. binler.. on binler.. milyonlar... Ve insan olarak dnyaya gelen herkes ve hatt siz, bu kprden rahata getikleri gibi hirette srat kprsnden de ayn rahatlkla geebilmelerini, Cehennem ateinden kurtulup, ebed saadete nail olmalarn dilemekten baka hibir dnyev ve siyas maksad ve gayemiz yoktur. Bunun byle olduunu, mahkemeler, bilirkiiler tesbit etmiler, defalarca beyan ve ikrarda bulunmulardr. Madem ki ne siz ve ne mahkemeler bu gayenin dnda bir maksad ve gayenin mevcudiyetini tesbit edemediniz, niye kendinizi zorlayarak mevhum bir su ihdas etmek istiyorsunuz? Risale-i Nur meydanda.. onu okuyanlar da meydanda.. ve onlarn il durumlar da meydanda.. imdiye kadar Nur talebelerinin asayii ihlal eden bir ciheti grlm mdr? Bedizzaman Said Nurs'den kim zarar grdn iddia edebilir? Bilkis o, bu eserleri yazmasa idi bugn memleket imanszlk amurunda boulacak, ebed hayat mahvolacakt. Kur'n, lh kitap ve Onun hakikatlerini kalpte, kafada ve vicdanda yerletiren Risale-i Nur, bu asr insanlarnn muhta olduu iman huzur ve saadetin rehberidir, tavsiye ederim, bo zamanlarnzda okuyun' dedim. "Gz ise, maneviyatta krdr" Ne kadar izah ettimse inanmak istemedi. Mevcut alkanln terk etmek ona zor geliyordu. Ona gre her ey dnya iin bir menfaat karlnda yaplr. Halbuki

bizler yalnz Allah rzas iin hizmet ediyor, madd-mnev bir karlk beklemiyorduk. te hafsalasnn alamad taraf burasyd. Nasl olur da parasz-pulsuz hibir menfaat beklemeden uzun seneler bu hizmette kalabilmiiz. Neden herkes gibi madd dnceye sahip deil de yalnz Risal-i Nur'u ihtiyar etmiiz. Anladm ki ne yapsak nale. nk o Risale-i Nur'u okumam, ondaki hakikatleri idrak etmemiti. Her eyi madde gz ile menfaat nazaryla gryordu. Deer lleri ona gre teekkl etmiti. O zaman Risale-i Nur'daki u vecizeyi btn berraklyla anladm: 'Her eyi maddede arayanlarn akllar gzlerindendir, gz ise maneviyatta krdr.' Bu vecizenin altnda muhatabm incelediimde onu btn btn maneviyatsz, ruhsuz, ayakta gezen cenaze gibi grdm. Ayrlrken sabit krinde srar ediyor, ihtimallere, hatt muhale vaki nazarla bakarak istikbalde bizlerden kendilerine biz zarar gelebileceinden endieleniyordu. 'Hdisat ve zaman kimin hakl olduunu gsterecek' diyerek ayrldm. Zaman zaman bu kbil hdiseler bamzdan eksik olmad. Fakat biz, onlarn vehimlerinin aksine daima Risale-i Nur'un gsterdii tarzda msbet hareket ederek hizmetimize devam ettik, bkmadk, yorulmadk, usanmadk. nk biliyorduk ki, yolumuz Hak yolu, Kur'n yolu, iman yoluydu. Gayemiz: Muhtalara yardm, insanlara yardm, biarelere yardmd. stadm dediiniz gibi 'Milletin iman namna, bir Said

deil, bin Said feda olsun' gereine uyarak bize zulmedenlere, biz de beddua etmedik, daima kurtulmalarn temenni ettik, imana gelmelerini diledik. Vazifemiz, hizmetimiz bunu gerektiriyordu ve yle yaptk. Yllarmz bu minval zere geti. Artk Risale-i Nurlarn neri tamamlanm ve btn Hazret-i stadn tashihinden geerek, milletin istifadesine sunulmutu. Hazret-i Bedizzaman mutluydu, mes'uttu, bahtiyard. Doksan seneye yaklaan mbarek mrnn semeresini grm ve Risale-i Nurlar en cra blgelere kadar yaylmt. Herkes rahatlkla Risale-i Nurlar bulabilecek, okuyup istifade edecek ve ettirecekti. stadn, 'Risale-i Nur'un hakiki yat en az on kiiye okutturmaktr' diyerek ona verdii ehemmiyeti hepimiz biliyoruz. nk Risalelerin okunmas ile imanlar kurtulacak, herkes saadete kavuacak, memlekete huzur ve skn hkim olacaktr. Her trl anarinin n ancak bu ekilde kalp, ruh ve akln iman hakikatlerle tenvir edilmesiyle mmknd. Ve Hazret-i stad, gayesinde muvaffak olmutu. Risale-i Nur'un bu kabil mnev ftuhatn ve kalb ve gnlleri nasl fethettiini bir iirimde yle belirtmitim: Nur Kur'n'dan fkran Nur! Muhit ol arz kuat, Ya kabre gtr beni, ya iman ile yaat...

Tek tesellim, midim, sana hizmet etmektir, Sensiz hayat bence dnyada terk etmektir. Karda, kta, tipide mehul bir yolcu iken, Gaet etrafmz sarmt diken diken... Geldin kurtardn bizi, Rabbim rahmet eyledi, Rm olur dnya sana bu gerei bileydi... Bahettin insanla Cennet saadetini, irdin hastalara imann erbetini... Ruha ferah getirdin, doldurdun kalbe iman... Bodun bir avu suda, kfre vermedin aman... Ey sebeb-i saadet, ruhlarn gdas Nur! Her m'min ancak senden buluyor mutlak srur. Sen, mahvedilen bir neslin hidayet kaynasn... Mazlm ehl-i imann selmet bayrasn... Sen ki, bugn Kur'n'n muciznma tefsiri, Olur muyuz biz artk nefsimizin esiri!.. Sarldka biz Nura Mevlm huzur verecek, Kur'n'n hakikat kfr yere serecek... Vazifemiz, daima hizmet etmek Nur'larla, nayet altndayz Nurdan muhkem surlarla, Hedemiz: ufukta batmadan doan gne, Emr-i ma'rufu yapp, dnya olmal karde.

Sa'yimiz olmaz heba, niyette varsa ihls! nsanlk da kurtulur, beer de olur hals Enaniyet, hodgmlk bizden rak olmal, Her ite, her amelde Hakk raz klmal... Yepyeni ruh vermeli asil hareketlerle, Fethetmeli kapleri Nurdaki hccetlerle... Her halimiz, tavrmz slma uygun olsun. Nasl olur insanlk ehl-i dallet grsn. Muzdaripti gnlmz, alardk iin iin, Ruh verdi Rabbim bize, Kur'n'a hizmet iin, En byk ereftir, Nurlara akird olmak, Kuvvet veriyor bize Hak yolunda yorulmak. Hidayet bamza kondu bir devlet gibi, Karlmaz frsattr ebed servet gibi. Madem ki tek kurtulu, tek mid kayna Nur! Vur dinime dahleden sefahet ehline vur!.. Ruhlara ruh veren Nur, elimizde bayraktr, ar-nar bu insanlk Nur'a sarlacaktr!... Lhika mektuplar Hazret-i stad, zaman, ahval-i umumiyeye dair baz lhika mektuplar yazar ve nerettirirdi. Bilhassa Ankara'daki erkn- hkmeti, baz desiselere mukabil ikaz ve irad ederdi. Hkmet, Demokrat iktidarn elinde

bulunmasna ramen icra organ hkmnde bulunan bir ksm memurlarn key hareketi de eksik olmuyordu. Nitekim Hazret-i stad Ankara'ya gelileri hdiseli gemiti. Hazret-i stadn Ankara'ya gelileri mnalyd. Devleti ykmak isteyen, hrriyet rejimini deitirmek emelinde olan gizli dinsizlerin emellerini kefetmiti. Bu endiesini dine msamahakr olan Demokrat Hkmete duyurmak, anlatmak istiyordu. Btn hayat boyunca milletin iman selameti iin alan Hazret-i stad maalesef onlar da anlayamamlard. Ahval-i siyasiyenin kark olduu o zamanda ise stad, son vasiyeti mansnda talebelerine baz telkinlerde bulunmutu. Bu telkinlerinde stad Bedizzaman Said Nurs, -btn derslerinde olduu gibi- daima msbet hareket etmeyi nazara vermi, men hareketlerden talebelerini men etmitir. Bunun iindir ki Nur Talebeleri her devirde mnev bir zabta vazifesini grm, memleketin ilerlemesine, madd-mnev kalknmasna yardmc olmulardr. "stad stanbul'a geliyor" stad Hazretleri Ankara'da bulunduklar srada en son nerolan Risele-i Nur Klliyatndan Sikke-i Tasdik-i Gayb eseri hakknda takibat almt. stad vekletnmesini Avukat Bekir Berk'e gndermi, icap ediyorsa stanbul'a gelebileceini de ima etmilerdi. Bunun zerine Avukat

Bekir Berk bir telgraf ekerek stad' stanbul'a davet etti. Daveti kabul edip Ankara'dan hareketlerini bildirmeleri zerine Piyerloti Otelinde yer ayrttk ve bir araba ile ehir dnda stad karlamaya gittik. Bir mddet bekledikten sonra stadn arabas hzla yanmzdan geerken bizi grp durdular. stad, 'Niin karlamaya geldiniz' diye biraz hiddet etti. Sonra hep beraber skdar vapur iskelesine kadar geldik. kindi namazn klmak iin camiye girdik. stad Hazretleri seccadesini sererek namaza durdu, biz de arka tarafta kldk ve sonra arabal vapurla stanbul yakasna getik. Kalabalk bir topluluk ve gazeteciler stadn arabasn sarmlard. Bir frsat bulup Piyerloti Otelinin nne geldiimizde Otelin etraf hncahn dolmutu. Gazeteciler mutlaka fotoraf ekmek istiyorlard. stad ise ektirmek istemiyordu. Bunun zerine Zbeyir Aabey bir emsiye ile stn rtt biz de etrafn alarak stad otele kardk. stad Hazretlerinde yorgunluk lmetleri yoktu, bir zindelik, bir cevvaliyet ve faaliyet halinde idi. Adeta 'Eski Said' tabir ettii genlik devirlerindeki sra dalara ba emeyen ehametli tavrn yayordu. Ve o tavrla bize sanki diyordu ki: lm mukadderdir. Hizmet-i imaniye iin feda olan bu ba zndkaya eilmedii gibi, sizin banz da eilmesin. Kur'n'n hakikatlerini leme duyururken, her trl mehalike gs gerip benim hayatm hsn- misal alnz ve hizmetinize devam ediniz.'

"Asayiin mnev muhafzlaryz" Ve biraz sonra ieri girdiimizde lisan- halle vermek istedikleri ibret dersini lisan- kl ile sifahen anlatmaya baladlar; Ehl-i dallet bir Said'den korkuyordu, imdi Saidler, gen Saidler binler oldu, artk ehl-i dallet titremelidir. Dnyada birok komiteler ver. Ermeni komitesi, Rum komitesi, Tanak komitesi. Hibirisi Risale-i Nur kadar kuvvetli deil. Fakat bizim vazifemiz men hareket etmek deil. Biz msbet hareketi iar edinmiiz. Anariye kar, bozgunculua kar cihadmz var. Asayiin mnev muhafzlaryz.' Ve szlerine yaydan frlayan ok gibi ayaa kalkarak devam etti: Ben M. Kemal'e dedim, namaz klmayan haindir. Hainin hkm merduttur, diye...' ve ilve etti: Divan- Harpte mahkeme reisi pencereden, aslan adamlar gsterdi. Sen de eriat istemisin!' O vakit dedim: eriatn bir meselesi iin bin ruhum olsa feda etmee hazrm...' stad bunlar sylerken, sanki o an yayorcasna anlatyordu. Heyecanlyd. Doksan seneden beri takip ettii kuds davasnn geirdii tarih sahnelerden blmler beni ararak

anlatyordu. Ve neticede demek istiyordu ki, bunca tehlikeler, bunca zorluklar ve meakkatlerle gs gererek bu davay, bu iman hareketini, bu Risale-i Nur hizmetini buraya kadar getirdim. Hi kimseden korkmadan, kimseden ylmadan ve asla taviz vermeden Allah rzas iin altm. Bugn Risale-i Nur'un kiymetini mdrik genler Saidler benim meslek ve merebimi takip edip Risale-i Nur'a sahip kacak ve benden sonra bu hizmet-i imaniyeyi benim muhlis kardelerim yapacaklar. stadn stanbul'a geliini byk puntolarla iln eden gazeteciler de siyas bir maksad aramakta ve hdiseleri ters ynde deerlendirmekte idiler. Gazetelerin bu yarglarna mukabil stanbul Valisi bir aklama yaparak, ortada hibir hdisenin olmadn, bir Trk vatanda olarak seyahat hrriyetine sahip, ihtiyar bir zatn seyahat etmesi onun en tabi hakk olduunu, binaenaleyh gazetelerin bo yere havay bulandrmak istediklerini beyan etti. Gazeteciler ise, deta Piyerloti Otelinde karargh kurmu stad'n fotorafn ekmek istiyorlard. Bu arada Avukat Bekir Berk bir basn toplants yaparak Bedizzaman Said Nurs'nin stanbul'a geli sebebini izah ederek, gazetecilerin sorularna cevap verdi. stanbul'a geliinin ikinci gn stad odasnda le namazn klarken arka balkondan giren bir gazeteci stadn fotorafn ekmek zere pencerenin nne geldi. Biz mani olmak istedik, fakat rahmetli Zbeyir Aabey,

'ilimeyin' deyince gazeteci fotoraf ekti. Bunun zerine stad hiddet etti ve derhal stanbul'dan ayrlacan syledi. Hemen harekete getik. Avukat Bekir Berk'in tedbirli organizesiyle stadn etrafn aldk. O zaman bu tedbiri gren Bekir Berk'e Hazreti stad 'Sen benim Abdurrahman'm gibisin' diye iltifat etmiti. Bu ekilde stad merdivenlerden indirdik ve arabasna binerek stanbul'dan ayrld. "Korkmayn, muvaffak olacaksnz" stad stanbul'dan ayrlmasndan bir mddet sonra zmir savcl tarafndan Genlik Rehberi ve Hanmlar Rehberi isimli kitaplar neredip datmaktan maznun olarak dv ald. Maznunlar arasnda ben de vardm. Mahkemeden knca stad Hazretlerini ziyaret etmek iin bir minibsle Isparta'ya mteveccihen yola ktk. Minibste imdi hatrlayabildiim kadaryla Avukat Bekir Berk, Ahmed Aytimur, Said zdemir, Mustafa Birlik ve Doktor Esat Keafolu vard. Gece sahur vakti Isparta'ya indik ve bir otele giderek yats namazlarmz kldktan sonra ziyaretilerden bir ksm, 'stada haber gnderelim belki kabul eder' dediler ve yle yaptk. Hazret-i stad hilaf- det olarak hemen gelmemizi emrettiler, gittik. O gece mbarek Ramazan'n ilk sahuruydu. Sahuru Hazret-i stadn medrese-i mbarekelerinde yaptk. stad, her zaman olduu gibi Risale-i Nur'un ehl-i dalalete galip geldiini, hizmet-i imaniyenin her tarafta yaplmakta olduunu beyan buyurdular.

Yanmzda yeni teksir edilmi eskimez yaz Lem'alar'n ikinci cildini getirmitik. Hazret-i stad eline ald, bakt bakt, gzleri buulu idi. Bizi iaret ederek: Bunlar, dedi, stanbul'da ve Ankara'da Risale-i Nur'u nerederek yirmi eyh'l-slm kadar hizmet ettiler.' Ve ilve ederek: Hem, korkmayn muvaffak olacaksnz. Bu avukatnz da size yardm etsin' buyurdular. Aziz stadn dar- bekaya intikalinden yirmi gn evvel kendisinden duyduumuz son szler idi bunlar. Ve hl kulaklarmzda nlamaktadr. "Bir stad tanyorum" Bir stad tanyorum, o da Bedizzaman, Bir stad tanyorum, en byk bir kahraman, Bir stad tanyorum; asrn vekili ancak Lailahe illallah, elinde duran sancak. Bir stad tanyorum, imandan bir kaledir... Bir stad tanyorum, Nurlardan bir hledir. Bir stad tanyorum, iman dalga dalga, Tard eder vesveseyi, phe brakmaz akla. Bir stad tanyorum, zulme boyun ememi, Bir stad tanyorum, hibir tviz vermemi... Bir stad tanyorum, cihanmul mcahid!

Bir stad tanyorum, iiyle d Said... Bir stad tanyorum, gneler kadar yksek Hak syler ne sylerse, btn szleri gerek. Bir stad tanyorum, gzlerinden nur saar Bir stad tanyorum, krler ondan kaar. Bir stad tanyorum, efkatn timsalidir. Bir stad tanyorum, imnn mislidir. Bir stad tanyorum, slah etmi nefsini, Bir asrlk mrnde ksmad nefesini. Bir stad tanyorum, cevherdir btn szler, Allah, Kur'n Peygamber, davasnn en z. Bir stad taniyorum, iln etti tevhidi, Kahretti zalimleri, yere serdi mlhidi. Bir stad tanyorum, kfr- mutlak krd, Karanlk gnllere imann nuru girdi. Bir stad tanyorum, cihana meydan okur, Yazd eserleri milyonca insan okur. Bir stad tanyorum, tek korkusu Allah'tan, Ylmad bu dnyada ne atomdan, silhtan... Bir stad tanyorum, dnya zevkini bilmez Vris-i Peygamber, Hakkn en sadk kulu. Bir stad tanyorum, imandan bir varlktr,

Kinat titreten bir kuvvete maliktir, Bir stad tanyorum, yoktur cihanda ei, Son asrn mtehidi, insanln gnei... Bir stad tanyorum, mcehhezdir imanla, Hizmet etti daima davasna Kur'n'la. Bir stad tanyorum, bakidir tasarrufu Gayesi: insanla tebli emr-i ma'rufu... Bir stad tanyorum, kalblerde mektep kurdu, Ktle ktle insanlar onun safnda durdu. Bir stad tanyorum, canileri evirmi, Kalplerinden karp putlarn devirmi Bir stad tanyorum, Allah demi, Hak demi, Bir stad tanyorum, an dnyay tutmu. Bir stad tanyorum, her hali mstakimdir, Tek, biricik gayesi, srat- mstakimdir. Bir stad tanyorum, ilham kayna Kur'n, Dostu da, dman da cmlesi ona hayran. Bir stad tanyorum, ilmi, muhit bir deniz, Dar gelir tefekkre koskocaman kremiz. Bir stad tanyorum, Bahr-i Ummandan derin Kutlu olsun stadm bu mbarek zaferin!... Bir stad tanyorum, Allah'n en sevgili, mbarek bir

kuludur, Gittii yol, Hazret-i Muhammed'in yoludur. Bir stad tanyorum, hrikalar asrnda! Bir iki yldan sonra bu cihad meydannda Memat hayatndan hizmet ediyor zhir, Son asrn son vekili, son mceddid,en hir..."

SMAL YILDIZ
Diyarbakr'n Hani kazasna bal Ceviz kynde dodu. Eski eitmenlerdendir. "Nasl ziyaret edebilirim?" stad Bedizzaman Hazretleri bir takm eserleri olan kymetli bir lim. ark hdisesi sebebiyle Anadolu'ya nefy edildiini duyardk. stanbul'da Eref Edip'in kard Sebilrread mecmuas elime geti. Ondan tefrika edilen stad'n hayat ile alakadar yazlardan kir sahibi oldum. Mahkeme mdafaalarnn nes mdafaas olmadn, slm davasnn mdafaas olduunu bihakkn rendim. tiyakla stad' ziyaret etmek istedim. stad'a hitaben Eref Edip Bey vastasyla bir mektup yazdm. Grmenin ve eserleri elde etmenin yolunu sordum. Epey zaman sonra stanbul niversitesinde okuyan Muhsin Alev'den cevap mahiyetinde bir mektup aldm. Yirmi nc Sz ve Genlik Rehberi'ni bana gndermi. slm hareriyle olan eserler iin de, Urfa'daki Nur Talebelerinin adresini vermiti. kinci mektupla da Asa-y Musa'y gndermiti. O zaman Urfa'da Abdullah Yein, Zbeyir Gndzalp, Hsn Bayram bulunuyordu. Onlar ziyaretimde Zlkar,

Mektubat, Szler, ualar, Lem'alar mecmualarn aldm. "lk ziyaretim" 1952 senesinin sonunda stad'n stanbul'da olduunu rendim. Mektubat'taki ziyaretiler ksmn okuyarak, stad' Kur'n'n bu asrda bir tercman olarak yalnz Allah rzas iin ziyaretine gittim. Aldm tarif zere stad' kolaylkla buldum. Zbeyir Gndzalp, stanbul aramba'da beni stad'a takdim etti. stad Diyarbakr'daki hizmetleri sordu. Yarm saat kadar yannda kaldm. Banda bir sark, boynunda bir atk vard. stad'a bir mddet yannda kalmay arzuladm syledim. stad yarm saatlik bir grmeden sonra mkerreren yanlarnda kalmay arzu ettiimi ifade etmeme ramen 'Memleketinize gidin orada hizmet edersiniz. Bu grmemizi 4 senelik hizmete mukabil kabul ettim' buyurdular. stad' bir pederin oluna efkatinden daha efkatli olarak grdm. Ona kavumak lezzeti dnyev hibir lezzetle mukayese edilmez. stad kendisinin tarassut altnda bulunduunu syledi. Siyasiler iin; 'Bunlar Risale-i Nur'un nerine mani olmak istiyorlar. Olmuyor deil, olamyorlar. Ve inallah olamayacaklar. nallah Risale-i Nur nerolacaktr' buyurdular. "kinci ziyaretim" kinci ziyaretim; bir ka ay sonra, stad Emirda'da iken oldu. ki katl bir binada kalyordu. stad merdivenlerin yarsna kadar indi. 'Sizinle daha evvel

grmtk' dedi. Grmemiz 10-15 dakika kadar srd. Derslerden ve hizmetlerden sordu, anlattm. Risale-i Nur elhamdlillah ehl-i insafa kendini kabul ettirdi. Hatta bizim kazada bir tek muhalif kalmad. Sebilrread'a yazdm mektup, idarehanenin aranmas srasnda ele geirilmi, hakkmda takibata balamlar. Bir gn ky camiinde iken, kaymakamla jandarma komutann geldiklerini ve benimle grmek istediklerini sylediler. 'Sizin evinize kadar gidelim' dediler. Ben arama yapacaklarn tahmin ettim. Arama yapmadan nce kitaplar kaldrmak mmkn oldu. Arama srasnda bulduklar Kur'n- Kerim, mevlid ve Nur leminin Bir Anahtar idi. Bir ka eseri zapta getiler. Mahkemeden celp geldi. lk mahkemede savc, 'stanbul'a gittin mi?' diye sordu. 'Evet' dedim. 'Niin' dedi. 'Bedizzaman' ziyaret etmek iin' dedim. 'Bedizzaman kimdir' dedi. 'Byk bir limdir, Risale-i Nur mellidir' dedim. 'Baka lim yok mu?' dedi. 'Var' dedim. Gayeniz gazetelerde isminizin kmas mdr?' dedi. Cevaben: 'yle bir gayemiz olsayd, ya gazetelerde yaz yazardm veya siyas partiye girerdim' dedim. 'Niye byle baryorsun?' dedi. 'Yksek sesle sylyorum' dedim. 'Kelimeler anlalsn diye.' 'Ben sar mym?' dedi. 'Hayr' dedim. 'Yksek sesle sylemesem, ne dediim anlalmaz. Ne dediim anlalmaynca da hakikat anlalmaz.' Sizi tevkif edersem ne yaparsnz?' dedi. 'Hibir ey yapmam'

dedim. Ayn soruyu sordu. 'Ben de gider rahat yerde yatarm' dedim. 'Yani hapiste yatmak rahat mdr?' dedi. 'Sizin bu ekildeki hareketinize kar rahattr' dedim. Bunun zerine 'Tevkini taleb ederim' dedi. kinci celsede tevkime karar verildii beyan edildi. Kazamzn cezaevinde on be- yirmi kadar mahkm vard. Katil, kaak ve adam yaralayanlarn iindeydik. Bana siyas sulu ss verdiler. Orada kimse bunun ne olduunu bilmiyordu. Bir gn zeminde kaldm. Ertesi gn 'Risale-i Nur nedir? Bedizzaman kimdir? Gnmzde dinin durumu nedir?' diye mahkmlarla konuunca mahkmlarn ileri gelenlerinden biri yatan ranzasndan indirerek benim yatam oraya koydu. Ve yemin etti 'Sen burada yatacaksn' diye. Btn mahkmlar muhabbetle karladlar. Kazada iitenler ikinci mahkemeye geldiler. kinci mahkemenin sonunda Diyarbakr Ar Ceza Mahkemesine naklettiler. 35 gnde Diyarbakr cezaevinde kaldm.70 gn kadar mevkuyetim oldu. Cezaevinde Ceven, Delil'n-Nur ve bir ksm Risaleleri yazyordum. Mevkuardan biri okuma yazma bilmedii halde, sabahtan leye kadar yanmzda oturur, yazlara bakard. Bir gn hapishane mdr vastasyla mahkemeye bir dileke yazdm. Mdrn yanndaki ktip bizim kyldr. Ona soruyor. 'Sen bu adam tanyor musun?' O da 'Evet normal bir adamdr. Sevdiim bir adamdr' diyor. Mdr 'yle ise bu dilekeyi gndermeyelim' diyor. imdiye kadar hibir

maznunun iddia makamnn isnatlarn kabul ettiini grmedim. Bu ise kabul ediyor, dilekeyi gnderirsek aleyhine olur, diyor. Bana haber verdiler. Mdrn odasnda konutuk. Neticede: Mdre 'Bu istinatlarda hakikat- halde su yoktur. Beni seviyorsanz, dilekemi gnderiniz' dedim. Dilekemi gnderdi. Bunun zerine mevkuyetten kurtuldum. Mdr, Urfal bir mahkma, 'Bu ahlkszlktan vazge' diyordu. O da 'Ben ahlksz deilim. Beni sana yanl anlatmlar' diye cevap verince Mdr de 'Senin hakknda oklar aleyhte ifade vermiler, halbuki imdiye kadar, smail hakknda aleyhte ifade veren olmad. Yanl olsayd, onun hakknda da aleyhte ifade verilebilirdi' demiti. "Mdr bir gn koua bir manga askerle girerek 'Ben sizin kardee geinmenizi istiyorum. Darda ne yaparsanz yapn' dedi. Beni gstererek 'Hepiniz bu adam gibi olursanz, hibir zabta tedbirine lzum kalmaz, karde gibi geinirsiniz. Daha iyi insanlar olarak evlerinize dnersiniz' dedi. Tahliyeden sonra gayr- mevkuf olarak devam eden mahkeme, 4 Mart 1955'te beraat ve kitaplar iade kararyla neticelendi."

GALP GGN
"Bayrak insan, gerek kahraman" Pertevniyal Lisesinde okuyordum. Bir arkada bana ondan bahsetti. O gnlerde, yol gsterdii genler iin yazd Genlik Rehberi isimli kitabn elde ettim. Bu hakikatli dersler iin, akl fukaralar onu mahkemeye sevk etmiti. Sonra Asa-y Musa, Nur emesi ve Szler isimli esreleri ile tantm. O zamana kadar bir hayli kitap okumutum. Okumaya kar kk yatan beri ilgim fazla idi. Fakat onun eserlerinden her biri, bana okkal bir ktphaneden daha muhteval ve deerli grnd. Ve bu kanaatimi de hep muhafaza ettim. stanbul'a gelmitim. Muhsin ve Ziya isimli yksek felsefe tahsili yapan genleri tandm Onlarn delaletiyle ziyaret ettim. Byk ve muhteemdi. Nereli olduumu sordu, Artvinli olduumu, lisede okuduumu syledim. O zaman sevgi ve efkatle bana nemli ikazlar yapt. Komnistlerin iki dehetli yalan ve tne ile beeriyeti esaret altna almaya altn, insan topluluklarnda

huzur, bar ve sevgiyi yok ederek, zalim ve mstebit idarelerini kurmak gayretinde olduklarn anlatt. Bu iki iren silhn biri: Zavall, ilerisini ve sonunu dnmeyen genlere neslerine ho gelen bir serbest (zgrlk) vermek. Onlar, ba boluk ve ahlkszla iterek ellerine geirmek ve kr bir let olarak kullanmakt. Bunun iin namus, iffet, haya duygularna dmandlar. Namuslu insanlarn haysiyet ve ereerini, serseri ahlkszlara peke ekerlerdi. kincisi: Emek ve alnteri ile, tasarruarla elde edilmi varlklar, tembel, serseri ve berdulara peke ekerek hak-hukuk bilmeyen bir ksm macerac ve lplere vadederek, o zavalllar men menfur emellerine let etmeleriydi. Elbet o serserileri, onlara umut vererek kendi uursuz saltanatlarn gerekletirmek iin kullanacaklardr. "Tevaz ve mahviyette emsalsizdi" Biz, serhat boylarnn ocuklar, byle insan soyunun tiksinip titredii bu musibete kar, sair kimselerden on defa imanl ve iman hizmetinde gayretli olmalydk. Nur Risaleleri btn kfr ve irkin atelerini sndrecek, btn dallet ve batl efkr susturacak gte ve kuvvetteydi. lim ve hakikat noktasnda, btn er kir ve kuvvetleri malp etmiti. Ondan istifade edilmeliydi. Onu elde

edersek hibir batl cereyan bizi malp edemezdi. Ve elhak yledir. Onun eserlerini anlayarak okuyan, hibir surette sarslmaz, yolunu armaz; Hak ve hakikatten uzaklamaz. Kendilerini yaknen tandktan ve eserlerini dikkatle okuduktan sonra beni ok etkileyen belli bal mahedelerim unlar oldu: inand gibi yazan ve yaayan bir insand. Syledikleri ile yaay arasnda en ufak bir tezat yoktu. Asrmzn aydnlarnda ok grlen riya, mdahene, gerek d, ahs ikbal ve menfaati iin sz ve hareket onda yoktu. ndinde, hakkn hatr yksekti ve hibir hatra feda edilemezdi. Samimiyetin, sadakatin, ihlas ve hakperestliin mahhas bir sembolyd. Gerek lim, fzl ve bykt. Onun rehberliinden bu milleti ve genleri mahrum edenlerse, gerekten cani idiler. Tevaz ve mahviyette emsalsizdi. Eserlerinde bizzat kendisini eletiren, szlerinin akl terazisine vurulmasn isteyen, kendisine candan bal olanlar daima bu yolda ikaz eden ve onlar, uurlu, muhakemeli, olgun birer varlk haline getirmek isteyen o idi. Okuyanlar bilirler: Lem'alar'da, Muhakemat'ta ve Lahikalar'da, byle son derece hikmetli ikazlar vardr. Hal byle iken, hibir kymet tanmayan kskan, geri ve ad kafalar, ona, tamamen bunun tersi bir takm vasar izafe etmek istemilerdir.

Fevkalde mahviyetiyle, 'stad'm' dedii mam- Gazal Hazretleri, Eyyhel-Veled'inde, daima peder mevkiindedir. Muhataplarna 'Ey oul' diye hitap etmektir. Said Nur ise, mrid mevkiinde olduu halde, daima muhataplarna kardeim hitab ile konuur. Mesnevi-i Nuriye eserinde, klielemi hitab ''lem Eyyhel-Aziz'dir. Daima 'Ey aziz kardeim' diye hitap etmektedir. Bir kitabn neri hizmetinde, gencecik bir talebe iken ziyaretine gitmitim. Dedemden daha yal o ilim ve irfan kutbu, elini ve pmeyi saadet bilen bu vasfsz hayranna elini ptrmemiti. Beni kucaklam, alnmdan pm ve 'kardeim' diyerek kalbinin ve sesinin btn scakl ile kucaklam, hizmetin kudsiyetinden Kur'n hizmetinin her eyden yce olduundan bahsetmiti. Gerekli hizmetleri yapamadmzdan zlmememizi, Kur'n hizmeti iin uyank bekiler olduumuzu; nbeti bir askerin, hibir vukuat olmasa da, o hizmetindeki cidd grev duygusu ile gazilerin ayn sevabn, binaenaleyh hi mahzun olmamak gerektiini, gene ciddiyetle anlatmt. Gerek davranlarndaki bu ciddiyet ve samimiyet, gerekse Kur'n ve iman hizmetindeki slubu fevkalde clib-i dikkattir. Eserleriyle ve davranlaryla gstermitir ki; yeni tabiriyle, tam anlamyla adatr, demokrattr, hrriyeti ve medeniyetidir. Btn beer ondan sevgi, kardelik, feragat ve fedakrlk renebilir. Faziletinin zektn datsa, aydn geinen ad bir ok byk ve kkba insan, fazilete baya zengin

edebilir. Bu dava iin defalarca sorguya ekildik. Risale-i Nur'dan aldmz hakikat dersleriyle hi bamz eilmedi. Bizi sorguya ekenleri, o byk stadmzdan aldmz derslerle malp ettik. nk: O ve dvas, yakn alarn bir benzerini gsteremeyecei emsalsiz bir mazlumdu. Fiilen zulmn ve keyf idarenin mahkmuydu. Fakat hi bir zlime serfru etmeyen bir kahramand. Yetitirdii muhteem insanlar, Hsrevler, Rtler, Tahirler, Refetler, Hasan ve Ahmet Feyziler, Muallim Galipler, Zbeyirler, Atar, Ceylnlar, yaayanlar ve lenler hepsi de muhteem, fazilet, feragat, ihlas sembol kiilerdir. "Biz muhabbet fedaileriyiz" Anadolu'da Yunus Emrelerin, Mevln Celleddinlerin, Hac Bektalarn, Hac Bayramlarn, Mevln Halidlerin ve Anadolu'da slm harcn youran nice veli, lim, fazl, hakimlerin varisleri, devamlar, emanetileridirler. O emanetlerin byk muakkibi byk ve muhteem stad Said Nur Hazretlerinin vasiyeti ile, vatanlarn ve slm dnyasn iten ve dtan kundaklayanlarn atelerine barlarn siper etmi gerek kahramanlardr. Meslek hayatmn banda, kendi matbaaclmda, kendi ellerimle bir tebrik basp gndermitim..

O tebrikte stadn u altn szleri vard: 'Biz muhabbet fedaileriyiz, mesleimiz muhabbettir. Husumete vaktimiz yoktur.' Evet, mitvar olunuz, u istikbal inklb iinde en yksek gr seda slmn sedas olacaktr.' te bu iki sz, hakkmzda, adl bir takibata mncer olmutu. Bir millet kendi temellerini nasl tahrib eder, dndke iim hznle dolar. O zaman beni celbeden, gencecik savc ile bir tartmamz olmutu. Benim hukuk talebesi olmam, gln telakkilerle artlanm savc, bir trl aklna stramamt. Neden hukuk okuduumu istihza ile sormutu. O zaman, her trl kpekleri serbest brakp, talar balayan, hak ve hukukla hibir surette badamayan icraatlarn yzlerine vurmu, ite demitim, bunlar hukuk diye ne okuyorlar onu merak ettim, onun iin u okula yazldm. Bu amar gibi patlayan cevabma ok kzmt. Fakat gerekler akt ve acklyd. Bu i ve d baz evrelerin anud ve azad kabul etmez zalim kleleri, hakikatleri haykran ifadelerimiz karsnda malp olup susuyorlard. Soruturma sonunda adem-i takip karar almtm. Heyhat, gn birlik hrslarnn kurban olanlar, bu hayat verici szleri anlamaktan acizdiler. imdi husumetin yurt sathn yangn gibi sard u zamanda, byk ve kk ba, kafasnda iz'an bulunan herkese o byk vatan

evldnn u muhteem szn vird-i zeban etmesini tavsiye etsek acaba duyarlar m? Evet, eer zerre kadar insaf ve iz'annz varsa. Anadolu'nun yetitirdii o en byk evldn szlerini ve nasihatlarn btn yurt sathna; ky kahvelerinden, niversite anlerine, ordu kararghlarna, meclislere, babakanla, btn hukuk mercilerine, Riyaset-i Cumhur eref gnderine ekiniz. Korkmayn, o size yalnz eref ve kurtulu yolu gsteriyor. 'Biz muhabbet fedaileriyiz. Mesleimiz muhabbettir, husumete vaktimiz yoktur.' "Mridlik taslamam tek mrid" Hayatnda eyhlik, mridlik taslamam gerek mriddi. Peygamberin ve sahabelerin llerine sk sk balyd. Byklk taslamay byklkle badatramyordu. Byleleri, sabiyy-i mteeyyih (eyhlik taslayan bebeler) diye tavsif etmiti. Gerekiydi, ac da olsa gerek d konumazd. Ac da bazen ifalyd. Da meyveleri bazan ac idi, ama elbet ifal da. Dalkavuk ruhlularn onu anlamas mmkn deildi elbette. O, elli sene nceden bugnk anari ve tneleri grm ve ikaz etmiti. Ama zavall beyinler bunu idrak edemediler. Ayrca tnekr cereyanlar kknden reddediyordu. Bin sene ayn sancak ve bayrak altnda dven, iman, kitab, kblesi, vatan, peygamberi, mukaddesleri bir olanlar iinde ayrln yeri olamazd. Din ve milliyet, bizde tenden bir

zrh gibiydi; ayrlamazd, biri birine kar olsa olamazd. "Mezheplerin taaddd rahmetti. timek iin sebep ve bahane olamaz; ittihad- maksat iin bir vesile olurdu." leri, meden btn gelimeler Kur'n ilham ve buyruu idi. Geriliin iimizde yeri yoktu. Eski hal muhaldi, ya yeni hal veya izmihlldi. 'la-y kelimetullah artk maddeten terakkiye vabesteydi. Vicdann ziyas ulum-u diniye, akln nuru fnn-u medeniyeydi. kisinin beraber gelimesiyle hakikat tecelli ederdi. Beer ancak byle terakki ederse, mesut, huzurlu ileri topluluu olutururdu. stikbalde kl yerine kalem, ilim hkmedecekti. Fakat Dr. Duzilerin, Durkhaim, Freud, Darvin gibi sapk ve arpklarn mritleri, bu byk evldn, bu emsalsiz hakikat kahramann dinlemek istemediler. Adeta gzleri kr, kulaklar sar, kalpleri mhrl idi. O emsalsiz hakikatleri gizlediler. Milletimizin, genlerimizin istifade etmemeleri iin her densizlii yaptlar. Yazk, musab olduumuz bunca devah yetmez mi? Artk bu millet, kendi bykln, kendi mridini barna basmayacak m? Onun ifa dolu, ilim, fazilet hakikat datan n, okullarmz yurt evldna bir sebil gibi datmayacak m? Kendi ikballerinden zerre feda etmeden smr edebiyat yapan kiiler; acaba onun orap stne lastk giyen ve 'Ben halkmn ounluunun seviyesi stnde

giyip yiyemem' diyen o stad'n halinden bir ders, bir ibret, bir hikmet koparabilirler mi? Eer hamiyet dva eden sr ile hamiyet-fru ondan ders alsalard; elbet kimsenin yutmayaca yalanlarla, ancak safdil baz cahilleri aldatan bu zevat, ehl-i dikkat nazarnda maskara olduklarn kavramakta glk ekmeyecekti. Velhasl, Nur derslerinden alnacak saysz faydal neticeler vardr. Akl ve feraset sahibi devlet ve hkmet efrad bir gn bulunursa, elbette milletimizi bu deerli hazineden mahrum etmenin ar vebalinden kurtulmann yollarn arayacaklardr. Umut Kaf dann ardnda deil, gz nndedir. Ama onu grecek gz, idrak edecek beyinlere ihtiya vardr. "Siyasetin irkin yznden Allah'a snmt" Mteeyyih deil, hoca idi. Hem de Skolastik bataklkta bir ortaa hocas deil, btn ada bilgilerle mcehhez, lisanda muhteem eserler telif eden bir limdi. Sklmadan ona cahil diyen, Trkeyi dahi tasarruftan ciz aydnlarmz olmutu. Siyasetten, onun irkin yznden Allah'a snmt. Basit politikaclar, onu kendi dzeylerinde grmek istediler. Hayat rnek olduu gibi, vefat dahi ibretamizdi. 1960 darbesinden nce, vefatndan evvel, Anadolu'nun sinesinde yatan byk zatlar ziyaret iin dolamt. Bu gezi ok manidar birer veda ziyaretiydi. Anadolu'nun byk velilerini, Yunuslar, Hz. Mevln'y,

Hacbayramlar, Eyyp Sultan ve Yua Hazretlerini ziyaret etmi. Anadolu'nun barndaki nebi Hz. brahim'in derghna varp orada ruhunu Rahmana teslim eylemiti. O gnk zalim politikaclar, Onun bu gezintilerinden kendi hasis ve habis emellerine muvazi anlamlar karmak istediler. "DP iin; 'Ben gidersem onlar da gidecek' demiti" stanbul'daki son ziyaretinde yannda bulunmutum. Kk politikaclarn yurdu kartrmak iin evirdikleri frldaklardan son derece elem duyuyordu. Aka ifade etmiti ki: 'Ben Sultan Eyyb Hazretlerini ziyarete geldim. Fakat bahane arayanlara let olmamak, tneyi tahrik etmemek iin yanna varamyorum. O koca sultan beni mazur grr' demi ve kald Piyerloti Otelinden geriye dnmt. Kader, 1960 ihtilline cevaz vermiti. zah olunmaz bir gaete den o gnk iktidarn dahiliye vekili, o muhteem zatn Hac Bayram ziyaretine izin vermemiti. D.P esasen . bir bakma gurur verdii baz idraksizliklerin kurban idi. Bana sorarsanz, stad Said Nur; Szler mecmuasnn sonunda 'EDDA' isimli manzum ve mahzun szleriyle, lmn ok nceden haber verdii gibi, D.P .'nin elim sonunu da ok evvelden grmt. Menderes ve Tevk leri gibi hamiyetperver ve vatanperverleri ikaz ve kurtarmak iin ok gayret etmiti. Fakat onlar srklendikleri aresizlikten kurtaramad. Hatt diyebilirz

ki; onlarn ve memleketin urayaca byk felketi grmemek iin Rabbinden ruhunu kabzetmesini diledi. Esasen vefatndan nce, 'Beni anlayamadlar, bana dayanyorlar, ben gidersem onlar da gidecekler' diyerek znt ve esee duygularn ifade eylemiti. Dnrm ki, o hayatta olsa idi, 1960 darbesi zor yaplrd. Belki de ilen mukabeleye mecbur kalrd. O kadar mert ve bykt ki, dostum diye bakt kimselere yle kt muameleler yaplmasna tahamml edemezdi. Yurdun bu tne iinde peran olmasn istemezdi. Vefatndan nce ac ac: 'Ben btn mrmde ac ektim, zulm grdm, hepsini sineme ektim. Dinimi, mukaddesatm politikaya ve politikacya let ettirmedim. Semav, lh Nurlar, mcevherleri yerdeki fani cam paracklar hkmnde cereyanlara, siyasetlere let ve tabi klmadm; Onu, ayaa drmedim.' hir hayatmda, kabir kapsnda, beni desiselerle politika amuruna bulamak istiyorlar, yazk' demiti. "Onun eserleri slm dnyasnda tek kaynak olacak" Bunlara msaade etmedi. zzetle yaamt, eree ld. Belki milletinin felketini nlemek iin ruhunu feda etti. Bilmem kardelerimiz ne derler. Bu benim ahs kanaatim ve duygumdur. Onu anlatmak, bizim gcmzn ve tahsis olunan sayfalarn yetmeyecei bir itir. Hayatnn ve eserlerinin

her sahife ve satr, ciltlerce eserlere kaynak olacak o zat iin ne syleyebilirim? Szm bitirirken, yine rahmetli, naml limlerimizden mer Nasuhi Bilmen Hocamzn, Bedizzaman Hazretlerinin eserleri iin syledii u sz zikretmek isterim: 'Onun eserleri, ileride slm dnyasnda tek me'haz olacak deerdedir' demiti. Birok hakikata gururunu feda eden limin de, esasen kanaat bu merkezdedir. "Allah ona rahmet etsin, emanetini kesin zafere ulatrsn, dilerim."

HAKKI YAVUZTRK
1934'de Kemaliye'de dodu. Emekli salk memurudur. 1952'de Nur Risalelerini okumaya balam; Nur Mellini mteaddit defalar ziyaret edip, dersinde bulunmutur. "Byk bir ltf-u ilh" Rahmet-i lh'nin bir inayeti olarak stad Bedizzaman Said Nurs Hazretlerinin seksen yllk mbarek mr yllarnn son yedi senesine yetiebilmenin bizler iin byk bir ltf-u lh olduunu anlamak ve yce slm kahramanlarnn yaptklarndan ve yapmak istediklerinden idrakimiz nisbetinde grp mahede ettiklerimizi anlatabilmekle, az da olsa, o nimete bir kr olaca dncesindeyim. Yoksa, onu anlatabilmek karncann da delmesi misali benim gibilerin ok fevkinde ve takad dndadr. nk, Byk stad, gerek ahs yaay ve gerekse Risale-i Nur adl eserleriyle ve hatt en kk tavr ve hareketleriyle slm btnyle yaam, kendisini dinleyen ve eserlerini anlam olanlar slma balam, Kur'n'a ve Hazret-i Peygamber Efendimiz'e (a.s.m.) rapteylemitir. Byle mtefekkir ve her sylediini yaam ve seksen

ksur yllk hareketli ve bereketli mryle ve eserleriyle, deil yalnz anl Trkiye'mize ve mukaddes lem-i slma; belki btn lem-i insaniyete ders vermi, hizmet etmi bir byk zat, her akamdan sora bir sabah olaca kat'iyyetinde inanmaktaym ki; her cephe ve ynleriyle anlatlacaktr. Bu, onu anlayanlarn en byk gayelerinden biridir kanaatindeyim. "Msbet ilimlerle iman birletiren yeni bir bak as" Risale-i Nur Klliyatndan Kk Szler, Genlik Rehberi ve Onuncu Sz denilen Hair Risalesi'ni Bedizzaman Hazretlerini tanmadan nce, 1952 yl sonbaharnda okumutum. nceleri pek bir ey anlayamamtm, diyebilirim... Zira onlar bir ilmihal ve dua kitab gibi ortaokuldan arkadam olan zer'den (zeyir enler) almtm. O nazarla, yani dua kitab telakkisiyle okuyordum. Daha sonra ayn arkadalar o zaman oturmakta olduumuz Yenikap' daki evimize yakn olan eski Aksaray Parkna, sabah namazlarndan sonra yaplan Risale-i Nur okuma toplantlarna gider, bilhassa o tarihlerde stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Felsefe blm talebesi olan Muhsin Alev Aabeyimizin okuma ve izahlarn dikkatle dinlerdik. Hi unutmam, onlarn toplantlarn ve Risale-i Nurlar'dan haftann muayyen gnlerinde muhtelif bahisler okumalarn ve anlatmalarn grdkten sonra, bu eserlerin tefekkrle okunmas, bir dua kitab gib okunmamas lzm geldiini anlamaya balyor,

deta kendimde her geen gn bir bakalk hissediyordum. Bunlar benim iin o zamana kadar duymadm izah tarz, hdiselere ve meselelere bak ekilleriydi. Geri dinine bal bir ailenin ocuuydum. Babam, annem namaz klarlard. Ben o zamanlar daha namazm (on sekiz yanda olmama ramen) tam olarak klamyordum. Ama ok itima ve din kitaplar okumutum. Salk Okulu ikinci snfna, yani Lise 2'ye gitmekle beraber, merak saikasyla eitli mtalalarm vard. Fakat, Risale-i Nur bahisleri onlarn hi birine benzemiyordu. Mesel, Genlik Rehberi'nin bir blmnde, yle deniliyordu: Kastamonu'daki lise taleberinden bir ksm yanma geldiler. Bize Hlkmz tanttr, muallimlerimiz Allah'tan bahsetmiyorlar, dediler. Ben dedim: Sizin okuduunuz fenlerden her fen, kendi lisan- mahsusiyle mtemadiyen Allah'tan bahsedip Hlk' tanttryorlar. Allah'tan bahsetmeyen muallimleri deil, onlar dinleyiniz.' Bunlar bambaka bir izah ekliydi. Fenlerin, ilim derslerinin kendi husus dilleriyle Allah'tan bahsetmesi hakikat, msbet ilimlerle, iman birletiren yeni bir bak as getiriyordu. Hazret-i stad, her Risalesinde ayr ayr mevzulara temas ederek, bu zamana kadar yazlagelen din eserlerden ok farkl izahlar yapyordu. Btn bunlar, bizler zerinde bambaka manev bir bomba gibi tesirler yapyor, mektepte krimize yerletirilmek istenen materyalist kirleri para para ediyordu, diyebilirim. Bu sebeplerle de, haftann o muayyen toplant gnlerini, deta

byk bir itiyakla bekliyorduk. Evet, bekliyorduk ki, yanl bir liklik anlay neticesi, 'Allah'tan bahsetmeyi' ilericilik ve medeniyetilie zt sayan retmenlerimizin bize devaml maddecilik telkin eden bunaltc havasndan kurtulabilelim. Nasl her fen, her ders, kendi lisan- mahsusuyla mtemadiyen Allah'tan bahsedermi, renelim. "Aksaray parknda her sabah ders yapyoruz" Bata da dediim gibi, tek bama okumakla pek bir eyler anlayamamtm, deta her Nur Talebesiyle tanmak, o eserleri anlamama bir anahtar oluyordu.te tam bu sralar Ahmed Aytimur, Mehmed Frnc, Mehmed Emin Birinci, Marangoz Hseyin gibi aabey ve kardelerle de tanyor ve onlarla alkam daha da sklatryordum. Ve hatt kendi tandklarm da onlarla tantrmaya alyordum. Artk haftann muayyen gnlerinde toplanp ders okumay ve dinlemeyi k grmyor, her sabah oturduumuz Aksaray Yenikap'daki evimize yakn olan Valide Camiine sabah namazlarnda gidiyor, orada o zaman Aksaray park denilen yerde arkadalarla sabah namazlarndan sonra bir-iki saat, bror byklndeki (daktilo ile yazlm) bir ksm Nur Risalelerini hayretle ve merakla okuyup dinliyorduk. ok defa Muhsin Alev aabeyimiz okur, izah eder, biz de dinlerdik. Mesel, bir gn Onuncu sz adl Hair bahsine it bir meseleyi okuyorduk. O tebihli ve fevkalde mantkl ve

gzel izahl Risaleyi okurken, o kadar tesiri altnda kalarak dinliyorduk ki, deta Roma'y istil ederek, Arimed'i alma yerinde yakalayp ldrmek veya tevkif etmek isteyen askerlere, onun, 'dairemi bozmayn' dedii mehur tarih olay misali, etrafmzda olup bitenlerden habersiz, btn benliimizi veriyorduk, dersem mbala etmi saylmam. Evet, o Hair bahsinin o zaman o Aksaray parknda, deta tefrika edilen bir heyecanl eserin, 'devam yarn' der gibi, her gn para para okunmas artk her sabah iple eker gibi beklememize sebep oluyordu. O zaman daktilo ile yazlm bror halindeki Onuncu Sz risalesinden sadece bir nsha olduu iin mecburi bekliyorduk. Mecburi bekliyorduk, Muhsin Aabeyimiz gelsin ve o Risaleyi getirsin, okusunlar dinleyelim diye. Benim o gnler her sabah namazndan sonra sk sk evden kp gitmem rahmetli annemin nazar- dikkatini ekmi, tereddtle: Olum, byle nereye gidiyorsun ki, sabah namazlarndan sonra ge geliyorsun?' diye sormutu. Fakat ben, ilk zamanlarda anneme dahi bilgi vermezdim. Okul tatilini de kendimce tam deerlendirdiimi kabul ediyor, deta iim iime smayacak ekilde seviniyor; slmiyeti artk bambaka grmeye, onun sadece namaz klp, oru tutmaktan ibaret olmayp, yepyeni bir hayat gr olduunu anlamaya balyordum.

O tarihlerde Byk Dou ve Serdengeti gibi din ve mill mecmualar kyordu. ok defa alr okurdum. Bilhassa, Bedizzaman, Risale-i Nur ve Nurculuk bahislerini her grdmde heyecanla bir nefeste ier gibi okurdum. Ancak o mecmualar, Risale-i Nur'dan az bahsetmekle beraber, lehte yazlar olduundan son derece memnuniyetle karlyor; benim gizli gizli daktilo sayfalar halinde ve acaip ekildeki brorvari okuduum risaleciklerin bakalar tarafndan da takdir edilmesine, makaleler halinde gazetelerde kmasna ok seviniyordum. "Hi unutmadm bir hdise" Risale-i Nurlar vermeyi ekindiimiz kimselere veya mbtedi olanlara, nce bu gazete ve mecmualar verirdik. ayet iyi karlarlarsa, sonra Nurlar vermek cihetine giderdik. Ama yukarda da dediim gibi, bu mecmualar Risale-i Nurlardan ok az bahsediyorlard. Ayrca yine o tarihlerde Milliyetiler Dernei, Millet Partisi gibi slmiyetten bahseden dernek ve tekilatlarn sempati duyanlaryla da tantklarm oluyordu. Onlardan birini burada anlatmadan geemeyeceim: Hi unutmam, Milliyetiler Derneine ye, sk sk toplantlarna giden okul arkadam Orhan'la emberlita yaknlarnda karlatmz, aynen kendisi gibi dernee ye, niversiteli bir arkadana beni, 'Bu arkada Said Nursi'ni kitaplarn okuyor ve onlarn okunduu toplantlara gidiyor' diyerek taktim etmiti. Benden be-alt

ya byk, stelik ktisat Faklteli bir kiinin kanaatlerinin ne olaca ve bu takdim edilmemi nasl bir mukabele ile karlayaca hususunda merak ederek, onu dikkatle takip etmeye ve dinlemeye balamtm. O ahs, 'Said Nurs, ok kymetli ve byk bir slm limidir. eitli mcadeleleri vardr. Takdir ederim, fakat o tamamen ilm ve deta hedene bir kaplumbaa gibi yava yava giden bir islahat. lm toplantlar, kitap okutmalar suretiyle, fertelerin imannn kurtarmakla, cemiyetin deimesine aba gstermek istiyor. Biz ise, (Milliyetiler Derneini kasdederek) ok hzl gitmek, bir tavan hz ile hedemize varmak istiyoruz. (Yzme bakp, kelimelere bastrarak) Bak, bir ka ay iinde, her hafta yzden fazla dernek ubelerimiz oldu. Neriyat ve mecmularmz var. ok ksa zamanda bilmem u kadar olduk...' gibi izahlarla kendi grn anlatyor, ben de bu vesile ile, Risale-i Nur ve Said Nursi hakknda 'aydn kesim' dediklerimizin mtalaalarn o tarihlerde ilk olarak dinliyordum. Sonra bu eit kimseleri ok grecek ve dinleyecektim. Hatt gnmzde dahi, bykl kkl, partili dernekli, pek ok misallerini, hep birlikte ibretle grecektik. Risale-i Nur'un devaml parlakl artan na ramen, bu gibiler bir an parlayp gzlere grnecek, sonra da snp gideceklerdi. "Nurlarla daha fazla megul olmak istiyorum" O balang zamanlarnda eitli slm akmlarn tam deerlendirmesini yapmamakla beraber, onlarn metod ve

davranlarn baka trl gryor, onlara snamyor, hep istiyordum ki, Risale-i Nur'dan bahsetsinler. Bu sebeple Risale-i Nurlar daha ok okuma yollarn aryordum. O tarihlerde Sleymaniye'de Hac Nazif elebi Beyin evinde haftann tatil gnlerinde din ve itima konularda -daha ziyade talebelerin itirak ettii- toplantlar olurdu. Bilhassa Risale-i Nurlarn okunduu gnlere denk gelecek ekilde -on be gnde veya ayda bir okunuyordu.- O toplantlara bir ksm talebe arkadalarla birlikte giderdik. eitli dernek ve cereyanlarn, Risale-i Nur'daki, slm yepyeni izahlarla insanlara sunma metoduna aykr hareket ettiklerini ve o cereyanlarla alka kurmann, bana en azndan gaet vererek Nurlar anlamama perde olacan hissediyor, ama yine de zaman zaman kendimi kurtaramyordum. Halbuki Risale-i Nurlarla tam megul olmak, okumak ve tam anlamak arzu ediyordum. Muhsin Alev abinin bizlere okuduu daktilo ile yazlm kitaplar nasl temin edebilir, nasl daha ok okuruz, diye zer enler arkadama sylemitim. O da bu defa Sleymaniye'de Kirazl Mescit'teki 50 numaral eve gtrmt. Ahap, kk bir evin giri katyd. Bir oda, bir mutfak v.s. ibaret dar bir yerdir. Muhsin Alev ve Ahmed Aytimur Beyler burada kalyorlard. Buray renmi ve artk buraya sk sk gitmeye balamtm. Risale-i Nurlar buradan alyor, mstakillen okuyor, ayrca toplu derslere itirak ediyordum. Hatta gizli tutulan, neriyat ilerinden de, bazen haberdar ediliyordum. Sanki aylar gn gibi

geiyordu. Ve ben iten ie Bedizzaman Hazretlerini grmeyi ve elini pmeyi ok arzuluyordum. O kadar ki, ryalarma girdii oluyordu. "stad ilk ziyaretim" 1953 yl stanbul'un 500. Fetih yldnmne yakn gnlerde idi. Arkadalardan Bedizzaman Hazretlerinin stanbul'a geldiini duydum. Bayezit Marmara Otelinde kaldn sylediler. Onun ilk ziyaretine gittiimde, Marmara Otelinin en st katnda kaldklarn rendim. kindi vakti sralar idi, odalarnda yoktular. O anda, hizmetlerinde bulunan Ziya Beye ziyarete geldiimi bildirince, beni daha nce tandndan, stad'n otelin taraasnda (damnda) olduundan bahisle kendisine duyuracaklarn, msaade ederlerse grebileceimi syledi. Bekledim. Msaade alm olsa gerek ki, biraz sonra beraberce taraaya ktk. Hi unutmam, Bedizzaman Hazretlerini elinde bir drbn, Marmara Denizinin Adalar istikametine baktklarn grdm. Dama daha nce kurulmu sandalyeler vard. Beni orada kabul ettiler. Ellerini ptm. Oturmam sylediler. Beraberce oturduktan sonra, ne i yaptm, nereli olduum hakknda sordular. Talebe ve Erzincan'n Kemaliye kazasndan olduumu syledim. Hitap ederlerken, 'Kardeim' demeleri ve davranlarndaki sdelikleriyle mi yoksa, bilmiyorum ama, bendeki ilk

heyecanl hl gitmi, yerini dikkatle dinlemek almt. Belki ark tarafndan olduumu sylememden olsa gerek ki; hangi airetten olduumu da sordular. Airetin o anda tam mnasn bilmiyordum. 'Trkm' diye cevap vermitim. Bana iltifat ettiler. Risale-i Nur'u anlayarak okuyan talebelerinin dallet frkalar da hucm etse, sarslmayacaklarndan, Risale-i Nur'dan aldklar iman kuvvetiyle onlara kar koyacaklarndan, Risale-i Nur'un Kur'n'a dayandndan bahsettiler. Ayrca, eskiden insanlar dallete sevk edenlerin memleketimizde az olduunu, ancak binde bir kiinin o zaman insann kt yola sevk edebildiini, imdi ise, tersine bir durum bulundu. Fakat hak yola tevik eden bir kii bile zor bulunabildiini sylediler. Bu durumdan ye'se ve zntye kaplmamak gerektiini de, yle bir mislle izah ettiler: Nasl ki, bin tane badem ekirdei bulunan bir kimse, onlar topraa dikmesi neticesinde, o bin ekirdekten, sekiz-onu badem aac olarak meyva verse ve dierleri de rse, o adamn 'Ben bu iten zarar ettim, nk ekirdeklerim rd' demeye hakk yoktur. Zira o sekiz-on dann aa olmalar sonucu, her birinin binler meyva vermesiyle, o ryen dokuz yz doksan ekirdein verdii zarar fazlasyla tela edilmi olmaktadr. Aynen byle de, binler adamn batla giderek rmesine mukabil, bir ksmnn hakk grerek, doru yolu bulmalar neticesi, bunlarn cemiyete, insanla verecei fayda, o ryenleri kat kat fazlasyla tela edecektir.'

Ben o zaman adal slp ve ivelerine alk olmadm iin, anlamakta mkilat ekiyor, ancak pr dikkat can u gnlden dinliyordum. Beni 'talebeliklerine kabul ettiklerini ve Risale-i Nur'u okumam' sylediler. stad Hazretlerinin elini perek Marmara Otelinden ayrlrken, ben, deta bir ku gibi haemi olarak uarcasna ayrlmtm. Bu benim, o slm kahraman ve ok efkatli stad'm ilk ziyaretimdi. "Sleymaniye'deki ayrlyoruz" 50 numaral evden

1954 ylna ok deiiklerle giriyorduk. Sleymaniye Kirazl Mescit'teki 50 numaral evde, baz deiiklikler oluyordu. stanbul'daki faal Nur talebelerinin bazlarnda deiiklikler olmutu. Muhsin Aabeyimiz eitli sebeplerle Almanya'ya gideceini beyanla teksir edilmeye hazr mumlu ktlara daktilo edilmi, Pencereler Bedizzaman Said Nursi adl risalecikleri bize brakarak, 'Bunlar siz staddan msaade alarak teksir edersiniz. Okul biterse stad'a gidersiniz, hizmetinde bir sre kalrsnz' gibi tavsiye ve temennilerle Almanya'ya gitmilerdi. 50 numaral ev boaltlmt saylr. Ahmed Aytimur Aabeyin hemehrisi olan ev sahibi, evi kiraya vermek ve tamir ettirmek isteiyle, bizi kardktan bir mddet sonra, evin tamamen kerek ykldn duymu ve giderek bizzat da grmtk. Duymutuk diyorum, nk o semte pek gitmiyorduk. Cerrahpaa ile Aksaray arasnda bir yerde Aytimur Aabeyimiz bir dokuma

atlyesi amt. Hseyin isimli bir kardele ortak altryorlard. Oraya gider, oturur, Kur'n hattna alr, Risale-i Nur okurduk. Geri Horhor taraarnda bir i hannn odas da vard. Oraya giderdik ama, ekseri ders ve Risale-i Nur alma yerimiz bu havlu dokuma atlyesi idi. Mehmed Emin, zer ve ben Kur'n yazsn artk seri ekilde hem okur hem de yazar bir hale gelmitik. "Kur'n hareriyle gnderirdik" Risale yazar,stada

Risaleleri asllarna bakarak veya effaf ktla zerine koyarak yazp bitirdikten, yani asl Risalelerden bir nsha bu suretle elde ettikten sonra, bu artk bizim olan Risaleyi ciltiye gnderir, ciltlendirir, sonra da Bedizzaman Hazretlerine gnderirdik. stad Hazretleri bunlar tashih eder, arkasna ismimizle dua yazar ve iade ederlerdi. Biz de bu el yazmzla yazlm ve Bedizzaman Hazretleri tarafndan ekseriya tashih edilerek iade edilmi ve kendi el yazlaryla dua yazlm Risaleleri, byk bir hatra olarak hfzeder, saklardk. yle oluyordu ki, baz gnler mektep tatili ve msait zamanlarmzda gnde sekiz-on sayfa (Daktilo sayfas byklnde) yazdmz oluyordu. Biz bunlara Kur'n hareriyle yazlm olduu iin, Kur'n harerine izafeten 'eskimez yaz' ismini takm 'eskimez yazyla oaltlm Risale-i Nurlar' diyorduk. Kinatn kurulmasyla var olan, bizi ve dnyamz aydnlatan gne 'u kadar milyon yl evvel yaratlmtr. O halde eskidir' demek hi kimsenin hatrna gelmedii gibi...

Madd ve manev lemimizi nurlandran ve klandran Kur'n'n da hareri dahil hi bir parasna eski demek gnlmze smyordu. Onun iin 'eskimez' diyorduk. Evet, bu Kur'n harerini renmemiz, ecdadmzla balarmz, kprlerimizi kurmaya byk bir vasta olduunu veya olacan, o zamanlar pek takdir edemiyorduk ama, yine de evkle yazyorduk. Hi unutmam, okulumuzda Yunanistan m Bulgaristan m, birisinden gelme bir gmen Trk renci arkadamla, bir de benden baka eskimez yazy bilen hi kimse yoktu. Okul rencilerini tarih yerlere gtrmek, tarih eserleri gstermek hususunda snfta yaplan bir sohbet annda, benim bu hareri mektup yazacak kadar renmi olmam gren yal edebiyat hocamz, ok hayret etmiti. "Isparta'ya stad ziyarete gidiim" Evet, 1954 ylnda yukarda izaha altm tebeddlatlarla birlikte, yine de stanbul'un muhtelif yerlerinde toplanarak Risale-i Nur okumak, Anadolu'da teksir makinasyla oaltlan Risaleleri ciltlendirerek, istenilen mahallelere gndermek gibi hizmetler, byk zahmetlere ramen srp gidiyordu. O yl okul tatilinde Muhsin Aabeyin tavsiyesi ve temennisine uyarak yeniden grmeyi, ok da arzuladm stad Hazretlerinin ziyaretine gideceimi Ahmed Aabeye sylemitim. O da bir ok bakmlardan zahmetli, kararsz, fakat sabrl haldeydi.

'stad'a selmlaryla birlikte, memlekete gitme arzusunda olduunu bildirilmesini' bana sylemiti. stanbul'a zer, Mehmed Frnc ve Mehmed Emin kardelerin hi birisinin, her iini ikinci plna iterek, mnhasran Risale-i Nur meseleleriyle megul olacak artlar yoktu. Bu artlar altnda Isparta'ya stad Hazretlerini ziyarete gitmitim. Isparta'y hi grmemitim. lk defa gidiyordum. Yolculuu trenle yapmtm. Geldiimde le saatleriydi. Tren istasyonu ile stad'n kiralad evin aras uzakt. Daha nceden adresi ve tarif aldm iin, kolaylkla bulmutum. Kaplarn aldm, rahmetli Zbeyir Aabey kapy aarak, beni karlamlard. stanbul'dan gelmekte olduumu sylemi, kendimi tantmamla (daha nce de Muhsin Alev Aabeyin sylemi olmas sebebiyle olsa gerek) ilk karlam olmamza ramen derhal eve alnm, Hazret-i stad da daha evvel tandklar iin huzurlarna kabul edilmitim. Yukarda izah ettiim durumlar, bilhassa Muhsin Aabeyin gidiini ksaca izah etmek istiyordum. 'Ho geldin Hakk kardeim' diyerek ve 'Maaallah, barekallah kardeim' gibi ifadelerle alnmdan perek rahat olmam (nk ok heyecanlydm) ve oturmam syledi. Karyolada yatmyor fakat yar dik vaziyette duruyorlard. Odalar evin ikinci kat, tabanlar tahta ve battaniye ile kilimlerle ksmen kaplyd. Karyolalarna yakn kilim zerine dizlerim zerine oturdum.

'Kardeim, Ahmed'e syle, Muhsin'i Emniyet'ten sorarlarsa, Almanya'ya benim Mucizeli Kur'n'n tab' iin gnderdiimi sylesin...' eklindeki ifadelerinden sonra, dier baz hususlarda da imdi tam hatrmda kalmayan baz sorular sordu ve benim de cevaplandrmaya almalarm oldu. Ahmed Aabey hakknda ise, 'Ahmed imdilik stanbul'da kalsn' eklinde buyurmulard. Huzurlarnda bir sre kaldktan sonra, 'Kardeim benim misarimsin' demeleri zerine, rahmetli Zbeyir Aabey vastasyla dier odaya alnmtm. Tahir, Ceylan, Bayram ve Sungur Aabeyler o zaman stadn hizmetlerinde idi. O gn ve gece evlerinde kalmtm. Ertesi gn bir ksm mam Hatipli talebelerin de itirak ettii sabah dersinde, tekrar Hazret-i stad'n odalarna derse girmitim. 10-15'ten fazla talebe vard. (Sonradan stanbul'da bir sre ok yakn arkadalk yapacam Zekeriya Kitap da o talebelerin iindeydi.) Ayn bir okul dershanesi gibiydi.Yalnz, tahta sralarda deil, kilimler stnde oturuyorduk. Dikkatle okunan Risale-i Nur derslerini dinliyorduk. stad Hazretleri karyolalarnda, fakat deta niversite krssnde gibi izah ediyor ve eitli bahisleri talebelere okutturuyordu. Talebeler ayr ayr okuyorlar, bir miktar okuduktan sonra, stadn iaretiyle dieri okumaya geiyordu. Ben arka taraftaydm. Ve devaml dinledim. Grdklerimi heyecanla takip ediyordum. Ders, tahminen bir saat kadar srd. Orada, o talebelerle tanp, husus grmemiz mmkn olmad. Beni misar olarak tekrar odama aldlar. Odamda bir sre

daha kaldktan sonra, bir ara 'stanbul'dan gelen var' dediler. ktm, baktm, arkadam zer'di. stanbul'da aniden o da karar vermi ve beni takiben gelmi olduunu rendim. stad Hazretleri, bizi tekrar bu defa da zer kardele birlikte huzurlarna aldlar. Dier talebeleri de vard odada... eitli dersler anlattlar. Bir ara rahmetli Ceylan Aabeye, 'Sen dar k' diyerek bir talebesinin (Ceylan aabeyin) kendilerini tarassut ve ta'cizde ileri giden gizli tekilattan bir kiiye, tabancayla yapt bir olay naklederek, o olayda, o talebesinin Kur'an hizmetinin hrmetine, hfz- lh'nin himaye ettiini sylediler. Cesaretini bize rnek gsterip, bizim de cesrne hareket etmemizi, baz haller olmasa, bizi yanlarnda brakacaklarn (ki biz her ikimiz de ok arzu ediyorduk. Yanlarnda kalmay ve hizmet etmeyi...) her ikimizi de talebelie kabul ettiini bildirdiler. Son olarak da stanbul'daki talebe ve bir ksm dostlarna (hatrmda kaldnca Eref Edip Bey, Gnenli Mehmed Efendi gibi...) selmlarn sylememizi belirterek, bizim derhal stanbul'a dnmemizi istediler. Ve dndk. Ayrca bu ziyaretimizde, shhatli olmasna ok dikkat etmek artyla. Muhsin Alev Aabeyimizin mumlu ktlara yazarak teksir etmeye hazr hle soktuu ve stanbul'da brakt Pencereler ile Divan- Harb-i rf ve Bedizzaman Said Nurs adl kk risalelerini teksir edilme msaadesini de almtk. "Madd ve manev imknszlklar iindeydik" stanbul'a dnnce skntl bir devremiz balyordu.

nk btn zamann ve imknn Risale-i Nur'a hizmete verebilecek, madd ve manev durumlar msait karde ve aabeylerimiz yoktu diyebilirim... Mesel teksir yapacak bir yerimizi yoktu. Ahmed Aabeyin havlu dokuma atlyesinde iki katl ranzal yerler vard ama, bunlarda ancak, elle risale yazyor ve okuyabiliyorduk, o kadar. stelik iiler iinde, namazsz ve lkayd, en azndan taraftar olmakla beraber, meselelerimizden habersizler vard. Dost-dman mteriler gelip gidiyordu. Ahmed Aabeyin 'diini skarak sabrettii' karpuz sergisi gibi dank bir ileri de vard ki, btn bunlarla birlikte, kt almak, teksir mrekkebi almak, yer bulmak gibi ileri de ilve ettiimizde , imdi dnyorum da Ahmed Aabeyin memlekete gitmek hususunda benimle haber gndererek Hazret-i stad'tan msade almak istemesi, o kadar dank ve karklklar iinde, 'hizmeti brakp gitmek deil' bunalan ruhunun rahata kavumasn arzu etmektir, diyorum, kendi kendime, her ne ise... Evet o ileri de ilve ettiimizde diyorum, nk bu mevzularda etrafna bilgi vermekte ok ketm olan Muhsin Alev Aabey ve Ahmed Aabeyimizden baka, Risale-i Nur'un i hizmet ilerini pek bilen yoktu. O bakmdan Risalelerin teksir makinesine karlmas iin bir hayli Ahmed Aabeyin artlarnn msait olmasn bekledik. Sonra Ahmed Frnc arkadamzn aramba'da rahmetli enitesinin evinin bir odasnda teksir makinesi tekilatn kurarak yapalm dedik. Yine tam muvaffak olamadk. "Abdurrahman Aabeyin evi dershane oluyor"

Nihayet Abdurrahman Tan Aabeyin Sleymaniye Mimar Sinan Caddesindeki dkkn zerinde, Mehmed Emin karde, zer enler, Mehmed Frnc'larla, ii ok gizli tutarak teksir makinelerini yerletirip almaya balamtk. Bu risaleleri, bir nevi manev kerameti olarak da, Kirazl Mescid Sokanda eski yklan evimizin bir ev arayla bitiiindeki evi Abdurrahman Tan Aabeyimiz (dilimiz alt iin aabey diyorum, esasnda day demem lzm. nk annemin st kardei ve akrabas idi) satn alm, Mehmed Emin kardein ikna ve ricasyla da, daha ev sahipleri tanmadan, evin o zaman at kat olan en st katna teksir ettiimiz Risale yapraklarn gayet gizlilikle tamtk. Ve tasnif etmek zere gayet rahatlk ve ferahlkla, sra sra dizip o dar yerlerdeki skntl tasnif meakkatinden kurtulmutuk. Daha sonra Mehmed Emin Birinci kardein, Abdurrahman Aabeyden evi bu ite kullanma talebi zerine, alt kat hl dershane olarak kullanlan Sleymaniye Dershanesi, Risale-i Nur Dershanelerinin stanbul'daki ilk ekirdeklerini tekil etmiti. Biz artk bir deil, bir ok meakkatlerden kurtulmaya balyorduk. Bir mddet sonra, havlu dokuma atlyesindeki ranzal, grltl Risale-i Nur alma yerimizden, Sleymaniye Kirazl Mescid sokaktaki Medrese-i Nuriyemize tanacaktk. Rahmetli Abdurrahman Aabey, hem dkknnn maara gibi ta ve kk, fakat mstakil olan st katn hem de yeni ald evin st katlarn bize tahsis etmiti. Dkknn stnde, deta gece yatp uyumadan

teksir yapyor, evin st katnda da, tasnif ile cilde hazr hale getiriyorduk. Risale-i Nur okumaktan ibaret olan umum derslerimizi de, o zamanlar Tatekneler Mescidi, ehzadeba Camii, Soanaa Ktip Sinan Camii ve baz evlerde ve muayyen zamanlarda yapyor, hususen Horhor, Sofular Mescidi gibi yerlere, teksir ilerimizi dahi brakarak gidiyorduk. Gerek neriyat hususunun ve gerekse derslerin devam, eitli aksaklklar olmakla beraber, hizmette hepimize mstakil hareket etmek ve Risale-i Nur'a kendi malmz ve eserimiz gibi sahip kmak konusunda byk bir tecrbe ve cesaret sahibi olmamz salyordu. 'Kimin himmetli milleti ise, o tek bana bir millettir' vecizesini Risale-i Nur'da beyan eden Hazret-i stad, her talebesinin deta tek bana dvay omuzlayacak bir himmetle hareket etmesini istemekteydi. Bylece, stanbul'da o zaman basit apta bir hizmet cemaat teess etmiti. Her birimiz o ahs- manevnin birer zas olmaya alyorduk. Bazlarmz, bata ben, belki bunu idrak edemiyorduk ama, stadmz uurla bunu istiyordu. Rahmet-i lh veriyor, kader-i lh de alarn ryordu. Bunun byle olduunu, ancak yeni yeni idrak edebiliyor, Allah'n bu byk ltfuna kar, Hz min Rabb diyoruz. "stad mteakip ziyaretim" Mteakip senelerde saysn hatrlayamayacam kadar Bedizzaman Hazretlerini ziyaret ettiimi sylemitim. Bunlardan bazlarn tafsilatyla hatrlayamyorum. Yalnz, Emirda'da rahmetli Zbeyir Aabeyle stadn arkasnda

cemaat olarak namaz kldmz; yine ziyaretimde, yourtla kartrarak yaplar yumurtal-yourt yemeini bana ikramlarn, (o yemekteki lezzeti hl unutamam) askere giderken 'Allah'a smarladk' demek iin uradmda, o tarihlerde arat'l-caz adl eserin Isparta'da, rahmetli Hsrev Aabeyin kalemiyle yazlm mumlu ktlarla teksir basks yaplmakta olduu cihetle, 'Kardeim, namaz tesbihatnda hatrladm, derhal stanbul'a dn! Teksir iin lzumlu ktlar stanbul'dan, Ahmed Isparta'ya gndersin' dediklerini, benim de, dnp bu haberi intikal ettirdiimi; yine bir baka ziyaretimde, Rahmetli Zbeyir Aabeyi gstererek 'Zbeyir'e bin lira maa verseler, Risale-i Nur'a hizmetini brakp memuriyete girmez...' melindeki hitaplarn ve yine o yllarda bir ksm karde ve aabeylerimizle birlikte otuz kuru yevmiye zerinden hesaplanarak, 'bez kese' iinde 'tayn bedeli' olarak tural tek liralardan meydana gelen (sonradan bu liralar tedavlden kaldrlmtr) paralar, kese iinde alm da o yllarn en byk ve en tatl hatralar olarak unutamadm zikredebilirim. "stadn stanbul'a en son gelii" Son yllar ok alkantl geiyordu. O zamanlar, stad Hazretlerini gazetelerden ve dier vastalardan deta gn-begn takip ediyorduk. Nihayet 1959 Aralk'n son gnleriydi ki Bedizzaman Hazretlerinin stanbul'a gelecekleri hususunda telgraf geldiini ve daha sonra da emberlita-Piyerloti Oteline indiklerini renmitik. Bata

kahraman Zbeyir Aabey olmak zere birok Nur talebeleri oteldeydiler. Bir ksm da daha sonra geldiler. stad Hazretleri ok yorgun olmasna, oteldeki odalarnda istirahat halinde olmalarna ramen, ilk gn akam vakti odalarnda bizlere topluca ders mahiyetinde eski Divan- Harp Mahkemesinde yaptklar mahkeme mdafaasndan bahisle, Divan- Harp Mahkemesinde beraat ettikten sonra Beyazt'tan t Sultanahmet, Divanyoluna kadar 'Yaasn zalimler iin cehennem' diyerek kendilerini takip eden kalabalkla topluca geldiklerini, Risale-i Nur'da geen baz mevzular da ayrca ders olarak anlattklarn, ayrca; kendilerini birok vilyetten imdi dvet ettiklerini, ancak Ankara, Konya ve stanbul gibi birkana gidebildiklerini, ayrca men milliyetiliin zararlarndan bahsettiklerini hl unutamam. Ertesi gn 1960 ylnn yanl hatrlamyorsam ilk gnyd, sabahleyin erkenden yine gelmitim. Otelde birok Nur talebesi karde ve aabeylerimiz vard. Ayrca, Emniyetten memurlar, bir ksm gazeteci muhabir ve bilhassa foto muhabirleri de vard. Hususen bir ara stanbul Yenikap Ortaokulundan tandm Rhan adndaki foto muhabirini, stad Hazretlerinin otelin nc katndaki odalar karsnda, bitiik komu evin dam kiremitleri zerinde fotoraf makinesiyle birlikte grmtm. Nasl o dama kmt bilemem. Geri hemen mni olmutuk, ancak ertesi gn gazetelerde stad Hazretlerinin namaz klarken ekilmi fotoraarn grnce, bizler grmeden, belki rahmetli Zbeyir

Aabeyin msaadesiyle o veya arkadalar tarafndan ekilmi olduunu tahmin etmekteyim. stad Hazretlerinin bir mddet stanbul'da kalacan tahmin ettiimiz iin, nasl olsa sonradan syleriz, gelir ziyaret ederler dncesiyle en yaknlarmza dahi sylememitik. Halbuki aniden rahmetli Zbeyir Aabey; 'stadmz stanbul'dan gidiyor' demiti. Hepimiz ok zlmtk. Amma aresizdik. stadn ok ksa bir sre kalmalar, hepimizi de deta akna evirmiti. Zira, ben dahil oradaki bazlarmzn dnya gzyle bir daha gremeyeceimiz gidileriydi bu. "stad stanbul'dan ayrlyor" Evet, hazrlklar yaplmt. Artk stanbul'dan gidiyorlard. Topluca odalarndaydk. Av. Bekir Aabey hepimizi ayr ayr stad Hazretlerinin cenahlarna gre bizleri dzenli ekilde vazifelendirmiti. 'Sen sanda, sen solunda, bu n, o arka taraarnda vesair gibi' dizilmitik. O sra stad baktm, takdirle Bekir Aabeyi izliyordu. 'Maaallah kardeim sen tam Abdurrahman'm gibisin...' (rahmetli biraderzadesini kastederek) eklinde, takdirli tabirler kullanyorlard. Dzenli bir halde otel odasndan kmtk. Yukarda da belirttiim gibi, otel; gazeteciler, emniyet mensuplar ve dier merakllar tarafndan hncahn bir ekilde doldurulmutu... Hele otelin n.. stad Hazretlerini kap nndeki Hsn kardein kulland otomobile deta bindirmemize imkn yok gibiydi. stad, bata rahmetli Zbeyir Aabey, Bekir Bey,

Frnc, Birinci, Zbeyir, Abdnnur, Abdlka... gibi imdi hatrlayabildiim birok kardeler ve aabeylerle bir ember iine alarak zorla otomobile bindirebilmi ve Kabata araba vapuruna kadar takip ve teci etmitik. "Nereden bilebilirdik ki; 'bu helket ve felket asrnn gnei...' stanbul ufuklarndan ufule gidiyordu. deta gne douda batmak zere batdan gidiyordu. Onu, ta Kabata vapur iskelesine kadar uurlamtk. Evet, ne bilirdik ki o tarihten sonra geecek her gn bir saniye gibi tez geecek ve bir daha grmeden drt ay gibi ksa bir sre sonra; douda, nebiler, evliyalar yurdu Urfa'da ebede uful edecek. Nur iinde yatsn."

Prof. Dr. AL ZEK


1932 ylnda Fethiye'de dodu. Msr Ezher niversitesini bitirdi. Arap dili ve edebiyat hocas olan zek, stanbul Yksek slm Enstitsnde 1978'den sonra bir mddet mdrlk yapt. Kendi sahasnda kymetli eserleri bulunmaktadr. 1953'de stanbul'da Bedizzaman'la grmeleri vardr. "Kahire'de Mustafa Sabri Efendinin ziyaretine giderdik... 1952 senesinde eski seyhlislmlardan Mustafa Sabri Efendi Kahire'de ehzade evket Beyin evinde kalyordu. Biz Trk talebeler haftada, bazen da on be gnde bir defa ziyaretlerine giderdik. Kendileri de bizleri daima beklerlerdi. Gzel sohbetler olurdu, dinlerdik ve istifade ederdik. Bir defasnda herkese memleketini soruyordu. Ben de Mula'nn Fethiye kazasnn Doanlar kynden olduumu syledim. Bizim ky Elmal'ya yaknd. Elmal Hamdi Efendinin hemehrisi saylrdk. Mustafa Sabri bu vesileyle Elmal'ya olan hayranln izhar etti.

Yine byle bir sohbet sonunda elini ptm, ayrlyordum. Trkiye'ye izine geliyordum. Msr'da okuyan Ezher Talebe Tekiltnn sekreteri ve bakanydm. "Mustafa Sabri Efendi benden ey istemiti" Mustafa Sabri Efendi, 'Sana vazife vereceim' dedi. 1. Krkaa kavunu (Msr'da kavun yoktu) 2. Leblebi, 3. eyh Said Nurs'yi greceksin. Bedizzaman' ziyaret edip ne kadar talebesi olduunu soracaksn. Sana bir rakam verecek. Bunun zerine neden Trkiye'de bir hareket yapmyor, neden duruyor, niin bir slm harekta girimiyor? Bunlar sor' dedi. Emirda Belediye Reisi olan H. Ali Klalp da Msr'da talebeydi. O da selm ve hrmetini syledi. "Bedizzaman' ziyaretim" stanbul'a geldiimde Bedizzaman da Fatih aramba'da ahap bir evde kalyordu. Ziyaretimizde divan zerinde, arkasnda haf eik bir yasta yaslanm, uzanm yatyordu. Mustafa Sabri Efendinin selmn syleyince, kalkt, doruldu, oturdu, 'aleykmselm' diye selm ald. 'Kelm nedir?' dedi. Bir saat kadar ziyaretinde kaldk. "Bizim vazifemiz imandr" Ben selmn sylemeden, 'Bizim H. Ali ne yapyor?'

diye sordu, ben de selmn syledim. Mustafa Sabri ne kadar talebeniz olduunu soruyor Efendim' dedim Trkiye'de Risale-i Nur'u okuyan be yz bin akirdim var' dedi. Sabir Efendi bu kadar talebesiyle neden slm cihada balamyor, diyor.' stad: imdi sen Sabri Efendiye selm syle, bizim dvamz imandr. Cihad, imandan sonra gelir. imdi imana hizmet etmek zamandr. Bizim vazifemiz imandr, imana hizmet etmektir...' diye iman hizmeti zerinde uzun uzun durdu ve izahlarda bulundu. Msaade isteyip ayrlrken, ayaa kalkt. elini ptm, ayrldm, kendisi de yataa oturdu. Emanetleri, bu arada evket Beyin istedii vatan topran ok sk arama ve kontrolden sonra Msr'a gtrdm. Leblebi ve kavunu da Sabri Efendiye gtrdm. "eyh Said Efendi hakldr" Sabri Efendi artk iyice ihtiyarlamt. Bu sebepten rahatszd. Trkiye'de Bedizzaman'la geen konuma ve hatralar, aynen kendilerine naklettim. Dikkatle dinledi. u cevab verdi: eyh Said Efendi gerekten hakldr! "Evet syledikleri dorudur. O dvasnda muvaffak

oldu. Biz hata ettik. O memleketten hi bir yere ayrlmad, sebat etti...' diye Bedizzaman' tasvip etti."

MUSTAFA RUNYUN
1917'de Konya'da domutur. Yksek tahsilini Msr'da yapmtr. Cumhuriyet devrinde slmiyete, vaazlaryla, konumalaryla ve eserleriyle hizmet eden byk limlerimizden birisidir. 1957'de Demokrat Partiden milletvekili seilmitir. Yassada maznunlarndandr. slm sahada ok deerli eserleri bulunmaktadr.1952'de Bedizzaman Said Nurs ile grmtr. stanbul Yksek slm Enstitsndeki odasnda, tanyp, elini ptm Mustafa Runyun Hoca, daha nceleri, eserlerini okuyup, istifade edip, gyaben tanyarak muhabbet ve hrmet duyduum bir zatt. Bu ehl-i kemal ve ehl-i takva zat, ge de olsa tanm, tatl sohbetinden feyiz almtm. Tahminen Bedizzaman Said Nurs ile grm olduunu dnyordum. Sohbetimiz esnasnda kendilerine bu hususu sordum. Mtevaz ilim ve irfan erbab Runyun Hoca, Bedizzaman' 1952 senesinde stanbul'da ziyaret ettiini syledi. O zamanlar askerliini yedek subay olarak yapan

Mustafa Runyun Beyefendi, Sirkeci'deki Akehir Palas otelinde stad Said Nurs ile olan grmesini bize yle nakletti: 1952 senesinden stanbul'da yedek subay olarak vatan vazifemi yapyordum. Ata Kulakszolu ismindeki Kastamonulu tccar bir dostumdan, stad'n stanbul'da bulunduunu iitmitim. Yine Ata Beyle birlikte ziyaretine gittik. Kapdan ismimizi syleyerek ziyarete geldiimizi bildirdik. Az sonra kabul buyurduklarn bildirdiler. Ziyaretimiz yarm saat kadar devam etti. stadn elini ptk, bize iltifat etti. Ben asker elbise ile bulunuyordum. 'Ne zaman istersen buyur gel, yalnz asker elbise ile gelme, sana zararlar dokunur' diye buyurdu. Kurban.. kurban' diye tatl bir hitap tarz vard. "Daha sonraki senelerde Risale-i Nurlarla alkal olarak ehl-i vukuf tayin edilip, Nurlar hakknda raporlar vermitik. Bu eserlerin eriata aykr olmadn, slm, ilm eserler olduunu bildirmitik." Runyun Hocann bu latif hatrasn dinledikten, yeniden grp, ziyaretine gelmek arzumuzu izhar ettikten sonra kendileriyle vedalap, ayrldk...

Dr. ALEDDN YILMAZTRK


1927'de Dzce'de dnyaya geldi. 1968'de Bolu Adalet Parti Senatr seildi. Adl Tp'ta vazife yapt. Salk statistik Planlama Dairesi Genel Mdrl yapt. Bedizzaman Said Nurs ile mteaddit defalar grmeleri vardr. "stad ilk defa Readiye Otelinde kalrken ziyaret etmitim" 1941 ylnda trenle stanbul'a okumaya geliyordum. Bedizzaman Said Nurs'nin ismini ilk defa bu yolculuk esnasnda duydum. Kendisini tanyanlar ahsiyetinden ve hizmetlerinden sitayile bahsettiler. 1952 senesinde stanbul'da Readiye Otelinde kalyordum. Bu sralarda Bedizzaman da bir mahkemesi iin stanbul'a gelmi, ayn otelde kalyorduk. te stad ilk defa bu otelde ziyaret edip ellerini ptm.

"Mahkeme salonu onun bir iaretiyle boalmt" imdiki Byk Postahanenin bulunduu adliye binasnda mahkemesi oluyordu. ok kalabalk ve izdiham olmutu. Kalabalk adeta bir sel halini almt. Binbir glkle ben de mahkemenin yaplaca salona girebildim. Kalabalktan muhakeme yapmak imknszd. Mahkeme Reisi stad'a rica etti. Kalabaln ekilmesini istiyorlard: Efendi Hazretleri iaret etseniz de u izdiham kalksa!' stad dnerek kalabala bir iaret etti. Salonun yars hemen boald. "stada gzleri iin ila verdim" Said Nurs Hazretleri otelde iken gzlerinden rahatsz olmutu. Gz kapaklarnn alt kzarmt. O zamanlar 'Terramisin' merhemi yeni kmt. Kendilerine bu ilatan alarak gtrdm. Ben hi bir kimseden karlksz bir ey almam. Fakat seninkini alacam' dedi. O ilac kullannca hastal geti. ok memnun oldu, bana dualar etti. Yanndaki gm liralardan bir tane bana hediye etti: Bunlardan bende on be tane vard, senelerden beri bunlarla idare ettim. Bir tane de sana yeter' diyerek bir lira verdi. Ben bu paray bir ka kat kda sardm. Annem de bunu i cebime dikmiti. Bu liray zerimde tadm

mddete Allah beni parasz brakmad. "stad otobste ayakta grnce" Bir gn Saryer'den otobse binmi geliyordum. Bir de baktm otobsn arka sahanlnda Efendi Hazretleri ve yannda iki gen talebesi vard. Ayakta duruyorlard. 'Aman Efendi Hazretleri, siz ayaktasnz' diye bararak otobsn iini velveleye verdim. Bir ka kii hemen ayaa kalkarak stad'a yer verdiler. stad memnun olarak boalan yere oturdu. ok gzel ve temiz bir kyafeti vard. Banda sar, uzun siyah geni kollu bir cbbe giymiti. Benim otobsteki kendisine kar olan hrmetimden de ok memnun olup, mtehassis olmutu. "Readiye Otelinde zaman zaman ziyaretine giderdim" Readiye Otelinde zaman zaman ziyaret ederdim. Devaml yannda bulunmaktan ziyade ara sra ziyaret tarznda grrdk. Nasihat ve tavsiyelerini hi bir zaman unutmam. Baz zamanda yaramaz ocuk gibi kaardm. Uzun zaman grmediimiz zamanlar ryalarmda tecelli ederdi. Bir gn Mzeyyen Senar'n konserine gidiyordum. Yolda stadla karlatk. stad kolumdan tutarak beni geri evirdi, konsere brakmad. "emseddin Yeil'den dinlediim hatra" O zamanlar emseddin Yeil Hocann yanna da gider

gelirdim. u hatray da emseddin Yeil Efendiden dinlemitim: Said Nurs Hazretleri ile birlikte Denizli mahkemesinde ifade vermeye ktklar zaman, stad hakime: Sizin benden ifade almaya selahiyetiniz yoktur. Benim temsil ettiim dvay muhakeme etmek selahiyetine sahip deilsiniz!' demi. Hakim, 'Ne demek istiyorsunuz?' diye hiddet ettii zaman da, u cevab vermi: nk sizin ykanp da gelmeniz lzm; temiz deil, cnpsnz!' Hakikaten hakim arp kalyor, sonra mahkemeye ara veriyor. "Kendisine hrmet ve ballmz sonsuzdur" Said Nurs Hazretleri stanbul'dan ayrlnca kendisini bir daha dnya gz ile grmek ksmet olmad. Ama ona hrmet ve ballmz vardr. Bende Risale-i Nur eserlerinin slm yazs ile baslm eski kitaplarndan vard. Kitaplar aryorlard. Biz de skmtk. Bir gece yars Nurlar uvala doldurduk Dzce'ye kardk. Kitaplar bulsalard yakacaklard, sonra biz bu kymetli eserleri nereden bulacaktk. Daha sonra bu kitaplar ee dosta dattk, o seriyi

bylece elden karttk. O tarihlerde din kitaplar okumak sanki sutu. Yine gizli gizli okuyorduk. Yakaladklar zaman alp gtrp mahkemeye veriyorlard. yi biliyorum, Caalolu'nda matbaada Risale-i Nurlar baslrken bir kii kapdan kar gzclk ederdi. br kitab koynuna saklar yle kard. Kitaplar gtrmek bile sutu. "unu ifade etmek gerekir ki, otuz-krk seneden beri Trkiye'nin yksek tahsil genliinden Said Nurs Hazretleri byk fetih yapmtr. O, okumu insanlardan en ok talebesi olan bir staddr."

OSMAN YKSEL SERDENGET


1917 ylnda Akseki'de dnyaya geldi. Dil ve TarihCorafya Fakltesi mezunudur. Serdengeti ismiyle kartt mecmuasyla ve yapt mcadeleleriyle tannr. AP mebusluu yapmtr. Bir Nesli Nasl Mahvettiler, Bu Millet Neden Alar ve Gln Hakikatlar isimli eserleri vardr. ki defa Bedizzaman Said Nurs'yi ziyaret etmitir. 10 Kasm 1983'te vefat etti. Serdengeti'nin Said Nurs ve talebeleri ile ilgili yazlar Mukaddesat cephenin ateli kalemlerinden ve imanl mcadelecilerinden Osman Zeki Yksel (Serdengeti) 1952 ylnn Mart aynda, Serdengeti mecmuasnn altnc saysnda "Said Nur ve Talebeleri" balkl bir yaz neretmiti. Bu yaz Bedizzaman'n Byk Tarihe-i Hayat'nda, Bekir Berk'in Mlkat isimli eserinde, Nurculuk isimli kitapta, ayrca eitli mecmua ve gazetelerde iktibas

edilmiti. Nesir ve iir karm bu yaz, okun bir iman ve sevgisinin neticesi olarak Bedizzaman, Nur Talebeleri ve Nurculuk hakknda yazlm en gzel yazlardan birisiydi. Bu ahane makaleden sonra Osman Yksel Serdengeti, 1952'de stanbul'da Fatih semtinde bulunan Readiye Otelinde Bedizzaman Said Nurs'yi ziyaret edip, grmt. Bu ziyaretin neticesi olarak Serdengeti, o okun ruhuyla, o berrak slbuyla mecmuasn MaysHaziran (15-16) 1952 tarihinde, 7. sayfada "Said Nurs'nin Huzurunda" balkl bir muhteem makale daha neretti. Daha sonraki senelerde bu yaz da Nurculuk isimli kitapta ve Yeni Asya gazetesinde iktibas edildi. Bedizzaman Said Nurs ile olan ilk grmesini mezkr makalede gayet veciz olarak ve btn teferruatyla anlatmt. "Said Nurs 20. asrn karanln delerken" Osman Yksel, Serdengeti mecmuasnn mteakip saylarnda Nur Risaleleriyle alkal yazlar, Bedizamanla ilgili iir ve resimler neretmitir. Bunlardan birisi de mecmuann Austos 1952 tarihli 17. says idi. Kapakta bir temsil resim vard, resmin altnda ise unlar ifade ediliyordu, slm dvasnn Serdengeti'si: "Said Nursi yirminci asr karanln delerken!. Yllardr yollarnda yorgun emekliyoruz! Musa ol! Hakka yksel, tecelli et Tr'a.. Zulmet yklsn gitsin, cihan garkolsun Nura!.."

k nerdesin zuhur et, biz seni bekliyoruz... "Bir kahraman bekliyoruz" Daha nceleri Osman Yksel, Serdengeti mecmuasnn 1947'de kan ilk saysnda bir hiss-i kablelvuku (nsezi) ile Bedizzaman'n huzurunda buyurduu ilham "Bir Kahraman Bekliyoruz' iiriyle dile getirmiti: Kal'a gibi dik ban bulutlarla yarsn. Dalga dalga salarn rzgrlara karsn. Adn nakedelim, eski-kadm surlara Sesini haykralm asrdan asrlara Savletinden titresin yeniden Dou, Bat Ve kurulsun ebed Allah'n saltanat Ufuklar kaplasn bayraklarmz al al Gklere zaferini izsin vahi bir kartal Kahramanlar bysn masalda dev misali, Eilsin psn gkler canm nazl hillli. Ordularm yeniden Tuna'ya akn etsin Bir yldrm ksn da uza yakn etsin. Selm dursun karmda btn ereer anlar, Namn tebcil etsin, yldzlar, kehkeanlar. imde hi snmeyen bir fetih sevdas var, Yavuz gibi diyorum: Bir dnya insana dar! Bir seda duymak iin, sahralara dmeyim,

Hell olsun bu yolda varm youm her eyim. Volkan gibi lv atm, ne susmu ne snmm, Ben kir uruna lgnlara dnmm. Bir deha bekliyoruz, genlie mihrap olsun, Ruhlar tututuran bir ate mihrak olsun. Sinesinde birlesin saa sola sapanlar Kahrolsun Hak dururken yabancya tapanlar k nerdesin zuhur et, biz seni bekliyoruz Yllardr yollarnda, yorgun emekliyoruz Musa ol Hakka yksel, tecelli et de Tr'a Zulmet yklsn gitsin, cihan garkolsun Nra stiyorum yeniden bir hilkat istiyorum Ne hayl ne kuruntu, hakikat istiyorum. Hakikat, hakikat, hakikat istiyorum... Bizzat Osman Yksel'in azndan tesbit ettiklerim Osman Yksel Serdengeti'yi ilk defa 1962 knda Gaziantep'te grm ve sohbetlerini dinlemitim. On sekiz yl sonra stanbul'un fethinin 527. yldnmnde ikinci defa grmek ve dinlemek imkn bulabilmitim. Bu imkn deerlendirebilmek maksadyla, uzun zamandr zihnimde hazrlanan suallerimi sormaya balamtm.

ldrc, gldrc" fkralarndan zaman bulduka stad Bedizzaman'la olan grmelerinin intibalarn tesbite alyordum. 1952'de Readiye Otelinden sonra stadla tekrar grp grmediini sormutum. Cevap olarak, 1952 senesinde Ahmet Emin Yalman'n Malatya'da vurulma hdisesinden sonra, kendilerini de tevkif ettiklerini, tahliyeden sonra Isparta'ya urayp stad ziyaret ettiini ifade etti. Bu grme ve ziyaretten hatrnda kalan intibalarn yle anlatyordu: 1954 senesiydi, bu, stad ikinci defa ziyaretimdi. Isparta'da din ve mill neriyat satan bir kitap dkkn vard. Oraya giderek stad sordum. Bu esnada aniden Ziver (Zbeyir Gndzalp) zuhur etti. Rahmetli ne kahraman insand, ne iman vard Rabbim onda, ate gibi bir delikanlyd. stad ziyaret etmek istediimi syledim. 'stad hasta ama, sizi kabul eder' dedi. Ayr ayr yollardan stadn kald eve gittik. Devaml polis kontrolndeydi. Mahalle arasnda ahap bir eve girdik. "Elbette hapse gireceksin" Kendilerine Said Bilgi ve Dr. Tahsin Tola'dan selm ve hrmetler gtrmtm. Malatya hdisesinden sonra tevkif ediliimi stada ikyet ettim. 'Eskiden, Halk Partisi devrinde olduu gibi, bunlar, Demokratlar da bizi

hapsediyorlar efendim' dedim. Cevap olarak, 'Elbette hapse gireceksin , yoksa hizmetten vaz m geti, slm dvasndan dnd m diye Mslmanlar senden phelenirler' diye buyurdu. "Halk Partisine kar Demokrat' desteklemek lzm geldiini sylyordu" Halk Partisiyle, Demokrat'n mukayesesini yapt. Halk partisinin kol kestiini, Demokrat'n ise parmak kestiini, ehven-i er olduunu ifade etti. Halk Partisine kar, Demokrat' desteklemek lzm geldiini syledi. Bu arada ltife ederek, 'Serdengeti, beni siyasete kartryor, bende siyaset yok' dedi, ama bu arada da mevzu ile alkal ne sylemek lzm geliyorsa onu syledi. Antalya'ya gidiyordum. stad, 'Dnte yine ura' dedi. Maalesef ben urayamadm. Daha sonralar ise grmek, ziyaret edip, elini pmek nasip olmad. "Vefatn Ankara'da iken haber almtm. Bu ackl vefat hdisesinin arkasndan bir yaz kaleme almtm. Fakat bu yazy hibir yerde neredememitim." "Sekiz defa mahpus, bir defa mebus olmu" Serdengeti bu sohbet esnasnda yapt nktelerle, ltifelerle, vezinli konumalarla hepimizi kahkahalarla gldryordu.

Sekiz defa mahpus, bir defa mebus oldum" diyordu. Be defa Halk Partisi devrinde, iki defa Demokrat devrinde, bir defa da Mill Birlik Komitesi devrinde tevkif edilip, hapis yattn syleyerek, yine stad Bedizzaman'n parmak ve kol kesme meselesini teyit ediyordu. Said Nurs'nin huzurunda Serdengeti Osman Yksel Bundan birka sene evvel, hatr saylr bir din adamyla Said Nurs Hazretleri hakknda mnakaa ediyorduk. Muhatabmn din bilgisi ve bu husustaki selhiyeti mnakaa gtrmez bir hakikatt. Fakat btn bunlara ramen slmn hareket, hamle, heyecan tarafna yanamyordu. O bakmdan Said Nurs'nin mcadeleci hayat onu fazla alkadar etmiyor, hatt bu yatan sonra onun bu ilerle uramasn doru bulmuyordu. Bilkis ben hareket haline gelmeyen, gelemeyen hibir imana taraftar deildim. ok bilmek bir ey ifade etmezdi. , bildiini yapabilmekti. Said Nurs'nin mcadelelerle dolu hayat, o ylmazl, o dnmezlii, bana lh bir heyecan veriyordu. Galiba Hazret o zaman Denizli Hapishanesinde bulunuyordu. Denizli adliyesinde stajyer bulunan bir arkadam Said Nur'un harkikulde hayatndan bahsetmi, bana Nur Risaleleri getirmiti. Eserlerini tam mnasyla okuyamamakla beraber, kudretli, kurtarc bir ruhun karsnda olduumu gryordum. Yukarda da zikrettiim gibi beni asl ilgilendiren onun mcadelelerle dolu hayat.

Muhatabm dilimin dnd kadar iknaya altm. Said-i Nurs'nin genlik zerindeki tesirlerinden bahsettim. O gece bir rya gryorum: Geni yeil bir meydan. Meydanda binlerce, onbinlerce insan. Bu insanlar hem geniliine, hem derinliine meydana yaylmlar. Omuz omuza gklere kadar ykselmiler. O onun omzuna basm, o onun omzuna.. Bylece bu muazzam insan ynndan adet koskoca bir da meydana gelmi... Bu insanlarn en ykseinde de Said Nurs Hazretleri... Sanki minarenin alemi gibi... Sanki kinata Allah'n varln, birliini iaret eder gibi, bir heybetle duruyor. Ben kardaym. Beni grd. Glmseyerek iki eliyle selm verdi. Selmn aldm. Ba gklere deiyordu. Salar rzgrlara karmt. Btn insanlar ayaklarnn altnda idi... Omuz omuza vererek onun dnyadaki mesnetleri haline gelmilerdi. Ryada heyecanlanmm, uyanverdim. Zaman zaman, grdm bu harikulde ryann tesiri altnda kalyordum. Geenlerde bunu Nur talebelerine anlattm. ocuklar 'Ta kendisini grmsn Osman aabey, ekli de tarif ettiin gibi. Selm verii'de' dediler. Bunun zerine Serdengeti'de 'Said Nur ve Talebeleri' balkl bir yaz yazdm. Bu suretle bu bahtiyar ihtiyara ve onun etrafnda toplanan tertemiz din ve iman kardelerime hayranlm izhar ettim. Yazm, inanm temiz, m'min gnller tarafndan heyecanla karland. Birok tebrik telgraar, mektuplar aldm. Artk Said Nurs Hazretlerini grmek benim iin adet bir mecburiyetti. Ryamda grdm, gndz gzyle de grmek istiyordum.

stanbul'a gittim. Aradm, sordum. Fatih'te Readiye Otelinde kalyormu. Yanmda Teknik niversiteden ok sevdiim gen bir arkada var. Duydum ki Hazret, ikindiden sonra kimseyi kabul etmiyormu. Aksi gibi vakit gecikmiti. Fakat muhakkak grmeliydim. Readiye Otelini buluyorum. Otelin ktibine soruyorum. 'st katta 29 numaral odada' diyor. 'Kabul ederlerse buyurun.' Onun kapsna kadar varmak bile benim iin gzel bir ey' diyorum. Merdivenleri heyecanla kyorum. te '29' numaral odann kapsndayz. Kapda kendisine hizmet eden arkadalardan bir kana rastladm. Onlar Ankara'dan tanyorum. Kendilerine 'Bu saatte stadn kimseyi kabul etmediklerini biliyorum. Acaba ne zaman ziyaret edebiliriz?' dedim. 'Evet' dediler. "Sen benim olumsun" kindiden sonra kimseyi ieri almyorlar. Amma sizi herhalde kabul ederler. Bir soralm... Buyurun!' dediler. eri girdik. Beni grnce: 'Sen Serdengeti Osman?' 'Evet' dedim. 'O yazlar yazan sen?' 'Evet'. Ellerinden ptk. Bize iaret etti. 'Oturun.' Oturduk. Kendileri yatan iindelerdi. Sanda solunda ktlar dalmt. Baz eserlerini tashih ediyorlard. lk heyecanm yattktan sonra stada iyice baktm. Ryamda ba gklere deen zat bu zatt. Kyafetine varncaya kadar ayns ve tpks. Hayret ediyordum. Bir anda durakladktan sonra stad bize kar tekrar dndler... 'Ben seni eskiden biliyordum. Emirda'da iken mecmuan getirdiler. Allah ve din yolundan her

eyimden vazgetim, ser'imi bu yola koydum, demisin. Aferin, aferin, maaallah, maaallah... Daha ok da gen. Bir olum olsayd adn Serdengeti kordum' dediler. Sonra etrafndakilere hitap ederek: 'Bu benim olum. Olum olsayd byle yetitirirdim' iltifatlarnda bulundular. Orada bir kitap varm. O kitapta yanyana iki resim var. Bana gsterdiler. 'te u benim biraderzadem Abdurrahman. O benim olumdu, ld. imdi sensin...' Fotoraara bakyorum. Bir tanesi kendilerinin genlik resimleriydi. Dieri biraderzadesi. Ben heyecandan nefes alamayacak bir hale gelmitim. Talebeler karsnda diz km oturuyorlard. Odada soba yanyordu. Kendisine hizmet edenler var gibi, yok gibi, hayalet gibi insanlard. Her tarafta insan saran mnev bir skn vard. Sonra stad tekrar konumaya baladlar, bu sefer yanmda bulunan niversiteli arkadaa hitap ettiler: 'Madem ki Serdengeti getirdi sen... Sen de talebemizsin, Nur Talebesi.' Nur Risalelerini okumasn sylediler. Nefse hakimiyetten bahsettiler. 'Vaktiyle ben de gentim. O zaman da stanbul'da plak kadnlar vard. Rum kadnlar. Ben onlarn hibirine bakmadm. Kur'n- Azman'n emirlerini yerine getirdim. Mcadele ettim, ylmadm.' Bu arada Muhyiddin-i Arab Hazretlerinden bahsettiler. Onun szlerinden baz eyler istihra ettiler. Fakat pek anlayamadm. Kendilerine yukarda bahsettiim ryay anlattm. Fevkalde mtehassis oldular. 'O btn insanlarn zerinde grdn ben deilim. O Nurdur, Nur Risaleleridir. Ben bu

dvann ciz bir hizmetkrym' buyurdular. Bana mecmuann kapatlp kapatlmadn sordular. 'Hayr' dedim. 'naallah kacak. Dua edin efendim' 'Mecmuanda ahslara dokunma. Onlarn gurur ve enaniyet damarlarna basma. Zarar gelir.' Parmaklarn birletirip, 'Bu dvann yolcular birleiniz, ayrlmaynz' dediler. Parmaklarna bakyorum. Bir zamanlar kl tutmu, imdi kalem tutan parmaklarna. Parmaklar kalem gibi idi. Gzleri ak mavi, duru durgun bir bak vard. ark ivesiyle konuuyorlard. Fakat ne sylediklerini mkemmel anlyorduk. Asliyetinden, yerliliinden hibir ey kaybetmemiti. Yz soluktu. Ad gibi kendisi de nurdu. Bir pr-i fn idi. Fakat fn olmayan, ezel ve ebed bir varla balanmt. Bu varlk iin her eyini feda etmi, onun yolunda yok olmutu. te onun gnller fetheden, kalabalklar toplayan mnev saltanat oradan geliyordu. Varl bu yokluktan, 'yok' olutan geliyordu. Soba yanyor, stad bir mrakabe halinde imi gibi susuyor, etrafndaki talebeleri hayal gibi sessizce dolayorlar, stad'n hizmetine bakyorlard. Sanki bu oda, bu ke, u binbir milletin, binbir rezaletin, kaynat stanbul'da deildi. Ahiretten bir ke idi... yle bir haz iinde idim. Artk fazla kalamazdk. Msaadelerini istedik. Ellerini ptk. O da boynuma sarld, alnmdan, yzmden, gzmden pt, bana dualar etti.

"Yeniden dnyaya gelmi gibi, basbadelmevte kavumu gibi bir baka hal iinde, huzur iinde huzurundan ayrldk."

NAC ERDNMEZ
Eski Alay Mftlerindendir. Bedizzaman'la mteaddit defa grmtr. "Readiye Otelinde stad ziyarete gittim" 1952 senesinde Bedizzaman Said Nurs stanbul'a gelmi ve Fatih'te Readiye Otelinde kalyordu. Birok kimseler gelip kendisini ziyaret ederek, gryorlard. Bunlardan birisi de Eski Alay Mftlerinden Naci Erdnmez idi. Naci Erdnmez, Bedizzaman ile olan grmesini yle anlatyor: 1952 senesinde Readiye Otelinde stad ziyarete gittim. Yannda bulunan talebeler, 'Be dakikadan fazla ziyareti kabul etmiyor' dediler. Ben de 'Peki' diyerek kapsna varp vurdum. 'Gel' dedi, ieri girdim, selm verdim, elini ptm. Kendiside beni tand ve yannda bulunan zata u ekilde tantt: Bu emekli alay mftsdr, cesurdur. Harb-i Umumde

arpmtr. Olu da Kore'de ehit dmtr' diye iltifat etti. Yanndaki misar gittikten sonra, be dakika kalmamak dncesiyle saate baktm. stad: Brak saate bakmay!' dedi. Eski harplerden bahsettim, bulunduum cepheleri saydm. Kafkas, Filistin ve stikll Harbinde bulunduumu syledim. Askerlik mesleini sevdiim iin, be olumdan ikisini subay ettiimi, birisinin de Kore'de ldn anlattm. Kendisi de zaten beni tanyordu. "Yirmi be sene evvel beni dinlemitin" Kendisine dervilerin nasl rabta yaptklarn sordum. yle bir durup dnd ve dald. Cevaben bana aynen unlar syledi: 'Yirmi be sene evvel bu rabta hakknda beni dinledin. Ben imdi de ayn kirdeyim. Bu yeri hatrladn m? ehremeni'de Kiram Derghnda eyh Esat Efendi ile bu mevzuda bir sohbet olmutu.' "Sen oluna ld deme, o ehittir" Sonra mevzuyu Kore'de len oluma getirerek: "Sen oluna ld deme. O ehittir. Dualarmda o 71.

sradadr. Sen de Muhammed Naci olarak 72. sradasn."

Hafz ENVER CEYLAN


"Minarelerde o arky syledin mi?" Bedizzaman' ilk ziyaretim 1952'de Akehir Palas Otelinde olmutur. Yedeksubayln yapan bir ziraat mhendisi de beraberimdeydi. Bedizzaman bana dedi ki: Nerede olursanz olun namaznz ihmal etmeyin. Siz zabit (subay) olduunuz iin dier erler de sizden cesaret bulur ve onlar da klarlar. Vakit bulamazsanz farz namazlarn klnz. Mhendis arkadala konutuktan sonra, stad bana dnd, mesleimi sordu, mezzinlik yaptm syledim. stad bir anda kalarn att: O arky siz de sylediniz mi?' stadn ne demek istediini anlayamamtm. Anlayamadm ifade edince, stad bu defa: Minarelerde sylenen o arky...' Trke ezan kasdettiini anlamtm. ok utandm ve

skldm, mahcup ve sulu bir halde: Evet... Malesef! diyerek cevap verdim. Bu defa stad eski bir hatrasn anlatt: Bir talebem vard. Bu yeni uydurma ezan kt vakit bana geldi. Yeni ezan okuyaym m, yoksa mezzinlii brakaym m?' dedi. Ben dndm... Bu muhlis kardeim, bu vazifeyi braksn m? Eer bu vazifeyi brakrsa, yerine bir fask gelip, kendi isteiyle okuyacak. Cahilliinden bu ezan hak bir ey zannedecek. O zaman kalbime u geldi ve ona dedim ki: Sen mezzinlii brakma. Minareye ktn vakit, kendi duyacan kadar ezann asln oku. Asl ezan bitirdikten sonra onlarn istediklerini syle. O zaman zaruretten dolay, ezann asln okumu ve tercmesini de duyurmu olursun.' stadn anlattklarn dikkatle dinliyordum. Mezzin olarak ben de byle yaptm syleyince stad ok memnun oldu. yleyse kurtuldunuz' diye bildirdi... stad devamla: Ben bu hususu Hamdi Efendiye de(Akseki) bildirdim. Ezan bu ekle eviren, bir ilndan ibaret zannediyorlar. Halbuki byle deildir. Ezan- Muhammed bir ilnat deildir. O divaneler bilmiyorlar. ayet yle olsayd, her

millet kendi lisanna gre 'namaza gelin' diye arrd. Halbuki bu ezan asr- saadetten beri yle devam ediyor. Bu il-y kelimetullahtr. mann esasn gnde be defa dnyaya iln etmektedir. slmin eiridir. Bu eir, farzlar kadar ehemmiyetlidir.' "Namaz keskin hareketlerle klyordu" Bu ziyaretimden sonra, aradan -be gn geti. stad talebeleriyle, benim vazifeli olduum ili Camiine namaza gelmiti. kinci defa da burada elini pp dersini dinlemek nasip oldu. Burada da kendisinin bandan geen baz hatralarn anlatt. Bu arada 17 defa zehirlendiklerin anlatt. Sirkeci'de halkn tehacmnden kat iin sakin bir yer olan bizim camiye gelmiti. Namaz klna ok dikkat ettim. Namaz yava yava soler gibi klmyordu. Keskin hareketlerle klyordu. evik, tam bir delikanl gibi klyordu. Srtndaki cbbe ve bandaki sar ile bir asr- saadet Mslmann andryordu. stanbul gibi bir ehirde bile bu slm kiyafetini deitirmemiti. ok heybetli bir zatt. Prl prl parlayan bir simas vard. Kemali ve bykl her halinden belli oluyordu. Yannda hizmetinde bulunan Nur Talebeleri, cevval, pervane gibi etrafnda dnen ok gayretli genlerdi. "Bugn memleketimiz, onun eserlerine ve yetitirdii Nur talebeleri nesline ok muhtatr." Enver Ceylan, o grme gnn tatl havasn ve ulv heyecann yayordu anlatrken.

MUSTAFA CAHD TRKMENOLU


1930 Aralk aynda dodu. Kur'n hakikatlar olan Nur Risalelerine hizmet ettii iin ok ileler eken bir hakikat kahramandr. (1957-1977) yllar arasnda Risale-i Nurlar okuduu ve nerinde bulunduu iin; Erzurum, Ankara ve Salihli hapishanelerinde, 'Medrese-i Yusuye' mnsnda ileler ekmiti. Avukat Bekir Berk'in ilk Nur davas olan Ankara Mahkemesinin zabtlarnda unlar okumaktayz: "Mustafa Cahid Trkmenolu. Babas Mehmed Ali, annesi Saadet, (Aralk 1930) doumlu. stanbul-KartalPendik 156'da kaytl. Ankara Turgut Reis Mahallesi amlca sokak 27/3'e mukim. Hukuk mezunu, stajyer hkim." Nur kervannn bu bahtiyar simas Mustafa Cahid Trkmenolu'nu 1975-76'larda dinleyerek, sadece bir-iki

sayfack tesbit ettim. Mustafa Trkmenolu Aabeyimiz, Nur hizmetinin yolunda, belki de, stad Bedizzaman' on defa ziyaret edip grerek, ellerin pp dualarn almtr. Yazd Nur Risalelerine Bedizzaman kendi el yazlariyle Trkmenolu'na dualar yazmt. Ama din dmanlarnn Nur Talebelerini eitli yalanlarla, eitli iftiralarla zindanlara atmak iin, tutup tutup, yakalayp gtrdklerinde stadn davasnn yazl defterleri muhafaza etmek mmkn olmamtr. stad Bedizzaman'la ilk defa Glhane Park-Beyazt arasnda tramvayda henz hukuk talebesi olduu gencecik gnlerde gren Trkmenolu bu ziyaretten be yl sonra 1957 senesinin son aylarnda Isparta'da stad Bedizzaman'a gittii zaman yarm saat kadar grebilmiti. Trkmenolu, stad Bedizzaman' bir ziyaretindeki bir hatrasn ise yle anlatyordu: baka

Birgn Yirmi nc Sz'deki temsilde bulunan tnel meselesini okurken stad: "Kardeim, bu hayal deil, hakikattr' diye buyurdu. Ben de tam o esnada iimden ayn meseleyi dnyordum. Benim dndm meseleye ben sormadan cevap vermiti." stad Bedizzaman' son ziyaretlerinde, vefatndan bir ka ay evvel, o zamanlar Ankara Tp Fakltesinde okuyan kardei Macid Trkmenolu'nun namaz klmadn

zlerek dnyor. Bu kalb dnce ve zntye kar Bedizzaman: 'Kardeim merak etme! O namazn klacak!' diyerek bu manev suale, madd cevap veriyor. O senenin yani 1960'n Ramazan'nda Dr. Macid Trkmenolu namazlarn hi geirmeden klmaya balyordu. Bu on be-yirmi satrlk giri yazsndan sonra Mustafa Cahid Trkmenolu Aabeyimin bizzat kendisi kaleme alarak, gndermek ltfunda bulunduu yaad hatralar geliniz birlikte okuyalm: "Gel, bu zatn elini pelim" Mteaddit defa srar ile stad Bedizzaman Hazretleri ve Risale-i Nur ile ilgili olarak hatralarm yazmam rica eden kymetli kardelerimin hatralar iin aadaki satrlar yazmak mecburiyeti bende hsl oldu. Hatralar yazarken nefsime deil bir pay karmak, belki nefsim hi istemedii halde nasl bu hizmette senelerce istihdam edildiini belirtmek iindir. 1952 senesi Hukuk Fakltesi birinci snfndaydm. Konyal Saffet isminde bir arkadamla (Bu arkada o tarihten otuz be sene sonra 1988'lerde Konya'da Mustafa Demirci'nin dkkannda bana 'Sana stad tantan arkadan gstereceim' diyerek Saffet'i dkkna getirip grmek mmkn oldu) imdiki Glhane parknda biraz ders alm ve faklteye dnmek zere tramvaya binmitik. Hukuk Fakltesine yaklarken yanmdaki arkadam

bana; 'Vatmann yannda ayakta duran zat tanyor musun?' diye sordu. Ben de, 'Hi byle birini grmedim ve tanmyorum' dedim. Arkada bana, 'Gel bu zatn elini pelim, bu zat byk bir evliyadr' dedi. O srada tramvay Beyazt meydanna gidiyordu. Arkadam Saffet yerinden kalkt, arkasndan ben kalktm. Tramvayda vatmann yannda ayakta duran zatn elini ptk. O zat bize, 'Siz nerede okuyorsunuz?' dedi. niversitenin okuyoruz' dedik. byk kapsn gstererek; 'Burada

Sonradan Bedizzaman Said Nursi olduunu rendiim zat bize, 'Ben Fatih'te kalyorum, gelin grelim' dedi. Biz de 'Peki' diyerek tramvaydan indik. "Bir kandil gn ziyareti" Birka gn sonra mbarek bir kandil gn Saffet'le beraber orulu olduumuz halde bizi davet eden zatn ziyaretine gittik, biraz aratrdktan sonra oteli bulduk. Bedizzaman st katta kalyordu. Biz otele girdik, merdiven banda bir masa ve masann etrafnda, sandalye zerinde birka kii oturuyordu. Ben arkadamla merdivenden kacamz srada merdiven banda sandalyede oturanlar bize, nereye ve kime gideceimizi sordular. Biz de, 'Burada kalan bir zat bize grelim diye

davet etti. Onu grmeye geldik' dedik. Onlar bize, 'Hviyetinizi verin, yle kn' dediler. Biz hviyetimizi vermeyi reddettik. 'yleyse yukar kamazsnz' dediler. O srada askeri lisede okuduu giysisinden belli bir delikanl birden yukarya kmaya balad. Ben merdiven bandakilere, 'Bakn o gen hviyetini vermeden kt, biz de kacaz' dedim. Israrl talebimiz karsnda 'Haydi siz de kn' dediler. kimiz o srada bir ka kiinin girip-kt bir odaya girdik. Odada bulunan iki gen bize sarlp 'Hogeldiniz' dediler. Odada bulunan genlerle biraz sohbetten sonra geli sebebimizi syleyerek bizleri evliya olarak bildiimiz zatla grmelerini istedik. Orada bulunan genler, o gecenin kandil olmas mnasebeti ile kimseye kabul edemeyeceklerini sylediler. Biz oradakilere 'Bizi kendisi ard, onun iin geldik, Siz kendilerine sorun, ayet kabul etmeyecek olursa gideriz' dedik. Onlar Bedizzaman Hazretlerine sordular.Yorgun olduundan kabul edemeyeceini sylemi. Bize sylediler. Biz de otelden ayrlp okulumuza dndk. "Ankara'da Atf'la tanmam" 1952 Ekim aynda ben stanbul Hukuk Fakltesinden kaydm alp Ankara Hukuk Fakltesine naklimi yaptrdm ve fakltenin arkasnda bulunan Hukuk Yurduna yerletim. Yurda yerletikten ksa bir mddet sonra namaza baladm. Yurttaki mescitte namaz klmaya gittiimde

rahmetli Atf Ural ile tantm. Fakltede de snf arkadam olan Atf ile sk sk grmeye baladm. Atf'n faklte karsnda bulunan ve kald yere gittiimde onu, ekseri Kur'n yazs alrken grrdm. Yurttaki mescide gittiimde Atf ile bir-iki arkadatan Kur'n tefsiri olan Risale-i Nur eserlerini iittim. Ksa bir mddet sonra Risale-i Nur'un mahiyetini renmek iin yeni yaz Genlik Rehberi'ni istedim ve aldm. Biraz okudum ve hi birey anlamadm. Genlik Rehberi'ni iade ettim. Birka ay sonra ayn kitab tekrar istedim ve okumaya baladm. Bir eyler anlamaya baladm. O srada Atf Ural, Cebeci'nin yukar taraarnda bir odal kerpi yapl mstakil bir eve tand. Ben her gn onun yanna gitmeye baladm. Risale-i Nur'lar ok gzel okuyordu, artk Risaleleri anlamaya balamtm. "Ankara'da ilk baslan kitaplar" 1955 ylnn ortalarnda Atf'la beraber Mamak'ta ev kiraladk, ve beraber kalmaya baladk. Ayn zamanda evi dersane olarak kullanyorduk. Haftada bir gn ders yapyorduk. O sralarda Atf'n aabeyi bize bir teksir makinesi ald. Baz lahikalar teksir ettik. Bu arada ilk defa dosya byklndeki katlara teksirle Hair Risaleleri'ni bastk, akabinde teksir makinas ile Telviat- Tis'a ve baz mektuplar bastk. Teksir makinesi ile bask zor oluyordu. Bir gn Atf'la baz kk risaleleri matbaada basmaya karar verdik. O srada Mamak'tan kp Ulucan'larda tek odal bir ev

kiraladk. Orada mabaada hlas Risalesi'ni bastk. Bastmz hlas Risalesi'nden bir ksmn Isparta'ya gnderdik. Bir mddet sonra Hsrev Aabey'den bir mektup aldk. Mektubun iinde bastmz kitaptaki yanllklar gsteren yanl-doru cetveli ile bir de kk kat vard. Ktta, kitaptaki yanllarn dzeltmeden kimseye verilmemesi yazyordu. Bunun zerine Hsrev Aabeyin gnderdii yanl-doru cetvelini oaltp kitap gnderdiimiz yerlere yanl-doru cetveli gnderdik ve iine bir pusula ilave edip 'Kitaptaki yanllar dzeltmeden kimseye vermeyiniz' diye yazdk. hls' bastktan sonra akabinde Uhuvvet, ktisat, Ramazan Risaleleri'ni birletirip matbaada bastk. Bu risalede yalnz iki harf hatas kt. hls Risalesi'nin yat 40 kuru; Uhuvvet, iktisat ve Ramazan Risaleleri'nin yat 100 kurutu. Bu kitaplar bastktan ksa bir sre sonra Isparta'dan bir mektup geldi. Byk Szler kitabnn Diyanete baslmas iin teebbse gememiz, ayet onlar tarafndan baslmazsa, bizim tarafmzdan baslmas isteniyordu. Diyanet maalesef Szler'i basmad. Bunun zerine stadn emri ile bizim basmamz istendi. Akabinde -drt adet bizzat stadn tashihinden gemi byk Szler gnderildi. Elimizde bu byklkte bir eseri basacak para yoktu, ama stad Hazretleri Szler'i basmamz emretmiti. O sralarda yanmza Hava Binbalndan ayrlm Hayri isminde birisi geldi. Bu zat

daktilo yazmay iyi biliyordu. Eski yazy bilen birisi okuyor, o da daktiloda yazyordu. Szler'in yazm bittikten sonra i tashihe geldi. Eski yazda satrba, nokta, virgl, nlem ve soru iareti yoktu. Ben bu iaretleri doru olarak yerlerine koymak iin iml klavuzu aldm, onu iyice okudum. Tashihin bir ksmn Atf, bir ksmn da ben kendim okuyordum. Ayrca birbirimizin tashihlerini de kontrol ettik. matbaada basmaya geldi. Elde para yok denecek kadar azd. Bunun zerine baz yerlere mektup yazarak para istedik. Fakat umduumuz kimselerden yardm gelmedii gibi 'oluk-ocua para verilmez' diye de bir takm laar iittik. Hi ummadmz kimseler bize bir miktar para gnderdi. Bilhassa bu hususta iki kiiyi rahmetle anmay bir bor bilirim: Biri Vanl Hamid Kuralkan, dieri nebolulu Naz elebi. Bu arada evlerinden -be lirasn bize verdiler. Elimize 12-13 forma basacak kadar para gemiti. O sralarda Isparta'dan devaml haber gnderiliyor, Szler'in bir an evvel baslmas isteniyordu. Bunun zerine Szler mecmuasn 24. Sze kadar Ayyldz, 24. Szden kitabn sonuna kadar da Ankara'nn en iyi matbaas olan Dou matbaasna basmak zere tashih ettiimiz yeni yaz Szler'i verdik. Szler'i basm iin matbaaya verdiimizde Isparta'dan stadn emri ile Tahiri Aabey ile Ceylan karde; stanbul'dan Mehmed Emin Birinci, Ankara'ya bize yardm iin geldiler. Szler mecmuasnn basm devam ederken Said zdemir karde de Risale-i Nur hizmetine

ilen girdi ve Ankara'da baslan btn Risalelerde emei geti. Szler'in basm 5-6 ay gibi bir zamanda tamamland ve tahminin fevkinde ve hemen hemen o kalnlktaki bir kitapta bulunmas normal olan matbaa hatalarnn en asgarisi ile tab' tamamland. unu hemen belirteyim ki, basm iin lzm olan kat ve matbaa paras nasl bulundu, nasl verildi? Hl hayret iindeyim. Szler mecmuas basldktan sonra Tahiri Aabey ile Ceylan karde Isparta'ya dndler. "stad ziyaretim" Szler mecmuasnn basm bittikten sonra stad Isparta'da ziyaret ettim, kabul ettiler. Bir saate yakn benimle konutu. Odada Zbeyir Aabey de vard. Ben gayet rahat bir ekilde bada kurarak stad'n karsna oturdum. stad, benim bu oturma tarzma hi bakmayarak gayet ehemmiyetli bir ders verdi. (Sonraki senelerde Zbeyir Aabey ile Ankara'da beraber ayn evde kaldmzda onun da belirttii gibi "stad sana tam dersini verdi' derdi.) stad Hazretleri o dersinde bana, 'Kardeim, bu zamanda azami ihls, azami fedakrlk ve azami sadakat ve azami dikkat lzmdr' dedi ve fedakrlkla ilgili konutu. Zbeyir Aabey ile Ankara'da 27 isimli dershanede 1,5-2 yl beraber kaldmzda ara sra bana "stad herkese fedakrlk dersi vermez, dikkat et' derdi.

stad Isparta'da ilk ziyaretimde odann kapsndan ieri girip elini peceim srada bana 'Ben seni tanyorum' dedi. Bana gre stad Hazretleri beni stanbul'da tramvayda ilk grd zaman hatrlad. Szler Mecmuasnn akabinde yine stadn emri ile Lem'alar ve Mektbat mecmuasn bastk. Ben, Lem'alar ve Mektbat baslrken 3-4 defa, Tarihe baslrken ve bittikten sonra 2-3 defa cem'an 7-8 defa stadn ziyaretine gittim Byk Risale-i Nurlar baslrken bu arada bir yandan da Kk Risaleleri basyorduk. Kk Szler, Zhret'n-Nur, Uhuvvet, Ramazan ve Hanmlar Rehberi gibi. "Ne hrriyeti?" Byk risalelerden biri baslrken bir ara Ankara'da baz arkadalar vazife sebebi ile, baz arkadalar da yaz tatili sebebi ile memlekete gitmilerdi. Ben matbaada yalnz kalmtm. Geri ara sra talebelerden yardma gelenler olurdu, ama pek durmuyorlard. Ben de bir ara basm iini brakp Ankara'dan ayrlmak istediim halde sanki gaybi bir kuvvet beni istediim yere gndermiyordu. Dou Matbaasnda bize tahsis edilen odada alrken bazen kendi kendime bararak 'Ben istediim yere gidemiyorum, ben hrriyetime sahip deil miyim?' diyordum. Bir mddet sonra matbaa ilerinde yardm etmek zere birka arkada geldi. Ben de onlarn gelilerinden istifade ederek stad ziyrete gittim. Isparta'da stadn

bulunduu eve geldim. Kapy aldm. Arkadalar at. Benim geldiimi stada sylediler, 'Gelsin' demi. O srada stad Hazretleri odada yalnzd, ben oda kapsndan ieri girip elini pmek iin yanna giderken stad birden yksek sesle, 'Ne hrriyeti?' diye bard, armtm. O anda matbaada odada bardm szler aklma geldi. Mahcup bir halde elini perek nne oturdum. stad bana nemli bir ders verdi ve 'Kardeim, yle kimseler gelmiler ki, Kur'n'n bir tek hakikat iin kendilerini feda etmiler. Bize ne oluyor ki imdi Kur'n'n tamamna taaruz var. Biz kendimizi niye feda etmeyelim?' dedi. Kur'n'a ve imana hizmet etmenin bu zamanda ok ehemmiyetli olduunu syleyerek ok gzel bir ders verdi. Ben stadn odasndan kp arkadalarn odasna girdim. Karnm ackmt. Arkadalar az bir ey yemek ile, iki dilim ekmek ve bir parada zm getirdiler. Ben bunlar grnce iimden, 'Bunlarla nasl doyarm?' diye dndm. Fakat yemee balaynca doydum ve zorla bitirdim. Oradan Ankara'ya dndm. "Ankara davasnn balangc" Mektbat mecmuas tamamlannca cilt iin Mehmed Emin Birinci ile stanbul'a gtrecektik. O srada Nazilli'de Risale-i Nur Talebelerinin ders okurken bulunduklar yer baslyor, arkadalar karakola gtrlyor. Ertesi gn gazeteler byk manetler atarak 'Nazilli'de Nur ayini yapanlar yakaland' diye yazdlar. Bu yazlarn akabinde Isparta'dan bir mektup geldi, mektupta Nurculuun tarikat

olmadn, zamann iman kurtarmak zaman olduu ve stadn mcadelesinden bahsediyordu. Mektubun iinde ayrca bir pusula vard. Pusulada bu mektubun oaltlp mnasip yerlere vermemiz ve bir ksmn da Isparta'ya gndermemiz isteniyordu. O srada biz devaml matbaada bulunduumuzdan gnderilen mektubu matbaada hemen oalttk, bir ksmn Cemaleddin Aabey ile Isparta'ya gnderdik. Bastmz mektup bir byk dosya kad kadar yer tuttu. Mektubun altnda bulunan isimleri de yazdmzda isim yukarda, iki isim aada idi. Bir ismin alt bo kalmt, ben de simetrik olsun diye iki ismin yanna rahmetli Rt Aabeyin (Rt akn) ismini yazdm. Cemaleddin Aabey bastmz mektubun bir miktarn Isparta'ya gtrd. nce dorudan Rt Aabeyin yanna gitmi, mektubun altndaki ismini ona gstermi. Rt Aabey mektubun altnda kendi ismini grnce houna gitmi ve glm. Ben ve Mehmed Emin Birinci Mektbat'n basmn bitirdiimiz gn, bir kamyona ykleyip stanbul'a gtrdk. Ankara'daki neriyat sebebi ile drt senedir Pendik'e annemlere gitmek nasip olmamt. stanbul'a kitaplar Kirazl Mescit Sokandaki dershaneye brakp hemen o gn Pendik'e gittim. Bir gece evimde yatmtm ki, sabah erkenden kap alnd. Kapy atmda M. Emin Birinci ile 2-3 gen yannda vard. M. Emin bana 'Giyin gideceiz' dedi. Ne olduunu anlamadm. Giyinip evden ktm. Meer M. Emin'in yanndaki genler sivil polis imi. Bizi stanbul'daki siyasi ubeye gtrdler. Ertesi gn

mahkemeye kardlar ve tutuklandk. Meer Isparta'dan gnderilen ve M. Emin ile beraber bastmz mektubu Atf Ural'n kardei Ahmet Ural mektup okunsun ve Risale-i Nurun mahiyeti anlalsn diye baz dairelerin kaplarndan ieriye atm. Bunu ihbar etmiler ve Cemaleddin Aabey ve Ahmet'i yakalamlar. Mektuplarn altndaki isimlerden dolay da Isparta'daki arkadalar yakalayp Ankara'ya getirmiler. Ankara'daki sulh mahkemesi hepimizin hakknda tutuklama karar vermi. stanbul'daki mahkeme de Ankara'nn verdii tutuklama kararn vicahiye evirdi. M. Emin ile beni bir gn Birinci ubede tuttular. Ertesi gn akam treni ile sivil polisler nezaretinde Ankara'ya getirdiler. Ankara'daki 1. ubeye bizi teslim ettiler. 1. ubedeki polisler ve bizi doru hapishaneye gtrdler. lk defa hapse girdiim iin armtm. Hapishaneye girerken gardiyanlar bizi sk bir aramadan geirdiler. Sonra da koulara gnderdiler. Koulara geldiimizde Isparta'dan getirilen arkadalar ile Cemaleddin Aabey ve Ahmet'i grdk. Hepimiz birbirimize sarldk. imizdeki znt ve sknt diye bir ey kalmamt. Aramzda en yal rahmetli Rt Aabey idi. O da biraz zntl duruyordu. Yanna yaklap, 'Aabey zlme, bu da geer' dedim. Bana "Trkmenolu geer, geer, ama delip geer' dedi. O zaman yaptm hatay anlamtm, ama i iten gemiti. Hepimiz ar cezaya verildik. 45 gn sonra ilk durumaya ktk. Mahkeme reisi hepimizi tek tek sorguya ekti. Sra Rt Aabeyin sorgusuna gelmiti. Rt Aabey ayaa

kalkp 'Sayn Hkimler, mektubun zirinde (altnda) bir Rt ismi var. Mektuptan hi haberim yok' dedi. Ben kalktm Reise, Rt ismini mektubun altna ben yazdm. Rt ismi mektubun altnda yoktu. Sorgumuz bittikten sonra heyet mzakereye ekildi ve ilk celsede Cemaleddin Aabey, Ahmet, M. Emin ve Rt Aabey tahliye ettiler. M. Emin'in tahliyesi beni artt. nk mektubu beraber basmtk. Meer M. Emin kardein memleketinde ii varm, gitmesi lazmm. Hapishaneden kar kmaz memleketine gitti. Bu davann en nemli hadiselerinden biri de, aabeyimiz Bekir Berk'in ilk defa Risale-i Nur davasna girmesi ve Allah'n inayeti ile bu hakikatlar (Risale-i Nur hakikatlarn) benimseyip sebilillh Nur'un avukatln uzun mddet can siperane yapmasdr. Mahkeme davay 22 gn sonraya atmt. 2. Celsede hepimiz tahliye olduk. "Bu resim benim deil" Tahliye olur olmaz Tarihe-i Hayat'n baslmas istendi. Bu arada ben stad ziyaret ettim. Faklteyi de bitirmitim. imde makam ve mevki sahibi olma arzusu belirmiti. stad ziyaretim srasnda bana, 'Kardeim sana mebusluk, valilik, Diyanet leri Bakanl verilse bunlar m kabul edersin? Hem de serbest hareket edeceksin, yalnz cz'i eylerde onlara ittiba edeceksin. Kabul etmediin takdirde hem seni hem de kardelerini hapse

atacaklar. Bunu mu kabul edersin' dedi. Ben hi ses karmadm. stad, 'Ben ikincisini tercih ederim' dedi. Tarihe-i Hayat baslrken (Btn baladmz kitaplarda olduu gibi, tm formalar stada gnderiyorduk.) ben bastmz Tarihe'nin 1-2 formasn alp stada gittim. stad getirdiim formalar verdim. stad Hazretleri Sofya atemiliterlii tarafndan verilen pasaporttaki resmine bakt, (Resim pala bykl stada benzemeyen birisinindi) resmi gstererek 'Bu ben deilim' dedi. Yanl fotoraf bastmz anlamtm. Ankara'ya dner dnmez yanl resmi havi formadaki iki yapra yrtp stadn resmi olan kalpakl fotoraf havi yapraklara bastk. Tarihe-i Hayat'ta baslan resmi bilmeyerek Said zdemir karde bana vermiti. Ben de iki resim de stada ait diye o yanl resmi koymuum. Baslan Tarihe'nin adedi 5000 idi. Her forma baslnca btn formalar matbaadan alrdk. Sebebi de formalar kitap haline gelince emniyet kitaplar elimizden almasn diye. Bastmz Tarihe'nin 20-30 formasndaki resimleri her naslsa deitirememiiz. 20-30 Tarihe stada ait olmayan resimleri havi olarak piyasa km. Tarihe-i Hayat'n basm stad Hazretlerini ok memnun etmiti. 'Bu eserin yirmi Risale kadar ehemmiyeti var' derdi. Tarihe'de stadn boy resimlerini havi

fotoraar da vard. stad bu konuda bize hibir ey sylemedi. Yalnz onun hakk olan kitaplardaki resimlere kurun kalemle boyunlarnda bir izgi ekmi. Bunu ben sonradan stadn hizmetkrlarndan rendim. Bir gn stad Hazretlerini Emirda'daki ziyaretimde (o zamanki ziyaretimde bir gn stad Hazretlerinin misari olarak evinde kalmtm) mevzuun nasl aldn hatrlamyorum. 'Kardeim, istesem Menderes'i buraya getiririm, ama ihlsma zarar gelir!' demiti. Yine bir seferinde stad Emirda'da ziyret etmitim. stad bana kitaplarn basm ve cildi iin 2500 lira para verdi. 'Bu paray hizmete ebeveynin verdi' dedi. O gn stad Emirda'da ziyaret ettikten sonra Ankara'ya dnmek iin O gn Eskiehir'e geldim. Eskiehir'de yedek subayln Ankara'da yaparken sk sk yanmza gelen Erhan Arbatl'ya uradm. Erhan bana, 'Bu gece burada kal, yarn gidersin' dedi. Ben de o gece Eskiehir'de kaldm. Sabah namazndan sonra stad'n Eskiehir'e geldiini rendik. Erhan'la beraber Eskiehir'deki odun pazarnda bulunan Abdlvahit Aabeyin evine giden stad ziyarete gittik. Kapy aldk, atlar. stada talebelerinden biri, 'Trkmenolu ziyrete geldi' dedi. stad tanmadn beyan etti. armtm. Oda kaps akt, yavaa ieri girdim. stadn elini pmek iin yanna yaklatm ve elini pmek iin eildiimde, enseme bir tokat indi. zlmtm, olduum yerde yere ktm. stad zldm hissetti. Hatam anladm. Ankara'ya bir

gn gitmemekle hizmeti aksatm, dolays ile Risalelerin kmasnn gecikmesine sebep olmutum. stad Hazretleri Risalelerin bir an nce kmasn her eyden ehemmiyetli gryordu. Ankara'daki matbaa ii ekseriyetle zerimde idi. M. Emin Birinci hapisten sonra Ankara'ya dnmemiti. Rahmetli Atf Ural da baz sebeplerden dolay hizmetini iyice azaltmt. Benim de Ankara'ya bir gn ge dnmem hizmetin aksamasna neden olabilirdi. Ondan dolay stadn tokadna maruz kalmtm. stad ok zldm grnce benim gnlm ald. Benim drt Mustafam var' diye bana taltii szler syledi. zntm zail olmutu. Konuma biter bitmez, 'Hemen Ankara'ya dn' dedi. "Byk risalelerin hepsi stad hayatta iken basld" Ben stadn yanndan ktktan sonra Ankara'ya dndm. Ankara'da kk bir matbaada Kastamonu Lahikasn bastk. Dou Matbaasnda rt'l-caz' basmaya baladk. Said zdemir, vaizlie getii iin tm para ileri ile beraber matbaa ilerinde de bize yardm etmeye balad. rt'l-caz'n basm bitince sene de 1959 olmutu...

Okul biteli iki sene gemiti, askere gitmem icap ediyordu. Geri askerlik iin beni arayan soran olmamt. Btn byk kitaplar yeni yaz ile baslmt. Risale-i Nur eserlerinin arka arkaya basm ve piyasaya k, stad ok memnun etmiti. Kendisini ziyarete gelenlere 'Risale-i Nur'un bayramn yayoruz' diye memnuniyetini izhar ediyordu. Eserleri yeni yaz ile basldktan sonra niversite talebeleri arasnda eserleri okuyanlarn adedi gn getike artyordu. "Risale-i Nur'lar artk her tarafa yaylmt. Bizden sonra gelenlerin bu eserlerin basmn daha iyi devam ettirecekleri huzuru iinde son defa stad ziyrette gittim. stada ie girmek istediimi syledim. Bana 'Seni muallime brakrm' dedi. Fakat askerlik ii ve baz Risale-i Nur hizmetleri nedeni ile stadmn msaade ettii muallimlik grevine gidemedim. 1959 ortalarna doru askere gittim. Bu ekilde stadmn salndaki neriyat hizmetini kapam oldum." Mustafa Trkmenolu Aabeyimiz Nur manzumesinin isimsiz ihls kahramanlarndan bir mbarek ahsiyettir. 1977'de bize anlatt o bergzr hatralarnn sonunu byle balamt: "Biz onun davasna gnl verdik. Bu dva lh mukaddes bir dvdr. Kur'na ve imana hizmet verme yolunda ok skntlar ektik. Hell olsun. Onun dersine lyk olabilmisek, benim iin en byk mutluluktur?" Bu muhterem ahsiyet hukuk fakltesini bitirdikten

sonra; hakim, avukat ve savc olacakken, srf Kur'an hakikatlar, Risale-i Nurlar okuduu iin, sevgili vatanmzn zindanlarnda dolatrp durmutur. stad Bedizzaman'n o gzelim ifadeleriyle "Yusuye Medreselerinde yatarken, bir defasnda yani 1967'lerde, kendisi gibi yine fazilet bidelerinden Saidler, Mustafalar, erafeddinler, Anbarllar, ve Vahdi Karaorlularla birlikte Mersin zindanlarnda aylarca yatmlard. ok akac, nkteci ve fkrac olan Vahdi Karaorlu, skntl hapishane gnlerinde Mustafa Trkmenolu Aabeye bir aka yapmt. Bu bergzr hatralarn sonunda, Trkmenolu Aabeyimin efkatine snarak, hapishane akasn, burada zikretmek istiyorum. Mersin Medrese-i Yusuyesinde air ruhlu Vahdi Karaorlu Aabeyim bir iir yazarak, bir ziyaretiye verip, bunu dardan Mustafa Trkmenolu'na postalamt. Hapishanede yazp, tekrar dardan hapishaneye postayla gnderdii bir mektup bir iir eklindeydi. O zamanlar henz bekar olan Mustafa Trkmenolu'na, Vahdeddin Karaorlu, 'Nsih' yani nasihat kardeiniz imzasyla kaleme ald bu akal iirde airimiz Karaorlu Aabey bu manzumesinde unlar ifade ediyordu: Kendine Bir Yuva Yap Selm aziz kardam Hem nurlu gnldam Bir hayli geti yan

Kendine bir yuva yap Kulara bak! gllere Konarak yapm yuva Senin ise u mrn Gemi bd-i hev Yksek tahsilli gensin Bu gnler nasl gesin Gnln bir hatun sesin Sen de kalkp yuva yap. Kon bir iek dalna Pek bakma elvanna Lzm olur yarna Kendine bir yuva yap Hep kalnmaz ki; bekr Yalnzlkta yoktur kr Genliin olmasn hr Gzelce bir yuva yap Geip gitmekte gnler Geride kald dnler nsan ban dinler Orada, bir yuva yap. Yavrularla enlenir Gnller neelenir Hem de ban dinlenir Rahatlarsin yuva yap.

Kardeiniz Nsih Vahdi

ATIF URAL
Nur Risalelerinin 1957'de Ankara'da yeni yaz ile resmen matbaalarda baslmasnda emei geen Atf Ural'n ismi mezkr neriyatta, neredenler ksmnda "Hukuk Fakltesi son snf talebesi" olarak gemektedir. Merhum tf Ural Nur Risalelerini aabeyi Kemal Ural vastasyla tanmtr. tf Doan Ural'n hanm Aydodu Ural, merhum beyi hakknda bize u bilgileri vermitir: tf Ural, 1933'te Kars'ta dodu. Babas Ali Baha Ural uzun seneler hakimlik yapm, mekteb-i kuzat mezunu, Rizeli bir zatm. Annesi ise Erzincanl. Kendisi Ankara Hukuk Fakltesi mezunudur. Talebelii esnasnda Szler, Mektubat gibi risalelerin yeni yaz ile ilk nerinde almtr. 1959 senesinde, Kastamonu'da hakim A. Cemal Tmer'in (1980 Austos'unda vefat etti) kz olan benimle evlendi. ki kz evld dnyaya geldi. "Sason, Nusaybin ve Bozkurt savc yardmclnda bulundu. 1966 senesinde Bozkurt'ta vazifeli iken, siyatik tedavisi iin Ankara Tp Fakltesinde zik tedavisi

grrken, niden rahatszland ve ayn hastahanede tetanoz tehisi konuldu. Bir hafta sonra, 18 Eyll 1966'da vefat etti." Atf Ural, Hz. stadn Vasiyetnamesinde isimleri geen 12 "Vris"ten birisidir. (Bkz. Mustafa Sungur'un hatralar) Kbrsl Nur talebesi Elimizde, Nur'larn ilk neir yllarnda, tf Ural'n Kbrs'tan matbaa malzemeleri gnderen Hizber Hikmetaalar'a yazd kymetli mektuplar bulunmaktadr. Hizber Hikmetaalar'n bize verdii mektuplardan, 19 Haziran 1955 tarihli ve "Duanza muhta kusurlu kardalarnz smail Doyuk, tf Ural" imzal mektupta merhum Ural, Kbrsl Nur talebesine unlar ifade etmektedir: Aziz, mbarek kardamz, Gnderdiiniz para ve mjdeli mektubunuzu aldk. Allah raz olsun ve hizmet-i Kur'niyede muvaffakiyet versin. Btn dost ve kardelerimize ayn dua ve temennyi ediyoruz. Yalnz, hatrmzda kaldna gre kitaplarn bedeli 21-22 lira idi. Sizler 30 lira gndermisiniz. Herhalde sizlerin ihtiyac olduu mnasip bir zamanda bu borcumuzu kitap gndermekle deriz. "Bundan evvelki gnderdiimiz mektubunuzu aldk. Siz 'Kitaplar aldk' deyince, ge geleceini mit ettiimizden, ilk postadaki kitaplar aldnz zannettik. Tekrar sorduk,

kusura bakmaynz. Hizber kardamz tarafndan tahrir edilen mbarek nurlu yazy stadmza gnderdik. Muhakkak ki, o kardamza ve hepinize dua etmitir ve ok memnun olmutur. Elhmdlillah, her tarafta Nur'larn neri ve yazlmas devam ediyor. Tahkik iman alayan Risale-i Nur, lem-i slm ve sonra btn dnyay zulmetten nura karacaktr. Rza- lhyi istihdaf edip, faidesini kr gzlere de gsterdiinden, inaallah nmzde ok mjdeleri haber veriyor. zam fedakrlk, zam sadakat, zam ihls, zam dikkat dsturlaryla yrndnden, ken mutlak zulmet biraz aydnland. deta fecir misali. Risale-i Nur, tahkik iman nerediyor. Bu tamamlannca haber verilen o saadetli gnler doacak. Her ne ise, bizler neticeye bakmayarak kulluk icab vazifemizi yapalm, rzas iin alalm, neticeyi Allah Tela ihsan edecektir ve Onun vazifesidir. Hakik dersi Risale-i Nur verdiinden, sizi noksan istidat ve kalemimle fuzul megul ettiimden kusura bakmayn. Hepiniz Hakka emanet olunuz. Dnya ahiret kardaz. Bu ulv ve kuds dvda el birlii ile alalm... naallah. Btn alkadarlara ve hepimiz selm ve hrmet ederiz." "Atf Ural'dan htralar" 2 Kasm 1966 tarihli, 273 sayl Yeni stikll dergisinde Avukat Gltekin Sargl, "simsiz bir mcahid: tf Ural'dan Hatralar" bal altnda unlar ifade ediyordu: Memleket apnda tannmam olsalar bile, mukaddes dvnn nice kahramanlar vardr. Onlar hakik kemli,

fenada grrler. hret gibi zil eylerin peinde deildirler. Onlar, slm cemaatinin sadece ciz bir ferdi, bir hdimi olmay en ulv makam bilirler. hls, onlarda deta tecessm etmitir. Fedakrlk, feragat, kendilerinde hakik ifadesini bulmutur. te bu mcerret mn kahramanlarndan birisini kaybettik: tf Ural... Bu isim, mukaddes dv yolcularnn mehl deildir. Yeni stikll'in 268. saysnn hdiseler ksmnda vefat haberi intiar eden gen mdde-i umumlerimizden tf Ural, benim karlatm ilk ihlsl Mslman tipini temsil etmekte idi. Ankara Hukuk Fakltesinin 2. snfnda idim. tf Ural da fakltenin nc snfnda be sene ara vermi, Risale-i Nur'larn neri iine kendisini vakfetmi bulunuyordu. Ankara Hukuk yurdunda mevcut mescitte imamlk vazifesini cizne deruhte ediyorduk. Bu itibarla, mescide gelen niversiteli gen Mslmanlarla tanmak kabil oluyordu. Sene 1958... Ramazan ayndaydk. Teravih namazlarn mescitte beraber klyorduk. 'Teravihlerden evvel din kitaplardan okuyalm' denildi ve daha ziyade, Byk slm lmihali'nden paralar okuyorduk. Bir ara mescidin ktphanesinde, zerinde Szler yazl, kalnca bir kitap gzme arpt. Melli Bedizzaman Said Nurs... Bu ismi bir sene evvelinden beri iitiyordum. Fakat mlmatm yoktu. Byk bir slm mcahidi olduu ifade ediliyordu. Kitabn i kapanda, 'Nereden: Hukuk Talebesi tf Ural' ibaresi dikkatimi ekmiti.

Mescitte yine bir Ramazan gecesi teravihten evvel kitap okumak zere oturuyorduk. eriye uzun boylu, yakkl, dinamik bir gen girdi ve keye diz kp oturdu. Teslimiyeti dikkatimizi ekmiti. imizden Necati adl bir lhiyatl tarafndan teklif vuku buldu. Kitaplardan okuyup izah etmesi istendi. lhiyatlnn ad Mehmed'di. Mehmed, cebinden ufak bir kitap kard. Mevzu, Ramazan'a dirdi. Okudu ve izah etti. Hayran kalmtk. Sonra kitab brakt. slm mevzularda izahlarda bulundu. zahlar ok gzeldi. Ksa zamanda czibesine kaplmtk. Bu arada Mehmed, mnasebet getirip tf Ural'dan bahsetmiti. Bundan sonra tf Ural'la tanmak iin iddetli arzu duydum. Nihayet, Mehmed beni Cebeci Cmiinin arkasndaki tepenin banda bir apartmana gtrd. kinci katndaki daireye getik ve ieriye girdik. Yerde basite bir hal serilmi; yanlarda minderler... Ortada bir rahle... Rahlenin zerinde ak, kalnca bir kitap... Kede bir ktphane... Yzleri prl prl... niversiteli olduklar belli oluyordu. En nihayet dier kede onlardan daha yalca, hafe seyrek bykl, baklar derin ve mnl, mtebessim ehreli, olgunluu her haliyle anlalabilen birisi oturuyordu. Manzara, itiyak duyduum ve yitirdiim mnev bir iklimi hatrlatt. Mnev bir inirahn vcudumu sardn hissettim. Mehmed hemen kedekine iaret ederek, 'tf Aabey' dedi. Memnun olduumu syledim. Akabinde beni takdim etti. tf Ural derun, deta ruhundan kopup geldiini ihsas

eden bir ses tonuyla 'Maaallah' diyerek mukabelede bulundu. Merhumla tanmamz byle oldu. tf'n bana en ok tesir eden taraf, tevazuu idi. Esiz bir tevazuu nmunesi, son derece itidal sahibiydi. Ben, o zamanlar iddiac ve tahammlsz bir mizataydm. Hukuk Tarihi derslerinin tesiri altnda, slm Hukuku hakkndaki kanaatlerim menf bir istikamet kesbetmiti. Geri, namaza mdavim idim. Bir gece tf' ziyarete gitmitim. Kendisi ve dier arkadalarla konumalarmz, slm Hukukunun, asrmzda tatbiki kabil olup olmad mevzuuna intikal etmiti. Biraz sonra konumalar mnakaaya dkld. Benim iddiaclm ve hararetliliim karsnda tf sdece tebessm ediyordu. Enaniyetimi hi tahrik etmiyordu. Nihayet, 'Gltekin karde, bu hkmlerin Allah'n kanunlar olduunu kabul etmiyor musun?' dedi. 'Elbette ediyorum' dedim. 'yle ise, Allah'n kanunlarn deitirelim mi?' deyince cevap veremedim. Ettiim hatnn azametini bana hatrlatm oldu. Gece saat ikiyi bulmutu. Beni ald; srarlarma ramen, iki kilometre mesafedeki faklteye kadar uurlad. tf Ural, hidayetime o an iin vesile olmutu. Ona kar hayrandm. Fakat, kendisine olan hayranlm ve muhabbetimi esas menbaa tevcih etmek hususunda hal ve hareketleriyle muvaffak olmakta gecikmedi. Sene 1959... Mays ayndaydk. stad ve Nur talebeleri hakknda iftira ve tezvir makineleri iitiliyordu. tf, bana

bu mevzuda bir kitap yazmam teklif etti. Teklif gzeldi. Hemen klliyat edindim ve yaz tatilinden istifade ederek kitab bitirdim. Bylece, klliyat da tetkik etmitim. Yazdm kitab beraber okuduk. O sdece meslek ve merebin inceliklerine vkf olup olmadma dikkat edermi. Bunu sormadan anlamtm. Bir ara, yanmzdaki arkadalara, 'Gltekin Aabey muvaffak olmu' dedi. Bana Aabey diye hitap etmesi tuhafma gitmiti. Meer btn bunlar, benim klliyat okuyup hizaya girmem iin dnlm gzel bir plndan ibaretmi... tf Ural, fevkalde feraat sahibiydi. Geri onun bu vasf, stadnn nmune olan hayatndan ve onun gnllere nfuz eden telkinlerinden geliyordu. Daha nceleri Ankara'nn Ulucanlar mevkiinde bir gecekondu kiralam. Szler'in nerine balam. tf, tand Mslmanlardan, sonradan denmek zere bor para alm, kulbeciinde riyazet erbabnn ancak yapabilecei zam iktisat tahtnda gece-gndz alm, eski ta basmalardan risaleleri daktilo etmi ve evvel Szler'in nerine muvaffak olmutu. Arkadan Mektubat ve Lem'alar neredilmiti. Btn bunlarn neri ve tevzii, onun be senesine mal olmutu. Hrriyet-i diniyenin ok kaytlar altnda bulundurulmakta devam ettii o gnlerde bu tarz bir neriyat iini deruhte etmek, zam feragat ve cesaret iiydi. tf, stadn 'hi kimsenin minneti altnda kalmamak' dsturuna riayet ederdi. Kendisinin madd imknlar ok dard. Ulucanlar'da iken bir gn parasz kalm. Hi

kimseden bor almamak onun prensibi idi. Kitaplarn neir paralar da beyt'l-mal gibi dokunulmazl haiz... Fakat, alk da kendisini hissetirmeye balam. Bu vaziyet karsnda ne yapsn? Evi aram, taram, biraz un bulmu, iine su dkp hamur haline getirdikten sonra gaz ocanda piirerek keml-i yetle yemi. 'Bana o kadar lezzetli geldi ki, trif edemem' diye anlatrd. tf'la iki seneye yaklaan arkadalm bana ok eyler bahetmitir. Kendisinin slik bulunduu mkaddes dvnn yolcular saarna beni ilk defa o armt. Bana mnev aabeylik etmiti. En hznl anlarmda onunla karlamam, kifayet ederdi. Zira o, her yere kendi havasn getiriyordu. Merhumun meziyetleri, bu kadarck bir yazya smaz. Ben ancak, bunlardan birkan aksettirmeye altm. u kadarn syleyebilirim ki, genliine ramen, asrmzda Cenab- Hakkn kurbiyetini kazanm vel kullarndan birisi idi. "Mesleine intisab ettikten sonra, alt senedir gremedik. Aramza dnyev mnda mesafeler girmiti. En nihayet bu mn kahraman ebed yolculua kt. 'Hayat bir n- seyyale' olduuna gre, artk mbeynimizde mesafe kalmam demektir. Gnah cihetinde vefat eden tf'n sevap cihetindeki hayatn temsil ettiini dnerek tesell buluyorum. Bu dnce benim hizmet akmn kayna olacaktr. Cenab- Hakkn rahmeti o ve onun gibi dv kahramanlarnn zerinde olsun."

CEMALEDDN GNEL
Cemaleddin Gnel 1914' de Kemaliye kazsnn Geei kynde domutur. stad Bedizzaman' ziyaret edip feyiz alan bahtiyarlardan bir zatt. 1958' de stad Bedizzaman'n talebe ve hizmetkrlaryla birlikte Ankara'da hapis yatmt. 1977'de rahmete kavutu. Bu mesele iin ayrca Hakk Yavuztrk'n hatralarna baknz.

A. HKMET TEZCAN
1952'de stadn stanbul Sirkeci'deki Akehir Palas Otelinde bulunduunu sylemilerdi. Hemen koa koa ziyaretine gittim. Sonra stadn orada deil de Fatih'teki Readiye Otelinde bulunduunu rendim. Readiye Otelinin yirmi numaral odasna mracaat edeceksiniz' demilerdi. nk orada talebeleri vard. Kendisi ise yirmi drt numaral odadayd. Mracaat edince stadn risale yazdn, megul olduunu sylediler. Gnlerden Cuma idi. Namaz vaktine kadar bekledik. Baktm, stad konuarak iniyordu. Sert ve heybetli baklar vard. Yannda bir talebesi vard. O da stad gibi heybetli bir haldeydi. 'Ziyaretinize gelmiler' diye stada bizi haber vermiti. Eli yumuktu. Kapanp ellerini ptk. Sadan Fatih Camiine doru yryorduk. Fatih trbesine gelince hemen durup, dua etmeye balad. Duadan sonra Fatih Camiine girdi. stad ilk ziyaretten sonra 1959'daki son seyahatinde Ankara'da da ellerini pmek saadetine erdim. Onu Ankara Beyrut Palas Otelinde ziyaret ettim.

Hac Bayram Camiinde namazdan ok sonralara kadar kalmt. karken ehl-i iman hep ziyaret edip, ellerini pmek istiyorlard. stad iki eliyle selm veriyordu. Hac Bayram imam Mustafa Efendiye hitaben stad buyurdu ki: 'Ben krk sene evvel buraya geldiimde, Hac Bayram Veli'nin ibadethanesi vard, imdi oraya ne oldu? Ben orada kalmtm!' "mam Efendi ise, 'Oras ykld, avluya katld' diye cevap verdi. stad orada bir mddet kalarak, o heybetli baklaryla derin derin bakt. Daha sonra Hac Bayram Veli'nin trbesine girdi. Kapy kapatt. Be dakika kadar ierde kald. Derin gzlerle etrafa baklarn hi unutamyorum."

HSEYN AKSU (lk devre milletvekili)


Sabahn erken saatlerinde ku cvltlar arasnda girdik Girlevik'e. Girlevik ellesinin grleyen sesi ve srayan su damlalar tatl ve serinlik halide saryordu etraf... Erzincan'n cidden ok can dostlarnn yannda ve aralarnda idik. Ya sabah, su, yeillik, serinlik ve Erzincan'n asil Nur Talebeleri... Arabamz su arklarndan geerek girdi kye... Aradmz zatn ismi: Hseyin Aksu. Girlevik'in sahibi ve aas. Birinci devre Erzincan Milletvekili. Tunceli harektndan sonra 1939 senesinde Kastamonu'ya srgn olarak gnderilen adam. Biz Hseyin Aksu'yu nasl bulabileceiz? diye dnrken, yal adam erken saatte karak, arabamzn

nne durdu. Uzun boylu, temiz giyimli, yal bir insan... Arabamza ve bizlere dikkatle bakyordu. Selm vererek aina ve dost olduumuzu hissettirmek istedik. Verilen her selm, dostluun balangcyd. Selmmz sevgiyle ald. Hemen buyur ederek bizi karlad. Baheye gtrerek yer gsterdi. Hizmetileri gelerek masalar ve sandalyeleri tamaya balamt. Bahedeki sandalyelerde yerlerimizi alnca, ilk iimiz teyibimizi altrmak olmutu. Sualli-cevapl teyibimizdeki tespitleri ksaltarak sizlere nakledeceim. Hseyin Bey, siz Bedizzaman Said Nurs'yi ilk defa nerede ve ne zaman grdnz? Ben Bedizzaman' Cumhuriyetin ilnndan ve byk zaferden nce Ankara'da grdm. Bedizzaman Ankara'ya nereden gelmiti? stanbul'dan gelmiti. Oraya da Rus esaretinden sonra gelmiti. Bedizzaman'a Ankara'ya gelmesi iin davetiye yazmlard. 1922 ylnn yaz mevsiminde byk zaferden nce geldi Ankara'ya." lk defa nerede grmtnz? Kendisi eref misari olarak Meclis'e gelmiti. lk defa Meclis'te grp tantk. Daha nceleri ben asayi kumandanl yapyordum.

Vehip Paa zamannda Milis Tekilt kurmutuk. Bedizzaman da Bitlis ve Van taraarnda Milis Tekilt tekil edip, dmana kar arpmt. Mecliste Mustafa Kemal Paa ile Bedizzaman uzun uzun grp konutular. Mustafa Kemal, kendisinden yardm istedi. Siz stanbul'u ahval-i dnyay biliyorsunuz, birlikte u memleketi kurtaralm. Bizim gayemizin ne olduu sizce malmdur Hocam!" demiti. Konumada dier mebus arkadalarda bulunmulard. Mustafa Kemal muvaffak olmak iin kendisinden dua istedi. Bedizzaman ise, "Memlekete hizmet edenlerin duasn Allah tel kabul eder. Vatan iin alanlarn say mesaisini Allah boa karmaz. Biz de duamz yaparz" demiti. Osman Fevzi Efendi de oradayd. Hac Fevzi Efendi kendisini ok sever ve sayard. Daima beraber bulunurlard. Ben de Hac Fevzi Efendiden ayrlmak istemezdim. Bedizzaman, Hac Bayram tekkesinde kalyordu. Hac Bayram Veli'nin torunlarndan emseddin Efendi vard. O da milletvekili idi. Hac Bayram Camiinin yannda gzel bir yer vard, orada kalyordu. Mecliste yapt konumalardan bahseder misiniz? Kendisi daima adalet zerinde dururdu. 'Zorbalkla

kurulan bir binann mddeti uzun srmez. Adaletle kurulan bir bina yklmaz. Siz de adalet zerinde yrdke size engel olacak hi bir kimse bulunmaz. Bulunsa dahi muvaffak olamaz" diyordu. Durumumuz da ok kt idi. Cephelerden bazen ac haberler gelirdi. Ellerimizi kaldrp dua ederdik. Musibetli gnlerde ellerimizi ters evirip musibetten Allah'a snrdk. 'Ya Rabbi, sen bilirsin. Sen Trk, milletin muhafaza et!" diye yalvarrdk. midimizi kesmitik, kendimizi deil, sadece vatanmz ve milletimizi dnyorduk. Meclisin en yal temsilcilerinden Kayserili Alim Hoca vard. Kt haberler zerine ellerimizi ters evirip dua etmemizi o sylerdi. "Arkadalar bu Hazret-i Peygamberin duasdr, byle edelim" derdi. Btn memleket dmanlar tarafndan istil edilmiti. Mecliste toplanm vatann durumunu konuuyorduk. Her yerden kara haberler geliyordu. Konya'da isyan olmu, yok Bolu'da isyan olmu... Hep byle haberler geliyordu. Mecliste oturmu bir sohbet toplants yapyorduk. Orada Mustafa Kemal Paa ve Bedizzaman da vard. Mustafa Kemal: 'Hocam bizim gayemizi biliyor musun? Nedir acaba?' Bedizzaman cevaben: Biliyorum... Bu vatan kurtarp, dman bu topraktan atmaktr" dedi. Yine Bedizzaman, "Ben sizin bu gayenizi biliyorum"

dedi ve yle devam etti. "Bir binay yaparken adalet zerine kurmaldr. Siz byle bir adalet ve temel zerine kurduktan sonra, Allah sizi muvaffak eder." Bedizzaman'n Atatrk'le konumalar bu ekilde olmutu. O gnlerin btn sohbetleri ve konumalar, bir an evvel vatann kurtulmasyd. Mustafa Kemal Paa, Bedizzaman'n daha nceleri harplerde gsterdii kahramanlklar yaknen biliyordu. Benim daha sonraki yllarda Bedizzaman ile uzun uzun konuup, ahbaplk etmem Kastamonu'da olmutu. Siz Kastamonu'ya niin gitmitiniz? Tunceli harektndan sonra bizi Kastamonu'ya srgn gndermilerdi. O yllarda Bedizzaman da orada bulunuyordu. Kastamonu'da Bedizzaman'la karlamanz nasl oldu? Kastamonu'da Hac brahim Da vard. Oraya sk sk giderdi. Dada dua eder, ibadet ederdi. Kastamonu'nun yksek bir kalesi vard. Bedizzaman ara sra bu kaleye de kard. Diyarbakr Milletvekili Ali zkan Beyle birlikte yanna gitmitik. Eski gnleri biraz yad ettikten sonra, bir ara Bedizzaman bana, "Sizin aslnz nereden gelmitir?" diye sordu. Ben de bizim aslmzn Asya'dan geldiini syledim.

Kendisi bu mevzuda daha baz sualler sormutu. Bu ilk grmemizden sonra, msait zamanlarda yanna gidiyordum. Yine bu aslmz konusunda sohbet ederken, ben bizim aslmzn Zeynelabidin Hazretlerine kadar uzadn syledim. Kendi benim aslm ve eceremi sorduu iin ben de kendisine, "Peki stadm, siz beni sordunuz, ben de syledim. Peki sizin aslnz ve ecereniz nereye dayanyor?" Kendisiyle samimi bir ahbap olmutuk. Rahatlkla konuuyorduk. Bana u cevab verdi: 'Benim annem evlad- Resl'dendir. Annem Nuriye Hanm, Hazret-i Hasan'a dayanmaktadr. Babam ise orann yerlisidir." Aslna ait bu bilgileri syledikten sonra "Demek ki aslda birleiyoruz. Esasat ve kkte ayn nesle dayanyoruz" dedi. stada tahsili konusunda baz sorular sormutum. Bunlardan birisinde de, bir sene zarfnda btn ilimleri nasl elde ettiini ve nasl Bedizzaman olduunu sormutum. Bedizzaman lkabn kendisine zamann byk limlerinin verdiini, btn ilimleri de genliinde alarak hafzasna aldn ifade etti. Kendisiyle baka hangi konularda konutunuz? konuurken ahsiyet mevzuunda konumazd. Din, iman ve Kur'n mevzularnda konuurdu. Gayesi insanl doru

yola sevketmekti. nsan insan etmek isterdi. Kastamonu'da yine bir gn kar vard. Bana dedi ki: "nsan bu dnyada bir aaya oban olur. Veya ona ortak olur. Zaman yirmi drt saate taksim et. Yirmi iki saat gez, ye, i, yat, geriye iki saat kalyor. Bu iki saati aaya hizmetle geirmezse, ne kadar hakszlk ve zulmeder elbette anlalr." Bedizzaman hep byle ibadet ve ahlka ait sohbetler yapard. Ben 1939 senesinden sonra iki sene Kastamonu'da kaldm. Kastamonu'dan sonra beni Kayseri'ye verdiler. Alt sene de Kayseri'de kaldm. Kastamonu'da onunla ok mes'ut anlarmz ve sohbetlerimiz olmutu. man ve fazilet dolu bir ahsiyetti. Bu vatann yetitirdii mstesna bir insand.

Prof. Dr. BRAHM CANAN


(Harran niversitesi, lhiyat Fakltesi Dekan) 1940'da Konya'nn Ermenek kazasnn Kkkarapnar kynde domutur. Uzun yllar Paris'te tahsil yapm, sahasnda kymetli eserleri bulunmaktadr. 1959'un sonunda Ankara'da Beyrut Palas Otelinde Bedizzaman' ziyaret etmi, merdivenlerde talebeleriyle birlikte resmini ekmitir. "stad ziyaretim" stad Bedizzaman 1959 senesinin son gnlerinde 31 Aralk'ta, Ankara'ya gelmi, Beyrut Palas Otelinin 37 numaral odasnda kalmt. lk zaman fazla gelen ziyaretilerden dolay ok tehacm olmutu. Bu gnlerde msait bir vakti bekleyip, o vakitte stad ziyaret edip, ellerini pmek istiyordum. O zaman stad lavaboya kmt. te, stad ilk defa o

zaman grmek saadetine ermitim. Daha sonra otelden karken de ziyaret etmitim. Otele eski DP milletvekillerinden Dr. Tahsin Tola gelmiti. stadn byk bir gayesi olan tevafuklu Kur'n- Kerimin baslmas iin arzusu vard. stad kendisine ok iltifat edip, Kur'n'n baslmas iin Dr. Tahsin Tola'ya tam yetler saysnca 6666 lira verdi. Her yete bir lira mukabil oluyordu. Dr. Tahsin Tola'nn ban okayp, tevecch edip, dualar etti. "Zbeyir'in yerine kabul ettim" art'l-caz baslrken tashih ilerinde almtk. Baslan formalar Senirkentli Hseyin A ile stada gnderiyorduk. Hem de selmlarmz gtryordu. Daha evvel de stad, Said zdemir Aabeye benim iin 'Ben onu Zbeyir'in (Gndzalp) yerine kabul edip dua ediyorum' demiti. Hasan Okur, imdi ilhiyat profesr olan Gnay Tmer ve Said zdemir, stadn etrafnda Beyrut Palas Otelinden iniyorlard. Said zdemir Aabeyin de iareti zerine, tam merdivenlerde iken resimlerini ektim. Hseyin A tashihler iin Isparta'ya sk sk gider gelirdi. Son defasnda Isparta'da tashihleri verirken, stad taksi ile bir yere gidiyormu, 'Seni taksiye bindirmek isterdim, ama imdi acele iim var, hemen gideceim. Yalnz seni Ankara'da taksiye bindireceim' demi. Hseyin A bize bu hadiseyi anlatmt. Aradan epey zaman getikten sonra stad Ankara'ya gelmiti. Taksi ile

Ankara'da giderken Ulus'ta Hseyin A'y grrler ve taksiye alrlar. Bunu Hseyin A aynen anlatmt. "Hseyin A ok gayretli ve alkan, Senirkentli bir Nur talebesiydi. Ben Ankara'ya ilk geldiim zaman onlarn yannda kalmtm. O zaman Mesnev-i Nuriye baslyordu, kendisi bu i iin matbaaya gidip geliyordu. Nihayet kitap basld, kt. Kendisi de parasn vererek bir kitap satn ald. Halbuki kitabn baslmasnda emei ok fazla idi. Onun bu hali, o zaman, bende ok byk tesir yapmt, ok hayretler ve takdirler iinde kalmtm. Bu meseleyi hatrladka halen de dnrm. Demek Allah rzas yolunda ihls zerre gibi kk de olsa, aslnda gne gibidir."

SAD KKER
Demokrat Parti Bingl milletvekilliini yapan Said Kker, 1959 ylnn son gnlerinde Ankara'ya gelen stad Bedizzaman' Beyrut Palas Otelinde mteaddit defalar ziyaret ederek grmt. Said Kker 1911 senesinde Bingl'de dnyaya gelmiti. 1989 ylnda vefat etti. Said Kker merhumu Beyazd'daki evinde ziyaretimde stad Bedizzaman ziyaret ettii gnlere ait hatralar yle anlatmt: Hazret-i stad hayatnn son gnlerinde Ankara'ya gelmiti. O gnlerde Ankara Beyrut Palas Otelinde kalyordu. O zamanlarda muzr gazeteciler bu byk zat ok rahatsz ediyorlard. Ben Beyrut Palas Otelinde defa ziyaret ederek ellerini pp, dualarn aldm. Bir ziyaretimde Dr. Tahsin Tola, Mu milletvekili Giyaseddin Emre ve Erzurum milletvekili Fethullah Takesen'le beraberdik. stad Hazretleri genliinde Gyaseddin Emre'nin dedesi Fethullah Efendi ile tanyorlarm, bu zattan sitayilerle bahsetti. Mbarein sesi ok ltif ve haf kyordu, hastayd. Sonra sohbet

srasnda yaknda gelecek 27 Mays musibetini haber verdi. Bizi bu musibete kar uyard. arktaki Fethullah Efendi gibi slm byklerinden bahsederken, bizim isimlerimizi ald. 'Sizleri de onlar kadar severim' diye buyurdu. 'Benim partilerle hibir alakam yoktur. Dnyada bunlar benim iin hitir' dedi. 'Yalnz Menderes'i severim' dedi. 'Dahiliye vekili Halklar himaye ediyor. Ben isterim ki, Menderes'le greyim, kendisini Halklara kar ikaz etmek isterim.' Daha nceleri bizim Gyaseddin Emre, bizden habersiz Isparta'ya giderek, stad ziyaret etmiti. Biz, 'Niye bize haber vermedin?' dedik. O da 'Acele oldu, onun iin sizlere haber veremedim' demiti. Demek bizim stad ziyaretimiz Ankara'da nasipmi. Allah bizlere Ankara'da nasip etti. Ziyaret edip, dualarn aldk. eyh Ali Rza stada ok hrmet etti. O da ziyaret ederek, grp, dualarn alp, ellerini pt. stad, bizlere eski genlik gnlerinden anlatt. Kendisine teklif edilen milletvekilliinden, ark vaizliinden bahsetti. 'Ben bunlarn hibirisini kabul etmedim' dedi. Bam okad ve bana dualar etti. stad Hazretleri ilimde, irfanda hibir lim ile mukayese edilemez, deryalar gibi derin bir irfan sahibiydi. Onun ilmini yksekliini tarif edebilmek bizim iin

imknszdr. "Milyonlarn stadnn mekn ve makam Cennet olsun."

ABDLKADR AKEK
stad Bedizzaman'n Ankara'da Beyrut Palas Otelinde kaldn haber almtm. Hemen koarak otele gittim ve oteldeki Zbeyir Aabeye stad ziyarete geldiimi sylemitim. Zbeyir Aabey stadn o gn ok fkeli ve celalli olduunu syledi, bu yzden ziyaret edemeyince gnlm krlmt. Kendi kendime 'Ben sizi grmek ve ziyaret ederek dualarnz almak istiyorum. Huzurunuza layksam beni kabul buyurun' diyerek dertlenmitim. te tam o esnada Nevehirli birisi geldi. Bana, 'abuk gel, stad geldi' dedi. Ben de hemen otelin nne kotum. Bylece dnya gzyle stad grm oldum. Hazret-i stad deta kkremi bir arslan gibiydi. ok heybetli ve hametli bir hali vard. fke ve hiddeti her halinden belliydi. Koarak Hazret-i stadn kollarna girdik. Kendilerini oteldeki odasna karttk. Zbeyir Aabey ise Hazret-i stadn etrafnda pervaneler gibi hizmet iin rpnarak dnp duruyordu. "Ben stad Hazretlerinin byk bir velayet sahibi olduunun kesin inanc iindeydim." Abdlkadir Akiek 5 Nisan 1960 tarihinde Hradam

gazetesinde 'Onun ardndan' bal altnda bir yaz neretmiti. Bu yaz daha sonra Hilal dergisinin Bedizzaman iin hazrlad zel sayda da kmt. Onun ardndan Merhum Akiek mezkur yazsnda unlar ifade ediyordu: Mes'ut bir gn, Ramazan gecesi ebed istirahatghna yolcu olan byk insan. u anda onu ebedi ve sonsuz lemine teslim etmi bulunuyoruz. Arkasnda onun gz kalmad. Sadece gnllerde derin bir mevki, akan gzya, sel gibi akan iman sahiplerinin blnmez topluluu. Belki bir eini gremeyeceiz. Belki bir daha onun bo brakt yer dolmayacak. te gzler bundan ya aktr. Gnller bundan hzne boulur. O byk adamn ruhumuzun derinliklerinde brakt hzn sonsuzdur. Allah'a imanmz olmasa belki ldracaz. Hak yolunun nizamna uymasak belki dalara deceiz. Ama ne yapalm ki, nizam budur, yol budur. Her gelen gider. Her fni lm acsn tadar. lmeyen, fena bulmayan budur: Allah ve Onun iin kalblerde yaayan sevgili. te o deerli ilim ve din adammz gnlmze lmeyen Allah sevgisini, hakka, doruya iman alad ve sessizce aramzdan ayrld gitti. Dnyalm sa elimin tayaca kadar olmal' diyen o mbarek insan zahirde byle yaad. Gzn bu fani leme yumduu zaman, hasretini ektii bir ey kalmamt.

Dmanlarna dahi hakkn hell eden o zat, iman ve slm dvsndan baka bir gaye peinde komamtr. Bize, altn, gm brakmad, ama bunlardan milyar kere kymetli, Allah kitabndan ve Resulnn snnetinden ilham alarak yazd eserini brakt. Onun gidii de gelii gibi sessiz oldu. Fakat yaay sessiz deildi. Onun yaayn, hayatn, zaman birden aa vuracak. Iztraplarla geen o muazzam yaay, onun gnlmzde ebed yaamasn salayacak. Gn getike gnlmzde sevgisini arttracaktr. mr boyunca zindanlarda geer gibi bir ac hayat, dertli mr sren o bahtiyar kiinin hayat tarihin unutuca cinsten deildir. Sevmeyenleri batrmak istedike, sevenler lmez bir sevgiyle onu ruhunda tayacaktr. Said... Molla Said... Said Efendi Hazretleri ve nihayet Bedizzaman Hazretleri. Gn getike ismine bir hrmet eki alan elbetteki byk bir insan namzetidir.. Hibir byk insan tarih, salnda gklere karrcasna vmemitir. Eer varsa, hayatnda iken devrildii grlmtr. Fakat Bedizzaman Hazretleri hergn bir ykselme deerine sahip olmutur. Salnda byle olunca, eserleri meydana knca nasl olur? Bunlarn cevabn kesin olarak imdi syleyemeyeceiz, tarih bize gsterecek. Belki o mceddid, belki mehdi olarak anlacak ve her an ruhundan istimdad edilen bir aziz zat olarak kalacaktr. te bizler, byle bir devirde yaamakla, o zatn ilminden, feyzinden mstet olmakla bahtiyar insanlarz.

Tarih sayfalarn evirirken zaman zaman, ok deerli insanlarn bu leme gelip getiini grrz. Onlarn, sessiz bir gelilerinde zamann gsterecei, ufuksuz dvlarn peinde komalardr. Dvlarna inanm kii olarak canlarn dahi seve seve inandklar yolda fed edenleri hep grrz. Her byk insan zamann igal etmitir. mam- zamlar dnelim. aileri dnelim. Hanbelileri hatrlayalm. Mansurlar grelim. Bundan sonra gelenleri bir gz ucuyla tetkik edelim. Bunlarn hepsi, devrini kucak kucak doldurmu ve bucak bucak sarm. te byk insan byledir. Bulunduu zamanda hereyi megul eder. Sessiz yaar, ama bu sessizlikte kinat coturan, derin, ili hareketler grlr... te devrinde hereyi megul eden Bedizzaman Hazretleri kesinde sessiz yaad, ama her ey onunla megul oldu. Matbuat ondan bahsetti. Siyaset adamlar ondan konutu. Devlet adamlar ona ilgi gsterdi. Halk onu sevdi, barna bast. Ve nihayet lmez bir sevgi, bir ak, ylmaz, usanmaz bir iman kuvveti ald, sonunda fani cesedi topraa verdi. Kalblere alad iman kuvvetiye ba baa kald. te hereyiyle devrini dolduran byk insan. Bedizzaman Said Nursi, sessiz yaayan byk insanlardan biri. O ne kaneler kurdu, ne servetler elde etti. evresinde ocukluu hrika olarak tannd. Genlii hep mcadele ile geti. Ylmad, usanmad. Tek bana dalardan geti. Her eye sonsuz bir itiyak duydu. Tabiat grd, onda tevhid mhrlerini okudu, manzarasna hayran oldu. Kular grd, hal dili ile onlarla syleti.

Yapraklara, aalara bakt, onlarda Allah'n binlerce hikmetini, srrn sezdi. Yerdeki karncalara bakt, yedii yemein tanesini onlara tahsis etti. Maaralarda ileler ekti. Vatan ve milletin akyla yand, tututu. Cihan Harbinde gnll alay kumandan olarak cephede bir kahraman gibi arpt. Rus ordularna esir oldu, onlara boyun emedi. Trk gcn, slm ehametini onlara gsterdi. En byk kumandanlarn dahi nnden kalkmad. Ve nihayet birka yl sonra memleketine dnd. Memleketinde bulunduu mddet iinde hapisler, srgnler, zindanlarda hayat srd. Her gittii hapisten kt. Her verildii mahkemeden beraat etti. Bunlarn hi biri onu yldrmad. nand Allah ve Peygamber yolunda onu geri evirmedi. 'Beikten mezara kadar ilim renin' diyen Allah Resulnn yolundan ayrlmad. Gayesi, insanlar, bilhassa genliin komnizm errinden kurtarmak, kalblerine iman alamak, Allah, Peygamber, ana, baba ve vatan sevgisini yerletirmekti. Her gle ramen, dvsn ylmadan gerekletirmek iin o byk insan byle alt. te sessiz bir hayat. Bir asrlk insan mr. Berrak, temiz, nur gibi bir hayat... Nur gibi bir insan. Onu bir defa grdm. Konuurken insan kendini bu lemden syrp, te lemlere varm sanr. Sanki bir ruhaniyet leminde yaar. Bir asr kadar evvel Anadolunun yaln dalar arasnda dnyaya gelen bu byk insan, imdi yine Anadolunun bir kesinde maddi varln terk etti.

"Tayla toprayla nur olan Anadolu, bir nur daha barna bast. yle bir nur ki, lmsz bir ak zinciri manzumesini andryor."

H. MAHMUD HASIRCI (Erba)


1928'de anlurfa'da dodu. Uzun yllar terzilikten sonra, bakkaliye ileriyle uramaktadr. Cmertlik, safvet, samimiyet ve ihlsn nurlu aydnlnda yaayan bir Nur talebesidir. Urfa'nn pek Palas Otelinde stad Bedizzaman' en son ziyaret eden Urfallardandr. Belki de en sonuncu hitler'in dilinden' Hac Mahmud Hasrc stad ziyaretini yle anlatyor: Dediler ki: 'stad gelmi.' Otelin nndeki kalabalktan geilmiyordu. Fakat Yusuf Urunta ile birlikte aradan syrlarak yukarya ktk. stad, otelin 27 numaral odasndayd. Kapnn nnde yere oturduk. Yusuf Urunta Kur'n okumaya balad. Ben de salavat getiriyordum. Bizlere kolaylk olsun diye Zbeyir Gndzalp Aabey kapy amt. Kap alnca stadn mbarek nur yzlerine baktm. stad ar hastayd, uzanmt. Ben o srada salavat bararak getirmeye baladm. Heyecan iindeydim, Az sonra Zbeyir Aabey

kapy kapatt. Ertesi gn otele yalnz geldim. Baktm polisler gelmi. Birden kapy atlar. Ben de hi oral olmadan dorudan doruya yukarya ktm. Baktm Bayram Yksel Aabey oradayd, selm verip yanna oturdum. 'Sen stadla grtn m?' diye sordu. "Gel kahraman kardeim" Dn grtm' dedim. Ben sana gel dersem gel, gelme dersem gelme'dedi. Peki' dedim. Kapy vurup, ieriye girdim. Kapda Zbeyir Aabey vard. stad baktm, gzleri berrak mavi, salar knal, banda o heybetli sar vard. Tam kapy kapadlar, ben geri dndm, arkama bakaym dedim, baktm Zbeyir Aabey, 'Gel kahraman kardeim' diye ard, ben de hemen gittim. stadn ayak ucunda bir tabure vard. Zbeyir Aabey orada oturuyordu. stad Hazretleri, Zbeyir Aabeye hitaben, 'Niin gelmi, ne istiyor?' diye sordu. stadn sesi haf kyordu. Bunun zerine, Zbeyir Aabey bana, 'Niin geldin, ne istiyorsun?' diye sordu. O zaman krimde hibir ey yoktu. Aniden, 'Evlatla ve talebelie kabul etmesi iin geldim' dedim. Baktm stad Hazretleri ban sallad. 'Evet'

dedi."Zbeyir Aabey, 'Gel, otur' dedi. Oturdum. Az sonra kalktm, stadn elini ptm. Zbeyir Aabey, 'Kalk ve hemen k, stadla grtn de kimseye syleme' dedi. Ertesi gn iim ok sklmt. Yine 27 numaral odaya girdim, stad beni sakalmdan pt. Zbeyir Aabeye, 'Bu benimle grmt, yine niye geldi?' "Ben Zbeyir Aabeye, 'Geldim, ama bu defa gitmem Aabey' dedim" Baktm stad Hazretleri tebessm buyurdular. "Zbeyir Aabey bana, 'Haydi emniyete gidelim' dedi. Ben Emniyet Mdrn tanyordum. Zbeyir Aabey tanmad iin beraberce gittik. Emniyet Mdr, 'stad Urfa'dan gtreceksiniz. ayet gtrmezseniz, biz cebr olarak gndereceiz, stadnza syleyiniz.' dedi. Zbeyir Aabey ise, 'Biz syleyemeyiz' karln verdi. "Evet, biz camidiz" Mdr, 'Siz camid misiniz?' dedi. Zbeyir Aabey, 'Evet, biz cmidiz, stad bize stadmza bir ey

tekmesini nereden vurursa biz oraya yuvarlanrz. stadmz ne derse biz onu yaparz' eklinde karlk verdi. Canmz skld, oradan dndk, geldik. 'Ne yapalm?' diye dnrken, 'stad heyete havale edelim, muayene etsin, bir eyi yoksa rapor alrz' dedik. O zaman hkmet tabibi Hasan Bafri'ydi. Doktora haber gnderdik, az sonra geldi. stadn koluna, azna ve bana bakt, 'Bu ihtiyar 1000 kilometrelik yolu nasl gelmi, 40 derece atei var, bir yere gidemez' diye rapor yazd. O gn akam st stad, saat 2-2.30 sralar vefat etti. O gn sabah erken stad ziyarete gidiyordum. Abdullah Yein Aabeyi yolda grdm, stadn vefatn ondan rendim. Daha sonra Zbeyir Aabey ile beraber 250 yere tel ektik, herkesi haberdar ettik. Oradan stadn cenazesinin bulunduu otele gittim. Ben o srada stadn ayan ptm. stadn alvar ve saryla birlikte tabuta koyduk. Ondan sonrada ben tabutu kucama aldm, aaya indirdim. Cenazeyi Dergh'a gtrdk, orada ykand. O esnada Zbeyir Aabey, Molla

Hseyin, Elazl mer Hoca, Molla Hamid hoca (o gn itikftan kmt) gibi pek ok hoca vard. Kefeni Zbeyir Aabeyin yanna getirdim. Kefeni sararken yamur da tane tane yayordu. stadn gsnde bir delik vard. stad birok defalar zehirlemilerdi. Btn bu zehirler ku yumurtas kadar stadn gsnde kahverengi bir iz brakmt. Cenaze daha sonra namaz klnmak zere Ulu Camiye getirildi. Gazeteciler getirilmiti. Fotoraf ekmeye baladlar. Bir hayli tel kardlar. Orann mnev havasn iyice bozdular. stad defnederken Abdlhamid adl bir komiser 'Yasin' okuduu iin daha sonra grevinden olmutu. stadn mezarn kran yzba 27 Mays htillini mteakip stadn mezarnn paralanp naann nakli hasat zamanna denk gelmiti. Biz dadan gelmitik, stad gtrmlerdi. Hadiseye yle mttali oldum. O gn ben damda yatyordum. Sabahleyin stmzden bir uak geti, kalktm, 'Asker uak m Ahmet?' dedim.

Evet' dedi, 'Askeri uak.' O srada zerimde bir arlk hissetim. Gzm atm, baktm gerekten asker uak. Ziya Kk diye bir kardeimizin kardei vard, az sonra geldi. Kapy vurdu, aaya indim, kapy atm, baktm kekeme konuuyor. Aman... Aman... karmlar...' Aabey stadn mezarn krp

Dedim, 'Hi merak etme kardeim Mustafa! Zaten stadn vasiyeti vard.' Mustafa'yla beraber mezarn bulunduu yere gittik, ok kalabalkt. Temizlik yapyorlard. O gn vazifeli olan yzba, askerlere, 'Mezar krn!' deyince birisi ben krmam dedii iin onu ldrmler, diye duymutuk. Ayn gn Yusuf Paa Camiinde, hudutta ld sylenen bir askerin cenaze namazn kldlar. Aradan 15-20 yl gemiti. Hac Mahmut Abac isminde bir baba dostu vard. stanbul'da ziyaretine gitmitim, bana yle demiti: "Ya, Mehmed Kardeim! stadn mezarn kran yzba geenlerde fel olmu, bir odaya atmlar, baklmaz bir

hale gelmi, o ekilde eziyet grm, sonra perian bir halde lm gitmi."

MEHMET SZER (Tenekeci Mehmed Efendi)


Hattat Mehmet Szer, 1892'de Isparta'da domutur. Tenekeci Mehmed diye bilinmektedir, fakat kendisinin asl meslei hattatlktr. Isparta ve civar camileri, onun levhalaryla ssldr. Bedizzaman'n talebelerindendir. 1981'de vefat etti. "stad Isparta'ya ilk geliinde Mft Tahsin Efendi medresesinde kalmt" Her Isparta seyahatinde imknlar nisbetinde kendisini ziyaret edip, hatralarn dinlerdik. Bu dinlediklerimizden, derlediimiz hatra notlarndan, sizlere unlar arz ediyorum: sdat ilk Isparta'ya geldii zaman, Mft Tahsin Efendinin medresesi vard. Maarif tarafndan medreseler satldnda mftnn olu Sadk Hoca buray satn

almt. Vakf olarak kullanlyordu. Hazret-istad ilk Isparta'ya geldii zaman mezkr medresede kalmt. Sadk Hoca ve akir Efendi ile birlikte ziyaretine gittik. stad bir kede oturuyordu. Mft akir Efendi, beni takdim etti. Yazdmz levhalarla ok hizmet ettiimizi, camileri tezyin ettiimizi syledi. stad, "maallah, maaallah' diye bizi okad, iltifatlar etti. Husus gel konualm' dedi. stad'la Ulu Camiye gitmitik. stad bana yazlar okuttu. Yine husus gel, husus gel' diye beni ard. Medresede haftada iki gn ders yapyordu. Isparta ulemas bu derslere devam ediyordu. Bu derse bir defa da ben gitmitim. ok kalabalkt. Sadk Hoca'nn ald medrese tklm tklm doluyordu. Ben ancak kapnn eiinde oturabildim. stad'n Barla'ya nefyi Cami imam Hac Rza Efendi ile birlikte misar kabul ettii bir gn ziyaretine gitmitik. Yine Hazret-i stad: "Nerdesin kardeim, ben sana husus gel demitim' dedi: Yanna allmeler gelse iltifat etmezdi, hocalar bu duruma ok aarlard. Hi tahmin etmediimiz birisine: "Safa geldin kardeim, safa geldin kardeim, diye alka gsterip, iltifat ederdi.

Sonralar dersleri ok kalabalk olmaya balaynca. Vali Ekrem Bey, tedirgin olmaya balad. Umumun nazarna arpmasn diye, cra bir yere nakledeyim, dedi. Neticede stad Barla'ya nefyetti. stadn Barla'dan dn nasl oldu? stad'n Barla'dan Isparta'ya gelmesine yakn, bir mektup geldi. stad: "Kardeim, ben burada muallim ve nahiye mdrnn ezsna tahamml edemez hale geldim. Beni ok rahatsz ediyorlar. Krlara da kamaz oldum. Rutubetli odada kabirde yaar gibi yayorum' diyordu. Mektubu alr almaz, kendi kendime, "Bu Vali dinsiz deildir', diye doru Valiye kotum. Sabah erken sekizde gitmiim. Ktip, "Hayrola telalsn, ne var, bir eyin mi var?' diye sordu. 'Vali dokuzda gelecek' dedi. "Ben Valiye bir mektup vereceim' dedim. 'Olur, ver mektubu ben veririm' diye mektubu elimden ald. Ktip mektubu Vali Beyin masasna brakt. Vali gelince mektubu ap okumu, cebine koymu, mektubu kimin getirdiini bile sormam. Ertesi gn, Hazret-i stad' Barla'dan Isparta'ya getirmilerdi. Yine eski medreseye inmiti. Geldii saatte de ben ziyaretine gitmitim. Mbarek stad'm bana dedi: 'Kokumu mu aldn da hemen geldin. Geldiimi ne bildin?' diye latife etti. Orada be-on gn kaldktan sonra, Kelle Mehmed'in evine gitti. Orada bir zaman kald. Bilhare

kr Efendi'nin kkne geti. Orada da yedi ay kadar kald. Eskiehir hdisesi Sonra Eskiehir hdisesi kt. stadn yanna gelip giden ne kadar dost ve talebesi varsa onlar da taharri ettiler. bir arkada gelip bizi haberdar etti. Evde ne kadar Nur Risaleleri, slm ve din kitaplar varsa, hepsini baheye gmdm. On sekiz tane polis geldi. Soba borularnn deliklerine kadar aradlar. Neticede aramada bir ey bulunamad' diye zabt tutup gittiler. Ben hazrlanyordum, bizi de stad'la Eskiehir'e gtrecekler diye, gusl abdesti alp, toplanyordum. Ama neticede beni gtrmediler. Hdiseden sonra, frka kumandan kr Paa'ya gittik. Dahiliye vekletine kafa tutuyordu. "Nedir bu hal? diyordu. 'Ben burada bostan korkuluu muyum? Dardan asker getiriyorlar. Ben bu ii yapamaz mym?' diyordu. stad gtryorlad, dayanamadm, ben de gitmek istedim. stada kotum, elini ptm. stad hemen srtn dnd, 'Sen durma git buradan, sen gelme bizimle' diye beni ikaz etti. "Benim vatan- aslim Isparta'ym" stad'dan dinlemitim, buyurmutu ki:

"Bana vaktiyle mnen, 'sen Isparta'ya git' denilmiti. Isparit namnda bizim nahiyemiz vard. Ben oras zannetmitim. Yanl anlamm. Isparit nahiyesi zannetmitim. Benim vatan- aslim, bu Isparta'daym." Bedizzaman gibi bir mrid-i kmil ayamza gelmiti Ecdadmzdan iitirdik: "Bir mrid-i kmile intisap etmek iin ayanza ark giyin de, alt aylk yola gidin derlerdi." stad Bedizzman gibi bir mrid-i kmili ise, Cenab- Hak memleketimize, bizim ayamza gndermiti. "Bizleri sohbetleriyle, dersleriyle, eserleriyle irad etmiti. Ona ebediyyen medyun-u kranz ve minnettrz."

MUSTAFA EZENER
1915 ylnda Isparta'da dnyaya gelen Mustafa Ezener 1974'n Mart ay balarnda vefat etti. 1932 ylnda Mils asker birliinde yazc astsubayken, camide Halil brahim llolu ile tanmt. Bu grme ve tanma Mustafa Ezener'i de Nur talebeleri zmresine dahil etti. Mersin'de gmrk muamele memurluu da yapmt. Mersin ve civar vilyetlere Nur risalelerini tantyordu. Bu yzden mahkemeye verilmiti. 9 Nisan 1954 tarihinde beraat etmi, kendisinden alnan Nur risaleleri tekrar iade edilmiti. Halim, selim ve melek gibi bir zatt. Birka defa Isparta'daki evinde misar olmutum. Geni hatralarndan bir damla nev'inden unlar anlatabiliriz: Savcnn igzarl stad Afyon mahkemesinden karken kalabalk bir kitle elini pmeye kotu. Srayla ellerini pyorlard. Bu durumu hazmedemeyen bir savc, polis ve jandarmalara,

'Niin izin veriyorsunuz?' diye barp aryordu. stad bu hale ok celllendi. Yksek sesle, 'Ne var, ne oluyor? Brak, kardalarmla greceim?' derken yle heyecanlanmt ki, sar bandan dmt. Biz sarn yerden alp bana koymutuk. Savc arkasna bile bakmadan korkuyla kap gitmiti. Hadise karmak iin bir kardein ayana tekmeyle vurmutu. Karde hi ar duymamt. Sonradan baktk ki, aya morarm. "1971: Hezimet-i fahie" stadn son yllarnda sk sk derslerinde bulunmutuk. Sabah derslerinde hep bulunmutum. Bir gn ders esnasnda Meyve Risalesi okunuyordu. 'zvekab sekiz yz on ederek o zamanlarda ehemmiyetli maddi manev erlere iaret eder. Eer beraber olsa milad 1971 olur, o tarihte dehetli bir erden haber verir. Yirmi sene sonra imdiki tohumlarn mahsul slah olmazsa, elbette tokatlar dehetli olacak.' Mustafa Ezener, stad Bedizzaman'n 1971 hadiselerinden bahsettiini zaman zaman anlatrd. Bu hatrasn anlatrken Zbeyir Gndzalp Aabeyim kendi gzel el yazsyla bir kda yle yazmt: "1971 senesi ehl-i dalletin hezimet-i fahie ile malubiyetlerinin senesidir. Mustafa Ezener soruyor: "Efendim, bu malbiyet yalnz ehl-i dallete mi, yoksa ehl-i imana da ml var m?' stad Bedizzaman ise, eserinde yazd bu bahsi yle ifade ediyor: "Kardam, 1971 ehl-i dalletin byk bir hezimetle malp olacaklar bir tarihtir."

Bu cmle okununca stad celllenerek, ellerini kaldrd ve "Tam! Tam! Hezimet-i fahie ile malubiyetlerinin senesidir' deyince ben sordum: "Efendim, bu malubiyet yalnz ehl-i dallete mi, yoksa ehl-i limana da uml var m?' Bedizzaman ise 'Kardam, bu tarih kfrn malub olduu tarihtir' diye cevap verdi? "Bir defasnda da her gn devam eden bir sabah dersinden sonra, 'Fesbhanallah! Seksen defa okumuum. Bugnk kadar anlayamamtm' diyerek Kur'n hakikatlarndaki ehemmiyetli srlara iaret etmiti." *** Bir mddet Isparta'da Mimar Sinan Kitabevini de ileten Mustafa Ezener'in mekn ve makam Cennet olsun. Mustafa Ezener, brahim Aabeyine, 18 ubat 1952 tarihinde yazd mektubunda, stadn Genlik Rehberi mahkemesi iin stanbul'a gidiini haber veriyordu. Bu mektupta unlar ifade ediyordu: Aziz sddk ve sevgili aabeyim brahim Efendi! Evvela: Sonsuz selm ve derin hrmetlerimi sunar, mbarek ellerinizi perim. Cenab- Hak Tel Hazretlerinden daima shhat, yet ve selmet zere olmanz cizane olarak dua ve niyaz eyler, dualarnz isterim. Saniyen: Kymetli mektubunuzu aldm. ok memnun ve

mesrr oldum. Bilhassa Siracunnr'lar temin edeceimize son derece sevindim. Rabbim Tell Hazretleri siz sevgili aabeyimi ve btn mmet-i Muhammedyi de (a.s.m.) daima sevindirsin. min. Salisen: Son hadise dolaysyla sevgili stadmz Hazretlerinin stanbul'a terieri, inaallah, zulm ve gaet perdelerinin yrtlmasna ve Risale-i Nur'un parlamasna; sevgili, mk stadmz cihad- ekberinde muzaffer olmasna vesile olacaktr. Ve byle olmas ve byk stadmz shhat, yet ve selmet zere uzun mrleri iin Halk- Zlcell ve Tel Hazretlerine dua ve yalvarmaktayz. Bu mnasebetle dn derin bir dnceye vardm srada u gnderdiim iire benzeyen cmleler kendi kendilerine sraya dizildiler. Bu fakirin haddi deil, belki hata ve kusurlar fakire aittir ki, af buyurmanz rica ederim. Elhamdlillah, bu na kadar cmlemiz iyiyiz. Merak mcip bir eyimiz yoktur. Sizlerin de shhat ve ayette olmanz dileriz. "Siracnnr'lar posta ile gnderebilirsiniz. ok memnun olurum. Zira Gaziantep'ten srarla istiyorlar. Hediyelerini inaallah aybanda takdim ederim."

MEHMET GRIRMAK
1935 senesinde Bedizzaman'la birlikte tevkif edilerek Eskiehir'e sevk edilen yz yirmi kiiden birisidir. 1911 ylnda Isparta'da domutur. "Refet, Hsrev ve Rt'y stada ben gtrdm" Bedizzaman' ilk defa Burdur'dan Isparta'ya gelip, kald yirmi gnlk zamanda ziyaret etmi. Kendisi o zamanlar 14-15 yalarnda, "stad Mft efendinin medresesinde kald' diyor. stada ilk defa Hsrev, Refet ve Rt Efendiden bahsettiini anlatmaktadr. Eskiehir hapsinden nce Isparta'da kr Efendinin evinde kalan stad, burada ktisad Risalesi'ni yazm. ktisat Risalesi'nde bahsi geen bal yeme hdisesini yaayanlardandr. Ramazan'da stadn ikram ettii baln orutan sonra tamamn, birer para da Hsrev ve Refet Beylere ikram ederek bitirmiler. Mehmet Glrmak, stadnn gzlerinin ok hametli olduunu, "yeil gzl" diyerek ifade etmektedir. Bedizzaman'la geen gnlerini yle ifade etmektedir.

Hsrev, Refet ve Rt Efendileri ilk defa stada haber vererek ben getirdim. Hsrev Altnbaak'n babas eskiden Isparta derebeyi imi, kendilerine Hametoullar denmektedir. stad beni 'posta' olarak istihdam ederdi. Isparta ve civarnda postaclk yapardm. Isparta'da kr Efendinin kknde iken, stad aaya inince sararm solmu bir gazete paras grd. "Yavrum, unu al ve grnmeyen bir keye at' dedi. Siyasetle alkadar, gazete okuyor demesinler diye.' "Bunlar konuursanz siz de idam olursunuz" Eskiehir hapsine giderken beni Refet Beyle (Barutu) ile birlikte kelepelediler. Isparta ve civar illerinden toplanan 120 adam balamak iin kelepe yetimiyor. Sona kalan. Bekir Aa ile Antalya Mfts il Ahmed Efendiyi amar ipi ile balyorlar. Verilen emir; Isparta'y getikten sonra, ssz bir vadide hepsini imha etmek... Kumandan Ruhi Bey, vicdanl ve insa bir insan olduundan, emri yerine getirmiyor. Bedizzaman'la dost oluyor. Dinar'da kelepeleri zdryor. Bedizzaman o gnleri anlatrken Ruhi Beyden bahseder ve yle konuurdu: "Hdiseyi haber alan hkmet, Ruhi Beye taltif yerine tard cezas verdi.' Hapse girdikten sonra, saatler getii halde bizi yz numaraya kartmyorlard. imizde ihtiyar oktu. Hep skmtk. Sonra kouun kapsnn yannda bir yeri

delmeye baladlar. Biz de merakla ne olacak diye bakyorduk. Sonra oradan bir boru soktular. meer oradan kk tuvaleti yapacakmz. Kat'iyyen dar kartmadlar. Hep ihtiyalarmz oradan grdk. Zaten bize idam mahkmu gzyle bakyorlard. Hi bir ziyareti brakmyorlard. Siz de idam olacaksnz, bunlarla konuursanz' diyorlard. Geceleri pislikten, tahta kurularndan, hamam bceklerinden uyumak kabil deildi. Serde airlik de olduu iin, u satrlar karalamtm : Vardmz ellere, u safal gllere, Eskiehir hapsinde, Tahta kurularndan, Uyku tutmaz kimseyi Dndk blbllere. "stada sylediim kaside" Bazen stad, kaside ve ilh sylememi isterdi. Bylece o skntl havay datmak istiyordu. Bir gn elimi kulama atp, rast makamndaki u satrlar okumutum: Ehl-i dnya dnyada Ehl-i ukba ukbada Allah! Her biri bir sevdada Bana Allah'm yeter.

Bana Reslum yeter. Bana ehlullah yeter. Dertli dermann ister k sultann ister Allah! klar daim Allah ister klar daima Resl ister Bana Allah'm yeter Bana Reslm yeter Bana ehlullah yeter. "inize onu Gazi gndermitir" Hapishanede aramzda hi tanmadmz birisi vard. Bize 'Sizin yznzde nur parlyor' diye bizimle konumak istiyordu. Sonra stad aydanln altna bir pusula yaptrp gndermiti. Pusulada, 'Dikkat edin, ileri geri konumayn. O adam avutur. inize onu Gazi gndermitir' diye yazl idi. "Turnam" trks Mehmet Glrmak kendi ifade ve slbuyla "Turnam" trks meselesini yle anlatmaktadr. stad, 'Muhammed, yavrum, bir nat't- erif syler misin?' dedi. Sylerim efendim' dedim. Yahu! Birok destan, naat biliyorum. Gelmiyor da aklma, Turnam trks geliyor,

baka bir ey gelmiyor. O kadar aratryorum, imkn yok. Koca evliyann yannda Turnam trksnden baka bir ey gelmiyor. Ben Turnam trksne baladm. Bir beyit bitince, 'Fesbhanallah Muhammed, sen ne yapyorsun? Bu, avam ksmnn trks' dedi. Ne olursa olsun Efendim, neyse cezam ekeceim, bunu ill aracam' dedim. Fesbhanallah' dedi. Boyuna "Fesbhanallah' ekiyor. Bir taraftan korkuyorum, fkelenirse diye. Ama sesim de inadna daha fazla kyor, da, ta inliyor. O devaml "Fesbhanallah' ekiyor. 'Hi byle bama gelmedi' diyor. Nihayet bitti. Ben hl korkuyorum. Bir an sonra glmseyerek, 'Muhammed, bana hakkn helal et' dedi. Ben de 'Hay hay, ne hakk bu? Yerden ge hell olsun' dedim. stad, 'yle bir ilham geldi ki, sakn ocua dokunma, biz ona nat- erif sevab yazyoruz; ne arrsa arsn dendi, beni arttn sen' dedi. Hayret ediyorum. Bilerek deil, elimde olmadan, o kadar nat- erif bildiim halde "Turnam' trksnden baka aklma gelmiyordu. "Mehmet'e bir ey yaparsanz Isparta'nn altn stne getiririm."

Isparta'da bulunduumuz zaman, 1934 senesi yaznda Dndar isimli bir polis memuru gelip beni karakola gtrmek istemiti. Bu adam Nur talebelerine ok eziyet ediyordu. stad buna 'murdar' derdi. stad bu adama, 'Beni iyi dinle, ben buraya geleli btn ftlarn, bellarn Def'i iin dua etmekteyim. Eer bu Mehmet'e dokunursanz, bir tek ske vurursanz, Isparta'nn altn stne getirecek musibet iin dua ederim. Emniyet mirine selm syle, (Sert bir ekilde) haydi git! dedi. "Polisle beraber emniyete gittik. Polis stadn dediklerini mirine anlatt. Karakolda beni sorguya ektiler. Neticede beni stadla beraber Eskiehir'e sevk ettiler. Refet Beyle beni birlikte balamlard. Hayatmda byle ehl-i takva bir kimseye rastlamamtm. ok muttaki bir emekli subayd. Orada alt ay mevkuf kaldm." Mehmet Glrmak, stadyla geen gnlerini kendine mahsus tatl ivesiyle ve diliyle anlatyordu. Ayrca Sikke-i Tasdik-i Gaybi eserinin ba taraarndaki mektuplarda da Mehmet Glrmak ismi gemektedir.

SLEYMAN RT AKIN
1899 ylnda Isparta'da doan Sleyman Rt akn 1974 Temmuz'un yine Isparta'da vefat etmitir. Bedizzaman'n yakn talebelerindendi. 1935'de Eskiehir, 1943'de Denizli ve 1958'de Ankara'da mevkuf bulundu. Eskiehir'de alt ay mevkuyetten sonra tahliye olmutu. Her taraarnn ok sk bir ekilde arand hapisten tahliye olurken, baz masraar iin stad kendisine be sar altn vermiti. Sleyman Rt merhum bu altnlarn deta sarraftan yeni km gibi olduklarn anlatmt. stad kendisine "Bana para lzm oluyor, bunlar darda bozdur" demi. Son gnlerinde kendilerini ziyaret edip, resimlerini ekmi, ellerini pm ve anlatt hatralarn not almtm. Bu notlarda unlar tesbit edebilmitim: stad vilyetten Ankara'ya olan yazmalarnda "Paketleri Risale-i Nur yazl ktlara sarnz, Ankara'dakiler Eski Said'i tanrlar, benim ismimi bilirler,

bylece, benim ismimi ve imzam grnce merak saikasyla Nur'lar okurlar" diyor. "Isparta'ya niin geldim?" stad "Ben Isparta'ya niin geldim?" diye soruyor ve kendisine yle cevap veriyor: "Benim siyasi maksadm, itima gayemi tahakkuk ettirecek birisi buradan kacaktr." 1935 ylnda Eskiehir hapis ve mahkemesinden evvel, stad Cuma namaz iin darya knca binlerce insan sokaklara dklm. Vali ve idareciler tel etmi. Bu srada "Onuncu Sz" de Valinin masasna brakmlard."Bedizzaman ve talebeleri harekete getiler, vilyeti bastlar" diye Ankara'ya bildirilmi. Eskiehir hadisesi bylece patlak vermi. Isparta Vergi Tahakkuk Mdr olarak vazifede bulunan Sleyman Rt akn' "Yirmi Yedinci Lem'a," Eskiehir mdafaanamesinde stad yle mdafaa ediyordu: Vridat ktibi Rt: "Ezcmle, bu masumlar iinde, Vridat Ktibi Rt, genler iinde istikamet ve namusla mmtaz ve vazifesinde igzar, hibir su-i ahlk grnmeyen bir zattr. Ben Isparta'ya getirildiim vakit, gelip benim gibi garip bir adamn sobasn yakmak, suyunu getirmek, yemeini piirmek gibi husus ilerimi Allah iin yapm. Bu zatn vazifesi vakit brakmyor ki, baka bir hizmette bulunsun. Yalnz akamdan akama bu hizmeti

yapyordu. Bu zat mertlik ve misarperverlik noktasnda li bir seciyede grdm. Baz vehham kimseler ona diyorlard ki, 'Sen memursun, ona yanama' O diyormu: 'Bu zatn dnyaya karacak bir emare ve arzusu yok. Benim vazifeme mni deil. ' Hatt bu tevkif zamannda bile, o merdane hissiyle benim gibi zaif ve hizmete muhta bir biareye herkes gzn benden kaparken, o yardma kouyordu ve der idi ki: 'Bu Hocadan ben medar- ittiham bir ey gremiyorum ve yoktur ki, ben onun ittihamndan temasla hissedar olaym.' "te bu zat okumak iin bir-iki kk ve iman risaleleri alm; kaza ve kadere ait risalenin yarsn yazm, tamamlamaya vazifesi msaade etmedii iin nsham bana iade etmi. Acaba dnyada byle bir l seciyeyi tayan mstakim bir genci byle mnasebetle ittiham edecek bir kanun var m? Eer ecnebi bir dman devletinin bir adam bir ehre gelse, misarperverlik veya cret mukabilinde komusundaki bir adama hizmet etse, o hizmette ittiham altna alnr m? Halbuki bu zat, bu vatann benim gibi bir evld ve yirmi seneden beri bu millete, hassaten Harb-i Umumde ve stikll Har-binde mhim hizmetlerde bulunmu ihtiyar ve garip bir komuya byle bir hizmet eden bir zata hi itiraz gelebilir mi? Farz- muhal olarak, benim gizli, yanl kirlerim bulunsa da, akamdan akama sobam yakmaya gelmesi ile itirak tevehhm edilir mi?" Sleyman Rt akn memuriyetten sonra, ticaretle

urat yllarda Antalya Nur talebelerinden brahim erit'e 6 ubat 1952 tarihinde yle bir mektup yazmt: Muhterem Aabeyim brahim Efendi, ok selam ve derin hrmetlerimi sunarm. Size evvel mjde; dn aldmz bir telgraa stad Hazretleri stanbul Mahkemesinde beraat etmitir, mjdeler.. Mektubat geldi. Elmal'ya gtrmek zere size gndereceiz. Oradan gnderirsiniz. Sizde isteyen var ise, bildirirsiniz. "Btn kardelere selm ve derin hrmetler sunarm. Selam ve derin hrmetler."

EFK SARIOLU
1321 (1905)'de dodu. 1954'te Milas'ta vefat etti. "stada selam verince hapishaneye atld Bedizzaman "Yirmi Sekizinci Lem'a"da bir yazs bulunan Milsl ek Sarolu'nu Eskiehir Mahkemesinde yle mdafaa ediyordu: Isparta hapishanesinde iken, bir mnasebetle bir selm almtm. Ben de selm gnderdim. Sonra o zat memleketinin hapishanesine nakledilmi, benim has kardalarmdan Halil brahim'e hemerilik mnasebetiyle gyab benimle srf bir uhrevi dostluk tesis etmitir. Bu zat hapishanede bulunduu cihetle, mahpuslarn lzumsuz faidesiz zamanlar veya gazeteler veya oyunlarla megul olmalarna mukabil, ek, faideli ve menfaatli ve zararsz okunacak ve mahpuslar da namaz ve hsn- ahlka sevk edecek risaleleri diyaneti ve hsn- ahlk noktasnda alrm, okurmu. Belki o zararsz, faideli risaleler iinde benim de bir risalem eline gemi olabilir. "Acaba byle cidd bir hsn- ahlk sahibi dindar bir gencin benim ile bu kadar cz'i bir mnasebetini i'zam

edip, en byk vasta-i nir-i efkarm olduunu ve bende hibir cihetle bulunmayan ve bir emaresi grlmeyen gizli entrikalarma vasta gstermek ve benim mevhum crmmden ona bir hisse vermeyi, elbette mahkemenin nazar- adaleti kabul etmez. Farz- muhal olarak benim entrikalarm bulunsa da, bu zat mahpus iken tek bir selmmla nasl o gizli krimi bilecek, itirak edecek ve vasta olacak? Byle kymettar genleri ehemmiyetsiz bahanelerle rtmeyi vicdan kabul etmez." Milsl ek Sarolu 1905'de Mils'ta dodu. Babas Emin Aa, annesi ise Fatma'dr. Kendisinin Emin Sarolu adnda bir olu, Bakiye Acar isminde bir de kz bulunmaktadr. Krk dokuz yandayken, 27 Austos 1954'de Yataan'n Bzk lcasnda vefat etmiti. Mils'ta ek Bey olarak bilinen bu Eskiehir maznunu Mils'ta meftun bulunmaktadr. 28. Lem'adaki yazsnda bahsini ettii hemiresinin kocas olan Feyzullah Aa, Kuva-y Millye reislii yapan kahraman bir zatt. air ve edip Nur talebesi Milsl Halil brahim llolu 12 Haziran 1930 tarihini tayan bir iirinde de unlar ifade etmektedir: "Bir tahassngh yok, bu deirmenin dairesinden dar siyab mahv- inkraz durmayp dnyor Melekl'l-mevt her gn nmzden, arkamzdan ynem teknu ydrikklmevt yetini okuyor.

Zengin gaetle mir'at-zamir cilsz kalm Hdisat- eyyam bizi bir yandan bir yana tutup atyor Tam'mz yelken ve hrsmzdan bir rzgrla bahr-i emelde Senemizi ecel enginlerinde mehalikle alkyor Kme kme evham- hayalet bulutlar arasnda hl Oyuncaa dnp hatif-i zeval kulaklarmz tkyor Dde-i runmz yok, ceml-i ba-kemli grecek zira Keml-i erakiyle beraber gne mya ne fayda veriyor Gndzsz bir gece gelip, bir gecede irtesiz kalacak Enfas- mhudun says gn gn bitiyor. Teyakkuz gelmemekte, zira yok kuvvet-i bsramz Mezarlarn karanlk ukurlar bizi bekliyor Gzslerimiz perdeli, hakaikten in'ikas yok Nur-u ilham dahi yine-i kalbe girmiyor Halil, itiin zehrabe-i seyyiat- hata elverir Rah-i helki brak, necata doru yol gidiyor." Bu msralarn devamnda Halil brahim not defterine unlar da kaydetmi: "arablarda mest olan gece yars uyanabilir Fakat sknin mest ettii kimse gzlerini maher sabah aar.

yat- tabidir ilham- tabiat Bir ism-i cell olsa gerek, name-i tabiat. Abdlhak Hamid Bir bardak suda koparlan Eskiehir dvs, zamann gazetelerinde yle yer almt: Akam, 9 Mays 1935 Perembe Isparta hadisesi tahkikat: Isparta: ileri Bakan kr Kaya yannda Jandarma Umum Kumandan General Kzm olduu halde buraya gelmi. Vekil, Said Krd hadisesi hakknda validen izahat ald ve gereken emirleri verdi. Bay kr Kaya leden sonra Said Krd'nin evvel ikamete memur edilmi olduu Eirdir'e gitmi, akam zeri dnmtr. Hadisenin esas ne? Son tarikatlk hadisesinin reisi olduu anlalan Said Krd peygamberlik lkbna kinaye olarak mm lim lkbn taknmt. Bedizzaman, Seyh Said isyan zamannda Eirdir'in Barla nahiyesine ikamete memur edilmi, ay evvel mrit toplamaya balam, umum harbten beri Isparta'da kalm olan Krt, kendisine mrit olmutur. Bu Krdn tevikiyle Sivasl bir mtekait, -drt yobaz Said Krd'ye devama balamlardr.

"Said Krd gnderilmilerdir."

ile

arkadalar

Eskiehir'e

Akam, 10 Mays 1935 Mils'ta sekiz tarikat tevkif olundu: Said Krd ile otuz Eskiehir'de yaplacak. mrtecinin mahkemeleri

Mils'ta bir kiinin Isparta'da tarikatlk yapmak isteyen Said Krd ile muhaberesi anlalm ve yaplan aramada bu adama gelen mektuplar ve risalelerde Mils'ta yedi kiinin ad gemi olmasndan tr bu sekiz kii adliyece tevkif edilerek Isparta'ya gnderilmitir. ileri Bakan kr Kaya Isparta muhabirimize u beyanatta bulunmutur: 925 eyh Said isyan mnasebetiyle Isparta'ya naklolunan ve kendisine Bedizzaman adn takan Said Krd dini siyasete let yaparak irtica propagandalara girimi ve birtakm saf adamlar kandrarak doru yoldan artmaya alt anlalmtr. Adliye hadiseye el koyarak Said Krd ve muhtelif yerlerde kandrabildii otuz kadar mrteci tevkif edilmitir. Temyiz mahkemesinin kararlaryla mahkeme Eskiehir'de yaplacaktr. Genel emniyet idaresindeki sicile nazaran Said Krd 31 Mart irticana karm ve ark vilyetindeki irtica Krt hareketlerinde faaliyetten geri durmadndan Isparta'ya naklolunmutur. Anlalyor ki, Bedizzaman otuz senelik

bir mrteci olup, irad edecek vatanda aramaktadr. imdiye kadar elde edilen mlmata gre, hadise mahdut ehemmiyetli bir zabta vak'asndan ibarettir ve halk arasnda hibir tesiri olmamtr. Vak'a Halil brahim isminde bir limin Said Krd ile mektuplamas ve mektubuna marangoz, kahveci ve saat ra gibi uursuz mm yedi kiiden selm yazmas ve hanesinde kitap bulundurmasndan ibaret. "Hadiseyi ortaya karan mdde-i umum Mustafa'dr." Tan, 11 Mays 1935 "Dinar: Camii hatibi Hasan ve Mehmed Zeki Eskiehir hapsine gnderildi." Tan, 13 Mays 1935 rtica ebekesini hazrlayanlar: "Bedizzaman'la beraber kr ve Bki isminde iki Nur talebesi Isparta hapsinden Eskiehir'e gnderilirken." Tan, 7 Mays 1935 Sal "rtica ebekesinde yeni sulular.Ve alkadar olarak Bursa'da on kii sorguya ekildi." Tan, 8 Mays 1935 aramba Bir mrteci ifade verirken ld. Bursa'da Isparta'da yeni tevkier yapld. Otuz mevkuf var.

Bedizzaman ve arkadalar 29 Nisan'dan beri mevkufturlar. Antalya Mfts il Ahmed tevkif edilenler arasnda. "Isparta'da ifade veren bir binba lmtr." Tan, 6 Mays 1935 Pazartesi Antalya'da drt kii yakalanarak Isparta'ya gnderildi. "Said Krd'nin mektuplatklar Mft Ahmed Hamdi ve A Hasan yakalanmtr. A Antalya'da, Mft Korkuteli'de tevkif edilmitir. Rejim aleyhine ba kaldrmlardr." Tan, 5 Mays 1935 rtica hazrlayan bir ebeke tutuldu. Sulular Isparta'ya gnderildi. rtica ebekesi, Krt isyannda istiklal mahkemesi tarafndan Isparta'ya srlen eyh Bedizzaman Said Kurd tarafndan kurulmutur. Said Kurd Aydn, Mils Eirdir, Bolvadin ve sair yerlerde bir irtica ebekesi meydana getirmitir. Orada bulunan muhabirleri ile daim muhabereye girimitir. eyh bir takm risaleler neretmitir. "Antalya zabta ve adliyesinin uyankl btn menfur teebbsn nne sed ekmitir. Bir ip ucu elde eden Antalya adliyesi derhal ifre ile Mils adliyesini keyyetten haberdar etmitir. Mils zabtas 26 Nisan'da ie balamtr. Ve 27 Nisan'da tahkikat bitirmitir. Mils'ta sekiz kii tevkif edilmitir.

"llolu Han sahibi Halil brahim, nce Mehmed, Manifaturac Mehmed, Saat Hafz Mehmed, Marangoz Halil brahim, Hatip Hseyin brahim, Molla Hseyin, Kaputu Mustafa, Milsl ek, Tahsildar Ali Rza 3 Nisan'da Mula hapishanesinden sparta adliyesine gnderilmitir." Halil brahim'in mdafaas Asl Nur talebisi Halil brahim llolu, Denizli'de mahkemede u mdafaay yapmt: Efendim. u ksa ifademin zapta gemesini rica eylerim. Eskiehir hadisesinden evvel elime geen ve o vak'ada ou alnm ve geri kalan birka tanesini ok srarlarla Ahmed Feyzi'nin ald, bende kalp bu defa elinize geen 'On Dokuzuncu Mektup' namndaki mucizat- Peygamberden bahis. Risale-i Nur'larda cemiyet ve tarikata ait bir tek harf bile iddianamelerde kayda gememitir. nk byle bir ey yoktur. Dinimi renmek ve imanm takviye ile ahlkm dzeltmek hususunda ok istifade ettiim ve evvelce hesab verilmi bu eserlerin yznden mahkemeye sevk olunuyor ve hayat- itimaiyemdeki mevkiim sarslp madd ok zararlara uruyorum. Ben ahlk ve iyilii sever, ilm ve din ve ahlak eserler okur ve kendi halinde geinir dindar bir insanm.

Elhamdlillah, hibir ahlkszlk ve kimseye tecavz ve incitmek yznden bin mnazaam hkmet kaydetmemitir. Bu gibi drstle vesile olan ve ehl-i vukufun, h,cemiyeti ve tarikat nam takt Risale-i Nur mizanlarna medyun-u kran olduumu biltereddt aka sylemekle mftehirim. Muhterem heyet-i hakime: urada ahit bir dindar, slm sfatyla ve Trk kannn iktizas sebebiyle derim ki: Risale-i Nur tarikat deil ki, tasavvuf olsun. Dnyev bir gayesi kaydedilmiyor ki, cemiyet olsun. Belki, siyas ihtiraslardan men eden bir hakikat- ilmiyedir. Ve bir heyet-i ilmiye tedkik ederse anlalr ki: imdiye kadar yazlan eserlerin fevkindedir. Ezcmle, haklarnda ehl-i vukufun bir tek harf bile kaydetmedii "Yirmi Beinci Sz' Kur'n'n Kelmullah olduunu kat' isbat eder. Ve'Onuncu Sz' ve 'Yirmi Dokuzuncu Sz' melike ve ahiretin vcudunu kr gzlere gsterecek derecede ispat ve tavzihi ve bunlara mmasil 'Otuz kinci' ve dierleri hakaik- lhiye ve kevmiyeyi yle vzf bir surette serd ve beyan eyler ki, en byk lim ve bir feylesof ve benim gibi bir ibtida tahsilli kimseler dahi onlardan ok msted olur ve hatt bin senelik ok itirazlara maruz kalan Sevr ve Hut meselesini akllara hayret verecek derecede isbat ve izah eyler. Eer bu gibi ilmi ve din eserleri okuyup, dinini ve imann takviye etmek bir cezay mstels-zim ise, maaliftihar kabul ediyorum. lm cezaevinde var. Memlekette, aile kucanda da var olduuna ok vkalarla herkes gibi ben de ahid ve kaniim.

Eer kanun-u adalet hakkmzda tam tecell ederse, vesile olanlara,'Allah sizden raz olsun' derim.

MEHMED BABACAN
Mehmed Babacan 1801 ylnda Isparta'da dodu. Terzilik yapt iin, "Terzi" lakabyla anlmaktadr. "O ulv halleri anlatamam" stad Bedizzaman' ilk defa 1934 senesinde Isparta hapishanesinin penceresinde grmtm. Hapishanenin penceresinden bana selm vermiti. Daha sonra Eskiehir hapishanesine giderken de mbarek ahsiyetini yakndan grmtm. O zaman ellerini kelepeleyerek kamyonlara bindirilmilerdi. Topladklar 120 Nur Talebesini dokuzu kamyonla Eskiehir'e sevketmilerdi. O gnlerde Binba sm Bey muhakeme olurken, niden dp lmt. Hac Mlazm isimli bir zat vard. Cenazesiyle o zat ilgilenmiti. Isparta Ulu cami cenaze namazn kldk. Cenazesinde be-alt kiiydik. Cenaze namazndan sonra binba sm Bey'i Isparta'daki Alaeddin mezarlna defnettik. Jandarma karakolunun st katndan stad alp mahkemeye gtryorlard. O zaman ellerini pmek istemitim, ama maalesef pemedim, sadece yakndan

grebilmek saadetine erdim. Maalesef bu byk ahsiyetin mahiyetini tam anlayamadk. stad Bedizzaman'la bir ka kere seyahatlerimiz de olmutu. 1950'lerden sonra Eskiehir Yldz Oteli'nden alarak Isparta'ya getirmitim. Daha sonra 1952 balarnda stanbul'da alan Genlik Rehberi mahkemesi iin stanbul'a giderken ben de stada refakat etmitim. Kendilerini Sirkeci'deki Akehir Palas Oteli'ne indirmitim. Kendileri otele inince, "Sen, biraz git de stanbul'u gez' demiti. Eskiehir Yldz Otelinden alp Isparta'ya getirmek iin Urganc Hilmi ile birlikte gitmitik. Yldz Otelinde akamdan sonra grdmde bambaka bir ibadet halindeydi. O ulv halleri anlatabilmem mmkn deil, akamdan sonra odasna girdiimde bana rahatsz ettiim iin ok kzmt. *** stad Hazretlerini smet Glcgil'in arabasyla stanbul'a gtrmtm. stad ismini sorduunda ofrmz 'smet' deyince, stad 'Brak u pis heri, senin ismin Msum olsun bundan sonra' demiti. Ayrca yolda smet Glcgil'in arabay durdurarak sigara imesine de kzd. 'Gel sigaray burada i, beklemeyelim, genken ben de sigara itim' demiti. Yine stad Hazretleriyle bir gn Findos kyne gitmitik. stad namazdan sonra bana 'Fatiha ile namaz tamamdr' dedi.

Otobs tutarak beraberce Isparta-Glck'e gitmitik. Yolda otobs bozulup da durunca stad A Ali'nin motosikletine binerek yola devam etmiti. stad Glck' ok severdi. Oradaki lh gzellie hayrand. Orann gzelliini saatlerce seyredip, tefekkr ederdi. Bir defasnda: 'Bu mbarek gle gnde alt damla Cennetten iniyor. Bu damlalar bu mbarek ehir Isparta'y ihya ediyor' demiti. stad Bedizzaman'n Urfa'daki kabrini paralayp da mbarek naan Isparta'ya getirip gmdkleri 27 Mays ihtilalinden sonraki gnlerde bizleri hep toplayp 99 gn nezaret altnda tutmulard. "stada Isparta'da ev kiraladm" 1950 senelerinden sonra Isparta'da Fitnat Hanm'n kocas lnce evinin bir ksmn stad iin kiralamtk. stad Nur Talebelerinden Nuri Benli'nin otelinden bir fayton tutarak Fitnat Hanmdan kiraladmz eve getirdik. stad, Fitnat Hanmn ismine hayret etti. Bu nasl bir isim diye hayretini belirtti. Fitnat Hanm da, stad iin bana 'Mehmed Efendi bu zat kimdir?' diye sorunca ben de kendisine u cevab vermitim. Bu zat Bedizzaman'dr. Hazret-i Peygamberin merkadini getirip senin evine koydular. Bu zat onun torunudur.

FZIL DOYRAN
1894'de Selanik'in Doyran kazasnda dodu. 1986'da vefat etti. Balkan Harbinde Aydn'a geldi. Aydn Vali Kaleminde ve Isparta Tmeninde muhasebecilik yapt. 1926-1937 yllarnda Isparta'da kald. 25 Temmuz 1934 ile 25 Nisan 1935 arasnda tam dokuz ay Isparta'da kalan Bedizzaman' defa ziyaret edip grmt. Isparta'da Hsrev Altnbaak'n komusu olan Fzl Doyran, onun vastasyla Bedizzaman'la tanm ve Nur Risalelerini gzel yazsyla yazmt. Yazlarnn sonunda Bedizzzaman'n yapt ve Refet Barutu'nun yazd dualar bulunmaktadr. Selnikli Fzl Doyran, Bedizzaman' sevgiyle, hrmetle ve rahmetlerle anlatyordu. Bu sohbet esnasnda heyecandan rahatszlanm, ondan bahsedince "Dayanamyor, heyecanlanyorum, arpnt geliyor" diyerek, rahatlamak iin hap almt. "Odasnda Kur'n- Kerimden baka kitap yoktu" Komular olan Nur talebelerine kabak tatls yapan hanm ise, kocasna sof, kendisine ise saf diyerek

hatralar zevkle takip ediyordu. ahidi olduu gnleri bize yle anlatyordu: Ben Isparta'da Hsrev Altnbaak ile komuydum. Beni ilk defa Bedizzaman'a Hsrev gtrd. 1934'de dokuz-on ay kadar Isparta'da kalan Bedizzaman'a defa gittim. Kendileri Balar'da oturuyordu. Daha nceleri camide cemaatten, 'Barla'da byk ve muhterem bir zat var' diye medhini duymutum. Yannda daima talebeleri, Refet Barutu, Hsrev Altnbaak gibi zatlar duruyorlard. Benim memur olduumu bilmiti. 'Galiba memursunuz?' demiti. Odasnda Kur'n- Kermden baka bir kitap yoktu. Hsrev Altnbaak beni 'Gzel yazs var' diye tantmt. Kapsnda ve civarda daima polisler bekliyorlard. Bunlardan Dndar isimli bir polisle komuyduk. Bana, 'Ben nbeti olunca gel' derdi. Dndar nbetiyken hep stad ziyaret ederdim. Bana kolaylk ve msamaha gsterirdi. Nbeti olduu zaman, 'Bugn ben oradaym, eer istersen gel' derdi. Ben de cesaret alarak giderdim. O zamanlar ziyaretine meb'uslar da gelirdi. Daha sonra benim hakkmda soruturma yapmlar. Isparta'daki tmende muhasebe ilerine bakyordum. Beni Tmen Komutan Rt Paadan sordular, 'Bu nasl adam?' diye. nk Bedizzaman'a gidip geldiimi, Risale-i Nur'lardan yazdm biliyorlard. Rt Paa, 'Benim muhasebecimdir, temiz ve dindar bir zattr. Herkes gazete okuyor, bu ise din kitaplar okuyor' diye beni mdafaa etmiti.

"Rntgen gibi iinizi bilirdi" stad Bedizzaman ok heybetli bir zatt. u anda bahsederken bile ok heyecanlanyorum. Sanki burada, yanmzda canlanyor. Rntgen gibi iinizi, dnz bilirdi. Daima ibadet ve tefekkrle meguld. Ske'den bir kilo kadar bal gelmiti. 'Bunu bir Ramazan yersiniz' diye Hsrev'e vermiti. staddan himmet ve dua istemitim. 'Merak etme, ben arkandaym' diyerek iki boynumdan pmt. Ben de ellerinden pmtm. Yazdm risalelere yapt dualar Barutu yazlarn sonuna yazmt. yzba Refet

Szler'den ve Lem'alar'dan yazmtm. Yazlarmn sonuna 'yazan' mnsnda 'Mn Fzl' diye yazmtm. "O yllarda yeni yazlan ktisat ve Ramazan risalelerini de yazmtm."

ABDULLAH LTF ZERDEM (1881-1974)


Esnaf eyhi sm Efendinin torunu olan Saat Lt, Mehmed kif Efendinin oluydu. stad Bedizzaman'n Ispartal ilk talebelerindendi. 1935 ylnda stadyla birlikte Eskiehir Hapishanesinde yatt. defa evlenen Lt Efendinin dokuz evld olmutu. zmir'de vefat etmitir. Eskiehir Hapishanesindeyken kaytlardaki hviyeti yle gemektedir: "Cami-i atik Mahallesinden: Saat Lt." Barla Lhikas'nn muhtelif ksmlarnda imzas ve ayrca bir de mektubu vardr. Arivimizdeki stadn el yazs notlarndan birisinde ise unlar okumaktayz: "Kardam Lt'nin On nc Sz'ne bak, bana bir nsha yaz. Kur'n lfznda tevafuku muhafaza et. Lt baka risaleleri yazsn. Evvel demitim ki, o yazsn. imdi

sen bu On nc Sz' yazsan daha iyi olur."

AI HSEYN ZEVK USTA (1874-1967)


stibdat devrinin Eskiehir'e toplad yz yirmi masum Nur talebelerinden drt tanesi de Antalyalyd. Bu merhum zatlar yle sralayabiliriz: Mft il Ahmed Hamdi Efendi, Tongal Hafz Mehmed Efendi, Tapucu Ali Rza Efendi, A Hseyin Zevki Usta. Zevki Usta daha nceleri, mteaddit defalar stad Bedizzaman' ziyaret edip, ellerini pp, dualarn almt. Isparta'da Yzba Refet Barutu ile grmeleri olmutu. Milsl Halil ibrahim llolu ile mektuplayor ve haberleiyordu. Eskiehir hapis hadisesi de, bu mektuplamalar esnasnda Antalya emniyetinin vaziyeti renip, ifreyle Mils'a durumu bildirmesiyle meydana gelmiti. Bu mektuplarda isimleri geenleri toplayp tevkif ederek Eskiehir hapsine doldurmulard. Hadise, Antalya,

Mils mektuplarndan balayp, Isparta, Aydn, stanbul, Yalova ve Van'a kadar uzanmt. Eskiehir hapsinde stad Bedizzaman, A Hseyin Zevki Ustaya ok iltifat ediyor, cesaret ve mertliinden dolay tebrik ederek, bir ak ba hediye ediyordu. Nur risalelerinde de sadakat ve cesaretini Hsrev Altnbaak ve Halil brahim llolu'nun isimleriyle birlikte zikretmektedir. Yemen illerinde askerlik yapan A Hseyin Zevki Usta 1967 ylnda vefat ettii zaman doksan drt yalarnda bulunuyordu. Antalya'da Hseyin Usta'nn evltlarna "Zevkliler" denmektedir.

NUR BENL (1889-1963)


Bedizzaman'n eski talebelerindendir. Bir eli sakat olduu iin "olak Nuri" dedikleri Nuri Benli Isparta'daki Saray Palas Otelinde, stad ziyarete gelenlere mihmandarlk yapmt. 1943'de stadla birlikte Denizli Hapishanesinde yatmt. 1889'da domu, 1963 Austos aynda vefat etmiti.

KR HAN
Vefat: 1966 kr Efendinin ismi Sikke-i Tasdik-i Gayb'de Sleyman Rt akn'n fkrasnda gemektedir. kr Efendi Eskiehir hapsi ncesinde on ay kadar Isparta'da kalan Bedizzaman'a iki evini tahsis eden zattr. 2 Eyll 1966'da vefat eden kr Efendiden Kastamonu Lahikas'ndaki bir mektupta bahsedilmektedir. Bu mektubun banda stad unlar ifade etmektedir: "Isparta'da, Risale-i Nur'un ders ve nerine iki kkn bir zaman tahsis eden kardeimiz kr Efendinin iki gen evldnn vefat, beni mteessir etti."

AYE UZUNOLU
1934 yaznda, Bedizzaman Said Nurs, Isparta Valisi Mehmed Fevzi Daldal'n yazl bir emri zerine, Barla'dan alnarak Isparta'ya getirilmiti. kr Efendi ismindeki bir adamn ahap evinde, bir mddet de talebelerinden Yzba Refet Barutu'nun kald Aye Uzunolu'nun baheler iindeki evinde kald. Aye Uzunolu, evinde kirac olarak Bedizzaman' rahmet ve kranla anmaktadr: "Utu gitti elimizden" O bir kuyrukluyldzd, utu gitti elimizden, bir daha domaz. Buradan giderken, Arap Fadime diye bir kadn vard, onunla da helallemiti. Bahesinden atla habersiz getiini syleyerek hell etmesini sylemiti. "O gnlerde Bedizzaman sk bir kontrol altndayd. Yanna kimse yaklatrlmyordu. Deli veya dervi denilen Mehmed Glrmak, zarur ilerine bakyordu." oturan

MEHMED GEZG (Seyrn)


Onuncu Lem'a ve Seyran Esas ismi Mehmed Gezgi olan bu zat 1896'da Isparta'da domutur."Onuncu Lem'a" olan "efkat Tokatlar" risalesinde ismi ve bahsi gemekte, yedii tokat anlatlmaktadr. efkat tokatlar yiyenlerin sekizincisi olarak bahsedilen Seyrani Isparta'nn Glc Mahallesinde oturur ve orada terzilik yapard. Bir ara Seyrani ismindeki camide iki yl kadar imamlk yapmt. lim ve fzl bir Nur talebesi olan Mehmed Gezgi'in Seyrani lakab imamlk yapt camiden dolay kendisine verilmitir. Risale-i Nurlar yazarak Nur hizmetlerinde bulunmutur. Bir merak saikasyla Rumlarn terk ettikleri gml altn hazinelerini bulmak iin uramaya balamt. Bunun iin de cinlerle irtibat kurmaya almt. Bu hususta Hazret-i stada da baz sualler sormutu. Fakat

stad daha evvelleri de, ayn mevzuda uramamas iin kendisini ikaz ederek suallerine cevap vermemiti. Kendisi ise yine cinlerle uraarak altn bulma iine devam etmiti. Sonra durumu adliyeye intikal etmi ve bir sene kadar hapis yatmt. stad Bedizzaman bu meseleyi "Onuncu Lem'a"da Seyrani'nin yedii tokatn sonunda yle ifade buyurmaktadr: "Seyrani bir efkat tokadn yedi. Bir seneye karib, bir halvet hnede (yani hapiste) bekledi." efkat tokadna sebep olan Mehmed Seyrani'nin stad'a Mektubu stad Bedizzaman Barla hayatnda, Kur'an- Kerim'in tevafuk mucizesine dair almalar yapyordu. Bu meseleyi Isparta'daki Nur talebelerine de bildirerek, onlarla istiare yapyordu. Meseleye alakal olarak Isparta Nur talebelerinden Mehmed Seyran stada u mektubu yazmt. Bismih Teal azze ve celle Esselm aleykm ve rahmetullahi ve berekth klli nin elf elf merratin ok muhterem stadmz, Tevafuklu ve haiyeli bir Kur'an- Kerim yazlmas hususundaki kir ve kanaatmzn i'arna dair telakki ettiimiz emr-i lilerine imtislen kir ve kanaatimi

bervech-i ti zrde arz eylerim, yle ki: Fakir, mahlasmdan anlalaca zere seyrine mtak olduum cihetle nak ve suretinden ibaret olan tevafukata fazla bir kymet ve ehemmiyet vermemekteyim. nk, bir kelimenin, satrn ba veya ortasnda bulunmasnda ne mahzur olabilir? Aslnda, yani Levh-i Mahfuzda mevcut olduu halde, kt zerinde tevafukat bulunmamas Kur'an- Hakimin hibir vecihle kymetine halel vermez. Ve bu tevafukatn madd ve manev bir nef'i mevcut olduunu bilmiyorum. Haiye meselesine gelince: Haiyeye yazlacak eyler Szler'de olduu gibi yt- Kur'aniyenin, ihtiraat- hzra- medeniyete gre tefsir ve tatbikinden ibaretse, bu cihet, yeri geldike Szler'de izah edilmi ve esasen, bu yt fenn-i hzr icadatna tatbikan tefsir, herkes tarafndan yaplabilecei cihetle, fazla bir kymeti haiz olmayacak ve herkes birer defa okumakla iktifa edecektir. Szler'deki 'Allahu nrussemvati velard' ilaahir, 'Kutile ashab'luhdud' ilahir... yetlerinin tefsirleri olan elektrik tesisat ve imendifer bu kabildendir. Fakat, istiyorum ki, Kur'an- Hakim'in yksek maani-i celile ve esrar- hayesi zerinde birer para perde kaldrlarak henz ihtir edilmemi ve belki bir ka yz sene sonra ihtira mmkn fnundan bahsedilsin. "Vel ratbin vel yabisin' ilaahir... 'Ve yahluku ml ta'lemn' yt- celileri bize ilm-i cir ve ilm-i cerr-i eskl vs gibi ulum-u mensiye-i mektumeden baka nice yzbin

fnunun Kur'an- Hakimde mnderi olduunu beyan buyurduuna gre, Kur'an- Azim'l-Brhan'n projektryle btn dnya milletlerinin gzlerini kamatrp sulandrmak ve ister istemez ynlerini Kur'an- Hakime evirmek iin esrar- hafaya-y Kur'aniye'den bazlar ak edilecekse haiye yapmak doru, ve ill fuzuli emek ve zahmet olacandan, bundan sarf- nazarla bu asra layk ve uygun bir ekilde mstakil bir ilm-i kelm yazlarak her gn biraz daha tersin edilmekte olan dinsizlik kalesinin kknden sklp atlmas daha muvafk- maslahat olacan arz ve beyn eder ve bilvesile ellerinizden perek, kir ve kanaatmda ayamn kayd nkat hakknda tenvir ve ihtar- mridanelerini niyaz eylerim efendim." Terzi Mehmed SEYRAN Terzi Mehmed Seyran" eklindeki imzasn okuduumuz bu zat, bir dua arayarak, okuyup hazine bulmak isteyen bir kimsedir. Onuncu Lem'adaki efkat tokatlar risalesinin sekizinci tokattaki u bahsi de okuyunca Seyrani Efendi'nin efkat tokadn daha iyi anlamaktayz: "Seyran'dir. Bu zat, Hsrev gibi Nura mtak ve dirayetli bir talebemdi. Esrar- Kur'aniyenin bir anahtar ve ilm-i cifrin mhim bir miftah olan tevfukata dair Isparta'daki talebelerin kirlerini istimza ettim. Ondan bakalar, kemal-i evk ile itirak ettiler. O zat baka bir kirde ve baka bir merakta bulunduu iin, itirak

etmemekle beraber, beni de kat bildiim hakikattan vaz geirmek istedi. Cidden bana dokunmu bir mektup yazd. "Eyvah! Dedim, bu talebemi kaybettim!' endan krini tenvir etmek istedim. Baka bir mn daha kart. Bir efkat tokadn yedi. Bir seneye karib bir halvethnede (yani hapiste) bekledi." Nur stad dinlemeyip, hatta muhalefet ederek, stadn kat bildii tevafuk meselesinden vazgeirmeye alan, deneci Seyran Efendi, bu yapt iten dolay efkat tokadn yiyerek, yakalanp bir sene hapiste yatyor.

ABDLMECD PERHANOLU (1878-1962)


Barla Lahikas'nda Nuh Bey, Molla Abdlmecid, Molla Hamid diye yazlm olan bir mektupta geen Vanl Nur talebelerinden Abdlmecid Perihanolu, hitler'in Dilinden smail Perihanolu'nun babasdr. 1935 Eskiehir hapis ve hadisesinde isimleri bulunan Vanl Nur talebesindendir. Abdlmecid Perihanolu, staddan iki yl sonra, 1962 de seksen drt yandayken vefat etti.

BEKR YANIKSAZ
1927 senesinde Isparta'da dodu. 1935'te Bedizzaman ve Nur Talebeleri'nin zulmen elleri balanarak Eskiehir hapishanesine gtrln Isparta'da masum gzyalaryla, bir ocuk olarak seyretmiti. "stad hayatm kurtard" Adm Bekir Yanksaz. 1927 Isparta doumluyum. stad ilk hatrladm 1935 senesi iinde eski ad Tekke mahallesi, yeni ad Turan mahallesinde oturuyorduk. stad Hazretleri ise, yanmzdaki mahalle olan Yayla mahallesinde ntibah kr Bey'in evinde oturur ve at zerinde bizim mahalleden geerken, kendisini grrdm. Yine o yllar aabeyim bir sutan cezaevine dmt. O zamanlar tutuklulara yemek, cezaevince verilmezdi. Biz de aabeyime yemeini dardan gtrrdk. Ben kk olduumdan aabeyimin yemeini kontrol edildikten sonra, ieri kadar gtrrdm. Bir gn yine yemeini ieri gtrdmde,. stad Hazretleri de cezaevinde idi. Yalnz stad mahkumlardan ayr olarak st katta sar ve cbbesi ve elinde tesbihi

gezerken, bana doru ellerini dua, biraz sonra da tekbir getirir tarza getirerek dua etmemizi ve namaz klmamz iaret etmiti. Cezaevi ile mahkeye yakn olduundan, duruma gn iki sra asker, cezaevi ile mahkeme arasnda dizilir, halk yaklatrlmaz, jandarmalar arasnda mahkemeye stad karlrd. Sonra da Eskiehir'e gnderilmiti. Ben delikanl yllarmda fabrikada alrken, yine bir gece vardiyesinden sonra sabah eve giderken, stasyon caddesinde gne Sav ky tarafndan yeni kzaryor, yl 1951. Kimsecikler yok. Aniden stad ile yine sarkl ve cbbeli karlatk . Ben hemen durdum. Tabii o anda btn vcudum ter iinde kald. Selm verdim, selmm ald. Eridir tarafna doru yalnz gidiyordu. Ben eve doru yrmeye baladmdan sanki stad ensemden tutacakm gibi heyecanlanyordum. *** Son olarak da 1959 ylnda bir bahar gn Isparta'nn en gzel mesire yeri olan Ayazma'ya drt arkadamla gittim. Allah gnahlarmz affetsin, iki malzemeleri ve yiyecekleri serdik, iiyorduk. O srada stadn arabas geldi, bizi grdler. Biraz suya uzakta durup acele ile talebesi indi, elinde imdi hatrlamayacam bir kapla su doldurmaya giderken, ben arkadalara, 'Arkada, stad deil Trkiye, dnya tanyor, ben gidip soracam, halim ne olacak?' diye kalkp giderken, stadn talebeleri tabii bana mani olarak, gitmememi, yaklamamam sylerken,

o srada birden stadn arkadaki cam ald ve ben arabann yanna yaklatmda, stad arabann arkasnda yatyor, zerinde de yorgan vard, gerekten hasta idi. Ben kendilerine 'stadm, benim halim ne olacak? dediimde 'iyi olacak iyi' dedi ve araba bizim oradan uzaklat. Allah raz olsun, gerekten iyi oldu. kr, namazma baladm gibi, hac farizam da yerine getirdim. Risale-i Nurlar; stad Hazretlerinin dua ve himmetiyle bizleri kurtard. ok kr Allah'a, evlatlarm da doru yolda. "Allah stad'n meknn ve makamn nur eylesin. Sayesinde madd manev nur iinde mrmz gemektedir."

KEMAL TANER
Kemal Taner Eskiehir hapsinin, hitler'in Dilinden birisidir. Mcevherler ve balonlar" Kemal Taner o gnlerde sank olarak deil, stajyer avukat olarak bulunuyormu. Ankara Hukuk Fakltesinde talebe iken Eskiehir adliyesinde de avukatlk staj yapyormu. O yllarda Hukukta talebe olanlar ayn zamanda staj da yapabilirlerdi. Kemal Taner, gerek mahkemeye, gerekse hapishaneye rahatlkla girip kyordu. Hapishanede Bedizzaman'la aralarnda geen bir konumay bize u ekilde nakletti: Hapishaneye yanna grmeye gitmitim. Namaz yeni klm, tesbih ekiyordu. Elini ptkten sonra kendilerine dedim ki: 'Efendim, size birok keramet gsterir, diyorlar. Halbuki ben sizden herhangi bir harika hal grmedim. Eer byle bir ey gsteriyorsanz, bana da gsterin,

mesel u elinizdeki tesbih kendi kendine yrsn.' Bedizzaman tebessm etti. Bana temsil u hikyeyi anlatt: Bir adamn ok sevdii, sevimli, sevgili bir tek olu varm. Adam bu kymetli yavrusuna, ok deerli bir hediye almak iin, kuyumcu dkknna gtrm, ok eitli elmas ve mcevherattan hangisini beenir ve isterse oluna alacakm. Mcevherat dkknnda, kuyumcu adam, dkkn sslemek iin; tavana, ok eitli renklerde, krmz, yeil, mavi, mor, pembe, sar her renkte byk balonlar asm. ocuk dkkna girince mtemadiyen tavandaki balonlara bakarak, 'Baba ben bu balonlardan isterim' diye tutturmu, balam alamaya. Adam, 'Olum, ben sana ok pahal ve kymetli, elmas, mcevher alacam' diyormu, ocuk ise, 'Ben balon isterim' diye alayp duruyormu. Bu misali bana anlatan Bedizzaman, szlerine devamla: Ben Kur'n'n elmas ve mcevherat dkknnn bekisiyim, dellalym. Ben baloncu deilim. Benim dkknmda, benim pazarmda, Kur'n'n ebedi ve lmsz elmaslar var. Ben bunlarla megulm. Ben Kur'n nurunu iln ediyorum, balonculuk yapmyorum' dedi. "Bedizzaman'n ne demek istediini anlamtm, yaptm hareketten dolay mahup olmutum."

POSTACI KML
1985 knda serhad ehri Edirne'de Postac Kmil isimli yetmi yalarnda bir ihtiyar, heyecanla, korka korka, 1935'de ahit olup yaad hadiseleri yle anlatyordu: "Eskiehir hapishanesindeki vazifem" 1935 ylnda Eskiehir'de jandarma olarak vatan vazifemi yapyordum. Vazife taksiminde bana hapishane dmt. Bu vazifeye devam ederken, ni bir haberle sarsldm: 'damlklar gelecekmi, hem de bunlar hocalarm!' Bu heyecanl haberle, merakla beklemeye baladk. Birka gn sonra Hoca Efendi (Bedizzaman) geldi. Arkasndan da talebeleri olan dier hocalar getirmilerdi. O tarihlerde temyiz mahkemesi Eskiehir'deydi. Beni oraya ararak, muhbir olarak hapishanede almam emretmilerdi. 'Biz sana orada serbest hareket etme imkn veririz' demilerdi. 'Sen bize, bu hocalarn gayelerini, maksatlarn, neler yaptklarn, neler yapabileceklerini bildirirsin!' diyerek vazifemi sylemilerdi. O srada benim adam ldrmek suundan

sabkam vard. Daha nceden de biraz hapis yatmtm. erde yatanlardan bir ksm beni tanyorlard. Tanyanlar 'O, jandarma Kmil!' diye sylemeye baladklar zaman bana kar pheler ynelmeye balamsa da, ben aldr etmedim ve sakin olmaya altm. lediim su iin yattm sylemi, bu durumu eitli vesilelerle belirterek, bana olan pheleri izale etmeye almtm. Eskiehir hapishanesinde herkes birbiriyle kaynamt. Byk bir samimiyet vard. Hep birlikte namaz klnyor, Kur'n'lar okunuyor ve dualar yaplyordu. Sibyan kouunu stad Bedizzaman iin boaltmlar ve onu oraya koymulard. Nur talebeleri ise, hocalarndan ayr yerlerde yatyorlard. stadn kald sibyan kouu genieydi, burada tek bana kalyordu. stadn aleyhinde bize ok telkinat yaplmt. Biz de ister istemez o tesir altndaydk. Bir gn giderek ellerine sarlp ptm. Bir pir-i fniydi, zayft, salar uzundu, yanlardan sarkyordu. Sakal, tra olmadndan, biraz uzamt. Gsterdiim samimiyet zerine beni kucaklayarak barna bast. Ben de ok duygulanmtm, alamaya baladm. Bana hayatndan, hatralarndan anlatmaya balamt. Kafkas cephesinde gnll alay kumandanl yaptn, yaralanp esir dtn, Rusya'da esaret gnlerini, esaretten rar ederek vatana dndn, ordunun tavsiyesiyle byk bir slm topluluuna kendisinin de z olarak alndn anlatmt. Hakikaten duruundaki heybetten kahraman bir

zat olduu anlalyordu. Devr-i lemin deimesiyle Isparta'nn Barla nahiyesine srldn, buralarda kimseyle alakdar olmadn, hi bir gazeteyi bile okumadn, sadece Kur'n'a yneldiini ve tefsir ederek Risale-i Nur ismiyle eserler yazdn ve bu eserlerle uratn anlatmt. "Eserlerimden vazgemem" stad, 'Ben sadece Risale-i Nurlar isterim, bu eserlerimden vazgemem' diyordu. Bu veciz konumadan ben de ok duygulanm ve heyecanlanmtm. Byle byk bir zata yaplan hakszlktan dolay ok zlmtm. 'Neden bu ihtiyar zatla bu kadar urayorlar?' diye hayret ve merak iinde kalmtm. Fakat bu durumu kimseye belli etmeden yine temaslarma devam ediyordum. Yine bir grmemizde Hoca Efendi elinin iki parmayla alnm sildi ve u tavsiyelerde bulunmaya balad: 'Tevbe istifar et, altm kiiye yemek yedir ve diyetini de.' Bu da hayret edilecek bir hadiseydi. Adam ldrdm ben sylememitim, ama o keramet haliyle bu durumumu da bilmiti. Evet, bu zat byk bir veliydi. Ben bu arada imtiyazl olduumdan, devaml dar ile irtibatlydm. Bu durumu pek belli etmiyordum, nk her hapishanede dardaki ilere yardmc olan mahkmlar olur. "Hocann talebelerinin kouunda kalyordum, ister istemez onlarla hair neir olmutum. Darack odada,

baka bir ey bile dnmek mmkn olmuyordu. Burada gzel sohbetler oluyor, namazlar klnyor, Kur'n ve kasideler okunuyordu. Benimle kendi arkadalar gibi samim oluyorlard, biraz da phe ediyorlard. Bir hatra defterime biroklarnn imzalarn, adreslerini ve iir gibi eitli eyler yazdrmtm." Ne kadar da olsa, eitli slm meseleler karsnda hocalarn yannda cahil kalyordum. Kendilerine hep sualler soruyordum. Yeni yeni birok slm mesele reniyordum. Bu masum insanlarn devletle, devleti ykmakla ve kt meselelerle alkas yoktu. Hepsi de prl prl, samimi Mslmanlard. Tek meseleleri Allah'n huzuruna tertemiz ve pak kmakt; haram lokma yememekti; dnyada yaptklarnn hesabn verebilmekti. Ben de onlardan aldm derslerle namaza balamtm. Az biliyordum, hocalar bana yardm ediyorlard. Bana namaz klmay ve birok dualar retmilerdi. Kk defterime hem dualar yazyordum, hem de isimlerini ve memleketlerini yazdryordum. Bu defteri aziz bir hatra olarak elli senedir saklamaktaym. Bu arada dar ile devam eden irtibatmda, mahkeme yelerine 'Bunlarn sizin sylediiniz gibi, men, kt ilerle alaklar yoktur; devletle bir meseleleri yoktur' diye sylemitim. 'Bunlar Allah'a nasl hesap vereceklerinin korkusundalar, baka bir eyden korkmuyorlar' diye mahkemeye rapor vermitim. Yine, yeni girdiim sralarda Hoca Efendi talebelerine mektup yazarak, benim zararsz biri olduumu, kendilerine hibir zarar vermeyeceimi bildirmiti. Ben de kendilerine,

'Benim yanmda ltfen gizli meselelerinizi konumayn' demitim, bylece anlamtk. Hapishane mescit olmutu O karanlk hapishane kouu Kur'n nurlaryla parlyordu. Sabah namazlarna kalklyor, herkes czlerini alyor, hatimler balyordu. Sabah namazndan sonra da hatim duas yaplyordu. Gzel sesli bir hoca ise, ara-sra kaside ekerdi. Bizleri mestederdi. Biraz aradan sonra tekrar hatimlere balanrd. Her gn bir ka defa hatim yaplrd O temiz insanlar, o hatimler, o dualar sayesinde kurtulmulard. O gnler gzel gnlerdi. Hep cemaatle namazlar klnr ve dualar yaplrd. Hapishane bir mescit eklini almt. Ah, keke ben de onlar gibi olabilseydim! Eskiehir hapsinde ahit olduum bir husus daha var ki, elli yldr hl hatrmdadr; Hoca Efendiye hep rahmetler ve dualar okurum. Bizler karnmz tka basa doyururduk. Fakat Hoca Hazretleri ay ve birka zeytinle gnlerini geirirdi. Onda Allah'n inayeti vard, fakat bu byk zatn kadrini bilemedik. "Elli yl evvel Nur talebelerinin hapishanede defterime yazdklar dualar hep okuyorum. onlardan vefat edenlere rahmetler niyaz ediyorum."

KR AHNLER
"Bir Nur talebesinin gzn muayene eden gz doktorunu da hapse koydular" kr ahinler hatralarn yle anlatyor: Bir ticari i dolaysyla Milas'ta H.ibrahim llolu ile tanmtm. Daha sonra bana bir mektup gndermi ve cevap istemiti. Bu gnderdiimiz cevap, bizi de Nur talebelerine katp, Esktiehir hapishanesine yollamaya k geldi. Bedizzaman'n bylece Eskiehir'de grp ziyaret etmek nasip olmutu. Aydn'da gz doktoru evket Gzaan vard. Bu adamcaz Bedizzaman'n bir talebesini tedavi ettii iin stad be satrlk bir teekkr mektubu yazm. Bu sebepten evket Bey'i de Eskiehir hapishanesine getirdiler. "Yine Bedizzaman'n talebelerinden Ahmed Feyzi Kul, Barla'ya bir mektup yazm, mektubun altna da 'Aydn Mfts' diye imza atm, Eskiehir hapsi olay patlaynca, tabi Aydn Mftsn de, bir alkas olmad halde Eskiehir'e getirdiler."

"Mft Mustafa Efendi de bizimle birlikte aylarca yatt. Eskiehir hapsi, byle garipliklerin ve karklklarn biraraya geldii yerdi."

SMAL DOYUK
1927'de Bursa'da dodu. Evld- fatihadandr, skp gmenlerindendir. slm mecmuasnda mesul mdrlk de yapm, bir Nur talebesidir. "stad Sebilrread'dan duydum" smail Doyuk'un, stad Bedizzaman'a olan mensubiyetini sohbetlerimiz srasnda, Mehmed Frnc Aabeyden duyardm. almalarm srasnda Kbrs Nur Talebelerinden Hizber Hikmetaalar'n merhum tf Ural ile birlikte yazdklar mektuplarn ve imzalarn grmtm. Bir Bursa gezimiz srasnda, Doyuk'un yuvasna misar olduk. Anlatmaya balad: 1947 yllarnda stad duymu ve eserlerini aramtm. Daha sonra Balkesir'e retmen olduum zaman Nur'lar okunurken dinlemitim. stad Sebilrreaad'dan da grp okuyordum. Kemal Ural'la beraber Ankara'da askerlik yapmtm. Ayrca Ahmed Atak (Hatibolu) ile de Ankara'da tanmtm.

Nur cmias ile ilk temaslarm byle balamt. 1952 yaznda Eskiehir Yldz Otelinde stad ilk defa ziyaret edip elini ptm. Vakit sabah namazndan sonrayd. Bana dua etti, ders verdi. zerimde yedek subay elbisesi vard. Sonra Bursa'ya yerletim. 1952'de nbeti olmadm gnlerde Akehir Palas ve Readiye Otellerine devam ediyordum. yzbamz vard. Bunlar bana tedbirli ve temkinli olmam, takip altnda olduumu sylemilerdi. Bunun zerine, stadn ziyaretlerini sivil olarak devam etmeye balamtm. Genlik Renberi mahkemesinin ikinci celsesi ubat 1952'de olmutu. Ben de mahkemeyi takip ettim. Byk kalabalk vard. Ahmet Atak da oradayd. Atak'la stadn koluna girdik. O zaman adliyeye bugnk Sirkeci Postanesinin sol kapsndan girilip klyordu. Necip Fazl'n stad ziyareti "Akehir Palas'a gitmitim. Mehmed Frnc 'Yukarda Necip Fazl var, o ksn, biz girelim' dedi. Necip Fazl knca biz yukarya, stadn odasna ktk. stad, Mehmed Frnc'y sorarak, yala undan bahsetti. Yeildirek'te olan Mehmed Frnc'ya haber verdim." Hatrann burasnda Mehmed Frnc unlar ilve etti: "Yala unu gtrmtm stada, stad 'Bizim memlekette yala unu kavururlar, sen de yle yap' dedi. Ben de ondan yaptm. Sonra stad sevinle

Abdurrahman'n tarihesini ve zerindeki resmi gsterdi, grp grmediimi sordu. Ben de ilk defa gryordum." Sandk sandk kitap Yine smail Doyuk devam etti: Mustafa Sungur, Samsun mahkmiyeti eyalarn Ankara'da bana brakmt. srasnda

"Demiryollarnda vazife yaparken Isparta'dan sandk sandk kitaplar hep bana gelirdi. O zamanlar Mamak'ta oturuyorduk. Gelen kitaplar, mektuplar, hizmet malzemelerini kullanrdk. Daha sonraki senelerde stad Isparta ve Emirda'nda da ziyaret etmitim.."

MUHTTN KESKN
"Bedizzaman slm nce nefsinde yaayan bir muhterem zatt" Bedizzaman" denilince hemen herkeste bir duraklama ve bir dnce oluyor. Dalyor eskilere, yakn maziye... Rengi deiiyor insann. Zihnine bir eyler geliyor. Ben hemen herkeste grlen, deiik lde tezahr eden bir haldir. Avukat Muhittin Beyde de bu durumu grdk. Bedizzaman'la ilgili bir hatranzn varln iittik" der demez, koltuuna yerleti, haf, fakat heyecan dolu bir sesle anlatmaya balad: Gzleri, gzleri ok keskin. ekici ve tesir altna alc bir ift gz. kk, pembemsi, elmack kemiklerinin zerine nzeninne oturan o gzler Bedizzaman Hazretlerinin dtan, tr en can alc noktas idi. Kendileriyle grmemiz olmad. Maalesef sohbetinde de bulunamadk. Sadece yoldan geerken birka defa grmlm var, o kadar.

Malumunuz evliyaullah, veliyullah zat- muhteremler birbirlerini ziyaret ederler. zzet-i ikramda bulunurlar. Muttalb'da Hac Hilmi Efendi vard. Sleyman Hilmi Tunahan Efendinin talebesidir. ok byk ve mbarek bir zatt. Allah makamn cennet, kabrini pr nur eylesin. Bizim ev de Muttalib Caddesindedir. Bedizzaman Hazretleri, Hac ;Hilmi Efendiyi ziyarete giderken bizim evin nnden geerdi. Kendilerini daha nce hi grmemitim. Grmediim halde Bedizzaman' grnce hemen tandm. Yine o Isparta plkal, al renkli arabasyla geiyordu. Arabann daima arka koltuunda otururdu. ok ekici bir gz vard. Tesiri altna girmemek mmkn deildi. Bedizzaman Hazretleri, slm, nce nefsinde yaayan ve sonra anlatan bir muhterem zatt. Kendileri dima slm kyafette bulunurdu. Uzun cbbesi, beyaz sar ierisinde daha baka grnyordu. Kendilerini grdmde seksen ksur yalarnda idi. Bu grme 1953 senesinden sonraki seneler olsa gerek. Yalyd, haliyle yordu. Evinde ince bir yorgana sarlrd. Bedizzaman Hazretlerinin geri kendisi yal idi, fakat gzleri genti. ok keskin bir bak vard. "stadn kokusunu duyuyorum" Onun sohbetinde bulunmamakla byk bir nimeti kardmn farkn maalesef ge anladm. Fakat buna da kr.

Eskiehir'de onu grenler oktur. Burada bir kahveci Murad vardr. ok mbarek birisidir.'stadn kokusunu duyuyorum, stad geliyor, siz duymuyor musunuz?' derdi. Gerekten dedii doru kar, biraz sonra stad gelirdi. Bedizzaman Hazretleriyle ilgili Murad Gnaydn'n ok hatralar vardr. Bir de burada doktor Mnir Derman vard. Bedizzaman Hazretlerinin sk sk ziyaretinde bulunuyordu. Bir defasnda buradan bir taksi kiralayarak Emirda'na giderler. Vardklarnda taksiciyi de beraberlerinde gtrrler. Biraz sohbetten sonra namaz vakti girdiinde Bedizzaman Hazretleri taksiciye; Sen abdestsizsin. Git abdest al' der. "Taksici hayret eder: 'Kimse bilmiyordu benim abdestsiz olduumu' demi. Daha sonraki ziyaretlerde taksici hep abdestli gitmi."

AZZ TAYYAR
"Gzlerinde alevler oynayordu" Bedizzaman' St'te grdm. O zaman ben de gentim. Benim babamn dedesi Hasan, Bilecik, Eskiehir, Balkesir ve Ktahya blgesinin beyi imi . Onun iin beni ok iyi biliyorlar. Bozykl Aziz Day dedin mi herkes tanr. Ayrca babam Hasan, lmeden nce Bedizzaman' kere grm. Bir kez Barla'da, iki kez de Isparta'da. lmeden nce bana 'Sen de Bedizzaman' gr olum' dedi. Aradan zaman geti. Bir de baktm ki Bedizzaman Said Nurs St'e gelmi. Nur talebeleri oraya akn ettiler. imde ok garip bir heyecan vard. Ne demek, Bedizzaman' grecektim. Nihayet onu grebilme bahtiyarlna nail oldum. Allah'a ok krler olsun. Yl, zannedersem 1955 veya 1956 Eyll' idi. Bedizzaman, iman hakikatlarndan bahsediyordu. ok heybetli baklar vard. nsan ona bakt zaman, insan dnya leminden ekip alyordu. Gzlerinden kvlcmlar, alevler oynayordu sanki."En azl haydutlar bile onun

nnde st liman kesilirdi. O konuurken hem dinliyor, hem de seyrediyordum. Devaml ona bakyordum. Bakm o da farkederek bana bakt. Konumasn bitirdi ve sa elinin iaret parman bana doru uzatarak yanndakilere: Kim bu?' diye sordu. "Beni tanyanlar ona babamdan bahsetti. 'Hasan Beyin olu' dediler. 'Koca Hasan Beyin torunu oluyor." "Bedizzaman o zaman gzlerini bana dikti. Gzlerimi ayramyordum. Kalbim deli gibi atyordu. Akasn sylemek gerekirse korkuyordum. Fakat neden bilmiyorum, yerimden kalktm. Yanna yaklatm ve elini ptm. Birden korkum gitti. Yreime bir haik, bir serinlik geldi. Bedizzaman Hazretleri bana 'Hasan olu, Hasan Bey torunu' derdi." Bedizzaman aaal giyinmezdi. stndeki elbiseleri eski, ama son derece temizdi. Sarnn rengi son derece beyazd. yle ki t uzaklardan bile dikkati ekiyordu. O kadar temizdi ki herkes ona Hoca Efendi derdi. M. Kemal, nn, F. akmak, K. Karabekir ve Bedizzaman Bedizzaman'a en byk dman ismet inn idi. Ben Urfa'nn Suru ilesinde askerlik yapyordum. Askerlikte ok byk baarlar gsterdim. 1936'y 1937'ye balayan yllarda Adana-Halep Demiryolu hattnn kuzey tarafnda

Trkler, gney tarafnda Franszlar vard. Franszlar rahat durmuyordu. Bir gn ben nbeti iken bir haber geldi: Mustafa Kemal, inn ve Fevzi akmak ile birlikte 12 kii Suru'a gelecekmi, Aradan zaman geti, uzaklardan bir toz bulutu ykseldi. Bunlar Mustafa Kemal ve arkadalar idiler. Suru'a girdiler. O zaman Atatrk ve nn ile konutum.st grevlilerim onlara benim yaptm kahramanlklar anlatmt. smet inn bana takdirname vermiti. Hl duruyor. Bir gn sz Nurculardan ald. O zaman ben de vardm, fakat konumaya itirak etmedim. nn bir yerde dedi ki: Said-i Krdi ve cemaati u Adana-Halep demiryolunun tesindeki Franszlardan daha tehlikelidir.' "Son derece Nurculara dman ve Rusya'nn sistemine hayrand. Byk adamlar iinde Bedizzaman' takdir eden iki kii vard zaten: Biri Fevzi akmak, dieri de Kzm Karabekir Paayd. Kzm Karabekir Paa'nn hayranl daha bakayd. zellikle Bedizzaman'n keeklahllar ile birlikte Ruslara kar savamasn takdir ederdi. Said Nursi'yi grmeyi ok istiyordu. Grebildi mi bilmem, inaallah grmtr." stad Kazm Karabekir hakknda bir mektubunda yle diyordu: "Ben ehl-i siyasetin her nevi taziplerine kar (Hasbnallahi ve nime'l-vekil) deyip sabr ve tahammle karar vermiim. Kzm Karabekir ile eskiden mnasebetim vard. Acaba o mnasebetin sebebi olan merdane

mesleini muhafaza ediyor mu? Eer eskisi gibi ise ve nurlara zarar yoksa ve nura faideleri muhtemel ise ve dost ise, benim selamm ona tebli edebilirsiniz." Said Nursi Emirda Lahikas 1: 176

HACI YAAR ZEYDAN


"Dnya ile alakam kesmek istiyorum" O kabir ziyaretini istemiyordu' diyerek balad anlatmaya H. Yaar... 'Evet istemiyordu o. Devam eden kt detlerden de ok sklyordu. 'Ben dnya ile alakam kesmek istiyorum. Tccar deilim, falan deilim. Benim kabrimi iki talebemden bakas bilmeyecek. arkta garbda olsa okunan Fatiha gelir bulur' derdi. stad bunu vefatndan iki ay evvel sylemiti. "Vefatn hatrladm" duyduumda bana anlattklarn

Bir gn ikinci vakti vefatn duyduk. Hemen Abdlvahid Tabak ve bir arkada daha olmak zere Emirda'na vardk. Oradan da Konya'ya gittik. Isparta'dan gelenlerle bulutuk. Halc Sabri'yi de alarak Urfa'ya akama ancak varabildik. Naannn defnedildiini teessrler rendik. ki ay sonra Kurban Bayramnn arkasndan kabrini ziyarete gittim. ki bayram aras Halilrrahman Dergh, Bedizzaman Dergh olmutu. Orada dndm, kendisinin kabrinin bilinmeyecei ile

ilgili szlerini... Dnmden birka ay sonra bir gece telefon ac ac ald. Ahizeden teyzemin kocas: Yaar dedi, 'stad Hazretlerinin kabrini bu gece gtryorlar. Burada skynetim ilan edildi' dedi. Urfa'ya gidip bir daha ziyaret edeyim diyordum. Dnceme mehur vaiz H.Abdullah Toprak'a atm: lk defnedilen yerdedir. Cesed nereye giderse gitsin, ruh orada bkidir" dedi. "Gittim, ziyaretinde bulundum. Hatta orada bana Bedizzaman- Hemedn'nin kabrini de gsterdiler."

H.MER BER
1918'de Eskiehir'de dodu. Eskiehir'deki stanbul Otelinin sahibidir. "Hizmetinizi kabul ettim" Bedizzaman Hazretleri Emirda'da bulunduu sralarda ismini duyardm.Ancak ben o zamanlar siyasetle fazlaca megul olduumdan, frsat bulup ziyaret edemedim. Onun hirzamanda beklenen ahs olup olmad hususunda teredddm vard. Bir gn, ryamda kap iddetle vuruldu. Kapy atmda, banda sar ve srtnda cbbesi olduu halde stad Hazretlerini grdm. 'Buyurun stadm, buyurun efendim' dedim. eriye girdiler ve hemen duaya baladlar. Ben, 'stadm, yle sedire buyurun' dedim. O ise, 'Hayr ben buraya oturacam' dedi ve ni bir hareketle bulunduu yere oturdu. Uyandmda kan-ter ierisinde srl sklam idim. Aklm bama geldi. Kendi kendime, 'Hey mer, sen koca stad ziyarete gitmezsin. Ama o senin yanna gelir. Ayp,

utanmyor musun?' dedim. Emirda'a iner inmez, doru Mehmed alkan'n evine gittim. Bana yakn alka gsterdiler. Ceyln alkan, stad ziyaret edebilmem iin msaade istemeye gitti. Dndnde, stadn o gn ok ii olduunu ve ziyarete kabul edemeyeceini syledi. ok zlmtm. Ertesi gn alkanlar hanedanndan birisi vefat etmiti. Hep beraber kabristanda idi. Ceyln koarak geldi. "Baba baba!" "Ne var, Ceyln?" "stadmz Eskiehir'e gidiyor. mer Aabey Eskiehir yoluna inerse, stadmz grebilir." Hemen koarak yola indik ve beklemeye baladk. Geriden taksi grnmt. Ben elimdeki ftr apkay nereye saklayacam endiesiyle kvrp dururken Ceyln seslendi: "Eer araba durursa stadn yanna varrsn. Yoksa yolun ortasnda durma!" Araba tam nmzde durdu. Ben heyecanla koarak stadn elini ptm. O da benim bam okayarak 'Kabul ettim' dedi. Artk dnyalar benim olmutu. Bu arada Ceyln sze kart: "stadm, mer Aabey, Dahiliye Vekletine sizin hakknzda, polislerin mni olduu hususunu duyurmak

iin bir arzuhal ile giden aabeyimizdir." Bunun zerine stad, 'Kardeim, sizin bu hizmetinizi Risale-i Nur'a bir sene ihlsla yaplm hizmet olarak kabul ediyorum' dedi. Sanki dnyalar bana balanmt. O mtevaz hizmetim, bir sene ihlsla yaplm hizmet eklinde kabul edilmiti. O sevinle memleketime dndm. Kendimi Nur hizmetine vermitim. Durmadan yazyor, okuyor ve anlatyordum. "Risale-i Nur'larn resmen neri dnlyordu" Bir gn Tahir Mutlu ve Rt akn Eskiehir'e geldiler. Ankara'ya gideceklerdi. O sralarda, hkmetin Risale-i Nur'u resmen neredecei; Adnan Menderes, Cell Yardmcs ve Tevkif leri'nin bu hizmete yardmc olacaklar syleniyordu. tf Ural ve Isparta neb'usu Tahsin Tola'nn bu hizmetle Ankara'da bizzat alkadar olduklar belirtiliyordu. Ankara'ya gittiimde, Mustafa Trkmenolu ile beraber Demokrat Parti Genel Merkezine gittik. Genel Sekreter Halil brahim Beye Lem'alar' verdik."Lem'alar' memnuniyetle kabul eden Halil brahim bey, 'Bu eseri oluk ocuumla okuyacam ve okutacam' dedi ve ilave etti: 'Size Risale-i Nur'larn baslmasna alt ton kt tahsis ettik. onu aln.' Bilindii gibi, malum kimselerin mmnaatyla bu

hizmet tahakkuk edemedi. Adnan Menderes'i karlama stad Eskiehir'de bir eve yerlemek istediini ifade etmiti. O sralarda Bavekil Adnan Menderes de ngiltere'de bir uak kazas geirmiti. Menderes'in ngiltere'den gelip, Eskiehir yoluyla Ankara'ya geecei haberi geldi. O akam tf, uayb, Mehmed alkan ve ben, manifaturac Halil brahim Deliceli'nin evinde kalmtk. stad Hazretleri de geceyi saat Muhiddin'in aabeyi kr Yrten'in evinde geiriyordu. Yatsdan sonra kimseyi kabul etmedii iin ziyaretine gidemedik., Ertesi sabah Adnan Menderes'i karlamak maksadyla istasyona gittik. Baktk ki, Ceyln da stadn arabasyla orada idi. Ceyln'n kendi bana hareket etmesi mmkn deildi. stad Hazretleri kendisini temsilen Adnan Menderes'i karlamaya onu gndermiti. Nur talebeleri nmna Adnan Beye gemi olsun makamnda bir ziyarette bulunmak istedik. Abdlvahid Tabak ile birlikte gittiimizde, zel kalem mdr Ahmet Salih Korur bizi karlad ve Adnan Beyin istirahat ettiini, rahatsz etmenin uygun olmayacan ve selmlarmz ve yet temennilerimizi kendisine ulatracan syledi. "stad Abdlvahid Tabak'nn evinde kalyordu" stadn kr Yrten'in evinde kalmasndan sonra anladk ki, o gerekten mnasip bir evde kalmak istiyor.

Hemen ev aramaya baladk. Bu arada Abdlvahid Tabak, 'Ben evimin ikinci katn stada tahsis ederim. cret falan da istemem. Eer kendi rzalar varsa, ltfen arac olun' dedi. Hsn Bayram ve Mustafa Acet vastasyla, stad Hazretlerinin raz olduunu rendik. Eve yerleen stadn Abdlvahid Tabak'ya birka altn lira verip, 'Dr'lHikmeti'l-slmiye zalndan kalan paramdan veriyorum' dediini duymutuk. stadn mteaddit defalar, bu ev iin 'Benim evimdir' dediini duyduk. Orada kald sre iinde kendilerine su getirerek, sobasn yakarak hizmet etmeye altm. Eskiehir zelzelesi stad son zamanlarda, Kanlpnar srtlarna kadar gelir, oradan geri dnerdi. Bunun sebebini, bilhare meydana gelen Eskiehir zelzelesine balyoruz. Bir akam Halil Deliceli'nin evinde toplanm, aylarmz iip risale okuyacaktk. Birden zelzele balad ve ortalk toz duman oldu. Bir gn sonra stad Hazretleri Eskiehir'e gelmi ve yle demiti: "Erzincan zelzelesinden daha byk idi. Fakat mnev bir el zelzeleye mni oldu. Elhamdllilah, fazla bir zayiat olmad." "stad son ziyaretim" stadn yanna gittiimde evin polisler tarafndan

sarlm olduunu grdm. Polisler kendisinin Eskiehir'e uramamasn ve Emirda yoluyla gitmesini istiyorlard. stada yaplan bu key muameleyi anlatp, mni olunmasn temin maksadyla Ankara'ya gittik. Hasan Polatkan ve dier meb'uslara durumu bildirecektik. Ancak Hasan Polatkan'n meclis konumas dolaysyla grmemiz mmkn olmad. Halil Akyz gibi meb'uslarla grp, meseleyi aktardk. "Benimle greceinize Risale-i Nur okuyun" stad vefatna yakn zamanlarda pek ziyaret edemedim. Rahatsz etmemem mlhazas ve biraz da benim ekingenliimle grmemiz kabil olmad. Zaten kendileri sk sk 'Benimle greceinize Risale-i Nur'u okuyun. Benimle grmekten on derece daha fazla fayda temin eder' derdi. Yldz Otelinde kald sralarda Hac uayb Efendi stad ziyarete gitmi. stad kendisine, 'Gel kardam, duydum ki memuriyete girmisin, iyi etmemisin' demi. "O sralar 1957 seimleri yaklamt. Hac uayb Efendi encmen zas olmutu. stad bunu mnasip grmemiti. uayb Efendi stada yle der: 'Efendim, siz ve Risale-i Nur bizi siyasetten kat'iyetle menediyor. Peki, siys sahada ne yapacaz?" stad, 'Kardam, Halk Parti dine kardr. Demokrat da lkayd. Fakat Halk partisi kolu keser, Demokrat Partisi ise parma. Kolun gitmesini nlemek iin, parman

gitmesine raz olacaz' buyurur. stadn vefatnn tesiri "stadmzn vefat, bende ok hazin bir tesir brakmt. Gazetelerde ac haberi grnce, bir trl inanamadm. Hemen kardelerin yanna gittim, sordum. zgn zgn 'Evet!' dediler. Dnya bama yklmt. Akama doru da Urfa'dan ac haberle dolu telgraf geldi. kr Yrten, Abdlvahid Tabak, Hac uayb cenaze merasimine gittiler. Neylersin, mukadder kbet.... Allah ondan ebeden raz olsun." mer Bier 23 Mart tarihli hatra defterinde, stadn vefatyla ilgili olarak u cmleleri kaydetmiti: 23-25 Mart 1960 "25 Ramazan- erif lem-i islmn biricik nuru, Hz. stad arefenin sinesine kendisini vermek tecellisi ile alakdar idi. Son demlerini yayordu. Saatler geiyor; yannda Zbeyir, Bayram, Hsn ve Abdullah kardeler nbetle stada hizmet ediyorlar. O koca varl kaybetmeye hi raz olamyorlar. Kymetli stad son ved nefeslerini alyor. te, gece de durmadan geiyor. Saat 3 oluyor. Kardeler sahur yemeinde, nbet Bayram Kardee gelmi. Boynuna sarlp emaneti Hakk'a teslim ediyor. Zavall Bayram karde 'stad rahatlat' diye, tam 6 saat uyuyor diye kyamyorlar. Ve ancak saat 9'da vefat anlalyor."

HASAN OKUR
1933'de Nevehir'in Nar kasabasnda dodu. Uzun yllar orduda astsubay olarak altktan sonra, Diyanet leri Tefti Kurulunda vazife yapt. Yirmi sekiz yllk almadan sonra emekli oldu. Risale-i Nur'lar ilk tanym 1953 ylnda Ankara Hacbayram semtinde bir sohbet esnasnda 'Bedizzaman isminde byk bir limin 12 cilt Kur'n- Kerim tefsiri var' denildiini iittim. O gnden sonra, bu isme kar kalbimde hayranlk, hrmet ve muhabbet hissetmeye baladm. Lkin yaptm aratrmalarda, bu nm ile bir tefsirin varln bilen yoktu. 1955 ylnn sonunda Ankara Muhabere Ana Tamir Fabrikasnda telsiz teknisyeni astsubay olarak yine greve balamtm. Halen stanbul'da bulunan Hseyin Kileci isminde bir asker, bana Eref Edip merhumun kk tarihesini ve Genlik Rehberi'ni verdi. Cumartesi, Pazar Tariheyi bitirdim. Rehberi de yar ettim. Risale-i Nur'un mahiyetini ve dvnn ulviyetini hissetmeye baladm. Ruhumun tercman gz yalarm oluyordu. Ertesi gece

ryamda stadm Hazretlerini memleketteki evimize terif etmi grdm. Elini ptm. Albay Hulusi Beyle tanyorum Bundan ay sonra Szler'in ilk niri merhum tf Ural ve Mustafa Sungur Aabeyle tantm. Artk Risale-i Nur'u gece gndz demeyip okuyor, yeni matbaadan kan eserin tashih ve formalarnn krlmasna yardmc oluyor, iman meselelerin ince ve derin nktelerini arkadalarla sabahlara kadar mzakere ediyorduk. 1957 ylnda Eskiehir'e radar cihaznn elektronik beyin aksamn tamire grevli gitmitim. Emekli Albay Hulsi Yahyagil, havac astsubay olunu ziyarete gelmiti. 12 gn onun rt'l-caz ve Mektubat'tan yapt derslerde bulundum. "stadla karlamamz" Bir akam ders bitmek zereydi. stad Hazretlerinin ofr Mahmud alkan geldi. 'Yarn stad Eskiehir'e gelecek' dedi ve ayn arabayla Hulsi Aabeyi ald, gtrd. O gece sabah zor yaptm. Tamirini bitirdiimiz cihazlar yolumuz zerinde olmas cihetiyle, asker jiple Kanlpnar'n tesinde ok sisli bir havada stad karladk. Araba tam durmadan indiim iin hendee yuvarlandm. Bu arada inen sivil arkadalar stadn elini pyorlard. Onlarn asker bir vastadan evvel inmesi ve resm olarak benim sonraya kalmam, stadmn kader cihetiyle ne kadar inayet altnda ve kalb-i mbareklerinin

rahmet-i lhiye tarafndan nasl serin tutulduuna byk bir delildir. Ikla stadn arabasna durmas iin iaret verilmiti. Vastalar tam karlkl yolun kenarnda duruyordu. Aman y Rabb! stada yaklayordum. O nasl bakt yle? Heybetli baklar karsnda irkilmemek ne mmknd? Gzlerinin iinde, gne batarken ufukta brakt sar klar gibi lelerin lemean ettiini gryordum. Kendisine yaklatm zaman tebessm ediyordu. Mbarek ellerini kere ptm, yzm avularnn arasna ald, 'Maallah' dedi. Nasl haber aldmz sordu. 12 gndr Hulsi Aabeyin Mektubat'tan ders yapmasn dinliyorduk. Bayram Aabey geldi, o haber verdi' dedim. Mahmut'u Bayram diye sylyordum Tebessm ettiler. 'Seni Risale-i Nur'a talebe olarak kabul ediyorum. Risale-i Nur'u nerede duyarsan orada dinle' dediler. Bu arada stadn elinin zerine epeyce kan bulam olduunu ikimiz de grdk. stad kana ok dikkatli bakt. Neden ileri geldiini anlamaya alyordu. Meer benim baparmamdan bulam. Ben farknda deildim. Baparmamn ortas yarlm olduunu tespit ettik. Nasl olduunu sordu. Ben de araba tam durmadan indiim iin hendee yuvarlandm syledim. Tekrar bam okad ve yrd. Arabasnda merhum Zbeyir Aabey de vard. St brahim Dede stad nde, biz arkada Eskiehir'in dna kadar geldik.

Orada da stad karladlar. Onlar arasnda Muttalip Kynde bulunan Naki eyhi Hac Efendinin 80 yalarnda bir mridi olan St brahim Dede de vard. stadn eline sarld zaman, stad onun elini pmeye iyice eildi. Bu hali, stadn tevazuda emsalsizliinin byk bir delili idi. Fakat o zt buna imkn vermedi ve stadn elini pt, bizler de tekrar ptk. Yediye tamamlamak kasdyla, drt defa st ste de burada ptm hatrlyorum. Yldz Oteline geldiler. Daha nce bize iaretle gememizi emir verdikleri iin, benim jipi orada bir sokaa brakp otelin nne gelmitim. Hulsi Aabey de oradayd. Bizleri, dua eder gibi ve arka arkaya doru ellerini dne ap kapayarak selmlayp otele girdiler. staddan ayrlp alaydaki pansiyona geldiim zaman elimde olmayarak hicran ateiyle yandm hissettim. staddan istimdat eyledim ve kalbimi gerisin geri bana iade etmesini Cenab- Haktan dua ve niyazla istedim. Sonra o hal benden geti. Halbuki stad Hazretlerini ziyaretim srasnda neeli ve glmekte idim. Aslnda stad bylesi mereplerden holanrm. "stad Isparta'da ziyaretim" stad arkadala beraber, 1959'da ziyaret ettik. Birisi Nevehirli Memduh zelik dieri Nideli merhum ofr Bahaddin Efendi idi. Bizleri kabul srasnda stad, bitkin ve ok hasta idi. Mbarek ellerini pp

oturduk. Merhum Zbeyir Aabey, stadn azna kulan dayamak suretiyle sylediklerini bize aktaryordu. 'Siz Risale-i Nur'un has akirdleri olarak kabul ediyorum. Benim hastalm ehl-i dnyaya duyurmayn' diyordu ve gzleri yal idi. Biz Ekim 1959 balarnda ziyaret etmitik ki, bundan ay sonra Aralk sonunda stad Ankara'ya terif ettiler. Denizciler Caddesindeki Beyrut Palas'ta kendilerine tahsis edilen nc kattaki gneybatya nzr odaya yerletiler. Yanbandaki odada hizmetindeki aabeyler kalyordu. Trkiye'nin Diyarbakr, izmir gibi uzak yerlerinde Risale-i Nur'a hizmeti sebkat eden pek ok Nur talebesi ve Ankara'da haber alanlar, ziyaretine kouyorlard. Biz iki astsubay, kendilerine yakn bir oday, mteri sfatyla kiralam bulunuyorduk. kinci katta bulunan Birinci ube Emniyet ekipleri, ziyarete olan tehacm ara sra nlyorlard. Hatt emniyetin ekip ba Komiser Abdlkadir Bey bana hitaben, 'Biz sizin kim olduunuzu biliyoruz. Madem siz Nur talebesisiniz, yleyse burann ilerini size emanet ediyoruz. Bizim vazifemiz gvenlii salamaktr. Bu hususta bize yardmc olabilirsiniz, rasgele kiileri ieri almayn' demiti. "stad benim bardamdan ay iti" stad Ankara'ya gelirken kendisini Glba'da karlamtk. Ve orada Memduh zelik ve astsubay arkadala beraber ellerini pmtk. stad gece olunca l,5 saat istirahata ekildi. Zbeyir Aabey 'l saat sonra

uyandrn, zira stad l,5 saatten fazla yatmaz' dedi. yle yaptk, stad sabah erkenden kahvalt yapt. ay imesi ve teberrken saklamak iin benim evden getirdiim ay barda ile ay itiler. Alt tane bardaktan tek bardakt. Tevafuk ki, stadn alk olduu ve daima ay itii bardan ayns olduu iin bununla ay verebiliriz', dediler. imdi stadn ay itii o barda, ierisinde 2-3 tane limon ekirdei ile beraber ambalajl olarak muhafaza ediyorum. Ayrca talebelerine verdii tayinat paralarndan eski l liralk ile bir de 25 kuruu hatra olarak bulundurmaktaym. "Ben bir hiim" Sabah olmutu. topluca ziyaretini yaptk. Mustafa Sungur Aabey, beni stada gstererek, 'Efendim, bu kardeimiz ve arkadalar Nevehir'e dershane-i Nuriye amlar' der demez, stad tebessm ederek ve sa elinin ahadet parman bana doru uzatarak, 'Kardeim, senin bana kar ok fazla hsn- zannn var' dedikten sonra, elleriyle sal sollu cbbesinin iki yakasn tutarak, arka topuklarn kaldrp, ayaklarnn n parmak ularna doru dikilip, tekrar dz basarak, sevincinden hem rpnyor, hem de 'te bak, ben bir hiim. ite bak, ben bir hiim' diye nazarlar Nur Klliyatna eviriyordu. O esnada stadn benim kendisine olan ar hsn- zannm tadile alt hatrma geldi. "Gnde en az bir sayfa Risale-i Nur okumal" Sonra bir elini omzuma, dier elini Mhendis Kemal

Ural'n yzne koydu. Bu arada Risale-i Nur'un ahs- manevsinin ehemmiyetini ifade ile, 'Gnde en az bir sahife Risale-i Nur okuyarak lem-i slmda hsl olan irket-i mneviye sevabna dahil olmal' diyordu. Bu cmleden olarak, bu hakikat idrak edeli, gnlk tele ile unutup yatsam dahi, yatamdan kalkp stadmn ilim ve marifetullah cihetiyle verdii bir tetebbu virdi olarak kabul ettiim dersimi, Alah'tan cidd bir mni olmazsa okuyorum. Ve bu ehemmiyetli noktay bazan sorulduunda nazara vermeyi hizmete taalluk eden bir vazife biliyorum. O gn leye doru stad stanbul'a gitmek iin kapdan dar ktlar. Sol elini omzuma koydular. Koluna girdim ve otelin merdivenlerinden indirip arabasna yerletirdim, yorgannm dizlerine ve dne doru sardm. Dr. Tahsin Tola, Said zdemir ve iki arkadala hemen bir taksiye atladk. Son sr'atle giden stadmz, Ankara'dan 50 km darya kadar emniyet bakmndan uurlarken, asl emniyetle grevli polis ekibi, bizim arabamz durdurdu. stad uzaklaana kadar bekledikten sonra Ankara'ya dndk. "stadn ikinci defa Ankara'ya terieri" stad Hazretleri ikinci defa Ankara'ya terif ettiler. Tahminen 28-29 Aralk 1959'da. Bu arada kendisini pek ok siyas ve idar brokrat ile saysz Nur talebeleri ve stada muhabbet ve hrmetleri olan ehl-i iman ziyaret ettiler.

Biz yine sabahlara kadar kapsnn nnde idik. Bu defa Zbeyir Aabey, 'stad ok yorgun, iki saat ancak yatar. Beni 1,5 saat uyuduktan sonra uyandrn' dedi. Kendisini gece 2.5'da uyandrdk. Hakikaten stad, o saatte odasnda hareket halinde idi. "stad merdivenlerden ben indirdim" Burada mhim bir hususu arz etmek isterim. ertesi gn sabah olmutu. stad yine gitmek iin hazrlanyordu. Biz 48 saat kapsnn nnde nbet tuttuumuz halde, stad kmadan kapsnn n, stadn koluna girmek ve onu tamak maksadyla baz zevat tarafndan rekabete tutulmutu. Biz bu hali grnce, oraya srf ihlsa zarar gelmemesi iin terk ettik. Nihayet stad kapdan kt. st katta merdivenlerin bana kadar geldi ve orada durdu, iki tarafna baknarak 'Beni geen sefer merdivenlerden birisi indirmiti. O kimdi? O beni ok iyi indirmiti' dedi. Bu arada ben yaklatm, baktm, stad srar ediyordu. 'Bendim efendim' dedim. Yine ellerini omuzuma koydu. Her trl iddiadan beri olan muhterem ihls abidesi Tahsin Tola Aabey kolundan kt. Said Beyle biz, zemin katn salonuna kadar indirdik. "brahim Cnan'n ektii fotoraf" Bu arada stadla ikimizin omuzu bana, ban yaklatrarak 'Ne olursun aabey, biraz da ben tayaym' diye srarla talepte bulunan zt Tarihe'deki fotorafta, elinde sepet olan Ilgazl ofr Hulsi kardeimizdi. Baktm,

stadm bu durumdan rahatsz olacaklar, yavaa kolundan ktm, o girdi. Ben gazetecilerin darda herhangi bir toplu hcumuna kar vaziyet almak zere, otelin kapsndan stad rahatsz etmemek iin iki bklm tam kyordum ki, halen Harran niversitesi lahiyat Fakltesi dekan olan Prof. Dr. brahim Cnan, elinde fotoraf makinesiyle o fotoraf ekti. stad sa eliyle 'ekmeyin' mnsnda, yukardan aaya havay kesti. Tarihe-i Hayat'ta yer alan bu fotorafn ekili n, 30 aralk 1959 Cumartesi, sabah saat 08 sralar olarak hatrlyorum. stad, o gn stanbul'a gittiler. Hep gelip gitmelerinde kendilerini Ankara'daki Nur talebeleri fevklade bir tezahratla karlayp uurladlar. Ankara'ya gelirken ve giderken saysz gazeteci topluluu alka gstermesine ramen, Nur talebelerinin madd ve manev emberinden yaklamak imknn asla bulamadlar. stadla olan ksa hatralarm, ebed'l-bdda daimi smbllendirmesini rahmet-i lahiyeden niyaz ediyorum. "Mlm olduu gibi stad Hazretleri bu tarihten ay sonra vefat ettiler. Urfa'ya cenaze namazna itirak etmek iin gittiimiz halde yetimek nasip olmad. Ancak kabrinin zerine cenaze namaz klabildik. "Allah Celle Celluh kendilerinden ebediyyen raz olsun. min."

EMN AYIRLI (AYCI EMN BEY)


Emin Bey, ark airet beylerinden. Kastamonu'da Bedizzaman'a hizmet etmiti. 1943'de Denizli'de dokuz ay mevkuf kald. O da dier Nur talebeleri gibi berat etti. 1967 ylnda Van'da bir trak kazasnda yanarak ehid oldu. Aziz ehid Emin Bey Memleketi olan Van'da ona Yemen Bey diyorlar. stad' Emin Bey olarak deitirmiti. ismini. Nur talebeleri de ayc Emin Aabey demekteydiler. Dou Anadoludan srgn olarak Kastamonu'ya gnderilmiti. Nasrullah Camiinin adrvannda bir ay oca kurarak ayclk yapyordu. Emin Beyin Kastamonu'ya geliinin zerinden on yl kadar gemiti. Yllar ne abuk geiyordu? Ama bu abuk geen yllar , bir de vatanndan ayr dm olan gurbetzedelere sormak gerekti.

Emin Bey bitmeyen gurbet yllarn sayp duruyordu. Yl: 1936 Nasrullah adrvanna, ilk defa grd yal bir insan gelmiti. Bir bekinin doldurduu testinin banda nezaret ediyordu. Kyafeti bir hocay andryordu. Sarkl, cbbeli.. Kastamonu'da, bir Osmanl eyhlislmn heybetiyle, ftursuz dolayordu, hem de 1936 ylnda. Emin Bey ihtiyarsz olarak kalkt, doru yanna yaklaarak selm verdi. "Sen nerelisin kurban?" "Beni takip ediyorlar, bana yaklama, sana zararm dokunur." te bu hasbilik, bu samimiyet, Emin Beyin gnln tututurmaya yetmiti. Nasl tekrar grebilir, diye rpnp duruyordu. sterseniz gelin buradan itibaren Emin Beyin kendi azndan dinleyelim: "stad'n yatan satn aldm" Kendisini sordum soruturdum. ar Polis Karakolunda kalyormu. Arasra bir beki ve poliste birlikte Kastamonu Kalesine kyormu. Bir gn bir polis gelip beni ard... Polisle birlikte kaleye ktk. Kendileri oradayd. Polise dedi:

"Kardeim, bu benim hemehrimdir. Sen bir-iki dakika bizden ayrl, ben onunla biraz konuacam." Polis yanmdan ayrlnca, durumun ac ac anlatt. Shhatinin iyi olmadn, bir ka defa zehirlediklerini syledi. eker, ay gibi ufak tefek alacaklarn bir vastayla kendisine ulatrmam bildirdi. 'Benim yanma kimseyi brakmyorlar. Ben komisere syleyeceim, yatam birisine satacam. Yalnz arada bir vasta olsun ki, ara sra sen gel, bir eyler lzm olduka, hem onu alrsn, hem de bu yatak meselesini hallederiz' dedi. Bana tane sar altn verdi. 'Bunlar Harb-i Umumden kald. Uzun yllar saklyorum. Bunlar yanna al, bozdurursun, bana lzm olanlar bununla alrsn' dedi. Ben de durumumun iyi olduunu syleyince, 'Kat'iyyen karlksz bir ey kabul etmem' dedi. Altnlar alarak birisini arda bozdurdum. Ertesi gn komiser beni ard. 'Bu Hoca Efendi yatan satmak istiyor, sen bunun yatan alr msn?' dedi. Ben de alacam syleyince, 'Sen bununla nereden tanyorsun?' dedi. Ben de, 'Hemehrimdir, tanrz' dedim. Yata alacam syleyince karakolun st katna, kald yere ktk. Yataa baktm. Yirmi be lira kymet bitik. Yata tekrar kendisine kiraladm. Ne kadar yatarsa, o kadar para verecekti. Bu vastayla, her gn yatan kirasn almak iin karakola gidip geliyordum. htiyalarn bylece temin ediyordum.

"stada eziyet eden komiserin akibeti" Nuri isminde bir komiser vard. Zaman zaman stad'a eziyet ediyor, gnde bir gelip odasn arayp taryordu. Bir gn bu komiser ok iddetli hasta olmu; kafas, kula arm. Ne yapsalar ar ve zdrap dinmemi. Sonra komiserin kaynpederi,.'Sen Bedizzaman'a eziyet ediyordun, bu sebepten bu hastalk bana geldi' diyor. Adam gelip stad'dan zr diledi, iyilemesi iin dua etmesini rica etti. Sonra komiser beni ararak, bana dedi ki: 'Bundan sonra sen Bedizzaman'n hizmetini greceksin, kimse sana karmayacak. Sen istediin zaman gelip, yanna kabilirsin'. Ben rahatlkla stad'n yanna gidip geliyordum. Baka kimseyi yanatrmyorlard. Havalar iyi olduu gnlerde, beraber dalara giderdik. Akamlar kitaplar tashih ederdi. Her gn ikindiden sonra kapsn kilitlerdi. Kastamonu'nun k iddetli geerdi. Baz gnler odasndaki yer tahtalarnn arasna kra yam gibi olurdu. Kk bir sobas vard. Oday pek iyi stmazd. Beki ile bir mangal ve bir de tahta krs aldrm, yorgan krsnn zerine atarak, iindeki mangalla bu ekilde snyordu. Komiser bir mddet sonra yine rahatsz etmeye balamt. Bir gn odasn ararken, adam elini yorgann altna, krsnn iine sokmu. Adamn eli ate dolu mangaln iine girmi. Eli yanan komiser mahup olmu.

stad kendisine demi ki: Senin ismin Hfz Nuri'dir, Risale-i Nur'un ismi de Nur'dur. Bu sana tokattr. Dikkat et bir daha bana ilime!' Bu komiser Nuri'nin bana ok musibetler ve hastalklar geldi. Kendisini tutup Ankara'ya gtryorlard. Fakat doktorlar bir trl tehis koyamyorlard. Kastamonu'ya dnnce hastalk yine ayn iddette balyordu. Ankara'ya ka defa gitti geldi. Nihayet annesi ve ailesi kendisine, 'Sen Bedizzaman'a ok eziyet ettin, onun bedduasna uradn. Onunla helallemen, ondan zr dilemen lzm' diyorlar. 'Bir daha onun kitaplarna, derslerine karma' diye kendisini ikaz ediyorlar. Ailece gelip stad'dan zr dilediler, affetmesini, hakkn hell etmesini istediler. stad onlara: Ben ona bir ey yapmadm. O Kur'n'n tokadn yedi' dedi. Hair Risalesi'ni onlara verdi. Hfz Nuri'nin kitab okumasn syledi. Kaybolan oraplar Yine bir gn, stad'n yanna gittiimde kaybolan orabn aryordu. Ben de kendisine yardm ettim. Bana dedi ki: Kardeim ben oraplarm her yerde aradm, hatt

(glerek) dedi, kibrit kutusunun iini bile aradm! Baz meczup evliyalar var, bana yardm edecekleri yerde, benimle ekleiyorlar. Halbuki bu zdraplarn, bu iddetli takiplerin altnda bana yardm etmeleri lzmken, bana yardm etmiyorlar, bilkis, byle maniler kararak, benimle ekleiyorlar. Bu Halk Partisinin iddetinde bana niin yardm etmiyorlar?' Glmseyerek, 'Be yz bonknot (lira) tazminat vermezlerse kabul etmem' dedi. Tebessm ederek kalkt, abdest alp namaza durdu. Sonra duasn yapt. Daha sonra, soba deliine bakyordu. orabn ucu, sobann borusunun yanndan km sarkmt. Meer fareler orab alp sobann iinden gtrmler, soba deliine brakmlard. stad, 'Bunda bir hikmet-i lhi var' dedi. Meer daha nce Risale-i Nur'un baz paralarn soba deliine saklam. Fakat zamanla oraya koyduu hatrndan km. Nur'un paralarn oradan alarak baka, daha emin bir yere sakladk. Az sonra kap ald, polis jandarma ve bekiler ieri doldular. Her taraf didik didik aradlar, fakat bir ey bulamaynca zabt tutarak kp gittiler. Bu fare ve arama meselesini kendisi daha sonra kaleme ald. "stadn ibadeti" stad, kp daa giderken hemen peine polis ve bekiler derdi, dada ne yapacak diye... Dada oturur,

ibadet eder, eserlerini yazar, tashih eder ve dnerdi. Sabahlar erkenden evine gidip sobasn yakardm. Yine byle bir gn gitmitim. ok souk bir gnd, farkna varmadan sabah ezanndan iki saat nce gitmitim. Seccadenin zerinde ibadet ediyordu. Mum nda, seherin souunda, hazin bir sesle dua ediyor, iin iin yalvaryordu. Ben heyecan ierisinde tam bir buuk saat ayakta bekledim. Bu ulv hali titreyerek, rpererek seyrettim. Nihayet ezan sesleri uzaklardan gelmeye balad. Ama o zamanki malm Trke ezan sesleri... Dnp bana dedi: Emin, sen ok byk bir hata ettin! Kasem ederim, yemin ederim ki, benim bir vaktim vardr, o vakitte melike de gelse, kati bir surette kabul etmem. Sen ok yanl ettin. Bir daha byle hareket etme, bu kadar erken gelme, ezan okunmaynca gelme!' dedi., Efendim affet, kusura bakma! Ay dolaysyla vakti bilemedim. Erken gelmiim. Bir daha ezandan nce gelmem' dedim. "stadn Kutb-u zamla konumas" Bir gn beraber ikindi namazn kldk. Namazdan sonra tesbihatta iken: Kambur, ben mi haklym, yoksa sen mi haklsn?' diye birisine hitap ediyordu. Ben yine bir ok zamanlar olduu gibi, hayretler

iindeydim. Odasnda benimle kendisinden baka kimse yoktu. Benim merakm grnce, meseleyi u ekilde izah etti: Onuncu Sz, hair ve hiret hakkndadr. Ben o eseri bir vakitler Barla'da yazyordum (1926 senesi). Baktm o gnlerde bir slm dman, slah gayr-i-kabil... Arifeye bir ka gn vard. Ben beddua ettim. Benim bedduama karlk btn Hicaz velileri ve Hicaz'daki Kutb-u A'zam ise, onun slah iin dua ediyorlard. Benim bedduam ferd kald iin iade edildi. Aradan uzun seneler geti. Baktm, bu sene (1938-1939senesi) bana nihayet hak verdiler. Ben halbuki bunun slahnn gayr-i kabil olduunu biliyordum. Onlar nihayet bu sene baladlar beddua etmeye. Benim konutuum Kutb-u A'zam'dr; Mekke-i Mkerreme'dedir. Btn Hicaz'la birlikte beddua etmeye balad. Bana hak verdi. Ben de ona hitap ettim.' stad'la bu sohbetimizin zerinden ok az bir zaman geti; btn Anadolu'da yer yer iddetli zelzeleler balad. Erzincan yerle bir olmutu.(26 Aralk 1939). Uzunkpr iddetli sallanmt. Btn Trkiye korku iinde kalmt. Bu hdiselere Mehmed Feyzi kardeim de aynen ahittir. stadn yerine evrad okuyanlar stad, zaman zaman ok iddetli hastalklar geiriyordu. Benimle Mehmed Feyzi yannda kalmtk. Ateler iinde yanyordu. Sonra biraz yataa uzand.

Baylm kalmt. Biz de biraz yattk. Sonra uyandmda bir dua, bir mnacat ve niyaz sesleri geliyordu. Hazin bir seda oday kaplamt. Ben, Allah Allah dedim. stad ok iddetli hastayd, bu okuyan kim acaba? Feyzi kardeime seslendim: 'Acaba bu okuyan kimdir?' diye. Feyzi Efendi, 'Sus, katiyyen sesini karma' dedi. Ben kalkarak stad'n yanna vardm. Aynen yatt gibi baygn vaziyette uyuyordu. Sonra o ses kesildi. Sabaha bir saat kala yine her zamanki gibi kalkt, giyindi, abdest ald Seccadenin bana geti... Dua, ibadet... Ceven... Kur'an'la babaa.. Sonra bize dedi: Ben Cenab- Hakka krediyorum. Ben evradm, vird ve dualarm tamamlayamamtm. Birisi benim evradm tamamlad.' ahit Emin Bey, konumalarnn burasnda diyor ki: Ben ve Mehmed Feyzi kardeim hayretler iinde kalmtk. stad'dan grdm bu hal, imanm gibi gerektir. Bir kelime hilaf yoktur.' stad, sabahleyin, 'Allah'a kr hastalm geti. Beni zehirlediler. Bir meyve vermilerdi bana... Beni onunla zehirlediler' dedi. Bu rahatszl on-on be gn kadar devam etti. "stadn dada olduunu haber verenler" Sk sk daa, kra gitmek onun vazgeilmez

detlerindendi. Hanc Mehmed isimli bir zat, her zaman kendisine bir at verirdi. Daa atla gidip gelirdi. Yine byle bir gidite, Mehmed Feyzi kardeimize de haber gnderiyor, gelip bana yetisin diye... ^Dada birisi bir yiyecek vermi. Onunla zehirlemiler, orada hastalanp dm. At oradan ayrlp dnp ehre gelmi. Tam o srada Mehmet Feyzi kardeimizin kaps vuruluyor. 'Efendi Hazretleri seni aryor!' diye sesleniyorlar. Feyzi kardeimiz kapya baknca, hi kimseyi gremiyor. Bu hal tam defa devam ediyor. nde de hi kimseyi gremeyen Mehmed Feyzi Efendi, kalkp atn kald hana geliyor, bakyor ki at ieride, fakat stad yok. Mehmet Feyzi hemen daa gidiyor. stad' yolda yar baygn vaziyette buluyor. Bu arada stad biraz gzn ayor; ancak; 'Feyzi kardeim beni zehirlediler. Biri tandm adamd, beni o zehirledi' diyebiliyordu. Mehmet Feyzi stad' alp, tekrar atla eve getiriyor. Gnlerce hasta yatt. 'ceven'in tesiriyle, Allah'a kr, zehirleri tesir etmedi bana! Sadece kulamda arlk yapyor' diyordu. Bedizzaman' hangi vilayete gndermilerse, oraya, onunla devaml uraacak, ona eziyet ve sknt verecek bir valiyi de peinden gnderiyorlard. Avni Doan da ite bu Cumhuriyet valilerinden biriydi.

Avni Doan'n zulmleri Risaleleri, mektuplar kmrle, odunlarn altna saklyorduk. Bir gn, gelen mektuplarn hepsini ele geirmilerdi. Eve baskn yaptlar; her tarafmz aradlar, taradlar, Hatt o kadar ki, saatin kapaklarn bile ap baktlar. Mehmed Fey'zi'yi, kardeim Bahri'yi ve beni karakola gtrp epey sktrdlar: 'Siz gizli cemiyet kuruyorsunuz. Kimlerle haberleiyorsunuz?' diye sktrdlar. Bizleri ayr ayr odalara hapsettiler. Mdr Bey, Risale-i Nur'un hakikatlar dnya deil, hirete bakar. sterseniz size biraz okuyaym' dedi. man, Kur'n hakikatlarndan balad okumaya, mdr biraz dinledi. Sonra hiddetle: 'Siz beni de zehirleyeceksiniz' diye dinlemek istemedi. Sonra evlerimizdeki aramalarda benim sandkta biraz paralarm vard. Bu paralar zerinde ok durdular. Bizi bu yzden sktrdlar. Bilhassa Vali Avni Doan 'Bu paralar nereden buldun? Bu paralar gizli tekiltn paralardr' diyordu. Memleketimden geldiim zaman, bu kadar param vard. Ben on-on be nfusa bakarm. Bu kadar nfusun elbette, iki bin lira paras olur' dedim. Daha sonra 'Benim madd durumumu isterseniz. Ahlat Kaymakamlndan sorun' dedim. Bizi mahup ederek, hi bir su aleti ve sululuk delili bulamaynca, devaml bu iki bin lira para zerinde durdular.

"Avni Doan daha nceleri de stad'la ok urard. Sk sk evine basknlar dzenlerdi. Bir defasnda da yine tevhide dair yazd bir risalesini alp gitti. Onun bir suretini bir daha alamadk."

SMAL TUNDOAN
1903'de Karadeniz Ereli'sinde dnyaya geldi. Aslen Harputlu bir aileye mensuptur. Ailesi Mhendisoullar lkabyla bilinmektedir. 1933'de Maltepe Kk Zabit Mektebini bitirdi. 1954'de emekli oldu. 1943'de Bedizzaman' Kastamonu'dan Ankara'ya, oradan da Isparta'ya getiren jandarma astsubaydr. "stad Isparta'ya gtrmekle vazifelendirildim" Maltepe Kk Zabit Mektebini 1933'de bitirip mezun olmutum. eitli yerlerde, bu arada Dersim'de vazife yaptktan sonra, Kastamonu'ya karakol kumandan olarak tayin edilmitik. Mithat Altok orada vali idi. Ben kendisini daha nceleri Dzce'de hkmet doktoru iken tanyordum. Beni aran Vali Bey,'Burada Bedizzaman isminde bir hoca var. Bu zt incitmeden alp Isparta'ya gtreceksiniz' dedi. Sabahleyin, yannda Safvet isimli bir polis memuruyla otobse geldiler. Hoca efendi, Safvet'ten ok rahatsz oluyordu. Daha nceleri de bu adam kendisini taciz edermi.

ankr zerinden Ankara'ya geliyorduk. Bir yerde namaz iin mola verdik. Safvet'in gelmesini istemiyordu. Hatt, 'Bu bizimle gelirse ben gitmem' dedi. stadn Vali Nevzat Tandoan'la grmesi Ankara'ya geldiimizde Samanpazar'nda bir otele indik. ki yatakl bir oda bulduk. Hoca, 'Ben ibadet ederim, yalnz kalmak istiyorum' dedi. Az sonra bir komiser geldi, Hoca ile grmek istedi. 'Vali seni istiyor, kalk gidelim' diye, biraz kaba ve saygszca hareket etti. Hoca 'Gitmem, ben ona dargnm' deyince, komiser Hocaya kar tedbirsizce hareket etti. Daha sonra baka bir komiser geldi. Karadenizli olan bu zt Hocaya hrmet etti, elini pt. Yine Hoca, 'Ben ona dargnm, sen ona selm syle, ben gelmeyeceim' dedi. Ben, 'Hocam, gidelim' dedim. 'Neden dargnsnz Efendim?' diye sordum. Senin akln ermez,' diye cevap verdi. Ben, 'Burada reisicumhur, bavekil, onlardan sonra Vali Nevzat Tandoan gelir, gidelim hocam' dedim. Bu teklimi Hoca Efendi kabul etti. Bir fayton tutarak vilyete gittik. Vali ile eskiden Milis Tekilt zamanndan tantklarn syledi. Vilyette vali ile grtkten sonra,

elinde bir kasket ile darya kt. Vali kendisini yolcu etti. Valinin arabas ile tekrar otele dndk. Vali, Hoca efendiye 'Merak etme, istasyona emir verdim. Kompartmanda sana yer hazrlattm' dedi. "ftar birlikte yaptk" Otele dndmzde Osman isimli bir talebesi kendini bekliyordu. Ondan yourt istedi. Akamleyin beraberce iftar ettik. Hoca akam namazn kld. Daha sonra otelde imam oldu, beraberce teravih namazn kldk. Bir gece yattk. Sabahleyin bir faytonla istasyona geldik. Polisler, bineceimiz yeri gsterdiler. Tren yolculuu esnasnda kendisini Isparta'dan tanyan bir zt ziyaretine geldi. Isparta'ya indiimizde maher bir kalabalk Hoca efendiyi karlamaya gelmiti. Kendisini bir araba ile hapishaneye gtrdk. Yollarda araba paralarn, mesel yirmi be kuru, elli kuru gibi, hep ben veriyordum. Ben adliyede iken bir gardiyan geldi 'Hoca seni istiyor' dedi. Ben de, 'Buradan para almak iin bekliyorum, paray alnca gelirim' dedim. Daha sonra bir baka gardiyan daha geldi. 'Acele Hoca seni istiyor' dedi. Ben hemen hapishaneye gittim. Tabancam baka bir gardiyana teslim ettim. kinci katta Hoca efendinin yanna ktm. Byke bir semaver kaynyordu. Hoca efendi oturuyordu. Bana doru parman uzatarak; Gal, paracklarm gitti diye niye zlyorsun? Bu

paralar vermek sana nasip oldu. Benim czdanm bile yok ki, sana para vereyim' dedi. Sonra beni brakmad, iftara alkoydu. Yine davetlisi olarak beraberce iftar ettik, namaz kldk. Karsnda bir zt diz st oturuyordu. Hapishane mdrym. 'Mdr Bey bir telefon et, tren ne zaman kalkacak?' dedi. Mdr Bey, trenin saat on ikide kalkacan syledi. Ayrlrken elini ptm, bana dualar etti. 'Bana hizmetin ok oldu, hakkn hell et' dedi. 'Eline aldn altn olsun' diye bana dualar etti. "Bilhassa trene giderken biroklar Hocay grmek istiyorlard. Kiminle grse, be dakikada Mslman ederdi. Gvur gelse Mslman olarak kard yanndan. Gzleriyle insan kendine raptediyordu."

SELAHADDN ELEB
Nazif elebi'nin olu olan Selahaddin elebi 1913 doumludur. Uzun yllar Nur Risalelerine fedakrne hizmet etmitir. Nur'un mektuplarnda isminden ve hizmetlerinden bahisler vardr. nebolu erafndan olan Selahaddin elebi, 9 Ocak 1977'de vefat etmitir. "Ben bu zt tanrm" 1936 senesinde Kastamonu'daki 131. Alaydan terhis olduum zaman, Bedizzaman isminde lim bir zatn srgn olarak geldiini iitmitim. Kendisi bir karakol karsnda yapayalnz yayormu. Kendisinin yznden zarar grmemesi iin kimse ile grmyormu. nebolu'ya geldiimde, merhum pederim Ahmed Nazif elebi'ye anlattm. Babam: Ben bu zt tanrm, 1908 Merutiyetinden sonra yannda bir hey'etle nebolu'ya gelmiti. nebolu'nun mehur limi Hac Ziya Efendi ile birlikte ehirdeki camileri gezmiti. adrvanda abdest alrken yzlerce insan toplanm, hrmet ve sevgi ile kendilerini seyrediyordu. Ziya Efendi halka 'Ayptr, ekilin' deyince,

hey'etten bir zat: 'Brakn baksnlar. Bu zat baklacak bir zattr" dedi. Yahya Paa Camiinde namaz kldlar. Vapura uurlarken caddenin iki tarafna dizilen halk, elini kalbinin zerine getirerek selmlamt. stanbul gazetelerinde de yazlarn okudum. 'Yarn Kastamonu'ya gidip ziyaret edeceim' dedi. "Nur Risaleleri nebolu'ya byle girdi" Babam Kastamonu'ya gitti ve geldi. Beraberlerinde 4. ua olan yet-i Hasbiye Risalesini getirdi. Bu risaleyi yazd, bana verdi. stad, nerede ve nasl grebileceimi tarif ederek, beni Kastamonu'ya yollad. Kastamonu'ya geldiimde Nasrullah Camiinin avlusunda ayhane ileten arkl Kresin Airetinin Beyi olan Emin (ayrl) Beyi ve H. Tahir'nin olu Ahmed Kuzu'yu aradm. Onlar vastasyla stad' ziyaret edecektim. Ahmed Kuzu'nun olu Selhaddin'le birlikte, kald eve gittik. Evde yoktu. 'Karada'a kmtr, haydi seni gtreyim' dedi. Selhaddin kk olduundan 'Sen zahmet etme, tarif et, ben bulurum' dedim. Kastamonu yaknlarnda bir saatlik mesafede yryerek daa ktm. Karada'da ufak bir tepenin zirvesinde bir aacn altnda beyazlar giyinmi bir zat namaz klyordu. imden 'Her halde bu zattr' dedim. Selm verdikten sonra, ba ile oturmam iaret etti. Diz ktm, duasna 'Amin' dedim. nsanln ve slm dnyasnn huzur ve selmeti, dnyev ve uhrev saadeti iin hazin bir sada ile niyaz ediyordu. Bilhare getirdiim kitab verdim. 'Sen ho geldin kardeim, bu risalenin

tashihatn yapaym' dedi. Tashih ii yarm saat srd. Bu esnada ilk defa grdm Hoca Efendiye dikkat ediyordum Dikkatle tashihat yapyor, kelimedeki noksanlklar harf ve noktalara kadar dzeltiyordu. 'Sen de yaz biliyor musun?' dedi. Bir cmle yazdrd. Maaallah... Keeli gzel yazyorsun, sana bir risale vereceim, yazar msn?" dedi. 'Memnuniyetle' deyince, birden dokuza kadar Kk Szler'i verdi. Yazacam ifade ettim. Babama da ayrca 11. ve 12. Szleri gnderdi. 'Eer arzu ederse yazsn ve bana tashihe gndersin. Eserler aynen yazlmaldr' dedi. Msaade isteyerek huzurundan ayrldm. te Nur Risalelerinin nebolu'ya girii byle oldu. Bu tarihten sonra nebolu'da yzlerce parmak Nurlar yazmaya balad. Nazif'ler, brahim'ler, zzet'ler, Osman'lar, Salih'ler, mer'lerin kalemleri, be sene boyunca matbaa tesisleri gibi iledi. Kastamonu nebolu arasnda Nur Postaclar da teekkl etmiti. Nurlar nebolu limanndan Anadolu'ya sevkediliyordu.Bu postacl Recep Dilek, Ahmed Krolu ve Deirmenciolu yapyorlad. Teksir makinas Bu ekilde ticarethanede dakikada yz satn alarak hizmetler faslasz yrrken stanbul'da bir teksir makinas grdm. Bu makinann bir sahife bastn renince hemen makinay nebolu'ya getirdim. lk defa Nurlardan

Yedinci ua, "Kinat Seyyahnn Mahadeleri" olan yetl-Kbra Risalesini teksirle oalttk. lk nshay stad'a gtrdm zaman fevklade memnun oldu. Eserin sonuna hissiyatn u cmlelerle ifade etti: "Ya Rabbi! bir kalemle be yz nsha yazan Nazif elebi ve mbarek yardmclarn Cennet'l-Firdevste mes'd kl." "Aradnz nedir?" 1942ylnda Kars Gmrk Muhafaza Tekiltna intisap etmitim. Alt ay sonra kurs iin Ankara'da nhisarlar Vekletinin (Tekel Bakanl) st kat Gmrk Muhafaza Genel Komutanl Tekiltna tahsis edilmiti. Bir gn kursta iken, 'Sizi Genel Komutan Lt Karapnar Paa istiyor' dediler. Bu esnada hatrma ilk gelen ey, Ankara'da Risale-i Nur'un vekletten veklete elden ele dolamasyd. O tehlikeli zamanda Asker ura azasndan rahmetli Ymni Bey, urnn resmi toplants bittikten sonra Risale-i Nur okuyordu. Herhalde bir general beni Karapnar Paa'ya haber verdi, zannyla odasna gittim. Paann yz sertti. Vaziyetin vehametini anladm. Masasnn nndeki koltukta yakasndaki rozette istikll yazl birisi oturuyordu. Arkasnda da ayakta bir subay hazr ol vaziyetinde bekliyordu. Rozetli ahs bana 'zerinde ne varsa kar' dedi. Ben de zerimde ne varsa hepsini kardm. Bunlardan not defterimi aldlar, para antam ve dier eyalarm geri verdiler. 'Bizimle beraber gelecek, ' diye Paa'dan msaade aldlar. altm odaya

gittik. Masamdan da antam aldlar. Oradan da geceleri kaldm Ulus'taki Cihan Oteline gittik. Hususi odamda arama yaptlar, fakat bir ey bulamadlar. bana hibir ey sylemiyorlard. 'Aradnz nedir? Sylerseniz belki yardmc olurum' dedim. 'Risale-i Nur ismindeki kitaplar aryoruz' dediler. 'Syleseydiniz size verirdim. Hi yorulmazdnz. Bunlar iman ve slm eserlerdir, gardroptadr. Fakat siz grmediniz' dedim. Tekrar atlar, elbiselerin arkasndan otuz kadar eser kardlar. "ftira m edeyim?" Kitaplarla beraber 1. ubeye, Hac Bayram Camiinin karsndaki, imdi yklm olan pasaport binas olan yere geldik. Mahallinde tutulan zabtta 'kendi gstermesi zerine' eserler bulunmutur, kaydn yazdrttm. 1. ube Mdr'nn nezareti altnda, iki gn, iki gece ifademi aldlar. Bir ka kere tercme-i halimi, Risale-i Nur'daki hizmetimin haryyen yazlmasn, kimlerle temas ettiimi ve eserleri okuyanlarn kimler olduunu sordular. Yerli, yersiz suallerine verdiim cevaplarla bir trl tatmin olmuyorlard. Hac Bayram Camiine namaz vakitleri giden cemaata bakmam ve bunlardan kimlere kitap vermisem gstermem iin cam kenarna iki polisle birlikte oturttular. 'Ankara halknn gnahna girmem, birine mutlaka iftira m edeyim?' dedim. Not defterimdeki isimlerin kime ait olduunu sordular. 'Hac Bayram Camiine gelen bir ka kiinindir. Fakat bunlarn adreslerini bilmiyorum. Ancak camiye geldiklerinde tanyabilirim' dedim. Hac Bayram

Camii karsnda kitaplk yapan Muhsin Bey vard. O vakit orada gzel bir yazhanesi vard. Mteahhitlik yapyordu. Onun yazhanesinde baz ahslara kitap verdiimden ismi Muhsin diye zapta geirilmiti. Muhsin Beyi getirdiler. 'Bu oluk ocuk sahibi, brakn bu zat. Bunun Risale-i Nur'dan haberi bile yok. Yalnz bu adamn yazhanesinde bir-iki zatla grtm. Camiye giderken, iman Risalelerden verdim' dedim. Bir de o civarda, ufak bir caminin imam vard. Salar, kalar sar, ok mttak, mbarek bir insand. Onun da ismi getiinden bir hayli zavally dvmler ve sktrmlard. Bunu da bilhare rendim. "Selahaddin korkma" nc gn ift aynal bir odaya girdik. Byk boy hususi yaplm, tahminen, elli-yetmi santimetre kare ebadnda, ciltli bir defteri, albm yapmlard. Trkiye'deki din adamlarnn sa, sol, prol ve cepheden grnl resmi ve altlarnda da tercme-i halleri yazl idi. Bu albmde tandklarm sylememi istediler. Yanmdaki memur sayfalar eviriyordu. Abdlhakim Arvasi'nin resmini gstererek: 'Bu da tevkif edildi' dedi. Ben de: "Tanyorum, lim bir zattr. Bayezit camiinde dersini dinlemitim' dedim. Bu defa bir bakasn gsterdi: 'Evet... bu da Hac Sleyman Efendidir. "Tanmyorum. Fatih'te oturuyor' dedim. 'Bu da tevkif edildi. Biri Bursa'ya, dieri Ktahya'ya sevkedildi' deyince Fatih'te evinde ziyaret ettiim Hac Sleyman Efendi olduunu anladm. Snnet-i

seniyyeyi tatbik eden takv bir zatt. Bana Arapa yazl, ereveli, drt-be satrl bir levhay okuyup tercme etmiti. Bana, 'Kur'n'a kasem ederim ki, ben Mehdiye asker olacam, ondan sonra leceim' demiti. Seksenin zerindeki bu yal zatn 'asker olacam' demesi beni o zaman gldrmt. Tevkini ve srgne gnderildiini renince, iimden 'O yataki insan ancak bu ekilde asker olabilir. Arzusu yerini buldu' dedim. Bir ka hafta sonra da mbarek hocann vefat haberi geldi. Bu srada Komiser Naci Bey tella geldi. 'Srpriz,' diye bard. Bedizzaman Hoca Efendiyi Kastamonu'dan getirmiler. Geceyi ankrkap'da bir otelde geirmi. Otelde mstahdem yerine polisler gemi. Hizmetine de garson kyafetinde bir komiser vermiler' dedi. Bir mddet sonra 1. ube Mdrnn odasna beni ardlar. eri girdim. stad oturuyordu. Derhal elini ptm. ok hararetli olan elini brakamadm. iddetli hasta ve yorgundu. Buna ramen Mdre hitaben: Bunlar bu vatann fedakr, imanl evltlardr. Bunlar emniyet ve asayii ihll etmez. Bilkis muhafaza ederler' dedi. Bana dnerek, 'korkmaynz' dedi. stad' tekrar otele gtrdler. Ertesi sabah beni iki polis refakatinde vilayete gtrrken, ileride kalabalk bir grupla stad' da vilayete gtryorlard. 50 metre geriden, biz de onlar takip ediyorduk. Daha sonra alt kata inerken, orada evraklar tanzim

edildi. stad'n yannda drt be jandarma ve birka polis vard. Hkmet binasnn k kapsnda durdular. Kyafeti her zaman olduu gibi mill ve yerli kyafetti. Sa omzunda muhafaza torbas iinde bir Kur'n- Kerim, sol omzunda rule yaplm bir namaz seccadesi, ona bal bir ibrik. Tarih kitaplarnda grlen aknc yiitlerinin muharip kyafetini, smet nn devrinde Ankara'da canlandran bir tablo gibi grnyordu. st kattan bir ka tane daha memur geldi. Polis ve jandarmalara Denizli'ye gtrmeleri iin evraklarn verdiler. Bu esnada stad ellerini kaldrarak: Selahaddin korkma! Selahaddin korkma! Selahaddin korkma! diye baryordu. Sonra hareket ettiler. Ben yanna yaklamak istedim, fakat on be yirmi metre mesafeden daha yakna brakmadlar. Orada biriken halk da bu mesafeyi doldurmutu. stad'n da beni grmesi imknszd. stad' 70 yandaki hasta halinde o mbarek Ramazan'n ok scak gnnde istasyona kadar yaya olarak gtrdler. "Bu eserler imn ve slmdir" leden sonra, Vali Nevzat Tandoan'n belediyede bizi beklediini bildirdiler. Hemen belediyeye gtrldk. eri girerken merdivende gen bir hanmla karlatk. 'Siz de mi polissiniz?' diye sordum. Hanm 'Hayr ben felsefe hocasym. Bedizzaman'a bayram tebrii yazmtm' dedi. Arkamzdaki polisler, 'Konumayn ' diye bizi ikaz ettiler.

Belediyede bakan odasna evvel felsefe hocasn ardlar. 20 dakika sonra o kt. 'Beni serbest braktlar. Allah yardmcn olsun' dedi ve gitti. Kapda 1. ube Mdr bekliyordu. Emniyet Umum Mdr inasi Bey kapy at ve bana 'gel' diye seslendi. eri girdiimde Vali Nevzat Tandoan koltukta oturuyordu. On dakika kadar beni tepeden trnaa szd. inasi, elektrikleri sndr!' dedi. Bir dakika sonra, tekrar, 'a' dedi. Ban iki tarafa sallayarak, gzln kard, tek camyla bakt, ayaa kalkt: 'Yanma gel' dedi. Omzumdan tuttu. 'Nasl olur, sen Cumhuriyet ocuusun. Byle kimsenin peine taklrsn? Bunun gayelerini bilmez misin?' dedi. Ben de cevaben, Vali Bey'e unlar syledim: 1936 senesinden beri Kastamonu'da ziyaretine giderim. Eserlerinden okudum ve nerine altm. Bu eserler iman ve slmdir. Siyas ve men milliyetilik yoktur. Milletimizin ve devletimizin aleyhinde en ufak bir kelime grseydim ve kendisinden men bir dnceyi hissetseydim, ihbar eder ve herkesten nce ben dman kesilirdim. Tamamyla yanl bir kanaate sahipsiniz. Eserleri imandir. Kur'n- Azimann baz yetlerinin tefsirlerinden ibarettir. Kastamonu'da herkes ziyaret ediyor. Polis karakolunun karsnda bir evde oturuyor. Polisler her gn giren kan gryorlar.' Kim Kastamonu Valisi?' dedi.

Mithat Altok' dedim. inasi, ne hayvanlar var' dedi. Tekrar bana hitaben : Madem ki eserleri imandir diyorsun, mahkemeye verileceksiniz, orada tetkiki yaplr, orada sylersin' dedi. Kapda bekleyen l. ube Mdrne mahkemeye sevk edilmemi syledi. "nebolu'ya sevkediliyorum" Hava kararm, iftar vakti oktan gemiti. Bizi iki polis refakatinde mahkemeye sevkettiler. Gece saat 12'ye kadar mahkeme salonunda bekledik. Nbeti hakim, savcla, tevkim iin gelen telgraf, gndz Savc Keml Bora'ya vermi. Nereye koyduunu bulamayan Savc Muavini, evine telefonla sorduktan sonra, telgraf bulundu ve nihayet mahkemeye alndk. TCK'nun 163'nc maddesi mucibinde tevkime karar verildi. Bir vasta tutarak, polisle beraber, tevkif mzekkeresi elimizde gece 1.30'da Cebeci Cezaevinin karantina kouuna alndm. Bir hafta sonra Zonguldak yoluyla nebolu'ya sevkedildim. Refakatimde iki jandarma vard. Trende siyas mcrim diye husus kompartman almt. nebolu'ya ktmda, jandarma komutanl beni polise teslim etti. Bu esnada babam da tevkif edilmiti. Emniyet

dairesinde iki gn kaldm. Said ismindeki savc, Ankara'daki ifadelerimi tekrar ettirdi. Beni bu iman ve slm eserlerden soutmak iin, iki gn, iki gece urat. Beden ruhsuz ayakta durur mu? Ekmeksiz ve susuz yaanr m?' deyince: 'Peki cezaevinde ekmek ve su ile bedenini yaat' dedi. nebolu Cezaevine girdik. Hapishanede dier nebolu'lu Nur Talebeleri ile bir araya geldik. Onlarn isimleri yle idi. Pederim Ahmed Nazif elebi, brahim Fakazl, Ziya Dilek, Byk brahim, Glc Hseyin, izzet Turgut, Ahmed Krolu, Zht eri, mer Gedikolu, Halil Enercan, Ahmed amaz. Denizli'ye sevkiyat nebolu Cezaevininin alt katndaki kouta bir arada idik. Ramazan- erin sevinci ile, o mbarek gnlerin kymetinden istifadeye alyorduk. hlsla ibadet yaplyordu. On bir kii aramzda czler taksim ederek, gnde bir hatim indiriyorduk. Hac farizasn if ederken vefat eden Hac Halil Enercan, ayrca gnde bir hatim yapyordu. Bir ikindi namaznda imam olan rahmetli Telyeli zzet Turgut'u biz mmi zannediyorduk. Namaz mteakip bir mrakabe yapt. Bilhare ban kaldrarak, 'Arkadalar imdi rical-i gayb hazerat geldiler. Ellerinde yeil bir sancak vard. Sancakta 'nn fetahn leke fethan mbin' yet-i kerimesi yazl idi. Bir de bide diktiler. zerinde keza 'nn fetahn leke fethan mbin' yet-i

kerimesi yazl idi. Ziya Beye hitaben, 'biz sizi muhafaza edeceiz, hi korkmayn' dediler. Arkadalar zzet Turgut'u glerek dinlediler. 'imizde bir de evliya varm' diye akalatlar. Ve

Ziya Dilek, 'Bunlar, henz murakabeyi bilmiyorlar, sen ne iin srr ifa ettin' deyince, 'Ben onlar, olgunlam zannettim. Fakat yanlmm. imdi ben bu ifa etmenin cezasn ekerim' dedi. ki saat sonra dndnde, boazn gstererek 'Jandarma kumandan boazm skt ve jandarma kouunun altna bir kmr dolabna hapsetti. Orada ayakta durmann imkn yoktu. ki kat, iki bklm orada kaldm. Beni kardktan sonra, 'Siz Almanlarla muhabere ediyormusunuz, syle bakalm, alc-verici radyonuz nerede?' diye mbarek Telyeli zzet'i ikence ile dvmlerdi. Fakat haddizatnda manev gz ak olan zzet, hakikaten manev radyo idi. zzet Turgut ara sra yapt murakabelerde Ziya Beye: 'Daha buradayz, gideceimiz zaman ben size haber veririm' diyordu. Denizli'ye sevk emri gelmeden bir gn evvel: 'Yarn gidiyoruz, hazr olun. Fakat merak etmeyiniz. Beraat edip geleceiz' dedi. Ertesi gn Anafarta vapuru ile stanbul-zmir vapuruna aktarma edilerek zmir'e ve zmir'den trenle Denizli'ye hareket ettik.

Denizli'de trenden ktmz zaman bizi karlayan halk teessr iinde, sakin bir halde selmladlar. Etrafmz saranlardan bazlar 'Sizin banzda yle bir Hoca Efendi var ki; sorgu hakimi sual sormadan sorularna cevap verdi. Sizlerin hi bir kabahatiniz yoktur, merak etmeyin. Beraat edeceksiniz' diyorlard. Denizli Cezaevi yeni yaplmt. ehir harici yeil saha iinde, beton, havasz koular ile, ufak mazgal delii gibi cam pencerede sk demir parmaklyla, Malta zindanna benzer, rutubetli bir bina idi. lk geceyi binann mtemilatnda be kiinin barnamayaca bir yerde geirdik. Gece uyumak iin yatak sermemize ramen imkn olmad. Yataklarn zerine oturmakla, tilki uykusuna daldk. Bu bize bir nevi ikence idi. Kapmz da kilitlendi. Bizim yegne tesellimiz, stadmzn o binada bulunmas idi. Bir gn sonra Ar Ceza kouunun bir odasn nebolu, Kastamonu ve stanbul'dan gelen Nur Talebelerine tahsis ettiler. stad kibrit kutusu iinde bir kada 'Ho geldiniz' diye bir pusula yazarak mahkmlardan meydanc dem Aa ile gnderdi. "Hapishane medrese oldu" Ksa zamanda cezaevindeki btn ar cezallar yaptklarna nedamet ederek, tevbe istifar ettiler. stadn girdii gnden itibaren guslederek be vakit muntazaman klmaya balamlard. Hapishanenin elebas (cezaevi

tabiri ile 'days') olan Beylerbeyi Sleyman Hnkr'a: Siz ne grdnz ki, ksa zamanda Hoca Efendiye kar bu kadar sayg gsteriyorsunuz? Frsat bulduka elini pmeye kouyorsunuz?' dediinde 'Ben buraya adam yaralamaktan sekiz aya mahkm olarak geldim. Bir gece ryamda bir hoca efendi,'Sleyman sen iyisin, fakat ok marursun ve nefsine gveniyorsun, yaknda bunun cezasn ekeceksin' dedi. Hakikaten ok gemeden, hapishanede bir kavga olmutu. Kavgada bir mahkm lmt. Bu hdiseden sonra ben de 24 seneye mahkm olmutum. Bedizzaman cezaevine gelince, bu Zatn ryamda grdm Hoca Efendi olduunu anlamtm. Zaten Hoca Efendi de gelir gelmez mektup yazarak, 'Buras bir hapishane deil, Medrese-i Yusuyedir. indekiler birer zebani deil, birer mdr ve idarecidir. Bugnden itibaren gusledip, tevbekr olarak iki, kumar gibi eyleri katiyyen terk edeceksiniz' diyordu. Bunun iin kendisine son derece hrmet ediyoruz. Aksi halde, manev tokatn yiyeceimizi biliyoruz. Bizim kou komular olan ar cezallarn hepsi, Nur Talebelerinden elif cz'nden balayarak Kur'n' hatmetmilerdir. stanbul'un mehur hocalarndan takva sahibi Gnenli Mehmed Efendi'den ders almaya balayan Mehmed ismindeki drt adam katili Kur'n' hatmetmi ve 'Veddha'dan aasna kadar ezberleyerek, imtihan kazanm bulunduundan, mahkmlara imamlk yaptn gzmzle grdk.

ok gemeden btn katiller ryalarn anlatmaya balamlard. Gz yalar dkerek, yaptklarna bir defa piman olduklarn sylemilerdi. 'Biz Allah ve Peygamberi bilmiyorduk. Bize o yol gsterdii iin, bata Hoca Efendiye ve sizlere binlerce teekkr ederiz diyorlard. Biz beraat edip karken ok ac gz yalar dkmlerdi. stad kendilerine hitaben: 'Merak etmeyin, bundan sonra yeni bir hkmet i bana gelecek ve af iln edecek, o zaman kacaksnz' demiti. Denizli Hapishanesinde, tavan beton olduu halde, incecik yamur gibi tahtakurusu ve sivrisinek dklyordu. Sk sk sprr ve dkerdik. Koutaki mahkm ar cezallar, ikyet ederlerdi: 'Adam ldrdk, ama imdi, sivrisinei dahi ldremiyoruz' diyorlard. Cezaevi Mdr evki Bey bizi dier koutaki kardelerimizle grtrmedi. Ancak mahkemeye giderken grebildik 70 kiilik bir kale nde, stad her seferde baka bir kiiyle kelepelenirdi. Etrafmzda sngl otuzdan fazla jandarma bulunurdu. Denizli'nin licenap ve misarperver halk getiimiz yollarn iki srasn doldurur, gz yalaryla sevgilerini, teessrlerini, balaryla da selmlarn bildirirlerdi. Cezaevi yolunda eski bir mezarlk vard. stad buradan gelirken ve giderken fatiha okumadan gemezdi. stanbul ulemsndan Gnenli Mehmed Efendi, Seyyid ek Arvas, emseddin Yeil, Emin Uzun, Mustafa Hemadan ile hep bir kouta idi. Bedizzaman

Hazretlerini sabah namaznda camide grdklerinin rivayeti yaylnca, (Hdise iin bk: Tarihe-i Hayat, 193) bu konumalar ihbar telkki ederek, kendisini i koridorlardaki bir mnferide hapsetmilerdi. Mdafaasn yazdrmak iin Mdr evki beyden beni istemiti. Buras bir insann yaayamayaca, kadar havasz, kapal bir hcre idi. Bir yatak zor smt. Mum ile deta bir maaray andryordu. Ankara'da, alt bakanla gndermek zere dileke hazrlanmt. Bunlar stad syledi, ben yazdm. O tarihlerde Denizli'nin elektrii ok fersizdi. Gndz cereyan verilmezdi. Geceleri de 12'den sonra kesilirdi. Bir saat syledi, yazdm. Bitkin olarak huzurundan ayrldm. nsan vcudu o rutubete dayanamazd. "Beraet karar ve k Son mahkemede merhum Hkim Ali Rza (Balaban) ve dier hkimler olayda su unsuru olmadn, kararn okunacan ve ayaa kalkmamz sylediler. Bata stad olmak zere hepimizin beraetine oy birlii ile karar verilmiti. Daha nceleri Gnenli Mehmed Efendi ile izzet Turgut, bir ryasnda beraetimizi, dieri murakabede dokuz ay on gn hitamnda beraetimizi mjdelemilerdi. Mahkemeden knca halkn tezahratlar, 'yaasn adalet' nidalar ve alklar ile cezaevine geldik. Eyalarmz darya kardk ve denklerin zerinde brahim Fakazl oturuyordu. ardan faytonla geliyor, sraya giriyorlard. Birinci faytona stad ikinci faytona

Fevzi Pamuku binmiti. Bu esnada Dou tarafndan aalar arasndan bir svari geliyordu ki, aalar arasndan sratle gemek akl almadndan akna dndk. Svari tam stad'n faytonunun sol arkasndan aniden durdu. Atndan indi, stadmzn karsnda askerce sert bir selm verdi. Birka kelime syledi, elini pt ve yine sert bir selmla mahmuzlarn aklatt. Ve atna binerek ayn istikamette ayn ekilde sratle uzaklat. brahim Fakazl ile bu hdiseyi hi bir zaman zemedik. stad'a sormaya da cesaret edemedik. stad, Delikli nar namyla anlan semtte bir otele yerleti. Dier arkadalarmz Denizlililer evlerine gtrdler. Nes yemeklerle ikramda bulunmulard. Nur Talebeleri trene binmeden evvel, Denizli halknn ilerinden setii Mustafa Bey (Hafz Mustafa Kokaya) ismindeki zat, elinde bir mendil para ile gelmi, talebelere datmak istemiti. Fakat hi kimse bu paralar kabul etmedi. Eyalarmz trene yklerken birok tccar ve mevki sahibi zatlar yardmc olmulard. Otelde stadn hizmetinde iki gn kaldm. Her gn be yzn zerinde ziyareti geliyordu. Rusya'da esir iken arkada olan emekli bir subay da gelmiti. Yal gzlerle stad'la kucaklatlar, esaret gnlerini yad ettiler. stadn aatan olan yemek kann sap krlm ince bir ivi ile perin yapmlard. Ben ardan gzel bir kak aldm. Aa ka da p sepetine attm. Akam yemeini gtrdmzde aa kan arad.

Efendim, eskimi ve krlmt, p sepetine attm, deyince: 'Benim otuz senelik arkadamd. Onun kymetini paha biilir mi? Derhal bul ve getir' dedi Hemen p sepetine kotum. Bereket versin bir yal kda sarmtm. Aynen duruyordu. Aldm ve suda kaynattktan sonra hemen getirdim. Denizli Hapishanesinin sknt, meakkat, rutubet, ve betonunun insan kann bir snger gibi emmesine dayanamayan slmkyl Hafz Ali (Ergn) hastaland ve vefat etti. ok zayf ve nahifti, Allah yolunda, gurbet hapishanesinde ehid olmutu. Kymetli bir Nur talebesi idi. Hapishaneden beraet edip tahliyemizde, stadmzn ilk ii Denizli'nin yeillikler iindeki kabristanna gitmek oldu. Hafz Ali'nin kabri banda Kur'n okundu. stad hazin bir dua yapt. Elini semaya kaldrd. 'Bu ehid bir yldzdr' dedi. O srada gayr-i ihtiyar bamz kaldrdmzda, semada l l bir yldz parlyordu. Denizli'den sonra stad' Emirda'a gndermilerdi. Senede bir defa Emirda'a ziyaretine giderdim. Orada daimi jandarma ve bekiler tarassud ederler ve devriye gezerlerdi. Afyon mahkemesi de beraet karar veriyor

1948 senesinde bu defa stad ve Nur Talebelerini Afyon Hapishanesine koymulard. Cezaevi mdr ve ktibi orann gestapo e idi. Bizi yeni tevkif etmilerdi. stad'la grmek istedik. Cezaevi mdrlne mracaat ettik. Savclktan msaade aln dediler. Bu defa ktibi, 'Ben savc mavc tanmam. Buras benden sorulur' diye cahilne ve marurne konutu. Bizi grtrmediler. Ancak uzakta st kouun penceresinden stadmz grnd. ki eliyle efkatle, tebessmle bizi selmlad. Eliyle hemen gitmemizi, durmamamz iaret etti. Afyon Hapishanesinde yine baba-oul beraberdik. Orada yeni ve nurani simalarla karlatk. Bunlardan, Ceylanlar, Sungurlar ve Ziverler unutulmaz kahramanlard. Bunlar Anadolumuzun yetitirdii rnek genlerdi. Afyon hapsi de uzun aylardan sonra yine tahliye ve beraetle neticelendi. Mahkemenin sonunda stad talebelerine hitaben: 'inizde Ankara'ya gidecek olan varsa, Diyanet Riyasetine urasn. Orada Risale-i Nur'a sahip ksnlar' dedi. Diyanet ileri riyasetinde nebolu'ya gitmek iin Ankara'ya uradm. doru Diyanet lerine ktm. zel Kalem Mdr ile konuurken, ieri Diyanet leri Reisi erafettin Yaltkaya girdi. Kendilerine Afyon Cezaevinden beraet ederek ktm syledim. Nur Risalelerinin neredilmesini talep ettim. stad'n arzu ve selmlarn aynen tebli ettim.

Yaltkaya cevaben: 'Diyanet Riyaseti Kur'n ve hadisten baka hi bir eserle ilgilenmez' dedi. Ben de, 'Eliye zeval olmaz' dedim ve hayret iinde oradan ayrldm. Halbuki ben, bakanl srasnda, Ahmet Hamdi Akseki'yi de ziyaret etmitim. Yannda mehur Naz Paa vard. Orada stad Bedizzaman'dan bahis alnca Akseki, 'stad bu asrn dehrsidir. Hayat, eserleri, Kur'n ve hadis erevesi iinde bulunmaktadr... Onda menf milliyetilik ve rklk yoktur. Kendisi slm milliyetisidir. Trk milletinin de bu kuds milliyetin bayraktar olduunu ifade etmektedir' demitir. Akseki'nin bu beyan zerine Naz Paa da stad' 31 Mart hdiselerinden beri tandn, o isyanda yapt ok tesirli konumalarla avc taburlarn itaata getirdiini sylemiti. "Ayasofya tekrar cami olacaktr" stad' ziyaretimin birinde Ayasofya hakknda dncelerini sormutum. 'Keeli, keeli' diye gld. Sonra birden ciddileerek 'Ayasofya, Hristiyanln, slmiyete devir ve tesliminin bir bidesidir. Bunun iin kilise iken cami olmutur. Elbette tekrar camiye evrilecektir' dedi. Sonraki yllarda Salih Yeil'le, Konyal Sabri Halc arasnda aere-i mbeere arasndaki hdiseler ve harblerle ilgili lbir mnakaa kmt. Ben de bu mnakaaya ahid olmutum. Bu mnazaray dinlediimi syleyince, birden stad kalarn att. ok zld, Salih Yeil'e hitaben bir mektup yazarak benimle gnderdi. Bu mektup daha sonra Emirda Lhikalarnda neredildi.

(Bkz.Emirda Lhikas, cilt 1, s.202) "Tek hayatl olanlar meydanma kmasn" nebolu ve Kastamonu'nun yakn tarihimizde, vatanmzn hayat davalarnda ok ehemmiyetli mevkileri ve hizmetleri olmutur. Mill Mcadelede igal altndaki stanbul'dan karlan silhlar nebolu limanyla Anadolu ilerine sevkediliyordu. O tarihlerde inebolu-Kastamonu karayolu, Anadolu'nun en modern ve gzel yollarndan birisi idi. Mill irimiz Mehmed Akif Bey de o karanlk gnlerde Kastamonu Nasrullah Camiinde yapt ateli konumalarla, karanlkta ilk klar yakanlardan birisi olarak tarihe geiyordu. Birinci Cihan Harbi gnlerinde Enver Paa ve arkadalar da herhangi bir tehlike annda ilk mukavemet mihraklarn bu kadim Mslman Trk topraklarnda kurmay dnmt. Bu sebepten Mehmed Akif ve Said Nurs gibi, din ve maneviyat ahsiyetleriyle bu konular grmt. Neticede; nebolu limanndan Anadolu'ya geirilen silhlarla, Mill Mcadele balam, mstevli dman ordular, Anadolu'nun barnda tepelenmiti. Zaferden sonra, Milli Mcadeleyi baaran kuds ruh ve mnya ihanet edilmiti. Bunun neticesi Anadolu'da din ve maneviyat buhran balamt. Yazd stikll Marn

yarm yzyl ayakta sylediimiz Mehmed Akif gibi bir ok mmtaz ahsiyetler muber bir zat olarak vatan terketmilerdi. Hamdi Yazr gibi mfessir 25 yl, t vefatna kadar evinden dar kmamt. Sesini kartanlar veya kartmak isteyenler ise, son nefeslerini daraalarnda vermilerdi. skilipli Atf Hoca gibi, Esad Hoca gibi.... Bu hengme ve bu astmosferden devrilmeyen, yklmayan, kmeyen kalmamt. Yine bunlarn istisnas, yarm yzyllk Cumhuriyetimizin iinde bir muhteem insanla karlatk. ki hayatm var, biri dnyev, dieri uhrev her ikisini de elime almm, icab ettii zaman her ikisini de fed etmeye hazrm. Tek hayatl olanlar meydanma kmasn' diyen Said Nurs... Mill Mcadelenin mbarek ehri, nebolu, ve Kastamonu'dan, 1944' de eserlerini vatan sathna yayyordu. Mill Mcadelenin silhlarn nebolu'dan sevkedenlerin torunlar, bu defa da ayn liman ehrinde teksir makinesiyle neriyata balamlard. Nurlar Anadolu'nun ilerine yayyorlard. "Bin kalemli bir ktip" Nur risaleleri, yazlmaya baland 1926 ylndan tam 18 yl sonra teksir makinasna intikal etmiti. Artk Nurlar "nebolu basks" ismini almt. Teksir makinesi nebolu'da almaya balaynca Nur'un

fedkar ktiplerinden bazlar artk hizmet edemeyiz endiesiyle rahatsz olmutu. Halbuki bunlarn altn kalemleri, ebediyyen nesillerin kranna vesile olacakt. Yllarca evinden kmadan matbaa gibi Nurlar yazanlar, muhteem Nur mabedinin inasnda temel ve esas olmulard. Bunlar hi bir zaman unutulmazlard ve unutulmadlar. Bedizzaman'n ifadesiyle: "Isparta kahramanlarna" yetimek ve onlar gibi olmann baz artlar vard. nk onlarn yetitirdii "Her talebe bir matbaa olmu, iman teknie meydan okumutu." Bu ylmaz ve yorulmaz yazclarn, iman ve slm dvs yolunda sarfettikleri mrekkep, maherde ehitlerin kanlaryla msavi olaca mjdeleniyordu. Btn bu gerekler mvacehesinde stad Said Nursi inebolu'dan ykselen bir teksir neriyatyla bayram ediyor ve meseleyi bu ekilde deerlendiriyordu: Bir adi mektubum iin 'kim yazm?' diye sekiz defa bana resmen sknt ve eziyet verildii ayn zamanda, sekizyz sahifeyi 1500 nshaya ve bir milyon sahifelere karan o makine elbette gaybdan imdadmza gelmi Nurcu ve bin kalemli bir ktiptir.. "Bir zaman, bir memlekete imendifer geldii zaman, arabaclar tela edip dediler: 'Bizim san'atmz bozuldu. 'Halbuki imendiferin gelmesiyle memlekette faaliyet oaldndan, faytonculua iki kat ziyade ihtiya olmu.

inaallah onun gibi Nur yazclar deil tevakkuf, belki daha ziyade yaz ile defter-i a'mllerine hasenat kaydedecekler.."

HLM SEM ERKAL (Kastamonulu Kk eyhlerin Hilmi)


stad Bedizzaman Said Nurs Kastamonu'da kald senelerde, (1936-1941) Kur'n nurlarna doru pervaneler gibi koan ayc Emin, Mehmed Feyzi, Sadk Bey gibi hakikat kahramanlarndan biri de Kk eyhlerin Hilmi veya Hilmi Bey namndaki bir iman irfan yolcusuydu. Bu zatn ismi, Nurlarn lhikalarnn muhtelif yerlerinde sitayiler ve dualarla zikredilmektedir. Emirda mektuplarnn birinci cildinde bu nur kahramannn bahsini stadn mbarek kaleminden yle okumaktayz: "Kastamonu'da, sekiz sene mbarek mahdumu ve merhum rekasyla Risale-i Nura fevkalde bir sadakatle alan ve kalemiyle Risale-i Nura ok hizmet eden ve oklarn Nur dairesine getiren ve hapishanede (1943 Denizli) kendi gibi kahramanlardan olan Sadk Beye; hem

istirahatma, hem Nur akirdlerinin tesandne ehemmiyetli hizmet eden ve Feyzi ve Emin ve hsan ve Ahmedler gibi has kardelerimizle; yine Kastamonu'da Nurlara hizmet eden 'Kk eyh' namnda Hilmi Bey bana mektubunda, Nurcu olan rekasnn vefatn bildiriyor. O merhume hakknda medar- krandr ki, bir iki aydr dualarmda 'Zehralar' dediim vakit, 'Hacerler' de derdim; iimde, o merhumeyi de niyet ediyordum. Vefatn bilmiyordum. Cenab- Hak, ona binler rahmet eylesin ve akrabasna sabr- cemil ihsan etsin. min!" Halk Partisinin dini ykmak iin alt karanlk gnlerde Kastamonu gibi aziz vatanmzn mbarek bir beldesinde de yol ama, park yapma gibi bahanelerle trbeleri, mbarek derghlar, tekkeleri ve mescitleri ykarak, tahrip etmek rezaletlerinin ilendii gnlerdi. Atalarnn, mbarek merkatlerini mutlak surette ykmay kararlatrmlard. O uursuz gnlerin Kastamonu valisi, bedbahtlar kalesinde Avni Doan isimli adamd. Btn uramalara ve didinmelere ramen bu ykm iine mani olamayan asil eyhlerin mensubu Hilmi Bey, Avni Doan' ldrmeye karar vermiti. Btn plnlarn ve hazrlklarn yapan Hilmi Bey, silhn da temin ettikten sonra, gnn birinde dalgn ve dnceli bir halde Araba Pazar semtindeki ar Polis Karakolu'nun karsndaki alt odunluk, st iki kk odal bulunan Nur stad'n kald menzilin nnden geiyordu.

Tahmidiye duas Hilmi Beyi kurtard Bu esnada pencereden cam tkrdatan stad Bedizzaman'a Hilmi Bey ban kaldrarak cam sesinin geldii pencereye bakt. Penceredeki Nur stad, ince uzun parmaklaryla iaret ederek, Kk eyhlerin Hilmi Bey'i efkat dolu sinesine basmak iin aryordu. Kafasndaki kark problemlerle, bu davete uymak iin dnen Hilmi Bey, "Bu ihtiyar Hoca Efendi de acaba ne istiyor, bana ne diyecek?" diyerek dne dne ahsap evin merdivenlerini kmt. stad Bedizzaman, Hilmi Beyin eline Tahmidiye Duasn vererek kendisine bu duadan bir tane yazmasn istemiti. Kendisini yukarya aran stadn, bu kadar kolay bir istei olduunu gren Hilmi Bey daha da armt. Bu kuds dualar mecmuasn alr almaz hemen o gece yazmaya balamt. Saatlerce Tahmidiyeyi yazan Hilmi Bey, duay yazp bitirdii zaman deil adam ldrmek, bir karncaya bile ayak basamaz bir hale gelmiti. Artk Hilmi Bey melekler gibi efkatli haliyle zalim valiyi ldrmekten vazgemiti. stadn datt Kur'n hakikatlarnn nuruna kendisi de bir pervane olmutu. Kendisi gibi asil hanedan mensuplarn, bu arada Plevne Kahraman Sadk Paann torunu Sadk Beyi de nur kervanna dahil etmiti. Kastamuno'nun bu bahtiyarlar kalesi dokuz ay Denizli hapishanesinde, Nurlu stadn

orbalarn kendi elleriyle piirmek saadetine ermilerdi. stad Bedizzaman, Kastamonu'da bulunduu zamanlarda bahar, yaz mevsimlerinde Karada'a ve Hac brahim Dalarna kard. Hilmi Bey Karada yaknlarnda bulunan Tepelice kynden gelerek stada hizmet eder, talebelik yapard. Bir gn Karada'da bir trl buluamazlar. Birbirlerini aradklar halde mlakat gecikir. Karlatklar zaman stad Hilmi Bey'e: "Kardam, insann yemee, imeye ihtiyac olduu gibi, konumaya da, sohbete de ihtiyac vardr. Sen nerelerdesin?" demiti. Bu alma ve aratrmalarm yaparken bana her zaman yardm edenlerden Kastomunu'dan vefal Aabeyim mit Gltekin 7 Temmuz 1982 tarihli mektubunda unlar ifade ediyordu: mit Gltekin'in mektubu Aziz mcahid kardeim. Mektubunuzu aldm. Hizmetlerinizi tebrik ediyoruz. Baz eyler soruyorsunuz. Merhum Hilmi Efendi'nin byk olu ile grtm. Hatal ve noksan ksmlar yle: Evvel: Rahmetli Hilmi Efendinin baba ve dededen kalma lkablar 'Seme', 'Sem' imi. Yani 'gk' mnsnda... 'Semlar, veya Semgiller' diye yd edilirlermi. Dolaysyla, Hilmi Efendinin ismi Hilmi Sem olarak kullanlrm. Bilahare soyad kanunu ktktan sonra,

ailece Erkal soyadn almlar. Kendileri 1960'n balarnda 69 yanda iken vefat etmi. Yazdnz gibi kendisinin Tepelice kynden olduu, 'Kk eyhlerin Hilmi' dendii dorudur. Ayrca, kendisi Kastamonu'da bugn Halk Eitim Merkezinin bulunduu yerde bulunan, alt kraathane, st otel olan bir binay kirac olarak iletmi olmas dnyev meguliyetleri arasndadr. Allah rahmet eylesin. Kardeim, "Belki iine yarar diye bir iki ey daha yazyorum. yle ki: stad kastamonu'da iken slmiyet aleyhinde Avni Doan isimli bir vali 28.9.1936-19.8.1940 tarihleri arasnda 3 sene, 9 ay, 21 gn valilik yapm. stad ve Nur Talebelerine ok zulmetmi. Ondan sonra Mithat Altok isimli ve ksmen mutedil ve stadmza hrmetkr davrann bir vali tayin edilmi. Kendisi CHP mfettiliinden Kastamonu Valiliine getirilmi. 27.8.1940-19.3.1947 tarihleri arasnda 7 sene 22 gn Kastamonu Valilii yapm." Bu isimsiz, resimsiz nur kahraman Hilmi Beyin mezar tanda ise unlar okumaktayz: Hvel Baki Hilmi Erkal Ceddim Kk eyh Yalvaryor sana burada yatan.

Yarla beni ey Ulu Yaratan. Girmitim ben de tam yetmi yama. Sen de Fatiha oku gel bama. lm 27 Ocak 1960." Hilmi Bey babas Ahmed kr Efendi, babas eyh Mustafa Efendi de lnce posta oturduu iin kendilerine Kk eyhler denilmiti. Hilmi Bey byle bir ailenin mensubu olarak amzn ulu sultan stad Bedizzaman'n davetine koanlardan olduu iin, stad bu zata ok dualar ediyor, bu isim hrmetine ayn isimdeki baz zalimleri de affediyordu. Bunlardan Halk Partisinin dahiliye vekili ve daha sonralar genel sekreterlerden Hilmi Uran'a, stad Bedizzaman yle hitap ediyordu. "Hilmi Bey! Tliin var. Ben hapiste ve burada iken hakkmda seni merhametsiz grdm. Ne vakit hiddet ettim, bedduaya niyet ettim, Hilmi Bey namnda benim bir kardeim ve Nurun has bir akirdini her vakit hayrl duamda ismiyle zikrettiimden, sana beddua niyet ederken, bu hayrl duaya mazhar Hilmi Bey ismi deta efaati oldu, beni men etti; ben de, o niyetten vaz getim, senin beni tzip eden memurlarndan gelen eziyete tahamml edip, o bedduadan vazgetim." Hilmi Uran kimdir? Bodrum'un Eskieme mahallesinde 1886 senesinde

dodu. 1908'de mlkiye mektebini bitirdi. eitli kaymakamlklarda bulundu. smet nn'nn defa, birincisi, Rek Saydam'n 7 Temmuz 1942 gnk lm ile, ikincisi 1946 seimlerinden sonra kr Saraolu'nun ekilmesiyle, ncs Hasan Saka'nn 21 Ocak 1949'da istifa ile boalan babakanlk makam teklierini reddeden bir siyaset adamyd. defa babakanl reddettikten, naa, dahiliye, adliye vekilliini if ettii CHP'nin 1950'de malubiyeti zerine direnmedi, ok sevdii ve divannn byk blmn ezberden bildii hakim eyhlislm Yahya Efendi'nin, Hangi gndr ki, ann ahar akam olmaz?" msrn dnerek stanbul-Pendik'deki evine ekildi ve hatralarn yazmaya balad. 1957 senesinde 71 yanda Pendik'te ld.

MEHMED FEYZ PAMUKU


1912'de Kastamonu'da dodu. lim ve takva sahibi bir zattr. Bedizzaman'a alt yl hizmet etti. 1943 Denizli, 1948 Afyon'da Bedizzaman'la birlikte tevkuf bulundu. 1990 ylnda Hakkn rahmetine kavutu.. Anadolu'yu aydnlatanlar ok kr bu mbarek topraklarda aziz insanlar hl yaamaktadrlar. Anadolu'nun her yannda bu maneviyat erlerini grmek ve onlar ziyaret etmek, bunalan ruhlara hayat vermektedir. Vatan kelerini, her geziimde bu hakikat kalbimin her zerresiyle duymaktaym. Anadolu'yu aydnlatanlar" dn olduu gibi bugn de aydnlatmaktadrlar. midimiz ve inancmz odur ki, bu maneviyat kandilleri kyamete kadar nurunu bu ehit topraklarndan eksiltmeyeceklerdir. Yzyllarn sinesine yerleen bu nur ralar, bu slm

milletinin karanlk yollarna k serpmektedirler. Bin yl evvel Anadoluyu slma vatan yapan onlard. Ulu gazilere yol gsteren onlard. Getikleri yerleri mamurelerle donatan onlard. Kurun kubbeleri merdiven yaparak Hakka kanat aanlar onlard. Nurdan minarelerle Allah'n ann iln edenler onlard. Onlar, erenler, ermiler, kendilerini Hakka vermiler, bu lkenin tapusu oldular, yaps oldular. 1975 ilkbaharnda baz arkadalarla, evk ve sevin ierisinde memleketimizin zmrt ormanlarndan geerek bu ehrimize gidiyorduk. Daha evvelki seneler de ayn gaye, ayn maksat iin defa yine gitmitik Kastamonu'ya... Her defasnda Nasrullah Camiinin adrvanlarnda abdest alrken, ayn yerde abdest alp, namaz klan, sekiz senesini bu menfda, bu gurbette, bu srgnde, bu ehirde geiren asrmzn stadn dnrdm. Yksek kalesi, sakin cadde ve sokaklaryla Kastamonu kk bir Anadolu beldesidir. Feyzi'den biri: Mehmed Feyzi Pamuku Sizlere bu menzilden tantmak istediim mbarek ahsiyet ise, Hac Mehmed Feyzi Pamuku Efendi'dir.

Uzun boylu, nuran ehreli, ak sakal ile Mehmed Feyzi Efendi Nur Risalelerine hizmet eden, Bedizzaman'a gnl veren, ehl-i ilim ehl-i takva bir zattr. Nur manzumesinde Ahmedler vardr. Mehmetler vardr, Sabriler vardr, Tahiriler vardr, Feyziler vardr, Bu Feyzilerden birisi de Mehmed Feyzi'dir. Ahmet Feyzi Kul Hasan Feyzi Yreil. Mehmet Feyzi Pamuku. 1912 ylnda Kastamonu'da doan Mehmed Feyzi Efendi, 1943'de Denizli, 1948'de Afyonkarahisar hapishanelerinde stad' ile birlikte bulunmutu. Risale-i Nur ve Bedizzaman hakknda Trk Hakiminin Millet Adna Verdii Kararlar-Ehl-i Vukuf Raporlar ismi altnda 1962 senesinde Avukat Bekir Berk'in nerettii kitabn 'Kaziye-i Muhakeme Denizli Ar Ceza Mahkemesi' bal altnda verilen bir beraat kararnda kimlii yle takdim ediliyordu. "Kastamonu Mderris Atabey kynden zzet olu 1328 doumlu 6.10.1943'den beri mevkuf, sabkasz Mehmed Feyzi Pamuku." Kendilerini muhtelif tarihlerdeki ziyaretlerimin sonuncusu 13 Nisan 1975 tarihinde olmutu. Bedizzaman'la olan beraberliinin hatralarn mezkr

tarihin gecesinde ge saatlere kadar anlatmt. Bu notlara gre muhterem Mehmed Feyzi Pamuku hatralarn yle anlatmaya balamt: Beni Nurlara celbeden 32. Sz olmutu. lk defa 1937 senesinde stanbul'da Kastamonulu bir adam 'Kastamonu'ya bir hoca geldi' diye staddan bahsetmiti. Daha sonralar Kastamonu'ya geldikten bir sene kadar gemiti ki, stad tanmak erene erdim. Beni nurlara celbeden Otuz kinci Sz olmutu. Daha evvel Arapa bildiim iin Hizb'n-Nur'yi vermiti. Otuz kinci Sz' okuduum zaman yattmda bir rya grmtm. Byk bir ose, hava ise smbl, alakaranlk. Kalabalk insanlar. Bu asrn vazifeli ahsiyeti geliyor. Ekin biildii zaman kan trpan sesi iitiyorum. Hrt devam ediyordu. Daha sonraki senelerde stad'la beraber tevkif edilip Denizli'ye gittiimiz zaman aynen o yolu orada grdm. Nazif elebi'deki stad'n abas ryadaki ayn aba idi... "stadn bir kerametini gzlerimle grdm" Denizli hapishanesinde mahkemeye gidip gelilerimizi hatrladm. kier kii halinde kelepe takarlard. Her durumada eitli arkadalarla kelepelenirdik. Bir gn beni stad'la beraber baladlar. Mahkemeye gidiyorduk. Tam kabristann yanndan geerken stad Fatiha diyerek okumaya balad. Kelepe, zincirli ve asma kilitliydi. Yan

gzmle stad'a baktm. Fatihay okuduktan sonra ellerini yzne srd. Elimiz beraber bal olduu halde benim elim kalkmad. Bunu stad'n bir kerameti olarak bizzat mahede ettim. "stad, herkesi kendi mertebesine hizmete sevk ve idare ederdi" stad kimini medh sena ile, kimini takdirle, kimini de takbihle idare etmiti. te bu idarecilik bir kemal almetidir. Herkesi kendi mertebesinde idare ederdi. kinci Cihan Harbinde stanbul'da yedi ay kadar ihtiyat askerlii yaptm. Fatih'te bulunmutuk. Terhis olduktan sonra orada kalmak istiyordum. Kardeiniz Tahsin (Aydn) bana mektup yazmt. stad mektubun altna u notu kaydetmiti: Feyzi kardam, stanbul Eski Said'i bilir. Yeni Said'in karda Feyzi'yi aldatp kendine ekmesin. Senin orada kalmana Risale-i Nur raz deil!... " Bu notu krmz kalemle, yeni bir ula yazmt, kendi hattyd. "stad Fevzi'yi Feyzi yapmt" stad'la beraber hlasaten yledir: bulunduumuz yllarn hatralar

Eskiden ismim Mehmet Fevzi idi. stad, 'Mehmet Feyzi olsun' dedi ve yle oldu. "stad, dada hastalanmt"

Bir gn dardan bir kadn, 'Hoca Efendi seni aryor' diye bana bildiriyordu. Uykudan kalkarak kapya baktmda kimsecikler yoktu. Hemen kalkp evine gittim. Fakat evde kimsecikler yoktu. Arkadalarla daa gitmi. Ben de daa gittim. stad beni grnce, 'Nereden ktn sen?' dedi. Ben de 'Siz artmsnz' dedim. 'Hayr ben artmadm', dedi. Dada hastalanmt. Ata binerek eve getirdik. "Yolda atn zerinde bile Risale tashih ederdi" Mektuplar ve risaleleri dada veya evde tebyiz ederdim bazan da kendi azndan yazardm. Atla daa giderken yolda bile bo durmazd. Siyah bir at vard, hayvann zerinde eserler tashih edecei zaman dizginini tutmadmz halde at kendiliinden dururdu. "Krda namaz klyorduk. Namaz esnasnda yanmza iki camus geldi. ki- metre kadar yaklatlar. Ben kortum ve telalandm. Namazdan sonra stad bana: 'Senin telan benim namazm da tevi etti' dedi." stad Bedizzaman'la bulunduu gnleri hasretle anan Mehmed Feyzi Efendi, hatralarn anlatrken dertleniyor: Demler o demler, zaman o zaman idi..." diyerek Bedizzaman'la geen mesut zamanlarn hasret hisleriyle anyordu. "Arab-Trk kendi eserlerinin tamamn stad'a okudum"

Arab ve Trk kendi eserleri olan Risale-i Nurlarn tamamn kendisine batan sona okudum. ite ben bununla iftihar ederim. Asiye Hanm (Mlazmolu), dedesi Kk Ak'n Mevln Halid Hazretlerinden ald cbbeyi getirmiti. Cbbeyi ykadm, suyunu kabristana dktm. Hayatta iftihar ettiim bir husus da budur. Nurlar ke bucak saklardk. Beinci ua'y kmrlerin iine saklamtk. Tevhid Risalesinin ilk msveddesini ise Vali Avni Doan ald. "stad'a en ziyade Avni Doan eziyet ederdi" stad'a en ziyade sknt veren Avni Doan'd. Vali Mithat onun kadar eziyet etmemiti. Mithat Altok, ttihad ve Terakki frkasnda ktipmi. stad' o zamanlardan tanyordu. Belediye Reisinin evinde stadla grmek istedi, fakat stad grmeyi kabul etmedi. "Fevzi, Kaza-i lhidir" Denizli hapsinden sonra, yeille beyaz karm bir sark sarmt. Pencereden bana yle seslenmiti : "Fevzi kaza-i lhidir..." Kastamonu'dan ayrlrken mddeiumumilikte (savclkta) ikindi namazn klarak kmt. Giderken 'Allaha smarladk' diye balayan bir mektup yazmt. Polis mdr, kr Bey diye bir zatt. Mithat Altok on

dokuz gn ifadem alnrken yanmda bulundu. fadem alnrken stad' kastederek, 'Akam evinde krk baklava tepsisi vard' diyorlard. Ben de 'Yalan sylemeyin' diye cevap verdim. Bir yerde yle bir not bulmulard: stanbul'dan kitap geldi, kerameti gzkt!' Bu kitaplar kim getirdi diye ok sorup sktrdlar. Bir akam bakomiser gelip beni ard. Ne yaptnz?' diye sordu. Ne yapacaz? Yats namazn kldk...' Kim geldi?' Bilmiyorum, karanlkt' diye cevap verdim. Ezan kim okudu?' Ben okudum.' Bu ifadelerden sonra, rahmetli Emin Bey'e syledim: 'Ben byle dedim, ayet sana da sorarlarsa sen de byle, syle', dedim. Arapa m okudun?' diye sordular. 'Evet' demitim. 'Bunun suu yoktur. Kendi evimde, kapal yerde istediim ekilde okurum.' Emin Bey ne sordularsa hepsini biliyorum, diye cevap vermi.

Emin Bey'i, 'Yalan sylyorsun' diye tokatlamlar. "ayc Emin'in byk bir ihlas ve sadakat vard" ayc Emin Bey, mm olduu halde yle bir sadakat gsterdi ki kemal-i ihls sahibiydi. Yksek bir meziyeti vard... Benden stnd. fadelerimiz alnrken kam kalemle, demir ularla eitli yazlar yazdrdlar. T ki ellerindeki kitaplar kimin yazdn tesbit edebilmek iin... Vali Avni Doan, alp gtrd Risalenin asln bir daha vermedi. Dosyamzn kalnl yerden bir sandalye yksekliinde olmutu. "stad istidasn geri almt" Denizli'de Mahkeme Reisi Ali Rza Bey (Balaban) kademe kademe an gibi sralar yaptrmt. stad hastaln ileri srerek 'mahkemeye gelemeyeceim' diye istida vermiti. Sonra mahkemenin msbet halini grnce 'stidam reddediyorum!' dedi. Reis: 'Ey Said Efendi, istiday geri mi alyorsun?' diye tebessmle mukabele etti. Bir celsede mddeiumumi stad'n oturuuna itiraz etti. 'Mahkemenin nizamn bozuyor' dedi. Ali rza Efendi ise, 'Doru oturunuz' deyince; stad 'hastaym' diye cevap verdi. Reis, mddeiumumiye dnerek: 'Hastaym ne yapalm?

dedi. Sonra da 'Siz gidin istirahat edin' diye bir gardiyanla stad' gnderdiler. "Bedizzaman ve talebeleri hapishaneyi mektebe evirdiler" Denizli'de, mddeiumuminin muavini adliye vekiline telgraf ekmi: 'Bedizzaman ve talebeleri hapishaneyi bir mektebe evirdiler!' diye. stad, 'Hapishanenin mektep olmasndan memnun olunsun' diyordu. Beylerbeyi Sleyman hapisten nasl kamt? Hapishanede Beylerbeyli Sleyman Hnkar ve arkadalar kamak istiyorlard. Sleyman: 'Deve bile olsa ben yine buradan karrm' diyordu. stada, 'hoca ammi' diye hitap ederdi. Daha sonraki senelerde (1948) biz Afyon hapsindeyken Sleyman hapisten kaarak Kastamonu'ya Sadk Bey'in yanna gelmi, bizleri aram sormu. Sadk Bey, 'Nasl katn' deyince: 'stadn Esm-y Hsn manzumesini Feyzi Efendi yazmt, onu muska yaparak katm!' diye cevap vermi. damlklar nurlarla imanlarn kurtarmlard Hapishanede mahkmlar bize dualar yazdrmak istiyorlard. Delil-i eri yazmtm. Ar cezallardan brahim bunu muska yaparak kamak istiyordu. Ben de 'Byle eylerle kalmaz. Eer kalsayd biz kendimiz kaarz!" diye latife yollu cevap vermitim. Daha sonra

brahim'i idam ettiler. Bir ok mahkmlar kt vaziyetten kurtarmtk. Pislikten, kt hayattan Kur'n okuyarak, Nurlar okuyarak kurtuldular. Bazlarn Kur'n okurken, bazlarn tesbihat yaparken, bazlarn ise namazdan alp gtrdler, idam ettiler. Kumardan ve dier fenalklardan alp gtrselerdi, ne olurdu biarelerin hali? stad' yeni yaz ile Risaleleri yazn' deyince, bazlar itiraz ettiler. Sadk Bey ise, sadakatle, 'stad ne derse o olsun' diyordu. "Nurcu ismini ilk defa Afyon'da duydum" Denizli'den sonra ise, 1948 senesinde stadla birlikte ilk defa bizi Afyon hapishanesine gnderdiler. Gece vakti tevkif ettiler. O zamana kar Nurcu ismini duymamtm. lk defa Nurcu tabirini Afyon'da duydum. "Afyon'da hepimizi bir nezaret odasna koymulard. stad bizleri, talebelerine gstererek: 'Bu on Said kadar hizmet etmitir. u yz Said kadar hizmet etmitir!' diye iltifat ediyordu."

MEHMED MNP YALAZ


Kastamonu Belediyesinde uzun seneler hizmet etti. Bedizzaman' 1937'de Kastamonu'da tand. Belediye baktipliinden encmen azalna Yal muhatabm, uzun seneler Kastamonu Belediyesinde eitli vazifelerde bulunmu bir kimseydi. Belediye baktipliinden, encmen azalna kadar uzanan hizmet seneleri vard. Bizim alkadar olduumuz, bu hizmet dneminin bilhassa 1936'dan 1943'e kadar uzanan zaman eridi idi. Bu iki mezkr tarihin aras, Bedizzaman Said Nurs'nin Kastamonu'daki gurbet ve hicret yllardr. stanbul'un Bostanc semtinde sakin, emekli kesinde hatralarn u ekilde anlatyordu: "Belediye, stad'a yardma karar vermiti" 1937 senesinde Bedizzaman Efendiye k mevsiminde

odun ve tahta paralar gibi yakacaklar gnderiyordum. O senelerde belediye reisi olan Adil Ycebyk, Bedizzaman'a yardm iin encmene teklif etti. Ben de encmenin tabii azasydm. Encmen, ayda dokuz lira yardm yaplmasn karar altna ald. Bu yardmn kendisine tebli vazifesini de bana verdiler. Bu vazifeyle Araba Pazar'ndaki evine gittim. Karyolada oturuyordu. Mehmed Feyzi Efendi de ktipliini yapyordu. Selamlamay mteakip Bedizzaman : Ho geldin hemerim!' dedi. Ben de : Ho bulduk' diyerek hemen mevzuya girdim: Efendim Hazretleri, size belediyeden ayda dokuz lira maa baladlar. Bu durumu size bildirmem iin beni memur ettiler.' Bedizzaman bu teklime aynen u cevab verdi : Hemerim, ben Kastamonu'da ikamete memurum. Kastamonulularn misariyim. Belediye reisleri, beldenin reisleridir. Dardan gelen misarlere bakmak da belediyenin vazifeleri arasndadr. Bu paralarda ty bitmemi yetimlerin hakk vardr. Be bu paray alamam. Fakat kaldm ev misarhane kabul edilirse, ben de misar olduuma gre, bu parann iinden sadece lirasn dediim kira bedeli olarak kabul edebilirim. Bahri Efendi'yi mutemet yapalm, o bu ii takip eder, ev sahibine

her ay lira kira bedelini gtrp verir. "Vedalamaya gittim" Mnip Yalaz hatralarn o gnlerin ve o senelerin canll iinde anlatyordu: 1940 senesinde Ankara'ya memuriyetimi naklettirmek istiyordum. Vedalamaya gitmitim. Bana dua etti. 'Hayrls ise olsun' demiti. On-on be gn kadar ziyaretine gidememitim. Bu vaziyetten de zlyordum. Evimiz Hisarard semtindeydi. Kprden geince Bedizzaman'la karlatm. Tam Keserci Osman'n evinin nnde, at zerinde dadan geliyordu. Koarak elini ptm. Vallahi u anlatacam aynen vuku buldu: "Niin zlyorsun, sen benim gnlmdesin, her zaman gelirsin. Niye zlyorsun, niin hayanyorsun?" Bedizzaman byle konuunca ardm kaldm. "Bedizzaman'n verdii eserleri Vali muavinine vermitim" Bana okumam iin Eskiehir mdafaalaryla, bir de kardeinin olunun hazrlad kendi tarihesini vermiti. Vali muavini Bedizzaman' ok merak ediyordu. Bu eserleri benden o istemiti. Verdim. Onda kald. Abidin Beyin, sonra vali olarak baka bir yere tayini kt. Kastamonu'dan ayrlp gitti.

"Ona ilienler hep cezasn grd" Ona ilienler hep musibetlere uradlar. Bir polis vard, Hfz'd. Bedizzaman' takip eder, taciz ederdi. Sonunda hastalanarak ld gitti. Elyakut kynden olan bu Hfz, Bedizzaman'a yaptklarnn tokatn yedi. Onun en byk meziyeti affetmek, balamakt. Onunla uraanlardan polis Safvet'i de, Vali Mithat Altok kumar oynarken bastrd. Safvet de rezil, kepaze oldu. Buna mukabil Bahri avu isimli bir zat Bedizzaman'a hizmet eder, iyilik ederdi. O da daha sonraki senelerde ok iyi gnler grd. Yine bu ibret hikyelerinden birisi de, Bedizzaman'n mezarnn nakil edildii zaman Urfa valisi olan Necdet Yaln, daha sonraki senelerde mfetti iken Antalya'da ikiden ld gitti. Bedizzaman'n dostlar ise hep mesut oldular. yi gnler grdler. "O kadar ardm, niye duymadn" Kastamonu yaknlarndaki Tepelice kynden, Kk eyplerin Hilmi Bey(Erkal) Hac brahim danda beki idi. Bedizzaman daa kt bir gn, 'Hilmi!... Hilmi!..' diye kendisini aryor, fakat Hilmi Bey nedense duymuyor. O srada ormanda ok iddetli bir frtna balyor. Hilmi Bey az sonra kageliyor. Frtnann iddetinden Hilmi Bey tel ve heyecanla Bedizzaman'a snyor. Bedizzaman ise: 'O kadar ardm niin duymadn?' diye Hilmi Beye

serzenite bulunuyor. "Gnlden isteyerek gndermeyince" Bir kadn, bir ocukla Bedizzaman'a at gnderiyordu. O da atla dalara kyordu. Bir gn kadn, iinden at gndermek istemiyor. ocukla at gnderdii zaman, Bedizzaman at kabul etmiyor. Bir daha da o atla daa gitmiyor. "Belediye reisiyle ziyaretine gitmitik" Belediye reisimiz Adil Bey'in babas vefat etmiti. Ryasnda babasn grmt. Bana Bedizzaman'a yardm etmek istediini syledi. Beraberce gittik. Belediye Reisi Adil Bey, diye takdim ettim. Bedizzaman: 'Ryamda Kuddus Beyi (Kuddus Akay) Adil Bey'in hem enitesi, hem de day ocuklardr zbit elbiseleriyle grdm' dedi. Adil Bey, yirmi be liray Bedizzaman'a hediye olarak vermek istedi. Bedizzaman teekkr ederek kabul etmedi. Adil Bey ok srar etti. Fakat Bedizzaman teekkr ederek kabul etmedi ok fazla srarlar zerine Bedizzaman yirmi be lirann bir lirasn ald. Kendisinin bezden az bzmeli bir kesesi vard. Kesesini aarak bir lira kard ve Adil Bey'e hatra olarak verdi. "Vali Muavini Feridun ayr'n Babas stad'n dostu imi" Kastamonu vali muavinlerinden Feridun ayr'n babas byk bir limmi. Babas ile Bedizzaman eskiden

tanrlarm, dost ve ahbaplarm. Feridun Bey'i arzusu zerine Bedizzaman'a gtrmtm. Bedizzaman ona: Evinize geldiim zaman, bana kapy aan siz deil miydiniz?' dedi. "Aradan seneler gemi, belki rkk-elli sene gemi. zmir'de, eitli yerlerde memurluk yapm, vali muavinlii yapm, buna ramen ilk girite, tanmazdan evvel Bedizzaman hemen hatrlad."

ARALI DEL MMN (MEYDAN)


Efsaneler ok uzak zamanlara doru uzayp gitmektedir. Gas-Tumanna devrinden, Kastn nedir Moni'ye, oralardan Kastamoni, nihayet bu asrda Kastamonu... Bizim bahsini edeceimiz efsane deil gerektir, hikye deil hakikattr. Bu kadim Anadolu beldesinin bir dzine ilesi var. Bu ilelerden birisi de Ara ismi ile sylenmektedir. Mmin... Deli Mmin... Mmin Meydan.. Aral Deli Mmin... Mmin... ne gzel bir isim. nanm, iman etmi, Mslman bir kii.. Fakat bizim Mmin, ismiyle pek msemma deil..

Ekiyalk, soygunculuk. Bunlar yetmiyormu gibi bir ka tane adam ldrm. iri yar, am yarmas gibi, heybetli bir ekiya... Kumar, iki Aral Deli Mmin'in gnlk hayatnn gayet normal ileri... Korkusuz, cesur bir insan. Btn ktlklerine, erli ilerine ramen, mert bir yree sahip Aral Deli Mmin. Yiit ve cesur bir insan. Kastamonu efelerinden bir naml efedir Deli Mmin... Kastamonu ve civar halk Aral Deli Mmin'in errinden bizar olmulard. Herkes ondan ikyeti, herkes ondan rahatszd. Aral Deli Mmin'in esamesinin okunduu yllarda Kastamonu'da bir Ulu Sultan yayordu. Bu gnller Sultan, kalplerde yayordu. Vicdan ve gnllere hakim olmutu. Mektebini, medresesini gnller zerine kurmutu. amurdakileri tutup, temiz iklimlere gtryordu. Vicdanlarn, imanlarn yangnnda masumlar kurtarmak iin kendisini feda ediyordu, atelerin iine atyordu. Vazifesi bu idi. Dnyaya gzlerini at anda bu yceler ycesi vazifenin uuru ile domutu sanki.

Kastamun'daki gurbet gnlerinde de, nice dknleri, dmleri kurtaryordu. efkatli eli herkese uzatyordu. Bu yangndan, bu kzl alevlerden kimleri kurtarmamt ki? Elbette gnn birinde bu efkatli el, Aral Deli Mmin'in de imdadna ulaacakt. imanlarn kurtarcs, Sultan'n ulu himmeti Aral Deli Mmin'in de gnln sarmt. Isnyordu Mmin gnden gne, sminin gerek msemmasn bulacakt Mmin. nk Bedi Sultan, Deli Mmin'e nazar etmiti. Deli Mmin artk Veli Mmin olacakt. Kastamonu'da Gnller Sultannn hizmetine bakan Van yaylasnn Yemen Bey'i de, bu hizmetin ere ile Emin Bey olmutu. Seher vakitleri kalkar. stad'nn mtevaz evine gider, sobasn yakar, evini sprr, hizmetlerini grrd Emin Bey.. Yine byle bir yce hizmetin zevkiyle, bir seher vakti kalkm gelmiti. Kapy aacakt. Fakat karanlkta kap nnde bir karart grd. Az daha yaklanca bu karartnn bir insan olduunu farketti. Biraz daha yaklap, bakt Emin Bey. Hayret hayret iindeydi Emin Bey... Kapda yatan, iki bklm olmu vaziyette, kvranm, uyuyann Aral Deli Mmin olduunu anlamt. Yine gzleri imek imek Emin Bey hayretler iinde

kolundan tutup ayaa kaldrd Mmin'e soruyordu: Sen ne aryorsun burada? Niin geldin buraya? Yine mi ok itin? "Kimin kapsnda kimin eiinde olduunu biliyor musun?" Aral Deli Mmin nerede, hangi makam ve mevkide olduunun uurunu tayordu. Hangi eie yz srdn biliyordu. Ulu derghn idraki iindeydi. Aral Deli konuuyordu: Bana dua edin! "Beni de talebelie kabul edin!..." Emin Bey eski tabirimizle, umurdde bir kimseydi. ok grm ve geirmiti. Bu sebepten hdiseyi hemen stad'nn katna ulatrd. Gnller Sultan : Beni kardam" diyerek Aral Mmin'i de almt yce katna. Kabul etmiti. Mmin'i ulu kapya.. Kurtulmutu Aral Deli Mmin. kiden, kumardan, cinayetlerden elini eteini ekmiti artk o. nk Mmin inleyen, yalvaran bir sesle

Ben tevbe ettim!

Mmin'di artk. mbarek el..

Kurtarmt

Mmin'i

yangnlardan,

Gnllerin Fatihi, milyonlarca Mmin'i kurtard gibi Aral Deli Mmin'i de kurtarmt. Kendisine talebe olarak kabul etmiti: Nur Talebesi....

BRAHM MIRMIR
1905'de nebolu'da dodu. Bedizzaman' Kastamonu'da tand. 1943'de Denizli'de Bedizzaman'la birlikte hapis yatt. 1977'de Mekke'de vefat etti. "nebolu'nun gl bahelerinde dolayorduk" Ak salar gibi palabyklar da aarmt. Yetmi yalarnda olmasna ramen, yan pek gstermiyordu. Doum tarihini sorduumuzda 1905 yln syledi. Sorduumuz meseleleri pek Sadece gzlerinin ii glyordu. cevaplandrmyordu.

u nebolu, ne mbarek bir vatan parasyd. Bahar ieklerinin vatan sathn sard bir mevsimde, gen niversiteli arkadalarmla nebolu'nun gl bahelerinde dolayorduk. Bu seyahat ve ziyarette nebolu'nun ak sal, gen ruhlu Nur Talebeleri ile beraber olmann mutluluuna ermitik. Nur Risalelerinin o ebed kurulu reetelerini tatbik edip, Anadolu'nun sinesine kk salan, o bahtiyar Nur Talebeleriyle dostluk ve arkadalk ettin mi, ite o zaman

mutlusun, mesut ve bahtiyarsn! Bu mutluluk ile kanatlanmtk arkadalarmzla.. Bu bahtiyarlkla Ilgaz dalarn bir turna gibi amtk. Bu mesut iklimlerin insanlaryla sarma dola olmutuk. nebolu Nur Talebeleri bizi krk yllk ahbap gibi karlayp arlamlard. Denizli hapsinde Bedizzaman'a yr olan, nebolu, yran, yllarca sonra bizleri barna basmlard. Bunlardan elebiler, Fakazllar, Glcler, Ziya Dilek Beyler, Burgazlar, Salih Efendiler ve Byk brahim gibi nur simal, aydnlk ehreler.. "Byk brahim ismini nasl almt?" Byk brahim Mrmr Efendiye niin "Byk brahim" dendiini sorduk. Sade ve sakin unlar syledi: "Denizli hapsinde stad Hazretleriyle birlikte yatmtk. Bir mahkeme dn stad bana, 'Sen Byk brahimsin' dedi. Fakazl brahim Efendiye de Kk brahim isimlerini verdi." O gnlerden bugnlere bir ok eyler anlatmak istiyordu. Ama anlatamyordu. Gnlden konuuyordu, kalpten anlatmak istiyordu. Glen gzlerinden neredeyse yalar boanacakt. Bu

esnada tatl dille, ho sohbet Ziya Dilek Bey sze karyordu. Byk brahim'e: "Sus, sen anlatma, imdi ben konuacam, sen benim anlattklarm tasdik edeceksin. Sen sadece dinle, anlattklarmn doru olup olmadn syle, tasdik veya tekzip et.." dedi. Byk brahim, glen gzlerle, "Peki.... peki..." diye kabul etti, kendisine yaplan tekli. Kaln ak byklarnn altndan glyor, yetmi yandaki o mbarek gzleri l l parlyordu. Gldke genleiyordu o temiz ve saf kalpli Nur Talebesi. Biz ise bu saf insann konumasn istiyorduk. Ne olursa olsun birazck da kendisinin anlatmasn istiyorduk. Israrmz cevapsz brakmad. Nur'un mbarek talebesi... stad'la ilk tanmas 1937 yllarndayd zannediyorum. Kastamonu'da bir hayvan alma iimiz vard. Onu mesele yaparak gittim. lk gittiim gece bir otelde yattm. Sabahleyin Nasrullah Camii adrvannda kahvecilik yapan Emin Efendi'nin yanna gittim. Beni stad'n yanna gtrmesini syledim. Cevaben, 'Seydi Hafz var, onunla beraber gidersiniz' dedi. Onun olmadn syleyerek, 'hemen gideceim' dedim. stad'n yanna gittiimde kitaplaryla megul oluyordu. Risale tashih ediyordu. Yanna varnca Nazif elebi'yi sordu. 'Nazif ne yapyor? Kitap vereceim sana gtrr

msn?' dedi. Ben de gtrebileceimi syledim. Kalkt, kitaplar ald, bir imento torbasna koydu. 'Bunlar Nazif Efendiye gtr' dedi. "Denizli hapsine gittiimizde de bana Byk brahim ismini verdi." Bunlar anlattktan sonra yine glen gzlerle bakyor ve susuyordu. stad'a hakaret eden bakkaln bana gelenler O susarken bizim tatl sohbetli Ziya Dilek bey hi susar myd? Bakn size bunun iini anlataym" diye balad yine sze... Denizli Hapishanesinde bakkaldan bir al-veri yapm. Bakkal kendisine kzm 'Siz zaten doru drst bir kimse olsaydnz buraya dmezdiniz' diye hakaret miz konumalarda bulunmu. Koua zgn ve mahzun bir ekilde gelen brahim Efendi bandan geeni anlatt. imdi ben dua yapacam, siz de min deyin, diye bizim de duaya itirak etmemizi syledi. Ellerini at, balad yalvarmaya: Yarabbi, sen bu adam da bizim yanmza getir!' Yapt duaya biz de can u gnlden min diyorduk. Bir gn sonra bakal bir olaydan sonra, tevkif edilerek hapishaneye yanmza gnderildi. Biz henz bir ey

demeye, bize yapt hakaretlerden dolay buraya dtn sylemeye frsat bile kalmadan emir gelmiti stad'dan: "Sakn, o adama bir ey demeyin, karmayn!" Byk brahim, bu anlatlanlara glen gzlerle itirak ediyor, bataki anlama zerine evet diye ban sallayarak kabul ediyor, teyit ve tasdik ediyor. Byk brahim (Mrmr) hacca gitmiti. 17 Kasm 1977 gn Mekke'de, Nur ehrinde mbarek ruhunu sahibine teslim etmiti.

DADAYLI HALT BEY (Halit Akmans)


At Kulakszolu'nun anlattklar: Mustafa Runyun Hoca, 1952'de stanbul'da bulunan Bedizzaman' Kastamonulu tccarlardan At Kulakszolu ile ziyarete gittiklerini anlatmt. Bu bilgiler zerine At Kulakszolu'nu Gztepe'deki evinde ziyaret edip, grp hatralarn dinlemitim. At Kulakszolu bize u bilgileri vermiti: Babam Kastamonu'nun kazas Devrekrani'de mderristi. Rahmetli babam H. Osman Kulakszolu 1974 ylnda 92 yanda vefat etti. stad kendisine 'Seni medrese nmna kabul ediyorum' demiti. 1937 ylnda askerlik yaptktan sonra dkkn atm. Harput'a pamuk almak iin gitmitim. 1938 idi. Elaz'da, Kastamonulu olduumu renince bana hrmet ediyorlar, 'Efendi Hazretleri sizin memleketinizde' diye sevgi ve alka gsteriyorlard. Elaz dn ayc Emin Bey vastasyla stad ziyaret edip ellerini ptk.

Kastamonu Mfts Hazm Efendi, hoca Tevk Efendi ve babam, Hsn Ball'nn evine davete gitmilerdi. Araba Pazar semtinde karakolun nnden geerken mft, stad iin "Zavall lim, adamcaz bir mumla karanlkta burada oturuyor' diye bahsedince babam 'Bedizzaman burada m? Yarn ben ziyaretine giderim' diyor, 'Bedizzaman alt aydr burada, yanna gidip de bana i ama' diyorlar. Hac Tahir'in Hafz nmnda dindar bir zat vard. Ona mracaat ettik. 'Dellet buyur, babam stada gtr' dedik. Arkadan, kale kaps tarafndan gittik. stad, babam sarkl grnce ok sevindi. 'Sen benim kardamsn, btn dualarmda seni hissedar edeceim' diye buyurdu. Sonra babam bir kilim ald, odasna serdik. Kat'iyyen kabul etmedi. Sonra, emanettir, deyince sesini kartmad. Daha sonraki senelerde Ramazan aynda evi bastlar. Aradlar, taradlar, 'rticaya it bir ey bulunamad' diye rapor tuttular. Bizim Devrekni'deki evi de aradlar. Bizde sadece slm yazs ile yazlm eserler vard. Onlara da dokunmadlar. Babam zapt imzalamak istemiti. Denizli'ye giderken kilimi stad ide etmiti. Babam yemek gtrmt, sahura kadar stadla sohbet etmilerdi. Daha sonraki senelerde stad stanbul'da iken, 1952'de Mithat all ile Fatih'teki Readiye Otelinde stadn ziyaretine gittik. Arabamz stada verdik, ofrle stanbul'un muhtelif semtlerini gezdiler... Bir ara babam Emirda'a stadn ziyaretine gitmiti. stad babamla stanbul'a kays reeli gndermi,

'Ahbaplarnzla taksim edersiniz' diye sylemi. Fatih Baimam Hafz mer Efendi, mer Nasuh Efendi, Seyyid ek Efendi, Mithat all ve Dadayl Halit Beyi (Akmans) babam dvet etti. Babam stadn selmlarn bildirdi. Reeli taksim ederek datt. Birer para teberrken yediler. stad babama ok alka ve iltifat ediyor: 'Alt aydr bir hoca gelip beni ziyaret etmedi. Seni karde kabul ettim' diyor. Bir Kadir Gecesi, teberrken Hazretlerinin cbbesini giydiriyor. Mevlna Halid

"Kastamonu'da Dadayl Halit Bey (Akmans), Araba pazar semtinde stada yakn bir evde oturuyordu." Dadayl Halit Beyin Dr. Ziya Gem'e mektubu Daha sonraki zamanda At Kulakszolu'nun verdii bilgi ve tarif zerine Dadayl Halit Beyin yeeni Dr. Ziya Gem'in hanmn ve ocuklarn ziyaret ettim. stikll harbimizin muzaffer kumandanlarndan olan Kurmay Albay Halit Akmans hakknda kymetli htralar alarak tesbit ettik. Halit Bey, Ankara'daki Dr. Ziya Gem'e yazd 24 Aralk 1948 tarihli mektubunda unlar ifade ediyordu: Emekli retmen Hasan Beyi tanrsn. Onun byk olu Dr. Hakk Beyi de bilirsiniz. Hakk Bey Sivas'ta doktordu.

Bu tanma sebebiyle Faik Bey mektubunda Hakk Beyin mevkufen Ankara'ya sevk edildiini bildiriyor. Babasnn siyas bir hadisesi buna sebep olmu diyor. Aldm malmata gre, hadise udur: Bedizzaman Said Nursi Kastamonu'da drt seneden fazla ikamete memuren bulundu. O zamandan beri Emirda'da oturmaktayd. Son zamanlarda serbest geziyordu. Aldm malmata gre, din propaganda yapmas yznden yine hkmete tevkif edilmi. Afyon'da muhakeme altna alnm. Baz taraftarlar da tevkif olunmu. Evinde aratrma yapmlar. Baz evrak ve mektuplar almlar. Bunun neticesi olarak. Bedizzaman Bitlislidir. Birinci Cihan Harbinde bir Milis alayna kumanda ederek Ruslara muharebe etmi, yaralanm, esir dm, ftraten gayet zek, eski medrese tahsilini on iki sene yerine senede ikmal etmitir. Din malmat gayet genitir. Londra'daki Anglikan Kilisesinin suallerine cevap vermitir. Gayet mttaki, zhid, bid, mcahit, fevkalde cesaret-i medeniye sahibi bir zttr. Riyazet-i bedeniye ile, ibadetle, din risaleler yazmakla, iradatla mrn geirir. Trklerin Gandi'si denebilir. 'l-mezheptir.. "Hasan ve Hakk Beyler de kurtulurlar. Fakat biraz znt ekerler. Tolstoy demi ki: 'Bir niversiteli hapishanede yatmadka niversiteyi ikmal etmi olmaz. ' Biz orasna makam- Yusuf deriz. Karabekir Paa yznden ben de burada bir gece mevkuf kalm, siyas birinci ubede isticvap edilmitim... Bu izahat verdikten sonra sizden ricam, Dr. Hakk bey hakknda gz kulak olmanzdr.

Hakk, elmas gibi bir ocuktur. Babasnn sa yznden bir kahra uramas onu ye'se drr..... Kendinize sizan davet etmemek zere, elden geldii kadar Hakk Beyin halsna himmet sarf etmenizi yksek vicdannzdan beklerim. Meclis ak olsayd, baz tandk mebuslara..." stikll Harbinin muzaffer kumandan Halit Akmans, yeeni Dr. Ziya Gem'e yazd l Nisan 1948 tarihini tayan mektubunda ise unlar ifade ediyordu. Bedizzaman eyhlik iddiasnda deildir. Nur risalelerinin birinde, 'imdi iman tehlikededir, tarikatla itigal etme zaman deildir. man kurtarmaya alalm' der. Btn risalelerinde buna gre yaz yazar. Bu da ispat eder ki, Hasan Beyin tarikatlktan maznun olmasna ihtimal verilemez. Oullar neden tevkif edildi. bilemiyorum. Gerek Hakk, gerek Hsn vatanperver, halk kl genlerdir. Babalarna ok mtdirler.... O genlerin bu hasletine binaen, babalarna imtislen onunla muhabereye tevessl etmi olmalar da hatra gelir. "Bedizzaman yetmi alt yalarnda, ihtiyar, riyazet-i bedeniye ile yaar bir zttr. On paras, silhl bir aireti yoktur. Ondan bir darbe-i hkmet beklenemez. Fakat ne diyelim. Bizde devlet idaresinde vehim ve vesvese hkmran, nkilplar da bu vehim, zulm davet eder. Bunun iin klne hareket etmeli, u ve bu propagandaya, hissiyata kaplmamal. En slimi, siyasetle itigal etmemeli.... Yalnz, tahsiline sekte vereceinden Hsn'ye, istikbaline bir s-i zan tehlikesi srleceinden Hakkya

acyorum. Sizce de baka bir teebbse, alkaya lzum yoktur. Ankara'da siyas cereyan oktur. Siyas temaslardan ekininiz. Kendi vazifeniz ve gzel mesleinizle megul olunuz..." Dadayl Halit kimdir? Yunan Bakumandan General Trikopis ve ikinci Kolordu Kumandan General Dijennis ile On nc Tmen Kumandan Albay Vandelis'le 391 subay, 4385 eri esir alan Beinci Kafkas Tmenimizin komutan, Erkn- Harp Miralay (Kurmay Albay) rahmetli Halit Akmans. Halit Bey 1884'de Kastamonu'nun Daday ilesinin Kelebek kynde dodu. Halit Bey, baba soyu olarak Hatip s oullarndand. Annesi, Daday merkez kazasnda Evniye medresesinin sahibi, devrinin tannm din ve ilim stadlarndan mderris Hseyin Vehbi Efendinin kz Necibe Hanmd. Kastamonu Asker Rtiyesi ve Bursa dadsinden sonra 1903-1906' Mhendishane-i Berr-i Hmyunu baar ile bitirdi. 1906'da snfnn ikincisi olarak, mlzm olarak orduya katld. 1909'da kurmaylk ihtisasn baar ile yapt. 25 yanda Kurma Yzba rtbesi ile Havran isyan, Kerek ayaklanmas gibi o tarihlerde imparatorluumuzun balca dertli blgelerinde hizmet grd. Birinci Dnya Harbinde, Kanal seferinde, Irak cephesinde, Selmnpak muharebelerinde, Altnc Ordu Harekt ubesi Mdr olarak vazifesini baar ile yapt. 1918 Temmuz'unda

Almanya'ya gitti. Dnnde Altnc Ordu Kurmay Bakan olmutu. Mterakede On nc Kolordu Erkn- Harbiye Reisi olarak, mill mcadelenin en buhranl ve tehlikeli hadiselerinden Ali Galip ihneti ile, ntellijans Servisinin nl kiisi Binba Noell'in tahriklerini tasye eden cesareti, himmetli Halit Bey gsterdi. stikll Savamzn ilk senelerinde hayat deeri olan ve teknisyen kadrosu tamamen yabanclardan ibaret mendferleri 'Demiryollar Umum Mdr' olarak baar ile idare etti. Daha sonra bu vazifeye ve Naa Vekletine gelen rahmetli Behi Erkin, htralarnda Halit Bey iin 'Hibirimiz onun yaptn yapamazdk' diyor. Sakarya'da nc, Byk Taarruzda Beinci Kafkas Tmenleri komutan olarak, cephenin en tehlikeli mihraklarnda dvt. Zaferden sonra Halit Bey, memleketi olan Kastamonu'dan milletvekili seilerek siysi hayata girdi. Halit Beyin politika faaliyeti, mstakil, hr kirli, temel meselelerde kanaat sahibi bir insann mert, cesur, pervsz tecellleriyle doludur. Demokrasiyi, cumhuriyetle beraber kurmak krinin tatbik arzusu olan ve atsnda mill mcadele nclerinin byk ksmn toplayan Terakkperver Cumhuriyet Frkasna Halit Bey de katld. Frkann mahkeme kararyla kapatlma hadisesinin de etkisi ile olacak, benimsedii yoldan gayrsnda o gnlerini politikasn bulamama idraki iinde 16 Ocak 1929'da istei ile askerden ayrld. Kadky'deki evine ekildi. Henz 45

yandayd. "10 ubat 1854'e 69 yanda hayata gzlerini kapad." Dr. Bnb. Hakk Granl Bey stikll harbinde Yunan Bakumandan Trikopis'i esir eden Dadayl Halit Akmans ve Devreknili At Kulakszolu'nun Bedizzaman'la alkal hatralarnda ismi ve bahsi geen, 1948'de Afyon hapsinde bulunan Dr. Bnb. Hakk Granl Beyefendi ile ilgili olarak Rahmi Erdem bize u mektubu yazm bulunmaktadr: Muhterem Necmettin Bey, 28 Aralk 1981 tarihli Yeni Nesil'de yaynlanan,'Rportaj-Aratrma ve nceleme' yazsnda, Trk ordusunun kahraman subaylardan Dadayl Halit Akmans'nn mektuplarnda bahsi geen Dr. Hakk Granl ismini grnce hayalim 1960 yllarn ister istemez gitti. Yirmi iki senedir aramzda olmayan isimsiz bir Nur talebesine vesile-i rahmet olmas midiyle bu mektubu size yazmay vazife telkki ettim. Dr. Bnb. operatr Hakk Granl beyle 1960 senesinde orlu'da Kolordu Asker Hastahanesinde tanmak nasip oldu. Ben o sene V.Kolordu da vatan vazifemi ifa ediyordum. ankara'dan Salih zcan haber gndermi. 'Dr. Hakk Bey orlu'ya tayin oldu, onunla tann' diye. Bir gn mesai saatinin bitiminde servis arabasyla ehre avdetimizde, muayenehanesine giderken yolda karlayp

tantk. Fevkalade mtevazi, halim selim, kibar bir ztt. Byk bir yaknlk ve muhabbetle bizi karlad. Hemen gemiten, hatralardan bahsettik. Babasnn emekli bir retmen olduunu, Hazret-i stadn Kastamonu'daki ikameti esnasnda ona intisab ve Nur'lara hizmeti olduunu, kendisinin asker Tbbyide son snfta okurken, Mlkiye mektebinde okuyan kardei ile birlikte Hazret-i stada bir sevgi ve ballk mektubu yazdklarn, bu mektup zerine Afyon Mahkemesine sevk edildiklerini, ilk sorgularndan sonra Allah'n ltfu zerine serbest brakldklarn ifade eden Dr. Bnb. Hakk Beyle, mukayyed askerlik eraiti iinde, hastalk mnasebetiyle iki- defa grebildim. "Yalnz hastanede hastalaryla harika bir efkat-i slmiye ile ilgilendiini mahede ettiim ve hatt geceleri cil hallerde kendisine mracaat eden sivil hastalarna dahi asker hastanenin ameliyathanesini ap gerekli tbb mdahle ile onlarn hayatlarnn kurtulmalarna byk bir nezaketle vesile olan Dr. Hakk Granl Beyin, terhisimizden tahminen bir ay sonra 1960 ylnn Haziran veya Temmuz aylarnda orlu'dan bana postalanan bir mahall gazetede orlu-stanbul yolunda ocuklar ile birlikte bir trak kazasnda Allah'n rahmetine kavutuunu ve orlu'lularn byk bir alkas ile son vazifelerini ifa ettiklerini byk bir teessrle okumutum. Ruhuna binler Fatiha'lar."

TAHSN AYDIN (1917-1981)


1917'de Siirt'in Tillo nahiyesinde dodu. Peygamber Efendimizin amcas Hz. Abbas'n neslinden gelen Fakirullah'n torunudur. Sultan Memduh'un olu Nur Hamza dedesidir. Babas eski Siirt meb'usu eyh Nasreddin'in olu eyh Tevk'tir. ark srgnlerinden olarak Kastamonu'da bulunurken, Bedizzaman' tanyp hizmetinde bulunmutu. Kastamonu Lhikas'nn 18. sayfasnda ismi gemektedir. 1981'de Urfa'da vefat etmitir. Grmemiz mlakat tarznda oldu. Marifetnme'nin yazar brahim Hakk'nn mridi. Tillo'da medfun Fakirullah lHazretlerinin evltlarndan oluyorsunuz. Tillo'dan Kastamonu'ya niin gitmitiniz? Aile ve akrabalarmzla bizi 1938 ylnda Kastamonu'ya srgn olarak gndermilerdi. Kastamonu'nun hangi mahalle ve semtinde

kalyordunuz? Kastamonu'nun Hepkebirler Mahallesinde oturduk. stad Bedizzaman'la nerede tantnz? Evine ziyaretine gitmitim. Elini pmek erene erdikten sonra, her gn yanna hizmetine kotum. stad Bedizzaman oturuyordu? nerede ve nasl bir yerde

Kira ile, karakolun karsndaki bir evde oturuyordu. Bizim gibi o da gz altnda bulunduruluyordu. Hemen her gn ikindi namazndan evvel gider, beraber namaz klardk. Akama kadar kalrdm. Bazan yemek yediim de olurdu. Bir kere ikindi namazndan sonra kalkmtm. Feyzi ve Emin de vard. Oturmamz syledi. Bize ikramlarda bulundu. Bize tereya kartt. Kastamonu'nun kaba mehurdur. Kabak kartt. Somun ekmei getirdi. Yemei e bld, bir tahta masann zerinde Kur'a ekti. 'Haydi balayn' dedi. Birlikte yedik. Baktk, kap alnd. Emin'e 'Git kapy a dedi.birisi, elinde iki ekmek, biraz kabak,birazda tereya ile geldi. stad bize, Bakn, ite sizin burada rzknz var. Bunlar size geliyor" dedi. "Siz Nur hizmetinde bulunduunuz iin buradan istihkak geldi" diye buyurdu. Hizmetinde bulunan talebelerden isimler verir misiniz? Mehmed Feyzi, Emin, Hilmi ve Takprl Sadk. Ayrca civardan gelenler de olurdu. nebolu'dan bir ok

kimseler, bu arada baba-oul elebi'ler vard: Selhaddin ve Nazif elebi. stadn hizmetinde bulunurken risale de yazdnz m? ok yaz yazdk. Bazan tashih ilerinde alrdm. Bazan kendi syler, biz de yazardk. alrken bize ay ikram ederdi. stadn evi tahtayd. Bazan evindeki bir deliin azna fare gelirdi. "Bak, yemek istiyor" diye, ne yiyorsa, ondan bir para da farenin deliinin yanna kordu, fare onlar yerdi. Ne yerse fareye de ill ikram ederdi, "Bu bana ders veriyor" derdi. stada gittiiniz zaman bir eyler gryor muydunuz? kramda bulunuyor muydunuz? stad hi hediye kabul etmiyordu. Bir defasnda biraz rahatsz olmutu. Evde memleketimizin mehur yemeklerinden perdeli pilav yaptrdm. Grdnde "Bu nedir? Sen benim hi hediye kabul etmediimi bilmiyor musun?" deyince, "Efendim, bu Fakirullah Hazretlerinin hediyesidir" diye cevap verdim. O zaman "Keeli, keeli" diyerek yemei kabul etmiti. "Fakirullah olunca ben geri eviremem" demiti. Bu yemekten bir hafta sonra bana: "Yahu, bu yemek ok hotur, bir hafta kadar bana yetti" demiti. Kastamonu Belediye Reisi sk sk stad ziyaret ediyordu. Vali Mithat Altok da stadla grmek istemiti. Fakat stad onu kabul etmedi, 'Ben validen bir ey istemiyorum' diyordu.

Belediye Reisiyle sk sk grrd. Belediye Reisi Nur talebelerini de severdi. stadn yanna gelen, apkayla ieri girmezdi. Biz de uslen klhla giderdik. Bir gn klhm evde unutmutum. Yanna ba ak girmitim. Yedek bir sar vard, onu bama koydu ve ylece birlikte namaz kldk. Bir kere de Mevln Halid Hazretlerinin cbbesini bana giydirdi. "Bunu bana hapishane mdrnn hanm Asiye hediye etti" diyordu. Kastamonu hapishanesinin mdr Tahir Bey, Mevlna Halid'in talebelerinden Kk k Mehmed'in torunlarndan Asiye Hanm'n kocasyd. Kastamonu'da stad Bedizzaman'n kald evin az ilerisinde, stikll Harbi kahramanlarndan, Yunan kumandann esir alan, Kurmay Albay Dadayl Halid Beyin (Akmans) evi vard. Halid Beyin kz ise fabrikatr Hamdi Beyin hanmyd. Bu hanm yannda bir baka hanmla birlikte stadn ziyaretine gelmilerdi. Halid Beyin kz da stada bir tabak muhallebi getirmiti. Ayrca bir zarfn iinde babasnn gnderdii bir miktar para vard. Parann miktarn bilmiyorum. stad bana hitaben, "Benim dilerim dm, iyice anlatamyorum, sen arada vasta ol ve anlat" demiti. Halid Beyin kz, "Talebelerine vermek zere bir miktar para ayrmm" dedi. stad ise, "Hanm kzm, evet, Halid Bey benim ahiret kardeimdir, kahraman askerlerdendir. Fakat para almak bizim detimiz deildir. Bizim bu detimiz bozulmasn, buna sen sebep olma!" diyerek,

paralar almad ve kabul etmedi. Halid Beyin kz ok srar etti. Bunun zerine stad, "Bak hanm kzm, Halid Beyin hatr iin bu tatly kabul ediyorum. Fakat paray kabul edemem. Bu detim deildir. Bu detimizi bozmaya sen sebep olma" diyerek Halid Beye tekrar tekrar selm gnderdi. evket Bey ve Ahmed Hamdi Akseki Kastamonu'da stadn komusu evket isminde bir zat vard. Bu zat stadn komusu olmakla beraber, hi stadn ziyaretine gelmemiti. Kendisi tccard. Grmemizde unlar anlatt: "stanbul'a i iin gittiim zaman, tatil iin Yalova'ya da gitmitim. Yalova'daki bir otelde ok kalabalk ziyaretilerin gelip gittikleri bir oda dikkatimi ekmiti. Sorduumda bana Aksekili Ahmed Hamdi Efendi olduunu sylemilerdi. Ben de ziyaretine gittim. Elini ptmde nereli olduumu sordu. Ben de 'Kastamonuluyum' dedim. Bana hemen yer gstererek oturttu. Ziyaretiler azalnca bana, 'Kastamonu'da bir zat vardr, seni onunla hi grtn m?' deyince hi grmediimi syledim. Komumuz olduunu, fakat hi grmediimi syledim. Hamdi Efendi bana 'Hata etmisin, hata etmisin' diye sitemler etti. Benim, Bedizzaman'n komusu olduum halde hi ziyaretine gitmediime teesser ederek, stad ok medh sena etmiti. Ben Aksekili'den bu dersi alnca, Kastamonu'da doru Tahsin Aydn'a gittim ve beni Bedizzaman'a hemen

gtrmesini rica etmitim." *** Tahsin Aydn, tccar evket Beyi alp stadn evine gtrm, ziyaret etmiler, ellerini pmler. Tahsin Aydn, stadn ziyaretine gelenler arasnda Ayasofya Camiinde stadn vaazn dinlemi olan Nusret isimli bir ztn da bulunduunu anlatyordu. Bu zat da Ayasofya Camiinde Bedizzaman'n yapt konumann ok muhteem olduunu sylemiti.

NADR BAYSAL
1926' da Bitlis'in Mutki kazasnda dodu. Buban airetine mensuptu. Eskiden Medrese usl yaplan Arapa tahsil grd. Cumhuriyetin ilk senelerinde apkaya muhalefet gerekesiyle, airete, Bedizzaman'n da gzaltnda bulunduu Kastamonu'ya srgn edildi. Bedizzaman'n eskiden oturduu eve ailece yerletirildi. O zaman on iki-on yalarnda bir ocuk olduundan, phelenilmedii iin Bedizzaman'a sk sk uruyordu. Gnlk ihtiyalarna yardm ediyordu. Nadir Baysal hatralarn yle anlatyor: "stadn hizmetine ocuk olarak baladm" Kastamonu'ya 1939 senesinde nefyedildik. Gittiimizde stad Kastamonu'da idi. Mays ve Haziran ay sonlar idi. Ben o zaman 12 yalarnda idim. Oraya ilk vardmzda ayc Emin ile tantk. Kastamonu'ya muhacir olarak gittiimiz iin, bata stad olmak zere, ayc Emin ve dier Aabeyler bize sahip ktlar ve hmimiz oldular. Bir-iki ay ar iinde kirada kaldk. stad Kastamonu'ya geldiinde ilk ikamet ettii ev mnhal idi. ayc Emin, evin bo olduunu hatrlatmasyla ve stadn tavsiyesi zerine

bu eve yerletik.Dokuz sene kirasz olarak stadn bu ilk evinde mukim olma erene nail olduk. Bu ev mahalle kenarnda sakin bir yerde kald iin uygun grlmeyerek, stad karakolun karsnda kolayca gzlenebilmesi iin baka bir yere ikamete mecbur etmilerdi. Babam stadn yanna sk sk giderdi. Babam ona 'eyh' diye hitap ederdi. Fakat stad 'Ben eyh deilim, hocaym' diyerek hitab tashih ederdi. Babam bize 'Bu Molla-i Mehurdur. ok deerli bir zattr' diyordu. Babam bunu daha evvelden mi, Kastamonu'ya geldikten sonra m rendi bilemiyorum. ayc Emin'in yannda rak olarak alyordum. ocuk olduum iin phe ekmediimden, stadn yanna sk sk gider, mektup atma, amar ykama, ekmek gtrme gibi hizmetleri grrdm, mektuplar gayet rahatlkla postalardm. Dardan gelen stadn baz ziyaretilerini, dikkati ekmeyecek ekilde mahalle arasndan, Topu Camiinin yolundan dolatrarak, stadla grmelerine zemin hazrlardk. Mezkr yoldan gittiimizde karakola grnmek mevzubahis olmazd. ayc Emin ile Mehmet Feyzi Aabeyler devaml stadla grtkleri iin nsiyet peyda ettiklerinden, pek mdahale edilmiyordu. Fakat bunlarn ve benim gibi ocuklarn haricinde stadn yanna gitmek kat'iyyen mmkn deildi. Bir defasnda stadn yanna uradmda ikindi namazn bitirip duada bulunurken ben de itirak ettim ve birlikte dua ettik. Kapy ama usln bildiim iin

stadn ieri girdiimden haberi yoktu. Yine o tarihlerde Fahri Enis adnda bir muhacir Kastamonu'ya nefyedilmiti. Bu muhacire cret karlnda su tardm. Suyu getirdiim eme, stadn evinden 100-150 metre, Fahri Beyin evinden de 2-3 km'lik uzaklkta idi. Bir aacn iki ucuna taklm iki tenekeyi su ile doldurup omzumda gtrrken, stadn evinin nnden geiyordum. Ben Belediyenin nne ktmda stadn evi grnrd. Gzm daima pencerede kalrd. Tam pencerenin nnden geerken stad ban karr, hal-hatr sorard. stad bu halime ok acrd. Ben de stad grme hevesiyle yorgunluumu kaybolmu hissediyordum. Bir-iki defa da eme banda bizzat kendisini ibrikle su doldururken grdm. Aabeyim Biar da daima stadn yanna gider, gelirdi. Tabii ki o benden byk olduu iin idrak seviyesi daha yksek idi. Aabeyim askere giderken tekrar yanna urad. stad kendisine 'Namazn devaml kl. Ben sana dua ederim. naallah sknt ekmezsin' diye teminatta bulundu. 1941 senesine isabet ediyordu. O sralarda ktl andracak bir vaziyet vard. Aabeyim Zonguldak'ta askerlik yapt. Bu ktla ramen, aabeyim hi sknt ekmemi ve alayda nianc olarak sevilmiti. Aabeyim terhis olup geldiinde stadn ziyaretine gitti. stad kendisini salonda karlad ve kucaklad. O an iin tane misari vard stadn. Misarlere 'Bu benim hemehrimdir, askerden geliyor' dedi. stad misarlerle

sohbet ediyordu. Mevzuun ne zere olduunu bilmiyorum. stad birden bire karsndaki rafta Kur'n' gstererek 'Benim yanma bunun iin gelen ba ve gz zerine; baka maksatlarla kimse gelmesin. Ben muskac ve u-bu deilim' dedi. Adamlar da kalkp gitti. "Boynu bkklerin hmisi idi" Aabeyimin ifadesine gre, bir gn komumuz komiser emeklisi Sleyman 'Evimize su szyor' diye resm ikyette bulunmu, Gya szma bizim oturduumuz evden oluyormu. Ben bunun zerine meseleyi stada anlatmak iin gittim. Gittiimde stad beni kap nnde karlad. Ben meseleyi kendisine anlatnca 'Zaten senin tell olarak geldiini anladm. Sen git, mahalle muhtar ark hsan Efendiye syle, yanma gelsin' dedi. Ben de hsan Efendiye syledim. 'Bastne' diyerek stadn yanna gitti. stad kendisine tenbihde bulundu. 'Syle Sleyman'a, bunlara karmasn.' hsan Efendi de Sleyman'n yanna giderek, 'Sen bu adamlara karma' diyerek tenbihte bulundu. Oradan bize gelerek 'Siz rahatnza bakn. Kimse size dokunamaz. Ne mkiltnz olursa ben buradaym' deyip bize tesell verdi. Neticede keif de geldi. Haksz da Sleyman oldu. Bunu imdi anlyorum ki, stadn duasna mazhar olduk. Ve anladm ki, stadn efkati muazzam bir derecede idi. Daima dkn ve boynu bkklerin hmisi idi. stadn sret ve sureti stad Kastamonu'da olduu mddete daima evde

kalrd. Yalnz Cuma veya Pazar gnleri Kastamonu'nun kuzeybatsna den Karaamla doru gezmeye giderdi. Bu detini hemen hemen her hafta tekrar ederdi. Giyinii pek sade idi. Bezden bir gmlek, aldan bir pantolon. Pantolonun ynden olma ihtimali kuvvetli idi. O zamanki tahminime gre, boyu l.70 civarnda idi. Bak gayet mtevaziydi. Nuran, buday rengi bir simaya sahipti. Bakarken insann i lemine huzur doldururdu. efkat ve merhamet menbayd. kamet ettii ev Araba Pazar civarnda, karakolun karsna dyordu. ki katl olan evin alt kat odunluktu. Tahta merdivenle salona klrd. Salonun merdiven taraf akt. Salon kapsnn arkasndan mandalla ip taklyd. Kap ama usln bilmeyenler kapy aldklarndan, stad isterse kapy aard. Ama biz ama usln bildiimiz iin, almadan ieri girerdik. Oda tahminen 3x3 byklnde idi. Hatrladm kadaryla, bir kilim seriliydi. Herhalde bir de sedir vard. Grdm tarihlerde tahminimce 60-65 yalar civarnda idi. Salar tamamen beyaz, yz sakalsz ve daima tralyd. Banda sar renkte olduuna kuvvetle ihtimal verdiim bir sar hayal-meyal hatrlyorum. Ekseriya halanm yumurta ile geinir, et gdasnn yumurtada mevcut olduunu sylerdi. "stada hizmetimin bereketi" Benim akranlarmn kt yollarda olduu ve bu eit

hareketlerin meziyet sayld o zamanki Kastamonu'da, benim, bu s-i ahlka girmediimin tek sebebinin stad Hazretlerinin duas olduunu derk ettim. Bu duann feyziyle idi ki, askerlik dneminde oru yasak edilmesine ramen, bir gn dahi orucumu yemedim. stadn duasna mazhar olduumdan, Cenab- Hhak blk yzbama beni sevdirmiti. Bana msamahakr davranrd. Dikkat ekmeyecek ekilde yaplmas gereken bir i bana verilirdi. Ben de seve seve yapardm. Bir gn kahvede Mehmet Feyzi, ayc Emin ve hatrlayamadm bir kii oturuyorlard. Beni ardlar, 'Git, hann yannda bir dkkn var. Eskiden kalma sar ktlar bulunur. Al, gel' dedi. Ben de ne iin istediklerini bilmediim o katlar alarak getirdim. Denizli hdisesi 1943 senesi Ramazan ay idi. stadn evine doru gidiyordum. Kunduraclar arsnda onu fayton ierisinde, yine banda sark, Adliyeye doru gtrdklerini grdm. ayc Emin, Mehmet Feyzi ve toplam 22 kii olmak zere cezaevinde 15 gn kaldlar. stad ieride kalmad. Polis nezaretinde eve dnd. On be gn sonra hepsini Denizli Mahkemesine naklettiler. O zaman yle bir korku havas ortal istil etmiti ki, stadla grenlere sanki bir su ilemiler gibi baklr olmutu. Bazlar evinden kamaz hale gelmiti. O zaman Ramazan ay, hatrladm kadaryla, Eyll

aynda idi. Ertesi sene Mart veya Nisan aylarnda ben Nasrullah Camii karsndaki ayc Emin'in yazlk kahvesinde alyordum. Hava serin olduu iin oca yakmtm. Mteri seyrekti. Baktm birisi camiin karsndaki levhalara dikkatle bakyor, elinde de bireyler yazyordu. Sonra geldi, oturdu. 'Bu ayc Emin'in kahvesi midir?' sorusuna 'Evet' diye cevap verdim. 'Emingili brakacaklar. Duydunuz mu?' dedi. Ben de inanmam gibi, 'Bunlar imdiye kadar idamlk idiler' dedim. O da 'Ben ve arkadamla birlikte hkmet tarafndan bunlarn kitaplarn ay zarfnda geceli-gndzl eh-i vukuf olarak tetkik ettik. Eserlerinde hibir su unsuru olmadna rapor verdik. Yaknda beraat olacaklar. naallah' dedi. Hatrladm kadaryla, ad Yusuf idi. Bir hafta sonra gelen mektupta hakikaten mzakereye kaldklarn ve yaknda beraat edeceklerini bildiriyorlard. Aynen yle de oldu. O zaman Mehmed Feyzi'den hatrmda kaldna gre, alt uval eser gtrdler. Yine hatrmda kaldna gre, o zaman Denizli maznunlar altm kiiydi. Kastamonu ve civarndan 23 kiiydi. Bunlar 63 kiiye dahil idiler. Beraatten sonra Kastamonulular stadn tekrar Kastamonu'ya gelmesini istediler. "Komiser stad takipten vazgeti" Kastamonuda-stadn kald zaman-iki valinin devresine rastladm. ilki Avni Doan olacak herhalde. stadla aralarnda baz haller olmusa da, ben onlar hatrlayp ifade edemiyorum. kincisi de, Mithat Altok

devresiydi. O zaman taharr memuru Saffet Bey, stad en ok takip edenlerdendi. Bir gn Valinin siyasi komiseri Avni Bey kahveye geldi, oturdu. Kahve ierken ayc Emin'e dnerek glmser bir tavrla bandan geenleri anlatmaya balad. 'Bu gece bama bir hal geldi. Ben Hocann kitaplarn veyahut herhangi bir halini su zere yakalama plnn yatamda dnyordum. O anda farkna vardm ki, karnm acaip iti, nerede ise patlayacaktm. Bunun neticesi hareketimin yanl olduunu anladm ve dn yaptm. Hemen karnmn ilii indi. 'Bunlar Valinin siyasi Komiseri Avni Bey bizzat anlatrken, ben de bizzat dinledim. Bundan sonra samimiyetini ifade etti. Yine iki polis stad ok rahatsz ediyorlard. Bunlarn ikisi de mehul bir hastala yakanarak Ankara'ya tedavi iin gnderildiler. Dnlerinde Kastamonu hudutlarnda Ilgaz Da mntkasna yaklanca tekrar o hastalk kendilerinde belirmeye balam. Bu polislerin kibetinin ne olduunu bilemiyorum. "Kastamonu hiddete geldi" stad Kastamonu'dan ayrlrken takvim yapraklar 1943 senesini gsteriyordu. stadn gidiinden bir mddet sonra zelzele olaylar balad. Kaleden ta yuvarlanarak den bir evin iinde yedi kii ld. Tosya kazasnda 600-700 kii hayatn kaybetti. stadn yeeni Fuat

stadn kardei Abdlmecid'in olu Fuat' stad ararak Kastamonu'ya getirtti. 15 gn kadar yannda alkoydu. Bu on be gn mddetinde ben stadn yeeniyle mtemadiyen grr ve kendisini alarak kahveye getirirdim. Kastamonu'yu gezdirirdim. Yeeni o zaman lisede okuyordu. Fuat, 'Amcam okumama raz deil' diyordu. Sebebini ise aklamad. On be gn kaldktan sonra stad izin verdi, ikamet ettii yer olan rgp'e gitti. "Hatrladklarm bunlardr. Mbalaa ve fazla sz sylemekten Allah'a snrm."

ABDULLAH YEN
Abdullah Yein, henz bir ortaokul talebesi iken Bedizzaman Said Nurs'yi ziyaret edip elini pm ve talebesi olmutu. Bedizzaman ona "Nurcularn Abisi" diye iltifat ederdi. Bedizzaman' sevketmilerdi. Kastamonu'ya 1936 senesinde

Onun btn hayat boyunca kaderin sevki ile gezdirildiini gryoruz. O, sla ile gurbeti kendi gnlnde birletirmiti. Bu sebepten dolay nereye srlmse, oray da bir vatan paras olmas dolaysyla ho karlyordu. Kastamonu'da 1943 ylna kadar kald. Bu yllarda nebolu, Takpr, Daday ve Ara gibi kazalardan slmiyeti renmek isteyenler, ecdadna, an'anelerine bal insanlar Bedizzaman'n etrafnda halkalandlar. te o tarihlerde Abdullah Yein de, henz kk bir talebe iken, bu fedakrlar kadrosuna dahil oldu. Bedizzaman'n mektuplarnda "Aral Abdullah" diye

ismi geer. Nur Risalelerini okumaktan dolay bandan geen hdiseler roman apndadr. Bu hatralar belki bizim yapamadmz byle bir almay da kap aar midindeyim. Onun kadar mahkeme huzuruna km ok az kimse vardr. Nur davalar sebebiyle Urfa, Gaziantep, Ankara ve Adana hapishanelerinde aylarca yatm, davalarn hepsi de beraat ile neticelenmitir. Uzun yllarn alma ve aratrmalarnn neticesi olarak "Yeni Lgat" isimli kymetli bir de eseri vardr. lk grme Abdullah Yein hatralarn kendisi kaleme ald. yle anlatt: Kastamonu Lisesi, orta ksm ikinci snftaym. (1940-1941), stad'n kiralad evin sahibinin ve bize gelen zatlarn sitayile bahsetmeleri zerine bende onu grmek ve ziyaret etmek arzusuuyand. Onun hakknda duyduklarm, byk bir zat olduu, hediye kabul etmedii ve herkesi ziyaretine almad eklinde idi. Bir gn okulda teneffs esnasnda sra arkadam Rfat'a bu konuyu atm. 'Burada ok kymetli bir hoca varm' deyince arkadam, 'Ben onu tanrm, evi bizim evin karsndadr. ok iyi bir kimsedir. Beraber seninle gidelim. Ben bazan ona gidiyorum' dedi. Mnasip bir vakitte birlikte gittik.

Kapy aldk. Kap ald. Yukar karak sadaki ilk kapdan odasna girdik. Evvel Rfat, sonra ben elini pp oturduk. Karyola gibi yksek bir divann stne oturmu, dizlerine yorgan ekmi, geriye doru yaslanmt. Elinde bir kitap vard. Salar kulaklarnn hizasna kadar gelmiti. nce gzlnn zerinden bize bakarak, 'Sef geldiniz' dedi. Arkadamdan beni sordu. O da 'Benim mektep arkadamdr' diye beni tantt. smimi sordu. ok iltifat etti. slmiyetten, imann gzelliinden, lmden, hiretten bahsetti. Bir mddet sonra yanndan ayrldk "ok mtevazi idi" Baka bir gn yine ziyaretine gitmitim. ok mtevazi, ok engin gnll bir insand. Tevazuundan dolay bana yle geliyordu ki, ok ey bilmiyor. nk hep bizim bildiimiz eyleri anlatyordu. Allah'n birliinden, insann serbest, olmadndan, zamann tehlikelerinden anlatrd. babo

Onun tevazuu, mahviyeti, alakgnll oluu, sevgi ve alakas bizi kendisine balamt. Zaman zaman dier baz arkadalar da alp ona gtrrdm. eitli suallerimize gzel gzel cevaplar verirdi. Mektepte bir ksm muallimlerden edindiim din aleyhindeki men kirler, ancak stad'n yanna gidince zail olurdu. mit ve evkle ayrlrdk yanndan.

"Muallimlerimiz Allah'tan bahsetmiyor" Yine bir ziyaretimde yle bir sual sormutum: "Muallimlerimiz Allah'tan bahsetmiyor. Bize Hlkmz tanttr." Bu mevzuda uzun uzun izahlarda bulundu. Bu sualimizin cevab ne zaman yazld, iyice hatrlamyorum. Yanna gittiimde Ayet'l-Kbr'dan, Kk Szler'den Mehmed Feyzi Pamuku okur, biz de defterlerimize yeni yazyla yazardk. Ekseriyetle ktipliini Mehmed Feyzi Efendi yapard. Kastamonu civarnda Karada ve Hac brahimda denilen yerlere bazan pazar ve tatil gnlerinde mteaddit defalar stad'la birlikte giderdik. drt kii krda, ayet'lKbr'dan ve Szler'den okurduk. Bazan iki Risaleyi karlatrr, tashih ederdi. man, slm mevzularda konumalar ve sohbetler olurdu. "Bedizzaman Hoca'nn yanna kimler gitti?" Bir gn mektepte corafya dersinde idik. Corafya hocas, 'O mrteci Bedizzaman denilen Hoca'nn yanna kimler gitti?" diye snfta sordu. Alt kii parmak kaldrdk. Neden, niin gittiimizi sordu. stad'n inklp dman olduunu, Atatrk' sevmediini syledi. Bizi inzibat meclisi denilen disiplin kuruluna sevketti. Disiplin kurulunda eitli sualler soruldu. Yazl-cevapl

ifadelerimiz alnd. Neticede Suat isimli arkadamza ve bana alt gn mektepten tard cezas, dier arkadalara da ihtar, tekdir gibi cezalar verdiler. Verdiimiz ifadelerde dinimizi renmek iin gittiimizi, kimse aleyhinde bir konuma olmadn, dindar olduumuzu, ibadet etmeyi sevdiimizi syledik. Bu hdiseden birka gn sonra kaldm evi polisler bastlar. nceden inceye arama yaptlar. Bir ey bulumadlar. stad'n evinde bana ait bir defter ve ismim bulunduu iin Denizli savcs telgraa evimizin aranmasn istemi. Emniyette ifadem alnd. Bamdan geenleri olduu gibi anlattm. Savc: 'Mft var, birok hocalar var. Niin onlarn yanna gitmiyorsunuz?' dedi. Ben de mfty tanmadm syledim. Urfa yllar Askerlik yllarmz hari Urfa'da sekiz sene kaldm. stad, hayatnn son yllarnda gezmeye balamt.Biz, mutlaka Urfa'ya da gelir diye bekliyorduk. Hatt davet etmitik. Gazetelerden seyahatlarn takip ediyorduk. Vefatndan bir iki ay nce Isparta'ya gitmitim. Ziyaretimde: stadm! 'Urfa'ya geleceim dediniz' gelemediniz. Oradaki yatak vesair eyalarnz ne olacak?' demitim. Sen ne yaparsan yap, seni vekil ediyorum' dedi.

Ben de 'Satarm' dedim. 'Sen bilirsin' gibi cevaplar vermiti. Artk ben Urfa'ya geleceinin midini kaybediyordum. Belki de gelemeyecek diye dnyordum. "stad geldi" O srada stadmz ok seyahat ediyordu. Lehinde, aleyhinde yazlar gazetelerde kt gn, gazeteleri takip ediyorduk. Kadolu Camii hcresinde kalyordum. Hsn kardeim ve Zbeyir Aabey stadmzn yannda idi. Abdlkadir Badll da askere gitmiti. Onun iin yalnzdm. Gelen giden ziyaretiler, Risale-i Nur isteyenler oluyordu. Bir Pazartesi gn, le yaknd. Abdest alrken hararetle birisi geldi. 'stad geldi, stad geldi' diye acele syledi. Ben ayaklarm ykarken Zbeyir Aabey acele ile d kapdan ieri girdi. Telala stad geldi. 'Acele gel' diye beni ard. Acele ile ayaklarm ykadm. Hemen beraber kotuk. Sabri Kk, 'En iyi otel, pek Palas otelidir' demiti. Taksiye bindik, o tarafa gittik. Takside stadmzn halini, zayet ve halsizliini grnce, ok perian olmutum. deta alamak istiyordum. Daha evvelki grmelerimizde sk sk bize diyordu: 'Bana balanmayanz. Risale-i Nur'a balannz. Ben aciz bir insanm, kusurlarm var. Risale-i Nur, Kur'n'n maldr, ona baldr. O size yeter. Ben de sizin gibi bir ferdim. Beni byk bir zattr diye tanmaynz. Risale-i Nur'da konuan delil ve brhan, hakikattr.' te bu szlerin mnsn dnyorum. akn bir halde idim. stad'la

konumadmz iin zgn olduum gibi hastalnn iddetini de gryor, mteessir oluyordum. 'Bana balanmaynz' szlerini dnyordum. Hemen stadmz geldi, diye seviniyor, hem de hastalnn iddetinden ok mteessir oluyordum. stad ok rahatszd. Ayakta duramayacak bir halde idi. iki koluna girerek pek Palas Oteline ktk. Bu esnada gelen polisler stad'n kim olduunu soruyordu. Biz de cevap veriyorduk. "Kfr lmtr" Sal sabah, yani geliinden bir gn sonra rahatlar ve iyileir gibi olmutu. Yanna girdiimde bana hitaben, 'Hi merak etme! Kfr lmtr. Bundan sonra bir eyler yapamazlar!' diyordu. Elimi brakmak istemiyor, Urfa'nn ehemmiyetinden bahisle Urfa'llarn slmiyete olan hizmetlerinden anlatyordu. Urfa'nn Trk, Arap, Krd gibi Mslman kardeleri birletirmeye vesile olacandan bahsediyordu. Gelen ziyaretilere de ok alka ve iltifat ediyordu. Yzlerce Urfa'l otele gelip, ziyaret edip elini pyorlard. Polisler, zabta mdrleri, eitli memurlar, gruplar halinde ziyaretine geliyorlard. Otelin etraf maher bir kalabalkla kuatlmt. stad polislere hitaben: 'Biz sizlerin yardmcsyz. Biz de emniyet ve asayie hizmet ediyoruz' diyordu. "Hastaym, Urfa'dan ayrlamam"

Gelen memurlar, stad'n Urfa'y terketmesini istiyorlard. Yukardan gelen emri tebli ediyorlard. stad, onlara cevaben: Siz gryorsunuz, ben hastaym. Belki de buraya lmek iin geldim. Bu vaziyette ben yola gidemem. Biz birbirimizin yardmcsyz. Risale-i Nur ve talebeleri daima emniyet ve asayie hizmet etmilerdir. Biz ehl-i dnyann ilerine karmyoruz. Benim halimi imdi gryorsunuz. Siz benim namma gidin, aln, ben buradan gidemem' diyordu. Polisler gittikten sonra halkn eraf ve Demokrat Parti ileri gelenleri otele girerek stad'n durumu ile ok yakndan ilgilendiler. 'Biz stad' hi bir yere vermeyiz' diyerek vermemek iin alacaklarn syleyip ayrldlar. Bavekil Adnan Merderes'e telgraar ekildi. Senelerden beri imana hizmet eden, btn mrn slmiyete vakfeden, daima milletimizin selmetine alan ve dua eden, doksanlk bir slm mcahidinin Urfa'dan gitmesini istemek, neden icap etsin?Mfsitlerin, memleket ve din dmanlarnn ifaline hkmetin, iktidarn vesile olmamas, hir mrnde bu zatn serbest nefes almasna mani olunmamas iin telgraar ekilmesini, civar vilyetlerdeki kardelerimize telefon ve telgraa bildiriyorduk. Urfa'llarn mracaatlaryla hkmet doktoru ve shhat mdr gibi zatlar stad' muayeneye geldiler ve hastaln grdler. Katiyyen ve asla bu zat byle yola kamaz, diye kararlarn verdiler. Sal gn halk ve hkmet arasnda adeta bir hdise kacak gibi idi. Urfa'llar: 'Biz stadmz brakmayacaz' diyorlar ve

hkmet ise stadmzn gitmesinin tekrar tekrar Ankara'dan Dahiliye Vekletinden bildirildiini sylyorlard. Urfa Demokrat Parti Bakan merhum Mehmed Hatipolu cellet ve ecaatla 'stadmz vermeyeceiz' diye almas binlerce tebriklere ayestedir. Nihayet o gn mcadele ile geti. Hatt stadmzn geldii arabay Hsn Bayram kardeimizden polisler teslim aldlar. Anahtarlarn alp, 'Yarn sizi yola karacaz' diye hazrlkta bulunmalarn sylediler. "stad vefat etmiti" stadmzn banda sra ile nbet bekliyorduk. Otelci bize ok yardmda bulunuyordu. Kolaylk gsteriyordu. 'Benim misarime polisler nasl karr, misar olan byle bir zat nasl rahatsz edebilir? Bunu kanun da kabul etmez, insanlk da' diyerek slm ecaat ve cesaretini gsteriyordu. Gece ge vakte kadar Urfa'l ok kimseler stadmz ziyaret ettiler. stadmz hararetle onlar okuyor, vedalayordu. stadmzn vefat edecei hatrmza geliyor ve fakat hizmetinin bitmediini dnerek aklmz kabul etmiyordu. Fakat bir ka ay nce Isparta'daki ziyaretimde, 'Ben Risale-i Nur neroluncaya kadar bir mr istiyorum. Ondan sonra bana lzum kalmamtr. Benim vazifemi Risale-i Nur yapar' eklinde konumu idi. Fakat biz bunlar dnecek halde deildik. Gece saat sralarnda ben postahaneye merhum Adnan Menderes'e yldrm telgraf ekmeye gittim. Telgarafta 'Doksan senelik mrn dinine, milletine hizmet iin

vakfeden kahraman- slm, stadmz Bedizzaman Said Nurs Hazretleri'nin bunca sene ektii zulm ve ikence yetmiyormu gibi, bir de kendi memleketinde misarliine dahi msaade edilmiyor. Bu zulmn msebbipleri hesap vermeyecekler mi?' gibi ifadeler vard. Merhum Adnan Menderes, o zaman stanbul Pera Palas Otelinde misar idi. Ben postahaneden otele geldim. Baz kardelerimiz stadmzn yanndaki baka bir odada idiler. stadmzn yannda Bayram Yksel kardeimiz bekliyordu. Ben de bir bakaym diye gittim. Bayram kardeimiz bir kenarda, stadmzn odasnda dua ediyordu. Bana grlt etmeyelim, diye iaret etti. Fslt ile bana dedi ki: 'stadmz uyudu, imdi ok rahat, grlt etmeyelim, uyanmasn. 'Ben yaklatm. Nabzlarna baktm, atmyordu. Nefes alna dikkat ettim. 'Kardeim! Nefes aldn hissetmiyorum.' Bayram karde de, 'stadmz bayld. Eskiden de bir defa byle olmutu' dedi. Sonra Zbeyr Aabey geldi. O da stadmzn bayldna ve uyuduuna inanyordu. Vefatn kabul etmiyorduk. Halbuki stadmz (Allah ondan ebediyen raz olsun) saat 03:00 sralarnda derin derin nefes alarak yatarken, Bayram kardeimiz onun baucunda bekliyormu. stadmz haf dorularak Bayram kardeimize sarlr gibi yaparak uzanm ve sakin bir hale geldiinden Bayram karde, stadmz bayld zannederek etrafn rtm. 'Rahat etsin inaallah iyi olur' diye bekliyormu Biz hepimiz znt ve zdrap iinde sabah bekledik. Namazdan sonra Urfa'l Kurr Hafz Mehmed Efendi geldi.

stadmz ziyaret etmek istiyordu. Bir gn evvel ziyaret etmek iin, zannedersem Mahmud Hasrc ile beraber gndermitim. 'Gelsin diye haber verilmiti. stadmzn kapsn atk. stadmzn yzn aarak gsterdik. Mehmed Efendi 'nn Lillah ve inn leyhi Rcin' diyerek maret duasnda bulundu. 'Niye haber vermiyorsunuz?' dedi ve gitti. "Her tarafa haber saldk" Biz her tarafa, kardelerimize telefon veya telgraa stadmzn vefat haberini bildirmeye baladk. Sabahleyin saat sekiz sralarnda bir Albayla, Emniyet Mdr otele geldiler. Bize sert sert: 'Ne duruyorsunuz? Gitmeyecek misiniz?' diye ktlar. Hemen bizden evvel otelci: 'Gitmeyecekler, bouna uramayn. stad vefat etmitir' diye onlara cevap verdi. Onlar da sratle dnp gittiler. Alamak istiyorduk. Gzyalar, hkrklar boazmzda dmleniyordu. Fakat gelen telefon, sorulan eylere cevap vermek zorunda idik. stadmzn kabrinin Derghta olmasna karar verildi. aramba ve Perembe gnleri stadmzn naa ykanarak bekletildi. Urfa Valisi Urfa'da bulunmuyordu. Perembe gn akam zeri Vali Bey, bizlerle grerek, fazla bekletilemeyeceini ve imkn kalmadn syledi. 'Bu mbarek Cuma gecesi onu kabre koyalm' diyordu. "Herkes Urfa'dayd" Nihayet biz de o gece Kadir Gecesi olmas ihtimali,

Ramazan'n yirmi beinci Cuma gecesi olmas ve Urfa'ya ok Nur Talebesinin gelmesi gibi sebeplerle ister istemez, kabre konulmasna taraftar olduk. Dier vilyetlerden 'stadmzn namazna biz de yetielim' diyerek, telefon ve telgraar geliyordu. Derghta stadmzn gasli iin tedbirler alnd. Otelden Dergha kadar kalabalk ve sokaklar almayacak derecede izdiham ierisinde stadmzn tabutu eller zerinde gtrld. Sanki btn dnya Urfa'ya toplanm gibi bir hal vard. Urfa'nn eski hocalarndan ve stadmza ok hrmet ve sevgisi bulunan Molla Hamid Efendi ve daha birka hoca ve imamlar da stadmzn ykanmasnda hazr bulundular. Nihayet oradan alp Ulu Cami'ye namaz klnmas iin on binlerin elleri ve ba stnde gtrlmt. Caminin iindeki sol taraftaki bir odada akama kadar bekletildi. Perembe gecesi tabutu caminin iine alnarak hatimler indirildi. Sabahlara kadar dualar edildi. Muhteem bir cenaze namaz Perembe gn ikindi namazn mteakib Ulu Camiin avlusunda cenaze namaz klnd. Her taraf, meydanlar ve binalarn zerleri dahi insanlarla dolu idi. Ekseri Nur Talebeleri, Urfa'llar ve hariten gelenler, Vali, Belediye Reisi, hep namaz da hazr idiler. Mbarek tabutu tekrar eller zerinde, askerler, polisler yardmyla ve itirakiyle Halil-r-Rahman Derghna gtrdk. Gerek stadmz Halil brahim Derghna gtrrken, gerekse kartrken senelerce stadmzn hizmetinde bulunmu Zbeyr,

Bayram, Hsn birbirlerine kolkola vermiler, adeta kendilerini kaybetmiler, alyorlar, 'Ah stadmz' diye feryad ediyorlard. Ben bir zaman onlara demitim: 'Kardeim, kendinize gelin, biz stadmzn fani ahsna bal deiliz.' Merhum Ceyln kardeimiz de buna cevaben dedi ki: 'Sen ne konuuyorsun, stadmz her eyiyle Kur'n'ndr, slmndr' diye cevap verdiler... O gn adeta kyamet kopmu gibi bir hal vard. Yamur yayordu. Sema alyordu... Etraftan btn bizi tanyan kardelerimiz, 'Nur Talebeleri banz sa olsun' diyorlard. Senelerce evvel stadmzn bana hitaben: 'Sana ban sa olsun diyecekler, keeli keeli' dediinin mnsn o ac gnde anlamtm. Hayatmda byle bir manzara ve bir hal ile karlamamtm. Byle bir vefat hdisesini grmemitim. stadmzn senelerce evvel 'Ben de Urfa'ya geleceim' demesi bu ekilde hi beklemediimiz bir tarzda tecelli etmiti. Btn Urfa'llar bizimle alkadar oluyorlar, aclarmz paylayorlar ve bizleri teselli etmeye alyorlard. Btn gelen misarleri kurbanlar keserek memnun ediyorlard. Ziyafetlerle, slm kardelii yaaylaryla temsil ediyorlard. Ulu Camiin nnde mteaddit kazanlar konulmu, yemekler piirilmiti. Hkmetin evham stadmzn Urfa'ya gelii hkmeti ve bilhassa muarzlar evhama drmt. stadmzn kabrinin ok mbarek bir yerde bulunmas, ziyaretilerin her taraftan

gelmesi, hususan etraf kylerden ahalinin kabri ziyaret edip,yzlerini kabre srmeleri gibi halleri ve ayn zamanda ai Mezhebinde cenaze namaznn kabre kar durarak da, mevta kabirde iken de klnabildiinden, stadmzn cenaze namazna yetiemeyen alerin kabre namaz klmalar zulmetli mnevverler arasnda su-i zanna sebep oluyordu. Gelenlerden bazlar ielere Derghn suyundan dolduruyorlar, kabrin zerine koyup dua ettikten sonra hastalarna ifa olsundiye iiriyorlard. Yine bir ksm stadmzn kabrinin zerine eker koyuyor ve onu hastasna gtryordu. Bazlar da hatra olarak, kabrin topran ceplerine koyup gtryorlard. Baktk ki kabirde toprak kalmyor, beton ile zerini svamak mecburiyeti hasl oldu. stad salnda mdemadiyen mezarnn gizli kalmas iin Cenab- Hak'tan niyazda bulunurdu. Bunun sebebi kendisine sorulduunda, 'Bu insanlar mezar ziyaretinin usuln bilmiyorlar, mezarda yatan makbul kullar vesile ederek Cenab- Hakkn derghna el aacaklarken, tehlikeli bir ekilde mezarda yatanlardan dilekte bulunuyorlar. Hayatta rahat yz gremedim, mezarmda rahatsz edilmemek iin Rabbimden mezarmn gizli kalmasn niyaz ediyorum' derdi. Gerekten de mezarnn bir ka ay Urfa'da kalmas esnasnda bu arzunun ne kadar isabetli olduu aka anlalmt. 27 Mays'larn tutumu

Ziyarete gelenlerin ekserisi 'Talebelerini greceiz' diye bizlerle grmeden gitmiyorlard. Bu hal ehl-i dnyann iine gelmezdi. nk o havalide kuvvetli bir din cereyan daima ilerleyerek Risale-i Nur daha ok inkiaf edecek, dinsizlerin plnlar tr mar olacakt. 27 Mays'tan sonra da ka gn ziyaretiler devam etti. Trkiye'nin her tarafnda bulunan talebeleri yer yer baz vilyetlerde, kazalarda ve kylerde srf Allah rzas iin halka Risale-i Nur'u okuyarak ders dinlettiriyorlard. mandan gelen bir fedakrlkla Kur'n- Kerim'in hakikatlarnn retilmesine, tahkiki imana vesile olmaya alyorlard. 27 Mays'tan bir ka gn sonra dinsizlerin ifsad neticesinde Urfa'daki tannm Risale-i Nur Talebelerine kar hkmet harekete geti. Zaten ordu idareyi ele almt. On be-yirmi kadar, Urfa ve civarndaki Nur Talebelerinden bir ksmmz topladlar ve jandarma merkez kumandanlna gtrdler. htill olal bir-iki gn olmutu. Bir ka gn orada beklettikten sonra, sra ile ifademizi almaya ardlar. ki binba, bir ka asker bizi tekrar tekrar ararak, muhtelif sualler sordular. Jandarma karakolunda ilk ifademde ok phelendiklerini binba soruyor, ben de cevap veriyordum. Binbann hakaret ve tehditlerini unutmu vaziyetteyim. En ok zerinde durduu nokta, 'Niin Urfa'da duruyorsun? aeni nasl temin ediyorsun? Neden izinsiz camilerde ders okuyorsun?' sualleriydi. Sonra Zbeyr Aabeyin de ifadesi alnd. Ondan sonra sra ile hepimiz hakim stemenin yanna esas ifademiz iin

gnderdiler. Hakim stemen insa ve adaletliydi. Sandalye verdi, oturduk ve bir arkada gibi ifademizi ald. Biraz konutuktan sonra, 'Sizi yanl anlatyorlar, bizim bildiimiz gibi deilmisiniz. Sizin suunuz yoktur. Siyasiler ii kartryor. Hkmete, askeriye hakim olduu iin byle oluyor' diye konumutu. O gn ifadelerimizi aldktan sonra hepimizi serbest braktlar. "Her haliyle mstesna idi" stadmz lisan- hali gibi lisan- kali de bedi olduundan onu gren hayretle ona bakard. nk kyafeti, hali, hareketi kimseye benzemiyordu. Onun iin onun emili hi hatrmdan kmaz. lk grdm zaman ortaokulda olduum halde kyafeti bende yle bir tesir brakmt ki, ecnebi kln bir iar- medeniyet telkki eden Avrupa mukallitlerine kar iimde bir nefret hasl olmutu. Hatt nceleri Krtlere kar bir soukluk vard. Bizde Krtlere hakaret ederler, elekilere, ingenelere de Krt derlerdi. stad' grdkten ve onun samim, efkatli, licenap, manl, merhametli tavr ve szlerini dinledikten sonra, fakirlere, Krt denilen kimselere, man, cihad ve din kardelerimize bir muhabbet, bir hrmet hasl oldu. Eskiden konumak istemediim, o klk kyafeti bize benzemeyen kimselere kar iimden bir sevgi hasl olmutu. Zulmn iddetli devrinde (1940 senelerinde), polisten, jandarmadan halkn ok ekindii zamanlarda ayn eski klk kyafetiyle sert ve dik admlarla polis

nezaretinden vali konana doru gidiini ve etraftan halkn ona hayretle bakn, rpererek seyrediini hi unutmam. O zaman ben ve bir ka arkadam Kastamonu Lisesi bahesinde idik. man, inanc, yznden, her halinden okunan bu vatan evld, haliyle, tavryla mstevlilerin medeniyet namna telkin ettikleri sahtekr zihniyete azimle kar duruyordu. Bu hali ben o zaman dnemiyordum, fakat iimden dinsizlere, din aleyhindekilere kar bir nefret hasl olmutu. stad'mn lisn- hli bana bu dersi verdii gibi, onun daima Allah'a iman, hirete iman, Kur'n'n kudsiyeti, dinsizleri sevmemek, onlara taraftar olmamak halini telkin etmesi de unutamadm hallerindendi. Onun lisan- hali dindarln erafetini iln ediyor, zihinlere nakediyordu. "Yazdklarn yayordu" Ben stad'mn yanna unun iin gitmitim: Kimseden hediye almazm. Yaayn grdm, hakikaten fakirdi. Odasnn birinde bir kilim ve bir ka tane bezden seccade vard. Gerisi ise tam takr, botu. Halkn eraf ve zengin kimseleri ona bir ey getirseler, o ok ltif bir surette onu reddederdi. Kimseyi de gcendirmek istemezdi. Mutlaka bir karlk vermeden bir eya almaz ve yemezdi. Hakikaten yazd derslerdeki hali yayordu. Konumalar hep Risale-i Nur'du. O derslerin tekrar gibiydi. Onun iin ben dikkatsizlik eder ve bazen da szlerine aldr etmezdim. Bu yazldr, ben bunu okurum ve biliyorum

zann ile hareket ederdim. Bu gaetimi de unutmuyordum.. Kastamonu'da iken iim olmadndan ziyaretine giderdim. Ve bazen odun krmak, suyunu getirmek gibi hizmetlerini yapmak isterdim. Onun kimsesiz haletine, fakirliine merhameten yapmak isterdim. Bunu sonradan hatrlyorum. Emirda'da bana: 'Ben imdi eski Abdullah'm kaybetmiim. Eski Abdullah yok' derdi. nk ben o zaman stad byk bir zattr. hirzamanda gelen bir slahatdr, diyerek, ona daha baka hrmetle hizmet etmek isterdim. O bunlar hissetmiti ve bana byle derdi. 'Ben kendime hrmet istemiyorum, bana balanmaynz. Risale-i Nur'a balannz. O Kur'n'n dersidir.' "Allah rzas iin almay ders verirdi" Bir gn bir i iin iki elim nde birbirini tutar durumda, farknda olmadan hrmetkrne bir tavrda stad'n nnde durmutum. O beni iddetle azarlad, 'Ben hrmet istemiyorum' diye hiddet etmiti.. Bununla beraber srf rza- lhiyi hedef ittihaz etmemizi daima telkin ederdi. Bir ka niversiteli arkadala Emirda'a ziyarete gittiimizde, bize u ekilde tenbihatta bulunmutu: Kardeim dnyada benden bir menfaat mit ederseniz veya hirette bir ey bekliyorsanz, benim yanmda duramazsnz. Benden hibir ey beklemeyiniz. Ben de ciz

kusurlu bir insanm. Srf Allah rzas iin dnyorsanz sizi kabul ederim...' "Hediye kabul etmiyorduk" Yannda, hizmetinde kaldmz mddete otuz kuru tayinat parasndan baka da bir ey vermiyordu. Kimseden hediye kabul edemiyorduk. Bazan otuz kurua bir kilo un alr ve un orbas yapardk. Bir Kurban Bayram'nda komumuz Cafer Aa kurban kesmiti. Israr etti, "Et getireceim, kabul edin' diye.... Ben iimden stad gcenir diye kabul etmek istemedim. Fakat kalben kabul etsem ne olur, bu bayramdr, diye dnyordum. Bir mddet sonra Cafer Aa, stad' grd ve beni ikyet etti. Kurban pay veriyorum, almyor diye. Daha evvel stad, benim kalbimi okumu ki, 'Sana bayramda et kabul etmene msaade ediyorum' demiti. Bu durum beni hem ok mahup etmi, hem de sevindirmiti. "Ben Muallim Mustafa Sungur" Ankara'da Dil ve Tarih-Corafya Fakltesinde nc snfa derste iken birisinin beni aradn haber verdiler. Hemen karak kapya gittim. Kyl kyafetinde gen bir arkadat. O kendisini 'Ben Muallim Mustafa Sungur' diye tantt. 'stadmzn yanndan geliyorum' dedi ve beni kucaklad. Ben mahcup oldum, deta, ona sarlmak istemiyordum. lemin gz nnde yle kyl kyafetli birisi ile sarlmak onuruma dokunuyordu. Fakat onun samim anlatlar,

fedailik durumu, Risale-i Nur'a olan sevgisi, ball bana ok tesir etmiti. Bunu nakletmekteki maksadm udur: Risale-i Nur ve stad, insana samim bir halet kazandryor. Mtevazi, enaniyetsiz, gurur ve kibirden zade, kendini beenmeyen, samim, ak kalbiyle Cenab- Hakka mtevvecih olmu, dnyann en hayrl vechesine dnm bir halet kazandryordu. Bu hal stad'da daha ulv bir tevazu halinde grnyordu. Hangi Nur Talebesiyle karlasam, bu halet az ok belliydi. Hakiki ve ciddi bir samimiyet insan saryordu. Onun iin stadmz ilk grdmde, onun tevazuu bana ok tesir etmiti. Hatt 'Kitap yazabilir mi, Arapa bilir mi?' diye Feyzi Efendiden sormutum. "Risale-i Nur kimdir?' stadmz kendisinden bahsetmezdi. Risale-i Nur'u methederdi. Ben de ocukluktan olacak, bu Hocann bahsettii Risale-i Nur kimdir? diye dnrdm. Bir gn Feyzi Efendi'ye sormutum: 'Bu Risale-i Nur kimdir?' O da bana ayn odada kitap mtalaas ile megul olan stad'mz gstererek, 'Efendi, Efendi' demiti. Ben de taaccple bakmtm. O zaman demitim; 'Peki Efendim, kitap yazabilir mi? Arapa bilirmi?' il ahir... stad'mzn, insann en yakn dostu, en fedakr kardei, en samim arkada gibi hareketleri ister istemez insan kendisine balyormu. Fakat o kendisine deil, Kur'n hakikatlarna, Risale-i Nur'a balanmamz temine alyordu. Ankara'da iken, her eyi brakp stad'mzn yanna

gitmek istiyordum. Fakat dnyordum. Babam harlk gndermezse, bir menfaat beklemeden, kimseden bir ey almadan nasl yaarm diye cesaretim krlyor. stadn kalbimizden geenleri bildiine, ok zaman cevap verdiine veya tevafukla bu gibi eylerin nasl halledildiine misal olarak u hdiseyi zikrediyorum: Emirda'a geldiimde bir kitap at, bir sahifeyi gsterdi ve 'Okuyabilir misin?' dedi. Kitap, Kur'n yazs ile yazlmt. 'Yava yava okurum' dedim. Zora zora kitab okudum. Orada talebe-i ulm'un rzkna bereket der melinde mhim bir ders vard. Okuyup bitirdikten sonra, 'Dersini aldn m?' dedi. Ben de Ankara'da o krimi hatrladm 'Aldm stad'm' dedim. "imdiki talebelerim daha fedakrdr" Bir gn fedakrlktan bahsederken demiti: Benim imdiki talebelerim, Ruslarla harbederken benimle ark'ta kendini atee atan fedilerden daha fedakrdrlar. nk, btn mrn feda etmek kolay deildir. Bir anda insan kendini atee atsa, ehit olur gider. Devaml surette sadakatla, fedakrlk ise, yle kolay deildir. Onun iin benim bu zamandaki talebelerim Eski Said'in talebelerinden daha fedakrdrlar. Ne vakit ark'ta bu sr inkiaf etse, benim hemehrilerim dine byk hizmet ederler' demiti. slm olanlardan kimsenin aleyhinde konumamz istemezdi. Hatt iyi biliyorum. Mslmanlarn reisidir diye,

Msr Devlet Bakan Abdnnasr'n aleyhinde konuturmazd. ingilizlere kar serte ve cesurca kar geldi diye onu da takdir ederdi. "ok muktesitti" stad'mz muktesit olduu gibi, bizi de iktisatl harekete altryordu. Bir defa soukta kmr yak diye mangal gsterdi. Ben her zaman yaktmz kmrlerden bir-iki avu fazla kmr koyarak yakmtm. iddetle azarlad ve 'Bu fazla, israftr; ahmaklk etme' diye fazla kmr aldrmt. Her gn veya gn ar bir anak yourt aldrrd. Topraktan bir anak 25 kuruayd. Az rtl gelmezse ondan yemiyordu. Hem ekmekten bir avucu ile ne kadar koparabilirse o kadar yerdi. Bazan onu da yiyemiyordu. Ekmek frndan ve kapal yerden alnrd. Aktaki ekmekten aldrmaz ve ondan yemezdi. Bir bez torba ierisinde ardan gelir ve daima kapal kalrd. Yemei yalnz bana yemek isterdi. Yemek yerken grsek, yemeinin belki yarsn bize veriyordu. Farknda olmadan yemek yerken ieri girsek, hemen 'Midenin kerameti var' der ve biraz olsun yemeinden verirdi. 1953 seneleri zannederim, amlca'da kk bulunan Barla'l eski talebelerinden bir zat stad' oraya davet etti. stad o gn benimle gitmiti. Yanmzda bir de ofr vard. amlca'ya vardk. Bir ka zat da oraya gelmilerdi.

le vakti yemek geldi. Fevkalde bir ziyafet vard. stad'mz hane sahibine fevkalde memnuniyetini syledi ve sofraya oturmad. 'Ben rahatszm, midem rahatsz oluyor, bana bir para ayrn, verin' diyerek bizden ayr bir aacn altna giderek sadece bir kap yemekten bir para yemiti. 'Bunu padiah ziyafeti olarak kabul ediyorum' diye ev sahibi zata iltifat etti. Sonra arabada gelirken bana iktisattan ve byle ziyafetlerin zararlarndan ve su-i istimal edildiinden, din hizmeti mukabilinde karlk almann zararlarndan, bu gibi zevkli, dnyev ahvalin faniliinden bahsederek tenbihatta bulunmutu. Zaten stad'mz daima iki vakit yemek yerdi. Bir kuluk vakti, bir de ikindiden sonra. Bir kap yemekten fazla yediini pek bilemiyorum. "Vefakrd, kimseyi incitmezdi" stad'mz hi kimseyi incitmek, istemedii gibi, eski sadk dostlarn da hi unutmaz, onlar hatrlarsa gz ya dkerdi. Onun efkatini ve dostlarna sadakatn bilmeyen azdr. stad'mz, yanna gelen mehur kimselerden kim olsa onlara iltifat eder, onlar kendi haliyle kabul ederek, iyi cihetlerinden bahsederek kendine mteveccih hizmetlere az ok tevike alrd. Emirda'da Samsun Mahkemesi iin rapor almak icap etmiti. Orann hkmet tabibini halk mason biliyordu. Hem de bu doktor stad'n aleyhinde idi. Rapor vermesi,

de ihtimalden deildi. yle iken, stad onun mracaatn kabul etti ve doktoru eve davet ettik. stad'mz yatyordu. Doktor geldi. Onunla bir mddet yalnz grt. Sonradan duyduumuza gre ona stad'mz bana neler geldiini, esas gayesinin ne olduunu anlatm. Hakikaten hasta olduundan, rapor almas lzm geldiini sylyor ve diyor ki, 'Sen bana rapor verme, Eskiehir'e havale et, sana bir zarar gelmesin' diyor. Ve Hccet'z-Zehr kitabn vererek namaz klmasn tavsiye ediyor. Doktor evden karken, 'Biz Hoca Efendi'yi bilememiiz, hakikaten tanyamamz, imdi namaz klmak ile de borlandm' diyerek gitmiti. Hlsa Hlsa, stadmz Bedizzaman Said Nurs kendisi iin deil, dnyada rahat etmek iin deil, hrka, frka iin de deil, iman kurtarmak, imana musallat olan mikroplar, vesveseleri tasye iin alyor, birlik beraberlik istiyor, ittihad bozacak hallerden, ihtilaf karacak mevzulardan ekiniyordu. Onun iin srf m'minler arasndaki mterek dsturlar ele alarak onlar vuzuha kavuturuyor, teferruatla megul olmuyordu. 'Elbette her eyden evvel, imanmz taklidden tahkike evirip kuvvetlendirmeliyiz' diyerek, hirzaman tnesinden m'minlerin salimen kurtulmasn niyaz ediyor, ona alyordu. Onun iin hep ayn mevzular baka baka cepheden ders veriyordu. Talebelerini mmkn mertebe baka mevzulardan ahs ekimelerden men edip, Kur'n'a dair her hizmeti alklyordu. Risale-i Nur'a hizmeti her hizmetten stn

tutmas bunun iindi. ahs kusurlara bakmyordu. Bir ahs, slm cereyana ve Nurculua dost yapmaya kymet veriyordu. stad'mzn son gnlerinde, vefatndan bir iki ay nce idi. Tenezzlen beni Urfa'ya yolcu etmek iin Afyon ay nahiyesine doru arabada gidiyorduk. Ben stad'mza Diyarbakr'dan ve orada hizmet eden aabeyden bahsettim, onu ziyaret edeceimi syledim. stad, 'Yok,Urfa oradan ileridir. Gitmeye lzum yok!' diye bana iltifatla mukabele etti. Sonra da Hsrev Aabeyden bahsederek onu ziyaret etmeyi istemitim. Yine stad'mz ona da lzum olmadn, Risale-i Nur var, size kdir, diyerek reddediyordu. "Baka bir ey, bir kir sormak istiyorsan, ite Zbeyir' diye yanndaki Zbeyr Aabeyi gsteriyordu. Fakat o anda baka birisi de olsa idi Sungur, Ceyln gibi onlar da gsterir ve onlara da havale edebilirdi." Abdullah Yein'in bu hatralar, grp iittikleri sadece bir ksmdr. Elbette otuz be yllk hatralar bu kadar olamaz. Bir bahr- ummn kck su testisine sar m?

HATCE YILDIZ
Hatice Yldz (1904-1982) Urfal polis memuru kr Yldz'n hanmyd. Kastamonu'da polis karakolunun karsnda oturan Bedizzaman'a talebe olarak hizmet etmiti. stad'n amarlarn ykamak, yemek piirmek gibi hizmetlerde bulunmutu. Zaman zaman yanndaki kz Emine (Bozbayndr) ve olu Bekir Yldz'la birlikte stad' ziyaretine giderdi. "Seni ihbar eden kendisi zarar eder" kr Yldz Kastamonu'da komiser olarak karakolda vazifeliydi. Hanmnn stad'a yapt bu hizmetleri ho karlar ve kabul derdi. Hanm Bedizzaman'n talebesi olduu iin, bu komiserin de defalarca evi aranm ve kendisine ok zarar vermilerdi. Nizip'teki evinde annesinin ykayp, yamad eyalar bugnlere kadar saklayan kz Emine Hanm bunlar muhafaza etmemiz iin bize teslim etmiti. Bekir Yldz ise stad'n kendisinin gzlerine iltifat ve alka gsterdiini, gzlerinde ok mnlarn bulunduunu ifade ettiini anlatyordu.

Komiser kr Yldz'a Bedizzaman Hazretlerinin "Vazifeni yap, Allah'a tevekkl et, seni ihbar eden, kendisi zarara urar" dediini kzlar anlatmaktadrlar.

BRAHM FAKAZLI
Risale-i Nur'da "Kk brahim" eklinde bahsedilen brahim Fakazl 1328 (1912) tarihinde nebolu'da dnyaya geldi. Hz. stad ilk defa 1940'da Kastamonu'da ziyaret etti. brahim Fakazl Aabeyin htralarn mlakat tarznda kaydetmitik. stad Bedizzaman Hazretlerini ilk defa nerede, nasl ve kiminle beraber ziyaret ettiniz? kinci Cihan Savanda ihtiyat askeri iken bir gece ryamda karargh adrnda oturuyorduk. O srada askerler bana dediler ki: "Peygamber Efendimiz (a.s.m.) kararghmza geldi." Bu haberi duyar duymaz "Neden imdiye kadar haberim olmad?" diye adrlarn arasndan koarak, hem hngr hngr alyor, hemde aryordum. Birden karmdan geldiklerini grdm. Boyu uzuna yaknda 30-40 yalarnda yiit bir kahraman grntsndeydi. Belinde yerlere deen bir kl, banda o zamana kadar hi grmediim uzun bir sark, ayanda normal bir alvar, zerinde gs ak bir gmlek, ok

nuran, sakalsz, bykl bir zat. Alayarak kendimi ayaklarna attm. Bir taraftan ellerini ve ayaklarn pyor, bir taraftan da, "Haberinizi ancak imdi aldm, bizi af buyurun" diyerek yalvarrken uyandm. Yanmda yatan arkadam Selahaddin elebi aladm anlamt. Bu ryay arkadalara anlattm. Onlarda o gnk artlar iinde ryam terhis mjdesi olarak tabir ettiler. Terhis olduktan sonra nebolu'da Ahmed Nazif merhumun vermi olduu Onuncu Sz' yazarak Glc Hseyin Efendi ile beraber Kastamonu'ya stadmzn ziyaretine gittik. ayc Emin Efendi bizi Hz. stadn evine gtrd. Fakat eve varmadan evi ve kapsn uzaktan gstererek kendisi geriye dnd. Sa solu iyice kontrolden geirdik. nk evin tam karsnda polis karakolu bulunuyordu. Kapya yaklatk, dar sarkan ipi ektik ve kap ald. Ev eski bir yapyd, yukarya tahta merdivenle klyordu. Yukar ktk, birka adm atarak bir odann kapsna geldik.Kap akt. Glc Hseyin Usta nden girdi, ben de arkadan girdim. stad Hazretleri bizi grr grmez, birka tahtadan yaplm ve zerine ince bir ilte gibi basit bir yatak konmu olan divann zerinde bir yay gibi frlayarak ayaa kalkt. Hseyin Efendinin, stadn ellerini ve ayaklarn ptn fark etmedim. Zira ben stadmz grr grmez, askerde grdm rya gzmn nne geldi. Ryada Peygamber Efendimizi ayn sark, ayn kyafet ve ayn endam ve

nuraniyet iinde grmtm. Bunun iin akn ve perian bir halde alayarak stadn mbarek ayaklarna kapanmm, "Ancak gelebildim" diyemiyordum. Mbarek elleriyle bam kaldrd ve bizi karsna, yerdeki bir mindere oturttu. Rahmetli Mehmet Feyzi Efendi de bir dizini dikmi bir risaleyi tebyiz ediyormu, Bize hitaben kapnn her zaman ipi ieride ekili olduu halde, bir tevafuk olarak o anda ipi darya braktn, bizim gelmemizin de bir tevafuk eseri olduunu, Risale-i Nurun imanlar kurtaran bir Nur olduunu ve Risale-i Nurun ahs- mnevsinin on iki tarikatn temsilcisi olduunu anlatt. stad ziyaret etmek iin nebolu'dan Kastamonu'ya tahminen ka defa gittiniz? Denizli hdisesi 1943'te meydana geldi. O tarihe kadar, o zamanki vasta ve imknlar iinde hibir frsat karmadan stadn ziyaretine gidiyorduk. Fakat saysn bilmiyorum. Denizli hapsine nasl gnderildiniz? Denizli hadisesinden evvel Hz. stad, hemen her mektubunda veya ziyaretlerimiz esnasnda durumun ok sk olduunu, devaml bir kontrol ve bask altnda tutulduunu, her an bir hadisenin kabileceini, bunun iinde ihtiyata riayet edilmesinin gerektiini sylyordu. Bir tedbir olarak, lzm olmayan risalelerin ortadan kaldrlp para para saklanmasn tavsiye ediyordu.

Dersleri, geceleri evlerde yapyorduk. Ayr ayr sokaklardan teker teker giderek biraraya geliyorduk. Gazya karaborsa olduundan zorlukla ele geirebiliyorduk. Bunun iin geceleyin hizmetleri ok zahmetle gtryorduk. Maddi durumlarmz ise zayft. Ramazan- erin 19'uncu gn bir Pazar sabah saat 7-8 sralarnda kapnn nne birka jandarma, iki polisle birlikte mahalle muhtar geldiler ve "Evi arayacaz" dediler. Biz o zaman yeni ve tamamen acemi olduumuzdan hibir ey sormadan hemen kapy atk. Hep beraber ieri daldlar. Jandarmalar evin etrafn sarmt. Ben birka aydr dikkatli ve ihtiyatl hareket ediyordum. Klliyat takm halinde Isparta'dan getirmitik. Kendi yazdklarmzla beraber kitaplarn ounu gizliyorduk. Evin her tarafn didik didik aradlar, drt-be adetten fazla kitap bulamadlar. Kitaplarn hepsi bir teneke iinde idi, zerine de bir hamur tenekesi konmutu. Kitaplar nlerinde olduu halde Cenab- Hak onlara el srdrmedi, gstermedi. "Evden bir eyler karlyor" Birka aylk bir ocuum vard. Bu arama srasnda evin alt stne getirildiinden annesinin sinirleri bozulmutu. Bir pencere kenarna kapanm duruyordu. ocuk ise altn kirletmi alyordu. Kadncaz aknlk iinde pencereyi aarak ocuun kirli bezlerini baheye atmt. Tetikte

bekleyen jandarmalar koumular, "Evden bir eyler karlyor" diye atlan eyi kapvermiler. Fakat stleri balar pislik iinde kalmt. Bu hali daha sonra komular anlattlar. Evi aradktan sonra "Dkkna gideceiz" dediler. Giyindim, beni aralarna aldlar, arya geldik. Baktm ki, arnn her kesinde bir silhl jandarma duruyor. Dkkn atm, ieriye dolutular. Her taraf aradlar. Yazdm risaleleri, mektuplar ve saireyi basit bir ekilde gizlemi olduum halde hibir ey bulamadlar. Birka isim tesbit ettiler, ekmecedeki paray saydlar. O zaman bin kuru ok parayd. ekmeceyi krmz mumla mhrlediler. Bu basknn yalnz bana yapldn sanyordum. Sonradan rendiime gre, btn kardelerin evlerini basmlar. Baskn ayn anda icra edebilmek iin Kastamonu'dan polis takviyesi istemiler. Akama yakn btn kardeler polis karakolunda toplanm olduk. O gece sabaha kadar soruturma devam etti. Kh dayak, kh tehdit, kh hakaret... Haysiyet krc her trl metodu kullandlar. Mesel, savc ve komiser beni ayr ayr odalarda sorguya ekmilerdi. Savc azmdan kan herkelimenin altndan bizi perian edecek ince ince mnlar kararak bizden pimanlk bekliyordu. "Krt hkmeti kuracakmz, halifeyi getirecekmiiz" gibi sulamalar.... Ayrca oluk ocuumuzun srnerek ayaklar altnda kalacan syleyerek tehditler ediyordu.

Oradan komiserin odasna getiriliyor, orada falaka ve sopa ziyafetine ekiliyorduk. O kadar tazyiklere ramen ne sylesek para etmiyordu: "Yaptmz bir ey varsa, o da u kitaplar okumak ve yazmaktr. Btn faaliyetimiz bundan ibaret" deyip susuyoruz. Ogece sahur toplar atlrken karakola yemekler, gazozlar, aylar kahveler gelip gidiyordu. Birara komiser elindeki kaln jopu masaya vurarak, "Sizin gizli letleriniz varm; telsizleriniz, ifreleriniz nerede?" diyor, zerime geliyordu. yle bir doruldum, "Biz dn gece sahurdan beri bir ey yiyip imedik. imdi yine sahurluk yemeden yarnki oruca niyet edeceiz, milletinize ve vatandanza bu kadar yabanc msnz?" demitim. Hcumat- Sitte ve altok O gece merhum Dursun ismindeki kardeimizden Hcmat- Sitteyi sormular. Onlar bu kitab ltok"a hcum anlamlar ve sabaha kadar zavally "sitte" diye falakadan geirmiler. 20 gn, belki bir ay kadar ayann zerine basamad. Koltuk denekleri ile hkmet doktoruna kt halde, doktor bir bahane bularak muayene yapmad ve rapor vermedi. Karakolda 24 saat ayr ayr oda ve hcrelerde sorguya ekildik. Sonra 15'imizi tevkif ederek bir odaya doldurdular. Ayrca devaml srette gz altnda tuttular. Ne konusak, ne yapsak hepsini Ankara'ya bildiriyorlarm. Ramazan- erif ay iinde olduumuzdan nasl namaz klmamzdan, nasl oru tutmamza ve nasl tesbihat

yapmza varncaya kadar hepsi rapor ediliyormu. ay kadar nebolu Cezaevinde kaldk. Sonra Dahiliye Vekili Hilmi Uran nebolu'ya geldi. Bu kadar "vatan hini" inebolu'dan nasl kar diye merak etmi. Dosyalarmz incelemi, bize de uzaktan bakmt. Yeni batan bir komisyon kurdular, azl bir masonu bakan yaptlar. Yeniden ifadelerimiz aldlar. Kitap yazanlar ve kitaplarda ismi geenleri ayrarak 13 kii tesbit ettiler. Dier dosyalar muameleden kaldrdlar. Bu arada zel olarak hazrladklar adamlar ve kadnlar vastasyla kahvelerde, sokaklarda ve evlerde bizim "vatan haini, Krt ve H'cu" olduumuzu, srgne gnderileceimizi, snrd edileceimizi veya idam olacamz halka duyurarak bizimle alkalar kesmeye almlar. oluk ocuumuz sokaa kamaz olmu, birou da hastalklara yakalanmt. Bir gece geldiler, ellerimizi urganla birbirimize balayarak jandarma sngleri altnda bir vapura bindirdiler. ki gn sonra stanbul'a vardk. Vapurda serbest brakmlard. Bir gece de stanbul'da rhtmda yattk. Fakat serbest idik. Camiye ve tandklarmzn yanna kadar gitmemize msaade ettiler. "brahim kardeim korkma" Ertesi gn zmir'e hareket eden vapurla zmir'e vardk. Bir gece otelde yine serbest yattk. Bir gn sonra trenle Denizli'ye gittik. Orada savclk kanalyla Denizli

Hapishanesine vardk. Hapishane kapsnda jandarma ve gardiyanlar bizi tekrar sk bir aramadan geirdiler. Koridor kapsndan birer birer ieriye yrmemizi sylediler. Benim nmde giden bir karde sa tarafta biraz bekledi. Ben de arkasndaydm. Demir parmaklkl bir kap gzme iliti. Etraf ziri karanlk, bir de ne greyim: stad. Hemen demirlerin arasndan mbarek ellerine sarldm ve pmeye koyuldum: "brahim, kardeim korkma! Hi merak etme, korkma!" diye teselli ediyordu. Alayarak ayrlmak mecburiyetinde kaldm. Zira kap tarafndan alan ddkle yrmemi istiyorlard. 20 metre kadar ilerledim, karanlk koridorun sol tarafnda nmde giden arkada bir kapnn nnde durmutu. Demir parmaklkl kapnn arkasnda benzi sararm bir zat duruyordu. Uzun boylu, ba ak, zerinde pamuklu, dikili, ak rengi solmu uzun bir hrka. Veysel Karani'yi andran bu zat, o arkadaa, "Kardam, karmzda kfr- mutlak var" diyordu. Bir ara bu zat benim karmda da ayn cmleyi tekrar etmiti. Tylerim diken diken oldu. "Karmzda kfr- mutlak var." Birden bana canllk geldi. O anda kendimi kfr- mutlak karsnda lkayd bir ahs olarak deil; kfre raz olmam, ona kar cephe alm bir mcahid gibi grdm. ok sevindim. Parmaklk iinde bize bakan bir kardeimize "Bu zat kimdir" diye sordum. "Hafz Ali" cevabn verince, senelerden beri gyabnda son derece hsn- zan beslediimiz, sevip saydmz msbarek Hafz Ali Aabeyimiz olduunu renip yolumuza devam ettim. Daha ileride duran bir gardiyan beni yksek duvarlarla

evrilmi bir arsaya, oradan da harabe bir banyo dairesine koydu. Daha sonra gelen kardelerle orada bekledik. Akamleyin o ufack banyolukta stanbul ekibi Seyyid ek, Gnenli Mehmed Efendi, emseddin Yeil vesaire... Mehmet Migenli, Hilmi, Sadk Beyler, Mehmet Tevk Yakamercan, Kastamonu mangas da 20 kiiden fazla idik. zerimize kapy dardan kilitlediler. st ste ancak ayakta duruyor bir halde orada kaldk. Sabah olunca her trl ihtiyacmz temin ediyorlard. Gecede bir ka kere def-i hacet icap eden yal arkadalar iin bo bir teneke vermilerdi. Onunla idare ediyorlard. Bylece bir hafta kadar orada kaldk. Sonra bizi daha byke bir barakaya aldlar. Orada da su ve hela yoktu. Bir gn basavc ve yardmcs gelerek bizim barakaya girmilerdi."emseddin Yeil kim?" diye seslendiler. O da, "Benim" dedi veayaa kalkt. emseddin Hoca o srada bir yemek hazrlyordu. Savc onun nne vard, fakat her nedense yemek kabnn iine bast ve yemek devrildi. "Sen misin emseddin Yeil?" dedi. O da "Evet benim" dedi. O akam emseddin Hocay gayr- mevkuf kardlar. Meerse Yeil soy isimli Reisi cumhur baktibi bir akrabas varm. Onun iltimasyla gayr- mevkuf yapmlar. Daha sonra mahkemelere dardan itirak etti. "Yardm yapamamaktan zlyordu" Denizli Hapsinden tahliye olduktan sonra nerede kaldnz? Denizli'den tahliye olduumuz gn ikindi namazn Hz.

stad ile beraber Ahmed avuun hannda kldk. stad bize, "Beklemeyin, hemen gidin" demiti. Benim de fakir ve garip bir kylmz olan zzet Turgut Efendiyi memlekete gtrmem lzmd. Bu kardeimizin mutlaka benimle gitmesi lzmd. Zira ne paradan anlard, ne kimseden be kuru isterdi. O akam trene binip gitmemiz gerekiyordu. Fakat zzet Efendi iin bilet paras bulmam gerekiyordu. Bunun iin baz kardelere mracaat ettim. Oraya buraya koarken bir arkada bana, "Seni tf Aabey aryor, Ahmed avuun kahvesinde" dedi. Ben de tf Aabeye "Allah'a smarladk" diyecektim. Bizler ieride iken kendisine emanet edilen baz maddi yardmlardan gnderir, ben de bizim koutaki fakirlere datrdm. Gittim, kahvede bir zat ile oturuyor; selmdan sonra bana, "Bak, bu aabey fakir Nur akirdlerine yardm ediyor. Senin de tandn byle kimse varsa syle" "Ben de bizim zzet Efendi iin kouyorum ok iyi oldu" deyince, bu zat masann zerinde kocaman bir mendilin bal olan ularn zd, at. Mendilin ii demet demet parayla doluydu. Bir demet ald, bana uzatt. inde ka lira olduunu sordum. Yz adet bir liralk banknot olduunu syledi. O zaman bu yz kurula 15 tane somun ekmei alnyordu. Demeti saydm, iinden 36 lira aldm, gerisini kendisine uzattm. Fakat almad. Benim almam iin rica etti, yalvard. Ben de dedim: "Bu paray ben de emaneten alyorum. Bakn, benim cebimde 36 liram var, bana nebolu'ya kadar yol paras ve harlk olarak kdir. Sizden ancak zzet kardeimiz iin 36 lira alabilirim, yoksa hibirisini almam."

ok zld, fakat sonunda raz oldu, "Daha baka fakirler varsa gnder" dedi. Ben artk kimseye bakamadm, ancak trene yetiebildik. Tren akam namaz vakti hareket edecekti. Baktm ki o zat elinde para bohas, istasyonda dolayor ve istedii gibi ba yapamad iin alyordu. Kardelerim, bu bir evliya menakibi deil; benim bizzat iinde bulunduum ve Nur akirtleri iinde cereyan eden bir gnay- kalb hadisesi ve onlarn ihlslarnn son derece dikkate deer bir nmnesidir. Zira herbiri fakr- hal iindeydi, tren paras olmayanlar o uzak yerlere yryerek gittiler. *** slmkyl Hafz Ali Efendi merhumla koularmz ayr olduundan fazla bir bilgim yok. Son derece muttaki bir zatt. Denizli meyvesi olan Meyve Risalesini yirmiye yakn yazm ve hasta olup hastaneye kaldrlm ve orada ehid olmutu. Allah efaatlarndan ayrmasn. min! Hasan Feyzi ile beraber Hasan Feyzi efendi ile nasl tantnz? Denizli hapsinde iken bir gn, ambalaj kd eklindeki bir mektubu bizim koua dardan getirdiler; Arapa bir mektuptu. Arapa bilen hocalarmzdan Seyyid ek Efendiye "Okuyun" diye verdik. Mektubu okumaya balad: Esselm Aleykm y mdriken lizlikel'z-zamn"

ibaresiyle balam olmas bizim dikkatimizi ekti. Mektubun altnda Hasan Feyzi imzas vard. Bu ismi hi duymamtk. Bu sayg ve sevgi ve temennilerle dolu mektubun stad Hazretlerine yazldna hkmettik. Mektubu stad Hazretlerine ulatrmak iin gnderdik. Bu zat mahkeme gnlerinde yolda, cadde zerinde bir kenarda durur ve bize selm verirdi. Her zaman ayn zat geerken orada grrdk. Tahliyeden bir sene sonra, temyiz mahkemesi beraat kararn tasdik edip kitaplarmzn iadesine karar verince, nebolu namna kitaplar mahkemeden geri almak iin kardeler beni gnderdiler. Denizli'ye geldiim gn ok iddetli bir yamur vard. Delikli nar semtinde bir meydanln ortasnda emsiye elinde Mahkeme Reisi Ali Rza Beyi grerek elini ptm ve kendisine, "Hz. stada gideceim, bir emriniz var m?" dedim. ok selmlarm syleyiniz, bize dua etsin" derken gzlerinden yalar akyordu. O akam bir arkadaa rastladm ve beni Hasan Feyzi Aabeyin evine gtrd. O gece, stad Hazretleri iin yazm olduu "Boyun bla gzn ehl" diye balayan manzumeyi bir yn ktlar arasndan bulup kard bir lise defterinden okudu, bana yazdrd. O gece sabaha kadar onlar tesbit ettik ve mahkemeden kitaplar alarak postahane vastasyla nebolu'ya gnderdim. Ben de Hasan Feyzi Aabeyin mektuplarn ve

manzumesini alarak Emirda'na mteveccihen hareket ettim. stad Hazretlerinin huzuruna vardm, emanetleri, Hasan Feyzi Aabeyin ve Hkim Ali Rza Beyin selmlaryla beraber teslim ettim. Bizim mahkememiz devam ederken, zabt ktiplerinden birisi mahkeme riyasetinde bulunan kitaplar birer birer Hasan Feyzi Efendi'ye gtrerek okuttururmu. Bu suretle mahrem ve gayr- mahrem btn mahkemedeki eserleri Hasan Feyzi Aabeyimiz okumu. O Arapa mektubu da o suretle yazp hapishaneye sokmular. "Bir Ermeni stad zehirlemiti" stad Hazretlerini Emirda, Isparta ve stanbul'da ziyaret etmi miydiniz? Ben Hz. stad mteaddit defalar Emirda'nda ziyaret ettiim gibi, bir defasnda stad, bendenizi ltfederek bir gece evinde misar etmiti. O gece Zbeyir kardeimle beraberdik. stad dolabndan ekmek kard, kesti, kavanozdan da bir miktar bal kard. Bal ekmee srerek azma koydu. O geceyi ve o ziyafeti hayatmn en byk ve unutulmaz mes'ud bir n olarak biliyorum. stad, bendenizi bir gn Isparta'daki evinde de misar etmiti. Orada Ceylan ve Zbeyir ve dier iki kardeimle beraber bulunmutuk. stanbul'da Sirkeci'de Akehir Palas Otelinin en st katnda stadn odasnn karsnda bir hafta kadar kalm

ve hizmetinde bulunmutum. Hatta bir gece yars Zbeyir, Muhsin, Ziya kardeleri Sleymaniye'ye istirahat etmeleri iin gndermi, nbeti devralmtm. O gece saat l veya 2 raddelerinde kapm ald. Baktm ki stad Hazretleri, ok iddetli bir halde, "abuk, otel mdrn bana ar" dedi. Ben hemen aaya kotum, nbetiyi uyandrdm. Birka sandalyeyi birletirip stnde uyuyan Ziya kardei grdm, o da uyand ve yukar ktk. Hz. stadn yemek kap pencerenin dnda imi, iine zehir atmlar. stad yemekten yemi, zehirli olduunu anlamt. Komu odalarda yatanlarn tahkikatn yaptryordu. Otelci iin iinden kamamt. Fakat Hz. stad, iki yan odalarda yatan yolcularn ifadelerini alarak ilerinden Ermeni Tanak militann bizzat tesbit etmiti. Bu adamn su-i kasd yapmak zere Edirne'den geldiini, gece yars otele gelip yandaki odann penceresinden stadn tabana zehir attn, Hz. stada itiraf edip af dilediini gzmzle grdk. "stad beni yolcu etti" stad en son nerede ziyaret ettiniz? En son ziyaretim Emirda'nda olmutu. Bizim bu ziyaretlerimiz mutlaka bir hizmet ve bir vazife vesilesi ile olurdu. Kitap alr, kitap verirdik. Ondan sonra bir daha yzyze gelemedik. Bu sefer stad beni yanndan ayrmadan "Seni Eskiehir'e kadar ben gtreceim, selmetleyeceim" dedi ve Eskiehir'e giden arabadan

Ceylan'a yer ayrttrd. stad, zbeyir ve Ceylan beraberce Eskiehir'e gittik. Yldz Otelinin st katnda bir odaya ktk. Orada stada pek ok misar geldi. stad, benimle musafaha ederek ve pek ok mjde ve dualarda bulunarak salavatlad. Ben ise ellerini, ayaklarn perek ve nasl ayrlacamn perianl iinde hkrklarla alyordum. imdi anlyorum ki, elveda iin beni Eskiehir'e kadar gtrm ve bir daha grmeye muvaffak olamamtm. Risale-i Nuru tandktan sonra ka adet Risaleyi el yazs ile yazarak oalttnz? Benim yazm o kadar gzel deildi. Birok Risale yazmtm. Mesel Birinci Sz'den Dokuzuncu Sz'e kadar olan ksm be yz nsha yazmmdr. Fakat bu yazdklarmn adedini ve neler olduunu bilmiyorum, yanmda da yoklar. Zira biz o sralarda yazdklarmz stad Hazretlerine gnderiyor yahut gtryorduk. Mesel, As-y Musa ve Zlkar' yazdk, stad Hazretlerine verdik. staddan mektuplar, lhika ve zeyiller geliyordu. Biz de yazp oaltarak halka datyorduk. imdi elimde ancak Denizli ve Afyon hapsinin Nurlarndan bir ksm mevcud ve Yirmiyedinci Mektup ve lhika ve zeyilleri.. stad Hazretleri nebolu'ya niin, ne zaman, nasl "Kk Isparta" demiti? stad Hazretleri neriyata ok ehemmiyet verirdi. nebolu'da el ile risalelerin yazlmas ve pekok neriyata vesile olmas ve hibir yerde yokken ilk defa teksir

makinesinin inebolu'da olmas stad ok memnun etmiti. Isparta kelimesi Risale-i Nurun neriyatnda bir alem, yani Risale-i Nur neriyatnn z ve ekirdei olduundan bu faaliyeti "Kk Isparta" diye mbarek stad taltif etmitir telakki ediyorum. Kastamonu kazalar iinde Risale-i Nur neden en ok nebolu'da yayld? Bu sualin zahir cevabn Ahmet Nazif Aabeyimizin nebolulu olmas ve nebolu'da bulunmas olarak syleyebilirm. Mnen de-Allahu lem-nebolu Risale-i Nura her yerden daha ok muhta olduundan ltf- Hakla buna mazhar olmu. Ahmet Nazif Aabeyimizde kitabet, ballk tarif edilecek gibi deildi. Cenab- Erhamrrahimin ona lem-i saadette ecir ve hasenatn ihsan buyursun. Sevgili stadmzn efaatine nail eylesin. "Zalimler iin yaasn cehennem!" Afyon hdisesi nasl meydana geldi? 1950'den evvel uzun seneler sregelen buhranl bir devirde Risale-i Nur neriyat gerek el yazmas ve gerekse teksir makinas ile son derece sr'atli devam ediyordu. Bu arada memlekette bir de yeni yeni dalgalanmaya balayan Demokrat Parti hdisesi vard. ktidar bu muhalefeti nleme bahanesi altnda trl trl basklar icat ediyordu. O gnk idarecilerin evhamlarn tahrik ederek anariyi tevik ile ortal bulandrmak isteyen gizli din dmanlar, Nur talebeleri ve muhterem stadmzn aleyhine jurnaller

tertipliyor ve zulmler sahneliyorlard. Bu korkun yaantlar iinde mesel, bir Bavekil 163'nc maddenin daha mll ve daha ok cezal ekle sokulmas mzakerelerinde bu kanun ve maddelerin iddetlendirilmesini muhalefet aleyhine deil, dorudan doruya Said Nurs ve talebelerinin hakknda tatbik edilmesini Millet Meclisi krssnde sylyordu. te byle karanlk, boucu ve madd-manev ztrapl gnlerde bir haber aldk ki, Haz. stad ve Nur talebelerini tevkif etmiler ve Afyon hapsine koymular. Ve yine haber aldk ki, Kastamonu'dan Mehmed Feyzi Efendiyi de tevkif edip hapse koymular. Bu ac haberleri aldka son derece mteessir oluyorduk; nebolu'da ayn bask ve kbuslu hava her gn dozunu arttryor, basklar yaplyor, ileri ve evlerimiz aranyor ve olanca iddetiyle tedhiler srdrlyordu. Asl hedef, slmiyet ve hizmet-i Kur'niyenin durdurulmas ve sndrlmesiydi. Neden ezn- Muhammed okutulmuyordu, neden Kur'n yasakt, neden hac yasakt? O gnlerde Afyon'dan aldmz bir haberde yze yakn din kardeimizin nhak yere birtakm bahanelerle hapse atldn, evlad u iyallerinin perian olduunu, ocaklarnn sndrldn ve eitli ikencelere maruz brakldklarn dnerek yemekten, imekten ve uyumaktan kesilmitim. O heyecan iinde 5-10 sayfalk mektuplar yazarak hapisteki kardelerimize ve aabeylerimize teselliler yazyor ve onlarn krlm

kalblerini tamir ve bu zulmlere uramalarna sebep olan Risale-i Nur neriyatnn kudsiyetini, buasrda yaplan cihadn en makbul bir cihat olduunu; mademki siyas bir faaliyetimiz yoktur, Risale-i Nur lik idareye ilimiyor ve Risale-i Nur Kur'n'n mnev tefsiridir. Binaenaleyh idareciler de Risale-i Nur talebelerine ilimemelidir; eer iliirlerse bu bir zulmdr. yleyse "Zalimler iin yaasn Cehennem deriz" melinde yazp gnderdiim mektuplarn tamam hapishane kapsnda ele gemi. Ayrca nebolu'dan Afyon'a giderek hapishane kap ve pencerelerinden grp oradakilere yardma alrken beni tesbit etmiler. Dinleyici olarak bulunduum bir mahkeme, gizli celsede tevkime karar vermi ve bu karar telgraa nebolu'ya bildirmiti. te bu mahkeme celsesi 17 Austos 1948 Perembe gn olmutu. Yeni Camide esrarl grme lk defa nerede ve nasl tevkif edilmitiniz? 1948 senesinin Eyll aynn ilk haftalarnda idi. Afyon'da, o gnlerdeki Risale-i Nur mahkemelerinin bir celsesinde dinleyici olarak bulunup bir hafta kadarda Afyon'da kardelerin hizmetlerini ifadan sonra nebolu'ya avdet etmek zere stanbul'a gelmitim. Merhum Hseyin Glc kardeimizle karlatm ve tevkif edildiimi rendim. Derhal yatm olduum otelden ayrldm. Zira eklimi bildirerek veya inebolu'dan beni tanyan taharriler

stanbul'a gelebilir dncesiyle oteli terk ettim. Ve Afyon'a gelip teslim olmaya karar verdim. O srada stanbul'da bulunan nebolu'lu Salih Uurtan ve Glc Hseyin kardeimizle son bir defa daha grmek zere Eminn'nde Yeni Cami'de ikindi namazn mezzin mahlinin altnda klarak oradan ayrlacaz diye randevulamtk. kindi namaznda orada bulutuk. Bir de stanbul'lu Emin isminde bir kardeimiz vard. Drt kii olmutuk. Cemaat dald, biz drt kii mezzin mahlinin altnda oturup sohbet ediyorduk. Durumu deerlendiriyorduk. Salih Efendistanbul'da kalyordu. Rahmetli Hseyin Efendi inebolu'ya dnecekti. inebolu'da en by 6-7 yalarnda 4 ocuum ve hastalkl ailem ve ihtiyar babam vard. Onlarn durumlarn konuuyorduk. Zaten Glc Hseyin Efendinin evinde kirac idim. Ailem, ocuklarm ve babam zlmesinler diye tevkimin duyurulmamasn konuuyorduk. Camide kimse yoktu. Bazen bir-iki kii gelerek arkada vakit namazn klp gidiyorlard. Bu srada camiin Eminn kap perdesi ses kararak alp kapand. Benim yzm biraz o tarafa dnkt. O gnlerde yanmdan geen herkese bir pheyle bakyordum. Sivil polislerden ok eyler ekmitim. Sair zamanlarda dahi bizi takip ederler, gittiimiz yerlere giderler, yoktan bahanelerle arama yaparlar, karakola kaldrrlard. Onun iin bende byle bir alkanlk olmutu. Bu kap perdesinin sesi camide yank yapnca biz

hepimiz kapya doru baktk. eriye, elinde pabucu, bir kolunun altnda siyah bir anta, ba ak, 35-40 yalarnda esmerce, uzun boylu, sakalsz, bykl, hki renkli elbiseli, nuran bir zat girdi. adm kadar yaklat ve durdu. Hatrmda kaldna gre yle selm verdi: "Esselm aleykm ey bu kinatn tedbirinde irade sahibi olan ve benim o zatn kapsnda kpei olduum byk kutbundan ferdiyet makam kendisine verilen o zat- akdesin mensuplar" diyerek yksek sesle bizlere hitp etti. Biz gayr- ihtiyar bir halde, "Ve aleykmsselm ve rahmetllahi ve berekath" dedik ve birbirimize baktk. Gzlerimizle bu "Kim acaba?" der gibiydik, fakat kimsede bir yaknlk almeti yoktu. Bu zat bir adm daha yaklat, daha beli ve uzunca bir tarie tekrar selm verdi. Biz yine aynen cevapladk. Fakat benim kafam karkt. Evvela, "Bir taharri olabir" dedim. nk o sralar her gittiimiz yerde emniyet mensuplar bizi tanrd. Zaman zaman bu eit tartmalar da olurdu. Ama bu ikinci selmda deiik bir hava esti, kafam da kart. Bu defa geldi, mezzin mahlinin mermerlerine dayand. nc defa ayn selmn daha beliini ifade etti. Bizim hayret baklarmz altnda keml-i edep ve ciddiyetle yle syledi: Suriye, Arabistan ve Msr' gezdim. Msr'n Klemenleri dahi o benim kapsnda kpei olduum ve kinatn tedbirinde kendilerine kudret ve vazife verilen byk kutb-u zamdan me'muriyet-i kbra ve ferdiyet makamnn sahibi olan o zat- akdesin ad anlrken ayaa kalkp

feryad ediyorlar" diyerek yksek sesle bir hatip gibi konutu, sonra "Hepimiz benim gzme baknz" dedi. Tabii biz susuyor ve neticenin nereye varacan bekliyorduk; donmu kalmtk, kmldamyorduk. Drdmz de bu zatn gzne bakmaya baladk. Hatrmda kald kadaryla ba tarafta Glc Hseyin, onun yannda Salih Efendi ben vardm, en sonda da Emin karde vard. Bu zat bata Hseyin Efendiye doru parmayla iaret ederek "Sen deil" dedi. nc ahs bendim. Sonra bana parmayla iaret ederek "sen" dedi, "o benim kapsnda kpei olduum... Sen, o zatn yanna gideceksin" diyerek antasn at ve iinde bir gazoz iesi kadar byklkte beyaz ve ii dolu bir ieyi kararak bana uzatt, "Bunu i" dedi. "Bu adam bizi nasl tehis etti?" Bu hdise karsnda hepimiz hayrete dtk. "Bu adam kimdi ve bizi nasl tehis etti, beni nereden bildi? Bu iede ne vard?" Bu mehuller benim kafamdan yldrm hzyla geerken, "Bu zat tehis hususunda bu anda ne yapabiliriz?" diye bir are aryorduk. Bu arada kendisine teslim olmaktan baka da yaplabilecek bir ey kalmadn anlamtm. Ama yine de bir kre sahip olmak iin onu konuturmak maksadyla yle konumaya baladm: "Efendim, mesele anlalmtr. Biz her hal krda

ihtiyat iindeyiz. Ama imdi bu ihtiyatn hibir lzumu kalmad. Ve biz size tamamen teslim olduk. Ltfen buyurun aramza gelin, sohbet edelim, oturalm." imdi hemen gitmeliyim. ok mhim vazifelerim var. Siz hemen bu suyu iin" diyerek ieyi bana verdi. Ben ieyi aldm. Ama yine de onun bir ifadesini anlamak iin, "Kabul hepimiz ieceiz" dedim. Olmaz, sen ieceksin. Zira sen o benim kapsnda kpei bulunduum zat greceksin ve yanna gideceksin" diye srar etti. Peki, ama bir meseleyi renmek istiyorum. Siz bizi tehis ettiniz; tamam. Ancak, biliyorsunuz, bizim derslerimizde ve hayatmzda uhuvvet esastr. Madem ki makam ve mertebe yoktur, yle ise bana verdiiniz bu hediye, o zat- mbarekin huzuruna gideceim ve onu greceim iin bana bahedilen bir mbarek ikramdr. Ben ise bu ikrama onun sebebiyle mazhar oluyorum. yle ise bu mbarek zat bizleri karde eylemi. o uhuvvetin hukukuna riayet ederek bu ikram hepimiz paylamalyz" dedim. Peki, yle ise olsun" diye msaade etti. Ben de "Bismillah" dedim, ienin mantar kapan aarak bir ksmn itim. Yanmdahepimiz bu sudan itik. Bu bir zemzem-i erifdi. Teekkr ettik. Sonunda ieyi iade ettim. Bu defa bana hitaben, "Sen beni yarn le namazn

mteakip u ilerideki direin dibinde bekle. Sana otuz senedir kendisine verilmek zere yanmda emanet olarak duran o kapsnda kpei olduum zata gndereceim" dedi. Ben de "Efendim, ben halen mevkuf bulunuyorum. Beni aryorlar, ben bu akam derhal 8.00 treniyle hareket edeceim" dedim. Bu defa bir Besmele-i erif ekerek bir yet-i kerime okudu ve yle dedi: "Kinatta hibir hadise yoktur ki, Onun izin ve iradesiyle olmasn. Sen Kur'n- Hakimin himayesi altndasn, korkma, sana hibir ey yapamazlar"deyince, "Peki" dedim. Derhal geldii yerden kt, gitti. Sonra kardelerle birbirimize sarldk. Hayretler iinde kalarak biraz daha oturduk ve akam hareket etmekten vazgeip rahmetli Hseyin Efendinin skdar'daki fakir ve ihtiyar ablasnn evine gidip geceyi orada geirmeyi ihtiyata muvafk bulduk. Aziz Mahmud Hdai Hazretlerinin komusu olan o fakirhanede sabaha kadar misar olduk. Okuduk, sohbet ettik. Sabah herkes iine gitti, Hseyin Efendi de nebolu'ya dnmek zere hep beraber oradan ayrldk. Ben le namaznda Eminn Yeni Cami'ye gittim. Namazdan sonra o zatn tarif ettii stunun dibine oturdum. Biraz sonra tekrar kageldi. Bana bir Hicaz tesbihi ile bir misvak verdi. Bir de o anda kaydedemediim Arapa isimli bir ey syledi "Onu vereceim, zira elinden alacaklar" dedi ve bana ok dualar etti. Ayn kelmlar

syleyerek Hz. stada selmlar gnderdi, sonra da ayrld gitti. Ben de o gn akam treniyle Afyon'a hareket ettim. Bir ku gibiydim, nereye bastm, nasl gittiimi bilmiyorum. "Savc ile yz yze gelince" Ne nebolu, ne oluk ocuk, ne para hibir ey hatrma gelmiyordu. Ayamda yamal bir pantolon, srtmda eski bir ceket, bam ak, sepet elimde, lal ve hayran gidiyorum. Trende yer bulmak, oturmak yle dursun, ayakta duracak yer bile yok. Fakat Afyon'a nasl vardm bilmiyorum. Acaip hdiseler ve ryalar pepee, ayazl bir afak vakti Afyon'a vardm. Atl arabayla sabah namazna eriirim diye ehirdeki ber-mutad bir hana indim. Namazdan sonra hemen hapishaneye gittim. Kardelere bir pusula yazarak "Bir ey istiyorsanz kapda bekliyorum" dedim. Bylece gn Afyon'da darda yaplacak hizmetleri grdm. 10 Eyll Cuma gn sabah sepetimi elime alarak savcnn kapsna vardm, kapy vurdum. eriden daktilo sesleri geliyordu. Bir ses "Gir!" dedi ve girdim. "Efendim benim ismim brahim Fakazl." Neee!" dedi. "brahim Fakazl." Hani evrak, hani jandarma" diye kt.

"Efendim, kapnzda jandarma ve polis yok." "Be adam," dedi. "Ben sana kapdaki polisi, jandarmay sormuyorum: seni nebolu'dan getiren zabtay soruyorum" Zile bast, bir jandarma ile kapc geldi. Onlara barp ard: "Nereye gitmiler, bu san brakp da" diye. Baktm zavalllar fena oluyor. O srada yere atlm vaziyette duran Risale-i Nurlar gstererek, "lim ve hfzmsn, bu Kur'n tefsirleri olan Risale-i Nurlar byle nasl yerlere attn, Allah'tan korkmadn m?" dedim. Birden "Sus!" diye bard: "Arayn u heri!" dedi. "Bir kasketin bana gelenler" Oradakiler zerimi aramaya koyuldular, ceketimin dmesini atlar, koltuumun altnda bir kasket vard, hemen yere dt. Memur yerden ald, gsterdi: "Efendim, bu hi giyilmemi bir kasket" dedi. Ben bu kasketi savcla gelmeden nce 100 kuru vererek ardan yeni almtm. Zira mevkuf kardelerimizden dinlemitim. Baz kardeleri, "Siz neden apka giymiyorsunuz? Bunlar apka dman, falann dman" diye ok dvmler, zulmetmiler. Ben de Denizli'de Hz. stadn elinde byle bir kasketi gryordum. Mahkemeye giderken eline alr ve mahkemede tahta srann zerine koyarak zerine

otururdu. Ben de onu hatrladm ve lzumsuz zulme uramayaym diye alp koltuumun altna koyarak ceketimi iliklemitim. "Bak, bu da kurnaz, hem kasketi var, hem de giymiyor" dedi ve beni bir perdenin arkasna ekerek "Gel buraya" dedi. Baktm ki, yzlerce havlu, beyaz bez, bani, sark yn halinde duruyor. Bunlar, Isparta, Barla ve civarlarndan gelen o mbarek ihtiyar kardelerimizin balarn souktan korumak iin taktklar eitli atk ve sarglard. Bu bana ok dokundu: "Mustantk Bey" dedim, "Siz, hem lim, hem de hfz olduunuzu sylediniz. Bu Kur'n tefsirlerini ve bu kakollar vesile yaparak zavalllara zulmettiniz." O esnada jandarmay kelepeye gndermiti. O da geldi, kelepe elinde, bekliyordu. "Gerek devletime, gerekse kymetli Mehmetiime eziyet olmasn ve lzumsuz masraar olmasn diye o kadar uzak mesafeden buraya kendi kendime geldim. urada yz yz elli metre mesafedeki hapishaneye kadar iki jandarma nezaretinde ve kelepe takarak gndermeniz ayrca ok byk bir zulmdr. Bunu bildiiniz halde yapyorsunuz. Elbette sizden Mahkeme-i Kbrda bunlar sorulacak" dememle birlikte, "Ktib, yaz. Btn dediklerini zapta geir" dedi. Ktip hepsini yazd. Bana da "uray, uray imza et" dedi. Ben de glerek imzam attm. Akabinde ellerimi arkama kelepelediler. Sepeti de aradlar: "Bir para ekmek, peynir, zm, bir tane orap, bir

de tesbih ve misvak, Bunlarda bir ey yok" dediler. Sepeti jandarma ald ve beni hapishaneye gnderdiler. "Ben zaten bekliyordum" Hapse girerken yine aradlar, kk bir akm vard. "Bu adam ldrr, aln" dediler, aldlar ve beni misarhane dediimiz altnc koua koydular. 5-10 dakika sonra Ceylan'larn bulunduu kou teneffse kt. Kapnn zincirli aralndan darda gezenleri gryordum. Ceylan benim geldiimi haber almt. Geldi ve arkasn kapya dayad. O ekilde konumaya baladk. "Ben zaten bekliyordum" dedi. Ceylan, "Merhaba Aabey, hogeldin" diye mukabele etti. Ceylan'n yz baheye dnkt. Benim en byk arzum emanetleri Hz. stada ulatrmakt. stanbul'da Yeni Cami'de geen hdiseyi bir kda tamamen yazdm ve kap aralndan Ceylan'n arkadan balad eline birer birer verdim. Arkasndan hafe kulana anlattm. O da bana yzn dnmeden ierideki durumu anlatt, emanetleri Hz. stada ulatracan syledi. Bizim kouta zavall bir ihtiyar vard. ok fakirdi. Bir gece baktm, bana bir ul sarm. Sebebini sordum. "Bam ok yor" dedi. Savcla gelirken aldm kasketi bu ihtiyar adama vermeyi dndm. Gece olunca kasketin nndeki siperi kardm. gtrp verdim. Adam sevindi, dua etti. Siperi de gtrp helann deliine tktm. O gece bir rya grdm. Ryamda, elimde kaln bir

kitap var, kapan zerinde de sls bir hatla "kfr- mutlak" yazlm. nmde de bir soba var. O kitab gtrp sobaya attm. sonra uyandm, "Allah hayrlara tebdil etsin" dedim. Bu ryay da unutamam. Hl dnyorum. O ihtiyar adam, kasket, soba ve kfr- mutlak arasnda nasl bir irtibat var? Ben oradan gn n beklerdim. Havann sknetli ve gecenin karanlnda Hz. stadn inleyen sesiyle evradn okuduunu duyabiliyordum. Bu hazin sese yle almtm ki, duymazsam zlrdm. stad, bazan da pencerenin kenarndaki duvar knts zerine seccadesini serer, oraya otururdu. Ben de kimsenin dikkatini ekmeden onu seyretmeye alrdm. o mbarek de bizi bahede teneffste dolarken seyreder, bize iltifatlar ederdi. Bazan nbetinin gaetinden istifade ederek gizlice stadn bulunduu koua kar, elini per, baz hizmetlerini grrdm. Fakat bazan da yakalanr, falakaya yatrlr, cezalandrlrdm. stadla en rahat grme mahkemeye giderken olurdu. Mahkeme salonunda etrafna halka olur, kendisini dinlerdik. "stad srtma basarak kt" Bir defasnda leden sonra bir celse iin bizi mahkemeye sevketmilerdi. Nedense, "Hkim henz gelmemi" diye bizi bo bir odaya kilitlediler. Oda bykt, fakat yle pisti ki, yerlere basmak dahi mmkn deildi. Yalnz bir kiinin namaz klabilecei genilikte ok tozlu

bir pencere kenar vard. Kardeler temizlediler. Tahir Aabey de boynundaki uzun ve geni kakolunu oraya serdi. Bylece Hz. stada namaz klacak kadar bir yer hazrland. Hz. stad pencerenin kenarna geldi, fakat pencere yerden 60-70 santim ykseklikteydi. stadn zerine basp oraya kabilmesi iin sandalye ve sandk gibi bir ey arand, fakat yoktu. Ben hemen srtma basarak oraya kmas iin stadn nne yattm. Herkesin akn baklar arasnda Hz. stad glmseyerek enseme "keeli, keeli" diyerek vurdu ve srtma basarak kt. Namazn orada kld. Sonra da bakalar klacakt. Fakat mahkemeden ardlar. Sonra namaz kaza ettik. O gnk heyecanm hl hissediyorum ve unutamyorum. Cenab- Hakka hadsiz kr olsun diyorum. Orada tahminen 20 kii vardk. Hatrmda kalan isimler: Tahir Aabey, Hsrev Aabey, Ceylan, Hfz, Bayram, Mehmed Feyzi, Ahmed Fevyzi, Zbeyir Gndzalp, Nazif elebi ve Selhaddin. ok souk bir k gnyd. yle ki, camlar 15-20 gn buzdan tl perde haline gelmiti. Hz. stadn kouuna gidip bir teneffs miktar orada kalmay istemitim. Bunun iin yle bir are dn"Ya erhammerahimn! Bu salavat okuyan el'l-Mznibn-in efaatine mazhar eyle. min, min." "Ya erhammerahimin! Bah'deki hakaik-i kudsiyenin hrmetine bu nshann sahibi brahim'i ve Ktibi Mustafa'y Cennette mes'ut eyle. min, min, min."

"Y erhamerrahimin! sm-i zamn hrmetine ve bu defterdeki isimlerini ve hakikatlarn hakkna bunu yazan Mustafa'y ve okuyan brahim'i Cennet'l Firdevste sadet-i ebediyeye mazhar eyle. min, min, min." "Ya erhamerrhimn! sm-i zamn hrmetine ve ism-i Hafz hakkna bu nshay yazan brahim'i Zalimlerin ve eytanlarn erlerinden muhafaza eyle. min, min, min..." Allah'm! Ya erhamerrahimn! Ceven'deki isimlerin ve sm-i zamn hrmetine bu mnacat yazan ve yazdran ve okuyan ve brahim'i ve Mustafa'y Cennet'l-Firdevste saadet-i ebediyeye mazhar eyle. min, min, min." dm. Koua teneffse kp saati doldurduktan sonra ieri girerken umum helya girecektim. Teneffs sras dier koua gelince stadn kaps alacak, oradaki mahpuslar teneffse kacak, ben de heldan kp o koua geecektim. Bylece bir saat kadar stadn yannda durabilirdim. Tekrar bizim kou teneffse kncaya kadar yine helada kalp bizim koua geecektim. Bunu ne pahasna olursa olsun bazan yapardk. Yine byle yapmak istemitim. Bizim kou ieri girerken ben helaya girdim. Bu esnada stadn kouu da alm, mahpuslar dar kyordu. Ben helann kapsna geldim. Fakat souktan her taraf dona kesmiti. Helann kaps kapanmyordu. Ayak zerinde durmak bile mmkn deildi. Kapnn aralndan bir el grdm. Kapy tutuyor ve darya kmaya alyordu. Bu el Hz. stadn eliydi.

Ben, "Efendim, efendim ben tutaym elinizi, ibriinizi bana verin" diye seslendim. stad, "brahim sen misin?" dedi ve tebessm ederek elimden tuttu, dar ktk, beraber koua gittik. O gnk heyecanm da unutamyorum. Risale-i Nur nasl telif edilmise yle nerolsun Hapishanede Risale-i Nur yazdnz m? Afyon hapsinde El-Hccet'z-Zehr'y birka defa yazdm. Bir defasnda da Kastamonu'ya giden birisiyle gnderdim. Bir tane de babama hatra olmak zere ok itina ile yazmtm. Bunu Hz. stada tashih iin gnderdim. Hz. stad tashih etmi ve yle muazzam bir dua yazmt ki, grenler hayran oldular. Ben de hapisten sonra babama takdim ettim. Babam ok memnun oldu, alad; fakat imdi o kitap nerededir, bilmiyorum. Ayrca Afyon hapishanesinde Ceven'l-Kebir ve dier Evrad yazmtm. Bir tane de Emirdal Mustafa Acet yeni rendii o gzel hatt ile bir Ceven'l-Kebir, bir de Evrad- Kudsiye yazm, baz ksmlarn tashihini yaparak bana hediye etmiti. Daha sonra teberrken Mehmed Feyzi ve Hasan Feyzi Aabeylerin yazdklar Hlsat'lHlsa ve sair Evradlar ilave ederek Hz. stada tashih ettirdim. Hz. stad mbarek bir dua yazarak bana iade etti. Ahmed Feyzi Aabeyle 2 ay kadar bir kouta yattk. Bir

defasnda Ahmet Feyzi, Hz. stada bir pusula yazarak, "stadm ben Genlik Rehberini bugnk genliin anlayabilecei ekilde lgatsz Trke olarak yazp neretmek istiyorum, msaade eder misiniz?" diye sordu. Hz. stad da "Kardeim Ahmed Feyzi, sen yle bir risale yazarsan kendi imzan at veya lgatlarn haiyesinde ksaca Trkeye evir, yine imzan at" demiti. Bu ifadeleriyle stad Hazretleri, Risale-i Nur nasl telif edilmise yle nerolunmasn anlatmak istemiti. Hz. stadn kendi elyazmas olan, El-Hccet'zZehr'da yer alan Fatiha'nn tefsir ksmn Hz. stad, Ceylan'a vermi, Ceylan da, "Teberrken sana getirdim" dedi ve bana verdi. Ben de alp ptm, bama koydum ve itina ile muhafaza ettim. Tahliyeden sonra stanbul'a gittiimde o gn iin en gzel bir cilt ile ciltlettim ve nebolu'da onu canmdan kymetli olarak sakladm. Sonra bir mahkeme sebebiyle nebolu'ya gelip fakirhanemde misar olan Bekir Berk kardeimiz onu grd ve kendi mzesinde muhafaza etme ve "Hizmet-i Nuriyede ok byk hizmetlere vesile olacak" diye srarla benden istedi. Ben de "Hizmete medar olur" niyetiyle hibir eyimi esirgemezdim ve verdim. Seneler geti; basknlar, musadereler ve imhalar.... Bekir Berk hapse girince kayboldu. ok aradm, sordum; bilen olmad. Yllar sonra Mehmed Emin Birinci ve Mehmed Frnc kardelerin elinde hakikaten bir hizmete medar olmak iin karlm iken grdm. Dnyalar benim oldu. ok

sevindim, kayp olmam. O kymetli kardelerim onu muhafaza etmiler. Kalbim rahat etti. Afyon hapsindeki hapis mddeti ne kadard? Tarihler, hapishanede yazdm evrak defterinde yazl. Afyon hapsine girmeden evvel nebolu'dan ayrldm tarih: 17 Austos 1948 Perembe. Hapishaneye girdiim tarih: 10 Eyll 1948 Cuma, Afyon hapsinden ktm tarih: 9 Mart 1949. Bu hesaba gre hapiste 6 ay kalmm. Avukat olarak kimlere veklet verdiniz? lk defa Ahmed Bey isminde bir avukat fahri olarak vekletimi almt. Sonra bir baro reisi-ismini Halil zannediyorum-almt. Baka hatrlamyorum. Hapishanede gnlk hayat Afyon hapishanesinde stad ve Nur talebeleri gnlk zaruri ihtiyalarn nasl karlard? Hapishaneye birka amardan baka bir eya ile girmemitim. Rahmetli Hsrev Aabey bana bir minder gndermiti. O minderin zerinde yatardm. Bir de stme rtecek bir ey vard. Daima elbisemle yatar kalkardm. Banyo iin bir teneke suyu bulabilirsemonunla banyo yapardm. Bazen dardan yardm yaparlard. Kimler yapard bilmiyorum, o yardmlar para, yiyecek gibi eyler olurdu ve onlar teberrk diyerek almamz iin stad Hazretleri gnderirdi. Bizim kou, ikinci kou zemin kat idi, taban ta idi.

i 20-25 metre uzunluunda ve 8-10/ metre genilikte idi. Kouta, kaplar ieride 3 adet hela vard. Banyomuzu da o helalarda yapardk. Bizim kouun mevcudu bazen 70-80 kadar kii olurdu. Kou bakan olan ar cezal mahkum Hasan Aa, ayn zamanda berberlik yapard ve stad da o tra ederdi. Benden para almazd. Akamlar birer tayn datrlard ve parasn alrlard. Fakirlik mazbatas verenlerden almazlard. Benim param yoktu. Bana "fakirlik mazbatas getir" dediler. Ben de nebolu'ya yazdm, fakat gelmedi. Hapisten ktktan sonra inebolu'da benden tahsil ettiler. Mbarek Kandil Gecelerinde, bayramlarda ve Muharrem aynda hapishaneye aure ve tatl gibi yiyecekler gelirdi. Hz. stad onlar teberrk diyerek alp yememizi tavsiye ederdi. Dardan nohut, brlce, fasulye ve bulgur gibi eyler az gelirdi. Hapishane iinde bo gaz tenekelerinden ufak mangal yaparlar ve satarlard. Be kuru verip bir tane de ben almtm. Onda kmrle orba piirirdim. Bir defasnda teneffs esnasnda mangal bahede unutmutum. Beni kap alt dedikleri bagardiyann dairesine ardlar. O dairenin stnde Hz. stadn bulunduu kou vard. stad tek bana braktklar 70 kiilik bu kouun 40 kadar camgz penceresi vard. Bunlarn ancak 15 tanesinde cam taklyd, dier pencerelerin cam hep krkt. "Projektr gibi iki gz bana bakyor"

Orada bana mangalm gsterdiler. Bu mangal "Senin mi?" dediler. Mangal benimdi. Zalim bir gardiyan vard. Beni dmek iin elini kaldrd. O gn bir enlik gn idi. Kalbimden diyordum ki: "Bugn bunlarn enlik gn, alglar alp horon tepip oynuyorlar, arklar sylyorlar. Eer bende zerre kadar bir iman varsa bugn benim de bu zalimlerin zulmne uramamam lzmdr ve hakkmdr; bakalm bana nasl azap edecekler?" diye dnerek oraya gitmitim. O gardiyan bana tokadn iddetlice vuracak diye bekliyordum. Ve iyi vursun diyerek boynumu bir tarafa emitim. O anda gzm st katn sarmakl penceresine denk geldi. Birde ne greyim, sarmaklarn arkasndan projektr gibi iki gz bana bakyor, ben de ona bakyordum. Ben tokad unutmutum. Zira bu gz Hz. stadn gzleriydi. Birden bagardiyann sesi grledi: "Vurma, brak." Zalim gardiyann uzun kolu aa indi. Ve bana "Al mangal git" dediler. Bu hadise beni gnlerce yatamda alatt. Ve nurlu bak o zalim gardiyann kolunu dndrm hareketsiz brakmt. "brahim, hasta msn?" Hz. stad bizi teneffste orta bahe dedikleri yerde gezerken de seyrederdi. Bir defa ben stadn penceresi karsnda gneleniyordum.Yakam akt, boynumdan da fanilamn yakas grnyordu. Hz. stad pencereye geldi, bir pusula att. Oradakiler pusulay aldlar, bana verdiler. stad, pusulada yle diyordu: "brahim sen hasta msn, boynunda ne var? Seni zgn gryorum."

Bir defasnda yine bahede Ceylan, Halil ve bir kardeimizle beraberdik. stad mze bir pusula att. Pusulada unlar yazlyd: "Kardelerim, gezin dolan, neeli olun. " Bana yle gelirdi ki, sanki annemin yanndaym ve bana efkatle sahip oluyor ve beni hi gznden ayrmyor. "stad zehirlediler" Biz Hz. stad pencerede grmezsek, "Neden grmyoruz?" diye ok zlrdk. Ne pahasna olursa olsun, bir frsatn bulun yanna kmay gzlerdik. Kn son derece souk bir gnnde stadn yanna gizlice kmtm. Hz. stad ok hasta idi. Bana elini uzatt, "Tut" dedi. Ben de tuttum ve ptm. Ateler iindeydi, elim scana tahamml edemiyordu. "brahim ok hastaym. Artk leceim, siz varsnz diye teselli buluyorum" derken Ceylan da geldi. Ayn eyleri ona da tekrarlad. Biz akn bir halde alyorduk. stad Hazretleri de alyordu. "Ne yapalm?" diye aresizlik iinde Ceylan'la birbirimize sarldk, alatk, helalletik. stad bize ok dua etti ve sonra bizi gnderdi. Dnte kardelere meseleyi anlattk, ok dualar ettik. Cevenler okuduk. Sonradan anladk ki, stad zehirlemiler. K mevsimi.Her taraf donmu Afyon'un evreyle irtibat kesilmi demiryolu kapanmt. 15-20 gn ehre yiyecek, yakacak gelmemi, sular akmyordu. Hz. stadn pencereleri krk dkk, deme tahtalar aralkl, snmak mmkn deil. O gn Hz. stad nnde bir gaz tanesi,.

iinde bir miktar mangal kmr, bir aydanlk, ift battaniye altnda iki kat olmu halde grdm. stadn kouunun karsnda bir kou daha vard ki, o koutaki pencerenin camlar yeniden taklm, kaplar tamir ettirilmiti. Kouun iinde dkme soba, scak hamam gibi banyo sular akyor. Bu kouta komnizmden mebbet hapse mahkm birgen ve bir kadna tecavz etmi bir doktor, bir de siyas mahkm vard. Bunlar imtiyazl mahkmlard. Dardan yardmlar gelir; hatta komnist gecelerinde darda gezdiklerini sylerlerdi. "Souktan donuyorduk" Alt kadar kou vard. Her kouta Nur talebeleri bulunuyordu. dareye, savcla "Souktan donuyoruz, stadmz artk dayanamyor, kmr, yakacak, soba..." eklinde yazlar yazld. Fakat hibir netice vermedi. Bu meseleden halk da haberdar olmutu. Halk "mahpuslar donuyor" diye duymular ve ileri gelenler zorlamlar. Sonunda istasyonda kalm olan bir kamyon kadar maden kmr jandarmalarn nezareti altnda torbalarla ar cezal mahkmlara tattrlp hapishane bahesine getirildi. Herkese birer teneke verdiler. Ama bu defa o kmr yakacak ne soba vard, ne de mangal. Bunun iin kmr hibir ie yaramad. Sonunda Mustafa Osman karde bir kat zerine satan yaplm zgaral bir kmr sobasnn krokisini izerek kendisi adna aldrtt. O srada stad o geni ve camlar krk koutan aldlar, 5. koua verdiler. Gya stada acdlar. Halbuki bu kou

yankesicilik ve hrszlk sularndan mahkm olan serserilerin bulunduu kalabalk bir koutu. Ta ki, Hz. stad, alk olmad bu grltl yerde daha ok inlesin. "Mahkmlarn stada saygs" Bizim koula ikinci koua ayn kapdan girilirdi. Biz kendi hissemize den kmrleri Hz. stada hediye ediyorduk. Mustafa Osman da yaptrd sobay stada hediye etmiti. stad aldklar 5. kouta Nadir Hoca diye bir mahkm vard. Oraya bakyordu. Hemen kouun bir ksmn battaniyelerle blerek stad Hazretleri iin bir oda yapm, iine de sobay kurmu. stad oraya alm ve sobay yakmlar. Mahkmlar stad rahatsz etmemek iin hi ses seda karmyorlarm. Dier koular, gardiyan ve mdr odalar souktan donmu bir halde iken, stadn bulunduu kou hamam gibi sck olmu bir cennete dnmt. Mahkmlar stada hizmet iin yara girmiler ve namaz klmaya balamlard. te el-Hccet'z-Zehr byle bir hava iinde yazlmaya baland. Gaz tenekesinden mangal Yiyecek ve ieceinizi nasl temin ediyordunuz? Hapishanede stadmzn yemeinin altnc koutan geldiini grrdm. Bu hususta hatrmda kalan birey yok. Bizim koutan Takprl Sadk Bey bu hizmeti zerine almt. 6. kouta Mehmed Feyzi, Ceylan, Halil ve Hsrev

Beyler vard. Onlar gnderirlerdi. Hz. stadn bu gibi hizmetlerini yapacak bir talebesini yanna msaade etmiyorlard. Bir gardiyan tayin etmilerdi. Hz. stad ona pek itimat etmezdi. Ekmek her zaman idare tarafndan datlrd. Bu ekmek askeriyenin tayn gibiydi. Fakat Hz. stad bu tayn yemezdi. Bu tedbire ramen yine de stad zehirlendii ok olurdu. Bizler da gaz tenekesinden yaplm mangallarla snrdk. Benim ufak bir tencerem vard. Dardan tarhana, bulgur geldiinde o tencerede piirirdim. Bir gazoz iem vard. Onunla da ya getirtirdim. O ya evvela tencerede yakar, duman knca tarhanay koyar, su ile kartrr ve piirirdim. Zira o ya yanmadan yenmezdi. Afyon ya imi. Zeytinya yok derlerdi. Bu ameliye kou iinde olduundan 70-80 kiinin yemei hep byle pierdi. lk defa o koua beni koydular. ilk gn, hele ilk saatler bouluyorum sandm. Buna helalarn da kokusu karnca dayanlmaz oluyordu. "Bu gece muhakkak lrm" demitim. Bu pis havay koklaya koklaya iki- gn iinde altm ve bir daha byle koku ve bunalt duymadm. Kouun bir tane penceresi vard. Onu da atrmazlard. Zaten bu hapishane Ortaadan kalma bir zindand. Bazen dardan teberrk yufka ve kuru yiyecekler de gelirdi. Dier mahkmlar Afyon'lu olduklarndan her zaman yiyecek ve temiz amarlar gelirdi. Lkin bizim kardeler uzak yerlerden geldiklerinden ayda bir ziyaretileri ya olur, ya olmazd. Onlar da hep fakir kyllerdi. Getirdikleri eyler nohut, faslye, bulgur, tarhana gibi kuru

yiyeceklerdi. "Tahiri Aabey'in bana gelenler" Bir hdiseyi de anlataym: Bir k gn sabah 7.30'da bizi mahkemeye gtrmek iin kap nne kardlar. Tahiri Aabeyin ba, yz sarl idi. O srada Hz. stad da kardlar. stad, Tahiri Aabeyle kelepelenmek istedi. Tahiri Aabeyi ardlar. Tahiri Aabey stadn yanna gelince stad ona bir ey syledi. O da ban yzn at. Hepimiz ona bakyorduk. Bir de ne grelim: Tahiri Aabeyin yzne fel gelmi, az ve gzler bir tarafa kaym. Gzlerinin ii kp krmz kan. Korkun bir hal almt. Ona stad "Gemi olsun" dedi ve eliyle Tahiri Aabeyin yzn okad, "Geecek" dedi. Tahiri Aabey yine yzn sard ve mahkemeye yle gittik. Bir ara frsatn bularak kendisi ile ayn kouta yatan Mustafa Osman'a Tahiri Aabeyin bu hale nasl geldiini sordum. yle anlatt: "Tahiri Aabey kendisine verilen yeil sebze ve saireyi yemiyor. Kendi mntkasndan gelen teberrk kuru eyleri yiyor ve her zaman da oruludur. Vcudunda kan dolam olmuyor. Bu hadise bu gece oldu" dedi. Lakin 15 gn sonra biz, mahkemeye giderken yine merakla Tahiri Aabeyin halini hatrn sordum, bana yzn at; baktm ki tamamen iyi olmu. Gzleri ve az yerine gelerek normal bir hale gelmiti. Bu arada unu da zikretmek lzm ki, en ziyade yourt gibi taze eyler

alkanlara getirilirdi. alkanlar kalabalkt. Osman, Mehmed, Hasan, Ceylan, Halil alkanlar... Bu kardelerin yourt ve ayrann ok imitik. Ruhlar d olsun. "Ben Nurcu deilim" Afyon Hapishanesinde ka Nur talebesi vard? Ben hapishaneye Eyll aynda girdim. Benden evvelki bir dnemde hapisten 15-20 kii tahliye edilmiti. Benim bulunduum zaman 30-35 kadar Nur talebesi olduunu tahmin ediyorum. Ben hapiste iken baz Nur talebeleri yine tahliye edildi. Bu arada yeni gelenler oldu. Mesela Ahmed Nazif, Selahattin elebi, Hseyin Tabancal geldiler. Bu arada unu da sylemeliyim: Benim yanma Ahmed Feyzi Efendi'yi verdiler. Bu srada Fevzi Halc, Mustafa Ramazan ve isimlerini hatrlayamadm 5-6 gen niversiteliler de geldiler. Bunlar az kaldlar. Bu srada aramza yle kirler yaydlarki, kim "Ben Nurcu deilim" diye savcla bir dileke verse tahliyesi mmknd. Bu niversiteli kardelerin de o sene imtihanlarna az bir zaman kalmt. mtihana giremezlerse tahsilleri yanacakt. Bunlar byle bir dileke yazarak tahliye oldular. Ben Nurcu deilim" diye dileke yazanlar serbest brakmalarnn asl sebebi, stad tarafndan onlarn kandrldn etrafa yaymakt. Bunu yayyorlard ki, herkes byle yapsn. "stad son ziyaretim"

stad son olarak nerede grdnz? Ben Hz. stad son olarak bir yaz gn Emirda'da grdm. Yine bir hizmet vesilesiyle ziyaretine gitmitim. Yannda rahmetli Zbeyir karde ve Ceylan vard. Beni o akam evine misar ettiler ve sabah kahvalts ettirdi. Kendi mbarek eliyle azma siyah ekmekle dolaptan kavanozdan kard bal yedirdi ve o gn sabah postas arabasndan 3 kiilik yer ayrtt. Parasn kendi verdi ve "Seni uurlayacam" dedi. Ve posta minibsnde beraber Eskiehir'e uurlayacam" dedi. Ve posta minibsnde beraber Eskiehir'e kadar geldik. Yldz Otelinde odasna ktk. Beni oradan salavatlad. O gn sanki ruhum cesedimden ayrlmt. Nereye bastm, ne yaptm bilmiyordum. Annemden, babamdan grmediim bir efkat, bir samimiyet, bir arkadalk; tari mmkn olmayan bir zevk ve lezzet havas iinde idim. Gzlerim yal, ruhum sevinli idi. Ondan sonra ne kadar zaman getiini hatrlayamyorum. Hz. stadn Urfa'ya hareket ettiini duyduk. Bir sabah 7.30 ajansnda Menderes'in radyodan Hz. stad'n vefat haberini verdiini duyduk. nebolu'da bir minibs kiraladk. Bata Ahmet Nazif Aabey olarak rahmetli Hac Dursun Efendiyi de alarak Ankara zerinden Urfa'ya Cuma gecesi ulaabildik. Hz. stad defnedilmiti. Biz yolda stadn getii yerlerde staddan haberler soruyor ve son hzla devam ediyorduk. Urfa'ya yaklarken tank birliklerine rastladk. Bu tanklar herhangi bir hdise

olur diye Urfa'y kuatmlard. Urfa'da btn dkknlar kapanm, halk sokaklara dklmt. Cenaze namazn 150 bin kii klm. Yalnz o gece mezar banda masum 7-8 yalarnda yavrular 500 hatim indirmi. Btn Urfallar gelen misarleri evlerine tayorlard. Halilrrahman hnca hn dolup tayordu. *** Hz. stad bir Charollet araba ile gidiyormu. Arkasndan ona en hzl arabalar bile yetiemiyormu. Urfa'da Mehmet Bey isminde bir otel sahibi Hz. stad otelinin bir odasnda misar etmi. Fakat zbitler, stad otelden almak istemiler, fakat otelci vermemi. ileri Bakanl ise, "lsn veya dirisini geldii yere gtrn!" diye sk emir vermi. Ancak binlerce Urfal Bavekile telgraf ekerek, "Biz Hz. stad vermeyiz" demiler ve sabaha kadar otelin etrafn doldurmular. Ankara'dan emir bekliyorlarm. Sabahleyin Adnan Menderes, stadn vefat haberini kendi azndan duyurmu. *** "hls ve meveretle bu hizmet yryecek" Cuma gn Abdullah Yein'in kald medresede eitli vilayetlerden gelen Aabeyler toplandlar, "Bir meveret yapalm" dediler. "Vefat neticesi olarak ne yapmak lazm?" Bir ksm "Bir bakan seelim. Aynen stad gibi mektuplar ile irad etsin, ynetsin" dedi. Bir ksm, "Vazife

taksimi yaplsn" teklinde bulundu. Bu hal bir saat kadar devam etti. Bata Tahiri Aabey, Ahmet Nazif, Mustafa Sungur, Mustafa Osman ve Zbeyir olmak zere u kri ortaya koydular: "Risale-i Nur umum slmn maldr. Hz. stad nasl neretmise, aynen her Nur talebesi gayr- siyas, ihlsla ve meveretle bu hizmeti yrtecektir. Risale-i Nur mvacehesinde, ihls, uhuvvet, meveret dairesinde hareket edilecektir. Byle dernek bakan, aza yoktur. Bu i bitti" denildi. Herkes bunu kabul etti. Civardaki byk camide Mustafa Sungur, Risale-i Nurun ve Hz. stadn beyanlarn herkese mkemmel bir ekilde aklad ve mesele aydnland. Biz de o akam oradan avdet iin hareket ettik. Ankara zerinden nebolu'ya geldik.

MEHMED TEVFK YAKAMERCAN


1896'da Kastamonu'nun Kre mahallesinde dnyaya geldi. 15 ubat 1965'de stanbul'da Ramazan Bayramndan bir hafta sonra vefat etti ve Sahraycedit kabristanna defnedildi. Mehmed Tevk Yakamercan, Bedizzaman'n Kastamonulu talebe, dost ve hizmetkrlarndan bir zttr. Gzel yazsyla, ktip olarak stada muhatap olmu, 1943'de Denizli'de hapishanede yatmt. Mehmed Tevk Yakamercan'n dedesi Salih Efendi, Sultan Mahmud devrinde Yenieri aalna kadar ykselmi. Sultan kendisine mkfat ve taltif olarak elleriyle iki yakas mercanla kaplanm bir hrka giydirmi. Bu sebepten, Mehmed Tevk Efendi kendisine Yakamercan' soy isim olarak alm. Byle asil ve neslen Osmanl mensubu bir zat, Kastamonu'da Halk Partisinin kara gnlerinde zincirlerleelleri balanarak, bir arabann koltuk aralarnda

Denizli hapishanesine yollanmt. Kendisi Kastamonu'da Aa mareti veya Yakup Aa Camiinde imamlk yapard. Kurr hafzd. 1943'de Denizli hapsinden beraat edip tahliye olduktan sonra stanbul'a gelip yerlemiti. stanbul Mftlnde Mushaar Tetkik Heyeti reisliinde bulunmutu. Ksa boylu, sakall ve lim bir zat olan Yakamercan, neeli bir halde tatl sedasyla Kur'n okurdu. Kastamonu'da evleri Bedizzaman'a yaknd. Hafz ve hattat olan hanm ise Erenky'de "Hoca Anne" diyerek anlrd. stadn amarlarn ykard. Hanmlarla birlikte ziyaretine de gittiklerini anlatan "Hoca Anne," amarlarn ok temiz olduunu, mis gibi koktuunu ifade ediyordu. Yakamercan'n iki buuk yandaki olu Zeki vefat ettii zaman stad kendisine "ocuk Taziyenamesi"ni gndermiti. Eski, kara ve karanlk gnlerin dertli bir mensubu olan M. Tevk Yakamercan'n olu mer ise stad son defa, 1952'de stanbul'da Akehir Palas otelinde ziyaret etmiti.

AHMED ZKAN (KUREY)


Kastamonu'nun Devrekni kazasndandr. Lahika mektuplarnda isminden ve hizmetlerinden bahisler bulunmaktadr. Mektuplarda Ahmet Kurey eklinde bahsedilmektedir. stadmzn Kastamonu'da olduu yllarda, benim Kastamonu'da iki dkknm vard. Birini imal, dierini sat yeri olmak zere kullanyorduk. stad Hazretlerini geriden geriye grmtm. Kendisini kalben ve ruhen ok sevmitim. Bir gece ryamda beni armt. Uyandmda bunun beni ikaz eden bir hakikat olduunu anladm. Hemen imlatn yaptmz cevizli ezmeden bir miktar hazrladm, doruca stadn bulunduu haneye gittim. Vardmda bana, "Sen ho geldin kardeim" diyerek hitap etti. "Bu hediyeyi bakasndan olsayd almazdm, ama senin bu hediyeni alacam" dedi. Yanndan ayrldm. "Sen Arapsn ve Seyyidsin"

inde hayli mal sattm dkknda byk bir asma saat vard. Onu bir gece ryamda bizim Devrekni'de ar Camiine elimle astm grdm. Bunun zerine o saati ayn camiye elimle astm. Halihazrda saat o camidedir. Ondan sonra tekrar stad Hazretlerinin yanna gittim. Bana 'Dkknlar satld m?' diye sordular. 'Ben senin iin yle dua etmitim; elindeki dkknlar satlsn, ondan sonra Nurlara hizmet etsin' diyerek, hemen oradan Kk Szler'i verdiler.. 'Bunu yaz, hemen bana getir,' dediler. Yanndan ayrlp Devrekni'ye gittim. Eseri yazp babamla gnderdim. Tashihte u iaretleri grdm: 'Yedinci Sz'n nihayetindeki dua ksmnda 'Ahmed Kurey' demi. Ben ilk defa Nur'lar yazdmdan, 'Herhalde unutmu' dedi. Nihayetindeki Onuncu Sz'n dua ksmnda da ayn ekle 'Ahmet Kurey' diyerek ilve etmilerdi. O zaman phelendim. 'Dokuzuncu Sz' gndermilerdi. Onu da sr'atle yazp, kendisine gittim. O zaman bana dediler ki: 'Sen Arapsn ve Seyyidsin!' O esnada Feyzi ve Emin Efendiler de vard. Bizim evvelce soy ismimiz Tekkeniolu'ydu. Bir zamanlar merkez idare heyetinden 'Soyadnz deitirin' demilerdi. Ben de zkan' soyad olarak almtm. Sonra eski kitaplar arasnda 'Seyyid' olduumuzun vesikas elimize gemiti. "Vazifen var"

Bir ziyaretimde stad bana yle buyurmutu: 'Bize yaknda bir hal olduu zaman seni buraya brakacam. Vazifen var.' Aradan on be gn geti, sonra Denizli hdisesi kt. yle oldu, herkesi aradlar ve topladlar, bana birey olmad. Bir zaman sonra her tarafa gidip kardeleri teselli etmeye altm. Neticede stadn dvs beraatle neticelendi. stad da Emirda'na verilmiti. Emirda'ndayken ziyaretlerine gitmeye niyet edip Kastamonu'ya gittim. Yanmda, sevdiklerimden Berber smail de vard. O da days skdarl Hac kr Efendiyi ziyarete gidiyordu. Beraberce stanbul'a vardk. smail Efendi bana dedi: 'Daym da seninle beraber gelecek. 'Sonra daysn grdm. Bana dedi: 'stad ryamda grdm. 'Tarif etti. Baktm, aynen benim grdm bir ryay o da grm. Birgn Haydarpaa'dan trene binerek Eskiehir'e geldik. Emirda'ndan gelen vastalar gzlemeye baladk. Bir ara kk bir otobs geldi. inden sakall bir ahs kt. Hemen ona yanap, vastalarn ne zaman gideceklerini sorduk. Bize 'Siz Hoca Efendi Hazretlerini mi ziyaret edeceksiniz?' dedi. 'Evet' diyerek, oradaki ktibe yazldk. O zat da Emirda'nda imamm. O gn bizimle beraber dolat. Sonra Emirda'na bir kamyonla gittik. Emirda'na vardmzda Mehmed alkan'n dkknn bulduk. Arkadaki Osman alkan'n dkknna getik. Hemen bir haberci stad Hazretlerine gitti. Oradan Ceyln alkan geldi. 'Sizi stad Hazretleri aryor'

dedi. Ryamda aynen grdm yerdi. Ayn grdm haneye kp ieri girerek, stad Hazretlerinin ellerini ptk, boynuna sarldk. Sonra Ceyln'a dedi ki: 'Bak, ben sana dada hemen geriye dnelim demitim, bizim iki has kardeimiz misar geliyorlard, ite gelmiler.' Bu ziyaretten sonra otelde misar kaldk. Tam o esnada 'Emirda'ndan hemen gitsinler' diye haber geldi. Hemen buday boaltlm bir kamyona binerek Eskiehir'e geldik. Yats namazn orada klp, trenle Haydarpaa'ya hareket ettik. Vaizlik yapan Sadeddin Efendi vard. O da bizimle Devrekni'ye hafz cemiyetine gelmiti. Orada onunla konutuk. Dedim: "Hoca, bizde mftlk kadrosu bo, buraya gel." O da 'Beni buraya tayin ettirebilirsen gelirim' dedi. Hemen Ankara'ya gidip tayinini yaptrdm. Ankara'dan Emirda'na hareket ettim. stadmzn ziyaretine varp, mbarek ellerini ptm, bu meseleyi anlattm. naallah oraya hayrl bir mft olacak' dediler. O gece orada otelde kaldm. Havalar ok souktu. Otelin ortasnda bir soba vard. Sobaya yakn bir oda setim. Sabahleyin Ceylan alkan geldi. stad, 'Hemen gelsin' demi. Ceylan'la stadn yanna vardk. Hava souk, ama sen medin deil mi?' dedi.

Himmet ve duanzla medim efendim' dedim. Sonra dedi ki: 'Bu gece ben uyumadm ve yle lemi bir gezdim, baktm ki, Ahmed Kurey de ayakta.' Hakikaten o gece ben de uyumamtm. Tarihe-i Hayattaki resimler stad Bezizzaman Hazretleri stanbul'a gelmi ve Akehir Palas Otelinde kalyorlard. Orada da stad ziyaret ettim. Daha sonra Fatih Readiye Otelinde kald. Orada da byk olum Zeki ile beraber ziyaretine gittim. Tekrar Readiye Oteline gittiimde yannda baz kardelerimiz vard. O gn Cuma idi. Beraberce Fatih Camiine namaza gittik. Sa mahlde oturduk. Namazdan sonra Sultan Fatih'in trbesini ziyaret ederek Fatiha okuduk. Orada birisi stad'n fotoraarn ekti. te Tarihe-i Hayat'taki resimler onlardandr. Daha sonraki yllarda stad Isparta'da ziyarete gittim. Ellerini pp dualarn aldktan sonra bize buuk saat ders yaptlar. Bana dedi: 'Bunlar beni zyorlar, onlar dveceim, senin yannda dveceim. Ben Kastamonu'da daha rahattm, orada Feyzi ve Emin iyi hizmet ettiler, beni hi zmediler" dedi. Sonra bana "Hemen hareket et" dedi. Ellerini pp ziyaretinden ayrldm. Bu ziyaretten sonra salnda bir daha ziyaret etmek nasip olmad. Sonra Urfa'ya gidip, oradan ebediyete intikal ettiler. Biz de nebolu ve Kastamonu'dan Urfa'ya gittik,

kabrinde cenaze namazn kldk. "Cenab- Hak stadmz rahmetler etsin. Amin." Hazretlerine gani gani

SADIK DEMRELL
Nur Risalelerinin lahika mektuplarnda "Sadk Bey" diye geen Takprl Sadk Bey, Plevne kahramanlarndan Sadk Paann torunudur. 1902'de KastamonuTakpr'nn Kadky'nde dnyaya geldi. 1971 Mart'nda vefat etti. Kabri Yazky'n Kadky Mahallesindedir. Ilgaz dalar, Anadolu'nun en ve yce dalarndandr. Bu dalarda naml bir yiidin menkbesi sylenir. Eteklerinden ykselen kaval sesleri, nazl kuzularn melemesine karr. Gr am ormanlarndan ykselen gmbrtler arasndaki bu menkbe, Sadk Beyadndaki bir kahraman sergzetini terennm eder. Takprl Sadk Bey, Sinop, tosya, Kastamonu, ankr, Dzce ve Adapazar havalisinin n yapm efesi idi. Plevne'nin anl gazisi Osman Paann silah arkada Sadk Paann torunlarndan olan Sadk Bey zulme, ednaya ba emeyen bir insand. Kastamonu ve civarnn hakimi idi. Ayanda bir izme, altnda ak bir kheylan, belindeki silahlariyle "Takprl Sadk Bey" deyince dost ve dman temennaya dururdu. Onun yannda rastgele

konumak, herhangi bir masrafa itirak etmek, kimsenin kr deildi. Eski Anadolu Beyleri gibi bir Bey... Nerede bir dn var, nerede bir lem var; Sadk Bey adamlaryla birlikte oradadr. Arap atna atlad gibi, yel misali, sab-reftr olarak giderdi. Takprl Sadk, aa adamdr. Onun bulunduu yerde hakszlk, zulm, iret katiyyen yasaktr. Srtnda mavzeri, zmrt renkli Ilgaz dalarnn reisi. Kimse onun yannda ayan uzatamaz, ziyafetler, davetler hep ondandr. Onun hayatta kimseye bir zulm ve ktl olmamtr. Bedizzaman'n Nuruna pervane olmutu. 1935 baharnda, polis nezaretinde, Sadk Beyin beldesi Kastamonu'ya bir zat gelir. ar polis karakoluna yerletirdiler... Kastamonu'da karakolda misar ediliyordu. man hizmetinin fedakr ve ileke mensubunun resm kaytlardaki nam: "ark menlerinden" diye geiyordu. Her yerde olduu gibi, saf ve temiz m'minler hlesi burada da etrafn sarmt. Onun etrafnda ve hizmetinde kimleryoktu ki... Gariplere misarlere, ihtiyarlara hizmeti ve hrmeti mukaddes bir emanet halinde dedesinden devralan Anadolu insan, hemen bu ihtiyar zatn yardmna komutu. Bunlarn iinde ve banda Takprl Sadk Beyi gryoruz. Onunla grp konutuktan sonra bu kutbun cazibesine artk o da taklmt. Pervaneler gibi atmt kendini a ve nura. Aal, beylii, reislii, sultanl bir kenara atan Takprl Sadk, gnller sultan bir stada talebe olmu; ona "bel" demiti.

"Kapnda kul var sultandan ier" diyen Yunus misli Sadk Bey; "Senin kapndaki kullar, sultandan da deerli" diye hizmetine komu, Nurlar altn suyuyla yazmt. Zaten Sadk Bey, baka trl de yapamazd. Sadk Bey Denizli Hapishanesinde Yllar birbirini kovalam, Kastamonu ilesi bitmi, sra Denizli hayat ve hapishanesine gelmiti. Naml yiit Takprl Sadk, Denizli Hapishanesinde stad'nn hizmetine devam etmiti. Kimsenin minneti altna girmeyen, birey kabul etmeyen o sultan, Sadk Beyin orbasn memnuniyetle iiyordu. Bir Cuma gnyd. Hapishanenin meydancs Arnavut dem Aa: "Hafz Mustafa! Hafz Mustafa!" diye barp duruyordu. Isparta maznunlarndan Hafz Mustafa hemen kotu. dem Aa elindeki kibrit kutusunu Hafz Mustafa'ya gizlice teslim etti. Kutuyu alan Hafz, doru arkadalarnn yanna.... Kutuyu orada atlar. inden kan kt parasn merak ve heyecanla okumaya baladlar: "Yusuf Aleyhisselm mahpuslarn pridir. Ve hapishane bir nevi medrese-i Yusuye olur." Gelen kt ayr kouta, tek bana tecride mahkm edilen asrn byk mtefekkirinden geliyordu. Sratle oaltmaya baladlar. Neticede iki Cuma gnnde Denizli Yusuye medresesinin bir hatra ve dersi

olarak Meyve Risalesi meydana geldi. Sadk Bey Takpr'ye dnyor Dokuz ay sren bir fasl da Denizli'nin dil hakimlerinin beraat kararyla neticelendi. Mazlumlar evinin, kynn yolunu tuttu. Meyve Risalesi'nin msum mellini bu defa da Emirda'a yolladlar. Aradan yine drt veya be yl gibi bir zaman geti. Sadk Bey, Takpr'de Nurlar okuyor ve yazyordu. mana muhta gnlleri Kur'an nurlariyle aydnlatyordu. stad'ndan ayrlal ok olmutu. Geri yazd mektup ve iirlerle bu rkat, bu hasreti dindirmeye alyordu. Fakat ayrlk ateten bir ok halinde yiit adamn ensesini yakyordu. Nihayet kalkp Emirda'n yolunu tuttu. Eskiehir kaplcalarnda madd temizlii yaparak, huzura huzur iinde girmek istiyordu. Sadk Bey'in Emirda'da stad ziyareti Emirda'da mtevazi hanesindeki stad'n gzleri o gnlerde yolda idi. Bir misar bekliyordu. Temiz ilteleri tekrar temizletip hazrlatm, gelecek misarini bekliyordu. Sadk Bey Emirda'a inince doruca stad'n evinin yolunu tuttu. Kapy yavaa tkrdatt. Az sonra uzun boylu, kaln ve gr bykl bir gen kt kapya. Kafkas ehreli stadn hizmetkr "Buyurun" diye ciddiyetle karlad misari.. Sadk Bey merdivenleri heyecanla kt. Tahta kapy yavaa iterek ieri girdi. "Esselm aleykm stadm"

diye Sadk Bey, kendini olduu gibi stad'n dizlerine att. Hngr hrgr alyordu. Omuzlarndan tutan stad da alyordu. "Kalk kardam, Sadk Bey! Kalk kardam Sadk Bey!" diye koca sultan da gzyalarn tutamam, mbarek gzlerinden rahmet gibi yalar boanyordu. "Hakkn helal et bana kardam" diyordu. Manzaray grenler de gzyalarn zaptedememiti. Bu karlama ve kucaklama yllarn hasretini bir anda giderivermiti. Yakc ve yandrc bir levha idi. bu. Kalem tariften ve tasvirden acizdir. Ey gnllerin sultan! Senin yakc szlerin nice sultanlar kap da hizmet kretmi; o yce gzler, ba emez yiitler senin nnde serfr ettirmiti! Bir bahar gn sadk Beyin kyne gidiyoruz Nisan balar, Anadolu yaylasnda bir baka olur. Hele Ilgaz'n zmrt renkli aalarnn arasndan parlayan renkli minarelerle donatlm vatan topran Avusturya yeillikleriyle mukayese bile etmem. Ara'tan ayrlm, Kastamonu'yu ikiye ayran dereyi geerek, Takpr'ye doru kanatlanm uuyorduk sanki.. Kastamonu-Takpr aras fazla uzun srmedi. Fakat Takpr'de, Takprl Sadk Beyin izine ve hatrasna rastlamaynca, Ilgaz dalarnn derinliine uzanan ormanlarna dalmak icab ediyordu.

nk Sadk Bey'in olu Said Demirelli kyde, Sarkavak kynde oturuyormu. Kye ise arabayla deil, ancak bir jiple gidebilecektik. Bu problemi de halledince bir saat kadar da yollarn trmandktan sonra, ormanlarn yamacnda Sarkavak kynn tahta evleri gzkmt. Bahar balarnda bu yce tepelerde karla kark yamur iselemeye balamt. Sadk Bey'in olu Said Demirelli'yi buluyoruz Sadk Bey'in damad saa sola kouup dururken, dere gibi meyilli bir derinlikten, srtnda bir siyah pelerin bulunan yirmi be yalarnda bir gen kageldi. Sadk Bey'in olu Demirelli ve kucandaki yavru ise, Sadk Demirelli... ok uzun zamann ahbaplar gibi kucaklamtk Said'le. Daha ilk anda srtndaki siyah pelerin dikkatimi ekmiti. Sorduumda, Said: "Babamdan hatra, ona da stad'dan kalma. Denizli Hapishanesinde stad hediye etmi babama" diye cevap verdi. Bu esnada frtna iddetlenmiti. Said bizleri ahap ky evine alm, Anadolu misarperverliinin en asil ikramlarn yapmak istiyordu. Onun bize anlatt ve emanet ettii hatralar ise, bizim iin paha biilmez vedialard. Bu lmsz yadigrlarla Sadk Bey'in asaletini, titizliini, vesikalara verdii ehemmiyeti ve nihayet stad

Bedizzaman'la birlikte geen gnlerini adm adm takip etme imkanlarn elde ettik. Takprl Sadk Bey 1902-1971 tarihleri arasnda mr srmt. Babas Binba Mehmet Ali Bey (1873-1930) annesi Necmiye Hanm, byk babas ise Plevne kahramanlarndan Sadk Paa'dr (11813-1893) Plevne kahraman Sadk Paa Sadk Paa Plevne'de Gazi Osman Paa'nn silah arkadalarndandr. Onunla birlikte Ruslara kar kahramanca arpm ve esir dmt. Doksan Harbinin gnlerinde, Sadk Paa kahramanca arpmt. Esaretinden sonra Romen harb gazetesi "Trk Esirleri" balkl bir yazda unlar yazyordu : "Plevne Mdafaasnda kahramanlklar ile Prens Hazretlerininbyk takdirine mazhar olan Sadk ve Ethem Paalar majesteleri tarafndan kral saraynda kllarnn iade sahnesini halkmza sunuyoruz. Bu mnasebetle Prens Hazretleri bahtiyarlnn ve takdirlerinin bir nianesi olarak bu iki kahraman askerin serbest olduklarn ve dier Trk esirlerinin hi bir rtbe tefrik edilmeksizin serbest olacaklarn bizatihi ifade eylemilerdi. Bu merasimin dier bir hususiyeti de kabulde yalnz Prens ve Prenses ile Sadk ve Ethem paalar ve mtercimleri Melik hazr bulunmulardr. Bu iki mmtaz kahraman esirle Prensin konumalar ok samim bir hava iinde uzun bir mddet

devam etmi, bu ise bu kabule ayr bir mana vermitir." te "Takprl Sadk Bey" byle kkl ve soydu bir paa ailesine mensuptu. Bir Padiaha kul ol kim Sadk Bey'in hayat ve hatralarn andm zamanlarda, mazinin byk velileri, Yunuslar, Aziz Mahmud'lar hatrlarm. Adm adm onlar takip ederim hayalen. Aziz Mahmud Hda'nin u satrlarnda Sadk Bey'i grrm: Bir padiaha kul ol kim Mlk zail olmaz ola Bir glende blbl ol kim Hi sararp solmaz ola..." Sadk Beyimiz, asker aileden asker olarak domutu. Ilgazn bu yiit adam, ancak Bedizzaman gibi bir ulu sultana boyun eerdi ve edi. Kastamonu'nun vefakr insanlarndan olarak asrmzn garip misarine kucak ap, sahip kanlardan olmutu. Harbiyede tahsil grm, ok gzel bir yazya sahipti. Bu gzel hattyla Nur Risaleleri'nin nerinde vazife almt. Bu mukaddes vazifenin mkfat olarak dokuz ay ana rahminde kalr gibi, Denizli zindanlarnda kalmt. Dokuz aylk bir mevkuyet devresinde ve mteakip gnlerde annesi ve dostlaryla muhtelif muhabereleri olmutur.

"Denizli Tccar"nn Sadk Bey'e mektubu Denizli Tccar" Hafz Mustafa Kocayaka'nn 31 Temmuz 1944 tarihinde Sadk Bey'e yazd mektubun satrlarndan, bir yeni rkatin, bir yeni hicrann safhalarn renmekteyiz. yle diyor Hafz Mustafa: Sevgili ve Muhterem Sadk Bey Kardeimize, "25 Temmuz 1044 tarihli iltifatkr mektubunuzu aldm. stadmz Efendimiz Hazretlerine ait olan ksmn takdim ettim. Pirinci de aldm. Merak etmeyiniz. Shhati ve ayeti yerindedir. Yaplmas lzm gelen hrmeti halk yapt. ok memnun ve mesrur olarak bugn Afyon vilayetine ikamete memur olarak gnderildi. Kendileri memnundur. Hkmet byk iltifat gsterdi. 400 lira harcrah gnderdi. Bir komiserin refakatinde hareket etti. ki defa hapishanede, bir defa da kabristanda Hafz Ali Efendi merhumun kabrini ziyarete gitti..." Kardeiniz Hfz Mustafa" imzasiyle sona eren bu mektupta "Denizli Tccar Hafz Mustafa Kocayaka" Sadk Bey'in stadna gnderdii Kastamonu pirincinin, stadn eyalar arasna yerletirdiini, mahkeme evrakn savcln uslden olarak temyize gnderdii, yzde yz tasdik edileceini yazdktan sonra, Kastamonu'da olan zelzelelerden dolay Sadk Bey'e gemi olsun diye teselli etmektedir: "Zelzele felketinde mutazarrr olduunuza mteessirim. Cenab- Hak baka ynden zararnz tela

buyursun. Felaketiniz gemi olsun, M'minler, Mslamanlar yekdierinin kardei olduunu Cenab- Hak Kur'n- Kerim'inde sarahatle haber veriyor. Sizlere zaman icab bir ey yapamadk. Af buyurunuz. Mukabil duanz bekler, ihvann arz hrmet eylediini tebli ederek, sana selm ve sayglarm sunar, efrad- ailenizin ve btn lem-i islm'n refah ve saadetini Cenab- Kibriya'dan dilerim, iki gzm sevgili kardeim" stad'n Sadk Bey'e mektubu Hafz Mustafa'nn mektubuyla birlikte Takpr'ye Denizli'den bir mektup daha geliyordu. Bu mektup ise "Sin, Ayn, Nun" diye imzalanmt. Bu imza byk mazlum, nurlu stad'nd. Denizli hapsinde dokuz ay kendine orba piiren Sadk Bey'e ayrl ann yazyordu kendi "dest-i hattiyle" kendi mbarek kalemiyle: Aziz Sddk, Hakikatli Kardam Sadk, Yarn Afyon'a beni gnderiyorlar. Merak etmeyiniz. nayet-i lhiyenin himayeti devamdadr. Senin ettiin hizmet makbul olmasna ve her gn bir ay kadar kymetli olduuna benim phem kalmad. Sen yzmz ak ve kalbimizi mesrur eyleyen halisane hizmetler Gavs'n (r.a.) (Ta saiden sdkan bi mehabbeti) frkasnda, seni de Said'e Sadk bir karda olduuna kerametkrane iaret ediyor diye kanaatm geldi.

"Bata muhterem hemirem valideniz olarak, kardam olan kardanza ve hanenizdekilere ok selm ve dua ederek bu mbarek aylarda dualarn istiyorum. Benim yanmda kymettar ve isimlerini sylemek mnasip grmediim zatlara ok selm ederim" Sin Ayn Nun Denizli hapsi mceras da beraat ve tahliye ile son bulmutu. Kastamonu, nebolu, Isparta ve stanbul'dan toplanan Nur Talebeleri memleketlerine dnmlerdi. Sadk Bey ise Takpr'ye dnm, stad'na olan yakn alkasn yazd mektuplarla devam ettiriyordu. Nur Talebeleri Denizli hapsine 73 kii olarak girmilerdi Nur talebelerinin Denizli hapsi, bazlar iin az eksik, bazlar iin az fazlasyla dokuz ay srmt. Hapishaneye yetmi kii olarak giren Nur talebeleri buradan yetmi bir kii olarak kmlard. nk iki kii Yusuye medresesinden ebediyete intikal etmiti. Bu hapiste Sultanahmet mam Seyyid Mehmet ek Efendi (Eryuvas) ve Gnenli Mehmet Efendi (t) gibi maneviyat ehli zatlar da Bedizzaman'la beraber bulunmann erene ermilerdi. Hasan Atf'n ryas Hapis hdisesinin balang gnlerinde Sinoplu Hasan Atf Egemen, grd bir ryay arkadalarna yle

mjdeliyordu: Hapiste dokuz ay on gn yatacaz. Anamzn karnnda durduumuz mddet kadar da burada kalacaz. Sonra hapisten gnahsz olarak kacaksnz" diye arkadalarn teselli ediyordu. stad'n parasn alan casus Denizli maznunlarndan Ziya Dilek seyahatlerimizden birinde anlatmt : Bey, nebolu

stad Hazretlerinin cebinde yz elli liras varm, bu paray bir casus alm. stad bunu bize bildiriyordu. 'Benim cinsimden olan bir casus, cebimdeki hacca gitmek iin, telifattan kalan param alm. (Ziya Dilek Bey, benim cinsimden dedii, arkl bir hemerisini stadn yanna casus olarak koymulard, diye aklama yapyordu.) imdi param kalmad. Bana bir evliyaullah'n hediye olarak brakt bir keeyi size gnderiyorum. Ufak bir oday der. Bunu satn! diye mektup yazmt. stad'n keesini Ahmed Krolu nasl ald? Hapishanedeki btn arkadalar keeyi almak istiyorlard. Zengin arkadalar vard. Seyyid ek Efendi almak istiyor, Nazif elebi almak istiyor, zorba Beylerbeyli Sleyman da almak istiyordu. Bizim nebolulu Ahmet Krolu da 'keeyi ben alacam' diye tutturmutu. Herkes keeye talip knca, keenin yat artt. Keenin madd yatndan ziyade nemli olan manev taraf idi. sonra

Seyyid ek Efendi stada sordu. 'Keeye talip olanlar oktur. Nasl yapaym?' diye.. stad yle bir pusula yazmt: "Keenin piyasaya deerini sorun, renin. Ondan sonra aranzda kur'a ekin, kimde kalrsa onun olsun." Keeye ka kii talip olduysa, o kadar kt hazrladk. Hepsi bo, birisine 'kee' yazdk. ekilite 'kee' yazl kt kime isabet ederse, o parasn deyip keeyi alacakt. ardan sorulduunda keenin rayi bedeli otuz lira olarak tesbit edildi. Herkes keeye sahip olmann heyecan ierisindeydi. Bu esnada Nur Postacs Ahmet Krolu keenin zerine kp oturdu. Nazif elebi, 'Olmaz yle ey, yama yok, in oradan' diyordu. Ahmet Krolu ise gayet syane yle diyordu: "Yarabbi ben sana gvenerek bu keenin zerine oturdum. Eer senin anna lyk derse, bu keeyi benim altmdan al!" Nazif elebi merhum itiraz ediyordu. Ez Besmele, ekerek kur'ay ekti, netice bo... Peinden Sleyman elini torbaya att, netice yine bo. Btn arkadalar ekti hepsi bo kt. Son olarak sra Ahmed Krolu'na gelmiti. zaten birtane kalmt, onda da 'kee' yazl olduu belli olmutu. Ahmed Krolu: 'imdi bir tane kald, ekmeme lzum var m?' dedi. Bunun zerine kendisine arkadalar, 'ek de

kazan, belki kayboldu' dediler. O da Ez Besmele ekerek torbaya elini soktu, kard, ktta 'kee' yazyordu. "Krolu'nun duasnn mstecap olmasna hepimiz armtk." Nur hizmetinde ar cezal mahkmlarn kurduu ekip Denizli hapsi unutulmaz hatralarn ve ebed hayat levhalarnn cereyanlaryla srp gidiyordu. Sadk Bey, hapishanenin ar cezal mahkmlarndan bir ekip kurmutu. Hapishane meydancs Arnavut dem Aa, stad Bedizzaman'dan ald mektuplar, pusulalar ve Meyve Risalesi'nin paralarn Nur Talebelerine, Sadk Bey'e ulatryordu. Sadk Bey ve ekibi sabahlara kadar uyumayarak bunlar daktilo ettiriyor, oaltyordu. Bunlardan otuz sekiz seneye mahkm Dursun Atmaca, yirmi ksur seneye mahkm Sleyman Hnkr, Mmtaz Acar, Sadk Bey'in gnll hizmet ekibindendi. Nurlar yazlrken Sleyman Hnkr dier gnll mahkmlarn grlt etmemelerini temin ederdi, asayi memuru idi. *** Sadk Bey, stad'mzn kendisine gnderdii en kk pusulalar, bir arivci ve ktphaneci titizliinde zarayp saklamt. Bunlardan bir zarfn zerinde stad Bedizzaman'n u yazs okunuyordu :

"Takpr'de Muhammed Ali Beyzade Sadk Bey Kardeime..." Resm makamlara dilekeler gnderilen mektup ve

Hapishanede Sadk Bey'e gelen Risaleler ve mektuplar, dardan Mmtaz Acar vastasyla temin edilen daktilo ile oaltlyor ve Ankara'ya gnderiliyordu. Cumhurbakanna, Adliye Bakanna, TBMM Bakanlna, Diyanet lerine postalanyordu. Sadk Bey bu mektuplarn posta makbuzlarn bile zarayp saklamt. Hapishanede Beylerbeyli Sleyman gibi sadakatla hizmet edenler olduu gibi, meydanc dem Aa gibi, Nur Talebeleriyle hapishane idaresi arasnda iki tara alanlar da vard. Bu durumu tesbit eden Bedizzaman Sadk Bey'e u pusulay yazmt: Aziz, Sddk Kardelerim. "Elimizde itimat ettiimiz dem Aa, bir hdisede bana phe verdi. Siz sakn ona ihsas etmeyiniz. Eskisi gibi dostluk gsteriniz. Fakat ihtiyat ediniz." Denizli hapsinin gerek neredilen 12. ve 13. ualarnda, gerekse Sadk Bey'den intikal eden husus mektuplarda Bedizzaman'n dirayeti, tedbiri, esiz idarecilii ve dehas

grnr. Sadk Bey'in annesine yazd mektuplar O musibetli gnlerde Nur Talebeleri hi bir zaman ftur ve endieye dmediler. Kendileri hapishanedeyken dardaki yaknlarn teselli ediyorlard. Bu metaneti Sadk Bey'in annesi Necmiye Hanma hapishaneden yazd mektuplarnda grmek mmkndr. Denizli'den nce kald Kastamonu hapishanesinden Sadk Bey annesine unlar yazyordu: ok efkatli anneciim, u satrlar size bir teselli olarak yazyorum. ok ciddi bir hakikatten bahsediyorum. Cenab- Hakkn celali tecelli ediyor. Rububiyette abesiyet olmad iindir ki, rahmet-i lhiye cell sfatna msaade ediyor. O Kadir-i Mutlak en byk nimetlerini felket ve musibet perdesi altnda veriyor. Ne mutlu o insanlara ki, imann en byk rkn olan (Ve bilkaderi hayrihi ve errihi minallahi tela) srrn yalnz lisanyla deil, teslim ve rzasyla gstersin. Yine ne mutlu o insana ki, byle byk bir imtihana myesser oluyor. Ve bir velinin yetmi senede kazanabilecei 'Rza' makamn, bir gnde, hatt bir saatte, hatt bir dakikada kazanmak frsatna nail oluyor. Mal, mlk, evld iyal vazife-i zahiriye deil midir? Hayatn en byk gayesi, en faydal meyvesi, ebedi kazanc rza- hakiki deil midir? "Madd zararlarmzn telsi bir mre mtevakkf.

Halbuki, o mr getirmek muhal. Mazinin lm, istikblin endeesiyle muzdarip olarak, telasi mmkn olmayan zarar- maddnin yanna manev frsat katmak ne byk bir kayptr. Cenab- Hak cmlemizi byle bir kayptan rahmetiyle muhafaza buyursun. Ve o dakikadan istifadeye myesser klsn. min." Bedizzaman ve Nur Talebeleri Denizli Hapishanesine sevk edildikleri zaman yurdun muhtelif kelerinde hassaten Kastamonu ve civarnda devaml zelzeler oluyordu. Sadk Bey annesine yazd mektupta zelzele felketinden dolay teselli ediyordu: Anneciim, "Cenab- Risaletpenah (a.s.m.) Rabbinin huzuruna dnya malyla gitmemek iin son saatlerinde gelen yedi altn tasadduk buyurmadlar m? 'l-y illiyyine kan beeriyetin bir hlasas olan yle ekmel bir zat taklit etmek, bizim gibi zayf insanlarn kr deil iken, musibet perdesiyle rtl ve ksa zamanda taklit imknnn bizlere verilmesi ltuf ve nimet-i lhiye deil de nedir? Byle bir frsat karmak madd zararmzdan milyarlar byk zarar- manev deil midir? "Demek yekdierimizi taziye ve gemi olsun deil; tebrik etmeliyiz. Kaza habersiz ve tehaffuz imkn olmad iin lenler ehid-i manev ve zayi olan mal bir sadaka-i azimdir. Keffareti ve ecr-i manevisi ok byktr. Bu hususta mteaddit hads-i kudsler vardr. Cenab- Hak

cmlemize rza- hakiki ile karlamak nasip buyursun. min." Sadk Bey mektubunun devamnda husus, ailevi meselelere temas ederek, annesinin ellerinden pyor ve hayr dualarn talep ediyor. Annesinin Sadk Bey'e mektubu Plevne kahraman Sadk Paa'nn gelini Necmiye Hanm, 19 Kanunsani 1943 tarihinde olu Sadk Bey'e bir anne efkatiyle hitap edyor. Olunun shhatte olmasndan dolay memnuniyetini belirtiyor. Bu musibetin geici olduunu beyan ediyor. Kastamonu havalisinde devaml zelzele olduunu sylyor: Burada her gn hareket-i arz devam ediyor. Hasretle gzlerinden perim. Gece gndz duacnm olum. Annen: Necmiye Kastamonulu hsan'n Sadk Bey'e mektubu Sadk Bey'in Denizli Hapishanesinden yazd mektuplardan ve yine bu mektuplara gelen eitli cevaplardan Bedizzaman'n Denizli hayatiyle ilgili aydnlatc bilgiler elde etmekteyiz. Denizli cezaevinde Kastamonulu ihsan" diye 17 Temmuz 1944 tarihli mektubu sahibi, yazd mektupta Denizli'den Takpr'ye u bilgileri veriyordu: Aziz Kardeim Sadk Bey...

Efendi buradadr. ehir Otelinde ikamet ediyorlar. Siz gittikten sonra defa ziyaretime gelmek byklk ve tevazuunu izhar buyurdular. ki defa da adam gndermek suretiyle hatrlarmz tatyibeylediler. Rahat ve shhatleri mkemmeldir.. "Bizim arkadalardan mektup alyorum. Bilhassa Milasl Halil brahim ve Ahmet Feyzi Efendiler muntazaman gnderiyorlar." Sadk Bey, gerekten ismi gibi sadakat ve doruluk rnei bir zat olarak ahirete intikal etti. Nur Risalelerine olan candan balln ve unutulmaz hizmetlerini minnetle ve kranla anyoruz. Bedizzaman'dan Sadk Bey'e "Aziz kardeim Sadk Bey! "Bir gnde iki defa yemek gnderme. Hem her gn gnderme, nk Ispartallar da gnderiyorlar. Hem tatl lazm deil. Yalnz -drt gnde bir defa az incir piir. T benim ok ehemmiyetli iktisat kaidem bozulmasn." *** Aziz kardeim, Sddk Sadk Bey, Hakikaten ben sizde ve Hilmi Feyzi ve Emin'de kardete ve evlatta ve valideynde bulunan halis ve minnetsiz bir efkat grdmden hem ruh rahat ediyor,

hem sizin bu ehemmiyetli hizmetinizi mukabelesiz kabul ediyorum. En evvel Hilmi Bey seni bize getirdii iin ona minnettarm. Zaten ben sizin beinizi bir ruhta telakki ediyorum. Feyzi, Emin, Hilmi oktan beri benim akrabam iinde de kazanlarma hissedar idiler. imdi Gavs- Azamn bize iaretinde has kardelerin bir ksmn bu fkrada (ve kn kadiriyyel vakti lillahi muhlisen taiy saiden sadken bi muhabbeti) gsteriyor. (Sadklar dahi sarih grnyorlar) Eer darlmazsanz yemek masrafnda ben de itirak edeceim. Zaten tam vaktinde bana muvafk hediyeleriniz manev kymeti ondur. Dokuzu ihsannz olsun, birisi de daim ve eski kaidem iin ben versem ne olur? Ben Isparta'da baz eyam satmtm. ok kr iktisat bereketiyle o az para bana k geliyor. "Husrev kalemiyle yazlan defterler zayi olmasn. Hem Hizbn-Nriye'yi size gndermitim. Hocalar okusunlar ve okutsunlar, muattal kalmasn." *** Aziz Sddk Kardelerim, "Kastamonu'nun yzn ak eden sizin gibi hakikatl ve emektar kardelerimin hatr iin hediyelerinizi kabul ettim. Fakat bilirsiniz ki az yiyorum, siz ok gnderiyorsunuz. Be alt gnde bir defa Kastamonu'daki sizinle beraber bir yemekten yemek benim iin hem teberrktr, hem tatl ve gemi hayatm tazelemektir.

Ben sizi ok merak ederdim. naallah rahatsnz, yeriniz geni midir? Feyzi size Meyve'yi okuyor mu? Kastamonu'da ona sylemitim. Oradaki umum kardelere ok selm..." DAMLA Takprl Sadk Bey (Demirelli) stad' Afyon Hapishanesindeyken Risale-i Nur'dan ald ilhamla okun manzumeler yazyordu. Bunlardan birisi de DAMLA ismini tayan manzum divandr. Elif, Be srasyla devam eden bir divann Dal ve Lam blmlerini takdim ediyoruz: -DHer ne ki emretmise sana Hazret-i stad Hak yolunda uy ona eyle cihd smi Sid, kendi sid, hali sid nsan; bunun sultnna biatla olur muvahhid Hem etmektir murd din ve iman bd Ba zre deyp eyler her emrine inkyd -LRislet'n-Nuru okuyan grmez asl mell Tahrrine sa'y eyle ki etsin sana hakkn hell Akla syle hem nereyle vebali byktr kurtul Nr- aynin stdnn tevecch ve yaknini bul

Sen ek yerine ekmesin mihen elem ol stadna hem kle ol Sadk, hem kurban ol"

AHMET KROLU (Nur postacs) (1903-1965)


Meslei ofrlk olduu iin, Nur Postacln rahatlkla yapyordu. nebolulu Ahmed Krolu, Kastamonu ile nebolu arasnda Nur Postacl yapyordu. Kastamonu'da yazlan Nur Risalelerinin kymetli paralarn, yet'l-Kbra, yet-i Hasbiye gibi Nur ualarn nebolu'daki Nur yazclarna ulatryordu. 1943'te stad Bedizzaman'la birlikte Denizli hapsinde yatp, btn maznunlarla birlikte o da beraat etmiti.

AHMET ATAKLI
"stad evini bize verdi" arktaki Sason isyanlarndan sonra Bat Anadoluya srgn edilenler arasnda biz de vardk. Mutkili Biar ile bizi ailece Kastamonu'ya nefyettiler. Kymz atee verildii iin maddi ynden ar sknt ekiyorduk. Kastamonu'ya geldiimizde hibir eyimiz yoktu, akta kalmtk. Hi kimseyi de tanmyoruz. Sonra iittik ki, Molla Said-i Mehur da buradaym. Biar ile ikimiz perian bir vaziyette yanna gittik. Hoca Efendi bizi o vaziyette grnce ok zld. Hkmetin ona tahsis ettii evi bize vererek kendisi karakolun karsnda kiralk bir ev tutarak oraya tand. Neden byle yaptn soranlara: 'Hemehrilerimi byle zillet ve eziyet iinde brakmamak iin' diyordu. Kymzn atee verildiini, mallarmzn, hayvanlarmzn elimizden gittiini, bu yzden perian olduumuzu Hoca Efendiye anlatrken, o da, 'zlmeyin evlatlarm, btn onlar sizin iin sadaka hkmne geti' deyip teselli ediyordu.

Bir bayram ziyareti Bir Kurban Bayram gnyd. Bayram namazn Bedizzaman kldracakt. Her naslsa stad gelemedi. Biz namaz kldktan sonra evine giderek kapsn aldk. Israrla aldmz halde kap almad. Onun evde olmadna kanaat ettik. Fakat, neredeyse gelecek diye kapnn nnde bekliyorduk. ok gemedi ki, kapy at ve 'Buyurun evladm, sizi ok mu beklettim?' deyip bizi ieri davet etti. zerinde mthi bir yorgunluk vard. Sanki uzun bir yolculuktan gelmi gibi bir hali vard. Bedizzaman'n zerindeki ter ve yorgunluu grnce kat'i kanaat ettik ki, bu zat, bayram namazn mukaddes beldede klp yle gelmitir. Evinde bayramlatktan sonra ayrldk. Kastamonu'ya gelen srgnler arasnda Kurtalan'da zengin aileye mensup Yusuf Efendi de vard. Onun mal durumu iyiydi. Ben ise hamallk yapyordum. Buna ramen bir gn gelip benden para istedi. Yusuf Efendinin parama ihtiyac olmadn biliyordum. Sebebini sorduumda unlar syledi. Ben Bedizzaman Hazretlerine iki adet karpuz almak istiyorum. Adana karpuzlar, yeni km. Bizde dettir, byk zatlara mevsimin ilk sebze ve meyvalarndan hediye gtrrz. Fakat sen hamal olduun iin paran helldir.

Benim parama haram karm olabilir. Hoca Efendi muhakkak anlar ve kabul etmeyebilir.' Yusuf Efendiye czdanm uzattm ve 'Al' dedim. Paray alan Yusuf (Toprak) Efendi gitti, iki karpuzla kageldi. Doruca Bedizzaman'n Polis karakolu karsnda kald eve gittik. Yusuf Efendinin elindeki karpuzlar gren Bedizzaman birden hiddetlendi. Yusuf Efendiye hitaben: "Nedir onlar?" Affedersiniz. Bizim tarafta dettir. limlere, eyhlere mevsimin ilk karpuzlarndan hediye gtrrz. Kabul buyurursanz bunlar size getirdim' dedi. Bedizzaman: Yusuf Efendi! Yusuf Efendi! Ben yetmi yama geldim, kimseden hediye kabul etmedim. Sen bu detimi nasl bozarsn?' Yusuf Efendi ile ikimiz mahcup ve zgn bir vaziyette beklerken Bedizzaman da elini kalarnn arasna gtrerek derin bir dnceye dald. Bir mddet sonra elini ekti, ban kaldrd ve tebessm ederek bize dnd. Yusuf Efendiye hitaben: Ben sizi karpuzlarla birlikte geri gnderecektim. Fakat karpuzlar kendi paranla almamsn. Ahmet muhaciri zmemek ve kalbini krmamak iin karpuzlar geri evirmiyorum. nk bunlar onun parasyla almsn' dedi.

Kurduumuz pln hemen anlayan stadn huzurunda daha fazla takat getiremeyerek msaade isteyip ayrldk. Aradan zaman getii halde Bedizzaman o karpuzlar yemedi. Bir ip ile tavana asmt. Uzun zaman orada durdu. Bir gn Yusuf Efendi bir-iki Bedizzaman'n ziyaretine gittiler. yaknyla birlikte

stad da onlar misareten kabul ederek, Yusuf Efendinin daha evvel hediye olarak getirdii karpuzlar tekrar Yusuf Efendiye ve beraberindekilere yedirdi. Aradan aylar getii halde karpuzlar dalndan yeni koparlm gibiydi. Bylece Bedizzaman o hediyelerden yemeyerek detini muhafaza etmiti. Yine bir gn eskimi iki adet testiyi bana vererek, 'Bunlar yksek bir daa gtr. Orada kr, gel. yle bir yerde kr ki, ne insan, ne de hayvan oraya ayak basm olmasn' dedi. Ben de gtrdm aynsn yapp geldim. Kastamonu bakomiserlerinden Elyakutlu Hafz, Bedizzaman'a muarz idi. stada byk bir kin ve garaz vard. Her frsatta stad rahatsz ediyor, ona iliiyordu. Bir gn stada hiddetle bararak: Kur'n' hi elinden drmyorsun. Seni her grdmde bylesin. Latini de okumuyorsun. Sarn boynuna asp arda dolatra, dolatra seni rezil edeceim Molla Said-i Krd!' dedi. stad:

Bana karma, benden vazge' deyince, Komiser: Bize, kanuna muhalefet ediyorsun. Btn hocalar apka giydiler, sen hl sark balyorsun. Senden vaz gemem, gzne bile iliirim' diye baryordu. stad ise, tarif etmekten ciz kaldm bir tavr taknd ve o mnl gzlerle Komisere yle bir bakt, 'Mnafk!' diye seslendi ve 'Sen, bana ve Kur'n'a hibir ey yapamazsn' dedi. "Etraftakileri rperten stadn o halinden ve szlerinden sonra Komiser Hafz niden karnn tuttu ve sancs giderek iddetlendi. Hemen doktora gtrdler. Fakat mdahale ve tedbirlere ramen kurtulamad."

HASAN ATIF EGEMEN


"Y Rab! Gldr Said'i" Bedizzaman Kastamonu Lhikas'nda Hasan Atf Egemen'i merak ederek kim olduunu soruyordu: "Aydnl Hasan'n hakikaten gayet mstesna bir kalemi var ve yazlarnda bir ihls grnr. Bu zat ne vakitten beri Risale-i Nura girdiini ve ne halde olduunu merak ediyorum." Yine Hasan Atf Egemen'in, slmkyl Hafz Ali'nin mektubunun kenarna yazd ltif bir cmle Kastamonu mektuplarnda yle gemektedir: "Y Rab! Gldr Said'i, t glmelerinden gller alsn." Bu duann bir tecellisi olarak, otuz gnde bir defa glmeyen stad bir gnde otuz defa gldn ifade buyurmaktadr. Hasan tf Egemen anlatyor: 1933'den evvel hastalanm, krk be kiloya dm. kendime scak bir yer aryordum. Sandkl'ya, daha sonra ise Nazilli'ye gelmitim. Sandkl'nn Kzlren

kyndeydim. ivril kaymakam bizimle alakadar olmu, Ankara'ya aleyhimizde telgraf ekmi, bu telgrafta 'Bir Krt varken, bamza bir krt daha kt' diye benden 'Krt' diye bahsetmiti. Bu sebepten Kastamonu Lhikasnda 'Krt Atf' diye gemektedir. Maksad bizim vesilemizle ter etmek. Nazilli'de Mehmed isimli bir arkada bana Nurlardan bahsetmi ve ilk defa Nurlar bu arkada vastasyla tanmtm. Ayrca bana, 'Isparta'da Zht Bedevi diye bir arkada var, eer onu bulursan, sana Nurlar hakknda tam malumat verir' dedi. Bu arkada cesur birisiydi. Seydiehirli Hac eyh Abdullah Efendinin halifesi Mustafa Efendinin oluydu. Ailece Nur talebesi olmulard. 1941 senesinde ankr yoluyla Kastamonu'ya, stadn ziyaretine gidiyordum. Yolda brahim Fakazl ile karlatm. Fakazl beni stada gtrd. stad ilk ziyaretim byle olmutu. stadn yannda Mehmed Feyzi vard. Sonra baka gelenler de olmutu. stad kendisine Arapa ders veriyordu. Biz girince ders kesildi. stad beni bir sandalyeye oturttu. Sohbet esnasnda stad, 'Atf evli misin, bekr msn?' diye sordu. Benim de azm alm olduundan 'ok kr bekrm' diye cevap verince, stad bu cevabma ok gld. Mehmed Feyzi'ye, 'Bak gryor musun, Atf ne diyor?' dedi. O da utancndan ve mahcubiyetinden yere bakyordu. Meer o gnlerde annesi kendisini evlendirmek istiyormu. Sonra stad msaade

etmi, yz lira da para gndermi, Emirda'dan kendisine. stadn yannda buuk saat kadar kalmtm. Hangi eyden haberi olmazd ki? 'Sinop'a gidecek misin?' diye sordu. 'Dneceksin, gitmeyeceksin, seni kimseye gstermeyeceim' diye buyurdu. 'Yarn yola karsn' dedi. Bir gece bir evde misar olarak yattm. Daha sonraki yllarda 'Atf vazgesin, evlenmesin, sonra mteessir olacak' diye haber gndermiti. Bugn stadn 'mteessir olacaksn' szn tasdik ettim. ok kr ocuum yok, nk byynce nasl olacaklar belli deil; bunun yerine milyonlarca kardeim ve evladm var. *** Aslen Sinoplu olduum iin oraya gitmek istiyordum. Benim pederim ilk mektep hocasyd. Mehur rza Nur pederin talebesiydi. sonra Sav'a gitmitim. Sav'da Sinop mahallesi varm, ben de orada misar olarak kaldm. Oraya Sinop'tan bir evliya gelmi. Mahallenin ismi oradan geliyormu. davraz dann dibinde bu evliya medfun. Duas ile su kartm, 'Bu suda ykananlara kudur tesir etmez' demi. Sinop'a gitme isteim de byle tahakkuk etmiti. "Merak etme" Denizli hadisesi srasnda Sandkl'da on yedi gn hapiste kaldm. Sonra Dazkr, ivril, Isparta, oradan da Denizli'ye getirdiler. Birgn sonra da stad getirmilerdi.

stad, 'Merak etme, merak etme' diye bizi teselli ediyordu. Isparta hapishanesinde de birgn kalmtk. stadla, hapishaneden mahkemeye beraber gidip gelirdik. O zaman Sandkl'da nurlara muarz birisi vard. Bunlarla mevzu ile alakal olarak sohbetlerimiz oluyordu. Seydiehirli Abdullah Efendinin talebeleri daha sonra Nur talebesi olmulard. Bu zat stad iin 'Benim yanmda meayihlerin banda gelir' diyordu. Hasan amca vard, onunla mektup gnderirdim. Bazan stada yazdm mektuplarda da 'Aydnl Hasan' imzasn kullanrdm. Kastamonu'da stad ziyaretimde bana Mecmuat'lAhzap'tan alnma baz dualar vermiti. Birinci Cihan Harbi srasnda Sinop'ta tahrirat ktipliinde mbeyyizdim. Sonra telgrafla girmitim. Harb-i Umumi telgraflkla geti, telgraflkla askerlik bir arada olmutu. stad Isparta'da ziyaretlerim oldu. Fakat Emirda'na ok gittim, belki otuz defadan fazla. defa Hlsa'y gnderdim. stad Hazretleri tashih edip tekrar gnderiyordu. ncde beendi. 'Hadsiz brekallah, hadsiz maaallah, hadsiz es'adakmullah' diye ortasndan kararak yazm, ayrca ismime dua da yazmt. stad Hazretleri o kadar mtevazi ve byk bir insand ki, bakalar elini perken bakardm, sanki utanrd bu halden. Bir defasnda Atabeyli Abdullah avu elini pmek

istemiti, "El pmek yasak" diye elini vermemiti, o zaman bende elini pememitim. "tf sen de diyebilirsin" Yirmi Sekizinci Sz, Nur Risalelerinden Cennetle alakal bir derstir. Bu ders Sddk Sleyman Kervanc'nn bahesinde bir iki saatte yazlmtr. Bu yzden bu bahenin ismi o gn bugn cennet bahesidir. Nurlarn ilk menzili ve ilk dersanesinin olduu Barla'nn bu dere bahesinde 'cennet risalesini' okumak, deta tatbiki laboratuar dersi gibi canl olmaktadr. 1970 yllarmz hep bu tatbikatn mesut anlaryla geti. M.Tahiri Mutlu'nun hatralarnda yle bir cmle bulunmaktadr: "Tahiri, ite sen byle diyebilirsin?" Birgn Bedizzaman'n huzurunda Tahiri Mutlu'nun da olduu derste 28. Szden, cennet bahsinden u para okunmu: nsan olan bir insan diyebilir ki: 'Benim Hlikm, bu dnyay bana hane yapm; gne benim bin lambamdr; yldzlar benim elektriklerimdir, yer yz iekli-miekli hallarla serilmi benim bir beiimdir' der, Allah'a kreder. Dersin tam bu ksm okununca stad Bedizzaman hemen mdahale ederek: "Tahiri, ite sen byle

diyebilirsin!" diye buyurmu. te dersin bu ksmnda Hasan Atf Egemen ieri girmi. stadmzn arkasndan girdii ve onu grmedii halde, dnp ona da, ayn ekilde "tf sen de diyebilirsin" diyor. Gerekten Albay Hulusi Yahyagil, Mehmed Feyzi Pamuku gibi Hasan Atf, Egemen' de asrmz ereendiren yldzlarn gnelerin sahiplerinden bir bahtiyardr. Hasan tf Egemen Aabey, stadla alakal yazlm msralarndan iki msray yazp verdi bize hatra olarak. "stadn iirimi duyduunu hissediyorum" diyordu. stada hep Hoca Efendi diye hitap ediyordu. Bunu kendisine sorduumuz zaman, "skiden beri Hoca Efendi demeye almm, bu sebepten Hoca Efendi diyorum" demiti. stad yazlarn ok takdir eder ve beenirmi. Bir Isparta ziyaretimde kendisini ok mteessir bulmutum. Bana zntsn yle bildirmiti. Sebebi de u idi: Bir seferinde stad kendisine yle demi: "Atf kardam, kardalar kalemi braktlar, bence teksirin kymeti yoktur, kaleme sarlsnlar, yazy braktklar iin ok canm sklyor." Aydn'n Sultanhisar beldesinde Nurlarn bu kadim mensubu Sinoplu Hasan Atf Egemen'le tatl sohbetimiz, tatl bir ekilde noktalanmt. Denizden bir damla eklinde de olsa hi olmamaktan bu kadarck da olsa bir teselli eklinde noktalamak istiyorum bu hatray..

EMRULLAH DEMRKAYA
Hicr 1310 (1894)'de Kastamonu'da dodu. 1985'te Ramazan'n 4. gn vefat etti. Asrmzn sultan stad Bedizzaman'dan izler, eserler ve hatralar grebilmek iin yine bir zemheri gn yollara dmtk. Bu defa menzilimiz canl bir tarih sayfas olan Kastamonu'ydu Kastamonu'nun evlerini, dalarn ve kalesini dolarken, yolumuz tarih yadigr bir muhterem hattatn hanesine de dt. Ahap evin duvarlar mzeydi Bu asrlk zat, doksan yalarnda hattat Emrullah Demirkaya idi. Tarih dolu kesinde, samimi bir ed ile "Ho geldiniz!" dedikten sonra, baktm az sonra elinde kahve getirip, tutuyordu. Hrmeten ayaa kalkmak istediysek de, raz olmad, kahveyi elleriyle takdim etti. Ahap evinin duvarlar bir mzeyi andryordu. Renkli

boyalar ve fralarla kendisini yine alrken bulmutuk. Odann btn duvarlarn, dolap kapaklarn reng renk boyam ve zerine o gzelim slm yazsyla eitli yet, hadis, vecize ve iirler yazmt. stediimiz levhalar fazlasyla getirirken; "Nasl olsa durmadan damlyor, yine damlar, yine yazarm" diyerek tablolar hediye ediyordu. O esnda mbarek Anadolu'nun snesindeki byle bilinmeyen mneviyat erlerini dnyordum. Demek ki, yz yllardr Mslman Trkiye'nin barnda byle bilinmeyen mneviyat yldzlar ldayp duruyormu. Kim bilir, belki de bu sahipler hrmetine topraklarmz ebediyen "Allah Allah" sesleriyle nlamaya devam edecektir. Emrullah Demirkaya 1915 senesinde asker olduunu anlatrken, asker ocanda, Enver Paa'nn Mzika Blnde mzikac olarak bulunduunu sylyordu. imdi urat ve binlerce esere imzasn att hat sanatna alka ve muhabbeti ise askerlik yllarnda balam. Birgn Mzika Bl, Medreset'l-Hattatin nnden geerken, orada grd yazlar ve yakn tarihimizin mehur hattatlar dikkatini ekmi. Bu sanatkrlardan Hattat Hmid, smail Hakk Altnbezen ve Halim Hoca sayd balca hat ustalar arasndadr. Kendileri de bo zamanlarnda hat almalarna balayarak sanatn bylece ilerletmiti. Kastamonu'daki kesinde alan bu hat ustas evld-

fatihandandr. Baba ve dedeleri Krm Trklerindenmi. Oradan Bat Trakya'ya, oradan da Gmlcine ve Selnik'ten sonra Kastamonu'ya gelip yerlemiler. Babasnn ismi Timurkaya imi. Soyad kanunu kt zaman soyad olarak babasnn adn Demirkaya olarak alm. Zaman nehrindeki takvim dalgalar 1936-1942 sayfalarn gsterirken, Kastamonu'ya srgn olarak gnderilen stad Bedizzaman', her vatanperver ve misarperver, Mslman-Trk insan gibi hattat Emrullah Demirkaya da polis karakolu karsndaki ufack bir evde oturan, bu aziz misari ziyaret edip, ellerini pmt. "Bu yadigrn koynumda tayacam" Sohbet srasnda hattat olduunu syleyince, Bedizzaman bu gzel meslei nerede ve ne zaman rendiini sorduu zaman, anlatm. stad: "Maallah" diyerek iltifatlar edip, kendisine de bir levha yazmasn sylemi. Emrullah Demirkaya, "Nasl bir levha olsun?" deyince, stad, "Nasl olursa olsun" demi. Daha sonraki gnlerde Hattat Emrullah Demirkaya u msralar bir levha yapp, stad Bedizzaman'a armaan olarak gtrm: Alatrsa gam yeme, bendesini Cebbar- Hakm, Ltfuna mazhar dp ngh bir gn gldrr, Bu meseldir 'Tu'ref'-l Ey min Ezddih'

"Pes anun in, kahrn evvel, ltfun sonra bildirir." Bu levhay ellerine alarak okuyan stad Bedizzaman tebessm ederek: Fesbhanallah kardam, sen benim aynen tercme-i halimi yazmsn, sen benim tarihe-i hayatm bir rbi ile ifde etmisin. Ben artk, senin bu ydigrn koynumda tayacam" diyerek hattat Emrullah Efendiye iltifatlar ve dualar etmiti. Dokuz yl askerlik vazifesi yapan Hattat Emrullah Efendi, stad Bedizzaman' son grn ise yle anlatmaktadr: 1942 senesinde Kastamonu'da ne kadar dindar Nur talebesi varsa toplayp, karakollarda eziyet ve zulm ediyorlard. Bunlarla birlikte stad Bedizzaman' da alp otobse bindirerek Denizli hapishanesine yolluyorlard. "Bu esnada, Kastamonu'nun her tarafna, 'bu masum insanlar idama gtryorlar' diye ayia karlmt. Etrafa bir korku havas yaymlard. Bu korku uzun seneler Kastamonu'da devam etmiti." Muhtelif zaman aralklar iinde, almalarmz devam ettirirken uradmz Kastamonu'da; Nura kar, islmn nurlarna kar, gemi gnlerde yaplan zulm ve korkunun belirtilerini gryorduk.

HSEYN REMZ SNMEZGL


1909'da Kastamonu'da dnyaya geldi. Emekli bir esnaf olan bu zatn Bedizzaman gibi bir stad ziyaret edip elini pen bahtiyarlardandr. "Ben seni mnen tanyorum" Hseyin Remzi Snmezgil hatrasn yle anlatmt: Kastamonu'nun kazas nebolu'da ok Nur talebesi vard. Bu arkadalarla birlikte stad Bedizzaman' ziyarete gidiyorduk. Ben Nasrullah Camiinin adrvanndan abdest almtm. Abdest alrken biraz zaman kaybetmitim. Ama hzl hareket ederek, stadn kapsndaki arkadalara yetiebildim. Benim ilk ziyaretimdi. stad Hazretleri bana ok iltifatlarda bulundu: "Kardeim, mnen ben seni tanyorum. Sen drst ve iyi bir insansn. Hatt bu temizliinden dolay biraz evvel Nasrullah adrvanndan abdest alarak geldin." stad Bedizzaman'n bana olan bu iltifatndan hem

ben, hem de arkadalar hayretler ierisinde kalmtk. *** Yine birgn nebolu'lu bir karde gelerek bana u haberi vermiti: 'Remzi karde, sen stad Hazretleri iin 'Ben daha nceden tanmam' diyorsun. Ama stad seni tanyor ve 'Remzi karde hareketlerine dikkat etsin' diyor.' Hakikaten ben o gnlerde bir ky dnnde Allah affetsin fena hareketlerde bulunmutum. Bu fena vaziyetim, stada malum olmu ve beni ikaz ediyordu. *** Kylnn birisi stada yourt getirmek istiyor. Hanm ise istemeyerek ve kocasnn zoruyla hazrlad yourdu stada gtrnce, o mbarek stad yourdu kabul etmedi ve kyne geri gnderdi. *** Birka hakim stad ziyarete gidiyorlar. stad birisinin ismini syleyerek onu ziyaretine almyor. Sonradan arkadalar o hakimden bunun sebebini sorunca hkim yle diyor: "Ben gerektii zaman gusl abdesti almazdm. Onun iin olsa gerek, stad beni huzuruna kabul etmedi." *** Kastamonu lisesi talebelerinden bir grup devaml stad ziyarete gider ve ondan ders alrlarm. Onlara ders

kitaplarnn olduunu, muallimlerinin kendilerine derslerini anlatp rettiklerini, neden bunlarla yetinmeyip de stadn dersine gittikleri sorulduunda u cevab vermiler: "Bizler stad Bedizzaman'dan iman hakikatlarn ders alyoruz. Ayrca fenlere ait dersleri de kitaplardan okuyor veya muallimlerimizden dinleyerek renmeye alyoruz. Sonra stadn bir dersini bir defack da olsa hi unutmuyoruz. Onun dersi retmenlerimizin derslerinden ok farkl, retmeninkini unuttuumuz oluyor, ama stad Bedizzaman'n dersleri hi akldan kmyor. stad Bedizzaman, verdii slm ve iman dersleri zihnimize yle sokuyor ki, bu dersleri hibir zaman unutamyoruz."

SMAL LGAZ
"Kitaplara dokunmayn, tokat yersiniz" 1942 Ramazan'nn 21. gecesi teravihi klp camiden eve gittim. Erkenden yattm. Uyudum uyumadm kap alnd. Kapya vardm. Erzincanl Hamal smail Efendi, 'stanbul'ldan drt be sandk kibritlerin geldi, Posta arabacs 'Gelsin teslim edeceim' diyor' dedi. stm giydim. Bamda yn takke ile kotum. Bir de baktm, durakta bir kalabalktan stadn sedas kulama geldi. ayhanede bir karpuz kesip stada ikram ediyorlard. Jandarma baavuu, sivil polisler de varm, bilmiyoruz. stadn elini ptk. Hepimizin ismini yazp karakola vermiler. stad, elektrik direini stre yaparak namaz eda etti. Mft Efendiyi sordu. Evinde hasta yatt sylendi. Posta arabasndan kibritlerimizi indirip teslim aldk. stada kendimizi tanttk. brii elinden aldk, su doldrurup verdik. Mbarek elleriyle bam meshetti ve 'Elgazi' dedi. Sonra ankr'ya azimet eyledi. Sabah oldu. Jandarmalar evlerimizi bast. Risale-i Nur'u

dolaptan alp verdim. Baktm, adam ldrmz gibi oray buray arayacaklar. 'Bu kitaplar her Mslmann evinde bulunur. Mahkemelerin iade kararlar var' dedik. Kurunlulu bir telgraf avuunu yolda yakalamlar, Muhammediye kitabn msadere etmiler. iyice bilemiyorum. stad Isparta'da yahut Denizli'de mahkeme oluyor. Oradan bize mahkeme harcrah olarak 75 lira geldi. Aldklar kitaplar stanbul'a bilirkiiye gndermiler. Biz Ilgaz mahpushanesinde iken byk bir deprem oldu. Evler ykld, birok insan ld. Bizim hanm hkime mracaat ederek karlmamz istiyor. 'Ancak gece kabilir' diyorlar. ktm, evimi, dkknm yokladm. Evde atlaklar meydana gelmi, dkknmn da tavan yklmt. Hapishaneye tekrar dndm. Bylece, stadn dedii 'Ilgaz', 'elgazi' olmutu. stad, teden beri ikazda bulunurdu ve 'Kitaplaradokunmayn, tokat yersiniz. Sizin errinizden masum insanlar da zarar grr' derdi. Mahkememizin Ilgaz'da grlmesine dair emir geldi, bylece harcrah da geri gitti. Sonunda mahkeme beraatimize karar verdi. Daha sonra ikinci bir mahkeme cereyan etti. Sinoplu hkim yine beraat kararmz verdi. Kitaplar da iade etti. "nc mahkeme ankr Ar Cezada idi. Mahkeme reisi netice-i mahkemeyi uzatt ise de temyize bavurmadan hkmet deiti. Af kararyla ktk. Kitaplar da iade ettiler."

FEYZ ERTEM
Feyzi Ertem, 1932 Kastamonu doumlu. lkokulu eitli yerlerde okudu. Kastamonu Meslek Lisesinden mezun olduktan sonra Ankara Yksek retmen Okulunu bitirdi. 31 yl 9 ay Trkiye'nin eitli yerlerinde vazife yapt. Evli ve 4 ocuk babasdr. "Bedizzaman veli ise kocam salverir" Bedizzaman'n ilk Kastamonu'ya gelii, halk arasnda, 'Buraya srgn bir hoca geldi' diye yaylmt. Bu srada babam nebolu'da retmenlik yapyordu. Bunu duyunca birka arkada ile birlikte ziyaretine gitmiti. 1943 senesinde babam beni ve aabeyimi stadn Ziyaretine gtrd. O srada stad Araba Pazarnda oturuyordu. Odada pek birey yoktu. Yalnz ibrik ve yata vard. ocukluk halimle en ok dikkatimi eken, fareler olmutu. Hi insanlardan ekinmiyorlard. Denizli'ye gtrrlerken babam da gtrmlerdi. Babam Denizli'de hapiste birka ay yatt. Tahliye olduktan sonra da retmenlikten 3 yl 7 ay uzaklatrld. Bu durumdan dolay annem ok zld ve hastaland.

Birgn dua ederken, 'Eer Bedizzaman gerekten veli ise kocam salverirler' demiti. Gerekten hapishanede o gn isim benzerliinden babam bir bakasnn yerine tahliye olmutu. Bir ay sonra tekrar istediler. Ancak o srada beraat karar da ktndan bir daha geri gtrmediler.Babam hapisten karken, dar karlmamas gereken Meyve Risalesini sepetin iine koyarak karm, her yerini aradklar halde sepeti aramamlard. kinci grmemiz Barla'da olmutu. Bu ziyaretimde stad bana bizzat okudu. Onun tesiri zerimde uzun mddet devam etti. O zaman risaleler elle yazlrd. Babam yzlerce risale yazd. Ancak ben ok az yazdm. Bizde mevcut olan el yazma risalelerini 1959 ylnda bir arama srasnda gtrmlerdi. Bir daha da geri vermediler. Barla'da stadn ziyaretine gittiimde vakit akamd. Bu srada polisler tarafndan sorguya ekildim. Ancak yine de ziyaret etmeye muvaffak oldum. nc ve son ziyaretim Isparta'da 1958 ylnda olmutu. stad retmenlere ok ehemmiyet verirdi. Bu ziyaretimde stad bana, 'Ben seni yanmda alkoymak istiyorum, fakat meslein retmenlik olduu iin vazifene devam et' demiti.

SALH UURTAN
1905'de nebolu'da dnyaya gelen Salih Uurtan 17 Kasm 1989 tarihinde vefat etti. "nebolu'da estirilen tedhi" 1930 sralarnda Salih Aabey 25 yalarndayd. Daha nce vefat eden fedakr Nur talebelerinden Glc Hseyin, Ziya Dilek 3-4 kii baz eski kitaplar dikkatle incelemi ve okumular; o kitaplardan kymet almetleriyle ilgili baz manalar yakalamlard. O devreler ezan okumann, Kur'n renmenin, Allah demenin yasak olduu devrelerdi ve Mslmanlar bu korkun zorluklar ierisinde ne yapacaklarn armlard. Ayrca apka inklabnn da ilk temellerinin nebolu'da yaplan bir konumayla atldn biliyorsunuz. O zamanlar nebolu'ya gelen mlki erknn hizmetindeki askerlerin esef verici bir icraatlarndan bahsetmiti Salih Aabey, nebolu'da o gn pazar kurulmu ve kyl kadnlar sebze-meyve satmaktadrlar. ehre giren askerler kadnlarn rtlerine saldrmlar ve zerlerinden ekip karmaya almlar. Korku ve aknlkla direnen

kadnlar sebze ve meyvelerini terk ederek, "Yunanl tekrar Anadoluyu istila etti" zannyla kylere kamaya balamlard. Bunlar arasnda Salih Aabeyin valide-i merhumesi de vardr. Btn bu hadiseler nda, Salih Uurtan ve kendisinden nce vefat eden dier m'minler okuduklar baz eski kitaplardan, Sevgili Peygamberimizin errinden iddetle Allah'a snd ve mmetini sakndrd en dehetli tnenin tam ortasnda olduklar, yani, Deccal'n geldii kanaatine vardlar. Yalnz bu kitaplardan deccalla ayn devrede en byk ve son Mehdi'nin gelecei, mslmanlarn onun ordusunda asker olup Deccal ve onun ordusunu kltan geirecekleri manasna gelen ifadeler bulunuyordu. Hadiselerin en skk olduu sralarda: "Hazrlann! Birey kacak..." diye bir araya gelmeye, harp letleri toplamaya baladlar. Yaptrdklar kocaman kllar haftada 3-4 defa biraraya gelip biletiyorlar, Hz. Mehdinin gelmesini bekliyorlard. Salih Aabey, "O anda zaptiye bizi tespit edip yakalasayd sorgusuz sualsiz ipe ekerlerdi" diyordu bir sohbetimizde. Gnler geiyor, sk sk bilinen kllarn azlar gittike ufalyordu. Bu sralar henz Bedizzaman' tanmayan Salih Aabey bir rya gryor. yle anlatyor ryasn: Rya ile gelen mjde "Odamda yatyorum. Baktm birisi pencereden bana bir

mektup uzatyor. Hayret ettim. Yahu pencere epeyce yksek, ikinci katta, bu adam buraya kadar nasl uzanyor dedim. Bana uzatt mektubu gstererek 'Bu mektubu oku' dedi. Aldm, baktm. 'Esselm aleykm. Bismihi Sbhnehu' geri Arapa dedim: 'Ben Arapa bilmem.' 'Oku' diye srar etti. 'Cidden Arapa bilmiyorum' dedim, baktm bir para ciddileti. Kesin bir ekilde okumam emrediyor. Heyecanlanmaya, telalanmaya baladm. O halimle yataktan frladm." Salih Aabey bu ryay grd sralarda nebolu'da mehur bir eyh vard. Rya tabiri konusundaki isabetlilii o blgede her tarafa yaylmt. Sabahleyin namazdan sonra ona giderek ryasnn tabirini sorar. ryay hayretler ierisinde dinleyen byk zat Kur'n- Kerimden baz yetleri okur ve Salih Aabeye aynen unu syler: Sana mjde! Mjdeler olsun sana! Sen yaknda btn dnyay manen idare eden birisinin elini peceksin. Bizden de ok selm ve hrmet gtrmeyi unutma. Daha sonra ok gemeden bu veli zat vefat eder. Salih Aabey akndr. Ve hl kl bilemeye, Hz. Mehdiye asker olmak iin kendisini zinde tutmaya almaktadr. O sralarda nebolu'da bir yia yaylr: "Kastamonu'ya bir Hoca Efendi gelmi, onu merdiven alt gibi bir yere hapsetmiler, eitli ikencelere maruz brakmaktadrlar... " nebolu'dan ncelikle Ziya Dilek Aabey merhum ve dierleri gider elini perler. Bu arada deccal konusunda her ne kadar baz kanaatlere varmlarsa da yine de mteabih baz hadislerin manalarn kartrmaktadrlar.

Hadiste deccaln eeinin kulaklarnn l kula gibi kocaman olaca, ayaklarnn yumuak olaca, yrrken de arkasndan iddetli bir ses ve pis bir koku brakaca rivayetini okumular. Bu konuyu Bedizzaman'a sorduklarnda u cevab veriyor: "Kardam, u bildiiniz otomobil bir para o tarife benzemiyor mu? Bunun da kaplar l kula gibi, ayaklar (lastikleri) yumuak ve giderken arkasndan hem pis bir koku, hem de ses karyor." "Bu zamann cihad mnev klladr" Bu cevaptan sonra kanaatleri daha da kesinlemi. stad kendilerine muhtelif konularda ders verip asrn cihad tarznn klla, topla, tfekle deil, kitap yazmakla, okumakla, kirle ve ikna ile olduunu izah ettikten sonra ayrlmak zere kalkarlar. Mealen syleyebileceiz, Bedizzaman: "Kardam, maddi kllar knna girsin. Artk zamann mcahedesi manevi kllarladr" diyerek ellerine birer kitap tututurur. Hz. stadn yksek ahsiyeti ve veciz sohbeti karsnda kendilerinden geen bu zatlar darda kendilerine geldiklerinde birbirlerine sorarlar: "Yahu Hoca Efendi bizim kl bilediimizi nereden biliyordu?" ok gemeden Salih Aabey elini pt zatn "Dnyay manen idare eden zat olduunu kefetmi, bugn-yarn geleceini umduklar zatn bilerek veya bilmeyerek belki de lisan- halleriyle yaptklar halis dualarn neticesi olarak, manevi ordusunun saar arasnda

buluvermiti kendisini. "Kilitli kap nasl ald?" Bu arada Bedizzaman Hazretleri Kastamonu'ya ilk srgn olduu sralarda enteresan bir hadise cereyan eder. Salih Aabey hadiseyi bizzat yaayan Sinoplu bir polisten naklen anlatyor. "stad karakolda merdiven alt gibi dehetli souun bulunduu bir yere kapatp Alman kilidi vuruyorlar. Sinoplu polise de 'Bunu zehirle, ldr ne yaparsan yap' diye emir veriyorlar. Hadiselerin birinci ahidi Sinoplu polis o an kalbine tarinde glk ektii bir hrmet ve hizmet etme arzusu olduunu beyan ediyor. lk hafta ierisinde bir gece sabaha kar kontrole geliyor. Fakat kocaman Alman kilidi sklm, demir parmaklkl d kap ak. eriye yatan olduu yere kouyor, yatak scak. Ama kimse yok. Kendi tabiriyle 'Can korkusuyla kan beynime srad' diyor. Birazdan Hz. stad elinde su ibrii ieriye giriyor. Elini Sinoplu polisin gsne dokundurarak: 'Korkma Mehmed! Bu zalimler ne sana, ne bana dokunamayacaklar' diyor. Ve hemen ardndan kaplarn kendi kendine angr angr kapandklarna ahid oluyor." Bedizzaman bu ilk ikamete mecbur brakld yerde ay tutuluyor. Bu ay sresince Kastamonu'nun btn askeri ve mlki amirleri hastalanyorlar. Daha sonra balarna gelen bu musibetin O Hocay sk ikence ve zulm altnda tutmalarndan kaynaklandna hkmederek

Bedizzaman'n ev kiralamasna izin veriyorlar. Bedizzaman yeni evinde btn gayretiyle hizmetine devam ediyor. Her trl korkuyu gz nne alarak bir ksm talebeler ve zellikle isimleri yukarda mezkr ahslar sk sk ziyaretine geliyor, kendisinden aldklar kitaplar harl harl oaltp datyorlar. "Beinci ua'y kular mjdeliyor" stad nebolu'yu ve nebolu'daki talebelerini ok methediyor. Baz kylerinde bin kalemin risale oalttn bildiimiz Isparta'ya benzeterek u irin ileye, nebolu'ya "Kk Isparta" namn takmtr. Bilindii gibi Risale-i Nurlar oaltmakta ilk teksir makinesi de bu talebeler tarafndan kullanlmt. Harl harl risaleleri oaltmaya devam ediyorlar. Bakalarndan yine hayretengiz hadiseler geiyor. Jandarmalar, karakol komutan ve CHP'lilerden bir trl kurtulamyorlar. Ama Nurlar yazarken ahid olduklar inayetler evk ve gayretlerini btn iddetiyle arttryor. Salih Aabeyin evinde bir ders ve sohbet esnasnda yle birey anlatt: O sralar Beinci ua yazlyor. Ve bu ok mhim risaleyi oalttklar srada tanmadklar garip kular geliyor. Hemen her Nur talebesi bu hadiselere ahid oluyor. Ne zaman Beinci uay yazmaya dursalar gelip camlara vuruyor, srarla ieri girmek istiyor. Bedizzaman Hazretleri bu hadiseleri "Kularn yaplan hizmetleri ve

zellikle asrmz m'minleri iin ok mhim olan Beinci uann nerini mjdelemek ve tebrik etmek iin geldikleri" mnsnda yorumluyordu. Bu hatralar kaleme alan Muhammed Boz'a teekkr ediyoruz.

Do. Dr. NUREDDN TOPU


Felsefe doenti olan Nureddin Topu 1909'da Erzurum'da dnyaya gelmiti. 1975'de stanbul'da vefat etti. Yarnki Trkiye, Maarif Davas ve Byk Fetih gibi eserleri vardr. Nur Risaleleri'nin hizmet ve neriyat kahramanlarndan Tola'lar Hanedan'yla yakn alakas olmutu. Vefatndan iki ay nce ziyaret ettiimiz Do. Dr. Nureddin Topu, bize Denizli ve orada grt Bedizzaman ile ilgili hatralarn anlatmt. kinci bir ziyaretimde ok hasta idi. "Gemi olsun hocam, bugn Cumaya gelemediniz?" dediimde, "Ben bu hafta namaz Kbe'de kldm" diye ltife yapmt. Sultan Ahmed'teki evinde ziyaret ettiimiz merhum Topu, 1909'da Erzurum'da doduunu, 1934'de de ilk defa retmen olarak vazifeye baladn sylemiti. Merhum stad Said Nursi ile olan hatralarn ise yle anlatt:

Bedizzaman'n bykl 1934'de ilk defa muallim oldum. Hareket mecmuasnda yaynladm baz yazlar yznden imekleri zerime ektim, takibata uradm. Zamann maarif vekil olan Hasan Ali Ycel'in sk sk bavurduu srgn cezasna mruz kaldm. 1944'de stanbul'dan Denizli'ye tayin oldum. mtihan ay olan Haziran'da Denizli'ye gittim. ehir Oteline indim. demi'te savc olan Muslihiddin Snmez ve ablas Seher Snmez vastasyla Bedizzaman Said Nursi'yi tandm. stad Otelin st katnda oturuyordu. Btn ehirde onun ismi dolayor, herkes ondan bahsediyordu. O gnlerde Denizli'de devam eden mahkemesi neticelenmi ve beraat etmiti. Beraatten sonra ehir Otelinin st katnda bir odaya yerlemiti, orada kalyordu. Sk bir kontrol altndayd. Yanna gidip gelen ziyaretiler de ayn ekilde takip ediliyor ve tesbit ediliyordu. Ziyaretiler yannda ok az kalabiliyor, hemen kyorlard. Akam yemeklerinde herkes ekilip gidiyor, otelde kimse kalmyordu. Hatta otelin katibi de yemee kyordu. Ben de o sralarda yanna kyordum. Yarm saat kadar kalp ziyaret edip, gryordum. Din, iman, ahlk, genlik ve cemiyet meseleleri ile alkal konuuyordu. Denizli Ar Ceza Mahkemesi, eserlerini bilirkiiye havale etmi, liseden iki kiiyi bilirkii tayin etmiler.

Zannediyorum bunlardan biri edebiyat, bir dieri de tarih hocasyd. Bunlar dinsiz adamlard. Hele biri bs btn yland; sonradan fec ekilde lp gitti. Ben Bedizzaman' ziyaret ettiimde kendisi bana: 'Onlar bana gnder de ben onlar dine davet edeyim' dedi. Ben de: 'Efendim onlar ok fena adamlar, vazgein' dedim. Bunun zerine: 'Peki yleyse ehvenini getir, az fena olan ar, ben onlar dine davet edeceim, ben onlar affettim' diyordu. Bedizzaman'daki bykle bak, biz olsak ban ezmeli deriz, 'Ben onlar affettim' diyor. te byklk budur. Ruh bir ktr bu.. Hakikaten onlardan birisi biraz daha (dierine kyasla) mutedildi. Fakat Tahir ismindeki ok fena bir adamd. Mehmet Akif'in: 'Acrm tkre billah tkrsem yzne' dedii gibi birisiydi. Rahatsz ederler, kimbilir ne sylerler, cann skarlar, diyen ben onlar armadm. Bedizzaman ok byk bir insand: 'Ben onlar affettim,' diyordu. nsann, idamna sebep olacak ekilde aleyhinde olanlar affedebilmesi byk bir fazilettir. "Herkese dvsn anlatrd" Hareket adam idi, girikendi, herkesle konuurdu. Davasn anlatrd. Psrkla ve miskinlie taraftar deildi. Otelin kald odadaki penceresi geniti. Bir gn ziyaretine gittiimde oraya oturmutu, darya bakarak Denizli'de bir zamanlar 62 medresenin bulunduunu, bunlarn hepsinin kapatldn zlerek anlatt: 'Bu sebepten ben

muallimlere dargnm' dedi. Akam yemeini getirdiler, mkellef bir sofrayd. Getiren garsona yemei iade etti: 'Bunu fukaralara gtr' dedi. Yannda zeytini vard, yemei kabul etmedi, ekmeini zeytin taneleriyle yedi: 'Bir ekmei 15 gn bitirebiliyorum' dedi. Semaveri vard, ay kaynatp ay iiyordu, bize de ikram etti. Hapishaneden yeni kmt. Odada eya olarak hibirey yoktu. Eserleri yazma ve formalar halindeydi. Binlerce yazma kitap ellerde dolayordu. Her tarafta yazlyordu, kylerde, kazalarda hep Nur Risaleleri oaltlyordu. O devir gnl alc bir devirdi. Gnein douu gibi bir zamand. O tarihlerde Denizli'nin Gvenli kyne gitmitim. Bir akam beni bir eve misareten ardlar. Gittim. Gece dama ktk, lks yaktlar. Bedizzaman'n yeni bir risalesi kmt. Kyllere onu okuyacaktm. Tam ben okuyacam esnada, onlar benden evvel davranp baka bir risalesini karp okumasnlar m? Hayret ierisinde kaldm. "Her evde onun eseri yazlyordu" Her evde, her kyde onun eserleri yazlrd.... Onbinler sahife oaltlrd... Byle bir evk vard. O akam da evkle okudular, biz de tatl bir sevin ve haz iinde dinledik. Kerametler, fevkaldelikler, hep Allah'tan gelir. Veli

insanlara Allah'tan ne gelirse, kalblerine ne doansa onu bilirler. Bu haller Allah'tan gelir onlara, Allah'a teslimiyetin meyvesidir bu haller, veliler iin. Gveli'de bir ay kadar kaldm. Dndmde Bedizzaman da Denizli'den ayrlmt. O zaman da talebelerinden Hasan Feyzi ile tantm ve grtk. kt o, muallimdi. Ona da Muslihiddin Bey gtrd beni. Sevimli bir insand. Temiz ruhlu bir insan. Sevgi ile yaayan bir adamd. Bedizzaman'n ak ve muhabbetinden vefat etti. Ondan ayrla dayanamad. Bilmiyorum, insan byle vefat eder mi? Bedizzaman Denizli'de iken yanna gelen polis mdrne hiddet etmi: 'Git, temizlen de gel' demi. Adam hakikaten temiz deilmi. "ok mert ve cesurdu" ok mert ve cesur bir hali vard. Cesareti, kerameti pek oktur, saymakla bitmez. Sonra zeksnn bulular fevkaldedir. Musibetlere sabrla raz olmutu... Kendini vermiti Allah'a... Zaten o eserler hep o hallerin mahsuldr. Btn Denizli'de onun zevki ve evki vard. Dost-dman ona hayrand. Denizli'nin gecesi, gndz olmutu... Fethetmiti o Denizli'yi, Onun ruh ve ak tarafna ulalamaz. Onun Allah'a yaknl bambakadr. O yaknlk bir ltf-u lhidir. Sabr, inzivas, kr bam bakadr. para nedir bilmez, dnyagzne grnmezdi. Byle zatlara pratik bir maksat

gzeterek gitmek, onlar rahatsz eder. Ruh ve gnl sultanlarna dnyev basit karlar iin mracaat etmek cinayettir, mthi bir hakszlk ve anlayszlktr. Bana dua etti. naallah duas kabul olur. Kelimeler tam hatrmda deil. Ruh feyzim iin dua etti. Zaten umumiyetle hep byle mnev eyler iin dua ederdi. 1952'de stanbul'a Akehir Palas Otelinde de ziyaret ettim. Sonra bugnk Byk Postahanenin stndeki ar cezadaki son mahkemesine gittim. kindi namaznn vakti girmiti, kalkt: 'Siz kararnz verin, ben namaza gidiyorum' dedi ve yrd. Hi umurunda deil. Belki mahkmiyet karar verecekler, idam bile verecek olsalar hi aldrd yok. "Allah'n ltfuna mazhar olmutu, herkese vermez Allah bunu..." Nurlarda tezahr eden baz inayetkrne hallere itiraz eden bir ksm zatlara Nureddin Bey, "Bedizzaman keramet gsterir ve onunla birok m'minlerin imann takviye eder ve kuvvetlendirir" diyerek stadmz her zaman savunmutur. lim, kir, ahlk ve felsefe dalnda pek ok eser veren merhum Topu'ya Allah'tan rahmet dileriz.

Risale-i NUR Mahkemelerinin Adil Hkimlerinden Senirkent'li HESNA ENER (1903-1975)


Senirkent, yetitirdii imanl ve mnevver evlatlaryla, bu vatan ve millete byk hizmetleri olan mbarek bir beldedir. Ne zaman bu mbarek beldenin bahsi olsa, hemen Semerkant, Takent ve Buhara'y dnrm. "Tola Hanedan"ndan, Senirkent'in "Kara Melek"i Dr. Tahsin Tola'nn hanesinde misar oluumu hatrlarm. Tola ailesi ve bu ailenin akrabalarndan olan Hesna ener, bu mnevver vatanperverlerden biridir. 1903 ylnda Senirkent'te dnyaya gelen Hesna ener, eski alay mftlerinden yarbay Nuri Beyin kzdr. Annesi ise Akile ener'di.

lk, orta ve lise tahsilinden sonra Hukuk Fakltesini baaryla bitirmiti. baz yerlerde geen ksa memuriyet ve hizmetinden sonra Denizli'ye hakim olarak tayin edilmiti. 1942 senesinden itibaren tam otuz yl bu vazifede kald. 1943 senesinde Bedizzaman Said Nurs'nin talebeleriyle birlikte verildii Denizli mahkemesinin dil hakimlerinden olarak ebed fazilet ve adalet levhalarna geen bahtiyarlardand. Risale-i Nur'un hizmet tarihinde mhim bir dnm noktas olan Denizli mahkemesinin ilk beraat kararn veren merhum Mulal Ali Rza Balaban Bey'in bu kararna itirak eden bir Senirkent hanmefendisiydi. Risale-i Nur melli: "Hkim-i dil ile beraber, hakiki adalete alan zatlar, deil yalnz bizi, belki Anadolu'yu ve lem-i slm manen minnettar eylemiler" diye bu mutlu hakimleri senalarla alklamt. te Senirkentli Hesna ener Hanmefendi "Anadolu'yu ve slm lemini" minnettar eden kahraman kadnlardan bir dil bahtiyard. Mekn ve makam nurlarla dolsun. 1974 knda Almanya'da Denizli'li bir dosttan Hesna ener'in hayatta ve hlen hakimlik vazifesine devam ettiini rendiim zaman ne kadar sevindiimi tarif edemem. Baharda onu grmek ve hatralarn dinlemek iin Denizli'ye kadar gittiimiz halde, kendileriyle grmek ve anlatacaklarn dinlemek ksmet olmamt. Sonraya tehir ettiimiz bu tarihten sonra, evlerine kadar gitmitim. Merhum hanmefendi bizi ok licenab bir ekilde karlamt. Bizlere anlatrken, niversiteyi

bitirmemizi ve sevgili vatanmzn bir kesinde gen nesillere hizmet ederek, onlarn da bizler gibi olmasn tavsiye etmiti. Bu ziyaretimden az bir zaman sonra 22 Temmuz 1975 tarihinde Hesna ener Hanmefendi'nin vefat haberini duymutum. Denizli'ye tayin ediliinden itibaren otuz yl, tpk namazdaki tesbihin mbarek says kadar, orada yer deitirmeden dirayetle vazifesine devam etmi ve ancak vefat ediiyle grevinden ayrlmtr. Baz haller ve artlar var ki, zerre kadar bir hizmet o hallerde da gibi bir ehemmiyeti haiz olur. Vatan muhafazas iin nbet tutarken souktan donan bir erin, ehitlik gibi yksek bir makam kazanmas halinde, makamndaki ycelik ne ise, Denizli'nin dil hakimlerinden Hesna ener'in: "Dinden ima ve telmih yoluyla dahi bahsetmek yasaktr" denildii ve bunun bir emir halinde btn vatana bildirdii Halk Partisi'nin o kara ve karanlk gnlerinde, Said Nurs gibi bir slm fedisi ve kahramannn ve talebelerinin beraatini resmen iln etmeleri, hem de "Beinci ua" davasnn, beraati karar merhum hakimleri her trl takdir ve tebcile yn klmtr. Bizler, halklarn o zulmetli gnlerini yaayanlardan dinlemekteyiz. Bir tek din eserin dahi yazlmasna ve nerine msaade etmeyen bir kara zihniyetin hakimiyetinde, dil hakimlerin erei kararlar bu vatan ve millet iin hassaten Denizli ve Senirkent'liler iin bir eref

levhas halinde, bir yz ak olmutur. 15 Haziran 1944 tarihli beraat kararyla, din ve fazilet ehli insanlar tahliye eden Hesna ener ve arkadalar istikbl nesilleri tarafndan ve bugn bizlerce kranla anlmaktadrlar. Vefatndan sonra Senirkent'lilerin btn srarlarna ramen Denizli'nin imanl ve kadirbilir insanlar Hesna ener Hanmefendi'nin naan vermemilerdi. Yaplan byk bir merasimle, Denizli'nin asr mezarlna defnedilmiti. Bekr olarak mcerret bir mr ve hayat geiren Hesna ener Hanmefendi'ye, Allah'tan rahmet ve maret niyaz ediyoruz. 9 Austos 1975 Senirkent postas gazetesi'nde Hesna Hanm Efendi'nin vefat haberi: "lk kadn hukukumuz ilk kadn hakimimiz Hesna ener'i kaybettik" lk niversite mezunu, lk hukuku ve ilk hakim hanmlarmzdan Hesna ener'i 22 Temmuz 1975 tarihinde kaybettik. 1903 ylnda Senirkent'te doan, merhum emekli Yarbay Nuri ener ve merhume Akile ener'in kzlar ilk, orta, lise ve niversite tahsillerini baarl bir ekilde bitirdikten sonra baz yerlerde geen ksa hizmetinden sonra en son Denizli hakimliine tayin edilmi ve 33 yl yer deitirmeden bu erei vazifesine

devam etmitir. Vefatn haber alan akrabalar cenazesini Senirkent'e getirmek istemilerse de Denizli'nin kadirbilir ve Vefakr halk memleketlerine 33 sene hizmet eden hakimlik gibi g bir hizmeti hakkyla baaran, hi bir eyin karsnda zayf davranmayan hayrsever, insancl halleriyle ve ideal bir ahlk rneiyle herkese nmune olan bu mmtaz hemehrimizin cenazesini btn srarlara ramen Denizli halk ve meslektalar vermemiler, gnllerindeki sevgi gibi kendi topraklarna gmmek istemilerdir." Cenaze merasimine pek ok halk katlm, derin bir tazim sayg ve huu iinde ve arkadalarnn omuzlar zerinde deerli kzmz Denizli asr mezarlna defnedilmitir. Hesna ener hanma Allah'tan gani gani rahmet niyaz ederken yaknlar mhendis Galip ener'e, Dr. Faik ener'e, Dr. Tark ener'e, Dr. Ali hsan ener'e ve Hakim Altan ener'e, dier akraba, dost ve meslek arkadalarna basal dileriz.

HSEYN BEL
1908'de Sav'da dnyaya gelmitir. Bedizzaman'la birlikte 1943'de Denizli'de hapis yatmtr. "Dokuz ayda 12 defa mahkemeye ktk" Nur medresesi olan Sav kynde, Denizli hapsi maznunlarndan Hseyin Beli o gnleri bize yle anlatyordu: Olum Mustafa Beli'ye Kur'n- Kerim okumay retiyordum. O srada Sav'da arama tarama yapyorlard. Bu sebepten, baka hibir eyle itirakim olmad halde, beni de alp, tevkif edip, Isparta hapishanesine attlar. Isparta'da bir ay kadar kaldk. Sonra alp, Denizli hapishanesine gtrdler. Dokuz ay zarfnda tam on iki defa mahkemeye ktk. Hakim neticede hepimizin beraatna karar verdi. Sonra bizi salverdi. On alt kii kadar Isparta'dan idik. Ben cahil biriyim. Hamd olsun stada hizmet ettim. Taynn, suyunu getirirdim. Bizim Sav'dan alt kii idik. Aramalarda ellerine iki yaprak Risaleden yaz gemi

'Bunu sen de yazyorsun' diye beni de aldlar ve gtrdler. Halbuki ben yazmay ln bilmezdim. Savl ok ihtiyar bir Hasan Day vard. Beni onunla birlikte kelepelediler. Hasan Day, risale yazan Atf' evinde misar ettii iin onu da su orta grdler ve onu da tevkif ettiler.

HASAN FEYZ YREL


1895'de Denizli'de dodu. ir, edib, mutassavf ve muallimdi. Bedizzaman' 1943'de Denizli'd tand. 1946'da vefat etti. Bedizzaman'a k bir zat Nur irfan mektebinin unutulmaz simalarndan birisi de Hasan Feyzi Yreil ismindeki bir hakikat kahramandr. lk intiba, ilk tesir, ilk ziyaret, ilk hatra, insan hafza ve gnlnden kolay kolay silinmiyor. Risale-i Nur'un mstesna talebelerinden Hasan Feyzi Hazretlerinin Denizli kabristanndaki mezarn ilk ziyaret hatrasn da unutmak mmkn mdr?Bu ziyaret hatras ter taze zihnimde her zaman yaamaktadr. Hasan Feyzi Yreil, Denizli'nin ivril kazasnn Gveli kynde muallim olarak imana ve Kur'an'a hizmet eden bir hakikat adam idi. Melami tarikat eyhlerinden olan zat, Nur manzumesine dahil olmazdan evvel de etrafn

ldatan bir kandildi. "Canm sana kurban olacak" Hasan Feyzi Nur'un ateine pervaneler gibi atmt kendini. Eski zamanlarda birbirinin yerine hastalanan ve vefat eden yksek fedakrlar gibi, o da Rabbinden, stadna bedel lmeyi diliyor. Bir iirinde bu niyazn yle dile getiriyordu: Bam- feyzinden rak olmay asla ekemem Dahi nezrin bu ki canm sana kurban olacak." (Ey gnllerin sultan Bedizzaman, senin feyizli, bereketli kapndan, derghndan, eiinden uzak olmaya, ayr kalmaya asla dayanamam. Benim adam, dileim ve arzum, canmn sana kurban olmasdr. Ben senin urunda kendimi feda ediyorum. Sana gelecek belalar bana gelsin. Sana hayatm adak olarak takdim ediyorum.) Gerekten Hasan Feyzi Efendinin bu niyazn, bu samimi ve kalb arzusunu Cenab- Hak kabul etmiti. Bu manzumeyi yazdktan ksa bir zaman sonra 13 Kasm 1946 senesinin aramba gn Cenab- Hakkn rahmetine intikal etti. "stadna bedel ehit oldu" Nur Risalelerinde bir ok mektuplar, iirleri ve

takrizleri bulunmaktadr. Bu vefat hdisesiyle alkal olarak Bedizzaman Said Nurs Hazretleri bir mektubunda unlar ifade etmektedir: Nur hakknda parlak fkralarnda, bu biare kardeine kendini kurban etmeye sz verdiinden ve Nur vazifesini acele yapmasyla istirahat lemine gitti. "Merhum Hasan Feyzi kardeimiz, aynen ehid merhum Hfz Ali misill, bir mektubunda dedii gibi 'Dahi nezrim bu ki, canm sana kurban olacak!' dediini tasdiken stad'na bedel, ehid kardei byk Hafz Alinin yanna gitmi. Bu zat- zlcenaheyn, ehl-i kalb ve gayet yksek bir ehl-i ilim ve hakikat, otuz sene muallimlik perdesi altnda imana hizmet etmi ve on seneden beri Risale-i Nuru elde edip, gizli perde altnda alm. Sonra da iki sene zarfnda dorudan doruya Risale-i Nur'un yksek hikmetlerini ve kemlatn ekinmeyerek ruh-u caniyle herkese ilan etmitir." "Bir asr evvelki mjde" Bedizzaman Said Nurs Hazretlerinin dnyaya geldii senelerde, yani bir asr kadar evvel, Denizli'de byk evliyadan Hac Hasan Feyzi isminde bir zat, bir gn talebelerine: Bugn Krdistanda bir byk evliya dnyaya geldi. Bu zat, zamanmzn sahibi, asrmzn vekilidir" diyerek mjdeler veriyordu. te bu Hac Hasan Feyzi'den sonra sra ile yerine iki zat

geiyor. Aradan seneler getikten sonra, Bedizzaman Said Nurs Hazretleri Denizli hapishanesine gelince, ayn ismi tayan muallim Hasan Feyzi Efendi, birinci Hac Hasan Feyzi'ye imtisalen Nur Risalelerine sahip kyor. Nura pervane olarak, sahip olduu eyhlii dahi bir tarafa brakarak unlar terennm ediyordu: Yollarda braktk getik dervii Artk gnllerden yle tevii K parlayan nur'un gnei Ey makes-i rahmet-i lem Risale-i Nur..." Bugn Denizli mezarlnda medfun olan Hasan Feyzi Efendi'nin beyaz mezar kitabesinde u satrlar okunmaktadr: mrn ilm irfana vakfedip mektep ve krslerde feryad edip, kalbleri feyz ile her an, lm tenlerde hep buldular can. Bilmediler sz attlar ol ere, o da tasa rahmet olur mu diye, ya basarken elli bire, boyun kesip verdi cann dilbere... "Aziz ehid Hasan Feyzi, 13 Kasm 1946 aramba gn irtihal eyledi." Bu aziz slm kahramannn iir, mektup, takriz ve mersiyeleri, Nur Risalelerinin u eserlerinde yer almtr: Emirda Lhikas, Tarihe-i Hayat, Konferans, man Hakikatlar, Siracinnur. Kabri nur, mekn ebed Cennet olsun...

Ayrlk iiri Bedizzaman Said Nurs, Denizli hapsinden beraat ve tahliyeden sonra bir buuk ay ehir Palas Otelinde kalmt. 31 Temmuz 1944 Perembe gn bir komiser refakatinde Denizli'den Afyon'a hareket etmiti. Bu hareket esnasnda Hasan Feyzi Efendi, stad'na: "Hazretinize buradan ayrlrken sylemitim" baln tayan u ayrlk iirini takdm etmiti: ekilip nur-u hidayet yine zindan olacak Yine frkat, yine hasret, yine hsran olacak Yine sen, ya yerine kan aktp ala gzm nk hicran dolu kalbim yerine hicran olacak Yine g var diye mecnuna haber verme sakn Yine matem, yine zari, yine efgan olacak Alan ol gl- tevhid, sararp solsa gerek Kapanp Kbe-i irfan, yine viran olacak Haber aldm ki, yarn yd olacakm bize yar Ne byk yre ki kimler buna derman olacak Bu byk derd elemden kime ekva edeyim? iten nlemi, hep ben gibi nln olacak. O ifa bah olan envarn sen eksen eer Bana kim nur verecek, kim bana Lokman olacak! O temiz pk nefesin, b- hayat bu ln Onu dr etme ki her fert ona reyyan olacak

Hele ol nur-u erin kime demise eer, Kck zerre de olsa, meh-i tban olacak. O ltufkr, o keremkr eli ptke benim Bu kk kalbi hazinim yine handan olacak. Bab- feyzinden rak olmay asla ekemem Dahi nezrim bu ki canm sana kurban olacak. Nazarn erse garip bama ey nur-u Hda Bugn artk bu hakir bende de umman olacak. Bu anasr, yzne her ne kadar ekse hicap; Yine haksn, buna ahid yine Kur'an olacak Kab- Kavseynden alp dersimi bildim ki ayn, O gzel nur-u bedi, leme sultan olacak. Saknp Feyz-i bareye bahs ama bugn Yeni batan, yine eyd, yine giryan olacak." Ayrlk iirinin aklamas Hidayetin nuru ekilince, yine her taraf karanlk olacak, yine ayrlk, yine hasret, yine hsran olacak. Ey alayan gzlerim, ya yerine kan aktarak ala, nk, ayrlklarla dolu olan kalbim yine ayrlklarla dolacak Yine g ve ayrlk var diye mecnuna haber verme sakn. nk yine matem, yine feryat, yine inleyi ve yine ganlar olacak. Alan tevhid gl bu ayrlktan dolay sararp,

solacaktr. rfan burcu, iman oca yine bu ayrlktan dolay viraneye dnecektir. Ben iittim ki yarn sevgili bize yabanc olacakm, bizden ayrlacakm. Bu yle byk bir yara ki, bu yaraya kimler derman olabilecek? Bu byk dert ve elemden ben kime ikyet edeyim, nk benim dert ve elemimi iitenler de benim bu inleyiim karsnda inlemeye balayacaklar. O ifa veren nurlarn eer sen benden ekersen, bana kim nur verecek, beni kim aydnlatacak? Benim dertlerime kim Lokman olup, tedavi edebilecek? Ey sevgili stadm, senin o temiz pk nefesin bu ln, bu kurak talebenizin hayat suyudur, can kaynadr, ne olur bu hayat menban benden uzaklatrma, nk benim gibi her fert, her ahs bu kaynaktan bana kana kana iip doyacaktr. O erei nurun kime demise, o nurla ereenenler kck bir zerre deolsalar, o nur sayesinde k saan bir ay paras olacaklardr. O ulu sultann ltuf ve kerem dolu mbarek elini ptke benim kck kalbim sein srrla dolacak. Ey byk stad, senin feyizli kapndan uzakta kalmaya asla dayanamam, bu rakl ekemem. Benim adam, arzum ve dileim u ki, canm sana kurban olsun, hayatm sana feda olsun.

Senin bakn benim garip bama bir dese, sen bana bir nazar etsen ey Allah'n nuru! O zaman bu kk kul, o vakit, o nur sayesinde bir umman olacaktr. Bu mevcudat yzne her ne kadar perde ekse, seni grmemezlikten gelse, sen yine haksn, buna ahid ise Kur'an'dr. Ben dersimi Kab- Kavseynden aldm ve gayet ak bildim ki, bu gzel ve esiz nur btn dnyaya sultan olacaktr. Sakn! Bu bare Hasan Feyzi'ye herhangi bir bahis ama, nk bu Hasan Feyzi yeni batan k olacak, yeniden alamaya balayacaktr

GNENL MEHMED EFEND (MEHMED T)


Aradan yllar geti. stanbul'a geldiini haber aldm. Fatih Camiine davet ettim. 'Bakalarna haber vermez ve beni halka gstermezse gelirim' demi. Derhal Hnkr mahlini hazrlattm. Sonra camiye geldi. Hnkr mahlinde, imamlnda namaz kldk. Allah'a kr, arkasnda namaz klmak da nasip oldu. "stad bendeki ksmetini almaya geldi" Bir husus daha vard. 'Y Rabbi! Bu ztn bende hi ksmeti yok mu? diye dnrdm. Evime davet ediyordum, gelmiyordu. Devaml olarak 'Syleyin Hafz Mehmed'e, Sakn sakn yanma gelmesin' diye hocalarla haber gnderiyordu. Bir Kurban bayramndayd. Sabah namazndan sonra kap alnd. 'Muhammed kardam! Muhammed

kardam!' diye bir ses aryordu. Kapya ktm. Baktm ki stad. Boynuma sarld ve 'Sen Kur'n'a ok hizmet ediyorsun. Benim yanma gelenleri ok tciz ediyorlar. Seni tciz etmemeleri iin, benim yanma gelmesin, diye haber gnderdim' dedi. Yannda talebeleri de vard. 'stanbul'da hibir kimsenin evine gitmemeye karar vermitim' dedi. Yanndaki talebeye iaret etti. 'Ver kabm, ksmetimi versin' dedi. Keramete baknz. Daha nce 'Bu zatn ksmeti yok mu?' demitim ya. Ksmetini almaya gelmiti. Evde yumurta tatls vard. Ondan verdim. Orada dedi ki: 'Bir Mslman bir beldede bulunduu srada bayram olsa, orann din byn ziyaret etmek ona vcibdir. Madem ki bu kardamz Hazret-i Kur'n'a hizmet iin ortaya km. Ben de onu bu beldenin eyhlislm kabul ederek ziyarete geldim' dedi. te byle geti aramzdaki konumalar. Elhamdlillh. Allah efaatine nail eylesin. Ona ok ey borluyum. Cesaret ve kuvveti kendisinden aldm. "Biz Kur'an'n mnsna alyoruz, Gnenli Mehmet Efendi ise lfzna alyor. Onun talebelerini kendi talebelerim gibi Nur talebesi kabul ediyorum' diyordu." Hatta stad bunu syledii vakit bir tanesi iinden, "stadm onlar Risale-i Nur okumuyor" deyince. "Cidden talebem olarak kabul ediyorum" diyor. Gnenli Hoca anlatmaya devam ediyordu: "Bizim eskiden edebiyat, Arabiye hocamz hsan Bey

vard. O zata 'Nasl bir zattr?' diye stad sormutum. 'Vallahi kardeim, benim anlayabildiim kadaryla bu zat bn'l-vakittir' dedi. Allah efaatine nail eylesin. Hayatmn kymetli ydigr olarak saklyorum onunla grebildiim zamanlar..." Mbarek, maneviyt ehli Gnenli Hocaya, Denizli hapsine nasl bir irtibat kurularak gtrldn sordum. Hadise srasnda, bir beldede benim ismimi de bulmular, bunun zerine bizi de alp hapsettiler" diye cevap verdi. Hapishanede stada nasl Kur'an okuduunu ise yle anlatt: "Ben ierdeydim, stad ise avludan beni dinlerdi. 'Muhammed Efendi Kur'n okusun' der, benim Kur'n okumam arzu ederdi." Denizli hapsinden tahliye sonras ile alkal olarak ise Gnenli Hocamaz yle diyor: "Ben baka bir otelde kalyordum. Ama stadn kald otele gidip geliyordum. Orada bir vak'aya hit oldum. Orann dinden uzak bir doktoru, stadn karsnda diz km, kuzu gibi nasihatlarn dinliyordu. Ben orada iken Belediye reisinden selm getirdiler.'isterse para verelim. sterse lokantadan ne istersen gnderelim' diye stada haber gnderdi. stad, 'Yirmi kuruluk bir ekmek bana drt gn yeter' diye cevap verdi." Bu mevzular byle konumakla bitmez" diyen Gnenli

Mehmed Efendinin hrmetle ellerini pmek istedik, "Estarullah, Estarullah!" diyerek ellerini ekti. Msaade isteyip, ulv bir vecd iinde yanndan, Sleymaniye mihrabndan ayrldk. Allah meknn cennet etsin.

HLM ARICI
1904 (1320) Kadnhan doumludur. Ksele ve kavaye ileri ile megul olmaktayd. "Duyarak namaz klyordu" Bedizzaman'la ilk grmesini yle anlatyor: 1943 senesinde ksele, kl uval almak iin Denizli'ye gitmitim. Orada kk bir otele yerletim. Otel hkmet binasnn karsndaym. Bazan balkona kyordum. Bitiikteki balkonda eski tip giyinmi birisini grdm. stanbul'da baz kimselerden, btn srarlara ramen kyafetini deitirmeyen Bedizzaman diye bir zat olduunu duymutum. Bu zat da mutlaka odur diye dndm, kapsn tkrdattm. Gir!' deyince ieri girdim ve elini ptm. Elim elinde iken 'Said Efendi Hazretleriyle gryorum deil mi?' dedim. Ban sallad. Ufak bir orba tasndan orba iiyordu. 'Beraber ielim' dedi. Ben de yemek yediimi syledim. Ne yettir ne de hadistir, fakat eskiden beri sylenen

kelm- kibar olan bir sz vardr, 'Biri yer, biri bakar, kyamet ondan kopar.' 'Beni namaza kadar yalnz brak, ben akam namazna sizi arrm' dedi. Akam namaz olunca beni ard. Akam namazn beraber kldk. Namaza balamasn tarif etmek zordur. Duyarak, yaayarak namaz klyordu. Ben cemaat oldum, sonra dua etti. Sakal meselesi Duadan sonra bana dnerek dedi ki: Belki hatrnza benim sakalsz olduum gelir. Bunu size izah edeyim de teredddnz gitsin. Bu snneti ilemediimin sebebi: Benim bir milyondan fazla talebelerim vardr. Ben sakal braksam, bunlar da gen-ihtiyar hep sakal brakacaklar. Genlerdeki sakalise akranlar arasnda istihza mevzuu olacaktr. Bu sebeble ben bu snneti tehir ettim.' Yats namaznda tekrar bulumak zere yanndan ayrldm. Odama gitmitim. Bir mddet sonra otel ktibi koarak heyecanl bir ekilde geldi: Aaya polis mdr ve dahiliye mfettii geldi, u odadaki zatla grmeye kacaklar, bu odaya sakn girme' dedi. ki memur, az sonra Bedizzaman'n odasna girdiler,

yarm saat kadar ierde kaldlar. Sonra kp gittiler. Onlar gittikten sonra ben yine yanna girdim. Baz sorularn cevaplandrdn syledi bana... Yatsy yine arkasnda kldm. Sabah namazna yine ard, bu namazlarda da bambaka bir heyecan duyuyordum. Namaza balarken sanki kemikleri atrdyordu. Yine bu mbarek zatta, ok gzel bir koku duyuyordum. "Muska yapmayz" Gerek otelci, gerekse civarda vazifeli kimseler, hakknda hep keramet anlatyorlard. Bedizzaman'n menkbeleri halkn arasna da ok yaylmt. Bir oklar amarlarn ykamak istiyorlar. eitli yemekler getiriyorlard. Fakat o pek az yiyordu. Kadnhan'dan bazlar yine ziyaret iin Denizli'ye gitmilerdi. Bunlardan Haydar zarslan ismindeki adam saral idi. Otuz senedir hastayd. Her gn sokakta der, baylr ve rpnrd. Hep saral gezerdi. Halini Bedizzaman'a anlatarak dua ve muska istemi. Bedizzaman: Biz muska vesaire yapmayz. Yalnz ben sana dua ederim. Sen de bu duaya min de! Belki Allah ifa verir.' Sonra Bedizzaman elini kaldrarak duaya balam: Yarabbi!.. Bu kulun zayf, dayanamyor. Bunun

hastaln bana ver. Bu adama ifa ver Yarabbi!...' Bizim memleketli olan bu adam ondan sonra sara hastal grmedi. yileip ifa buldu. Denizli'de Bedizzaman' ziyaret eden iki tccar arkada Hasan Kanc ve Bekir koyuncu 150'er lira para karp vermek istemiler. Biz para almyoruz!' diyerek vermek istedikleri 150' er liray reddetmi. "Daha sonraki yllarda ben Konya'da meclis daimi encmen azas idim. Valinin yanndaydm. Dahiliye Vekili valiye telefon ederek, Bedizzaman'n Konya'ya sokulmamasn syledi. Bilhare Bedizzaman'n Konya'da durmadn rendim. Aradan birka ay gemiti ki, Urfa'da vefat ettiini duydum."

SLEYMAN HNKR
Sleyman Hnkar'la grmemiz mlakat eklinde oldu. Kendinizi tantr msnz? smim Sleyman Hnkr'dr. 1335 (1919) tarihinde Denizli'nin Sarayky ilesinin Beylerbeyi kynde dodum. Denizli hapsine hangi tarihte ve ne sebeple girdiniz? 13 Ocak 1938 tarihinde aabeyimin nianlsn karmak isteyen birisini yaraladm. smi Osman zkaya idi. Mahkeme devam ederken eitli mahkmlar yznden kavga kt. Hapishanede iki kii birbiriyle kavga yapyorlard. Ben onlar ayrd etmek iin vicdanen aralarna girdim. 'Sana ne oluyor?' diye bana saldrdlar. 'Sen ona yardm ediyorsun' diye bana ykldlar. Ben de zerimde bir bak tayordum. Bacaklarndan yaraladm. Yaralama suundan yedi ay aldm, teki sula beraber sene sekiz aya kardlar. Ondan sonra yine beni ldrmek iin gruplatlar. Srgnden arkadalarm gelmiti. Birisi Abbas Trkylmaz'd. Kendisi Krt ismi ile anlrd.

stanbul'lu idi. Dieri Laz Osman, Rize'lidir. Onlar misare almtlar. Onlarn yardmyla beni ldremediler. Bu arada onlarn elinde 5-6 bak, bizim elimizde 3 bak ile yaralamaya girildi. Birisi orada baktan ld. mze 18'er sene ceza verildi. Benim cezam 21 sene 8 ay 8 gne kt. tekiler de 30'ar seneden aaya olmamak zere ceza yediler. Birisi Kars'a, dieri Sinop'a srld. Beni de Denizli'de braktlar. Sonra orum'a srgn ettiler. Bedizzaman Said Nurs, Denizli hapsine geldiinde nerede idiniz? Denizli'de idim. orum'a gittim. stad Hazretleri gittikten sonra

Nasl duydunuz? Kimden duydunuz? Gelmeden nce Savc Muavini (Cemil Sylemez) Hapishane Mdr (evki Bey) daha evvel geldiler. Tabip, arkalarndan bagardiyan, baavu da dahil olmak zere: 'arktan bir bektai geliyor. Bununla kimse konumayacak. Konuanlara dayak attracaz. kence yapacaz' dediler. Daha sonra stad geldi. Byle bir kimse ile karlaacanz tahmin ediyor muydunuz? Hayr bilmiyorduk. Geldi, evvel Ferani Meydannda karlatk. Biz blmn arasna Ferani Meydan diyoruz. Orada Hazret-i stad bir iskemle zerine oturdu. "Ho geldin Hoca Efendi dedik. Ben hemen ay-kahve ne ier misiniz?" diye sordum.

Kahve imem" dedi. Hemen ay temin ettik. Ondan sonra umum tuvaletin olduu yerde iki gn yatrdlar, oraya bir yatak ayrdlar, sonra mnferit yere geti. Bizim konumamza engel olacaklard. Bizi stad ile grtrmeyeceklerdi. Size Bedizzaman'la konumayn, eer konuursanz ikence yapacaz dedikleri halde nasl yaknlk gsterdiniz? "Biz sehpaya gideceimizi bilsek stad Hazretleri ile greceiz" dedik. "Sizin szlerinizi dinleye dinleye mrmz hapishanelerde rd. Onun iin biz sizden nefret okuduk. Biz yle birisini aryorduk. Allah Hazret-i stad' bize yollad." Mnferid ksmna kattlar. Oras tek kiilik bir yerdi. Ufak su ileyenleri birer kiilik yerlere katyorlard. stad' oraya kattlar. Tabii kaplar kapannca idareden gren olmuyordu. Biz birbirimizin yardmyla pencerenin nne ktk. Elini ptk, halini hatrn sorduk. O zaman Hazret-i stad: "Kardelerim, benim yzmden zarar grmeyin, lf duyarsnz, ikence ekersiniz, benim yzmden" dedi. Hayr hocam siz hi zlmeyin, biz korkmayz. Hereye razyz" dedik. (Bu olay stad'n ieri girmesinden iki- gn sonra olmutu.) Kardelerim, sa olun, ho bulduk" dedi. Pencereye bir kii kamazd, birbirimizin stne basarak ktk. Daha sonra Isparta'dan, stanbul'a gelen

hocalar da karladk. stad'la ayn zamanda m geldiler? stad Hazretlerini hapse attklar zaman Kastamonu civarnda zelzele balad. Felketler oluyordu. Takprl Sadk Bey, Mehmed Feyzi Efendi, ayc emin Efendi, Hafz Tevk beraber geliyorlard. Geldiler, hep karladk. stad Hazretleri talebelerine emir veriyor: "Ne emriniz varsa, Sleyman Hnkr'dan isteyin" diye. Siz onu yapabilecek bir kimse miydiniz? Halbuki ben yarm yamalak bir kimseydim. Halbuki be vakit namaz klanlar, haclar, limler vard. Onlara demedi. "Siz Sleyman'a bakn" dedi. Btn Isparta'dakilerle beraber 65-70 talebesine beni tavsiye etti. 'Ne ihtiyacnz varsa Sleyman temin eder' dedi. Siz hakikaten byle bir ihtiyac temin edebilir miydiniz? Bilmiyordum, ben kendimde byle bir kuvvet olduunu. Biz Sleyman'dk. Denizli'li Hafzd, dieri Tire'li be vakit namazn klyordu. Yani Sleyman vard. stad yalnz "Beylerbeyli Sleyman" derdi. Meer ki br Sleymanlar hem hoca ile konuuyorlar, hem de idare ile konuuyorlarm. Biz de yle bir durum yoktu. Olduu gibi stad'a balandk. Hapisler iin kouun birini hazrlattm. temizlettim. Dier mahkmlar nasl darya kardnz? Onlarn kendi rzasyla. Arkadalara, "Misarler rahatsz

olmasnlar, ayr bir yere koyalm" dedim. Temizlettik, onlar oraya kattk. Hapishanede hasmlarnz ne oldular? Hasmlarm var ama, ne kadar ba kaldrmak isteseler bile barnamyorlard. Halbuki icabnda hi bir eysiz geziyordum. Bir bak bile bulundurmuyordum. stad size mektup yazd m? Gusledin, namaza balayn diye haber gnderdi mi? Bu hdise nasl oldu? Geldi. mektubu meydanc getirmiti. stad' ocuk kouuna gndermilerdi. Oradan birka mektup daha gnderdi. O zaman namaz klmyordum. Kumarda, onu bunu dvme yolundaydm. stad gelince doru yoldan ayrlmyorduk. Amma ne de olsa saptyorduk. Sonra namaza balaynca kumar gibi yollar kapattk. O zamanlarda, 1943'de kumardan gnde bin lira kazanyordum." Paralar nereye veriyordunuz? O paralar olduu gibi, ne kadar fakir varsa ieride datyorduk. Onlar idare ediyorduk. Kastamonu ve stanbul'lular geldii tantnz? zaman nasl

Hepsine ho geldiniz, dedim. lim, cahil neyse... Bunlarn arasnda Feyzi Efendi yatan kap eiine yaptrd. tekiler de sra ile benim yanma geldiler. "Ho geldiniz hocam" dedim. Daha sonra Sadk Bey, arkasndan

da Hilmi Bey geldiler. Beraate kadar ayrlmadlar. Yataklarmz hep bir aradayd. Dier hocalarn koular ayryd. Sadk Beyle iyi tanrdnz demek? Sadk Bey de vaktiyle ayn bizim gibi kt yoldan dnmlerden. Dedesi Plevne Kahraman Sadk Paa imi. Sadk Bey, evine darlp evden kam. Kumar oynayp, oynatm. Ondan sonra stad Kastamonu'ya geldii vakit onun talebesi olmu. Nasl olduunu bana anlatmt. Onlar gelmeden, ben namaz klmyordum. Klsam bile ara sra. Onlar gelince artk brakmadm. Abdestsiz gezmiyordum. Yats namazndan sonra yatarken bile abdest alarak yatyordum. Kur'n okumay Gnenli Mehmed Efendi retti. Fakat piiremedim. O zaman meguliyet fazla idi. Hapishanenin bir iini brakyorsun, brne gidiyorsun. Namaz klmay da onlarla beraber rendim. Beraber cemaatle namaz klardk." stad ile nasl grtnz? Beni bazan savc arrd. ardklar zaman hemen stad karma kard. Kapnn azndan, "Bir ey mi var?" diye sorard. Zaten ben davrandm m stad kapnn aznda bekleyedururdu. Nasl biliyor? O bilir. Onda phe yok! Kapda durur bir ey dediler mi, olduu gibi, ne sylerlerse ben de stad hazretlerine sylerdim.

stad hakknda ne derlerdi? Bunlarn hakknda bir ey sylemezlerdi. Syleyemezlerdi zaten. Benim bir sr vermeyeceimi bildikleri iin, onlar da bana bir ey sormazlard. Bir ara gardiyanlar seni demir parmaklklarn arkasndan grmler. "Biz sana gsteririz" demiler. Ben onlara fazla hakaret ettim. Niin? eri girerseniz sizin kafanz ie ile krarm" dedim. Korkularndan giremediler. Risaleleri darya karnda, "Siz bana verin, ben deve de olsa karrm" demisiniz. Nasl oldu bu hdise? Siz korkmayn devam edin" dedim. Btn Bavekile, Cumhurbakanna, Bakanlara giden dilekeler, risaleler benim yanmda yazld. Kim yazyordu? Sadk Bey, Mmtaz Bey ve ben. Sadk Bey sylyor, Mmtaz Bey daktilo ile yazyor, ben de kolaan ediyordum. Vaziyeti kontrol ediyordum. Baz eksik yan olursa Feyzi Efendi zaten yanmzda idi. Bizi kontrol ediyordu. Daktiloyu nereden getirdiniz? Arkadam, baktip evket Bey vastasyla. evket Bey, Muharrem Beye veriyor, o da bize getiriyor. Onunla gece

gndz yazyoruz. Yasak yok, idare ve mahkmlar tarafndan engel olan olmad. Zaten btn tenbihledim. Ksmlarda "Arkadalar, hocalar kalkt zaman, herkes hazrol vaziyetinde duracak" dedim. Yani hepsi mum gibi olacaklar. Evet, bu kadar. Sizi dinliyorlar myd? Evet dinliyorlard. Zopturuveriyordum. Yani szden dinlemeyenler varsa, onlara zabutu (dayak) var diyorum. Szme hi itiraz eden olmazd. Meyve Risalesi stad hapishaneye Cuma gn ayak bast iin, Denizli'nin bir Cuma gnnn meyvesidir. Ondan Meyve Risalesi adn koydu. Koua nasl gelir bu yazlar? Yazlar meydanc Arnavut dem Aa alr, gelir bize teslim eder. Hangisi olursa olsun, dost olmasa bile getirmeye mecburdur, o zaman iin. Aktan m gelirdi? Evet. Bazan yasak zamanlar olduunda kibrit kutularnn iinde gelirdi. Sadk Bey etrafta cigara iiyordu. Tabi cigara imesek bu ii yapamayacaz. stad bize cigara imeye msaade etti. Ne dedi? Onlarn cigara imesi serbesttir" dedi. nk cigara

imesek yazamayacaz. Sadk Bey nasl bir adamd? Sadk Bey, tecrbeli, oturakl bir adamd. Efendim, bu ilerde tecrbe lzm. yle oluyor ki, tecrbesiz arkadalarla ne kadar samimi olursan ol, birisi gelir aran bozar gider. Sizi birbirinize dman yapar. Fakat tecrbeli, gngrm bir adam, kimse ayramaz. Bu durumlarda Sadk Bey bambaka bir insand. stad "Tahliye olacaksnz' dedi mi? Kardelerim kurtulursunuz" dedi. stad'n tahliye gn idareden dar kyordum, yanna gittim. Gardiyanlar beni evirdiler. "Haydi kardeim, siz de yaknda kurtulursunuz" dedi. "Kaplar Risale-i Nur Talebeleri aacaklar" dedi. "Halk Partisi af yapmak isteyecek, onlara nasip olmayacak" dedi. O zaman daha benim senem dolmamt. Hapishanede Nur Talebelerine karmak isteyenlere ne yapardnz? Hayr, benim zamanmda Nur Talebelerine engel olan kimse yoktu, dinlemeye mecburdular. Dinlemeyen kalkar giderdi. Sus deyince dururlard. Gece, gndz Risale-i Nur barsan, konusan hi kimse engel olamazd. Kimsenin haddine dmemiti. Zaten ufak bir grlt oldu mu kulaklarndan aslrdm. Sessiz konuurlard. Kimse ses karamazd. Sadk Bey, dier ar cezallarla nasl anlat?

Benim adamlarm olduu iin o da anlat. Dursun Atmaca 38 sene yedi. Mmtaz 18 sene, idamlk, mebbetlikler de vard. Risale-i Nur'u dinliyorlar, namaz klyorlard. stad bir defasnda baheye kt. Gnenli Mehmed Efendi Kur'n okuyordu. stad Hazretlerine iskemle atverdiler. Bahe ksmndan bizim kaplar kilitli idi. Ben de pencereye ktm. stad: Sleyman bizim ziyaretimize gelmedi, biz onun ayana geldik" dedi. "Bizi buraya eken Sleyman'dr" dedi. stad'n yz nasld? Yok efendim, dnya yznde byle bir yz yok. Kyafeti de yle. Onun kyafeti gibi gezdiim yerlerde grmedim. Onunki ayr bir kyafetti. stad' Denizli hapsinden sonra da grdnz m? Isparta'da ziyaret ettim. Demokrat Parti zamannda, 1953-54 yllar arasnda. Yalnz gittim. Kapy aldm. Etrafdaki komular, kadnlar "aln kapy, aln" diyorlard. Mahalle alknd. ki talebesi geldi. "Kim diyelim" dediler. Beylerbeyli Sleyman geldi deyin" dedim. "Gelsin" demi. Kaplar ald. Hemen sarmaladk. Gzlerimden pt. Oturduk, ay itik. Kardeim ben rahatszm" dedi. "Bana defa zehir verdiler. Zehir bana tesir etmedi" dedi. "Bunlar mason" dedi. Efendim ben dallette (tereddt) kaldm" dedim. "Halk

Partili mi olam, yoksa Demokrat Partili mi olam?" dedim. (Elini kenara silkeleyerek) "Halk Partisini yle brak, onlar geberdi" dedi. "Domokratlar eer szm tutarlarsa birey olmayacak" Bir yet okudu. "Bunu tatbik ederlerse aydnla gidecekler" dedi. "Szm tutmazlarsa, inadn stne lp giderler" dedi. "Hi korkma kardeim siz dindar kiisiniz, size kimse bir ey yapamaz, siz benim tasarrufum altndasnz, siz bin efesiniz" dedi. "Yani senin gibi bin tane, szne sadk kalan anlamnda. Yoksa kll, silhl efe gibi deil. gn misar kalman isterim. Fakat rahatszm" dedi.

ZYA SNMEZ
Bedizzaman Said Nurs'nin ilk avukatlarndan Ziya Snmez bey, cumhuriyetten sonra hakimlik yapmtr. Ziya Snmez 1876'da domu. 1949'da Hakkn rahmetine kavumutur. Kabri zmir Karyaka mezarlndadr. Nur'un ilk avukat 1943 senesinde Bedizzaman ve Nur talebeleri Denizli Hapishanesine dtkleri zaman btn Denizli halk, yediden yetmie Bedizzaman'a sahip kmt. Bu sahip kanlar arasnda eski hukukulardan Muslihiddin Snmez'in babas Ziya Snmez de Bedizzaman'n avukatln deruhte etmiti. Elimizdeki vesikalarn nurlu yolunda yrrken, Ziya Snmez'in Risale-i Nur'un ilk avukatlarndan olduunu syleyebiliriz Denizli hapsi ve hdisesi, daha sonraki senelerde Ziya Snmez'in olu ve kznn yapt hizmetlerin ok evvelinden Bedizzaman tarafndan haber veriliinin ifadesi olmaktadr. Bedizzaman Said Nurs'nin Emirda Lhikas'nda yer

alan bir mektubunda u satrlar okumaktayz: Aziz Kardeim, "Risale-i Nur'un avukat Ziya'y bizim tarafmzdan hem ok teekkr, hem tebrik ediniz. oktan beri ruhuma ihtar edilmi ki; Ziya namnda birisi, Risale-i Nur namna byk bir hizmet edecek. Bu mesele gsderdi ki; o Ziya, bu Ziyadr. Bizlere ebede kadar minnettar eyledi." Risale-i Nur'un ekser eczalarn Denizli'de Nurlarla alkal zatlara hediye edilmek zere hazrlatan Bedizzaman, Risale-i Nur'un ilk avukatlarndan Ziya Snmez'e ise, mektubunun devamnda eserlerden mhim bir ksmn yazdrarak gndereceini ifade etmektedir: "Ve Risale-i Nur'un fahr avukat Ziya'ya; ksm- mhimmini yazdrp ona hediye etmek niyetindeyim." "lem-i slm minnettar eyledim" Emirda Mektuplar'nn bir baka ksmnda ise Nurun ilk avukat saylabilen Ziya Snmez'in yapt hizmetler u ifadelerle sena edilmektedir: "Avukat Ziya gibi btn zatlar, deil yalnz bizi, belki Anadolu'yu ve lem-i slm' manen minnettar eylemiler. Onlar, bizim gibi Risale-i Nura sahiptirler."

EMN TEKNALP
Emin Tekinalp hatralarn yle anlatyordu: Risale-i Nuru nasl buldunuz? Mustafa Sungur'la karde torunlaryz. Risale-i Nuru ilk defa bana o tavsiye etti. ok izahlardan sonra, "Sen ktisat Risalesini yaz ve oku. Asa-y Musa'y ben sana vereyim" dedi. Onu yazp okurken burada Mustafa Osman ve Hfz Bayram kardelerimizin hapse girdiini duyduk. Ben onlara bir mektup gnderdim. Cevab geldi. Tekrar ben cevab yazdm. Hsn Bayram, "mektubunu okuyabilir miyim" dedi. O eski yaz okuyor. "Oku dedim. Dedi: "Emin Amca, bu mektubu sen biraz haf yaz" dedi. Nihayet ona itimaden, istinaden ben tekrar bir mektup yazdm. O mektubu da gsterdim. Tabii, deitirdim diye "Bu da ar" dedi. Dedim: "Ben bunu gnderirim" Mektupta neler yazmtnz? Mektupta yle yazmtm: "Bin senedir Kur'n'a hizmet

eden Trk milletinin torunlarn Kur'n okumaktan mahkum eden kahraman Trk milletinin torunlar mdr? Yoksa mahkemelerimiz yabanc ellere mi gemitir? Mslman, ya ehid, ya gazi, mahpus, ikence hereye dayanr. manndan bir zerre vazgemez" Bu meyanda uzun uzadya yazdm. Tabii bu t 1948'deki mesele. Hepsi aklmda yok, zeti byle. Sungur Aabey eserleri size yalarndaydnz ve hangi seneydi? verdiinden ka

Aa yukar 1948'in balarnda veya 1947'de oluyor. O zaman 32 veya 33 yalarndaydm. Nihayet mektuptan Afyon savcs, orann idare amirleri bizim aranmamz, evimizin baslmasn emretmiler. Bir gn sabah namazn kldm, yattm. Kapda bir ses. Baktm muhtar, karakol kumandan "Kapy a" dediler. Atk, aradlar. Benim el yazsyla yazdm baz eyleri ve Asa-y Musa'y aldlar. Ben de beraber evde ne kadar dini kitap varsa (3 cilt Taberi tarihi de vard.) O zaman omuzuma ne verdilerse 3 saat aaya Toprak Cuma'ya yryerek gittik. Oradan da hadi bakalm Safranbolu'ya, 4 saat 4.5 saat gelir. Burada ifademi aldlar, braktlar. Afyon hapishanesinde Aradan ok gemedi. Bir gn Cuma namazn kldk. Aadan iki jandarma geldi Toprak Cuma tarafndan. Muhtar istediler. Muhtar ky odasna gtrd. Beni ard. dedi ki: "Bunlar seni gtrmek istiyorlar. stersen

git bir haber et, aile efradna lan" dedi. Ben lzum grmedim. Zaten cebimde 10 kuru var. Onlara versem bana yok. Bana kalsa onlara yok. Birisinden de 25 kuru alacam varm o da onu verdi. Biz 35 kurula Safranbolu hapsini boyladk. Aradan 3-5 gn geti. Bir le namaz kldktan sonra, orann hkmet binas hapishanedeydi. Namaz ben kldryordum. Pat, odann kapsndan Sungur ieri girdi. Glmekten azm tutuyordum. Dedim, "Sen nasl girdin, kimden msaade aldn, kim sana msaade etti. Herkesi koymazlar, nasl girdin?" Yahu ben de seninle hapse geldim" deyince ben dona kaldm. Hlsa orada bir aydan fazla kaldk. Biz istiyoruz gidelim. Onlar "harcrah gelsin yle gnderelim" diyor. Kendi paramzla gideceimizi syledik. Msaade ettiler. O gnlerde parann geldiini hissettik. Bize paray vermediler. Buradan verilen muhafz bizi jandarma kararghna gtrdler. Orada bize mkemmel hrmet ettiler. Kar gibi yataklarnda yatrdlar. Onlar bizi Nur talebesi olduumuz biliyorlar. Babasna, kardeine yaplacak muameleyi yaptlar. Allah raz olsun jandarmalardan. Afyon hapsine gece 2'de vardk. Orada alar gibi bir inilti vard, Bekiye, "Bu ses ne oluyor? "Burada 75'lik Bedizzaman diye bir hoca var. O her gece sabaha kadar byle devam eder. Ne yapar bilmiyoruz?" dediler. Eyalar orann bekisine teslim ettik. Biz sabah

kahvesine gittik. Baktk ki, orada Mehmet feyzi Efendi, Hsrev Bey ve Rt akn vard. Ben Mehmed Feyzi'yle orada bir saate yakn sohbet ettim. Sungur ve Hsrev Beyle ay itik, konutuk. Bize izahat verdiler. Nasihat ettiler. Hsn Bayaram ve Mustafa Osman Aabeylerle gremedik. Muamele alnca bize eyalar verdiler. Muamele yaptrp hapse sokmak iin bir daireye aldlar. Derken birisi ieri girdi. Savc olduunu sonra rendik. Sungur'la elimiz kelepeli, iki jandarma yanmzda. stad hapishanede ziyaretim Orada ifademizi verdik. Benim bamda bir rme, bir tane de atk vard. K tabii. koltuk altnda, ceketin altna kstrmtm. "O ne? kart!" dedi. Dedim: "rme ve atk." kardm. "Yaz!" dedi. Nihayet zabt yle tuttu. Biz hapse girdik. Hapse girerken, koua girmeden Sungur stad'n yanna kt, Ben de girdim, bekiler brakmadlar. Sungur gitti. Bizi Beinci Tecrit Kouuna gtrdler. Bize oradaki mahpuslar "Siz de mi Nurcusunuz?" diyorlard. Be gn orada yattktan sonra bizi altnc koua aldlar. stad tek bana 70 kiilik bir kouta st katta bulunuyordu. Onun kouu ayr. Benimle alakadar olanlar "Orada bir Haim Hoca var. 32 senelik, seni o koyar, merak etme" dediler. Benim sakalm kesilmedii iin mdr ve bagardiyan beraberce emir vermiler. Berberin birisi geldi beni tra etmedi. "Ben yapamam" dedi. Haim Hoca beni tra etti. Ben dedim: "Hoca Efendi, ben stad grmek istiyorum, bize yardm et" "Az bekle" dedi. Biraz durduktan sonra

stadmzn kaps ald. erde ona hizmet edenin kahverengi bir de cbbesi var. Ben de dedim "Herhalde stadn yannda baka birisi de var." Kap rtld. Haim Hoca, "Kapy al" dedi. Kapy aldm. eriden "Gel" sesi geldi. Kapy atm. eriye geerken o grdm heybetli ahs beni kucaklad. "Kardeim hogeldiniz, safa geldiniz, Kardeim, yor musunuz, paranz var m_ Zndklar size karyor mu_ Bir noksannz var m?" diye biraz iltifat etti. Ben o arada stad aryordum. Hayalimde ak sakall, sarkl, yatann zerinde oturan birini aryordum. ki tarafa bakyordum, kimseyi gremiyordum. Sonunda beni kucaklayan Zat- Muhtereme baktm ki, stad, ondan baka odada kimse yok. Dnce hayalim alt st oldu. O arada abdeste svand. Dedim: "Msaade ederseniz, abdest suyunuzu dkeyim." "Dk" dedi. Abdest suyunu dktm. Elhamdlillah. Abdest aldktan sonra darya nasl ktm bilmiyorum. Geldim, baktm, stad hapishanenin penceresinde oturuyor. Ayann biri i tarafa doru kk gibi. Hava souk, soba lan da yok. Dedim: "stadm, ayanzdaki orap ok ince, hava ok souk, bu oraplarla rsnz. Benim ayamda yeni orap var. Bir tane de bavulda var. Hi giyilmemi, bunlar size vereyim. Bu soukta onlar giyin, bunlar sonra giyersiniz." Almamak iin srar etti. Ben de srar ettim vermeye. Artk beni krmad. "Deielim mi?" dedi. Ben de "Olur" dedim. "Git, getir" dedi. Gittim, getirdim. Giderken,

gelirken, "Sen nereye gidiyorsun, geliyorsun?" diye hi kimse bir ey sormad. stad'n tasarrufunda olduuma o zaman kanaat getirdim. oraplar getirdim, o da banakendi oraplarn verdi. oraplar hl yanmda. Baz mbarek gnlerde giyerim. Hakimin kabir suali Hlsa, aradan bir ka gn geti, bizi mahkemeye kardlar. Hakim Bey dedi ki: "Sen buraya niye geldiini biliyor musun? Hfz Bayram'a, Mustafa Osman'a mektup yazdn m?" Yazdm" dedim. Senin mektubunu okuyoruz, dikkat et!" dedi. Okudular, dinledim. "Bu mektubu sen mi yazdn, kime yazdrdn?" dediler. Ben yazdm" dedim. Tahsilin ne? dedi. Dedim "3'e kadar okudum, 4'de de iki ay okudum arada lavedildi." Bizi hrpalayan savcym. "Yalan efendim. Bak yalana bak" dedi, " sene okumu da bu mektubu yazm." yle deyince hakim: "Doru syle, hangi avukata, hangi akrabana yazdrdn bunu?" "Beyefendi ben yazdm, kimseye yazdrmadm."

Hlasa orada yine "Kim yazd?" "Ben yazdm" eklinde konumalar devam etti. Nihayet karar almlar, bana, "Seni bir odaya koyacaz, sana kt kalem vereceiz. Orada duracaksn, byle bu tipten bir mektup daha yazar msn?" dediler. Kzdm, "ki tane daha yazarm" dedim. Efendim bunlar utanmyorlar, alt ay okuyup avukat oluyorlar. Bunlar ite yledir" 5 ay ceza verdiler. kinci mahkemede ben mdafaam yazdm. Mdafaay stada gnderdim. Bakm, baz yerlerini dzeltmi, altna da, "naallah kurtulur" demi ve imzasn atm. kinci mahkemede: "Bir daha yaparsan ikinci cezay yersin" dediler. Beraat ettim. Buraya geldikten sonra arkada Emirda'da stad ziyaret ettik. Orada bize ders yapt. mze kitap verdi. Bize Ceven dt. Bir defa da stanbul aramba'da ziyaret ettik. O zaman Sungur, Samsun'da hapisteydi: Emirda'a giderken Eskiehir'de kardeler dediler: "stad gelecek" orada otelde grtk. Sungur'la Bayram vard yanlarnda. Orada Sungur'a bizi sordu. Sungur: "Bu, benimle Afyon'a gelen Emin Amca" dedi. stad, "Tamam" dedi. Kucaklad, beni alnmdan pt. Elhamdlillah ondan bu yana devam ediyoruz. Allah Teala hatalarmz affetsin, seyyiatmz, hasenata tebdil

etsin. Bu iman, Kur'n nimetinden sonra Risale-i Nur ile Kur'an hakikatlarna hizmet nimeti de bulunmaz bir nimet. Allah bu nimeti elimizden almasn. Afyon Mdafaam. Afyon'da stadn tetkik edip altn imzalad "inaallah kurtulur" dedii savunma: Afyon Ar Ceza Yksek katna! Sayn Hakimler! Din ve ilm kitaplar okumam, srf dini bilgimi artrmak gayesine matuftur. Bunlardan evimde bulunan ve msadere edilen kitaplardan yalnz Said Nurs'ye ait olanlar, msadere edilip, dierleri iade olunmutur. Ona nazaran ben yalnz Risale-i Nura ait eserleri deil, imdiye kadar neredilmi btn dini kitaplar okumaktaym. Hoca Efendiye ait olan kitaplarda ise ne birtek cemiyet kelimesi ve ne de siyasete ait bir tek kelime grmedim. Cemiyet ismini de hkmet dairesine gelmeyince duymadm. Hem ben fakir bir kylym. Cemiyet ve siyasetle ne alakam olur? Kymz ihtiyar heyetinden sorabilirsiniz. Hkmet aleyhinde halka bir tek kelime sylemedim. Vatan tehlikeye drecek bir tek harekette bulunmadm. cap ederse tehlike zamannda rza- ilahi iin dvmeye hazrm ve dvm bir vatan evladym. Hfz Efendiye yazdm mektup hususidir. Mahkeme reislerinden birini

hedef yapmadm. Kendi hususi kirlerimi bir ahbabma yazmamda bir kastm mevcut deildir. Gerek zeknzn gerei (Buray stad tashih etti) gerek zeknzn yksek grleriyle adaletinizi dilerim. Okuduum dini kitaplardan aldm dini dersler de, biz insanlar bu fanide iyi ve kt yaptmz amellerimizden lem-i bakide, Mahkeme-i Kbrada, huzur-u lahide mahkeme olup hayr ise mkfat, er ise ceza greceiz. Bunu bir kardeime hususi yazmamda bir tehdit deil, hakikat olarak yazdm. Ben Hoca Efendinin tefsirlerinden okuduumda Kur'n'n hakiki tefsirlerinden baka bir ey olmadna inandm. Hususi olarak yazdm mektupta Risale-i Nur'un yegne dmanlarnn bolevikler, bolevik ruhlu ahmaklardr demem, asrlardan beri Trkleri ve Mslmanlar ezmeye alan, din, kitap tanmayan boleviklere hitaben, bolevik Ruslar demem, arasra resmi gazetelerde iittiimiz haberlerde: Hasan Ali Ycel boleviklemi, komnistmi, bilmem ne mektep talebesi komnist suu ile mahkemede, dolabnda Stalin'in resmi bulunmu gibi haberlerle memlekette tek tk bu kirde olan ahslara istinaden kendi kirlerimi bir arkadama yazdm, kanun ve adliyeye bir kasd ve maksad ile yazmadm. Ben bu 18 milyon iinde hi bir din adamnn din let ederek derslerini dinliyen bir ksm ehl-i iman ile isyan edip hkmetle mcadele ettiini tarihte ne okudum,

ne de iittim. Byle bir ey aklma gelmedii iin elime geen dini kitaplar okur, imann kuvvetlenmesine alrm. Hatta Hoca Efendiyi buraya gelinceye kadar da grmemitim. Faraza (stad yazm) ortada byle bir crm var ise bile, bu crme masum itirak etmi olduumdan, elde bir delil mevcut olmadna, yedimde bulunan kitaplar, srf din bilgimi artrmak gayesiyle okumu olduuma gre beratime karar verilerek, tecziyeme gidilecekse cezann te'ciline karar verilmesini yksek adaletinizden dilerim. Afyon Cezaevinde Mevkuf Safranbolulu Emin Tekinalp stadm da "mnasiptir, inaallah kurtulurlar" diye el yazsyla yazd. Baktm baz yerlerini tashih etmi. Son mahkemeye giderken elimize kelepe deil de, p balamlard. Mahkemeye girerken ip zld. Kendiliinden nasl zld, hl dnrm. Sadece ikimizin eli zld. Elimizi sallaya sallaya gittik. O zaman aladm.

RASM GNDEN
1927 ylnda Ktahya'da dodu. Afyon'da karakol jandarma kumandan vekiliydi. Vazifesi icab Bedizzaman' mahkemeye ve hapse getirip gtrrd. "stad hakime hukuk dersi verdi" Hatralarn yle anlatyordu: Emirda'dan Bedizzaman ve talebeleri Afyon'a getirildikleri zaman, hapishanede nbet bekleyen askerlerin nizamiye nbetlerini ben yazardm. Onlarn vazifelisi bendim. Bedizzaman' be alt kez hapishaneye ve mahkemeye getirip gtrdm. Bunlarn birisinde yle bir olay oldu: Bedizzaman bana apka giymezdi. Mahkemeye girdi. apka hl elinde idi. Hakim dou taraarndan bir Krtt. Bedizzaman'a: "apkay niin giymeden geldin?' dedi. 'Kanunen apka giymemenin yasak olduunu bilmiyor musun?" Bedizzaman ona: Sen de Anayasay bilmiyorsun, hatta byle bir

kanundan haberin bile yok' dedi. Hakim kzgn bir ekilde: Nedenmi o?' dedi. "nk kanunun-imdi hatrlamyorum-bilmem kanc maddenin kanc fkrasna gre kapal yerlerde apka giyilmez." Hakim bunun karsnda kzard bozard: Sen onlar bana retemezsin' dedi. stad: 'retirim' dedi. 'Ben bunca yldr hapishaneye girmi km biriyim. Kanunlar da senden iyi bilirim. stersen sana bile retirim. O senin dediin kanun yok' dedi bu sefer hakim. Sonra Trk Ceza Kanununu istetti. br hakimlerle birlikte kafa kafa veripkitab kartrdlar. Bir saat sonra ancak bulabildiler. Hakim maup olmutu, ama altta kalmak istemiyordu. Hoca Efendiye lzumsuz sorular sormaya balad. Tantana etti. Ortal velveleye verdi. stad bulunduu yerden haykrd: Sen beni fazla megul edemezsin. Fazla konuturamazsn. Ne soracaksan sor. ini bitir. Ben de gideyim.' Hakim bu sefer bana dnd: Jandarma vekili, al bu adam kelepe tak, gtr. Emrediyorum!' dedi.

Ben Hoca Efendiyi ok severdim. Hakime kzdm. Bu sefer ben ona bardm: Sen bana karamazsn. Ne zaman kelepe takp takmayacam senden daha iyi bilirim. Bana emir veremezsin. Bana emir veren amirim var. Sen karma' dedim. Mahkemeden darya stad yanma alarak ktk. Hakime dediim gibi kelepe takmadm. nk Said Nursi'yi ok seviyordum. stad bana: "Olum sen kelepeni tak, grevini yap' dedi. 'Benim yzmden ban derde girmesin." Yok hocam' dedim, 'Bana iliemezler.' Hoca Efendi ne kadar istediyse de ben kelepeyi takmadm. Ona kar saygm ve hrmetim sonsuzdu. Ben kelepeyi takmaynca Krt hakim, beni Basavc Abdullah Bken'e ikyet etmi. Abdullah Bken beni yanna artt. Meseleyi ona anlattm: Haydi, sen git' dedi. nk beni ok severlerdi. Hi grevimi aksatmamtm. "Gusl abdesti al" Bir gn stad hapishaneye gtryordum. Adliyeye uramamz gerekiyordu. Adliyeye geldik. Adliye st kattayd. Yukardan bir havac asker merdivenden iniyordu. Biz de kyorduk. Merdivende kar karya geldik.

O aaya inip gidecei srada Hocaefendi devam etti. Dur' dedi. Asker durdu. Hoca Efendi devam etti. Olum bu ekilde gezilemez. Ykanman icap eder, gusl abdesti al' dedi. Asker kzard bozard. Etrafna, sana soluna bakt. Sonra birey sylemeden indi gitti. *** Adliyeden ktmzda, iki- defa Said Nursi'ye kelepe takmadm iin beni yine ikyet etmiler. Basavc Abdullah Bken'e gittim. Ona, Bu Hoca Efendinin kaacak durumu yok. Sonra kt bir maksad da yok. Hoca Efendi bana 'Sen kelepeyi tak' dedii halde 'Ben takmadm' dedim. O bana gene 'Sen git' dedi. Genlik Rehberi'nin yazl sebebi Yine bir gn mahkemede hakim Hoca Efendiye Genlik Rehberi kitab nedir?" diye sordu. O da Hakime yle cevap verdi: "Eskiehir hapishanesinde sabahleyin pencereden darya baktm zaman mektepe giden ak-sak iki kzla, onlarn arkasna katlm drt-be ihtirasl delikanly grdm. Bunlardan doacak ocuklarn devlete, cemiyete ve slmiyete ne faydas olur diye dnrdm. Onlarn slmiyete zararl olacaklar iin, genlii uyarmak

maksadyla Genlik Rehberi'ni yazdm. Bu kitabn her satrn okusanz da kt bir yann bulamazsnz." Ertesi gn Ceylan (alkan) ismindeki bir ocuk bana geldi, yle dedi: stad bize 'O jandarma kumandan vekiline Genlik Rehberi hediye edin diye vasiyet etti. ki- gn sonra o kitaptan gelecek' dedi. "Ama ben hemen ertesi gn arka tayin edildim. Su olarak da bahanesi tuhaf: Bedizzaman'a kelepe takmamam..."

HASAN AKYOL
1921'de Afyon'un uhut kazasnn Azlgara kynde dodu. Afyon'da Bedizzaman'la birlikte hapiste kald. Ona hizmet etti. "stad hapishanede devaml yazyordu" Ben Afyon hapishanesinde iken bir de duyduk ki, Bedizzaman Said Nursi isminde bir lim zat, bizim hapishaneye dm. lk nce yerlerimiz ayryd. Duyduumuz ve grdmze gre onun yanna kimseyi sokmazlard. O kendisi zaten yanna kimseyi sokmazd, kimseyi kabul etmez, kimseyle konumazd. Ancak talebeleri yanna girip kabilirdi. Bir gn bana 'Sen o adama hizmet edeceksin' dediler. 'Emir emirdir' dedik. Onun yanna girdik. i dediysek yle i deil. onun abdest ibriini doldurmak, yerleri silmek, etraf temizlemekti benim vazifem. stad ibrie soy koyduu zaman drt-be defa alkalard. Yeni suyu doldurup boaltrd. Ondan sonra suyu koyar abdest almaya balard. O, akamdan sabaha kadar ktlara, defterlere, bo

yapraklara, kk cep defterlerine, kese ktlarna devaml yaz yazard. Ama o yazarken biz okumuyoruz. O kouta tek bana duruyordu. Zaten herkesin kendine ait bir kouu vard. O tek bana duruyordu. Yazdklarn da burada yazyordu. Sabah olduu zaman kouu aarlar, yazdklar yazlar, onun krk be kadar talebesine verirlerdi. Onlarda bu yazlar sabahtan akama kadar kendi defterlerine yazarlard. Bir trl bitiremezlerdi. Bazen ben de onlarla birlik olur, onlar gibi yazlar yazardm. "stad hapishane mdrn kovdu" stad Hazretlerinin salar uzundu. Bir gn Mdr Vekili Salih, kafasndan uydurmu koua geldi. Ona: "Hoca Efendi' dedi. 'darenin emri var, bu salar kestireceksiniz!" Hoca Efendi, bu adama bakt bakt, sessiz sedasz durdu durdu sonra elinin tersiyle: Defol git, mnafk adam, k dar, elimi Haktan yana atrma!' diye tekrar etti. O zaman Mdr Vekili Salih Bey ok bozuldu. Kapdan koarak kt. "Mahkumlar namaza balad" Bir gn cezaevi kart, mahkmlar birbirine dt. Herkes birbirine ylesine dmand. Bedizzaman bu duruma zlyordu. Ondan hi 'Olum yavrum' hitab yoktu. Ke de, by de 'karde' diye hitap ederdi.

Onlara: "Kardeler bir dakika msaade ederseniz sizinle konuacam' dedi. Millet durdu. 'Niye byle gcrgne duruyorsunuz' dedi. 'Buras cezaevi deil Medrese-i Yusuye. Alacaksnz abdestinizi, klacaksnz namaznz. Allah'a dua edeceksiniz. Buras medresedir. Yusuf Aleyhisselam'dan kalmadr." Millet o zaman namaza balad. Birbirlerine dman olanlar dmanlktan vazgetiler. Hoca Efendinin hatrna bartlar. "stadn fareye efkati" Bir gn talebelerinden Ceylan alkan yanna geldi. Bir ey konutular. Ertesi gn stad yatyordu. Bir de baktm ki, koynuna fare girmi. Bedizzaman sakince uyand. Ben de aval aval bakyordum. Hi fareye 'Kt' diye kovmak aklma gelmiyor. stad da bir ey demiyor. Fare bu sefer koynundan, elbiseyi bol bolduu iin koluna doru yrmeye balad, dirseine kadar geldi. stad hayvana ne dedi biliyor musunuz? Hey, k mbarek hayvan, hey k?' dedi. Fare de sanki bir emir bekliyormu gibi, kolunun geni yeninden kverdi. Orada dikildi, kald. stadn elinden aaya inmiyor. Bense akn akn bakyorum. stad bana: Ya karde' dedi. 'u yere bir lokma ekmek koyuver,

mbarek hayvan ekmek istiyor' dedi. Ben de bunun zerine yere bir ekmek koyuverdim. Fare yere indi, ekmei yedi, sonra ekip gitti. "stad ezan Trke okutmad" Yanna kt niyetle geleni bilirdi. Yani sdk btn olanla, sdk btn olmayan bilirdi. Bizim hapishanede ezan Kandil'cinin olu Ahmed okurdu. O zamanlar ezanlar "Tanr uludur? Tanr uludur?' diye okunurdu. stad bir gn pencereden Kandilci'nin olu Ahmet'e: Hkmet ne derse desin, bana ne ceza verecekse versin "Tanr uludur" diye uluyup durma, bana 'Allahekber! Allahekber! diye ezan oku' dedi. Ondan sonra Kandilci'nin olu Ahmet ezan 'Allahekber! Allahekber' diye okumaya balad. Kimse de 'Niye byle' diye karamad. *** Bedizzaman mahkemeye kt zaman hem polis, hem de jandarmalar yannda yer alrd. Gren de on-onbe kadar adam boazlayarak ldrm sanacak stad. Millet sokaklarda ok kalabalk olurdu. Geri hkmet ona zulmederdi, ama halk onu ok seviyordu. Bu sevgiden tr halk oylarn hkmete deil, DP'ye verdi. Halk ok merak ederdi rahmetliyi... O mahkemeye giderken sokaklar, caddeler maher yeri gibi kalabalk olurdu. Herkes onu greceim diye iini gn brakr sokaa dklrd.

"Duada elleri ters evirmenin izah" Bedizzaman'n sakal yoktu. Salar uzundu. keskin baklyd. ai mezhebine balyd. Bir gn namazdan sonra dua ediyordu. Elleri havaya doru akt. Birden ellerini yere doru edi, aaya evirdi. Ona: 'Hocam' dedim. 'Avular yukarya evirmek hadi Allah'tan istemek. Peki ellerini yzgeri edip, yere dikmek ne oluyor? Bilmiyorum. Bu, kazasz ver, ya Rabbi demektir' dedi. "stadn ayakkabs neden tozlanyordu?" Ben Bedizzaman' ayakkablarn silerdim. Akamlar elime alp tozunu temizlerdim. Ama sabah olunca ayakkablar yine tozlu bulurdum. Bu her zaman byle olurdu. Akama silerdim, velakin sabaha yine tozlu bulurdum. Her halde stad geceleri gezip geliyordu... "stadn paras hep ayn kalrd" stad Hazretleri yemei ok az yerdi. Yannda drt lira paras vard. Ondan baka paras yoktu. Gnde 10 kuru yldz orbasna, 10 kuru ekmee, 10 kuru te beriye, toplam 30 kuru harcard. Ama o drt lira hi eksilmezdi. Gnde ne kadar para harcarsa harcasn o drt lira hi eksilmezdi, paras ayn kalrd, bu durum her gn ayn olurdu. stad, at ok severdi. Serbest olduu zaman neresi

tenha ise oraya atyla gidermi. Bedizzaman beni ok severdi. Bana, kendi yazd bir kitap hediye etti. imdi onu kaybettim. "Allah onun ruhuna gani gani rahmet eylesin..." (N. AHNER)

Gardiyan HASAN DERMENC


"Gardiyan Hasan' nasl bulduk?" Afyon'da konumuzla ilgili alma ve aratrmalarmz srdrrken, 1948 ylnda Afyon hapishanesinde gardiyanlk yapan bir adamdan bahsettiler. Halen Afyon'da hayatta olduunu duyunca grmek zere hemen harekete getik. Araya bir ok vasta koyduumuz halde, bir trl adam bizimle grmek istemiyor, ke bucak kayordu. Gndz evine gidiyoruz, "ten gelmedi" diyorlar. ini sorduumuzda, Belediyede altn, ehrin sularn ap kapatmakla grevli olduunu rendik. Akam evine gidiyorduk, "Evde yok" diye cevap veriyorlard. Byle srarla zerine yrdke adam daha fazla ekiniyor, bizimle grmek istemiyordu. Daha fazla srar etmedik, ii zamana braktk. Afyon'a dier bir gidiimizde evde olacan tahmin

ettiimiz akam vakti, dorudan gardiyan Hasan Aann (Deirmenci) evine vardk. Kapsna vurarak, Hasan Aay ziyarete geldiimizi syledik. Bir mddet bekledik, ama adam kmyordu. Nihayet uzun boylu, sarn, mavi cam gzl, asabi tavrl bir adam, 'Buyurun' dedi. Bizi ieri alacan zannetmitik: Nerede konualm" dedik. Az ileride bir kahvehane var, orada konualm" dedi. Kendisine ksa bir aklama yaptm. Bedizzaman'n hayat, eserleri, talebeleri konusunda almalarm olduundan bahsettim. Kendisinin de bir bagardiyan yardmcs olarak, onunla ilgili bildiklerini bize anlatmasn istedim. Az sonra gelen aylarmz imeye balaynca, Hasan Aa da sakinlemi normal bir havaya girmiti. Sorularmz zerine anlatmaya balad: "stadn himmeti bize yetti" Hapishanenin mdr Mehmed Kayhan'a 'Deli Mdr' derlerdi. Sert bir adamd. Bedizzaman'n hibir kimseye zarar yoktu. Kendi halinde, kendi leminde bir din adamyd. Hapishanede olduu halde, camide, arda grlyor, diye yialar kyordu. Ben de o zaman bir cahillik yaptm. Ayakkabsn iyice sildim, temizledim. Acaba tozlanp

kirlenecek mi diye... Eer tozlanrsa, gerekten gittiini tesbit etmi olacaktm. Efendim genlik ve cahillik ite.. Yine bir gn ondan muska yazmasn istedim. 'Bizi okuyun" dedim. Bana cevap olarak: Allah her eyi gzel ve iyi yapar' diye mukabelede bulundu. Sabahlara kadar kendi halinde, kendi vicdanyla babaa dua eder, ibadet eder, Allah' zikrederdi. Geceleri bir saat ya uyur ya uyumazd. Biz haliyle grevli olduumuz iin onun btn yaayna dikkat ederdik. Her halini rapor ederdik. Bir gn mahkmlara ine yaplacakt. Kendisini ine bahanesiyle birka defa zehirlemilerdi. Bu sebepten hakl olarak ine yaptrmak istemedi. Ben ise, 'Hocam nce bana yapsnlar. Ondan sonra sana yapsnlar' dedim. Bunun zerine kabul etti. Ayn il ve ayn ineyi nce kendim yaptrdm. Sonra da kendisine vurdular. Elinde gzel bir tesbihi vard. Bu tesbihi arzu etmitim. Kendisi de beni ararak 'Sana bir tesbih hediye edeceim' dedi. ki eline iki tesbih alarak arkasnda saklad 'Hangi elimdekini istersin?' dedi. Ben sa elindekini istedim. Baktm, tam da benim arzu ettiim tesbih sa elindeydi. Onu bana verdi. Bu defa br tesbihi de uzatt. 'Bunu da ailene ver' dedi. Zaman zaman, 'Hasan Aa!... Hasan Aa!...' diye arrd. Talebelerine verecei, gnderecei herhangi bir

ey olduu zaman, bana verirdi, benimle gnderirdi."Biz o zatn hep iyiliini, hep insaniyetini grdk. Biz ondan bir ktlk grmedik. Duas, himmeti yetti bize gayri... eitli hdiseler olmutu hapishanede. Byk kavgalarn iine dmtk. onun himmetiyle hi bir ey olmad. Burnumuz bile kanamad. Yzmzn akyla kurtulduk o meslekten. "Zaman zaman gelip bazlar rahatsz etmek isterlerdi. Aylarca yatt. Tahliye edildikten sonra, iki defa hapishaneye geldi. erdeki mahkmlar ziyaret edip, grmek istedi. Fakat Deli Mdr raz olmad, grtrmedi." Bir Gardiyann anlattklar, hem de ekine ekine, tabiri caizse korka korka anlattklar ancak bu kadar.. Yllar sonra, gemi anlatamyordu adamcaz. bir hdiseyi rahatlkla

Ya btn hayatlar, zulmle, isyanla, hakszlkla geenler, yarn lh mahkemenin huzurunda nasl konuacaklar? Ama Bedizzaman gibi bir af ve ba sultan-imanlar kurtarmak artyla-onlara haklarn hell ediyordu.

Jandarma HASAN ERGEN


Bedzzaman'la ilgili hatralarn yle anlatyor: Yunanistan doumluyum. 1328 )1912)'de dnyaya gelmiim. Daha sonra Trkiye'ye geldik. Askerlik am gelince, jandarma olarak Afyon'a tayin edildim. Beni Emirda ilesinin Davalga nahiyesine jandarma karakol komutan olarak tayin ettiler. Bu grevde iken sakatlm sebebiyle, jandarmadan ayrlmak iin mracaat ettim. Daha haf hizmet olarak, beni kalemde altrmay tercih ederek, jandarma birlik kalemine aldlar. Kalemde grev yaptm srada benim altm oda ile jandarma komutannn odas kar karya idi. "stadn verilen hediyeyi iade etmesi" Afyon'da tantm bir arkadamn kardei karakola geldi, Jandarma komutannn odasna girdi. erden yksek sesler geliyordu. Jandarma komutan baryordu:

"Sen de mi Krtsn?" "Ne greceksin Said Nurs ile?" "Nereden tanyorsun onu?" Neticede benim gayet iyi tandm Bahri Beyin kardeini odasndan kovdu kartt. Onu grnce, hemen adama ardm, yer gsterdim, alaka ve iltifat gsterdim. Niin geldiini ve ne istediini sordum. Bana: 'Burada Said Nurs isimli byk bir din limi vardr. Onunla grmeye geldim. Fakat kumandan izin vermedi' diye ksaca meseleyi anlatt. Ben kendisine biraz oturmasn syleyerek jandarma komutannn yanna grmeye gittim. Komutana teminat verdim, arkada tandm syledim. Ben o zamana kadar, Said Nurs'nin Emirda'da oturduunu hi duymamtm. ilk defa bu vesile ile renmitim. Komutan bana: Size kar itimadm oktur, buyur al, anahtar veriyorum. Yalnz mesuliyet sana aittir. Kendisini grtr' diye bir anahtar verdi. Teekkr ederek anahtar aldm. Arkadala karakoldan ayrlarak, komutann tarif ettii evi bulduk. Dardan kapy atk, ayrca ieriden de kapy kendisi kilitliyormu, kapy vurunca, az sonra kap ald. O ilk karlatm simay hi unutmam. rahmetli, bembeyaz, pamuk gibi, nuran bir insand. Hemen sarlp

elini ptm. Orada ok hayretimi mucip olan, bana ismimle hitap etmesi oldu. Hasan olum, bu yaptn hizmet Allah indinde ok makbuldr, Allah senden raz olsun, ok byk bir iyilik yaptn' diyerek teekkr etti. Yannda biraz oturduk. Bana yine: Hasan olum, senin zlecek hi bir yann yoktur. Allah'n ok iyi bir kulusun. Yalnz senin iki kusurun var' deyince. 'Hocam ok affedersiniz, benim kusurlarm syler misiniz?' dedim. Senin iki kusurun; oru tutmuyorsun, bir de namaz klmyorsun' diyerek beni ikaz etti. Ayrca: 'Aslnda bunlarn her ikisi de senin kalbinde mevcut, fakat sen tesir altnda kalyorsun' dedi. Ben, 'Hocamz biz Yunanistan'dan geldik, memleketimizde evimiz ar iinde mescidin yannda idi, yine yaknmzda cami de vard. Ben o zaman namaz klardm.. imdi klamyorum' dedim. Sonra getirdiim misarle ilgilendi. 'Beni grmek iin, niin bu kadar zahmet edip geldin' dedi. O arkada da: Ben kktm, siz Kars'a babamla grmeye gelmitiniz. Sizi t o zaman grmtm. Sizin Afyon'da olduunuzu iitince, sizi grmek ve duanz almak arzu ettim. Fakat jandarma komutan ok zorluk gsterdi. Sizinle grmeme izin vermedi, beni kovdu. Allah raz olsun Afyon'dan tandm Hasan Bey vesile oldu. ' stad:

"Baka bir arzun var m?' diye sorunca arkada da: 'Size madd olarak bir yardm yapmak istiyorum' diye cevap verdi. Allah rahmet eylesin mbarek insan: Olum benim dnya malna hibir ihtiyacm yoktur. Ben hi birey istemiyorum. Ama mutlaka niyet etmisen, kk bozuk para var m?' O da kk paralar kard. inden bir be kuruluk ald. 'Allah kabul etsin alyorum' dedi. Tekrar paray yere koyarak, 'Alp sana tekrar iade ediyorum' dedi. "Hkmetten korkarsn, Allah'tan korkmazsn" Bu mbarek Bedizzaman Hoca grmem yle olmutu: ile ikinci defa

Erzurum'un eski milletvekillerinden, eski harerle yazlm bir mektup gelmiti. Mektup resmen hkmet vastasyla geliyordu. nce Afyon'a gelmi, sonra oradan da Emirda Kaymakamlna havale etmiler, kaymakamlk da jandarma komutanlna gndermiti. Blk komutan beni ararak: Hasan sen eski hareri okumasn biliyor musun?' dedi. Ben de bildiimi syleyince, mektubu bana okumam iin verdi. Mektubu ben batan sona okudum. Mektubu yazan eski milletvekili bir zat, Bedizzaman'dan nerede, ne zaman doduunu, ilk tahsilini nerede yaptn, yazd eserlerin ismini soruyordu.

Mektubu okuduktan sonra, jandarma komutan, yine ekmeceyi at, o anahtar kard bana verdi. 'Al, git bu mektubu kendisine ver. Tekrar cevabn yazsn, onu getir' diye emretti. Mektubu alarak ktm. Hasan Ergen bu hatralar anlatrken, o mektuplarn niin bir suretini almadna zlerek diyor ki: "Bu mektuplarn birer suretini almak lzmm, halbuki bizim iin bunlar o zaman mmknd. Genlik saikasyla bilemedik. Yine bir nceki seferdeki gibi kapy atm, tekrar vurunca kapy at. Kendisine mektubu verdim. Bana aynen unlar syledi: Olum Hasan, kaymakama ve komutana syle, vazifeleri ne ise onu yapsnlar... Hapis, her neyse ben razym... Verileni tatbik etsinler. Ama benim iin ar konumasnlar. Aleyhimde gybetimi yapmasnlar' dedi. Ben ilk grmedeki ikazlar hatrlatarak, hi hatrmdan kmadn, ok zldm syledim. Bunun zerine, 'Merak etme, benim da Allah'a kar kusurlarm var' dedi. Sen jandarma grevinde bulunuyorsun, eer vazifeni yapmazsan sana ne yaparlar' dedi. 'Hkmetten korkarsn. Allah'n emirlerini yapmazsak, ne olur bizim halimiz. O bizi yoktan yaratt. Onun emirlerini yerine getir, korkma, vazifeden atarlar diye hatrna bir ey getirme. Sen hkmetten korkarsn da Allah'tan korkmaz msn?' diye bana ikaz edici mahiyette dersler verdi.

"Bana hakaret etmesinler" Sonra ben yazdm mektubu alp getirdim. Jandarma komutan, mektubu bana okuttu. Ayrca Bedizzaman'n, 'Bana hakaret etmesinler, svmesinler' dediini de syledim. Komutan ok bozuldu. 'Kim sylemi bunlar?' dedi. Ben, ln gitmi, haber vermi demiyorum. O syledi. Bana sylediklerini sylyorum' deyince yzba, 'Kaymakama da syleyecek misin?' dedi. Ben de Kaymakama da 'Siz syleyin' dedim. 'Biliyorsunuz, benim bu zattan hi haberim yoktu, evin anahtarn bile siz verdiniz, evi siz tarif ettiniz. Kendisi sizin iinde, kaymakam iin de syledi, kfr ediyormusunuz. Vazifelerini yapsnlar, ama kfr ve hakaret etmesinler diye haber gnderdi' dedim. Bu zat muhterem bir insand. Biraz sylemesi tuhaf, ama bir emir verse halk isyan ederdi. Emirda, afyon halk ona ok balyd. Ama onun yle bir niyeti yoktu. Benim anladm, iyi bir insand. "Ben bunlar bakasndan naklen iitsem, 'Acaba?' diye iimden bir phe geer. Ama bunlar bizzat grmm, bizatih ahit olmuum. Ben bizzat grtm, bizzat konutum."

MEHMET KAYIHAN
Afyon Hapishanesinde mdrlk yapt. Bedizzaman' 1947'de bu grevi esnasnda tand. "Yaknda Bedizzaman' getireceiz" Afyon Hapishanesi Mdr Mehmet Kayhan, Bedizzaman Said Nurs'nin hapishaneye getiriliini yle anlatyor: Ben eskiden Uak'ta Savclk Baktibi idim. Daha sonra mracaat ederek, orum Cezaevi Mdrlne tayinimi karttm. Sonra Balkesir ve 1947 senesinde de Afyon'a tayin edildim. Bu yllarda Emirda'da oturan Bedizzaman Sait Nurs isminde bir zat vard. Bedzzaman'n din propagandas yapt hkmete tesbit edildii iin, polis memuru Uak'l Sabri Banazl'y ve dier arkadalarn sivil elbiselerle Emirda'a gndermilerdi. Bir gn polis Sabri Banazl cezaevine gelerek bana: Yaknda sana, Bedizzaman isminde birisini getireceiz' diye haber verdi.

"Daha sonra da Said Nurs'yi hapishaneye getirdiler." Mehmet Kayhan'n hatralarnn bu ksmnda, insann hatrna yle bir soru geliyor: Henz ifadeleri alnmadan, mahkemeye sevkedilmeden, basit bir polis memurunun Bedizzaman'n hemen hapishaneye gireceini haber vermesi nasl izah edilebilir? Tetkiklerimizin neticesinde vardmz sonu udur: Artk son demlerini yaayan Halk Partisi iktidar can ekimektedir. Giderayak, eziyet ektirecek bir masuma ihtiyac vardr. Bu i iinde gene yllarn eskitemedii, zulmlerin yok edemedii Said Nurs seilir.. Basit maalar da hazrdr. Mdrn stadn kouuna bayrak astrmas Aratrmalarmz da Afyon Hapishanesi Mdr Mehmet Kayhan'n bir Cumhuriyet Bayramnda, Said Nurs'nin kouuna astrd bayrak hdisesi enteresandr. Gya Bedizzaman kouuna aslan bu bayra istemeyecek, reddedecek, yrtacak ve yrttracak. Bizim Mdr Bey'in arzulad olay da bylece meydana gelecek. O Bedizzaman ki, o anl hill uruna, Kafkas dalarnda, karl Bitlis derelerinde, nice fedi talebelerini fed etmiti. Rus kurunlarna imanl sinesini siper etmi, o nazl hill uruna mbarek kann seve seve aktmt. Mdr Mehmet Kayhan'n kouuna bayrak astrmas

karsnda Bedizzamann tavrn kendinden dinleyelim: Mdr Bey, Size teekkr ederim ki, Kurtulu Bayramnn bayran kouuma taktrdnz. Harekt- milliyede stanbul'da, ngiliz ve Yunan aleyhindeki 'Hutuvat- Sitte" eserimi tab' ve nerile, belki bir frka asker kadar hizmet ettiimi Ankara bildi ki; Mustafa Kemal ifre ile iki defa beni Ankara'ya taltif iin istedi. Hatt demiti: Bu kahraman Hoca bize lzmdr.' "Demek benim bu bayramda, bu bayra takmak hakkmdr." Medrese-i Yusuye Said Nurs nice karanlk kalbleri aydnlatmt. iman ile, slm ile, ilh ferman Kur'n ile... Girdii, kapatld zindanlar da aydnlatm, l l parlatmt.. Hapishaneye Medrese-i Yusuye demiti... Yani, Yusuf (a.s.)'n Medresesi.. Masum nebi, gl yzl Yusuf Aleyhisselm, Msr zindanlarnda yedi yl yatmt. Bu ac iftira hdisesine telmih yapan Said Nurs, bundan dolay girdii zindanlara "Sicn-i Yusuf' diyordu. Buraya kendisiyle birlikte girenler cahil olarak giriyor,

lim olarak kyorlard. Hapse girile birlikte Yusuye Medresesinde dersler balard. man dersi, irfan dersi, Kur'n dersi... Derslerin en ycesi, mfredatn en ulvsi srer giderdi... T tahliye ile temize kana kadar, gnller Nurlarla temizlenirdi. MEDRESE- YUSUFYE MEKTUPLARI Elimizde iki defter bulunuyor. Defterler Afyon hapsi maznunlarndan merhum Zbeyir Gndzalp'e ait. Bedizzaman'n bu fedakr ve sdk talebesi, defterinin bana u notu yazm : Afyon Medrese-i Yusuye'sinin Medrese-i Yusuye'nin al tarihi. mbarek hatras,

Ayrca Bedizzaman'n tasdik ve tashih iareti, amblemi patenti de defterin banda: "Te" ve "sad" yni "Tashihli" yazl.. Bu mektuplardan konumuzla ilgili olanlardan sadece bir ka tanesini okumak, sanrm Bedizzaman'n byk ahsiyetini ve ulv davasn, birazck olsun anlamaya yardmc olacaktr. O halde u satrlardaki samimiyet dolu ifadelere geliniz birlikte gz atalm. Bizler iin imdi her eyin iyi tarafna ve gzel cihetine

ve ferah verecek vehine bakmak lzmdr ki: Mnsz, lzumsuz, zararl, skntl, irkin, geici haller nazar- dikkatimizi celb edip, kalbimizi megul etmesin. Sekizinci Sz'de bir baheye iki adam, biri kar, biri giriyor. Bahtiyar bahedeki ieklere, gzel eylere bakar. Safa ve istirahat eder. Dier bedbaht, temizlemek elinden gelmedii halde, irkin, pis eylere hasr- nazar eder.Midesini bulandrr. stirahata bedel sknt eker. kar, gider. imdi hayat- itimaiye-i beeriyenin safhalar, hususan Yusuye Medresesi, bir bahe hkmndedir. Hem irkin, hem gzel, hem kaderli hem ferahl eyler beraber bulunur. kil odur ki, ferahl ve gzel eylerle megul olup irkin, skntl eylere ehemmiyet vermez. ekva ve merak yerinde kreder, sevinir.' (ualar, 429-430). "Benim kanatim gelmi ki: Beni merhametsizce tazip edenlerin bir ksm, Yahudi komitesiyle ve mrted ve komnist ve zndk ve anarist komitesiyle bilerek veya bilmeyerek bir alkalar var ve Trk milletinden deildirler. nk Trkte ve islmiyette, belki insaniyette ftr bir tarzda ihtiyarlara, hem gariblere, hem hastalara, hem zayara, hem mnzevilere, hem ciddi limlere kar efkat, hrmet, acmak, dostane bakmak hasleti var olduu halde; imdi benim gibi btn acnacak haller, birden stnde var iken tam bir kin, bir adavet, bir gayz ile, ihanetlerle beni skntlarn iinde gryorum. Fakat merak etmeyiniz. Onlarn hi ehemmiyeti yok. Ben aldrmyorum. Be para kymet vermiyorum." "Hayatm tehlikede ve mason bolevizm hesabna bana

eedd-i zulm ve tazyikle ikence eden ve bana tahamml fevkinde, btn btn kanunsuz ve hapis usulne muhalif tazibleri, bizi baka mahkemeye, davamz nakil etmeye mecbur eder. Sen btn kuvvetin ile, hem buradaki avukatlar ve stanbul'daki dostlar, hem Ankara'daki Hulusi'ye telgraf ile, hayatmn tehlikede olduunu bildirmek lzmdr. Tahamml kalmad. Su-i kastten gelen tesemmm ve hastalk ve ihtiyarlk ve tecrid-i mutlak ve hatt pencerede yemei gitirene bakmak ve konumak ve nc defa, bir su-i kasd yapsnlar diye dnk hdise oldu. Hem bu hakikat ve ac halimi grme gn Ceyln, Zbeyir'e bildirsin. O da mmkn olduu kadar alsn. Kanaatm budur, o iki adam mason hesabna beni kartrmaya mecbur etmeye alyorlar. Mahkeme-i Temyiz bizi, vatan ve millet namna bunlarn eedd-i zulmnden kurtarmaya, kanun namna teebbs etmesi elzemdir." Hadise budur: "Alt ay bir cihette bana hizmet eden, imdi alt ay tebdil-i hava alan Kerim, beni pencerede grmek ve veda etmek niyetiyle kapya gelmi. Bana haber verdiler. Ben baktm, 'Allah selmet versin' dedim. Birden mdr geldi, byk bir hdise gibi gardiyanlar ve nbetiyi tekdir etti." Aziz Sddk Kardelerim, Bir ehemmiyetsiz mes'eleyi size beyan etmek iin bir ihtar aldm. yle ki: Gizli dmanlarmzn telkinatyla benim aleyhimde hatr ve hayale gelmeyen propaganda

yaplm.Mahkameye ve makam- iddiay artyorlar. Mesel, birisi udur: Mslman memurlar aleyhime evirmek desisesiyle derler 'Said bize dinsiz der' Hatt savcnn doksan hatasn gsteren cetvelde, otuz altnc hatay resmen mahkemeye okudu. Buna kar bir iki yerde ve mahkemede bir defa ksaca cevap verildii halde, yine o propaganda kimseyi kandrmad ve akim kalmakla beraber devam ediyor. imdi buna kar derim: Evvelen: Ben ftratnda ziyade efkat itibariyle, eskiden beri sair limlere nisbeten mmkn olduu kadar tekrden ekindiimi beni tanyan bilir. Saniyen: Mezheb-i Hanefde ok maddelere kfr denildii halde, Mezheb-i ade, o gnahlara kfr denmez. Gnah- kebire denilir. Eersarih kfr grse, o vakit hkm eder. Ben a iken, yine te'vili mmknolsa hkm etmekten ekinirim. nk, tekr bana ok ar geliyor. Salisen: Benim sarfettiim zndk ve dinsiz kelimelerini gizli ve ahsen tanmadm ve krk seneden beri, bu millete, iman ve slmiyet aleyhinde almalarm bildiim kk Avrupa'da bir komite efradna diyorum. Bana zulm edenlerin ounu, masumlarn hatr iin hakkm onlara hell ediyorum. Yalnz bazan hiddet ettiim vakit, ehl-i dallet derim. Yni harektnda dallet ve zulme ve fska der. Yoksa kfre der demek deildir. "Rabian: Gayr-i muayyen ve ahslar ve isimleri zikredilmeyen insanlara dair, fena sfatlar iin, 'Byle

yapan mnafktr, veya dinsizlie yardm eder veya kr olur' denilse, hatt gybet dahi saylmaz. Ve Kur'n- Hakimde byle mbhem ahslar hakkndaki iddetli tabirat gibi bir tabirolduu halde, savc o tabirat kendine muayyen ahslara alsa, kendi kendini tekr eder. Bana ilimesi btn btn kanunsuzdur." Said Nurs

NHAT BOZKURT
1927'de Bayburt'da dodu. Devlet adamlarndan mer Naci Bozkurt'un kk kardeidir. 1948'de Afyon'da asker iken hapishanede Bedizzaman' ziyaret etmi ve ktip olarak stadn mahkeme mdafaalarn yazmt. "stadn mdafaasn kaleme aldm" 1948 yllarnda Afyon'da askerlik yapyordum. Bizim takm bir ana caddedeydi. Hapishane ise bize ok yaknd. Bir asker arkadamz asker bir sutan mahkm olmu, hapse atlmt. Biz bu arkadan baz ihtiyalarn karlyorduk. Bu sebepten, her hafta iki defa hapishaneye gidiyordum. Bir Cumartesi gn yine gitmitim. Hapishane Salih Hoca denilen ve Altparmak lakapl birisi daha vard. O yllarda Bedizzaman Said Nurs Hazretleri de hapishanede idi. Dier Nur talebeleri koularda, stad ise revirde kalyordu. Penceresi sokaa bakyordu. Biraz yazya da merakl olduum iin, o zaman bir Afyon gazetesinde bir-iki yaz yazmtm. Bunlardan dolay beni tanyorlard. Hapishaneden ezan sesleri geliyordu. Kenan isimli bir

arkada 'Artk hepimiz namaza baladk' diyordu. Bir gn hapishanedeki o Altparmak lakapl ahs yanma geldi. 'Sizden bir ricam var. stadn daktilo ile mdafaalarn yazar msnz?' dedi. Bu mdafaa mahkemeye ibraz edilecekti. Bunun gizlice yazlmasn istiyorlard. Ben memnuniyetle kabul ettim. Mdafaay getirdikleri zaman, bunlarn slm yazsyla olduunu grdm. Okuyamadm syleyince, Altparmak okudu, ben de yeni yazyla daktiloya ektim. Bu mdafaalardaki bir cmle zihnime ylesine ilemiti ki, hl unutamadm. Hatrmda kald kadaryla yleydi: 'Milyonlarn Peygamberi olan Hazret-i sa'y armha germilerdi. Bizi de susuz yere hapishaneye atmlar.' "Nur lemine girmitim" Bu mdafaalar Altparmak'a Pazar gn teslim ettim. Bana 'Biraz bekler misin?' diyerek yukarya, pencereye bakmam syledi. Benim bu mdafaalar yazdm stada sylemi. Az sonra pencerede sakalsz, nuran yzl, heybetli baklar olan, gr kal muhteem ahsiyet gzkt. Mbarek stad iki eliyle ve tebessm ederek bizi selmlayarak tevecchte bulunuyordu. Ben, o ltuf esnasnda huu iinde kalmtm. manevi bir nur lemine girmitim. Sonra yanma sakat birisi gelerek, stad ziyaret etmek istediini syledi. Adam t Konya'dan ziyaret iin gelmiti. Yine Said Nursi Hazretleri pencereden gzktler. Yine

tebessm eden, nurlu bir sima ile selm verdiler. Sakat adamcaz daha sonra alaya alaya istasyonun yolunu tuttu. Artk Altparmak'la samimi olmutuk. Her ziyaretimde Risale-i Nur'dan anlatyordu. Haftada iki defa sevinle giderdim. Bu ziyaretlerim iki- ay devam etti. Nur'lardan yazmaya baladm. nemli ksmlar krmz, dierleri normal kalemle yazyordum. nemli ksmlar Altparmak iaret ederdi, ben de ona gre yazardm. 1949 ylnda stanbul'a izne geldiim zaman, bu yazdm defterlerin ehemmiyetini anlatarak, Cerrahpaa'daki evimizde anama teslim etmitim. "1950 ylnda terhis oldum. O yllarda Byk Dou mecmuas hadiseleri olmutu. Baz evleri polisler aramlar. Bizim evi de ararlar diye korkan anam, o gzelim 'Nur Risaleleri' yazl defterleri gnah olur dncesiyle, hepsini denize atarak, erir gider diye dnm."

AL SAVRAN
Nur talebeleri Ona ilingir Ali Abi derlerdi. Bugn o da, aramzda yoktur. Ebediyet lemine intikal etmitir. Hepimizin gidecei son durak, ebediyetler lkesi... Ama oraya lh mahkemeden geirilerek gidilecektir. Ali Savran' "Gizli cemiyet kurmaktan" muhakeme edenlerin de kaca en byk mahkeme vardr. Bu mahkeme, slm istilahatnda "Mahkeme-i Kbra" denmektedir. *** Yl: 1948... smet inn Reisicumhur. stteki mahkeme davetiyesinde smet Paa'nn hakimiyet almetleri olarak pullar grlmektedir. Davet edilen: "Eirdir'in Poyraz mahallesinden Muslihiddin olu ilingir Ali Savran, Eridir." 7 Temmuz 1948 aramba gn sank olarak Afyon Ar Ceza Mahkemesi'ne arlyor.

Su hanesine ise, unlar yazl: "Gizli cemiyet kurmak.."

AHMET HANCIOLU
"Yaptn yardmlar yirmi yllk hizmet yerine geti" O zamanlar, benim halde bir dkkanm vard. Hapishaneye gidip stadn ihtiyalarn yerine getirirdik, dardan yardm ederdik. eride liste gelirdi. Ona gre ihtiyalar karlardk. Daha nceleri Bedizzaman Hazretlerini duymamtm, Mtereddit idim. Eer bu zat ise bana grnmesi lazm idi, diye gnlmden geiriyordum. Hazrete yardm ettiim ilk gnlerde bile daha kendilerini grmlm olmad. Bu dnce ile hapishaneye gittim. Revirde kalyordu. Pencereden birisi peydah oldu. 'Olsa olsa bu staddr' dedim. Sark ve cbbesi vard. Geriden elimi gsme gtrerek selm verdim. O da bayla selmm ald. Bir zaman sonra hapishaneden ktlar. Evimde onlara oda hazrlamtm. Bir sabah dkknm atmda, tanmadm, 60-65 yalarnda tahmin ettiim birisi selm vererek ieri girdi. stad km' dedi. Kastamonu Kre'den imi. stadn

hapishaneden kp da kald Ahmed Hoca'nn evini bu zata tarif ettim. Arkasndan ben de gittim. Tam keye vardmda adama yetitim. Zbeyir Aabey kapda karlad. Buyur etti. Yukar ktk. ki oda vard. kiiydik. stad o adama sordu: Sen kimsin? "Efendim, ben Hafz Emin'im" Ho geldin kardam' dedi. Konumalarn arasnda Zbeyir Aabey, Efendim, ite hanc Ahmed budur' diyerek beni gsterdi. "Haa, sen hanclk m yapyorsun?" "Hayr." "Kardam, ho geldin. Senin yaptn yardmlar bana yirmi senelik hizmet yerine geti." Sonra ayrlp dkkna geldim. Polis takip etmi. Bir gn krk yalarnda birisi geldi. nebolulu brahim imi. 'Bu mektup ieri verilecek, verebilir misiniz? dedi. Emirda'daki Kantarlarn Mehmet isminde bir kaynpederi vard. Onlar stadn amarlarn ykarlard. Mektubu ona verdim. O da annesine vermi. Mektubu alan kadn hapishaneye gitmi. Gardiyanlar phelenip aramlar. Mektup, mdrn, savcnn ve yukarnn eline

gemi. Mahkemeye ktk. Mektubu nereden aldm sordular. Ben de olanlarn hepsini anlattm. Ben halde esnafm. Bana her taraftan mektup gelir. Gelen mektuplar sahiplerine vermek su olmasa gerek' gibilerinden mdafaa yaptm. Savc beni ieri atmakla tehdit etti. kr, birey yapamadlar. stad, Ahmed Hocann evinden Mustafa Hocann evine tadlar. Her adam da hocann yanna koymuyorlard. Bir gn yine tanmadm bir adam geldi. Gittik. stad karyolann bana oturmutu. "Efendim' dedim. 'bu meydan dinsizlerin elinde ne zamana kadar kalacak?" Hazret glerek, Olum' dedi, 'bu sualin cevab verilmez.' "Yannda fazla kalamyorduk. Gelenlere hep nasihat eder, eserleri okumalarn tavsiye ederdi."

KEMAL BAYRAKLI
Bir gnde Kur'n okumay nasl rendi? hitler'in Dilinden" birok yerde olmakla birlikte, Bedizzaman'n yaad yerlerde, srgn olarak bulunduu beldelerde daha oktur. te bu yerlerden, bu menzillerden bir ehir de Afyon'dur. Burada belediyede sular idaresinde alan "Kitap Kemal" isimli zat, hatralarn yle anlatyor: Hoca Efendiden, staddan m bahsediyorsunuz? Yine yaram detiniz, hem de beni o mesut gnlere gtrdnz. Yaram detiniz, nk stadn kymetini bilemedim. Beni mes'ut ettiniz. nk hayatmn en tatl safhalarna bir kere daha gtrdnz. Allah raz olsun. Biz bir cinayete sebebiyetten dolay hapse dmtk. Duyduk. Hoca Efendi de hapismi. lk frsatta ziyaretine gittim. Beni grnce yzme kar tebessm etti ve 'Behey ilin olu, namazn farzn terk edersin, ite ondan sonra da cinayet suuyla hapse dersin, deil mi?' diye beni taltif etti. Ben hicap ettim ve kalbimde Hocaya kar mthi, beni yakan bir muhabbetle ayrldm. stad beni

adeta mestetmiti. Derken, bir gn stada giderek, 'Hocam, ben namaz klacam, lkin Kur'n okumay bilmiyorum' dedim. 'Peki' dedi, 'Haydi abdest al ve gel,' Hemen abdest aldm ve geldim. 'Haydi git, Halil brahim (Milsl H..llolu) sana Kur'n' retsin' dedi. Ben gidip durumu Halil brahim'e anlattm, o da hemen retmeye balad. ikindiye kadar hareri, bata, ortada ve sonda yazl ekillerini izah etti. Sabahleyin kalknca gayr-i ihtiyari Kur'n- Kerimi elime alp baladm okumaya: "Elif lm mim, Zlike'l-kitab l raybe fhi...' Bana bireyler oluyordu. 'Acaba kafay m oynatyorum?' diye doruca Halil brahim Hocay gidip uyandrdm. 'Hocam, hocam kalkar msnz? Bana bireyler oluyor' 'Ne var?' dedi ve evvel okuduum yeri baladm tekrar etmeye. Hayret ederek 'Yahu, sen Kur'n okumay renmisin. Haydi sen devam et okumaya' dedi. te bylece Hoca Efendinin himmetiyle bir gnde Allah bana Kur'n okumay ihsan etti. "stada eziyetin cezasn btn ehir grd" stad Hazretleri kalabalktan skld ve ibadetini de istedii gibi yapamad iin, onu tek kiilik bir odaya almlard. Onlarn maksad belki de stadla mahpuslarn grmemesini temindi. Her ne ise, Kim bilir ne dndler, stad odasndan dier mahpuslarn iine aldlar. Gya mddeiumum diyesiymi: 'Said Nursi'nin

dier mahpuslardan ne fark var? O neden tek kiilik bir odada kalsn?' stad mteessir olarak 'Bunlar grecekler. yle iddetli bir souk olacak ki, bunlar lamlar iinde kalacaklar.' Aradan ok gemedi. Bir gece ok iddetli bir souk, ortal kast kavurdu. Btn emeler gibi, yer altndaki lam menfezleri de tamamen dondu. Afyon etrafndaki yakn kylerde byle bir hal yok. Sadece Afyon vilyeti dahilinde imi bu hal. Biz hapistik, haliyde kp gremedik. Halkn kanaati u: 'Yine mutlaka Hocaya bireyler yaptlar.' Bunun hapishane alkallar da hissetmi olacaklar ki, stad eski odasna almak istediler. stad evvel raz olmad. 'Kardalarmla beraber kalmak istiyorum' dedi. Ama biz doruca giderek stadn odasna bir divan aktk. Soba kurduk ve stad bu odaya tekrar terif ettiler. Hapiste ak bile bulundurulmazken bizim divan yapacak aletleri bulabilmemiz hapisteki durumumuz hakknda size bir bilgi verir zannederim. Aradan ne kadar geti bilmiyorum, tatl bir rzgr buzlar altnda kalan Afyon'u eritti. Ama onun peinden Afyon lamlar altnda kald. Donda patlayan lm borularndan, eriyen pis sular fkrmaya balad. Bizim hapishanenin alt kat zeminden aa da olduundan, lam sular ile tamamen doldu. Yataklar tahliye ettikse de su seviyesi gittike artyordu. Halil brahim Hocalarn yataklarna doru ilerleyen pis sulara, eski yatak ve yorganlar set yaparak mni olduk. Hem ehir, hem de hapishane fena koku ve lam sularndan bir haftada zor temizlendi.

Hoca Efendi beni severdi. imdi teberrken mescit olarak kullanlan odasna gittimiz zaman, stadn yazm olduu paralaralr. Hsrev Hocaya ulatrrdk. O hemen yazard. Yazlanlar ksa zamanda dier talebeler tarafndan oaltlp son olarak bana gelirdi. Ben de ciltlerdim ve oradan sevk ederdik. Ben hapisten evvel kitap ve cilt ileri ile megul olduum iin, letlerimi ieri sokmaya msaade ettiler Elhamdlillah, bylece, Risale-i Nur'lara cz'i de olsa hizmet etmi oldum. "Biz stad Hazretleri ile ou zaman grsek de, dier talebeleri gibi ou hallerine muttali olmamz mmkn deildi. iddetli souklarda sobasz odada bulundurmak, ldrc zehirler vermek gibi durumlara zaman zaman vkf olurduk. stad zdrap iinde grdm. Kim bilir, hangi eza ve cefann hemen pei sra idi? Acip bir gn ve acip bir k. Semda bir homurdanma vard sanki. Herkes bu hali hissetmiti. Sabah olunca bahede dalga dalga lekeler. Adeta kan rengi. Kar enine doru incelediimizde sabaha kadar hep byle yadn, lekelerin zerini kaplayp; daha sonra tekrar tekrar lekeler meydana gelmi olduunu hepimiz mahade ettik."

NURETTN CAN
1930'da Afyon'da dodu. Afyon'da bulunduu yllarda muhtelif defalar Bedizzaman' ziyaret etti. "Akamla sylerdi" yats arasn ibadetle geirmemizi

O zamanlar terzilikle meguldm. Mesleimle gerek stada ve gerekse talebelerine yardmc olmaya alyordum. Yardmm Mehmed alkan Amca vastasyla olurdu. 1955'de askerden dndm. askerde iken risalelere kar sevgim artmt. Avrupa frt apkay giymi, eski adliyenin nnden geiyordum. Bir tandk bana seslendi: 'Nureddin! Nureddin! Taksinin iindekini grdn m?' 'Grmedim' dedim. 'Git de bak' dedi. Gittim,baktm. Bedizzaman Hazretleri arabada idi. apkay saklayarak ellerini ptm. Risaleleri okuyup okumadm sordu. Okuduumu syledim. Bir mddet sonra Emirda'a ziyaretlerine gittim. eriye kimseyi almadn sylediler. Ceyln ve Zbeyr Aabeylerle grtmz syledim. Bu arada ierden

haber geldi: "Biz onu kardelie ve talebelie kabul ettik, eserleri okusun." Aabeyler gelip gittike bizim dkkna urarlard. stad devaml olarak bizden eserleri okumamz isterdi. Konumalar gayet ksa olurdu. Vefatndan nce Afyon'da gn misar ettik. Bedriye Eskicuma Anneden orba gelirdi. Onun orbasn ok severdi. O srada kendileri ok rahatszd. stadn bize sk sk yapt bir tavsiyesi vard ki, onu hi unutamam. Akam ile yats arasnda kat'iyyen bo durmamamz, ibadetle ve eserleri okuyarak geirmemizi sylerdi. stad Hazretleri burada iken, polisle veya adliye ile bir mnasebetim olmad. Ancak stad buradan ayrldktan sonra bir ihbar zerine polisler evi ve dkkn aradlar. Kitaplar aldlar ve beni desiyas sulu olarak ieriye attlar. Afyon'da hibir avukat benim dvy almaya cesaret edemedi. Allah ebeden raz olsun. Bekir Berk Aabey, Hzr gibi imdada yetiti ve on yedi gnlk bir mevkuyetten sonra beraat ettik. "Bu arada, stad Hazretlerinin gzlerinin de ok muhteem olduunu sylemeden geemeyeceim. Ben ahsen gzlerine bakmaz, baktmda ise mthi bir

ekilde heyecanlanrdm."

RFAT FLZER
1923 Konya'da dnyaya geldi, 1948'de Afyon Hapishanesinde Bedizzaman Said Nurs ile birlikte yatmtr. 1993 Austos'unda rahmet-i Rahmana erdi. Hatra ve intibalarn kendi ifadeleriyle takdim ediyoruz. Anne tarafndan Peygamberimizin (a.s.m) sllesine mensubum, l-i beytten bir grup Horasan'a gitmi. Orada da ayrlan bir grup Irak'n Kerkk vilyetine yerlemi. Bunlardan bir ksm da o zaman Rum diyar tbir edilen Anadoluya gelerek, Anadolunun slmlamasnda byk hizmetler if etmi. te benim neslim, Kerkk'ten gelip Konya'nn Bozkr ilesine yerleenlere dayanr. Halen Kerkk'te de akrabalarmz vardr. Dedem Muhammed Kuds Efendi Konya'dan kalkp, 60 gn kadar yol yrdkten sonra am'a vsl olmu ve Hicr 12. asrn mceddidi Mevlna Hlid-i Badd ile grerek, Anadolu halifeliini alm. Tekrar memleketine dnerek irad hizmetine devam etmi. Muhammed Kuds Hazretlerinin en byk olu ve birinci halifesi Muhammed Bahaeddin'dir. Baheddin'in

olu olmutur. l. Zeynelbidin (Medne'de medfundur.) 2. Rifat (Konya'da medfundur) 3. Ahmed Ziya (Mekke-i Mkerremede medfundur.) Rifat Efendinin en byk kz olan Aye Sddka'nn en byk oluyum. Babam Mahmud Efendi ve amcam Ziya Efendi Islah- Medrisde tahsil grmtr. 1924'den 1942 ylna kadar hayatm ok alkantl geti. Babam kk yata vefat ettii iin, tahsil ve terbiyemle babamn arkadalarndan Veyiszade Mustafa Kurucu Efendi alkadar oldu. mam uurunu Pr Mehmed Paa Camiinde bu hocadan aldm feyizlerle kazandm. 1942 senesine kadar, cemiyetin iinde bulunan birtakm men cereyanlara hocam merhumun ikazlar sayesinde kaplmadm. Daha nceleri Bedizzaman Said Nurs ismini iitiyordum. Ancak yaknen alka duymam lise alarnda iken oldu. Bu alkamn inkiafnda Ziya Arun ile Mehd Halc'nn mhim tesirleri oldu. 1942 ylnda Sabri Halc vastasyla stada bir mektup gndermitim. stad mektubu alnca beni talebelie kabul ettiini sylemi. Bu esnada Genlik Rehberi ile birlikte baz risaleleri okumu, evreme de tantmaya alyordum. Risaleleri

okuduka iimdeki man ekirdeinin inkiaf ettiini hissediyordum. stad ve Risale-i Nur ile karlatmda bir n tetkik ihtiyac hissetmedim. nk bu eserlerle karlar karlamaz, aradm slm ruhu tadn grdm. evreme Risale-i Nur'u ve stad tantmak iin devaml bir gayret iinde idim. Mesaimi daha ziyade genler zerinde teksif etmitim. Bu arada Pr Mehmed Paa Camiine devam eden ve PTT nin telgraf blmnde aln Ermenekli Zbeyir Gndzalp ile karlatm. Kendisi ile alt aya yakn megul oldum. evrede her sahadaki bilgisi ve kltr ile temayz etmi olan Zbeyir Gndzalp Risale-i Nur'u tanm oldu. Bu hizmete vesile olmaktan dolay kendimi gerekten bahtiyar hissederim. stad ilk grm. 1947 ylna kadar bu nevi hizmetlerim devam etti. 1947 ylnda asker olarak Ankara'ya gittim. 1948 ylnda, askerlik vazifem devam ettii srada, bir mektupta ismimin yeralmas zerine, grevli olduum birlie gelinerek, antam ve karyolam aranm, Risaleler ve Kur'n- Kerm bulunmutu. Gece saat 3 civarnda polisler beni alarak l. ubeye getirdiler. fadeden sonra bana 'Nurcu olmadn syle, serbest brakalm' dediler. Nurculuu reddedemeyeceimi syleyince beni kt'ama iade ettiler. Dokuz gn kt'ada mahpus kaldm. Sonra Aya'ta bir alaya gtrdler. Orada iki ay kaldm. ki ay sonra alay

kararghna artlarak, iki jandarma nezaretinde nce Aya'tan Ankara'ya, sonra da Ankara'dan Afyon'a gtrldm. 23 Nisan 1948 'de Afyon'a indik. Doruca Afyon hapishanesine gtrldm ve 2. koua yerletirildim. Orada A. Feyzi Kul ile birlikte alt ay kaldm. A. Feyzi Kul bana stadn yerini tarif etti. Bir teneffs esnasnda, baheden, eserlerini tanymdan alt sene sonra stad grmek nasip oldu. Karlkl selmlatk. Afyon hapishanesinde Nur talebeleri benimle birlikte 19 kii olmutu. stad bu rakam zerine 'Fesbhnallah! Afyon hapsinde bu 19 rakam sm-i zama tevafuk etti' buyurdular. stadn bulunduu kouun karsnda bir kou daha vard. Orada da stanbul ve anakkale boazlarnn haritalarn Ruslara veren komnist bir mahkm bulunuyordu. Gariptir ki, stada onca zulm yapan hapishane idaresi bu mahkma kar gayet msamahakr davranyordu. Bir refakati nezaretinde, istedii zaman ehre kp gezebiliyordu. Dier taraftan da, yal ve hasta Bedizzaman'a her trl merhametsizce muamele lyk grlyor, hava almak iin pencere kenarna bile yaklatrlmyordu. Hapishanenin suyu alt katta olduu iin ou zaman stad susuz brakyorlard. Btn bu muamelelere kar, stad sabrl mukabele ediyor, beddua dahi etmiyordu. "stada hizmetle vazifelendiriliyorum"

Hapishane idarecileri, defalarca mracaattan sonra, benim, stadn hizmetlerini grmeme msaade ettiler. Her gn ikindiden sonra yanna kar, hizmetini yapar ve sularn getirirdim. Bu hizmetlerim esnasnda saysz iltifatlarna mazhar oldum. ki mhim szn hi unutamam. Birincisi udur; 'Rifat, seni yirmi ferik, miralay olarak kabul ediyorum. ' kinci de u idi: 'Rifat, stadlarm devaml olarak (ehadet parman uzatarak) 'Bu ocukla megul ol' diye zerinde durdular. Bunun srrn anlayamadm. imdi senden soruyorum, sen kimlerdensin?' demesi zerine ben de, 'stadm, Konya Ayn azasi Zeynelbidin'in kardeinin torunuyum' deyince, 'Fesbhnallah, demek stadlarmn beni ikaz etmelerindeki sebep buymu. Demek ki onlar seni bana teslim etmiler' buyurmulard. Bu alt ay zarfnda mteaddit defalar mahkemeye ktk. Hapishanede ok azl katiller vard. Nur'lardan aldklar dersler sayesinde ou slah- hal etti. "O byk bir mcahittir ve tektir" stad, Emirda ve Isparta'da kald zamanlar sk sk ziyaret ettim. 1957 senesinde Aziziye Camiinde Said Gecegezen'le tantm. O da kk bir Zbeyir oldu. Ahmed Gm'n de yetimesine vesile oldum. Bu meyanda birok kimselere stad ve Risale-i Nur'u tanttm. Konya'da stad ok iyi bilenlerden birisi de Ali Ulvi

Kurucu'nun amcas, Hoca Veyiszade Mustafa Kurucu'dur. stadmzhakknda yle derdi: 'O byk bir mcahittir ve tektir, bizler post adaylaryz. Post zerinde oturur, tesbih ekeriz. Ben yarm saat hapishane hayatna dayanamyorum. O vazife yalnz ona mnhasrdr.' stadmz da Hoca Veyiszade hakknda, 'Ben o muhteremi tanyorum. Mnen benim yardmclarmdandr. Bana ok dua etsin. Ona ok ok selmm gtrn' demiti. "Abdlmecid nlkul'la mnasebetim" stadmzn kardei Abdlmecid nlkul'la da mnasebetlerim olmutur.. Risale-i Nur Klliyatndan Mesnevi-i Nuriye'nin Arapadan Trkeye evrilmesi benim ricam ve stadmzn emir buyurmalar neticesi, yine hocamz Abdlmecit tarafndan icr edildi. 1959 yl sonlarnda, stad Konya'ya terif etti ve Mevlna Meydanna indi. le namazn Selimiye Camiinde eda ettiler. O gn Konya tarih bir gn yayordu. le namazndan sonra stad Mevln'y ziyaret etmek istedi. kapdan girip, bir iki adm attktan sonra durdu ve ellerini aarak dua etti. Daha sonra kardei abdlmecid Efendiyi ziyaret etmek istedi. Ancak polislerin mni olmas zerine, kardei ile ancak kapda ayak st grebildiler. Daha sonra Konya'dan ayrld. "Allah gani gani rahmet eylesin."

AHMET HKMET GNEN


1912'de Afyon'da dodu. 1937'de Ankara Hukuk Fakltesini bitirdi, Isparta ve Mardin'de hakimlik yapt. 1946'da avukatla balad. 1948'de Afyon'da Bedizzaman'n avukatln yapt. eitli dvlaryla megul oldu. Yl, 1948. Afyon'da bir mahalle vard, ad: "Nurcu Mahallesi." te byle bir beldede Bedizzaman Said Nurs ve talebeleri "Nurculuk" suundan tevkif edilip Ar Ceza Mahkemesine verilmiti. eitli avukatlar, bu arada Afyon avukatlarndan Ahmet Hikmet Gnen, Bedizzaman'n ve Nur talebelerinin avukatln stlendi. A.H. Gnen Bedizzaman'la alkal tesbit ve hatralarn yle anlatmaktadr: "Ben Allah rzas iin alyorum" Bedizzaman Emirda'dan Afyon'a getirildi. Kendisini

daha evvelinden ziyaret edip grmek istediim halde, maalesef imkn bulamamtm. Afyon'a geldiinin haberini amcazdem Mehmet Erkoar'dan renince Adliyeye gittim. Saat on ikide umum kapdan ieri girerken, Bedizzaman sorgu hakimliinden kyordu. Beni grd, bana doru yneldi. Ben de ona doru gidiyordum: Ho geldiniz" dedim. Sen kimsin" dedi "Ben avukat Ahmet Hikmet Gnen." Oooo, ok gzel, isabet oldu. Benim vekletimi sen deruhte et" dedi. "Hay hay efendim." "Tamam," dedi. "Benim hakkmda atklar dv yersizdir. Bu dvy atklar iin hakszlk yaptlar. Ama biz muvaffak olacaz. Teekkr ederim. Otele gel, grrz." Hay hay efendim." deyip ksaca ayak st grtk. Otele gittim. Ankara Palas Oteliydi. Orada, Ben Allah rzas iin alyorum. Benim zikrim, krim Allah'tr. Benim talebelerim de Allah yolunda, din, iman yolundadr. Baka bir maksadmz yoktur. Binaenaleyh, bu dv yersizdir. Siz benim vekletimi yapn" dedi. Pekl efendim" dedim. Tam 24 kiinin vekletini aldk. Sonra dv ald.

Tevk ettiler. 24 kiiyi ieri aldlar. Kendisi de mevkuf idi. "Ne kadar talebeniz var?" Bilhare muhakeme srasnda baz olaylar cereyan etti. Mbarek Ramazan ayndaydk. Millet dinlemeye gelmiti. Bedizzaman'a soruyorlard: "Ne kadar talebeniz var?" "Bilmiyor musunuz?" "Bir de siz syleyiniz?" "ok," dedi, "binlerce." Mahkeme seyri srasnda boazna birey taklm olacak ki, hemen soluna, pencereye doru "Tuh' diye tkrd. Mdde-i umum (savc), Hakaret ediyorsun" dedi. Niye hakaret edeyim? Ben boazma birey takld' dedi. size cevap verirken

Bedizzaman' tekrar tekrar mahkemeye verilmesinin sebebi, 'Cumhuriyete aykr hareket ediyor' demeleridir. Bu bahane ile mahkemelerde srndrdler. Halbuki Bedizzaman mr boyunca cumhuriyet dncesine ters dmemitir. Nur talebelerinin mdafaalar Maznunlar her birisi ifah olarak birer mdafaada

bulundular. Ayrca istida da yazmlar Onlarn mdafaalarn bir dinlemenizi isterdim. nanr msnz, en haf mdafaa yapacak beklediklerimizin mdafaas hane oluyordu. Tam sekiz buuk saat mdafaa oldu. Hele Ahmet Feyzi Kul'un mdafaas bir baka idi. Onun iin Bedizzaman 'Nur'un avukat Ahmed Feyzi Kul' derdi. Demek ki, Nur'un avukat Ahmet Feyzi imi. Biz usul bakmndan ise vekil idik. Ama asl vekil, ilm ve meslek bakmdan vekili olan talebeleriydi. "Nur'un asl avukat" 1952'de amcazadem Mehmed Erkoar'n bir yakn vefat etmiti. zgn bir halde yanma geldi. Dedim: Gel seni Hoca Efendiye gtreyim.' O zaman stanbul Fatih'deydi. Readiye Otelinde kalyordu. Ahmet Feyzi ile karlatk. Beraberce ziyarete gittik. eriye girince, Ooo, ben bir tane Ahmet beklerken Allah iki tane verdi' dedi. O zaman bana Ahmet Feyzi'yi gstererek, Nur'un asl avukat budur' dedi. Ahmet Feyzi'nin mdafaas bir baka oluyordu. Uzun uzun mdafaa ediyordu. Mahkemede savc ba ars geirmi, bir-iki defa aspirin almt. Mahkeme bakan ok halim-selim adamd. Sa elini enesinin altna koyarak konuulanlar dinliyordu. Sa eli yorulunca sol elini enesinin altna koyarak btn mdafaalar dinledi. Sabah onda baladk, le braktk.

leden sonra l:30'dan akama kadar mdafaa devam etti. Benim mdafaam bir saat on dakika kadar srd. Nur talebeleri dorudan doruya bir cemiyet deil, sadece bir cemaat idi. Bu cemaat arasnda o kadar muhabbet vard ki, bir karde gibi geiniyorlard. Demek oluyor ki, Nur talebeleri slmn kardelik esasn da hakkyla paylayorlard. Ahmet Feyzi'nin mdafaas Ahmet Feyzi mdafaasna devam ediyordu. Bir ara, mdafaas bitti zannettik. Sonra birka saat daha mdafaada bulundu. Hep mdafaasn yapyordu. Elindeki ktlar bitince, biz mdafaas bitti zannediyorduk. Bir de baktk ki, teki cebinden baka bir kt kartt. Hem de defter kdna yazmt. Ahmet Feyzi o gn yle bir ders verdi ki, ok ibret almtk. Ertesi gn ise, ktmz zaman hava kararmt. Avukat arkadalar Dn ne oldu? izah et" dediler. Ben fazla izah etmeyeceim. Ksa sylyorum. Biz dn iman deryasna girdik ve ktk, anladnz m?" dedim. Bizim ok hatralarmz var. Fakat meslek ve adl hayatmda unutamadm tek hatram budur.

Sonra arkadalar dvy ka liraya aldm sordular. ok paraya' dedim. Halbuki para falan yoktu, Allah rzas iin almtk. Tehditler O zamanlar bize ok gzda verdiler. Dvy brakmam sylediler. Ayrca husus olarak tehdit ettiler. Birka kiiyle beraber gelip, tehdit ettiler. Hatt onlardan birisi bizim broya hi gelmezdi. Bir k gn, bir de baktk ki, bu adam odamza geldi. 'Bu adam hi gelmezdi odamza' dedim. Ben hemen 'Ho geldin' deyip yer gsterdim. Bedizzaman ve arkadalarnn mdafaasna, galiba bir hafta kald' diye sordu. Evet' dedim. Benim eer yetkim olsa, onu mdafaa eden avukatlar keserdim' dedi. Biz iki kiiydik. Dier arkada da Halil Hilmi Bozcal idi. Bu arkada Afyon'un en nl avukatlarndand. O 'Keserim' diyen adam, szn tekrarlad: "Evvel mdafaa yapan avukatlar asmal." Biz bir-iki cevap verdikten sonra, Bu kadar niye duruyorsunuz bu mesele zerinde?" dedik.

Efendim,' dedi 'Sen de mi mrtecisin?' "Ne mrtecisi? Ne irticas?" "Grmedin mi Bayramda? Hem bu sene Arapa serbest brakld diye, iyice azttlar. Nasl da iten ie tekbir alyorlard. Ramazan Bayramnda grmedin mi iten tekbir almalarn? Yoksa sen yok muydun?" "Evet, ben de vardm." "Bu.' dedi. 'rtica yoludur." Sabrm tamt: Yooooo, din yolunda, dinin senede iki defa gelen Bayramnda msaade edilmi tekbirleri, zellikle iten tekbir almay, siz irtica m sayyorsunuz? Eer irticaysa, ben mrtecilerin de mrtecisiyim. imdi sen beni tehdit ediyorsun. Ben vazife almm.Biz canilerin vekletini de alyoruz hepimiz ayn durumdayz. Bu dvnn mnev taraf da var. imdi ben dorudan doruya vazifemi ifa ediyorum. Ya emr-i Hak vki olur, mdafaaya giremem. Yahut da bu dvy mmkn olduu kadaryla mdafaa edeceim. Ondan sonra isterseniz beni asn. Hem ipimi kendim boazma koyarm. Var m baka diyeceiniz' deyip, kapy arpp, dar ktm. Hamdolsun, hi kimse birey diyemedi. Mahkemeden sonra onlara unu dedim: "Nasl, nasl? te byle olur mahkeme? Din cemiyet kurmak, cumhuriyet rejimine muhalefet, derken netice ne

oldu? Bunlarn ne gizli tekiltlar var, ne de toplant ve kararlar, Bunlar Allah'n yolunda yryenleri irad etmek arzusuna mtuf hareketlerde bulunmulard." "Ben bu kitaplar okuyarak din, iman yolunu rendim" Hoca Efendinin kitaplarn okuyorsun, onu mdafaa ediyorsun' diye birisini ieri atmlar. O zt da mdafaada, imdi benim suum bu kitaplar okumaktan ibaret. Ben gencim, bekrm. Yalnz bama oturuyorum. Afyon'da ikiye dkn olabilirdim veya baka bir felkete gidebilirdim. Ama bu ztn kitaplarn okuduktan sonra, artk o yollara gitmenin imkn kalmad. Ben bu kitaplarda din, iman yolunu rendim. Bu kitaplara devam ederek bu kt yollardan ayrldm. Ben bu zata nasl balanmayaym? Hayatm borluyum' diyerek mdafaada bulundu. Buna mukabil mahkeme ona ne verdi? Ne diyebildi? Birey diyemedi. "Eserlerde su unsuru bulunamyordu." Ben o zamanlarda dv ile ilgili evraklar Bekir Berk Beye vermitim. Krk be sahifelik bir rapor vard. Diyanet lerinin raporu vard. Klliyatn hemen her eseri iin bilirkiilerin tetkik neticesinde kanaatlarn ihtiva eden bir ka satrlk notlar vard. Ama dikkatinizi ekerim, hibirisinde su vasfn haiz eden en kk bir ize

rastlanmamt. 'Bu eserin )95'i din, ilm, ahlk, itima ve insan mevzulardr ) 5'i u ise ahs kirlerden ibarettir' deniyordu. Zaman zaman hapishaneye gider, stad ziyarette bulunurdum. Bir sefer ki, ziyaretimde harareti 40 dereceye kadar kmt. Bylesi bir halde bile, yine telif, tashih iiyle meguld. Talebeleri yannda idi. Zaten kendileri de ok hastalk ekmiti. "Mdafaay hazrlarken Ali eserlerinden istifade ediyordum" Fuat Bagil'in

Temyiz Mahkemesindeki mdafaay Ali Fuat Bagil'in eserlerinden de istifade ederek hazrladm. Karar, alt noktadan bozuldu. Mdafaa esnasnda hazrladm eserlere bu meseleleri havale ediyordum. Reis havale ihtiyac brakmamak iin, eserleri getirtti. Gelen evraklar inceledi. Sonra mdafaaya devam ettik. "Halkn arasnda sklyorum" Bedizzaman Hazretlerine bir gtrdmde bana unlar demiti: defasnda hediye

"Halkn bana gsterdii alkadan sklyorum. Ben de bu milletin bir vatandaym. Hem ben sklyorum. Hem de idarenin gznde baka manalar aranyor. Ben de zlyorum." "Savc namaza mani olmak istemiti Namaz vakti girdiinde msaade isteyen Bedizzaman'a

savc hemen, Olmaz efendim, usule aykr' diyerek homurdand. Ben yerimde duramadm: Ne usul?' dedim, 'Sizden usl hakknda birey istenmiyor. Sizden Allah'n yolundan ayrlmama gayretinde olan bir ahs, bu yoldan ayrlacandan endie edip, be dakika msaade istedi." Hakim izin verdi. Bedizzaman Hazretleri dar kp namazn kld. Mahkemede ceza hakimi bana yle demiti. "Ben, bundan yirmi be sene evvel stanbul'da talebe iken Bedizzaman' duymutum. 'Doudan bir lim geldi' dediler. Her sorulan soruya cevap veriyormu. Bir gn bir kalabalk grdm. 'Ne oluyor?' diye sorduumda, 'Bedizzaman gidiyor' dediler. Ben de yaklatm. Tam bir arkl kyafetinde idi. Belinde haneri vard. Gen idi. lmine o kadar gveniyordu ki, kapsnn stne 'Her soruya cevap verilir' levhas astrmt." Afyon Ar Ceza Reisi Tevk nem izne ayrlmt. Kendisi muhterem bir adamd. Onun yerine bir hakim veklet ediyordu. Mahkemede kalan kitaplarn alnmas iin mdafaada bulunmutum. Hakim Ali Bayram kzd. Btn Nur talebelerinin tevki iin emir verdi. ok heyecanlanmtm. Yerimden frlayp,"Durun, Allah akna,

durun, durun. Bu karda, kta, Bayramdan etmeyin bu kadar insan. Bir de bunlarn muhafazas iin o kadar asker gerekecek, yazktr. Mahkemenin iptalini rica ediyorum' dedim. Bu ok heyecanl konumann ardndan arkadalar gidip yzm ykamam sylediler. Aynada rengimin bembeyaz olduunu grdm. Netice olarak unu ifade edeyim ki: Bedizzaman denilince aklma, Bedizzaman iin alan mahkemelerin yersizlii gelir. Ne kadar ektirmilerdi? Allah yolunda ilim yapm bir ahs bu yolun mensuplarn yetitirmek iin gayret sarfetmitir. Genliin perianiyetini grm ve genlie hitap etmi; insanla hitap etmi; vatan iin, din iin alp mrn bu ulv gayelerle geirmitir. Bedizzaman tamamen mnev yolda alm bir ahsiyettir. 'Sen bu yolda alyorsun' diye rahatsz etmilerdi. Halbuki Anayasamzda 'Kimse din duygularndan dolay knanamaz' denmektedir. Bedizzamana bunca yaplan tahdit, tehdit eziyetlerden sonra, ona alan dvlarn yersiz olduunu anladm. Byk adamd. Din iin ekti. Allah iin ekti. Allah gani gani rahmet eylesin. "Bir kabristann yanndan geerken, Fatiha okursam, muhakkak Bedizzaman iin de okurum."

Bir not On Drdnc ua"da geen "Babakanla, Adliye Bakanlna, Dahiliye Bakanlna" diye balayan dilekeyi ve sonundaki "Bir tek gayem vardr" eklindeki paray 1948 senesinde Bedizzaman'n avukat Ahmet Hikmet Gnen kaleme almtr. Bedizzaman bu paray beenip takdir etmi, altna kendi imzasnn atlmasn memnuniyetle kabul etmitir.

OSMAN TOPRAK
1914'de Eskiehir'de dodu, Yalaman Camiinde uzun yllar imamlk yapt. 1948'de Afyon hapsinde Bedizzaman'la birlitte iki ay hapis yatt. Eskiehir Yalaman Camii yannda, emekli imam, nur gibi, ruh gibi, melek gibi, Osman Toprak' dinlemekteyiz. O kadar rahat, tatl ve iten, tekellfsz anlatyor ki, insan bir anda kara ve karanlk dnyadan alp, telere, ebedlerin nurlu lemlerini gtryor. Kendileri aslen evld- fatihandan. Anne ve babas Silistreli. ahidi olduu aziz gnleri yle dillendiriyor: Camide Nurlar aryorlard 1948'de Ankara'dan yazlan bir mektupta 'Yalaman Camii imamnda Nur'lar var' eklinde olan cmleyi Kalabak Camii eklinde okumular. Devaml Kalabak Camiini aryorlar. Daha sonra bir ktip 'Bu kelime Kalabak deil. Yalaman'dr' diye mektubu doru drst okumu. eitli kyafette ve ekilde polisler gelerek camiin etrafnda

dolamaya baladlar. ki kii camiye ayakkab ile girdi. Orada bulunan Nur'larla alkal mektubu be-alt memur grmedi. Szler'i ve Mektubat' grerek hemen aldlar. O gn beni len on ikiden akam dokuza kadar karakolda ayakta beklettiler. Sonra kelepelenerek iki jandarma nezaretinde Afyon hapsine doru yola ktk. Eskiehir'de Abdullah Efendi isminde lim bir ztn 'Bedizzaman kimdir?' sualine cevap veren fevkalde bir yazs vard. Bu yaz Hasan alkan'da kalmt. Afyon hapsinde stad bize yle buyurdu: * 'Eskiehir'den Abdullah Efendiyi( ) ve dierlerini tevkif edip getireceklerdi. Fakat Eskiehir namna sen geldin.' "Tahiri Mutlu'nun mnevi makam" Afyon hapsinde tam altm drt gn mevkuf kaldm. Bu mevkuyetim merhum Tahir Mutlu'nun kouunda geti. Hapiste stadla devaml grmelerimiz olurdu. stad bana bir gn yle buyurdu: 'Onlar seni baka bir koua koyacaklard. Ben seni Tahir'nin yanna verdim. Beni alt kou gezdirmilerdi, sonunda Tahir'nin kouunda kaldm.' stad, merhum Tahir Mutlu iin yle diyordu: 'Tahiri'nin yle bir derecesi var ki, manev sahadaki derecelerinden birisini grse dnyay terk eder. Bunu kendisine syleme. Tahir dolu testidir, artk su almaz. Eer bu durumu kendisi bilseydi dnyada harcard. Bu mnevi

varl hirette mmet-i Muhammede faydas olacak' diye anlatmt. Emirda'na Hac kr ile birlikte stadn ziyaretine ok giderdik. Bir gn Emirda'nda bir bahede idi, 'Fesbhanallah, niye geldiniz?' deyince 'Biz de sizi grmek istedik' dedik. 'Skntl bir zamanda niye geldiniz? Bu geliiniz onlarn gzn korkutmutur' diye tebessm ederek bize zm ikram etti, sonra ayrldk. Afyon mahkemesinden sonra stadla beraber ktk. Sivil bir polis beni sktrd. Bunu stada syledim. stad 'Bunlarn hepsi benim kardamdr, hakkm hell ediyorum' dedi. stadn abdest al Eskiehir Yldz Otelinde bir gn abdest suyunu ben dktm, seferinde de avucunu iyice dolduruyordu. afyon'da ikindi namaz iin bir yere gitmitik. alkanlar da vard. 'st tarafta ben namaz klacam, bizim merebimize byle uygundur, siz aada kaln' demiti. 1951'de stad Eskiehir'in Yldz Otelinde ziyaretisi olan bir mhendise ders veriyordu. Daha sonra mhendis, 'Hayatmda byle bir mhendis grmedim' diye hislerini dile getirdi. "Bir gn stada brek yapp gtrmtm. 'Kimse grmesin, yoksa gz hakk kalr' dedi. Abdullah alkan'la bana on kuru gndererek, 'Bunu almazsa boazmdan

gemez' dedi."

BRAHM ARMAN
Afyonlu brahim Arman 1944 ylnda Ankara Hukuk Fakltesinde okurken hocasn ldrd iin hapse girdi. 1950 Menderes dneminde karlan aa idamdan kurtuldu. 60 ihtillinin akabinde karlan bir aa da serbest braklan Arman, yaklak 17 sene hapiste yatt. 1948 senesinde Afyon hapsinde Bedizzaman hazretleriyle grme erene nail oldu. stad Afyon hapishanesine gndermilerdi. Ben de orada idim. Savc, beni seviyordu. stad iin, 'Bunu bir kiilik bir odaya kapayacaz' dedi. Ben de 'Peki' dedim. Hocay bir kiilik bir odaya kapattlar, anahtarlarn da bana verdiler. Hocann yemeini ben veriyordum. 'Bunun odasna kitap, kalem, kt ve ziyareti sokmayacaksn' dediler. 'Olur' dedim. Kendisine gtrdm ekmekleri belki yetmi paraya blyor, birazn kendine alyor, geri kalann da 'brahim kardeim bunlar talebelerime gtr' diyordu. Ben bu duruma ok hayret ediyordum. Mahkeme zaman geldiinden bir gn nce beni yanna

ararak, 'Bugn avluda dolarken duvar diplerinde gezinme' dedi. Ben merak etmitim. Fakat kendisine nedenini sormadm. Said Nursi ve talebeleri mahkeme saati geldiinde mahkemeye gittiler. Onlar hapishaneden ayrldktan sonra bir zelzele oldu. Avluda gezinen birka kiinin saaklardan den kiremitlerle yaralandn grdm. "Buras mescid mi?" le vakti geldiinde-bunu mahkemeye gidenler anlatyor-Hsrev Altnbaak mahkeme koridorunda ezan okuyor. Hkim ve savc 'Buras mescit mi yahu?' diyerek kzgnlklarn belirtiyorlar. Bedizzaman bu szlere aldrmadan talebelerinin nne geerek onlara namaz kldryor. Aradan birka gn getiinde Afyon'un zenginlerinden Tuzcu Avni isminde bir arkada Bedizzaman'a bir yn yatak, bir yn yorgan ve bir tane de hal gnderdi. Ben kendisine bunu sylediimde, Bedizzaman, 'Saolsun, ben hediye kabul etmediim iin bu hediyelerini kabul edemeyeceim' dedi. "Savc stadn elini pt" Said Nursi'nin srtnda beyaz bir cbbesi vard. Yorgan da, yata da o idi. Kouta tek bana kalyordu. Savcnn tenbihi zerine kt, kalem veremiyordum.

Gnlerden Ramazan Bayramyd. Savcyla Mdr Otpazar Camiine bayram namaz klmak iin gitmilerdi. Camiye vardklarnda bakyorlar ki, Bedizzaman en n safta oturuyor. Namazdan sonra kapnn iki tarafna durarak Hocay beklemeye balyorlar. Nihayet herkes kyor, fakat bir trl Bedizzaman' kapdan karken gremiyorlar. en son camiin imam karken soruyorlar, ieride baka kimse var m diye. mam, ieride hi kimsenin olmadn sylyor. Bu aknlk zerine ikisi de cezaevine geliyorlar. O sra ben yatyordum. Gardiyan, 'Ko brahim seni Savcyla Mdr aryor' dedi. Ben koa koa gittim, Hocann kaps nnde beni bekliyorlarm. Bana kzgn kzgn 'A u kapy' dediler. Kapy atm, Bedizzaman, elinde tesbih cbbesini nne alm oturuyordu. Bana kzan Savc nce gitti elini pt, arkasndan da mdr elini pt. Ondan sonra mdr bana 'Hocaya herey serbest, ziyaretine gelenleri yanna al' dedi. "Ben armtm, fakat bunun nedenini mdre bir trl soramadm. nk hereyi yasak ettikleri bir adama, birden hereyi serbest etmeleri beni bir hayli dndrd. Aradan birka gn gemiti, ben mdre bunun hikmetini sordum. Mdr bana, 'Kardeim, biz onu bayram namaznda camide grdk. Fakat buraya geldiimizde onu kouunda bulduk. te bu yzden ona hrmet etmeye baladk' dedi. (Mdrn ad, Uakl Mehmet Bey)"

*** Biskvi bereketi Said Nursi'nin odasnda devaml yannda tad bir sepeti vard. Sepetinde bir kiloya yakn biskvi vard. Bayramda gelenlere sepetin iine bakmadan herkese biskvi ikram ederdi. Aylarca o sepetteki biskvi bitmedi. Yiyecei ekmein bir ksmn yer, geri kalann da yanna gelen kulara ve farelere verirdi. ok az ekmek ve birka tane zeytinle iktifa ederdi. Dardan ok gzel yemekler gnderirlerdi, ama o bunlarn hibirini kabul etmezdi. Kesinlikle hediye namna hi birey kabul etmezdi. Kyafeti dzgn ve sade idi. Sakal yoktu. Salar uzun ve bakml idi. Bir usturas vard, onunla tran olurdu. Hapishanede ustura gibi kesici letler yasak olduu halde, ona serbest edilmiti. zlen kelepeler Bir gn yine mahkemeye giderken jandarma onbas ellerine kelepe vurduruyor. Birka adm gittikten sonra kelepeler zlerek yere dyor. Baavu, 'Kelepeleri neden salam balamadn?' diye onbay dvyor. Bu sefer baavu, Said Nursi'nin eline kelepeleri kendisi takyor. Fakat ayn hadise cereyan ediyor. Ondan sonra da kelepe vurmaktan vazgeiyorlar. Dier talebeleri kelepeli, o kelepesiz bir vaziyette mahkemeye gidiyorlar. Yine birgn ceza evinde bak aramas yaplacakt. Ben

Bedizzaman'a haber vermeye gittim. Baktm ki, kitap okuyor. Yannda da bir sr kitap var. 'Eyvah!' dedim, savc gelirse 'brahim sana itimat ettik de anahtarn verdik bunun yannda bu kitaplar ne?' derse diye dnmeye baladm. "Arama sras Bedizzaman'n odasna gelince ekine ekine odasn atm. Geri savcdan korkmuyordum, ama mahcup olmaktan ekiniyordum. Atktan sonra birde ne greyim, yannda hibir kitap yok."

HASAN ZAMOLU
stad ile ilgili hatralarn yle anlatyor: "Bedizzaman bizim ardaki bir evde, alt ya da sekiz ay kadar gz hapsinde kalmt. 1951-53 seneleri arasndayd. Bu mddet zarfnda Bedizzaman' iki defa Afyon, bir defa da Bolvadin-Emirda arasndaki Kapakl Jandarma Karakolunda ikindi namaznda grmtm. "stad kalabalkdan iddetle rahatsz olurdu" Kapakl Karakolu krdayd. arabalar karakolun nnde durmutu. Be-alt kii de imenlerin stnde namaz klyordu. Buras ehirleraras bir yol olmasna ramen, imdiki gibi arabalar sk olmadndan tenhayd. Saatte ancak -drt araba geiyordu. Bedizzaman, Kapakl Ky emesinin nndeki sotlkte namaz klmak iin durmutu. O esnada birka araba daha durmutu. Biz de grnce, 'Bedzzaman var' diye indik. Ellerini pmeye kotuk. Karakol Bolvadin'e 25-30 kilometre uzaktayd. en yaknnda, yani be kilometre tede bir da ky vard. Bedzzaman Emirda'ndan Isparta'ya gidiyormu.

Ziyaret iin duran arabalar oalnca, Bedizzaman Hazretleri jandarma karakolu olmas dolaysyla dikkati ekti ki, bizlere askerlerin evham edeceklerini syleyerek, oradan hemen hareket ettiler. Bu arada yine baz arabalar yine durdu. Bir anda on onbe araba oldu. Krda byk bir kalabalk olmutu. stad grp de brakp geen hi olmuyordu. Talebelerine, 'Hemen gidelim' dedi. Ve hareket ettiler. Bizlere arkasnda namaz klmak nasip olmad. Zaten stad kalabalklardan iddetle rahatsz oluyordu. stad Hazretlerini en yakndan grmem byle olmutu. Bir de Emirda'nda kapsnda uzun bir kuyruk ve kalabalk vard. Tabi ben de onu ziyaret edebilmek iin bu kuyrua girmitim. Araba geldi ve tam evin nnde durdu. Bedizzaman iinden indi. Sra bana gelince, mbarek ellerine kapanarak ptm. Bu arada benim dikkatimi eken bir hadise oldu: stad bazlarna elini vermemiti. Daha sonra rendim ki, bunlar kt niyetli kiilermi. "Ayya adam nasl talebe oldu?" Ayrca, stadn byklyle ilgili u hadiseyi anlatmak isterim: Babamn akrabas Rstemolu Hseyin isminde bir adam vard. Bu adam gece gndz ien birisiydi. Bu adam stad Bedizzaman'n adn duyunca hemen kalkp ziyaretine gidiyor. stadn kapsna varp, kapy alyor. Talebeleri kapya knca, ieriden stad Hazretleri, 'Brakn misari, gelsin' diyor, Hseyin'i ieri aldryor.

Hseyin ieriye girince, stad, 'Gel bakalm Hseyin, senin iin tamam, artk sana yle eyler yasak' diyor. Hseyin aryor. Ondan sonra daima stadn yanna urayp, ziyaret ederek, dualarn alyor. Birgn stad ona, 'Hseyin, bana be kuruluk domates al' diyor. Hseyin domatesi alp getiriyor, 'Buyurun hocam' diyor. stad Hazretleri kendisine be kuru daha uzatarak, 'Hseyin, ya bu be kuruu daha alrsn yahut domatesin yarsn alrsn. Ben sana be kuru verdim. Sen gittin on kuruluk domates aldn' diyor. Yok hocam' demeye alyor. stad Hazretleri Hseyin'e her zaman doru sylemesi gerektiini anlatyor. Artk tevbe ettiini bildiriyor, onun iin bir daha gnahl ilere girmemesini sylyor. *** Amcam Afyon cezaevinde yatmt. Onun ifadesine gre, hapiste ne kadar vahi, cni, bell kiiler varsa, hepsi de stad Hazretlerinin ders ve iradyla slh olmular. O, nur dersleriyle hapishaneleri slahhanelere evirmiti. "stad Hazretlerinin mahkemesi olduu gn ok byk kalabalklar olurdu. Kapda stad gzknce milletin yz glerdi." (N. AHNER)

HLM PANCAROLU
1921'de dodu. Afyon'da Arasta Camii civarnda hallalk yapyordu. Bedizzaman' Afyon'da iki yl kadar dkknmn yanndaki evde tanyp ziyaret ettim. kald,

Zbeyir Gndzalp ve Hsrev Altnbaak onun yakn talebe ve hizmetkrlarndand. Byk bir din limi olmasna ramen, sabahtan akama kadar polisler kapsnda bekler, eve girip kanlar tesbit ederlerdi. Bir gn bardaktan boanrcasna yamur yayordu. stadn kapsndaki grevli polis, yamurdan korunmak iin benim dkknmn karsndaki baka bir dkkna doru kouyordu. Ben de bu durumu bir frsat bilip, stadn evine doru, yldrm hzyla koarak, evden ieri girdim. Kapy aan Zbeyir Gndzalp'ti. 'Eer msaade ederseniz Hocaefendi'yi ziyaret etmek istiyorum' dedim. Zbeyir 'Kendilerine bildireyim' diye yukar kt. Az sonra geldi ve 'Buyurun, stadn elini pebilirsiniz' dedi. Merdivenleri byk bir heyecanla ktm. Bedizzaman Hazretleri Kur'n- Kerm okuyordu. Halen stad ayn

manzara ile ryalarmda grmekteyim. Yanna yaklap, elini ptm Bana 'Meslein nedir?' dedi. Halla olduumu syledim. 'Babam hocadr, size selm ve hrmetleri var. Kendileri korkusundan gelemiyor' dedim. stadn hapiste iken Cuma'ya gitmesi Bedizzaman hapiste iken Cuma namazna gitmek iin izin istemi, ancak vermemiler. Bir ara gardiyanlar, kouuna baktklarnda kendisini grememiler. Tel ierisinde camileri aratrmaya balamlar. Muhtelif camilere giden polisler, kendisini ayn anda marat, Otpazar ve Msrl camilerinde namaz klarken grmler. Ancak namazdan bulamamlar. kta da kendisini bir trl

Hapishaneye dndklerinde bir de ne grsnler, stad kouunda duruyor. Bu hadise ou Afyonlu tarafndan bilinmektedir. Bir gn Bedizzaman' ziyaret iin, Kastamonu'dan be-alt kii gelmiti. Bir saat kadar ziyaretinde bulunduktan sonra, dar ktlar. Bedizzaman Hazretleri de teyi iin kapya gelmiti. Kapda grevli polis memuru ziyaretilere eziyet etmek istedi. stad bu duruma ok hiddetlendi ve celllendi. "damlk ayakkabc Tahir Ayakkabc Tahir adndaki bir ahs bana bizzat Bedizzaman'la ilgili hatrasn yle anlatmt:

"Ben ilemi olduum suundan dolay idam kararn bekliyordum. Bedizzaman Hazretleri de hapishanede idi. Bana 'Sen idam olmayacaksn, benimle birlikte tahliye olacaksn' dedi. Bu mmkn olamazd. Hem benim duruma gnmle onunki arasnda birka ay fark vard. Ama netice onun dedii gibi oldu. tahliye olduk. O bam baka bir zat idi. Hapishanede ou kerametlerine ahit olmuuzdur."

DR. TAHR BARIN


1906'da Ermenek'te dodu. Uzun seneler Anadolu'nun muhtelif yerlerinde hkmet tabibi olarak hizmet etti. Emirda'da Bedizzaman'n doktorluunu yapt. ll Mays 1978'de stanbul'da Allah'n rahmetine kavutu. Tahir Barn, kif'in Sargzel'deki doduu evde oturuyordu stikll Mari airimiz Mehmet kif Ersoy'un Safahat'n okuyanlar, airimizin Sargzel semtindeki bir evde dnyaya geldiini bilirler. Bu evin yerinde ykselmektedir. bugn Barn Apartman

Doktor Tahir Barn' ilk defa bu hanede tanyp, ziyaret edip, ok tatl sohbetlerinde bulunmutuk. Seneler ncesinin o sohbetleri ve nuran dersleri ebed levhalara inklap etti. Her hafta devam eden bu nurlu gecelerde Dr. Tahir Aabeyin anlatt hatralar zevkle dinlerdik. Daha sonraki yllarda, Fatih'ten Feneryolu'na tanmt. Zaman zaman kendisini zlerdik, ziyaretine

giderdik. Bu ziyareti seyrekletirdiimiz gnlerde, ryama girmiti. Banda kar gibi beyaz bir takke, Eypsultan'da kk, mini mini masum yavrular Kur'n- Kerim retip, okutuyordu. Feneryolu'ndaki evinde ziyaret edip, bu ryay anlattktan ksa bir zaman sonra, kan zayetinden rahatszlanp hastahaneye kaldrlmt. ki ay gibi bir zaman iinde eriyip, akt gitti ebediyete... Dr. Tahir Barn, Ermenek yaylasnn bir mbarek evlad idi. 1322 (1906) senesinde Ermenek'in Sarveliler kynde dnyaya gelmiti. Babas Badereli Mahmud Hoca Efendidir. Annesi Fatma Hanmdr. Bir ara Msr'a gitmi ve orada da tahsil yapmtr. 1935 senesinde stanbul niversitesi Tp Fakltesini bitirdi. Viranehir ve Emirda'da uzun seneler hkmet tabiblii yapt. "arkn kapsn atn" Daha sonra Bitlis ve kazalarna salk mdr olarak gitti. Orada vatan ve millete fedakrane hizmetler yapt. Emirda'n meyvesi olan Nur Risalelerini Bitlis'in kaza ve kylerine gtrp, datmt. stad: "arkn kapsn atn! Byk hizmetlere medar oldun!" diye iltifat ve takdir etmiti Dr. Tahir Beyin hizmetlerini... Daha sonra yine Emirda'a dnen Dr. Tahir Barn,

burada vazifesine devam etmiti.. "Bahtiyar doktor" Emirda Hkmet Tabibi ve skn Mdr olan Dr. Barn, stad Bedizzaman'n "Bahtiyar Doktor" iltifatna erenlerdendi. Emirda'da stad'na doktorluk yapmt. Bu vatann aziz bir evlad olan doktorumuz ayn zamanda hfzn da ikmal etmiti, hafzd. 27 Mays htilalinde, dier Emirdal Nur arkadalaryla birlikte, Nur kitaplarn okuduklar iin tevkif edilmiti. Bir mddet Bolvadin Hapishanesinde yatm, sonra tahliye ve beraat etmiti. Daha sonraki senelerde stanbul'un Zeytinburnu semtinde at muayenehanede doktorluk yapyordu. Binlerce fakir fukaray, ok ucuz ve parasz olarak tedavi ediyordu. Baz fakirlerin ila paralarn da kendisi veriyordu. Ani bir hastalkla iki ay zarfnda irfan ufkumuzdan ekilip kayboldu; tpk "gkteki yldzlar" gibi... Cennete doru kayan yldzlar Nur dvalarnn kahraman avukat Bekir Berk'in "Yldz yamuru veya Cennetten gelen ses" balkl makalesinde pek sevdiim bir ifadesi vard. Bu ifadeyle balamak istiyorum. Dr. Tahir Barn aabeyle alkal hatralara.

yle diyordu Nur'un avukat: ".... Dostluk dnyamzn semasndan yldzlar gyor ahirete doru.... Yldzlar kayyor Cennete doru..." Kur'n semasnn berrak ve parlak bir yldz, belki de kutup yldz idi doktor aabeyimiz. Ehl-i kemal idi, ehl-i ilimdi, ehl-i takva idi. stiklal Mar airimizin evi, ite byle bir zata nasip olmutu. Evi bir dershaneydi, iman dershanesi, Nur dershanesi... Nurlu stad, kadim dostu kif Beyin evini Tahir Beyin aldn duyunca sevinmiti. On seneyi aan bir zaman iinde Tahir Barn Beyden stadla alkal hatralarn dinlerdik. Bu hatralardan tesbit ettiklerimizi burada kaydedeceiz. Tahir Barn'n Bedizzaman' ilk gr Dr. Tahir Barn, Bedizzaman Said Nurs'yi ilk defa Birinci Cihan Harbinin sonlarnda, stanbul'da grdn u ekilde anlatmt bize: lk mektebi kymz olan Sarveliler'de bitirdim. Alt yanda Ermenek'e geldim. Daha sonra iki sene Konya'da okudum. stanbul'a geldiimizde ehir igal altndayd. Austos aynda stanbul'a geldiimizden iki ay sonra Ekim'in 6'snda kurtulu oldu. O zamanki mekteplere kayt olmutum. btidai hari te idim. (imdiki mam-Hatip'in nc snfna muadil olmaktadr.) Fatih Camiinin gney tarafnda gre kulb bulunmaktadr. O zamanlar aabeyim Mustafa Barn ve

Sedat umral (htill sonras koalisyonlarnn adliye vekillerinden) ile medresede talebe olarak okuyorlard. o zamanki ifade ile sahn iki'de idi aabeyim. Sedat umral ile oradaki medreselerde bir odada kalyorlard. Ben Sultanahmet'teki medreselerde kalyordum. Bu medrese Sultanahmet trbesinin hemen bitiiindeydi. Baz gnler aabeyimin yanna gelirdim. Yine byle bir gelite aabeyimle birlikte Fatih Camiine ikindi namazna gitmitik. Sene 1922. "Camiden karken byk bir kalabalk vard. nde heybetli bir zat vard, benim dikkatimi ekti, yanndaki ve arkasndaki kalabalk hep elpene divan vaziyetindeydi. Mahall kyafetli, bellerinde kamalar vard. Camiden karak merdivenle klan, Fatih'in odas olduu sylenen ksma ktlar. Ben on alt yalarndaydm. O zaman hatrmda kaldna gre 'Bedizzaman denilen bir limmi' diyorlard. O tarihlerde Eref Edip Bey de oraya gelip gidiyordu. Sonra aabeyimden rendiime gre, stad Bedizzaman orada kalyormu. Aabeyim ziyaretine gitmi, onda iki Mekteb-i Musibet'in ehadetnamesi isimli eseri vard. Onu, okuyorlard. Sonra stanbul'dan ayrld, Ankara'ya gitti." Dr. Tahir Barn'n Bedizzaman'n ilk grp, tanmasn kendi lisanndan byle tesbit ettik. "stad' Emirda nfusuna kaydettik..." Bu tarihten tam yirmi iki sene sonra, ltif bir tevafuk,

yine bir yaz gn, Austos (aban) ay, Afyon'un Emirda kazasnn byk meydanlnda bir kahvehanede Dr. Tahir Barn bir mesai bitiminde oturmu ay iip, sohbet etmekte... Yine rahmetli Doktorumuzun kendinden dinleyelim: Emirda'da hkmet doktoru ve iskn ileri mdrydm. Bize bir yaz geldi. Bu yazda yle deniyordu. 'Bedizzaman Said Nurs, Emirda'a gnderilmitir. Oraya iskn edilmesi...' Biz bu yaz zerine stad' Emirda nfusuna kaydettik. Sonra stad beni artmt. Gittim, grtk. Bana Denizli Hapishanesinin bir meyvesi olan eseri verdi. O zaman maalesef bu kymetli eseri okuyamadm. ok ilerimiz vard. Btn gnlerimiz doluydu. Gece gndz alyordum. 16 saat mesai yapyordum. Kazada benden baka doktor yoktu. 110 para ky ve 150 bin nfus hep bana bakyordu. O zaman vastalar da yoktu. Emirda'dan Eskiehir'e alt saatte gidiliyordu. Daha sonra yine artmt, yine gidip grtm. "Halk Partililer stad'la urayorlard" Emirda'a ilk geldii zamanlar onu sevenler daha oktu. Fakat sonra Halk Partililer stad'la uramaya baladlar. Birtakm aslsz eyler uyduruyorlard. Milleti korkutup, stad'n yanna yaklatrmak istemiyorlard. Biz stad' kalben sevdiimiz iin, bu iftiralara aldr etmiyorduk, ekinmeden yanna gidip geliyorduk.

"Bitlis'e gitmemi tavsiye etmiti." Daha sonra aradan bir sene kadar geti... 1945'te beni Bitlis'e salk mdr olarak tayin ettiler, ben gitmek istemiyordum. Yanmzda salk memuru olarak bulunan Hayri Diner (Daha sonraki senelerde adliye vekillii yapan Hasan Diner'in teyze ocuu) stad'a hizmet ediyordu. O, stad'a benim tayinimi haber vermi, gitmek istemediimi de sylemi. stad 'Gelsin de bir grelim' diye beni yine artmt. O arada Risalelerden bazlarn okumutum. stad'a kar kalbimdeki sevgi daha da artmt. Eserleri Hayri Diner getirip veriyordu... Grtmde stad ise: gitmek istemediimden bahsettim.

Git... git... yine gelirsin sonra...' diye Bitlis'e gitmemizi tavsiye etmiti. Bir ara hemiremin hastal dolaysiyle stanbul'a gelmitim. Fatih'te hemiremin ziyaretine geldiim zaman bir gece hl tesirinden kurtulamadm bir rya grdm. "Grdm ryadan sonra Nur Risaleleriyle daha yakndan ilgilenmeye balamtm" Benim daha nceleri Msr'da biraz tahsilim vard. Bir buuk sene kadar orada tahsil yapmtm. Ryamda Msr'daym... Kendimi Seyyide Zeynep Camiinde grdm. Camide namaz klyordum. Namazdan sonra, bir zat kalkt

mihrapta, ayakta konumaya baladr. Bende email-i erif vard. Ben onu okudum. Tatbik ettim, o konuan zat Hazret-i Peygamber Aleyhissalat Vesselamd. Camiin son cemaat yerinde de baka bir zat konuuyordu. O da Bedizzaman Hazretleriydi. Kendi kendime, herhalde bu zat Peygamberimizin vekilidir diye dnmeye balamtm ki, uyandm... Bu ryadan sonra Nur Risaleleriyle daha yakndan alkadar olmaya baladm. Eserleri okuyordum. Bitlis ve kazalarn dolatm. "ark, stad' lm biliyordu" arkta on ay kadar kaldm. Hizan'n kylerini dolatm. Hemehrileri stad' lm biliyorlarm. Onlara stad' anlattm, eserlerden dattm. Bitlis'ten stad'a optalidon hab gnderiyordum, kendileri de bana optalidona mukabil olarak As-y Musa ve dier eserlerden gnderiyordu. Bu eserler arkta ok hizmetlere vesile oldu. arkta dokuz on ay kaldktan sonra tekrar Emirda'a dndm. Dnmde bana ok iltifat etti: arkn kapsn atn' diyordu. Halbuki orada bir i yapmamtm, fakat stad yine iltifat ediyordu. "Kendi kendine izin vermi" Eskiehir'in Poyra ky vardr. Oral bir Nuri Efendi vard, onunla birlikte sk sk stad'n ziyaretine giderdik. Kendisi hafzd. Emirda'da imamlk yapyor ve Kur'n

kursunu da idare ediyordu. Bu vazifeyi terk etmek istiyordu, besicilik yapacakt. stad raz olmad, sonra; 'Peki sen bilirsin, gidebilirsin, git...' dedi. Daha sonra stad bana; 'O hazrlanm gelmi, ben izin vermesem yine gidecek. Kendi kendine izin vermi...' dedi. Yine bunun gibi ayr bir hatram daha var. Halil alkan'n evlenmesini de istemiyordu. Sonra Halil alkan vefat edince be ocuu yetim kald. "Sabah kahvaltsn stad'n evinde yapardk" "stad' ziyaretimizin aras alnca akamdan karar verirdik, stad'a gidelim diye. Sabah erkenden Mustafa Acet gelir, 'stad sizi aryor' diye bizi haberdar ederdi. Bu ziyaretlerin ekserisi Pazar gnleri olurdu. Bizi tebessmle karlard, ay ikram ederdi. Simit verirdi, sabah kahvaltsn orada stad'n evinde yapardk." Hatralarnn bu ksmn anlatrken duygulanan doktor Tahir Bey: Allah rahmet eylesin.... Allah yz bin defa raz olsun, bizi kurtard" diyordu. u anda bu satrlar yazarken Doktor aabeyimize biz de Cenab- Hak'ltan rahmet ve maret niyaz ediyoruz. "Bir Hdrellez gn, kerametli tepeye gitmitik" Bir Hdrellez gn Bedizzaman, Emirdal talebeleri ve Doktor Tahir Beyle beraber kra gidiyorlar.

Emirda yaknlarndaki bir yksek tepeye kyorlar. Meer o gn kazada Doktoru ekemeyenler baz tertiplere girimiler. Fakat Doktorun stad Bedizzaman'n himayesi altnda olduunu idrak edemeyenler, iki iip, sarho olup birbirlerine girmiler. eitli hdiseler oluyor, o gn Emirda'da Kazada eitli hdiseler, baklamalar vs. olurken, Nur stadla, Nur talebeleri sude ve yemyeil bir tepede tatl sohbetler, unutulmaz hatralar yayorlard. Yine burada sz Doktorumuza brakalm: Tepeye gittiimizde, kendileri yksek ve dik bir yamaca oturmulard. Biz ise kayyorduk, tam oturamyorduk, bizim bu halimize tebessm ediyordu. Daha nceleri de o tepeye gelmiler. 'Bu tepe, kerametli tepe' diyordu. Beraber geldii talebelerini gstererek: 'Buraya bu keelilerle beraber gelmitik,ekmei drdler, kotular ekmein peinden, fakat bulamadlar, dereden illeri bo dndler. Sonra ben kendilerini ardm. Ekmek kendilerinden evvel gelmiti. Bu dan sahibi vardr, ekmeimizi sizlerden evvel geri getirdi, dedim.' stad glerek bu hatray anlatt. 'Bu tepe bundan dolay kerametli tepedir' dedi.' "Ben ldkten istiyorum" sonra yerimin bilinmemesini

Yine o tepede, vefatndan bahsetti. 'Ben lrsem ne

yaparsnz?' deyince?' Mehmet alkan: Burada Hac Yusuf Dede vardr, sizi oraya, o zatn yanna defnederiz!' dedi. stad cevaben: Yok, beni Ispartallar isterlerse onlara verin. Hem ben ldkten sonra yerimin belli olmamasn istiyorum. nk trbeye gelenler kimi ekmek asacak, kimi ip balayacak, kimisi de benden dilekte bulunacak. Beni kabrimde rahatsz edecekler. imdi birisi gelip de elimi pmek istese bana tokat vurmak gibi oluyor. Hi byle eyleri istemiyorum. Mezarmn bilinmemesini istiyorum...' Daha sonraki cereyan eden hdiseler malum.. "Zulmettiler ona, onlar zulmetti, fakat Cenab- Hak stad'n duasn kabul etti..." stad'a zulmeden Emirda kaymakam.. Dr. Tahir Barn Emirda hkmet tabibi olduu senelerde bandan gemi bir ok hatra ve hdiseler bulunmaktadr. Bunlardan birisi de, Emirda kaymakam, Abdlkadir Uraz isimli bir kii ile arasnda geen vak'adr.. Rahmetli Tahir Barn aabey unlar anlatmt bize: Gaziantepli Abdlkadir Uraz, mlkiyeden mezundu, sosyalistti. Emirda'a geldikten sonra Hazret-i stad'n aleyhinde birtakm tertiplere girimi. Bizim hi haberimiz yoktu, halbuki kendisiyle komuyduk, aramzda sadece bir

yol vard. Emirda'a geldiinde ok periand, zaten o zamanlar btn memurlar periand. 60-70 lira kadar bir maa alyordu. Bu para katiyyen yetimiyordu. Demek ki buna mstahaklarm onlar. Biz acyorduk, yardm ediyorduk. Bir ayakkab alacak paras yoktu, pardes deitirecek imknlar yoktu... Memlekete alr vaziyetinde gryorduk, bu sebeple bir ka arkada yardm ediyorduk. Meer adam stadla uramaya balam. stad bazan namaz iin bir camiye gidiyordu. Nur talebeleri de ihtiyar halinde memesi iin, caminin son cemaat mahline bir kk yer yapmlar, oraya mangal koymular. Bizim kaymakam bir gn gizlice camiye girmi, sanki stad orada gizli kapakl bir ey yapyormu gibi... Arkasndan bir de iftira kartt. Geceleri yanna tepsilerle baklava geliyormu, lanlar mekanlar gidiyorlarm... stad'a hizmet edenleri artm, 'artk hibiriniz yanna gitmeyeceksiniz' diye tehdit etmi. Bekileri stad'n yanna gndermi, 'ne isterse siz gtrn' diye emir vermi. "Bu zattan ne zarar gelecek?" Benim bu durumlardan hi haberim yoktu, bana Mehmed alkan gelip haber verdi. 'Bu adam stad'n yanna talebeleri sokmuyor, yabanclara stad' zehirletecek' dedi... Bu durumu mddeiumumiye haber vermeyi kararlatrdk. Savc, geri ayyat ama, imanl bir

adamd, stad'n evinin karsnda oturuyordu. Geceleri eve on ikide, birde geldii zamanlar, stad'n cehr zikir sedalarn duyarak rperirmi. Biz gidip konutuumuz zaman: Yahu bu zattan ne zarar gelecek, sabahlara kadar ibadet edip, dua ediyor. Bu zattan ne fenalk gelecek. Burada ikamete memur edilmi, yoksa kimseyle konumayacak gibi bir karar yoktur. Hrriyetini tahdit etmek olur mu? Olmaz byle bir ey...' Bize bunlar syledi. Sonra savc, bekileri arm, onlara km. 'Bundan sonra kapsna yaklarsanz sizi hapsederim' diye korkutmu. Bekiler kaymakama gelip durumu bildirmiler, 'bize byle byle yapt, delidir bu adam, dediklerini yapar', diye Abdlkadir Uraz'a aynen sylemiler. Kaymakamn bana gelenler Kaymakam bu ileri yaparken niden askerlii geldi. Askerlikten te'cil muamelesi unutulmu, dahiliye vekaletinden mill mdafaaya gnderilmemi, derhal askere alnmas iin emir verilmi. Kortas, kars hamile, perian bir durumda. K geirmek iin, Afyon'dan rapor ald. Kendisini apandisit ameliyatna yatrdk, ameliyat ederek iki ay askerliini geciktirdik. Sonra doru Doubeyazt'a gitti. O gittikten sonra Emirda'a bir kaymakam vekili geldi. Abdlkadir Uraz, Afyon'a giderken beraber gittii arkadaa, Emirda'a stad' imha iin

dahiliye vekili tarafndan gnderildiini sylemi, bana da o arkada bildirmiti. Sonra Doubeyazt'tan Ankara'ya gelmi, Emirda Belediye Reisine, 'yaknda geliyorum' diye telgraf ekmiti. Tekrar Emirda'a gelmek iin ok urat halde bir daha gelemedi. "stad ehl-i ilme hep dostane bakard" stad'n ehl-i ilme kar vaziyeti ok dostaneydi. Hatta bir defasnda Mustafa Acet, Pilibeyli kynn yal hocas olan Hseyin Efendi ile mnakaa etmiti. Sonra bu mnakaay stad'a anlatnca, stad ok kzd, 'Sen benim kardeimle aramz m aacaksn, o benim kardeimdir' diye tekdir edip, kulun denei ile Acet'i dvmt. stad dedikoduyu, gybeti katiyyen sevmezdi ve yaptrmazd. "Biz icazet vermeyi braktk" Bolvadin'de Naki eyhi Yrkzade Ahmet Efendi vard, mbarek bir zatt. Ben onun doktoruydum. Bu zat talebelerine, dier ziyaretilerine ve hocalara: Biz icazetleri braktk, bizden icazet vermek selahiyeti kalkt. Bedizzaman buraya geldikten sonra, bizden o vazifeyi ald! Biz onun emrindeyiz...' diyordu. Bu zat Gmhaneli Ziyaeddin Efendi merhumun halifelerindendi. Hem hoca, hem dersimd, Fatih dersimlarndand. Vefat ettii zaman stad talebelerini cenazeye gnderdi, sonra da kendisi ziyarete gidip, tziye etti.

Ldikli Ahmet Aa Konya'nn Sarayn kazasnn Ldik ky'nde Ldikli Ahmet Aa diye mbarek bir zat vard. Birinci Cihan Harbinde, Gazze Cephesinde arpm, yaralanm, bir maaraya snm, orada Hzr Aleyhisselamla grm, kerametleri zahir olan bir mbarek insand. stad'n sk sk Eskiehir taraarna gittii bir zamand. Eskiehir'de hep zelzele oluyordu. Ldikli Ahmet Aa, stad'n Eskiehir'e devaml gitmesini u ekilde deerlendiriyordu: Bedizzaman her gn Eskiehir'e gidiyor, siz niin bu kadar sk gittiini biliyor musunuz?' Hakikaten stad her gn sabah gidip, akam dnyordu, ehre girmiyordu. ehrin dnda namaz klyor, dua edip geliyordu. Ona vazife verdiler. Sen dua et, nk Eskiehir yklacak, ta ta stnde kalmayacak, dua et, Cenab- Hakka yalvar dediler. Hastaym diye zr beyan ettiyse de zrn kabul etmediler. Onun iin gidiyor her gn Eskiehir'e...' Ldikli Ahmed Efendi bu hdiseyi byle ifade edip, byle deerlendiriyordu. "Bunlar bizim muhafzlarmz.." Biz niin gittiini bilmiyorduk. Arkasndan da polisler

gidiyorlar. Polisler iin stad: "Bunlar bizim muhafzlarmz, bize zarar gelmemesi iin bizi takip ediyorlar!' diyordu." stad'la vedalamam... Dr. Tahir Barn merhum, stad'yla vedalamas gn ve ann da yle ifade etmiti: Nur talebeleri stad'n iddetli hasta olduunu haber vermilerdi. Hemen gittim, muayene ettim. stad'n atei 38 dereceydi. Yal insanlarda derece ok ykselmiyor. nk vcut mukavemeti olmuyor. Ate ykselmesi demek, vcudun mikroba kar silah kullanmas demektir. stad'n hastal ok cidd idi. Ar bir zatrreye yakalanmt. Ben bir ine yapmak istedim. Zbeyir (Gndzalp), 'yapalm abi', diye ine yapmam istedi. Alt yzlk veya sekiz yzlk bir penisilin inesi yaptm. Ertesi sabah stad biraz alm ve rahatlamt. Yine harareti vard, bu yzden kar yedi. Hazrlk yaptlar. Isparta'ya gidecekti. Daha nceki de Isparta'ya, Ankara veya stanbul'a giderken, vedalap, helllemezdi. Bu sefer stad'n ayrlmas ackl olmutu. Biz o zaman iin stad'n vefat edeceini hi hatrmzdan bile geirmiyorduk, iimizden katiyyen byle birey gemiyordu. Fakat son ayrlmz ok hazin

olmutu. Hellleti, Allahasmarladk diye ved etti. "Daha sonraki gnlerde Isparta'ya, oradan da Urfa'ya gidip vefat ettiini rendiimiz zaman, ok ok zlp, sarslmtk. Son ayrltaki vedlamasn ancak o zaman idrak ettim. Meer stad artk ebed leme doru yolculua kyormu, bu sebepten bizlerle, Emirda'daki Nur talebeleriyle teker teker vedlamt."

HAMZA EMEK
1922'de Emirda'da dodu, 1991'de vefat etti. "stad ilk ziyaretim" 1944'de stanbul Vefa Lisesinde talebeydim. O zaman lise son snftaydm. stad Bedizzaman' sadece ismen iitmitim. 'Emirda'a byk bir slm limi gelmi' diye iitiyordum. Henz daha ziyaretine gidememitim. lk grmemize mer isimli ihtiyar bir zat vesile oldu. Okulu bitirme imtihanlar iin stanbul'a gitmi ve Readiye Otelinde kalyordum. Otelde bir zatla tantm. Benim nereli olduumu renince, Emirda'nda byk bir slm limi olduunu, tanp tanmadm sordu. Ben ise stadmz duyduumu, ama henz ziyaretine gidemediimi syledim. O zat ne zaman gideceimi sordu ve bana yle syledi: 'Emirda'ndaki o byk zata, Bedizzaman derler. ok byk bir limdir. Gittiinde onunla tan, ellerini p, benim selmm syle, ismimin mer olduunu ve kendileriyle am'da beraber olduumuzu hatrlat.' Emirda'na geldiim gn ikindi namaz iin ar

Camiine gitmitim. stad camiin mahlinde namaz klyordu. Namaz kld yer tahta bez gibi rtlerle evriliydi. Namazdan sonra ekine ekine merdivenlerden knca stad beni grd ve yanna ard. Varp ellerini ptm ve Readiye Otelindeki mer Efendinin selmn syledim. stad selm aldktan sonra bana Emirda'nda kimlerden olduumu sordu ve Demirci Hasan'n yeeni olduumu syledim. Bu ziyaretten sonra stad bana 'Sen safa gelmisin' diye msaade etti ve ayrldm. te Bedizzaman Hazretlerini ilk defa ziyaret edip, grmem byle olmutu. stadn hiddeti stad tanmamn daha ilk gnleriydi. stad yine ziyaret etmeyi arzu ettim. Ceyln alkan'la karlatm. Ceyln merhum srarla, 'stad izin vermiyor' dedi. Ben yine Ceyln' dinlemeyerek ieri girip merdivenleri kyordum. Bir anda stadla karlatk. stad gr bir sesle, 'Senin ne iin var bu saatte?' diye bana bard. Ben bu cell ve hiddet karsnda, mahcubiyet iinde neye uradm armtm. stadn beni huzurundan kovmasyla ylesine sarsldm ki, hkra hkra alayarak oray terk ettim. Ertesi gn Ceyln gelip beni ard. stad bana, 'Kardam, ben o vakitlerde kimseyi kabul edemiyorum' diyerek gnlm ald. stadn hiddetine dayanabilmek ok zor bireydi. Ben daha ilk gnlerde iki defa hatalarmla buna ahit olmutum. Yine bir gn Eskiehir'e gidecektim. im ticaretle

alkalyd. stada haber vereyim, belki bir ii olur da hallederim diye dndm. stada vardm. Eskiehir mfts Hafz Abdullah Efendiye mektup gnderecekmi. Bu tevafuk zerine stad 'Sonra ura' diye bildirdi. Fakat sonra i tersine dnd, ben iimi baka bir vesile ile hallettiimi bildirmek zere stada gittim. Durumu bildirince stad ok hiddetlendi, elini tersiyle havadan yere doru savurarak, 'Ben byle talebe istemiyorum' dedi. "Her Pazar stadn hizmetindeydim" Tabii bu hadiseler, stada ve Risale-i Nur'a hizmetimiz iin fevkalde ibretli derslerle doluydu. Sonraki vazife ve hizmetlerimizi buna gre ayarladk. Zaten ilk zamanlarda meseleleri tam bilmiyordum. stada da misar diyerek hizmet etmeye alyordum. Zaman getike stada olan sadakatimiz artt. stada hizmetimizi nbete koyduk. Ben hep Pazar gnleri hizmetine gidiyordum. Bu durum stad ebediyete intikl edinceye kadar devam etti. stadn ay stad ok ay ierdi. aya bol bol limon skar, yle ierdi. Bazan ay biraz ier, sonra barda bize verip imemizi sylerdi. lveten 'Kardam, ben bu ay padiah gelse yine vermem' derdi. Biz de alp ierdik. *** Bir gn stad zehirlemilerdi. Ben ve rahmetli Zbeyir,

stadn yanndaydk. Zbeyir Aabeyin istei ile Doktor Tahir Barn' armtk. Doktor mutlaka serum yapmak istiyordu. Ben stada syledim, hi ses kmyordu. Serum yapld ve doktor gitti. Sonra stad kendisine gelince sopasn istedi ve rahmetli Zbeyir Gndzalp'e hitaben, 'Keeli, bugn beni ilettiniz' diye sopayla vurdu. Zbeyir Aabey ban ayak tarafndan yorgann altna gizledi. stadmzn hastal srasnda Dr. Tahir Bey 'Mutlaka ate drc almas lzm' dedi. Depo sulfamid tavsiye etti. Bunun 12 saatte bir verilecek dozunu verdi. Ben de 'Bunu stadn ayna koyar iiririm' dedim. lac yanma aldm. stad ziyarete gittim. stad beni grnce, 'Kardeim Hamza, bunlar bana ila iirmek istiyorlar, sen bana yardmc ol!' deyince, iim bir ho oldu. lac ayna atmaya gnlm varmad, vazgetim. lac Tahir Bey'e iade ettim. stadn son zamanlar stad Ankara tarafndan Emirda'da yeniden ikamete mecbur tutulmutu. Bu defa mracaatla Isparta'ya gitti. Tekrar hasta olarak Emirda'na gelirken ay kazsndan evrilip, Afyon'a gnderildi. Afyon'daki iki gn kald. Bizler merakla beklerken Emirda'na geldik. Darlarda ok kalabalk vard. stad ok hastayd. Bunu sezdirmemek iin ben ve Zbeyir, stadn koluna girip baheye aldk. Sonra da ben stad kucaklayp yatana yatrdm. iddetli hastayd. Biz de baucunda bekliyorduk. Daha sonra aniden iki defa uyand. Tebessm ediyordu. Glerek

buyurdu ki: 'Kardalarm, korkmaynz, Risale-i Nur bu memlekete hakimdir. Masonlarn, zndklarn ve komnistlerin belini krmtr. Biraz zahmet ekeceksiniz, fakat sonu ok iyi olacak' diye sevinlerle anlatt. Bilhare yeniden uyand. Hibirey olmam gibi namaz kld. Kardalar artt ve hepsiyle ayr ayr vedalat. Isparta'ya gitmek zere Emirda'ndan ayrld. "stadn kz ocuklarma olan efkati" Aye, Nurcan, Nuray ve irin isimli kzlarmdan irin'in ismini stad vermiti. Aye be-alt yandayken, gidip stada olan sevgisinden cbbesinin altna girmiti. stad 'Bu kimin kz?' diye sorunca, Zbeyir Aabey 'Hamza'nn kz' diye cevap vermi. sonradan stad banaltifeyle 'Hamza, pek acip bir kzn var' diye ltifede bulundu. Hazret-i stad Emirda'da birka defa ok iddetli hastalanmt. Bir defasnda Pakistan'n kurtulu yldnmyd. stad 'Alkllihal, biz de burada Pakistanllarn bayramna itirak edeceiz' diyerek bizi toplayp bir ziyafet verdi. Ne kadar eitli yemek varsa getirtti. Kendileri de bamzda bulunuyordu. Tabii sofrada neler varsa yiyip bitirmitik. Yemekten sonra stad bizimle. 'Oburlar, beni mahvettiniz' diye aka yapyordu. O gn akam zeri stad ok hastaland. Atei krk dereceyi bulmutu. Bizler

stadn ateini nasl drebiliriz diye alyorduk. Dr. Tahir Barn sk sk muayene etmeye geliyordu ve ine yapmt. Biz stada hitaben 'Efendim Tahir Beyin selm var, bir bardak ay iiniz, mide bo kalmasn' diyor ve limonlu bir bardak ay iiriyorduk. O hasta halinde, namaz vakti gelince namazn hi geirmiyordu. Sonra karar vererek Eskiehir'e gittik. Gece giderek, havac arkadalar vastasyla dahiliye mtehasss Dr. Cemal Duman' alp getirdik. stad muayene etti, ama kati bir tehis koyamad. 'Belki barsaklarda bir tme olabilir' dedi. stad son gnlerinde Ankara'ya gitti, ama ehre sokmadlar. Tekrar Emirda'a geldi. Isparta ile Emirda'da ikamete mecbur edilmiti. stad ise istedii yere gitmek istiyordu. Emirda'da bir kaymakammz vard. Mehmet Us ismindeki bu zat Konyalyd. stada fevklade hrmetkar bir zatt. Polislere 'Siz arkasndan kn, sonra brakn, nereye gittiine karmayn' diyordu. Bu zattan Allah raz olsun, ok faydas ve hizmeti oldu. "Mtaklar Nuru arar, bulur" Bir gn stad bize u haberi gnderdi: Hamza ile Hac Osman'a selm syleyin. Risale-i Nur'u ona buna vermesinler. Mtaklar Nur'lar arar ve bulur.' stadmz Emirda'dayken uzak dalardan souk su

getirtir, onu ierdi. Yedikap boazndan su getirirdik. Kra gittii zamanlarda daima en yksek tepeye kard. "Bu dan sahibi ekmei bana getirdi" Bir gn Nureddin ile smail isimli iki ocukla Emirda yaknlarndaki bir daa giderler. Dan banda sepet yuvarlanr. Sepetin iindeki ekmek de dereye yuvarlanr, gider. ki ocuk peinden koarlar. Fakat bir trl ekmee ulaamazlar. Az sonra 'Gelin' diye stad kendilerini arr. Tepeye kan ocuklar bakarlar ki, az nce yuvarlanan ekmek, Hazret-i stadn yannda duruyormu, Hazret-i stad onlara 'Bu dan sahibi ekmei bana getirdi. Bu da kerametli bir dadr' demi. Amcam Hasan Efendi, stadmz Emirda'a gelmeden on iki sene evvel bir rya grmt. Ryasnda Hazret-i Ali kendisine bir sandk veriyor. 'Bu sandn iinde Hazret-i Mehdi var, bu sana emanettir' diyor. On iki sene sonra, Hazret-i stad Emirda'na geldii zaman, ona diyor: 'Sende bir emanet var. te o emanet benim!' Hamza Emek, bu aziz hatralarn anlatrken bir ara "Ah stad, ah stad! Onun hayatnda cennet hayat geirdik. Onun yannda kediler bile farelere ilimezdi. O kurt ile kuzuyu biraraya getirmiti" diyerek iini ekiyor, o aziz staddan ayr olmann, onsuz yaamann zdrabn ve elemini ekiyordu. Emirda'dan stadn son ayrlndan sonra Urfa'da olduu haberini almtk. Gelen telgraarda geri dnmesi

iin ok tazyikat yapld bildiriliyor, bizim bu tazyikleri Ankara'dan durdurmak iin almamz isteniyordu. Bizler hazrlk iindeyken ikinci telgraf stadn Urfa'da vefat ettii haberini verdi. Biz arkadalarla Urfa'ya gidene kadar cenazeyi kaldrmamalar iin Abdlmecid Nursi adna telgraf ektik. Uzun bir yolculuktan sonra Urfa'ya ulatk. "27 Mays ihtillinden sonra Emirda'da Nur talebelerini ve beni tevkif ettiler. Bir mddet Emirda ve Bolvadin hapishanelerinde yattk. Evlerimize girip kitaplarmz aradlar. Hadiselerin nihayetinde beraat edip rahat brakldk."

HSAN ALIKAN
1933'te Emirda'da dnyaya geldi. hnedanndan Osman alkan'n oludur. "Ben Hazret-i Ali'nin neslinden geliyorum" Babam bir gece Risale-i Nurlar elle oaltrken aklna yle bir husus geliyor: 'stadn Ehl-i Beytten olmas gerekir. Halbuki stad arktan geldi. Bu nasl olur acaba?' Sabahleyin dkkna giderken stadn kapsnda -be kiiyi gryor. Gidiyor, hemen ilgileniyor. stad, babam grnce, mangal veriyor, 'kar frndan ate al, buraya getir' diyor. Babam atei gtrdkten sonra stad diyor ki: 'Kardeim Osman, ben de seni artacaktm. nk ben Hazret-i Ali'nin (r.a.) neslinden geliyorum.' Bylece babamn aklna gelen suali stad cevaplam oluyor. "Sen her zaman mecburiyetindesin" ziyaretime gelmek alkan

stad bayramlardan nce kapya, 'Rahatszm, kabul edemiyorum. Ben sizlere dua ediyorum, sizler de bana dua

edin, bayramnz tebrik ederim' eklinde bir yaz astrrd. Bundan dolay babam, dedi-kodu olmamas iin ilk bayram gn stad ziyarete gitmemi. kinci gn stad babam artarak, 'Kardeim Osman, bayram ziyaretime dn neden gelmedin? Sen beni her zaman ziyaret etmek mecburiyetindesin. Seni hnenin by olarak kabul ediyorum. Kapmn nne bir tabur asker koysalar, istediimi istediim an ieri alr, istediim an karrm: hi kimse hissetmez.' Bundan sonra babam her bayram, mbarek gnlerde ve stadn rahatsz olduu zamanlarda ilk ziyareti yapard. "Ceylan ve Halil'in mnev kazanlarna ortaksn" Aabeyim Halil ile Mehmed Amcamn olu Ceylan alkan devaml stadn hizmetinde bulunuyorlard. Ben ise babamn yannda alyordum. stad bir gn bana yle buyurdu: Kardeim hsan, seni dnyaya veriyorum. Eer seni dnyaya vermeseydim, Halil ile Ceylan' alamazdm, o zaman da onlar Nurun hizmetini yapamazlard. Bunun iin sen Ceylan ve Halil'in mnev kazanlarna ortak oluyorsun.' "stadn teberrk" Yl 1950. Gda maddesi zerine bir dkkn amtm. 10-15 gn sonra stad Hazretleri faytonla krdan gelirken dkknn nnde durdu. Ben hemen stadn yanna

kotum. stad on lira kararak bana uzatt ve yle buyurdu: 'Bu para ticarethanene benim teberrkmdr.' "Sen benim damadmsn" Askere gitmeden nceydi. Bir gn babam anneme, 'hsan' evlendireceim' diyor. Annem, 'ocuk askere gidecek, askerden geldikten sonra olsun' diye ertelenmesini istiyor. Daha sonra babam gidip meseleyi stada arz ediyor, gelin adayn da sylyor. Gelin aday amcamn kz kran'd. stadn yemeini yapma, amarn ykama ve evini temizleme gibi hizmetlerini ok grmt. stadn yannda ayr bir yeri vard. Bunun zerine Hazret-i stad da, 'orba ile pilav hazrlayn' diyor. Daha sonra stadn ziyaretine gittiimde, bana 'kran benim kerimem, sen de benim damadmsn' diye iltifatta bulundu. "Beni Hz. Hasan gibi ehit etmek istiyorlar" 1945 Ramazan'. Akamdan sonra stadn zehirlendiini haber aldk. Mustafa Acet, Ceylan alkan, Halil alkan, Hamza Emek'le beraber stadn yanna gittik. stad ok rahatszd. Yats namazn da klamamt. Sonra abdest almasna yardm ettik. Ceylan Aabey koluna girdi. Ve stad oturarak yatsy kld. Gece saat yarma doru stad, 'Elhamdlillah ok kr bu ztraptan kurtuldum. Kardelere selm syleyin, bana dua etsinler' buyurdu. Bu zehirlenmenin akabinden sonradan rendiimize gre, stadn bedeline Hasan Feyzi Aabey

hirete irtihal etmiti. Sabahleyin babam, gemi olsun ziyaretine gitti. Babam daha nce stadn zehirlenecei haberini bir vesile ile renmiti. Ama ne zaman olacan bilemiyordu. stada soruyor: 'stadm, ihtar edilmedi mi, zehiri yemeseydiniz olmaz myd?' stad, 'Kardeim Osman, yemem lzmd. nk ben Hasan ve Hseyin Radyallah anhma'nn neslinden geliyorum. Beni onlar gibi ehit etmek istiyorlar, fakat muvaffak olamyorlar' diyor. "Emirda'da stadn ikinci zehirlenmesi" 1946 sonlaryd. stad tekrar zehirlediler. lk grdm zehirlenmeden daha iddetliydi. stad ok ztrapl bir durumdayd. Byklerimiz topland. Bir doktor getirilmesine karar verdiler. Eskiehir'den bir doktor getirdik. Muayene etti. 'tifo, falan' dedi ve tekrar dnp gitti. Bundan sonra stad, 'Elhamdlillah, ok kr bu ztrab atlattm' dedi. Daha sonra rendiimize gre, Tahir Aabeyin kz stadn yerine vefat etmi. "Duvar delerek stadn hizmetine kotuk" 1950 ncesiyde. Babam ve amcalarm karakoldan ardlar. stadn yanna girip kmamalar, bizleri de gndermemeleri hususunda bask yapyorlard. Babam ve amcamlar ise ne pahasna olursa olsun stadn

hizmetinden geri durmayacaklarn sylyorlard. Bunun zerine stadn kapsna polis ve beki dikerek ieriye kimsenin girmesine msaade etmiyorlard. Bunun zerine stada ulama yolunu aryorduk. Sonunda stadn evinin bitiiinde bulunan Sabri ustann dkknnn arkasndaki duvar deldik. Hazret-i stadn ihtiyac olan hizmetleri bir mddet buradan girip karak yapmaya devam ettik. "Ispartallara cenazemi teslim edersiniz" Bir gece babamn hatrna geliyor: 'stada emr-i Hak vki olursa ne yaparz?' Bir ka gn sonra stad ziyaretinde stad kendisine yle diyor: 'Kardeim Osman, emr-i Hak vki olduunda Karacalar kyne veya Tez kyne defnedersiniz. Fakat, Barla ve Isparta'y ok severim. Barla ve Isparta'dan gelen olursa hi itirazsz cenazemi teslim edersiniz.' *** stadmz bir ziyaretimizde yle buyurmutu: 'Biz burada tarassut altndayz. Btn gzleri Emirda'n zerinde, fakat hizmetler Trkiye'nin her tarafnda devam ediyor.' "Gazeteler reklmmz yapyorlar" Gazeteler, stad ve Nur talebelerinin aleyhinde haberleri, tutuklamalar, hapishaneye sevk edilmeleri yazyordu. Bu durumu stad yle deerlendiriyordu:

'Bunlar, bilmeden Risale-i Nuru reklm ediyorlar, gazete lisanyla duymayanlara da duyuruyorlar.' "Ben de dersimi Risale-i Nurdan alyorum" Hazret-i stad, ziyarete gelenlere yle derdi: 'Zahmet etmeyin, beni grmeye deil, Nurlar okuyun, tekrar tekrar okuyun. nk ben de dersimi Kur'n'dan ve Risale-i Nurdan alyorum.' *** stad kimseden hediye kabul etmezdi. Baz hediyeleri, 'Aldm, kabul ettim' der, iade eder, 'Bunu benim namma oradaki kardelerimi verin' derdi. Annemden ve yengemden gelen hediyeleri kabul eder, ama bedelini de verirdi. *** stad, babamla amcalarma birgn, 'Sizler kime hizmet ettiinizi bilmiyorsunuz. Bilseniz...' *** Ankara'dan bir misar gelmiti. stadmz ona, 'Hkmet ve Maarif Risale-i Nuru mekteplerde okutmaya mecburdurlar' demiti. "hsan karde gelir, her hafta bizim ihtiyacmz temin eder" Birgn stadmzn hizmetinde iken, Ceylan Aabey,

Mustafa Acet Aabey, Halil Aabey de bulunuyorlard. stadmz ltife ediyordu. aabeye dnerek, 'Biz gittiimizde hsan karde her hafta gelir,bizim ihtiyacmz temin eder; deil mi kardeim hsan?' dedi. Ben de 'Evet, stadm' dedim. Fakat o gn iin nereye gideceklerihususunda bir bilgim yoktu. On sekiz gn sonra stad ve btn Nur talebelerini toplayarak Afyon hapishanesine sevk ettiler. Emirda'da sadece ben kalmtm. Hapishanede bulunduklar mddete ihtiyalarn temin ediyordum. "Sizler buraya niin geldiniz? Biliyor musunuz?" Birgn stad ve Nur talebeleri Afyon hapishanesinden mahkemeye getiriliyorlar. Oturum balamadan nce Mahkeme salonunda stad Nur talebelerine yle diyor: "Sizler buraya niin geldiniz? Biliyor musunuz?" Kimseden bir ses kmyor. stad devam ediyor: 'Ruz-u Maherde imanla kfrn dvsnn canl ahitlerisiniz.' "Sizleri tahliye ediyorum" stad ve Nur talebelerinin Afyon hapsine girmelerinden 6,5 ay sonra bir mahkemede oturumdan nce, stad eliyle baz Nur talebelerinden 6-7 kiiye iaret ederek 'Seni seni dar karacam; siz ieride skldnz' diyor. Mahkeme sonunda ilerinde babam, amcam Hasan alkan, Burhan akn'n da bulunduu alt yedi kii tahliye edildiler.

"Dairemiz brakmayz"

iine

aldmz

kolay

kolay

Kur'n ve Risale-i Nurla ilgili bir mesele olunca, stad 25 yanda bir delikanl zindeliinde olurdu. Bir gn stadn hizmetinde bulunuyorduk. Bir misar gelmiti. stad dua eder ekilde elini aarak yle buyurdu: 'Biz dairemizin iine aldmz kolay kolay brakmayz. ' Sonra ellerini ileri doru iterek, 'Braktmz zaman da-Allah muhafaza buyursun-ruz-u maherde yzne bakmayz' dediler. "Bir fet gelecek, fakat zarar grmeyeceksiniz" 1956 Eskiehir zelzelesinden nce Hazret-i stad, hergn kuluk vakti Emirda'dan Eskiehir'in Kanlpnar semtine giderek l-l,5 saat kadar kalyor tekrar Emirda'a dnyordu. Son gidii olan 28. gn amcam Mehmet alkan da beraber bulunuyor. stad amcam Eskiehir'e gnderiyor. 'Kardelerime selm syle, dua etsinler, bir fet olacak, fakat inaallah zarar grmeyecekler.' Gariptir ki, zelzele, stadn Eskiehir'e gelip gittii gn kadar devam etti. Mhim bir zarar olmadan felketi atlattlar. "stadn evini bekledik" 1959 sonlar Hazret-i stad stanbul, Ankara ve Konya gibi ehirleri iine alan bir seyahate kmt. Mustafa Acet, Ahmed Urfal ve beni ard: 'Ben gittikten sonra her akam gelirsiniz, akam namazndan sabah namazna kadar evimde kalrsnz, beklersiniz. Evi bo brakmayn'

dedi. Bu kalmalarmz aralklarla olurdu. El-ved Son defa stad Isparta'dan geldiinde Pazartesi gnyd. ok rahatszd, sesi ok zor kyordu. Yatana yatrdk. Grundik marka bir teybi vard. stad bu teybten Risale-i Nuru dinliyordu. Bu seferki gelii her seferinden ok farklyd. Hepimizle teker teker kucaklat, bizlere sarld, helalleti, alnmzdan pt. Yine dier zamanlardan farkl olarak o gn alnmzdan sefer pt. aramba gn Isparta'ya gitmek zere ayrld. Oradan Urfa'ya gitti. Birka gn sonra bizleri acya boan haberi alacaktk. Allah gani gani rahmet etsin.

Ceyln alkan'n kz
lk rportajm merhum Mustafa Polat Aabeyimle birlikte Ceyln alkan'n minicik kz Nuran alkan'la yapttm. Aradan on be yl gemiti. Bu defa Nuran alkan'a babasn sormutum. Annesinden dinledii babasn anlatmasn istemitim. Nurlu Nuran bana hislerini yle ifade etmiti: Muhterem Aabey, Evvel selm ve hrmetlerimi sunarm. Benden babam hakknda yaz yazmam istiyorsunuz. Onu hi grmedim. Fakat grmeyi ok arzuluyorum ve onu zlyorum. Ama cennette buluacamz dnerek, tesell buluyorum. Her ocuk gibi babam ok seviyorum ve nce Allah'n, sonra onun koruyuculuunu daima zerimde hissediyorum. Arkadalar babam iin akac, efkatli ve sert mizal tabirler kullanyorlar. Bunlar annem de doruluyor. Ben bu tabirlere misal olacak hatralardan sz etmeyeceim, nk siz bunlar benden iyi biliyorsunuz. Babam iin bireyler yapmak isterdim. Benden ne

beklediini biliyorum, elimden geldiince yapmaya alyorum. Ama onun iin bunlar yeterli deil. O daha fazlasna lyk. Babam stad Hazretleri kendine vekil ve manevi evlt tayin etmi. Ben de elimden geldiince stad Hazretlerine lyk torun ve babama lyk evlt olmaya alyorum. naallah sizlerin de dualaryla himmetim artar da, benden bekleneni beklenilen biimde yerine getiririm. "Dualarnz bekler, hizmet-i imaniye ve Kur'niye ve muvaffakiyetinizin devamn Cenab- Haktan niyaz ederim." Nuran alkan Sinekten ksas Kafas pek almayan, s kalb, hemen aldatlabilen kimselere zeki ve nkteli buluuyla "Kardeimiz fazla mbarek" diye taklan Ceyln alkan, ok konuan, enesi kuvvetli kimseleri de "Kardeimiz az konumann faziletine dair be saat konuabilir" diye akayla hicvedermi. alkanlar hanedannn asil bir mensubu olan Ceyln alkan bahsini rahmetlere ve dualara vesile olmas dileiyle ltifeli hatralar ile balyalm: Barla'nn am dalarnda yabani ve iri bir sivrisinek Ceyln'n eline konmu emerken, alkan elindeki makasla sinein ayan kesmek istemi, stad ise "Keeli

ne yapyorsun?" deyince Ceyln alkan, "Ksas yapyorum stadm" demi. stad ise "O seni hacamat yapyor" diye mukabele etmi. "Top ne ie yarar?" Yine bir gn, Ceyln alkan'n amcas olu Zeki alkan, Ceyln alkan'n vey kardei Sadk alkan ile reyahin iekleritoplam, Keili ky civarnda stada gtrmek, hem de orada top oynamak iin, yol kenarndan giderken stan faytonda, Ceyln alkan ise arabann atn srmekte iken, yol kenarnda giden kardeini ve amca olunu grm. Arabay durdurarak, iki ocuu da arabaya almlar. Utanarak topu arkalarna saklamak istemiler. Bu esnada stad "Bu nedir?" diye topu sormu. Zeki alkan utan iinde cevap verememi, sadece ve sessizce, sululuk psikolojisi iinde "Top!" diyebilmi. stad ise "Bu ne ie yarar?" deyince Zeki alkan daha da utanm, ama yine Ceyln alkan imdada yetierek, topu tarif etmeye balamt: "stadm, bu topu atarlar, tekrar yakalamak iin peinden koarlar" deyince stad "Fesbhanallah" diye tebessmle karlam. "Talebe-i ulmun lm ehadettir" Sabahleyin bir seher vakti, Barla dalarnda giderken, stad nden giden Zbeyir Gndzalp ile Ceyln alkan' gstererek, "Bu ikisi ehittir" demiti. Mustafa Sungur, "stadm, dua et de ben de ehit olaym," deyince, stad "Talebe-i ulmun lm ehadettir" diye

buyurmutu. Mustafa Trkmenolu anlatyor Mustafa Trkmenolu, merhum Ceyln alkan'la olan hatralarndan bahisle unlar anlatmt: 1958 senesinde Risale-i Nur neriyatyla urarken, gazeteler byk balklarla 'Nazilli'de Nur ayini yaparken Nurcular yakalandlar!' balklar atarak Nur talebelerini bir tarikat gibi gsteriyorlard. O srada Mektubat'n basksn yeni bitirmitik. O ara Isparta'dan bir mektup gelmiti. Nazilli hadisesi mnasebetiyle kaleme alnan bu mektupta 'Nurculuun tarikat olmad ve bir ekol olduu' ve mektubun balnda 'Baz gazetelere cevap' diye yazlyd. indeki pusula Isparta'dan gnderilen bu mektubunu oaltlarak mnasip kiilere verilmesi ve bir ksmnn Isparta'ya gnderilmesi yazlyd. Biz o sralarda M. Emin Birinci kardeimle matbaada tab iiyle meguldk. Mektubu bastrmaya karar verdik ve be bin adet bastrdk. Isparta'ya gnderilen mektubun altnda be isim ve bir imza vard. Bunlar Tahir, Zbeyir, Ceyln, Bayram ve Sungur'un isimleriydi. Birinci stunda kiinin ismi, ikinci stunda ise iki kiinin ismi vard. Ben ikinci stunu da e tamamlamak iin Rt Aabeyin ismini kendiliimden ilve etmitim. Bundan hibir kimsenin haberi yoktu. Bu bastrdmz mektuplarn yarsn Cemaleddin Gnel'e verdik ve onunla stada gnderdik. Dier yarsn

da e ve dosta dattk. O srada mektup emniyetin eline gemi. Biz mektuplar datrken. M. Emin Birinci ile beraber kitaplar ciltletmek iin stanbul'a geldik. stanbul'a kitaplar braktktan sonra drt senedir gitmediim Pendik'teki evime gittim. Bir gece kalnca sabahleyin M. Emin Birinci geldi ve 'Haydi giyin, gideceiz' dedi. Yannda da birka tane tanmadm sivil ahslar vard. Meerse bunlar emniyet mensuplarym. Dar ktktan sonra, tevkif edildiimizi sylemilerdi. stanbul emniyet nezaretine getirildik. Oradan da Ankara'ya gtrldk. Hapishaneye gittiimizde Tahir, Zbeyir, Rt, Sungur, Bayram ve Ceyln aabeylerle karlamtk. Onlarla kucaklatk. Bizleri daha sonra birer ikier koulara taksim etmilerdi. Gndzleri bahede hep beraber bulunurduk. imizde en yalmz Sleyman Rt akn Aabeydi. Yallk itibariyle biraz zlrd. Kendisi tevkife itiraz etmiti. tiraznda 'Benim ismim Sleyman Rt akn'dr. Mektubun zrinde (altnda) bir Rt ibaresiyle buraya getirildim. Halbuki Trkiye'de bir yn Rt vardr' diyeyazmt. Fakat itiraz kabul edilmedi. Hapishanede rahmetli Ceyln alkan herkes hakknda iirimsi akalarda bulunurdu. Hatt bunlardan birisinde Mustafa Sungur'a, Bardak bardak ay iersin ekerin ok mu? Hi durmadan glyorsun kederin yok mu?" diyerek yazmt. Ayrca bahede volta atarken, bizlere deniz grmemi

bir oban ocuunun haline nazire olarak, Hrriyet bamzdan yldzlar kadar uzak Bamzda bir takke, srtmzda bir kazak Dolatrp dururuz ayn avlu slay Her adm uyandrr yani bir hatray' gibi msralar yazarak ltifelerde bulunurdu, bizleri gldrrd. "Daha sonra bir ksmmz da altm be gn mteakip tahliye olduk. Avukatlmz ise ilk defa Bekir Berk yapt. Bekir Berk bu dvdan sonra, Risale-i Nur hakikatlarn tanm, Nur dvlaryla megul olmaya balamt." *** slm fedaisi Ceyln alkan ac bir trak kazasndan sonra ebediyete intikal edince, 31 Austos 1963 tarihinde Emirda'da Osman Aydn "ehit kardeimiz Ceyln alkan'n ruhuna ithaf" ettii "ok selm syle" balkl manzumesinde hislerini u msralarla ifade ediyordu: Ac haberlerin kalbimi yakt. Kardeim, stada ok selm syle Nurculara derin ac brakt Kardeim, stada ok selm syle

Yreim yanyor, gzlerimde ya, Nur'un hizmetinde her zaman bir ba Kederli gnlerde vefal karda, Kardeim, stada ok selm syle. stad daim sana efkatle bakt, Firakn kalbimi nasl da yakt Byk Ceyln diye ismini takt Kardeim, stada ok selm syle. Yrr Nur kervan her an ileri, Hizmet-i Kur'n'da kalr m geri, Bir gl bahesi mi yattn yeri Orada stada ok selm syle.. Nur akan kalemin yllarca yazd, Davete gittiin scak bir yazd, Levh-i Kalem sana ehitlik yazd, Kardeim, stada ok selm syle. alkan'a baktm. Gl benzi solmu, Yrei yaral, gzleri dolmu, Dostlarm ah! Aman Ceyln'n 'olmu Kardeim, stada ok selm syle. Vefal Hakk Bey ah! ekip alar, Ac haberlerin kalbimi dalar, Doktorlar szlayan yaran balar Kardeim stada ok selm syle. M'minlere dnya sanki yel demi,

lmn nnde akan sel demi, stadm ma'nen de sana gel demi, Oraya varnca ok selm syle. Saadet yurdunun yolcusu akt, Aydn' rakn yakt da yakt, Yal gzler ile arkandan bakt Kardeim, stada ok selm syle.

CEYLAN ALIKAN
Abdlkadir Ceyln alkan 1929 ylnda Emirda'da dnyaya gelmiti. Babas Mehmed alkan, annesi ise Aye alkan'd. Kk yata annesini kaybeden Ceyln alkan annesiz, ksz olarak byyordu. 1944'n yaz sonlarnda Emirda'a gelen stada btn alkan ailesi yardma ve hizmete komutu. Mehmed alkan, olu Ceyln'la birlikte stada nasl gittiini yle anlatmaktadr: Bir gn Ceyln'la beraber stad ziyarete gitmitim. stad: Olun mu?' Evet.' Frsat dmken ocuun mektep iini danaym dedim:

"Efendim, ocuk alkan ve zeki, onu mekteplere vermek istiyorum, ne buyurursunuz?"

yksek

yi! Zeki ve alkan olduu iin evvel benden iman dersi alsn, sonra yksek mektebe devam etsin' diye buyurdu. Byle bir cevap beklememekle beraber, hemen raz oldum. Zaten stadn her emrini yerine getirmeye alrdk. Ev ilerimizi olduu gibi, husus meselelerimizi dahi hep kendisine danrdk. Ceyln'a verdii ilk ders: Sdk! Buyurdu ki: Daima doru olacaksn. Hi yalan sylemeyeceksin. Sana bir milyon lira verirler, sen bana ihanet edebilirsin, fakat ismin ebediyyen kt anlr.' Ceyln'n vazifesi, stadn syleyip kendisinin yazd mektuplar, sonra eve gelerek daktilo etmektir. stad, 'Bu usl zor' demiti. 'Sana on be gnde slm yazsn reteceim.' Ve hakikaten retti. Nasl retti, hangi usl takip etti, bilmiyorum. 1948 senesinde tevkif edildiimiz zaman sadece bizim alkan ailesinden alt kii vard. Ceyln o zaman 19 yalarndayd. Yani Ceyln gen ve krpe yanda zindanlara atlmt. Ceyln'n askerlik a geldiinde, stad onun biraz ge

asker olmasn istemiti. Mracaatlarmz yapamadk ve Ceyln asker oldu. stadna 'Allaha smarladk' diye veda ederken, hakikaten maddi-manev hastalklarmzn derin ilmiyle ve derya gibi olan efkatiyle tedavi eden Nur'larn Melli yavruma u nasihat vermiti: 'Sen Risale-i Nur'un esaslarn hareketlerinle yaa!" Sonra bir not verdi. Bu notlarda, 'Benim arktaki dostlarma ve talebelerime selm olsun!' diye yazmt. Ceyln Urfa'ya gidince bunu bir Nak eyhine verince, eyh kad cebine koymu. 'Bunu benim iin yazm' demi. Aradan epeyce zaman geti. Ceyln, usta asker oldu. izin sras gelince iznini alm, fakat zek ve alkanlndan dolay, mkfat izniyle beraber iki ay! Durumu bana bildirdi, 'Baba, ne yapaym?' diye soruyordu. Tabi, biz de stada sorduk. Tamam tamam kardam, Ceyln Urfa medresesinde kalsn' diyerek cevap vermiti. Biz biraz zldk. Aylar sonra ocuu grecektik, o da olmad. Tabi emir stadmznd. Ceyln Urfa medresesinde kalmt. Bir ara o medreseye polisler gelip Ceyln'n ifadesini almlarsa da neticede birey kmad. Nihayet askerliini bitirdi ve geldi. Bir gece evde

kaldktan sonra ertesi gn, stad. Bak kardam, senin ok evldn var; bunu da bana ver' dedi. stadm, biz Ceyln' daha evvel size vermitik' dedim. "Bylece, Ceyln yatan evden toplayp, stadn yanna gitti." te bundan sonra, Ceyln alkan, zeksyla, dehasyla, esiz kabiliyetleriyle, asrn sultanna, dhi-i zam stada talebe, hizmetkr ve manev bir evlt olmutu-tpk kardelerinin evltlar Abdurrahman ve Fuad gibi.. Ceyln'n stadla alkas pek bulunmaktadr.. Bunlardan tesbit anlataym: Kavunun bana gelenler stad bir gn kavunun ban kesmi, iinin yumuan kakla yemi, kalan sert ksm da "Bunu gtrn, teberrken yiyin" demi. Bakra gibi olan bu kavunu Ceyln bir rafa koymu, bir-iki gn sonra bu kavunu alm, ipten kulp takm ve iki katl evin st penceresinden, kuyuya sarktr gibi aaya sarktm, ekmi, bylece oynam. stad kavunu ne yaptklarn Ceyln'a sorduu zaman, olduu gibi anlatnca, "Peki," demi, "Doru sylediin iin ok hatralar edebildiklerimi

bu sefer sizi affettim." "Ceyln' dnyaya vermeyeceim stad, Ceyln'dan ok memnundu. "Ceyln kabiliyetli bir gen. Dnya iini de yapar, ahiret iini de. Fakat onu dnyaya vermeyeceim" derdi. Bir gn "Ceyln, senin hayatn uhrevdir. Eer dnyev olsa pek azdr!" diyen stad, babas Mehmed alkan'a ise, "Bu olunun iyilii, babann sana ettii dualarnn neticesidir" demiti. Ltifeler... Kk yata stada manev bir evlat olan Ceyln alkan, hibir kimsenin yapmad ve yapamad ltifeleri, akalar yapmt. Yine bunlardan tesbit edebildiklerimi, ltif ltifelerini anlataym: stad bir gn arabada giderken Ceyln alkan'a radyoyu atrm. Mustafa Sungur bu durumu bilmedii iin, Ceyln hem radyoyu kapamyor, hem de glyormu. Mustafa Sungur'un sraryla Ceyln radyoyu kapatnca, stad, "Ceyln, radyoyu a, Sungur da dinlesin!" demi ve "Kardalarm, ben sizin dinlediiniz gibi dinlemiyorum" diyerek radyodaki hava zerrelerinin vazifeleriyle alkal dersler vermi. *** Bir meseleden dolay Ceyln'n can sklnca, stad

gnln almak iin iltifat ederek, "Ceyln, size malta erii alacam" deyince, Ceyln, "stadm, gnlmz m alyorsun, yoksa yeni dnya m alyorsun?" diyerek mukabele etmi. "Ben oklava yedim" stad bir yanllktan dolay hiddet edip, kk kulun denei ile vurduktan sonra, "Size baklava alacam yemeniz iin" deyince, "Ben oklava yedim stadm" diye, yine stad tebessm ettirmi. "Nine ihtiyardr" Bahar gn arabayla kr gezintisi yaparken otlayan koyunlarn, kuzularn yanndan geerken. stad, "Ceyln, sana bir koyun alacam, bir de nine alacam. Nine koyunu saar, sen de stn iersin" deyince, Ceyln "Nine ihtiyardr, bu ileri yapamaz stadm" diye cevap vermi. "Zekeriya'nn dolmuu "Bir gn babasnn yazd hasret ve ikyet mektuplar zerine Zekeriya Kitap, Abdullah Yein'e hitaben Emirda'a, stada gelmesi iin mektup yazm. Bunun zerine Yein Urfa'dan kalkp, Emirda'a, stadn yanna gelmi. stad hiddet edip, byle durup dururken niin geldiini sorarak hiddet etmi. Zekeriya Kitap'nn mektubu zerine bu iin olduunu anlayan Ceyln alkan, zeksndan fkran cevabn biraz da argoya sararak, hemen cevap vermi: "Zekeriya'nn dolmuuna

binmi. stadm." "Bir huri bana yeter" stad iman ve Kur'n hizmetini ehemmiyetini, bu zamandaki fedakrl anlatarak, "Size yirmi huri de verilse, yine bu hizmeti terk etmemeniz lzm deyince, Ceyln alkan yine ltifesini yapm: "stadm, bir tanesi yeter bana." 1961 yaznda Nur talebeleriyle birlikte Ceyln alkan' birinci ubede nezarete koymulard. Hadisede mhim bir unsur olan Said zdemir, elinde, iinde Nur'un matbaa klieleri, formalar da antasyla birlikte, frsatn bulup rar etmiti. Yirmi gn kadar Nur talebeleri nezarette kalnca Ceyln alkan u msralar yazmt: Austos'un drdnc haftas Said ve antas Birinci ubeden brakp kat "Bamza sevapl bellar at." Bu iiri eline alp okuyan Birinci ube Mdr, "Bunu kim yazd?" diye sormutu. "inizden en eski kimse onunla konualm" diyen Birinci ube Mdr Muzaffer Ylmaz'a Ceyln alkan, "Eskilere itibar olsa, bit pazarna nur yaard" diye aka yapmt. *** Harbiyede sabahleyin kaplar ge alnca, ierde skp

kalan Ceyln alkan u ltifeleri satrlar yazmt: Saat on bire geldi Yemee hcet kalmad Halimize demeye hacet kalmad Herkes hacetini ierde grr Hacetim var demeye hacet kalmad Buras bir sivri adadr Yassada'ya gitmeye hacet kalmad." "Hizmet eyle imana" Yksek zekas yannda iire ve airlie de merak, kabiliyeti olan Ceyln alkan, Hanmlar Rehberi'nin sonundaki "Nurcularn Kasidesi" isimli iirde askerlerin "Annem, beni yetitirdi, bu vatana yollad" marna bir nazire olarak yazmt. Annem beni yetitirdi, bu hizmete yollad. Teslim etti risaleyi, Allah'a smarlad Bo oturma al dedi, hizmet eyle imana. Stm sana hell etmem, almazsan Kur'n'a." eklinde yazarak, iki makamda okunan bu mar, zaman zaman arabaya ald ocuklarla birlikte okurdu. stadla krlara kt gnlerde yine bu mar Nur talebeleri okurlard. Bir aka ve ltife tarznda yazlan bu iiri ise "Emirda Nurcularn Medhiye ve Mathiyeleridir" ismini

tamaktadr. K gelince hepsi sz verdiler Yaz gelince abuk geri dndler Parlayan bir mum gibi sndler Ne sebatkrdr bu Emirdallar Risale-i Nur iinde adlar kt Talebelik yapa yapa canlar kt lerinde zaten hi arslan yoktu Ne kahramandr bu Emirdallar Bir vak'a olunca hepsi kaarlar Mbarek gecelerde hepsi uarlar Talebelik kprsnde nde geerler Ne ileri ynldr bu Emirdallar Mirac gecesinde krklar topland Karn a olanlar manen yokland Maaallah gndz gibi gnahlar pakland Ne gnahszdr bu Emirdallar Yaz yazmak bizde birinci gaye Yapamyoruz ama ne are Nefsimize veriyoruz byk bir paye Ne mtevazidir bu Emirdallar

nmzdeki gece Leyle-i Berat ok alalm ele gemez bu frsat imdi gelse de sarsmaz bu memat Rabta- mevtlidir bu Emirdallar Kimi stadn hep halini sorar Kimi ziyaret eder, stad yorar Kimi gece gndz gece arar Ne lopu bu Emirdallar Vaktaki kalem yazd, olduk biz de talebe Zndkaya, kfre kar aldk galebe Zlkar gitti Msr'a, am'a, Haleb'e Nef ftuhatdr bu Emirdallar hlsldr, birbirine kserler Bid'adlar, riyalar kklerinden keserler lem-i ervahda rzgr gibi uarlar Ne maneviyatdr bu Emirdallar Menfaati hi let etmeyen Rzadan baka gaye gtmeyen hlas hilfna, yola gitmeyen Ne ihlsldr bu Emirdallar Nur uuruna kesseler bizim kelleyi Elimizde tutarz ate glleyi Korkarz karanlkta grsek glgeyi Ne metanetlidir bu Emirdallar Syle syle sende mi ulv himmet?

Esrar- atom, irad- devlet Sende mi hep umum gayret? Ne keyatdr bu Emirdallar." Ceyln'dan annesine mektup 1929'a doup 1963'de cennet yanda ehit olan Ceyln alkan, amcas Abdullah alkan'n hanmnn vefat dolaysyla kendi vey anasna, ahiretten ve ebediyetten bahseden u mektubu yazmt: ok sevgili, ok mk valideciim, Senin ellerinden, hem mbarek ayaklarndan hasretle, hrmetle, itiyakla perim. Hem son musibetinizden banz saolsun. Sevgili valideciim, dnyadaki herey ve her lm bize diyor ki; siz de fanisiniz, siz de leceksiniz. Cenab- Hakkn bahtiyar kullar btn bu hadiselerden hisselerine den dersi alrlar. Yani kendi neslerine derler ki: "Ey nes, sen lyemut deilsin, fnisin, ibret al, srat- mstakimden ayrlma. Ve her iinde lemlerin Rabbi ve Hlk olan Kadr-i Zlcell-i Velikramn rzasn esas maksat yap' der. Bunu byle syleyen ve byle yapan bir abd Biiznillahi Tela saadet-i ebediyeye vsl olur. Ey mk anneciim! Cenab- Hak sana musibet perdeleri arkasndan yle nimetler ihsan etmi ve yle ltuar vermi ki, eer kr ile mukabele etsen, pek cz' olan amelin seni her iki cihanda mesut etmeye k ve vdir. Birincisi: Bu zamanda en byk hizmet-i imaniyenin

kahraman ve sertac olan stadmzn ahs hizmetinde az da olsa sadakatla istihdam ediliin ve o kuds rehberin yemeini piirmen, baz amarlarn ykamak suretiyle onun o kuds hizmetine itirak edip dualarna pek yaknlar arasnda dahil olman acaba ka kadna nasib oldu ki? Bu dorudan doruya alka ve hizmetinizi bir taraf etsek de bilvasta olan hizmetinize dahi nazar etsek greceiz ki, yine en bahtiyar sensin. Sen Risale-i Nur'a hizmet edenlere hizmet etmek erene nail oldun. Bu mazhariyete, eer kadnlar taifesinin akl bana gelse ve kalb gzleri alsa idi, canlarn feda edecekler ve seninle adeta yara gireceklerdi. Hem sana btn hayatlar boyunca gbta edeceklerdi. Cenab- Hak ve Tela Hazretleri seni au-u rahmetine alm olacak ki, btn bu saadetler zerine bir yenisini daha yetim terbiyesi suretinde ihsan etmi bulunuyor. Merhum ve mafur Abdullah amcadan kalan yetime Cenab- Hakkn masum emanetleri ve vedalar olarak bakmanz ve onlar kendi z evltlarnzdan ayrd etmeyerek efkatinizle onlarla alkadarlnz hem madd hayatmza, hem manev hayatmza yle bir nur serper ki rza- lah iin olmak artyla o nur btn hayatmz saadete ve nura kalb edip aydnlatabilir ve saadet iekleri aarlar. Ey muhterem anne, sen bu hizmetlerinde benim bu biare nazarmda yle ulvleiyorsun ki, adeta Peygamberimizin 'Cennet anne ve babann aya

altndadr.' Cenab- Hakkn 'Onlara f bile demek caiz deil' mealindeki kuds emirlere msadak olmaya ehil olacak bir vaziyet kesb ediyorsun Ey mk anne, sen ayn zamanda yetimler annesisin. Birinci yetim benim. Fakat ben nankr ktm. Belki herkes benim kadar nankr olamaz, Kadir kymet bilirler. Velev ki, benim gibi bilmeseler dahi, mademki hereye nzr ve her yerde hazr bir zerre kadar bir eyi zayi etmez. Btn hayr ve er onun elindedir. Btn cretleri o verecektir ve ondan beklemelisin. u kararsz fni dnyada sen bizzat yetimlerle ve kendi masunlarn meguliyeti yznden, belki ehl-i dnya zevkperest kadnlar gibi bo vakit bulup, dnyev ilerle lzumsuz eylerle megul olamazsn ve belki ehl-i dnya kadnlar tarafndan 'Dnyann en hayr sever kadn sen misin? Kendi ocuklarn varken bakalar ile uramak neden?' denilebilir. Ve belki bizzat kendilerine iyilik ve efkat edip baktn, yedirip, kuatp, terbiye ettiin ocuklar akllar ermeye balaynca kfran- nimet ederek, senin kymetini bilmemezlik badbahtlna-imdi senden afv isteyen biare Ceyln gibi deceklerdir. Ve bizzat senin nefsin, kalbinin, ruhunun ramna olarak, bu kuds, sevapdar, Allah'n, Peygamberin, stadmzn ve btn ehl-i hakkn raz olup istedikleri hizmeti arzulamayacaklardr. Fakat dn ki, Cenab- Hakkn rzas iin yaplan en kk amel dahi en byktr. Cenab- Hak

kabul etse, btn halk reddetse kymeti yok. Cenab- Hak raz olsa, btn dnya ksse tesiri yok. Eer O raz olsa, kabul ederse ve hikmeti iktiza ederse, halklara da kabul ettirir. Onlar da raz eder. Hatta bir darb- mesel var: 'yilik et denize at, balk bilmezse de, Hlk bilir.' Varsn, btn bu hizmetlerinin kymetini elinde duadan baka hibirey bulunmayan biare insanlar bilmesin. Hereyin anahtar Onun elinde olan Hlk- Zlcellin bilmesi senin ve btn beeriyet iin k ve vdir. "Anneciim, senin dnyev ve uhrev saadetin hi her zaman dua etmekteyim. Senden de dua beklemekteyim. Bilhassa masum yavrulardan. Onlarn cmlesinin gzlerinden hasretle perim. Btn akraba-y taallkata, ninelerime, yengelerime, daylarma selm eder, ellerinden perim. Dualarna el aarm." El Bak Hvel Bki Biare, duanza muhta evldnz: Ceylan Ceyln'n Bayram'a mektubu Ceyln alkan, asker olduu gnlerde kendisi gibi stadn talebesi ve arkada Bayram Yksel'e u satrlar yazyordu: ok sevgili mbarek kardeim, Senin gzel mektubunu aldm. Fakat ancak izinli

gnlerde mektup yazabildiimiz iin cevab ge kald. Kardeim, kusura bakma. Hem senin ihlsl faaliyetini tebrik ediyorum. Esasl askerlik odur. Ve Nurcularn yapt askerlik de yle askerlik olmaldr. Maalesef biz hi de yle bir faaliyet gsteremedik. hlsmz krk olduu iin o cihetten zaiz. Aziz Bayram, Bizim yzmz gldren ve srur eden, senin gibi s ve ihlsl kimselerdir. Ve bizde aranan birinci vasf ihls, sadakat ve syet-i kalbiyedir. Bu da sizde hakkyla mevcuttur. Aziz kardam biz sizinle iftihar ediyoruz. Bunlar sizin kr etmeniz iin tahdis-i nimet olur diye sylyorum. Yoksa sizin bu hkmlerden gurura kaplmanza imkn yoktur. Hz min fadl Rabb. Ben geldiim vakit on be gn 3. taburun 10. blnde kaldm. Sonra da alay karargh blnn istihkm takmna getik. Yani istihkm askeriyiz. "Buralarda pahallk, susuzluk ve souk var. Fakat sizde yoktur. Portakal boldur. Mahsulden baka herey oradan daha nce yetiir. Arapa da konuular, siz de renirsiniz. Beraber Badat'a, am'a gideriz, inaallah, Isparta'dan lhika geliyor, siz de isteyiniz, gelsin. Mektubuma son verir, gzlerinden per, ihlsl, makbul dualarnz beklerim, aziz, kymetli kardam."

El-Bk Hve'l-Bk Kardeiniz Ceyln stad Ceyln'a ikazlar Ceyln alkan kk yata stadn hizmetine girdii zaman bilemedii baz noktalarda stad yazd pusulalarla kendisini ikaz ediyordu: Ceylan! Zaman naziktir. Nur'larn faaliyeti vaktin ok dikkat lzmdr. Nur'un ve bizim Nurcularn selmeti ve mnafklarn errinden kurtulmas iin sen bu maddeyi bil: Birincisi: iktisada tam riayet etmek lzmdr. T validen ve baban senden gcenip hizmet-i Nuriyeye zarar gelmesin. Dkknclk eden mertlik etmez. On paraya dikkat eder. Mal senin deil. kram etsen caiz deil. kincisi: imdilik nazar- dikkati kendine celb etme ve gsteri yapmaya alma. T senin elindeki Nur emanetlerine zarar gelmesin. Hevesatn, faidesiz elencelerini brak. Hizmet-i Nuriyenin sana verdii zevkler yeter. ncs: Bize gelmek iin buraya gelenlerden herkese alma. Lzumsuz onlara esrarmz bildirme. nk ilerinden ya safdil veya kurnaz veya aptal bulunabilir, ifa eder, habbeyi kubbe yapar. Ondan da mnafklar ve casuslar istifade eder. Hususan bu kasabada daha ok

dikkat ve ihtiyat lzmdr." Ceylan! Dn posta iin sabahtan akama kadar seni bekledim, grnmedin. Kalben dedim, 'Eer Risale-i Nur'un hizmetiyle ve okunmasyla megul olmu ise aff edilir. Yoksa onun hayat Risale-i Nur'a aittir. Hevesatna sarf etse iddetli tokat yiyecek. Acaba o mnsz gezmeyi bu soukta sen mi yaptn? Yoksa bakas m hatra getirdi? Hem yannzda daha kim vard? Risale-i Nur hesabna merak ediyorum. Dikkat et, ocukluk yapma, tokat yiyenler pek ok. Ceyln! Sen bahtiyardn ki, bu acib zamanda Risale-i Nur'un ehemmiyetli bir hizmeti ve onun manev hazinesinin bir anahtarn aldn. Benim de anahtarm aldn. Ve kk bir Abdurrahman ve kck bir Husrev namn aldn. Bu kuds ve ehemmiyetli vazifeye lyk olacan gayet kuvvetli bir sadakat ve metanet ve ihtiyat ile isbat edersin. Geri ocuksun, fakat sende kuvvetli bir sadakat hissettiimizden klm kuvvetli bir ihtiyar nazaryla bakyoruz. "Sen de dikkat et! ocukluk hevesatna aldanma, kaplma! On adamn imdiki benim hizmetimde vazifeleri mecburiyetle sana yklenmi. Az bir yanln byk bir zarar verir. Bunu kat'iyyen bil ki, senin hizmet ettiin hakikatn sana verecei hem dnyada, hem hirette menfaate mukabil dnyada hibir ey gelemez. T ki, bir elmas hazinesini ie gibi abucak krlacak fni dnya lezzetleriyle karma. ocukluk kulayla cin, ins

eytanlarnn vesveselerine kaplma." Ceyln alkan, stadn kendisini ikaz mektuplarn yle takdim etmektedir. ikazn birisi stadn kendi el yazsyla, dier ikisi ise Ceyln alkan'n el yazsyladr: Mbarek stadm Efendimin, Risale-i Nur'un faaliyetine zarar gelmemek iin, bana yazd bir-iki ehemmiyetli ihtar burada derc ettim. Bir numaral ihtar: Zlkar 'Mucizat'n tab' edildii sralarda yazlmtr. 1946 Eyll balarndadr. ki numaral ihtar: Hizmet-i staddan-gerek ehemmiyetli kusurlardan dolay ve gerekse baka manevi sebepten dolay-ekildikten bir hafta sonra s hevesat- nefsaniyeye tab olduumdan yazlmtr. 946 Kanunusni yirmi yedinci gn. " numaral ihtar: Hizmette iken Risale-i Nur'un hizmetinin ne kadar kymetli olduunu ve bu elmas hazinesinin kaybedilmesini ikrar ediyor." Ceyln'n babasna mektubu Ceyln alkan, babas Mehmed mektubunda da unlar yazyordu: ok kymettar ve mk pederim, Evvelen senin, kahraman kardamz Halil ile gnderdiin hem uzun ve sevinli mektubu, hem mrekkepleri, hem fanila ve paralar aldm. Cenab- Hak alkan'a bir

ebeden raz olsun. O gne kadar evvel istemi olduunuz evraklar yazp gndermitim. Size ehemmiyetli bir mjde arz edeyim ki, kitaplarmzn iadesine dair olan byk mjdedir. Birka gn evvel Nur'un ok deerli bir kahraman olan Sungur kardamz tahliye edilerek Samsun'dan ayrlm. Herhalde o aziz ve mbarek kahraman, bugnlerde muhabbetiyle yanp tututuu sevgili stadmza gelecek midindeyim. Saniyen: Hem evimizin kk bir dershane-i Nuriye eklinde almasn, hem bir vasta-i seyyiat olan radyonun satlmasn ruh-u canmla tebrik ediyorum. Terbiyesi sizlere verilen ocuklara ehl-i sefahetin azlar meyhane kokan levhiyatlarn deil de nur-u mbarekiyetin tecellsine vesile olan kelm- lah okutmanz ve dinlemeniz btn ehl-i iman ruhen memnun eden bir hlettir. Ne kadar sevinsek azdr. Salisen: Buradaki kardalarmz, hususan Husrev ve Tahir Aabeylerimiz, Zbeyir, Muhsin, Bayram ve dier kardalar sizlere pek ok selm ve dua ediyorlar. Rabian: Zlkar, bir giden olursa gnderilecek. Hamisen: Kore kahraman bayram kardamzn yirmi be lirasn mektubunuzu alr almaz vermitim. O zaman yazamadmdan affnz dilerim. Umum hsm, akraba ve komulara, hususan terzi Mustafa'ya, camc Mehmed amcalara pek ok selm ve hrmetler, dualar ederim. Amcalarma, hususan Osman, Hasan, Ahmed, Mahmud

amcalarma pek ok selm ve hrmetler eder, ellerinden perek dualarn beklerim... daylarmn da keza. Kyden Suna ninem geliyor mu? Bir gelen olursa ellerinden ptm yazarsnz. Ahmed amcam bu ii grse daha iyi olur. Umuma, ev halkna ya srasyla gzlerinden perim, dualarn beklerim, hususan mbarek Sevim'in gzlerinden perim, duasn beklerim, ryas inaallah mbarektir. Sadisen: Mbarek Mustafa kardamzn istedii Mektubat'tan herhalde bir cildi fazla olarak gitti. ayet yle ise siz bir takmn alp, hediyesi olan be liray gnderirsiniz. "Sabian: Valideme yazdm biraz hiss ve fakat gayet samim ve hakik arzay okursunuz. naallah okursunuz. naallah duasna ve dualarnza ve hayrla yd etmenize bir vesiledir." El-Bk Hve'l-Bk Evladnz Ceyln Ceyln'n iki amcasna yazd mektup Ceyln alkan en gen iki amcasna da unlar yazmt: Mbarek amcalarm Ahmet ve Mahmud; Pek ok selm ve dualar ederek ellerinizden perim. Hususan nineme selm eder, ellerinden perim.

Hem iman ve Kur'n hizmet ve muvaffakiyetler dilerim.

muhabbetinde

Size fazlaca yazacak birey yok. Fakat kalbler dolusu selm, sevgi, muhabbet ve hasret her an. Size Niyaz-i Msr Hazretlerinin Risale-i Nur'a gemi iki beytini yazaym, mnsn anlamaya alnz: Gnde bir ta bina-y mrmn dt yere Can yatar gal binas oldu viran bhaber Dil bekas Hak fenas istedi mlk- tenim Bir devasz derde dtm, h ki Lokman bhaber." El-Bk, Hve'l-Bk Duanza muhta yeeniniz Ceyln "Ziya Nurun erknlaryla meveret etsin" Asiye Mlzmolu, yaknlarndan bir kz Yusuf Ziya Arun'a vermek istemi, bu maksatla stada bir mektup yazmt. stad da Ceyln alkan'a unlar yazmt: Ceyln! "Bu mektup, kimindir bilemedim. Ziya'y aynen Zbeyir gibi btn hayatn Nur'lara, iman hizmetine fedakrane verecek bir mahiyette bilirim. Dnya ile, hususen kadnlarla, evlenmekle alkadar olup balanmaz zannederim. Selhaddin, Nur'un bir kahraman iken,

tezevvc onu dnyaya esir eyledi. Ona ve Nur'lara ok zarar oldu. Eer Ziya dnya ile, evlenmekle alkadar olmaya niyeti kat' var ise, Nur'un erknlar ile meveret etmek ona lzmdr. Ben bu meselede kir beyan edemem. Ziya gibi Nur kahraman dnya ile zincirlerle balanmasna, hizmet-i Nuriye fetva vermesiyle olur." stadn kendi el yazl notlarnn bulunduu bir baka pusulada ise Ceyln alkan'n u cevabn okumaktayz: ok muhterem, sevgili stadm Efendim, Emir buyurduunuz yaz acele ve yalnz yazdmdan matluba muvafk olamad. Af buyurun. Saniyen: Asiye Hanm hatm-i Kur'n etmi. Sre-i Fil'den itibaren okunarak Efendimizden hatim duas rica ediyor. Salisen: Ziya teklif edilen i hakknda kat' red karar vermi. Gcendirmeden Asiye'ye bildireceiz. Ellerinizden perim. Ceyln. stadn Ceyln alkan'a notlar stad Bedizzaman'n kendi el yazsyla Ceyln alkan'a hitaben birka pusula ve notlar bulunmaktadr. Bunlarn bir ksmn takdim ediyorum: Bunlar "nc medrese-i Yusuye hatratndan vecize ve ltif mektuplar" bal altnda takdim edilmektedir. Bunlardan Ceyln'a hitaben yazlanlar:

Ceyln! "Bir sene amarlarm ykayan Rabia bana bir gmlek, bir para kmr gndermi. Ben bir senede ona ok minnettar olduumdan, onun hediyesini geri evirmem. Fakat faidem bulunmak iin bana Mekke'den gelen zemzemi ve hurmalar ona mukabil ok selmla beraber gnderiniz." Ceyln! Bana ve Nur'lara ait krk ksur sahife kararnameden benim iin yazlan ve tashih ettiim iki para zayi olmasn. Ve size lzumu kalmad vakit bana gnderiniz. Hem son yazdm pusulay benim defterime gre kk yapraklarda yaznz. Belki bana lzm olur. Bana gnderiniz. "Mehmed Ali dilimi anlamyor. Ben demitim ki; Zbeyir ile Sungur Nur'un kahramanlardr. Her biri yirmi-otuz yeni talebelerden ziyade ehemmiyetleri vardr. Ben bir sebepten tel ettim. Acaba hi sarslmayan bu iki Abdurrahman'larm bunlardan aldanabilir mi? Tam Ceyln gibi almadlar." Ceyln Austos 1963'te Bakrky istikametinde meydana gelen trak kazasnda, bindii minibste vefat ettiinde nfus czdannn arasndan u vesika kmt: Ceyln benim vekilimdir. Nur'a ait ileri benim hesabma yapar." Said Nurs

Vefatna kadar bundan kimsenin haberi yoktu. Kendisine itibar artp, nefsine pay kmasn diye bunu gizlemiti. Ceyln! "Son yazdm ve bu dehetli ve zehirli hastalk tekmiline mni olmu paray Hsrev'e gnder. O benim bedelime 'Hlsat'l-Hlsa'daki ilim, irade ve kudret ksmnn bir nevi tercmesini yazsn. Eer isterse yazdn bana tashih iin gndersin. Hem bana ok dua etsinler" Ceylan! "Bu gnderdiin temyiz lyihasn Emirda'da baban ve amcalarn yazdysa, elbette onlardan birisi Ankara'ya gidecek ve orada dostlarn tensibiyle mahkemeye verebilirler. Fakat bize kar muameleleri ne kanundir, ne de hakikattr. Onun iin bizim kanun ve hakikatl mdafaalarmz nazara almyorlar. Bir ksmn akslamel ile aleyhimize eviriyorlar. imdi merak ettim. Acaba bizim btn evrak ve mdafaalarmz mahkeme-yi temyize gndermiler mi? Yoksa bunda da bizi aldatmlar m?" Ceyln! Eer mnasip ise, Asiye ve Raia peynirimi salamur yapsnlar. T yumuak kalsn. Hem bu tuzsuz paray bu ekerle beraber Asiye'ye ver. T tatl yapsnlar. "Yanmda Hsrev'in hattyla bir Meyve var idi. abuk suretini almak iin Ahmet Feyzi'ye gnderdim. O kouta

gzel yazlar var. Nbetle yazsnlar. Ormanc gzel yazsyla yardm etsin. Her biri bir ksmn yazsn." stadn Ceyln'n yazd dualarn sonuna kendi el yazsyla kaydettii duas: "Y Erhamerrahimn, ism-i azam ve Ceven'deki isimlerini hrmetine, bu nshay yazan Ceyln' ve babas Mehmed alkan' cennet'l Firdevsde saadet-i ebediyeye mazhar eyle ve hizmet-i imaniyede daima muvaffak eyle. min, min, min." Ceyln! "Hakikaten Nur kahraman ok gzel yazm. Hem o tarz lzmd. Ben ok sevindim. Kararnameye mukabil byk mdafaatm meydana kmas gerektir. Ve Hccet dahi Meyve gibi resm bir ilm mdafaa olur. Nur'larn teksirine ve bir nmune ve vesiledir." Ceyln! "Senin yaz faaliyetinde bir noksan, bir tevakkuf hissediyorum. Senin gibilerin az bir sarsntlar imdilik beni meraklandryor. Sakn sakn, yoksa bir kederin mi var?" 4 Haziran 1949, Cumartesi Ceyln! "Sen hem Hsrev, hem bir Abdurrahman, hem de Fuad'sn. Ve vazifeni tam yapmsn. Ve manen daima yanmdasn. Her nereye gitsen benim ve Nur'un hizmetindesin. Yanmda aynen Hsrev gibi hazrsn,

mfarakat yok. Hemen mracaatla o drdnc medreseye gitmeye al," Ceyln! "Isparta'dan Diyanet Riyasetine verilmek zere bana gnderilen ve tevkimizden sonra, Emirda'a gelen kitaplardan Dar'l-Fnn parasna mukabil Ziya'ya verilsin. Hem Hac Nazif'in ve tf'n hediyeleri Zbeyir ve Ziya ve Ceyln ve hissesine mukabil bir nevi yat verecek Said ortasnda taksim edeceksiniz. Emirda'daki Hatice oktan beridir Sultan, Fethiye ve adiye, vesair hemirelerimin isimlerini beraber sylerken bu Hatice daima beraberdir." Ceyln! "Ben onu unutmutum. Emirda'daki Isparta'dan gelen kitaplar benim tashihimden gememiler. Tahliyemden sonra veya ona bir are bulunsa tashih edilecek, inaallah." Ceyln! iddetli bir ihtar ile bildim ki; sen ve Ahmed Feyzi Nur'un meslei olan mbareze etmemek ve ehl-i dnya ile uramamak ve siyasete ve yalnz lzum-u kat'i olduu zaman ksaca mdafaa etmek haricinde pek ziyade zararl, mbarezekrane ve siyasetvari mahkemedeki okuduunuz paralar Nur'lara ok zarar vermi. Hatt bizim cezamza ve benim skntlarma sebebiyet vermi. Ben senden ve Ahmed Feyzi'den gcendim. Fakat bana evvelce gstermek lzmdr. Feyzi dahi btn kuvvetiyle siyas

mdafaat brakp Nur'larla ve Tahir gibi yeni talebelerle megul olmak elzemdir. Ceyln! "Sana hizmeti sebebiyle burada Nur'lara ehemmiyetli bir faidesi bulunan Sleyman' bir para mahzun, perian grdmde merak ettim. O da senin gibi bir evldmdr. Hem bugn bir saat evvel haf bir zelzele oldu. Siz de hissettiniz mi?" Ceyln! Yam gnderdim. Ta tuzlansn, bozulmasn. Bir ksm tenekeye konulsun. Ve bana mahsus kitab gnderdim. Okusunlar, muattal kalmasn. Bir Ayetl'l-Kbra'y ben okuyorum. Sonra onu da sana gndereceim. Benim destilerimi su doldurmaya geldii vakit dikkat ediniz. Hem kaplarm, hem yemee ait eylerime dikkat. Bana suikast ihtimali kavdir. Dmanlar parmaklarn buraya sokmular. "Abdlkadir merak etmesin. Mahkemeye vermesini iittim. ahidsiz, emaresiz, dvsz mtecaviz adamn cz yaralanmasndan size iftira edilmesinin ehemmiyeti yok. Eer faraza btn btn haksz bir surette zulmen bir senelik ceza verilse dahi zarar yok. Baka hapse nakil ile Nur'lara hizmet edebilirsin." Ceyln! Bir iaret grdm, tel ettim. Altncdaki

kardalarmzn tam muhabbet ve tesantleri devam eder mi? Ve baka kardalarmzn hapislerinde soukluk var m, yok mu? Merak ediyorum. nk hariten bir parmak aleyhimizde hapse sokulmu. Usan ve skntdan sarsnt vermek ister. "Saniyen: Matara krld. Onun misli Emirda'daki menzilimde vard. Yaz, onu bize gndersinler!" Kardalarm, masumlara gelecek mahkememizdeki vaziyete gre iki eski avukatmzn meveretiyle birkarar vereceiz. imdiden mahremce mdafaatmzn tam tetkik etsin. Benim baz meselelerde tevilli ve kapal sylediimin sebebi siyasete girmemek, hem masum arkadalarm abuk kurtarmak iin. Yoksa ben ok iddetli konuacaktm. Ceyln! "Emirda'da karyolamdaki yorgan kyl Hayr'nn idi. Ve byk minder babann idi. Ve karyolay Hasan getirmiti. Bunlarsahiplerine iade edilmi midir?" Ceyln alkan stada u notu yazm: "Mbarek stadm! istemi olduunuz paralar gnderiyorum. Yalnz yeni olarak Sebil'r-Read ve Snnet gazeteleri gelmemiler. Geldiinde gzel paralarn yazp, sevgili stadmza takdim edeceimizi ellerinden perek arz ediyoruz." Ceyln alkan'n bu notunun arkasna stad kendi el

yazsyla unu yazvermi: "Yeni Posta gazetesine cevap yazdm para bende yok." Yine bir notta Ceyln alkan, stadna unlar ifade ediyordu: ok mbarek sevgili stadm, "Talebelerin btn mdafaat Zbeyr'e verildii iin ancak bu kadarn yazabildim. Emir buyurursanz tekrar yazarm. Ellerinizden hrmetle per, validemin, pederimin en derin hrmetlerini arz ederim. Ceyln." stad ise ayn notun kenarna unu ifade etmiti: Ceyln! "Sen avukatlara buradaki temyiz mdafaatlarn yazdn m? Bu drt gn bunu bekledim." Zbeyir Gndzalp'in bir notunda ise Ceyln alkan'a hitaben unlar okumaktayz: Aziz, kahraman Ceyln! Bugn ne halde olduunuzu bilemiyoruz. Yalnz hadsiz kr diyebiliyoruz. Hazret-i stadmz eve yerleti. Size ve umuma selm getirmek iin gnderdi. Sizde Meyve varm, onu verin, gndereceim. Binler selm ellerinizden perim. Btn ruhumuzla beraber sizinle beraberiz.

Zbeyir" Ceyln alkan'n yazd Nur'lara stadn yapt ve yazd dualardan iki misal: "Y Erhamerrahimn, ism-i zamn hrmetine, bu nshay yazan Ceyln' cennet'l Firdevste mesud eyle ve bellardan muhafaza eyle. min...min..min." Ceyln alkan'n okumaktayz. evraklar arasnda unlar da

Ar ceza mahkemesi Afyon yksek katna. Elli bir sahife kararnamenin bana ve Nur'lara ait krk ksur sahifesinin gayet ehemmiyetli bir mbarek eser olarak gndm. Ve heyet-i hkimenin kymet-i liyelerini ve adaletlerini ve geni tahikatlarn gayet parlak gsterdiinden, benim aleyhimde de olsa ruh-u canmla o kymettar eserin nerine taraftarm. Ve size minnettarm. ok rica ederim ki, o eserin teksiri iin bize izin veriniz. Cezaevinde mevkuf Said Nurs Mbarek stadm Efendim, "Bizler ellerinizden perek shhat ve ayetinize dualar ediyoruz. Kararnme hakkndaki istidanz mnasip grdk. Yukardaki tarzmz siz de mnasip grrseniz aynen yarn vereceiz. Ve kararnmeyi de yazmaya

balyoruz. C." Gzel mnasiptir. (stadn kendi el yazs) Mnasip grmediiniz sahife ve satrlar kaldrrsanz, mnasip bulduunuz ksm bana ve Nur'lara ait makbulm. Krk ksur dier sahife ilve edip teksirine avukatlarla beraber almak lazmdr. Bu ok byk ve ok ehemmiyetli meselenin hakikat anlalsn. Said Nurs Ceyln! Evvel size yazdm ihtar teyid eden bir haberi aldm ki, demiler, 'Hani ya Said diyor, Risale-i Nur siyasetle hi alkas yok, siyasete let olmaz. Halbuki onun hizmetisi aynen Sebil'r-Read gazetesi gibi siyaset-i diniye ile lzumsuz itiraznamesinde hkmetin icraatn tenkit etti ve bir akirdi dahi (Mealen: Allah'n indirdii ile hkmetmeyenler, ite onlar krlerdir) yetini mahkemeye kar sarf etti. imdi gayet ihtiyat ve dikkat ve teyakkuz ve temkin ve suknet elzemdir. gsteri ve hodfruluk ve benim mdafaanmedeki dvlarm tekzip etmemek lzmdr. Saniyen: Yollar ve posta creti ne kadar olsa sen kesenden verme. Ben vermeye mecburum. Salisen: Bana yazdn cz ve di ilere dair mektuplar yakmaya mecbur olduumdan, balarnda Esma bulunmasn. Yalnz 'stadm' de ve ahirinde 'C'. yaz.

Rabian: Ben her birinizden o derece ziyade zahmet, sknt, souk muamele ektiim halde sizlerin kemal-i sadakatlerinizi ve mahviyetkrane ihlasnz dndke bin samim kr ve inirah hissedip, o zahmetler hie iner. "Hamisen: Karmzda bir-iki mason var. Onlar hakl mdafaatnz akslamel yapp aleyhimize evirerek mahkemeyi aldatrlar. Bunun iin bunlara kar ok konumak zararldr. Siz de grdnz. Ne kadar yanl mnlar verip aleyhimize evirdiler. Benim mdafaatm okumaya meydan vermediler ki, foyalar ve desiseleri meydana kmasn. T efkr- mmeyi ve mahkemeyi aldatabilsinler." *** Aziz sddk, hakikatl kardam, Evvel ben baz emarelerle tahmin ederim ki, neredilen mecmualarmzdan en ziyade Rehber'e ehemmiyet veriyorlar. Hatt iki Rehber'i birletirip Ceyln'a vererek dvsn kubbe yapp, o yaralanan adam bir sene skttan sonra o iftiralara sevk ettiler. Ben zannederim ki, 'Hve Nktesi' gizli zndk dmanlarmzn bellerini krm, onlarn istinatgh olan tabiat tautunu datm. Kesif toprakta Hve bir derece saklanabilirdi ki, effaf havada 'Hve Nktesi'nden sonra hibir cihetle o tautu saklamak imkn kalmam ki, kfr- inad ve temerrd- irtidad sebebiyle adliyeyi

aldatp aleyhimize sevk ediyorlar. naallah Nur'lar adliyeleri lehine evirip onlarn bu hcumunu dahi akm brakacaklar. "Saniyen: Bu sra hem Snnet gazetesinin Nur'larla itigalleri gzel sanat hkmne getiler. Benim bedelime, benim houma giden, bize dair bahislerine baknz, bana bildiriniz." Ceyln alkan 1947 senesinde Eskiehir'de Genlik Rehberi'ni bastrmt. Emirdal bozuk bir adam Ceyln alkan'a hakaretler edip, hadise karmak istemiti. ok mecbur ve muztar kalan Ceyln alkan adam azndan vurmutu. Adam bir mddet konuamam ve kendisini kimin vurduunu syleyememiti. Ancak hadiseden bir sene sonra kendisi Ceyln alkan'la uramaya balayarak, onun ceza almasn salamt. *** Ceyln alkan'dan anne ve babasna: ok kymettar mk peder ve valideciim, Evvelen: stifsar- hatrla mbarek ellerinizden per, hem dualar eder, hem de makbul ve mstecap dualarnz beklerim. Cenab- Hak 'Kul mya'be bikm Rabb levl duakm' diye ferman- zannda buyurmu. Hazret-i stadmzn Yirmi nc Sz'de bu yet-i kerimenin ksaca mealinde 'Duanz olmasa ne ehemmiyetiniz var?'

diye mnlandryor. nallah hep dualarnz Cenab- Hakkn rzas yolunda ve dahilindedir. Sizin efkatinize ancak dualarla ve iki cihanda saadetiniz iin Hakka yalvarmakla mukabele edebiliyoruz. Sizler de bizi dualarnzla unutmayn. Saniyen: Sizlere geen hafta uzun bir mektup yazmtm. Hem ierisinde Zbeyir kardamzn itimatnme istidas vard. Rt'ye gnderdiiniz posta Hizb'n-Nuriye'yi sevgili stadmza verdik. 'Brekallah, maaallah' buyurdu. 'Mektup yok mu?' dedi. (Yani Mustafa'dan). Biz de 'Haberin yok mu efendim?' dedik. Kymettar, mbarek kardeimizin yazd ok gizli mektubunu, ahslarmza hitap ettii iin stadmza vermemitik. Selmlarnz syledik. Salisen: Geen mektubumda zikrini unuttuum, istemi olduunuz evradlarla birlikte gnderiyorum. Hatt- Arabde en ok akirdi olabileceimiz kahraman ve faal Mustafa kardamzn orada bulunduu halde bu vazifenin bizlere verilmesini, hem o kardamzn masumlara Kur'n dersi vermek gibi ulv megalesinin okluuna, hem de sizin efkatinizin muktezas olduuna kanaat getirdik. Rabian: Bu evradlar kimin okuyacan bilemediimiz iin stadmza dua yazdrmadk. Hamisen: ktisad vaziyetinizi sarsmamak iin bir ay kadar daha iktisatla inaallah imdilik idare edebileceim. Benim iin fazla skmayn. Hakikatta sizlerin bana deil, benim sizlere her trl madd ve manev yardm yapmaklm iktiza ederken, bu asrda zuhur eden iddetli

iman ihtiyalarmzdan, sizlerin namnza ve bedelinize olarak, Cenab- Hak kabul etsin, bu gnde en muazzam hakikata hizmete alyoruz. Umum madd ve manev kardalarmza, hususan Osman, Hasan, Ahmed, Mahmud amcalarma, Urfa'l Ahmed, Mustafa, Halil, hsan kardalarmza, yengelerime, ninelerime, daylarma pek ok selam ve hrmetler ediyor, dualarn bekliyoruz. Kemal, kran, Sadk, Gnl, Sevim, Nuriye, Aye, Fatma'nn gzlerinden periz. Burada bulunan kardalarmz sizlere pek ok selm ve dualar ediyorlar. El-Bak Hve'l-Bak Duanza muhta evldnz: Ceyln Yine Ceyln alkan'dan babas Mehmed alkan'a hitaben yazlan bir mektup: Ey ruhumdan ok sevdiim ve beni ruhundan fazla seven babacm, Size u mbarek ve akl snmemi ve kalbi lmemi her insann etrafna bakp gpta ile mahede ettii medrese-i Nuriyedeki nefsimin lykyla idrak edemedii ve fakat siz aziz pederimin manev bir hasretle bekledii ftratnda mcmelen mnderi olan ve belki nereden geldiini bilemedii ulv hasletlerin hakikatlarna dair olan intibalarm yazmay oktan beri dnyordum ve kalben

istiyordum ki, gya Ceyln alkan, Eref Edib'in Sebil'r-Read dergisinde stadla alkal yazy stada yle takdim etmiti: Mbarek stadmz, Sebil'r-Read gazetesindeki hakkmzdaki havadis ksmn aynen takdim eder, mbarek ellerinizden periz. Sebil'r-Read'daki yazy ise Ceyln alkan yle yazmt. Bedizzaman Said Nurs "Efdl ve ezm- ulema-i slmiyeden Bedizzaman Said Nurs'nin ve arkadalarnn Afyon ceza mahkemesinde mahkmiyetinin mahiyeti hakknda izahat istenilmektedir. Bir maznun hakknda ceza mahkemesi tarafndan verilen hkm kat'iyyet kesb edinceye kadar gazetelerde hkmn gerek leh ve gerek aleyhinde neriyatta bulunmak Matbuat kanuniyle memnu olduu iin imdilik bu hususta birey yazmamz mmkn deildir. Mazur grlmemiz rica olunur. Eref Edib" Ayn pusulann arkasnda ise stad kendi el yazsyla unlar ifade ediyordu: Sebil'r-Read bu srada bizim lehimizde yazlar bize zararlyd. nk Risale-i Nur'a dahi din ve siyas bir mecmua nazaryla bakmaya sebep olup, kabinenin dikkatini celb edecekti. Hem bu frtnal srada evrakmz temyize gitmedii

hayrldr. Dnk beyanname hangi gazete ve kimin?" ben u mbarek dershanede benden her cihetle yksek kardalar iine nefsim hesabna deil, deta pederimin gnderdii canl bir diktafon makinesi gibi, buradaki hlt mmkn olduu kadar pederime arz edeceim ve mbarek pederim, o arz ettiim ve kendimin idrakinden ciz olduu birok hakaik-i Kur'niyeden, hem kendisi, hem Cenab- Hakkn yed-i emanetine tevd ettii masum kardalarma istifade ettirsin diye, ciz, u gnlerde sizin mecburiyetle derd-i maietle itigalinizi ve zahiren bir para yorulmanz ve sklmanz dndm. Bu zahir ve dnyev zntnze ve skntnza itirakle beraber zail oldu. Cenab- Hakkn zerimize maddi, hususan manevi, nimetleri pek ziyadedir. Bugn lem-i slmda halaskrmz diye baktklar en mehur insan ve en mtekmil zata, yani iktidaya seza olan Bedizzaman Hazretlerine sekiz sene gibi bir zaman-ki, 'Bir defa elini psem, sonra lsem' diyenler pek ok-bedeniyle, kalbiyle, ruhuyla, malyla hizmet etmek Cenab- Hak sana nasip etmi. Bunda bizim hissemiz yalnz krdr. Hatt bu kadarla da kalmayp, Cenab- Hak in'amn tezyid ederek bu manev hazineye daim beki ve o seneye daim bir hadm olarak, senin ihlsnn bir kerameti olarak ciz evladn Risale-i Nur'a vermi. Btn bu hasra gelmez nimetler lfet ve alkanlk perdesiyle muvakkaten grnmyor. Gne gibi bir nimet-i uzmya-bizi stan, aydnlatan, nimetlerin nev- nemsna yarayan ve daha birok hasseleri bulunan gne-gal

beer, her gn muayyen vakitte doduu ve gzler alt iin lfet perdesiyle kr etmedii gibi, bizler de iinde bulunduumuz bu nimet-i uzmya, bize saadet-i netice veren bu tark- mstakime krde kusur ederek gremiyoruz. O nuru gnder lhi, asrlar oldu yeter Bunald milletin fk bir sabah ister' diyen Hak airlerinin ac feryatlarna Risale-i Nur'la cevap verilmi. ite byle bir nura 'Rabb's-Semvati ve'l-arz'n rzas yolunda sekiz sene hereyiyle ve fakat ind-i ilhide ihbarat- sadka ile inaallah yz senelik hizmet gren alkan hanedannn en nasiplisi sen olman itibaryla, seni bir Nur talebesi olarak btn ruh-u canmla tebrik edip alklyorum. Evldn olarak da kemal-i hrmet ve muhabbetle el ve ayaklarndan pyorum. Senin emsaline koskoca Nur dairesinde pek az, belki bir-iki tane ancak tesadf ediliyor. Bu kanaat srf benim kanaatm deil, nura mrn vakfeden fedakrlar hep byle sylyorlar ve bana, 'Byle bir pederin olduuna daima iftihar etsen hakkndr,' diyorlar. te byle bir pedere, manev hazineler kazandran Nur'lardan, her mektupta birer para yazmak arzu ediyorum. Hem istiyorum ki, kalb ve ruhunun btn hayatyla mtak olduu bu hakikatlara lisann ve akln da ihtiyacn hissettim. Sonra bende yalnz bir nakliyeci ve aksettiren bir ayna ki, o elmas hakikatlar yalnz nakledeyim. Benim hissim zarf ve kdn, mektubun mnsndaki hissesi ne kadar cz'i ise ondan

daha az olsun, yani uursuz elektrik ve telefon telinin elektrii ve sesleri nakletmesi gibi.. te bu neviden olarak size ksaca arz ediyorum ki: stadmz Hazretlerinin krk sene evvel yazd bir risalede bu melde ezcmle: Krk senelik mrm ve otuz senelik ilim seyrinde drt kelime ve drt cmle tahsil ettim. Bu drt kelimenin birincisi niyettir. Evet, muhakkak niyet, toprak gibi detleri ve kum gibi hareketleri ibadet cevherine kalb eden acb bir iksirdir. Ve keza niyet seyyiat hasenata kalb eden bir hassaya maliktir. Niyet bir ruhtur. Onun ruhu da ihlstr. hls olmaynca hals mmkn deildir.' stadmzn ite cevher-misal bu szlerini en kk hareketlerimizde tatbik edersek o adi hareketlerimiz byk ibadetler hkmne geer. imdi bir sebebe binaen ksa oldu. Cmlenizin, bata ellerinizden perim. sevgili mk validem olarak

Hususan validemin hatrlarn sual ederim. Btn akrabalara selm ve hrmetler ediyorum. Kk kardalarma binler selm, gzlerinden perim. stadmz sizlere, yani hem valideme, hem size her zaman dua ediyor. Ve her buraya gelenle selm gnderiyor. stadmza ayet birey yazacak olursanz, ayr bir pusulada olursa daha mnasiptir. nk dier umur-u

diyeye stadmzn nazarlarn ekmek mnasip deil. Eskiehir tarkiyle on adet Ceven ve bir gmlek gndermitim. Emirda'n buraya olan risale hesab 66,50 kurutur. "Buradaki kardalarmz, hususan Zbeyir, Bayram selm ediyorlar. Geenlerde Konyal Sabri Bey gelmiti. mer iin gnderdiiniz taziyeyi aldn ve size ok selm olduunu syledi." El-Bki Hve'l-Baki Dualarnza muhta evldnz Ceyln

M.ZEK ALIKAN
1940'ta Emirda'da dodu. Hasan alkan'n oludur. 1990'da rahmet-i Rahman'a erdi. stad Hazretlerini ilk defa nasl grdm hatrlamyorum. Nasl ki insan babasn veya dedesini ilk grdn hatrlamaz. nk o bizim aileden birisiydi. stad, 1944'lerde vefat eden eyh Ali Dedemin yerini alan, lim fzl cellli, vakur ve biz ocuklara kar da mk bir zat- muhteremdi. Hele bizimle konuurken 'Kardeim' diye hitap etmesi ok houma giderdi. Keili kynde bahenin iindeki ardak da ok houmuza giderdi. Ta duvarla evrili meyve bahesinde her trl meyveler bulunurdu. Biraz da meyve yemek iin olacak herhalde, oraya ok giderdik. stadn yata aacn zerindeydi. Oraya merdivenle kardk. Ba ucunda salkm zmleri, kzarm elmalar yan yana grr ve ocuk akl ile neden yemediini dnrdk. Zannediyorum, Risale-i Nur'larn bir ksm mektuplar da orada yazlmt. Fesleen kokulu saks ieini severdi. Muhtelif ieklerden demetler gtrdmzde Zbeyir

Aabey, 'Kardam, stad fesleeni sevdi. tekilerden koparmayn!' demiti. stad namaz klarken ar Camiinin mahlinde ok grrdm. Beyaz ilemeli, pamuklu, zarif bir seccadesi vard. Cuma'ya bir saat kala evden kar, yakn kylerden gelen ahali ve dkkn sahiplerinin arasndan selm vere vere camiye giderdi. Sonralar halkn alkasndan ekindiklerinden dolay resm zatlar mni olmulard. Hele bir namaza duruu vard ki, insan onu seyretmekten zevk alrd. Hu ile dua eder, zarif, ince, uzun parmakl elleri tekbir alr, namaza dururdu. Namazn mn ve mahiyeti onun ahsnda grnrd. Tdil-i erkan onda grmek lzmd. Bizim dkknla stadn evi kar karyayd. Pencereye oturur, ary tem ederdi. Bir gn aabeyimle dkknda esasl bir muharebeye tutumutuk. O zamanlar ilkokula gidiyordum. 949-950 senelerindeydi. stad pencereden kavga ve grltmz duymutu. Hemen dkkna Zbeyir Gndzalp Aabey geldi. 'Kardam sizi stad aryor' dedi. Bu arada rahmetli babam da gelmiti. Tabi, bizden renk-menk gitmiti. Babam, 'Haydi, imdi ne haliniz varsa grn' dedi. Hemen abucak abdest aldk ve odasna ktk. Kendisini; yerde diz km, bamz nde, yirmi-otuz dakika kadar dinledik. Bizim yaptmz iin ktln ve ondan tr de kendisinin mahcup olduunu, birbirimizi sevmemiz lzm geldiini, kendi karde ve akrabalarndan ayr

dtmz syledi. Biz de utan ve mahcubiyet iinde bir daha byle bir ey yapmayacamza sz vererek yanndan ayrldk. "ay ok severdi" stad, ay ok severdi. Bir tarihte eker, ay vesikaya dmt. Hele eker tamamen yok olmutu. stadn ekerini dkkndan biz verirdik. Hep ben gtrrdm. Aabeyim dkknda otururdu. Her seferinde para vererek yatn derdi. Ayrca bana ayak kiras olarak, hurma, elma, biskvi verirdi. Bunlar ba ucundan hi eksik olmazd. Bize teberrken verirdi. Mehmed alkan Amcamn hanm olan yengemin orbasn alrd. Birka sefer ben gtrmtm. Parasn bana vermiti. "amarlar mis gibi kokuyordu" ok ac yllar geirmiti. Bizim ilede en yakn talebeleri olan Sungur ve Zbeyir Aabeyler bile yanna giremediler. Onlara ayr ev tutulmutu. O gnlerde stadn amarlarn, ykanmas iin sepetle, Osman alkan Amcamlara gtryordum. Yolda burnuma gl kokusu gelmiti. Sepeti yere dkerek iine baktm. Kirli diye gtrdm amarlar mis gibi gl kokuyordu. Bu husus ok hayretimi mcip olmutu. Yine o gnlerde dkknn tezghndaydm. Zbeyir Aabey tella, glerek babama bireyler anlatyordu. Onlarda hayretle glerek dinliyorlard. stadn ba ucunda bir krem kutusu vard. Nevaleyi ondan grrd.

Akamleyin son metelii de harcamlar. Sabahleyin yine stad sipari vermi. Zbeyir Aabey 'stadm, paramz kalmad. Akam hepsini harcadk' demi. Celllenen stad, 'Keeli, Keeli, baktn m kasaya?' demi. Kutuya bakan Zbeyir Aabey, iinde paralarn olduunu ilk defa bize anlatmt. Bizler de buna benzer harika keramet hallerine ok ahit olmutuk. stadn kar komusu Bolvadinli Cafer Aa kurban kesmi, Zbeyir Aabeylere de bir para et vermi, o da kabul etmemiti. Kzan Cafer Aa stada ikyete gitmiti. 'Hi kurban eti alnmaz m?' diye ikyet etmi ve stad, 'Syle onlara, alsnlar' demiti. Tabi, Cafar Aa sevin iindeydi. stad ve Nur talebeleri zekt, iftar daveti gibi eylere asla kabul etmezlerdi. Evde odun tanyor, badana yaplyor, tahtalar siliniyordu. stad, Mustafa Acet Aabeye, teberrken kendi evine gtrmesi iin bir bardak dut urubu vermi, o da aaya inip bir bardak urubu imiti. Tabi, eve gitmek ok vakit alacak. stad phelenerek 'Ne yaptn?' demi. Acet ise 'Boalttm efendim' demi, stad 'Nereye boalttn?' deyince de foyas meydana kmt. stad 'Bir bardak urubun hepsi iilir mi?' diye tebessmle gelenlere anlatyor ve 'Senin midenden Allah'a snrm' diyordu. Bir gn ilhan ky yolunda Balar mevkiinde bayram ziyaretinde iken baktk, tek gzl bir atn koulu olduu faytonla stad geliyordu. Src aabey yavalad ve biz stadn elini perek bayramlatk. Zaten biz veya herhangi

bir ocuk kalesi nn kesti mi, onlarla muhakkak grr ve 'Bana dua edin, ben ok hastaym' derdi. Bu arada araba yrd. Aadaki tarladan bir zat da koarak yola kmaya alyordu. Hava ok rzgrlyd. Rzgr adamn mein apkasn bandan uurdu ve aksi istikamette srklemeye balad. Adam apkay tercih etti ve stadla gremedi. Zaten ikici olduu iin eve almyorlard. Kazaya gelen taharr memurlarnn en iyi dostu bu adamd. Bir gn frsatn bulmu, ieriye girmiti. Babasnn mill mcadeledeki kahramanlklarn anlatyordu. Bu ziyaretten sonra adam stada kar msbetlemiti. "Keramet peinde deiliz" lk zamanlar da uhut'ta memurluk yapan komumuz kr Amca, Osman Amcamn akln elmiti. 'Siz bu adamn peinden gidiyorsunuz. Medhediyorsunuz. Ama hibir kerametini gremiyoruz' diyerek amcamn hizmetteki ihlsn krmak istemiti. Amcam dnrken niden Zbeyir Aabey gelmi, 'Sizi stad aryor' demiti. stad amcama, 'Kardam Osman, biz ken, kerametin, makamatn peinde deiliz. Kap dururken pencereden girmek akla aykrdr' diye bir ders vermiti ki, hayret! Zaman zaman stadn bindii m atn boyu belki iki metreydi. Halbuki Beytullah Ustann ahrnda nadide yar atlar vard. Ama stad, hep o at severdi. Nasl da kard atn stne, bir elinde dizgin ve emsiye, dierinde

tashihat yaplacak kitap. O azametli cins at stndeki varln kymetini idraki iinde sakin sakin giderdi. stad en ok bahar aylarnda, kasabann yksek tepesi olan Harami tepesine, Keili kyne, lhan ky yolunda Balar mevkiine gezmeye kard. stad, ar camiinde ikindi zeri kapanr, ok zaman geceyi camide geirirdi. Caminin st katnda mahfelde yeri vard. Bilhassa Cuma'lar namazn orada klard. O zamanlarda Emirda'da elektrik yoktu. Camide gaz lambas ve mum yanard. Bir de muzip ve akac bir mezzinimiz vard. Ekmeki Kocann pederi mezzin Budolu diye anlrd. Budolu bir sabah namaz camiyi ayor, lambay yakacak. Kibriti olmad iin stadn kibritini alm, birka gn hep stadn kibritini kullanmt. Gya habersiz alyor. Akl sra stad inzivaya dalm ve dalgn, bilmez diye dnm, stad habersiz vaziyette bulunan kibritleri almasna cellleniyor ve ararak, 'Kardam, al u be kuruu da camiye bir kibrit al' diyor. aran ve korkan Budolu, bu hadiseden sonra stada ok daha hrmetkr davranyordu. "Namazda kalbine birey getirme" Bir gn le namaz klarken, mezzine on lira lzm olduundan, kalbinden on lira gemi. Bu esnada cebine el gibi birey girmi. Namazdan sonra stad kendisine 'Kalbine namazda birey getirme' diye tenbihatta bulunmutu. Bu mezzinin yle bir gr sesi vard ki, verdii sellar,

ezanlar be-on kilometre uzaklktaki kylerden dinleyen kyller vakti bilir, kazada lenlerin haberini alrlard. Budolu Hoca, stadn ok duasn almt. stad mecliste olan konumalar da takip ederdi. smail nen Beyden gazeteleri alr, gtrrdm. Zbeyir Aabey, stadn gsterdii yerleri okurdu. Ba ucunda da radyosu bulunurdu. Yedi-sekiz yalarndaydm. Akraba-i taallkattan ya tutanlar, hepsini Afyon hapishanesinin kaln parmaklklarnn iine hapsetmilerdi. Sar, zalim bir gardiyan vard. Bizi ne kadar azarlar ve korkuturdu. Uzaktan pencereden stada bakp selm vermeyi bile yasaklamlard. Hayatta en ok sevindiim gn, tahliyeler ve 1950'de kan umum af idi. stad bir Cuma gn gusl abdesti almak istiyordu. Vakit hayli yaklamt. Ate de az kalmt. Mustafa Acet Aabeye, 'Kardeim, sen ibrii koy mangala, herhalde bu ate bu suyu str' demiti. ok ksa bir mddet iinde bu az atete su snmt. Emirda'da dv vekili olan amcam Abdullah'n hanm vefat etmiti. kz, bir olan yetim kalmt. Btn yk byk kzdayd. Gngr her ie yetiemiyor ve daraldka, len annesine sitem ediyordu. 'Bunlar bama yktn, gittin' diyerek, annesine ksyordu. Bir mddet sonra Gngr ablam da vefat etti. Btn ev kran'a kalmt.

kran ablam da byk sknt iindeydi. stad ise bu durumdan haberdard. kran iine kapanm, derdini kimseye syleyemiyordu. stad gzyan iine aktan kran' artm ve 'Her gn orbam sen getir' demiti. O tarihte stad tecritte ve sk takip altndayd. Anahtar evin dndan kilitleniyordu. Anahtar bir nevi yed-i emin olan kap komusu Boyac Sabri'de kalyordu. kran Abla her gn orba getiriyor ve her zaman kapnn arkasnda stad beklerken buluyordu. kran Ablamn gelme zaman mechul. stad kran Ablama para, badem ezmeleri ve hurmalar veriyordu. Bu vaziyet kran Ablamn morali dzelinceye kadar devam etmiti. stad kran Ablama u mjdeyi vermiti: 'Sen onlar merak etme. Onlarn hepsini de ben bartrdm.' stad, dedem h Ali iin de yle diyordu: 'Ne kendini bildi, ne de emirdallar onu bildi.' Koca stad tanyanlar tand. Ama elli milyonluk Trkiye'de hl tanmayanlar var. Helket ve felket asrnn temsilcisini cmlesine tantp, onun halkasna dahil etmesini Cenab- Mevl'dan niyaz ederim.

HSEYN ALIKAN
alkanlar hanedanndan Hseyin alkan, Hasan alkan'n oludur. stad Bedizzaman Emirda'a geldii 1944 Austos'unda henz alt yalarnda bulunuyordu. te o gnlerden, genlik zamanlarna kadar ahit olduu hatralar bize anlatmaktadr. Bu hitler'in dilinden, ahid olduu aziz hatralar yle sralayabiliriz: Kklk zamanlarmda bir gn, babam Hasan alkan' aryordum. Bulabileceimi mit ettiim komusu dkknlara bakmtm, ama bulamamtm. Sonra aklma babam bulabileceim bir yer daha gelmiti. Doruca oraya gitmitim. Yar ak duran byk bir kap. Kap aralndan, kyafeti bizim kyafetimize benzemeyen, byk bir insan; ben kk ve bacak kadar boyumla, selmsz-saygsz hemen sormutum: 'Babam burada m?' Byk zat, 'Hayr, baban burada yok!' diye cevap vermiti. Ben o kk halimle ve yksek miyop gzmle, yine ieriye dikkatli dikkatli bakarak babam aryordum. Babamn olup olmadn kendim tahkik ediyordum. "Ehl-i tahkik" Bu hatradan sonra, stad Bedizzaman' ne zaman

ziyaret etsem, bana 'Bu keeli ok ehl-i tahkiktir!' diye tebessm ederek, ltife yapard. Bizlere Kk Szler'i okumamaz sk sk sylerdi. stad Bedizzaman'la birlikte, Emirda ar Camiinde ayn safta saysz Cuma namaz klmtk. Bir gn ikindi namazn mteakib camide mevlid okunuyordu. Az bir cemaat vard. Cemaate gl suyunu dkme iini de bana vermilerdi. Cemaate gl suyunu dktkten sonra, yukarda, mezzin mahlinde yalnz oturan stad Hazretlerine de vermek iin yanna varmtm. Elini asn diye biraz beklemitim, hi kprdamyordu. Sol gerisine oturdum. O zaman bana sol elini uzatt, ben de biraz gl suyu dktm. Emirda'daki iki cenaze namazna gittiini biliyorum. Bu hatray bana hocam Hafz Nuri Gven sylemiti. Birisi, Emirda ar Camiinde krk seneden fazla mezzinlik yapan Budakolu Murad Hocann ve dieri de Emirda civarnda den asker uakta ehit olan havaclarn cenaze namazyd. *** Bir Pazar gn babam ve arkadalaryla Keili kyne gitmitik. stad Hazretleri de oradayd. le vakti ise camiye gelmitik. Camiye kyden kimse gelmemiti. On-on be kii hep Emirdalydk. Vakit gelince cemaatin arasnda ihtilf oldu. Vakit hususundaki ihtilf iin herkes kendi saatine

bakyordu. stad Hazretleri de saatine bakmt. Babamn saati alafrangayd, ama o sylemiyordu. Epey mzakereden sonra ezan okundu, stad Hazretlerinin imametinde namaz kldk. Bylece ben stad Bedizzaman'n arkasnda ilk defa namaz klm oldum. Zaten bir daha ksmet olup da arkasnda namaz klamadm. *** Emirda'da smail Ata'nn dkknnda yangn kp, arda byk zarar olmutu. stad Hazretleri Zbeyir Aabeyi gnderip, gemi olsun dileklerini, zarar olan mallarn sadaka olabileceini bildirmiti. "Traa fazla zaman ayryor" Sa, sakal gr olan Zbeyir Aabey normal zamanlarda tra olurken, stad Hazretleri 'Bu traa ne kadar ok zaman ayryorsun?' diye kzmt. Sonralar Zbeyir Aabey ok ge tra oluyor, bu yzden salar ok uzuyordu. "Kitaplarn zerine oturmayn" Emirda pazarnda okul kitaplar satan bir pazarc fazla kitaplar balya yapm ve zerinde oturuyordu. Bunu gren stad Hazretleri Zbeyir Aabeyi gnderip adam ikaz etmiti. stad kitabn muhteviyat ne olursa olsun, iinde mukaddes isimler bulunabilecei iin, zerinde oturulamayacan bildirmiti.

KML ALIKAN
Ailece Nur cemaatinin iinde olduumuz iin, stada gidip gelirdik. Kk de olsa ufak tefek vazifeler oluyordu. stad grp ziyaret etmemiz birka defa deildi. Emirda'a geldii zaman hizmetine koardk. Amcalarm ve amca ocuklar, hep ilgilenirdik. stad ilk grmem ocukluumda olmutu. 1948'de ilkokul drdnc snftaydm. Su tamak temizlik yapmak ve gazete almak gibi vazifeler yapardm. Bir defasnda bana husus bir vazife vermiti. O yllarda Eskiehir'de deprem olmutu. stad beni artt. Ben hemen stada kotum. Asl adm Kemal olduu halde bana hep Kmil derdi. Bana dedi, 'Kmil, Eskiehir'e git, oradaki kardelerin durumunu ren, eer kalacaklar yer yoksa, onlara syle buraya gelsinler.' Ben gidip, Nur talebelerini grdm. Durumlar iyi idi. stadn selm ve davetini bildirdim. Onlar 'Durumumuz iyidir. stada ok selm syleyiniz' dediler. Ben de grp Emirda'a geldim. Biraz ge kalmtm. stad beni merakla beklemiti. Gelince stada durumlarnn iyi olduunu ve selmlarn , hrmetlerini syledim.

Ben daha ziyade stad Emirda'dayken gryordum. Isparta'ya stad grmek iin iki- defe gitmitim. "Ceyln Aabey stadn resmini ekti" Bir defasnda stadla birlikle Kapakl semtine, su getirmek iin gitmitik. Mahmud Amcam, Ceyln ve Zbeyir Aabeyler de vard. ok zamanlar oraya gider, biraz dinlenir, sonra da su alr getirirdik. Ceyln Aabeyin elinde bir fotoraf makinas vard. Ceyln Aabey stadn resmini ekmek istemiti. stad 'Keeli' diyerek eilip yerden bir ta kaldrd. 'Keeli, ne yapyorsun?' diyerek, tebessm etti ve kolunu indirdi. O zaman yar aka ve yar kzma hali vard. Tabi, Ceyln Aabey fotoraf ekti. stad sk sk arabayla kra kard. Tabi, devaml takip ve tarassut altnda bulunuyordu. Krlara kt zaman da takip ediyorlard, ama zahiren, il birey yapmyorlard. Adnan Menderes Emirda'a geldii zaman Mahmud Amcam, Ceyln Aabey ve ben karlamaya gitmitik. Bizim arabamz Menderes'in arabasnn hemen arkasndayd. Yanmza bayrak da almtk. Menderes stadn evinin nnden geerken, arabay durdu. stad da pencereden dua ediyordu. stadla karlkl selmlatlar. Selmdan sonra da okula doru gittiler. Milletvekilleri ve subaylar O zamanlar stad hasta olduundan, gelenlerle

gremiyordu. Zaten gren olursa da karakola gtrp, sorguya ekiliyorlard. Hatt bir defasnda Avukat Abdurrahman eref La gelmiti. Onu da gtrp ifadesini almlard. Devlet ricali ve memurlarndan da gelenler ok olurdu. Mesel Demokrat Partinin Gmhane milletvekili Ekrem Bey ve yine milletvekili olan Gyaseddin Bey gelmilerdi. Subaylardan gelenler olurdu. Bir albay gelmiti. Havaclardan ok gelen olurdu. *** stadn dersinde bir ka defa bulunmutum. ivesini pek anlayamazdm. Zaten ark ivesiyle konuurdu. Zbeyir Gndzalp ile Ceyln alkan Aabeyler ok iyi anlarlard. Zbeyir Aabeyin hususiyeti de, verilen ii ok iyi takip etmesiydi. Bize bazan postaya verilmek zere mektup verirdi, mektubu atp geldikten sonra tam tekmil verirdik. stada bazan yemek gtrrdk. Bize teberrken be-on kuru para, yahut lokum ezme gibi yiyecekler vererek bizi mkfatlandrrd. Sabahlar da dersten sonra siyah zm verirdi. stadn arabas Isparta plakalyd. Arabay nce Mahmud Amcam kullanyordu. O askere gidince Ceyln Aabey renerek kullanmaya balad. Sonralar ise Hsn Bayram kulland. Menderes Hkmetinden kt Ben o zamanlar Kk Szler'den yazmtm. stad

ders srasnda bazen Ceyln ve Zbeyir Aabeylere izah ettirirdi. Nur talebelerine sknt verildii zaman, stad o gn rahatsz olurdu. Dr. Tahsin Tola Aabey milletvekiliyken, Menderes hkmetinden risalelerin baslmas iin kt almt. Allah raz olsun, ok hizmetleri olmutu. *** Mustafa Acet de Emirdaldr. Kendisi Emirda'da imamlk yapmaktayd. ok risale yazmt. Yazs da ok gzeldi. *** stadn her gelenle grmesi mmkn deildi. Hem stad, 'Kardam, ziyareti kabul edersem, herkes yatan bile satp, ziyaretime gelmek isteyecek. Onun iin buna meydan vermemek lzmdr' derdi. *** stanbul'dan, Ankara'dan risalelerin tab' iin gelen aabeyler, Zbeyir Aabey vastasyla hemen stadla grrlerdi. stad krlarda da tashih yapar ve dualar okurdu. Maalesef, arkasnda namaz klma erene nail olamadm. stadla alkal muhaberat Ceyln Aabey, hizmetini de Zbeyir Aabey yapard. Sabahlar yapt derslerini de dinlerdik. stad yiyeceklerini itimat etmedii kimselerden almaz ve

aldrmazd. Zaten bakkal bizdik. Yourdu amcamn hanm yapard. amarlarn da yine amcamn hanm ykard. *** stada ilk nfus kaydn Dr. Tahir Barn Aabey yapmt. Emirdallar stad yal bir hoca olarak bilirlerdi. O ekilde hrmet ederlerdi. Hatt stad Emirda'dan ayrlp baka bir yere gitse, 'Kuraklk olur, yamur yamyor,' eer Emirda'da olursa, 'Bereket geldi' derlerdi.

MAHMUD ALIKAN
1838'de Emirda'da dnyaya geldi. eyh Ali Efendinin en kk oludur. Bedizzaman'a hizmet etme bahtiyarlna erenlerden.. Hatralarn yle anlatyor: stad Emirda'a 1944 yaznda gelmiti. Ben ise o zamanlar henz alt yandaydm. Emirda'a ilk yerletii yer Gcenmez'in oteli olmutu. Burada be-on gn kalmt. Bu durum halk arasnda ksa zamanda 'Emirda'a ok byk bir hoca gelmi, fakat kimseyle grmyormu!' tarznda yaylmt. Bizim alkan'lardan stad ilk gren ve ziyaret eden Hasan Aabeyim olmutu. Aabeyim, 'Acaba kimmi?' diye durumu renmek iin merakla otele gitmi, staddan yakn alka grmt. Kendisi, 'Hocam her ne ihtiyacnz varsa biz grelim' demi ve o gnden sonra da stadn hizmetlerini grmeye balamt. Daha sonralar Mehmet alkan ve dier aabeylerim gidip grmlerdi. stad otelde rahat edemiyordu. Hasan aabeyim otelin karsndaki bo bir evi tutup, stad oraya yerletirmiti.

Bu gnlerde babam eyh Ali vefat etmiti. Babam Nakibendi tarikatna mensup olduu iin, halk arasnda 'h Ali' diye anlrd. Hastal sebebiyle stadla gremeden vefat etmiti. Vefatn Mehmed aabeyim stada sylemiti. stad rahmet dileyip dua ederek tesell ettikten sonra, 'Dervi Ali'yle ben manen grtm. O byk bir veli imi. Bykln ne kendisi, ne de siz bilmisiniz. Onunla lem-i berzahta her zaman beraberiz' diye buyurmutu. stadmz babama, 'Dervi Ali' derdi. Kendisinin Emirda'a terinden on be gn sonra vefat etmiti. Afyon hapsine giri stad havalar iyi olduu zamanlarda krlara giderdi. Yol bizim evin nnden geerdi. stadn giyinii, yry hep dikkatimizi ekerdi. Bizim mahallede grnr grnmez, mahallelinin btn ocuklar koar, elini perdik. O da bizim bamz okar, 'Maaallah, maaallah!' diye tebessm ederek, dualar ederdi. 1948 senesinde stad ve ona hizmet eden Osman, Mehmed, Hasan, Ceylan, Halil alkan; Mustafa Acet ve dier Nur talebelerini Afyon hapishanesine gtrmlerdi. Bir seneye yakn hapishanede kaldlar. Ar cezadaki mahkeme gnlerinde bizler de gider gelirdik. Afyon mahkemesinden sonra, stad tekrar Emirda'a dnmlerdi. stadmz hasta ve ihtiyar olduundan, kra yaya olarak

ksa, ok zorluk ekiyordu. Aabeylerim ve dier talebeleri bir fayton almlard. Bir mddet Halil ve Ceyln ile Mustafa Acet srclk yapmlard. Hakikatl bir rya 1953 ylnda ok acaip bir rya grmtm. Ryamda Stalin, stadn oturduu evin d kapsndan ieri girmek istiyordu. Ben, Ceyln ve Zbeyir Aabeyler, mz kapnn arkasnda, bu heri ieri sokmamak iin urayorduk. Sonra nasl olduysa, gcmz k gelmemiti. Stalin bizi iterek, d kapdan ieri girdi. Bu srada stad elinde bir keserle merdivenden aaya iniyordu. Biz endie iindeydik. Stalin'le stad aa merdiven sahanlnda karlamlard. Stalin, yukarya stadn oturduu mevkiye gitmek istiyor, stad onu brakmyordu. Tam bu srada stad elindeki keserle Stalin'in kafasna vurmaya balamt. Stalin ieriye giremeden, orada dp geberdi. Ben heyecanla ryadan uyandm. Ertesi gn bu ryay Zbeyir Aabeye anlattm. O da stada anlatm, stadmz beni artmt. Zbeyir Aabey gelerek, 'Kardam, gel, stad seni istiyor' dedi. Beraber stada gittik. stad, 'Gel Mahmud kardam, gel, nasl grdn ryay, anlat!' dedi. Ben grdm gibi anlattm. stad hayretle 'Fesubhanallah!' dedi. Sonra ryay yorumlad: 'Bu, Risale-i Nur'un ve slmiyetin komnizme galip gelmesidir. naallah muvaffak olacaz.' stad, Zbeyir Aabeye, 'Bu ryay kaleme aln. Btn

kardelere datn' dedi. Sonra bu rya lhika olarak datld. Ryay grdm gece Stalin beyin kanamasndan gebermiti. lmn on-on be gn kadar gizlemilerdi. Gazetelerden okuduum kadaryla, herin lm gn ile ryam ayn gn cereyan etmiti. O zaman kaleme alp datlan lhika yleydi. Bundan yedi sene evvel, stadmz Efendimiz Emirda'a terif buyurup, ikamete memur olduklarndan -drt ay sonra, mbarek stadmza hizmet eden alkanlar hanedanna mensup olan kahraman kardamz Ceyln, ryalarnda merhum kardamz mbarek Hafz Ali'nin Emirda'a terif ettiklerini gryor. Ve sevgili stadmza, grd sevgili ve bearetli ryalarn anlatyor. Sevgili stadmz tabirlerinde, 'Hsrev gibi Nurun kahramanlarndan birisi gelecek' buyuruyorlar. Ayn gnde Hafz Mustafa kardamz Emirda'a Hsrev ve Hafz Ali'nin bir mmessili olarak, Denizli hapishanesinden beraat eden Risale-i Nur Klliyatn getirerek, hem Ceyln kardamzn ryasnn sadkiyetine, hem mbarek stadmzn tabirlerinin tam doruluuna imza bast gibi, yannda getirmi olduu hakikat- Kur'niyenin hakik tefsir olarak risalelerle hem sevgili stadmz ve hem btn Risale-i Nur talebelerini mesrur ediyor. Yedi sene evvelki bu ltif ryaya imdi tevafuk eden ve alkanlar hanedanna mensup bulunan kahraman Ceyln'n en kk amcas Nurun kk

kahramanlarndan Mahmud Ceyln'dan yedi ya kk olduuna gre, o zamanki kk Ceyln'n yana imdi giren ve bu Nur'un kk kahraman Mahmud ryalarnda u mjdeli hakikat gryor ki: Yirmi be ubat Sal'y aramba'ya balayan gece, ryasnda Hazret-i stadn d kapsnn i tarafndan balayan merdiven yukar doru kurulmu bir ekilde ve bu merdivenin sa ve solunda yeil gzel aalar var. Ve darda da baz kimseler bulunuyor. Bu aalarn arasndan her naslsa gr bykl, iri bir adam, elinde keser, merdivenden yukar doru gidiyormu ve 'Bu kimdir?' diye sormu. O etraftaki adamlar 'Stalin' demiler. stadmz tam merdivenlerin ortasna varnca, o kr herin tam arkasndan, yani boynundan tutup, aa indiriyor. Ve elindeki keseri alp, kafasna vura vura beynini deliyor. Kk Mahmud da kendi stn ban aryor ki, birey bulup stada yardm etsin. Etraftakiler Mahmud'a 'Sen mdahale etme, onu stad ldrecek, onun vazifesidir' diyorlar. aramba Sabah Mehmed alkan vastasyla bir rya stadmza anlatlyor. On gn sonra iittik ki: Stalin fel olup, beyin kanamas neticesinde geberip gidiyor. Ve radyolar vastasyla herkes iitiyor. Ryann tabiri udur:Komnistliin ahs- manevsini Stalin suretinde grm. Risale-i Nur'un Zlkar ve As-y Musa's stad eklinde grlm ki; yar dnyay istil ettii halde Anadolu'ya girmemesi iin, As-y Musa ve Zlkar'la beynini delmitir. Tabirin bu olduuna kat' delili de bu ryann ayn hadiseye ve ayn gnde tam

tevafuk ettii gibi, otuz yedi sene evvel, stadmz Efendimiz Rus bakumandannn idam kararna kar 'Bir Mslman ve ehl-i iman kre kyam etmez ve ban ona emez' demesine de manen tevafuk eder. "Elbaki Hvelbaki, rya sahibi Mahmud ve kardalar: Mehmed, Ahmed, v.s." "Karakola arlyorum" Bizim ryay yazan lhika mektubu eitli yerlere gidince emniyetin eline gemiti. Beni jandarma karakoluna ardlar. Gidince, 'Gel bakalm, senin ifadeni alacaz. Sen bir rya grmsn. Anlat bakalm' dediler. Soruyu soran baavua aynen anlattm. Daha sonra beni serbest braktlar. stada hizmetim olduu yllarda on drt-on be yalarndaydm. Bu gen dnemimde stada hizmet edenlerin en genci saylrdm. stadn evine vardmda Zbeyir Gndzalp Aabeye yardmc olmaya gayret ederdim. Bazan stad beni yanna arr, 'Kardam Mahmud, senin anneni, baban ve btn aileni duama dahil ettim' diye buyururdu. O esnada kendi yedii veya yannda olan yiyeceklerden bana ikram ederdi. Ben de ok memnun olur ve sevinler iinde yanndan ayrlrdm stadn kr gezileri ok zahmetli oluyordu. Kra bir vastayla gitmek icap ediyordu. Vasta ise her zaman

bulunmuyordu. Bulunsa bile araba stad brakp dnyordu. O zaman stad ok zahmetler iinde yaya olarak geri dnyordu. 1955-56 yllarnda bir jip almak iin staddan habersiz karar verilmiti. Fakat bu sefer de ofr meselesi ortaya kt iin, Zbeyir Gndzalp Aabey bana gelerek, Kardam Mahmud, durum byle. Ne yapacaz? Arabay kim srecek? stad ok zahmetler ekiyor' deyince ben de, ofrl ben renirim, arabay ben kullanrm, stadn ofr de ben olaym' demitim. Durum alkanlar kardeler arasnda istiare edildi. Ben Eskiehir'e giderek krk be gn kursa katlarak, ehliyet alp stadn ofrlne baladm. Taksi alnyor Artk stad istedii zaman her yere gtrebiliyorduk. stad arabaya kat'iyen parasz binmiyordu. Herhangi bir yere gidip gelince bana elli kuru veya bir lira verirdi. Mahmud, evldm, bunu sana benzin paras olarak veriyorum. Esasnda sana daha ok vermem lzm' diyerek beni taltif ederdi. Isparta'ya gelir giderdik, Isparta-Emirda aras drt-be saat srerdi. Bu kadar yolculua stadn shhati msaade etmediinden, ok yorulurdu. Yollarn bozuk olmas ve jipin sarslmas stada pek fena tesir ederdi. Nihayet

aabeylerle bir taksiyle deitirilmesine karar verildi. Jipi sattk, zerine biraz para da ilve ederek Ankara'dan bir taksi aldk. Bundan sonra Isparta'ya daha sk gidip gelmeye balamtk. Bazan Emirda'a gelip, birka gn kalp tekrar dnyorduk. "Az kalsn araba devriliyordu" Mevsim kt, kar yamt. Isparta'daydk. stad, 'Sabaha hazrlann, Emirda'a gideceiz' demiti. Ben arabann bakmn yaptm. Hazr vaziyete gelmitik. Arabann arkasna yorgan ve yastk koyarak yatp oturacak bir hale getirdim. Karl yollardan zorlukla Dinar ve Sandkl'ya getik. Afyon'a yaklarken yokulu ve virajl bir ksma geldik. Araba birden kayd. Ben direksiyonu saa-sola krarken stad enseme vurdu: Keeli, keeli ne yapyorsun? Bizi ukura m dreceksin?' dedi. Bu arada araba da yola girmiti. Ben stada cevaben, stadm, yol kaygan, tekerler de kayyor!' dedim. stad Afyon-Bolvadin'den geerken, araba tanndndan stadn elini pmek iin gen, ihtiyar ve ocuklar arabaya hcum ederlerdi. stad ocuklar ok severdi. Elini pmek iin gelen ocuklara, 'Maallah, maallah' diyerek balarn okar, dualar eder, masumlardan dualar isterdi. Kimin ocuklar olduklarn

sorard. 'Ben anneni, baban duama dahil ettim' diyerek onlara iltifat ederdi. *** Isparta'daydk, stadla Eirdir'e, oradan da Barla'ya geecektik. Barla yolu ok kt ve ancak bir-iki hayvan geecek kadar dard. Buraya taksinin girmesi imknszd. 'Ne yapacaz?' diye dnrken, Tahir Mutlu Aabey, Ali Demirel'lerin arazili pikabn hatrlad. 'Onlar kylere onunla gidiyorlar, pikaplarn istersek herhalde verirler' dedi. Tahir Aabey, Ali Demirel'lere gidip durumu anlatm onlar da 'Peki, olur' diyerek arazili pikab vermilerdi. Bu esnada Kovada elektrik santral inaat vard. "Isparta emniyet jipi bize yetiemezdi" Emniyet stad ok sk bir biimde takip ediyordu. stad devaml gezdirdiimden, gelip benden soruyorlard. Hocay nereye gtryorsun?' Krlara hava almaya gtryorum' derdim. Bu cevaptan tatmin olmazlar ve tekrar kendi ofrlerini gnderir, sordururlard. 'Ne olur, gittii yerleri syleyin, bizim yukarya rapor etmemiz lzm. Onun iin muhakkak renmemiz gereklidir' diye tembih ederek, bana tekrar tekrar gnderirlerdi. Jipleri devaml stadn evinin nnde dolard. Biz hareket ettiimizde peimize taklrlard. Biz hzl olarak aray anca, onlar da artk takipten vazgeer

ve geri dnerlerdi. stad Isparta'dan Barla'ya gelirken Eridir'de talebesi ilingir Ali'nin gle nzr yksekteki evinde bir gn kalr, bazan da ayn gn evin st katnda biraz kalp Barla'ya dnerdi. Bir gn Barla'nn am Dana stadla beraber kmtk. ok dik, uzak ve ypratc olan bu yolda biz yorulurken, stad aray aar, bizden nce ve nde giderdi. Bir gn am Dana vardmzda pnardan abdest alp, katran aacnn altnda namaza durmutuk. Namazdan sonra da yemek yemitik, stad yemei mutlaka risale okuyup ders yapldktan sonra verirdi. Kura kan aabeyimizden balamak zere herkes srayla kendi payna den yiyecei alr ve yerdik. "Ceyln aabeyim ok zekiydi" Ceyln Aabeyim hem zeki, hem de akacyd,. stad onun hareketlerini ve ltifelerini ho karlard. Onu hem ok sever, hem de onunla ltife yapard. Bir sabah namazdan sonra bizi derse ard. Dersler birka sayfa okunmak suretiyle srayla yaplrd. Dersten sonra stad yiyecek verirdi. Fakat bu yiyecekleri kat'iyen rastgele vermezdi. Herkes bir numara syler, sonra bu rakamlar toplanr ve mevcutlar zerinde daire eklinde saylrd. Toplam say kimde kalrsa, taksim olan yemekten istediini seer payn alrd. Ceyln Aabeyim her defasnda rakam en son sray seerek sylerdi. Bu hesab ylesine abuk ve doru

yapard ki., hep kendisinden balatacak rakam syler, yiyecei de ilk defa kendisine isabet ettirirdi. Yine byle yapmak iin yerini deitirince stad, 'Keeli keeli, kalk, yerine ge otur, sen hep hile yapyorsun' derdi. Ceyln aabeyim ise 'stadm, hile yapmyorum, buraya oturmakla sray kendime karyorum' diyerek ltife yapt. "Uykuya alyorlar" Bir gn sabah namazndan sonra, Zbeyir Aabeyle Tahir Aabey hem ok yorgun, hem de uykusuz olduklar iin odalarna ekilmi, uyuyorlard. Birden bizim odadaki stadn zili ald. Dier aabeyler uykuda olduklar iin, Ceyln Aabey hemen stada kotu. stad aabeyleri sorduu zaman, Ceyln Aabey 'alyorlar' demiti. az sonra stad yine zili alarak ard. Ceyln Aabey tekrar gittiinde stad, 'Keeli, sizi armadm m?' diye sorunca, Ceyln 'stadm arkadalar alyorlar, meguller' dedi. stad ise, 'Fesbhanallah, neye alyorlar?' diye merakla sordu. Ceyln Aabey ise, ltifeli olarak unu syledi: "stadm arkadalar uykuya alyorlar!" "stad bu ltifeye gld. 'abuk onlar ar gel, ders yapacaz' demiti. Bunun zerine Ceyln Aabey dier aabeyleri de ard ve ders yapld."

HALL ALIKAN
Osman alkan'n oludur. Babasnn vefatndan bir gn sonra kendisi de ebediyete kanat aarak, babasna ve stadna kavumutu. Barsak kanseri gibi ac bir hastalkla vefat eden Halil alkan otuz be yalarndayd ve Eskiehir kabristanna defnedilmiti. stad kendi el yazsyla iki mektubunda unlar ifade ediyordu: amca oluna bir

Biraderzadelerim ve talebelerim; Ceyln ve Halil! Etraftan Nur'un akirdlerinin yangn mnasebetiyle alkanlar hanedanna kar gemi olsunlar ve tebrikleri karsnda isterdik ki, alkan'lardan birisi bir mukabele etsin. Bu mukabele hakk, haslardan olan pederlerinizin vazifesi idi. Nasl Ceyln ocukluk edip, babas amcas varken, haddinden tecavz ederek, alkan'lar namna bir ksack para yazd. Hem Risale-i Nur hakknda konumak iin hi olmazsa otuz krk risaleleri yazp iki- sene Nur'lar okumak lzmdr. Halil daha yeni balad. Fakat haslardan olan mbarek pederi ve ahiret hemirem olan muhterem validesi namna

kabul edilir. Fakat imdi deil. "akirdlerin ve Risale-i Nur'un meslei halisane almak ve tam sadakatle hizmettir. Ve tam ihtiyat etmektir. Riyakrlk, gsterilik, ocukluk, heveskarane hodfuruluk vaziyetlerini kabul etmez. Zaten bunu beklerdim ki, hanedanmzdan bir-iki gen Ceyln'n yardmna kosun. naallah birisi Halil olur."

MEHMED ALIKAN
Mehmet alkan 1905 ylnda Emirda'da dnyaya geldi. 1984'te Eskiehir'de vefat etti. Hatralarn yle anlatyordu: 1944'ten nce, Denizli'ye ticaret iin seyahatlerim esnasnda stad Bedizzaman'n ismini duymutum. 'ok byk limmi. ok derin bir hocaym' derlerdi. Ama o gnlerde kendileriyle grme imknm olmamt. '1944'n Eyll'nde Denizli'ye gidip, ziyaret eder, grrm' diyordum. Austos aynn sonlaryd. Bedizzaman'n Emirda'a geldiini kardeim Hasan alkan'dan duymutum. O, bir gn nce stad Bedizzaman' ziyarete gittiini sylemiti. Ben de hemen ziyaret etmek istemitim. Sabah namazndan sonra otele ziyaretine gittim. Kimseyi almamalarn tembih etmiti. Emirda'da stad ilk ziyaret eden, bizim birader Hasan olmutu. stad ona, 'Emirda'da beni ilk ziyaret eden sensin. Burada ilk talebem sensin' demi. Sonradan biradere, henz yeni vefat eden babamz iin de, 'Pederin ok byk bir adamm. Ne kendisi, kendini bilmi, ne halk onu bilmi. Pederiniz lem-i berzahta Hafz Ali ile

beraber oldular. Onu Hafz Ali'ye e ve arkada yaptm' diye buyurmu. Bana yle demiti: 'Babanz sa olsayd, bana asl hizmeti o ederdi.' lk ziyaretine gittiimde, odasnda yalnzd. Zannedersem, ezberinden Ceven okuyordu. Bana baktnda, 'Efendim ho geldiniz, saf geldiniz' dedim. Bana 'Senin ismin ne?' dedi. 'Benim ismim Mehmed, akam sizi ziyaret eden Hasan'n aabeyiyim, Dervi Ali'nin oluyum' dedim. "nallah, Muhammed kardam, sizinle greceiz. Benim imdi iim var, sonra grrz." ok

O gnden sonra, biz alkay kesmedik. On be gn kadar otelde kalmt. Otel olmuyor, size bir ev bulalm' dedik. Hemen bir ev bulduk. Hasan Gcenmez'in otelinde kalyordu. Yeme ime rahat olmuyordu. Evin ihtiyalarn temin edip, stad eve yerletirdik. Evi otelin karsndayd. O zamanlar biz stadn kymetini iyice bilemiyor, derin bir hoca olarak gryorduk. stada tuttuumuz evde Karadenizli Yaar isminde birisi vard. Evin odas vard. Kalayc Yaar bir odada kalyordu. stad tandktan sonra, 'Ben sizi rahatsz etmeyeyim' diyerek baka bir eve geti. stad Emirda'a aban aynda gelmiti. Kendilerine yemek bizim evden giderdi, Hanm piirir, ben de

gtrrdm. Otelde ve evde kald zamanlarda amarn biz ykardk. Ramazan aynda nceleri camiye devam etti. Sonralar 'Fatiha'y yetitiremiyorum. mamlar ok sr'atli okuyorlar. Ben ayim, okumam lzm' diyerek, teravihlerde camiye devam edemedi. Bizler bazan evde, arkasnda cemaat olurduk. Bir gn akamdan sonra bizim birader Hasan, 'Haydi stada gidelim, Hoca Efendiyi ziyaret edelim' dedi. Dars karanlkt, lmbas yanmyordu. Fakat ieriden sesi geliyordu. Galiba okuyordu. Ezkrn bitirdikten sonra girecektik. Dar karak 'Niye geldiniz?' dedi. Ziyaretinize geldik efendim' diye cevap verdik. Vakit oldu mu?' deyince 'Evet, oldu' dedik. yi, haydi teravihe gidelim' dedi ve beraberce teravihe gittik. Aaya inip de yolda camiye giderken, bana hitaben, Bu biraderin, i (yats) ile marib (akam) arasnda konumann yasak olduunu bilmemi de seni getirmi' demiti. Cami yaknd, stadn yrmesi hzlyd. Krlarda ise daha da hzl yrrd. Dalara ok hzl trmanrd. Bir gn krda kendisini takip ediyorduk. Ama ok hzl gidiyordu. Dnd, birden bire 'Hasan niye gelmiyorsun?' dedi. 'stadm. size yetiemiyoruz ki,' dedik.

Biz stadn yanna gayet rahat girip kardk. Bana, "Kardeim, sen serbestsin. stediin zaman girip karsn. Ceyln' bana vermekle sen byk hizmet ettin. Onun yapm olduu hizmet senin hasenat defterine geer. Senin ahsnn hizmetine bir ihtiyacm yok. Yalnz sen stadn grmek istediin zaman gelebilirsin' demiti. Bana daha ok d ilerdeki hizmetler derdi. Meb'uslara, bakanlara mektup gtrrdm. Baz eyalarn bana sattrrd. ok eyasn sattm. Hep de Nur talebelerine satardm. Parasn kendisine verdiim zaman sekizde bir kr pay verirdi. Bu parayla kendisine pirin, bulgur gibi yiyecekler alrdk. "Ceyln' kandrn" stad Emirda'a 1944 Austos sonlarnda gelmiti. Bir sene sonra olum Ceylan' stadn hizmetine verdim. Biz her zaman kendilerini takip ederdik. Darya kt zaman hemen yanna koar, hizmetlerini grrdk. Gelen ziyaretilerin ekseriyeti bizim vastamzla stadla grrlerdi. Arabadan inen dkkna gelirdi. stada haber gnderir, kabul ederse grtrrdk. stadn ziyaretine gelenlere ok bask yaplyordu. Sk sk evimizi aryorlar, Ceyln' aryorlard. 'Hizmetinde bulunma!' gibilerden ocuu sktrp, korkutmak isterlerdi. Hatt zamann Afyon valisi bir mektup yazarak, 'Orada Ceyln isminde bir ocuk varm, onu elde edin, kandrn, kendi tarafnza ekin, kendi tarafnza altrn' diyerek gizli bir mektup yazp gndermiti. Mektup dolap, Jandarma komutannn

eline gemiti. Saf birisi olan komutan beni ard: 'Valinin emri var. Hoca Efendinin yannda Ceyln ne i yapyorsa bize haber edilecek, tamam m?' diyerek konumutu. Ben de, 'Olur' dedim. 'Ceyln, sen orada ne i yapyorsan gel, kumandana haber ver!' dedim. Gya i mahremdi. Bu durumu stada syleyince, stad tebessm buyurarak, 'Ahmaklar' dedi. Hatt bir gn alt ay ncesinden verdii bir dilekeyi, Ceyln'a vererek, 'Git, kumandana, Said kaymakama dileke verdi diye syle' demiti. "Ceyln' bana ver" Evldm Ceyln'da maallah yle bir zek vard ki, ylesine... Okulunu ok iyi okumutu. ilk ve ortay bitirmiti. niversiteye niyetim vard. stad Emirda'a geldii zaman, elinden tutup 'Gel buraya, bir stad geldi, elini pp duasn alalm,' dedim. Gidip selm vererek oturduk. O esnada ya Mecmuatu'l-Ahzab' veya Abdlkadir Geyln Hazretlerinin bir eserini okuyordu. Bize 'te bakn, Abdlkadir Geyln bizden bahsediyor' demiti. Ceyln' gstererek, 'Neyin oluyor bu senin?' diyerek sordu. Ben de cevaben 'Olum oluyor efendim' demitim. Ne yapacaksn, bu ocuu?' diye sorunca da, Bunun zeks kuvvetli, okutmak istiyorum, niversiteye gndereceim' diye, kalbimden geen dncelerimi sylemitim. stad mukabeleten yle buyurmutu:

"Bak kardeim, benim evldm yok. Bu olunu bana ver. Benden hem iman dersi alsn, hem de bana hizmet etsin, niversiteye sonra gnderirsin." Olur efendim' diyerek o andan itibaren Ceyln' stadn hizmetine vermitim. Ceyln'da en ufak men bir hareket olmad. 'Gitmem, etmem, yapmam' demedi. O da memnuniyetle kabul ederek, stadn hizmetine girdi. stadn mektuplarn Ceyln yazard. nceleri eliyle yazan Ceyln'a, 'Sen bu mektubu burada elle, sonra dkknda daktilo ile yazyorsun. Oradan buraya getirip, tashihi iin bana yeniden okuyorsun. Bu ok vaktini alyor, Sana on be gn msaade. On be gn ierisinde slm yazsn reneceksin. Hemen burada yazp, doruca postaya atacaksn' demiti. Hakikaten ceyln on be gn zarfnda slm yazsn renmi, stadn mektuplarn vakit harcamadan postalamaya balamt. Ceyln'n kendi yandaki arkadalar-terzi raklar ln- vard. Onlar hep stadn yanna getirirdi. O ocuklar Ceyln'la beraber stadn hizmetini grrlerdi. Zamanla hizmetler ok byyordu. stadn krlara yaya kmasna ok zlyor ve ok dnyorduk. 'Bylesi uzun yolculuu stad yapp da yorulmasn' diye konuuyorduk. Bir at arabas temin ettik. zerine minder yerletirip, dzelttik stad onunla bir ka gn gezmiti. Sonra terakk ve tekml olacak ya, araba ok ses karp

rahatsz ediyor diye beenmedik. Bu hadise 945 ve 946 yllarnda olmutu. Daha sonra bir at bulduk. Birka gn de at ile gezmiti. Ata bindii, krlara kaca zaman, etrafta bir nmayi balard. "Hatt yukardakiler o zamanlar stad hakknda 'Bezizzaman at ile ayaklanmaya hazrlanyor' gibilerinden lzumsuz ve aslsz dedikodularla daha yukardakileri ifal ediyorlard. Biz yine, 'Belki at rkp stad drr, bir tarafna birey olur' dncesiyle araba almtk. Bu iler hep teenn ile oluyordu. nceleri tek atl basit bir araba almtk. Sonra at, derken bir fayton eklinde oluyordu." Eskiehir'de mukim Mehmet Meriolu bu faytonla alkal olarak unlar ifade ediyordu: "Ben o arabay yapmak iin, husus olarak ller verip, Romanya'dan getirtmitim. Hocann talebeleri geldii zaman vermek istememitim. 'Siz de istiyorsanz, gidip sipari yapn' demitim. Sonra Nur talebeleri gidip, stada sylemiler. stad ise dua etmi, ertesi gn gidip arabay almalarn sylemi. Arabay almaya gelen talebelerine "te araba orada, aln ve Hoca Efendiye gtrn' demitim. nceleri ok sk olan elim, sonradan almt." "Hoca dede, hoca dede" Emirda'da o zamanlar stadn faytonundan baka bir fayton yoktu. 'Fayton geliyor!' diyerek ocuklar yollara derdi. stadn arkasndan koarlar, karlarlard. 'Hoca dede, hoca dede' deyip! stadn ellerini perlerdi. stad

da ocuklar grnce arabay durdurup, 'ocuklar bana dua edin' diyerek onlar severdi. 1946 senesiydi. Bir gn krlarda gezerken stad Ceyln'a, 'Param olsayd kk bir taksi alr, medreseleri gezerdim' demi. stadn bu szn Ceyln, Hsrev Aabeye sylemi. Hsrev Aabey de 'Bu bir emirdir, derhal taksi alnsn' demiti. 946'larda para topladk. Emirda, Konya, nebolu gibi yerlerden alnan biner liradan toplam alt bin lira olmutu. Tahir Mutlu Aabeyin de olduu bir heyet halinde stanbul'a gittik. Taksim'den Austin tipi siyah bir taksiyi 6800 liraya aldk. Acenteye paray yatrdk. Araba orada olmad iin, Bursa acentesinden alacaktk. Emirdal terzi Mustafa Tahir Mutlu Aabey, Ahmed isminde bir de ofr bulup, drt kii olarak taksiyle Eskiehir'e kadar gelmitik. Bende byk bir endie balamt. Acaba mnafklar taksiyi grnce neler diyeceklerdi? Ben faturay kendi zerime yaptrmtm. "Ticaret iin aldm' diyecektim. Biz btn bu ilerden stada en ufak bir haber bile vermemitik. Kendisi de birey dememiti. Arabay gece baheye ektik. Tahir Mutlu Aabeyin 'Kardeim, artk stadn haberi olmas lzm,' sz zerine, kendisini stada gnderdik. stad gleryzle karlamam, 'Ksmetse' diye cevap vermi. Sabah erkenden, 'Ceyln' bana arn' diye haber gndermi, iki satr da yaz yazdrmt: "Bu araba derhal geldii yere gitmeli. Aksi takdirde hem

benim, hem de sizin tokat yeme ihtimali var." Ceyln bu haberi getirince korktuk. Tahir Aabeye 'Sen bilirsin' dedik. Arabay Konya'ya, Halc Sabri'ye gnderdik. Onlar da az bir farkla bakasna satmlard. Araba meselesi bylece kapanmakla kalmamt. Dedikoducular arabay iyice grmedikleri halde yine de ortal kartrmlard. Sorgu hakimi bana, Araba gelmi Hoca Efendiye. Hangi devletten ve daha neler geldi? Syle bakalm' demiti. Ne kadar anlattk, nale, Tabi ki, tahkikatn neticesi bo kt, neticede beraat ettik. stad o gece ihtar alm, bunu kendisi Ceyln'a sylemiti. Manev bir canipten Hazret-i Ali Efendimiz ile Abdlkadir Geyln Hazretleri gelip 'imdi bu arabaya binmenin zaman deil' diye sylemiler. Binalar ahap olduu iin, bir gn arda yangn kmt. Kedeki zel idare binas alevlenmiti. O gn Emirda'n pazaryd. Toptan eker satyorduk. Dkknda ok para vard. Gece yars kaynbirader kapy ald. Bizi korkutmamak iin, 'arda yangn var, arya gidelim' dedi. Pencereyi ap baktm ki, gkyz alevlerle dolmutu. Dumanlar ve alevler her taraf kaplamt. Hemen elbiselerimi giydim. Aceleyle yeleimi giymeyi unutmutum. Cebimde ekmecenin anahtar vard. Sonra Ceyln' gnderip getirttim. Ardndan Ceyln' stada

gnderdik. arda yangn var, bizim dkkn yanmasn, dua etsin, diye Ceyln heyecanndan, 'Efendim, yanyoruz' demi. stad Hazretleri kalkm, dua etmi, 'Y Rabb kurtar' demi, Sonralar stad Ceyln'a taklrd: 'Senin kalbinde hl dnya tamah var' diye. Yangn hadisesini ok kr risalelerde anlatld gibi, ucuz atlatmtk. mha pln Kaymakam stada ok eziyet ederdi. Dr. Tahir Barn'n kaymakamla aralar iyiydi. stad iin, 'Elimizde imha pln var' demi. Camiye, 'stad mesin' diye mangal koyardk. Kaymakam yangn kar diye mangal koydurtmad. Mangal gtrmekten men ederdi. Maksat halkla grmesin,' mangal ise bahaneydi. Mehmed alkan'n stadnn hizmetleriyle alakal bulunduu yllarda yurdun eitli yerleriyle olan haberlemelerinden, Cizre'deki Nur talebelerinden Abdurrahman ahin'e stadn salk durumu ile ilgili ektii bir telgraf. Bizler devaml tarassut altndaydk. Sk sk zabta gelir, ifadelerimizi alrd. 1965 ylnda Eskiehir'e yerletik. Son seneler bile yine polisin takibinden kurtulamamtk. Abdlvahid Tabak'nn oteline iki sivil polis gelip sormular: 'Bu Mehmed alkan Eskiehir'e niye ve ne maksatla geldi?' O da yle cevap vermi:

"Tanmyorum ben onu. Bizim ikimizin de elimiz bo olsa, paramz da olsa, Risale-i Nur'lar bastrp, dnyaya datacaz. Adamcaz Eskiehir'de oturmaya, geimini salamaya gelmi. Niye gelecek ki?" Bizim su dosyasna 'Muannit Nurcu' diye yazmlar. Daha yaknlara kadar dkkn takip ederlerdi. stadn kk bir sobas vard. Bir gn baktm, soba grl grl yanyor, hava gelsin diye pencereyi de amt. Byle ok yapard. "Ne yapaym da ieri gireyim?" Afyon mahkemesinden sonra Zbeyir Gndzalp stadn hizmetine girmiti. Mahkeme esnasnda Zbeyr, Ceyln'a sormutu; 'Ben byle darda, sizlerden ayr sklyorum. Nasl yapaym da ben de ieri gireyim?' Ceyln, 'Sert bir mdafaa yap' demiti. O zamanlar Zbeyir gayr- mevkuf muhakeme altndayd. Neticede o da ieriye alnd. 948 Afyon mahkemesi mdafaasnda bulunan stadn avukat Ahmed Hikmet Gnen, Zbeyir Gndzalp'ten ve mdafaasndan hararetle bahsederdi. Hakikaten Zbeyir'in mdafaas ok kahramancayd. stadn yemeklerini bizim hanm yapard. Afyon hapsine kadar, drt sene bizim evden giderdi. Hapisten sonra talebeleri yapmt. stad umumiyetle mevsim yiyeceklerini tercih ederdi. Baz mevsimler patlcan,

karnyark, dolma, bamya, tatl gibi, bizim evde pien normal yemekleri yerdi. Bana tembih ederdi: Hemirem yemek yaparken yannda sen bulun.Dkkn getir. Dkandan ben alrm. "Ben de evde yaplan yemei bir sepete koyup, dkkna getirirdim. Zehirleme olmasn diye, yemein bizim evde yapldn bildirmemeye alyor ve titizlik gsteriyordu. Kendisi kzartma yemezdi. Az yerdi. orba gibi di getirmeyecek yemekleri tercih ederdi. Yemek taba dkkna geldii zaman ierisinden bir yirmi be kuru kard. nceleri verdii paralar hep biriktirirdim. Sonralara talebelere vere vere dald, gitti. Gnde bir defa yemek gtrrdk. Ceyln veya Zbeyir dkkndan alp gtrrd. "amarlar mis gibi kokard" stada bakalar da yemek gtrrlerse, kabul etmiyor; 'Kusura bakmayn, Ceyln'n validesinin yemei, benim validemin yemei gibi geliyor bana. Sizinkileri yiyemiyorum' derdi. Mutlaka her yemein mukabilinde para verirdi. Hanm yemek yaparken ok kolaylk bulurdu. Biz de kendi iaemizde bir bereket bulurduk. Hanm, stadn ok hizmetinde bulunmutu. amarlarn hep ykard. Sonralar talebeler ykard. Temizlie ok dikkat ederdi. Ykamak iin gelen amarlarn kirli olduu hi belli olmazd. Btn amarlar mis gibi kokard.

amarn ykanmas iin yle diyordu. "Ykama ii bittikten sonra su dksnler. dkldkten sonra, ellerini dedirmesinler." Mehmed alkan'a stadn duas: "Y Erhamerrahimn! sm-i zam hrmetine, bu evradlar okuyan Mehmed alkan'n cennet'l rdevse saadet-i ebediyeye mazhar ve hizmet-i Nuriyede muvaffak eyle. min, min, min.." ldmolu Emirda'da o zamanlar ldmolu adnda sarho bir adam vard. Bir memur, kada yazm: 'Said'in talebesi buradan Said'e rak ald.' Rakc dkknnda ldmolu'na bu kad imzalamasn sylemi. ldmolu ise iddetle, 'Ben bu yalana imza atmam, tvbeler olsun' diye reddetmi. Bunu yapan memur ayn gece beraber rak itii arkadalaryla gezerken aralarnda kavga km. O mfteri adama orada dayak atmlar ve tabancasn almlar. stad krlara kt zamanlarda arabada Ceyln ve arkadalar bulunurdu. ok kere yalnz giderdi. stad daima kalabalktan ekinirdi. Ali Ekber ah'n ziyareti 1950'lerde Pakistan'dan gelen Maarif Nzr Vekili Ali Su

Ekber ah Emirda'a stad ziyarete gelmiti. Beraberlerinde tercman olarak da Salih zcan bulunuyordu. Ziyaret srasnda stad 'Ben oktan beri Arapa konumadm. Siz tercme edin,' diye Salih zcan'n tercme etmesini istemiti. Salih zcan bir mddet tercme etti. Sohbetler derinleince iin iinden klmaz oldu. Hemen Arapa olarak konumaya balayan stad bir saat kadar Ali Ekber aha ders verdi. Ali Ekber ah Konya'ya Mevln'y ziyarete gidecekti. Bir defa daha stad ziyaret edip grmek istiyordu. Sonra stad kendilerini yolcu etmek iin gelmiti. Ali Ekber ah yolcu edince, Zbeyir geldi. Islahiye'ye tayini kmt. stad son bir defa daha grmeye geliyordu. stad Zbeyir'e, 'Bazan lisan- halinle hizmet yaparsn. Hareket ve halinle hizmet yap. Hem gittiin yerde zam dikkat, zam ihls, sebat, zam tesant ile hizmet edersin' demiti. Bayram Yksel baka bir sebeple hapishaneye girmiti. Hapishanede Ceyln, Bayram'la ilgilenmiti. Tabi, ikisi de o zamanlar ocuktu. Bayram hapishaneden ktktan sonra, stad onu takip etti. Hatt kyne kadar gitti. tiraz edecek olan Bayram'a Zbeyir, 'Herkes stadn ayana giderken, stad senin kyne geldi. Daha fazla itiraz etme de gel' diyerek Bayram' stadn yanna getirmiti. Ceyln hiretliktir stadmz sk sk 'Ceyln' dnyaya vermeyeceim. O

dnyalk deil, ahiretliktir' diye sylerdi. Ceyln 1962 ylnda evlendi ve 1963'de de trak kazasnda vefat etti. Ceyln'n hanm Tlia, vefatndan on-onbe gn nce onu ryasnda bir kalabalk ierisinden ardklarn grm, o da kp gitmi. Sonradan Ceyln Kkekmece taraarnda bir trak kazasnda, minibste yolcu olarak vefat etti. "stadn zehirlenmesi Bir gn bizim biraderin merdivenini alan bir beki, stadn penceresine dayayarak, srahisinin iine zehir atp, su-i kaste teebbs etmi. Bu hadise Pakistan'n kurtulu gnne tesadf etmiti. stad o gece ok atelendi. Hararetle beraber ishali de vard. Sabaha kadar ok zdrap ekip, ok iddetli hastaland. Bizler ok korkmutuk. Trnak kesme hadisesi ki hoca aralarnda tartmlard. Birisi trnan gmlmesini, dieri ise yaklmasn sylemiti. Mnakaa neticesinde durumu gelip stada sylemeye karar vermilerdi. Onlar geldikleri zaman stad da trnaklarn kesiyormu. Kestii trnan bir ksmn gmm, bir ksmn da sobann iine atm. Bylece her ikisinin de mdafaa ettii meseleye ilen cevap vermi oluyordu. stadmz Zbeyir'e kendi te'li olan 'On Beinci

Mektub'u on-on be defa okuyup, ezberlemek istediini, fakat ezberleyemediini sylemiti. Zbeyir'e, 'Sen ka defa okudun?' dedii zaman, Zbeyir 'ki- defa' diye cevap vermiti. O gnlerde Emirda'da u zatlar stadn yanna gidip gelirlerdi: Nalbant Ahmet Urfal, Shhiyeci Hayri, Mustafa Acet, Berber Mustafa akn gibi zatlar. Yine bir gn, Ceyln stada kfreden Martuun Olu Muzaffer Baaran'n azna tabancay skm. Adamn dileri dm, fakat lmemiti. Adam lmedii gibi, kat'iyyen kendisine kurunlar kimin sktn hatrlayp syleyememiti. Ben heyecan ve tella gidip, durumu stada sylemitim. stad eliyle iaret ederek, 'Biz bu meseleyi kapattk' demiti. Tek partinin istibdad zamannda apka giymek bir nevi mecburiyetti. Ben de giyerdim. Bir gn krda stadn hizmetinde iken ftrm talar arasna gizlemi, takkemi giymitim. stadla sohbet ediyorduk. O srada posta datcs Ahmet Efendi oradan geti. Bu zat apka giymezdi. stad onu gsterdi ve yle buyurdu: 'Bu zat apka giymedii iin ona dua ediyorum." Ben de bu dersi Ahmed Efendiye deil, Mehmed'e (kendime) syledim. Bamdan apkay kartp, talarn arasna frlatp attm. Ondan sonra bir daha giymedim. "Yaknda byk bir Tarihe-i Hayat yazlacak" stad neredilen Tarihe-i Hayat'tan sonra 'naallah

yaknda byk Tarihe-i Hayat yazlacak' demiti. Yine bir defasnda 'Siz kimin talebesi olduunuzu, kime hizmet ettiinizi, nasl bir ahsla konutuunuzu bilmiyorsunuz. Ayrca yaknda bu Risale-i Nur mekteplerde okunacak' cmlesini tekrar tekrar sylemiti. Bir gn Ahmed Feyzi Kul ziyaret iin gelmiti. stad Ahmet Feyzi'ye, 'abuk bir vasta bul ve git' demiti. Akamleyin bir sohbet yapmak iin brakmadm. O gece mnevver bir cemaatle gzel bir sohbet oldu. O gece ge saatlere kadar sohbet devam etmiti. Sabahleyin stad Ahmed Feyzi'yi artt. Halbuki stadn onun kaldndan haberi yoktu. Ahmet Feyzi ok korktu, beraberce stadn yanna gittik. stad, 'Sen akam ne konutuysan ben aynen kabul ediyorum' diyerek iltifat etti. Afyon hapishanesinde bayramdan sonra bizlere zc mektuplar gelmiti. Hanm, kk kzla ziyaretime gelmiti. Ackl manzaralar olmutu. O gn stad, 'On tane huriden karm olsa, yz tane ocuk olsa, hizmet-i imaniyeye zarar gelmemek iin hepsini terk ederim' diye ders vermiti. stadn Emirda'da geirdii son gnlerdi. Isparta'ya doru yola kmak iin hazrlk iindeydiler. 'Benim gidiime hi merak etmeyin!' deyince bende mthi bir hzn balamt. Meer bu ayrlk son ayrlkm! im hznlendi, gzlerim nemlendi. Ayrlrken bu ekilde 'Merak etmeyin' demezdi. Sanki bir daha dnmeyecekmi

gibi bir hali vard. Ayrldktan sonra arkadalarma skntm atm. Birka gn sonra Zbeyir'den bir telgraf aldm. Telgraf Urfa'dan ekilmiti. Daha da atm. zbeyir unu yazmt tele: 'Salimen Urfa'ya vardk. Binler selm.' stad iyilemi, Urfa'ya gezmeye gitmi, diye sevinmitik. Ertesi gn bir tel daha almtk. 'Urfa valisi bizi burada durdurmuyor. Acele Babakana mracaat edin. Burada kalmamz iin emir versin.' Bu haber zerine hemen saa sola telefon ettik. Arkasndan bir nc telgraf daha gelmiti. Bu tel ise son ve ac haberi bildiren bir telgraft. Kara ve ac tel dnyay, gkleri simsiyah etmiti. Gnlerce Trkiye'ye gkten amur yamt. 'stad vefat etti. Namaz cemaatle klnacaktr!' Gzler alad, gnller alad. Ulu Sultan umutu.

OSMAN ALIKAN
alkanlar hanedannn en byklerindendi. stad, Osman Abdullah, Mehmed ve Hasan alkan kardeleri kastederek, "Siz de drt kardesiniz, ben de drt kardeim; alkanlar hanedan benim akrabamdr" diye buyurmutu. Elimizdeki hatralara gre, Osman alkan tok szl, hak szl, babacan ve hakperest bir insanm. 1945'te stadn penceresine merdivan dayayarak, yemeine zehir atp suikast tertiplemilerdi. Osman alkan, stada, "Size bu pencereden bir zarar gelecei ihtar edilmedi mi" diye sorduunda, "Bir zarar geleceini hissettim, ama bu bir kader-i lhidr" diyen stad zehirlenmeden sonra be-alt gn hasta yatmt. Osman alkan'n dedesi Hac Osman, Yemen'de askerlik yapm olan kahraman bir adamm. Bu Yemen kahramannn dedesi, Gayretolu Mustafa bir Trkmen aireti ile Musul'dan iki asr evvel gelip, bugnk Emirda'a yerlemiti. stad, Osman alkan'n hanm Sultan Hanmn

yazd Risale-i Nur'un sonuna u duay yazmt: "Y Erhamerrahimn, ism-i zamn hrmetine bu nshann sahibesi, hemiremiz sultan Hanm cennet'l-rdevste saadet-i ebediyeye mazhar eyle. min, min, min..." Osman alkan'n yazd bir Nur Risalesine stad yle yazmt: "Y Erhamerrahimn, ism-i zamn hrmtine bu nshay yazan Osman' cennette saadet-i ebediyeye mazhar eyle ve hizmet-i imaniye ve nuriyede muvaffak eyle, min, min, min...' Osman alkan'n yazd ceven'e stad u duay yazmt. Y Erhamerrahimn, Ceven'deki isimler hrmetine bu nshay yazan ve okuyan Osman' cennet'l Firdevste ebed mesud eyle ve hizmet-i imaniye ve Kur'niyede daima muvaffak eyle. min, min, min.." Afyon Yusuye medresesinin bahtiyar mensubu Osman alkan'a stad bir mektubunda unlar ifade buyuruyordu: "Aziz Sddk Kardeim Hac Osman, "Manev bir ihtar ile size buradaki kardelerime bir hakikat beyan etmek lzm geldi. O hakikat udur: Risale-i Nur'un hizmetinde ve akirdlerinin selmetinde tam sadakat ve ihls bir esasl art olduu gibi, belki imdilik daha ziyade elzem ve hem ikinci esasl art, tam ihtiyat etmek ve mnafklarn zahirce dostane hulllerine meydan

vermemek ve tam dikkat etmektir. "En evvel sana sylyorum. Senin sadakatinde, haslardan olduu gibi bana akraba olan alkan hanedannn ehemmiyetli bir rknsn. Benim hakik bir kardeim hkmndesin. Sen ticaret meslei itibariyle herkese dostane muamele ettiinden, Nur'lar aleyhindeki bir ksm bedbahtlar senin mertliinden ve doruluundan ve temiz kalbliliinden ve safvetinden istifade edip, Nur'larn intiarna zarar verdiklerini hem maddi, hem manev haber aldm. ahsma gelen skntya hi ehemmiyet vermem. ahs bin zararm olsa, Nur'un intiarlarna dokunmazsa, be para kymeti yok. Fakat dessas ve zndk bir komite, zahiri benim ahsma bir bahane ile sknt verir. T Nur'lara perde ekilsin. akirdlerin evki krlsn. "Bir haiyecik: "Buraya Eref gelmi ve kitaplar Konya'ya gnderilmi. O mnafklar hissetmiler. Geri kanun hibir cihetle bize iliemez. Fakat mnafklar bahane aryorlar." Osman alkan 1965 ylnda Eskiehir'de vefat ettii zaman, polis memurlar, "Hakikaten ld m?" diyerek kabristanda tahkikat yapmlard; nk bu mert adamn ismi zihinlerde daima imek gibi akyordu.

ALIKANLAR HANEDANI
Bedizzaman, Denizli hapishanesinde dokuz ay mevkuf kalmt. Burada iman ve Kur'n hakikatlarnn nuru olan "Onbirinci ua"y, Meyve Risalesi'ni yazmt. Bu dersi yle takdim etmektedir: Denizli hapsinin bir meyvesi: Zndka ve kfr- mutlaka kar Risale-i Nur'un bir mdafaanamesidir. Ve bu hapsimizde hakik mdafaanamemiz dahi budur. nk, yalnz buna alyoruz. "Bu risale, Denizli hapishanesinin bir meyvesi ve bir hatras ve iki Cuma gnnn mahsuldr." airlerin, ediplerin ve dier insanlarn "hapishane, maphushane, kodes, zindan" dedikleri bu menzile Bedizzaman "Medrese-i Yusuye" ismini vermitir. Zeliha'nn iftiras zerine atld hapishane, Yusuf Aleyhisselmn eref vermesiyle bir dershane, bir medrese olmutu, Bu tesbiti ve ke yapan Bedizzaman buraya

Yusuf'un(a.s.) medresesi, dershanesi ismini vermiti. 15 Haziran 1944 tarihinde tahliye edilen Bedzzaman, Halil Bekta'n o zaman Denizli'deki mehur ehir Otelinde bir buuk ay kadar, aziz bir misar olarak kalmt. Nihayet Ankara'nn verdii karar zerine, Afyon vilyetinin Emirda kazasnda oturmas emredilmiti! 31 Temmuz 1944 Perembe gn Denizli'den alnarak Afyon vilyetine getirilip, Ankara Oteline yerletirildi. Burada da yirmi gn kadar kaldktan sonra, Austos aynn sonlarna doru, arkl Tahir isimli bir polis memurunun nezaretinde, ikindiden sonra, akama yakn, aban ay iinde Emirda'a getirildi. Emirda, artk Bedizzaman'n bir asra yaklaan mrnn son menzili saylrd. Burada 1950 ylna kadar devaml, 50'den sonra zaman zaman urad, kald bir belde olmutu. Edipler Emirda'la alkal olarak eitli eserler vermilerdir. Denizlili air, mutasavvf, veli ve edip bir zat olan Hasan Feyzi Yregil, stadnn Emirda'da zehirlenmesinden dolay vefat haberini alm gibi kaleme ald ok ili ve dertli mersiyesinde ackl bir tablo izmekte, bu tablonun Emirda'la alkal ksmnda unlar ifade etmektedir: "Ah, o emirda! Biz onun nasl bir da olduunu hl anlayamadk. Ondaki esrar hl zemedik. O da hakikaten Emir da m; yoksa esir da m? O da bize bir da oldu. O dan vurduu da yine bizi dalad. Onun da bizi yakt kavurdu. O da bizim damz zerine

binlerle da olup hepimizi dalad, hzn ve elem verdi. Ah, o da yz binlerle kardein yetim kalmasn kasdetti. Hepimizi diri diri atelere yakt. Hsl, o da seni harap, bizi kebap etti, stadm. Ona emir da deil, emer da ve ecel da demeli. Seni aramzdan alp kendine ve iine eken o daa emir da deil, emen da demeli, ey 'Evemen kne meyten fe ahyeynhu nefsi' himayesiyle dirilen stadmz, 'Said de ld' desek inanrlar m? Hem Said lr m? len aki ve hayvan deil midir?Buyurduun gibi, bu ancak bir yer deitirme ve muvakkat bir ayrlmadr, fakat bizim iin ok ac, ok." Hekimolu smail Yoku isimli kitabnda "Emirda'da Sabah" bal altnda Bedizzaman'n Emirda'a giriini, aydnlk, gne, nur ve sabah olarak anlatr, tavsif eder. Mehmed nder de Ald Sz Anadolu isimli eserinde Emirda bahsine "Emirda'larndan teye yol gider" ile balar. Hakikaten mellif bilmeden, bilemeden Emirda'dan teye, ok telere giden nur yolunun, Nurs yolunun izahn yapmakta, Emirda efsanesini anlatmaktadr. Emirda, adn, yan banda ykselen Emirda dalarndan alr. Aslnda emirda ehrinin ilk ad Muslucal'dr. Bu adn Seluklular devrinde blgeye yerletirilen Ouz oymaklarndan birisinin beyi olan Musluca'dan geldii sylenir. Sultan Abdlaziz devrinde Muslucal'ya ok sayda gmen yerletirilmi ve ad Aziziye olmu, cumhuriyetten sonra Emirda ad

verilmitir. Bolvadin'de Abdlkadir Geylan Hazretlerinin torununa ait olduu sylenen bir trbe bulunmaktadr. Merhum Arif Nihad Asya bir drtlnde unu ifade etmektedir: Bolvadin'de eyh Abdlkadir-i Geylni ve adalar, evrende muhafz sekiz on arkadan Ceylnler, Kadirler, Kadriyeler, Abdiller olmak istemiler adan!" Haliyle Bolvadin ve Emirda'da Geylni ismi Ceyln olarak dolamaktadr insanlar arasnda.. Emirda'a Kerkk'ten Musul'dan gelen Trkmen airetleri iinde "Gayretli" lkapl bir zat da vard. Bu zatn neslini sralayabiliriz: Gayretli Mustafa, Sleyman Ali, Hac Osman Dede, Dervi Ali. Dervi Ali'nin alt evlad vard. Bu evltlar Nur Klliyatnn mektuplarnda "alkanlar Hanedan" diye gemektedir. babadan oula doru yle

Musul'un "Gayretli oullar, " Trkiye'de, Emirda'da ve Nur'larda "alkanlar Hanedan" olmutu. Bu alt bahtiyar biraderler unlardr: Osman alkan(1899-1965) Abdullah alkan (1902-1952) Hasan alkan (1908-1979) Mehmed alkan (1905-1984) Ahmed alkan ( ) ) Mahmud alkan (1936-

alkanlar hanedanndan Mehmed alkan'n olu olan Ceyln alkan deh derecesinde bir zekya sahipti. ok kk yata Bedizzaman'n hizmetine girmi, mnev bir evlt olmutu.

ABDULBAK ARVAS
Abdlbaki Arvasi, Van ilimizin Arvas kyndendir. Evliyalar beldesi bu mbarek kyde dnyaya gelmitir. Babas eski Van mftlerinden eyh Masum Efendidir. ( 1875 - 1938 ) Dedesi ise Seyyid Fehim Efendidir. Kendisi 1899'da dnyaya gelmi, 1979' da vefat etmitir. "Hep seme talebeleri vard" Abdlbaki Arvasi, bize anlatt hatralarnda diyor ki: Birinci Cihan Savandan nce Van'da idadi (lise) mektebinde okuyordum. Okula sk-sk gitmez, hep Bedizzaman'n Horhor'daki medresesine giderdim. 'Niin mektebe gitmedin, yine mi katn?' derdi. Ben de kendisinin yannda okumak istediimi sylerdim. Horhor'daki medresesinde yeil kapl bir masas vard. Bu masann zerine raptiyelerle, 'Beikten mezara kadar ilim talep ediniz' melindeki hadisi yazmt. Tahsilin sonunda olan talebelere bizzat kendisi ders verirdi. Hep seme talebeleri vard. Yirmi be kadar talebeye ders veriyordu. Beni ok severdi, hi ismimle hitap etmezdi. 'Birazi' (yeen) derdi.

Savatan nce Nurin ve Hsrev Paa camilerinde kalrd. Bir gn babamla Adilcevaz'dan Van'a geldik. Babam beni mektebe getiriyordu. Gemi de tehirli olduu iin ge kaldk. Amcamn evi de uzakt. abaniye mahallesindeydi. Babam Masum Efendi, 'Molla Said'e gidelim. Onunla sabaha kadar sohbet eder, taktrrz' (Ltife ve sohbet ederiz) dedi. stad'n yanna vardmzda vakit gece yarsyd. Mevsim sonbahard. Baktk stad caminin kapsnda yorgana sarlm oturuyor. Biz bakas sandk. Meer ykanmas icab edince camiden km, darda bekliyormu. Babam: 'Vay ez gulm, yahu Seyda burada ne aryorsun? Donacaksn' dedi. Sonra stad banyo yapt ve geldi orada sabaha kadar babamla sohbet ettiler. Sabahleyin namaz kldktan sonra ayrldk". "zlmeyin, slmiyet incelir, ama kopmaz" Cumhuriyetin ilk yllarndayd. Kr Hseyin Paa babama gelerek, 'Ben Seyda'nn yanna gidiyorum, beraber gidelim' deyince, babam 'Biraz iim var, sen istersen Abdlbaki'yle git. Ayrca valiyle frka kumandan Sleyman Sabri Paaya haber ver de yle git' dedi. Sonra Vali Tahsin Beye gittik. Tahsin Bey, 'Benim de selm ve hrmetlerimi syleyin, ellerinden perim' dedi. Sonra Sleyman Sabri Paaya gittik, o da ayn eyleri syledi. Atlara binerek Erek Dana gittik. stad'n yannda eskiden polislik yapm Cevdet isminde bir

talebesi vard. Ziyaret srasnda stad gelecek gnlerden bahisle, 'zlmeyin, banza ok iler gelecek. Sizi ok rahatsz edecekler. zlmeyin, hak yerini bulur. Onlar eriat kaldrmak istiyorlar. eriat- garra (parlak eriat, slmiyet) incelir, ama yine de kopmaz. Onun sahibi Allah'tr. Bir koruyucusunu gnderir, yeniden slmiyeti ihya eder' dedi. Daha sonra biz bunu babama anlattmzda, peder 'Herhalde Mehdi'yi kastetmi' diye kanaatini bildirdi. Dada toprak bir manastr harabesinde oturuyordu. ok basit bir yaay vard. Bir hasr, bir kei postu vard. Biz ark lisanyla mitil deriz, yzsz bir de yorgan vard. Ufak tefek baz zaruri eyalar da etrafta gzkyordu. Vakit geince talebesine 'le oldu, misarler var, bir eyler yap da getir' dedi. Bir para bulgurla, biraz yalar kalmt. Talebesi bu kalan son yala pilav yapt getirdi. ok azd. Ben bunun k geleceini zannetmiyordum (Abdlbaki Efendi buray anlatrken yemin ederek "Ben hayatmda yle lezzetli yemek yemedim. Orada, Erek Danda, stad'n yannda yediimiz o le yemeini unutamyorum" demekten kendini alamyordu.) Yemekten sonra stad talebesine hitaben, 'Sen bu yemek yetmeyecek diye zldn. Bak Allah hepimizi doyurdu, hepimize k geldi' dedi. Az sonra abdest almak iin msaade istedi. stad dar knca, Hseyin Paa para vermek istedi, fakat talebesi

almad. Paa da paray postun altna koydu. Az sonra Seyda gelince, henz kollarn da indirmemiti. ki elini kapya dayayarak gld ve Hseyin Paaya, 'Paa siz bana misar oldunuz, a m kaldnz? Bizim bir eye ihtiyacmz yoktur. Onu bizden daha fakir olanlara verin' deyince, Hseyin Paa ok zld ve gzyalarn tutamayp alamaya balad. Kurban Seyda bir ey yok!' dedi. stad ise: "Onu bakalarna ver. Benden daha ok muhta ve mstahak olanlar var, onlara verin' derken, Hseyin Paa: 'Seyda bir ey yok!' diyordu. stad yine: 'Yok yok onu aln bakalarna verin' deyince ben, postun altndaki paray alp cebime koydum." Abdlbaki Arvasi, bunlar gzyalar iinde anlatyordu. ok hislenmi, ok duygulanmt. Anlatmaya devam etti: "Artk kalkacaktk. Vedalatlar, ayrlyorduk. stad Hseyin Paa'ya, 'Bak Paa, imdi verecein yer hatrma geldi. Bu Cevdet'in gmlei ok eski, buna bir mecid ver' dedi. Paa da kartp bir altn verdi. Fakat talebesi bir altn almad, sadece bir mecid ald." Srgnler balad Bu ziyaretimizden sonra srgnler balad. Masum Efendiyi, stad', Kr Hseyin Paay, Geva Mfts Hasan Efendiyi, Kfencizade eyh Abdlbaki Efendiyi, eyh Hami Paann olu Abdullah Efendiyi

beraber srgn ettiler. 1928 ylnda herkes, tekrar memleketine dnd. Fakat stad', babam, Abdlbaki'yi ve Hseyin Paay brakmadlar. Bunlar dnemedi. Babam 1938 ylnda Arvas'ta vefat etti. Hseyin Paa, stad' dinledii iin isyanlara katlmamt. Damad, isyana katld, sonra da kat, Musul'a gitti. Babam Masum Efendi ile Seyda ok samimi konuurlard. Babam, Seyda'y ok severdi, hrmet ederdi. Harpten sonra, Seyda ile konuurken, stad'n kahramanca arpmalarndan konu almt. Babam: 'Molla Said, dnyann en cesuru sen miydin? Hkmet kat, Bitlis halk ekildi. Siz elli altm kiiyle dmana kar dayandnz. Bu yzden bana bu kadar felket geldi.' stad tebessm ederek: Masumlarn hatr iin, onlarn kurtulmas iin, vatan dmanlardan temizlemek iin kendimizi feda ettik diye cevap verdi. Kendi ektiklerinin, zulm ve eziyetlerin hibir ehemmiyeti olmadn syleyerek, 'Mslmanlarn saadeti iin kendimizi feda etsek ne olacak?' dedi. Yine babam bir sohbet srasnda Seyda'ya, 'Ez gulam!... Doru syle, peki Rusya'dan nasl katn Sibirya'dan nasl kurtuldun?' dedi. stad yine derinden derine tebessm

etti: "Allah'n inayetiyle kurtuldum. Artk gerisini kartrma diyerek gld. *** "Seyda ok heybetliydi. nsan kyamazd ona bakmaya. Seyda'nn kyyle bizim Arvas birbirine ok yaknd. Seyda'nn kk kardei Mehmet bizim kyde mderrislik yapard. Amcam Mehmet Sddk kendisini getirmiti. Daha sonra amcam harpte ehit oldu. Harpten sonra da Mehmed Efendi yine Arvas'ta ders okuttu. Ksa boylu, sakallyd. Byk kardei de lim bir zatt. Uzun boylu bir insand. Harpten nce vefat etti." Son grme Abdlbaki Arvasi, Bedizzaman Said Nurs ile son olarak aradan yllar getikten sonra, 1960 yl banda Konya'da grmt. Bu grmeyi ise yle anlatyor: Mevlna trbesini tatil gn olmasna ramen atrdk. stad trbeyi ziyaret etti. Mevlna'nn ruhuna dua ve Fatiha okudu. Kardei Abdlmecid Efendiyle grt. Konya'ya gelmesi de ok hdiseli gemiti. Gazeteler, polisler yaygara yapm ve sk emniyet tedbirleri alnmt. stad'n elini ptm. Bana: Olur byle eyler... Demek seninle yine grecektik.

Nasl, daha Arvas'a gitmedin mi?' dedi. Ben de, 'Hayr, daha gitmedim' dedim. Gitmemi syledi. "Ben de stad'n sz zerine oluk ocuk o sene Arvas'a gittik. stad bizimle vedalarken gz yalar akyordu. 'Bu sizinle son grmem, hakknz hell edin' dedi. Hep aladk, gz yalar iinde stad'dan ayrldk."

SEYYD MEHMET EFK ARVAS


lk talebelikten Denizli hapsine 1884'de dnyaya gelen Seyyid ek Arvas, Bedizzaman'n eski dost ve talebelerinden bir zatt. Kendisi Bitlis'in Hizan kazasnn Arvas kynde domutu. Nur'lardan ilk eser olan arat'l-caz'n muhatab ve ktiplerindendir. Van'da Horhor Medresesinde de Bedizzaman'a talebelik yapmtr. 1943'teki Denizli hapsinde o da stad'yla birlikte dokuz ay mevkuf bulunmu ve sonunda beraat etmitir. Denizli'ye gtrlmeden evvel 41 gn stanbul Emniyet Mdrlnde bulunmu, sonra da Denizli'ye sevk edilmitir. Denizli'den verilen beraat kararnda ismi Mehmed erif Eryuvas diye gemektedir. Burada iki yanl bir aradadr. Soy ismi alrken cahil memur, Arvas'yi Eryuvas diye yazm, mahkemeciler ise ek'i erif diye yazmlardr. Eyp Sultan'da Bostan iskelesindeki tekke merutasnda

ikamet etmekteydi. 1970 senesinin 13 Mart'nda ebediyete intikal etmi ve Edirnekap ehitliindeki makberine tevd edilmitir. Vefatndan alt ay evvel, doktor olan olu Isparta yolunda bir trak kazasnda can vermitir. eyh Sami Efendi kendisine bu ac hdiseyi mnasip bir lisanla anlatmak iin geldii zaman, merhum kerametle Sami Efendiye Yakup Aleyhisselmn kssasn anlatm, Yusuf Aleyhisselmdan ayrln bildirmi. Seyyid ek Efendi eskiden Osmanllar zamannda stanbul'a gelip yerlemiti. Fatih Medresesindeki Sahn ksmnda yaplan bir imtihana sekiz yz kii katlm, bunlardan sadece sekiz kii imtihan kazanmt. Bu sekiz kiiden birisi de Seyyid ek Efendi idi. Uzun seneler stanbul Mftlnde Mushaar Tedkik Heyeti reisi olarak bulunmutu. Yine kendisi gibi Bedizzaman'n dostu ve talebesi olan Gnenli Mehmed Efendiden evvel Sultan Ahmed Camiinde imamd. Bu ba imamlk vazifesini on yedi sene yapt. Eyp Camiinde tam krk sene vaizlik vazifesinde bulundu. Bir eseri Peygamber Efendimizden Hutbeler ve Sohbetler ismiyle neredildi. Bu kymetli eserini "naallah bana vesile-i Rahmet ve maret, sebeb-i efaat olacaktr" niyaz ile takdim etmektedir. Nurlardaki Seyyid ek Nur'larn muhtelif ksmlarnda isim ve imzas bulunan bu mbarek zat, bir iftar vakti alnp Denizli hapishanesine

gtrlmt. Barla mektuplarnda ise Nur'lardan "Otuz nc Sz" hakknda hemehrisi ve stad'na hitaben unlar ifade ediyordu: "ifahane-i kalbinizden tul eden 'Otuz nc Sz'nzle otuz cihetten marz olan kalb-i mecruhumuzu tedavi buyurmanz bilhassa istirham eylerim." arat'l-'caz'dan Barla mektuplarna kadar imzasn atan Mehmed ek Arvas Efendinin mekn ve makam Cennet olsun.

eyh Nizamettin Arvas


Bedizzaman'n Hocas eyh Muhammed Celalinin Olu: eyh Nizamettin Arvas... Doubeyazt'ta ay Bedizzaman'a ders veren zat, eyh Muhammed Cell idi. Aslen Arvaslyd. Uzun mddet Cell kabilesi arasnda kald iin kendisine "Cell" denilmekteydi. 1851 ylnda dnyaya gelmiti. On biri erkek, dokuzu kz olmak zere yirmi evld vard. Birinci Cihan Harbinin balarnda, yani 1914'te Siirt'in irvan kazasndayken vefat etmiti. Olu Nizameddin Arvas, stad Bedizzaman ve babas eyh Muhammed Cell ile alkal olarak bizlere u

bilgileri verdi: Bedizzaman'n ilk tahsil hayat "Ben 1912 ylnda dnyaya gelmiim. Arvas sllesindenim. Arvasler daym olurlar. Ben kendim stad Bedizzaman' grmedim. Annem Sekine (eker kadn), aabeyim Molla Muhammed Sddk, Halife Yusuf ve Molla erif'ten stad hakknda birok mlmatlar almtm. "Bedizzaman douda birok medrese ve ulemnn yanna gidip, kendi ilim ve zek seviyesine uygun ders verecek lim bulamaynca, 1887'lerde on drt yandayken babamn medresesine gelmi. Babama mehur ve maruf Hac Seyyid Muhammed Cell derler. stad babamn medresesinde ay tahsil grm. Sonraki ayda ise ders almayp, babamla ilm mnazaralarda bulunmu. "Babamn doksan civarnda talebesi vard. Talebelerin en k Bedizzaman idi. Ama o zaman kendisine Molla Said denmekteymi. Talebelerin en k olmasna ramen, btn talebeler tarafndan ok hrmet grrm. Dier talebelerin hepsine mderris ve mft Sadullah Efendi tarafndan dersler verilirken, tek bana yalnz Bedizzaman babamdan ders alrm. Ders esnasnda kimseyi de yanlarna almazlarm. Bedizzaman

babama, 'Bu kitaplar okuyup renmekle ba olmaz, bu ilmin hazinesinin anahtar sizdedir,' diyerek her ilimden sadece birer ders alm. limde ve zekda btn talebelerin fevkinde imi. Gndzleri babamdan ders alrken, Perembe geceleri de Ahmed Han'nin trbesine gidermi. phelenen babam, kk Said'in arkasna Halife Yusuf ve Molla erif'i takipi koymu, Trbeye varan takipiler, kk Said'i gremezler, fakat ieriden; 'Bel Seyd, bel Seyd (evet hocam, tamam hocam)' diye sesler duymular. Durumu gelip babama bildirmiler. Babam talebelerine 'Bundan sonra Said'e kesinlikle kimse karmayacak' diye emir vererek, yaa byk olan Molla erif'i de Bedizzaman'n hizmetine vermi. Molla erif'in anlattna gre, ders esnasnda bazen babam, bazen da Bedizzaman sinirlenirmi. Bedizzaman sinirlendii zaman dar karak medreseden uzaklarm. Talebeler Bedizzaman'n medreseyi terk ettiini syleyince, babam, 'Brakn Said'i, brakn Said'i, ona sizler karmayn, o biraz sonra yine gelir' diyerek cevap verirmi. Gerekten de stad sinirleri yatnca tekrar medreseye dnermi.

aylk tahsil " aylk bu tahsilden sonra babam, Kk Said'e 'Artk sen ilmi tekemml eyledin. Bizim sana verecek bir eyimiz kalmad' diyerek icazetini vermi. stad babamn elini perek medreseden ayrlm. Daha sonralar, Birinci Cihan Harbine kadar, her yl evimize gelerek, babam ziyaret edermi. Baz yllar, Van'da at medresedeki talebelerini de yanna alr, yle gelirmi, Babam Bedizzaman'a, 'Yetitirdiim talebelerin hepsinin de stad sensin' dermi. stad bir defasnda babama hediye olarak bir ift yn orap getirmi. Babam sadece talebelerden Halife Yusuf'la stad Bedizzaman'n bize gelmelerine msaade edermi. "Daha sonralar stada annem de hediye olarak orap vermiti. 1953 ylnda babamn doksan dokuzluk ysr tesbihini stada gnderdim.. stad da bana kehribar doksan dokuzlu bir tesbih, bir mektup, ayrca Nur Risalelerinden Tlsmlar, Mektubat ve Zlkar eserlerini gndermiti. Not : Burada bahsedilen, Nizameddin Arvasi'nin babas eyh Muhammet Celalinin "Ysr tesbihi" Bedizzaman Said Nursi Hazretlerinden bu ciz M. Said zdemir 'e intikal etmitir. En kymetli bir hatra olarak saklanmaktadr. Bedizzamann talebesi M. Said zdemir:

"Aabeyim Molla Muhammed Sddk da medresede stadla birlikte okuduundan, stadn bykln ok iyi biliyordu. 'Bedizzaman'n ilmi Allah vergisidir, onun ilmi vehbdir' derdi. stad Emirda'ndayken aabeyimle birlikte ziyaretine gidecektik. stad 'Onlar gelmesinler, ben oraya geleceim' diye haber gndermiti."

MEVLNA HALD- BADAD


Bundan nceki asrn mceddidi olan Mevlna Halid Ziyaeddin, aslen Sleymaniyeli Ahmed Aa isminde bir zatn oludur. Nakibend mridi olan Mevlna Halid'in hayat, Nak tarikatnn tarihinde pek ehemmiyetli bir safha tekil etmektedir. 1776'da Sleymaniye'ye bal Karada'da dnyaya gelen Mevlna Halid, Mikaili airetindendi. ok kk yanda ilim tahsil etmek iin, Erbil'e bal Kysancak ve Harir taraarna gitmiti. Devrin hretli limlerinden ders alyordu. Yine ilim tahsili iin Badat'a gitti, bir mddet sonra da Sleymaniye'ye dnd. Daha sonra Sinence'ye giderek, orann mehur limi Muhammed Kasm'dan riyaziyat, hendese, hesap ve astronomi dersleri ald. 1798'de tekrar Sleymaniye'ye dnd zaman mderrislie tayin edildi. Zhd ve takvsyla bilinen Mevlna Halid, akl ve nakl ilimlerle de megul olmutu.

1805'de Diyarbakr, Halep ve am zerinden Hicaz'a gitti. Bu sralarda Azim Abatl Muhammed Zahid adnda bir dervile karlat.Bu dervi kendi mridi olan Delhli eyh Abdullah ahn baz menkbelerini anlatt. Bunun zerine Mevlna Halid gyab olarak byk bir itiyak ve muhabbetle eyh Abdullah'a baland. Onunla merref olmak iin Hindistan yolunu tuttu. Divan'nda eyh Abdullah'a olan ball yer yer grlmektedir. 1809'da Hindistan'a giderken yolda birok lim ve fzl zatla tant, Lahor zerinden eyh Abdullah'n oturduu Cihanabad'a vard. Daha o beldeye yaklarken, eyhinden manevi feyizler almaya balamt. Bir yl eyhinin hizmetinde kald. Orada Kadir, Nak, Shreverdi ve Kbrevi tarikatlarndan icazet alarak, 1811'de Sleymaniye'ye dnd. Karadal olan Mevlna Halid aslen Hazret-i Osman'n (r.a.) nesline dayanyordu. Badat Valisi Said Paa Mevlna Halid'e alka ve hrmet gsteriyordu. hsaniye Medresesini tamir ettirmi, Mevlna Halid'e tekke olarak tahsis etmiti. Bu tekke bugn Badat'ta Tekke-i Halidiye olarak anlmakta ve bilinmektedir. Daha sonraki yllarda Davut Paa Badat Valisi oldu. 1822'de Mevlna Halid'in manev hizmeti ve hakimiyeti siyasilerin dikkatini ekiyordu. Osmanl devleti, Mevlna'nn durumunu renmek iin Badat Valisi

Davud Paann bilgisine mracaat etti. Mevlna Halid, Vali Paann tahkikatndan ve icraatlarndan huzursuz olarak, Badat' terk edip am'a yerleti. nsa bir zat olan Badat Valisi Davut Paa, stanbul'a yle bir rapor gnderdi: "Mevlna Halid'in gayesi Snnet-i Seniyeyi ihya ve talebelerini irad etmektir. Onun tavr ve hizmetlerinden anlaldna gre, dnyaya kat'iyyen temayl yoktur. Mevlna siyasetten itina ile kanmaktadr. Hatt, Mevlna Halid'in hibir zaman devlet ilerine karmayacan da taahhd ederim." Mevlna Halid 1825'te tekrar hacca giderek oradan am'a dnd. Mevlna Halid'in Bahaeddin, Abdurrahman, ehabeddin, Necmeddin ve Fatma adnda ocuklar vard. ehabeddin Efendi Urfa'da medfundur. Birok talebe ve halifeleri oldu. Bunlardan Muhammed Firak adndaki halifesi stanbul'da vefat ederek Emin Nureddin Camiine defnedilmitir. Mevlna Halid 1826 ylnda kolera hastalna yakaland. Bir akam namazndan sonra, Cuma gecesi, yzn kbleye evirerek u yet-i kerimeyi (melen) okumutu: "Ey itmi'nana ermi ruh! Dn Rabbine, sen ondan raz, O senden raz olarak haydi gir kullarmn iine ve cennetime dahil ol!" Sonra da ruhunu teslim etti. am'n Salihiye Mahallesindeki Kasyon tepesinin

eteine defnedildi. Mevlna Halid Hindistan'a gitmeden evvel hep ilm eserler yazmt. Ondan sonra ise tasavvuf ve tarikata dair eserleri oldu. Dokuz adet ilm eseri bulunmaktadr. Alt tane de Farsa tasavvu eseri vardr. Tarikat hakknda ise bakalarnca yazlm eserler bulunmaktadr. arkl lim Sadreddin Yksel Mevlna Halid-i Badad'nin Divan ve erhi isminde hazrlad, eserin 1200. msrasndaki u ifadeler dikkati ekmektedir: "mam- Rabban'nin her iki gz mesabesinde olan Said ile Urvet'l-Vska Masum hrmetine." Mevlana Halid'in Bedizzaman Kk k Kk k veya Hac k diye bilinen zatn asl ad Mehmed'di. Babas leblebicilik yapard. ok kk yata kendisini ilim ve iman yoluna adad iin, lkab Kk k olarak sylenmektedir. Kk k Mehmed Efendinin, ei Fatma Hanmdan alt tane kz olmutu. Kk k ilim yolunda, ana oca Afyon'u terk ederek stanbul'a gelmi, Bir mddet burada ilim tahsil ettikten sonra, bu defa da bundan nceki asrn mceddidi Mevlna Halid Hazretlerini ziyaret etmek, onun irfan meclisinde diz kerek ilim ve irfan feyzine ermek iin, Msr'a giden bir gemiye binerek am'a doru yola km. Kendisi gibi cbbesi, Kk Ak ve

am'a, Mevlna Halid'e gitmek isteyen dier ilim talipleri, "Hey molla, sen nereye gidiyorsun?" diye sorduklarnda Kk k, "am'a, okumaya" diye cevap vermi. Gemi Beyrut'a gelince am yolcular inip kara yoluyla am'a gelmiler. am'n mmiye Camiinde namazdan sonra "Mevlna Halid'i ziyarete varalm" demiler. Kk k'a ise; "Delikanl, biz ehl-i tarikatz, sen okumak iin kendine bir medrese bul" demiler. Kk k Mehmed ise, btn zahiri ilimleri okuduunu, kendisinin de maksadnn Mevlna Halid Hazretlerini ziyaret etmek olduunu sylemi. Onlarda, "Daha sen ok kksn, eyh Halid Hazretleri seni kabul etmez!" demelerine ramen Kk k Mehmed azminden vazgememi ve mollalarla mnakaa ederek tekkeye varmlar. Mevlna Halid Hazretleri bir keramet haliyle Kk k Mehmed'in geleceini biliyormu. Hizmetkrlarndan birisi, kapda stanbul'dan bir grup ziyareti olduunu sylemi. Sonra bu ziyaretiler Mevlna Halid Hazretlerinin derghna girmiler. eyhin elini perken, sra Kk k'a gelmi. eyh, "Gel bakalm, benim kk Mehmed'im, sen ho geldin" diyerek, hi tanmad halde, Afyon'un ve Anadolu'nun bu kk kn barna basmt. Mevlna Halid, Kk k Mehmed'i yanna, hizmetine alm. Kk k yllarca Mevlna Halid Hazretlerine hizmet etmi. Zaman zaman Mevlna Halid,

"Olum, Mehmed'im, senin memleketinde kimin var? Seni hi arayan, soran yok, mektubun da gelmiyor" deyince, Kk k boynunu bkerek, "Allah'tan gayr kimsem yok" diye cevap verir ve gzleri yaarrm. Bir gn Kk k'n annesiyle babas diyar diyar evltlarn aramaya balamlar. stanbul, Msr ve nihayet Badat, am yollarna kadar dmler. Mevlna Halid Hazretleri bir le vakti abdest almak istemi. Kk k hemen leen ve ibrii getirmi. Mevlna Halid eskiden sorduu gibi yine sormu: "Yavrum Mehmed'im, senin memleketinde kimin var?" Kk k'n yine gzlere dolarak, "Allah'tan baka kimsem yok" diyerek cevap vermi. te o zaman Mevlna Halid Hazretleri avucunun iini ap, Kk k Mehmed'in yzne kar ayna gibi tutarak, "Bak bakalm, dikkat et, ne greceksin?" demi. Kk k Mehmed, Mevlna Halid Hazretlerinin avucunda annesiyle babasnn resimlerini grm. Kp krmz olarak, hi sesi kmayan Kk k Mehmed'e, Mevlna Halid, "Ey Mehmed, sen buraya annen ve babandan izinsiz ve habersiz geldin" diyerek, Mehmed'in yapt ileri sylemi, anne ve babasnn yaknlara geldiklerini haber vermi. Kk k yal gzlerle, "Annem ve babam buraya gelip, beni eyhinden ayrp gtrrler, sizin hasretinize dayanamam diye byle yaptm" demi. Onlar byle konuurken kap alnm. Kk k'n

annesiyle babas ieri girmiler. Kk k Mevlna Halid Hazretlerinin yanndan ayrlp da Afyon'a gitmek istememi. Annesiyle babas eyhten izin alarak, evltlarn alp gtrmek istiyorlarm. Kk k ise bir trl eyhinden ayrlmak istemiyor, eyhinin hasretine dayanamayacan sylyormu. Bunun zerine, Mevlna Halid Hazretleri srtndan hrkasn kararak, Kk k Mehmed Efendiye giydirmiti. "Sen benim hasretime ite imdi dayanrsn, kk benim cbbemi gtryorsun. imdi Afyon'a gideceksin, buraya kadar geldiine gre, hac farizasn eda et, yle git!" demi. Kk k Mehmed, hocasnn hasretini gidermek iin cbbesini giyip, ellerini perek, hayr dualarn aldktan sonra, anne-babasyla Hicaz'a gitmi ve sonra da Afyon'a gelmi. Afyon'da mftlk yapt gibi, imdi kendi ismiyle sylenen Hac k Camiinde dersler de okutmu. lim ve maneviyat bakmndan ok stn olan Hac k Efendi, senelerce medreselerde ders okutmu, Yunus Hoca ve Sandkl eyhi Hasan Efendi gibi mehur kimseleri yetitirmi. Hac k Mehmed Efendi, ilk defa dolapla kuyulardan su ekmeyi de icad etmi. Tabak esnafn mftlk binasna zaman zaman toplayarak "Cehri" denilen bitkiyle derinin daha iyi boyandn onlara retmi.

Kk k Mehmed Efendi 1845 ylnda vefat etmi. Kabri Afyon'un Devrane mezarlndadr. Bu mezarlk sonradan kaldrld zaman, Hac k Mehmed Efendinin sadece mezar ta getirilip, bugn adyla anlan camiin yanna dikilmi. Mevlna Halid'den Bedizzaman'a ulaan cbbe 1940 civarnda yazldn tahmin ettiimiz mektubunda stad unlar ifade buyurmaktadr: bir

"Eski zamanda, on drt yanda iken, icazet almann almeti olan stad tarafndan sark sardrmak, bir cbbe bana giydirmek vaziyetine mniler bulundu. Yamn kklyle, memleketimizde byk hocalara mahsus kisve giymek yakmad... "O zamanda byk limler, bana kar stadlk vaziyeti deil, ya rakip, veyahut teslimiyet derecesine girdikleri iin, bana cbbe giydirecek ve stadlk vaziyetini alacak kendilerine gvenenler bulunmad. Ve evliyy azimeden drt-be zatn vefat etmeleri cihetiyle, elli alt senedir icazetin zahir almeti olan cbbeyi giymek ve bir stadn elini pmek, stadln kabul etmek hakkm bu gnlerde, yz senelik bir mesafede Hazret-i Mevlna Zlcenaheyn Halid Ziyaeddin kendi cbbesini, o cbbeye sarlan bir sark ile pek garip bir tarzda bana giydirmek iin gnderdiine baz emarelerle bana kanaat geldi. Ben de o mbarek ve yz yanda cbbeyi giyiyorum. Cenab-

Hakka yz binler krediyorum. (Bu mbarek emaneti Risale-i Nur talebelerinden ve ahiret hemirelerimizden Asiye namnda bir muhterem hanmn eliyle aldm...)" Kk k'n torunu siye Mlazmolu 1885 ylnda Afyon'da dnyaya gelen Asiye Mlazmolu'nun babas Mehmed Bahaeddin Efendi annesi ise Zakire hanmdr. Mehmed Bahaeddin, Kk k'n torunudur. siye Hanm dedesinden kendisine intikal eden bu cbbenin zerinde yllarca titremi, istikll savanda, Yunan igalinde, memleketlerini terk etmek zorunda kaldklar gnlerde bile onu yanndan ayrmam. Sandkl, Isparta ve Akehir'e gittiklerinde zor zarur eyalar ile birlikte bu cbbeyi de daima yannda tam. Asiye Hanmn kocas Tahir Bey, Kastamonu Hapishanesine mdr olarak tayin edildii zaman, Mlazmolu ailesi de nihayet Kastamonu'ya gelip yerlemi. te bu yerleme gnlerinde, uzun yllar dolatrlan cbbe de asl sahibini bulmu. Babas Bahaeddin Efendiyle birlikte Bedizzaman'a giden Asiye Hanm, Mevln Halid'in emanetini bu asrlk yadigr sahibine teslim etmiti. Cbbenin sahibi: "Asiye'nin duas kabul oldu " diyerek uzun yllarn itiyakn, hasretini ifade etmiti. Aradn Badat yollarnda bulan Kk k'n torunlar, dedelerinden daha anslydlar. nk onlar aradklarn Anadolu'da

bulmulard. Asiye Hanm'n ismi ve hizmetleri Risale-i Nur'un lhikalarnda yer yer zikredilir. Asiye Mlzmolu Risale-i Nur'un kuds hizmetinde bulunmu mbarek bir hanm.. Ankara'daki evinde ziyaret ettiimiz zaman, yandan beklenmeyecek zindelikte bize bu konuda bilgiler vermiti. Bizi glerek karlam, "Bugn iimde bir sevin vard, sizin geleceinizi deta bekliyordum" diyordu. Mevlna Halid Hazretlerinin bu cbbesi Bedizzaman'n yannda kalmt. Yllar sonra, 1950 yl sonbaharnda Urfal Vahdi Gayberi Emirda'da stad ziyaret ettii zaman, stad bu mbarek cbbeyle birlikte baz eyalarn, kendisinin de Urfa'ya geleceini syleyerek Gayberi'ye verip, Urfa'ya gndermiti. Mevlna Halid'in cbbesi bugn Urfa'da Abdlkadir Badilli tarafndan muhafaza edilmektedir.

TAHR PAA
On dokuzuncu asrn sonu ile, kinci Merutiyet yllarnda Musul, Van ve Bitlis'te valilik yapm olan Tahir Paa aslen Arnavuttur. kodra'nn Pogoritza hkimi Hac Ali Efendinin olu olarak 1847'de domutur.Yugoslavya'nn eski ismi Potgoria, yeni ismi Titograt olan ehrinde doan Tahir Paa ulfeli valiydi, daha sonra vezir olmutu. Hac Ali Efendinin alt olundan biri olan Tahir Paa, yirmi dokuz yanda iken devlet hizmetine girmiti. Uzun yllar Van'da valilik yapan Tahir Paa, birok defa hastaln ve ihtiyarln ileri srerek vazifesinden ayrlmak istemise de, Sultan Abdlhamid'in srarlaryla vazifeye devam etmitir. Sultan Abdlhamid kendisini ok takdir eder ve severdi. Van'da geirdii son yllarnda, guatr hastalndan epey muzdaripti. Ancak bir trl Van' terk edip de tedavi iin stanbul'a gelmiyordu. Hatt hasta haliyle ektirmi olduu bir resmini stanbul'a gndermi ve are aramt. Ancak daha sonra hastalnn iyice ziyadelemesi zerine,

emekli olarak stanbul'a dnm ve bir yl sonra da 1913 yl Kasm ay ierisinde vefat etmitir. Kabri Sahra-y Cedid semtindedir. Olu Cevdet Bey (Belbez) de, bilhare Van'da valilik yapmtr. ki hanmndan on bir tane evld vardr. Bunlardan Cevdet, Fikriye ve Naima ilk hanmndan; mn'ime, Mnibe, Mkrime, Necdet, Fikret, Hikmet, Fahrnnisa ve Mihrinnisa ise ikinci hanm Bedia'dan olmutu. Kzlarndan birisi, yakn tarihimizin adalet bakanlarndan inasi Devrim'in hanmdr. Dier kz Mn'ime ise, stikll Harbi kumandanlarndan Fahreddin Altay Paann hanmdr. Tahir Paa Bedizzaman mnasebeti Tahir Paa Van ve Bitlis'te bulunduu yllarda altm yalarnda bulunuyordu. Ayn yllarda Bedizzaman da yirmi be otuz yalarnda idi. Bedizzaman'n ilmini, fazln ve dehasn ilk nce tesbit ve tehis eden devlet riclinden birisi Tahir Paa olmutur. Bedizzaman'n Tahir Paa ile ilgili hatralar byk kardei Molla Abdullah'n olu Abdurrahman Nurs'nin yazd Bedizzaman'n Tarihe-i Hayat isimli kitapta tafsiltl olarak yer almaktadr. Tahir Paa iin Bitlis yllnda "l" tabiri gemektedir. l ise, "an ve eref sahibi kimse" manlarna gelmektedir. stanbul Baveklet Arivinde Sultan kinci

Abdlhamid'e ait Yldz evraknda Tahir Paann bir mektubu bulunmaktadr. Valinin Bedizzaman'la ilgili mektubu padiaha gndermesi Mektup Bedizzaman'la ilgili olup, Sultan Abdlhamid Hn'a hitaben yazlmtr: Mrz-u kernemdir. Krdistan ulems beyninde harika-i zek ile mtehir Molla Said Efendi muhtc- tedvi olduundan, efkat ve merhamet-i Hazret-i Hilfetpenhye iltica ederek bu kerre ol cnib-i liye azimet eylemitir. Mmileyh, bu havalide ilimce umumun merci-i hall-i mkilt olduu halde, yine kendisini talebeden sayarak kyafetini deitirmeye imdiye kadar muvafakat etmemitir. Kendisi Velnimet-i zam Hazretlerine hakikaten sadk ve hlis duac olmakla beraber, ftraten edb ve kanaatkr ve kr-i kernemce imdiye kadar Dersaadet'e gitmek bahtiyarlna nail olan Krd ulems iinde gerek ahlk- hasenece, gerek Zt- Hazret-i Hilfetpenhiye sadakat ve ubdiyete en ziyade yn- tfet bir zt- diyanetir olmasna nazaran, mmileyhin emr-i tedavi hususunda mazhar- teshilt ve nail-i iltift- mahsusa olmas umum Krdistan talebesi hakknda ilelebed unutulmaz bir insniyet-i li'l Hazret-i Pdih telkk olunacann

arzna cr'et klnd. "Bu babda ve her halde emr ferman, Hazreti Men Leh'l-Emrindir." Bitlis Valisi Tahir Mruz-u kernemdir" ifadesi iin, lgatlar kul ve kleye mensup, kul ve kleye lyk manlarn kaydetmektedir. Osmanllarda, zerafet ve nezaket tabiri olarak, konuan ahs kendisi iin kullanrd. Krdistan ise, o zamanlar Pkistan, Afganistan ve Trkistan gibi bir coraf manda kullanlrd. Mmileyh: Ad geen, yukarda zikredilen. Bu babda ve herhalde emr ferman, Hazret-i Men Leh'l Emrindir: Bu mevzuda ve herhalde emir, ferman ve karar, emir ve karar sahibi olan kimsenindir. Eskiden istida ve mektuplarn sonuna yazlan bir cmleydi. Bedizzaman, Tahir Paann davetlisi olarak Van'a gelmi, uzun zaman Tahir Paann konanda kalmt. Tahir Paa kendisini ok sever ve sayard. Yksek ilim meclisleri kurarlar, sohbetler tertip ederlerdi. Tahir Paann kona bir ilim ve irfan yuvas olarak, her zaman misar limlerle dolup taard. Bedizzaman'n Tahir Paa ile mnakaas Bedizzaman bir gn Tahir Paa ile ilm bir mnazaraya

tutumu, mnazara bym ve aralar almt. Orada bulunan alimler, aralarn yattrmaya almlar ise de muvaffak olamamlard. Bilhare Bedizzaman da kona terk edip medresesine gitmiti. Bir mddet sonra jandarmalar gelerek, gen Said'i tutup Van'dan srgn etmek istemilerdi. Bedizzaman jandarmalara teslim olmak iin iki art ileri srd: l. Beni medresemde yakalamaynz. nk bu vaziyet medresenin eref ve haysiyetini ihll eder. Ben dar, arya kaym, orada yakalaynz. 2. Beni Van'dan kartrken silhmla kartnz. Bu artlar Tahir Paaya bildirilmi, Paa da kabul etmiti. Kendisini Bitlis'e gnderdiler. Bitlis'ten sonra Hizan'a, oradan da Bulank taraarna gidip, her gn bir kyde olmak zere otuz kyde hocalarla mnazara ederek dolamt. Sonradan Tahir Paa kendisini davet ederek gnln ald. Bylece barm oldular. Vali konanda tekrar ilm sohbetler, btn hararetiyle devam ediyordu. Sohbetler, din mevzular yannda, mspet ilimlerle de alkal oluyordu. Bedizzaman mspet ilimler sahasnda da stnln koruyordu. Bilhassa matematikteki stnl tartlmaz idi. Btn problemleri zihnen zyor

evresindekileri aknlktan aknla uratyordu. Tahir Paann sorusu mnazaray terk etmesi ve Bedizzaman'n

Bir gn Vali paa kendisine yle bir sual sormutu: "dem'den (a.s.) imdiye kadar [saniyenin onda onda biri] gemitir?" ka ire

Bedizzaman bu sorunun da cevabn ok ksa bir sre ierisinde vermiti. Buna benzer mnzaralardan zihni ok yorgun dm ve sene kadar, hemen hemen hibir mnazaraya katlmamt. Bakalaryla da ancak zaruret miktarnca konuuyordu. Bedizzaman ayrca ilk Trke mektubunu da, Van'n Bit Danda Vali Tahir Paaya yazmt.

GAVS-I HZAN SEYYD SIBATULLAH


u slp, bir silsilenin mbarek hrkalarnn paralarndan dikilmitir. Yani ah- Nakibend, mam- Rabban, Halid Ziyaeddin, Seyyid Th, Seyyid Sbatullah ve Seyda gibi evliyaya iaret var." (Mnazarat). Ben sekiz-dokuz yanda iken, btn nahiyemizde ve etrafnda ahali Nak tarikatnda ve oraca mehur Gavs- Hizan namiyle bir zattan istimdat ederken, ben akrabama ve umum ahaliye muhalif olarak "Y Gavs- Geyln' derdim. ocukluk itibaryla elimden bir ceviz gibi ehemmiyetsiz bir ey kaybolsa, "Y eyh! Sana bir Fatiha, sen benim bu eyimi buldur. Acibdir ve yemin ediyorum ki, bin defa byle Hazret-i eyh, himmet ve duasyla imdadma yetimi. Onun iin btn hayatmda umumiyetle Fatiha ve ezkr ne kadar okumu isem, Zt- Risaletten (a.s.m.) sonra eyh-i Geyln'ye hediye ediliyordu. Ben -drt cihetle Nak iken, Kadir merebi ve muhabbeti bende ihtiyarsz hkmediyordu. Fakat tarikatla itigale ilmin meguliyeti mni oluyordu."

(Sekizinci Lem'a, Osm. s.65.) Nurs seyahatlerimiz esnasnda -be defa Hizan'a uramtk. Hizan yaknlarnda Gayda kasabas bulunmaktadr. Yukardaki nakillerde ad geen Seyyid Sibatullah Hazretleri burada bir tepecikte medfundur. Bu tepede ayakkablar kartlarak, hrmet iinde ziyaretler yaplmaktadr. Gavs- Hizan Seyyid Sbatullah 1871 ylnda vefat etmi, bu vefattan be yl sonra da Bedizzaman dnyaya gelmiti. Gavs olmaktansa gelecek zata baba olmay tercih ederim. Baz zamanlarda stad Bedizzaman'n muhterem babas So Mirza Efendi, Nurs kynden kalkarak Gayda'ya Seyyid Sbatullah Hazretlerinin ziyaretine gelirdi. Bir defasnda muhteem mecliste Seyyid Sbatullah ayaa kalkarak, So Mirza'ya meclisin bakesinde yer gstermiti. Orada bulunan ulem ve hulef, bu basit, mm Nurslu kylye neden bu kadar alka ve hrmet gsterdiini Seyyid Sbatullah'tan sorduklar zaman, Gavs- Hizan u cevab veriyordu: "Bu So Mirza ileride yle bir zata baba olacak, bunun sulbnden yle bir zat gelecek ki, o zata baba olmay ben on gavsla tercih ederim. Gavs olmaktansa, o gelecek zata byle bir baba olmay tercih ederim!" Abdurrahman Nurs'nin, Bedizzaman'n hayatyla

alkal yazd kitapta Siirt'in byk limi Fethullah'tan naklen u paray okumaktayz:

Molla

"Zek ile hfzn ar derecede bir arada bulunmas gerekten az rastlanr bir eydir. Fakat imdiye kadar bu zellii iki kiide grdm. Biri sizde (Bedizzaman'da), dieride Molla Halid-i Olek'de." Molla Halid-i Olek, Doksan Harbinde ehit olan bir din ve iman kahramanyd. Gemi yllarda Mu'un Nurin beldesinde Abdurrahman- Ta Hazretlerinin trbesini ziyaret ederken, Molla Halid-i Olek'nin yazd, zerinde, krmz kalemle tevafuklar da gsteren, el yazmas Minah (Vergiler) isimli Arapa eseri de grmtm. Bu kitap Urfa Halilrrahman Camii imam Yahya Paki'in tercmesiyle 1982'de stanbul da neredildi.Kitap u ismi tayor: Minah Seyyid Sbatullahi'l-Arvas Gavs- Hizan. Bu eseri Seyyid Sbatullah'n halifesi Halid-i Olek derlemiti. Seyyid Sbatullah'n dedelerinin bulunduu kylerde hibir oyun leti ve alg bulunmazd. Gavs- Hizan Sbatullah "Ben Ltfullah'n oluyum" diye babasndan bahsederdi. Sigara imemek bunlarn detiydi. Bu yzden meclislerinde sigara iene msaade etmezlerdi. Seyyid Sbatullah, eitli byk eyhlerden sonra Seyyid Th'ya halife olmutu. 1840'da Seyyid Th beline hizmet kemerini balamt. Nesep olarak

Abdlkadir Geyln Hazretlerine mensup olan Seyyid Th 1852'de vefat etti. Seyyid Sbatullah ise 1871'de Bitlis'te geirdii humma hastalndan sonra, Ramazan'n nc Cumartesi gn leden sonra vefat etti. Seyyid Sbatullah Hazretlerinin tasarruf ve kerameti oktu. ok kii, Gavs- Hizan'n vastasyla velyet derecesine ulamt. Dokuz kardei, sekiz olu vard. Olu Celleddin ok cesur ve kahramand. Seyyid Sbatullah'n cenazesini, olu Celleddin'in emriyle Abdurrahman- Ta ykamt. Bir seferinde Seyyid Sbatullah'la olu Celleddin birlikte Seyyid Th'nn evine gitmilerdi. Seyyid Th'nn odasnda byk bir ylan grld. Ylan hem ok byk, hem de tavandaki direkler arasnda olduu iin, orada bulunanlardan hibiri ylan karmaya ve ldrmeye cesaret edemiyordu. eyh Celleddin, eli ile ylan tutarak kard ve ldrd. Bunun zerine babas Gavs- Hizan Seyyid Sbatullah, oluna hitaben: "Aa aa" diye seslenerek iltifat etti. Seyyid Th da Celleddin'e nazar edip, manev evltla kabul etti. Doksan Harbinde bu korkusuz Celleddin ok byk kahramanlklar gsterdi. Kendisi gayet cmertti. Babasndan yedi yl sonra, yani 1878 senesinde vefat etti. Gavs- Hizan Seyyid Sbatullah'n, birisi olu eyh Bahaeddin olmak zere drt tane halifesi vard. Bu halifeler u zatlard:

Seyda Abdurrahman- Ta, Gavs- Hizan'n olu eyh Bahaeddin, irvanl eyh Halid-i Olek, eyh Abdurrahman- Meczup. Gavs- Hizan, "Abdurrahman- Meczup, Allah'n nurunu hakkyla mahede edendir" diye buyurmaktayd. Abdurrahman- Ta ise sohbet piriydi. Hilfet makamn gemiti. Seyda bir eyh ve mriddi. Nurin'de medfundur. Molla Halid-i Olek, Doksan Harbinde nice kahramanlklardan sonra ehit olmutu. Mezar mehuldr.

Bedizzaman'n talebelik arkada eyh Cell Efendi


Siirtli eyh Karde veya ksa adyla eyh Celal, 1887 senesinde Siirt'te domu, yine 1973'te memleketinde Hakkn rahmetine kavumutur. Siirt'in bu tannm limi, altm seneye yakn bir zaman imamlk vazifesinde bulunmutu. mamlk vazifesini fahr olarak deruhte etmiti. Otuz yl bulan bu hizmetinden sonra, yirmi sene de resm olarak ayn vazifeye devam etmiti. eyh Celal Efendi, Bedizzaman'n ok eski dostu ve

arkadayd. Hayatta iken aralarnda aka ve latifeler eksik olmamt. Birinci Cihan Harbine Bedizzaman ile beraber itirak etmiti. ki arkadan ltifesi : Bedizzaman'n ilmini, kahramanln faziletlerini her zaman takdirle anyordu. ve yksek

Bedizzaman, Merutiyet sonras stanbul dnnde nerettii eserleri talebelerine okutuyormu. eyh Celal ise bu eserleri (ki Mekteb-i Musibet ehadetnamesi) okumad gibi, Bedizzaman'a latife tarznda: "Seyda, stanbul'a gitmisin, orada bandan geenleri oturup yazmsn, imdi de burada bunlar okutuyorsun?" deyince, Bedizzaman da aka yollu: "Celal sen benim muarzm msn yoksa?" diye eyh Celal'e mukabele edermi ve yine latife olarak "Celal, sen benim azmda dikenli bir lokum gibisin. Ne yiyebiliyorum, ne de atabiliyorum" dermi. Yine Bedizzaman'la eyh Celal kendi aralarnda daha ok genken karar vermiler ki: "Hi evlenmeyelim!" eyh Celal bu hatrasn da anlatarak, bu sze kendisinin sadk kalmadn, sznde durmadn ifade edermi. Gen Said ile Celal Efendi bazen eitli oyunlar ve

yarmalar da yaparlarm. Bir gn geni bir su arkn atlamak iin iddiaya girimiler. Gen Said bu ark muvaffakiyetle atlaynca Celal kendisinin de atlayacan syleyerek, hzlanp dereye atlyor, ama geemiyor, suyun tam amurlu ksmna kyor. eyh Celal Efendi 1973 senesinde Siirt'te vefat ettii zaman binlerce insan cenazesine katlm, cenaze namazn da Siirt Mfts Raif Korkmaz Efendi kldrmtr. Bir siir yarmas eyh Celal Karde diyor ki: "Birinci Cihan Harbinden evvel vefat etmi bir zatn taziyesi iin Van'n Zeve kyne gitmitik. "Bedizzaman, Abdlmecid (nlkul), Molla Habib, Ahmed-i Cano, Muhyiddin, brahim ve kr hep birlikte oturuyorduk. "Bedizzaman bize 'Her birimiz birer iir syleyelim. Mehur muallakat- seb'a gibi hangisi beenilirse o kabul edilsin, birincilii alsn' dedi. Bunun zerine her birimiz birer iir syledik. Bedizzaman bana hitaben 'b Kble-i Arab yite ibi' yani 'Kbleye yemin ederim ki senin iirin beenildi' dedi. Sylediim iir de uydu:

"Birinci beyitteki 'Habib' kelimesiyle Bedizzaman'a, 'Mecid' kelimesiyle kardei Abdlmecid'e iaret ediyor. "kinci beyitteki 'Habib' kelimesiyle Molla Habib'e, 'ahmed' kelimesiyle Ahmed-i Cano'ya, 'Celal' kelimesiyle bana, 'Muhyi' kelimesiyle Muhyiddin'e iaret ediyor. "nc beyitteki 'brahim' kelimesiyle Molla brahim'e 'kr' kelimesiyle de Molla kr'ye iaret ediyor. iirin mnas: 1. Ey Zeve ky, Said ile saadete ermi bulunuyorsun. Abdlmecid ile byk bir izzet ve ref'ete sahip oldun. 2. Bedizzaman Said, Abdlmecid, Habib, Ahmed ile seni ferahlandrdlar. Veya ikisi (Said ile Abdlmecid) Habib ile sana, Ahmed'i verip onunla ferahlandrdlar.(1) 3. Tepelerin brahim'e, kn maukuna olan arzu ve temennisi gibidir. Seni mecd ve gzel vasarla yaratana kr ederim."

1- Birinci Cihan Harbinde Milis Miralay Bedizzaman Rus ve Ermenilere kar kahramanca arprken fedakr

talebelerinden Molla Habib'i Geva'ta ve Molla Ahmed-i Cano'yu da Zeve'de ehit vermitir.

NUH POLATOLU
1892'de Van'da domu, 1978'de vefat etmitir. Bedizzaman'la birlikte Eskiehir'de mevkuf kalmt. 1892'de Van'da domu, 1978'de vefat etmitir. Bedizzaman'la birlikte Eskiehir'de mevkuf kalmt. Barla Lhikas'nda stadn Molla Hamid Efendi ile birlikte kendisine hitaben bir mektubu bulunmaktadr. Bedizzaman'a olan sevgi ve hasretini dindirmek iin kendi resmiyle birlikte stadnkini yan yana tab ettirerek, devaml baucunda bulunduruyordu. Eskiehir mahkemesi esnasnda ele geen mektuplarda, onun da ismine rastland iin, Van'dan alp, Eskiehir'e sevk etmilerdi. "Alt ay yattk" diyerek, anlatmaya balad: "ki hayatn ortaya koyuyordu" stad' genlik yllarnda Van Valisi Tahir Paann konanda kald yllarda tanrdm. Tahir Paa kendisini ok severdi, hi yanndan ayrmazd. Nereye gitse beraber bulunurdu.

"Edremit sahillerinde Van niversitesinin temeli, byk merasimlerle atlmt. Bu merasimlerde gerek Vali Tahir Paa, gerek stad Bedizzaman konumalar yaptlar. stad'mn elinde gm sapl, ift ulu bir kam vard. Elindeki ift ulu kam ile iki hayatn, yani dnya ve hiret hayatn ortaya koyarak, eline alarak, mcadele meydanlarna atldn, ifade etmek istiyordu." Bu hatralar bana Mnazarat eserindeki u satrlar hatrlatt: "Umumun malmu olsun ki: ki elimde iki hayatm tutmuum, iki hasm iin, iki meydan- mbarezede iki harp ile megulm. Tek hayatl olan adam meydanma kmasn."(Mnazarat) Van'da temeli atlan niversite Edremit'teki temel atma merasimlerini gren, Vanl Hakk Edremit: Byk ziyafetler verildi. eitli yemekler yapld. Uzun tulumba tatllar yenildi. Temel atlmadan nce, 'arkn ve garbn li ahsiyeti, Hz Bedizzaman, Molla Said Hazretleri' diye kendisini takdim ettiler. Daha sonra da temele ilk harc, bizzat kendisi koydu" diyor. Tahir Paa ok sevdii Bedizzaman'a: Nasl, Seyda bu ziyafetleri beendin mi?" deyince, Bedizzaman da Tahir Paaya glerek u cevab vermi: "Cmertlikte brahim Halilullah'a ulaamazsn.

Onun kpekleri yerlerdi."

de

gm

tabaklarda

yemek

Nuh Polatolu, stad'yla geirdii o mes'ud gnleri, hasret gzyalaryla anyor. Ksa ziyaret ve sohbetimizde, bizi yanndan ayrmak istemiyordu. Anlatmak, konumak, uzun uzun dertlemek istiyordu. Kendisini fazla rahatsz etmemek, zmemek, iin zlerek izin isteyip ayrldk.

Kilisli eyh MUHAMMED VAKIF EFEND (Vefat - 1965)


Bedizzaman'n Kilis'te eyh Efendi Tekkesinde kalmas Yirminci yzyln balarnda stad Bedizzaman Arap lkelerini ve insanlarn yakndan grmek iin yollara dmt. Eski insanlarn ve eski tarihlerin am- erif dedikleri am'n Emeviye camiindeki o muhteem hutbesini vermek iin hareket halinde olduklar 1910 senelerinde Diyarbakr, Urfa, Suru, Birecik, Kilis ve Krkhan zerinden am'a ulamt. stad urad beldelerin en erei mevkilerinde misar ediliyordu. Kilis'e urad zamanda eyh Efendi Tekkesi denilen Kilis'in ok mbarek bir yerinde misar olarak bir ka gn kalmt. Merhum brahim Hakk Konyal Kilis Tarihi ismindeki

gzel ve cidd bir aratrma mahsul olan kitabnn 610'uncu sayfasnda eyh Efendi Tekkesi bal altndaki aratrmasnn giriinde unlar ifade etmektedir: Tekke, Blk Mahallesinde Kurtaa Caddesindedir. l kap numarasn tar. Kaps Trk yap geleneine uygun olarak douya alr. Ta veli ve kemerli kapsnn eni l.40, ykseklii 2.10 metredir. Kemerinin stndeki tata kark ve girift bir ta'lik ile drt satr halinde u kitbe okunur: Habbeza dergh-i feyz ch-i li dil-mesned sitne sye bah-i tk- gerdn-i blend ina-y Hk-i bab- devlyet-i.... bi irtiyab Slikni kurb-i vusl-i Hak'tan behre-mend Himmet-i pranla yazdm Zihniy tarihini Nevbiha 'ldr ah- vl-y nak-bend Tarihihl 1275 (1858) Zihni ismindeki bir airin hazrlad kitbeye gre buras bir nakibendi tekkesidir. Tarih hesab ebced hesabna vurulunca 1858 M. 1275 H. ylnda yapld anlalyor. Merhum Konyal'nn "eyh Efendi Tekkesi" balndaki aratrmasndan sadece giri ksmn aldk. . Hakk Konyal bideleriyle ve Kitabeleriyle Kilis Tarihi ismindeki

eserini 1968'da neretmiti. Kilis'teki Nur Talebelerinden camc Mehmed Yeildal, eyh Efendi Tekkesi'ndeki Muhammed Vkf Efendi'den 1960'l yllarda dinledii bir hatrasn yle anlatmaktadr: "Bedizzaman buradan am'a gitti" Ben Risale-i Nurlar 1963 yllarnda tanmtm. eyh Efendi'ye yakn komu olmam dolaysyla ona, 'Said Nurs nasl bir zattr?' diye sormutum. O da bana sert bir tavrla; 'O Said Nursi deil, Bedizzaman'dr' diyerek stadn ismini iki defa zikredip yle cevap vermiti. Ben, niye sert bir ekilde bana byle syledi, gibilerden yzne bakarken, eyh Efendi szlerine devam etti: O mstesna zat zamannda bihakkn vazifesini yapt ve yle gitti. Bana Mektubat isimli eserini gnderdi. Eser bu zamana hitap eden ok gzel bir eser. Bizim Kilis'teki bu tekkeye misar gelmiti. Biz onu karladk. Ben o zamanlarda ok gentim, babayiittim. Ata biner, cirit oynardm. Babam, Sermest Hazretleri'nin zamannda bizim tekkede gn misar kald. Babam Mehmed Bican Hazretleri'nden sonra gelmektedir. Bican Hazretleri ise Mevlana Halid Hazretleri'nden ders alm. stad Bedizzaman buradan am'a gitmiti, am'a, am'a' diye vurguyla birka kere am ismini zikretti. Bedizzaman'n banda sar, belinde varabillo ve ksa bir kl gibi haneri vard. Grenler onun byk bir lim olduunu bu acayip eklinden dolay pek

anlayamyorlard.' stad Bedizzaman, imdiki eyh Efendi'nin kitaplarnn tanzim edilip ktphane olarak kullanlan odasnda kalmt. Bu oda eyh Efendi'nin kendi odasyd. ocuklar, pederlerine hrmeten o odaya kimseyi sokmazlarm. stad Bedizzaman kendilerine Zlkr ismindeki bir baka eserini de gndermi (eyh Efendi'nin Yeildal) kap komusu Camc Mehmed

MOLLA MNEVVER
Van'da stad'la beraber harbe itirak eden molla Mnevver'in asl ismi Mehmed Mnevver etin'dir. Doumu 1873, vefat, 16 Nisan 1971'dir. Bitlis vilyetinin sparit nahiyesinin irak kyndendir. stadla birlikte savatm Molla Mnevver, ak sal, ak sakall, akac mbarek bir ihtiyard. Kendisini Van'da birka defa ziyaret ederek, elini pm, hatralarn dinlemitik. Bu hatralarnda Molla Mnevver, Bedizzaman'la nasl harbe girdiklerini anlatyor: Onbe yanda iken eski medrese usul ile tahsile baladm. Be sene kadar okuduktan sonra Birinci Cihan Harbinden nce Van'a gelerek Horhor'da talebe okutan Bedizzaman'n medresesine ben de dahil oldum. Birinci Cihan Harbi balaynca Bedizzaman hocal brakarak, gnll alay kumandan oldu. Bizlerde de isteyenler, Onunla birlikte harbe itirak etti. Ben kendileriyle, Geva ve Bitlis harplerinde bulundum. K bastrmt. Her taraf kard. Bitlis'te stad'la birlikte birka talebe kalmtk.

Btn arkadalarmz ehid oldular. Geceleyin yksek bir duvardan atlarken stad'n aya krld. O zdrap annda katiyyen ikyet etmiyor, of bile demiyordu. Otuz alt saat souk, kar, amur iinde bir dehliz iinde kaldk. leride Rus nbetileri gzkyordu. Nbetileri tek tek, dehlize ekip, hanerle gebertmek istedik. stad bize bir zarar gelmemesi iin izin vermedi. Dehlizin zerinden de Ruslarn seslerini iitiyorduk. stad sonra Abdlvahhap isimli arkadalarmza, 'Sen eviksin, frla git ve teslim ol, Ermenilerin eline geme, biz de sonra teslim oluruz' dedi. Az sonra Ruslar gelerek bizi alp kumandanlarnn bulunduu yere gtrdler. Kumandan Trke bilmediinden, Ermenilerden bir tercman getirdiler. Arkadamz Abdlvahhap da biraz Rua biliyordu. Ermeni tercmann, stad'n szlerini yanl aktardn stad'a bildirdi. Bunun zerine stad hiddetlenerek, Mslman bir tercman getirmelerini istedi. Az sonra Tatarlardan bir tercman getirdiler. "Rus kumandan, stad'a 'Siz tannm ve nfuzlu bir kumandansnz. Airetlere birer mektup yazarak, gelip silhlarn teslim etmelerini bildirin. Anlama yapalm. Yine buralar onlara brakp gideriz deyince, stad cevaben: 'Siz Ermenilerin silhlarn toplayn, onlar bizim himayemize girsinler, o zaman sizinle anlarz' dedi. Rus kumandan: 'Bitlis ve Mu civarnda otuz be bin silhl Ermeni var. Bunlarn hepsinin

silhlarn toplamak imknszdr' dedi. stad hiddetlenerek, 'Biz bunlara bu kadar hrriyet verdiimiz halde, bamza bu felketi getirdiler. oluk ocuk dinlemeden katlim yaptlar. Geri kalan insanlar da, eitli desiselerle onlara krdrmak m istiyorsunuz? Btn da-ta senin askerlerinle dolsa, bundan sonra Deliklita' geemeyeceksiniz' "Daha sonra stad' Said isminde bir talebesini yanna almasna msaade ederek, bizden ayrdlar ve Rusya'ya sevkettiler."

BRAHM KAZAZOLU
Bedizzaman'n harp taktii brahim Kazazolu (1892-1980) evinde kendisini ziyaret eden Kayserili Nur talebelerine stad Bedizzaman'la alkal olarak unlar anlatmt: Birinci Cihan Harbinde arkta savalarn ok hzland zamanlarda, yzbalar Bedizzaman'a mracaat ederek, 'Filan yerdeki dman ancak senin gnlllerin geri pskrtr, mmknse o blgeleri siz kontrolnzde bulundurun' diye ricada bulunurlard. Bedizzaman harp taktii olarak da muhtelif tepelerden teneke aldrp, dman tarafndan ses kesilince, bu sefer de silh kullandrp, onlar geri pskrtrd. "O kahramanlarn vaziyeti bize de ok evk ve gayret verirdi. Komutan, Bedizzaman'n fedailerinin kahramanln bize evk vermek iin cephede anlatrd. Bedizzaman Kayseri'de "Ben Bedizzaman' daha nceki yllardan tanrdm.

Merutiyet senelerinde iki defa Kayseri'ye gelmiti. Merutiyet ve hrriyet hakknda yaplan mitingte, ok gr sesiyle, ok beli olarak hitab ederdi. Kayseri'deki miting vilyet konann nnde yaplmt."

MUSTAFA PAA (Hamidiye Paalarndan Miran Airet Aas)


arkn mehur aalarndan ve Hamideye Alay komutanlarndan Mustafa Paa, on dokuzuncu yzyln balarnda Cizre'de dnyaya gelmiti. Babas Tamer Aa, dedesi ise brahim Aayd. O zamanlar ok kuvvetli olan Miran airetinin aas olmutu. Paa iri yar, baklar sert ve korkutucu, sakall bir Hamidiye paasyd. On bir oyma olan Miran airetinin Berkeleyi oymandand. On bir kabilenin ittifakyla Miran airetinin bana gemiti. Tarihe-i Hayat'ta Bedizzaman'la olan mnasebetleri btn tafsiltyla anlatlmaktadr. Zulmden ve hakszlklardan vazgemedii iin artk lecei, harika bir keramet haliyle kendisine bildirilmiti. Gerekten, bu haberden az sonra, 1902 senesinin Ekim aynda yayldan Cizre'ye dnerken, Cizre - rnak arasnda meydana gelene airet kavgalar srasnda serseri bir kurun ile ldrlmt. Airet

kavgas sona ermi, btn airetler ayrlm bir haldeyken, kimin tarafndan atld belli olmayan bir kurunla vurulmutu. Naa Cizre'ye getirilmi ve imdiki Cizre mezarlnda kendisine ait kubbesine gmlmt. Mustafa Paann hretinden ve hakszlklarndan dolay kendisine Misto-i Miri diyerek onu kltyorlard. Mustafa Paa stanbul'da Sultan kinci Abdlhamid Han, Dou ve Gneydou Anadolu'da Hamidiye Alaylar tekil etmek iin Doudaki btn airetleri stanbul'a armt. Mustafa Paa kendisi gibi iri yar be yz adamyla birlikte yola karak, aylk bir yolculuktan sonra stanbul'a geldi. Akll ve zeki bir adam olan Mustafa Paa Sultan Abdlhamid Hann tertipledii resm geitten adamlaryla birlikte heybetle geti. Sultan bunlara bir ziyafet verilmesini emretti. Cizreli Miran airetinin bu yiit temsilcilerine bir yemek verildi. Padiah da bunlar seyretti. Mustafa Paa adamlarna atal kak kullanmadan yemelerini, btn tabaklar ter temiz syrmalarn emretmiti. Adamlar kollarn svayp, tabaklarda hibir ey brakmadan yemekleri yiyip bitirdiler. Bu manzaray seyreden Sultan kinci Abdlhamid Han, Mustafa Paaya 48. Hamidiye Alay paalk rtbe, berat ve nianlarn taktrd ve ok geni salhiyetler vererek emrinde alay kurmasn ferman etti. Mustafa Paann okuma - yazmas yoktu. Yannda daima

bir ktibi bulunurdu. Dorudan stanbul'a padiaha bal olup, asker ynden de Erzincan'daki mrin emrindeydi. Bugn Cizre'de kendi adyla anlan Hamidiye klasn yaptrmt. Padiah bu i iin byk yardmlar gndermiti. Her ay asker bana bir kese altn gelirdi. Padiah Mustafa Paaya geni salhiyetler tanmtr. Bu yzden zulmleri olduu zaman stad kendisini iddetle ikaz ediyordu. Hazrlad mnazarada ise btn limlerini malp etmiti. Yazn Van'n yayllarna gider, kn da mhim iler esnasnda Hamidiye klasnda bulunurdu. Herhangi bir sefer gerektii zaman, emrinde bulunan alay toplar ve hareket ederdi. Bir seferinde Osmanl devleti tarafndan, Irak'ta bulunan Hevler isyann bastrmaya gnderilmiti. ngilizler burada Osmanllar ykmak iin faaliyet gsteriyorlard. Mustafa Paa vurulduu zaman, brahim, Abdlkerim, Naif, ela ve Berces adlarnda be tane olu vard. Bunlardan brahim Bey ok sinirli olduundan, Mustafa Paann yerine, btn airetlerin destek ve reyleriyle ikinci olu Abdlkerim Bey seildi. Durum stanbul'a bildirildi ve msbet cevap geldi. 1912'de Cizre airet alaylar Balkan Savana katlmak iin derhal stanbul'a hareket ettiler. Yz kiiye bedel Abdlkerim Bey, Tayan, Kian, Msarean, Hirkan, Dderen ve Miran airetlerinin ne kadar asker

karacaklarn tesbit ettirmiti. Her airet ne kadar askerle itirak edeceini bildirmiti. Mesel Tayan airetinden Reid Muheme adnda bir aa, yz svari getirebileceini sylemiti. Btn airetler bir yerde toplanp, alay ve dier svarileri bekliyorlard. Reid Muheme yalnz geldi. Abdlkerim Bey yz svarisinin nerede olduunu sorduu zaman, "Benim yz kiiye bedel olduumu airetler, kabul ederlerse savaa gideceim. Eer kabul etmezlerse, size hemen yz svari getireceim" dedi. Abdlkerim Beyin airetlere sormas zerine, onu yz kiiye bedel olarak kabul ettiklerini sylediler. Reid Muheme'nin rtbesi yzbayd. Airet askerleri Balkan Savana katlmak iin stanbul'a, oradan da Uzunkpr'ye geldiler. Dman askerlerinin yemekte olduunu grdler. Kumandana "Biz buraya savaa geldik, hemen savaa devam etmek istiyoruz" dediler. Komutan, "Yemek esnasnda sava olmaz" diyerek, bunun kaidelere aykr olacan syledi. Fakat Cizre alaylar bu emri dinlemeyerek, dmana hcum ettiler. Reid Muheme Uzunkpr bana atn balayp, askerlere "Dman zerime doru srnz" diye emir verdi. zerine gelen dman askerlerini ldrmeye balad. Nihayet ba ve elbisesi kanlar iinde, on dman ldrp, on nn de mavzer ve tfeklerini boynuna att. Bu esnada kar taraftan gelen bir bomba, seyis ve hizmetisine isabet ederek paralandnda ok zld ve kzgnlndan sava daha da hzlandrd. Sonunda byk bir zafer kazand. Bu muzaffer gazileri Edirneliler iek ve

gl yadrarak, alklarla karladlar. stanbul'da da halk bu gazileri sokaklarda iek, gl ve ekerlemelerle karladlar. Mustafa Paann olu Abdlkerim Bey, Hamidiye kaymakamln da yapt. 1916 senesinde askerlerini Cizre'de Bani Han mevkiinde hazrlad. Erzincan'daki mirlik tarafndan verilen emirde, Ruslara kar yaplacak savaa gidecekken, orada vefat etti. Cizre alaylar onu hemen defnettiler ve seferi iptal etmeyerek, Mustafa Paa'nn birinci olu olan brahim Beyi yerine geirip, hareket ettiler..

Bedizzaman'n dostu: Van Valisi CEVDET BEY


Bedizzaman'n dostu ve arkada olan Van eski valisi Cevdet Bey (Paa) Tahir Paann oludur. Cevdet Beyin Hikmet ve Fikret Belbez adnda iki kardei vardr. Bedizzaman'n byk Tarihe-i Hayat'nda Cevdet Beyden yle bahsedilmektedir: "Bedizzaman Kafkas Cephesinde Enver Paa ve frka kumandannn hayranlkla takdir ettikleri hizmet-i cihadiyeyi yaptktan sonra Rus kuvvetlerinin ilerlemesinden dolay Van'a ekildi. Van'n tahliyesi ve Ruslarn hcumu srasnda, bir ksm mdafaaya karar verdikleri halde, geri ekilen Van Valisi Cevdet Beyin sraryla Vastan (Geva) kasabasna ekildi." Cevdet Beyden 1916 Haziran saysnda Harb mecmuas

da sitayile bahsetmektedir. Ahmet Emin'in anlattklar Bu arada Ahmed Emin Yalman, 1970 senesinde nerettii Yakn Tarihte Grdklerim ve Geirdiklerim isimli htralarnn ikinci cildinde, "ok mert ve dinamik bir insan olan dostum eski Van valisi Cevdet Bey" diye takdim etmektedir. Ayrca htratnn valiler grubu ksmnda Malta adasnda esir iken beraber bulunduklar Cevdet Bey iin unlar ifade etmektedir: "Valilerden Cevdet Bey Polveristan'daki en ho mizal arkadalardan biriydi. Muhta olan arkadalara hi belli etmeden yardm ederdi. Bugn eine rast gelinmeyecek kadar mert bir insand. Babas Tahir Paa Van'da yllarca valilik etmiti. Kendisi de Van valisi oluncaya kadar btn idare hayatn Van'n civarnda geirmiti. Van'da atak kaymakamlnda bulunduu srada bandan geen u hdise mertliinin bir rneidir: Rus Konsolosu, bilmem ne sebeple kendisine Cevdet Beyden hakaret grm sayarak, tarziye [zr] istemi, vali ve kumandanla konumu. Konsolosun bir ziyafet vermesi ve Cevdet Beyin ziyafete gelip tarziye vermesi kararlatrlm. Cevdet Beyin bunu nlemek iin vali ve kumandana olan ricalar para etmemi. Bunun zerine ziyafet akam tabancasn ekip, dizini bir kurunla yaralam, haftalarca yaral olarak yatm, tarziye ii de bylece ortadan

kalkm." Malta adas srgn ve esirlerinden olan Cevdet Beyin buradan kama teebbs ile ilgili olarak Yalman unlar yazmaktadr. "Zindanda bulunanlarn tabi derdi, buradan kurtulmakt. Kurtulmann yolu vard: Kamak, ahs olarak serbest braklmak, toplu olarak veya gruplar halinde kurtulmak... Esirlie kar isyan hissi duyduka insann zihni bu yola ait ihtimaller arasnda dolayordu. Aramzda kamay cidd surette dnenler ve bir dzne yol arayanlar da vard. Nitekim sonradan bu yolu bulanlar da oldu. Eski Van valisi Cevdet Tahir Bey en ateli ka sevdalsyd. Gece gndz pln yapmak ve are aramakla urard. Dndklerini bana aar ve beni de beraber kamaya srklemek isterdi. Ben onun hesabna are dnmekle beraber, kendim kamaya pek taraftar deildim. Bir defa tabiat itibaryla iyimserim. Az zamanda kurtulacamza kendi kendimi inandrmak iin krk delil buluyordum. Sonra, 16 Mart'tan sonra Mill Kuvvetler taraftar diye tutulanlarn daha kolay kurtulmak midi vard. Ben kaacak olursam gazetenin kapanmas ve birok arkadan akta kalmas tehlikesi olabilirdi. Cevdet Bey o kadar azim ve sebatla ie sarlmt ki, gnn birinde Krzade Mustafa Beyle beraber kamann yolunu buldu."

BTLSL EYH EMN EFEND (irvan)


eyh Emin ve Molla Said Her sabah Mslman Trkiye'mizin gnei doudan doarak, lkemizi k tufanna boar. Yirminci yzyln balarnda lkemize ereer veren manev gnelerden birisi de eyh Emin Efendiydi. Bitlis hanedanndan bir zat olan Emin Efendi, Seyyidler kalesinden asrmz aydnlatan bir bahtiyar sma idi. eyh Emin Efendi yzylmzn balarnda Sultan kinci Abdlhamid Hann daveti zerine stanbul'a giderek, orada iki yl kadar misar olarak bulunmutu. Bu misarlik esnasnda kendisine tahsis edilen Beikta Akaretler'deki kkte oturmutu. Kendilerine Sultan Abdlhamid Han ok alaka ve hrmet gstermi, eyhlislm olarak stanbul'da bulunmasn teklif etmiti. Fakat eyh Emin Efendi Sultan'n bu teklini kabul etmeyerek reddetmiti. Torunlarnn verdikleri bilgilerin nda, bu Bitlisli byk alimin 1822 - 1906 yllar arasnda mr srdn

yaklak olarak tesbit etmekteyiz. Bir kervansaray mahiyetindeki evi ve dergh uzun yllar etrafa Naki nurunu sat. Bu nur yuvas 1908 ylnda, krk gn sren bir zelzele sonunda yer yer tahribat grmt. kinci Sultan Abdlhamid Han, Musul'daki iikat- Hmayunundan bu Naki derghnn tamir masraf olarak be yz altn gndertmiti. stanbul'dan dnerken Sivas'taki talebesi ve mridi Sivas Valisi Reid Akif Paa'ya urayarak misari olmutu. Sivas'tan Diyarbakr'a faytonla dnmt. Oradan da Bitlis'e kadar hayvan srtndaki kargirin stnde gitmiti. eyh Emin'in olu Dervi Efendi krk yalarndayken 1914 ylnda vefat etmiti. Dervi Efendi'nin olu M. Mustafa irvan ise 1900 1987 arasnda mr srmt. Merhum irvan'la 1970 ylnda Karagmrk'teki evinde ziyaretlerimiz ve grmelerimiz olmutu. Bedizzaman'n ilk nefyinin sebebi Bedizzaman Said Nurs'nin eyh Emin Efendi ile mnasebeti ocukluk yllarnda cereyan eder. Bu mnasebet Tarihe-i Hayat'ta (s. 37-38) yle anlatlr: Bu esnada on be, on alt yalarnda bulunuyordu. Lkin kuvve-i bedeniyece pek evik ve metindi. Said-l-Mehur lkabyla yd ediliyordu. Siirt'de, kendisiyle mcadele etmek isteyen btn arkadalarna kar hazr bulunduu

ve ayn zamanda sorulacak btn suallere cevap vereceini, kimseye sual sormayacan iln etti. Sonra tekrar Bitlis'e geldi. Bitlis'te bir iki eyh hanedannn, lim ve talebelerin arasnda geimsizlik olduunu iitir. Fesad netice veren szlerin, bilhassa gybetin slmiyete yakmadn onlara ihtar edince, Molla Said'i, eyh Emin Efendiye ikyet ederler. eyh Emin ise: Henz ocuk olduundan, kabil-i hitab deildir" der. Bu sz Molla Said'e tebli edildii anda, zaten bu gibi szlere ftraten tahammlsz olduundan eyh Emin Efendinin huzuruna karak elini per ve 'Efendim, beni imtihan ediniz, kabil-i hitap olduumu ispat etmek isterim' der. "eyh Emin Efendi, mtenevvi ilimlerden ve en mkl meselelerden on alt sual tertip ederek sorar. Molla Said, suallerin umumuna cevap verdikten sonra, Kurey Camiine gider, ahaliye va'z ve nasihat etmeye balar. Bunun zerine Bitlis ahalisinin bir ksm Molla Said'e, bir ksm da eyh Emin Efendiye yardm etmek isterler. Bundan dolay Vali, byk bir vukuata meydan vermemek iin Bedizzaman' nefyeder."

Van Valisi AL HAYDAR BEY!


Bedizzaman'n yakn dostu Bedizzaman'n yakn dostlarndan birisi de Van Valilerinden Ali Haydar Beydi. Haydar Bey, kendisinden uzun yllar nce Van'da valilik yapm olan Tahir Paann enitesidir. Tahir Paann Pao isimli ablasnn oludur. Ayn zamanda kodra kads smail Beyin torunudur. Van'daki valilii 1917-1918 yllarnda idi. Birinci devre Erzurum milletvekillerinden Salih Yeil, Dahiliye Vekili Hilmi Uran'a yazd mektupta Bedizzaman'la Ali Haydar Beyin yakn dostluundan

bahsetmektedir. Ali Haydar Bey, Van'a olan sevgi ve alkasndan dolay Soyad Kanunu kt zaman soy ismi olarak Vaneri yi semiti. Vatana ve millete byk hizmetleri gemi olan Ali Haydar Bey, bu hizmetleri sebebiyle birok madalya ve nianla taltif edilmitir. Says 16'y bulan bu madalya ve nianlar, kzlarnda bulunmaktadr. Ali Haydar Beyin Nebahat ve Muazzez isimli kzlarnn gerek babalaryla ve gerekse yakn tarihimizle ilgili ok kymetli hatra ve vesikalar bulunmaktadr. Salih Yeil, Bedizzaman'a yazd bir mektubunda Van Valisi Ali Haydar Beyden u ekilde bahsetmektedir: "Otuz bir sene evvel sizinle Erzurum'un Esad Paa Medresesinde, Umum Harpte Kafkas'n karl dalarnda ve yirmi drt sene evvel de meb'usluu hengmnda Van Valisi Haydar Bey dostunuzla Millet Meclisi salonunda gren, Erzurum'un eski meb'uslarndan Yeil olu Mehmed Salih."

Bedizzaman'n ilk talebelerinden MOLLA AHMED- CANO


Bilinmeyen bir veli ark insannda sayet vardr, misarperverlik vardr, temiz kalb vardr, sevgi ve cmertlik vardr. ark, peygamberlerin vatandr, velilerin lkesidir. arkta kalb duygular ve ilhamlar hkimdir. Yirminci yzyln balarnda Bedizzaman'n genlik gnlerinde Osmanl paalar ark vilayetlerinde valilik yapyorlard. Bu naml paalar, Bedizzaman gibi mstesna bir Mslman limini yanlarnda ve konaklarnda misar ediyorlard. Bedizzaman, Van'da geirdii genlik gnlerinde, Musul, Bitlis ve Van'da vali olarak bulunan kodral Tahir Paa'nn konanda kalyordu. Vali Paa, Erzurum gibi gittii yerlerde ve Sultan Abdlhamid Han gibi zatlara yazd mektuplarda, bu misilsiz limin ilminden,

zeksndan, hfzasndan ve kahramanlndan bahisler ayordu. Bu yllarda Bedizzaman'n pederi So Mirza Efendi gibi akrabalar, baz yakn dost ve talebeleri de zaman zaman, ona Paa konanda misar oluyorlard. Ahmed-i Cano'nun bir ocuu olmutu. Doan bebei gren Ahmed-i Cano yavrunun rlplak olduuna ok hayret etmi! Bu saf adam, Vali paann konana gidip, ahit olduu doum hdisesini anlatmaya balamt. Bedizzaman ise glerek, Tahir Paa'ya, "Paa paa baksana bu Ahmed-i Cano ne anlatyor? Siz de bunu bir dinleyin" diye, Ahmed-i Cano'nun bu plak doum hadisesini glerek, tebessmlerle dinliyorlar. -be yl sonraki Van'da cereyan eden Ermeni katliamnda ve Ruslarn hcumlarnda bu temiz kalbli Ahmed-i Cano byk kahramanlklar gstermiti. Bilhassa Zeve kynde Ermeni katliamnda Ahmed-i Cano imknszlklar iinde kahramanca arpmt. Sonunda kalle Ermeniler bu kahraman ve mbarek mollay da ehid etmilerdi. Bedizzaman Van'da bulunduu yllarda, bilhassa 1922-1925 zamanlarnda yapt dualarda, byk velilerin ismini sayarken, Molla Ahmed-i Cano'ya ismen dua ediyordu. Merhum Molla Hamid Ekinci, stada hitaben,

"Seyda, bu senin saydn evliyalar arasnda ben Molla Ahmed-i Cano diye bir isim duymadm, kim bu veli?" diye sorduu zaman stad da mezkur hadiseleri kendisine anlatrm. Bugn kabri Zeve'deki bir velinin trbesinin yanndadr.

ABDURRAHMAN- TA ve OLU NURNL ZYAEDDN EFEND (HAZRET)


"Hakiki ve Hayali Ziyaeddin" Bir ilim ve iman merkezi olan Mu vilyetinin civarndaki Nurin'de birok byk zatlar yetimitir. Nur risalelerinde ismi geen Ziyaeddin Efendi de bunlardan birisidir. "Hazret" diye de anlan bu zat, Bedizzaman'n byk kardei Molla Abdullah'n eyhi ve hocasdr. Kendisinin ilk icazetli talebesi Molla Abdullah Nurs'dir. Mesnev-i Nuriye'de "Hubab Risalesi"nde Nurin karyesi yle gemektedir: "Eer istersen hayalinde Nurin karyesindeki Seyd'nn meclisine git, bak: Orada fukara kyafetinde melikler, padiahlar ve insan elbisesinde melikeleri bir sohbet-i kudsiyede greceksin. Sonra Paris'e git ve en byk localarna

gir. Greceksin ki, akrepler insan libas giymiler ve ifritler adam suretini almlar, il hir..." Ziyaeddin Efendi stikll Harbinde vatan mdafaas iin arprken bir kolunu kaybetmitir. Bu hizmetleri Sarkl Mcahidler isimli eserde yazlmaktadr. Bedizzaman'n byk biraderi Molla Abdullah'n bal olduu bu zatla alkal olarak Kastamonu mektuplarnda "Molla Abdullah" ile bir muhaveremi hikye ediyorum" diyerek "Hayal ve hakik Ziyaeddin" diye bir hakikat dersi verilmektedir. Ayrca Bedizzaman'n 1948 Afyon mahkemesi avukatlarndan Hulsi Bitlis Aktrk'n Ehl-i Snnet mecmuasndaki makale ve hatrasnda da Hazret-i Ziyaeddin'in bahsi gemektedir. M.Kemal'in mektubu Hizmetleri Sultan Read tarafndan bir madalya ile taltif edilmitir. Mustafa Kemal'in Nutuk'larnda "Nurunli Meyih-i zamdan eyh Ziyaeddin Efendi Hazretlerine " diye, Paann, kendisine mektubu bulunmaktadr. Nurs ky civarndaki Ta medreseleri sahibi Abdurrahman Ta'nin olu olan Hazret-i Ziyaeddin babasyla birlikte Nurin'de medfundurlar. "Nurslu talebelerden biri slm tecdid edecek" Abdurrahman Ta ise Gavs- Hizan Seyyid Sbgatullah'n halifesidir. Hazret-i Ziyaeddin'in babasdr. Hizan'a bal Ta kynde medresesi vard. Emirda

mektuplarnda Bedizzaman "Nahiyemiz olan Hizan kazasna tb Isparta'da birden bire mehur Seyda namnda eyh Abdurrahman- Ta himmetiyle o kadar ok talebeler ve hocalar ve limler ktlar ki btn Krdistan onlar ile iftihar eder bir ekil ald" diye Seyd'dan bahsetmektedir. Bedizzaman o zamanlarda dokuz-on yalarnda olduunu ifade etmektedir. O zamanlar Abdurrahman- Ta, Nurslu talebelere, bilhassa kk Said'e ok alka, iltifat gsterir, geceleri yatarken zerlerini rtermi. Nurslu talebelerin iinden birisinin slmiyete ok byk hizmetler edeceini, slm tecdid edeceini ifade eder, onun iin bu kadar alka gsterdiini sylermi. Bedizzaman'n Emirda mektuplarndaki mezkr mektubu da Abdurrahman- Ta'den anlatlanlar teyid etmektedir. Abdurrahman- Ta 1886 ylnda rahmete kavuarak Nurin'de defnedilmitir. "Hazret" Ziyaeddin Efendi Ta ky, Nurs kyne yaya olarak iki saat kadar mesafededir. Abdurrahman- Ta'nin olu Muhammed Ziyaeddin'dir. Hazret namyla anlan eyh Ziyaeddin Efendi, Bedizzaman'n byk kardei Molla Abdulhah Nurs'nin hocas ve eyhiydi. Hakim Feyyaz Karabel'in tercme edip nerettii Yeni Mektubat isimli eserinde iinde eyh Muhammed Ziyaeddin'in, Nurslu Molla Abdullah'a hitaben yazlm tane de mektubu bulunmaktadr. Mektubat 113 mektuptur. Son mektup olan

113. mektup, Birinci Cihan Harbinde harp cephesinden eyh Ziyaeddin tarafndan Molla Mehmed Emin'e yazlmt, harple alkaldr. Molla Abdullah'n, gzel yazsyla yazd baz Arapa ders notlar ve Kur'n- Kerimler vardr. Kur'n- Kerimler, elimizde bulunmaktadr.

BNBAI AL HAYDAR
"Firarda Volga Nehrini birlikte getik" Uzun yllar Selnik Askerlik ubesinde grev yapan orum'lu Binba Ali Haydar Bey, Bedizzaman'la birlikte Rusya'dan nasl rar ettiklerini yle anlatyor: Bedizzaman'la birlikte volga nehrini ok harika bir tarzda getik. Nehri geerken, ayamz kara gmlr gibi, bazen topuumuza, bazen dizimize kadar suya batp kyorduk. Ben ok heyecanlanyordum. Nehri getikten sonra Bedizzaman bana dnp dedi ki: "Kardeim Ali Haydar, Cenb- Hak, Hazret-i Musa Aleyhisselm'a denizi musahhar ettii gibi, bize de senin yzn hrmetine Volga nehrini musahhar etti.' Benim zerimdeki hayret ve aknl gidermek istiyordu. Ben cevaben kendisine dedim: "Nasl geip kurtulduumuzu ben biliyorum. Ama siz bilirsiniz stad'm, yine de sizin dediiniz gibi olsun."

Enver Paann amcas HALL PAA


Sava esnasnda mektuplayordu Bedizzaman'la Bedizzaman'n yakn dostlarndan birisi de Harbiye Nzr Enver Paann amcas olan Halil Paadr. Harbiyeden mmtaz yzba olarak mezun olan Halil Paa, Birinci Cihan Harbinde tmen kumandan olarak vazife grmtr. Bilhassa ran, Van ve Bitlis cephelerinde kahramanlklar gstermitir. Harb esnasnda gnll milis albay olarak vazife gren Bedizzaman'la mektuplamalar ve haberlemeleri olmutur. rt'l-'caz tefsirin ktibi, Bedizzaman'n talebe ve fedisi Molla Habib Efendi, Bedizzaman'la Halil Paa arasnda irtibat ve haberlemeyi salyordu. Molla Habib, bu irtibat grevlerinden biri esnasnda, bir ran dn, eski ismi Vastan, yeni isim Geva olan kazda Ruslarla muharebe ederken ehit dmtr.

Molla Habib'le ilgili olarak gerek Emirda mektuplarnda ve gerekse Nur'larn dier yerlerinde bahis ve hatralar vardr.

MUSTAFA YALIN
1895'de Bolu'nun Ylca kasabasnda dodu. Birinci Cihan Harbinde muhtelif cephelerde bulundu. Bedizzaman' harp cephesinde ve Sibirya esaretinde tand. Ak sakall, ak yzl, seksen drt yandaki, cepheden cepheye komu gazi dedeyi, Dilaver Kanber Beyin evinde dinlemeye balam, notlarmz tutuyorduk. Kafkasya'dan Galiya'ya, oradan da Sibirya'ya kadar uzanan bir uzun hatta on senesi gemiti. Bu on seneyi birka sayfaya strmaya alyorduk. Molla Said bize dersler verirdi Molla Said bize o zaman 'Tflya' dediimiz dersler veriyordu. Bu dersler geceleri hep devam ediyordu. Hasankale'de Molla Said'le birlikte Ruslara kar amanszca savatk. Hoca'nn banda nce sark vard. Ama sava srasnda 'kee kalpak' dediimiz bal giyiyordu. Ben o srada Hasankale'de yaralanp, geri geldim. O

zaman kalamdan (ite yaras hl ak) u arapnel yarasn aldm. Orada erkekliimi kaybettim. Ben oktan lrdm, ama Molla Said yanndaki drt arkadaa birer dua yazp vermiti. Onu boyunlarmza astk. Bize hi kurun demedi. O zaman bir Mslmana yz gvur ate ediyordu. Sonunda yaralandm, beni geri aldlar. Molla Said savaa devam ediyordu. Beni Konya'da tedavi ettiler. Ondan sonra batya, Avusturya, Karpatlara, Galiya cephesine gtrdler. At stnde kitap yazyordu Molla Said Efendi kahraman bir insand. O, atn zerinde cephede, nde hcum ederdi. yi silh kullanrd. Sipere girmezdi. Bir ara Dou Cephesinde baz birliklerin dalmak zere olduu haberi Molla Said'e sylendi. Molla Said ihtilaar hemen kaldrd. Dalmamay salad. ok gzel anlatp, sanki insanlar bylyordu. "Sonra o cehennemi sava iinde at zerinde kitap yazyordu. Yazdklarn talebeleri, genler de yazyorlard. ok iyi ata biniyordu. Ruslara ta kartyorlard. Bize, "Hi korkmayn Mslmann iman her gten daha kuvvetlidir" diyordu. Bize her gece yazd kitaplardan okuyordu. Ben cahil olduum iin pek bir ey anlamyordum. Ama Molla Said'i grnce cesaretim had safhaya kyordu. Heybetli bir insand. Bize kar da ok mvik davranyordu. Sibirya'da Molla Said'le karlayoruz.

Sonra biz Avusturya cephesinde Ruslara kar savaa girdik. Sol cenahta Avusturya, sa cenahta Almanlar vard. Avusturyallar, Ruslara teslim olunca bize oyun ettiler. Sol cenah boalnca biz esir dtk. Tam 30 bin kii idik. Bizi hep esir aldlar. Sonra trenlere bindirip 42 gn tren yolculuundan sonra Sibirya'ya gtrdler. Yolda bize ok eziyet ettiler. Yarallara bakmadlar. Her istasyonda bizi indirip, eziyet ediyorlard. Bir para ekmei havaya atp, bizi saldrtyorlard. Sonra resimlerimizi ekiyorlard. Sibirya'ya bizi dattlar. Gruplar halinde kamplarda kalyorduk. Tarih falan bilemem. Ben cahilim. Onun iin hdiseleri sraya koyamyorum. te biz oraya varnca bir Dou Cephesinden esirler gelmi, dediler. Kampta merakla hep dar toplandk. ok esir vard. Ama kardan iki kiiyi getiriyorlard. Onlar iyi kolluyorlard. Bir de baktm Molla Said ve yannda znikli Osman dediimiz bir talebesi vard. Sandk gibi bir ey tayordu. Onun iinde stad'n kitaplar vard. Osman'dan bakasn yanna sokmuyorlard. Osman, Onun hizmetine bakyordu. Kendisi yaral idi. Baca yaralanmt. Orada tedavi ettiler. Onu da bir koua yerletirdiler. Sibirya'da iken, "ileride buralar da Mslman olacak" diyordu Havalar ok souktu. Orada gece-gndz belli olmuyordu. Gne batmazd. Orada da geceleri Molla Said Efendi bo durmuyor, yasak olmasna ramen gece baka kamplara gidip okuyordu. Gndzleri namazlar bize

kendisi kldryordu. nce mdahale edip, kldrmadlar. Sonra stad onlara bireyler syledi, biraz serbest braktlar. Kalabalk olarak bir araya getirmemeye alyorlard. Orada biz Ona 'Diyanet Reisi' diyordu. O Rus nbetilerine bile din anlatyordu. Dinleyen nbetilere zabitleri bask yapyorlard. Molla Said Efendi, bize hep moral veriyor, 'zlmeyin, kurtulacaz' diyordu. Ben stad'n Sibirya'da geceleri uyuduunu bilmiyorum. Hep okuyordu. Bir eyler not ediyordu. Ve bize: 'Gelecek zamanda buralar da Mslman olur; ama imdi anlamyorlar' diyordu. Biz de kendisi bamzda olunca hi korkup zlmyorduk. Sibirya'dan kayoruz Bir gece yars idi. stad bizim bulunduumuz 15-20 kiilik bir blmeye geldi. Bize ders yapyordu. O arada koarak biri geldi. Bu Konyal Tahir dediimiz arkadamd. 'Bu gece kaalm' dedi. On yedi kii toplanp karar verdik. stad bize katlmad. O gece onu son grm oldu. Bizim iin dua etti. Rus nbetisini boduk. Tel rgden srnerek getik. O gece hayli yol aldk. imizde yol bulan zabitlerimiz vard. Bunlardan hatrladklarm, be zabit vard: Binba Ethem Bey, pusula tayini ilerine bakt. Yldzlardan aa yosununa kadar hereyden o yn buluyordu. Akllyd. Molla Said'den eitim grmt. Bir de Kmil Bey diye bir binba vard. Hatrlyorum. Doudan batya doru Petersburg , Dou Almanya, Romanya ve sonunda stanbul'a geldik. Bizi yar

yolda yakalayp, sorguya ektiler. 'Savata buralarda kaldk. Bir daha kamadk. Biz iiyiz' dedik. Onlarla hep Kmil Bey ile Ethem Bey konuurdu. Dillerinden anlyorlard. Bunlar esirlerden deil, 'vorni'dir deyip bizi saldlar. Vorni: i demektir. Kmil Bey Douda Pasinler'de arprken benim blk komutanm idi. Rusya'dan dnmden sonra dinlenmeden Kurtulu Savana girdim. Orada da kolumun yarsn kaybettim. Ben 14 sene hi asker antasn omzumdan indirmedim. Yemen, anakkale, Ruslarla Douda, Batda Galiya'da, Kurtulu Savanda tam 7 cephede bulundum. "Bu vatan nasl severdi?" "10 yl ncesine kadar yine dintim. Hareketliydim. 10 yl nce Molla Said'in Kars cephesinde bana yazp verdii duay boynumdan drp, kaybedince bana birden ihtiyarlk kverdi. Ah! O tatl dilli Molla Hocamn yzn bir kere daha grmeye canm veririm. Bu vatan nasl severdi. Hatta Ona Ruslar aar kalrlard. Molla Said, Nikola'ya ihtiram etmemiti Biz Batdan esir olup Sibirya'ya gittik. Molla Said, Doudan esir olmutu. Bir koca gvur vard: Nikola diyorlard. Ben onu Petersburg'da (Leningrat) grmtm. Zalim biriydi. Molla Said ona ihtiram etmemi. Onu ok

kzdrm. Hatta astracakm. Sonra stad dindarlndan astrmam. Rus zabitleri, stad'a ayr bir gzle bakarlard. 'Bu madem Nikola'ya meydan okumu, acaip bir adam' diyorlard. Ben sonra Molla Said'in katn duydum; ama bulup gremedim. "Hep iman lazm, diyordu" "imdi, 'Molla Said gelmi, savaa seni aryorlar' deseler koarak giderim. Molla Said ile savamak bir orduya ferman okumak demektir. O korkusuz bir adamd. Gecesi-gndz slm ileri ile uramakt. 'Hep iman lzm' diyordu. 'man hereye bedel' diyordu. Ondan tr de Ermeniler ve Ruslar ondan bezmilerdi. Kermetli bir adamd. Yoksa bir kurun yer lrd. Top glleleri arasnda at koturup, kitap yazmak kimin aklna gelir? 'Bu kitap ok nemlidir' diyordu."

OSMAN BRGL (Krt Osman)


"Byk kumandan Bedizzaman" On dokuzuncu yzyln sonlarnda, 1896da doan Osman Birgl', 19 Mays 1984'te Samsun'da ziyaret edip hatralarn dinlemitim. Samsun'da kendisine "Krt Osman" diyorlard. Biz de bu lkapla arayp bulduk. Bir namaz kndan sonra oturup stad konutuk. ok yal olmasna ramen, din ve kuvvetli hafzasyla, elli-altm sene evvel yaad anlar bugn gibi anlatyordu. Osman Birgl, Bedizzaman' Birinci Cihan Harbinde, Pasinler cephesinde grm. Elini pp duasn almt. O esnada kendisi Hamidiye Alaynda nefermi. Hamidiye Alay kumandanlarndan, Hasan Ali airetine mensup Abdlbaki Bey isimli bir zatla yine Alay Komutan Sleyman Bey de Bedizzaman'a gidip hrmetle elini pyorlarm. Osman Birgl "Byk kumandan Bedizzaman bizlere dua ediyor, cesaret veriyor, 'Krden korkmayn, zafer bizimdir,

Mslmanlarndr' diyerek tevik ediyordu" diyor. Osman Birgl Bedizzaman'n savata be-alt defa haf yaralar aldn, banda padiah tac gibi bir sark bulunduunu, srtnda cbbe olduunu anlatt. stad son olarak da Trabzon'da, Bedizzaman Bat Anadolu'ya srgn edilirken grp ziyaret etmi ve duasn alm. Sava gnlerinde dman askerlerine aman vermedii iin "Osman Keskin" diye anldn anlatan bu yal gazinin olu da Kore Savanda ehit dm.

HALL INAR
"Bu kurunlar Mslmana tesir etmez" Nur stad Bedizzaman'la beraber Birinci Cihan Harbinde Erzurum-Pasinler cephesinde Ruslara kar arpan Halil nar 1889'da Van'n Ahlat kazasnda domu ve yine ayn yerde 1970 senesinde rahmete kavumutu. Olu Mahmut nar, babas iin unlar sylemektedir: Babam, Halil nar 1328'de muvazzak askerliini bitirmi, 1329'da stad Bedizzaman'la beraber Cihan Harbinde 1330 ve 1331'de Kafkasya Cephesinde Rus ordularna kar kahramanca arpmlard. Birinci Cihan Harbinin o dehetli gnlerinde, Kafkasya dalarnda; kn yamur ve karlar altnda, mevzide bulunurken, amansz bir msademe ve arpma oluyor. Bedizzaman Hazretleri, bizzat kendi askerlerinin ve kee klahl fedilerinin banda milis albay olarak yamur gibi yaan Rus'un kurunlarnn nnde, mevzileri ve siperleri mtemadiyen gezmek suretiyle idare ediyordu.ok celalli ve heybetli bir ekilde askerlere kumanda ediyordu.

Rus'tan gelen kurunlar, Bedizzaman'n aziz vcuduna isabet ettii halde, kendisine hi tesir etmiyordu. Ayn zamanda elini kaputunun cebine atarak, Rus kurunlarn cebinden kararak, Mslman askerlere gsteriyordu. Vcuduna demeyen kurunlar askerlere gsterirken, yle diyordu: "Bu kurunlar bihakkn Mslman olanlara tesir etmez." Mahmut nar babasndan bu hatralar dinlerken, ok sevip ve heyecanlandn ve hi unutamadn ifade etmektedir.

AHLATLI SMAL HAKKI ARSLAN


smail Hakk, rtiye mezunudur ve mbairlikten emeklidir. stad tanyn ve onunla birlikte geen gnlerini yle anlatyor: "Ona kurun tesir etmiyordu" Birinci Cihan Harbinde Ruslara kar Pasinler'de harbettim. O zamanlarda bizleri Ahlat'tan toplayarak cepheye gtrmlerdi. 1915'lerin Mart aylarndaydk. Lapa lapa kar yayordu. Her taraf bembeyazd. Bizler Ruslara kar aziz vatanmz mdafaa ediyorduk. Siperlerden balarmz karamyorduk. nk yamur gibi kurunlar yayordu. Yamur gibi yaan mermilerin altnda savayorduk. Adet gklerden arapneller yayordu. En ok aciz olduumuz bu konuda havada patlayan arapnellerdi. arapneller bizleri ok kryor, byk zayiatlar veriyorduk. Havada patlayan arapneller paralar halinde saa sola dalyordu. te tam bu esnada Molla Said-i Mehur da siperleri

dolayordu. Bir ara atnn zerinde dere boyunu geziyordu. Bu esnada siperlerden kanlar oluyordu ve bunlar vurularak ehid oluyorlard. Ben hem Molla Said'i grmek, hem de ellerini pmek istiyordum. Fakat iimde vurulmak endiesi vard. Ben ok ncelerden beri Molla Said'i ve Bedizzaman unvann duymutum. Fakat bu byk zat ilk defa Pasinler'in bu kanl cephesinde gryordum. Bir ara baktm, bu byk kumandan benim hizama gelmiti. Kalkp grmek istiyordum, ama vurulmak endiesiyle korkuyordum. Ona bir ey olmuyordu. O dehetli anlarda kendi kendimle konumaya balamtm. Kendime dedim: "Vallahi vurulsam da ben bu zat ziyaret edeceim." Aniden ayaa kalktm, ama mermiler vzr vzr yanmdan geiyordu. Bu srada Molla Said-i Mehur'un yle hitap ettiini iitmitim: "Allah iin cihad ediniz. Allah bizim munimizdir!" Daha sonralar yanma gelip ellerini srtma vurarak bizlere korkmamamz, zafere ereceimizi bildiriyordu. Sibirya'ya srgn ve srgnden ka Sonralar Ruslar bizleri esir edip Sibirya'ya srgn gtrdler. Molla Said-i Mehur'u bizlerden ayrp baka bir kampa gtrmlerdi. Beni baka bir grupla Sibirya'ya gtrdler. Bu esaret gnleri ve daha sonralar ben

Sibirya'da ve Bak'de uzun yllar kaldm. Ancak alt yl sonra Bak'den ayrlp Ahlat'a gelebildim. Bizim rar hadisemiz ok zor olmutu. Bir ara bende takat derman kalmamt. Benim de ilerinde olduum kervan beni terk etmiti. Ben yorgunluktan ve perianiyetten dolay daha ileriye gidememitim, ayaklarm ekilmiti. Kervan beni att ve gitti. Bana, "Artk seninle uraacak vaktimiz yoktur" dediler ve beni brakp gittiler. Yalnz ve her eyden mitsiz olarak beklerken, bir ara baktm, kble tarafndan bir zat geliyor. Bana o anda dedi: "Kalk, ne duruyorsun buralarda?" O ara bana bir cesaret geldi, sanki canlandm. O srada bana "Kalk!" diyen zat tanmadm, yalnz savata srtnda bulunan pelerin gibi bir bez sanki yzm syrd, yzm okayarak geti. Ben bu heybetli zatn ikazndan sonra sanki yeniden canlandm. Bana byk bir kuvvet ve can geldi. Bismillah deyip, kalkarak yoluma devam ettim. Nihayet biraz gayret ve yorgunluktan sonra bizim kervana kavutum. Bu defa onlar arp kalmlard. Ben bamdan geen bu hadiseyi Bedizzaman'n byk himmetine, yardmna ve kerametine balyorum. Molla Said'in dualar hrmetine yeniden hayata kavumutum. Ben buna, "Ancak o zat olabilir" diye inanyorum. Hele yamur gibi arapneller ve kurunlarn yad bir srada, atn zerindeki o heybetini ve cellini hibir zaman

unutamam. Bu zat, yni Bedizzaman Molla Said-i Mehur, hem kumandan hem de evliyayd. O, zamann Abdlkadir Geylan'sidir. Sonra kendisi ok gzeldi. Bedenen ve sureten erkek gzeliydi. Babayiitti ve ok mehbti, ok heybetliydi. Btn bu olup bitenlerden sonraki zamanlarda stad Bedizzaman'n btn vatanmzdaki byk hizmetlerini duyarak, ok seviniyor ve stad ok seviyordum.

MEHMET SALH YEL


Yeil mamzade Mustafa Niyazi Efendinin oludur. Erzurum Nmune Mektebi Mdr ve Maarif Memuru idi. 45 yanda iken Birinci Byk Millet Meclisine Erzurum mebusu olarak iltihak etmiti. Heyecanl, szn saknmaz, imanl bir vatanperverdi. 4 Haziran 1922'de, bir suistimal mevzuu zerinde tahkikat alp almamas sert mnakaas sonunda, kendisine Meclisten on be gn ihra cezas verilmiti. Bu mnasebetle salondan ayrlrken syledii cmleyi kaydetmek gerekir: "-Sizler kovunuz... Ziyan yok. Hakikatin sine-i faziletine iltica ediyorum..." Mehmet Salih Yeil Milletvekillerindendir. birinci devre Erzurum

Birinci Dnya Savanda Bedizzaman'la beraber Kafkas cephesinde arpmlardr. Yine ilk mecliste Bedizzaman'la birlikte dostluk ve sohbetleri olmutur. Bu faziletli Erzurum mebusunun ilk Meclis'in gizli oturumlarnda cereyan etmi olan konumalarndan bahsetmek istiyorum.

lk Mecliste sk sk gizli oturumlar yaplrd. Cephelerden gelen haberler zerinde ak tartma, bo hazineye para bulma ve hepsinin stnde, krk gnlleri midin aydnlna karabilmek iin alnacak tedbirleri dardan duyulmayacak kapal bir atnn altnda dnmek, Birinci Meclisin zamannn byk ksmn alrd. Bu gizli toplantlar ya hkmet ya mebuslardan biri veya ou zaman gruplanm olarak isterlerdi. Fakat bu arada, gndem bugnk gibi snrlanmamt. Mebuslardan birisi kalkar, baka bir konuyu ortaya koyar, bunun zerinde de konumalar olurdu. Hatta denilebilir ki, ou zaman, grlenler iinde asl ibretli olanlar byleleri idi. Nitekim 21 Kasm 1920 aramba gn gizli celsede gndem d sz alan Erzurum Mebusu Yeilizde Mehmet Salih Efendi, bylesine konular dinlemeye alm, o gnn mebuslarna, zamanmzn da elbetteki ok yadrganan meselesini anlatyordu. Mebuslardan bazlarnn fazla pahal yemek yediklerinden, ok k ve halka gre farkl giyindiklerinden, ar para harcadklarndan, memleketlerinden ve ou zaman da stanbul'dan nebolu yoluyla ev ve giyecek getirdiklerinden yaknyordu. Mebuslara yatakhane olarak ayrlan sanayi mektebinden ayrlp, mstakil evlere tananlarn, kendilerine bakan hizmeti bulmalarnn, onlarn bu rahat yaama ibtilalar dolaysyla, Ankara'da Tahan evresinde yeni pahal lokantalar almaya baladnn gzden

kamamas gerektiini sylyor, bu halin varn younu istikll ve hrriyet iin ortaya koyan halk huzursuz edeceini, milleti idare edenlerin milletten farkl yaayamayacaklarn anlatyordu.Sonunda u teklieri yapt: lk Meclis'in gizli oturumundaki teklier "Meclis Riyaseti tedbir alsn, asker usl tek kap yemek yiyelim. Sanayi mektebindeki yatakhanelerimizi terk etmeyelim, halk gibi yaayalm, halk gibi yiyelim, halk gibi giyinelim. Bu hareketi de bir gsteri ekli kurtarmak iin deil, eer refah ve huzura kavuacaksak kann ve cann istediimiz, onu kurtarma yolunda olduumuzu sylediimiz halka layk olmann vicdan rahat iinde yapalm." lk Meclisin o mbarek havas iinde Mehmet Salih Yeil Efendi'nin bu szleri alklarla karland. lk Meclisin o fedakr mebuslar milletin nasl yaadn ok iyi biliyorlard. Sonunda Meclis, Erzurum Mebusu Hseyin Avni, Diyarbakr Mebusu Feyzi Beyle Antalya Mebusu Hoca Rasih Efendiyi bu mevzular tetkik ve tedbir iin vazifelendirdi. "Bedizzaman Meclis'te alklarla karland" te halktan bir insan gibi yaayan ve sevad- zama tabi olan Bedizzaman bu mecliste alklarla karlanmt.

Mecliste yapt on maddelik konumasnda daha sonraki senelerden yani 1936'da bana koyduu takdim yazsnda: "u lyiha on sene evvel Meclis-i Milli, Yunan' malup ettikten sonra o mecliste Kara Kzm, Nureddin Paalar gibi hamiyet-i slmiyeyi tayan ok mebuslarn bulunduu ve imdiki bid'alarn almeti grnd bir zamanda olduundan, layihadaki meclise kar takdirkrane kelimeler imdikilere hi aidiyeti yoktur" diyordu. Bu on maddelik beyannamenin dikkate deer bir yerinde Bedizzaman yle hitap ediyordu: "Bu dnya-y deniyye an ve ereyle yle bir meta deil ki, sizin gibi insanlar iba etsin, tatmin etsin ve maksud-u bizzat olsun." *** Erzurum ilk dnem milletvekillerinden Mehmet Salih Yeilolu, stad Bedizzaman Hazretlerine bir mektup yazarak tarihe-i hayat ile ilgili olarak kendilerinden on maddelik bir sual sormutu. Mektubu ve sorular yledir: Muhterem stadm, sizin hakknzda air merhum Mehmed kif Bey ile Dar'l-Hikmeti'l-slmiye zlnda bulunmu olan merhum Mehmed evket'den dinlediim kymetli notlarm vardr. Hl-i tercmenizi o zatlardan topladklarm yazmak mecburiyetinde kaldm iin ltfen

suallerime ksa ksa cevap yaznz. Kendi namma yazacam hl-i hayatnamenizi arzu ettikleri kadar mufassal yazmak emir sizindir. Mehmed Salih Yeilolu Salih Yeil'in Bedizzaman'a Sualleri Sualler: l. Hangi tarihte ve nerede Cenab- Hak sizi dnyaya getirdi? 2. Baba ve bykbabanzn ad ve mesleklerini ltfen yaznz. 3. Kimlerden ve nereden ders okudunuz? 4. Van Valisi Tahir Paann konanda ne kadar kaldnz? Ve o zata ne okuttunuz?(Merutiyetin ikinci senesinde Erzurum'a vali olarak gelen Tahir Paa merhum bir Ramazan iftarnda sofra banda sizin mezayanzdan uzun uzadya bir eyler anlatmt.) 5. Merutiyetin ilnndan ka ay evvel stanbul'a geldiniz? ttihatlar, halka nasihat iin sizi Selnik'e gtrmlerdi. Selnik'ten sonra sizi Rumeli'de hangi ehirlerde gezdirdiler? 6. Balkan Harbine itirak ettiniz mi? 7. Umumi Harbte nerede esir oldunuz? Ruslar sizi hangi ehirlerini gezdirdiler? Hakknzda ne gibi muamele

yaptlar? Tazyikte, hakarette bulundular m? 8.Hangi tarihte esaretten rar edip hangi tarihte stanmbul'a geldiniz? Ve hangi tarihte Dar'l-Hikmeti'lslmiye Aliyyesine z oldunuz? 9. Mill Meclisin ilk devresinde Ankara'ya geldiiniz zaman evvela hrmete, bir hafta sonra da meclisin teneffs salonunda ve soba banda, "Abdest, namaz Cenab- Haktan yardm isteyiniz" szlerinizden dolay Reis-i cumhurla mnakaadan sonra Ankara'dan uzaklatktan sonra ilk olarak nereden nereye nefyoldunuz? Ve ol vakit Diyanet Riyaseti tarafndan bir emre msteniden size vaizlik namiyle elli lira maa tahsis edilmi iken bu maa neden kabul etmediniz? 10. Hangi ehir ve kasabada iken yazdnz kitaplar bahanesiyle Eskiehir'e sevk ve mahkum oldunuz? Ve ka sene hapiste kaldnz? Ve hapisten karldktan sonra nereye nefyolundunuz? ll. Kastamonu'da kimin ihbariyle hkmet sizi Denizli cezaevine sevk etti? Ka ay hapishanede kaldnz? Hapsinize sebep olan kitaplar tetkik olunup muzr olmadklar anlaldktan hkmen serbest brakldktan sonra, o hayatnzn mahsulu olan sarnz size iade edildi mi? Ltfen pek ksaca bu sullerin cevabn yaznz. (Byk boy el yazma Emirda Lhikas, s.79.) Mehmet Salih Yeilolu stadmzn kitaplarndan

Bedizzaman Hazretlerinin Salih Yeil'in bu suallerine verdii cevab mektubu Emirda Lhikas'nn l. cildinin 158 ve 159. sayfalarnda mevcuttur. "Aziz, sddk, licenap eski ve yeni karde Yeil Salih" hitabiyle balayan mektubun son cmlesi yledir: "naallah sizi hi unutmayacam. Bu halimde bu alakadarlnz benim ok ar skntlarm haetirdi Allah senden raz olsun, min."

ABDULLAH SACI
"Harpte bile namazn aksatmyordu" Gr sakal sarnn aklarna karmt. Asrlk ihtiyar, heybetli narlar gibi dimdik duruyordu. Yz yln dnya hdiseleri onu pek az ypratmt. Dou Anadolu blgesinin saf ve ter temiz muhitinde bir asr aan mrn hl shhatle srdryordu. Hac Abdulhah Sac soy ismi gibi sa ve sac idi. Kendi ifadesine gre, 1872 ylnda domutu. Tatvan'n Readiye nahiyesinin Blh kyndendi. 1977 ylnda grtmzde bizim asrlk nurlu dede 105 yanda bulunmaktayd. Abdullah Sac Dede tam on drt sene askerlik yapm. Birinci Dnya Savanda ve stikll Harbinde arpm anakkale Savalarnda dmanla savarken sng ile yaralanm. Esat Paa kumandasnda alm ve arpm. On drt senelik askerliinin yedi senesini kardeinin yerine, yedi senesini de kendi yerine yapmt. Eski topraklarn bu salam yapl yiit insan

Bedizzaman Said Nursi ile ilgili hatralara da sahip. Hac Abdullah Sac Dede, anakkale Savalarndan bahsederken, "stad bana savalarda yardm ediyordu" diyordu. Bunlar sylerken koca adam gzyalarn tutamyor, damla damla slak taneler, aksakalndan yuvarlanp iniyordu. stad Bedizzaman'la harplerden ok nceleri tanp konumular. Bedizzaman' Molla Said olduu zamanlardan tanyordu. Kafkasya Dalarnda da beraber bulunup Rus Harplerine itirak etmiti. yle diyordu: "Bedizzaman, bir bakyorum benim yanmda, bir bakyorum dmann ilerine dalm, harp ediyor. Ba sarkl, agelli, ayanda izmeler, durmadan Rus gvuruna kl sallyordu." Abdullah Sac Dede, bir anda Kafkasya'nn karl dalarndan, anakkale'ye geiyor, "Harplerde Bedizzaman bize yardm ediyordu. Onun mnev yardm ve himmeti hep benimle oluyordu. O yanmda olunca korku duymuyordum" diye anlatyordu. Harpte bile namazlarn terk etmiyordu. Asker ve talebelerini iki gruba ayryordu. Bir grup dmanla arprken dier grup namazn geirmeden eda ediyordu. Biz askeriz, bu din dmanlar bizim vatanmz

elimizden almak istiyorlar. Korkmayn, benim talebe ve askerlerim onlarn binine bir tanesi bedeldir' diye Bedizzaman bizleri tevik ediyor, teci ediyordu." Hac Abdullah Sac Dede anlatrken zaman zaman hislerle doluyordu. Hislerine hkim olamyor ve gzyalar dkyordu. Gsndeki saat zincirini gstererek, "Bedizzaman evliyalarn en son zinciridir" diyordu. Hatralarnn kendisine en ok iz ve tesir brakan cmlesi herhalde birlik ve beraberlik olan ksm olsa gerek ki, sk sk: "ttifak bir yapn! slm ittifak bir olsun" diyordu. Yz be yandaki asrlk bahtiyar anakkale'nin Kafkasya'nn hatralaryla doluydu. Geen uzun yllar izgi-izgi simasn deitirmi, sakallarnda aartacak yer brakmamt. Yetmi - seksen yl ncesinin imdi tarih olan hatralarnn sahibi, Nur stad Bedizzaman'n silh arkadana Cenab- Haktan rahmet ve maretler diliyor, kabrinin prnur olmasn niyaz ediyoruz. Ruhuna binler ftihalar.

TNSL FEDA (Bedizzaman'n amcazadesi)


"Seni gnlller arasna yazyorum" Birinci Cihan Savann alevleri, byk devletimizin snrlarn am, son vatan parasn da sarmt. Galiya, Yemen, Filistin, Kafkas cephesinde slmn son ordusu arslan gibi arpyordu. Milis Albay Said Nurs, Dou Anadoluda ky ky gezerek, vatan mdafaas iin, fedai topluyordu. Onun davetine gen-ihtiyar, vatann yiit insanlar evet diyerek kouyorlard. Aziz topraklarn mdafaas iin, asil kanlarn seve seve armaan olarak getiriyorlard. Bu fedailerden u isimler sadece tesbit edebildiklerimizdi: Ali, Yasin, Abdurrahman, Mnevver, Habib, beyd, Said, Mahey ve Tinisli Fakih.. Tinisli Fakih, Bedizzaman'n harp iin gnll fedai

topladn iitince srtna mavzeri asarak komutu. 15 yandayd. Boyu tfei tamaya yetmiyordu. Tfein ucu yere deiyordu. Bedizzaman Tinisli'ye niin geldiini sordu. Tinisli harbe gitmek iin geldiini syledi. Vatan iin arpmaya geldiini bildirdi. Bedizzaman: Seni bu cesaretinden yazyorum" dedi. dolay gnlller arasna

Tinisli Fakih, Bedizzaman'n kumandasnda harplere itirak etti. Harbin sonunda gazi oldu. Tinisli gazi Fakih, Bedizzaman'n babasnn amcas oluydu. Yani Bedizzaman'n dedesi Ali'nin kardei Abdullah'n olu. Savata yazlan tefsir Milis Albay Bedizzaman Said Nurs, Birinci Cihan Savanda, silh elde karl dalarda, fedaileriyle birlikte, Ruslarla arpyordu. Fiil ve silhl mcadeleyi yaparken, istikblde yetitirecei Nur talebelerinin eline de mnev, kr ve ilm mcadeleyi yapmalar iin arat'l-'caz isimli tefsirini harp meydanlarnda kaleme alarak veriyordu. Bu harplerde esir dmt. Esaret dn stanbul'da bastrd ilk eseri, bu harp yadigrdr. Kt parasn Harbiye Nazr Enver Paa vermi, eseri kardeinin olu Abdurrahman Nurs bastrmt. Kitabn kapanda unlar

arat'l 'caz mezann-il-caz Libediizzaman Fiat: Krk kuru. Evkaf- slmiye Matbaas: 1334 (1918)

AL AVU (Hac Ali Aras)


Said Nurs milis albay olarak cephede Osmanl cihan devleti, alt yz sene sren hakimiyet gnlerinden sonra artk inkraza yz tutmu ve son gnlerini yayordu. Sevgili vatanmz Mslman Trkiye'nin drt buca da kara ve kbuslu bulutlarla kaplanmt. Bu kara gnlerde, Milis Albay Hazret-i Said; etrafna toplad gnlllerle, talebeleriyle ve yeenleriyle vatan mdafaasna koarak, karanlklar iinde nura gidecek yollar aryordu. "Said'imin silh seslerini duymaktaym" Babalar takva sahibi, mbarek insan So Mirza Efendi ok yal ve hasta haliyle Nurs kyndeki evlerinin damnda oturduu krsden ufuklar gstererek; "Said'imin silah seslerini duymaktaym" diyordu. So Mirza Efendi'nin bu szne kimseler inanmyor, "Ortalk

harb haliyle birbirine girdi, dmanlar buralara kadar geldiler, artk bunun olu mu kald? Her halde So Mirza Efendi fazla ihtiyarlad iin hayal gryor, ateh getirmitir (bunamtr)" diyerek, Mirza Efendi'nin haline glyorlard. Ama So Mirza iddiasnda srar ediyor, "ben Said'imin silahlarn bilirim. Benim Said'im lmemitir, Said yayor, ben Said'imin silah seslerini bilirim" deyip, meselesini iddial bir ekilde devam ettiriyordu. Bahsini ettiimiz meselenin benzeri mahiyetindeki bir Emirda mektubunda unlar okumaktayz: "Hem benim hakkmda musibet ve fena haberleri ald vakit, merhum pederim Mirza (r.h.) gibi olsun, merhume validem Nuriye (r.h.) gibi olmasn. nk eski zamanda, dadaal hayatmda hakknda acib havadisler peder ve valideme ihbar ediliyordu. 'Sizin olunuz ld veya vuruldu veya hapse girdi' gibi fena haberleri babam iittike, keyieniyordu,glyordu. Derdi: 'Maaallah, olum, yine bir ehemmiyetli i, bir kahramanlk gstermitir ki, herkes ondan bahsediyor.' Vlidem ise, onun sruruna kar iddetle alyordu. Sonra zaman, babamn hakl olduunu ok defa gsteriyordu." Bitlis'in muhasaras 1916 senesinin k aylarnda Bitlis'te yaan karlarn kalnl metreleri bulmutu. Bu iddetli gnlerde Milis

Albay Said Nurs, talebe, dost ve yeeni ile Rus-Ermeni kuvvetlerine kar kahramanca arparak, sanki destanlar yazyordu. Yakn talebesi Ahmed-i Cano'yu Zeve'de, muhatab, katibi ve fedisi Habib'i Geva'ta ve byk ablas Drriye Hanm'n olu, talebesi ve yeeni Ubeyd'i ise, Bitlis kalesinin dibinde dmanlar ehid etmilerdi. On yedi yandaki sevgili Ubeyd'in srtnda bayram elbiseleri vard. Bir da heybetinde duran Bitlis Kalesinin altnda, bayram elbiseleri iinde ebed bayramlara doru kanat amt. Arkada Molla Ali'yi aryor, kemerinde bulunan altnlar gelip almasn sylyordu. Ama kurun yamuru altnda Ali'nin Ubeyd'e yaklamas mmkn deildi. Milis Albay Bedizzaman o dehetli gnleri yle anlatmaktadr: "Hem Bitlis muhasarasnda ve avc hattnda Rus'un gllesi ldrecek yerime isabet etti. Biri alvarm delip iki ayamn arasndan geip o tehlikeli vaziyette sipere oturmaya tenezzl etmemek bir halet-i ruhiye tadmdan, arkadan kumandan Kel Ali, Vali Memduh Bey iittiler. 'Aman geri ekilsin veya sipere otursun,' dedikleri halde 'Bu gvurun glleleri bizi ldrmeyecek' diyerek kurun yamuru altnda harbe devam ettik." Bir baka eserinde yine ayn o dehetli anlar yle anlatmaktadr. "Bir defasnda bir dakikada glle ldrecek

yerime isabet ettii halde tesir etmediler. Bitlis'in sukutunda, bir miktar talebelerimle Rus askerlerinin bir taburu iine dtk. Bizi sardlar. Her tarafta el ele ate edildi. Drt tanesi btn arkadalarm ehid olduktan sonra, taburun drt sralarn yardk, yine onlarn iinde bir yere girdik. Onlar stmzde, etrafmzda sesimizi, ksrmz iittikleri halde bizi grmyorlard. Otuz saat o halde amur iinde ben yaral iken, hfz- lh ile istirahat- kalb iinde muhafaza edildim." Ali avu'un anlattklar Bedizzaman'n harpteki kahramanln ve Ruslara esir oluunu, 1965 knda Van'da vefat eden, Van'n oravanis kynden Ali avu namndaki Hac Ali Aras o gnleri yaayan bir gazi olarak yle anlatmaktayd. Biz Mu'a varmadan Ruslar Mu'u istil etmiti. Mu'u tahliye eden halkla yolda karlatk. Btn mhimmatn, bu arada on drt para topun kaldn sylediler. stad Bedizzaman Hazretleri bu yz kiilik kuvveti on drt para topa taksim edip, alt kiilik bir mfrezeyi de cephane karmaya memur etti. Biz top ve cephaneleri karp, Bitlis-Tatvan yolu zerinde mevzi alm bir nizamiye alayna teslim ettik. Bu arada Ruslar koldan taarruza geip bizi Bitlis boaznda mahsur braktlar. Yedi gn Ruslara kar geceli gndzl mdafaa yapld. stad Bedizzaman'a mermi isabet etti. Bunlardan biri hanerinin kabzasna, dieri sigara tabakasna, bir dieri

de sa omuzuna isabet etti. O zaman bu hale ahit olan nizamiye alay kumandan Kel Ali stad Bedizzaman'a: Bedizzaman! Size kurun da tesir etmiyor. Hazret-i Bedizzaman: Allah insan muhafaza ederse, top mermisi de insan ldrmez' diyordu. "Bir haftalk iddetli bir mukavemet sonunda Bitlis'e giremeyen Ruslar, Bitlis-Tatvan yolu zerinde bulunan Papin hann tahliye edip, geri ekildiler. Ermenilerin rehberlii ile Bitlis'in cenubundaki Gzeldere yolunda Simek nahiyesi zerinde Bitlis_Siirt yolunu kesip, Araplar Kprsn tuttuklar grld. Gece yarsndan sonra Bitlis'e taarruza getiler. iddetli muharebeler cereyan etti. Bu arada stad Bedizzaman'n ok sevdii yeeni Ubeyd ve bir ok kymettar talebe arkadalarmz ehid oldular." Ruslar ehirde bulunan kpry de tutmu olduklarndan stad Hazretleri ehrin kar tarafna gemek istedi. imdiki Kasmpaa ilkokulunun yannda byk binann altndaki su kemerinin stnden aaya atladk. Su zeri tamamen karla kapl olmasndan, vaktin de gece olmas dolaysyla yeri tahmin edememitik ki, bu arada stadn sa aya taa demi ve krlmt. Bana kemerin ierisinde daha mnasipe bir yer gstererek, 'Ali beni oraya gtr. Sana izin veriyorum. Git inallah kurtulursun' dedi. Ben kendilerini o yere gtrp, oturttum. Benim musrrane gitmemi arzu ettiyse de,

gitmeyeceimi ve beraberce ehid olmak istediimi syleyince bam eliyle svazlayarak "Day hayran, kader bizi esir etti" dedi. Ben de kadere teslimiyetimi izhar ettim. Esarete giden yol Su ierisinde otuz alt saat kadar kaldk. Bu arada su kemerinin stndeki binay da Ruslar igal etmiler, sesleri aadan iitiliyordu. Oradan kmak iin tedbir almakla megul iken, birden kaldmz yeri elli kiilik bir Rus mfrezesi bast. Hepimizi karp altnda otel olan ve o zaman Ruslarn ikinci ordusunun yerlemi bulunduu bir binaya bizi gtrp, bir odaya yerletirdiler. Bizi bir alay kumandan karlad. Yemek olarak stad Hazretlerine bir tavuk getirdiler. ki Rus kumandan stadla konumaya baladlar. Konuma mevzular belli ki harb ile ilgiliydi. Orada stad Hazretleri bacak bacak stne atp sigarasn sararken onlarla konuuyordu. "Sanki onlar esir, stad hrd. Orada esirken bile hrd." Yaralarnn ve krk ayann tedavisi iin, bir mddet Bitlis ve Van'da kaldktan sonra, Bedizzaman' bugn ran-Rusya arasnda bulunan Culfa ehrine sevk ettiler. Alnca rmann Aras'a dkld yerde bulunan bu belde Azerbaycan ve sfahan blgesinde iki kasabadan meydana gelen ehir mhim bir ticaret merkeziydi. ran

Culfa's veya Yeni Culfa denilen kasabadan bir mddet tedavi edilen Milis Albay Said Nurs buradan Tiis'e sevke dilen dier esir askerlerle beraber Tiis'e gelmilerdi. "Milis Albay yaral olarak 1916 Austos sonlarna kadar Tiis'te bulunarak tedav edilmiti." Esir den Bedizzaman'a Paann destei Sadrazam Tala

Bu esnada stanbul'da Talat Paa, Kzlay cemiyeti bakan Besim mer (Akaln) Paa'ya, ok acele olarak, husus bir adamla, Tiis'te esir bulunan Bedizzaman'a yardm gnderilmesini emretmiti. stanbul Bavekalet arivlerinde vesikalarda unlar okumaktayz: Evrak Umum Numaras: 59 Kalem Numaras: 3 Tarih-i Tebyiz: 7 332 Eyll. 7 Dahiliye Nzr Talat Beyefendi tarafndan Hill-i Ahmer cemiyeti reisi Besim mer Paa'ya (Tezkire) Esiren Tiis'te bulunan Bedizzaman Said-i Krd Efendi'ye gnderilmek zere memr- mahssa tevdan taraf- vllarna irsal klnan altm lirann vuslnn i'r ve bunun mmaileyhe srat- mmkine ile irsal bulduumuz

Dahiliye Nezareti Kalem-i Mahss Mdiriyeti

buyurulmasn rica ederim efendim. Bb- Ali Mahreci Keidesi 10 Austos 332 Dahiliye Nezareti Kaleme vrdu minhu 10 *** Esiren Tiis'te bulunan memrine bu kerrede maalarnn irsalini yazyorlar. Bitlis'in suktu srasnda Mu'tan sekiz topu kurtarmak ve gnll cem'etmek sretiyle hidemat sebk edip memurlarla beraber Tiis'te bulunan Bedizzaman Said-i Krd de muhtc- tfet olmala mmaileyh de bir miktar meblan irsaliyle tesriri ment- re'y-i snileridir. ( 9 Austos 332 ) Vali vekili Memduh Hill-i Ahmer vastasiyle altm lirann mmaileyh Bedizzaman Said Kdr'ye irsali Nzr Beyefendi tarafndan ad ve tensib buyurulduundan Fuad Beyefendi'ye takdim olundu. 28. Austos. 332 Taht- himaye-i Hazret-i mlknede Osmanl Hill-i Ahmer Cemiyeti Merkez-i umumisi Dahiliye nezaret-i celilesine Devletl Efendim Hazretleri 7 Eyll 332 tarihli ve 17 kalem-i mahss numaral emirname-i nezaret-penhileri arz-i cevabiyesidir. Esiren

Tiis'te bulunan Bedizzaman Said Krd Efendi'ye gnderilmek zere memr- mahss ile irsal buyurulan altm lira ahzolunarak makbuzu memur ileyhe tevdi klnm ve mebl- mezkr mukabili olan bin iki yz elli drt mark esr mmaileyhe gnderilmitir. Ol babda emr u ferman Hazret-i men lehul-emrindir. 10. Eyll 332 Osmanl Hill-i Ahmer Cemiyet Reisi Dahiliye Nzr Talat Paa'nn zel ulakla Tiis'deki anl esir Bedizzaman Said Nurs'ye gnderilen altm lirann karl olan bin iki yz elli drt mark mahalline ulamt. Osmanl cihan devletinin k gnlerinde bile altm Trk liras karl bin iki yz elli drt mark ediyordu. Bu mebla esirken bile hr, ba gklere ykselen Bedizzaman'a, ebed-mddet devleti Byk Osmanl'nn sadrazam tarafndan Kzlay bakan Besim mer Paa'ya emredilerek, ulatrlmt. Esaretinin balang gnlerinde Bedizzaman gibi milis albay bir kahramana yardm elini uzatan sadaret makam, iki buuk yllk Sibirya esaretinden sonra da yine ayn alakay gstererek, devletin en yksek ilim makam olan Son Devrin lim Akademisi mahiyetindeki Drl-Hikmeti'lslamiyeye Osmanl ordusunun aday olarak z tayin edilmi.

Prof. Dr. Besim mer Akaln Paa (1862-1940)


Memleketimizde kadn hastalklar ve ocuk bakm ilimlerinin kurulmasna ve yaylmasna ok hizmet etmi bir lim adammzdr. Hayatn mesleine veren Besim mer elliden fazla sahasnda eser vermi ve hi evlenmemitir. Kzlay, eski ismiyle Hill-i Ahmere de byk hizmetleri olmutur. Elli seneye yaklaan meslek hayatndan emekli olduktan sonra TBMM beinci devresinde stanbul milletvekilliine seildi. Mebus iken Ankara'da bir lokantada kalb sektesinden 1940 yl Mart aynda vefat etti.

Talat Paa (1874-1921)


Merutiyet inklbnn kahramanlarndan olan bu zat, ttihad ve Terakki'nin son sadrazamdr. Edirne'de fakir bir ailenin evlad olarak domutu. Tahsili basit, fakat zeka ve seciyesi pek kuvvetli olan Talat Paa Franszca, Rumca konuur, Arapa ve ngilizceyi anlard. Sevimli, faal, millet ve memlekete candan bal idealist bir zatt. Said Halim Paa'nn istifas zerine 1916'da vezir rtbesiyle sadrazamla getirildi. 1918'de Birinci Cihan Harbi mtarekesi kabul edilince Avrupa'ya kat. 1921 Mart'nn on beinci gn Berlin'de oturduu apartmandan karken Tayliryan adl bir ermeni katil tarafndan vurularak ehid edildi.

DR. M. ASAF D
Dervioullarndan M. Asaf Dii, 1884 ylnda Erzurum'da domu. Birinci Dnya Savanda Ruslara esir dmt. Bedizzaman Said Nurs ile birlikte Kosturma'da esaret hayat yaamt. Bedizzaman'la geen esaret gnleri M.Asaf Dii, Bedizzaman'la hatrladklarn yle anlatyor: karlamasn ve

Esaretten nce beni Sarkam'n Hamaml kyne gtrmlerdi. Daha sonra ise Sibirya'ya sevk ettiler. te Bedizzaman' orada grdm. Kosturma eyaletinin Kilogrif kasabasndayd. Daha sonra Onu ierlere, byk esirler kampna, Kosturma ilerine sevk ettiler. Birlikte alt ay kadar kalmtk. Bir oday mescid yapmt. Kendisi alay komutan olduu iin, maa da alyordu. Ald maalar hep hayr hizmetlerine sarf ediyordu. Mescide harcyor, eitli masraar ediyordu. Esirler kendisine alay komutan olarak ok hrmet ediyorlard. Kendisi ise 'Ben hocaym' diyordu.

Esirler iade edilirken de kendini hoca olarak tantmak istiyordu. Gnlk yaay da, ok sade idi. ki yumurta, bir dilim ekmekle gnlerini geirirdi. Benim anlattklarm sadece grdklerimdir. Yoksa bunlar Onun hayat ve hatralarnn yannda, pek ehemmiyetli deil. Sonra aradan yarm asr getii iin hep unuttum. Vakitleri hep dolu idi. Tefsir okur, esirlere ders verirdi. Esir askerler ve subaylar kendisine ok hrmet ederlerdi. Yannda kimse yle rast gele konuamazd. Ayan bile uzatan olmazd. ayan- hrmet bir insand. Kaldmz yer byk bir sinema salonuydu. Salonun bir ksmn blerek mescid yaptrd. Dehetli klar oluyordu. Kzaklarla nakliyat yaplyordu. Bir gn koutan km, karargha gidiyordum. Yolda tuvalete kmtm. Sonra elimi karla temizliyordum. O srada kendisiyle karlatk. Kar-tipi, gz gz grmyordu. K-kyamet btn iddetiyle devam ediyordu. Bana doru gelerek: 'Sakn ellerini bir yere srme' mahup oldum.' Aman efendim ne mnasebet, beni ok mahcup ettiniz' dedim. Glerek, 'Ellerini uzat, sen benim kardeimsin' diye iltifat etti. Esarette bo zamanlarmz da ok olduu iin, her gn Kur'n'dan yedi cz okurdum. Onun iltifatlarn, iftiharla kabul ederdim. Babana mektup yazarsan selm yaz' derdi. O zaman ne kadar kuvvetli bir imanmz vard. Harplerde ne kadar korkusuzduk. ehadeti canma minnet bilirdim.

Esaretim 22 ay srd. Tekirda'l bir arkadala esaretten kurtulduk ve stanbul'a geldik. Daha sonra stad Bedizzaman'la stanbul'da yine grmelerimiz oldu. "Onun gibi bir kimseyle birlikte esaret hayat yaamak, hayatmn en unutulmaz gnleridir. Bu Allah'n bir ltfu ve ihsan olmutu benim iin." iire de merak olan Asaf Dii, bize bir iirini okudu: Gelince vakti zaman Eriir ltf-u Sbhani. Olmazsa izn-i Rabbani Edemez kimse ihsan Bu da bir kerem-i Yezdani Diledi nasip etti iman." Asaf Dii Beyin hatras, Sibirya buzullarndan bir pencere amt. Bu esaretin hitler'in Dilinden Asaf Dii, Bedizzaman'la geirdii gnleri hayatnn en tatl ve erei anlar olarak iftiharla yad ediyor.

ABDURRAHM ZAPSU
Bedizzaman'n, Rus kumandanna ayaa kalkmadn yazan ABDURRAHM ZAPSU Bedizzaman'n Rusya'da esarette iken, kamp teftie gelen kumandana ayaa kalkmamas hadisesini ilk defa basnda duyuran Abdurrahim Zapsu'dur. Hadise, 1917 ylnda, Moskova'nn kuzeydousundaki Volga nehri kenarnda Kosturma'da cereyan etmitir. O yllarda Hazar Denizinde, Nargin Adasnda esir olan Abdurrahim Zapsu, hadiseyi bir subaydan dinlemitir. Aradan otuz sene gemesine ramen, Bedizzaman hadiseyi hi kimseye anlatmamtr. Abdurrahim Zapsu'nun 1948 ylnda Ehl-i Snnet mecmuasnda hadiseyi anlatan makalesini kendisine okuyanlara Bedizzaman yle demitir. Bedizzaman hdiseyi doruluyor "O esaret hadisesinin asl dorudur. Fakat ahidim olmadndan tafsilen beyan etmemitim. Yalnz bir mangann beni idam etmek iin geldiini bilmiyordum,

sonra anladm. Ve Rus kumandan tarziye iin Rua bir eyler syledi, ben bilmedim. Demek, hazr bulunan ve bu hadiseyi gazeteye ihbar eder Mslman Yzba anlam ki, kumandan tekrar tekrar 'affet' demi." Zapsu'nun iki iiri Abdurrahim Zapsu'nun slm sahadaki birok eseri yannda, gzel iirleri de vardr. Bir mncatnda yle demektedir: Ulu Rabbim, bizi affet, ne kadar noksanz. Aciziz kulluu yapmakta, evet, insanz. Tanrz, mmetiyiz, Ahmed'ine hayrnz. Gnl mitle dolu; alyoruz, nlnz. Baka bir gzel manzumesi: Selhaddin-i Eyyub'lerin, Trk'larn nerede? Uyan ey lem-i slm, sana gal diyen vardr. Evet, silkin bu cehlinden, sana cahil diyen vardr. Cihana ilmi rettin, neden cehlin esirisin. Senin nurunla lem, ilmi rendi, terakkler. Senin mahsl- feyzindir, temeddnler, taharrler. Hani Sddk u Faruk'un, hani Osmn, hani Haydar! Gazlilerle Rzler, ne oldu bni Sinlar! Hani Osman Gazi'ler, byk fatih'lerin nerede? O Yavuz'lar ne oldu, nerede kald azm ile iman? Neden ilmi braktn, bunu mu emrediyor Kur'n?

MOLLA YSN SAATOLU


Molla Yasin Saatiolu (1876-1965) Van'n kurtuluunun kahramanlarndandr. Bedizzaman'n harp arkada, dost ve talebelerindendir. "Gnlerimiz harp cephesinde geti" Seyd ile birlikte on be yl kadar beraber bulunduk. Ayn zamanda tevelltlerimiz de beraberdir. kimiz de 93'lyz. Gnlerimiz harb cephelerinde, Van'da ve Erek Danda gemitir. Bir gn yolda kendisine hususu niin terk ettiini sormutum. Bunlar, evlenmek, ilm elbise giymek ve hacca gitmekti. Bu meselelere Nur'lardaki gibi cevap verdi. Hicaz'a gitmenin madd imknlarla olacan, kendisinin bu imkna sahip olmadn sylemi, 'Fakat gnde be defa Allahu Ekber diyerek niyeten, haylen yzn Beytullaha evirmek, o ekilde ibadet edebilmek byk mazhariyettir' diye ders vermiti.

Her zaman ve vakti ibadet ve dualarla geerdi. Harpte byk bir alayn bana geti. Gnll fedailerle, milis tekiltnn banda arpt. Bu arpmann neticesi Bitlis'te yaral olarak esir dt. ki sene kadar Rusya'da esir kald. Esaretten kurtulmas da hrika ve kermetkrane bir hdisedir. Onlarn dilini bilmedii halde Allah'n yardmyla o esaretten kurtuldu, vatana dnd. Dier birok limlerin ilmi deniz olsa, onun topuuna bile ulaamazlar. Onun himmet ve kermetlerini ok grdk. "Van'dan alnp da Isparta'ya gtrldkten sonra bir daha grmek nasip olmad. naallah bizi br dnyada da terk etmez."

SNAN OMUR
Bedizzaman, "Benim Sinan'm var: Mimar Sinan, mmi Sinan ve Omur Sinan" diyordu." Otuz sene evvelki menhus ihtilalin o uursuz gnlerinde, Risale-i Nur aheserlerini okumak ve slm hayat yaamaya balamak gibi, erei bir sutan Gaziantep lisesinden kovularak stanbul'a geldiim gnlerdeydi. O gnlerde vilayet karsndaki Sinan Matbaasnda Nur Risaleleri gizli gizli baslyordu. Muhterem Abdlvahid Mutkan Aabeyim, beni de ara sokaklardan, baz duvarlardan atlayarak, bugnk defterdarln bulunduu yerde alan Sinan Matbaasna gtrrd. Burada Nur Risalelerinin baslma

ve tashih gibi faaliyetlere ereerle itirak ederdim. Risale-i Nur ve Sinan Matbaas te daha nceki 1957-58 senelerinde Gaziantep'te Nazm Gkek Aabeyin bizlere okuyarak tantt Hr Adam gazetesinin sahibi merhum Sinan Omur Beyi de kendi matbaas olan Sinan Omur Matbaasnda tanmtm... Daha sonraki senelerde Fatih-Kzta (Nurta)ndaki Okumu Adam sokandaki evinde ok ziyaret ve sohbetlerimiz olmutu. Merhum Hr Adam gazetesi sahip ve yazarn son olarak vefatndan bir ka gn evvel, muhterem Ahmed ahin Hoca ile birlikte ziyaret etmitik. O gnlerde Yeni Asya gazetesinde Bilinmeyen Taraaryla Bedizzaman Said Nurs almamz tefrika ediliyordu. Bu tefrikann neredildii Yeni Asya'nn arka sayfalarn hasta yatt odann epe evre odasna asmt. Iztraplar iinde bulunduu halde, hi kendi hastalk ve aclarn dnmyor, mtemadiyen stad Bedizzaman'dan bahsediyor, onun kahramanlndan, salahatinden ve takvasndan, slmiyete olan byk hizmetlerinden anlatyordu. Rahmetli Sinan Omur, karyolasnn kenarlarnda gerili bulunan iplere tutunarak, yerinden kprdamaya ve hareket etmeye alyordu. Unutamadm o gn, stad Bedizzaman Hazretlerinin hayatn yazmandan dolay

tekrar tekrar tebrikler ederek, hasta yatanda sevin gzyalar iinde, yannda ve ba ucunda hazrlad Hr Adam gazetesinin kocaman bir cildini "Bunlar senindir" diyerek, elleriyle tutarak bana hediye etmiti. Bu ziyaretimden birka gn sonra Hr Adam gazetesinin ve Sinan matbaasnn bu yiit mensubunun cenaze namazn Fatih camiinde klmtk. Mekn ve makam nur olsun! stad Bedizzaman' can gnlden seven Sinan Omur 1898'de Bolu'da dnyaya gelmi ve 1974 Mart aynda rahmete kavumutu. Hr Adam'c Sinan Omur, Nur stad Bedizzaman' iki defa ziyaret ettiini anlatmt. lk gr Birinci Cihan Harbinde, kendi ifadesiyle "1332'de." Yani 1916 senesinde Sbhan Da'nda. kinci gr ise 1925 senesinin balarnda stanbul-Eminn'ndeki Hidayet Camiinde olmutu. Said Nurs'nin askeri cephesi Hatralarn yle anlatt: stad' ilk olarak 1332'de Sbhan Da'nda grmtm. O zaman ben muallim mektebi talebesiydim. 1332'nin 24 Temmuz'unda idi. Ben 18 yandaydm, beni askere

almlard. O zaman arkta stad grmtm. O zaman stad milis tekilat bakumandanyd. Banda yeil bir sark, omzunda apoletleri vard. Devaml at zerinde dolar, orduya cesaret verirdi. Milis tekilatnn kurulmasn Enver Paa, Vehib Paa'ya sylemitir. Vehib Paa da bunu Bedizzaman'a (O zaman ismi Bedizzaman Said Krd idi) teklif etmiti. Ve bylece Bedizzaman milis tekilatn kurmutu. Enver Paa, milis kuvvetlerinin hazrlanmasn syledii zaman, Bedizzaman da, "milis kuvveti bizden, erzak da sizden" diye cevap vermiti. Milis tekilat drt-be bin kiiydi. Said Nurs miralayd, yani rtbesi, albaylktan bir derece daha yksek kaymakamla tetabuk ediyordu. Kuvvetlerin bakumandanln yapyordu. Bedizzaman'n milis kuvvetlerine "Kee Klahllar" derlerdi. Ruslar, 'Kee Klahllar geliyor!" diye duyduklar zamanlar nereye kaacaklarn arr ve bilemezlerdi. Dmanlar, kee klahllarla karlatklarnda neye uradklarn anlamazlard. Efendim o zaman bizim elimizdeki kllar adet drtmek iindi. Halbuki onlar at zerinde silh kullanrlard. Attklarn mutlaka vururlard. zerlerinde

beyaz bir pelerin bulunurdu. Bunun ile fediler araziye uyarlar, hele k gnlerindeki karda hi fark edilmezlerdi. Kee klahl bir fedi atnn dizginlerini bir koluna balar veya kolunu atar, ayaklarn atn karnna sk sk sarar, tamamen serbest ve rahat bir ekilde, sr'atle yol alrken, seri olarak ate ederlerdi. ok keskin niancydlar, bo ate etmezlerdi. Aslnda benim bu sizlere anlattm, devletin arivlerinde de vardr. Bunlar yakn tarihilerimizden Feridun Kandemir de iyi bilmektedir. Yine bana Fahri Krkal anlatmt. Bedizzaman Bitlis'te esir dtnde Sibirya'daki esir kamplarndan birisine srlmt. Esarette kampta iken yle bir hadise cereyan ediyor: Bakumandan birgn esirleri tefti iin kampa geldii zaman btn esirler ayaa kalkt halde Bedizzaman oturmu vaziyette, ayaklarn da ileriye atm, elindeki bir oma aksyla sivriltmektedir. Rus ordular Bakomutan Nikola, Said Nurs'nin nnden getii halde, o hi tavrn bozmuyor ve elindeki oma sivriltmeye devam ediyordu. Tekrar nnden getii halde kendisiyle hi ilgilenmiyor. Tafsilatn bildiimiz hadiseyi bana anlatan Fahri Krkal, "biz byle bir kahraman grmemitik" diye ok hayran bir ekilde bu hadiseyi ok uzun olarak bana anlatmt.

"stad eyh Said'le kartranlarn kulaklar nlasn" Yakn tarihimizdeki en byk siyasiler bile Bedizzaman' harcayamadlar. Mt Bey, eyh Said'e tazim ettii iin aslmt. Bu kadar byk zulmler yapmlard. Said Nurs'yi, eyh Said'in isyanna kartranlarn, onu sulayanlarn kulaklar nlasn! eyh Said merhuma hrmet duyanlar, ona selm verenleri bile asmlard. Fakat Said Nurs'ye dokunamamlard. Niin? Zira Said Nurs'nin bu isyanla hibir alakas yoktu. nk Bedizzaman daima msbet hareket eden bir ahsiyetti. Gidiniz, baknz efendim, bu hususta da Feridun Kandemir'in dosyasnda tam drt tane vesika var. Drd de msbettir. Kkyal'da Cemal Bey, imdi avukat. Temyiz reislerinden, O da bilmiyor zavall. Ona kitaplar, risaleleri verdim. Beyefendi ok rica ederim, Said Nurs iin yaplan ve sylenen iftiralarn hepsi yalan. Bu kuvvetli adam. Bu kuvvetli adam imha etmek istiyorlar dmanlar. Biliyorsunuz, bu adam Trk milletinin imann kurtarmak istiyor, baka bir ey istemiyor. Bu adam, Mslmanlarn imann kurtarmak iin elinden ne gelirse yapm. Onlar

da, yani din dmanlar da onun iin ne iftira varsa yapyorlar. Bu yaplan iftiralarn hibirisi isbat edilemez. Gsterin bana, bu byk stadn dnyada nesi var? Krdistan kuracakm, Krdistan idare edecekmi. kr Babanzadeler ln. urda burda. Babanzade Krt Teli Cemiyetinin sekreteri. Mevlanzade Rifat bey vard. Serbesti gazetesinin sahibi. Bunlar tutuyorlar Krt Teli Cemiyeti kuruyorlar. Krt hkmeti kurmak istiyorlar. Sadece bunlar deil. erkezler, erkez hkmeti kurmak istiyorlar. Lazistan hkmeti kurulmak isteniyor. Zaten eskiden Lazistan vilayeti vard ya! Ahmed Barutu'nun pederi o tekilatn reisi. Kazm Karabekir, "Yapma, gel, bana yardm edin" diyor. "Pekala" diyor. "Ben tekilatmla sana yardm edeyim yleyse" diyor. Onlar da "Biz Pontusular ln mahvederiz. Buralar Rumlara veriyorlar. Biz Rumlara verdirmeyeceiz. Biz Lazistan hkmeti kurduk burada" diyorlar. erkezler, erkezistan Bolu ve havalisinde kuruyorlar. Dzce havalisinde Balkesir'de Bonaklar kuruyor. Hepsi bir yerde devlet kuruyorlar. O zaman bunlar da, Mevlanzde lan yle dnyorlar. Buralar Ermenilere veriliyor. "Binaenaleyh Ermenilere verilmesin" diyorlar.

Milis Albay Bedizzaman da diyor ki: "Madem ki byle bir kuvvetimiz var, yle ise Osmanl Devletinin yklm olan durumunu kurtaralm. Kurtaralm devletimizi. nk Osmanl Devleti slmiyete en byk hizmeti yapmtr. Bizlere de ok byk iyilik ve hizmetler etmitir. Gelin bu byk devletimizi kurtaralm. Bizler para para olursak bir ey yapamayz." Dediim gibi, Bedizzaman'n siyas cephesi ve gr mkemmel. Daha nceleri Selanik'te lan hep ttihatlarla beraber bulunmutu. Onlar da bu zata hrmet ederlerdi. Enver Paa Bedizzaman'n elini perdi daima. Onun dediini yapard. "Enver paa Bedizzaman'n elini perdi" O hususta bilginiz var m efendim? stadn Enver Paa ile grmeleri hakknda bilginiz var m? ok var. Hani o anlattm milis tekilatn kendisine Enver Paa kurdurdu. Enver Paa, Vehib Paa'ya sylemiti. Vehib Paa da, "Bedizzaman Hazretlerine bu ii yaptraym" diyor. O zaman bylece milis tekilat kurulmu oluyor. Bedizzaman ve fedilerinin gsterdii fedakrl tasavvur edemezsiniz. *Nur stad Said Nurs Hazretleri Birinci ua ismindeki

eserinin "Drdnc Ayet-i mehure" ksmnda Enver Paa'nn isminin getii satrn zerine Nur talebelerinden birisinin yazd parann arasna bir izgi iaretiyle k yaparak "ehid" kelimesini ilave ediyordu. O zaman Bitlis valisi Memduh Bey vard, bir tane de Kel Ali vard. Bedizzaman, talebeleriyle ve fedaileriyle birlikte dmann eline geen otuz tane topumuzu geri almt. Bunlar asker mecmualarda vardr. Said Nurs'nin ve milis tekilatnn yapt hizmetler erkn- harbiye arivinde bulunur. Cumhuriyetin ilk senelerinde ne kadar ilim adam varsa hepsini harcadlar. Hele o apka kanunu, ona itiraz eden bir tek kii kmamtr. zmir Ftihi Nureddin Paa vard. Sonra Bursa mebusu oldu. Ondan baka itiraz eden olmad. Kmil Miras'lar, Hasan Basri antay'lar bir ey yapamadlar. Bedizzaman'n M.Kemal'le karlamas Hasan Basri antay anlatmt. Mecliste Reisicumhur seilirken stad da orada hazr bulunuyor. Reisicumhuru kasd ederek, "Gideyim una bir eyler syleyeyim" diyor. Bunun zerine, bata Hasan Basri antay olmak zere oradakiler korkuyorlar. "imdi gider, bir ey syler, bizi de tehlikeye atar" diye Bedizzaman'a mani olmaya, onu zorla durdurmaya alyorlar. Ama stad dinlemiyor, gidiyor.

Paa, "Buyurun, bir emriniz mi var?" diyor. "Estarullah, emrim lan yok. Sana sylyorum: Halim ol, selim ol, rek ol, ek ol. te sana syleceim budur." Mustafa Kemal paa "Teekkr ederim" diyor, kendisini kapya kadar uurluyor. Bana yine Hasan Basri antay anlatmt: "Ondan sonra Mustafa Kemal, Bedizzaman'a ark vilayetleri mfettiliini verdi. Diyanet leri Reisliini verdi. Fakat Bedizzaman bunlarn hibirini kabul etmedi. Mebusluk verdi. Yine reddetti. Byk stad Bedizzaman biliyordu ki, M. Kemal kendisini bu ekilde susturacak ve harcayacakt. Zamann mceddidi hi kanar m byle tekliere?" Efendim, bir de esaretteki o muhteem kahramanlk hadisesini kim yazmt, biraz nce sylemitiniz? Fahri Krkal, Bursal makine tfek stemeni, mlazm. O zaman o da oradaym. Harbte zaten bu kahramanlar hcum ediyorlar, dman kuatm, bunlar kuatmay yarmak iin hcum etmiler. Bana Fahri Krkal ok bilgi ve mecmualar da vermiti.

Milis Albay Bedizzaman ve Kee Klahllar 28 Eyll 1990 Cuma gnk Trkiye gazetesinde Prof. Dr. Mim Kemal ke "Tarihin Szgeci" nden stununda "Kee Klahllar" bal altnda bir makale neretti. Bu cidden nes yazy, yazarn tebrik ederek, hitler'in Dilinden stunlar arasna alyorum. "Kee klahllar" Bugn Kazm Karabekir Paa'nn 1920 ylnda Ermenilere kar Trk ordusunun harektn balatt gndr, onun yldnmdr. Bilindii gibi 1877-78 Osmanl-Rus Harbinden beri Ermeniler, Ruslarn mttekleriydiler. aziziye Tabyasna, "92 Harbi"nde basknla girmede onlar nclk etmilerdi. 1914 Sarkam Harektnda III. Ordunun Erzurum'dan inecei yolu - rotay Rus Kumandanlna ulatran yine onlard. Ama belliydi: Osmanl kertilecek; yerine bir

Ermenistan kurulacak. Ama Rusa bakarsanz, arlk, "Ermenisiz bir Ermenistan" istiyordu. Hede, scak sulara inmek, bu dorultuda da Ermenileri kullanmakt. Katliamla Trkleri yreden kartmak politikasnn izlendii gnlerde Dou Anadoluda gen yanda "Bedizzaman" ad ile anlmaya balayan bir lim, Seyd, vatann savunmasnda hakl bir isim sahibi olur. Yannda toplanan talebelerini nianclkta bile eitir. Balarna beyaz kee giyen ve beyaz pelerine brnen bu "kee klahllar"dan Ruslar ve Ermeni-Tanak Komitesi korkmaya balar. "Kee klahllar geliyor!" haberi dmann yreine korku salarken, madur ve mazlum insanlar sevince gark ediyordu. Kee klahllarn nerede ve ne zaman ortaya kacaklar belli deildi. Vur-ka taktiiyle dman ypratyorlard. Seyd ve talebeleri en son mcadelelerini Bitlis'te verdiler. Bu atmada ehri dmana teslim etmemek iin vuruan kee klahllar birer birer ehit dyorlard. Seyd'nn kendisi de byk bir binann altndaki su kemerinden atlarken aya taa dedi ve krld. Aya krk vaziyette otuz alt saat bekleyen Seyd, sonunda elli kiilik bir Rus mfrezesi tarafndan esir alnd ve Sibirya'ya

srgne yolland.

MOLLA HABB
Aziz ehid Dnyay kan anana eviren Birinci Cihan Savanda nice namsz niansz ehidler ordusunu dnsem, Zeve ehidliindeki Ahmed-i Cno, Geva topraklarndaki Fed ve Bitlis kalesinin dibinden ehidler kervanna kavuan segili Ubeyd gelir gzlerimin nne.. limde ve yiitlikte bir serdr stadn yolunda nasl can verilirmi, diye kanlaryla ehidlik fermanlar yazan ehid Habib tebessm eder sanki gzlerime bakarak..... Nurlu stad, Pasinler Cephesinde kendisine ktiplik yapan Molla Habib'den yle bahsetmektedir: "Mesel, Harb iinde, avc hattnda dmann top glleleri arasnda Kur'n- Hakmin tek bir yetinin, tek bir harnin, tek bir nktesini tercih ederek, o glleler iinde Habib ktibine 'Defteri kar!' diyerek at stnde o nkteyi yazdrm. Demek Kur'n'n bir harnin, bir nktesini; dmann gllelerine kar terk etmemi; ruhunun kurtulmasna tercih etmi."

*** Eski Harb-i Umumde Pasinler Cephesinde ehid merhum Molla Habib'le beraber Rusya'ya hcum niyetiyle gidiyorduk. Onlarn topular bir-iki dakika fsla ile bize top gllesi atyordu. glle tam bamzn iki metre stnden geip, arkada dere iine saklanan askerimiz grnmedikleri halde geri katlar. Tecrbe iin dedim: "Molla Habib ne dersin? Ben bu gvurun gllesine gizlenmeyeceim.' O da dedi: 'Ben de senin arkandan ekilmeyeceim!' kinci top gllesi pek yaknmzda dt. Hfz- lh bizi muhafaza ettiine kanaatle Molla Habib'e dedim: 'Haydi ileri! Gvurun top gllesi bizi ldremez. Geri ekilmeye tenezzl etmeyeceiz' dedim." Molla Habib ve Tlikat Evet, Molla Habib Milis Albay Bedizzaman'n ilk nur ktibiydi. rt'l-'caz tefsirinde ve Emirda mektuplarnda sadece ismini okuyabildiimiz byle bir kahraman ehid, efkat kahraman bir annenin sevgili bir kuzusuydu muhakkak. 1970'li senelerde Nur aratrmasnn sevdasyla dolarken Balkesir'in Biga ilesinin Gvemalan kyne urayarak Molla Sleyman ismindeki bir nur talebesiyle grmtm. Gen ve din gnll nur ktibi Habib'in

nereli olduunu sorduunda eliyle ok uzaklar gstererek "t aksa-y ark!" diyerek Nurlarn ilk ktibi Molla Habib'in de Doubayezitli olduunu ifade etmiti. Seneler ok abuk geiyordu. 1991 yaznda Bayram Yksel Aabeyin aydnlk gayret ve himmetleri bir hayrl n daha meydanlar aydnlatmasn salyordu. Bir asra yaklaan zamandan beri sadece Tlikat eklinde ismini okuyup, duyduumuz bu mstesna Nur Klliyesi paralarndan bir para nihayet gn na kt. Daha nceleri "Talikat yok Irak'n bir ehrinde, yok Suriye'de, yok ran'n bir kynde bir nshas var" derken, bir eksik nshas Ankara'da Said zdemir'in arivinden karken, bundan bir yl sonra da Bayram Yksel ve Mustafa Sungur Aabeylerin himmetleriyle meydana kt. Bunlardan da Risale-i Nur Mtercimi hsan Kasm Aabeye intikal eden Tlikat oradan da smail Yazc'nn sanatkr ellerine geliyordu. ehit Habib'in ktibliini yapt Tlikat ismindeki mantk kitabn lgatler yle anlatmaktadr: "Bir eseri aklamak zere kenarna yazlan veya ayrca eser olarak hazrlanan notlar. Bedizzaman Hazretlerinin ilm-i mantk zerine telif ettii eserinin ismi." Nur stad Bedizzaman'n lahika mektuplarndan mantk ilminin bir aheseri olan Tlikat'n bahsi gemektedir. Barla Lahikas'nda: "Risale-i Nurun

tesvidinde ok hizmeti sebkat eden, temiz kalbli, ihlsl gzel bir hfz, mdakkik bir hoca olan Hfz Halid'in" bir fkrasnda Tlikat'tan bahis gemektedir: "lm-i mantkta, bn-i Sina'nn telifatndan geecek Tlikat namnda harika bir risalesi var. kl-i mantkyeyi kys- istikra cihetiyle on bine kadar ibl edip, hi bir limin yetiemedii bir derece-i ihata gstermi..." Kastamonu Lahikas'nda ise Tlikat'n bahsi u ekilde gemektedir: "Eski Said'in ilm-i mantk noktasnda bir aheser hkmnde bulunan gayr- matbu Talikat'tan szlen i'cazl bir caz- harikada mudakkik ulemalar hayret ve tahsinle dikkate sevk eden matbu Kzl 'caz nmndaki risale-i mantkye, Risale-i Nurla balanmasna ve akirdlerinin, limler ksmnnn nazarna gstermek lyk grdm; fakat ok derindir. Bu gnlerde Feyzi'ye bir para ders verdim. Belki bir zaman Feyzi kendisi, bakasnn da anlamas iin dersini Trke kaleme alacak..." Muhtelif yllarda Mehmed Feyzi Aabeye Tliktn Trke dersini kaleme alp almadn sorduumda, "Hayr yazamadm, kaleme alamadm" diye cevap vermiti. Abdlmecid Nurs'nin Tlikat iin yazdklar Bu eserin ba taraarnda Merhum Abdlmecid Nurs

(nlkul)un el yazlaryla hznl satrlar bulunmaktadr. Bu satrlarn iinde Nur stad Bedizzaman'n da kendi mbarek elleriyle yazd bir ka satr okumaktayz. Abdlmecid nlkul, Tlikat'a yazd n notlarnda unlar ifade etmektedir: Hazret-i Seyda'ya! Merhum ve ehid Molla Habib'in dest-i hattyla 'Brhan- Gelenbev'yi okurken yazd Tlikat namyla takriratnz takdim etmekle, ellerinizden per, duanz isterim. Abdlmecid Ey bu ibretmiz evraka bakan zat! Birinci Harb-i Umumi'den evvel Van Bedizzaman talebelerine, hususan kardei Habib'e ders verirken ilm-i mantka dair telif henz ikml edemedikleri iki adet msveddeleridir. vilayetinde ve Molla ettikleri ve eserlerinin

Zamann selleri iinde her iki karde birbirinden ayrldlar. Ennihayet Abdlmecid namndaki kk; rgp Mfts olup 1940'ta rgp'e geldi. Bu msveddeleri o zamann yadigr olarak muhafaza etmekte idi. Fakat heyht, smme heyht o da gitti, o da gitti, zaman da geti gitti. Acaba bu msveddeleri ap okuyacak bir kimse olacak m ve yle bir zaman gelecek mi? Heyht! heyht!

T be maher mihnet-i derd gamla gezerim Bu bize bir iledir, ey gl kaderle ekerim. Abdlmecid Bu Tlikat namndaki Risale Bedizzaman Said Krd'nin Brhan- Gelenbev zerine yazd hiyelerdir. Bu Risale'yi yazan, halka-i dersinde bulunan en sevdii Habib namnda bir talebesi idi. Habib, Brhan- Gelenbev okurken Bedizzaman'n takrirlerini hiye eklinde yazard. Bu da 1329'da (1913) idi. Birinci harb-i umum koptu, Bedizzaman ile Habib viz sfatyla Van frkasyla (Tugay) beraber Erzurum cephesine gittiler. Bir sene sonra dnp Van'a geldiler. Ermeniler tarafndan Van alnd. Bizler de Geva kazasna ekildik. Habib orada ehid oldu. Habib'in dest-i hattyla ve Bedizzaman'n ifadesiyle yazlan u Risaleyi muhaceret esnasnda memleketten memlekete, ehirden ehire kp girmek neticesinde 1940'ta Malatya'dan rgp'e mftlk memuriyetiyle geldim. "Bu Risale perakende bir halde evrak ve kitaplar iinde datlm. Topladm, ciltlettirdim. Olur ki, bir zaman gelir, ilm ve din bir hair ve neir olur, bu gibi Risaleleri okuyacak insanlar meydana karlar. O zaman bu Risale ne gibi bir zek ve ne kadar yksek bir kirden kt anlalr. Fakat heyhat! Ne o zaman gelir, ne de o adamlar bulunur vesselm.."

1951-Abdlmecid

MKSL HAMZA EFEND


Prof. Dr. Ali Nihat Tarlan'n anlattklar 1920 yllarnda arat'l-'caz tefsirinin ktibi, muhatab ve talebesi Mksl Hamza ile Dar'l-Fnun lisan fakltesine devam ediyorduk. Kendileriyle ok yakn ve samim arkadatk, birbirimizi ok severdik. Talebeliimiz hep birlikte gemiti. Benden iki- ya kadar bykt. O Farsa ksmn, ben Franszca ile Farsay bitirdim. Hamza sonradan byk ablamla evlendi, haliyle enitem olmutu. Daha sonra ise Medrest'l-Vizn'i bitirdi. mam olarak orduya intisap etti. "1960'da altm be yalarndayken vefat eden enitemiz, Suriye'nin hududumuza ok yakn olan El-haseke beldesinde, bizde lise mdr denen mdr- techizdi." 1978'deki Hicaz yolculuum esnasnda merhum Tarlan Hocamla konumu, enitesinin ocuklarn ve adresini sorduumda ok dertlenip zlm, evltlarnn olmadn

sylemi, btn mallarnn da Suriye hkmetine kaldn ah ekerek anlatmt. Tarlan Hocamn ablas Adalet Hanmla evlenen Hamza Efendinin Menije isminde bir kzlar olmutu. Meniji ismindeki bu kzcaz menenjit hastalna tutularak yirmi yalarnda vefat etmiti. Kaderin ac bir tecellsi, ismine benzeyen hastaln kurban olmutu. art'l-caz'n yazl ve basl Mksl Hamza'nn Abdlmecid nlkul ile de ok yakn ahbapl ve arkadal vard. Eski Van valisi Tahir Paann olu ve yine babas gibi Van valiliinde bulunan Cevdet Beyin Diyarbakr'daki evinde art'l-'caz tefsirini yazarlarken mrekkep dklp kvrlm, bir ylann kuyruu eklini almt. Tam bu esnada takvim yapraklar 19 ubat 1914 tarihini gsteriyordu. Ayn gnde eserin melli, Ruslarla aylarca devam eden arpmalardan sonra, Bitlis deresinde, karlar iinde yaral ve krlm ayayla mstevl Ruslara esir dmt. Bu kanl ve anl gnlerde arat'l-'caz Mellinin sevgili talebesi Habib, Harbiye Nzr Enver Paann amcas Halil Paayla ark Cephesinde, ran taraarnda bir haberleme vazifesini yaptktan sonra, eski ismiyle Vastan, yeni ismiyle Geva'ta ehit dmt. Ablas Drriye Hanmn evld ve talebesi Ubeyd de, yaln Bitlis kalesinin dibinde, srtndaki yepyeni elbiseler iinde Rus kurunlar altnda ehit olmutu.

Diyarbakr'da ngilizlerin Malta srgnlerinden Cevdet Beyin evinde, Kur'n tefsiri arat'l-'caz temize ekilirken dklen mrekkebin meydana getirdii garip esaret ekliyle alkal olarak, Mksl Hamza eserin dipnotunda unlar yazmaktadr: "Bu nak, ba kesilmi bir ylann, kuyruunu mellife sarm olduuna ve mellin yaral olarak otuz saat lme muntazran su arknn iinde kald yere benziyor ve o vaziyeti andryor." lk "Tarihe" Mksl Hamza, arat'l-'caz Mellinin ilk defa hayatn yazan bir zatt. Rus esaretinden dnnde neredilen arat'l-'caz'n takdimi yedi sayfalk bir hayat hikyesiyle balyordu. 1918'de Harbiye Nzr Enver Paann kt parasn verdii Kur'n tefsiri arat'l-'caz'n nsznde, "Uzun bir zaman refakatinde ve dersinde bulunan Hamza Efendi tarafndan kaleme alnmtr. Tercme-i halinden bir hlsadr" eklinde takdim edilen bu ksa biyogra "marnileyhin talebesinden ve Medreset'l-Vizn mezunlarndan Hamza" imzasyla sona ermektedir. stadn kurtard talebesi arat'l-'caz Melli, eski bir talebesi olan Mksl Hamza'y telmih ederek, Birinci Mecliste yle bir konuma yapmt: Eskiden Trk olmayan bir talebem vard. Eski

medresemde hamiyetli ve gayet zeki o talebem, ulm-u diniyeden [din ilimlerinden] ald hamiyet dersi ile her vakit derdi: 'Salih bir Trk, elbette fsk kardeimden ve babamdan bana daha ziyade kardetir ve akrabadr. Sonra ayn talebe, talihsizliinden, srf madd fnun-u cedde okumu. Sonra ben-drt sene sonra-esaretten gelince onunla konutum. Hamiyet-i milliye bahsi oldu. O dedi ki: Ben imdi, rfz bir Krd, salih bir Trk hocasna tercih ederim.' Ben de, "Eyvah!' dedim, ' ne kadar bozulmusun?' Bir hafta altm, onu kurtardm, eski hakikatl hamiyete evirdim." Mellif, talebesinin ilk vaziyetinin vatana ve Trk Milletine ne kadar lzumlu ve faydal olduunu meb'uslara anlatarak, din tahsile gereken ehemmiyetin verilmesini istemiti. Mebuslar ise douda niversite almasn ve din tahsiline nem verilmesini kabul etmilerdi. 1927 ylnda Hamza'nn ismi baz hdiselere kart, stanbul'da ksa bir mddet mevkuf kald. 1929'da ise Suriye'nin El-Haseke ehrine gitti. 1931'de merhum Tarlan Hocamn ablas Adalet Hanm yanna ald. Burada mdr- tehiz iken Ahmed Hani'nin Mem u Zin kitabn neretti. 1960'da kendisi, daha sonra da hanm Adalet Hanm Hakkn rahmetine kavutu.

"Molla Hamza Nur'lar aryor" art'l-'caz'da imzas ve notlar bulunan ve bu eserin baslmasnda alan Molla Hamza ile alkal olarak Emirda mektuplarnda unlar okumaktayz: "Hem on be seneden beri ehit olmu iittiim ve daima Ubeyd gibi ehit talebelerim iinde ona dua ettiim, hem arat'l-'caz', hem 'Onuncu Sz' tab eden Molla Hamza hayatta, Irak'ta olduunu ve Nur'lar aradn..."

ABDULLAH EKNC
Abdullah Ekinci 1899 ylnda Van'da domu, 1980 senesi Ocak aynda yine Van'da vefat etmitir. Onun eline su dkmek ereftir Yetmi sekiz yandaki ihtiyar adam, ince-uzun boylu, ark ivesiyle konuuyordu. Dier arkllar gibi, Bedizzaman'dan "Seyda" diye bahsediyordu. Cumhuriyetle birlikte polislie balamt. Polislikte hizmeti yarm yzyl amt. Hl ayn vatan grevine devam ediyordu. ekirdekten yetime bir emniyet mensubuydu. Yllarca gvenlik tekiltnda almt. San ban meslek yolunda aartmt. Van'lnn misarperverlii, Van'lnn kalp temizlii, bu ihtiyar poliste de grnyordu. Elli yl ncesinden balad anlatmaya. O anlatrken sratle not almaya balamtm. Pr dikkat kesilmitim. Anlattklarn kelime atlamadan not alyordum. Kk kardei, Nur Talebelerinin "Molla Hamid Abi"sidir. Ona stad Bedizzaman' tantan da kendisi olmutu.

"stad' ilk grm Birinci Cihan Harbinden nceydi" diye balad konumaya Abdullah Ekinci. Harpten nce stad Van'da ok atafatl gezerdi. Gzel giyinirdi, kibar ve gzel bir endam vard. Paalarn arkadayd. Horhor Medreselerinde mderristi. Ben o yllarda idadide okuyordum. Yani bugnk lise mnsndayd. Biz hocalara ok hrmet ederiz. Bu sebepten stad'a da ok hrmet ve sevgimiz vard. Annem saliha bir kadnd. Dininde, diyanetindeydi.... O da stad' severdi. stad kimseden hediye gibi hibir ey almazd. Ama annemin piirdii pilav yerdi. stad'n yanna gider, kendisine hizmet ederdim. Belki elli defa eline su dkmmdr. Onun eline su dkmek, benim iin bir erefti. Cumhuriyetten az nceydi. Kardei Abdlmecid Efendi Van'da Arapa hocasyd. stad'n tekrar Van'a geldiini kardeinden rendim. O zaman Nurin Camiinde kalyordu. Kk kardeim Hamid'e stad'dan bahsettim. Gidip hizmet etmesini, odun gtrmesini syledim. stad bizi yabanc saymazd. Annem de kardeime 'Git, sen stad'dan, Seyda'dan ders oku' diyordu. Kardeim Hamid, stad'a gidip, kendisine 'elifba'dan ders vermesini sylemi.

stad kendisine: Ben mezun hocalara ders vermiyorum. Bu olur mu, Molla Hamid?' diyor. te bu hdiseden sonra kardeimin ad Molla Hamid oldu. Polislik mukaddes vazifedir. Muhacirlikten dnmtk. ok fakirdik, ias etmitim. Memurlua talip oldum. Anneme sorunca, 'Git, Seyda'ya sor. O raz olursa gir' dedi. 1923 ylndayd. stad ok deimiti. Tamamen yeni Said olduu belli idi. ok mtevazi bir elbise giymiti. Memuriyete, polislie girmek istediimi syledim. stad: "Polislik vazifesi ok mukaddestir. Mazlumlar korur, milletin maln, ahsiyetini korur, zulme imkn brakmaz, hakszlklar nler." stad bunlar syledikten sonra ayrca ilve etti: Eer sen bunlar yapabilirsen, polislie gir.' Ben de bu mukaddes vazifeleri yapmak azmiyle polislik mesleine girdim. ki sene Van'da kalemde, devriyede grev yaptm. Sonra Sivas'a, daha sonra da Trabzon'da okula gittim. Trabzon'da okudum. "Bir sene sonra tekrar Van'a tayin oldum. ay sonra

Kars'a ter emrim geldi." "Zaman onu tekzip eder" eyh Said isyannda stad Van'dayd. syan haberi Ankara'ya yanl aksetmi. stad'n, Seyda'nn isyan ettiini zannetmiler. ok tela etmilerdi. Sleyman Sabri Paa, Nurin Camiine Seyda'nn yanna geldi. Bu yanl durumu stad'a bildirdi. "Seyda, bunu tekzip edelim, byle bir yanllk olmu' deyince, stad: 'Lzum yok tekzip etmeye, zaman bunu tekzip eder' dedi." "Bu vatann saadetini dnrd" stad'n bu sakin ve emin halini anlatan Abdullah Ekinci Bey: "Ben mbala bilmem, grdm ne ise onu anlatyorum" diyor. Hayatta hocalarla, eyhlerle ok grtm. stad'n halini ben tavsif edemem. Seyda yle bir Seyda'yd. Allah ahidimdir, her namazdan sonra, gnde be defa dua ederdim. 'Yarabbi benim mrm Seyda'ya ver' diye yalvarrdm. Seyda'y bilen bilir. O bin sene evvelki asrn vasfn tard. Byk bir Mslmand. Onun kadar vatanperver az bulunur. Biz onun kadar vatanperver olamadk. Hep bu vatann saadetini

dnrd. Btn ilelere ramen yine Trk milletini brakmak istemezdi. "Hediye almazd" Hibir kimseden hediye, sadaka, para kabul etmezdi. Bana hdiseyi Kinyas Kartal anlatt: Van'dan ayrl annda civardan kyller, zenginler, birok kimseler, keselerle, mendillerle para, altn vermek istemiler. Seyda hibirine dnp bakmam. Ne kadar teklier yapldysa hepsini reddetmi. Artk bu duruma, srgn gnderilen hocalardan, Geval Hasan Efendi, Kinyas Kartal'a, 'Sen Seyda ile iyi konuuyorsun, daha samimisiniz. Eer kendisi almak istemiyorsa, alsn bize versin' diyor. Kinyas Kartal bunu stad'a syleyince, stad tebessm ediyor. "Srgnden sonra bir daha Seyda ile grmek nasip olmad."

MOLLA HAMT EKNC


"lk grmemiz bir akam namaz ile balamt" "Bir sonbahar gnyd. Nurin Camiinde namazn klp gelen aabeyim (Abdullah Ekinci) bana hitaben: Hamid, Nurin Camiine Bediizzaman gelmi, oraya biraz odun gtr dedi. "Ben bir miktar odun alarak Nurin Camiine gittim. Camide beklemeye baladm. Az sonra oradaki bir zat, 'Ne bekliyorsun kardeim' diye sordu. "Ben de 'Efendim, buraya bir hoca gelmi, kendisini grmek istiyorum' dedim. Bana 'Kardeim, akam namaznn vakti geldi, bir ezan oku da namaz klalm' dedi. O zamann bir hatras olarak zikrediyorum, ezan okumasn bilmiyordum, kktm. Ben sesimi karmadm ve sustum. Benim sustuumu grnce, kendisi

ok tatl bir seda ile akam ezan okudu. Sonra beraber namaz kldk. Arkasnda kldm ilk namaz, o akam namaz olmutu. Namazdan sonra tesbihat da yaptk. O gnk ezan, namaz ve tesbihat, beni sanki bir Cennet lemine gtrmt. "lk grmemiz bir akam namazyla balamt. Bana 'in olmad zaman gel, beraber namaz klarz' demiti. Artk her gn yanna devam etmeye baladm. Giderken de odun gtryordum. "Odunu kabul etmek istemedi. Bana 'Bir amele bul, aalar budayalm. kan paralarla hem odamz, hem de camiyi strz' dedi. "Ben bir arkadala gelerek camiin avlusundaki kara aalar budamaya baladm. Bu esnada stad bir battaniyeye sarlarak durmu, bizi takip ediyordu. Van Valisi Sleyman Sabri Paaya haber gndererek Horhor vakyesinden camiye odun gndertmesini istemiti. "Nurin Camii irfan yuvas olmutu" "Nurin Camiine gelilerinden bir ay gememiti. Kymetli lim zatlar, ders almak iin yanna gelmeye baladlar. Molla Resl, Molla Yusuf, Molla Maruf en yksek ilm meseleleri hi ekinmeden stad'a sorarlard. Nurin Camii bir ilim ve irfan yuvas olmutu.

"Bunlardan birisini nakledeyim: "Molla Resl'n sorduu bir ilm suale stad, eski limlerden birinin aksine cevap vermiti. Molla Resl itiraz edince stad bu cevabnda srar etti. Hatt stad biraz hiddetlice: "Efendiler 'Eski Said' ld, siz hl beni Eski Said olarak tanyorsunuz. imdi karnzda Yeni Said var. Cenab- Hak 'Yeni Said'e yle bir ihsanda bulunmu ki, musannierin hepsi ilim denizi olsalar, Said'in topuuna varamazlar. Her ne kadar metnin zhirine, sylediim mna sizce muvafk grnmyorsa da hakikati budur, bunu byle kabul ediniz. 'Eski Said'in on senede verdii derse, 'Yeni Said'in on ay dersi k gelebilir.' "Bilsen gayret ne hayrl bir itir" "O k ok tatl hatralarla geirdik. Baharda odun krm, camiye odun ekiyordum. stad da bana odun tamak iin yardm ediyordu. Kucana bir demet alp tamaya balad. "Ben stad'n odun tamasn istemedim. 'Efendim, ite ben tayorum. Siz oturunuz' dedim. stad cevaben aynen unlar syledi: "Birader, gayretim, kabul etmiyor, sen alasn ben oturaym. Eer bilsen gayret ne kadar hayrl bir

itir, mrn bir dakika boa geirmezdin!' "Bu hayvann gybetini yapmayn" "Bir gn camiin hcre kapsn ak unutmutuk. Talebe arkadalarn kpte kavurmalar vard. eri giren bir kpek, kpe kafasn sokup kavurmalar yemi, sonra da kafasn karamaynca kp krp kam. "Talebe arkadalarn can ok sklmt. Bir tertiple kpei tekrar celb edip, sopa ile dveceklerdi. stad vaziyeti renince, onlar vazgeirmek istedi. Molla Resl: "Seyda biraz kymamz vard. Biz kyamyorduk ki, yiyelim. Halbuki bir kpek gelerek hem kymay yemi, hem de kp krm. Bize zarar verdi. Nasl biz onu dvmeyelim?' dedi, stad: "Molla Resl, senden soruyorum, vicdanen syle, sen a kalsan, paran da olmasa, bir ey almaya gcn de olmasa, nihayet ak bir yerde bir et bulsan, yer misin, yemez misin? Halbuki akln var, idrak ediyorsun ki, bu etin sahibi var' diye konutu. "Molla Resl, stad'n bu konumas zerine bir mddet konumayarak sustu: Sonra cevaben: "Evet, yerim Seyda!' dedi. "stad tekrar buyurdu ki: "Bu hayvandr, akl yoktur. Haram helli bilmiyor. Hayr ve erri tanmyor. Sahibinin kendisini dveceini de

bilmiyor. Elbette ak kapdan girip, kymalarnz yemi. Bundan dolay cezaya mstehak mdr? Sizden soruyorum, elinizi vicdannza koyarak cevap verin.' "Sonra Molla Resl ve arkadalar, kpekte kabahat yoktur diye kabul ettiler. stad: "Madem yledir. Bu hayvann gybetini yapmayn ve hell edin!' "Molla Resl, stad Hazretleriyle biraz samim konuurdu, hem ya itibariyle de stad'dan birka ya bykt. Glerek, stad'a hitaben: "Seyda iimizden gelmiyor ki, hell edeyim. Fakat siz helllemeye bizi ikna ettiniz' dedi." "Temel salam olursa" "stad, Cuma gnleri Nurin Camiinde vaazlar verirdi. Vaazlarn konusu hair, hiret ve vahdaniyet zerindeydi. Molla Resl yine bu vaazlar srasnda bir gn stad'a dedi ki: "Seyda vaazlarnzdan biz bile anlamyoruz. Bakalar nasl anlasn?' stad: "Evet, vaazlarm anlalmyor. Benim gayem imann temellerini salam ina etmektir. Temel salam olursa, zelzelelerle yklmaz. Biriniz yanma oturunuz, mevzu derinleince bana hatrlatnz' diye

buyurmutu. "O ktan sonra stad Erek dana ekildi. Zernabad suyunun banda vakitlerini geirmeye balad." stad'n hayvanlara efkat ve sevgisi "Erek danda bir yaz mevsimi boyunca kalmtk. Burada stad Hazretlerinin, hayvanlara olan efkat ve sevgisinden de bir-iki misl anlatmak isterim. "Dalarda bol miktarda yaban elmalarna rastlamaktaydk. Biz bu elmalardan koparp yemek istediimiz zaman, stad mani olurdu. "Bizim hissemiz balarda ve bahelerdedir. Bizim rzkmz Cenab- Hak oralarda tayin etmitir. Bu yabani meyveler, yabani hayvanlarn rzkdr. Onlarn ksmetine dokunmamamz lzmdr' derdi. "Yine Erek dandan hayvan kestiimiz zaman, hayvann ikembe, cier ve barsak gibi organlarn brakmamz, hayvanlarn yiyeceklerini sylerdi." "nsan cesur olmaldr" "Bir gn dereye su getirmeye gidecektim. Fakat dere korkulu bir yerdi. Vahi hayvanlarn bulunduu bir

mevkiydi. Orada ise gzel ime suyu bulunuyordu. Ben korktuumu syleyince, 'Niin korkuyorsun' dedi. Ben de 'Efendim, o derede her trl vahi hayvanlar bulunuyor' dedim. "stad ise beni cesarete altrmak iin, 'Yalnz olarak git, sana hibir ey olmaz, korkma' dedi. "Gidip dereden suyu alp getirdim. Dndmde stad: "Ne grdn' diye sordu. "Hibir ey grmediimi syleyince: "nsan biraz ecaatli olmaldr' diye mukabelede bulundu. Ben kurtlardan korktuumu syledim. Bu defa da bana, 'Geen gece, ge vakitte ben kalkm, elbisemi giyiyordum. Ak kapdan bir hayvan girdi. Ben kpek zannettim. Sonra bana doru geldi. Baktm ki bir kurt! O zaman kendi kendime dndm, bu hayvann niyeti nedir acaba? "Karmda durarak bana bakmaya balad. Yarm saat kadar durdu. O bana, ben ona baktm. Sonra dnp ekip gitti. Ben onun halini yle deerlendirdim: "Lisan- halinden diyordu ki, bu kadar yannda durdum. Bana bir ikramda bulunmadn. Ben de sana minnet etmiyorum. te gidiyorum. Rezzak- Hakikinin sofrasnda rzkm arayacam.' "stad bu hdiseyi anlatt ve devamla:

"Halbuki gryorsun ki, elimizde hibir silhmz yoktur. Eer bu hayvanlar babo olsalar, irade-i lhiye haricinde bulunsalar, hepimizi burada paralayp datrlar." "Bir so gelmiti" "Talebe arkadalarla birlikte bu yeni odamzda, gnlerimiz stad'mz yannda mes'ut bir ekilde geiyordu. Sonraki gnlerde Van Mfts eyh Masum Efendi, stad Van'a gtrmek iin geldi, ok srar etti. Fakat stad, Erek'ten ayrlmad. "Odackta bir mddet kaldktan sonra, aaya indik. Zernabad'n banda eski bir manastr harabesi vard, orada kalmaya baladk. "stad bir gn imenlerin zerine seccadesini sermi, tesbihatn yapyordu. Biz de talebe arkadalarla odun kesiyorduk. Akam zeriydi. stad bizi yanna ard. Gittiimizde yannda bir so vard. O gelen so staddan bir keif ve keramet bekliyordu. Halbuki biz staddan byle bir ey beklemezdik. "stad, sonin kalkp evine gitmesini istiyordu. 'Evinde ocuklarn seni bekliyor' dedi. Fakat so gitmek

istemiyordu. Bu defa stad ona: "Senin kalbini okumam istiyorsun? Said nasl bir eyhtir diye dnyorsun. Kerametleri nasldr, diye keramet bekliyorsun. Buraya kadar kalkp, bunlar iin gelmisin. Halbuki ben eyh deilim, hocaym. Yalnz sizden biraz fazla okumuum' diyerek stad tevazu gsteriyordu. "Yani stad soye ders vermeye devam ediyordu: "Ben talebelerimle birlikte Cenab- Hakkn kapsn alyorum. Ne zaman alrsa, birlikte gideriz. Haydi kalk git, diye adamn gitmesini istedi. "Adam gidince: "Adam buraya bizimle birlikte namaz klp, dua etmeye gelmiti. Niin msaade etmediniz?' diye stada sordum. "stad bunun zerine buyurdu ki: "Siz biliyor musunuz? Baz insanlar vardr ki yanma geldikleri zaman boynuma binmi, ayaklar ile kalbimi skyor ve nefesimi daraltyor. Bir ey yapamyorum. Baz insanlar da vardr, sizin gibi, yek vcud oluyorum. Burada baka insan yok, yalnz kendi vcudum gibi hissediyorum. Onun iin itiraz etmeyin, o adam gndermeye mecbur kaldm.' *** "Molla Resl, stad'la ok samimi olurdu. stadn

daima beni yannda bulundurmasna bir gn itiraz etti. "Sizin iinize aklmz ermiyor. Eer eyh istersen buralarda ok, yaknda Arvasiler vardr. Hoca istiyorsan ite bizler varz. Bunu ne yapacaksn ki, daima aryorsun?' stad cevaben: "Ne yapalm, molla Hamid benim kapcmdr. O gelmeden ben bir ey yapamyorum' Molla Resl: 'Peki' diyerek sesini karmad. "Ben dorusu staddan bir keramet, bir keif gibi eyler beklemiyordum. Samimi ve sayane hizmet ediyordum. stad da herhalde byle olunca sklmyor ve bu sebepten beni seviyordu." "Her eyin hayrls, hayrsz olur" "Bana bir gn dua etmiti. Ben de kendisine kar bir serzenite bulundum. 'Benim istediim duay siz yapmyorsunuz' dedim. Nasl bir dua istediimi sordu. Ben de okuduklarm anlamak ve ezberime almak iin, ilim sahibi olmam iin duasn talep ettim. "lim mi olacaksn?' dedi. Ben de 'Evet' deyince: "Peki senin hakknda ilmin hayrl olduunu biliyor musun?' dedi. Ben de cevaben: "Peygamberimizin, farzlardan sonra, en iyi amelin ilim

olduunu buyurduunu syledim. 'Hayrsz ilim de olur mu?' dedim. "stad her eyin hayrls ve hayrsz olduunu syledi. "Seferberlikten (Birinci Cihan Sava) nce ilmine gururlanp da dalalete giden birisinin ac halini anlatt. Bana dnp tekrar: "Sen, hakknda hayrlsn iste kardeim' diye buyurdu." "Tesbihat namazn tohumu hkmndedir" "Arkasnda kldm namazlardan ok zevk alrdm. Namaza duruu bir mehabet ve hayet verirdi insana. Namazdan sonra tesbihat hakknda u dersi vermiti bize: "Namazn sonunda tesbihat, ekirdekleri hkmndedir.' namazn tohumu,

"Hazin bir sada ile bizden ok ar tesbihat yapard. 'Sbhanallah' derken, ok iten ve yava bir ekilde duyardk sesini. ok namaz klan hocalar grmmdr. Fakat byle hazin ve huu iinde klana rastlamadm. "Lailahe illallah' diye tesbihata balad zaman, eer yannda bir tarikat ehli olsa cezbeye gelirdi. Sesi top gllesi gibi tok kyordu."

"Hoca kisvesine girmiyordu" "Cumhuriyetin ilk seneleriydi. Henz sarklar yasaklanmamt. Van'da hocalar hep sark sararlard. Fakat stad sark sarmyordu. Ayrca cbbe de giymiyordu. Hoca kisvesine girmiyordu. Bir gn talebe arkadalardan birisi kendisine: "Herkes sizi hoca bilmiyor, hoca kisvesine niin girmiyorsunuz? Niin sark sarp cbbe giymiyorsunuz?' demiti. "stad o arkadaa: "mam- Azam gibi zatlarn giydii ilm kisveyi ben nasl giyeyim? Onlarn kyafetine ben nasl girebilirim?' diye cevap verdi. ok mtevazi idi. Bu sebepten ben de kendisini ilk defa Nurin Camiinde grdmde hoca olup olmadn bilememitim. "Nurlar iinde kalmm" "Nurin Camii deyince hatrladm: Camide kaldmz gnlerde oturduu odada bana hitaben: "Molla Hamid, bak ben Nurlar iinde kalmm' deyince ben anlayamadm. "Bu defa stad anlatmaya devam etti.

"Doduum ky Nurs, annemin ismi Nuriye, hocam Nuri, kaldm cami Nurin, bak duvarda Osman- Zinnureyn yazl' diye duvarda asl duran levhay tebessm ederek gsterdi." "Rzkn sen mi veriyorsun?" "Hayvanlara, canl varlklara kar efkati, merhameti saymakla bitmez. Bu hususta ok hatralarmz vardr. "Bir gn talebelere 'Ben tesbihatmla megul olacam, siz gidip gezin' demiti. "Bu gezinti srasnda bir tan stnde, bir kertenkeleyi ldrmtm. Dnte stad ne yaptmz, nerelere gittiimizi sordu. Ben de gezdiimiz yerleri anlattm. Sonra da bir kertenkeleyi ldrdm syleyince, stad ok zld. Bana: "Evini harap etmisin!' dedi. Ben de 'Bizde yedi kertenkele ldrmenin bir hac sevab kazanacan sylerler' dedim. Bu defa stad: 'Otur da konualm, kim hakl, kim haksz?' "O hayvan sana taarruz etti mi?' "Hayr.' "O hayvann rzkn sen mi veriyorsun?' " Hayr.'

"Sen mi yarattn?' "Hayr.' "Bu hayvanlarn niin vazifelerini biliyor musun?' "..........' "Bu hayvan yaratan Hlk senin ldrmen iin mi yaratm? Sana kim dedi ldr? Bu hayvanlarn yaratlnda binlerle hikmet var. Bu hikmetler saymakla bitmez. Onu ldrmekle hata etmisin!' diye bana orada ders verdi." "Biz hain deiliz" "Erek'te kaldmz gnlerde, Cuma namazlar iin beraber ehre inerdik. Yine byle bir Cuma gn ehre namaza gitmi, geliyorduk. Yolda kocaman kpekler dadan inerek geliyorlard. Ben kpeklere ta atmak iin, yerden ta toplamaya baladm. stad 'Ne yapyorsun?' diye bana hitap etti. Ben de 'Efendim dadan gelen kpekleri grmyor musun? Kendimizi mdafaa etmeyelim mi?' dedim. "stad glerek 'Ayp ... ayp, at o talar yere' dedi. Ben de talar yere attm. Ne olacak diye bekliyordum. "stad elindeki emsiyeyi kpeklere doru uzatt. 'Biz hain deiliz, yolcuyuz!' deyince kpekler olduklar yerde yaratldklarn, yani ftr

durdular, hcumu ve havlamay terk ettiler. Biz de oradan geerek yolumuza devam ettik. "ecaatli ol, korkma" "Yine kpeklerle ilgili latif bir hatram daha vardr: "Dada, stad'n ziyaretine birka misar gelmiti. Akam misarler bizde stad'n misari olarak kalacaklard. stad etraftaki yakn kylerden yatak getirmemi syledi. Ben, yatak getirmeye gidecektim, fakat korkuyordum. Yolda yrtc hayvanlarn hcumuna urarsam ne yapabilirim diye dnyordum. Dar kp st aacndan bir dal keserek sopa yaptm. Dal keserken stad dar kt. 'Sen hl gitmedin mi?' diye sordu. Ben de yrtc hayvanlara kar bir sopa yaptm syleyince, yine tebessm ederek: "Ayptr ayptr, neden korkuyorsun? Ta var, sopar var, hl korkuyorsun. Kpekler sana bir ey yapmaz' dedi. "Ben bunun zerine oradan ayrldm. Elimdeki sopay da attm. Kye doru yola ktm. "Kyn yaknlarnda bir srnn etrafnda kpekler dolayordu. Geeceim yolun zerinde de kocaman bir kpek yatm bekliyordu. Grnmeden gemenin imkn yoktu. Dier kpekler de koyunlarn etrafnda geziyorlard. Kpee yaklanca hayvan ayaa kalkt, yle bir gerindi, sonra yoldan aaya inerek, deta bana yol verdi. oban

yukardan bakyordu. Geip kye gittim. Kyn giriinde ellerinde sopa olan bir ka gen ve ihtiyar adam grdm. "Onlar bana nereden geldiimi sordular. Syleyince, bayrda sry ve kpekleri nasl getiimi sordular. Ben de olduu gibi anlattm. Onlar 'Biz drt kii sopal olarak srye yaklaamyoruz. Kpeklere koyun st iiriyorlar, kurtlara kar mdafaa iin... sana nasl yol verdiler?' diye hayretlerini sylediler. "Seyda'ya inanmayann (yani velayetine inanmayann) iman var mdr?' diye konumaya baladlar. (Onlar stad'a Seyda diyorlard.) "Sonra yataklar alarak tekrar dndm. stad beni karlad. Yolda kpeklerin hcum edip etmediklerini sordu. "Ben de hcum etmediklerini syleyince, yine stad: "ecaatli ol korkma!' diye bana cesaret dersi verdi." "Hayvanlarn yuvasn datmayn" "Erek Danda havalar iyice souyana kadar kalmtk. Artk neredeyse kar yamaya balayacakt. Kaldmz yer bayrd. Bayra pencere gibi bir yer aarak, oraya bir oda yapmamz istedi. "Bayrn yamacnda stad'n istedii oday yapyorduk.

Kazarken karnca yuvas kt. stad karnca yuvasn grd. Oray kazmamz istemedi. Sebebini sorduumuzda: "Bir ev ykp, bir ev yapmak olur mu?' diye cevap verdi. 'Bu hayvanlarn yuvasn datmayn, baka yeri kazn' diye emretti. "Biz baka taraf kazmaya baladk. Oradan da karnca yuvas kt. Bylece yer deitirdik. Bana yardm eden bir talebe arkada daha vard. O, 'Byle olur mu hi?' diye bana sordu. stad gelir gelmez karncalarn zerine toprak atalm. Yok, eer byle giderse biz akama kadar, bu oday yapamayz' diyordu. Orada hemen hemen karncasz yer yoktu. Nihayet orada gzel bir odack yaptk. "stad karnca yuvalarnn yanna gelince, ekmek, bulgur ve eker koyard. "Kendilerine zaman: ekeri niin koyduunu sylediimiz

"Bu da onlarn ay olsun' diye glerek cevap verirdi. Mbarek stad btn hayvanlara, btn varlklara kar ok efkatliydi. Bir karncay bile incitmek istemezdi." "Vaktini hi bo geirmiyordu" "Zernabad suyu banda, eskiden ok sk aalk vard. Aalar budanmam olduundan dallar birbirine girmiti. Dallarn zerine stad'n kp oturaca bir kk

yapmtk. Biz talebeler aada kalyorduk. stad akamlar da, aataki yerinde kalyordu. Ben ahid olduum kadaryla, hi bo vaktini grmyordum. Daima bir ile megul oluyordu. Ya okuyor, ya dua ediyor, ya namaz klyor, mutlaka bir meguliyeti oluyordu. Yalnz misarler geldii zaman onlarla sohbet edip, alkadar oluyordu. "Gelen misarlere kylerinde cami olup olmadn, hocalarnn hangi dersi okuttuunu soruyordu. Gelen misarler, eer 'Hocamz yok, camimiz yok' derlerse, ok zlrd. 'Siz camisiz, hocasz yerde nasl duruyorsunuz?' derdi. "Gybet ve yalandan ok hiddet ederdi. Katiyyen kimseyi gybet ettirmezdi. "Kabrinde boncuk diziyor" "Bana talebe arkadalardan Molla Resl anlatmt: Talebeleriyle birlikte bir gn mezarlktan geerken, stad talebelerine yola devam etmelerini, kendisinin biraz orada kalacan sylemi. Talebeler gidince, yannda sadece Molla Resl kalm. Haliyle Molla Resl yal olduu iin Onun yannda kalmasna bir ey dememi. Bir kabrin banda bir mddet kalm. Aradan yarm saat kadar bir vakit gemi, sonra yoluna devam etmi. Bu defa Molla

Resl Allah'a kasem ederek, stad'n o kabrin banda niin durduunu sormu. "ok srar edince stad neden durduunu kendisine u ekilde anlatm: "Saliha bir kadnn mezarnn yanndan geiyordum. Bu kadn hayatta iken ziynete, sse ve boncua biraz dknm. Dnyada iken gerdanl krlm, onu ipe dizerken vefat etmi. Kabrinde de hl boncuk dizmekle megul. htimal ki kyamete kadar da onunla megul olacak. "Kyamet koptuunda ne kadar abuk kyamet koptu. Daha boncuumu dizip bitiremedim diyecek... Ben bunun iin durup Cenab- Hakkn azametini seyrediyorum." "Midenin hakk var" "stad'dan ders alan hocalar, kendi geimlerini temin etmek ve bakalarna yk olmamak iin, bir teneke bulgur ve biraz da ya getirmilerdi. "Annem yetmi yalarndayd. Yemeimizi o piirirdi. stad bir gn bulgurlar eve gtrmemi istedi. Sabahlar ay, peynir, akamlar ise bulgurlu orba veya pilav yaptrarak gnlerimizi geiriyorduk. "Annemin yapt orba ve pilavlar alp getiriyordum. stad yemek yerken herkesin ekmeini ayrr, taksim

ederdi. Ekmek bana az geliyordu. Sofradan alt talebe bir de stad yedi kii oluyorduk. Bazan misarlerimiz de gelirdi. stad bana efkat ettiinden cesaret alarak, ekmein az olduunu syledim. Evde ok buday olduunu, getirip bol bol yiyebileceimizi ifade ettim. "stad tebessm ederek: "Kardeim ben azl iin, olmad iin byle yapmyorum. Siz midenizi neye benzetiyorsunuz? Midenin hakk, hissesi vardr. Sadece birisi yemek iindir. "Eer byle yapmaz da lsz doldurursanz, be davarlk bir ahra, onbe davar doldurmaya benzer.' stad bu misalle bize ders verdi." "Biz de Allah'tan korkuyoruz ama..." "Gerek Erek'te, gerekse Nurin Camiinde iki senemiz bu ekilde ltif ve tatl hatralarla geti. "stad daima ibadet ve mnacatla megul olurken, saatlerce diz stne otururdu. Byle oturmaktan, ayann parma yara olmutu. Molla Resl'e parman gstererek bir merhem srmek istediini syledi. Bu esnada Molla Resl ate yakmakla meguld. "stad'a cevaben: "Biz de Allah'tan korkuyoruz, ama senin dn patlyor. Bizim gibi rahat otursan ayan yara olmayacakt!"

stad: "Molla Resl! Ksa mrde, ksa dnyada, ebed hayat kazanmaya gelmiiz. Hem burada rahat oturaym, hem Cennet dava edeyim, olmaz byle ey! Onun iin cesaret edemiyorum rahat oturmaya' dedi. "Molla Resl ise, 'Merhem srelim, belki iyi olur' dedi." "O gnleri hi unutamyorum" "stad'la geen gnlerimi hi unutamyorum. "stad Van'dan ayrldktan sonra yirmi alt sene grmedim. Hasret atei iimi yakyordu. "Eskiehir'e, Kastamonu'ya grmeye gittim. Fakat gremedim, grtrmediler. Karakollarda falakaya ekildim. "Ama her eye ramen stad' grmek, elini pmek, hasret gidermek istiyordum. "Sonra Aabeyim Abdullah Ekinci elime bir vesika verdi. Afyon emniyetine hitaben yazmt: 'Bu gelen benim kardeimdir, hocasn ziyaret edecek, msaade edin ziyaret etsin!' "Bu vesika sayesinde rahatlkla Emirda'a gidip stad' ziyaret ettim."

SMAL PERHANOLU
1910 ylnda Van'da dodu. Bedizzaman'n eski talebelerindendir. 1935'de Eskiehir dvasnda gayr-i mevkuf muhakeme olundu. smail Perihanolu, aslen Buharal bir aileye mensup, 1326 yani 1910 ylnda Van'da dnyaya gelmi. Mdafaa-i Hukuk kurulmasndan nce Van'da belediye reislii ve daha sonra mftlk yapm. Bedizzaman'n eski talebelerinden ve 1935'de Eskiehir maznunlarndan.. Evinde defalarca ziyaret ettiimiz, misarperver, ark'n asaletini tayan smail Perihanolu, Bedizzaman'la alkal hatralarn, heyecan ve sevin gzyalar iinde anlatyordu. Uzun zamandr evinden darya kmyordu. Kimselerle grmyordu. Dar ksa bile camiye, cemaate kyordu. Hatralarna yle balad: "Nurin Camiinde stad'dan ders aldk" Hazret-i stad Said Nurs'yi 15-16 yalarnda iken van'n Nurin Camiinde grdm. Kopanisli Molla Yusuf,

ermikli Molla Yusuf, Molla Resl ve Molla Hamid'le beraber stad'dan Nurin Camiinde ders aldk. Babam Abdlmecid Efendi de lim ve fazl bir zatt. O da stad'dan ders almt. Beraber sohbet eder, beraberce gezerlerdi. Sk sk bizim eve gelirlerdi. Geceleri ge vakte kadar o zamann mehur limleri ile sohbetler yaparlard.' Ah o gnler nerelerde kald diye gzleri yaaran Perihanolu u msralar okuyordu. Kevkeb-i vaktin gren seyyareler alar bana yle bir biareyim ki, biareler alar bana Sineye daru'-ifadr sanmayn gk grlyor Bu yaan yamur deil, suman alar bana.' *** Yine birgn bizim evde bir gece sohbet vard. Bu sohbette Hazret-i stad, eyh Masum Efendi, eyh Enver, eyh Hasan, Molla Resl, Molla Zahir, babam Abdlmecid ve Fak Haydar Efendiler vard. Ben o gn hem ay datyordum, hem de kulak misari oluyordum. stad konumaya balaynca btn bu zatlar prdikkat dinliyorlard. On drtlk bir lambamz vard. Seyda, konuurken, 'Bu lambay ksn' derdi. Babam da benden eitli kitaplar ister, 'Bunlar stad'n szlerini anlamyorlar sonra da kalkp btn bu kitaplar kartryorlar' diyordu.

"Buras ehitler yatadr" Yine bir gn Molla Resl, Kopanisli Molla Yusuf ve ben, stad Hazretleriyle birlikte Zeve'ye gittik. Rus Ermeni mezaliminde Zeve halk tamamen ehit edilmiti. Van'a otuz kilometre mesafedeydi. stad ayakta durarak buyurdu ki: Buras ehitler yatadr. Kardeim Molla Ahmed-i Cano da burada yatyor' dedi. Gzyalarn tutamayarak hazin hazin alad. Molla Ahmed-i okumular. Cano Hazret-i stad'la beraber

"Daha sonra stad bir Mektup'ta bahsi geen hayat mertebelerini bize ders olarak verdi. Biz de bu dersi yazp oaltmtk." "stad ok ibadet ederdi" stad Bedizzaman, ok ibadet ederdi. badetini yksek yerlerde yapmay tercih ederdi. Onun unutmadm bir ibadet haline, Nurin Camiinde rastlamtm. Camiin damna km, seccadenin zerinde tefekkr ve tesbihe dalmt. Yine bir baka gn, stad ve dier talebeleriyle birlikte Van Kalesine gitmitik.Yine kendisi en yksek bir tepeye karak seccadesini oraya serdi. Van Kalesinde eitli dersler ve sohbetler yapt. Horhor

medresesine bakarak anlatyordu. Horhor'daki medresesini ok seviyordu. Birinci Cihan Harbinde Ruslar oray da yakp ykmlard. Burada bize kyamet almetlerinden bahsetti. Van Glne bakarak, Yunus Aleyhisselmn baln karnndaki vaziyetine benzetti. Bu bahsin akabinde 'L ilhe ill ente sbhaneke inn knt minezzalimn' duasn yz veya drt yz defa beraberce okuduk. Erek Danda kald gnlerde babam, annemin yapt ev helvasn benimle daa stad'a gnderdi. Hazret-i stad ev helvasn ok severdi. nce oravanis'e, daha sonra ise Erek Dana doru gidiyordum. stad'n ilehanesine yaklatmda tepenin banda bir kurtla karlatm. ok korktum. leride stad, ilehanenin kapsna km, bana bakyordu. Benim korkum gitti, kurt da kayboldu. "Benim dilim onu anlatmaktan ok acizdir" Hazret-i stad'n hayat bir kerametler denizi gibidir, ben size hangi birini sayaym. O Allah'n ltfuna, keremine, hfzna mazhar olmu bir zatt. Benim dilim Onu anlatmaktan ok acizdir. Yannda ve hizmetinde bulunduumuz zamanlar, dnyay unuturduk, sanki bir baka lemde yaardk. imdi ancak eserleri Nurlar okumakla, hatralarn yd etmekle hasret ateini bir para sndryoruz.. Eserlerinden bahsedince, unutamadm bir hdiseyi

anlataym: Bir vakitler vergi dairesi kontrol memuru idim. Bizim dkkn o zaman kraathaneydi. Bir gn tevafuken oraya gitmitim. Arkadalara Nurlardan bahsediyordum. Baktm ieriye o zamanlar tandm bir mbair girdi. Elinde de bir kitap vard. Bana hitaben: smail Efendi, bu kitab yolda buldum, siz okur musunuz?' diye kitab bana uzatt. Kitab alp baktmda hayretler iinde kaldm. Eser, stad'n Nokta Risalesi'ydi. Sanki insan eli dememi gibi yepyeni bir kitap. En ufak bir leke ve rselenme yoktu kitapta. Bende stad'n bir ok eserleri olmakla birlikte Nokta Risalesi yoktu. "Bu hdiseyi ve hatray hl dnrm, Van nere, Emirda nere?" "Eskiehir'de mahkemeye verilmitik" 1934 senesinde stad Hazretleriyle birlikte 120 Nur Talebesi Eskiehir'de mahkemeye verildik. Benim mahkemem gayr-i mevkuf olarak devam etti. Be alt ay akta kaldm. Daha sonra yine daireye girdim. Daha sonraki yllarda Barla'ya stad'n yanna ziyarete gidip, yannda iki gn kaldm. Bana: nsanlarla fazla mnasebet, ias almetidir. Onun iin buralarda fazla kiilerle grmyorum' dedi. "stad, ark umum vaizliini kabul etmedi"

Yine hatrmda olan aziz hatralardan biri de u: eyh Snus gibi stad'n ark'a umum vaiz olmas iin Van'a tayin emri geldi. Bin iki yz kuru da maa tesbit etmilerdi. Bata babam olarak bir ok zatlar rica ve srar ettilerse de, Hazret-i stad bu vazifeyi kabul etmedi. Hatta, 'Siz maa almazsnz da - be talebenize verirsiniz' dediler, yine kabul etmedi. "Harama bakmamak ve kimsenin de kendisine nazar etmemesi iin emsiye tard" Ekseri zamanlarda bir emsiyesi vard, onu yanndan eksik etmezdi. Harama bakmamak ve kimsenin de kendisine nazar etmemesi iin... Sratle yryp giderdi, arkasndan yetimek ok zordu. O zamanlar bize unlar syledi: Cenab- Hakk'a iltica edin... fena eyler olacak...' Bizler, aklamasn isterdik, 'imdi msaade yoktur' diye cevap verirdi. "stad' Van'dan alp gtrdler" ok ksa zaman sonra grdk, Hazret-i stad gz yalar iinde Van'dan, Erek'ten ve bizlerden ayrp, alp gtrdler. eyh Masum, eyh Hasan ve dier zatlarla birlikte gittiler. Aylarca arkalarndan matem tuttuk. Btn ailece hasta

olduk. ok sonralar stad'dan, Barla'dan haber alabildik. znt ve elemlerimiz stad'n gnderdii mektuplarla, Risale-i Nurlarla tela oldu. Gnderdii eserleri el yazlaryla oaltp, etrafa datmaya baladk. "Nur iinde esirgemesin.." yatsn, bizden manev himmetlerini

smail Perihanolu, stad Bedizzaman'la alkal hatralarn, dostumuz Halil Uslu'ya bylece not ettirmi. Kendilerine ve arkadamza ebed kran ve minnetler..

MOLLA RESUL
Bedizzaman 1922 senesinden sonra yl kadar Van'da kalmtr. Bu yllarda onun menzilleri Nurin Camii, kardei Abdlmecid nlkul'un evi, Erek da ve oravanis (Kavuncu) kyleri olmutu. Molla Hamid Ekinci'nin hatratnda geen Molla Resl, yakn talebelerindendi. Molla Resl- Gavr, aslen Siirt'in Garzen mntkasndand. lim bir zat olan Molla Resl, birka ya da Bedizzaman'dan bykt. 1872'de domu ve 1952'de vefat etmiti. Nur'un lk Kaps isimli eser, Risale-i Nur klliyatndan evvel yazlmtr. Tespitlerimize gre, eseri Bedizzaman Van'da iken yazmaya balam ve Burdur'da tamamlamtr. Kuprn grdmz ksm Nur'un lk Kaps'nn "On Drdnc Ders" inin Lem'alar ve Rehalar ksmndan sonra gelen ve "Ey birader" diye balayan ksmdr. Yaz Molla Resul- Gavr'nin el yazsdr. Elimizdeki yaz Nur'un lk Kaps'nn paras, Molla Resul'n kaleminin yadigr olduuna gre, Molla Resl de Van ve Erek talebesi ve dostu olunca, Nur'un lk kaps

Van'da, Erek'te yazlmaya balanmtr, diyebiliriz..

H.MNR BAKAN
1892'de Erzurum'un Pasinler kazasnn Korucuk kynde dodu. Bedizzaman'n Van'dan alnp, Bat Anadolu'ya srgn olarak gnderildii zamanla alkal hatralar bulunmaktadr. stadn Bat Anadoluya nefyi Bedizzaman Hazretleri 1925'te, Pasinler'in Korucuk kyne terif etmilerdi. Biz gelenleri tanmyorduk. Meer bu kale Krdistan'dan Bat Anadolu'ya sevkiyat olarak geliyormu. Bu kalede eyhler, aalar ve seyyidler ile Bedizzaman Hazretleri de vard. Kendisi ince, narin boylu, sarmtrak sal idi. Gzleri k kayna gibi parlyordu. Sakal yoktu. Banda sar vard. Ben bilmediim iin nce Kadir zannetmitim. Bizim kyde iki gn kalmlard. O yl k ok iddetliydi. Kendisini kimseyle grtrmyorlard. Biz de ziyaret etmeye ekiniyorduk. Kalenin bandaki yzba, 'Gelin, bu zat ziyaret edin. Bu zatn Trkiye'de emsali yoktur. Lkab Bedizzaman'dr. smi, Said Krd'dir' derdi. O srada mbarek Ramazan ay idi. Bizler orada, kendilerine elbise gibi hususlarda yardm

etmek istiyorduk. Kendileri ise ok derinden dnerek, 'Kardeim, bana dua edin, bu hususu sonra dnrz' diye buyurdu. Sonra yine kahveye geldiimde, ieride Van mfts vard. Ona dedim: 'Ben eyh Hazretlerini grmek istiyorum.' Kahvenin iinde kk oda gibi bir yer vard. Orada kbleye dnm, okuyordu. Mbarein yle lhut bir seds vard ki, bu ses kara ta bile delerdi. 'eyhim' dedim, 'amarlarnz almaya geldim.' Dedi: 'Kardam, bu k gn amarlar kurur mu? Bu i zahmetli bir itir.' Ben de 'Hi olmazsa bir orabnz veya mendilinizi verin, size hizmet etmek istiyoruz' dedim. Bana dnerek, 'Hepsini kabul ettim' dedi. Ben hemen ayakkablarm karp, yanna diz kerek oturdum. Dedi: 'Sen burada rsn.' Ben de, 'Bundan iyi ne var?' diye cevap verdim. "Namazn hesabn Allah benden sorar" Birka satr okumaya balad. Ben de 'Acaba okuduu nedir?' diye dndm. Sonra bana dnerek, 'Bu bir mnacattr. Bu mnacat okuyorum. Milletin bandan byk bir bely defedecek. nk kopan bu felket Cehenneme denk bir atetir. Bu Hazret-i Hseyin Efendimizin evraddr. Bu Zeynel bidin Hazretlerinden rivayet edilmitir, bu duay okuyorum. Ben durduum yerde sen min diyeceksin' dedi. Duann bitmesini bekliyordum. Tekrar bana dnd, 'Sen burada rsn' dedi. O srada bir baavu ile zabt vekili gelip ziyaret ettiler. Sonra kendisine bir ift lstik ayakkab getirdim. Eve iftara davet ettim. ftar yaklanca sofray kurdum.

Allah ne verdiyse bununla iftar edecektik. Kendileri bir kap yourt istediler. Elinde bir bohas vard, onu ap yiyecekti. Van Mftsne, stadn bizim yemekten phelenip phelenmediini sordum. 'Renberin kisbi helldir' dedim. Biraz pirin ve stten yaplm stl vard. Dedi: 'Kardam, bunu farelerden muhafaza edin, sahurda yiyelim. 'Ben korkuyordum, para verecek diye. Adeta iecei suyun bile parasn veriyordu. Ayamda olan yeni bir ift lstii gsterip, 'stad'm, ben sizin ayakkablarnz giyeyim. Siz de benim bu yeni ayakkablarm giyersiniz' dedim. 'Kardeim' dedi, 'sen namaz klarsn, ayaklarn su eker, namazn hesabn Allah benden sorar.' Yanmzdakilere sordu: 'Bu ayakkablarn yat nedir?' O zamann parasndan karp vererek ayakkablar ald. 'Kardeim, bamza gelen bu felketler geicidir, korkmayn. Yalnz dikkat edeceiniz bir nokta var, ondan korkun. ocuklarnz okutun, yoksa bu din elinizden tez kar' diye bizlere dualar etti. Oradaki vazifeli subaylar devaml bu konumalar notlar halinde yazyorlard. Tabi, bu notlar ihls iin deil, sermaye iin tutuyorlard. Bu sohbetler esnasnda yzba dinin emirlerinin ok sk olduunu, insan her taraftan kuattn syleyince, stad 'Evet' dedi, 'saa dnp gybet, sola dnp yalan sylenirse elbette byle olur.' "Bizler on bir kii sraya girip, mnacatn sonundaki duasn yaptk. stad'n kaledeki arkadalar

sylemilerdi. Van'da Erek danda kalrken yanna vahi hayvanlar gelirmi ancak yabanclar gelince bu hayvanlar dalara kaarlarm. ki - gn sonra kendilerini yolcu ettik. Ben pelerinden biraz fazla yrdm. 'Bizimle gelmen daha fazla mnasip olmaz, artk geri dn' dedi. Ben de vedalap ayrldm."

Srmeneli Onba: AL BARAN


Karadeniz iklimindeki Srmene'nin kynden Ali Baran anlatmaktadr: Kkdoanl "Srgn kalesinde Bedizzaman da vard" len byk aabeyimin yerine erken askere gitmitim. Ben 1325 yani yeni takvime gre 1909 doumluyum. 1925'lerde Van'n Eri kazasnda bir nefer olarak askerliimi yapmaya balamtm. Uzun sren neferlikten sonra, onba, daha sonra da uzman avu olarak karakol komutanl yaptm. Bedizzaman' men olarak srgne yollarken ben askerdim. O zamanlar Van'da Hamidiye Alaylarnn komutanlarndan Kr Hseyin Paa ve Emin Paa'nn oullar ile beraber Bedizzaman' da srgne gndermek iin ellerine kelepe vurmulard. O zamanlarda Bedizzaman'a Geval Cemal Bey kendisini saklayarak sahiplik ediyordu. Onu destekliyor ve

ona yardmc olmaya alyordu. Fakat bu sahiplik ve himayesini gizliden gizliye yapyordu. O korkulu gnlerde bu sahipliini aka iln edemezdi. Biz haftada -be kaleyi Erci karakolundan Tatvan karakoluna getiriyorduk. Getirdiimiz bu srgnler grubunda Bedizzaman da vard. nce ve uzun boya yakn, buday benizli, keskin bakl, nurlu bir insand. Bizler de kendilerini ok hrmetkr bir ekilde Tatvan karakoluna teslim etmitik. Daha sonralar bu zatn byk slami hizmetlerini duymutum. Kendilerini Isparta'ya srgn etmilerdi. Mevsim bahara yaknd. O gnlerde, tannm kimseler hep Bedizzaman'a byk hrmet ediyorlard. Erci Beyi dris Bey, Bedizzaman'a vurulan kelepeleri zdrmt. Benim yaptm hizmetleri komutanlarm ok takdir etmilerdi. Beni takdir eder mahiyette size fotokopisini verdiim bonservis vermilerdi. Srgn ilerini yaparken bakalarnda olan tela, korku ve heyecan Bedizzaman'da yoktu. Gayet sakin, mutedil ve sanki gidecei yeri bilen bir yolcu gibi bekliyordu. ok heybetli bir hali ve duruu vard. Gzleri ltlar halinde parlyordu. "Bu byk insan hayatmda byk ve unutulmaz tesirler brakt. Allah meknn Cennet eylesin."

MUSTAFA ARALI
Mustafa Aral, aykara kazasnn Eridere kynde 1319'da (1903) domu. 1925 ylnda askere alnan Aral, kendi ifadesiyle Cumhuriyet tarihinin ilk askerlerinden olarak 18 ay askerlik yapm. stadn srgn edilmesi arktaki isyanlardan sonra, Van'da tannm eyhler, aalar ve nfuzlu kimseleri toplamaya balyorlar. ahidimiz Aral'nn anlattna gre; hocalar, mftler, sarkllar aileleriyle, oluk ocuklaryla beraber toplattrlp bir mddet Van'da nezarette bulunduruluyorlar, daha sonra da, Bat Anadoluya sevk ediliyorlar. Bedizzaman da bu sevk edilen kalenin banda bulunuyor. Bir jandarma olarak bu srgn hdisesinde vazife alan Mustafa Aral, ahid olduu hdiseleri anlatrken diyor ki: Van'da askerlik vazifemi yaparken, Bedizzaman ismini ve bu ismin hretini ok duyuyordum. Herkes bu zattan bahsediyordu. Ben de bu sebepten dolay iddetli bir arzu

ile Bedizzaman' grmek istiyordum. "Srgn gn benim de bu sevk edilen kalelerde vazife almam, Bedizzaman'la grebilmem iin iyi bir ans ve frsat olmutu." Hatt hareket gn Van'da kalma ihtimali belirince, hemehrisi stemen Saim Beyden gidecek kalede kendisinin de bulunma isteini, komutan reddetmiyor, Aral da bylece kaleye nezareti olarak katlyor. Bedizzaman'n Erek Dandaki kald ikametghndan alnarak Van'a getirildiini syleyen Aral, "Van'da on be - yirmi gn kadar kaldktan sonra Erci'e sevk ettiler" diyor. Aral'nn azndan dinlemeye devam edelim, bu yolculuu: "Bedizzaman' aryorum" Mevsim kt, her tarafta kar vard. Kaleler, yetmi seksen civarndaki kzaklarla hareket etti. Kzaklar at ve kzler ekiyorlard. Hareketten nce ben namaz hazrl iin abdest aldm. Komutan beni Bedizzaman'n kzana verdi. Fakat ben, Bedizzaman' hi tanmyordum. O zamana kadar grmemitim. Dier kzaklar yk ve insanlarla dolu olmasna ramen, Bedizzaman'n kzanda hi bir ey yoktu. O tek bana idi. Kendisine hususi muamele yaplyordu. Bana dall yazma tabir edilen beyaz tlbentten, bklm, uzun bir sark sarmt.

Gr, siyah byklar vard, sakal yoktu. Kzaa gelip bindim. Ama hl onun mehur Molla Sait olduunu bilmiyordum" diyen Aral, acaba nerede diye merak ediyordu. Acaba hangisi olabilir?" diye devaml gz gezdiriyor, hep sakall, cbbeli hoca kyafetinde birisini aryordu. Hareket ettiklerinde, iki tane hoca grdnde, "Acaba bunlardan birisi mi?" diye bakyor. Kzaktaki tek zatn Krt alay komutan, paas, airet reisi olup da bana ne, diye dnyor. Geriden ikinci kzaktaki iki zattan birisinin Mehur Said Krd olabilecei kanaatiyle hareket ediyor. Gayesi hep Bedizzaman' grmek. Bu srada Bedizzaman, mfreze komutan Saim Beyi ararak Aral'y istiyor. Saim Bey hemen Aral'y gnderiyor. Aral diyor ki, "Daha nceleri benim soukta abdest alp namaz kldm grmt." Kzakta giderlerken Aral daha iki hocay sormadan, Bedizzaman, ona nereli olduunu soruyor. "Trabzonlu" deyince neresinden olduunu soruyor. Aral Of'tan olduunu sylyor. Bedizzaman kendisine Hac Ferat' tanyp tanmadn soruyor. Aral da yakndan tandn bildiriyor. Of'u ve Oular yaknen tandn grnce Aral tereddt ediyor. Bu zatlar nereden tandn sorunca Bedizzaman stanbul'dan tantklarn ifade ediyor. Bu defa Mustafa Aral arkadaki kzakta gelen

hocalarn isimlerini soruyor. Bedizzaman da onlarn kendisinin kardei olduunu, birisinin Van Mfts, dierinin de Saray kazas mfts olduunu ifade ediyor. "Kundaktaki ocuk gibi masumdur" Daha sonra akamleyin yol konaklyorlar. Aral diyor ki: zerinde bir kyde

Btn kyl bizi karlad. Komutanmz, 'Nezarettekileri nasl muhafaza edeceiz, bunlar nasl yedirip yatracaz? Evlere datmak olmaz' diye dnyordu. 'En iyisi bir ev boaltr hepsini orada tutar, sabahleyin hareket ederiz' diyordu. Byle yaptlar. Bl de yerletirdiler. Ama Krtler bizi ok iyi karladlar. Blk komutanna dediler ki, 'Yemek kazan kaynatmayacaksnz. Askeri de biz yedireceiz. Bunlar da bize emanet ediniz. biz bakacaz.' Blk komutan bana, 'Bu akam sen Hoca Efendiyle kalacaksn' dedi. Ben daha hl Onun kim olduunu bilmiyordum. Ben dedim ki, 'Bir tek kii, ben nasl bekleyebilirim?' Komutan da: 'Usulen sen gideceksin oraya, bir ey olmaz. O zat, kundaktaki ocuk gibi masumdur.' O Molla Said Krd'dir' dedi. Ben o esnada muradma ermitim, aradm bulmutum. O zamandaki ismi Said Krd idi. Bizi bir odaya vermilerdi. Oda kkt. Yere ancak iki yatak syordu. Etrafmzda hep kyller hizmet etmek iin dnp duruyorlard.

Btn etraf sarmlard. yleki bir iaret bekler gibi halleri vard. Sanki Bedizzaman'n bir iaretini bekliyorlard. Ama Bedizzaman'n katiyyen yle eylere msaadesi yoktu. Bu sebepten onlar bir ey yapmadan duruyorlard. Akamleyin ka eit yemek geldi, kendisi hi yemek yemedi. 'Hastaym' dedi. Bana yememi syledi. Sonra yats namazn kldk. Sonra bir kat yatak ona serdiler. Bir de kapnn yannda bana serdiler. Ben cehaletimden dnyordum. Gece tfeimi alp giderse, ben ne yapabilirim? Halbuki Bedizzaman'da byle bir niyet ve hal yoktu. Heybetli, cellli bir vaziyeti vard. Hocaya benzemiyordu. Byle ekli ok garipti. Bu haliyle acaba kaar m? diye dnyordum. Yatmazdan nce bana, 'Sen rahat et, yat uyu' dedi. Ben elbiselerimle yataa girdim. Kendisi ise yata toplad. Bada kurup, yataa yaslanarak oturdu. Ben yine atm, niin yatmyor, ne yapacak acaba, diye bakyordum. Sonra uyumutum. Bir ara bir tkrt duydum ve uyandm. Baktm elinde bir gaz lmbas, dar kp, kar kta abdest alp geliyordu. Sonra namaza durdu. Btn geceyi byle ibadet ve duayla geirdi. Bana 'uyandn m?' dedi. Ben de 'uyandm' dedim. 'Vakit varken, biraz daha yat' dedi. "Biz ayiz, bu sebepten erken kalkarz. Siz Hanesiniz, birazdan klarsnz' dedi. Halbuki deil erken kalkmak, hi yatmamt. Ben artk yatmadm, kalktm. Beraberce namaz kldk.

Odada soba yanyordu. Sobada su kaynatt. Yannda bir de ufak zenbil vard. Zenbilden demlik kard, iinde bir yumurta kaynatt. Van'dan kal saatler olmutu. te ilk defa bu bir yumurtay kahvalt olarak yedi. Daha sonra da tra takmlarn kard. Gzel usturas vard. Onunla tra oldu. Bu kyn ismini hatrlamyorum. Akamlar hep yol gzerghndaki kylerde kalyorduk. Haline, tavrna bakyordum. ibadetine ok dikkat ediyordu. Temizlie, trana,

Bakalarnn, onun bunun yemeklerini yemiyordu. "Komutan Saim Bey de kendisine ok hrmet ediyordu. Fakat fazla da ilgilenemiyordu, korkuyordu."

KNYAS KARTAL
1900 ylnda Kafkasya'da dodu. Van Milletvekilli ve TBMM Bakanl yapt. Bedizzaman'la birlikte Bat Anadolu'ya nefyedilenlerdendir. 1988'de vefat etti. Elli bir yl ncesine hayalen gitmi, hatrnda kalanlar yle anlatyordu Kinyas Kartal: 1926 ylnda Mart ay balaryd, zannediyorum ilk gnleriydi. Bizi Van'dan batya srgn gnderiyorlad. nce bir ortaokul binasnda toplamlard. Daha sonra ikier ikier ellerimizi kelepeleyerek dar karttlar. Ben Said Nurs'nin, daha nceleri Van'da ismini, faziletini ve hretini duymutum. Fakat kendilerini hi grmemitim. lk grm bu srgn srasnda oldu. O yllarda 25 - 26 yalarndaydm. Okuldan karrken bizi kendisiyle birlikte baladlar. Birok nfuzlu kimseler de Van'dan kartlyordu. Van Mfts, Geva Mfts de bu srgnler kalesindeydi. Said Nurs'nin ikazlaryla, Van vilyeti eyh Said isyanna katlmamt. Gl kenarna kz kzaklar hazrlamlard. Mevsim itibariyle hep kar ve buz vard.

"lk gece, Ar'nn Hamur kazasnda geti. Kale konaklad, herkes yatt. Fakat Seyda yatmam, geceyi hep ibadetle geirmiti. Sonra ge vakit gelip amcamlarn ayak ucunda bir yerde yatmt. Amcam, 'Aman efendim hi oraya yatlr m?' diye kendisini orada yatmaya brakmad." Bir srgnn canl ahidi Kinyas Kartal bir srgnn yaanan, canl ahidiydi. O gnlerle ilgili hatralarn teklifsiz, tekellfsz, gnl rahatl iinde ifade ediyordu. Onun ark misarperverlii, Anadolu Kulbnde de kendini gstermiti. kram ettii souk merubatmz ierken, Bedizzaman gibi bir ile sultann uzun mrndeki bir n, bir izi, silinmeden tesbite alyorduk. "Korkarm Hoca ua!" Aradan geen tam elli bir yla ramen, Van Milletvekili Kartal Beyin anlattklarn ilk elden almann sevinci iindeydik: Yolculuumuz esnasnda, akamlar eitli yerlerde konaklyorduk. Bedizzaman geceleri yalnz bana bir odada kalmak istiyordu. Mfreze komutanna: 'Beni yalnz bir odaya brakn, geceleri kimseyi rahatsz etmek istemiyorum' demiti. Yzba Abdlkadir Bey, bu arzusuna uyarak kendisine ayr bir oda temin etmeye balad. Seyahatimiz esnasnda ahit olduum bir hdiseyi, size

btn samimiyetimle nakledeyim: Bir askeri, kendisinin yannda vazifelendirmilerdi. Asker bir gn yzbasna gelerek yle dedi: Ben bu zatn kapsnda bekliyorum. Bundan sonra bekleyemem, nk kapsn ben kilitliyorum, kap alyor. Namaza kalkyor. Kendisiyle birlikte binlerce adam namaz klyorlar, korkarm Hoca ua!... Yzba askere u cevab verdi: Olum Hoca uarsa sen de eteine yap, nereye giderse birlikte gidersin.' "kz efendinin aya kanyor" Galiba Ramazan'd... Kalede hi kimse orucunu tutamyordu. Mft efendiler dahil. Tabii Hoca orucunu da tutuyordu. Kzaklar eken kzlerin, bir ara ayaklarnn taa taklp kanamasyla Bedizzaman: Beyler, inelim, kz efendinin aya kanyor' deyince, ben cevaben: Hocam biz para verdik bunlarn sahiplerine...' demitim. O zaman Seyda: Olum, onlar bu hayvanlarn sahibi deil, ancak mutasarrfdrlar' cevabn vermiti. "ki talebenin bereketi"

Zigana'da Bayram mnasebetiyle tatl verildi. Kalede Kr Hseyin Paann fakir bir akrabas vard. Van mfts Masum Efendi, bir adam iin camide para toplamt. O zaman bronz paralar vard. Masum Efendi toplanan bronz paralar btn para ile deitirmek istiyordu. Yine kalede bulunan Arvaslerden Abdullah Efendi, Bedizzaman'a hitaben: 'Hocam bu bronz paralardan ne kar, altn kar da beraberce yiyelim' dedi. stad buna yle cevap verdi: 'On, on iki altnm vardr. Harcyorum, uzun seneler devam ediyor. Ne kalm, ne kalmam bilemiyorum. imdi diyeceksiniz ki, benim kerametim midir? La Vallah!... ki fakahm (talebem) vard, onlarn bereketi idi...' "Bedizzaman' Burdur'a gtrdler" Seyda ile yolculuumuz zmir'e kadar devam etti. Banda bir keye (sark) vard. Alrlar, hakaret ederler diye dnyordum. zmir'de Mezarlkba semtinde bir otelde, zannediyorum Abdlkadir Paa Otelinde, iki gece kaldk. Sonra bizi Manisa'nn Muradiye kazasna verdiler. Bedizzaman' da Burdur'a gtrdler. Yolculuk srasnda zaman zaman eitli sohbetler oluyordu. Kendisi sk sk, 'Eski Said ld' deyince, ben de, 'Hocam nasl eski Said ld?' diye sorar ve anlamak isterdim. Bu defa bana, 'Ben eskiden bir oturuta bir kitap yazardm. imdi senelerdir bir kitap yazyorum, hl bitiremedim' cevabn verirdi.

*** "Trabzon'da telal bir hali vard. Sebebini sorarak rendim. Yolda kzaklardan emanet ald gzl geri vermeyi unutmu; gzlk kendisinde kalmt. Tela ve heyecanla kzaklar aryordu." "Ben Seyda'nn hayranym" Kinyas Kartal anlatyor, biz de dinliyorduk. Sonra kendilerine Bedizzaman'n eski bir dostu olarak, bu Mecliste bulunmasnn ve Meclise riyaset etmenin gzel bir tevafuk olduunu syleyince, Kinyas Bey aynen unlar syledi: "Ben Seyda'nn hayranym. Onun dostuyum diyemem, buna kendimi lyk gremem. Dostluk nerede, biz nerede, ben onun hayranym..."

HAYDAR SPHANDALI
Haydar Sphandal, ark airet beylerinden Kr Hseyin Paann oludur. 1911'de Van'n Adilcevaz ilesinde dnyaya gelmi. Aralk 1978'de vefat etmitir. Babas, Bedizzaman'n tavsiye ve nasihatlarn dinledii iin Van isyanlarna itirak etmemi, bylece binlerce masumun kan dklmemitir. "Seyda ile kelepelemilerdi" Van Mftsn beraber

Haydar Sphandal, o gnleri btn tazeliiyle hatrlyordu. "Biz Bedizzaman'la stanbul'a kadar getirildik" diyordu. Van'dan ayrln ise yle anlatyordu: Seyda ile Van Mfts eyh Masum Efendiyi beraberce kelepelemilerdi. stad hi zgn deildi. Gayet rahat ve msterihti. Yola kmazdan nce bana dedi ki: Babana selm syle, bu bize yaplan muamelenin sevabn istemesin. Sabretsin, inaallah Sahabe-i Kiramn

sevabn alr. 'Ben beydim, aaydm' demesin. alsn; rgatlk etsin, amelelik etsin, ekmeini kartsn, kimseye muhta olmasn.' G byle balamt. Van'da uzun yllar yaayan Kr Hseyin Paa, olu Haydar Sphandal'nn ifadesine gre, 1930 yllarnda Irak'ta 80 yalarnda iken vefat etmitir. Van'dan kartlan kalenin uzunluu, belki bir kilometreyi bulmutu. oluk ocuk, gen ihtiyar binlerce insan, atl, yaya, arabal, kzakl, eitli vastalarla bir harp ricat halinde memleketlerinden, gzyalar iinde ayrlyorlard. eyh Efendiye dipik darbesi "Van Mfts eyh Masum Efendinin kelepeden elleri skm, kan oturmutu bileklerine. Skan elini biraz gevetmek istedi. Bu ricasn jandarmalar syledi. Bedizzaman ise sanki baka bir lemde gibi hi aldrd yoktu. Masun Efendinin bu msumane ricas bir dipik darbesiyle cevabn almt. nsafszca vurulan dipik neticesinde Masum Efendi yere, amurlarn iine kapaklanmt. Bu ac manzara, grenlerin yreini kanatmt. Az ilerde bir eme banda, serbest olan sa eliyle emeden su alan Bedizzaman, Masum Efendinin amurlu yzn, ban ykayp temizlemiti." te Van menleri yurtlarndan byle kartlyorlard. Haydar Sphandal, stanbul'a kadar geen yolculuu

yaklak olarak yle ifade ediyor: -drt gn Patnos'ta, bir gece Ar'da, bir hafta Erzurum'da kaldk. Erzurum'dan sonra at arabalaryla yollara devam ettik. Trabzon'da yirmi gn kadar kaldk. Gemi yolculuu ise bir hafta srd. stanbul'da stad yirmi - yirmibe gn kadar kald. Sonra kendilerini ayn gemi ile Antalya'ya gtrdler. "Van Valisi Osman Nuri Paa (1925 -1926) ehirde sk emniyet tedbirleri aldrtmt. K mevsimini de srgnler iin, en msait zaman olarak semilerdi."

AHMED ALPASLAN
"Kumandan sesini karamad" Bu seyahatin ahidlerinden Ahmed Alpaslan daha sonraki yllarda CHP Ar milletvekillii yapmt (1946-1950). Babas ve akrabalar ile birlikte, o srgn kalesinde kendisi de bulunmutu. Trabzon'dan vapurla gelirken hep gvertede oturan Bedizzaman'a hizmet etmi. Bir ara kaleye nezaret eden kumandan, Bedizzaman'n gvertede oturmasn hazmedemeyerek, "unu da aaya indirin" diye emir vermi. Bu hali gelip stad Said Nurs'ye syledikleri zaman, o, "Bir ey olmaz" diye cevap vermiti. Ahmed Alpaslan, Bedizzaman'a hizmet ederken, bir ara ay yapmak iin, scak su almaya gidiyor. Kaptan kknde yine kumandan, Bedizzaman'n aaya menlerin (srgn edilenler) yanna, geminin altna indirilmesini sylyor. Yine Alpaslan, kumandann bu szleri gelip Said Nurs'ye bildirince, Bedizzaman: "ok sylemesin, eer perdeyi yrtarsam, kendisinin hi bir kuvveti beni durduramaz" diye haber yolluyor. Kumandan bundan sonra sesini kesiyor. Bylece seyahat hdisesiz

olarak geiyor. Ahmed Alpaslan, "Bedizzaman' Sirkeci'de bir camiye (Hidayet Camii) indirdiler, burada bir mddet kald. Burada da ara sra hizmetlerine bakardm. Ben kk olduum iin, benim girip kmama nbetiler pek bir ey demezlerdi" diyor.

CEMAL TALAY
"Ben Anadolu'ya gidiyorum, memnunum" Cemal Talay, eyh Enver Efendinin hizmetlerine bakan bir insan, eyh Enver, ok srarla, atlar hazrlatarak Bedizzaman' ran'a gtrmeyi teklif ediyordu. Enver Efendinin bu srarlarna Bedizzaman red cevab veriyordu. Siz gidin, ben gitmeyeceim. Ben Anadolu'ya gidiyorum. Ben memnunum" diyerek yaplan teklieri kabul etmiyordu. Akamleyin Enver Efendi, vedalaarak ayrlp ran'a gitti. Sabahleyin Enver Efendiyi almaya gelen memurlar, kapda Cemal Talay'la karlamlard. Cemal Talay, o tarihte 18 yanda bir delikanlyd. Enver Efendiyi bulamayan memurlar, Cemal Talay' karakola gtrp falakaya ykyorlar. eyh Enver'in nerede olduunu sylemesi iin kendini ok tazyik ediyorlar. Gnlerce dayak, falaka ve sktrmalardan sonra netice alamaynca brakyorlar. Cemal Talay serbest kalnca dar kyor. Karakolun lo karanlndan kan Cemal Talay

diyor ki: "O gn, o an benim kalbime yazlmtr, o tarihi unutmam mmkn deil. Karakoldan ktmda, baktm kale hareket etmi yava yava gidiyor. stad Bedizzaman ile Mft Masum Efendiyi birlikte balamlard. Onlar en nde gidiyorlard. Takvimler ise, 10 ubat 1926 tarihini gsteriyordu."

AV. HULS BTLS AKTRK


1881'de Bitlis'te dodu. 1967'de Ankara'da vefat etti. 1948'de Afyon'da Bedizzaman'n avukatln yapt. Hill dergisinde "Said Nurs in" baln tayan Kalender Asr imzal iiri neredilmitir. 1948 yl sonlarnda, Abdurrahim Zapsu'nun mecmuas olan Ehli Snnet'te yine Bedizzaman'la alkal kymetli makaleler yazmtr. Mesrur, Mesut ve Neet isminde oullar vardr. Hulus Bitlis Aktrk, 27 Ekim 1950 tarihinde Byk Dou mecmuasnda yazd bir iirde stad'n yle tavsif ediyordu: "Devrimizin bedidir koca Said'l-Nurs." Huls Bitlis Aktrk, Nesim Oullarndan, yksek iman ve derin irfan sahibi bir zattr. Cihanml zlek Yahut Felsef Vecizeler, Tarih bideler, Vedalar isimli neredilmi kymetli eserleri olduu gibi, neredilmemi eseri de bulunmaktadr. Huls Aktrk'n Mvekkilim Bedizzaman Said Nurs'yi Yargtayda Mdafaa Notlarm

isimli baslmam eseri de vardr. Bedizzaman talebeleriyle Van Cephesinde Huls Aktrk, l Kasm 1948 tarihli Ehl-i Snnet mecmuasnn ikinci cildinde "Bedizzaman" balkl makalesinde unlar ifade ediyordu: Said Nurs'nin Ehl-i Snnet'ten intiar eden bir arzuhalini, sonra da esaret hayatn okudum. Hayatta dervilik, eyhlik, tarikatlkla alkas olmayan, her maddeyi man ile telif eden bu din liminin devaml menf ve muhakeme safahat zerinde durmak taraftar deilim. Ancak, hakim ve efendi halkn her zaman ve zeminde, ilim ve ahlka ykselmesini isteyen bu zatn esaretinden evvelki hayatna temas edeceim. Birinci Umum Harbin iptidlarnda Bitlis Bidayet Mahkemesi az mlazm idim. Bugnn ankr Milletvekili Abdlhlik Renda, geen gnn Bitlis valisi bulunuyordu. Ordunun iaesi hesabna kurulan peksimet anbarlarna beni memur etmiti. Bu vatan ve fahr vazifeyi ifa ederken, Bedizzaman da birtakm talebeleriyle Van cephesinde din ve vatan mdafaas urunda silhla, nasihatla mcadele ediyor, bir taraftan da bir tefsir kaleme alyor, talebelerine de okutuyordu. Bir zaman kendilerine uradm. Oturduu muvakkat ve metrk bir evde "Allahu Nrussemvati Ve'l-ard" yet-i kerimesinin tefsirine

intikalen baz talebelerini tenvire alyordu. Bu derste pek derin inceliklere temaslar hayretimi mcip olarak ayrldm. Hicretten sonra, Kerkk'n Havadis gazetesinde intiar eden bir takrizimi, ertesi gn kendisine gtrdm. Dersten fri olunca verdim. O nedir? Oku dinleyeyim" dedi.Okudum, ald, bir tarafa bakt: Azizim, tavsinize lyk deilim. Byk Allah'tan dilerim ki lyk olaym" dedi. Birka msran bu yazmn tarih-i beyyinesi olarak gsteriyorum: Said Nurs'sin elhak, bedid-dehri ve'l-ezman Bu tefsir-i eriftir, kudret-i ilmiyene brhan. Ulm-i evveln u hirne mazhar olmusun e- Hazindir Fahr-i lem, Hazret-i Kur'n Senin eyhzde'den, Ruh'l-beyan, Ruh'l-menden Nedir fark tefasirin bilir ancak Hakim Sbhan. *** Ne ise, birinci hicrette aileler Siirt taraarna doru vilyetten uzaklatrlnca, Bedizzaman da, milis kuvvetlerinin ordu arkasndan hudutlarn muhafazasnda srar gsteriyordu. En nazik gnlerde Malazgirt, Bulank cephelerinde bir kolunu kayp eden Nurinli Mruf Hazret, vilyet

merkezine gelerek idare zasndan Hac Salih Efendide misar olmu, valinin ilmiyle bir gece eraf orada toplanmlard. Meahir-i debdan Hac Hasanzade Mtemayiz brahim Ethem merhum haber yollad, beraber itimaya katldk. "Et kemiksiz olmaz" Bedizzaman, Hazret ile syleirken, Hazret'in adamlarndan birisi sze kart. Bedizzaman'a hitaben: Sen hudutlar takviye edelim diyorsun. Biz Allah rzas iin vatan mdafaasna kouyoruz. Maalesef baz zabitler, bizim din imanmza svyorlar" dedi. Bunun zerine Bedizzaman son derece cellli bir ikrahla muhatabna bakarak, hemen yzn Hazret'e evirdi ve dedi ki: "Hazret, zabitler sana svyorlar m?" Hazret, H, benim hayatta kalan bir elimi pyor, duam alyorlar" deyince, Bedizzaman eski muhatabna dnd: Azizim" dedi, "bizim milis kuvvetleri arasnda uurlu ve uursuzlar da vardr, et kemiksiz olmaz. uursuzlar nizam ve intizama riayet edemiyorlar. Bazen Zafer temin edercesine dmana saldrdmz srada gryordum ki, ldrlen bir dman neferinin zerine vakitsiz atlan bir milis, di bir izme, hasis bir eyaya tamamen mevkiini

terk ediyordu. Arada vuruluyordu. Byle uursuz hareket eden kimsede din ve iman kaygs var m ki, sven zabit de muhezeye lyk grlsn. Byle anlarda nizamszlk gsterenleri ldrmek bile azdr. Lzumsuz lar brakalm. Elbirliiyle mukaddes yurdumuzu kurtaralm. Aileler ksn, erkekler memleketi terk etmesinler" dedi. Velhsl, birinci hicretle ordunun, milislerin mterek gayretiyle dman Bitlis'e girememitir. Birka ay sonra, ikinci hicret balamadan evvel, Bedizzaman talebeleriyle Van cephesinden Bitlis merkezine dnm, halk takviye ile tergibe, nasihata koyulmutur. O srada eski valimiz Abdlhlik Renda ayrlm, yerine Ispanakzade merhum Memduh Bey gelmi, ben de peksimet anbarndaki fahr vazifemi bitirerek, adliye kuyudtnn Diyarbakr'a sevk ve nakline memur edilmitim. Bitlis'ten ayrldm sabah takip eden gnn gecesinde hain Ermenilerin rehberlii ile dman Dideban eteklerindeki nehir boyunlar kylardan Bitlis'e akarken, Bedizzaman kasaba iinde bile gs gse dman svarileriyle arpm, bir ayandan yaralanp esir edildikten sonra, mahalle, bandaki klaya nakil, oradan da Rusya'ya, daha sonra Sibirya'ya kadar srlm olduunu iitmitim. Mtarekeden sonra Irak'n Sleymaniye'sinden, Mardin bidayet, mteakiben Diyarbakr stinaf zalna getiim zamanda, bu vatan ve ilah mcahidin biraderi Abdlmecid, Diyarbakr Asker Rtiyesinde Arab muallimi idi. Bedizzaman'n maiyetindeki dier biraderzadesi Abdurrahman, amcas Abdlmecid'e

stanbul'dan bir mektup yazyor, pek hazin bir lisanla inliyor ve diyor ki: "Said amcam'n haline ayorum" Said amcamn haline ayorum. Dnyev btn mitlerim snd. nk hkmet kendisine yksek maa veriyor, saryatmzn fazlasn biriktiriyordum. Birka eser telif etti. Bir gn bana dedi ki, 'Git, ln matbaa mdrn ar.' Gittim, ardm geldi. Eserlerini mdre verirken bana dedi ki: 'Abdurrahman, biriktirdiin paralar getir, mdr beye ver.' Ben de getirdim verdim. mdr paralar alp knca benim gzlerim yaard. Bilhare kendi kendime mtesell oluyor, eserler baslnca satlr, paralarn yine biriktiririm diyordum. Birka gn sonra yine beni yollad. Matbaa mdrn ardm. Bu sefer de matbaa mdrne dedi ki: 'Eserlerimin zerine yazn: bu kitaplar slm milletine meccanen tevzi olunacaktr.' "Matbaa mdr ktktan sonra, senelerden beri byk amcama kar beslediim ruh sayg deta sarsld. Hasbelbeeriyye aladm ve dedim ki: 'Amca, birka para biriktiriyordum, memlekete dnersek dman istilsndan harap olarak kurtulan sknmz belki imar ederdik. O midimi de ldrdn. Byle olur mu?' Bunun zerine derin bir tebessmle dedi ki: 'Yavrum Abdurrahman hkmet bize fazla maa veriyordu. Kifaf- nefsimizden artan Beytlmala ait olduundan, bu vesile ile o fazlay

Mslmanlara iade ediyorum. Senin bu ilere akln ermez. Allah dilerse mukaddes vatann her yerinde sana ev verilir.'" te, tarih hakikatlere otuz be sene evvel ahid olduum iin, kendi tabirince len eski Said, Bedizzaman'dr diyorum. Bu ftratta yaratlan bir zat, acaba yirmi seneden beri neden iptil imtihanndan kurtulamyor? Acaba mahbeslerdeki baz sapklarn dinini, imann min tarallah tasye iin mi iptilya maruz kalyor? Hkmetin saadet, selmeti namna, Trk yurdunda slm diyarnda, masonluk, boleviklikle bihakkn mcadeleye kabil ve kadir bir Bedizzaman'n serbest braklmas, ilminden, faziletinden beeriyetin istifade etmesi, meden, cumhur bir devrin uur ve idrakine mtenasip olsa gerekir kanaatindeyim. "Bu kanaatimi daha ziyade izah, imdilik zait. Her takdir, hakim ve efendi halkn selhiyetli byklerine aiddir." Salih zcan'n Hill Dergisinin Nisan-Mays 1960 tarihli 2. cildin 14. saysnda Huls Bitlis Aktrk'n Kalender Asr imzasyla yazd iiri: Said Nurs iin Bedizzaman'dr Said Nurs, Bitlis, Van beyninde gelmi dnyaya, Urfa'da o nurlu asrlk dhi,

Kadir gecesinde erdi Mevl'ya, Ramazan'dan mlm Kur'n- Kerm, Kadrini gstermi arz- semya Dnyada esirdi, Cennette hrdr, Hayatta sadkt, hakl dvya; Peygamberin ceddi Halilurrahman, Said'i ykseltir, Ar- lya, brahim Halil'e Nemrud'un zulm Tarihen intikal etmi uhraya, Bedizzaman' meden devran, Neden esir etti, her esirrya; Beynelmilel Aa Han'lar, Gandiler, Dinde uymu muydu asr sevdaya? Onlar kanaatta serbest yaad, Saik de oldular hakl ivaya, Said'e tarikat isnad edenler, Dnmedir, kaplm ehl-i havraya, Yakndr kyamet eksiz hesapla, Sratlar, mizanlar kald ferdaya; Meryem ismetine ahid Saidi, akler uratt hep iptilya; Yz otuza bli nurlu sr, Yaar armaandr, bal manya; Taht Trk slmn kalbinde sabit Said ba emezdi zulme, ednaya;

Mcevher tarihle misar olsun, hmza, Htem-l Enbiyaya.* *Son satr, stad Bedizzaman Said Nurs Hazretlerinin vefat tarihi olmutur. Vefat, hicr tarihe gre 1379 olup, ebced hesabna gre bu satrn toplam da 1379 kmaktadr.

Bedizzaman'n enitesi: MOLLA SAD


lime Hnmn kocas olan Molla Said Efendi 1944'de Hicaz'da hanm ile birlikte tavaf esnasnda vefat etmilerdir. Bedizzaman Barla Lhikas'nda "Nuh Bey, Molla Abdlmecid, Molla Hamid" diye balayan bir mektubunda "am- erifte enitem Molla Said var" diye , kz kardei lime Hnm'n kocasndan bahsetmektedir. Bedizzaman'n lim kz kardei ve enitesi lime Hnm So Mirza Efendinin yedi evldndan birisidir. lim ve fzl bir hanmefendidir. On be yl am'da mderrislik yapmtr. 1919 ylnda hacca gitmitir.Yedinci seferi olan 1944 ylnda hacda sedye ile tavaf ederken vefat etmitir. Bedizzaman ondan, Meyve Risalesi'nin On Birinci Meselesinde "Hacca gidip sekerat iinde tavaf ederken, tavaf iinde vefat eden lime Hnm nmndaki merhume hemirem" diye bahsetmektedir. lime Hanm Molla Said isimli bir ztla evlenmi, hi

ocuklar olmamtr. Molla Said am'da talebelerine ders verdii esnada yanld zaman talebeleri, lime Hnm kastederek, "Seyda, isterseniz bu dersi yarn Seyyideden (Hnm) sorduktan sonra bize anlatn" derlermi. lime Hnm ve Molla Said daima dualarnda, birbirlerini yalnz brakmamay, beraber vefat edip, ebede gitmeyi niyaz ederlerdi. Allah bu dualarn kabul edip ruhlarn birlikte almt. Molla Said'in arktaki hadiselerde mitralyze kar sopa ile mukabele etmeye alan son derece kahraman bir insan olduunu stad ifade etmiti.

RABA NLKUL (Abdlmecid Efendinin hanm)


"Bu evliya torunu senin hanmn olacak" stad Said Nurs'yi kkken Van'dan tanmaktadr. Kck bir ocuk olduu yllarda Bedizzaman kendisine "Rabo" diye ararak iltifat edermi. Mtevazi kesinde ziyaret ederek dinledik onu... Bize Seyda ile ilgili hatrladklarn anlatt. Rabia nlkul, Van'n asil ve temiz bir ailesine mensuptur. 5-6 yalarnda bir ocukken, sokakta oynuyormu, stad Said Nurs, kendisini, kardei Abdlmecid nlkul'a gstererek: "Bak, bu evliya torununu gryor musun? stikbalde bu senin hanmn olacak" deyince, Abdlmecid nlkul, "Seyda nasl olur? ok kk, o vakte kadar benim bunun kadar ocuklarm olur" demi.

Aradan yllar geiyor. Birinci Cihan Sava patlyor. stad Bedizzaman'n dedikleri aynen kyor. Abdlmecid Efendi ile Rabia Hanm evleniyorlar. Bedizzaman'n evliya torunu demesi de, mnsz bir ifade deil nk Rabia nlkul, Van'da eyh Gazail Baba'nn torunudur. "Geceleri hi uyumazd, dua sesleri gelirdi" Rabia nlkul anlatmaktadr: o gnleri, yaayarak, duyarak

Birinci Cihan Savandan sonra, Van'a geldii zamanda, bizim Toprakkale semtindeki evimizde kalrlard. Burada hemen her gn bir ok ziyareti gelip giderdi. Biz de yeni evlenmitik. Olum Fuad be-alt aylkt. Onu ilk defa Seyda yrtt. Ben misarlerin ok olmasndan, fazla kalabalklardan sklyordum. Ama kimseye hl diliyle de olsa, bir ey dememitim. Seyda, bizim Beye demi ki: Rabia zayf olduu iin, hizmetlerden dolay sklyor, yoruluyor. Gnden gne de ziyaretiler oalyor. Onun iin ben Nurin Camiine gideceim. Benim sabah kahvaltlarm oraya gnderirsiniz. "ok az yerdi" Seyda'nn kahvalt dedii de ok basit yiyeceklerdi. Bir ay taba bal stne krlm ceviz kordu. te kahvalt

dedii de buydu. Hatt iitiyordum, kahvaltdan gelenlere de ikram edermi.

bu

kadarck

Nurin Camiine gittikten sonra, her sabah gelen talebesine bu kahvalty hazrlar verirdim. Akamlar da bo taba getirirlerdi. Bizim evde kald srece hi geceleri uyumazd, odasndan hep dua sesleri gelirdi. Van Valisi, haftada hi olmazsa bir defa ziyaretlerine gelirdi. Bir gn Fuad srnerek odasna girmi, tesbihiyle oynarken, tesbihin ipini krm, bir tanesini yutmu. Seyda bunu bana haber verdi. Rabia korkma, Fuad tesbihimin bir tanesin yuttu, bir ey olmaz, geri karr' dedi. Gerekten Fuad'a bir ey olmad gibi, tesbih tanesini yuttuu gn yrmeye balad. stad Fuad' ok severdi, sevgi ve efkatle kucaklard. Kedinin ikyeti Seyda'nn bir de kedisi vard. Kendileri Nurin Camiine gidince, kedi benim namaz seccademi kirletmiti. Ben de kendisine iki tokat vurdum. Bu dayaktan sonra kedi kayboldu. Akamleyin eve gelmedi. Bir gn sonra, her gn kahvalty almaya gelen talebesi gelmedi. Ben, bizim beye; "Talebe gelmedi, Seyda'nn kahvalts gecikiyor, istersen bugn sen gtr' dedim.

Van'da retmenlik yapyordu.'Kahvalty verir, oradan da mektebe gidersin' dedim. Kahvalty verdim ve alp gtrd. Nurin Camiine gittiinde bizim kediyi orada grm. Seyda glerek: Rabia bu kediye ne yapt, dvd m yoksa? Bana ikyete geldi. Kendinin de, Rabia'nn da sular vardr. Fakat ben her ikisini de affettim' dedi. Sonra kedi bize bir daha gelmedi, hep Seyda'nn yannda kald. "Sen benden yedi sene sonra vefat edeceksin" Bizim bey ok hassas ve duygulu bir kimseydi. Seyda kendisine: Merak etme, sen benim vefatmdan yedi sene sonra vefat edeceksin' demiti. stad'n bu haberi de aynen kt. stad'dan tam yedi sene sonra 1967'de kendisi de vefat etti. Vefat ettii senenin banda bana ara sra: "Rabia, bu benim son senemdir' derdi." Rabia nlkul 1991'de Konya'da vefat etti.

SIDDIK ALP HIZIROLU (1911-1990)


"mam- anlarlard" Rabbani gibi zatlar olsayd Said'i stad Bedizzaman' grmeden evvel ok hatralarn ve Birinci Cihan Harbinde gsterdii kahramanl eitli kimselerden dinlemitim. Harplerdeki kahramanlklar Van ve Bitlis civarnda dilden dile anlatlmaktadr. Bitlis deresinde yaralanp esir dt zaman otuz saatten fazla bir zaman o krk ayakla suyun ve karlarn iinde kalm. Krk olan sol baca ile Ruslar teslim aldklar zaman ldrmeye teebbs etmiler, ama sonradan Allah'n takdiri ve korumasyla ldrememiler. Kumandan, stad Bedizzaman' ot ykl bir arabaya bindirmi ve yaral sol bacan otlarla kapatarak korumu. Rus subaylar stad Bedizzaman'n krlan sol bacan tuttuklar halde, hi armadn, stad'n hi ses

karmadn grnce ok hayret etmiler. Bu hatralar, stad Bedizzaman' hi grmediim zamanlarda hep dinlemitik. Kendisi cumhuriyetin ilk senelerinde Van'a gelip Erek Danda ve Nurin Camiinde kalyordu. Zaman zaman stad'a gider, ziyaretinde ve hizmetinde bulunurdum. Bir defasnda stad'n tra usturasn Berber Salih Perihanolu'na gtrp ben biletmitim. Nurin Camiinde ders yapar ve sohbette bulunurdu. Bir sohbette hocalara hitaben, 'siz beni anlamyorsunuz, eer Mevlna Halid-i Badad ve mam- Rabban gibi zatlar olsayd Said'in kim olduunu anlarlard' demiti. Bazan Nurin Camiinde abdest alrken eline su dkerdim. Alttan alttan gzlerine bakmaya alrdm. ok heybetli gzleri vard. Gzleri sanki bir k gibi parlyordu. Kalar ince, siyah ve aralar biraz akt. Yakn talebelerinden Molla Yasin, Sikke kynde saatilik yapard. Onun dersleri dier hocalardan dinlediklerimize hi benzemiyordu. Hep iman esaslarn anlatp ders veriyordu. "Byle byk bir zatn ellerini pp, dualarn alp, derslerini dinlemek saadetine erdim. Allah'a hep hamd ediyorum."

AL HMMET BERK
1883'de elbistan'da dodu. Eski Temyiz reislerindendir. Kendi sahasyla alkal kymetli eserlerin sahibidir. 1976'de Ankara'da vefat etti. Eski Temyiz Reislerinden Ali Himmet Berk Hocay salnda Ankara'daki evinde ziyaret etmitim. Aramzda yaayan temsilcilerinden birisiydi. Osmanl neslinin son

Ali Himmet Hoca "Elbistan'da evliyadan bir Himmet Baba vardr. Annem, 'eer olum olursa ismini Himmet korum', diye niyet edip, Cenab- Hakka yalvarm. Allah duasn ve niyetini kabul edince benim adm Ali Himmet koymular" diye ismi ve memleketiyle ilgili hatrasn anlatyordu. Hukuk ve tarih sahasnda ok kymetli eserler veren Ali Himmet Bey, uzun yllar Temyiz Reislii yaptktan sonra 1950 ylnda Temyiz Reisliinden emekli olmutu. Medreset'l-Kuzat'tan snf birincisi olarak mezun olduunu ifade eden Ali Himmet Berk'ye, Bedizzaman

Said Nurs ile ilgili hatralarn sorunca, Onu ilk defa kinci Merutiyetten nce stanbul'da Fatih'te grdn syledi ve hatralarn anlatmaya balad: lim muhitlerinde herkes ondan bahsederdi Ben o yllarda Medreset'l-Kuzat'ta talebe idim. Talebe arkadalar arasnda ileri bir derecemiz vard. Btn stanbul' a Bedizzaman'n ismi ve hreti yaylmt. Btn ilim muhitlerinde herkes ondan bahsediyordu. Fatih'te bir handa misareten kalyormu, herkesin her eit sualine cevap veriyormu, diye hakknda ok rivayetler duyuyorduk. Talebe arkadalarla gidelim diye karar verdik. Bir grup arkadala bu mehur zat ziyarete gittik. O gn Fatih'te bir ayhanede olduunu, sorulan suallere cevap verdiini iittik. Hemen oraya gittik. ok kalabalk bir meclisi ve srtnda garip bir elbisesi vard. Bir hoca kisvesi yoktu. arkn mahall kyafetiyle oturuyordu. Biz yanna vardmzda Bedizzaman kendisine sorulan suallere cevap veriyordu. Etrafndaki ilim sahipleri, derin bir sessizlik ve hayranlk iinde dinliyorlard kendisini. Herkes verdii cevaptan memnun ve tatmin oluyordu. Felsefecilerden, sostlerin iddia ve kirlerine cevap veriyordu. Akl, mantik delillerle onlarn grlerini rtmt.

Lgatte ve kelmda zerine kimse yoktu Benim ilk defa grmem ve grmem o zaman olmutur. Benim Bedizzaman hakknda grlerim ise udur: Her lgati bilirdi. Arapa lgatten herhangi bir kelime sorsanz, hemen cevabn ve mnasn verirdi. Sonra kelmda zerine kimse yoktu. Bu iki ilimde, bilgisine son yoktu. Arap edebiyat, Fars edebiyat, Dou ve Bat edebiyatna vakft. Yine hakknda yaygn kir, bir din adam olarak kimseden hediye, para vesaire almyordu. steseydi ok eylere sahip olabilirdi. Dnyada dikili bir aac yoktu. lmine itiraz edemeyenler onu iftira ile rtmek istiyorlar "slmc bir zatt. Ona atlmak istenen talar hep iftira tadr. yle-byle derler, kat'iyyen doru deildir. Eserleri meydandadr, onun ilmine, irfanna baka bir delil aramaya ihtiya yoktur. nk eserleri Nur Klliyat meydanda ve ellerdedir. Kat'iyyen Krt falan deil, hep yalan ve iftira atyorlar. Yllardr adl ve resm mercilerden geen Nur Risaleleri ok incelendi. Her eyi ile meydana kondu. lmine itiraz edemiyorlar, ancak iftira ile rtmek istiyorlar."

AL RIZA SAMAN
"lhamm Bedizzam'dan aldm" Ali Rza Saman 1890'da Ordu'nun nye kazsnda domu, 1965'te stanbul'da vefat etmitir. stanbul mam-Hatip Okulunda ve Yksek slm Enstitsnde hocalk yapan bu zatn, din kitaplar ve neredilmi iirleri vardr. Sultan Selimi Hafz Rza olarak da bilinmektedir. On drt yalarnda iken doduu yerden stanbul'a gelmiti. Fatih Camiinde skilipli tf Efendinin derslerine devam etti. Sleymaniye medresesinin imtihanlarn pek iyi derece ile kazanarak, kelm, tasavvuf ve felsefe blmn bitirdi. Daha sonraki senelerde stanbul Hukuk Fakltesini de "l" derece ile bitirdi; avukatlk stajn da yaparak 1937'de avukat oldu. Tasvir, Millet, Hakka Doru, Tarih Dnyas ve Sebiilrread gazete ve mecmualarnda manzum ve mensur yazlar kmtr.

Mevlid Nasl Okunur ve Mevlidhanlar isimli kymetli eserine bir hatra ile balar. Bu hatrasnda stad Bedizzaman'dan bahseder. Bedizzaman'n stanbul'a geliini, stanbul'da yaylan hretini, merutiyetten sonra konferanslarn dinlediini, Birinci Cihan Harbinden evvel de stad' ziyaret ederek elini ptn anlatr. 1907 k idi, sanyorum; stanbul'un ilm mahllerinde, hele medrese bucaklarnda birden bire mnl bir fslt, ilgilendirici bir dedikodu hsl oldu ve elektrik hzyla azlara yayld, kulaklar doldurdu: Krdistan'dan bir adam gelmi. Yaa pek gen olduu halde ilimce kendisine kar kan yokmu. Bu yata bu kadar geni ilim, ancak vehb (Allah vergisi) olabilirmi. Bu zatn kl, kyafeti de dikkat ve hayreti ekici imi; enesinde sakal, banda sark, srtnda cbbe, ayaklarnda alvar yokmu. Bu adam bir harika imi. Ad Said, lkab Bedizzaman imi.' O tarihte biz ocuktuk. Hakknda tlsml haberler duyduumuz bu zat grmek sevdasnn zebunu olduk. Fakat yine iitmitik ki; hayeler, bu zat gz hapsine almlar. Her yerde serbest gezemiyormu. emberlita tarafnda bir han odasnda oturuyormu... ln! "Merutiyetten sonra bu zat grmek, konferanslarn dinlemek nasip oldu." Birinci Cihan Harbinden evvel, kendisinin elini pmek de myesser olmutu.

Zamanlar geti. Takvim 1918 yana varmt. Menhus mtarekenin, siyas ufuklardan zir szdrd kara gnleri ve karanlk geceleri hohlamaktayz. Bayezid Camiinde mukabele okuyorum. Kalabalk cemaat arasnda bu Bedizzaman da grlyor. Her gn ayr bir iltifatna kavumakla bahtiyar oluyorum. Her gn baka bir eda ile devam eden iltifatn hlsas udur: Var ol hafzm! ok yaayn muhterem hafzlar! Siz bugn irad vazifesini hocalardan, vaizlerden daha geni ve salam olarak grmektesiniz. Allah sizi oaltsn. Yolunuz, sesiniz, kalbiniz ak olsun! Okuyun, dinletin, alatn, Mslmanlarn kalblerini parlatn.' Bu byk zattan Allah raz olsun.' "Bu hikyeyi yazmaktan maksadm, sylemek istediimi gzler nnde canlandrmaktadr. Mazhar olduum ilhama dayanarak ben derim ki..." *** Bedizzaman Said Nursi, Bayezid Camiinde hafzlarn okuduu Kur'n'lar huzur ve hu iinde dinlediini Mektubat ve Lem'alar isimli eserlerinde eitli bahislerde ifade buyurmaktadr. Bunlardan "Yirmi Altnc Mektub"unda, "Bu risalenin telinden on bir sene evvel, Ramazan- erifte stanbul Bayezid Cami-i erinde hafzlar dinliyordum" diye

Kur'n'n parlak hakikatlarn izah ve ispata balarken, "Yirmi Altnc Lem'a" da ise, ihtiyarln almeti olan beyaz kllar sama dt bir zamanda, genliin derin uykusunu daha ziyade kalnlatran Harb-i umminin dadaalar ve esaretimin kemekelikleri ve sonra stanbul'a geldiim vakit, ehemmiyetli bir an ve eref vaziyeti, hatt halifeden, eyhlislmdan, bakumandandan tut, t medrese talebelerine kadar haddimden ok ziyade bir hsn- tevecch ve iltifat gsterdikleri cihetle, genlik sarholuu ve o vaziyetin verdii halet-i ruhiye, o uykuyu o derece kalnlatrmt ki, adeta dnyay daim, kendimi ve lyemutane dnyaya yapm bir vaziyet-i acibede gryordum. te o zamanda stanbul'un Bayezid Cami-i Mbarekine, Ramazan- erifte, ihlsl hafzlar dinlemeye gittim" diye anlatmaktadr.

Risale-i Hamidiye Mtercimi MANASTIRLI SMAL HAKKI


Yakn tarihimizde yaam olan, fakat bugnk nesillerce pek az bilinen byk slm limleri vardr. Bu bilinmeyen byk zatlardan birisi de, Manastrl smail Hakk Efendidir. Byk slm limlerinden olan Manastrl 1846-1912 yllar arasnda yaamt. Hseyin Cisr Efendinin Risale-i Hamidiye isimli gzel eserini Trkeye tercme eden smail Hakk Efendi Manastr'da domutu. Sancaktar brahim Efendinin oluydu. lk tahsilini doduu yer olan Manastr'da yapan smail Hakk Efendi, daha sonralar stanbul'a gelerek medreselere devam etti ve icazet ald. Daha sonra Fatih

camiinde dersler yapt ve kendisi de talebelere icazet vermiti. 1874 senesinde Dolmabahe Camiine, bir mddet sonra ise Ayasofya camisine viz olmutu. Bilhassa Ayasofya Camiinde verdii vaazlar ok mehurdur. hreti btn stanbul'a ve etrafa yaylmt. ok byk bir cemaat vaazlarn takip etti. Bu srada Eyp Asker Rtiyesinde Arapa muallimlii yapmaya balad. 1884 senesinde ise hukuk mektebi fkh muallimi oldu. Manastrl'nn fkh dersleri 1908 kinci Merutiyet zamanna kadar devam etmiti. kinci Merutiyetten parlamentoya girdi. sonra Ayan Azas olarak

Daha sonralar Mhendishanede, Mlkiyede, Dar'lFnunda tefsir ve asker tbbiyede ise din dersleri okuttu. 1912 senesinde, Sultan Read zamannda Ayan Azas iken Anadoluhisar'ndaki yalsnda vefat etti. Cenazesi byk bir merasimle Fatih Camii avlusuna gmld. Risale-i Hamidiye mtercimi olan smail Hakk Efendi; Arapa, Farsa ve Bulgarca olmak zere dil biliyordu. Srat- Mstakim, Sebilrread mecmualarnda ve ayrca muhtelif gazetelerde din makaleler yazp, neretti. Kymetli slm eserlerinden bazlar unlard:

slm Akaidine Dair, Mevid'l-Enam Fi Berahin-i Akid-i slm Ebu Hanife'nin Menkbelerine Dair, Mevahib'r-Rahman, Hseyin bin Muhammet el-Cisri et-Trablus'den tercme ettii Risle-i Hamidiye vardr. Risale-i Hamidiye'yi bugnk dile sadeletirerek nereden Ahmed Gl kitabn telif sebebini yle takdim etmektedir: Manastrl smail Hakk Efendi Risale-i Hamidiye tercmesine u takdim duasyla balamaktadr: "lm gelip de madde perdesi almadan nce hiret gnnn durumuna bakp, o lemin gereklerini grebilmek iin Allah'tan, akl sahiplerinin gnln doru yola evirmesini ve ondan hi ayrmamasn dileriz. O, kullarna yakndr, dualarn kabul edicidir." Risale-i Nur Klliyatnda yer yer bu kitaba atfta bulunan Bedizzaman Szler'de yle demektedir: "Hseyin-i Cisr Risle-i Hamidiye'sinde yz on drt iareti Tevrat ve ncil'de Peygamberimizin geleceini ve vasarn bildien iaretleri, o kitaplardan karmtr. Tahriften sonra bu kadar bulunmas, elbette daha evvel ok tasrihat varm." Ayrca Mektubat'da stad, Hseyin-i Manastrl'dan u ekilde bahseder: "u zamanda dahi (Rahmetullahi Aleyh) o Cisr ve

mehur Hseyin-i Cisr kitaplardan yz on delil

nbvveti-i Ahmediyyeye dair karmtr. Risale-i Hamdiye'de yazm. O risaleyi de Manastrl merhum smail Hakk tercme etmi. Kim arzu ederse, ona mracaat eder, grr"

MEHMED VEHB EFEND (ELK)


1862'de Konya'nn Hdim kazsnn Kongul kynde domutu. 9.12.1949'da vefat eden Vehbi Efendi 1908'de Meb'usan Meclisinde Konya meb'usuydu. Birinci er'iyye ve evkaf vekillii de yapmt. Babas ulemdan elik Hseyin Efendiydi. Hdim'de ve Konya'da tahsil ettikten sonra mderris olmu, Ali Gv Medresesinde, Konya Hukuk Fakltesinde yzlerce talebe yetitirmiti. stad Bedizzaman Emirda Lhikas'nn birinci cildinde Konya'y Anadolu'nun eskiden beri parlak ve faal bir medresesi olarak deerlendirdikten sonra, Vehbi Efendiyle alkal olarak unlar sylemektedir: "Bata, ok mbarek tefsirin, ok muhterem ve kymettar sahibi olan Hoca Vehbi Efendi olarak, Risale-i Nur'u takdir edip alkadarlk gsteren btn Konya ve civar ulemlarn, btn kazanlarma ve dualarma erik ettim."

DR.HAMD URAS
1890'da Gaziantep'te dodu. 1964'n Ocak aynda ayn yerde vefat etti. Bedizzaman gnderildi? Topta tmarhanesine nasl

"Hayelik ve jurnacilik messeselerini tenkid cesaretini gstermesi, kendisinin divan- harbe verilmesine sebep olmu; orada da kirlerini hi ekinmeden, tam bir pervszlk iinde mdafaa etmesi endie yaratm ve kendisinden kurtulmak iin deli olduuna, iki Musev, bir Rum, bir Ermeni, bir Trk doktordan rapor alnarak Topta tmarhanesine konulmutur." 1912'de baslan ki Mekteb-i Musbetin ehadetnmesi yahut Divan- Harb-i r isimli eserinde "Tmarhaneden sonra tevkifhanede iken Zaptiye Nzr ek Paa ile muhaveremdir" baln tayan ksmda istibdattan ikyet eden Bedizzaman "ili'de bir Ermeninin evine dtm" diyerek orada da istibdat perdesinin yrtldn ifade eder. "Bedizzaman'da cinnet deil, deh vardr"

Bu mevzuda Gaziantep'in eski ve doktorlarndan Dr. Hamid Uras unlar anlatyor:

mehur

"kinci Merutiyet senelerindeydi. Biz Mekteb-i Tbbiyede (Tp Fakltesinde) talebe idik. Bedizzaman da stanbul'da bulunmaktayd. Kendisi mderrisler iinde Fatih mderrisini beenir, takdir ederdi. Onun unvan ve hreti her tarafa yaylmt. Daha sonra kendisini adl tbba sevkedilince Adl tptaki doktorlar, muayenesini sohbet ederek yapyorlar. Bedizzaman orada bulunan bir terih [anatomi] kitabn eline alarak drt-be sayfasn okuyor ve kendisinin o sahifelerden imtihan edilmesini istiyor. Biraz sonra da, mezkr sahifeleri aynen ezberden okuyor. Durumu hayretler iinde tkip eden Rum doktor heyecan ve aknlkla, 'Bedizzaman'da cinnet deil, deh vardr' diye raporunu veriyor."

EREF EDP FERGAN


Eref Edip 1882'de Serez'de dnyaya geldi. 1971 sonlarnda stanbul'da vefat etti. Onu ilk ziyaretim, 1965 ylnda Caalolu'ndaki yazhane ve ktphanesinde olmutu. Daha sonraki yllarda ise arkap'da Av. Bekir Berk Aabeyimin yazhanesinde kendilerini dinleme imkn bulmutum. 1971'in Aralk aynda Mehmed Frnc Aabeyle Eref Edip'in ziyaretine gitmeye karar vermitik. "Hemen gidelim" teklime Frnc Aabey, "Yarn gidelim" diye cevap vermiti. Kaderin bir tecellsi olarak, "yarn" denen zamanda Eref Edip Beyin Fatih Camiinde klnan cenaze namazna gitmitik. Bedizzaman o yllarda Eref Edib'in neretmi olduu Sebilrread mecmuasnda yazlar yazmt. Eref Edip, ngiliz igali yllarnda, Zeyrek'de bir evde toplanarak Bedizzaman'dan komitecilik dersleri aldn anlatrd. Bedizzaman'la alkal olarak neredilmi tane kitab vardr: Risale-i Nur Melli Said Nur ve Nurculuk (1952), Bedizzaman Said Nur ve Nurculuk, Tenkid, Tahlil (1963),

Risale-i Nur Muarz Yazarlarn snatlar Hakknda lm Bir Tahlil (1965). Bunlarn dnda Sebilrread, Yeni stikll, Bugn, Sabah ve ittihad gazetelerinde Bedizzaman'la alkal aratrma ve yazlar neredilmitir. Bunlarn en uzunu ve muhtevals 29 Aralk 1965 ile 25 Mays 1966 tarihleri arasnda "Senatr Ahmed Yldz Beyefendiye: slm Dmanlarnn Tertiplerini Ortaya karmak Vazifemizdir" ad altnda neredilen yazdr. Ayrca Bugn gazetesinde de "Bedizzaman'n Mehul Kabri" ad altnda uzunca bir yaz yazmt. Eref Edip merhum yarm asrdan fazla Trk basn hayatnda hizmet etmi bir kalem erbabdr. ilk gazetesini 14 Austos 1908 tarihinde Srat- Mstakm adyla karmt. O devrin ileri gelen slm ulemsnn ok ndide eserleri, Srat- Mstakm'de neredilmitir. Bedizzaman Said Nurs ile olan dostluklarnn temeli o yllara dayanr. Aralarndaki bu dostluk, Bedizzaman'n veftna kadar candan bir alka ve samimiyetle devam etmitir. Nur Risalelerinde ve Bedizzaman'n mektuplarnda Eref Edip'ten sen ile bahseden ksmlar vardr. 1958 senesinde Sebilrread'n 50. yldnm vesilesiyle Bedizzaman Eref Edip'e u tebrii gndermiti: Esselm aleykm ve rahmetullahi ve berekth, Aziz, muhterem, sddk, envr- slmiyeyi elli seneden

beri nereden, hakaik-i slmiyeyi ehl-i dallete kar mdafaa eden ve elli seneden beri benim madd manev bir hakik kardeim ve meslektam, Eref Edip! Sebilrread'n ellinci sene-i devriyesi mnasebetiyle gayet samim ve uzun bir mektup yazacaktm. Fakat pek iddetli hasta olduumdan, hatt konumaya da iktidarm olmadndan, Risale-i Nur'a havale ediyorum. Onda Sebilrread'n mahiyetini, hizmetini gsteren mektuplar vardr. Zaten Sebilrread, Nur'larn mhim paralarn neretmitir. Tarihe-i Hayat Sebilrread'n elinci sene-i devriyesine tam bir tebriknme hkmndedir. Duanza muhta gayet hasta Said Nurs (Sebiilrread, c.12,s.277) Sahabe iman, slm celdeti Eref Edip Sebilrread'n 15. cildinin 356. saysnda "Sahabe man, slm Celdeti" bal altnda unlar yazyordu: Ashb- Kirmdan Hz. Abdullah bin Huzeyfe, Resl-i Ekrem Efendimizin slma davet hakknda ran ahna yazd mektubu gtren zattr. am fthatnda Bizans ordusu ile yaplan muharebede esir dmt. Bizansllarn kaidelerine gre, esir den kimse evvel mezhebini bildirir, ondan sonra bu mezhepten feragat eder, Hristiyan dinine girer, ancak bu sayede kurtulurdu. Yoksa

byle yapmad takdirde, zeytin aalarndan byk bir odun yn hazrlanr, zerine zeytin ya dklr, esir o ate iine atlr, yaklrd. Hz. Abdullah bin Huzeyfe, dier Mslman esirlerle beraber Bizans hkmdarnn huzuruna getirildi. Hristiyanl kabul etmesi teklif edildi. Kabul etmedi, iddetle reddetti. Mezhebini deitirmek iin ok uratlar, fakat muvaffak olamad. Abdullah, Mslman olarak lmek istediini syledi. Bunun zerine det gereince Hz.Abdullah, atee atlmak zere ate ynnn yanna getirildi. Bizans hkmdar da orada hazrd. Papazlar ve hkmdar, Hz. Abdullah'n ill Hristiyan olmasn tekrar ileri srdler. Hz.Abdullah keml-i metanet ve ehametle reddetti. Nihayet ate yakld. Hz. Abdullah atee atlacakt. Ate karsnda da yine Mslman olduunu, 'Klh vallah ehad, Allah's-Samed, Lemyelid ve lem yled' diyerek bu btl dine intisap etmeyeceini syledi. Deil beni' dedi, 'benim vcudumun her bir zerresi Abdullah olsa, hepsine de ayr ayr cef etseniz, atete yaksanz, yine Abdullah hak yoldan dnmez. Allah yolunda, bir olan Hlk- Zlcell yolunda kalr. Yalnz benim canm deil, binlerce Abdullah'n can Hak yolunda fed olsun.' Bizans hkmdar ve papazlar, bu slm, iman kuvvetini grnce hayret ettiler, yeni bir teklifte bulundular. Hkmdarn elini pmek artyla kendisini

serbest brakacaklarn sylediler. Hz. Abdullah bunu da kabl etmedi, reddetti. 'Ben bir Allah'a inanan bir Mslmanm. Bir haa tapann elini pmem' dedi. Kendisine pek ok mal, mlk ve servet vereceklerini sylediler. Hz. Abdullah bunlarn hibirisini kabul etmedi. Bu derece iman, bu derece metanet ve cellet, hkmdar bs btn hayrete drd. Byle iman sahibi bir zat atete yakmaya kyamyordu. Bu defa baka bir teklifte bulundu. Kendisinin alnn pmek artyla, btn Mslman esirleri serbest brakacan syledi. Seksen kadar Mslman esir vard. Hz. Abdullah bu teklif zerine dnmeye balad: Benim hayatmn kymeti yok. Hak yolunda atete yanarm, lrm. Fakat benimle beraber seksen Mslman da yaklacak. Bir putperestin alnn pmek, bir Mslmana yakmasa da, seksen Mslmann hayatn kurtarmak da byk bir meseledir.' Seksen Mslmann serbest brakmak artyla bu tekli kabul etti. Esir Mslmanlar beraberinde alarak Mekke'ye geldiler. Hz. mer bu mcahitleri, bu kahraman Mslman Hz. Abdullah' bizzat karlad ve Abdullah'a sarlarak elini pt. O arada ltife kabilinden bazlar, 'Bu zat bir putperestin alnn pt, serbest oldu' dediler. Hz. Abdullah hemen cevap verdi: 'Evet, maalesef yle oldu. Fakat seksen Mslmann da hayatn kurtardm. Onlar alp ailelerine kavuturdum.' Bu sz zerine Hz. mer'l-Faruk (r.a.) bir defa daha

Hz. Abdullah'n alnndan pt. Bu slm celdet menkbesini, neretmekte olduumuz Asr- Saadet, Peygamberimizin Ashab adl muazzam eserin drdnc cildinden naklediyoruz. Bu bize merhum Said Nurs'nin esareti zamannda Moskof kumandanna kar gsterdii celdet ve ehameti hatrlatt. Merhum stad, umum harpte Ruslara esir olduu zaman, buna benzer bir hdise cereyan etmiti. Rus kumandan esirleri tefti esnasnda stad kumandann selmn almyor, yerinden bile kalkmyor. Bu hareketten kumandan hiddetleniyor. 'Belki grmemitir' diye tekrar nnden geer. Fakat stad yine yerinden kalkmaynca, kumandan tercman vastasyla, 'Herhalde beni tanmadlar' diyor. stad 'Hayr!' diyor. "Tanyorum, kumandan Nikola Nikolovi!' Kumandan, 'u halde Rus Ordusuna ve dolaysyla Rus arna hakaret ediyorsunuz.' stad, 'Hayr' diyor. 'Hakaret etmedim. Ben bir Mslman din limiyim. manl bir kimse Cenab- Hakk' tanmayan bir adamdan stndr. Binaenaleyh, ben sana kyam edemem.' Bunun zerine stad' divan- harbe verirler. Subay arkadalar neticenin vehametini takdir ederek, stad'n zr dilemesini istirham ederler. Fakat stad kat'iyyen kabl etmez. Keml-i izzet ve ehametle yle der: "Bunlarn idam karar, ebed leme seyahat etmem iin bir pasaport hkmndedir."

"Nihayet divan- harb idam karar verir. Hkmn infaz edilecei srada stad, namaz klmak iin msaade ister. Vazife-i diniyesini ifadan sonra atlacak kurunlara gsn gereceini beyan eder. Tam o srada Rus kumandan yetierek, 'O hareketinizin mukaddestnza olan ballnzdan ileri geldiine kanaat getirdim. Tekrar tekrar rica ederim, beni affediniz' der ve idam hkmn geri alr." slm rs Yirminci yzyln sonlarna doru Osmanl devleti en buhranl gnlerini yaar. Bu buhran gnlerinde vatanmzn barndan zirve ahsiyetler ykselmitir. Bedizzaman Said Nurs de bu zirve ahsiyetlerinden birisidir. O, memleketin temel dvlar zerine eilmi, lmsz prensip ve dsturlar takdim etmiti. phesiz, onun bu dncelerinin kayna Kur'n- Kerm idi. Onun iindir ki, bu dnceler tazeliini korumaktadr. Bedizzaman Said Nurs, bu dncelerinden birisini de, Eref Edip merhumun nerettii Sebilrread gazetesinin 4 Mart 1336-12 Cemaziyelahir 1338 (1922) tarihli 461. saysnda dile getirmiti. r-y Meiht- slmiye" balkl Sebilrread yle takdim ediyordu: "Fzl- ehr Bedizzaman Hazretlerinin mhim bir tekli." Said bu yazy Efendi

Krd

Bu mhim makaleyi, Eref Edip daha sonraki yllarda

Sebilrread'n 14. cildinin 350. sayfasnda (Austos, 1963) yeniden neretmiti. Yaz, ikinci defa nerinde "lm slm rs" balyla takdim ediliyordu: Tarih bize gsteriyor ki, Mslmanlar ne derece dine temessk etmise terakki etmi, ne derece dinde zaaf gstermise tedenn etmitir. Baka din mntesipleri ise bunun aksinedir. Mesel Hristiyanln kuvvetli zamannda temeddn [medeniyet] hsl olmamtr. Cumhur-u Enbiynn arkta bi'seti [ou peygamberlerin arkta gelmesi] kader-i Ezelnin bir remzidir ki, arkn hissiytna din hkimdir. Bugn slm dnyasndaki tezahrt da gsteriyor ki, slm dnyasn uyandracak, ilerletecek yine o histir. u da sabit olmutur ki, Trk milletini btn ldrc felketlere, sarsntlara ramen yine o his muhafaza etmitir. Bu hususta biz, garba nisbetle, ayr bir hususiyete malikiz. Trk milleti Mslmann gz bebei, ba tacdr. Ona gre, Trkiye'deki din riyasetin yalnz Trklerin deil, yz milyon arasndaki nrn rabtann ma'kesi, manev istinadgh ve mededkr olmas gerekir. Bu da ancak din riyasetin, ilim ve faziletleri mmece msellem zevattan mrekkeb ilm bir rya, ilim ve din sahasnda yksek bir otoriteye sahip olmas ile husule gelebilir. Zaman eski zaman gibi deildir. Fikirler incelemi, aradaki mnasebetler oalm, yeni yeni meseleler domutur, Milletler trl trl cereyanlarla alkant halindedir. Garb medeniyeti sarsntlar geiriyor. slm

dnyas da mthi bir fevz iindedir. Fikirler teettt ve tezebzb halindedir. Aradaki rabtalar zlm, itihadlar dalmtr. Fsid medeniyetlerin tesiriyle ahlkta da mthi bir tedenn husule gelmi, tehlikeli durumlar varlmz tehdit etmeye balamtr. Byle buhranl zamanlarda slm milletinin manev hayat bir ferdin, bir ahsn itihadna terk edilemez. Fert haric tesirta kar daha az mukavimdir. Haric tesirta kaplmakla nice ahkm- diniye fed edildi. Hem nasl olur ki, ilerin basit olduu, taklid ve teslim cr olduu zamanda bile, velev ki intizamsz bir hey'et olsun, din riyaset kudretli bir mhim ahslara istinad ederdi. imdi ise, i bestetten km, taklit ve ittiba gevemitir. ahs itihadlara itimad kalmamtr. Mslmanlarn din riyaseti yle bir hale getirilmelidir ki, messese-i celle yalnz Trkiye'de deil, btn slm dnyasnda feyzini sasn. Btn slam dnyas ona itimat etsin. Hem mut, hem ma'kes vaziyetini almaldr. Eski zamanda deiliz. Eskiden hkim bir ahs- vhid idi.i O hkimin mfts de onun gibi mnferit bir ahs olabilirdi. Onun krini tashih ve tadil edebilirdi. imdi ise zaman cemaat zamandr. Hkim o cemaatn ruhundan km, sarca, metin bir ahs- manevdir ki, ite rlar o ruhu temsil eder. "Cemaatn ruhundan doan byle bir hakimin mfts de ona uygun olarak yksek ilm bir rdan doan manev bir ahsiyet olmak gerekir. T ki szn her tarafa

iittirebilsin. Diyanete taallk eden noktalarda cemaati srt- mstakime, doru yola sevk edebilsin. Yoksa fert dhi de olsa, cematn manev ferdine kar sivrisinek kadar kalr."

EYH BAHT (1854-1935)


"Ben Bedizzaman'la mnazara edemem" stad Bedizzaman'n Tarihe-i Hayat'nda geen bir hdise ve bir hatra, kinci Emirda Lhikas'nn sonlarnda yle ifade edilmektedir: Hrriyetin birinci senesinde stanbul'da Cam'l'lEzher'in Reis-i Ulems olan eyh Bahit Hazretleri Eski Said'e sordu: "Osmanl hkmetindeki hrriyete ne diyorsun ve Avrupa hakknda krin nedir?' O vakit eski Said demi: 'Osmanl hkmeti Avrupa ile hamiledir. Avrupa gibi bir hkmeti douracak. Avrupa da slmiyete hamiledir. O da slm devleti douracak.' eyh Bahid'e sylemi. O allme zat demi: 'Ben de tasdik ediyorum.' Beraberinde gelen hocalara dedi: 'Ben bununla mnazara edip galebe edemem." Burada sz edilen eyh Muhammed Bahit 1854

ylnda Msr'n Mutia ehrinde domutu. Keskin zeksyla bilinen eyh Bahit doduu kasabada Kur'an- Kerimi, takiben de birok din ve ilm eseri hfzetti. eyh Mehdi, eyh Abdurrahman irbini ve Cemaleddin Afgan gibi zatlardan dersler ald. Ezher'de okunan fkh, nahiv, hadis, usl, tefsir, belgat, mantk ve hikmet kitaplarnn byk ekseriyetini, mezkr hocalarn yannda okudu. ok alkand. Ezher niversitesini birinci derecede bitirdi. Daha sonra Ezher'de mantk, hikmet, tevhid, fkh ve nahiv konularnda dersler verdi. eitli yerlerde kadlk yaptktan sonra, skenderiye'de mfetti olarak alt. Sonra Msr eriat Mahkemesi heyetinin zas oldu ve sonra da bakanln yapt. ocuu olan Bahit Efendi birok din eser kaleme ald. eyh Muhammed Bahit Efendi Msr'a mft olduu zaman, Muhammed Abduh'un baz yeniliki dncelerini tenkit etti. "Bu malup olmaz bir dehdr" eyh Bahit 1908 ylnda kinci Merutiyetin iln gnlerinde stanbul'a geldi. O gnlerde elli drt yalarnda, kmil bir slm limiydi. Gen Bedizzaman ise otuz yalarnda bir deha olarak btn stanbul limlerinemerhum Mahir z'in tabir ve ifadesiyle-"Hodri meydan!" nidalaryla grleyerek meydan okumu, "Her suale cevap verilir" diye herkesi mnazaraya davet etmiti. te tam bu gnlerde stanbul hocalar Msr'n byk

limi eyh Bahid'ten yardm isteyerek, gen Bedizzaman' ilmen malp etmesi iin, Ayasofya Camiinin yannda bir ayhanede ikisini bir araya getirdiler. Gen Bedizzaman, eyh Bahid'in suallerine verdii muhteem cevaplarla feraset ve basiretini aka ortaya koydu. eyh Bahit, Bedizzaman'n cevaplar karsnda, "Ben bu genle mnazara edip de galebe alamam, bu malp olmaz bir dehadr" dedi. Msr'n byk mfts eyh Muhammed Bahit mrnn son yllarnda evinde dini sualleri cevaplad. eyh Bahit Efendi 1935'te vefat etti.

BEDZZAMAN VE KABASAKAL ERKEZ MEHMET PAA


31 Mart hdisesinin kark ve itial gnlerinde, bu isyan ve bu kanl anariyi bastrmak iin otuz yalarndaki gen Bedizzaman, ok alp, byk gayret gstermiti. eitli topluluklarda yapt nasihatlarla ve cihandeer konumalarla bu yangn sndrmek iin byk fedakrlklar yapmt. Fakat bu gayretlerinden bir netice alamaynca, Kocaeli vilayetine doru ekilmiti. bu ekilii Rifat Yce, Kocaeli Tarih ve Rehberi ismindeki eserinde yle anlatmaktadr: Bedizzaman 31 Mart hdisesini yattrmaya alt "Bedizzaman, Merutiyetin ilnndan nce stanbul'a gelmi ve Merutiyet ilnndan sonra dahi stanbul'da ikamet etmekte iken, hretinden bilistifade stanbul'un

eitli gazetelerinde yazd faydalarn anlatyordu."

yazlarla

Merutiyetin

Bedizzaman'n zmit'e geldii merkez-i umumye soruldu, nezaret altna alnmas cevab geldi. stad Bedizzaman 28. Lem'a'da "Hafz Tevk'in Fkras'nn Tetimmesi" ksmnda zmit'e ekilme meselesiyle alkal olarak unlar ifade etmektedir: "te o tarihte 1325 (1909) 31 Mart hdisesi mnasebetiyle, stanbul'dan kaarak muvakkat bir zaman mcahede-i mneviyeyi brakmak niyetiyle Hareket Ordusundan rar edip zmit'e geldi." O kark gnlerde, sanki Bedizzaman da isyancym gibi, zmit'ten alnarak stanbul'a getirilmiti. Btn mbarek mr boyunca asayiin, nizam ve intizamn taraftar ve hizmetkr olan Bedizzaman gibi bir ahsiyeti, bilemeyen ndanlar, bakalaryla kyaslyorlard. te bunlardan birisi de Mahmud evket Paayd. Emirda Lhikas'nn birinci cildinde Bedizzaman, Mahmud evket Paayla karlamasn yle ifade etmektedir: "31 Mart hdisesinde Hareket Ordusunun Bakumandan Mahmud evket Paa bana kar fazla hiddetli iken.." Mektubun devamnda, Bedizzaman, "evket Paa gibi daha nice kumandanlarn ileride, kacak ve btn cihana

yaylacak Risale-i Nurlarn heybetinden ekinerek bana, birey yapamadan geri ekilip karmda durakladlar" melinde izahlarda bulunmaktadr. Ne garip ve ibretlidir ki, Bedizzaman'a muhatap olan, t ilk genlik gnlerinden beri karlat, konutuu ve grt paalarn, akibetleri gerekten incelenip, aratrlmaya deer bir meseledir. 31 Mart hdisesine karan isyanclar birer birer toplanarak, bugnk stanbul niversitesinin arkasnda bulunan Bekir Aa Bl denilen hapishaneye atlyorlard. Kocaeli'den stanbul'a dnen Bedizzaman' da, dier mahkmlarla beraber muhakeme edilmek zere, Bekir Aa Blne kapatmlard. Hem de ar ceza alabilecek idamlklarn kouuna.. te Sultan II. Abdlhamid devrinin naml paalarndan Kabasakal Mehmed Paa ile gen Bedizzaman, Bekir Aa Blndeki idam hcresinde karlamlard. Bu hatra ve tesbitleri 31 Mart hdisesinde idam mahkmlarnn cellad Hasan ismindeki bir zabitin hatra notlarndan okumaktayz. Kabasakal Paann hapishaneye getirilii Bu notlarn banda "Kabasakal tevkifhaneye nasl getirilmi, nasl muhakeme edilmi, nasl aslmt?" denmektedir.

Bu balktan sonra Cellat Hasan, notlarnda ahit olduu hdiseleri yle anlatyordu: dam karar mahkmlara ifahen tebli edilmezken, Kabasakal'a mahkemede tebli ettiler. Kabasakal hi beklemedii bu karardan sonra kendini kaybetti. Padiahtan irade bekliyordu. Bekir Aa Blne geldiimin ikinci gn idi. Yaad zamann mehur bir hayesi Kabasakal Mehmed Paay araba ile getirdiler. Senelerce dedii dedik, emri emir olan bu adam, jandarmalar arasnda Bekir Aa Blne giderken bile saraya giden bir nazr gibi kemal-i azametle yryor, etrafa yukardan drbnle bakar gibi bakyordu. Paay kapda biz karladk. ieriye girer girmez, btn mevkuar tecesssle gzlerini istibdat devrinin bu mehur hayesi Kabasakal Paaya evirmilerdi. Koua girer girmez etrafna bir baknd. Getirildii yeri pek benimsememi, beenmemiti. Muhteem kaln hallarla rtlm mzeyyen odalarda yaamaya alm olan bu mehur haye, plak ve her trl ve her snftan insanlarla dolu bu kouta biraz ard, etrafna hayretle baknd. Sonra kendini toplad ve selm verdi. Huzuruna kmak bile mmkn olmayan bu hayeye etraftan mukabele ettiler ve selamn aldlar. Bazlar daha da ileri gittiler: Vay Paa Hazretleri, grmek nihayet burada mukaddermi dediler. Kou o kadar kalabalkt ki, burada paaya bir yer bulmak mmkn olmad. Kendisini aldk.

D kapnn sa tarafnda bulunan odaya gtrdk. nk bu odada kimseler yoktu. Burada, Dou Anadoluya mektep yaptrmak iin stanbul'a gelen Bedizzaman Said Krd yatyordu. Bedizzaman eyh Said, Kabasakal Mehmed Paay memnuniyetle karlad. Paa azametle ieriye girdi. Hl azametli tavrn brakm deildi. Bizlere uaklar nazaryla bakyor gibiydi. Fakat sonra yava yava hakikatle kar karya kaldka kendini h kk dalar ben yarattm havasnda gren bu istibdat heykeli kld, inceldi, vaziyetini anlad ve bir keye sindi. Ben onu senelerce devletin byk ilerine karm, umur grm, incelmi yksek bir adam zannederdim. Ona mevkii ile mtenasip hrmette kusur etmiyordum. Halbuki bu debdebe ve hametin altnda gizli olan, kaba ve iren Kabasakal meydana kmakta gecikmedi. Hl Trke renememiti. Hl kaba bir erkez ivesiyle konuuyor, etrafna emir vermeye alyordu. Bedizzaman eyh Said onu teselli etmek istedi: "Mteessir olmaynz Paam, bu da geer' dedi." Kabasakal Paa kesik, bouk bir sesle cevap verdi: "Evet, yle, insann bandan her ey gelip geer." Fakat bunu sylerken bandan ip geeceini hi aklna bile getirmemiti. Kabasakal Mehmed Paa ilk geceyi, sakin ve sessiz

geirdi. Fakat aradan yirmi drt saat bile geip de vaziyette bir deiiklik grmeyince, sinirlenmeye, asab buhranlar geirmeye balad. Elinde bir tesbih, bir aa, bir yukar geziyor, konumuyor; eyh Said'in teselli edici szlerine batan savma cevaplar veriyordu. Belli ki, vaziyetin vehametini hissetmeye balamt. kinci gnn akam bayld. eri kotuk, kendisini ayltncaya kadar hayli zahmet ektik. O gnden itibaren bir daha kendine gelmedi. Yatann stne oturuyor, elindeki tesbihi ekerek kendi kendine bir eyler syleniyordu. Paa, Bedizzaman'n verdii zeytinleri yiyordu eyh Said, bu kouta her gn zeytin ekmek yerdi. Kabasakal Paa byle bir yerde yaamaya almad iin, ne gelirken yemek getirmi, ne de burada yemek getirmeye vakit bulmutu. Fakat Kabasakal Mehmed Paa geldikten sonra, eyh Said'in zeytin saryat birden bire kabarmt. Gnde yz dirhem (Bir dirhem gram) zeytinle iktifa eden Bedizzaman'a imdi gnde bir okka (bin iki yz gram) zeytin yetimiyordu. Nihayet bu zeytini verirken sormaktan kendimi alamadm: "eyh Efendi' dedim, 'ne ok zeytin yiyorsun?" eyh celalli bir tavrla yzme bakt. Derdini dkecek birisini aryormu gibi: "Sorma' dedi. 'Benim yediim ln yok, ben ancak drt tane yiyorum. Mtebakisini bu herif ziftleniyor!" Hayret ettim. Buraya gelinceye kadar, bu adam acaba

zeytin nedir grm myd? Belki rak masasnda parmak gibi byk zeytinleri meze olarak kullanmt. Fakat byle zeytin, ekmekle yaamay aklna getirmi miydi? O vakit hatrladm. 1903 senesinde 313 kur'asnn terhisi esnasnda terhis edilen efrad grmek zere Haydarpaa'ya gitmi, vagonlar birer birer gezmiti. Neferlere nezaret eden bir yzbay peynirli pide yerken, elinden pideyi alarak yere atm ve barmt: "Byle ey de yenir mi be herif, sende mide denilen ey yok mu?" Milletin halinden bu derece bbehre olan bu mtekebbir Paa imdi zeytin ekmee de merhaba demeye mecbur olmutu. Kabasakal Mehmed Paann muhakemesi sratle icra edildi. Divan- Harbe bir defa sevk edildi ve daha birinci celsede idam karar verildi. dam karar o vakit mahkmlara tebli edilmezdi. dama mahkm olanlar gece yars koularndan alnr, bahedeki inaat kouuna gtrlr, ertesi sabah erkenden idam edilirdi. Halbuki Divan- Harb, Kabasakal Paa hakknda verdii idam hkmn kendisine bizzat tebli etti. Divan- Harpten kt zaman rengi atm, ayaklar gevemi, yryn armt. Kendisini aldk, doru inaat kouuna gtrdk. Gece yars idama gtrecektik. Gecenin kaln zulmeti kalkm, etraf haf ve donuk bir aydnlk kaplamt.

stanbul derin uykuya dalmt. Benim iin bu idam karar vak'as da yeni bir tecrbe olacakt. nsan asmak, adam ldrmek kolay bir ey deildi. Fakat vazifelerimden biri de bu idi. Hayatmda yaptm ilerin belki de en fecisi bu idi. lk gece bir ka kii asmtk. Onlarn bende yapt tesir o kadar feci idi ki, yirmi drt saat kendime gelemedimdi. Ertesi gn idam ilerinden affedilmekliimi rica ettiim halde kabul edilmemiti. kinci olarak da, Kabasakal Paann idamnda bulunacaktm. Elimde beyaz gmlek, kelepeler olduu halde inaat kouuna gittik. Paa ba iki elleri arasnda dnyordu. Btn gece bu halde kalm, uyuyamam, hatta yatmaya bile lzum grmemiti. Bizi grnce karsnda Azrail grm gibi yerinden srad. biraz sendeledi, az daha decekti. Yanmdaki neferlerden biri koluna girdi. Paa bir nefere, bir bana bakt. Bedizzaman, Kabasakal Paann mneviyatn kuvvetlendirdi Ayn kouta olan Bedizzaman eyh Said, Kabasakal Mehmed'e mneviyatn kuvvetlendirici szler sylemeye balamt. damn hayatn sonu demek olmadn, lmn son demek olmadn anlatyordu. Bir gn byk hesap gnnn mutlaka geleceini, metin olmas lzm geldiini ona telkin ediyordu. Ama Paa ise sanki bunlar hi duymuyordu. Ban kaldran Kabasakal Paa, bize hitaben:

Ne o evladm, beni de mi idam edeceksiniz?" diyebildi. Bunu sylerken sesi titriyor, ayaklar ispazmuza tutulmu gibi sallanyordu. lm hi dnmemi, Azrail'i aklna bile getirememiti. Sehpada lmek onun aklna gelebilir miydi? Paa bizim aldrmayp kollarna kelepeyi geirmeye baladmz grnce: "Bu saatte mi?' dedi. 'Yarn bekleyiniz gn olsun" Can ne kadar tatl eydir. leceini biliyordu. Fakat bir ka dakika olsun kazanmak istiyordu. Teselli etmeye mecbur oldum. Korkmaynz Paam' dedim. 'Sizi, zabitan kouuna gtryoruz, sehpaya deil.' Filhakika zabitan kouuna gtryorduk. Fakat idama hazrlamak iin zabitan kouuna girer girmez, Paa ii anlad. Yalvarmaya balad. ....... Kabasakal Mehmed Paa asldktan sonra Bekir Aa Blne bir korku havas kmt. Ertesi gn ziyaret gnyd. Ziyaret gn btn koridorlar batan baa ziyaretilerle dolard. Onun iin her mevkufu ayr ayr tarassut altnda bulundurmak mmkn deildi. Maamah umum surette nezaret etmet vazifemizdi.

"O gn de Bedizzaman eyh Said Krd'nin ailesi kendisini grmek zere tam sekiz defa gelmiti. O gnde mnhasran onlarla megul olmutum. Yine Said Krd'nin ailesi, kendisini grmek zere gelirken, kap tarafndan telal seslerle arldm iittim." *** *Bekir Aa Bl (Hapishanesi) 1950 senesinden sonra yklmtr. stanbul Ansiklopedisi'nin uzun Bekir Aa Bl maddesinden ksaca bir nakilde bulunarak, bu mehur hapishaneyi tantmaya alalm: Beyazt'ta Yangn Kulesi'nin hemen yan banda bulunan stanbul niversitesi merkez binas, evvel Seraskerlik ve sonra Harbiye Nezareti iken ayni avlu-meydanda, bu binann imlinde bulunan asker tevkifhane binasna taklm olan isimdir ki, bu ad ilk mdr olan iddet ve zulm ile mehur Bayndrl Binba Bekir Aa'nn adndan almtr. Bu bina tarihimizde en ac hatrasn, ikinci merutiyet devrinde ttihad ve Terakki Frkasnn koca Trkiye mparatorluunu izmihlle gtren diktatrl zamannda brakmtr. o devrin Bekir Aa Bl tevkifhanesi mdr olan Salim Bey de orta an engizisyon zindanlarn hatrlatacak bir sima olmu, siyas maznunlar zerinde sk sk tatbik ettii el ve ayak trnaklarn skme ikencesinden tr: "Trnak Salim" diye hret bulmutur. Ansiklopedi Bekir Aa Bl ve orada yaanlan

hatralarla ilgili olarak eitli kitap ve hatralardan da bahsetmektedir. 31 Mart hdisesinin Cellad Hasan'n bizim elimizdeki bahisle alkal notlar burada bitmektedir. Mehmet Feyzi Efendinin anlattklar Rahmetli Mehmed Feyzi Aabeyi vefatndan alt ay evveline kadarki son ziyaretime kadar, muhtelif tarihlerde, muhtelif arkadalarla ziyaret edip, ellerini perek, istifade edip, feyizyab olmutum. Yalnz tek bama ziyaretlerim de olmutu. Bu ziyaretlerimin birinde Mehmed Feyzi Aabey u hatray anlatmt: "stad Bedizzaman gen yanda uzun zaman kayplara karp da bir haber alnamaynca babas So Mirza Efendi, t Van'dan kalkarak stanbul'a kadar evlad gen Said'i aramaya gelmiti. 31 Mart'n cellad Hasan'n 'ailesi ziyarete geldi' diye bahsettii u ekilde olmutu." Gen Bedizzaman, Bekir Aa Blnde hapis olduu gnlerde, iki zabit hi bir sebep yokken gelip Bedizzaman'a hakaret etmek istemilerdi. Bu meseleyle alakal olarak, Sikke-i Tesdiki Gayb'de yle bir para okumaktayz: "Divan- Harb-i rde kendi idam kararm beklerken, sebepsiz, kalbsiz, rtbeli iki adam, mahpus olduum koua tahkir iin geldikleri zaman, gayet acib bir surette

syledii o hle mahsus bir etmi (Daha sonraki senelerde Isparta hayatnda) defa zalim ve garazkr ehl-i dnyaya kar sarfetmiti." Bu hdiseyle alakal olarak Ahmet Tanyeli, merhum Zbeyir Gndzalp'dan naklen unlar anlatmaktadr: Scak bir yaz gn, ki Mekteb-i Musibetin ehadetnamesi isimli eseri tashih ediyorduk, matbaaya baslmak iin ulaacakt. Bu vesileyle Zbeyir Aabey bizlere unlar anlatmt: "stad Hazretlerini 31 Mart'ta stanbul niversitesinin altndaki bodruma (Bekir Aa Bl Hapishanesi) koymulard. Oradaki koularda bulunan dier mahkmlara dayak atarlar ve ikence yaparlarm. Onlarn sesleri her taraftan duyulurmu. Bu arada stad Bedizzaman'n kaps da alarak, ona da hakaret ederek zulmetmek isterler. stad Bedizzaman orada bulunan bir krsy kapt gibi, kapy aan adamlara ve zaptiyelere kar gk grlemesi bir sesle: 'Ey ekbekl kpekadan tekepkp etmi kpekler!' diye grleyerek zerlerine yrynce, gen Bedizzaman'n bu hcumu karsnda, adamlar ne olduunu anlayamadan dehet iinde kamlar. Bir daha da taciz edememiler. Dier mazlumlara da zulmetmekten vaz gemiler" Baka tesbitlerimde ise gen Bedizzaman bu zalim zabitlere: "Defolun!" diye grlemiti.

SMAL HAKKI UZUNARILI


Ord.Prof.smail Hakk Uzunarl, 1888'de stanbul'da dodu. 1927-1950 yllar arasnda milletvekillii yapt. Osmanl tarihiyle alkal ok deerli eserleri vardr. 1977'de vefat etti. "Bedizzaman' sormaya gittim" 1977 ylnda Ord. Prof. smail Hakk Uzunarl'y Topkap Saray ariv dairesinde alrken buldum. Kendisi gibi iki yal ilim adamyla birlikte, ariv dairesinde vesikalar zerinde alyorlard. Ariv katalounu hazrlyorlarm. Sessiz ktphanede Osmanlnn yapt hizmetlerin, el yazmas eserlerin, henz katalounun hazrlanmas bitmemiti. Ayn almalar Babakanlk Arivinde de yaplyormu. Bu konu ile ilgili bir arkada, ayn tempo ile almakla sadece Babakanlk Arivindeki vesikalarn tanzimi ve

katalounun hazrlanmas ancak ikiyz tamamlanabilecekmi, diye anlatyordu.

sene

sonra

Yal bir tarihi olan smail Hakk Uzunarl, Osmanllarn son devrinden kalma bir zat olduuna gre, Bedizzaman Said Nurs'yi mutlaka tanrd. Bu sebeple kendisinden Bedizzaman' sormaya gitmitim. Kendilerine nce Bedizzaman'n hayatyla alkal almalarmdan anlattm ve bilgi verdim. Geni ilminden, bahsederlerdi yksek zeksndan sitayile

Gerek bir ilim adam centilmenlii ile dinledi. Uzun yana ramen hafza, dima ve zihni mkemmeldi. Sadece kula zor iitiyordu. Dikkatle dinledi. Bahsimizle alkal olarak bana u bilgileri verdi: niversitenin Mercan tarafndaki kapsndan sk sk geerdim. Mercan dadisinde talebeydim. O gnlerde kendisini Beyazt'ta grrdm. Arkasnda kendini koruyan muhafzlar ve fedileri vard. Bu dediim II. Merutiyet yllaryd. Gen, uzun boylu, gr bykl ve yakkl bir kimse idi. Bedizzaman diye anlyordu. Biz kk ve talebeydik. Kendisi, devrin tannm ulemas ile grrd. Gzel bir adamd. Allah rahmet eylesin... Ben talebe olduum iin Ktphane-i Umumi'ye gider

gelirdim. Bedizzaman da oraya kahvehaneye gelirdi. Bu ekilde bir ok defalar grmtm. Fakat kk olduumdan konuamadm. O zamanki hatram olarak unu da syleyeyim: Bedizzaman'n ilminden, faziletinden bahsederlerdi. Ben de kulak misari olarak bulunur ve dikkatle dinlerdim. Kendisinin arkadalar byk limlerdi, temas hep onlarla olurdu. Mercan, o devirde en byk liseydi. iftesaraylar'daki bu lisede okuyordum. hreti ok yaygnd.Said-i Krd derlerdi. Geni ilminden, bahsederlerdi. yksek zeksndan sitayile

Ben ayr sahada yetitiim iin eserlerini okuyamadm. Ord.Prof.Dr. smail Hakk Uzunarl ile olan sohbetimize deer yal ktphaneci ilim adamlar da kulak misari olup, arada-srada itirak ediyorlard. Topkap Saraynnn sessiz-sakin arivinden mezkr tesbit ve hatralarla ayrldm.

ABDLAZZ AV (1876-1929)
El-Ehram'da Bedizzaman hakknda yaz yazd iskenderiye'de doan Abdlaziz avi'in babas Faslyd. Cami'l-Ezher'de okudu. Msr hkmeti onu ngiltere'ye tahsile gnderdi. Oxford niversitesi Arapa hocal yapt. Msr'a dnnce ngilizlere kar olan Mustafa Kmil'in partisine girdi. 1910'da El-Hidye dergisini karmaya balad. 1912 ylnda Trkiye'ye geldi. El-Hidye'yi ve Hill-i Osman dergilerini kartt. Camilerde dersler okuttu. Trablusgarb harbi balaynca elinden gelen yardm yapt. 1913'te Msr hkmeti mahkeme iin onu geri ard. nk ngilizlerin aleyhinde Msr'da beyannameler datmt. Trkiye onu Msr'a gnderdi. Mahkeme de beraat edince yine Trkiye'ye geldi. 1915'de ngilizleri Msr'dan karmak iin yaplan Kanal Seferinin hazrlanmasnda gayret gsterdi. Birinci Cihan Harbi srasnda Almanya, Trkiye ve Suriye'de bulundu. ngiliz, Fransz ve Rus ordularnn bozgunu iin her areye ba vurdu. Tunuslu Salih erif ile

btn slm dnyasna beyannameler datt. lem-i slmn esaretten kurtulmas iin byk gayretler gsterdi. Davet zerine yine Trkiye'ye geldi. Dar'l-Hikmeti'lslmiye Telif ve Tedkikat- er'iyye Encmeni zas idi. Bu esnada Bedizzaman Said Nurs'yi tand. Cumhuriyet devrinde de er'iyye Vekleti Tedkikat ve Telifat- slmiye Heyeti zas ve reisi oldu. 1924'te Msr'a dnd. Maarif vekletinde vazife ald. Gen Mslmanlar Cemiyetinde bulundu. 1928'lerde, Msr'n El-Ahram gazetesinde kan bir yazsyla alkal olarak, ilk devre Erzurum milletvekili Salih Yeil, Dahiliye Vekili Hilmi Uran'a hitaben 1948'de yazd bir yazda unlar ifade ediyordu: "air-i mehur kif Bey merhumun rivayetine nazaran, Msr'n en maruf ulemsndan olan ve garbn mteaddit lisan ve felsefesine ina bulunan stad- zam Abdlaziz avi'in yirmi ksur sene evvelisi El-Ehram ceridesindeki Said hakknda yazd 'Fatn'l-Asr' balkl makalesini okuyan ve kendisiyle bizzat gren ilim adamlar, bu zatn ftraten ilm kudretini ve ilh mesleini takdir edebilirler." ngiliz Anglikan Kilisesinin slm hakknda sorduu suallere cevaplar vermi, bu cevaplar Anglikan Kilisesine Cevap ismiyle neredilmitir.

MUSTAFA BOLAY
retmen Mustafa Bolay, 1891 ylnda Konya'nn Hadm kazasnn Bolay kynde dodu. Birinci Cihan Savanda arpt. Ruslara esir dt. Bedizzaman'n esaret arkadadr. Ona mehur Said derler Mustafa Bolay'n yandan umulmayacak kadar din ve kuvvetli bir hafzas var. Hatralarn dinlemek istediimiz zaman memnuniyetle kabul etti. Bedizzaman Said Nurs ile ilgili hatrladklarn bize yle anlatt: Ben Bedizzaman' Balkan Harbinden nce tanmtm. O zaman stanbul'da talebeydim. 1911 senesinin Temmuz aynda stanbul'a gitmitim. O zaman, hemen hemen stanbul'da Onu tanmayan yok gibiydi. Sultanahmet taraarnda ok bulunurdu. Banda sivri bir klh, belinde bir haner, all, yeilli bir elbisesi vard. 'Mehur Bedizzaman' diye herkes Onu bilir ve tanrd. Ben de ilk grdmde yanmda bulunan aabeyim sa'ya 'A... u zat kim?' diye sordum. Aabeyim de o

zaman talebeydi. Sus ayptr... Ona mehur Said derler, lkab Bedizzamandr' dedi. 'O byle bir limdir ki, stanbul'da Onun karsna kacak kimse yoktur' dedi. Daha sonra Birinci Cihan Harbi patlaynca, beni Yakack talimghndan Kafkasya'ya sevkettiler. Harpler esnasnda Erzincan'n kuzeyinde Ruslara esir dtm. Kalamdan arapnel yaras almtm. Ruslar bizi drt atl arabalarla Trabzon'a gtrdler. On bir gn yaramza bakan olmad, zdrab iinde kvranp duruyorduk. Nihayet bizi Batum'a gtrdler. Batum'da hastanede sekse nbe gn yattm ve tedavi grdm. Oradan karargha, sonra Tiis'e gtrdler. Tiis'te de on be gn kaldm. 22 Temmuz 1916'da Ruslarn eline esir dmtm. Nihayet bizi Volga kenarndaki bir Rus ehri olan Kosturma'ya gnderdiler. "te, Balkan Harbi yllarnda stanbul'dan tandm Bedizzaman Said Nurs'yi ikinci defa, esarette Kosturma'da grdm. Kendisiyle Kosturma'da alt ay beraber kaldm. Orada bir yaz geirdim. Daha sonra Norini Gulabi'e sevkettiler. Obi Nehri zerindeydi.... Orada da ay kaldm. "Esaretten kurtuluum da, yine bir Temmuz aynda oldu. 7 Temmuz 1918'de Salib-i Ahmer (Kzlha) treniyle Varova'ya geldim. Bedizzaman ok mehabetli bir ahsiyetti. Onun heybetinden insan korkard. Yanna kolay kolay herkes yaklaamazd. Onu ldrmek istemiler. Bizim bulunduumuz kampa Rus Albay (Asker ube

Reisi) getirdi kendisini." Abdurrahman Nurs'nin yazdklar Mustafa Bolay'n anlattklar, Bedizzaman'n yeeni Abdurrahman Nurs'nin yazdklarn teyid etmektedir. Abdurrahman Nurs, bu esaret olay ile ilgili, bizzat amcas Bedizzaman'dan dinlediini yle ifade ediyor: "Amcam, Van, Culfa, Tiis, Kilorif ve Kosturma'ya sevkettiler. Bu yollarda maruz kald tehlikeleri, (hatt birka defa Rus zabitleri ldrmek istemiler. ldrdkten sonra da intihar etti diye zabt tutacaklarm) ben btn bunlar tafsiltyla yazmak istedim. Fakat kendisi msaade etmedii iin ksa kestim." Yine Abdurrahman Nurs bu konuya mnasebetle temas ederek, unu yazyor: baka bir

"Pasin cephesinde, byk musibet ve felketlere uramtk. Gerek harpler esnasnda, gerek esarette ektikleri zahmet ve eziyetleri yazmaya teebbs ettim. Birinci Cihan Harbinin aleyhimizde neticelenmesinden dolay msaade buyurmad. Binaenaleyh gayet ksa yazmaya mecbur oldum." "Trk molla" Yine Mustafa Bolay' dinlemeye devam edelim: stemen Ahmet Efendi vard. Kendisine hizmet ederdi. Bazen camide Mesudiyeli Abdurrahman Efendi

imamlk yapard. Ekseriyetle imaml kendisi yapard. Rus askerleri ve subaylar da ona kar hrmetliydiler. "Trk Molla! Trk Molla!' diye bahsederlerdi. Normal zamanlarda bizim gibi bir adam sanrdk. Fakat ilm meselelere gelince birden lisan deiiyordu. Birgn sohbette Kur'n- Kerim'in tercme meselesi konuuluyordu. Hakiki tercmenin mmkn olmadn ifade etti. "Nikola kampa geldiinde sen orada mydn?" "Bu esaretten yllar sonra, kendilerinin emirda'da olduunu iittim. Bu sralarda, Kosturma'da Rus kumandanna kar ayaa kalkmadn duymutum. Bu hdiseyi bir de kendisinden dinlemek istedim. emirda'da sohbetimiz srasnda, bana, 'Kardeim, Nikola kampa geldiinde sen de orada mydn? Aramzda geen hdiseyi sen de grdn m?' dedi. Ben, 'Grmedim, fakat duydum, hocam' dedim. Bylece kendisinden bizzat renmek istediim mesele de aydnla kavumu oldu."

H.HASAN SARIKAYA
"Resulullah sanki yanbandayd" Hasan Efendi H. 1287'de ankr'nn 30 kilometre uzaklkta Yaprakl kynde domu, doduunda ezan okur gibi eli kulandaym. Bunun zerine, ebesi ve lim zatlar onun bu halinin iyi bir hoca olacana dellet ettiini sylemiler. Sekiz yanda Kur'n- Kerim'i hatmeden, on be yanda da hfzn ikmal eden Hac Hafz Efendi daysndan ders okumaya balam. Yirmi yanda Hicaz'a gitmi. O zamann Mekke erinin evine dvet edilmi. Gayet gzel Kur'n- Kerim okuduunu gren Mekke eri kendisine hususi iltifatlarda bulunmu. Daha sonra stanbul'a dnp eitli medreselerde din, ilm tahsiline devam etmi. Bilhassa Tokatl Hac akir Efendiden uzun uzun dersler okumu ve icazetini ondan alm. Gzel sesinden dolay stanbul'da o zamanlar "Altn Sesli Hafz" diye tannm. Bu arada Sultan Abdlhamid Han'a sabah namaz imaml yapyormu. Menhus 31 Mart hadisesinde sarayda imi. 31 Mart' ngilizlerin

hazrladn uzun uzun anlatrd. O zaman Mslman olmadklar halde Mslman grnen ve Selnik'ten gelen mnafklar Galata Kprsnn iki tarafndan koca koca kazanlarda pilv piirip halka datmlar ve trl trl taktiklerle halk aldatmaya almlar. O sralarda stad Bedizzaman, Eref Edip, mer Nasuh Bilmen ve dier baz zevatla Fatih Medresesinde temaslar ve sohbetlerde bulunan Hac Hafz Efendinin hatralarn olu Visal Bey bize not ettii defterden nakletti. ankr erafndan hayrsever, gayretli bir mslman olan Visal Bey, stad Bedizzaman Said Nurs Hazretleri ile alkal defterindeki notlar byk bir zevkle ve muhabbetle okuyor, biz de aynen kaydediyorduk. Bir gn eyhlislm, bir mesele hakknda yanl bir fetva verir. Bunu duyan Bedizzaman hemen Meihat Dairesine gider. O zaman eyhlislm grp ziyaret etmek bir hayli merasime tbi. Bedizzaman aada kapda bekleyen nbetilere, 'Bana eyhlislm gnderin' der. Nbetiler de, 'Olum, git iine, bamza bel olma. eyhlislm grmek iin daha on yerden gemen lzm. Sen tutmu, eyhlislm ayana istiyorsun' demiler. Bu srada eyhlislm pencereden Bedizzaman Hazretlerini gryor. Ve tela kaplp, 'yine bir yanl i yaptk galiba' deyip aa iniyor. Ve Bedizzaman'a hrmet edip kendisini yukar gtryor. stad Bedizzaman Hazretleri, kendisini yanl fetva verdiinden ikaz ediyor ve

fetva verilen meseleyi izah ediyor. Bu ikaz zerine eyhlislm fetvay dzeltip zr diliyor. "Bu durumu gren kapdaki mstahdem ve nbetiler hayrette kalyorlar." *** stad Bedizzaman Said Nurs Hazretlerinin hayatna ait bu hatray nakleden Visal Bey, merhum pederi Hac Hafz Efendinin tarihe-i hayatn anlatmaya devam etti. Peder icazet aldktan sonra alay mftl iin alan imtihana hocasndan habersiz giriyor. Birincilikle kazanp, Edirne'ye gitmeden evvel kendisini yetitiren hocas Tokatl Hac akir Efendiye gidip 'Elinizi istiyorum' diyor. Hocas; 'Olum, tembel talebeleri alay mfts yaparlar. Ben alay mfts olmana izin vermiyorum. derhal memleketine git. Orada medrese ap talebe yetitir. Pek yaknda medreseler kapanacak, din tedrisat kaldrlp yasaklanacak. Sen git, imdiden talebe yetitirmeye al. Hibir eyden ylma' diyor. Bunun zerine H.Hafz Efendi ankr'ya geliyor. Ve doduu ky olan Yaprakl'da 14 odal Niyaziye isminde bir medrese ina ediyor. Medreseyi kendi zerine tapuluyor, yzlerce talebeye ders vermeye balyor. Bu yzden eitli takibata mruz kalyor. 8 - 10 defa mahkemeye veriliyor. Evi defalarca mlm idare zamannda baslyor. Ama Hac Hafz Efendi ylmyor ve talebe yetitirmeye devam ediyor. Nihayet 1946'da fahri

vesikal Kur'n kursu hocalna tayin ediliyor. 1948'de din siyasete let ediyor bahanesiyle vesikas elinden alnp 300 kadar talebesi datlmak isteniyor. Fakat kanun mevzuata, hkml mlmana vkf, cesur, metin ve ikna kabiliyetine haiz Hac Hafz Efendi bu badireden de kurtulup talebe yetitirmeye devam ediyor. "Halen yetitirdii binlerce talebesi eitli yerlerde imam-hatiplik, Kur'n kursu hocal yapmaktadrlar. Ve her biri ayr bir kymet olan talebeleri alkan ve memleketin en drst insanlar olarak vazife gryorlar." Visal Bey, pederinin ok takdire ayan ibretli ve gzlerimizi yaartan bir faziletini de yle anlatt: "Ben de lmnden sonra vakf oldum. Talebelerinin ounun maietini kendi temin ederdi. Eer anne ve babalar 'Olum gelsin, ay alsn. almaya ihtiyacmz var' diye istidatl bir talebeyi gtrmek isterlerse onlara, 'Olun bu zaman zarfnda ne kadar kazanr?' diye sorup, ald cevaba gre, 'Aln size bu paray ben veriyorum, bu ocuu bana brakn, onu okutacam' demi." "Bu asrn mceddidi" stad Bedizzaman Hazretlerini iki sefer Kastamonu'da ziyaret etmi. Yaknlarna ve yetikin talebelerine "Bu asrn imam ve mceddidi Bedizzaman Hazretleridir" deyip Risale-i Nur Klliyatn okumalarn tavsiye edermi. Ve oluna defalarca,

Olum Bedizzaman' nasl bilirsin?" diye sormu. lim bir zat..." cevabn alnca, Yok olum, o sadece lim deil. Her asrn bir mceddidi var. Bu asrn mceddidi de bu zattr. Onu yle llettayin bir lim olarak bilmeyin" dediini olu Visal Bey bize nakletti ve devamla, Ona 'Kitap yaz,' dediimizde 'Yeniden kitap yazmaya lzum yok. Her meseleye ait kitap var. Bunlar takip etsek yeter. Niin vaktimi boa harcayaym derdi. "Vefat edinceye kadar shhatinden, aklndan ve hafzasndan bir ey kaybetmedi. 100 yanda olduu halde talebe okutmaya devam ederdi. Nihayet prostat hastalndan 17 Nisan 1970'de vefat etti. Cenazesi binlerce ankrl tarafndan eller stnde tekbirler, tehliller ve salvatlarla kaldrld. Yetitirdii hafzlar gnlerce ruhuna yzlerce hatim indirdiler." Ne mutlu byle lme! Allah gan gan rahmet eylesin. Amin.

HFIZ AL READ
Bedizzaman'n ilk talebelerinden 1899 ylnda doan Hafz Ali Reat Efendi 1980 ylnn 16 Temmuz'unda Ramazan aynda vefat etti. 81 yanda vefat eden bu zt Gmlcine'de defnedildi. Bedizzaman'n eski talebelerindendi. 1922 ylnda 150'liklerden olarak memleketi terk etmiti. Yunanistan'n Gmlcine ehrinde yayordu. Bedizzaman'a olan balln Konferans Risalesinde bulunan iirlerinde ifade etmektedir. Samsun'un aramba kazasna bal Terme nahiyesinin Emiryusuf kynde dnyaya gelmitir. aramba Rdiyesinden mezun olduktan sonra stanbul Darlfnununu bitirmiti. Arapa, Farsa, Faranszca, Yunancay da az olarak biliyordu. stanbul'un igali ve mtareke yllarnda Bedizzaman'la beraberlii oldu. Gmlcine'de Peygamberler Binas, Muhafazakr ve Yol isimli mecmualar neredilmitir. Tarihe-i Hayat'ta talebeleriyle birlikte fotoraf bulunmaktadr.

HMT AYTA
"Tevafuklu Kur'n aheserdir" Diyarbakr, yakn tarihimizde ilim, kir ve sanat sahasnda eitli kymetler yetitirmi olan bir vatan burcudur. Bu kymetlere Sleyman Nazif'ten sonra hat stad Hmit Ayta da katld. Hmid Ayta dierlerinden farkl olarak slm lemi, hatt dnya apnda bir hrete sahip oldu. Memleketimizde ve slm dnyasnn eitli beldelerinde Hattat Hmid Ayta Hocann talebeleri bulunmaktadr. Nice evlerde, ellerde, arivlerde ve kolleksiyonlarda Hmid Ayta'n yzlerce heseri vardr. Bedizzaman'n Barla'da iken talebelerine yazdrd tevafuklu Kur'n- Kerm'i Hmid Hoca, o gzel kalemiyle esiz bir heser olarak asrmza hediye etmitir. Hmid Hoca 1911 yllarnda stanbul'da bulunan Bedizzaman'la grt ve tant. Bedizzaman'la Beyazt Camiindeki bir vaazn mteakip tanan Hmid Hocaya Bedizzaman yakn alka gstermi. Daha sonra emberlita'ta yaplan bir toplantda yine grrler. Bu

toplantda Hmid Hoca Bedizzaman'n hazrlam olduu bir hitabeyi okur. Bu grmelerin gzel henk ve tevafuku, yllar sonra baka bir ekilde tezahr etti. Bedizzaman'n tesbit edip kefettii tevafuklu Kur'n- Kermi heser bir ekilde yazmak, Hmid-i mid'ye, Diyarbakr'n bu usta sanatkrna nasip olmutur. Hattat Hmid Bey tevafuklu Kur'n- Kerm mevzuunda unlar ifade ediyordu: "1911 yaznda stanbul'da grtm, iltifatna mazhar olduum Bedizzaman Said Nurs'nin tevafuk esasna gre tertip ettii bu tarz, Kur'n- Kermin mucizeliini, ebedliini, Hak Kelmullah olduunu, daha da net ve ok iyi bir ekilde gzlere gsteren bir tertip tarzdr." slm-Trk yaz sanatnn son hattat ve son stad saylabilen Hmid Ayta'n bu eseri, bir sanat aheseri ve mukaddes kitabmzn ebedliinin pek ok delillerinden birisi olarak, kalbimizi, aklmz ve hnelerimizi tezyn edip ssleyecektir. Mekke'de bu tevafuklu Kur'n- Kermi gren bir islm limi, "Kur'n Mekke'de indirildi, ama stanbul'da yazld" szn hatrlatarak, "Ben bu szn sadece Osmanllar devrine ait olduunu zannediyordum. Fakat Hattat Hmid'in bu heserini grnce, bu hakikatn kyamete kadar devam edeceine btn kalbimle inandm" demitir. Hattat Hmid Hoca, hattatlar iin sylenen, "Nefes

almadan veya az nefes alarak yaz yazdklar iin, uzun mrl olurlar" sznn gzel bir misli olarak doksan bir yana kadar yaamtr. Hayatnn son senesini, Bedizzaman'n talebelerinin mk alkalar ve efkatleri arasnda geirdi. 19 Mays 1982'de vefat etti.

ENVER PAA
Damat ve yaver-i hass, hazret-i ehriyari Enver" eklinde kartviziti olan Enver Paayla, Risale-i Nurun tercman Bedizzaman Said Nurs'nin tanmalar ve dostluklar t kinci Merutiyet senelerinde balamt. Btn hayatnda tezatsz ve tenakuzsuz rehber bir ahsiyet olan Bedizzaman, mrnn ilk senelerinden beri hrriyeti ve "merutiyet-i merua" taraftar olan "amzda Bir Asr Saadet Mslman'yd. Muhterem doktor Cahit ney "Mertiyet" balkl bir drtlnde bu meseleyi yle ifade ediyordu. Batac iken tutmad mertiyyet Alklanyor imdi de cumhuriyet. nsan soruyor, hangisi efdal acaba? stadmzn hasreti. Meriyyet!" slm hrriyetin, adaletin ve meruiyetin bir temsilcisi olarak Selanik Hrriyet meydannda ilk konumay ve nutku kendisi sylemiti. art'l-caz'n kt masraf

Bedizzaman'n daha sonraki senelerde ve Birinci Cihan Harbinde gnll milis albay olduu zamanlarda da Enver Paann amcas Halil Paayla, talebesi ve fedisi Molla Habib vastasiyle haberlemeleri olmutu. Molla Habib bu haberleme vazifesini byk bir kahramanlkla yaptktan sonra eski ismi Vastan olan Geva'ta Rus kuvvetleri tarafndan ehid edilmiti. Milis albay Gazi Said Nur, 1918 Hazirar'nda Sibirya'daki Rus esaretinden dnnde, harbin en ateli gnlerinde cephede yazd rt'l-cz ismindeki hrika tefsirini stanbul matbaalarnda bastrrken, iddetli srarla Harbiye Nazr Enver Paa kitabn kt masrafn kendisi karlamt. Bu sralarda yine Bedizzaman, Enver Paa ve dier Osmanl paalarnn sraryla, orduy-u hmayunun aday olarak, Dr'l-Hikmet'l-slmiye'ye za olarak tayin edilmiti. Kendisine harp madalyas ve gazilik berat verilmiti. Bir gazi olduu iin gnlk yemekleri de Ayasofya ahanesi tarafndan karlanyordu. Osmanl Cihan Devletinin son padiah Sultan Vahdddin Han, eyhlislm Musa Kzm Efendinin ve Harbiye Nzr Enver Paann imzalaryla Dar'l-Hikmet'e tayin edildii zaman, aslen Doubeyaztl, Molla Habib'in arkada Molla Sleyman Ayaz (1894-25 Haziran 1974) stad Bedizzaman'la stanbul'da ok zaman beraber bulunuyordu. Mustafa Kemal'i semeyin Sleyman Ayaz, arktan talebesi olduu

Bedizzaman'n Rus esaretinden rar edip Osmanl payitaht stanbul'a dndn Tanin gazetesinde okuyarak renip tekrar stadnn hizmetine girdiini bize Bandrma ve Biga'daki grmelerimizde anlatmt. Ktphanesinde stadn eski eserlerini birer ydigr olarak saklyordu, bunlar hep bize vermiti. 1921 senelerinde stanbul'da stadla geen hatralarn anlatrken, bir gn sandala binerek Kz Kulesi'ne gidilerini anlatmt. O zamanlar Trkistan'da bulunan Enver Paadan stad Bedizzaman'a gelen bir mektuptan da bahsetmiti. Sandal gezisi ve Kz Kulesi bahsi olunca ben merak ve heyecanla; "Sleyman amca, demek byle gezmeye ve Kz Kulesi gibi yerlere de mi giderdiniz?" diye sorunca, merhum Sleyman Ayaz, "Elbette Hazret-i stadn byle gezmek gibi ve bazen ibret iin sinemaya gitmek gibi deti de vard" eklinde glerek cevap vermiti. Sleyman Ayaz'n verdii bilgiye gre, stad, Kz Kulesi'nde oturup ders yapp, etraf temaa ve tefekkr ederken, antasndan bir mektup karp okuyor. Bu mektup Trkistan'daki Enver Paa'dan gelmektedir. Bedizzaman'n mhim ahsiyetini bilen ve takdir eden Enver Paa, mektupta Reisicumhur seiminin nemine iaret ederek, Mustafa Kemal'in seilmemesi gerektiini sylyor, reisicumhurun seyyidlerden veya l-i Osman'dan seilmesi iin srarla tavsiyelerde bulunuyor. Bu hususta gayret gstermesini rica ediyor.

Bedizzaman antasndan bir kt karyor ve "Ey kahraman- hrriyet!" diye hitabesiyle balayan bir mektup yazarak Trkistan'daki Enver Paaya postalyor. stad Bedizzaman'n Tarihe-i Hayat'nda ise Kafkas cephesinde milis albay olarak gsterdii byk kahramanlklarn Enver Paa ve dier kumandanlar tarafndan byk bir hayranlkla ve takdirlerle karland ifade edilmektedir. Bedizzaman, stikll Harbi senelerinde, stanbul'da Snuhat isimli bir eser neretmiti. Bu kitabn "R'yada bir Hitbe" ksmnn devamnda, dmanlarn tihad Terakki erknna ve bu arada Enver Paa'yla Said Halim Paa'ya olan iddetli hcumlar karsnda Bedizzaman, o vatanperverlerin yannda yer almt. Bedizzaman bu meseleyi; dmanlarn bu kahramanlarn azim ve sebatkrlklarndan, slmiyet dmanlarnn zehirlerine vsta olmaylarndan dolay desteklediini ifade ediyor ve diyor ki: "Bence yol ikidir. Mizann iki kefesi gibi... Birinin hiffeti, tekinin skletine geer. Ben tokadm Antranik'le beraber Enver'e; Venizelos ile beraber Said Halim'e vurmam. Nazarmda vuran da seldir.." Enver Paa Trkistan'da 1903'de Harbiye'den Kurmay yzba olarak kan Enver, ttihat ve Terakki'ye ilk katlan gen subaylar arasnda idi. Cesareti, karar kesinlii, muhatablarn tesir

altnda brakan ahsiyeti, mazbut hayat ile ksa zamanda ne geti. 1908 senesi 9 Haziran'nda Reval limannda Rus ar kinci Nikola ile, ngiltere Kral Beinci Jorj arasnda, 'hasta adam' Osmanl mparatorluunun mirs taksimi zerinde anlama haberi sonucu, bir kurtulu yolu olarak benimsenen merutiyetin iln iin emrindeki kuvvetlerle Sultan Hamid'e kar ayaklanmak iin, o gnlerin syleyii ile daa kan gen zabitler arasnda o da vard: Hrriyet kahraman olarak anlmas bu ne kndandr. Bedizzaman', 23 Temmuz 1908'de Selnik'te, bir din ve maneviyat ahsiyeti olarak ilk nutkunu verdii gn tanmt. 1913'de, Balkan Harbinin felketi neticeleriyle lke dertli ve mitsiz iken, iki rtbe birden ter ederek mirliva (tmgeneral) rtbesiyle 32 yanda Osmanl mparatorluu Harbiye Nzrlna geldi. Orduyu ksa srede slh etti, bir sre Berlin'de ateemiliter olarak bulunmu. Alman ordusunun kudretini grmt. Bu kuvvete inanm olarak Birinci Dnya Harbinin banda Almanlarla mttek olarak harbe girmemizde en byk tesir ondan oldu. Yal ve hasta padiah Sultan Read'n yerine bakumandan vekili olarak da ordularn idaresi elinde idi. Bata Sarkam felketi, bir ok yanl hareketlerde bulunduunda phe yoktu. Bu taraf yannda, vatansever, mnev deerlere bal, ferd ahlk sahiplii zerinde kendisini sevmeyenler bile birleiyordu. Balkan Harbinde tarihin en byk yenilgilerinden birisine uram ordudan Birinci Dnya Harbinde ve Mill Mcadelede hrikalar baarm ordunun

bu kendine geliinde Enver'in emeklerinin byk olduu kaydedilir. Mondros Mtarekesinden nce, Bolevik (Komnist) htillinin yapld Rusya'ya gitti, oradan gizlice, istikllini yeni iln etmi Buhara'ya geti ve bu tarih Trk beldesini istilya kalkan Ruslarla mcadeleye giriti. nce baarya ulat, fakat komnistlerin byk kuvvetler gndermeleri karsnda, o tarihte Afgan veliahd Emanullah Hann Kabil'e gelmesi teklini reddetti. Valcuan'da elinde klnc Rus saarna hcum ederken ehid dt. Bedizzaman'n, "Ben tokadm Antranik'le beraber Enver'e vurmam.." dedii gnlerde Osmanl mparatorluumuzun sabk Harbiye Nazr ve Bakumandan, Buhara'da barndan slm dnyasnn en yce limlerini yetitirmi, slm medeniyetinin unutulmaz merkezlerinden birisi olmu, bir zamanlar Harzemhlar devletine pyitahtlk yapm lkede Rus'a kar kurtulu kavgasn yrtyordu. Bir Ermeni komitacs olan Antranik'le, Osmanl Devletinin Harbiye Nazr Enver Paa'y bir tutmam, diyen Bedizzaman'n bu gzel grn daha iyi anlamak iin Ermenilerin Antranik paa dedikleri adamla ilgili u bilgilere bakalm: Antranik kimdir? Birinci Dnya Savandan nce ve sava srasnda Trklere kar kurulan Ermeni etelerinin en nl

komutandr. 1865 ylnda ebinkarahisar'da dodu. Soyad Ozanyan'dr. ocukluunda stanbul'a geldi, bir sre ii olarak altktan sonra 1884 ve 1896 yllarnda Ermenilerin Sasun (Bitlis), Mu ve Van'da kardklar isyanlara katld. Osmanl Devletine kar savat. nn 1901 ylnda kan Mu isyannda ve atmalarnda yapt, 'Antranik Paa' lkabn ald. 1905 yllarnda Bulgaristan'a geti. Tanak Partisinin faal yelerinden olarak Bamsz Ermenistan Devleti iin alt. 1907'de Tanak Partisi Genel Kurulunda parti yneticileriyle anlaamad iin ayrld. 1908'de Tanak yneticileri kendisine Osmanl Meclisinde Ermeni milletvekillii teklif ettilerse de, kabul etmedi. svire, ngiltere ve Fransa'ya gitti. 1912 ylnda Bulgaristan'a dnd ve Bulgar ordusunda grev alarak Balkan Savalar'nda Osmanllara kar Bulgar subay olarak savat. 1914'de Birinci Dnya Sava balaynca, Rusya'ya geti ve Tiis'te etesini kurarak, Ermeni birlikleriyle Rus ordusu saarnda yer ald. Osmanl kuvvetlerine kar savat. 1918 Sovyet ihtilali, ebinkarahisarl Antranik'e 'general' unvann verdi. Kafkasya Ermenistan askeri bakmdan onun ynetimindeydi. Bu arada Ruslar ekilmeye balaynca, Trk ordularna kar Erzurum'u savunacak olan Ermeni birliklerinin bana geti. Fakat Trk askeri karsnda Ermeni birlikleri dalnca, tekrar Rusya'ya kat. "Bu kez Sovyetler'den gereken ilgiyi gremeyince,

Erivan'a geti. Ermeni birliklerini datt, silhlarn teslim etti. Erivan'dan Tiis'e dnd ve Avrupa'ya geerek oradan Amerika'ya ulat. 1922'den 1927'ye kadar Amerika'da yaad ve orada ld. Kemikleri 1928'de Amerika'dan alnarak Paris'e gtrld ve orada Pere La Chaisse mezarlna gmld. Doumunun yznc yldnmnde, yani 1965'de dnyann her yerinde Ermeniler tarafndan anld. Hatta bugnk Sovyet Ermenistan'nda bir kasabaya ebinkarahisar ad verilerek heykeli dikildi."

MER LTF GEDKOLU


Denizli maznunlarndandr. 1899'da nebolu'da dnyaya gelmiti. 1986'da vefat etti. "Ben eyh aban- Veli'nin misariyim" 1916 ylnda inebolu'da ticaret mektebinde okurken beni lisan biliyor diye Almanya'ya gndermilerdi. Almanya'ya gitmeden nce raan Sarayna uradk. Orada Topal smail Hakk Paa ile Enver Paa da vard. Yirmi kadar talebe Almanya'ya gittik. stad' ilk defa Sirkeci'de stanbul kumandan Salih Paa ile giderken grmtm. stad, Paadan az nde gidiyordu. Paa kendisini geriden takip ediyordu. stad'n belinde kama, srtnda cepken, ayanda izmeler vard. O zamanlar askerdim. Aradan yllar geti. stad' Kastamonu'da grp, ziyaret ettim. Bu ziyaretten evvel bir rya grmtm. inebolu deirmeninin yannda bir trbe vard. Trbe yolunun iki

tarafnda yazlyd.

mezar

talarnn

zerinde

kelime-i

tevhid

Bu ryadan sonra Zenbilli Ahmed Efendiyle Kastamonu'ya gittik. Gittiimizde stad: 'Daa gidecektim, gitmedim, demek siz gelecekmisiniz' dedi. Ben daha ismimi sylemeden bana ismimle hitab etti. Biz oradayken eyh aban Veli Hazretlerinin imam geldi. stad ona ok iltifat etti. Kendisine husus sandalye getirtti. 'Ben burada eyh aban Veli'nin misariyim' diye buyurdu. Denizli hadisesi srasnda evimi bastlar. Ben bahede masa zerinde Risale-i Nur'lar yazyordum. Bir ara yazya ara vermi, baka bir ile megul olmaya balamtm. O srada polis ve jandarmalar geldiler. Masann yanndan getikleri halde, zerindeki kitaplar grmediler. Eve girdiler. Evin bir odasnda kzlarm da yaz yazyorlard. Odann kapsna bir jandarma diktiler. eri girmediler. Sonra ktphanenin bana geldiler. 'Kitap var m?' diye sordular. Ben de 'Var efendim, buyurun' dedim. Kitaplarm ktphaneden aa indirmeye baladlar. Ktphanenin nnde masa vard. Evvel Risale-i Nur'lar stne dizdiler, dier kitaplar da onlarn stne braktlar. Bylece zerini kapattklar Nur'lar grmediler, Hibir kitap bulamadlar. Denizli'den evvel bir ay kadar nebolu hapishanesinde

kaldk. Sonra vapurla Denizli'ye doru yola ktk. Denizli hapsinde devaml stadmzla grtk. Ebed, nurlu derslerini dinledim. "Bize devaml olarak sabr tavsiye ederdi. 'Korkmayn, yaknda kacaksnz' diye cesaret telkin ederdi."

OSMAN NUR TOL


Eski Alay Mftlerinden, Yarbay (1885-1955) stad' Mill Mcadele yllarnda tanyordu Eski alay mftlerinden Osman Nuri Efendi aslen Ankara'ldr. stanbul'da vazife yapmtr. Rtbesi yarbayd. 1885'te dnyaya gelmi, l Ekim 1955'te Ankara'da vefat etti. Mezar Cebeci Kabristanndadr. Osman Nuri Efendinin kznn kz, lhiyat Fakltesi hocas gh Oktay Gner'in ei nci Gner, dedesinin, ho sohbet, ilm sohbetler yapan, herkes tarafndan sevilen ve tatl bir insan olduunu ifade etmektedir. Osman Nuri Efendi, stad Bedizzaman' mill mcadele senelerinde stanbul'dan tanyordu. O zamanlar grmeleri ve sohbetleri olmutu. Osman Nuri, Bedizzaman' seviyor ve ilm dehasn ok takdir ediyordu. Daha sonra Emirda'da stad Bedizzaman' ziyaret etmiti. Osman Nuri Efendi'nin Tarihe-i Hayat'ta stada yazd ok gzel bir mektup vardr. kinci Emirda Lhikas'nda da stad Bedizzaman'n kendisine hitaben

mektubu bulunmaktadr. Ayrca lhikalarda ismi ve iirleri mevcuttur. 1950 ylndan sonra merhum Ceyln alkan ve Mustafa Sungur'un, Osman Nuri Efendiyle ok grmeleri, ziyaretleri ve sohbetleri olmutu. Osman Nuri anlattklar hakknda Mustafa Sungur'un

Bu zat 1950'de, Hazret-i stad bizleri Ankara'ya hizmete hdim kldklar zaman tanmtk. Cellli bir zat idi. Nak tarikatna mensup, Hazret-i stadmzn tabiriyle, ehl-i kalb bir zat idi. Hazret-i stadmz ona yazdklar mektuplarda 'Benim Ankara'da bir vekilim' diye husus iltifatta bulunurdu. Ziyaretine gittiimizde 'Elvekil kel-asl, velev kne kr fasil' diye sze balard. O zaman Abdullah Aabey, Seyyid Slih, Ahmed Atak gibi Nur talebeleri yanna giderdik. Rahmetli Ceyln karde de vard. Bu ibareyi sylemekteki maksad: Hazret-i stad'n kendisini Ankara'da vekil tayin ettiinden bahisle, kendisini dinlememiz icap ettiini ve izinsiz bir hizmette bulunulmamas lzm geldiini ihtarda bulunurdu. Ve kendisinde Osmanl devrindeki l tavrlar ve slm terbiye ve edep ikre grnrd. Hazret-i stadmz ok severdi. Tarihe-i Hayat'ta mevcut 'Sahib'n-nur ve ihls' diye balayan bir mektubunda kendini tantmak babnda eski alay mftlerinden olduunu ve devr-i Cumhuriyette 25 seneye yakn Mill Mdafaa Mftlnde bulunduunu ifade etmektedir. Mill Mdafaa

Mftlnde bulunduu mddete hem sabk alay mftlerinden olmak hasebiyle, hem de Nak tarikatnda vazifedr kmil bir zat olmak itibaryla o zamann Asker Temyiz Reisi Kemal Kalkan Paa ve daha bilemediimiz pek ok zevat- muhterem, kendisine bal manev talebeleri ve mritleri idi. Kendisi ifade ederdi ki, ilk iki reis-i cumhurla defaatle satran oyunu oynam ki, Kur'n ve slmiyet aleyhindeki hareketlere mni olsun. 1944 Denizli Ar Ceza Mahkemesi beraatnn Mahkeme-i Temyizdeki tasdikinde il du mnsnda samim alka ve gayretleri olmutur. 1950'de demokrasinin zuhuruyla baz cz'i de olsa slm hareket ve hizmetleri grp duyduka, Risale-i Nur'un muazzam ve ulv mazhariyetini ifade iin zaman zaman yanna gelenlere bilhassa u ifadede bulunurdu: 'Bu zamann eyh'l-Ekber Muhiddin-i Arab'si ve ah- Nakibend-i Kudssi ve Sultan Abdlkadir'i, Bedizzaman'dr.' Ve zaman zaman baz izahlarnda 'Bu Bedizzaman'n Risale-i Nur yolu peygamberler, sahabeler, evliyalar ve asyalar yolu, srat- mstakim caddesidir. O mukaddes silsilenin bu zamanda devamdr' derdi. Fevzi akmak sohbetlerine devam etmiti Ben kendisinden deil, fakat sadk dostu Cevad Beyden dinlemitim. Millet Partisini 23 kii olarak kendisi kurdurmu. Bu itibarla Demokratlara pek iltifat etmezdi. Askeriyeden mtekait alay mfts ve Mill Mdafaa mftlklerinde de bulunmu olmas noktasnda olacak ki,

Mareal Fevzi akmak ile de alkadar imi. Fevzi akmak hayatnn sonunda Osman Nuri Efendinin sohbetlerine devam etmi. ki defa Osman Nuri Efendinin ayana kapanm ki, aff iin dua etmesini rica etmi. nk Maarif Vekili Hasan Ali Ycel'in, Trkiye'nin geleceinin temel talarndan en ehemmiyetlisi olan Maarif Vekletini elde edip, btn imknlarn 'leri bir genlik yetitireceiz' maskesi altnda komnizm rejimine zemin hazrlamak iin sarf etmesi neticesi ok azm ve dehetli bir tehlikenin vatan ve millet fkn sarsmas noktasndan Erkn-Harbiye Reisi Fevzi Paa bundaki byk hisse ve itiraki gryor ve ekilen zakkum tohumlarnn birden ok geni bir sahada lizlenmesini mahede etmekle, elbette 'Nereden, nereye?' sualini kendi kendine soruyordu. Vatan ve milletin tisinden endie duyuyordu. Ve bin-netice, bir tesell ve gufran kaps aramakta idi. Osman Nuri'nin kendi apnda tekil eyledii cemaate, bu noktadan dahil oluyor ki, Kurtulu Savan kazanan mukaddes ruhun, millet ve vatana balln en yksek rneini asker ve sivilden mteekkil- az da olsa-Osman Nuri cemaatinde grmekte ve btn bunlarn mlhazasyla bir af ve Marifet yolunu Osman Nuri delaletiyle aramakta idi. Bu nokta-i nazardan rahmetli Osman Nuri Efendi, o dehetli zamanlarn mes'uliyetlerinden kendisini kurtaracak ekilde almtr. Nitekim zaman zaman anlatt ve en gzel ve isabetli tabirini Ahmed Feyzi Aabeyin beynnda bulan bir sdk ry veya mnda grd yle bir vak'a vardr: Bir mecliste Peygamberimiz Fahr-i lem (a.s.m.) ile Eb

Bekir Sddk( r.a.) ve kendisi de bulunduu halde, Sddk-i Ekber Efendimiz soruyor: 'Y Resulallah, mmet-i Muhammed'in (a.s.m.) hli ne olacak?' Cevaben Resul-i Ekrem (a.s.m.) Efendimiz, 'lem-i insaniyet, slmiyete inklb edecek ve medeniyet-i Muhammediye btn beerin ruhuna nefhedilecek' buyuruyor. Bunun zerine tekrar Sddk-i Ekber Efendimiz, 'Bunu kim yapacak?' dedii zaman, Peygamber Efendimiz, 'te!' diye Osman Nur Efendiyi gsterdiini sylerdi. Millet Partisini kurdurmas, Hazret-i stad' Ankara'ya davet etmesi ve Hazret-i stad iin evine muttasl bir yer yaptrm olmas da grd mezkr muhavereye binen idi. 1950 gz aylarnda rahmetli Ahmed Feyzi Aabeye bunu anlatmt. Feyzi Aabey onun evkini krmamak iin yannda sylemeyip, dar ktmzda dedi ki: 'Osman Nuri Efendinin bu Ankara'da bulunuu, Risale-i Nur'a samim alkas, irtibat ve Hazret-i stad'a dostluu ve yaknl itibaryla o kll ahs- manevye olan tevecch ve mazhariyeti cihetinden kendi aynasnda o kll mny grm.' Evet, Osmanllardan sonra hem lem-i slmda, hem lem-i insaniyette dehetli tahavvller ve inklplar zuhura geldi. Bugn Nur'larn yla baktmz zaman anlyoruz ki, mmet-i Muhammed'in 1400 seneden beri zuhuruna intizar ettikleri ve dehetinden Allah'a sndklar hirzaman hdisatnn zuhuru bu zaman imi. Nitekim otuz-krk sene sonra gerek dnya zerinde, gerek memleketimizde meydana gelen anari hdiseleri ve

komnizm tehlikesi gibi milyonlar kasp kavuran mthi bir ahlkszlk ve imanszlk tunu, ebede namzet insan iin ne azm bir tehlike arz ettii mlmdur. Evet, ekirdein kymeti, ondan fkran aacnn heybetiyle llr. Bu mn hayrda da eyde de ayndr. Peygamberimiz Efendimizin, 'Kim iyi bir r aarsa, ondaki hayr devam ettike, bir misli o r aann defter-i maline yazlr. Kim de fen bir r aar, o devam ettii mddete yekn erler ona yazlr' melindeki bir hadis-i erif var. 'Essebeb kel-fil' srr ile ki, Allah alem, hir zamanda zuhur eden hdiseler de byledir. Hayr ve erde balayan, devam eden, gittike gelien ve milyonlar iine alan iki cereyan- azmin mebde'leri, sebep ve vesileleri, filleri olan reisleri, evvelleri byyorlar, inkiaf ediyorlar. Dal budak salyorlar, kllleiyorlar. Cenneti batan baa kuatan Tb aac gibi ve Cehennemi ihata eden korkun zakkum aac gibi her tarafa uzanyorlar. te rahmetli Osman Nuri Efendi, merkez-i py-i taht-i hkmette samim hizmet-i diniyesi, Risale-i Nur'un Denizli beraatinin tasdikindeki hizmeti ve kendi zt- mbarekindeki yksek iman ve metanetiyle, manev bir mjde-i Nebeviyenin bir nebze tecell-i iltifatna bu sretle nil olur, demektir. Osman Nuri Efendi hcre-i nuriye olarak tesmiye ettii ve Hazret-i stadmzn da medrese-i nuriye olarak kabul ettikleri, dershne-i nuriye tamamlandktan sonra, tekrar Hazret-i stad' dvet etti. Hazret-i stadmz aadaki mektubu kendisine gndermiti:

stadn Osman Nuri Efendiye mektubu Aziz Sddk Kardeim Osman Nuri, Madem Cenab- Hak, senin kuds niyet ve ihlsnla, Ankara'da en mhim gen Said'ler, senin etrafna toplanm. Madem Ankara'da benim bulunmam lzumlu gryorsunuz. Ben de imdi nafakamla tedarik ettiim nshalarm o kk medrese-i nuriyeme benim bedelime gnderiyorum. Onlarn adedince Said'ler, seninle komu olurlar. Hem fedakr evldn ok fevkinde sadkatle imdiye kadar hizmetleriyle her biri birer gen Said olarak be-on Abdurrahman'larm hkmnde Sungur, Ceyln, Salih, Abdullah, Ahmed, Ziya gibi gen ve alkan Said'leri senin yanna hem benim vekilim, hem senin talebelerin olarak benim bedelime o kck medrese-i nuriyeye nezaret ve bir nevi dershane olarak reyinize brakyorum.' Fakat rahmetli Osman Nuri Efendi mutlaka Hazret-i stadmzn terini bekliyordu. Yakn bir istikbalde yzlere binlere bli olacak ve btn vatanperverler tarafndan ileride takdirle karlanacak, byle ulvi ve gen talebelere her sahada faydal olacak dershane-i nuriyelerin mebde ve balangc olacak mndaki byk mazhariyet yerinde, ill Hazret-i stad'n gelmesi isteine, bu tarz mukabelesinden bir derece mahzun ve mkedder olmutu. Bizim de niversiteliler arasndaki Nur'larla hizmet faaliyetimizi, mesel Zbeyir Aabeyin, Ceyln, Seyyid Salih ve sir kardelerin konferans gibi, temaslar gibi ayr

ayr sahalardaki hizmetlerini 'Haber vermeden yapyorlar' endielerinden mtevellit olacak ki, zntsn izhar etti. Biz de Hazret-i stadmza durumu arz ettiimizde Emirda Lhikas'na geen mektubu gnderdiler." (Bak. Emirda c.2.Sayfa 57)

MEHMET SOFUOLU PROF.HLM ZYA LKEN


MEHMET SOFUOLU PROF.HLM ZYA LKEN Tefsir ve hadis hocas. Mehmet Zeki Sofuolu 1990'da vefat etti. "Bu zata Bedizzaman derler" stanbul lhiyat Fakltesinin merhum tefsir ve hadis hocalarndan Mehmed Sofuolu 1956 ylnda slmkyl enitesi Nuri Ufuk'la birlikte bir sohbahar gn Barla nahiyesine doru yola kmlard. Gayeleri Barla'da stad Bedizzaman' ziyaret etmekti. Vardklar zaman Bedizzaman'n orada olmadn zlerek grdler. Barla Karakolundaki jandarmalar verilen emri yerine getirmek iin, Sofuolu Hocaya "Niye geldin, niin geldin, hviyetin nedir?" gibi mlm devirlerin mlm sorularn

sorarak ifadelerini aldlar. Merhum Sofuolu, son devir limlerinden Yusuf Ziya Yrkhan'n ve Hilmi Ziya lken'in Bedizzaman'dan ok sitayile bahisler atklarn; ilmini, irfann ve kahramanln sena ettiklerini bize anlatrken, Hilmi Ziya lken'le Bedizzaman bahsini konutuklarn da sylyordu. Prof. Hilmi Ziya lken kitaplarnda Bedizzaman'n eserlerinden nakiller yaparken, dostlarna da stad Bedizzaman'dan hep sitayile bahisler aard. lken 1946 ylnda neredilen slm Dncesi Trk Tefekkr Tarihi Aratrmalarna Giri isimli eserinde, "slm dncesine ait Tanzimattan sonraki yaynlar" ksmnda stad Bedizzaman'n Snuhat, Lemaat, Habbe ve Zeyl'l-Habbe isimli eserlerinden sitayile bahsetmektedir. Merhum Mehmed Zeki Sofuolu, Edebiyat Fakltesi Trk Tefekkr Tarihi ve Sosyoloji Profesr Hilmi Ziya lken'le Trkiye'nin ilk slm Enstits stanbul Fndkl'da yeni ald zaman grp, sohbetleri olduunu anlatmt. Enstitde bir gn sohbet ederken, Hilmi Ziya lken kendi hocasyla aralarnda geen bir hadiseyi yle anlatmt: "Merutiyet senelerinde hocamla birlikte Nuru Osmaniye Camiinin yaknlarnda bir ayhanede oturup

sohbet ediyorduk. Tam o esnada camiden, yannda talebe ve fedaileriyle, klhl, izmeli, ark kyafeti iinde gen bir zat kt. Hocam hemen beni ikaz etti. 'Bu grdn zat ilimde deryadr. Sakn bunun kyafetine bakp da aldanma! Herhangi bir mevzuda dahi olsa bununla mnazara edeyim, mnakaa edeyim deme, bu zat seni mat edip, malp eder. Bu zata Bedizzaman derler." Prof. Hilmi Ziya lken'den bu hatrasn bize nakleden merhum Sofuolu Hoca da, Bedizzaman' ve eserlerinin kymetini ifade edip, takdirlerini bildirmiti.

TEVFK DEMROLU
"Bedizzaman'la Beyazid Camiinde buluurduk" stad Bedizzaman Said Nurs Hazretlerini, Dou Anadoluda yapmak istedii Medreset'z-Zehra (slm niversitesi) zamanndan duymutum. Zaten o zaman hreti byk, her yerde bilinir ve tannrd. Fakat ilk grmemiz Eyp'teki Sokullu Medresesinde oldu. O zaman eyh ek Efendi vard. Byk bir adamd. Esasen benim bir daym vard. Seyyid Tah Efendi. Uzun zaman Van Mebusluu yapt. stad ile o birbirlerini ok severlerdi. Bu sebeple bir ay mtemadiyen geldi ve bizde beraber yatarlard. Bir ay Sokullu Medresesinde oturduk. Sonra dris Kknde oturmaya baladk. ok mzeyyen, ahap, enlikli bir eydi. T amlca'ya kadar her yeri grrd. Asl Yavuz Sultan Selim zamannda yaplm, III. Sultan Selim de bu binay tamir ettirmitir. Uzun zaman bu kkte kald. Bilahare aada, trbenin yanndaki odada kald. Daha sonra Dr-l-Hikmet'l-slmiye azas olduu zamanlar Readiye Otelinde kald. Sonra Vezneciler'de bir eve geti. Biz kendisiyle ya Beyazt Cami-i erinde veya

ehzadebanda ayhanede buluurduk. Uzun birader Eyp'te iken yle bir hatramz oldu: Eyp meydanndaki yourtudan yourt alrd. 'Merhaba yourtu efendi' derdi. Hi unutmam. rme bir kesesi vard, onu karr parasn verirdi. Yourdu alp yukarya karken, kpekler peimize derdi. Kpeklere 'Pist birader, pist birader' derdi. Bir gn, ben, 'stad'm; o birader, ben birader. Byle olur mu?' dedim. O da: 'Sen uzun biradersin' dedi. Otuz yl sonra 1952'de Sirkeci'de Akehir Palas Otelinde ziyaretine Eref Edip Beyle gittiimizde beni bu nam ile yine tand. 'Ve aleykm selm! Uzun birader' dedi. imdiki Sultan Selim Camiinde imam Ali Rza Saman Bey vard. Son zamanlarda Sultan Selim'li Hafz Ali diye tannrd. Onu ok severdi ve nnde otururdu. 'Hafz oku oku, bizim vaaz u nasihatlerimiz, para etmez. Sizin okuyuunuz belki bu milleti slh eder' derdi. amlca'ya ok giderdik stad Bedizzaman'la amlca'ya ok giderdik. O zamanlar Yusuf zzeddin Paa Kknde kalrd. Bir kuyu kenarna oturur sohbette bulunurduk. stad'n ekser vakti, Eref Edip Beyin yannda geerdi.

M. Akif Bey de gelirdi. Hutuvat- Sitte'yi datrdm stabul, ngilizlerin igalindeyken stad'n biraderzdesi Abdurrahman'la beraber Hutuvat- Sitte'yi datrdm. Nerede iimize gven ve emniyet hissi veren bir kii ksa ona verirdik. Bu tarz da ben tavsiye ettim. nk tuhaftr. Amerikallarn bir neir yurdu vard. 'Rabilhous' diye. Kitab- Mukaddes'i basyorlard. Orada bir Ermeni vard. Ben onu grnce selm verir ve halini sorardm. O beni gzne kestirmi. ncil'den ufak risaleler yaptrmlar. Kk kitapklar halinde, bana bunlardan 5-10 tane verir. "Tevzi eder misin?' derdi. Biz de alr, gtrr ve yakardk. Ben bunu stad'a syledim. 'Siz msaade edin byle yapalm' dedim. 'Peki' dedi. 'Abdurrahman'la bu ii yapn.' Kitaplar Vezneciler'de bir ayhanedeydi. ngiliz igali olmasna ramen korku diye bir ey bilmiyorduk. Ben Trbe'de bir ngiliz polisini dvmmdr. Yerlerine gre bazen yzlerine tkrp hemen kaardk. Tabii peimize derler. Trk polisi de bize talimat verir. 'Saa sap'der, onu sola gtrr. Bylece izimizi kaybettirirdik. Top kamalarn karrdk Ayrca top kamalarn alp, ngiliz toplarn muattal hale getirmek gibi gizli bir alma yapardk. Bunun iin Sirkeci'de biri kahvehaneden talimatmz alrdk. Washington Sefareti mam Saffet Efendi devaml burada bir sedirde otururdu. nne de bir nargile alr ierdi. Biz

yanna gelir elini perdik. Bu anda o bizim elimize bir kt sktrr ve hemen u ekilde barrd. 'Oluma bir ay' derdi. O zamanlar bir de 'Mimmim' grubu mel'unlar vard. Ben ve bazmz onlar tanmyorduk. Baz tanyanlar vard. Onlardan gizli yapyorduk. Benim vazifem tersaneden top kamalarn alp, aramba Polis Karakolu yanndaki Kuyulu Kahvehaneye getirmekti. Bu kahvehanenin n ve arkas bahe idi. Ben tersaneden kda sarl olarak top kamalar alrdm. Mevsim de kt, benim bir pardesm, yamurluum vard, onun altna koyardm ve elimi de cebime koyup onlar tutardm. Sonra Kasmpaa'dan vapura biner, Fener'e kardm. Camc yokuundan aramba'ya gelir ve kahvehaneye girerdim. Bazen vapuru karp bir sonrakine kalrdm. O zaman kahveci: 'Ho geldin evlt, nerede kaldn?' derdi. Kahve iki kapl idi. Arka baheye kan kapy aar, dar kardk. Bahede kr bir kuyu vard. Onun bana getirir ve verirdim. Kamalar o da bir halata sarar ve kuyunun iine koyard. Sonra beraberce ieri girer, o da tezghtara 'Oluma bir ay verin' derdi. ay ier ve zaten vakit epey ilerlemi olur ve ben Eyp'teki evimize giderdim. Dier taraftan baz arkadalar da Ahrkap'da silh alarlard. Eref Edip'i ok severdi. stad, Eref Edip Beyin Sebilrread Mecmuasyla ok yakndan ilgilenirdi. Eref Edip Beyi ok severdi. Hatt son grmemizde Avukat Mihri Helav'a 'Bak, Mihri, Eref

Edip Bey gnahlarn afettirdi. slma ok hizmet etti. Ya sen ne yapyorsun?' dedi. O da 'Dua buyurun, ben de inaallah bir eyler yaparm' dedi. Sana heykel dikmek iin yardm etmedik stad daha nceden beni Ankara'ya gndermiti. Bilahare kendisi de srarla istenince geldi. Orada son olarak kendisini Mustafa Kemal'le istasyonda konuurken grdm. Ben yanlarnda idim. O zaman Mustafa Kemal'in Sarayburnu'na heykelinin yaplmasn dnyorlard. Buna karlk ilk olarak Sokullularn adam olan sarkl avukatlardan Abdunn Efendi kar kt. stanbul'dan Ankara'ya telgraar ekti. 'Hilfet merkezine heykeller dikilemez' diye. O zaman da stad: 'Paa biz sana heykel dikmen iin yardm etmedik' dedi. stasyonda ben duydum. Mustafa Kemal cevap vermedi, yrd. Ertesi gn de duyduk ki stad Van'a gitmi. "stad' anlayan tek devlet adam Adnan Beydir. Rahmetli ok anlamt. Ama ne yapsn, etrafndakiler ona daha fazla yardm etmesine mani oluyorlard." Tevk Demirolu 8 Mays 1987'de vefat etti.

SMAL HAKKI ZMRL


smail Hakk zmirli (1868-1946). zmirli smail Hakk din, felsef ilimlere ait eserleriyle ve almalaryla tannan, yakn tarihimizin byk limlerindendi. zmir'de dnyaya gelen smail Hakk, Rus harblerinde vurulan Yedek Yzba Hasan Efendinin oluydu. Dar'l-Hikmeti'l-i slmiye zas zmir Rtiyesini bitirdikten sonra stanbul'da tahsiline devam etmiti. Darl muallimin-i liyenin edebiyat ksmndan birincilikle mezun olmutu. Bir mddet de Fen Fakltesine devam etmiti. eitli mekteplerde dersler okutmutu. Edebiyat ve lahiyat Fakltelerinde mdrlk yapt. Mlkiye ve muallim mekteplerinde de dersler okutmutu. zmirli smail Hakk'nn yz kadar yazd eseri bulunmaktadr. Byk bir ktphanesi vard. Kitaplarn Sleymaniye Ktphanesine balamt. Kitaplar Sleymaniye Ktphanesinin zmirli smail Hakk blmndedir. Buradaki kitaplarnn tamam bin yedi yz cilt kadardr. Bunlarn iinde, Bedizzaman'n eski

kitaplarnn hemen ekserisi bulunmaktadr. 31 Ocak 1946 Perembe gn akam Ankara'da vefat etmiti. Hac Bayram Camiinde cenaze namaz klndktan sonra Cebeci Asr Mezarlnda topraa verilmiti. Vefatndan sonra gazetelerde hakknda eitli yazlar kmt. Bunlardan Mehmed Akif Ersoy'un damad mer Rza Dorul 2 ubat 1946 tarihli Cumhuriyet gazetesinde bir yaz neretmiti. Dorul, "smail Hakk zmirli" balkl yazsnn sonunu yle bitiriyordu: Kendisini otuz be yl nce Mehmed Akif'in muhitinde, Babanzade Ahmed Naim'le, Ferid Kam'la birlikte tanmak ereni kazanm ve onun iltifat ve tevecch ile karlanmtm. Kendisi, Mehmed Akif muhitinin en belli bal erknndand ve o meclis, zmir'siz tamamlanamazd. Onlarn hepsi Allah'n rahmetine kavutular. Nihayet o da, o meclisi bam baka bir lemde tamamlamak zere onlara katld. Ve onlar gibi o da bizi ksz brakt. "Trk milletine ve slm lemine basal dileriz." Radyo gazetesi muharriri Nureddin Artam da smail Hakk zmirli'nin lm mnasebetiyle u beyti sylemiti: Hakky Hakka eyledik sl, Ona hasret ekerdi bni Kemal, Yrd Hakka, Hakk zmirli ekeriz biz de imdi sm-i Celal." Eserlerinden bazlar unlard:

Maani-i Kur'n, Yeni lm-i Kelam, Usul- Fkh Dersleri, lm-i Hilaf, Din Dersleri, Siyer-i Nebeviye-i Celile, Garb Filozoaryla ark Filozoar Arasnda Bir mukayese, Fenn-i Menahi, eyh ebi Bekir-i Razi, Mutasavvife Szleri mi?, Gazilere Armaan ve Angilikan Kilisesine Cevap. zmirli smail Hakk eserlerinden dolay vekaletinden takdirname ald gibi, Fransa tarafndan da kendisine akademi nian verilmiti. maarif devleti

zmirli, verdii dersleri pek heyecanl bir ekilde anlatrd. Bitmeyen bir ilim heyecan tard. Gayet gzel dersler anlatrd. Onun derslerini anlamayan hemen hemen yoktu. slm tarihini yaayarak anlatrd. Kendisini dinleyen talebelerini baz zamanlar da anlatrd. slm tarihini anlatrken talebeler dersin tafsilatl olmasn istedikleri zaman onlara cevaben: Benden mufassal istemeyin, mevsuk isteyin!" derdi. zmirli" adyla tannan Hafz smail Hakk, Dr'lHikmeti'l slamiye'de zlk da yapmt. Hd hepsine rahmetler eylesin.

MUSTAFA BARIN
1901'de Konya'nn Sarveliler kasabasnda dodu. eitli hocalardan dersler ald. Bekir Haki Efendi de hocalarndandr. Eski adalet bakanlarndan Sedat umral ile samimi bir arkadat. stad Bedizzaman' stanbul, Emirda ve Isparta'da ziyaret etmiti. Kardei Dr. Tahir Barn'a stad Bedizzaman' gsterip tantrmt. Mustafa Barn'n Arapadan tercme edilmi baz slmi eserleri vardr. stikll marmzn airi Mehmed kif Beyin Fatih Sargzel'de dnyaya geldii evin yerinde bugn Barn Apartman ykselmektedir. Barn Apartmannn sahibi Dr.Tahir Barn'n evinde senelerce, her hafta aramba okunan Risale-i Nur derslerine devam etmitik. Merhum doktor aabeyimiz, kendilerine, Mtareke senelerinde ilk defa aabeyi Mustafa Barn'n Bedizzaman' gsterdiini ve bir kitabn okumas iin verdiini anlatmt. Mustafa Barn'n Fatih Camiinin gney taraarndaki medreselerde grd Bedizzaman' kendisine tantt gnleri hasretle anlatrd. Doktor Tahir Barn aabeyimizin vefatndan yllar

sonra, aabeyi Mustafa Barn' Feneryolu'ndaki evinde ziyaret etmitim. Bu ziyaretlerim esnasnda aziz hatralarn da dinleyerek tesbit etmitim. Kendileri stad Bedizzaman' 1920'lerde grd gibi daha sonraki Cumhuriyet yllarnda Emirda ve Isparta'da da ziyaret edip grmlerdi. "Aradm adam mutlaka budur" Anlatt hatralardan unlar tesbit edebilmitim: Bizler Konya'da talebeydik. O gnlerde duymutum: Krdistan'da bir talebe varm, okuduunu unutmazm,ok byk bir limmi. 'On bir Buuk' isimli bir eseri varm (Divan- Harb-i r) diyorlard. Ben de 'Keke bu zat bizim Konya taraarna gelse de bir grsek' derdim arkadalara. Sonra -drt sene sonra stanbul'a gelmitim. Yine bu harika zat dnyordum. O zamanlarda tramvay Edirnekap'ya kadar gidiyordu. Bir gn Fatih otobs duranda tramvaydan bir zat indi. Klahl, ayaklarnda izmeler, srtnda bir krk, belinde kl gibi uzun bir kamasyla hemen dikkati ekiyordu. ime bir ilham geldi, 'Aradm adam mutlaka budur' diye bir dnce geldi iime. Bu zatn peinden gitmeye baladm: Yava yava Fatih medresesine ktk. Medrese'de yksek tahsil yapan Vanl Nimetullah vard. Nimetullah, Van'dan beri stad Bedizzaman' tanyormu. Beraber arkasndan stad'n odasna girdik. Frsat bekliyoruz,

oturup konumak istiyorum, ellerini pmek istiyorum. Medreseden be alt talebe arkada daha geldi. Onlar da stada kar ok hrmetkrlard. Orada ellerini perek hemen oturdum. Biraz konuup, tantk. Koltuunda bir takm kitaplar vard. Bu kitaplardan bir ka tanesini bana verdi, Bu kitaplardan herkese birer tane "hediyemdir" diye datt. Bunlarn iinde arat'l-caz' hatrlyorum. O zamanlar stanbul ngiliz igali altndayd, herhalde sene 1920-21 gnleriydi. "slma hizmet eden bu zata sen de hizmet et" Uzun zamanlar sonra Adana'da murakp olarak vazife yapyordum. stad Bedizzaman Emirda'da bulunduunu renmitim. Kardeim Dr. Tahir Barnda Emirda'da vazife yapyordu. Kardeime stad' ziyaret etmesini, hrmet etmesini yazmtm. "slma hizmet eden bu zata sen de hizmetkr olacaksn' diye bildirmitim. Byle bir zat Allah size nasip etti, elinden gelen btn gayreti gster, bu byk zattan istifade et' diye bildirmitim. *** Bir ara Antalya'da mdrlm vard, o tarafa geerken Emirda'a uradm. stad' ziyaret ederek ellerini ptm. O zamanlarda Demokratlar kmt. slm havalar biraz kuvvetlenmiti. stad bana, ziyaret edip ktktan sonra merhum Osman alkan ile bir hrkasn giymem iin hediye olarak gndermiti. ***

Daha sonralar Isparta'da vaaz etmitim. Bu vaazdan sonra da stad'n ziyaretine gitmitim. Kendilerinin hizmetlerine Bayram ve bizim ermenekli Ziver (Zbeyir), bakyorlard. Yanlarnda uzun kalmak istiyordum. Kurduumuz Snmez neriyatyla alkal baz eyler soracaktm. Ama kendileri ok rahatszlard. Beni hemen tand, Dr. Tahir Barn'n aabeyi olduumu ifade ettiler, yanndaki talebelerinin vastasyla konuabildik. Hasta yatyordu. Bizlerin hizmeti iin dualar etti. "antay: Yllar Bedizzaman' hakl kard" Gemi gnlerde ben Balkesir'de Hasan Basri antay' ziyaret etmitim. Merhum antay, 'lk mecliste Bedizzaman ne kadar haklym, biz hocalar stad Bedizzaman' desteklemedik ve yalnz braktk. Biz hocalar Bedizzaman biraz fazla gidiyor, diye kendilerine mani olmaya almtk. Kendilerini durdurmak iin, aman fazla ileri gitme diyerek, ceketinin eteini ekmitik. Bizler biraz da korkuyorduk. Bedizzaman ok pervaszd. Hi kimseden ekinip korkmuyordu. Ama yllar geince Bedizzaman'n ne kadar hakl olduunu grdk, bizlere hakkn hell etsin" dedi. Merhum Doktor Barn, aabeyi Mustafa Barn'dan duyduu bu hatray Emirda'nda stad Bedizzaman'a anlatt zaman, Bedizzaman "Maaallah, maaallah demek hocalar benim otuz sene evvel sylediklerime yeni gelmiler, madem yledir, ben de onlara hakkm hell ediyorum" diyor.

AL BALABAN VE CEMLE BALABAN


Eski Said'ten Yeni Said'e Gzel stanbul'un gzeller gzeli Boaz'na Osmanl tarihisi Dursun Bey "Nehr-i Azz" adn vermiti. Bedizzaman Said Nurs'nin Rumeli sahillerindeki ilk menzillerinden sonra Saryer hakknda, Boaz iinde Tarih eseri unlar kaydetmektedir: "Bir zamanlar Boaz feneri Saryer'de idi. Bilhassa balar, baheleri ve mesireleriyle mehur olan ky, gerek halkn, gerek hkmdarlarn rabetini eken mstesna bir mevkiye sahipti. Mesel elebi Solak Bahesi, bilhassa padiahlarn kiraz mevsiminde urak mahalli olmutu. Bata kinci Sultan Selim, Avc Sultan Mehmed, Drdnc Sultan Murad hep Saryer'in mptelalar idiler. Burada Drdnc Sultan Mehmed'in bir de av kk vard ki, bilhassa Hnkr Suyu padiahn av sahas iinde idi. Evliya elebi'nin ifadesine gre, Dndnc Sultan Murad, elebi Solak Bahesine bakm da 'Ben Hdim'l-

Haremeyn olduum halde byle bir Cennet bahesine sahip deilim' deyivermi. Bunu haber alan bahenin sahibi ise, 'Padiahma hibe olsun' diye bahesini hkmdara hediye etmek istemise de kabul ettiremedikten baka, padiah, bu gan gnll Solak'a sonsuz ihsanlarda bulunmu." Saryer'in Fstklbalar semtinde mtevaz ahap bir hane, Asrn Sultanna menzil olmu, mekn olmutu. Bedizzaman stanbul'da kald 1918-1922 yllarnda muhtelif zamanlarda gelip burada kalyordu. Bu evde, Abdlkadir Geyln Hazretleri Ftuh'l-Gayb kitabyla Eski Said'i Yeni Said'e evirmiti. Bu hdiseden otuz yl sonra da stad Bedizzaman, nebolu erafndan ve Nur talebesi Selhaddin elebi ile Sirkeci'deki Akehir Palas Otelinden bir taksi tutarak buray ziyarete gitmilerdi. Bu bahsi yllar evvelki tesbitlerimizle Nurs Yolu'nda "Fstkl Balar'da Bir Ev" bal altnda yazmtk. stad Bedizzaman Lem'alar'daki "htiyarlar Risalesi"nin "Onuncu Rica"snda "Saryer'de kendime bir halvethane buldum" diyerek, stanbul Boazii'ndeki Saryer menzilini sylemektedir. Bu gizli ibadet yeri olan Halvethane'den "Yirmi Altnc htiyarlar Lem'as" yle bahsetmektedir: "Halvet ve uzlet, bana sohbet ve muaeretten daha ziyade ho geldi. Ben de Boaz tarafndaki Saryer'de bir halvethane kendime buldum. Gavs- Azam (r.a.) (Fth'lGayb'iyle, bana bir stad ve tabib ve mrid olduu gibi,

mam- Rabban de (r.a.) Mektubat'yla, bir ens, bir mk, bir hoca hkmne geti. O vakit ihtiyarla girdiimden ve medeniyetin ezvakndan ekildiimden ve hayat- itimaiyeden syrldmdan pek ok memnun oldum. Allah'a krettim." "arktan bir Krt hoca gelmi" Karadeniz'in dindar evltlarnn yaad Saryer Camii, vakit namazlarnda bile Cuma ve mevlit cemaati gibi tklm tklm m'minlerle doluydu. 1986 ylnn tatl bir bahar gnnde klnan le namazndan sonra, sakall ihtiyar bir zatn yanna yaklaarak nereli olduunu sordum. Nur yzl dede, bana garip garip bakmakla birlikte Saryer'li olduunu syledi. Yine tatmin olmayp, doduu yeri tekrar sorduumda, dede ve babalarnn Doksan Harbinde Kafkaslar'dan gelip Saryer'e yerletiklerini, kendisinin ise Saryer'de doduunu ifade etti. Bu arada hemen ikinci mukadder ve hazr sualimi ynelttim: "Eskiden, yani altm sene evvel Saryer'de Bedizzaman oturmu, siz hi kendisini grdnz m?" deyince ihtiyar dede, glerek elini cebine att ve cebinden bir Nur Risalesi kard. Ben hayret etmekle birlikte, bu neviden hdiselerle ok karlam bir kimse olarak, fazla da armamtm. Saryer Camiinin emekli mezzini olduunu, stad Bedizzaman' ok grdn, ziyaret edip ellerini ptn, kitaplarn da okuduunu syledi. Hanmnn da stad' ziyaret edip dualarn aldn, kendi evlerine yemee davet ettiklerini

ve stad Bedizzaman'n icabet ettiini anlatarak, bizi de kendi evlerine davet etmiti. Daha sonraki Saryer ziyaretimizde Saryerli arkadalar Muallim Mustafa Beyler ve slm Yaar gibi edip dostlarla birlikte evlerine gittik. Seksen drt yandaki Saryer Camiinin emekli mezzini Ali Balaban bizi seksen yandaki ei Cemile Hanmla birlikte karlad. Ahap evlerinin ktphanesinde bir-iki tane deil, birok Nur Risalesi eski ve yeni harerle duruyordu. Hanmyla kitaplar okuyor ve iindeki hakikatlardan istifade ediyorlard. Cemile Balaban, babas Nevehirli Hakk Babann stad Bedizzaman' ok takdir ettiini, ilmini ve irfann ok beendiini anlatyordu. Hakk Efendi, hi kimsenin evine gitmeyen, hi kimseden bir ey almayan Bedizzaman' bir gn evine orbaya davet ettiini, stad Bedizzaman'n ise, "Peki, ben sana gelirim" diyerek hakikaten bir gn kalkp geldiini, yer sofras hazrlayp, orba pilv ve yemek ikram ettiini, stad'n ise sadece bir eit yemekten biraz yediini Hakk Efendinin kz Cemile Hanm anlatyordu. Cemile Hanmla kocas Ali Efendi daha nceleri Saryer'de stad Bedizzaman' gelip giderken ok grdklerini, Fstkl Balar mevkiinde bir evde kaldn sylyorlard. O zamanlar, yani (1918-1922) yllarndaki yaz

mevsimlerinde gelip Fstklbalar mevkiinde kalan Bedizzaman, buradaki aslen Kafkasyal, yine Balaban ailesi gibi 93 muhacirlerinin evinde kalyordu. Bu evde ibadet, murakebe ve tefeyyz gnlerinde Bedizzaman'n Eski Said gnleri sona ermi. Yeni Said olarak hayatnda yep yeni bir nur ve nurlu hizmet gnleri balamt. Ziyaretimiz esnasnda tam bir Osmanl hanmefendisi olduu her halinden belli olan Cemile Balaban Hanm, elinde bugnk gazetelerin yars kadar byklkte, araf gibi, Devlet-i Aliyye'den ald mezuniyet ehadetnamesini getirip bizlere gstermiti. Eski ve yeni yazy gayet gzel okuyan bu Osmanl hanmefendisi bizim dikkatli baklarmz arasnda Devlet-i Aliyyenin diplomasn su ier gibi okuyordu. 1920 yllarnda Saryer'in her tarafna, "arktan bir Krt Hoca gelmi, bu hoca ok byk bir zatm" diye yialarn etrafa yayld zaman, Saryer'in dindar Karadenizli evlatlar hep Bedizzaman' ziyaret edip, duasn almak istiyorlard.

MEHMED SAD AML (1900-Medine-1981 stanbul)


Alt-yedi sene Kafkasya'nn anl kahraman eyh amil'in torunu Said amil merhumun ziyaretlerine giderdik. Bu ziyaretlerin her birisi benim iin ilim, irfan, kir, iman ve kahramanlk destanlarnn ziyafeti halinde geerdi. lk ziyaretlerimden birinde merhum Said amil Beyefendi'ye yan sormutum. Bana cevap olarak yirminci yz ylla ayn yataym demiti. O gnlerde yetmi be yalarnda olduu halde yiit ve bahadrl her halinden belli oluyordu. Beraberce cemaat halinde namaz klmak iin yerleri tertiplerken, iki kiinin zor kaldrabilecei koltuklar tek bana kaldrd gibi salonun bir bandan dier bana gtrp, rahatlkla arzulad yere koymutu. Gztepe'deki dairesinde baka bir ziyaretimde, niin evlenmediini ve bekr kaldn sormutum. Bu sualime de, cevap olarak, Dastan ve Kafkasya Davas ile alakal

olarak yapt mcadeleleri, slm dnyasnn beraberlii iin gayretlerini ve nihayet "eyh amil Hanedan"na mnasip olacak bir aday bulamad iin evlenmediinievlenemediini anlatmt. Bir Bahadrn anlattklar Said amil Beyle grrken, stad'mn: Kafkas ve Trkistan slmn iki bahadr oullardr, Rus mekteb-i harbiyesinde talim ediyorlar" ifadesini dnyordum. Her haliyle, ses tonuyla, ivesiyle, edasyla bu bahadr oullarndan birisi ile kar karya idim. Yaayan bir tarih, yaatyordu. insana... canl hatralarla tatl anlar

Altm sekiz sene evvel Yusuf Akora hacca gelmiti. O zaman ben dokuz-on yalarndaydm. Kendisi dil-Urall, yani Tatard. Babas vefat ettii zaman, annesi bir Dastanl ile evlenmi. Bu sebepten bazlar, onu Kafkasyal sanr. Medine'ye gelmiti. Bizim mektebe geldi ve bizim snfa girdi. Hocamz beni tahtaya kaldrd. Sualler sordular. Cevaplar verdim. Akam eve geldiimde, gndz mektebe gelen Yusuf Akora'y bizde grdm. Elini ptm. Babama, 'bu sizin yavru herhalde snfn en alkan, bugn hoca kendini kaldrd. Sorduumuz suallere hep doru cevaplar verdi' dedi. Yusuf Akora ile t o zaman tanmtk. Aradan uzun

seneler geti. Cumhuriyetin ilk yllarnda, zannediyorum, 1925 senesindeydi, Ankara'da yanna ziyarete gittim. Bir kk vard, oradayd. Kendileriyle sohbet ederken, bir albay geldi. Grp, konutular. Albay sonra ayrld ve gitti. Arkasndan Akora: "Bu albay Krttr. Bu krtler ok sadk insanlardr. Hocalarna ok hrmet ederler. ok hatrinas ve misarperverdirler' dedi." Buradan sz alnca Bedizzaman Efendi'den bahse balad. Daha nce anket (*) dolaysiyle verdii cevapta geen hatrasn anlatt. Aynen Medine'de hocamn beni kaldrd gibi, stad Bedizzaman da sk sk medreseleri gezip, dersleri takip edermi, Yusuf Akora da, medreselerde tarih dersleri okuturmu, Bedizzaman derse girdii zaman, imdi bir sual sorar diye ok heyecanlanr, ok tellanrm... Bu hatrasn anlatt. Ben daha nceki yllarda, merutiyetin ilk senelerinde, Bedizzaman' stanbul'da ok grrdm. En ok belindeki haneri ve kyafeti dikkatimi ekerdi. Bilhassa o mehur hanerini merakla seyrederdim. O hanere sahip olmay ok isterdim. ocukluk hafzamda kalan bunlardr. Yine Cumhuriyetin ilk seneleriydi. Biz o zaman stanbul'daydk. Kafkasya'dan gizli adamlarmz gelirdi. Ben bu adamlarla grmek iin Hopa'ya gidip gelirdim. Bir Lazn kk bir gemisi vard Onunla Hopa'ya gidi-geli on be gn kadar srerdi. 1926'da yine byle bir i iin Hopa'ya gittim. Gizli

kuryeyi alp geliyordum. Gemi Trabzon'da bir mddet durdu. Yeni yolcular bindiriliyordu. Merakla baknca, yllar nce grdm, Yusuf Akora'dan dinlediim Bedizzaman Said Nurs de bu kalenin iinde. O zaman kendilerini Bat Anadolu'ya gnderiyorlard. arkn tannm airet reislerinden Kr Hseyin Paa'y ve ocuklarn geminin alt ksmna indirdiler. Bedizzaman ise talebe ve arkadalaryla gvertede oturuyordu. Hava ayet gzeldi. Bahar ve yaz havasyd. Yol yorgunluu veya meakatten olacak bir parmak kadar sakal uzamt. Seyahat dolaysiyle tra olamamt. Uzaktan bir mddet seyrettim. Yanna yaklatm, ellerinden pmek istedim. Fakat adamlar etrafn iyice sarmt. Ben de vazifeli olduum iin, herhangi bir zarar gelmesin diye, elini pemedim. pmek ksmet olmad. Fakat hl mteessirim, niin grp, elini pmediime. "Sessiz, mahzun oturuyordu. Gvertede bir setin zerindeydi. zerinde gri renkli bir elbise vard. Cbbe gibi bir eydi. Uzaktan zaman zaman bakyordum. Maalesef elini pmek ksmet olmad." Said amil Bey o gnleri yaatyordu bize. Konumamzn burasnda, be sualli nurculukla ilgili ankete temas etti. unlar anlatt: "nsan her yazy ayn halette, ayn arzu ve istekle yazamyor. Halbuki ben sizin ankete verdiim cevaplar itiyakla, zevkle yazdm. Zoraki olmad. Bylece yllar nce grp de gremediim bu muhterem zata, bu

ekilde bir hizmetimiz oldu." Bahadr insan, asil hanedan Said amil'in anlatt hatralarla gnlm sevin iinde, kanatl bir ku gibi ayrldm Gztepe'deki devlethanesinden...

ABDURRAHMAN CERRAHOLU
1917'de Burdur'da dnyaya geldi. Bedizzaman' ilk defa 1926'da Burdur'da grmt. stadn talebelerinden. Risale-i Nur nirlerindendir. Bir gn gnldalarmla sohbette birka arkada merhum Bedizzaman ile aramda geen hatralarm yazmam istediler. Geri ben aczimi bilirim. Denizin yannda bir damla olan bu aciz, bunu nasl anlatacak! Bunu yllarca dndm; nihayet, devam eden srarlara dayanamayp 'peki' dedim. Karnca misali anlatmaya alacam. Buradaki btn kusurlar benim.... Hatralarma balamadan evvel biraz kendimden bahsetmek gerekecek; her ne kadar, insann kendinden bahsetmesi pek ho olmasa da... "Yllarca Risale-i Nuru aradm" Aslen, Burdur'luyum 1332 doumluyum. Kk yamdan beri dinime, milletime balym. Okumay ok seviyorum. 933-934 Ortamektep mezunuyum.

Yanlmyorsam yl 1926, lk mektep ikinci snftaym. Bir gn muallimimiz Ne Bey Burdur'da bizi Karasenir Mahallesinin stndeki Maat Tepeye gtrd. Orada bizi gezdirirken uzaktan bir zat grdk. Muallimimiz bize: 'ocuklar, dalmayn; ben u zatla konuup hemen dneceim' dedi ve gitti. Be dakika kadar konutu, dnd. Bize o zat gstererek: 'Bu, zamanmzn en byk alim bir zatdr. Bu zata Bedizzaman derler' dedi. Biz, o tarafa baktk, bize glerek el salladlar. Sonra ayrldk. O zamandan beri, benim hafzamda bu zatn ismi ve simas hep baki kalmtr. lkokulu bitirince, yllarca Risale-i Nurlar aradm, bir grp okuyaym diye... Yal amcalarma sorduumda: 'ok gzel risalelerdi, ama biz korkudan o risaleleri hep gmdk' diye cevap veriyorlard. Hocam Mehmet Hatipolu Yllar geti, orta mektebi bitirdim. Burdur'da Hatip Hoca namyla maruf ok lim bir hocaefendi vard. Cumalar, bayramlar hep onu dinlemeye giderdik. Babam da bundan ok memnun kalrd. Sonra bu hocaefendi ile ok yakn temaslarm oldu. Onu, ikinci bir baba gibi ok sevdim. Frsat bulduka evine de gitmeye baladm. Benim ocukluumda hep arkadalarm benden ok yal ve olgun insanlard. Daima onlarn meclislerinde bulunur, bir kenarda hazla dinlerdim. Bunlar hayatma ok eyler kazandrd. Ve hayatmda bana tesir edeni iki kii de muhterem hocam Mehmet Hatipolu olmutur. Ondan dinimi, Kitap ve Snnet sevgisini rendim. Mstesna bir

insand. Kaynaklardan drt mezhebi incelemi, sonra Rizeli Hac Tahir Efendi isminde Burdur'a gelen bir hocaefendiden ve tavsiyelerinden selef mezhebini tanm, uzun yllar selef mezhebine ait ne varsa btn kitaplar okumu, bu mezhebi savunmutur. Her konumasnda yet-i kerimeler, hadis-i erier ve Peygamberimizin hayat, iradlar, azndan dmezdi. Hocam hakknda mer Rza Dorul Bey'in bana yazd mektupta; Hocaefendiyi ziyaret ettiini, haz duyup bahtiyar olduunu ve otuz yl var ki, bu ayarda grtm bir kimse bulunmadn yazmt. Yine bir grmemizde: Azizim! O ne hafza, o ne hazmedi! Herkes bir eyler okur, ama hazmetmek mesele...' demiti. Hocam okuduunu unutmaz, hatta yl ve satr ile sylerdi. Birgn, Abdulaziz avi'un yazd ve Mehmet Akif merhumun tercme ettikleri Anglikan Kilisesine Cevap adl eseri sormutum! Ben onu 25 sene nce okudum. u sahifesindeki bahiste bir yanl var' dediler. Baktk, hakikaten aynen syledikleri gibiydi. O hfz- Kur'n olduu gibi, ehlinin sylediklerine gre hfz- hadis de idiler. leride bahsi geecek Bedizzaman Hazretleri onun bir allame olduunu sylerdi. Bugn hl din vazifelerimi yerine getiriyorken hep bu zat gzmn nne gelir. Yllar getii halde hatralarm daima tazeliini muhafaza eder. Hocam hakknda o kadar ok hatralarm var ki, bunu saymak mmkn deil. O, bir ayakl ktphane idi. Allah'n geni rahmeti zerine olsun. O, cidden, Allah, Kur'n ve Resul-i

Ekrem (a.s.v) Efendimizin mdai ve seveni idi. Mithat nar Efendi Bende tesir eden ikinci ahs; zmir'de Midhat nar Efendi Hazretleridir. Bu zat ok sevmitim. 1944 ylnda zmir'e tamamen yerletikten sonra bu zata haftada bir kere gider oldum. Kendileri Naki tarikatnn Halidiye kolu eyhlerinden idi. ok mtevazi ve sade bir hayat srdryorlard. Haftada bir, evinden-o da Cuma gnlerikyorlard. Burdurlu merhum hocam Mehmet Hatibolu bize tasavvuftan tarikattan hi bahsetmezlerdi. Bylece zmir'de bana yeni bir kap ald. Ben de bulabildiim kadar tasavvufa, ait kitaplar toplamaya ve okumaya baladm. Artk Mithat Efendi Hazretlerine iyice snmtm. Konumalar zevk veriyordu. O da fakiri seviyor, hep gleryzle karlyordu. Birgn beni de evlatla kabul buyurmasn syledim; 'Olum, hele sen bir istihare yap, sonra konuuruz' buyurdular. stihare yaptmda ryamda ilk hocam Mehmet Hatipolu'nu grdm. Elinde yeni bir ceket vard. Bana gstererek: 'Olum hayatta olsaydm, bunu sana ben giydirirdim' dediler. Ryam Midhat Efendi hazretlerine anlattm. Kabul buyurdular. O zaman hemen aklma geldi: Vaktiyle hocaefendi, Burdur'da bir kitap vermilerdi, demilerdi ki: 'Olum bu, ilerde sana lzm olacak, bu kitab al.' Eve geldiimde o kitab buldum. Baktm. O zamana

kadar nedense, hi doru drst bakmamtm. Kitab, Nakibendi tarikatndan bahsediyordu. ok sevindim. Mithat Efendinin geni bilgisinden ok istifade ettim. Allah'n rahmeti daim zerinde olsun. Gnn saatlerini e ayrdn syler; bir ksmn istirahat ve uyku ile bir ksmn okumakla, bir ksmn da ibadetle geirirlerdi. eriattan ayrlmaz, onu hereyden stn tutard. Sevdiini Allah iin sever; buz ettiini de Allah iin buzederdi. Bir gn yeminle; 'Vasf ld gitti, ona bir fatiha okumadm, nk Mslman deildi. ' (Vasf dedikleri kardei Vasf nar'd.) Namazda iken gzel bir lmle vefat etti. Rahmetullahi rahmeten vasiaten... Be lisan bildiini biliyorduk. Sormaynca konumazlard. Sohbetlerinden, vefatna kadar yedi yl istifade ettim, feyiz aldm. renmek maksadyla ben ok soru sorardm. Houna giderdi. Sustuum zaman: 'Olum, ortaya bir mesele at ki, sohbete renk gelsin' buyururlard. Bir gn Risale-i Nur'dan byk Szler'i kendilerine gsterdim, hayretle bakarak: 'Olum, bu eser kesb deil, vehbidir; bunu oku ve okut, sevaba girersin' buyurdular. Bu zat- muhteremle ok hatralarm var. Asl mevzumuz bu olmadndan yce Mevlamzdan rahmetler niyaz ederek burada kesiyorum...

Bedizzaman Said Nurs kinci askerliimde (1943-1944) -Bu askerlik zerimde ok etkili oldu. Kendi hissime gre hamdm, pitim diyebilirim. Bu askerliimde Hoca Aziz isminde Tatvan'l bir arkadam vard. a mezhebini ondan rendim, Hep, Said Nursi Hazretlerinden bahsederdi. 'Askerliim bitince ilk iim bu zat ziyaret etmek olacak' diyordu. O benim iimde kllenen atei meydana karyordu. Askerliimden Burdur'a dnnce Siirt'li eyh brahim Efendiyi Hocam vastasyla tandm. Bu zat Ulu Cami'de Hadis-i erif okur ve mnlarn bize anlatrd. Burdur'dan dnnde Emirda'na urayp Bedizzaman Hazretlerinin duasn alacan syledi. Bu szler bana byk heyecan veriyordu. Validemin msaadesiyle kader beni zmir'e sevketti. Burdur'daki iimi brakp zmir'e yerletim. zmir'de ay bo gezdim. Sonra Basmane semtinde bir dkkn buldum. Orada byk akm olan iimdeki kitap sevgisini tatmin iin Kitap-krtasiye zerinde bir dkkn atm. Adn 'Cerraholu Kitabevi' koydum; Pek kazanamyordum, fakat manen tatmin oluyor, huzur buluyordum. Yine de evin masraar kyordu. Birka yl sonra evvelce tantm Ispartal Emin nsel aabeyin oyuncak dkknna uramtm, oradan rendim. Hsrev Altnbaak aabeyin elyazs ve teksir edilmi ekliyle Bedizzaman Hazretlerinin byk Szler'ini gsterdi, ok heyecanlandm. 'Yllarca aradm buldum' diye sevindim. Bu eseri nereden aldn sordum.

Isparta'dan on liraya aldn syledi. Masann zerine elli lira braktm: 'Ya bunu bana satn, veya okuyup geri vereyim' dedim. Hi birine raz olmad. Kitab alp hemen bir tarafa kaldrd. Yllarca merak edip gremediim eseri ariyet iin olsun alamadma ok zldm. Bir boluk ierisinde zgn bir halde dkkna dndm. Dkknmn nnde elinde bycek bir paket ile mterim olan Mehmet Yayla aabeyi (merhum) bekler buldum. Selamdan sonra dkkn atm. Bana dedi ki: 'Ben seni ok seviyorum, sana, okuyasn diye baz kitaplar getirdim, okur musun?' Ne kitaplar?' diye sorduumda 'Risale-i Nur' dedi. Heyecanm bsbtn artt. Hznm sevince kalboldu. O nda bana dnyalar verselerdi bu kadar makbule gemezdi. Kendimi zor tuttum. "Aabey bizde bir sz vardr: 'Hastaya kar m soruyorsun' diye... Ben bu kitaplar yllarca aradm durdum. Daha imdi byk Szler mecmuasn bir aabeyde grmtm. Gerek parayla, gerekse ariyet olarak alamamtm. Byk Allah'mzn ltfuna bakn ki: Beni sizinle sevindirecek. Allah sizden raz olsun!' diye, yklce kitap paketini elinden aldm. Bykl, kkl hayli risaleler vard." "Bu iki zat ziyaret vacip oldu" Eve gittiimde o gece saatlerce okudum. Beni ihya etti. Hi uyuyamadm. imde bambaka duygular hasl oldu.

Tahkiki iman ne imi; bizi yaratana nasl iman edilirmi; Peygamberimiz (s.a.v.) ne imi, hepsini grr gibi inanmaya baladm. Artk okuyor, okuyordum. O gnlerde stad Hazretlerine bir minnet ve kran mektubu yazdm. Yine o gnlerde ryamda Hsrev Aabeyi grdm. Evvelce onu hi tanmyordum. Ryamda eline bir aa dal alarak, o aa dal ile bir insann d hatlarn izdi. Yine ortadan bir izgi ile iki ksm ayrd. Bana dedi ki; 'te insann er taraf, bu taraf da hayr taraf. Risale-i Nur insann er tarafn hayra kalbediyor.' Uyandm, 'hayrdr inaallah,' dedim. Birka gn sonra ryamda Hz.stad' grdm. Bir evin kntl olan n ksmna oturmu, ben selam vermeden 'Aleykm Selm dediler. Geriye baktm, stadmzn evinin st ksmnn kiremitleri noksan. Ben hemen, 'Msaade buyurun stadm, u yerdeki kiremitleri alp noksan olan yerleri ben tamamlayaym' dedim. Yerdeki kiremitleri yklendim, stad Hazretlerinin bulunduklar yere gtrrken uyandm; 'Hayrdr, inaallah' dedim ve dnmeye baladm. Karnca kararnca bana da bir vazife dtn anladm. Bylece her iki zat ziyaret etmek vacip oldu. En ksa zamanda ziyaret etmek iin imkn aradm. stad ziyaretim nce Isparta'ya gittim. Hsrev Aabeyle tantm. Onu, nndeki rahlede yaz yazarken buldum. Bitmez, tkenmez azimle alyordu. Rengi bembeyaz olmu zayf bir bnyesi vard. Fakat, o haliyle bir iman kalesi olduunu

her hali ve konumas ile belli oluyordu. Aradan ksa bir zaman sonra Emirda'a stad Hazretlerini ziyarete gittim. Emirdal Mehmet alkan Aabey vastasyla stad Hazretlerinden msaade alnd. stadn mtevazi odasna girdik. Yanmda stanbul'dan hemehrim Osman Grolu vard. Ellerinden ptk. Bana: 'Hrev'e gittin mi?' diye sordular. Evvela, Hsrev Aabeyi ziyaret ettiimi syledim. yi yaptn, Hsrev'e krk canm olsa, fed olsun' dediler. Bir-iki dakika kadar oturduk, Eh, ho geldiniz, safa geldiniz' dediler. Bu, 'Tamam, kalkn'demekmi. Arkamda bulunan Mehmet alkan aabey iaret etti, kalktk. Ben henz ne olduunu anlam deildim. Bize Risale-i Nur okumamz tavsiye buyurdular. Kendileri ayaa kalktlar, Ayakta iken adlarmz sordu. En son sra bana geldi: Efendim, bendeniz, zmir'den Burdur'lu Abdurrahman' deyince; O, 'Ben seni yazdn mektuba gre sakall bir hoca efendi diye tahayyl ederdim, oturun' buyurdular. Sevinerek tekrar oturduk. Bana ayrca iltifat buyurup: 'Seni yeenim Abdurrahman yerine kabul ediyorum' dedi: Daha sonra slmn yceliinden, Kur'an hakikatlardan, hereyden nce salam bir imandan, Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimizden, Kur'n hizmetlerden bahsettiler.

Tekrar imann gnllere yerlemesinden, imansz bilginin pek faydal olamayacandan uzun uzun konutular. Konutuka devleen bu zat- muhteremin gnlleri inirah veren sohbetlerinden hudutsuz zevk alyor konumasnn kesilmesinden korkuyordum. mann yaayan o kk yapl ve mevcut kabna samyor, bize ok messir oluyordu. Bir aralk skt buyurdular. stadmz fazla yormak da doru deildi. nk bir buuk saate yakn konumulard. zinlerini istedik. Dua buyurdular. Ellerinden pp baka dnyalarda yayormu gibi sevinle ayrldk. Tari mmkn olmayan zevkle dop dolu idim. "Hz. Ali'ye mensup olan benim" Bir defaki ziyaretimde yanmda Burdurlu merhum hocamn olu Hasan Hatipolu vard. stadmza Hasan Hatipolu'nu tantrdmda, hemen: 'O benim ahiret kardeimdi. Rahmetullah rahmetten vasiaten; mereblerimiz ayr olmakla beraber o allme idi; Onun din hususunda tuttuu dal kimse kurutamazd. nk yegne mesnedi, yt- ilhiye ve hadis-i nebeviye idi' dedi. Hoca Efendiden iitmitim. Bedizzaman Hazretleri zaman zaman hocamn evine terif eder, yalnz undan yaplm orba yerlermi. Konumalarna biraz ara verdikten sonra bana dnerek: Kardeim Abdurrahman, Hz. Ali (r.a.) Efendimize mensub kii benim. Ne alyorsam, o kanaldan alyorum.

Fakat beni bozuk alevilerden zannetme' dedi. (nk ben, dinin baz yerlerini tayir eden bozuk alevilere ok kzyordum.) Bu szleri karsnda donmu kalmtm. Birka yl evvel bir rya grmtm. O ryam Midhat Efendi Hazretlerine anlatmtm. Ryam yleydi: 1949 yllarndayd. Asker olmuum. Alt aylna Kore'ye gnderilmiim. Alt ay harbettikten sonra vatanma dnerken Kanber Aa isminde bir zat (bu zat Midhat Efendi Hazretlerine devam ederken tanyordum) bana bir kutu kak verdi, 'bunu ocuklarna hediye gtr' dedi.. Bu uzun ryay Midhat Efendi Hazretleri yle tabir buyurdular: Olum, Hz. Ali'ye mensub bir zat tarafndan byk fayda greceksin, buna dikkat et' diye ryam yorumlamlard. O srada kore Harbi kmam ve ben Kore neresidir, layk ile bilmiyordum. Bir mddet sonra Kore Harbi kt. Gazetelerde Kore'ye ait resimler kmaya balad. Resimlere bakyorum, inceliyorum, ryamda grdm yerler. Hep aryordum. Artk ryamn doru bir rya olduuna iyice inandm. 'Acaba Hz. Ali'ye (r.a.) mensub, kim diye zaman zaman dnyordum. Bu ziyaretimde stad Hazretleri, bana dnerek: Kardeim, Hz. Ali'ye mensup benim' deyince hayret edip donakalmtm. Nice sonra kendime gelince iimden beni bu zata kavuturan Cenab- Hakk'a krettim. Mevlamz her iki zat- muhteremi sonsuz rahmetiyle mustarak klsn. Benim aknlm, stad Hazretlerine

bu ryam anlatmamtm. Cidden, stad Hazretlerinden istifadem byk oldu. stad Hazretlerini tandktan sonra hayatm boyunca o ezeli, ebedi varl hep hisseder oldum. Bir ey yapacam zaman hemen Cenab- Hakk anyor, yarn ahirette-bunu yaparsam veya yapamazsam bana ne muamelede bulunur diye dnr oldum. Cenab- Haktan bu duygu ve dncemi son nefesime kadar esirgememesini niyaz ederim. "zmir'de sen benim vazifemi aldn" 1952 yllarnda olacak; stad Hazretleri Akehir Palas'ta kalyordu. Genlik Rehberi iin mahkemeye verilmiti. Bir ay ticaret iin stanbul'a gitmitim. yi bir tevafuk oldu. Frsat bilerek Akehir Palasa gittim. Tabii, ertesi gn mahkeme olacandan rahatsz etmek de istemiyordum. Hi olmazsa selam ve hrmetlerimi yaknlarndan birini vasta klarak arzetmek istemitim. Girmeme, arkadalar msaade etmediler. 'Zarar yok, selamlarm, hrmetlerimi tebli edin' dedim ve bekledim. Hemen arn, gelsin' buyurmular. Selamdan sonra: 'Efendim, imdi sizin ok meguliyetiniz var, sizi megul etmi olmayaym' dedim. Bana. 'Kardeim, bizim iin her zaman birdir' buyurdular. Hatrm sordular, dualar ettiler: 'zmir'de sen benim vazifemi aldn. yle bir muhitte beni yormadn. Vallahi, hergn sana ismen dua ediyorum' buyurdular.

"Dostlarmzdan gelen tarizler bize ikaz olur" Bu szler, benim iin tarif edilmez sevin ve kr kayna oluyordu. Bir de u szleri ilave ettiler: 'Ben zaman zaman dualarmda ehirleri de sayarak dua ederim. Isparta, Eskiehir, stanbul, Burdur... Burdur'a dua ederken Burdur'da Risale-i Nur'a sahip kan pek az, hayret ederdim. Meer oradan Abdurrahman kardeimiz kacakm.' te bu iltifatn hazz bana yetiyordu. Burdur'da ekerci Hseyin Efendiden, Babacan'dan ve Binba Asm Beyden bahsettiler, rahmetle andlar. Merhum Asm Beyden yle bir hatralarn sylediler: Isparta mahkemesinde Asm Bey ahit olarak dinlenecekmi. Mahkeme kaps nnde beklerken Asm Bey ellerini am yle demi: 'Ya Rabbi, imdi ben ahitlik edersem belki stadma bir zarar olabilir, onun iin u nda benim ruhumu al ki kurtulaym. Mbarek o nda ruhunu teslim etmi ve mahkemeye girmemi. (Asm Bey, benim orta mektepte snf arkadamn babas idi, Allah rahmet eylesin) stad Hazretleri, mahkemeden sonra 'Yarn yine gel' buyurdular. Ertesi gn gittim, ok neeli idiler. Bir aralk ben, 'stadm hayret ettiim bir ey, inann gruptan bir ksm hocaefendiler bize dman' dedim. 'Kardeim, onlar bizi anlamyorlar. Manevi saltanat dkn zannediyorlar. Ben onlara da dua ediyorum. Dostlarmzdan gelen tarizler

bize ikaz olur' buyurdular. Sonra: 'Benim de Risale-i Nur'a ihtiyacm var' dediler. Mektubatn Altnc Risale olan Altnc Ksm'n okudular. Alt desiseyi geni bir suretle akladlar. "stadn hizmetindeyim" Bir defasnda Fatih Readiye Otelinde ziyaret ettim. Bana 'nerede kalyorsun?' buyurdular. 'Henz belli deil' dedim. 'yleyse benim misarim ol' buyurdular. Yandaki odada Ahmet Aytimur, Ahmet Feyzi Aabey, Nazif elebi Aabey bu odada kaldk. Uyank bulunduum derecede, stadmzn btn Mslmanlarn selameti, saadeti iin dua ve niyazda bulunduklarna ahit oldum. Bir zaman sonra hepimiz uyumuuz. Birden kapmz, elle vurulmaya balad. Ahmet Aytimur kardeimiz: Gidemem, ben ihtilam olmuum, sen git' dedi. Kardeim, ben stad'a nasl hizmet edebilirim; nasl hizmet edileceini bilmiyorum. Hem de bir ey lazmsa, nerde, ne var, bilmiyorum ki... Gel, beraber gidelim' dedim. O yine: 'Ben byle gidemem' dedi. O zaman dedim ki: 'Bak, senin bu meselen gibi asr- saadette olmu; Ebu Hreyre (r.a.) cnb iken Resulullah (s.a.v.) ile karlamt. Diyor ki, ben geriledim, yani geri ekilerek (gidip) ykandm. Sonra geldim. 'Nerdeydin' veya 'nereye gittin' buyurdu. 'Gerek cnp idim' dedim. Buyurdu ki: 'Mslman necis olmaz'. Byle olduu halde,

sen stad hazretlerinin yanna niye gitmezmisin. Tekrar: 'Yr, beraber girelim' dedim. Beraber girdik. Gecikmemizden biraz serzenite bulundular. stad Hazretlerini ksrk tutmu; boulacak gibi ksryordu. Hava da souka idi. Sobasn yaktk. Ben, gece olduu iin msaadelerini aldm. Ahmed kald. Sonra Ahmed'e: 'Abdurrahman'a sorun, bana bir ksrk ilac aln' buyurmu. Ahmed geldi, sordu. Ben de on gn kadar evvel ksrk olmutum. Bir ila bana ok iyi gelmiti. Ahmed iyice ge vakitlerde nbeti eczane aramaya kt. Ancak uzun dolamalardan sonra bulmu. lac alp geldi. stad Hazretleri tarifnamesini (prospekts) okutmu, tarifte tok karnna iilmesi yazl olduundan: 'imdi benim karnm a, hele dursun' buyurmular. Ertesi sabah kalktk. Ahmed Feyzi Kul, Sabri Halc, Nazif elebi aabeylerle msaade alp ziyaret ettik. stadmz iyi bulduk. Bize neeli, gzel gzel konutular. Hatta Sabri Halc Aabey, aklk saklktan bahis atlar. 'stadm, siz pek darya kmyorsunuz, bilmezsiniz' dedi. Buna kar: 'Kardeim Sabri, hepsini gayet iyi biliyorum' dediler. Ben ertesi gn yine orada kaldm, tekrar ziyaretten sonra msaadelerini alp zmir'e ayrldm. "stad beni aratyor" Yl 1953. stanbul'un 500'nc fetih gn yldnm. stad Hazretlerinin aramba'da bir evde oturduunu rendim. Adresini aldm. Ramazan- erif iindeydi.

kindiye yakn bir zaman ierisinde evi buldum. Kapy aldm. Hizmetinde bulunanlardan bir arkada geldi. Kap aralndan bana stadmzn ok yorgun olduunu syleyerek sert bir ekilde kapy zerime kapad. Ne de olsa o zaman gentim 35 yalarnda falan.... Ne bileyim, biraz da kzarak kapya yklendim. Kap ald. 'Yahu, sizin hakknz kadar, benim de burada hakkm var, beklerim. stadmz, istirahattan sonra msaade ederlerse kalrm' dedim. eri girdim. stad Hazretleri uzanm, gzleri kapal istirahat ediyorlard. Ses karmadan ok az bir zaman kalp ayrldm. Kapy ap beni almak istemeyen arkadaa: 'Zaten siz beni istemiyordunuz. Uyannca selam ve hrmetlerimi, dualarm, beklediimi sylersiniz' dedim. Ticari ilerimi grmek iin arya gittim. Arkadalarmzn naklettiklerine gre ksa bir istirahattan sonra, 'kim geldi' diye sormular. Onlar da: 'zmir'den Abdurrahman geldi' demiler. Onu niye braktnz, onunla konuacaklarm vard; imdi gidin, bulun hemen getirin' buyurmular. Yats zaman Beyazt Camiine giderken, tandklardan bir gen arkadam beni grnce: 'Aabey, nerelerdesiniz? sizi bulmak iin hepimiz seferber olduk; ayaklarmza kara su indi' dedi. Ben de: 'Kardeim, siz yle istediniz, halbuki ben bekleyecektim' dedim.

Haydi, haydi gideceiz. stadmz yle istiyor' dedi. Beraber ayn eve tekrar gittik. stad hazretlerinin elini ptm. Bana sarld. 'Seni merak etmitim, nk bandan bir hadise geti, korktun mu?' buyurdular. Duanz oldular. bereketiyle korkmadm' dedim. Memnun

Amma daima mteyakkz olun, teenni ile hareket edin, bizim sakl gizli bir eyimiz yok. Yolumuz belli. Hizmet etmek istediimiz belli. Biliyorsun, ben gece kimseyi kabul etmem. Fakat seni merak etmitim' buyurdular. O srada benim dkkanm, evim sekiz polis tarafndan baslmt. Bata stadmz dahil 84 kii mahkemeye verilmitik. O gn neeli idiler. stanbul'un fetih resm-i geidini takibettiini, o mbarek gn yaadn anlattlar. 'Yarn, yine gel' buyurdular. staddan aldm tarikat dersi Ertesi gn tekrar ziyaret ettim. Yannda Abdulmuhsin kardeimiz vard. Abdulmuhsin'e giderek, aka yollu: 'Keeli, sen Risale-i Nurlar polislere teslim ettin. Abdurrahman kardeimizde hi bulamadlar' dedi. Bir aralk ben: 'stadm, zmir'de pek ok ehl-i tarik var. ou da bozuk bir tutum ierisindeler. Geri biz Telvihat- Ts'ay msaadelerinizle teksir edip lzumlu yerlere verdik. Bir de zat- lilerinden tarikat hakkndaki kirlerinizi dinlemek istiyorum" dedim. Bana u cevapta bulundular:

Evvela sana gelince mensub olduun zattan ayrlma. Hatta seni kovsa devam et.' Bundan krk yl kadar evvel eyh Esad Efendi kardeim bana geldi. Kardeim Said, tuttuun bu yolu tarikatla birlikte devam edersen zamann imam veya reisi olursun' dedi. Cevaben dedim: 'Kardeim, yle bir zaman gelecek ki, iman adet kabilinden sallantda olacak. biz,-tarikat bir tarafa-hepimiz bugnden tezi yok iman hccetlerin gnllerde yerlemesi iin birleirsek o zaman en faydal, en lzumlu vazifemizi yerine getirmi oluruz.' Bana tarikatn lzum veya adem-i lzumunu u veciz cmlelerle anlattlar: 'Kardeim, yle bir mrid bul ki, hayatnda Kur'n- aziman ve Peygamberimiz (s.a.v.)'in mbarek szlerine ittiba edip, gayr en kk bir bidat ilememi olsun. Byle bir zat bul da beraber intisab edelim. Ben ehl-i tarika muarz deilim. Benim on tariktan iznim var. Fakat bugne kadar en yaknlarmn hibirisine tarikat dersi vermedim. Zamanmz onun zaman deil.. Zamanmzn byk stad, man ordularnn byk kahraman mcahid Bedizzaman Hazretlerine de bu yakyordu. O arada Abdulmuhsin Alev sze kart. Ben tarikatn en yksek mertebesinde olmaktansa Risale-i Nur'un en geride kalan, Kur'n- Kerime hizmet eden bir talebe kalmay tercih ederim' cevabnda bulundu. Sonra stadmz, 'Bize kemmiyet lzm deil, keyyet

lzm' buyurdular. ok yorulmulard, msaadelerini alp ayrldm. Annemin serzenii Bir gn annem (merhume) Risale-i Nur okuyordu. Alamaya balad. 'Neden alyorsun?' dediimde: 'Erkek olmadma... Erkekolsaydm; gider, bu zat- muhteremin hizmetinde bulunurdum' dedi. Ksa bir sre sonra Isparta'da stad hazretlerini ziyaretimde ilk sz u oldu: 'Bu gnlerde annenle urayordum, yoksa vefat m etti?' Hayr stadm, selam ve hrmetleri var; dualarnza muntazr. Ellerinizden per' dedim. Selam et ve syle, onu da has talebelerimin arasna alyorum' dedi. lave ederek: 'Rekan da, onlara hep dua edeceim' buyurdular... Annem ve zevcem dindar, birbirlerine bal muhlis kiilerdi. Makamlar cennet olsun. Tabii, stadmzn sylediklerini, selamlarn syleyince pek memnun oldular. "Haberim olsayd seni karlardm" 1954 ylnda hacca niyet ettim. Burdur'dan gitmek istiyordum. Polis her an bamda. Tarassut altndaym. Burdur'a hareketimden iki gn evvel Sorgu hakimliinden arldm bildirir bir bildiriyi 'tebli' ile bir memur eve geldi. Btn korkum ve kudsi bortan beni geri brakmalar idi. Annem ve zevcemle birlikte niyet etmitik. Hemen,

imdi rahmete kavuan ar ceza hakimlerinden Abdullah Ar aabeyi buldum. Vaziyeti anlattm. Dedi: 'Sen korkma, ben kel olurum, seni gnderirim.' Ve ilave etti: 'naallah, Cidde'de buluuruz' dedi. Meer o da, ilk haccna niyetli imi..... Hakikaten, ben daha evvel Burdur'dan hacca gitmeme ramen Medine-i Mnevvere dn Cidde'de karlatk. O da, aabeyin ihlasn gsteriyordu. Allah rahmet eylesin... 1954 ylnda Medine-i Mnevvere'de muhterem Ali Ulvi Kurucu beyle tantk. O beni, vaktiyle van'da mftlk yapm Hasan Hocaefendiyle tantrd. Meer, bu zat- muhterem stad Hazretlerini tanyan bir kimseyi arar dururmu. Hattat, Konyal Abdullah Efendinin dkknna gtrd. Oturduk. stad Hazretlerinden uzun uzun sordu. Dnnce selam ve hrmetlerini tebli etmemi, artk Medine-i Mnevvere'ye yerletiini, evlendiini, stad hazretlerini davet ettiklerini syledi. 'naallah, dnte aynen sylerim' dedim. Pek memnun kaldlar. Hac farizam bitirdikten sonra Burdur'a dndm. Tebrike gelenlerden sonra o gnlerde stad Hazretleri Isparta'da idiler. Ziyarete gittim. Kendileri ok hasta idiler. Konumalar anlalmyordu. Bireyler sylyor, biz anlamyorduk. Sonra bize, stadmzn yaknnda Zbeyir kardeimiz naklediyordu. Ben ok zlmtm. Bir aralk, hacca gittiimi ve eski Van mftlerinden Hasan hocaefendinin selamlarn syleyince meyyit gibi uzanan stadmz yataklarndan frlarcasna 'Ne, sen onu grdn m?'

Cenab- Hak hacca nasib etti, grdm, Evlendiini, davet ettiklerini syledim. naallah' dediler. nceden inceye sordular. 'Demek, hacca gittin. Allah mberek etsin. Eer haberim olsayd seni ben karlardm' buyurdular. 'Bu selam bana ifa oldu. Allah senden raz olsun' dediler. stada getirdiim hediyeler O srada elimde kk bir paket vard. Almayacan bildiim halde nlerine braktm. erisinde yle kymetli eyler yoktu. Zemzem, hurma, medine knas, bir ie gl ya ve tesbih. 'Bunlar ne?' diye sordular. Efendim, bunlar hac hediyesi' dedim. Biliyorsun, ben hediye almyorum. Bunlar mbarek yerlerden gelen hediyeler, Seni de ok severim. Ama parasn vereyim' buyurdular. Ben stadm krarm korkusuyla: 'Bunlar pek para tutmaz. Hi para vermediklerim de var...' dedim. Buna ramen on ksr lira hesap kardlar. Getirdiim eyler o kadar da etmezdi. Hatta, aka yollu, Zbeyir karde: 'stadm, bu hesapta siz aldandnz' dedi. Ona glerek: 'Keeli, sen Abdurrahman'la aramdaki srr bilmezsin' buyurdular. Ben yine, 'Af buyurun bu paray almayacam'

deyince:'Dur yleyse' paketimi ap koku, kna, zemzem ve hurmay aldlar. 'Tesbih sende kalsn' dediler. Buna karlk mendilini, havlusunu-dur, aklma geldi-diye bir de tesbih verdiler. Ben tesbihi grnce ok sevindim. nk ayn tesbihi rekam Medine'de grm, 'bana bundan al' demiti. Ben de 'madem bu tesbihi beendin, namazdan sonra dzine ile alalm, yaknlarmza da hediye ederiz' demitim. Fakat, ne hikmettir; o da, ben de unutmuum. lk hasta grdm stadmz iyi olarak gleryzle bizi ayakta uurlamasndan ok sevindim. Burdur'a gelince, ilk iim, tesbihi rekama verdim. Yzme bakarak: "Demek, bu tesbihi Medine'den aldn, bana haber vermedin' dedi. Ben de: 'Bu tesbihi stad Hazretleri verdi' dedim. Daha da sevindi. Vefatna kadar bu tesbihi yanndan ayrmad. "Skntl gnler ve dualarm" Biraz Burdur'da kalp evi tamir ettirdikten sonra Akman Pasajnn birinci katnda yeni bir ie balamak zere bir dkkn kiraladm. Kt ileri zerinde ie baladm. Fakat ne hikmetse ilerim hep ters gidiyordu. Ne alrsam ziyan ediyordum. Bir yerde dkknm vard. Onu da sattm. Onun paras da eridi, gitti. Evet, haftada bir, hanmn tavsiyesiyle yarm kilo yal kyma alabiliyor; o, bir hafta boyunca yemeklerimizin enisi oluyordu. 'Yava yava kk apta imalata balayaym' dedim. lk iim, zamkl rulo kt ve tp ierisinde yaptrc kola imal oldu.Kalitesi, piyasadaki mallardan ok iyi olmasna

ramen satamyordum. Be alt ay daha satamazsam hepsi kuruyup atlacaklard. Ev kira, dkkan kira, ocuum okula gidiyorlar. Dnmeye baladm. Son are bir i bulmak, tezgahtarlk gibi bir eyler yapmak. Dkkana ge gelir oldum. Hatta bir gn hi unutmam. Byk kzm 25 kuru istedi. Bende be kuru dahi yok. Onu btn btn zmemek iin 'dkkanda unutmuum' diye yalan sylemek mecburiyetinde kalmtm. O gn yolda giderken Cenab- Hakka yle yalvarmaya baladm. 'Ya Rabbi, yle elli liralk al veri iin bir mteri gnder. Hem ocuumun isteini yerine getireyim. Bakkala olan borcumu vereyim.' Dkkana geldiimde ok sevdiim cilti, hattat Nazmi Altnkalem hocay bekler buldum. Dkkan atm. Metresi be liradan olan cilt bezinden on metre ald. O nda sevincimi tarif edemem. Cenab- Hakk'a iimden hamdettim. Skntl gnler devam ediyordu. Bir gn dkkna geldiimde Hac Recep Usta'y beni bekler buldum. Ne hikmetse iime bir ferahlk dodu. Oturmaya vesile olsun diye bir ay syledim. stad hazretlerinin yanndan geldiini, selam getirdiini syledi. ok sevindim. Bana, stad Hazretlerinin iimi sorduunu, merak etmememi, dnya ykn zerine aldklarn sylemiler. Allah'a kr, o gnden sonra, bir kutu satamadm mallarmdan 50-100 kutu alanlar oldu. ok alyordum. Borlardan kurtulmak iin evce gece gndz urayorduk. Baz imalat ilerine girdim. Hepsinden umduumdan fazla kazanyordum. Buradaki kk arsama basit bir iyeri

yaptrdm. imi genilettim. Gnde yirmi saat altm ok oluyordu.Ben arkadalarla bir araya gelemiyordum. Bu defa beni korkaklkla itham ediyorlard. Bunlara pek aldr etmiyordum. yle korkak olsaydm, stad hazretlerine takip edildiim zamanlar drt-be defa gider miydim? Ben almakla zerimdeki borlardan kul haklarndan arnyorum. Hem de Risale-i Nur iin Mustafa Birlik gibi deerli kardelerimiz oalmt. Ben olmasaydm da oluyordu. Allah hepsinden raz olsun. Amin. Ryada gelen ifa 1963 ylnda tekrar hacca gittim. Halbuki bir daha o mbarek yerleri gremem diyordum. Medine-i Mnevvere'de vazifelerimi yaptktan sonra ilk iim Van mfts Hasan hocaefendiyi aramak oldu, bulutuk. lk hac dnmdeki hadiseleri anlattm. O zamanlar, Hz. stad rahmet-i Rahmana kavumulard. Hocaefendi: 'Evlat, hele otur, ben de sana bir ey anlataym: Benim hanm cinnet geirdi. Onu zaptedemez olmutuk. ok sknt ekiyorduk. Bir gn ryamda Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimiz ile Bedizzaman Hazretleri bize geldiler. Benim hanm bir masaya yatrdlar Peygamberimiz (s.a.v.) ile stadmz okumaya baladlar. Uyannca, hanmda o ekilmez hastalktan eser kalmam, sakin bir halde oturuyor buldum. Bugn yirmi be kadar kz ocuklarna Kur'n- Kerim okutuyor...' demilerdi. Bir dahaki hacda, vefat ettiini sylediler Allah rahmet eylesin. uraya kadar krk dkk bu hatralar ancak

yazabildim. Unuttuklarm ok olmutur. Yllar geti. stediimi yazamammdr. stadmz Hazretlerinin aziz ruhundan af dileyerek vefatndan sonraki hatramla noktalamak istiyorum. "Bbrek sanclarm ve..." Yl 1969. Hacca niyet ettim. Nedense o yl iimden 'hacc- rfad'a niyet etmek geldi. yle yaptm. O yl, otobsle Hac Raif Cilasun aabeyle gitmitim. lk bayram gn eytan talayp Mekke-i Mekke-i Mkerreme yolunu tuttum. Tra olup guslettikten sonra 'faze tavaf'n ve'Sa'y' yaptktan sonra Mina'ya dndm. adrlarmza yaklanca her yl devam eden bbrek sanclarm balad. Bu yedi yldr devam ediyordu. O zaman farz olan tavaf vaktinde yaptma sevindim, krettim. Gecede uyuyamadm. Allah raz olsun, arkadalar seferber oldular. Karmzdaki adrdan ismini sonradan rendiim Mnevver ismindeki bir abla hemen yanma kotu. Beyine su stmasn syledi. Scak su geldi. Biz kardeiz, ekinme Havluyu bbreimin olduu mahalle serdi. zerine aydanlk koydu. Hem Cenab- Hakk'a yalvaryor, hem de scak suyu elinde tutuyordu. Beyine de zaman zaman su stmasn sylyordu. Ben onun saatlerce gece yars uramasndan, fedakrlndan gz yalarmla: 'Abla, ben sizin hakknz nasl derim?' dedim. Cevab u oldu: 'Sen yerde kvranrken, ben nasl istirahat edebilirim, sen zlme.' Allah ondan, btn arkadalarndan raz olsun... Bir de, imdi rahmete kavuan salk memuru Hac

Neet aabeyi unutamam. O sk sk damardan ar kesici ineler yapyordu. Geici de olsa ferahlyordum. una ok seviniyordum: Yce Mevlamz ibadet zamanlar bana ruhsat veriyordu. O hacda hep Cenab- Hak ile idim. Btn vaktim Ona yalvarmakla geiyordu. Mlayani ile vakit geirmiyordum. zmir'e geldik. Tebrike gelenler, sana ne oldu byle diyorlard. nk o mukaddes beldede 12 gn sanc ekmitim. Medine-i Mnevvere'de kitap imdi rahmete kavutu. Muhammed Sultan Nemingani ismindeki ilk hacda tantm zat bbrek arlar iin Hintlilerin kullandklar (Lban Zikir) gnlne benzer bir ila vermiti. O bana biraz faydal olmutu. zmir'de tekrar iddetli arlarm balad. Doktora gittim, rntgene havale etti. Rntgende sanc yapan sol bbreimin hi almad belirtisini gsteriyordu. Doktor, bunun aresi o bbrei ameliyatla almak dedi. Ben her eye raz idim. Halbuki sa bbreim de arzal idi. O, doutanm. Halil Telliolu kardeim: 'Aabey, benim arabam ne gne duruyor stanbul'a gidelim. Boulursak byk suda boulalm. Bu iin otoriteleri var. Onlara gidelim. Belki o bbrei feda etmekten kurtuluruz' dedi. 'Peki' dedim. "stadn tedavisini grdm" Benim o gnlerdeki vaziyetim yleydi: Akam namazn klyor, yatyordum. Birka saat sonra sanc ile kalkyor. Zorla, yats namazn eddan sonra, sabahlara kadar dolayor, kvranyordum. Yine bir gn sanc ile

uyandm. Yats namazm kldm. o gne kadar olmayan bir hal oldu. uykum galebe ald. Uyudum. Bir rya grdm, yle ki: Byk bir salondaym. stadmz hazretleri ortada oturuyorlar. Hemen yanlarna gittim. Bana: 'Nerelerdesin, kardeim?' buyurdular. Geri ekilip oturdum. Hi seslenmedim. Etrafnda birok arkadalar vard. Onlardan biri kulama eilerek; 'stad hazretleri bugn bize terif edecekler. Bir toplant yapacaz, sen de gel' dedi. Yavaa: 'Ben hastaym, gelemem' dedim. Hemen, benim hasta olduumu stad Hazretlerine syledi. stadmz ciddi bir vaziyette: 'Kalk bakalm, neyin var?' buyurdular. Ben vaziyeti anlattm. Aryan bbreimin n ksmna sa elini koyarak sesli duaya baladlar. Dualarndan hep Cenab- Hakk'a snyorlard ve ifa diliyorlard. (Dualar Arapa idi.) O srada uyandm. Baktm, bir aya yakn devam eden bendeki sklet kalkm, sanki hi hasta olmamm. Cenab- Hakk'a krden sonra 'Hey koca stad! Hayatnda da, mematnda da kurtarcsn. Allah seni daimi rahmetlerine gark buyursun' diye ben de dua ettim. Zevceme kotum 'Ben kurtuldum' dedim. ok inanl bir insan olduundan ryam ilk ona anlattm. Sevindi. nk ben hissediyordum, ailecek lmmn bu hastalktan olacan. Artk bitkin olmakla birlikte sakin bir hayat geiriyordum. ime bakabiliyordum. ki gn sonra kan phts ierisinde uzunca bir ta drdm.Beni arabasyla gtrecek Halil Telliolu

kardeim: 'Hazrlan, stanbul'a gideceiz' dedi. 'Artk ben kurtuldum' dedimse de, 'Gideceiz, hem gezmi oluruz, ok skldn' dedi. kramadm, gittik. O gnn, sahasnda otorite olan Prof. Gyaseddin Korkut Beye muayene oldum. Bana hayretle: 'Bu ta cidden idrar yollarndan m drdn? Bu mmkn olmayan bir ey' dedi. Ertesi gn tekrar rntgene gittim. Filmlere bakarken, 'Bak' dedi. 'Senin bu bbreini alacaz diyen doktor deli. Halbuki, bu bbrein brnkinden daha salam. Yedi yl kadar evvel, bu hasta olmayan bbreinden bir kanama geirdin mi?' Ben, 'Evet' dedim. 'Fakat, bu da iyiye doru gidiyor, merak etme. Btn kullandn ilalar p sepetine at. la gerekmez. Ekmei az ye. Yry yap. imanlamamaya gayret et, o kadar. ki ylda bir gel, kontrol edelim' dedi. defa daha doktorun dedii gibi gittim 'Hi bir eyin yok dedi: Elhamdlillah, o gnden sonra yle iddetli bir sanc grmedim. Ben stad Hazretlerinin sadece slam iin yaadn, btn derdinin gnllerdeki paslanm imanlar kurtarmak olduunuelemi, kederi, hep slm iin idi. Bunun iin yaamak arzusunu bu byk ahsiyetle mahede ettim. Daha ilk ziyaretim hayalimdeki slam mcahidini bulduuma inanmtm. ahsna yaplan zulmlerden pek bahsetmezlerdi. unu da yazmadan geemeyeceim: antay'n itiraar Birgn Hasan Basri antay hoca (merhum) stad

Hazretlerini meclisin ilk gnlerinde Meclis-i Mebusan'a yazdklar bir mektuptan hafe tenkit yollu anlatyordu. Szlerine yeni balamt. Hemen eliyle azn kapayarak: 'Ben btn o szlerimi geri alyorum. Sylediklerimi siz de duymam olun. Biz rahat deklerinde uyurken o, Allah yolunda, Resulullah izinde btn ikence hapislere ramen slam savunuyordu. Ne yazk ki, hi birimiz onun gibi olamadk' dedi. "Yce Mevlamz slma hizmet eden uurlu btn Mslmanlara rahmetini esirgemesin. Amin."

HACI FATMA SEYHAN


1320'de Burdur'da dodu. Babasnn ad Emir, annesinin ad dile, Lakab: Burdurlu Hac Fatma. Van-Geva'ta olu Abdullah'n yannda kalyordu. "Sakn, ona grnme, Grnrsen gider" Bedizzaman Hazretlerini 23 yalarnda Burdur'da oturduklar zaman grm, hizmetinde bulunmu. Bedizzaman Hazretleri o zamanlar kendilerine bir adet Delil-i Hayrat hediye etmiti. Bedizzaman'la ilgili hatrasn yle anlatyor: Molla Said, Burdur'a gelmiti, ilk gelileriydi. O zaman bizim Burdur'da katl bir evimiz vard. Kocam Eyb Bey o zaman Molla Said'i bizim evde misar etti. En st kat ona tahsis ettik. Evimiz Burdur'un Yenci mahallesindeydi. Bizim evde dokuz ay kald. Kald bu dokuz ay zarfnda hep Kur'n okurdu. Yannda sadece bir tane kitab vard: Kur'n- Kerim. Ziyaretine gelenleri oktu. Arkasnda namaz klarlard. Bir gn Valinin adamlar da geldiler, Valinin kendisini ziyaret edeceini sylediler. Bedizzaman

bunu kabul etmemiti. Ben yle tahmin ediyorum ki, Vali onu kt niyetle ziyaret etmek istemiti, o da kabul etmemiti Valiyi. Vali bir daha da gelmemiti. Yine bizde kald zamanlarda bir gn benim binba olan daym Hac Hamdi Bey bize gelmiti, etli bir yemek yapmtk. Sofray kurduk. Daym ellerini ykamadan sofraya oturdu, ardndan da eti datmaya balad. Molla Said, hemen mdahale ederek ellerini ykadktan sonra, datmasn istedi. Daym kalkt, ellerini ykadktan sonra sofraya tekrar oturdu. Bir gn stad, beyimden evin hamamn sordu, o da gsterdi Bunun zerine beyime bir sar lira verdi. Karlksz hibir ey yapmazd. Sabaha kadar namaz klard, sabah namazndan sonra leyekadar kimseyi kabul etmezdi. Daha sonra ziyaretiler gelirdi. Dokuz ay kendisine hizmet ettim, amarlarn ykar, sofrasn sererdim. Ban kaldrp da hi bana bakmazd. Kocam bana, 'Sakn, ona grnme. Grnrsen gider' derdi. Bedizzaman'n ahiret bacs Dokuz ay kaldktan sonra bir gn gitti, Divanbaba (Delibaba) Camiinde kald. Bir gn orap giymeden yanna girmitim. Tahminime gre bu sebepten bizim evi terk etmiti. Benim iin, 'ok temiz kalbli' derdi. 'Seni dnya hiret

kardeliine kabul ettim' diyordu. Bir gn yine bana yle demiti 'Eer ben Cennetlik olursam, senin elinden tutup Cennete gtreceim.' Sakal yoktu, her gn tra olurdu. ok temizdi. zerinde bir cbbesi vard, bana kenarlar ilemeli bir sark sarard. Bir gn yine beni armt, sarn bana verdi, 'ocuunun beline bala' dedi. Bizim o zamanlar ocuumuz hi olmuyordu, daha sonra oldu. Ben ocuumun oluunu yine onun duasna ve himmetine balyorum. Daha sonra o sar akrabalardan birisinin felli olan ocuunun beline balamas iin vermitik. Onlarda kald. Ben imdiden torunlarma, lrken mezar tama aynen yle yazmalarn istiyorum. 'Bedizzaman'n hiret bacs Hac Fatma Seyhan'n ruhuna el-Fatiha...' O zamanlar enitemin bir post namazl vard. Ben stad'a vermek istedim, ama onlar raz deillerdi, ben yine verdim. O zaman da stad hibir eyden haberi yoktu, postun benim olduunu biliyordu. Tam ben postu sarp verirken almad, 'Belki eniten raz olmaz' diyerek geri evirdi. Ben de enitelerime kzarak post namazl tekrar onlara geri gtrdm. Onu gnlerce anlatsam doymam, o ok byk bir zatt. imdi ben 91 yandaym, bakn ok dinim. Hep onun himmet ve duasdr. Allah ondan raz olsun.

"Daha sonra bize ok mektup yazard. Mektuplarnda kendisine kar yaplan hakszlklardan bahsederdi. Kee klah takard, Burdur'a srgn olarak geldiini sylerdi."

RAHM SULTAN
"Bugn Krdistan'da bir evliya dnyaya geldi" Rahmi Sultan ismindeki zattan, Barla Lhikas'nda Nasuhizade eyh Mehmed imzal mektupta bahsedilmektedir. Rahmi Sultan, geen yzylda yaayan ve stadn doumunu haber verdiini, Emirda Lhikas'nda Halil brahim llolu'nun bir mektubundan rendiimiz Hac Hasan Feyzi'nin talebe ve mensuplarndandr. Milsl Halil brahim, "Duyduuma gre, Denizli'de bundan yetmi-seksen sene evvel byk evliyadan Hasan Feyzi isminde bir zat, bir gn talebelerine 'Bugn Krdistan'da bir evliya dnyaya geldi' diye haber vermi" ifadesiyle Hac Hasan Feyzi'den bahsetmektedir. Hasan Feyzi Yreil blmnde tafsiltl bilgiler bulunmaktadr. Hava albay eref Bekteer'in kaynpederi ve Rahmi Sultan'n olu emekli retmen Nuri Ermii, babas hakknda bize u bilgileri vermektedir:

"Babam Hac Rahmi Sultan'n esas ismi Hdr, kendisi ise Nak tarikatndand. Nak eyhi ve piri Hac Hasan Feyzi Hazretleri, ismini Rahmi olarak deitirmiti. 'Bundan sonra senin ismin Rahmi' demiti. Babam Rahmi Sultan esasen Harput'un bir kyndendi. On iki yanda Harput'ta iken babasndan izin alarak aabeyinin yanna stanbul'a tahsile gitmi. Burada tahsilini tamamladktan sonra, yanndaki bir akradayla birlikte Tekirda'a kad olarak tayin edilmi. Tekirda'da vazifeye baladktan sonra, Piri Hac Hasan Feyzi, kendisine haber gndererek kadlktan vazgemesini ve Burdur'a gidip orada Kur'n'a ve imana hizmet etmesini istemi. Rahmi Sultan, eyhinin bu emri zerine hemen Burdur'a gidip, orada islmiyete hizmet etmeye balam." Binba sm Beyi Burdur'dan Barla'ya gtrp Bedizzaman'la tantran Nasuhizade eyh Mehmed, stada hitaben "Blbl- Baistan- Kur'n, stad- Ekremim Efendim Hazretleri" diye balayan mektubunda Rahmi Sultann 1916 ylnda vefat ettiini yazmaktadr: "Mrid-i ekmel eyhim Hac Rahmi Sultan Hazretleri, seferberliin ikinci senesinde 1332 (1916) irtihal-i beka buyurdular." eyhi Hac Hasan Feyzi'nin emriyle Burdur'a gelip yerleen Rahmi Sultan, buradan evlenmiti. Rahmi Sultan'n olu, retmen Nuri Ermi, stad Burdur'un Divan Baba Camiinde ziyaret edip, elini ptn, onun ruhaniyet ve maneviyatndan istifade

ettiini Barla Lhikas'nda babasndan bahsedilen ksm okununca sevinlerle sylyordu.

NASUHZADE EYH MEHMED BALKIR


Barla Lhikas'nda mektubu ve iiri bulunan Nazuhizade eyh Mehmet Balkr, Hac Rahmi Sultan'n halifelerinden bir zat olarak Binba sm Beyi hanmyla beraber Burdur'dan Barla'ya gtrp, Bedizzaman'la tantrmt. Barla mektuplarndaki gzel manzumesi u msra ile bitmektedir. "Nasuhizade Mehmed, syledi hemen bu srlar. Hazine-i Kur'n'n bir miftahdr Hazret-i stad." 1878'de doan Nasuhizade eyh Mehmed Balkr, 13 Mays 1964'de vefat etmiti. Nasuhizade eyh Mehmed Efendinin olu, Halil Hilmi Balkr anlatyor: Ben stad Bedizzaman Said Nursi'yi babam eyh Mehmed Efendi vastasyla tanmtm. Babam, Harput'tan Burdur'a gelen ve evlenen, Nak tarikatndan Hac Rahmi

Sultan'a balyd. Bedizzaman Burdur'a gelince babam, 'Bu byk bir zattr' diyerek kendisini ziyaret ediyor, grp konuuyordu. "Evimiz yakn olduundan, biz ona dut toplar gtrr ve abdest suyu hazrlardk. Kendileri dut mevsiminde Burdur'a gelmiti. Deirmenler Mahallesindeki Hac Abdullah Efendi Camiinin iindeki bir odada kalyordu. Bir seneden fazla kaldn tahmin ediyorum. Dut mevsiminde gelip, gz mevsiminde gitmiti." stadn Burdur'dan ayrl Burdur'da yal bir hanm ise Bedizzaman'n ayrlp, Isparta'ya gidiini ve bir mahedesini yle anlatmaktadr: "stadn Isparta'ya gideceini ahali duyunca, kald Hac Abdullah Efendi Camiinden t Paa Kprsne kadar, yolun iki yanna saf tutmulard. Bedizzaman yolun ortasnda gidiyor ve her iki elini uzatarak vedalayordu. Millet ellerini perek, kendisini uurlamt." Halil Hilmi Balkr anlatmaya devam ediyor: Her gn ikindiden sonra kald camide cemaatle dini mevzularda sohbet eder, nasihatlarda bulunurdu. Bir gn ziyaretine Fahreddin Altay Paa gelmiti. Bedizzaman ok byk bir zatt. Babamgil kendisini rehber kabul etmilerdi. ok az yemek yerdi. Bir gn kendisini evimize davet etmitik. Bizimle nce pazarlk etmiti. 'iki dilim

ekmek ve bir eit az yemek' diye art koarak gelmi ve yemekte ayr oturmutu. Burada Diyarbakrl eyh Cemil Efendi isimli bir zat devaml hizmetini grrd. stad imtihana kalkan retmen Orta mektepte Kemal Bey vard. Bedizzaman'n yanna mnakaa etmek iin. Bir bahe stad bulmutu. Dinlemeye kalabalkt. isimli birtarih retmeni gitmiti. Mnazara ve kenarnda, imenlik yerde gelenler de bir hayli

"Kemal Bey stad Bedizzamana 'Hoca Efendi, baz suallerim var, cevaplayabilir misiniz?' dedi: Yksekten bakyor, hep benliini gsteriyordu. Tarih hocas olduundan, stad: 'Buyur sor, evlt' deyince hep tarihten sormaya balamt. Btn suallerinin cevaplarn alnca, eski havas snd. 'Beni affedin' diye kalkp stadn eline kapand."

BESM MFTGL
Bedizzaman'n dost ve hemehrilerinden Sadullah Efendi ve ailesi de Mardin-Konya zerinden Burdur'a srlmt. Sadullah Efendi merhum Burdur'da Nur stad Bedizzaman'la ayn evde srgn hayat yaadklarn ifade etmektedir. Sadullah Efendinin olu eczac Besim Bey; "Babamn amcas Abdlmecid Efendi 1925 srgn tarihine kadar Bitlis'te mftyd. Burdur'daki evde, babamn amcas Mft Efendi, Bedizzaman'n ilmi ve irfan karsnda ok zor mevkilerde kalr, mkl durumlara derdi. lm sohbetlerde Bedizzaman' hayran hayran dinler, onunla hi boy lemezdi" diye babas Sadullah Feyzi Efendiden dinlediklerini anlatmaktadr. Dr. Barn'n mektubu Bahtiyar doktorlardan merhum Tahir Barn Aabeyim 1950'lerden evvelki yllarda Bitlis'te ve civarlarnda tabiblik yapmt. ite bugnlerde tekrar Emirda'na dnd zaman Bitlis'ten tant hanedan bir aileye 26

Temmuz 1947 yazyordu:

tarihinde

Emirda'ndan

satrlar

Muhterem Kardeim Besim Bey, Her mektubumda sizlereselm ve hrmetlerimi yazyordum. lerimin okluundan ayrca yazamadma mteessirim. O skntl zamanmzda bizleri teselli eden, yalnz brakmayan, temiz kalbli ve asil arkadamz unutmamza imkn yoktur. "Size orada iken; slmiyet leminin bir Nuru olan stadmzdan bahsetmitim. Hatta bir eserini okunmas iin size vereceimi vadettiim halde, orada eser olmadndan, maalesef veremedim. stadmzla grrken pederinizden bahsettim. ok memnun kaldlar. Sizleri tenvir ve irad iin eserlerinden gndermeyi tasavvur buyurmular. Bu vesileyle ben de bunlar yazyorum. Valideniz hanmn ellerinden periz. Mesrur Bey'e ve dier akrabalarnza selam ederim. Muhterem Day Beye, Mft Efendiye de selm ederim. Hrmetle ellerinden skarm vesselm.." Kardeiniz Dr.Tahir Barn stadn Besim Beye mektubu Yine bu gnlerinde Bedizzaman Hazretleri

memleketine ve hemehrilerine hitaben u satrlar yazyordu. Aziz Sddk Kardelerim, eyh Nesim ve Mftzade merhum Sadullah Efendi'nin Mahdumu, Evvelen: Ramazan'nz ve seksen sene bir mr- bakiyi kazandrabilen Leyle-i Kadrinizi tebrik ile beraber, yirmi-otuz sene benim oraya, her hafta bir mektup yazmasna bedel, sizlere o irin vatanma ve muhterem iki byk hanedanlarmza iki byk mektubum olarak, arzunuza binaen, Zlkr ve Asa-y Musa namnda iki kitab gnderiyorum. Zlkar bizzat eyh Nesim'de, Asa-y Musa da Eczac kardeimizde bulunmakla beraber, her iki kitab, her birinize aittir. naallah Risale-i Nur'dan daha mhim mecmualar, onlar gibi, tam arzunuza ve orann istifadesine medar olmak artyla gnderilecek. Ben Bitlis'le, hususan iki hanedannzla pek ok alakadarm. Fakat imdiye kadar, elik bir ember iinde bulunmak gibi, o irin vatanmla ve o hanedanlarla alakam zahir kesilmiti ve tam fedakr ve nurlara benim bedelime sahip olacak baz zatlar bekliyordum. naallah ikiniz o midimin hakikatn gstereceksiniz. Oralarda hayatta kalan ahbablarma pek ok selm edip, hususan benimle beraber, men mftzade Abdlmecid, hayatta mdr? Onu ok merak ediyorum? Ve onu merhum Sadullah Efendiyi, merhum eyh Abdlbaki Hazretlerini hi unutmuyorum.

Dualarmda daima hissedar ediyorum. Elbaki Hvelbaki Hasta kardeiniz ve duanza muhta Said Nursi Mektupda ismi geen eyh Nesim Efendi, Cesim Kfrev'nin babasdr. Kendileri 1952'lerde rahmetlik olmutu. eyh Abdlbaki Efendi ise, Kasm Kfrev Beyin babasdr. Kendileri 1944'lerde vefat etmiti. Bitlis mftlerinden ve stad Bedizzaman'n Burdur srgnnde birlikte olduu ve mektubunda hayatta olup olmadn sorduu Abdlmecid Efendi ise 1940'larda vefat etmitir.

AHMED ASIM NERDEM


stikamet ehidi Barla Lhikas, Tarihe-i Hayat, ualar ve Mektubat gibi eserlerde ismi, bahsi, yazd mektup ve iirlerde imzas bulunmaktadr. Tarihe'nin "Eskiehir Hayat" ksmnda u paray okumaktayz: "Binba merhum sm Bey isticvap edildi; eer doru dese, stadna zarar gelir ve eer yalan dese, krk senelik namuskrane ve mstakimane askerliinin haysiyetine ok ar gelir diye dnp, 'Y Rab, canm al!' diyerek, on dakikada teslim-i ruh eyledi. stikamet ehidi oldu. Ve dnyada hibir kanunun hata diyemeyecei bir muavenet-i hayriyeye ve tasdike hata tevehhm edenlerin irkin hatalarna kurban oldu. Evet Risale-i Nur'dan tam ders alan, bir su ier gibi kolayca, terhis tezkeresi telkk ettii ecel erbetini ier. Eer benden sonra dnyada kalan kardelerimin teellmlerini dnmeseydim, ben de licenap kardeim Asm Bey gibi 'Y Rab! Canm da al'

diyecektim. Her ne ise..." Binba sm Bey, 1877 ylnda zmit'te dnyaya geldi. Kczdelerden olan sm Bey, Trablusgarp, am, Mula Tefenni ve Manisa'da asker vazifeli olarak bulundu. Daha nceleri vazifeli bulunduu Trablusgarp ve am'da evlenmiti. Burdur'da da Mahmud Beyin kz Nigr Hanmla evlenmiti. 1952'de stanbul'da vefat eden Nigr Hanm Edirnekap'da hava ehitliinde medfun bulunmaktadr. Binba sm Beyin hanm Nigar Hanm, eski milletvekillerinden Fethi elikba'n yakn olan Said elikba'n teyzesidir. sm Bey Burdur'a gelince, orada Nazuhizade eyh Mehmed Balkr Efendi kendisini Bedizzaman'a gtrerek tantrmt. sm Bey gzel yazsyla Nur Risalelerini yazmaya balamt. Bedizzaman Burdur'dan Barla'ya gittii zaman, devaml mektuplar yazmt. Barla Lhikas'nda ifade edildii gibi, Nigr Hanm iddetli bir ekilde hastalanmt. Hastaln bir trl devasn bulamaynca, ifa dualarn almak iin, Nasuhizade Mehmed Balkr, sm Beyle Nigr Hanm alp, Hsn Aann yayl at arabas ile, Barla'ya Bedizzaman'n yanna gtrmt. stad kabul edip, Nigr Hanma dua etmi ve hanm daha sonra ifa bulmutu. Daha sonralar sm Beyle stad arasndaki mektup,

Risale postacln Burdur'un Yenice mahallesinde oturan Yalval tccar Abdullah Hoca yapt. 1934 ve 1935 senelerinde emniyet ok sk tedbirler alyor, Bedizzaman ve talebelerini takip ediyordu. Bir gn Binba sm Beyin evinde Nasuhizade Mehmed Balkr, Sadk Ermi Hoca, berber Mehmed Gler ve sm Bey Nur Risalelerini okurken, komiserle polisler gelmiti. sm Bey komisere hanmnn ieride boy abdesti aldn ifade ederek, be dakika sonra girmelerini syledi. Misar zatlar kitaplarla birlikte arka kapdan kp kap gittiler. Fakat buna ramen, aramalarda baz kitaplar yine de bulmulard. Bu hadiseden sonra Binba sm Beyi alp, Isparta'ya gtrdler. "Y Rab! Canm al" Isparta'da sorgu hakimliinde ifade verirken, "Y rab, canm al," diyerek vefat etti. fadesini alan hakim Hikmet Bey de ap kalmt. Binba sm Beyin cenazesini Nigr Hanm ykam, korkudan ancak be-alt kiinin itirak ettii cenaze namazndan sonra, Isparta'nn Aleddin mezarlna defnedilmiti. 8 Mays 1935 tarihli Tan gazetesi manetinde: "Bir mrteci ifade verirken ld. Bir binba mtekaidi sulu ifadesi alnrken birdenbire dt ld" eklinde birinci sayfasnda haber olarak

veriyordu. Bir Trk subay olarak Trablusgarp, am ve Manisa dahil, krk yl asker hizmetlerde bulunan istikamet ehidi Binba sm Bey, "Krk yldr ellerimi kara ve kirli ilere bulatrmadm, Cenab- Hakka ok kr" diyerek namuslu ve istikametli hayatn byle noktalamt. Burdur erafndan Abdurrahman Cerraholu, merhum Binba sm Bey iin unu ifade etmektedir: "Burdur'da babam, Binba sm Beyden ok sitayile bahsederdi. sm Beyin olu Nzm benim snf arkadamd." Isparta'da Terzi Mehmed Babacan ise Binba sm iin unlar anlatmaktadr: "Binba sm Bey gzel tezhip de yapard. Mevsim yazd. Isparta Ulu Camide yedi sekiz kii ancak cenaze namazn klabildik. Cenaze namazn Refet Beyin kaynpederi Hac Mlzm Efendi kldrmt. Binba sm Bey Aleddin mezarlna defnedilmiti."

CEMAL CAN (Barla nahiye mdr)


Cemal Can 1899'da Burdur'da dodu. 1931-1936 yllar arasnda Barla Nahiye mdrl yapt. Daha nceleri Burdur emniyetinde polis olarak vazife yaparken 1931'de Barla'ya Nahiye Mdr olarak tayin edilmi. Said Nurs'yi Isparta'ya verdiler "Antalya tarafndan yz-drtyz kadar kii srgn gelmiti. Bedizzaman bunlarn arasndayd" Kale kale geliyorlard. Bedizzaman'n iinde olduu kale alt kiiydi. eyh Said'in akrabalar Tefenni tarafna gnderildi. Said Nurs'yi ise Isparta'ya verdiler. Sonra ben resm grevle Barla nahiyesine tayin edildiimde, Bedizzaman da Barla'da idi. Benim tandm ve ahid olduum kadaryla, kendileri mnzev bir hayat yayorlard. Sk sk krlara, ba ve

bahelere gidiyordu. Yalnz bana dalarda gezerdi. Eridir Glnn kenarlarna da sk sk giderdi. Zannediyorum temiz havada kalmay ok severdi. Geri kalan vakitlerini ibadetle geirirdi. nsan psikolojisini iyi biliyordu Benimle konuurken: 'Benim karmda mdr yok. Cemal Bey var. Cemal Bey benim dostumdur' derdi. nsan psikolojisini iyi biliyordu. Sonra insanlarn zyonomisinden de ok iyi anlyordu. Kendisinin gl kenarnda aa dallar arasnda kald bir kk vard. Bahar ve yaz gnlerinde bu kke sk sk giderdi. Eridir yolu iin alyorduk. Dinamitle yol ayorduk. Seher vakti dinamitleri ateleyecektik. Bu sebepten sabahn erken saatlerinde kalkp, atla Eridir taraarna gidiyordum. lama iskelesine yaklatmda bir ses duydum. Seherin o sessiz vaktinde, ses dalgalar halinde yaylyordu. Hatt at rkt. Mdr Bey! Mdr Bey!' diye aryordu. Baktm Hoca Efendi gle girmi, sadece ba grnyordu. Beni yanna ard. Gittim, Aataki kkne kmam syledi, az sonra kendisi de karak kkte ay demledi ve bana ay ikram etti. Baharn, o alaca karanlk vaktinde yapayalnz, sahil kenarnda yayordu. ok zeki bir insand

ok zeki bir insand. Fizyonomi itibariyle, karsna biri gelince o adamn nasl bir kimse olduunu derhal anlyordu. Onun halet-i ruhiyesine gre konuup, yle ders veriyordu. Herkeste bir merak vard. Her eit insan kendisini grmek, ziyaret etmek ve konumak isterdi. Btn o civarlardan ziyaretine gelirlerdi. Gelenlerin yapmak istedikleri yardmlar ve hediyeleri almazd. Shhatine ok itina ederdi. Az yerdi. Yaay muntazamd. "Barla'daki ezan meselesi de benim zamanmda oldu. Arapa ezan okumak yasakt. Ama Hoca hi Trke ezan okumazd. Biz bu durumu bilirdik, fakat idare ederdik. Sonra bize sk sk emirler gelirdi. Neticede bir defasnda sabah namaz vaktinde ezan okurken, zabt tuttuk ve gnderdik." efkat tokad ve hikyesi Bu meseleye Bedizzaman Mektubat adl eserinde u ekilde temas eder: Bir mdr, dost iken, mirlerinin hatr iin ve ehl-i dnyann tevecchn kazanmak kriyle ahsma deil, hizmetkrlm cihetinde rakibne ve dmnne vaziyet ald, kendi maksadnn aksiyle tokat yedi. mid edilmedii bir meselede iki buuk seneye mahkm edildi. Sonra Kur'n'n hizmetkrlarndan dua istedi. naallah belki kurtulacak, nk ona dua edildi.

Bedizaman'n belirttii mahkmiyet hdisesinin asl udur: Burdur'da emniyette alrken, bandan bir hadise gemi. Bu hdisenin zerinden epey zaman getikten sonra, kendi ifadesiyle drt sene on bir aya mahkm olmu. Bu hdisenin mahiyetini sorduk yle anlatt: Burdur'da Hakk isminde sarho bir adam vard. Daima sarho geziyordu. Ben devriye geziyordum. Belediye gazinosuna girmitim. Sarho Hakk da kafay iyice ekip, arda bir dkknn camn krm ve gelmi, gazinoda eleniyordu. Ben Hakk'y alp evine brakacaktm. Hakk ile karken Komiser Deli Mehmed karmza kt. 'Ne var' diye sorunca ben hdiseyi anlattm. Hakk'y cadde ortasnda dvmeye balad. Karakola gtrd, orada da Hakk'ya ok dayak att. Hatt o kadar ki, hdiseyi gren Ar Ceza Reisi 'Brak yahu yeter' diye dayanamayp Komiseri ikaz etti. Sonra hdise mahkemeye intikal etti. Kr Hakk, Ankara'ya kadar gidip ikyet etmi. Hatt smet Paann arabasnn nne yatm, hakknn aranmasn istemi. Hdise byle bymt. Burdur Valisi Cell Bey vard. Hdiseyle o da ilgileniyordu. Bu dv bylece devam edip giderken, beni Stler'e verdiler. Daha sonra da Barla'ya nahiye mdr olarak tayin ettiler. Aradan epey zaman geti. Hi beklenmedik ve umulmadk bir zamanda bizi mahkm ettiler. Barla'ya

mahkmiyet kararmz geldi. Sonra temyiz ettim, epey uratktan sonra, karar bozdurduk. Bylece bir hdiseyi atlatm oldum. "Eridir'de bir eczac vard. Ziyaretine gelip baz sorular soruyordu. Yine bir gn Kaymakamla birlikte gelmilerdi. Ben de onlara katlarak Hoca Efendinin evine gittik. Eczac suallerini sordu. Kendisi de cevaplar verdi." Cemal Can'n anlatt bu mesele de "Eczac Efendinin sorduu suallere cevap" diye, Nur Klliyatnda gemektedir. (Bkz: Mektubat, 12'nci Mektup, s. 41).

HAKKI TILI
1875'te dodu. Bedizzaman'n ilk talebelerindendir. 1935'te Eskiehir hapishanesinde Bedizzaman'la birlikte yatt. Hayatnn en mesut anlarnn stadyla birlikte Eskiehir hapishanesinde geirdii anlar olduunu sylerdi. Eridir Mfts Hsn Efendinin kardei ve Bedizzaman'n muarz olan Tevk Tl'nn amcasdr. Bedizzaman'n 1930 ncesi, Barla'dan bulunan Hakk Tl'ya yazd bir mektup. Eirdir'de

Mektubun "selm," "gayretli ve cidd, samim" diye balayan kelimeleri bizzat Bedizzaman'n el yazsyladr. Esselm aleykm ve rahmetullahi ve berekth, Gayretli ve cidd, samim kardeim Hakk Efendi, sz bana gnderdiin iin, senelik tembelliini bana unutturdun. Daha sana tembel demeyeceim. Hem beni o kadar memnun ettin, binler hediyeden fazla kymettar dt, senelik tembelliini unutturdu. Sual ettiin meselede gayet acele, bir-iki saat zarfnda ksa bir cevap size gnderildi. Biz de kalmad. Eer

beenirseniz siz yazn. Nshamz bize gnderiniz. Yirmi kinci Szn iki hikye-i temsiliyesini evvel size gndermitik. Birisi Sleyman Efendinin, birisi de benimdir ki, haiyelidir. Siz haiyelerini yaznz. Nsham gnderiniz. Bize de lzmdr. Fakat banda yazlan yette bir sehiv var. Ona bedel 'Ve tilke'l-emsl nadribh linns leallehm yetefekkern' yetini yaznz. "Misar Mft Efendi, Hulsi Bey, Hafz Mustafa btn senin yanndaki dostlara selm ederim. u Ramazan- erifte umumunuzdan dua istiyorum. Herhalde bana dua etmelisiniz. Ben de size dua ediyorum. Bilhassa misar Mft Efendinin duasn istiyorum, ben de ona dua ediyorum. ok selm ediyorum." 1935'deki Eskiehir hapsinde stadla birlikte yatan Hakk Tl'y Yirmi Yedinci Lem'a'daki mahkeme mdafaasnda stad Bedizzaman yle ifade ediyordu: Eirdirli Hakk Efendi. "Dokuz sene Barla'da oturduum halde, belki kardan iki- defa ancak ahs ve hviyetini hapishanede anlam olduum bu eski zat, eskiden beri hkmet hizmetinde ve sonra da dv vekili olduundan, benim gibi dnyadan mnasebeti az bulunmakla beraber, dokuz sene Barla'da bulunduum mddet ziyade bana kar rakibane ve tarafgirane vaziyet alan onun kardei olan mft ve olu Barla'da bamuallim Tevk olduundan, bu zat benimle husus bir kir ve mesleime taraftar ve nair olmak deil, bilakis kardeine vebiraderzadesine irtibat mnasebetiyle

ve hkmetin ilerinde bulunmak cihetiyle aleyhimde tarafgirne vaziyet almak iktiza ettiinden, iddianamede bunu en mhim gizli efkrma bir vasta gstermek suretiyle, onu da buraya kadar srkleyip getirmek, elbette tetkikatn noksaniyetinden ileri gelse gerektir. Mesmuatma gre, bu zatn harekt- milliye zamannda hkmet lehinde alt ve mstakimane bir surette ehl-i garaza kar sebat ettiinden, ahs ok dmanlar kazandndan, bu defaki hem onun perianiyetine, hem bizim zararmza bunun ahs dmanlarnn ok medhali olmutur. Benimle mnasebeti olmamasna ramen, hakknda daha tahakkuk etmeyen bir su tevkifhanede srncemeye braklmas adalete muvafk olamayacandan, bir an evvel men-i muhakemesiyle oluk ve ocuklarnn bana gnderilmesi mahkemenin adaleti iktizasndandr."

DR.YUSUF KEMAL DURAKOLU (Bahtiyar Doktor)


Yirmi Yedinci Mektub'un fkralar iinde bir doktora yazlan bir mektup vardr. Bu mektup, "Merhaba, ey kendi hastaln tehis edebilen bahtiyar doktor, samim ve aziz dostum" ifadeleriyle balar. Nurlarla merref olan birok bahtiyar doktor bulunmaktadr. te bu bahtiyar doktorlarn ilki saylabilen zat ise, Dr.Yusuf Kemal Durakolu'dur. Dr.Yusuf Kemal, 1900'de Uluborlu'da dnyaya gelmiti. Tp Fakltesi'ni stanbul'da bitirdi. Samsun ve Eridir'de grev yapt. Daha sonralar Isparta Hastanesi'ne batabip olduu yllarda, stad Bedizzaman' tand ve Nur Risalelerini okumaya balad. Barla'da stad Bedizzaman' ziyaretlerinde ve derslerinde bulundu. Zaman zaman Barla'ya gidip geliyordu. Emekliliine yakn da stanbul Glhane Hastahanesi'nde batabiplik yapt.

Emekli olunca, memleketi olan Uluborlu'ya dnd. 1969'da vefat etti ve Uluborlu Mezarlna gmld. Dr.Yusuf Kemal Durakolu, Barla Lhikas'nda stad Bedizzaman'a yazd bir mektubun Szler hakknda unlar ifade ediyordu: Mezarma kadar din akidelerinizin esiri ve kurbanym. stadm, sizin Szler'iniz benim din muhayyilemi cidden deitirdi. Ve daha sevimli bir mecraya sevketti. imdi bendeniz, doktorlarn dnd gibi dnmyorum." (Bahtiyar doktora yazlan mektup iin bkz.Barla Lhikas s.57)

HSAN STNDA
1902'de Elz'da doan hsan stnda, Isparta'nn-eski ismiyle-Cebel nahiyesinde, Stlce kazsnda nahiye mdrl yapm, Eirdir'de ise kaymakam vekilliinde bulunmutu. hsan stnda 1926 ile 1930 yllarnda Stlce kazsnda ve Eirdir'de vazifeler yapm. Bir ky meselesi iin, Eirdir mal mdr, bir eczac ve kazann doktoru Kemal Beyle birlikte Eirdir'den Barla'ya gitmiler. hsan stnda o gnlerde cereyan eden ve ahidi bulunduu hadiseleri yle anlatmaktadr: Bedizzaman'n verdii ders Barla'ya kaykla giderken bir ara sohbet din meselelere geldi. Eczacnn dini inanc zayft. Bize 'Madem ki Allah var diyorsunuz, Allah erri niin yaratt?' diyerek inkr ediyordu ulhiyeti. Bir trl ikna edememitik. 'Daha fazla konuma, yoksa seni gle atarz. Barla'ya gidiyoruz, orada eyh Efendiye sor, cevabn alrsn' diye kendisine Bedizzaman'dan bahsettik. Belediye reisinin evine misar olduk. Daha kahveler bile imeden Bedizzaman'a gitmek

iin haber gnderdik. Bizi memnuniyetle kabul edip, ayakta karlayarak, 'Benim sizi ziyaret etmem gerekirken, siz ziyaretime geldiniz' diyerek biz daha sual sormadan hayr ve er bahsini at. imdi size errin nasl hayr olabileceini anlatacam' dedi. Biz taaccp edip ardk. u misali verdi: 'Kangren olmu bir kolu kesmek er deil, hayrdr. nk kol kesilmezse vcut gidecek. Demek Allah bu erri hayr iin yaratmtr.' Sonra doktor ile eczacya dnp 'Siz doktor ve eczacsnz, bunlar daha iyi bilirsiniz,' deyince eczac kire gibi bem beyaz oldu. Hibir kelime konuamyordu. Hoca Efendi ilveten u misali de verdi: 'Bir hindinin altna yumurta konsa ve bu yumurtalarn birka tanesi bozulsa, dierlerinden hindiler ksa bu i er oldu denilir mi? nk yumurtadan kan her hindi be yz yumurta kymetindedir.' Bilhare kalbin tbb izahn yapt. Geni ilmi bilgiler verdi. Birka gn sonra Dr.Kemal Bey bana, 'Ben kalbin bu kadar gzel ilm bir izahn profesrlerden bile iitmemiim' dedi. Eirdir'de kaymakam vekillii yapyordum. Kaymakam Fikri Beyin tayini kmt. Masasnda Hoca Efendinin kendisine hitaben bir mektubunu bulmutum. slbu ve edeb ifadeleri houma gittiinden, mektubu katlayp cebime koydum. Mektupta mealen, hatrmda kald kadaryla yle diyordu: 'Mutlaka farz namazlar klnz. naallah snnetleri de klarsnz. Ryanz hayrldr inaallah.'

"Kendisine mektup yazanlar tevkif etmiler" Bir mddet sonra yeni kaymakam geldi. Karadeniz mntkasnda Bedizzaman'dan daha byk lim olmadn iittiini sylyordu. Ben de kendisine mektubunu verip okuttum. Sonra korkusundan, Muratolu lkabyla anlan Isparta valisine gammazlk yapt. Eski kaymakam Fikri Beyin Bedizzaman'a sevgisi olduunu, gelen gidenlere msamaha gsterdiini gelen mektubu hep sylemi. Benden mektubu sordular. Ben kaybettiim iin veremedim. Mektubun nelerden bahsettiini syleyince sustular. O esnada Senirkent'e tayin oldum. Senirkent'te Hoca Efendiye bir mektup yazmak istedim. ki- gn sonra tanmadm bir ahs bana Hoca Efendiden selm getirdi, mektup yazmamam syledi. Ben de mektup yazmaktan vazgetim. "Sonra rendim ki, Hocann evine baskn yapmlar, kendisine mektup yazanlar tevkif etmiler. Ben de Bedizzaman'n ikazyla tevkif edilmekten kurtulmu oldum." NURLU ELLE Eridir gl o gn h, ne kadar gzeldi Gler yzle bizleri, sinesinde gezdirdi. Gneli, mavi gl, ho manzara gstermi Byk kk balklar kanat rpp sevinmi. Sanki selm getirmi gvercinler, kumrular

T gklere ykselen o yem yeil amlar. Fazilet timsaliydi stad Said Nurs lem ihtiram edip, sevmiti kendisini. Namaz ve niyaz ile hamd sena ederdi Herkesi severdi, doru yol gsterirdi. Gzel Barla'da grdm o Bedizzaman' Nurlu elle idi aklarken Kur'n'. O nurlu elle koca bir derya oldu tike o deryadan gnl ifa bulurdu. Nurumuz, sultanmz, deilken ben bir damla "Elli be sene sonra yazdm, beni bala." 1983 - hsan stnda

MUHACR HAFIZ AHMED (KARACA)


Barla erafndan, tccar, hfz hoca.. Muhacir Hafz denmesinin sebebi: Macaristan'dan Rumeli'den geldikleri iin, yani evlad- Fatihandan olduu iin.. Bedizzaman'n medresesinin bitiiindeki Yokuba Mescidinde imamlk yapmaktayd. Evi ise Bedizzaman'n imamlk yapt Mu veya Mu Mescidinin karsndayd. Bedizzaman Barla'ya ilk terierinde bir hafta kadar Muhacir Hafz Ahmed'e misar olmutu. "Bamza devlet kuu kondu" Muhacir Hafz Ahmed, Bedizzaman'n ahsiyetini yakndan mahede etmiti. Bu hanmna daima ifade etmiti. Bamza devlet kuu kondu. Ne byk hususu

yapp yapp

Bedizzaman' memnun etmeliyiz. Barla'dan memnun olarak ayrlmaldr. ayet hata edersek bu zat bizi yakar, ok dikkatli olmalyz!" diye haremini ikaz etmitir. kinci ve Onuncu Lem'alar'da, ayrca Emirda Mektuplarnda hizmetleri ve Nurlu stada olan yaknl anlatlmaktadr. ki kz Sania ve Naa, iki damad Bahri alar ve Berber Mehmed, olu Kzm ile Nurlara ehemmiyetli hizmetleri olmutur. 1948'de vefat etmitir. Barlal Nur ktiplerinden aml Hafz Tevk Gksu, Emirda'a stada yazd bir mektupla Muhacir Hafz'n vefat ettiini bildirmitir. Bedizzaman ise, bu mektup zerine Muhacir Hafz'n hizmetleriyle alkal olarak unlar ifade etmitir: oluk ocuuyla stada hizmet etti "Sekiz sene oluk ocuuyla sadakatla bana hizmet eden ve evlad ve ahfad ve reka ve damatlariyle Nurlara ciddi alan ve vaazlarn btn Nurlardan veren ve vefatndan on dakika evvel dnyaca en ehemmiyetli vasiyeti, kendinin Nur Risalelerini tekmil iin aml Hafz'a rica eden, vefatndan iki gn evvel bana mektup yazp.... aml Hafz ikinci sahifesinde yazd vefat haberini aldm merhum Muhacir Hafz Ahmed'in dnyadan gmesi, aynen Abdurrahman gibi beni ok sarst,

alattrd..... Binler rahmet onun ruhuna insin, min. Kabri de hanesi gibi Kur'n ve Nurun bir menzili olsun.." Kabri Barla mezaristanndadr.

OSMAN YILDIRIMKAYA (Katip Osman)


Isparta'nn Keeci mahallesinden brahim olu Osman yldrmkaya, 1900 ylnda dnyaya geldi. Nur Risalelerinde Ktip Osman diye ismi zikredilmektedir. Bedizzaman'la birlikte Denizli'de hapis yatmtr. Gzel yazs ile Nur Risalelerine byk hizmetler eden Ispartal bahtiyarlardandr. Ekim 1991'de vefat etti. "Ktip Osman" Kendisi Yldrmkaya anlatmaktadr: soyadn aln u ekilde

"Clsolu soy adn alacaktk. Memur 'Bu Arapadr, byle soyad almak yasaktr' demesi zerine,bizim Clsolunu, Yldrmkaya'ya evirdik." Nur Risalelerinde "Ktip Osman" diye anlmaktadr. Grd mbarek ryalar ise, yine Nurlarda ayr bir mevki

tutar. stad Bedizzaman bir ziyaret ve sohbet esnasnda: Kalemin gzel, yazn gzel, imln gzel!..." diye kendisine alka ve iltifat ediyor. Bu tevecchten sonra, Osman Yldrmkaya "Ktip Osman" olarak Nurlara geiyor. "Benim de ktibim budur" Yine bir gn stadn postacs ve misarleri Barla'ya getirip gtren Bekir Aaya stad: Hep senin mi ktibin olacak, benim de ktibim ite budur" diye Osman Yldrmkaya'y gsteriyor. Mmtaz Nur Talebesi Ktip Osman Efendi, stikll Harbinde zmir cephesinde arpm, hizmetlerde bulunmutu. stad' Konya'da sakall olarak gryor Ktip Osman Efendi, stad Bedizzaman'n Barla'dan Isparta'ya getirildii 1934 yaznda, stad'n sakall olarak ryasnda gryor. stad Isparta'ya geldii zaman, bu ryay anlatyor. stad ise: Kardeim ryada sakal grmek skntya almettir. Ben buraya skntl olarak geldim. Ryan mbarektir" diyor. Denizli hapsine giderken Ktip Osman Efendi, stad Bedizzaman'la birlikte

dokuz ay Denizli Hapishanesinde mevkuf kalyor. yle anlatyor: Isparta'dan ayrlrken beni Hsrev Abi (Altnbaak) ile birlikte kelepelemilerdi. yolda kelepeli bir halde srayla namaz klmtk. stad' da Savl doksan yalarnda Hasan Day ile birlikte kelepelemilerdi. Hasan Daynn yrmeye mecali yoktu. stad sanki adamcaz srtnda tamasna zahmet ekiyordu. Hasan Dayya 'Bana dayan, bana dayan' diyordu. Zaten ihtiyar adamcaz da stad'a dayanarak yryordu. stad kendisi ise o tarihte altm yandan fazlayd. stad'a gl ya hediye etmitim Ac tatl bir ok hatralarmz geti. Dokuz ay dn, bayram gibi vakit geirdik. Denizli hapishanesinde. stada bir ziyaretim srasnda gl ya hediye etmitim, azma iki ay ekeri koydu. Bu ekerin lezzeti ve tad hl azmdadr desem mbala etmi olmam. Ktip Osman'n ryalar Hapishanede ryamda sure-i fethi okudum, "ecren azima"dan sonra uyandm. "stad byk ecir ve sevap ile hapishaneden tahliye edileceimizi mjdelediler. Hakikaten ksa zaman sonra hem tahliye, hem de beraet ettik." Ktip Osman Efendinin ryalaryla alkal fkralar

Risale-i Nur'un lahika mektuplarnda neredilmitir. Yirmi Yedinci Mektub'un mhim paralarndan olan bu fkralar iin Sikke-i Tasdik-i Gaybi'ye baklabilir. stad'n vefat zerine kiraz aac kurudu Ktip Osman Efendi bir baka hatrasn ise yle anlatyor: Barla'ya stad'a bir sepet kiraz gndermitim. Kiraz iki gn yememi. Sonra manev ihtar alm, nc gn yemi, yanndaki misar ve talebelerine de yedirmi. stad Isparta'ya dndnde 'Keeli nc gn izin verildi, yedik kirazndan. Fakat bunun kadar lezzetli bir meyva yemedim' diye buyurdu. Beraberce o aacn yanna gittik. Her sene o aataki kirazlardan isterdi. stad vefat ettii sene aa kurudu

Sabri Gnen (LEMALI SABR)


Nur manzumesinin ebedlere kayp giden yldzlarndan birisi de lemal Sabri Efendidir. smi ve bahsi Nur Risalelerinden Hastalar Risalesi'nin "on nc deva"snda yle gemektedir: "Arkadalarmzdan-Allah rahmet etsin-iki gen vard. Biri lemal Sabri, dieri slm Kyl Vezirzde Mustafa, Bu iki zat, talebelerim iinde kalemsiz olduklar halde, samimiyette ve iman hizmetinde en ileri safta olduklarn hayretle gryordum! Hikmetini bilmedim, vefatlarndan sonra anladm ki, her ikisinde de ehemmiyetli bir hastalk vard. O hastalk iradiyle, sair gal ve feraizi terk eden genlere bedel, en mhim bir takva ve en kymettar bir hizmette ve ahirete n bir vaziyette bulundular. naallah iki senelik hastalk zahmeti, milyonlar sene hayat- ebediyenin saadetine medar oldu. Ben onlarn shhati iin baz ettiim duay imdi anlyorum. Dnya itibariyle beddua olmu. naallah o dua, shhat-i uhreviye iin kabul

olunmutur." Sabri Efendi Isparta'nn lema kyndendir. 1316 (1900) senesinde doan lemal Sabri, 1934 senesinde rahmete kavumutur. Kabri, ilema ile Barla arasndaki ilema kabristanndadr. Mezar tanda unlar okunmaktadr: "Hvelbaki, merhum burada yatan Hoca Esat Efendi olu Sabri Gnen ruhuna Fatiha, doumu 1316, lm 1934." Gen yanda ebediyete gen, bu halis Nur Talebesine Cenab- Hak merahmetler eylesin.

MBAREK SLEYMAN
"Mbarek"liin sebebi Nur Risalelerinden Yirmi Altnc Mektup'ta ismi ve bahsi geen Mbarek Sleyman 20 Ekim 1963 tarihinde ahirete intikal etmiti. Barla'nn am Dalarnda Bedizzaman'a misar olan bu temiz kalbli, mbarek insan srarla Cuma gecesi stad'n yannda kalmak istemiti. Bir para kenmi ekmek iki gn, iki kiiye nasl yetecek diye dnerek am Dalarnda bir yamaca doru karken bir katran aacnn dallar arasnda koca bir ekmek bulduklar zaman, Bedizzaman: Sleyman mjde Cenab- Hak bize rzk verdi" deyince, sa kalbli Sleyman, cevaben: Bu ekmek bize helal olur mu?" diye sormutu. Bedizzaman ondan bu sayet dolu szleri iitince: Vay mbarek vay!..." demiti. te bu hdiseden sonra, sa kalb Sleyman'n ismi "Mbarek Sleyman" olarak hafzalara intikal etmiti.

"Mbarek Sleyman ne lemde?" Aradan seneler gemi, Bedizzaman bu defa Emirda bozkrlarnda gurbet ve hicretlerle geen mrn devam ettiriyordu. Barla yaylasndan Bahri alar isimli Nur Talebesi, Bedizzaman' Emirda'da ziyarete gelmiti. Bu ziyaret esnasnda Barla'dan, Barlallardan, Bedizzaman'n Barla'da geen gnlerinden bahisler almt. Bir ara stad, Bahri Efendiye Mbarek Sleyman' sormutu: "Mbarek Sleyman ne lemde, neler yapyor?" Bahri Efendi memnuniyet iinde Mbarek Sleyman'n Risale-iNurlar yazdn ifade etmiti: "Mbarek Sleyman Risale yazyor Efendim." Bedizzaman bulunmutu: bu cevaba u ekilde mukabelede

"Onun bir zamanlar am Dalarnda syledii bir sz vardr ki, o sz, onun on sene Risale yazmasndan daha hayrldr." Mbarek Sleyman'n sa kalbinin ifadesi olan "Bu ekmek bize hell olur mu?" sz "Mbarek" oluunun bir delili olara Risalelere gemesine, gnllerde yaamasna sebep olmutur. Mbarek Sleyman" gibi nice isimsiz mbareklerin, altn kalbli Nur hizmetkrlarnn emeklerinin yadigr olan

Nur Risaleleri ebedi kurtulu rehberi olarak genliimizin yolunu ldatmaya devam etmektedir.

EM' GNE
1883'de Barla'da dodu, 1974'de vefat etti. Sikke-i Tasdik-i Gayb'de geen yamur hadisesinde imzas bulunan zatlardandr. Bedizzaman'n Mu (Muj) Mescidinde zaman zaman mezziliini yapmtr.

APRAZZADE ABDULLAH
Bedizzaman'n Barlal talebelerinden olan aprazzade Abdullah Efendi, 1884'de Barla'da dnyaya gelmi, 1947'de Hicaz'da 63 yanda iken vefat etmitir. 16. Lem'a'da bir sual mnasebetiyle bahsi gemektedir. 1943'de Bedizzaman Kastamonu'dan Ankara'ya, oradan da Isparta'ya getirilirken, Ankara-Isparta arasnda trende Bedizzaman'la gren aprazzade'yi de, bu grmesinden dolay Isparta'ya vardklarnda iki gn nezarette bulundurmulardr. Ankara'ya bir ticar i iin gittiini, Bedizzaman' Barla'dan ayn mahalleden olduklar iin tandn, bir selm verdiini ispat edince de serbest braklmtr.

MEHMED KESKN
Bedizzaman'n Barla'da kald senelerde (1926-1934) zaman zaman berberliini yapan Mehmed Keskin, 1915'de Barla'da domu, yine ayn yerde 1972'de vefat etmitir. Kabri Barla mezaristanndadr. Bedizzaman'n yakn talebelerinden Muhacir Hafz Ahmed Karaca'nn kz Saniye Hanmla evlenmitir. On Altnc Lem'a'nn "birinci haiyesi"nde bahsi geen MEHMED bu zattr..

Sddk Sabri {SABR ARSEVEN} (Santrol Sabri-Nur iskele memuru)


Sabri Arseven, Eirdir'in Bedre kynn imamdr. Bedizzaman Sadi Nurs'ye talebe olup, onun mukaddes davasna hizmetkr olan bahtiyar simalardandr. 1893 senesinde dnyaya gelen Sabri Efendi, 1954 senesinin 20 ubat'nda Eirdir'in Pazar Kynden Bedre'ye dnerken kamyonun devrilmesiyle, beyin kanamas geirmi ve bylece Hakk'n rahmetine intikal etmiti. Bedizzaman, Sabri Efendinin cenazesine bizzat itirak etmiti. Elli haneli Bedre kynn mezarlnda medfun Sabri Hocann mezar tanda unlar okumaktayz: Gel nazar kl mezarmn tana

kil isen akln al bana Ben de bir dem srdm sefa cihanda Akbet bak, ta diktiler bama." 1943 sensinde Bedizzaman'la birlikte Denizli'de dokuz ay hapis yatan Sabri Efendi iin Nur'un mektuplarnda eitli iltifatlar ve takdirkr cmleler bulunmaktadr. Bunlardan birinde, Kastamonu mektuplarnda unlar okumaktayz: stadla kardelik sikkesi "Sddk Sabri! Senin cisminde (ayanda) kardeliimin sikkesini grdm zaman bir hiss-i kablelvuku ile kalbime geldi: Bu zat mhim bir vakitte bana ok ehemmiyetli bir kardelik edecek. Ve muvaffak oldun, yaptn. Allah senden ebeden raz olsun." Sabri Hocann da ayak parmaklarnn ikinci ve ncs, Bedizzaman'n ayak parmaklar gibi birbirine yapk bir ekildeymi. Kastamonu mektuplarndaki cisminde (ayanda) kardeliimin sikkesi" mezkr mnaya iaret etmektedir. Nur iskele memuru Hac Sabri Efendi, Nur Risalelerinin ilk neir senelerinde santrallk vazifesini hakkyla yapmt. Etraf kylere Nurlar yaymt. Barla'da bulunan Bedizzaman'la bir santral gibi irtibat kurmutu.

Eirdir Gl sahillerinde her kyn, nahiye ve kazalarnn iskeleleri vardr. Bedre, lama ve Barla iskeleleri birbirini takip ederek sahil boyunca uzanr. Sabri Efendi, bulunduu Bedre kynde "Nur iskele memuru" olarak da vazifesini yapmt. Nurlar Bedre iskelesinden dier kylere tevzi ederdi. Sadakat ve ballnn bir nianesi olarak Bedizzaman kendisine "Sddk Sabri" diyordu. Albay Hac Hulusi Yahyagil'e nisbet ediyor; "Hulusi-i Sani" yani "ikinci Hulusi" diyordu Bedizzaman. Eirdir Glnn gzel sahillerinde Nur iskele memuru Santral Sabri'nin aziz hatralar dillerde sylenir durur. Dilden dile naklolan bu hatralardan birinde unlar tespit etmitik: Bedizzaman'n cbbesi ile yangn sndrd. Bedizzaman'n Barla'da Nur Risalelerini telif ettii senelerde, yani 1926 ve 1934 seneleri arasnda Bedre yaknlarndaki bir korulukta yangn kyor. Sabri Efendi bu alevleri ne yaptysa sndremiyor, nleyemiyor. Neticede srtnda stadndan yadigar olarak bulunan cbbeyi kartarak alevlere doru uzatyor, dalga dalga yaylmak istidad gsteren kzl alevlere hitap ediyor: "Yak ite yakalabilirsen, ite bu Bedizzaman'n cbbesi!" Az sonra alevler ekiliyor, ferini kaybediyor ve nihayet snp gidiyor. Bu hdise Bedizzaman'a intikal edince, Nurlu stad tebessm ederek Sddk Sabri Efendiye hitaben:

Keeli, beni orman koruyucusu mu yaptn!" diye latife yapyor. Sabri Efendi gibi mbarek zatlarn en zor artlar altndaki hizmetleri sayesinde, Nur Risaleleri bugn iman ve irfan ufkumuzu gneler gibi aydnlatmaktadr. Allah onlardan ebediyyen raz olsun.

ABDULLAH AVU (YAVAER)


Barla nahiyesinin Yokuba Mahallesinden olan Abdullah Yavaer, Bedizzaman'n komusu ve sadk talebelerindendir. Askerlik vazifesini avu olarak yapt iin Bedizzaman ve kylleri tarafndan Abdullah avu olarak yd edilmi ve Nur Risalelerine bu isim ve unvanla yazlmtr. Bedizzaman'a olan yaknln Denizli hapsinde beraber olmalarndan da anlamaktayz. Denizli'de stadyla beraber yatan Abdullah avu, neticede dier Nur Talebeleri gibi berat ve tahliye edilmiti. Mektubat isimli Nur'un aheserlerinden "On Altnc Mektup"ta Bedizzaman, Abdullah avu'tan yle bahis aar: "u mbarek Ramazan'da, yalnz iki haneden bana yemek geldi, ikisi de beni hasta etti. Anladm ki, bakasnn yemeini yemekten memnuum. Mtebakisi, btn Ramazan'da benim idareme bakan mbarek bir

hanenin ve Sdk bir arkadam olan o hane sahibi Abdullah avu'un ihbar ve ehadetiyle ekmek, bir kyye (Okka, imdiki 1282 gram) pirin bana k gelmitir. Hatta o pirin on be gn Ramazan'dan sonra bitmitir." Mahkeme kararlarna yanllkla soy ismi Savaer olarak geen Abdullah avua, Barla'da "Yavalarn Abdullah" demektedirler. Abdullah avu, stad Bedizzaman gibi senesinde Cenab- Hakk'n rahmetine kavumutur. 1960

AHMED GALP KESKN (MUALLM)


Hattat ve ir olan bu zat, Bedizzaman'n talebelerindendir. Onunla birlikte Eskiehir'de mevkuf kalmtr. 1900 ylnda Yalva'ta domutur. 1940 ubat'nda Yalva'ta bir ayhanede ube reisinin yere den silh patlyor ve kan kurun Galip Beyin kasna isabet ediyor. Kaldrld Konya Devlet Hastanesinde vefat ediyor. Kabri Konya'dadr. Galip Beyin henz baslmam bir dvan vardr. Bedizzaman Said Nurs, Eskiehir mdafaas olan 27. Lem'a'da Muallim Galip Beyi yle anlatr: Muallim Galip, drt sene evvel Barla'da iken muallimlii mnasebeti ile haftada, bazan yirmi gnde bir defa ayak stnde gryorduk. Bu zat hattattr. Hsn- hattndan istifade etmek iin kendime mahsus eskiden yazdm Mu'cizat- Ahmediye ve 'caz- Kur'n risalelerini

yazdrdm. Odamda talik ettiim bir-iki levhay da bana yazd. "te mnasebetimiz bu kadardr. Bu zatn iire hevesi bulunduundan, ben de ir olmadmdan, hi bir risalemi Onuncu Sz'den baka vermedim. Onuncu Sz' de bakasna vermi. Yannda hi bir eserim bulunmad halde benim mevhum suumdan elbette hakik bir hisse ona ifraz edilmez. Bunun gibi oklar var. Men-i muhakeme ile haklarnda adaletin tecellisini bekliyorlar."

TEVFK GKSU (aml Hafz)


"Olum, bu zata ileride hizmet edeceksin" aml Hafz" lakabiyle anlan Tevk Gksu, Barla'nn Akmescit Mahallesinde 1887'de dnyaya gelmitir. kendisine "aml" denmesinin sebebi; subay olan babas Veli Beyle beraber am'da yirmi yl kalmasdr. am'da olduu yllarda Bedizzaman Said Nurs'yi grm ve Emevye Camiindeki hutbesini dinlemiti. lim ve ehl-i kalb bir zat olan babas, Bedizzaman' gstererek: "Bak olum, bu zat mehur bir zattr. Ona iyi bak. lerde bu zata hizmet edeceksin" demiti. Bilhare Said Nurs, Barla nahiyesine nefyedildii yllarda ona talebe ve ktip olmu; ok gzel hattyle Bedizzaman'n Nur Risalelerini yazm ve oaltmtr. 1935 Eskiehir, 1943 Denizli hapislerinde yatmtr. 1965 ylnda vefat eden aml Tevk'in kabri, Barla mezarlndadr.

BEKR DKMEN
lk Nur Risalesini bastrd Nur Risalelerinden Onuncu Lem'a'da ve Emirda Mektuplarnda ismi, bahsi ve hizmeti geen Bekir Bey (Dikmen) Barlal bir tccardr. Bekir Dikmen, 1898 senesinde Barla'da domu, 1954 senesinde stanbul'da vefat etmitir. Edirnekap ehitliine defnedilmitir. Onuncu Lem'a'da Bedizzaman Bekir Beyden yle bahis amaktadr: "Bekir Efendi Onuncu Sz' tab etti. 'caz- Kur'n'a dair Yirmi Beinci Sz' yeni huruf kmadan tab etmek iin ona gnderdik. Onuncu Sz'n matbaa atn gnderdiimiz gibi onu da gndereceiz diye yazdk..." Bekir Beyle alkal olarak efkat tokatlarnn altncs olan yukardaki para, Bekir Beyin, stadn fakir halini dnerek Yirmi Beinci Sz' bastrmadn anlatmaktadr. Neticede harf inklab olunca eser baslamyor, Bekir Beyin dokuz yz lirasn hrszlar alyor.

efkatli ve iddetli bir tokat yiyor. Bedizzaman: naallah ziyaa giden dokuz yz lira, sadaka hkmne geti" diye ifade etmektedir. Bekir Bey, ilk Nur Risalesini bastrmak ve Nur'un ilk niri olmak gibi bir devlet ve saadete nail olan bahtiyarlardan olarak ebediyete intikal etti.

SIDDIK SLEYMAN KERVANCI


Sddk nvann ona Bedizzaman vermiti. Sekiz sene sadakatla, ballkla stadna hizmet etmiti. Barla'da Bedizzaman'a sahip kan, ona yardm eden, hizmet eden bu zat, 6 Mays 1965 Perembe gn Hakk'n rahmetine yrmt. Ankara'da vefat ettikten sonra, Barla'ya getirilmi ve Barla kabristanna defnedilmiti. Nura olan intisabndan sonra, bir Dere Bahesi olan ba ve bahesi "Cennet Bahesi" olmutu. Risale-i Nur'un Yirmi Sekizinci Sz' olan "Cennet Bahsi" Sddk Sleyman'n bahesinde yazlmt. Bu te'liften sonra Nur'un satrlarna Sleyman'n bahesi "Cennet Bahesi" olarak girdi. Bedizzaman, Barla Mektuplarnn sonundaki uzun mektubunda Sddk Sleyman'dan sitayile, memnuniyetle bahsetmektedir. Sddk Sleyman'n mbarek ahsiyeti, Szler Mektubat

ve Lahikalarda zikredilmektedir. Cenab- Hak mbarek ruhuna binler rahmet yadrsn.

HAFIZ HALD
Hafz Halid Tekin nceleri ilkokul retmeni idi. Isparta'nn Stler kasabasnda ve Eirdir'in lma kynde vazife yapt. retmenlii braktktan sonra da Barla'nn Pazar Camiinde imamlk yapmaya balad. Annesi Behiye Hanm, babas mer Lt Efendidir. Hafz Halid'in hususiyetleri Aslen Barlal olan Hafz Halid, medresede tahsil grm ve bilhare tahsilini kendi husus gayretleriyle inkiaf ettirmiti. Elli be yalarnda iken, stanbul'da son demlerini yaadn hisseden Hafz Halid olunu yanna ararak, veda etmi ve yle demiti: "Ben artk leceim. Bamda devaml olarak Kur'n- Kerm okuyun ve azma da zemzem suyu damlatn." Bu ved szlerinden bir mddet sonra da, "Canm gsme geldi, u anda boazma geldi" diye konua konua, gayet rahat bir ekilde, ruhunu Rabbine teslim etmiti. Risale-i Nur'un ilk talebe ve ktiplerinden olan merhum Hafz Halid Efendi mes'uliyetten ok korkard. Kendisine

sorulan din bir meseleye hemen cevap vermez, eitli kitaplara bakp meseleyi tetkik ettikten sonra, cevap verirdi. Merhum Hafz Halid, stada Barla'dan ayrldktan sonra-muhtemelen Kastamonu veya Emirda'da iken-aadaki mektubu gndermiti: Huzr-u faziletpenhiye, Zehdetl, stad- Ekremim Said Efendi Hazretleri, Evvel selm ile ellerinizi bs eder ve hatrnz istifsr eylerim. Sonra, dokuz defadr selmnza nail oluyorum. Kara Alilerin Mustafa Efendi ile benim iin 'Gzlerini pver' demisiniz. Memnun oldum. Cenb- Hak beni ve sizi gzel isimleri mcibince, yksek merhametine dahil etsin. Bk, her an ve zamanda arzum, shhat ve selmet ve saadet ve yetiniz." Sevdiiniz kardanz Hfz Halid "Siz bizi, biz sizi unutmayalm" Vefatndan sonra geride brakt notlarndan birinde de u ifadeler var: "Validem ve biraderim de Bedizzaman'a selm ederler ve duasn taleb ederler. vaktiyle ettiimiz sohbetlerin enisi dimamda yer tutmutur, unutmak kabil deildir. Siz bizi ve biz sizi ilelebed unutmayalm." Hafz Halid Tekin'in, Tarihe-i Hayat'n "Barla Hayat"

ksmnda, Bedizzaman'la alkal iki sahifelik bir yazs vardr. Hafz Halid imzasn tayan bu makalenin takdiminde Risale-i Nur tesvidinde ok hizmeti sebkeden temiz kalbli, ihlsl bir hafz, mdakkik bir hoca olan Hafz Halid'in bir fkrasdr" cmlesi yer almaktadr. Hafz Halidin efkat tokad Bahis mevzuu makalede Hafz Halid, stadnn ilmini, faziletini, yksek tevazuunu ve eski kymetli eserlerini anlatmaktadr. efkat tokatlarnn anlatld 10. Lem'a'da yedii efkat tokadn kendisi yle anlatr: "Evet, itiraf ediyorum. stadmn hizmet-i Kur'niyede nerettii srn tesvidinde hararetli bir surette bulunduum zaman mahallemizde bir cami imaml vard. Eski kisve-i ilmiyemi, sar balamak niyetiyle muvakkaten o hizmete ftur verip, bilmeyerek ekildim. Maksadmn aksiyle efkatli bir tokat yedim. Sekiz-dokuz ay imamlk ettiim halde, Mftnn ok vaadlerine ramen, fevkalde bir surette sar saramadm. phemiz kalmad ki, o kusurdan bu efkatli tokat geldi. Ben stadmn hem bir muhatab, hem bir msevvidi idim. Benim ekilmem ile tesvid hususunda sknt ekmiti. Her ne ise, Yine kr ki, kusurumuzu anladk ve bu hizmetin de ne kadar kuds olduunu bildik. Ve h- Geyln gibi arkamzda melek-i siyanet gibi bir stad bulunduuna

itimad ettik." Ez'af'l-ibd Hfz Hlid ocuk taziyenamesinin yazl sebebi 17. Mektub olan ocuk taziyenamesi de Hafz Halid'in vefat eden ocuu mnasebetiyle kaleme alnmt. Balang ksm yledir: Aziz ahiret kardeim, Hafz Halid Efendi, "Kardeim! ocuun vefat beni mteessir etti. Fakat el-hkm lillah, kazaya rza, kadere teslim slmiyetin bir iardr. Cenb- Hak sizlere sabr- ceml versin. Merhumu da size zahire-iahiret ve efaat yapsn. Size ve sizin gibi mttaki m'minlere byk bir mjde ve hakik bir tesellyi gsterecek be noktay beyan ederiz." Hafz Halid'in olu Enver, 1930 ylnda, kupalazndan, yani difteri hastalndan vefat etmiti. 1922 doumlu olan kk Enver vefat ettiinde sekiz yanda idi.

MUSTAFA AVU
stadla geen gnleri Bedizzaman'n Barla hayatndaki yakn talebelerinden birisi de Mustafa avu'tur. smi ve bahsi Nur'larn muhtelif ksmlarnda gemektedir. Mustafa avu, 1882 tarihinde dnyaya gelmi, 2 ubat 1939'da vefat etmitir. Elli yedi yanda vefat eden bu ztn esas ismi Hulus Mustafa'dr. Hayatnn on sekiz senesi askerlikle gemitir. Trakya, anakkale ve stanbul'da asker olarak bulunmutur. stikll Harbinde ve anakkale mdafaasnda bulunmutur. Kumkale'de top avuu olarak vazife yapmtr. Bedizzaman'a Barla'da ok hizmet etmitir. Bir gn stadyla birlikte am Dandan Barla'ya dnerken, kularn ve byk bir kartaln kanat rparak stad yolcu ettiklerini, stadn da onlara mendil sallayarak selmlatklarn, kularn am Dandan t Barla yaknlarna kadar kendilerini takip ettiklerini anlatr. Bunlar anlatan anakkale gazisi Mustafa avu'un, rikkate

gelerek gzleri yala dolar. 1950'den sonra Barla'ya dnen Bedizzaman, uzun yllar kald eve inerken, yoku zerinde Mustafa avu'un evinin nnde rikkate gelerek yal gzlerle bir mddet durmu, stikll Harbi gazisi olan bu ilk Nur hizmetkrnn evini tem etmitir.

MUSTAFA ERTRK (Sarbak Mustafa)


1905'te Isparta'nn Kulen kynde dodu ve 1955'te vefat etti. Evvelce Sallabacak olan lkbn Bedizzaman Sarbak olarak deitirmiti. Lhikalarda ve "Yirmi Altnc Lem'a'nn On kinci Ricasnda bahsedilen zat bu Mustafa'dr. "Byk Ruhlu Kk Ali'nin aabeyidir. Nur'larda geen "Mbarek Heyeti"nin ilki ve ilk temsilcisidir. Denizli hapsinde yatan Nur talebelerindendir. Yine bu Mbarek Mustafa'dan "On nc ua"da ve 'Onuncu Lem'a'da da bahisler bulunmaktadr.

ABDULLAH (KULA) AVU Nur Postacs


1901 ylnda Isparta'nn slmky'nde dnyaya geldi. slmky Bir Mira sabahnn aydnlnda girdik, slmkye, Uzun zamanlardr, hep arzu ederdim. Fakat bir trl gidememitim slmkyne. Isparta'nn bir ok kylerini adm adm gezmitik. Bedre, lam, Kulen, Sav, obansa, Akkeeli, Garip, Bozan, Yenice ve dier kylerde almalarmz srdrmtk. slmky denince, stad Bedizzaman'n bu kye iltifat, bu kye kar alkas ve nihayet Nur davasnn ilk ehidi, Hafz Ali gelir benim aklma. Baharn tatl havasn cierlerimize ekerek, Barla bahelerinden geerek, sabahn erken saatlerinde girdik slmkye... Bedizzaman bu ky 'Nur Fabrikas'nn merkezi olarak

isimlendiriyordu. Nur fabrikasnn sahibi olarak da, Hafz Ali'yi gsteriyordu. Nur fabrikas sahibi, slmky'nn yetitirdii mbarek bir insand. slmky Risale-i Nur'a pek ziyade alkadarlkla, imtiyaz ve sebkat kazanm... Ben slmkyn, Nurs ky olarak biliyorum... "Nur Fabrikas o kyde daadasz teesss etti, tahmin ediyorum." Bunlar dnerek sokaklarnda. geziyorduk, slmkynn

slmkyde Nur postacs Abdullah avu'u (Kula) aramaya balamtk. Abdullah avu'un evinde Az sonra ihtiyar bir zatla karlatk. Tebessm iinde, yllar nceki Nur postaclnn ulv heyecann tayordu yznde.. Evinde kurduu sofrada kahvalt yapyorduk. Ama zihnimiz, gnlmz, btn duygularmz onun bize anlatacaklarnda, getirecei kt paralarndayd. O ise, bizi arlamak iin sofraya eit tamakla meguld. Nihayet dayanamayarak : Yahu Abdullah amca brak sen u sofra ile uramay da, bize stad Bedizzaman'dan anlat, Nur postaclndan

bahset. erde tavan aralarnda, bodrum katlarnda, gizli blmelerdeki kitaplardan risalelerden getir' dedim. Yine gld derin derin, "Krk yl geti sorduunuz hikyenin stnden. O zamanlardan bu zamana bir ey kalmad ki," Biliyorum birey kalmamtr. Ama atalarmz, cami yklsa da yine mihrab kalr' demiler. Bize kalanlar kdir. Biz kanaatkr insanlarz' deyince kotu ieriye... Abdullah avu'un postacl Az sonra kucanda bir tomar rutubetli sararm, yer yer yrtlm, farelerin insafna terkedilmi kat paralar ile dnd. Biz sofray unuttuk, sofradan daha lezzetli bulduumuz, yllarn vesika deerindeki katlarn tetkikine daldk. Abdullah Kula bir yandan da anlatyordu: slmkyden akamleyin kardm, mektub torbasn srtma atar, kylere urayarak, afakla birlikte Barla'ya Hucfendiye (Hoca Efendi) ulatrrdm. Sevinle beni karlard. Sabah namazn birlikte eda eder ondan sonra yatardm. Yine byle bir gece seferinden sonra vardmda Hafz Ali Efendi de oradayd. Kur'n' eitli talebelerine taksim etmi, herkes bir parasn kendisinin tari zerine yazyordu. "aylar stad datt"

Ben ay yaptm. Gtrp datacaktm. stad tepsiyi elimden alarak kendisi datmak istedi. Ben utanm ve mahcup olmutum. Israr ettim. Yine kabul etmedi. aynen bana unlar syledi: Yazdnz, hizmetine kotuunuz Kur'n ind-i lh'de makbul oldu. Melekler sizin fotorafnz alyor. Ben de Kur'n'n birhizmetkr olarak, size hizmet etmem lzm' Tepsiyi elimden alarak aylar kendisi datt. Bir defasnda jandarma evimizi arad. Aramada 22'nci Sz'n kapckn buldular. Mehmet Baavu vard. Zabt tutarken 'yrtk kapck' diyeceine 'yrttm kapck' diye yazm. "Bu sebepten dolay hakim onu Isparta'ya celbetti, ok sktrd. Sonra beni braktlar." Kur'n Kerim'in yazlndan bahsedilince, yazdklar czlerden mevcud olup olmadn sordum. O esnada hatrna bir ey geldi, sr'atle kalkp dar kt. Bu defa da elinde renkli bir Kur'n formasyla ieri girdi. Getirdii, Hafz Ali'nin el yazsyd. Hem de Kur'n'n sr Sresini iine alan bir formayd. Nur fabrikas slmky'nde, fabrika sahibinin el yazmas Kur'n formas bulmutuk. Sevincimize payan yoktu. Aydnlk bir Mira sabahnda, Miradan bahseden sreyi, Hafz Ali'nin el yazsyla bulmutuk.

Hafz Ali'nin evine gidiyoruz. Bu sevinle Abdullah avu'dan Hafz Ali'nin evini sorduk. Yine umursamaz cevaplar verdi. "Bir ksm ykld, yerine Kur'nkursu yapld" dedi. Hi olmazsa yerini grelim" dedim. Krmad bizi, hep birlikte kalktk. Az sonra yeni bir yapnn nnde durdu. Yannda da eski bir ky evi, bir ka merdivenle klan, tahta, amur karm bir ev... Buraya girebilir miyiz?" dedim. Abdullah avu girdiimiz evin ve odann Hafz Ali'nin yatt yer olduunu syledi. erde, yerde basit bir hasr zerine serilmi yatakta inaatn bekisi yatyordu. Kede bir gaz tp, bulak bardaklar, tozlanm ekerler, bir de kk tepsi duruyordu. Merakla odann duvarlarn, pencerelerini, tkrtlarla vurmaya baladk. Boluklar olduu anlalyordu. Hem inaatn bekisi, hem de Abdullah avu hayretle bakyorlard. Yine Abdullah Kula'nn zihninde parltlar ve imekler akmaya balad. "Durun, durun" diyerek, duvardaki tahta kaplamalar ileri geri itmeye urat. teledii tahtalardan, bir blm ald. Gizli bir blm, hazine veya para blm deil, Halk Partisi zulmnden saklanan Kur'n tefsirleri. Karanlklara braklan elmas paralar.

okun bir sevinle, kat paralarn topluyorduk. Elimizde sert cisimlerle, duvarlar, pencereleri dvyorduk. Pencerenin altndan, husus blmeler kt. Yarm asr el srlmemi yerler. Yine bir blm daha ald. Duvarn enine ve derinliine doru yaylyordu. Az sonra yeni bir hazine daha bulmutuk. Kat ve kitap hazinesi... Beki az ak vaziyette seyrediyordu manzaray, nceleri bizi para veya daha baka bir ey aryor zannetmiti. Biz ise Bedizzaman'n hayatn aryorduk. Bu sevda ile yollara dmtk. slmky'n duvarlarnda islmn bahtn aan Bedizzaman'n eserlerini aryorduk. Denizli hapsinden ebediyete giden Hafz Ali'nin evi, yllar sonra Kur'n kursu oluyordu. Bir Kur'n talebesinin evi, Kur'n dershanesi oluyordu. Son kalan bakiye binann, yklmaya yz tutan cidarndan, ebede bakan pencereler amasnn sevdals olmutuk. slmky'l byk ehidin evini didik didik arama yapyorduk. Duvarlar deliyorduk, pencereleri ykyorduk. Halk Partisi'nin errinden saklanlan Nurlar, yarm yzyl sonra, tozlarn topraklarn arasndan karyorduk. Hafz Ali'ye verilen sknt 1943 ylnda Denizli hapsine gtrlen Hafz Ali'nin yolda urad hakareti merhum Refet Bey (Barutu) yle anlatmt: Bizi karanlk bir hayvan vagonuna doldurdular.

Kalabalktanoturacak yer yoktu. Bamzda iri yar insafsz bir baavu bulunuyordu. Eline ald byk bir dengi Hafz Ali'nin zerine frlatt. Hafz Ali az kalsn eziliyordu. "te Denizli hapsine Hafz Ali byle gitmiti. Ve oradan ehid olarak kt."

HSEYN ASLAN (Kuzca Hatibi)


Kuzca Isparta'nn Stler kzasna bal yirmi kilometre kadar mesafede bir nahiyedir. Emirda mektuplarnda geen "Kuzca hatibi Hasan kr'nn esas ismi Hseyin Aslan'dr. Kendisi 1888 doumlu bir zatt. 26 Haziran 1965'te vefat etti. Kuzca Hatibinin olu Hsn Yakup Aslan, bize gnderdii 21.12.1983 tarihli mektubunda babas Kuzca Hatibiyle alkal olarak u bilgileri vermektedir: Babam merhumun ad, Hac Hatib Hseyin Aslan'dr. Stler Kuzca ky imamyd. Babamn yazd Nur Risaleleri ok vard. Pederin vefatndan sonra bizim biraderler hepsini yakmlar. Bu yakmann sebebi ise; evi basar ve arayp bizi skntya sokarlar diye... Peder, stad Bedizzaman'la mektuplard. Barla'ya ve Isparta'ya gider gelir ve stadla grrlerdi. Vefat ettii

zaman Sarak kynn cami avlusuna defnedilmiti. "Ben stad Bedizzaman'a gideceim diye haber verir ve veda eder giderdi. Ancak on be-yirmi gn sonra tekrar geri dnerdi."

Byk ruhlu KK AL
1907 doumlu olan Kk Ali, 1974 ylnda Isparta'nn Atabey ilesinin Kulen kynde vefat etmitir. Nur Risalelerinin muhtelif yerlerinde mektuplar yer almakta ve adndan sz edilmektedir. Aabeyi de kendisi gibi Nur talebesi idi. 26. Lem'a'nn 12. Rica'snda "Kulen'l Mustafa" diye bahsi geen zat, Kk Ali'nin aabeyidir. Kulen'l Mustafa, gzel hattyla Nur Risalelerinin yazlarak oalmasnda byk hizmetler grmtr. Bedizzaman Said Nurs "Sallabacak" olan lkabn "Sarbak Mustafa" diye deitirmitir. Byk ruhlu Kk Ali'nin yazm olduu even'in sonuna Bedizzaman u duay kaydetmitir: "Y Erhame'r-Rhimin! Celceltiye'deki sm-i zam hrmetine, bu nshay yazan mbarekler kahraman Kk Ali'yi hizmet-i imaniyede muvaffak ve Cennette mes'ud eyle. min, min, min." Byk ruhlu Kk Ali, bu duann arasna, "stadm

Said'i" diye yazarak, stadnn yazd duaya, yine stadn dahil etmektedir.

Hac Hafz MEHMED AVAR


1877'de Isparta'nn Sav kynde dnyaya gelen Hac Hafz Mehmed Avar, 15 Ocka 1947'de vefat etmitir. Kastamonu ve Emirda mektuplarnda kendisinden sz edilmektedir. Hac Hafz Efendi, stad Bedizzaman'n Barla'ya mecburi ikametini iitince olunu Barla'ya gnderir. Selm ve hrmetlerini, ellerinden ptn ve kendisine dua etmesi isteini arzettirir. stadmz, oluna hitaben der ki. "Baban askerlik yapmad iin bilmez. Askerlikte karavanay uzatmaynca yemek vermezler. O da bize seher vaktinde dua etsin, biz de ona dua ederiz." Selamn cevab gelince, hakikaten askerlik yapmayan bu zat btn gcyle Nurlar yazmaya ve nere balar. Bu zatn Sav kynde Risale-i Nur'lara sahip kmas, kyde kadn-erkek, oluk-ocuk herkesin Risale-i Nur'la

megul olmasna vesile olmutur. Sav Camiinin mezarlnda medfun bulunan Hac Hafz'n gayretleri, Nur'larda Sav kynn "medrese-i nuriye" olarak isimlendirilmesini netice vermitir. Kastamonu mektuplarndan birisinde kendisinden u ekilde bahsetmektedir: Bedizzaman

"Medrese-i nuriyenin mridi, messesi ve mdebbiri Hac Hafz kardeimizin bu defa nc olarak bir teberrkn grdk. T Barla'da iken tatl lokmalarn kerametli, cib bereketi ve Isparta'da ktisat Risalesi'ni tatllatran iki buuk okka baln harika bir hadiseye sebebiyet vermesi, imdi ben tahmin ediyorum, o bal da onun imi. Fakat tam tahattur edemiyorum. Bu nc defa da, pek mbarek ve masum hatrlarn ve iltifatlarn temsil eden ve paralanmayan bir hediye gndermi. Onun hatr iin, altm senelik bir kaide-i hayatiyemi krdm." 1947 knda, Hac Hafz'n vefatn, Savl Nur talebeleri Kastamonu'da bulunan Bedizzaman'a bildirmiler. O da bu mektuba yle cevap vermitir: Sizleri ve umum Risale-i Nur akirdlerini ve bilhassa medrese-i nuriyenin talebelerini ve bilhassa o merhumun akrabalarn, medrese-i nuriyenin mbarek stad Hac Hafz Mehmed'in vefat mnasebetiyle taziye ediyoruz. Ve Nur'lar hesabna btn ruh-u cnmzla biz dnyada kaldka ona dua-y rahmet etmeye ve Hafz Ali ve Hasan

Feyzi ortasnda daima btn manev kazanlarmza hissedar etmeye kat' karar verdik. "O ok ehemmiyetli ve Nur hizmetinde muvaffakiyetli merhum o mbarek zat, mkemmel vazifesini bitirip, yzer manev evlt hayr'l-halef brakp gitti ve terhis olduu rahmet ve istirahat lemine ekildi. Ayn zamanda byk stadlarmn dairesine kazanlarm baladm zaman Hafz Ali, Hafz Mehmed, Mehmed Zht ve Savl Ahmed ve Hasan Feyzi iinde ihtiyarm olmadan Hac Hafz Mehmed daha hayatta iken on gnden beri onlarn iinde gryorum. Derdim, 'Vefat edenler iinde bu da bulunsun. limedim. Hem hayatta olanlar iinde, hem stadlar dairesinde bulunmasna hayret ederdim. imdi bu mektubunuzdan anlald ki, onun halisane kuds hizmetinin bir kerameti olarak vefatn ihsas ediyordu. Hafz Ali, Hasan Feyzi ortasnda makamm var, diye i'ar ediyordu. Cenab- Hak onun defter-i mline Sav medrese-i nuriyesinde okunan ve yazlan risalelerin hareri adedince ruhuna rahmetler ve kabrine nurlar ihsan eylesin. min. Ve ayn sistemde tam hayru'l-halef mahdumu Hafz Mehmed ve hadi Ahmet Zeki'yi onun vazifesinin idamesine muvaffak eylesin. min. Ve onlarn umumuna sabr-i ceml eylesin." (II.Emirda Lhikas, s.198)

HACI BRAHM HULUS YAHYAGL


1895'te Elaz Harput'ta dnyaya geldi. Birinci Dnya Harbinde, Kafkas ve anakkale muharebelerinde bulundu. 1925 senesinde Harbiyeye girdi. 1950 senesinde Albay rtbesiyle emekliye ayrld. Bedizzaman'n ilk talebelerindendir. 25 Temmuz 1986'da Elaz'da vefat etti. Nur ikliminin kl dnyas ile aydnlandm ve eref bulduum 27 Mays karanlndan sonraki gelen gnlerdeydi. Bu zamanlar, benim iin kl gnlerimin balangcyd. Mezkur vakitlerin yaz mevsimlerinde, iinde

yaadm Gaziler Beldesi'ne, Elaziz'den bir kumandan,bir Nurlu Albay ereer veriyordu. Trk ordusunun bu aziz askerinin ilk dersini ve ilk sohbetini Gaziantep'in Bakarakol semtindeki misar olduu hanede dinlemek saadetine ermitim. Bahsini yazmaya altm asker: Albay brahim Hulusi Yahyagil Beyefendi merhumdu. Bu aziz bykle daha sonraki senelerde, ok grmelerim, birok defalar mektuplamalarmz olmutu. Elazizli aziz albay, Kur'n gereklerinin rehberi Hazret-i Said'e talebe olan bir zatt. Daha da tesi; Nur Risalelerinin ilk talebesi, ilk muhatab olmutu. Szler ismindeki aheserin son Szler'inde tand, Hocas'na sorduu ok deerli-mhim suallerle Mektubat eserinin yazlmasna da sebep olmutu. anakkale'de yaralandm anakkale harbinden evvel 3. Kolordu Tekirda'da idi. Biz 9. Frka (tmen) olarak anakkale'ye geldik. Bir ok kartmalar yapld. Biz harbe giderken pilv yemeye gider gibi hevesle gitmitik. 12 Nisan (Rum 30-31 Mart) 1915'te Seddl-Bahir'e geldik. Anafartalar muharebesinde, Cenab- Hakkn'n ltfu ile kurtulduk. Son taarruzda btn subaylar ve erler abdestli olacakt. ayet su bulunmazsa teyemmm edilecekti.

Yzmden, kolumdan, gsmden yaralandm. anakkale'de yaralanmam 26 Temmuz 1915'te Leyle-i Kadir'de oldu. Karadan, denizden top mermileri patlyordu. Bir top mermisi nmde patlad. ki el ate ettim. Yanmdaki astemen 'Silahla bir kan temizleyeyim' dedi.Geri ekildim. Sol yanama elimi attm. Baktm kanyor. Sol koluma da kurun isabet etmiti. Artk uurum tam ilemiyordu. l Ocak 1916'da anakkale'den ayrldk. Nisan'a kadar Krklareli'de kaldk. Sonra Tekirda zerinden vapurla Haydarpaa'ya geldik. Kudili ayrnda ordugh kurduk. Odunla ileyen tren-i mahsusla (zel tren) yola ktk. Konya Erelisi, Nide, Kayseri ve Sivas'a urayarak Karadeniz'e geldik. Ruslar sahile kadar kovaladk. Ruslar bizi Bayburt'ta sard. anakkale'nin, Anafartalar'n, onkbayr'nn din frkas idik. Sngl tfek ile 'ALLAHALLAH'diye gidiyorduk. Douda cebri yryle ilerliyorduk, sonra tepe -tepe mdafaa ederek ekildik. Erzincan'n stnden, ardak Boazndan getik. 1916 senesinde Kafkas Cephesindeki muharebemiz, Erzincan'n batsnda mevzilenerek beklemek suretinde oldu. 1917'de Rusya'da Boleviklik kt. Zmn bir mtareke hkm sryordu. Ruslar ekiliyordu. Ermeniler de silhlarn brakarak ekiliyorlard. Biz ilerlemeye baladk. Ermenileri temizleyerek ilerliyorduk. Kelkit, iran Erzurum Ilcas, Tortum'dan Sarkam'a getik. O srada Kzm Karabekir Sarkam'tayd. Kars'a yrdk. 1918'de Kars' birinci

olarak ele geirdik. l. Cihan Harbi dolaysyla tahsilim yarda kalmt. Harbden sonra 1925'de tekrar mektebe baladm. Nihayet Harbiyeden mezun oldum. Babam Yahyazdelerden Mehmet Efendi, alayl zabit idi. (Mektep grmeden ordu iinde yetien subaylar.) stad'la ilk grmem 17 Ocak 1928'de Manisa'dan Eridir'e gelmitim. O zaman rtbem yzba idi. stad'la tanmamz bir sene sonra oldu 1929 yl baharnda Barla'ya gittim. Beni gtren Mustafa isimli mbarek bir insand. Ayrca, Vecelle Hseyin, Mderris Mustafa, Nefer Mehmet, Demirci Ustas da vard. stad' ilk ziyarette, yannda epey kalmtk. Bu grme ok uzun srd. Msaade isteyerek ayaa kalktk. vedalap ayrldk. "Yamurdan hi slanmadm" stad'la grmelerimin birinde, grme bittikten sonra, 'Efendim lama kyne gideceim' demitim. stad da: Kardam ben de camiye odun getirmek iin daa gideceim' dedi. Biz vedalatk ve lama'ya doru yola ktk. Birden hatrma stad geldi, imdi niden nme kmasn diye dnyordum. Bizim nefer geride kalmt. Az sonra baktm, stad Hazretleri, nde odun kalesi arkada kendisi geliyorlard. Ben, stad beni grp de,

attan inip rahatsz olmasn diye byk bir aacn arkasna saklandm. T stad iyice yaklanca birden bire ellerine sarlp, ellerini ptm. O esnada elinde bir para kuru ekmek vard, onu yiyordu. Hemen onu bana verdi. Sonra: Senin emsiyen yok mu kardam?' dedi. Biz asker olduumuz iin emsiye tamyorduk. zerimde muamba var Efendim' dedim."Havada ise pek yamur almeti yoktu. stad: Peki kardam Allah'a smarladk' deyip gitti. Az sonra yamur yamaya balad. Hi yamur durmad, at sratle sryordum. Yamur saanann altnda ilerlerken, yamur hi bana demiyordu. Drt saat sonra hi slanmadan Eridir'e gelmitim. Kendilerini ziyaretim hayatmda inklp yapt Kendilerini ziyaretim hayatmda inklp yapmt. yle bir hlet-i ruhiye iindeydim ki, yazdm mektuplardaki evki, cevab mektuplarnda u suretle ifade ediyordu: "Ner-i envar- Kur'niyedeki muvaffakiyetin ve gayretin ve evkin bir ikram- lhdir, bir keramet-i Kur'niyedir, bir inayet-i Rabbaniyedir. Sizi tebrik ediyorum." Ufak hizmetleri bile byk gryordu. Bunlar bizi tevik etmek iindi. Halbuki istidadmz naks olduu halde ok tevecch ediyordu. Eridir'den tayinim km. Douya gidiyordum,

Hazret-i stad'dan ayrlacam iin ok zgndm. stad Hazretleri ok zldm anlamt. Bir gn yanna ziyaretine gittiimde (askerce): 'Emrediyorum, merak etmeyeceksin! zlmeyeceksin!' dedi. O anda btn zntm, gam ve kederim yok oldu. Baz hatralar brahim Hulusi Yahyagil, Bedizzaman gibi cihann ndir stadna sorduu kymetli suallerle derya gibi bir ilim-irfan saraynn kaplarnn almasna vesile olmutu. Nurlarn bu ilk aziz talebesi iin Bedizzaman bir notunda unlar ifade ediyordu: "Manev rtbeniz" Binler selm.. Siz madd rtbenizden ok yksek, manev rtbeniz iktizasyla, ayr ayr yerlere gnderiliyorsunuz. O yerlerin sana ihtiyac var. Hi merak etme! Senin Risalet'n-Nur hakknda mektuplarn ok talebeler yerinde, senin bedeline hizmet-i Nuriyede alyorlar. Birinci'lii dima sana kazandryorlar. Kardeiniz, Said Nurs "Birinci oldun" Yine stad Bedizzaman, nurlu Albaya beyan ediyordu:

"Ben Isparta'dan mecburi ikamet iin Barla'ya sevkedilirken, daha motorda iken, Barla'da ben sizi grdm ve bana gsterildiniz." Bir baka hatra tesbit notlarmda Bedizzaman yle diyordu: Meslek-i askeriyeden bu hizmete girecekler ve hrz- can edecekler kacaktr. Sen bunlarn birincilerinden oldun. "Allah'a kret!" "Szler'in bandaki ahs" Nurlu-merhum Albay Elaziz'de ziyaret edebildiim zamanlarn birisinde Nur Risaleleri gibi, ahirzamann aheser klliyesinin ilk talebesine u suali sormutum: "Birinci Sz'n banda, 'Ey karde! Benden birka nasihat istedin. Sen bir asker olduun iin askerlik temsiltiyle, sekiz hikyecikler ile birka hakikat nefsimle beraber dinle. nk ben nefsimi herkesten ziyade nasihata muhta gryorum. Vaktiyle sekiz yetten istifade ettiim Sekiz Sz biraz uzunca nefsime demitim. imdi ksaca avam lisaniyle nefsime diyeceim. Kim isterse beraber dinlesin." "Birinci Sz'n banda bu ekilde bahsedilen asker siz misiniz?" "Bu dersi, stad ben kendilerini ziyaret etmeden evvel

yazm. Burada bahsedilen asker ben deilim. O asker manevi bir ahstr. Daha sonralar askerlerden kendilerine talebe olacak kimseleri manen hissederek yle yazm." Hulusi Yahyagil rahmetlinin bu cevabndan sonra, aradan epeyce bir zaman gemiti. 1980 senelerinde ilk defa Barla Mektuplar yaynlanmt. Bu lahikalardan yllarca evvel Hulusi Aabeyimin verdii cevap melinde "Hulusi Bey'e Hitabdr" bal altnda yazlan bir Barla mektubunda meselemizle alakal olarak unlar okuyordum: "Ben Szler'i yazarken, ihtayarsz olarak ekser temsilt, uunat- askeriye nev'inden zuhur ediyordu. Ben hayret ediyordum. Neden byle yazyorum, sebebini bilmiyordum. Sonra hatrma geldi ki; belki istikblde u Szler'i hakkyla anlayacak, kabul edip hrz- cn edecek, en mhim talebeleri askeriyeden yetiecek. Onun iin byle yazmaya mecbur oluyorum, dnp, o kahraman askerleri bekliyordum. te marur olma, kret; sen o askerlerden bahtiyar birisin ki, evvel yetitin." stadn Trk ordusuna bak brahim Hulusi Yahyagil'in Nur derslerinin ilk talebesi olmasndan sonraki geen zaman iinde, Trk ordusunun mmtaz askerlerinden ve subaylarndan bir ok bahtiyar ahsiyet Nurlara talebe olmulard. Bu subaylarmz bir rahmet duasna vesile olmas iin burada bazlarnn isimlerini sylemek istiyoruz:

Refet, Hayri, Galib, Mehmed, Muhyiddin ve 1935 lerde Eskiehir mahkemesinin balangc saylan Isparta'da muhakeme olurken, ifadesi alnd srada vefat eden "stikamet ehidi Binba sm Bey". Hulusi Bey, stadnn derslerinde bulunduu srada, stad kendilerine yle hitap ediyordu: "Ben Trk ordusunun aleyhinde bulunmam! nk bu Trk ordusu Birinci Cihan Harbinde, Allah ve vatan yolunda bir milyon ehid vermitir!" Yine bir nurlu ders esnasnda, ilk nur talebelerinden Hfz Halid Efendi'nin bahsi olmutu. Bu zat iin: "ok haluk ve sakin bir zatt" diye buyuruyordu ve bana: Kardeim, keke sen de hafz olsaydn!"diye buyurmutu. stad Bedizzaman'n bu temennisiyle Risale-i Nurlarn hakikatlar hafzama yerlemiti. stad hayatnn son senelerinde bana hitaben: "Kardam, sen ilk zamanlarda ekirdektin. imdi aa oldun." stadn imzal kitab Kendilerini Elaziz'deki ziyaretlerim esnasnda elinde bastonuyla hanelerinden karak, be yz metre kadar mesafedeki Nur dershanesine gelii esnasnda, karl bir k gnnde kameraya da almtm. Hulusi Beye stadn kendilerinde imzal bir kitab olup

olmadn sorduumda ise, kendileri mbarek elleriyle evinden 1928'lerde Bekir Dikmen'in bastrd Hair Risalesini getirmiti. Bu aziz yadigrn fotokopisini almtm. Bu Onuncu Szn zerinde unlar okuyorduk: "Risale-i Nur Mizanlarndan man-Ahiret brhanlarndan Onuncu Sz. Melli Said Nurs 1342" Hair Risalesi'nin ilk sayfasnda ise stad Bedizzaman, ilk talebe ve ilk muhatabna hitaben yle diyordu: "Uhrev kardeim Hulisi Bey'e hediyemdir! SAD" Hediye meselesi Hulusi aabeyimizle geen mlakatlarmn birisinde, ok srarla hediye bahsi olan "kinci Mektub"ta stad Bedizzaman'a neyi hediye ettiini sormutum. Tebessmle verdii cevaplarda. kinci Mektup'da stad'n yazp yazmadn sormutu. Biz de yazmadn sylediimizde, stadn yazmadn, dolaysyla kendilerinin de sylemeyeceini ifade etmilerdi. Daha sonraki ziyaretlerimde bu hediyeyi, bizzat eline mi verdiini veya Eirdir'den bir vasta ile mi gnderdiini sorduum zamanlar ok merak ettiim meseleyi ve sualimin cevabn bulmutum. Tasarruffu devam eden kii 1971'de Ankara'da Re'fetle (Barutu) ilk defa grmtm. Rahmetli ne kadar tatl bir ihtiyard. O Hazret-i stad'dan bir hatra nakletmiti:

Bir gn stad Hazretleri bir mnasebetle, kiinin tasarrufu devam ediyor. Bunlardan birincisi Abdlkadir Geylni Hazretleridir" diye buyurunca, Re'fet Bey hemen sormu: "Efendim, dier ikisi kimdir." Hazret-i stad ise: 'Dierleri Hayyat- Harrn ile Mrf-u Kerh' diye cevap vermi. "Sen snnet bilmez" Bir ziyaretimde ay ierken tam olarak bitirmemitim. 'Kardam sen snnet bilmez' dedi. Bununla, iilen bir eyin iyice bitirilmesinin snnet olduunu ders vermek istemiti. Bidayette akam ile yats arasnda kimseyi kabul etmezdi. "Ondaki nezaket" Ondaki nezaket ve tevazu bambaka idi. Bir gn ebced hesab ile bir tarih bulmutum, fakat bir rakam eksikti. O hi bu eksiklii yzme vurmuyor, gayet nezhne ve nzikne bir ekilde yle diyordu: "Maaallah, bu binlerin ehemmiyeti yoktur." Yanndaki kitaplar Onun ziyaretine vardm zamanlarda yannda Kur'n- iinde bir rakamn hi

Kerim, Hafz iiraz'nin bir eseri, bir de cilt Gmhaneli Ahmed Ziyaeddin Efendinin Mecmuat-l ahzab isimli kitab bulunuyordu. Hazret-i stad temizlie ok dikkat ederdi. Her zaman, bilhassa Barla'da iken st ste iki orap giyerdi. Namaza duraca esnada stteki orab karr, ondan sonra namaza dururdu. Daha sonraki hayatnda ise orab karyor, orapsz olarak namaza duruyordu. (ai mezhebinde plak ayakla namaza durmak snnettir.) Kur'n ve evrad okuyuu Barla'da stad Hazretleri namazda (Cehr okunan namazlarda, bilhassa sabah namazlarnda) Kur'n- Kerimin 'Elhamdlillh' ile balayan srelerini okurdu. Kur'n- Kerim'i bambaka bir tarzda okurdu. Kur'n'n hakikatlarn duyarak ve yaayarak okurdu. Kur'n'n lh sedas, onun btn ruhunu kaplard. Onun okuyuu, dier hocalarn ve hafzlarn okuyuuna benzemezdi. Tecvid-i manev zere okurdu. (Kur'n'n mnasna uygun olarak okumak). Barla'da bir gece yannda, kalmtm. Sabahlara kadar uyumadan ibadet ediyor, zikir ediyor, tesbih ekiyordu. Pek az uyurdu, uyur gibi grnrd. Akamla yats arasnda evradn yle okurdu: L - LHE LLALLAH - L - LHE LLALLAH Ey l rzka illallah, Ey l ma'bde illallah.

L ilhe illallah, L ilhe illallah. Ey l rzka illh, Ey l rzka illh" *** Mevln Cam'nin kt'as 1916'da Kafkas Cephesinde harpte iken Kerkkl eyh Rza Talebn'nin damad Fasih de bizde yedek subayd. Kaynpederinin Kadir tekkesindeki odasnda asl olan u Faris kt'ay ondan almtm. Y Reslallah! i bed n seg-i Ashab- Kehf ? Dahil-i cennet evem der zmre-i ashab- t, O reved der cennet, men der cehennem key revast? O seg-i Ashab- Kehf, men seg-i ashab- t..." (Ya Reslallah! Ne olur Ashab- Kehf'in kpei gibi ben de senin ashabnn arasnda Cennette gireyim. O Cennete gitsin ben Cehenneme, reva mdr? O Ashab- Kehf'in kpei ben senin ashabn kpeiyim.) Bilhare stad' tandktan sonra bu kt'ay kendisine

gndermitim. Ayrca, 'Beni Nur akirdleri iinde Ashab- Kehf'in ktmri gibi kabul buyurun' diye yazmtm. Bunun zerine stad gnderdii cevabnda: 'naallah sen bu zamanda Ashab- Kehf'in birincilerindensin. Biz mektubundan o ibareyi (Ktmr) kaldrdk. Sen de kaldr' diye yazd. Sonra ziyaretine gittiimde stad: Kardam, bu kt'a eyh Rza'nn deildir. O, heccavdr. Bu beyitler Mevln Cmi'nindir" dedi. Ben de eyh Rza'y heccav biliyordum. Bu kt'a nasl onun olabilir diye merak ediyordum. Sonra bu kt'ay Yirmiyedinci Sz'deki Sahabeler risalesinin zeylinin bana koydu. O gn bahis Mevln Cm'den alnca, 'Mevln Celleddin-i Rm, Molla Ahmed-i Cizr ve Mevln Cm, her nn de makam birdir. Bunlarn de mnen bir seviyededir' diye buyurdu. stadsz Barla sat Barla'da iken, kendisini iki senede alt defa ziyaret ettim. stad'dan sonra barla'ya gitmek bize nasip olmamt. Yollar kapanmt. Gitsek de ne kar diyordum: "Blbl hmu, havuz teh, glistan harap." Fakat kader 45 yl sonra tekrar o mbarek beldeye gitmeyi nasip etti. 1976 yaznda oralar stad'sz olarak gezdik.

Hatalar direkt yze vurmazd. Bir gn onun huzurunda Risale-i Hamdiye'nin bahsi gemiti. Ben onun yazl tahini 1312 (1896) diye syledim. Halbuki bu tarih yanlm. stad Hazretleri bu yanl yzme vurmayarak, Yakn kardeim, yakn" dedi. Sonra eve gidince tarihine baktm, 6-7 yl eksik sylediimi anladm. Meer hakiki tarihi 1307 (1891) imi. Bitlis'teki eyhler Bir gn Barla'da ilk mlkatmzda eski bir hatrasn yle anlatmt: Bitlis'de drt eyh vard. Amma!... Herbirisi mam- Rabban ha!... Bunlarn hepsi beni kendilerine ekmek istiyorlard. Eski Said onlarn hepsine kar mstani kald. Onlara dedim: "Sizin biriniz bana kifayet etmez. Ben drdnze de intisap edeceim." Ben iki revolver tayorum Son olarak 1957'de Emirda'da ziyaret etmezden nce, Eskiehir'de olumun yanna uram, bir ay kadar kalmtm. Oradayken her gn ders yapardk. Fakat bu dersleri ihtiyaten hep arat-l 'caz'dan yapyorduk.Emirda'a gideceim gn yine ders yapmak iin arat-l 'caz' getirdiler.

Yahu sizde baka getiriyorsunuz?' dedim.

kitap

yok

mu

hep

bunu

Bunun zerine Mektubat' getirdiler. O gn dersi Mektubat'tan okuduk. Sonra Hazret-i stad' ziyaretine merref olduumuzda odasnda btn Risale-i Nur Klliyatn masann zerine koymu, Mektubat' da btn kitaplarn stne koymutu. Bana hitaben: Kardeim, ben bu risaleleri saklasam bel ve musibet gelir. Onun iin ne olursa olsun, daima Risale-i Nur'u yanmda bulunduruyorum" dedi. Daha sonra da: Ben imdi iki revolver (tabanca) tayorum. imdi u anlarda hayatm muhafaza etmek ok byk ve ehemmiyetli bir meseledir" dedi. Hz. stad'n iki revolver (tabanca) tamas mnsz deildi. mansz-insafsz insanlarn ard arkas kesilmeyen hcumlarna kar, bizzat cevap verebilmek iin tayordu. Din dmanlar evinin damna kp su testisine zehir atmlard. Hz. Hasan' (r.a.)da yle zehirlememiler miydi? *** O zaman lem-i mnda (rya'da) grmtm, ibriine zehir atyorlar. Bakyorum, byklar yemyeil, Mektupla ryay yazdm. Gnderdii cevapta: Ryan mbarektir, kardeim mbarektir' diyordu. Yine son grmemizde bana hitaben: "Kardeim, her meselede senden bahsedilir. Her

meselede senin adn geer. Bana sorarlar, bu kimdir? 'Benim o kadar talebem var ki, yalnz adn duymuum. O da onlardan biridir' diye cevap veriyorum." 1948 ylnda Afyon'da hapishaneye seni de yanma almak istedim. Fakat sonra vazgetim' dedi. Dersim isyan 1938'de bizi Dersim isyann nlemeye ve bastrmaya memur etmilerdi. syan dedikleri ey de, baz da kyleri o yl vergi verememiti. Bize verilen emir ise tek kelime idi: 'mha!.. "Canl bir ey brakmaynz; gen-ihtiyar, ocuk-kadn ve saire." Bunlarn ou Rafz idi. Fakat bu tarz bir muamele ile, bunlar salh m bulacaklard? Ben kt'a komutan idim. En etin ve zor vazifeyi de bize verdiler. Sen piyadesin, seni topla takviye etmek gerektir' dediler. Mthi bir hzn ve zrdap iinde idim. Hz. stad benim bu hznm hissetmi. Bu durumu kendisine yazp soramadm. Nasl yazabilirdim? Bu zdrabm kda nasl dkebilirdim? Tam merhum pederimle vedalatm. Hayvana bindim gidiyordum. Bir de baktm, hizmet eri koarak geldi. Elime bir mektup verdi. Mektubu atm. Mektubu stad Kastamonu'dan rgp Mfts olan kardei Abdlmecid vastasiyle gnderiyordu: "Hulusi'nin bir gailesi var, diye hissediyorum. Merak

etmesin. Risale-i Nur'un akirdlerine inayet ve rahmet, nezaret ve himayet ederler. Dnyann meakkatleri madem sevap verir, geerler; o musibetlere kar sabr iinde, kr ile, metanetle mukabele edilmek gerekir. Hem o, hem sizler, btn dualarmda ve kazanlarmda benimle berabersiniz." Az sonra isyn olan blgeye gittik. Dndk dolatk. O blgeyi terk etmiler, dalara maaralara ekilmiler. Rahmet-i lhye yardmmza yetiti. Elimizi kirletmeden ve kana bulatrmadan bizi kurtard. stad'la ilk grmemizden sonraki mektuplamalarmz Mektubat'n tuluna sebep olmutu. Baz sualleri bakalar bana sorard. Ben de stad Hazretlerine sorardm. Mesel 'Ceddid imnekm bililhe illllh' hadsine Arapgirli rtiye hocalarndan brahim Efendi bana sormutu. Ben de zannediyorum, 1932'de Elzz'den, Barla'ya yazarak stad'dan sormutum. "Dost istersen Allah yeter. Evet o dost ise her ey dosttur. Yarn istersen Kur'n yeter. Evet, ondaki enbiya ve melike ile hayalen grr ve vukuatlarn seyredip, nsiyet eder. Mal istersen kanaat yeter. Evet kanaat eden, iktisad eder; iktisad eden bereket bulur. Dman istersen, nes yeter. Evet kendini beenen bely bulur zahmete der; kendini beenmeyen safay bulur, rahmete gider. Nasihat istersen lm yeter. Evet lm dnen hubb-u dnyadan kurtulur ve hiretine cidd alr."

Bu para, levha halinde dedem H.brahim Efendi'nin elyazs ile duruyordu. 1930 baharnda bunu, stad'a gnderdim. 23'nc Mektubun sonuna koydu. Mektuplarn te'lif tarihleri 9'ncu Mektup 1931'de te'lif edildi. 3'nc Mektup 1930'da te'lif edildi. 20'nci Mektup 1934'de te'lif edildi. 10'ncu Lem'adaki efkat tokad hdisesi, 1931'de Elziz'de cereyan etti. Nahiye Mdr, daha sonra emikezek'li Elziz Mebusu Nzhet Dede, 1934'de 29'ncu Mektup'taki 'Kur'n'n esrar bilinmiyor' meselesini sormutu. Biz de stad'a yazdk. 23'nc Mektub'un te'li 1933 veya 1934 yldr. 2'nci mektub 1930 yl balarnda baharda te'lif edildi. 2'nci Mektub'da bahsedilen hediyeyi Eridir'den gndermitim. Hediyenin ne olduunu imdiye kadar hi bir kimseye sylemedim ve sylemem. stad Hazretleri kabul buyurdu. O kimseye sylemedi. Gnderdiim hediye ve mektubun cevab hemen Eridir'e geldi. Bana bir mektubunda diyordu: "Bu sene yaylaya, am Da'na kacam." Ben de cevaben demitim ki:

"Oradaki hissiyatnzdan bizleri de hissedr ediniz." Yazd cevab mektubun tarihi 1930 yaz olmak ihtimali var. Derslerin nemi Bir gn Hz. stad yle buyurdu: 'Eer siz eski zamanda olsaydnz, bu dersleri ve hakikatleri renebilmek iin, buraya diz st yryerek, srne srne gelirdiniz' diye buyurdu. Nurculuk ismi 1946'da Kars'da idim. Nurculuk ismini ilk defa o zaman duydum. Benim de houma gitti. "Talebelerin stadna, Said derler hem adna' diye balayan manzumeyi (bu iir daha sonra Konferans Risalesi'nde neredilmitir.) o zaman yazp, kendisine gndermitim. *** 1950'de tekad oldum. stad: "Ben, buna tekad olma, dedim, bu keeli beni dinlemedi, tekad oldu" dedi. Bir rya: Sarkl gen Yine bir gn Eridir'de bulunduum zaman, ryada sarkl bir gen grdm. Bu gen beni ilk defa, Hz. stad'a gtren meczup lkapl Mustafa Efendi idi. Ona eyh veya Hafz Mustafa da denirdi. Ryada grdm sarkl gen eklen o idi. Fakat ne by ve ne de sakal vard. Hafz Mustafa, ocuk merebinde birisi idi. Risale-i Nur'un ilk

Kk Szler'ini 1928'de onda grmtm. Daha o zaman stad Hazretleriyle de muarefemiz yoktu. Gayet intizamsz bir yaz ile yazlm ilk risaleyi onda grmtm. Msvedde halindeydi. Ryada, elinde leblebi tablas vard. Fakat iinde leblebi gayet azd. Ben leblebiden almak iin elimi attm. O zaman leblebi taba doldu, tat. Sarkl genci biz aklamadk. Sizin gibi genler ite ktlar. Daha da kymetli genler kacaktr. Allah'n nuru kyamete kadar devam edecektir. Kur'n tefsiri olduu iin Risale-i Nur'un hakikat kyamete kadar okunacaktr. elbette bu gelenler gen olacaktr, ihtiyar olmayacaktr. Bu meseleyi kendisine mal edenler, sanki ne oldu? nhisar altna almak doru deil. Benim ryada grdm, sanki Mustafa idi. Fakat onun mevcut hali ryadaki haline uygun dmyordu. Onun ocuka halleri vard. Fakat bana stad Hazretlerini gsteren ve tantan da o oldu. Eridir'de iken, Mustafa bana: Efendim, sizin ilcnz Barla'da bir zat var, Ondadr" dedi. Hangisine gnderelim? 1930 senesi ilk aynda Hz. stad'n yanna gitmitim. O gnlerde Mareal Fevzi akmak'la Fahrettin Paa (Altay) Eridir'e gelmilerdi. stad Hazretleri: 'Kardeim, Fevzi Paa ile Fahrettin bana selm gndermiler. Ben de onlara

Onuncu Sz' gndereceim. Yalnz birisine gndermek istiyorum, hangisine gndereyim?...' Ben de: 'Efendim, biz Fevzi Paa'y Mslman biliyoruz' dedim, 'isterseniz ona gnderelim. ' Hz. stad: 'Yok, yok. Fahri Paa'ya verin' dedi. stad Hazretleri Onuncu Sz'n zerine krmz kalemle kendisine bir dua yazd ve ayrca: 'Bana bir selm gndermisiniz, ben de bunu sana gnderiyorum' diye yazd. Ben bunu stad'dan alarak postaya verdim. Bu hdisede yle bir mn ve iaret grdm. Fahrettin Paa Konya'da iken, 2. Ordu Kumandan idi, bu srada Kubily hdisesi oldu. Hdiseden sonra Fahri Paa istikll Mahkemesi Reisliine getirildi. Hz. stad Onuncu Sz' ona gndermekle: 'Dikkat et, seni byle bir vazifeye getirecekler. lm var, hair var hiret var, adaletten ayrlma!' demek istiyordu. 20 yl sonra 20 dakikalk ziyaret Eridir'den ayrldktan, yani 6 Ekim 1930'dan yirmi yl sonra, 4 Mart 1950'de stad' Emirda'da ziyaret ettim. Bu yirmi yldan sonraki ziyaretim ancak 20 dakika srmt. "stad, demokratlar desteklerdi" 1957 seimlerinde DR. Tahsin Tola, Bingl'de Demokrat Parti'den adayln koymutu. Hz. stad gnderdii haberde 'Hulusi elinden geldii kadar yardm

etsin, Tahsin Bey millet, vatan ve Risale-i Nur'a elli meb'usun hizmetini yapmtr' diyordu. Biz de Hz. stadn hatr iin bu yardm ve hizmeti yaptk. Hz. stad slmiyete ve Kur'n hizmetine yardmc olduklar iin Demokratlar desteklerdi. lk ve son ziyaretim Hz. stad' son olarak 1957 yl Kasm aynda Emirda'da grmtm. lk grmem ise 14 Nisan 1929'da olmutu. 1927 yl Ekim veya Kasm'da Eridir Da Talimgh Muallimliine tayinim kmt. Halbuki ben Risale-i Nur'un talebeliine tayin olmutum. 1928 yl 16 Ocak'ta Manisa'dan ayrldm. Efendim, hayatmzda ona stad dedik, elbette o staddr. te stad buna derler. Hoca buna derler. "Sen sabahleyin burada idin" Eskiehir hapis hdisesinde ok mteessir olmutum. O hdiseyi ikinci bir eyh Said hdisesi gibi gstermek istemilerdi. O zaman ryada grdm. Hz. stad: 'Senden zarar kalkt' dedi. Bir mkilim olduunda oradan bir ka gn gemezdi ki, ilk gelen mektup, bu mklm halletmesin. Yanna ziyaretine gittiimde: 'Kardeim sen sabahleyin burada idin' derdi. Halbuki benim bundan haberim bile olmazd. "Afyon'u hapishane yap" Afyon'da Savcnn srarla Nur talebelerinin, isim ve

saylarn sormas zerine Hz. stad ona: "Afyon'u hapishane yap, ben de talebelerimin hepsinin ismini syleyeyim" diye cevap vermi. "Yzne bakamazdm" stad'la grme ve sohbetlerimiz srasnda, yzne bakamazdm. Zaten baklmayacak derecede heybetli idi. Son ziyaretimde cesaretimi toplayarak bakabildim. "Sen ve Hulusi hissedarsnz" Bismihi Sbhaneh Aziz Kardeim Beni merak etmeyiniz. nayet-i Rabbaniye devam ediyor. Maiet cihetinde kanaat ve iktisat,beni ihtiyatan kurtaryor. Sakn bir ey gnderme! Sen alt - yedi nefse bakyorsun. Benim yarm nefsim var. Sen beni deil, ben seni dnmeliyim. Sen ve Hulusi, benim herbir amel-i uhreviyemde hissedarsnz. Ramazan'da kazan, bire bindir. Siz de bana duanz ile yardm ediniz. rt- Aleviyeyi tam tasdik ettiniz mi? Hair Risalesini ok kuvvetli buldunuz mu? Albay Hulusi Bey kendi hayatn anlatyor Merhum validem 1312 (1896) da doduumu sylerdi.

Ramazan'n birinci gecesinde teravihten kyorlar, ben Harput'da dnyaya geliyorum. stikll Harbinden sonra zmir Gaziemir pavyonunda kalyorduk. Bir gazete karalm dedik. Bir air arkadamz vard, bir de karikatrist vard. Gazeteyi elde izerek karacaktk. Bir gn emektar bir katrn boynuna bir yaz asmtk. Bu yazda: 'Ben de emsalim gibi gentim. imdi ihtiyarm, hastaym. Veterinere gittim, yerinde yoktu. Doktora gittim yoktu. sa avu sen benim derdime deva ol' diye yazarak hayvan sa avuun bulunduu ksmn nne gtrp baladk. Ertesi gn yazy okuyan doktor ve baytar doru dairelerine vazifelerine kouyorlar. Geceleri gazeteyi yazyorduk, iki nsha halinde karp duvara asyorduk. Efendim her eyin bir nimet ciheti var. Her zaman nimet cihetine tevecch lzmdr. Askerlik mnasebetiyle drt bin metre kadar ykseklere ktmz oluyordu. Oraya kadar sinekler bizimle beraber gelirlerdi. Souk, rzgr fakat onlar bir atn kuyruunun altna girerler, gizlenerek yine bizimle oralara karlard. ok hayret ederdim. Sonra anladm ki, onlar vazifesini yapard. Onlarn vazifesi insana aczini, fakrn bildirmektir. Bugn evltlarmdan ziyade Risele-i Nur akirtleri kardelerimin arkadan yapacaklar duay arzuluyorum ve bekliyorum.

nc mektupla alkal bir alma Senirkent taraarndan baz m'minler Barla'ya stad Bedizzaman' ziyarete geldikleri zaman, am Dalarndan bahsetmiler, stad buraya davet etmilerdi. Barla'daki Mustafa avu, Abdullah avu ve Abbas Mehmed am Dalarnda, Tepelice mevkiindeki am aacna ve katran aacna stad iin tahtadan bir kk yapmlard. Bu yllarda Szler'in teli bitmi, Mektubat balamt. Mektubat'n ve nur Risalelerinin ilk muhatab ve talebesi olan Albay Hulsi Yahyagil Eirdir'deki imdi komando birliinin olduu "Eirdir Sivrisi" denilen da talimghnda yzba olarak vazifeliydi. Mektubat'taki "nc mektup" "Hamisen", yani beinci diye balamaktadr. Hulsi Beyin ricam zerine verdii bu mektup yle balamaktadr: Aziz kardeim ve sevgili arkadam, imdi yz tabakalk ftr bir sarayn, en yukar menzilinde bulunuyorum. Sen de manen burada hazr ol. Bir para sohbet edip konuacaz. ite kardeim: Evvel: Evvelki mektubumda, btn Szler'e dair sual etmitim ki: lerinde cerh edilecek hakikatler var m? Veyahut avama ihzar muzr eyler bulunuyor mu? Yoksa yalnz Otuz kinci Szn nc maksad iin deildi. Saniyen: Sana Nokta risalesini gnderiyorum. Acbdir ki, Eski Said'in kuvvet-i ilmiyle, nazar- aklyla anlad ve

grd hakikatleri, senin kardan uhud-u kalbiyle, nur-u vicdanla grdne tevafuk ediyor. Yalnz baz cihetlerden noksan kalmtr ki, Yirmi Dokuzuncu Sz'de tekmil edilmi. Hususan hirdeki remizli, nkte ve o remizli nktenin srr- beyannda, ok hakikatler Nokta'da yoktur. 'Yirmi Dokuzuncu Sz' de vardr. Fakat birbirinden ok uzak bu iki Said'in akl ve kalbi, bu derece ittifak acibdir. Salisen: eyh Mustafa'ya selmm tebli ile beraber de ki: 'Yazdn Kader sz beni ok memnun etti. Dua ile kardelik hakkn eda ettiin gibi, bunun yazmasyla talebelik hukukunu dahi kaza ettin. Allah senden raz olsun. Yazdn Abdlmecid'e gnderiyorum. O yzlerce adama okutturacak, her birisinden sevap sana gelecek.' Rabian: Kardeim Abdlmecid'e bir mektupla baz Szler'i gnderiyorum. Sen gayet emniyetli bir tarzda postaya ver. Adresi: Ergani-i Osmaniye'de esnaftan Vanl ehabeddin Efendi vastasyla Vanl Abdlmecid Efendiye. Bu adresi yeni hurufatla mektuba ve emanete yaznz. "Otuz kinci Szn nc Mevkfnn hirindeki iaretin haiyesinde bir yanl var. Dorusu budur: Dndkleri vakit saraylarndaki aileleri ok dikkat ile zorla onlar tanyabilirler. Halbuki 'onlar' kelimesi yazlmad iin mn deiiyor." Bu mektubun "Hamisen" ksmndan sonras ise "nc Mektup" olarak Mektubat'ta neredilmi bulunmaktadr. nc Mektup, stadn 1930 yaznda gittii am

Dalarnda yazlmt. Mektupta "Mays'n ahirinde" diye bir ifade kullanlmaktadr. Bu ifadeye gre, nc Mektup 1930 yl Mays aynn sonunda Barla'nn am Dalarndan, Eirdir'de bulunan Binba Hulsi Yahlagil'e hitaben yazlmt. Mays'n ahirinde' sznden evvel 'sbhane men tahayyera sun'ihi'l-ukul" cmlesine yer verilmitir. Bu para, Ziya Paann on bir ksm halindeki uzun terciibent balkl iirinin sonlarnda. Sbhane men tahayyere sun'ihi'l-ukul; "Sbhane men bikudretih ycizl-fuhul!" eklinde geer. Mezkr msralarn mns ise yledir: "Sanat karsnda akllar hayrete dren byk Sanatkr tebcil ederim. kudretiyle limleri ciz brakan Cenab- Hakk takdis ederim." stad am Dalarnda "nc Mektub"u telif ederken, harika bir keramet haliyle dnyann bolukta dnn ve mthi sr'atini tem etmi, Zuhruf Sresinde geen, "Bunlar bize rm eden Allah'n n ne ycedir, mnezzehtir. Yoksa biz bunlara g yetiremezdik" mealindeki yeti okumutu. "nc Mektup"ta geen, yeryznn bir gemi, bir binek olduunun buyurulduu yeti hatrlayp okuyunca da unlar ifade etmektedir: "Zemin musahhar bir sene, bir merkb olduunu iaret ediyor. O iaretten kendimi feza-y

kinatta sr'atle seyahat eden pek byk bir geminin yksek bir mevkiinde grdm. At ve gemi gibi bir merkbe binildii zaman, kraeti snnet olan (Zuhruf Sresi, 13. ayet) yetini okudum." Gerekten, am Dalarnn katran aac mevkii bir kaptan kkn andrmaktadr. Feza denizinin dalgalar arasnda yzen dnya gemisinin am dalarndaki kaptan kknde ilh sanatlarn ahane gzellii ne kadar gzel gzkmektedir. Hulusi Beyi stadla tantran eyh Mustafa nc Mektub'un nc blmnde, stad, eyh Mustafa ismindeki zata selm sylemekte ve yazd Kader Risalesi'nden dolay memnuniyetini ifade etmektedir. eyh Mustafa, Hulsi Beyi stada gtren zatt. Hulsi Bey "1929 yl baharnda Barla'ya gittim. Beni gtren, Mustafa isimli mbarek bir insand" diyerek stada nasl gittiklerini anlatmaktadr. Merhum Hulsi Yahyagil Aabeyimi son ziyaretlerimde eyh Mustafa ile nasl tantklarn sorduumda, evlerinin komu olduunu, bylece tantklarn, ilk risaleyi onda grdn, stad kendisine tavsiye eden ve gtren kiinin eyh Mustafa olduunu sylemiti. Barla Lhikas'nda Hulsi Beye yazlan bir mektupta stad eyh Mustafa'dan yle bahsetmektedir: eyh Mustafa'ya benim tarafmdan gemi olsun de ve

u hikyeyi ona syle: "Eskide iki cidd ahiret kardeleri var imi. Biri hasta der, tekisi ziyaretine gitti. Dua eder, hasta iyi olmaz. 'yle ise sen kalk, ben yatacam' demi. Hasta kalkm, onun yerine hasta olarak yatm. Her ne ise... Demek eyh Mustafa ile kardeliimiz ciddlemi ki, ben hastalna dua ettim, kabul olmad. Fakat birka gn devam mukadder olan hastalnn bir paras bana verildi. naallah ona bir para hiffet gelmitir." Hac Hafz Mustafa stn'e, "Hac Aziz, eyh Mustafa, Aziz'in Mustafa" da denilmektedir.Eirdir'de Hac ibrahim'in olu olarak 1890 ylnda dnyaya gelmiti. Yine Eirdir'de 1959'un Aralk aynda vefat etti. Alt yanda hafz olmutu. ok istedikleri halde Diyanetten resm bir vazife alamad. eyh Mustafa stikll Harbinde arapnel yaras almt. Kardei de Birinci Cihan Harbinde ehit dmt. Bir gn hanmna eziyet ettii vakitte Salih ismindeki Nur talebesi kendisine stadn selmn getirmi ve hanma eziyet etmemesini bildirmiti. Hulsi Bey meczup hallerinden dolay bir gn stadn "Meczup Mustafa'y atmak istedim. Sonra ihtar edildi: 'Buna ac, nk hale malptur" dediini ifade etmektedir. Ehl-i ilim, ehl-i keramet ve ehl-i hal olan eyh Mustafa gazi maan almay da istememiti. Keramet hallerinden Cuma namazna yarm saat kala iki- saatlik mevkilerde

ayr ayr cumada grenler olmutu. 1959 sonlarnda Akpnar kynden aaya doru inerken dp vefat etti. Hac Hafz Mustafa stn'n annesi aslen Denizli'nin alkazsndand. Hulsi Beyi stada gtren bu veli zat, 26 Austos 1922'den on iki gn nce, zmir'den harp cephesinden anasna zafer mjdesini bildirmitir. *** "nc Efendi Mektup"ta bahsi geen ehabeddin

nc Mektub"un drdnc ksmnda ise, stad Diyarbakr'n kazas Ergani'deki Vanl ehabeddin Efendiden bahsetmektedir. ehabeddin Efendi, Abdlmecid nlkul'un ei Rabia Hanmn kardeidir. ehabeddin zer 1893'de Van'n Sabaniye Mahallesinde domutu. Babas H.Mustafa, annesi ise Fidan'd. eyh Gazail Baba diye bilinen babas, Gazail Camiinde medfundur ve trbesi ziyaretghtr. Nureddin, emseddin, Necmeddin ve Rabia isimli kardeleri vardr. Fidan ve hsan isminde iki ocuu vardr. Kardei Rabia Hanm Abdlmecid Nurs ile evlendii zaman, Bedizzaman'la tanmalar ve irtibatlar olmutu. ehabeddin zer irpene hastalndan

rahatszlannca, Ergani'den Diyarbakr'a getiriliinin ikinci gn 3 Austos 1943'te vefat etti. Diyarbakr Mardinkap, Soylu Mehmed Dzl kabristanna defnedildi. Bir mektubun yazl sebebi Barla Lhikas'nda bulunan bir mektup "Hulsi Beye hitaptr" tarznda takdim edilmekte ve bu ksa mektubu "evvel" ve "saniyen" eklinde iki ksm halinde okumaktayz. Mektubun "evvel" diye takdim edilen ksmnn izahn yazmak istiyoruz: Aziz sddk, muhlis kardeim, "Evvela: Biraderzadem Halil Naci'nin dnyev musibeti beni de cidden mahzun eyledi. Cenab- Hak onu da kurtarsn, size de sabr ve tahamml ihsan eylesin, min. Nurun eskiden beri hi sarslmayan muhlis bir kahraman elbette dnyann geici, kymetsiz fani vaziyetleri karsnda tela etmez, malup olmaz inaallah" 21 Mart 1947 tarihinde Sarkam'tan "Baban Hulusi" imzasyla yazlan mektupta, albay Hulusi Yahyagil, olu Halil Naci'ye hitaben unlar yazyordu: 21 Mart 1947 Sarkam Naci, Yakup Beyin ve Bedia'nn 14 Mart tarihli mektuplaryla

gnderilen senin yazdn mektubu aldm. Bundan evvelki mektubundan mteselli olmutum. Bu defa Bedia'nn senden daha metin yazs beni ok memnun etti. Allah bizleri terbiyeye memur ettii, sana gelen musibeti habersiz defetmekle nihayetsiz kerem, rahmet ve gayetini sr'atle tecelli ettirmi, min. Maddi ve mnevi delillerin mahiyeti ve kanun nazarnda kymetini bilemiyorum. Cebaneti brak, cesur ol, znty terk et, sabr ol. Bel vereni bul, mtevekkil ol. Du ile, niyaz ile rahmet-i lhiyenin kapsn al, korkulardan emin ol. Seni Hazret-i Yusuf'un makam olan bugnk hayatn mteessir etmesin, Yusuf Aleyhisselmn ruhuna hergn bir Fatiha ihls oku, o mahpuslarn pri peygamberin huzurunu bulup skin ol. Maddi ve mnevi derslere if olan u slvt- erifeye dim ol... Bu salavt- erifeyi okuyamazsan Yakup Bey sana retsin, yeni yaz ile yaz, oku. Maddi esbaba hadlerinden ve haklarndan ziyade kymet vermediim iin esbaba da yle perde nazaryla bakyor, perde arkasnda sebepleri kendi izzet ve azametine perde etmi olan Kerm ve Rahm Allah'a ben de ve senin musibetinle musibete urayanlarn hepsi de, du ile niyaz ile ilticadayz, kymetli ve nurn zevt da duda bulundular, sen de byle yap. Madd esbab da Allah'a dayanmak artiyle kuvvetli tut, muvaffakiyet Allah'dandr. Gzlerinden per, Allah'n Haz ismine emanet ederim olum. Baban Hulsi"

stad Said Nurs'den Hulusi Bey'e gelen mektup Sevgili kardam, seni tevik iin deil, nk tevike muhta deilsin. Hem medar- fahr etmek iin deil, nk fahr ise ucup ve riyaya medardr. Belki, sana medar- kr olmak iin diyorum ki; sen ve Hakk Efendi benim iin yz ciddi talebe hkmne getiniz. Hatta diyebilirim ki; kader-i lh, beni bu yerlere gndermesi, sizleri u vazife-i kudsiyede uyandrmak iinmi. imdi u zamanda, iman- tahkikinin dersini vermek, pek byk bir fazilettir. Ve kuds bir vazifedir. man- tahkikiyi tayan bir m'min, ok m'minlere bir nokta-i istinat olur ki, uursuz olarak avam- m'minin, o iman- tahkiki sahibinin kuvvet-i imanna istinat ederek, kuvve-i maneviyeleri krlmaz, dalletlere kar dayanrlar. ite byle bir derste bulunduunuz iin Cenab- Hakka yzbinler krediyorum ki, o kuvvetli omuzlarnz ykm altna girdii iin zaif omuzum arlktan kurtulup, ruhum rahat etti. stirahat bulan ruhum, size takdirkrne ve minnettarne bakyor ve mes'uliyetten kurtulan kalbim de, muvaffakiyetinize dua ediyor. Ve icra-i vazife iin ok dnmekten kurtulan aklm da, sizi tebrik ediyor. Ben u vazife-i kudsiyede bilmeyerek istihdam olunurdum. Siz bilerek hizmet ediyorsunuz, bahtiyarsnz. naallah niyet-i hliseniz benim mevve niyetimi dahi tashih edecektir. imdi baka bir ka noktay size beyan ediyorum: Evvelen; yazdm baz eylere dair krinizi soruyordum. Maksadm, 'Grdm hakikat acaba hakikat

mdr?' diye sormuyorum. Belki, 'Hakikata alan yol acaba umuma yol olabilir mi?' diye soruyorum.nk umumun telkkisini sizin kadar bilmiyorum. Saniyen: Misar Mftiye ve eyh Mustafa'ya size gnderilen mektubun birer suretini verdiin iin iyi ettiniz. Hatt bana da bir suret gnderiniz. Hem biraderzdem olan o Mftnn oluna deyiniz ki: Benim tarafmdan hiret kardam ve Kur'n hizmetinde arkadam ve mereben cellli olan pederine yazsn. Selm, duamla beraber ondan istiyorum ki; beraber gtrd envar- Kur'niyenin shulet-i intiarlar iin irat ve nasihatinde "Ve kl leh kavlen leyyinen" yetindeki ltf- irad kendine rehben etsin. .................. Rabian: Sorduun suallere dair yanmda kitap bulunmad iin, Hane ulemesann kavillerini ve ehadisin rivayetlerini imdilik bilmiyorum. Fakat bence, byle efdaliyet mes'elesinde kabl- ammeyi ihsas eden, det-i cemaat medar- tercihtir. det-i slmiye nasl gelmi, o daha efdaldir. Birinci sualiniz: Eer Kur'n okunurken, (Okunan Kur'n) namazn, tesbihatn tetimmesi ise, kbleye kar duranlar, vaziyetlerini bozmamak evldr. Yalnz mezzinin nndeki adam arkasn evirsin, yahut ekilsin. Eer Kur'an mstakil olarak okunursa, okuyana kar tevecch etmek evldr. Hem cihat- sitte ile mukayyet olmayan, ruh kula ile dinleyen adam, kbleye kar tevecch etse ve

cisman kula ile dinleyen adam okuyana kar tevecch etse evldr. kinci sualiniz: Cemaatin itiyakna niyyetine gre efdaliyet tahavvl eder. ve okuyann

nc sualiniz: ihls bir fatiha muhtasar bir hatim hkmnde olduundan, ona vakit tahdit edilmez. Her vakitte gayet mstahsendir. Drdnc sualiniz: (Allahmme entesselm ve minkesselm tebarekte ya zel-celli vel-ikram) kelmn, deil yalnz mezzin, herbir musalli, herbir namazn selmndan sonra sylemesi aice snnettir. Hanece dahi, mezzin iin, her namazda snnet olmas gerektir. Umum ihvanlara selm ve bayramlarmz tebrik ediyorum. hiret kardanz Said Nurs Said Nurs'den Hulusi Bey'e gelen mektup Bismihi Sbhaneh Ve in min ey'in ill ysebbihu bi-hamdihi Esselm aleykm ve rahmetullahi ve berekth ebeden daimen. Aziz, Sddk, Muhlis, Kardam; Evvel, biraderzdemin, Halil Naci'nin dnyev musibeti

beni de cidden mahzun eyledi. Cenab- Hak onu kurtarsn. Size de sabr tahamml ihsan eylesin. Amin... Nur'un eskiden beri hi sarslmayan, muhlis bir kahraman elbette dnyann geici, kymetsiz, fani vaziyetleri karsnda tel etmez, malp olmaz. naallah.. Saniyen: Silsile-i ilmiyede bana en son ve en mbarek dersi veren ve haddimden ok ziyade efkatini gsteren, Hazreti eyh Muhammed el-Kfrev (Kuddise Srrhu) nn hlefasndan, alvarl Hoca Muhammed Efendiye ve ihvanlarna ok selm ve arz- hrmet ederim. Ve o havalide Nurlarla alkadar, senin dostlarna ok selm ve Nur hizmetinde muvaffakiyetlerine dua ederiz. Elbaki Hvelbaki Hasta Kardanz Said Nurs stad Said Nurs'den Hulusi Beye: Gayyur, cidd, halis ve muhlis, hiret kardam; Evvelen: Size Otuzikinci Sz'n ikinci mevkfn gnderdim. Dikkat ile okuyunuz ve gzelce yaznz. Hatalar varsa da tashih ediniz. Acele ve hazin bir kalb ile yazld iin, iinde mevveiyet bulunacaktr. Saniyen: Muvakkat bir ftur, bir tenbellik sizde arz olduunu yazyorsunuz. Baharda kann galeyanndan gelen

ve gecelerin ksalmasndaki uykusuzluktan ne'et eden ve mstemi'lerin kalbleri, ilere tevecch etmelerinden tevellt eden, rehavet ve fturdan baka, meynmzdaki mnasebet-i ruhiyenin rabtas ile, musibetin eseri olarak bendeki sarsntnn size in'ikas ve sirayet etmesi mmkndr. Merhum Abdurrahman'n vefatn zamannda bilmediim halde o mnasebet-i ruhiye ciheti ile fazla bir sarsnty Ramazan- erifte hissettim. imdi anladm ki, uur ve ihtiyar olmayan ok in'ikasat vardr. Fakat kardeim, sen imdi iki vazifeyi grmekle mkellefsin; biri, kardeim Hulusi Beyin vazifesini, biri de evld- manevyem ve biraderzdem ve bir deha-i nuran sahibi olmak pek muhtemel olan Abdurrahman'n vazifesi de size ilve edildi. O benim hakiki bir varisim idi. Yazdklarm ve malm kendi mal telkki ederdi, yle de sahip oluyordu. Sen de bundan sonra, yaz ve Szleri, hocann yazs diye tutma. Kendi maln ve szlerindir bil, yle sahip ol. Hakk Efendiye syle ki; o da kardeim Abdlmecid yerinde kendini anlasn ve onun vazifesi ile mkellef olduunu bilsin. Salisen: Otuznc Sz'den baka, Sz yazlmak ihtiyac kalmad. Hem er'an ok mbarek, bu otuz adetten, baz esbaba binaen gemeyeceim, hem de hakaik- esasiye-i Kur'niye ve imaniyenin elzem ve lzm olan ksmlar hemen ekseriyet-i mutlaka itibar ile yazlmtr. mid ediyorum ki, Cenab- Hak kabul etse, tevk verse, yazlanlar dallet bulutlarn datmaya kdirler. Her derdin devas, iinde var demeyeceim,

fakat mhlik dertlerin alep devas yazlanlarda vardr. Siz onlarn mtalasn kymettar bir ibadet olan tefekkr nevinde telkki ediniz. Ve onlardaki ilmi envar- imandan ve marifetullahtan tasavvur ediniz ki, usan vermesin. Hem sizde ve mstemi'nde itiyak olduu zaman okuyunz. Bki selm ve dua. Kardeiniz SAD *** Hulusi Yahyagil rahmetlinin uzun mr batan sona fazilet levhalar halinde parlamaktadr. stad Bedizzaman'la baz tevafuklar vardr. stad henz bir ocukken son dersini Muhammed Kfrev Hazretlrinden almt. Bu dersten az bir zaman sonra Kfrev Hazretleri rahmete kavumutu. Albay brahim Yahyagil ise; nceleri Muhammed Kfrev Hazretlerine balyd. Bu maneviyat rehberinin talebe halifelerinden Alvarl Muhammet Efendiye irtibatlar vard. Muhammed Kfrev Hazretleri Naki eyh Muhammed Kfrev Siirt'in Kfre kynde 1775'te dnyaya geldi. Kendisine "kutup" nvan verildi. Gen Said henz talebelik yllarnda, Muhammed Kfrev'nin ilim ve irfanndan feyiz ald. Bedizzaman ilim-iman yolundaki son dersini de Muhammed Kfrev'den almt.

Muhammed Kfrev Nak eyhlerindendi. sim ve hreti her tarafa, bu arada stanbul'a kadar yaylmt. 1898 ylnda, yz yirmi yalarnda vefat ettii zaman, Sultan Abdlhamid Han Bitlis'e talyan mimarlar getirterek, onun iin bir trbe yaptrmt. Bedizzaman Bitlis'te on sekiz yalarndayken, bir gn birisi, Bitlis eyhlerinden Muhammed Kfrev'nin kendisine beddua ettiini yalandan sylemiti. Gen Said bunun zerine eyhi ziyarete gitti. Derghna vard zaman, Muhammed Kfrev gen Saide iltifatta bulundu. Kendisine teberrken ezberden ders verdi. Gen Said'in ald son ders Bedizzaman'n biraderzdesi Abdurrahman Nurs'nin yazd Tarihe-i Hayatta belirttiine gre, Bitlis'in byk limi Muhammed Kfrev'nin Gen Said'e teberrken verdii en son dersi... Meali: "Eyalarn miktarlarn kudretiyle takdir eden, ekilleri hikmetiyle suretlendiren, Allah'a hamd senlar olsun. "Peygamberlik dairesinin emberi olan Hz. Peygamber, nbvvet ve cmertlik kisvesinde olan ehl-i beytine, feleklerin stnde yldzlar dndke yerin etrafnda bulutlar gezdii mddete yani kyamete kadar Hz. Muhammed'e (a.s.m.) salt selm olsun." ***

Gen Said bir gn ryasnda Muhammed Kfrev'yi grd. Kfrev gen Said'e hitaben, Molla Said! Gel, beni ziyaret et, artk gideceim!" dedi. Bu hitap zerine gen Said hemen gidip, Kfrev'yi ziyaret etti. Kfrev'nin uup gittiini grnce de uyand. Saatine bakt zaman vaktin gece yars olduunu grd. Sabah olduu vakit Muhammet Kfrev'nin evinden matem seslerinin geldiini duydu. Doru Kfrev'nin evine gitti. Kfrev'nin gece vefat ettiini sylediler. Hulus Beyle Alvarl'nn irtibat Risale-i Nur'un ilk talebesi Albay Hulsi Yahyagil, stada talebe olmazdan nce, Muhammed Kfrev'ye bal olduunu Barla Lhikas'ndaki bir mektubunda yle ifade etmektedir: "Taharr-i hakikat ile mr geirirken, mukadderat bu si biareyi de be sene evvel ah- Nakibend Hazretlerinden Muhammed Kfrev Hazretlerine doru alan tarik-i Nakibendye idhal eylemiti." Daha sonraki yllarda Albay Hulsi Beyin, Muhammed Kfrev'nin halife ve talebelerinden Erzurum-Alvarl Hac Muhammet Efendiyle mektuplamalar ve muarefesi oldu. Alvarl Muhammed Efendi, Albay Hulsi Beye hitaben "Enver- d ddem, birader-i ber gzidem... Halde haldam, yolda yoldam, dinde kardam..." derken bir iirinde ise unlar ifade ediyordu:

Hamdlillah nur- tevhid yr- garndr senin "Nur-u tevhid, nur-u didem, dilde yarndr senin." Alvarl Hac Muhammed Lt Efendi, Osmanlca olarak neredilen divanndaki bir iirinde de, Albay Hulsi Yahyagil'in stad Bedizzaman Said Nurs'den u msrasnda bahsetmektedir: Emrolduu gibi itaat eyler Ehl-i tevhid olan cana can kurban Huzur-u kalble eyler niyaz Ehl-i tevhid olan cana can kurban Kur'n emriyledir her harekt Ehl-i tevhid olan cana can kurban Cenab- Allah'tan diler kavmini Ehl-i tevhid olan cana can kurban. Muhabbetullahtr dilde irad Ehl-i tevhid olan cana can kurban Tevhid eder her dem ezelde Said Ehl-i tevhid olan cana can kurban Ehl-i hay lyk olur gufrana Ehl-i tevhid olan cana can kurban "Gznde, gnlnde tavf- Rabban." Bahsimizi Barla Lhikas'ndaki, Albay Hulsi Yahyagil'e

hitaben yazlan balayalm:

ksa

mektubun

"Saniyen"

ksmyla

"Silsile-i ilmiyede bana en son ve mbarek dersi veren ve haddimden ok ziyade efkatini gsteren Hazret-i eyh Muhammed el-Kfrev'nin (Kuddise srruh) hulefsndan Alvarl Hoca Muhammed Efendiye ve ihvanlarna ok selm ve arz- hrmet ederim. Ve o havalide Nur'larla alkadar senin dostlarna ok selm ve Nur hizmetinde muvaffakiyetlerine dua ederiz." Alvarl Muhammed Efendi bir manzumesinde Hulusi Bey iin yle yazyordu: Halde haldam, yolda yoldam, dinde kardam, Hulusi Efendi. Hamdlillah nur-u tevhid yr- garndr senin Nur-u tevhid, nur-i didem, dilde yrndrsenin Rahmanrrahman ez ezelde t beebed ihsan- Hak Mahz- fadlndan Hda'ya baki varndr senin Bir kerimdir, bir Rahimdir, bir Hakimdir Zlcell Kerem-i fadl- lahi yr- garndr senin Nice hamd etmek gerektir Ltya bu nimete Gbr- kadem-i canan mk- brndr senin." Bedizzaman'n selmn kendisine tebli eden Hulusi Beye yazd mektupla unlar ifade ediyordu: Biinayetillahi Tela meyan- mmet-i Muhammed'de

em'a-i Hidayet nurunu fruzan eden, bir zt- li kadrn huzur-u saadetine nam- kemteranemi tahrir ile tezekkrde bulunduunuza ve hsn- himmetlerini celb ve selmlarn tebliiniz kymet-i dnya ve maha olan eyadan deerlidir. Ol zat- likadrin himmetlerinin istirhamnda bir bende-i ciz ve mznib-i kemterim. Ol babta himmetlerine havale. Esselam ey sema-i nur-u hidayet esselam. Esselam ey matla-i saadet esselam. *** Muhammed Lt Efendi, yine yazd bir iirle Hulusi Beye yle hitap ediyordu: Glbini tevhidde goca-i hemrh Hulusi Efendi karda! Nur-u tevhid ile dilde dilr bir Haknm zata olmusun yolda Tuttuun dmeni elden brakma lm-i ledndane olmusun srda Kerem-i kerime ve mazhariyet Bir kadr-i vly olduun halda Hamd eyle Mevlaya ruberzemin Ol nehle esrar eyleme sen f" *** Envar- didem birader-i ber gzidem Hulusi Efendi

Badesselm veddua eazzekellah fddareyn Haste dilnn derdine derman eder Allah Allah diyenin afvine ferman eder Allah Her kimdir der-i dergah-i lhide sil Sdk ile yapanlara ihsan eder Allah k ile mauk bazar bizlere mektm *** smail'i suret kurban eder Allah Hfz ism-i erine olan mazhar efendina Kerem-i kerimi gzle aar huridvemana Bu kanunu ezelidir bel ehl-i gunce-i rn Hd dostlarn dim belya mbtel eyler Belnn hiri baldr hayat- ebed cn Bel ile bulan buldu, vely her d lemde." brahim Hulusi Yahyagil Beyefendi, sohbetlerimizde Alvarl Hoca Efendi merhumun nasihatlarn iir halinde ifade ettiini bizlere anlatmt. Son senelerde Alvarl'nn iirlerinin bir arada yaynlandn da grmtm. Erzurum'un Pasinler kazasna bal Alvar kynde, uzun yllar slmiyete hizmet etti ve 1955 ylnda doksan yalarnda vefat etti. Hulus Beyin iirleri Rahmetli Nurlu Albaymza, iir yazp yazmadn

sorduumda, baz iirlerinin olduunu ifade buyurmutu. Kaleminden kan u iirlerinden bahsetmiti. Daha sonraki gnlerde bu iirlerini de tesbit etmek imknlarn bulmutuk. iirlerinden iki tanesini kymetli bir yadigr olarak burada arz ediyorum: Tasvir-i hakikat Bu Nurlara Bismillh ile girelim ey kardalar, Bu szlere hamdederek balayalm ey yoldalar. Bu balara krederek biz bakalm ey haldalar. Bu glleri krederek koklayalm ey dindanlar. Tullb- Nurun elleriyle kurtulacak ok dmler. Nirlerinin dilleriyle dirilecek ok lmler. Selm olsun hepinize ey Kur'n'n hdimleri. kram olsun ruhunuza ey Nurlarn nirleri. man dolsun kalbinize ey Szlerin ktibleri. Envar dolsun kabrinize ey Nurlarn akirtleri. Tullb- Nurun elleriyle kurtulacak ok dmler. Nirlerinin dilleriyle dirilecek ok lmler. Talebelerin stadna "Said" derler hem adna. Bu mmetin imdadna "Nurs" me'mur iradna, Nasihat ihvanna; "Koun halkn slahna, Nurla gidin yanlarna, dvet edin ahkmna." Tullb- Nurun elleriyle kurtulacak ok dmler.

Nirlerinin dilleriyle dirilecek ok lmler. Korkmaynz kl kalden Allah sizi kurtaracak. Ylmaynz hcumlardan,. Szler sizi kurtaracak. Bkmaynz derd-i gamdan, Nurlar sizi kurtaracak. kmaynz nurlu yoldan, yoktur baka kurtaracak. Tullb- Nurun elleriyle kurtulacak ok dmler. Nirlerinin dilleriyle dirilecek ok lmler. Birlikleri tevhidlidir, yok bunlarda ayrlk. Fikirleri teslimlidir, yok bunlarda gayrlk, Kulluklar manldr, yok bu zmrede azgnlk. A'mlleri ihlsldr, yok ilerinde bozukluk. Tullb- Nurun elleriyle kurtulacak ok dmler. Nirlerinin dilleriyle dirilecek ok lmler. stadlar yalnz iken, srren oldu tenevveret, akirtleri pek az iken, binler oldu bak ne hikmet? Hdimleri pek ok iken, Allah verdi Nura nusret. Bu Huls ber-mr iken, Allah verdi, kr- ni'met. Tullb- Nurun elleriyle kurtulacak ok dmler. Nirlerinin dilleriyle dirilecek ok lmler. Talebeniz Huls ***

Erzak- Hakikat mnnda keml olan zulmlerden rkmez asla hvannda fena bulan zlimlerden korkmaz asla Mevcudatta hakk gren hududundan kmaz asla Bu lemde Nura eren ezvakndan doymaz asla Her yerde hazrdr Allah, hereye kadirdir Allah Ne misli var ne naziri, menn elhamdulillah Mesibin cmlesinden ancak Allah kurtarc Mehlikin darbesinden ancak Allah koruyucu Menhinin kllisinden ancak Allah saklayc Mesinin cemiinden ancak Allah bekleyici Her yerde hazrdr Allah, hereye kadirdir Allah Ne misli var ne naziri, menn elhamdulillah Bak dalara hameti gr, bak sra kudreti gr Bak balara ni'meti gr, bak esrra hikmeti gr Bak aylara sr'ati gr, bak ebhra vs'ati gr Bak canlara cenneti gr, bak envra rahmeti gr Her yerde hazrdr Allah, hereye kadirdir Allah Ne misli var ne naziri, menn elhamdulillah Derman istersen derdine, gel Kur'an'dan devay al mn istersen kalbine, gel Szlerden safy al Brhan istersen aslna, gel derslerden kimyay al

Umman istersen zevkine, gel nurlardan mny al Her yerde hazrdr Allah, hereye kadirdir Allah Ne misli var ne naziri, menn elhamdulillah Girdik Nurun bahesine ni'metleri tattk hadsiz Daldk Nurun havzasna elmaslar bulduk hadsiz Vardk Nurun emesine kevserleri itik hadsiz Gitik Nurun ravzasna hikmetleri grdk hadsiz Her yerde hazrdr Allah, hereye kadirdir Allah Ne misli var ne naziri, menn elhamdulillah Meslek-i Nur, sliklere rh- hakk gsteriyor stad- Nur tliblere imn yolu retiyor akird-i Nur, muhtalara ihlas- zevki belletiyor Nurcu-u muhlis, m'minlere nurlu Szler dinletiyor. Her yerde hazrdr Allah, hereye kadirdir Allah Ne misli var ne naziri, menn elhamdulillah

Hulusi Beyden gelen mektuplar


Nurlarn ilk muhatabna muhatab olmak saadeti stad Bedizzaman'n ilk muhatab ve talebesi, Emekli Albay brahim Hulusi Yahyagil'i tanyp, ellerini perek, dualarn aldm gnlerden itibaren, gerek Elaziz'deki

ziyaretlerimde, gerekse yazdm mektuplara, bu aziz insan, daima cevaplaryla, yksek alakalaryla, bizleri saadetlere gark ediyordu. Bu mektuplardan bir ka tanesini burada nakletmek istiyorum. 20 Mays 1975 tarihli mektubunda bize cevaben unlar kaleme almt: Aziz ve muhterem kardeim, 3 Mays 1975 tarihli yaznza cevabm ge kald. Mazur grmenizi rica ederim. Allah ebeden sizden raz olsun. l. Kamustaki eksiklerin fotokopisine teekkr ederim. 2. Dier zevattan sorduunuz sualleri bu fakire de soruyorsunuz. Aziz Kardeim, sizin ifahi sorularnza hi bir eyi saklamadan verdiim cevaplar kdir kanaatindeyim. kinci sualinize derim ki, Said Nurs Hazretleri kendi ifadeleri ile 'Ben uurum tealluk etmeden istihdam olunuyorum. Siz ise bilerek alyorsunuz.' buyurmulard. Bence o zat srr- caz- Kur'n' beyana memur edilmitir. Peygamberimizin (a.s.m.) Efendimizin 'Her yz sene banda Cenab- Hak bu mmete dinlerini tecdit edecek bir mceddid gnderir' hadisine tam masadak bir memur-u ilahi stadmzdr. Onun halen benzerlerini bilemiyorum. Olsa olsa onun ihlasl akirtleri olabilir. hlas benimsemeyenlere hakiki Nur akirdi, Kur'an'n tilmizi denilmez kanaatndaym.

nc sualiniz, zamanla ahkm deiir szn, din ahkm iin geerli grmyorum ki, bu suale cevap vermek imknn bulaym. Son ekmel din gelmi ve baka din ve Nebi gelmeyecektir. Bizi din-i mbine yaklatracak tek are, Nurlara sarlmak, mkllerimizi o kevser havuzundan temine gayret etmektir. Drdnc sorunuza cevabm; Nurculuk deil, Kur'an ve ondan tereh eden Risale-i Nurlara tilmiz olmak. Kur'an- Kerimin Hicr Sresi sekizinci yet ile beyan buyurulan hfz- lahinin bir tahakkuk ve tezahrdr kanaatndaym. Beinci sualinize cevap: O zat biz, bu yaznn banda akladmz gibi, uuru taalluk etmeden istihdam olduuna ilaveten, 'Bu zaman iman kurtarmak zamandr. Tarikat zaman deildir' sznde buluyoruz. Kendisi ehl-i tarik olduu ve tarikat dersini vermeye de ehil olduu halde ihlas dersinde buyurduu gibi ahsiyet-i maneviyeye ok ehemmiyet vermesi ile (Melen: Mminler ancak kardetirler) ferman ve sevgili Peygamberimizin 'Ey Allah'n kullar karde olunuz' emrine tevik edilmenin tahakkukuna almtr kanaatndaym. Zeknz, nks cevabm itmama yeter. bakmayn. Islh edebilirsiniz midindeyim. Elbaki-Hvelbaki Uhrev ihtiyar kardeiniz Kusura

Hulusi *** Nurlu Albaymz bu aziz satrlarndan ksa bir zaman sonra, 31 Mays 1975 tarihli ltufnamesi olan mektubunda ise, bizlere unlar yazyordu: Aziz Kardeim, 27 Mays 1975 tarihli cevab- ltufnamenize cevabm: Bugn Anadolu'nun-Trk milletinin dini ve manev hayat tatminkr mdr? Sualinize ancak anlayma gre cevap vereceim. Malumunuzdur ki, son ve ekmel din islm dinidir. Trkler dinlerine sadakatla bal olduklar mddete, maddeten ve manen terakki etmilerdir. Tarih bu hakikata ahittir. Fakat asr marz, unsur yani millet hasta ve aza ve efrat alil olmu bir durumda, Bu elim hl, ahkm- Kur'aniye ve snnetlerin terk ihmali olmutur da ondandr, dini hayatn zay. Bu ok ehemmiyetli emrazn (hastaln) tedavisi iin reete Kur'an'a ittibadr. Din kdir. Ancak tecdit ve tamiri lazmdr. Bu mesele iin de reete Risale-i Nur Klliyatdr. nk onlarn kayna Kur'n'dr. Daha fazla izaha ihtiya yoktur. Kifayetsizliin telasine are de budur kanaatndaym. Nurculuk tabiri yerinde, Risale-i Nur ve Kur'ann

tilmizleri, akirtleri demekliimin sebebi: 1957 senesinin Kasm aynn sonunda Emirda'nda stad Hazretlerini son defa ziyaret etmitim. stad Hazretleri ile bu son grmemizde, babaa, Mektubat'taki, ikinci mektubta hediyenin kabul edilmemesine dair mektubu kendileri okurken nurculuk tabiri geince, orada durdular ve 'imdi bu tabir ok houma gitmiyor. nk insafsz insanlar ondan baka mana karyorlar. En iyisi nurculuk yerine, nurlarn, Kur'n'n akirtleri, tilmizleri denilmeli' buyurmulard. Bu hatrann hatrna hrmeten biz de nurculuk tabiri yerine akirt, tilmiz tabirini kullanyoruz. Cenab- Hak, sizler gibi mdakkik, Hakka k, sdka mtak kardelerden raz olsun. Adetlerini artrsnn. min. Elbaki Hlvelbaki Mhibb-i Muhlisiniz brahim Hulusi. *** Hulusi Bey Aabeyimiz son mektuplarndan birisinde ise unlar beyan ediyordu: Mektubun tarihi. 10 Mart 1980 -Elaziz Muhterem Kardeim. 20 ubat 1980 tarihli mektubunuzu melfufen iki

mektupla beraber aldm. Sa olunuz. kinci ve nc mektuplarn ba taraarn benden istediinizi ifadelerinizden anladm. O zamana mahsus yazlar maalesef bulamadm. 1978 Kasm aynda katarattan sa gzmden ameliyat oldum. Gzlk yardm ile, zoraki pek az okumak ve yazmak mmkn oluyor. stediinizi imdilik yerine getiremediim iin beni balarsnz midindeyim. Gzlerim grme kabiliyetini ok kayp etti, kulaklarm fazla arlat. Yardmcsz ekseriya yaknmzdaki camiye bile gidemiyorum. Fakat buna ramen derslere devam etmeye muvaffak oluyorum. Elhamdlillahi Hazaminfadl Rabbi. Duacnz Hulusi Yahyagil. Muallim Cd ve kasidesi Muhterem Albay brahim Hulusi Yahyagil Beyefendi ile mektuplamalarmz on yldan fazla srmt. stad Bedizzaman'n Barla Lahikas ismindeki mektuplardan meydana gelen eser 1982-83 senelerinde yaynlanmt. Nur mektuplarnn bu ilk Barla Lahikasnda (s.135) rastladm bir hususu kendilerinden sormutum. stad Bedizzaman'n sizin mektubunuza verdii cevab

bir Barla mektubunda deniliyor ki: Merhum Muallim Cudi'nin kasidesi mbarektir. Cenab- Hak o zt efaat- Kur'n mazhar etsin. Grmemitim. Grmesinden memnun oldum. Allah senden raz olsun..." "Bu mektupta geen Muallim Cudi kimdir, bu zatn yazd kaside nasl bir manzumedir, bu iiri stada ne zaman gndermitiniz?" Bu aziz ilim-irfan bidesi, albay aabeyimize gnderdiim mektuba bir ka gn iinde hemen cevap gelmiti. Hulusi Bey, yarm yz yl okuduu, dersinde bulunduu Nur kliminin manev dnyasndan bizlere seslenmek iltifatnda bulunuyordu. Muallim Cudi Bey'in Kasidesini hemen gnderiyordu. Zannediyorum aziz bymzn bize son mektubu olmutu. 24 Mays 1984 tarihli mektubuma verdii cevap yleydi: Bilmukabele Ramazan'nz tebrik ederiz. Mektubunuzda sorduunuz meseleye gelince: 1929 senelerinde rgpl Hfz Necib Efendi ismindeki alay mftlerinden bir dostum 1336 (1920) tarihli Tasvir-i

Efkr Gazetesi'nde bir kaside gstermiti. Bu manzumeyi ben o zaman okumutum. Kaside Kur'n- Kerim ve Hazret-i Muhammed (a.s.m.) mevzuluydu. Trabzonlu Muallim Cudi Efendi, merhum Yahya Kemal'in 'Ezansz Semtler' ismindeki bir yazsn okuyunca ok mteessir olmutu. Bu zntyle, bu kasideyi kaleme alm. Bu iir tahmin ediyorum 1920 senelerinde neredilmiti. stad ilk tandm sene, 1929'da Eirdir'de bulunuyordum. O zaman Eirdir Da'ndaki, Da Talimgh'ndaydm. Bu kasideyi Barla'daki stadma gndermitim. Bu gzel kasideyi elli be sene sonra sana, ekte gnderiyorum. Selm eder, dualarnz beklerim. Muhibb-i Muhlisiniz .Hulusi Yahyagil Aziz Albayn 1929 senesinde Nurlu stada gnderdii bu kymetli kasideyi, yazana, gnderenlere, dualara vesile olmas niyetiyle, yetmi sene sonra ayn kasideyi nerediyoruz: Kur'an- Kerim ve Hazret-i Muhammet (a.s.v.) mmi limdir Muhammed iman ederim ona mebbed

Allame-i mekteb-i lednni Hayrette brakt ins cinn Her dilde tekellm etti Cibril Kim etti tekellm byle bir dil slub-u Arab yok ol revite Bir harikuladelik var ite Teblide ebleul beyandr Divan- kdemde tercmandr Cibril-i Emin enisi ruhu Kur'n' mbin lbb snuhu 'cazna itiraf bahir Kar ona dense kavl- sahir Bir mucizdir, lisan- Haktr Hakkaki inanmaya ehakdr. Kur'n ki kitab- kibriyadr Vareste-i evbe-i riyadr hlas- beyan, lisan masum Manasn bilmese de mefhum Olmu ki ncum- vahy-i havi Denmi ona tuhfe-i semav Her kevkebi mstakil zian Her yeti baka baka rehan.

Bir zikr-i mbarek-i mukaddes Bir ns latif ruh-u emles yok gll u g anda sa kevser Vechinde lika-y Hak glmser Her sehle-i mmteride peyda Bin drl serair-i mezaya Bakldka olur nigaha ren Hi glleri solmayan glen Bir nazm- beli ve nesr-i enfes Ervaha tilaveti safares Kur'an okunurken eyle dikkat Kalbinde eser nesim-i rikkat Tebir-i sefanuma-y cennet nzar verir cehime heybet Mriklere harb-i asumandr. mansza kar biemandr. Mafevki beyan o tarz- tebyin Eyler hacer olsa kalbi telyin Nur-u azametlerin sedas ln- kemal kibriyas Mminlere irmi sildiren o Tevhidi tamam bildiren o

Bir kssay eyler hikaye Tevhid-i Hddr anda gaye Bir heybet-i Halikane mahsus Her yet-i hilyedar- namus slub-u beyann en rezini db- kelamn en gzini Ezkar- Hday etmez ihmal Esma-y erife ayni ezyal Ahkam- mnife gelince Tayin-i vazaif emri dince Allah'a nasl ise ibadet Ol vecihle eyledi imamet Ebdana taharet etti talim Ervaha nezahet etti tefhim Tevhid-i hda ile meyyed Tasdik-i nbvvet-i Muhammed (s.a.v.) Hakkiyle o seyyidl beerdir Peygamber-i mteber-i haberdir. Fahay, kumar, hamiri tahrim Etmekle buyurdu akl takvim Olmaz hele mmine mekil Hnzr- zebine-i heyakil

Men eyledi zulm, adli kurdu Her yareye ka merhum urdu Davas uhud ile mberhen Seyf-i zaferi, cidli ahsen Bir hasm ile eylese tebarz Namusuna eylemez tecavz Haysiyetine riayet eyler Teklif-i rah- hidayet eyler nsaniyet neye muhta Hep kuvveden ile etti ihra Namusuna dendi kudsi ekber Namusuna numunedir mttehar Pi-i nazara serer semay Arzeder ukula kibriyay Amaya basar verir ziyas Masmu sarlara sedas Mrsellere verdi sdk u ismet Tebli, fetanet ve emanet Ettike menakibi tekerrr Ezhan- beere tenevvr lmi, ulemay etti tekrim Cehli, chelay kld tecrim

Esnam krar, kulub krmaz nsan fena yola armaz Fikr ile cemmad eyler intak Zikr ile medi eyler irak Terdi rical eder inas Hakk ile verir hukuk-u ns Eshab- cinana vasf- ebcal man ile salihat- ml Dnyada zuhuru mahz- nimet Fahr etsin annla zat- hilkat Drdane-i lbbdr vcudun Fevvare-i hubbudur uhudun Bir hikmete mebni emri nehyi Zannetme heva, lisan vahyi Bir kul o lisana kadir olamaz Kadir dahi olsa csir olamaz Hak sevdi onu, o sevdi Hakk Hubbun o hakiki mstehakk Akvama muhabbeti e etti Bir sofraya koydu karde etti. Cem etti kabail-i uubu Bir kbleye balad kulbu

Mahluk-u Hda demez, halakn Muhtac- gda demez rezakn Kalbinde olan mehafetullah Eyler mi hi iftira alallah Mevlaya muhabbeti msellem Sallallah Aleyhi vesellem. *** Trabzonlu Muallim brahim Cd stanbul niversitesi edebiyat fakltesinde 1967-1971 yllarnda talebelik arkadamz ve Nur Talebelerinden Trabzon'lu Hayreddin Grsoy dedesi merhum Trabzonlu Muallim Cudi Efendi ile alakal olarak, biyogra eklindeki ifadelerini u ekilde kaleme almt. Trabzon'un mehurlar iinde bata gelen byk limlerden brahim Cd Bey, 1863 ylnda Arsin ilesi Yeilce mahallesinde, halen mevcut olan evde domutur. Babas yine lim ve fazl bir zat olan Kk brahimolu (Grsoy) Hac Mehmed Efendidir. Kk brahimzade brahim Cd (Grsoy) Yksek Medrese tahsili grm, devrinin nl hocalarndan "cazet" almtr. Msr'da iki yl kalarak Arapasn daha da ilerleten Cdi Bey, Farsay da ok iyi biliyordu. brahim Cd Divan edebiyatna hakkyla vkf;

muallim, air, hatip, yazar, ve bilgin bir din adam idi. lk grevine henz 19-20 yanda iken Ali Naki Efendinin Trabzon'da at Hamidiye Mektebinde Trke retmeni olarak balar. Msr'dan dnnce ranllarn Trabzon'daki Niri Mektebinde muallimlik ve Mdrlk yapar. Ayrca Fransz Frerler Okulu, Rum ve Ermeni okullarnda Trke, Trabzon Lisesinde Arapa ve Farsa, Kz Numune Mektebinde Kompozisyon retmenliklerinde almtr. Cd Bey ayrca birok vazifeleri deruhte etmitir. Trabzon Ticaret Mahkemesi zl ve Reislii, Trabzon Gazetesi Ba Yazarl, Maarrif Meclisi yelikleri yapmtr. Trabzon Kltr Hayatnn her kademesinde izlerine rastlanan Cd Bey Muallimler cemiyetini de ilk kuranlardandr. Cd Bey seferberlik yllarn Ankara Kz Muallim Mektebi hocalnda, Ankara Lisesi Mdrlnde geirir. stikll Harbi yllarnda brahim Cd Beyi ok ateli bir hatip olarak grrz. nye'de Mill Mcadele iin yazlar yazar, iirler nereder. Bu yllarda din ve mill derneklerin bakanln da yrterek Karadeniz Halkn Mill Mcadeleye, istiklale armtr. stikll Harbi sonras Trabzon Mfts olmutur. ttihatlarn ve harb sonras yetkililerin milletvekillii teklini kesinlikle kabul etmeyen brahim Cd kendini ilme ve slmi hizmetlere vermitir.

Cd Bey yirminin zerinde eser vermitir. 1909 ylnda nerettii "Esma-l Hsna erhi" adl eserinden elde ettii kazanla bugnk "Cudibey lkokulu"nu kurmutur. En mehur eserlerinden birisi de Lgat- Cd'dir. Bu eserin eskimez yaz ile matbu nshalar mevcuttur. Tarih srasna unlardr: gre baslan balca eserleri

l. Nevdir-i Nese (1893) 2. Teshil-i Elifba-y Osman (1896) 3. Kraat-i Trkiye -I- (1901) 4. El-Kenz'l Esn Fi-erh-i Esml Hsna (1909) 5. Ulm-i Diniye Dersleri (1911) 6. Teshil-i Sarf-i Osman (1911) 7. Kraat-i Trkiye - II - (1911) 8. lk Tlim-i kraat (1911) 9. Tarih-i Enbiya ve slm (1912) 10.Kk Tarih-i Enbiya (1912) ll. Elhayt'l Ebyar yahut Ramazan Vaizi (1912) Bu eserin 1970 ylnda Trke Basks yaplmtr. 12.Tlim-i Kraat (1923) 13. Rehber-i Avmil

14. Ettarif- Vezzarif 15. Lgad- Cd Merhum brahim Cd'nin stanbul ve Trabzon basnnda neredilmi yzlerce yaz, iir ve makaleleri, ayrca bir divan vardr. Cd Bey'in merhum Ankara'da bulunduu yllarda Hac Bayram Camiinde yapt vaizleri de mehurdur. Hatta zamann Diyanet leri Reisi Rifat Breki Hoca haftada bir gn Hac Bayramda va'z yapm. Cd Bey orada olduu mddete krsye kmaz ve yerini ona terkedermi. Ayrca Cd Beyin ok byk bir lim olduunu Diyanet leri Reislii de onun hakk olduunu ifade ederek durumu M.Kemal'e intikal ettirmitir. Kendisine yaplan, Diyanet leri Bakanl teklini de kabul etmemitir. Bu konuda nemli baz sebebler ileri srd halen stanbul'da oturmakta olan olu Mehmet Hakk Cd Bey tarafndan ifade edilmektedir. Kk brahimzade (Grsoy) Cd Bey siyasi hibir partiye girmemi, muallimlii ilmi almalar mebuslua ve baz yksek mevkilere tercih etmi, Trabzon Mfts iken 12 Nisan 1926 tarihinde Kadir gecesi vefat etmitir. Cenab- Hak rahmet eylesin...

MLASLI HALL BRAHM (1897-1956)


iseleyen bahar yamurunun altnda, Milas kabristannda bir hakikat kahramannn temiz ruhuna dualar okuyorduk. Ay-yldzl mezar ta kitabesinde bu air ve lim zatn, Hak yolunun yolcusu oluunun da ifadelerini bulmutuk: Arz-u hl iin sultana geldim Silim, ltf-u ihsana geldim Bildim ki varlk perdedir Hakka Ref edip ni cnana geldim." 1897 ylnda dnyaya gelen Halil brahim llolu, l Temmuz 1956'da Allah'n rahmetine kavumutu. Nur risalelerinin, Lem'alar, Sikke-i Tasdik-i Gayb, Kastamonu Lhikas ve Emirda Lhikalar'nda iirleri yazlar bulunmaktadr. smi ile msemm olarak kardelik ve dostluk mesleinin mensubu olan bu zt stad, Emirda

mektuplarnda yle ifade etmektedir: Demir gibi metin ve sarslmaz "Milsl Halil ibrahim, hakikaten Risale-i Nur'un demir gibi metin ve sarslmaz bir akirdidir. O kasaba onunla iftihar etmeli." Mils'ta dedelerinden kalma tarih llolu hannda hanclk ve otelcilik yapan Halil ibrahim llolu, arkl bir Nur talebesi vastasyla stad ve Nur'lar tanmt. Mustafa Ezener, Ahmed Feyzi Kul ve eitli kimselere Nur'lar ve stad tantyordu. Ahmed Feyzi Kul Nur'lar tandktan sonra stada yazd mektubun altn "Aydn mfts" diye imzalamt. Bu yzden Eskiehir hapsinde Nur'lardan haberi olmayan, stadla alka ve grmesi olmayan Aydn Mfts Mustafa Efendiyi de tevkif etmiler. Barla Lhikas'nda "Her an ayaklarnn altn pmek ateiyle mtehassr ve nlan, ahkar- mahlkat: Ahmed Feyzi" diye imzasn atan Ahmed Feyzi Kul'un bu mektubunu stad yle takdim etmektedir: Yeni mhim bir kardeimiz mft Ahmed Feyzi Efendinin fkrasdr. "Bu fkra endan ahsma bakyor. O zat ahsm grmemi, dellllm eseri olan risaleleri grdnden, haddimden pek ok fazla olan sena ve medhi, risalelere ve esrar- Kur'n'a ait olduu iin kabul ettim."

*** Halil brahim llolu'nun evinde hanm Naciye llolu'nu ziyaret ettiimde, zengin kitaplarn ve kendi el yazmas iirlerini yazd hatra defterini bulmutum. Hatra defterinde gn gn Eskiehir hapsini ve hadiseyi anlatmaktadr. Emekli yzba Refet Barutu'dan dinlediim, Isparta kylerinde "Ramazan'a aittir" diye Ramazan Risalesi'nin zerinde yazdndan dolay Ramazan isimli, hibir eyden habersiz bir kyl vatandan da tevkif edilerek Eskiehir'e gtrldn, llolu'nun manzum hatralarnda okumaktayz. Bu elli yldr hi el srlmemi hatra defteri, Naciye llolu Hanmn muhafazasnda ve Bircan elik'in gayretleriyle bize intikal etti. Defterden 19 Austos 1935 tarihi tayan sayfa "ok byk bir musibet olan vkann kk bir hatras" baln tamaktadr. Bu ac gnlerin hatrasn birlikte okuyalm: Babamzdan kalma bir eski handa Hanclk ilerdim oktan beri o zamanda. Bakardm kendi halime, hi kimsenin iine karmazdm Hem ibadet, bazan mtala, hem de geinmek iin alrdm. Severdim bu ileri, zira misare bakmak hotur diye

Geri cretle kabul edersem de, bu o zamanda merudur diye. Hesabmca hann bir ksmn ayrmtm, garip yoksuzlara cret almazdm, muavenet ettiim de olurdu kszlere. Hayatmda birok musibetlere kaldm maruz Bu hepsinden zor geldi, nar ona da gerdim gs. Pederimin vefatnda drt yalarnda kaldm yetim. O zamandr akyordu gzyalarm dm dm. Uzatmayalm maceray, 935 senesi, o gnk 26 Nisan'd kindi namazn edadan sonra Belen Camiinde biraz kaldmd. Dardan geliyordu birka ayak sesi Meer benim camide olduumu hkmetin polisi Nihayet girdi ieri bir beki ile bir polis Dediler: "Seni istiyor komiser, yr tiz" Kalktm camiden, hana uramadan polisle yrdm Bodurolu maazasnn nnde komiseri grdm. Dedi: "Haydi bakalm, bir tarafa gideceiz Bu i iin sizin evi taharr edeceiz." Yrdk iki polis, biri komiser, iki de mahalleden z haber alm

te ondan itibaren gsterdi kendini kader-i lh olan kaza. Vardk eve, girdik ieri, baladlar, her taraf aryorlar Evdekiler tel ve hava, bana "Bu nedir?" diyorlar. Aradklar benden, Bedizzaman Hazretlerinin risaleleri imi Zaten gizli olmayan risaleleri bulunca dediler: "Gerisi nerede?" Bu ne i? Komiserin istihza ile yz glmt nk yakalamt gya mcrimi. Aldlar risaleleri, beni de gtrdler polis dairesine Dinle artk, sen komser Besim'in hailesine. Dinlememek elde mi, nk kabahat ok byk imi Bilmiyordum, kitap ve din risale okumak kabahatm. Kendimden gemi bir vaziyette dnyordum bir nice O halde alaturka saat alt olmutu gece. Komiser Besim'in azndan zehir kyordu Mcrim yakalam gibi dileri gcrdyordu. Mmkn olsa da komsere sormu olsaydm Bu hkmetin tesisinde hizmetin nedir?" deseydim

Mutlaka verecei cevapta epeyce dnecekti Onu brak imdi, o seni hesaba ekecekti. Lkin birinci komser olan o licenap zat Dedi ki: "Mteessir olma Halil, hadi git yat." Zira beni bekliyordu hsm, akraba ve evdeki bac Dediler: "Nedir bu hal? Nedir bu olan? Nedir bu ac?" Dedim ki: "Bu bir kader-i lhdir eyliyor tecell Hem su-i niyetim yok, ehemmiyetsizdir" diye ettim tesell. Ne ise, uzatmayalm, arya ktm sabaha Bir de baktm, kardan geliyor polis Mustafa. Dedi: "Seni istiyorlar, haydi gidelim" Peki, komiser haydut yakalam, n'delim? Tekrar orada bizden ifade alnd Mektupda ismi geen arkadalar da yakaland. Zavalllarn her birerleri ilerinden getirildiler Onlar da neye uradklarn bilemediler. Lkin beni grnce svmek istediler Halbuki konumaktan da memnu idiler. Artk komiser her birinin ifadesini alyordu Siz de bu ilere medhaldarsnz" diyordu.

Onlarn kabahat bir selmdan ibaretti Crmleri stada gaibane bir hrmetti. Uratlar gndz iki gece ifadelerle Mdde-i umum valiye haber veriyordu ilvelerle. Telefonla diyordu "Biz neler yakaladk neler?" Her tarafa veriyordu mbalal ifreler. Verildi istintaka o gn yirmi sekiz Nisan Hayat bulduka neler gryor insan? Tekrar ifadelerimizi ald mustantk dairesi Tehdit ediyor, "Cezanz bu deil, daha var gerisi". Drt gn hapishanede kaldk hep beraber Halsmz niyet ediyorduk byk yerden. Milas hapishanesinde bir ikindi vaktiydi Gardiyan Emin Efendi ard, bizlere dedi: Eya ve para lzm olur, yannza aln Sizi sevk edecekler hazrlann." Tepeden inme glle gibi bu sz karsnda Alacamz aldk, alamadmz havale ettik Mils arsnda. Geldi jandarma kumandan, bizlere bakyordu Karakol kumandanna byk bir zincir lzm" diyordu. Bizler zaten mut, boynu bkk, o devamla Gardiyan Emin dedi: "Bunlar namuslu insan, olmaz

byle". Nihayet gece otomobille sevk edilmemizi verdi emir Her birimiz tel ve havf iinde olduk demir. Hsm, akraba, evld, iyalimizle vedalatk Firkatten kopan bir heyecanla ok alatk. Msaade edildi, geldi ahbab, yaran Bazs korkudan gelmediler, lkin ettiler feveran. O gece durmadan geldik Aydn'a Meer Aydn denilen yerde koydular zindana. Gle oradan buldurduk bir otomobil Geldik Nazilli'ye, o gece orada kaldk bil. Dorudan doruya varmak zere Isparta'ya Bir otomobil tuttuk belki ucuzdur diye. Hep beraber Nazilli'den hareketle Denizli'ye geldik Hapishanede misarkaldk, biraz dinlendik. Tesell ettiler hapishanede misarperver arkadalar Diyorlar: "Bizim gibi olmayn, bunlar ehemmiyetsiz eyler." Ramazan isminde olan mahkmlardan birisi Bize ok hrmet gsterdi, mahcub etti dorusu. Denizli'den mektup yazdm gnderdim Hareketimizi ve mteessir olmamalarn bildirdim.

Sabah otomobile bindik, hareket ettik Isparta'ya Lkin jandarmalardan yiyorduk spartaya. Diyorlard: "Nenize lzm? klsaydnz be vakit namaz Eer dek durmu olsaydnz kimse size karmaz." Halbuki biz bireye karmamtk Lkin bu derdimizi kimlere anlatrdk. Adeta Mslmanca hareketten arkadalar korkuyorlard Zira 163. madde "din hassiyat tevik etmek" diyordu. Kime ne tevik edilecek, bilmem ne var ortada Bilmediimiz bir musibet karsnda yreimiz korkuda. Tevik etmek yle dursun, hakkn mdafadan ciz bizler Hibir suumuz yok, lkin ne olacamz mehul, cieriniz szlar. Cuma gn Isparta'ya geldik Denizli'den hareketle Meer Isparta hapishanesinde varm bizim gibi bir kitle. Onlardan ilk tandm Asm Bey isminde sahib-i irfan Ne are, zavally Isparta'ya vermitik kurban. Sonradan Hsrev ve Rt isminde efendiler Keeci Mustafa, mahdumu ve Hafz Ahmed, daha

kimler. Dah saat Ltf ve yzba Refet Hem bizi tesell ediyorlar, hem diyorlar: "Nedir bu fet?" Ksa keselim, etraftan daha toplamlar sonradan Risale-i Nur'un kahraman talebelerinden Milsl Halil brahim llolu, 1943 ylnda stadyla birlikte Denizli Yusuye medresesinde dokuz ay kalmt. Takprl Sadk Bey'in Ilgaz ormanlarnn yem yeil bir kyndeki evinde Halil brahim'in u satrlarn bulup okumutuk: Aziz sddk kardelerim, stedim ki siz yerde bulunan kardelerim, mttekan -drt gn evvel mdafaa etmemek ve ii srncemede koymamak iin karar vermisiniz. nk mahkeme bildiini iliyor. Yalnz Ankara ehl-i vukufunun tasdiki vechile, 'Suumuz yok, beraatmz isteriz' diye bir azdan sylemek ve icab ederse 'stadmzn mdafaas umumuza kdir' denilse daha iyidir. Yoksa nebolu ve bakalarn istedikleri gibi Husus mdafaalar iyidir diye karar veriniz. Zaten Ankara'ya gnderilen mdafaalar burada resmen verilmemitir. Yalnz bir-iki para verilmi. imdi az bir para ilve ile yeni hare yanmda bulunan bir nshay umumunuz namna verilse ve okunmas teklif edilse mnasip midir? Eer mnasip grrseniz yeniden ilve edilecek cmleler hem gayet ksa, hem yeni vaziyeti

deitirecek tarzda size brakyorum. Mdafaamn banda bir para istida vard. Onu tevzi ve slah iin hsan'a ve Ahmed Feyzi'ye ve tf'a ehl-i vukuf raporu cevabn havi bir defterimle gnderdim. Onu onunla tekmil ve slah ettik. "Umum Ispartallar, btn arkadalar stadmzn mdafaasn kabul ettiler." Halil brahim Ulu Cami imam ve a Hseyin Usta Antalya'dan. Beinci gn Dahiliye Vekilinin geldiini sylediler Refakatnda yz kadar jandarma varm" dediler. Vard hapishanede Milsl Abdurrahman Merak etmeyin" diye tesell ederdi bizi her an. Mnafklar hkmete ihbar etmiler Bizleri mrteci diye ihbar etmiler. Daima niyazmz hasbnallah ve ni'mel vekil Y Rabben, bizleri li eyle, eyleme zelil. Hapishanede arkadalar gazete almlar Hakkmzda tezvirle neler neler yazmlar. Mils muhbirlerinden Nihad isminde bir efendi Memlekette irtica var" demekle gya yze km kendi. Lkin Mils' temsil eden hkmetin emniyetli erleri Derhal takip ettiler o iki gz krleri.

Tedkik etti vkay iileri bakan Demi ki: "Ayp etmiler, nerde mrtece hani?" Mrtecinin mnsn anlamayanlara demi Mesele zapt vak'asndan ibaretmi. Lkin bundan tabi yok bizim haberimiz Gece gndz derinleiyor kederimiz. Ne de olsa emir vermi alkadarlara Sevk edin bu masum fedakrlara. Isparta hapishane mdr ni olarak Dedi: "Hazr olun, size burada durmamak gerek." Pr tel heyecanla eyalarmz baladk Akbetimiz mehul, gideceimiz yeri anlamadk. kier ikier ellerimize vuruldu kelepe Akl gitti, kir perian, her birimiz bir nice. Benim kelepe arkada Ramazan isminde biri Meer o kylnn hibir eyden yokmu haberi. Yalnz o fakirin ismi Ramazan imi Crm de Ramazan isminde bir risale varm. Isparta'dan hareketimizde otuz iki kii idik hepimiz Yzden fazla jandarma sngleri arasnda, gitti bizden bet beniz. Otomobille sevk edilirken ok ackl vaziyetimizi Grmek istemezdi, lkin binlerce halk almt

etrafmz. yi olmu" diyen varsa da ou kan alyor halkn oluk ocuk ve aileler, paralanyor kalbi validelerin. Hareket etti otomobil, azmz amyor bak Her taraf kapal, hava almak iin brakmyor, jandarmalar diyorlar "Yasak" Yolda giderken jandarma kumandan vicdanl Ruh Bey Ellerimizi zd, dedi: "Korkmayn, ehemmiyetli deil." Sanki bu szyle ellerimizi deil, zmt kalbimizi Diyordu: "Yaknda kavuacaksnz oluk ocuunuza." Anladm ki henz dnyada tkenmemi iyi kalbli erler Emsalinin teksir ve ayette daim olmasn gnl diler. Hak kendini memnun etsin, bizleri tesell etti elhsl Kyas et, lme muntazrken bir haber ki hilf- memul. Saat kat bilmem, gece Afyonkarahisar'a geldik Hepimiz ve eyalarmz otomobilden indirildik. Sngl jandarmalar arasnda ikier olduk Yrttler imendifere, eyalarmz da srtmza aldk. Tren hareket etti sabah Eskiehir'de dediler: "nin"

Lilhe ill Ente Subhaneke inn knt minezzalimin. Yine etrafmz ihata etti sngl jandarmalar, askerler Bizleri grenler diyorlar: "Bunlar m mrteci?" Halimizi grenler inanmyorlar gzne Kalben tekzip ediyorlar muhbirlerin szne. Yksek ruhlu Ruh Bey anlatyor Bizi bekleyen kumandanlara, "Yazk olmu bunlara" diyor. Ankara'da dahi bildireceim alkadar makamlara Yazk etmiler mfritler bu millete, bu adamlara." stasyondan yrttler, hapishaneye doru belli Her birimiz birer snf esnaf ve bazmz kelli felli. Hapishane kanununca aranld eyalar ve zerlerimiz Belki bir ak bulunur, vak'a karrz, onlar zeriz. Hapisler sorgalmazlar, gardiyanlar ehreleri ykk Dehetten dehete insan olduumuzdan bktk. Gnl yorgun, vcut bitkin bir halde dnrken Bir gardiyanla, bir efendi girdiler koua selm vermeden.

Niin oturuyorsunuz, kim var karnzda?" diye etti tekdir Derhal ayaa kalktk, meer o hapishanede mdr imi. Nereli olduumuzu ve ka ocuk babas olduumuzu sordu Bu sualiyle yaral kalbimize bir ok da o vurdu. Ertesi gn yatmtm yorgunluktan eride fotorafyla mdr grdk aralktan. Dediler: "Drder drder fotorafnz alnacak" Bir dehet daha ald bizi, acaba bu ne olacak? tidal ile karlyoruz geri zahiren Molla Mehmed dedi: "Bu iyi bir i deil galiben." Fotoraf ekti gitti resimleri Mdr geldi, ertesi gn yazd arkasna isimleri. Aldlar, gtrdler resimleri bilmem nereye Galiba dediler merkez-i hkmet Ankara'ya. Ne ise, daha etraftan gelen ok oldu Hepimiz yeknu krka bli oldu. Muallim Galib Beyle, ek Bey gelmiti bir gn Gelenler oaldka rlyordu yreimiz dm. Tl olu Hakk mektup yazmt Eridir'den Mektubunda demi: "Sana gnderdim din

risalelerden." Hfz etmitim mektubu, zira yoktu su-i niyetim Meer hsn- niyetten bazan tevelld edermi mesele-i vahm. Lkin adalet-i lah tecell eyler, eylersem sabr Bizler byle birey grmediimizden eyliyorduk tehur. Barla'dan vard Hafz Tevk'le kardei Mesud Mesud men-i mahkeme edildi, Tevk kald meskud. Vard bir de iimizde krt Bekir Der idi daima: "Alah versin akl, kir." Eridir'den vard bir de Hafz Mustafa Hakka teslim olmu, grrdm daima prsefa. O gnden beri yatyoruz, hl netice belli deil Y Rabben hasbnallahu ve nimelvekil. Geri eskisine nisbetle iimiz biraz haemiti Krktan yirmi arkada men-i mahkeme edilmiti. Ne de olsa var idi bizlerde bir heyecan, bir havf Y Hayye'l-Eltaf, neccin mimm nehaf. Y Rabben afveyle kusurumuzu, bizleri eyleme nln Sevgili Habbin hakk iin eyleme gnahmzla ksas. Bizler gnahkr mcrimiz, hem de misiz

Lkin afv merhametin yannda gnahmz pek deersiz. Y Rabb, bizden kulluuna yan olan ef'al sudur eyle Y Rabb, Senden Senin anna lyk olan ahval sudur eyle. Furkn- Mbnde buyurdun "Vesiat rahmet" Haberde geldi "Sebekat rahmet al gadab" Bundan anlad Halil ibrahim derya-y rahmetini Bperva ilticaya geldi, gster Ltif ismi erinle merhametini. Rahmet deryasndan Ltif isminin tecellsini dileyen Halil brahim llolu'nun manzum hatrasnn l Temmuz 1935 tarihini tayan msralar burada sona ermektedir. Eskiehir mahkemesinin karar bilhare verilecekti. llolu'nun 19 Austos 1935 tarihini tayan satrlar ise mahkeme kararndan sonra yazlmt. Ac gnn intibalarn Halil brahim llolu yle ifade etmektedir: te gnlerden bir gnd, ardlar bize beer kii Alelusl sordular ismimiz, anladk ii. Mahkememiz olacan sylediler on Austos Sabrszlkla deil, teheyyle o gn bekliyor herkes. O gn sabah mahkemesinde, yleye kadar sordular leden sonra uslen ifadeleri dinlediler.

Mdafaanz yapmak iin imdi gelin" dediler "Ayn on drdnde mahkemeye gelirsiniz hep beraber." Ertesi gn oldu, iki jandarma sngleri arasnda Vardk mahkemeye hepimiz maznun srasnda. Arkamzda sngl jandarmalar, nmzde ar ceza mahkemesi Dinliyordu gya her birimizin mdafaasn. yle bir mahkemedeyiz ki tarihte emsalsiz bulunur Bin senede ancak bir leme nasip olur. Gerek ifadeler, gerek mahkeme gizli oluyordu Heyet-i hakime hrmetkrane bulunuyordu. Suumuz ise kimi kitap okumak, kimi ziyaret, kimi selm Bunlarn crm olmadn isbat ediyor Bedizzaman. Diyordu "Siyasetten ekildim on senedir Siyasetle ne alkas var kitablarmn, bu yaplan nedir? Risalelerimin her bireri yzer keyat- maneviyedir Bunlar bir Avrupal yazsayd mczat yerine edilirdi takdir. Bir akademi heyeti btn kitaplarm tedkik etsin Var ise siyas bir kelime, burdaym, muhalif desin.

Madem ki hrriyetin en geni ekli cumhuriyettir Madem hkmet ise cumhuriyetin en geni eklini kabul etmitir. Madem ki hkmet, dini dnyadan tefrik edip, btaraftr Dinsizlere dinsizliklerinden ilimedii gibi, dindarlara ilimemek gerektir. Hkmeti ifal eden baz dinsiz komiteler Dindarlara takmak iin iki kulp tutuyor o eller. nkr edilemez ki kinatta dinsizler ve dindar dem zamanndan t kyamete kadar var. Kur'n- Hakimin yat- kat'iyesiyle bin yz senedir milyonlar tefsirler Lizzekeri misl hazzi'l nseyeyn" ve "Velimmhs sds" hakaik- kudsiyelerde Otuz seneden beri Avrupa feylesoarnn itiraz ve tecavz Yaptm mdafat- ilmiyemi, nasl denir muhaliftir. Beni itham etmek yle zahir bir garaz ve yle vehim esasszdr Halk hkmet aleyhine tevik mnasn veren hangi insafszdr? yi hasletlerin menei ve menba olan iman asayii temin eder

manszlk kitle-i seciyesizlikle emniyeti ihll eder. Risale-i Nur hayat- itimaiyeden ve imann en yksek erkn- azimesinden bahseder Byle mesail-i kudsiyeden yalnz eytanlar tevehhm eder. Risale-i Nur Kur'n- Hakimle balanm bir b- hayattr Kur'n ise arz ara balayan cazibe-i umumiye gibi hakikattr. Bu hkmeti dinsizlik cereyanlarna meydan vermeyen birhkmet-i slmiye biliyorum Beni 'Dini siyasete let ediyor' diyenlere 'Siz siyaseti dinsizlie let ediyorsunuz' diyorum. Ben hakaik-i kudsiye-i imaniyeyi Avrupa feylesoarna mdafaa ediyorum. Dahile bakmyorum, dahildeki kusura Avrupa'nn hatasdr diyorum Bizi hayrette brakan 'Cemiyet ve tekilt iin nerden para alyorsunuz?' diyorlar. Evvel ben soranlara soruyorum: 'Byle bir cemiyetin bizim tarafmzdan vcuduna hangi emare var?' Bamza Menemen hadise-i vak'asnn bir mevhum taklidini geirdiler Hem masum millete, hem hkmete byk zarar verdirdiler.

Hedemiz siyaset ve dnya olsayd, o vakit 120 risalenin 20 noktas yerine binler medar- tenkit bulunurdu muhalif. Bin siyasetim olsa hakaik- imniyeye feda ediyorum Lzumsuz eylere, tenezzl etmem, mukaddesata yemin ediyorum Dman bir ecnebinin mdhi bir adam bir memlekete gelse onunla temas eden muaheze edilir mi? Bu millete hizmet edenle dostluk gsteren. Hangi maslahata istinaden hangi kirle? Hakikaten bilmiyorum. Benimle gren dost olan mttehimse size iln ediyorlar. Hkmetin en sadk meb'us ve vkelsndan binlerce dostum var. Dostluumla itham olanlardan daha ziyade dost ve mnasebettar." Hoca Efendinin bunun gibi ifadesi daha ok, istersen okumak iin ara da bul oul. te deliller yerli yerinde, hep munde yahu cevamiu'l-kelm Geri alelusl nezaketle dinlendi ifadeler, btn hakknzdaki karar 19 Austos 935 verilecektir o gn. Suumuz anasr- crmiye erknna gayri cami bulunmakla Kable'l-muhakeme verilmi karar, sz yerini bulmu

olmakla. 65. madde delletiyle 163. maddeye tevkan Altar ay mahkm edildik reddedildi iddiamz tamamen. Dier arkadalar kimi inkr, kimi ikrar ettiler Lkin faide vermedi, hepimizi mahkm ettiler. Hatt kiinin vard bir dv vekili Hi fayda temin etmedi, verdiler yz elli papeli. Eskiehir mahkemesinde alt aya mahkm olan Halil brahim llolu, hapisten tahliyesine alt ay kala, 1935'in Eyll aynda da "Eskiehir hapishanesinde kmama krk bir gn kalnca karalanm bir buuk satr" bal altnda u msralarla yle dertleniyordu: Bugn ruhta sknet, tende huunet var Bilmem hasta mym, yoksa yine rkat m var? Beytimin ifade ettii gibi, staddan ayrlacam hatrladka rkatten gelen ses: Daha krk bir gn varken imdiden balad Dndke rkat atei cierimi halad. Ah stadm, birey daha var ki, aklma geliyor Yalnz kalacanz dndke yreimi deliyor. Geri iir yazmaktan men edilmiken ben Ate-i hicranla kalbimi edemem teskin, neler desem. Bilirim avf buyurursun btn hatam

Sanki gzlerim gstermiyor kalbimin ifadatn. tirak ediyor ite benim gnlm gibi gya Benimle mahzun hemdert oldu cevv-i sema. Alasam deil, gz yalarmdan seller aksa Hicranm tarif edemez btn kalemler yazsa. Sleyman Efendi demiti Mevlid-i Nebevde dilinden brakn Geri zahiren cennetteyim, lkin manen yakt beni rakn. Ben de geri hapis iinde nirandeyim Yaklatka ayrlk rkatnla gn be gn hicrandaym. Hi olmazsa isterdim beraber geirmek daha ay Yahut mmkn olsayd cezay paylamak bu da muhal. Halil muhal olan eyi sylemede ne kr var? Sen derdine yan, ala, gan et zr zr. Bugnleri ok arayacam kalbim ediyor tasdik Acaba stadm, bu ayrlk devam eder mi mahere dek? Selmetle Hak nasip etmez mi, acaba gstermez mi bir dahi? Yoksa bu hasret devam edecek mi uzun byle y ahi? Memleketten karken duymutum bir trl rkat Sevinmem lzm gelirken imdi tam aksi zuhur etti,

unuttum o hasreti. Anlalmaz muamma Hakkn tecellsi, tehayyir kaldm Bu bahrin mevcindeki hikmetin hallini yine kendine saldm. Bahr-i hakikatten kanmad atan olan yreim Rabbim muzaffer klsn, muni olsun, budur benim dileim. Ne mutlu o kese ki mevcelendike Rahmann bahri Sene-i necatta bulunur boyanrlar feyzi, nuru. Bri bizi unutmasalar tekaddur ettike feyz-i brn Hatrlayn bu fakiri mevcelendike feyz-i Rahman. Sahib ol bu gnahkra y sahib-i Keml Hem imdadma yeti, nazar kl, daima bulmaym zeval. Bahr-i hakikatta nam-nian istemem. Hakkn rzas k Var olsun stadm, himmeti daim olsun y Bki. Y Bk Entel Bk 935 Eyll Halil brahim stad Milasl brahim'i mdafaa ediyor Eskiehir mahkemesinde stad Bedizzaman, Milsl

Halil brahim'i yle mdafaa ediyordu: Hem ezcmle Milsl Halil brahim. Bu adam alt-yedi sene evvel benim eski memleketli bir talebem vastasyla bana kar bir dostluk hissetmi. Sonra bu -drt sene evvel kendi ii iin Eirdir'e gelip Barla'da beni grd. Hafz Bey ve Hac Hsn gibi meb'uslara verdiim ve gsterdiim risalelerimden bir-iki tanesini vermitim. Sonra bu adam Kur'n'a ve imana fazla itiyak olduundan, musrrane benden iman eserler isteye isteye ve her bir frsatta bana selm ve tebrik mektuplar samim gnderdiinden dayanamadm. Kendime mahsus yazdrdm risaleleri ona gndermeye mecbur oldum. Fakat bakalarna gstermemek iin zerlerine 'Mahremdir' diye yazyordum. Hatt bir mektubunda onun srarna kar kandrmak iin 'ok yerden benden risaleler istiyorlar, yazacak adamm yok. Bekir sizi tercih edip gnderdi.' Bu mektup da onun srar zerine bir kandrmaktan ibarettir. imdi ben kendi vicdanmla bu zatta iman ve Kur'n'a kar itiyaktan baka bir his bulamadn ve benim gibi siyasetle hi alkas olmadn ve benim mesleimden hari entrikalara kaplmadn kanaatm geldiinden, onu da husus karda telkk ettim. Kendime has yazlarm ona da gnderdim. "te on sene zarfnda Halil brahim gibi iki- dostuma husus ve iman risalelerimi gndermek elbette, hibir cihetle itiraz olamaz. Tesettr risalesi ise yanllkla ona gitmitir. Mesmuatma gre, 'Onuncu Sz'n oporaa

yazlm tetimmesini 'Onuncu Sz' ile beraber yedi sene evvel hanna gelen bir yolcudan almtr. ite bu adamn benim hakknda tesbit edilmeyen suumdan ona hakik bir su ifraz edip ve onun suundan nce Mehmed gibi baz adamlara hisse karmak, elbette Eskiehir mahkemesi gibi kuvvetli hsn- adaleti takip eden yksek bir mahkeme bunu ho grmez." Mehmed nce de arkada Halil brahim llolu gibi Mils'n Hac lyas Mahallesinde oturuyordu. Her iki arkada, sekiz yl sonra stadlaryla birlikte Denizli Yusuye medresesine de gireceklerdi. stad, Mehmet nce'yi mdafaa ediyor Buday ileriyle uraan Mehmed nce'yi ise stad yle mdafaa ediyordu: Benimle mnasebeti Halil ibrahim'in gzel yaz ile yazlan bir mektubunun ktibi kim ise, hatt houma giderek gyab ona bir selm gndermitim. Hatt bu tevkifhanede bir ay mddet grdm halde kim olduunu bilmedim. Mnasebetimiz bu kadar. Dostane de selmlamadk. "Yalnz bu zat Halil brahim'e mahsus risalelerimi grm olabilir. Bu kadar az mnasebetle oluk ve ocuklarn perian etmek ve aydr tevkifhanede srnmek beni vicdanen ok muazzeb ediyor. Benim yzmden byle birelerin azap ekmesi bana ok ar geliyor. Mahkemenin adaletinden isteriz ki: Byleleri bir an

evvel men-i verilsin."

mahkeme

ile

perianiyetlerine

htime

1897 Mils doumlu olan Mehmed nce 1970 ylndan sonra vefat etmiti.

YZBAI REFET BARUTU (1886-1975)


Mbarek vatan topraklar zerinde yzlerce beldede, sulhceza, arceza mahkemelerinde ve savclklarda Risale-i Nurlar okuyan masum Mslmanlar muhakeme edilirdi. Bu dvlar hemen hemen tek bana Bekir Berk Edirne'den Van'a koarak takip ederdi. Bu iler iin ehl-i hamiyet kendilerine stanbul-Beyazd-arkap'da Kil Pasajnda, ikinci katta geni bir daireyi tahsis etmiti. Zannediyorum 1964-1965 senelerinde merhum yzba Refet Barutu koynunda bir yn stad Bedizzaman'dan Nur Mektuplar olduu halde mezkr daireye gelmiti. Bu mbarek mektuplar tek tek, salavat getirerek, dualarla Nur Davalarnn yorulmaz avukat Bekir Berk'e vermiti. Yllar sonra bu aziz mektuplar yirmi bir para halinde Barla Lahikalar ismindeki Nur aheserlerinin mektuplar ve lahikalar kitabnda neredilmiti. Bu Nur yolunun hakikat kahraman Yzba Refet Bey, Beikta'taki Vinezade camisinde imamlk yapyordu. Sk

sk Sleymaniye semtindeki Kirazl Mescid Sokak 46 numaral nur dersanesine gelirdi. Burada bizlere anlatt hatralar not olarak yazdm defterleri bugn bile aziz bir hatra ve yadigr olarak saklamaktaym. Belki de "hitler'in Dilinden " gayretimizin ilkini merhum Refet Barutu Bey tekil etmektedir. Refet Barutu'yu dinlerken emekli yzba Refet Barutu 1886 senesinde stanbulBeykoz'da dnyaya gelmiti. Emeklilik gnlerinde camiinde imamlk yapmt. Beikta-Dibeki-Vinezde

stad Bedizzaman'la beraber 1935 Eskiehir, 1943 Denizli, 1948 Afyon hapishanelerinde birlikte bulundu. 1975 ubat balarnda Ankara'da doksan yan eiinde vefat et. Karyaka mezarlnda defnedildi. Emekli Yzba Merhum Refet Bey'i, on yl gerek stanbul'da, gerek Ankara'da mteaddit defalar ziyaret edip, uzun uzun hatralarn dinlemitik. ok tatl bir anlat vard. Ho sohbet ve tatl dilli bir zatt. Doksan yl bulan uzun bir mr srd. Son yllar yalln ve hastaln elemi ile geti. 1964-65 ders yllarnda Vefa Lisesi gnlerimin aydnlk anlar Yzba Refet Barutu'yu dinlediim zamanlar olmutur. 1969 ylnde ise Avukat Bekir Berk Bey'in yazhanesinde rahmetli Mustafa Polat'la onun hatralarn uzun uzun

dinlemitik. Yaad hadiseleri ylesine canl ve duygulu anlatyordu ki, insan ister istemez o gnleri kendisi ile birlikte yayor. Kendisi yayor ve bize de yaatyordu. Burada hep Hz. Mevlana'nn "Yanmayan yakamaz" diye buyurulan lmsz vecizesini dnrdm. Arada bir titreyen elleriyle gzln takyor, karyor; gayet canl jest ve mimikle bizi 35-40 yl evveline gtryordu. Uzun yllarn krtrd ve iman nuru ile yourduu simas, bembeyaz sakal, alan tepesinin etrafndaki pamuk yuma halindeki salar onun tam bir Osmanl Efendisi olduunu gsteriyordu. Risale-i Nur Refet Beyin gaye-i hayali idi Refet Bey, Kur'n ve imana hizmet etmeyi hayatnn en byk gayesi sayyor, bu gayesini yle ifade ediyordu: "Bugn Boaziinde, Kavaklarda oturan bir gen kendisine Kur'an retmemi istese veya stadm Bedizzaman'n bir kkrisalesini istese, her gn Beyazd'tan oraya gider gelirim." Kendisi bu kirlerini her zaman tatbik eden bir insand. Bir ok masumlarn Kur'n renmesine almt. Yine kendisi gibi aramzdan ebediyete intikal eden Dr. Sadullah Nutku'ya da ilk defa Nur Risalelerini veren kendisi idi. Dr. Nutku Beye verdii Hair Risalesini kendisine okutarak ve sk sk sual sorarak anlamasn ve nurlardan lezzet ve feyz almasn temin etmiti. Refet Bey eski hatralarn anlatrken yz hatlar birden

bire deimiti, u kulaklarmda nlyor:

yakc

ve

tesirli

szleri

hl

"Hayr... hayr. onsuz dnya yaanmyor. O gitti gideli dnya yaanmaya demiyor. Bizi yetim brakt. O gitti bizler ksz kaldk." Refet Bey imdi zledii leme gitti. Ve dostlarna kavutu.Bata Resulullah (a.s.m.) btn sevgililerin bulunduu diyar... Bahtiyar Refet Bey aramzda ve dnyamzda ho bir sada brakarak, arzulad sevgililerin beldesine gitti." "stad' ilk grm" Merhum stad Bedizzaman' ilk defa nerede ve ne zaman grdn sormutum. Gzln eline ald ve balad anlatmaya: 1921'lerde idi sanyorum, Beyazt'ta Yzba Ziya Beyler beraber sahaar gezerken, Abdurrahman Nursi tarafndan kaleme alnan pembe kapl kk bir kitap grdk. Bu kitab merakla kartrdk. Kitap Bedizzaman Said Nursi'nin hayatn anlatyordu. yice hatrlamyorum, be kuru mu ne, verdim ve kitab satn aldm. O akam ilk iim bu kitab okumak oldu. Kitab okuyup bitirince byk bir ahsiyetle, kurtarc bir ruhla kar karya olduumu hissettim. Bu hadiseden ne kadar sonra idi bilemiyorum. Yine Ziya Beyle Beyazd civarna gitmitik. Ziya bey Diyarbakrl olduu iin stad iitmi ve grmek arzu ediyordu. Namaz vakti gitmitik; biz de namaz iin camiye

girdik. Namazdan sonra camide Kur'n dinliyorduk, bu srada kulama doru eilen Ziya Bey 'te.... ite...' diye birisini gsteriyordu. 'Kim?' deyince: 'te, ite Bedizzaman' dedi. Gsterdii tarafa baktm, heybetli bir zat diz st oturmu, ellerini birbirine kavuturmu, ban emi, huu iinde okunan Kur'n' dinliyordu. O oturu, o dinleyi, ne hl idi anlayamadm. Hl o tesir altndaym. O an, hayatmn en unutulmaz tatl bir levhasdr. yle bir dinleyii vard ki, saadet asrndan gelen Kur'n sadasn dinliyordu sanki... Kur'n bitti, ben pr dikkat takip ediyordum. Hatt uras da hayretimizi mucip oldu. Yaln ayak namaz klacakken izmeleri ile kld. Elinde izmelerin zerine giydii lastikler olduu halde etrafn tetkik ederek camiden kt, kapnn perdesinin kapanmasyla gzden kayboldu. Arkasndan baka kaldm. "Ben mimi cimi bilmem" Bu hadiseden on yl gemiti. 1930 yllarnda idi. Isparta'da ube reisi olan enitemin yannda bulunuyordum. Her gn ktphaneye gidiyordum. Medresede okumu bilgili bir zat olan ktphanedeki memurla limler mevzuunda grrken sz Bedizzaman'a getirdim. ok byk bir lim olduunu, kendisini Mtreke yllarnda tandm, fakat imdi nerede olduunu bilmediimi ifade ettim. Memur arkada Bedizzaman Hoca Efendi'nin Barla nahiyesinde olduunu syleyince heyecanlandm. 'Allah Allah ben o zat

mtareke yllarndan tanrm, hemen ziyaretine gideyim.' dedim. Bunun zerine bazlar grmenin mmkn olmadn ifade edince 'Kapsnda bu ahsla grmek yasaktr yazs var m?' dedim. 'Yok' dediler. 'yleyse ben giderim.' 'Aman gitme, sonra seni mimlerler' dediler. Bu szler ok garibime gitmiti. Ne demek istiyorlard. 'Ben mimi cimi bilmem. yle eylere metelik verenlerden deilim.' O ganiyem ki, bu bazar- cihanda felee Metelik vermem iin bende bozukluk yoktur. dedim. "Ziyaretileri stadla grtren Bekir Aa diye bir zat buldum. ki at temin etti. Barla'ya doru yola ktk. Ba ve bahelerden geerek gidiyorduk. Yollarda kyller bizim Barla'ya gittiimizi anlyor: 'Hoca'ya selam syleyin' diye baryorlard. Saatler sren uzun bir at yolculuundan sonra Barla'ya geldik. Hemen stadn evine indik. Bize stadn Paa kayasna (Karakavak) gittiini sylediler. Hemen ayamzn tozu ile Paa Kayasna gittik. Barla'ya yirmi dakikalk bir mesafede, bol sular, baheler arasndaki bu mevkide stad beyazlar iinde ay piirmeye alyordu. Hrmetle varp ellerini ptk. Daha nce ziyaretine gitmeden 1931'de Isparta'dan kendisine mektup yazmtm. Beyazd'da ilk defa uzaktan grdm ifade etmitim. Bana gnderdii cevab mektubunda: 'Kardam, ben sizi t o zamanlarda talebelie kabul etmitim.' diyor; ben mektupta askerliimden hi bahsetmediim halde, bana'Ben sende asker ruhu

gryorum' diyordu. ilk ziyaretim bu ekilde olmutu." "Ben sizi uurlamalym" lk ziyaretini bu ekilde anlatan Refet Bey, bir baka ziyaretini de yle ifade ediyordu: "Tenekeci Kk Mehmet Efendi ile bir de olum Bedreddin yanmda olduu halde Isparta'dan slam kyne kadar vasta ile, oradan da Barla'ya yaya olarak gitmitik. Ziyaretimiz esnasnda konuurken bizim yaya olarak geldiimizi anlamt. 'Madem bu kardalarm benim iin yorulmular, ben de alkllihl sizi Karaca Ahmed Sultan'a * kadar teyi etmek mecburiyetindeyim' deyince biz onun nezaketi karsnda mahup olmutuk. 'Aman efendim nasl olur?' dedik. ok rica ederek bu krinden vaz geirdik. Yoksa bizi Karaca Ahmed'e kadar yolcu edecekti." "stad bize ay getiriyordu" Onun bu nezaket ve tevazuunu hayranlkla anlatan Refet Bey, 1934 senesinde Isparta'da Ada Kahvesi denilen bir mahaldeki ba iinde iki katl bir evde bulunduklar bir srada cereyan eden baka bir hatrasn da yle anlatyordu: "Hsrev Altnbaak ile birlikte Nur Risalelerini yazarak oaltyorduk. stad da st odada idi. Bir ara kap tkrdad ve ald. Bir de ne grelim, stad Hazretleri elindeki bir ay tepsisinde iki bardak ayla ieri girdi. Biz heyecan ve

mahcubiyetle; 'Aman stadm' diye frlayp elinden tepsiyi almak istedik, elini kaldrarak 'yo, yo ben size hizmet etmeye mecburum' dedi. Aman Yarabbi bir de mecburiyet ekliyor. Bu ne tevaz, bu ne nezaket.... Ben bu nezaket ve tevazy ne Mekteb-i liyede, ne Mekteb-i Harbiyede, ne de ailemde hibir yerde grmedim." "Ben sizi bulmasaydm ne yapardm?" Bu szleri syleyen Refet Bey'in kendisi, Osmanl terbiyesi grm bir stanbul Efendisi idi. "Kur'an hakikatlerinden okuyor ve yazyorduk. ok istifade ediyorduk. Bu istifademizi ifade iin bir gn kendisine 'Biz sizi bulmasaydk ne yapardk stadm ' dedik. O yine yksek tevazuundan bize cevaben: 'Ben sizi bulmasaydm ne yapardm. Siz beni bulduunuza bir sevinseniz, ben sizi bulduuma bin sevinmeliyim' diyordu." "stadn namaz kl" "stad namaz vakitlerini hi geirmez, vakit girince hemen namazn eda ederdi. Kendisi namaza dururken biz arkasnda ok heyecanlanrdk. Heybet ve hu iinde huzura bir girii vard ki, tari mmkn deil, 'lhi Ya Rab!.. lhi Ya Rab!... lhi Ya Rab!... Allahu Ekber!' diyerek sarslr ve hayet iinde sallanarak, sratle namaza girerdi. Biz arkasnda korkardk, rperirdik." Denizli beraeti Emekli Yzba Refet Barutu Bedizzamanla birlikte

1935'te Eskiehir, 1943'te Denizli, 948'de de Afyon hapishanelerinde beraber bulunmu, o ac ve zdrapl gnleri beraber yaamt. Sonunda masumiyetleri anlalnca beraat etmilerdi. Merhum Yzba Denizli beraetinden sonra yedek zabit olarak vazife yapt birlie gitmi, yzba niformasn kuanm, on be gn izin alm. znini resmi elbisesi ile Isparta'nn her tarafn ziyaret edip Nurlardan kimsenin zarar grmediini ifade ederek kutlamt. Eskiehir'e gtrmek iin Isparta'dan Merhum stad Said Nursi ile birlikte yz yirmi talebesini ikier ikier kelepelemilerdi. Yz yirmi kiiye kelepe k gelmediinden Sarkl Antalya Mfts il Ahmet Efendi ile Bekir Aay amar ipiyle balamak isteyen avua, muhafz alayndan gelen Jandarma subay Mlazm Ruhi Bey, "ekil oradan" deyip mani oluyor ve elleri bal olmadan gtryor. Daha sonra da Baladz istasyonunda dier maznunlarn da kelepelerini aarak yola yle devam ediliyor. Namaz vakitlerinde mola verdiriyor. Yol gzerghndaki ehirlerden geerken merkez kumandanlarna ve vazifeli kimseler maznunlar hakknda izahatta bulunarak: "Bunlar masumdur, zulme maruz braklm kimselerdir" eklinde konumalar yapyor. Bu hatray glerek anlatan Refet Bey, bize Bedizzaman'n bir eserinde "ok ocuk oyuncaklarna ahit olarak glerek aladk"ifadesini hatrlatmaktadr. "Ramazan'a ait"

Refet Bey yaplan zulm ve hakszlklara misal olarak size bir hatra anlataym demi ve yle devam etmiti: Isparta'da ani yaplan baskn ve aratrmalarda ele geirilen Risale ve mektuplar arasnda bir kitabn zerinde 'Ramazan'a aittir' diye bir yaz vard. islam yazsn okuyamadklar iin kimdir bu Ramazan diye aradlar, taradlar, nihayet Isparta Atabey'in kylerinden Ramazan isimli bir vatanda da ellerini balayarak Eskiehir hapishanesine yolladlar. Aradan iki ay getikten sonra kitabn Ramazan Efendiye ait deil, Ramazan ve orucun hikmetlerini anlatan Bedizzaman'n Ramazan Risalesi olduu anlald. Mazlum ve masum Ramazan Efendi tahliye edildi. Hapishanede Bedizzaman tebessm ederek 'kardam Ramazan hakkn helal et' diye Ramazan' teselli ederdi" diyor Refet Barutu. htiyarlar Risalesi'nin yazl Merhum Refet Bey 1934'de Isparta'da Nur Risalelerinden htiyarlar Risalesinin teli esnasnda Bedizzaman'n yannda bulunduunu sylyor ve teli yle anlatyordu: "Biz stadmzn yannda iken her zaman kat kalemi yanmzda bulundururduk. Bir gn bizi ard ve 'Yirmi altnc Lem'a ihtiyarlar hakkndadr. Yirmialt ricay ihtiva eder. Birinci rica' diye yazdrmaya balad. Be alt rica yazdrd. ylece kald. Aradan bir mddet geti, bu arada dier risalelerden baz paralar yazld. Yine bir gn bizi ararak, kald yerden hi sormadan 'Nerede kalmtk, biraz okuyun' gibi eyler

demeden, yine sylemeye balad. Eserleri ilham- ilahi idi Her zaman erkenden yanna, hizmetine gidiyordum. Bir gn biraz ge kalmtm. Yanna girdiimde, 'Kardeim biraz erken gelseydin (yanndaki Kad Zeynel Efendi'yi gstererek) bu zata verdiim ders Kader risalesine gzel bir zeyl olurdu' dedi. Onun kadere dair suallerini cevaplam, kader mevzuunda ona ders vermiti. Biz btn bunlardan anlyorduk ki, onun eserleri ilham- ilhi ve snuhat olarak kalbine douyordu. O da ancak o zaman yazdryordu. *** "Latin yazs kmazdan az evvel baslan Hair Risalesi etrafa yaylyor. Dalkavuk bir adam bu risaleden bir tane alarak valiye gtryor. Vali, "Tam ne zamandr benim aradm eserdir' diyerek alyor." stadn ders arkadalar imamlar Isparta'nn Barla nahiyesinde bulunduu bir zamanda bir arkadamla ziyarete gitmitim. Bir mddet grtkten sonra stadmza u suali sordum: 'Efendim Risale-i Nur'un bir nshasnda Naki stadm mam- Rabban ve Kadiri stadm eyh Abdlkadir-i Geylani diyorsunuz. Dier bir nshasnda stadm Kur'an'dr, baka stadm yoktur, buyuruyorsunuz. Hangisinin doru olduunu renmek istiyorum' dedim. ve u cevab aldm:

'mam- Rabbani ile eyh Abdlkadir-i Geylani eski Said'ieyeni Said(e eviren stadlardr. Bugn Kur'an- Hakimin huzurunda ders arkadalarmdr' dedi ve meseleyi tamamen anladm. stadmzn bu byk makamnn anlalmas dolaysyla, sonsuz bir zevk-i manevi ile elini perek yanndan ayrldm. "Siz cennette yayorsunuz" 1934 senelerinde Isparta'daki evde Hsrev Efendi ile kalyorduk. Kap alnd. Ben st kattan baktm. Isparta'nn mehur zenginlerinden, yal Hac Patlak diye sylenen bir zat... Ben gelen zat stadmza haber verdim. stad: 'Kardeim yal bir zat, zahmet etmi, gelsin. Fakat ruhum sizinle nsiyet etmi, yabanc birisiyle be dakikadan fazla oturamyorum.' dedi. Ben misare kapy atm. stadmzn kendisini kabul ettiini, fakat be dakikadan fazla gremediini, eer sohbet ederse, grmenin devam etmesini, eer susar konumazsa msaade isteyip ayrlmasn, ayet safa geldin derse o sohbetin bittiini, ifade ettiini etraca anlattm. Hac Patlat ise, 'Yok efendim, be dakika deil, bir dakika bile deil, sadece elini peyim o kadar!' demiti. eri girdi. stad sohbet etmeye balad. Bir ara 'ben seni fakir kabul ediyorum' buyurdu.[1] stad'n sohbeti bir ka defa bitti. Susup misarin

gitmesini bekliyor, gitmeyince yine sohbete mecburiyetle devam ediyordu. mz de sa aya eklinde oturuyorduk. Saatm cebimden karp, Hac Efendiye doru tutuyordum. Neden sonra Hac Patlak Efendi bana doru baknca, kalkmasn iaret ettim. Bu iaretimden sonra Hac Efendi msaade isteyip ayrld zaman, 'Birader siz cennette yayorsunuz. Onun iin bu tatl, huzurlu, lezzetli ve feyizli halden ayrlamadm' demiti. stadn sineklere efkati "stad hayvanlara kar da ok efkatliydi. Sinekrleri biz darya kovmaya alrken, souk diye buna raz olmuyordu. 'Bunlarn zaten mr az kald, yarn bunlar lecekler. Bunlar benim gece arkadalarmdr' diyordu. lalarn sklmasn da hi istemiyordu." "Bize lim demezler" 1952'de Genlik Rehberi mahkemesi iin stad Bedizzaman stanbul'a gelmi, Sirkeci'de Akehir Palas'ta kalyordu. Bir ok tannm ahsiyetler stadn ziyaretine geliyordu. Bu ziyaretlerden birisine ahit olan Refet Bey bu hatrasn da yle anlatt: "stad otelin odasna, gelen ziyaretilerle grp konumak iin deli bir vaziyet verdirmiti. Bir gn Urfa'l hem vaiz, hem de avukat olan mehur Mahmud Kmil Bey ziyaretine gelmiti. Bu zat Beyazd camiinde haftada bir

gn bir saat ders veriyordu. Cami tklm tklm doluyordu. Mahmud Kmil Bey stadn karsna oturmutu. Grn ok heybetli, uzun boylu ve mekkel bir zatt. Sohbet esnasnda bir ara Mahmud Kmil: 'Efendim, ben sizin Van'da bulunduunuz srada Urfa'da talebeydim, sizden ilm-i beyan hususunda ders almak istiyordum' dedi. stad ona iltifat ederek, 'Ben bu kardeime ders verecek iktidarda deilim,' deyince o heybetli vcuduyla bir anda yere atlayan Mahmud Bey, stadn ayaklarna kapand. Sonra stad: 'Risale-i Nur hepimize ders veriyor, Onun dersini beraber dinleyelim' diyerek orada bulunan bir niversite talebesine Szler Mecmuasndaki Hve Nktesini okuttu. Baz yerlerini de kendisi izah etti. Dersten sonra hayretini etrafndakilerden gizleyemeyen Mahmud Bey; 'Bize lim demezler; ite lim bu eserin sahibine derler' dedi." Yzba Refet Barutu Bey de her fani gibi ebediyete intikal etti. Fakat Onun hizmetleri, hatralar aramzda daima yaayacaktr. Topraa den bir tohum gibi, Refet Bey topraa girdi. Hizmetleri, himmetleri smbllendi; iek iek yeillendi, nesiller yetitirdi. Cenab- Hakk ruhuna binler rahmet yadrsn. Refet Barutu merhumun 1975 ubat'nda Ankara'da vefat zerine Seyfnnur zcan kardeimiz "Hsran'a Cevab" bal altnda u msralar yazp neretmiti: Hsran'a cevap Refet Aabey'e

Sen byle bakp, durmuyorsun dili bal slm uyandrmak iin haykryorsun Gr hisli, gr imanl beyninle Couyorsun artk midinle Ey Akif diyorsun: "Haykr kime, lakin? hani sahiplerin yurdun" Saa da baksan, sola da baksan... kt Nur yolcusu sahibidir yurdun, elleri karacak heda, toprandan. *** Feryadnn nan tutarak gmdn iirinden, Bin parasn kard gsnden. Seller gibi eninin bu asr sarm. Gizli inen yan genlii uyandrm. Safahat nlatyor gk kubbesini. Aryor genlik ceddinin sesini. Ey Akif!... Ey heda!.. Geliyor kucana mjdeci yolcular.. Nur yolcusu, Hak yolcusudur bunlar. Nurla binlerce safahat yaatrlar. Ceylan, Zbeyr, Aliler, Mustafalar. Sadullah ve Refet Aabeyler Bakn, kaleye katldlar.

Seyfnnur zcan TRABZON

Bedreddin Uaklgil
1920'de Isparta'ta dodu. Emekli Yzba Refet Barutu'nun vey oludur. Barla Lhikalar'nda Bedizzaman'n Refet Beye yazd mektuplarda ismi ok gemektedir. Emekli lise retmenidir. Bedizzaman'n, Isparta'nn Barla nahiyesinde bulunduu ve yaad devrin zerinden yarm asrdan fazla bir zaman gemitir. Bu yllar 1926 ile 1934 arasdr. Bu yllarda yazd mektuplara Barla Lhikas ismini vermektedir. Bu Barla mektuplar nur stadn kaleme ald yllardan yarm asr sonra neriyat sahasna atlmtr. Barla mektuplarnn sonlarnda Bedizzaman'n Refet Barutu'ya yazd ksmlar bulunmaktadr. Mezkr mektuplarda Bedreddin Uaklgil'in ismi birok yerlerde gemektedir. Barla mektuplarnn nerine vesile olanlara binlerce kran ve minnet duygularyla bu satrlarm kaleme almaktaym. "Bedreddin mnev evladm" Emekli retmen Bedreddin Uaklgil ziyaretimizde bize u bilgileri verdi: kendilerini

vey babam Refet Barutu genliinde vazifeli bir subayken, Yemen'e ve Msr'a gitmitir. stanbul merkez komutanl da yapmtr. Otuz drt yanda, yzba iken emekli olmutur. 1933'de Isparta'dan Barla'ya stad ziyaret iin beraber gitmitik. Barla'ya annemin babas Hac brahim, babam (Refet Barutu) ve ben beraber gittik. Yolda gle girdik. Atla gitmitik. Bedre ve lema stnden Barla'ya varmtk. stad 'On iki tane evld- manevim var, Bedreddin on nc oldu' diye bana iltifat ve alka gsteriyordu. O zamanlar on yalarndaydm. Dedem 'Ya da on ' deyince stad tebessm mederek, 'Bel bel, tevafuk etti' diye konutu. Akam yats aras hi konumuyordu, camide dua ediyordu. Barla'da gn kadar kalmtk. Krda bulutuumuz da olmutu. Kapnn arkasnda bir zenbil vard, 'Bedreddin ackmtr' diye ekmek, zeytin verirlerdi. 1934'te Isparta'da kr Efendinin kknde kalyordu. Bazan kr Efendinin evine yemek gtrrdm. kindiden evvel bisikletle yemei gtrdm zaman stad bana, 'Annene syle, baban hakszdr, annen hakldr' dedi. Oradaki babama 'Deil mi, Refet?' dedi, babam da 'Evet' diye cevap verdi.Sonra durumu anneme syledim. Isparta'daki tmen kumandan Rt Paa pederin snf arkadayd. Eskiehir hadisesinde gelen kuvvetlere ve askerlere hayret etti. 'Biz buradayz, neden geliyorlar bunlar?' dedi. eitli dedikodular oldu. Ackl bir ekilde Eskiehir'e gittiler. Babam Refet Barutu Eskiehir

hapsinde alt ay kald. stad hediyemi kabul etmedi 1952 senesinde stad stanbul'da Akehir Palas Otelinde kalyordu. Babamla ziyaretine gidecektik. Ben stada hediye olarak bir havlu aldm. Babam 'stad hediye kabul etmez, neden aldn?' diye itiraz etti. Ben de cevaben, 'Ben stadn evldym, benimkini kabul eder' dedim. Fakat peder yine itiraz edip kabul etmedi. 'Ben imdi hoca oldum, alacam' dedim ve aldm. Akehir Palas'taki ziyaretimizde ben stada 'Siz Barla'da beni manevi evlt olarak kabul etmitiniz; ben imdi muallim oldum, size bir havlu getirdim' dedim. stad 'Bel, bel' diyerek havluyu ald ve kendi havlusunu verdi. Havlular deitirdik. Ayrca bana yirmi be kuru da verdi. ktmzda babam 'Yarsn bana ver' dedi, ben 'Hayr, olmaz' dedim, vermedim. "Babam 1931'de annemle evlenmiti. 1932'de ise Isparta'ya gelmitik."

HAFIZ AL EFEND (SLMKYL)


Nur Risalelerinin ehid kahraman Hafz Ali 1313 (1898')'de slamky'nde dnyaya geldi. 1944 sensinde ise Denizli'de ebediye gt. 17 Mart 1944'de kaldrld hastahanede stad'na bedel kendini feda etmiti. Denizli'nin yetitirdii aziz Nur talebelerinden birisi olan Hasan Feyzi Yreil merhum, bu mbarek Nur Talebesinin kabrini ziyaretten sonra hislerini yle ifade etmiti: ehid-i mafur Hfz Ali Efendi'nin kabr-i erini ziyaret : Ey nur yolunun yolcusu, ey ruh-u mnevver Bu medfen-i pkin ola ruhun gibi enver. Ey lmeyen, ey dye-istad- mbarek Raz ola Allah Tel ve tebarek Gnderdi selm, bak sana Hazret-i stad

Hem ruh-u azizi dedi her dem ola dild Kur'an- Kerim uruna fanideki hizmet Bah eyledi imdi sana sonsuz ebediyyet Yerlerde beer, gkte btn nurlu melekler Her gn sunuyor ruhun iin ara dilek Bu makbereler fahredecek hare kadar hep Emvata okut nsha-i enver, a yine mektep Ey menba-i envar ve ey hafz- esrar Ey cann canana veren zat- fedakr Hafz diye ben namn duydum o huzurda Medhin okunur hem de bugn meclis-i nurda Sun kevser-i sa, bize sensin yine saki Bah eylemi Allah sana bir lem-i baki Sormam sana bir ey ne bugnden ne de dnden "Bir nokta okut sen bize esrar- lednden" slmky' kendi ky olan Nurs'la bir tutan Bedizzaman, bu beldeye ve oral Nur Talebelerine ok iltifat ve alka gsteriyordu. Mukaddes Kur'n hizmetinin "Nur Fabrikas"da slmky'de kurulmutu. Bu fabrikann sahibi ise Hafz Ali merhumdu. Aziz hatrasn rahmet ve fatihalarla anmaktayz. Denizli Hapishanesinde mevkuf iken vefat eden

Merhum Hafz Ali'nin Denizli Ar Ceza Mahkemesinde syledii ifadesidir. Efendim. Ben Isparta hakim ve mddeiumumiliinde hak ve hakikatn btn btn aksine olarak Risale-i Nur'a kar aslsz bir ittiham grdmden Risale-i Nur'dan kamak deil; belki o ittihamdan ekinmek iin sorduklar suallere 'Ben deilim' dedim. Hatta o Mddeiumumi kanunsuz bana yemin vererek 'Risale-i Nur'da yazl Hafz Ali sen deil misin?' dedi. Skt edip yemin etmediim halde sorgu hakimliinde hamiyet-i slmiyeyi tayan li bir vicdan hissettiimden adalet ve hakikatn tecelli edeceini mit edip 'Risale-i Nur'da yazl Hafz Ali benim' dedim. Ben Risale-i Nur'u hakaik-i imaniye ve Kur'niye ve kevniyeyi kat'i brhanlarla izah edip insanlarn yzn hirete eviren, dnyadan ziyade hireti sevdiren mukaddes bir eser bulup ondan binlerce menfaat grmm. Garibdir ki: Bu sr iddianamede kefedilip dnyay unutturacak derecede telkinat- diniye verilmi diye yazl olduu halde hem siyas cemiyeti, hem tarikat, hem de halk hkmet aleyhine tevik ediyorlar diye olan ittihamlarla nasl kabil-i te'lifdir. Evet ben, Risale-i Nur'un hemen ekser paralarn anlayarak okuduum gibi stadm Said-i Nursi'nin de on iki seneye yakndr en gizli ve en ince esrarna kendimi vkf biliyorum.

Ben ne Risale-i Nur'da ve ne de stadmda emniyet ve sayie zarar verecek bir emare, bir meyil grmediim gibi sayi ve emniyetin temel talarn onlardan renip mddet-i mrmde mahkeme safahatn ancak bu def'a grdm gibi; u benim gibi sulu olarak huzurunuzda bulunan cemaat-i nuraniyenin de ifadelerinden benim gibi olduklarn da anladm. te byle srf hireti iin Kur'an'n caz- Manevisinden gelen Risale-i Nur'u okuyup kendi istifadesinde alan bir ehl-i Kur'n ve ehl-i hireti cezalandracak bir kanun tasavvur etmediim gibi ittiham edildiim siyas cemiyetilik ve tarikatlk ve halk hkmet aleyhine tevik etmek gibi sular ile hi bir alkam olmadndan yksek mahkemenizden beraatimi isterim.

HSREV ALTINBAAK
1899'de Isparta'da dodu. 1977'de stanbul'da vefat etti. Bedizzaman'la birlikte, Eskiehir, Denizli ve Afyon hapislerinde beraber bulundu. Grmek deilmi ksmet

Hsrev Altnbaak' mteaddit defalar ziyaret edip, grme teebbslerinde bulunduum halde, grememitik. Daha dorusu kabul etmemiti, reddetmilerdi. "Yazdm Kur'n kt zaman ilerde grrz" diye tehir etmiti. Demek ksmet deilmi. Son olarak vefatndan tam on be gn nce, yine Kanarya yokularn trmanarak, Hayrat Vakfna gidip,

grmek ve hatralarn tesbit etmek istemitim. Olmad, olamad. Hayrat Vakfnn merdivenlerinden ayrlmn iki ahidi var : yalvarrcasna

Arkadam Cemal Uak ve Hsrev Altnbaak'n yakn talebesi Kulenl Said Efendi... Bu ayrltan on be gn sonra, ebediyete gitti. Allah rahmet eylesin. Hsrev Altnbaak ka doumlu" diye sormutum. Said Efendi'ye "1315" diye cevap vermiti. Mild takvime gre 1899, yani yetmi sekiz yanda Rahmet-i Rahmana kavutu. Said Efendi'ye, "Kimin vefat edeceini Allah bilir, ama normal olarak Hsrev Abi artk son gnlerini yayor, gel sen beni onunla grtr. O'na soracaklarm var. Hatralarn hitler'in Dilin de yazmak istiyorum" demitim. Fakat btn abalarmza ramen, Said Efendi oral olmad. Her neyse.. "Isparta hayatm Hsrev yazsn" Emirda Lahikalar'nda stad Bedizzaman'n u sz de soracaklarm arasndayd: "Kastamonu hayatm Mehmet Feyzi yazsn, Isparta

hayatm ise Hsrev yazsn!" Kastamonu'da Mehmet Feyzi Pamuku'ya sormutum: "stadn arzusunu yerine getirdiniz mi? Yani Kastamonu hayatn yazdnz m?" Hayr" diye cevap vermiti. Ama gecenin saat birine kadar, tam drt saat hatralarn anlatmt. Hsrev Aabeye de ayn suali soracaktm. Olmad, olamad. Kendilerini hi grememitim. Yalnz bir gece ryamda grmtm. Gzel, sevinli bir hali vard. Kendisi anlatyor, ben de not alyordum. Hatralarn yazyordum. Sadece ryada kald, dnyada olmad. Isparta kahramanlarndan, Risale-i Nur'un hizmetkrlarndan birisiydi. En mkl ve karanlk gnlerde Nur Risalelerine hizmet etmiti. Yzlerce Risaleyi bir matbaa gibi oaltmt. Gzel bir hatta sahipti, Tevafuklu Kur'n- Kerim'i dokuz defa yazdn sylyorlard. stad Bedizzaman'la birlikte Eskiehir, Denizli ve Afyon zindanlarnda kalmt. 27 Mays ihtillinden sonra Isparta'da, 12 Mart Muhtrasndan sonra da Eskiehir'de aylarca hapis yatt. Evli idi. Fakat hanmndan boanmt. Bir kz

bulunmaktadr. Nur Risalelerinin bir ok yerinde isminden ve hizmetlerinden sitayile bahsedilmektedir. Birok mektuplar ve fkralar vardr. Allah rahmet eylesin..

ABBAS MEHMED KARA


Abbas Mehmed Kara, Barla nahiyesinde Bedizzaman'dan kalan son hatra, son canl ahitlerden birisidir. Nur'un mektuplarnda Risale-i Nur'un bereketine ait yamur hadisesinde Abbas Mehmed'in de ismi ve bahsi gemektedir. Barla seyahatlerimizde Abbas Mehmet Amcamn o ok tatl, ltif, kendi mahall, ivesiyle, "r" siz konumalaryla gzel ve unutulmaz saatler geirmiizdir. u anda bu ebed hayat levhalarndan, bantlardan ve notlardan bir demet, bir nur buketi sunmann hazzn tatmaktaym. "stad tavuu niye kovuyor?" Abbas Mehmed Efendinin anlatt hatralarn iinde, bir yumurta hadisesi vard. yle diyor Abbas Mehmed Efendi: "Bir akam zeriydi, namaz iin Yukuba Mescidine gelmi, ezan bekliyorduk. Hocaefendi elinde bir odunla

tavuu kovuyordu. Tavuu niin kovduunu sorduk. Tavuk oradan oraya kayordu, fakat stad odunu atyor, tavuu dar atmak istiyordu. Biz arkadalarla bunun sebebini sorduk. Bize cevaben yumurta gsterdi. 'Bu tavuk dn iki tane, bugn ise tane yumurtlad. Benim iktisat kaidemi bozuyor. Bu sebepten kovuyorum' dedi." Abbas Mehmed Efendi, bu hatray anlatr ve peinden hemen sorard: "Ben yumurtay gzmle grdm, kitaba niin iki yumurta yazdnz?" derdi. Abbas Mehmed Amcann bu sualine tatminkr bir cevap veremezdik. Ancak "stad iki yazm, Mektubat'a da iki gemi" diye mukabele ederdik. On Altnc Mektub"un, "Drdnc Nokta"snda, drdnc sual ve izahta bu yumurta bahsi yle ifade edilmektedir: Mektubat'taki tavuk u zerimdeki sakoyu yedi sene evvel, eski olarak almtm. Be senedir elbise, amar, pabu, orap iin, drt buuk lira ile idare ettim. Bereket, iktisat ve rahmet-i lhiye bana k geldi. te u nmuneler gibi ok eyler var ve bereket-i ilhiyenin ok cihetleri var. Bu ky halk ounu bilirler. Fakat sakn bunlar fahr iin zikrediyorum zannetmeyiniz. Belki mecbur oldum. Hem benim iin iyilie bir medar olduunu dnmeyiniz. Bu bereketler, ya yanma gelen halis dostlarma ihsandr veya hizmet-i Kur'niyeye bir ikramdr veya iktisadn bereketli bir

menfaatidir veyahut 'Y Rahim, y Rahim' ile zikreden ve yanmda bulunan drt kedinin rzklardr ki, bereket suretinde gelir, ben de ondan istifade ederim. Evet, hazin mrmrlarn dikkatle dinlesen, 'Y Rahim, y Rahim' ektiklerini anlarsn. "Kedi bahsi geldi, tavuu hatra getirdi. Bir tavuum var. u kta, yumurta makinesi gibi, pek az fasla ile hergn rahmet hazinesinden bana bir yumurta getiriyordu. Hem bir gn iki yumurta getirdi, ben de hayrette kaldm. Dostlarmdan sordum: 'Byle olur mu?' dedim. Dediler: 'Belki bir ihsan- lhdir.' Hem u tavuun yazn kard kk bir yavrusu vard. Ramazan- erin banda yumurtaya balad, t krk gn devam etti. Hem kk, hem kta, hem Ramazan'da, bu mbarek hli bir ikram- Rabban olduuna, ne benim ve ne de bana hizmet edenlerin phemiz kalmad. Hem ne vakit annesi kesti, hemen o balad, beni yumurtasz brakmad." Bu hatrann tespitinden sonra, bu meseleye zihnimde bir nokta, bir istifham koymutum. stadn himmetiyle, "Elbette bu mesele de gnn birinde aydnlanr" diye dnyordum. Yine Barla'da geirdiimiz bir tatil gnnde, unutulmu, terk edilmi bir kede, kk bir kat paras elime gemiti. Bu kat paras, stadn el yazsyla tezyin edilmiti. Bu yumurta bahsini anlatyordu. stad kendi kalemiyle nce yumurta diye yazm, yine kendisi kelimesini iptal edip zerini izip

karalayarak iki yazmt. stadn el yazs paray Abbas Mehmed Efendiye gsterdiimiz zaman sevinten umu, "Ben size demedim mi? Hocaefendi bize kendi eliyle yumurtay birden gstermiti." demiti. Abbas Mehmed Kara'nn hatralarn sualli-cevapl tesbit ettik. Suallerimiz ve kendilerinin cevaplar yleydi: stad ilk grm Bedizzaman' ilk defa nasl grdnz? lk defa buraya geldi. Ben evin nnde oturuyordum. Sen bural msn?" dedi. Evet" dedim. Bu mahalleli misin?" dedi. Evet" dedim. Camiye gitmedin mi?" dedi. Gitmedim," dedim. Sen camiden kalma, git," dedi. Dua vard, Ramazan'n bitiminde, Bahar idi. Konuurduk. Kimi grse arrd. Hizmet ederdik. Suyunu doldurur, sobasn yakardk. O karr, birey verirdi. Bo gndermezdi. Ya zm verir, ya yemi verir. Mutlaka birey verirdi. "stada getirilen deli"

stada deli getiriyorlar. O hadise nasl olmutu. Onu mu? Biz stadla gidiyorduk. Denizin kysnda sprgelik var. Vardk oraya, iki adam geldi. Biri deliymi. Her taraf dolatrmlar. stanbul'u ln. Demiler: "Barla'da bir hoca var, hereyi bilir." Biz stadla odun indiriyorduk. stad "Onu brakn, o kimseye dokunmaz," dedi. "Okuyuver," dediler. stad, "yidir, aln gidin" dedi. Merkepleri vard iki tane. Biri bizim karpuzu yemi. stad, "Bu merkepler cezaland, u odunlar tayverin" dedi. "Aman efendim, akama kadar kalalm, odunlar biz ekelim," dediler. Bir sefer odun indirtti. Sonra onlar gittiler. "Balkla dolan a" Balk meselesi nasl olmutu? Ayn gn Bekir Aa da vard. Sonra Balk smail Aa, "Ben, bala bakaym," dedi. Gz vaktiydi. stad geleli l,5 sene ln olmutu. Eyp bize a piiriyordu. "smail Aa a piesiye gelir" dedi. smail Aa tuza bir kaldrmak istedi, kalkmad. "Bekir Aa, gel kaldralm, bu takld" dedi. Baktk, balk dolmu. Topran stne bir sr balk doluyor. Drt kfn iki seferde, Hoca dedi ki: "smail Aa, bu arkadalara yiyecek kadar verin, kalann satn" dedi. Kfnleri doldurduk. Bize birer yemeklik verdiler. Tadn aldlar ya ertesi gn yine gidip kfnleri atmlar. Sabaha kadar bir yemeklik tutamamlar. "stadn duasyla olmu nceki bereket" dediler. abuk geldiler.

"Cuma namazna niin gitmedin?" Bir de Cuma namazna gitmemisin? Cumaya gitmediim gn Ankara'ya yk yolluyordum. Namaz yukarda klardk. stad, Ceyln, Zbeyir, Bayram yukardan geldiler. Ben onlar grmedim. Beni grnce, "Mehmed, sen camiye neye gitmedin?" dedi. "Ankara'ya yk yolluyordum,. yk yetitireceim diye yetiemedim," dedim. "Vallahi Mehmed, Hoca gitmiyor, ben de gitmiyorum deyeydin, cemaate de, talebelie de kabul etmeyecektim seni" dedi. "Yok" dedim. Sddk Sleyman'a a olduunu sylemi. * "stad halklara ok kzard" Bir de sana vurmu. Nasl olmutu? Murad Aann Hfz frka reisi, Halk partili. -be kiiyi yazyor. "Sen falan, sen lnsn" diyor. Frka reisi delll nlettirdi: "Yarn toplant var" diye. Ben o gn camiye gitmedim. stadn camisine. Bakyor, ben yokum, Yats namazndan sonra, Yats namazlarn mescidde klardm. Sonra "Hafzn evine, Halklarn toplantsna gitmitir" diyorlar. "Benim en itimad ettiim bir adamd, onu nasl kandrp gtryorlar?" diyor. Namaz kldktan sonra duay bitirdi. Bana "Sen niye gittin oraya? Sen benim en ufak talebemsin" dedi. "Ben gitmedim oraya" dedim. stad "Kabul etmiyorum, reddediyorum seni" dedi. Sddk Sleyman da vard. "Git, bir daha da gelme" dedi. ki tokat vurdu bana, merdivenin banda.

Allah rahatlk versin efendim" dedim. Hi seslenmedi. Sonra gene gittim. Sleyman Sddk'n bahesine gittiler bir gn. Yanna vardm yine. Namaz kldk. "Seni takip ettirdim, bir daha gitmemisin, arkamdan gel" dedi. Odaya girdik. Kuru zm, badem ve yemi verdi. Bunlarn hepsini kda dkt. "Bunu al, evde ye" dedi. "Hakkn hell et" dedi. "Hell olsun" dedim. "Artk hem cemaatsn hem de talebesin" dedi. Halklara ok kzard. "Yoksa talebelikten karm" stada somya m, rahle mi yapmsn? Somya, seyyar, uzanp yatacak bir eydi. Dinlenirdi. Bir divan yapmtm. Bana Ziver'le para gnderdi. Ben "Ne para alrm, ne de birey" dedim. "Ben para alm olsam, cretine yapm olurum talebelikten karm" dedim. Zbeyir'e sordu. "Ne dersin? Mehmed ne byle diyor" dedi. O da "byle diyor, ben para almam, yoksa talebelikten karm diyor," dedi. Paray geri ceketinin cebine soktu. Ceketi de elindeydi. Dnd; bana, "Bu kadar altn, alnmaz m para?" dedi. am dandaki aalarn zerine kkleri siz mi yaptnz? Demokratlar zamannda tamire gittik. Katran deil de, amdakini biz yapmtk. Akam vakti "Yat" dedi mi orada yatyorduk. "Yatman, evinize gideceksiniz" dedi mi giderdik.

stadla beraberliimiz u kar dalara da gittiniz mi? Kendisiyle beraber gittik. Delikli Pnara kadar merkep ile gittik. Caminin kapsnn yannda dikiliyordum. "Mehmed!" dedi. "Efendim!" dedim "Nereye gidecen?" dedi. "Bir yere gitmeyeceim" dedim. "Hadi, merkebi al gel" dedi. Heybeye ekmek ve erzak da koydum. "Bunlar ne yapacaksn?" dedi. "Orada yeriz" dedim. "Yok, ben gtryorum, sen benim misarimsin" dedi. Israr ettim, kabul etmedi. Ekmei eve braktm. ki ekmei varm, sefer tasna azck da et koymu. Vardk oraya. Merkepden indi. "u pnarn bana sen otur, atei yak, eti piir, ben birazdan gelirim" dedi. Tepenin brnde bir al aac var. Onun altna oturdu, dua okuyordu. Biraz daha okudu geldi. "Et pimedi mi?" dedi. "Bilmem" dedim. "Pimitir" dedi. ndirdi. Azcn bana verdi, azcn da kendi ald. Ekmei de yle yapt. "Kalann da len yiyeceiz" dedi. Et ile ekmek, ancak bir adam doyururdu. "len namazlarn kldk, et iyi olmutur" dedi. Ben ezan okudum. Kendi imam oldu. Oraya aacn altna yerine gitti. Saat vard. Ona bakt "kindi olmu" dedi. Namaz kldk. "ek merkebi" dedi. ektim, bindik geldik. Onuncu Sz' sana m verdi sakla diye? Verdi. 47 tane idi. Hac Bekir'e "Bunlar bastr" demiti.

Onlar burada yazdrd. O adam bunlar bastrd. Bunlar da duyuldu. Hemen aranyor. Bana "u iki torbay sen gtr," dedi. Evime sakladm. slmkyl Abdullah Efendi "Hocann kitaplar yok mu, ben aramaya geldim" dedi. "Bende var" dedim. "Hoca gelir, sonra sorar, nere koydun der?" dedim. stad Emirda'da iken bir gn biz Hac Daynn (Bahri alar) yanna gittik. Onlar verdim. O Emirda'a gtryordu. Sonra, "ok iyi saklamsn onlar, zayi etmemisin" diye bana iltifat etti. Askere ne zaman gittin? stad buradayd. Geldiimde de stad yine burdayd. Anam "Olumun mektubu gelmedi" diye alarm. stad, "Sa Mehmed, sa" demi. Risale-i Nur'lar kendisi sana okuyor muydu? Nasl reniyordun? Sddk Sleyman, Hac Day okurdu, biz dinlerdik. Bir gn "Mehmed" dedi, "gel buraya." Geldim. "Git" dedi, "pabularn deitir, gel." Gittim, deitirdim geldim. "Haydi, Bedre'ye varp geleceksin" dedi. "Peki" dedim. "Bunu Sabri Efendiye vereceksin, geleceksin" dedi. Mektup daha hazr deilmi. "narn altnda yarm saat oturdu. Ben sana haber ederim" dedi. Bir saat oturdum. "Gel, al, git" dediler. Aldm gittim, verdim. "Ben sigara iiyordum" dedi Sabri Efendi. Bahesinde cigara iiyormu. "Bir baktm" diyor, "stad baucumda duruyor." "Mahcup oldum" diyor. stad buradan t Bedreye mektup gtrm. stadla beraberdik. Sonradan plj yaptklar yerde

boazdan koca bir ylan geliyordu. Bilek kalnlnda ve iki adam boyu. Ben ta aldm. "Mehmed ne ediyorsun?" dedi. "Ylan kovalyorum" dedim. "O gelsin dokunmaz, srnsn, ta vurmak yok" dedi. Biz," dedi, "ufack bir karncay ldremeyiz, ok ufak bir mahlk ldremeyiz. Bize canllar ldrmeye msaade yok" dedi. Ylan onun merkebinin altndan geti. Biz yayan yryorduk. Hibir ey yapmad."O suya gidiyor" dedi.

KML DEMRTA
Hseyin olu Kamil Demirta Grmemiz mlakat tarznda oldu. 1898 doumlu. Bedizzaman' Barla'da ilk defa nasl grdnz? lk defa, 'memlekete bir hoca gelmi,' dediler. Muhacir Hafzn kk bir odas vard. Ziyaretine vardk, elini ptk. 'Ben sizlerin misarinizim,' dedi. Sekiz gn o odadan bir tarafa kmad. Gnde l,5-2 saat uyurdu Hangi mevsimdi? Bahar olsa gerek. Bizim ba vard. Sekiz gn sonra cmiye getirdiler stad. Erenni mevkiinde bir byk ta var. O tan dibinde kendi bana mtemadiyen risale yazyor, sonra aa geliyordu. Bizim bada kamtan bir kelif vard. Tek bana orada yatyordu. Allah ne verdiyse onu yerdi. Zaten fazla yemezdi, uykusu da yoktu. Sabah namazndan sonra l,5-2 saat kadar uyur uyumaz. O kadar, 24 saat iinde uykusu bu kadar. Geceleri zikreder, uyumazd.

Geceleri zikrettiini hi grdnz m? Tabi. Drt-be sene mtemadiyen orada kald. Ondan sonra am Dana gitti. stadn am Dana gidii am Dan nasl buldu? Garip kynden birka kii gelmiler, rica etmiler: "Bize de yakn olsan, biz de dima sizi ziyaret etsek. Bir mevki var. Biz de yardm etsek de. Sen orada yatp kalksan." "Olur" demi.lk defa am Dann tertibini onlar yaptlar. Sizin badaki hadiseyi anlatyordunuz. Biz orda yeriz, ieriz. Onun isteini-st ve yourt gibitemin ederdik. En ziyade Muhacir Hafz ile gryordu. Bir zikir esnasnda, yatsdan sonra, Muhacir Hafz oraya gelmi, kelin br tarafnda bir ubuk var. ubuun altna gizlenmi. "Birisi var, git ara," dedi bana, "Yabanc biri geldi, bize zarar dokunur" dedi. "Onu bul" dedi. ktm, saa-sola baktm. Bulamadm, "Yok hi kimse" dedim. "Gel" dedi. "k ubuun altndan" dedi. Muhacir Hafz oraya saklanm. "Sen kendine acmyorsan bize de mi acmadn" dedi. "Ben ne kadar eziyet ektim" dedi. "Hemen imdi, nereden geldiysen oraya gideceksin" dedi. zinsiz geldii iin brakmad. O da yle byle demedi, gitti. am Dana hi gittiniz mi?

ok gittim. am Dana 20-25 defa falan gittim. Bir defasnda Sddk Sleyman'n yeeni Hseyin ile gitmitim. "am Danda odun kestik" Yannda kaldnz m? Bir gn gittiimizde Burdur'un Ceyln kynden misar stadn ziyaretine geliyorlar. Oraya gelecekler. Aadan, uzak bir mahalden Ahmet-Mehmet diye baryorlar. O esnada Hseyin'le am Dandayz. stad da oradayd. "Kimi aryorsunuz?" diye ses verdik. Sesimize geldiler, bizi buldular. hayvanda, alt sepet zm, hediye getiriyorlar. Yardm ettik, indirdik. stad, "Tava yok, kazan yok. Bunu ne yapacaz, pekmez mi kaynatacaz? Nasl getirdiyseniz yle gtrn" dedi. stad kabul etmedi. Sonra srar zerine bir sepetini kabul etti. "Gerisini gtreceksiniz," dedi. Ben dedim: "Bir sepet siz, bir sepet ben, bir sepet Hseyin (Keeli) alr. sepet kalr, onu da yarn a gelir, ak gelir, dan banda onlara verirsiniz" dedim. Kabul etti. Sabah namazn kldktan sonra "Siz gideceksiniz," dedi. Onlar gittiler. Sonra biz ra keseceiz, mz. stad, ben, Hseyin. Ben yoruluyorum, baltay stad alyor, o yoruluyor. Hseyin alyor; birlikte kesiyoruz. Cbbeyi, sar kard. Yorulmad. Hava karard. "Brakn" dedi. Bulunduu yerin be dakika kadar ilerisine, Senirkent tarafna geldik, oturduk. imek akt, gk grledi. ray

kestiimiz aaca yldrm dt. Yldrm aac kkyle karm. ray e taksim ettik. Gzel bir atm vard, kimseyi yanna yaklatrmazd. Ama stad ona binerdi. "stadn hususi hizmetini grrdm" Daha baka hatranz oldu mu? En son ne zaman grdnz? stanbul'a giderken grdm. Badem indiriyorduk. Mahdumla yourt, ekmek, rek ln gnderdik. "stad megul" demiler. Mahdum geldi; "Kapy amyorlar," dedi. kimiz geldik. "stad megul" dediler. "Birey yapacak olursa bana yapsn, an kapy," dedim. "Amazsanz krar girerim," dedim. Atlar, girdik. Elimizde ekmek. Dedim, "ikyetim var." Talebeler de duyuyorlar. "Bize kapy amyorlar," dedim. Bir celllendi. "Nasl amazlar," dedi. "Benim sekiz dokuz senelik talebelerime kap almaz m?" dedi. "Bundan sonra bunlar geldi mi kapy aacaksnz, hi itiraz yok," dedi. "Bir daha iitmeyeceim, Kmil geldikten sonra kap alacak" dedi. Tran da ben yapardm. gnde bir sakal tra ederdim. San yaptrmazd. Sa bymezdi zaten. Tra burada yapardm. Birka defa da bizim eve geldi, orda da yaptm. Usturayla tra ederdim. O gn mahduma ufak gm 25'liklerden bir tane vermiti. Bir 25'lik de bana verdi. "Bu czdannzda olduu mddete inaallah yokluk grmeyeceksiniz" dedi. ocuklarmn ne de ayn yerde dua etti. "nceden ben fakirdim, imdi zengin oldum. Ben sana aylk vereceim" dedi. "Duanz beklerim. Bana

verilecek ayl bir bakasna verseniz memnun kalrm" dedim. Kabul etmedi. Ben de 25 kuru olan hediyemi aldm. Hepsi o kadar. O yle birisiydi ki. Ne diyeyim, yz senede byle bir zat zuhur edermi. Byle byk bir zt. O da buraya dt. Kendisi yle bir ey dedi mi size? Kendi sylemez. Kendini bytmez o. Dima kendini aada tutard.

BAHR ALAR
1899'da Isparta'nn Barla nahiyesinde dodu. Nur Risalelerinin Emirda Lahikas'nda ismi ve bahsi gemektedir. Barla'da Nur stad Bedizzaman'n ilk muhatap ve talebelerinden Muhacir Hafz Ahmed Efendinin damaddr. "kinci Lem'a"da bahsedilen Muhacir Hafz Ahmed Efendi merhum, stad Bedizzaman' Barla'da bir hafta evinde misar etmiti. Muhacir Hafz Ahmed stadn sekiz sene kald muhteem narn yanndaki menzilin bitiiindeki Yokuba Mescidi'nin imamln yapyordu. Eref Beyi korkutan neydi? Merhum Bahri alar, "Yirmi Dokuzuncu Sz"deki "Elier Kerameti" bahsinin hitlerinden olan Eref Beyin oludur. Bahri Bey Amcamn anlattna gre, babas ok hiddetli ve heybetli bir zatm. Birgn srarla geceleyin stadn dershanesinde kalmak ister. stad ne kadar rza gstermezse de, rica yoluyla kalr. Gecenin ok ssz bir vaktinde, aadaki emenin yanndan baz lhut sesler

ve yine eme bandaki talardan at nallarnn sesleri gelmeye balar. stad Bedizzaman, bu zoraki misari kaldrp, aadakilere bakmasn syler. Fakat o cellli ve heybetli Eref Bey korkusundan ban bile yorgann altndan darya karamaz. Sonra stad, Nur leminden gelen o nuran misarlerin yanlarna iner ve onlarla grr. Bizim Barla'nn fkeli ve hiddetli ahsiyeti Eref Bey, ancak o zaman ban yorgann altndan darya karp rahat bir nefes alr. Bu hdiseden sonra Bedizzaman'n yannda kalabilme cesaretini gsteremez. Bir daha da "Ben sizin bu gece misariniz olacam!" gibilerden herhangi birey syleyemez. Yirmi Dokuzuncu Sz' Nur ktipleri birbirlerinden habersiz olarak yazarlar. Bu szde btn risalenin ilk satrlarnda elif hareri alt alta gelerek muhteem bir tevafuk meydana getirmilerdir. Merhum Bahri alar Amcann babas Eref Bey de bu alt alta gelen elierin canl bir hidi olarak, imzasn atmaktadr. "Eref Bey" eklinde imzas, slm yazl risalenin sonunda bulunmaktadr. Kye bir Hoca Efendi gelmi Bahri alar htralarn yle anlatyordu: "stad Barla'ya ilk geldii gn (1926 bahar) herkes bir

eyler sylyordu: 'Kye bir Hoca Efendi gelmi. Nam Bedizzaman imi. Ankara'dan srmler. Eridir'den jandarma nezaretinde bir kaykla gelmi. 8 ay Budur'da kalm. Etraftan halk ve ulema ziyaretine gelmeye balaynca kimse ile grtrmemek iin dalar arasnda cra bir ky olan Barla'ya nefyetmiler.." Ben stadn Barla'ya geliinin drdnc gn ziyaretine gittim. Banda sark, srtnda cbbe, heybetli ve hametli bir hali vard. Gzleri imek gibi parlyordu. nar aacnn deeri Barla'da medrese-i nuriyenin nnde bulunan nar aac hakknda stad yle diyordu: "Ehl-i hkmet gelerek, 'Eer raz olursan u aacn bir daln keseceiz, sana da 10 bin altn vereceiz; bu paray Risale-i Nurun hizmetine sarfedersin' deseler, Vallahi raz olmam." Dkleni topla stad benden bir tane am kozala istemiti. Ben de koparmak iin elimi aaca uzattm. stad, 'Hayr aacndan koparmayacaksn. Altna dklenlerden bulacaksn' diye ikaz etti. Aataki taze ekmek Bir defasnda stad bana, 'Mbarek Sleyman ne yapyor?' diye sordu.

Risale yazyor" dedim. stad, 'Onun syledii iki kelime var ki, o kelimeler onun iin 10 sene risale yazmaktan daha efdaldir. am danda bir aacn dallar arasnda taze ekmek bulduumuz da, 'stadm, bu ekmek bize hell olur mu ya?' demiti. Bir seferinde am Danda iken stad, Mbarek Sleyman'dan ekmek hadisesi olan mevkide, her defasnda iki yumurta yumurtlayan tavuu soruyor. O srada byk bir kartal gelip aaca arpyor. stad, hemen tavuk bahsini kapatyor, uzun bir tefekkre dalyor. Nur postaclar Risale-i Nurlarn elle oaltld ilk yllarda eli kalem tutan herkes gnderilen risaleyi yazarak oaltyordu. Isparta'nn civar kylerinde, bilhassa Sav ile Barla arasndaki kylerde ok yazan vard. Savllar yaznca kitap Isparta'ya; Ispartallar Kulenne, Kulenller de Barla'ya getirirdi. Yazmasn bilmeyenler de Nur postacl yapar, kitaplar tarlard. stadla gelen bereket stad Barla'ya ayak bast zaman burada yle bir mahsul oldu ki, her sene dardan buday alrken, o sene darya biz mahsl sattk. O buradan gidince, o bizleri terk edince mahsllerimiz azald. Eski bolluk ve bereket kalmad. Barla'nn ba ve baheleri sarard, kurudu. Ekin

onda bire dt. Eskiden iftilik yapan 200 aile vard, imdi 5'e dt. Elleri bal deli stadn hizmetinde bulunduum birgn yanna Afyon taraarndan elleri bal deli bir ocuk getirdiler. Birok doktora gtrdkleri halde iyi olmam. Elini znce insanlara hcum ediyormu. Hz. stad, 'Bunun ellerini niin baladnz, zn' dedi. Elleri zlnce ocuk gayet sakin bir hal ald. Daha sonra da ifa buldu. O srada onlar Barla'ya getiren eeklerden biri heybeden den karpuzlardan birini yemi. Hz. stad o zaman karpuzlar yemesinin cezas olarak, 'Bu ilei deniz (Eridir Gl) kenarna gtrn, odun ykleyerek buraya getirin' dedi. O efkat kahraman aziz stad, eee, ok alkan ve ok faydal mnsnda 'ilek' derdi. Bir kitap iki tane olmu stad birgn bana, 'Sende Tlsmlar Mecmuas var m?' diye kitab istedi. Var" dedim. Getir, bir meseleye bakacam" dedi. Yatsdan sonrayd. stada verdim. Ertesi gn leden sonra geldiimde, baktm ki, stad hepsini okumu: 'Al kitabn, hepsini okudum' dedi.

Almayacam' dedim. Neden almyorsun?' dedi. Sakladm yerde iki tane imi' dedim. Halbuki stad istemezden nce orada iki tane kitabn olduunu ben de bilmiyordum. Yrtmaya kyamadm Kule nnde Kk Ali vard. Birgn gittim, sordum: "Tlsmlar mecmuas ciltlendi mi?' 'Hayr, daha ciltlenmedi' dedi. gn sonra tekrar gittim. 'Ciltlenecek lan' derken 'Siz ciltleyebilir misiniz, be lira at' dedi. Ben de 'iki tane ver' dedim, 'Biraz Osman'n elinden gelir.' Gtrdm, ciltledik. Bu sefer staddan, 'Tlsmlar Mecmuas'nn sonundaki 'Midet'l-Kur'n bahsini koparn' diye haber geldi. Yeni ciltlettiimiz iin koparmaya kyamadk. ylece kalmt. stad isteyince koparmadmz fark ettim. stad, 'Niye koparmadnz?' deyince, 'Kyamadm stadm' dedim. stad yle memnun oldu ki, o memnun vaziyetini bir daha gremedim. stadn cbbesi yangn nasl sndrd? Otlarn kuru olduu bir yaz gn Santral Sabri kzlerini otlatyormu. obanlardan biri elindeki sigaray yere atar atmaz, otlar tutumaya balam. Etrafta da kimse yokmu. Atei sndrmek iin biraz toprak atm, fakat ate iyice alevlenmi. Her taraf ormanlk. Sabri Aabeyin stnde stadn cbbesi varm. Cbbeyi

karm am, atee kar tutmu. 'te Bedizzaman Hazretlerinin cbbesi' demi. Kudret-i lhi, ate snvermi. Hdiseyi ertesi gn stada bahsetmi. stad da, 'Keeli' demi. 'beni orman bekisi mi yaptn?' byk cenaze stad birgn Santral Sabri'ye yle diyor: nce Ysin-i erif'i oku, arkasndan hls, daha sonra da Ceveni oku ve byk cenazenin ruhuna bala. Bu byk cenaze: l. Dnyann gemi mr. 2. Ecdadn gemi mr. 3. Kendi gemi mr." 200 yllk l Bir gn stad, yannda aml Hafz Tevk olduu halde mazarln yanndan geiyorlarm. stad diyor ki: 'urada yatan bir zat var, beni geceleri rahatsz ediyor, kazn' diyor. Kazyorlar, bir mezar ta kyor. 200 sene nce defnedildii anlalyor. Halbuki kazlmadan nce oras dm dzm, mezar olduuna dair hibir almet yokmu. Herhalde gelen geen inedii iin, sdad o mezarn meydana karlmasn istemi. Mft mahcup oldu Eridir mfts halim-selim bir adamd. Risale-i

Nurlara hayrand. Birgn mendiline elma koyup stada getirdi. stad taksiye binmi hareket etmek zere idi. Hemen ilerledi, elmay uzatt. Elma elli kuru etmezken, stad kard iki gm lira verdi. Mft mahcup oldu. Paray almak istemedi. Bunun zerine, stad 'Syle, paray alsn' gibilerden benim yzme baknca, Mft Efendiye paray almasn syledim, o da ald. Kaplumbaaya dokunmayn Bir bahar gn stad birka talebesi ile beraber kra giderken yol zerinde bir kaplumbaa grr. Kaplumbaann az gerisinde ocuklar oynuyorlarm. stad Hazretleri ocuklarn yannda durur, muhabbetle bakar ve yle der: "Siz mbareksiniz, masumsunuz, bana dua edin. Bu kaplumbaaya da dokunmayn. nk o da mbarektir." Oradan uzaklap 5 dakika kadar giderler, az sonra tekrar dururlar. stad kardelerden birisini geriye ocuklarn yanna gndererek kaplumbaay ocuklarn elinden kurtarmasn syler. Oraya varnca, ocuklarn sopalarla kaplumbaay rahatsz ettiklerini grr ve ellerinden alarak uzaka bir yere gtrr. Aata ay ierken Sddk Sleyman Aabey anlatmt: stad Hazretleri medresenin yannda bulunan nar aacnn zerindeki kke ay barda elinde hibir tarafa

tutunmadan karm. Bazan geceleri orada kalrm. Sarp yamalarda rahat yrrd stad am Danda iken tepenin Senirkent'e bakan cihetine oturmu. Buras ok sarp ve dik bir yerdir. Alt taraf da uurum. Sddk Sleyman Aabey ay piirmi. stada gtrrken ayam kayar da derim diye eli titriyormu. Bir bardak ay eli titreye titreye stada veriyor. stadn kl bile kprdamyormu. stelik stad kesi bask ayakkab giyerdi. Onunla yrmek ise ok zordur. stad en sarp ve dik yamalarda bile rahata yrrd. Yarm eker israf Sddk Sleyman stad Hazretlerinin misarlerine ay datyormu. Elinde yarm tane kesme eker varm. Onu bo bir bardaa brakm. Bu hli gren stad Hazretlerinin ruhu ok sklr ve kendisine yle der: "Eer yirmi kiiye daha ay verseydin ruhum bu kadar sklmazd. nk sen iktisada riayet etmedin." Nurun ilk kaps stad Barla'da iken Sddk Sleyman Nurun lk Kaps'n vermiti. Bir ara ben de grmtm. Aldm bir nsha yazdm. Bu sralarda stad Kastamonu'da idi. stad 16 sene sonra tekrar Barla'ya geldiinde ikimiz de gtrp kitaplar kendisine takdim ettik. stad ise hemen Isparta'ya gnderip oalttrd. Bu ismi de o zaman koydu.

Haydi stada gidelim 1950'den sonra bir yaz gn stad Barla'ya ofr Mahmud alkan'la gelmiti. Yannda baka kimse yoktu. nk dier kardeler hep tevkif edilmiti. Kyde herkes iinde gcnde olduundan kimse yoktu. Mahmut karde ise Barla'ya ilk defa geliyormu. Arabay yukardaki medresenin yanna koymular. "stad, Mahmut kardee bir miktar para vererek yourt almaya gndermi: 'Sleyman Efendinin evini sor. Eer o yoksa evi medreseye bitiik olan Marangoz Mustafa avuun kzn bul, u paray ona ver, yourt bulsun. Onlar bulamazsan Bahri'yi bul" Medresenin yanna geliyor, fakat civarda kimse yok. Kendisini yal bir kadn gryor, 'Kimi aryorsun?' diyor. "Sleyman efendiyi." "te u karki ev." Bakm kap kilitli. Bu sefer Mustafa avuu soruyor. Fakat 'Kz' kelimesini unutmu. Kadn, 'Mustafa avu yok. Biraz yukarda Mustafa avu vard, ama leli ok oldu' diyor. Oradan sorarak Mahmut karde bizim eve geliyor. Vakit le saati. Yemek yiyorduk. Btn ocuklar sofrada idi. Cmle kaps tkrdad. En kk kzm, 'u kapnn alnmas stadn talebelerinin almasna benziyor' dedi.

Hepimiz merdivenin bana kotuk. Baktm ki kapdaki Mahmut karde. Hemen aa indim. 'Ben sokakta kaldm' dedi. 'Sleyman efendi yok, Mustafa avu yok. Haydi stadn yanna gidelim.' Kalktk yukar medreseye gittik. stad bir sandalyede oturmu halde grdm. stad ok neeli idi. yle neeli halini daha nce hi grmemitim. stadn ay ikram stad yukar medresede kald zaman hava mlayim ise hi ieride oturmaz, dar kard. Bilhassa hava gneli ise zemherir de olsa mutlaka dar kard. Medresenin byk salonunda sabahleyin ay ierdi. O esnada merdivende kimi grse elindeki ay barda yarm da olsa veya birka yudum da kalm olsa imesiiin ona verir ve imesini isterdi. mezsek zlrd. Bunun iin stad ay ierken grdmde merdivende gizlenirdim. Kitap hediyesi stad Emirda'da ziyaret ettiimde kendisine bir adet Asa-y Musa hediye etmek istedim. Fakat stad kabul etmedi. Bunun zerine, 'stadm' dedim, 'dnyaya ait birey olunca almyorsunuz. te bu kitaptr.' Byle deyince stad kabul etti ve bana bir tane havlu verdi. Bu havluyu yllarca muhafaza ettim.

H.ENVER TEVFK ZTRK


1909'da Barla'da dodu. Barla'da bulunduu yllarda Ankara'nn istedii zerine Bedizzaman'n resmini eken zattr.1950'den sonra evi, Bedizzaman'n ikinci menzili olmutur. stadn Barla'ya dn 1950 sonrasyd. Bedizzaman yirmi be yllk bir aradan sonra Barla'ya dnyordu. Yalnz bu geli baka idi. Srgn olarak deil, kendi arzusu ve istei ile geliyordu. Barla'nan st tarafndan, aaya, eski nar dibindeki dershanesine doru inerken, gle nzr ahap, byk kkn nnde durarak, kimin olduunu sormutu. (Daha sonra Barlal himmet sahiplerinin ve ev sahibi H.Enver Tevk'in gayretiyle mezkr hane, Bedizzaman'n Barla'da ikinci dershanesi oldu. stadn ekilen fotoraf

Tarihe-i Hayat'da bulunan fotorafn ekili hadisesini H.Enver Tevk ztrk yle anlatyor: Ankara hkmeti Bedizzaman'n resmini istemiti. Mevsim kt. Srtna bir yorgan alarak, her zamanki heybetli haliyle makinann karsnda durup poz verdi. "Fotoraf ektikten sonra bana 'Vazifeni yaptn. Artk resim ekme' dedi. Ben de Eirdir'e gidip, fotoraf makinasn sattm." stad hatraya deer verirdi H.Enver Tevk ztrk Bedizzaman'la ilgili dier hatralarn da yle anlatyor. Bedizzaman hatralara, yadigrlara ok ehemmiyet verirdi. Hafz Mustafa zmir'den stada gmlek gndermiti. Uzun zaman o gmlei giydi. Eskidikten sonra da, o gmlein paralarn, baka bir gmlee yama olarak diktirmiti. Bir ara bana da o paralar gstermiti. Avclk yapmamz istemiyordu Yenieme mevkiinden, avdan geliyordum. Kendisi de bazan Akeme mevkiine giderdi. Orada karlatk. Elini ptm. O gn bir keklik avlamtm. Bana hitaben 'Sen bunu einden ayrdn, diisi yalnz kald. imdi alyor, szlyor' dedi. Avclk yapmamz istemiyordu. Ben de vazgetim. ***

O gerekten byk bir limdi. Merkebe 'ilek' derdi. Aradan yllar geti. Kendisini zaman zaman ryalarmda grrm. Bir ryamda yeillikler iinde zikrediyordu. *** Eskiehir'de zelzele olduu sralardayd. Emirda'a gittim, kapsn aldm. Almad. Sonra Kur'n Kursuna gittim. 'Zbeyir evde yoktur, kendisi amaz' dediler. Gnlerden de Cuma idi. Pencereyi kaldrnca, karda beni grd. 'Gel' diye eliyle iaret etti. Yanna gittim, boynuma sarld, kucaklad. Odasnn rutubetli olduunu syledi. Ben de bizim evin msait olduunu, mdrn ktn ve bizim eve buyurmasn syledim. Tebessm ederek, "Bel, bel... Babann hatr iin, Mustafa avu'un hatr iin, gelince oturacam' dedi. *** Yine bir gn yamal gmlei Hafz Mustafa'nn akrabalarna gsteriyordu. Naa Hanmn annesi olan Zehr Hanma yamay gsterirken yle diyordu: 'Bu para senin kznn kaynpederinin hediyesi olan gmlein parasdr.' *** Kulland bir termosu vard. Krlmt. zld. Can skld. 'Fesbhnallah, bunda da vardr bir hikmet' diyordu. ***

Mbarek Sleyman'n ona ok hizmeti olmutu. stadla senli benli konuurduk Sirke ve soanla yaplan pullu bal severdi. Zaman zaman bizim valide yapar, ben de gtrrdm. On be yalarnda iken stadla arkada gibi, senli benli konuurduk. imdi olsa, yle konuamazdm, korkardm

DEMRC SALH EFEND


Bir mektubun yazl sebebi Demirci Salih olarak bilinen Nur Talebelerinden Eridirli mbarek ve temiz kalbli m'min, gayet masumane anlatyordu. Arada srada cebinden kartt bklm bklm olmu, iyice ypranm bir sayfadan da yer yer okuyarak anlatt hatrann teyit ve tasdikine gidiyordu. Emirda Lahikalar'nda yer alan bu mektupta unlar ifade ediliyordu: Aziz kardelerim! Bu defa motorlu kayk iinde Eridir'den Barla'ya giderken denizin deheti, emsalsiz frtnas Leyle-i Kadirdeki dehetli hastalk gibi zahmet noktasn kaldrp byk bir rahmete vesile olduunu sizlere mjde veriyorum. Alt arkada ile beraber ehit olmak, yedi ihtimalden alt ihtimal ile deniz bize geni bir kabir olmak

iin zemin hazrland. Fakat o hal altnda mkerrer tecrbelerle yamurun Risale-i Nur'la alkadarl ve imdi ok zamandr yamura iddetli ihtiya olduu bu zamanda Risale-i Nurun gizli dmanlarnn tehlikesinden ve geni plnndan kurtulmasna bir iaret olarak o dehetli haletimiz bir sadaka-i makbule hkmne getii remziyle o rahmet-i lhden gelen emr-i Rahmaniyi imtisalindeki itiyak ile yamurun bir annesi olan bu deniz, o rahmete dair emr-i lhyi gayet heyecanla ve itiyak ile acelelik ile getirmek iin, bir efkat tokad nevinden Nur Talebeleri olan bizim bamz tokat ile yzmz ve gzmz yamurla okad. Biz bu haleti zahiren hiddet, mnen efkatkrne okamak nevinde grdk. Ben daha frtna ve yamur balamadan evvel hiss-i kable'l-vuku ile hazine-i rahmete bir anahtar olacak dehetli ve heyecanl bir musibet hissettiimden mtemadiyen Ceven'i ve ah- Nakibend'in virdini okuyordum. Denizin o deheti iinde kemal-i evk ile o mbarek denizi kabir olarak kabul ediyordum. Byle kazaile vefat eden ehid hkmnde olduu gibi, ehid de veli hkmnde olmasndan alt arkadama acmadm. Yalnz iinde bulunan ocua bir para acdm. O kayn makinas bozulduu ve yelkeni de rzgr onun aksiyle geldii iin, faide vermediini ve denizin mevc-leri de pek byk; evvel kaya ve zahiren bize hcum etmesiyle beraber kayn iine girmedii iin kemal-i sabr ve krle karladk ve slimen sahile ktk. Elhamdlillhi alkllihl dedik..."

Eirdir'den hareket 1954 senesinde cereyan eden bu hdiseyi Eridirli Demirci Salih Efendi, stad Bedizzaman'n bir araba ile Eirdir'den Isparta'ya gitmek istediini anlatarak mevzuya giriyordu. Rahmetli ilingir Ali (Savran) ile kendisi ise, stad'la beraber deniz yolculuu yapp, stad'n arkasnda huzur ve huu iinde namazlar klarak Barla'ya gitmek istiyorlar. Isparta'ya araba bulamaynca, Barla'ya bir motorlu kayk buluyorlar. O gn Bedizzaman ise, ok hiddetli, tell, gelecek musibeti hissederek elinde Ceven ve ah- Nakibend'in dualar mtemadiyen okuyor. Demirci Salih Efendi gibi, akir alar (Demirci Salih'in kaynpederi olan Bahri alar'n aabeyi) da stad Bedizzaman'la birlikte Barla'ya gitmek iin srar edenlerden birisi idi. stad kendisi araba istiyor Isparta'ya gitmek iin, fakat yaknlarnn iddetli srar zerine kendi arzu ve reyinden vazgeip, Barla'ya gitmeye karar veriyor. Sinirli, hiddetli ve tell bir ekilde hazrlanan motora biniyorlar. Demirci Salih Efendinin iki yalarndaki Said ismindeki kk yavrusu da bu kale iinde.. Gl kaynyor Yarm saat iinde bir frtna balyor. Eridir Gl kazan gibi kaynamaya balyor. Byk dalgalar kk motorla bir

oyuncak gibi oynuyor. Bir havaya, bir dibe doru inip kmalar, her an batma tehlikesi iinde, iddetli yamurdan, dalgalarn suyundan, srlsklam oluyorlar. Bizim Barla yolcular korku ve heyecan iinde, tir-tir titrerken asrn vekili Bedizzaman bel zindanlarnda, sefa bahelerini seyreden Ulu Sultan, gayet rahat ve ftursuz, dualarn okumaya devam ediyor. Gnll ve srarl Barla yolcular yamur ve dalgalardan sucuk gibi olurken, rahmet-i lh tek damla zerine drmyordu. Herkes baryor tekbir getiriyor, salvat getiriyor, korkudan benizler atm, souktan titriyorlar. stad Bedizzaman'da hi tel ve korku emaresi yok. Demirci Salih Efendi, kendi mahall Eridir ivesiyle gayet sayane unlar ifade ediyordu: "Bamz adam akll tuttu. Kmldayacak halimiz yok, tahammlmz kalmad. Bam kaldracak takatim yok. Haften stad'a bakyorum; iimden stad nasl olsa kurtulur, ama biz denizin dibine gideceiz, diyorum. Kavisli bir sahile yanatk...Liman... Bedre iskelesine motor kendini atnca derinden derine nefes alp, kretmeye baladk." Frtnadan sonra yangn Sa salim sahile kan Demirci Salih Efendi ve arkadalar orada ihtiyar bir kadnn kulbesine iltica ediyorlar.

htiyar kyl kadn kalede stad Bedizzaman' grnce sevin iinde: Allahm nerelerden gnderdin sen bunlar?" diyor. Bunlar anlatan Demirci Salih, stad'n hi slanmadn, zerinde en ufak bir ya bulunmadn sylyor. Kulbede ay yapma hazrlna balayan Demirci Salih bu defa ate yakarken kulbedeki allar tututurup, yangn kartyor. akir alar benim heybem diye heybesini kurtarmaya alrken, kadn burada yz liralk eya var, diye feryada balyor. Bereket, destide su varm, suyu atarak muhtemel byk bir yangn bylece nlyorlar. Bu zamana kadar sabreden Bedizzaman, Demirci Salih'i yanna ararak yzne bir tane tokat akediyor. Tokad yiyen Salih Efendi bu vakay yle anlatr: "stad bir vurdu, bir vurdu ki barut gibi yakt... stad 'Orada yle ettin, burada da byle ettin...' diyor. Tokad yiyince aklm bama gelmiti. stad kalk, dedi, namaz klalm. Kalktk gl kysnda namaz kldk..." Namazdan sonra bir merkep bularak, stad merkebe bindiriyorlar, arkasna da kk Said'i ykleyip Barla'ya doru yola koyuluyorlar.. "mer benim yerime ehid oldu" Bu hdisenin cereyan ettii gnlerde, yani 1954

Temmuz'unda Bedizzaman Said Nurs'nin talebelerinden Konyal Halc Sabri rahmetlinin byk olu mer Halc ehid oluyor. Hadiseyi yakinen bilen muhterem Ali Demirel otuz drt yalarndaki mer Halc'nn stanbul'dan Balkesir'e doru asker jet tayyaresiyle bir gece uuu esnasnda Manyas Gl kenarna derek ehid olduunu anlatmaktadr. Bu tayyare kazasn duyan Bedizzaman gen subay talebesi iin. mer benim yerime ehid rahmetler ve Fatihalar gnderiyor. oldu"diyerek ruhuna

Ayrca mer Halc'nn bahsi olunca: mer'i tanyor musunuz? Ben mer'i yirmi evliyaya deimem!" diyerek bu ehid talebesine sena ile yad ediyor. Eridir Glndeki batma tehlikesini mer Halc'nn ehadetiyle irtibat kurarak anlatyordu. Demirci Salih Efendi 1991' de vefat etti.

You might also like