You are on page 1of 10

Heideggerin Hakikat Doktrini Heideggerin Platonun Hakikat Doktrini makalesi zerine bir ele tiri.

Giri Altheia neredeyse Heideggerle zde le tirilen ve Trkeye - gereklik ve do ruluktan ayrt edilmesi bakmndan1 - hakikat olarak evirebilece imiz Kadm Yunanca bir kavram. Heidegger tarafndan uzun sredir sakl oldu u yerden karld ndan beridir de felsefe sahnesine hkim. yle ki, bu szckten, rne in, Platon d ncesi ba lamnda sz etti inizde, bunun bir Heidegger sylemi olarak anla lmas neredeyse kanlmaz artk. Bunun nemli bir nedenini ise, Platonun Hakikat Doktrini makalesinde Heideggerin, altheiann aslnda nasl Platona dek bir biimde srdrd sahihli ini Platonla birlikte tmyle yitirdi ini ortaya koyuyor oldu u d ncesi olu turur. Buna gre, Platon kendinden sonraki d nceyi de derinden etkileyecek ekilde hakikatin zemininde (locus; zemin, yerle im yeri) bir kayma ve yer de i tirmeye neden olmu tur. Bakld nda, makale, Devlet diyalogunun Platonun nl Ma ara stiaresini ieren Stephanus numaras 514a2 den 517a7ye kadar olan ksmn, nce evirip sonrada ksaca ele aldktan sonra, bir btn olarak yorumlar. zetlersek; Heideggere gre sakl olann almas olarak hakikat (Wahrheit) Platonla birlikte ait oldu u sakl kkten koparlm ve sadece grnen yan olan almasna sk trlm tr. Byle olunca da bir al (opening) oldu u bile unutulmu , sadece bir bulunma (anwesenheit/presence) ve grnme (appearance) olarak anla lmaya ba lanm tr. Platon bu nedenle philosophia adn verdi i ve sorun stne sorun do uran metafizik d ncenin de yegne sorumlusudur. Ba ka deyi le, Varl (Sein) altheia kkenindeki sakl olu unda nce Platon unutmu , sonra da kendisinden sonra gelen btn d ncenin de bylece unutmasna sebep olmu tur. Ancak, grn e gre Heidegger unutmam tr ve bize Varl yeniden hatrlatmakla kalmayp bu unutulu tan kimin ne ekilde sorumlu oldu unu da ortaya koymaktadr. Bu her adan ara trmaya de er iddialar anlamaya al maya, Heideggerin Ma ara stiaresini2 altheiann bir temsili olarak alma gerekesinden ba lamak gerekiyor. Makalenin temel olarak bunu eksen alm olmas bir yana, Heideggerin Platon d ncesini bir btn olarak hangi temel esasta grd n anlamak ve dahas kendi hakikat anlay n da nasl tmyle bu gr n stne temellendirdi ini grmek bakmndan da bu durum olduka byk bir nem ta r. ncelikle altheiay szel bakmdan Heidegger gibi sakl olann almas eklinde aynen benimsedi imizi syleyerek ba layalm. Zten aksine de gerek yoktur, nk Kadm Yunan d ncesinin bir hakikat ara trmas olarak konusunu, do rulu un (truth) oldu u gibi grnen her eyin (appereance) ve gerekli in de (reality) kkeni (arch) sayd ve her eyden nce temel ontolojik sorun olmakla felsefenin de asl konusunu olu turan varlk (to on) olu turur. Bu anlamda varlk, (to on) hissedilebilir hibir eyle aklanmas mmkn olmad halde hem hissedilen her eyin sebebi hem de kayna ve ilkesidir. Bu nedenledir ki hakikat, saklann almas olarak, Kadm Yunan kltrnde insan yazgsn da hakikatin er ge ortaya
1

Burada belirtilen kullanm gerekesinin d nda altheia iin hakikat kar l do rudan sz konusu olamaz, nk bu durumda hem altheiadan hem de hakikatten ne anla ld ortaya konulmaldr, bu ise mevct makalenin snrlarn a maktadr. 2 stire, do ruyu (bir eyin ne ise o olu unu), benzetilenin hibir biimde benzemedi i bir e ri yoluyla benzetilmesi anlamnda phantastiken mimetiken ieren bir allgoriadr.

kt bir tragedya olarak belirler. Dolaysyla Kadim Yunanda hakikat, sanattan inanca, siyasetten d nceye her alanda insan hayatnn temel meselesi oldu u iindir ki philosophia bu ihtiyaca ynelik bir aray ve bylelikle ekillenen bir insan anlay ve dnya gr n ifade eder. Bu adan, byle bir kltr topra nda filizlenen ve btn bir d nce tarihinde, insan iinde bulundu u ontolojik ko ullar bakmndan tasvir eden en etkileyici benzetme oldu unda herkesin hemfikir oldu u Ma ara stiaresinin, bu durumda zten altheiay konu edinmemi olmas beklenilemez. Ancak burada asl mesele, ba ta altheia olmak zere Platon d ncesinde yer alan temel kavramlara getirilen tanm ve tespitlerin szel ifadelerinde de il, bunlarn hangi temelde, nasl anla ld nda yatar. Ba ka bir deyi le, sylenende, yalnzca syleyene ( ahsa ya da sze) de il syletene de (hangi amaca ynelik oldu una ve dayand zemine) dikkat edilmesi gereklidir. te bu adan bakld nda, Heideggerin Platonun syledi inde neyi sylemeden brakt n ortaya koyma amacna ra men,3 aslnda Platon d ncesiyle ilgili en temel kavramlar (altheia, philosophia, paideia vs.) anlamaktan uzak oldu unu sylemek, en azndan bu makale iin mmkn grnmektedir. Bu durumu ortaya koyabilmek iin yaplmas gerekense, Heideggerin metnini, sz konusu kavramlar bakmndan Platonun metnine kar temel anlam kaydrmasn gerekle tirdi i d m noktalarnda sergilemek olacaktr. I. Bakld nda, Heideggerin ncelikle, Ma ara stiaresinin altheiay temel almasn ortaya koyabilmek iin, metinde psuchnin tmyle dn (periagg hols ts psuchs) olarak ifadesini bulan paideiann altheia ile olan ili kisinin ne oldu unu sorgulad n grrz. Ancak Heidegger bunu yaparken, paideiay tmyle kural koyucu (normatif) esasta bir pe in hkme ba layp, ma aradaki mahkmun geri dn ile ba layan sreci de buna ba l gei evrelerinden ibaret grr.4 Bu evreler Heideggere gre drt dettir: Birinci evre; zincirlenmi mahkmun durumunu belirler, ikincisi; ayn mahkmun zincirlerden kurtulma abas, ncs; ma arann d na k ve sonuncusu da; geride kalanlar kurtarabilmek iin dn dr.5 te bu sonuncu evredir ki, Heideggere gre, metinde do rudan hi althes (hakik) sz edilmedi i hlde tam da bu yzden Platonun neyi sylemeden brakt n bize gsterecektir. Heidegger bunun nedenini altheiann Kadm Yunanda temel olarak sakl olann almasnn aslnda bir koparma ve alma olarak anla lmas gerekti i iddiasna ba lar. Heideggere gre; Platonda zten, Sokratesin a zndan, geri dnen kurtarcya kar herkesin d manca tutumlarn onu ortadan kaldrmaya kadar vardrdklarn sylemiyor muydu? Demek ki ilk evrede glgelerin varl nn (ma aradaki mahkmlarn duvara vuran glgeleri ile kastedilen) gerekli kld sakl olann almasnn (ma aradaki a ynelme ile kastedilen) sakl olu temeli, esas olarak, almann sakl olandan mcadele ile deta alnmasn (mahkmun zincirlerinden kurtarlmas ile kastedilen) gerekli klmakla, aslnda bu drdnc evreyi altheiann asl zemini hline getirmektedir.6 Btn bunlara zemin olu turan da Ma arann kendisi oldu una gre, Heidegger; bir yeralt ma aras tasviri ancak sakl olann almas anlamndadr ki asl mecaz anlamn bulur der.7

3 4

Pathmarks, Heidegger, Cambridge, 1998. s.166 ibid s.166 - 167 5 ibid. s.168 - 169 -170 - 171 6 ibid s.171 7 ibid s.172

Grld gibi Heidegger, dn (periagg) paideia olarak kural koyucu bir esasta nceden belirleyerek farkl gei evrelerine blp altheiay da bu evrelerin en sonuncusunda temellendiriyor. Demek ki Heidegger altheiann sakl olma kkeninin glgenin varl nda gerekesini buldu unu sylyor, nk ancak glgenin varl yla bir geriye dnme mcadelesi ya and n d nyor. Burada, her eyden nce altheiann sakl olann almas olarak do rudan alma ve koparma ieren bir mcadele esasnda nceden belirlenmi olmas sz konusudur.8 Bu mcadele, Heideggere gre, Ma arada olup bitti i iin de altheia, kkenini kapal olu unun da gsterdi i zere Ma arada bulur. Bu nedenle de Heidegger; Platonun yorumunun ma aray, iinde anlatlan hikayenin trl unsurlarnn sahneye kondu u bir yer olarak - asl anlamnda kavramak yerine - hazr kabl etti ini syler.9 Bylece de Platon iin; ma ara, btn mecaz anlamn, ate ve n olu turdu u glgelerle, gne ve gn ndan alr der.10 te tam da bu ifade, Platonu sorumlu tuttu u altheiann zemininin kaydrlmasndan bizzat Heideggerin sorumlu oldu unu gzler nne serecek d m noktasn olu turur. in ilgin yan, e er tam burada Heideggerin ne yapt n gremezsek, bundan sonras iin ona syleyebilece imiz itirazlar gerek anlamn bulmayacaktr, nk makalenin geri kalan do rudan bu belirlemenin sonularndan karlmaktadr. ncelikle paideiay bir dn (periagg) olarak kural koyucu (normatif) esasta belirlemesi, Heideggerin, Platonun kendi temsilini asl anlamnda gremedi i yolunda vard sonucu en ba tan varsaymas anlamna gelmektedir. Oysa, e er sz edilen dn , Heideggerin iddia etti i gibi bir gei evresi olarak de il, metinde de ak oldu u zere, do rudan ve ancak mahkm iin ve dahas onunla mmkn bir eylem olarak alnd nda, o zaman dn ile sakl olann almas arasndaki isel ba n hangi anlamda bu benzetmenin esasn olu turdu u da ortaya kacaktr. Oysa Heidegger dn , Platonun anlatt ykyle sahneye koydu unu iddia etti i; k, ate vb. unsurlar arasnda bile saymamaktadr. Bunun nedeni, dn paideia olarak, kendinden menkl bir normatif esasta, belli gei evreleri sonucu eidosa ynelmeye ba layarak yorumlamasdr. Bu gei de Heideggere gre esasen d nsel oldu u iin,11 Ma ara stiaresindeki sz konusu dn psuchde meydana gelen bir dn de il, zihinsel bir yo unla ma ve ynelimin benzetmesi olarak en temel anlamndan koparlm olur. Oysa bu temsilin btn anlam, Devlet diyalogunda Ma ara stiaresinin hem kendisinden hem de hemen sonra - Heideggerin sz konusu makalesi kapsamnda nedense ele almad - Sokratesin zerine sylediklerinden de aka grlebilece i zere, do rudan dn n12 btnsel bir eylem olarak grsel mimesisi (taklit, temsil, yanslama, canlandrma vb.) olu unda yatar. Dolaysyla da altheia, Ma ara stiaresinde sakl olann almas olarak btn anlamn, psuchnin olu un (genesis) karanl ndan varl n (to on) aydnl na dn nde bulur.13 stelik,
Heideggerin almay do rudan bir mcadele olarak anlad n zellikle belirtmek gerekir, nk bununla Heideggerin altheiay bir koparma ya da zorla alnan bir ey olarak temellendirdi i aka ortaya kar. Bu konuyla ilgili olarak ayrca bkz. Dipnot 29. 9 ibid 10 ibid 11 Heidegger ak ak d nme diyor. Bkz. Pathmarks, Heidegger, Cambridge, 1998. s.180 "thinking about being of beings". 12 E er burada ok zel anlamda kullanlan dn (periagog) psikolojik olarak anla lr ise yanl anla lm olur. Sz konusu olan dn psikolojik de il ontolojik kkenlidir, nk olu (genesis) her eyden ontolojiktir ve a lmas da dolaysyla psikolojik olamaz. 13 Devlet 518 c-d
8

metinde Sokrates bu dn Platonun icad olan ve tm diyalog metinlerinde bir kereye mahsus olarak kulland sahne de i tirme (periakteon) fili ile tanmlar.14 Bu son derece zellikli sahne15 vurgusu ak bir biimde ynelmenin zihinde de il, psuchde gerekle en mutlak anlamda bir de i im ve dn m eylemi olu unu mimetik olarak ifade amac ta r. Bu sahne ise Ma arann d na karak gne i (agathon) gren ve bylece mahkmiyetten tmyle kurtularak her eyi kendi gzleri ile ne ise oldu u gibi apak gren kimsenin geri dnerek di er mahkmlar da kurtarmasn sa layan faliyetin sahnesidir, nk zincirlere vurulu mahkm metinde - Platon diyaloglarnn yazld metin tekni inin bir gere i olarak16 ak olarak belirtilmemekle birlikte - aslnda bu faliyetin sahnesinde dner.17 te paideia bu anlamda, sz konusu faliyetin bir dn oldu unu gsterir, bu faliyet ise Platon d ncesinde elbette philosophiadan ba ka bir ey de ildir. Dolaysyla da mahkmu bir glge olmaktan kurtaran dn n paideia olarak ayn zamanda philosophiay da tanmlad anla ld nda, bu faaliyetin ekseninde sophiay haiz sophos; onun sayesinde a dnmek sretiyle zincirlerinden kurtulmaya al an mahkmunsa philosophos oldu u ortaya kar. Bu dn ise, metinde de belirtildi i gibi, tmyle psuch itibriyle sz konusu bir dn tr, nk ocuklu undan itibaren zincire vurulu olan zihin de il, anthropos psuchdir. Zihin, bu ba lamda, zincire vurulmann bir sonucu olarak, ancak nndeki glgeden hareket edebilece i iin, k zerine d nebilse dahi, asla gremez, nk tpk gzde oldu u gibi, bedenin kendisi a dnmedike kendili inden grme kbiliyetinden de o yne bakamad iin yoksundur. te bu nedenle grmek iin dnen zihin olamaz, nk zihin, do as gere i bu - ve herhangi ba ka bir - eylemden yoksundur. Demek ki Platon d ncesinde psuch, hi bir biimde zihin ya da a a yukar ayn anlama gelecek ekilde kullanlan vesaire stlahatla izah mmkn olmayp, bu benzetme itibariyle dn eyleminin yegne muhatab ve imkn olarak anla lmaldr. Bu nedenledir ki istiarede mahkmun gzleri ancak dndkten sonra kama r, nk dnen gzleri de il tm bir bedenidir;
ho de ge nun logos, n d eg, smainei tautn tn enousan hekastou dunamin en ti psuchi kai to organon hi katamanthanei hekastos, hoion ei omma m dunaton n alls sun holi ti smati strephein pros to phanon ek tou skotdous, hout sun holi ti psuchi ek tou gignomenou periakteon einai, hes an eis to on kai tou ontos to phanotaton dunat gentai anaschesthai themen: touto d einai phamen [518d] tagathon. ancak bizim burada szn etti imiz u ki; kendisinde bulunan kbiliyet (dunamis) sonucu, bizim sayesinde grd mz organ olan gz, nasl karanlktan a ancak btn bir bedenin evrilmesi ile dnebilirse, psuch de ayn ekilde, - tiyatrolardaki sahne de i tirmeye yarayan prizma eklindeki ibid Periakteon, Platonun periaktoi szc nden bir defalk keyf tretti i bir fil szck olarak cmlede kendi etrafnda dnen (periakteon) olarak kullanlm . Burada, Eski Yunan tiyatrolarnda asl sabit sahnenin kenarlarnda bulunan, gen prizma eklinde, ekseni zerinde dnebilen, zerinde boyanm de i ik sahne resimleri (skenegraphia) bulunduran hareketli sahne aralar olan periaktoiun, Platon tarafndan periakteon olarak fil haline dn trlm oldu unu gryoruz. 16 "Platon diyaloglarna zg", nk Platon diyaloglar anlatcsnn do rudan kar mzda oldu u dolaysz metinler de il, nc ki iye hitap eden ve iki ya da daha ok kimse arasnda bir sahne zerinde geen mimetik eylemler ve kar lkl konu malar; diyaloglardr. Bunun anlam ise Platon diyaloglarnda bir metin okumas ile de il bir sahne ile kar kar ya oldu umuzdur. Bu konu ve istiaredeki mahkmun bir philosophos olarak bu faliyetin sahnesinde dn e tbi olmas ile ilgili temellendirme iin bkz. O uz Ha lako lu, Techn in Platos Thought, baslmam Y. Lisan tezi, B, 1999 17 Platon diyaloglarnda sahnenin rol ve konusu olan philosophia ile olan ili kisi iin bkz. O uz Ha lako lu, Techn in Platos Thought, baslmam Y. Lisan tezi, B, 1999
15 14

gerelerde oldu u gibi - olu tan (genesis) kp varl a (to on) dahil olana dek tmyle kendi etrafnda dner ve bylece hakik aydnl n m ahedesine (themen) tutunmas mmkn olur. Bu - grlen ayn zamanda bizim iyi (agathon) dedi imiz ey de il midir?

Metin bu kadar akken, bu dn n zihinde gerekle ti ini sylemek, metinde dn ile ne kastedildi ini anlayamamak demektir. Oysa, zten, sz konusu istire, denilebilir ki, bu dn n zihin iin mmkn olamayaca n gstermek iindir. Bu yzden de, yine denilebilir ki Ma ara stiresi, bu dn tecrbesinden do as gere i yoksun muhatabnn zihninde, mimesis yoluyla yalnzca bir tasavvur olu turma amac ta r. Dolaysyla da, Ma ara stiresinin anlam onun zmlenmesinden gelmez, nk her trl zme ancak zincirlerin zlmesi ile anlamldr, yoksa zincire vurulmu bir ekilde glgesine mahkm bir esirin, kendi durumunu anlatan bir istireyi, sadece mahkm oldu u nndeki glgeden esasla d nce geli tirebilen bir zihinle zmeye/zmlemeye kalkmas, ancak ironiyle sonulanabilecek imknsz bir giri imdir. Ma arann anlamna gelince, yeralt ve karanlkla temsil edilmesi bakmndan bu mahkmiyetin18 altheiadan yoksun olmayla ayn anlam ta d n temsil amac ta r. Ma arann d ars da, buna kar n, varl n hakikatini temsil eden gne in aydnlatt ve her eyin btn akl yla varl n aydnl sayesinde bulundu u yerdir. Bu sebeple de, Platon d ncesinde asl mesele, Ma ara duvarnda kendi glgesini seyretmekten kurtularak, kendisini aydnl a kavu turmay sa layacak olan dn yoluyla Ma ara ile sembolize edilen cehaletin (amathia ve agnoia) karanl ndan kurtulmaktr. Bu nedenle, Heideggerin altheiann asl zeminine i aret eden bir sembol olarak ald Ma arann kapall , Heideggerin sand gibi altheiaya de il, tam tersi olan doxaya kar lk gelir. Demek ki Heidegger, daha i in ba nda, Ma ara tasvirini, metinde oldu u gibi dn eylemi esasnda anlamak yerine, altheiadaki sakl olann almasnn zemininde bulundu unu iddia etti i sakl olma cihetinin temsili olarak anlamakla, doxay altheia, altheiay da doxa ile de i toku yapm ve bylelikle Ma ara stiaresini de kastedildi i asl anlamnn tam tersine bkm tr. Demek ki Heidegger, Ma ara stiresini, btn bir benzetmenin zerine in a edildi i asl anlamn olu turan eylem ekseninde anlamak yerine, dn n iinde sadece bir sahne unsuru olarak geti i meknsal esasta anlam tr.19 Oysa btn bir Ma ara stiaresi, paideia ad altnda hrle menin mahkm iin nasl mmkn olabilece ine ynelik dnme ve grme eyleminin grsel mimetik bir temsili olmaktan ibarettir. Dolaysyla, Ma arann Heidegger tarafndan mekn esasnda dondurulmu olan bu sreti, Heideggerin sz konusu istiarenin zemininde ikin oldu unu syledi i altheiay da mahkmun dn eylemiyle olan isel birli inde gremedi ini gstermektedir.20 Bu nedenle, sz konusu makale ba lamnda
Kastedilen hem grmeden (noesis) yoksunluk anlamnda grememe(agnoia) ve hem de renmeden (mathesis) yoksunluk anlamnda renememe (amathia) olarak ta ifade edilebilir. 19 Heideggerin altheiay meknsal esasta kavray bu makaleye zg de ildir. Bkz. An Introduction to Metaphysics Yale Uni. Press. p.183. Ayn durumu The End of Philosophy and the Task of Thinkingde daha da ak biimde yle ifade eder; No outward appearance without light Plato already knew this. But there is no light and no brightness without the opening.. The End of Philosophy and the Task of Thinking, Basic Writings, Routledge and Kegan Paul, p.386. 20 Bunun nedeni, Heideggerin altheiay bir eylem olarak hi bir biimde insanla ilgili grmeyi idir. Heideggere gre bu durum, a lmas gerekli Dekart bir znellik anlay nn Kadm Yunandaki ilk rne i olan Sofizme dayanr. Ancak, Heideggerin bu mazerete dayanarak insansz bir hakikat anlay n temellendirdi i gzden karlmamaldr, nk znelli in bir insan anlay hline gelmesi elbette ele tirilebilir ve ele tirilmelidir, ancak hakikatin insanszla trlmasna gereke olamaz, nk insan zneye indirgenemez. Bu olduka nzik ve derin meseleye bu makalede girmek mmkn
18

Heideggerin Ma arasn Platonun Ma arasndan kesinlikle ayrt etmek gerekmektedir. Bylelikle, kendi Ma aras bize, bizzat Heideggerin hakikat doktrininin ne oldu unu anlama imknn verecektir. Burada ncelikle anla lmas gereken, Heideggerin bu istireyi anlama biiminin Platon d ncesinin esas olan philosophiann iptaline dayanm oldu u gere idir. Heidegger, elbette, Ma ara stiaresinde paideia olarak tanmlanan bir dnmeden ve bunun psuchnin tmyle kendi etrafnda dnmesi oldu undan - metni okuyan herkesin de fark edebilece i gibi - haberdrdr. Ne var ki Sokrates, metinde ayn zamanda, sz konusu dn n en nemli sonucunun kendi etrafnda tmyle dnen (periagogs holes) psuchde grmeye (themen) i lerlik kazandrmak (diamchansastha) oldu undan bahseder.21 Demek ki dn n bu dn e tbi olanda sakl olann almas ba lamnda sylersek, grmeye i lerlik kazandrmas sz konusudur. Bunun nedeni altheia nn sakl olann almas olarak anlamn bu istiare ba lamnda tmyle mahkmun dnmesi sonucu olu an grmede bulmasdr, nk mahkmun srtn dnm oldu u varlk ta (to on) anthropos psuchnin sz konusu dn ne ba l olarak olu an bu grmeye kendisini aar. Bu bakmdan, mahkm itibriyle altheia, bu dn d nda hi bir biimde sz konusu olmad iindir ki aslnda bir hapishane olan Ma arann Heidegger tarafndan altheiann sakl olma zemini olarak belirlenmesi, bizzat Heideggerin, mahkmiyete dayal bir hakikat doktrini geli tirmi oldu unu gsteriyor. Byle oldu u hlde, Heideggerin, Platonun bu istiarede k benzetmesine yo unla arak ihmal ettikleri arasnda, Ma aradaki insanlarn mahkmiyeti oldu unu sylemesi kabul edilir bir iddia de ildir;22 nk dnme ve grme olarak sz konusu edilen faliyet, paideia olarak Platon d ncesinde anlamn hrle mede bulan philosophiadan ba ka bir ey de ildir. Heidegger, makalede, paideiann evrilmesi imknsz bir szck oldu una i aret ederken,23 burada sz konusu olann psuchnin tmyle dnmesi (periagogs holes tes psuchs) oldu unu syledi inde de, ayn eyi syler gibi grnyorsa da, aslnda bu szlerden hrle me ile ilgili olarak metinde Sokratesin syledikleri ile tmyle kar t sonulara varr. Bunun nedeni, Heideggerin psuchnin tmyle dnmesini, altheia iinde mevcut dereceler itibriyle bir gei sreci olarak, do rulama (orthotes) ve e le me (homoisis) esasnda anlamasdr. Bu gei sreci, Heideggerin anlad biimiyle, tezhr edende tezhr etme ilkesi olan ideaya do ru olaca iin, Platon d ncesinde hrle meyi de, d ncenin, tezhrn bir sonucu olan hissedilir olanda kendisini ancak ksm olarak gsteren ve bu sebeple de grnme ilkesi olarak grece sakl kalan24 ideaya ynelik bir do ruluk kazanma olarak anlar. Bu da, aslnda altheiann, ideann boyunduru u altna girmesi oldu una gre, Platon d ncesinde hrle me, bunu makalede aka ifade etmese de, Heidegger asndan bakld nda, bir do rulama olarak, boyunduruk altna alnm olmak sebebiyle aslnda bir klele me olacaktr. Burada boyunduruk (zugon) szc n Platonun elinden alan Heidegger, gnlk kullanmdaki anlamn istismar ederek, Platona kar acmaszca kullanr. Oysa Sokrates metinde, ak bir biimde, bu szckten birle tirme anlamn kasteder
grnmemekle beraber, insandan yoksun bir hakikat anlay nn sonularnn ne olabilece i zerine, zellikle Heideggerin "teknoloji" ele tirilerini gz nnde tutarak d nmek olduka ilgi ekici olabilir. 21 Devlet 518 c-d 22 Pathmarks, Heidegger, Cambridge, 1998. p.172 23 Ibid. p.166 24 Buradaki sakl kalma, Heidegger tarafndan, asl sakl olann iptali sonucunda onun yerini alan greceli bir sakl olma olarak anla lmaldr.

ve noesiste (mahiyeti kavrayan grme) taraflar (gren ve grleni) birbirine neyin ba lad n sorar. Yant ise agathondur (iyi) ve kastedilen, ousias (de i ime tbi olmayan mahiyetler) a acak ekilde, tpk gne te oldu u gibi, iyinin her eyin kayna ve nedeni olmasdr. Oysa agathon, Platon d ncesindeki bu farkl konumuna ra men, Heidegger tarafndan sonuta bir idea olarak anla larak, Platonun birle tirme ve ba lama anlamnda kulland szc , birebir boyunduruk anlamna ekip, philosophiay da paideia esasnda kastedilenin tam tersine bir klele me olarak resmetmi olmaktadr. Ne var ki, Heideggerin bu makalede ortaya koydu u e itim anlay , aslnda tam da ayn metinde Sokratesin olumsuz anlamda ele tirdi i paideiaa denk d mektedir. Sokrates, Ma ara stiaresi zerine konu urken, kimi e itimcilerin e itim yoluyla, grmenin bizzt kendisini ba lam gibi d ndklerini, oysa grmenin psuchde bir kbiliyet (dunamis) olarak zten hazr bulundu unu, btn yaplmas gerekenin, bu kbiliyetin do ru ve uygun ekilde a (varl n hakikati olarak) evrilmesi oldu unu syler.25 Buna kar lk Heidegger ise, paideiay Platon d ncesine atfen normatif bir formasyon (Bildung / in a, biimlendirme) olarak belirledi inde, paideiann esasn, e itime tbi tutulana bir paradigma (rnek) ba lamnda biim verilmesi oldu undan karr.26 Burada, Heideggerin paideia ba lamnda paradigma olarak kastetti i, Platona atfen aslnda ideann rnek alnmasdr. Bu ekilde, Heidegger, Platon d ncesinde paideiay da, ayn anda hem bir rnek zerinden yrtlen ynlendirme faliyeti olarak, hem de e itilende bir format olu turulmas amacna ynelik bir iz brakma olarak anlar.27 Demek ki paideia, Heideggerin anlad ekliyle ifade edilecek olursak; e itime tbi olann e itimci tarafndan paradigma esas alnarak formatlanmas, biimlendirilmesidir. Heideggere gre e itim, ancak bylece formasyon (Bildung - in ) anlam kazanr. 28 Oysa bu durum, Sokratesin i aret etti i; grmenin sanki rencide hi grme kbiliyeti yokmu gibi ona kazandrlmasna ynelik, tmyle doxa (altheia nn kar t) iinden anla lm bir paideia anlay dr. O kadar ki, Heidegger stne stlk bundan bir de kural koyucu (normatif) bir ilk rnek (prototip) kartmakla, artk burada, metinde yazlanlarla hi bir ekilde ili kisi kalmad n ortaya koymakla kalmaz, ayn zamanda, kendi e itim anlay n da, sanki yle imi gibi aslnda dolayl yoldan mahkm etti i Platonun paideia anlay zerinden yapt genelleme yoluyla Kadm Yunan kltrn de kendi e itim anlay na - stelik tmyle gerekesiz bir biimde milat edinmi olur. Bu yzden de, paideiay evirmeden brakmasn bu szc n anlamnda ki derinli ine yakla abilmek iin gerekli imkan sa lamak olarak gren Heidegger, bu szckleri anlayabilmenin yegne imkn olan psuchye geldi inde ayn zeni ve inceli i gstermek ihtiyac duymuyorsa, bunun nedeni, dn n psuch itibriyle sz konusu bir tecrbe de il, zihin itibriyle sz konusu bir do rulama oldu u eklindeki pe in hkmdr. Bu yzden de Heideggerin e itim anlay nn, ancak zihinsel olarak anla labilecek bir esas zerinden, aslnda, mevcut paradigmaya gre yaplan - dnemsel, kltrel vs. ve elbette esasen zorunlu biimde ideolojik olarak belirlenmi olan - bir formatlama i lemine dn mesi kanlmaz olur.29
25 26

Devlet 518 c-d. Pathmarks, Heidegger, Cambridge, 1998. P.166 27 Ibid. 28 Ibid. 29 Bu hliyle Heideggerin e itim anlay , son dnem ele tirilerinin ekseninde yer alan teknoloji meselesinde szn etti i; varl n unutulu unun bir yazgya dn mesinin belki de en z biimde kendi d ncesinde gerekle ti ini gstermektedir. E itim e er formatlama ya da form kazandrma olarak anla lrsa, sonu olarak bir retim biimi olur, nk formatlama yoluyla kendisine grme

II. Bu trden bir paideia yakla mnn dayand hakikat anlay n Sokratesin metinde syledikleri ile kyaslad mzda ne gryoruz? Grnen; Heideggerin, altheiay sakl olann almas eklindeki szel tanmyla sanki Kadm Yunandan karrm gibi grnrken, aslnda tanmnn temellendi i zemin itibriyle kendi hakikat anlay n zmnen Kadim Yunana atfetmi oldu udur. Bu ilgi ekici durumu daha da etraflca anlayabilmek amacyla, dikkatimizi Heideggerin metninde Platon d ncesinde altheia itibriyle mevcut oldu unu syledi i bir belirsizli e evirmeliyiz. ncelikle Heidegger bu belirsizlikte bir dn mn sz konusu oldu unu sylemektir. Bu dn m, yine Heideggere gre hakikatin locusunda (zemin, yerle im yeri) meydana gelir. Ba ka bir deyi le hakikat belli bir yerle imden bir di erine ta nm tr. Peki bu ta nma nasl ve nereden nereye olmu tur? Heideggere gre, sakl olann almas olarak altheia, Platonla birlikte, ideaya ynelen zihinsel bir esasta anla lan grmenin do rulanmas olarak, kar lkl olma (correspondence) anlamndaki hakikat anlay nn do rulama olarak ilk rne ini olu turur. Ba ka bir deyi le, Platon, idea yolu ile, bilginin nesnesiyle olan kar lkl olmas durumunu bir do rulama olarak, Heideggere gre, hakikatin tanm hline getirmi tir. Bu bakmdan altheia, sakl olann almas olarak var olanlarn kendi iinde sz konusu olan bir zeminden, insandan hareketle mevcut olanlara ynelen znel bir esas kazanr. Bylece, altheia, sakl olann koparlma sonucu alnd trajik30 bir almadan, do rulamaya dayal ideann edilgin boyunduru una girmi olur.31 te Heideggere gre Platonun kendisinden sonraki btn bir Bat D ncesine felsefe adyla miras brakt hakikat anlay da bylece ekillenmi olmaktadr.32 Ancak yine, Heideggere gre, Platon d ncesi ayn zamanda altheiann bu asl zeminini kendisinde rtk olarak ta olsa bir ekilde barndrd iin, bu durumun Platon Diyaloglarnda birbiriyle eli en iki ifade ile kendisini belli etti ini d nr. Heidegger, Platon d ncesinde yer alan: yinin (agathon), do ru (orthon) ve gzelin (kalos) asl nedeni ya da kayna (aitia) olmas ifadesinin, ayn iyinin (agathon) altheia (sakl olann almas) ve nousu (grme kbiliyeti) ihsan etmesi (paraschomen) ifadesi ile eli ki iinde oldu unu ileri srer. Burada Heidegger, eli kiyi gsterebilmek iin, kalosu altheia, orthay da nous ile e ler ve buna gereke olarak, Phaidros diyalogunda kalosun ekphanestaton (kendi iinden yan) olarak tanmland n syler. Bylece, Heideggere gre, Platon, altheiann sakl olann almas esasn kalos ba lamnda ekphanestaton (kendi iinden yan) ifadesi ile korumu grnrken, nousu, ortha itibriyle ideaya bak n
gc kazandrld d nlen renci, bu gzden dnyaya bakan bir bak as olarak, bu e itim anlay nn gerek anlamda bir rn olur. O halde bu ekilde anla lan bir e itim teknolojinin en zl biimini olu turmu olur. Heideggerin teknoloji ele tirisi ile ilgili bkz. Basic Writings, Heidegger, Trans. Krell, Keegan &Paul, 1978, p. 287-317. Question Concerning the Technology. 30 Elbette altheiay anlamak tragedyaya bak da belirleyecektir. Her ikisi arasndaki derin ili kinin farknda olan Heidegger bu koparma ile belli ki tragedyann bir insan yazgs olu unun belli bir tarzn kastediyor. Bunun gerekten byle olup olmad na ba l olarak tragedya meselesi de ayrca Heideggerci anlay tan kurtarlmas gereken bir nem arz eder. Ancak sz konusu meseleyi ele almak bu makalenin konusunu a maktadr. 31 Ak ki Heidegger, Nietzschenin Tragedyann Ruhundan Mzi in Do u unda ne srd tezde (tragedyann bozulu unun Sokratesle ba lamas) hakl oldu unu d nyor. Heideggerin ayrntl Nietzsche incelemesi iin bkz. Heidegger, Nietzsche, Volumes I,II / III,IV, Trans.David Farrell Krell, HarperCollins 1991 32 Pathmarks, s.176

do rulanmas olarak anlam olmas yznden, altheiann esasn ideann altna koymaya al arak, alma ve do rulanma arasnda gidip gelen bir belirsizli e ve dolaysyla da kendi hakikat doktrininin k zemini ile eli kiye d er. Burada Heidegger sanki bu iki ifadede temel anlamda bir eli ki ya da belirsizlik varm gibi gstermek istemektedir. Oysa, Platon d ncesi adna burada her eyin yerli yerinde oldu unu sylemek gyet mmkndr: Psuchde nous adnda bir grme (nosis) kbiliyeti (dunamis) bulundu u iindir ki, varlk (to on) kalos (gzel) vechesiyle33 (eidos) byle bir grmeye kendisini altheia yoluyla sakland yerden aar. Ne var ki, kalos (gzellik) ancak bu grme kbiliyeti (nous) varl a (to on) do ru (ortha) evrilir (periagogs) ise altheia itibriyle alabilir. Burada do ru (ortha) hem bu i i (paideia) bilen ustann (sophos) varl n im eder hem de varlk ynne do ru evrilme/dnme (periagogs) anlamna gelir. Bu nedenle, Heideggerin Platon d ncesine atfetti i kalos/altheia ve nous/ortha arasndaki eli ki ve belirsizli i szn etti i hususta anlamak mmkn de ildir. De indi imiz gibi Heidegger, Ma ara stiaresini, Platonun elinden alarak, istedi i sonucu karaca hazr bir malzeme olarak daha en ba tan ekillendirir.34 Sonra yapt ise, Platon metinlerinde tespit etti ini syledi i sz konusu ifadelerde bir belirsizlik ve eli ki oldu u yolundaki iddialar ile buna nesnellik kazandrmaya al mak olur. in ilgin taraf, btn bu hususlar bir btn olarak ve en ba tan grlmedike, Heideggerin sylediklerinin belli bir anlam ve tutarllk etkisi sa larm gibi grnmesidir. Oysa Ma ara stiaresinin daha en ba nda nasl zorla - metnin yazarnn kastetti inin tersine anla larak - el de i tirdi i anla ld nda, bu tutarll n, bir resmin ikiboyutlu bir yzeyde olu turdu u boyutlu yanlsama etkisinde oldu u gibi, tm etkileyicili ine ra men aslnda bir yanlsama oldu u kolayca anla lr. Bu bir kez anla ld nda ise metindeki sylemin asl karanlk yan kendisini belli eder. Heidegger aslnda btn makale boyunca e itimden bahsedip durmaktadr ve mesele Ma ara stiaresinin sophia (hikmet, bilgelik) asndan anla lmasna geldi inde bu durum kendisini u adan olduka rktc bir ekilde ortaya koyar; btn bunlarn philosophiaya tekabl eden yannn elbette farknda olan Heidegger, Ma arann iini sophiann asl zemini olarak almak sretiyle Ma aray do rudan kural koyucu (normative) bir bilgeli in yegne hkmranlk alan olarak belirler.35 Bu ise yukarda de indi imiz trden, sadece altheiay Platonun benzetmesinde kastedilen anlamnn tersine evirmekle kalmaz, ayn zamanda onu kural koyucu bir otoritenin tekeline vermi olur. Bu ekilde, Ma aray sophiann kkeni olarak belirlemekle, Heidegger, Ma aray da her eye hkim bir kanun koyucunun iktidar alan olarak ilan etmi olur. te bu yakla mdr ki Heideggerin hakikat anlay nn weltanschaungunu ideolojik zemininde ortaya koyar, nk hkmranlk Ma arann ii itibriyle do rudan siyas bir dv gerektirir. Bu durum, Heideggerin, ayn zamanda bir e itmen olmas zorunlu olan bilgeyi (sophos) Ma arann efendisi klmakla, glgeleri de (mahkmlar), aydnl a kavu malar do rudan Ma aray hkmranlk alan olarak tayin eden bu anlay n elinde, ma aradan kurtulmalar gereken de il, formatlanmalar yoluyla ideolojik olarak aydnlanan esasen Ma araya ait kimseler olarak grd n gsterir. Bu nedenledir ki, Platon
Platon d ncesi itibriyle denilebilir ki, her bir eidos, noesis itibriyle to onun bir vechesini olu turur, yoksa bundan eidosun bir grn oldu u anlam karlmamaldr. 34 Pathmarks, Heidegger, Cambridge, 1998. s.172 35 ibid s. 180 "Astuteness means inhering with an abode that everywhere and primarily has a hold in what perdures."/ "The kind of astuteness that is normative down there in the cave"
33

d ncesi asndan bakld nda Heideggerin sophos (bilge) olarak and kimse de aslnda tam tersine karanlkta gizlenerek avlanan sophisttir. Sophia kkeninden gelen iki szckte - hem sophos hem de sophist - ayn anlam ierir, ancak Platon diyaloglarn okuyan herkesin zerinde hemfikir olaca zere sophist ile sophosun fark altheia ile olan ili kileri bakmndan aktr; sophos aarken sophist rter. III. Heideggerin, sz konusu makalede, Ma ara temsilini diyalogdaki anlamndan farkl bir ba lama ekerek deta Platonun elinden almas, ayn zamanda, bir tr kendine ml etmenin e lik etti i garip bir felsefe yapma tarzna dair de ilgin ip ular barndrmaktadr. Heidegger byle bir ml etmeyi genel bir ilke zerinden aslnda do al hakk olarak grd n; Platos Sophistin ba nda, hi bir gereke gstermeden Platonun Aristoteles zerinden yorumlanmas gerekti ini sylerken, yle ifade eder: Her d nr kendisinden sonra gelenlerce kendisini anlam oldu undan daha iyi anla lr. 36 Bu sylenen elbette do ru olabilir, ancak bunun iin gerekten de o d nr kendisinin anlad ndan daha kapsaml ve ku atc olarak anlamak gerekir. Bu anlamda, Heideggerin Kadim Yunan d ncesine getirdi i yorumlar, etkisi bakmndan ve konuya farkl ve zgn bir bak as getirmi olmas itibriyle de ku kusuz inkar edilemezdir. Ne var ki yorum da, her eyden nce, metni kendi bildi i gibi de il, oldu u gibi okuyabilmekle hakiki anlamn ve de erini bulur. Ancak ondan sonra, syleyeni, neyi sylemeden brakt nda gstermek mmkn olabilir. Yoksa, Platonun Hakikat Doktrini makalesinde oldu u gibi, bu durum kendinden menkl bir hakka ve keyfiyete dn rse, btn bir makale de gstermeye al t mz trden aslsz bir kendi bildi ini okumaya dn r.

36

Platos Sophist, Trans. Rojvewicz, Schuwer, Indiana Uni. press, 1997. p.8

You might also like