You are on page 1of 368

21-1-924

Lambayi yakma, birak,


sari bir insan basi
dsmesin pencereden kara.
Kar yagiyor
karanliklara.
Kar yagiyor
ve ben hatirliyorum.
Kar...
flenen bir mum gibi sndu
koskocaman isiklar...
Ve sehir
kr bir insan gibi kaldi
altinda yagan karin.
Lambayi yakma birak!
Kalbe bir biak gibi giren hatiralarin
dilsiz olduklarini anliyorum.
Kar yagiyor
ve ben hatirliyorum.
1 Mayis da
Yasim yirmi
Lenin sag
Kizil Meydan'da
Yzellibin insan
Otuzbesyil geti aradan
Yasim yine yirmi
Lenin yine sag
Kizilmeydanlar'da
Bir milyon insan
19 yasim
Benim ilk ocugum, ilk hocam, ilk yoldasim
19 yasim
Sana anam gibi hrmet ediyorum
edecegim
Senin ilk arsinladigin yoldan gidiyorum
gidecegim
Benim ilk ocugum, ilk hocam, ilk yoldasim
19 yasim
*
ok uzaklarda yuvarlaniyor basim
Oturuyor 19 yasim
yatagimin basucunda
ellerimin avucunda
bana diyor ki;
-- kafamizda getirelim geri
o delikanli gnleri cancazim,
o dehsetli gzel gnleri...
*
Kpkl sahlanislarin dnm yeri..
Dnyanin altida biri;
kan iinde doguran ana..
Istasyondan istasyona
yalinayak
tanklari kovalayarak
alikla yaris...
Sarkilarin boyu kilometre
lmn boyu bir karis...
*
Kafkas;
gnes
Sibirya;
kar
Seslenebildiginiz kadar ses-
-lenin
24 saatte 24 saat Lenin
24 saat Marks
24 saat Engels
Yz dirhem kara ekmek,
20 ton kitap
ve 20 dakika sey! ..
*
Ne gnlerdi heheheeey
onlar ne gnlerdi ahbap! ! ..
ok uzaklarda yuvarlaniyor basim
Duruyor karanlikta 19 yasim
Lambayi yakiyorum
ona hayretle
muhabbetle
hrmetle
ve daha bilmem neyle bakiyorum
bakisiyoruz
*
Yillarin arkasinda irpti kanadini
'Strasroy Plosaat' in saat kulesi
Yasiyor herhangi bir 24 saatini
Vatandas kavgasinin darlfnun talebesi;
Balik orbasi, tfek talimi, tiyatro, balet
KITAP..
Patetes kamyonu basinda sng tak bekle nbet
KITAP... KITAP...
Madde, suur, istismar, fazla kiymet
KITAP... KITAP... KITAP...
Manikr;
hayir,
Dis firasi;
evet.
KITAP... KITAP... KITAP...
Bu ne 24 saat
bu ne 24 saattir ahbap! !
*
Ask;
yoldas,
Profesr;
yoldas,
Zenci;
coni,
Alman;
Telman,
inli;
Li
Ve 19 yasim
yoldas da yoldas, yoldas da yoldas,
yoldasim...
Yillarin arkasinda yuvarlaniyor basim
basim yuvarlaniyor
Uzun salarindan tutustu yillar
yillar yaniyor
yaniyor da yaniyor...
*
Oku
Yaz
Boz
Bagir
agir!
Btn kuvvetinle nefes al...
KaFanda, kalbinde
etinde
iskeletinde ihtilal...
Ihtilal;
gndz-gece
Gece ormanda am dallari yakarak,
bembeyaz
yusyuvarlak aya bakarak,
hep bir agizdan sarkilar syleniyor..
Ve bu anda
kuvvetli din
bir agridan gelen deli bir sevin
sirar atlar kpklenir atlar
kafanda...
*
Haaayydaa,
beyaz ordulari dumanli ufuklar gibi nne katan
bir kizil svarisin,
bir kizil svariyim,
bir kizil svariyiz,
bir kizil, , , , ,
Geti yil
Ey benim 19 yasim,
Ormanda am dallari yaktigimiz
hep bir agizdan sarkilar syleyerek aya baktigimiz
gecelerin stnden........
Ben yine sylyorum ayni sarkilari
Dndrmedi rzgar beni havada yapraga,
ben kattim nme rzgari...
Ve sen ki en yikilmazlari yikabilirsin,
gzme bakabilir
elimi sikabilirsin...
Ve sen ki...
Sen,
BENIM ILK OCUGUM, ILK HOCAM, ILK YOLDASIM
19 YASIM
23 Sentlik Asker
23 Sentlik asker
Mister Dalles,
sizden saklamak olmaz,
hayat pahali biraz bizim memlekette.
Mesela iki yz gram et alabilirsiniz,
koyun eti,
Ankara'da 23 sente,
yahut iki kilo kuru sogan,
yahut bir kilodan biraz fazla mercimek,
elli santim kefen bezi yahut,
yahut da bir ayligina
yirmi yaslarinda bir tane insan.
erkek,
agzi burnu, eli ayagi yerinde,
niformasi, otomatigi zerinde,
yani ldrmege, ldrlmege hazir,
belki tavsan gibi korkak,
belki toprak gibi akilli
belki genlik gibi cesur,
belki su gibi kurnaz
(her kaba uymak meselesi) ,
belki mrnde ilk defa denizi grecek,
belki ava merakli, belki sevdalidir.
Yahut da ayni hesapla Mister Dalles
(tanesi 23 sentten yani)
satarlar size bu askerlerin otuz besini birden
Istanbul'da bir tek odanin aylik kirasina,
seksen bes onda altisini yahut
bir ift iskarpin parasina.
Yalniz bir mesele var Mister Dalles,
herhalde bunu sizden gizlediler:
Size tanesini 23 sente sattiklari asker
mevcuttu niformanizi giymeden nce de,
mevcuttu otomatiksiz filan,
mevcuttu sadece insan olarak
mevcuttu, tuhafiniza gidecek,
mevcuttu hem de oktan mi oktan,
daha sizin devletinizin adi bile konmadan.
Mevcuttu, isiyle gcyle ugrasiyordu,
mesela, Mister Dalles,
yeller eserken yerinde sizin New-York'un,
kursun kubbeler kurdu o
gkkubbe gibi yksek,
hasmetli, derin.
Elinde Bursa baheleri gibi nakislandi ipek.
Hali dokur gibi yonttu mermeri,
ve nehirlerin bir kiyisindan br kiyisina
ebemkusagi gibi atti kirk gzl kprleri.
Dahasi var Mister Dalles,
sizin dilde anlami pek de belli degilken henz,
zulm gibi,
hrriyet gibi,
kardeslik gibi szlerin,
dvst zulme karsi o,
ve istiklal ve hrriyet ugruna
ve milletleri kardes sofrasina davet ederek,
ve yarin yanagindan gayri her yerde,
her seyde,
hep beraber,
diyebilmek iin,
yrd pesince Bedreddin'in
O, tornaci Hasan, kyl Mehmet, gretmen Ali'dir.
kaya gibi yumrugunun son ustaligi:
922 yili 9 eylldr.
Dedim ya Mister Dalles, ,
Herhalde btn bunlari sizden gizlediler.
ucuzdur vardir illeti.
Hani sasmayin,
yarin ok pahaliya mal olursa size,
bu 23 sentlik asker,
yani benim fakir, cesur, aliskan, milletim,
her millet gibi byk Trk milleti.
(1953)
31 Mayis 1962
Yoruldun agirligimi tasimaktan
ellerimden yoruldun
gzlerimden glgemden
szlerim yanginlardi
kuyulardi szlerim
bir gn gelecek ansizin gelecek bir gn
ayak izlerimin agirligini duyacaksin iinde
uzaklasan ayak izlerimin
ve hepsinden dayanilmazi bu agirlik olacak.
Alarin Gzbebekleri
Degil birka
degil bes on
otuz milyon
a
bizim!
Onlar
bizim!
Biz
onlarin!
Dalgalar
denizin!
Deniz
dalgalarin!
Degil birka
degil bes on
30.000.000
30.000.000!
Alar dizilmis alar!
Ne erkek, ne kadin, ne oglan, ne kiz
siska ciliz
egri bgr dallariyla
egri bgr agalar!
Ne erkek, ne kadin, ne oglan, ne kiz
alar dizilmis alar!
Bunlar!
Yryen paralari
o kurak
topraklarin!
Kimi
kemik
dizlerine vurarak
yuvarlak
bir karin
tasiyor!
Kimi
deri... deri!
Yalniz
yasiyor
gzleri!
Uzaktan
simsiyah sivriligi
nokta nokta uzayip damara batan
kocaman bali bir nalin ivisi gibi
deli gzbebekleri,
gzbebekleri!
Hele bunlar
hele bunlarda yle bir agri var ki,
bunlar
yle bakarlar ki!...
Agrimiz byk!
byk!
byk!
Fakat
artik imanimiza inemez tokat!
Demirlesti bagrimiz,
nk agrimiz
30.000.000
deli gzbebekleri!
Gzbebekleri!
Ey
beni
agzi aik
dinleyen adam!
Belki arkamdan bana
bu kalbini
haykirana
kaik
diyen adam!
Sen de eger
tekiler
gibi kazsan,
bir mana
koyamazsan
szlerime
bak bari gzlerime;
bunlar:
Deli gzbebekleri!
Gzbebekleri!
Alik Ordusu Yryor...
Alik ordusu yryor
yryor ekmege doymak iin
ete doymak iin
kitaba doymak iin
hrriyete doymak iin.
Yryor kprler geerek kildan ince kilitan keskin
yryor demir kapilari yirtip kale duvarlarini yikarak
yryor ayaklari kan iinde.
Alik ordusu yryor
adimlari gk grlts
trkleri atesten
bayraginda umut
umutlarin umudu bayraginda.
Alik ordusu yryor
sehirleri omuzlarinda tasiyip
daracik sokaklari karanlik evleriyle sehirleri
fabrika bacalarini
paydostan sonralarinin tkenmez yorgunlugunu tasiyarak.
Alik ordusu yryor
ayi ini kyleri ardinca ekip gtrp
ve topraksizliktan lenleri bu koskoca toprakta.
Alik ordusu yryor
yryor ekmeksizleri ekmege doyurmak iin
hrriyetsizleri hrriyete doyurmak iin alik ordusu yryor
yryor ayaklari kan iinde.
Aga Camii
Aga Camii;
Havsalam almiyordu bu hazin hali nce
Ah, ey zavalli cami, seni byle grnce
Dertli bir ocuk gibi imanima baglandim;
Allahimin ismini daha ok candan andim.
Ne kadar yabancisin byle sokaklarda sen!
Byle sokaklarda ki, anasi can verirken,
Isikli kahvelerde kendi z evladi var...
Byle sokaklarda ki, amurlu kaldirimlar,
En kirlenmis bayragin tasiyor glgesini,
stnde orospular ykseltiyor sesini.
Burda btn gzleri bir siyah el bagliyor,
Yalniz senin ggsnde byk ruhun agliyor.
Kendi elemim gibi anliyorum ben bunu,
Anliyorum bu yerde azap eken ruhunu
Bu imansiz muhitte yle yalnizsin ki sen
Bir teselli bulurdun ruhumu grebilsen!
Ey bu caminin ruhu: Bize mucize gster
Mukaddes huzurunda el baglamayan bu yer
Bir gn harap olmazsa Trkn kili kiniyla,
Bastan basa tutussun gklerin yanginiyla!'
Aglamak Meselesi
Nasil etmeli de aglayabilmeli
farkina bile varmadan?
Nasil etmeli de aglayabilmeli
ayipsiz,
asikare,
yagmur misali?
Neylersin aliskanlik
iin kan aglarken yzn gler
dikilitas gibi dinelirsin yine.
Yavrum, erismek ne msklms meger,
anneler gibi aglamanin yigitligine?
Alarga Gnl
Alarga gnl:
Demir al...
Kirmizi bir amiral
gibi kaptan kprsne ik...
Karsinda deniz:
kasi atik
sana bakan
kocaman
mavi bir gz...
Alarga gnl,
palamari z...
Amiral
demir al...
Gnl kaptan kprsne ik...
ayir kokusu alan
bir tay gibi kokla aik denizleri...
evirmesin senin kafani geri
geride kalanlara dogru giden
dmen suyunun kpkl izleri...
Alarga gnl,
palamari z...
Amiral
demir al...
Sr gemiyi dalgalarin gzne...
kulak asma Fikretin szne...
ocugun anan
olan:
denize inan...
Alarga gnl
daha alarga
daha alarga
daha
daha!
Alarga gnl
alarga...
Angina Pektoris
Yarisi burdaysa kalbimin
yarisi indedir, doktor.
Sarinehre dgru akan
ordunun iindedir.
Sonra, her safak vakti, doktor,
her safak vakti kalbim
Yunanistanda kursuna diziliyor.
Sonra, bizim burada mahkumlar uykuya varip
revirden el ayak ekilince
kalbim amlicada bir harap konaktadir
her gece,
doktor.
Sonra, su on yildan bu yana
benim, fakir milletime ikram edebildigim
bir tek elmam var elimde, doktor,
bir kirmizi elma:
kalbim
Ne arteryo skleroz, ne nikotin, ne hapis,
iste bu yzden, doktorcugum, bu yzden bende
bu angina pektoris
Bakiyorum geceye demirlerden
ve iman tahtamin stndeki korkun baskiya ragmen
kalbim en uzak yildizla birlikte arpiyor.
Anlayamadilar
Biz ince bel, ela gz, stun bacak iin sevmedik gzelim
Gmbr gmbr bir yrek diledik kavgamizda...
Atesin yaninda barut, barutun yaninda ates olasin diye! ..
Raki sofralarinda sylenip, aci ttn ignercesine sevdik
ANLAYAMADILAR...
Arhaveli Ismail'in Hikayesi
Atesi ve ihaneti grdk.
Dsman ordusu yine basladi yrmege.
Akhisar, Karacabey,
Bursa ve Bursa'nin dogusunda Aksu,
arpisarak ekildik...
920'nin
29 Agustos'u:
Usak dst.
Yarali
ve dehsetli kizgin
fakat topragimizdan emin,
Dumlupinar sirtlarindayiz.
Nazilli dst.
Atesi ve ihaneti grdk.
Dayandik
dayanmaktayiz.
1920 Subat, Nisan, Mayis,
Bolu, Dzce, Geyve, Adapazari:
Iimizde Hilfet Ordusu,
Anzavur isyanlari.
Ve ayni siradan,
3 Ekim Konya.
Sabah.
500 asker kaagi ve yesil bayragiyla Delibas
girdi sehre.
Alaeddin tepesinde gn gece hkm srdler.
Ve Manavgat istikametlerinde kaip
lmlerine giderken
terkilerinde kesilmis kafalar gtrdler.
Ve 29 Aralik Ktahya:
4 top
ve 1800 atli bir ihanet
yani erkez Ethem,
bir gece vakti
kilim ve hali ykl katirlari,
koyun ve sigir srlerini nne katip
dsmana geti.
Yrekleri karanlik,
kemerleri ve kamilari gmslyd,
atlari ve kendileri semizdiler...
Atesi ve ihaneti grdk.
Ruhumuz firtinali, etimiz mtehammil.
Sevgisiz ve ihtirassiz iplak devler degil,
inanilmaz zaaflari, korkun kuvvetleriyle,
silhlari ve beygirleriyle insanlardi dayanan.
Beygirler irkindiler,
bakimsizdilar,
hasta bir fundaliktan yksek degillerdi.
Fakat bozkirda kisneyip kprmeden
sabirli ve doludizgin kosmasini biliyorlardi.
Insanlar uzun asker kaputluydu,
yalnayakti insanlar.
Insanlarin basinda kalpak,
yreklerinde keder,
yreklerinde mthis bir mit vardi.
Insanlar devrilmisti, kedersiz ve mitsizdiler.
Insanlar, etlerinde kursun yaralariyla
ky odalarinda unutulmustular.
Ve orda sargi,
deri
ve asker postallari halinde
yan yana, sirtst yatiyorlardi.
Koparilmis gibiydi parmaklari saplandigi yerden
egrilip bklmst
ve avularinda toprak ve kan vardi.
Ve asker kaaklari,
korkulari, mavzerleri, iplak, l ayaklariyla
karanlikta kylerin iinden geiyorlardi.
Acikmistilar,
merhametsizdiler,
bedbahttilar.
Sosenin issiz beyazligina inip
nal sesleri ve yildizlarla gelen atliyi eviriyor
ve Bolu daginda ekmek bulamadiklari iin
deviriyorlardi uurumlara:
sayak, cigara kadi, tuz ve sabun ykl yaylilari.
Ve ok uzak,
ok uzaklardaki Istanbul limaninda,
gecenin bu ge vakitlerinde,
kaak silh ve asker ceketi ykleyen laz takalari:
hrriyet ve mit,
su ve rzgrdilar.
Onlar, suda ve rzgrda ilk deniz yolculugundan beri vardilar.
Tekneleri kestane agacindandi,
tondan on tona kadardilar
ve lkin yelkenlerinin altinda
Iindik ve ttn getirip
seker ve zeytinyagi gtrrlerdi.
Simdi, byk sirlarini gtryorlardi.
Simdi, denizde bir insan sesinin
ve demirli sileplerin kederlerini
ve Kabatas aiklarinda sallanan
saman kayiklarinin fenerlerini
peslerinde birakip
ve karanlik suda Amerikan taretlerinin nnden akip
kk,
kurnaz
ve magrur
gidiyorlardi Karadeniz'e.
Dmende ve basaltlarinda insanlari vardi ki
bunlar
uzun egri burunlu
ve konusmayi sehvetle seven insanlardi ki
sirti lcivert hamsilerin ve misir ekmeginin
zaferi iin
hi kimseden hibir sey beklemeksizin
bir sarki syler gibi lebilirdiler...
Karanlikta kursuni derisi kirmiziya boyanan
baltabas gemi
Ingiliz torpitosudur.
Ve dalgalarin stnde sallanarak
alev alev
yanan:
Saban Reisin bes tonluk takasi.
Kerempe Fenerinin yirmi mil aiginda,
gecenin karanliginda,
dalgalar minare boyundaydilar
ve baslari bembeyaz paralanip dagiliyordu.
Rzgar:
yildiz - poyraz.
Esirlerini bordasina alip
kayboldu Ingiliz torpitosu.
Saban Reisin teknesi
atesten diregiyle gmld suya.
Arheveli Ismail
bu len teknedendi.
Ve simdi
Kerempe Fenerinin aiginda,
batan teknenin kayiginda
emanetiyle tek basinadir,
fakat yalniz degil:
rzgrin,
bulutlarin
ve dalgalarin kalabaligi,
Ismail'in etrafinda hep bir agizdan konusuyordu.
Arheveli Ismail
kendi kendine sordu:
Emanetimizle varabilecek miyiz?
Kendine cevap verdi:
Varmamis olmaz.
Gece, Tophane rihtiminda
Kamaci ustasi Bekir Usta ona:
Evldim Ismail, dedi,
hi kimseye degil, dedi,
bu, sana emanettir.
Ve Kerempe Fenerinde
dsman projektr dolasinca takanin yelkenlerinde,
Ismail, reisinden izin isteyip,
Saban Reis, deyip,
emaneti yerine gtrmeliyiz, deyip
atladi takanin patalyasina,
aildi.
Allah byk
ama kayik kk demis Yahudi.
Ismail bodoslamadan bir sagnak yedi,
bir sagnak daha,
pesinden -kardesler.
Ve denizi biak atmak kadar iyi bilmeseydi eger
alabora olacakti.
Rzgr tam kerte yildiza dnyor.
Ta karsida bir kirmizi damla isik grnyor:
Sivastopol'a giden bir geminin
sancak feneri.
Elleri kanayarak
ekiyor Ismail krekleri.
Ismail rahattir.
Kavgadan
ve emanetinden baska her seyin haricinde,
Ismail unsurunun iinde.
Emanet:
bir agir makinali tfektir.
Ve Ismail'in gz tutmazsa liman reislerini
ta Ankara'ya kadar gidip
onu kendi eliyle teslim edecektir.
Rzgr bocaliyor.
Belki karayel gsterecek.
En azdan on bes mil uzaktir en yakin sahil.
Fakat Ismail
ellerine gvenir.
O eller ekmegi, kreklerin sapini, dmenin yekesini
ve Kemeralti'nda Fotika'nin memesini
ayni emniyetle tutarlar.
Rzgr karayel gstermedi.
Yz kerte birden atlayip rzgr
bir anda btn ipleri biakla kesilmis gibi
dst.
Ismail beklemiyordu bunu.
Dalgalar bir mddet daha
yuvarlandilar teknenin altinda
sonra deniz dmdz
ve simsiyah
durdu.
Ismail sasirip birakti krekleri.
Ne korkuntur dsmek kavganin haricine.
Bir rperme geldi Ismail'in iine.
Ve bir balik gibi rkerek,
bir sandal
bir ift krek
ve durgun
l bir deniz seklinde grd yalnizligi.
Ve birdenbire
yle kahrolup duydu ki insansizligi
yildi elleri,
yklendi kreklere,
kirildi krekler.
Sular tekneyi aiga srklyor.
Artik hibir sey mmkn degil.
Kaldi l bir denizin ortasinda
kanayan elleri ve emanetiyle Ismail.
Ilknce kfretti.
Sonra, elham okumak geldi iinden.
Sonra, gld,
egilip oksadi mbarek emaneti.
Sonra...
Sonra, malm olmadi insanlara
Arhaveli Ismail'in kibeti...
Asya Afrika Yazarlarina...
Kardeslerim
bakmayin sari sali olduguma
ben Asyaliyim
bakmayin mavi gzl olduguma
ben Afrikaliyim
agalar kendi dibine glge vermez benim orda
sizin ordakiler gibi tipki
benim orda arslanin agzindadir ekmek
ejderler yatar basinda esmelerin
ve lnr benim orda ellisine basilmadan
sizin ordaki gibi tipki
bakmayin sari sali olduguma
ben Asyaliyim
bakmayin mavi gzl olduguma
ben Afrikaliyim
okuyup yazma bilmez yzde sekseni benimkilerin
siirler gezer agizdan agiza trkleserek
siirler bayraklasabilir benim orda
sizin ordaki gibi
kardeslerim
siska kzn yanina kosulup siirlerimiz
topragi srebilmeli
pirin tarlalarinda batakliga girebilmeli
dizlerine kadar
btn sorulari sorabilmeli
btn isiklari derebilmeli
yol baslarinda durabilmeli
kilometre taslari gibi siirlerimiz
yaklasan dsmani herkesten nce grebilmeli
cengelde tamtamlara vurabilmeli
ve yeryznde tek esir yurt tek esir insan
gkyznde atomlu tek bulut kalmayincaya kadar
mali mlk akli fikri cani neyi varsa verebilmeli
byk hrriyete siirlerimiz
Asi
1
tarla hazirdi
koyu esmer eti anadan dogma iriliplak
tarla hazirdi
siskin islak dudaklarini amisti yari yariya
uzun srmedi bekleyis
sabah aydinliginda canli kk kurtlar gibi yukardan sailip akti tohum
hazla rperdi toprak
iine ekti akani
ailip kapanarak
ailip kapanarak
sonra da mahmur
bir kat daha gzel
terli kabarik
gerindi
ben lmden kuvvetliyim diyebilirdi
gebeydi artik
2
arilar firladi gnese dogru
en nde kizoglankiz yeni beyari
nazli bir viziltidir zar gibi ince seffaf kanatlari
beli koptu kopacak
altin tyl szme karninda da kizil kusak
yetisip nledi onu erkeklerin en gls
sonra yukarda boslukta gnesin orda
dikenli incecik bacaklar karisti birbirine
bir saniye srd asi
silkinip kurtuldu disi
dst erkek
iinden kopan elleriyle topraga
3
odalarinin penceresi ormana aik
agir yaz bulutlarinin altinda orman
bir yumurtalik gibi de nemli ilik
erkegin yznde asagidan
kadinin gzlerinden vuran isik
ormanin stne yagmur bosandi ansizin
yesil ela gzlerini yumdu kadin
yari aik agzinda islak disleri berrak duru
iinde taa yreginin kknde sicak sicak duydu yagmuru
4
atan bir damar gibi akiyor nehir
aci yemisleri dikenli dallariyla duruyor aga
duruyor kira yabani
gneste bir sarki gibi parladi balta
kesildi agacin gvdesi orta yerinden
ihtiyardi esmerdi islakti makta
kanayacakti da deta
asi biagiyla aildi yarik
sokuldu ucu kalemin
bu kesik
bu yabani gvdede mjdesi vardi artik
dikensiz dallari
ince kabuklu tatli yemisleri
genis yapraklariyla gelecek olan
Ask Mns
Sen sabahlar ve safaklar kadar gzelsin
sen lkemin yaz geceleri gibisin
saadetten haber getiren atli kapini aldiginda
beni unutma
ah! sakli glm
sen hem zor hem gzelsin
siirlerimin ilikliginda ailmalisin
sana burada veriyorum hayata ayrilan buseyi
sen memleketim kadar gzelsin
ve gzel kal
Ayaga Kalkin Efendiler
Behey! kaburgalarinda ates bir yrek yerine
idare lambasi yanan adam!
Behey armut satar gibi
san'ati okkayla satan san'atkar!
Ettigin kr
kalmayacak yanina!
soksan da kafani dkkanina,
dkkanina yedi kat yerin dibine soksan;
yine atesimiz seni
yagli salarindan tutusturarak
bir trbe mumu gibi damla damla eritecek!
ek elini sanatin yakasindan
ek!
ekiniz!
Biyiklari Pomatli ahenginiz
szyor gzlerini hala
<> karsi!
Fakat bugn
agzimizdaki ates borularla
aliniyor yeni sanatin marsi!
Yeter artik Yenicimi tirasi,
yeter!
Ayaga kalkin efendiler...
Bahar Gl
Aksamdi adi bahar mi gl m gz m ilk grste glmeye baslamisti biraz dalgin sesi titrek selam vermemistim oysa
belkide kirdim istemeyerek hizli hizli yryordu kasini almis dudagini boyamisti yz sonbahar hzn gnese
benziyordu gls birden bire geldi beklemiyordum keskin bir biak gibi saplandi aklima hep byle cana yakin mi
bakar acaba? Aksamdi uzak bir deniz kenarinda oturmus efkar yakiyordum karanlik tutmustu yollari kimbilir kimin k
boynundaydi kollari gecelerdir ktmserdim sakallarimi uzatmis durup durup uzaklari dinlemistim belki de bir
zehirli gz tarafindan zehirlenmistim telofonu geldi aniden dilinde kelimeler siseyler sylyordu dilinde kelimeler
silerek bilmeyerek biseyler sylyordu glerek yaz geti kis geti benden bir bahar geti ben bahardan gemedim
Aksamdi Uyaniktim yatagimda oturuyordum Istanbul misil misil uyuyordu.Simdi ne yapiyordu ne yemis ne imisti
nerede dans etmisti gzleri dolu muydu yoksa dsleri dolu muydu neyse neyse bunlari dsnmek istemiyordum
kanima girmisti bir kere sanki basi ggsmde eli elimdeydi yasamak sevmekten geer diyerek belkide sevdim
isteyerek Sabahti O yoktu ben yikilip gitmistim bir daha ne zaman nerede ne olacagimizi ikimizde bilmiyorduk.Belki
yeni baslayacaktik belki hi baslamayacaktik belki de baslayip bitirmistik Belkide Belki de...
Bahri Hazer...
Ufuklardan ufuklara
ordu ordu kpkl mor dalgalar kosuyordu;
Hazer rzgrlarin dilini konusiyor balam,
konusup cosuyordu!
Kim demis "rt vazmi!"
Hazer l bir gle benzer!
Usuz bucaksiz basi bos tuzlu bir sudur Hazer!
Hazerde dost gezer, e.....y!..
dsman gezer!
Dalga bir dagdir
kayik bir geyik!
Dalga bir kuyu
kayik bir kova!
Cikiyor kayik
iniyor kayik,
devrilen
bir atin
sirtindan inip,
sahlanan
bir ata
biniyor kayik!
Ve Trkmen kayiki
dmenin yanina bagdas kurup oturmus.
Basinda kocaman kara bir papak;
bu papak degil:
tyl bir koyunu karnindan yarip
geirmis basina!
Koyunun tyleri dsms kasina!
Cikiyor kayik
iniyor kayik
Ve kayiki
"Trkmenistanli bir Buda heykeli" gibi
dmenin yanina bagdas kurup oturmus,
fakat, sanma ki Hazerin karsisinda elpene divan durmus!
O da bir Buda heykelinin
tastan sknu gibi kendinden emin
dmenin yanina bagdas kurup oturmus.
Bakmiyor
kayiga
sarilan
sulara!
Bakmiyor
atlayip
yarilan
sulara!
Cikiyor kayik
iniyor kayik,
devrilen
bir atin
sirtindan inip
sahlanan
bir ata
biniyor kayik!
- Yaman esiyor be karayel yaman!
Sakin zn Hazerin hilesinden aman!
Aman oyun oynamasin sana rzgr!
- Aldirma anam ne ikar?
Ne ikar
kudurtsun
karayel
sulari,
Hazerde doganin
Hazerdir mezari!
Cikiyor kayik
iniyor kayik
cikiyor ka...
iniyor ka...
Cik...
in...
ik...
Bayramoglu
Mahpusanedeyim.
Mahpusanede kalbimin
kanayan iplak ayaklari
ne zaman ok uzun bulsa yolunu,
hatirlarim bilmem neden
Azeri yoldasim Bayram Oglunu:
Baki.
Gece saat iki
sularinda ..
Karasehrin kara damlarinda yatanlar
gryor kanli renklerin nescini uykularinda ..
Yildizlarin altinda kara neft burgulari
hisirdiyor servilikler gibi derinden
yreginden.
Bakiyor uykulu sari gzler
kara topraktaki yagli neft birikintilerinden.
Gk kara,
yildizlar sari.
Tek katli,
dz damli drt kse tas dkkanlarin
kapali kara kapilari.
Karasehrin kara damlarinda yatanlar
gryor kanli renklerin nescini uykularinda.
Baki.
Gece saat iki
sularinda
Taslarda yuvarlanan
nal ve tekerlek sesleri.
Seslerde seslenen sesler ..
Iste bir fayton geiyor
gemede
geti:
son evlerin yakinindan
uzagindan
iragindan..
Kara bir lanettir ki bu,
kopmus geliyor gecenin dudagindan...
Bu faytonun fenerinde dehseti var:
hanerle oyulmus
kor
ve derin
gzlerin..
Taslarda yuvarlanan
nal ve tekerlek sesleri
Gittike uzaklasan,
gittike alalan sesler...
Ortada demiryolu,
sag yanda Karasehir;
solda fabrikalarin
duvarlari ykselir.
Karsidan fayton gelir.
iinde Bayram Oglu.
Baglanmis kolu
Bayram Oglunun..
Karsidan fayton gelir
iinde
Bayram Oglu.
Jandarma sagi,
Jandarma solu
Bayram Oglunun...
Kolunu baglamislar
kanadi kirik degil ..
Gznde toplanan
hikirik degil...
Gzleri isik dolu
Bayram Oglunun.
Karsidan fayton gelir,
iinde
Bayram Oglu.
lmdr yolu
Bayram Oglunun
Bayram
Oglunun..."
KALBIMI BUNALTAN BU DRT DUVAR MI?
LMDEN TEYE KY VAR MI???
Belki Ben
Belki ben
o gnden
ok daha evvel,
kpr basinda sallanarak
bir sabah vakti glgemi asfalta salacagim.
Belki ben
o gnden
ok daha sonra ,
matrus enemde ak bir sakalin izi
sag kalacagim...
Ve ben
o gnden
ok daha sonra:
sag kalirsam eger,
sehrin meydan kenarlarinda yaslanip
duvarlara
son kavgadan benim gibi sag kalan
ihtiyarlara,
bayram aksamlarinda keman
alacagim...
Etrafta mkemmel bir gecenin
isikli kaldirimlari
Ve yeni sarkilar syleyen
yeni insanlarin
adimlari...
Benerci Kendini Niin ldrd ?
BRNC KISIM
BRNC BAP
BR GEN ADAMA... HAKM HERAKLT'E...
YILDIZLARA VE ASKA DARDR...
I
Sehir
uzakta.
Gen adam
ayakta.
Akiyor sehirden geen nehir
gen adamin ayaklari dibinden.
Gen adam
piposunu ikariyor cebinden
araniyor kibriti.
Bakiyor akar suya
dsnyor Heraklit'i,
dsnyor byk hakm Heraklit'i gen adam...
Kim bilir belki byle bir aksam,
byle bir aksam,
Heraklit alnini
yesil gzl zeytinliklerde akan
suya egdi
ve dedi:
- Her sey degisip akmada,
bu hl beni hayran birakmada..
Heraklit, Heraklit; ne akistir bu!.
ne akistir ki bu, dalgalarinda
daglidir alni en mukaddes putun
kizgin demir damgasiyla sukutun.
Gebedir her sukut bir ykselise.
Ne mmkn karsi koymak
bu kprms gelise..
Heraklit, Heraklit!.
akar suya kabil mi vurmak kilit?
Sehir
uzakta.
Gen adam
ayakta.
Akiyor sehirden geen nehir
gen adamin ayaklari dibinden.
Gen adam
kibritini ikariyor cebinden
yakiyor piposunu.
II
Dikine mustatil bir apartimanin
en st katinda
drt kse bir oda.
Perdesiz pencereler.
Pencerelerin disinda yildizli geceler.
Gen adam
alnini dayamis cama.
Ben, romanin muharriri
diyorum ki gen adama:
- Delikanlim!.
Iyi bak yildizlara,
onlari belki bir daha gremezsin.
Belki bir daha
yildizlarin isiginda
kollarini ufuklar gibi aip geremezsin..
Delikanlim!.
Senin kafanin ii
yildizli karanliklar
kadar
gzel, korkun, kudretli ve iyidir.
Yildizlar ve senin kafan
kinatin en mkemmel seyidir.
Delikanlim!.
Sen ki, ya bir kse basinda
kan sizarak kasindan
gebereceksin,
ya da bir daragacinda can vereceksin.
Iyi bak yildizlara
onlari gremezsin belki bir daha...
Delikanlim!.
Belki beni anladin,
belki anlamadin.
Kesiyorum szm.
Iste kapi aildi
geldi beklenen kadin..
- BEKLETTIM MI?
- OK...
Ama zarar yok..
Kadin
yakaladi gen adami
elinden.
Gen adam
yakaladi kadini belinden.
Bir yumrukta kirdi cami.
Oturdular pencerenin iine.
Sarkti ayaklari gecenin iine...
Isikli bir deniz dibi gibi
baslarinda, sagda, solda gece yaniyor.
Ayaklari karanlik bosluklara sallaniyor..
Sallaniyor ayaklari
sallaniyor ayaklari...
........... DUDAKLARI ......
Sevmek mkemmel is delikanlim.
Sev bakalim...
Mademki kafanda isikli bir gece var,
benden izin sana,
seeeeev
sevebildigin kadar...
KNC BAP
GEN ADAMIN, SEVGLNN SAHISLARINA...
TBET MABETLER VE AMERKAN FLMLERNE...
AYIN ON DRDNE... GEN ADAMIN ESRARENGZ
MESGALESNE... VE NHAYET, MSEBBB MEHUL
BR HANETE DARDR.
I
Mevzubahs gencin
ismi: BENERCI.
Kendisi aslen Hintli olup
maskati re'si DELHI'dir..
Dostlarinin nazarinda tam
adam,
dsmanlarinin indinde azgin bir delidir
ve Britanya polisinde knyesi sphelidir..
Sekl semailine gelince:
Ne PATASON gibi tombul bir cce,
ne MASIST gibi bir dev,
ne de VILLI FRI gibi bir babik oglandir O,
iki gzl, tek burunlu, basbaya insandir O...
Birinci babimizda,
Benerci'nin odasina gelen kadin
mhim bir rol oyniyacak kitabimizda.
Kendileri bir Ingiliz mis'idir.
Hem Ingiliz mis'lerinin nefisidir...
Imdi,
be nefis
Mis
nerde, nasil tanidi Benerci'yi?.
diye sorarsam size, ben,
eminim ki, siz, cevaben:
- Mermer
merdivenler..
Kapi.
Kapida kivircik sali
tastan
iki aslan.
Tibet.
Tibette mabet.
Mabedin ii...
Omuzlarindan ikan on alti kolu havada,
iplak karni iki kat,
bagdas kurup oturmus
mbut
BUDA..
Inledi kz derisinden mukaddes davul:
- Savul!
Savul!!.
Savuuuul!!!.
Buda'ya kurban geliyor.
Sari sali, mavi gzl bir kadin
beyaz, kar gibi..
Kadinin canina kiyacaklar gibi..
Aildi kanli bir agiz seklinde karni Buda'nin,
Iiskirdi mukaddes alevler disariya.
Uzun klhli Mogol rahipleri
kaldirdilar havaya beyaz kadini.
Doyuracaktir Buda ates dolu karnini.
Mavi gzl dilber kurban gidiyor, kurban...
. . . . . . . . . . . . . . . .
- Dran!
Drrrran!.
Drrrrrrrran!!!.
Atildi el tabanca.
Yuvarlandi Mogol rahipleri birbiri ardinca.
Esmer bir delikanli yaklasti mavi gzl dilbere!
- Kaalim!
bir an kaybedecek zaman degil..
OTOMOBIL..
Son sr'at..
Saatta 110 kilometre..
Iste bu kurtarilan kadin,
birinci bapta odaya gelen kadindi.
Onu kurtaran gen:
BENERCI..
Ve bu suretle Ingiliz MIS
tanidi Hintli genci..
DIYEREK
haltedeceksiniz.
Romanimi daha baslamadan berbat edeceksiniz..
Gelin, etmeyin ocuklar..
Ne ikar,
inanin bir sefer olsun NZIM'a
Amerikan filimlerinden fazla..
Ilk tesadf
tramvayda oldu.
Ikincisi
lokantada.
ncde dgm baglandi nihayet
siyah podset
bir antada..
Ingiliz kizi mahsus
antasini yere dsrd.
Hintli gen mahsus
dsen antayi grd:
kaldirarak
verdi kiza...
EEEEEEE?
Sonra?
derseniz,
bakin, birinci babimiza...
II
Ayin on drd.
Ayin on drdn Paris'te a gezen grd,
dedi ki:
- Bu gece ay
dibi kalay
bir tencere gibi...
Ayin on drd.
Ayin on drdn Fatihli hirsiz grd,
dedi ki:
- Bu gece ay
gkte aik kalan
bir pencere gibi.
Atlasak ieriye,
asirsak, be imanim,
Meryem Ana'nin
gms takimlarini.
Ayin on drd.
Ayin on drdn Irlandali bir polis grd,
dedi ki:
- Benziyor ay
yildizlarin yaldizlarini almak iin
gge ikan bir hirsizin
fenerine...
Ayin on drd.
Ayin on drdn sair Salih Zeki grd:
benzetti kendi eserine
begendi...
Ayin on drd.
Ayin on drdn Londrali bir lord grd,
dedi ki:
- Benziyor ay
hasmetpenahimin
dizbagi nisanina...
Kizardi ayin on drd.
Kizaran ayin on drdn bir parya grd,
dedi ki:
- Benziyor ay
Ganj'in stne damlayip yayilan
kardes kanina.
Ayin on drd.
Bu sefer bizzat
ekik gzleriyle ayin on drd
KALKTA sehrine civar,
bir ay tarlasi grd.
Tarlanin disinda duvar.
Iinde bir ev.
Gece saat: 2...
Evin alt katindaki
oda.
Kapali pencereler, asma bir lamba,
bir masa ortada.
amele, iki kyl, bir muallim ve Benerci,
yani ceman yekn:
yedi Kalkta delikanlisi, yedi inkilp genci......
Benerci sz sylyor:
- Bize karsi
Intelicent servis
kendine mahsus...
- Sus.
Bir tikirti var.
Dnd baslar
kapiya.
- Sana yle gelmis.
Devam ediyorum arkadaslar:
Intelicent servis
kendine mahsus...
- Benerci, sus.
- Rzgr...
- Arkadaslar
Intelicent servis...
- Siiiiis...
Sndrn...
Disari bakacagim...
Karanlik...
Aralandi pencere.
Ay isigi
parliyan enli bir kili gibi keserek karanligi
dst yere.
- Ne var?
- Siiiiisss!.
Disarda polis.
Lambalari snms iki otomobil,
ve bir sr motosiklet...
- Satildik...
- Evet...
NC BAP
TAYMS GAZETES'NN BR TELGRAFI... VAZYETN TELHS VE BENERCYLE STANBULDA
MATBAADA BR MLKAT... KALKTADA UMUM GREV... SOMADEVA... TASLANAN
OCUGUM... VE DAHA BROK YREKLER PARALAYICI HADSELERE DARDR.
I
Taymis gazetesinin Kalkta'dan aldigi bir telgraftan:
KALKTA - Kizillarin tevkifati devam ediyor. Sehir civarindaki ay tarlalarinda metrk bir evde toplanan gizli
Vilyet Komiteleri, itima halindeyken derdest edilmistir. Yedi kisiden mrekkep olan komite azalarindan altisi
yakinda adliyeye verileceklerdir. Yalniz, ilk istintak neticesinde, gene komite azasindan, Benerci isimli bir gen
tahliye olunmustur...
II
Vaziyeti telhis edelim hele.
BIR.
Benerci inkilpi bir gentir.
Hazim zamanlarini, bos gecelerini degil,
boydan boya mrn vermistir ihtille...
IKI.
Birinci bapta grendik ki,
Benerci sigidir Britanyali bir kizin.
Yani, delikanlimizin
kalbine bir tas
dsms.
Kirmizi sali bir bas
dsms
ve kalbi
dalga dalga halkalaniyor...
Iki, A:
Benerci riyaset ederken gizli bir itimaa
alti yoldasiyla yakalaniyor.
Iki, B:
Fakat mehul bir sebebe
binaen,
yoldaslarinin mevkuf bulunmasina ragmen,
Benerci tahliye edilmistir.
Iki, C:
Bence, yani romanin muharrirince
oldugu kadar,
Benerci iin de bu tahliye keyfiyeti
siniri, ruhu, kemigi, eti
kemiren bir esrardir, iki gzm,
serapa esrar...
. . . . . . .
. . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . .
Benerci, sana drt teklifim var:
Evvela,
Kalkta'dan Istanbul'a
ik yola.
Babili caddesinde matbaaya gel...
Geldin mi?
l...
Saniyen:
sinirini yen.
Karsimda dikilip durma, otur...
Salisen:
ayagini iki defa yere vur:
Kapi ailsin
Lebbeeeeeeeeyk! deyip
bize iki ay getirsin kahveci stat.
Rabian:
anlat.
Su mthis mskili birlikte halledelim
seninle...
- Anlatiyorum.
Dinle:
Ve Benerci, macerayi bana, kafiyesiz filn, yani nesren syle anlatmaya basladi:
Sarilmistik. Yok edilmesi lzim gelen bazi katlar vardi. Vakit kazanmak iin, polisin stne ates atik.
Brovniklerimizin sarjrlerini iki defa tazeledik. Birimiz kolundan, birimiz de basindan yaralandi. Kursunlarimiz
tkendi. Britanya polisi ieri girdi. Girtlak girtlaga kapistik. Nihayet, kiskivrak bagladilar bizi. Kamyonlara
yklediler. Mdriyette, yedimiz birden, bir herifin karsisina dizildik.
Burada, Benerci yine costu, isi kafiyeye dkt:
Herifin
mavi gzleri ipil ipil
surati illiydi.
Intelicent'ten oldugu belliydi.
Geti arkadaslarin nnden.
Benim nmde durdu.
Yzme bakti.
Ismimi sordu.
Beni birakti...
Niin biraktilar beni?
Beni
niin
birak-
-tilar?
- Benerci, buna bir tek sebep var.
- Ne?
- Dsecekler pesine..
Esine??
Atesine??
Matesine??
Tkrmsm kafiyenin iine...
Yani, anliyacagin, seni biraktiktan sonra pesine dsecekler. Sonra cooop, haydi bir tevkifat daha. Tabii, sen yine
ierde. Hem bu sefer artik suratina bakip ismini sorup birakilmamak sartiyla. Iste tahliye keyfiyetinin sebebi...
- Sebep bu degil. Ben, tamamen temizim. Arkamda takip yok.
- Tuhaf sey. Disarida temas ettigin arkadaslar ne diyor?
- Galiba onlar da senin gibi dsnyorlar. Iki defa, muhtelif arkadaslarla temas etmek istedim. Fakat verdigim
randevulara gelmediler. Arkadaslar benimle grsmek istemiyor.
- yleyse, sen hemen yine Kalkta'ya git oglum. Ne halt edersen et, su vaziyeti bir dzelt bakalim.
Benerci gitti.
Baktim ki, pencereden:
muktesit, muharrir ve muhbir
Nedim Vedat Bey geiyor.
Dsndm Benerci'yi
ve mel'un bir ihtimalle birden
yregim cizz etti.
Arif olanlar iin,
bu fasil burada bitti...
III
Stop:
Fren!
Ziiiink!
Durdu!.
Amele
bas parmagini tele
dokundurdu.
Akmlatr, dinamo, motor, buhar, benzin,
elektrik,
Trrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrik!
D U R - D U !!!..
Yksek tugla bacalarda dumanlar donakaldi.
Koptu kayislar.
- Patron, sabotaj var!.
- Kos telefona.
- Islemiyor...
- Telgraf...
- Teller kesilmis,
makina bombos...
- Kos!..
Karsimda durma, avanak!..
Hangarda ne varsa, stne atliyarak,
kosun sehre...
Sarjant, polismen, asker,
kirk ikilik, tayyare, tank,
ne bulursaniz,
yetistirin...
Birden
bisiklet, motosiklet, otomobil, omnibs
tozu dumana kattilar, dumani toza...
Fakat
yine birden
eksi boza...
Ne ileri
ne geri.
Paaaaah!..
Fiiiiiss...
Patladi lastikleri...
Ge kaldilar, ge!..
Drran
drrrn
drrran...
Tiki taka frev...
Edildi iln
Umum grev!!!..
Kalkta grevdedir.
Benerci evdedir,
sirtst yatiyor yatakta...
Geiyor haykirismalarla kapisinin nnden
tek basli, tek yrekli, milyon ayakli Kalkta...
Onlar, hep beraber grevdedir...
O, yapayalniz evdedir.
Yapayalniz...
Tavan, kapi ve duvar...
Onu kavgaya agirmadilar.
Gnlerdir ki, onu grdke arkadaslari
evriliyor baslari...
Benerci yatakta
Kalkta ayakta.
Benerci grmeden gryor yattigi yerden
yryen Kalkta'yi:
Adim
Adim.
Adim - lar
adim - lari...
Kal - dirim
kal - dirim.
Kal - dirim - lar
kal - dirim - lari...
Cad - de...
Cad - deler...
Kalabalik...
Ka - la - ba - lik
itiyor
iki
yana
apar - timan - lari...
Behey tram - vay!..
igneneceksin:
saga sola sap...
Geit yok.
Rap
rappp
rappp!!!!!
Ve...
Va...
Vey...
- Yol ain kamyonlara
amele ocuklari
babalarini geiyor..
Haykiraraktan
Benerci firladi yataktan.
Simdi sokaktan
tek bir insan sesi ykseliyordu...
Benerci kostu pencereye:
Asada sokak
kalabalik.
Yukarda masmavi bir hava
Asada bir kamyonun stnden
kalabaliga
Sz sylyor en yakin arkadasi SOMADEVA:*
- Arkadaslar!
Aylardir ki anamiz avradimiz
uzun a disleriyle dislediler
kendi memelerini.
Arkadaslar...
iplak a karnini kursunlara vermek,
kivranarak gebermek...
. . . . Tek . . . .
. . . . . . . . . . Vaar?
Hayir!.
Ar . . . . . . . lar . . . . . .
(*) SOMADEVA, Benerci'nin en yakn arkadas olup, uzun bir mddetten beri Kalkta'da bulunmuyordu.
Binaenaleyh, byle bir zamanda onun sesini duyup kendisini grmek, elbette ki, Benerci'yi sevinli bir
hayrete dsrecektir. N.H.
nmzde onlar
kalin enselerini kirip
boynuzlarini saplayinca topraga...
. . . . . aga....
Biz....
. . . . . . . mizi!.
Patiska bir gmlek
gibi yirtarak
etimizi
kanli kemiklerimizle
. . . . . . . . cagiz . ! ! . .
O zaman glleri kokliyacagiz.
O zaman
tabiat
gzel bir agiz
gibi karsimizda glmsiyecek...
Benerci artik kendini tutamadi. Pencereden defa: S O M A D E V A.. S O M A D E V A.. S
O M A D E V A.. diye haykirdi. Bu haykiris o kadar kuvvetli idi ki, S O M A D E V A sustu. Birdenbire esen
rzgrla bulutlari dagilan bir yaz saganagi gibi sokaktaki kalabaligin ugultusu kesildi. Insanlar, baslarini enselerinin
stne yatirarak, dikine mustatil apartimanin yedinci katindaki perdesiz pencereye baktilar. Ve orada, camin
arkasinda, Benerci'nin sari yzn grdler.
S O M A D E V A, Benerci'yi tanidi. Kollari ona dogru uzanir gibi oldu. Bu hareketi, yalniz yukardan Benerci
ve kendi iinin iinden S O M A D E V A grd. Baska hibir gz, uzanmak, kucaklamak istiyen kollarin hasretini
gremedi.
Yukardan, yine Benerci, defa bagirdi:
- S O M A D E V A.. S O M A D E V A.. S O M A D E V A...
Asada S O M A D E V A, kamyonun etrafina toplananlara:
- Bana bir tas veriniz, dedi.
Tasi verdiler. Ve en eski gnlerin en yakin arkadasi:
- Bu adam nefsini kurtarmak iin yoldaslarini satmistir. Benerci mstevlilerin casusu olmustur. En yakinlarinin
kellesini satmasaydi, bunu yapmasaydi, onun kahrolasi basini omuzlarinin stnde birakmazlardi, dedi. Ve sag
kolunun btn kuvvetiyle, yedinci kattaki perdesiz pencereden bakan sapsari insanin yzne, tasi atti...
SOMADEVA'nin tasi, BENERCI'nin alnina geldi. Benerci dimdik durdu. Iki kasinin arasindan sizan kan,
enesinden ggsne akti...
Ve Benerci'nin basi benim, ben Nzim Hikmet'in dizlerine dsnceye kadar, en byk, en iyi, en sevgili,
kahreden ve yaratan KALKTA, onu tasladi.
Baygin ocugumu, yatagina yatirdim. Camlari paralanmis, pervazlari kanli pencereye iktim. Arasira arkasina
dnp bakarak uzaklasan kalabaligin pesinden su suretle feryada basladim:
Benerci benim oglum...
Ben onun yzn
grebilmek iin
ka kerre gecemi gndzm
on birlik ttne satarak
dumandan bir adam gibi dikilip durmusum...
Benerci benim oglum,
ben onu
uykusuz gecelerin
ellerine dogurmusum...
Benerci sizi satmadi.
Benerci gnlerdir yemek yemiyor,
gecelerdir yatmadi.
O yatmiyor, ben yatabilir miyim?
Benerci sizi satmadi,
sizi ben satabilir miyim?
Benerci benim oglum.
Onu ben
kellemden, etimden, iskeletimden
sizin iin dogurdum...
Dostlar!
Iinizden bir iban gibi sphenizi yolunuz.
Benerci sizin oglunuz,
benim oglum...
Fakat, kalabalik, benim sesimi bile isitmeden ilerledi, kayboldu. O zaman, hl baygin yatan ocuguma dndm,
dedim ki:
Dostlar dinlemedi beni Benerci.
Benerci oglum, kcgm, bygm,
basinda dolasan bu mel'un dgm
zlene kadar...
bizim ah! demege hakkimiz yok,
Onlarin taslamaga hakki var...
IV
KALKTA'DA BIR POLIS KARAKOLUNUN
YKSEK DUVARLARININ DIBI
Gk grler. Vakit aksam zeri. polis karakolun duvarlari dibinde bulusur.
BIRINCI POLIS - Nereye gitmistin?
IKINCI POLIS - Domuz bogazlamaya...
NC POLIS - Sen nerdeydin?
BIRINCI POLIS - Kprnn stnde
bir Hintli kari grdm demin.
Kucaginda kertenkele suratli bir ocuk vardi.
ocuk beni grnce basladi aglamaya
aglamaya
aglamaya...
Kariya:
- Sustur su pii,
Britanya polisine selam versin,
dedim.
Selam vermezse, kuyruksuz bir fare gibi
gebersin
dedim.
Ne sustu, ne selam verdi kara kurbaga yavrusu.
Akiyordu su...
Akar suya firlattim bu zirlayan seytan piini.
Anasi yzme bakip
kara bir uurum gibi ekti iini.
Dokundu rikkatime
bu i ekis.
Madrasli bir ihtiyar:
Azabi azapla tedavi edin...
demis.
Getirdim karakola kocakariyi.
Sari sirtindan kizil kan sizdirip
ekecegim iinden agriyi...
IKINCI POLIS - Sana bu iste yardim iin
kocakariyi eski bir hali gibi
ayaklarina serecegim.
BIRINCI POLIS - Ltufkrsin...
NC POLIS - Ben de sana:
Bengale ormanlarinda avlanmis bir filin
koparilmis erkekliginden
bir kami verecegim...
BIRINCI POLIS - Baska bir sey istemez...
Malumdur bana azabi isdirap,
ezberimdedir tekmil
kitabi istirap.
Mesel:
Uykulara kbus gibi kebilirim,
tirnak skebilirim,
kulaklarin iine kursun dkebilirim.
Ellerin derisini eldiven gibi soymak,
koltuk altina kaynar sudan yeni ikmis
hindi yumurtasi koymak,
sirke damlatarak gzleri oymak,
domuz topu itlak olunan usl,
velhasil daha bin bir uslle gayeye vusl
mmkndr bence...
Bakiniz, bende ne var?
3. VE 2. POLIS - Gster bize
gster bize!!
BIRINCI POLIS - Grevde yakalanan
Hintlilerden birinin
taze kesilmis basparmagi...
Kesildikten sonra yarim santim uzadi tirnagi...
3. VE 2. POLIS - Haydi ieri gidelim,
uzayan tirnagi seyredelim...
Polisler karakoldan ieri girerler. Bir mddet sahne bos kalir. Benerci gelir.
Yagmur yagmaya baslar... Benerci, belini karakolun duvarina dayayarak melir.
Karakolun duvarindan insan igliklari gelmektedir. Ve yagmurun iinden uzun bir sehrin ugultusu
isitilmektedir.
Karakolun duvarindan gelen insan igliklari: Kalkta grevcilerine aittir.
Yagmurun iinden ugultusu isitilen sehir: Kalkta'dir.
Yagmur... Alaca karanlik... Aksam sulari...
Kalkta grevi maglp olmustur.
Somadeva yakalanmistir. Ve Benerci'nin, duvari dibine meldigi karakolda, Somadeva'nin omuzbaslari dilim
dilim yarilarak kaniyor.
Yagmur... Karanlik... Gece iyiden iyiye indi.
Benerci'nin salari, omuzlari, dizkapaklari sirilsiklam oldu. Arkadaslarinin attigi taslarla alninda ailan yarayi
kapayan sargi islandi, yapisti...
Arkadaslar ierdedir.
Benerci yine disarda...
Kara gmlekli bir Italyan fasistinin bile, oglumun ektigi azabi duymasini istemem...
BRNC KISMIN SONUNCU BABI
I
BENERCI'DEN ALDIGIM MEKTUPTUR
Benerci'den syle bir mektup aldim, aynen nesrediyorum:
"Sana verdikleri zaman
bu
mektubu
belki ben oktan
nokta
son
demisimdir.
Bu sefer dostlarin tasini degil,
mendebur bir kursunu kafamdan yemisimdir.
Nzim,
biliyorum,
lmn nnde rol kesip
Hamlet gibi budala,
Verter gibi komik olmamak lzim.
Nzim,
bilmiyorum, ne haltedeyim?
Nasil altedeyim?
Syle bir poz alip durmak
kendi kendini vurmak,
kiyak is dogrusu!..
Bak,
kapi komsum uyandi,
muslukta akiyor su,
yzn yikiyor...
Indi islik alarak merdivenlerden
sokaga ikiyor...
Ben...
Ne Hamlet, ne de Verter...!!!
Neyse, ge...
Isi anlatayim,
tiras yeter...
Sokak karanlikti.
Senin, nefis
Mis
dedigin
birdenbire karsima ikti.
Dedi ki: Aylardir pesindeyim
dedi ki: tels iindeyim,
nerdesin?
Daha birok seyler dedi korkuya, aska dair.
Eklendi hatiralar hatiralara.
Sonra,
Nereye gidiyorsun? dedi, eve geldik dedi,
ieri gir.
Onun evine girdik.
Ev karanlik ve bombostu.
Yatak odasi, lamba yandi, konustum:
- Bana bir bardak
dumanli, kirmizi, sicak
ay, dedim.
Cikti disari.
Baktim karsida anta.
Hani taaa
onun yolda dsrdg
ben Benerci serseminin grdg
siyah podset anta.
Atim:
Katlar.
Okudum:
Intelicent servis raporlari,
ve yeni bir tevkifat listesi var.
Benim ismim yok.
Anladim.
Ieri girdi o,
bardagi birakti.
Yzme, elime, antaya bakti.
Bakistik.
Tuttum omuzlarindan.
Basini vurdum duvara
vurdum...
Duvarda kan.
Vurdum duvara...
Sonra...
Sokak...
Tramvay yollari
tramvay yollari,
saglari, sollari
bombos, usuz bucaksiz tramvay yollari...
Nefes nefese kosarak
sonra teker teker
merdivenler.
Durdum.
Odam.
Dargin bir kas gibi kimildandi tokmagin sapi.
Aildi kapi.
Oturdum.
Kalktim.
Odanin ortasinda dolastim biraz.
Sonra
baktim
duvarlara.
Disarda safak atmis,
duvarlar bembeyaz.
Baktim duvarlara.
Sonra
sag elim art cebimden
brovnigi ikardi.
Agzimda cigara vardi.
Aci geldi ttn
tkrdm.
Sarjr srdm.
Kursun
namlunun iindedir.
Kalbim
hudut haricindedir...
Simdi benden sana son gz
son sz
son ses:
S.. O.. S!!.
S.. O.. S!!.
S.. O.. S!!.
II
KALKTA'YA GIDIP BENERCI'YI
NE HALDE BULDUM?
Ya yatti karanlik sulara
yahut da yatiyor.
Imdat isareti var,
isikli bir umman gemisi batiyor...
dedim.
Gzleri kanli bir kurt gibi mesafeleri yedim,
yetistim Kalkta'ya...
Gkten bir kartal gibi alalarak
girdim yedinci kattaki odaya.
O ne?
Benerci yazi yaziyor islik alarak...
Dipdiri!
Teresin keyfi yerinde...
Ne mkemmel bir isik var
beni gren gzlerinde.
Gzlerinin iine gnes vuruyor.
Masada bir portakal duruyor,
soluyarak soyup yedim.
- Haydi be herif, anlat! dedim...
III
LSN BULACAGIMI ZANNETTIGIM HALDE
KARSIMA YAZI YAZAR VE ISLIK ALAR BIR VAZIYETTE
IKAN BENERCI'NIN "ANLAT BE HERIF..." FERYADIM
ZERINE BANA ANLATTIKLARI:
- En yakinlarim, en yakin dostum
tasladilar beni, tasladi.
Ve mavi gzl kadin yoldaslarimi satip
basimi bana bagisladi...
Karardi iim
Karardi iim...
Kulaklarimda kazma sesleri.
Iimde islak
bir toprak
kazilmaya basladi.
Girdim yari belime kadar
dumanli sicak karanliklara...
- Sonra?
- ok skr ki, sonrasi senin
kt edebiyat yapmana yaramiyacak kadar sade,
alelade!..
Hani stadin bir sz var:
BOS GECELERINI DEGIL,
BOYDAN BOYA MRN VER INKILBA...
diyor.
Bu sz.
VIRGL
Kocaman, iplak bir alindan bakan iki gz.
VIRGL
Ve Ben iste sagim!..
Anladim ki sunu......
Cikardim namludan kursunu,
onu dehsetli gzel gnlere sakliyacagim...
Birinci Kismin Sonu
KNC KISIM
BRNC BAP
BENERC TEKRAR ARKADASLARINA KAVUSUR...
SOMADEVA YATAGA DSER...
ROY DRANAT'IN HAYAT FELSEFES...
YRMNC ASIR TARHNN BASLANGICI
V. S... V. S...
Noktanoktanoktanokta nooook-ta
Basmistir yine bagrina Benerci'yi
o inanilmayacak kadar iyi
kahredip yaratan KALKTA.
Noktanoktanoktanokta Noooook-ta
I
Bu yaz:
Sabahlari - taze st gibi beyaz,
gle zamanlari - erimis bakir gibi aydinlik,
aksamlari - Bombayli kadinlarin esmer teninden ilik
ve geceleri - zm salkimlari gibi yildizliyken hava
SOMADEVA
dst yataga.
Kan geliyor bogazindan.
Dinleyin bunu Benerci'nin agzindan:
- Gazete katlariyla rtlms olan masada bir gaz lambasi yaniyordu. Somadeva, duvarin dibindeki yer
yatagindaydi. Boynu bembeyaz. Elmacik kemiklerinin derisi kirmizilasmisti. Tirasi uzamis. Ve gzleri lzumundan
fazla aydinlik, lzumundan fazla karanlikti.
Yatak arsafinin ayak ucunda bir tahta kurusu yryor.
Gittim, tahta kurusunu aldim. Masadaki gazete kadini kopardim, koyulasmis siyah bir kan damlasina benziyen
hayvani kadin iinde ezdim.
Somadeva gld:
- Benerci, beni seviyorsun, dedi.
Gzlerini yzmde gezdirdi. Gzleri alnimda durdu:
- Benerci, seneler geti. Benim attigim tasin izi silinmemis. Bunun simdi farkina vardim, dedi.
Yeni dogmus bir ocuk gibi nefes aldi:
- Bugn iyiceyim, dedi.
Su istedi. Verdim.
- Karanlik, dedi.
Lambanin fitilini atim.
Yine ona para getirmistim.
- Bu parayi nineye verirsin yine. Her gn besleyici yemekler pisirsin. Hem, gn mutlaka yemelisin, dedim.
Cevap vermedi:
- Geen hafta sana getirdigim paradan hapisanedekilere gndermissin, sonra iki gn kuru ekmek yemissin,
dedim.
Isitmemezlige geldi.
- Sana yemegin iin verilen parayi baska yerlere harcamaya hakkin yok, dedim. Yemek yemen, iyi olman lzim,
dedim.
Bir sey sylemek istedi.
Sylemedi.
Dsnyorum.
Bir kamyonun stnden usuz bucaksiz kalabaliga sz syliyen Somadeva aklima geliyor.
Yagmurlu bir aksam aklima geliyor. Karakolun duvarina melmisim. Ierde Somadeva'nin omuz baslari lime
lime yarilarak kaniyor.
Somadeva'nin mahkemesi aklima geliyor. Yumruklarini maznun parmakligina vurarak haykiriyor.
Somadeva hapisaneden kaiyor. Yine beraberiz. Britanya'ya karsi grevler, nmayisler, itimalar...
Sicak bir gle zamani aklima geliyor. Uzun bir yol yryoruz. Terimi silmek iin Somadeva'dan mendilini
istiyorum. Dalgin, mendilini veriyor. Mendilde kan.
Gece bogazindan kan bosanmis. Doktora gidiyoruz. Verem.
Metelik yok. Zaten hastaneye de yatirmak mmkn degil. Kaak.
Somadeva'yi, ninenin evinde, duvarin dibindeki yer yatagina yatirdigim gn aklima geliyor.
Dsnyorum.
Kt, berbat seyler aklima geliyor.
Sonra, mendillerine kan tkren veremli gen kiz romanlari okuya okuya, btn bu anlattiklarimi bayagi
bulacak olan bazi okuyucular aklima geliyor.
Glyorum.
Somadeva soruyor:
- Niye gldn?
- Hi.. Hem artik ben gidecegim.
Somadeva soruyor:
- Haftaya geleceksin degil mi?
- Tabii.
Odadan ikarken Somadeva'nin sesini isitiyorum:
- Byle duvar dibinde sirtst gebermek berbat sey be. Hi olmazsa orada lsem. Sen, syle arkadaslara...
Gzlerim yas iinde.
- Arkadaslara syle. Unutma, Benerci. Orada. Anliyor musun?
II
Sicak.
Ufukta isildayarak
nehir akiyor.
Benerci kapali bir kitap gibi.
ROY DRANAT topraga bakiyor
Ve konusuyor, yari yoldan dnen
bizim eski ahbap gibi:
- Benerci sen
yksek daglarin ayirlarinda biten
keskin kokulu
gz alan renkli bir otsun.
Fakat
devedikeninden
daha faydasiz bir ot.
Benerci sen bir Don Kisot'sun,
kahraman
ve gln
bir Don Kisot.
Benerci bil ki
neticeler ikarmak
yle mmkn degil ki...
Hayat yle karisik.
Ge efendim, bunlari birak.
Aksamst serinlikte teferrce ik...
Ve Yahya Kemal beyi asrlestir biraz,
yaz:
"Syle rahat bir kseye sigindik da biz
Dehrin bu hayi huyuna meclubu handeyiz..."
Gerisini at.
Iste felsefei hayat.
Benerci gld.
Ben bir sey demedim.
Eski bir kavga sarkisi mirildanarak
bakiyorum ufukta akan suya.
Sicak.
Yazdim btn gece Benerci'yi,
simdi bir yatsam uykuya.*
(*) Okuyucularma, ismiyle ilk defa karslastklar ROY DRANAT hakknda ksa bir malmat vermeyi
mnasip buldum. Roy Dranat, Benerci'nin eski bir kavga arkadasyd. Fakat sonra, galiba korktu, galiba
sabr tkendi ve galiba ruhunu satp rahat bulmak frsatn ele geirdi. Kavgadan ayrld. Simdi ROY
DRANAT, ngiliz emperyalizminin emrinde, sakalsz, pelerinsiz ve klsz, rahatn arayan zavall, mustarip
bir Faust'tur.
N.H.
III.
Kesmirli Ebe kadin
anamin kasiklarindan ekti beni.
Ve
kundakladi bir sinema biletiyle.
Biletim
nc mevkiydi.
Anam
etekligini giydi,
babam
mavi gmlegini,
yola dzldk...
Gittigimiz sinemanin
kapisi var:
Birincinin nnde:
otomobiller tepiniyor,
frakli Britanya bankalari iniyor.
Ikincinin nnde:
kk dar
dkknlarla
dar
tarlalar.
nc kapi bizim,
oradan
biz giriyoruz,
istihsal aletinden mahrum olanlar.
Ierde
the polismenler gsteriyor yerlerini
msterilerin:
- Buyrun siz oturunuz!
Oturtuldular.
- Oturun!
Oturdular.
- Otur ulan kerata...
Oturduk.
Lambalar snd.
Muzika basladi, makina dnd.
Perdede
filmin ismi grnd:
(Yirminci Asrin Sergzestleri nm
dram.)
Yirminci asir
drt kanatli bir tayyareden
mendil salladi bize.
Yakasinda kapitalizm
aildi kabak iegi gibi.
O kadar ogaldi
o kadar
uzadi ki bacalar
salarindan asildilar sira sira
kehkesanlara.
yle duman ikti, kurum yagdi ki
gkte Allah bile meleklere
Amerikan markali musambalar giydirdi.
Sikagolu bir milyoner
pt telsiz telefonla
Tokyolu sevgilisini.
Elektrikli salhanelerde
makinalarin bir agzindan pastirma attilar,
br agzindan
boynuzlu inekler ikti.
Bir cografya hocasi dedi ki derste:
"Senegalli zencinin yegne derdi
yznn siyah olmasidir."
Bu haber bir velveleyle kprd Paris'te,
mstemlekeler nezareti emir verdi,
pudra fabrikalari geti seferberlige.
Paris'te olan isler duyulunca Londra'dan
hemen itima edip karar koydu Avam Kamarasi:
"Kilarina kuyruk takmiyan Hintlilerin
kesilecek kafasi."
Telsizler daha teblig ederken bu karari Hind'e
muazzam bir kuyruk trst tesekkl etti
Manister sehrinde.
Kutbu simalide Eskimolar
grnce bu halleri,
kia kuyruk takmamak
ve degistirmemek iin deri,
ince Japon fincanlarinda
okkalarla Hollanda st imege basladilar.
stnde uzun katarlar kayan raylar,
bahrimuhitlerin elli bin tonluklari
ham mevat tasiyorlar mstemlekelerden.
Kilometreler
ticaret evleriyle baglandi birbirine.
Sahrayi Kebir'in ortasinda
iln kuleleri dikildi.
Trstler kartellerle tokusuyor.
Balyalar, denkler, uvallar, kutular
sarktan garba, garptan sarka kosuyor...
Perde karardi, makina durdu.
Perde beyazlandi, lambalar yandi.
Lambalar yanar yanmaz
kocaman bir grlt ortalikta alkandi.
Babama sordum:
"- Ne oldu?"
Anam gld.
Ve birdenbire kck kafam
yukardan dsen bir kitabin
yapraklariyla rtld.
Kitabi kafamdan atip yukari baktim:
Britanya bankalarinin localarindan
filozoflar:
tonlarla yaldizli eserlerini
firlatiyorlar stmze.
Lambalar snd.
Muzika basladi, makina dnd.
Perdede
ikinci kismin ismi grnd
"Hindistanli Parya
VE PROLETARYA.."
The polismenler el atti kilarina.
Birinci mevki homurdandi.
Ikinci sallandi.
Bagirdi nc mevki
avazi iktigi kadar:
"- Geliyor, ror, geliyor bizimkiler...."
Mehtaba, dklen bahrimuhit gibi
mavi pantolonlarin dalgalari
kapladi perdeyi.
Basladi resmigeit
Misisipi gibi uzun
Amazon kadar genis.
Maden ocaklarinda alisanlar
ata biner gibi kazmalarina binip
tnellerde kosuyorlardi drtnala.
Kesmirli mensucat amelesi
hep bir agizdan sarkilar okuyarak
kocaman bir bayrak dokuyarak
geti.
Nakliyatilar
sehirlere tekerlek takarak
tramvaylara ektirdiler.
Elektrikiler
lastik eldivenlerine
sirma salarindan
dolamislardi voltlari.
Elektrikiler
getiler,
elektrik kadar temiz
elektrik kadar evik,
elektrik
elektrik...
Geiyor bizimkiler
Misisipi gibi uzun
Amazon kadar genis...
Omuzlarimda fir dnerken kafam
karnima vurdu babam.
Simdi yryordu perdede
on milyon beygir kuvvetinde bir istirap:
Elleri ceplerinde kilitli
parmaklari burunlarinda
agir agir srklendi issiz ordusu.
Adimlari
nalladi
gzbebeklerimizin kulaklarini.
Siritti birinci mevki.
Ikinci dsnd.
Perdede
yeni yazi grnd:
"BURJUVAZI!."
The polismenler giydi pazarliklarini.
Alkis yagdi localardan.
Agzi sulandi ikinci mevkiin.
Biz
uvaldizla dikildik birbirimize gndeliklerimizden,
avularimiz alevlendi,
firladi gzlerimiz
burun deliklerimizden.
Basladi resmigeit:
Imparatorluk niformalari
davul alarak
yol aarak
geti.
Britanyali diplomatlar
bonjurlarinin kuyruklarini
dsediler yola.
Bayraklar ekildi her karakola.
Skn etti trstler.
Baslarinda
banka kavaslarinin sapkasi vardi.
Sikistirmislardi fabrika bacalarini
kulaklarina.
Topraklarin kilometreleri
tespihti ellerinde.
Agizlari havada kartel avliyordu.
Esham senetlerindendi boyunbaglari.
Parmaklarimla saydim bu daglari,
getiler.
Grnd mtesebbislerin alayi.
Hepsi bir iki fabrikanin
tutmustu kulaklarindan.
Snnet ocuklari gibi yryorlardi.
Hepsinin parliyordu apis arasinda
mal sermayenin altin kazigi.
Bunlari da birer birer
saydik anamla beraber...
Alay bitti.
Toz duruldu.
Baktik ki, yollara
ciplak gbeklerinden ivilenmisti orospular.
Somadeva deminden beri okudugu defteri kapatti. Yastiginin altina koydu ve Benerci'nin yzne bakti:
- Nasil buldun?
Benerci sordu:
- Hepsi bu kadar mi?
- Simdilik bu kadar. Daha dogrusu bu, yazmak istedigim Yirminci Asir Hindistan Tarihinin baslangici.
- Bakalim gerisi nasil olacak?
- Gerisi, sonu harikulade olacak asil, Benerci. Bu tarihin sonu inanilmiyacak kadar mkemmel olacak. Yalniz
bir yazabilsem, yani onu ben de bir yazabilseydim.
Benerci kalkti. Masanin stndeki gaz lambasini yakmak istedi. Somadeva seslendi:
- Lambayi yakma. Byle daha iyi. Gemis gelecek, kafamin iindekileri byle daha iyi gryorum. Aksamlari
atesim dehsetli artiyor. Agrilar filan dehsetli. Artik dayanilmiyacak kadar... Neyse, bunlari birak. Sen bir seyler anlat
bakalim. Son gnlerde okuyor musun? Fabrika kata bitiyor? Neler okudun?
- Son gnlerde bir iki merakli kitap okudum. Hatta iki tanesi yanimda. Istersen lambayi yakayim da, sana biraz
okuyayim.
- Olur, Benerci.
Benerci lambayi yakti.
- Kitaplardan biri, su meshur Fransiz gazetecisi Alber Londr'un. Fransiz Kongosu'na dair. Sana kitabin en feci
faslindan bes on satir okuyacagim. Fransiz Kongosu'nun merkezi Brassavil'le Karaburun limanini birlestirecek olan
Kongo - Osean demiryolunun insaatina dair birka satir. Insaati Batilon Sirketi yaptiriyor. Simdi, dinle:
Benerci lambanin fitilini biraz daha ati. Okumaya basladi:
- Bakota, Baiyya, Linfaondo, Sara, Banda, Lizang, Mabaja, Sinde, Loano kabilelerinin adamlari, dalgin
hayatlarindan koparilarak Batilon'a gnderilmekteydiler.
Bu ok garip bir yolculuktu.
Istil zamanlarimizdan kalan mavnalara ykleniyorlardi.
yz, drt yz baslik insan srleri gvertenin altina ve stne yigiliyordu. Asagida olanlar nefessizlikten
boguluyorlardi; yukardakiler ne oturabiliyorlardi, ne de kalkabiliyorlardi. Ve ayaklarinda zencir olmadigi iin,
Brassavil'e kadar 15-20 gn sren yolculuk esnasinda Sari, Sangu, Kongo nehirlerine her gn iki insan kendini
atiyordu.
Mavna yolunda ilerliyordu. Dsenlerin hepsini topliyamazsin ya!...
Kiyidan gidildigi zamanlar aga dallari en yukarda bulunanlari nehre yuvarliyor... Hibir ati yok. 15 gn
yuvarlak gvertenin stnde. Gnesin altinda. Yagmurun altinda. Ocak odunla yakildigi iin, uusan kk
kivilcimlar zencilerin derilerinde yaniklar yapiyor...
Iste nihayet Brassavil... yz kisiden ancak iki yz altmisi, bazen de iki yz ellisi gelebilmistir.
....Gelenler srye sokuluyor. Yaya yolculuk basliyacaktir. Ilk nce, en saglam olanlar seiliyor.
....Ve sr, balta grmemis ormanlardan yryerek, batakliklar geerek, dehsetli Mayombe ormanina dogru
ilerliyor.
....Bu korkun bir manzaradir. 10 kilometreye uzanan insan srs, bogumlarini kimildatmaya mecali olmayan
uzun, yarali bir yilana benzer. Biyalilar dser, Zindeliler ayaklarini zorlukla srkleyebilirler ve kirbacin dgm
onlari kovalar.
Ben demiryollarinin nasil yapildigini grmsmdr. Is yerinde birok aletler vardir. Fakat burada zencilerden
baska hibir sey yok.....
....300 kilogram agirliginda imento ficilarini nakletmek iin, Batilon Sirketi, bir sirik ve iki zenciden baska
hibir vasitaya lzum grmemis.
Irgatbasilarin ezdigi bitkin, yorgun, yarali, siska zenciler yiginlarla lyorlar.
....Bu muazzam bir zenci imhasi hareketiydi.
Batilon Sirketi'ne verilen sekiz bin insan, az bir zaman iinde bes bin, sonra drt bin, daha sonra iki bine indi.
lenlerin yerini doldurmak iin yeni devsirmeler yapiliyordu.
Zenciler ormanlara, at kiyilarina, Belika Kongosu'na, Angola'ya kaiyorlar. Eskiden insanlarin yasadiklari
yerlerde, bizim mteahhitlerimiz simdi yalniz sempanzeleri buluyorlar......
Benerci durdu ve,
- Somadeva, dedi, biliyor musun, bu kitabi yazan Alber Londr kimdir?
- Hayir, tahmin ediyorum. Onda dehsetli bir is adami kafasi var. Zencilerin mahvolusuna, kr krne
baltalanan bir ormanin mahvolmasi gibi aciyan bir adam. Anliyorum ki, o, Afrika'ya makina istiyor. Zenciyi
lmden kurtarmak iin degil. Zenciyi daha semereli, daha uzun zaman, daha dayanikli islettikten sonra ldrmek
iin. Fransiz emperyalizminin aci syleyen, dehsetli bir gazetecisi su Alber Londr.. yle degil mi?
- yle.. Istersen sana kitaplari birakirim. teki kitap Jorj Lefevr'in Kauugun Epopesi. Amerika otomobil
fabrikalarina dair fasillari sayani hayret. Bu Lefevr kadar kpoglulukta mahir bir adam grmedim. Insanlarin,
kocaman bir makinanin basit vidalari haline gelmesinde bile siir bulan bir adam. Kitabi okur anlarsin. Lambayi
sndreyim mi? Haftaya gelirim yine. Drt gn sonra yapilacak mitingin sonu neye varacak? Byle hasta
olmasaydin. Kuvvetli sz syliyen, amma biak gibi sz syliyen bir arkadasa yle ihtiyacimiz var ki. Neyse. Ben
gidiyorum. Kendine iyi bak...
- Ben kendime iyi bakiyorum. zlme! Git. Lambayi sndr.
Benerci lambayi sndrd. Ve sanki lambayi sndrr sndrmez, Somadeva hemen uyuyuvermismis gibi,
ayaklarinin ucuna basarak odadan ikti.
Merdivenin sahanliginda, nine Benerci'yi kolundan tuttu:
- lecek, dedi. Belki, lmn gelmesini beklemeden kendi kendini ldrecek. Benim oglum da, kafasini
Ingilizler sopayla paraladiktan sonra, o duvarin dibindeki yatakta lmst. Bu da, o duvarin dibindeki yatakta
lecek. Belki de kendi kendini ldrecek. ok agri ekiyor. Sana gstermiyor amma, siz hepiniz yle agri
ekseydiniz oktan lrdnz.
- Kendini ldrecegini nerden biliyorsun? Sana bir sey syledi mi?
- Bana bir sey sylemedi. Bana o yalniz iyi seyler syler. Kendini ldrecegini yalniz kendine syledi gibi
geliyor bana. Bunu, belki kendine bile apaik sylememistir. Belki de sylemistir. Dn, ben evde yokken, sokaga
cikmis... Yataginin altina bir ikin korken grdm. ikinda ne vardi, bilmiyorum. Sokaktan bir sey alip getirdi.
Benerci, birdenbire geri dnp Somadeva'dan sormak istedi. Sonra vazgeti.
- Sen onu yalniz birakma, nine, ben iki gn sonra gelirim.
Benerci sokaga firladi.
Yrd.. Yrd...
Bir ksebasinda Roy Dranat'la karsilastilar.
Havagazi fenerinin altinda durdular. Roy Dranat sarhostu. Benerci'nin ellerini tuttu:
- Benerci, belki siz haklisiniz, dedi. Belki haklisiniz. Fakat, ben dnyayi dzeltecek ben mi kaldima kadar
dstm. Mmkndr ki, bes parmak bir olmaza kadar da alalayim. Amma, bana yle geliyor ki, sizin hakkiniz
var. Allahaismarladik Benerci. Ben bu tarafa sapip yoluma gidiyorum, sen de yoluna git..
Roy Dranat, Benerci'nin ellerini birakti. Sapkasini ikardi. Yerlere kadar egilerek Benerci'yi selamladi:
- Belki, siz haklisiniz.......
Sallanarak uzaklasti..
KNC BAP
KALKTALI SEYYAR SATICI ESNAFINDAN BR VATANDAS: KALKTA'DA,
NGLTERE EMPERYALZM ALEYHNE YAPILAN MTNG VE SOMADEVA'NIN LMN
BERVEH T ANLATIYOR.
I
Meydanda bir kalabalik vardi, kardasim,
uyy... aman kalabalik!!
Rzgrli bir orman gibi uguldardi, kardasim,
bu yaman kalabalik.
Kalktali tornacilar, Kesmirli dokumacilar,
Bombay gemicileri,
yetmis yedi denizin getirdigi
kum gibi
insan var.
Ciriliplak ocuklar
sarkiyor salkimlarla agalarin dalindan.
Kocakarilar oturmuslar esiklere.
Igne degil, bir kil koparip atsan sakalindan
dsmezdi yere.
Meydanda bir kalabalik vardi, kardasim,
uyyy, aman kalabalik.
Dalgali, karanlik bir suya dsmsm gibi
beni sardi, kardasim,
bu yaman kalabalik.
Baktim ki taaa...
karsida
bir kamyonun stnde bir adam
avaz avaz
sz sylyor.
Ama ne sz sylyor anam,
okkali sz sylyor!!!
Bakiyorum adama,
bir sey anlamiyorum ama,
sz sylyor herifioglu
sz sylyor,
okkali sz sylyor:
- Bilemem hangi sebeple, bilemem hangi sebebe!
Etrafta bagiriyorlar:
- Yassssa be!!!
Ben de bagiriyorum.
Acayip bir trk agiriyorlar.
Makama uyup ben de agiriyorum...
Yanimda seyrek sakalli bir ihtiyar:
- Bunlar, delidir, diyor,
bunlar saniyorlar ki, diyor, biz
zorla devirebiliriz,
altin topuzlu kuyrugunu dalgalara vuran
denizlerin ortasinda demirden
bir aslan
gibi duran
kocaman
Britanya'yi...
Simdi kamyonun stnde baska bir adam..
Bu da sz sylyor anam
sz sylyor.
Okkali sz sylyor.
Bakiyorum adama.
Bir sey anlamiyorum ama
belli ki tekinden
daha okkali sylyor.
Etrafta daha ok bagiriyorlar.
Ben de bagiriyorum.
Bu sefer baska bir trk agiriyorlar,
makama uyup ben de agiriyorum...
Seyrek sakalli ihtiyar:
- Bak, bu dogru sylyor, diyor,
zorla degil,
gzellikle
yavas yavas, diyor, aliriz!..
Birdenbire ayrilirsak,
kksz bir agacin dallari gibi kaliriz...
Simdi kamyonun stnde yine baska bir adam.
Elbet bu da sz syleyecek anam.
Sz sylyor.
Seyrek sakalli ihtiyarin keyfi yerinde yine.
Belli ki, geliyor kalabalik
seyrek sakallinin dedigine.
Adamlar ikip iniyor kamyonun stnden.
Balta grmemis bir ormanda yrr gibi
yryorum kalabalikta kamyona dogru ben.
Bagirislar.
Trk agirislar.
Ben bir seycik anlamiyorum ama,
etraftan laflar aliniyor kulagima:
- Sol taraf hapi yuttu!
- Kamyonun yaninda Benerci'ye bak!
Anasi lms
kiz kardesi daga kaldirilmis gibi
somurttu...
- Gandi'nin hakki var!
- Hind'in kurtarici ilahlari:
dokuma tezghlari.
Deniz tutmus gibi dnyor basim.
Birden bir kiyamettir koptu kardasim.
Bagrismalarla, ipte amasir gibi sarsildi hava.
- Somadeva geliyor, Somadeva!
- Ona sz verin!
- Syletmeyin, istemez!
- Dinlemiyoruz!
- Al asagi!
- Syletmeyin, istemez.
Yanindakilerin omuzuna dayanarak
tirmandi kamyona bir adam.
Geldi btn kalabalik
bu sapsari yzl bir tek adamla gz gze.
Ortalik tissss!
Somadeva basladi sze...
Hey anam! Heeey!
Herifte bir ses vardi, beyabey,
bir ses!
Hani, ormanda kaplanlar lrken
byle bagirir..
- Arkadaslar!
dedi.
Hastayim..
ok..
Fazla sze lzum yok,
kendimi asacaktim.
Gidip bakin odama:
ipi yerde,
engeli tavanda mihli biraktim.
Geberecektim bir kaak gibi
az daha..
Arkadaslar!...
dedi.
Ve szn bitiremedi.
Sallandi sola bir, saga bir...
Baktim ki kalabaliga bir
kalabalik da rzgrli bir ekin gibi sallaniyor,
ben de sallaniyorum.
O yine:
- Arkadaslar...
dedi.
Yine szn bitiremedi.
Ve kamyonun stnden
devrildi stmze..
Birdenbire, kardasim, bir hal oldu bize:
boydan boya meydan uzatti kollarini
dseni tutmak iin.
Hani ancak
Lortlar Kamarasi'na girmeliyim
bu hali unutmak iin.
Dalgali bir denize dsen ay isigi gibi
yzd bembeyaz ls Somadeva'nin
yukari kalkan kollarin ve baslarin stnde.
Meydan bagirdi, ben bagirdim:
- Somadeva!
Somadeva!
Kavga sonuna kadar
kav-ga!...
Omuz basimda inledi bir ses:
- Deliler kesiyor kocaman bir inarin
en yesil, en genis dalini.
Dnp arkama baktim ki, anam;
yoluyor seyrek sakalini
seyrek sakalli adam.
KNC KISIM SONUNCU BAP
K LNN ODASI...
HNDSTAN YRMNC ASIR TARHNN SON SZ...
ROY DRANAT'IN AYNALI DOLABA BAKAN L GZLER...
I
Somadeva'nin ls imamsiz, rahipsiz ve hahamsiz ve kavga sarkilari syleyen on binlerce kisilik bir cemaatla
kaldirildi.
Benerci, Somadeva'yi gmdkten sonra, ninenin evindeki odaya geldi. Ipi yerde ve engeli tavanda mihli grd.
Duvarin dibindeki yer yataginin yastigi altindan kirmizi kapli, izgisiz defteri ikardi.
Defterin kabinda: HINDISTAN'IN YIRMINCI ASIR TARIHI diye yaziliydi. Benerci defteri ati. Bas tarafta,
Somadeva'nin bir gece kendisine okudugu yari kalmis mukaddeme vardi. Sonra beyaz sayfalar. Son sayfada bes alti
satir. Benerci bu bes alti satiri okudu:
Ben, Somadeva, Hindistan'in yirminci asir tarihini yazmaga basladim. Fakat bitirmeden lecegim.
Arkadaslarim, biraktigim yerden yazmaga devam etsinler. Tarihin sonu inanilmayacak kadar gzel olacaktir. Buna
eminim...
II
Benerci, Somadeva'nin odasindan sokaga ikinca, Roy Dranat'in aksamst serinlikte bir teferrten
dnerken soguk alip zatrreeden ldgn duydu. Ve Roy Dranat'in oteline gitti. Grdklerini syle anlatiyor:
Girdim ki ieriye,
iki eli yanina gelmis
yatiyor otel odasinin
drt topuzlu karyolasinda.
l.
Omuzlarina kadar arsafla rtl,
gzleri aik...
arsafin altinda ayaklari:
acayip bir hayvanin dinliyen kulaklari...
Gzleri bakiyor
ayaklari arasindan dolaba.
Dolabin aynasinda gryorum:
basini degil,
yzn degil,
kasini degil,
kapaklari aik, ii rtl gzlerini,
yalniz l gzlerini...
Gzleri bakiyor dolaba.
Ehramda bir kapi
aar gibi
atim
dolabi.
Alt katta bir kutu var.
Kutuda lnn hi giymedigi
siyah kunduralar.
tl elbiselerle dolu orta kat:
asilmis dolabin iine
sira sira elsiz ve bassiz Roy Dranat.
Bir sise permanganat,
yakalik,
mendil, orap.
Bir kitap:
ok eski gnlerde beraber okuyup
satirlarinin altini beraber izdigimiz
bir kavga kitabi.
Kapadim dolabi.
Onun dolaba bakan gzlerini kapadim.
Artik satilacak bir yrek,
kiralik bir kafa bile yok.
Roy Dranat, hosa kal,
mesele yok.
YORGAN GITTI,
KAVGA BITTI.
Ikinci Kismin Sonu
NC KISIM
BRNC VE SONUNCU BAP
I
Gzme altin bir damla gibi akan
yildizin isigi,
ilknce
boslukta
deldigi zaman karanligi,
toprakta gge bakan
bir tek gz bile yoktu...
Yildizlar ihtiyardilar
toprak ocuktu.
Yildizlar bizden uzaktir
ama ne kadar uzak
ne kadar uzak...
Yildizlarin arasinda topragimiz ufaktir
ama ne kadar ufak
ne kadar ufak...
Ve Asya ki
toprakta beste birdir.
Ve Asya'da
bir memlekettir Hindistan,
Kalkta Hindistan'da bir sehirdir,
Benerci Kalkta'da bir insan...
Ve ben
haber veriyorum ki, size:
Hindistan'in
Kalkta sehrinde bir insanin
yolu stnde durdular.
Yryen bir insani
zincire vurdular...
Ve ben
tenezzl edip
basimi isikli bosluklara kaldirmiyorum.
Yildizlar uzakmis
toprak ufakmis
umurumda degil,
aldirmiyorum...
Bilmis olun ki, benim iin
daha hayret verici
daha kudretli
daha esrarli ve kocamandir:
yolu stnde durulan
zincire vurulan
I N S A N . . .
II
Su yukariya, nc kismin birinci ve sonuncu babinin birinci parasi olarak yazdigim, slubu ukalaca, yazidan
da anliyacaginiz vehile, Benerci mahpustur.
Hindistan'in hakik istikll ve hakik kurtulusu iin alistigindan dolayi, Britanya polisi tarafindan tevkif,
Britanya adliyesi tarafindan muhakeme ve Britanya hkmeti tarafindan, Benerci, hapse atilmistir. Cezasi 15 senedir.
Benerci bu 15 adet seneyi tas bir hcrede tek basina geirecektir. Ve bu 15 adet senenin bir haylisi gemistir...
Simdi size, bu bir hayli senenin nasil getigini anlatacagim. Ve, sonra, sira, Benerci'nin kendini niin
ldrdgne gelecek. Emperyalizm aleyhine yazilan* ve emperyalizmi temellerinden yikmak iin nefislerini feda
edenlerden bahseden bu kitap, bir inkilpinin hangi sartlar iinde kendini ldrmege hak kazanacagini da
hallettikten sonra, bitmis olacaktir.
(*) Yalnz sunu hatrlatmak isterim ki, Benerci emperyalizmi ve emperyalizm ile mcadeleyi, Neo-Hitlerist-
Sosyal-Fasist-Sinyor-Fon Sevket Sreyya Bey gibi anlamyordu.
III
Gnes
pencerede...
Yaniyor
demir bir ubuk..
Disarda saat
belki bes,
belki alti,
belki buuk,
yedi..
Gardiyan karyolayi
duvara kilitledi.
Adam
demir iskemlede oturuyor
oturuyor...
Gnes
dst pencereden
adamin basina vuruyor..
Disarda saat
belki on
belki on iki..
Ierdeki:
yryor duvardan
duvara,
duvardan
duvara...
Gardiyan...
Pirin orbasi, ekmek.
Demek:
gle saati aldi
te yanda yasiyanlara..
Ve adam yryor,
duvardan
duvara,
duvardan
duvara..
Yanip snd demir ubuk..
Disarda saat:
belki bes,
belki alti,
belki buuk...
Disarda adam...
Adam
demir iskemlede oturuyor...
Oturuyor...
Gardiyan.
Pirin orbasi, ekmek.
Gardiyan
karyolayi indirince:
ierde gece.
Yatiyor adam.
Gzleri dsnyor,
dislerinin arasinda biyigi..
Disarda ay isigi....
IV
19... senesi eyllnn on besinci gecesi idi.. Saat on ikiden sonra, Kalkta sehrinin varoslarindan gelen bir
adam, umum hapisanenin yksek duvarlari karsisinda durdu. Tam bedir halindeki ay, gkyzn kapliyan ve esen
rzgrla korkun sekiller alip akan siyah bulutlarin arkasinda kh gizleniyor, kh meydana ikiyordu.
Sehrin varoslarindan geldigini beyan ettigimiz mehul adamin durdugu mahal, umum hapisanenin arka
cephesine tesadf etmekte olup bu cephenin st kisminda, hafif bir isikla aydinlanmis, bir sira demir parmaklikli
pencere vardi.
Ay, bulutlarin arasindan kurtulduka, zaman zaman duvarin dibinden geen bir sngy isildatmakta ve bu
suretle mehul adama hapisanenin etrafini devreden nbetilerin mevkilerini bildirmekte idi.
Mehul adamin kendisini nbetilere gstermek istemedigini, okuyucularimiz, elbette tahmin eylemislerdir..
Tahminlerinde yanilmiyorlar. Zira bu adam buraya Britanya Imparatorlugu zabitasinin hi de hos grmeyecegi bir isi
yapmak iin gelmis idi.
Filhakika, nbetiler hapisanenin ksesinde gzden kaybolur olmaz, mehul adam cebinden bir tas parasi
cikarip iyice nisanladiktan sonra demir parmaklikli pencerelerin soldan ncsne firlatti.. Tas pencereden ieriye
girdi.
Eger biz, okuyucularimizla birlikte, mehul adamin tasi atmasindan evvel, mevzubahis pencereden ieriye
bakmis olsaydik, syle bir manzaranin sahidi bulunurduk:
Demir kapisinin stnde gardiyanlara mahsus disardan srmeli kk bir pencere bulunan tas bir hapisane
hcresi. Gndzleri kaldirilip zincirle duvara kilitlenen ve geceleri indirilen demir bir karyola. Isbu karyolanin
stnde, mahpuslara mahsus libasi giymis oldugu halde bir sahis oturmaktadir. Mezkr sahis sik sik basini
kaldirarak, kapidaki gardiyan penceresinden gzetlenip gzetlenmedigine bakiyor, srgnn ailmadigina emniyet
kesbettikten sonra, siyah kapli kalin bir kitabin sayfalarina bir seyler yaziyordu. Eger siyah kalin kitabi yakindan
tetkik edecek olursak grrz ki, bu Ingilizce bir Incil'dir. Mevzubahis sahis, tas hcreye kapatildiktan bir hafta
sonra; Kayser'in hakkini Kayser'e ve Allahin hakkini Allaha vermegi ve sag yanagina bir tokat atilirsa, sol yanagini
evirmegi talim etsin diye, bu Incil'i bir Ingiliz misyoneri kendisine vermis idi. Esasen, hepisanenin btn
hcrelerinde bu kitaptan maada okuyacak ve yazacak bir sey bulunmazdi.
Imdi, ahvalini tetkik eyledigimiz sahsin, yani tas hcre mahpusunun Incil sayfalarina neler yazdigini grelim:
Satirlarinin baslari numarali ve bazi kelimeleri kck ha isaretli sayfalarda, URDU lisaniyla ve henz
kurumamis kirmizi ve taze bir kan ile yazilmis ve kitabin sik siyah matbu hurufati zerinde ates gibi yanan yazilar
vardi.
Tas hcre mahpusu Incil kitabinin i mukavvasindan kopardigi bir parayi bkerek bir kalem haline getirmis ve
bunu sol bileginden ince ince akan kana batirarak bu ates gibi yanan yazilari yazmakta bulunmus idi.
Iste sehrin varoslarindan gelen mehul adam tasi attigi zaman, tas hcrenin iindeki mahpus byle bir isle
mesguld. Pencereden gelen tas mahpusun karyolasi dibine dsmst. Mahpus hemen yerinden kalkti.
zerlerine kani ile yazdigi Incil kitabi sayfalarini kopararak tasa sardi ve tasi pencereden disari atip iade etti.
Sehrin varoslarindan gelen mehul adam, tasa sarilmis kat tomarini yerden aldi. Ggsne soktu. Ve dnyanin
en kiymetli hazinesini ggsnde tasiyan bir insan gibi, korkak, cesur ve emin adimlarla uzaklasmaya basladi.
Korkuyordu: ggsndeki defineyi alirlar diye; cesurdu: ggsndeki defineyi lmn karsisinda dahi vermemek iin;
emin idi: zira ka senedir her iki ayda bir buraya geliyor, tasi atiyor ve tas, kanli yazilar yazili Incil sayfalarina
sarilmis oldugu halde kendisine iade ediliyordu; binaenaleyh bu ise alismis idi.
Bu kanla yazilmis yazilar, Hintlilerin hakik istikll ve kurtulus cidalinde kitlelere heyecan, suur ve hedef
vermekte idi........
Tas hcre mahpusu Benerci'dir. Kitlelere heyecan, suur ve hedef veren yazilar, vaktiyle Somadeva'nin basladigi
ve simdi Benerci'nin devam ettigi Hindistan'in Yirminci Asir Tarihi isimli eserdir. Yalniz, Benerci bunu, bilegini
kesip kaniyla yazmiyor.. Fakat, eger icap etseydi, eserin bir tek satirini yazmak iin damarlarindaki btn kanini
akitabilirdi. Ve bu, pestenkerani bir lf degildir.. Bu isi yapabilecek insanlarin yalniz on dokuzuncu asir
romanlarinda yasadigini zannedenler, yirminci asrin isimsiz, byk kavga kahramanlarini tanimiyorlar demektir.
Benerci yazisini bileginin kaniyla yazmiyor. Bu yazilari sehrin varoslarindan gelen mehul adama vermiyor.
Benerci yazilarini temiz beyaz katlara kursunkalemiyle yaziyor. Ve bunlari hapishane gardiyanlarinin Ingiliz
dikkatlerine ragmen, disardakilerin ellerine ulastiriyor.
NASIL?..
Tas hcre mahpusunun, senelerdir, bu isi nasil yaptigini anlatacak degilim. Romanda da olsa, Britanya polisine
hizmet etmek istemem......
V
Disarda
bir bayrak gibi dalgalanirken adi,
ierde O
ihtiyarladi..
Her gn biraz daha
camlari yasariyor
iri
baga
gzlklerinin.
Her gn biraz daha
siliniyor izgileri
grdklerinin.
Kreyvati hamra azaliyor.
Tasallb serayin.
Tansiyon 26.
Bas dnmesi, bunalti.
Sinir...
Bir
senedir
yazamadi bir
satir
bile..
Yine fakat
disarda bir bayrak gibi
dalgalaniyor adi.
Ierde O
ihtiyarladi....
BU FASIL BENERC'NN KENDN NCN LDRDGNE DARDR
Kalkta sehrinin ufkunda gnes
ykseliyordu.
Atlari isiktan, migferleri ates
bir ordu
bozgun karanligi katmis nne
geliyordu.
Gnes ykseliyordu..
Kalkta . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Bunu beceremedik
romantik kati pek.
Syle diyelim:
Baygin kokulu
koskocaman
masmavi bir iek
seklinde sema
dst fecrin altin kollarina...
Bu da olmadi,
olacagi yok.
Benden evvel gelenlerin hepsi,
almislar birer birer,
tuluu semsi, gurubu semsi
tasvir patentasini.
Tuluu semsin, gurubu semsin
okumuslar canina..
Bu hususta yapilacak is,
sylenecek sz
kalmamis bana.
Buna ragmen,
tekrar ederim ki ben:
Kalkta'nin damlari stnde gnes
gnes gibi
ykseliyordu.
Sokaktan bir st beygirinin
nal ve ggm sesi geliyordu.
Benerci sordu:
- Saat ka?
- Alti...
Benerci dn aksam ge vakit tahliye edildi. Hapishanenin kapisi nnde dehsetli bir kalabalik onu bekliyordu.
Eger eski sistem bir kafam olsaydi, iddia edebilirdim ki, Benerci bu yiginlarla insani ebediyyen pesinde
srkliyebilecek kadar onlara yakin, onlarin caninda, onlarin kanindaydi.
Benerci'ye arkadaslari, dis mahallelerdeki apartimanlardan birinin en st katinda bir oda tutmuslar. Benerci
odasina sekiz arkadasiyla beraber girdi. Bana:
- Sen git, biraz dolas. Sonra gelirsin, dediler.
Apartimanin kapisi nnden, merkez caddelere kadar, kimildanan, bagiran bir insan denizinin ortasinda, her
adimda onun ismini isiterek, dolastim. Kalabalik yavas yavas dagildi. Geri dndgm zaman Benerci'yi odasinda
yalniz buldum. Pencerenin nnde duruyordu. Saat gecenin on biriydi. Benerci:
- Otur bakalim, dedi.
Oturdum.
Saatler geti, saatler geti.. Bir kelime bile konusmadik. Ve nihayet, lambanin sari isigi beyazlanmaga basladi.
Pencereden baktim:
Kalkta'nin damlari stnde gnes
ykseliyordu.
Benerci sordu:
- Saat ka?
- Alti.
- l.
- Anlamadim.
- Hi. Dinle. Bu kitabin birinci kisminda, arkadaslarim bana: Sen bizi sattin, dediler. Alnimda hl onlarin
attigi tasin izi var. Halbuki ben tertemizdim. Fakat onlar hakliydi. Kil kaldi, kendimi ldryordum. Fakat bu halti
yemedim.
- yle.
- Bu kitabin ikinci kisminda, Somadeva'nin cigerleri agzindan geliyordu. yle agri ekiyordu ki, kendini
ldrmek istedi. Fakat o da bu halti yemedi. Bir kamyonun stnde kalibi dinlendirmeyi daha dogru buldu, degil mi?
- yle...
- Saat ka?
- Alti buuk.
- l... Dinle. Ferdin tarihteki rol malum. Akisin istikametini degistiremez. Yalniz tempoyu hizlilastirabilir,
yavaslatabilir. Iste o kadar. Tarihte fert denilen nesne, keyfiyetin degil, kemiyetin stne tesir edicidir. Btn bunlar
senin iin, benim iin, bizim iin bilinen seylerdir.
- Dogru.
- yleyse, bunu simdi benim sahsima tatbik edelim.
Birdenbire durdu. Gzlgn ikardi. Mendiliyle camlarini sildi. Gzlgn takti. Camlarin iinde byyen
gzleri gzlerimdedir.
- Devam et, Benerci, dinliyorum.
- Hadisat yle getirdi ki, ben hareketin muayyen bir inkisaf merhalesinde muayyen bir rol oyniyan bir fert
haline geldim.
- Dogru.
- Dnden itibaren katarin basinda gidiyorum. Halbuki fizyolojim berbat.. Kafam elastikiyetini kaybetti.
Dnemeleri zamaninda dnemiyecegim. Ellerim lzumundan fazla titriyor. Akintida dmen tutamiyacak bir hale
geldiler. Akisin temposunu hizlilastirmak nerde? Onu yavaslatmam muhtemeldir. Istemeden, irademin disinda,
yanlis adimlar atacagim. Biliyorum, hareket belki beni alti ay sonra, bir sene sonra bir safra gibi firlatacaktir. Fakat o
beni firlatip atana kadar, ben ona fren olacagim. Halbuki ben kemiyette bile, bir sene degil, bir gn bile, irademin
disinda, bilerekten ona ihanet edemem. Anliyor musun? Diyeceksin ki, yanilmiyan yalniz tembellerdir, budalalardir.
Is yapan, yryen adam yanilir. Mesele yanlisin idrakindedir. Fakat, ya bu yanilma nesnesi katarin basindaki adam
iin bir kaide haline gelirse. Ve o adam katarin basinda gidemiyecegini bildigi halde, yerinde durmak iin bir saniye
olsun israr ederse. Bu bir ihanet degil midir? Ben bir saniye olsun, ihanet edemem. Bu benim uzviyetimde yok...
Benerci yine durdu. Sonra birdenbire glerek:
- Hem ben bu meseleyi arkadaslarla konustum. Hallettik. Sana haltetmek dser, dedi. Sen saata bak, ka?
- Yedi.
- Hem, bu benim mesele nevi sahsina mnhasir bir is bile degil. Galiba LAFARG'la karisi da ayni vaziyete
dsmsler, ayni isi yapmislar. Her ne hal ise. Su senin tabancayi ver bakayim.
Pantolonumun arka cebinden tabancayi ikardim. Koskocaman bir nagant. Benerci'ye uzattim. Aldi, masanin
stne koydu.
Tekrar gzlgn ikardi. Mendiliyle camlarini sildi. Gzlgn takti. Camlarin iinde byyen gzleri
gzlerimdedir.
- Syle pencerenin nnde birer cigara tellendirelim, dedi.
Cigaralari yaktik. Topraktan fiskirir gibi bol, renkli ve ilik bir yaz sabahinin isiklari karsi pencerelerin
camlarinda, Benerci'nin gzlklerinde piril piril yaniyordu. Damlar, evler, agalar ve sokaklar yikanmis gibi nemli
ve tertemizdi. Konusmuyorduk.
Agzimda, sonuna gelen cigaranin aciligini duydum. Benerci ayaga kalkti. Cigarasini masadaki tablanin iinde
sndrd.
- Pencereyi kapat. Sen de haydi artik git. Istersen det yerini bulsun diye bir kere kucaklasalim, dedi.
Kucaklastik.
Arkama bakmadan kapidan disari ikarken:
- ocuklara selam syle, dedi.
Merdivenleri agir agir inmege basladim. Drdnc kat. nc kat. Merdivenleri hizli hizli iniyorum. Ikinci
kat. Merdivenleri kosarak iniyorum.
Tam sokaga iktigim zaman, derinlerden, demir bir kapinin hizla kapanmasi gibi tok bir ses geldi...
BU KTABIN SON SZ . . . . . . . . . . . .
Kavgada
kendi kendini ldren
lanetli bir
cenazedir
benim iin:
lsne
ellerimiz
dokunamaz.
Arkasindan
matem marsi
okunamaz.
Sen artik
bu kitapta:
noktalari
virglleri
satirlari tasimiyorsun.
Sen artik
bu kitapta
kosmuyor
bagirmiyor
alnini kasimiyorsun.
Sen artik
bu kitapta
yasamiyorsun.
Ve Benerci sen
bu kitapta:
kendi kendini ldrmene ragmen
benim ellerim senin
kanli delik
sakagina dokunacaktir.
Cenazende
dosta dsmana karsi
matem marsi
okunacaktir:
M A T E M M A R S I . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
an
almiyoruz.
an
almiyoruz.
Yok
sal
veren!
Giden
o
biten
bir
sarki degildir...
O
byk
bir
isik
gibi dgst.
Kasketli
bir gnes
halinde dst.
an
almiyoruz.
an
almiyoruz.
Yok
sal
veren!
Bu
giden
bir
biten
sarki degildir ...........
S O N
Ben Ieri Dstgmden Beri
Ben ieri dstgmden beri gnesin etrafinda on kere dnd dnya
Ona sorarsaniz: Lafi bile edilemez, mikroskopik bi zaman...
Bana sorarsaniz: On senesi mrmn...
Bir kursun kallemim vardi, ben ieri dstgm sene
Bir haftada yaza yaza tkeniverdi
Ona sorarsaniz: Btn bi hayat...
Bana sorarsaniz: Adam sende bi hafta...
Katillikten yatan Osman; ben ieri dstgmden beri
Yedibuugu doldurup ikti.
Dolasti disarda bi vakit,
Sonra kaakiliktan tekrar dst ieri, alti ayi doldurup ikti tekrar.
Dn mektubu geldi; evlenmis, bi ocugu olacakmis baharda...
Simdi on yasina basti, ben ieri dstgm sene ana rahmine dsen ocuklar.
Ve o yilin titrek, uzun bacakli taylari,
Rahat, genis sagrili birer kisrak oldu oktan.
Fakat zeytin fidanlari hala fidan, hala ocuktur.
Yeni meydanlar ailmis uzaktaki sehrimde, ben ieri dstgmden beri...
Ve bizim hane halki, bilmedigim bir sokakta, grmedigim bi evde oturuyor
Pamuk gibiydi bembeyazdi ekmek, ben ieri dstgm sene
Sonra vesikaya bindi
Bizim burda, ierde
Birbirini vurdu millet, yumruk kadar simsiyah bi tayin iin
Simdi serbestledi yine, fakat esmer ve tatsiz
Ben ieri dstgm sene, ikincisi baslamamisti henz
Dasov kampinda firinlar yakilmamis, atom bombasi atilmamisti Hirosimaya
Bogazlanan bir ocugun kani gibi akti zaman
Sonra kapandi resmen o fasil, simdi nden bahsediyor amerikan dolari
Fakat gn isigi her seye ragmen, ben ieri dstgmden beri
Ve karanligin kenarindan, onlar agir ellerini kaldirimlara basip dogruldular yari yariya
Ben ieri dstgmden beri gnesin etrafinda on kere dnd dnya
Ve ayni ihtirasla tekrar ediyorum yine
Onlar ki; toprakta karinca, su da balik, havada kus kadar okturlar.
Korkak, cesur, cahil ve ocukturlar,
Ve kahreden yaratan ki onlardir,
Sarkilarda yalniz onlarin maceralari vardir
Ve gayrisi
Mesela, benim on sene yatmam
Lafi gzaf...
Benim Oglan Fotograflarda Byyor
Iimde acisi var yemisi koparilmis bir dalin,
gitmez gzmden hayali Halie inen yolun,
iki gzl bir biaktir yregime saplanmis
evlt hasretiyle hasreti Istanbulun.
Ayrilik dayanilir gibi degil mi?
Bize pek mi mthis geliyor kendi kaderimiz?
Elleme haset mi ediyoruz?
Ellemin babasi Istanbulda hapiste,
ellemin oglunu asmak istiyorlar
yol ortasinda
gpegndz.
Bense burda rzgr gibi
bir halk trks gibi hrm,
sen ordasin yavrum,
ama asilamiyacak kadar kksn henz.
Ellemin oglu katil olmasin,
ellemin babasi lmesin,
eve ekmekle uurtma getirsin diye,
orda onlar aldi gze ipi.
Insanlar,
iyi insanlar,
seslenin dnyanin drt ksesinden
dur deyin,
cellt geirmesin ipi.
Ben Sen O
O, yalniz agaran tanyerini gryor
ben, geceyi de
Sen, yalniz geceyi gryorsun,
ben agaran tanyerinide.
Ben Senden nce lmek Isterim...
Ben
senden nce lmek isterim.
Gidenin arkasindan gelen
gideni bulacak mi zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
Iyisi mi,
beni yaktirirsin,
odanda ocagin
stne korsun
iinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
seffaf,
beyaz camdan olsun
ki iinde beni grebilesin
Fedakrligimi anliyorsun :
vazgetim toprak olmaktan,
vazgetim iek olmaktan
senin yaninda kalabilmek iin.
Ve toz oluyorum
yasiyorum yaninda senin.
Sonra, sende lnce
kavanozuma gelirsin.
Ve orada beraber yasariz
klmn iinde kln
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasiz bir torun
bizi ordan atana kadar...
Ama
biz
o zamana kadar
o kadar karisacagiz ki birbirimize,
atildigimiz plkte bile
zerrelerimiz
yan yana dsecek.
Topraga beraber dalacagiz.
Ve bir gn yabani bir iek
bu toprak parasindan nemlenip filizlenirse
sapinda muhakkak iki iek aacak :
biri
sen
biri de
ben.
Ben
daha olumlu dsnyorum
Ben daha bir ocuk doguracagim
Hayat tasiyor iimden.
Kayniyor kanim.
Yasayacagim, ama ok, pek ok,
ama sen de beraber.
Ama lm de korkutmuyor beni.
Yalniz pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze seklini.
Ben lnceye kadar da
Bu dzelir herhalde.
Hapisten ikmak ihtimalin var mi bugnlerde?
Iimden bir sey :
belki diyor.
Berkley...
Behey
Berkley!
Behey on sekizinci asrin filozof peskoposu.
Felsefenden tten gnlk kokusu
basimizi dndrmek iindir.
Hayat kavgasinda bizi
dizst srndrmek iindir.
Behey
Berkley,
Behey Allahin
Cebrail seklindeki Ezraili,
Behey on sekizinci asrin en filozof katili!
Hl geziyor Iskoya kylerinde
adimlarinin sesi.
Hl uluyor adimlarinin sesine
tyleri kanli bir kpek.
Hl
her gece titreyerek
gryor glgeni Iskoya kylleri
evlerinin
camlarinda!
Hl
kanli bes parmaginin izi var
o beyaz buzlu camlar gibi simal aksamlarinda!
Behey
Berkley!
Behey meyhane kizlarinin kara cbbeli kavalyesi,
Kiralin svalyesi,
sermayenin altin sesi,
ve Allahin peskoposu!
Felsefenden tten gnlk kokusu
basimizi dndrmek iindir.
Hayat kavgasinda bizi
dizst srndrmek iindir!
Her kelimen
kelepelerken
bileklerimizi,
kivrilan
bir yilan
gibi satirlarin
sokmak istiyor yreklerimizi.
Beli hanerli bir Isaya benziyor resmin.
Sivriliyor kitaplarindan ismin
sivri yosunlu ucundan
kizil kan
damliyan
yesil bir dis gibi.
Her kitabin
diz kms nnde Rabbin
kara kusakli bir kesis gibi..
Sen bu kiyafetle mi bizi kandiracaktin,
inandiracaktin?
Biz Isanin vuslatini bekleyen
bir rahibe degiliz ki!
Behey
Berkley!
Behey tilkilerin sahi tilki!
alarken satirlarin zafer ddg,
kk bir tas parasinin en kg
imparatorlarin imparatoru gibi ikinca karsisina,
hemen anlasmak iin
bir kapi aiyorsun,
binip Allahinin sirtina
soldan geri kaiyorsun!
Kama dur!
Her yol Romaya gider,
- bu belki dogrudur -
fakat
fikri evvel gren her felsefenin
safsata iklimidir yelken atigi yer!
Bu bir hakikat
- hem de mutlak cinsinden - !
Iste sen
iste senin felsefen:
Sen o sari kirmizi rengini grdgn
cilli derisine parmaklarini srdgn
parlak
yuvarlak
elmaya:
Fikirlerin bir
terkibidir,
diyorsun!
Disimizda bize baglanmadan
var olan
varligi
inkr ediyorsun!
Su mavi deniz
su mavi denizde yzen beyaz yelkenli gemi,
kendi kendinden aldigin fikirlerdir, yle mi?
Mademki kendi fikrindir yzen gemi,
mademki kendi fikrindir umman,
ne zaman var,
ne mekn!
Ne senin haricinde bir vcut
ne senden evvel kimse mevcut,
ne senden sonra kinat baki
bir sen
bir de Allah hakik.
Lkin ey kara meyhanelerin sarhos papazi!
Senin disinda degil miydi
killi kollarinda kivranan meyhanecinin kizi?
Yoksa kendi altinda sen
kendinle mi yattin?
Diyelim ki senden evvel baban yok
Isa gibi.
Yine fakat bacaklari arasindan iktigin
Meryem gibi bir anan da mi yok!
Diyelim ki yapyalnizsin
Turu Sinada Musa gibi,
ne yazik! Tevratini okuyan da mi yok!
ok yalan sylemissin ok.
Sen emin ol ki Berkley
- olmasan da zarar yok -
bu si're benzer yazida hissene dsen sey:
biraz alay
biraz saka
ve birka tokat
- eldivensiz cinsinden -
Neyleyim?
Nes'e kavganin musikisidir.
Kavgada kuvvetini kaybetmis gibidir biraz
nes'enin elik ahengini duymayan adam;
nes'e ... iyi seydir vesselam,
- bas dndrmezse eger -
ve iste bizimkiler
gldler mi,
agiz dolusu glyorlar.
Kabahat onlarin kuvvetinde:
yoksa ne sende
ne de bende!
Dinle Berkley!
- dinlemesen de olur -
Biz dinleyelim:
Beynimiz bal yoguran
bir kovan.
Ona bali dolduran
aridir hayat.
Aldigimiz hislerin
sonsuz derin
pinaridir kinat!
Kinat genis
kinat derin
kinat usuz bucaksiz!
Biz onun paralari,
biz ondan dogan bir sr bacaksiz!
Biz o bacaksizlarin
- anasini inkr etmeyen cinsi -
nk biz
emredenlere emir verenlerden degiliz!
Bagliyiz topraga
kalin halatlar gibi kollarimizla!
elik disleri simsekli arklilar
koparirken kara topragin esrarini,
biz
seyretmedeyiz
cihan iinden cihanlarin
dogusunu;
kehkesanlarin
gms aydinliginda!
Grmsz,
grmedeyiz
yillarin yollarinda toprak olusunu
kizil kadife dudakli kizlarin!
iziyor hareketi gzlerimize
sonsuz maviliklerde
kuyrukluyildizlarin
sirma salarindan kalan izler.
Her habbe koynunda bir kubbeyi gizler!..
Su denizler,
su denizlerin stnde denizler gibi esen,
rzgrlarin ugultusu.
Su ipi kopmus
inci bir gerdanlik gibi damlayan su,
su bir damla su,
uzaklastika, yaklasilan
hakikati gizler..
Her yeni ummanla beraber
bir yeni imkn!
Kinat genis
kinat derin
kinat usuz bucaksiz!
Behey!
Berkley!
Behey bir karis boyuna bakmadan
Karpatlari inkr eden cce!
Ahrete gittiysen eger
oradan bir ta gnder,
sslemek iin Allahinin kafasini!
Fakat buradan
topla hemen taragini tasini,
Hara mezat!
Hara mezat!
gtr pazara bir pula sat:
Topraktaki saltanatin
gge ikan tahtini!
Yok stnde tabiatin
tabiattan gayri kuvvet!..
Tabiat genis
tabiat derin
tabiat usuz bucaksiz!..
Bes Satirla...
Annelerin ninnilerinden
spikerin okudugu habere kadar,
yrekte, kitapta ve sokakta yenebilmek yalani,
anlamak, sevgilim, o, bir mthis bahtiyarlik,
anlamak gideni ve gelmekte olani.
Beyazit Meydanindaki l...
Bir l yatiyor
on dokuz yasinda bir delikanli
gndzleri gneste
geceleri yildizlarin altinda
Istanbul'da, Beyazit Meydani'nda.
Bir l yatiyor
ders kitabi bir elinde
bir elinde baslamadan biten ryasi
bin dokuz yz altmis yili Nisaninda
Istanbul'da, Beyazit Meydani'nda.
Bir l yatiyor
vurdular
kursun yarasi
kizil karanfil gibi amis alninda
Istanbul'da, Beyazit Meydani'nda.
Bir l yatacak
topraga sip sip damlayacak kani
silhli milletimin hrriyet trkleriyle gelip
zaptedene kadar
byk meydani.
Bir Sehir
Bir ka yokus tirmandim bir iki dneme dndm ve yrdm
burnumun dogrusuna yrdm yrdm
bir kapi aildi girdim
yitirdim kendimi kendi iimde
bilmedigim bir sehir
grmedigim biimde evleri
kimi karinca yuvasi kimi bombos
kimi bastan asagi pencere kimi kr duvar
bir sokaga saptim amurlu dar egri bgr
dnp dolastirdi getirdi beni eski yere
asfalt bir caddeyi iktim bulvar ortasi
uzayip gidiyor tan yerine kadar dosdogru genis
bir mahallede yagmur yagiyor
bitisinde gnes
ncsnde ayisigi
bir kpr getim
yarisinda fenerler piril piril
yarisi kapkaranlikti
yan yana iki aga grdm
yaprak kimildamiyor birinde
br kivrana kivrana inleyip haykiriyor
bir sehirde bir birine benzemiyor hibir sey
insanlari bir yana
onlarin hepsi ikizdi zd besizdi onuzdu milyonuzdu
hepsi korkak
hepsi yigit
hepsi aptal
hepsi akilliydi
hepsi domuzdu
hepsi melekti.
Bir Acayip Duygu...
Mrdm erigi
iek amistir.
- ilknce zerdali iek aar
mrdm en sonra -
Sevgilim,
imenin zerine
diz st oturalim
karsi-be-karsi.
Hava lezzetli ve aydinlik
- fakat iyice isinmadi daha -
aglanin kabugu
yemyesil tyldr
henz yumusacik...
Bahtiyariz
yasayabildigimiz iin.
Herhalde oktan ldrlmstk
sen Londra'da olsaydin
ben Tobruk'ta olsaydim, bir Ingiliz silebinde yahut...
Sevgilim,
ellerini koy dizlerine
- bileklerin kalin ve beyaz -
sol avucunu evir :
gn isigi avucunun iindedir
kayisi gibi...
Dnk hava akininda lenlerin
yz kadari bes yasindan asagi,
yirmi drd emzikte...
Sevgilim,
nar tanesinin rengine bayilirim
- nar tanesi, nur tanesi -
kavunda itri severim
mayhoslugu erikte ..........
.......... yagmurlu bir gn
yemislerden ve senden uzak
- daha bir tek aga bahar amadi
kar yagmasi ihtimali bile var -
Bursa cezaevinde
acayip bir duyguya kapilarak
ve kahredici bir fke iinde
inadima yaziyorum bunlari,
kendime ve sevgili insanlarima inat.
Bir Ayrilis Hikayesi...
Erkek kadina dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasil,
avularimda camdan bir sey gibi kalbimi sikip
parmaklarimi kanatarak
kirasiya
cildirasiya...
Erkek kadina dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasil,
kilometrelerle derin, kilometrelerle dmdz,
yzde yz, yzde bin bes yz,
yzde hudutsuz kere yz...
Kadin erkege dedi ki:
-Baktim
dudagimla, yregimle, kafamla;
severek, korkarak, egilerek,
dudagina, yregine, kafana.
Simdi ne sylyorsam
karanlikta bir fisilti gibi sen grettin bana..
Ve ben artik
biliyorum:
Topragin -
yz gnesli bir ana gibi -
en son en gzel ocugunu emzirdigini..
Fakat neyleyim
salarim dolanmis
lmekte olan parmaklarina
basimi kurtarmam kabil
degil!
Sen
yrmelisin,
yeni dogan ocugun
gzlerine bakarak..
Sen
yrmelisin,
beni birakarak...
Kadin sustu.
SARILDILAR
Bir kitap dst yere...
Kapandi bir pencere...
AYRILDILAR...
Bir Cezaevinde, Tecritteki Adamin Mektuplari...
1
Senin adini
kol saatimin kayisina tirnagimla kazidim.
Malum ya, bulundugum yerde
ne sapi sedefli bir aki var,
(bizlere lti-katia verilmez),
ne de basi bulutlarda bir inar.
Belki avluda bir aga bulunur ama
gkyzn basimin stnde grmek
bana yasak...
Burasi benden baska ka insanin evidir?
Bilmiyorum.
Ben bir basima onlardan uzagim,
hep birlikte onlar benden uzak.
Bana kendimden baskasiyla konusmak
yasak.
Ben de kendi kendimle konusuyorum.
Fakat ok can sikici buldugumdan sohbetimi
sarki sylyorum karicigim.
Hem, ne dersin,
o berbat, ayarsiz sesim
yle bir dokunuyor ki iime
yregim paralaniyor.
Ve tipki o eski
acikli hikyelerdeki
yalnayak, karli yollara dsms, yetim bir ocuk gibi bu yrek,
mavi gzleri islak
kirmizi, kck burnunu ekerek
senin bagrina sokulmak istiyor.
Yzm kizartmiyor benim
onun bu an
byle zayif
byle hodbin
byle sadece insan
olusu.
Belki bu hlin
fizyolojik, psikolojik filn izahi vardir.
Belki de sebep buna
bana aylardir
kendi sesimden baska insan sesi duyurmayan
bu demirli pencere
bu toprak testi
bu drt duvardir...
Saat bes, karicigim.
Disarda susuzlugu
acayip fisiltisi
toprak dami
ve sonsuzlugun ortasinda kimildanmadan duran
bir sakat ve siska atiyla,
yani, kederden ildirtmak iin ierdeki adami
disarda btn ustaligi, btn takim taklavatiyla
agasiz bosluga kipkizil inmekte bir bozkir aksami.
Bugn de apansiz gece olacaktir.
Bir isik dolasacak yaninda sakat, siska atin.
Ve simdi karsimda hasin bir erkek ls gibi yatan
bu mitsiz tabiatin
agasiz bosluguna bir anda yildizlar dolacaktir.
Yine o malum sonuna erdik demektir isin,
yani bugn de mkellef bir dassila iin
yine her sey yerli yerinde iste, her sey tamam.
Ben,
ben ierdeki adam
yine mutad hnerimi gsterecegim
ve ocukluk gnlerimin ince saziyla
suzink makamindan bir sarki agziyla
yine billhi kahredecek dil-i nsdimi
seni byle uzak,
seni dumanli, egri bir aynadan seyreder gibi
kafamin iinde duymak...
2
Disarda bahar geldi karicigim, bahar.
Disarda, bozkirin stnde birdenbire
taze toprak kokusu, kus sesleri ve saire...
Disarda bahar geldi karicigim, bahar,
disarda bozkirin stnde piriltilar...
Ve ierde artik bcekleriyle canlanan kerevet,
suyu donmayan testi
ve sabahlari imentonun stnde gnes...
Gnes,
artik o her gn gle vaktine kadar,
bana yakin, benden uzak,
snerek, isildayarak
yrr...
Ve gn ikindiye dner, glgeler dser duvarlara,
baslar tutusmaya demirli pencerenin cami :
disarda aksam olur,
bulutsuz bir bahar aksami...
Iste ierde baharin en kt saati budur asil.
Velhasil
o pul pul isiltili derisi, atesten gzleriyle
bilhassa baharda ram eder kendine ierdeki adami
hrriyet denen ifrit...
Bu bittecrbe sabit, karicigim,
bittecrbe sabit...
3
Bugn pazar.
Bugn beni ilk defa gnese ikardilar.
Ve ben mrmde ilk defa gkyznn bu kadar benden uzak
bu kadar mavi
bu kadar genis olduguna sasarak
kimildanmadan durdum.
Sonra saygiyla topraga oturdum,
dayadim sirtimi duvara.
Bu anda ne dsmek dalgalara,
bu anda ne kavga, ne hrriyet, ne karim.
Toprak, gnes ve ben...
Bahtiyarim...
Bir Dakika
Deniz durgun gl gibi, gitgide genisliyor
Sular kayaliklarda nurdan izler isliyor,
Engine sarkan gkler bastan basa yildizli..
Simdi ggsmde kalbim arpiyor hizli hizli.
Gklerden bir yildizin glgesi dsms suya
Dalmis suyun koynunda bir gecelik uykuya
Bazan uzunlasiyor, bazan da kivraniyor
Durgun suyun altinda bir mum gibi yaniyor
Yakin olayim diye bu gkten gelen ize
yle egilmisim ki kayalardan denize
Alnimdan dsen salar yorulmus suya degdi
Baktim genis ufuklar basimin stndeydi
Bilemem nasil oldu geldi ki yle bir an
Yenilmez bir haz duyup denize atilmaktan
Kurtulmak ne kolaymis faniligimden dedim
Dogruldum atilirken bir dakika titredim
Bir dakika sonsuzluk doldu tasti gnlmden
Bir dakika bir mr kurtarmisti lmden.
Bir Fotografa
Karsimdasin iste...
Bana bakmasan da oradasin, gryorum seni.
Ah benim sevdasinda bencil, yreginde saglam sevdigim.
Kalbime gmdm szlerimi, ceset torbasi oldu yregim.
Tikandigim o an,
Elimi nereye koyacagimi sasirdigim o an iste,
Aklimdan o kadar ok sey geti ki takip edemedim.
Ellerim boslukta, ben darda kaldim.
Ellerim buz gibi, ben harda kaldim.
Bir senfoni vardi kulagimda alinan,
bitti artik hepsi...
Kseme ekildim, hani hep kaldigim kseme.
Bakis aim belli oldu yine.
Geride kalan, ardindan bakar gidenlerin.
Bir meltem olacak rzgarim dahi kalmadi benim.
Daglara arptim her esisimde.
Yollara kfrettim her gidisinde.
Demistim sana hatirlarsan:
nemli olan zamana birakmak degil,
zamanla birakmamaktir..
Simdi bana, geen o zamanin
Unutulmaz sancisi kalir
Gittigim eger bensem, syle bana kimden gittim?
Sende yoktum zaten ben, ben yine bende bittim...
Bir Gemici Trks...
Rzgr,
yildizlar
ve su.
Bir Afrika ryasinin uykusu
dsms dalgalara.
Isiltili, kara
bir yelken gibi ince
direginde geminin.
Gemekteyiz iinden
bir sayisiz
bir usuz bucaksiz yildizlar leminin.
Yildizlar
rzgr
ve su.
Basstnde bir gemici korosu
su gibi, rzgr gibi, yildizlar gibi bir trk sylyor,
yildizlar gibi
rzgr gibi
su gibi bir trk.
Bu trk diyor ki, Korkumuz yok!
Inmedi bir gn bile gzlerimize
bir kis aksami gibi karanligi korkunun.
Bu trk
diyor ki,
Bir glsn atesiyle yakmasini biliriz
lmn nnde sigaramizi.
Bu trk
diyor ki,
izmisiz rotamizi
dostlarin alkislariyla degil
gicirtisiyla dsmanin
dislerinin.
Bu trk diyor ki, Dvsmek..
Bu trk diyor ki, Isikli byk
isikli genis ve sinirsiz bir limana
dmen suyumuzda srklemek denizi..
Bu trk diyor ki, Yildizlar
rzgr
ve su...
Basstnde bir gemici korosu
bir trk sylyor;
yildizlar gibi
rzgr gibi,
su gibi bir trk..
Bir Hazin Hrriyet...
Satarsin gzlerinin dikkatini, ellerinin nurunu,
bir lokma bile tatmadan yogurursun
btn nimetlerin hamurunu.
Byk hrriyetinle alisirsin el kapisinda,
anani aglatani Karun etmek hrriyetiyle,
hrsn!
Sen dogar dogmaz dikilirler tepene,
isler mrn boyunca durup dinlenmeden yalan
degirmenleri,
byk hrriyetinle parmagin sakaginda dsnrsn
vicdan hrriyetiyle,
hrsn!
Basin ensenden kesik gibi dsk,
kollarin iki yaninda upuzun,
byk hrriyetinle dolasip durursun,
issiz kalmak hrriyetiyle,
hrsn!
En yakin insaninmis gibi seversin memleketini,
gnn birinde, mesel, Amerika'ya ciro ederler onu
seni de byk hrriyetinle beraber,
hava ss olmak hrriyetiyle,
hrsn!
Yapisir yakana kopasi elleri Valstrit'in,
gnn birinde, diyelim ki, Kore'ye gnderilebilirsin,
byk hrriyetinle bir ukuru doldurabilirsin,
mehul asker olmak hrriyetiyle,
hrsn!
Bir alet, bir sayi, bir vesile gibi degil
insan gibi yasamaliyiz dersin,
byk hrriyetinle basarlar kelepeyi,
yakalanmak, hapse girmek, hatt asilmak hrriyetiyle,
hrsn!
Ne demir, ne tahta, ne tl perde var hayatinda,
hrriyeti semene lzum yok
hrsn.
Bu hrriyet hazin sey yildizlarin altinda.
Bir Kiz Vardi Japonya'da
Bir kiz vardi Japonyada
ufacik, tefecik bir kiz,
Bir bulut vardi dnyada
isi: ldrmekti yalniz.
Bu bulut bu kizcagizin
ldrd ninecigini,
kln gge savurdu,
sonra, yine apansizin
gelip babasini vurdu,
sonra da kizin kendisini.
Ve doymadi ve doymadi
yeni kurbanlar ariyor.
Atom lmdr adi,
karanlikta bagiriyor.
Byk bir birlik kuralim,
canavari susturalim.
Savas cengine gidelim,
canavari yok edelim.
Bir Komik Adem
Gzleri, kulaklari, elleri, ayaklariyla,
han hamam, apartiman ve konaklariyla,
atal, biak, tabak ve bardaklariyla,
16 sayfalari, baski makinalari-tanklariyla,
yamak ve yardaklariyla
hcuma kalktilar! ..
hele ilerinde yle bir tanesi var,
yle bir tanesi var ki:
Insanin yzne yle bakar,
yle mell bakar ki:
toka edersin eline papelini.
Ve sikar sikmaz onun belini
sivri dilli, zilli bir bebek gibi irpar elini..
O komik bir demdir.
Portakal oglu zdemdir.
*
Han, hamam, apartiman ve konaklarinizla,
atal, biak, tabak ve bardaklarinizla,
yamak ve yardaklarinizla
hcuma kalktiniz!
Hak varsa eger,
hcuma kalkmak hakkiniz..
Efendiler,
ikinizle teker teker
paylastik kozumuzu!
simdi sira onun,
gelsin o! !
Gel.
Sen:
Itlerini ne itip
karanlikta yol kesen
hatip! ! !
Sen:
Besinci Mehmedin saltanatini,
Halifenin altin nalli kir atini,
papellerin kat katini
ve teneke suratini,
doldurup torbana
siska sirtinda tasiyorsun..
Torbani doldurmak iin yasiyorsun.
Bana gelince
ben:
genis omuzlarimda dimdik bir kelle tasiyorum.
Ve yasiyorum:
kellemin
iindeki
iin..
Farkindayim niin:
kan
Iiskiriyor
bana bakan
'ates fesan? ! '
gzlerinden...
Ve niin:
cmleler ezberlemissin
Fehim Pasanin szlerinden...
Fehim Pasanin hayrlhalefi,
bize skmez afi..
Cikmak istedigim yaldizli merdiven yok.
Kalbimin elinde ipekli eldiven yok..
Ciplak bir yumruk gibi kalbimi soymusum.
Kellemin
iindeki
iin,
kellemi koymusum..
Sen...
Hayir...
Seninle byle konusmak istemem..
Hem,
ben ki yegne asaleti
disli dsmanla bogusmakta bulanim,
seninle bogusmak istemem..
Sen bir komik demsin.
Portakal Oglu zdemsin.
toka ederler papelini,
sikarlar senin belini,
sivri dilli, zilli bir bebek gibi irparsin elini.
Sen bir komik demsin! ..
Sen...
Fehim Pasanin hayrlhalefi.........................
Bu kadari kafi.......
Bir Kvet Hikayesi...
1
Sleyman'a karisi telefon etti :
- Konusan ben,
ben, Fahire.
Tanimadin mi sesimden?
Demek ok bagirdim birdenbire.
iglik mi?
Belki...
Hayir,
ocuklar hasta degil.
Dinle beni :
Isini birak da gel,
abuk ol ama.
Telefonda anlatamam,
olmaz.
Daha kiyamet kadar vakit var aksama.
Saatlar, saatlar,
kiyamet kadar.
Sorma.
Dinle beni...
Hemen vapur bulamazsan
skdar'a kayikla ge.
Bir taksiye atla.
Paran yoksa
patrondan avans al.
Yolda hibir sey dsnme,
mmkn mertebe yalansiz gelmeye alis.
Yalan kuvvetliye sylenir
ben kuvvetsizim.
Alay etme kuzum.
Evet kar yagacak,
evet
hava gzel.
Koynuna girdigim adam gibi
kocam gibi degil,
bygm, akillim,
babam gibi gel...
2
Geldi Sleyman,
Fahire, kocasi Sleyman'a sordu :
- Dogru mu?
- Evet.
- Tesekkr ederim Sleyman.
Bak iste rahatladim.
Bak iste aglamiyorum artik.
Nerde bulusuyordunuz?
- Bir otelde.
- Beyoglu tarafinda mi?
- Evet.
- Ka defa?
- Ya , ya drt.
- m, drt m?
- Bilmiyorum.
- Bunu hatirlamak bu kadar mi g Sleyman?
- Bilmiyorum.
- Demek ki bir otel odasinda.
Kim bilir arsaflar nasil kirliydi.
Bir Ingiliz romaninda okudum,
bu islere yarayan otellerde
kirik kvetler varmis.
Sizinkinde de var miydi Sleyman?
- Bilmiyorum.
- Hele dsn,
toz pembe iekli, kirik bir kvet?
- Evet.
- Hi hediye verdin mi?
- Hayir.
- ukulata, filn?
- Bir defa.
- ok mu seviyordun?
- Sevmek mi?
Hayir...
- Baskalari da var mi Sleyman?
- Yok.
- Olmadi mi?
- Hayir.
- Bunu sevdin demek...
Baskalari da olsaydi
daha rahat ederdim...
ok mu gzel yatiyordu?
- Hayir.
- Dogru syle, bak ne kadar cesurum...
- Dogru sylyorum...
- Zaten gsterdiler bana.
Inek gibi kari.
Belimden kalin bacaklari...
Fakat zevk meselesi bu...
Bir sual daha, Sleyman :
Niin?
- Bilmiyorum...
Karanlikta pencerenin hizasinda
karli, agir bir am dali.
Bir hayli zaman oldu
sofada asma saat on ikiyi alali.
3
Sleyman'in karisi Fahire
sunlari anlatti kocasina ertesi gn :
- ... Dayanilmaz bir aci halindeydi
kendime karsi duydugum merhamet,
lmeye karar verdimdi, Sleyman...
Annem, ocuklarim ve en nde sen
bulacaktiniz karda ayak izlerimi.
Beki, polisler, bir tahta merdiven
ve bir kadin ls ikaracaktiniz
arka arsada bostan kuyusundan.
Kolay mi?
Gece bostan kuyusuna dogru yrmek,
sonra kenarina ikip durarak
bas asagi atlamak karanligina?
Fakat bulmadinizsa eger
karda ayak izlerimi
sade korktugumdan degil.
Beki, merdiven, polisler,
dedikodu, kepazelik,
aldatilmis bir zevcenin intihari :
komik.
Niin ldgm anlatmak mskl.
Kime? Herkese, sana mesel.
Insan, lmeye karar verirken bile
insanlari dsnyor...
Sen yatakta uyuyordun
yzn rahat,
her zaman nasil uyursan
ondan evvel ve o varken.
Disarda kar yagmaya basladi.
Bir tek gecelikle ikmak balkona :
Zatrree ertesi gn,
nmayissiz lvermek.
Hayir,
hi aklima gelmedi nezle olmak ihtimali.
Yaktim sobamizi.
Iyice isinmak lzim ilknce.
Ciger bir ay bardagi gibi atlarmis.
Pencereye, kara bakiyorum :
Esini gaip eyleyen bir kus
gibi kar
geen eyyami nev bahari arar...
Babam bu siiri ok severdi.
Sen begenmezsin.
Sagdan sola, soldan saga lerzni girizan...
Lambayi sndrmeden balkona iktim.
... gibi kar
dser dser aglar...
Oturdum balkonda iskemleye.
Havada it yok.
Karanlik bembeyaz.
Uykudayim sanki.
Sanki ok sevdigim bir insan
korkarak beni uyandirmaktan
yumusacik dolasiyor etrafimda.
smyordum.
Kederim duruluyor
berraklasiyor.
Odanin camli kapisindan balkona vuran isik
sicak bir kumas gibiydi stnde dizlerimin.
Ben rehavetli bir mahzunluk iinde
acayip seyler dsnyordum :
Feneryolu'ndaki inar
150 yasindaymis.
mr bir gn sren bcekler.
Gn gelecek
insanlar ok uzun
ok bahtiyar yasayacaklar.
Insanin yregi ve kafasi var...
Insanin elleri...
Insan?
Ne zamanki,
nerdeki,
hangi siniftan?
Onlarin insanlari,
bizim insanlarimiz.
Ve her seye ragmen
yeni bir dnya iin yapilan kavga.
Sonra sen
ben
bir kirik kvet
ve benim
kendime karsi duydugum merhamet...
Kar durdu.
Skmek zre safak.
Utanarak
odaya dndm.
O anda uyansaydin
sarilip boynuna...
Uyanmadin.
Evet,
ok skr nezle bile degilim.
Simdi?
Zaman zaman hatirlayip
zaman zaman unutacagim.
Yine yan yana yasayacagiz
beni sevdigine emin olarak.
4
Alti ay kadar geti aradan.
Bir gece kari koca denizden dnyorlardi.
Gkte yildizlar, agalarda yaz meyveleri vardi.
Fahire birdenbire durdu
bakti muhabbetle kocasinin gzlerine
ve suratina tkrr gibi bir tokat vurdu.
Bir Yolculuk stne
Aiyoruz kapilari,
kapiyoruz kapilari,
geiyoruz kapilardan
ve biricik yolculugun sonunda
ne sehir,
ne liman
tren yoldan ikiyor,
batiyor gemi
dsyor uak.
Harita izilmis buzun stne
Elimde olsaydi bu yolculuga
baslayip baslamamak
baslardim yine .
Biz
kulede bir basina bir adam oturur
nnde milyonlarca dgme var
dgmenin birine basti miydi
bizlerden biri ya kolunu kaldirir
ya adam ldrr
ya isini eder
tereci tere satar
biz vatan satariz
biz kursuna dizeriz dsnceyi
hibir sey dsnmiyeceksin
hatta hibir sey dsnmedigini bile
bir ilacimiz var bizim
siringa ettik mi insana
istedigimizi syletiriz
biz insan eti yeriz
pek gzel oluyor nohutlu yahnisi
ucu kursunlu kirbaca pek merakliyiz
kapiya sapkani as
gir ieriye
yat karimizla
biz grnce sapkayi
dner gideriz rahatsiz olmayin diye
ocuklarimiz
kilarina etiket yapistirilir
pihanelerde yetistirilir
yataga yatmadan
yastigin altina bak
oraya girmis olabilir bizlerden biri
geenlerde gnes tutuldu ya
bu fesatligi da biz yaptik
propaganda kuvvetiyle
en iyisi bizi asmak
bizi kesmek
hapislere atmak bizi
bizi atomlamaktir
Bu Dnyada
Bu dnyada ne ok gzel kadin var
kizlar hele.
Otelin balkonuna ik
seyret ihtiyar.
Bir yandan siir dktr birbirinden aydinlik
bir yandan yanindaki lmle sohbet eyle.
Bu Vatana Nasil Kiydilar...
Insan olan vatanini satar mi?
Suyun iip ekmegini yediniz.
Dnyada vatandan aziz sey var mi?
Beyler bu vatana nasil kiydiniz?
Onu didik didik didiklediler,
salarindan tutup srklediler.
gtrp kfire: Buyur... dediler.
Beyler bu vatana nasil kiydiniz?
Eli kolu zincirlere vurulmus,
vatan iriliplak yere serilmis.
Oturmus ggsne Teksasli avus.
Beyler bu vatana nasil kiydiniz?
Gn gelir arh dzne evrilir,
gn gelir hesabiniz grlr.
Gn gelir sualiniz sorulur:
Beyler bu vatana nasil kiydiniz?
Bulut mu Olsam
Denizin stnde ala bulut
yznde gms gemi
iinde sari balik
dibinde mavi yosun
kiyida bir iplak adam
durmus dsnr.
Bulut mu olsam,
gemi mi yoksa?
Balik mi olsam,
yosun mu yoksa? ..
Ne o, ne o, ne o.
Deniz olunmali, oglum,
bulutuyla, gemisiyle, baligiyla, yosunuyla.
Bulutlar Adam ldrmesin...
Analardir adam eden adami
aydinliklardir nmzde gider.
Sizi de bir ana dogurmadi mi?
Analara kiymayin efendiler.
Bulutlar adam ldrmesin.
Kosuyor alti yasinda bir oglan,
uurtmasi geiyor agalardan,
siz de byle kosmustunuz bir zaman.
ocuklara kiymayin efendiler.
Bulutlar adam ldrmesin.
Gelinler aynada saini tarar,
aynanin iinde birini arar.
Elbet byle sizi de aradilar.
Gelinlere kiymayin efendiler.
Bulutlar adam ldrmesin.
Ihtiyarlikta aklina insanin,
tatli anilari gelmeli yalniz.
Yaziktir, ihtiyarlara kiymayin,
efendiler, siz de ihtiyarsiniz.
Bulutlar adam ldrmesin.
Byk Insanlik...
Byk insanlik gemide gverte yolcusu
tirende nc mevki
sosede yayan
byk insanlik.
Byk insanlik sekizinde ise gider
yirmisinde evlenir
kirkinda lr
byk insanlik.
Ekmek byk insanliktan baska herkese yeter
pirin de yle
seker de yle
kumas da yle
kitap da yle
byk insanliktan baska herkese yeter.
Byk insanligin topraginda glge yok
sokaginda fener
penceresinde cam
ama umudu var byk insanligin
umutsuz yasanmiyor.
Byk Taarruz
Daglarda tek tek
atesler yaniyordu.
Ve yildizlar yle isiltili yle ferahtilar ki
sayak kalpakli adam
nasil ve ne zaman gelecegini bilmeden
gzel, rahat gnlere inaniyordu
ve glen biyiklariyla duruyordu ki mavzerinin yaninda,
birden bire bes adim saginda onu grd.
Pasalar onun arkasindaydilar.
O, saati sordu.
Pasalar `' dediler.
Sarisin bir kurda benziyordu.
Ve mavi gzleri akmak akmakti.
Yrd uurumun kenarina kadar,
egildi durdu.
Biraksalar
ince uzun bacaklari stnde yaylanarak
ve karanlikta akan bir yildiz gibi kayarak
Kocatepe'den Afyon Ovasi'na atlayacakti.
Cenaze Merasimim
Bizim avludan mi kalkacak cenazem?
Nasil indireceksiniz beni nc kattan?
Asansre sigmaz tabut,
merdivenler daracik
Belki avluda dizboyu gnes ve gvercinler olacak,
belki kar yagacak ocuk igliklariyla dolu,
belki islak asfaltiyla yagmur.
Ve avluda p bidonlari duracak her zamanki gibi.
Kamyona, yerli gelenekle,yzm aik ykleneceksem,
bir sey damlayabilir alnima bir gvercinden; ugurdur.
Bando gelse de, gelmese de ocuklar gelecek yanima,
meraklidir llere ocuklar.
Bakacak arkamdan mutfak penceremiz.
Balkonumuz geirecek beni amasirlariyla.
Ben bu avluda bahtiyar yasadim bilemediginiz kadar.
Avludaslarim, uzun mrler dilerim hepinize...
Cevap Numara Drt
Bu yazi gizli bir din halinde bir nevi Neo-fasist bir ideoloji yaptiklari halde bunu ikrardan sakinanlara aittir. Byle
bir halt karistirmiyoruz, diyenler zerlerine alinmayabilirler.
Onlar istiyorlar ki
ift agizli baltalariyla
yuvarlansin kafalarimiz nne yarin -
o kara gmlekleri beyaz kordonlu
golf pantolonlu
kadrolarin..
KARDESLER!
Onlara sokakta rastlarsaniz eger
lm grms gibi evirin basinizi.
Kirpiksiz sari gzler gznze bakarken
arkadan sirtiniza bir
biak girebilir...
Onlar istiyorlar ki
kara topragin kalbi durana kadar
biz pazarda kelepir bir mal gibi satalim
kafamizin isigini, gcn kolumuzun..
Kadinlarimizi karsilarinda oynatalim.
Ve dumanlanmaga baslayinca
gzmzn bakisi,
yavaslayinca
damarlarimizda kanin akisi
karaya vurmus baliklar gibi
kpr altlarinda yatalim..
KARDESLER!
Onlara elleriniz dokunmussa eger
yedi tas su dkn ellerinize.
Yirtarak bayramlik gmlegimi ben
peskir yaparim size...
Biz
ayri dillerde ayni sarkiyi okuyanlar,
Biz
ayni yastikta yatar gibi
topraga baslarini yan yana koyanlar,
Biz,
yzmzn derisi koyu aik yanmis diye,
salarimiz ayri ayri boyanmis diye
barsaklarimizi birbirimizin avucuna dkerek
birbirimizin girtlagini disimizle skerek
geberecegiz...
Ve kadrolar
parlatarak
kara gmleklerinin beyaz kordonlarini
gmecekler kadife koltuklara
golf pantolonlarini...
KARDESLER!
Onlarin adina benziyorsa adiniz eger
adinizi degistirin.
Vebanin girdigi kapidan girin
onlarin evine atmayin ayak....
Onlar istiyorlar ki
ift agizli baltalariyla
yuvarlansin kafalarimiz nne yarin -
o kara gmlekleri beyaz kordonlu
golf pantolonlu
kadrolarin......
Ceviz Agaci Ile Topal Yunus'un Hikayesi
Burda bir dostumuz var :
erkes'in
Kavak kynden.
Byk kitaplar gibi
iinde bir seyler sakli.
Akilli adamlara
ajans haberlerine
ve bilmeceye merakli.
Adi : Yunus.
Atesimizi yakip
suyumuzu veriyor.
Agalardan
ve gnlerden konusuyoruz.
Herhal ilerdedir
yasanacak gnlerin
en gzelleri.
Simdilik
sohbetimizde kederi :
kesilip
satilmis
bir ceviz agacinin...
Onu taniyoruz :
avlunun iinde
kapinin solundaydi.
Ve alti yasinda
dalindan dst Yunus,
topalligi ondandir.
kzler topallari sever,
nk topallar agir yrrler.
kzler topallari sever,
ceviz agalari sevmez topallari :
nk topallar sirayamazlar yemislere,
nk zerlerine ikip
silkeleyemezler dallari.
Ceviz agalari sevmez topallari...
Bir acayiptir muhabbet bahsi :
mutlaka kendini dereye atmaz
sevilmeyenlerin hepsi.
Insanlarin hnerleri oktur :
insanlar
sevilmeden de sevmesini bilirler...
Bir acayiptir muhabbet bahsi,
bir acayiptir
ceviz agaci ile
topal Yunus'un hikyesi...
..... Cevizlerini Eyllde dker,
yapraklari yesil dururdu Kasima kadar.
Ve erkes yolu zerinden
sabah namazi isiyip geldigi zaman,
kadinlardan nce uyanirdi dallari.
Altindan geerken dsnrd Yunus...
..... Dsnmek :
ne mukaddes bir is
ne felket
ne de bahtiyarlikti,
ve lm :
mutlaka varilip dnlmeyen,
fakat zerinde dsnlmeyen
bir kyd Yunus iin...
..... Cevizlerini Eyllde dker,
yapraklari yesil dururdu Kasima kadar.
Gneste glgesi hain olurdu,
rzgrda konusurdu kendi kendine,
dallari yukardan Yunus'a bakar...
..... Gndzleri yildizlarin niye sndgn,
dnyanin yuvarlak oldugunu
ve gnesin etrafinda dndgn
bilmiyordu Yunus.
Bunlari biz anlattik ona
sasip kalmadi...
..... Cevizlerini Eyllde dker,
yapraklari yesil dururdu Kasima kadar.
Yksekti, genisti alabildigine.
kisi el ele versen
ktgn eviremezdin.
Gece altinda oturdun muydu
yildizlari gremezdin.
Her gece altinda otururdu Yunus...
..... inli mslmanlara,
burunlari tek boynuzlu gergedanlara,
ve bir damla suda bir milyon mikroba dair
fikri yoktu Yunus'un.
Bunlari bizden grendigi gn
hayret etmedi...
..... Cevizlerini Eyllde dker,
yapraklari yesil dururdu Kasima kadar.
Topragin iinde gider kkleri,
karanlik bir sudur tepende akar.
Her aksam altindan geerdi Yunus...
..... Bir gn atesimizi yakip
verirken suyumuzu :
- Biz hizmetkriniz senin,
sen efendimizsin - dedik.
Sasirip kaldi Yunus...
..... Cevizlerini Eyllde dker,
yapraklari yesil dururdu Kasima kadar.
Rzgrda konusurdu kendi kendine.
Yksekti, genisti alabildigine.
Gece altinda oturdun muydu
yildizlari gremezdin.
Karanlik bir sudur tepende akar,
topragin iinde gider kkleri,
dallari, yukardan Yunus'a bakar...
- Ky isi zordur katiyen
vcut ezilir bir defa.
Topraga melip bak drt tarafa :
bela hangi inde pusmus
bilinir mi?
Mmkn yok vurulsun...
Vurmus bel, cigerinden Yunus'u...
- Biz hi dnyada yasamis degiliz.
Geldik
gidiyoruz ylesine...
Tevatr gzelmis Istanbul sehri,
varip grlmesi nasibolmadi.
Velkin niye tiftigi yok
altmis haneden otuzunun?...
Tiftigi yoktu Yunus'un...
- Attigin tas
dedigin kusu vurmuyor.
Dnya trene bindi.
Gayri dnya kzn boynuzunda durmuyor.
Elimiz ayagimiz : kz.
ok zor olur kz satmak,
yari lmdr yani.
kz gitti mi korkulursun...
Sattilar kzn Yunus'un...
- Herhal yollarin sonu grnd.
Bu olan isleri akil almaz.
Toprak sabuna dnd
kayar insanin elinden.
Cmle mahlukatin mekni vardir
kurdun mekni olmaz.
Topragin elinden kaydi miydi
bir meknsiz kurt olursun...
Kaydi topragi elinden Yunus'un...
Cevizlerini Eyllde dker,
yapraklari yesil dururdu Kasima kadar.
Gneste glgesi hain olurdu.
Yunus durmadan
Yunus kaybettike onu dsnr,
o, bir sey isteyip, bir sey sormadan
rzgrda konusurdu kendi kendine...
ocuklara ana,
tohuma toprak
ve kari lzimdir erkek kismina...
Bir kiz kairdi Yunus :
nk dgn pahali
kiz kairmak ucuz...
Fakirin karisi kavi olmaz...
Ve bir gn
erkes yolu zerinden
sabah namazi isiyip geldigi zaman
giderlerdi.
Yunus'un arkasinda yuvarlandi yere,
kirmizi pestemalinin iinde lverdi...
Topraksiz, kzsz ve kadinsiz,
kaldilar dnyada bir baslarina
ceviz agaci ile Yunus.
Yalnizlik koyduka koydu Yunus'a.
El topraginda ter dker oldu.
Cevizi karanlikta kaybolur sanip
uyumaz beklerdi sabaha kadar.
Yalnizlik umrunda degil cevizin,
topragin iinde gider kkleri,
dallari yukardan Yunus'a bakar...
Cevizden konsol yaparlar,
topal Yunus ne ise yarar?
Zemheriler geldi barinamazsin.
Cevizden konsol yaparlar.
Gayri daha fazla srnemezsin.
Sat Yunus cevizini...
Yn yorgan degil bu sarinamazsin.
Cevizden konsol yaparlar.
Bir cansiz agatir yaranamazsin.
Sat Yunus cevizini...
Varlilar varsiza dokur mu kilim,
vay cevizin hali, vay benim halim...
Meknsiz kurda mekndi.
Cevizden konsol yaparlar.
Yari aga, yari insandi.
Sat Yunus cevizini...
Cenaze iriplak, kara uzandi.
Cevizden konsol yaparlar.
Kesildi dallari, dallar budandi.
Satti Yunus cevizini...
Varlilar varsiza dokur mu kilim,
vay cevizin hali, vay benim halim...
Sabahin sahibi vardir.
Gn daima bulutta kalmaz.
Herhal ilerdedir
yasanacak gnlerin
en gzelleri...
Simdilik
sohbetimizde kederi :
kesilip
satilmis
bir ceviz agacinin...
Ceviz Agaci...
Basim kpk kpk bulut, iim disim deniz,
ben bir ceviz agaciyim Glhane Parki'nda,
budak budak, serham serham ihtiyar bir ceviz.
Ne sen bunun farkindasin, ne polis farkinda.
Ben bir ceviz agaciyim Glhane Parki'nda.
Yapraklarim suda balik gibi kivil kivil.
Yapraklarim ipek mendil gibi tiril tiril,
kopariver, gzlerinin, glm, yasini sil.
Yapraklarim ellerimdir, tam yz bin elim var.
Yz bin elle dokunurum sana, Istanbul'a.
Yapraklarim gzlerimdir, sasarak bakarim.
Yz bin gzle seyrederim seni, Istanbul'u.
Yz bin yrek gibi arpar, arpar yapraklarim.
Ben bir ceviz agaciyim Glhane Parki'nda.
Ne sen bunun farkindasin, ne polis farkinda.
ankiri Hapishanesinden (Mektuplar - 01-05)
1
Saat drt,
yoksun.
Saat bes,
yok.
Alti, yedi,
ertesi gn,
daha ertesi
ve belki
kim bilir...
Hapisane avlusunda
bir bahemiz vardi.
Sicak bir duvar dibinde
on bes adim kadardi.
Gelirdin,
yan yana otururduk,
kirmizi ve kocaman
musamba torban
dizlerinde...
Kelleci Memed'i hatirliyor musun?
Sbyan kogusundan.
Basi drt kse,
bacaklari kisa ve kalin
ve elleri ayaklarindan byk.
Kovanindan bal aldigi adamin
tasla ezmis kafasini.
Hanim abla derdi sana.
Bizim bahemizden kk bir bahesi vardi,
tepemizde, yukarda,
gnese yakin,
bir konserve kutusunun iinde...
Bir Cumartesi gnn,
hapisane esmesiyle islanan
bir ikindi vaktini hatirliyor musun?
Bir trk sylediydi kalayci Saban Usta,
aklinda mi :
Beypazari meskenimiz, ilimiz,
kim bilir nerde kalir lmz...?
O kadar resmini yaptim senin
bana birini birakmadin.
Bende yalniz bir fotografin var :
bir baska bahede
ok rahat
ok bahtiyar
yem verip tavuklara
glyorsun.
Hapisane bahesinde tavuklar yoktu,
fakat pek l glebildik
ve bahtiyar olmadik degil.
Nasil haberler aldik
en gzel hrriyete dair,
nasil dinledik ayak seslerini
yaklasan mjdelerin,
ne gzel seyler konustuk
hapisane bahesinde...
2
Bir aksamst
oturup
hapisane kapisinda
rubailer okuduk Gazal'den :
Gece :
byk lciverd bahe.
Altin piriltilarla devrani rakkaselerin.
Ve tahta kutularda upuzun yatan ller.>
Bir gn eger,
benden uzak,
karanlik bir yagmur gibi,
canini sikarsa yasamak
tekrar Gazal'yi oku.
Ve Pryende'm benim,
ben eminim
sen sadece merhamet duyacaksin
lmn karsisinda onun
mitsiz yalnizligi
ve muhtesem korkusuna.
Bir akar su getirsin Gazal'yi sana :
- Toprak bir ksedir
mlekinin rafinda tcidar,
ve zafer yazilari
yikilmis duvarlarinda Keyhsrevin...
Birikip siramalar.
Soguk
sicak
serin.
Ve byk lciverdi bahede
bassiz ve sonsuz
ve durup dinlenmeden
devrani rakkaselerin...
Bilmiyorum, neden
aklimda hep
ilknce senden duydugum
ankirili bir cmle var :
Pamukladi miydi kavaklar
kiraz gelir ardindan.
Kavaklar pamukluyor Gazal'de,
fakat
grmyor, stat,
kirazin geldigini.
lme ibadeti bundandir.
Seker Ali yukarda, kogusta baglama aliyor.
Aksam.
Disarda ocuklar bagrisiyorlar.
esmeden akiyor su.
Ve jandarma karakolunun isiginda
akasyalara bagli kurt yavrusu.
Aildi demirlerin disinda
byk, lciverd bahem.
A s l o l a n h a y a t t i r ...
Beni unutma Hatem...
3
Bugn arsamba :
- biliyorsun -
ankiri'nin pazari.
Demir kapimizdan geip
kamis sepetimizde bize kadar gelecek
yumurtasi, bulguru,
yaldizli, mor patlicanlari...
Dn kylerden inenleri seyrettim :
yorgundular,
kurnaz
ve spheli,
ve kaslarinin altinda keder.
Erkekler eseklerde,
kadinlar iplak ayaklarinin stnde getiler.
Herhalde ilerinde senin bildiklerin vardir.
Herhalde iki arsambadir pazarda :
kirmizi basrtl
kibirsiz Istanbulluyu aramislardir...
20.7.1940
4
Sicaklar bildigin gibi degil
ve ben ki yali usagiyim,
deniz ne kadar uzak...
Ikiyle bes arasi
cibinligin altina uzanarak
ter iinde
kimildanmadan
gzlerim aik
dinliyorum sineklerin ugultusunu.
Biliyorum :
simdi avluda
duvarlara arpiyorlardir suyu,
kizgin, kirmizi taslar ttyordur.
Ve disarda, otlari yanmis kalenin eteginde
bir kezzap aydinligi iindedir
simsiyah kiremitleriyle sehir...
Geceleri birdenbire rzgr ikiyor.
sonra kayboluyor birdenbire.
Ve karanlikta canli bir mahluk gibi soluyup,
yumusak, tyl ayaklariyla dolasarak
bizi bir seylerle tehdit ediyor sicak.
Ve zaman zaman
rpermelerle duyuyoruz derimizin stnde
bir korku halinde tabiati...
Bir zelzele olabilir.
Zaten gnlk yere geldi,
salladi apanoglu Yozgad'i.
Ve yerlilerin kavlince :
alti tekmil tuz madeni oldugundan
yikilacak ankiri sehri
kiyametten kirk gn nce.
Yatip bir gece
basin bir kalasla ezilmis,
ikmamak sabaha...
lmn bu kadar kr ve mendeburu...
Ben yasamak istiyorum biraz daha,
daha bir hayli yasamak.
Bunu birok sey iin istiyorum,
birok
ok mhim seyler.
12.8.1940
5
Saat beste aksam oluyor :
insanin stne dogru yryen bulutlarla.
Yagmur tasidiklari belli.
Birogu
elle tutulacak kadar alaktan geiyorlar...
Bizim odanin yz mumlugu,
terzilerin gaz lambasi yandi.
Terziler ihlamur iiyorlar...
Kis geldi demektir...
syorum.
Fakat kederli degilim.
Yalniz bize mahsus bir imtiyazdir :
kis gnleri hapisanede,
sade hapisanede degil,
bu kocaman
bu isinasi
bu isinacak dnyada
syp
kederli olmamak...
arlik Rusya'sinin lm
BU YAZI UZUN SENELER DNYA EMPERYALIZMININ SARKTA KANLI BEKILIGINI YAPAN ARLIK
RUSYASININ NE SURETLE LDGNE DAIRDIR
Bin dokuz yz on yedi
ikincitesrin yedi...
Yumusak ve derin
sesiyle Lenin:
"Dn erkendi, yarin ge
zaman tamam bugn," dedi..
Yagli arklilarla yagli isiler:
"Bugn!" dedi.
lm aliktan ldren siper:
"Bugn!" dedi.
Agir
elik
kara
toplariyla AVRORA:
"BUGN!" dedi,
"BUGN!" dedi..
...............
.......
..........
.................
Artik
ne kislik sarayda
sarhos eteklerin ipekli sesi,
ne paskalya anlarinda deli duasi arin,
ne Sibirya yollarinda zincir iniltisi...
Artik
votka kadehlerinde islanmiyacak
sari sarkik biyiklari pamesiklerin.
Kara topragin stnde bir avu kan gibi
yanmiyacak,
bakir sakallari
aliktan len mujiklerin.
Artik
kararmiyacaktir karli sokaklar
kara bir rzgar gibi geen
arin kazaklarindan.
Sarkmiyacaktir isi kadinlarin
kanli salari:
kara kalpakli kazaklarin mizraklarindan.
Yandi kanatlari iki basli kara kartalin,
dst yere,
ld.
Buzlu Baltik denizinin kiyisinda
bir pencere rtld.
Aildi bir pencere....
Bin dokuz yz on yedi
ikincitesrin yedi...
Cinari Yikmak Iin Baltayi Kkne Vururlar
..........
Cinari yikmak iin
baltayi kkne vururlar.
evi yikmak iin
sokarlar kundagi temele.
Kartal umaz olur
kanadi kirilinca.
dsnebilir miyiz
basimiz vurulunca?
Onlar kkdr memleketin,
dallara yryen su
bu kkte saklidir.
Onlar umudun temeli,
onlar kanadi hrriyetin,
halkin aklidir.
Ka kere ka yerde baltalandi kk
yrmez oldu su
dallar kurudu.
Kirildi kanat
ldrdler akli;
Ve sonra yolladilar insanlari salhaneye.
nk byledir
asrimizin gereklerinden biri.
ocuklar lebilir Yarin
............................
ocuklar lebilir yarin,
hem de ne sitmadan ne kuspalazindan
dserek te degil kuyulara filn;
ocuklar lebilir yarin,
ocuklar sakalli askerler gibi lebilir yarin,
ocuklar lebilir yarin atom bulutlarinin isiginda,
ne bir santim kemik, ne bir damla kan,
ocuklar lebilir yarin atom bulutlarinin isiginda
arkalarinda bir avu kl bile degil
arkalarinda glgelerinden baska bir sey birakmadan.
.................................................
ocuklarimiza Nasihat...
Hakkindir yaramazlik.
Dik duvarlara tirman
yksek agalara ik.
Usta bir kaplan
gibi kullansin elin
yerde yildirim gibi giden bisikletini..
Ve din dersleri hocasinin resmini yapan
kursunkaleminle yik
Mizrakli Ilmihalin
yesil sarikli iskeletini..
Sen kendi cennetini
kara topragin stnde kur.
Cografya kitabiyla sustur,
seni Hilkati demle aldatani..
Sen sade topragi tani
topraga inan.
Ayirdetme z anandan
toprak anani.
Topragi sev
anan kadar...
Davet...
Drtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdeniz'e bir kisrak basi gibi uzanan
bu memleket, bizim.
Bilekler kan iinde, disler kenetli, ayaklar iplak
ve ipek bir haliya benziyen toprak,
bu cehennem, bu cennet bizim.
Kapansin el kapilari, bir daha ailmasin,
yok edin insanin insana kullugunu,
bu dvet bizim....
Yasamakbir aga gibi tek ve hr
ve bir orman gibi kardesesine,
bu hasret bizim...
Diyet
KORE'DE LEN BR YEDEK SUBAYIMIZIN MENDERES'E SYLEDKLER
Gzlerinizin ikisi de yerinde, Adnan Bey,
iki gznzle bakarsiniz,
iki kurnaz,
iki hayin,
ve zeytini yagli iki gznzle
bakarsiniz krsden Meclis'e kibirli kibirli
ve topraklarina iftliklerinizin
ve ek defterinize.
Ellerinizin ikisi de yerinde, Adnan Bey,
iki elinizle oksarsiniz,
iki tombul,
iki ak,
vicik vicik terli iki elinizle
oksarsiniz pomadli salarinizi,
dvizlerinizi,
ve memelerini metreslerinizin.
Iki bacaginizin ikisi de yerinde, Adnan Bey,
iki bacaginiz tasir genis kalalarinizi,
iki bacaginizla ikarsiniz huzuruna Eisenhower'in,
ve btn kayginiz
iki bacaginizin arkadan birlestigi yeri
halkin tekmesinden korumaktir.
Benim gzlerimin ikisi de yok.
Benim ellerimin ikisi de yok.
Benim bacaklarimin ikisi de yok.
Ben yokum.
Beni, niversiteli yedek subayi,
Kore'de harcadiniz, Adnan Bey.
Elleriniz itti beni lme,
vicik vicik terli, tombul elleriniz.
Gzleriniz syle bir bakti arkamdan
ve ben al kan iinde lrken
igligimi duymamaniz iin
kairdi bacaklariniz sizi arabaniza bindirip.
Ama ben pesinizdeyim, Adnan Bey,
ller otomobilden hizli gider,
kr gzlerim,
kopuk ellerim,
kesik bacaklarimla pesinizdeyim.
Diyetimi istiyorum Adnan Bey,
gze gz,
ele el,
bacaga bacak,
diyetimi istiyorum,
alacagim da.
Dogum
Anasi bir oglancik dogurdu bana;
kassiz, sari bir oglan,
masmavi kundaginda yatan
bir nur topu, kilo agirliginda.
Benim oglan
dnyaya geldigi zaman,
ocuklar dogdu Korede,
sari ay iegine benziyorlardi.
Makartir kesti onlari,
gittiler ana stne bile doymadan
Benim oglan
dnyaya geldigi zaman,
ocuklar dogdu Yunan zindanlarinda,
babalari kursuna dizilmis.
Bu dnyada ilk grlecek sey diye
demir parmakligi grdler.
Benim oglan
dnyaya geldigi zaman
ocuklar dogdu Anadoluda,
mavi gzl, kara gzl, el gzl bebeklerdi.
Bitlendiler dogar dogmaz
kim bilir kai sag kalir mucize kabilinden.
Benim oglan
benim yasima bastigi zaman,
ben bu dnyada olmiyacagim,
ama harikulde bir besik olacak dnya,
siyah,
beyaz,
sari
btn ocuklari
salliyan
mavi atlas dsekli bir besik.
Makartr - (Mac Arthur): Amerikan generali. 2. Dnya savasnda
Asya'daki Amerikan ordularnn kumandanlgn yapt. Asya halklarna kars yrttg basklarla n saldg
(!) iin Amerikan hkmeti tarafndan Kore savasnn kumandanlgna da atand.
Don Kisot...
lmsz genligin svalyesi,
ellisinde uydu yreginde arpan aklina,
bir Temmuz sabahi fethine ikti
gzelin, dogrunun ve haklinin :
nnde magrur, aptal devleriyle dnya,
altinda mahzun, fakat kahraman Rosinant'i.
Bilirim,
hele bir dsmeyegr hasretin hlisine,
hele bir de tam okka drt yz dirhemse yrek,
yolu yok, Don Kisot'um benim, yolu yok,
yeldegirmenleriyle dvslecek.
Haklisin, elbette senin Dlsinya'ndir en gzel kadini yeryznn,
sen, elbette bezirgnlarin suratina haykiracaksin bunu,
alasagi edecekler seni
bir temiz pataklayacaklar.
Fakat sen, yenilmez svalyesi susuzlugumuzun,
sen, bir alev gibi yanmakta devam edeceksin
agir, demir kabugunun iinde
ve Dlsinya bir kat daha gzellesecek...
Dostluk
Biz haber etmeden haberimizi alirsin,
yedi yillik yoldan kus kanadiyla gelirsin.
Gzmzn dilinden anlar,
elimizin sirrini bilirsin.
Namuslu bir kitap gibi gler,
alnimizin terini silersin.
O gider, bu gider, su gider,
dostluk, sen yani basimizda kalirsin
Drtlk
Koparmis ipini eski kayiklar gibi yzer
kisin, sabaha karsi rzgrda tahta cumbalar
ve bir sa mangalin kllerinde
uyanir uykuda byk Istanbulum.
Durup Dururken
Durup dururken iimde bir seyler kopup tikiyor bogazimi,
Durup dururken sirayip kalkiyorum yarida birakip yazimi,
Durup dururken rya gryorum bir otelde, holde, ayakta,
Durup dururken arpiyor alnima kaldirimdaki aga,
Durup dururken bir kurt uluyor aya karsi bahtsiz, fkeli, a,
Durup dururken yildizlar inip sallaniyor bir bahede, salincakta,
Durup dururken mezardaki halim geiyor aklimdan,
Durup dururken kafamda bir gnesli duman,
Durup dururken hi bitmeyecekmis gibi baglaniyorum basladigim gne,
Ve her seferinde sen ikiyorsun suyun yzne...
Dnyanin En Tuhaf Mahluku...
Akrep gibisin kardesim,
korkak bir karanlik iindesin akrep gibi.
Sere gibisin kardesim,
serenin telasi iindesin.
Midye gibisin kardesim,
midye gibi kapali, rahat.
Ve snms bir yanardag agzi gibi korkunsun, kardesim.
Bir degil,
bes degil,
yz milyonlarlasin maalesef.
Koyun gibisin kardesim,
gocuklu celep kaldirinca sopasini
srye katiliverirsin hemen
ve deta magrur, kosarsin salhaneye.
Dnyanin en tuhaf mahlukusun yani,
hani su derya ire olup
deryayi bilmiyen baliktan da tuhaf.
Ve bu dnyada, bu zulm
senin sayende.
Ve asak, yorgunsak, alkan iindeysek eger
ve hl sarabimizi vermek iin zm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
- demege de dilim varmiyor ama -
kabahatin ogu senin, canim kardesim!
Dnyayi Verelim ocuklara
Dnyayi verelim ocuklara hi degilse bir gnlgne
alli pullu bir balon gibi verelim oynasinlar
oynasinlar trkler syliyerek yildizlarin arasinda
dnyayi ocuklara verelim
kocaman bir elma gibi verelim sicacik bir ekmek somunu gibi
hi degilse bir gnlgne doysunlar
bir gnlk de olsa grensin dnya arkadasligi
ocuklar dnyayi alacak elimizden
lmsz agalar dikecekler
Ellerinize Ve Yalana Dair
Btn taslar gibi vakarli,
hapiste sylenen btn trkler gibi kederli,
btn yk hayvanlari gibi battal, agir
ve a ocuklarin dargin yzlerine benzeyen elleriniz.
Arilar gibi hnerli, hafif,
stl memeler gibi yuklu,
tabiat gibi cesur
ve dost yumusakliklarini hasin derilerinin altinda gizleyen elleriniz.
Bu dnya kzn boynuzunda degil,
bu dnya ellerinizin stnde duruyor.
Ve insanlar, ah, benim insanlarim,
yalanla besliyorlar sizi,
halbuki asiniz,
etle, ekmekle beslenmege muhtasiniz.
Ve beyaz sofrada bir kere bile yemek yemeden doyasiya,
gp gidersiniz bu her dali yemis dolu dnyadan.
insanlar, ah, benim insanlarim,
hele Asyadakiler, Afrikadakiler,
Yakin Dogu, orta Dogu, Pasifik adalari
ve benim memleketlilerim,
yani btn insanlarin yzde yetmisinden ogu,
elleriniz gibi ihtiyar ve dalginsiniz,
elleriniz gibi merakli, hayran ve gensiniz.
Insanlarim, ah, benim insanlarim,
Avrupalim, Amerikalim benim,
uyanik, atak ve unutkansin ellerin gibi,
ellerin gibi tez kandirilir,
kolay atlatilirsin...Insanlarim, ah, benim insanlarim,
antenler yalan sylyorsa,
yalan sylyorsa rotatifler,
kitaplar yalan sylyorsa,
beyaz perdede yalan sylyorsa iplak baldirlari kizlarin,
dua yalan sylyorsa,
ninni yalan sylyorsa,
rya yalan sylyorsa,
meyhanede keman alan yalan sylyorsa,
yalan sylyorsa umutsuz gnlerin gecelerinde ay isigi,
sz yalan sylyorsa,
ses yalan sylyorsa,
ellerinizden geinen
ve ellerinizden baska her sey
herkes yalan sylyorsa,
elleriniz balik gibi itaatli,
elleriniz karanlik gibi koar,
elleriniz oban kpekleri gibi aptal olsun,
elleriniz isyan etmesin diyedir.
Ve zaten bu kadar az misafir kaldigimiz
bu lml, bu yasanasi dnyada
bu bezirgan saltanati, bu zulm bitmesin diyedir.
En Mhim Mesele
Toprak doyurasi gzleri doymuyor
ok para kazanmak istiyorlar;
ldrmemiz, lmemiz lazim geliyor
ok para kazanmalari iin.
Elbet de asikare yapmiyorlar bunu :
renk renk fener asmislar kuru dallara,
yalanlari salmislar yollara,
hepsinin de kuyrugu telli pullu.
Davullar dvlyor pazar yerinde
adirlarda kaplan adam, deniz kizi, kesik bas,
pembe donlu cambazlar tellerin zerinde
hepsinindi yz gz boyali.
Aldanip aldanmamak,
Iste butun mesele.
Aldanmazsak : variz!
Aldanirsak : yok!
Erzurum Ve Sivas Kongreleri
Biz ki Istanbul sehriyiz,
iste, arz ederiz halimizi
Trk halkinin yce katina.
Mevsim yazdir,
919'dur.
Ve tesrinlerinde gecen yilin
drt dvele teslim ettiler bizi,
gz kanli drt dvele
anadan dogma iriliplak.
Ve kurumustu
ve kan iindeydi memelerimiz.
Biz ki Istanbul sehriyiz,
Fransiz, Ingiliz, Italyan, Amerikan
bir de Yunan,
bir de zavalli Afrika zencileri
yer bitirir bizi bir yandan,
bir yandan da kendi kpek dllerimiz:
Vahdettin Sultan,
ve Damat Ferit
ve Ingiliz muhipleri
ve Mandacilar,
Biz ki Istanbul sehriyiz,
yce Trk Halki,
malumun olsun ektigimiz acilar...
...
...
Erzurum'da on drt gn surdu Kongre:
orda, mazlum milletlerden bahsedildi
butun mazlum milletlerden
ve emperyalizme karsi dvsenlerinden onlarin.
Orda, bir Surayi Millimden bahsedildi,
Irade-i Milliye'ye mstenit bir Surayi Millimden.
Buna ragmen
diyenler vardi,
Hatta casuslar vardi ierde.
Buna ragmen
denildi.
denildi,
Buna ragmen
Istanbulda birok hanimlar, beyler, pasalar,
Trk halkindan kesmislerdi umudu.
Yagdirildi telgraflar Erzurum'a:
<> diye.
< bugun bu, diyorlardi, mmkn degil,
birka vilayet, diyorlardi, kalacak elde,
su halde, diyorlardi, su halde,
Memaliki Osmaniye'nin cmlesine samil
Amerikan mandaterligini talep etmegi
memleketimiz iin en Naci
bir sekli hal kabul ediyoruz.>>
FAKAT BU SEKLI HALLI KABUL ETMEDI ERZURUMLU.
ERZURUM'UN KISI ZORLUDUR, BALAM,
BUZ TUTAR YIGITLERIN BIYIGI.
ERZURUM'DA KASKATI, DIMDIK OLUR ADAM,
KABULLENMEZ YILGINLIGI...
Istanbulda hanimlar, beyler, pasalar,
tl perdeler, kravatlar, apoletler, siseler,
citi piti dilleri ve pamuk gibi elleri
ve biare telgraf telleri
devretmek iin Amerika'ya Anadolu'yu
syle diyorlardi Erzurum'dakilere:
<
tarafgirlik, cehalet
ve ok konusmaktan baska mspet
bir hayat kuramayiz.
Iste bu yzden Amerika ok isimize geliyor.
Filipin gibi vahsi bir memleketi adam etti Amerika.
Ne olacak,
Biz de on bes, yirmi sene zahmet ekeriz,
sonra Yeni Dnya'nin sayesinde
Istiklali kafasinda ve cebinde tasiyan
bir Trkiye vcuda geliverir.
Amerika, iine girdigi memleket ve millet hayrina
nasil bir idare kurdugunu
Avrupa'ya gstermek ister.
Hem artik isi uzatmaga gelmez.
ok tehlikeli anlar yasiyoruz.
Sergzest ve cidal devri gemistir:
Trkiyeyi genis kafali birka kisi belki kurtarabilir.>>
...
...
...
Ve bylece, bin dereden su getirdi Istanbuldan gelen zevat.
Sivas, mandayi kabul etmedi fakat,
<>
dedi,
< ya ISTIKLAL, ya olum! >>
dedi.
Fakir Bir Simal Kilisesinde Seytan Ile Rahibin Macerasi
Ilknce yagmurla
sonra birdenbire aan gnesle baslamisti sabah.
Henz islakti asfaltin solundaki tarla.
Harp esirleri oktan is basindaydilar.
Topraktan nefret duyarak
- halbuki kylyd birogu -
tirasli ve korkak
apaliyorlardi patatesleri.
Suluboya, solgun resimleri hatirlatiyordu insana
ky kilisesinden gelen an sesleri.
Pazardi.
Kilisede erkeklerin hepsi ihtiyardi
kadinlarin degil,
ilerinde byk memeli kizlar,
ve sari salarina ak dsmemis anneler vardi.
Maviydi gzleri.
Baslari nde,
kalin, kirmizi ve harap parmaklarina bakiyorlardi.
Terliydiler.
Haslanmis lahanayla gnlk kokuyordu.
Krsde muhterem peder
beyannameyi okuyordu,
- gzlerini gizleyerek -.
Renkliydi pencere camlarindan biri.
Bu camdan ieri giren gnes
duruyordu gen bir kadinin bembeyaz ensesinde
eski bir kan lekesi gibi.
Ve hibir zaman
dogurmamis olan
ggssz ve kalasiz bir Meryem'in kucaginda bir ocuk :
basi yle byk
o kadar inceydi ki kivrilmis bacaklari
hazin ve korkuntu.
nlerinde kandil yaniyordu
eski
sert
ve boyali tahtayi aydinlatip...
Iki adam boyundaydi tahta heykel.
Seytan saklanmisti arkasina
- kaslari ekik, sakali sivri,
Mefistofeles olmasi muhtemel,--
ve lim bir tebessmle
dinliyordu muhterem pederi.
- Avrupa'nin bekasi,
(okuyordu beyannameyi muhterem peder)
Avrupa'nin bekasi iin harbediyoruz.
Dinliyordu Seytan
sivri sakalinda keder
ve si ve selm aklina
dayanilmaz bir agri vermekteydi yalan.
Okuyordu rahip :
- Avrupa milletleri el ele verip
harbediyoruz,
ve mutlak imha edecegiz
medeniyet iin tahripi bir unsuru.
Seytan bir para yana itti Meryem'in heykelini
ve havada sihirle efsun almetleri daireler evirip
kaldirdi elini
rahibe dogru
- etsizdi, uzundu bu el,
hakikat gibi, kemikli ve kuru -.
Ve ne olduysa o anda oldu iste.
Renkli camin altindaki kadin
iriliplak grnd kipkirmizi gneste.
Memeleri agirdi
ve sari ipek gibi parliyordu karninin altinda tyler.
Dsrd kadi muhterem peder
ve Seytan'in igvasiyla hakikati bagirdi :
- Karsi koymak gn geldi en byk tehlikeye.
Harbediyoruz,
fuhsun bekasi iin,
kerhane kapilari kapanmasin diye.
Ve sen orda, arkada
iinde beyaz entarisinin
bir erkek ocugu gibi duran,
sen orospu olacaksin kizim.
Sana firengi ve belsoguklugu verecekler
byk sehirlerimizden birinde.
Baban dnmeyecek
Yatiyor simdi yzkoyun
ok uzak bir topragin zerinde.
Simdi kan iindedir
etli, kalin kulaklar
ve ince kollarinin dolandigi boyun.
Yattigi yerde yalniz degil.
Hareketsiz duran tanklarla, terk edilmis toplar sahada.
Kendi sesinden rkerek
sustu rahip.
Orda, arkada, beyazli kiz agliyordu.
Kadife ceketli bir erkek
- ihtiyar orman bekisi civar iftligin -
bir seyler sylemek istedi.
Sivri sakalini kasidi Seytan,
rahibe : Devam et, - dedi.
Ve muhterem peder
basladi tekrar konusmaya :
- Harbediyoruz :
pazar ve mal nizaminin bekasi iin.
Kmr, lstik ve kereste,
ve kendi degerinden fazla yaratan is kuvveti
satilmalidir.
Patiska, benzin
bugday, patates, domuz eti
ve taze gmrah bir sesin iindeki cennet
satilmalidir.
Gnesli bahesi ve resimli kitaplari ocuklugun
ve ihtiyarligin emniyeti
satilmalidir.
San, seref ve saadet,
ve
kuru kahve
topyekun pazar mali olup
tartilip, llp, biilip satilmalidir.
Harbediyoruz :
harbi bitirdigimiz zaman
a, issiz ve sakat
- harp madalyasiyla fakat -
kpr altinda yatilmalidir...
Yine sustu muhterem peder.
Seytan emretti yine :
- Naklet onun macerasini,
o ne idi, ne oldu, anlat...
Ve anlatti rahip :
- Onu hepiniz hatirlarsiniz,
topragin iindeki bir patates tohumu gibi
fakir,
aliskan
ve nesesiz geti ocuklugu.
Sonra uyandi birdenbire
on yedi yasina dogru.
Yine fakirdi, aliskandi.
Fakat aylarca gidip
bulutsuz bir denizde
altinda snk yelkenlerin
sanki ok sicak bir sabah ufukta apansizin
yeni bir dnya kesfeder gibi buldu neseyi...
Mahallede sesi en gzel olan insandi
ve en gzel mandolin alan.
Hatirliyorsunuz degil mi
size dogru gelen dostlugunu kocaman, kirmizi elinin
ve mavi kurdelesini
mandolininin?..
Iinizde kimin kalbini kirdi,
kime yalan syledi,
sarhos oldugu vaki midir,
ve kiminle dvst?
ocuklara saygisini
ve ihtiyarlara sefkatini inkr edebilir miyiz?
Belki biraz kalin kafali
fakat kalbi bir balik yavrusu gibi temiz
onu geen sene harbe gnderdik.
Simdi gerilerinde cephenin
isgal altindaki bir kyn odasindadir.
Baygin bir kadinin irzina gemekle mesgul
bir tahta masanin zerinde.
Beli iplak
pantolunu dizlerinde
basinda migfer
ve ayaklarinda kisa, kalin izmeler.
Yerde iki ocuk ls yatiyordu
direkte bagli bir erkek.
Disarda yagmur yagiyor
ve uzaktan uzaga motor sesleri.
Kadini masadan yere iterek
dogrulup ekti pantolonunu...
Halbuki hepiniz hatirlarsiniz onu,
hatirliyorsunuz degil mi
size dogru gelen dostlugunu kocaman, kirmizi elinin
ve mavi kurdelesini
mandolininin?
Yine birdenbire sustu muhterem peder.
(Susabilmek bir hnerdir
insanin agzindan ikan szler
kendine ait olmazsa.)
Fakat tahta Meryem'in arkasindan
yine emretti Seytan :
- Rahip, devam et, - dedi.
Ve devam etti rahip :
- Harbediyoruz.
alistirilan insan yiginlari
birbirine devrederek zinciri,
karanlik ve agir,
beton knklerin iinde akmalidir.
Ve sen kocakari
- n safta, solda, diz kp
yz eski bir kat gibi burusuk olan -
seni temin ederim ki
kilise kapisinda oynayan torunun
- bes yasinda,
basi altin bir top gibi yuvarlak -
dedesi,
senin kocan,
babasi,
senin oglun
ve komsularin gibi
kmr ocaklarinda alisacak.
Hibir seyi
mit etmemeyi
grensin.
Bu maksatla
uuyor bombardiman birliklerimiz
tasavvur edilmeyecek kadar ok lm tasiyip
iki gergin kanatla.
Ve motorlarina benzinle beraber
belki bir para keder dolarak
(ldrenlerde tevehhm edilen keder gibi bir sey),
uuyor av kuvvetleri himayesinde olarak
bombardiman birliklerimiz
birbiri ardindan giden dalgalar halinde...
Harbediyoruz :
ldrdklerimizin sayisi
- bizden ve onlardan
aralarinda meme ocuklari da var -
simdilik
bes alti milyon kadar.
Harbediyoruz :
kundak bezinin esidiyle belli olmali herkesin yeri.
Harbediyoruz :
parlasin edebiyen diye sabah gneslerinde
hapisane demirleri...
Hakikat ok taraflidir.
Fakir bir Simal kilisesinde
- Seytan'in igvasiyla da olsa -
fakir bir papaz
onu o kadar uzun anlatamaz.
Inzibat kuvvetleri aldi haberi
- kadife ceketli orman bekisinden -
gelip indirdiler krsden muhterem pederi.
Ve asfalt yolun zerinde
arasinda silhli iki adamin
giderken muhterem peder
Seytan bakti arkasindan :
ekik kaslarinda mit
ve sivri sakalinda keder.
12.9.1941
Not :
Alamanya yikildi.
Temerkz kampindan kurtarildi muhterem peder.
Ve yine Seytan'in igvasina uymasaydi eger
nemli Alaman demokratlarindan biri olurdu bugn
Anglo-sakson isgal blgelerinden birinde.
Halbuki yine uydu Seytan'a.
Ve yine bir pazar gn ve ayni kilisede yine
batili mttefikleri meth sena edeyim derken
41 yilinda sylediklerinden bazi fasillari tekrarladi aynen
bilhassa mal nizamina ait olanlari.
Ve Katolik bir Amerikan subayinin emriyle
(tevkif edilmediyse de bu sefer)
kovuldu kiliseden muhterem peder.
Yine arkasindan bakti Seytan :
ekik kaslarinda biraz daha ok mit
sivri sakalinda biraz daha az keder...
Fevkalade Memnunum Dnyaya Geldigime
Fevkalde memnunum dnyaya geldigime,
topragini, aydinligini, kavgasini ve ekmegini seviyorum.
Kutrunun lsn santimine kadar bilmeme ragmen
ve mehulm degilken gnesin yaninda oyuncakligi
dnya, inanilmayacak kadar byktr benim iin.
Dnyayi dolasmak,
grmedigim baliklari, yemisleri, yildizlari grmek isterdim.
Halbuki ben
yalniz yazilarda ve resimlerde yaptim Avrupa yolculugumu.
Mavi pulu Asya'da damgalanmis
bir tek mektup bile almadim.
Ben ve bizim mahalle bakkali
ikimiz de kuvvetle mehulz Amerika'da.
Fakat ne zarar,
in'den Ispanya'ya, mit Burnu'ndan Alaska'ya kadar
her mili bahride, her kilometrede dostum ve dsmanim var.
Dostlar ki bir kerre bile selmlasmadik
ayni ekmek, ayni hrriyet, ayni hasret iin lebiliriz.
Ve dsmanlar ki kanima susamislar
kanlarina susamisim.
Benim kuvvetim :
bu byk dnyada yalniz olmamakligimdir.
Dnya ve insanlari yregimde sir
ilmimde muamma degildirler.
Ben kurtarip kellemi nida ve sual isaretlerinden,
byk kavgada
aik ve endisesiz
girdim safima.
Ve disinda bu safin
toprak ve sen
bana kfi gelmiyorsunuz.
Halbuki sen harikulde gzelsin
toprak sicak ve gzeldir.
Gazete Fotograflari stne...
1
Kara Yara
Birinci sayfada yatiyor iki stun stne
iki iplak yavrucuk,
birinci sayfada iki stun stne
bir avu kemik deri.
Delinmis patlamis etleri.
Biri Diyarbakirli, Erganili biri.
Kollari bacaklari kargacik burgacik,
kafalari kocaman,
agizlari korkun bir haykirisla aik,
birinci sayfada tasla ezilmis iki kurbagacik.
Iki kurbagacik
kara yarali iki yavrum benim.
Yilda kim bilir ka bininiz
aci suya bile doymadan gelip gidiyor...
Ve mstesar bey :
(Kara Yaraya tutulasi)
"Endiseye mahal yok," diyor.
3 Agustos 1959
2
Emniyet Mdr
Gnes bir yara gibi ailmis gkte
akiyor kani.
Uak alani.
Karsilayicilar, eller gbekte :
coplar, cipler,
hapisane duvarlari, karakollar
ve daragalarinda sallanan ipler
ve siviller gze grnmez
ve bir ocuk iskenceye dayanamadi
atti kendini Emniyet'te nc kattan.
Ve iste Emniyet Mdr bey
uaktan iniyorlar
Amerika'dan dnyorlar
mesleki tetkikattan.
Incelediler uyku uyutmamak usullerini
ve memnun kaldilar pek
hayalara baglanan elektrottan
ve bizdeki tabutluklarin stne bir de konferans vererek
aikladilar faydalarini
koltuk altlarina kaynar yumurta koymanin,
boyun derisini kibritle ince ince yakip soymanin.
Emniyet Mdr bey uaktan iniyorlar
Amerika'dan dnyorlar
ve coplar cipler
ve daragalarinda sallanan ipler
stat dnd diye seviniyorlar.
1959
3
Adnan Bey
Trkler sylendike Trk diliyle
Seni seviyorum glm, dendike Trk diliyle
Trk diliyle glnp
Trk diliyle agitlar yakildika, Adnan Bey,
ben anilacagim,
anilacak Trk diliyle size svsm.
Tarlalarimiza girmis degil sizin gibisi yaban domuzunun.
Sehrimiz grms degil yanginin sizden kanlisini.
Bir adiniz var, Adnan Bey, adimiza benzeyen.
Dilimiz kuruyor dilimizi konustugunuz iin.
Bitten, aliktan, sitmadan betersiniz.
Yz Trkiye olsa
elinizden de gelse
yzn de zincire vurur
yz kere satarsiniz.
Milletimin en talihsiz gecesi
ana rahmine dstgnz gecedir.
1959
4
Ahmet Emin Yalman
Selanikli Osman Efendi
keskin muhasebecilerdendi
ama o da yanildi mrnde bir kere
yanlis bir tohum atip rahm-i madere.
Bu tohum dnyaya ikip insan biimini aldiysa da,
boyu bir karis kaldiysa da,
yle haltlar yedi, yle isler karistirdi ki
svdler kabrinde bile babasi Osman Efendiye.
Osman Efendi, Ahmet Emin adini takmisti tohumuna,
Ahmet Emin, Yalman'ligi katti buna
ve Ahmet Emin Yalman
nce Alaman oldu sonra Amerikan.
Ona gre her devirde, her zaman
satilacak bir gazeteydi "Vatan"
ve hazret satti vatani.
Hapse atacaklarmis Ahmet Emin Yalman'i
Amerikana yaranmaktaki rekabet yznden.
Hapisteki hirsizlara aciyorum ben,
ahlklari bozulacak
Emin Beyle ayni damda yasayarak...
1959
5
Refik Koraltan
Tekstilde umutsuz durum.
Bir issiz kezzap iti.
Bir milyon ocuk okuldan mahrum.
Kara yara Mardin'e geti.
Grev yapan isiler yakalandi.
Kyl, iftliklerinin ekinini yakiyor...
Bir gazete sayfasinda
basliklarin arasindan bakiyor baskan
baskan Refik Bey,
bel bel bakiyor.
Byk Millet Meclisi'nin sahibi
gsteriyor suratini milletime
bilmem neyini gsteren bir deli gibi.
Biliyoruz,
odur kk daglari
ve daglarin dogurdugu fareleri yaratan
ve Debreli Hasan gibi martini atan.
Biliyoruz,
tutmus elinden Amerikan :
Yr ya Refik kulum, demis
ve Refik Bey yrms,
gbegi kendinden bir karis nde,
diz kapaklarina kadar kana batarak,
mill serefimizin kemikleri stnde.
Biliyoruz, biliyoruz,
bu vatanin anasini aglatan
bir Ismet, bir Adnan, bir de Koraltan.
1959
6
Korku
Korkuyor Adnan Menderes
llerden korkuyor.
Kore daglarindan geliyor kimi
apaik gzleri dumanli
kaytan biyiklari kanli
yaslari yirmi.
Korkuyor Adnan Menderes
llerden korkuyor
hele ocuk llerinden.
Karinlari davul gibi, boyunlari pten ince,
kiriyorlar Adnan Bey'in mutfak camlarini
her gece mezarlarindan ikinca...
Korkuyor Adnan Menderes
dirilerden korkuyor
hele ariklilardan
hele kasketlilerden.
Kasketliler hayini bagislamayi bilmez.
Korkuyor Adnan Menderes
kocaman yanaklari
sarkiyor yagli, sari.
Korkuyor Adnan Menderes
saata indi uykusu.
Korkuyor Adnan Menderes
hibir korkuya benzemez
halkini satanin korkusu.
Gece Gelen Telgraf
Gece gelen telgraf
drt heceden ibaretti:
"VEFAT ETTI."
Imza yok.
Bu drt hece bile ok.
Bakiyorum duvara:
duvarda bir yara-
duvarda bir resim-
vefat edenin,
elimle izmisim.
Saat bir.
Saat .
Saat bes.
Polis ddkleri, saatlar...
Yatagim bozulmamis.
ekmecemde kaatlar:
bazilari
onun el yazilari.
Gece gelen telgraf
drt heceden ibaret...
Safak skyor-
odam
geceden ibaret.
Avularimda
ellerinin glgesi dolasan adam
demir parmakliklardan grd son gndzn.
Mahpushane doktoru
rterek paltosuyla upuzun yatanin yzn:
- Tamam!
dedi.
Bunu belki evvelki aksam
dedi.
Evvelki aksam
ben......
Saticilar geiyor mahalleden.
Bakiyorum
gece gelen
telgrafa.
O mkemmel bir kafa
mkemmel bir yrek,
yumruklariyla erkek
gzleriyle ocuktu.
Hudutsuz ve Allahsiz bir basti o.
Yoldasti o..
* * *
Dsmanlar kina yaksin
dostlar girsin saflara.
Sen gzyasi gstermeden agliyacaksin
gece gelen telgraflara...
Gelmis Dnyanin Drt Bir ucundan...
Gelmis dnyanin drt bir ucundan
Ayri dilleri konusur, anlasiriz
Yesil dallariz dnya agacindan
Genlik denen bir millet var, ondaniz
Gerileyen Trkiye Yahut Adnan MENDERES'e gtler..
Nev York Tayms gazetesi 29 Aralik 1954 tarihli sayisinda "Trkiye Geriliyor" baslikli bir basyazi yayimladi. Bu
basyazida syle satirlar var : "O - Adnan Menderes - Basin hrriyetini yok ediyor... Basinda kendisini tenkit edenleri
hapse atiyor... Siyasi muhalefeti eziyor... Menderes isilere grev hakkini taniyacagini vaad etmisti... Halbuki en kisa
grevler iin isileri takip ediyor..."
Ben, Nzim Hikmet, Nev York Tayms gazetesinin satirlari arasinda kalan yazilari da okudum. Bu satirlarin
arasindaki satirlari aynen asagiya geiriyorum.
GERILEYEN TRKIYE YAHUT ADNAN MENDERES'E GTLER
Saskinligin bu kadarina dogrusu ya pes.
Bindigin dali kesiyorsun Adnan Menderes.
Ille de asip kesmek geliyorsa iinden
Ezmekte devm et Bariscilar'i, ama sen
Mesel Yalin'i da tikiyorsun delige (1)
Ihtiyarcik sana azicik cilve yapti diye,
Git, kos, elini p, af dile, yzn gldr,
O, yalniz altin kafeslerde ten blbldr.
O, matbaalar yiktirip kitaplar yaktiran, (2)
O, byk demokrat, O, hrriyeti kahraman,
Moskova'yi atomlayalim diyen insanci...
Kendine acimazsan bize bir para aci.
A be Adnan Menderes, byle bir dal kesilmez,
Byle saskinliklarin sonu da iyi gelmez...
Su muhalefetle de alip veremedigin ne?
Niye yle hisimla yryorsun stne?
Kore'ye asker gnderdin de "Hayir" mi dedi?
"Kan akti hesabi sorulmalidir!" mi dedi?
Orduyu emrimize verdin, ses ikardi mi?
"Olmaz olsun" mu dedi Amerikan yardimi?
Feryat mi etti "Istikll elden gitti" diye?
Zavalli, simsiki sarilmis demokrasiye :
"Basvekil merasimsiz karsilanmali" diyor. (3)
Bir de bazan cosarak "Hayat pahali" diyor.
Bu aksoylu muhalefeti ezilir grmek
Trkn Batili dostlarini pek zyor pek. (4)
Saskinligin bu kadarina dogrusu ya pes.
Bindigin dali kesiyorsun Adnan Menderes.
Hani, her iste bizden rnek alacaktin ya?
Hrriyet nizamina sdik kalacaktin ya?
Vaadettin tanimadin isinin grev hakkini.
O hakki bizim tanidigimiz gibi tani.
Elli istiyorlarsa ates a, sonra bes ver.
Ama ufak tefek grevlerde anlayis gster.
Sendika liderlerinizin birogu zaten
bizde oldugu gibi emir alir polisten.
Niye telaslanip kaybedersin vekarini?
Hem de kirarsin liderlerin itibarini?
Saskinligin bu kadarina dogrusu ya pes,
Bindigin dali kesiyorsun Adnan Menderes.
Senin bindigin dallar ve bindigimiz dallar,
Unutma bu dallardan baska asil aga var,
fkeyle homurdanan yari iplak, yari a,
bizi silkip atmaya firsat kolliyan aga...
1955
(1) Adnan Menderes tevkif ettigi gazeteciler arasinda Hseyin Cahit Yalin'i da hapise atti.
(2) 1945 yilinda Tan gazetesi basta olmak zere birok gazete, dergi matbaasi yikilip yagma edilmis, meydanlarda
kitaplar yakilmisti. Bu fasist srlerine "Ileri" emrini Yalin vermisti.
(3) Burjuva muhalefet gazeteleri ve partileri, Adnan Menderes'e Istanbul'a filan gelip gidislerinde merasim
yapilmasina itiraz ediyorlar.
(4) Nev-York Tayms yazisini syle bitiriyor: "Bu durum Trkiye'nin Batidaki dostlarini kederlendirmektedir."
Giden
Camlarin stnde gece ve kar.
Bembeyaz karanlikta parliyan raylar -
uzaklasilip kavusulmamayi hatirlatiyor.
Istasyonun
nc mevki bekleme salonunda
siyah basrtl,
ciplak ayakli bir ocuk yatiyor.
Ben dolasiyorum...
Gece ve kar - pencerelerde.
Bir sarki sylyorlar ierde.
Bu, giden kardesimin en sevdigi sarkiydi.
En sevdigi sarki...
En sevdigi...
En......
Kardesler, bakmayin gzlerime
aglamak geliyor iimden...
Bembeyaz karanlikta parliyan raylar -
uzaklasilip kavusulmamayi hatirlatiyor.
Istasyonun
nc mevki bekleme salonunda
siyah basrtl,
ciplak ayakli bir ocuk yatiyor..
Gece ve kar pencerelerde.
Bir sarki sylyorlar ierde!..
Giderayak...
Giderayak islerim var bitirilecek,
giderayak.
Ceylani kurtardim avcinin elinden
ama daha baygin yatar ayilamadi.
Kopardim portakali dalindan
ama kabugu soyulamadi.
Oldum yildizlarla hasir nesir
ama sayisi bir tamam sayilamadi.
Kuyudan ektim suyu
ama bardaklara konulamadi.
Gller dizildi tepsiye
ama tastan fincan oyulamadi.
Sevdalara doyulamadi.
Giderayak islerim var bitirilecek,
giderayak.
Glgesi
Aglasada gizliyor gzlerinin yasini;
Bir kere egemedim bu kadinin basini.
Ka kere srkledi gururumu lme
Firtinalar yaratan benim coskun gnlme.
Cevaplari yle heycansiz ki onun,
Ka kere iman ettim, hiligine ruhunun.
Ka kere hissettim ki, yine bu gece gibi
Gzelligin nnde, dolup, arpmali kalbi
Ne mehtabin aksine yelken aan bir sandal
Ne de ayaklarinda kirilan ince bir dal
Onun tastan kalbini sevdaya kosturmuyor.
Bir iegin nnde bir dakkika durmuyor...
Dnyoruz yine biz uzun bir gezintiden
Gnlmn elemini dkyorken ona ben
O bana kendisini glerek naklediyor
diyor.
Ya bu kadin delidir, yahut ben ildirmisim
Ben ki.bir ok kereler kirilmisim, kirmisim
mrmde duymamistim byle derin bir aci
Birden onun yzne haykirma ihtiyaci
Iimde alev alev tutustu yangin gibi
Bir dakika kendimin olamadim sahibi
Hi olmazsa cm byle alirim dedim
Yolda magrur duran glgesini ignedim.
Gmlek, Pantolon, Kasket ve Ftre Dair
Bana:
"temiz gmlek
giymek
dsmanidir," diyenler
varsa eger,
muazzam hocamin resmine baksin.
Ustalarimin ustasi Marks'in
ceketi rehindeydi,
bir vn yemek yerdi drt gnde.
Dalgalanirdi fakat
heybetli sakali:
bembeyaz
tertemiz
kolali
bir gmlegin stnde..
tl pantolana idam hkm kim verdi?
Tosunlar,
su bizim tarihi de mek parmak okusunlar:
1848'de kursunlar
demir bir tarak gibi geerken basindan,
halis Ingiliz kumasindan
halis Ingiliz modasiyla
tl mum gibi bir pantolon giyerdi
-Alanglez-
insanlarin en byg Engels...
Vladimir Ili Ulyanof Lenin
atesten bir dev gibi iktigi zaman
barikata,
yakaligi da vardi
kiravati da..
Bana gelince:
Ben ki, herhangi bir proleter sairiyim,
Marksisto-Leninist suur,
30 kilo kemik
7 litre kan,
bir iki kilometre kadar,
damar,
adale, et, sinir ve deriyim;
ne kafamin disindaki kasket
iindekine delalet
eder,
ne de biricik ftrm beni
gemekte olan gemise alet
eder....
Buna ragmen
ben:
haftada alti gn kasketliysem eger,
haftada bir gn
sevgilimle seyrana giderken
biricik ftrm
tertemiz
giymek iindir bu...
Fakat
neden benim iki ftrm yok?
Ne dersin stat?
Tembel miyim?
Hayir!
Gnde 12 saat
sayfa baglamak,
ayakta dikilip
anasi aglamak
sapina kadar alismaktir..
Kapkara cahil miyiz?
Hayir!
Mesela:
"Sat-Sin" bey kadar cahil chela
olmasam gerek....
Budala miyim?
Eh,
pek
degil..
Belki biraz derbederim..
Lakin hep
asil sebep:
proleterim,
be birader,
proleter!!..
Ve benim iki ftrm,
iki milyon ftrm, ancak
her
proleter
gibi,
Borsalino-Habik-Mosan-Manister
tezgahlarinin sahibi
olursam-olursak-olacak!...
Ve ilaaaaaaa,
Laaaaaaa!!!!!!!....
Gvdemdeki Kurt...
Sen
benim
minare boyunda am gvdeme,
yumusak
beyaz
bir kurt gibi girdin,
kemirdin!
Ben
barsaklarinda solucan Makdonaldi besleyen
Ingiliz amelesi gibi tasiyorum
seni iimde!
Biliyorum
kabahat kimde!
Ey ruhu lordlar kamarasi kadin!
Ey uzun entarili tysz Puankare!
Karsimda:
demirleri kipkizil
bir simendifer ocagi gibi yanmak
senin en basit hnerin;
yine en basit hnerin senin
buzun stnde bir paten gibi kivranmak!
Soguk!
Sicak!
Kaltak!
dur!
Yumusak
beyaz
kivrilislarinla
beynime giriyorsun
kemiriyorsun!
Oraya giremezsin!
Onu kemiremezsin!
Yumusak
beyaz
kivrilislariyla
beynime giren kurdu
rk bir dis eker gibi sktm!
Epeyce ter dktm!
Bu sonuncuydu
bir daha olmayacak!
Gzleri Siyah Kadin
Gzleri siyah kadin o kadar gzelsin ki
ok sevdigim basina yemin ediyorum ben
Koyu bir iek gibi gzlerin kapanirken
Bir dakika ggsnn stnde olsa yerim
mrm bir yudumda ellerinden ierim
Gzleri siyah kadin o kadar gzelsin ki.
Gzlerimiz
Gzlerimiz seffaf temiz damlalardir.
Her damlada demire can veren dehamizin
Bir kck zerresi vardir..
Seffaf temiz damlalariyla gzlerimiz
Bir umman iinde o kadar birlesti ki,
Kayniyan suda buzu nasil eritirsiniz,
iste biz de birbirimizde yle kaybolduk.
Ykseldi gzlerimizin saheseri
Demire can veren dehayi bulduk.
Seffaf temiz damlalariyla gzlerimiz,
Bir umman iinde birlesmeseydi eger,
Her zerre dagilsaydi baska bir yere,
Dinamolarla trbinleri iftlestirerek,
elik daglari suda kof bir kelek gibi dndremezdik..
Ve gzlerimizi yakan gecenin atesini
Samasiz kibrit gibi sndremezdik.
Gzlerin...
Gzlerin gzlerin gzlerin,
ister hapisaneme, ister hastaneme gel,
gzlerin gzlerin gzlerin hep gneste,
su Mayis ayi sonlarinda yledir iste
Antalya tarafinda ekinler seher vakti.
Gzlerin gzlerin gzlerin,
ka defa karsimda agladilar
iriliplak kaldi gzlerin
alti aylik ocuk gzleri gibi kocaman ve iriliplak,
fakat bir gn bile gnessiz kalmadilar.
Gzlerin gzlerin gzlerin,
gzlerin bir mahmurlasmayagrsn
sevinli bahtiyar
alabildigine akilli ve mkemmel
dillere destan bir seyler olur dnyaya sevdasi insanin.
Gzlerin gzlerin gzlerin,
sonbaharda yledir iste kestanelikleri Bursa'nin
ve yaz yagmurundan sonra yapraklar
ve her mevsim ve her saat Istanbul.
Gzlerin gzlerin gzlerin,
gn gelecek glm, gn gelecek,
kardes insanlar birbirine
senin gzlerinle bakacaklar glm,
senin gzlerinle bakacaklar.
Gzlerine Bakarken
Gzlerine bakarken
gnesli bir toprak kokusu vuruyor basima,
bir bugday tarlasinda, ekinlerin iinde
kayboluyorum...
Yesil piriltilarla usuz bucaksiz bir uurum,
durup dinlenmeden degisen ebedi madde gibi gzlerin:
sirrini her gn bir para veren
fakat hi bir zaman
bsbtn teslim olmayacak olan...
Gnesi Ienlerin Trks...
Bu bir trk:-
toprak anaklarda
gnesi ienlerin trks!
Bu bir rg:-
alev bir sa rgs!
kivraniyor;
kanli; kizil bir mes'ale gibi yaniyor
esmer alinlarinda
bakir ayaklari iplak kahramanlarin!
Ben de grdm o kahramanlari,
ben de sardim o rgy,
ben de onlarla
gnese giden
kprden
getim!
Ben de itim toprak anaklarda gnesi.
Ben de syledim o trky!
Yregimiz topraktan aldi hizini;
altin yeleli aslanlarin agzini
yirtarak
gerindik!
Siradik;
simsekli rzgra bindik!.
Kayalardan
kayalarla kopan kartallar
cirpiyor isikta yaldizlanan kanatlarini.
Alev bilekli svariler kamiliyor
saha kalkan atlarini!
Akin var
gnese akin!
Gnesi zaptedecegiz
gnesin zapti yakin!
Dsmesin bizimle yola:
evinde aglayanlarin
gz yaslarini
boynunda agir bir
zincir
gibi tasiyanlar!
Biraksin pesimizi
kendi yreginin kabugunda yasayanlar!
Iste:
su gnesten
dsen
ateste
milyonlarla kirmizi yrek yaniyor!
Sen de ikar
ggsnn kafesinden yregini;
su gnesten
dsen
atese firlat;
yregini yreklerimizin yanina at!
Akin var
gnese akin!
Gnesi zaaptedecegiz
gnesin zapti yakin!
Biz topraktan, atesten, sudan, demirden dogduk!
Gnesi emziriyor ocuklarimiza karimiz,
toprak kokuyor bakir sakallarimiz!
Nes'emiz sicak!
kan kadar sicak,
delikanlilarin ryalarinda yanan
o an
kadar sicak!
Merdivenlerimizin engelini yildizlara asarak,
llerimizin baslarina basarak
ykseliyoruz
gnese dogru!
lenler
dgserek ldler;
gnese gmldler.
Vaktimiz yok onlarin matemini tutmaya!
Akin var
gnese akin!
Gnesi zaaaptedecegiz
gnesin zapti yakin!
zmleri kan damlali kirmizi baglar ttyor!
Kalin tugla bacalar
kivranarak
tyor!
Haykirdi en nde giden,
emreden!
Bu ses!
Bu sesin kuvveti,
bu kuvvet
yarali a kurtlarin gzlerine perde
vuran,
onlari olduklari yerde
durduran
kuvvet!
Emret ki lelim
emret!
Gnesi iiyoruz sesinde!
Cosuyoruz,
cosuyor!..
Yanginli ufuklarin dumanli perdesinde
mizraklari gg yirtan atlilar kosuyor!
Akin var
gnese akin!
Gnesi zaaaaptedecegiz
gnesin zapti yakin!
Toprak bakir
gk bakir.
Haykir gnesi ienlerin trksn,
Hay-kir
Haykiralim!
Gnesin Sofrasinda Sylenen Trk
Dalgalari karsilayan gemiler gibi,
gvdelerimizle karanliklari yara yara
iktik, rzgarlari en serin
uurumlari en derin
havalari en isikli sira daglara.
Arkamizda bir dsman gz gibi karanligin yolu.
nmzde bakir taslar gnes dolu.
Dostlarin arasindayiz!
Gnesin sofrasindayiz!
Daglarda glgeniz gklere vursun,
gz gze
yan yana
durun ocuklar.
Taslari birbirine vurun ocuklar.
Doldurun ocuklar,
doldurun
doldurun
doldur ielim.
Baslari
gklere
atalim
serden geelim...
Heeey, nerden geelim?
Yalnayak
kosarak
devlerin
getigi
yerden geelim.
Heeey
hop
Heeeey
hep
birden geelim
Doldurun ocuklar,
doldurun
doldurun
doldur ielim.
Dostlarin arasindayiz!
Gnesin sofrasindayiz!.
Gneste
Gneste
denizin sonunda mavi bir duman gibi
gzmde ttyorsun.
Yesil bir erik dali yregim
sen altin tyl bir yemis
sallaniyorsun.
Fakat ben seni byle bir yemis
ve bir duman gibi grmenin yerine
sahiden grmek istiyorum iplak ayaklarini
sahiden dokunmak istiyorum uzun parmakli ellerine!...
Gnler
Geip gitmis gnler gelin
raki iin sarhos olun
islikla bir seyler alin
geberiyorum kederden.
Ilerdeki gzel gnler
beni grmeyecek onlar
bari selam yollasinlar
geberiyorum kederden.
Basladigim bugnk gn
yarida kalabilirsin,
geceye varmadan yahut
ok byk olabilirsin.
Gz...
Gnler gitgide kisaliyor,
yagmurlar baslamak zre.
Kapim ardina kadar aik bekledi seni.
Niye byle ge kaldin?
Soframda yesil biber, tuz, ekmek.
Testimde sana sakladigim sarabi
itim yariya kadar bir basima
seni bekleyerek.
Niye byle ge kaldin?
Fakat iste balli meyveler
dallarinda olgun, diri duruyor.
Koparilmadan dseceklerdi topraga
biraz daha gecikseydin eger...
Haber...
Onlardan haber geldi.
Oradan
onlardan.
Gmlekleri kirli degil
atik degilmis kaslari.
Yalniz biraz
uzamis tiraslari.
'Yandik! '
dememisler.
Dayanmislar biliyorum.
'Dayandik! '
dememisler.
Gzleri glerek
bakiyorlarmis adama.
Sakaklarinda taze bir yara varmis ama,
atik degilmis kaslari.
Yalniz biraz
uzamis tiraslari....
Hapiste Yatacak Olana Bazi gtler
Dnyadan, memleketinden, insandan
umudum kesik degil diye
Ipe ekilmeyip de
Atilirsan ieriye,
Yatarsan on yil, on bes yil
Daha da yatacagindan baska,
'Sallansaydim ipin ucunda
Bir bayrak gibi keske''
Demiyeceksin,
Yasamakta ayak direyeceksin.
Belki bahtiyarlik degildir artik,
Boynunun borcudur fakat,
Dsmana inat
Bir gn fazla yasamak.
Ierde bir tarafinla yapayalniz kalabilirsin,K
Kuyunun dibindeki tas gibi.
Fakat br tarafin
Dnyanin kalabaligina
ylesine karismali ki,
Sen rpermelisin ierde,
Disarda kirk gnlk yerde yaprak kimildasa.
Ierde mektup beklemek,
Yanik trkler sylemek bir de,
Bir de gzn tavena dikip sabahlamak
Tatlidir ama tehlikelidir.
Tirastan tirasa yzne bak,
Unut yasini
Koru kendini bitten,
Bir de bahar aksamlarindan;
Bir de ekmegi
Son lokmasina dek yemegi,
Bir de agiz dolusu glmeyi unutma hibir zaman.
Bir de kimbilir,
Sevdigin kadin sevmez olur,
Ufak bir is deme,
Yemyesil bir dal kirilmis gibi gelir,
Ierdeki adama.
Ierde gl, baheyi dsnmek fena,
Daglari, deryalari dsnmek iyi.
Durup dinlenmeden yazmayi,
Bir de dokumaciligi tavsiye ederim sana,
Bir de ayna dkmeyi.
Yani ierde onyil, on bes yil,
Daha da fazla hatta
Geirilmez degil,
Geirilir,
Kararmasin yeter ki
Sol memenin altindaki cevahir!
Hasret (01) ...
Yz yil oldu yzn grmeyeli,
belini sarmayali,
gznn iinde durmayali,
aklinin aydinligina sorular sormayali,
dokunmayali sicakligina karninin.
Yz yildir bekliyor beni
bir sehirde bir kadin.
Ayni daldaydik, ayni daldaydik.
Ayni daldan dsp ayrildik.
Aramizda yz yillik zaman,
yol yz yillik.
Yz yildir alacakaranlikta
kosuyorum ardindan.
Hasret (02) ...
Denize dnmek istiyorum!
Mavi aynasinda sularin:
boy verip grnmek istiyorum!
Denize dnmek istiyorum!
Gemiler gider aydin ufuklara gemiler gider!
Gergin beyaz yelkenleri doldurmaz keder.
Elbet mrm gemilerde bir gn olsun nbete yeter.
Ve madem ki bir gn lm mukadder;
Ben sularda batan bir isik gibi
sularda snmek istiyorum!
Denize dnmek istiyorum!
Denize dnmek istiyorum!
Hava Soguk
Hava puslu, soguk
Kirlar koyu, kirmizi
Saman sarisi, l yesil
Kis gelmek zere oysaki gnl
Kisa girmeye hazir degil
Haydi Gle Gle Glm
Haydi gle gl glm
haydi gle gle
Hani aglamak yoktu?
Aglama kizim,
gzne batacak srmelerin.
Taksiye bindin iste,
iste hapishanesinde yattigim sehrin
geiyorsun iinden.
Sfr belki ben yasta bir adam
dikiz aynasindan bakiyor sana
anliyor bu gzel kadinin aglamasini.
Belki onunda ierde yatani vardir,
belki tanir beni, belki kendiside bizdendir.
Biliyorum:
Demirlerden seyrettigim bu sehir
kaplicalar
trbeler
ipek fabrikalari ve kocaman bir inardir.
Ve sahici insanlari
benim insanlarim
nasilda perisan...
Fakat yzlerine gnes vurmus gibi olmustur
sen gzyaslari arasindan
onlara baktigin zaman.
Sen bu sehre bundan ncede geldin demek?
Sen bu sehre gelesinde beni aramayasin!
ylemi? AGLA GLM!
Hemde hngr hngr aglamalisin.
Hayir aglama, Allah belami versin benim aglama!
Etrafina bak:
Ben ve sehir oktan arkada kaldik
Henz Vakit Varken, Glm
Henz vakit varken, glm
Paris yanip yikilmadan,
henz vakit varken, glm,
yregim dalindayken henz,
ben bir gece, su Mayis gecelerinden biri
Volter rihtiminda dayayip seni duvara
pmeliyim agzindan
sonra dnp yzmz Notrdam'a
iegini seyretmeliyiz onun,
birden bana sarilmalisin, glm,
korkudan, hayretten, sevinten
ve de sessiz sessiz aglamalisin,
yildizlar da iselemeli,
incecikten bir yagmurla karisarak.
Henz vakit varken, glm,
Paris yanip yikilmadan,
henz vakit varken, glm,
yregim dalindayken henz,
su Mayis gecesi rihtimdan gemeliyiz
sgtlerin altindan, glm,
islak salkim sgtlerin.
Paris'in en gzel bir ift szn sylemeliyim sana,
en gzel, en yalansiz,
sonra da islikla bir sey alarak
gebermeliyim bahtiyarliktan
ve insanlara inanmaliyiz.
Yukarda tastan evler,
girintisiz, ikintisiz,
birbirine bitisik
ve duvarlari ayisigindan
ve dimdik pencereleri ayakta uyukluyor
ve karsi yakada Luvur
aydinlanmis isiklarla
aydinlanmis bizim iin
billur sarayimiz...
Henz vakit varken, glm,
Paris yanip yikilmadan,
henz vakit varken, glm,
yregim dalindayken henz,
su Mayis gecesi rihtimda, depolarda
kirmizi varillere oturmaliyiz.
Karsida karanliga giren kanal.
Bir sat geiyor,
selamliyalim glm,
geen sari kamarali sati selamliyalim.
Belika'ya mi yolu, Hollanda'ya mi?
Kamaranin kapisinda ak nlkl bir kadin
tatli tatli glmsyor.
Henz vakit varken, glm,
Paris yanip yikilmadan,
henz vakit varken, glm...
Parisliler, Parisliler,
Paris yanip yikilmasin...
Herkes Gibi...
Gnlmle bas basa dsndm demin;
Artik bir sihirsiz nefes gibisin.
Simdi t iinde bombos kalbimin
Akisleri snen bir ses gibisin.
Mziye karisip sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim
Kalbimde kalbine yok bile kinim
Bence artik sen de herkes gibisin.
(Altinci Kitap, Temmuz 1336/1920)
BENCE SEN DE SIMDI HERKES GIBISIN
Gzlerim gznde aski semiyor
Onlardan kalbime sevda gemiyor
Ben yordum ruhumu biraz da sen yor
nk bence simdi herkes gibisin
Yolunu beklerken daha dn gece
Kaiyorum bugn senden gizlice
Kalbime baktim da iste iyice
Anladim ki sen de herkes gibisin
Bsbtn unuttum seni eminim
Maziye karisti simdi yeminim
Kalbimde senin iin yok bile kinim
Bence sen de simdi herkes gibisin
Hiciv Vadisinde Bir Tecrbei Kalemiye
Bir varmis
bir yokmus.
Develer tellallik edip satarken develeri,
bir benim babam varmis,
bir de bir zatimuhteremin pederi.
Benim babam,
dazlak kafali ufak tefek bir adam.
O bir zatimuhteremin pederi
Ikinci Sultan Hamidin
meshur hirsiz seraskeri.
Benim babam,
dolu koymus
bos ikmis,
btn mrnce evirmis simsiyah defterleri.
O, bir zatimuhteremin pederi -
Yemen lnde aliktan lenlerin
suyundan, ekmeginden alarak,
kumun stne akan kandan
yzde yz komisyon alarak
han, hamam, apartiman yapmis...
Ey zatimuhterem!
Saire, "Kisa kes, diyelim, szlerini!"
lms sizin serasker
peder.
Benim de babam ld.
Ve dnyaya yummadan evvel
isikli ocuk gzlerini
siz onun yanindaydiniz.
Son bes papelin hesabini vermeden lmesin, diye
kalbinin atisini saydiniz.
Tutmuyordu babamin plesi elleri.
O eller..
Babamin gzleri artik
simsiyah defterleri gremiyordu...
Fakat yine siz haklisiniz:
o gnd hesap gn.
Taktiniz tenezzlen kendi elinizle siz
bir lnn burnuna gzlgn,
bes papelin hesabini istediniz.
Iste o hesabi simdi ben veriyorum.
Size bir tokat
borcum vardi.
Dikkat!
Kolumu geriyorum.
Ikimiz karsi karsiyayiz.
Sizin peder lms.
ld benim babam.
Karsi karsiya kaldik iki meshur adam.
Benim shretim nerden gelir,
ben neyimle meshurum -
-MALUM!.
Size gelince:
sizi meshur eden sey:
hirsiz bir babanin kanli altinlarini alan
hirsiz bir oglun parasidir.
Sizin shretiniz:
lanetle dolu bir ykn
uval darasidir.
Shretiniz:
kivrak engiler, byk kemancilar veren
ingene adirlarinin yz karasidir.
Inanmazsaniz eger,
karistirsin alim efendiler
kalin yaprakli kitaplar gibi seneleri:
anlarsiniz ki, Edirne boyu
ingeneleri,
grmemistir soyunuz gibi bir soyu...
Bir varmis
bir yokmus.
Develer tellallik edip satarken develeri,
bir benim babam varmis,
bir de bir zatimuhteremin pederi.
Ey zatimuhterem!
lms sizin serasker
peder.
ld benim babam.
Karsi karsiya kaldik
iki meshur adam...
Hi Bir Aga Byle Harikulade Yemis Vermemistir...
Topraktan atesten ve denizden
doganlarin
en mkemmeli dogacak bizden...
.......................................
.......................................
....................................... ve insanlar ellerini
korkmadan
dsnmeden
birbirlerinin ellerine birakarak
yildizlara bakarak:
- "Yasamak ne gzel sey!"
diyecekler;
bir insan gz gibi derin
bir salkim zm gibi serin
bir ferah
bir rahat
bir isitilmemis sarki syliyecekler...
Hibir aga
byle harikulde bir yemis vermemis
olacaktir
Ve en vadedici
bir yaz gecesi bile
byle sesler
byle inanilmaz renklerle
sabaha ermemis olacaktir.
Topraktan
atesten
ve denizden
doganlarin
en mkemmeli dogacak bizden.....................
Hos Geldin Kadinim
Hos geldin kadinim benim hos geldin
yorulmussundur;
nasil etsemde yikasam ayaciklarini
ne gl suyum ne gms legenim var,
susamissindir;
buzlu serbetim yok ki ikram edeyim
acikmissindir;
beyaz ketenli rtl sofralar kuramam
memleket gibi yoksuldur odam.
Hos geldin kadinim benim hos geldin
ayagini basdin odama
kirk yillik beton, ayir imen simdi
gldn,
gller aildi penceremin demirlerinde
agladin,
avularima dkld inciler
gnlm gibi zengin
hrriyet gibi aydinlik oldu odam...
Hos geldin kadinim benim hos geldin.
Hos Geldin...
Hos geldin!
Kesilmis bir kol gibi
omuz basimizdaydi boslugun...
Hos geldin!
Ayrilik uzun srd.
zledik.
Gzledik...
Hos geldin!
Biz
biraktigin gibiyiz.
Ustalastik biraz daha
tasi kirmakta,
dostu dsmandan ayirmakta...
Hos geldin.
Yerin hazir.
Hos geldin.
Dinleyip diyecek ok.
Fakat uzun sze vaktimiz yok.
YRYELIM.....
Hrriyet'e Dair
Onlar, midin dsmanidir,
Sevgilim,
Akarsuyun meyve aginda agacin
Serpilip gelisen hayatin dsmanidir.
nk, lm vurdu damgasini alinlarina
ryen dis, dklen et,
Bir daha geri dnmemek zere
Yikilip gidecekler
Ve elbette ki sevdigim elbet
Dolasacaktir en sanli elbisesiyle
Gzelim lkemde
dolasacaktir en sanli elbisesiyle,
isi tulumuyla,
bu gzelim memlekette
HRRIYET
Hrriyet Kavgasi...
Yine kitaplari, trkleri, bayraklariyla geldiler,
dalga dalga aydinlik oldular,
yrdler karanligin stne.
Meydanlari zaptettiler yine.
Beyazit'ta sehit dsen
silkinip kalkti kabrinden,
ve elinde bir gnes gibi tasiyip yarasini
yikti Sahmeran'in magarasini.
Daha gn o gn degil, derlenip drlmesin bayraklar.
Dinleyin, duydugunuz akallarin ulumasidir.
Saflari siklastirin ocuklar,
bu kavga fasizme karsi, bu kavga hrriyet kavgasidir.
Iki serseri var:
Birinci serseri
kpr altinda yatar, `
sularda yildizlari sayar geceleri.
Iki serseri var:
Ikinci serseri
atlas yakali sarhos sofralarinda
Bagdatli bir dilencinin aldigi sazdir.
Fransiz emperyalizminin
idare meclisinde ayvazdir..
Ben:
ne kpr altinda yatan,
ne de atlas yakali sarhos sofralarinda
saz calip Arabistan fistigi satan-
-lakin
sairiyim;
topraktan, atesten ve demirden
hayati yaratan-
-lakin
sairiyim ben.
Iki serseri var
Ikinci serseri
yolumun stnde duruyor
ve soruyor
bana
<>
Anlasilan
Bagdadi saklaban
unutmus,
Msy bilmem kimle beraber
Adana - Mersin hattinda o kusu yoldugunu...
Iki serseri var:
Ikinci serseri
halkin alin terinden altin yapanlara
kendi kafatasinda hurma rakisi sunar.
Ben hizimi asirlardan almisim,
bende her misra bir yanardag hatirlatir.
Ben ne halkin alin terinden on para almisim
ne bir sairin cebinden bir satir...
Iki serseri var:
Ikinci serseri,
meydana drt topa gibi saldigim drt eseri
sanmis ki yazmisim kendileri
iin.
Halbuki benim
bir serseriye hitap eden
ikinci yazim iste budur:
Atlas yakali sarhos sofralarinin sazi,
Fransiz sermayesinin haci ayvazi,
bu yazdigim yazi
rse balyoz salanlarin simsekli yumrugudur
katmerli kat yagli ensenden.
Ve sen o kemik yaladigin
sofranin altina girsen de,
- dostun KARAMACA BEY gibi -
kaldirip yere al-
-mak iin
canini burnundan al-
-mak iin,
bulacagim seni.
Koca gbeklerin RUSEL kusagi sen,
sen ussak murabbai,
sen ussak mik'abi,
satilmis ussaklarin ussssagi sen!!!
Iki Sevda
Bir gnlde iki sevda olamaz
yalan
olabilir.
Sehrinde soguk yagmurlarin
gece otel odasinda sirtst yatiyorum
gzlerim tavana dikili
bulutlar geiyor tavandan
islak asfalti geen kamyonlar gibi agir
ve sagda uzakta
ak bir yapi
yz katli belki
tepesinde altin igne parliyor.
Bulutlar geiyor tavandan
karpuz kayiklari gibi gnes ykl bulutlar
Oturmusum cumbaya
yzme sularin isigi dsyor
bir irmak kiyisinda miyim
bir deniz kiyisinda mi?
O tepsideki ne
o gll tepsideki
yer ilegi mi kara dut mu?
Fulya tarlasinda miyim
karli kayin ormanin da mi?
Glp agliyor sevdigim kadinlar
iki dilde
Dostlar nasil bir araya geldiniz?
Birbirinizi tanimazsiniz.
nerde bekliyorsunuz beni?
Beyazit' ta inarli Kahve' de mi Gorki parkinda mi?
Sehrinde soguk yagmurlarin
gece otel odasinda sirtst yatiyorum
gzlerim yaniyor gzlerim alabildigine aik
bir hava alindi
armonikle basladi utla bitti.
Iimde sarmas dolas karmakarisikti
byk uzak iki sehrin hasreti.
Firlamak yataktan kosmak altinda yagmurun
istasyona kosmak
---- Sr kardesim Makinist
gtr beni oraya.
--- Nereye?
Ikimiz
Ikimiz de biliyoruz, sevgilim,
grettiler:
a kalmayi, smeyi,
yorgunlugu lesiye
ve birbirimizden ayri dsmeyi.
Henz ldrmek zorunda birakilmadik
ve ldrlmek isi gemedi basimizdan.
Ikimiz de biliyoruz, sevgilim,
gretebiliriz:
dvsmeyi insanlarimiz iin
ve her gn biraz daha candan
biraz daha iyi
sevmeyi...
Inebolu
iki arkadas tuttuk daglara giden yolu,
yle ykselmisiz ki, sahilde Inebolu
Ince sokaklariyla ufaldika ufaldi.
Minareler bir izgi, camiler nokta kaldi.
Evleri birbirine giren sehri iinde
Ufuklar genisledi nmzde git gide;
Denizi kucaklayan iki aik kol oldu.
Rzgar esti denizin sulari yol yol oldu.
Yigilmisti yollara yiginla yaprak;
Yapraklarin stnde sendeleyip kayarak
Dagin son kayasinin dibine varabildik.
Bu tepede bu kaya magrur bir bas gibi dik!
Cikip onun stnden bakabilirsek eger,
Gzel I Anadolu grnecekti bize.
Bunu naksetmek iin bir anda kalbimize
Son adimi atmadan gzmz kapadik.
Gzmz ailinca karsimizdaydi artik
Sisli vadileriyle ryali Anadolu.
Gryorduk uzaktan dereye inen yolu;
Sag yaninda bir ayir, solda am agalari.
O kadar yakin ki daglarin yamalari
Dereye dsen bahar bir daha ikamamis.
Istanbul'da, Tevkifane Avlusunda
Istanbul'da, Tevkifane avlusunda,
gnesli bir kis gn, yagmurdan sonra,
bulutlar, kirmizi kiremitler, duvarlar ve benim yzm
yerde, su birikintilerinde kimildanirken,
ben, nefsimin ne kadar cesur, ne kadar alak,
ne kadar kuvvetli, ne kadar zayif seyi varsa
hepsini tasiyarak :
dnyayi, memleketimi ve seni dsndm...
Insanlarin Trkleri Kendilerinden Gzel
Insanlarin trkleri kendilerinden gzel,
kendilerinden umutlu,
kendilerinden kederli,
daha uzun mrl kendilerinden.
Sevdim insanlardan ok trklerini.
Insansiz yasayabildim
trksz hibir zaman.
Kadinlarimi aldattim, trklerini asla
Hibir zaman aldatmadi beni trkler de.
Trkleri anladim hangi dilde sylenirse sylensin.
Bu dnyada yiyip itiklerimin,
gezip tozduklarimin,
grp isittiklerimin,
dokunduklarimin, anladiklarimin
hibiri, hibiri
bahtiyar etmedi beni trkler kadar
ISIMSIZ SIIRLER
* * *
Iste geldik gidiyoruz
hosa kal kardesim deniz
biraz akilindan aldik
biraz da masmavi tuzundan
sonsuzlugundan da biraz
isigindan da birazcik
birazcik da kederinden
bir seyler anlattin bize
denizligin kaderinden
biraz daha umutluyuz
biraz daha adam olduk
iste geldik gidiyoruz
hosa kal kardesim deniz
27 Eyll, Pitsunda, 1958
* * *
hos geldin bebek
yasama sirasi sende
senin yolunu gzlyor kuspalazi bogmaca kara iek sitma
ince hastalik yrek enfarkti kanser filan
issizlik alik filan
tiren kazasi otobs kazasi uak kazasi is kazasi yer depremi sel baskini
kuraklik falan
karasevda ayyaslik filan
polis copu hapisane kapisi falan
senin yolunu gzlyor atom bombasi falan
hos geldin bebek
yasama sirasi sende
senin yolunu gzlyor sosyalizm komnizm filan.
10 Eyll 1961, Laypzig
* * *
Denizin stnde ala bulut
yznde gms gemi
iinde sari balik
dibinde mavi yosun
kiyida bir iplak adam
durmus dsnr.
Bulut mu olsam,
gemi mi yoksa,
balik mi olsam,
yosun mu yoksa?..
Ne o, ne o, ne o.
Deniz olunmali, oglum,
bulutuyla, gemisiyle, baligiyla, yosunuyla.
15 Eyll 1958
Arhipo Osipovka
* * *
Seni dsnmek gzel sey
mitli sey
dnyanin en gzel sesinden en gzel sarkiyi dinlemek gibi bir sey.
Fakat artik mit yetmiyor bana,
ben artik sarki dinlemek degil
sarki sylemek istiyorum...
* * *
Sevgilim,
baslar nde, gzler alabildigine aik,
yanan sehirlerin kiziltisi,
ignenen ekinler
ve bitmez tkenmez ayak sesleri :
gidiliyor.
Ve insanlar katlediliyor :
agalardan ve danalardan
daha rahat
daha kolay
daha ok.
Sevgilim,
bu ayak sesleri, bu katlimda
hrriyetimi, ekmegimi ve seni kaybettigim oldu,
fakat aligin, karanligin ve igliklarin iinden
gnesli elleriyle kapimizi alacak olan
gelecek gnlere gvenimi kaybetmedim hibir zaman...
(Istanbul Hapisanesi)
* * *
Hasretini, yoklugunu, sensizligi
bir ates yanigi gibi yle aciyla duydum ki yregimin etinde,
gitgide ogalarak
gitgide derinden isleyerek
yle dayanilmaz oldu ki bu
seni bogabilirdim senden kurtulmak iin
nk seni o kadar seviyorum.
25-2-43
* * *
Baba!
her yilbasinda
sana syleyecek
bir tek
szm var :
"Seni ne kadar ok seversem
o kadar
ok olsun mrnden geen yillar..."
Baba!
Babam, agabeyim, kardesim, arkadasim!
Ne zulm, ne lm, ne korku
basimi egemez!
Yalniz senin elini pmek iin
egilir basim.
Babam, agabeyim, kardesim, arkadasim...
1/1/1932
* * *
Seviyorum seni ekmegi tuza banip yer gibi
geceleyin atesler iinde uyanarak
agzimi dayayip musluga su ier gibi,
agir posta paketini, neyin nesi belirsiz,
telsli, sevinli, kuskulu aar gibi,
seviyorum seni denizi uakla ilk defa geer gibi.
Istanbul'da yumusacik kararirken ortalik
iimde kimildanan bir seyler gibi,
seviyorum seni "Yasiyoruz ok skr!' der gibi.
27 Agustos 1960
* * *
Seni dsnrm
anamin kokusu gelir burnuma
dnya gzeli anamin.
Binmisin atlikarincasina iimdeki bayramin
Iir dnersin eteklerinle salarin uusur
bir yitirip bir bulurum al al olmus yzn.
Sebebi ne
seni bir biak yarasi gibi hatirlamamin
sen byle uzakken senin sesini duyup
yerimden firlamamin sebebi ne?
Diz kp bakarim ellerine
ellerine dokunmak isterim
dokunamam
arkasindasin camin.
Ben bir saskin seyircisiyim glm
alacakaranligimda oynadigim dramin.
7 Agustos 1959
* * *
Glm, iki gzmn bebegi
lmekten korkmuyorum,
lmek arima gidiyor,
onuruma yediremiyorum lmegi.
15 Agustos 1959
* * *
Aya gidilecek
daha da telere,
teleskoplarin bile grmedigi yere.
Ama bizim dnyada ne zaman kimse a
kalmayacak,
korkmayacak kimse kimseden,
emretmeyecek kimse kimseye,
yermeyecek kimse kimseyi,
umudunu almayacak kimse kimsenin?
Iste ben komnistim bu soruya karsilik
verdigim iin.
26 Agustos 1959
* * *
Merih'e giden kosmos gemisinde turistler
yeryzyce yazilmis siirler okuyacak.
Her sz beste beste, renk renk, kat kat aarak
en sirli ekirdege ulasabilecekler.
Aralik 1959
* * *
Ak bir karanfil gibi atlayip da ekirdek
atom bahelerine yrynce aydinlik,
yalniz meraklilari degil, btn insanlik
siirin aynasinda kendini seyredecek.
Aralik 1959
* * *
Kirdilar tazecik yesil dallarimizi
Kirdilar kitap tutan ellerimizi
Kanina girdiler ocuklarimizin.
1960, Nisan
* * *
Laypzig'de bir yagmur yagiyor incecikten,
yagiyoruz vitrinler, agalar, insanlar,
bir de otomobillerin hizi,
bir de gemis zamanlar,
bir de saman sarisi,
bir de ben
yagiyoruz yagan yagmurla beraber incecikten.
18 Eyll 1960
* * *
Insanlarin trkleri kendilerinden gzel,
kendilerinden umutlu,
kendilerinden kederli,
daha uzun mrl kendilerinden.
Sevdim insanlardan ok trklerini.
Insansiz yasayabildim
trksz hibir zaman.
Hibir zaman beni aldatmadi trkler de.
Trkleri anladim hangi dilde sylenirse sylensin.
Bu dnyada yiyip itiklerimin,
gezip tozduklarimin,
grp isittiklerimin,
dokunduklarimin, anladiklarimin
hibiri, hibiri,
beni bahtiyar etmedi trkler kadar...
20 Eyll 1960
* * *
gnde ka milyon insan lr yeryznde
dogar ka milyon
kai yasadim diyebilirdi
kai yasadim diyebilecek
kai gnde gn yemek yiyebilirdi
kai yiyebilecek
13 Agustos 1961, gece
* * *
Yasim altmis
on dokuzumdan beri bir ds grrm
yagmur amur yaz kis
uykuda uyanik
takilmis dsmn pesine yrrm.
Neleri alip gtrmedi benden ayrilik;
kilometrelerle umut, tonlarla keder,
taradigim salar, siktigim eller.
Bir dsmle ayrilmadik.
Avrupa'yi, Asya'yi, Afrika'yi dsmle dolastim
bir Amerikanlar vize vermediler
denizlerden daglardan llerden ok adamlari sevdim
adamlara sastim.
Mapusanelerde isigiydi hrriyetimin
ekmegimin katigiydi srgnde
her biten aksamdaydi, her baslayan gnde :
ulu kurtulus ds memleketimin.
1962
* * *
Dnyayi verelim ocuklara hi degilse bir gnlgne
alli pullu bir balon gibi verelim oynasinlar
oynasinlar trkler syliyerek yildizlarin arasinda
dnyayi ocuklara verelim
kocaman bir elma gibi verelim sicacik bir ekmek somunu gibi
hi degilse bir gnlgne doysunlar
dnyayi ocuklara verelim
bir gnlk de olsa grensin dnya arkadasligi
ocuklar dnyayi alacak elimizden
lmsz agalar dikecekler
21 Mayis 962, Moskova
Istanbul Tevkifhanesi'nden
Fevkalde memnunum dnyaya geldigime,
topragini, aydinligini, kavgasini ve ekmegini seviyorum.
Kutrunun lsn santimine kadar bilmeme ragmen
ve mehulm degilken gnesin yaninda oyuncakligi
dnya, inanilmayacak kadar byktr benim iin.
Dnyayi dolasmak,
grmedigim baliklari, yemisleri, yildizlari grmek isterdim.
Halbuki ben
yalniz yazilarda ve resimlerde yaptim Avrupa yolculugumu.
Mavi pulu Asya'da damgalanmis
bir tek mektup bile almadim.
Ben ve bizim mahalle bakkali
ikimiz de kuvvetle mehulz Amerika'da.
Fakat ne zarar,
in'den Ispanya'ya, mit Burnu'ndan Alaska'ya kadar
her mili bahride, her kilometrede dostum ve dsmanim var.
Dostlar ki bir kerre bile selmlasmadik
ayni ekmek, ayni hrriyet, ayni hasret iin lebiliriz.
Ve dsmanlar ki kanima susamislar
kanlarina susamisim.
Benim kuvvetim :
bu byk dnyada yalniz olmamakligimdir.
Dnya ve insanlari yregimde sir
ilmimde muamma degildirler.
Ben kurtarip kellemi nida ve sual isaretlerinden,
byk kavgada
aik ve endisesiz
girdim safima.
Ve disinda bu safin
toprak ve sen
bana kfi gelmiyorsunuz.
Halbuki sen harikulde gzelsin
toprak sicak ve gzeldir.
Istiklal
Bu zirhlari, bu ordulari tanirim,
benim de sularima girdiler,
benim de topragima asker ikardilar geceleyin.
Kanima susamistilar.
almak istiyorlardi gzlerimin nurunu,
hnerini ellerimin.
Dktk denize onlari
1922'ydi yillardan...
Misirli kardesim;
sarkilarimiz kardestir,
isimlerimiz kardes,
yoksullugumuz kardestir,
yorgunlugumuz kardes.
Sehirlerimde gzel, ulu, canli ne varsa:
insan, cadde, inar,
savasinda senin yanindalar.
Kylerimde Kelam-i Kadim okunuyor
senin dilinle,
senin zaferin iin...
Misirli kardesim,
biliyorum, biliyorum,
istiklal otobs degil ki
birini kairdin mi, brne binesin...
Istiklal sevgilimiz gibidir
aldattin mi bir kere
zor dner bir daha.
Misirli kardesim,
kanalin sularina karisti kanin.
Insanin yurdu bir kat daha kendinin olur
topragina, suyuna karistika kani.
Yasanmis sayilmaz zaten
yurdu iin lmesini bilmeyen millet...
Itirazname-i Nazim
Artik bir daha
bir kahkaha
gibi glmeyecek gznzde gzmz.
Tevecchnz
mavi bir mcevherdi basimizda.
Basimizdan dsrdk onu,
kaybettik.
Gelemedik, ayibettik.
Bizi affedin diyemem.
Ve madem ki byledir,
artik bir daha
bir kahkaha
gibi glmeyecek gzlerimde gznz.
Tevecchnz
mavi bir pirilti, bir mcevherdir basimda.
Basimdan dsrdm onu,
kaybettim
gelemedim ayibettim.
Iyimser Adam...
ocukken sineklerin kanadini koparmadi
teneke baglamadi kedilerin kuyruguna
kibrit kutularina hapsetmedi hamambceklerini
karinca yuvalarini bozmadi
byd
btn bu isleri ona ettiler
lrken basucundaydim
bir siir oku dedi
gnes stne deniz stne
atom kazanlariyla yapma aylar stne
yceligi stne insanligin
Iyimserlik...
Siirler yazarim
basilmaz
basilacaklar ama
Bir mektup beklerim mjdeli
belki de ldgm gn gelir
mutlaka gelir ama
Ne devlet ne para
insanin emrinde dnya
belki yz yil sonra
olsun
mutlaka bu byle olacak ama
Japon Balikisi...
Denizde bir bulutun ldrdg
Japon balikisi gen bir adamdi.
Dostlarindan dinledim bu trky
Pasifik'te sapsari bir aksamdi.
Balik tuttuk yiyen lr.
Elimize degen lr.
Bu gemi bir kara tabut,
lumbarindan giren lr.
Balik tuttuk yiyen lr,
birden degil, agir agir,
etleri rr, dagilir.
Balik tuttuk yiyen lr.
Elimize degen lr.
Tuzla, gnesle yikanan
bu vefali, bu aliskan
elimize degen lr.
Birden degil, agir agir,
etleri rr, dagilir.
Elimize degen lr...
Badem gzlm, beni unut.
Bu gemi bir kara tabut,
lumbarindan giren lr.
stmzden geti bulut.
Badem gzlm beni unut.
Boynuma sarilma, glm,
benden sana geer lm.
Badem gzlm beni unut.
Bu gemi bir kara tabut.
Badem gzlm beni unut.
rk yumurtadan rk,
benden yapacagin ocuk.
Bu gemi bir kara tabut.
Bu deniz bir l deniz.
Insanlar ey, nerdesiniz?
Nerdesiniz?
Kadinlarimiz
Toprak yle bitip tkenmez, /daglar yle uzakta,
sanki gidenler hibir zaman
hibir menzile erisemeyecekti.
Kagnilar yryordu yekpare mesaleden tekerlekleriyle
Ve onlar
ayin altinda dnen ilk tekerlekti.
Ayin altinda kzler
baska ve ok kk bir dnyadan gelmisler gibi
ufacik kisaciktilar
ve piriltilar vardi hasta kirik boynuzlarinda
ve ayaklari altindan akan
toprak,
toprak,
ve toprakti.
Gece aydinlik ve sicak
ve kagnilarda tahta yataklarinda
oyu mavi humbaralar iriliplakti.
Ve kadinlar
birbirlerinden gizleyerek
bakiyorlardi ayin altinda
gemis kafilelerden kalan kz ve tekerlek llerine.
Ve kadinlar
bizim kadinlarimiz:
korkun ve mbarek elleri
ince, kk eneleri, kocaman gzleriyle
anamiz, avradimiz, yarimiz
ve sanki hi yasanmamis gibi len
ve soframizdaki yeri
kzmzden sonra gelen
ve daglara kairip ugrunda hapis yattigimiz
ve ekinde, ttnde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana kosulan ve agillarda
isiltisinda yere sapli biaklarin
oynak, agir kalalari ve zilleriyle bizim olan
kadinlar,
bizim kadinlarimiz
simdi ayin altinda
kagnilarin ve hartularin pesinde
harman yerine kehriban basli sap eker gibi
ayni yrek ferahligi,
ayni yorgun aliskanlik iindeydiler.
Ve onbeslik saraplenin eliginde
ince boyunlu ocuklar uyuyordu.
Ve ayin altinda kagnilar
yryordu Aksehir zerinden Afyon`a dogru.
Kadinlarimizin Yzleri
Meryem ana Tanriyi dogurmadi
Meryem ana Tanrinin anasi degil
Meryem ana analardan bir ana
Meryem ana bir oglan dogurdu
demogullarindan bir oglan
Meryem ana bundan tr gzel btn suretlerinde
Meryem ananin oglu bundan tr kendi oglumuz gibi
yakin bize
Kadinlarimizin yz acilarimizin kitabidir
acilarimiz, ayiplarimiz ve dktgmz kan
karasabanlar gibi izer kadinlarin yzn.
Ve sevinlerimiz vurur gzlerine kadinlarin
gllerde isiyan seher vakitlari gibi.
Hayallerimiz yzlerindedir sevdigimiz kadinlarin,
grelim grmeyelim karsimizda dururlar
geregimize en yakin ve en uzak.
Kalbim...
Ggsmde 15 yara var! .
Saplandi ggsme 15 kara sapli biak! ..
Kalbim yine arpiyor,
kalbim yine arpacak! ! !

Ggsmde 15 yara var!


Sarildi 15 yarama
kara kaygan yilanlar gibi karanlik sular!
Karadeniz bogmak istiyor beni,
bogmak istiyor beni,
kanli karanlik sular! ! !
Saplandi ggsme 15 kara sapli biak.
Kalbim yine arpiyor,
kalbim yine arpacak! ...

Ggsmde 15 yara var! .


Deldiler ggsm 15 yerinden,
sandilar ki vurmaz artik kalbim kederinden!
Kalbim yine arpiyor,
kalbim yine arpacak! ! !
Yandi 15 yaramdam 15 alev,
kirildi ggsmde 15 kara sapli biak..
Kalbim
kanli bir bayrak gibi arpiyor,
AR-PA-CAK! !
Kanter iinde
Yapicilar trk sylyor
Yapi trk syler gibi yapilmiyor ama.
Bu is biraz zor.
Yapicilarin yregi
bayram yeri gibi civil civil
ama yapi yeri bayram yeri degil.
yapi yeri toz toprak.
amur, kar.
Yapi yerinde ayagin burkulur
ellerin kanar.
Yapi yerinde ne ay her zaman sekerli
her zaman sicak,
ne ekmek her zaman pamuk gibi yumusak
ne herkes kahraman
ne dostlar vefali her zaman.
Trk syler gibi yapilmiyor yapi
bu is biraz zor,
zor ama
yapi ykseliyor, ykseliyor.
Saksilar konuldu pencerelere
alt katlarinda.
Ilk balkonlara gnes tasiyor kuslar
kanatlarinda.
Bir yrek arpintisi var her putrelinde
her tuglasinda
her kerpicinde.
Ykseliyor, ykseliyor yapi
kanter iinde.
Kar Kesti Yolu
Kar kesti yolu
sen yoktun
oturdum karsina dizst
seyrettim yzn
gzlerim kapali
Gemiler gemiyor
uaklar umuyor
sen yoktun
karsinda duvara dayanmistim
konustum, konustum, konustum
agzimi amadan
Sen yoktun
ellerimle dokundum sana
ellerim yzmdeydi
Kar Yagiyor
Lambayi yakma, birak,
sari bir insan basi
dsmesin pencereden kara.
Kar yagiyor karanliklara.
Kar yagiyor ve ben hatirliyorum.
Kar...
flenen bir mum gibi snd koskocaman isiklar...
Ve sehir kr bir insan gibi kaldi
altinda yagan karin.
Lambayi yakma, birak!
Kalbe bir biak gibi giren hatiralarin
dilsiz olduklarini anliyorum.
Kar yagiyor
ve ben hatirliyorum.
Karanlikta Kar Yagiyor
Ne maveradan ses duymak,
ne satirlarin nescine koymak o,
ne bir kuyumcu merakiyla islemek kafiyeyi,
ne gzel laf, ne derin kelam...
ok sukur
hepsinin
hepsinin stndeyim bu aksam.
Bu aksam
bir sokak sarkicisiyim hnersiz bir sesim var;
sana,
senin isitemeyecegin bir sarkiyi syleyen bir ses.
Karanlikta kar yagiyor,
sen Madrid kapisindasin.
Karsinda en gzel seylerimizi
midi, hasreti, hrriyeti
ve ocuklari ldren bir ordu.
Kar yagiyor.
Ve belki bu aksam
islak ayaklarin syordur.
Kar yagiyor,
ve ben simdi dsnrken seni
surana bir kursun saplanabilir
ve artik bir daha
ne kar, ne rzgar, ne gece...
Kar yagiyor
ve sen byle deyip
Madrid kapisina dikilmeden nce
herhalde vardin.
Kimdin, nemden geldin, ne yapardin?
Ne bileyim,
mesela;
Ast orya kmr ocaklarindan gelmis olabilirsin.
Belki alninda kanli bir sargi vardir ki
kuzeyde aldigin yarayi saklamaktadir.
Ve belki varoslarda son kursunu atan secin
motorlari yakarken Bilbao'yu.
Veyahut herhangi bir
Konta Fernando Valaskerosi de Kortoba'nin iftliginde irgatlik etmisindir.
Belki de kk bir dkkanin vardi,
renkli Ispanyol yemisleri satardin.
Belki hibir hunerin yoktu, belki gayet gzeldi sesin.
Belki felsefe talebesi, belki hukuk fakltesindensin
ve paralandi niversite mahallesinde
bir Italyan tankinin tekerlekleri altinda kitaplarin.
Belki dinsizsin,
belki boynunda bir sicim, bir kk ha.
Kimsin, adin ne, tevelldn ka?
Yzn hi grmedim ve grmeyecegim.
Bilmiyorum
belki yzn hatirlatir
Sibirya'da Kolcak'i yenenleri
belki yznun bir tarafi biraz
bizim Dumlupinar'da yatana benziyordur
ve belki bir para hatirlatiyorsun Robespiyer'i.
Yzn hi grmedim ve grmeyecegim,
adimi duymadin ve hi duymayacaksin.
Aramizda denizler, daglar,
benim kahrolasi aczim var.
Ben ne senin yanina gelebilir,
ne sana bir kasa kursun,
bir sandik taze yumurta,
bir ift yun orap gnderebilirim.
Halbuki biliyorum,
bu soguk karli havalarda
iki iplak ocuk gibi smektedir
Madrid kapisini bekleyen islak ayaklarin.
Biliyorum,
ne kadar byk, ne kadar gzel sey varsa,
insanogullari daha ne kadar byk
ne kadar gzel sey yaratacaklarsa,
yani o korkun hasreti, dassilasi iimin
gzel gzlerindedir
Madrid kapisindaki nbetimin.
Ve ben ne yarin, ne dun, ne bu aksam
onu sevmekten baska bir sey yapamam.
Karayilan Hikayesi (Antep Destani)
BIRINCI BAP
YIL 1918-1919
Atesi ve ihaneti grdk
ve yanan gzlerimizle durduk
bu dnyanin zerinde.
Istanbul 918 Tesrinlerinde,
Izmir 919 Mayisinda
ve Manisa, Menemen, Aydin, Akhisar;
Mayis ortalarindan
Haziran ortalarina kadar
yani ttn kirma mevsimi,
yani, arpalar biilip
bugdaya baslanirken
yuvarlandilar.
Adana,
Antep,
Urfa,
Maras:
dsms dvsyordu...
Atesi ve ihaneti grdk,
Ve kanli bankerler pazarinda
Memleketi Almana satanlar,
Yan gelip llerin zerinde yatanlar
dstler can kaygusuna
ve kurtarmak iin baslarini halkin gazabindan
karanliga karisarak basip gittiler.
Yaraliydi, yorgundu, fakirdi millet,
en azili dvellerle dvsyordu fakat,
dvsyordu, kle olmamak iin iki kat,
iki kat soyulmamak iin.
Atesi ve ihaneti grdk,
Murat nehri, Canik daglari ve Firat,
Yesilirmak, Kizilirmak,
Gltepe, Tilbesar ovasi,
grd uzun disli Ingilizi.
Ve Aksuyla Kpsu,
Karaglle Sgt gl
ve gms basamakli trbesinde yatan
byk, asik l,
sapkasi horoz tyl Italyani grd.
Ve ukurova,
kiyasiya dzlk,
uurumlar, yamalar, daglar kiyasiya
ve Seyhan ve Ceyhan
ve kara gzl Yrk kizi,
grd mavi niformali Fransizi.
Ve devam ettik atesi ve ihaneti grmekte.
Esraf ve ayan ve mtehayyizanin ogu
ve agalar:
Bagdasar agadan
Kellesi Byk Mehmet Agaya kadar,
dsmanla birlik oldular.
Ve inekleri, koyunlari, keileri srp, gtrp,
gelinlerin irzina geip,
ocuklari ldrp
ve istiklali yakip yiktika dsman,
daga ikti mavzerini, nacagini, iftesini kapan
ve ig gibi ogaldi eteler
ve kyllerden pasalar grld,
kara donlu kyllerden.
Ve bizim tarafa geenler oldu
Tunuslu ve Hindli klelerden.
Ve Trkistanli Haci Ahmet,
Kisik gzleri,
seyrek sakali,
hafif makineli tfegiyle
daglarda bir basina dolasti.
Ve sabahleyin ve gle sicaginda ve aksam st
Ve ayisiginda ve yildiz alacasinda geceleyin,
ne zaman sikissa bizimkiler,
peyda oluverdi, yerden biter gibi o
ve ates etti
ve dsmani dagitti
ve kayboldu daglarda yine.
Atesi ve ihaneti grdk,
Dayandik,
dayandik her yanda,
dayandik Izmirde Aydinda,
Adanada dayandik,
dayandik Urfada, Marasta, Antepte.
Antepliler silahsor olur,
uan turnayi gznden
kaan tavsani art ayagindan vururlar
ve Arap kisraginin stnde
taze yesil selvi gibi ince uzun dururlar.
Antep sicak,
Antep etin yerdir.
Antepliler silahsor olur,
Antepliler yigit kisilerdir.
Karayilan
Karayilan olmazdan nce
Antep kylklerinde irgatti,
Belki rahatsizdi, belki rahatti,
bunu dsnmeye vakit birakmiyordular,
yasiyordu bir tarla siani gibi
ve korkakti bir tarla siani kadar.
Yigitlik atla, silahla olur,
Onun ati, silahi, topragi yoktu.
Boynu yine byle p gibi ince
Ve byle kocaman kafaliydi
Karayilan
Karayilan olmazdan nce.
Dsman Antepe girince
Antepliler onu
Korkusunu saklayan
Bir fistik agacindan
alip indirdiler.
Altina bir at ekip
eline bir mavzer
verdiler.
Antep etin yerdir.
Kirmizi kayalarda
Yesil kertenkeleler.
Sicak bulutlar dolasir havada
Ileri geri.
Dsman tutmustu tepeleri,
dsmanin topu vardi.
Antepliler dz ovada
Sikismislardi
Dsman sarapnel dkyordu,
topragi kknden skyordu.
Dsman tutmustu tepeleri.
Akan: Antepin kaniydi.
Dz ovada bir gl fidaniydi
Karayilanin
Karayilan olmazdan nceki siperi..
Bu fidan yle kk,
Korkusu ve kafasi yle bykt ki onun,
namluya tek fisek srmeden
yatiyordu yzkoyun.
Antep sicak,
Antep etin yerdir.
Antepliler silahsor olur.
Antepliler yigit kisilerdir.
Fakat dsmanin topu vardi.
Ve ne are, kader
dz ovayi Antepliler
dsmana birakacaklardi.
Karayilan olmazdan nce
umrunda degildi Karayilanin
kiyamete dek dsmana verseler Antepi
nk onu dsnmege alistirmadilar.
Yasadi toprakta bir tarla siani gibi,
korkakti da bir tarla siani kadar.
Siperi bir gl fidaniydi onun,
gl fidani dibinde yatiyordu ki yz koyun
ak bir tasin ardindan
kara bir yilan
cikardi kafasini.
Derisi isil isil,
gzleri atesten al,
dili ataldi.
Birden bir kursun gelip
kafasini aldi.
Hayvan devrildi kaldi.
Karayilan
Karayilan olmazdan nce
kara yilanin encamini grnce
haykirdi avaz avaz
mrnn ilk dsncesini:
'Ibret al deli gnlm,
demir sandikta saklansan bulur seni,
ak tas ardinda kara yilani bulan lm.
Ve bir tarla siani gibi yasayip
Bir tarla siani kadar korkak olan,
Iirlayip atlayinca ileri
bir dehset aldi Anteplileri,
segirttiler pesince,
Dsmani tepelerde yediler.
Ve bir tarla siani gibi yasayip
Bir tarla siani kadar korkak olana:
KARAYILAN dediler.
Karayilan der ki: Harbe oturak,
Kilis yollarindan kelle getirek,
nerde dsman varsa orda bitirek,
vurun ha yigitler namus gndr...
Ve biz bunu bylece duyduk
ve etesinin basinda yillarca nami yryen
Karayilani
ve Anteplileri
ve Antepi
aynen duyup isittigimiz gibi
destanimizin birinci babina koyduk.
Karima Mektup
Bir tanem!
Son mektubunda:
"Basim sizliyor
yregim sersem!"
diyorsun.
"Seni asarlarsa
seni kaybedersem;"
diyorsun;
"yasayamam!"
Yasarsin karicigim,
kara bir duman gibi dagilir hatiram rzgrda;
yasarsin, kalbimin kizil sali bacisi
en fazla bir yil srer
yirminci asirlarda
lm acisi.
lm
bir ipte sallanan bir l.
Bu lme bir trl
razi olmuyor gnlm.
Fakat
emin ol ki sevgili;
zavalli bir ingenenin
killi, siyah bir rmcege benzeyen eli
geirecekse eger
ipi bogazima,
mavi gzlerimde korkuyu grmek iin
bosuna bakacaklar
Nzim'a!
Ben,
alaca karanliginda son sabahimin
dostlarimi ve seni grecegim,
ve yalniz
yari kalmis bir sarkinin acisini
topraga gtrecegim...
Karim benim!
Iyi yrekli,
altin renkli,
gzleri baldan tatli arim benim;
ne diye yazdim sana
istendigini idamimin,
daha dava ilk adiminda
ve bir salgam gibi koparmiyorlar
kellesini adamin.
Haydi bunlara bos ver.
Bunlar uzak bir ihtimal.
Paran varsa eger
bana fanila bir don al,
tuttu bacagimin siyatik agrisi,
Ve unutma ki
daima iyi seyler dsnmeli
bir mahpusun karisi.
11-11-1933 Bursa Hapishanesi
Karimin Istanbul'dan Yazdigi Mektup
Canim,
Uzandigim yerde yaziyorum.
Yorgunum pek.
Aynada yzm grdm, adeta yesil.
Havalar soguk, yaz gelmeyecek.
Haftada otuz liralik odun lazim,
basa ikilir gibi degil.
Sofada demin is grrken,
battaniyemi aldim sirtima.
Camlar ereveler kirik, kapilar
kapanmiyor,
burda barinmamiz imkansiz artik,
tasinmali!
Ev yikilacak stmze.
Kiralarsa pahalimi pahali.
Sana bunlari ne diye anlatirim?
zleceksin.
Derdimi kime dkeyim?
Kusura bakma.
Isinsa, iyice isinsa ortalik ama,
Hele geceler.
Biktim usandim smekten.
Ryalarimda Afrika'ya gidiyorum.
Cezayir'deydim bir sefer.
Sicakti.
Alnimi bir kursun deldi,
btn kanim akti,
ama lmedim.
Bana bir hal geldi.
ok ihtiyarladigimi hissediyorum.
Halbuki biliyorsun,
henz kirkima basmadim.
ok ihtiyarladigimi hissediyorum,
sylyorumda,
syleyince kiziyorlar,
konferans dinliyorum herkesden.
Her neyse bu bahsi kapat.
Paraguay halk trklerini aldi radyo.
Bunlar dikenli bir yapragin zerine
askla, gnesle, insan teriyle yazilmis.
Acida, umutluda...
Bayildim Paraguay trklerine.
Adviye'den mektup aldim.
Beni ok gresi gelmis,
Hi unutamiyormus....
Sastimda kaldim.
Yillardir,
Sen memleketten gittin gideli,
ne kapimi aldi,
ne bir haber yolladi hatta.
Hatta sokakta karsilastik.
Bir bayram sabahi,
basini evirip geti.
En yakin arkadastik!
Ama arkadaslik agaca benzer,
kurudumu,
yesermez artik.
Ben cevap yazmadim.
Neye yarar?
Evime bile gelse simdi,
syleyecek lakirdim yok.
Dsmanligimda yok elbet.
Otursun gle gle,
zengin bir koca bulmus
hastalikli bir seymis adam
manyagin biri.
Halbuki Adviye ne canli kadindir.
Gidip baktim oglumuza,
Pembe, kumral, uyuyor misil misil.
Yorgani ailmis, rttm.
Bir kara haberde verdi bu aksam radyo;
Iren Jolio Kri lms.
Yillar var
bir kitap okudumdu
lenin anisi stne yazilmis.
Bir yerinde iki kiz ocugundan bahseder.
-Satirlar gzmn nne geldi-
Sarisin iki Yunan heykeli gibi der.
Iste bu ocuklardan biri ld.
Bilmem ki nasil anlatsam,
byk bilgin, byk adam,
ama simdi lsemiden len
O sarisin kiz ocuguda.
Bu lm bana ok dokundu.
Iren Jolio Kri iin
agladim bu aksam.
Ne tuhaf,
Iren deselerdi, Iren
ldgn zaman
deselerdi,
Istanbul'lu bir kadin
hemde hi tanimadigin,
aglayacak arkandan, deselerdi
sasardi.
Kocasi geldi aklima,
bir mektup yazsam,
bassagligi dilesem
diye dsndm.
Adresini bilmiyorum ama
Paris, Frederik Jolio Kri desem
gidermiydi?
Birde Fransiz yazari ld.
Gazetede okudum.
Adini bile duymamissindir.
ok ihtiyardi zaten,
stelikte egoist,
sinik,
cenabet herifin biri.
Herseyle alay etmis mr boyunca.
Hibir seyi, hi kimseyi sevmemis,
bir kpeklerle kedileri,
ama yalniz kendininkileri.
Mlakat vermis lmeden bir ka gn nce.
lm alaya aliyor aklinca.
Ama belli dehsetlide korkuyor.
Resmide var.
bykannemizi erkek yap,
tepesine bir takke koy,
iste herif.
Korkun bir yalnizlik iinde
siska bir ihtiyar.
O'nada acidim
Belki bykannemize benzediginden,
belkide yalnizligina.
Acidim.
Ayni acima degil elbet.
Aciyorsun Iren Kri'ye,
ocuklarini dsnyorsun, kocasini,
ama daha ok dnyaya aciyorsun,
byk bir insan ld diye.
Sana bir mjdem var;
Okumayi greniyor tembel oglun.
Epeyi skt kerata;
Tut, kos, kitap, kalem, anta....
Mkemmel degilmi?
Her harfi birseye benzetiyor;
A bir evmis,
B gbekli bir adam,
T bir keser.
dm kopuyor tembel olacak diye.
Hep O'na is yaptirmak istiyorum.
Kiz olsaydi kolaydi.
Kadinlarin her yasta
her is gelir elinden.
Ama bes yasinda bir oglan,
ne becerebilir?
Ah bir isinsa havalar...
Isinacak.
Uzadika uzadi mektubum.
Kendine iyi bak,
bana hemen cevap ver.
Beni unutma.
Bana hemen cevap ver,
akillidir Mnevver,
nasil olsa ne yapip eder,
falan filan diye kendini avutma.
Sensiz perisanim,
beni unutma.
Kendine iyi bak.
Gzlerinden perim canim.
Gzel geceler.
Kendine iyi bak.
Bana hemen cevap ver,
dertlerimi aklinda tutma,
unut.
Beni unutma...
Karli Kayin Ormaninda...
Karli kayin ormaninda
yryorum geceleyin.
Efkrliyim, efkrliyim,
elini ver, nerde elin?
Ayisigi renginde kar,
kee izmelerim agir.
Iimde alinan islik
beni nereye agirir?
Memleket mi, yildizlar mi,
genligim mi daha uzak?
Kayinlarin arasinda
bir pencere, sari sicak.
Ben ordan geerken biri:
'Amca, dese, gir ieri.'
Girip yerden selmlasam
hane iindekileri.
Eski takvim hesabiyle
bu sabah basadi bahar.
Geri geldi Memed'ime
yolladigim oyuncaklar.
Kurulmamis zemberegi
kskn duruyor kamyonet,
yzdremedi legende
beyaz kotrasini Memet.
Kar tertemiz, kar kabarik,
yryorum yumusacik.
Dn gece on bir buukta
lms Berut, tanisirdik.
Bende boz bir halisi var
bir de kitabi, imzali.
Elden ele geer kitap,
daha yz yil yasar hali.
Yedi tepeli sehrimde
biraktim gonca glm.
Ne lmden korkmak ayip,
ne de dsnmek lm.
En acayip gcmzdr,
kahramanliktir yasamak:
lecegimizi bilip,
lecegimizi mutlak.
Memleket mi, daha uzak,
genligim mi, yildizlar mi?
Bayramoglu, Bayramoglu,
lmden te ky var mi?
Geceleyin, karli kayin
ormaninda yryorum.
Karanlikta etrafimi
gndz gibi gryorum.
Simdi surdan saptim miydi,
sose, tirenyolu, ova.
Yirmi bes kilometreden
piril pirildir Moskova...
Kavak
Aga gece seyredilir
Suda gmsten servidir
Istanbullu Nedim iin
Ak bedenli gelinleri
Mell mahzun kayinlari
Sever razanli Yasemin
Bende bir kavak rperir
Nemde olsam sesi gelir
Muhacirligimden beri
Her aga gibi kavak da
mrnce durur ayakta
Gzler durur bir seyleri
Gzler sose boylarini
Sari sicak yaz gnnde
Anadolu kylerini
Beni de gzledi kavak
Geceleri haykirarak
Hadisenin nnde
Sahit ayiplarimiza
Sahit kayiplarimiza
Umudumuzun sahidi
Sahit bitlenisimize
Topraktaki isimize
Hey gidi kavak hey gidi
Kavaklarini vmekten
Kuru kuruya sevmekten
Ne ikar ki memleketim
Kara topraga egilip
Yzmn terini silip
Bir tek kavak dikemedim.
Kemal TAHIR'e Mektup...
Malatya diyorum,
senin atik kaslarindan baska bir sey gelmiyor aklima.
Bursa'da kaplicalar
Amasya'da elma
Diyarbakir'da karpuz ve akrep.
fakat senin oranin,
Malatya'nin
nesi meshurdur,
yemislerinden ve bceklerinden hangisi,
suyu mu, havasi mi?
Dsn ki hapisanesi hakkinda bile fikrim yok.
Yalniz :
bir oda,
bir tek penceresi var :
ok yksek olan tavana yakin.
Sen ordasin
dar ve uzun bir kavanozda
kk bir balik gibi...
Tesbihim hosuna gitmeyebilir.
Hele bu gnlerde
kendini kafeste arslana benzetiyorsundur.
Haklisin Kemal Tahir,
emin ol ben de yle,
muhakkak ki arslaniz,
saka etmiyorum
hatt daha dehsetli bir sey :
insaniz...
Hem de hangi tarihte, hangi siniftan,
malum...
Lkin demir kafesle kavanoz bahsinde is degismiyor,
ikisi de bir,
hele bu gnlerde...
- Bunu ierde rahat ve masun
yatan bilir - ...
Hele bu gnlerde,
Sariyerli Emin Beyin fikralarina glmek,
sevgili kitaplarin ve domatesin lezzeti,
tahtakurularina ragmen uyku
- gnde tatli kasigi Adonille de olsa -
ve Tahir'in oglu Kemal
hatt mektup gelmesi senden
ve hatt ses duymak, dokunmak, grebilmek havanin isigini,
karima olan askimdan baska
nefsimin herhangi bir rahatligini
affedemiyorum...
Farti-hassasiyet?
Degil.
Dgsememek,
bir mavzer kursunu kadar olsun
bilfiil
dogrudan dogruya...
Ancak kavgada vurulan aci duymaz
ve kavga edebilmek hrriyetidir
en mhimi hrriyetlerin.
Ierim yaniyor, Kemal,
disarim serin...
Anliyorsun ya,
zaten ettigim lf
bizim lflarimizin herhangi biri :
ok konusulmus,
ve konusulmakta olan...
Simdi kim bilir ka yerde, ka insan,
dizlerinde til ve aresiz yatan ellerine kfredip aciyarak
bu lflari ediyor...
Anliyorsun ya,
zarar yok,
ben anlatacagim yine!...
Elden hibir sey gelmedigi zaman
konusup anlatmanin alak tesellisi?
Belki evet,
belki hayir...
Hayir yle degil.
Hangi teselli birak be dinini seversen birak...
Bu, dpedz,
basin nde, oldugun yerde dolanarak
kkremek, bgrp bagirmak, Kemal...
Kerem Gibi...
Hava kursun gibi agir!!
Bagir
bagir
bagir
bagiriyorum.
Kosun
kursun
erit-
-mege
agiriyorum...
O diyor ki bana:
- Sen kendi sesinle kl olursun ey!
Kerem
gibi
yana
yana...
Deeeert
ok,
hemdert
yok
Yrek-
-lerin
kulak-
-lari
sagir...
Hava kursun gibi agir...
Ben diyorum ki ona:
- Kl olayim
Kerem
gibi
yana
yana.
Ben yanmasam
sen yanmasan
biz yanmasak,
nasil
ikar
karan-
-liklar
aydin-
-liga..
Hava toprak gibi gebe.
Hava kursun gibi agir.
Bagir
bagir
bagir
bagiriyorum.
Kosun
kursun
erit-
-mege
agiriyorum.....
Kirk Haramilerin Esiri
Genis dallardan sizan gecenin glgesiyle,
Ormanda uguldayan yagmurlarin sesiyle,
Bu aksam renklerini kaybedince her iek.
Bir kahraman esirin kollari kesilecek.
Bu bir sanli erdir ki Rabbi bulmus kaninda.
Bir kere dsrmeden yksek magrur alninda.
Alevden bir sancagin tasimis glgesini.
Memleketler kermis ykseltince sesini.
Tam alti yz yirmi yil bir nur iin dgsms,
Fakat gnn birinde kafir eline dsms.
Simdi ezmek istiyor onu kirk haramiler,
Bu son aksam kalbinde rabbi bulmazsa eger.
Ormanda renklerini kaybedince her iek.
Bir vurusta bin kesen kollari kesilecek.
Iste rzgarda uan alevleriyle yer yer,
Siyah agaliklardan parladi mesaleler.
Dumanli bir kizillik ormani glgeliyor.
Sanli esirleriyle haramiler geliyor.
Agasiz bir meydanda byk ktkler yandi.
Haydutlarin karanlik yzleri aydinlandi.
Kk bir oda gibi yosunlanmis bir tasi,
Kendisine taht yapan haramilerin basi.
Bir seyler mirildandi, bir seyler emreyledi,
Sonra boguk bir sesle haydi kesiniz dedi.
Haydutlar agir agir ekilirken geriye,
Genis yksek bir glge itildi ileriye.
Tun bir ehre parladi alevin rzgariyla,
Yksek gururlu alni genis omuzlariyla.
Kollari kesilecek kahraman esirdir bu,
Ne dudaklari sari ne gzlerinde korku,
Bir demir heykel gibi yle hissiz bekliyor.
Nihayet hep ktkler olunca bir yigin kor,
Haydutlarin iinden birisi ilerledi.
Kollarin kesilecek haydi hazirlan dedi.
Zulmette parildadi eligi bir baltanin,
Kuru bir ses duyuldu sonra fiskiran kanin,
Damlalari atesten yer yer duman ikardi.
Simdi sanli esirin yalniz bir kolu vardi.
Ormani bastan basa dolasti boguk bir ses;
teki kolu da kes! teki kolu da kes!
Biraktigi baltayi cellat alirken yerden,
Meydana glgeleri yakinlasan gklerden,
Haykirildi bir byk sanli mazinin yadi.
Birden balta esirin elinde parildadi.
Kirkinci Yilimiz
Hepimiz kirk yil nce dogduk,
kirk yil nce sabahleyin
kirk yil nce gn isirken Bedreddin'in Iznik Gl'nde
amli bellerinden birinde Kroglu'nun
ve Sibirya'dan, esirlikten dnen Bolsevik Osman
pusuya dsrrken Urfa yolunda seher vakti Firansizi.
Hepimiz kirk yasindayiz
yirmisine basanimiz da
altmisini geenimiz de
atilip lenimiz de Istanbul'da Mdriyet penceresinden.
Bu kirkinci yilimizda
ne bir ormaniz
ne sose boyunda tek tk kavak agaci
bir tarlayiz tohumu sailmis.
Hepimiz kirkina bastik bu sabah
hapiste yatanimiz,
isyerindekilerimiz, muhacirimiz.
Hepimiz kirkina bastik bu sabah.
Yoldaslar yeni yeni yillara!
Kirmizi Sari Yesil Balonlarda ocuk igliklariyla
Kirmizi sari yesil balonlarda ocuk igliklariyla gnes
gkyz mavi isiklariyla
kim derdi ki hikayem byle biter
yagmurlar mevsimine girdim kederli siirler mevsimin
bir seyler bekliyorsun benden degil
szler duruyor aramizda birbirimize ulasamadan
ocuk igliklariyla gnes kirmizi sari yesil balonlarda
yorgun ve umutsuz bakiyoruz szlerimize
Kislik Saray
Kislik Saray'da Kerenski.
Smolni'de Sovyetler ve Lenin,
sokakta o n l a r .
O n l a r biliyorlar ki, O :
"- Dn erkendi, yarin ge.
Vakit tamam bugn," dedi.
O n l a r : "- Anladik, bildik," - dediler.
Ve hibir zaman
bildiklerini bu kadar mthis ve mkemmel bilmediler...
Iste : cepheden dnen sngleri,
kamyonlari, mitralyzleriyle,
hasretleri, mitleri, mukaddes istihalari,
rzgrda karin stnde savrulan szleriyle
o n l a r yryorlar kislik saraya...
Putilovski Zavot'tan Bolsevik Kitof :
"- Bugn byk bir gndr, yoldaslar, - diyor, - byk bir gndr.
Ve ihtar ederim ki apul yapmak isteyenlere
artik Kislik Saray ve btn Rusya isinin ve kylnndr."
Tesviyeci Topal Sergey :
"- Hey gidi dnya, - diyor, - hey,
ben 905'te on yasimda getim bu yoldan :
en nde iri, mazlum gzl azize tasvirleri,
yalnayak ocuklar, kocakarilar
ve uzun sali papaz Gapon...
Karsida, kirmizi pencerede, btn Ruslarin ari
sapsari bakiyordu bize.
Kadinlar aglasarak topraga diz ktler.
Ben kaldirmistim ki elimi istavroz ikarmak iin
birdenbire drtnala Kazaklar geldi karsimiza.
Kazaklar sahlanmis bir at ve simsiyah bir kalpaktilar.
Biz ocuklar bagrisarak sere kuslari gibi dstk.
Bir at nali ezdi benim dizkapagimi..."
Ve Topal Sergey bacagini sryerek
yryor o n l a r l a Kislik Saray'a...
Rzgrdir
kardir
ve insanlardir hkim olan manzaraya.
Lehistan cephesinden gelen kyl Ivan Petrovi'in gzleri
karanlikta kedi gzleri gibi gryor :
"- Ehhh, Matuska, - diyor, -
yesil basli rdek gibi topragi attik antaya..."
Stunlarin arkasindan ates ati Kislik Saray,
ates ati yz gzel Yunkersler
ve sisman orospular.
Tesviyeci Topal Sergey :
"- Hey gidi dnya, - dedi, - hey,
Kerenski kalmis kimlere..."
Ve topal bacaginin stnden
dst yere...
Kyl Ivan Petrovi,
yagli, semiz topragi avucunun iinde grp
ve kirmizi sakalina tkrp
bir Ukrayna sarkisi gibi isletiyor mitralyz...
Gecenin ortasinda kirmizi tugladan Kislik Saray
ve limanda bacali Avrora...
Bolsevik Kitof haykirdi yoldaslara :
"- Yoldaslar, - dedi, -
tarih
yani isi ve kyl siniflari,
yani kizil asker,
yani, bir mesale yakiyoruz, - dedi, -
hcuma kalkiyoruz, - dedi...
Ve Neva nehrinde buzlar kizarirken
o n l a r bir ocuk gibi istihali
ve rzgr gibi cesur,
Kislik Saray'a girdiler.
Demir, kmr ve seker,
ve kirmizi bakir,
ve mensucat,
ve sevda ve zlum ve hayat,
ve bilcmle sanayi kollarinin,
ve kk ve byk ve Beyaz Rusya ve Kafkasya, Sibirya ve Trkistan,
ve kederli Volga yollarinin
ve sehirlerin bahti
bir safak vakti degismis oldu.
Bir safak vakti karanligin kenarindan
karli izmelerini o n l a r
mermer merdivenlere bastiklari zaman...
Kiyamet Sureleri
1
ALMETLER SURES
Yedi kat yerin altindan ugultular geliyor.
ok almetler belirdi, vakit tamamdir.
Haram sevaboldu, sevap haramdir.
Ak kurt, kara tahtayi daha bir yol kemirir,
ekin ki krkleri
atese girdi demir.
ok almetler belirdi, vakit tamamdir.
Duyuldu kim lm satilip kr edile,
kendi kendilerin redd inkr edile
ve duyuldu kabuguna tik ettigi civcivin.
Duyuldu uykusundan uyandigi
zincirinden baska kaybedecek seyi olmayan devin.
Yedi kat yerin altindan ugultular geliyor.
Medet yoktur, bakma geri.
Kantarma zapteyleyemez oldu beygiri.
Cikmis zengiden, ayagi yok mu?
Kan sizar, sk olmus, dudagi yok mu?
Gider, byle gider, dahi gider
bu tes yollarin duragi yok mu?
Bu yol orda biten yoldur.
Trabolmak ne mskldr...
ekin ki krkleri
ocaga girdi demir.
Bir ates klesi dst buzlarin ortasina.
Almetler belirdi, kiyamet almetleridir.
Haberdir, erismekte kaynayan su galeyan noktasina.
2
TEBAHHUR SURES
Pehlivanlar cmle libastan soyunmus, ryan idiler,
herbiri asikr etmisti zamirin.
Gk kubbe sicakti ve kan kokuyordu,
encam
tavi gelmis demirin.
Vadenin irisip attigini bildiler,
kavaklar titresip yere egildiler,
ve inar agalari
grdler haykiraraktan,
kklerinin yilan lleri gibi
koptugunu topraktan.
Pehlivanlar cmle libastan soyunmus, ryan idiler.
Kizil kanatli kuslar kayalarda
hazirdi atlamaya.
Vadenin irisip attigini bildiler,
kabardi, kpklendi dalgalar
basladilar atlamaya.
Gk kubbe sicakti ve kan kokuyordu.
Ve rzigr
ykseldi agir agir, ogaldi gitgide
birikti, birikti ve ni-vahitte
Ah edildi derinden
yer oynadi yerinden,
yikildi kprler kemerlerinden,
yazili taslar kapandi yzkoyon.
Bu dem kiyamet demidir,
bu, buhara inkilbidir kaynayan suyun...
Kividaki Ihtiyar
Derin daglar kat kat siralanmisti
amlik iniyordu denize kadar
kiyida iri yari bir ihtiyar
akillara sirtst uzanmisti
ve bu olgun gnesli Eyll gn
uzak haberi batmis gemilerin
poyraz yeli mavi masmavi serin
oksuyordu ihtiyarin yzn
ve karninin stndeydi elleri
iki yenge gibi inati yorgun
zamandan kuvvetli bir yolculugun
sert kabuklu merhametsiz zaferi
ve gz kapaklari tuzlu kirisik
kapanivermislerdi yumusacik
bu karanlikta altin piriltilar
dinliyordu ugultuyu ihtiyar
denizi uzun disli baliklari
ve tanyerlerinin alevlerini
dipte iek aan kayaliklari
aglari ve baliki evlerini
ama belkide bulutlara yakin
amlarin tepesiydi uguldayan
biliyordu basi dner adamin
onlara asagidan baktigi zaman
derin daglar kat kat siralanmisti
amlik iniyordu denize kadar
kiyida iri yari bir ihtiyar
akillara sirtst uzanmisti
Kiz ocugu
Kapilari alan benim
kapilari birer birer.
Gznze grnemem
gze grnmez ller.
Hirosima'da leli
oluyor bir on yil kadar.
Yedi yasinda bir kizim,
bymez l ocuklar.
Salarim tutustu nce,
gzlerim yandi kavruldu.
Bir avu kl oluverdim,
klm havaya savruldu.
Benim sizden kendim iin
hibir sey istedigim yok.
Seker bile yiyemez ki
kat gibi yanan ocuk.
aliyorum kapinizi,
teyze, amca, bir imza ver.
ocuklar ldrlmesin,
seker de yiyebilsinler.
Kizil Salisi'na
Pembe yanakli al dudakli bir karim olursa eger..
Olursa 24 ayar ahlakli..
Anama bakar gibi bakar..
Ilaha tapar gibi taparim..!
Ama...!
Kalles ikarsa karim..
Anam avradim olsun bir teneke benzin dker yakarim...!
Kimine gre kadin..!
Soguk kis gecelerinde sarilip yatmak iindir..
Kimine gre kadin..!
Sicak harman gecelerinde zil takip oynatmak iindir..
Kimine gre kadin..!
mr boyunca omuzumuzda tasidigimiz..
En byk sevabimiz ve en byk vebalimizdir..
Ama sen KADINIM..!
Benim iin sen..
Ne o..
Ne bu..
Susun sen..!
Benim can yoldasim kavga arkadasimsin...
Kocalmaya Alisiyorum
Kocalmaya alisiyorum dnyanin en zor zanaatina,
kapilari almaya son kere,
durup durmadan ayriliga.
Saatler, akarsiniz, akarsiniz, akarsiniz...
Anlamaya alisiyorum inanmayi yitirmenin pahasina.
Bir sz syleyecektim sana syleyemedim.
Dnyamda sabahleyin a karina iilen cigaramin tadi.
lm kendinden nce bana yalnizligini yolladi.
Kiskaniyorum ylelerini kocaldiklarinin farkinda bile degiller,
ylesine baslarindan askin isleri
Korsan Trks
Iste..
genis agizli palalar gibi parildiyor gneste,
kulaklari altin kpeli korsanlarin trks :
Donna Madonnanin yuvarlak
kalalari gibi oynak ficilardan
itik Ispanyol sarabini !
Karisti Madrit orospularinin kani kanimiza !
Bes yz bas zenciyi zincire vurduk,
direkli kadirgayi doldurduk,
aldik yk geliyoruz !
Taze balik gibi iktik denizden ;
korkma bizden
tombul, esmer kollarini a Madonna !
Afrikada gz kanli korsaniz amma
Lizbonda namuslu bezirgniz !
Kaiyor kara iplak derilerin srs !
Kairma vur bir yandan
durma doldur bryandan :
Donna Madonnanin yuvarlak
kalalari gibi oynak ficilardan
erimis altin gibi akan
Ispanyol sarabini !
Karissin Madrit orospularinin kani kanimiza !
Kozmosun Kardesligi Adina
Kozmosta bizden baska dsnen var mi
var
bize benzer mi
bilmiyorum
biz ona benzer ama ayirdan nazik
belki de akarsuyun savkina benzer
belki irkindir bizden
karincaya benzer ama traktrden iri
belki de kapi gicirtisina benzer
belki ne gzeldir ne de irkin
belki tipa tip bize benzer
ve yildizlardan birinde
hangisinde bilmiyorum
yildizlardan birine konusacak elimiz
hangi dilde bilmiyorum
yildizlardan birinde konusacak elimiz onunla
'Tovarish' diyecek
ne s kurmaya geldim yildizina
ne petrol ne yemis imtiyazi istemeye
Koka-kola satacak da degilim
selamlamaya geldim seni yeryz umutlari adina
bedava ekmek bedava karanfil adina
mutlu emekler mutlu dinlenmeler adina
'yarin yanagindan gayri her herde her seye hep beraber'
diyebilmek adina
evlerin
yurtlarin
ve kozmosun kardesligi adina.
Kurtulus Ds
Hapishanelerde isiydi hrriyetim o
Ekmegimin katigiydi srgnde o
Baslayan gndeydi, biten aksamda o
Kurtlusu dsyd memleketimin o
Kuvayi Milliye
BASLANGI
ONLAR
Onlar ki toprakta karinca,
suda balik,
havada kus kadar
okturlar;
korkak,
cesur,
chil,
hakm
ve ocukturlar
ve kahreden
yaratan ki onlardir,
destnimizda yalniz onlarin mceralari vardir.
Onlar ki uyup hainin igvsina
sancaklarini elden yere dsrrler
ve dsmani meydanda koyup
kaarlar evlerine
ve onlar ki bir nice murtada haner srrler
ve yesil bir aga gibi glen
ve merasimsiz aglayan
ve ana avrat kfreden ki onlardir,
destnimizda yalniz onlarin mceralari vardir.
Demir,
kmr
ve seker
ve kirmizi bakir
ve mensucat
ve sevda ve zulm ve hayat
ve bilcmle sanayi kollarinin
ve gkyz
ve sahra
ve mavi okyanus
ve kederli nehir yollarinin,
srlms topragin ve sehirlerin bahti
bir safak vakti degismis olur,
bir safak vakti karanligin kenarindan
onlar agir ellerini topraga basip
dogrulduklari zaman.
En bilgin aynalara
en renkli sekilleri aksettiren onlardir.
Asirda onlar yendi, onlar yenildi.
ok szler edildi onlara dair
ve onlar iin :
zincirlerinden baska kaybedecek seyleri yoktur,
denildi.
BRNC BAP
YIL 1918-1919
ve
KARAYILAN HKYES
Atesi ve ihaneti grdk
ve yanan gzlerimizle durduk
bu dnyanin zerinde.
Istanbul 918 Tesrinlerinde,
Izmir 919 Mayisinda
ve Manisa, Menemen, Aydin, Akhisar :
Mayis ortalarindan
Haziran ortalarina kadar
yani ttn kirma mevsimi,
yani, arpalar biilip
bugdaya baslanirken
yuvarlandilar...
Adana,
Antep,
Urfa,
Maras :
dsms
dvsyordu...
Atesi ve ihaneti grdk.
Ve kanli bankerler pazarinda
memleketi Alaman'a satanlar,
yan gelip llerin zerinde yatanlar
dstler can kaygusuna
ve kurtarmak iin baslarini halkin gazabindan
karanliga karisarak basip gittiler.
Yaraliydi, yorgundu, fakirdi millet,
en azili dvellerle dvsyordu fakat,
dvsyordu, kle olmamak iin iki kat,
iki kat soyulmamak iin.
Atesi ve ihaneti grdk.
Murat nehri, Canik daglari ve Firat,
Yesilirmak, Kizilirmak,
Gltepe, Tilbesar Ovasi,
grd uzun disli Ingiliz'i.
Ve Aksu'yla Kpsu,
Karagl'le Sgt Gl
ve gms basamakli trbesinde yatan
byk, sik l,
sapkasi horoz tyl Italyan'i grd.
Ve ukurova,
kiyasiya dzlk,
uurumlar, yamalar, daglar kiyasiya
ve Seyhan ve Ceyhan
ve kara gzl Yrk kizi,
grd mavi niformali Fransiz'i.
Ve devam ettik atesi ve ihaneti grmekte.
Esraf ve yn ve mtehayyiznin ogu
ve agalar :
Bagdasar Aga'dan
Kellesi Byk Mehmet Aga'ya kadar,
dsmanla birlik oldular.
Ve inekleri, koyunlari, keileri srp, gtrp,
gelinlerin irzina geip,
ocuklari ldrp
ve istiklli yakip yiktika dsman,
daga ikti mavzerini, nacagini, iftesini kapan
ve ig gibi ogaldi eteler
ve kyllerden pasalar grld,
kara donlu kyllerden.
Ve bizim tarafa geenler oldu
Tunuslu ve Hindli klelerden.
Ve Trkistanli Haci Ahmet,
kisik gzleri,
seyrek sakali,
hafif makinali tfegiyle
daglarda bir basina dolasti.
Ve sabahleyin ve gle sicaginda ve aksamst
ve ayisiginda ve yildiz alacasinda geceleyin,
ne zaman sikissa bizimkiler,
peyda oluverdi, yerden biter gibi o
ve ates etti
ve dsmani dagitti
ve kayboldu daglarda yine.
Atesi ve ihaneti grdk.
Dayandik,
dayandik her yanda,
dayandik Izmir'de, Aydin'da,
Adana'da dayandik,
dayandik, Urfa'da, Maras'ta, Antep'te.
Antepliler silhsor olur,
uan turnayi gznden
kaan tavsani ard ayagindan vururlar
ve arap kisraginin stnde
taze yesil selvi gibi ince uzun dururlar.
Antep sicak,
Antep etin yerdir.
Antepliler silhsor olur.
Antepliler yigit kisilerdir.
Karayilan
Karayilan olmazdan nce
Antep kylklerinde irgatti.
Belki rahatsizdi, belki rahatti,
bunu dsnmege vakit birakmiyordular,
yasiyordu bir tarla siani gibi
ve korkakti bir tarla siani kadar.
Yigitlik atla, silhla, toprakla olur,
onun ati, silhi, topragi yoktu.
Boynu yine byle p gibi ince
ve byle kocaman kafaliydi
Karayilan
Karayilan olmazdan nce.
Dsman Antep'e girince
Antepliler onu
korkusunu saklayan
bir fistik agacindan
alip indirdiler.
Altina bir at ekip
eline bir mavzer
verdiler.
Antep etin yerdir.
Kirmizi kayalarda
yesil kertenkeleler.
Sicak bulutlar dolasir havada
ileri geri...
Dsman tutmustu tepeleri,
dsmanin topu vardi.
Antepliler dz ovada
sikismislardi.
Dsman sarapnel dkyordu,
topragi kknden skyordu.
Dsman tutmustu tepeleri.
Akan : Antep'in kaniydi.
Dz ovada bir gl fidaniydi
Karayilan'in
Karayilan olmazdan nceki siperi.
Bu fidan yle kk,
korkusu ve kafasi yle bykt ki onun,
namliya tek fisek srmeden
yatiyordu yzkoyun.
Antep sicak,
Antep etin yerdir.
Antepliler silhsor olur.
Antepliler yigit kisilerdir.
Fakat dsmanin topu vardi.
Ve ne are, kader,
dz ovayi Antepliler
dsmana birakacaklardi.
Karayilan olmazdan nce
umurunda degildi Karayilan'in
kiyamete dek dsmana verseler Antep'i.
nk onu dsnmege alistirmadilar.
Yasadi toprakta bir tarla siani gibi,
korkakti da bir tarla siani kadar.
Siperi bir gl fidaniydi onun,
gl fidani dibinde yatiyordu ki yzkoyun
ak bir tasin ardindan
kara bir yilan
ikardi kafasini.
Derisi isil isil,
gzleri atesten al,
dili ataldi.
Birden bir kursun gelip
kafasini aldi.
Hayvan devrildi kaldi.
Karayilan
Karayilan olmazdan nce
kara yilanin encmini grnce
haykirdi avaz avaz
mrnn ilk dsncesini .
Ibret al, deli gnlm,
demir sandikta saklansan bulur seni,
ak tas ardinda kara yilani bulan lm.
Ve bir tarla siani gibi yasayip
bir tarla siani kadar korkak olan,
Iirlayip atlayinca ileri
bir dehset aldi Anteplileri,
segirttiler pesince.
Dsmani tepelerde yediler.
Ve bir tarla siani gibi yasayip
bir tarla siani kadar korkak olana :
KARAYILAN dediler.
Karayilan der ki : Harbe oturak,
Kilis yollarindan kelle getirek,
nerde dsman varsa orda bitirek,
vurun ha yigitler namus gndr...
Ve biz de bunu bylece duyduk
ve etesinin basinda yillarca nmi yryen
Karayilan'i
ve Anteplileri
ve Antep'i
aynen duyup isittigimiz gibi
destnimizin birinci bbina koyduk.
KNC BAP
YIL YNE 1919
ve
STANBUL'UN HL
ve
ERZURUM ve SIVAS KONGRELER
ve
KAMBUR KERM'N HKYES
Biz ki Istanbul sehriyiz,
Seferberligi grmsz :
Kafkas, Galiya, anakkale, Filistin,
vagon ticareti, tifs ve Ispanyol nezlesi
bir de Ittihatilar,
bir de uzun konlu Alman izmesi
914'ten 18'e kadar
yedi bitirdi bizi.
Mcevher gibi uzak ve erisilmezdi seker
erimis altin pahasinda gazyagi
ve namuslu, aliskan, fakir Istanbullular
sidiklerini yaktilar 5 numara lmbalarinda.
Yedikleri misir koaniydi ve arpa
ve sprge tohumu
ve p gibi kaldi ocuklarin boynu.
Ve lkin Tarabya'da, Ptisan'da ve Ada'da Kulp'te
akti Ren saraplari su gibi
ve sekerin sahibi
kapladi Milovi'in yorganina 1000 liraliklari.
Milovi de beyaz at gibi bir kari.
Bir de sakali Halife'nin,
bir de Vilhelm'in biyiklari.
Biz ki Istanbul sehriyiz,
gzelizdir,
drt yanimiz mavi mavi dagdir, denizdir.
fkeli, byk bir sair :
Ey bin kocadan arta kalan bilmem neyi bakir
demis
bize
ve bir baskasi,
yekpare Acem mlkn fed etti bir sengimize.
Biz ki Istanbul sehriyiz,
iste, arzederiz halimizi
Trk halkinin yce katina.
Mevsim yazdir,
919'dur.
Ve tesrinlerinde geen yilin
drt dvele teslim ettiler bizi,
gz kanli drt dvele
anadan dogma iriliplak.
Ve kurumustu
ve kan iindeydi memelerimiz.
Biz ki Istanbul sehriyiz,
Fransiz, Ingiliz, Italyan, Amerikan
bir de Yunan,
bir de zavalli Afrika zencileri
yer bitirir bizi bir yandan,
bir yandan da kendi kpek dllerimiz :
Vahdettin Sultan,
ve damadi Ferit
ve Ingiliz muhipleri
ve Mandacilar.
Biz ki Istanbul sehriyiz,
yce Trk halki,
malmun olsun ektigimiz acilar...
919 Temmuzunun 23'nc gn
pek mtevazi bir mektep salonunda
in'ikad etti Erzurum Kongresi.
Erzurum'un kisi zorludur balam,
tandirinda tezek yakar Erzurum,
buz tutar yigitlerinin biyigi
ve geceleyin karli ovada
kaskati katilasmis, donmus grrsn karanligi.
Erzurum'da kavaklar, balam,
Erzurum'da kavaklar tane tane,
kavaklarda tane tane yapraklar.
Ve terden ve toz dumandan ve sinekten geilmez
Erzurum'da yaz gelip de basti miydi sicaklar.
Erzurum'un dzdr, topraktir dami.
Erzurum gzelleri giyer, balam,
incecik ak ynden ehrami.
Yrek boynun bker, balam,
Erzurumlu trklere.
Halim selimdir Erzurum'un adami
ve lkin dnmesin gz bir kere!...
Erzurum'da on drt gn srd Kongre :
orda, mazlum milletlerden bahsedildi
btn mazlum milletlerden
ve emperyalizme karsi dvslerinden onlarin.
Orda, bir Srayi Mill'den bahsedildi,
Iradei Milliyeye mstenit bir Srayi Mill'den.
Buna ragmen,
si gelmiyelim diyenler vardi,
makami hilfet ve saltanata.
Hatt casuslar vardi ierde.
Buna ragmen,
Btn aksmi vatan birkldr denildi.
Kabul olunmaz, denildi,
Manda ve Himaye...
Buna ragmen,
Istanbul'da birok hanimlar, beyler, pasalar,
Trk halkindan kesmislerdi umudu.
Yagdirildi telgraflar Erzurum'a :
Amerikan mandasi altina girelim, diye.
Istikll, diyorlardi, syani arzu ve tercihtir, amma
bugn bu, diyorlardi, mmkn degil,
birka vilyet, diyorlardi, kalacak elde,
su halde, diyorlardi, su halde,
Memliki Osmaniye'nin cmlesine smil
Amerikan mandaterligini talep etmegi
memleketimiz iin en nfi
bir sekli hal kabul ediyoruz.
Fakat bu sekli halli kabul etmedi Erzurumlu.
Erzurum'un kisi zorludur balam,
buz tutar yigitlerin biyigi.
Erzurum'da kaskati, dimdik lr adam,
kabullenmez yilginligi...
Istanbul'da hanimlar, beyler, pasalar,
tl perdeler, kravatlar, apoletler, siseler,
citi piti dilleri ve pamuk gibi elleri
ve biare telgraf telleri
devretmek iin Amerika'ya Anadolu'yu
syle diyorlardi Erzurum'dakilere :
Bizi bir basimiza biraksalar,
tarafgirlik, cehalet
ve ok konusmaktan baska mspet
bir hayat kuramayiz.
Iste bu yzden Amerika ok isimize geliyor.
Filipin gibi vahsi bir memleketi adam etti Amerika.
Ne olacak,
Biz de on bes, yirmi sene zahmet ekeriz,
sonra Yeni Dnya'nin sayesinde
Istiklli kafasinda ve cebinde tasiyan
bir Trkiye vcuda geliverir.
Amerika, iine girdigi memleket ve millet hayrina
nasil bir idare kurdugunu
Avrupa'ya gstermek ister.
Hem artik isi uzatmaga gelmez.
ok tehlikeli anlar yasiyoruz.
Sergzest ve cidl devri gemistir :
Trkiye'yi, genis kafali birka kisi belki kurtarabilir.
4 Eyll 919'da toplandi Sivas Kongresi,
ve 8 Eyllde
Kongrede bu sefer
yine ortaya ikti Amerikan mandasi.
Ak koyunla kara koyunun
geitte belli oldugu gnlerdi o gnler.
Ve Istanbul'dan gelen bazi zevat,
sapsari yilginliklariyla beraber
ve ihanetleriyle birlikte
bir de Amerikan gazeteci getirmistiler.
Ve Erzurumlulardan ve Sivaslilardan ve Trk milletinden ok
isbu Mister Bravn'a gveniyorlardi.
Bu zevata :
Istikllimizi kaybetmek istemiyoruz efendiler!
denildi.
Fakat ayak diredi efendiler :
Mandanin, istiklli ihll etmiyecegi muhakkak iken,
dediler,
Herhalde bir mzherete muhtaciz diyorum ben,
dediler,
Hem zaten,
dediler,
birbirine mani seyler degildir
istikll ile manda.
Ve esasen,
dediler,
mstakil kalamayiz byle bir zamanda.
Memleket harap,
toprak orak,
borcumuz 500 milyon,
vridat ise 15 milyon ancak.
Ve Allah muhafaza buyursun
Izmir kalsa Yunanistan'da
ve harbetsek,
dsmanimiz vapurla asker getirir.
Biz Erzurum'dan hangi simendiferle nakliyat yapabiliriz?
Mandayi kabul etmeliyiz, hemen,
dediler.
Onlar dretnot yapiyor,
biz yelkenli bir gemi yapamiyoruz.
Hem, Istanbul'daki Amerikan dostlarimiz :
Mandamiz korkun degildir,
diyorlar,
Cemiyeti Akvam nizamnamesine dahildir,
diyorlar.
Ve bylece, bin dereden su getirdi Istanbul'dan gelen zevat.
Sivas, mandayi kabul etmedi fakat,
Hey gidi deli gnlm,
dedi,
Akilli, umutlu, sabirli deli gnlm,
ya ISTIKLAL, ya lm!
dedi.
Kambur Kerim de byle dedi aynen.
Adapazarliydi Kambur Kerim.
Seferberlikte len babasi marangozdu.
Seferberlik denince aklina Kerim'in :
ok beyaz bir yastikta kara sakalli bir l yz,
Fahri Bey iftliginde patates toplayip
kaz gtmek,
mektep kitaplari
ve bir de salari altin gibi sari
fakat alni izgiler iinde anasi gelir.
335'te Kerim Eskisehir'e gitti,
mektebe, teyzelerine ve dayisina.
Dayisi simendiferde makinistti.
Dsman elindeydi Eskisehir.
Kerim on drt yasindaydi,
kamburu yoktu.
Dmdzd fidan gibi
ve dnyaya merakli bir ocuktu.
Dayisi srmege gittigi gnler simendiferi
Kerim'e ekmek vermediginden teyzeleri
(ok uzun sali, ihtiyar iki kadin)
Hintli askerlerle dost oldu Kerim.
Bunlar
(sasilacak sey)
Trke bilmeyen
ve siyah sakallari, siyah gzleri parlak,
avularinin st esmer, ii ak
ve tel rglerin zerinden
Kerim'e biskviti kutularla atan amcalardi.
Kocaman bir ambarlari vardi,
Kerim iinde oynardi.
Ambarda nohut uvallari, bakla, kuru zm,
(sasilacak sey,
katirlarin yemesi iin)
ve sonra cephane sandiklariyla silahlar.
Bir gn dedi ki makinist dayisi Kerim'e :
Ambardan silh alip bana getir,
gvura karsi koyan zeybeklere gnderecegim.
Ve ambardan silh aldi Kerim :
bir
bir tane daha
bes
on.
Aldatti Hindistanli dostlarini
zeybekleri daha ok sevdiginden.
Zaten ok srmedi, parlak kara sakalli amcalar gitti,
Kerim geirdi onlari istasyona kadar.
Ertesi gn Lefke kprsn atip
zeybekler gelince Eskisehir'e
dayisi Kerim'i elinden tutup
verdi onlara.
Ve iste o gnden sonra
bugne kadar
kahraman bir trkdr mr Kerim'in.
Eskisehir'den alip onu
Kocaeli Grubu pasasina gtrdler.
atik kasli, yz glmez bir pasaydi bu.
abucak grendi Kerim ata binmeyi,
sigirtma olmayi
-zaten bilgisi vardi bunda-
kayalardan gen bir kei gibi inmeyi,
gizlenmeyi ormanda.
Ve btn bu marifetleriyle Kerim
ka kere lme bir kursun atimi yaklasarak
ve Gemis olsun dedikleri zaman sasarak
dsman iinden geip getirdi haber
gtrd haber.
Onu namli bir kaptan gibi saydi eteler,
bir oyun arkadasi gibi sevdi eteleri o.
Ve bir fidan gibi dz
bir fidan gibi cesur
bir fidan gibi vaadeden bir ocugun
sevinle oynadigi bu mthis oyun
srd 1337'ye kadar...
Kocaeli ormani grgen ve meseliktir :
yksek
kalin.
Gkyz gzkmez.
Durgun bir geceydi.
Hafif yagmur yagmisti biraz nce.
Fakat islanmamis ki yerde yapraklar
karanlikta hisirtilarla yryordu beygiri Kerim'in.
Solda
ilerde
tepenin eteginde ates yaniyordu :
Tekneciler diye anilan
gvur etelerinin olmali.
Dallardan damlalar dsyordu Kerim'in yzne.
Beygirin basi gittike daha ok karanliga giriyor.
Ipsiz Recep'in yanindan dnyordu Kerim.
Katlar gtrms
katlar getiriyor.
Birdenbire durdu beygir,
heykel gibi,
-Tekneciler'in atesini grms olacak-
sonra birdenbire drtnala kalkti.
Sasirdi Kerim.
Dizginleri birakti.
Sarildi beygirin boynuna.
Deli gibi gidiyordu hayvan.
ocuga art arda arpiyordu agalar.
Meseleri ve grgenleriyle orman
karanlik bir rzgr gibi geiyor iki yandan.
Kim bilir ka saat byle gidildi.
Orman bitti birdenbire.
-Ay dogmus olacak ki ortalik aydinlikti-
Ve Kerim ayni hizla geldigi zaman
Armasa'nin altinda Basdegirmenler'e
beygir ansizin kapaklandi yere,
tekerlendi Kerim.
Dogruldu.
Ve aklina ilk gelen sey
saatina bakmak oldu.
Kirilmisti cami.
Bindi beygire tekrar.
Hayvan topalliyordu biraz.
Uslu uslu yola koyuldular.
Sol kulagi kaniyordu Kerim'in,
Kirezce'ye geldiler
(Sapanca'yla Arifiye arasi),
Kerim durdu,
Biraz zor nefes aliyordu.
Geyve'ye girdi ertesi aksam.
Beli o kadar agriyordu ki
inemedi beygirden
indirdiler.
Kerim'i bir yayliya bindirdiler.
Adapazari.
Sonra belki on gn, belki on bes,
kagnilar, mekkre arabalari,
sonra, gitgide daralan nefesi,
Yahsihan,
Konya,
Sile nahiyesi
(burda mall gaziler iin
takma kol ve bacak yapiliyordu),
ve nihayet Hatehan kynden ikiki Serif Usta.
Hl ryalarinda grr Kerim
incecik bir yoldan esekle gelip
zerine dogru egilen
bu iekbozugu insan yzn.
Usta, ovdu Kerim'i bayiltincaya kadar.
Sonra, zifte koydu bu kirilmis dal gibi ocuk gvdesini.
Yirmi gn geti aradan.
Ve sonra bir ikindi vakti ziftin iinden
Kerim'i kambur ikardilar.
NC BAP
YIL 1920
ve
ARHAVEL SMAL'N HKYES
Atesi ve ihaneti grdk.
Dsman ordusu yine basladi yrmege.
Akhisar, Karacabey,
Bursa ve Bursa'nin dogusunda Aksu,
arpisarak ekildik...
920'nin
29 Agustos'u :
Usak dst.
Yarali
ve dehsetli kizgin
fakat topragimizdan emin,
Dumlupinar sirtlarindayiz.
Nazilli dst.
Atesi ve ihaneti grdk.
Dayandik
dayanmaktayiz.
1920 Subat, Nisan, Mayis,
Bolu, Dzce, Geyve, Adapazari :
Iimizde Hilfet Ordusu,
Anzavur isyanlari.
Ve ayni siradan,
3 Ekim Konya.
Sabah.
500 asker kaagi ve yesil bayragiyla Delibas
girdi sehre.
Alaeddin tepesinde gn gece hkm srdler.
Ve Manavgat istikametlerinde kaip
lmlerine giderken
terkilerinde kesilmis kafalar gtrdler.
Ve 29 Aralik Ktahya :
4 top
ve 1800 atli bir ihanet
yani erkez Ethem,
bir gece vakti
kilim ve hali ykl katirlari,
koyun ve sigir srlerini nne katip
dsmana geti.
Yrekleri karanlik,
kemerleri ve kamilari gmslyd,
atlari ve kendileri semizdiler...
Atesi ve ihaneti grdk.
Ruhumuz firtinali, etimiz mtehammil.
Sevgisiz ve ihtirassiz iplak devler degil,
inanilmaz zaaflari, korkun kuvvetleriyle,
silhlari ve beygirleriyle insanlardi dayanan.
Beygirler irkindiler,
bakimsizdilar,
hasta bir fundaliktan yksek degillerdi.
Fakat bozkirda kisneyip kprmeden
sabirli ve doludizgin kosmasini biliyorlardi.
Insanlar uzun asker kaputluydu,
yalnayakti insanlar.
Insanlarin basinda kalpak,
yreklerinde keder,
yreklerinde mthis bir mit vardi.
Insanlar devrilmisti, kedersiz ve mitsizdiler.
Insanlar, etlerinde kursun yaralariyla
ky odalarinda unutulmustular.
Ve orda sargi,
deri
ve asker postallari halinde
yan yana, sirtst yatiyorlardi.
Koparilmis gibiydi parmaklari saplandigi yerden
egrilip bklmst
ve avularinda toprak ve kan vardi.
Ve asker kaaklari,
korkulari, mavzerleri, iplak, l ayaklariyla
karanlikta kylerin iinden geiyorlardi.
Acikmistilar,
merhametsizdiler,
bedbahttilar.
Sosenin issiz beyazligina inip
nal sesleri ve yildizlarla gelen atliyi eviriyor
ve Bolu daginda ekmek bulamadiklari iin
deviriyorlardi uurumlara :
sayak, cigara kadi, tuz ve sabun ykl yaylilari.
Ve ok uzak,
ok uzaklardaki Istanbul limaninda,
gecenin bu ge vakitlerinde,
kaak silh ve asker ceketi ykleyen laz takalari :
hrriyet ve mit,
su ve rzgrdilar.
Onlar, suda ve rzgrda ilk deniz yolculugundan beri vardilar.
Tekneleri kestane agacindandi,
tondan on tona kadardilar
ve lkin yelkenlerinin altinda
findik ve ttn getirip
seker ve zeytinyagi gtrrlerdi.
Simdi, byk sirlarini gtryorlardi.
Simdi, denizde bir insan sesinin
ve demirli sileplerin kederlerini
ve Kabatas aiklarinda sallanan
saman kayiklarinin fenerlerini
peslerinde birakip
ve karanlik suda Amerikan taretlerinin nnden akip
kk,
kurnaz
ve magrur
gidiyorlardi Karadeniz'e.
Dmende ve basaltlarinda insanlari vardi ki
bunlar
uzun egri burunlu
ve konusmayi sehvetle seven insanlardi ki
sirti lcivert hamsilerin ve misir ekmeginin
zaferi iin
hi kimseden hibir sey beklemeksizin
bir sarki syler gibi lebilirdiler...
Karanlikta kursuni derisi kirmiziya boyanan
baltabas gemi
Ingiliz torpitosudur.
Ve dalgalarin stnde sallanarak
alev alev
yanan :
Saban Reisin bes tonluk takasi.
Kerempe Fenerinin yirmi mil aiginda,
gecenin karanliginda,
dalgalar minare boyundaydilar
ve baslari bembeyaz paralanip dagiliyordu.
Rzgar :
yildiz - poyraz.
Esirlerini bordasina alip
kayboldu Ingiliz torpitosu.
Saban Reisin teknesi
atesten diregiyle gmld suya.
Arheveli Ismail
bu len teknedendi.
Ve simdi
Kerempe Fenerinin aiginda,
batan teknenin kayiginda
emanetiyle tek basinadir,
fakat yalniz degil :
rzgrin,
bulutlarin
ve dalgalarin kalabaligi,
Ismail'in etrafinda hep bir agizdan konusuyordu.
Arheveli Ismail
kendi kendine sordu :
Emanetimizle varabilecek miyiz?
Kendine cevap verdi :
Varmamis olmaz.
Gece, Tophane rihtiminda
Kamaci ustasi Bekir Usta ona :
Evldim Ismail, dedi,
hi kimseye degil, dedi,
bu, sana emanettir.
Ve Kerempe Fenerinde
dsman projektr dolasinca takanin yelkenlerinde,
Ismail, reisinden izin isteyip,
Saban Reis, deyip,
emaneti yerine gtrmeliyiz, deyip
atladi takanin patalyasina,
aildi.
Allah byk
ama kayik kk demis Yahudi.
Ismail bodoslamadan bir sagnak yedi,
bir sagnak daha,
pesinden -kardesler.
Ve denizi biak atmak kadar iyi bilmeseydi eger
alabora olacakti.
Rzgr tam kerte yildiza dnyor.
Ta karsida bir kirmizi damla isik grnyor :
Sivastopol'a giden bir geminin
sancak feneri.
Elleri kanayarak
ekiyor Ismail krekleri.
Ismail rahattir.
Kavgadan
ve emanetinden baska her seyin haricinde,
Ismail unsurunun iinde.
Emanet :
bir agir makinali tfektir.
Ve Ismail'in gz tutmazsa liman reislerini
ta Ankara'ya kadar gidip
onu kendi eliyle teslim edecektir.
Rzgr bocaliyor.
Belki karayel gsterecek.
En azdan on bes mil uzaktir en yakin sahil.
Fakat Ismail
ellerine gvenir.
O eller ekmegi, kreklerin sapini, dmenin yekesini
ve Kemeralti'nda Fotika'nin memesini
ayni emniyetle tutarlar.
Rzgr karayel gstermedi.
Yz kerte birden atlayip rzgr
bir anda btn ipleri biakla kesilmis gibi
dst.
Ismail beklemiyordu bunu.
Dalgalar bir mddet daha
yuvarlandilar teknenin altinda
sonra deniz dmdz
ve simsiyah
durdu.
Ismail sasirip birakti krekleri.
Ne korkuntur dsmek kavganin haricine.
Bir rperme geldi Ismail'in iine.
Ve bir balik gibi rkerek,
bir sandal
bir ift krek
ve durgun
l bir deniz seklinde grd yalnizligi.
Ve birdenbire
yle kahrolup duydu ki insansizligi
yildi elleri,
yklendi kreklere,
kirildi krekler.
Sular tekneyi aiga srklyor.
Artik hibir sey mmkn degil.
Kaldi l bir denizin ortasinda
kanayan elleri ve emanetiyle Ismail.
Ilknce kfretti.
Sonra, elham okumak geldi iinden.
Sonra, gld,
egilip oksadi mbarek emaneti.
Sonra...
Sonra, malm olmadi insanlara
Arhaveli Ismail'in kibeti...
DRDNC BAP
NURETTN ESFAK'IN BR MEKTUBU
ve
BR SR
Kardesim,
sana bu mektubu Ankara'da Kuyulu kahvede yaziyorum.
Hep ayni Anadolu havalarini aliyor gramofon
kocaman bir boru iegine benzeyen agziyla,
Disarda yagmur...
Mektepten istifa ettim.
Cepheye gidiyorum ihtiyat zabitligiyle.
ocuklarimiza Trke okutmak,
gretmek, sevdirmek onlara
dnyanin en diri, en taze dillerinden birini,
kendi dillerini,
gzel sey,
byk sey.
Fakat bu dilin insanlari iin akmak almak cehpede
daha byk
daha gzel.
Biliyorum :
is blmnden bahsedeceksin.
Fakat, Ankara'da ocuklara ders vermek,
bozkirda ates hattina girmek
haksiz ve hazin
bir is blm.
yle gnlerde yasiyoruz ki
ben bir is yapabildim diyebilmek iin :
hep alninin ortasinda duyacaksin lm.
Bak, tam sana bunlari yazarken
asker geiyor sokaktan ;
yagmurda harap postallarinin mesinini islatarak
Meclis'in nne dogru iniyorlar,
Istasyona gidecekler.
Ve trk sylerken, her nedense her zaman yaptigi gibi,
sesini incelterek mars okuyor gen Trk kyls :
Ankara'nin tasina bak,
gzlerimin yasina bak...
Yzleri mhim, dalgin ve yorgun.
Tiraslari uzamis biraz.
Elleri byk ve esmer.
El gzller, kara gzller, mavi gzller.
Yine birdenbire Yunus Emre geldi aklima.
Baska trl anliyorum ben Yunus'u :
Bence onda btn bir devir dile gelmis Trk kyls :
te dnyaya dair degil,
bu dnyaya dair kaygilariyla...
Bir siir yazdim,
garip bir siir,
Trk Kyls diye.
Bir tuhaf mi oluyor byle gnlerde siir yazmak?
Her ne hl ise, hosa kal, gzlerinden perim.
Kardesin
Nurettin Esfak
TRK KYLS
Topraktan grenip
kitapsiz bilendir.
Hoca Nasreddin gibi aglayan
Bayburtlu Zihni gibi glendir.
Ferhad'dir
Kerem'dir
ve Keloglan'dir.
Yol grnr onun garip serine,
analar, babalar umudu keser,
kahbe felek ona eder oyunu.
arsambayi sel alir,
bir yr sever
el alir,
kanadi kirilir
llerde kalir,
lmeden mezara koyarlar onu.
O, Ynus biredir
Bastan ayaga yredir,
agu ier su yerine.
Fakat bir kerre bir derd anlayan dsmeyegrsn nlerine
ve bir kerre vakterisip
-Gayrik yeter!...
demesinler.
Bunu bir dediler mi,
Isrfil srunu urur,
mahlkat yerinden durur,
topragin nabzi baslar
onun nabizlarinda atmaga.
Ne kendi nefsini korur,
ne dsmani kayirir,
Daglari yirtip ayirir,
kayalari kesip yol eyler bihayat akitmaga...
BESNC BAP
920'NN 16 MARTI
ve
MANASTIRLI HAMD EFEND
ve
RESADYEL VEL OGLU MEMET'N HKYES
Bu hamiyetli ve cesur, Manastirli Hamdi Efendi olmasaydi, Istanbul felketinden kim bilir haber almak iin ne
kadar intizarlar iinde kalacaktik. Istanbul'da bulunan nzir, mebus, kumandan, teskiltimiz mensuplari iinden
bir zat ikip vaktiyle bize haber vermegi dsnmemis oldugu anlasiliyor. Demek ki cmlesini heyecan ve helecan
kaplamisti. Bir ucu Ankara'da bulunan telin Istanbul'da bulunan ucuna yanasamayacak kadar saskin bir hale
gelmis olduklarina bilmem ki hkmetmek caiz olur mu?
(Nutuk, s. 295, Devlet Basimevi, Istanbul 1938)
920'nin 16 Marti.
gleden evvel
saat onda
makina basinda syle bir telgraf aldi Ankara'daki :
Der-aliye 16/3/1920.
Ingilizler basti bu sabah
Sehzadebasi'ndaki Muzika karakolunu.
Msademe edildi.
Isgal altina aliyorlar Istanbul'u simdi.
Beryi malmat arzolunur.
Manastirli Hamdi.
920'nin 16 Marti.
Harbiye Nezareti telgrafhanesi buldu Ankara'yi :
Etrafta dolasiyor Ingiliz askerleri.
Simdi iste
Ingiliz askerleri giriyorlar nezarete.
Iste giriyorlar ieri.
Nizamiye kapisina.
Teli kes.
Ingilizler burdadir.
920'nin 16 Marti.
Manastirli Hamdi Efendi
buldu Ankara'dakini tekrar :
Pasa hazretleri,
Harbiye telgrafhanesini de isgal etti Ingiliz bahriye askeri
Tophane'yi de isgal ediyorlar bir taraftan,
bir taraftan da zirhlilardan asker ihra olunuyor.
Vaziyet vehamet kesbediyor efendim.
Pasa hazretleri,
Emri devletlerine muntazirim.
16 Mart 1920
Hamdi
920'nin 16 Marti.
Durumu bir daha tekrar etti Hamdi Efendi :
Sabah bizim asker uykuda iken
Ingiliz bahriye efradi karakolu isgal etmekte iken
askerlerimiz uykudan saskin kalkinca msademe basliyor.
Neticede bizden alti sehit, on bes mecruh olup
Ingilizler zirhlilari rihtima yanastirip
Beyoglu ve Tophane'yi isgal edip.
Iste Beyoglu telgrafhanesi de yok.
Iste Beyoglu telgraf memurlari geldiler.
Kovmuslar.
Burasi da isgal olunacaktir bir saata kadar.
Simdi haber aldim efendim.
920'nin 16 Marti
uykuda kesti kfir mz,
kursuna dizdi kfir ikimizi.
Ingiliz'in hepsi degil domuzu
Sabaha karsi aldi canimizi.
920'nin 16 Marti
basildi Vezneciler'de karargh.
Uyan be tosunum uyan.
mz uykuda kesti kfir,
mz : Abdullah avus, Sarkisla'dan Osman,
bir de Zileli Abdlkadir.
920'nin 16 Marti
Bozdogan Kemeri'nde
kursuna dizdi kfir ikimizi.
Ahmet oglu Nasuh arkadasimin adi,
Resadiyeli Veli oglu Memet benimkisi.
920'nin 16 Marti
uykuda kesti kfir mz.
Soktu Osman'in karnina kasaturayi,
basti ggsne kfirin dizi.
Drt ocuk babasiydi Abdullah avus.
Doymadi dnyasina Abdlkadir.
mz uykuda kesti kfir,
kursuna dizdi ikimizi.
920'nin 16 Mart sabahi,
karakolun karsisinda
birakmadim elimden silhi,
yere serdim iki Ingiliz'i.
Senin irzini kurtardim Istanbul'um,
Sana can feda akir gzl glm.
mz uykuda kesti kfir,
kursuna dizdi ikimizi.
Simdi mz :
Abdullah ve Osman ve Abdlkadir,
taslari yan yana yatar Eyp'te.
Arama, bulamazsin ikimizin kabrini,
belki masrikta, belki magripte,
biz de bilemeyiz yerini.
Uykuda kestiler mz,
kursuna dizdiler ikimizi,
Ahmet oglu Nasuh arkadasimin adi,
Resadiyeli Veli oglu Memet benimkisi.
Bir de altincimiz var,
kara kaytan biyikli bir sehit,
son mekni syle dursun,
adini da bilen yok...
ALTINCI BAP
MUHAREBELER
ve
DSMAN ELNDE KALANLAR
ve
KARTALLI KZIM'IN HKYES
Inn meydani, yavrum,
rzgr,
soguklar insani ari gibi hasliyor.
Zemheriler bitti diyelim,
hamsin ya basladi, ya basliyor.
Muharebe bes gn bes gece srd.
Kan gvdeyi gtrd.
Ve nihayetinde
dsmanlar karin stnde
top arabalari, sandiklar dolusu konyak,
alti kamyon biraktilar.
Sonra, kaarlarken, yavrum,
kyleri, kprleri yaktilar...
Bu, Birinci Inn,
sonra ikincisi :
23 Mart 1921 gn
dsmanin Bursa ve Usak gruplari stmze yryor.
Onlarda, topu ve piyade
bizden kere fazla,
bizim atlimiz ok.
Atlarin makanizmasi,
hartucu,
namlusu yoktur
ve kili
iplak, ucuz bir demirdir.
26 Mart :
Aksam.
Sag cenah ilerimize yanastilar.
27 Mart :
Btn cephelerde temas.
28, 29, 30 :
Kavgaya devam.
Ve Martin 31'inci gecesinde,
(ayisigi var miydi bilmiyorum)
Inn karanligi sesler ve kivilcimlarla doluydu.
Ve ertesi gn
1 Nisan :
Metristepe aydinlaniyor.
Saat alti otuz.
Bozyk yaniyor.
Dsman muharebe meydanini silhlarimiza terketmistir.
Sonra, 8 Nisandan 11 Nisana kadar :
Dumlupinar.
Sonra, Haziran.
Bir yaz gecesi.
Dnyada yalniz piriltilar
ve bceklerin sesi.
Sakarya'yi yerinden sallarla geiyoruz.
Basarak aldik
Adapazari'ni.
Ve dolasip Sapanca Gl'nn sazliklarini
yanastik Izmit'in dogusunda uha fabrikasina.
Dsman,
kismen gemilere binerek
denizden
ve kismen
Karamrsel zerinden
Bursa'ya ekilip
bosaltti Izmit sehrini gece yarisi.
Sonra 23 Agustos :
Sakarya melhamei kbrsi ki
devami 13 Eyll gnne kadardir.
Bizim kirk bin piyademiz,
drt bin bes yz atlimiz,
dsmanin seksen sekiz bin piyadesi,
yz topu vardir.
Harp meydaninin kuzey yani
Sakarya
ve daglardir :
keskin
ve dik yamalariyla
ve kireli topraklari
ve kayalarinda tek baslarina birbirinden uzak
hasin
ve mnzevi am agalariyla
Abdlselm-dagi,
Gkler-dagi,
daglar.
Ve Sakarya'dan bu havalide
yalniz, atal tirnakli karacalar su imektedir.
Ankara suyunun dkldg yerden
Eskisehir kuzeybatisina kadar
Sakarya mecrasi uurumlar iinden gemektedir.
Gneyde
ve gneydoguda
yapraksiz ve hazin
genis ve uzun
ve insana biraktigi hibir seye acimadan
lmek arzusu veren
Cihanbeyli ovasi :
l...
Bu ln,
bu daglarin,
bu nehrin ve bizim nmzde
yirmi iki gn ve gece fasilasiz dvsp
dsman ordusu ric'ata mecbur kaldi.
Buna ragmen :
Sene 1922
ve 15 vilyet ve sancak
ve 9 byk sehir
dsman elindedir.
Inanilmaz seyler dsmandadir ki
bunlarin arasinda :
7 gl, 11 nehir
ve kklerinde baltamizin yarasi
ve yanginlariyla bizim olan
yz kere yz bin dnm orman,
bir tersane, iki silh fabrikasi,
ve 19 krfez ve liman ki
belki birogunun
rihtimi,
mendiregi,
kirmizi, yesil fenerleri yoktur
ve belki sularinda
ates kayiklarinin isiltisindan baska isik yanmadi,
fakat onlar
tahta iskeleleri ve kederli balikilariyla bizimdiler.
Sonra, 3 deniz,
6 kol tren hatti,
sonra, gz alabildigine yol :
silaya gittigimiz,
gurbette grndgmz
ve neden
ve niin oldugunu sormadan
le, anakkale'ye,
lme gittigimiz yol
ve sonra toprak
ve o topragin insanlari :
Usak tezghlarinin hali dokuyanlari,
klaptan islemeli egerleriyle meshur
Manisa'li saralar,
yol kiyilarinda ve istasyonlarda alar
ve kurnaz
ve cesur
ve agirbasli ve apkin
ve ktleleriyle delikanli
Istanbul ve Izmir isileri
ve zahire ve kantariye tcirleriyle esraf ve yn,
kil adirli yrkleri Aydin'in,
ve sonra, irgat,
ortaki,
maraba,
davarli ve davarsiz,
yarim mesin izmeli
ve ham arikli kyller.
15 vilyet ve sancak
ve 9 byk sehir
dsman elindedir.
Mehtapli bir gece,
gms bir kutunun iindesin :
ortalik yle bir tuhaf aydinlik, yle issiz.
Ya ok seslidir
ya hi ses vermez mehtapli gece zaten.
Yatiyor filintasinin arkasinda Kartalli Kzim.
Kiz gibi Osmanli filintasi.
Parliyor arpacik
namlinin ucunda :
yz yillik yoldaymis gibi uzak
ve bir damlacik.
Kzim emir aldi merkezden :
Gebze'deki Ingiliz'in tercmani vurulacak.
Kylerde teskilt kurmus tercman Mansur :
satiyor bizimkileri.
Kzim iyi hesaplamis herifin geecegi yeri.
Iste skn etti Mansur karsidan :
beygirin zerinde.
Beygir yksek,
Ingiliz kadanasi.
Kendi halinde yryor hayvan
ortasinda demiryolunun
sallana sallana,
agir agir.
Tercman herhalde birakmis dizginleri,
basi sallaniyor,
belki de uyuyor zerinde beygirin.
Yaklastika byyor herif.
Zaten mehtapta heybetli grnr insan.
Arada kaldi kalmadi drt yz adim,
namliyi kaldirdi birazcik Kzim,
nisan aldi sallanan basina Mansur'un.
Soldaki yamatan bir tas parasi dst.
Bir kus utu sagdaki agatan,
-aga inar-.
Kus rkms olacak.
evrildi Kzim'in basi kusun utugu yana,
mehtapla yz yze geldiler.
Mehtap koskocaman,
desdegirmi,
bembeyaz.
Ve Kzim'in gzn aldi deta.
Zaten bu yzden,
tekrar gz, gez, arpacik
ve filintayi atesledigi zaman
ilk kursun Mansur'un basini delecek yerde
galiba omuzuna girdi.
Herif Hink dedi bir,
beygirin basini evirdi
drtnal kaiyor.
Yetistirdi ikinci kursunu Kzim.
Beygirin stnde sola yikildi Mansur.
nc kursun.
Tercman dst beygirden.
Fakat bir ayagi zengiye takili kalmis,
srklendi kaan hayvanin pesinde biraz,
sonra kurtuldu ki ayagi
yikilip kaldi oldugu yerde.
Yamaca sardi beygir.
Kalkti Kzim,
yrd Mansur'a dogru,
zerinden katlari alacak.
Arada drt telgraf diregi yalniz,
elliserden iki yz metre eder.
Mansur dogruldu ansizin,
kaiyor bayir asagi.
Filintayi omuzladi Kzim.
Drdnc kursun.
Yikildi herif.
Kostu Kzim.
Dogruldu yine Mansur.
Yryor sarhos gibi sallanarak,
kamiyor artik,
yryor.
Kzim da birakti kosmayi.
Deniz kiyisina indiler.
Orda bos bir fabrika var,
bir de beyaz bir ev,
tahta iskelesi iner denizin iine kadar.
Mansur suya giriyor,
katlar islanacak.
Besinci kursunu yakti Kzim.
Suya dsp kaldi nde giden
ve Kzim tazelerken sarjr
bir isik yandi beyaz evde,
bir pencere aildi.
Galiba bir kadin bakti disariya..
Bogazlaniyormus gibi bagirdi Mansur.
Pencere kapandi,
isik snd.
Tercman atti kendini tahta iskeleye.
Art ayaklari kirilmis bir hayvan gibi srnp tirmaniyor.
Hay anasini,
ay da denize dsms
toplanip dagiliyor,
dagilip toplaniyor.
Velhasil,
lfi uzatmiyalim,
Mansur'un isini biakla bitirdi Kzim.
Katlar kan iindeydi.
Fakat kan kapatmiyor yaziyi...
Namussuzun biriydi Mansur,
muhakkak.
Dsmana satilmisti,
orasi yle.
Ka kisinin basini yedi,
malm.
Ama ne de olsa
mehtapta herif beygirin zerinde uyumus geliyordu.
Demek istedigim,
byle gnlerde bile, byle bir adami bile bu esit ldrp
ortalik duruldukta, yillarca sonra mehtaba baktigin vakit
znt ekmemek iin,
ya insanlarda yrek dedigin tastan olacak,
yahut da dehsetli namuslu olacak yregin,
Kzim'inki tastan degildi ok skr,
fakat namuslu.
Ne malm? dersen :
Dvst pir askina,
yaralandi birka kere
ve saire.
Ve kavga bittigi zaman
ne iftlik sahibi oldu, ne apartiman.
Kavgadan nce Kartal'da bahivandi,
kavgadan sonra Kartal'da bahivan...
YEDNC BAP
922 AGUSTOS AYI
ve
KADINLARIMIZ
ve
6 AGUSTOS EMR
ve
BR LETLE BR NSANIN HKYES
Ayin altinda kagnilar gidiyordu.
Kagnilar gidiyordu Aksehir stnden Afyon'a dogru.
Toprak yle bitip tkenmez,
daglar yle uzakta,
sanki gidenler hibir zaman
hibir menzile erismiyecekti.
Kagnilar yryordu yekpare meseden tekerlekleriyle.
Ve onlar
ayin altinda dnen ilk tekerlekti.
Ayin altinda kzler
baska ve ok kk bir dnyadan gelmisler gibi
ufacik, kisaciktilar,
ve piriltilar vardi hasta, kirik boynuzlarinda
ve ayaklari altindan akan
toprak,
toprak
ve toprakti.
Gece aydinlik ve sicak
ve kagnilarda tahta yataklarinda
koyu mavi humbaralar iriliplakti.
Ve kadinlar
birbirlerinden gizliyerek
bakiyorlardi ayin altinda
gemis kafilelerden kalan kz ve tekerlek llerine.
Ve kadinlar,
bizim kadinlarimiz :
korkun ve mbarek elleri,
ince, kk eneleri, kocaman gzleriyle
anamiz, avradimiz, yrimiz
ve sanki hi yasamamis gibi len
ve soframizdaki yeri
kzmzden sonra gelen
ve daglara kairip ugrunda hapis yattigimiz
ve ekinde, ttnde, odunda ve pazardaki
ve karasabana kosulan
ve agillarda
isiltisinda yere sapli biaklarin
oynak, agir kalalari ve zilleriyle bizim olan
kadinlar,
bizim kadinlarimiz
simdi ayin altinda
kagnilarin ve hartularin pesinde
harman yerine kehribar basakli sap eker gibi
ayni yrek ferahligi,
ayni yorgun aliskanlik iindeydiler.
Ve on beslik sarapnelin eliginde
ince boyunlu ocuklar uyuyordu.
Ve ayin altinda kagnilar
yryordu Aksehir stnden Afyon'a dogru.
6 Agustos emri verilmistir.
Birinci ve Ikinci ordular, kit'alari, kagnilari, svari alaylariyla
yer degistiriyordu, yer degistirecek.
98956 tfek,
325 top,
5 tayyare,
2800 ksur mitralyz,
2500 ksur kili
ve 186326 tane piril piril insan yregi
ve bunun iki misli kulak, kol, ayak ve gz
kimildaniyordu gecenin iinde.
Gecenin iinde toprak.
Gecenin iinde rzgr.
Hatiralara bagli, hatiralarin disinda,
gecenin iinde :
insanlar, letler ve hayvanlar,
demirleri, tahtalari ve etleriyle birbirine sokulup,
korkun
ve sessiz emniyetlerini
birbirlerine sokulmakta bulup,
kocaman, yorgun ayaklari,
toprakli elleriyle yryorlardi.
Ve onlarin arasinda
Birinci Ordu Ikinci Nakliye Taburu'ndan
Istanbullu sofr Ahmet
ve onun kamyoneti vardi.
Bir acayip mahlktu numrolu kamyonet :
Ihtiyar,
cesur,
inati ve sirret.
Kirilip daglarda kalan sol arka makasi yerine
sasinin altina, dingilin zerine
budakli bir grgen ktg sarmis olmasina ragmen
ve kalb agrilariyla
ve on kilometrede bir
karanliga yaslanip durdugu halde
ve vantiltrnde drt kanattan ikisi noksan iken
sahsinin vekarli kudretini resmen biliyordu :
6 Agustos emrinde ondan ve arkadaslarindan
... ihzar ve teskil edilmis bulunan
ve cem'an 300 ton kabiliyetinde kabul olunan
100 kadar ser otomobil... diye bahsediliyordu.
Ihzar ve teskil olunanlar,
bu meyanda Ahmet'in kamyoneti,
insanlarin, letlerin ve kagnilarin yanindan geip
Afyon - Ahirdaglari ve imtidadina dogru iniyorlardi.
Ahmet'in kafasinda uzak bir sehir ve bir sarki vardi.
Bu sarki nihaventtir
ve beyaz tenteli sandallari,
siyah mavnalari,
gnesli karpuz kabuklariyla
bir deniz kiyisindadir sehir.
Vantiltrde adedi devir
dsyor gibi.
Arkadaslar ileri getiler.
Ay batti.
Manzara yildizlardan ve daglardan ibaret.
Sen Sleymaniyelisin oglum Ahmet,
cinar dibinde iki mars bir oyunla yenip Bcr',
kalk,
sira servilerin nnden yr,
esmeyi ge,
mektep bahesi, medreseler,
orda, Harbiye Nezareti'nin arka duvarinda
siyah arsafli bir kadin
melip yere
dari serper gvercinlere
ve papelciler
semsiye stnde papaz aarlar.
Motor mizikilik ediyor,
bizi dag baslarinda birakacak meret.
Ne diyorduk oglum Ahmet?
Dkmeciler sagda kalir,
derken, Uzunarsi'ya saparken,
ksede, sol kolda seyyar kitapi :
Hikyei Billr Ksk,
alti cilt Tarihi Cevdet
ve Fenni Tabhat.
Tabhat, mutfaktan gelirmis,
yani yemek pisirmek.
Hani, uskumru dolmasina da bayilirim pek.
Yaldizli kuyrugundan tutup
bir salkim zm gibi yersin.
Ilerde bir svari kolu gidiyor,
saptilar sola.
Uzunarsi'yi dikine inersin.
Sandalyacilar, tavla pulculari, tesbihiler.
Ve sen Istanbullu,
sen kendi ellerinin hnerine alismis oldugundan
sasarsin Istanbullulara :
ne kadar ince, ne esitli hnerleri var, dersin.
Rstem Pasa Camii.
Urgancilar.
Urgancilarda yz para yelkenli gemiyi
ve hesapsiz katir kervanlarini donatacak kadar
urgan, halat ve dkme tuntan ingiraklar satilir.
Zindankapi, Babacafer.
Uzakta Balikpazari.
Kuruyemisiler.
Yemis iskelesindeyiz :
sandallari, mavnalari,
gnesli karpuz kabuklariyla
yzne hasret kaldigim deniz.
Sol arka lastik hava mi kairiyor ne?
Inip
baksam...
Yemis iskelesinden dilenci vapuruna binip
Eyp'te Niyet Kuyusu'na gittikti.
Elleri yumuk yumuk,
bacaklari biraz arpikti ama,
yesil zeytin tanesi gibi gzler.
Kaslari da hill gibi ekikti.
Tam Kasimpasa'ya yaklastik, beyaz basrts...
Lastik hava kairiyor.
Derdine deva bulmazsak eger...
Dur bakalim Babacafer...
numrolu kamyonet durdu.
Karanlik.
Kriko.
Pompa.
Eller.
Kfreden ve kfrettigine kizan elleri
lastikte ve ihtiyar tekerlekte dolasirken
Ahmet hatirladi :
bir gece nzll babaannesini
sedirden sedire tasirken
kadincagiz...
I lastik boydan boya patladi.
Yedek?
Yok.
Daglarda avaz avaz
imdat istemek?
Sen Sleymaniyelisin oglum Ahmet,
sana tek basina verilmistir numrolu kanyonet.
Hem, hani bir koyun varmis,
kendi bacagindan asilan bir koyun.
Sleymaniyeli sofr Ahmet
soyun...
Soyundu.
Ceket, klot, pantol, don, gmlek ve kalpak
ve kirmizi kusak,
Ahmet'i postallarinin stnde iriliplak
birakarak
dis lastigin iine girdiler,
sisirdiler.
Bu sarki nihaventtir.
Deniz kiyisinda bir sehir...
Beyaz basrts...
Saatta elli yapiyoruz...
Dayan mrmn trps,
dayan da daglar anadan dogma grsn sofr Ahmet'i,
dayan arslan...
Hibir zaman
byle merhametli bir mitle sevmedi
hibir insan
hibir leti...
SEKZNC BAP
26 AGUSTOS GECESNDE SAATLAR
K OTUZDAN BES OTUZA KADAR
ve
ZMR RIHTIMINDAN AKDENZ'E
BAKAN NEFER
Saat 2.30.
Kocatepe yanik ve ihtiyar bir bayirdir,
ne aga, ne kus sesi,
ne toprak kokusu vardir.
Gndz gnesin,
gece yildizlarin altinda kayalardir.
Ve simdi gece oldugu iin
ve dnya karanlikta daha bizim,
daha yakin,
daha kk kaldigi iin
ve bu vakitlerde topraktan ve yrekten
evimize, askimiza ve kendimize dair
sesler geldigi iin
kayaliklarda sayak kalpakli nbeti
oksayarak glmseyen biyigini
seyrediyordu Kocatepe'den
dnyanin en yildizli karanligini.
Dsman saatlik yerdedir
ve Hidirlik-tepesi olmasa
Afyonkarahisar sehrinin isiklari gzkecek.
Kzeydoguda Gzelim-daglari
ve daglarda tek
tek
atesler yaniyor.
Ovada Akaray bir pirilti halinde
ve sayak kalpakli nbetinin hayalinde
simdi yalniz sularin yaptigi bir yolculuk var :
Akaray belki bir akar su,
belki bir irmak,
belki kck bir nehirdir.
Akaray Derebogazi'nda degirmenleri evirip
ve kiliksiz yilan baliklariyla
Yedisehitler kayasinin glgesine girip
ikar.
Ve kocaman iekleri efltun
kirmizi
beyaz
ve saplari bir, bir buuk adam boyundaki
hashaslarin arasindan akar.
Ve Afyon nnde
Altigzler Kprs'nn altindan
gndoguya dnerek
ve Konya tren hattina rastlayip yolda
Bykobanlar Ky'n solda
ve Kizilkilise'yi sagda birakip
gider.
Dsnd birdenbire kayalardaki adam
kaynaklari ve yollari dsman elinde kalan btn nehirleri.
Kim bilir onlar ne kadar byk,
ne kadar uzundular?
Birogunun adini bilmiyordu,
yalniz, Yunan'dan nce ve Seferberlik'ten evvel
Selimsahlar iftligi'nde irgatlik ederken Manisa'da
geerdi Gediz'in sularini basi dnerek.
Daglarda tek
tek
atesler yaniyordu.
Ve yildizlar yle isiltili, yle ferahtilar ki
sayak kalpakli adam
nasil ve ne zaman gelecegini bilmeden
gzel, rahat gnlere inaniyordu
ve glen biyiklariyla duruyordu ki mavzerinin yaninda,
birdenbire bes adim saginda onu grd.
Pasalar onun arkasindaydilar.
O, saati sordu.
Pasalar : , dediler.
Sarisin bir kurda benziyordu.
Ve mavi gzleri akmak akmakti.
Yrd uurumun basina kadar,
egildi, durdu.
Biraksalar
ince, uzun bacaklari stnde yaylanarak
ve karanlikta akan bir yildiz gibi kayarak
Kocatepe'den Afyon Ovasi'na atliyacakti.
Saat 3.30.
Halimur - Ayvali hatti zerinde
manga mevziindedir.
Izmirli Ali Onbasi
(kendisi tornacidir)
karanlikta gzyordamiyla
sanki onlari bir daha grmiyecekmis gibi
bakti manga efradina birer birer :
Sagda birinci nefer
sarisindi.
Ikinci esmer.
nc kekemeydi
fakat blkte
yoktu onun stne sarki syliyen.
Drdncnn yine mutlak bulama istiyordu cani.
Besinci, vuracakti amcasini vurani
tezkere alip Urfa'ya girdigi aksam.
Altinci,
inanilmiyacak kadar byk ayakli bir adam,
memlekette topragini ve tek kzn
ihtiyar bir muhacir karisina biraktigi iin
kardesleri onu mahkemeye verdiler
ve blkte arkadaslarinin yerine nbete kalktigi iin
ona Deli Erzurumlu derdiler.
Yedinci, Mehmet oglu Osman'di.
anakkale'de, Inn'nde, Sakarya'da yaralandi
ve gzn kirpmadan
daha bir hayli yara alabilir,
yine de dimdik ayakta kalabilir.
Sekizinci,
Ibrahim,
korkmiyacakti bu kadar
bembeyaz disleri byle tikirdayip
birbirine byle vurmasalar.
Ve Izmirli Ali Onbasi biliyordu ki :
tavsan korktugu iin kamaz
katigi iin korkar.
Saat 4.
Agzikara - Sgtldere mintikasi.
On ikinci Piyade Firkasi.
Gzler karanlikta, uzakta.
Eller yakinda, makanizmalar zerinde.
Herkes yerli yerinde.
Tabur imami
mevzideki biricik silhsiz adam :
llerin adami,
kirik bir sgt dali dikerek kibleye dogru,
durdu boyun bkp
el kavusturup
sabah namazina.
Ii rahattir.
Cennet, ebed bir istirahattir.
Ve yenilseler de, yenseler de dyi,
meydni gazadan o kendi elleriyle verecektir
Cenbi rabbllemne shedyi.
Saat 4.45.
Sandikli civari.
Kyler.
Sarkik, siyah biyikli svari,
cinar dibinde, beygirinin yaninda duruyordu.
ukurova beygiri
kuyrugunu karanliga vuruyordu :
dizkapaklarinda kan,
kantarmasinda kpk...
Ikinci Svari Firkasi'ndan Drdnc Blk,
atlari, kililari ve insanlariyla havayi kokluyor.
Geride, kylerde bir horoz tt.
Ve sarkik, siyah biyikli svari
ellerinin tersiyle yzn rtt.
Karsi daglar ardinda, dsman elinde kalan
bir baska horoz vardir :
baltaibik, stbeyaz bir Denizli horozu.
Dsmanlar herhal onu oktan kesip
orbasini yapmislardir...
Saat bese on var.
Kirk dakka sonra safak
skecek.
Korkma snmez bu safaklarda yzen al sancak.
Tinaztepe'ye karsi Kmrtepe gneyinde,
On besinci Piyade Firkasi'ndan iki ihtiyat zabiti
ve onlarin genci, uzunu,
Darlmuallimin mezunu
Nurettin Esfak,
mavzer tabancasinin emniyetiyle oyniyarak
konusuyor :
-Bizim Istikll Marsi'nda aksiyan bir taraf var,
bilmem ki, nasil anlatsam,
kif, inanmis adam,
fakat onun, ben,
inandiklarinin hepsine inanmiyorum.
Mesel, bakin :
Gelecektir sana vaadettigi gnler Hakkin.
Hayir,
gelecek gnler iin
gkten yet inmedi bize.
Onu biz, kendimiz
vaadettik kendimize.
Bir sarki istiyorum
zaferden sonrasina dair.
Kim bilir belki yarin...
Saat bese bes var.
Daglar aydinlaniyor.
Bir yerlerde bir seyler yaniyor.
Gn agardi agaracak.
Kokusu ttmege basladi :
Anadolu topragi uyaniyor.
Ve bu anda, kalbi bir sahan gibi gklere salip
ve piriltilar grp
ve ok uzak
ok uzak bir yerlere agiran sesler duyarak
bir mthis ve mukaddes mcereda,
n safta, en n sirada,
sahlanip lesi geliyordu insanin.
Topu evvel mlzimi Hasan'in
yasi yirmi birdi.
Kumral basini gkyzne evirdi,
kalkti ayaga.
Bakti, yildizlari agaran muazzam karanliga.
Simdi bir hamlede o kadar byk,
yle shretli isler yapmak istiyordu ki
btn mrn ve htirasini
ve yedi buukluk bataryasini
aglanacak kadar kk buluyordu.
Yzbasi sordu :
- Saat ka?
- Bes.
- Yarim saat sonra demek...
98956 tfek
ve sofr Ahmet'in numrolu kamyonetinden
yedi buukluk snayderlere, on beslik obslere kadar,
btn letleriyle
ve vatan ugrunda,
yani, toprak ve hrriyet iin lebilmek kabiliyetleriyle
Birinci ve Ikinci ordular
baskina hazirdilar.
Alaca karanlikta, bir inar dibinde,
beygirinin yaninda duran
sarkik, siyah biyikli svari
kisa izmeleriyle atladi atina.
Nurettin Esfak
bakti saatina :
- Bes otuz...
Ve basladi topu atesiyle
ve fecirle birlikte byk taarruz...
Sonra.
Sonra, dsmanin mstahkem cepheleri dst.
Bunlar :
Karahisar gneyinde 50
ve dogusunda 20-30 kilometredeydiler.
Sonra.
Sonra, dsman ordusu kuvyi klliyesini ihta ettik
Aslihanlar civarinda
30 Agustosa kadar.
Sonra.
Sonra, 30 Agustosta dsman kuvyi klliyesi imha ve esir olundu.
Esirler arasinda General Trikopis :
Alaturka sopa yemis bir temiz
ve sirmalari kopuk frenk usagi...
Yarali bir dsman lsne takildi Nurettin Esfak'in ayagi.
Nurettin dedi ki : Teselyali oban Mihail,
Nurettin dedi ki : Seni biz degil,
buraya gnderenler ldrd seni...
Sonra.
Sonra, 31 Agustos gn
ordularimiz Izmir'e dogru yrrken
serseri bir kursunla vurulan
Deli Erzurumluydu.
Devrildi.
Krek kemikleri altinda topragi duydu.
Bakti yukari,
bakti karsiya.
Gzler hayretle yandilar :
nnde, sirtst, yan yana yatan postallari
her seferkinden kocamandilar.
Ve bu postallar daha bir hayli zaman
zerlerinden atlayip geen arkadaslarin arkasindan
seyredip gnesli gkyzn
ihtiyar bir muhacir karisini dsndler.
Sonra...
Sonra, sarsilip ayrildilar birbirlerinden
ve Deli Erzurumlu lrken kederinden
yzlerini topraga dndler...
Solda, ilerdeydi Ali Onbasi.
Kan iindeydi yz gz.
Bir svari takimi geti yanindan drtnala.
Kaani kovalamiyordu yalniz
ulasmak da istiyordu bir yerlere
ve sadece kahretmiyor
yaratiyordu da.
Ve kililarin,
nallarin,
ellerin
ve gzlerin piriltisi
ardarda akan aydinlik bir btnd.
Ali Onbasi bir simsek hiziyla dsnd
ve su trky duydu :
Drtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdeniz'e bir kisrak basi gibi uzanan
bu memleket bizim.
Bilekler kan iinde, disler kenetli, ayaklar iplak
ve ipek bir haliya benziyen toprak,
bu cehennem, bu cennet bizim.
Kapansin el kapilari, bir daha ailmasin,
yok edin insanin insana kullugunu,
bu dvet bizim...
Yasamak bir aga gibi tek ve hr
ve bir orman gibi kardesesine,
bu hasret bizim...>
Sonra.
Sonra, 9 Eyllde Izmir'e girdik
ve Kayserili bir nefer
yanan sehrin kiziltisi iinden gelip
fkeden, sevinten, mitten agliya agliya,
Gneyden Kuzeye,
Dogudan Batiya,
Trk halkiyla beraber
seyretti Izmir rihtimindan Akdeniz'i.
Ve biz de burda bitirdik destanimizi.
Biliyoruz ki lyiginca olmadi bu kitap,
Trk halki bagislasin bizi,
onlar ki toprakta karinca,
suda balik,
havada kus kadar
okturlar;
korkak,
cesur,
chil,
hakm
ve ocukturlar
ve kahreden
yaratan ki onlardir,
kitabimizda yalniz onlarin mcerelari vardir...
Lodos
Baslangi
Kim bilir ka milyon ton agirliginda
ummanda alkalanmakta su.
En yalniz dalganin zerinde
bos bir konserve kutusu...
+ 1
Bir aydir ki hapisane geceleri byledir :
kizgin disi kediler
- apislari islak
tyleri diken diken
enselerinde dis yerleri -
bazan kus
bazan insan sesi ikarip
dolasiyorlar
gebe kalana kadar.
Mevsim bahara yakin.
Hava lodos.
Nasil siddetli
nasil sicak esiyor...
Biz alti yz adet
kadinsiz erkegiz.
Alinmis elimizden
dogurtmak imknimiz.
En mthis kudretim yasak bana :
yeni bir hayat asilamak,
bereketli bir rahimde yenmek lm,
yaratmak seninle beraber :
sevgilim, yasak bana etine dokunmak senin...
Mevsim bahara yakin.
Firtina.
Lodos.
Nasil siddetli
nasil sicak esiyor...
Bir yerlerde bir cam kirildi yine
- bu gece bu ncs -.
Hangi bos kogusun kapisi aik kalmis,
kt, kt,
nasil arpiyor...
+ 2
Tepedelen cephesinde bir ceset,
rtlyor altinda karlarin,
ve basindan uan migferi
yuvarlaniyor nnde rzgrin...
+ 3
Fabrikanin avlusunda
elektrik isigi,
ucunda ince bir telin
sallaniyor iki yana.
Bir kadin.
Boynu iplak,
uzun salariyla etekleri uarak
atlyenin kapisinda...
Rzgr vurdu putrellere.
Atlyenin saagindan
byk bir buz parasi dst yere...
+ 4
Ovaya drtnala yaylilar iniyor :
cingiraklar hamutlarinda beygirlerin.
Ve iki yanda irpinan musambalariyla
kosuyorlar gece yarisi denize dogru...
+ 5
Ince uzun kiliklardan ibaret kalan kavak agalari
aydinliktilar
mehtbolmadigi halde.
Ve kalin
ve dalli budakli kestaneler kimildaniyor
- iki yana sallaniyor degil
agir agir yer degistiriyorlar deta -
gidiyordu gz alabildigine
yildizlarin isiginda
yapraksiz ahsap kalabaligi...
Buna ragmen bu lodos,
bu ugultu.
Buna ragmen havada
disi bir ten kokusu
ve ykl bir yumurtaligin sicakligi...
Daglarda kar zlyor.
Yryor usareler
yapraksiz dallarin ucuna dogru.
Gebe.
Gebelik.
Mevsim bahara yakin
ve dogumun
- korkun
gzel
ve sicaktir -
gn doldu dolacak...
Manastirli Hamdi Efendi ve Resadiyeli Velioglu Mehmet'in Hikayesi
Bu hamiyetli ve cesur, Manastirli Hamdi Efendi olmasaydi, Istanbul felketinden kim bilir haber almak iin
ne kadar intizarlar iinde kalacaktik. Istanbul'da bulunan nzir, mebus, kumandan, teskiltimiz mensuplari
iinden bir zat ikip vaktiyle bize haber vermegi dsnmemis oldugu anlasiliyor. Demek ki cmlesini heyecan
ve helecan kaplamisti. Bir ucu Ankara'da bulunan telin Istanbul'da bulunan ucuna yanasamayacak kadar
saskin bir hale gelmis olduklarina bilmem ki hkmetmek caiz olur mu?
(Nutuk, s.295, Devlet Basimevi, Istanbul 1938)
920'nin 16 Marti.
gleden evvel
saat onda
makina basinda syle bir telgraf aldi Ankara'daki:
Der-aliye 16/3/1920.
Ingilizler basti bu sabah
Sehzadebasi'ndaki Muzika karakolunu.
Msademe edildi.
Isgal altina aliyorlar Istanbul'u simdi.
Beryi malmat arzolunur.
Manastirli Hamdi.
920'nin 16 Marti.
Harbiye Nezareti telgrafhanesi buldu Ankara'yi:
Etrafta dolasiyor Ingiliz askerleri.
Simdi iste
Ingiliz askerleri giriyorlar nezarete.
Iste giriyorlar ieri.
Nizamiye kapisina.
Teli kes.
Ingilizler burdadir.
920'nin 16 Marti.
Manastirli Hamdi Efendi
buldu Ankara'dakini tekrar:
Pasa hazretleri,
Harbiye telgrafhanesini de isgal etti Ingiliz bahriye askeri
Tophane'yi de isgal ediyorlar bir taraftan,
bir taraftan da zirhlilardan asker ihra olunuyor.
Vaziyet vehamet kesbediyor efendim.
Pasa hazretleri,
Emri devletlerine muntazirim.
16 Mart 1920
Hamdi
920'nin 16 Marti.
Durumu bir daha tekrar etti Hamdi Efendi:
Sabah bizim asker uykuda iken
Ingiliz bahriye efradi karakolu isgal etmekte iken
askerlerimiz uykudan saskin kalkinca msademe basliyor.
Neticede bizden alti sehit, on bes mecruh olup
Ingilizler zirhlilari rihtima yanastirip
Beyoglu ve Tophane'yi isgal edip.
Iste Beyoglu telgrafhanesi de yok.
Iste Beyoglu telgraf memurlari geldiler.
Kovmuslar.
Burasi da isgal olunacaktir bir saata kadar.
Simdi haber aldim efendim.
920'nin 16 Marti
uykuda kesti kfir mz,
kursuna dizdi kfir ikimizi.
Ingiliz'in hepsi degil domuzu
Sabaha karsi aldi canimizi.
920'nin 16 Marti
basildi Vezneciler'de karargh.
Uyan be tosunum uyan.
mz uykuda kesti kfir,
mz: Abdullah avus, Sarkisla'dan Osman,
bir de Zileli Abdlkadir.
920'nin 16 Marti
Bozdogan Kemeri'nde
kursuna dizdi kfir ikimizi.
Ahmet oglu Nasuh arkadasimin adi,
Resadiyeli Veli oglu Memet benimkisi.
920'nin 16 Marti
uykuda kesti kfir mz.
Soktu Osman'in karnina kasaturayi,
basti ggsne kfirin dizi.
Drt ocuk babasiydi Abdullah avus.
Doymadi dnyasina Abdlkadir.
mz uykuda kesti kfir,
kursuna dizdi ikimizi.
920'nin 16 Mart sabahi,
karakolun karsisinda
birakmadim elimden silhi,
yere serdim iki Ingiliz'i.
Senin irzini kurtardim Istanbul'um,
Sana can feda akir gzl glm.
mz uykuda kesti kfir,
kursuna dizdi ikimizi.
Simdi mz:
Abdullah ve Osman ve Abdlkadir,
taslari yan yana yatar Eyp'te.
Arama, bulamazsin ikimizin kabrini,
belki masrikta, belki magripte,
biz de bilemeyiz yerini.
Uykuda kestiler mz,
kursuna dizdiler ikimizi,
Ahmet oglu Nasuh arkadasimin adi,
Resadiyeli Veli oglu Memet benimkisi.
Bir de altincimiz var,
kara kaytan biyikli bir sehit,
son mekni syle dursun,
adini da bilen yok...
Masallarin Masali
Su basinda durmusuz,
cinarla ben.
Suda suretimiz ikiyor,
cinarla benim.
Suyun savki vuruyor bize,
cinarla bana.
Su basinda durmusuz,
cinarla ben, bir de kedi.
Suda suretimiz ikiyor,
cinarla benim, bir de kedinin.
Suyun savki vuruyor bize,
cinarla bana, bir de kediye.
Su basinda durmusuz,
cinar, ben, kedi, bir de gnes.
Suda suretimiz ikiyor,
cinarin, benim, kedinin, bir de gnesin.
Suyun savki vuruyor bize,
cinara, bana, kediye, bir de gnese.
Su basinda durmusuz,
cinar, ben, kedi, gnes, bir de mrmz.
Suda suretimiz ikiyor,
cinarin, benim, kedinin, gnesin, bir de mrmzn.
Suyun savki vuruyor bize,
cinara, bana, kediye, gnese, bir de mrmze.
Su basinda durmusuz.
nce kedi gidecek,
kaybolacak suda sureti.
Sonra ben gidecegim,
kaybolacak suda suretim.
Sonra inar gidecek,
kaybolacak suda sureti.
Sonra su gidecek
gnes kalacak;
sonra o da gidecek...
Su basinda durmusuz.
Su serin,
Cinar ulu,
Ben siir yaziyorum.
Kedi uyukluyor
Gnes sicak.
ok skr yasiyoruz.
Suyun savki vuruyor bize
Cinara bana, kediye, gnese, bir de mrmze.......
Mavi Gzl Dev
O mavi gzl bir devdi.
Minnacik bir kadin sevdi.
Kadinin hayali minnacik bir evdi,
bahesinde ebruliii
hanimeli
aan bir ev.
Bir dev gibi seviyordu dev.
Ve elleri yle byk isler iin
hazirlanmisti ki devin,
yapamazdi yapisini,
alamazdi kapisini
bahesinde ebruliiii
hanimeli
aan evin.
O mavi gzl bir devdi.
Minnacik bir kadin sevdi.
Mini minnacikti kadin.
Rahata acikti kadin
yoruldu devin byk yolunda.
Ve elveda! deyip mavi gzl deve,
girdi zengin bir ccenin kolunda
bahesinde ebruliiii
hanimeli
aan eve.
Simdi anliyor ki mavi gzl dev,
dev gibi sevgilere mezar bile olamaz:
bahesinde ebruliiiii
hanimeli
aan ev..
Mavi Liman
ok yorgunum, beni bekleme kaptan.
Seyir defterini baskasi yazsin.
Cinarli, kubbeli, mavi bir liman.
Beni o limana ikaramazsin...
Mektuplar-(06) Altinci Mektup
Hint Okyanusu'nu seyrettim bu sabah.
Okyanuslar stne bir ift szm var sana:
Kiyisindan seyredilen okyanus
farksizdir Marmara aiklarindan.
Yani demek istedigim:
Okyanuslar byk sevdalar gibidir Tulyakova
seyredilmege gelmez,
Okyanus yasanilir.
Mektuplar-(07) Yedinci Mektup
arsi pazar dolastim karicigim,
not ettim fiyatlari.
Tanganika dehsetli ucuzluk.
Mesela, gnes,
hem de en olgunu, en kirmizisi,
yagmur mesela,
hem de aylarca sakirdayani artsiz arasiz,
yahut da boy boyu, esit esidi sitmalarin,
yahu da kopkoyu esmer eller,
turfandasi da, olgunu da,
hem de hepsinin tirnaklariyla avulari pembe,
hatta muz,
bes kiloluk hevenkleri,
bir sise Pepsi Kola'dan ucuz.
Sana bunlari yazdim, iki gzm, dsnyorum,
Tanganika'dan pahali mi benim Anadolu?
Kimi yerlerinde yagmur ok daha pahali,
kimi mevsimlerinde gnes,
ama sitmalarin fiyati,
yahut da ellerin,
hele parmakalri kinali olanlarin,
hi de bundan pahali degil.
Muza gelince,
bizde yetismez,
ama soganla tuz,
bes kilosu degil, birer kilosu,
burdaki muz fiyatina.
Mektuplar-(08) Sekizinci Mektup
Nasilsin Tulyakova, ne alemlerdesin?
Saman sarisi salar nasilsiniz?
Ne alemlerdesiniz mavi kirpikler?
Mavi kirpikler yol verin,
gzlerinizin iini grmek istiyorum,
dolasmak iinde gzlerinizin ve rastlamak kendime,
belki satirlari arasinda bir kitabin,
belki ikinci Pesannaya'da otobs duraginda,
rastlamak kendime iinde gzlerinizin
ve 'Merhaba Nazim! ' demek, 'Nicesin, mutlu musun? '
Moskova Irmagi'na selam ederim.
Kizil Meydan'a fabrika bacalarina, tiyatrolarin tmne selam ederim,
evimizin, kapisina selam ederim,
Istanbul'un duvarda asili resmine selam!
Beni sorarsaniz, ben burda Kuzeydeyim iki gndr,
Arusa'da, Mosi'de,
karli Klimancora daginin dolaylarinda.
Turistik bir dag.
Otellerde konforu Isvire turistlerinin.
Cagga kabilesi yasiyor Mosi'de.
Otellerde, kahveliklerde ve sizallliklarda alisiyorlar.
Sizalliklar Ingilizlerin, Hintlilerin, rumlarin.
Cagga halki gler yzl, akilli, yumusak.
Erkekleri gmlekli, sortlu, ama yalyanak ogu
ve bisiklete meraklio.
Kadinlari salinarak yryor alaca entarileri iinde ve baslarinda kendilerinden byk ykler tasiyorlar btn Afrika
kadinlari gibi.
Gen kizlar grdm.
kara biberim, badem sekerim
ve naylon eteklikleri kabarik,
ve okur yazarlik Anadolu'dan yksek.
Ngorongoro kiraterine gittim.
Volkanin agzi ayirlar ve agalarla kaplanmis.
Iki yz kilometre kare, dediler.
Turistik gergedanlari grdm,
turistik zrafalari, filleri.
Srlerle gezip tozuyorlar.
Aralarindan geiyor jipimiz, burunlarinin dibinden,
baslarini kaldirip syle bir bakiyorlar,
taniyorlar markasini otomobilin:
Landrover
ve kederle eviriyorlar baslarini te yana,
bikkinlik.
Bir antiloplar alisamamis Landrover'e,
siraya siraya katilar.
Bir de bir aksam bir Amerikan turisti sizmis ayirlikta,
arslanlar beklemis basinda sabaha kadar.
Bakmislar ayilmiyor,
yemisler.
Mezarini grdm.
Tasinda yazili hikayesi.
Dolaylarda Masailer yasiyor iriliplak
bir avrat mahalleri rtl.
Iri yari insanlar.
Kahverengine dskn.
Kahverengine boyaniyorlar.
Kadinlarinin kulak memeleri omuzlarina sarkiyor.
bir agirlikla filan uzatiyorlar.
Masailer gebe.
Davarci.
Sigirlarinin etini yiyor, stn ve kanini iiyorlar sicak sicak.
Ve srye saldiran arslani mizrakliyorlar kulaklarindan tutup.
Otelde bir kaat verdiler bize:
Kiraterde en ok neyi begendiniz?
Filleri mi?
Gergedanlari mi?
Antiloplari mi?
Mektuplar-(09) Dokuzuncu Mektup
Hapisten iktigim gnleri hatirliyorum,
hapisten ikarildigim gnleri degil, iktigim,
ierde kendimin disarda dostlarin ve zamanlarin zorlamasiyla iktigim gnleri hapisten.,
Sevin.
Dgn, bayram.
Sevin,
kibirli biraz,
biraz saskin.
Sevin.
dallarinda hayellerin ve umutlarin pariltisi,
yemisleri degil, pariltisi.
Ve yksek sesle anlatmak hapisaneyi herkese ve kendine.
Hapisane hala dslerine girer,
uyanirsin sirayarak.
Yakani birakmaz aliskanliklariyla yasaklari hapisane yillarinin.
Kapatamazsin mektuplarinin zarflarini,
karavana vakitlerini, beklersin,
ve aksamlar kararinca kapinin disardan kilitlenmesini,
yanmasini ampullerin kendiliginden.
Sevin.
Dgn, bayram.
Ama bayram gnlerinin de sonu var btn gnler gibi.
Bakarsin, evinin dami akiyor,
pencereler, kapilar onarilmak ister,
su getirtmek, atirmak gazi, elektrigi,
yatak arsafi almak, tabak, anak, kitap.
Kollarin hazir alismaga,
onlar iierde de alistirildilar,
ama bilgi'n uyutuldu.
Paran da yok.
Borca batmak da tehlikeli.
Nerden, neresinden, nasil kurmaga baslamali evini hrriyetinin?
hapisten ikanin haline benziyor hali Tanganika'nin.
Memed'e Son Mektubumdur
Bir yandan cellatlar girdi araya,
Bir yandan, oyun etti bana
bu mendebur yrek,
Nasip olmayacak Memed'im yavrum,
seni bir daha grmek.
Biliyorum,
bugday basagi gibi delikanli olacaksin,
ben de yleydim genligimde,
kumral, ince, uzun;
gzlerin ananinkiler gibi kocaman,
bazen de bir para bir tuhaf mahzun;
alnin alabildigine aydinlik;
herhalde sesin de olacak
- berbatti benimkisi -
trkler dktreceksin yanik mi yanik...
Konusmasini mi bileceksin
- ben de becerirdim o isi
sinirlenmedigim zamanlar -
bal damlayacak dilinden.
Vay, Memet, kizlarin ekecegi var
senin elinden.
Mskldr
babasiz bytmek erkek evladi.
Anani zme oglum,
ben gldrmedim yzn,
sen gldr.
Anan,
ipek gibi kuvvetli, ipek gibi yumusak;
anan,
nineliginde bile gzel olacak
onu ilk grdgm gnk gibi,
Bogaziinde,
on yedisinde
ay isigi, gn isigi, can erigi,
dnya gzeli.
Anan,
ayrildik bir sabah,
bulusmak zre,
bulusamadik.
Anan,
analarin en iyisi en akillisi,
yz yil yasar insallah...
lmekten, oglum korkmuyorum,
ama ne de olsa
is arasinda bazen
irkilip ansizin,
yahut yalnizliginda uyku ncesinin
gnleri saymak biraz zor.
Dnyada doymak olmuyor, Medet,
doymak olmuyor...
Dnyada kiraci gibi degil,
yazliga gelmis gibi de degil,
yasa dnyada babanin eviymis gibi...
Tohuma, topraga, denize inan.
Insana hepsinden nce.
Bulutu, makineyi, kitabi sev,
insani hepsinden nce.
Kuruyan dalin
snen yildizin
sakat hayvanin
duy kederini,
hepsinden nce de insanin.
Sevindirsin seni cmlesi nimetlerin
sevindirsin seni karanlik ve aydinlik,
sevindirsin seni drt mevsim.
ama hepsinden nce insan sevindirsin seni.
Memet,
memleketler iinde bir sirin memlekettir
Trkiye,
bizim memleket,
insani da,
su katilmamisi,
aliskandir, agirbasli, yigittir,
ama dehsetli fakir.
.............
...............
Memet,
ben dilimden, trklerimden,
tuzumdan, ekmegimden uzakta,
anana hasret, sana hasret,
yoldaslarima, halkima hasret lecegim,
ama srgnde degil,
gurbet ellerde degil,
lecegim ryalarimin memleketinde,
beyaz sehrinde en gzel gnlerimin.
Memleketimden Insan Manzaralari
...
Vagonlar geliyorlar sallanarak.
'-Usta!..'
Alaeddin dnd kmrc Ismail'e
'-Ne var Ismail?'
'-Usta ne olacak bu harbin sonu?'
'-Iyi olacak.'
'-Nasil yani?'
'-Yemekli vagonda raki iecegiz.'
'-Biz mi?'
'-Biz.' '-Kmr kim atacak?
Kim srecek makineyi?' '-Onu da biz.'
'-Alayi birak usta, Kim Kazanacak?'
'-Biz.' Ismail hibir sey anlamadiysa da
stelemedi.
ok siyah ve ok kalin kaslariyla oynadi biraz
sonra: '-Ustam' dedi, 'Bir sualim daha var.
Su grdgn raylar
dolanir mi btn dnya yzn?'
'-Dolanir.' '-Demek ki harp olmasa,
ama yalniz harp degil, hudutlarda sorgu sual sorulmasa,
raylarin zerine saldik mi makineyi
dnyanin bir ucundan br ucuna varir.'
'-Deniz dedi mi durur.' '-Gemilere binersin.'
'-Tayyare daha iyi.' Ismail gld.
Kirikti n dislerinden biri.
'-Ben tayyareye binemem usta, anamin vasiyeti var.'
'-Tayyareye binme, diye mi?' '-Hayir
karincayi bile incitme, diye.'
Alaeddin kocaman elini vurdu
ciplak uzun ensesine Ismail'in:
'-Sen ne hafiz oglusun! Zarari yok ulan,
yine de bineriz tayyareye, adam ldrmek iin degil
gkyznde pfr pfr safa srmek iin...
Simdi sen hele atesi bir sngle.'
Vagonlar geliyorlar sallanarak. ...
Memleketimden Insan Manzaralari II
Atlantigin dibinde upuzun yatiyorum, efendim,
Atlantigin dibinde
dirsegime dayanmis.
Bakiyorum yukariya:
bir denizalti gemisi gryorum,
yukarida, ok yukarida, basimin zerinde,
yzyor elli metre derinde,
balik gibi, efendim,
zirhinin ve suyun iinde balik gibi kapali ve ketum.
Orasi camgbegi aydinlik.
Orda, efendim,
orda yesil, yesil,
orda isil isil,
orda yildiz yildiz yaniyor milyonlarla mum.
Orda, ey demir arikli ruhum,
orda tepismeden iftlesmeler, igliksiz dogum,
orda dnyamizin ilk kimildanan eti,
orda bir hamam tasinin mahrem sehveti,
mahrem sehveti efendim,
gms kuslu bir hamam tasinin
ve koynuna ilk girdigim kadinin kizil salari.
Orda rengarenk otlari, kksz agalari
kivil kivil mahluklari deniz dnyasinin,
orda hayat, tuz, iyot,
orda baslangicimiz, Hacibaba,
orda baslangicimiz
ve orda hain, elik ve sinsi
bir denizalti gemisi.
400 metroya kadar siziyor isik.
Sonra alabildigine derin
alabildigine derin karanlik.
Yanliz ara sira
acayip baliklar geiyor karanligin iinde
isik saarak.
Sonra onlar da yok.
Artik dibe kadar inen
kat kat kalin sular kati ve mutlak
ve en dipte ben.
Ben, upuzun yatiyorum, Hacibaba,
upuzun yatiyorum dibinde Atlantigin
dirsegime dayanmis,
bakiyorum yukarlara.
Avrupa Amerika' dan Atlantigin yznde ayridir
dibinde degil.
Gazgemileri gidiyor yukarda, ok yukarda, birbiri pesi sira.
Omurgalarinin altini gryorum,
omurgalarinin altini.
Dnyor keyifili keyifli pervaneleri.
Dmenleri ne tuhaf suyun iinde
Insanin tutup tutup kivirasi geliyor.
Kpekbaliklari geti gemilerin altindan,
karinlarini grdm
agizlari da orda.
Gemiler sasirdilar birdenbire,
herhalde kpekbaliklarindan degil.
Denizalti gemisi bir torpil atti, efendim
bir torpil.
Gemilerin dmenlerine baktim:
telasli ve korkaktilar.
Gemilerin omurgalarinda imdat arar gibi bir hal vardi,
gemiler bir biak darbesinden en yumusak yerini
karnini saklamak isteyen insanlara benziyorlardi.
Denizaltilar birden oldular, derken, alti, yedi, sekiz.
Gazgemileri dsmana ates aarak
insanlarini ve yklerini suya dkp saarak
batmaya basladilar.
Mazot, gaz, benzin,
tutustu yz denizin.
Bir alev deryasidir simdi yukarda akan,
yagli ve yapiskan
bir alev deryasi efendim.
Kipkizil, gmgk, kapkara,
arzin ilk tesekkl hengamesinden bir manzara.
Ve denizin yzne yakin suyun ii allak bullak.
Kprp, dagilip paralanmalar.
Yukardan dibe dogru inen gazgemisine bak.
Gece uykuda gezenler gibi bir hali var:
lunatik.
Geti kargasaligi,
girdi deniz dnyasinin cennetine.
Fakat durmadan iniyor.
Kayboldu islak karanlikta.
Artik baskiya dayanamaz, paralanir.
ve diregi, efendim, bacasi yahut
nerdeyse yanima dser.
Yukarda insanla dolu denizin ii.
Bir tortu gibi dibe kyorlar
tortu gibi kyorlar, Hacibaba.
Bas asagi, bas yukari,
uzanip kisaliyor, bir seyler araniyor kollari bacaklari.
Ve hibir yere, hibir seye tutunamadan
onlarda iniyorlar dibe dogru.
Birden bire bir denizalti dst yanibasima.
Paralanmis bir tabut gibi aildi kprst kaportasi
ve Mnihli Hans Mller disari ikiverdi.
39 ilkbaharinda denizaltici olmadan nce
Mnihli Hans Mller
Hitler hcum kitasi altinci tabur
birinci blk
drdnc mangada sagdan nc neferdi.
Mnihli Hans Mller
sey severdi:
1-Altin kpkl arpa suyu
2-Sarki Prusya patatesi gibi dolgun ve beyaz etli Anna.
3-Kirmizi lahana.
Mnihli Hans Mller iin
vazife t:
1-akan bir simsek
gibi mafevke selam vermek.
2-Yemin etmek tabancanin zerine.
3-Gnde asgari iIit evirip
svmek sinsilelerine.
Mnihli Hans Mller'in
kafasinda, yreginde, dilinde korku vardi:
1-Der Fhrer.
2-Der Fhrer.
3.Der Fhrer.
Mnihli Hans Mller
sevgisi, vazifesi ve korkusuyla
39 ilkbaharina kadar
bahtiyar
yasiyordu.
Ve Vagneryen bir operada do sesi gibi heybetli
Sarki Prusya patatesi gibi dolgun ve beyaz etli
Anna'nin
tereyagi ve yumurta krizinden sikayet etmesine
sasiyordu.
Diyordu ki ona:
-Bir dsn Anna,
yepyeni bir manevra kayisi takacagim,
piril piril izmeler giyecegim ben.
Sen beyaz ve uzun entari giyeceksin,
balmumundan iekler takacaksin basina.
Tepemizde atilmis kililarin altindan geecegiz.
Ve mutlak
hepsi erkek 12 ocugumuz olacak.
Bir dsn Anna,
tereyagi, yumurta yiyecegiz diye
top, tfek yapmazsak eger
yarin 12 oglumuz nasil muharebe eder?
Mnihlinin 12 oglu muharebe edemediler
nk dogamadilar,
nk henz, efendim, Anna'yla zifaf vaki olmadan nce
bizzat harbe girdi Hans Mller.
Ve simdi 41 sonbahari sonlarinda
dibinde Atlantigin
benim karsimda durmaktadir.
Seyrek sari salari islak,
kirmizi sivri burnunda esef,
ve ince dudaklarinin kiyilarinda keder.
Yani basimda durdugu halde
yzme ok uzaklardan bakiyor,
Insanin yzne nasil bakarsa ller.
Ben biliyoum ki, o bir daha grmeyecek Anna'yi,
ve artik bir daha arpa suyu iip
yiyemeyecek kirmizi lahanayi.
Ben btn bunlari biliyorum, efendim,
ama o btn bunlari bilmiyor.
Gz bir para yasli,
silmiyor.
Cebinde parasi var,
ogalip eksilmiyor.
Ve isin tuhafi
artik ne kimseyi ldrebilir
ne de kendisi lebilir bir daha.
Simdi sisecek birazdan,
ykselecek yukariya,
sular sallayacak onu
ve baliklar yiyecek sivri burnunu.
Ben
Hans Mller'e bakip, Hacibaba, bunlari dsnrken
yanimizda peyda oluverdi
Liverpul Limanindan Harri Tomson.
Gazgemilerinden birinde serdmendi.
Kaslari ve kirpikleri yanmisti.
Gzleri simsiki kapaliydi.
Sisman ve matrustu.
Bir karisi vardi Tomson'un:
tavan sprgesi gibi bir kadin,
tavan sprgesi gibi, efendim, zayif, uzun, titiz, temiz
ve tavan sprgesi gibi mnasebetsiz.
Bir oglu vardi Tomson'un:
alti yasinda bir oglan, Hacibaba,
tombul mu tombul, pembe beyaz, sari papa mi sari papa.
Tuttum Tomson'un elinden.
Amadi gzlerini.
"-Vefat ettiniz" dedim.
"-Evet " dedi, "Ingiliz imparatorlugu ve hrriyeti iin:
Canim isterse, harp iinde bile ril'e svmek hrriyeti
ve canim istemese de a kalmak hrriyeti ugruna.
Fakat degisecek hrriyette bu son bahis,
harpten sonra artik issiz ve a kalacak degiliz.
Plani hazirliyor Lordlarimizdan biri.
Adalet: ihtilalsiz.
Ben Ingiliz Imparatorlugu'nu dagitmaya gelmedim, dedi ril.
Ben de ihtilal ikarmaya gelmedim:
buna Kenterburi baspiskoposu
bizim trednyonun reisi
ve karim razi degil.
Ay bek yur pardin.
Iste bu kadar,
nokta, son."
Sustu Tomson.
Ve agzini amadi bir daha.
Ingilizler fazla konusmayi sevmezler,
hele hmoru seven l Ingilizler.
Tomson' la Mller'i yanyana yatirdim.
Sistiler yan yana,
yan yana ykseldiler yukari dogru.
Baliklar Tomson'u afiyetle yediler,
fakat dokunmadilar tekisine,
Hans'in etiyle zehirlenmekten korktular anlasilan.
Hayvan deyip geme, Hacibaba,
sen de hayvansin ama
akilli bir hayvan...
Memleketimden Insan Manzaralarindan
Haydarpasa garinda
1941 baharinda
saat on bes.
Merdivenlerin stnde gnes
yorgunluk ve tels
Bir adam
merdivenlerde duruyor
bir seyler dsnerek.
Zayif.
Korkak.
Burnu sivri ve uzun
yanaklarinin st opur.
Merdivenlerdeki adam
-Galip Usta-
tuhaf seyler dsnmekle
meshurdur:
"Kat helvasi yesem her gn" diye dsnd
5 yasinda.
"Mektebe gitsem" diye dsnd
10 yasinda.
"Babamin biaki dkknindan
Aksam ezanindan nce iksam" diye dsnd
11 yasinda.
"Sari iskarpinlerim olsa
kizlar bana baksalar" diye dsnd
15 yasinda.
"Babam neden kapatti dkknini?"
Ve fabrika benzemiyor babamin dkknina"
diye dsnd
16 yasinda.
"Gndeligim artar mi?" diye dsnd
20 yasinda.
"Babam ellisinde ld,
ben de byle tez mi lecegim?"
diye dsnd
21 yasindayken.
"Issiz kalirsam" diye dsnd
22 yasinda.
"Issiz kalirsam" diye dsnd
23 yasinda.
"Issiz kalirsam" diye dsnd
24 yasinda.
Ve zaman zaman issiz kalarak
"Issiz kalirsam" diye dsnd
50 yasina kadar.
51 yasinda "Ihtiyarladim" dedi,
"babamdan bir yil fazla yasadim."
Simdi 52 yasindadir.
Issizdir.
Simdi merdivenlerde durup
kaptirmis kafasini
dsncelerin en tuhafina:
"Ka yasinda lecegim?
lrken zerimde yorganim olacak mi?"
diye dsnyor.
Burnu sivri ve uzun.
Yanaklarinin st opur.
Denizde balik kokusuyla
Dsemelerde tahtakurulariyla gelir
Haydarpasa garinda bahar
Sepetler ve heybeler
merdivenlerden inip
merdivenlerden ikip
merdivenlerde duruyorlar.
Memleketimi Seviyorum
Memleketimi seviyorum :
Cinarlarinda kolan vurdum, hapisanelerinde yattim.
Hibir sey gidermez i sikintimi
memleketimin sarkilari ve ttn gibi.
Memleketim :
Bedreddin, Sinan, Yunus Emre ve Sakarya,
kursun kubbeler ve fabrika bacalari
benim o kendi kendinden bile gizleyerek
sarkik biyiklari altindan glen halkimin eseridir.
Memleketim.
Memleketim ne kadar genis :
dolasmakla bitmez, tkenmez gibi geliyor insana.
Edirne, Izmir, Ulukisla, Maras, Trabzon, Erzurum.
Erzurum yaylasini yalniz trklerinden taniyorum
ve gneye
pamuk isleyenlere gitmek iin
Toroslardan bir kerre olsun geemedim diye
utaniyorum.
Memleketim :
develer, tren, Ford arabalari ve hasta esekler,
kavak
sgt
ve kirmizi toprak.
Memleketim.
am ormanlarini, en tatli sulari ve dag basi gllerini seven
alabalik
ve onun yarim kilolugu
pulsuz, gms derisinde kiziltilarla
Bolu'nun Abant glnde yzer.
Memleketim :
Ankara ovasinda keiler :
kumral, ipekli, uzun krklerin pirildamasi.
Yagli, agir findigi Giresun'un.
Al yanaklari mis gibi kokan Amasya elmasi,
zeytin
incir
kavun
ve renk renk
salkim salkim zmler
ve sonra karasaban
ve sonra kara sigir
ve sonra : ileri, gzel, iyi
her seyi
hayran bir ocuk sevinciyle kabule hazir,
aliskan, namuslu, yigit insanlarim
yari a, yari tok
yari esir...
Meneksa
Bizde bilirdik yre giderken
Menekse yollamasini
Ama arkadaslar ati
Yedik menekse parasini
Merhaba ocuklar
Nzim, ne mutlu sana
cn gnlden,
ferah ve emin,
Merhaba, diyebildin.
Sene 940.
Aylardan temmuz.
Ayin ilk persembesi gnlerden.
Saat : 9.
Mektuplariniza byle mufassal tarih atin.
yle bir dnyada yasiyoruz
ki en kalin kitaptan ok yazisi var :
ayin, gnn ve saatin.
Merhaba, ocuklar.
Bir genis
bir byk Merhaba demek,
sonra bitirmeden szm
yznze bakip glerek
- kurnaz ve bahtiyar -
kirpmak gzm...
Biz ne mkemmel dostlariz ki
kelimesiz ve yazisiz
anlasiriz...
Merhaba, ocuklar,
merhaba cmleten...
Mesgale
kzlerimin boynuzlarinda aydinlanirken ortalik
topragi sryorum sabirli bir kibirle
ciplak ayaklarimda toprak nemli ve ilik.
Demir dvyorum gleye kadar
kirmiziya boyaniyor karanlik.
Yapraklarinda yesilin en gzeli,
zeytin devsiriyorum ikindi sicaginda
stm basim, yzm gzm isik.
Her aksam mutlaka misafirim var,
kapim btn sarkilara alabildigine aik.
Geleceyin suya diz boyu girip
ekiyorum denizden aglari:
yildizlarla baliklar karmakarisik.
Benden sorulur oldu dnyanin hali artik:
insan ve toprak, karanlik ve aydinlik.
Anladin ya isim basimdan askin,
beni lafa tutma, glm,
ben sana asik olmakla mesgulum.
Mesin Kapli Kitap
Yaldizli mesin kabi
Paralanmis kitabi
Ay altinda dn gece
Deli bir dervis gibi
Mumu snms rahlesi yere devrilmis gibi
Okudum saatlerce
Yaldizli mesin kabin
Paralanmis koynunda uyuklayan kitabin
evirdike kf kokan her sari yapragini
Sandimki esiyorum bir mezar topragini
Ince el yazilari canlandi birer birer
Masallarda izilen yzleri gsterdiler
Iblis bir yilan oldu Adem Havvaya kandi
Kardesini ldren lanetli ruhu grdm
Koca yahta bir gemi ummanlarda alkandi
Ufuklardan gvercin bekleyen Nuh'u grdm
Ismaili'in topugu kumdan ikardi zemzem
Tur-u Sina da Musa kaldirdi kollarini
Asasini vurunca yaridi bahr-i kulzem
Buldu ben-i Israil Kuds'n yollarini
Zekeriya zikrini
Bir sonsuz aha verdi
Dogdu Isa bikrini
Meryem Allah'a verdi
Kureys-i Muhammed'e kucak ati Medine
Bir ates mezar oldu kerbela Hseyin'e
Sayifalar dndke bunlar hep birer birer
Dogrulup devrildiler
Ay batti gnes dogdu
Kalbimde ates dogdu
Yaldizli mesin kabi
Paralanmis kitabi
Varsin gmlsn diye bir ebedi uykuya
Attim kr bir kuyuya
Yazik yazik bizeki asirlarca aldandik
Karanlikta izilen izleri grmek iin
Grp yz srmek iin
Yazik yazik bizeki bir irag gibi yandik
Ne gkten necat geldi ne bir para merhamet
lisan esirlere Isa, Musa, Muhammet
Sade bir satir dua bir tts buhur verdi
Masal cennetlerinin yollarini gsterdi
Ne bes vaktin ezani ne anjels anlari
Zincirden kurtarmadi yoksul alisanlari
Yine biz kleleriz efendilerimiz var
Yine her melun tasi yosunlanmis bir duvar
Esir efendi diye koymus da adlarini
Iki bahta ayirmis arzin evlatlarini
Efendi isletiyor esir isliyor gene
Yine efendilerin gmsl sofrasindan
Kar gibi ekmeginden sarap dolu tasindan
Kirinti artik bile dsmyor isleyene
Yine biz esir geen her gnn aksaminda
Eve sade bir lokma ekmek getiriyoruz
Gece yagmur inlerken evimizin daminda
Isinabilmek iin gnesi bekler gibi
Birbirine sokulan hasta kpekler gibi
Yirtik yorganimizin altinda titriyoruz
iftimiz balyozumuz sonsuz alismamizla
Asirlardir bagrinda inleyen kazmamizla
Heyecana geldide kara topragin kalbi
Kendini teslim eden taze bir kadin gibi
ieklerle donandi dnya isimli aga
Biz bu agacimizin dibinde lrken a
Efendiler gsterip siritan dislerini
Birer birer topluyor btn yemislerini
Efendiler agalar evliyalar kesisler
Ebedi karanligin bogulsun kollarinda
Artik temiz ruhlarin aydinlik yollarinda
Sade bir din bir hak bir kanun varsa
O da isleyen disliler
Mevlana
Silindi gnlden aci
Kalbe mubabbette buldum ilaci
Ben de mridinim iste Mevlana
Ebede set eken zulmeti deldim
Aski iten duydum, arsa ykseldim
Kalpten temizlendim, huzura geldim
Ben de mridinim iste Mevlana
Mikrokozmoz
Gzme altin bir damla gibi akan yildizin isigi
ilk nce boslukta deldigi zaman karanligi
Toprakta gge bakan
Bir tek gz bile yoktu
Yildizlar ihtiyardilar
Toprak ocuktu...
Yildizlar bizden uzaktir
ama ne kadar uzak, ne kadar uzak
Yildizlarin arasinda topragimiz ufaktir
ama ne kadar ufak, ne kadar ufak..
Ve Asya ki toprakta beste birdir
Ve Asya'da bir memlekettir Hindistan
Kalkta Hindistan'da bir sehirdir
Benerci Kalkta'da bir insan..
Ve ben,
haber veriyorum ki size
Hindistan'in Kalkta sehrinde
bir insanin yolu stnde durdular
Yryen bir insani zincire vurdular...
Ve ben,
tenezzl edip
basimi isikli bosluklara kaldirmiyorum
Yildizlar uzakmis
Toprak ufakmis
Umurumda degil
Aldirmiyorum...
Bilmis olun ki benim iin
daha hayret verici, daha kudretli
daha esrarli ve kocamandir
Yolu stnde durulan
Zincire vurulan
Insan.
Mor Menekse, A Dostlar, Ve Altin Gzl ocuk
Abe sair,
bizim de bir ift szmz var
aska dair.
O meretten biz de akariz
biraz..
Deli igliklar atip avaz avaz
burnumun dibinden gelip geti yaz
sari
tahta vagonlari
ter, ttn ve ot kokan
bir tren gibi.
Halbuki ben
istiyordum ki gelsin o
kirmizi bakir bakracinda bana
sicak st getiren gibi...
Fakat neylersin,
yaz byle gelmedi,
yaz byle gelmiyor,
byle gelmiyor, hay anasini... sey!..
EEEEEEEEEY...
kizim, annem, karim, kardesim
sen
basinda gnesler esen
altin gzl ocuk,
altin gzl ocugum benim;
deli igliklar atip avaz avaz
burnumun dibinden gelip geti de yaz,
ben, bir demet mor menekse olsun
getiremedim
sana!
Ne haltedek,
dostlarin karni ati
kiydik menekse parasina!
Moskova'dayim
Drt gn sonra Moskova'dayim
Bu ayrilik da hele skr bitiyor dnyorum
Bu ayrilik da yagmurlu bir yol gibi arkada kalacakl
Yeni ayricaliklar gelecek
Yeni kuyulara inecegim
Bir yerlere gidip dnecegim
Kosacagim soluk soluga yeni dnslere
Sonra ne Berlin ne de Tanganika
Hibiryere degil gidecegim hibir yere
Ne vapur ne tren nede uakla dnmek mmkn olmayacak
Benden mektupta telgrafta gelmeyecek
Sana telefonda edemeyecegim
Sesime yumusacik glmeyeceksin
Benden haberde alamayacaksin
Kalacaksin bir basina
Drt gn sonra Moskova'dayim
Berlin gnlk gneslik
Ama iimde byk ayriligimizin gecesi
Iinde acisi bensizliginin
Iimde yanlizliginin.....
Mukaddes Karin
Sen ey kirmizi gzl ana,
Sen ey kahredip yaratan,
Sen ey kpr altlarinda sularlayan yana
yatan.
Sen ey yanginli meydanlarin sesi..
Sen ey siirlerin siiri, bestelerin bestesi..
Sen ey kardesim
sen ey kahrolasi
sen ey daragalik.
Sen ey
her sey,
sen ey ALIK!!!
Ciplak ayaklarina alnimi koyar
andederim ki,
derim ki:
DGSECEGIM,
benim, bizim, onun, onlarin degil
SENIN mukaddes karnin doyana kadar...
Mnevverin Dogum Gn
Yapraklara dallara, yesillere, allara,
nice nice yillara glm, nice nice yillara.
Yaprak dala, al yesile yarasir,
gayri bundan byle vermem seni ellere...
Nasilsin
Iyi gnlerimde ok eller uzanir ellerime,
Resmimi, suratimi bas kseye asarlar...
Fakat demir kapilarin her kapanisinda zerime,
Ardinda tas duvarlarin her kaldigim zaman,
Ne arayan beni, ne soran...
Eeeehh, daha iyi be, bunun byle oldugu...
Minnetim ve borlulugum yalniz sana kalsin.
Iyi gnlerimde benim unuttugum insan eli
Nasilsin?...
Nazim'dan Kpegine
Kpegimin adi Seytan'di,
(di) 'lik adiyla ilgili degil,
adina bir sey olmadi.
Adina benzemezdi de.
Seytanlar zalim olur,
zalimler; yalanci kurnaz,
ama zalimler akilli olmaz.
Kpegim akilliydi.
Biraz da ben ldrdm kpegimi,
bakmasini bilemedim.
Bakmasini bilemezsen aga bile dikme.
Elinde kuruyan aga dert olur adama.
Yzmek suda grenilir, diyeceksin.
Dogru.
Bogulursan bir sen bogulursun ama.
Ka sabahtir uyuyamiyorum,
dinliyorum ortaligi,
kapimi tirmalayan yok.
Aglamak geliyor iimden,
aglayamadigim iin utaniyorum.
Insan gibiydi.
Hayvanlarin ogu insan gibidir, hem de iyi insan gibi.
Kalin boynu kildan inceydi dostlugun buyrugunda.
Hrriyet'i disleri ile bacaklarindaydi, nezaketi tyl uzun kuyrugunda.
Gresimiz gelirdi birbirimizi.
En byk islerden konusurdu:
aliktan, tokluktan, sevdalardan.
(.......)
Bugn glgede otuz sekiz.
Ormana bakiyorum balkondan.
Nerden Gelip Nereye Gidiyoruz
Baslangi
Dogrultup belimizi kalktigimizdan beri iki ayak stne,
kolumuzu uzunlastirdigimizdan beri bir lobut boyu
ve tasi yonttugumuzdan beri
yikan da, yaratan da biziz,
yikan da yaratan da biziz bu gzelim, bu yasanasi dnyada.
Arkamizda kalan yollarda ayak izlerimiz kanli,
arkamizda kalan yollarda ulu uyumlari aklimizin, ellerimizin, yregimizin,
toprakta, tasta, tunta, tuvalde, elikte ve pilastikte.
Kanli ayak izlerimiz mi nmzdeki yollarda duran?
Bir cehennem ikmazinda mi sona erecek nmzdeki yollar?
1
ocuklarin avularinda gnlerimiz sira bekler,
gnlerimiz tohumlardir avularinda ocuklarin,
ocuklarin avularinda yeserecekler.
ocuklar lebilir yarin,
hem de ne sitmadan, ne kuspalazindan,
dserek de degil kuyulara filn;
ocuklar lebilir yarin,
ocuklar sakalli askerler gibi lebilir yarin,
ocuklar lebilir yarin atom bulutlarinin isiginda
arkalarinda bir avu kl bile degil,
arkalarinda glgelerinden baska bir sey birakmadan.
Negatif resimcikler boslugun karanliginda.
Kirematoryum, kirematoryum, kirematoryum.
Bir deniz gryorum
l baliklarla rtl bir deniz.
Negatif resimcikler boslugun karanliginda,
yasanmamis gnlerimiz
ocuklarin avulariyla birlikte yok olan.
2
Bir sehir vardi.
Yeller eser yerinde.
Bes sehir vardi.
Yeller eser yerinde.
Yz sehir vardi.
Yeller eser yerinde.
Yok olan sehirlere siirler yazilmayacak,
sair kalmayacak ki.
Pencerende bir sokak bulvarli.
Odan sicak.
Ak yastikta zm karasi salar.
Adamlar paltolu, agalar karli.
Penceren kalmayacak,
ne bulvarli sokak,
ne ak yastikta zm karasi salar,
ne paltolu adamlar, ne karli agalar.
llere aglanmayacak,
llere aglayacak gzler kalmayacak ki.
Eller kalmayacak.
Negatif resimcikler dallarin altindaki
yok olmus olan dallarin altindaki.
Yok olmus olan dallarin stnden
o bulutlardir geen.
Gneye gtrmeyin beni,
lmek istemiyorum...
lmek istemiyorum,
Kuzeye gtrmeyin beni...
Batiya gtrmeyin beni,
lmek istemiyorum...
lmek istemiyorum,
Doguya gtrmeyin beni...
Birakmayin beni burda,
gtrn bir yerlere.
lmek istemiyorum,
lmek istemiyorum.
O bulutlardir geen
yok olmus olan dallarin stnden.
3
Tahta, beton, teneke, toprak, saman damlarimizla iki milyardan artigiz,
kadin, erkek, oluk ocuk.
Ekmek hepimize yetmiyor,
kitap da yetmiyor,
ama keder
diledigin kadar,
yorgunluk da gz alabildigine.
Hrriyet hepimize yetmiyor.
Hrriyet hepimize yetebilir
ve sevda kederi,
hastalik kederi,
ayrilik kederi,
kocalmak kederinden
gayrisi asmayabilir esigimizi.
Kitap hepimize yetebilir.
Ormanlarinki kadar uzun olabilir mrmz.
Yeter ki birakmayalim, yasanmamis gnlerimiz yok olmasin ocuklarin
avulariyla birlikte,
boslugun karanligina ikmasin negatif resimcikler,
yeter ki ekmek ve hrriyet yolunda dvsebilmek iin yasayabilelim.
agiri
Tanri ellerimizdir,
Tanri yregimiz, aklimiz,
her yerde var olan Tanri,
toprakta, tasta, tunta, tuvalde, elikte ve pilastikte
ve bestecisi sayilarda ve satirlarda ulu uyumlarin.
Insanlar sizi agiriyorum :
kitaplar, agalar ve baliklar iin,
bugday tanesi, pirin tanesi ve gnesli sokaklar iin,
zm karasi, saman sarisi salar ve ocuklar iin.
ocuklarin avularinda gnlerimiz sira bekler,
gnlerimiz tohumlardir avularinda ocuklarin,
ocuklarin avularinda yeserecekler.
Neyi Bildirir Sayilar
sayilar bebelerin kundaklari
sayilar tabutlari sehirlerin
ldrlms
ldrlebilecek olan
sayilar yaklasan bir seyleri bildirir
sayilar bildirir uzaklasan bir seyleri
nedir yaklasan bize
bizden uzaklasan nedir
dnya savasi: I
dnya savasi: II
14'ten 18'e 39'dan 45'e 10 yil 54 milyon l
49 milyon sakat
llerle sakatlarin memleketi
103 milyon nfuslu bir memleket
ve ayrica kszleri delileri yanik taslariyla
ve gidenlerden biri evimizdendi
gitti dnmedi bir daha
19'unda miydi 40'inda miydi aklimda kalmamis
dnd iki gz kr
gk gzl myd kara gzl myd aklimda kalmamis
dnd dizkapagindan kesik sol bacagi
dnd ve kapisini bulamadi evinin
14'ten 18'e 39'dan 45'e 10 yil 54 milyon l
49 milyon sakat
yeryznde yuvarlak hesap ve simdilik 2,5 milyariz
% 80'imiz a
dislerimiz dklyor
disetlerimiz yara iinde
l derilerimiz atlak
hele ocuklarimiz
sallanan koca kafalari
kiris kiris yzlerinde kederli iri gzleriyle
ve egri bgr incecik bacaklari stnde karinlari
davul gibi
yeryznde yuvarlak hesap ve simdilik 2,5 milyariz
% 80'imiz a
yil 1962
62 yilinda 2 avci uagini sofraya koysak
evirsek ete ekmege saraba salataya
40 milyon insan doyasiya yer ier
40 milyon kediye de artar ekmekten etten
kediler salata yemez sarap imez
kedileri ben kattim ziyafete
balistik fzeleri filimlerde seyrettim
2 balistik fze yakip kl eder 150 kitapligi daha
kurulmadan onlar
belki benim kitabim da vardir iinde
62 yilinda bombardiman uaklarini grdnz m
son modellerini
2 bombardiman uagi 4 saglik evini ykler yanina
bombalarinin
temeli daha atilmamis 4 saglik evini koskoca
piril piril
ve yataklari rntgenleri umutlariyla
62'de atomlu atomsuz silahlanma yarisi 12 milyar
dolar yilda
10 yilda 120 bin milyar
yildizlarin sayisina yakin mi bilmem
120 bin milyar
yahut 150 milyon yapilmamis ev
yapilabilecek ama yapilmamis ev
150 milyon ev hayaleti
5 odali akarsulu elektrikli banyolu
kapilari merdivenleri pencereleri 150 milyon evin
gnes dogarken camlari
glgeleri aksamst
balkonlari ayisiginda
ayinin ini var
smkl bcegin kabugu
bizimse bu iste halimiz ortada
bir adam tanirim
iki elli iki ayakli
kaytan kara biyikli
otuzuna basti bu yil
iki oglundan biri yedisinde br alti aylik
anasi karisi kaynatasi
ve bir fotograf askerlikte ekilmis ya kendisinin ya
rahmetli babasinin
ya kaynatasinin
ve bir legen
ve bir gz oda
150 milyon ev
bu evlerden bir teki
odalari kapilari akarsuyu ve yemek masasi bu evin
62'de atomlu atomsuz silahlanma yarisi 120 milyar
dolar yilda
10 yilda 120 bin milyar dolar
yahut 150 milyon yapilmamis ev
yapilabilecek ama yapilamamis
tanidigim adaminki de iinde
balkonunda ayisigi
62'de atomlu atomsuz silahlanma yarisi 120 milyar
dolar yilda
yahut yuvarlak hesap 1 milyar l adayi
ve lme hazir en azdan yarisi btn topraklarin
yarisi btn agalarin baliklarin btn yagmurlarin
ve ana rahmine dsenlerin en azdan yarisi lme
hazir
tepeden tirnaga silahsizlansak
63'de mi olur 65'te mi artik
atomlu atomsuz silahsizlansak btn iklimlerde
ve insanca islesek yeryz nimetlerini
ogaltsak onlari
kazirdik aligin kkn ayda
dislerimiz dklmez olur
kanamaz disetlerimiz
hele ocuklarimiz
keder silinir gzlerinden
egri bgr bacaklari dogrulur
iner sis karinlari
neyi bildirir sayilar
neyi bildirmeli
yaklasan nedir size
uzaklasan nedir bizden.
Nikbinlik
Gzel gnler grecegiz ocuklar,
gnesli gnler
gre-
-cegiz...
Motorlari maviliklere srecegiz ocuklar,
isikli maviliklere
sre-
-cegiz...
Atik miydi hele bir
son vitesi,
adedi devir.
Motorun sesi.
Uuuuuuuy! ocuklar kim bilir
ne harikldedir
160 kilometre giderken psmesi...
Hani simdi bize
cumalari, pazarlari iekli baheler vardir,
yalniz cumalari
yalniz pazarlari..
Hani simdi biz
bir peri masali dinler gibi seyrederiz
isikli caddelerde magazalari,
hani bunlar
77 katli yekpare camdan magazalardir.
Hani simdi biz haykiririz
Cevap:
ailir kara kapli kitap:
zindan..
Kayis kapar kolumuzu
kirilan kemik
kan.
Hani simdi bizim soframiza
haftada bir et gelir.
Ve
ocuklarimiz isten eve
sapsari iskelet gelir..
Hani simdi biz..
Inanin:
gzel gnler grecegiz ocuklar
gnesli gnler
gre-
-cegiz.
Motorlari maviliklere srecegiz ocuklar,
isikli maviliklere
sre-
-cegiz.....
Niyazalant Smrgesi
Afrika, Niyazalant smrgesi.
Saat sabahin drd.
Dipikler kapilari dvd
ve iste fotograf:
Zenci kardeslerim bir don bir gmlek
ve ayaklari iplak
ve pembe avulu elleri kivircik baslarinin zerinde
dizilmisler duvar diplerinde.
Tipki bizim gibi,
bizim de dipikle dvld kapilarimiz,
bizim de ellerimiz havada, ayaklarimiz iplak,
ama bizde de bize bagli
duvar diplerinde esir kalip kalmamak.
O'nun Dogusu ve Demirhane Bacasi
Demirhane bacasi ki
yagmurda mitsiz ve mntekim
dururdu.
Ve rzgr ki kendini
kaldirip kaldirip demirhane bacasina vururdu.
Ve siyah bir yelken gibi gece rzgrdayken,
sahip degilken agalar dallarina, kuslar kanatlarina,
ve ekerken karanliktan yildirimlari toprak,
insanlar ve letler birakip kaldirimlari
derin uykulardayken
bir zemin katinda bir ocuk dogdu.
Yildizlar teker teker
deste deste yandilar.
Yildizlar, onun ocuk gzleri gibi aydinlik
ferah veren
kerim olandilar...
Demirhane bacasi
isiyip glmsedi,
dedi :
- Zemin katinda dogan bil ki o dur.
Rehber ve delil ki o dur.
Fikri derin, sefkati gani, gazabi yamandir,
letsizlerin oglu,
letsizlere let verecek olandir.
O, onlarin iinde, onlarin nnde o,
matem gecesinde, kavga yerinde, bayram gnnde o.
Ve o her yanindan ana kucagi gibi
saracaktir onlari.
Ona ram olacak drt kadim unsur :
tes ve toprak, rzgr ve yagmur.
Ve krler hikyesinin son babini
o, tekmil ettirecektir.
Yazacaktir insanoglu z kitabini
bilerek
isteyerek.
Sustu demirhane bacasi.
Skyor safak.
O ve Aksakallilar
Yesil selviler, beyaz mezar taslari ve elyazma kitaplar vardi manzarada.
Gn aksama yakindi ve durgundu.
Bir yemis sofrasinin basinda bagdas kurmus gibi
oturmuslardi etrafina ibret aynasinin.
Aksakallari bilgin, gzleri gen, elleri yorgundu,
ilhamli, vahim ve dalgindilar.
O, birdenbire meclise geldi
dedi :
- Ibret aynasindan bakip
ubuklarini yakip
serh izah edenler.
Degismekte olani grp
iine girip
degistirmektir hner.
Ve sanmayin ki degisen basi bos bir oktur,
kanunu ve nizami yoktur.
Ben, bilip bildiririm ki :
Rab ve kitap
ve sai rzgrda uan kahraman degil,
(karanlik orman, tuzlanmamis deri,
budakli lobut ve tas baltadan beri)
Onlar'dir byk macerayi yapan.
Onlar ki toprakta karinca
suda balik
havada kus kadar
okturlar.
Korkak, cesur
cahil, hakm
ve ocukturlar.
Ve kahreden
yaratan ki Onlar'dir,
sarkilarimda yalniz Onlar'in maceralari vardir...
Orada Tanidiklarim
Bir kafes.
Bir kanarya kusu.
Sari kanatlarin
tellere vurusu.
Kitaplar, kitaplar,
Puskinden Mayakofskiye kadar
siir kitaplari..
Kitaplar, kitaplar,
Felsefe - Diyalektik Materyalizm.
Iktisat - Drt cilt Kapital.
Bir keman -
yeni dogmus bir ocuk gibi yatiyor kutusunda.
Pencere aik.
Disarda sehir -
ayisikli uykusunda...
Gzler.
Kocaman, berrak, iri,
iki mavi damla gibi gzleri..
Kumral
kivircik
bir sakal.
Yz beyaz...
Pencere aik.
Gece.
Yaz....
Odada ikimiz.
Konusuyor o:
-'Isterdim ki ben,
Sarkilarimi sylesinler benim
el ele tutusup dnerken
ocuk bahelerinde ocuklarimiz..
Duydugum seslerin en gzelidir -
bir yaz gecesi -
dizimde yatan bir ocugun
bana yildizlari sorusu..'
Bir kafes.
Bir kanarya kusu.
Bir keman -
yeni dogmus bir ocuk gibi yatiyor kutusunda.
Pencere aik.
Disarda sehir -
ayisikli uykusunda.
Odada ikimiz.
Konusuyor o:
-'Isterdim ki ben,
bir kitap bekisi olayim
camlari gnesli bir kitap evinde.
Duydugum zevklerin en doyulmazidir -
yildizli cenup denizlerinin alevinde
sabahlar gibi
sevilen bir kitap basinda sabahlamak....'
Kitaplar, kitaplar,
Puskinden Mayakofskiye kadar
siir kitaplari.
Felsefe - Diyalektik Materyalizm.
Iktisat - Drt cilt Kapital.
Gzler.
Kocaman, berrak, iri,
iki mavi damla gibi gzleri.
Duvarda bir tabanca -
N A G A N T ..
Pencere aik.
Disarda yaz.
Gzler.
Yz beyaz.
Ikimiz.
Konusuyor o:
-'ldryorum.
ldryorum.
ldryorum.
Bosalan bir uval gibi devrildiklerini gryorum.
Is agir.
Fakat....'
Duvarda bir tabanca -
N A G A N T ..
Ikimiz.
Konusuyor o:
-'Kalbini, kellesini, bagrini
- TEK KELIME -
inkilaba verenler
tasirlar bizde ykn en agirini.
ldryorum.
Devrildiklerini gryorum...
Halbuki ben
ocuklarimiz el ele tutusup dnerken
sarkilarimi....
Ben..
Bir kitap evinde...
Yildizli cenup denizlerinin alevinde
sabahlar gibi
sevilen bir kitap basinda sabahlayim...'
Yz beyaz.
Pencere aik.
Gece.
Yaz..
Orada Tanidiklarim 2
-"Nazim yoldas
benim kizim
bes yasinda.
Benim kizimin annesi
1922 senesi.
Benim kizim
dinledi ilk duvarci trksn
kurdugumuz yapinin.
Yapi ykseldi
yapi byd.
Yeni yapida yeni dokumacilar
yeni renklerle yeni kumaslar dokuyor.
Benim kizim byd,
Benim kizim Alfabe okuyor.
Ben bydm
felsefe okuyorum....."
Bir masa.
Basinda masanin
beyaz keten elbiseli
Tavaris Marusa.
Duvarlarda fotograflar,
bakiyorlar insana rya grr gibi.
Duvarlarda fotograflar -
bir fabrika avlusunda ekilmis bazilari,
zerinde bazisinin
Mogol, Uygur, in, Latin, Rus, Tatar yazilari....
Bir masa
stnde masanin
mavi bir Ukranya kasesi.
Karanfiller.
Marusa'nin sesi:
-"Sene 918.
Zirhli trenle Kiyefe gitmedeyiz.
Kis.
Gece.
Kar.
Ayin iinden bir manzara gibi
Ukranya stepleri karin altinda yatiyorlar.
Havada tek bir insan sesi yok.
Dnyanin stnde donmus bir dnya gibi
susan havada
yalniz tekerleklerin sarkisi.
Kis.
Gece.
Kar.
Vagonda bizimkiler uyuyorlar.
Kapi aik.
Yildizlar dsyor ieriye.
Ipekli bir kumas yirtar gibi
yryor yirtarak geceyi tren.
Uyuyor bizimkiler.
Bekliyorum ben
Mahnodan esir alinan
iki kyl neferi.
Yildizlar dsyor ieriye.
Gzlerime yalvariyor
esirlerin gzleri:
-"Birak bizi
birak bizi
birak...
A gzlerle a kzler
bekliyor bizi.
Bekliyor bizi toprak.
Birak bizi
birak..."
Kapi aik.
Yildizlar dsyor ieriye.
ldrebilirim,
yalvaran gzlere bakamam.
Basimi evirdim geriye..
Ve
tekrar baktigim zaman
karin stnde iki korkuydu kaan.
Diz bktm.
Mavzer.
Geti bir saniye.
"Birak bizi"
saniye..
"A gzlerle a kzler"
Drt saniye..
"Bekliyor bizi toprak"
Bes, alti, yedi..
Namluda
arpacik
titredi.
Geiyor saniyeler.
Mavzer.
Kaanlarin pesinden alti fisenk yaktim.
Ve hibiri
degmedi
hedefe.
Nasil oldu bu?
Gkte uan turnayi gznden vuran kadin,
vuramadin...
Vurmaliydim ama..
Kavgada dsmanin
aile ismi sorulmaz.
Inkilabin nbetinde
dolasik yumak gibi bir yrekle durulmaz..
.......
........
Kis.
Gece.
Kar.
Hatiralar..
Hatiralar..
......
......
Kyden yoldaslar gndermis
Ukranya ekmegi yemez misiniz?"
Beyaz keten bir rt.
Tombul esmer bir Ukranya ekmegi.
avdarli bir yaz kokusu esmer ekmekte..
Masa.
Basinda masanin
beyaz keten elbiseli
Tavaris Marusa.....
Orkestra
Bana bak!
Hey!
Avanak!
Elinden o ziriltiyi biraksana!
Sana,
telinde siska blbl ten
telli saz
yaramaz!
Bana bak!
Hey!
Avanak!
telinde siska blbl ten
telli saz
daglarla dalgalarla ktleleri
ileri
atlatamaz!
telli saz
yatagini degistirmek isteyen
nehirlerden:-
kylerden, sehirlerden
aldigi hizla,
milyonlarla agzi
bir tek
agizla
gldremez!
Aglatamaz!
hey!
hey!
telli sazin
telinde ten siska blbl ld acindan.
Onu attim
kseye!
hey!
hey!
telli sazin
agacindan
deli tiryakilere
ii afyon lleli
bir ubuk
yaptilar!
Hey!
Hey!
Daglarla dalgalarla, dag gibi dalgalarla dalga gibi
dag-lar-la
basladi orkestram!
Hey!
Hey!
Agir sesli ekiler
sagir
rslerin kulagina
Hay-kir-di!.
Sabanlar glesiyor tarlalarla,
tarlalarla!
Costu algici basi,
esiyor orkestram
daglarla dalgalarla, dag gibi dalgalarla, dalga gibi
dag-lar-la.
Otobiyografi
1902'de dogdum
dogdugum sehre dnmedim bir daha
geriye dnmeyi sevmem
yasimda Halep'te pasa torunlugu ettim
on dokuzumda Moskova'da komnist niversite grenciligi
kirk dokuzumda yine Moskova'da Tseka-Parti konuklugu
ve on drdmden beri sairlik ederim
kimi insan otlarin kimi insan baliklarin esidini bilir
ben ayriliklarin
kimi insan ezbere sayar yildizlarin adini
ben hasretlerin
hapislerde de yattim byk otellerde de
alik ektim alik girevi de iinde ve tatmadigim yemek yok gibidir
otuzumda asilmami istediler
kirk sekizimde Baris madalyasinin bana verilmesini
verdiler de
otuz altimda yarim yilda getim drt metre kare betonu
elli dokuzumda on sekiz saatta utum Pirag'dan Havana'ya
Lenin'i grmedim nbet tuttum tabutunun basinda 924'de
961'de ziyaret ettigim anitkabri kitaplaridir
partimden koparmaga yeltendiler beni
skmedi
yikilan putlarin altinda da ezilmedim
951'de bir denizde gen bir arkadasla yrdm stne lmn
52'de atlak bir yrekle drt ay sirtst bekledim lm
sevdigim kadinlari deli gibi kiskandim
su kadarcik haset etmedim Sarlo'ya bile
aldattim kadinlarimi
konusmadim arkasindan dostlarimin
itim ama aksamci olmadim
hep alnimin teriyle ikardim ekmek parami ne mutlu bana
baskasinin hesabina utandim yalan syledim
yalan syledim baskasini zmemek iin
ama durup dururken de yalan syledim
bindim tirene uaga otomobile
ogunluk binemiyor
operaya gittim
ogunluk gidemiyor adini bile duymamis operanin
ogunlugun gittigi kimi yerlere de ben gitmedim 21'den beri
camiye kiliseye tapinaga havraya bycye
ama kahve falima baktirdigim oldu
yazilarim otuz kirk dilde basilir
Trkiye'mde Trkemle yasak
kansere yakalanmadim daha
yakalanmam da sart degil
basbakan filn olacagim yok
meraklisi da degilim bu isin
bir de harbe girmedim
siginaklara da inmedim gece yarilari
yollara da dsmedim pike yapan uaklarin altinda
ama sevdalandim altmisima yakin
szn kisasi yoldaslar
bugn Berlin'de kederden gebermekte olsam da
insanca yasadim diyebilirim
ve daha ne kadar yasarim
basimdan neler geer daha
kim bilir.
l
Sevdigin mddete
ve sevebildigin kadar,
sevdigine her seyini verdigin mddete
ve verebildigin kadar gensin.
lme Dair
Buyrun, oturun dostlar,
hos gelip sefalar getirdiniz.
Biliyorum, ben uyurken
hcreme pencereden girdiniz.
Ne ince boyunlu il sisesini
ne kirmizi kutuyu devirdiniz.
Yznzde yildizlarin aydinligi
basucumda durup el ele verdiniz.
Buyrun, oturun dostlar
hos gelip sefalar getirdiniz.
Neden yle yzme bir tuhaf bakiliyor?
Osman oglu Hsim.
Ne tuhaf sey,
hani siz lmstnz kardesim.
Istanbul limaninda
kmr yklerken bir Ingiliz silebine,
kmr kfesiyle beraber
ambarin dibine...
Silebin vinci ikartmisti nsinizi
ve paydostan nce yikamisti kipkirmizi kaniniz
simsiyah basinizi.
Kim bilir nasil yanmistir caniniz...
Ayakta durmayin, oturun,
ben sizi lms zannediyordum,
hcreme pencereden girdiniz.
Yznzde yildizlarin aydinligi
hos gelip sefalar getirdiniz...
Yayalar-kyl Yakup,
iki gzm,
merhaba.
Siz de lmediniz miydi?
ocuklara sitmayi ve aligi birakip
ok sicak bir yaz gn
yapraksiz kabristana gmlmediniz miydi?
Demek lmemissiniz?
Ya siz?
Muharrir Ahmet Cemil?
Gzmle grdm
tabutunuzun
topraga indigini.
Hem galiba
tabut biraz kisaydi boyunuzdan.
Onu birakin Ahmet Cemil,
vazgememissiniz eski huyunuzdan,
o il sisesidir
raki sisesi degil.
Gnde elli kurusu tutabilmek iin,
yapyalniz
dnyayi unutabilmek iin
ne kadar ok ierdiniz...
Ben sizi lms zannediyordum.
Basucumda durup el ele verdiniz,
buyrun, oturun dostlar,
hos gelip sefalar getirdiniz...
Bir eski Acem sairi :
lm dildir - diyor,-
ayni hasmetle vurur sahi fakiri.
Hsim,
neden sasiyorsunuz?
Hi duymadiniz miydi kardesim,
herhangi bir sahin bir gemi ambarinda
bir kmr kfesiyle ldgn?...
Bir eski Acem sairi :
lm dildir - diyor.
Yakup,
ne gzel gldnz, iki gzm.
Yasarken bir kerre olsun byle glmemissinizdir...
Fakat bekleyin, bitsin szm.
Bir eski Acem sairi :
lm dil...
Siseyi birakin Ahmet Cemil.
Bosuna hiddet ediyorsunuz.
Biliyorum,
lmn dil olmasi iin
hayatin dil olmasi lzim, diyorsunuz...
Bir eski Acem sairi...
Dostlar beni birakip,
dostlar, byle hisimla
nereye gidiyorsunuz?
Paris zerine Bilmeceler
Hangi sehir saraba benzer?
Paris.
lk bardagi iersin
buruktur,
ikincide dumani vurur basina,
ncde mmkn yok masadan kalkmanin
Garson bir sise daha getir!
Ve artik nerde olsan, nereye gitsen
Parisin ayyasisin iki gzm
Hangi sehir
kirk yagmurlarda bile gzeldir?
Paris...
Hikmetin oglu hangi sehirde lmek isterdin?
Istanbulda
Moskovada,
bir de Pariste...
Paris ne zaman irkinlesir?
Basimevleri basildigi,
kitaplar yakildigi zaman.
Nedir Parise en ok yarasmayan?
Pencereleri tellikara otobsler...
Hangi sehirde yedin ekmegin hasini?
Pariste.
Hele yagli rekleri,
Sehzadebasi firinindan sanirsin.
Pariste en ok neyi sevdin?
Parisi
Pariste kime iek gtrdn yoldasim?
Komnacilarin duvarina
bir de dal gibi bir dilbere.
Pariste kimi grdn seninkilerden?
Namik Kemali, ZiyaPasayi, Mustafa Suphiyi
bir de genligini anamin
resim yapar
frenke konusur
dnya gzeli,
bir de gen kizligini Miminin.
Peki, Paris kime benzer?
Parisliye....
Parise inaniyormusun Adem oglu?
Parise inaniyorum.
Pencereler
Sabaha karsi miydi bilmiyorum
yoksa aksamst myd
belkide gece yarisi
bilmiyorum
girdi odama pencereler
perdeli perdesiz
ben basma perdeleri severim
ama tl perdeler de vardi
kara ustorlar da
ustorlari ekip ekip birakiyordum
bir daha inmez oldu kimisi
kimisi bir daha ikamadi yukari
ve camlari kirik pencereler
elimi kestim
kimi camsizdi bsbtn
camsiz pencereler iime dokunur
camsiz gzlkler gibi
Pencereler
yagmur yagiyordu camlariniza
kizil salari kederli uzun
ben alt dudagimda cigaram
trk sylyordum iimden
yagmur sesini kendi sesimden ok severim
Pencereler
besinci katta gnesli boslugunuzda bir deniz
bir deniz mavi yzk tasindan
sere parmagima geirdim usulcacik
kere ptm aglayarak
pp alnima koydum kere
Pencereler
ciktim kirmizi velenseli yataktan
ocuk burnumu dayadim terli camina pencerenin
oda sicakti ve gen anamin kokusu vardi odada
disarda kar yagiyordu
ben kizamik ikariyordum
Pencereler
sabaha karsi miydi bilmiyorum
belki de gece yarisi
bilmiyorum
odamin iindeydi yildizlar
ve gece kelebekleri gibi
cirpiniyorlardi camlarinizda
ben onlara dokunmaktan ekinerek
atim sizi pencereler
saliverdim yildizlari geceye
aydinlik sinirsiz hr geceye
yapma aylarin getigi geceye
kurtlar duruyor ayin altinda
hasta a kurtlar
kurtlar duruyor nnde pencerenin
kadife perdeleri kapasam da simsiki
ordadirlar bilirim
gzetliyorlar beni
Pencereler
dstm bir pencereden
bir gzele bakarken
dnya halime gld
gzel dnp bakmadi
belki farkinda degildi
Pencereler
pencereler
kirk evin penceresi odama girdi
ben oturdum birinin iine
sarkittim ayaklarimi bulutlara
bahtiyarim
diyebilirdim belki
Piraye Iin yazilmis : Saat 21-22 Siirleri
Ne gzel sey hatirlamak seni :
lm ve zafer haberleri iinden,
hapiste
ve yasim kirki gemis iken...
Ne gzel sey hatirlamak seni :
bir mavi kumasin stnde unutulmus olan elin
ve salarinda
vakur yumusakligi canimin ii Istanbul topraginin...
Iimde ikinci bir insan gibidir
seni sevmek saadeti...
Parmaklarin ucunda kalan kokusu sardunya yapraginin,
gnesli bir rahatlik
ve etin daveti :
kipkizil izgilerle blnms
sicak
koyu bir karanlik...
Ne gzel sey hatirlamak seni,
yazmak sana dair,
hapiste sirtst yatip seni dsnmek :
filnca gn, falanca yerde syledigin sz,
kendisi degil
edasindaki dnya...
Ne gzel sey hatirlamak seni.
Sana tahtadan bir seyler oymaliyim yine :
bir ekmece
bir yzk,
ve metre kadar ince ipekli dokumaliyim.
Ve hemen
firlayarak yerimden
penceremde demirlere yapisarak
hrriyetin stbeyaz maviligine
sana yazdiklarimi bagira bagira okumaliyim...
Ne gzel sey hatirlamak seni :
lm ve zafer haberleri iinden,
hapiste
ve yasim kirki gemis iken...
20 Eyll 1945
Bu ge vakit
bu sonbahar gecesinde
kelimelerinle doluyum;
zaman gibi, madde gibi ebed,
gz gibi iplak,
el gibi agir
ve yildizlar gibi piril piril
kelimeler.
Kelimelerin geldiler bana,
yreginden, kafandan, etindendiler.
Kelimelerin getirdiler seni,
onlar : ana,
onlar : kadin
ve yoldas olan...
Mahzundular, aciydilar, sevinli, umutlu, kahramandilar,
kelimelerin insandilar...
21 Eyll 1945
Oglumuz hasta,
babasi hapiste,
senin yorgun ellerinde agir basin,
dnyanin hali gibi halimiz...
Insanlar, daha gzel gnlere insanlari tasir,
oglumuz iyilesir,
babasi ikar hapisten,
gler senin altin gzlerinin ii,
dnyanin hali gibi halimiz...
22 Eyll 1945
Kitap okurum :
iinde sen varsin,
sarki dinlerim :
iinde sen.
Oturdum ekmegimi yerim :
karsimda sen oturursun,
alisirim :
karsimda sen.
Sen ki, her yerde hziri nzirimsin,
konusamayiz seninle,
duyamayiz sesini birbirimizin :
sen benim sekiz yildir dul karimsin...
23 Eyll 1945
O simdi ne yapiyor
su anda simdi, simdi?
Evde mi, sokakta mi,
alisiyor mu, uzanmis mi, ayakta mi?
Kolunu kaldirmis olabilir,
- hey glm,
beyaz, kalin bilegini nasil da iriplak eder bu hareketi!...-
O simdi ne yapiyor,
su anda, simdi, simdi?
Belki dizinde bir kedi yavrusu var,
oksuyor.
Belki de yryordur, adimini atmak zredir,
- her kara gnmde onu bana tipis tipis getiren
sevgili, canimin ii ayaklar!...-
Ve ne dsnyor
beni mi?
Yoksa
ne bileyim
fasulyanin neden bir trl pismedigini mi?
Yahut, insanlarin ogunun
neden byle bedbaht oldugunu mu?
O simdi ne dsnyor,
su anda, simdi, simdi?...
24 Eyll 1945
En gzel deniz :
henz gidilmemis olanidir.
En gzel ocuk :
henz bymedi.
En gzel gnlerimiz :
henz yasamadiklarimiz.
Ve sana sylemek istedigim en gzel sz :
henz sylememis oldugum szdr...
25 Eyll 1945
Saat 21.
Meydan yerinde kampana vurdu,
nerdeyse koguslarin kapilari kapanir.
Bu sefer hapislik uzun srd biraz :
8 yil...
Yasamak : mitli bir istir, sevgilim,
yasamak :
seni sevmek gibi cidd bir istir...
26 Eyll 1945
Bizi esir ettiler,
bizi hapse attilar :
beni duvarlarin iinde,
seni duvarlarin disinda.
Ufak is bizimkisi.
Asil en kts :
bilerek, bilmeyerek
hapisaneyi insanin kendi iinde tasimasi...
Insanlarin birogu bu hale dsrlms,
namuslu, aliskan, iyi insanlar
ve seni sevdigim kadar sevilmeye lyik...
30 Eyll 1945
Seni dsnmek gzel sey
mitli sey
dnyanin en gzel sesinden en gzel sarkiyi dinlemek gibi bir sey.
Fakat artik mit yetmiyor bana,
ben artik sarki dinlemek degil
sarki sylemek istiyorum...
1 Ekim 1945
Dagin stnde :
aksam gnesiyle ykl olan bir bulut var dagin stnde.
Bugn de :
sensiz, yani yari yariya dnyasiz geti bugn de.
Birazdan aar
kirmizi kirmizi :
gecesefalari birazdan aar kirmizi kirmizi.
Tasir havamizda sessiz, cesur kanatlar
vatandan ayriliga benzeyen ayriligimizi...
2 Ekim 1945
Rzgr akar gider,
ayni kiraz dali bir kere bile sallanmaz ayni rzgrla.
Agata kuslar civildasir :
kanatlar umak ister.
Kapi kapali :
zorlayip amak ister.
Ben seni isterim :
senin gibi gzel,
dost
ve sevgili olsun hayat...
Biliyorum henz bitmedi
sefaletin ziyafeti...
Bitecek fakat...
5 Ekim 1945
Ikimiz de biliyoruz, sevgilim,
grettiler :
a kalmayi, smeyi,
yorgunlugu lesiye
ve birbirimizden ayri dsmeyi.
Henz ldrmek zorunda birakilmadik
ve ldrlmek isi gemedi basimizdan.
Ikimiz de biliyoruz, sevgilim,
gretebiliriz :
dvsmeyi insanlarimiz iin
ve her gn biraz daha candan
biraz daha iyi
sevmeyi...
6 Ekim 1945
Bulutlar geiyor : haberlerle ykl, agir.
Burusuyor hl gelmeyen mektup avucumda.
Yrek kirpiklerin ucunda
uzayip giden toprak ugurlanir.
Benim bagirasim gelir : - P r y e ,
P r y e !... - diye...
7 Ekim 1945
Insan igliklari geti geceleyin aik denizleri
rzgr-
-larla.
Dolasmak tehlikeli hl
geceleyin aik denizleri...
Alti yildir srlmedi bu tarla,
duruyor oldugu gibi tank paletlerinin izleri.
Tank paletlerinin izleri
kapanir bu kis karla.
Ah, gzmn nuru, gzmn nuru,
yine yalan sylyor antenler :
alin teri tacirleri kapatabilsin diye defteri yzde yz krla.
Fakat Ezrailin sofrasindan dnenler
dndler verilmis kararlarla...
8 Ekim 1945
ekilmez bir adam oldum yine :
uykusuz, aksi, nlet.
Bir bakiyorsun ki
ana avrat sver gibi, azgin bir hayvani dver gibi bugn alisiyorum,
sonra bir de bakiyorsun ki
agzimda snk bir cigara gibi tembel bir trk
sabahtan aksama kadar sirtst yatiyorum ertesi gn.
Ve beni ileden ikartiyor bsbtn
kendime karsi duydugum nefret
ve merhamet...
ekilmez bir adam oldum yine :
uykusuz, aksi, nlet.
Yine her seferki gibi haksizim.
Sebep yok,
olmasi da imknsiz.
Bu yaptigim is ayip
rezalet.
Fakat elimde degil
seni kiskaniyorum
beni affet...
9 Ekim 1945
Dn gece ryama girdin :
dizimin dibinde oturuyormusun.
Basini kaldirdin, kocaman, sari gzlerini bana evirdin.
Bir seyler soruyormusun.
Islak dudaklarin kapanip ailiyor,
sesini duymuyorum ama.
Gecenin iinde bir yerlerde aydinlik bir haber gibi saat aliyor.
Havada fisiltisi bassizligin ve sonsuzlugun.
Kirmizi kafesinde, kanaryamin : Memomun trks,
srlms bir tarlada topragi itip ykselen tohumlarin itirdisi
ve bir kalabaligin hakli ve muzaffer ugultusu geliyor kulagima.
Senin islak dudaklarin hep yle ailip kapaniyor
sesini duymuyorum ama...
Kahrederek uyandim.
Kitabin stnde uyuyakalmisim meger.
Dsnyorum :
yoksa senin miydi btn o sesler?
10 Ekim 1945
Gzlerine bakarken
gnesli bir toprak kokusu vuruyor basima,
bir bugday tarlasinda, ekinlerin iinde kayboluyorum...
Yesil piriltilarla usuz bucaksiz bir uurum,
durup dinlenmeden degisen ebed madde gibi gzlerin :
sirrini her gn bir para veren
fakat hibir zaman
bsbtn teslim olmayacak olan...
18 Ekim 1945
Kale kapisindan ikarken lmle bulusmak zre,
son defa dnp baktigimizda sehre,
sevgilim, su szleri syleyebilecegiz :
- Pek de yle gldrmedinse de yzmz,
alistik gcmzn yettigi kadar
seni bahtiyar
kilalim diye.
Devam ediyor bahtiyarliga dogru gidisin,
devam ediyor hayat.
Iimiz rahat,
gnlmzde hak edilmis ekmegine doymusluk,
gzmzde isigindan ayrilmanin kederi,
iste geldik gidiyoruz
sen olasin Halep sehri...
27 Ekim 1945
Bir elmanin yarisi biz
yarisi bu koskoca dnya.
Bir elmanin yarisi biz
yarisi insanlarimiz.
Bir elmanin yarisi sen
yarisi ben
ikimiz...
28 Ekim 1945
Itir saksisinda artan koku,
denizlerde ugultular
ve iste dolgun bulutlari ve akilli topragiyla sonbahar...
Sevgilim,
yas kemlini buldu.
Bana yle gelir ki
belki bin yillik bir mrn macerasi geti basimizdan.
Ama biz hl
gnesin altinda el ele yalnayak kosan
hayran gzl ocuklariz...
5 Kasim 1945
iekli badem agalarini unut.
Degmez,
bu bahiste
geri gelmesi mmkn olmayan hatirlanmamali.
Islak salarini gneste kurut :
olgun meyvelerin bayginligiyla pirildasin
nemli, agir kiziltilar...
Sevgilim, sevgilim,
mevsim
sonbahar...
8 Kasim 1945
Uzaktaki sehrimin damlari zerinden
ve Marmara denizinin dibinden geip
sonbahar topraklarini asarak
olgun ve islak
geldi sesin.
Bu, dakikalik bir zamandi.
Sonra, telefon simsiyah kapandi...
12 Kasim 1945
Damardan bosanan kan gibi ilik ve ugultulu
son lodoslar esmeye basladi.
Havayi dinliyorum :
nabiz yavasladi.
Uludagda, zirvede kar
ve Kirezli-yaylada sahane ve sipsirin yatmis uykudadir
kirmizi kestane yapraklarinin stnde ayilar.
Ovada kavaklar soyunuyor.
Ipekbcegi tohumlari kislaklarina gitti gidecek,
sonbahar bitti bitecek,
nerdeyse girecek gebe-uykularina toprak.
Ve biz yine bir kis daha geirecegiz :
byk fkemizin iinde
ve mukaddes midimizin atesinde isinarak...
13 Kasim 1945
Tarif kabul etmez, - diyorlar, - Istanbulun sefaleti,
milleti, - diyorlar, - kirip geirdi alik,
verem illeti, - diyorlar, - diz boyu.
Su kadarcik kiz ocuklarini, - diyorlar, -
yangin yerlerinde, sinema localarinda...
. . . . .
. . . . . . . . .
Kara haberler geliyor uzaktaki sehrimden :
namuslu, aliskan, fakir insanlarin sehri -
sahici Istanbulum,
sevgilim, senin meknin olan
ve nereye srlsem, hangi hapiste yatsam
sirtimda, torbamin iinde gtrdgm
ve evlt acisi gibi yregimde,
senin hayalin gibi gzlerimde tasidigim sehir...
20 Kasim 1945
Saksilarda hl tek tk karanfil bulunursa da
ovada gz nadaslari yapildi oktan,
tohum sailiyor.
Ve zeytin devsirilmekte.
Bir yandan kisa girilmekte,
bir yandan bahar fidelerine yer ailiyor.
Bense hasretinle dolu
ve byk yolculuklarin sabirsizligiyla ykl
yatiyorum demirli bir silep gibi Bursada...
1945 yili Aralik ayinin drd
Ilk gz gze geldigimiz gnk elbiseni ikar sandiktan,
giyin, kusan,
benze bahar agalarina...
Hapisten
mektubun iinde yolladigim karanfili tak salarina,
kaldir, plesi izgilerle kirisik beyaz, genis alnini,
byle bir gnde yilgin ve kederli degil,
ne mnasebet,
byle bir gnde bir isyan bayragi gibi gzel olmali Nzim Hikmetin
kadini...
5 Aralik 1945
Delindi sintine,
esirler paralamakta pirangalari.
Yildiz-poyrazdir esen,
tekneyi kayalarin stne atacak.
Bu dnya, bu korsan gemisi batacaktir,
tas atlasa batacak.
Ve senin alnin gibi hr, ferah ve mitli bir lem
kuracagiz Piryem...
6 Aralik 1945
Onlar midin dsmanidir, sevgilim,
akar suyun,
meyve aginda agacin,
serpilip gelisen hayatin dsmani.
nk lm vurdu damgasini alinlarina :
- ryen dis, dklen et -,
bir daha geri dnmemek zre yikilip gidecekler.
Ve elbette ki, sevgilim, elbet,
dolasacaktir elini kolunu sallaya sallaya,
dolasacaktir en sanli elbisesiyle : isi tulumuyla
bu gzelim memlekette hrriyet...
7 Aralik 1945
Bursada havlucu Recebe,
Karabk fabrikasinda tesviyeci Hasana dsman,
fakir-kyl Hate kadina,
irgat Sleymana dsman,
sana dsman, bana dsman,
dsnen insana dsman,
vatan ki bu insanlarin evidir,
sevgilim, onlar vatana dsman...
12 Aralik 1945
Agalar ovada son bir gayretle pirildamakta :
pul pul altin
bakir
tun ve tahta...
kzlerin ayaklari yas topraga gmlyor yumusacik.
Ve daglar dumana batik
kursun, sirilsiklam...
Tamam,
sonbahar belki bugn bitti artik.
Yaban kazlari hizla gelip geti demin
herhal Iznik glne gidiyorlar.
Havada serin
havada is kokusu gibi bir sey :
havada kar kokusu var...
Simdi disarda olmak,
drtnala srmek daglara dogru ati.
- Ata binmesini de bilmezsin, -- diyeceksin ama
sakayi birak ve kiskanma,
yeni bir huy edindim hapiste :
seni sevdigim kadar degilse de
hemen hemen ona yakin seviyorum tabiati...
Ve ikiniz de uzaktasiniz...
13 Aralik 1945
Gece kar birdenbire bastirmis.
Bembeyaz dallardan dagilan kargalarla basladi sabah.
Gz alabildigine Bursa ovasinda kis :
bassizlik ve sonsuzluk geliyor akla.
Sevgilim,
degisti mevsim
ekisen gelismelerden sonra bir siramakla.
Ve karin altinda magrur
hamarat
srp gidiyor hayat...
14 Aralik 1945
Hay aksi lnet, fena bastirdi kis...
Sen ve namuslu Istanbulum ne haldesiniz kim bilir?
Kmrn var mi?
Odun alabildin mi?
Camlarin kiyisina gazete kadi yapistir.
Gece erkenden yataga gir.
Evde de satilacak bir sey kalmamistir.
Yari a, yari tok smek :
dnyada, memleketimizde ve sehrimizde
bu iste de ogunluk bizde...
Piyer Loti
<<
Tevekkl!
Kismet!
Kafes, han, kervan
sadirvan!
Gms tepsilerde rakseten sultan!
Mihrace, padisah,
bin bir yasinda bir sah.
Minarelerde sallaniyor sedef nalinlar,
burunlari kinali kadinlar
ayaklariyla gergef dokuyor.
Rzgarlarda yesil sarikli imamlar ezan okuyor! >>
Iste Frenk sairinin grdg sark!
Iste
dakikada 1.000.000 basilan
kitaplarin
sark'i!
Lakin
ne dn
ne bugn
ne yarin
byle bir sark
yoktu,
olmayacak!
Sark
stnde iplak
esirlerin
a geberdigi toprak!
Sarklidan baska herkesin
orta mali olan memleket!
Aligin kitliktan oldugu diyar!
Agzina kadar
bugdayla dolu ambar!
Avrupanin ambari!
Asya!
Amerikan dretnotlarinin tel direklerine
senin inlilerin
uzun salarindan
sari mumlar gibi asiyorlar kendilerini!
Himalayanin
en yksek
en dik
en karli tepesinde
Britanya zabitleri cazbant aldiriyorlar,
kara tirnakli ayaklarini daldiriyorlar,
Paryalarin
beyaz disli llerini attigi Gania!
Anadolu bastan basa
Armistrongun
talim meydani oldu!
Asyanin bagri doldu!
Sark
yutmayacak
artik!
Biktik be biktik!
Iinizden biri
can verebilse bile
aliktan len kzmze,
burjuvaysa eger
gzkmesin gzmze!
Hatta sen
sen Pier Lobi!
Sari musamba derilerimizden
birbirimize
geen
tifsn biti
senden daha yakindir bize
Fransiz zabiti!
Fransiz zabiti sen
o zm gzl Azadeyi
bir orospudan
daha abuk unuttun!
Kalbimize diktigin
Azadenin tasini
bir tahta hedef gibi topa tuttun!
Bilmeyenler
bilsin:
sen bir sarlatandan baska bir sey degilsin!
Sarlatan!
rk Fransiz kumaslarini
yzde bes yz ihtikarla sarka satan:
Piyer Loti!
Ne domuz bir burjuvaymissin meger!
Maddeden ayri ruha inansaydim eger,
Sarkin kurtuldugu gn
senin ruhunu
kpr basinda armiha gerer
karsisinda cigara ierdim!
Ben elimi size verdim,
size verdik bir elimizi
kucaklayin bizi
Avrupanin sankulotlari!
Surelim yan yana bindigimiz al atlari!
Menzil yakin
bakin
kurtulus gn artik sayili.
nmzde sarkin kurtulus yili
bize kanli mendilini salliyor.
Al atlarimiz emperyalizmin gbegini nalliyor.
Portatif Karyola
Bu onun karyolasi
portatif bir karyola.
O her sabah
buradan ikardi yola.
Ve her aksam
burda zerdi islak ayakkaplarini.
Karyolanin basucunda kitaplar...
Aiyorum
birer birer
kitaplarini.
Satirlarin
zerinde
ellerinin izi var.
Pencerenin iindeki
bu beyaz dis firasi, bu bembeyaz sabun
onun...
Elsiz kollari ggsnde
yatiyor karyolanin stnde
lacivert gemici fanilasi..
Bu onun karyolasi
portatif bir karyola.
Duvarda klrengi bayramlik kasketi.
Yerde bir nc mevki
tren bileti.....
Postaci
Insanin, dnyanin, yurdun haberini,
agacin, kusun, kurdun haberini,
seher vakitlerinde
yahut
gecenin ortasinda
tasidim insanlara yregimin antasinda,
sairlik ettim
bir esit postacilik yani.
ocukken postaci olmak isterdim,
sairlik filn yoluyla degil ama
basbaya, sahici postaci.
Renkli kalemlerle izilirdi bin trl resim
hep ayni postacinin, Nzimin resmi,
Jl Vernin romanlariyla cografya kitaplarina.
Iste, kpeklerin ektigi kizagi
sryorum buzun zerinde,
Isildiyor kuzey safagi
konserve kutulariyla posta
paketlerinde.
Bering bogazini geiyorum.
Yahut iste bozkirda glgesinde agir bulutlarin
asker mektubu dagitip ayran iiyorum.
Yahut da byk sehrin ugultulu asfaltindayim,
antamda yazilari yalniz mjdelerin
yalniz umutlarin.
Yahut lde, yildizlarin altindayim.
Bir kk kiz atesler iinde hasta.
Kapi aliniyor gece yarisi:
-posta!
Kk kizin gzleri aildi mavi mavi.
Babasi yarin aksam dnyor hapislikten.
O karda kiyamette bendim bulan o evi,
komsu kiza bendim telegrafi getiren.
ocukken postaci olmak isterdim.
Oysaki, Trkiyemde postacilik zor sanattir.
Telegraflarda envai trl aci
mektuplarda satir satir keder tasir
o gzelim memlekette postaci.
ocukken postaci olmak isterdim.
Muradima, Macaristan'da erdim, ellisinde.
antamda bahar,
antamda Tuna'nin piriltisiyla
kus civiltisiyla,
taze imen kokusuyla dolu mektuplar.
Moskova'ya Budapeste'den,
ocuklarin ocuklara mektuplari.
antamda cennet...
Bir zarfin zeri:
"Memet,
Nzim Hikmet'in oglu,
Trkiye"
diye yazili.
Moskova'da mektuplari birer birer
kendim dagitirim adreslerine.
Yalniz Memedin mektubunu gtremem yerine.
hatt yolliyamam.
Nzim'in oglu,
haramiler kesmis yolu,
mektubunu vermezler.
Radtyoaktiviteli Yagmurlar stne
Kapayin pencereleri simsiki,
ocuklari sokaklara birakmayin,
yagmurlar lm tasiyor tohumlara,
pasli yagmurlar yagiyor.
Yagmurlari temizlenmeli,
yine gms gibi parlatmali yagmurlari,
yagmurlar yine yalniz gnesi tasisin tohumlara,
ocuklar yine kosabilsin yagmurlarin iinde,
pencereleri yagmurlara aabilelim.
Rubai
Ben bir bahivanim sen benim
Yedi yilda aan glmsn
Erisilmez olusun yildirmiyor beni
Belki bilhassa bundan dolayi makblsn
Rubailer
BIRINCI BLM
1
Bir gerek lemdi grdgn ey Celleddin, heyl filn degil,
usuz bucaksiz ve yaratilmadi, ressami illet-l filn degil.
Ve senin kizgin etinden kalan rubailerin en muhtesemi:
Suret hemi zillest... filn diye baslayan degil...
2
Ruhum ne ondan nce vardi, ne ondan ayri bir sirrin kemlidir,
ruhum onun, o disimdaki lemin bende akseden haylidir.
Ve aslindan en uzak ve aslina en yakin hayl
bana isigi vuran yrimin cemlidir...
3
Sevgilimin hayli dile geldi aynanin zerinde:
- O yok, ben varim, - dedi bana gnn birinde.
Vurdum, dst paralandi ayna, kayboldu hayl
ve lkin ok skr sevgilim duruyor yerli yerinde...
4
Musambanin stne resmini bir kerecik izdim ama
gnde bin kere resmin ikti bende tepemden tirnagima,
fakat ne tuhaf sey haylin onda daha ok kalacak
benden uzun mrldr musamba...
5
Sarilip yatmak mmkn degil bende senden kalan hayle.
Halbuki sen orda, sehrimde gerekten varsin etinle kemiginle
ve balindan mahrum edildigim kirmizi agzin, kocaman gzlerin gerekten var
ve si bir su gibi teslim olusun ve beyazligin ki dokunamiyorum bile...
6
pt beni: - Bunlar, kinat gibi gerek dudaklardir, - dedi.
Bu itir senin icdin degil, salarimdan uan bahardir, - dedi.
Ister gkyznde seyret, ister gzlerimde:
krler onlari grmese de, yildizlar vardir, - dedi...
7
Bu bahe, bu nemli toprak, bu yasemin kokusu, bu mehtapli gece
pirildamakta devmedecek ben basip gidince de,
nk o ben gelmeden, ben geldikten sonra da bana bagli olmadan vardi
ve bende bu aslin sureti ikti sadece...
8
- Paydos... - diyecek bize bir gn tabiat anamiz, -
glmek, aglamak bitti ocugum...
Ve tekrar usuz bucaksiz baslayacak:
grmeyen, konusmayan, dsnmeyen hayat...
9
Ayrilik yaklasiyor her gn biraz daha,
gzelim dnya elved,
ve merhaba
k i n a t...
10
Balla dolu petek
yani gzlerin gnesle dolu...
Gzlerin, sevgilim, gzlerin toprak olacak yarin,
bal baska petekleri doldurmakta devmedecek...
11
Ne nurdan
ne amurdan,
sevgilim, kedisi ve kedinin boynundaki boncuk
yugrumlarindaki farkla hepsi ayni hamurdan...
12
Lahana, otomobil, veba mikrobu ve yildiz
hep hisim akrabayiz.
Ve ey gnes gzl sevgilim, Cotigo, ergo sum1 degil
bu hasmetli ailede variz da dsnebilmekteyiz...
1 Dsnyorum, demek ki varm.
13
Aramizda sadece bir derece farki var,
iste byle kanaryam,
sen kanatlari olan, dsnemeyen kussun,
ben elleri olan, dsnebilen adam...
IKINCI BLM
1
- Sarapla doldur tasini, tasin toprakla dolmadan, - dedi Hayyam.
Bakti ona gl bahesinin yanindan geen uzun burunlu, yirtik pabulu adam:
- Ben, bu nimetleri yildizlarindan ok olan dnyada aim, - dedi,
saraba degil, ekmek almaya bile yetmiyor param...
2
lm, mrn kisaligini tatli bir kederle dsnerek
sarap imek lle bahesinde, ayin altinda...
Bu tatli keder dogduk dogali nasibolmadi bize:
bir kenar mahallede, simsiyah bir evde, zemin katinda...
3
mr gelip geiyor, vakti ganimet bil uyanilmaz uykulara varmadan:
ykut sarabi billr kadehe doldur, seher vaktidir ey delikanli uyan...
Perdesiz, buz gibi odasinda uyandi delikanli,
gecikmeyi affetmeyen fabrikanin canavar ddgyd uguldayan...
4
Gemis gnn hasretini ekmem
- yalniz bir yaz gecesi bir yana -
ve gzmn son mavi piriltisi bile
gelecek gnn mjdesini verecek sana...
5
Ben, bir insan,
ben, Trk sairi komnist Nzim Hikmet ben,
tepeden tirnaga iman,
tepeden tirnaga kavga, hasret ve mitten ibret ben...
6
Ben, spiker, konustum,
sesim bir tohum gibi agir ve iplak:
- Kalbimin saat ayarini veriyorum,
gonga tam safak vakti vurulacak.
NC BLM
1
Insan
ya hayrandir sana, ya dsman.
Ya hi yokmussun gibi unutulursun
ya bir dakka bile ikmazsin akildan...
2
rksz ve cam gibi berrak bir kis gn
simsiki etini dislemek sihhatli, beyaz bir elmanin.
Ey benim sevgilim, karli bir am ormaninda nefes almanin
bahtiyarligina benzer seni sevmek...
3
Kim bilir belki bu kadar sevmezdik birbirimizi
uzaktan seyredemeseydik ruhunu birbirimizin.
Kim bilir felek ayirmasaydi bizi birbirimizden
belki bu kadar yakin olmazdik birbirimize...
4
Gn iyiden iyiye isidi artik,
tortusu dibe ken bir su gibi duruldu, berraklasti ortalik.
Sevgilim, sanki seninle yz yze geldim birdenbire:
aydinlik, alabildigine aydinlik...
Ruhum
Ruhum
gzlerini yumusacik yum
kucagimdaymissin gibi birak kendini
ninni,
uykunda unutma beni
ninni...
Gzlerini yumusacik yum
yesil ela gzlerini
ninni ruhum ninni
Sen yukarda yemisli dallarin iindesin,
yesil gzlerin gnes dolu,
dudaklarin bala bulanmis
ben agacin dibindeyim,
bir ayagim ukurda...
Ben senden ok nce gidecegim,
sen bensiz kalacaksin ihtiyarliginda...
Ruhun
Ruhun bir irmaktir glm
Akar yukarida daglarin arasindan
Daglarin arasindan ovaya dogru
Ovaya dogru ovaya kavusamadan bir trl
Bir trl kavusamadan uykusuna sgtlerin
Genis kpr gzlerinin rahatligina
Sazliklara yesil basli rdeklere
Dzlklerin yumusak basli kederine kavusamadan
Kavusamadan ayin isigindaki bugday tarlalarina ovaya dogru akar
Akar yukarida daglarin arasindan
Bir yigilan bir dagilan bulutlari srkleyip
Geceleri iri iri yildizlari tasiyarak
dagbasi yildizlarini
Mavi gneslerinide dagbasi karlarinin
Akar kpklene kpklene
Dibinde ak taslari kara taslara karistirip
Akar akintiya karsi yzen baliklariyla
Dnemelerde kuskulu
Uurumlara dsp sahlanarak
Kendi ugultusuyla deli divane
Akar yukarida daglarin arasindan
Daglarin arasindan ovaya dogru
Ovaya dogru ovayi kovalayip
Ovaya kavusamadan bir trl.
Salkimsgt
Akiyordu su
gsterip aynasinda sgt agalarini.
Salkimsgtler yikiyordu suda salarini!
Yanan yalin kililari arparak sgtlere
kosuyordu kizil atlilar gnesin battigi yere!
Birden
bire kus gibi
vurulmus gibi
kanadindan
yarali bir atli yuvarlandi atindan!
Bagirmadi,
gidenleri geri agirmadi,
bakti yalniz dolu gzlerle
uzaklasan atlilarin parildayan nallarina!
Ah ne yazik!
Ne yazik ki ona
drtnal giden atlarin kpkl boynuna bir daha yatmayacak,
beyaz ordularin ardinda kili oynatmayacak!
Nal sesleri snyor perde perde,
atlilar kayboluyor gnesin battigi yerde!
Atlilar atlilar kizil atlilar,
atlari rzgr kanatlilar!
Atlari rzgr kanat...
Atlari rzgr...
Atlari...
At...
Rzgr kanatli atlilar gibi geti hayat!
Akar suyun sesi dindi.
Glgeler glgelendi
renkler silindi.
Siyah rtler indi
mavi gzlerine,
sarkti salkimsgtler
sari salarinin
zerine!
Aglama salkimsgt,
aglama,
Kara suyun aynasinda el baglama!
el baglama!
aglama!
Saman Sarisi
Vera Tulyakova'ya derin saygilarimla
I
Seher vakti habersizce girdi gara ekspres
kar iindeydi
ben paltomun yakasini kaldirmis perondaydim
peronda benden baska da kimseler yoktu
durdu nmde yatakli vagonun pencerelerinden biri
perdesi aralikti
gen bir kadin uyuyordu alacakaranlikta alt ranzada
salari saman sarisi kirpikleri mavi
kirmizi dolgun dudaklariysa simarik ve somurtkandi
st ranzada uyuyani gremedim
habersizce usulcacik ikti gardan ekspres
bilmiyorum nerden gelip nereye gittigini
baktim arkasindan
st ranzada ben uyuyorum
Varsova'da Biristol Oteli'nde
yillardir byle derin uykulara dalmisligim yoktu
oysa karyolam tahtaydi dardi
gen bir kadin uyuyor baska bir karyolada
salari saman sarisi kirpikleri mavi
ak boynu uzundu yuvarlakti
yillardir byle derin uykulara dalmisligi yoktu
oysa karyolasi tahtaydi dardi
vakit hizla ilerliyordu yaklasiyorduk gece yarilarina
yillardir byle derin uykulara dalmisligimiz yoktu
oysa karyolalar tahtaydi dardi
iniyorum merdivenleri drdnc kattan
asansr bozulmus yine
aynalarin iinde iniyorum merdivenleri
belki yirmi yasimdayim belki yz yasimdayim
vakit hizla ilerliyordu yaklasiyorduk gece yarilarina
nc katta bir kapinin tesinde bir kadin glyor sag elimde kederli bir
gl aildi agir agir
Kbali bir balerinle karsilastim ikinci katta karli pencerelerde
taze esmer bir yalaza gibi geti alnimin zerinden
sair Nikolas Gilyen Havana'ya dnd oktan
yillarca Avrupa ve Asya otellerinin hollerinde oturup itikti yudum
yudum sehirlerimizin hasretini
iki sey var ancak lmle unutulur
anamizin yzyle sehrimizin yz
kapici ugurladi beni gocugu geceye batik
yrdm buz gibi esen yelin ve neonlarin iinde yrdm
vakit hizla ilerliyordu yaklasiyordum gece yarilarina
ciktilar nme ansizin
oralari gndz gibi aydinlikti ama onlari benden baska gren olmadi
bir mangaydilar
kisa konlu izmeleri pantolonlari ceketleri
kollari kollarinda gamali ha isaretleri
elleri ellerinde otomatikleri vardi
omuzlari migferleri vardi ama baslari yoktu
omuzlariyla migferlerinin arasi bosluktu
hatt yakalari boyunlari vardi ama baslari yoktu
lmlerine aglanmayan askerlerdendiler
yrdk
korktuklari hem de hayvanca korktuklari belli
gzlerinden belli diyemem
baslari yok ki gzleri olsun
korktuklari hem de hayvanca korktuklari belli
belli izmelerinden
korku belli mi olur izmelerden
oluyordu onlarinki
korkularindan ates etmege de basladilar artsiz arasiz
btn yapilara btn tasit aralarina btn canlilara
her sese her kiviltiya ates ediyorlar
hatt Sopen Sokagi'nda mavi balikli bir afise ates ettiler
ama ne bir siva parasi dsyor ne bir cam kiriliyor
ve kursun seslerini benden baska duyan yok
ller bir SS mangasi da olsa ller ldremez
ller dirilerek ldrr kurt olup elmanin iine girerek
ama korktuklari hem de hayvanca korktuklari belli
bu sehir ldrlmemis miydi kendileri ldrlmeden nce
bu sehrin kemikleri birer birer kirilip derisi yzlmemis miydi
derisinden kitap kabi yapilmamis miydi yagindan sabun salarindan sicim
ama iste duruyordu karsilarinda gecenin ve buz gibi esen yelin iinde sicak
bir firancala gibi
vakit hizla ilerliyordu yaklasiyordum gece yarilarina
Belveder yolunda dsndm Lehlileri
kahraman bir mazurka oynuyorlar tarihleri boyunca
Belveder yolunda dsndm Lehlileri
bana ilk ve belki de son nisanimi bu sarayda verdiler
tren memuru ati yaldizli ak kapiyi
girdim byk salona gen bir kadinla
salari saman sarisi kirpikleri mavi
ortalikta da ikimizden baska kimseler yoktu
bir de akvareller bir de incecik koltuklar kanapeler bebekevlerindeki gibi
ve sen bundan dolayi
bir resimdin aik maviyle izilmis belki de bir tas bebektin
belki bir piriltiydin dsmden damlamis sol mememin stne
uyuyordun alacakaranlikta alt ranzada
ak boynun uzundu yuvarlakti
yillardir byle derin uykulara dalmisligin yoktu
ve iste Kirakof sehrinde Kapris Bari
vakit hizla ilerliyor gece yarilarina yaklasiyoruz
ayrilik masanin stndeydi kahve bardaginla limonatamin arasinda
onu oraya sen koydun
bir tas kuyunun dibindeki suydu
bakiyorum egilip
bir koca kisi glmsyor bir buluta belli belirsiz
sesleniyorum
seni yitirmis geri dnyor sesimin yankilari
ayrilik masanin stndeydi cigara paketinde
gzlkl garson getirdi onu ama sen ismarladin
kivrilan bir dumandi gzlerinin iinde senin
cigaranin ucunda senin
ve hosa kal demege hazir olan avucunda
ayrilik masanin stnde dirsegini dayadigin yerdeydi
aklindan geenlerdeydi ayrilik
benden gizlediklerinde gizlemediklerinde
ayrilik rahatligindaydi senin
senin gvenindeydi bana
byk korkundaydi ayrilik
birdenbire kapin ailir gibi sevdalanmak birilerine ansizin
oysa beni seviyorsun ama bunun farkinda degilsin
ayrilik bunu farketmeyisindeydi senin
ayrilik kurtulmustu yerekiminden agirligi yoktu ty gibiydi diyemem
tyn de agirligi var ayriligin agirligi yoktu ama kendisi vardi
vakit hizla ilerliyor gece yarilari yaklasiyor bize
yrdk yildizlara degen Ortaag duvarlarinin karanliginda
vakit hizla akiyordu geriye dogru
ayak seslerimizin yankilari sari siska kpekler gibi geliyordu
ardimizdan kosuyordu nmze
Yegelon niversitesi'nde seytan taslara tirnaklarini batira batira dola-
siyor
bozmaga alisiyor Kopernik'in Araplardan kalma usturlabini
ve pazar yerinde bezzazlar arsisinin kemerleri altinda rok end rol oynu-
yor Katolik grencilerle
vakit hizla ilerliyor gece yarilarina yaklasiyoruz
vuruyor bulutlara kiziltisi Nova Huta'nin
orda kylerden gelen gen isiler madenle birlikte
ruhlarini da alev alev dkyor yeni kaliplara
ve ruhlarin dkm madenin dkmnden bin kere zordur
Meryem Ana kilisesinde an kulesinde saat baslarini alan borozan gece
yarisini aldi
Ortaagdan gelen igligi ykseldi
sehre yaklasan dsmani verdi haber
ve sustu girtlagina saplanan okla ansizin
borazan i rahatligiyla ld
ve ben yaklasan dsmani grp de haber veremeden ldrlmenin acisini
dsndm
vakit hizla ilerliyor gece yarilari isiklarini yeni sndrms bir vapur
iskelesi gibi arkada kaldi
seher vakti habersizce girdi gara ekspres
yagmurlar iindeydi Pirag
bir gln dibinde gms kakma bir sandikti
kapagini atim
iinde gen bir kadin uyuyor camdan kuslarin arasinda
salari saman sarisi kirpikleri mavi
yillardir byle derin uykulara dalmisligi yoktu
kapadim kapagi ykledim sandigi yk vagonuna
habersizce usulcacik ikti gardan ekspres
baktim arkasindan kollarim iki yanima sarkik
yagmurlar iindeydi Pirag
sen yoksun
uyuyorsun alacakaranlikta alt ranzada
st ranza bombos
sen yoksun
yeryznn en gzel sehirlerinden biri bosaldi
iinden elini ektigin bir eldiven gibi bosaldi
snd artik seni grmeyen aynalar nasil snerse
yitirilmis aksamlar gibi Viltava suyu akiyor kprlerin altindan
sokaklar bombos
btn pencerelerde perdeler inik
tiramvaylar bombos geiyor
biletileri vatmanlari bile yok
kahveler bombos
lokantalar barlar da yle
vitrinler bombos
ne kumas ne kiristal ne et ne sarap
ne bir kitap ne bir sekerleme kutusu
ne bir karanfil
sehri duman gibi saran bu yalnizligin iinde bir koca kisi yalnizlikta on kat
artan ihtiyarligin kederinden silkinmek iin Lejyonerler Kpr-
s'nden martilara ekmek atiyor
gereginden gen yreginin kanina batirip
her lokmayi
vakitlari yakalamak istiyorum
parmaklarimda kaliyor altin tozlari hizlarinin
yatakli vagonda bir kadin uyuyor alt ranzada
yillardir byle derin uykulara dalmisligi yoktu
salari saman sarisi kirpikleri mavi
elleriyse gms samdanlarda mumlardi
st ranzada uyuyani gremedim
ben degilim bir uyuyan varsa orda
belki de st ranza bos
Moskova'ydi st ranzadaki belki
duman basmis Leh topragini
Birest'i de basmis
iki gndr uaklar kalkip inemiyor
ama tirenler gelip gidiyor bebekleri akmis gzlerin iinden geiyorlar
Berlin'den beri kompartimanda bir basimayim
karli ovalarin gnesiyle uyandim ertesi sabah
yemekli vagonda kefir denen bir esit ayran itim
garson kiz tanidi beni
iki piyesimi seyretmis Moskova'da
garda gen bir kadin beni karsiladi
beli karinca belinden ince
salari saman sarisi kirpikleri mavi
tuttum elinden yrdk
yrdk gnesin altinda karlari itirdata itirdata
o yil erken gelmisti bahar
o gnler obanyildizina haber uurulan gnlerdi
Moskova bahtiyardi bahtiyardim bahtiyardik
yitirdim seni ansizin Mayakovski Alani'nda yitirdim ansizin seni oysa
ansizin degil nk nce yitirdim avucumda elinin sicakligini senin
sonra elinin yumusak agirligini yitirdim avucumda sonra elini
ve ayrilik parmaklarimizin birbirine ilk degisinde baslamisti oktan
ama yine de ansizin yitirdim seni
asfalt denizlerinde otomobilleri durdurup baktim ilerine yoksun
bulvarlar karli
seninkiler yok ayak izleri arasinda
botlu iskarpinli orapli iplak senin ayak izlerini birde tanirim
milisyonerlere sordum
grmediniz mi
eldivenlerini ikarmissa ellerini grmemek olmaz
elleri gms samdanlarda mumlardir
milisyonerler byk bir nezaketle karsilik veriyor
grmedik
Istanbul'da Sarayburnu akintisini ikiyor bir romorkr ardinda
mavna
gak gak ediyor da vak vak ediyor da marti kuslari
seslendim mavnalara Kizil Meydan'dan romorkrn kaptanina sesleneme-
dim nk makinasi yle gmbrdyordu ki sesimi duyamazdi
yorgundu da kaptan ceketinin dgmeleri de kopuktu
seslendim mavnalara Kizil Meydan'dan
grmedik
girdim giriyorum Moskova'nin btn sokaklarinda btn kuyruklara
ve yalniz kadinlara soruyorum
yn basrtl gler yzl sabirli sessiz kocakarilar
al yanakli kopa burunlu tazeler sapkalari yesil kadife
ve gen kizlar tertemiz simsiki gayetle de sik
belki korkun kocakarilar bezgin tazeler sapsal kizlar da var ama onlardan
bana ne
gzeli kadin milleti erkeklerden nce grr ve unutmaz
grmediniz mi
salari saman sarisi kirpikleri mavi
kara paltosunun yakasi ak ve sedef dgmeleri kocaman
Pirag'da aldi
grmedik
vakitlarla yarisiyorum bir onlar ne geiyor bir ben
onlar ne geince ufalan kirmizi isiklarini grmez olacagim diye dm
kopuyor
ben ne getim mi isildaklari glgemi dsryor yola glgem kosuyor
nmde glgemi yitirecegim diye de bir telstir aliyor beni
tiyatrolara konserlere sinemalara giriyorum
Bolsoy'a girmedim bu gece oynanan operayi sevmezsin
Kalamis'ta Balikinin Meyhanesine girdim ve Sait Faik'le tatli tatli
konusuyorduk ben hapisten ikali bir ay olmustu onun karacigeri
sancilar iindeydi ve dnya gzeldi
lokantalara giriyorum estirat orkestralari yani cazlari nllerin
sirmali kapicilara bahsis sever dalgin garsonlara
gardroptakilere ve bizim mahalle bekisine soruyorum
grmedik
aldi geceyarisini Stirasnoy Manastiri'nin saat kulesi
oysa manastir da kule de yikildi oktan
yapiliyor sehrin en byk sinemasi oralarda
oralarda on dokuz yasima rastladim
birbirimizi birde tanidik
oysa birbirimizin yzn grmslgmz yoktu fotograflarimizi bile
ama yine de birbirimizi birde tanidik sasmadik el sikismak istedik
ama ellerimiz birbirine dokunamiyor aramizda kirk yillik zaman duruyor
usuz bucaksiz donmus duruyor bir kuzey denizidir
ve Stirasnoy Alani'na simdi Puskin Alani kar yagmaya basladi
syorum hele ellerim ayaklarim
oysa yn orapliyim da kunduralarimla eldivenlerim krkl
orapsiz olan oydu bezle sarmis postallarinda ayaklarini elleri iplak
agzinda ham bir elmanin tadi dnya
on drdnde bir kiz memesi sertligi avularindaki
gznde trklerin boyu kilometre kilometre lmn boyu bir karis
ve haberi yok basina geleceklerin hibirinden
onun basina gelecekleri bir ben biliyorum
nk inandim onun btn inandiklarina
sevdim sevecegi btn kadinlari
yazdim yazacagi btn siirleri
yattim yatacagi btn hapislerde
getim geecegi btn sehirlerden
hastalandim btn hastaliklariyla
btn uykularini uyudum grdm grecegi btn dsleri
btn yitireceklerini yitirdim
salari saman sarisi kirpikleri mavi
kara paltosunun yakasi ak ve sedef dgmeleri koskocaman
grmedim
II
On dokuz yasim Beyazit Meydani'ndan geiyor ikiyor Kizil Meydan'a
Konkord'a iniyor Abidin'e rastliyorum da meydanlardan konusu-
yoruz
evveli gn Gagarin en byk meydani dolasip dnd Titof da dolasip
dnecek hem de on yedi buuk kere dolanacak ama daha bundan
haberim yok
meydanlarla yapilardan konusuyoruz Abidin'le tavan arasindaki otel
odamda
Sen irmagi da akiyor Notr Dam'in iki yanindan
ben geceleyin penceremden bir ay dilimiymis gibi gryorum Sen
irmagini rihtiminda yildizlarin
bir de gen bir kadin uyuyor tavan arasindaki odamda Paris damlarinin
bacalarina karismis
yillardir byle derin uykulara dalmisligi yoktu
saman sarisi salari bigudili mavi kirpikleriyse yznde bulut
ekirdekteki meydanla ekirdekteki yapidan konusuyoruz Abidin'le
meydanda firdnen Cellettin'den konusuyoruz
Abidin usuz bucaksiz hizin renklerini dktryor
ben renkleri yemis gibi yerim
ve Matis bir manavdir kosmos yemisleri satar
bizim Abidin de yle Avni de Levni de
mikroskobun ve fze lumbuzlarinin grdg yapilar meydanlar renkler
ve sairleri ressamlari algicilari onlarin
hamlenin resmini yapiyor Abidin yz elliye altmisin meydanliginda
suda baliklari nasil grp suda baliklari nasil avlayabilirsem yle grp
yle avlayabilirim kivil kivil akan vakitlari tuvalinde Abidin'in
Sen irmagi da bir ay dilimi gibi
gen bir kadin uyuyor ay diliminin stnde
onu ka kere yitirip ka kere buldum daha ka kere yitirip ka kere
bulacagim
iste byle iste byle kizim dsrdm mrmn bir parasini Sen irmagina
Sen Misel Kprs'nden
mrmn bir parasi Msy Dpon'un oltasina takilacak bir sabah ise-
lerken aydinlik
Msy Dpon ekip ikaracak onu sudan Paris'in mavi suretiyle birlikte
ve hibir seye benzetemiyecek mrmn bir parasini ne baliga ne
pabu eskisine
atacak onu Msy Dpon gerisin geriye Paris'in suretiyle birlikte suret
eski yerinde kalacak.
Sen irmagiyla akacak mrmn bir parasi byk mezarligina irmaklarin
damarlarimda akan kanin hisirtisiyla uyandim
parmaklarimin agirligi yok
parmaklarim ellerimle ayaklarimdan kopup havalanacaklar salina salina
dnecekler basimin stnde
sagim yok solum yok yukarim asagim yok
Abidin'e sylemeli de resmini yapsin Beyazit Meydani'nda sehit dsenin
ve Gagarin Yoldasin ve daha adini sanini kasini gzn bilmedigi-
miz Titof Yoldasin ve ondan sonrakilerin ve tavan arasinda yatan
gen kadinin
Kba'dan dndm bu sabah
Kba meydaninda alti milyon kisi aki karasi sarisi melezi isikli bir
ekirdek dikiyor ekirdeklerin ekirdegini gle oynaya
sen mutlulugun resmini yapabilir misin Abidin
isin kolayina kamadan ama
gl yanakli bebesini emziren melek yzl annecigin resmini degil
ne de ak rtde elmalarin
ne de akvaryumda su kabarciklarinin arasinda dolanan kirmizi baliginkini
sen mutlulugun resmini yapabilir misin Abidin
1961 yazi ortalarinda Kba'nin resmini yapabilir misin
ok skr ok skr bugn de grdm lsem de gam yemem gayrinin
resmini yapabilir misin stat
yazik yazik Havana'da bu sabah dogmak varmisin resmini yapabilir misin
bir el grdm Havana'nin 150 kilometre dogusunda deniz kiyisina yakin
bir duvarin stnde bir el grdm
ferah bir trkyd duvar
el oksuyordu duvari
el alti aylikti oksuyordu boynunu anasinin
on yedi yasindaydi el ve Mariya'nin memelerini oksuyordu avucu nasir
nasirdi ve Karayip denizi kokuyordu
yirmi yasindaydi el ve oksuyordu boynunu alti aylik oglunun
yirmi bes yasindaydi el ve oksamayi unutmustu oktan
otuz yasindaydi el ve Havana'nin 150 kilometre dogusunda deniz
kiyisinda bir duvarin stnde grdm onu
oksuyordu duvari
sen el resimleri yaparsin Abidin bizim irgatlarin demircilerin ellerini
Kbali baliki Nikolas'in da elini yap karakalem
kooperatiften aldigi piril piril evinin duvarinda oksamaya kavusan ve
oksamayi bir daha yitirmeyecek Kbali baliki Nikolas'in elini
kocaman bir el
deniz kaplumbagasi bir el
ferah bir duvari oksayabildigine inanamayan bir el
artik btn sevinlere inanan bir el
gnesli denizli kutsal bir el
Fidel'in szleri gibi bereketli topraklarda sekerkamisi hiziyla fiskirip
yeserip ballanan umutlarin eli
1961'de Kba'da ok renkli ok serin agalar gibi evler ve ok rahat evler
gibi agalar diken ellerden biri
elik dkmege hazirlanan ellerden biri
mitralyz trklestiren trkleri mitralyzlestiren el
yalansiz hrriyetin eli
Fidel'in siktigi el
mrnn ilk kursunkalemiyle mrnn ilk kadina hrriyet szcgn
yazan el
hrriyet szcgn sylerken sulaniyor agizlari Kbalilarin balkutusu bir
karpuzu kesiyorlarmis gibi
ve gzleri parliyor erkeklerinin
ve kizlarinin eziliyor ii dokununca dudaklari hrriyet szcgne
ve koca kisileri en tatli anilarini ekip kuyudan yudum yudum iiyor
mutlulugun resmini yapabilir misin Abidin
hrriyet szcgnn resmini ama yalansizinin
aksam oluyor Paris'te
Notr Dam turuncu bir lamba gibi yanip snd ve Paris'in btn eski
yeni taslari turuncu bir lamba gibi yanip snd
bizim zanaatlari dsnyorum siirciligi resimciligi algiciligi filan ds-
nyorum ve anliyorum ki
bir ulu irmak akiyor insan eli ilk magaraya ilk bizonu izdiginden beri
sonra btn aylar yeni baliklari yeni su otlari yeni tatlariyla dklyor
onun iine ve kurumayan usuz bucaksiz akan bir odur.
Paris'te bir kestane agaci olacak
Paris'in ilk kestanesi Paris kestanelerinin atasi
Istanbul'dan gelip yerlesmis Paris'e Bogaz sirtlarindan
hl sag midir bilmem sagsa iki yz yasinda filn olmali
gidip elini pmek isterdim
varip glgesinde yatsak isterdim bu kitabin kadini yapanlar yazisini
dizenler nakisini basanlar bu kitabi dkkninda satanlar para verip
alanlar alip da seyredenler bir de Abidin bir de ben bir de bir saman
sarisi belsi, basimin.
Sanat Telkkisi
Bazan ben de gnl ahlarimi
ekerim birer birer
kan kirmizi yakut bir tesbih gibi,
ve bu kizil piriltili tesbihin ipi
sirma sa tellerindendir...
Fakat benim
siirime ilham veren perimin
omuzlarinda ailan kanat:
asma kprlerimin
demir putrellerindendir! ..
Dinlenir, dinlenmez degil
blbln gle karsi feryatlari...
Fakat asil benim anladigim dil:
Bakir, demir, tahta, kemik ve kirislerle alinan
Bethovenin sonatlari...
Sen istedigin kadar
tozu dumana katar
srebilirsin atini! ..
Ben degismem
en halsddem arap atina;
saatte 110 kilometrelik sr'atini
demir raylarda kosan
demir beygirimin.
Iri saskin bir sinek gibi takilir bazan gzm
odamin ksesindeki usta rmcek aglarina...
Lkin asil hayranim ben:
halikleri mavi gmlekli mimarlarim olan
77 katli beton-arme daglarina!
Erkek gzeli
Biblos ilhi gen Adonis
kprbasinda karsima iksa,
belki bakmadan geerim de;
Filozofumun yuvarlak gzlkl gzne,
ve atesimin
drt kse terli bir gnes gibi yanan yzne
bakmadan geemem! ...
Ben elektrikli tezghlarimda doldurulan
nc nevi hazir cigara ierim de,
isterse Samsun'un olsun
ttn kgida elimle sarip iemem!
Degismedim
degisemem
Havvanin iriliplakligina
mesin kasketli mesin ceketli karimi! .
Belki benim tab'i sairanem yok? !
Neyleyim! .
toprak anamin ocuklarindan ok seviyorum:
kendi ocuklarimi!
Sebastian Bach'in Do Majr Konertosu
Gz sabahi zm baginda
Sira sira bklm bklm
Ktklerin tekrari.
Ktklerde salkimlarin,
Salkimlarda tanelerin,
Tanelerde aydinligin.
Geceleyin ok byk ok beyaz evde,
Herbirinde ayri isik,
Pencerelerin tekrari.
Yagan btn yagmurlarin tekrari
Topraga, agaca, denize,
Elime, yzme, gzme
Ve camda ezilen damlalar.
Gnlerimin tekrari
Birbirine benzeyen,
Benzemeyen gnlerimin.
rlen rgdeki tekrar,
Yildizli gkyzndeki tekrar
Ve btn dillerde 'seviyorum'un tekrari
Ve yapraklarda agacin tekrari.
Ve her lm dseginde acisi tez biten yasamanin.
Yagan kardaki tekrar,
Incecikten yagan karda,
Lapa lapa yagan karda,
Buram buram yagan karda
Esen tipide savrularak
Ve yolumu kesen kardaki tekrar.
ocuklar kosuyor avluda.
Avluda kosuyor ocuklar.
Ihtiyar bir kadin geiyor sokaktan.
Sokaktan ihtiyar bir kadin geiyor.
Geiyor sokaktan ihtiyar bir kadin.
Geceleyin ok byk, ok beyaz evde
Herbirinde ayri isik,
Pencerelerin tekrari.
Salkimlarda tanelerin,
Tanelerde aydinligin.
Yrmek iyiye, hakliya, dogruya
Dvsmek yolunda iyinin, haklinin, dogrunun
Zaptetmek iyiyi, hakliyi, dogruyu.
Sessiz gzyasin ve glmsemen glm,
Hikiriklarin ve kahkahan glm.
Piril piril bembeyaz disli kahkahanin tekrari.
Gz sabahi zm baginda
Sira sira, bklm bklm
Ktklerin tekrari.
Ktklerde salkimlarin,
Salkimlarda tanelerin,
Tanelerde aydinligin,
Aydinlikta yregimin.
Tekrardaki mucize glm,
Tekrarin tekrarsizligi!
Sen
En gzel gnlerimin
mel'un adami var:
Ben sokakta rastlasam bile tanimayim diye
en gzel gnlerimin bu mel'un adamini
yer yer tirnaklarimla kazidim
hatiralarimin camini..
En gzel gnlerimin
mel'un adami var:
Biri sensin,
biri o,
biri tekisi..
Dsmanimdir ikisi..
Sana gelince...
Yaziyorsun..
Okuyorum..
Kanli biakli dsmanim bile olsa, insanin
bu rtbe alalabilmesinden korkuyorum..
Ne yazik! ..
Ne kadar
beraber gemis gnlerimiz var;
senin
ve benim
en gzel gnlerimiz..
Kalbimin kaniyla gtrecegim
ebediyete
ben o gnleri..
Sana gelince, sen o gnleri -
kendi ogluyla yatan,
kizlarinin krpe etini satan
bir ana gibi satiyorsun! .
Satiyorsun:
gnde on kaat,
bir ift rugan pabu,
sicak bir dsek
ve yz papellik rahat iin...
En gzel gnlerimin
mel'un adami var:
Biri sensin,
Biri o,
biri tekisi...
Kanli biakli dsmanimdir ikisi...
Sana gelince...
Ne ben Sezarim,
Ne de sen Brtssn...
Ne ben sana kizarim
ne de zatin zahmet edip bana kssn..
Artik seninle biz,
dsman bile degiliz..
Sen 2
Sen esirligim ve hrriyetimsin
Ciplak bir yaz gecesi gibi yanan etimsin,
Sen memleketimsin.
Sen ela gzlerinde yesil hareler,
Sen byk,gzel ve muzaffer,
Ve ulasildika ulasilmaz olan hasretimsin
Sen Benim Sarhoslugumsun
Sen benim sarhoslugumsun
ne ayildim
ne ayilabilirim
ne ayilmak isterim
basim agir
dizlerim paralanmis
stm basim amur iinde
yanip snen isigina dse kalka giderim.
Sen Gnesin Altinda Yesil Gzlerinle
Sen gnesin altinda yesil gzlerinle
Ciriliplak yatacaksin
Ben stne egilip senin
Ben kainatin en mthis hadisesini
Seyreder gibi seyredecegim seni
Sen kollarini boynuma atacaksin
Boynumda kivil kivil agirligin
Ben lmszlg tadacagim
Kipkirmizi agzindan
Seni Dsnmek
Seni dsnmek gzel sey, mitli sey,
Dnyanin en gzel sesinden
En gzel sarkiyi dinlemek gibi birsey...
Fakat artik mit yetmiyor bana,
Ben artik sarki dinlemek degil,
Sarki sylemek istiyorum.
Seni Dsnrm
Seni dsnrm
Anamin kokusu gelir burnuma
Dnya gzeli anamin
Binmissin atlikarincasina iimdeki bayramin
Firdnersin eteklerinle salarin uusur
Bir yitirip bir bulurum al al olmus yzn
Sebebi ne
Seni bir biak yarasi gibi hatirlamamin
Sen byle uzakken senin sesini duyup
Yerimden firlamamin sebebi ne?
Diz kp bakarim ellerine
Ellerine dokunmak isterim
Dokunamam
Arkasindan camin
Ben bir saskin seyircisiyim glm
Alaca karanligimda oynadigim dramin
Seni Dsnyorum
Seni Dsnyorum
Trkiye Komnist Partisi,
T. K. P.m benim,
seni dsnyorum.
Sen dnmz, bugnmz, yarinimizsin,
en byk ustaligimiz,
en ince hnerimizsin.
Sen aklimiz, yregimiz ve yumrugumuzsun.
Dnyada bir anilir sanli soyun var:
sen kk kardesisin V.K.P.(B) nin.
Sen bana bugn
Mbarek alnindaki yara yerinle
ve isi bileklerinde zincir izleriyle grndn.
yryorsun dimdik, piril piril.
mrmde yalniz seninle
Baciminkiler gibi gk gzl sehrim,
Istanbulum,
seni dsnyorum.
Oturmusum deniz kiyisina,
bakiyorsun limana giren Amerikan zirhlisina.
Hastasin, asin, fkelisin.
O da bakiyor sana,
hem de nasil,
efendinmis,
patronunmus,
sahibinmis gibi itoglu it.
Bozkirdaki tarlalar sizi dsnyorum.
Belki karasapanla srlrdnz,
kavruk olurdu ekininiz,
kavruktu mavruktu, bugday idi ya,
Amerikan simdi beton dkms oraya,
lme uak alani yapmis sizi.
Uzun uzun soseler sizi dsnyorum.
stnzden kervan gemez, kus umaz,
lmege, ldrmege gidilir yalniz.
Seni dsnyorum tornaci Rahmi.
Belki bu sabah basildi evin,
belki simdi Birinci Subedesin,
kollarin kelepeli arkadan,
Kan iinde yzn gzn.
Biliyorum syletemezler:
Baris Yolu dergisini kimden alip dagittigini.
Seni dsnyorum Hasan oglu Hseyin.
Mangalardan birinin bilmem kainci eri. Selam vermedin diye,
ipil tegmen, basiyor tokadi sana. Sen simsiki duruyorsun,
yznde bes parmagin yeri. Biliyorum Hasan oglu Hseyin
kaacaksin, katletmiye gitmeyeceksin Korede kardeslerini
Seni dsnyorum Hate kadin.
Insandan ok arik topraga benziyorsun,
hayir topraksizliga.
Bes ocuk dogurdun, ld.
Fakir ky halkini pesine taktin.
gidiyorsun zaptetmege
snglerin ardindaki bey topragini.
niversiteli kiz seni dsnyorum.
Ierdesin bir yildir,
en az yil verecekler.
Bana bir siirimi okumustun,
sesin kulagimda hala.
Seni dsnyorum sayaci Ismail Usta,
Marsal emretti, aildi gmrk kapilari,
sen dkkanin kapisini kapattin,
zarf, kaat sattin
Galatasaray da, postanenin orda.
Dilendin sonra,
sonra ldn veremden
ev halkiyla beraber.
Seni dsnyorum anne.
Bsbtn perde indi mi gzlerine?
Karanlikta misin?
Karicigim, seni dsnyorum.
Stn kesildi mi bsbtn,
emziremiyor musun artik tosunumu
Memedimi?
Ev kirasini bu ay verebildin mi?
Ben aklinda miyim?
Mavi bulutlar geiyor altin kubbelerin zerinden,
kirmizi bacalarin,
beyaz kulelerin zerinden mavi bulutlar geiyor.
Bakiyorum Moskovanin pencerelerinden birinden
seni dsnyorum memleketim
memleketim, Trkiyem seni dsnyorum
zaten bir dakka iktigin yok aklimdan,
hasretin dayanilir gibi degil
Moskovada yasamanin saadeti olmasa,
burda herkes sormasa seni benden,
Sovyet insanlarindan her gn mektup gelmese,
sevmese seni onlar
benim onlari sevdigim kadar.
Sensiz Paris
Sensiz paris glm bir havai fisegi
Bir kuru grlt kederli bir irmak
Yikti mahfetti beni
Pariste durup dinlenmeden glm seni agirmak.
Ses
eneni avularinin iine alip,
duvara dalip
kalma! .
eneni avularinin iine alma! .
Kalk!
Pencereye gel!
Bak!
Disarda gece bir cenup denizi gibi gzel,
arpiyor pencerene dalgalari..
Gel!
Dinle havalari:
havalar seslerin yoludur,
havalar seslerle doludur:
topragin, suyun, yildizlarin
ve bizim seslerimizle...
Pencereye gel!
Havalari dinle bir:
Sesimiz yanindadir,
sesimiz seninledir...
Sesler Geliyor.....
Sesler geliyor gnbatisindan
sesler....
Koynunda gnesin kayboldugu zindan
aydinlanacak mi?
Bekliyelim mi?
Bekliyebilir miyiz?
Biz
gndogusunun milyonlarla milyonu
bekliyoruz bunu..
Sesler geliyor gnbatisindan
sesler..
Biz
ciplak ayakli Hindistanin aligini
esmer gzlerinde bir alev gibi tasiyanlar.
Biz
sari yzlerinden gzleri biak yarasi gibi bakan
kavga meydanlarinda kellesini koparip
kocaman kanli sari bir iek gibi birakan
in seddinin kulileri....
Biz
Borneo, Sumatra, Cava kylleri....
Biz...
Biz gnesin dogdugu yerden haykiriyoruz
mavi gmlekli, mavi gzl Almanyalilara...
Ve istiyoruz ki olsun naramizin aksisedasi
Krup favrikalarindan kopan:
- HURRRA......
* * *
Kurtulusun kirmizi eli
dolasiyor stnde Almanyanin.
Disari firlamak iin tepiniyor
amele mahallelerinde tanklar.
Berlinin caddeleri kulak asiyor yine
Spartakslerin ayak sesine..
Gbeginden atliyacak Avrupa.
Avrupanin atliyacak gbegi....
atliyacak
atliyor
atla...
abuk olun haydi...
Diyelim:
- . .DI....
Diyelim milyonlarla milyon agiz birden:
- ATLADI......
* * *
Syle Berlin....
Syle...
Elleri bombali mavi gmleklilerin
bekliyecek mi yine
Unter den Linden caddesinde nbet?
Alevden bayraklarin stnde
yeniden can bulacak mi Karl Liebknecht?
Avrupa bocaliyor..
Hava firtinali
omurga delik
serdmen sarhos..
Koooos....
Dmen basina.....
Sesler geliyor gnbatisindan
sesler....
Sesini Kaybeden Sehir
Adedi devir
siIir.
Sehir
sustu
Kenetlendi nokta nokta sehrinin
asfalt-beton enesi:
bin dokuz yz nokta nokta senesi
nokta nokta
ayinda...
Cadde bos.
bir utan bir uca kos.
Cadde bos
bombos
cebim gibi...
Kesildi akmiyor su...
Ne bir motor ugultusu
ne dnen bir tekerlek var.
Rzgar:
srklyor asfaltta Mister Ford'un adini:
duvardan kopan renkli bir ilan kaadini
kaldirimda savuruyor..
adam
adam duruyor:
Birincinin kolunda kirik bir
keman var,
ikincinin basinda silindir
sirtinda frak,
nc killi bir maymun gibi iplak..
Sokak.
Sokakta islik alarak
enseni kasiya kasiya
ge karsidan karsiya.
Yok ezilmek korkusu..
Ne bir motor ugultusu
ne dnen bir tekerlek var..
Rzgar:
atiyor gitgide kara kaslarini.
Kesmis ddk sesleri kse baslarini.
adam...
adam duruyor
ve bir sarhos trksn syliyerek
topuklarini yere vuruyor..
Caddenin ortasinda bagirip durmayin,
topuklarinizi yere vurmayin,
NAFILE
asfalti getiremezsiniz dile! !
NAFILE
konusmaz sesini kaybeden sehir:
oksamazsa eger
ONLARIN
ceplerinde kilitlenen elleri
bakir telleri..
adam:
adam duruyor:
Birincinin kolunda kirik bir
keman var,
ikincinin basinda silindir
sirtinda frak,
nc killi bir maymun gibi iplak..
adam
kayboluyor karanlikta sallanarak....
Sevgilim
Sevgilim yalan sylersem sana
Kopsun ve mahrum kalsin dilim
Seni seviyorum demek bahtiyarligindan
Sevgilim yalan yazarsam sana
Kurusun ve mahrum kalsin elim
Oksayabilmek saadetinden seni
Sevgilim yalan sylerse sana gzlerim
Iki nadim gzyasi gibi avularima aksinlar
Ve gremesinler seni bir daha
Sevgilim 2
Sevgilim,
baslar nde, gzler alabildigine aik,
yanan sehirlerin kiziltisi,
ignenen ekinler
ve bitmez tkenmez ayak sesleri :
gidiliyor.
Ve insanlar katlediliyor :
agalardan ve danalardan
daha rahat
daha kolay
daha ok.
Sevgilim,
bu ayak sesleri, bu katlimda
hrriyetimi, ekmegimi ve seni kaybettigim oldu,
fakat aligin, karanligin ve igliklarin iinden
gnesli elleriyle kapimizi alacak olan
gelecek gnlere gvenimi kaybetmedim hibir zaman...
Seviyorum Seni
Seviyorum seni
ekmegi tuza banip yer gibi
Geceleyin atesler iinde uyanarak
agzimi dayayip musluga su ier gibi
Agir posta paketini
neyin nesi belirsiz
telasli, sevinli, kuskulu aar gibi
Seviyorum seni
denizi ilk defa uakla geer gibi
Istanbul'da yumusacik kararirken ortalik
iimde kimildayan birseyler gibi
Seviyorum seni
Yasiyoruz ok skr der gibi.
Sicaklarda
Bu sicaklarda seni dsnyorum
ciplakligini
boynunu bileklerini
minderde ak bir kus gibi yatan ayagini
senin sylediklerini.
Bu sicaklarda seni dsnyorum
bilmiyorum aklimda en ok kalan ne
gzmn nne gelen
boynun mu bileklerin mi
ciplak ayagin mi
bana benim olurken sylediklerin mi?
Bu sari sicaklarda seni dsnyorum
bu sari sicaklarda bir otel odasinda seni dsnp
yalnizligimi soyunuyorum
biraz da lme benzeyen yalnizligimi.
Siradaki
Basladi ise
Bitirdi isi..
Baslarken avaz avaz bagirmadi.
Bitirdi ve :
-Gelin seyredin, diye drt yani agirmadi..
O milyonlarin milyonda biridir.
O bir sira neferidir.
Damarlarindaki bilmem hangi soyun kani degil..
O bir yaris hayvani degil.
Yz herkesin yzne benzer.
Su ier agziyla ayaklariyla gezer...
Onun iin ;basliyan,biten,basliyan is var,
sorgu sorus yok..
Gidis var.
Durus yok..
O milyonlarin milyonda biridir.
O bir sira neferidir..
Siradakinin lm
O, ne nde
ne arkada
sirada
siramizdaydi..
Ve yanindakinin kanli basi onun omuzuna egilince
ona sira gelince
sayini saydi...
Sz istemez.
Yasli gz istemez.
elenk melenk lazim degil...
SUSUN.
SIRA NEFERI UYUSUN...
Silahsiz Insanlar
Bes kitanin iinden basladi sefer
Gidildi kuzeye dogru, gidildi,
Ormanlar, kayalar, gller, denizler
Sehrine varildi, sehir yesildi.
Bu gelenler silhsiz adamlardi
Her birisi yregini ikardi.
Her yrekte gzel bir seyler vardi,
Hayata sevdalar iln edildi.
Geceler beyazdi, gndzler serin,
Szleri dvdler dan dan da din din,
rsnde sicacik yreklerinin
lm bu szlerden gl degildi.
Simavne Kadisi Oglu Seyh Bedrettin Destani
Darlfnn Ilhiyat Fakltesi tarihi kelm mderrisi Mehemmed Serefeddin Efendinin 1925-1341 senesinde
Evkafi Islmiye Matbaasinda basilan Simavne Kadisi oglu Bedreddin isimli risalesini okuyordum. Risalenin
altmis besinci sayfasina gelmistim. Cenevizlilere sirktip olarak hizmet eden Dukas, tarihi kelm mderrisinin bu
altmis besinci sayfasinda diyordu ki:
O zamanlarda Iyonyen krfezi medhalinde kin ve avam lisaninda Stilaryum - Karaburun
tesmiye edilen daglik bir memlekette di bir Trk kyls meydana ikti. Stilaryum Sakiz adasi
karsisinda kindir. Mezkr kyl Trklere vaiz ve nesayihte bulunuyor ve kadinlar mstesna
olmak zere erzak, melbsat, mevasi ve arzi gibi seylerin kffesinin umumun mli mstereki
addedilmesini tavsiye ediyor idi.
Stilaryumdaki di Trk kylssn vaiz ve nasihatlarini bu kadar vuzuhla anlatan Cenevizlilerin sirktibi, siyah
kadife elbisesi, sivri sakali, sari uzun merasimli yzyle gzmn nne geldi. Simavne Kadisi oglu Bedreddinin en
byk mridine, Brklce Mustafaya di demesi, her iki manasinda da, beni gldrd. Sonra birdenbire risalenin
mellifi Mehemmed Serefeddin Efendiyi dsndm. Risalesinde Bedreddinin gayesinden bahsederken, Erzak,
mevsi ve arzi gibi seylerin umum mali msterek addedilmesini tavsiye eden Brklcenin
kadinlari bundan istisna etmesi bizce efkri umumiyyeye karsi ihtiyar etmis oldugu bir takiyye ve
tesettrdr. Zira vahdeti mevcda kail olan seyhinin Mustafaya bunu istisna ettirecek bir dersi
hususiyet vermedigi muhakkaktir, diyen bu tarihi kelm mderrisini asirlarin stne remil atip insanlarin
zamirini kesfetmekte yedi tul sahibi buldum. Ve Marksla Engelsten iki cmle geldi aklima: Burjuva iin karisi
alelde bir istihsal letidir. Burjuvazi, istihsal letlerinin itimailestirilecegini duyunca tabiatiyle bundan
itimailestirilmenin kadinlara da tesmil edilecegi neticesini ikariyor.
Burjuvazinin modern amele sosyalizmi iin dsndgn, Darlfnn Ilhiyat Fakltesi mderrisi de
Bedreddinin kurunu vsta kyl sosyalizmi iin neden dsnmesin? Ilhiyat bakimindan kadin mal degil midir?
Risaleyi kapadim. Gzlerim yaniyordu amma uykum yoktu. Basucumdaki iviye asili simendifer marka saata
baktim. Ikiye geliyor. Bir cigara. Bir cigara daha. Kogusun sicak, durgun, agir kokulu bir su birikintisine benziyen
havasinda dolasan sesleri dinliyorum. Benden baska yirmi sekiz insani ve terli imentosuyla kogus uyuyor.
Kulelerdeki jandarmalar yine bu gece ddklerini daha sik, daha keskin ttryorlardi. Bu ddk sesleri ne zaman
byle deli bir sirayetle, belki de hi sebepsiz, telaslansalar ben kendimi karanlik bir gece batan bir gemide sanirim.
stmzdeki kogustan idamlik eskiyalarin zincir sesleri geliyordu. Evraklari temyizde. Yagmurlu bir aksam
karari giyip dndklerinden beri hep byle sabahlara kadar demirlerini sakirdatip dolasiyorlar.
Gndzleri arka avluya ikarildigimiz vakit ka defa onlarin pencerelerine baktim. insan. Ikisi sagdaki
pencerenin iinde oturur, birisi soldaki pencerede. Ilk yakalanip arkadaslarini ele veren bu tek basina oturanmis. En
ok cigara ien de o.
de kollarini pencerelerin demirlerine doluyorlar. Olduklari yerden denizi, daglari ok iyi grebildikleri
halde onlar hep asagiya, avluya, bize, insanlara bakiyorlar.
Seslerini hi isitmedim. Btn hapishane iinde bir kerre olsun trk sylemiyen sade onlardir. Ve hep byle
yalniz geceleri konusan zincirleri birdenbire bir sabah karanliginda susarsa, hapishane bilecek ki, disardaki sehrin en
kalabalik meydaninda ggsleri yaftali beyaz uzun gmlek sallanmistir.
Bir aspirin olsa. Avularimin ii yaniyor. Kafamda Bedreddin ve Brklce Mustafa. Kendimi biraz daha
zorliyabilsem, basim byle gzlerimi bulandiracak kadar agrimasa, ok uzak yillarin kili sakirtilari, at kisnemeleri,
kirba sesleri, kadin ve ocuk igliklari iinde iki isikli mit sz gibi Bedreddinle Mustafanin yzlerini
grebilecegim.
Gzme, demin kapatip imentoya biraktigim risale ilisti. Yarisi gnesten solmus visne rg bir kapagi var.
Kapakta, stnl esreli sls bir yaziyla risalenin adi bir tugra gibi yazili. Kapagin iinden sararmis sayfa
yapraklarinin yirtik kenarlari ikiyor. Bu Ilhiyat Fakltesi mderrisinin sls yazisindan, kamis kaleminden,
dividinden ve rihindan Bedreddinimi kurtarmak lzim, diye dsnyorum. Aklimda Ibni Arabsahtan,
sikpasazdeden, Nesriden, Idrisi Bitlisiden, Dukastan ve hatt Serefeddin Efendiden okuya okuya ezberledigim
satirlar var:
Seyh Bedreddinin tevelld 770 etrafinda olmak lzim gelecegini kuvvetle tahmin etmek
mmkndr.
Tahsilini Misirda ikml etmis olan Seyh Bedreddin senelerce burada kalmis ve hi sphesiz
bu muhitte byk bir kuvveti ilmiyeye mazhar olmus idi.
Misirdan Edirneye avdetinde ebeveynini burada berhayat bulmus idi.
Kendisinin buraya vrudu peder ve validesini ziyaret maksadile olabilecegi gibi bu sehirde
tasaltun etmis olan Musa elebinin daveti vakiasile olmak ihtimali de vardir.
elebi Sultan Mehmet kardeslerine galebe ile vaziyete hkim olunca Seyh Bedreddini
Iznikte ikamete memur eylemis idi.
Seyh burada itmam etmis oldugu Teshil mukaddemesinde "...Kalbimin iindeki ates
tutusuyor. Ve gnden gne artiyor, o surette ki kalbim demir de olsa selbetine ragmen
eriyecek..." demektedir.
Seyhi Iznike serdiklerinde kethdasi Brklce Mustafa Aydin eline vardi. Andan gt
Karaburuna vardi.
Diyordu ki: "Ben senin emlkine tasarruf edebildigim gibi sen de benim emlkime ayni
suretle tasarruf edebilirsin." Kyl avam halki bu nevi szlerle kendi tarafina celp ve cezb
ettikten sonra hiristiyanlar ile dostluk tesisine alisti. elebi Sultan Mehmedin Sarohan valisi
Sisman bu sahte rahibe karsi hareket ettiyse de Stilaryumun dar geitlerinden ileriye gemege
muvaffak olamadi.
Simavne kadisi oglu isitti kim Brklcenin hali terakki etti, o dahi Iznikten kati. Isfendiyara
vardi. Isfendiyardan bir gemiye binip Eflak eline geti. Andan gelip Agadenizine girdi.
Bu esnada msarnileyhin halifesi Mustafanin Aydin elinde avazeyi huru ve fesat ve ilhadi
Sultan Mehemmed'in kulagina vsil oldu. Derhal Rumiyei sugra ve Amesye Padisahi olan
Sehzade Sultan Muradin ismine hkm hmayn sadir oldu ki Anadolu askerlerini cem ile mlhid
Mustafanin def'ine kiyam eyliye. Ve mkemmel asker ve tehizat ile Aydin elinde anin basina
ine...
Mustafa, on bine yakin mfsit ve mlhid mritlerinden olan asker ile sehzadeye mkabeleye
kiyam eylediler.
Mbalega cenk olundu.
Bir ok kan dkldkten sonra tevfiki ilhi ile o leskeri ilhad maglub oldu.
Sag kalanlar Ayasluga getirildiler. Brklceye tatbik olunan en mthis iskenceler bile onu
fikri sabitinden eviremedi. Mustafa bir deve zerinde armiha gerildi. Kollari yekdigerinden
ayri olarak bir tahta zerine ivilendikten sonra byk bir alay ile sehirde gezdirildi. Kendisine
sadik kalan mahremani Mustafanin gz nnde katledildi. Bunlar "Dede Sultan iris" nidalarile
mtevekkilne lme tevdii nefs ettiler.
Ahir Brklceyi paraladilar ve on vilyeti teftis ettiler, gideceklerin giderdiler bey kullarina
timar verdiler. Bayezid Pasa yine Manisaya geldi Torlak Kemali anda buldu. Ani dahi anda
asti.
Bu esnada Agadenizindeki Bedreddinin hali terakkide idi. Her taraftan birok halk yanina
toplandilar. Bilumum halkin kendisiyle birlesmesine remak kalmis idi. Bundan dolayi Sultan
Mehemmedin bizzat hareketi icab etti.
Ve Bayezid Pasanin teklifiyle bazi kimseler Kadi Bedreddinin silki mtabaatina ve mritligine
dahil oldular. Ve birka tedbir ile orman iinde derdest edip bagladilar...
Sirozda Sultan Mehemmede getirdiler. Acemden henz gelmis bir danismend var idi. Mevlna
Hayder derlerdi. Sultan Mehemmed yaninda olurdu. Mevlna Hayder etti "seran bunun katli
hell amma mali haramdir."
Andan Simavne Kadisi oglunu pazara iletip bir dkkn nnde berdar ettiler. Bir nice
gnden sonra cnb mritlerinden birkai gelip ani andan aldilar. Simdi dahi ol diyarda
mritleri vardir.
Basim atliyacak gibi. Saate baktim. Durmus. Yukardakilerin zincir sakirtilari biraz yavasladi. Yalniz birisi
dolasiyor. Herhalde o tek basina soldaki pencerede oturandir.
Iimde bir Anadolu trks dinlemek ihtiyaci var. Bana yle geliyor ki, simdi yolparacilar kogusundan yine o
yayla trksn sylemege baslasalar basimin agrisi bir anda diniverecektir.
Bir cigara daha yaktim. Egildim. imentonun stnden Mehemmed Serefeddin Efendinin risalesini aldim. Disarda
rzgr ikti. Penceremizin altindaki deniz, zincir ve ddk seslerini kapatarak homurdaniyor. Penceremizin alti
kayalik olacak.
Ka defa oraya, denizle duvarimizin birlestigi yere bakmak istedik. Fakat imkni yok. Pencerenin demir ubuklari
ok dar. Insan basini disari ikaramiyor. Ve biz burada denizi ancak ufuk halinde grebiliyoruz.
Benim yatagimin yaninda tornaci Sefigin yatagi vardi. Sefik bir seyler mirildanarak uykusunda dnd. Karisinin
gnderdigi gelinlik yorgani kaydi. rttm.
Ilhiyat Fakltesi tarihi kelm mderrisinin altmis besinci sayfasini atim yine.. Cenevizlilerin sirktibinden bir
iki satir ancak okumustum ki basimin agrilari iinde kulagima bir ses geldi. Bu ses:
- Grlt etmeksizin denizin dalgalarini asarak senin yaninda bulunuyorum, diyordu.
Dndm. Denizin stndeki pencerenin arkasinda birisi var. Konusan o:
- Cenevizlilerin sirktibi Dukasin yazdiklarini unuttun mu? Sakiz adasinda Turlut tesmiye olunan manastirda
ikamet eden Giritli bir kesisten bahsettigini hatirlamiyor musun? Ben, yani Brklce Mustafanin "dervislerinden
biri" bu Giritli kesise de byle bas aik, ayaklarim iplak ve yekpare bir libasa brnms olarak denizin dalgalarini
asip gelmez miydim?
Pencerenin demirleri disinda hibir yere tutunmasina imkn olmadan byle boylu boyunca durup bu szleri
syleyene baktim. Gerekten de dedigi gibiydi. Yekpare libasi akti.
Simdi, yillarca sonra, ben bu satirlari yazarken Ilhiyat Fakltesi mderrisini dsnyorum. Serefeddin Efendi
ld m, sag mi, bilmiyorum. Fakat eger sagsa ve bu yazdiklarimi okursa benim iin: Gidi hain, diyecektir, hem
maddiyundan oldugunu iddia eder, hem de Giritli kesis gibi, stne stlk aradan asirlar gemis iken, Brklcenin
denizleri sessizce asan mridiyle konustugundan dem vurur.
Tarihi kelm stadinin bu szleri syledikten sonra atacagi ilhi kahkakayi da duyar gibi oluyorum.
Fakat zarar yok. Hazret kahkahasini atadursun. Ben macerami anlatayim.
Basimin agrisi birdenbire dindi. Yataktan iktim. Penceredekine dogru yrdm. Elimden tuttu. Benden baska
yirmi sekiz insani ve terli imentosuyla uyuyan kogusu biraktik. Birdenbire kendimi o bir trl gremedigimiz,
denizle duvarimizin birlestigi yerde, kayalarin stnde buldum. Brklcenin mridiyle yan yana karanlik denizin
dalgalarini sessizce asarak yillarin arkasina, asirlarca geriye, sultan Giyaseddin Eblfeth Mehemmed bin ibni
Yezidlkirisi, yahut sadece elebi Sultan Mehmet devrine gittik.
Ve iste size anlatmak istedigim macera bu yolculuktur. Bu yolculukta grdgm ses, renk, hareket, sekil
manzaralarini para para ve ogunu - eski bir itiyat yznden -- bir esit uzunlu kisali satirlar ve arasira kafiyelerle
tesbit etmege alisacagim. Syle ki:
1.
Sedirde al yesil, dal dal Bursa ipeklisi,
duvarda mavi bir bahe gibi Ktahyali iniler,
gms ibriklerde sarap,
bakir lengerlerde kizarmis kuzular nar idi.
z kardesi Musayi ok kirisiyle bogup
yani bir altin legende kardes kaniyla aptest alarak
elebi Sultan Memet tahta ikmis hnkr idi.
elebi hnkr idi amma
l Osman lkesinde esen
bir kisirlik igligi, bir lm trks rzgr idi.
Kylnn gz nuru zeamet
alin teri timar idi.
Kirik testiler susuz
su basarinda biyik buran sipahiler var idi.
Yolcu, yollarda topraksiz insanin
ve insansiz topragin feryadini duyar idi.
Ve yollarin sonu kale kapisinda kililar sakirdar
kpkl atlar kisner iken
arsida her lonca kesmis kendi pirinden midi
tarumar idi.
Velhasil hnkr idi, timar idi, rzgr idi,
ahzar idi.
2.
Bu gl Iznik gldr.
Durgundur.
Karanliktir.
Derindir.
Bir kuyu suyu gibi
iindedir daglarin.
Bizim burada gller
dumanlidirlar.
Baliklarinin eti yavan olur,
sazliklarindan isitma gelir,
ve gl insani
sakalina ak dsmeden lr.
Bu gl Iznik gldr.
Yaninda Iznik kasabasi.
Iznik kasabasinda
kirik bir yrek gibidir demircilerin rs.
ocuklar atir.
Kurutulmus baliga benzer kadinlarin memesi.
Ve delikanlilar trk sylemez.
Bu kasaba Iznik kasabasi.
Bu ev esnaf mahallesinde bir ev.
Bu evde
bir ihtiyar vardir Bedreddin adinda.
Boyu kk
sakali byk
sakali ak.
ekik ocuk gzleri kurnaz
ve sari parmaklari saz gibi.
Bedreddin
ak bir koyun postu stne
oturmus.
Hatti talik ile yaziyor
Teshili.
Karsisinda diz kmsler
ve karsidan
bir daga bakar gibi bakiyorlar ona.
Bakiyor:
Basi tirasli
kalin kasli
ince uzun boylu Brklce Mustafa.
Bakiyor:
kartal gagali Torlak Keml..
Bakmaktan bikip usanmayip
bakmaga doymiyarak
Iznik srgn Bedreddine bakiyorlar..
3.
Kiyida iplak ayakli bir kadin aglamaktadir.
Ve glde ipi kopmus
bos bir baliki kayigi
bir kus ls gibi
suyun stnde yzyor.
Gidiyor suyun gtrdg yere,
gidiyor paralanmak iin karsi daglara.
Iznik glnde aksam oldu.
Dag baslarinin kalin sesli sipahileri
gnesin boynunu vurup
kanini gle akittilar.
Kiyida iplak ayakli bir kadin aglamaktadir,
bir sazan baligi yznden
kaleye zincirlenen balikinin kadini.
Iznik glnde aksam oldu.
Bedreddin egildi suya
avulayip dogruldu.
Ve sular
parmaklarindan dklp
tekrar gle dnerken
dedi kendi kendine:
- O tes ki kalbimin iindedir
tutusmustur
gnden gne artiyor.
Dvlms demir olsa dayanmaz buna
eriyecek yregim...
Ben gayri zuhur ve huru edecegim!
Toprak adamlari topragi fethe gidecegiz.
Ve kuvveti ilmi, sirri tevhidi gereklendirip
biz milletlerin ve mezheplerin kanunlarini
iptl edecegiz...

Ertesi gn
glde kayik paralanir
kalede bir bas kesilir
kiyida bir kadin aglar
ve yazarken
Simavneli Teshilini
Torlak Kemlle Mustafa
ptler
seyhlerinin elini.
Al atlarin kolanini siktilar.
Ve Iznik kapisindan
dizlerinde iriliplak bir kili
heybelerinde el yazma bir kitapla iktilar...
Kitaplarinin adi:
Varidatdi.
4.
Brklce Mustafa ile Torlak Keml, Bedreddinin elini pp atlarina binerek biri Aydin, biri Manisa taraflarina
gittikten sonra ben de rehberimle Konya ellerine dogru yola iktim ve bir gn Haymana ovasina ulastigimizda
Duyduk ki Mustafa huru eylemis
Aydin elinde Karaburunda.
Bedreddinin kelmini sylemis
kylnn huzurunda.
Duyduk ki; cmle derdinden kurtulup
piri pk olsun diye,
on bes yasinda bir civan teni gibi, topragin eti,
agalar topyekn kilitan geirilip
verilmis ortaya hnkr beylerinin timari zeameti.
Duyduk ki...
Bu isler duyulur da durmak olur mu?
Bir sabah erken,
Haymana ovasinda bir garip kus terken,
siska bir sgt altinda zeytin danesi yedik.
Varalim,
dedik.
Grelim,
dedik.
Yapisip
sapanin
sapina
sol kardes topragini biz de bir yol
srelim, dedik.
Dstk daglara daglara,
astik daglari daglari...
Dostlar,
ben yolculuk etmem bir basima.
Bir ikindi vakti can yoldasima
dedim ki: geldik.
Dedim ki: bak
basladi karsimizda bir ocuk gibi glmege
bir adim geride aglayan toprak.
Bak ki, incirler iri zmrt gibidir,
ktkler zor tasiyor kehribar salkimlari.
Saz sepetlerde oyniyan baliklari gr:
islak derileri pul pul, isil isildir
ve krpe kuzu eti gibi aktir
yumusaktir etleri.
Dedim ki bak,
burda insan toprak gibi, gnes gibi, deniz gibi
bereketli.
Burda insan gibi verimli deniz, gnes ve toprak..
5.
Arkamizda hnkrin ve hnkr beylerinin timar ve zeametli topraklarini birakip Brklcenin diyarina
girdigimizde bizi ilk karsilayan delikanli oldu. de yanimdaki rehberim gibi yekpre ak libasliydilar. Birisinin
kivircik, abanoz gibi siyah bir sakali ve ayni renkte ihtirasli gzleri, kemerli byk bir burnu vardi. Vaktiyle
Musanin dinindenmis. Simdi Brklce yigitlerinden.
Ikincisinin enesi kivrik ve burnu dmdzd. Sakizli Rum bir gemiciymis. O da Brklce mritlerinden.
ncs orta boylu, genis omuzlu. Simdi dsnyorum da, onu, yolparacilar kogusunda yatan ve o yayla
trksn syliyen Hseyine benzetiyorum. Yalniz Hseyin Erzurumluydu. Bu Aydinliymis.
Ilk sz syliyen Aydinli oldu:
- Dost musunuz dsman mi? dedi. Dost iseniz hosgeldiniz. Dsman iseniz boynunuz kildan incedir.
- Dostuz, dedik.
Ve o zaman grendik ki, Sarohan valisi Sismanin ordusunu, yani topraklari tekrar hnkr beylerine vermek
isteyenleri, bizimkiler Karaburunun dar, daglik geitlerinde tepelemislerdir.
Yine, o yolparacilar kogusunda yatan Hseyin'e benziyeni dedi ki:
- Buradan ta Karaburunun dibindeki denize dek uzayan kardes soframizda bu yil incirler byle balli, basaklar
byle agir ve zeytinler byle yagli iseler, biz onlari, sirma cepken giyer haramilerin kaniyla suladik da ondandir.
Mjde bykt. Rehberim:
- yleyse tez dnelim. Haberi Bedreddine iletelim, dedi.
Yanimiza Sakizli Rum gemici Anastasi da alip ve ancak esigine bastigimiz kardes topragini birakarak tekrar l
Osman ogullarinin karanligina daldik.
Bedreddini Iznikte, gl kiyisinda bulduk. Vakit sabahti. Hava islak ve kederliydi.
Bedreddin.
- Nbet bizimdir. Rumeline geek, dedi.
Gece Iznikten iktik. Pesimizi atlilar kovaliyordu. Karanlik, onlarla aramizda duvar gibiydi. Ve bu duvarin
arkasindan nal seslerini duyuyorduk. Rehberim nden gidiyor, Bedreddinin ati benim al atimla Anastasinki
arasindaydi. Biz anaydik. Bedreddin ocugumuz Ona bir ktlk edecekler diye iimiz titriyordu. Biz
ocuktuk. Bedreddin babamiz. Karanligin duvari ardindaki nal sesleri yaklasir gibi olduka Bedreddine
sokuluyorduk.
Gn isiginda gizlenip, geceleri yol alarak Isfendiyara ulastik. Oradan bir gemiye bindik.
6.
Bir gece bir denizde yalniz yildizlar
ve bir yelkenli vardi.
Bir gece bir denizde bir yelkenli
yapyalnizdi yildizlarla.
Yildizlar sayisizdi.
Yelkenler snkt.
Su karanlikti
ve gz alabildigine dmdzd.
Sari Anastasla Adali Bekir
hamladaydilar.
Ko Salihle ben
pruvada.
Ve Bedreddin
parmaklari sakalina gml
dinliyordu kreklerin sipirtisini.
Ben:
- Ya! Bedreddin! dedim,
uyukliyan yelkenlerin tepesinde
yildizlardan baska bir sey grmyoruz.
Fisiltilar dolasmiyor havalarda.
Ve denizin iinden
grltler duymuyoruz.
Sade bir dilsiz, karanlik su,
sade onun uykusu.
Ak sakali boyundan byk kk ihtiyar
gld,
dedi:
- Sen bakma havanin durgunluguna
derya dedigin uyur uyur uyanir.
Bir gece bir denizde yalniz yildizlar
ve bir yelkenli vardi.
Bir gece bir yelkenli geip Karadenizi
gidiyordu Deliormana
Agadenizine...
7.
Bu orman ki Deliormandir gelip durmusuz
demek Agadenizinde adir kurmusuz.
Malm niin geldik,
malm derdi derunumuz diye
her daldan her kye bir sahin uurmusuz.
Her sahin pesine yz aslan takip gelmis.
Kyl, bey ekinini, irak arsiyi yakip
reaya zinciri birakip gelmis.
Yani Rumelinde bizden ne varsa tekmil
kol kol Agadenizine akip gelmis...
Bir kizilca kiyamet!
Karismis birbirine
at, insan, mizrak, demir, yaprak, deri,
grgenlerin dallari, meselerin kkleri.
Ne byle bir lem grmslg vardir,
ne byle bir ugultu duymuslugu var
Deliorman deli olali beri....
8.
Anastasi Deliormanda Bedreddinin ordughinda birakip ben ve rehberim Geliboluya indik. Bizden nce
buradan denizi yzerek geen olmus. Galiba bir dildde yznden. Biz de denizi yzerek karsi kiyiya vardik. Lkin
bizi bir balik gibi evik yapan sey bir kadin yzn ay isiginda seyretmek ihtirasi degil, Izmir yoluyla Karaburuna,
bu sefer seyhinden Mustafaya haber ulastirmak isiydi.
Izmire yakin bir kervansaraya vardigimizda, padisahin on iki yasindaki oglunun elinden tutan Bayezid Pasanin
Anadolu askerlerini topladigini duyduk.
Izmirde ok oyalanmadik. Sehirden ikip Aydin yolunu tutmustuk ki bir bag iinde, bir ceviz agaci altinda, bir
kuyuya serinlesin diye karpuz salmis dinlenen ve sohbet eden drt elebiye rastladik. Her birinin stnde baska esit
libas vardi. kavukluydu, birisi fesli. Selm verdiler. Selm aldik. Kavuklulardan birisi Nesr imis. Dedi ki:
- Halki ibahet mezhebine davet eden Brklcenin zerine Sultan Mehemmed Bayezid Pasa'yi gnderir.
Kavuklulardan ikincisi Skrllah bin Sihbiddin imis. Dedi ki:
- Bu sofinin basina birok kimseler toplandi. Ve bunlarin dahi ser'i Muhammediye muhalif nice isleri sikr
oldu.
Kavuklulardan ncs sikpasazde imis. Dedi ki:
- Sual: Ahir Brklce paralanirsa imanla mi gidecek, imansiz mi?
- Cevap: Allah bilir anin nkim biz anin mevti halini bilmezz..
Fesli olan elebi Ilhiyat Fakltesi tarihi kelm mderrisiydi. Yzmze bakti. Gzlerini kirpistirarak kurnaz
kurnaz glmsedi. Bir sey demedi.
Biz hemen atlarimizi mahmuzladik. Ve bir bag iinde, bir ceviz agaci altinda, bir kuyuya saldiklari karpuzlari
serinletip sohbet edenleri nallarimizin tozlari arkasinda birakarak Aydina, Karaburuna, Brklcenin yanina vardik.
9.
Sicakti.
Sicak.
Sapi kanli, demiri kr bir biakti
sicak.
Sicakti.
Bulutlar doluydular,
bulutlar bosanacak
bosanacakti.
O, kimildanmadan bakti,
kayalardan
iki gz iki kartal gibi indi ovaya.
Orda en yumusak, en sert
en tutumlu, en cmert,
en
seven,
en byk, en gzel kadin:
TOPRAK
nerdeyse doguracak
doguracakti.
Sicakti.
Bakti Karaburun daglarindan O
bakti bu topragin sonundaki ufka
atarak kaslarini :
Kirlarda ocuk baslarini
Kanli gelincikler gibi koparip
ciriliplak igliklari srkleyip pesinde
bes tuglu bir yangin geliyordu karsidan ufku sarip.
Bu gelen
Sehzade Muratti.
Hkm hmyun sdir olmustu ki Sehzade Muradin
ismine
Aydin eline varip
Bedreddin halifesi mlhid Mustafanin basina ine.
Sicakti.
Bedreddin halifesi mlhid Mustafa bakti,
bakti kyl Mustafa.
Bakti korkmadan
kizmadan
glmeden.
Bakti dimdik
dosdogru.
Bakti O.
En yumusak, en sert
en tutumlu, en cmert,
en
seven,
en byk, en gzel kadin :
TOPRAK
nerdeyse doguracak
doguracakti.
Bakti.
Bedreddin yigitleri kayalardan ufka baktilar.
Gitgide yaklasiyordu bu topragin sonu
fermanli bir lm kusunun kanatlariyla.
Oysaki onlar bu topragi,
bu kayalardan bakanlar, onu,
zm, inciri, nari,
tyleri baldan sari,
stleri baldan koyu davarlari,
ince belli, aslan yeleli atlariyla
duvarsiz ve sinirsiz
bir kardes sofrasi gibi amistilar.
Sicakti.
Bakti.
Bedreddin yigitleri baktilar ufka...

En yumusak, en sert,
en tutumlu, en cmert,
en
seven,
en byk, en gzel kadin :
TOPRAK
nerdeyse doguracak
doguracakti.
Sicakti.
Bulutlar doluydular.
Nerdeyse tatli bir sz gibi ilk damla dsecekti yere.
Birden-
- bire
kayalardan dklr
gkten yagar
yerden biter gibi,
bu topragin verdigi en son eser gibi
Bedreddin yigitleri sehzade ordusunun karsisina
iktilar.
Dikissiz ak libasli
bas aik
yalnayak ve yalin kilitilar.
Mbalga cenk olundu.
Aydinin Trk kylleri,
Sakizli Rum gemiciler,
Yahudi esnaflari,
on bin mlhid yoldasi Brklce Mustafanin
dsman ormanina on bin balta gibi daldi.
Bayraklari al, yesil,
kalkanlari kakma, tolgasi tun
saflar
pre pre edildi ama,
bosanan yagmur iinde gn inerken aksama
on binler iki bin kaldi.
Hep bir agizdan trk syleyip
hep beraber sulardan ekmek agi,
demiri oya gibi isleyip hep beraber,
hep beraber srebilmek topragi,
balli incirleri hep beraber yiyebilmek,
yrin yanagindan gayri her seyde
her yerde
hep beraber!
diyebilmek
iin
on binler verdi sekiz binini..
Yenildiler.
Yenenler, yenilenlerin
dikissiz, ak gmleginde sildiler
kililarinin kanini.
Ve hep beraber sylenen bir trk gibi
hep beraber kardes elleriyle islenen toprak
Edirne sarayinda damizlanmis atlarin
esildi nallariyla.
Tarihsel, sosyal, ekonomik sartlarin
zarur neticesi bu!
deme, bilirim!
O dedigin nesnenin nnde kafamla egilirim.
Ama bu yrek
o, bu dilden anlamaz pek.
O, hey gidi kambur felek,
hey gidi kahbe devran hey,
der.
Ve teker teker,
bir an iinde,
omuzlarinda dilim dilim kirba izleri,
yzleri kan iinde
geer iplak ayaklariyla yregime basarak
geer Aydin ellerinden Karaburun maglplari..*
(*) Simdi ben bu satirlari yazarken, Vay, kafasiyla yregini ayiriyor; vay, tarihsel, sosyal, ekonomik sartlari kafam
kabul eder amma, yregim yine yanar, diyor. Vay, vay, Marksiste bakin... gibi laflar edecek olan bazi "sol" geinen
delikanlilari dsnyorum. Tipki yazimin ta basinda tarihi kelm mderrisini dsnp kahkahasini duydugum gibi.
Ve simdi eger byle bir istidrad yapiyorsam bu o esit delikanlilar iin degil, Marksizmi yeni okumaya
baslamis, sol zppeliginden uzak olanlar iindir.
Bir doktorun verem bir ocugu olsa, doktor, ocugunun lecegini bilse, bunu fizyolojik, biyolojik, bilmemne-
lojik bir zaruret olarak kabul etse ve ocuk lse, bu lmn zaruretini ok iyi bilen doktor, ocugunun arkasindan bir
damlacik gzyasi dkmez mi ?
Paris Komunasinin devrilecegini, bu devrilisin btn tarih, sosyal, ekonomik sartlarini nceden bilen Marksin
yreginden Komunanin byk lleri bir istirap sarkisi gibi gememisler midir? Ve Komuna ld, yasasin
komuna! diye bagiranlarin sesinde bir damla olsun acilik yok muydu?
Marksist, bir makina - adam, bir ROBOTA degil, etiyle, kaniyla sinir ve kafasi ve yregiyle tarih, sosyal,
konkre bir insandir.
10.
Karanlikta durdular.
Sz O aldi, dedi:
- Ayaslug, sehrinde pazar kurdular.
Yine kimin dostlar
yine kimin boynun vurdular?
Yagmur
yagiyordu boyuna.
Sz onlar alip
dediler ona:
- Daha pazar
kurulmadi
kurulacak.
Esen rzgr
durulmadi
durulacak.
Boynu daha
vurulmadi
vurulacak.
Karanlik islanirken perde perde
belirdim onlarin oldugu yerde
sz ben aldim, dedim :
- Ayaslug sehrinin kapisi nerde?
Gster geeyim!
Kalesi var mi?
Syle yikayim.
Ba alirlar mi?
De ki vermeyim!
Sz O aldi, dedi:
-Ayaslug sehrinin kapisi dardir.
Girip ikilmaz.
Kalesi vardir,
kolay yikilmaz.
Var git al atli yigit
var git isine!..
Dedim: - Girip ikarim!
Dedim: --Yakip yikarim!
Dedi: -Yagis kesildi
gn agariyor.
Cellt Ali,
Mustafayi
agiriyor!
Var git al atli yigit
var git isine!..
Dedim: - Dostlar
birakin beni
birakin beni.
Dostlar
greyim onu
greyim onu!
Sanmayiniz
dayanamam.
Sanmayiniz
yandigimi
el leme belli etmeden yanamam!
Dostlar
"Olmaz!" demeyin,
"Olmaz!" demeyin bosuna.
Sapindan kopacak armut degil bu
armut degil bu,
yarali olsa da dsmez dalindan;
bu yrek
bu yrek benzemez sere kusuna
sere kusuna!
Dostlar
biliyorum!
Dostlar
biliyorum nerde, ne haldedir O!
Biliyorum
gitti gelmez bir daha!
Biliyorum
bir deve hrgcnde
kaniyan bir armiha
iriliplak bedeni
mihlidir kollarindan.
Dostlar
birakin beni,
birakin beni.
Dostlar
bir varayim greyim
greyim
Bedreddin kullarindan
Brklce Mustafayi
Mustafayi.

Boynu vurulacak iki bin adam,


Mustafa ve armihi
cellt, ktk ve satir
her sey hazir
her sey tamam.
Kizil sirma islemeli bir hasa
altin zengiler
kir bir at.
Atin stnde kalin kasli bir ocuk
Amasya padisahi sehzade sultan Murat.
Ve yaninda onun
bilmem kainci tuguna ettigim Bayezid Pasa!
Satiri aldi cellt.
Ciplak boyunlar yarildi nar gibi,
yesil bir daldan dsen elmalar gibi
birbiri ardina dst baslar.
Ve her bas dserken yere
armihindan Mustafa
bakti son defa.
Ve her yere dsen basin
kili depremedi:
-Iris
Dede Sultanim iris!
dedi bir,
baska bir sz demedi..
11.
Bayezid Pasa Manisaya gelmis, Torlak Kemli anda bulup ani dahi anda asmis, on vilyet teftis edilerek
gidecekler giderilmis ve on vilyet betekrar bey kullarina timar verilmisti.
Rehberimle ben, bu on vilyetten getik. Tepemizde akbabalar dolasiyor ve zaman zaman acayip igliklar
atarak karanlik derelerin iine szlyorlar, henz kanlari kurumamis krpe kadin ve ocuk llerinin stne
iniyorlardi. Yollarda, gnesin altinda, gen, ihtiyar erkek cesetleri serili oldugu halde, kuslarin yalniz kadin ve ocuk
etini tercih etmeleri karinlarinin ne kadar tok oldugunu gsteriyordu.
Yollarda hnkr beylerinin alaylarina rastliyorduk.
Hnkrin bey kullari; rms bir bag havasi gibi agir ve byk bir glkle kimildanabilen rzgrlarin iinden
ve paralanmis topragin stnden geerek, rengrenk tuglari, davullariyla ve eng igane ile timarlarina dnp
yerlesirlerken biz on vilyeti arkada biraktik. Gelibolu karsidan grnd. Rehberime:
- Takatim kalmadi gayri, dedim, denizi yzerek gemem mmkn degil.
Bir kayik bulduk.
Deniz dalgaliydi. Kayikiya baktim. Bir Almanca kitabin i kapagindan koparip kogusta basucuma astigim
resme benziyor. Kalin biyigi abanoz gibi siyah, sakali genis ve bembeyaz. mrmde byle aik, byle konusan bir
alin grmemisimdir.
Bogazin orta yerine gelmistik, deniz durmamacasina akiyor, kursun boyali havanin iinde sular kpklenerek
kayigimizin altindan kayiyordu ki kogustaki resme benziyen kayikimiz:
- Serbest insan ve esir, patrii ve pleb, derebeyi ve toprak klesi, usta ve irak, bir kelime ile ezenler ve
ezilenler, nihayet bulmaz bir ziddiyette birbirine karsi ggs gererek bazen el altindan, bazen aiktan aiga fasilasiz
bir mcadeleyi devam ettirdiler; dedi.
12.
Rumeline ayak bastigimizda elebi Sultan Mehemmedin Selnik kalesindeki muhasarayi kaldirarak Sereze
geldigini duyduk. Bir an nce Deliormana ulasmak iin gece gndz yol almaga basladik.
Bir gece yol kenarinda oturmus dinleniyorduk ki, karsidan Deliorman taraflarindan gelip Serez sehrine dogru
giden atli, doludizgin nmzden geti. Atlilardan birinin terkisinde bir heybe gibi baglanmis, insana benzer bir
karalti grmstm. Tylerim diken diken oldu. Rehberime dedim ki:
Ben tanirim bu nal seslerini.
Bu kpkleri kanli simsiyah atlar
karanlik yolun stnden drtnala geip
hep byle terkilerinde bagli esirler gtrdler.
Ben tanirim bu nal seslerini.
Onlar
bir sabah
adirlarimiza bir dost trks gibi gelmislerdir.
Blsmszdr ekmegimizi onlarla.
Hava yle gzeldir,
yrek yle umutlu,
gz ocuklasmis
ve hakm dostumuz SPHE uykuda...
Ben tanirim bu nal seslerini.
Onlar
bir gece
adirlarimizdan doludizgin uzaklasirlar.
Nbetiyi sirtindan biaklamislardir
ve terkilerinde
en degerlimizin
arkadan baglanmis kollari vardir.
Ben tanirim bu nal seslerini
onlari Deliorman da tanir..
Filhakika bu nal seslerini Deliormanin da tanidigini ok gemeden grendik. nk ormanimizin eteklerine ilk
adimimizi atmistik ki, Bayezid Pasanin diger tedbirati saibe ile ormana adamlar biraktigini, bunlarin karargha kadar
sokulup Bedreddinin mritligine dahil olduklarini ve bir gece seyhimizi adirinda uykuda bastirip kairdiklarini
duyduk. Yani yol kenarinda rastladigimiz atli Osmanli tarihindeki provokatrlerin agababasi idiler ve terkilerinde
gtrdkleri esir de Bedreddindi.
13.
Rumeli, Serez
ve bir eski terkibi izafi:
HUZRU HMAYUN.
Ortada
yere sapli bir kili gibi dimdik
bizim ihtiyar.
Karsida hnkr.
Bakistilar.
Hnkr istedi ki:
bu msahhas kfr yere sermeden nce,
son sz ipe vermeden nce,
biraz da seriat eylesin ibrazi hner
db erkniyle halledilsin is.
Hazir bilmeclis
Mevlna Hayder derler
mlk acemden henz gelmis
bir ulu danismend kisi
kinali sakalini ilhami ilhiye egip,
Mali haramdir amma bunun
kani helldir deyip
halletti isi...
Dnld Bedreddine.
Denildi: Sen de konus.
Denildi: Ver hesabini ilhadinin.
Bedreddin
bakti kemerlerden disari.
Disarda gnes var.
Yesermis avluda bir agacin dallari
ve bir akarsuyla oyulmaktadir taslar.
Bedreddin glmsedi.
Aydinlandi ii gzlerinin,
dedi:
- Mademki bu kerre maglubuz
netsek, neylesek zaid.
Gayri uzatman sz.
Mademki fetva bize aid
verin ki basak bagrina mhrmz..
14.
Yagmur iseliyor,
korkarak
yavas sesle
bir ihanet konusmasi gibi.
Yagmur iseliyor,
beyaz ve iplak mrted ayaklarinin
islak ve karanlik topragin stnde kosmasi gibi.
Yagmur iseliyor,
Serezin esnaf arsisinda,
bir bakirci dkkninin karsisinda
Bedreddinim bir agaca asili.
Yagmur iseliyor.
Gecenin ge ve yildizsiz bir saatidir.
Ve yagmurda islanan
yapraksiz bir dalda sallanan seyhimin
iriliplak etidir.
Yagmur iseliyor.
Serez arsisi dilsiz,
Serez arsisi kr.
Havada konusmamanin, grmemenin kahrolasi hzn
Ve Serez arsisi kapatmis elleriyle yzn.
Yagmur iseliyor.
TORNACI SEFGN GMLEG
Yagmur iseliyordu. Disarda, demir parmakliklarin arkasindaki deniz ufkunda ve bu ufkun stndeki bulutlu
gkte sabah olmustu. Bugn bile gayet iyi hatirliyorum. Ilknce omuzumda bir elin dokunusunu duymustum. Dnp
baktim. Tornaci Sefik. Ileri isil isil, kapkara gzlerini yzme dikmis:
- Bu gece uyumadin galiba, diyor.
Artik yukardan eskiyalarin zincir sesleri gelmiyordu. Ortalik agarinca onlar uykuya varmis olmalilar. Gn
isiginda nbetilerin ddk sesleri de manalarini kaybediyor. Boyalari siliniyor ve ancak karanlikta belli olan sert
izgileri yumusuyor.
Kogusun kapisi disardan aildi. Ierde ocuklar teker teker uyaniyorlar.
Sefik soruyor:
- Ne oldun, bir tuhaf halin var senin?
Sefige geceki macerami anlatiyorum:
- Fakat, diyorum, hani gzmle grdm. Nah su pencerenin arkasina geldi. Yekpare ak bir gmlegi vardi.
Elimden tuttu. Btn bir yolculugu yan yana, daha dogrusu onun rehberligiyle yaptim..
Tornaci Sefik glyor. Bana pencereyi gstererek:
- Sen, diyor, yolculugu Mustafanin mridiyle degil, benim gmlegimle yapmissin. Bak, dn gece asmistim.
Hl pencerede..
Ben de glyorum. Simavne Kadisi oglu Bedreddin hareketinde bana rehberlik eden tornaci Sefigin gmlegini
demirlerin stnden aliyorum. Sefik gmlegini sirtina geiriyor. Btn kogus arkadaslari yolculugumu grendiler.
Ahmed:
- Bunu yaz iste, diyor. Bir Bedreddin destani isteriz. Hem sana ben de bir hikye anlatayim onu da kitabin
sonuna koyarsin...
Ahmedin anlattigi hikyeyi iste kitabimin sonuna koyuyorum.
AHMEDN HKYES
Balkan harbinden nceydi. Dokuz yasindaydim. Dedemle, Rumelinde, bir kylye misafir olduk. Kyl mavi
gzl ve bakir sakalliydi. Bol kirmizi biberli tarhana itik. Kisti, Rumelinin kuru, ok bilenmis bir biak gibi keskin
kislarindan biri.
Kyn adini hatirliyamiyorum. Yalniz, yola kadar bizimle gelen jandarma, bu kyn insanlarini dnyanin en
inati, en vergi vermez, en dik kafali kylleri diye anlattiydi.
Jandarmaya gre bunlar, ne mslman, ne gvurdular. Belki kizilbastilar. Ama, tam da kizilbas degil.
Kye girisimiz hl aklimdadir. Gnes batti batacak. Yol don tutmus. Yolda cam paralari gibi pirildiyan
kaskati su birikintilerinde kiziltilar.
Kyn karanliga karismiya basliyan ilk itlerinde bizi bir kpek karsiladi. Iri, alacakaranlik iinde kendi
kendinden daha kocaman grnen bir kpek. Havliyordu.
Arabacimiz dizginleri kasti. Kpek atlarin ggslerine dogru sirayip saldiriyor.
Ben, Ne oluyoruz? diye basimi arabacinin arkasindan disari uzattim. Arabacinin kirbaci tutan kolu dirsegiyle
yzme arparak kalkti ve yilan isligi gibi ince bir saklamayla kpegin basina indi. Tam bu sirada kalin bir ses
duydum:
- Hey. Vurdugunu kyl, kendini kaymakam mi sandin?
Dedem arabadan indi. Kpegin kalin sesli sahibine merhaba dedi. Konustular. Sonra kpegin bakir sakalli,
mavi gzl sahibi bizi evinde konuk etti.
Kulagimda ocuklugumdan kalan birok konusmalar vardir. Bunlardan ogunun mnasini bydke anlamis,
kimisine sasmis, kimisine glms, kimisine kizmisimdir. Fakat ocukken yanimda byklerin yaptigi hibir
konusma mavi gzl kylyle dedemin o geceki konusmalari gibi btn hayatimin boyunca messir olmamistir.
Dedemin yumusak, elebice bir sesi vardi. tekisi kalin, hirin ve inanmis bir sesle konusuyordu.
Onun kalin sesi diyordu ki:
- Hnkrin iradesi ve Iranli Molla Haydarin fetvasiyla Serezde, arsida, yapraksiz bir aga dalina asilan
Bedreddinin iriliplak ls iki yana agir agir sallaniyordu. Geceydi. arsinin ksesinden adam belirdi. Birisinin
yedeginde kir bir at vardi. Egersiz bir at. Bedreddinin asildigi agacin altina geldiler. Soldaki pabularini ikardi.
Agaca tirmandi. Asagida kalanlar kollarini aip beklediler. Agaca ikan adam Bedreddinin uzun ak sakali altindan
ince boynuna bir yilan evikligiyle sarilmis olan islak, sabunlu ipin dgmn kesmege basladi. Biagin ucu
birdenbire ipten kaydi ve lnn uzamis boynuna saplandi. Kan ikmadi. Ipi kesmekte olan delikanli sapsari oldu.
Sonra egildi, yarayi pt, dogruldu. Biagi atti ve yarisindan ogu kesilen dgm elleriyle aarak uyuyan oglunu
anasinin kollarina birakan bir baba gibi Bedreddinin lsn asagida bekliyenlerin kollarina teslim etti. Onlar iplak
ly iplak atin stne koydular. Agaca ikan asagi indi. En genleri oydu. iplak ly tasiyan iplak ati
yedeginde ekerek bizim kye geldi. ly yamacin tepesinde kara agacin altina gmd. Ama sonra hnkr atlilari
ky bastilar. Atlilar gidince delikanli, ly kara agacin altindan ikardi. Hani belki bir daha ky basarlar da
cesedi bulurlar diye. Bir daha da dnmedi.
Dedem soruyor:
- Bunun byle olduguna emin misin?
- Elbette. Bunu bana anamin babasi anlatti. Ona da dedesi sylemis. Onun dedesine de dedesi. Bu byle gider...
Odada bizden baska sekiz on kyl daha var. Ocagin kizila boyadigi alaca aydinlik dairenin kiyilarinda
oturuyorlar. Arasira bir ikisi kimildaniyor ve bu alaca aydinlik dairenin iine giren elleri, yzlerinin bir parasi,
omuzlarindan bir tanesi kirmizilasiyor.
Bakir sakallinin sesini duyuyorum:
- O gelecek yine. iriliplak agaca asilan iriliplak gelecek yine.
Dedem glyor:
- Sizin bu itikadiniz, diyor, hiristiyanlarin itikadina benziyor. Onlar da, Isa peygamber tekrar dnyaya
gelecektir, derler. Hatt mslmanlarin iinde bile Isa peygamberin gnn birinde Sami serifte gzkecegine
inananlar vardir.
Dedemin bu szlerine, O, birden karsilik vermiyor. Kalin parmakli elleriyle dizlerini tuta tuta, dogruluyor.
Simdi btn gvdesiyle kirmizi dairenin iindedir. Yzn yandan gryorum. Byk dz bir burnu var. Kavga eder
gibi konusuyor:
- Isa peygamberin ls etiyle, kemigiyle, sakaliyla dirilecekmis. Bu yalandir. Bedreddinin ls, kemiksiz,
sakalsiz, biyiksiz, gzn bakisi, dilin sz, ggsn solugu gibi dirilecek. Bunu bilirim iste.. Biz Bedreddinin kuluyuz,
ahrete, kiyamete inanmayiz ki, dagilan, fena bulan bedenin yine bir araya toplanip dirilecegine inanalim. Bedreddin
yine gelecek diyorsak, sz, bakisi, solugu bizim aramizdan ikip gelecektir, diyoruz.
Sustu. Yerine oturdu. Dedem, Bedreddinin gelecegine inandi mi, inanmadi mi, bilmiyorum. Ben, dokuz
yasimda buna inandim, otuz bu kadar yasimda yine inaniyorum.
SMAVNE KADISI OGLU
SEYH BEDREDDN DESTANI'NA ZEYL
MLL GURUR
SIMAVNE KADISI OGLU BEDREDDIN DESTANI risalemin drdnc formasinin makina tashihlerini
sabahleyin matbaada yaptiktan sonra eve gelmis, bu destani yazmak iin kullandigim notlari, bir hapishanede
geceleri doldurulmus hatira defterimi gzden geiriyordum.
Artik son formasi da baski makinasi altinda gidip gelmege basliyan risaleme bir kelime bile ilve
edemiyecegimi biliyordum. Fakat bana bir seyler unuttum gibi geliyordu. Bana yle geliyordu ki, tek bir satir yazi
yazdim; fakat bu satirin sonuna nokta koymasini unuttum.
Vakit gleye yakindi. Safakla beraber alkalanmaga basliyan lodos, agir bulutlarin stne bosanmasiyla
durulmustu. ok gemeden yagmur da dindi. Gkyznn karanligi yol yol yarildi. Agir perdeleri birdenbire dsen
bir pencere gibi hava aildi.
Ve ben, hapishane gecelerinde doldurulmus bir hatira defterinde Destanimin sonuna koymasini unuttugum
noktayi arayip dururken Sleymaniye'yi grdm.
Ailan gle gnesinin altinda Sinan'in Sleymaniye'si bulutlara yaslanmis bir dag gibiydi.
Evimin penceresiyle Sleymaniye'nin arasi en asagi bir saattir. Fakat ben onu elimi uzatsam dokunacakmisim
gibi yakin gryordum. Bu, belki, Sleymaniye'yi en kk girinti ve ikintisina kadar ezbere, gzm kapali bile
grebilmege alistigim iindir.
Rzgr, deniz, endamli ince kemerleri stnde nasil durabildigine sasilan eski bir tas kpr, arsambayi sel
aldi trks, bir yagligin kenarindaki oya, btn bunlar nasil, ne kadar bir Cami degilse, btn bunlarin Cami
olmakla ne kadar alakalari yoksa, bence Sleymaniye de yle ve o kadar Cami degildir; minarelerinde bes vakit ezan
okunmasina ve hasirlarina alin ve diz srlmesine ragmen Sleymaniye'nin de camilikle o kadar alakasi yoktur.
Sleymaniye, benim iin, Trk HALK dehasinin; seriat ve softa karanligindan kurtulmus; hesaba, maddeye,
hesabla maddenin ahengine dayanan en muazzam verimlerinden biridir. Sinan'in evi, maddenin ve aydinligin
mabedidir. Ben ne zaman Sinan'in Sleymaniye'sini hatirlasam Trk emekisinin yaraticiligina olan inancim artar.
Kendimi ferha ikmis hissederim.
Iste bu sefer de, byk bir Trk halk hareketi iin yazdigim bir risalede unuttugumu sandigim son noktayi
ararken Sleymaniye'mizi, biraz nce yagan yagmurla yikanmis, aan gnesin altinda piril piril grnce aradigimi
birdenbire buldum. Ferahladim. Buldugumu hatira defterimin son sayfalarinda okudum. Ve anladim ki Simavne
Kadisi Oglu Seyh Bedreddin Destani isimli risaleme; belki on satirlik, belki on sayfalik bir zeyl yazmak
mecburiyetindeyim.
***
Mevzuu bahis risalemin sonunda AHMED'IN HIKYESI diye bir fasil vardir. Buldugum ve hatira
defterimde okudugum ve risaleme zeyl olarak yazmak mecburiyetini duydugum nokta bana Ahmed bu hikyeyi
anlattiktan sonra onunla yapmis oldugum bir konusmadir.
Bu konusmayi oldugu gibi asagi geiriyorum:
Disarida iseleyen yagmura, kogusun terli imentosuna ve yirmi sekiz insanina Ahmed hikyesini anlatip
bitirmisti. Ben:
- Ahmed, demistim, bana yle geliyor ki sen Bedreddin hareketinden biraz da mill bir gurur duyuyorsun.
Sesime tuhaf bir eda vererek syledigim bu cmlenin iinde, Ahmed, mill gurur terkibini birdenbire bir
kami gibi eline almis, onu suratimda saklatmis ve demisti ki:
- Evet, biraz da mill bir gurur duyuyorum. Tarihinde Bedreddin hareketi gibi bir destan syliyebilmis her
milletin suurlu proleteri bundan mill bir gurur duyar. Evet, Bedreddin hareketi ayni zamanda benim mill
gururumdur. Mill gurur! Szlerden rkme! Iki kelimenin yan yana gelisi seni korkutmasin. Lenin'i hatirla. Hangimiz
Lenin kadar beynelmilelci oldugumuzu iddia edebiliriz? Lenin, yirminci asirda beynelmilel proletaryanin, dnya
emeki kitlelerinin, beynelmilel proleter demokrasisinin en byk beynelmilelci rehberi, 1914 senesinde Sosyal
Demokratin 35'inci numarasinda ne yazmisti?
Eger Ahmed, Lenin filnca mesele hakkinda ne yazmisti? demis olsaydi, herhalde aramizda byle bir
sorgunun cevabini verenler bulunurdu. Fakat Sosyal-Demokratin 35'inci numarasi diye konulan mesele hepimizi
sasirtti. Ve hibirimiz 35'inci numarada neler yazilmis oldugunu hatirliyamadik. Ahmed bu saskinligimiz karsisinda
glmsedi. - Zaten o en derin acidan en byk sevince kadar btn duygularini hep bu meshur glmseyisiyle ifade
eder - ve asagi yukari btn Lenin klliyatinin ana fikirlerini sayfalari ve satirlariyla tasiyan hafizasindan bize su
cmleleri okudu:
... Biz suurlu Rus proleterleri mill suur duygusuna yabanci miyiz? Elbette hayir! Biz dilimizi ve yurdumuzu
severiz, onun emeki ktlelerini (yani nfusunun 9/10'unu) suurlu bir demokrat ve sosyalist yasayisina
ykseltebilmek iin herkesten ok alisan biziz. ar celltlarinin, asilzadelerin ve kapitalistlerin bizim gzel
yurdumuzu nasil ezdiklerini, onu nasil sefil kildiklarini grmek herkesten ok bize istirap verir. Ve bu zulmlere
bizim muhitimizde, Ruslarin muhitinde de karsi konulmus olmasi; bu muhitin Radisev'i, Dekabristleri, 70
senelerinin inkilpilarini ortaya ikarmis bulunmasi; Rus amelesinin 1905 senesinde muazzam bir kitle firkasi
yaratmasi; ayni zamanda Rus mujiginin demokratlasarak byk toprak sahiplerini ve papazlari defetmege baslamasi
bizim ggsmz kabartir...
... Biz mill gurur duygusuyla mesbuuz. nk Rus milleti de inkikpi bir sinif yaratabildi. Rus milleti, de
beseriyete yalniz byk katlimlarin, sira sira daragalarinin, srgnlerin, byk aliklarin, arlara, pomesiklere,
kapitalistlere zilletle boyun egislerinin nmunelerini gstermekle kalmadi; hrriyet ve sosyalizm ugrunda byk
kavgalara girisebilmek istidadinda oldugunu da ispat etti.
Biz mill gurur duygusuyla mesbuuz ve bilhassa bundan dolayi kendi esir mazimizden nefet ediyoruz. Bizim
esir mazimizde pomesiklerle asilzadeler Macaristan'in, Lehistan'in, Iran'in, in'in hrriyetini bogmak iin mujikleri
muharebeye srklemislerdi. Biz mill gurur duygusuyla mesbuuz ve bilhassa bundan dolayi bugnk esir
halimizden; ayni pomesiklerin kapitalistlerle uyusarak Lehistan ve Ukranya'yi ezmek, Iran'da ve in'deki
demokratik hareketi bogmak, mill haysiyetimizi berbat eden Romanof'lar, Bogrinski'ler, Puriskevi'ler etesini
kuvvetlendirmek iin bizi harbe srklemek istemelerinden nefret ediyoruz. Hi kimse esir dogmus oldugundan
dolayi kabahatli degildir. Fakat esaretini hakli bulan, onu yaldizlayan (mesel Lehistan'in, Ukranya'nin v.s.'nin
ezilmesine Ruslarin vatan mdafaasi adini veren) esir, yeryznn en asagilik mahlkudur.*
Lenin'den bu satirlari bir solukta okuduktan sonra Ahmed birdenbire susmus, nefes almis ve yine o meshur
glmseyisiyle:
- Evet, demisti, bizim muhitimiz de Bedreddin'i, Brklce Mustafa'yi, Torlak Keml'i, onlarin bayragi altinda
dvsen Aydinli ve Deliormanli kylleri yaratabildigi iin, ben suurlu Trk proleteri, mill bir gurur duyuyorum.
Mill bir gurur duyuyorum, nk derebeylik tarihinde bile bu milletin emeki ktleleri (yani nfusunun 9/10'u)
Sakizli Rum gemiciyi ve Yahudi esnafini kardes bilen bir hareket dogurabilmistir. nk unutmayin ki baska
milletleri ezen bir millet hr olamaz.
Simavne Kadisi Oglu Bedreddin Destani isimli risaleme bir nsz yazmak istemistim. Bedreddin hareketinin
dogus ve lsndeki sosyal-ekonomik sartlar ve sebepleri tetkik edeyim, Bedreddin'in materyalizmiyle Spinoza'nin
materyalizmi arasinda bir mukayese yapayim, demistim. Olmadi. Buna karsilik risalemin zeyline kisa bir sonsz
yazdim. Syle ki:
Bana Ahmed:
- Senden bir Bedreddin destani isteriz, demisti.
Ben, benden istenenin ancak bir karalamasini becerebildim. Daha iyisini de yapmaga alisacagim. Fakat tipki
benim gibi Ahmed'in dostu, arkadasi, kardesi oldugunu syliyenler, benden istenen sizden de istenendir.
Ahmed'e, Bedreddin hareketini btn azametiyle tetkik eden kalin ilim kitaplari, Karaburun ve Deliorman
yigitlerini, etleri, kemikleri, kafalari ve yrekleriyle olduklari gibi diriltecek romanlar,
Ne ah edin dostlar, ne aglayin!
Dn bugne
bugn yarina baglayin!
diyen siirler, boyalari kahraman tablolar lzim.
(*) Lenin Klliyati, baski 1935, cild 18, sayfa 80, 81, 82, 83'de (Ruslarin mill gururu) isimli makaleyle - ki bu
makale 1914 senesinde Sosyal Demokratin 35'inci numarasinda ikmistir - Ahmed'in o gn bize hafizasindan
okuyup derhal tercme ettigi satirlari bilhara karsilastirdim. Ahmed ezbere okuyup tercme ettigi paralarin yalniz
cmle kuruluslarinda bazi degisiklikler yapmis. Fikirde hibir hata olmadigi iin ben Ahmed'in tercmesini aynen
aldim.
Son Otobs
Gece yarisi.Son otobs.
Bileti kesti bileti.
beni ne bir kara haber bekliyor evde,
ne raki ziyafeti.
Beni ayrilik bekliyor.
Yryorum ayriliga korkusuz ve kedersiz.
Iyice yaklasti bana byk karanlik.
Dnyayi telassiz, rahat seyredebiliyorum artik
Artik sasirtmiyor beni dostun kahpeligi,
elimi sikarken sapladigi biak.
Nafile, artik kiskirtamiyor beni dsman.
Getim putlarin ormanindan baltalayarak
nede kolay yikiliyorlardi.
Yeniden vurdum mihenge inandigim seyleri,
ogu katkisiz ikti ok skr.
Ne bylesine piril piril olmuslugum vardi,
ne bylesine hr.
Iyice yaklasti bana byk karanlik.
Dnyayi telassiz, rahat seyredebiliyorum artik.
Bakiniyorum basimi kaldirip isten,
karsima ikiveriyor gemisten
bir sz
bir konu
bir el isareti.
Sz dosta
koku gzel,
el eden sevgilim.
Kederlendirmiyor artik beni hatiralarin daveti
hatiralardan sikayeti degilim.
Hibir seyden sikayetim yok zaten,
yregimin durup dinlenmeden
kocaman bir dis gibi agrimasindan bile.
Iyice yaklasti bana byk karanlik.
Artik ne kibri nazirin, ne katibin saksagi.
Tas tas isik dkyorum basimdan asagi,
gnese bakabiliyorum gzm kamasmadan.
Ve belki, ne yazik,
hatta en gzel yalan
beni kandiramiyor artik.
Artik sz sarhos edemiyor beni,
ne baskasinin ki, nede kendiminki.
Iste byle glm,
iyice yaklasti bana lm.
Dnya, her zamankinden gzel, dnya.
Dnya, i amasirlarim, elbisemdi,
basladim soyunmaga.
Bir tren penceresiydim,
bir istasyonum simdi.
Evin ierisiydim,
simdi kapisiyim kilitsiz.
Bir kat daha seviyorum konuklari.
Ve sicak her zamankisinden sari,
kar her zamankinden temiz.
STRONSIUM 90
Acayiplesti havalar,
bir gnes, bir yagmur, bir kar.
Atom bombasi denemelerinden diyorlar.
Stronsium 90 yagiyormus
ota, ste, ete,
umuda, hrriyete,
kapisini aldigimiz byk hasrete.
Kendi kendimizle yarismadayiz, glm.
Ya l yildizlara hayati gtrecegiz,
ya dnyamiza inecek lm.
Saban Oglu Selim ile Kitabi
STANBUL'DA, BALIKPAZARI'NDA, BR MEYHANEDE
BR HAPSANE MUKAYYD
- Yanarak,
yanarak parmaklari serrrelerden
insan yreklerine dokundu bu elleri
yirmi bes senedir
yani bir rubu asir
hapisane kaleminde mukayyit kulunuzun...
Insanoglunun mr
belki lzumundan fazla kisa
belki lzumundan fazla uzun...
Bir tek daha ielim...
"Aglamaktan,
aglamaktan yine zehroldu sarabim bu gece..."
Kalkti Bebek tramvayi Eminn'nden.
Zifiri karanlik Balikpazari.
Meyhanenin camlarina yagmur yagiyor...
- Ruhum,
"havda yapraga dndrd rzigaar beni..."
Muallim Naci merhum...
Bu hyi huy
bu hyi huy neden?
Ve insanlar neden dolayi
su tabakta yatan uskumru gibi mahzun?
Kiyamet gn
bir suali var Ezraile
hapisane kaleminde mukayyit kulunuzun...
Bir tek daha ielim...
Hi adam asilirken grdnz m?
Yarin bir tane asacagiz,
safakla
safakla beraber...
Abdlhamid
atardi Tibbiye talebesini
Sarayburnu'ndan.
Akinti gtrms uvallari
bulamadilar...
ok adam
ok adam asildi Hrriyette...
Eskiden kpr basinda asarlardi,
bunu Sultanahmet'te...
Yagmur dinmezse islanacak...
Bir tek daha ielim...
Istanbul sehrinin yoktur menendi.
"demin
demin canlar katar buhavsi cnina..."
demis,
demis sair Nedim Efendi...
II
SABAN OGLU SELM
Beykoz'un cam fabrikasi
moderen fabrikadir.
Pencere camlarini biraz dalgali ikarir,
biraz arpiksa da su bardaklari,
kesme likr kadehleri harikadir...
Ustabasi degildi Selim
byk ustalarin hnerini almisti ama.
Onun elinden ikan cama
gzlerin kapali ayna dkebilirsin.
Selim daima
byk bir sirri zmek
bir seyler anlamak ister gibi bakar adama.
Inandiklarina katiksiz inandi,
sevdiklerini hilesiz sevdi Selim.
Severdi pencere camlarini,
severdi lamba siselerini,
karafakileri sever,
likr kadehlerine dsmandi...
III
KUZGUNCUK
Beykoz'da oturmali
Beykoz'da alisan adam.
Fakat Kuzguncuk sirin yerdir
ve gayet nefis yapar gl reelini
pansiyoncu Madam
ve kizi Rasel...
Aynada bir kartpostal :
bir manzara Nis sehrinden.
Iskemle, karyola, konsol...
Denize nazirdi pencereleri...
Gneste tavana sularin isiltisi vurur,
karanlik silepler geerdi geceleri
insani oldugu yerde
eli bgrnde birakarak...
Selim'in odasi havadardi.
Kirmizi yazmalar kururdu yandaki bos arsada.
Sagda Cevdet Pasa yalisi.
Yalida bir tavus kusu
bir de Mebrure Hanim vardi.
Mebrure Hanim
tafta entariler giyerdi.
ok ihtiyardi
ve mavi gzleri krd.
Tentene islerdi Mebrure Hanim.
Uyanir bir beyaz gle baslar,
uyurken dagitirdi gln...
Merhum Cevdet Pasa yalisinda
Mebrure Hanimi unutmuslardi...
Beykoz'da oturmali
Beykoz'da alisan adam.
Fakat Kuzguncuk sirin yerdir
Ve kirmizi yazmalar kuruyan bos arsadan
dnyayi zapta gidecek olan
pulsuz baliklar gibi iplak ocuklarin
her aksam dinlerdi igliklarini Selim...
IV
KTAP
Kitap rzgr olmali, perdeyi kaldirmalidir,
kitap, kanber tayi olmali Sah Ismail'in
seni sirtina alip
devlerin stne saldirmalidir.
Devler kale kapisinda
devler yedi basli ve simsiyah dururlar...
Onlari mutlaka yeneceksin.
Bir duvar yikilacak
bir baheye ineceksin...
Byle bir kitap buldu Selim :
Kara kara yazilar
beyaz kat stnde.
Bycek bir el kadar
kirk yaprakli bir kitap...
V
SON VAPUR
Kalkti son vapur iskeleden.
64 numara, pul pul karisip yildizlara
bos ve yorgun akiyor suyun stnde...
Gece seslerle dolu.
Aynada : Rasel'in kolu
Selim'in eli
ve son vapurun yolu...
- Selim, ates gibi elin...
Eli beyazdi,
karanlik gzleri
ve kirmizi salari vardi Rasel'in...
VI
YRM BRNC YAPRAK
Topragin ismiyle baslariz sze.
Sen ki topraksin
seni sevmeyi bilmeli.
Sendedir ekinimizin tohumu
ve yapilarimizin temeli.
Demirimiz ve kmrmz sendedir.
Sendedir rzgrlarin gibi geen mrmz,
sendedir...
Sen ki topraksin,
durup dinlenmeden degisirsin.
Sen su damlalarinda halkeyledin bizi.
Biz seni degistirip
degistirmedeyiz kendi kendimizi...
Bu, yirmi birinci yapraktir.
Selim kapatti kitabi.
Hrriyetin ilk sarkisi anlamaktir.
Ve Selim,
ve Saban oglu Selim sarki sylyor...
VII
RASEL'N RYASI
- Hasan Ustayi ikarmislar isinden.
ocuklari var :
su kadar, su kadar...
Laz firinci dkknini kapatmis,
ve Doktor Moiz
dn vurdu kendini...
Seni dinledim dinleyeli, Selim,
korkulu ryalar gryorum :
Sisman adamlar, kollari alabildigine uzun,
tirnaklarinda kan
omuzlarinda altin uvallari
rap, rap, yryorlar...
Ne ok insan ldryorlar, Selim,
ne ok insan ldryorlar...
- Korkma gnler bizimdir,
bizimdir, Rasel'im...
VIII
KIRKINCI YAPRAK
Gelirken dnyaya kanla, atesle,
agirdilar yedi kat yerin altindan
mezarlarini kazacak olanlari...
Bu kirkinci yapraktir.
Selim kapatti kitabi.
Anladigini anlatmayan alaktir...
Ve Selim,
ve Saban oglu Selim...
IX
STANBUL'DA, HAPSANEDE HAPSANE MUKAYYD
- Bugn bir hayli yolcu aldik.
Bu meyanda :
gmrk ihtilsi,
eroin sebekesi ve Topkapi cinayeti
geldiler.
Mevcut : 727.
Kadinlar hari.
Bugn de geirdik vakti keraheti...
Bir misafir daha var,
onu da kaydedelim :
1328,
1328 dogumlu
Saban oglu...
Mirim,
ben yazarken
sen pencereden bir nazar et :
byle aksam isiginda
durur
durur tastan degil
renkli camlardan yapilmis gibi Sultanahmet...
... 1328
1328 dogumlu
Saban oglu
Saban oglu Selim...
Ayaklarinin stne basamiyor
ve sol gz kan iinde...
Esbabini bilirim...
Mirim,
bu hyi huy,
bu hyi huy neden bu beldede?
Ey Fuzuli nerdesin?
Nerdesin Galip Dede?
Ey Nedim...
Istanbul sehrinin yoktur menendi.
"demin
demin canlar katar buhavsi cnina..."
demis,
demis sair Nedim Efendi...
Sair
Sairim
simsek sekillerini siirlerimin
caddelerde islik alarak
kazirim
duvarlara..
100 metreden
iftlesen iki sinegi seebilen iki gzm,
elbette grd
iki ayaklilarin
ikiye ayrildigini..
Sen
benim
hangisinden oldugumu anlamak istiyorsan
cebime sok
kafani:
orda
aydinligi okuyan kara ekmek
sana dogruyu syler..
Sairim
siirden anlarim,
en sevdigim gazel
Anti Dringidir Engelsin..
Sairim
bir yil yagan yagmur kadar siir yazdim..
Fakat asil
saheserime
baslamak iin
Hafizi Kapital olmayi bekliyorum.
Futbolda eski kurdum.
Fenerbahenin forvetleri
mahallede kaydirak oyniyan birer pi kurusuyken
ben
en agir hafbekleri yere vururdum.
Fulbolda eski kurdum.
Santirdan alinca pasi
akarim
Hooooooooooooooooooooooooop!
5 numro top
aik agzindan girer golkipin karnina.
Bana mahsustur bu vurus
futbol potinlerim
kursunkalemimden grendi bu zanaati!
O kursunkalemim ki
9 deliginizden vcudunuza her tiktigi misra
iskembenizde tas.
Sairiz be,
sairiz dedik ya be arkadas....
Sarkilarimiz
Sarkilarimiz
varoslarda sokaklara ikmalidir.
Sarkilarimiz
evlerimizin nnde durmali
camlara vurmali
kapilarin ellerini sikmalidir,
sikmalidir
acitana kadar,
kapilar
bagli kollarini aana kadar...
Biz anlamayiz
tek agzin trksn.
Her matem gecesi
her bayram gn,
sarkilarimiz
bir gaz sandigini yere yikarak
sandigin stne ikarak
kocaman elleriyle tempo tutmalidir.
Sarkilarimiz
am ormanlarinda rzgar gibi bize kendini
hep bir agizdan okutmalidir!!.
Sarkilarimiz
n safta en nde saldirmalidir dsmana.
Bizden nce boyanmalidir
sarkilarimizin yz kana..
Sarkilarimiz
varoslarda sokaklara ikmalidir!
Sarkilarimiz
bir tek yregin
perdeleri inik
kapisi kilitli evinde oturamaz!.
Sarkilarimiz
rzgara ikmalidir...
Sasip Kalma stne
Sevebilirim,
hem de nasil,
dile benden ne dilersen,
canimi, gzlerimi
Kizabilirim,
agzim kprmez,
ama devenin fkesi haltetmis benimkinin yaninda,
devenin fkesi, kinciligi degil.
Anlayabilirim
ogu kere burnumla,
yani en karanligin, en uzaktakinin bile kokusunu alarak
ve dgsebilirim,
dogru buldugum, hakli buldugum, gzel buldugum hersey iin, herkes iin,
yasim basim buna engel degil,
ama gel gr ki oktan unuttum sasip kalmayi.
Saskinlik, alabildigine yuvarlak aik ve alabildigine gen gzleriyle birakip gitti beni.
Yazik.
Sehir Aksam Ve Sen
Koynumda iriliplaksiniz
Sehir, aksam ve sen
Aydinliginiz yzme vuruyor
Bir de salarinizin kokusu.
Bu arpan yrek kimin
Sesleri soluklarimizin stnde kt kt atan
Senin mi sehrin mi aksamin mi yoksa benimkisi mi?
Aksam nerde bitiyor nerde basliyor sehir
Sehir nerde bitiyor sen nerde basliyorsun
Ben nerde bitip nerde basliyorum?
Sehitler
Sehitler, Kuvyi Milliye sehitleri,
mezardan ikmanin vaktidir!
Sehitler, Kuvyi Milliye sehitleri,
Sakarya'da, Inn'nde, Afyon'dakiler
Dumlupinar'dakiler de elbet
ve de Aydin'da, Antep'te vurulup dsenler,
siz toprak altinda ulu kklerimizsiniz
yatarsiniz al kanlar iinde.
Sehitler, Kuvyi Milliye sehitleri,
siz toprak altinda derin uykudayken
dsmani agirdilar,
satildik, uyanin!
Biz toprak stnde derin uykulardayiz,
kalkip uyandirin bizi!
uyandirin bizi!
Sehitler, Kuvyi Milliye sehitleri,
mezardan ikmanin vaktidir!
Siirime Dair
Ne binecek sirma pelerinli bir atim
ne bilmem nerden geliratim
ne mlkm, ne malim var.
Sade bir anak balim var.
Rengi atesten al
bir anak bal
Balim herseyim benim...
Ben
mlkm ve malimi
yani bir anak balimi
koruyorum haserattan.
Bekle kardesim bekle..
anagimda balim olsun,
gelir arisi
Bagdattan....
Tahir'le Zhre Meselesi...
Tahir olmak da ayip degil Zhre olmak da
hatt sevda yznden lmek de ayip degil,
btn is Tahirle Zhre olabilmekte
yani yrekte.
Mesel bir barikatta dvserek
mesel kuzey kutbunu kesfe giderken
mesel denerken damarlarinda bir serumu
lmek ayip olur mu?
Tahir olmak da ayip degil Zhre olmak da
hatt sevda yznden lmek de ayip degil.
Seversin dnyayi doludizgin
ama o bunun farkinda degildir
ayrilmak istemezsin dnyadan
ama o senden ayrilacak
yani sen elmayi seviyorsun diye
elmanin da seni sevmesi sart mi?
Yani Tahiri Zhre sevmeseydi artik
yahut hi sevmeseydi
Tahir ne kaybederdi Tahirliginden?
Tahir olmak da ayip degil Zhre olmak da
hatt sevda yznden lmek de ayip degil.
Tanganika Roportaji (Mektuplar-10/01)
Uuyorum karli Ukrayna ovalarini.
Yillardir bu ilk hava yolculugum sensiz.
Elini aradim yerden kesilirken,
aliskanlik,
yere inerken de arayacagim.
Dn gece bavulumu hazirliyordun,
omuzlarin kederliydi,
belki degildiler de, bana yle geldi,
kederli olmalarini istedigimden.
Bu sabah kar aydinligiyla uyandim.
Moskova uykudaydi, sen uykudaydin.
Salarin saman sarisi kirpiklerin mavi,
ak boynun uzundu, yuvarlakti
ve kirmizi, kalin dudaklarinda keder,
belki degildi de bana yle geldi,
kederli olmalarini istedigimden.
Ayaklarimin ucuna basip yan odaya getim.
Fotografin masamda bir yaz gnesine bakiyor, basini kaldirmis, profilden.
Umurunda degil gidisim.
Soktum cepime.
Iyiden iyiye agardi ortalik.
Duvarda Dino'nun yagli boyasi:
bir bulut paracigi sonsuz bir gkyznde,
belki ne gkyz, ne bulut,
usuz bucaksiz mavilikte ak bir kimildanis,
iyimserligin resmi, umudun.
Kapici kadinlar avluda kar kremege basladi gicirtilarla.
Odaya girdin.
Yzme bakiyorsun saskin, kederli;
belki keder degil de uyku mahmurlugu bu.
'Beni geirmege gelme, ' dedim,
oysaki beni geirmeni istiyordum bilmedigin kadar.
Kilitledin bavulumu kendi elinle.
Ben atim kapiyi merdiven sahanligina iktim.
Sen ierde kapiyla ereveli bir bahar manzarasiydin, bir bahar manzarasi gle aydinliginda, yapraklarla sular som
parilti, glgesiz.
kapadim kapiyi stne.
Senden konustuk Ekber'le Vunukova'ya kadar,
daha dogrusu, ben syledim, o dinledi.
Karadeniz'i geiyorum sekiz bin metre yukarda.
Bilmem farkinda misin, gn gnne bir yil oluyor,
Varsova - Roma - Paris stnden Kahire'ye utuktu seninle.
Kahire yine o Kahire mi sensiz?
Sekiz bin metre yukarda, Anadolu'mun stndeyim.
Sekiz bin metre derinde, bulutlarin altinda, topragimda karakis.
Kylerin oktan kesiktir yolu.
Her biri karli llerde bir basinadir.
Bulgur asi yagsiz.
Tezek dumaninda gz gz grmez.
Bebeler lr bitlenmege bile vakit bulmadan
ve ben uarim sekiz bin metere yukarda, bulutlarin stnde.
Iste byle Tulyakova...
Tanganika Roportaj (Mektuplar-10/02)
Kahire'nin zbekiye Bahesi'ni hatirladin mi?
Oturdugumuz sirayi gidip buldum.
Topal ayagini onarmamislar.
Geceydi hatirladin mi?
Karmakarisikti karsimizda
yildizlar, otomobil isiklari, vitrinler
ve uzun entarili dilenci.
Kederli kadindan konustuktu hatirladin mi?
Kralie Nifertiti'ye benziyordu yz.
Komnist kocasi bes yildir can ekisiyor
ln orta yerinde, toplama kampinda.
Kahire'nin zbekiye Bahesi'ni hatirladin mi?
Oturdugumuz sirayi gidip buldum.
Topal ayagini onarmamislar.
Gndzn agalar tozlu.
Uzun entarili dilenci kurumus bsbtn
ve kederli kadinin kocasi artik lmstr.
Kahire'nin zbekiye Bahesi'ni hatirladin mi?
Tanganika Roportaj (Mektuplar-10/03)
Geceleyin ge vakit havalandik Kahire'den
Uzakta, ta uzakta, kanadin ucunda ayriligin kirmizi isigi yaniyordu.
Yildizlari simsiki tuttum avucumda, uyudum.
Indik Hartum alanina sabah aydinliginda,
bulutsuz, ak bir aydinlik,
bir porselen aydinligi,
porselen bir fincan zar gibi ince.
Alanda dev bir 'Komet' vardi
Sudan Hava Yollari'nin.
Bir de bir spor uagi sari, kirmizi, minicik.
Neyin nesi anlayamadim.
Hartum hava istasyonu temiz.
Gnes serin serin ykseliyordu.
Oturdum karsisina paltomu omuzuma atip.
Nerde olursam olayim, hapiste bile,
gnlerim kulagima mjdeler fisildayarak baslar.
Sudanlilar gzel oluyor,
<>
islenmisler abanoz agacinin en soylusuna
ak entarileri, ak rtleri, ak sariklari iinde.
Sudanli subaylar dolasiyor, ingilizce konusuyorlar.
ve sarisin avcilar viski iiyordu.
Avcilar arslan avlamaga gelmisler ve pamuk avlamaga.
Tfekleri naylon kilifli.
Bir mizrak boyu ykseldi gnes.
Paltomu attim, ikardim ceketimi.
Volkan grltleriyle havalandi 'Komet', uup gitti Londra'ya.
Nerden bileceksin, kizim,
benim Osmanlilar bu kirmizi toprakta esircilik etti.
Klelerin boyu iki metre,
bir de fil disi, altin,
bir de vergi topladilar kadinlarin salvarina kedileri sokup.
Bu usul belki hala yrrlktedir Anadolu'da
Ama Anadolu kleleri kavruk kisacik.
Tanganika Roportaj (Mektuplar-10/04)
Dar-es Selam'a belki kuslar gelir Istanbul'dan, Moskova'dan
kuslar nerelerden nerelere gitmez ki!
Ama bu topragin dalina konan Moskovali ilk uak bizimkisi,
Ilk Istanbullu ben.
Duydum afrika'nin kokusunu,
byk kara Afrika'inin:
iri bitki, iri hayvan, iri gnes, iri yagmur, iri yildiz kokuyor.
Girdik sehre palmiyelerle muzlarin arasindan.
Gzalabildigine yesil, gzalabildigine sicak bir akvaryuma girdik.
Dar-er-Selam batisinda Hint Okyanusu'nun.
Daha Muhammet'ten nce kara kasli Arap korsanlariyla Arap tccarlari ikti bu kiyilara,
sonra baska korsanlarla baska tccarlar
ve bunlarin kaslari samur,
ama is kaslarda degil.
Dar-es Selam baskenti Tanganika'nin.
Tanganika
Tanganika, Tanganika.
Bir trk byle baslayabilir.
Bir tam tam havasi:
Tanganika, Tanganika,
kederlisi, sevinlisi, akillisi, kuzgunu, karasi
Tanganika, Tanganika...
Biliyorsun,
Tanganika gney dogusunda Afrika'nin.
120'den ok kabilede 10 milyon kadar insan.
Mslman, Hiristiyan, putperest.
Biliyorsun,
belli basli rn: kahve, davar ve sizal.
Sizalin yapraklari yalin, yesil kilinlardir,
urgan, halat, uval filan yapilir.
Biliyorsun,
btn bunlari yola ikmadan nce bilmedigimi biliyorsun.
Biliyorsun hartada yaptigimiz yolculugu seninle.
Gemimiz direkliydi basi kemani,
puruvada altin kiz sureti sana benzer,
ve bayraginda siirler sana yazdigim,
ve baliklar avladik gzleri zmrt,
ve kuslar kondu serenlere sirma kanatli,
ve muz yagmuruna tuttu maymunlar bizi kiyilardan,
ve pupa yelken getik sicak denizleri,
ve bir dolanip bir kurtulduk agindan meridyenlerin
Dar-es-Selam'i bulana kadar.
Biliyorsun hartada yaptigimiz yolculugu seninle.
Tanganikali Mehul Askerle konustum Dar-es-Selam'da
Tuntan dklms saldiriyordu ince, iplak bacaklarinin stnde elde silah.
Arkasinda bulvar ve liman karsisinda vitrinler,
-Kime saldiriyorsun? dedim
-Alamana, dedi.
Alamanindik, dedi, Birinci Dnya Savasi'na dek.
Ingiliz geldi, komutayi aldi, saldirdik Alamana.
Alaman gitti, Ingiliz kaldi.
Kaldi Ingiliz 18'den 62'ye.
62'de Ingilizi dehledik,
bagimsiz Cumhuriyetiz, dedi, dedi ve kesti.
Dar-es-Selam bir sirin kasabadir.
Ana caddeleri temiz, onarili.
Byk, rahat bir Hint Mahallesi var.
Hintliler ticaretle mesgul kiyasiya.
Satacaklar satabilseler Okyanus'un suyunu siselere doldurup.
Ve Hintli tccara dsman Tanganikali.
Sehirde bir Ingiliz kulb.
Yalniz beyazlar girermis eskiden,
simdi de adi da degismis, girenleride.
Cumhurbaskani Sarayi.
Ingiliz valisi otururmus eskiden.
Bir kolej,48 grencisi var. Tanganikali hepsi.
Profesrler Ingiliz.
Kiliseler, camiler, villalar, oteller, elilikler.
Bir mslman konaginda kirada Sovyet Eliligi,
kapisinda Arap alfabesiyle Bismillah yazili.
Tramvay, otobs filan yok,
ama otomobil her markadan,
hepsinin de direksiyonlari sagda.
Ingiliz sistemi.
Ve Tanganikali sofr usta oluyor.
Bir de kabare var sabahlara kadar aik.
Tanganikalilar, halktan olanlar, topragin stnde yatip kalkiyor balik ve hasir rme kulbelerde.
Devlet dili, Ingilizceyle Suvahili.
Tanganikali mhendis, btn Tanganika'da 1 tane, doktor: 3
Tanganikali sarhos grmedim,
sarhoslar beyazdi.
Beyaz issiz grmedim,
issizler Tanganikali.
Ve kaldirimlarda tahta arslan satanlar turistlere Tanganikali
Tanganikali subay grdm, baskan grdm, gretmen grdm.
dalgin gretmen gzleriyle Baskan Nirere bakiyor btn duvarlardan
erevesinde ve camin altinda oturup dayanmis ak basli bastonuna.
Polisler, grdklerim, Tanganikali.
Bankalarda Tanganikali memur grmedim,
ya beyaz, ya Hintliydiler.
Garsonlarla hamallar Tanganikali.
Kyller de, obanlar da, irgatlar da, kabile reisleri de.
Buralarda da fes giyenler ok renk rengi, boy boyu, psklls, psklsz.
Biz Trkler fesi Yunandan almisiz, giydirmisiz araba, Sudanliya da belki,
onlar da kara Afrika'ya,
ya onlar, ya Ingiliz,
Ingilizse giydiren
fesli bir gergedan grrsem sasmam.
Tanganika Roportaj (Mektuplar-10/05)
Dar-es-Selam'da 'Halas Ordusu' kulbesinde uyumanin yolu yok sicaktan.
derime yapisiyor sicak vicik vicik.
Kanadali kari koca aksam dualarini oktan aldilar magnefonda.
Arslanlar bgrmyor.
arslanlar ierlerde
arslanlar, filler, gergedanlar,
zebra, zrafa, antiloplarin esidi.
Kaplan yok saniyorum.
Moskova'da zooloji parkinda kaplan da vardir, beyaz ayilar da, penguenler de,
ve kaymakli dondurma vardir.
Moskova'da kar yagiyor lapa lapa.
Derime yapisiyor sicak.
Cibinligin altinda iriliplagim.
Cibinligin stnde kertenkeleler.
Kertenkeleler minicik timsahlar gibi ve dillerini ikariyorlar ve belki bunlar kertenkele degil.
Bursa cezaevinde cibinlikler yaptikti yatak arsaflarindan.
Sabahlari kovaya doldurup dkerdik tahtakurularini.
Derime yapisiyor sicak.
Nabizlarimda vuruyor sicak
ve akiyor damarlarimda kanima karisarak.
Moskova'da kar yagiyordur,
yagmiyor mu yoksa?
Yatmadan nce baktin mi pencerede termometreye?
SiIir altinda on bes mi, on yedi mi?
Yataginin stnde mavi isik.
Neler dsnyorsun?
Yoksa uyudun mu yine kor komaz yastiga basini?
Dar-es-Selam'da 'Halas Ordusu' kulbesinde uyumanin yolu yok sicaktan.
Tanganika Roportaj (Mektuplar-10/10)
Kulagimi dayadim yere,
dinledim Afrika topragini,
homurtular geliyor Uganda'dan, Mozambik'ten,
Gney afrika'da pembe tabanli ayaklar fkeyle sakirdatiyor zincirini.
Angola ormanlari yesil arslanlar gibi bgryor al kan iinde.
Son savasalrini veriyor emperyalizm, ama silahlisi, zindanlisi, valilisi,
Basimi kaldirdim bakiyorum:
Afrika iki yol kavsaginda duruyor,
yol var yine esirligin inine gider dne dolasa,
yol var gider byk hrriyetine byk kardesligin...
Yani demek istedigim:
Benim akilli, gzel karicigim,
bir daha oku douzuncu mektubumu.
Sen leb demeden leblebiyi anlarsin
ve bilemedigin kadar gresim geldi seni Moskovalim, Tulyakova'm.
Subat 1963, Tanganika
Tanya
zoeydi adi
ismim tanya dedi onlara
(tanya;
bursa cezaevinde karsimda resmin
bursa cezaevinde,
belki duymamissindir bile bursanin ismini
bursam yesil ve yumusak bir memlekettir.
bursa cezaevinde karsimda resmin
sene 1941 degil artik, sene 1945
moskova kapilarinda degil artik
berlin kapilarinda dvsyor artik seninkiler
bizimkiler
btn namuslu dnyaninkiler..
tanya;
senin memleketini sevdigin kadar ben de seviyorum memleketimi
seni astilar memleketini sevdigin iin
ben memleketimi sevdigim iin hapisteyim
ama ben yasiyorum
ama sen ldn
sen oktan dnyada yoksun
zaten ne kadar az kaldin orada
on sekiz senecik...
doyamadin gnesin sicakligina bile...
tanya;
sen asilan partizan, ben hapiste sair
sen kizim, sen yoldasim
resmin stne egiliyor basim
kaslarin incecik, gzlerin badem gibi
renklerini fotograftan anlamam mmkn degil
fakat yazildigina gre koyu kestaneymisler.
bu renk gzler ok ikar benim memleketimde de...
tanya;
salarin ne kadar kisa kesilmis
oglum memetinkinden farki yok
alnin ne kadar genis, ay isigi gibi
rahatlik ve rya veriyor insanin iine.
yzn ince uzun, kulakladir bycek biraz,
henz ocuk boynu boynun
henz hibir erkek kolu sarilmamis anliyor insan.
ve pskll bir sey sarkiyor yakandan
ssn sevsinler mini mini kadin.
arkadaslari agirdim bakiyorlar resmine;
_tanya
senin yasinda bir kizim var.
_tanya
kiz kardesim senin yasinda
_tanya
senin yasinda sevdigim kiz
bizim memleket sicaktir
bizde kislar tez kadinlasir..
_tanya
senin yasinda kizlarla
okulda, fabrikada, tarlada arkadasiz
tanya;
sen ldn ne kadar namuslu insan ld
ve ldrlmekte
ama ben,
sylemesi ayipmis gibi geliyor bana
ama ben yedi yildir kavgada
hayatimi tehlikeye koymadan
hapiste de olsa da yasiyorum)
sabah oldu tanyayi giydirdiler
ama izmeleri, sapkasi, gocugu yoktu
i etmislerdi onlari
torbasini giydirdiler
torbada benzin siselesi, kibrit,
kursun, tuz, seker....
siselesi boynuna astilar
torbasini verdiler sirtina
ggsne bir de yazi yazdilar
partizan
kyn meydanina kuruldu daragaci
atlilar ekmis kilici
halka olmus piyade askeri
zorla seyre getirdiler kylleri
iki sandik st ste
iki makarna sandigi
sandiklarin stne yagli urgan sallanir
urganin ucunda ilmik
partizan kaldirilip ikarildi tahtina
partizan
kollari bagli arkadan
durdu urganin altinda dimdik..
nazli boynuna ilmigi geirdiler
bir subay fotografa merakli
bir subay elinde makine; kodak
bir subay resim alacak
tanya seslendi kolhozlulara ilmigin iinden
_ kardesler zlmeyin gn yigitlik gndr.
soluk aldirmayin fasistlere
yakin, yikin, ldrn....
bir alman vurdu agzina partizanin
gen kizin beyaz, yumuk enesine akti kan
fakat askerlere dnp devam etti partizan:
_ biz iki yz milyonuz
iki yz milyon asilir mi?
gidebilirim ben
ama bizimkiler gelecekler
teslim olun vakit varken...
kolhozlular kan agliyorlardi,
cellat ekti ipi
boguluyor nazli boynu kugu kusunun
fakat dikildi ayaklarinin ucunda partizan
ve hayata seslendi insan
_ kardesler
hosa kalin
kardesler
kavga sonuna kadar
duyuyorum nal seslerini geliyor bizimkiler...
cellat bir tekme atti makarna sandiklarina
sandiklar yuvarlandilar
ve tanya sallandi ipin ucunda...
Taranta - Babu'ya Mektuplar
Bu kitap Henri Barbusse'n hatirasina...
Kendi lkesinde kendi dilini istedigi gibi kullanamadigi iin, Asya ve Afrika dillerine merak saran
bir Italyan arkadastan, geenlerde bir paketle bir mektup aldim.
Arkadasin adini yazmak istemiyorum. Basi belaya girer. Fakat mektubunu oldugu gibi asagiya
geiriyorum.
ROMA, 5 AGUSTOS 1935
Kardes,
Sen Roma'yi kartpostallardan, tarih ve cografya kitaplarina basilan fotograflardan tanirsin. Taslari Sezar'larin ve
Lejyon'larin kabartmalariyla oymali gzl kapilar; kiyilarinin yarisini fareler yemis kocaman bir elege benziyen
Koliseum; Batrus resul kilisesi meydani ve gvercinler; Palazzo Venezia sarayi, balkonu ve bu balkonda agzi bir
karis aik, sag eli kalasinda, sol eli havada, ylece donakalmis Mussolini.
Fakat bu kartpostallar Roma'sina benzemiyen bir Roma daha vardir. Onun ne fotograflarini ekerler, ne
kartpostallarini satarlar. Bu ikinci Roma'nin adi: Cartieri Popolari - HALK MAHALLELERI'dir... Burada evler,
Amerika'ya g edemiyen bir Italyan issizinin umutsuzluguna benzer. Buranin karanligi terlidir, yapiskandir ve
kokusu agirdir. Bu mahalleler, boyali kartpostallarin parlakliklarinda bile isik bulamadiklari iin ne cografya
kitaplarina girerler, ne de gzel, tarih manzaralar meraklisi yolcularin koleksiyonlarina...
Kizini, Italya'nin en zengin, en rahat delikanlisi Kont Ciano ile evlendiren ve kendisi Prens Torlonya'nin
armagani Villa Torlonya'da oturan byk idealist Sinyor Mussolini, Italyan Ansiklopedisi'nin F harfinde fasizmin
ne demek oldugunu anlatirken der ki:
Fasist, rahat hayata hor bakar... Yeryznde saadetin mmkn olacagina inanmaz.
Fasizmin bu rahat hayata hor bakmak ve yeryznde saadete kavusmamak nazariyesi, byk bir ciddiyet ve
samimiyetle Cartieri Popolari - Halk Mahallelerinde gereklendirilmistir.
Banka Komeriale'de direktrlk ve Italyan finansina Sezar'lik eden Lehli Tplitz'in en yakin dostu Il Due
Benito Mussolini, yine F harfinde fasizmin tarifini yaparken syle der:
Fasizm iin her sey devletin iindedir. Devletin disinda manev veya insan hibir sey yoktur, her sey
degersizdir.
Bu derin, bu erisilmez fasist grsnn nasil gereklestigini anlamak iin, Bertolino Splandit Otel'in Italyan
gneslerinden daha isikli salonlarinda toplananlara ykselmek degil, Cartieri Popolari - Halk Mahallelerinde
oturanlara inmek gerektir. Bu mahallelerin oturuculari, gerekten de byk bir enerjiyle, devletin hapishaneleri, vergi
daireleri ve polis karakollari iine alinmislar, onlara devletin disinda her seyin degersiz oldugu, gerekten de
anlatilmistir...
Yine Italyan Ansiklopedisi'ndeki F harfine fasizmin tarifini yaparak n veren ve bylelikle byk
ansiklopedilerin nasil birer bitaraf bilgi eserleri olduklarini ispat eden Italyan kurtaricisina gre:
Fasizmin anladigi hayat cidd, ulv ve dindir..
Bu, gerekten de byledir. Gerekten de, yalniz Roma'nin Cartieri Popolari'sinden degil, btn Italya sehir ve
kylerinin Halk Mahallelerinden, karinlari kaburgalarina yapismis on binlerce a orospu yetismekte ve bunlar
bylelikle fasizmin anladigi cidd, ulv ve din hayata kavusturulmaktadirlar.
Fakat, sana sunu sylemeliyim ki, Cartieri Popolari oturucularinin birogu, ne yazik ki, Ansiklopedi'de yapilan
bu tarifleri anlamamakta ve ok daha az cidd, ulv ve din de olsa, kendilerine gre fasizmi syle incelemektedirler:
Bazi muayyen sartlar altinda burjuva emperyalist, irtica saldirisinin ilerlemesi fasizm biimini alir. Fasizm,
finans kapitalinin en mrteci, en sovenist ve en emperyalist unsurlarinin aik, terrist diktaturasidir. Fasizmi doguran
muayyen, tarih sartlarin baslicalari sunlardir:
Kapitalist mnasebetlerinin kararsizligi, deklase olmus sosyal unsurlarin oklugu, sehir ve ky kk
burjuvazisinin ve genis bir mnevverlik yigininin yoksulluga dsmesi, proletaryanin uyandirdigi dehsetli korku.
Iste ben, bundan iki hafta nce, fasizmin byle bir kuru, byle bir siirden uzak tarifini yapan Roma'nin Halk
Mahallelerinden Garbatella'da katli bir evin kapisini aldim.
Burasi, fakir talebelere, fasizmin ulviyetini anlamamis bilginlere ve artistlere, bekr isilere teker teker oda
kiraliyan evlerden biriydi.
Kapici kadina, kiralik bir oda istedigimi syledim. Beni ikinci kata ikardi. Gsterdigi odayi begendim.
Kiralik odalar, kiralik elbiselere benzerler. Her ikisinde de aklima ilk gelen sey: Bunu benden nce kim giydi?
Burada benden nce kim oturdu? olur.
Karyolanin kiyisina ilistim:
- Benden nceki kiraciniz kimdi? diye sordum kapici kadina.
Kadin, kaba etine igne batirilmis gibi silkindi birdenbire. Sonra kuskulu gzlerle yzme bakti. Ve daha sonra:
- Size haber vermediler galiba, dedi. Iki gn nce onu tevkif edip gtrdler.
Kadinin bu cevabindan hibir sey anlamadim. Fakat kisa bir karsilikli sasalamanin sonunda is anlasildi. Beni,
Roma Emniyet memurlarindan biri sanmisti. Iki gn nce, yine emniyet memurlarinca tevkif edilip gtrlen adam
ise Habesli bir delikanliydi.
Kapici kadinin anlattigina gre, bu delikanli Habesistan'in Galla boyundan putperest bir zenciymis. Bir yil nce
bu odayi kiralamis. Italya'ya resim grenmek iin geldigini sylermis.
Btn bunlari grendikten sonra benim artik odayi kiralamaktan vazgeecegimi sanan kapici kadin basbayagi
zld. Zencinin arkasindan odayi iyice silip sprdgn uzun uzadiya anlatti. Hatt karyolanin demirlerini bile
lizollamis.
Odayi tutmaktan vazgemedigimi syledim. Ve aksamst tekrar bavulum ve kitaplarimla dndgm vakit,
baskina ugrayip iinden bir adam gtrlms bir odada yasamaktan korkmadigim iin, kapici kadinin gznde yari
kahraman kesildigimi anladim.
Odanin ortasinda ilk yalniz kaldigim an, ilk yaptigim sey orta yerde kimildanmadan ylece durmak oldu. Sonra
adeta kosarak, gittim kendimi karyolanin stne biraktim.
Dsnyorum:
Simdi benim sirtst yattigim karyolada o Gallali delikanli bir yil yatmis. Gzm tavan tahtasinda bir budaga
ilisti. Onun gzleri de bu budaga ilismis. Yastigin stnde, benim sasiz, yari dazlak kafamin yaninda onun kara
kivircik sali basini gryordum. Yukardan asagi lizollandigini grendigim karyolanin demirlerinde, onun koyu
pembe, yumusak avu ilerinin yeri duruyor... Kalktim oturdum. Ve anladim ki odada yalniz degilim.
Belki dn gece kursuna dizilen, belki bu gece kursuna dizilecek olan bir adamin bir yil soluk aldigi,
kimildandigi, dsndg, sarki syledigi bir odada insan kendisini yalniz hissedemiyor.
Onun buradan ikarilip lme gtrlmesi, onu bu drt duvar iinde, bu duvarlar yikilana kadar yasatacak.
Onu sevdim birdenbire. Ona sinirsiz bir saygi duydum. Yillarca beraber dsnms, yan yana dvsms, bir
agizdan sarki sylemis gibiydim onunla.
Odanin ortasinda bir masa vardi. Onun oturdugu iskemleyi ektim, onun abanoz dirseklerini dayadigi masaya
dirseklerimi dayadim.
Habesistan bir yari mstemleke. O, bu yari mstemlekenin mstemlekesi Galla'dan bir zenci. Ben, kara gmlek
giymis bir emperyalizmin ak derili yerli klesi.
Anamin yzn grmedim. Beni dogururken lms. Bu zenci delikanlinin yzn bilmiyorum. O bu kapidan
lme gtrlms. Ben bu kapidan ieri girdim. Birdenbire anladim ki o, bana anam kadar yakindir.
Yakinlik duygusu yle bir nesne ki, insan kendine yakin buldugu insandan kalmis elle tutulur, gzle grlr bir
hatirayi elle tutmak, gzle grmek istiyor.
Simdi bu kadar yakinimda, byle yani basimda grnmez ellerinin havada grnmez yapraklar gibi
kimildandigini duydugum adamdan, gzle grlr, elle tutulur bir seyler kalmis olacaktir diye dsndm.
Karyolanin basucunda bir kk komodin vardi. Kalktim, alt kapagini atim: bos. st gzn atim, ekmecenin ii
eski gazete katlariyla dseli. En aikgz baskinlarda, arastirmalarda bile, en umulmadik yerlerde, en ok ele
geirilmek istenen bir sey kalir.
ekmeceye dsenmis gazeteleri kaldirdim. En aikgz baskinlarda, en umulmadik yerde unutulan seyi buldum.
Bu, Habes diliyle yazilmis bir karalamalar tomariydi. Gallali zenci delikanlinin karisina yazdigi, fakat gnderdigini
sanmadigim, mektuplarin karalamalari.
nmde, Gallali zencinin, TARANTA - BABU adindaki karisina yazdigi mektuplari, dirsegim onun abanoz
dirseklerinin dayandigi masaya dayali, okuyorum. Mektuplardan bazilari eksik. Ara yerden katlar kaybolmus.
Son mektubu bitirdigim vakit disarda gn agariyordu. Tepemde sallanan elektrik ampulnn yaldizli isigi, kani
ekilmis gibi boyasini kaybetti. Lambayi sndrdm. gn gece durup dinlenmeksizin yol yrms gibi
yorgundum. Yataga, onun yatagi stne attim kendimi. Ellerimde onun Taranta - Babu'ya yazip gndermedigi
mektuplarin karalamalari, dazlak kafam onun kivircik kara sali basinin yaninda, uyudum.
Mektubum bitiyor. Sana gnderdigim pakette TARANTA - BABU'ya yazilan mektup karalamalarinin
kendileriyle, benim yaptigim evirmeler var. Bunlari burada basmak, yaymak mmkn degil. Sen orada nesredersin.
Bunlarin matbaa harfleriyle basilmis, biime sokulmus, kitaplastirilmis rneklerinden bir tanesini olsun, ne o, ne
Taranta - Babu grecek, ne de ben grecegim. O, kursuna dizildi. Taranta - Babu'nun oldugu yere, gkte kanli bir
ha gibi uan lm kuslari gidebilir, fakat posta ugramaz. Bana gelince, ben yeryznn drt bucagina, akla gelen
btn yollarla baglanmis bir lkede yasiyorum. Fakat hibir Italyan posta vapuru, bir tek Italyan posta tayyaresi ve
hibir Avrupa tireni TARANTA - BABU'ya yazilan mektuplari bir daha Italya'ya sokamazlar.
Kendi lkesinde kendi dilini istedigi gibi kullanamadigi iin, Asya ve Afrika dillerine merak saran
Italyali arkadastan aldigim mektup bu kadardir. Paketten, Taranta - Babu'ya yazilan mektuplar ikti.
Asillari bendedir. evrimlerini, Italyan arkadasin yaptigi bazi notlarla beraber olduklari gibi
nesrediyorum.
TARANTA - BABU'YA BRNC MEKTUP
Babasinin yirmi besinci kizi
benim nc karim,
gzlerim, dudaklarim
TARANTA - BABU.
Sana bu
mektubu
iine yregimden baska bir sey komadan
yolluyorum
Roma'dan.
Bana darilma sakin
sehirlerin sehrinden sana gnderecek
kendi yregimden daha akla yakin
bir hediye
bulamadim
diye.
TARANTA - BABU;
onuncu gecemdir ki bu
basimi gms yaldizli kitaplara sokuyorum
okuyorum
dogusunu
Roma'nin.
nde siska disi bir kurt
arkada tombul ve iplak
REMS'le ROMILS
dolasiyorlar iinde odamin.
Aglama TARANTA - BABU..
Bu ROMILS
UAL - UAL arsisinda
gpegndz
senin o incir memeli kiz kardesini
altina alan
mavi boncuk tccari Sinyor ROMILS
degil
ilk Romali, kral ROMILS...
NOT:
Birinci mektubun burasinda bir atlayis var. Belki ara yerden bir kat kaybolmus. Fakat asagidaki
satirlarla ilk Romali Kral Romils' Taranta - Babu'ya anlatmak istedigi belli :
Dalgalar
birbirlerini devire devire,
Dalgalar
dverdi Korsika kiyilarini
haykirdika aik denizlere
Antium yamalarindan, o...
Ve yildirimlari tutup salarindan, o,
alardi yere
ne zaman
gge kaldirsa elini.
Sanki babasi boksr Karnera'ydi,
anasi basbakan Mussolini.
NOT:
Mektubun buradan asagisi yine eksik. Fakat anlasiliyor ki, Romils'n tarifinden sonra Taranta Babu'ya
Roma'nin kurulus efsanesi anlatiliyor.
REMS ve ROMILS...
Ikizleri Silvia'nin...
Vens'nn torunlari...
Bakilmadan
gzlerinin
yasina,
karanlik bir gece, bir dag basina
Iirlatip
attilar onlari..
Ne
alinlarinda defne,
ne bacaklarinda donlari...
Ve daha o zaman
Habesistan'a yesil boya
vurulmadigi iin
ve BANKA di ROMA
daha kurulmadigi iin,
ROMILS'le REMS
bir sabah erken
dagda dsnrlerken:
- Simdi biz
ne haltederiz,
diye, burada?
Rastladilar yavrulu bir disi kurda.
Yavrulari vurdular.
Ana kurdun style
karinlarini bir temiz doyurdular.
Sonra gidip
Roma'yi kurdular.
Kurdular ama
iki adama
dar geldi Roma.
Ve bir aksam
bilmeden geti diye
sehrin sinir tasini,
ekince kopardi ROMILS
kardesi REMS'n basini...
Iste byle TARANTA - BABU..
Gms yaldizli kitaplarda yazili bu:
temelinde Roma'nin
disi kurt style dolu kovalar
ve bir avu kardes kani var...
TARANTA - BABU'YA KNC MEKTUP
Boynunda mavi maymun disinden
dizi gerdanlik tasiyan,
kirmizi tyl bir kus gibi ggn altinda
ve bir akarsu gibi yerin stnde yasiyan,
szleri szlerimin
gzleri gzlerimin bakir aynasi,
nc kizimin
ve besinci oglumun anasi
TARANTA - BABU!..
Aylardir
kalmadi almadigim kapi.
Sokak sokak
yapi yapi
adim adim
Roma'da
Roma'yi aradim!..
Burda artik
byk ustalar mermeri ipekli bir kumas gibi
kesmiyor;
Floransa'dan rzgr esmiyor!.
Ne Dante Aligeri'den sarkilar,
ne Beatrii'nin nakisli yz var,
ne Leonardo da Vini'nin plesi eli!..
Mikel Ancelo
mzelerde prangali bir krek mahkmudur.
Ve sapsari boynundan
bir katedral duvarina asmislar Rafael'i!.
Roma'nin byk
Roma'nin genis caddelerinde bugn;
dayamis sirtini beton-arme bankalara,
ifte basli bir balta gibi duran
yalniz bir kara
yalniz bir kanli glge var:
Her adiminda bir
esir
basi vuran,
her adiminda bir mezar
aip
geen
SEZAR!..
Roma!
Kovadis Roma?
diye sorma!
Bizim oralarin gnesi gibi aydin
ve ortada bu!
Sus TARANTA - BABU!
Sevgiyle
saygiyla,
glerek
haykirarak
sus!..
Dinle bak:
zincirlerini kiriyor
Roma'nin varoslarinda SPARTAKUS!..
TARANTA - BABU'YA NC MEKTUP
Papa XI'inci Pi'yi grdm Taranta - Babu;
bizim kabilenin
byk sihirbazi neyse
burada o da, bu..
Yalniz,
bizim sihirbaz,
basli mavi seytani
Harar daglari ardina kovmak iin
para almaz.
Kurbanlik yaban esekleriyle
yilda iki yk fildisi yigini
kapatir onun
bte aigini.
Oysaki, Sa sentete
Papa
btesini yaban esekleriyle kapa-
-tamaz..
Adamcagizin
kara cbbeleri altin isleme hali elileri
ve kisa donlari ponponlu askerleri var.
O, onlarin
onlar onun
eline bakiyorlar.
Papa XI'inci Pi'yi grdm Taranta - Babu!
Korporatif bir heyecanla dudaklarini satan
ve yarim lirete yarim saat yatan
cennet Italya'nin hr vatandaslarindan bir kadin,
Papa bagislasin diye gnahini etin
yarisini verip yarim liretin
satin almis da bir resmini hazretin
basucunda asmisti bir yere.
Baktim:
ne Azizlerden Jorj'a benziyor
ne Sen Piyer'e.
Onlarin altin gzlkleri yok
taranmamis
yagli uzun sakallari vardi...
Bunun
taranmamis yagli uzun
sakali yok,
fakat altin gzlkleri var.
Papa XI'inci Pi'yi grdm TARANTA - BABU!
XI'inci Pi
yumusak tyl kara koyunlar otlatan
bir oban
gibi
tali ve tasiz krallarin otlaginda
ruhlari otlatiyor.
XI'inci Pi
ki
bir ahirda babasiz doganin vekilidir,
Meryem'e yakin olmak iin
nefsi nefisine edip iskence
her gece
mermer stunlu bir sarayda yatiyor.
TARANTA - BABU'YA DRDNC MEKTUP
Italya'nin
nakislarinda gnesler oynasan ipekli sallari,
Pompei yollarinda kara katirlarinin nallari,
boyali kutusunda Verdi'nin yregi atan
laternasi
ve l ddk makarnasi
kadar
fasizmi de meshuuurdur
Taranta - Babu.
Italya'da fasizm
Emiliali byk toprak kontlarinin aslarindan
ve Romali bankerlerin demir kasalarindan
geip
IL DUE'nin dazlak kafasinda dank demis
bir nuuurdur
Taranta - Babu..
Bu
nur
yarin
inecektir stne
Habes ovalarinda mezarlarin.
TARANTA - BABU'YA BESNC MEKTUP
Grmek
isitmek
duymak
dsnmek
ve konusmak
kosmak alabildigine
basi dolu
basi bos
kos-
-mak...
Hehehey TARANTA - BABU
hehehey
yasamak ne gzel sey
anasini sattigimin
yasamak ne gzel sey..
Dsn beni
kollarim, senin ocuk dogurmus
genis kalalarindayken...
Dsn sicak...
Dsn kara bir tasa damliyan
iriliplak
bir su sesini...
Istedigin yemisin
rengini, etini, adini dsn...
Gzdeki tadini dsn
kipkirmizi gnesin
yemyesil otun
ve koskocaman
masmavi bir iek gibi aan
ay isiginin...
Dsn TARANTA - BABU!
Insanoglunun yregi
kafasi
kolu
yedi kat yerin altindan
ekip ikarip
yle ates gzl elik allahlar yaratmis ki
kara topragi bir yumrukta yere serebilir,
yilda bir veren nar
bin verebilir.
Ve dnya yle byk,
yle gzel
yle sonsuz ki deniz kiyilari
her gece hepimiz
yan yana uzanip yaldizli kumlara
yildizli sularin
trksn dinleyebiliriz...
Yasamak ne gzel sey
TARANTA - BABU
yasamak ne gzel sey...
Anliyarak bir usta kitap gibi
bir sevda sarkisi gibi duyup
bir ocuk gibi sasarak
YASAMAK...
Yasamak:
birer birer
ve hep beraber
ipekli bir kumas dokur gibi...
Hep bir agizdan
sevinli bir destan
okur gibi
YASAMAK..
. . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . .
YASAMAK..
Ne acayip istir ki
bu ne mene gidistir ki TARANTA - BABU
bugn bu
bu inanilmiyacak kadar gzel
bu anlatilamiyacak kadar sevinli sey:
byle zor
bu kadar
dar
byle kanli
bu denl kepaze...
TARANTA - BABU'YA ALTINCI MEKTUP
Buranin yazicilari e blnms TARANTA - BABU.
Bir esitleri var: yalniz i gmlegine degil, ipekli bir mendile benziyen yreginin kenarina da alti disli ta
isleten Danunio gibi; zipir Marinetti ve dinamiti Nobel'in mkfatiyla Il Due'nin yumrugundan gayri her seyden
kuskulanan Pirandello gibi.
Bunlar, fasist edebiyatinin dhileri soyundan TARANTA - BABU.
Bunlar, allahlar gibi konusur, anlasilmiyacak kadar karanliklarla dolu, ulasilamiyacak kadar yksek ve dibi
bulunamiyacak kadar derin yazarlar. Fakat yine bunlarin senin gibi karinlari agrir. Benim gibi karinlari acikir.
Yasayislari, ya Milanolu bir ynl kumaslar fabrikatrnnki gibidir, ya genis topraklarinda traktr isleten eski bir
prens hanedaninin reisi gibi.
Bunlar, fasist edebiyatinin dhileri soyundandirlar TARANTA - BABU.
Ve bunlar, bizim oralardaki altin klelerinin kara topragin altindan gnes paralar gibi ikartilip Banka
Komeriale'nin elik depolarina getirilmesi iin; harbin yaratici dinamik bir kuvvet; sapsari bir lde boynunun
damari kesilerek lmenin, Italya'nin Akdeniz suyu gibi masmavi ggnn altinda ebediyen yasamak demek
oldugunu edebiyatlastirmislardir.
Ben, nehirle ayrilmis toprak parasi gibi e blnen Italyan yazicilarinin bu dhiler soyuyla yalniz
kitaplarinin satirlarinda konustum ve yzlerini, yalniz gazetelere basilan rtuslu fotograflarindan tanirim.
Italyan yazicilar dnyasinin ikinci esidine gelince, bunlardan bir iki rnekle karsilikli oturup konusmusumdur.
Ve benim Afrika gecesinin ilikligini tasiyan ellerim, onlarin, piriltisi yaldizli Meryem Ana tasvirleri nne dikilen
ince mumlar gibi sari ve soguk parmaklarina dokundu. Hele ilerinde bir tanesi vardi ki, TARANTA - BABU,
gzleri, bir yaz gn gnesin isigina ve sicakligina dayanamayip kudurduktan sonra, sira daglardaki kk
magaranin islak karanliginda len kpegin, gzlerine benzerdi.
Bu, bir sairdi, bir romanciydi, bir mtefekkirdi Taranta - Babu. Fakat her seyden nce, zavalli bir
kokainomandi. Onunla arkadaslarina yari lokanta ve yari meyhanemsi bir yerde rastliyordum. Bagira agira
konusurlardi. Kavga ederlerdi. Hatt bir gece, ISA mi daha mistiktir? Konfyus mu daha mistik? diye aralarinda
cikan bir yksek, bir derin, bir ilm mnakasada, bir gen, benimkinin kafasinda bir sarap sisesi kirdiydi.
Fasist miydi? Tam degil. Demokrat miydi? Tam degil. Tam degil. Kafasi da, kokainle harap olmus uzviyeti gibi
yarimdi. Onda tam olan bir sey vardi TARANTA - BABU, saskin zavalli ve kk kurumus bir aga gibi, mteredd
bir insan soyunun rnegi olmasi. Fasizme dsman geinmis. Sonra gnn birinde el altindan mahalle fasyosuna
istida vermek istedigi duyuldu.
Bunun dogru olup olmadigini bilmiyorum. Fakat kendini dnyanin mihveri sanan bir deli her sey yapabilir. Ve
o byle bir deliydi.
Italyan fasizminin bu ikinci esit yazicilarinin ne yazdiklarini sana anlatabilmek iin, onun bir siirini buraya
geiriyorum.
Bu siir, o yari lokanta yari meyhanemsi yerdeki toplantilardan birinde okundu. O gece hepsi ordaydilar. Yasli
bir romancinin serefine bir ziyafet veriliyordu. Benimki birdenbire ayaga kalkti. Sarhostu. Agzinin ailip
kapanislarini bile kullanamiyordu. Ortaya dogru bir iki adim atti:
- Size, dedi, son kitabimdan, aklima syle geliveren bir yazimi okuyacagim.
Ve elleriyle havada genis izgiler izerek su siiri okumaga basladi:
KR OLMAK..
Kr olmak ne iyi seydir,
ne gzeldir sevmek karanligi.
Ne yalin bir kili gibi bir isik
ne renklerin agirligi
ve ne sekillerin kalabaligi..
Ne gzeldir sevmek karanligi..
Kr olmak ne iyi seydir.
Kapali gzleriniz
evrili iinize,
kiyisinda oturup bakarsiniz
iinizde dalgalanan denize.
Kapali gzleriniz evrili iinize..
Kr olmak ne iyi seydir.
Krlerdir ki yalniz
kendi yrekleriyle bas basa kalirlar.
Ne kimseye kendi gzlerinden verirler
ne kimsenin gzlerinden alirlar.
Krlerdir ki yalniz
kendi yrekleriyle bas basa kalirlar.
Ne gzeldir sevmek karanligi.
Karanlik allah gibidir ve tek basinadir.
Karanlik lm gibidir
rengi yok
ahengi yok
dengi yoktur karanligin.
Dagitin yaninizdan sopalarinizla
karanligin peygamberleri, krler,
kalabaligi..
Kr olmak ne iyi seydir
ve ne gzeldir sevmek karanligi..
Siir bitti. Alkisladilar. O, saatlerce alisip beyaz bir duvari renkli resimlerle doldurmus bir nakkas yorgunluguyla,
sallanarak yerine dnd. Tam benim yanimdaki masada, serefine ziyafet verilen yasli romanciyla modellerini bastan
cikarmaktan resim yapmaga vakit bulamiyan bir ressam oturuyordu. Ressam, siir biter bitmez, romancinin kulagina
egildi, alayci bir sesle:
- Nasil buldunuz? dedi. Onun, bu siiri bir Fransiz sairinden asirdigini sylyorlar.
Romanci birdenbire cevap vermedi, dsnd. Sonra:
- Bu siiri okuyan delikanli sizin en yakin dostunuzmus, diye duydum, dedi.
Ressam gld:
- Dostluk, diye cevap verdi, kabzasina birbirine dsman iki elin yapistigi bir biaga benzer.
Ne yalan syliyeyim, Taranta - Babu, ben, bu dostluk tarifini anlamadim. Bu, yalniz Fasist Italya'da mi
byledir, yoksa btn Avrupa...
NOT:
Altinci mektuptan elime geen karalamalar burada bitiyor. Mektubun yarim kaldigi belli. Habes
delikanlinin, nc esit Italyan yazicilarini nasil tarif ettigini anlamak iin Italyancayi bastan basa
unutup yeniden grenmege raziydim.
TARANTA - BABU'YA YEDNC MEKTUP
Bilirim
bes altiyi gemez
senin kafanin raflarinda dizili
kapali siseler gibi sorgular...
Sen ki kapkara cahilsin
herhangi bir
hukuku dvel profesr kadar..
Buna ragmen
sana sorsam
desem ki ben:
- Keilerimizin
kivircik uzun
tyleri dklp,
iki basli memelerinden
iki kol isik gibi akan
stleri kesilirse;
ve portakallarimiz,
snen birer gnes yavrusu gibi dallarinda kuruyup,
kemik ayaklariyla kitlik,
yerli bir kral gibi geerse topragimizdan,
sen ne yaparsin?
Bana dersin ki sen:
- Ilk isiklarla agarmaga basliyan
yildizli bir gece gibi
damla damla kaybederim boyami,
damla damla solarim...
Bana dersin ki sen:
- Bir Afrika kadinina bu sorulur mu hi?
Kitlik lmdr bizim iin
bolluk sevin...
Fakat ne hikmettir ki TARANTA - BABU
bsbtn tersine burda bu!.
Bir yle sasilasi
dnya ki burasi,
bollukla lyor,
kitlikla yasiyor.
Varoslarda hasta, a kurtlar gibi
insanlar dolasiyor
ambarlar kilitli
ambarlar bugdayla dolu..
Tezghlar
ipekli kumasla dokuyabilir
topraktan gnese kadar giden yolu.
Insanlar yalnayak
insanlar iplak...
Bir yle sasilasi
dnya ki burasi,
baliklar kahve ierken
ocuklar st bulamiyor.
Insanlari szle besliyorlar,
domuzlari patatesle...
TARANTA - BABU'YA SEKZNC MEKTUP
Mussolini ok konusuyor TARANTA - BABU!
Tek basina
yapayalniz
karanliklara
birakilmis bir ocuk gibi
bagira bagira
kendi sesiyle uyanarak,
korkuyla tutusup
korkuyla yanarak
durup dinlenmeden konusuyor.
Mussolini ok konusuyor TARANTA - BABU
ok korktugu iin
ok konusuyor!.
TARANTA - BABU'YA DOKUZUNCU MEKTUP
NOT:
Bu dokuzuncu mektubun basinda bir radyo makinasinin fotografi vardi.
Bugn aklima
yazisiz ve izgisiz
bir resim geldi, Taranta - Babu!
Ve benim, birdenbire
yzn degil,
gzn degil,
senin sesini gresim geldi, Taranta - Babu;
Mavi Nil gibi serin,
yarali bir kaplan gz gibi derin
sesini senin!
NOT:
Bu dokuzuncu mektubun burasina bir gazeteden kesilmis syle bir haber ilistirilmisti:
MARKONI, IL DUE'NIN
SADIK NEFERI...
Markoni, gazetecilere. Ben sefim Mussolini'nin
emrine amadeyim, demistir. Markoni, ilk tecrbeleri
muvaffakiyetle neticelenen, Habesistan'da
tatbik edilecek olan bir lm isigi
bulmustur. Bu isik....
Havalara sesleri
basi bos
mavi kanatli kuslar gibi salan
ve havalardan en gzel sarkilari
olgun yemisler gibi topliyan elleri, ONUN,
yaparak
kullugunu kara gmlekli Benito'nun,
boyanacak dirseklerine kadar
kardeslerimin kaniyla.
Ve Habes ovalarinda ldrecek
byk bilgin Markoni'yi,
Banka Komeriale'de aksiyoner
mlti milyoner
Kont Markoni.
TARANTA - BABU'YA ONUNCU MEKTUP
NOT:
Bu onuncu mektubun basina, yine gazetelerden kesilmis syle bir telgraf haberi ilistirilmisti.
......Italyan kuvvetlerinin Habesistan'da
harekete gemeleri iin yagmur mevsiminin
bitmesi ve baharin gelmesi bekleniyor...
Ne tuhaf sey Taranta - Babu;
bizi kendi topraklarimizda ldrmek iin
kendi topraklarimizin
baharini bekliyorlar.
Ne tuhaf sey Taranta - Babu;
belki bu yil Afrika'da
yagmurlarin dinisi,
renklerin, kokularin
gkten yere bir sarki gibi inisi
ve gnesin altinda islak topragimizin
derisi tun yaldizli Gallali bir kadin gibi gerinisi,
bize senin
memelerin
gibi tatli yemislerle beraber
lm getirecek.
Ne tuhaf sey Taranta - Babu!
Kapimizdan ieri lm
kolonyal sapkasina
bir bahar iegi takip girecek...
TARANTA - BABU'YA ON BRNC MEKTUP
Bu gece
Il Due
binerek bir kir ata
aedromda syledi sylev
500 pilota..
Sylevi bitti.
Onlar yarin
Afrika'ya gidecekler;
O bu gece
sarayinda salali makarna yemege gitti..
TARANTA - BABU'YA ON KNC MEKTUP
Geliyorlar Taranta - Babu,
seni ldrmege geliyorlar.
Karnini desip
barsaklarinin
kumun stnde a yilanlar gibi kivrandiklarini
grmege geliyorlar.
Seni ldrmege geliyorlar Taranta - Babu,
seni
ve keilerini.
Oysaki, ne onlar seni tanir
ne onlari sen..
Ve ne keilerin atlamistir
onlarin itlerinden.
Geliyorlar Taranta - Babu.
Kimi Napoli'den
Tirol'den kimi.
Kimi doyulmamis bir bakistan
yumusak
ve sicak
bir elden kimi...
Onlari ordu ordu
tabur tabur
blk blk
fakat teker teker
dgne gtrr gibi
denizden asirip
lme getirdi gemiler..
Geliyorlar Taranta - Babu,
geliyorlar iinden bir yangin alevinin.
Ve bayraklarini dikip
samandan damina
senin toprak evinin,
gelenler
geri dnseler bile eger,
kanli kesik sag kolunu Somali'de birakan
Torinolu tornaci artik
elik ubuklari ipek gibi remeyecek...
Ve kr gzleriyle bir daha
Sicilyali baliki
denizlerin isigini gremeyecek.
Geliyorlar Taranta - Babu.
Bu lmege ve ldrmege gnderilenler
kanli sargilarina birer birer
teneke halar takip dndkleri gn,
byk ve dil Roma'da
hisse senetleriyle aksiyonlar ykselecek,
ve gidenlerin ardindan
yeni efendilerimiz
llerimizi soymaga gelecek..
TARANTA - BABU'YA SON MEKTUP
Taranta - Babu'm!
Bu belki sana son mektubumdur. Belki birbirimizi bir daha grmiyecegiz. Belki ilknce beni kursuna dizen
namlular, sonra gelip senin memelerinde kirmizi delikler aacak.
Sana bu son mektubumda Italya gazetelerinden kestigim bir iki yaziyla, bir Avrupa gazetesinden ikardigim iki
istatistigi yolluyorum. Birbiri ardina dizilmis szlerle, alt alta konmus sayilarin kavgasini gstermek istedim sana.
Sayilar mektubumun sonundadir, szlerden basliyorum iste:
Danunio'nun svalye Claudio
Pozzi'ye yazdg mektuptan:
Mio caro amico,
O ender incelikleri aldim. Dehsetli bir nevraljiden muztaribim, fakat seni Pak yortusundan nce grecegimi
saniyorum.. Her vakitki gibi, gayet hafif mendilleri tercih etmekteyim, sen beni bastan ikariyorsun. Sana pembe
trikolari geri gnderiyorum, bu tiksindigim bir pederast renktir. Benim iin her vakit kursun, fildisi beyazi, bellisiz
mavi..
Muharebenin kosmik zarureti
..... 26 yildan beri muharebenin dcongestionante, sihh ve tahrik edici degerini ilan etmekteyiz. Muharebe
kosmik bir zarurettir ve insanin bedenini genlestirir, ruhunu tasfiye eder.
Marinetti'nin beyannamesinden
Geen muharebede kr olanlar
Geen muharebede kr olanlar bile bugn ise yariyabilirler. Aeroplanlara karsi kurulacak olan bataryalarin
dinleyici postalarinda krlerin karanliklara gml gzleri, kulaklarinin duygusuyla isiga kavusmus olacaktir.
Corriere della Sera'dan
Geri dnemeyiz
Artik dnemeyiz. Afrika'daki 200.000 Italyan tfegi kendiliginden ates edecektir. Due'nin Daily Mail gazetesi
muharririne verdigi mlkattan
Kara gmleklilerin evamiri aseresi
Muharebeye giden karagmleklilere su yeni evamiri asere byk bir trenle teblig edilmistir:
1 - Vatan sinirlarinin tesinde silhli karagmleklilerin ilerleyisi, beser adaletin yerine getirilmesi ve
medeniyetin zaferi demektir.
2 - Kim ki, adaletin ve medeniyetin yolunda yrmek ister, hayatini fedaya hazir olmalidir.
3 - Harbin tehlikesi iinde bu fedakrlik, dsmanin tam ezilisine imana baglidir.
4 - Muharebede deger ortaya ikar, fakat bu kfi degildir, bu degerin bekleyisin azabinda da tezahr etmesi
gerektir.
5 - Inan, itaat et, dvs.. Inan; nk bilirsin ki, Due daima haklidir; itaat et; nk bilirsin ki, her emir ondan
gelir; dvs; nk bilirsin ki, onun kumandasi altindaki her kavga bir zaferdir.
6 - Hibir dsman sizi gafil avliyamaz, nk karagmleklilerin karanliklari gren gzleri vardir.
7 - Hibir dsman karagmleklilerin madd sikintilarindan istifadeye kalkisamaz, nk onlarin, maddeyi yenen
demirden ruhlari vardir.
8 - Kim ki, silhlarina karsi kiskan bir itina gstermez, kim ki, kursunlarini kaybeder, kim ki, susuzlugun ilk
isaretiyle matarasina sarilir, bir karagmlekli degil, hayata uyamiyan bir zavallidir.
9 - Eger bir kit'a muharebe esnasinda ana kuvvetlerle bagini kaybederse, emir beklememelidir, emir Ileri,
daima ileridir.
10 - Silhlarin ilk patlayisinda, karagmlekliler nlerinde Due'nin koskocaman seklini greceklerdir. Onu,
dsmanin gerisinde gkyzne izilmis grecekler: bir kahramanlik ryasinda bir dev hayaleti gibi..
Il Popola d'Italia'dan
talya'da yvmiye
Bir Ingiliz isisinin aldigi orta yvmiye 100 olarak ele alinirsa :
Amerika'da ......................................... 120
Kanada'da ......................................... 100
Ingiltere'de ......................................... 100
Irlanda'da ......................................... 80
Hollanda'da ......................................... 72
Lehistan'da .......................................... 50
Ispanya'da .......................................... 30
Italya'da ........................................... 29...
talya'da issizlik ve iflaslar
1929 Yilinda 300.786 Issiz 1.204 Iflas
1930 Yilinda 425.437 Issiz 1.297 Iflas
1931 Yilinda 731.437 Issiz 1.786 Iflas
1932 Yilinda 932.291 Issiz 1.820 Iflas
Bu sayilar on yillik fasizmin bilanosudur, Taranta - Babu. Ondan sonraki yillarda ne oldu? Bunun karsiligini,
bizim topraklarda lecek olan Italyan delikanlilari verecek.
Teftis
Sayfada saygiyla gze arpsin diye
komuslar fotografi bas kseye.
Izmir'de, Kordon'da, Memetleri teftis.
Vakit gle, hava sicak, gn uzun belli.
nde Amerikan pasasi kafayi dikmis
ve sirmali sapkasinda eli
kasap biagi gibi parliyor keskin, genis
ve kfredip sesini duyuyorum
topragima tokat gibi inen adimlarinin.
Trk pasasi on bes adim geride.
Yzn gremiyorum, glgeli.
Belki alismis,
belki utaniyor, belki fkeli.
Memetlere bakiyorum:
Disleri kenetli, gzleri karanlik,
gzleri dikilmis yere.
Saniyorum yakindir, bir daha ikmayacaklar
Izmir'de, Kordonboyu'nda byle teftislere...
Trafik Memurlari
Trafik memurlari dikilmis durur
el kol kimildar kaslar atik
sopalarinin ucunda hrriyetimiz
trafik memurlari dikilip duracak
sokaktakiler birbirlerini sevmegi greninceye kadar.
Tuna stne Sylenmistir
Gkte bulut yok
sgtler yagmurlu
Tuna'ya rastladim
akiyor amurlu amurlu
hey Hikmet'in oglu, Hikmet'in oglu
Tuna'nin suyu olaydin
Karaorman'dan geleydin
Karadeniz'e dkleydin
mavileseydin mavileseydin mavileseydin
geeydin Bogazii'nden
basinda Istanbul havasi
arpaydin Kadiky iskelesine
arpaydin irpinaydin
vapura binerken Memet'le anasi.
Trk Kyls
Topraktan grenip
kitapsiz bilendir.
Hoca Nasreddin gibi aglayan
Bayburtlu Zihni gibi glendir.
Ferhad'dir
Kerem'dir
ve Keloglan'dir.
Yol grnr onun garip serine,
analar, babalar umudu keser,
kahbe felek ona eder oyunu.
arsambayi sel alir,
bir yr sever
el alir,
kanadi kirilir
llerde kalir,
lmeden mezara koyarlar onu.
O, Ynus biredir
bastan ayaga yredir,
agu ier su yerine.
Fakat bir kerre bir derd anlayan dsmeyegrsn nlerine
ve bir kerre vakterisip :
-Gayrik yeter!...
demesinler.
Ve bir kerre dediler mi :
Israfil surunu urur
mahlukat yerinden durur,
topragin nabzi baslar
onun nabizlarinda atmaga.
Ne kendi nefsini korur,
ne dsmani kayirir,
Daglari yirtip ayirir,
kayalari kesip yol eyler bihayat akitmaga...
Trkiye Isi Sinifina Selam
Trkiye isi siniIina selm!
Selm yaratana!
Tohumlarin tohumuna, serpilip gelisene selm!
Btn yemisler dallarinizdadir.
Beklenen gnler, gzel gnlerimiz ellerinizdedir,
hakli gnler, byk gnler,
gndzlerinde smrlmeyen,
gecelerinde a yatilmayan,
ekmek, gl ve hrriyet gnleri.
Trkiye isi siniIina selm!
Meydanlarda hasretimizi haykiranlara,
topraga, kitaba, ise hasretimize,
hasretimize, ayyildizi esir bayragimiza.
Dsmani yenecek isi siniIimiza selm!
Paranin padisahligini,
karanligini yobazin
ve yabancinin roketini yenecek isi siniIina selm!
Trkiye isi siniIina selm!
Selm yaratana!
Umut
isler atom reaktrleri isler
yapma aylar dogar gnes dogarken
ve gnes dogarken p kamyonlari
lleri toplar kaldirimlardan
issiz lleri a lleri
isler atom reaktrleri isler
yapma aylar geer gnes dogarken
ve gnes dogarken kyl aile
erkek kadin esek ve karasaban
saban kosulu esekle kadin
topragi srerler toprak bir avu
isler atom reaktrleri isler
yapma aylar geer gnes dogarken
ve gnes dogarken lr bir ocuk
lr bir japon ocugu hirosima'da
on iki yasinda ve numarali
ve ne bogmacadan ne menenjitten
lr bin dokuzyz elli sekiz de
lr bir japon ocugu hirosima'da
dokuzyz kirkbes te dogdugu iin
isler atom reaktrleri isler
yapma aylar geer gnes dogarken
ve gnes dogarken tombul bir adam
yatagindan ikar dalgin giyinir
'bugn kimi kime gammazlamali,
amirin gzne nasil girmeli'
isler atom reaktrleri isler
yapma aylar geer gnes dogarken
ve gnes dogarken zenci sofr
agaca asarlar yol kiyisinda
gazyagina bulayarak yakarlar
sonra kimi kahve imeye gider
kimi sa tirasi olur berberde
kimi dkkanini aar erkenden
kimi gen kizini per alnindan
isler atom reaktrleri isler
yapma aylar geer gnes dogarken
ve gnes dogarken mahpus kadini
kollari masaya bagli sirtst
ciplak memeleri al kan iinde
sorguya ekilir bir bodrumda
sorguya ekenler cigara ier
biri yirmisinde altmislik biri
gmlekleri terli kollar sivali
ve kum torbalari elektrodlar
isler atom reaktrleri isler
yapma aylar geer gnes dogarken
ve gnesdogarken glyapragina
uak alanindan sessiz pilotlar
'H' bombasi ykler tepkililere
ve gnes dogarken gnes dogarken
otomatik silahlarla biilir niversitelilerle isiler
akasya agalari bulvarin
pencereler balkondaki saksilar
ve gnes dogarken devlet adami
konagina dner bir ziyafetten
ve gnes dogarken kuslar tsr
ve gnes dogarken gnes dogarken
gen bir ana bebesini emzirir
isler atom reaktrleri isler
yapma aylar geer gnes dogarken
ve gnes dogarken ben bir geceyi
bir uzun geceyi gene uykusuz
agrilar iinde geirmisimdir
dsnmsmdr hasretligi lm
seni memleketi dsnmsmdr
seni memleketi dnyamizi.
isler atom reaktrleri isler
yapma aylar geer gnes dogarken
ve gnes dogarken hi umut yokmu
umut umut umut........... umut insanda.
Selvi
Kapimin nnde selvi vardi.
selvi.
Selviler rzgarda sallanirlardi.
selvi.
Kkleri yerde, baslari yildizlarda
selvi.
Selviler sallanirlardi rzgarda.
selvi.
Bir gece dsman basti evi.
selvi.
Yatagimda ldrldm ben.
selvi.
Kesildi selviler kklerinden.
selvi.
Artik ne kkleri yerde, baslari yildizlarda
selvi.
Selviler sallanmiyorlar rzgarda.
selvi.
Mermer bir ocakta paralanmis yatiyor
selvi.
Kanli bir baltayi aydinlatiyor
selvi.
Vapur
Yrek degil be, arikmis bu, manda gnnden,
teper ha babam teper
paralanmaz
teper tasli yollari.
Bir vapur geer Varna nnden,
uy Karadeniz'in gms telleri,
bir vapur geer Bogaz'a dogru.
Nazim usulcacik oksar vapuru,
yanar elleri...
Vasiyet
Yoldaslar, nasip olmazsa grmek o gn,
lrsem kurtulustan nce yani,
Alip gtrn
Anadoluda bir ky mezarligina gmn beni.
Hasan beyin vurdurdugu
irgat Osman yatsin bir yanimda
Ve avdarin dibinde topraga ocuklayip
Kirki ikmadan len sehit Ayse br yanimda.
Traktrlerle trkler gesin altbasindan mezarligin,
Seher aydinliginda taze insan, yanik benzin kokusu,
Tarlalar orta mali, kanallarda su
Ne kuraklik, ne jandarma korkusu.
Biz bu trkleri elbette isitecek degiliz,
Topragin altinda yatar upuzun,
rr kara dallar gibi ller,
Topragin altinda sagir, kr, dilsiz.
Ama bu trkleri sylemisim ben
daha onlar dzlmeden,
Duymusum yanik benzin kokusunu
Traktrlerin resmi bile izilmeden.
Benim sessiz komsulara gelince,
Sehit Ayseyle irgat Osman
ektiler byk hasreti sagliklarinda
Belki de farkinda bile olmadan
Yoldaslar, lrsem o gnden nce yani,
-yle gibi de grnyor-
Anadoluda bir ky mezarligina gmn beni
Ve de uyarina gelirse,
Tepemde bir de inar olursa
Tas mas da istemez hani...
Vatan Haini
"Nzim Hikmet vatan hainligine devam ediyor hl.
Amerikan emperyalizminin yari smrgesiyiz, dedi Hikmet.
Nzim Hikmet vatan hainligine devam ediyor hl."
Bir Ankara gazetesinde ikti bunlar, stun stne, kapkara haykiran puntolarla,
bir Ankara gazetesinde, fotografi yaninda Amiral Vilyamson'un
66 santimetre karede glyor, agzi kulaklarinda, Amerikan amirali
Amerika, btemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira.
"Amerikan emperyalizminin yari smrgesiyiz, dedi Hikmet
Nzim Hikmet vatan hainligine devam ediyor hl."
Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt
hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan iftliklerinizse,
kasalarinizin ve ek defterlerinizin iindekilerse vatan,
vatan, sose boylarinda gebermekse aliktan,
vatan, sogukta it gibi titremek ve sitmadan kivranmaksa yazin,
fabrikalarinizda al kanimizi imekse vatan,
vatan tirnaklariysa agalarinizin,
vatan, mizrakli ilmhalse, vatan, polis copuysa,
deneklerinizse, maaslarinizsa vatan,
vatan, Amerikan sleri, Amerikan bombasi, Amerikan donanmasi topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmus karanligimizdan,
ben vatan hainiyim.
Yazin stun stne kapkara haykiran puntolarla :
Nzim Hikmet vatan hainligine devam ediyor hl.
Veda
Hosa kalin
dostlarim benim
hosa kalin!
Sizi canimda
canimin iinde,
kavgami kafamda gtryorum.
Hosa kalin
dostlarim benim
hosa kalin...
Resimlerdeki kuslar gibi
dizilip stne kumsalin,
mendil sallamayin bana.
Istemez...
Ben dostlarin gznde kendimi
boylu boyumca gryorum...
A dostlar
a kavga dostu
is kardesi
a yoldaslar a..!!.
Tek hecesiz elveda..
Geceler srecek kapimin srgsn,
pencerelerde yillar recek rgsn.
Ve ben bir kavga sarkisi gibi haykiracagim
mapusane trksn.
Yine grsrz
dostlarim benim
yine grsrz...
Beraber gnese gler,
beraber dvsrz...
A dostlar
a kavga dostu
is kardesi
a yoldaslar a..!!.
ELVEDA..!!.......
Vera'nin Resmi
Kimseler yapamaz senin resmini
Kiyidan ailanin tanyerinden esenin
Aramasinlar seni renklerin atlikarincasinda
Dayanmis tahta parmakliga bir bag taraasinda iklimler
Bizden en uzak gezegenin kederi
Aramasinlar seni uyaklarinda isikla glgenin
Sen oyunun disindasin oylumlarin da yzeylerinde
Bir yerlerde bir sevin gnn birinde fiskirir
Kimseler yapamaz senin resmini
Kiyidan ailanin tan yerinden esenin
Sen kendi resmini kendin de yapamazsin
Gms kanatli bir balik siriyor enginde
Aynalarin iine girip telere gitme bosu bosuna geceleri
Yitirilmis erkekler gelir kadinlar kogusuna geceleri
Sen kendi resmini kendin de yapamazsin
Bir ailip bir kapanir kapilar yreginde
Senin resmini ben yapacagim...
Vera'nin Uykudan Uyanisi
Iskemleler ayakta uyuyor
masa da yle
serilmis yatiyor sirtst kilim
yummus nakislarini
ayna uyuyor
pencerelerin simsiki kapali gzleri
uyuyor sarkitmis bosluga bacaklarini balkon
karsi damda bacalar uyuyor
kaldirimda akasyalar da yle
bulut uyuyor
ggsnde yildiziyla
evin iinde disinda uykuda aydinlik
uyandin glm
iskemleler uyandi
kseden kseye kosustular
masa da yle
dogrulup oturdu kilim
nakislari aildi katmer katmer
ayna seher vakti gl gibi uyandi
ati kocaman mavi gzlerini pencereler
uyandi balkon
toparladi bacaklarini bosluktan
ttt karsi damda bacalar
kaldirimlar akasyalar tst
bulut uyandi
atti ggsndeki yildizi odamiza
evin iinde disinda uyandi aydinlik
doldu salarina senin
dolandi iplak beline ak ayaklarina senin
Vera'ya
(Nazimin son siiri....)
Gelsene dedi bana
Kalsana dedi bana
Glsene dedi bana
lsene dedi bana
Geldim
Kaldim
Gldm
ldum
Vera'ya (01)
Bir aga var iimde
fidesini getirmisim gnesten.
Salinir yapraklari ates baliklari gibi
yemisleri kuslar gibi tsr.
Yolcular fzelerden
oktan indi iimdeki yildiza.
Dsmde isittigim dille konusuyorlar,
komuta, bbrlenme, yalvarip yakarma yok.
Iimde ak bir yol var.
Karincalar bugday taneleriyle
bayram igliklariyla kamyonlar gelir geer
ama yasak, geemez cenaze arabasi
Iimde mis kokulu
kizil bir gl gibi duruyor zaman.
Ama bugn cumaymis, yarin cumartesiymis,
ogum gitmis de azim kalmis, umurumda degil
Yalnayak
Kafamizda gnes
ates
bir sarik.
Arik toprak
iplak ayaklarimiza arik.
Ihtiyar katirindan
daha l bir kyl
yanimizda,
yanimizda degil
yanan
kanimizda.
Omuz yamisiz
bilek kamisiz
atsiz, arabasiz
jandarmasiz,
ayi ini kyler
balik kasabalar
kel daglar astik,
Iste biz o diyari byle dolastik!
Hasta kzlerin
yasli gzlerinde
dinledik tasli tarlalarin sesini.
Grdk ki vermiyor
toprak altin basakli nefesini
kara
sapanlara!
Ryada gezer gibi gezmedik
Hayir,
bir plkten bir plge ulastik.
Iste biz bu diyari byle dolastik.
Biz
biliriz
o memleket
neye hasret eker.
Bu hasret
bir materyalist kafasi kadar
izgilesmistir,
bu hasrette
madde var
madde!
Basik
surati asik
evler
kstebek yolu sokaklarin stnde
vermis kafa kafaya.
Cin gzl
gvercin szl
abani sariklilar
dkknlara bagdasmis
Yarik
tabani ariklilar
nlerinde.
Yarma
bir jandarma
tarlada zina eden
bir ifti srr.
Kahvede
piri mugan dede
sulanirken iraga
"Lhavle ve l" ekip derin derin
bu geenlerin
suratina tkrr.
Iste su
eksimis uyku kokan mlek gibi sehrin
kara sevdasi degil yle romantik,
onun
ruhunun
iki kivrak kelimelik
hasreti var:
BUHAR
ELEKTRIK!
Kr degilseniz eger
grrsnz ki
su toprak yzl renper
Kafkastan arta kalan
kalbur ggsl oglu
kel baslarinda mltezimin
tirnaklari oyulu,
kiziyla
karisiyla
kagnisiyla
son karis topragina sarilmak,
lse de burda onlarla lmek
burda
onlarla
gmlmek
istiyor.
Daglarin tarlalarin zledigi,
arzulu bir kadin gibi sehvetle gzledigi
her tirnaginda 1000 manda kuvveti
demirlesen
ve su alkalar gibi topragi esen
ruhu buhar
makinalar!
Ey cam karinlari
sari
nargileler gibi horuldayan,
ey atli yaylisinin iinden
sagir
burunsuz
kr
kyllere
Pierre Loti ahi ekip geen
agzi gemli
eli
kalemli
efendiler!
Tatli maval dinlemekten gayri usandik.
Artik
hepinizin kafasina
su
daaaaaank
desin:
Kylnn topraga hasreti var,
topragin hasreti
makinalar!
Yanardag
Kesildi yanardagin sahdamari!
Kara toprak altindaki aglamalari:
Iiskiriyor haykiran kan
rzgri seklinde!
Isyani dinleyiniz yanardagin agzindan!
Bogazindan:
gnesleri kirmizi balonlar gibi firlatiyor dumanlara!
Bir alev su halini vermis ummanlara:
yanardagin yanan gnl kizilligi! ...
Varsin otursun, isteyenler drt duvardan evinde!
Kartal kayalardan seyredelim biz
kanayan gnllerin
gke vuran rengini!
Etimizi saran yn paralayarak iriliplak
Yikanalim elik ubuklar gibi yanardagin alevinde
Yikanalim!
Yanalim!
Yangin
Gece siyah, yol siyah,
ev beyaz, bembeyaz,
fener sari !
Siyah, beyaz, sari !
Yolda gezen gecenin
kr gzlerinde kara gzlkleri var...
Genis kanatlari kar martilar
oturmuslar evin damina.
Beyaz ev benziyor bir simal aksamina !...
Fenerin drt camina
drt hastanin dayanmis alinlari !
Fener sari.
Ev beyaz
Gece siyah.
A... h !
Siyah gece,
beyaz kar...
Rzgr... Rzgr !
Camlar kirildi.
Hastalarin sapsari alinlari kipkizildi !.
Kipkizildi kan iinde !
Bir an iinde :
Gece kizil, yer kizil
ev kizil, fener kizil
kizil, kizil, kizil !...
Yapiyla Yapicilar
Yapicilar trk sylyor,
yapi trk syler gibi yapilmiyor ama.
Bu is biraz daha zor.
Yapicilarin yregi
bayram yeri gibi civil civil,
ama yapi yeri bayram yeri degil.
Yapi yeri toz toprak,
amur, kar.
Yapi yerinde ayagin burkulur,
ellerin kanar.
Yapi yerinde ne ay her zaman sekerli,
her zaman sicak,
ne ekmek her zaman pamuk gibi yumusak,
ne herkes kahraman,
ne dostlar vefali her zaman.
Trk syler gibi yapilmiyor yapi.
Bu is biraz daha zor.
Zor mor ama
yapi ykseliyor, ykseliyor.
Saksilar konuldu pencerelere
alt katlarinda.
Ilk balkonlara gnesi tasiyor kuslar
kanatlarinda.
Bir yrek arpintisi var
her putrelinde, her tuglasinda, her kerpicinde.
Ykseliyor
ykseliyor
ykseliyor yapi kanter iinde.
Yaprak Dkm
elli bin siir roman filan okudum yaprak dkmn anlatir
elli bin filim seyrettim yapraklarin dkmn gsterir
elli bin kere grdm yaprak dkmn
dsslerini srnslerini ryslerini yapraklarin
elli bin kere duydum l hisirtilarini kunduramin altinda
avucumda ve parmaklarimin ucunda
ama yaprak dkmne rastlamak yine de burar iimi
hele bulvarlarda yaprak dkmne
hele kestaneyseler
hele ocuklar geiyorsa oralardan
hele gnesliyse hava
hele iyi bir haber almissam o gn dostluk stne
hele o gn sancimiyorsa yregim
hele sevdigimin beni sevdigine inaniyorsam o gn
hele o gn insanlarla ve kendimle aram iyiyse yaprak
dkmne rastlamak burar iimi
hele bulvarlarla yaprak dkmne
hele kestaneyseler.
Yarida Kalan Bir Bahar Yazisi
Vurdu kalin parmaklar
yazi makinamin dislerine.
Kgitta her harfi majisklle dizilmis
kelime var ;
BAHAR
BAHAR
BAHAR...
Ve ben sair musahhih
ve ben hergn
iki liraya
2.000 kt satir okumaya
mecbur olan adam,
ve ben
neden
bahar geldi de hl
musambasi kopuk
kara bir koltuk
gibi oturmaktayim?
Kasketini kendi kendine giydi kafam,
firladim matbaadan
sokaktayim .
Yzmde mrettiphanenin
kursunlu kiri,
cebimde 75 kurusum var.
HAVADA BAHAR...
Berberlerde pudralaniyor
Babili paryasinin
sari
yanaklari .
Ve gnesli aynalar gibi yaniyor
kitapi cameknlarinda
renkli kitap kapaklari .
Fakat benim
bu caddede yasiyan,
kapisinda ismimi tasiyan
bir formalik "ALFABE"m bile yok!
Adam sen de ne ikar!
Basim dnmyor geri,
yzmde mrettiphanenin
kursunlu kiri
cebimde 75 kurusum var .
HAVADA BAHAR...
Bu yazi yarida kaldi.
Yagmur yagdi satirlari sel aldi .
Halbuki ben neler yazacaktim neler...
3.000 sayfalik 3 cildinin stnde
a oturan muharrir
bakmiyacakti da camina kebapinin,
tombul esmer kizini Ermeni kitapinin
isikli gzleri ile tasliyacakti...
Deniz kokmaya baslayacakti .
Terli kizil bir kisrak gibi
sahlanacakti bahar,
ve ben onun iplak sirtina atlar
atlamaz
srecektim sulara.
Sonra
her adimda pesimden gelecekti
yazi makinam .
Ona diyecektim :
- Etme anam
beni birak bir saat rahat...
Sonra,
salari dsmeye baslayan basim
haykiracakti uzaklara :
SIKIM...
27 benim yasim
onun yasi 17 .
Kr seytan
topal seytan
kr topal seytan
gel bu kizi sev,dedi,
diyecektim;
diyemedim,
derim yine!
Ama yagmurmus
yagiyormus,
yazdigim satirlari sel almismis
cebimde 25 kurusum kalmismis
ne ikar...
Bahar geldi bahar geldi bahar
bahar geldi ulan !
Tomurcuklandi iimde kan! !
Yasamak Kasideleri
Dagildi birdenbire
alnina dsen saclar.
Birdenbire toprakta bir seyler kimildadi.
Bir seyler konuyor
karanlikta agalar.
Ciplak kollarin syecek.
Uzaklarda
gremedigimiz bir yerde
ay doguyor demek.
O daha yapraklardan inip
senin omsuzunu aydinlatarak
gelmedi bize kadar.
Rzgar ikar ay dogarken.
Agalar konuyor.
Kollarin syecek.
Yukardan
karanlikta kaybolan dallardan
bir sey dustu ayaginin dibine.
Sokuldun bana.
Ciplak etin tyl bir yemis kabugu gibi elimin altinda.
Ne bir yrek trks, ne <>,
agalarin, kuslarin, bceklerin nnde,
karimin eti stnde
dsnyor elim.
Bu gece elimin
okuyup yazmasi yok.
Ne sevgisiz, ne sevgili...
Su basinda bir parsin dili
bir asma yapragi
bir kurt penesi gibi o.
Kimildamak, nefes almak, yemek, imek.
Topragin altinda atlayan bir ekirdek
gibi elim.
Ne bir yrek trks, ne <>,
ne sevgisiz, ne sevgili.
Karimin eti stnde dsnen:
ilk insanin eli.
Toprakta suyu bulan bir kok gibi o
diyor ki bana:
< renk,
lmek iin yasamak degil,
yasamak iin lmek...>>
Ve simdi ben
yzmde dolasirken disi kirmizi saclar,
toprakta bir seyler kimildanir
bir seyler konusurken kadanalikta agalar
ve uzaklarda
gremedigimiz bir yerde ay dogarken,
elim, karimin eti stnde,
agalarin, kuslarin, bceklerin nnde,
yasamak denin seyin,
su basindaki parsin, catlain ekirdegin,
ilk insanin hakkini istiyorum.
Yasamaya Dair (1-2-3)
1
Yasamak sakaya gelmez,
byk bir ciddiyetle yasayacaksin
bir sincap gibi mesela,
yani, yasamanin disinda ve tesinde hibir sey beklemeden,
yani btn isin gcn yasamak olacak.
Yasamayi ciddiye alacaksin,
yani o derecede, ylesine ki,
mesela, kollarin bagli arkadan, sirtin duvarda,
yahut kocaman gzlklerin,
beyaz gmleginle bir laboratuvarda
insanlar iin lebileceksin,
hem de yzn bile grmedigin insanlar iin,
hem de hi kimse seni buna zorlamamisken,
hem de en gzel en gerek seyin
yasamak oldugunu bildigin halde.
Yani, ylesine ciddiye alacaksin ki yasamayi,
yetmisinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de yle ocuklara falan kalir diye degil,
lmekten korktugun halde lme inanmadigin iin,
yasamak yani agir bastigindan.
1947
2
Diyelim ki, agir ameliyatlik hastayiz,
yani, beyaz masadan,
bir daha kalkmamak ihtimali de var.
Duymamak mmkn degilse de biraz erken gitmenin kederini
biz yine de glecegiz anlatilan Bektasi fikrasina,
hava yagmurlu mu, diye bakacagiz pencereden,
yahut da sabirsizlikla bekleyecegiz
en son ajans haberlerini.
Diyelim ki, dvslmeye deser bir seyler iin,
diyelim ki, cephedeyiz.
Daha orda ilk hcumda, daha o gn
yzkoyun kapaklanip lmek de mmkn.
Tuhaf bir hinla bilecegiz bunu,
fakat yine de ildirasiya merak edecegiz
belki yillarca srecek olan savasin sonunu.
Diyelim ki hapisteyiz,
yasimiz da elliye yakin,
daha da on sekiz sene olsun ailmasina demir kapinin.
Yine de disariyla birlikte yasayacagiz,
insanlari, hayvanlari, kavgasi ve rzgariyla
yani, duvarin ardindaki disariyla.
Yani, nasil ve nerede olursak olalim
hi lnmeyecekmis gibi yasanacak...
1948
3
Bu dnya soguyacak,
yildizlarin arasinda bir yildiz,
hem de en ufaciklarindan,
mavi kadifede bir yaldiz zerresi yani,
yani bu koskocaman dnyamiz.
Bu dnya soguyacak gnn birinde,
hatta bir buz yigini
yahut l bir bulut gibi de degil,
bos bir ceviz gibi yuvarlanacak
zifiri karanlikta usuz bucaksiz.
Simdiden ekilecek acisi bunun,
duyulacak mahzunlugu simdiden.
Bylesine sevilecek bu dnya
"Yasadim" diyebilmen iin...
Yatar Bursa Kalesinde
Sevdaliniz komnisttir,
on yildan beri hapistir,
yatar Bursa kalesinde.
Hapis amm, zincirini kirmis yatar,
en l mertebeye ermis yatar,
yatar Bursa kalesinde.
Memleket topragindadir kk,
Bedreddin gibi tasir yk,
yatar Bursa kalesinde.
Yregi delinip batmadan,
sarkisi tkenip bitmeden,
cennetini kaybetmeden,
yatar Bursa kalesinde.
Yavrum'a
Ey benim adini,
Ey benim yumuk ellerinin tadini bilmedigim,
Ey benim pp; yzn kasini,
gzlerinin yasini
Dudaklarimla silmedigim yavrum!
Belki okadar tatli ki gzlerin
Ryasiz uykulara benziyor.
Belki ilik, serin, baharda sulara benziyor.
Belki yildizsiz geceler gibi kara,
Belki cevapsiz bilmeceler gibi derin
Benziyor ufuksuz ufuklara!
Ellerin avucumda, adin dilimin ucunda.
Oglum Demir, hayir belki kizim Svetlana.
Ne yazik, ne yazik ki sana
bir defacik olsun bakamadim.
Gzlerine su gibi, uyku gibi akamadim...
Ey benim adini
Ey benim yumuk ellerinin tadini bilmedigim,
Ey benim pp yzn kasini,
gzlerinin yasini,
Dudaklarimla silmedigim Yavrum....
Yayindan Firlayan Ok
Yayindan firladi ok!
Menzil irak,
ok irak,
ok...
Hedeften bir eser yok! ! !
Menzil irak,
ok irakti,
ok uusta usta degil
cirakti.
Havalarda kanli kanat kiriklari birakti! ..
Her an
pesinde kalan
bu ince uzun kusun;
medit ihtizazlari arpan ve arpilan bir uusun! ..
Bu uus
yillarca yillar
kadar
yil srd.
Vaktaki gndogusu kanla kprd
ok hedefin kirmizi kalbini grd...
Ok uusta usta oldu gayri irak degil,
O irak menzili artik irak degil...
Yine De Iyimserlik
Kardesim
sonu tatliya baglanan kitaplar yollayin bana
uak sag salim inebilsin meydana
doktor glerek iksin ameliyattan
kr ocugun ailsin gzleri
delikanli kurtarilsin kursuna dizilirken
birbirine kavussun yavuklular
dgn dernek yapilsin hem de
ssszlk da suya kavussun
ekmek de hrriyete
kardesim
sonu tatliya baglanan kitaplar yollayin bana
onlarin dedikleri ikacak
eninde de sonunda da...
Yine iyimserlik stne
Sagligimda aildi kosmos yolu,
Moskova'da ailis trenindeyim.
Avucumda bir ocugun sarisin eli,
bir yilbasi agaci nndeyim.
Biliyordum, yasina bile gelmeden,
gzlerinde sira toplar yanan ocuk,
yolcu fzeleri gnese dogru, yildizlarin arasindan,
baliklar gibi sessiz sedasiz akip gidecek.
Ama fze yolculari yola ikabilecek mi pasaportsuz?
Bilet olacak mi? Parayla mi alacaklar?
Ve uzaklasip karpuzlasir, elmalasirken dnyamiz,
istiratosferde savas fzelerine mi rastgelecekler?
Beni ilgilendiren bavullarinin esyasi degil,
yreklerinin yk.
Korkuyorlarsa kimden, neden, niin, nasil?
Ya ara hirsi? Emir verme meraki?
Yzne yilbasi agacinin telli pullu
aydinligi vuran ocuk,
belli, bilmiyorum neden, ama belli
yasayacak benden iki kere ok.
Kosmosa filan gidip gelecek. Is bunda degil.
Yeryznde grecek mucizenin bygn :
tek insan milletini piril piril.
Ben iyimserim, dostlar, akarsu gibi...
Yine de Seviyorum
sevmek aci sevmek aci...gzlerin ah..ne mazi kaldi ne fani...hayatin tamami aci..sevmek benim isim...yine de
seviyorumn seni yinede byyor gz bebeklerim..iste sevmek benim isim..iste sen iste ahh
Yine Memleketim stne Sylenmistir
Memleketim, memleketim, memleketim,
ne kasketim kaldi senin ora isi
ne yollarini tasimis ayakkabim,
son mintanin da sirtimda paralandi oktan,
Sile bezindendi.
Sen simdi yalniz saimin akinda,
enfarktinda yregimin,
alnimin izgilerindesin memleketim,
memleketim,
memleketim...
Yine lme Dair
Zevcem,
ruhu revanim
Hatice Pryende,
lm dsnyorum,
demek ki arteryo skleroz
basliyor bende...
Bir gn
kar yagarken,
yahut
bir gece,
yahut
bir gle sicaginda,
hangimiz ilknce,
nasil
ve nerde lecegiz?
Nasil
ve ne olacak
lenin son duydugu ses,
son grdg renk,
kalanin ilk hareketi
ilk sz
ilk yedigi yemek?
Belki de birbirimizden uzakta lecegiz.
Haber
igliklarla gelecek,
yahut da ima edecekler,
ve kalani yalniz birakip
gidecekler...
Ve kalan
karisacak kalabaliga.
Yani efendim, hayat...
Ve btn bu ihtimlt
1900 ka senesinin
kainci ayi
kainci gn
kainci saatinde?
Zevcem,
ruhu revanim
Hatice Pryende,
lm dsnyorum,
geen mrmz dsnyorum.
Kederli
rahat
ve hodbinim.
Hangimiz ilknce
nasil
ve nerde lrsek lelim,
seninle biz
birbirimizi
ve insanlarin en byk dvasini sevebildik
- dvstk onun ugruna -,
yasadik
diyebiliriz.
Yine Sana Dair
Sende; ben, kutba giden bir geminin sergzestini,
Sende; ben, kumarbaz macerasini kesiflerin,
Sende uzakligi,
Sende; ben, imkansizligi seviyorum.
Gnesli bir ormana dalar gibi dalmak gzlerine
Ve kan ter iinde, a ve fkeli,
Ve bir avci istahiyla etini dislemek senin.
Sende, ben, imkansizligi seviyorum,
Fakat asla mitsizligi degil...
Yine Yagmur stne
Sere kuslari gibi yagmur
inko dama serptigim
ekmek kirintilarini
telsli telsli, tikir tikir.
sere kuslari gibi yagmur.
Yirminci Asra Dair
- Uyumak simdi,
uyanmak yz yil sonra, sevgilim...
- Hayir,
kendi asrim beni korkutmuyor
ben kaak degilim.
Asrim sefil,
asrim yz kizartici,
asrim cesur,
byk
ve kahraman.
Dnyaya erken gelmisim diye kahretmedim hibir zaman.
Ben yirminci asirliyim
ve bununla vnyorum.
Bana yeter
yirminci asirda oldugum safta olmak
bizim tarafta olmak
ve dvsmek yeni bir lem iin...
- Yz yil sonra, sevgilim...
- Hayir, her seye ragmen daha evvel.
Ve len ve dogan
ve son glenleri gzel glecek olan yirminci asir
(benim safak igliklariyla sabaha eren mthis gecem),
senin gzlerin gibi, Hatem,
gnesli olacaktir...
Yol Trks
Alnimizda yanar genligin taci
Yorgunlugun anasini satariz
Elimizde nesemizin kirbaci
Ufuklari nmze katariz
Ggsmz kuvvetli, gnlmz temiz
Tkenmez yollari tketiriz biz
Ne saray, ne hamam, ne han isteriz
Nerde gn batarsa orda yatariz
Sabah burdaysak, aksam ordayiz
Gnlerin pesinde bir hovardayiz
Bazi misra gibi dudaklardayiz
Bazi 'kimsin' diye soran bulunmaz
Hey anam hey! Yolcu yolunda gerek
Bazi altimizda kusty dsek
Bazi rtnecek yorgan bulunmaz!
Yolculuk
Bir sair yolculuk ediyor
bir denizinde dnyamizin
bakarak bir yildiza.
Yolculuk ediyor sairin biri
yildizlardan birinde bir denizde
bakarak dnyamiza.
Yolculuk ediyor sairler
denizlerinde kinatin
bakarak birbirine.
Yumdum Gzlerimi
Yumdum gzlerimi
Karanlikta sen varsin
Karanlikta sirtst yatiyorsun
Karanlikta bir altin gendir alnin ve bileklerin
Yumulu gz kapaklarimin iindesin sevdicegim
Yumulu gz kapaklarimin iinde sarkilar
Simdi orda hersey seninle basliyor
Simdi orda hibir sey yok senden nceme ait
Ve sana ait olmayan
Yrmek
Yrmek;
yrmeyenleri
arkanda bos sokaklar gibi birakarak,
havalari boydan boya yarip ikiye
bir mavzer gz gibi
karanligin gzne bakarak
yrmek!..
Yrmek;
dost omuzbaslarini
omuzlarinin yaninda duyup,
kelleni orta yere
yregini yumruklarinin iine koyup
yrmek!..
Yrmek;
yolunda pusuya yattiklarini,
arkadan elme attiklarini
bilerek
yrmek...
Yrmek;
yrekten
glerekten
yrmek...
Zafere Dair
Korkun ellerinle bastirip yarani
dudaklarini kanatarak
dayanilmakta agriya.
Simdi iplak ve merhametsiz
bir iglik oldu mid...
Ve zafer
artik hibir seyi affetmeyecek kadar
tirnakla sklp koparilacaktir...
Gnler agir.
Gnler lm haberleriyle geliyor.
Dsman hasin
zalim
ve kurnaz.
lyor arpisarak insanlarimiz
- halbuki nasil hakketmislerdi yasamayi -
lyor insanlarimiz
- ne kadar ok -
sanki sarkilar ve bayraklarla
bir bayram gn nmayise iktilar
yle gen
ve ftursuz...
Gnler agir.
Gnler lm haberleriyle geliyor.
En gzel dnyalari
yaktik ellerimizle
ve gzmzde kaybettik aglamayi :
bizi bir para hazin ve dimdik birakip
gzyaslarimiz gittiler
ve bundan dolayi
biz unuttuk bagislamayi...
Varilacak yere
kan iinde varilacaktir.
Ve zafer
artik hibir seyi affetmeyecek kadar
tirnakla sklp
koparilacaktir...
NAZIM HKMETN TARTISMALARI
Eski - Yeni Kavgasi
"Resimli Ay"da yazmaya basladiktan sonra Nzim Hikmet dost dsman pek ok kisinin ilgiyle izledigi, hayranlik
duydugu bir sair durumuna gelmisti.
Gzel Sanatlar Birligi Genel Sekreteri olan Peyami Sefa Bey (Safa), Alay Ksk'nde dzenlenen toplantilarda, siir
okumasi iin onu izleyicilerin nne ikarirken "byk sair" diye tanitiyordu.
Aralarindaki dostluk "Cumhuriyet" gazetesindeki bir olay sonucu baslamisti. Nzim Ankara'da tutukluyken
gazetenin edebiyat sayfasini yneten Peyami Sefa Bey, onun "Yanardag" adli siirini stun olarak ereve iinde
yayimlamis, ertesi gn ise gazetenin birinci sayfasinda bir zr dileme yazisi yer almisti. "Mahkm bir adamin
kaleminden ikmis olan bu manzume"nin yaziisleri mdrne gsterilmeden yayimlandigi belirtiliyor, "meslegi
meslegimize katiyyen uymayan bir muharrire ait" diye nitelenen siirin gazetede yayimlanmis olmasindan dolayi
okurlardan zr dileniyordu.
Nzim Hikmet Istanbul'a gelip bu olayi grenince, kendisi yznden gazete ynetimiyle arasi ailan Peyami Sefa'yi
aradi, arkadaslik etmeye basladilar. Alay Ksk'nde dzenlenen toplantilarda birlikte siir okuduklari Necip Fazil
(Kisakrek) ile de Bahriye Mektebi'nde baslayan yarismali dostluklari sryordu.
Ahmet Halit Kitabevi'nin 1929 mayisinda yayimladigi 835 Satir adli kitabi ise ok byk bir ilgiyle karsilandi.
Nurullah Ata'la baslayan vgler, A.B.D.'de grenim gren Nermin Muvaffak'in (Menemencioglu) imzasini tasiyan
"Yeni Trkiye'nin Sairi" baslikli bir yaziyla, New York'ta yayimlanan "The Bookman" adli dergiye kadar uzandi.
Alay Ksk'ndeki toplantilarda ise, eski yeni birok nl sair siirlerini okuyor, en ok alkis alan Nzim Hikmet
oluyordu.
Bylesine parlak bir ikisin sanatilar arasinda kiskanlik yaratmamasi olanaksizdi. Arkadan arkaya yapilan yerici
konusmalar, giderek yazilara da yansimaya, nceleri olumlu szler edenlerin de dsnceleri degismeye basladi.
Hava bayagi gerginlesmisti.
Yakup Kadri Bey (Karaosmanoglu), "Milliyet" gazetesinde birbirini izleyen yazilarla, hem Nzim Hikmet'i, hem de
gen kusagi topluca yeren birtakim grsler ileri srd :
"Ferdiyeti sair, cemiyeti sair... Bunlardan biri tabiat ve insanlar iinde mnzevidir. Yalniz kendi istiraplarini, kendi
heyecanlarini, kendi mitlerini, kendi sevinlerini agirir. br Victor Hugo'nun bir tarifine gre, 'kinatin
ortasinda bir taninli yankidir.' Cemiyetin olsun, tabiatin olsun, btn hayatin tecellilerini kendisinden aksettirir ve her
sey, her beseri hadise onda en ahenktar, en suurlu ifadesini bulur. Denebilir ki bu tr sairler beseriyetin haykiran
vicdanidir. Lakin iste bu nevi sairler, bunun iindir ki, beseriyet gibi ipsiz sapsiz, beseriyet gibi karisik, beseriyet gibi
grltc, patavatsiz, kaba, behimi ve onun gibi mantiksizdirlar. Yaptiklari seyde klasik sanatin ilahi intizamindan,
ezeli ahenginden eser yoktur, btn estetikleri insanlarin idare ettigi cemiyetler gibi anarsiktir. Nzim Hikmet'in
dedigi gibi bu tarz siirler Bethoven'in sonatlarini asla degil, fakat bir bando mizikayi, bir panayir yerinde bir fanfari
andirir. Bittabi, byle bir musiki sokaktan baska bir yerde alinmaz. Onun iindir ki, Nzim Hikmet'in siirlerinin
bugnk Trk cemiyetinde hi yeri olmadigini zannediyorum. nk bizde bu orkestranin, cehennemi velvelesini
dinleyebilecek kocaman, koyu ve dalgali insan kitleleri henz yetismemistir, yakin bir atide yetismesinin imknini da
gremiyoruz." (Milliyet, 14. 5. 1929)
"Inkrdan mspet bir sey ikmasinin imkni yoktur. Halbuki Namik Kemal'den bugnn en gen Trk sairine kadar,
gelmis gemis ne kadar mceddidimiz varsa, hepsi de ise kendilerinden evvelkileri inkr ile baslamislardir. Onun
iin hepsi pi kaldi. Edebiyatta babasiz deh yoktur." (Milliyet, 20. 5. 1929)
Bir sonraki yazisinda Yakup Kadri Bey yeni kusaga ynelttigi elestirilerinde ok daha ileri gidiyordu :
"Bugn yeni nesil veyahut yeni yetisenler nami altinda toplanan zmrenin gsterdigi tereddi ve hezal manzarasina
bakip da mitsizlige dsmemelidir. Bu zavalli nesil bize bin beladan arta kalmistir. (...) Eger daha ilk adimda dizleri
titriyor ve gzleri uyusuyor, kulaklari ugulduyor, kafalari sersemlesiyorsa bunun kabahati kendilerinde degil,
yetistikleri devrin sayisiz fecaatindedir. Dsnn ki en byg Harb-i Umumi'de daha yirmisini bulmamis bu
genler, ekmek yerine saman karisik hamurla beslendiler ve irfan yerine Babili gndelik matbuatinin ismarlama
harp edebiyatindan baska bir sey okumadilar." (Milliyet, 30 Mayis 1929)
Peyami Sefa Beyin on bes gnde bir ikmaya baslayan "Hareket" adli dergisi ile "Resimli Ay" bu saldiriyi birlikte
karsilama karari aldilar. Yakup Kadri Bey Ankara'ya yakin, Mustafa Kemal Pasanin sofrasinda yer alan bir yazardi.
Dikkatli davranilmaliydi. Zekeriya Bey (Sertel) ile Sabiha Hanimin (Sertel) olurlari da alininca kavgaya girisildi.
Ilk yazilarin ardindan, Nzim Hikmet'in "Imzasiz" imzasiyla, "Putlari Yikiyoruz" basligi altinda, "Resimli Ay"in
Haziran ile Temmuz 1929 sayilarinda, nce "dhi-i zam" denilen Abdlhak Hmit'i (Tarhan), arkasindan "milli
sair" denilen Mehmet Emin'i (Yurdakul) incelemeye almasi savasin patlamasina yetti.
Basinda byk yankilar uyandiran bu yazilarin baslama nedeni, "Resimli Ay"da Geceleyin Sokaklar adli romani
elestirilirken, "Mahmut Yesari'yi biz baska lisanlara korkmadan tercme edebiliriz, onun yazisi bundan hibir sey
kaybetmez. Halbuki, Dahi-i zam (?!) Abdlhak Hmit Bey de dahil olmak zere, ka yazicimiz byle bir
imtihandan geebilir? (...) Dhi-i zamin en kuvvetli yazisini baska bir dile evirin, bakin nasil siritir. Baska bir dile
degil, hatta bugn konustugumuz Trkeye tercme edin, bakin dhinin dehasi nasil sabun kpg gibi
dagiliveriyor..." denmesi zerine, "Cumhuriyet" gazetesinde yazin evrelerini savunmaya agiran bir karsi yazi
yayimlanmis olmasiydi.
"Putlari Yikiyoruz, No. 1, Abdlhak Hmit"te yazin alaninda kimlere "dhi" denilebilecegi zetleniyor, su yargiya
variliyordu : "Hmit Bey devri iin yeni, kuvvetli bir Osmanli sairidir, iste o kadar." Yazinin son tmcesi ise
syleydi : "Hakiki dehayi bulmak iin sahte dehalari, kafalarimiza zorla dikilen putlari yikalim..."
"Putlari Yikiyoruz, No. 2, Mehmet Emin Beyefendi"de ise yazin alaninda kimlere "milli sair" denilebilecegi
zetleniyor, su yargiya variliyordu : Mehmet Emin Beyin sairligi bile bir gz aldanmasiyken, milli sairlik sifati
bilgisizligin aldanmasindan baska bir sey degildir.
Hamdullah Suphi Bey (Tanriver) bu yazilara "Ikdam" gazetesinde svg dolu bir yaziyla karsilik verdi :
"Abdlhak Hmit bir dhidir. Bunlar putlari degil, milli ediplerimizi, dhilerimizi yikmak istiyorlar. Bu edebiyat
tartismasi degil, komnizm propagandasidir."
(...)
"Karsimizdakiler kimlerdir?
"Bolsevik kapisinin mseccel kpekleri!
"Putlari kiranlar bunlardir."
Hamdullah Suphi Bey isi yazindan siyasaya kaydirmak, yeni sanat adina konusanlari sindirmek istiyordu. Merkez
Heyeti Baskani oldugu Trk Ocagi'nda, milliyeti genleri kiskirtiyor, birtakim kararlar aldirip basina yansitiyordu :
"Icab ederse daha messir surette grrz ki, Trk vataninin sevdigi adamlar, vatansizlarin tecavzlerine ugrayacak
kadar yalniz degillerdir."
Bylece, gerekirse daha ileri gidilecegi, kaba gce basvurulacagi bildirilerek gzdagi veriliyordu. Devlet nlem
almazsa, niversite genlerinin dergi ynetim yerlerini basip dagitacaklari, yneticileri dvecekleri syleniyordu.
"Hareket" dergisi yapilan jurnalciligi "Biz Komnist Degiliz" baslikli bir yaziyla aiklayarak kinadi : "Bu biarelere
komnizm nedir diye sorsaniz, onu da dogru drst bilmezler. nk samimiyetten, idrakten, fikirden nasibi
olmayanlar bu gibi nazariyeleri grenmekten ziyade vatandaslarina agiz dolusu pislik siratmaktan zevk duyarlar."
"Resimli Ay" ise olaya syle yaklasti :
"Resimli Ay, sayfalarini sadece edebi bir mnakasaya amistir. Buna komnizm ss verenler ok irkin bir
demagoji yapiyorlar. Bu, dogrudan dogruya eski ile yeninin mcadelesidir. Abdlhak Hmit dhi degil, Mehmet
Emin milli sair degil demekle komnizm arasinda ne mnasebet var? (...)
"Eger bu iddialar yanlissa aksini ispat edin. Demokrasi ierisinde her fikir mdafaa ve mnakasa edilebilir. Nmayis
ve grlt ile fikri bogmak, yirminci asir genligi iin ok geri bir harekettir. Genlik her yerde maziye hrmet eder,
fakat bu hrmet, her fikrin serbest mnakasa edilmesine, ortaya yeni fikirler atilmasina mani olmaz.
"Ortada komnizm meselesi yoktur. Eski ve yeni mcadelesi vardir."
Peyami Sefa Bey "Hareket"te gen kusagi savunuyor, sair olarak Nzim Hikmet'e gvenini belirtiyor, yenilikilere
yapilan saldirilara agir szlerle karsilik veriyordu.
"Biz : 'Variz!' diyen nesiliz, bizde kuvvetimizin suuru var. Henz otuz yasina gelmeyen sairlerimizin bile misralari,
btn bir neslin hafizasiyla dudaklari arasinda gidip geliyor, yiginlari costuruyor. Halki da, gzideyi de, ayri ayri
teshir etmesini bilen romancilarimiz var.En fena iktisadi anlarda bile kitaplarini karie okutabilen bir nesiliz. Drt ift
garazkr topugun tozlu dsemeden yaptigi kuru grlt ve kiskanliktan gerilmis dudaklardan ikan islikla karisik
hava kabarciklari, alkislar arasinda boguluyor.
"Yiginlar ayaklaniyor ve 'Yasa!' diye haykiriyorlar.
"nk byk bir edebiyat doguyor.
"Galeyan var!
"Kailiniz, yol veriniz!"
"Nzim Hikmet, dnya edebiyatinda kendine ok has bir nev'in yaraticisi olmustur. O ne bir fantezi heveslisi, ne bir
garaipperest, ne de yeni moda mptelasi bir edebiyat zppesidir.
"O, sadece, aglamayan ve haykiran, zeksinin malzemesini eski insanliktan aldigi halde, atisini yeni bir teknikle
kuran, ona mstakbel dnyalarin rengini veren byk bir kafa mimaridir. En yeni binalarda kullanilan taslar da bu
dnya kadar eskidir. Nzim bilir."
Peyami Sefa Bey genleri "saman karisik hamurla" beslenmis olduklarini syleyerek asagilayan Yakup Kadri Beye
ise, "Biz Sizden Degiliz" diye karsilik veriyordu :
"Simdi de Byk Harpte yedikleri tereyagli ekmeklerle iftihar etmeye basladilar. (...)
"Byk Harpte ve Sakarya'da memleket kapisindan dsmani kovan genligin yzne dogru kokmus agizlarini aarak
gegiriyorlar ve yagma sofralarinda ziftlendikleri havyarin, itikleri sampanyanin hasreti ile mest olarak btn bir
kahraman genlige bhtanlar savuruyorlar. (...)
"Byk Harpte yz binlerce gen saman ekmegi yiyerek sararip solarken, onlar, Alp daglarinin ceyyit havasi ile on
drt kilo artmislarsa, genligin bu feragati karsisinda, utanlarindan lnceye kadar iki bklm durmali idiler."
Yakup Kadri Bey bunun zerine, 16 Haziran 1929 tarihli "Milliyet" gazetesinde, bir aiklama yapmak geregini
duydu :
"Benim o makalemde bahsettigim genlik ile bugn Darlfnun'da okuyan genlik arasinda hibir mnasebet
olamayacagini Trke bilen her ferd ilk bakista anlardi. (...)
"Bu avarelerin basi stnde acayip, mthis ve ugultulu bir cinnet havasi esiyor. ikardiklari yaygaradan kulaklar
tikaniyor; her biri kargidan atin stne binmis, ellerinde kamistan birer mizrak, saga sola saldiriyorlar, zavalli cra
edebiyat arsasinda tozu dumana katiyorlar; gz gz grmyor.
"Ikide bir : 'Varda, ekilin, biz geliyoruz!' naralari.
"Buyurun gelin. Edebiyat arsasi o kadar tenha ki, burada pek-l deliler ve garipler iin de barinacak bir kse
bulunur.
"Ne gelen var, ne giden!
"Yine 'Varda, ekilin, biz geliyoruz!' naralari. Biarelerin muhayyilesi o kadar bozuk, o kadar hasta ki, nlerinde
kesif bir ordu, onlari yrmekten alakoyuyor vehmindedirler.
"Iste simdi dsnn, bunlarla Darlfnun genliginin ne mnasebeti olabilir? Bunlarla, btn yarina ait mitlerimizi
kendilerine tevdi ettigimiz Darlfnun genligi syle dursun, hatta en umumi manasi ile her sinif Trk genliginin
hibir alakasi olmamak lazim gelir."
On bir gn sonra, 27 Haziran 1929 tarihli "Ikdam" gazetesinde, Yakup Kadri Beyle yapilmis bir konusma
yayimlandi. Bu konusmada dogrudan Nzim'in kisiligine saldiriliyordu :
"Bazilari ipten ve kaziktan kurtulmus kasarli sabikalilardir. Bunlarin iinde yleleri varmis ki, daha yirmi bes yasina
basmadan hayatlarinin en gzel agini zindan kselerinde rtmslerdir. Bir kismi ise komnist ekalarinin Trk
irkdaslarimizin kani ile bulanmis ellerini pmeyi ve onlara dair kasideler terennm etmeyi bir maiset vasitasi haline
koymuslardir.
"Anadolu harbi sirasinda dsmana karsi ikmaktan rkerek, Maarif Vekleti'ni dolandiran ve aldiklari para ile
Karadeniz'i asip bolseviklere iltihak eden iki vatansizdan bir tanesi simdi Aksam gazetesinin stunlarinda bir halayik
ismi ve bir halayik sivesiyle, bir nevi ortaoyunu soytariligi yaparak, halki gldrmeye alisiyor. (...)
"Yalniz hayasizliktan ve kiskanliktan kuvvet alan bu gibi taarruzlardan, gzmn nne gelen manzara sudur :
"Eski Istanbul'un viranelikleri arasindan kendi halinde bir adam isine giderken, ansizin bir sr a ve uyuz kpegin
hcumuna ugrar. Elindeki bastonunu, bu pis deriden ve kirik kemikten mahlukatin zerine indirir, indirir. Fakat
kpekler, gene saldirislarina devam ederler; nk aligin ve kuduzlugun verdigi bir fena ates bunlardaki hayvani
hassasiyeti de iptal etmistir."
Bunun zerine Nzim Hikmet "Resimli Ay"in Temmuz 1929 sayisinda "Cevap" adli siirini yayimladi. Degisik
sesiyle belleklere kazinip dillerden dsmez olan bu yergi siiri syleydi :
Behey!
Kara boynuz gibi kasli
mukaddes Apis basli
adam;
Behey!
Kara maa bey!
Sen siirin asil kamusuyla konusuyorsun,
ben asaletten anlamam.
Sapka ikarmam konustugun dile,
dsmaniyim asaletin
kelimelerde bile.
Behey!
Kara maa bey!
Ben bilirim
bu tehevvr bu sikyaaat niin?
Bilirim
beni uykumda bogmak iin
bekliyorsun geceyi..
Ben ki bileklerimde tel kelepeyi
bir altin bilezik gibi tasimisim,
ben ki ilmikleri sabunlu iplere bakip
killi kalin ensemi kasimisim,
tehdidine pabu
birakir miyim hi?
Behey!
Kara boynuz gibi kasli
mukaddes Apis basli
adam,
Behey!
Kara maa bey,
behey, yz kara.
Ruhunu bir zenci esir gibi ikardin pazara,
bir orospu odasi yaptin kafatasini...
Hki ceketli llerin ceplerinden
alarak parasini
satin aldin kendine
Isvire daglarinin havasini.
Ve iste bundandir ki, bugn
ablak sari suratinda senin
kanli altinlarin kizilligi var..
Acayip rzgrlar esmiyegrsn basimdan.
Yoksa musahhih maasimdan
haftada papel taksite baglayip seni
bir samar oglani gibi kullanirim.
Beyimin byle islerle lfeti var sanirim,
mkemmel yapar vazifesini..
Behey!
Kara maa bey!
Halka ahmak diyen sensin.
Halkin soyulmus derisinden
sirtina frak giyen sensin.
Yala bal tutan bes parmagini
bes rk muz gibi,
homurdanarak dolas besili bir domuz gibi.
Meydan senin...
mi dersin?
Hata edersin,
bizde o gz var mi baksana!!
Ben iirmek iin sana
kendi kara kanini
bir ates emberle evirdim drt yanini!
Saga git
yok geit,
sola git yok,
ileri
geri
yok.
Kivir kuyruk kalemini kalbine sok
bir akrep gibi intihar et...
Dili, tonlamasi, uyak rgs, benzetmelere dayanan yergileriyle bu siir, tartismaya bambaska bir hava getirmis, eski
yazini savunanlari bsbtn kizdirmisti.
Ne var ki Nzim Hikmet'in evresinde olusan sevgi ortaminin ok genislemesi, daha nce ondan yana szler eden
orta yasli, hatta gen sairlerin de tedirgin olmalarina yol amisti.
rnekse Yusuf Ziya Bey Nzim'in put kiriyorum derken pot kirdigini, yaptiginin barbarlik oldugunu yaziyor, Necip
Fazil Bey de sagda solda sairligini yeren szler ediyordu.
Hamdullah Suphi Bey ise olayi kesinlikle bir yazin tartismasi olarak ele almamakta direniyordu. "Karsimizdakiler
komnistlerdir, bolseviklerdir!" diye srekli kiskirtarak, Trk Ocagi'ndaki genleri, sonunda, "Resimli Ay"in
ynetim yerini dagitmaya, yneticilerini hirpalamaya, bylece Nzim Hikmet'in gzn korkutmaya gndermeyi
basardi.
7 Temmuz 1929 Pazar gn, aralarinda bir iki sivil polisin de bulundugu dsnlen otuz kadar gen, "Resimli Ay"in
ynetildigi basimevine geldiler. Olay iin zellikle pazar gn seilmisti, basimevi kirilip dklr, yneticiler
tartaklanirken evrede kimse olmasin, ise halk ya da polis karismasin istenmisti.
Ertesi gn geri "Ikdam" gazetesinde "Asil Trk Genligi Kendini Gstermeye Basladi" diye baslik atildi,
niversitelilerin "Resimli Ay"i basip "sahiplerine layik olduklari dersi" verdikleri yazildi. Sonra da gya "Ikdam"a
gidip sevgi gsterilerinde bulunmuslardi. Oysa olay hi de yle gelismemisti.
Zekeriya Beyin anlattigina gre, Nzim yol stndeki odasindan kalabalik bir genlik grubunun geldigini grnce,
hemen kosup Sabiha Hanimla ona haber vermis. Arkasindan asagida, merdivenlerde grltler, bagirip agirmalar
duyulmus. Derken kapi hizla ailip delikanlilar ieri dolusmuslar.
"Siz bizim byklerimizi ldryorsunuz, mukaddesatimizi yikiyorsunuz!" gibi szlerle yumruklarini
gsteriyorlarmis.
"ocuklar, siz kimsiniz, kimin adina konusuyorsunuz?" diye sormus Zekeriya Bey.
"Biz niversite genligi adina konusuyoruz."
"yleyse ayaklarinizla degil, basinizla dsnrsnz. Sokak ocuklari gibi bagirmak size yakismaz. Oturun
konusalim. Bizi yanlis bir is yaptigimiza inandirabilirseniz, bu kampanyadan vazgeeriz."
Bunun zerine bagrisma sona ermis, genlerin nde gelenleri oturup dsncelerini sylemisler. Ayaktakiler suskun,
onlari dinliyorlarmis. Sonra Zekeriya Bey yanda ayakta duran Nzim'a sz vermis. Sabiha Hanimin syledigine gre,
Nzim yapilan tartismanin bir yazin tartismasi oldugunu, her degisen devirde sanatlarin da yeni nitelikler kazandigini
o kadar gzel anlatmis ki, genler onu byk bir ilgiyle, hatta biraz utanarak dinlemisler. Sonra da sessizce
ayrilmislar basimevinden.
Bu olay Trk Ocagi'nda tartismalara yol ati. Talebe Birligi'nden bazi genler "saman ekmegiyle beslenmis nesil"
szn ilerine sindiremiyorlardi. Yakup Kadri Bey Trk Ocagi'na gelip aiklamalarda bulunmak geregini duydu.
"Ikdam" gazetesinde "Genlige Hitap" baslikli yazilar yayimladi. Yazin alanindaki genlere karsi syledigi agir
szler yznden niversite genliginin destegini yitirmek istemiyordu.
Bu arada baska yollardan da "Resimli Ay" ile Nzim Hikmet'in stne gidilmeye baslanmisti. Dergide "Isimsiz
Adam" imzasiyla yayimlanan "Sesini Kaybeden Sehir" adli siir yznden, 18 Eyll 1929 gn Yaziisleri Mdr
Behet Bey ile avukati Irfan Emin Bey (Ksemihaloglu) kendilerini Istanbul 3. Ceza Mahkemesi'nde buldular. Dava
10 gn hapis, on lira para cezasiyla sonulandi, ceza ertelendi.
Ama isin arkasini birakmis degillerdi. Karari temyiz ettiler. Bozma kararina karsin mahkeme eski kararinda direndi.
Dava gene temyize gnderildi. Aklanmalari ancak alti ay sonra, 1930 yili martinda, Yargitay Genel Kurulu'ndan
gelen ikinci bozma kararina mahkemenin uymak zorunda kalmasiyla saglanabildi.
Baslangita Nzim Hikmet iin olumlu konusan Ahmet Hasim Bey de, eskilerin yaninda yer alarak genleri alaya
alan, sulayan yazilar yazmaya basladi. Bu arada, nedense "isi sairi" szne de takilmak geregini duymustu.
Nzim Hikmet ona ynelttigi "Cevap No 2" adli yergisinde bu konuya da deginiyordu :
Iki serseri var :
Birinci serseri
kpr altlarinda yatar,
sularda yildizlari sayar geceleri..
Iki serseri var :
Ikinci serseri
atlas yakali sarhos sofralarinda
Bagdatli bir dilencinin aldigi sazdir.
Fransiz emperyalizminin
idare meclisinde ayvazdir...
Ben :
Ne kpr altinda yatan,
ne de atlas yakali sarhos sofralarinda
saz alip Arabistan fistigi satan-
-larin
sairiyim;
topraktan, atesten ve demirden
hayati yaratan-
-larin
sairiyim
ben.
Iki serseri var :
Ikinci serseri
yolumun stnde duruyor
ve soruyor
bana :
"P R O L E T E R
dedigimin
ne biim kus
oldugunu?"
Anlasilan
Bagdad saklaban
unutmus,
Msy bilmem kimle beraber
Adana - Mersin hattinda o kusu yoldugunu...
Iki serseri var :
Birinci serseri
pencerelerden bir glge gibi girer
geceleri...
Iki serseri var :
Ikinci serseri
halkin alinterinden altin yapanlara
kendi kafatasinda hurma rakisi sunar.
Ben hizimi asirlardan almisim,
bende her misra bir yanardagi hatirlatir.
Ben ne halkin alinterinden on para almisim
ne bir sairin cebinden bir satir...
Iki serseri var :
Ikinci serseri,
meydana drt topa gibi saldigim drt eseri
sanmis ki yazmisim kendileri
iin.
Halbuki benim
bir serseriye hitap eden
ikinci yazim iste budur :
Atlas yakali sarhos sofralarinin sazi,
Fransiz sermayesinin haci ayvazi,
bu yazdigim yazi
rse balyoz salanlarin simsekli yumrugudur
katmerli kat kat yagli ensende..
Ve sen o kemik yaladigin
sofranin altina girsen de,
-dostun KARA MAA BEY gibi -
kaldirip kaldirip yere aaal-
-mak iin
canini burnundan aaal-
-mak iin,
bulacagim seni...
Koca gbeklerin RUSEL kusagi sen,
sen ussak murabbai,
sen usssak mik'abi,
satilmis ussaklarin ussssagi sen!!!
"Cevap No 3 / Bir Komik dem" ise, Nzim Hikmet'e, dolayisiyla "Resimli Ay"a karsi saldirinin kiskirticisi, hem de
bas rgtleyicisi durumunda olan, Trk Ocagi Merkez Heyeti Baskani Hamdullah Suphi Beye ynelikti.
Yerginin sonuna bir de not eklenmisti :
"Bu yazinin kfi derecede kuvvetli olmadigini muterifim. Kabahat bende degil. Ilham edende."
Gzleri, kulaklari, elleri, ayaklariyla,
han, hamam, apartiman ve konaklariyla,
atal, biak, tabak ve bardaklariyla,
16 sayfalari, baski makinalari - tanklariyla,
yamak ve yardaklariyla
hcuma kalktilar!..
Hele ilerinde yle bir tanesi var,
yle bir tanesi var ki:
Insanin yzne yle bakar,
yle mell bakar ki;
toka edersin eline hemen papelini.
Ve sikar sikmaz onun belini
sivri dilli, zilli bir bebek gibi irpar elini..
O bir komik demdir.
Portakal Oglu zdemdir.
Han, hamam, apartiman ve konaklarinizla,
atal, biak, tabak ve bardaklarinizla,
yamak ve yardaklarinizla
hcuma kalktiniz!
Hak varsa eger,
hcuma kalkmak hakkiniz..
Efendiler,
ikinizle teker teker
paylastik kozumuzu!
Simdi sira onun,
gelsin o!!.
Gel.
Sen :
itlerini ne itip
karanlikta yol kesen
hatip!!!
Sen :
Besinci Mehmedin saltanatini,
Halifenin altin nalli kir atini,
papellerin kat katini
ve teneke suratini
doldurup torbana
siska sirtinda tasiyorsun..
Torbani doldurmak iin yasiyorsun.
Bana gelince,
ben :
genis omuzlarimda dimdik bir kelle tasiyorum.
Ve yasiyorum :
Kellemin
iindeki
iin..
Farkindayim niin :
Kan
fiskiriyor
bana bakan
"tes fesan?!"
gzlerinden...
Ve niin :
cmleler ezberlemisin
Fehim Pasanin szlerinden...
Fehim Pasanin hayrlhalefi,
bize skmez afi...
Cikmak istedigim yaldizli bir merdiven yok.
Kalbimin elinde ipekli eldiven yok..
Ciplak bir yumruk gibi kalbimi soymusum.
Kellemin
iindeki
iin,
kellemi koymusum...
Sen...
Hayir...
Seninle byle konusmak istemem...
Hem,
ben ki yegne asaleti
disli dsmanla bogusmakta bulanim,
seninle bogusmak istemem..
Sen bir komik demsin.
Portakal oglu zdemsin.
Toka ederler papelini,
sikarlar senin belini,
sivri dilli, zilli bir bebek gibi irparsin elini.
Sen bir komik demsin!.
Sen...
Fehim Pasanin hayrlhalefi............
Bu kadari kfi.....
Bir yandan siyasaya kaydirilmaya alisilirken, bir yandan da ll uyakli yrtlen, bu bol svgl eski-yeni
kavgasi, yergi alaninda, serbest nazmin degisik bir uygulamasi olup ikmisti. Ayni anlayisi daha sonra, zellikle
Nzim Hikmet'e karsi, Peyami Sefa Bey, Behet Kemal Bey (aglar), Abdlbki Bey de (Glpinarli) kullandilar.
Peyami Sefa Bey genlerin kavgayi kazandigi grsndeydi :
"Gsterdigimiz delillere ve vesikalara cevap vermeleri iin icab eden mddet geti. Susuyorlar. Yalniz
kulaklarimizda, kervanimiz ilerledike akisleri azalan bir yaygaranin hafif ugultusu kaldi. Delillerimizin hibirinin
aksini ispat edemedikleri iin bu yaygarayi skt addediyoruz."
Kadro'culara Kars
Gece Gelen Telgraf'ta Nzim Hikmet'in komnizmden dnms eski dostlariyla ilgili iki yergi vardi.
"Cevap Numara Drt" adlisi, herhalde basta Sevket Sreyya Bey olmak zere, "Kadro"culara karsi yazilmisti.
stne bir not ekliydi : "Bu yazi gizli bir din halinde bir nevi Neo-fasist bir ideoloji yaptiklari halde, bunu ikrardan
sakinanlara aittir. Byle bir halt karistirmiyoruz, diyenler zerlerine alinmiyabilirler."
Onlar istiyorlar ki
ift agizli baltalariyla
yuvarlansin kafalarimiz nne yarin -
o kara gmlekleri beyaz kordonlu
golf pantolonlu
kadrolarin..
KARDESLER!
Onlara sokakta rastlarsaniz eger
lm grms gibi evirin basinizi.
Kirpiksiz sari gzler gznze bakarken
arkadan sirtiniza bir
biak girebilir....
Onlar istiyorlar ki
kara topragin kalbi durana kadar
biz pazarda kelepir bir mal gibi satalim
kafamizin isigini, gcn kolumuzun..
Kadinlarimizi karsilarinda oynatalim.
Ve dumanlanmaga baslayinca
gzmzn bakisi
yavaslayinca
damarlarimizda kanin akisi
karaya vurmus baliklar gibi
kpr altlarinda yatalim..
KARDESLER!
Onlara elleriniz dokunmussa eger
yedi tas su dkn ellerinize.
Yirtarak bayramlik gmlegimi ben
peskir yaparim size...
Biz
ayri dillerde ayni sarkiyi okuyanlar,
Biz
ayni yastikta yatar gibi
topraga baslarini yan yana koyanlar,
Biz
yzmzn derisi koyu aik yanmis diye,
salarimiz ayri ayri boyanmis diye
barsaklarimizi birbirimizin avucuna dkerek
birbirimizin girtlagini disimizle skerek
geberecegiz...
Ve kadrolar
parlatarak
kara gmleklerinin beyaz kordonlarini
gmecekler kadife koltuklara
golf pantolonlarini...
KARDESLER!
Onlarin adina benziyorsa adiniz eger
adinizi degistirin.
Vebanin girdigi kapidan girin
onlarin evine atmayin ayak....
Onlar istiyorlar ki
ift agizli baltalariyla
yuvarlansin kafalarimiz nne yarin -
o kara gmlekleri beyaz kordonlu
golf pantolonlu
kadrolarin.......
Vl Nureddin V-N'ya kars
Gece Gelen Telgraf'taki "Sen" adli yergi ise genlik gnlerinin unutulmaz arkadasi Vl Nureddin'e karsi yazilmisti :
En gzel gnlerimin
mel'un adami var :
Ben sokakta rastlasam bile tanimayim diye
en gzel gnlerimin bu mel'un adamini
yer yer tirnaklarimla kazidim
hatiralarimin camini..
En gzel gnlerimin
mel'un adami var :
Biri sensin
biri o,
biri tekisi..
Dsmanimdir ikisi..
Sana gelince...
Yaziyorsun..
Okuyorum..
Kanli biakli dsmanim bile olsa
insanin
bu rtbe alalabilmesinden korkuyorum..
Ne yazik!..
Ne kadar
beraber gemis gnlerimiz var;
senin
ve benim
en gzel gnlerimiz..
Kalbimin kaniyla gtrecegim
ebediyete
ben o gnleri..
Sana gelince, sen o gnleri -
kendi ogluyla yatan,
kizlarinin krpe etini satan
bir ana gibi satiyorsun!.
Satiyorsun :
gnde on kat,
bir ift rugan pabu,
sicak bir dsek
ve yz papellik rahat iin....
En gzel gnlerimin
mel'un adami var :
Biri sensin,
biri o,
biri tekisi...
Kanli biakli dsmanimdir ikisi...
Sana gelince...
Ne ben Sezarim,
ne de sen Brtssn...
Ne ben sana kizarim
ne de zatin zahmet edip bana kssn..
Artik seninle biz,
dsman bile degiliz..
Bylece kendisine kmnist arkadaslarindan uzaklasmasi iin baski yapan, egemen kadrolardan gelen birtakim
nerilere aracilik eden Vl Nureddin'le arkadasligina kesinlikle son veriyordu. brleriyle kanli biakli
dsmandilar, ama onunla artik dsman bile degildi.
Nzim Hikmet - Peyami Safa Kavgasi
Peyami Sefa Beyin, nl romani Dokuzuncu Hariciye Kogusu'nu Nzim Hikmet'e adadigi, "Kara sevdayla" diye
imzalayip verdigi yakin arkadaslik gnlerinde, Jokond ile SI-YA-U'ya yaklasimi syle olmustu :
"Jokond ile SI-YA-U bir fantezi midir? yle grnyor : Canlanan, sik, nezle olan, burnunu eken ve aglayan,
seyahat eden bir tablo. Jokond ile SI-YA-U bir hiciv midir? yle grnyor : Bir Amerikalinin mrekkepli kalemini
asiran resim, musambanin tersine yazilan hatiralar. Garip, beklenmez, umulmaz, gayri hakiki bir hadise teselsl
[zincirlemesi]. Tatli, parlak, haykirici renklerine bakilirsa bu eser bir fantezi, bir hiciv ve tezyini bir resim gibi yalniz
beseri muhayyileyi tatmin eden cazip bir renk oyunudur. Sairin vcudumuzda yalniz gzlerimizi, ruhumuzda yalniz
garibelere karsi hayretimizi aradigi zannedilebilir.
"Ben bu satirlari, satihbnleri [yzeyi grenleri] uyandirmak iin yaziyorum Nzim Hikmet'in kitabini btn sekl
fantezisinden soyacagim ve Jokond ile SI-YA-U'yu gzlerimizi oyalayan renkli esvaplarindan ayirarak karsimiza
ciplak ikaracagim.
'Maskeli balo' esvaplarindan soyulan bu iki insanin gldrc fantezi ocuklari degil, birer haile [trajedi]
kahramanlari olduklari grlr. Bu haile ne Paris'te, Luvr sarayinda, ne de Sang-Hay limaninda cereyan ediyor. Bu
haile muharririn ruhundadir.
"Jokond ile SI-YA-U birer semboldr. Onlarin asklari muharririn askidir, onlarin mefkresi [lks] muharririn
mefkresi.
"Bu mefkre nedir? Kadin mi? Servet mi? Seref mi? Hibiri. Her hakiki istiyak [zlem] gibi onun da adi yoktur. Biz
(yani btn insanlar) byk ve namtenahi emellerimize ne ismi verirsek verelim, kendimizi ve baskalarini aldatmis
oluruz. (...)
"Jokond ile SI-YA-U'nun her parasinda bu gizli, mehul, byk, isimsiz istiyakin latifelere, garibelere, karanliklara,
tarihe, kulelere, rzgrlara havada itiraz eden gizli seslere, hayaletlere, 'baygin kokulu havalara', kan kizdiran
gneslere, 'yaldizli yildizlara', acaip limanlara, in kamislarina, karaltilara, pariltilara brnerek, rengrenk gzel
tayflar halinde ruhumuza getigini hissediyoruz, iste byk eserlerin bize verebildigi en gzel tad. Yoksa tez nedir?
Iddia nedir? Edebiyat nazariyesi nedir? Falan, filan nedir? (...)
"Trk edebiyatinda inkilap. Byk teceddd [yenilenme]. Nzim sekillerinde yaraticilik. Lisani tasfiye. Halk dilinin
gzellesmesi, tekml. Harika, 'filan falan'...
"Evet... Fakat bunlar da Nzim'in hakiki vasiflari yaninda ehemmiyetsiz seylerdir. Zira her 'edebiyatta inkilap,
tekml' ve bilmem ne, zaman iinde mahsur ve bir devre gre kiymeti olan seylerdir. Ben byk eser denince
milletlerin, devirlerin, mtehavvil [degisebilir] bedii [estetik] kiymetleri fevkinde [stnde] bir sey anliyorum, st
tarafi bana bir moda gibi fani ve zamanin kendine takilarak srklenen ciz bir sey gibi grnyor.
"Olabilir ki bazi gizli ve suursuz emeller sonradan edindigimiz diger zihni akidelerimizle [inanlarimizla] uyusmaz;
o vakit, ruhumuzda, kendi kendimizle bir kavga baslar; nazari ve akli hviyetimizle daha deruni [isel] sahsiyetimiz
arasindaki bu taarruz [satasma], ruhumuzun dinamik kuvvetini artirmakla beraber, iddiamizla eserimiz arasindaki
mesafeyi ogaltir. (...) Bu taarruz Nzim Hikmet'te barizdir.
"Nzim Hikmet felsefi idealizmin ve spiritalizmin dsmani grnr (Berkley, Makinalasmak). Realist grnr;
nikbin grnr; materyalist grnr; halbuki bir musamba stndeki hareketsiz tasviri canlandiran ve satirik bir
fantezi iinde yasatan Nzim hayatta idealist ve liriktir; dnyanin en meshur tebessm altinda gizlenen haileyi sezen
Nzim bedbindir; gemicileri yaldizli yildizlara dogru eken Kosinsin gecelerindeki tilsimli cazibeyi sezen Nzim
Hikmet realist degildir ve onun mefkresi herhangi bir bedii akidenin tahakkukunu grmekten ibaret kalmiyor,
fevkalbeser emellerin tahakkukunu isteyen her sairin metafizik istiyakina kadar ykseliyor.
"Ben Nzim'i iddialarindan uzaklastigi yerlerde seviyorum ve her nazariyeyi, hatta kendi iddiasini bile inkr eden
'eeeyt' diye attigi naralarda buluyorum; zira septik olmayan bir edebiyat, hatta zek tasavvur edilemez. Her sik ve
her sair ebediyyen sphe edecektir, nk zek iin inanmak lmdr. (...)
"Ben Nzim Hikmet'i ne kirik misralari, ne trak tiki tak'lari, ne bedii akidesi, ne iddia ettigi maddeciligi iin
seviyorum. (Nzim Hikmet bedii mefkresine yanlis isim takmis adamdir, zira hakiki mefkrelerin ismi yoktur, tarif
edilen bir mefkre basit bir istiyaktan baska bir sey degildir. Gayri mmkn idealleri tasimayanlarin sairliginden
degil, insanligindan bile sphe ederim. Iste benim Nzim'da sevdigim taraf onun gayri mmkn istiyakidir.) Ben onu
materyalist, nikbin, mstehzi, hatta bazen kaba mstehzi bir nikab [pee] altinda gizlenen coskun, lirik, melankolik,
sancili ve bedbin, mehule ve imknsizliga sik, daima isyankr ve her malikiyyetten sonra daha fazlasini isteyen
byk ve namtenahi arsizligi iin seviyorum. Nzim'in iddialari kendisi iin alkol gibi bir mnebbihten ibarettir.
Halk iin ve ok umumi bir yazar gibi grnen Nzim, bilakis ok hususi ve sahsidir, mrekkebi [karisigi]
basitlestiren, inceyi kabalastiran Nzim, bu cehdine ragmen, ekseriyet tarafindan anlasilmamaya mahkm
bedbahtlardandir ve en byk serefiyle en byk istirabi buradadir. O 'tebessm meshur olmanin elemini' ekseriyete
asla anlatamayacaktir. (...)
"Nzim Hikmet'i, byk Trk sairini bedii iddialardan uzaklastigi yerlerde arayiniz. Hakiki insan orada gizlidir. Ve
tecesssnz karsisinda gayet mahir bir saklamba oynayan bu ince ve kivrak ruhu bir an yakalamak istiyorsaniz,
kelimelerin sathi ve zihni medlullerine [karsiliklarina] degil, telkini manalarina, derinliklerine ve ahengine daliniz.
Nzim Hikmet'in hakiki karii, hakiki meftunlari ve Nzim Hikmet'i anlayanlar, onun grnen tarafini degil,
grnmeyen tarafini, hatta kendinin bile gremedigini grenlerdir."
Peyami Sefa Beyin, 1929 araliginda, "Resimli Ay"da yayimlanan, kisaltarak aktardigimiz bu yazisi Nzim Hikmet'i
sevenleri bayagi fkelendirmisti. Sair hi hoslanmadigi, ayrica ne yaparsa yapsin kurtulamayacagi bir bilinsizlik
ortaminda gsteriliyordu. Bu yzden Asmalimesit'teki bir lokantada bazi gen sanatilarla yazar arasinda hakarete
varan bir tartisma yasandigi sylenir.
Nzim Hikmet ise yaziyi pek nemsemedi.
Bu kadar anlatmasina, yazmasina karsin, demek ki bazi dostlar idealist felsefenin, gnlk kokusu tten inanlarin
esaretinden bir trl kurtulamiyorlardi. esitli nedenlerle kafasi taslasanlar iin, yeni seyler grenmek, rnekse
diyalektik materyalizmi anlayabilmek kolay degildi. Ayrica gerekiligi yasama ayna tutmak gibi ele almak yaygin
bir yanilgiydi.
Bu olay eskilere karsi birlikte savasim veren iki arkadasin arasini amadi. Nitekim Peyami Sefa Beyin Dokuzuncu
Hariciye Kogusu adli romani yayimlandigi zaman, "Resimli Ay"in Subat 1930 sayisinda, Nzim vg dolu bir yazi
yazdi. Ama "muazzam" diye niteledigi kitabi anlatirken araya syle bir tmce sokmadan da edemedi :
"Peyami'nin romani realisttir, fakat eski manada fotograf realizmi degil, seniyetlerin abidesini yapan ve bunu yapmak
iin bir sira tahlil ve terkiplerden mrekkep bir kompozisyon vcuda getiren diyalektik bir realizm."
Nzim Hikmet'in Peyami Safa'dan uzaklasmasi, sanildigi gibi, idealist felsefenin etkisinden kurtulamadigini
syledigi bu arkadasinin, 1929 yili sonunda yazdigi Jokond ile SI-YA-U elestirisi yznden degildi. Asil sogukluk
daha sonralari aralarinda geen kisacik bir konusmadan kaynaklanmisti.
Nzim'in hep para sikintisi iinde yasadigini bilen Peyami Safa, ona bir gn ok dogal bir soruymus gibi, "gelen
paralari" kimin aldigini sormustu.
Nzim hi beklemedigi bu soru karsisinda nce bir sasalamis, sonra byle bir sey olmadigini, olamayacagini
sylemis, konusmanin gerginlesecegini sezen arkadasinin inanmaz bir havada sz degistirmesine de son derece
alinmisti.
Ama arkadasliklari eskisi gibi olmasa da sryordu.
Derken Avrupa'daki, zellikle Almanya'daki saga kaymanin Trkiye'de de etkileri grlmeye baslaninca, basin
dnyasindaki sagci yazarlarin sayilari da, saldirganliklari da ok artti.
Nzim Hikmet'in siirimize getirdigi yenilikleri kabul ettirmis olmasi, okul kitaplarina girmesi, hele devlete
yayimlanmis Fransizca bir tanitim antolojisi olan Des Ecrivains Turcs d'Aujourd'hui'de yer almasi, bu yazarlari
fkelendiriyordu. Gazetelerdeki Orhan Selim imzali yazilariyla, bes kurus kazanmak iin, davasina yz
evirdigini, burjuvalastigini syleyenler, siirin kurallarini bilmedigini, kltrsz, degersiz, bos bir insan oldugunu,
birka "kuduz" disinda genlerin onun arkasindan gitmediklerini ileri srenler birbirini izliyordu.
Yusuf Ziya Orta, Orhon Seyfi Orhon gibi eski dost "Akbaba"cilar bile Orhan Selim'i kseye sikistirmaya alisan
yazilar yayimliyorlardi :
"Orhan Selim, diger ismiyle Nzim Hikmet, bu yakinlarda Istanbul'da kapitalizmi mdafaa eden filmler gsterilmeye
baslanmasina sasiyor. Buna sasiyor da kendisinin kapitalistlerin gazetesinde, kapitalizm aleyhine yazdigi fikralardan
aldigi para ile geinmesine sasmiyor mu?"
Bu aika onu, alistigi gazetenin, "Aksam"in patronu Necmettin Sadak'a jurnal etmekti. Sagcilarin yazdigi yazilarin
ogunda bu hava oluyordu. Bir blg onu yoldaslarinin, sola egilimli okurlarinin gznde kltmek, en azindan
Orhan Selim yazilarindan vazgeip bu yolla para kazanmasini nlemek istiyorlar, bir blg ise komnist oldugunu
aik aik syleyen bir sairin takma adlarla gazetelerde yazilar yazdigini, alttan alta dnya grsnn propagandasini
yaptigini duyurarak ilgilileri harekete geirmeye alisiyorlardi.
5 Ocak 1935 tarihli "Aksam" gazetesinde Orhan Selim, "It rr Kervan Yrr" baslikli bir yazi yazdi. Bu
atasznn gcn gnmze kadar yitirmedigini belirten yazi syle sona eriyordu : "IT RR KERVAN YRR.
Bu bir atesli trkdr ki, her inanan, her inandigi iin dvsen adamin dilinde dolasir durur. Her devrimin ilk
bagatirlari kavgaya atilirken bu sz haykirmislardir.
"Btn bir adamogullari tarihi, bir bakima gre, yryen kervanlarla ryen itlerin sregelen dvsnden baska bir
nesne degildir."
Yankilar hemen geldi. Drt gn sonra, Orhan Selim, gene "Aksam"da, "It rr Kervan Yrr No. 2" adli yazisini
yayimladi. Daha uzunca olan bu yazida syle szler ediliyordu : "Halifeligin cehennemin yedi kat dibine
yuvarlanmasindan sapkanin giyilisine dek, bir devrim bakimindan, atilan her adimda yrekleri paralananlar oldu.
Bir devrim gzyle emperyalizmin denize dklsnden, temiz Trkenin islenmesine kadar yapilan siramalarin
agrisini girtlaklarina sarilmis bir pene gibi duyanlar vardir. Btn bunlari bilirdim. Ve yine bilirdim, beklerdim ki,
'it rr kervan yrr' diye bir yazi yazdigim vakit karanliklarda yesil sariklar kimildanacak, haciyagi kokan ember
sakallar sivazlanacak. Bildigim, bekledigim oldu. Yalniz bir ayrilikla : Aiktan aiga, 'Istemezk!' diyecekleri yerde,
ben, Aksam gazetesinden 'kalemi ile geinen mekanik isi' Orhan Selim, dolambali bir yoldan basamak yapildim.
Btn bir yeryz tarihini, bir bakimdan, yryen kervanlarla ryen itlerin dvs olarak grdgm iin,
gndeligimden edilecegimi bildirdiler.
"Orhan Selim adindaki adam iki aydan beri Aksam gazetesinde temiz Trke denemeleri yapan 'teknik bir yazi
isisinden' baska bir nesne degildir. Bu bakimdan o, ikinci ayina yeni basan bir teknik yazicidir. Ancak gren iki
gz ve duyan iki kulagi vardir. "Bunun iin, haciyagi kokulu, kara ember sakallarini tiras ettirip yesil sariklarini
kelebek biimi kravat diye kullanarak gz boyayanlarin, tecvitli seslerinde bir 'Baba Tahir' kurnazligiyla, Orhan
Selim'in omuzu stnden he yana atmak istediklerini anlar." (9 Ocak 1935)
11 Ocak 1935 tarihli "Aksam" gazetesinde ise Orhan Selim, Nzim Hikmet'ten aldigi bir mektubu yayimladi :
"Benim siska, benim ciliz, benim toy oglum Orhan Selim!
"Iki aydir senin yazdiklarini, iki tr sana yazilanlari okuyorum. Sana her atanin kursunu, senin arkandan vurarak,
benim ggsm aramakta. (...)
"It rr Kervan Yrr' diye bir yazi yazdin. Bir devrim yapan her lkede bu yazi gnl aici bir trk gibi
okunabilir. Ancak, yine, bir devrim yapan her lkede, yryen kervanlarin ardindan bakakalanlar, gemis gnlerin
adamlari bu trky bir lm marsi gibi dinledikleri iin gocunurlar. Nitekim gocunanlar da oldu iste!.. Byle bir sz
syledigin iin, seni gndeliginden, ekmek parasindan ederiz, dediler. Senin adinin stnden bana tas atarak seni
rktmek istediler. 'Tehlikeli vadilerde yryorsun,' diye kaslarini attilar. (...)
"Sen iki aylik acemi, toy bir yazicisin. Bu acemiligine, bu toyluguna bakmadan, karanliklardan ders almis, 'medrese
mantigiyla' piskin eski kurtlarla nasil kalem yaristirabilirsin?
"Bak, iste yine senin kaleminin ucunda benim yregimin takili oldugunu ileri srerek, kendilerinin, kilina bile
dokunulmaz korkun aslanlar olduklarini syleyerek, 'usta hirsiz ev sahibini bastirir' kafasiyla, seni jurnalci,
'zebunkes' diye adlandirarak korkutmak, szm ona, utandirmak istiyorlar.
"Aldirma, oglum, Orhan Selim! Kavgayi uzatmakla gttkleri iki yol var : Birisi provokasyon yaparak seni ekmek
parasindan etmek; tekisi tirajlarini ykseltmek!
"Byle bir kapana dsme, yavrucugum! (...)
"Onlar isterlerse sylensinler daha, sen kavgayi burada bitir. Yoksa, yazdigin, begendigin o atalar szn anlamamis
olursun."
Nzim Hikmet ile Peyami Safa arasindaki tartisma ise ayni gazetede fikra yazari olarak alisirlarken patlak verdi.
"Tan" gazetesinin ikinci sayfasinda, sol ksede, "Bu da Benden" st basligi altinda Orhan Selim, sag ksede ise
"Dsndke" st basligi altinda Peyami Safa yaziyordu. Birok konuda ters grsleri savunuyorlardi.
Zaten btn dnyada nasyonal sosyalistlerle komnistlerin arasi iyice gerginlesmisti. Ispanya i savasa dogru
gidiyordu.
Gazetenin sahibi Zekeriya Sertel bir sayfanin iki ksesine karsilikli koydugu bu iki yazarinin iliskilerini yillar sonra
anilarinda syle anlatacaktir :
"Nzim daha ok komnizmi yaymak ve etrafindakileri komnizme kazanmak meraklisiydi. Onun iin, tartismalarin
en nemli ve devamli konusu komnizmdi. Bu konu, Peyami Safa'yi ileden ikariyordu. Peyami ok zeki ve
kabiliyetli bir genti. O sirada Fatih-Harbiye romaniyla edebiyat leminde dikkati ekmisti. Nzim onu davaya
kazanmaya ok nem veriyordu. Onun btn itirazlarina ve hirinliklarina, bir peygamber sabriyla katlanir, onu
inandirmaya alisirdi. Fakat Peyami, zeki oldugu kadar da kt ruhlu bir adamdi. ok iki ier, hatta esrar kullandigi
bilinirdi. Bu bakimdan da Nzim'in tam ziddi bir tipti. Nzim'in, evresinde yarattigi etkiyi kiskanir, onun ak
dedigine, mutlaka kara derdi. Nzim'i kiskaniyor, onun etkisine dsmekten korkuyordu. Btn bunlara bakmayarak,
Nzim onu kazanmak umudunu birakmak istemiyordu.
"Peyami de tersine, Nzim'i komnizmden caydirmaya alisiyor, fakat bu abasinda yalniz kaldigini grdke deliye
dnyordu. Bu karsilikli tartisma aylarca srd. Sonunda Peyami fasizmi seti ve bizlerden ayrildi. O tarihten sonra
da atesli bir antikomnist kesildi ve btn mr boyunca fasizme hizmet etti. Komnizme ve komnistlere siddetli
hcumlar yapti. Hele Nzim'a ve bizlere karsi uydurmadigi iftira, yapmadigi jurnalcilik kalmadi."
Tartisma Orhan Selim'in "Tan"daki kse yazilarinda kk kentsoylu aydinlara karsi szler etmesiyle basladi.
"Kendi Kendime atmak" baslikli yazida syle deniyordu : "Kendi kendime atmasini ok severim; hele oglum
Orhan Selim, sana atmak, seni hirpalamaktan duydugum tat bir kt huylu vey ananin siska, ciliz vey kizini
horlamaktan duydugu tada benzemese de, bir dsmanin bir dsmani ezmesi gibidir.
"Ben, Orhan Selim, kendi kusurumu, kendimin gnden gne ktlesen yazilarimi baskalarindan nce grmeye,
anlamaya, byle uluorta sylemeye alisarak belki de bir kt kurnazlik yapiyorum, belki de zm zme karsi
kurtarmak istiyorum. Olabilir. Bu her kk entellektelin huyudur. Eninde sonunda ben Orhan Selim de bir kk
entellektelden baska bir nesne degilim." (2 Haziran 1935)
Aksamlari basin yelerinin bir araya geldigi ikili lokantalarda, evrelerine toplanan genlere, yabanci dergilerden,
gazetelerden okuduklarini aktararak hava basan sagci statlar, asiri milliyeti grslerin btn Avrupa'yi sardigini,
toplumsalciligi artik kimsenin umursamadigini ballandira ballandira anlatma yarisina girmislerdi. Bunlardan biri olan
Peyami Safa'nin, bir aksam, "Artik Nzim okunmuyor, yazilari bakkal agzi, st narasi gibi szlerle dolu!" demesi
zerine, Elif Naci'yle aralarinda olduka sert bir tartisma getigi duyulmustu.
Sagci entelekteller gen gazeteciler zerinde bir baski yaratmaya alisiyorlardi. Solcular ise durumdan ok
tedirgindiler.
Orhan Selim ayni gn iki ayri gazetede bu konuyu ele aldi. "Tan"daki yazinin basligi "Kahve-Gazino
Entelektelleri" idi : "Yorgun iktim isten. Hava bogucu sicak. Gazinoya girdim, bir bardak bira ieyim diye.
Oturdugum masanin karsisindakinde drt kisi var. Raki iiyorlar. Ilerinden birisi yksek sesle konusuyor. Szlerini
dinliyorum : "Les Nouvelles Litteraires" mecmuasindaki bir makalenin adi "Revue des deux Mondes"daki bir
yazinin bir cmlesiyle birlesmis, "Candide"deki bir politika(?!) yazisindan alinmis bir grs (?!) "Mercure de
France"daki bir filozof bilmem nesiyle uzlastirilmis ve bunlarin topu birden Larousse Ansiklopedisi'ndeki derin (?!)
bilgilerin egemenligi altinda toplanmis.
"Bir uzun ara coskun delikanlinin ne demek istedigini kavrayabilmek iin btn gcm tkettim. Fakat ben,
anlasilan, ok istidatsiz bir adammisim, isin yorgunlugu da bindirmis olacak, bu gazino entelektelinin ne demek
istedigini kavrayamadim. Bir yigin szn, konkretlestirilince duman gibi dagiliveren bir sr kelime agirliginin
altinda ezildim ve ne yalan syleyeyim, biracigimi bile bitiremeden firladim disariya. Bu da gsteriyor ki, ben
ocuklarin uurduklari seytan uurtmalari kadar basibos ve hr ve yksek ve sinirsiz ve ereveden uzak ve bilmem
ne entelektelligi anlayamayacak kadar dar kafaliyim." (7 Haziran 1935)
"Tan"da, Peyami Safa'nin karsi ksesinde, bu yazi yayimlandigi gn, "Aksam"da da, gene Orhan Selim'in,
"Entelektel" baslikli yazisi ikti :
"Entelektel dedigin, sarkiya benzer. Iyisi, zls, derini ve dzenlisine doyum olmaz. Kts ekilmez bir nesnedir.
Ne dinlenir, ne tadilir.
***
"Entelektellerin ogu, bir bakima, gramofon plaklari gibidirler. Ilerine neyi doldurmuslarsa onu alarlar. Yalniz,
bunlarin arasinda bir cinsi de vardir ki, yle dolduruldugu iin yle aldigini degil, yle diledigi iin o esit ses
cikardigini sanir. Bunlar, yagmurun bir yigin sebepler sonunda yagdigini degil, yagmak istedigi iin yagdigini
syleyen putatapicilardan ayirtsizdirlar.
***
"Her kk, yarim, taslak entelektel kendisini dnyanin mihveri sanir.
***
"Tavugun, sigirin kg, civcivi, palazi, danasi gzeldir. Entelektelin ise, byg...
***
"Entelekteller, sosyal hayatin katlarinda bir apartmanin merdiveni gibidirler. Hangi kata dsyorsalar orda
oturanlarin pisligini, temizligini gsterirler." (7 Haziran 1935)
Orhan Selim'in birka gn sonra "Tan"da ikan yazisinin basligi ise "Eski 'Dost'" idi : "Ataszlerinin topu birden
dogru degildir. Ataszlerinin iinde yleleri vardir ki, olani degil, olmasi istenileni gsterirler. Bu bakimdan, bu
szler iinde bir ozanca dilekten baska bir sey olmayanlari boldur.
"ESKI 'DOST' DSMAN OLMAZ! sz iste bunlardan biridir, bence. Biz adamogullarinin ilk konusmaya
basladigimizdan son solugumuzu verinceye kadar arayip dileyip, zleyip bulamadigimiz, daha dogrusu ok az
buldugumuz nesnelerden biri de dosttur, dostluktur. Iste bunun iindir ki, sarabin eskisi gibi, dostun da yillanmisina,
eskisine gvenmek isteriz hi olmazsa. Bu istegimizi de atasz iine sokmusuz. Oysa dostluk sarap gibi degildir.
Yillandika gzelligi, tadi artmaz, ok kez! ok kez tersine olur, yillarin iinde durgun su gibi kurtlanir, yosunlanir,
tortulanir. Bunun iin de dsmanlarin byg ok kez eski dostlardan ikar. Eski dost dsman olur, hem de nasil!.."
(10 Haziran 1935)
"Tenkit iin, 'kiskanlik ilmidir' diyen Bruntiere, yalniz kendi memleketinde hakli olabilir.
"Bu szn Trkiye'de de ayni dogrulukla tatbik edilebilmesi iin syle dzeltilmesi lazim gelir : Tenkit bizde sadece
kiskanliktir.
"Tenkit bizde o kadar kiskanliktir ki hincini alamayinca intihar etmistir." (Tan, 12 Haziran 1935)
Bes gn sonra Orhan Selim, "Tan"daki "Ben Mnekkitten Yanayim!" baslikli yazisinda syle szler ediyordu :
"Mnekkitten sakinanlarin byk bir oklugu, sirtlarindaki ile kendileri bile geinemeyecek kadar entipften, sabun
kpgnden, kuru kalabalik lafgzaftan bir yk tasiyanlardir. Yaptigi ise gvenen artist, ideolog mnekkitten
ekinmez. ekinmeyince de mnekkide atmaz. nk atmak, saldirmakla korkmak ok yerde bir tek duygunun iki
ayri grnsnden baska bir sey degildir. (...)
"Mnekkidin ille de dogmatik olmasi gerek degildir. Mnekkit de bizim gibi adamogludur ve o da bir degisim, bir
gelisim iindedir. Bundan dolayi dn begendigini yarin begenmeyebilir. Bunu bir ilerleyis yolu stnde yapiyorsa ne
mutlu ona.
"Simdi bunlari yazarken bizim biricik mnekkit Nurullah Ata aklima geldi. nk ona atanlar onun bu ynn
tuttururlar.
"Ben kendi payima mnekkitten yanayim." (17 Haziran 1935)
Iki masalarindan kulagina gelen szlerin nereye varacagini sezen Nzim Hikmet'in, daha nce davranip baslattigi bu
st kapali saldiri yazilarina, sonunda Peyami Safa da, "Sr Adami" baslikli, st kapali bir saldiri yazisiyla yanit
verdi :
"Bir adam vardir ki, hibir dsncesinde, hibir hareketinde, 'kendi kendisi' olamaz. Ne dsnse, ne yapsa, ne
sylese kendini degil, mensup oldugu sosyeteyi, irk, muhit ve disardan aldigi telkinleri dile getirir.
"Kendiliginden hibir sey bulmamistir. Baska birinin sisteminden aldigi fikirleri ve akideleri o sistemin sahibinden
daha softaca mdafaa eder. (...)
"Artik lnceye kadar hibir realitenin mili, onun yabanci bir telkinle perdelenmis gzn aamayacaktir. Hayatin
her seyi her gn degistigi halde, o, sakalli feylesofundan yahut iktisati seyhinden belledigi, hi degismeyen birka
ayet iinde kalmaya mahkm, ilerledigini sanacak, yerinde sayacaktir.
"Iinde hep sr insiyaklari teptigi iin sahsiyetten mahrum, insana en uzak insandir bu. Bir ferttir, fakat sahis
degildir. (...)
"Bu sr adamlarinin yz bin tanesi bir tek sahsa muadil degildir. Nfusunu gerekten artirmak isteyen bir
memleket, bunlarin sayisini azaltmakla ise baslamali ve fertlerden degil, sahislardan mrekkep bir sosyete kurmanin
yoluna bakmalidir." (Tan, 23 Haziran 1935)
Orhan Selim'in yaniti hemen ertesi gn, gene "Tan"da ikan, "Kk Adam" baslikli yaziyla geldi :
"Bir kk, bir kisir, bir kklgnden ve kisirligindan mustarip adam vardir. Bodur ve yemissiz bir aga gibi
yerinde mihli durur. Fakat kuru, ciliz dallari evresindeki bir iki metrelik yere nden, arkadan, sagdan, soldan,
karmakarisik uzanmislardir diye, sinirsiz bir genisligin, bitmeyen bir ilerlemenin iinde sanir kendini.
***
"Bir kk, bir kisir, bir kklgnden ve kisirligindan mustarip adam vardir. Omurgasi rms, sintinesi su eden
eski bir gemicik gibi sulari durgun bir limanin rihtimina baglanmistir. Fakat kendini hareketsizlige baglayan zincirin
her halkasi ayri ayri dsnce iklimlerinden, karmakarisik getirildigi iin kirik direklerine sarili yirtik yelkenlerinde
hr rzgrlarin estigini vehmeder. Bu vehim onun her seyidir. Bu vehmini kaybettigi gn, baglandigi rihtimin taslari
dibindeki durgun suya bir daha hatirlanmamak zere gmlecegini bilir. Oysaki onun en korktugu sey, kendini
hatirlatmamak, kendini gsterememek, unutulmaktir.
***
"Bir kk, bir kisir, bir kklgnden ve kisirligindan mustarip adam vardir. Gramofon plagina benzer. Yalniz su
farkla ki gramofon plagi iine doldurulan sarkiyi sylerken bunu ben kendiligimden okuyorum diye dsnmez."
(Tan, 24 Haziran 1935)
Gazetesindeki iki yazarin byle alttan alta da olsa birbirlerini asagilamalarindan, "sakalli feylesofundan yahut
iktisati seyhinden belledigi" gibi szlerle jurnalcilige kadar varmalarindan rahatsiz olan Zekeriye Sertel, ikisini de
ayri ayri odasina agirip konusmak geregini duydu, ayrica basyazarligini yaptigi aksam gazetesi "Son Posta"da da bu
tr tartismalari hos karsilamadigini yazdi.
Bunun zerine Peyami Safa, 26 Haziran 1935 tarihli "Tan"da, "Yine Zaruri Cevap" baslikli bir yazi yayimladi :
"Bizde mnakasalarin kavgaya ve fikrin kfre tereddi etmesinden ne kadar tiksindigimi, bu stundaki son fikralarima
kadar birok yazilarimda belirtmekten geri kalmadim. (...)
"Bir aksam gazetesindeki muharrir arkadasimiz, bu nevi mnakasalara karsi hakli memnuniyetsizligini ilan ederken,
muarizlarin birbirini jurnal etmeye kadar vardiklarini sylyor.
"Bunu sylerken farkinda degil ki, jurnalcilik isnat etmek suretiyle, bizzat kendisi iyi bulmadigi kfr ve kavga
hududuna oktan girmistir. (...)
"Ben bu stunlarda kapali geen ve ayni gazetenin sayfalarinda yakisiksiz duran meselenin btn safhalarini mensup
oldugum bir haftalik gazetede tesrih etmek karari ile, o aksam gazetesindeki arkadasa da cevap vermeyecegim. (...)
"Herhalde bu mesele dibine kadar aydinliga kavusacagi yeri ve zamani pek yakinda bulacaktir."
Bylece "Tan"da kapali geen tartismanin, aiga vurularak Peyami Safa'nin kendisinin ikarmakta oldugu "Hafta"
gazetesine tasinacagi duyurulmus oluyordu.
O yillarda tartisma yazilari zellikle okur ekmek iin kullanilirdi. Bu tr yazilar, gergin bir hava yaratilabilirse,
satisa ok yararli olurdu. Hele gazete basyazarlari kapistilar mi, iki gazetenin satisi da birdenbire ykseliverirdi.
Kimi nl kse yazarlarinin alistiklarindan baska gazetelerde, takma adlarla, kendilerine karsi tartisma yazilari
yazdiklari bile sylenirdi.
Peyami Safa iin bu kairilacak firsat degildi. Hem Orhan Selim'i bir yana itip dogrudan Nzim Hikmet'e karsi
yazacagi yazilarla, komnizm dsmanlarinin, milliyetilerin, nasyonal sosyalistlerin ilgisini kamilayacak, hem
solculari gazetesini almak zorunda birakacak, hem de uzun sredir iinde biriken fkeyi kendi dergisinde, kimsenin
denetimi, kisitlamasi altinda olmadan istedigi gibi ortaya vuracakti.
"Biraz Aydinlik" ortak basligiyla tam 7 hafta, st ste 7 yazi yayimladi.
Birinci yazida Nzim Hikmet'i nasil tanidigini, nasil savundugunu, Gzel Sanatlar Birligi'nde nasil siirlerini
okumasini sagladigini, romanlarindan birini nasil ona ithaf ettigini anlatiyor, jurnal konusunda ise syle diyordu :
"Hem bizim Nzim'in bir tek jurnalcisi vardir ki o da kendisidir. Kellesine geirdigi isi takkesi, sirtina vurdugu
ceket, dgmeleri zk mintanindan disari firlayan isyankr killar, tsz pantolonu ve yikik omuzla ve ayrik
bacakla kendisine yedi kat yerin dibindeki maden ocaklarindan aik havaya henz ikmis bir isi edasini vererek
tikiz ve gergin karinli burjuvalarin stne hamle eder gibi varda kosta yrys hep bir agizdan 'Bu delikanli
Bolseviktir bakiniz, bakiniz' diye avazlari iktigi kadar bagiriyorlar.
"Hey koca arslan! Esasen kendisi de mahkemede bunu aika sylememis miydi? (...)
"Shretinin byk bir kismini (...) polisin takibine borlu olan bu bolsevik fantomasi, gazetelerde sik sik ismi
gemezse unutulacagini bilir ve rahatsiz olur.
"Nzim, fikirleri iin degil, kendi istedigi iin takip edilmistir." (Hafta, 8 Temmuz 1935)
"Biraz Aydinlik : 2" ise Nzim Hikmet'in sairligini, dsnce yapisini, komnistligini kmseyen bir yaziydi :
"Inkr etmesinler, Nzim'cagiz sairdir. Fakat btn materyalist iddialarinin aksine gayet romantik, lirik, civik, hassas
bir sairdir. Misralarinin dibindeki gzyasi birikintilerini kesfetmek iin su mhendisi olmak sart degildir, hemen her
eserinde babayigit rolne ikan bu tuluat kahramani, kulis arasinda ahlayip oflayan, aglamakli ve ili bir aile ocugu,
bir ana kuzusudur. (...)
"Felsefesini, Karl Marks'in berber ve kasap iraklarina kadar kolayca gretilen umumi fikirlerinden, estetigini ve
nazmini, artik her yerde, Rusya'da bile modadan dsms slubunu ve seklini Maikovsky isminde bir Rus sairinden
oldugu gibi almistir. (...)
"Nzim'in yakalanmasi, polis mdrlgn, kitaplarinin ilanat acentesi olarak kullanmak istemesindendir. nk
Nzim, su katilmamis burjuvadir. Ve en sahte tarafi, komnist tarafidir." (Hafta, 15 Temmuz 1935)
Bu ikinci yazi zerine "Yedign" dergisinin 17 Temmuz 1935 tarihli sayisinda, Naci Sadullah'in Nzim Hikmet'le
yaptigi bir konusma yayimlandi.
Naci Sadullah gen bir yazardi. Sreyya Pasa ile uzaktan bir akrabaligi vardi. Ailesine yergi yazan sairi dvmek iin
"Resimli Ay"a gitmis, ama Nzim Hikmet'le tanisip konusunca, ona hak vermisti. Bylece baslayan dostluklari, Naci
Sadullah'in rportaj yazari olmaya ynelmesiyle kalem arkadasligina dnsmst. Aslinda Naci'yi bu ise
yreklendiren Nzim'di. Peyami Safa'nin saldirisina karsi onun araciligini semesi de, ok ilgi ekecek, ok
okunacak bir rportaj yapmasina olanak saglamak iindi.
Nzim Hikmet bu konusmada kendini savunmaya gerek duymadan, Peyami Safa'nin kisiligi zerinde durmustu :
"Peyami sosyal bakimdan sayan-i dikkat ve arsiulusal bir tiptir. nk onun srlerle benzerine, sade Trkiye'de
degil, birok byk Avrupa sehirlerinde de rastlanir. Ve onlar, Peyami ve benzerleri, sosyal temelleri rms bir
cins kk burjuva mnevverliginin marka mali olmus yle numuneleridir ki ideoloji bakimindan karanlik bir
cikmaz iinde irpinir dururlar. (...)
"Mtereddi [soysuzlasmis] kk burjuva mnevverliginin en dikkate deger hususiyetlerinden birisi, nazariyede
dehsetli reybi [spheci] ve septik grnmeleridir. Fakat bunlar hayatta nazariyedeki reybiliklerine ragmen maddi
cikarlari mevzubahs olunca ok pratiktirler ve bylelikle de yasayislarinda hayli derin tezatlara dserler. (...)
"Herhangi bir fikre taassupla baglanmanin, insani bir sr adami haline soktugunu syleyen bu tip, mesela masonluk
fikrine ve idealine kr bir taassup ve mthis bir imanla baglanmisti ve bu baglanista o kadar ileri varmisti ki, bir
mason locasina girebilmek iin defa esik asindirip, defa reddedilmeyi bile gze almisti. Ana akideleri malum,
hudutlari izilmis, nizamnamesi mazbut ve matbu olan Masrik-i zam ideolojisine bu kadar taassupla baglanmak,
onun azasi olmak idealini bu kadar benimsemek, srye istida verip, sr adami olmak istemek degildir de nedir? Ve
simdi sorarim sana, bu tipin nazariyesiyle pratigi, yani dsncesiyle hareketi arasindaki tezat, masonluktan bir maddi
cikar ummasindan baska neye atfedilebilir? (...)
"Mtereddi kk burjuva mnevverlerinin karakter hususiyetleri saymakla tkenir soyundan degildir. (...)
"Onlar shret ihtiraslarini ve maddi refahlarini doyurmak ugrunda en asagilik vasitalara basvurmaktan ekinmezler.
"Nitekim tetkik ettigimiz bu tip (...) bugn yaninda alistigi bir basmuharrirden sitayisle bahsediyor. Fakat az asagida
ayni muharririn mazisini, onun vaktiyle ikardigi mecmua iin su satirlari yazarak jurnal ediyor :
"'Resimli Ay, putlari yikiyoruz serisi altinda, nasyonalistlere taarruza basladi!'"
Konusmanin sonuna dogru Nzim Hikmet de Naci Sadullah'a bir soru soruyordu :
"Dnyanin hangi yerinde ve hangi polisi insani kasketi, ceketi, ggs, pantolonu ve bacaklari iin takip eder?"
Naci Sadullah ise bu garip soruya yanit bile aramadan, sairin "her seyden nce sade kiligiyla" bu szleri "tekzip"
ettigini belirtiyordu.
Bes gn sonra, 22 Temmuz 1935 tarihli "Hafta"da yayimlanan "Biraz Aydinlik : 3" baslikli yazi, bu konusmaya yanit
niteligindeydi. Nzim Hikmet'in syledikleri iin, "hibir sosyoloji, bu herzeyi yumurtlamaz. Hibir objektif ilim
kitabi, bu kaldirim politikacisi agzini kullanmaz. Ilim namina savrulan bu palavra, adi propaganda kitaplarinda bile
yer bulmaz olmustur," diyen Peyami Safa, esitli konularda birtakim aiklamalar yapiyordu :
"Bir zamanlar bolsevik Rusya'da komnist olmayan herkese mtereddi burjuva, pis burjuva diye hcum etmek det
olmustu. (...) Bolsevik Rusya'da bile bu tarz hcum artik ayip sayiliyor. Sovyet ihtilalinin burjuva medeniyetine neler
borlu oldugunu ve mtereddi burjuva ithaminin manasizligini anlatmak iin orada inkilap sefleri tarafindan kitaplar
yazilmistir. (...)
"Bundan 9 sene kadar evvel, yani ilk genligimde, akrabam ve dostlarim arasinda bulunan bazi masonlarin israri
zerine mason olmayi dsnmemis degildim. Bilhassa ahlaki prensipleri beni biraz cezbeder gibi olmustu. Fakat
masonlar benimle resmi temasa girerek 'tabiat, ahlak, yaratilis' hakkinda fikirlerimi sormaya karar verince,
zannederim ki verdigim cevapla onlarin akideleri arasinda bir fark zuhur etti ve bende mason olmak kabiliyeti
grmemis olacaklar ki, mracaatima cevap vermediler.
" defa esik asindirarak, defa reddedildigim yalandir. (...)
"Ben ki 18 seneden beri bir hafta bile tatil yapmadan, yalniz kalemiyle hayatini kazanmis bir muharririm. (...)
"Ismail Sefa'nin srgnde ldg zamandan, yani iki yasimdan son zamanlara kadar, necip, nk minnetsiz, fakat
sirasina gre korkun bir zaruret iinde bydm. Gene de kalemimden baska hibir seye, hibir kimseye mracaat
etmedim.
"Iste Trkiye'nin en alni aik evladindan birine, boyu sirik gibi oluncaya kadar aile kucaginda dandini bebek gibi
hoplatila hoplatila bytlen bu pasa torunu, bu bolsevik zppesi, kellesine yalanci bir amele kasketi taklidi oturtarak
siyasi namussuzluk isnadina kalkiyor. (...)
"Ilk zamanlar halk gibi ben de onun fikirlerinde samimi oldugunu saniyordum. Nitekim yle oldugu iin, kendisiyle
ayni fikirde olmadigim halde, mdafaasini yapmak gafletinde bulundum. (...)
"Eger basina kasket ve sirtina amele ceketi giyen adam lalettayin ve mazlum bir isi ise, hibir polis onun pesine
dsmez. Fakat bu adam, yazilarindan mahkeme salonlarina kadar her yerde cici bolsevik ssn gstermeye hevesli
ve genler arasinda birka mez avlamaya ikmis propagandaci Nzim Hikmet ise, kasketinin de, ot ceketinin de,
yrysnn de tesiri hesap edilir.
"Nitekim, bu tosun da ayni hesapladir ki, ayda 200 liradan fazla kivirdigi zamanlar bile, sogan ekmekten baska asi
olmayan zavalli isilerin kiliklarini benimseyerek sokak sokak dolasip durmustur. Bilmemistir ki 'tarihi maddecilik'
bir ortaoyunu degildir. Ve Ayvaz rolne ikan aikgz pasa torununun bu numarasina ne milliyetperver Trk
genligi, ne de Trk isisi kolay kolay aldanmayacaktir."
Naci Sadullah, 17 Temmuz 1935 tarihli "Yedign"de, Nzim Hikmet'le yaptigi konusmanin btnn
yayimlayamamisti. Kestigi blmlerde genel olarak provokatrlerden, zel olarak da Peyami Safa'nin
provokatrlgnden sz ediliyordu. Nzim'in istegi zerine, Naci Sadullah, "Yedign"n bir sonraki sayisinda, 24
Temmuz 1935'te, bu blmleri de yayimladi :
"Her yerde, irili ufakli provokatrler, genis manasiyla fitne fcurlar ve casuslar, bizim bu tetkik ettigimiz tipin,
Peyami Safa'nin benzerleri arasindan ikar. Eger biz Peyami'nin bu tarafini ele alacak olursak, ben derim ki, Peyami
bir ihtisas mahkemeleri kaagi, mtereddi provokatrdr. Ve bu mtereddi fitnenin maskesini alasagi etmek, onun
korkun iyzn, bulasik hastaliklar mzesindeki bir ibret levhasi gibi ortaya ikarmak zamani gelmistir.
"Ben bu isi parmaklarimin ucunda derin bir tiksinti duyarak yapacagim. Bunu yapmak, dostlarimi bu sinsi hastaligin
serrinden kurtarmak iin lazimdir. (...)
"Onun dsncelerini, grslerini ve btn bir hayat akisini idare eden tek bir dmen vardir : Nefsi, nefs-i azizi, sahsi
menfaati.
"Simdi bu iddiami ispat edeyim :
"Peyami'nin Babili Caddesi'ne dstg andan bugne kadar geen fikri hayatini tetkik edersek sunu grrz : O
boyuna sag ve sol arasinda bocalamistir. Bir kapiya kapilandigi, cebi para grdg mddete saga gitmistir. Her
kapilandigi kapidan kovulusunda, her maddi sikintiya dssnde sollasmistir. Fakat saga gittigi zamanlar, sola karsi
provokasyonlar tertip eden stat, en sollastigi vakitlerde bile, sagi kollayacak kadar kurnazlik gstermistir. (...)
"Dostlugumuz siralarinda Peyami, maddi bir sikinti iindeydi. Bu maddi sikinti onu sola dogru itiyordu. Bu itis,
gnn birinde yle bir haddi buldu ki, Peyami sahsen bana : 'Ben senin hatirin iin marksist olurum!' demekten
ekinmedi. (...)
"Peyami'nin o kara gnlerinde benimle yaptigi dostluk, 'hatir iin marksist olmak' temaylleri, benim 'bir yere' sirtimi
dayamis oldugumu tevehhm etmesiyle [sanmasiyla] baslamisti. Ve sonra, bana dsmanligi da bu vehmin bir hakikat
olmadigini anlamasiyla tebellr etti. Iste, bugne kadar, Peyami'nin, bende affedemedigi sey, onu byle bir sukutu
hayale dsrsmdr. (...)
"Dostlara su tavsiyede bulunmayi bir vazife bilirim :
" kisi bir yerde oturmus konusuyorsunuz. Mevzuunuz havalarin fena gittigidir. Eger karsidan onun skn ettigini
grrseniz, susun! Peyami geliyor!
"Bir matbaanin penceresi nnde duruyor, caddeye bakarak dertlesiyorsunuz. Eger kaldirimin stne onun
glgesinin dstgn grrseniz, susun! Peyami geliyor!
"Bir meclistesiniz. Kapi aildi. O ieri girdi, susun! Peyami geliyor!
"Babili Caddesi'ne dsen her gencin ilk grenmesi lazim gelen bir parola vardir : Susun, Peyami geliyor!" <BR
29 Temmuz 1935 tarihli "Hafta"daki "Biraz Aydinlik : 4" baslikli yazisinda, Peyami Safa, bu ikinci konusmayi alaya
alan bir havaya girdi :
"Meger Nzim Hikmet'in benim iin syledikleri daha sonuna gelmemismis. Geen hafta ikinci bir kisim
lakirdilarini okudum. Itiraf ederim ki, ciddi mi konusuyor, yoksa biraz ge de olsa iine dstg fikir amazindan
siyrilmak iin isi latifeye dkmek mi istiyor? Anlayamadim. (...)
"Zavalli oglan...
"Adeta sapitmis, gznn nnde fitneler, ihanetler, ihtilaller gryor ve bir paranoyanin ryasina benzeyen
karmakarisik hayaletler iinde kipkizil bir iblis, bir yezit, bir mel'un : BEN, habire karsisina dikiliyorum. (...)
"Benim fitne ikaran, tahrikt yapan bir (glmeden yazamiyorum) Lavrens oldugumu ileri sryor. 'Susun, diyor,
Peyami geliyor, susun.'
"Susun, ben geliyorum, arparim ha!.. Nasil arparim, biliyor musunuz? Btn konustuklarinizi not ederim.
Hkmete haber veririm. Papelleri cebime doldururum. Ananizi aglatirim. Sagi sola katarim. Fitne koparirim.
Topunuzu hapse sokarim.
"Bu ocukcagiz bolsevik falan degildi. Buz gibi Trk dostu vatanperverdi. Hibir komnizm iddiasinda
bulunmamisti. Onu fitleyen benim, ben... Trkiye Lavrensi, Kizil Seytan, Cingz Recai, ben. (...)
"Billahi karsima byle bir zek ve suur harabesi ikacagini ummuyordum. Gene de bu szleri Nzim Hikmet'in
syledigine inanmam. Canim, nasil olur. Biraz alik saliktir ama, benim bildigim Nzim bu kadar beyinsiz degildir.
(...)
"Cingz'den baska btn eserlerimin isportaya dstgn ileri sryor. Bir hikye kitabindan baska hangisi acaba?
(...)
"Hem sergiye dsmeyen hangi kitap var ki? Hemen btn Trk ilmi ve Trk edebiyati.
"Bir Trk mnevveri olarak bunun azabini paylasmasi gereken Nzim Hikmet...
"Fakat neler sylyorum? Nzim Hikmet ne Trktr, ne mnevverdir. Sadece gayri mesul bir adamdir."
Bir hafta sonraki "Biraz Aydinlik : 5"te, Peyami Safa, "bolsevik mankeni", "bolsevik yobazi", "sahte bir komnistin
sahte bir mukallidi", "shret dskn, shret kapitalisti", "bolsevik zppesi", "bolsevik madrabazi" gibi birbirini
izleyen tanimlamalarla, Nzim Hikmet'in "kanli biftekleri, istakozlari, brekleri afiyetle" yiyen, "tam bir burjuva
keyfi iinde" yasayan bir adam oldugunu sylyordu :
"Onun bir iki defa hapse girmis olmasindan baska bizi samimiyetine kandiran hibir jesti yoktur. Fakat Trk ihtilali
iinde fikirlerinde samimi veya gayri samimi pek ok mnevver hapse girip ikti.
"Evvela ihtilal disiplini iinde bu kahramanliktan ziyade, pek oklarinin basina gelen gayri ihtiyari bir zaruret
olmustur.
"Sonra bunlarin hibirisi Nzim gibi geirdikleri bu aci sergzesti bir istismar vesilesi yapmak istememislerdir.
Hususiyle shret ve nahvet [bbrlenme] lehine istismar.
"Nzim Hikmet, simdi tam bir burjuva keyfi iindeyken nice komnistler ne zamandan beri hapistedirler. Nzim'in
bir fikirden ok, aika dnmekten utandigi bir iddianin inadi yznden ektiklerine herkesten ok fazla ben aci ve
saygi duymustum. (...)
"Onun bu eziyetini inkr ve istihfaf edecek [kmseyecek] degilim. Fakat karanlik bir odadaki zahmetini bize
dehasinin tasdiki seklinde detmek isteyen bu aikgzn kaba hilesine dsebilecek saflari uyandirmak da nahvetin
psikolojisini bilenlerin vazifesidir." (Hafta, 5 Agustos 1935)
Peyami Safa 12 Agustos 1935 tarihli "Hafta"da ikan "Biraz Aydinlik : 6" baslikli yazisinda, Nzim Hikmet'ten de
teye geerek btn komnist aydinlari karsisina aldi :
"Bir komnist mnevveri, bir komnist filozofu, bir komnist limi geinmek istiyor musunuz? Kirk elli cmle
ezberleyiniz ve yerine gre bunlari sisiriniz elverir
"Mesela ahlaka dair su cmle : 'Ahlak, sinif menfaatlerinin bir neticesidir. Her sey sinif iindir, proleterya ahlakinin
baska esasi yoktur. Iyi, siniIin zaferini temin eden her seydir, fena, onu maglubiyete gtren her seydir.'
"Sanata dair su cmle :
"'Sinif mcadelesi her yerde oldugu gibi sanata da girecektir. Sinifli bir cemiyette bitaraf bir sanat ve edebiyat
olamaz. Sanat ve edebiyat isi siniIinin silahidir.' (...)
"Byle birka dstur daha belleyince, (...) bir komnist mnevveri geinmeniz mmkndr. (...)
"Ben bu kk ve mevzu olan sahis kadar basit bir polemikte byle bir tenkide girecek degilim.
"Sadece demagojiye, ukalaliga, zppelige ok msait bir akidenin bizde yetistirdigi zipir idealistlerin sahtekrliklari
zerine bir kandil isigi tutmak istedim. (...)
"Gelecek sayida bu mevzuu layik olmadigi ehemmiyete kavusmus olmaktan ge bile olsa kurtararak seriyi
bitirecegimizi saniyorum."
19 Agustos 1935 tarihli "Hafta"da ikan "Biraz Aydinlik : 7" baslikli son yazisinda, Peyami Safa, tartismanin bir
zetini veriyor, kendi szlerini siralayip syle diyordu :
"Nzim Hikmet btn bunlara, adeta beni dosta teyit etmek [dogrulamak] istiyormus gibi kit cevherinin ve dsk
kalitesinin tam bir vesikasi olan szlerle cevap vermeye zendi. (...)
"Abes [bos] ithamlarinin delillerini bulmaktan ciz kalinca ayni yavan lakirdilari, manzum bir lafazanligin kuru
kalibina dkerek, Babili yokusunda dkkn dkkn dolasti, yazdigini nne gelene okudu. (...)
"Tekrar ederim, evvelce kafasinin ve yazilarinin hisirliginda israr edenlere karsi mdafaasini yaptigim Nzim
Hikmet'in bu kadar mayasiz, cevhersiz ve bombos oldugunu ben bu polemige baslarken bilmiyordum. Bilseydim onu
bu kadar silkelemeye lzum grmezdim."
Nzim Hikmet'in yazdigi 11-20 Temmuz 1935 tarihli "Bir Provokatr stnde Hiciv Denemeleri" baslikli siir
dillerde dolasmaya baslamisti.
Yusuf Ziya Orta ile Orhan Seyfi Orhon, 1 Eyll 1935'te yayimlamaya basladiklari "Aydabir" dergisinin ilk
sayisinda, okurlarin merakla bekledikleri bu siiri yayimladilar.
Ama dergide, nasil olmussa, "Mason localarina defa basvurup / mason localarindan defa kovulmayi" diye biten
17 satirlik bir blm atlanmisti. Yusuf Ziya Orta zr dilerken, Nzim Hikmet bu hatanin kendisine btn
yergilerini bir araya toplayip Portreler adiyla bir kitap ikarma dsncesini verdigini syleyerek ona tesekkr
ediyordu.
"Aydabir"in ayni sayisinda Peyami Safa'nin da bir yazisi vardi. "Boyali Cmle" baslikli bu yazida iinde hibir yeni
dsnce bulunmayan boyali yazilardan sz ediliyordu :
"Bu yazilarin tesbih kalabaligi altinda tek fikre tesadf edemezsiniz. Mesela bu muharrir gaipten bir adami
kasdederek aleyhine sebepsiz veristirir. Onu rms yumurtaya, ham ayvaya, yelkeni patlamis gemiye, kaburgasi
rms tekneye, ne bileyim, simsek yutarak gbegi atlayan bir leylege, daha bir seylere, bir seylere benzetmeye
ugrasir. Btn bu boyalarin altindaki fikir kfrden baska bir sey degildir."
Peyami Safa'ya "Bir Provokatr stnde Hiciv Denemeleri"nin o sayida yer alacagi nceden bildirilmis olmali.
Yusuf Ziya Orta ile Orhan Seyfi Orhon tartismada Nzim Hikmet'i tuttuklari iin yayimlamis degillerdi siirini.
Amalari okur ekmekti. Bu, herkes gibi, Peyami Safa'nin da bildigi bir seydi. Onun iin de dergi sahiplerinin tavrini
yadirgamamisti.
BIR PROVOKATR STNDE
HICIV DENEMELERI
"Sen lmedin, seni ldrdler zavalli kadin."
T.F.
Sen ikmadin
cikardilar karsima seni!
Killi, kara elleriyle tutup enseni
gvdeni yerden bir karis kaldirdilar,
sonra birdenbire
birakip yere
seni pantolonumun paasina saldirdilar.
Bir dsn oglum,
bir dsn ey yetimi Safa
bir dsn ki, son defa
anliyabilesin :
Sen bu kavgada
bir nokta bile degil,
bir kk, egri virgl,
bir zavalli vesilesin!..
Ben, kizabilir miyim sana?
Sen de bilirsin ki, benim detim degildir
bir posta tatarina
bir emir kuluna svmek,
efendisine kizip
usagini dvmek!.
Sen de bilirsin ki, jurnal esnafi, senin gibiler
tutulup kulaklarindan birer birer
teshir edilirler..
Ben, sadece skp
bir fitnenin otuz iki disini,
ve Babili kaldirimlarina dkp
gelecegini, gemisini
aldim omuzuma iste bu teshir isini....
Bir dsn oglum,
bir dsn ve inkr etme ki;
Keteon matbaasinda ut alip
ayak sarkicilarina beste talim eylemek,
ve o biare Larus'un irzina geip
zatini lim eylemek,
sana pek
zor geldi ki, demek;
aranizda dolasir grnce
benim "Orhan Selim" adli dilsiz
ve kolu bagli glgemi,
hemen aziya alip gemi
Fasisto-demokrato-liberal
bir jurnal
yazip
delikanliyi yere almak
ve bir miktari minasip elden almak
istedin!..
Elden alip almamana
karismam ama,
biz,
glgemizi bile ignetmeyiz adama!
Bir dsn oglum,
bir dsn, ey, gbekli patron veletlerinin
"Dogru yol" gstericisi,
bir dsn ey yetimi Safa,
bir dsn ve hatirla ki, son defa :
O, takma aslan yeleli Namik Kemal stadin senin;
abanoz ellerinden
zenci klesinin
som altin taslarla sarap ierek
ve "didari hrriyet"in dizinde
kendi kendinden geerek :
"Yksel ki yerin
bu yer degildir,
Dnyaya gelis
hner degildir!" demis...
Sen de ykseldin uyup
onun sesine
"La dam o kamelya"nin fesli figranligindan
Ahmet Hasimin "Degstasyon"daki iskemlesine..
Bir dsn oglum!
Bir dsn ve mezarlarin hududunu asma!
Kendine gven stat
babana degil,
bir ly koluna takip dolasma!
yle zart zurt esilmez topragi gidenlerin!
Rahat birak oglum
rahat birak uyusun
O muhterem "sehidi hrriyet" bey pederin!
Hem byle daha iyi.
nk bak ortada
ne yeni bir Ingiliz-Boer
harbi var,
ne de tebrik isteyen bir Ingiliz eliligi...
lleri rahat birak oglum.
Rahat birak uyusun benim de gidenlerim!
Sen de bilirsin ki ben
ne dedemden
miras bekledim,
ne babamdan seref, san!
Hasep, nesep, kan, soy sop isinde yogum.
nk ne soyu sicilli bir buldogum
ne de tecrbelik bir tavsan.
Ben sadece len babamdan ileri,
dogacak ocugumdan geriyim,
ve bir kavganin adsiz neferiyim..
Ey ihtisas mahkemeleri kaagi
ve Despinis Kokonun aftosu,
ey marka mali kr
provokatr,
ve ey zavalli yetim...
Yoktur simsiri kahrini inkra niyyetim...
Kokla, ek ve i,
zlme hi...
Billahi cihan bilir ki, sen
kahraman, ulusal muhaliflerimizdensin!
Kokla, ek ve i
zlme hi.
Yalniz, ara sira
bakip aynalara
bir deve derisinden beli degnekli Hacivat dsn.
Bir dsn oglum :
mdahin, elebi hazreti Hacivatin
giyerek harp ilahi gbekli Marsin niformasini
kahramanane bir dalkavuklukla hesap sormasini.
Bir dsn oglum,
bir dsn ey sayin provokatr...
Her dvsen sersemdir senin iin
her anlayip inanan kr.
Ve sen ki, bir fikre baglanisin
azili dsmanisin;
anlat bana nasil oldu da su,
anlat bana nasil oldu da sen,
yanarak boynu msellesli bir mason imaniyla
boyamak istedin Sleymanin ift stununu
o biare "hrriyeti efkr"in kaniyla?
Hem ne derin bir inanismis ki, bu,
ne mthis bir atesle yanismis ki, bu,
gze aldirmis sana
fenafil-masriki zam olmayi,
mason localarina defa bavurup
mason localarindan defa kovulmayi.
Bir dsn oglum,
bir dsn ve inkr etme ki;
gizli gece yolculuklarindan kalmadir senin alin terin.
Sen her gece
el ayak ekilince
"Nuvel Literer"in
bir arsinlik duvarindan asarak
ve parmaklarinin ucuna basip dolasarak
yapraklarinda onun,
apartirsin satirlarini birer birer
Cingzle beraber.
Fakat her duvar
bir karis degildir.
Her duvardan atlamayi kesmez senin gzn
ve her fikrin ailmaz kapilari
maymuncuguyla Cingzn..
Okuman lazim evlat.
Evirip evirmeyi, gze girmeyi, falan filan
birakip
okuman....
Bir dsn oglum,
bir dsn ey yetimi Safa,
bir dsn ve benden gren ki son defa :
FIKIR dedigin
seyin
Karabet ustanin uduna benzemez surati.
O, ne sapirtilarla ignenen bir sakiz,
ne "Vatan-Silistre"de Abdullah avusun tiradi,
ne de "Bir Aksamdi"da mteverrim bir bayan ilacidir.
O, sahlanmis bir savas kilicidir.
Bu ata atliyacak yrek
ve bu kabzaya bilek
gerek....
Peyami Safa 9 Eyll 1935 tarihli "Hafta"daki yazisinin altina ekledigi notta bu siirde yergi konusu yapilan ynleriyle
vndgn belirtti :
"Nzim Hikmet'in fikir taraflarinda apisinca syleyecek bir sey bulamayarak isi destan yazmaya dktgn ve
hakkimda bir manzume irpistirarak dkkn dkkn dolasip okudugunu evvelce bildirmistim. Bu manzumesini bir
mecmuada grdm. Alik oglan, benim sayisiz kusurlarim dururken iftihar ettigim tek tk birka faziletimi
hicvetmeye yeltenmis. (...)
"Sz Cingz Recai'ye birakacagim. Gelecek sayilarimizin birinde onun bu Nzim Hikmet denilen meslektasina
cevabini okuyacaksiniz. Isi fikir ve ideoloji tarafindan kairip, vesikasiz imalarla dolu adi bir soytariliga gtren bu
zipira artik Server Bedi'nin kahramani sak sak vuracaktir."
Peyami Safa'nin "Cingz Recai mstensihi [kopyalayani] Server Bedi" diye imzaladigi karsi yergi, "Cingz
Recai'den Nzim Hikmet'e" basligiyla, "Hafta"nin 23 Eyll 1935 tarihli sayisinda yayimlandi. Sunu yazisinin
sonunda syle deniyordu :
"Mnakasayi (...) irkin bir alay zeminine dken Nzim Hikmet, artik ciddi bir muhatap olmaktan bylece istifa
edince, Peyami Safa ona kendi tarzinda manzum konusmanin ne basit bir yazi oyunu oldugunu ispat iin karaladigi
su cevabi, Server Bedi'nin meshur kahramani Cingz Recai imzasiyle bugn 5. sayfamizda nesrediyoruz."
Nzim Hikmet'in tarzini "basit bir yazi oyunu" sanip ona bu yolla seslenmek isteyen herkes gibi, Peyami Safa'nin da
tam bir basarisizliga ugradigi grld. Baska anlayislarda kendilerini kabul ettirmis sairlerin bile, denediklerinde
tatsiz taklitler durumuna dstkleri, gizine varilmasi hi de ilk bakista sanildigi kadar kolay olmayan bir tarz sz
konusuydu.
"Cingz Recai'den Nzim Hikmet'e" baslikli olduka uzun yerginin ilk satirlariyla son satirlarini okuyalim :
Gel bakayim,
lle lle, kivrim kivrim, samur sali,
pamuk tenli, al yanakli sari papam,
gel bakayim anam babam,
gel bakayim yetimlikle maytap eden pasa zadem,
gzel dem!
***
Bre toprak altinda yatan
byk Trk llerine atan
bre tmen tmen kitir bom
bre tmen tmen palavra
bre isiye yalan
lye iftira atan
sagi sola katan
bre kaltaban
bre Trk dsmani, bre vatan
haini sarlatan!
Sen artik buralarda
kolay dikis tutturamazsin
sahte komintern taktikali
dolmalarini yutturamazsin.
ekil!
Bugn yaptigin gibi
Metr-Goldvin-Mayer sirketinin
Istanbul kolunun basina dikil.
Yznden maskeni, basindan kasketi at
sermayenin altina yat!
Yerini simdi buldun iste :
Hak berekt versin, asilzadem,
Tartismanin Nzim Hikmet ile Peyami Safa arasinda kisisel bir ekisme olarak kalmayacagi beklenen bir seydi.
"Bir Provokatr stnde Hiciv Denemeleri"nde Namik Kemal'e deginilen bir blm vardi.
Bu sagcilari kiskirtmak iin bulunmaz bir firsatti. Nihal Adsiz bir kitapik yayimlayarak genligi ayaklanmaya
agirdi :
"Komnist Nzim Hikmetof ile romanci Peyami Safa'nin aralarinda ne getiyse geti. Dne kadar birbirinin dostu ve
bedava reklamcisi olan bu iki edib-i sehir bozusup cilvelestiler. (...) Fakat Nzim Hikmetof Yoldas bu mnakasayi
Trk milliyetperverligi zerinde tepinmeye yeltenmek iin bir vesile yapti ve Trkiye'nin en byk adamlarindan biri
olan Namik Kemal'i arslan postu giymis olmakla itham etti. (...)
"Istanbul'da bir de 'Milli Trk Talebe Birligi' vardir. (...) Trk sairi hakarete ugruyor da bu Trk genligi sesini
cikarmiyor. Nerde kaldi Namik Kemal iin yapilan ihtifaller?.. (...)
"Trk isisi bu deli samalari, bu gerdan kirmalar, nara atmalarla mi kurtulacak, bolluga, tokluga, sagliga kavusacak?
Hayir Nzim Hikmetof Yoldas! A adamlar ne yetimi Safa'nin kirik mizrapli udu, ne de Namik Kemal'in lsyle ve
kemikleriyle beslenmek istemiyorlar. (...) A adamlar is ve refah istiyor. (...)
"Nzim Hikmetof Yoldas! Sari suratli afyonkes inlilerle kara suratli yamyam Habeslerin davasini gdyorsan,
haydi oraya... Yolun aik olsun. Babili Caddesi'nde Habes davasi mdafaa olunamaz. (...)"
Peyami Safa "Hafta"nin 11 Kasim 1935 tarihli sayisinda yayimlanan "Namik Kemal ve Genlik" baslikli yazisinda,
Adsiz imzali bir kitapigin ikmasiyla kapisilip tkenmesinin bir oldugunu, bir sylentiye gre de toplatildigini,
onun iin de kendisinde bulunmadigini, ama bir gencin elinde grp ayakst bir gz gezdirdigini anlatarak syle
diyordu :
"O hicviye, ne Trk genliginin Namik Kemal'e bagliligindan, ne de bu bagliligi gsterme cesaretinden sphe
ettirecek ehemmiyette olmadigi iin, kstah bir agiza inmis veya inecek mnferit samarlari kfi bulanlardanim.
nk her yerde ve her devirde byklerin mezarina isemek isteyen birka fikir zppesine tesadf edilebilir. (...) Iki
sille ve bir tekme, klhanileri makberin civarindan uzaklastirir. (...)
"Bu vazife yapilmistir ve eksigi kaldiysa yapilacagina da sphe yoktur. (...) Trk genliginin artik notunu tamamiyle
verdigi bir nafile delikanli iin seferber olmasina lzum grenlerden degilim."
Nzim Hikmet'le arasi aik olan Hikmet Kivilcimli'nin evresindeki solcu genler de onun Namik Kemal'e
satasmasini dogru bulmamislar, bunu gazeteye gelip kendisine sylemislerdi. Bylece Namik Kemal solda da, sagda
da gnn konusu oluverdi. Sorusturma kitapiklari hazirlaniyor, toplantilar yapiliyordu.
ylesine ki, arkadaslari Nzim'in sokakta bir saldiriya ugramasindan bile korkmaya basladilar.
Atatrk'n ulusal hudutlarimiz iinde, kendi gcmze dayanarak ayakta durmak, gelismek, lkemizi onarmak,
insanimizi mutlu etmek amacini gden, gereki "milliyetilik" anlayisina karsi, Almanya'dan esen rzgrlarla iyice
glenmeye baslayan irki, turanci, dnyadaki btn Trkleri bir araya getirme dsn kuran, servenci bir
"milliyetilik" anlayisini savunanlar, Namik Kemal'in vatan sairliginden, gr sesinden hiz almak istiyorlardi. Nitekim
1930'larin basinda Hamdullah Suphi Bey (Tanriver) Trk Ocagi'na hem Mustafa Kemal'in, hem de Namik Kemal'in
bstlerinin konulacagini sylemisti.
Bu gelismeler yasanir, niversite genligi bu yne ekilmeye alisilirken, Ispanya'da Cumhuriyetiler'den yana
cikan, Italyan fasizminin Habesistan'i isgal etmesini kinayan, Namik Kemal'e dil uzatan bir saire katlanilamazdi.
Saldirilarin arkasi kesilmek bilmedi. 1936 yilina da ayni havada girildi.
Nzim Hikmet, kimileri sonradan esitli alanlarda ne eren (Namik Gedik, Zahir Gvemli gibi) genlerin syledigi
agir szlerin yani sira, kendi tarzinda manzumelerle de asagilaniyordu.
Abdlbki Glpinarli'nin yergisinden blmler :
Bugnlk senin agzini kullanacagim : Ulan
Yalanci pehlivan!
"lleri rahat birak oglum"
Dedikten sonra bilmem kime atmak iin
Ve birka afi satmak iin
Bu millete milliyetini duyuran,
Zulm, istibdadi, tahakkm kiran
Byk Trke, Namik Kemale svmek
Itigin Moskof sarabinin nesesinden olsa gerek!
(...)
Galiba aynaya baktin ki
Takma arslan yeleli
Aksini grdn,
Ey yetim-i vatan!
(...)
Sirtlan tabiatli nebbas!
Ulaaan
Boynundan yarali
Kizilli karali
Engerek!
Ky agasi oldugunu syleyen biri de 12x16 cm boyutlarinda, 32 sayfalik kk bir kitapik yayimlamisti. Namik
Kemal'in oglu Ali Ekrem Bolayir'a armagan edilen bu kitapikta da gene ayni tarz bir manzumeyle ileri geri szler
ediliyordu.
Nzim Hikmet'in arkadaslarindan Ahmed Cevad, It rr Kervan Yrr adli, 48 sayfalik bir kitapikta Orhan
Selim'in bazi yazilarini bir araya getirerek, basa, sona ekledigi kisa aiklamalarla bu saldirilara da degindi. Bastaki
yazisini syle bitiriyordu :
"Ben Nzim'in yazilarindan bir kismini setim, nesrediyor ve iddia ediyorum : Nzim'a bu adamlar iftira ediyorlar."
1935'in ekim ayi sonlarina dogru birka yazisini Zekeriya Sertel'in yayimlatmamasi zerine, Nzim Hikmet
"Tan"dan ayrildi. Artik yalniz "Aksam"da yaziyordu. Siirleri ise "Yedign"de, "Aydabir"de, "Resimli Hersey"de
cikmaktaydi. Taranta-Babu'ya Mektuplar'dan bazi paralari da bu dergilere verdi. Yil sonuna dogru Yeni Kitapi
Portreler'i yayimladi. Arkasindan yayimcisi aiklanmayan Taranta-Babu'ya Mektuplar geldi. Bu kitabi da herhalde
Sabiha Sertel'in kardesi Yusuf Kenan'in sahibi oldugu Yeni Kitapi yayimlamisti. Ama fasizme karsi yayin
yapmanin sakincalar dogurabilecegi bir dnemde, sair kitabin tek sorumlusu grnmeyi daha dogru bulmus
olmaliydi.
Trkiye geri Milletler Cemiyeti'nin bir yesiydi. Atatrk dnya olaylarinin gelisiminden kaygilaniyor,
evresindekilere, Hitler ile Mussolini iin, "Bu adamlar insanligin basini yakacaklar, nk savas nedir bilmiyorlar!"
gibi szler ediyordu.
1935'ten 1936'ya geerken Nzim Hikmet'in yklendigi isler gittike agirlasiyordu. Bir yandan sabahtan aksama
kadar Ipek Film Stdyosu'nda alisarak ailesinin geimini sagliyor, bir yandan da Orhan Selim'in gzel Trke
denemelerinin arasina sokusturdugu yazilarla okurlarina dnya olaylari zerine dogru bilgiler vermeye alisiyordu.
Biraz daha fazla para kazanmak iin gazetelere yazdigi tefrika romanlarinda bile insanlari saglikli dsncelere ekme
abasi iindeydi.
Ama yazinimiz aisindan en nemlisi, o gne kadar edindigi siir deneyimiyle, yapitlarinin doruguna oturtacagi,
Simavne Kadisi Oglu Seyh Bedreddin Destani zerinde alismakta olusuydu.
Bu ise yeterince zaman ayiramadigina zlyor, yasam kosullarinin, olaylarin baskisindan kurtulamamanin
sikintisini ekiyordu. Akli Italya'da, Ispanya'da, Almanya'daydi.
rnekse Orhan Selim 26 Temmuz 1936 tarihli "Aksam"da, Sadri Ertem'in Ispanya olaylarinin iyzn anlatan bir
yazisini sz konusu ederek bu isin dnya iin ne anlama geldigini belirtmeye alismisti :
"Ispanya'da irtica oluk ocuk, kadin erkek, sehir ve ky btn bir emeki Ispanyol halkini kan ve ates iinde
ezmeye alisirken kaydedilmesi lazim gelen bir nokta daha vardir.
"Ispanya'da bu en mrteci unsurlari teskil edecek asiler muzaffer olurlarsa dnya sulhu, bu sulhun bugn yegne
temeli olan 'demokratik' cephesinden yara alacaktir. Ispanya sulh unsuru olmaktan ikacak, harp unsuru olacaktir.
Dnya sulhunu korumak iin ugrasan btn milletler, iste bir de bu bakimdan Ispanyol hadiselerini heyecanla takip
etmektedirler."
Orhan Selim, kendine satasanlarin oguna glp geiyordu. Ama gnlk yasamla ilgili olaylara, rnekse grenci
pasolari ya da Sular Idaresi gibi konulara deginirken, araya "Mistik" diye bir yazi sokup syle szler etmekten de
geri kalmiyordu :
"Bayim MISTIK'tir!
"Bayim mistiktir, ama yemekte tabak tabak mistizme degil, tabak tabak levregin lsina, kebabin yumusagina ve
pilavin yaglisina iltifat eder.
"Bayim MISTIK'tir!
"Bayim mistiktir, ama ruhunu mistizmle sarhos etmek isterken bile, midesini yardimci agirir. Votkanin sertine,
rakinin altinbasina, biranin kpklsne ve aliskanligi varsa eger kokainin halisine basvurur. (...)
"Bayim MISTIK'tir!
"Bayim mistiktir, ama ne sirtinda aba, ne elinde asa vardir. Elbisesi modaya uygun, iskarpinleri halis glasedir. (...)
"Sokakta kadinlara sz atar ve barda danszleri sikistirir ve btn bunlari yaparken aklina bir tek mistik beyit
gelmez...
"Bayim MISTIK'tir!
"Leon Blum'u ekmek biagiyla kesmek lazim geldigini syleyen meshur kralci Fransiz yazicisindan ders almistir.
(...)
"Ve 'Kandit', 'Grenguvar', 'Nuvel Literer' gibi yine Fransiz mecmualari kapanir da, ben burada Yunus Emre'ye Paris
modasi zere dikilmis papaz cbbesi giydiremem diye korktugu iin, Fransa'da 'Halk Cephesi'nin zaferini beseriyet
iin felaket telakki eder.
"Bayim MISTIK'tir!
"Bayimin mistikligi lldr, hesaplidir, menfaatlere dayanir, pratiktir. Fakat ona sorarsaniz, mistizm btn
bunlarin stndedir, bir anlatilmaz, sezilir ruh haletidir, mistizm her yerde hazir ve nazirdir, onu kaybetmek
hayvanlasmak demektir...
"Bayim MISTIK'tir!
"Ve bayimin btn hneri, hnerbazligi mistik olusundadir. nk o yzn bu peenin altindan gsterdigi gn
karsinizda ya kolay bir shret avcisi, ya bir avantrist greceksinizdir..." (Aksam, 2 Haziran 1936)
Byle bir yazi ortaligi karistirmaya yetiyordu. gn sonra :
"Iste konusuyorlar :
"- Bu szleri benim iin yazdi. Fakat benden korktugu iin adimi syleyemiyor.
"- Hayir, senin iin degil, benim iin yazdi. Senden korkmaz, benden korkar.
"- Hayir, hayir, ikiniz iin de degil! Benim iin. Is ortada, sizin iin olsaydi 'kokain', 'firildak' demez, sade 'mistik'
derdi. Hem o benden hepinizden ok korkar. Adimi bile agzina alamaz!
"Hedefinize nasil ulastiginizi gryorsunuz ya! (...) Maksadiniz bir ferde 'tas atmak' degil, btn bir sry bir tip
biimde toplayip teshir etmektir.
(...)
"Bilin ki, simdilik, hibiriniz teker teker, adinizla saninizla yoksunuz benim iin. Benim iin topunuzu birlestiren bir
tek 'BAYMISTIK' tipi var. Hodri meydan, Bay Mistik!.." (Aksam, 5 Haziran 1936)
Iki gn sonra, 7 Haziran 1936 tarihli "Aksam"da ikan "Bay Mistik'in Kurnazligi yahut 'Taktik'" baslikli yazidan da
paralar okuyalim :
"Ilerinden biri topunun namina sz syledi. Benim de szm topunun firmasi olan Bay Mistik'edir.
* * *
"Bay Mistik kurnazdir.
"Sahib-it-taktiktir.
"Kfreder. 'Kfr ediyorsun!' der. Mfteridir. Iftiraya ugradigini syler.
"Bay Mistik o kadar kurnazdir ki bu marifeti yzne vuruldugu zaman :
"- Ispat edin! diye bbrlenir.
"nk Bay Mistik bilir ki, onun kfrbazligini, mfteriligini, jurnalciligini ispat etmek iin, simdiye kadar yaptigi
'polemik'leri teker teker, yeni bastan nesretmek lazimdir. (...)
"Halbuki bu yapilmaya deger bir is degildir. Hem ok uzun srer, ok yer tutar, hem de bilineni bir daha bildirmek
gibi komik bir sey olur. (...)
"Dedim ya, Bay Mistik kurnazdir.
"Sahib-it-taktiktir.
"Iste yine bu kurnaz Bay Mistik'e 'iftira?!' ediyorum. Diyorum ki :
"Onun kurnazligi bir firildagin kurnazligi gibidir.
"Bir bakarsiniz : hudutsuz mcerret 'hrriyet' taraftaridir. Sonra dner, 'disiplinli' hrriyetten yana ikar. (...)
"Bir bakarsiniz : 'izm'le biten her esit mefhumun dsmanidir. Sonra dner, bazi 'izm'li mefhumlara baglanir.
"Babili caddesinde Kont de Larok gibi dolasip, taktik icabi, haykirir :
"- Var mi bana yan bakan? Biz adami 'Ht!' diyip kaiririz! Karsimizda kimse dikis tutturamaz! (...) Biz biliriz,
baskasi bilmez... (...) Sosyoloji mi istersin? Buyur!.. Felsefe mi?.. lsi bizde!.. Edebiyat mi? Gel gretelim!..
Doktorluk, mhendislik, hepsi bizde!.. (...)
"O yine, ister geen seferki adiyla, ister baska bir isimle, baska bir imzayla gstersin kendini. Biz de elimizden geleni
yapmaya alisir, Bay Mistik'in kurnazliklarini ve taktigini incelemeye devam ederiz..."
Gene iki gn sonra, 9 Haziran 1936 tarihli "Aksam"da "Bilano" baslikli bir yazi yayimlandi. Karsilikli sylenenleri
sirasiyla zetleyerek, Bay Mistik'in arada bir, "Bu ise polisin mdahalesi hayirli olur," diye feryat etmesini de
anlayisla karsilayan yazar, tatismayi syle bagliyordu :
"- Bay Mistik, ok kullandigi bir tabirle 'fertigi kirdiktan' sonra, taktik icabi bos biraktigi meydana tekrar dnerse, bu
meydanda yine ana avrat sverek, bin bir dereden su getirip, isine gelmeyen seyleri anlamamakta inat ederse, 'Ben
onu demedim, bunu dedim, benim ispatini istedigim o degil, buydu,' diyerek yaygarayi basarsa, bizim iin yapilacak
is : 'Paradi'ye ikip profesrn gsterdigi hnerleri seyretmekten ibaret kalacaktik."
Orhan Selim "Aksam" gazetesinde siyasal konulara girmemek kosuluyla yaziyordu. Bastan bunu kendisine aik aik
sylemislerdi. Yazdiklarini temiz Trke denemeleri diye niteleyerek gncel yasam olaylarindan sz ediyor, ama
Iirsatini bulursa araya byle st kapali bir seyler sokusturuyordu. Bu bakimdan yazilari hem gazetede, hem de
disarda yakindan izlenmekteydi.
Milletvekili olarak Ankara'da bulunan gazete sahibi Necmettin Sadak arada bir ihbar telefonlari aliyordu. Geri o
byle seylere aldirmayan, sekin bir gazeteci, olgun bir siyasa adamiydi, ayrica toplumsalciligi kainilmaz bir
gereklik olarak gryordu, ama hava gerginlesip bu tr telefonlar siklasinca, Istanbul'a gelislerinden birinde, ilkin
gazetesinde alisan Vl Nureddin V-N gibi, Cemal Nadir Gler gibi gvendigi kisilerle konustu, sonra gazeteye
yazi getirdigi bir gn Nzim Hikmet ile yaziisleri mdr Enis Tahsin Til'i odasina agirip onlara yapilan
ihbarlardan sz etti. Orhan Selim'in sulanan yazilarini birlikte gzden geirdiler. Hibir sey yoktu. Bu arada Nzim
Hikmet yazilari Enis Tahsin Til'in kendisinden daha iyi animsadigini, byk bir dikkatle, stelik de begenerek
okumus oldugunu grd. Demek ierden de denetleniyordu, ama byk bir sevgiyle.
Sorun Orhan Selim'in yazdiklarindan degil, arkasinda Nzim Hikmet'in olmasindan kaynaklaniyordu. Devletin
basindaki insanin, Atatrk'n de fasizme, nazizme karsi oldugu biliniyordu. Ama bu gerege ses ikaramayanlar,
zellikle solcularin Mussolini'ye, Hitler'e, Franco'ya dil uzatmalarina katlanamiyorlardi.
Degil Nzim Hikmet gibi komnist oldugunu aik aik syleyenlere, halktan geldikleri, halkin acilarini yansittiklari
iin adi komniste ikanlara bile Babili'de yer yoktu.
Byle yazarlari issiz birakarak nasil aliktan ldrdklerine Kemal Ahmet olayi taze bir rnekti. Orhan Selim'in de
her kapidan geri evrilmesini, issiz kalmasini istiyorlardi.
Kemal Ahmet Olayi
Kemal Ahmet orta boylu, esmer, gzleri firlak, nceleri olduka temiz giyinen, bileginde altin zincir tasiyan bir
delikanliydi. Yksek Ticaret Okulu'nda okurken, 22 yasinda Babili'ye gelmis Serbest Firka'nin yayin organi
"Yarin"da alismaya baslamisti. "Yarin" kapatilinca teki yazarlarla birlikte o da tutuklandi. Az sonra birakildiysa
da, bir sre issiz kalmasi ikiye dsknlgn kamiladi, aksamciligini gn boyuna yaymasina yol ati.
Nzim Hikmet gazetelerde tanistigi genlerle ilgilenir, yazilarini dzeltir, yabanci dil grenmeleri iin baski yapar,
kt aliskanliklar edinmelerini nlemeye alisirdi. Kemal Ahmet'e de, Nizamettin Nazif Tepedelenlioglu ile Suat
Dervis'in araciligiyla gazetelerde is bulup alismasini saglamis, gndz ikiciliginden kurtulmasi iin elinden geleni
yapmisti.
Dsk bir cretle girdigi "Haber" gazetesinde, "ulsuz Adam" imzasiyla kse yazilari yazip yoksul halkin
ektiklerini yansitmaya baslayinca, adi hemen komniste ikan Kemal Ahmet'in evresinde bir kusku emberi
olusmakta gecikmedi. Siradan bir muhabir olarak getirdigi haberlerden bile kuskulaniliyordu.
Issizlik gnlerinde altin bilezigi, pardss, yelegi hep ikiye gitti. Verem oldu. Basimevlerinde gazeteleri dsek,
perdeleri yorgan yaparak yattigi soguk kis gecelerini a susuz geirirken, sonunda gen yasta kan kusarak ld.
lmnden bir yil sonra, Nzim Hikmet'in destegiyle Ahmet Cevat bu yazarin Aglayan Nar ile Glen Ayva adli
yksn bir kitapik olarak yayimlayip da, Orhan Selim "Aksam"da ok yceltici bir yazi yazinca ortalik gene
karistiriverdi :
"yle ller vardir ki, ben onlarin ldklerini dsndke, vakit olur, yasadigimdan utanirim. Onlar kadar degerli,
onlar kadar byk, onlar kadar iyi olmadigima bakmaksizin yasamakligim kt bir is gibi gelir bana. Sonra, yine
onlar kadar iyi, degerli ve byk olmak iin yasamak isterim.
"Yazici Kemal Ahmet benim bu llerimden biridir. Dislerine yapismis dudaklarindan cigerlerini para para, kuru
yapraklar gibi dkerek leli bir yil oluyor.
"Bence byk bir lnn yildnmndeyiz." (Aksam, 5 Nisan 1935)
Peyami Safa'nin bu yazi zerine yokusta karsilastigi Nizamettin Nazif Tepedelenlioglu'na, "Bak, komnist komnisti
nasil yceltiyor!" diyecek olmasi, Nizam'in Suhulet Kitabevi'nin nnde grleye grleye Kemal Ahmet'i
anlatmasina, az sonra yanlarina gelen Elif Naci'nin de, "Nizam, birak simdi Peyami'yi, Kemal Ahmet iin ayakst
nefis bir yazi yazdin, gel sunu Meserret'te kgida dkelim," demesine yol amisti.
Meserret'e girdiklerinde Naci Sadullah da Kemal Ahmet'le ilgili anilarini yaziyordu. "Yarim Ay" dergisine verecekti.
Suat Dervis ile Hseyin Avni Sanda da birer yazi yazacaklardi. Nzim Hikmet'ten ise bir siir gelecekti. "Yarim
Ay"da birlikte yer alacakti hepsi.
Kasla gz arasinda, Kemal Ahmet'i vmek solculuk, kmsemek sagcilik oluverdi. Vl Nureddin V-N'nun,
"Kemal Ahmet iki sofralarinda iki kadeh rakiya kavuk sallayan bir dalkavuktu. Simdi onu bir fikir kahramani diye
tanitiyorlar!" demesi de solcular arasinda bayagi tepkiyle karsilandi.
Nzim Hikmet'in "Kemal Ahmet" baslikli siiri syleydi :
Kafasi
yzde yz uygun muydu kafama
bilmiyorum, ama
o benim soyumdandi.
Etiyle, kaniyla degil,
belki de heyecaniyla degil,
batirip parmaklarini kanayan yarasina
beyninin isigini sattigi iin
bir ekmek parasina.
Fakat ne yazik ki, o,
namludan kopan bir kursun gibi haykirip,
karanlik acilarin camini kirip
gnesi dolu dizgin gzlerine dolduramadi!
Gn geldi, agridan ayakta duramadi.
Ve iste o zaman
ocugunu bogan
a bir ana gibi,
bir zlmez emberin kivranarak iinde,
bogdu kendi elleriyle yregini
bir raki kadehinde.
Tutunmak istedi, katilar;
alisti, kirbaladilar;
susadi, kendi kanini iti o!
Para para insan kafasi satilan,
kaldirimlarinda a yatilan
bir caddeden
mukaddes bir istirap sarkisi gibi gelip
geti o!..
Nzim Hikmet derginin ynetim odasinda toplanan arkadaslarina bu siirini okudugu gn, Nizamettin Nazif
Tepedelenlioglu, "Fevkalade, harikulade, mkemmel, be Nzim! Demek sen byle hissi seyler de yazarsin ha!" diye
yeri gg inletti. Suat Dervis, Mahmut Yesari, Naci Sadullah da ok duygulanmislardi.
Burjuva Oldu Sulamasina Karsi
Nzim Hikmet'e soldan gelen satasmalarin basinda ise "burjuva oldu" sulamasi yer alirdi. Cihangir, Nisantasi gibi
semtlerde apartmanlarda yasiyor, Orhan Selim adiyla patron gazetelerinde suya sabuna dokunmayan yazilar
yaziyordu, demek ki burjuva olmustu. Portreler'de yer alan "Orhan Selim" baslikli siirin son dizeleri ardi arkasi
kesilmeyen bu sulamalara karsiliktir :
Yalniz unutma bir seyi :
yorulur da
ayagin kayarsa eger
seni herkesten nce ben
taslarim!
Fakat bugn
sende beni sattigini gsteren
bir tek satir bulanin
alnini karislarim!
"Sol" Geinen Delikanlilara Karsi
Simavne Kadisi Oglu Seyh Bereddin Destani'nda, "sol" geinen delikanlilardan gelebilecek elestirilere karsi bir not
vardir.
Dokuzuncu blmde Sehzade Murat'in ordusuyla Bedreddin yigitleri arasinda "mbalaga cenk olunur".
Hep bir agizdan trk syleyip
hep beraber sulardan ekmek agi,
demiri oya gibi isleyip hep beraber,
hep beraber srebilmek topragi,
balli incirleri hep beraber yiyebilmek,
yHarin yanagindan gayri her seyde
her yerde
hep beraber!
diyebilmek
iin
on binler verdi sekiz binini...
Yenildiler.
Bedreddin yigitleri "bosanan yagmur iinde gn inerken aksama" Sehzade Murat ordusuna yenik dsmslerdir. Bu
yenilgi karsisindaki zntsn sair syle aiklar :
Tarihsel, sosyal, ekonomik sartlarin
zaruri neticesi bu!
deme, bilirim!
O dedigin nesnenin nnde kafamla egilirim.
Ama bu yrek
o, bu dilden anlamaz pek.
O, "Hey gidi kambur felek,
hey gidi kahbe devran hey,"
der.
Ve teker teker,
bir an iinde,
omuzlarinda dilim dilim kirba izleri,
yzleri kan iinde
geer iplak ayaklariyla yregime basarak
geer Aydin ellerinden Karaburun magluplari..*
Nzim Hikmet bu szlerine syle bir not dsmek geregini duymustu :
(*) Simdi ben bu satirlari yazarken, "Vay, kafasiyla yregini ayiriyor; vay, tarihsel, sosyal, ekonomik sartlari kafam
kabul eder amma, yregim yine yanar, diyor. Vay, vay, Marksiste bakin..." gibi laflar edecek olan bazi "sol" geinen
delikanlilari dsnyorum. Tipki yazimin ta basinda tarihi kelm mderrisini dsnp kahkahasini duydugum gibi.
Ve simdi eger byle bir istidrad [aiklama] yapiyorsam bu o esit delikanlilar iin degil, Marksizmi yeni okumaya
baslamis, sol zppeliginden uzak olanlar iindir.
Bir doktorun verem bir ocugu olsa, doktor, ocugunun lecegini bilse, bunu fizyolojik, biyolojik, bilmemne-lojik
bir zaruret olarak kabul etse ve ocuk lse, bu lmn zaruretini ok iyi bilen doktor, ocugunun arkasindan bir
damlacik gzyasi dkmez mi?
Paris Komunasinin devrilecegini, bu devrilisin btn tarihi, sosyal, ekonomik sartlarini nceden bilen Marksin
yreginden Komunanin byk lleri "bir istirap sarkisi" gibi gememisler midir? Ve Komuna ld, yasasin
komuna! diye bagiranlarin sesinde bir damla olsun acilik yok muydu?
Marksist, bir "makina-adam", bir ROBOTA degil, etiyle, kaniyla, sinir ve kafasi ve yregiyle tarihi, sosyal, konkre
bir insandir.
Bu nottaki kaygilanistan anlasilacagi gibi, Nzim Hikmet'e soldan gelen saldirilar onu bayagi zyordu. Partili
komnistler de, kimi alttan alta, kimi aiktan aiga, onunla ugrasiyorlardi.
Komintern'e bagli yasadisi Trkiye Komnist Partisi'nden "anti-Stalinist" nitelemesiyle "ihra" edilmisti. esitli
nedenlerle kendisi gibi rgtsz kalmis arkadaslariyla kurmayi denedikleri ikinci bir yasadisi partiye de Komintern
kucak amamisti. Zaten ok gemeden bu parti kovusturmalar, tutuklamalar, mahkmiyetlerle kendiliginden
dagilmisti. Hikmet Kivilcimli ile yandaslari ise Nzim Hikmet'e dsman gibiydiler.
Kisacasi, o artik rgtsz bir komnistti.
Bir yazar, bir sair olarak, Babili'de, evresindeki Naci Sadullah, Suat Dervis, Mahmut Yesari, Nizamettin Nazif,
Sabiha Sertel gibi ileri dsnceli gazetecilerle arkadaslik ederek, fasizme, nazizme, kendilerini "milliyeti" diye
tanimlayan irkilara, turancilara karsi, hibir rgtten destek almadan, savasim veriyordu.
Bu durumdan pek hoslanmayan partili yoldaslar, srekli onun bir aik vermesini bekliyor, her davranisini olumsuz
yorumlamak iin kendilerini bayagi zorluyorlardi.
rnekse Piraye'nin teyzesinin kocasi Ismayil Hakki Baltacioglu'nun "Yeni Adam" dergisinde, 1936 yili
temmuzunda, "Kisa tetkik ve tenkitler" baslikli ona buna takilma stunlarinda syle bir alayci haber yer almisti :
"Bir gn Dr. Fuat Sabit, Kerim Sadi'ye : Nzim Hikmet Beyoglu'nda bir apartman yaptirmis kapilari elektrikle
ailiyor, dedi. Kerim Sadi bir an dsndkten sonra su cevabi verdi : Nzim'in apartmanindaki kapilar bir sey mi, sen
gel de benim Kuzguncuk'ta sekiz liraya tuttugum yaliyi gr, kapilar rzgrdan kendiliginden ailiyor."
"Yeni Adam" anti-fasist bir dergi olusuyla o gnlerde ilericilerin en etkili dergisiydi. evresinde solun gl
yazarlari, ressamlari, bu arada dogal olarak derginin islerini yklenen partili genler vardi. Kim bilir kim yazmisti bu
asagilayici takilmayi.
Nzim iin solcularin daha nce de yaptiklari, "O artik burjuva oldu!" dedikodusu, Cihangir'de kaloriferli bir
apartman dairesine tasinmasiyla bsbtn alevlenmis, "Yeni Adam"a da iste byle yansimisti.
Nzim Hikmet soldan kendisine satasanlari, bu notunda, "sol geinen delikanlilar" ya da "sol zppeligi" gibi
nitelemelerle aniyor. Ayrica, aiklamasinin onlar iin olmadigini da zellikle belirtiyor. Demek ki onlarla tartismak,
onlara bir sey anlatmak olanaksiz. Bylesine umutsuz karsisindaki Marx'ilardan.
Milliyeti Sulamasina Karsi
Seyh Bedreddin Destani'ndan kisa bir sre sonra yayimlanan Mill Gurur adli ek kitapigin yazilmasini Yeni Kitapi
yapitin kovusturmaya ugrayip toplatilmasina engel olabilir dsncesiyle istemisti. Ama Nzim bu "zeyl" ile daha ok
kendisine "milliyeti" diye saldiran solculara yanit vermeyi amaladi.
Bes sayfalik yazinin bir yerinde Ahmed'le konusurlarken araya Lenin'in ezberlenmis bir yazisi giriyordu.
"Disarida iseleyen yagmura, kogusun terli imentosuna ve yirmi sekiz insanina Ahmed hikyesini anlatip bitirmisti.
Ben :
"- Ahmed, demistim, bana yle geliyor ki sen Bedreddin hareketinden biraz da mill bir gurur duyuyorsun.
"Sesime tuhaf bir eda vererek syledigim bu cmlenin iinde, Ahmed, 'mill gurur' terkibini birdenbire bir kami gibi
eline almis, onu suratimda saklatmis ve demisti ki :
"- Evet, biraz da mill bir gurur duyuyorum. Tarihinde Bedreddin hareketi gibi bir destan syliyebilmis her milletin
suurlu proleteri bundan mill bir gurur duyar. Evet, Bedreddin hareketi ayni zamanda benim mill gururumdur. Mill
gurur! Szlerden rkme! Iki kelimenin yan yana gelisi seni korkutmasin. Lenin'i hatirla. Hangimiz Lenin kadar
beynelmilelci oldugumuzu iddia edebiliriz? Lenin, yirminci asirda beynelmilel proletaryanin, dnya emeki
kitlelerinin, beynelmilel proleter demokrasisinin en byk beynelmilel rehberi, 1914 senesinde 'Sosyal Demokrat'in
35'inci numarasinda ne yazmisti? (...)
"'... Biz suurlu Rus proleterleri mill suur duygusuna yabanci miyiz? Elbette hayir! Biz dilimizi ve yurdumuzu
severiz, onun emeki ktlelerini (yani nfusunun 9/10'unu) suurlu bir demokrat ve sosyalist yasayisina
ykseltebilmek iin herkesten ok alisan biziz. (...)
"'... Biz mill gurur duygusuyla mesbuuz. nk Rus milleti de inkilapi bir sinif yaratabildi. Rus milleti de
beseriyete yalniz byk katliamlarin, sira sira daragalarinin, srgnlerin, byk aliklarin, arlara, pomesiklere,
kapitalistlere zilletle boyun egislerin numunelerini gstermekle kalmadi; hrriyet ve sosyalizm ugrunda byk
kavgalara girisebilmek istidadinda oldugunu da ispat etti.' (...)
"Lenin'den bu satirlari bir solukta okuduktan sonra Ahmed birdenbire susmus, nefes almis ve yine o meshur
glmseyisiyle :
"- Evet, demisti, bizim muhitimiz de Bedreddin'i, Brklce Mustafa'yi, Torlak Kemal'i, onlarin bayragi altinda
dvsen Aydinli ve Deliormanli kylleri yaratabildigi iin, ben suurlu Trk proleteri, milli bir gurur duyuyorum.
Mill bir gurur duyuyorum, nk derebeylik tarihinde bile bu milletin emeki ktleleri (yani nfusunun 9/10'u)
Sakizli Rum gemiciyi ve Yahudi esnafini kardes bilen bir hareket dogurabilmistir."
Nzim Hikmet, bu szlerle, Seyh Bedreddin Destani gibi bir yapitla memleketinin tarihsel degerlerini yceltmesini,
"milliyetilik" diye olumsuzlamaya yeltenen kimi solcularin anlayissizligina karsi, Lenin'i yanina almis oluyordu.
Mill Gurur'un sonunda su dize vardi :
Ne ah edin dostlar, ne aglayin!
Dn bugne
bugn yarina baglayin!
Nazm in Yazlan Siirler
ZNDANI TASTAN OYARLAR
Silanin ufak tefek yollari
Agridan sizidan tutmaz elleri
Tepeden tirnaga siir glleri
Yigidim aslanim aman burda yatiyor
Bugn efkarliyim amasin gller
Yigidimden kt haber verirler
Demirden dsegi tastan sedirler
Yatak diken diken yastik batiyor
Yigidim aslanim aman burda yatiyor
Bir subat gecesi tutuldu dilin
Silaha biaga varmadi elin
ne ana ne baba ne kiz ne gelin
Yigidim aslanim aman burda yatiyor
Ne bir haram yedin ne bir cana kiydin
Ekmek kadar temiz su gibi aydin
Hi kimse duymadan hkmler giydin
Yigidim aslanim aman burda yatiyor
Dsek melil mahzun yastik batiyor
Mezar arasinda harman olur mu
on yil hapiste derman kalir mi
Azrail a susuz canin alir mi
Yigidim aslanim aman burda yatiyor
Dsek melil mahzun yastik batiyor
Zindani tastan oyarlar
Iine bir yigit koyarlar
Saga dner bgr tasa gelir
Sola dner iriliplak demir
eligin hasi da yigidim aman byle bilenir
Dsek melil mahzun yastik batiyor
Yigidim aslanim aman burda yatiyor
Dilimde dilimi buldugum, gcne kurban oldugum
Anam babam gibi vdgm
Dayan aslan ustam yigidim dayan
Dayan hey gzn sevdigim
Bugn efkarliyim amasin gller
Yigidimden kt haber verirler
Sana kk disarda diyenlerin kkleri kurusun
Kurusun murdar ilikleri dilleri rsn
Siirin gkyz gibi herkesin
Sen Kizilirmak'casina bizimsin
En byk demircisi dilimizin
Canimiz cigerimizsin
Bugn burdaysa siirin yarin in'dedir
Btn hismiyla dilimiz
Kknden sklms bir inar gibi yregimiz iindedir
Bugn burdaysa siirin yarin in'dedir
Acisiyla sizisiyla alninin kara yazisiyla
Bir yani nur iinde tertemiz
Bir yani sizim sizim sizlayan memleketimiz iindedir
Bugn burdaysa siirin yarin in'dedir
Btn hismiyla dilimiz
Kknden sklms bir inar gibi yregimiz iindedir
Bedri Rahmi Eyboglu
* * *
BR SEY
I
Bir sey ki hava gibi ekmek gibi su gibi
Lazim insana lazim onsuz yasanilmiyor
Ana baba gibi dost gibi yavuklu gibi
Kalp titremeden gz yasarmadan anilmiyor.
Bir sey ki gzmzde memleket kadar aziz
Ask ettigimiz kendimize dert ettigimiz
Adini ocuklarimiza bellettigimiz
Bir sey ki artik hasretine dayanilmiyor.
II
Bir sey daha var yrekler acisi
Utandirir insani dsndrr
ylesine baska bir kalp agrisi
Alir beni ta Bursa'ya gtrr.
Yesil Bursa'da konuk bir garip kus
Otur denmis oracikta oturmus
Ta yreginden bir trk tutturmus
Ne gzel sey dnyada hr olmak hr.
Benerci Jokond Varan Bedrettin
Hey kahpe felek ne oyunlar ettin
En yavuz evladi bu memleketin
Nzim agbey hapislerde rr.
Cahit Stk Taranc
* * *
NZIM NZIM
Su aginda susuzluga katlananlari
Ben sairim, nasil bagislarim
Gl degse incinen bu yrek
Yandi bir baska biimde Nzim Nzim
Tavus tylerine siir dizdiler
Can gzyle baktim ayagini grdm
Yani irkinligi grdm, yani cceligi grdm
mrmde kisiye siir yazmadim
Nzim Nzim
Yurdunu satanin adini anmam
Hayina hirsiza yok szm
Duydum ki dnyayi asiyorlar
Yadellerin yigitleri, dal boylulari
Ne sagci oldular ne solcu
Beni assin diye dogurduklarim
Bir kez daha yandik, bir kez daha yandim
Nzim Nzim
Her bilgi bir yeni burjuva
Her st okul birka kuru basi ekip ikarmaya
Ne alalma bir lokma bir ul iin
Bir yol bulup kurtulan kurtulana
Ittin siniIini rahatini, dstn mapusa yokluga
Bey soylum pasa soylum gzel emekim
Nzim Nzim
lkende siirlerin dolaniyor
Kavgan iten ie srp dayaniyor
Uzak mezarinda bir kirmizi karanfil
Ne denli tutsam kendimi
Usul usul bir yerlerim kaniyor
Sonsuz gurbetim, koca sairim
Nzim Nzim
Su aginda susuzluga katlananlari
Ben sairim, nasil bagislarim
Gl degse incinen bu yrek
Yandi bir baska biimde Nzim NzimFormun Alti
Glten Akn
* * *
3 HAZRAN 1973
korkmadan yazdi siirlerini sokaga ikar gibi rahat
ancak yalan sylemeyenler korkmaz rahat yazmaktan
sokaga ikarken bildi karistigini kimlerin arasina
kimlerin yaninda yer alacagini kimlere karsi
bildi bir kavgaya raslayinca kamayacagini
glyse bir yani kavganin bir yani hakli
bildi yerini alacagini haklinin yaninda
savasacagini yilmadan boyun egmeden glye
apaik yazdi siirlerini bir avu su ier gibi yalin
ancak hakli olanlar korkmaz yalin konusmaktan
irmaga bakarken dedi su nasil her seyi gsterirse
hangi kaynaktan iktigini dklecegini hangi denize
aga nasil sererse gzler nne tohumu ve iegi
duru olmali yle konusulan sz de eylem de
insana aykiridir nk dogaya aykiri olan
nk engelleyen yok bulanikliktan baska geregi
umutla yazdi siirlerini sabahi bekler gibi doluyrek
ancak emek verenler korkmaz yarini beklemekten
ieri girerken dsnd bir gn ailacagini kapilarin
toprakta tohum neyse insan odur drt duvar arasinda
ne aresizlik yarasir ona ne eli kolu bagli oturmak
yeter ki bilsin terden varilacagini mutluluk harmanina
bilsin girdi mi savasa dayanmak gerekecegini
gnesin er ge buluttan ikacagini ihanet etseler de
verimli bir safak dldr nzim'in siiri
inmis yeryz tarlasina insan dilinden
egitir bilin ocaginda kiminin yregini
kiminin ates yagmurudur ter dkmeyen alnina
Kemal zer
* * *
OZAN
I.
Kar yagdi btn kis. Bir agir ds.
Kar yagdi btn kis kederli lkemize
ormanin solugu islak toprakla birlesti
karayel budayip geti btn yamalari
ak kefenler sarardi ve rd durup dinlenmeden
burustu ocuklar silinip gitti ogu
kizamik glleri amisti omuzlarinda
Kar yagdi btn kis
ve ben dsledim seni
lkemiz yurdumuz sevdamiz kardesligimiz
lkemiz yurdumuz aydinligimiz genligimiz
yedi yasinda otuz yasinda yetmis yasinda
aglarin tuzlu kemiklerinde birlesen
lkemiz yurdumuz yani yenilmez umudumuz
lkemiz yurdumuz kocamayan gelinimiz
yazan kalemimiz fkeli sevincimiz
alin yazimiz bitmez ilemiz
lken ve yurdun
islak hcreler dar odalar agir anahtarlar
yetesin diye bu taslar ormaninda
kulak zarin yirtilsin diye sessizlikten
sararsin diye sesin demir parmakliklarda
kire tutsun paslansin diye eklem yerlerin
lkeler ve yurtlar kurdular sana
kara anahtarlar ve soguk odalardan
Kar yagdi btn kis
kederli ovaya
Bir madenciydin ayaga kalkisinla
bir sabir yarattin kyl duyarliginla
dostlar her zaman dost olmasa bile
metrelerle llse de genislik
bir isi bir kyl gibi yasadin gn-geceyi
umudun isisi sabrin kyls
bayram yeri gibi onurlu yregin
dostlara pay ettin yillar boyunca.
II.
Sen memleketten uzak
hasretin bir trlsyle delik desik yrek
dalgin yorgun ve yalniz
bir otel odasinda
malin-mlkn olmadi
hasretten baska
Sen memleketten uzak
hasretin bin trlsyle delik desik yrek
dalgin yorgun ve yalniz bir otel odasinda
tepeden tirnaga sik
sevilen her kadina
tepeden tirnaga sik
mavi tana kpren suya yeseren ota
kirmizi baliklarin
Kara gzl karincalarin dostu
trenlerin uaklarin vapurlarin eksilmez yolcusu
on dokuzunda delikanli
altmisinda delikanli
usanmaz ve uslanmaz sevdali
belki Paris'tesin St. Michael Rihtimi'nda
hava gnesli ve sancimiyor yregin
sen memleketten uzak
hasretin bin trlsyle delik desik yrek
bir gvercin gibi geer Istanbul
mavi gzlerinin iinden
Sarayburnu Kadiky Glhane Parki
bir aci sznle geer
mavi kederli gzlerinin iinden
belki uarsin karli Ukrayna ovalarini
aklinda Tuz Gl Konya Ovasi
aklinda lken sekiz bin metre yukarlarda
Lejyonerler Kprs'ndesin belki Prag'da
Viltava suyunun kpklerinde gzn
ama aklin Istanbul'da Beyazit Meydani'nda
Bursa'da ankiri'da Diyarbakir'da
yasarsin en belalisini sanatlarin
yasli yorgun lkenden uzak
ekmegini kendi z kanina banarak
kederli bir irmak gibi ogalarak
kendi sicak dost masmavi denizlerinden uzak
yasarsin en kanlisini sanatlarin
Sen memleketten uzak gurbet isisi
hasretin bin trlsyle yarali ozan
senden grendim umudun sz dizimini
senden grendim inancin tatli dilini
sen on dokuzunda sevdali ve delikanli
sen altmisinda sevdali ve delikanli
sen memleketten uzak gurbet isisi
hasretin bin trlsyle yarali ozan
ustam benim! hasretlerin, ayriliklarin ozani!
zdemir nce
* * *
NZIM'IN YREG
Usaninca gereklerin yalanindan,
kaygan, yzsz baskidan,
tun Nzim'i animsarim
ve sesini
biraz hanerimsi :
"Merhaba kardasim...
Ne o, neden yzn asik yle
Bos ver!
Yoksa siir mi takildi bir yerde?
Gel, birlikte bitirelim.
Paran mi yok?
Bakariz bir aresine, dert degil.
Kiz mi?
Aldirma bulunur..."
Oysa asil kendisinde var bir sey,
iini kemiren
yz izgilerinden dehsetle akan :
"Hepsi iyi de,
su yrek agrisi...
Adam sen de
agriyadursun, yasiyoruz ya..."
Kimisi iin siir bir roldr,
Kimisine bir dkkn,
kazantir.
Onun iinse agridir siir,
rol degil.
Nzim'in yregi de agridi durdu iste.
zerine titreyen doktoru bir gn,
hani pek de gvenemeyerek,
uyarmisti beni :
"Bakin" demisti,
"keskin konulardan kainin ki
agrimasin Nzim'in yregi..."
Hey gidi doktor...
Hastaniz gitti.
Yaramadi abalariniz.
Yregiyse onun
gizli gizli arparak
srdrd agrisini
lmnden sonra da.
Iindeki aci iin agriyor,
Trkler iin, Ruslar iin agriyor,
kendisi gibi mahpusta zgr olanlar iin
zgrlkte mahpus gibiler iin
agriyor.
Hapishane acilariyla yanan o yrek
- lmden sonra bile -
dinlemiyor doktorlari,
korkak oldugumuz zaman
agriyor.
Neme gerek dersek
agriyor.
Onun gibi aik yrekle :
"Merhaba kardasim..."
diyemezsek agriyor...
Varsin agrisin
hepsi iin yreklerimiz,
tek agrimasin Nzim'in yregi.
Yevgeni Yevtusenko eviren: Ziya Yama
* * *
GZ EKLERNDEN NZIM'A ELENK
Niin ldn Nzim?
Ne yapariz simdi biz
sarkilarindan yoksun?
Nerde buluruz baska bir pinar ki
onda bizi karsiladigin glmseme olsun?
Seninki gibi atesle su karisik
aciyla sevin dolu,
gerege agiran bakisi nerde bulalim?
Kardesim,
yle derin duygular, dsnceler yarattin ki bende,
denizden esen aci rzgr
kapacak olsa bunlari
bulut gibi, yaprak gibi srklenir,
yasarken setigin
ve lmden sonra sana barinak olan
oraya, uzak topraga dserler.
Al sana bir demet Sili kasimpatlarindan,
al gney denizleri stndeki ayin soguk parlakligini,
halklarin savasini, kendi dvsm
ve yurdumun kederli davullarinin boguk grltsn
kardesim benim, dnyada nasil yalnizim sensiz,
iek amis kiraz agacinin altinina benzeyen yzne hasret,
benim iin ekmek olan, susuzlugumu gideren, kanima g
veren dostlugundan yoksun.
Hapisten iktiginda karsilasmistik seninle,
zorbalik ve aci kuyusu gibi los hapisten,
zulmn izlerini grmstm ellerinde,
kinin oklarini aramistim gzlerinde,
ama parlak bir yregin vardi,
yara ve isik dolu bir yrek.
Ne yapayim ben simdi?
Tasarlanabilir mi dnya
her yana ektigin iekler olmadan?
Nasil yasamali seni rnek almadan,
senin halk zekni, ozanlik gcn duymadan?
Byle oldugun iin tesekkrler,
tesekkrler trklerinle yaktigin ates iin.
Pablo Neruda (1904-1973) eviren: Ataol Behramoglu
Nazm'n Yasam
Nzm Hikmet 20 Kasim 1901'de Selanik'te dogdu (aile
evresinde 40 gn iin bir yas byk grnmesin diye bu tarih
15 Ocak 1902 olarak anilmis, kendisi de bunu benimsemistir), 3
Haziran 1963'te Moskova'da ld.
Baba tarafindan dedesi Nzim Pasa valiliklerde bulunmus,
zgrlk, sairligi olan bir kisiydi. Mevlevi tarikatindandi.
Anayasaci Mithat Pasanin yakin arkadasiydi. Babasi Hikmet Bey
ise Mekteb-i Sultani (sonradan Galatasaray Lisesi) mezunu, nce
ticaret yasamini denemis, basaramayinca Kalem-i Ecnebiye'ye
(disisleri) baglanmis bir memurdu.
Dilci, egitimci Enver Pasa'nin kizi olan annesi Celile Hanim,
Fransizca konusan, piyano alan, ressam denecek kadar iyi resim
yapan bir kadindi.
Nzim Hikmet'in egitiminde dnemin ileri dsncelerine sahip
aile evresinin byk etkisi oldu. Bir yil kadar, Fransizca
gretim yapan bir okulda, sonra Gztepe'deki Numune
Mektebi'nde (Tasmektep) okudu. Ilkokulu bitirince, arkadasi
Vl Nureddin'le birlikte Mekteb-i Sultani'nin hazirlik siniIina
yazildi. Ertesi yil ailesinin paraca sikintiya dsmesi yznden bu
masrafli okuldan alinarak Nisantasi Sultanisi'ne verildi.
Bu arada dedesi Nzim Pasa'nin etkisiyle siirler de yazmaya
baslamisti. Bir aile toplantisinda denizciler iin yazdigi bir
kahramanlik siirini dinleyen Bahriye Naziri Cemal Pasa ok
etkilenerek bu yetenekli gencin Heybeliada Bahriye Mektebi'ne gemesini istedi, aileden olumlu karsilik alinca da bu
okula girmesine yardim etti.
Nzim Hikmet 1917'de girdigi Heybeliada Bahriye Mektebi'ni 1919'da bitirip Hamidiye kruvazrne stajyer gverte
subayi olarak atandi. Ayni yilin kisinda son siniftayken geirdigi zatlcenp hastaligi tekrarladi. Aile dostu olan Deniz
Hastanesi Bashekimi Hakki Sinasi Pasanin gzetiminde iki ay sren bir sagaltim dneminden sonra, kendisine iki ay
da evde dinlenme izni verildi. Bu sre sonunda da toparlanamadigi, deniz subayi olarak grev yapabilecek saglik
durumuna kavusamadigi grlnce, 17 Mayis 1920'de, Saglik Kurulu raporuyla, askerlikten rge ikarildi.
Bu arada hececi sairler arasinda gen bir ses olarak olduka nlenmisti. Bahriye Mektebi'nde tarih ve edebiyat
gretmeni olan, ayrica aile dostu olarak evlerine de gelip giden Yahya Kemal'e byk hayranlik duyuyor, yazdigi
siirleri gsterip elestirilerini aliyordu. 1920'de "Alemdar" gazetesinin atigi bir yarismada nl sairlerden olusan
seici kurul birincilik dln ona vermis, Faruk Nafiz, Yusuf Ziya, Orhan Seyfi gibi gen ustalar ondan sevgiyle
sz eder olmuslardi.
Istanbul isgal altindaydi ve Nzim Hikmet coskun bir vatan sevgisini yansitan direnis siirleri yaziyordu. 1920'nin son
gnlerinde yazdigi "Genlik" adli siiri genleri lkenin kurtulusu iin savasmaya agirmaktaydi.
1 Ocak 1921'de ise Mustafa Kemal'e silah ve cephane kairan gizli bir rgtn yardimiyla drt sair, Faruk Nafiz,
Yusuf Ziya, Nzim Hikmet, Vl Nureddin, Sirkeci'den kalkan Yeni Dnya vapuruna gizlice bindiler. Inebolu'ya
varinca, Ankara'ya geebilmek iin bes alti gn, izin ve yol parasi beklemeleri gerekti. Ama Ankara'dan yalniz
Nzim Hikmet ile Vl Nureddin'e izin ikti.
Inebolu'da geirdikleri gnlerde, Anadolu'ya gemek zere, onlar gibi izin bekleyen, Almanya'dan gelme gen
grencilerle tanismislardi. Aralarinda Sadik Ahi (sonradan Mehmet Eti adiyla CHP milletvekili), Vehbi (Prof. Vehbi
Saridal), Nafi Atuf (Kansu, sonradan CHP genel sekreteri) gibi kimseler de bulunan bu grenciler Spartakistler
olarak aniliyor, sosyalizmi savunuyor, Trkiye'nin Misak-i Milli sinirlarini ilk taniyan lke olarak Sovyetler
Birligi'nden vgyle sz ediyorlardi. Bunlar Nzim Hikmet ile Vl Nureddin iin yepyeni bilgilerdi.
Ankara'ya vardiklarinda kendilerine verilen ilk grev Istanbul genligini milli mcadeleye agiran bir siir yazmak
oldu. gn iinde yazip bitirdikleri bu sayfadan uzun siir Matbuat Mdrlg'nce, 1921 martinda 11,5 x 18 cm
boyutlarinda drt sayfa olarak, on bin adet bastirilip dagitildi. Siirin yankilari o kadar byk oldu ki, Millet Meclisi
yeleri byle gl bir agrinin dogurabilecegi sorunlarin nasil zlecegini tartismak geregini duydular. Matbuat
mdr Muhittin Birgen siiri yayimlayip dagittigi iin olumsuz elestiriler aldi. Istanbullu genler Ankara'yi
doldururlarsa onlara nerede, nasil is bulunacagi nemli bir sorundu. Meclis'te sorguya ekilmekten tedirgin olan
Muhittin Birgen bir daha byle bir duruma dsmemek iin, Nzim Hikmet ile Vl Nureddin'i Maarif Vekleti'ne
devretmeye karar verdi.
Bu arada Celile Hanim'in uzaktan akrabasi olan Ismail Fazil Pasa, yazdiklari siirle ortaligi karistiran bu iki yetenekli
sairi Meclis'e agirarak Mustafa Kemal Pasaya takdim etti.
Mustafa Kemal'in kendilerine sylediklerini Vl Nureddin Bu Dnyadan Nzim Geti adli kitabinda syle aktariyor
:
"Basmakalip laflara ihtiya duymaksizin, Mustafa Kemal, bizim iin ok nemli bir sadede girdi :
"- Bazi gen sairler modern olsun diye mevzusuz siir yazmak yoluna sapiyorlar. Size tavsiye ederim, gayeli siirler
yaziniz, dedi.
"Daha da konusacakti. Fakat aceleyle yanina bir iki kisi yaklasti. Bir telgraf getirdiler. Pasa gz atinca telgrafla
ilgilendi. Eliyle selamlayip bizden uzaklasti."
Kisa bir sre sonra gretmen olarak Bolu'ya atandilar.
Bolu'da Agir Ceza Mahkemesi reis vekili Ziya Hilmi, esrafin, din adamlarinin daha bastan benimsemedikleri, kalpak
giyen, camiye gitmeyen bu iki gen gretmeni korudu. Bilgili bir kisi olan Ziya Hilmi onlara Fransiz Devrimi'ni
anlatiyor, Lenin'den, Kautsky'den sz ediyor, Sovyetler Birligi'ni grmek istedigini sylyordu.
Tutucu evrelerin baskisina, gizli polis rgtnn gvensizlik belirten davranislari da eklenince, Bolu'da
barinamayacaklarini anlayan Nzim Hikmet ile Vl Nureddin, iyi bir grenim grmek, dnyada olup bitenleri
anlamak iin Paris'e mi, Berlin'e mi, Moskova'ya mi gitsek diye dsnrlerken, Ziya Hilmi'nin etkisiyle, Moskova'ya
gitmeye karar verdiler. 1921 agustosunda Bolu'dan ayrilip doguda, Kzim Karabekir Pasanin yaninda gretmenlik
etmeye gidiyormus gibi davranarak, vapurla Zonguldak'tan Trabzon'a getiler, oradan da gene vapurla 30 Eyll
1921'de Batum'a vardilar.
Bylece Sovyetler Birligi'ne ayak basan, yirmi yasin esigindeki iki gen sair Moskova'ya giderek Dogu Emekileri
Komnist niversitesi'ne (KUTV) yazildilar.
Nzim Hikmet serbest mstezati, Fransiz siirinin serbest lsn biliyordu. Batum'da "Izvestiya" gazetesinde
grdg, byk bir olasilikla Mayakovski'nin yazdigi bir siirin uzunlu kisali dizelerine, merdivenli istifine ilgi
duymus, ama Rusa bilmedigi iin ierigini anlayamamisti. Moskova'ya giderken getikleri alik blgelerinde
gzlediklerinin etkisiyle yazmaya giristigi "Alarin Gzbebekleri"ni hece lsne sokamadigini grnce,
"Izvestiya"daki siirin biimsel agrisimlarindan g alarak, daha serbest yazmayi denedi. Ortaya yer yer hece
kaliplariyla kurulmus olsa da, kurallara uymayan, serbest bir l ikti.
Iine girdigi yeni dnyanin dsnce, duygu yk altinda, bu serbest lyle yazdigi siirler birbirini izledi. Rusa
grenince, devrimci bir ortamda gemisin btn degerlerini hie sayarak yazan gen Sovyet sairlerini okumaya
basladi. Bunlar Italya'da Marinetti'nin baslattigi Gelecekilik (Ftrizm) akiminin etki alaninda yazan, gemisi
yadsiyarak her seyi gelecekte gren devrimci sairlerdi.
Bu dnemde yazdigi siirlerin bazilarini 1923'te "Yeni Hayat", "Aydinlik" gibi dergilere gndererek yayimlatan
Nzim Hikmet, niversiteyi bitirince lkesine dnmek istedi. 1924 ekiminde, ikisinda oldugu gibi, gene gizlice
sinirdan geerek Trkiye'ye geldi. "Aydinlik" dergisinde alismaya basladi.
Istanbul'da polise izlendigini anlayinca, bir basimevi kurmak iin Izmir'e geti. Bylece gzlerden de uzaklasmis
oluyordu. 1925 subatinda Seyh Sait Isyani'nin baslamasi zerine, 4 Mart 1925'te Takrir-i Skn Kanunu ikarildi.
Bazi gazeteler, dergiler kapatildigi gibi, 1 Mayis 1925'te yayimlanan bir bildirge dolayisiyla "Aydinlik" dergisi
evresindeki yazarlarin ogu da tutuklandilar. Ankara'da Istiklal Mahkemesi'ndeki dava 12 Agustos 1925'te
sonulandiginda Nzim'in da giyaben 15 yila mahkm edildigi grld.
Bunun zerine Nzim Hikmet saklanmakta oldugu Izmir'den haziran ayi ortalarinda Istanbul'a gelerek gizlice yurt
disina ikip yeniden Sovyetler Birligi'ne gitti.
Cezasinin 1926'da Cumhuriyet Bayrami nedeniyle ikarilan af kapsamina girdigini grenince, resmen yurda
dnebilmek iin pasaport istegiyle hemen Trk Eliligi'ne basvurdu.
Tekrar tekrar yaptigi basvurulara olumlu karsilik alamadi. Bu arada 28 Eyll 1927'de Istanbul'da dagitilan bildiriler
yznden ailan bir davada gizli parti yesi olmak sulamasiyla, gene giyaben 3 ay hapse mahkm edildi.
Bir buuk yil kadar bekledikten sonra Elilik'ten olumlu bir karsilik alamayacagini kesinlikle anlayinca, 1928'de
Bak'da ilk siir kitabi Gnesi Ienlerin Trks'n yayimlatti.
Ayni yilin temmuz ayinda da, giyaben aldigi mahkmiyetlerden temize ikmak iin, gizlice siniri geerek
Kafkasya'dan Trkiye'ye girdi. Arkadasi Laz Ismail'le Hopa'da yakalandiklarinda stlerinde sahte pasaportlar vardi.
Siniri izinsiz, stelik de sahte pasaportlarla gemek suuyla Savci'nin karsisina ikarildilar.
Iki arkadas yargilanmak zere Rize'ye gnderilmeden nce Hopa Cezaevi'nde iki ay beklediler. Gnessiz, havasiz,
karanlik bir kogusta, nerdeyse hepsi kyl olan tutuklularla birlikte yatip kalktilar. Iki arkadasin yargilanmak zere
Hopa'dan Rize'ye gnderilmeleri tutukluluklarinin sona ermesini sagladi. Pasaportsuz sinir geme suunun cezasi
gn hapisti. Fazlasiyla ierde kaldiklari iin serbest birakilmalari gerekiyordu.
Ama baska bir sutan cezalari bulunup bulunmadigini arastirmak iin yapilmasi gereken yazismalar uzun
sreceginden, mevcutlu olarak Ankara'ya gnderilmelerine karar verildi.
4 Ekim 1928'de kelepeli olarak Istanbul'a getirilisleri gazetelerde elestirilere yol ati. Istanbul'da ikarildiklari
mahkeme, btn sulamalarin birlestirilerek ele alinmasi iin, iki arkadasin Ankara'ya gnderilmelerini uygun grd.
Basin yapilan onur kirici uygulamayi aika elestirmeye baslamisti. Bir bagislama yasasi ikarilmis, siyasal
tutuklular saliverilmisken, onlarin byle bileklerinde kelepeyle oradan oraya dolastirilmalari kinaniyordu.
Ama yazilanlarin bir yarari olmadi. 14 Ekim 1928'de Nzim ile Laz Ismail, Ankara'ya gene bileklerinde kelepeleri,
arkalarinda jandarmalariyla gittiler. Hemen sorgulanip tutuklandilar.
nceki yargilanmalarindan gerekli bilgilerin, belgelerin toplanmasi biraz srd. Ancak 4 Kasim 1928'de baslayan
durusmalari 23 Aralik 1928'de sona erdi.
Ankara Agir Ceza Mahkemesi, Nzim Hikmet'in Istiklal Mahkemesi'nce verilip bagislama yasasiyla kaldirilan 15
yillik cezasina dayanak olan belgeleri ele alarak nerdeyse yeni bir yargilama yapti.
Sonuta tutuklanma tarihlerine gre, ikisinin de nceki sonraki, bagislanmis bagislanmamis btn cezalardan
kurtulduklari anlasildi. Bylece, serbest birakilmalarina, yzlerine karsi, oy birligiyle karar verildi.
Ankara'daki dostlari, basta Sevket Sreyya Aydemir olmak zere, sairligine inanan aydinlar, onun Halkevi'nde
alismasini, Halk siiriyle ilgilenmesini, Anadolu'yu dolasmasini istiyorlardi. Ama Nzim Hikmet bu gibi nerileri
benimsemeyerek Istanbul'da Zekeriya Sertel'in ikardigi "Resimli Ay" dergisinin yazi kadrosuna katildi.
Bir yandan siirlerini yayimliyor, bir yandan da edebiyatin yerlesmis degerlerine karsi sert ikislar yapiyordu. "Putlari
Yikiyoruz" basligi altinda 1929 ortalarinda baslattigi yazi dizisinde Abdlhak Hmit, Mehmet Emin gibi sairlere
ynelttigi saldirilar basinda byk yankilar uyandirdi.
Ayni yilin mayis ayinda yayimlanan 835 Satir adli kitabi ise byk bir ilgiyle karsilandi. Bunu gene o yil ikan
Jokond ile Si-Ya-U , ertesi yil ikan Varan 3; 1+1=1 adli kitaplari izledi.
Temmuz 1930'da "Salkimsgt" ile "Bahri Hazer" siirleri sairin kendi sesiyle Columbia firmasinca plaga alindi.
Yirmi gnde tkenen bu plagin kahveler, lokantalar gibi halka aik yerlerde alinmaya baslandigi grlnce, polisin
duruma el koyup bazi uyarilara girismesi sonucu firma plagin yeni basimlarini yapmaktan vazgeti.
1 Mayis 1931 gn bir sivil polisin getirdigi agriyla, ertesi gn Sorgu Yargiligi'nda sorgulanmasi yapildi. Iisleri
Bakanligi'nin emri dogrultusunda, ilk bes kitabindaki siirlerinde "bir zmrenin baska zmreler zerinde hakimiyetini
temin etmek gayesiyle halki sua tesvik ettigi" saviyla mahkemeye verildi.
6 Mayis 1931 arsamba gn saat 15'te, 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde, Trk Ceza Yasasi'nin 311 ile 312.
maddelerine dayanarak baslayan mahkemeye, Nzim Hikmet koyu renk bir giysi, izgili boyunbagi, elinde ftr
sapkayla gelmisti. Az sonra Avukati Irfan Emin Bey de (Ksemihaloglu) yaninda yerini aldi. Kk mahkeme odasi
niversite grencileri, gen sairler, sapkali bayanlarla tiklim tiklim doluydu.
Sorgulanmasinin bir yerinde Nzim Hikmet syle dedi :
"Iddianamede bes alti noktadan sulama var. Bunlarin basinda benim komnist oldugumu ilan etmekligim su
sayilmaktadir. Evet, ben komnistim, bu muhakkaktir. Komnist sairim ve daha esasli komnist olmaya alisiyorum.
Teskilat-i Esasiye Kanunu mucibince ben komnist sair olmakla crm islemis olmam. Komnistlik bir tarz-i
telakkidir. Diger iktisadi ve siyasi meslekler nasil crm degilse, komnist mefkresi de crm degildir. Benim bir
sinif halki digeri aleyhine tahrik ettigim iddiasi sz konusu degildir."
Bundan sonra yapitlarini tek tek ele alip yazilis amalarini aiklayan sair, bir yerde, kendisini Batinin emperyalist
lkelerinin mahkemeye vermesi gerektigini, bir yerde de, Trkiye'de ekonomik sikinti oldugunu rakamlarla
aiklayan Ticaret Odasi Dergisi'ne deginerek, halkin durumundan sz etmek su ise, ekonomi bilimini ortadan
kaldirmak gerektigini syledi.
Sorgulama bitince, Savci esas hakkinda grsn bildirerek,
"Mdafaasina nazaran su iin arastirilan kanuni unsur ve seraiti gremiyoruz, beraatini talep ederim," dedi.
Avukat Irfan Emin Bey ise coskulu, uzun bir savunma yapti. Trkiye'nin emperyalizme karsi verdigi savasa da
degindigi konusmasini,
"Iddia makaminin talebine katilarak beraatimizi talep ederiz," diye bitirdi.
Yargilar dosyayi incelemek iin on dakika ara vererek ieri ekildiler. Mahkeme salonunda aklanma karari
bekleniyordu. Ama yle olmadi, durusma 10 Mayis 1931 Pazar gn sabahina ertelendi.
Kimilerinde kusku uyandiran bu erteleme ilgiyi bsbtn artirmis, pazar sabahi gelen dinleyiciler salona sigmayip
koridora tasmislardi. Karar oybirligiyle aklanma olarak okununca, byk bir alkis koptu.
1932'de Nzim Hikmet'in Benerci Kendini Niin ldrd adli siir kitabi basildigi gibi, 1931-32 sezonunda Kafatasi,
1932-33 sezonunda Bir l Evi adli oyunlari da Darlbedayi'de (sonradan Istanbul Sehir Tiyatrosu) sahneye kondu.
Benerci Kendini Niin ldrd?'de Shulet Ktpanesi'nce yakinda yayimlanacagi duyurulan Gece Gelen Telgraf
nedense 1933 yili basinda Muallim Ahmet Halit Ktphanesi'nce yayimlandi. Kitabin kapagi ile nc sayfasinda
1932 tarihi vardi, ama sondaki bes siirin altina 1933 tarihi konmustu. Anlasilan bu kitap basima hazirlanirken
birtakim tedirginlikler yasanmisti.
Gece Gelen Telgraf yayimlandiktan bir sre sonra iki dava aildi. Birini 5 Mart 1933'te kitabi toplatan Istanbul
Cumhuriyet Savciligi, "halki rejim aleyhine kiskirtmak"tan, sirasiyla yazar Nzim Hikmet'e, yayimci Ahmet Halit'e,
basimevi sahibi Ali Beye karsi; brn ise, 9 Mayis 1933'te, yapitta yer alan "Hiciv Vadisinde Bir Tecrbei
Kalemiye" adli yergide "kendisine ve pederine hakaret ettigi" gerekesiyle Sreyya Pasa, Nzim Hikmet'e karsi
amislardi.
Oysa sair Gece Gelen Telgraf toplandiktan iki hafta kadar sonra, 22 Mart 1933'te, gizli rgt kurmak, kentte,
Istanbul, Bursa, Adana'da, duvarlara devrim bildirileri yapistirarak, kitapiklar dagitarak komnizm propagandasi
yapmaktan tutuklanmis, bir sre Istanbul'da sorgulanmis, bu arada br davalarinin durusmalarinda bulunmus, ama
arkasindan, yargilanmak zere, 1 Haziran 1933'te, Bursa'ya gnderilmisti.
Idam talebiyle baslayan dava 31 Ocak 1934'te 5 yil hapis karariyla son buldu. Temyiz bu karari bozduysa da Bursa
Mahkemesi 4 yila indirerek hapis kararinda direndi.
Cumhuriyet'in onuncu yilinda ikarilmis olan bagislama yasasiyla bu cezanin 3 yili indirilince geriye bir yil
kaliyordu. Oysa Nzim Hikmet bir buuk yildir tutukluydu. Bylece 6 ay alacakli olarak cezaevinden ikip Istanbul'a
geldi.
1930'da tanisip 1931'de evlenmeye karar verdigi halde kovusturmalar, tutuklamalar yznden buna olanak
bulamadigi Piraye Altinoglu ile 31 Ocak 1935'te evlendi.
Nzim daha nce de Sovyetler Birligi'nde iki kez evlenmisti : Birincisi orada grevli bir Trk ailesinin kizi olan
Nzhet Hanim ile kisa bir evlilikti, ikincisi ise bir Rus kizi olan Dr. Lena ile memleket hasreti yznden sona eren
bir evlilik...
Piraye Altinoglu'nun ise ilk kocasindan iki ocugu vardi. Bu evlilikle Nzim Hikmet drt kisilik bir ailenin
sorumlulugunu yklenmis oluyordu.
Geimini saglamak iin "Aksam" gazetesinde Orhan Selim takma adiyla fikralar yazmaya basladi. Gene takma
adlarla gazetelerde tefrika edilmek zere romanlar yazdi.
Bir yandan da Ipek Film Stdyosu'nda senaryo yazarligi, dublaj ynetmenligi, film ynetmenligi gibi esitli isler
yapmaktaydi.
1935'te Taranta Babu'ya Mektuplar adli siir kitabini yayimladi, Unutulan Adam adli oyunu Darlbedayi'de sahneye
kondu.
1936'da Simavne Kadisi Oglu Seyh Bedreddin Destani adli siir kitabi ile Alman Fasizmi ve Irkiligi adli eviri
derlemesi yayimlandi.
II. Dnya Savasi ncesinde sagci ve solcu yazarlar arasindaki gerginlik son haddine varmisti. Basin organlarinda
karsilikli sulamalar birbirini izliyordu. 1936 sonunda bildiri dagitmak sulamasiyla on iki kisiyle birlikte gene
tutuklanan Nzim Hikmet, 1937 nisaninda durusmalarin tutuksuz yapilmasina karar verilmesi zerine serbest
birakildi. Bu davadan beraat etmesinden kisa bir sre sonra ise, Ipek Sinemasi'nda resmi giysili bir Harp Okulu
grencisinin kendisiyle konusmaya alismasi zerine, bir provokasyonla karsi karsiya olduguna kesinlikle inanan
sair, Emniyet Birinci Sube'ye telefon ederek : "Yapmayin, ben burda ocuklarimin ekmek parasi iin didinip
duruyorum, siz hl benim pesimdesiniz!" gibi szler etti.
Ayni grenci bir sre sonra evine geldi. Birtakim sorular soran bu genci sair ayakst verdigi CHP politikasina
uygun yanitlarla basindan savdi.
17 Ocak 1938 gecesi akrabasi olan Celleddin Ezine'nin evinde otururlarken gelen polislerce tutuklanip kisa bir sre
Istanbul Tevkifhanesi'nde bekletildikten sonra, Nzim Hikmet Ankara'ya Harp Okulu Komutanligi Askeri
Mahkemesi'ne gnderildi. Kesinlikle beraat edecegini umdugu bu dava, 29 Mart 1938'de "askeri kisileri stlerine
karsi isyana tesvik" suuyla 15 yil agir hapse mahkm edilmesiyle sonulandi. 28 Mayis 1938'de temyiz bu cezayi
onayladiktan sonra, Ankara Cezaevi'nden alinarak Istanbul'da Sultanahmet Cezaevi'ne getirildi, kisa bir sre sonra
da, haziran ayi sonlarina dogru, Donanma Komutanligi'ndan gelen grevliler onu alip kelepeli olarak Kpr
Kadiky iskelesinden bir motorla Adalar aiginda bekleyen Erkin gemisine gtrdler. nce bir ayakyoluna, sonra
sintine ambarina kapatildi.
Bu kez de Donanma Komutanligi Askeri Mahkemesi'nde yargilanacakti. 10 Agustos 1938 gn baslayan davada, on
dokuz gn sonra, 29 Agustos 1938'de, "askeri isyana tesvik"ten, 20 yil agir hapse mahkm oldu. Iki cezasi
birlestirilince 35 yil tutuyordu. Mahkeme bunu esitli gerekelerle 28 yil 4 aya indirerek karara bagladi.
29 Aralik 1938'de, Askeri Yargitay'dan gelen onay, son umutlari da bosa ikardi.
1 Eyll 1938'de Istanbul Tevkifhanesi'ne, 1940 subatinda ankiri Cezaevi'ne, ayni yil aralik ayinda da Bursa
Cezaevi'ne gnderildi.
Bu cezaevlerinde toplam 12 yil kalan Nzim Hikmet yayimlama olanagi bulunmadigi halde srekli olarak siir yazdi.
Cezaevlerinde tanistigi, Trk halkinin g kosullar altinda yasayan, yoksul, acili kisileriyle dostluklar kurdu. Drt
Hapisaneden; Kuvyi Milliye; Piraye Iin Yazilmis Saat 21-22 Siirleri; Piraye'ye Rubailer; Memleketimden Insan
Manzaralari; Ferhad ile Sirin; Yusuf ile Menofis gibi yapitlarini bu insanlara okuyup elestirilerini aldi.
Ikinci Dnya Savasi sona erince, 1946 baslarinda, siyasal havanin grece yumusadigi dsncesiyle, susuz oldugunu
belirterek, yapilan "adli hata"nin dzeltilmesi iin, daha nce de birka kez yaptigi gibi, Byk Millet Meclisi'ne bir
dileke ile basvurduysa da bundan bir sonu elde edemedi.
1949 ortalarina dogru Ahmet Emin Yalman'in "Vatan" gazetesinde yazdigi bir dizi yazi ve gazetenin avukati
Mehmet Ali Sebk'e yaptirdigi on yazidan olusan bir inceleme sonucunda, kamuoyunda Nzim Hikmet'in bir "adli
hata" yznden cezaevinde oldugu grs agirlik kazandi. Ankara'da avukatlar, Istanbul'da aydinlar topluca
imzaladiklari dilekelerle cumhurbaskanina basvurdular. Yurt disinda da sanatilarin, hukukularin nclg ile
benzer girisimler yapildi. Bu arada Birlesmis Milletler rgt'nn danisma organlarindan olan Uluslararasi
Hukukular Dernegi 9 Subat 1950'de Nzim Hikmet'in serbest birakilmasi dilegiyle Byk Millet Meclisi baskanina,
milli savunma ve adalet bakanlarina birer mektup gnderdi.
Btn bu girisimlerden bir sonu alinamadigini gren Nzim Hikmet 8 Nisan 1950'de alik grevine basladi.
Kalbinden, karacigerinden rahatsiz oldugu bilindiginden, Ankara'dan gelen emirle, hemen ertesi gn Istanbul'a
getirilerek nce Sultanahmet Cezaevi revirine, sonra da Cerrahpasa Hastanesi'ne yatirildi.
Onun alik grevi karari almasini nleyemeyince, dogru Ankara'ya gitmis olan avukati Mehmet Ali Sebk, ilgililerle
yaptigi ilk grsmelerden sonra Nzim Hikmet'e bir telgraf ekerek, serbest birakilmasi iin areler arandigini, iki
kez Basbakan Yardimcisi Nihat Erim'le, iki kez Adalet Bakani Fuat Sirmen'le, kez Cezaevleri Genel Mdr
Sakip Gran'la konuyu ayrintilariyla konustuklarini, ertesi gn de Cumhurbaskani Ismet Inn'nn kendisini kabul
edecegini, bu durumda alik grevini simdilik ertelemesi gerektigini bildiriyordu.
Nzim Hikmet bunun zerine avukatinin istegine uyarak 10 Nisan 1950 sabahi alik grevini erteledi.
"Vatan"daki yazilariyla ortada bir "adli hata" oldugunu aika kanitlamis bulunan Mehmet Ali Sebk, btn
ilgililerle oldugu gibi, Cumhurbaskani Ismet Inn ile de ok olumlu geen bir konusma yapti.
Artik her sey isin ne yolla zlecegini beklemeye kalmis gibi grnyordu.
Nzim alik grevini erteleyince Cerrahpasa Hastanesi'nde muayeneden geirilip saglikli oldugu saptanarak nce
esyalarini almak zere Sultanahmet Cezaevi'ne, oradan da skdar Pasakapisi Cezaevi'ne gtrld.
Ne var ki Cerrahpasa Hastanesi'nin verdigi rapor yeterince aik degildi. Sairin saglik durumu aisindan serbest
birakilmasina karar verilemiyordu.
On gn kadar bekledikten sonra, Mehmet Ali Sebk, 22 Nisan 1950'de, Adalet Bakanligi'na bir dileke vererek
Nzim Hikmet'in serbest birakilip birakilmayacagini sormak geregini duydu. Ne bekleniyordu?
Istanbul Cumhuriyet Savciligi Cezaevi doktorunun, Bursa Hastanesi doktorlarinin, Cerrahpasa Hastanesi
doktorlarinin verdikleri raporlari tutarli grmeyerek Adli Tip Meclisi'ne gndermisti. Adli Tip Meclisi'nden gelen
yanit syleydi :
" ay mddetle bir hastanede tedavisine devam edilmesi ve bu mddetin sonunda alinacak neticeye gre muamele
ifasi lzumlu grlmstr."
Ama bu rapora bile uyulmuyordu. Gnler skdar Pasakapisi Cezaevi'nde beklemekle geiyordu. Hibir sey
yapildigi yoktu.
2 Mayis 1950 sabahi Nzim Hikmet yeniden alik grevine basladi. Vasisi Avukat Irfan Emin Ksemihaloglu hem
ilgililere durumu bildiren bir dileke yazdi, hem de Ankara'ya giderek Adalet Bakani'yla grst.
Sair bu kez lnceye ya da serbest kalincaya kadar grevi srdrmeye kararliydi. Gnde drt bes bardak su ile bol bol
sigara iiyor, ama hibir sey yemiyordu. Ilk sabah cezaevi bahesinde beden hareketleri yapmis, gn boyunca
gazete, kitap okumustu. Drdnc gnden sonra ise iyice bitkinlestigi, yataktan ikmak, konusmak bile istemedigi
grld.
9 Mayis 1950 gn cezaevinden ambulansla Adli Tip Mdrlg'ne gtrld. saat sren bir muayene sonucu
doktorlar tam tesekkll bir hastanede gzetim altinda kalmasi gerektigine karar verdiler. Cerrahpasa Hastanesi'nde
tek kisilik bir odaya yatirilmak istendi. Ama Nzim Hikmet'in, "Ben kobay degilim, hakkimin verilmesi iin alik
grevi yapiyorum. Greve cezaevinde devam edecegim," diye diretmesi zerine, hastane yetkilileri bu istegi bir
tutanakla saptayip imzasini aldilar. Gene skdar Pasakapisi Cezaevi'ne gtrld.
Bu arada, yurt iinde, yurt disinda, gsteriler, toplantilar birbirini izliyor, bildiriler dagitiliyor, olaylar yasaniyor,
imzalar toplaniyor, "Nzim Hikmet" adinda iki sayfalik bir gazete ikariliyor, ilgililere srekli mektuplar yaziliyordu.
Nzim Hikmet alik grevinin on ikinci gnnde sekiz kilo kaybetmis, ok kt duruma dsmst. Hemen
Cerrahpasa Hastanesi Cerrahi Klinigi'ne kaldirilarak kendisine serum takildi. Daha sonra da Verem Pavyonu'ndaki
tek kisilik bir odaya yatirildi.
On altinci gne gelindiginde, artik yasaminin "tibbi mdahalelerle" uzatilmakta oldugu syleniyordu. Bu durum
basvurularin ynn birdenbire degistiriverdi.
Bu kez dostlarindan, sevenlerinden Nzim Hikmet'e telgraflar, mektuplar yagmaya basladi.
Alik grevini srdryordu, ama Byk Millet Meclisi beklenen genel bagislama yasasini grsmeden tatile girmisti.
14 Mayis 1950'de ise yeniden seim yapilacakti.
Seimlerin sonucu alinip yeni hkmet kurulana kadar greve ara vermeliydi.
Yzlerce telgrafin, mektubun yani sira, topluca imzalanmis dilekeler de geliyordu.
Nzim Hikmet 19 Mayis 1950 Cuma gn saat 17:03'te, kendisine gelen mektuplari coskuyla okuyan vasisi Avukat
Irfan Emin Ksemihaloglu'na, alik grevine son verdigini bildirdi.
ok hirpalanmisti. Hastanede doktorlarin yakin denetimi altinda bile sagliginin dzelmesi olduka uzun srd.
Serbest birakildigi tarihe kadar, iki aya yakin bir sre Cerrahpasa Hastanesi'nde kaldi.
14 Nisan 1950 seimlerini kazanan Demokrat Parti'nin ikardigi bagislama yasasi, Byk Millet Meclisi'nde
tartisilirken, Nzim Hikmet'in bagislanmamasi iin, ok tatsiz, ok zc konusmalar yapildi.
Sonuta gergin bir ortamda ikarilan yasa onu dogrudan bagislamiyor, yalnizca cezasinin te ikisi indirilenler
kapsamina aliyordu. 12 yil 7 ay yatmisti. 28 yil 4 aylik cezasinin geri kalani bagislaniyordu.
15 Temmuz 1950'de, Cerrahpasa Hastanesi'nde, artik serbest oldugu kendisine avukatlarinca bildirildi.
Nzim Hikmet cezaevindeki son iki yilina girerken grsmeci gelen dayi kizi Mnevver Berk'e sik olmustu.
Cezaevinden ikinca karisi Piraye'den ayrildi.
Kadiky'de, nce annesinin Cevizlik'teki evinde, sonra bir apartman katinda Mnevver Hanimla yasamaya basladi.
Gene Ipek Film Stdyosu'nda alisiyordu.
26 Mart 1951'de, bir ogullari oldu. Adini Mehmet koydular.
Geri cezaevinden ikmisti, ama polise srekli izleniyordu. Evinin nnde hep bir cip bekliyor, nereye gitse polisler
de arkasindan geliyorlardi. Kitaplarini yayimlatma, oyunlarini oynatma olanagini bulamayacagi anlasiliyordu.
Kuvyi Milliye'nin yayin hakkini alan bir yayinevi ikmissa da, kitap bir trl yayimlanmiyordu.
Bu sirada Kadiky Askerlik Subesi'ne agrildi. Askerligini yapmamis oldugu, hemen sevkedilmesi gerektigi
bildirildi. Bahriye Mektebi'ni bitirdigini, gverte subayligi yaptigini, hastalanarak rge ikarildigini sylemesi
zerine elinden bir dileke alinarak serbest birakildi.
Birka ay sonra tekrar subeye agrilarak kendisine Sivas'in Zr ilesine gitmeye hazirlanmasi sylendi. Istegi
zerine Haydarpasa Hastanesi Saglik Kurulu'na gnderildi. Kurula on ay nce Cerrahpasa Hastanesi'nden aldigi,
kalbinden, cigerlerinden rahatsiz oldugunu gsteren raporlari sunduysa da askerligini engelleyecek bir durumu
olmadigi kararina varildi.
Bu arada bir doktor kulagina bu isin sonunu iyi grmedigini fisildadi. Subeden hazirliklarini yapmak iin bir haftalik
izin aldi.
17 Haziran 1951 sabahi, askerlik isini dzeltmek amaciyla Ankara'ya gidecegini syleyerek evden ayrilan Nzim
Hikmet'in 20 Haziran 1951'de Romanya'ya vardigi Bkres Radyosu'ndan grenildi.
Sonradan yazilanlara gre, akrabasi olan Refik Erduran'in kullandigi bir srat motoruyla Istanbul Bogazi'ndan
Karadeniz'e ailmis, Bulgaristan sahillerine ikmayi amalarken, yolda rastladigi bir Rumen silebiyle Romanya'ya
gitmisti.
Oradan Moskova'ya gemesi zerine, Nzim Hikmet, 25 Temmuz 1951'de, Bakanlar Kurulu karariyla Trk
vatandasligindan ikarildi.
Mnevver Hanim ile oglu Mehmet ise polise yakindan izlenmeye devam edildiler. Yurt disina ikmalarina ise
kesinlikle izin verilmedi.
Disarda birok uluslararasi kongreye katilan, esitli lkelere yolculuklar yapan Nzim Hikmet byk bir n kazandi.
Yapitlari esitli dillere evrildi. Pek ok kitabi yayimlandi.
Ama gittigi lkenin artik genligindeki o coskulu, gelecege umutla bakan Sovyetler Birligi olmadigini kisa srede
anlamisti. Dergilerde Mayakovski'den sz edilmiyor, Meyerhold'un, Tairov'un adlari bile anilmiyor, eski
dostlarindan kimi sorsa, "Bilmem, nicedir grmedik," yanitini aliyordu.
Siirlerinin evirilerinde anlami degistiren yanlislar bulunmasi canini sikmaktaydi.
Nzim Hikmet'in zellikle sanat yapitlarinda Stalin'e dnk ii bos, anlamsiz yceltme szlerinin yinelenip
durmasini yadirgadigini sylemesi uyarilmasina neden olmustu. Ayrica byle bir pot kirmamasi iin, onun Stalin
yerine Malenkov'la grstrldg sylenir.
Moskova'ya 1951 temmuzunda ulasan Nzim Hikmet, agustosta, Fadeyev'le birlikte, Berlin'de Dnya Genlik
Festivali'ne katildi.
Eyll'de Bulgaristan'a gitti. Orada Fahri Erdin'le, cezaevi arkadasi Betoven Hasan'la karsilasti. Trklerin kylerini
dolasti, sorunlarini dinledi, bol bol Trke konustu.
1-6 Aralik 1951'de, gene Fadeyev'le Viyana'da yapilan Dnya Baris Kongresi'ne gittiler. Orada Aragon'la, Frdric
Joliot-Curie'yle tanisti, ldgn sandigi, KUTV'dan arkadasi inli devrimci Emi Siao (SI-YA-U) ile karsilasti.
Arkasindan Prag'a giderek Uluslararasi Baris dl aldi.
Sovyetler Birligi'nin destekledigi Dnya Baris Konseyi'nin etkinliklerinde nemli bir rol oynamaya baslamisti.
25 Haziran 1952'de Asyali yelerin toplantisina katilmak zere Pekin'de; 1-5 Temmuz 1952'de Kore Savasi'na karsi
bir toplantiya katilmak zere Berlin'deydi. Amerikan emperyalizminin kiskirttigi bu savasa Trk hkmetinin asker
gndermesini kiniyor, Kore'de halkimizin Amerikalilar iin kan dkmesine neden olanlara karsi konusmalar
yapiyordu.
5 Ekim 1952'de bir baris toplantisi iin gene Viyana'ya gitti. Bu toplantinin ailis konusmasini yapti.
12-19 Aralik 1952 tarihleri arasinda ise bir kez daha Viyana'da bir araya gelindi. Bu ok byk toplantida seksen
lkeden 1700 delege vardi. Burada ailis konusmasini yapan Frdric Joliot-Curie'den, Aragon'dan baska, Jean-Paul
Sartre, Pablo Neruda, Diego Rivera, Arnold Zweig da vardi.
1952 yili sonunda Nzim Hikmet artik Dnya Baris Konseyi'nin ynetici kadrosundaydi. ok esitli kentlerde
toplantilara katiliyor, bu arada Varsova'ya da gidiyordu. Polonyalilarla arasi son derece iyiydi. Elinde belirli bir
lkenin vatandasi olarak srekli bir pasaportu bulunmadigini gren, ayrica byk dedesi yoluyla Polonyali Borzenski
ailesinden geldigini grenen dostlari, ona bir Polonya pasaportu ikardilar. Bylece Nzim Hikmet byk dedesinin
soyadiyla Polonya vatandasligina kabul edilmis oldu : Nzim Hikmet Borzenski.
Dnya Baris Konseyi'nin eylemleri araliksiz sryor, gittike daha byk kalabaliklarin ilgisini ekiyordu.
22-29 Haziran 1955'te Helsinki'de yapilan Dnya Baris Toplantisi'na doksan lkeden 2000 delege geldi. Nzim
Hikmet bu toplantida Trk delegesi olarak sz aldi. Toplanti sonunda bir kez daha Dnya Baris Konseyi'nin ynetici
kadrosuna seildi.
6 Agustos 1955'te Japonya'nin Hirosima kentinde grencilerle ev kadinlarinin dzenledigi Dnya Baris Konferansi
ise soguk savas erevesinde komnist propagandasi filan diye kmsenecek gibi degildi. Hirosima'ya atom
bombasinin atilisinin onuncu yildnmyd. Nkleer arastirmalara karsi btn dnyadan 33 milyon imza
toplanmisti. Nzim Hikmet bu toplantida bir baris delegesi konumunun tesinde, dnyanin en byk sairlerinden biri
olarak alkislandi.
1956'da, sekiz ay kadar, "zgrlk komnizmin rnegi" olarak grdg Polonya'da kaldi, br toplumsalci
lkelere oradan gidip geldi. Dnya Baris Konseyi'nin ynetici kadrosunda olmasi srekli yolculuklara ikmasini
gerektiriyordu.
Sovyetler Birligi'nin soguk savas adina agirlik verdigi baris propagandasi (ki karsitlari buna baris saldirisi diyorlardi)
tartisilamayacak bir dogruya dayandigi iin, Nzim Hikmet'in byk bir itenlikle katildigi bir etkinlik olmustu.
Byle bir propagandaya siyasal kaygilarla girisilmese de, onun bir sair olarak siirlerinde ayni propagandayi yapacagi,
barisi savunacagi kusku duyulamayacak bir gerekti. Katildigi toplantilarda, yaptigi konusmalarda kendi
dsncelerini syledi. Bir propagandaci degil, itenlikle duygularini ortaya vuran bir sair olarak grld.
Bu yillarda yazdigi savas karsiti, nkleer silahlar karsiti siirleri bestelenerek, Paul Robeson gibi Pete Seeger gibi
dnyaca nl sarkicilarca sylendi.
Nzim Hikmet Sovyetler Birligi'nde komnizmin geirdigi gelismelerden, proletarya adina baslatilan diktatrlgn
bir kisi diktatrlgne dnsmesinden ok tedirgin olmustu. Dsncelerini aik aik sylemekten ekiniyor, susuyor,
zor durumda kalirsa basina bir sey gelmemesi iin inanmadigi szler ediyor, ama yeri geldike gvendigi
arkadaslarina bu tedirginligini yumusak bir dille aktariyordu.
rnekse, 1951 yilinda, Ilya Ehrenburg'a syle demisti :
"Stalin Yoldas'a byk bir saygim var, ama onu gnese benzeten siirler okumaya dayanamiyorum, bu yalniz kt siir
degil, kt duyarlik."
Aslinda bir konuk olarak bulundugu Sovyetler Birligi'nde Stalin'den korkmamasi olanaksizdi. Ayrica evresindeki
kati komnistlerin tepkilerinden de ekiniyordu. zgrlk davranislari, birtakim uygulamalari elestirisi zaten gze
batmakta, arada bir yakinlarinca uyarilmaktaydi. Bir iki kez de sorumlu kisilerce uyarilmisti. Kulagina, disiplinsiz
davranislarini srdrrse, yemeklerine katilan ilalarla yavas yavas zehirlenebilecegi, ya da bir kazaya kurban
gidebilecegi gibi dedikodular da geliyordu.
5 Mart 1953'te Stalin lnce Yazarlar Birligi nde gelen sairlerden bu aci olayi yansitan siirler yazmalarini istedi.
Nzim Hikmet de bir siir yazdi, ama Stalin'i her seyin stne ikarip tek basina putlastirmayan, Marx, Engels,
Lenin'le birlikte, devrimin iindeki yerine koyarak anan bu siir, sonuta halkin birliginin nemini vurguluyordu.
1956 martindaki Yirminci Kongre'de, Krusev'in inanilmaz aiklamalariyla Stalin'in cinayetleri ortaya dkldgnde
ise, Nzim Hikmet, bunu Lenin'in geri dns olarak degerlendiren "Yirminci Kongre" adli siirini yazdi.
1956 eyllnde agir bir zatrree geirdi. 3 Kasim 1956'dan 27 Temmuz 1957'ye kadar, ekoslovakya'daki Yasenik
Sanatoryumu'nda dinlendi.
1957'den sonra, Yazarlar Birligi adina Sovyetler Birligi'nin dogudaki lkelerine yolculuklar yapmaya basladi.
Stalin'in byk kiyim uyguladigi bu blgede Trke konusan halklar vardi. Buralarda gerek dostlar kazanan Nzim
Hikmet, Azerbaycan, Trkmenistan, zbekistan, Kazakistan'da grdklerinden, dinlediklerinden ok rahatsiz oldu.
Stalin dneminin agir bir elestirisi olan Ivan Ivanovi Var miydi Yok muydu? adli oyunu, 11 Mayis 1957 gn
Moskova Yergi Tiyatrosu'nda sahneye kondu. Bir tek gece oynandiktan sonra yasaklandi. Bu olay Nzim Hikmet'i
ok zd. Bayagi bunalima girdi. Intihar etmeyi bile dsnd. Moskova'da Stalin dneminin baskisi hl duyuluyor,
kati komnistler, zgrlk komnistlerin nn kesmek istiyorlardi.
Ama bu oyun daha sonra baska tiyatrolarda, Riga'da, ekoslovakya'da, Bulgaristan'da vb sahnelendi.
Nzim Hikmet 1958 mayisini Dino'larla birlikte, Mnevver Anda'in gen kizlik yillarinin kenti Paris'te, ona
gnderme yapan siirler yazarak geirdi. Cezaevindeyken yazdigi siirlerde onu andigi gibi "Glm" diyordu, "Paris'te
kimi grdn?" sorusunu, "Gen kizligini Mimi'nin," diye yanitliyordu. Oysa 1955 yili sonlarindan beri yeni bir sevda
Iirtinasi yasamaktaydi. Vera Tulyakova adinda gen bir kadina sik olmus, onu Moskova'da birakarak gelmisti.
"Sensiz Paris" derken kimin zlemini ektigini anlamak kolay degildi.
Nzim Hikmet 1958 haziraninda ise Leipzig'e giderek Bizim Radyo'da alisan Sabiha Sertel, Zekeriya Sertel, Yildiz
Sertel'le bulustu. Trkiye'den tanidigi insanlarla bir araya gelmek ondaki dinmek bilmez memleket zleminin acisini
biraz olsun hafifletiyordu.
Mnevver ile Mehmet'i Istanbul'da birakip gurbete ikali yedi yil olmustu. Oglu fotograflarda byyordu. lkesinin
insanlariyla bulusmak onlarla bulusmak gibiydi.
Ama Trkiye'den ayrildigi 1951 haziranindan beri karisina duydugu ardi arkasi kesilmez zlem, Nzim Hikmet'in
baska kadinlarla iliski kurmasina engel olmamisti.
1952'de ggsndeki agrilar yznden yatirildigi Barvikha Sanatoryumu'nda ay kadar kalmis, burada kendisine
sik olan Galina Grigoryevna Kolesnikova adinda ok gen bir doktor kiza yakinlik duymustu. Hastaneden ikinca
birlikte yasamaya karar vermelerini Yazarlar Birligi'nin de uygun grmesiyle, Dr. Galina sairin zel doktoru olarak
grevlendirilmisti.
Bu zel doktor gece gndz Nzim Hikmet'le ilgileniyor, evini ekip eviriyor, ilalarini veriyor, yemeklerini
dzenliyor, dinlenmesini ayarliyor, yolculuklara birlikte gidiyordu. Sair yillarca sren bu yakin ilginin birka kez
kendisini lmden dndrdgn sylerdi.
Dr. Galina onun evli oldugunu, karisini sevdigini biliyordu. Mnevver Anda'in ikip gelmesine hazirlikliydi. Bir
gn bu is olursa sairi karisina birakip ksesine ekilecekti. Ama bambaska bir olay yasandi.
1955 yili sonlarina dogru, Soyuz Multifilm Enstits'nden Arnavut giysileri konusunda bilgi almak zere Nzim
Hikmet'i grmeye gelen Valentina Brumberg'in yaninda, Vera Tulyakova adinda gen bir kadin yardimci vardi.
Bursa'da 1948 yili sonunda yasanan olay bir irpida tekrarlaniverdi. Sair gene yasaminda "ilk defa" sik oluyordu.
Ama bu kez gnl verdigi gen kadinin evli oldugunu, bir de kizi bulundugunu bir yil sonra grenecekti.
Elinde ikolatalar, ieklerle, Arnavut giysileri konusunda daha fazla bilgi vermek iin, Soyuz Multifilm Enstits'ne
sik sik gitmeye basladi.
Sevdalandigi gen kadinin savasta lms olan babasindan alti yas daha bykt.
evrelerindekilerin baslangita bir sakalasma gibi baktiklari iliski gittike ciddilesiyordu.
Ne var ki 1956 eyllnde geirdigi agir zatrree Nzim Hikmet'i uzun sre Moskova'dan uzak kalmak zorunda
birakti.
3 Kasim 1956'dan 27 Temmuz 1957'ye kadar, dokuz ay, ekoslovakya'daki Yasenik Sanatoryumu'nda sagligina
kavusmayi beklerken gene de akli hep Moskova'daydi.
Vera Tulyakova ayrildiklari gn ona bu isi daha ileri gtrmek istemedigini, dnste iliskilerini sona erdirmeleri
gerektigini sylemisti, ama tam tersi oldu.
27 Temmuz 1957'de Moskova'da bulusur bulusmaz hemen bir ortak is yaratip Sevdali Bulut'un senaryosu stnde
birlikte alismaya basladilar. Senaryo kabul edilince arkasindan filmin ekimi sirasindaki beraberlik geldi.
Ama Nzim Hikmet yolculuklari yznden ikide bir Moskova'dan ayrilmak zorunda kaliyordu. 1957 yili sonunda bir
ay Bak'deydi, 1958 ocagindan nisanina kadar Varsova'da, Mayista Paris'te, haziranda Leipzig'deydi
Agustos sonunda Moskova'ya dnnce Vera Tulyakova'ya birlikte bir oyun yazmayi nerdi. Yazilmasi 1959
boyunca sren oyun 1960 basinda Yermalova Tiyatrosu'nda sahnelenirken, ikisi de artik yasamlarini birlestirmeye
karar vermislerdi.
Nikhli olmadiklari iin, Nzim Hikmet'in, Mnevver Anda'tan bosanmasi herhangi bir islem gerektirmiyordu.
Sekiz yildir birlikte oldugu Dr. Galina'ya ise Peredelkino'daki daasini, 1957 model Volga limusin otomobilini,
esyalarini, televizyon, radyo, teyp, nesi varsa, kitaplarini, tablolarini, her seysini, noterde kgit imzalayarak devretti.
Kendisine yalnizca Moskova'daki apartman dairesini birakmisti.
Bunun zerine Vera Tulyakova'yla birlikte Bak'ye gidip Kafkaslar'in kuzeyindeki bir tatil merkezi olan
Kislovodsk'ta ay bas basa kaldilar. Nzim Hikmet ok mutluydu, ama her an da bu mutlulugu yitireceginin
korkusuyla tedirgindi. Gittike daha fazla kiskanmaya basladigi gen kadinla evlenmek, onu kendisine baglamak
istiyordu.
Yoksa geirdigi kiskanlik bunalimlari hi sona ermeyecekti.
Moskova'ya dnslerinden bir sre sonra Vera Tulyakova kocasindan ayrildi, ama kizini babasina birakmak zorunda
kaldi.
18 Kasim 1960'ta Nzim'la gen kadin nikhlandilar.
Mnevver Anda ile Mehmet konusunda ne dsnecegini Nzim Hikmet de pek bilemiyor, rnekse 17 Temmuz
1959'da, Vera Tulyakova'yla diz dize alisirlarken, "Iki Sevda" adli siirine, "Bir gnlde iki sevda olamaz / yalan /
olabilir" diye basliyordu.
1961 nisaninda sair Paris'e ikinci kez gittiginde yaninda karisi Vera da vardi. Bu yolculuk bir balayi niteligindeydi.
Paris'te kirk gn kaldilar.
Mayista Nzim Hikmet oradan yalniz olarak Dnya Baris Komitesi adina Fidel Castro'ya Baris dl vermek zere
Kba'ya gitti.
Paris'ten ayrilmadan nce, Italya'nin Baris Konseyi delegelerinden Joyce Salvadori Lussu ile karsilasmisti. 1958
haziraninda Stockholm'de yapilan Baris Konferansi'nda tanistigi Lussu, onun ask siirlerine hayran olmustu, ama,
Piraye ile Vera'yi bilmiyor, btn bu siirleri Trkiye'den disari birakilmayan karisi iin yazdigini saniyordu.
1960 haziraninda Istanbul'a gidince Mnevver Anda'la tanismak olanagini buldu. Evine konuk oldugu, iki
ocuguyla tek basina verdigi yasam savasimini ayrintilariyla grendigi, pek begendigi bu kadini ocuklariyla birlikte
Trkiye'den kairmayi aklina koydu.
Italyan Komnist Partisi'nden olumlu yanit alamayinca baska areler aradi. Kendince birtakim planlar yapti. O
gnlerde eyleme gemeyi dsnyordu.
Paris'te Nzim Hikmet'le karsilastiginda syledi ona karisiyla ocugunu Trkiye'den kairacagini. Nzim sevindi,
ama pek inanmadi.
1961 temmuzunda zengin bir isadami olan Carlo Guilluni, yatiyla turistik bir yolculuga ikmis havasinda, Ege'deki
Trk limanlarini dolasip bol bol para harcayarak sonunda Ayvalik'a demir atti. Bu arada Joyce Lussu Izmir'de yattan
ayrilip uakla Istanbul'a gitmis, karsi kaldirimdaki cipte bekleyen polisleri atlatarak Mnevver Anda ile iki
ocugunu Ayvalik'a getirmeyi basarmisti. Onlar gelir gelmez yat hemen demir alip Yunanistan'in Midilli adasina
yneldi. Karanlikta olduka tehlikeli bir deniz kazasi geirdilerse de, Yunanli balikilarca kurtarilarak sonunda
Atina'ya ulastilar.
Agustos basinda Mnevver Anda, Renan, Mehmet Polonya'daydilar.
Nzim Hikmet Kba'dan yeni dnmst.
Varsova'daki bulusmalari pek iten olmadi. Nzim onlari havaalaninda karsilamadi, ertesi gn kaldiklari otelin
lokantasina geldi. Mnevver ikinci bir kadinin varligini biliyordu, Nzim evlendigini ona yazmisti, ama kocasi
olarak grdg kisinin baska bir kadinla evlendigini yeni grenmis gibi davranmayi iine dstg durum aisindan
daha uygun buldu. Son zamanlardaki mektuplasmalarinda birtakim tatsizliklar yasamislardi.
Mnevver kocasinin Moskova'da yillardir bir kadin doktorla birlikte oturdugunu da biliyordu.
Nzim ise Istanbul'dan gnderilen bir mektupla karisinin kendisini aldattigi yolunda uyarilmisti. Buna inanmak
duydugu vicdan azabini biraz olsun azaltiyordu. Tipki Piraye'den ayrilmaya kalktigi gnlerde yaptigi gibi, hem
yasamina, hem de siirlerine karsi agir bir sululuk duygusu iinde, sarilacak bir dal aramasi ok dogaldi.
Yeni karisi Vera da bunca olaydan sonra ok tedirgindi. Bu noktaya geldikten sonra Nzim'i kaybetmek istemiyordu.
ok g durumdaki sair ise bu iki kadini birbirinden uzak tutmazsa byk sikintilar yasayacagini ok iyi anliyordu.
Mnevver ile ocuklarini, bu arada yillarca zlemini ektigi oglu Mehmet'i, kendisini ok seven Polonyali dostlarina
emanet ederek Moskova'ya gtrmemeye karar verdi.
Bir daire tutuldu, esyalar alindi, Mnevver Anda'a Dogu Dilleri Fakltesi'nde bir gretmenlik grevi bulundu.
Nzim Hikmet 1961 eyllnde Berlin'deydi. Ayin 11'inde yazdigi "Otobiyografi"sinde, "sevdigim kadinlari deli gibi
kiskandim / su kadarcik haset etmedim Sarlo'ya bile / aldattim kadinlarimi / konusmadim arkasindan dostlarimin"
diyordu.
1962 ocaginda Krusev'in araciligiyla Nzim Hikmet'e Sovyetler Birligi pasaportu verildi. Subatta, Vera'yla birlikte,
Asya ve Afrika Yazarlar Birligi Kongresi'ne katilmak zere Misir'a gittiler. Sovyetler'le gerginlik iinde olan
inliler'in Trkiye Cumhuriyeti pasaportu tasimadigi iin, Trk delegesi sayilamayacagini syleyerek Nzim
Hikmet'e itiraz etmeleri, sairin diliyle, varligiyla nasil Trkiye'ye bagli oldugunu anlatan bir konusma yapmasina
neden oldu. Ayakta alkislanan bu konusma onun kongreye baskan seilmesini sagladi.
Nzim Hikmet sagliginin gittike bozulmasina karsin, 1962 yilinda Prag, Berlin, Leipzig, Bkres'te yapilan
toplantilara katilmaktan geri durmadi.
1962 kasiminda Vera'yla birlikte gezmek, dinlenmek iin Italya'ya gittiler : Milano, Floransa, Roma. Oradan, yeni
yili Dino'larla birlikte karsilamaya, Paris'e getiler.
Trkler, Trk yemekleri, Trk dili en byk dinlenme, arinmaydi sair iin. Karisini ise tketim toplumlarinin gz
kamastirici alisveris olanaklariyla mutlu etti.
4 Ocak 1963'te gene Moskova'ydilar.
1963 subatinda Nzim Hikmet Asya ve
Afrika yazarlarinin Tanganika'daki
toplantisina katildi.
Martta, nisanda Berlin'deydi.
Nisan sonunda Moskova'ya dnnce
"Cenaze Merasimim" adli siirini yazdi.
Mayista, oturduklari apartman dairesi
temizlenip boyanirken, Staraya Ruza'daki
bir daada kaldilar.
Staraya Ruza'dan dndkten kisa bir sre
sonra ise, 3 Haziran 1963 sabahi, Nzim
Hikmet bir kalp krizi sonucu Moskova'daki
evinde ld.
Yazarlar Birligi'nin dzenledigi bir trenle
Novodeviiy Mezarligi'na gmld.
Davalar
1925 Ankara Istiklal Mahkemesi Davasi
1927-1928 Istanbul Agir Ceza Mahkemesi
Davasi
1928 Rize Agir Ceza Mahkemesi Davasi
1928 Ankara Agir Ceza Mahkemesi Davasi
1931 Istanbul Ikinci Asliye Ceza
Mahkemesi Davasi
1933 Istanbul Agir Ceza Mahkemesi Davasi
1933 Istanbul nc Asliye Ceza
Mahkemesi Davasi
1933-1934 Bursa Agir Ceza Mahkemesi Davasi
1936-1937 Istanbul Agir Ceza Mahkemesi Davasi
1938 Harp Okulu Komutanligi Askeri Mahkemesi Davasi
1938 Donanma Komutanligi Askeri Mahkemesi Davasi
YAPITLARI
Nzm Hikmet'in ilk siir kitab Bak'de yaymlanmstr :
Gnesi Ienlerin Trks (1928)
(Bu kitaptaki siirler daha sonra Trkiye'de basilan kitaplarinda sairin yasalari gzeterek yaptigi bir iki degisiklikle
yer aldi.)
Trkiye'de 1929-1938 aras yaymlanan siir kitaplar :
835 Satir (1929)
Jokond ile SI-YA-U (1929)
Varan 3 (1930)
1+1=1 (1930)
Sesini Kaybeden sehir (1931)
Benerci Kendini Niin ldrd (1932)
Gece Gelen Telgraf (1932)
Portreler (1935)
Taranta-Babu'ya Mektuplar (1935)
Simavne Kadisi Oglu seyh Bedreddin Destani (1936)
Oyunlar :
Kafatasi (1932)
Bir l Evi (1932)
Unutulan Adam (1935)
esitli :
Seyh Bedreddin Destanina Zeyl, Mill Gurur (1936)
It rr Kervan Yrr (Orhan Selim adiyla fikralar, 1936)
Alman Fasizmi ve Irkiligi (inceleme, 1936)
Sovyet Demokrasisi (inceleme, 1936)
1949'da, Nzim Hikmet cezaevindeyken, Ahmet Halit Kitabevi, Ahmet Oguz Saruhan takma adiyla La Fontaine'den
Masallar'i yayimladi.
Bu eviri yapit disinda, tam 29 yil Nzim Hikmet'in kitaplari Trkiye'de basilmadi.
lmnden iki yil sonra, 1965'te, "Yn" dergisinin Kurtulus Savasi Destani'ni yayimlamasi gz pek bir davranis
olarak degerlendirildi.
Arkasindan, basta Izlem ile Dost Yayinevleri olmak zere, ilerici yayinevleri, nce sairin sagliginda Trkiye'de
basilmis kitaplarini, sonra dis lkelerde Trke olarak yayimlanmis kitaplarini yayimlamaya basladilar. Bu yayinlar
srekli olarak kovusturmalara ugradi. Bazilari toplatildi, davalar aildi.
Piraye ile Nzim Hikmet'in vey kardesi Metin Yasavul'un sahibi olduklari, Memet Fuat'in ynetimindeki De
Yayinevi ise, sairin Bursa Cezaevi'ndeyken basima hazirlayip Piraye'ye birakmis oldugu kitaplarin yayimina basladi.
Bunlar ierde disarda daha nce basilmamis kitaplardi. sair lmeden nce yaptigi konusmalarda bu kitaplardan
bazilarinin kaybolmus oldugunu sylemisti.
De Yaynevi'nde birinci basm yaplan kitaplar :
Saat 21-22 siirleri (1965)
Drt Hapisaneden (1966)
Rubailer (1966)
Ferhad ile sirin (1965)
Sabahat (1965)
Memleketimden Insan Manzaralari (5 cilt, 1966-1967)
Btn bu kitaplari basima Memet Fuat hazirlamisti. Saat 21-22 siirleri ile Drt Hapisaneden iin iki kez mahkemeye
verildiyse de sonuta beraat etti.
Ferhad ile Sirin'in daha nce disarda yapilmis olan, yaridan sonrasi kayboldugu iin yeniden yazilmis bir basimi
vardi. De Yayinevi'nin bastigi sairin Bursa Cezaevi'nde yazdigi asil metindi.
Bulgaristan'da yayimlanan Memleketimden Insan Manzaralari ise De Yayinevi basiminin tekrariydi.
Bilgi Yayinevi, 1968'de, Cevdet Kudret'in basima hazirladigi Kuvyi Milliye'yi yayimladi. Bu Nzim Hikmet'in
cezaevinden iktiktan sonra Inkilap Kitabevi iin hazirladigi Kurtulus Savasi Destani'nin yeni bir dzenlemesiydi.
sair geri bu destani Memleketimden Insan Manzaralari'nin iine yerlestirmisti, oradan ikarilip ayri olarak
yayimlanmasini istemiyordu. Ama cezaevinden iktiktan sonra gerek bir zgrlk ortaminda olmadigini grd.
Kimse onun yapitlarini yayimlamayi gze alamiyordu. Inkilap Yayinevi'nin yaptigi neriyi ok parasiz kaldigi bir
dnemde kabul ederek Kuvyi Milliye'yi dzenledi. Ama Inkilap Yayinevi parasini pesin dedigi bu kitabi bile
yayimlamaktan ekindi, on yedi yil sonra, Cevdet Kudret araciligiyla Bilgi Yayinevi'ne devretti.
Gene 1968'de Bilgi Yayinevi Kemal Tahir'e Mapusaneden Mektuplar'i; De Yayinevi Cezaevi'nden Memet Fuat'a
Mektuplar'i yayimladilar. Iki yil sonra da Cem Yayinevi Bursa Cezaevi'nden V-N'lara Mektuplar'i yayimladi.
1975'te De Yayinlari arasinda Memet Fuat'in Nzim ile Piraye'si ikti. Bu kitap Nzim Hikmet'in Piraye'ye yazdigi
mektuplardan blmler seerek sairin yasamiyla siirleri arasindaki i ieligi gsteren duyarli bir alismaydi.
Mektuplarin tm degildi, ama yle sanildi.
(Yirmi yil sonra, 1998'de, Adam Yayinevi Piraye'ye Mektuplar adiyla Nzim Hikmet'in cezaevi yillari boyunca
Piraye'ye yazdigi mektuplarin tmn iki cilt olarak yayimladi.)
1975-1980 arasinda Cem Yayinevi Nzim Hikmet'in Tm Eserleri dizisini yayimladi. serif Hulusi ile birlikte notlar
yazarak basladiklari 9 kitaplik bu diziyi, alisma arkadasinin lm zerine Asim Bezirci yalniz tamamladi.
1980'de Kemal Slker Yazko Yayinlari'nda Nzim Hikmet'in Bilinmeyen Iki siir Defteri'ni yayimladi.
1988-1990 arasinda Adam Yayinevi Nzim Hikmet'in btn yapitlarini 28 kitaplik bir dizide topladi. Dizinin
editrlgn Memet Fuat, arastirmaciligini Asim Bezirci yaptilar. Bugn satista bulunan bu dizideki kitaplarin
dkm syledir :
Siir :
1. 835 Satir (835 Satir; Jokond ile SI-YA-U; Varan 3; 1+1=1; Sesini Kaybeden sehir)
2. Benerci Kendini Niin ldrd (Benerci Kendini Niin ldrd; Gece Gelen Telgraf; Portreler; Taranta-
Babu'ya Mektuplar; Simavne Kadisi Oglu seyh Bedreddin Destani; seyh Bedreddin Destani'na Zeyl)
3. Kuvyi Milliye (Kuvayi Milliye; Saat 21-22 siirleri; Drt Hapisaneden; Rubailer)
4. Yatar Bursa Kalesinde
5. Memleketimden Insan Manzaralari
6. Yeni siirler
7. Son siirleri
8. Ilk siirler
9. La Fontaine'den Masallar
(Sekizinci kitap Nzim Hikmet'in ocukluk siirleriyle hece siirlerini ieriyor. sair bunlarin byk bir blmnn
toplu siirleri arasina alinmasini herhalde istemezdi. Dokuzuncu kitap takma adla yayimlanan La Fontaine
evirileridir.)
Oyun :
10. Kafatasi (Ocak Basinda; Kafatasi; Bir l Evi; Unutulan Adam; Bu Bir Ryadir)
11. Ferhad ile sirin (Yolcu; Ferhad ile sirin; Sabahat; Enayi)
12. Yusuf ile Menofis (Allah Rahatlik Versin; Evler Yikilinca; Yusuf ile Menofis; Insanlik lmedi Ya; Ivan Ivanovi
Var miydi Yok muydu?)
13. Demokles'in Kilici (Istasyon; Inek; Demokles'in Kilici; Tartf - 59)
14. Kadinlarin Isyani (Kadinlarin Isyani; Yalanci Tanik; Kr Padisah; Her seye Ragmen)
(On ikinci kitapta yer alan Evler Yikilinca Nzim Hikmet'in kayboldugunu syledigi oyunlarindan biridir. Piraye'nin
sakladigi yapitlar arasinda sairin el yazisiyla temize ekilmis olarak bulunmus, ilk olarak bu dizide yayimlanmistir.)
Roman, yk, Masal :
15. Kan Konusmaz
16. Yesil Elmalar
17. Yasamak Gzel sey Be Kardesim
18. Hikyeler
19. eviri Hikyeler
20. Masallar
(Nzim Hikmet yalnizca Yasamak Gzel sey Be Kardesim adli romaniyla Sevdali Bulut adli masallar kitabini kendi
adiyla yayimlamisti. tekiler para kazanmak iin acele yazilip gazetelerde takma adlarla yayimlanmis rnlerdir.)
Yazlar :
21. Sanat, Edebiyat, Kltr, Dil
22. Yazilar (1924-1934)
23. Yazilar (1935)
24. Yazilar (1936)
25. Yazilar (1937-1962)
26. Konusmalar
(Nzim Hikmet'in bu kitaplarda yer alan yazilarinin byk ogunlugu esitli takma adlarla gazetelere yazdigi kse
yazilaridir.)
Mektuplar :
27. Nzim ile Piraye
28. Cezaevinden Memet Fuat'a Mektuplar
(1998'de Adam Yayinevi'nin Piraye'ye Mektuplar adiyla iki cilt olarak yayimladigi yapit da bu blme
eklenmelidir.)
Ayrica gene Adam Yayinlari arasinda Memet Fuat'in hazirladigi Nzim Hikmet'in Seme Siirler kitabi da yer
almaktadir.
Bars Ugrundaki Mcadelede Sairin Rol
Barisseverler safinda faal bir mcahit olarak, baris iin savasmamiz gerektigine kesinlikle inaniyorum. Baris bir
hediye gibi kabul edilemez, kazanilmalidir.
Baris ugrunda mcadele esitli sekiller alir. rnegin kapitalist lkelerde, bu mcadele agir hapis yillari, baski ve ezgi
grmek tehlikesi ile karsilasmaktadir. Btn bu tehlikelere ragmen, harpten nefret eden halk kitleleri baris bayragi
altinda toplanmadika baris kazanilamaz... Bu mcadelede her ilerici aydin, dahasi namuslu her aydin, grevini
anlayarak hazir bulunmalidir. Baris ugruna mcadelenin, insanligin gelecegi ile ne kadar bagli oldugunu, sairlerin ve
yazarlarin siirlerinde, romanlarinda, hikayelerinde yazmalari bir grevdir. Tm dnyada bilim adamlari,
teknisyenler, her gnk yaratici faaliyetleri ile harbe karsi, baris cephesinde yer almalidirlar.
Ben bir sairim, ve bu mcadelede sairin ne yapmasi gerektigini daha iyi anlatabilirim. Suna inaniyorum ki, onlarin
sorumlulugu, mhendislerin, teknisyenlerin sorumlulugundan bir damla olsun az degildir. Bilakis daha da byktr.
Bir mhendis bir kpr insa ederse, onun sorumlulugu o kprnn yikilmamasidir. Fakat kpr yikilirsa, felaket bir
derece mahduttur, eninde sonunda kpr yeniden insa edilecektir. Fakat sair, ruhun mhendisidir. Onun sesi,
milyonlarca insana, onlarin ruhuna, kalplerine hitap etmektedir. Kelimenin bu muazzam gc, her sairi
gururlandirmali, onu sorumluluk bilincine kavusturmalidir. Baris ve lkelerin saadeti iin mcadele eden namuslu
sairler bu grevi gayet iyi bilmelidirler. Sairin hayati ile edebi faaliyeti arasinda hibir ayrilik olamaz. Biri pratikte,
biri siirde, iki hayat yasamiyoruz. Tek bir vcuduz. Gnmzn gerek siiri, baris mcadelesinden esinleniyor. Pablo
Neruda, Aragon gibi baska byk sairler, ayni zamanda btn moral gleriyle, baris mcadelesine faal surette
katiliyorlar. Bir sair bu niteligi kazanmasini biliyorsa, eserleri bu mcadelenin kesin izlerini tasiyacaklardir. Siirleri,
mit dolu, yasam askini dile getiren, kuvvetli siirler olacaktir. Mcadeleci sair, insanligin gelecegine inanir ve
bundan dolayi da korkun denemelerden gese de yazilarinda mitsizlik asla sezilmez.
... Bir sair gerekten bu grevi yerine getirmek istiyorsa, siirlerinin sekli kesin ve basit, muhtevasi kuvvetli olacaktir.
Sair aik,direkt, her insanin kalbine giden bir dil kullanacaktir. Basarili olmasi iin de bu dili byk bir dikkatle
isleyecektir. Halkinin canli dilini temel alacaktir. Benim iin fikri en basta nemli olan halkimdir. Pekaz yasadigim
hrriyet yillarimda, bir siir yazdigimda, isi semtlerini gezer, fakir kahvehanelerine girer okurdum. Bu adetime,
hapishanede de devam ettim. Yazdigim her satiri, birlikte kapali kaldigim kyl ve isilere imkanim olduka
okudum. Onlarin gzlem ve elestirilerini dikkatle not ettim. nk benim iin pek kiymetli idi. Sair halk kitleleri ile
daimi temasta bulunmalidir, kelimelerinin gc onlardan gelmektedir.
Bu konuda bizim edebiyat tarihimizden nemli bir olayi anlatmak istiyorum. Abdlhamid`in karanlik hkmdarlik
devresinde, burjuva demokratik haklar iin savasmis olan Namik Kemal adinda bir sairimiz vardi. Faaliyetlerinden
dolayi bir adaya srgn edilmisti. Namik Kemal`in siirleri tutumunu asamamasina ragmen, halk onun kisiligi
etrafinda altin bir efsane dokumustu. Namik Kemal`in srgn, uzun yillar hapse evrilmisti. O zaman halk kendi
yarattigi siirleri, ona cmertce atfetti. Bu olay siirin ne gce sahip oldugunu (Abdlhamid Namik Kemal`den ciddi
surette korkuyordu.) ve halkin kendi aci ve emellerini yansitan siirlere ne kadar susamis oldugunu gsterir. ... Ilerici
siiri seven ve sayan halk, bizim tarafimizdadir. Siirin gerek ve degerli kuvveti, bizim tarafimizdadir. Ilerici siirin
zaferi yalniz benim lkemde degil tm dnyadadir. Ve dnyanin en iyi sairleri, en degerli yazarlari, byk baris
cephesinin faal mcahitleridir. Bu durum bilim adamlari iinde bir gerektir. Iste barisa hizmet eden gerek siirden,
savas kiskirticilari bundan dolayi korkmakta ve nefret etmektedirler.
Siir; baris, halklarin egemenligi, insanlarin mesut gelecegi ugrundaki mcadelede yer alirsa, hepimizin inandigi
zere daima zafere gtrecek bir silahtir.
Nzm Hikmet
CONTEMPORANUL Dergisi
9 Haziran 1951 - Romanya
Arif Melikov'la Rportaj - Ferhad ile Sirin Balesi
Nzm Hikmet'le olan dostlugunuzdan bahseder misiniz?
- Nzim Hikmet'le 1958 yilinda tanistik. Ben konservatuvari yeni bitirmis ve Nzim Hikmet'in o zaman "Muhabbet
Efsanesi" olarak okudugum "Ferhad ile Sirin"i zerinde alismaya baslamistim. O Bak'ye geldiginde oteline gidip
oyunu iin hazirladigim besteyi ona gsterdim. Ben gittikten sonra arkadaslarima "Bu gen oyunu ok gzel
yazacak, onun yaptigi bale tm dnyaya rnek olacak nk gen olmak gibi byk bir stnlg var" demis. O,
genlere ok inanir ve destek olurdu. Daha sonra ben oyunu Leningrad'da Kirov'a gtrdm ve onlar da
sahnelenmesini istediler. Bunun zerine libretto zerinde alismak iin o sirada Moskova'da yasayan Nzim'la
alismaya basladik. Beni bir oglu gibi kabul etti. Onun btn kitaplarini, fotograflari ve el yazisi siirlerini evimde
sakliyorum.
Nzm Hikmet'in yazdg tiyatro metnini bale olarak yorumlarken ne gibi degisiklikler oldu?
- Tiyatro metni bambaska birseydir. Onu bale haline getirmek, onu mzige gre yorumlamak ve tamamen baska bir
dnyaya tasimak gerekir. Nzim byk sair oldugu gibi byk bir dramaturg idi. Nzim hibir alet almamasina
karsin mzigi iinde hissederdi. Bu yzden balenin librettosunda kendi felsefesini bir mzik haline getirdi ve benim
bestelerimle tam bir uyum sagladi.
1961'deki prmiyerde nasl tepkiler almstnz?
- "Ferhad ile Sirin"in prmiyeri 23 Mart 1961'de gereklesti.
O gn baleyi yaratan bes kisi, Nzim, ben, Grigorovi,dekor
tasarimcisi Virsaladze ve orkestra sefi Niyagizade'nin
fotografimizi ektiler. O zamanlar bu fotografta yer alan
herkesin bu kadar nl olacaginin hi kimse bilmiyordu ve
daha sonra yillar boyu her yerde bu fotograf yayimlandi. O
gn nl besteci Dimitri Sostakovi de bana gelerek "Bu
baleyi yaratanlarin birbirleriyle olan sanatsal uyumlari, bu
yapiti btn dnyada izlenecek bir noktaya eristirmis" dedi.
Sostakovi de Nzim gibi genlere destek ve ilham veren
bir insandi. O gece Nzim'i tebrik etmeye gelenlere Nzim,
"Bu balenin asil yaraticilari Arif ile Yuri'yi tebrik edin. Ben
bunun sadece kk bir parasini olusturdum" dedi.
Yazy mzik boyutuna geirirken bestelerinizi nasl
biimlendirdiniz?
- Balede sz yoktur. Bu yzden Nzim'in sairane szleriyle
yarattigi bu ask destanini mzik diliyle ifade etmem
gerekiyordu. Mzigin Ferhad ile Sirin'in sevgisinden,
kederlerinden, Mehmene Banu'nun ktlgnden
Iiskirdigini izleyiciye hissetirmeliydim. Ayrica Dogu'nun
duygusunu, hareketlerini, gelenegini klasik mzik kurallari
ile birlestirmem ve klasik mzikle Dogu melodilerini
harmanlamam gerekiyordu. Bir balenin ilk yaraticisi
bestecidir, sonra libretto ve koreograf gelir. Bu yzden
koreograf mzigi duyar ve ona gre szsz bir biimde
bunu izleyiciye ulastirmaya alisir. Bu noktada nemli olan
Ferhad ile Sirin'in Trklere ve Azerilere tanidik bir efsane olmasina karsin dnyanin her yerinde ilgiyle izlenmesini
saglayabilmektir. Ask destanini mzik ve dans ile felsefe seviyesine ulastirmaktir. Nzim'in oyunu zaten yle bir
felsefe ieriyordu. Yapmamiz gereken, bu felsefe seviyesini bale olarak sahneye tasimakti. Bunu da basardik.
61'den bu yana bestede degisiklik yaptnz m?
- Bazi besteciler ve koreograflar yapitlarini aga uydurmak iin yenilikler yaparlar. Ama bu yapit 1961'de yle
yksek bir seviyede yaratildi ki onu yenilemeye ihtiya duymadik. 1961 yilinda nasilsa bugn de ayni sekilde
sahneye konmaktadir. Baska koreograflar da bu baleyi sahnelediler. Ama biz Grigorovi'in "zirve" gsterisini,
Nzim'in arzuladigi sekilde Istanbul'a getirdik.
Nzm'n diger oyunlar iinde neden zellikle Ferhad ile Sirin?
- Her halkin kendisine ait ask destanlari vardir.Bu efsane de bizim tarihimizde asirlar boyu anlatilir durur. Ama
Nzim Hikmet bu efsaneye 20. yzyilin yorumunu getirmis ve bugnn izleyicisinin duygusuna ulasmak iin eseri
yeniden yaratmistir. Ben de bu efsanenin bu yorumundan ok etkilendim ve kendi mzigimle, atalarimdan gelen bir
efsaneyi bale olarak yasatmak istedim.
Bu baleyi stanbul'da sergilemek sizin iin ne ifade ediyor?
- Balenin 65 kere dnyanin esitli lkelerinde sahnelenmesine nayak olarak Nzim'i yasatmaya ve onun basarisini
devam ettirmeye alistim. Ama Nzim'in en byk arzusu Istanbul sokaklarinda gezmek, Istanbul'da yasamak ve
havasini solumak idi. Bale, Grigorovi'in koreografisiyle, 1961'de Virsaladze'nin yaptigi dekorla 39 yil sonra
Istanbul'a geldi. Ilk gsteride orkestra sefi Azeri Niyazi Takizade'ydi. Simdi yine nl bir Azeri sef Elsad Bagirov,
orkestrayi ynetiyor. Bir bakima ilk prmiyerdeki bes kisilik kadroyu Istanbul'a tasidik. Nzim'in arzusunu istedigi
biimde, memleketi Istanbul'a getirerek ben Nzim'a ogulluk borcumu dedim.
1961'de "Ferhad ile Sirin"in bes yaraticisi; Yuri Grigorovi, Arif Melikov, tasarimci Virsaladze, Nzim Hikmet ve
sef Niyazi Tagizade.
(Rportaj, 5 Mart 2000 tarihli Cumhuriyet Gazetesi 'nden alinmistir.)
NZIM'A BR GZ ELENG
Neden ldn Nzim? Senin trklerinden yoksun
ne yapacagiz simdi?
Senin bizi karsilarkenki glmseyisin gibi bir pinar
bulabilecek miyiz bir daha?
Senin gururundan, sert sevecenliginden yoksun
ne yapacagiz?
Bakisin gibi bir bakisi nereden bulmali,
atesle suyun birlestigi
Gerege agiran, aciyla ve gzpek bir sevinle dolu?
Kardesim benim, nice yeni duygular, dsnceler
kazandirdin bana
Denizden esen aci rzgr katsaydi nne onlari
Bulutlar gibi, yaprak gibi uarlar
Dserlerdi orada, uzakta.
Yasarken kendine setigin
Ve lm sonrasinda seni kucaklayan topraga.
Sana Sili'nin kis krizantemlerinden bir demet
sunuyorum
Ve soguk ay isigini gney denizleri zerinde parildayan
Halklarin kavgasini ve kavgami benim
Ve boguk ugultusunu acili davullarin, kendi yurdundan...
Kardesim benim, adanmis asker, dnyada nasil da
yalnizim sensiz.
Senin iek amis bir kiraz agacina benzeyen
yznden yoksun
dostlugumuzdan, bana ekmek olan,
rahmet gibi susuzlugumu gideren ve kanima g katan
Zindanlardan kopup geldiginde karsilasmistik seninle
Kuyu gibi kapkara zindanlardan
Canavarliklarin, zorbaliklarin, acilarin kuyulari
Ellerinde izi vardi eziyetlerin
Hin oklarini aradim gzlerinde
Oysa sen parildayan bir yrekle geldin
Yaralar ve isiklar iinde.
Simdi ben ne yapayim? Nasil tanimlanir
Senin her yerden derledigin iekler olmaksizin bu dnya
Nasil dvslr senden rnek almaksizin,
Senin halksal bilgeliginden ve yce sair onurundan yoksun?
Tesekkrler, byle oldugun iin!
Tesekkrler o ates iin
Trklerinle tutusturdugun, sonsuzca.
PABLO NERUDA
(Trkesi: Ataol Behramoglu)
Kendi agzndan Nzm Hikmet:
"HAYATIMIN VE SRMN HESABATI"
"Birka gndr kafamin iinde bir soru kimildanip duruyor. 60 yillik mrmn 40 su kadar yilinda siir yazdim durup
dinlenmeden. Evimde, sokakta, hapiste, trende, uakta. Bu siirlerin iinde ne kadari, insanlari baris iin savasa,
emperyalist savaslara karsi savasa, mill bagimsizlik iin savasa agirdi. Kirk su kadar yillik sairligimi masamin
stne koydum. Elimde kalabilen siirleri okuyorum. Okurlarimin nnde hesap vermek istiyorum. Yzmn akiyla
cikabilir miyim bu hesabin iinden sair olarak? Siirleri okudum ve syle bir basit istatistik sonucuna vardim: Elimde
kalan siirlerimin yzde yirmi besinde, insanligin en byk davalarindan ikisini, birbirine siki sikiya bagli iki davayi
ele almisim: emperyalist harplere karsi savas ve mill bagimsizlik savasi. Bu siirlerimin tmn olduklari gibi tekrar
etmem imknsiz. Birkaiyla hesabimi verecegim.
1925'te Moskova'da, niversitede okuyorum. Smrgecilige karsi, mill bagimsizlik ugrundaki savas, bir imknsiz
savas, bir imknsiz hayal olmaktan ikmis, bir gerek olmustur. Ben "Bir Hintlinin Agzindan" siirimi yazmisim.
Sarktan geliyorum!
Sarkn isyann
haykraraktan geliyorum.
Simle akan rzgrlarla astm
Asya'nn yollarn;
ulastm
sana...
Haydi uzat kollarn
beni kucaklasana!
Ey! gnlde onu
grmek arzusunu
Bir sla hasreti gibi derinledigim.
Ey! kvrmlar
kalbi saran trklerini
Annemin sesi gibi dinledigim.
Ey! Asya gnesleri gibi krmz
scak bayraklar
stmal ryama giren!
(.................................................)
Gzmde bir pul etmez artk
ne yer, ne yr!
Simle akan rzgrlarla
asmsm
Asya'nn yollarn
ulasmsm sana!
Haydi uzat kollarn,
beni kucaklasana!
Ayni yil Trkiye'me dnyorum. Kara terr kasip kavuruyor ortaligi benim orada. Emperyalizm yine ve her zamanki
gibi insanligin bu korkun bas belasi, emperyalizmin duvarini yikmak gerek. Ben "O Duvar" siirini yaziyorum.
O duvarn bir ucu:
tahta sapanl sar in'de
br ucu:
elikleri elektrikli Newyork'un iinde
Her bankada hisse senetleri var
onun.
O duvar
Lordlar kamarasndan Lord Grzon'un
noktalar imparator armal bir nutku gibi geiyor.
Eyfel'in tepesinden avlarn seiyor,
dayanarak Hindenburg'un altn ivili heykeline
topluyor Berlin sokaklarn eline.
O duvarn taslarna srterek dilini
kara gmlekli Mussolini
bekliyor nbet.
talya'nn izmesi
yzyor kanda.
O duvar
kinci bir Balkan gibi ykseliyor Balkan'da.
Yil 1927. Sirtima yklenen 15 yil piyade agir hapis cezasiyla Sovyetler Birligi'ne dnyorum. Sovyetler Birligi'ne
karsi alttan alta harp hazirliyor emperyalistler. Bak'ya gidiyorum. Ilk sosyalist devletin kani olan bu sehirle
tanisiyorum. "................. dogru" siirimi yaziyorum...
..................................
..................................
..................................
bereketli bir rahmet gibi besleyesin,
demir daglara trmanan azmimizin
yesil filizli sarmasklarn...
isteriz ki,
Uzak Sibirya kylerinin sklarn
karl gecelerde
kzl lleler gibi yaksn kannla.
steriz ki,
genlik iksiri gibi aksn kann,
150 milyonun damarnda!
Ikinci Dnya Savasi, yil 1941. yildir hapisteyim. Bursa'da hcremde, halkimin mill bagimsizlik ugruna yapmis
oldugu kutsal savasin destanini yaziyorum.
Saat buuk.
Halimur-Ayval hatt zerinde
manga mevziindedir.
zmirli Ali Onbas
(Kendisi tornacdr)
karanlkta gzyordamyla
sanki onlar bir daha grmeyecekmis gibi
bakt manga efradna birer birer:
Sagda birinci nefer
sarsnd.
kinci esmer.
nc kekemeydi
fakat blkte
yoktu onun srtne sark syleyen.
Drdncnn yine mutlak bulama istiyordu can.
Besinci, vuracakt amcasn vuran
tezkere alp Urfa'ya girdigi aksam.
Altnc,
inanlmayacak kadar byk ayakl bir adam,
memlekette topragn ve tek kzn
ihtiyar bir muhacir karsna braktg iin
kardesleri onu mahkemeye verdiler
ve blkte arkadaslarnn yerine nbete kalktg iin
ona "Deli Erzurumlu" derdiler.
Yedinci Mehmet oglu Osman'd.
anakkale'de, nn'nde, Sakarya'da yaraland
ve gzn krpmadan
daha bir hayli yara alabilir,
yine de dimdik ayakta kalabilir.
Sekizinci,
brahim,
korkmayacakt bu kadar
bembeyaz disleri byle tkrdayp
birbirine byle vurmasalar.
Ve zmir'li Ali Onbas biliyordu ki:
tavsan korktugu iin kamaz
katg iin korkar.
Ikinci dnya savasi zaferle sona ermis. Hapisteyim. Gemis kanli ve kara gnleri dsnyorum. Biliyorum, tetikte
olmak gerek, Emperyalistler gene benim Memetikleri kalp metelik gibi harcamak istiyor. Ben "23 Sentlik Asker"
siirimi yaziyorum.
Yalnz bir mesele var Mister Dalles,
herhalde bunu sizden gizlediler!
Size tanesini 23 sente sattklar asker
mevcuttu niformanz giymeden nce de
mevcuttu otomatiksiz filan,
mevcuttu sadece insan olarak,
mevcuttu,
tuhafnza gidecek,
mevcuttu,
hem de oktan m oktan,
daha sizin devletinizin ad bile konmadan.
Mevcuttu, isiyle gcyle ugrasyordu,
Mesela, Mister Dalles,
yeller eserken yerinde sizin o Newyork'un,
kursun kubbeler kurdu o
gkkubbe gibi yksek
hasmetli, derin.
Elinde Bursa baheleri gibi naksland ipek.
Hal dokur gibi yonttu mermeri
ve nehirlerin bir kysndan br kysna
ebem kusag gibi att krk gzl kprleri.
Dahas var Mister Dalles,
sizin dilde pek de anlam belli degilken henz
zulm gibi,
hrriyet gibi,
kardeslik gibi szlerin,
dvst zulme kars o,
ve istikll ve hrriyet ugruna
ve milletleri kardes sofrasna davet ederek,
ve yarin yanagndan gayri her yerde,
her seyde,
hep beraber
diyebilmek
iin
yrd pesince Bedreddin'in.
Hapisten iktim. Yil 950. Belki bir ocugum gelecek dnyaya. Babalik zanaatinin ne kadar zor bir zanaat haline
geldigini ilk defa anliyorum.
Yavrum,
kz olursa tepeden trnaga anasna benzesin istiyorum,
oglan olursa, boyu posu bana.
Kz olursa el el baksn,
oglan olursa mavis mavis.
Yavrum,
Kz olsun oglan olsun,
ka yasnda olursa olsun,
yavrum dsmesin istiyorum hapislere
gzelden, hakldan, barstan yana diye.
Fakat malm,
kzm yahut oglum,
gecikirse sularn smas
dvseceksin
ve hatt...
Yani haylice mskl bir zanaatms bizde bugn
babalk zanaat da.
Yil 955. Drt yildir Moskova'dayim. Aklimda kaldigina gre katildigim baris kurultaylarindan birinde toplanti
salonunda, atom bombasina karsi drt kk siir yazdim. Bunlardan birisi "l Kizcagiz".
Bugne kadar dolasyor dnyay
vnyor gibi mi geliyor ne
Degil
Dolasan o kck Japon kzcagz da
nsanlar atom harbine kars savasa agryorsa
agrabiliyorsa
Ve insanlar onun incecik sesine kulak kabartyorsa
O bu kuvvetini
Hirosima'da bir kagt paras gibi
Yanp kl olmak pahasna kazand.
Kaplar alan benim
kaplar birer birer.
Gznze grnemem
gze grnmez ller.
Hirosima'da leli
oluyor bir on yl kadar.
Yedi yasnda bir kzm,
bymez l ocuklar.
Salarm tutustu nce,
gzlerim yand kavruldu.
Bir avu kl oluverdim,
klm havaya savruldu.
Benim sizden kendim iin
hibir sey istedigim yok.
Seker bile yiyemez ki
kagt gibi yanan ocuk.
alyorum kapnz
teyze, amca, bir imza ver.
ocuklar ldrlmesin
seker de yiyebilsinler.
Sene 1963. Tanganika'ya gidiyorum. Memleketimin stnden geiyorum. On seneden beri memleketimi ilk defa
gryorum. 8000 metre yukarida Anadolu'mun stndeyim. 8000 metre derinde bulutlar altinda, topragimda kara
kis. Kylerin oktan kesiktir yolu. Her biri karli llerle bir basinadir. Bulguru asi yagsiz, tezek dumanindan gz
gz grmez. Bebeler lr bitlenmeye bile vakit bulmadan. Ve ben uarim 8000 metre yukarida bulutlarin stnde.
Bilmiyorum, vatanimin insanlari basta olmak zere, btn insanliga vermek istedigim hesabi verebildim mi? Sonra
btn bu hesap bir esit... vnmek olmadi mi? Yeryznde benden ok degerli sairler, baris, hrriyet ve mill
bagimsizlik iin, sair olarak yaptiklari savasin hesabini elbette ok daha parlak verebilir. Sayin ve sevgili
okuyucularim. Birka rnekle nnze iktim, beni en byk insanlik davasinin ikisinde biraz olsun devini yapmis
bir yurttas sayarsaniz bahtiyar olacagim."
NOT:Bu yazi, Nzim Hikmet'in siirini ve yasamini zetledigi bir konusmasidir. Yeni Adimlar dergisinde (Agustos
'73) basilmis ve Asim Bezirci'nin inceleme-antolojisinde de yer almistir.
Oyunlarim stne - Nazim Hikmet
Ilk tiyatroyu nerde, ne zaman grdm? Karagz de tiyatrodan sayilirsa, Istanbulda grdm, snnet dgnmde sekiz
yasimda. Belki daha nce mahalle kahvesinde Ramazan gecelerinden bir gece seyretmisimdir Karagz, ama
aklimda kalmamis. Meddahi da ilknce snnet dgnmde dinledim. O ilk Karagzmle ilk Meddahimdan
aklimda kalan bugn? Ak ve avuii kadar perdenin te yaninda Karagzle Hacivat oynatan incecik degneklerin
durup dinlenmeden uzanip kisalan glgeleri.
Ne tuhaf, Karagzle Hacivatin perdedeki renkli hayaletleri degil de, degneklerinin bir silinip bir beliren glgeleri
kalmis aklimda. Neden?
Karagzle Hacivatin kollarina, gvdelerine, klhlarina takilip onlari oynatan degneklerin, o degneklerin
arkasindaki gze grnmez Karagzcnn isi evirdigini, sekiz yasimda degil elbet, ama on dokuzumda mesel
anladim da ondan mi? Belki de.
Peki, ya Meddahtan aklimda ne var bugn? Yzn, gzn hatirlamiyorum, anlattigi hikye, yaptigi taklitler de
bsbtn aklimdan ikmis. Ama sesi kulagimda. Byle sesleri, size bir seyleri ille de begendirmek, sizi memnun
etmek, sizi gldrmek iin abalayan sesleri sekizimden altmisima kadar boyuna duydum.
Karagzle Meddah belki de tiyatrodan sayilmaz. Ama operet tiyatrodur. Ilk opereti yine Istanbulda Birinci Dnya
Savasi iinde, 915te sanirsam, seyrettim. Bu bir Avusturya operetiydi. Istanbula turneye gelmisti. Bas aktrisi
Milovi adinda belki Avusturyali, belki Macar ama, hl gzmn nnde, ok pembe, ok ak, ok sarisin, iri yari,
bingil bingil bir avratti.. On on drt yasimdaydim. Bizde oglan ocuklari da, kiz ocuklari da tez erisir. Bu
Milovie harp zenginleri besyzlk bankanotlardan yorganlar diktiler, cigarasini bin liraliklarla yaktilar. Oysa o
siralarda Istanbul halki sprge tohumu unundan ekmek yiyordu. Drt cephede delikanlilar kan revan iinde, a,
ciplak dvstrlyordu. Belki bundan dolayi, simdi bile ardas operetinden bir parayi ne zaman dinlesem bir
yandan haykirmak, birilerine svp saymak gelir iimden, tepeden tirnaga isyan kesilirim, bir yandan da ates basar
yzm, Miloviin ok tombul iki meme arasini grrm. Milovii bir kere seyrettim ardasta, basim dnd, ama
sevdalanmadim. Ilk sevdalandigim aktris Eliza Benemecyandir. Osmanli Imparatorlugu yikilmisti. Itilaf ordulari,
donanmasi Istanbulu isgal etmisti. Anadoluda emperyalizme karsi ayaklanmalar baslamisti. Ben ilk siirimi oktan
yayimlamistim. Eliza Darlbedayi tiyatrosunun bas aktrisiydi. Trk tiyatro sahnesine asli Trk olan kadin daha
cikmamisti. Islm dini onu sahneye ikarmiyordu. Eliza aslen Ermeniydi. Ermenilerin modern Trk draminin,
komedisinin, opera ve operetinin kurulusundaki payi ok byktr. Trk tiyatro tarihi Manakyanlarla, Papazyanlarla,
Eliza Benemecyanlarla vnr.
Darlbedayide ilknce hangi piyeste Elizayi seyrettigim aklimda degil. Ama Elizayi grr grmez birden
vuruldum, bunu ok iyi biliyorum. Trkeyi yzde yz Istanbullu hanim efendiler gibi konusuyordu. mrmde bu
kadar iri gz grmedim. Konusurken yanaklari al al oluyordu. Burnu iriceydi. Ak ellerinin, alabildigine ak ellerinin
yumusak hareketleri hl gzmn nnde. Tiyatrodan iktim. Piyes yazmaliyim, dedim, baska aresi yok, bir piyes
yazmaliyim, ancak bu yolla onu biraz daha yakindan grebilirim; belki de elimi sikar. Ama piyes yazmak bana
yeryznn en zor isi gibi geliyordu. Bir piyes yazip Darlbedayiye vermek, sonra parterde en n sirada, hayir,
yanda dramyazari locasinda oturup, Eliza Benemecyani seyretmek, benim piyesimi oynarken seyretmek...
Piyesi siirle yazacaktim. Ama konu ne olacak? Elbette sevda. Ilk piyesim: Ocakbasi byle dogdu.(1) ok yasli,
ok akilli, ok iyi, ok sair bir adam bir dag basinda yasiyor. Gecelerden bir karli gece ok gzel gen bir kadin
soluk soluga aliyor kapisini. Kocakisi eve aliyor gen kadini. Ocakbasina oturtuyor. Kadin bir seylerden
korkmaktadir. Koca sair yatistiriyor korkusunu kadinin. Ona ocakbasinda geirilen uzun kis gecelerinin
gzelliklerini anlatiyor. Ona aklin, hikmetin, felsefenin, dsnce ve siir dnyasinin kapilarini aiyor. Bu kapilardan
girip mutluluga kavusacagina inandiriyor kadini. Ama pencerenin karli camlarini kirarak bir delikanli atliyor ieriye.
Gen kadini kovalayandir, gen kadinin korkusudur. Ve yr diyor ona, gel benimle, elimden kurulmanin yolu yok.
Kocakisi aiyor kapiyi -pencereden ikmasinlar diye anlasilan- ve iki gen, erkegi nde, disisi arkada gidiyorlar...
Niye ilk piyesim bu? Isin tuhafi, piyesteki Kocakisi bendim. Oysa on sekiz yasimdaydim o zaman. Sonralari
dsndm. Kendimi o kocakisi sayisim. Elizayla aramda herhangi bir bagin kurulmasinin imknsizligindandi. Eliza
nerde, ben nerde, Eliza kim, ben kim. Ben onu bir saat siirimle, aklimla piyesimin ocakbasinda tutsam bile, bir saat
sonra perde inecek -pencerenin camlari kirilacak- Elizanin nl ve bana o zamanlar her nedense ok zenginmis gibi
gelen hayati onu alacak benden. Ocakbasi piyesimi bitirdim, ama Darlbedayiye veremeden Anadoluya kamak,
milli kurtulus savasina katilmak gerekti.
Ankarada 921 kisinda, ahirdan bozma salas bir tiyatroda, gaz lambalarinin isiginda ve ikide bir soguktan avularima
hohlayarak Otello Kmili seyrettim. mrmde ilk defa Sekspiri seyrettim. Abdullah Cevdet adinda bir eski Jn
Trk sairi Arap ve Acem szckleriyle dolu bir dille Byk stadi Trkeye evirmisti. Otelloyu, Hamleti filn
okumustum, sasmistim, hayran olmustum, ama pek anlamamistim. Kmil bir gezgin aktrd. Repertuarinda bir tek
piyes vardi denilebilir. Otello, Otelloyu Papazyan slubuyla oynadigini sylerler. Ne yazik Papazyani Otelloda
seyretmek nasib olmadi. Ama iragi Kmilin Otellosuna bakip Ustasinin ustalik kertesini kestirmek mmkn.
Kmil, Ankarada kaldigim aylar iinde Venedik Amiralini belki on kere oynadi, ben her keresinde ordaydim.
Sekspire hayranligimi Abdullah Cevdetin kt, ok kt evirmelerine borluyum, ama Sekspiri bana Vahram
Papazyanin iragi Otello Kmil anlatti. Kmil oktan ld, a, sefil, hasta, gp gitti. Papazyan Sovyetler
Birligine geldi, ki adiyla Krasni Mak(3).
921de Batuma getim. O zamanki adiyla Fransa otelinde, bir yandan gnde iki tabak misir unu orbasini, bir
eyrek funt kara ekmekle yedim, bir yandan takunyalarimi takirdatarak mitinglere gittim, bir yandan Trkiye
Komnist Firkasi Dis brosunun ikardigi Kizil Sendika dergisinde alistim, bir yandan da su Kk
Ilstirasyon serisinde yayimlanan Fransizca piyesleri okudum, belki yz tane, ard arda, belki daha ok. Yerlestigim
odanin dolabinda buldum onlari. Hepsi dokuz yz on drtten nceki tarihlerde ikmisti. Fransiz bulvar tiyatrolarinin
o zamanlardaki repertuariyla, Fransiz Vodviliyle alti ay hasir nesir oldum. Yalniz o devirdeki Fransiz Burjuva ve
kk burjuvalarinin iyzn degil, piyes yazma tekniginin bir ok cilvelerini de grendim.
Ocakbasindan sonra bir piyes daha yazmistim, Vl Nureddin isimli bir Trk yazariyla birlikte, Anadoluda,
Boluda gretmenlik ettigim siralarda. Tas yrek. Kyl bir deli bir ky agasinin ky odasina konuk oluyor.
Konusulanlari dinliyor. Kyller aga iin tas yrekli herif, diyorlar. Deli, gece boguyor agayi, ggsnden tas
yregini ikarmak istiyor, ama bir sey bulamiyor. Th, diye haykiriyor, herifin yregi yokmus... Sosyal motifi bu pek
belli ve bir hayli Gran Ginyol piyesin bana byk bir yararligi dokundu: kyl dilini, daha dogrusu Bolu
kylklerinde konusulan dili inceledim, bu incelemeden genellikle halk diline atlamam sonralari zor olmadi.
Dnelim Batumda Kk Ilstirasyonlara. Gnn birinde Bethoven diye siirli yazilmis bir piyese rastladim. Hi
de kt yazilmamisti aklimda kaldigina gre. Belki de kt yazilmisti, simdi okusam hi hosuma gitmez. Ama
yazmak isteyip de hl yazamadigim ve yazamadan lecegim diye korktugum konuyu o piyes verdi bana: Karl
Marksin hayatini yazmak bir piyeste, yahut bir ka piyeste.
Ilk operayi, ilk baleyi, ilk gerek tiyatroyu Moskovada grdm. Opera sasirtti beni, ama o zamanlardan, yani 920-28
yillarindan sz ediyorum, aklimda kalan, o zamanki sahneye konuluslari ve oynanislari ve o zamanki dekorlariyla
Karmen ve o zamanki adiyla Krasni Mak(3).
Dogrusunu isterseniz operayi sevmis degilim. Byk sanat, zor sanat, yapilari da byk oluyor, hem resmi taraflari
da var. Opera her devlette resmi tiyatro, evet, ne yapayim, ne ilk grste sevdim, ne simdi sevebiliyorum. Ama ders
almadim degil. Aldim. Hem yalniz dramyazarligi alaninda degil, siir yazmak isinde de, hatta gnlk hayatimda
operanin bana verdigi, daha dogrusu tersine verdigi derslerden yararlandim. Sanatta ve hayatta kestirmeligin,
sadeligin, ssszlgn, yaldizsizligin ve kadifesizligin gerektigini Bolsoyda (4) seyrettigim operalardan grendim.
Mali Teatrdan (5) aklimda hi bir sey kalmamis, o zamanlardan konusuyorum. Yeni zamanlarda Afrodit Adasini
(6) sevdim. Az kalsin unutuyordum, opera resim ve heykel ve hatta mimarlik anlayisim, zevkim stne de etkili
oldu. Opera sahnelerine, sahneye konuslarina, opera artistlerinin jestlerine filn benzeyen resimleri, resim
kompozisyonlarini, heykelleri hl sevmem. Dokuzyz yirmi yillarinda Meyerhold (7) iin yazdigim bir siirde,
Bolsoydan: Bolsoy teatrin yapisi mkemmel arpa anbari olur! diye sz ettim. Elbette haksizlik etmisim O
zamanki Bolsoy balelerinden aklimda hi bir sey kalmamis. Yalniz Gzel Yusuf diye bir bale seyrettim. Bolsoyun
degildi, baska bir grubundu saniyorsam. Iste stmde etkisi olan, hem de nasil, bale budur. Durmadan kimildanan,
degisen kompozisyonun, yalniz balede degil, dramda, romanda, siirde, nasil olmasi gerektigini o Gzel Yusuf
balesinden grendim. Onu yine yle oynasalar her keresinde kirk bin ders almak iin kirk kere daha giderdim.
Ben, Stanislavskinin, Meyerholdun, Vahtangofun Tairofun ellerinden taze ikmis, dumani stnde buram buram
hayat, devrim, gzellik, kahramanlik, iyilik, akil, zek kokan oyunlar seyrettim. Ben 922de MHATta (9)
Ayaktakimi Arasindayi (10), ben Meyerholdta Traelkinin lmn (11), Firtinayi (12) Mfettisi (13), ben
Kamernide Fedrayi (14), ben Vahtangofta Turandotu (15), seyretmis adamim... Btn bunlari seyredersin de
donmus, hareketsiz sanat anlayisin altst olmaz mi? Karsinda birbirinden genis ufuklar ailmaz mi? Halkin iin,
halklar iin, insan iin umutlu, aydinlik, ileriye, hakliya, dogruya, gzele, hrriyete, kardeslige agiran eserler
yazmak iin yanip tutusmaz misin? Benim de basima ayni sey geldi.
Burada yalniz bir satirlik szm var: o devirlerde, ana akimiyla, tiyatroda yenilik piyesten degil, rejisrden, artistten
ressamdan geliyordu. O yillarin altin devriyle, Yirminci Kongreden sonra pirildamaya baslayan ve savki yakin
yillarda gklere vuracak olan yeni altin devri -Sovyet tiyatrosundan sz ediyorum- arasindaki farklardan biri de,
simdi yeniligin dramyazarligindan da, piyesten de gelmeye baslamasindadir. O zamanki reji ve sahneye konus
arastirmalari sahsen benim dramyazarligim stnde etkili oldu, dramlarimi mesel Meyerholdun, yahut
Stanislavskinin, yahut Vahtangofun sahneye koyuslarini gz nnde tutarak kurmaya basladim. Kafatasi
piyesimin yapisinda Meyerhold mektebinin etkisi byktr. Unutulan Adamda Stanislavskinin, Ivan Ivanovi
var miydi, yok muydu?da Turandotun.
Sovyet tiyatrolarinin etkisi siirimin stnde Sovyet sirinin etkisinden byktr. Burada tiyatro derken
dramyazarligini degil, rejiyi, artisti, ressami gz nnde tutuyorum. Bu etkiyi ayri ayri rnekler vererek
gsterebilirim ama, benden baska kimseyi ilgilendirmeyecegi iin vazgeiyorum. O zamanlardaki Moskova
tiyatrolari bende, dramatigi incelemek, derinlere inmek, abstiraksiyonlar ve genellestirmeler yapabilmek ihtiyacini
dogurdu. Hem yalniz sanatta degil. Bylelikle ideolojik gelismeme yardim ettiler.
Farkindayim, mrmde ilk defa bir konu etrafinda da olsa, bir esit memuar yaziyorum galiba. Oysa, anilarini
yazamayacak biri varsa o da benim. Neden o? diye glmsemeyin. Sebep ok sade: hafizam bilemediginiz kadar
zayiftir. Aklimda ayrintilar kalamaz, tarihleri, adlari aklimda tutamam. Bundan tr simdi kendimi zorlayip,
tiyatronun mrm boyunca oynadigi rol dsndke, -nc derecede bir dramyazari olmama bakmaksizin- bir
roln byklgne sasiyorum. Ben bunu altmis yasimda kesfettim, bir dergiye bu yaziyi hazirlarken, Ne tuhaf! Ama
bu roln btn repliklerini, hele sirasiyla, hatirlayamiyorum.
Bir roman yaziyorum.(17) Pravdanin 924 yili koleksiyonunu gzden geirmem gerekiyor. Evveli gn syle bir
habercik okudum: 12 Subatta, Krasno-Presnenski Kalyayef (18) isi tiyatrosunun salonunda bir gece tertipledi.
Gecenin resmi tren blmnden sonra Trk dramkolu, Meyerhold tiyatrosunda alisan Ek yoldasin sahneye
koydugu ve kollektif yelerinden Nzim yoldasin yazdigi ve btn kollektife islenen bir piyesi oynadi.
Piyes mill kiliklarla oynandi. Sahneye konus lakonikti. Salon esitli milletlerden, Trke bilmeyen seyircilerle dolu
oldugu halde oyunu ok byk bir ilgiyle karsiladi.
12 Mart 924 tarihli Pravda gazetesinde ikan bu bir ka satir bu yazimda kullanacagim biricik belgedir saniyorum.
Demek ki, adim Prevdaya ilk nce 924te gemis ve piyes yazari olarak. Kim bilir bunu o zaman okuyunca nasil
sevinmisimdir. Ne yalan syleyeyim, evveli gn de bu bir ka satira rastlayinca yregim syle bir tatli tatli hop etti.
Saka mi bu, ta ne zaman Pravda adimi anmis!
Nikolay Ekle Moskovada Metla (19) tiyatro artelini kurduk. Galiba ilk ve son tiyatro arteli. Tam tarihi aklimda
degil, ama afisi gzmn nnde. Bir kizil diskin stnde uzun sapli bir ali sprgesi. Niyetimiz aik. Sprgemiz,
bir yandan gnlk hayatta ve insanlarin kafasinda ve yresindeki burjuva, kk burjuva ve derebeylik kalintilarinin
tmn sprecek; te yandan, bu kalintilari bilerek bilmeyerek koruduklarini iddia ettigimiz tiyatrolardan
Moskovayi temizleyecek. Haftada iki kere oynuyorduk, simdiki Sentralniy, o zamanki Sanuarda.(20) Burasi
Dogu Emekileri Komnist niversitesinin kulbyd de, ben de bir aralik kulbn baskaniydim gibime geliyor,
ama Nikolay Ekin kulbteki dram kollarini idare ettigini ok iyi hatirliyorum.
Bir sey daha aklimda kalmis: Artistlerimizi iki esit imtihandan geirerek seiyorduk. 1- Aktrlk imtihani, bunu Ek
yapiyordu. 2- Politikadan imtihan, bunu ben yapiyordum. Namzetlere Pravda gazetesinin o gnlk basyazisini
okutuyor, anladigini anlatmasini rica ediyordum. Sonra gnn i ve dis politika konulari etrafinda sorguya
ekiyordum. Tiyatromuz, politikayla sahnenin organik birligini kurmak iddiasindaydi. Yine aklimda kaldigina gre,
Kabahat kimde? diye bir piyesimi oynadik Metlada, bir de Kirjiik adli ve Ekle birlikte yazdigimizi sandigim
bir rvy Kabahat kimde? bir perdelikti ve cinayet, hirsizlik filn gibi sularda kabahatin, -kapitalist dzende-
bireyde degil, cemiyette oldugu tezini savunuyordu. Rv, sonralari klhanbeylestigini duydum ama, o zamanlar ok
temiz bir sehir, bir yapicilar trks olan Kirpiiki (21) trksnn etrafinda kurulmustu. Birinci Dnya Savasi,
Ekim devrimi, ilk ekonomik kalkinis. Sinemayi organik olarak tiyatroyla birlestirmistik bu rvde. Bir rnek:
kahramanlardan biri bir sokak gsterisine katiliyordu. Gsteriyi ekranda seyrediyorduk. Gsteriden ayrilip bir evin
kapisini aliyor, ieri giriyor, ekrandan ikip sahnedeki odaya daliyordu. Prensip: btn eksteryrler ekranda, btn
enteryrler sahnede, ama dedigim gibi, bir birine bagli olarak.
Metla alti ay kadar dayandiktan sonra kendisi sprld tiyatro dnyasindan. Simdi dsnyorum da, alti ay
dayanmasi bile sasilacak sey. Ruhumuzdaki eski dnyalarin kalintilarina karsi sahnede, ok daha derin, ok daha
ileri, ok daha olgun silhlarla dvslmesi gerektigini biliyorum artik. Bizim Metlanin o gnk imknlari ve o
gnk tiyatro anlayisiyla bu isi becerememesinin ne kadar tabii oldugunu da anliyorum simdi. Ama insan ne de olsa
vnmeyi seviyor - bu ruh hli de bir kalinti degil mi? Evet, seviyoruz vnmeyi, bakin, tiyatroyla sinemayi organik
bir btn olarak kullandik diye yazarken vndm basbayagi. Bu isi eklerin Laterna Majikinden ok nce, mono
ekran da olsa, - biz gereklestirdik gibime geldi bir an? Oysa ki, o yillarda btn dnyada bu denemeler yapiliyordu.
Hatt Istanbulda, bir filmi, bir Alman filmiydi saniyorum, bas aktrisi, hem perdede, hem sahnede oynadiydi.
Metla denemesi, sonu Kafatasi piyesine dayanan bir dramyazarligi anlayisini gelistirdi bende. O devirlerde
Marksla, Engelsle, Leninle hasir nesirdim. Leninin kitaplarini dogrudan dogruya sahneye koymak istiyordum.
Kapitalizmin son merhalesi emperyalizmi byk bir senaryo halinde ve konkre kahramanlari da ise katarak
isledim. Sinema iin degil, bizim Metla iin. Ama oynanmasi nasibolmadi. Meyerhold iin de bir bale yazdim:
Ehram. Temelindeki istihsal kuvvetleri, istihsal mnasebetleriyle ve st yapilariyla sosyal ehram. Meyerholde
gtrdm. Okudu, Begendi. Ama oynamadi. Bir de siir-piyes yazdim: Ayin on drd. Bir Atlantik gemisindeki
isyani anlatiyordu. Ama, aslina bakarsan gemi, ocak ve makina daireleriyle, atesileri, tayfalari gverte, ikinci,
birinci ve lks mevki yolculariyla, kaptanlariyla bu Atlantik gemisi kapitalist cemiyetin stilize edilmis bir maketiydi.
Piyesi bitiremedim. Oynanmadi. Ama bir ok paralarini Benerci kendini niin ldrd? isimli siir - romanimda
kullandim.
Kafatasi piyesimin ilk varyantini da Metla iin yazdim. Oynanamadi. Bu varyant yitirildi de. Ikincisini
Trkiyede yazdim. Konusunu, oynanisini filn sirasi gelince anlatirim. Onun da tezi Marksizmin bir dsturuydu:
Kapitalizm, geliserek yle bir merhaleye varir ki, yalniz maddi esyalar degil, manevi degerler de mal olur, alinip
satilir.
O yillari hatirlamaga alisirken bir seyin bir kere daha farkina variyorum. Btn sanat anlayisimi ve abalarimin
stnde Sovyet tiyatrosunun ve Sovyet tiyatrosuna dolu dizgin katilmak isteginin etkisi byk olmus. Leninin
kitaplarini sahnede dogrudan dogruya ilstre etmek istegi, siirde de beni ayni isi yapmaya gtrms. Dram
yazarliginda ve dolayisiyla siirde beni bu denemelere, hangi tiyatro itti diye dsnyorum. Bu denemeleri yaptigima
hi pisman degilim. Bugne kadar yararliklarini gryorum. Beni bu denemelere Meyerhold itti, ama stattan
grendigim sadece sanatin politik yz.
Birok sey borluyum demek her seyi borluyum demek degil. Tekrar edeyim, tiyatro sanatinin baska alanlarinda
Stanislavskiye Vahtangofa ve hatt Tairofa da bir ok sey borluyum. Bugnk tiyatro anlayisimin tmne
gelince, o, kimseye yzde yz bagli degil, ne Stanislavskiye, ne Meyerholde, ne Vahtangofa, ne Tairofa. Onlar ne
kadar birbirine bagliysa, ki elbette birbirlerine bagli, hatt birbirlerinin iindeyseler, benim bugnk tiyatro
anlayisim da onlarinkilerle yle bagli. Ama te yandan Sovyet tiyatrosu hele Yirminci Kongreden sonra byk bir
sirama daha yapti; niversal ve ulusal gelenekleriyle bagini koparmadan bir sirama daha yapti. Ve ben bugn bu
siramanin da yalniz byk rejisrleriyle degil, dramyazarlariyla da bagliyim.
Yillardan yirmi sekiz, yirmi dokuzdu sanirsam, Istanbulda evimde hasta yatiyordum. Arkadaslar tevkif edilmisti.
Istanbulda Polis mdrlgnde iplak ggsleri cigara atesiyle yakildiktan, tabanlarinin derisi sopayla soyulduktan,
koltuk altlarina kaynar yumurta konduktan sonra yargilanmak iin Izmire gnderilmislerdi. Alabildigine fkeliydim,
kederliydim, alabildigine hastaydim ve meteliksizdim. Kapim aildi, byk Trk rejisr Ertugrul Muhsin girdi ieri.
Modern Trk tiyatrosunun belli basli kurucularindan biri olan, Trk tiyatrosunda modern tiyatro disiplinini, hele
Rus-Sovyet tiyatrosununkini, gereklestiren Muhsin, Stanislavskinin ve Meyerholdun hayranlarindandi. Sovyetler
Birligine bir ka kere gelip gitmisti. Dostumdu. Hazir piyesin var mi? dedi. Var, dedim. Oysa yoktu. Bir haftaya
kadar verirsen sahneye koyabilirim, dedi. Olur, dedim. O gnk antikomnist terr havasi iinde benim bir piyesimi,
Istanbulun biricik gerek tiyatrosunda oynamak isteyisine sasmadim. Dostumdu. Ben dostluga inanirim. Muhsin
gittikten sonra bir hafta iinde ne yazabilirim diye dsndm. Aklima polisin eline geip yitirilmis Kafatasi
piyesimin konusu geldi. Yalniz maddi degil, mnevi degerleri de mal yapip pazara ikaran kapitalizm...
Dolaryanda denen bir lkede Dalbanezo isimli ok fakir bir profesr verem asisini buluyor, daha dogrusu asinin
nazariyesini. Verem sanatoryumlari trst telslaniyor. Profesre syle bir teklif yapiyoruz: Asinizi, gereklestirmek
iin gereken parayi, laboratuvari biz size saglayacagiz. Ama siz belirli bir sre asinizi bir yana birakip ineklerimiz
tedavi edeceksiniz. Profesr razi olmuyor buna ilknce, ama sonra boyun egiyor. Agir verem kizini da alip, belirli bir
sre inekleri tedavi etmek iin sanatoryumlardan birinin laboratuvarina yerlesiyor. Fakat konturatodaki sreyi
bekleyemiyor, asiyi gereklestirip kizini kurtarmasi lzim. Asiyi gizlice istihsal ediyor, ama kizina yapamadan
yakalaniyor ve konturatoyu bozdugu, tazminati veremedigi iin hapse atiliyor. ikiyor. Sirkte figranlik ediyor.
lyor. Morgta kafatasini bile satiyorlar.
Ana izgisini anlattigim bu piyes ancak gece oynanabildi Istanbulda. Drdnc gn Ankaranin emriyle yasak
edildi. Bahane diye de Baytarlarin protestosu ileri srld. Piyeste Profesrn: Ben baytar degilim, ineklere
bakamam, diye bir repligi var. Ama asil sebep, prmyerinden sonra seyircilerin, -byk ogunlugu genlik ve
isiydi- yaptiklari gsteri. Salondan bir saat ikmadilar. Bizi hesapsiz kere sahneye agirdilar. Nihayet ben arka
kapidan iktim, ama sokak agiz agza insan doluydu. Beni ortalarina aldilar ve bir cemmi gafir halinde gece yarisi
Istikll Caddesine iktik. Ayni sey gece tekrar etti. Sonra, dedim ya, yasak.
Kafatasi, Trkiyede, Meyerhold okulunun kimi prensipleriyle sahneye konmus ilk piyestir saniyorum. Dedigim gibi,
bu okulun btn prensipleriyle degil, kimi prensipleriyle.
Bu piyesi 951 de sanirsam, Moskova radyosu bir ka kere oynadi. Bir ka yil nce de Gence Dram tiyatrosunda
seyretmek nasiboldu. Ekber Babayef ve Azerbaycanli romanci ve dramyazari Menti Hseyinle seyrettik. stat
begendi hem oynanisi, hem piyesi. Ben oynanisi begendim, piyesi yazdigima pisman degilim, ama piyesi
begenmedim.
Ssl psl, kadifeli, yaldizli, perdeli, dekorlu bir kapali kutunun iine tiyatroyu hangi tarihte, nerde soktular
ilknce? Bilmiyorum. Iyi mi oldu bu, kt m? Bunu da burada tartisacak degilim. Ben kendi payima, aik havada,
pazar yerinde, sehir meydaninda oynanan tiyatronun hasretini ekerim arada bir bu hasretim teper.
Yilini hatirlayamiyorum, Moskovada bir ocuk bayrami dolayisiyla yapilacak senliklerin oyunlari iin bir msabaka
ailmisti. Nikolay Ekle katildik biz de msabakaya. Bizim piyesimiz de birinciliklerden birini kazandi. Bir hafta
sirkte oynandi. Rejisr: Ek.
Kapali da olsa, kubbeli de olsa sirkte, aik hava tiyatrosunun, pazar yeri, sehir meydani tiyatrosunun halkiligi,
gsterisi, senligi, dolu dizgin heyecani yasar.
Bizim piyeste dram artistleri, balerinler, sirk artistleri -insan ve hayvan sirk artistleri- yan yana, bir arada oynuyordu.
Olaylar hem yerde, ortada gelisiyordu, hem de yukarda drt yana gerili drt sinema perdesinde. Seyirciler de, -ogu
ocuk- arada bir katiliyordu oyuna.
Simdi bunlari yazarken, bu denemeyi, daha da gelistirerek, niye tekrar etmedigimize zldgm anliyorum.
Anilarimin sirasini sasirdim yine. Farkindayim bundan boyuna sikayet ediyorum. Ama insan tarih sirasiyla mi,
mutlaka kronolojik bir dzen iinde mi hatirlar basindan geenleri?
Istanbulda Ertugrul Muhsin iki piyesimi daha sahneye koydu 930 yillarinda: Bir l Eviyle Unutulan Adami,
Bir l Evinin ikinci varyantini Leningratta Komisarjevski tiyatrosu oynadi drt bes yil nce. Adini degistirdim:
Bayramin ilk gn. Prmyerine Mihail Zosenkoyla gittikti. stat begendiydi piyesi, ben de ok sevindiydim.
Zosenkonun bir ok hikyesini evirdim Trkeye, ustaliginin hayraniyim. Trk burjuva basini. Sovyetler
Birliginde insanlar glmeyi unutmustur, mizah edebiyati lmstr filan diye yaygarayi bastiklari bir sirada
Zosenkonun yayimlanmasi ok iyi olduydu. Onbinlerle Trk okuyucusu, Zosenkonun aci, ama ok derin ve asla
ktmser olmayan hikayelerini okuyarak Sovyetler Birligini sevdi saniyorum.
Bir l Evinin konusu, klsik burjuva miras dvasi. Drt gn oynandi ancak. Hayir hkmet yasak etmedi. Seyirci
gelmedi. Sebebini anlatayim.
Kafatasi denemesini gznnde tutarak, -sonradan anlasildi ki, gereginden ok gznnde tutmusuz bu denemeyi-
yeni piyesin yasak edilmemesi iin yazarinin adini degistirdik. Bundan dolayi da piyese gelen ogunluk benim
okuyucularim degil, burjuva, kk burjuva seyircilerdi. Birinci perdenin ortasinda haykirmaya basladilar: Bu ne
rezalet! Mukaddesatimiz tahkir ediliyor! Ikinci perde aildiginda salon yari yariya bostu, nc perdenin ortasinda,
galeri kalabalikaydi ama, salonda drt bes kisi kalmisti. Dedim ya byle parlak bir prmyerden sonra piyes ancak
drt gn tutunabildi. Bundan tr Muhsin teki piyesi adimla sanimla sahneye koydu. Bas rol de kendisi oynadi.
Unutulan Adami 933te yazmistim, hapislerimden birinden iktiktan sonra. Kisaca konusu: Gen bir asistani olan
ve gen bir kadinla evli, ok nl bir operatr nnn ve burjuva ahlk telkkilerinin esiridir. Karisinin kendisini
asistanla aldattigini bildigi halde ses ikarmaz. Dile dsmekten, nn zedelemekten korkar. Kizi evli bir erkekten
gebedir. Rezaleti nlemek iin kizinin ocugunu kendisi dsrmege razi olur, kiz ameliyat masasinda lr, profesr
hapse dser. Hapisten iktigi zaman unutulmustur btn cemiyete. Gidecegi bir tek yer vardir: unutulan adamlarin
barinagi Sabahi kahveleri. Piyeste insanlar biraz daha ok ynl, byle burada anlattigim gibi kabataslak degil
saniyorum. Bunun da ikinci varyantini iki yildir Sovyet Ordusu Tiyatrosu basta olmak zere bir ok yerde
oynuyorlar. Demokratik Almanyada, ekoslovakyada da.
Istanbuldaki prmyeri MHATin bir aktrisiyle seyretmistik. Adini hatirlamiyorum. Yirmi yillarinda Moskovadaki
Trk Eliligi bas ktibi olan Fuat Carim Beyle evlenip Trkiyeye gelmis. Sonra otuz yillarinda sanirsam bir rol
oynamak iin bir ka zamanligina Moskovaya dnd. Gzmn nne uzunca boylu zayifa ve ok kocaman kara
gzl, gzelligi acayip ve ok akilli bir gen kadin geliyor. Yazik, adini hatirlayamiyorum. MHATa telefon edip
grenmeli. (22) Piyesi de oynanisini da pek begendiydi. Hi unutmam: Bunu Rusaya evirip Moskovaya MHATa
yollayin, dediydi. Aklima birdenbire ne geldi bakin: Bir gn Fuat Beyin ksknde bahede oturuyorduk. Fuat Bey,
karisi ve bes alti yasindaki ogullari. Oglan bahedeki bir ukuru kosa kosa atlamaya alisti bir iki kere, ama her
keresinde ukurun basinda irkilip durdu. Anasi oglanin yanina gitti. Atla, dedi. Mademki atlamak istedin, geri
dnmek olmaz. Oglan:
-Korkuyorum anne, dedi.
Ana:
- Korkaklik kadar ayip sey yok bu dnyada, dedi. Atla. Atlayamazsan dsersin ukura, canin yanar, zarar yok, bir
kere daha atlamaya alisirsin Atla...
Ve oglan atladi ukura.
1938de hapse dstm. On yil kadar yattim bu keresinde. Bes piyes yazdim ierde: Ferhatla Sirin Yahut Bir
Sevda Masali, Yusufla Zeliha Yahut Yusuf ve Kardesleri, Istasyon, Fitnat, Yerdepremi. Bunlardan
Ferhat ve Sirin Moskovada, Piragda, Berlinde ve daha bir ka sehirde oynandi. Yusuf ve Kardesleri
ekoslovakyada ve Demokratik Almanyada oynandi. Ha, Ferhat ve Sirinden bir de film yapildi. Berbat bir sey.
Hatirladika utanirim hl. Yerdepremiyle Fitnatin msveddeleri bile kalmadi, kayiplara karisti ikisi de.
'Istasyonu, konunun temelini ele alarak yeniden yazdim. Hi bir yerde oynanmadi.
Amerikayi yeniden kesfetmek diye bir is var, komik bir is ok kere. Ama kimi kere de, Amerikanin
kesfedilmedigini gerekten bilmeyip de bunu byk bir ciddiyetle yaparsan, kesfettim diye de dehsetli sevinirsin,
sonra karaya ikip da Amerikada Avrupalilarin oktandir topragi srdklerini grrsen durumun yalniz komik degil,
azicik da aciklidir. Benim basima iste byle bir ksiflik isi geldi dramyazarligi alaninda.
Hapiste insanin vakti oktur, hapishane istemeli stne kurulmamissa. Kurulmussa yorgunluktan dsnmeye vaktin
kalmaz saniyorum. Ama benim yattigim hapishanelerde dsnmekten baska yapacak is yok gibiydi. Yalniz son yil
dokumacilik etmek bahtiyarligina kavusabildim.
agdas piyeslerde monologlarin hemen hemen ortadan kalktigini dsndm. Monologlarin gelistirilmesiyle, yeni bir
aidan islenmesiyle i dnyamizin sahnede bas rollerden birini oynayabilecegini kesfettim. Ferhatla Sirinde bu
icadimi gereklestirmeye alistim. Yusufla Zelihada da ayni kesfin sevincini duydum. Ferhatla Sirinde,
kahramanlar bir yandan birbirleriyle konusuyor, bir yandan da akillarindan geenleri birbirlerine degil, seyircilere
sylyordu. Kimi kere de, uzun bir sre, her biri yksek sesle dsnyordu. Sonra, kimi kere, kahramanlar, bir
baslarina konusuyorlardi kendi kendileriyle, yani klsik monolog. Sonra, Yusufla Zelihada, Zelihanin tonda
sesi, i dnyasinin ayri monologunu sylyor, Zeliha agzini amadan pantomima oynuyordu. O zamanlar daha
magnetofon yoktu, belki vardi da benim haberim yoktu. Bundan dolayi bu sesi gramofon plagina yazdirmayi
dsndm. Bu kesiflerimden o kadar memnundum ki, hapisten ikar ikmaz ilk isim arkadaslara bu iki piyesi
okumak oldu. Okudum ve Hafife siritarak yzlerine bbrlene bbrlene baktim. Birisi:
- Iyi ama, dedi, bu senin marifeti, hem de lsini Sartre oktan yapti.
Hapiste yatmanin ktlklerinden biri de, dramyazari iin, dnyada, dramyazarligi alaninda olup bitenlerden haber
alamamasi. Ama dnya ylesine byk ki, dramyazarlari o kadar ok ki, bu alanda olup bitenlerin tmnden haber
alamamak iin hapse dsmek de sart degil. Yani Amerikayi yeniden kesfetmek iin tiyatro islerinde, ille de hapislik
gerekmiyor. Nitekim Moskovaya geldikten sonra yazdigim bir iki piyeste de basima ayni is geldi. Yani bu
piyeslerde, kimisi oynanmadi, ilknce benim tarafimdan kullanildigini sandigim bazi marifetlerin benden ok nce
kullanildiklarini sonradan grendim.
Bu anlattiklarimdan dsnyorum da, syle, bir sonu ikariyorum. Belirli devirlerde, belirli mesleklerden insanlar;
dhisinden sira neferine kadar, bilimde, teknikte, gzel sanatlarda filn, dnyanin drt bucaginda, hatt hapishanede,
ayni sorularla karsilasiyor, ayni karsiliklari veriyor; irili, ufakli ok nemli, az nemli ayni kesifleri, ayni icatlari
yapiyor, ok kere birbirlerinden habersiz.
Byle bir sonuca varmam da bir yandan kendi kendimi avutma, bir yandan da Amerikayi yeniden kesfetmenin bir
esidi galiba...
Azkala unutuluyordum: Moskovaya dndkten sonra bir sr piyes yazdim: Trkiyede, Enayinin ikinci
varyantini, Ivan Ivanovi var miydi, yok muydu?, Inek, Iki inati, Tartf - 59, Her seye ragmen, Prag
saatleri, Demoklesin kilici. ogu oynanmadi. Bence iyi de oldu. mrm boyunca hep tiyatronun etkisi altinda
kaldim, ama nc derecede bir dramyazarindan daha ykseklere ikamadim. Ama ne de olsa bu meselede
ktmser degilim. Iyi bir dramyazari olabilecegimi umuyorum. Can ikmadan umut ikmiyor derler.
Nisan - Haziran 1962
Moskova
Notlar
(1) Piyesin asil adi: Ocakbasindadir.
(2) Bu yazi yazildigi zaman Papazyan sagdi. 1968de lmstr.
(3) Gelincik demektir. Sovyet kompozitr Glierin balesidir.
(4) Bolsoy - Moskovadaki Byk (Rusa - bolsoy) Opera ve Bale Tiyatrosu
(5) Mali Teatr - Moskovadaki Kk (Rusa - mali) Tiyatro
(6) Afrodit Adasi - agdas Yunan sairi ve dramyazari Aleksis Parnisin piyesinin adidir.
(7) Meyerhold Vsevolod Emilyevi (1874 - 1940) - Sovyet ve Dnya tiyatro sanati alaninda byk hizmeti
gemis olan rejisr. 1920 yillarinda, Moskovada orjinal oyunlariyla tiyatro sanatinda bir dnm yapmis
olan Meyerhold Tiyatrosunun kurucusu ve sefi de odur.
(8) Stanislavski K. S. (1863 - 1938) - Byk Rus rejisr.
Vahtangof Y. B. (1883 - 1922) - nl Rus rejisr, Moskovadaki Vahtangof Tiyatrosunun kurucusu.
Tairof A. Y. (1885 - 1950) - Rus rejisr, Moskovadaki Kamerni Teatrin (Oda tiyatrosu) kurucusu.
(9) MHAT - Rusa: Moskovski Hudojestvenni Akademieski Tentr (Moskova Sanat Tiyatrosu)
(10) Ayaktakimi Arasinda - Gorkinin piyesi.
(11) Tarelkinin lm - Rus yazari Suhovo - Kobilinin piyesi. 1922de Meyerhold sahneye
koymustur.
(12) Firtina - Rus Dramyazari A. Ostrovskinin piyesi.
(13) Mfettis - Gogoln piyesi.
(14) Fedra - Fransiz yazari Rasinin piyesi.
(15) Turandot - Prenses Turandot, Italyan yazari Karlo Gotsinin eseri.
(16) KUTV - Nzim Hikmetin 1922 - 28 yillarinda okudugu niversite.
(17) Yasamak Gzel Seydir Be Kardesim romanindan sz ediliyor.
(18) Moskovanin Krasno-Presnensk mahallesinde bulunan ve Kalyayef adinda bir Rus devrimcisinin
ismini tasiyan isi kulbndeki tiyatro.
(19) Metla - Rusa: ali sprgesi demektir.
(20) Sentralniy (Eski adi: Sa nuar) - Moskovada sinema.
(21) O zamanlar pek yaygin olan Kerpiler adli bir trk, alistigi fabrikanin yeni bastan kurulmasina
yardim eden bir Rus isi kadini vyor.
(22) MHATa telefon etmeye lzum kalmadi, nk bu yazi iktiktan iki gn sonra, MHATin bas
aktrlerinden biri olan Vasili Toporkoftan Nzim Hikmete mektup geldi. Toporkof, yazida sz edilen
aktrisin Suhaeva Yelena Georgiyevna oldugunu aikladi. - E.B.

You might also like