You are on page 1of 337

Altn Buda

GR

Bu roman bir Dirk Pitt maceras ya da NUMA dosyalar serisindeki Kurt Austin hikyesi deil. Bu Kkreyen Deniz adl romanmda szn ettiim eski kargo gemisi Oregon'un yks. Eski psk grnts ve pasl gvdesinin altnda Oregon aslnda bir teknoloji ve bilimsel deha harikasdr. Mrettebatn, kollar ok uzaklara uzanan irketler birliinin saysz emsiyesi altnda alan olduka eitimli ve zeki paral askerler oluturmaktadr. Yozlamayla savamak ve yedi denizin egzotik limanlarnda ahlakszlarn, sulularn kt tehditlerine meydan okumak iin dnyann her yerindeki hkmetlerle, irketlerle ve zel kar gruplaryla anlamalar yapmaktadrlar. Craig Dirgo ve ben daha nce hi grlmemi karakterlerle tamamen yeni maceralar dizisi yaratmak iin birlikte altk. Umarm bunun ho bir farkllk olduunu dnr ve bu kitab elenerek okursunuz. Clive Cussler

Altn Buda
KARAKTERLER RKET EKB JUAN CABRILLO: irketin Ynetim Kurulu Bakan MAX HANLEY: irketin Bakan RICHARD TRUITT: irket Operasyonlar Bakan Yardmcs MRETTEBAT GEORGE ADAMS: Helikopter pilotu/faal grevli RICK BARRETT: A yama /faal grevli MONICA CRABTREE: Malzeme ve Lojistik Koordinatr/faal grevli CARL GANNON: Genel Operasyonlar/faal grevli CHUCK "MNK" GUNDERSON: ef Pilot/faal grevli MICHAEL HALPERT: Finans ve Muhasebe/faal grevli CLIFF HORNSBY: Genel Operasyonlar/faal grevli JULIA HUXLEY: Subay Doktor/faal grevli PETE JONES: Genel Operasyonlar/faal grevli HALI KASIM: letiim Uzman/faal grevli LARRY KING: Keskin nianc/faal grevli FRANKLN LINCOLN: Genel Operasyonlar/faal grevli BOB MEADOWS: Genel Operasyonlar/faal grevli MARK MURPHY: Silah Uzman/faal grevli KEVIN NIXON: Sihir Dkkn/faal grevli SAM PRYOR: Jet Motoru Mhendisi/faal grevli GUNTHER REINHOLT: Jet Motoru Mhendisi/faal grevli

TOM REYES: Genel Operasyonlar/faal grevli LINDA ROSS: Gvenlik ve Gzalt/faal grevli EDDIE SENG: Ky Operasyonlar Direktr/faal grevli ERIC STONE: Kontrol Odas Operasyonlar/faal grevli DERLER DALAI LAMA: Tibet'in Ruhani Lideri HU JINTAO: in Bakan IV. LANGSTON OVERHOLT: Tibet'i zgrletirmesi iin irketi grevlendiren CIA st dzey alan LEGCHOG ZHUREN: Tibet zerk Blgesi Bakan SUNG RHEE: Macau Polis efi LING PO: Macau Polis Dedektifi STANLEY HO: Macau milyarderi ve Altn Buda'y satn alan kii MARCUS FRDAY: alnt Altn Buda'y satn almay kabul eden bilgisayar milyarderi Amerikal WINSTON SPENSER: Altn Buda'y almaya kalkan sahtekr sanat eseri satcs MICHAEL TALBOT: Friday iin alan San Franciseo'lu sanat eseri satcs

Altn Buda NSZ


31 MART,1959 Norbulingka yaz sarayn evreleyen ieklerin tomurcuklar amak zereydi. Kompleksin park andran ortam ok gzeldi. evresini kuatan yksek ta duvarlarn iinde aalar ve verimli baheler bulunuyor, ortada da yalnzca Dalai Lama, danmanlar ve seilmi birka keiin getii daha kk sar bir duvar vard. Burada durgun havuzlar, Dalai Lama'nn evi ve dua etmek iin mabet vard. Kargaann hkm srd bir lkenin merkezinde dzen ve servet deniziydi buras. ok uzakta olmayan bir yamata grkemli Potala K Saray bulunuyordu. Dev yap tepe yamacndan aaya decekmi gibi grnyordu. Potala'nn yzlerce keii barndran binden fazla odas vard. Gemii yzlerce yl geriye dayanyordu. Bina heybetli bir dzenlilie sahipti. Ta merdivenler yedi katl sarayn orta seviyelerinden kp dzgn bir zikzak izerek aaya iniyor, sonra ar byk binann tabann oluturan devasa ta duvarda son buluyordu. Titizlikle yerletirilmi talar neredeyse yirmi be metre yksekliindeydi. Tabannda on binlerce Tibetlinin topland dz bir alan bulunuyordu. Norbulingka'daki bir baka geni grubun yan sra halkda ruhani liderlerini korumaya gelmilerdi. lkelerini igal eden nefret ettikleri inlilerin tersine kyller tfek deil, bak ve ok tayorlard. Onlarn ar silahlar yerine yalnzca etleri, kemikleri ve ruhlar vard. Silah bakmndan gszdler, ama liderlerini korumak iin kendi hayatlarn seve seve ortaya koyabilirlerdi. Bu fedakrlk iin Dalai Lama'nn tek bir sz yeterdi. Sar duvarn iindeki, Dalai Lama trbesinde kiisel koruyucusu Mahakala'ya dua ediyordu. inliler onu korumak iin kendi kararghlarna gtrmeyi nermilerdi, ama Dalai Lama onlarn gerek amalarnn bu olmadn biliyordu. Aslnda inlilere kar korunmas gerekiyordu. Dalai Lama'nn Chamdo Valisi Ngabo Ngawang Jigme'den yeni ald mektup daha doru bir tabloyu ortaya koyuyordu. Blgenin komutasn elinde tutan inli askeri subay General Tan'la yapt grmeden sonra Jigme,

inlilerin kalabal datmak iin onlar bombalamay planladndan emin olmutu. Bu durumda can kayb korkun olurdu. Dalai Lama diz kt yerden kalkarak masadaki zili ald. Neredeyse annda bir kap ald ve Kusun Depon, yani Dalai Lama'nn zel korumalarnn ba belirdi. Ak kapdan birka Sing Gha savasn grebiliyordu. Manastr polisleri korku verici bir grnt sergiliyorlard. Her birinin boyu bir seksenden uzundu, korkun byklar vard, daha heybetli ve yenilmez grnmelerini salayan siyah vatkal takm elbiseler giymilerdi. fkeli Tibet mast koruma kpekleri Dogkhyiler hazr olda bekliyorlard. "Ltfen khini arn," dedi Dalai Lama alak sesle. III. Langston Overholt Lhasa'daki evinden bozulan artlar izliyordu. Telsiz operatr kadran ayarlarken onun yannda dikiliyordu. "Durum kritik, tamam." Telsiz operatr paraziti azaltmak iin kadran evirdi. "Krmz horozun tavuk kmesine gireceini dnyorum, tamam." Operatr gzlerini gstergelerden ayrmyordu. "Acil olumlu destee ihtiya var, tamam." Operatr kadran ayarlarken yine bir gecikme oldu. "Kartallar ve develeri tavsiye ediyorum, tamam." Telsiz titrek sesler karp yeil gstergeler bir dizi dalgal hareketlere dnerken adam sessizce dikilmeye devam ediyordu. Szler artk havadayd -gerisi kontrollerinin dndayd. Overholt uaklar istiyordu- hem de hemen. Khin Dorje Drakden derin bir trans halindeydi. Batan gne tapnak duvarnn tepesindeki kk pencereden giriyor, ttslkte son bulan bir k yolu oluturuyordu. Ik huzmesinde dumanlar dans ediyor ve garip, neredeyse tarn andran bir koku havay dolduruyordu. Dalai Lama, dizlerinin stnde iki bklm alnn ahap demeye dayam olan Drakden'den birka adm tedeki duvara dayal minderin stnde bada kurmu oturuyordu. Birden khin derin bir sesle konutu. "Bu gece ayrln! Gidin." Sonra gzleri hl kapal ve trans halindeyken ayaa kalkt, masaya doru gidip tam bir adm tede durdu. Sonra aaya doru eilip tyden kalemi

ald, mrekkebe batrd ve yere kmeden nce bir kda ayrntl bir harita izdi. Dalai Lama khinin yanna koup ban kaldrd ve yanana dokundu. Adam yavaa uyand. Yastklardan birini onun bann altna koyduktan sonra ayaa kalkp toprak srahiden bir bardak su doldurdu. Barda khine gtrp dudaklarna dayad. "Yudumla, Dorje," dedi usulca. Yal adam yavaa toparlanp oturma pozisyonunu ald. Dalai Lama, khinin iyilemek zere olduunu anlar anlamaz masaya gidip mrekkeple yaplm izime bakt. Lhasa'dan Hindistan snrna ka yolunu gsteren ayrntl bir haritayd bu. Overholt kariyerinin iine domutu. Devrim Sava'ndan beri Birleik Devletler'in katld her savata en az bir Overholt hizmet etmiti. Bykbabas Sava'ta, babas Dnya Sava srasnda ajanlk yapmt. Langston, 1947'de kurulduunda CIA'e gemeden nce II. Dnya Sava'nda hizmet eden nc Stratejik Hizmetler Ofisi alanyd. On be yllk ajanlk gemii olan Overholt imdi otuz yandayd. Bu sre zarfnda Overholt hi byle kt bir durum grmemiti. Tehlikede olan bir kral ya da kralie, bir piskopos veya diktatr deil, bir dinin lideriydi. Tanr kral, bir ilah, soyu M 1351'e kadar uzanan bir liderdi. Eer hzla bir eyler olmazsa komnist bela onu yaknda mahkm edecekti. O zaman insanlarla oynanan satran ma sona ererdi. Mandalay, Burma'da Overholt'un mesaj alnp Saygon'a iletildi, oradan Manila'ya transfer edildi, ardndan gvenli sualt telgrafyla Long Beach, Kaliforniya'ya, son olarak da Washington D.C.'ye ulatrld. Tibet'deki durum bozulmaya devam ederken CIA Burma'da bir meclis oluturmaya balamt. Grup inlileri yenecek kadar byk deildi, ama daha ar kara kuvvetleri gelene kadar onlar yavalatmaya yeterdi. Himalaya Hava Hizmetleri adl paravan irket altnda gizlenen donanma on drt C-47'den oluuyordu: on tanesi malzeme brakabilir trdeydi ve drd de birinci kuak silah gemilerine dntrlmt. Bu g, alt F-86 savas ve montaj hattndan yeni km ar bombardman ua B52'yle desteklenmiti.

Alan Dulles Oval Ofis'te oturmu piposunu tttrrken durumu Bakan Eisenhower'a aktaryordu. CIA mdr szlerini tamamladktan sonra arkasna yaslanp Bakan'n bir sre dnmesine izin verdi. Birka dakika sessizlik iinde geti. "Bay Bakan," dedi sonunda. "CIA inisiyatif kullanarak Burma'da ilk vuru gcn oluturdu. Eer izin verirseniz bir saat iinde havalanacaklar." 1952'de bakan seildiinden beri Eisenhower, McCarthy durumalaryla, Vietnam'daki ilk danmanlaryla ve bir kalp kriziyle karlamt. Entegrasyonu glendirmek iin Little Rock, Arkansas'a on bin asker gndermek zorunda kalmt; Sovyetler'in uzayda nderlii ele almalarna tank olmu ve bakan yardmcsn Latin Amerika'daki dman kalabala talatmt. imdi de Kba'da, Birleik Devletler topraklarndan yalnzca doksan mil tede bir komnist lider ortaya kmt. Artk yorulmutu. "Hayr, Alan," dedi sessizce, bir an durakladktan sonra. "Bir general olarak savalarn nasl seeceini bilmen gerektiini rendim. u anda Tibet'teki bu durumdan uzak kalmalyz." Dulles ayaa kalkp bilgilendireceim." Eisenhovver'n elini skt. "Adamlarm

Overholt'un Lhasa'daki komuta merkezinde, telsizin yanndaki kl tablas azna kadar filtresiz sigara izmaritiyle doluydu. Saatler geerken yalnzca telsiz mesajnn alnd doruland. Her yarm saatte bir Tibetli haberciler istihbarat veriyordu. Grsel keif ncleri Lhasa'daki sarayn dndaki kalabaln her dakika arttn bildiriyor, ama haberciler kesin bir say veremiyorlard. Tibetliler sopalar, talar ve baklarla dalardan akn akn gelmeye devam ediyorlard. Toplanan kalabalk iyi silahlanm in Ordusu iin top yemi olacakt. imdiye kadar inliler herhangi bir harekette bulunmamlard, fakat raporlar mehur ehre giden yollarda biriken askerlerden sz ediyordu. Overholt bu senaryonun be yl nce, Carlos Armas ynetimi altndaki komnist kart asilerin birdenbire harekete getii Guatemala'da gerekletiini grmt. Ardndan da karmaa gelmiti. Bakan Jacobo Arbenz'in komutasndaki gler dzeni salamak iin kalabala ate am ve afak skmeden nce hastaneler, morglar kapasitelerini doldurmutu. Gsteriyi Overholt organize etmiti ve bu bilgi zihnini bir rt gibi kaplyordu. Derken telsiz hrdad.

"Tepedeki apka olumsuz, tamam." Overholt'un kalbi durur gibi oldu. stedii uaklar gelmiyordu. "Baba Ay karma ilemi srasnda eer gerekirse yolu temizlemenin sorun olmayacan sylyor. Kalk ve sonraki seyahati bildirin, tamam." Eisenhovver Lhasa'ya saldrlmamasn syledi, diye dnd Overholt, ama Dulles, eer i o noktaya gelirse Tibet'ten kendi bana kan gizlemesini kabul etmiti. Eer ileri doru yaparsa patronunun kn tehlikeye atmas gerekmezdi. "Efendim?" dedi telsiz operatr. Overholt dncelerinden syrld. "Bir yant bekliyorlar," dedi operatr sessizce. Overholt mikrofona uzand. "Alnd ve kabul edildi," dedi. "Jesti iin de Baba Ay'ya teekkrler. Yoldan ararz. Ofisi kapatyoruz, tamam." Telsiz operatr, Overholt'a bakt. "Galiba her ey buraya kadar." "Her eyi parala," dedi Overholt sessizce. "Yaknda gidiyoruz." Sar duvarn iinde, Dalai Lama'nn srgne ka hazrlklar artc bir hzla devam ediyordu. Overholt muhafzlar geip grlmeyi bekledi. Be dakika sonra siyah ereveli yakn gzlklerini ve sar kaftann giymi olan Dalai Lama idare odasndaki ofisine girdi. Tibet'in ruhani lideri yorgun, ama teslim olmu grnyordu. "Yznden anladm kadaryla, yardm gelmiyor," dedi sessizce. "zgnm, Kutsal Efendimiz," diye yant verdi Overholt. "Elimden geleni yaptm." "Evet, Langston, yaptna eminim. Ama durum byle," diye belirtti Dalai Lama. "Bu yzden srgne gitmeye karar verdim. Halkmn katledilmesi riskine giremem." Overholt, Dalai Lama'y kamaya ikna etmek iin btn ikna gcn kullanmas gerekeceini dnerek gelmiti oraya, ama bu karar zaten verilmiti. Bu kadarn beklemeliydi; Dalai Lama'y tand onca yl iinde liderin halkna olan ballndan kukulanmasn gerektirecek hibir ey grmemiti.

"Adamlarm ve ben size elik etmek istiyoruz," diye neride bulundu Overholt. "Ayrntl haritalarmz, telsizlerimiz ve malzemelerimiz var." "Sizin de yanmzda gelmeniz bizi mutlu eder," dedi Dalai Lama. "Ksa sre iinde gidiyoruz." Dalai Lama kmak zere dnd. "Keke daha fazlasn yapabilseydim," dedi Overholt. "ler byle," dedi Dalai Lama kapda durarak. "Ama imdilik sen adamlarn toplayp nehirde bizimle bulu." Norbulingka'nn ok yukarsnda gkyz trilyonlarca yldzla benek benekti. Birka gn iinde dolunay olacak ay yeri sar, yaygn bir parltyla aydnlatyordu. Ortalk sessiz, sakindi. Normalde ten gece kular sessizdi. Etraf evrili arazinin iindeki evcilletirilmi hayvanlar -misk geyii, da keileri, develer, yal bir kaplan, serbeste koan tavuskular- neredeyse hi kprdamyordu. Himalayalar'm tepesinden esen hafif bir rzgr am ormanlarnn ve deiimin kokusunu getiriyordu. Lhasa'nn dndaki tepelerden bir kar leoparnn insann kann donduran l duyuldu. Dalai Lama araziyi tarad, sonra gzlerini kapatp zihninde geri dn hayal etti. zerinde kaftan yerine pantolon, pelerin yerine siyah ynl palto vard. Askya taklm bir tfek sol omzundan sarkyordu ve antik tren tangkas, yani nakl ipek goblen sa tarafnda aslyd. "Hazrm," dedi Chikyah Kenpo ya da genelkurmay bakanna. "konu paketlediniz mi?" "Gvenli bir ekilde sanda yerletirildi ve korunuyor. Sizin gibi adamlar da ne pahasna olursa olsun koruyacaklardr onu." "yle yapmalar gerekiyor," dedi Dalai Lama yumuak bir ekilde. ki adam sar duvardaki kapya gidip iinden getiler. Chikyah Kenpo'nun elinde byk, mcevherli, kvrk bir kl vard. Belindeki deri knna sokup efendisine dnd. "Yaknda kaln." Sonra arkalarnda Kusun Depon grubuyla d kapy geip kalabaln arasna girdiler. Grup anm toprak yolda hzla ilerledi. Bir ift Kusun Depon arkada durup pelerinden gelen olup olmadna bakt. Kimse

olmadn grnce ndeki muhafz iftine doru ilerlediler. Bu kez onlar geride kald ve sahil ak hale gelene kadar bu byle devam etti. ndeki sava iftleriyse ilerideki tehlikeleri deerlendiriyorlard. Yolun ak olduunu grnce ilerlemeye devam ediyorlard. riyar bir keiin ektii el arabasnda bulunan ikon grubu takip ediyordu. Arabann sopalarn skca kavram olan kei randevusuna ge kalm bir iki tekerlekli araba srcs gibi koturuyordu. Herkes hzla ilerliyordu ve ayaklarnn kard sesler bastrlm alk sesine benziyordu. Suyun sesi slak yosun kokusuyla birlikte geldi. Buras Kyichu Nehri'nin bir koluydu. Grup bir dizi atlama tandan geerek hzla ilerlemeye devam etti. Kyichu Nehri'nin uzak kysndaki Overholt saatinin radyum kadranna bakp arln bir ayandan dierine geirdi. Saatler nce gnderilmi olan birka dzine Kusun Depon ka hzlandracak olan atlarla ve katrlarla ilgileniyordu. Sarn Amerikalya ne korku ne de kt niyetle bakyorlard, yalnzca teslimiyet vard ifadelerinde. Birka byk feribot onlar nehrin karsna tamt ve tekneler yine uzak kyya balanm Dalai Lama'nm varn bekliyordu. Overholt uzak kyda bir n hzla yanp sndn grd, geiin gvenli olduunu gsteriyordu bu. Ay nda teknelerin hzla yklendiini grd, dakikalar sonra da suya arpan kreklerin sesini duydu. ndeki tekne akl tal sahile knca Dalai Lama tekneden aaya indi. "Langston," dedi. "Bakentten grlmeden ayrlmay basardn m?" "Evet, Kutsal Efendimiz." "Btn adamlarn seninle birlikte mi?" Overholt emrindeki yedi adam iaret etti. Ekipmanlarnn bulunduu birka kutuyla bir kenarda duruyordu adamlar. Kar kyya ulaan Chikyah Kenpo muhafzlar tekneden indi ve nc askerler atlara bindiler. Adamlarn ellerinde ipekli flamalarla sarl uzun mzraklar vard. Daha nce atlar tren rtleri ve sslemelerle kaplyd. Derken, bir kaz sesini andran bouk bir trompet sesi havay doldurdu. Gitme vakti gelmiti. Overholt ve adamlar atlara binerek Dalai Lama'nn arkasnda bir sra oluturdular. Ertesi sabah gne doana kadar Lha-sa'dan millerce uzaktaydlar.

ki gn boyunca, be bin metrelik Che-La Geidi'nden ve Tsangpo Nehri'nden getikten sonra grup geceyi geirmek zere Ra-Me Manastr'nda durdu. At srtnda hzla gelen haberciler gruba yetiti ve inlilerin Norbulingka'y bombalad, aresiz kalabal makineli tfeklerle tarad haberini getirdi. Binlerce insan ldrlmt. Bu haberler Dalai Lama'nn cann ok skt. Overholt kaydettikleri ilerlemeyi telsizle bildirmiti ve yardm ars yapmas gerekmedii iin byk bir rahatlama hissediyordu. Bu rota inlilerle herhangi bir atmaya girmekten kanmak amacyla uzmanlar tarafndan dikkatle seilmiti. O ve adamlar ok yorgundu, ama cesur Nepalliler hi duraklamadan ilerliyorlard. Lhuntse Dzong kasabas da Jhora ky gibi geride kalmt. Hindistan'la snr olan Karpo Geidi bir gnlk mesafedeydi. Derken kar yamaya balad. Uultulu rzgrla gelen tipi ve alak bulutlar, Hindistan snrna ulamadan nce geecekleri son Tibet kasabas olan Mangmang zerinde asl duruyordu. Yolculuk yznden zaten tkenmi olan ve binlerce vatandann ld haberine ok zlen Dalai Lama hastaland. lkesindeki son gecesi bir ikenceydi. Yolculuunu rahatlatmak iin yak ve at krmas olan dzomo adl bir hayvann srtna yerletirildi. Dzomo Karpo Geidi'nin yamacn trmanrken Dalai Lama sevgili Tibet topraklarna son kez bakmak iin duraklad. Overholt atyla yaklat. Dalai Lama kendisine bakana kadar bekledi. "Benim lkem asla unutmaz," dedi. "Ve bir gn sizi evinize geri getireceiz." Dalai Lama bayla onaylad, sonra dzomonun boynunu okad ve srgne doru yneldi. Srann arkasnda paha biilmez sanat eserini tayan arabay eken kei geide trmanrken bacaklarn iyice zorladktan sonra yamatan aaya inmeye balad. Trmanrken arln ok fazla hissettii yaklak yz kilo arlndaki araba imdi zgrce komak istiyordu. Adam zorlukla topuklarn yere bastrd.

1 BUGN
Saat akamn yirmisiydi. Krk, mavi bir masa rtsnde dolaan siyah bir bcei andran yorgun ve yal bir yk gemisi, gneyden, Karayip dalgalarnn arasndan Kba adasndaki Santiago Liman'nn giriine doru zorlukla ilerliyordu. Gne dnyann atmosferi sayesinde bytlm kocaman bir top gibi bat ufkundan batarken, geminin tek bacasndan kan duman doudan esen rzgrla savruluyordu. Son buharllardan biri olan yk gemisi, dnyann egzotik ve uzak blgelerine yaylm limanlarna isimsiz bir ekilde yolculuk yapyordu. Onun gibi ileyen birka gemi kalmt. Dzenli bir gemicilik rotas izlemiyorlard. Programlar kargo talebine ve sahiplerine balyd, bu yzden var yerleri limandan limana deiiyordu. Sahile yanayor, ykn boaltyor ve hayaletler gibi gecenin iine karyorlard. Sahilden iki mil akta kk bir tekne alkantl denizde yalpalayarak gemiye yanat ve paralel bir seyir izleyerek etrafndan dolat. Ak ambar kapandan aaya bir ip merdiven sarktlrken teknenin kaptan pasl gvdeye iyice yanat. Elli yalarndaki, kahverengi derili, sk kr sal kaptan eski gemiye bakt. Solmu siyah boyasnn kaznp yeniden boyanmas gerekiyordu. Gvdedeki her aklktan pas akyordu. Deliine gergin bir ekilde ekilmi olan dev demiri tamamen anmt. Kaptan pruvann st ksmnda zorlukla okunan harflere bakt. Yorgun yal geminin ad Oregon'du. Jesus Morales aknlkla ban iki yana sallad. Geminin yirmi yl nce hurdaya kmam olmas bir mucizeydi. Hl ilemekte olan bir yk gemisinden ok bir enkaza benziyordu. Ulatrma Bakanlndaki parti brokratlarnn, ttn ve eker tarlalarna kimyasal gbre tamas iin szleme yaptklar geminin durumu konusunda bir fikirleri olup olmadn merak etti. Geminin denizcilik sigortas incelemesinden gemi olduuna inanamyordu. Gemi neredeyse duracak kadar yavalarken Morales korkuluklarda dikildi ve klavuz teknenin tamponlar geminin gvdesine srtnd. Tekneyi kaldran dalgann zamanlamasn iyi yaparak slak gverteden borda merdivenine atlad ve ambar kapana trmand. Gnde on kere yapt bir

eydi bu. Kapan yannda bekleyen bir ift tayfa gverteye trmanmasna yardmc oldu. Adamlarn ikisi de iriyaryd ve selam amal glmseme zahmetinde bulunmuyorlard. Bir tanesi kprye giden merdiveni iaret etti. Sonra Morales'i gvertede tek bana brakarak dnp gittiler. Gidilerini seyreden Morales onlarla asla karanlk bir sokakta karlamamay umut etti. Merdivene trmanmadan nce geminin st blmlerini incelemek iin birka dakika duraklad. Uzun deneyimi ve gemiler hakkndaki bilgisine dayanarak geminin uzunluunun 170 metre geniliinin 23 metre olduunu tahmin etti. Byk olaslkla brt tonaj 11.000 civarndayd. kisi baca ve st blmlerin arkasnda, n gvertede olup ykleri boaltmak iin bekleyen toplam be vin vard. On iki kapa bulunan toplam alt ambar sayd. Genlik gnlerinde ekspres kargo gemisi olarak snflanyor olmalyd. 1960'larn banda ina edilip suya indirilmi olduunu tahmin etti. K tarafnda bir ran bayra dalgalanyordu. Morales'in pek sk karlat bir grnt deildi bu. Oregon su seviyesinden bakldnda ypranm grnyorsa, ana gverteden tam anlamyla perian grnyordu. Vincinden zincirlerine kadar her bir gverte aleti pasla kaplyd, fakat hrdavat en azndan kullanlabilir durumda grnyordu. Vinler dierlerine kyasla yllardr kullanlmam gibi duruyordu. Durumu daha da ktletirmek istercesine eskimi aletler ve yalnzca erp olarak adlandrlabilecek ekipman gvertenin etrafna salmt. Morales liman klavuzu olarak alt yllar boyunca hi byle pis durumdaki bir gemi grmemiti. Kprye kan merdivenleri trmanp boyalan yer yer kalkm blmeleri ve camlar atlam, sararm lombozlar geti. Biraz durakladktan sonra kapy at. Geminin ii de kt durumdayd. Dmen kk kirli, tezghlarda ve bir zamanlar cilal olan tik aacndan yaplma demede sigara yanklar vard. Pencere pervazlarn sinek lleri doldurmutu. Burnuna da iren bir koku geliyordu. Ve ite kaptan da oradayd. Morales, dev karn kemerinin stne sarkm iriyar, pasakl bir adam tarafndan selamland. Yz yaralyd ve burnu o kadar kt bir ekilde krlmt ki, sol yanana doru yatmt. Kaln siyah salar yal bir kremle geriye yatrlmt, sakallan dank ve uzundu. Kaptan bir renk curcunas halindeydi. Gzleri krmz, dileri sarms kahverengi,

kollarysa mavi dvmelerle doluydu. Kirli bir yat kaptan kepi bann gerisine konmutu ve zerinde yal bir tulum vard. Havalandrmas olmayan kprdeki tropik scaklk ve nem adamn en azndan bir aydr ykanmadn sylyordu Morales'e. Terli elini Morales'e uzatp ngilizce konutu. "Sizi grdme sevindim. Ben Kaptan Jed Smith." "Jesus Morales. Santiago Liman Dairesi Klavuzu." Morales kendini huzursuz hissediyordu. Smith ngilizceyi Amerikan aksanyla konuuyordu. Dorusu bu, ran bayrakl bir geminin kaptanndan bekledii bir ey deildi. Smith, ona bir yn kt uzatt. "te sicil kaytlarmz ve kargo manifestomuz." Morales ktlara yalnzca yle bir gz att. Limandaki resmi grevliler onlar daha yakndan inceleyecekti. Onun tek endiesi geminin limana girme izninin olmasyd. Ktlar geri uzatarak, "Devam edelim mi?" diye sordu. Smith altmlarda ina edilen bir gemi iin son derece eski grnen ahap dmene doru elini sallad. "Gemim sizindir, Sinyor Morales. Hangi limana demir atmamz istiyorsunuz?" "Perembeye kadar limanlarda yer yok. O zamana kadar limann ortasna demirlemeniz gerekecek." "Bu drt gn sonras demek. zlememiz gereken bir program var. Ykmz boaltmak iin drt gn boyunca oturup bekleyemeyiz." Morales omuz silkti. "Liman komiseri zerinde herhangi bir kontrolm yok. stelik artk ambargo kalkt iin limanlar yeni iftlik makineleri ve otomobil boaltan gemilerle dolu. Bunlarn sizin kargonuza gre ncelii var." Smith ellerini iki yana at. "Tamam. Ykmz boaltmak iin bo bo oturup bekleyiimiz ilk olmayacak." rk dilerini gstererek arszca srtt. "Sanrm benim ve adamlarmn karaya kp Kbal kadnlarla arkadalk etmesi gerekiyor." Bu dnce Morales'in derisinin karncalanmasna neden oldu. Baka bir ey sylemeden dmene geti. Bu arada Smith makine dairesine seslenip yarm hz istedi. Yal ve yorgun gemi yeniden ilerlemeye balarken Morales ayann altndaki makinelerin titreimini hissedebiliyordu.

Pruvay denizden ykselen kayalarla snrlanan Santiago Liman'nn dar giriine doru evirdi. Krk biimli limana giren kanal, gemi neredeyse tam stne gelene kadar grmek olanakszd. Sa taraftaki altm metre yksekliindeki tepelerin stnde Morro Kalesi olarak bilinen koloni kalesi bulunuyordu. Morales, Smith ve kprde dikilen iren mrettebatnn, Fidel Castro Birleik Devletler'in Kba'ya saldracan dnd zaman tepelere yerletirilen savunmalarla ilgilendiini fark etti. Pahal drbnlerle toplarn ve fzelerin yerlerini inceliyorlard. Morales kendi kendine glmsedi. stedikleri kadar bakabilirlerdi; savunmalarn ou botu. Yalnzca, istenmeyen bir geminin limana girmeye almas gibi pek de olas olmayan bir durumda, fzeleri kullanacak kk bir asker grubu bulunduruluyordu iki kk kalede. Morales amandralarn arasndan yolunu bulup Oregon'u becerikli bir ekilde kanaln kvrmlarndan geirdi, ksa sre sonra da Santiago ehriyle evrili top biimindeki geni limana soktu. Ama dmende bir gariplik vard. Bu tuhaf hissi zorlukla alglyordu, ama yine de vard. Dmeni ne "zaman evirse dmen yekesi yant vermeden nce ksa bir duraklama oluyordu. Dmeni hzla, ama hafife sancak tarafna krd, sonra tekrar iskele tarafna evirdi. ki saniyelik gecikme bir yansma gibi kesinlikle oradayd. Dmen mekanizmasnda bir uyuukluk hissetmiyordu, daha ok bir duraklama gibiydi. Baka bir kaynaktan geliyor olmalyd. Ama yant geldiinde hzl ve kesin oluyordu. Peki ama bu duraklama nedendi? "Dmende bir gariplik var." "Ya," diye homurdand Smith. "Birka gndr yle. Bir sonra gireceimiz limanda tersane var. Dmen yekesindeki ubuklara baktracam." Morales yine de neler olduunu anlamad, ama gemi artk ehrin andaki krfeze giriyordu. Bu nedenle akln kurcalayan esrar zihninin gerilerine itti. Geminin telsizinden liman yetkililerini arad, onlar geliinden haberdar etti ve kendisine demir atma emri verildi. Morales, demir atma alann gsteren amandralar Smith'e iaret etti ve geminin hz kesmesini emretti. Makinelere stop emri vermeden nce geminin pruvas gelen dalgayla kar karya kalana kadar k tarafn dndrd. Oregon Kanada konteyner gemisiyle Libya petrol tankeri arasndaki aklkta yavalayarak durdu.

"Demir atabilirsiniz," dedi Morales, Smith'e. O da bayla onaylayarak hoparlr azna gtrd. "Demir at!" diye bard mrettebatna. Birka saniye sonra apann zincirleri angrdamaya balad, derken demir byk bir aprtyla suya indi. Geminin pruvas zincir dolabndan frlayan toz ve pas bulutuyla bulank hale gelmiti. Morales dmenin ypranm kollarn brakarak Smith'e dnd. "Belgelerinizi liman grevlilerine teslim ettiinizde klavuz kaptan cretini de dersiniz." "Beklemeye ne gerek var?" diye genzinden gld Smith. Tulumunun cebine uzanarak bir tomar krk yz dolar kard. On be tanesini sayd, sonra tereddt edip Morales'in ok olmu yzne bakt. "Oh, her neyse, iki bin dolar bile yapabiliriz." Morales hibir kararszlk belirtisi gstermeden paralar alp czdanna koydu. "ok cmertsiniz, Kaptan Smith. Grevlilere klavuz kaptan cretinin tamamnn dendiini bildireceim." Smith gerekli belgeleri imzalayp demir atma tarihini kaydetti. Kaim kolunu Kbalnn omzuna att. "imdi sra kzlara geldi. Santiago'da onlarla buluulacak en iyi yer neresidir?" "Su kysndaki kabarelerde hem ucuz elence, hem de iki bulabilirsiniz." "Mrettebatma sylerim." "Hoa kaln, kaptan." Morales elini bile uzatmad. Srf gemiye kt iin bile kendini pis hissediyordu, bir de iren kaptann elini skamazd. Morales'in uyumlu Kbal scakl ortam yznden soumutu ve Oregon'da bir saniye daha kaybetmek istemiyordu. Dmen kknden ayrlarak merdivenden gverteye, oradan da aada bekleyen klavuz tekneye indi. Limana yanatrd en pis gemi yznden hl sersem durumdayd. Oregon'un sahiplerinin onun dnmesini istedii ey de tam olarak buydu. Eer Morales gemiyi yakndan inceleseydi her eyin bir paravan olduunu grrd. Oregon zel olarak monte edilmi safra tanklar yznden suya batarak yzyordu, bu da kargoyla doluymu gibi grnmesini salyordu. Makine titreimleri bile mekanik olarak ayarlanmt. Geminin makineleri fslt sessizliiyle alrd ve titreim de daha azd.

Geminin her yerini kaplayan pas m? O da becerikli bir ekilde srlm boyayd. Klavuzun ve teknesinin gemisinden uzaklatndan emin olan Oregon'un kaptan Smith gverteye monte edilmi olan ve herhangi bir amaca hizmet ediyor gibi grnmeyen korkuluun stnden geti. Skca kavrayarak altndaki dmeye bast. Smith'in zerinde dikildii kare biimindeki gverte blm birden alalmaya balad. Bilgisayarlar, otomatik kontroller ve iletiim birimleriyle silah-ateleme sistemlerinin bulunduu birka byk konsolun yer ald geni, aydnlk bir salona gelince durdu. Komuta merkezindeki gverte kaln hallar, duvarlar egzotik aalardan yaplma lambrilerle kaplyd ve mobilyalar bir tasarmcnn show-room'undan frlam gibiydi. Bu oda Oregon'un gerek merkeziydi. ortlar, iekli gmlekler ve beyaz bluzlarla gzelce giyinmi alt insan drt erkek, iki kadn- eitli sistemlerle meguld. Bir kadn Santiago Krfezi'nin her blmn ieren bir dizi televizyon monitrn taryor, bir adam kamerasyla dnp ana kanala doru ilerleyen klavuz teknesine zoom yapyordu. Hibiri iko kaptana aldrmad. Yalnzca haki ort ve yeil golf gmlei giymi bir adam ona yaklat. "Klavuz kaptan konusunda her ey yolunda gitti mi?" diye sordu geminin irket bakan Max Hanley. Geminin makineleri dahil btn operasyon sistemlerini yneten kii oydu. "Klavuz dmendeki gecikmeyi fark etti." Hanley srtt. "Bir de ie yaramayan bir dmeni evirdiini fark etseydi. Ama yine de baz ayarlamalar yapmamz gerek. Onunla spanyolca m konutun?" Smith gld. "En iyi Yanki ngilizcemle konutum. Neden bu dili bildiimi renmesine izin vereyim ki? O zaman biz demir atarken telsizle konutuu liman grevlileriyle bir dmen evirdiini anlardm." Smith yal tulumunun kolunu ekerek cam kt biimde izilmi Timex saatine bakt. "Karanln basmasna otuz dakika var." "Ay havuzundaki ekipman hazr." "Ya ini tayfas?" "Beklemede."

"Bu berbat kokulu giysilerden kurtulup temizlenmem gerek," dedi Cabrillo, modern ressamlarn tablolarnn asl olduu koridordan geip kendi kamarasna doru giderken. Mrettebatn kamaralar iki kargo ambarnn iine gizlenmiti ve be yldzl otel odalar kadar lkst. Oregon'da subaylar ve mrettebat arasnda bir ayrm yoktu. Hepsi ayr ayr alanlarda yksek eitimler alm insanlar, silahl kuvvetlerde hizmet eden sekin kadn ve adamlard. Gemi, hissedar olan alanlarna aitti. Herhangi bir rtbe yoktu. Cabrillo ynetim kurulu bakanyd; Hanley bakand; dierleri de eitli unvanlara sahiptiler. Hepsi, dnyann her yerindeki lkeler veya byk irketler tarafndan genellikle byk riskler tayan gizli iler yapmak zere tutulan paral askerlerdi ve para kazanmak iin buradaydlar. Yirmi dakika sonra kamaradan kan adam ieri giren adamla ayn deildi. Yal salar, uzun sakallar ve yal tulum, iren kokuyla birlikte yok olmutu. Yerini paslanmaz elikten Concord kronometrenin ald Timex de yle. Buna ek olarak adam en azndan elli kilo vermiti. Juan Rodriguez Cabrillo kir pas iindeki deniz kurdundan kendi gerek kimliine dnmt. Hain bir yakkll olan krk yalarndaki uzun boylu adam muzip mavi gzleriyle bakyordu. Sar salar ksack kesilmiti ve dudaklarnn stnde Bat kovboylar tarz byklar kmaya balamt. Koridordan hzla geip en sondaki kapya gitti, geminin gvdesindeki geni bolukta yksee yerletirilmi olan komuta odasna girdi. gverte yksekliindeki ay havuzu, Oregon'un btn sualt ekipmannn -dal takmlar; insanl ve insansz denizaltlar; sualt elektronik alclardepoland yerdi. Birleik Devletler Denizaltlar'na ait bir ift son teknoloji rn modern sualt arac -yirmi metrelik Nomad 1000 ve on metrelik Discovery 1000- yerlerinde aslyd. Gvdenin altndaki kaplar kayarak ald ve ara dardaki suyla ayn seviyeye gelene kadar ieri su ald. Olaanst gemi dardan grnd gibi bir ey deildi. D gverteleri ve gvdesi pasl bir kova gibi grnecek ekilde deitirilmiti. Dmen kk, aadaki kullanlmayan subay ve mrettebat kamaralar da ziyareti liman grevlilerinin veya klavuz kaptanlarn phelenmesini engellemek iin pis tutuluyordu. Cabrillo sualt operasyonlar odasna girip Santiago ehrinin her sokann boyutlu holografik imajlarn gsteren geni masann nnde durdu.

Oregon'un gvenlik ve gzetleme analisti Linda Ross masann nnde durmu, zerlerinde Kba askeri niformalar olan bir grup adama ders veriyordu. Linda donanmada temenken, Cabrillo, onu gzel szlerle kandrarak istifa etmesini ve Oregon'a katlmasn salamt. Linda donanmadayken Aegis gdml fze kruvazrnde istihbarat subayl yaptktan sonra Washington'da donanmann istihbarat blmnde drt yl almt. Linda, mdahale etmeden sessizce duran Cabrillo'ya yandan bir bak att. Her grenin tekrar dnp bakt kadar olmasa da ekici bir kadnd ve ou erkek onu sevimli bulurdu. Bir yetmi uzunluunda ve elli sekiz kilo olan bedenini egzersizle formda tutard, ama makyajna ve sana nadiren ekstra zaman ayrrd. Akll bir kadnd, yumuak bir konuma tarz vard ve Oregon'un btn mrettebat ona hayrand. Linda elindeki kl sopayla hedeflerini gsterip son dakika talimatlarn verirken boyutlu ehir grntsnn etrafnda dikilen be adam ve bir kadn dikkatle onu dinliyordu. "Santa Ursula Kalesi. spanyol-Amerikan Sava srasnda ina edildi. Yirminci yzyln balarnda, daha sonra Castro ve devrimcileri lkenin kontroln ele alana kadar depo olarak kullanld. Sonra hapishaneye dntrld." "Karaya ktmz yerle hapishanenin arasndaki mesafe ne kadar?" diye sordu Oregon'un aldatmaca ustas ve ky operasyonlar direktr Eddie Seng. "Bir milden yz seksen metre eksik," diye yantlad Linda. Seng kollarn kavuturup dnceli bir ekilde bakt. "eri girerken niformalarmzla yerli halk kandrabiliriz, ama dnte bir millik yolu savaarak ve on sekiz mahkmu gderek almamz gerekirse baarabileceimizi garanti edemem." "zellikle de o zavall insanlarn iinde bulunaca durumdayken," dedi Oregon'un subay doktoru Julia Huxley. Mahkmlarla ilgilenmek iin harekta o da katlacakt. Greiyi andran vcudu ile geni gsl ksa boylu bir kadn olan Julia doutan geminin sempatik hanmyd. San Diego Donanma ss'nde drt yl batabip olarak hizmet etmi ve herkesten sayg grmt. "ehirdeki ajanlarmz siz hapishaneden kmadan yirmi dakika nce bir kamyon alma iini ayarladlar. Kamyon ve srcs, sizin ini yerinizin stndeki iskelede bulunan ii bakm barakasndan bir blok teye park

edilmi olacak. Sizi hapishaneye gtrp brakacak, bekleyecek, sonra sizi limana geri getirecek. Orda kamyonu terk edip evine bisikletle dnecek." "Bir ad ya da parolas var m?" Linda hafife glmsedi. "Parola dos." Seng pheci grnyordu. "ki? Hepsi bu mu?" "Evet, o da uno, yani bir yantn verecek. Bu kadar basit." "Evet, en azndan ksa." Linda uzaktan kumandann stndeki bir dizi dmeyi amak iin duraklad. ehrin grnts Santa Ursula Hapishanesinin grntsne dnt. ats olmad iin odalar, hcreleri ve bunlar birbirine balayan geitleri ortaya kmt. "Kaynaklarmz btn hapishanede yalnzca on nbeti olduunu sylyor. Alt tanesi gndz, ikisi akam vardiyasnda, ikisi de gece yarsndan sabah altya kadar grevli. kisine hkim olmanz sorun olmayacaktr. Mahkmlar baka gvenli bir yere nakletmeye gelen askeri birim olduunuzu sanacaklardr. Programa gre saat yirmi ikide gireceksiniz. ki nbetiyi etkisiz hale getirip mahkmlar serbest brakacak ve denizaltya dnp yirmi e kadar gemiye varacaksnz. Daha fazla gecikirseniz limandan kamz tehlikeye atm olursunuz." "Nasl?" diye sordu Seng'in ekip yelerinden biri. "Liman savunma sistemlerinin her gece yirmi drtte operasyona ynelik testler yaptklarn rendik. Ondan nce denize alm olmalyz." "Neden bekleyip gece yarsndan sonra, kentin byk blm uykudayken girmiyoruz?" diye sordu ini glerinden biri. "Saat yirmi ikide yerli halk hl ortalkta olacak." "afaktan nce sokaklardan gizlice gemezseniz daha az phe uyandrrsnz," diye yantlad Linda. "Ayrca, dier sekiz nbeti genellikle sabahn erken saatlerine kadar yerel barlarda oluyor." "Bundan emin misiniz?" diye sordu Seng. Linda bayla onaylad. "Hareketleri iki haftadr kentteki ajanlarmz tarafndan izlenip kaydediliyor."

"Murphy Yasas irkin ban gstermezse operasyon sorunsuz geecek gibi grnyor," dedi Cabrillo. "in zor ksm hepinizin gemiye binip limandan kmaya alt zaman balayacak. Castro'nun liman gvenlik gleri demir alp kanaldan ak denize dndmz grd an bir eylerin ters gittiini anlayacak ve kyamet kopacak." Linda, Cabrillo'ya bakt. "Onlar devirecek silahlara sahibiz." "Doru," diye kabul etti Cabrillo. "Ama ilk at biz yapamayz. Eer nce onlar Oregon'u vururlarsa kendimizi korumaktan baka aremiz yok." "Kimse bize hapisten kimi kurtardmz sylemedi," dedi Seng. "nemli birileri olmal, yoksa bu ii almazdk." Cabrillo, ona bakt. "Buraya gelene kadar her eyi gizli tutmak istedik. Onlar Castro hkmetine kar olan doktorlar, gazeteciler ve iadamlar, hepsi de olduka saygn kadn ve erkekler. Castro, eer serbest kalrlarsa tehlikeli olacaklarn biliyor. Miami'deki Kba cemiyetine ulaabilirlerse oray devrim hareketini balatmak iin kullanabilirler." "Bu iyi bir anlama m?" "Onlar Birleik Devletler'e gtrebilirsek on milyon dolar alacaz." Seng ve holografik grntnn etrafndakiler glmsedi. "Bu herkesin yuvasna kk, gzel bir miktar katkda bulunur." "Kr iin ok almak," dedi Cabrillo yznde kocaman bir glmsemeyle. "Sloganmz bu." Saat tam 20.30'da Seng ve kk ekibi, operasyon srasnda denizalty kullanp koruyacak olan iki mrettebatla birlikte Nomad 1000'e bindi. Denizalt bir denizaltdan ok lks bir yata benziyordu. Dizel motorlaryla yzeyde yksek hzda gidebilen denizalt, dalgalarn altna inince akyle alyordu. Sualtnda on iki deniz mili hzla gidebilen Nomad yz otuz metreye dalabilirdi. erisi on iki kiiyi rahata alabiliyordu, fakat Cabrillo onun bunun gibi grevler iin kat sayda insan sk tepi alabilecek ekilde tasarlanmasn istemiti. Giri kaps skca kapalyd. Geni bir askyla skca balanan ara vinle ay havuzunun ortasna kaldrld. Operatr kontrol odasna bakp Cabrillo'ya ini sinyali verdi. Sonra, iri ara yavaa karanlk suya inmeye balad. Denizalt suya iner inmez dalglar asky kardlar ve vinle yukardaki balkona ktlar.

"Telsiz kontrol," dedi Seng. "Beni duyuyor musunuz?" "Ayn odadaymz gibi," diye ona gvence verdi Linda. "nmz ak m?" "Herhangi bir gemi hareketi yok, yalnzca denize alan balk teknesi grlyor. On metrede pervanelerinden ve omurgalarndan yeterince uzak olursunuz." "Kahveyi koyun," dedi Seng. "yi yolculuklar," dedi Cabrillo esprili bir ekilde. "Senin iin bunu sylemek kolay," diyen sesi duyuldu Seng'in. Birka dakika sonra Nomad'n iindeki klar titreti ve limann karanlk sularnda gzden kayboldu. Denizaltnn kaptanlar hedefleri olan ehir limannn tam rotas iin Global Konumlandrma Sistemi'ne gveniyorlard. Lazer izleme sistemleriyle iskele ayaklarnn yerini tespit ederek yklerini boaltan iki konteyner gemisinin k ve pruvas arasna szlmeyi baardlar. Rhtmn altna girip yukardaki herkesin gr alannn dna ktktan sonra, yzeye kp iskele ayaklarnn altna szlen ehir klarn byten gece kamerasn kullanarak aradaki mesafeyi kapattlar. "Yzer bakm iskelesi tam nmzde," diye anons etti birinci kaptan. Silahlarn ya da hayatta kalmak iin gerekli takmlarn kontrol edilmesi gerekmiyordu. Hepsi gizli silahlar tamalarna ramen vatandalara kar kt niyeti olmakszn kasabada ilerleyen kk bir gvenlik birimi gibi grnmek istiyorlard. Bir tek niformalarnn temiz ve iyi grnml olup olmadn kontrol ettiler. Ekibin arpma birimindeki herkes zel Gler yesiydi. Hayatlarn kurtarmak iin mutlaka gerekli olmadka iddet kullanmamalar konusunda sk emirler almlard. Seng'in kendisi donanmann keif ekibinde grev yapmt ve hibir zaman adamn kaybettii olmamt. Nomad yzer iskeleye hafife arpar arpmaz ekibi tarafndan yakndan takip edilen Seng denizaltdan inip bakm iilerinin aletlerinin ve kk ekipmanlarnn bulunduu kk barakaya giden merdivenleri kt. Kap ieriden kolayca ald ve Seng yaknda kimsenin olup olmadn ksaca kontrol ettikten sonra herkese kendisini takip etmesi iaretini verdi.

Vinlerin klar ve yklerini boaltan gemiler liman gndz gibi aydnlatmt, ama neyse ki k kaps tam kardayd. Ekip glgelerin iine topland. iftler halinde sraya girerek ritmik yryle ilerleyen ekibi Seng limann sonuna ve deponun arkasna gtrd. Saati 21.36'y gsteriyordu. Hapishanenin kapsna varmalar iin tam yirmi drt dakikalar vard. Deponun arkasndaki lo liman nn altna park etmi olan kamyonu dokuz dakika sonra buldular. Seng onun nuh nebiden kalma 1951 model bir Ford nakliye kamyonu olduunu grd. Lo kta drt buuk metrelik kargo aracnn yan tarafndaki k krmz harflerle yazlm spanyolca ERZAK MTEAHHD GONZALES yazsn grebiliyordu. Src yalnzca sigarasnn yla grlebiliyordu. Seng elinde Ruger P97.45 kalibrelik susturucu taklm otomatikle ak cama yryp sessizce, "Dos," dedi. Kamyonun srcs filtresiz sigarasndan youn bir duman fleyip, "Uno," dedi. "Arkaya doluun," diye ekibine emretti Seng. "Ben nde gideceim." Yolcu kapsn ap bindi. Src eskimi aracn vitesini gacrtyla geirip limandan ehrin i kesimlerine doru yol alrken aralarnda herhangi bir konuma gemedi. Bulvardaki dier btn klar ya ampuller patlayp deitirilmedii ya da enerji tasarrufu iin snkt. Birka blok sonra src ana caddeye dnp San Juan Tepesi'ne doru hafif meyilli yolu trmanmaya balad. Kba'nn ikinci en byk ehri Santiago Oriente Blgesi'ndeydi ve on yedinci yzylda adann bakentiydi. Kahve ve eker pancar tohumlarnn ekili olduu tepelerle evrili ehir dar sokaklar labirentinden, kk meydanlardan ve sarkk balkonlu spanyol smrge mimarisine ait binalarndan oluuyordu. Seng dikkatini yan caddeleri taramaya ve srcnn doru yoldan gittiinden emin olmak iin portatif GPS'indeki rakamlar incelemeye younlatrdndan sessizdi. Sokaklar kaldrm kenarlarna park etmi elli yllk arabalarn dnda byk oranda botu. Kaldrmlarsa akam yemei sonras yryne km olan veya Kba mziiyle yanklanan barlarda oturan insanlarla doluydu. Dkknlarn ve zerlerindeki apartmanlarn boyalar solmu, yer yer dklmt, dierleriyse canl pastel renklerle boyanmt. Oluklar ve kaldrmlar temizdi, fakat pencereler nadiren temizliki ve bez gryor gibiydi. nsanlar byk oranda mutlu

grnyordu. Bol bol kahkaha ve ark duyuluyordu. Kimse yava yava ehrin merkezinden geen kamyona ikinci defa dnp bakmyordu. Seng niformal birka adam grd, ama yabanclarn istilasndan ok kadnlarla konumay tercih ediyor gibiydiler. Src iren kokulu bir sigara daha yakt. Seng hi sigara imezdi. Bunun iin kapya iyice yaslanp yzn ak pencereye evirdi, burnunu tiksintiyle havaya kaldrd. On dakika sonra kamyon kaleden hapishanenin n kapsna varmt. Src kapy geip elli metre tede durdu. "Burda bekleyeceim," dedi, neredeyse mkemmel bir ngilizceyle. Limandan beri ilk kez konuuyorlard. Seng, onu bir kitap gibi okudu. "Eitimci misin, doktor mu?" "niversitede tarih dersi veriyorum." "Teekkrler." "Ge kalmayn. Kamyonun gece yarsndan sonra burda durmas phe eker." "Ondan nce karz," diye onu temin etti Seng. Seng kamyondan inip dikkatlice caddenin iki yanna bakt. Yol botu. Yavaa kargo kapsna vurdu. Kaplar ald, ekip tula deli yola atlayp ona katld. Birlik halinde n kapya gidip zile bastlar. nlama kapnn arkasndaki nbeti kulbesinden duyuldu. Birka dakika iinde nbeti gzlerini ve akaklarn ovuturarak merakla dar kt. Belli ki nbette uyuyordu. Davetsiz misafirleri kovmay dnyordu, ama Seng'in albay niformasn grnce telala kapy at, geri ekilip selam verdi. "Efendim, gecenin bu saatinde sizi kaleye ne getirdi?" "Albay Antonio Yarayo. Gvenlik Bakanl tarafndan bu ekiple birlikte mahkmlardan birini sorgulamak iin gnderildim. Yeni bir soruturma pheli bir ajan operasyonunu ortaya kard. imize yarayabilecek bilgiye sahip olduklarn dnyoruz." "Affedersiniz, efendim, ama size gerekli belgelerinizin olup olmadn sormalym." "yi bir asker gibi, avu," dedi Seng itaatkr bir ekilde. "Bunu yapmalsn." Nbetiye bir zarf uzatt. "Neden grevde daha fazla nbeti yok?"

"Mahkm hcrelerini bekleyen bir nbeti daha var." "Hmm. Eh, btn gece burda dikilmenin bir anlam yok. Beni ofisine gtr." Nbeti onlar hemen iinde yalnzca bir masa ve iki sandalye bulunan plak ofise gtrd. Duvarlardan birinde Castro'nun genliinde ekilen bir fotoraf aslyd. "Burann komutas hangi subayn elinde?" "Yzba Juan Lopez." "Kendisi nerde?" "ehirde evi olan bir kz arkada var. Yarn dokuzda gelecek." "Ne kadar rahat," dedi Seng can sklm gibi. "Senin adn ne. "Temen Gabriel nbetinin?" Sanchez, efendim." "Ya hcrede nbet tutan

"avu Ignez Macco." "Ltfen belgeleri kontrol et de ieri girelim." Nbeti masaya oturup zarftaki ktlar kard. Seng arkasna geip cebinden kk bir tabanca karrken Sanchez de zarftan kan karikatrlere bakyordu. Ban kaldrd. "Albay, anlamyorum..." Daha baka bir ey syleyemeden Seng ensesine uyuturucuyla dolu bir ok saplad. Temen, Seng'e garip bir ekilde baktktan sonra bilinsizce masaya dt. Seng ekibinden birine bir rulo bant frlatt. Her hareket o kadar iyi prova edilmiti ki, emir vermesi gerekmiyordu. ki adam band alp bilinsiz nbetiyi balad, ceplerini arad -srad bir anahtar tomar buldu- ve adam dolaba tkt. Bir baka adam dikkatle ie giriip gvenlik alarmlar ve iletiim donanmlarn almaz hale getirdi. Seng, geitlerden ve tnellerden hzla ilerleyip aadaki hcrelere giden basamaklardan inerken belleine kazd kalenin holografik grnts sayesinde nerede olduunu ok iyi biliyordu. ok aceleleri yoktu, ama zaman kaybetmemeleri gerekiyordu. Neden koca binay yalnzca iki nbetinin koruduunu imdi daha iyi anlyorlard. Duvarlar ok kalnd ve yol seviyesinin ok aasndaki zindan hcrelerine

yalnzca tek bir giri ve k vard. Mahkmlarn tek ka yolu Oregon'dan gelen ekibin geldii yoldu. Bir dizi ampul geidi aydnlatyordu. Tavan ok yksekti, fakat duvarlarn arasndaki boluk ok dard. Basamaklar bir banka kasasnn kalnlndaki devasa elik kapda sona eriyordu. Bir televizyon kameras Seng ve adamlarna kt bir ekilde bakyordu. Buras zorlu ksm, diye dnd Seng, garip grnl anahtar elik kapya sokarken. Herhangi bir ifre gerekmeden anahtarn i grmesi iin dua etti. Anahtar evirdii anda kapnn teki tarafnda vzlayan zil korkularn dorulad. Bir dakika sonra yandaki hoparlrden bir ses duyuldu. "Kim var orda?" "Gvenlik Bakanl'ndan Albay Antonio Yarayo hainleri sorgulayacak bir ekiple birlikte burda." Bir duraklama oldu. Ama Seng yant beklemedi. "Kapy a. Gerekli yetkim ve belgelerim var. Temen Sanchez bize elik edecekti, fakat koruduu n kapy brakmasna izin verilmedi. avu Macco'sun, deil mi?" Seng zarf kaldrd. "Eer bir sorun varsa, hizmet kaydn elimde." "Ama efendim," dedi Macco yalvarrcasna. "Sabah sekizden nce kap alrsa Canovar Kalesi'ndeki devlet gvenlik ofisinin alarmlar alar." "Temen Sanchez'e zindan alarmlarn kapamasn emrettim." "Ama efendim, o bunu yapamaz. Kap, gvenlik komutasnn ehirdeki ofisine bal ayr bir sisteme bal. Sabah sekize kadar alamaz." stesinden gelmeleri gereken bir dier engeldi bu da, ama hi beklemedikleri bir ey deildi. Seng gvenlik subaylarnn alarmlarn hatal altn dneceklerine ve bir gvenlik polisi ekibi gndermeden nce kaleyi arayp durumu kontrol edeceklerine bahse girebilirdi. Macco bunu yuttu. Birka saniye sonra byk elik kap byk bir grlt kard ve kapdan kan demir ubuklar deliklerine geri ekildi. Dev kap sessiz ve sorunsuz bir ekilde ald. avu Macco hazr olda durarak bir selam akt. Seng nezaketle zaman kaybetmedi. Macco'nun grtlana uyuturucu tabancasn dayayp tetii ekti. Nbetinin gzleri yuvalarnda geri dnd, adam bir uval gibi yere ykld.

Zindan teknoloji harikas bir hapishane deildi. Pasl demir hcre kaplar on dokuzuncu yzyln sonlarnda taklmt ve Macco'nun beline zincirlenmi byk antik anahtar gerektiriyordu. Seng anahtar ve zinciri ekip kopard, sorra ilk kapy amaya giriti. Kap aralanr aralanmaz Julia Huxley ierideki mahkmun durumunu kontrol etmek iin ieri kotu. Seng'in ekibi en ktsnden korkan akn mahkmlarn zindandaki geide kmalarna yardm etti. "Bei merdivenleri kp caddeye ulaacak durumda deil," dedi Julia. "Sedyeyle tanmalar gerekiyor." "O zaman onlar srtmzda gtrrz," diye yantlad Seng. "Be sedye tayacak kadar adammz yok." "Bu zavall adamlar onlar idam edeceimizi sanyor," dedi uzun boylu, ksa kzl sal, iri yapl ekip yesi. "Aklama yapacak zamanmz yok!" diye parlad Seng. ehirdeki gvenlik grevlilerinin Santa Ursula'daki zindan alarmlarnn gecenin yarsnda neden aldn merak ettiklerine emindi. Arayp telefonlarn kesik olduunu anlayacaklar kesindi. Ksa sre sonra da neler olduunu anlamak iin bir ekip gndereceklerini herkes tahmin edebilirdi. "Julia, sen yryebilecekleri toparla. Geriye kalanlar, yryemeyecek durumda olanlar srtlayn." Ac iindeki zavall Kballar neredeyse srkleyerek zindandan karp merdivenleri trmanmaya baladlar. Her ekip yesinin omzunda bir Kbal vard, serbest kollaryla da merdivenleri zorlukla kan dier mahkmlara yardm ediyorlard. Julia arkadan gelerek iki kadna destek veriyor, yalnzca rahatlatc tonunun karya ulatn bildii -Ispanyolcas yalnzca margarita smarlamaya yeterdi- cesaret szckleri fsldyordu. Gten dm mahkmlarla sarmal merdivenleri trmanmak bir ikenceydi, fakat geri dn yoktu. u anda ele geirilmeleri kesin idam anlamna gelirdi. Gsleri hzla inip kalkarak, cierleri hava iin rpnarak ve kalpleri iddetle arparak merdivenleri ktlar. Uzun zaman nce umutlarn yitirmi olan kadn ve adamlar, kendilerini kurtarmak iin hayatlarn tehlikeye atan bu lgn insanlar sayesinde artk normal hayatlarn yeniden yaama frsatna kavuuyorlard. Seng onlarn iinde bulunduklar duruma acmak veya sska yzlerine bakmak iin zaman ayramazd. Her trl efkat dncesi hzla yok oluyordu. Oregon'un gvenliine vardklarnda anlay gsterebilirdi.

Btn dikkatini adamlarn hepsini n kapya ulatrma gayretine younlatrarak zihnini souk ve mantkl tutmay baard. En sonunda grubun nndekiler kapdaki nbeti ofisine ulat. Seng dikkatle tula kapl yola kt. Hibir ses, ara ya da insan yoktu ortalkta. Kamyon tam braktklar yerdeydi. Yryemeyecek kadar zayf olanlar oflayp puflayarak tayan ekip tropik nem yznden ter iinde kalmt. Seng dikkatle karanlk caddeyi ve binalar lazer gece drbnyle inceledi. Blge temizdi. Tatmin olunca herkesi kapdan geirdi ve kaba bir ekilde kamyona doru itti. Ofise geri dnp nbetiyi kontrol etti. Hl bilinsizdi. Masann arkasndaki konsolda da krmz bir k olduunu fark etti. Zindan kapsn atklarnda gerekten de alarm almt. Telefon almaya balaynca ap spanyolca fkeli bir ekilde, "Uno momento!" dedi. Sonra ahizeyi brakp kapdan dar frlad. Kurtarma ekibi ve kurtarlan mahkmlar youn saatlerdeki Japon iiler gibi kamyonun arkasn doldurmulard. Src metalik gcrtyla vitesi geirdi ve kamyon ileri frlad. Sokaklar daha nce olduu gibi botu, otomobil trafii seyrekti, yukardaki Kballarsa ya balkonlarnda ho kokulu bir akamn tadn karyorlar ya da kaldrmlarda sandalyelere oturup cantina iiyor, ark syleyip dans ediyorlard. Seng kulan dar verip herhangi bir alarm ya da siren sesi olup olmadna bakt. Yalnzca gece havasn dolduran mzik sesi duyuluyordu. En hain ses, kamyonun egzozundan kmak zere olan susturucusundan geliyordu. Ksa sre sonra egzozun sesi ehrin grltsn bastrr oldu. Seng Kballarn kamyona yle bir baktktan sonra balarn evirdiklerini grd. Patlak egzoz borular ve pasl susturucular Santiago caddelerinde dolaan eski arabalarda ska rastlanan eylerdi. ehirde oturanlarn akllarnda daha elenceli dnceler vard. Kamyonun srcs insan deli edecek kadar yava sryordu arac, ama Seng, onu zorlamamas gerektiini biliyordu. ehirde ar ar ilerleyen bir kamyon phe ekmezdi. Bir saat gibi gelen, ama aslnda sadece on be dakika sren yolculuktan sonra src deponun yanna gelip park etti. Seng terk edilmi gibi duran limann aa ve yukar ksmlarna baktktan sonra herkesi bakm barakasna ynlendirdi. Barakaya kadarki be dakikalk yolculuk olayszd.

anslar hl yaver gidiyordu. Gecenin tek aktivitesi byk konteynerler boaltan iki yk gemisinde gerekleiyordu. Seng hl kaygl olsa da sonunda biraz rahatlamaya balamt. Adamlar bakm barakasnn kapsndan geirip tahta merdivenlerden aaya indirdi. Karanlkta Nomad denizaltsnn kaptannn belli belirsiz siluetini grd. Yzer iskelede dikilen adam Kballarn araca binmelerine yardmc oldu. Dier kaptan aada durmu adamlar Nomad'n ana kabinine sdrmaya alyordu. Araca son binen Seng ve Julia Huxley denizaltnn st gvertesine trmandktan sonra kaptan yavaa demir ald, hafife yukar bakp, "yi bir zamanlama yaptnz," dedi. "Bu arala mmkn olan en hzl ekilde gemiye ulatr bizi," diye yantlad Seng. "Alarmlar susturamadk. Kba gvenlik glerinin imdiden ensemize kmemi olmasna ardm." "Sizi buraya kadar takip etmedilerse nerden geldiinizi asla tahmin edemezler," dedi kaptan gvenle, kapa kapatp kilitlerken. "En azndan Oregon'un kendisine tayin edilen demir atma yerinden gittiini grene kadar." Saniyeler sonra denizalt karanlk sulara gmlmeye balad. On be dakika sonra Oregon'un ay havuzunda yzeye kt. Dalglar tepedeki byk vincin kancasn ve kablosunu taktlar. Nomad ikinci gverteyle ayn hizaya gelene kadar kaldrlp balkona baland. Huxley'in tbbi ekibi, Kballarn Oregon'un donanml hastanesine gitmesine yardm edecek mrettebatla birlikte bekliyordu. Saat 23.03't. Salar zamanndan nce krlam zayf bir adam Cabrillo'nun subay olduunu anlayp sendeleyerek ona doru gitti. "Efendim, benim adm Juan Tural. Bana kim olduunuzu, beni ve arkadalarm Santa Ursula'dan neden kurtardnz syleyebilir misiniz?" "Biz bir irketiz ve ii yapmak iin bir szleme imzaladk." "Sizi kim tuttu?" "Birleik Devletler'deki dostlarnz," diye yantlad Cabrillo. "Btn syleyebileceim bu kadar." "O halde idealist bir amacnz ya da politik bir nedeniniz yok, yle mi?"

Cabrillo hafife glmsedi. "Her zaman bir amacmz vardr." Tural iini ekti. "Bu kurtarmann baka bir merkezden geleceini ummutum." "nsanlarnzn bunu yapacak aralar yoktu. Bu kadar basit. Bu yzden bize geldiler." "Tek motivasyonunuzun para olmas ok yazk." "Ama para deildi. Para yalnzca bir aratr," dedi Cabrillo. "irketimizin kavgalarn gerekletirmesine ve yardm projelerine fon ayrmasn salyor. Saygdeer hkmetlerimiz iin alrken hibirimizin sahip olmad bir zgrlk bu." Kronometresine bakt. "imdi, eer izin verirseniz, henz tehlikeyi atlatm deiliz." Sonra dnp Tural' arkasnda kendisine bakar durumda brakarak yryp gitti. Yirmi on yedi. Eer kaacaklarsa tam sras olduunu dnd Cabrillo. Hapishanedeki alarmlara uzun zaman nce yant verilmiti. imdiye kadar btn devriyeler kayp mahkmlar, onlar kurtaranlar aramak iin ehri ve taray altst ediyor olmalyd. Tek balantlar kamyon srcsyd, fakat adam yakalanp ikence grse bile Kba gvenlik glerine herhangi bir ey syleyemezdi. lk konta, ona Oregon'dan sz etmemiti. Kamyon srcsne gre, kurtarma ekibi adann baka bir tarafnda karaya kan bir gruptu o kadar. Cabrillo telefonu kaldrp irketin makine dairesindeki bakann istedi. "Max?" Hanley hemen yant verdi. "Juan." "Safra tanklar boaltld m?" "Tanklar bo ve gvde hzlanmak iin ykseliyor." "Gelgit dnp bizi evirmek zere. Pruvamz hl ana kanala dnkken gitsek iyi olur. Demir alr almaz makineleri ok yavalatacam. Ani kalkla kydakilerin dikkatini ekmenin bir anlam yok. lk alarmda ya da ana kanala vardmzda, artk hangisi nce olursa, program tam hza alacam. Makinelerinin verebilecei her g miktarna ihtiyacmz olacak." "Gecenin karanlnda tam yol ilerlerken klavuz kaptan olmadan bizi dar bir kanaldan geirebileceini dnyor musun?" "Geminin bilgisayar sistemi kanaln her santimim ve amandralarn yerlerini okudu. Ka rotamz planlanp otomatik pilota programland. Bizi burdan kar, iini Otis'e brakacaz." Otis mrettebatn geminin

otomatik kontrol sistemlerine verdii isimdi. Oregon'u istenen rotann birka santim civarnda ynetebilirdi. "Bilgisayarl otomatik kontroller olsun olmasn altm milde dar bir kanaldan gemek kolay bir i olmayacak." "Yapabiliriz." Cabrillo hatt kesip baka bir ifre kodlad. "Mark, bana savunma sistemlerimizdeki durumu bildir." Oregon'un silah uzman Mark Murphy Teksas'l ivesiyle szckleri uzata uzata yant verdi. "O Kba fze rampalar hkrsa bile yerle bir ederiz." "Ak denize ktktan sonra hava saldrs bekleyebilirsin." "Ba edemeyeceimiz bir ey deil." Linda Ross'a dnd. "Linda?" "Btn sistemler ak," diye yantlad Linda sakin bir ekilde. Cabrillo ahizeyi yerine koyup rahatlad, ince bir Kba purosu yakt. Geminin kontrol merkezinde dikilen mrettebatna bakt. Hepsi beklentiyle ona bakyordu. "Eh," dedi yavaa, derin bir soluk alarak. "Sanrm artk gidebiliriz." Bilgisayara sesle komut verdi, vin harekete geti. Demir, zincirin angrtsn nlemek iin mrettebatn delie yerletirdii Teflon klfn iinden yava yava ykselip limann dibinden ayrlmaya balad. Bir komut daha verdikten sonra Oregon ok yava bir ekilde ilerlemeye balad. Makine dairesinin derinliklerindeki Max Henley dev konsoldaki gstergeleri ve enstrmanlar inceledi. Drt byk manyeto-hidrodinamik makine denizcilik tamaclnda devrimsel bir tasarmd. Tuzlu deniz suyunda bulunan elektrii younlatrp artryor, ardndan sv helyum yoluyla mutlak sfrda tutulan manyetik ekirdek tpnden geiriyorlard. retilen elektrik akm, iti gc oluturmak iin k tarafndaki iticilerin iinden pompalanan son derece yksek bir enerji gc yaratyordu. Oregon'un makineleri byk yk gemisini inanlmaz bir hzla itmekle kalmyor, manyetik ekirdekten geen tuzlu sudan baka bir yakt da istemiyordu. ti gc hi bitmiyordu. Bir dier avantaj geminin dev yakt tanklarna ihtiya duymamasyd, bu da o alann baka amalarla kullanlabilmesini salyordu. Dnyada manyetohidrodinamik makineli drt gemi daha vard; yolcu gemisi, biri petrol tankeriydi. Oregon'a bu makineleri monte edenler gizlilik yemini etmilerdi.

Hanley ileri teknoloji rn makinelerin bakmna mal sahibiymi gibi zen gsteriyordu. Gvenilir makinelerdi ve nadiren sorun karrlard. Kendisinin bir uzantsym gibi alrd onlarn zerinde. Her zaman ince ayarda tutar, ar ve uzun sreli operasyonlar iin srekli hazr durumda olmalarn salard. u anda otomatik olarak hareket edip gemiyi denize alan kanala doru gtrmelerini seyrediyordu. Komuta merkezinin yukarsndaki zrhl paneller grltszce aralanp n blmedeki geni pencereyi ortaya kard. Dikkatle ehrin klarna bakan kadn ve adamlar, sanki Kba savunma sistemlerini idare eden adamlar onlar duyabilirmi gibi sessizce konuuyorlard. Cabrillo nlerinde liman terk eden baka bir gemi daha olduunu fark etti. "Hangi gemi bu?" diye sordu. Ekipten biri bilgisayar ekranna gemilerin limana geli ve gidi listesini getirdi. "Hangc-hou'ya eker tayan in bandral yk gemisi," diye bildirdi. "Kalk saatinden neredeyse bir saat erken ayrlyor limandan." "Ad?" diye sordu Cabrillo. "ngilizcesi Kzl afak. Geminin sahibi in Ordusu." "Btn d klar kapat ve ndeki geminin kna yaklaana kadar hz artr," diye emretti bilgisayara. "Bizi dar gtrecek yem olarak kullanacaz onu." D gverte ve seyir klar snd, iki gemi arasndaki mesafe kapanrken gemi karanlk iinde kald. Komuta merkezindeki klar karartlarak mavi-yeil parltya dnt. Kzl afak kanala girip ilk amandra srasn geerken Oregon onu yalnzca elli metre geriden takip ediyordu. Cabrillo ndeki geminin gverte klarnn kendi gemisinin pruvasna dmeyecei bir mesafe koymutu araya. Zor bir olaslkt, ama gemisinin siluetinin Kzl afak 'in glgesi zannedileceim umuyordu. Cabrillo pencerenin stndeki duvarda asl duran saate baktnda 23.39'u gsteriyordu. Kba savunma sistemlerinin testine yalnzca yirmi bir dakika kalmt. "Kzl afak' takip etmek bizi yavalatyor," dedi Linda. "Deerli zaman kaybediyoruz." Cabrillo bayla onaylad. "Haklsn, daha fazla bekleyemeyiz. imdilik iimizi grd." Eilip bilgisayarn ses alcsna konutu. "Tam yol ileri, ndeki gemiyi gein!"

Oregon byk makineleri olan kk bir tekne gibi kn tehlikeli sulara gmd, pruvasn havaya kaldrd. ticiler bir kpk bulutu olutururken dmen suyunda geni bir krater oluuyordu. Kanala hzla atlarak suyun iinde birden durmu gibi grnen alt buuk metre tedeki in gemisini hzla geti. inli denizcilerin aknlk iinde kalakaldklarn grmek mmknd. Her saniye daha da hzlanan gemi gecenin karanlnda son srat ilerliyordu. Srat Oregon'un en nemli baars, stn niteliiydi. Krk deniz mili, ardndan elli. Santiago'nun giriindeki Morro Kalesi'ni geene kadar neredeyse altm iki mil yapar olmutu. Onun byklndeki hibir gemi bu hza ulaamazd. Sarp kayalklardaki iaret klar ksa srede siyah ufukta yanp snen beneklerden fazlas haline geldi. Bir geminin limandan izinsiz ayrldn bildiren alarmlar kyda hzla yayld, ama radar ve yangn kontrol operatrleri kydan yzeye fzelerini gndermediler. Subaylar bu kadar byk bir geminin bylesi ar bir hz yaptna inanamyorlard. Radar sistemlerinin bozulduunu dnp bu kadar tuhaf bir hedefe ulaabileceine inanmadklar iin fzelerini gndermek istemediler. Oregon denizde yirmi mil kadar yaptktan sonra Kba gvenliindeki bir general ikiyle ikiyi toplayp bir geminin aniden limandan ayrhyla Santa Ursula'daki mahkmlarn ka arasnda bir ba olduu karmn yapt. Hzla kaan gemiye fze gnderilmesini emretti, ama emir ar aksak komuta zincirinin filtresinden geene kadar Oregon at menzilinden kmt. Bunun zerine general, esrarengiz gemi Birleik Devletlerin Sahil Muhafaza teknelerinin korumasna ulamadan nnn kesilip batrlmas iin Kba Hava Kuvvetleri'nden jet istedi. Adam geminin kann mmkn olmadn dnerek arkasna yasland, bir puro yakp mavi dumanlan halinden memnun bir ekilde havaya fledi. Yetmi mil tede iki eski MG havalanp Kba radarna uyarak Oregon'a doru umaya balad. Santiago'dan Kba'nn ucuna inip Windward Geidi'nden getikten sonra kuzeybatya, yani Miami ynne dnmenin bir intihar giriimi olacan bilmek iin Cabrillo'nun haritaya bakmas gerekmiyordu. Bu durumda Oregon neredeyse alt yz mil boyunca Kba sahilinden elli mil akta bulunacakt ki bu at poligonunda yolculuk yapmak gibi bir ey olurdu. En gvenli seenei gneybat ynnde Haiti'ye doru ilerleyip ardndan batya, Birleik Devletler bayra altndaki Porto Riko ynne dnmekti.

Orada yolcularn brakabilirdi. Yolcular orada gvende olur ve uygun tbbi tesislerde tedavi edildikten sonra Florida'ya gnderilirlerdi. "ki isimsiz uak yaklayor," diye bildirdi Linda. "Grdm," dedi Murphy, glendirilmi radar sistemleri ve dmelerle dolu konsola eilerek. "Tanmlayabilir misin?" diye sordu Linda. "Bilgisayar onlarn bir ift MG-27 olduunu sylyor." "Ne kadar uzaktalar?" "Altm mil ve yaklayorlar," diye yantlad Murphy. "Zavalllar neyle kar karya olduklarnn farknda deiller." Cabrillo iletiim uzman Hali Kasm'a dnd. "Onlarla spanyolca iletiim kurmaya al. Yerden havaya fzelerimiz olduunu ve eer bir dmanlk gsterirlerse onlar uuracamz syle." Kasm'n bu uyary spanyolca yapmas gerekmiyordu. Bilgisayara bu emri yirmi farkl frekansa ayarl telsizine tercme etmesini emretmesi yeterliydi. Birka dakika sonra ban iki yana sallad. "Bizi duyuyor, ama yant vermiyorlar." "Blf yaptmz sanyorlar," dedi Linda. "Denemeye devam et." Sonra Murphy'ye dnd. "Fzelerinin menzili ne?" "Tanmlamalara gre on millik ksa menzilli roketler tayorlar." Cabrillo ciddi grnyordu. "Otuz milde uzaklamazlarsa onlar yok et. Ama imdilik daha iyisi bizimkilerden birini gnder. Sonra elle kumanda ederek yakn uu sala." Murphy gerekli hesaplamalar yaparak krmz bir dmeye bast. "Fze yolda." Roket n gverteden havalanp gkyzne ykselirken iitilebilir bir fo sesi komuta merkezini kaplad. Kuzeybatya doru hzla ilerleyip gzden kaybolana kadar monitrlerden fzeyi seyrettiler. "Yakn uua drt dakika," dedi Murhpy. Btn gzler pencerenin stndeki saate gitti. Kimse konumuyor, herkes bekliyordu. Saniye kolunun btn kadran dolamas sonsuza dek sryor

gibiydi. Sonunda Murphy mekanik bir sesle konutu. "Fze iki aracn arasndan ve iki yz metre stlerinden geti." "Mesaj aldlar m?" diye sordu Cabrillo, sesinde hafif bir kzgnlk tonuyla. Uzun bir duraklamann ardndan, "Eve dnyorlar," diye mutlulukla bildirdi Murhpy. "Bu iki Kbal gerekten ok ansllar." "Ayrca kazanamayacaklarn anlayacak kadar da zekiler." "Gerekten de," dedi Linda yznde kocaman bir glmsemeyle. "Bugn elimizi hi kana bulatrmadk," dedi Cabrillo belirgin bir ekilde rahatlayarak. Oturduu yerden eilerek bilgisayara konutu. "Hz dr." Gizli operasyon neredeyse tamamlanm, szleme yerine getirilmiti. Oregon ve st dzey ekibi kendilerini ansl olarak grmyorlard. Baarlarnn nedeni, zel beceriler, uzmanlk, zek ve titiz planlamann bir bileimiydi. imdi, komuta merkezini ve seyir sistemlerini denetleyecek bir teknisyen dnda herkes rahatlayabilirdi. Adamlarn bir ksm hak ettikleri uykuya kavumak iin kamaralarna ekilirken dierleri bir eyler attrp rahatlamak iin geminin yemek salonunda topland. Cabrillo tik aacndan yaplma lambrilerle kapl kamarasna gidip halnn altna, gvertenin iine monte edilmi kasadan bir paket kard. Bu bir sonraki szlemeleriydi. indekileri karp neredeyse bir saat boyunca inceledi, sonra ilk taktik ve strateji seviyelerini planlamaya balad. ki buuk gn sonra Oregon San Juan, Porto Riko limanna girip Kbal esirleri brakt. Gn batmadan nce olaanst gemi ve irket yetkililerinden oluan garip mrettebat bir sonraki grevlerine doru yeniden denize ald. leri bitmeden nce paha biilmez bir sanat eserini alacak, ilahi bir lideri iktidara kavuturacak ve bir ulusu zgr klacaklard. Fakat Oregon limandan ayrlrken Cabrillo gemide deildi. Douya, ykselen gne doru uuyordu.

2
Fransz Falcon 2000EX sabah alty biraz gee Heathrow'dan havalanp svire saatiyle dokuz buukta Cenevre'ye indi. Mach 80 model jet ua 4650 mil hzla seyrediyordu: maliyeti 24 milyon dolard. Tek yolcusu ise Winston Spenser'd. Cointrin'daki Cenevre Uluslararas Havaalan'na vardktan sonra Spenser' ofrl bir Rolls-Royce karlayp bir otele gtrd. Orada kayt bile olmasna gerek kalmadan odasna karld. Spenser birka dakikasn temizlenip ferahlamaya ayrd. Aynann karsna geip grntsne bakt. Spenser'in burnu uzun ve asil grnmlyd. Gzleri ak mavi ve mesafeli, teni bronzlama ihtiyacndayd. Ne yanaklar ne de enesi dikkat ekiciydi. Aslnda imajnn, karakteri yokmu gibi her zaman hafif bulank olduu sylenebilirdi. Onunki bakalarm peinden srkleyebilecek trde bir yz deildi. Yksek fiyatl bir dalkavuun yzyd bu. ncelemesini bitirdikten sonra pahal kolonyasn tuvalet malzemelerinin bulunduu Burberry antasna koydu, sonra bir iki lokma attrmak iin odadan kt. Cenevre'ye gelme nedeni olan ak artrma yaknda balayacakt. "Bay Spenser baka bir ey ister mi?" diye sordu garson. Spenser bir an iin tabandaki artklara bakt. "Hayr, hepsi bu kadar," dedi. Garson bayla onaylad, tabaklar kaldrp nlnn cebinden bir fra kard ve masadaki birka krnty sprd. Sonra sessizce ekildi. Ne bir fatura kesildi. Ne de bir deme yapld. Kahvaltnn bedeli ve bahi, Spenser'n hi grmeyecei oda faturasna eklenecekti. Yemek salonunun uzak kesinde Michael Talbot, Spenser' gzlyordu. San Francisco'lu bir resim satcs olan Talbot'un yolu daha nce de kesimiti Spenser'la. Skc ngiliz geen yl iinde kez Talbot'un mterilerinden daha fazla fiyat artrmt, nk Spenser'n kendi mterilerinin kaynaklar snrsz gibi grnyordu. Talbot yalnzca bugnn farkl olmasn umuyordu. Spenser gri bir takm elbise giymi, mavi puanl bir papyon takmt. Trnaklar gibi siyah deri ayakkablar da iyice cilalanmt. Biimli ksa salar yana uygun olarak yer yer beyazlamt, nk Talbot onun altma yakn olduunu tahmin ediyordu.

Bir seferinde Talbot i iin Londra'ya gittiinde Spenser'n maazasn ziyaret etmeyi denemiti. Ama hibir telefon numaras yoktu, kk ta binann dnda bir isim bulunmuyordu ve zilin stndeki kolayca fark edilmeyen kamera olmasa yz yl ncesinden kald dnlebilirdi. Talbot zili iki kere alm, fakat cevap veren olmamt. Spenser, Talbot'un kendisine baktn hissetmi, ama yalnzca gznn ucuyla bakmt ona. Spenser, kendisinin satn almaya geldii sanat eseriyle ilgilendiini dnd yedi adam iinde en yksek fiyat Amerikalnn vereceini dnyordu. Talbot'un alcs, Silikon Vadisi bilgisayar yazlm milyarderiydi. Asya sanatna ve iddialarna byk ilgi duyuyordu. Milyarderin kavgacl Spenser'a ancak yardm ederdi. Adamn egosu kendisini belirlenen fiyatn stne karabilirdi, fakat rekabet sertletike geleneksel olarak fkelenir ve artrmadan ekilirdi. Yeni zenginlerin yapacaklarn nceden tahmin etmek o kadar kolayd ki. Odasna dnmek zere kalkt. Artrma 13.00'den nce balamayacakt. "Otuz yedi numaral para," dedi ak artrmay idare eden kii byk bir saygyla. "Altn Buda." Tekerlekli byk maun sandk podyuma getirildi ve mezat uzanp kapan kulpunu tuttu. Fiyat veren grup ok kkt. Bu olduka gizli bir ak artrmayd ve davetiye yalnzca, gemii biraz pheli olan aheserler iin para deyebilecek olan seilmi birka kiiye gnderilmiti. Spenser daha hibir ey iin fiyat vermemiti. On iki yl nce bir mzeden alndna emin olduu bronz bir Degas olan yirmi bir numaral para onun iin cazipti, ama verilen fiyatlar Gney Amerikal mterisinin ona yetki verdiinden daha fazlayd. Spenser son fiyat milyarlara ularken, mterilerinin belirledii bteden gitgide uzaklayordu. Bugnk ak artrma emeklilik planndaki ilk admd. Mezat sandn kapan at anda Spenser yeleinin cebindeki minyatr uydu telefonunun dmesine bast. Yakasna ilitirilmi mikrofona konutu. "Ltfen iverenine maln gsterime ktn syle," dedi binlerce mil uzaktaki bir yardmcya. "Umduun gibi olup olmadn soruyor," diye sordu yardmc. Kalabala bir sessizlik kerken Spenser dev altn heykele bakt. "Umduumdan da te," dedi sessizce.

Yardmc bilgiyi aktarrken birka saniye geti. "Bedeli ne olursa olsun," yantyla geri dnd. "Benim iin bir eref olacak," dedi Spenser tarihi dnrken. Altn Buda'nn gemii 1288'e dayanyordu. Daha sonra Vietnam olacak lkenin hkmdarlar Kubilay Han'n glerine kar kazandklar zaferi kutlamak iin bu heykelin yaplmasn emretmilerdi. Laos'tan karlan bir seksen boyundaki, iki yz elli kiloluk som altn Enlightened One'n beenisine gre biimlendirilmiti. Siam'dan gelen yeim talar gzleri oluturmu, Burma yakutlarndan oluan kolye boynunu sslemiti. Buda'nn tombul karn Tayland'dan gelen safirlerle kuatlm, gbek delii iri ve yuvarlak bir opal tandan yaplmt. kon 1372'de ilk Dalai Lama'ya hediye olarak verilmiti. 587 yl boyunca Altn Buda Tibet'teki bir manastrda kalm, daha sonra srgne giden Dalai Lama'ya elik etmiti. Fakat Dalai Lama'yla birlikte sergilenmek zere Birleik Devletler'e giderken Manila Havaalan'nda ortadan kaybolmutu. Bakan Ferdinand Marcos her zaman birinci pheli olmutu. O zamandan beri Buda'nn mlkiyeti hep belirsiz kalm, imdi de birdenbire esrarengiz bir ekilde ak artrma iin ortaya kmt. Satcnn kimlii bir sr olarak kalacakt. Byle nadir bulunan bir esere paha bimek neredeyse olanaksz olsa da bu yaplacakt. Ak artrma ncesi tahminler muhafazakr bir ekilde deerin 100 milyonla 120 milyon dolar arasnda olacan ileri sryordu. "Artrmaya elli bin Amerikan dolaryla balyoruz," dedi ak artrmay yneten kii. Dk bir balang noktas, diye dnd Spenser. Tek bana altnn kendisi bile bunun iki kat deerindeydi. Bu paray, paha biilmez bir sanat eseri klan ey gzellii deil, tarihiydi. Bunun nedeni zayf dnyann ekonomik iklimi olmal, sonucuna vard Spenser. "Elli milyon kabul edildi," dedi mezat. "Ve ite altm milyon." Talbot elini kaldrrken artrma seksene ulat. "Seksen, imdi doksan," dedi mezat monoton bir sesle.

Spenser odann karsndaki Talbot'a bakt. Tipik Amerikal, diye dnd. Kula uydu telefonunda, raketi elinde, sanki mezatnn onun iaretini karmasndan endieleniyormu gibi. "Doksan, imdi yz," dedi kelimeleri yayarak. Yz milyonluk teklif Spenser'n tand Gney Afrikal bir satcdan geliyordu. Satcnn mterisi servetini elmaslardan yapmt. Spenser, kadna hayrand -birka kez bir kadeh seriyi paylamlard- fakat Spenser onun mterisinin alkanlklarn da biliyordu. Eer maln deeri daha sonra satabileceini dnd deeri aarsa geri ekilirdi. Adam sanat severdi, ama yalnzca kendi verdii fiyata ve ancak bir gn kr edebilecekse satn alrd. Yz on milyon salonun arkasndan geldi. Spenser kim olduunu grmek iin dnd. Adamn yan tahmin etmek zordu, ama Spenser'n bir tahminde bulunmas gerekirse adamn uuan kr salarn ve sakaln gz nne alarak altmlarn banda olduunu syleyebilirdi Ama garip olan iki ey vard. Spenser'n odadaki neredeyse herkesi grml ya da adn duymuluu vard, ama bu adam tanmyordu. Ve tamamen kaytsz grnyordu, sanki kk bir lkenin yllk btesini deil de, hafta sonu kaplcalara yapt bir ziyarette yerel yardm derneinin dzenledii bir ak artrmada nemsiz bir mebla teklif ediyormu gibiydi. Belli ki adam istenen zellikleri tayordu -ak artrmay dzenleyen irket bunu salam olmalyd- ama kimdi bu adam? Bir Alman ila irketi kodaman yz yirmi milyon dolar verdi. "Yz yirmi ve imdi yz otuz." Yine Talbot'tu. Teklifler yz krk milyon dolar civarnda duraklamaya balad, bu teklifi de kr sal adam vermiti. Spenser yeniden arkasna dnerken bir endie hissetmeye balamt. Adam doruca onun gzlerine bakyordu. Birden gz krpt. Spenser'n omurgasndan aa bir rperti indi. Yana dndnde Talbot'un hararetli bir ekilde telefonuyla konutuunu grd. O anda Silikon Vadisi milyarderinin teslim olduunu hissetti. "Ona syle," diye fsldad Spenser telefonuna. "Yz ellide durdu, ama bir teklif daha gelebilir." "Senin teklif verip vermediini bilmek istiyor."

"Hayr," dedi Spenser. "Ama burda olduumu biliyorlar." Spenser bu mzayedeciden daha nce de mal satn almt; adam bir atmaca gibi seyrediyordu onu. En ufak bir glmsemesi, yzn buruturmas ya da bir jesti teklif olarak kabul edilecekti. "ki yz teklif etmeni ve onlar mahvetmeni istiyor," diye aktard yardmc. "Kabul," dedi Spenser. Sonra neredeyse ar ekimle iki parman dudaklarna gtrd. "ki yz milyon," dedi ak arttrmay yneten hareketsiz bir ekilde. Kendisi on milyon iin yalvarrken elli milyonluk bir artrmayd bu. "ki yz milyon," dedi idareci sessiz bir ekilde. "ki yz on veren var m?" Salon bir mezar kadar sessizdi. Spenser odann arkasna dnd. Kr sal adam kaybolmutu. "ki yze satyorum," dedi idareci. "Satyorum, bu son uyar." Tekrar duraklad. "Sattm! Alcnn primi dahil, iki yz milyon, arpc bir alveri." Sessiz salon birden mutlu alklarla doldu. Spenser sandklama ve havaalanna kadar gvenlik salama gibi ileri ayarlamak iin yarm saat daha ayrd ve o gece beten nce teslimat iin havaland. Gvenlik amalaryla Spenser mterisi olan Macau milyarderine kadar izi srlemeyecek bir uak kiralamt. irket tam hizmet veriyordu; hem onu Asya'ya tayacak, hem de maln zrhl bir arabayla yeni evine teslimatn salayacakt. Neredeyse evde ve zgr saylrd.

3
Kballar San Juan'a teslim ettikten alt gn sonra Oregon mit Burnu'ndan dolat. Deniz, kontrol odasndaki ona yirmilik ekrana yansyordu. Grecek ok az ey vard. Gne batdan batyor, Oregon birka yk gemisinin yol ald Hint Okyanusu'nun bo ksmnda ilerliyordu. Yirmi dakika nce Hali Kasm mavi balinay grmt. Sualt alclarn altrarak dev yaratn grntsn kaydetti, eleme iin veri tabann taramaya balad. "Yeni bir tane bu," dedi Kasm. Kontrol odasndaki grevleri paylaan simsiyah, iriyar bir adam olan Franklin Lincoln bilgisayarda oynad iskambil falndan ban kaldrd. "Baka bir hobi bulmalsn." "Zaman geirmek iin iyi oluyor." "Bu da yle," gerektirmiyor." dedi Lincoln. "Ve nerdeyse hi bilgisayar gc

Bir zil sesi duyuldu, sonra gemi yavalad ve olduu yerde durdu. Kuzeyden hem karada, hem havada giden siyah bir uak yaklayordu. Bayrak direindeki bayraktan rzgrn ynn tespit etmek iin Oregon 'un stnden geti. Sonra zarif bir ekilde suya inip gemiye yanat. "Bakan geldi," dedi Kasm. Juan Rodriguez Cabrillo Oregon'a gvenli bir ekilde bindikten sonra kamarasna gitti. eri girip kapy kapatt, iinde gri peruunun ve sahte sakalnn bulunduu antay yatan stne att, ayakkablarn bir kenara frlatp banyoya doru giderken gmleinin dmelerini zmeye balad. Banyolarn neredeyse akla sonradan gelmi gibi yapld gemilerin tersine onun banyosu geni ve lkst. Jakuzili bakr kvet gvdenin bir kenarna yaslanmt, pirin kenarl bir lomboz dardaki suyun grnmesini salyordu. Kvetin yannda Meksika seramiiyle kapl bir du vard. Pruvaya doru uzanan blme boyunca bakr bir lavabo, altnda da ekmeceler bulunuyordu. Sert bir ahaptan yaplan demenin stnde kaln pamuklu bir kilim vard. Tuvalet lavabodan uzaktaki blmeye yaplmt ve Filipin maun aacndan yaplma bir bank duvar sslyordu.

Cabrillo lavabonun stndeki aynada grntsne bakt. Ksa sar salarnn dzeltilmesi gerekiyordu. Maszlk de yapan gemi berberinden bir randevu almay aklna not etti. Teni hafif solgundu ve bunun nedeninin yaad stres olduunu biliyordu, gzleri skntdan kzarmt. Yorgundu ve eklemleri kaskatyd. Maun banka oturarak pantolonunu kard, protezli bacana bakt. irket Hong Kong'da bir NUMA operasyonu zerinde alrken, in destroyeri Chengdo'yla denizde yaptklar atmada bacan kaybettiinden beri sahip olduu nc protezdi bu. Ama iyi bir protezdi; neredeyse kaybettii baca kadar iyi alyordu. Kalkp bakr kveti doldurmaya balad. Kvet dolarken lavaboda tra oldu, dilerini fralayp protezini kard, kvete yneldi. Suya gmlrken dnceleri geriye gitti... Cabrillo'nun ailesi Kaliforniya'y kefetmeye giden ilk kiflerin soyundan geliyordu, ama spanyol soyadna ramen o spanyol kifinden ok Malibu srf faresine benziyordu. Orange Kenti'nde st-orta snf ailesi tarafndan yetitirilmiti. Kaliforniya 1970'lerde seks ve uyuturucuyla dolu vahi dnemler grmt, fakat Cabrillo hi o ynlere kaymamt. Yaps gerei hem muhafazakr, hem de vatansever, hatta neredeyse gericiydi. Tand herkes san uzatrken o salarn ksa ve bakml tutard. Giyim modas yrtk kotlar ve tirtlere dndnde bile onun dolab zenli ve titiz olmaya devam etti. Ama bu onun a protesto ekli deildi, yalnzca yle biriydi o kadar. Bugn bile giysilere biraz fazla nem verirdi. niversitede siyasal bilgiler fakltesine devam ederken niversitenin ROTC Program'nn aktif bir yesi olmutu. Bu yzden mezun olduunda CIA'in ona i teklif etmesi hi artc deildi. Juan Cabrillo tam yeni ajanlarda aradklar zelliklere sahipti. Kitapkurdu gibi grnmeden zekiydi, skc olmadan dengeliydi ve ok tuhaf olmadan esnekti. spanyolca, Rusa ve Arapa eitim almt, klk deitirme ve kurnazlk gerektiren becerilerde ok baarl olduunu kantlamt. Bir lkeye gizlice girdiinde insanlarn nabzn hemen tutabilirdi. Korkusuz, ama kontroll biri olarak birka ksa yl iinde deerli bir ye haline gelmiti. Sonra Nikaragua sayfas almt hayatnda.

Bir baka ajanla bir ekip oluturarak komnist yanls Sandinistlerin geliimini nlemeleri istenmi ve bata Cabrillo ani saldrlar gerekletirmiti. Fakat bir yl iinde durum kontrolden kmt. Dnyann en eski hikayesiydi bu; ok fazla ef vard, ama yeterince kzlderili yoktu. Washington'daki efler emirleri veriyor, Nikaragua'daki yerli kzlderililer bedelini dyordu. Ve bombalar patladnda yanklar yzlerine arpyordu. Cabrillo kurbanlardan biriydi ve ortann yerine vurulmutu. imdi, CIA'in st dzeylerinde bulunan orta bu iyiliin karln dyordu. Adam kurulduundan beri irkete i aktaryordu, fakat daha nce bu byklkte bir i nermemiti hi. imdi Cabrillo ve ekibinin yapmas gereken ey olanaksz baarmakt. Cabrillo banyosunu bitirip giyinirken Kasm ve Lincoln nbetlerine devam ediyorlard. Gece yars vardiyalarn brakana kadar Kasm bir balina daha kaydedecek, Lincoln otuz iki Klondike oyunu oynayacak ve iki adam San Juan'da gemiye alnan dergiyi okuyacakt. Lincoln havaclkla ilgili dergileri, Kasm ise otomobil dergilerini almt. Akas iki adamn yapaca ok az i vard. Oregon kendi kendini yrtyordu. Otuz dakika sonra temizlenmi bir ekilde sarms kahverengi pantolonunu, kolal beyaz gmleini, Bili Blass ceketini giymi olan Juan Rodriguez Cabrillo irketin toplant odasndaki maun konferans masasnda oturuyordu. Linda Ross masann karsnda diyet kola iiyordu. Eddie Seng, Ross'un yannda oturmu kt ynlarn kartryordu. Mark Murphy geni masann daha ilerisinde oturmu ban deri bir kaya srterek bileyliyordu. Murphy bu hareketin rahatlatc olduunu dnyordu. Ban keskinliini bir kt parasnn kenarnda denedi. "Ak artrma nasl gitti?" diye sordu Max Hanley. "Hedef iki yz milyon getirdi," dedi Cabrillo rahat bir ekilde. "Vay canna," dedi Ross. "Bu ok byk bir fiyat." Masann sonunda, yerden tavana uzanan ve u anda kapal olan monitrlerin nnde oturan Michael Halpert lazer gstericiyi ap monitrlerin uzaktan kumandasna bast. Cabrillo'nun iaretini bekledi, az sonra Cabrillo bayla onay verdi.

" Washington'dan Vaduz, Liechtenstein'daki avukatmza geldi: standart performans szlemesi, yars imdi, yars teslimatta. On milyon dolarlk cretin be milyonu alnd. Vanuatu'daki bankamzdan geip Gney Afrika'ya aktarld ve hepimizin kabul ettii gibi hammadde olarak kabul edilen altn almak iin kullanld." "yle grnyor ki," dedi Murphy bayla ince bir kt paras keserek. "Btn bu evirdiimiz dolaplardan sonra Buda'y kendimiz iin alsak daha iyi. Bir sr zaman ve aba kaybndan kurtarr bizi. Her iki ekilde de elimizde altn olur." "Nerde senin irket gururun?" dedi Cabrillo glmseyerek. Murphy'nin aka yaptn biliyordu, ama yine de kurallarn aklamadan geemedi. "hretimizi unutmamalyz. Bir mterimizi kazkladmz an bu duyulur. Sonra ne olacak? Son zamanlarda paral asker arandna dair bir ilan grmedim." "Doru gazetelere bakmyorsun," dedi Seng srtarak. "Manila Times ya da Bulgarian Bugle' dene." "Tarih kitaplarndaki nesneleri almadaki sorun da bu," dedi Ross. "Yeniden satlmalar ok zor." "Ben Yunanistan'da Mona Lisa'y bile satn alacak birini tanyorum," dedi Murphy. Cabrillo ellerini sallad. "Tamam, iimize geri dnelim." Dnya haritas ana monitr doldurdu ve Halpert var yerlerini iaret etti. "Porto Riko'dan buraya direkt hatla on bin mil," diye belirtti. "Denizden ok daha uzak." "Srf oraya varmak iin bile btn paray bitireceiz," dedi Cabrillo. "Bu ii bitirdikten sonra dnyann o blgesinde bizi bekleyen baka bir i var m?" "Henz yok," diye itirafta bulundu Halpert. "Ama zerinde alyorum. Yine de nesneyi zamannda teslim edersek avukattan bir ikramiye istedim." "Ne kadar ve ne zaman?" diye sordu Cabrillo. "kramiye bir milyon daha demek," dedi Halpert. "Tarih martn otuz biri."

"Neden otuz bir mart?" diye sordu Cabrillo. "nk liderlerinin o zaman halkna geri dnmesini planlyorlar." "Ah. Gzel. Tamam, o zaman tam yedi gnmz var, de yolculukla geecek. Gvenli bir binaya girip, iki yz elli kilo arlndaki altn sanat eserini alp nerdeyse iki bin be yz millik bir yolculuktan sonra ou insann yalnzca okulda adn duyduu bir da lkesine nakletmek iin drt gnmz var demektir." Halpert bayla onaylad. "Elenceli olacak gibi," dedi Cabrillo.

4
Chuck, "MNK" Gunderson, Citation X'i kullanp aada uzanan dalar seyrederken sosis ve kaar peynir yiyordu. Gunderson bir doksan boyunda, yz otuz be kilo arlndayd. Wisconsin niversitesinde futbol oynam ve Savunma stihbarat Tekilat'na alnmt. Gunderson'n ST'le olan deneyimi uu sevgisini artrm, bu sevgiyi daha sonra zel sektrde yapt iine de tamt. u anda le yemeiyle birlikte bir ie bira iebilmeyi umuyordu. Ama onun yerine yediklerini sindirmek iin bir ie lk Blenheim zencefilli gazoz iti. Birka saniyede bir gstergelerin hepsinin yeil olup olmadn kontrol ediyordu. "Bay Citation mutlu," dedi otomatik kontrol dmesine basp rotasn kontrol ederken. Spenser kokpite gelip kapya vurdu. "irketin bizi Macau havaalanndan alacak zrhl arabay ayarlad m?" "Merak etmeyin," dedi Gunderson. "Onlar her eyle ilgilenirler." Aomen Liman kpr kprd. Kk tekneler, ticaret mavnalar, modern yk gemileri ve birka yksek performansl elence aracyla ayn deniz yolunu paylayordu. Rzgr karadan denize doru esiyordu ve in anakarasndan gelen odun kokusu boaltlan baharat kokusuna karyordu. Gney in Denizi'nin on iki mil anda inie yalnzca birka dakika kala Gunderson ini iin izin istedi. Spenser koridorun karsna yere yaslanm olan Altn Buda'ya bakt. Ayn anda Juan Cabrillo atobryan, kark sebze, peynir taba ve tatl olarak frnda Alaska'dan oluan akam yemeinin ardndan espressonun tadn karyordu. Geminin yemek salonundaki masasnda konuurken azn peeteyle sildi. "Macau'da bir adammz var," dedi. "Buda'y ele geirdiimizde nakliye iini o halledecek." "Plan nedir?" diye sordu Hanley. "Henz emin deil," diye itirafta bulundu Cabrillo. "Ama her zaman bir ey bulur." Bir sonraki konuan Seng'di.

"Limanlar, caddeler ve btn ehre ait ayrntl haritalar buldum," dedi. "Hem liman, hem de havaalannn, Altn Buda'nn alnacan dndmz yerden uzakl bir milden az." "Bu iyi bir ans," dedi Linda Ross. "Btn lkenin yzlm yedi mil kare zaten," dedi Seng. "Aa demir atmay planlyor muyuz?" diye sordu Mark Murphy. Cabrillo bayla onaylad. "O zaman btn lke iin GPS rakamlarna ihtiyacm var," diye belirtti Murphy. "Ne olur ne olmaz diye." irket subaylar ayrntlar tartrken bir saat daha geti. "Om," dedi adam. "Om." Altn Buda'nn geri dnnden en fazla yarar grecek olan adamn etrafn kuatan frtnadan haberi yoktu. Beverly Hills, Kaliforniya'daki evinin kayalk bahesinde meditasyon yapyordu. Yetmi yama yaklayor olmasna ramen sradan insanlar gibi yalanmyordu. Zamann geii onu yalnzca daha btn bir insan olarak biimlendiriyordu. 1959'da inliler onu kendi lkesinden ayrlarak Hindistan'a gitmeye zorlamt. 1989'da memleketinin iddete dayanmayan bir ekilde zgrlemesine ynelik srekli abalar nedeniyle Nobel Bar dl'ne layk grlmt. Yz yandaki evinin tarihi olarak deerlendirildii bir dnyada bu adamn antik ruhani liderin on drdnc reenkarnasyonu olduuna inanlyordu. u anda Dalai Lama zihninin rzgrlarnda evine doru yolculuk yapyordu. Winston Spenser yorgun ve huzursuzdu. Londra'dan ayrldndan beri hi dinlenmemiti. Yolculuun keyifsizlii ve ya onu etkisi altna alyordu artk. Citation X alann uzak kesinde yavalarken pilotun kapya gelip merdivenleri indirmesini bekledi. Ardndan dar kt. Zrhl kamyonet yalnzca birka adm tedeydi ve arka kaplar akt. Aracn iki tarafnda da siyah niformal ve silahl korumalar vard. Bir lin etesindeki adamlar kadar dosta bakyorlard. Adamlardan biri yaklat. "Mal nerde?" diye sordu dorudan. "Ana kabinde bir sandkta," dedi Spenser. Adam ortana dnd, o da yanlarna geldi.

Tam o srada Gunderson merdivenlerden indi. "Kimsin sen?" diye sordu korumalardan biri. "Pilotum." "Kokpite geri dnp iimiz bitene kadar orda kal." Gunderson, "Hey," diye itiraz ederken iki adamdan iri olan kolunu yakalayp onu kokpite itti, kapy arkasndan kapatt. Sonra iki adam sand dner rampadan aa indirdi. Yine bir rampadan itip kamyonete soktular. Bu ar sand iki adam kaldramazd. Sandk ieri girdikten sonra kaplarnn kapanmas iin kamyonet ilerledi. Korumalardan biri kaplar kaparken Gunderson yeniden ortaya kt. "Bunu rapor edeceimden emin olabilirsiniz," dedi korumalardan birine. Ama adam yalnzca hafife glmsedi ve ilerleyip yolcu koltuuna oturdu. "A-Ma Tapna'na m?" diye sordu src camdan dar doru. "Evet," dedi Spenser. Koruma yakna park etmi olan koyu yeil Mercedes-Benz limuzini iaret etti. "Bizi bununla takip edeceksiniz." Src cam kapatarak zrhl arac vitese takp ilerledi. Spenser limuzine binip takibe balad. Zrhl ara ve Spenser' tayan limuzin Macau-Taipa Kprs'n geti, yonca biimindeki kavaktan dnd, Lisboa Oteli'ni geip Infante D. Henrigue'de ilerlemeye balad. Az sonra yolun ad deiti ve San Mo La ya da Yeni Yol oldu. Adann bat kanadndaki Rua das Lorchas kavana ulatktan sonra ky boyunca gneye yneldiler. Suya paralel yol macera filmlerinden frlam bir sahne gibiydi. Suda pler ve kk tekneler yzyordu. Suyun kenarndaki cadde tyleri yolunmu tavuktan gm afyon borularna kadar her eyi sergileyen dkknlarla doluydu. Turistler fotoraf ekerken alc ve satclar melodik Kanton dilinde pazarlk ediyordu. Rua do Almirante Sergio atalnda karavan hafife sola dnd, otobs terminalini geti, sonra A-Ma Tapna'nn arazisine girdi. Tapmak, Macau'nun, tarihi on drdnc yzyla dayanan en eski tapnayd ve suya

bakan sk ormanlarla kapl bir tepede bulunuyordu. Kompleks, kvrml akl tal yollarla birbirine balanan toplam be mabetten oluuyordu. Spenser limuzinden inip zrhl arabaya giderken havann tts kokusuyla kapl olduunu fark etti. Tam o anda birisi kt ruhlar kovmak iin bir havai fiek ateledi. Spenser igdsel olarak yere kerken srcnn ak penceresine bakt. "yi misiniz, efendim?" diye sordu ofr. "Evet," dedi Spenser mahcup bir ekilde, tekrar dorulurken. "Bir dakikalna ieri girmem gerekiyor. Burda bekler misiniz, ltfen?" ofr bayla onaylad, Spenser patikay kt. A-Ma Tapna'na giren Spenser keilerin liderinin ofis olarak kullandn bildii arka odaya gidip kapya vurdu. Kap ald, sar giysili, kafas tral bir adam glmseyerek karsna kt. "Bay Spenser," dedi. "Sandnz iin geldiniz herhalde." "Evet," dedi Spenser. Kei bir zil ald ve baka bir odadan iki kei daha kt. "Bay Spenser szn ettiim sandk iin geldi," dedi bakei onlara. "Size ne yapacanz aklayacak." Tapmaa yaplan byk bir ba, o ihtiya duyana kadar heykelin burada kalmasn garanti altna almt. yi sylenen bir yalan gerisini hallederdi. "Darda bir sre iin sergilemek istediim yaldzl bir Buda var," dedi Spenser, keie glmseyerek. "Onu koyacak bir yeriniz var m?" "Elbette," dedi kei. "eri getirin." Yirmi dakika sonra dei toku yapld. Altn Buda artk akta, gzler nnde gizleniyordu. Otuz dakika ve bir milden ksa bir mesafe sonra zrhl araba gnn son teslimatn yapt. Korumalar datldktan sonra Spenser, Macau milyarderiyle birlikte dikilmi heykeli seyrediyordu. "Umduumdan daha fazlas," dedi milyarder. Ama dndnden az, diye geirdi iinden Spenser. "Hounuza gittiine sevindim." "imdi kutlamalyz," dedi milyarder glmseyerek. Adamn muhteem yemek salonundaki vine aacndan yaplma uzun yemek masasn lks yiyeceklerle dolu gm tabaklar kaplamt. Spenser su ylan ve maymun etini pas geip fstk sosuyla pimi tavukta karar kld. Yine de baharatl ara yemekler seyahat yorgunu midesini allak bullak ediyor, bu yzden gecenin bir an nce sona ermesini istiyordu.

Spenser masann uzak ucunda, ev sahibi masann en banda oturuyordu. bir yanda, dier yanda toplam alt odalk da masada yerini almt. Yabanmersini kremasnn ardndan gelen puro ve konyaktan sonra adam masadan kalkt. "Biraz slanp bayanlara ilerini yapma frsat verelim mi?" Adamn sahte Altn Buda'ya bir haftadan ksa bir sre iin sahip olaca konusunda hibir fikri yoktu. Ve Winston Spenser da on be gnden ksa bir mr kaldn bilmiyordu.

5
IV. Langston Overholt, Langley, Virginia'daki ofisinde oturuyordu. Masaya yanlamasna konmu olan uzun deri sandalyede dinleniyordu. Elinde, sapna terden lekelenmi beyaz bir bezin sarl olduu siyah bir raket vard. Yava ve metodik bir ekilde siyah kauuk topu elli santim havaya atyor, top tekrar rakete dyordu. Her drt vuruta bir taraf deitirmek iin raketi ters eviriyordu. Ritmik hareket dnmesine yardmc oluyordu. Overholt zayf olmakla birlikte sska deildi, kemikli olmaktan ok adaleliydi. Yetmi be kiloyu bir seksen ikilik bedeninde zarif bir ekilde tayordu. Derisi, tombul ve yuvarlaktan ok uzun ve keli olan kaslarnn stnde geriliyordu. Gl hatlara sahip yz yakkl ve keliydi. Sar salar akaklarnda hafife beyaz-lamaya balamt. Kompleksin iindeki CIA'in beraberinde her iki haftada dzelttirir di bu salarn. Overholt bir koucuydu. Lise son snfta, kou lkede moda olmuken Jim Fixx'in The Complete Runner adl kitabndan da g alarak almalara balamt. Kolej ve niversite boyunca pratik yapmt. Evlenme, CIA'e katlma, boanma, yeniden evlenme bu takntsn yavalatmamt. Kou, iinin yaratt stresi hafifleten birka eyden biriydi. Stres Overholt'un dier deimeziydi. 1981'de niversiteden yeni mezun olur olmaz katldndan beri alt farkl idarecinin altnda almt. imdi, onlarca yldr ilk defa IV. Langston Overholt babasnn Dalai Lama'ya verdii sz geree dntrme frsatn bulmutu, bu arada eski dostu Juan Cabrillo'ya da borcunu demi olacakt. Planlarn harekete geirmek iin hi zaman kaybetmiyordu. Tam o srada telefon ald. "Efendim," dedi asistan. "DDO mmkn olduunca abuk grmek istiyor sizinle." Overholt telefona uzand. Washington D.C.'deki hava Teksas asfalt kadar scak, bir kse duman tten acl yeil fasulye kadar buharlyd. Beyaz Saray'daki klimalar sonuna kadar almt, ama yine de sy yirmi drt derecenin altna dremiyorlard. Bakan'n evi eskiyordu. Eski binada pek ok ayarlama yapabilir ve tarihi binann tarihsel yapsn yine de koruyabilirdiniz.

"Bakan'n Oval Ofis'te tirtle oturduunu gsteren resmi bir fotoraf var m?" diye espri yapt Bakan. "Kontrol ederim, efendim," dedi yardmcs, CIA direktrn ieri alrken. "Teekkrler, John," dedi Bakan, adam gndererek. Yardmcs dar kp kapy arkasndan kapatrken Bakan masann stne uzanp adamn elini skt. Bakan, ona oturmasn iaret etti. "Bu yardmclar ok zekiler," dedi Bakan otururken. "Ama mizah yetenekleri yetersiz. ocuk u anda Beyaz Saray'n tarihi-siyle gryor byk olaslkla." "Eer birisi olsayd," dedi direktr glmseyerek. "LBJ olacan tahmin ederdim." On yedi yandayken ve Merkezi Haberalma Kurumu'nun direktr tandnzda ajan oyunlar ok heyecan verici grnr. Daha sonra bakan olduunuzda neler olduunu gerekten grme ansnz vardr. Ama zaman cokusunu azaltmamt; Bakan istihbarat oyunlarnn hl byleyici olduunu dnyordu. "Bana ne getirdin?" diye sordu Bakan. "Tibet'i," dedi direktr herhangi bir girie gerek duymadan. Bakan bayla onaylarken masasnn stndeki vantilatr hava ikisine de gelecek ekilde ayarlad. "Akla." CIA direktr antasna uzanp baz belgeler kard. Sonra plan aklad. Pekin'deki Bakan Hu Jintao in ekonomisinin gerek durumunu gsteren belgeleri inceliyordu. Tablo acklyd. Modernleme yar daha fazla petrol gerektiriyor ve inlilerin kendi snrlar iinde yeni rezervler bulmalar gerekiyordu. Bu durum, petrol fiyatnn yirmi yldr dk olduu birka yl ncesinde bir sorun oluturmuyordu, ama son zamanlarda ykselen fiyatlar byk karmaa yaratyordu. Petrole kar olan itahlarnn, inlilerin kazanmay umut bile edemeyecekleri bir fiyat rekabetine neden olduu Japonlarn da soruna katklar byk oluyordu. Jintao camdan dar bakt. Hava bugn her zamankinden daha berrakt hafif bir rzgr fabrikalardan ykselen duman merkezi Pekin'den daha

uzaa flyordu- fakat rzgr pencere kenarlarna ken isleri fleyecek kadar gl deildi. Jintao bir serenin pencere pervazna konuunu izledi. Kuun minik ayaklan iste iz brakyordu. Ku birka dakika etrafta kanat rptktan sonra durup cama gzlerini dikti ve doruca Jintao'ya bakt. "Sen olsan masraflar nasl azaltrdn?" diye sordu Jintao kua. "Ve petrol nerden bulurdun?"

6
Oregon simsiyah gecede Paracel Adalar'n geiyordu. Hava tabakalar halinde yaan yamur yznden slakt. Rzgr kesin bir yn ya da amac olmakszn bora halinde esiyordu. Birka dakika Oregon'un orta ksmn dvdkten sonra hzla yn deitirip pruva ya da k tarafna vurmaya balyordu. K tarafndaki slak bayraklar, bir ubukla ate yakmaya alan kararl izciler gibi direklerinde hzla dnyordu. Kontrol odasndaki Franklin Lincoln radar ekranna bakyordu. Gemi yirmi derece enlem hattn gemeden hemen nce frtnann fkesi hafiflemeye balad. Kontrol odasndaki bilgisayar terminaline giderek baz komutlar girdi ve in ky hattnn uydu grntlerinin yklenmesini bekledi. Hong Kong ve Macau'nun stnde bir duman bulutu grnyordu. Gece vardiyasn paylat Hali Kasm'a bakt. Ayaklarn kontrol paneline dayam uyuyordu, az ksmen akt. Kasm bir kasrgada, hatta okyanusun bu blm gz nne alnrsa bir siklonda bile uyuyabilir, diye dnd Lincoln. Oregon douya doru giderken Winston Spenser irkilerek uyand. Akam erken vakitte A-Ma Tapna'ndaki Altm Buda'y ziyaret etmiti. kon hl maun sandndayd. Gtrld odada kapa ak bir ekilde dimdik duruyordu. Spenser yalnz gitmiti; basit saduyu gerek yerini olabildiince az sayda insann bilmesi gerektiini sylyordu, ama bu deneyim Spenser iin olduka sinir bozucuydu. Spenser ikonun deerli metal ve talardan oluan bir yn olduunu biliyordu, fakat garip bir nedenle obje bir yaam gcne sahipmi gibi grnyordu. Altn ktlesi iindeki bir kla aydnla-tlyormu gibi parlyordu lo odada. ri yeim gzleri onun her hareketini takip ediyor gibiydi. ehresi bazlarna gre zararsz, yalnzca i gbekli, glmseyen bir peygamberin yz gibi grnse de Spenser'a gre bu yz onunla alay ediyordu. Spenser sanki daha nce bilmiyormu gibi o akam yapt eyin dhice olmadndan iyice emin olmutu. Altn Buda boyayla resmedilmi bir kanvas paras deildi; hrmetin vcut bulmu hali, sevgi ve saygyla ustaca yaplm bir eserdi. Ve Spenser onu ekerci dkknndan eker aryormu gibi yrtmt.

Dalai Lama meditasyon yaparken suyun przsz talarn zerinden ar ar akn dinliyordu. Zihninin uzak keleri duraand ve kargaann yok olmasn istiyordu. Kafatasnn merkezindeki k topunu grebiliyordu, ama kenarlar przl ve titrekti. Yava yava przleri giderdi ve top geriye yalnzca minik bir k noktas kalana kadar kendi zerine kmeye balad. Dalai Lama ardndan kendi fiziksel kabuunu incelemeye balad. Bir kargaa vard ve gittike byyordu. On sekiz dakika sonra kabuuna geri dnp ayaa kalkt. On metre tede, Beverly Hills'deki evinin bbrek biimindeki havuzunun kenarnda yeil gneliin altnda Chikyah Kenpo oturuyordu. Dalai Lama, ona doru yrd. Ev sahibi olan Hollywood aktr glmseyerek ayaa kalkt. "Eve gitme zamanm geldi," dedi Dalai Lama. Aktrden herhangi bir yalvarma ya da itiraz ykselmedi, "Kutsal Efendimiz, izin verin jetimi araym." Tibet'in kuzeyinde, U-Tsang ve Amdo Blgesi arasndaki snrda Basatongwula Shan Dalan dzlklerin zerinde ykseliyordu. Karla kapl zirve birka adamn yrd blgeye gzclk yapyor gibiydi. Eitimsiz bir gz iin Basatongwula Shan'n etrafndaki araziler orak ve terk edilmi, tek bana ve ssz halde braklsa daha iyi olacak verimsiz topraklar olarak grnrd. Yzeyde bu doru olabilirdi. Ama derinlerde, yalnzca birka kiinin bildii, yzyllardr gizli bir sr vard. Kayalk yolda bir yak ar ar ilerliyordu. Srtnda siyah bir minah kuu (Koyu renkli, papaan gibi konumay renebilen Asya kkenli bir ku.) sessizce otostop yapyordu. Yavaa balayan, ama younluu gittike artan hafif bir titreme arazi boyunca yayld. Yak korkuyla titremeye balayarak kuun havalanmasna neden oldu. Yark toynaklarn yere gmerek toprak sarslrken salam durmaya alt. Sonra huzursuzluk yava yava geti ve toprak yeniden hareketsiz kald. Yak yolculuuna devam etti. Birka dakika iinde bacaklarndaki ve vcudunun alt ksmlarndaki tyler, saysz nesiller boyunca baz insanlar zengin edip dierlerini lgna eviren bir mineral bulutuyla kapland.

Bakan'n operasyonlar yardmcs Richard Truitt hl uyankt. Biyolojik saati daha uyum salayamamt ve onun gecesi Macau'nun gndzyd. Bilgisayarn aarak mesajlarn kontrol etti. Bir tanesi birka saat nce Cabrillo'dan gelmiti. Bakan'dan ald her mesaj gibi bu da ksayd. George'un evinden onay geldi. Btn sistemler hazr. Tahmini var 33 saat. CIA hl iin iindeydi ve Oregon iki gnden ksa bir sre iinde varacakt. Truitt'in ksa srede tamamlamas gereken ok i vard. Otelin yirmi drt saat hizmet veren oda servisini arayarak yumurta ve domuz pastrmas istedi. Sonra tra olup du almak ve yeni bir kla girmek zere banyoya girdi. Juan Cabrillo elma ttsl domuz pastrmas ve Gorgonzola peyniriyle dolu omletinin son lokmasn bitirip taba ileri itti. "Hepimizin yz elli kilo olmamas bir mucize," dedi. "Tek bana jalapeno peynirli msr dvmesi iin bile sabah kalkmaya deer," dedi Hanley. '^Yalnzca keke a eski karmla bilgi alveriinde bulunmu olsa diyorum. O zaman belki hl evli olabilirdim." "Boanma nasl gidiyor?" diye sordu Cabrillo. "Geen ylki gelirimin yalnzca otuz bin dolar olduu dnlrse ok iyi," diye itiraf etti Hanley. "Adil ol," diye onu uyard Cabrillo. "Ben avukatlarn ortalkta dolap her eye burunlarn sokmalarn istemiyorum." "Adil olacam biliyorsun," dedi Hanley masadaki gm termal srahiden kahve fincanlarn doldururken. "Ben yalnzca Jea-nie'nin sakinlemesini bekliyorum." Cabrillo kahve fincann alp ayaa kalkt. "Limana yirmi drt saatten az yolumuz kald. Sihir Dkkn'nda iler nasl gidiyor?" "Dekorlarn ou hazr. Ben de yeni girilecek klklarla ilgileneceim." "Harika," dedi Cabrillo. "Kendi grnn iin bir tercihin var m?" diye sordu Hanley. "Yz kllarn minimumda tutmaya al," dedi Cabrillo. "Ma-cau'da hava nemli olabilir."

Hanley masadan kalkt. "Sahib, arzularnz benim iin emirdir." Oregon Odessa'daki tersanede irket tarafndan yeniden donatldnda iki gvertesi gvdenin iine ina edilmi, ykseltilmi kaptan kk hari ieriye toplam kat verilmiti. En alt katta makineler ve fiziksel tesisler, ay havuzu, makine atlyeleri, cephanelik ve depolar vard. Metal merdivenler veya geminin ortasndaki tek bir ar yk asansryle klan bir kat yukars iletiim sistemlerini, ar silahlar, eitli dkkn ve ofisleri, geni bir ktphaneyi, bir bilgisayar odasn ve harita odasn kapsayan gverteyi oluturuyordu. nc katta yemek salonu, elence odas, jimnastik salonu, mrettebat kamaralar, toplant ve idareciler odas bulunuyordu. nc katn etrafn egzersiz iin konmu iki eritli kou pisti kuatyordu. Oregon kendi iinde bir ehirdi. Hanley yemek salonundan karak yar pistini geti, asansr tercih etmeyip merdivenlere yrd. Kapy ap aaya inmeye balad. Merdivenler maun lambrilerle kaplyd ve apliklerle aydnlatlyordu. Merdivenlerin dibine gelince kaln bir halyla kapl bir odaya girdi. Duvarlarda mteekkir mteriler ve lkeler tarafndan Oregon'da. alan adam ve kadnlara verilen plaketler ile madalyalarn bulunduu blmeler vard. skele tarafndaki duvarlarn cama dnt pruvaya doru ilerledi. Camn arkasnda Hllyvvood'un kostm ve tak dkkn olabilecek bir yer vard. Kevin Nixon ban kaldrp el sallad. Hanley kapy ap ieri girdi. erisi serindi; hava ya, vinil ve balmumu kokuyordu. Gizli hoparlrlerden Willie Nelson'm CD'si alyordu. "Ne kadar zamandr hurdasn?" diye sordu Hanley. Nixon ahap yzeyinde eitli el aletlerinin bulunduu, metal iskeletli bir tezghn nndeki ayakl bir taburede oturuyordu. Ellerindeki ssl baln altn rengi ipekli kuma yere doru iniyordu. "ki saattir," dedi. "Erken kalktm, mesajlarm kontrol edip ilk tanmlamalar aldm." "Kahvalt ettin mi?" diye sordu Hanley. "Yalnzca biraz meyve yedim," dedi Nixon. "Drt be kilo vermem lazm." Nixon iriyar bir adamd, ama kilosunu iyi tayordu. Onu sokakta grseniz tknaz, ama iman deil, diye dnrdnz. Ama srekli olarak kilosuyla

mcadele halindeydi. Gayretine bal olarak kilosu doksan bele yz on arasnda gidip geliyordu. Geen yaz birka hafta izin alp Appalachia Dalar'ndaki bir yrye katldnda doksana kadar inmiti, ama gemideki hareketsiz yaam ve ann yemeklerinin cazibesi onun abalarn etkisiz brakyordu. Hanley tezghn yanna gelip Nixon'n almasna bakt. "Dindar bir giysi mi bu?" "Kutsal Cuma trenine katlan bir Macaulu iin yle." "Alt takma ihtiyacmz var." Nixon bayla onaylad. "ki aman ve drt tvbekar iin olduunu dnyorum." Hanley baka tezghlarn da dayal olduu duvara doru gitti. "nce maskelere bakacam." Nixon bayla onaylayp CD alarn uzaktan kumandasna uzand. Dmeye bast ve Willie sustu. Johnny Rivers'n "Gizli Ajan" adl paras almaya balad. "Kevin," dedi Hanley rahat bir ekilde. "Bu ii ok seviyorsun, deil mi?" "Tehlikeli bir hayat yaayan bir adam var," diye ark sylemeye balad Nixon bariton sesiyle. "Truitt Kutsal Cuma iin resmi geit rotasn gsteren bir harita gnderdi," dedi Cabrillo. "ansmz yaver gitti, ehir merkezindeki trafik durgun olacak." Eddie Seng masann stndeki dosyalardan birine uzand. "inlilerin Hristiyanl ilgilendiren bir olay iin bylesine byk bir kutlama yapmalar ok artc." "Macau 1537'den 1999'a kadar Portekiz mlkiyetindeydi," diye belirtti Linda Ross. "Nfusun kabaca otuz bini Katoliktir." "stelik inliler festivallere baylr," dedi Mark Murphy. "Gz ap kapayana kadar bir tren alay oluturabilirler." "Truitt geen ylki gibi yapacaklarn ve krfezdeki bir dizi mavnadan ehrin stne dev havai fiekler atacaklarn sylyor," dedi Cabrillo. "Bu durumJa gecenin rtclne ve ayn soluk na g-venemeyiz," dedi Franklin Lincoln.

Lincoln'n arkada Hali Kasm daha fazla direnemedi. "Bu ok ayp Frankie, gkyz karanlk olduunda sen ok iyi gizleniyorsun." Lincoln, Kasm'a dnp orta parmayla burnunu kad. "nemli deil, Kaz, havai fiekler ayn zamanda senin gibi zambak beyaz Hugh Grant tipliler iin de kt." "Hl arlk sorunumuz var," dedi Cabrillo aralarnda geen konumaya aldrmayarak. "Altn Buda yaklak iki yz elli kilo arlnda." "ki tarafta drder adam srtlarna fazla yklenmeden kaldrabilirler onu," dedi Julia Huxley. "Hanley ve Nixon'dan bir ey uydurmalarn isteyeceim galiba," dedi Cabrillo. "nerisi olan yar m?" Mrettebat operasyonu planlamaya devam etti. Macau bir gnlk uzaklktayd. Tibet zerk Blgesi'nin Bakan Legchog Raidi Zhuren, Nepal snrnn hemen karsndaki atmann raporunu okuyordu. Dn gece hkmet gleri neredeyse yz Maocu asiyi ldrmt. Komnist asilere kar gerekletirilen saldrlarn acmaszl 2002 baharndan beri artyordu. Asilerin aktivitelerinin birka yl boyunca artmasnn ardndan Tibet hkmeti tehdit edildiini hissetmeye balam ve sonunda sert nlemler almava bala-nt. Birleik Devletler saldrlar koordine etmek zere Yeil Bereli ordu danmanlar gndermiler ve neredeyse ayn anda ceset says artmaya balamt. arpmalarn snrn karsna Tibet'e sramasn nlemek iin Zhuren'in, Nepal'den Tibet'e alan da geitlerine yerletirmek zere ilave asker istemek amacyla Pekin'i aramas gerekmiti. Bakan Jintao bu gelimelerden memnun deildi. En bata bakann masraflar ksmaya alt bir dnemde Tibet'in gven altna alnmasnn masraf artyordu, ikinci olarak, zel Gler Danmanlar greve bir de tehlike boyutunu katyorlard. Eer bir Amerikan askeri Tibet snrn koruyan inli gler tarafndan yaralanr ya da ldrlrse Jintao durumun kontrolden iyice kacandan ve in'in yeni bir Kore halin^ geleceinden korkuyordu. Legchog Zhuren'in bilmedii ey Jintao'nun Tibet'i bilanonun aktifleri yerine pasifleri olarak grmeye baladyd. Zamanlama ok nemliydi; eer Tibet halk u anda ok tutulan bir isyan gerekletirirse in'in karsna yeni bir Tiananmen Meydan olaylar kabilirdi, ama bu kez dnyann halet-i ruhiyesi 1989'dakiyle ayn deildi. Sovyetler Birlii'nde

komnizmin k ve Birleik Devletler'le olan yakn ilikilerinin art yznden, Tibet halkna kar giriilen ar harektlar iki cepheden gle karlaabilirdi. Amerikan gleri Bengal Krfezi'ndeki uak gemilerinden ve Afganistan'daki slerden saldrabilir, bu arada Rus Kara Kuvvetleri, kuzey Tibet'le snr olan dou Rusya blgesinin yan sra Krgzistan ve Kazakistan cumhuriyetlerinden de girebilirdi. O zaman atma herkesin kart meydan savama dnerdi. Hem ne iin? in'in yasad bir ekilde igal ettii kk, yoksul bir da lkesi iin mi? dl riske denk deildi. Jintao'nun saygnlk kazanmas gerekiyordu; hem de hzl bir ekilde.

8
Winston Spenser yasad yollardan elde ettii kazancn hesaplamak iin kalemini kard. Altn Buda'nn 200 milyon dolarlk orijinal satnn yzde lk komisyonu 6 milyon dolard. Bu pek kk bir miktar saylmazd. Hatta Spenser'n geen ylki gelirinin be katyd, ama yeniden satarak kazanaca miktara kyasla kovadaki bir damla bile etmezdi. En bata 6 milyon dolarlk komisyonun karlnda yem iin yapt masraflar vard. Tayland'daki hilekrlar neredeyse bir milyon istemilerdi ondan. kinci olarak, Altn Buda'y Macau'ya nakletmek iin Cenevre'de tuttuu irket ve A-Ma'ya zrhl araba servisi ok fazla para istemiti. phe ekmemek iin milyardere bu hizmetlerin bedeli olarak dedii bir milyon dolarn yalnzca onda birini sylemiti. imdiki ve Spenser'n orijinal Buda'y Macau'dan karp Birleik Devletler'e gtrmeyi planlad birka gn iinde verecei rvetler ona bir milyona daha patlard. Sonu olarak, aslnda u anda Spenser be paraszd. Sanat eserleri satcs btn tasarrufunu ve i balantlarn irkin operasyonuna para salamak iin kullanmt; nndeki masada duran komisyon eki olmasa ba dertte olurdu. Spenser Al-tm Buda'nn bir alcs olduundan kesinlikle emin olmasa endie-lenebilirdi. zerine not ald kd yrtp paralarn tuvalete att, stne sifonu ekti. Sonra titreyen ellerini sakinletirmek iin kendine bir kadeh viski koydu. Bu hreti edinmek iin bir mr uramt ve eer iledii su ortaya karsa hreti bir anda yok olurdu. Para ve altn insana garip eyler yaptrabiliyordu. Yerkrenin drtte mesafede ve on alt zaman dilimi uzaklkta vakit neredeyse gece yars olmutu. Silikon Vadisi milyarderi en yeni yatnda deiiklikler yaparak zamann geiriyordu. Yz elli metre uzunluundaki aracnn kopyalan bilgisayarda yaratlmt. Zaten yat bilgisayarda tasarlanm, bilgisayarda dzeltilmiti. Otuz tuvaleti gverteye balayan vidalara kadar her bir parann alt izilip deitirilecekti. u anda mobilyalarla urarken milyarderin egosu gitgide iiyordu. Bilgisayar, konuklar ana salona kabul edecek olan kendisinin hologramn retecek ve bu ok ho bir dokunu olacakt, ama u anda kanepelerin ve sandalyelerin kumalarna ilenecek olan isminin baharflerini yazmak iin hangi fontun uygun olduuna karar vermeye alyordu. Birka yl nce

armayla birlikte gelen minik bir ngiliz unvan satn almt kendisine, bu yzden setii yazy ambleme ekleyip kuman stne yerletirdi. Yzmn yanstlmas daha iyi olur, diye dnd kraliyet armasna bakarken. Bylece insanlar yzme oturabilirler. Bu fikir glmsemesine neden oldu. Filipinli ua odaya girerken hl glmsyordu. "Efendim," dedi uak hafife. "Sizi rahatsz ettiim iin zr dilerim, ama denizar telefonunuz var." "sim verdiler mi?" "Altn ikonun arkada olduunu syledi," dedi uak. "Hemen bala," dedi milyarder glmseyerek. Macau'da saat on altyd. Spenser bilgisayar yazlm milyarderinin telefona gelmesini beklerken uydu telefonuna yerletirdii ses deitirme aletiyle urayordu. Alete yeni pil takmt ve minik yeildi, ama o yine de kartrcnn reklamda belirtildii gibi alp almadn merak ediyordu. "Hey," dedi milyarder hatta gelerek. "Benim iin elinde ne var?" "Altn Buda'yla ilgileniyor musunuz hl?" diye sordu mekanik bir ses. "Elbette," dedi milyarder. Ayn anda kartrcnn etkilerini karlamak iin telefonuna bal bilgisayara baz komutlar girdi. "Ama iki yz milyona deil." "Ben..." Adamn sesi mekanik geliyordu ama sonra bilgisayar sihrini gsterdi ve ses berraklat. "...yz milyonluk bir fiyat dnyordum," dedi. ngiliz aksan, diye dnd milyarder. Talbot, ona bir ngiliz satcnn Buda iin baarl bir teklif verdiini ve heykeli bir ngiliz koleksiyoncu iin alm olabileceini dndn sylemiti, ama bu anlamszd. Kimse bir eyi 200 milyona alp birka gn sonra yar fiyatna satmaya kalkmazd. Satc eski bir numara eviriyor olmalyd ya da sahtesini satyordu. "Teklif ettiinizin orijinal olduunu nerden bileyim?" diye sordu. "Altnn tarihini belirleyebilecek bir tandnz var m?" diye sordu Spenser. "Birini bulabilirim," dedi milyarder.

"O zaman size bir para altn ve beni bu paray eserin alt ksmndan karrken gsteren bir video kaset gndereceim. Bu-da'da kullanlan altn karld zaman..." "Tarihi biliyorum," dedi milyarder szn keserek. "Numuneyi nasl gndereceksiniz?" "Bu akam FedEx'le gndereceim." Milyarder bir adres verdi, sonra sordu. "Eer gereklii onaylanrsa paray nasl istiyorsunuz?" "Transfer zamannda bildireceim. Bir hesaba Amerikan dolar olarak yaplan havaleyi kabul edeceim," dedi Spenser. "Mantkl grnyor," dedi milyarder. daha var," diye ekledi milyarder. olduunuzdan daha iyisinizdir. Ses aksannz hi kuku gtrmyor- ve olduka ak bir fikir verdi." "Bu akam ayarlarm. Ama bir ey "Umarm hrszlkta elektronikte kartrcnz ikinci snf -ngiliz bu da bana kimliiniz konusunda

Spenser parlayan yeil a tiksintiyle bakt, ama bir ey sylemedi. "Bu yzden unu unutmayn," diye tamamlad milyarder szlerini. "Eer beni kandrmaya kalkarsanz gerekten ok naho olabilirim." "Makineler stop," diye emretti Hanley. Oregon saat 11.00 civarnda limann d srrna varp klavuz kaptan ald. Limandan ayrlan birka konteyne gemisi ilerlemelerini yavalatmt. skelenin hemen dndaki balanma yerine varmalar bir saat daha srd. Gemi sonunda yerine yerletiinde vakit neredeyse len olmutu. Cabrillo dmendeki Hanley'in yannda durmu liman kuatan ehre bakyordu. Klavuz kaptan gemiden henz ayrlmt. Cabrillo giden teknenin ardndan bakyordu. "Sence olaand bir ey fark etti mi?" diye sordu Cabrillo. "Bence sorun yok," diye yantlad Hanley. irketin bir nceki gemisi Oregon I birka yl nce Hong Kong dnda bir arpmaya girmiti, sonunda da Chengdo isimli inli donanma gemisini batrmlard. Eer inli subaylar onlarn multi-milyon dolarlk destroyerlerini batran mrettebat olduklarn anlarsa ajan olarak aslrlard.

"Truitt yarndan sonra paravan ykmz alma iini ayarlad," dedi Cabrillo, operasyon planlarnn listesinin bulunduu kd tarayarak. "Buna baylacaksn, ykmz Caba San Lucas'a gidecek havai fiekler." "Oregon havai fiek tayor," dedi Hanley sessizce. "ok uygun." Honolulu'daki jet terminali gsterie kamakszn lkst. erisi serindi, havalandrma yirmi bir derecede alyordu. Duman-h-caml pencereler lobiden pistlerin aka grlmesini salyordu. IV. Langston Overholt karanlk gkyznde belirip ini yapan ve sonra zel hangarlarn yanndaki yakt ikmali alanna yanaan zel jetleri seyrederek zaman geiriyordu. Jetlerin yolcularn hi grmedi; ya asfaltta bekleyen limuzinler ya da byk siyah SUV'lar tarafndan karlanyor, ardndan gidecekleri yerlere gtrlyor-lar ya da yakt ikmali yaplrken jette bekleyip yolculuklarna devam ediyorlard. Pilotlar ve yardmc pilotlar gelip gidiyorlard -hava durumunu reniyor, tuvaletleri kullanyor, lobinin yanndaki mutfaktan kahve ya da hamur ii bir eyler alyorlard- ama akam sessizliinde ortalk byk oranda sakindi. Overholt kanepeden kalkt. Mutfaa gidip bir fincan kahve ald, masadaki meyve sepetinden bir muz alrken telefonu titreti. "Overholt," dedi alak sesle. "Efendim," dedi binlerce mil teden gelen ses. "zleme raporlar hedefin inmek zere olduunu sylyor." "Teekkrler," dedi Overholt hatt keserken. Sonra muzunu soyup yedi, uu masasna doru yrd. Takm elbisesinin gs cebinden deri rozetini kararak at, bankodaki grevliye uzatt. Adam altn kartal hzla tarayp Overholt'un resmini ve unvann gsteren kimlik kartn dikkatle inceledi. "Evet, efendim," dedi grevli. "ni yapmak zere olan Falcon'daki grupla konumam gerekiyor." Adam bayla onaylayp belindeki portatif telsize uzand. "Rampaya haber verip araba gndereceim. Baka bir eye ihtiyacnz var m?" Overholt dnp pencereden dar bakt. Hafif sis yamura dnyordu. "dn alabileceim bir emsiye var m?"

Grevli telsizden rampa grevlilerine sesleniyordu. Over-holt'a bayla evet iareti verdi. "Benimkini kullanabilirsiniz," dedi bankonun altna uzanp masann stnden uzatarak. Overholt elini cebine sokup para destesini kard, iinden bir ellilik ayrd. "CIA bu akam size yemek smarlamak istiyor," dedi glmseyerek. "Buraya hi gelmediinizi mi sylemek istiyorsunuz?" dedi grevli de karlk olarak glmseyerek. "yle bir ey." Overholt bayla onaylad. Adam kapy gsterdi. "Arabanz orda." Pencerenin dnda Falcon jetin ini klar hafif yamuru ve slak yzeyi yanstyordu. Jet lastikleri gcrdayarak inerken tepesinde lambalar yanp snen bir kamyonet hzla peine dt. Jeti yakt ikmali noktasna bu kamyon gtrecekti. Overholt o zaman uaa binip Dalai Lama'ya yolculuk iin hazr olup olmadn soracakt.

9
Macau asfalt yollarla birbirine balanan kk adadan oluan minik bir lkeydi. En kuzeyde hkmet binalarnn bulunduu Macau'ydu; ortadaki ada olan Taipa'da havaalan ve pistler iin insan eliyle yaplm uzantlar bulunuyordu ve bir ift yolla esas adaya balanyordu; en gneydeki ada ise Coloane'd. lkenin kuzeyi ve dousu in topraklaryd ve batda Zhujiang Kou olarak bilinen suyun zerinde Hong Kong bulunuyordu. Eskiden bir Portekiz smrgesi olan lke 1999'da in'e balanm ve Hong Kong'a benzer zel bir blge olarak idare ediliyordu. Macau adas yalnzca 9.1 mil kareydi veya baka bir ifadeyle Washington D.C.'nin altda birinden daha kkt. Nfusunun 430.000 kii olduu tahmin ediliyordu. Oregon Coloane aklarna demirlemiti ve uluslararas sulara en yakn konumdayd. "Dick," dedi Cabrillo ky botundan iskeleye kan merdivenin tepesine ularken. "Nasl gidiyor?" "Bay Bakan,' dedi Truitt. "Sanrm her ey tamam." Eski Navy SEAL'lar, operasyon uzmanlarndan Bob Me-adows ve Pete Jones'u gvenlik, gzetleme uzman Linda Ross izliyordu. Hepsi rhtma ktktan sonra Truitt minibs iaret etti. "Size planlan gstereyim," dedi Truitt, hepsi minibse binerken. Truitt minibs onlar Taipa'ya gtrecek olan 1.3 mil uzunluundaki kprye kard. Minibsn ii sessizdi, iitilen tek ses tekerlekler kprdeki eklenti yerlerinden geerken kyordu. "Buras Taipa," dedi Truitt minibs adaya varrken. "ki kpr Macau'ya gidiyor. Biz bir buuk mil uzunluundaki ksa yolu tercih edeceiz." Truitt minibs ikinci kprye sokarken Cabrillo batya, dier kprye ve Hong Kong'a doru bakt. Yol, deniz ve hava limanlarndan yk tayan kamyonlarla doluydu, ama trafik hzl ilerliyordu. "Yetkililer kprleri kapayabilir mi?" diye sordu. "Kprlerin kaplar yok, ama giri noktalarna koyabilirler ve o zaman bamz dertte demektir." byk kamyonlar

Macau'daki yksek binalar camdan grnr hale gelmiti.

"ansmz yaver gitse de aradmz bina su kenarnda olsa," dedi Linda Ross. "zgnm, Linda," dedi Truitt. dikiz aynasndan arkaya bakarak. "Adamn evi tepede." Minibs kprnn son yz metrelerini kat ederken Cabrillo ilerideki insan ve bina ynna bakyordu. "Yani eer kaarken yakalanrsak..." Gerisini tamamlamad. Truitt minibs yavalatp kalabalk bir yan caddeye girdi. "Zor olan da bu, patron." "Neden sakin bir yerde gizlenen bir eyi almamz gerekmiyor hi?" diye sordu Meadovvs. "nk yapmamz iin para denen ey hibir zaman bo bir alanda gereklemiyor," dedi Jones glmseyerek. nerisini sunmak, aklamak iin Langston Overholt'un Da-lai Lama'yla daha fazla vakit geirmesi gerekiyordu, bu yzden hemen Washington' arayp Falcon'a bindi. Gneye umak gecenin daha uzun srmesine neden olmutu; yakt almak iin Manila'da durduklarnda hava hl karanlkt. Manila Uluslararas Havaala-n'nda pistten ykselirken pilot Vietnam'n kysndan geen bir rota izledi, ardndan Tayland'n en gney kysndan geti. Tayland'dan sonra Andaman Denizi'nin zerinde kuzeye doru geni bir ayla dnd, biraz daha yakt almak iin Rangoon'da durdu. Oradan Pencap'a gidecek, daha sonra da Dalai Lama'nn kuzey Hindistan'daki srgn evi olan Little Lhasa'ya olan ksa mesafeyi kk bir uakla kat edecekti. Jet uu yksekliine ulanca Overholt konumaya devam etti. "Baban benim arkadamd," dedi Dalai Lama sessizce. "Bu yzden nerini dikkatle dinledim. Ama inlilerin lkemi nasl hemencecik geri vereceklerini daha aklamadn. Eer kan dkle-cekse bunu kabul etmeyeceimi biliyorsun." "Bakan eer Ruslarn yardmn alrsak sava tehdidinin inlilerin geri ekilmesini salayacan dnyor. Ekonomileri u anda bir kmazda, lkenizi igale devam etmeleri ok masrafl." "Yani parasal nedenin yeterli olacana inanyorsunuz, yle mi?" dedi Dalai Lama.

"Eer onlara Altn Buda'y teklif ederseniz ie yarayabilir," dedi Overholt kozunu sona saklayarak. Dalai Lama glmsedi. "Baban gibi sen de iyi bir adamsn, Langston, ama bu olayda elindeki bilgi yanl. Altn Buda ben srgndeyken alnd. Srgndeki hkmetin elinde deil artk." Gne sonunda ufukta belirmeye balamt. Falcon'un kanatlarn altn bir parltyla aydnlatyordu. Uan arkasndaki bir hostes meyve suyu ve kekten oluan hafif bir kahvalt hazrlyordu. Overholt'un elindekileri gstermesinin zaman gelmiti. "Birleik Devletler'in Altn Buda'y zgrletirmek iin bir plan var," dedi. "Birka gn iinde elimizde olacak." Dalai Lama'nn glmsemesi srtmaya dnt. "Bunun hi beklemediim bir haber olduunu sylemeliyim. imdi neden dnyann yolunu benimle birlikte utuunu anlyorum." Overholt glmseyerek ban sallad. "Yani inlilerin sava tehdidiyle birletiinde ikonu deme olarak kabul edeceini dnyorsunuz?" Dalai Lama ban iki yana sallad. "Hayr, CIA'li dostum, dnmyorum. Altn Buda'nn gerek srr iinde... inlilerin bedelini ok ar deyecei bir sr bu."

10
Truitt kprden karak minibs yonca biimindeki kavaa srd. Avenida Dr. Mario Soares'den batya doru giderlerken bin odal Lisboa Oteli ve kumarhane sa taraflarnda kalyordu. Yine sa tarafta pembe granit ve camdan oluan bir yap olan, st katlarndan in snrnn tesinin gmlebildii in Bankas gkyzne doru ykseliyordu. "Antikapitalistlere gre gzel bir banka ina etmiler," dedi Meadovvs sessizce. Kimse yant vermedi; manzarayla bylenmilerdi. Merkezi Macau eski ile yeninin, Avrupa ve Asya'nn, gelenekselle modernin garip bir karmndan oluuyordu. Rua da Praia Grande'ye vardklarnda sola dndler. "Duyduklarma gre buras Nam Van Glleri Islah Projesi balayana kadar ok gzelmi," dedi Truitt. Yol inaat kamyonlar, imento kartrclar ve malzeme y-nlanyla doluydu. Biraz daha ilerlediklerinde yol Avenida da Republica adm alp Nam Van Gl'nn eteinden geti. "uras valinin maliknesi," dedi Truitt, tepeyi iaret ederek. "Corafyay grebilmeniz iin sizi uzun yoldan gtryorum yarmadann ucuna. Valinin maliknesinin kuzeyindeki tepenin ad Penha. Bu utakinin ad ise Barra Tepesi. Hedefimiz ikisinin arasnda, Estrada da Penha isimli caddede." Yolda hafif sola kvrlarak tepeyi trmandlar. Az sonra minibs Estrada de D. Joao Paulino'ya vard. lk saa dnerek birka metre gittiler, sonra sert bir viraj alarak Estrada da Penha'ya dndler. Bu yol tepenin etrafnda dalgal bir U izdikten sonra Joao Paulino'yla birleiyordu tekrar. Minibs U'nun dibinden geip yamacn yarsn gemiti ki Truitt yavalad. "te hanmefendi orda." Hanmefendi dedii malikneydi. Arazi sahibi bir aileye layk zarif bir yapyd bu. Araziyi yalnzca bir demir kap ve sarmaklarn bld yksek ta duvarlar evreliyordu. Nesiller nce dikilmi mkemmel yerlere sahip dev aalar zmrt yeili baheyi sslyordu. Minibs geip giderken yan tarafta bir kriket sahas gze arpyordu. Sa tarafta,

kaldrm ta deli garaj yolunun ucunda iki katl bir garaj binas vard. Becerikli bir adam garajn nnde Mercedes-Benz limuzini ykyordu. Malikne on dokuzuncu yzyla ait varlkl bir armatr hl orada yaayabilirmi gibi grnyordu; zamansal tek uyumsuzluk caddeye bakan ta duvarn stndeki kameralard. "Araziye stratejik olarak yerletirilmi alt kamera var." Minibs Joao Paulino'yla kavaa yaklayordu. Truitt bir yorumda bulunmadan nce yavalad. "Bu ileri karmaklatrabilirdi," dedi Truitt, dur tabelas yavalarken. "Eer size szn etmeyi unuttuum ey olmasayd." "Neymi o?" diye sordu Cabrillo. "Hedefimiz dev bir parti veriyor," dedi Truitt minibs sola dndrrken. "Bizler konuklar elendirmek iin tutulduk." Truitt manzaral arka yolu seti, tapnaktan geip su boyunca ilerledi. "Eee?" diye sordu bilgisayar yazlm milyarderi anlaml bir ekilde. Stanford bilim adamna verdii bin dolar karlnda hizmetini garanti altna almt; niversite bakanna alan bir telefonla gemite yaplan balarn hatrlatlmas laboratuvarm tam kullanmn salamt. "Tarih on nc yzyl gsteriyor, ama karld blgeyi daha kesin bir ekilde syleyebilmem iin numunenin yarsn eritmem gerekiyor." "Eee? Ne bekliyorsun?" "Otuz ile krk be dakika srer," dedi bilim adam, milyarderin kaba tavrlarndan imdiden sklmt. "Neden kafeteryaya gidip bir eyler imiyorsunuz?" "Chai aynz var m?" diye sordu milyarder. "Hayr," dedi bilim adam yorgun bir ekilde. "Ama dolapta ie yarar Starbucks var." Starbucks'n yolunu tarif ettikten sonra adamn laboratuvar-dan kmasn bekleyip kapy kapatt. "Aptal," dedi bilim adam. iin

Sonra kk frna gidip iinde altn talalarnn bulunduu metal taba ieri srd. Altn eridikten sonra numuneyi bilgisayarla alan rnekleyicinin iine koydu. Burada altnn iindeki dier metallerin yzdesi ortaya kacakt. Oranlan, o gne kadar karlm bilinen maden filizleriyle karlatrarak altnn karld alan belirleyebilecekti. Bilim adam makinenin sihrini gerekletirmesini beklerken bir kayak dergisi okumaya balad. Yirmi dakika sonra makine durdu. Birleik Devletler Bakan, Camp David, Maryland'deki evinin arkasnda Adirondack sandalyesinde oturuyordu. Rusya Bakam da karsnda oturuyordu. kilinin arasnda tahta bir masa duruyordu. Gzle grlmese de iki milyarlk d yardm masadayd. "Kulaa nasl geliyor, Vlad?" diye sordu Bakan. "Hibir zaman inli hayran olmadm bilirsin," dedi Rus Bakan. "Ama d yardm yalnzca bir bandaj niteliinde. Ekonomimizin kendini dzeltmesi iin lkemin fabrikalarnn siparie ihtiyac var." Bakan bayla onaylad. "Btemdeki en byk pay her zaman askeri uaklar ve gemiler alyor. Tayvanllarn bir mil uzunluunda bir alveri listesi var. O ilerin bir ksmn sizin tarafnza aktarsam nasl olur?" Rus Bakan glmsedi. "Sen ok kurnaz birisin," dedi. "lkemin ihtiyalarn karlarken, ayn zamanda bizi, Tayvan'la arkadalk eden herkese dman olduunu ok iyi bildiin inlilere kar rekabete sokuyorsun." Bakan sandalyesinden kalkp gerindi. "Vlad," dedi. "Mzakerenin z de bu deil midir; yani iki tarafa istediini vermek?" "Galiba," dedi Rus Bakan ayaa kalkarken. "Bir anlama yaptk." "Gzel," dedi Bakan yemek salonunu iaret ederek. "efin frna ne tr bir pasta srdne bakmaya ne dersin?" "Altn Burma civarnda bir yerden karlm," dedi bilim adam, milyarder elinde bir kt bardak ayla geri dnnce. "Biraz daha ak konuabilir misin?" "Yirmi derece enleminin gneyi, ki bu da Gney Vietnam, Laos, Tayland ya da Burma anlamna geliyor. Daha kesin bir sonuca varmaya alabilirim, ama zaman alr."

Milyarder ayn yudumlarken ban ileri geri sallad. "Zahmet etme, sihirli szc syledin." Milyarder belindeki cep telefonunu karrken kapya doru gitti. "Arabay getir," dedi ofrne. Sonra telefonu kapatp kapya uzand. "Altnnz geri istemiyor laboratuvarm gerilerinden. musunuz?" diye seslendi bilim adam

"Sende kalsn," diye bard milyarder. "Bende daha ok var." "ok cmertsiniz," dedi bilim adam, artk soumu olan kaptaki altn kazyp bir zarfa koyarken. Zarf masasna gtrp en st ekmeceye koydu. Sonra kapya gidip lambalar kapatt, laboratuvar kapsn arkasndan kapatt. Birka dakika sonra kk motosikletiyle kampusta ilerlerken bu garip grme yznden hl ban sallyordu. Oregon'un alt katndaki depoda Hanley, Kevin Nixon'la durmu tayc aralar koleksiyonuna bakyorlard. "Kesin olarak birka ift motosikletimiz ve her blgeye uygun aralarmzdan en azndan biri hazr olmal," dedi Hanley. Nixon bayla onaylad, sonra motosikletlerden birinin yanna gitti. Son kullanmndan bu yana temizlenip yalanmt. irket tarafndan kullanlan btn aletler her zaman hazr durumda bulundurulurdu. Baary elde etmenin en kolay yollarndan biri buydu. "Ben hepsinde deneme sr yapmak istiyorum," dedi Ni-xon. "Her biri iin Macau plakas hazrlamam istiyor musun?" "yi olur," dedi Hanley. "Diplomatik bir ey olmasn, yalnzca standart plakalardan." Nixon, Cabrillo'nun daha nce hazrlad sayfann bulunduu mandall kt altlna bakt. "Grne gre, Ross kara operasyonlar iin kulaklkla iletiim salanmasn istiyor, gemiye ulamak iin ikincil bir kanal olacak bu." "Aklerin arj edilmi olmasna dikkat et ve her eyi kontrol et," dedi Hanley. "Yerli kanallar kullanmamak iin Bana Hill'e yerletirebileceimiz bir tekrarlatc da bulacam."

"Oraya bir deniz feneri koymamz da iyi olur," dedi Nixon, elindeki mandall dosyaya bakarak. "Murphy bir fze gndermesi gerekirse sabit bir hedef noktas ister." "Murphy bir raptiyeyi bile ekile akar," dedi Hanley ban iki yana sallayarak. Nixon egzoz vantilatrn ap bacan motosikletin stne att, ayayla mara bast. Motor kkreyerek alt. Az sonra onu kapatarak ikinci bir motosiklete gitti, ayn ilemi ona da yapt. Adamlar motosikletleri ikier kez kontrol ederken saatler geti. Ayn anda k tarafna yakn bir yerdeki Mark Murphy cephanelikteydi. Odada zerinde yeniden doldurma ekipmanlarnn bulunduu bir tezgh ve cephane, barut, zamanlayc ve fnyelerin bulunduu bir sr ekmece vard. Duvarlarda otomatik silahlarn, tfeklerin ve tabancalarn bulunduu bir dizi gmme sandk bulunuyordu. erisi barut, metal ve ya kokuyordu. U.S. Donanmas'na ait M-16 paralar tezgha serilmi bir bezin zerinde duruyordu. Murphy dijital zamanlaycnn stndeki dmeye bast, sonra kabzaya uzanp tfei yeniden monte etmeye balad. Bir dakika sonra zamanlaycy yeniden itti, sonra ellerini havaya kaldrd. Bir dakika drt saniye; bugn biraz yavat. Cephane ekmecesine doru gidip arjrleri ald ve farkl trde silahlar doldurmaya balad. "Tanrm, iimi ok seviyorum," dedi yksek sesle. Macau'dan Taipa'ya giden minibs kprye girdi. "Minutemen," dedi Cabrillo. "Bu ismi nerden buldun?" "Paul Revere ve devrimci tarzna bir sayg ifadesi olarak yorumlanabilir," dedi Truitt glerek. "Bunlar Paul Revere ve Aknclar olmasn?" dedi Jones. "Halihazrda tutulmu olan orkestrann ad bu." "ki prup ortaya knca biraz kalabalk olmayacak m?" "Olabilir, ama Uzakdou'da turnede olan gerek Minutemen, Phuket barlarnda iki hafta snrl i kardktan sonra gzaltna alnm. Grne gre bir gmrk grevlisi davulcunun tra takmnda esrar bulmu." "Oraya birisi mi koymu?" diye sordu Cabrillo. "yle olmal," dedi Truitt. "Minutemen byk olaslkla buralardaki tek temiz orkestradr. Birbirleriyle on iki adm grubunda tanmlar."

"ocuklar iyiye benziyor," dedi Meadows. "Birilerine hayatlarn altst edecek bir ekilde su ykleyemezsiniz. Onlarn hapiste rmelerine izin veremeyiz." "Merak etme, gmrk grevlisi bizim iin alyor," dedi Tru-itt.'"Bu gzaltnn kayd tutulmuyor. Kaliforniya'daki bir balantmz onlarn menajer irketini arayarak durumu aklad, ayrca Macau ii buralardaki son ileri olduu iin eve dn biletlerini birinci snfa ykselttik. u anda Minutemen terrizmle savaa ok nemli bir yardmda bulunduklarna inanm durumdalar; her zamanki standart hikyemize gre tabi." Minibs Taipa'ya girip adada ilerlemeye balad. "Yalnzca bir sorum daha var," dedi Cabrillo. "Hangimiz assolistiz?"

11
Dalai Lama, Hindistan'n Pencap ilinde Jalandhar'da jetin merdivenlerinden olaand derecede scak bir gne indi. Hindistan'daki krk be yllk srgne ramen bu havaya alamamt. O dalarn adam olduu iin kar ve souk havay zlyordu. Kuzey tarafnda ok uzaklardaki kar yfnlarnn ok hafif de olsa kokusunu alabilmek iin burnunu ekti. Kar ve am aalan yerine burnuna havaalanndan geen kalabalk otoyoldan geen kamyonlarn egzoz kokular geldi. Yine de glmseyip teekkr etti. "Beni gtrecek ara burda galiba," dedi Dalai Lama pistte kendisine katlan Overholt'a. Tek motorlu, dolayordu. byk Cessna Caravan yakndayd, pilotu etrafta

"ok gzel, Kutsal Efendimiz," dedi Overholt. "Geri dner dnmez, danmanlarm ve khinle greceim," dedi Dalai Lama doruca Overholt'un gzlerinin iine bakarak. "Eer bana kan dklmeyeceini garanti ederseniz ben de tasarladmz plan kabul edeceim." "Teekkrler, Kutsal Efendimiz." Dalai Lama Cessna'ya doru yrmeye devam etti, sonra durup arkasna dnd. "Baban ve senin iin dua edeceim," dedi sessizce. "Ve btn her eyin yolunda gitmesi iin." Overholt yalnzca glmsedi. Dalai Lama merdivenleri kp yolculuunun geri kalann tamamlamak zere Cessna'ya bindi. Yerine oturur oturmaz Dalai Lama yardmclarndan birine dnd. "Little Lhasa'ya vardmzda Altn Buda'yla ilgili belgelerin bulunduu sandn hemen ofisime getirilmesini istiyorum." Yardmcs kk bir deftere notlar ald. "Sonra doktorumu grmem gerekiyor," bedenimde ters giden bir eyler var." dedi sessizce. "Fiziksel

"Emirlerinizi yerine getireceim, Kutsal Efendimiz," dedi yardmcs.

Pilot Cessna'nn motorunu altrp gerekli kontrolleri yapt. Drt dakika sonra pistte ilerlemeye balad, birka dakika sonra havadaydlar. Overholt asfaltta dikilip Cessna'nn havalann ve saa doru ykseliini izledi. Caravan beyaz bulutlarn nnde yalnzca bir benek haline gelene kadar bekledi, sonra Falcon'un pilotuna dnd. "Seninle Santa Monica'ya geri dnmemin bir sakncas var m?" diye sordu. "Zaten oraya gidiyoruz, taklabilirsiniz." efendim," dedi pilot. "Siz de bize

Overholt'un, baarl ajanlarda genellikle gzden kaan bir zellii vard. Her yerde uyuyabilirdi. Jet yakt almak iin Tayvan'da durana kadar birka saatlik uyku fiziksel gcn yenilemiti. Uak yakt alrken biraz uzaklap cep telefonunu kard. Sonra ezberindeki bir numaray tulad. Uydudan srayan sinyal Pasifik'teki Marshall Adalan'na ulat, sonra nihai hedefine ynlendirildi. Numara kartrlmt ve izi srlemezdi. Telefonu alan kiinin yerini tespit etmenin bir yolu yoktu. Telefonu aan kii dahili numarasyla yant verdi. "2524." "Juan," dedi sessizce. "Ben Langston." "Quepasa, amigo," dedi Cabrillo. "Her ey hl iyi grnyor," dedi Overholt. "Ekibin nasl?" "Onda on," dedi Cabrillo. "Gzel," dedi Overholt. "Grne gre ilgilenmemiz gereken bir yan i varm," dedi Cabrillo. "Bu konuda bir sorun var m?" "Rzgr tersten esmedii srece irketinin ileri beni ilgilendirmez." "Harika," dedi Cabrillo. "Eer planladmz gibi giderse seyahat masraflar iin sana fatura karmamza gerek kalmayacak." "Para sorun deil, eski dostum; bu i en tepeden geliyor," dedi Overholt. "Ama zaman sorun; ii Paskalya'dan nce bitirin." "Bu yzden ok para alyoruz, Lang," Cabrillo bir kahkaha att. "ok dakik alrz. htiyacn olan eyi alacaksn, sana sz veriyorum."

"Seni bunun iin seviyorum," dedi Overholt. "Ego denen ey yok sende." " bitince seni ararm," dedi Cabrillo. "Gazetelerden okumama izin verme yeter." Overholt hatt kesti, telefonu cebine koydu. Jete binmeden nce bir dizi egzersiz yapt. Yirmi drt saat sonra Gney Kaliforniya'dan Maryland'deki Andrevvs Hava Kuvvetleri ss'ne giden bir askeri nakliye uana bindi. Orada CIA araba servisiyle karlanp merkeze gtrld. Estrada da Penha'daki maliknede parti hazrlklar byk bir hzla devam ediyordu. Kamyonetler birbiri ardna kapdan giriyor, park edip yklerini boaltyordu. Daha rahat olmas iin portatif havalandrma birimleri bulunan adet sar-beyaz izgili adr hzla kuruldu. Onlar alt metre yukarya renkli sular pskrten spot kl bir ift portatif fskiye takip etti; konuklarn zerinde yrmesi iin krmz hallar serildi; ses ekipmanlar ve mzisyenin kokteyl srasnda almas iin kk bir piyano yerletirildi; papaanlar, kuular ve tavus kular etrafa serpitirildi; masalar ve sandalyeler kondu, rtleri rtld. Partinin planlaycs Iselda adl orta yal Portekizli bir kadnd. Siyah salarn smsk topuz eklinde toplamt. Mavi saten ulu ince kahverengi sigaralar birbiri ardna ierken alanlara emirler yadryordu. "Bunlar benim smarladm kadehler deil," dedi bir ii adra bir sandk tayp amaya balarken. "Ben altn kenarl olanlar istemitim; bunlar geri gtr." "zr dilerim, Bayan Iselda," dedi inli ii, elindeki kd tararken. "Listedekiler bunlar." "Gtr onlar, gtr," dedi fkeyle duman flerken. Bir tavus kuu adra girip yere pisledi. Iselda bir sprge alp hayvan dar kovalad. "u lazer klar nerde?" diye bard ortaya. Tam o srada partinin ev sahibi Stanley Ho ev ofisinden birinde ayakta duruyordu. zel mabedi sayd bu ofisi evinin en st katndayd. alanlardan ya da yardmclardan hibirinin buraya girmeye izni yoktu. Bu tavan aras odas Ho'nun zevkine gre denmiti. Masas erken dnem yolcu gemilerinden gelmeydi, yeni televizyonu ise plazma ekrand.

Duvarlar kitap raflar sslyordu, ama bu raflarda Ho'nun konuklarnn girdii alanlarda sergiledii klasik ciltler bulunmuyordu; bu raflar ajan romanlar, gen kzlarn skntlarn anlatan yumuak pornolar ve ucuz kt kapakl kovboy izgi romanlaryla doluydu. Arizona'daki bir kzlderili tarafndan dokunmu olan anka kuu desenli dev bir ynl hal ahap demeyi sslyordu. Duvar-lardaysa gemie ve gnmze ait sevilen film yldzlarnn ereveli posterleri aslyd. Kaptann masasna bir dzensizlik hkimdi. Kt ynlar, metal bir araba modeli, iinde kalemler bulunan Disney World barda ve tozlu pirin bir lamba kalabalk alan paylayordu. Ho banka kasasna benzer kk buzdolabna doru gidip bir ie su kard. Kapan evirip bir yudum ald, sonra yerde kapa ak sandn iinde dimdik oturan Altn Buda'ya bakt. Ho son ganimetini konuklarna gsterip gstermeme konusunda karar vermeye alyordu. Tam o srada zel telefonu ald. Randevu almak isteyen si-gortacsyd. Ho randevu verip tekrar hazinesine bakmaya devam etti. "G kaybetmediimiz srece kimse kurnazlk etmemeli," dedi Kevin Nixon. "ark listelerini aldnz m?" diye sordu Cabrillo. "Aldk," dedi Hanley, listeyi uzatarak. "Ve arklar bilgisayara ykledik." "Arlkl olarak altmlarn ve yetmilerin mzii," dedi Cabrillo. "Bol miktarda gitar temas var." "Ne yazk ki ark listesini deitirmemiz kuku uyandrr," dedi Hanley. "Ben yalnzca dnyordum da, ya eer konuklardan biri gi-taristse ve bizim numara yaptmz anlarsa?" dedi Cabrillo. "Gitar yalnzca zel gzlklerle grlebilen minik LED klaryla donattm," dedi Nixon glmseyerek. "alann parmaklarna gre renklerle kodlandlar. Tek yapmas gereken parmaklarn n olduu yere koymak, o zaman bir sorun kmaz." Nixon, Cabrillo'ya gitar ve bir ift siyah ereveli gne gzl uzatt. Cabrillo kay boynundan geirdi, Nixon gitar fie soktu.

"Baparmak mor, iaret parma krmz, dier parmaklar da sar, mavi ve yeil diye gidiyor," diye aklad Nixon. "Sol el iin de ayns geerli. Bir saniye bekle, bilgisayar aaym." Cabrillo gzl takp bekledi. Iklar yannca parmaklarn aydnlanan tellerin stne koydu. "Star Spangled Banner"n basit bir yorumu Sihir Dkkn'n doldurdu. "Grammy dl alamayz," dedi Cabrillo klar kararnca. "Ama basit teftileri geeriz." Hanley tezgha gidip iinde soluk mavi bir sv bulunan effaf cam ieyi ald. "Dnmemiz gereken bir ey daha var," dedi glmseyerek. "Bu ey doruca Maryland, Dietrich'deki laboratuvar-lardan geldi. Bunun bir ksmn pun ksesine boalttmzda parti ok enerjik hale gelecek." "Uzun sreli etkileri yok, deil mi?" diye sordu Cabrillo. "Hayr," dedi Hanley. "Yalnzca ksa sreli. Grne gre, bu iksirden birka damla damlattktan sonra hayatnn dakikalarn geirmeye balyorsun."

12
"Numuneler onayland," dedi milyarder telefona. Spenser ses deitirme aletini kaldrmt, ama hissettii korku st snf aksannn daha az kibar kmasna neden oluyordu. "O zaman ilgileniyorsunuz?" dedi. "Elbette," dedi bilgisayar milyarderi. "Ama transferi kendim yapmaya karar verdim. Esrarke bir fahie kadar gvenilir olduuna dair bir his var iimde." Spenser kalarn att. Hrszlk ve aldatmaca plan zlyordu. Halihazrda yapm olduu masraflar yznden kurtuluu iin mal hzla satmas gerekiyordu; yeni bir alc bulacak zaman yoktu. Olabilecek en kt durumdayd. Satmas gereken bir satcyd o ve karsnda kontrol elinde tutmak isteyen bir alc vard. "O halde buraya gelip teslimat almalsnz," dedi Spenser. "Oras neresi?" "Macau," dedi Spenser. Bilgisayar yazlm milyarderi masasndaki takvime bakt. "Kutsal Cuma akam orda olacam." "O halde nakit veya hamiline bono istiyorum." "Makul bir istek, ama bir ey deneme, yanmda takviye getiriyorum." "Paray getir, Buda'y al," dedi Spenser. Milyarder telefonu kapattktan sonra Spenser bir an iin sessizce oturdu. Yolu uzun deildi. "Monica konuk olacak," dedi Cabrillo notlarna bakarken. "Bu operasyon iin Hollanda kraliyet ailesinin nemsiz bir yesini canlandracak." "Bu o kadar doal ki," dedi Crabtree skandinav aksanyla. "O aksanla birlikte peltek taklidi yapman gerek," dedi Hanley. "Sihir Dkkm'na ura da peltek konuman salayacak bir para koyalm azna."

"Harika," dedi Crabtree. "Peltek hizmetiyi oynayabileceim." "Daha kt de olabilirdi," dedi Cabrillo. "Linda birbiri ardna sigara ien Portekizli parti planlaycs Iselda'y oynayacak." "Harika," dedi Linda Ross glerek. " yl nce nihayet sigaray braktm ve irket imdi yeniden balamama neden olacak." "Bu arada," dedi Hanley. "Iselda'nn alternatif bir hayat tarz srdn dnyoruz." "Demek zincirleme sigara ien lezbiyen bir parti planlaycs olacam," dedi Ross. "En azndan krbal Alman transseksel fahie olmak kadar kt deil bu rol." "Hatrlyorum," dedi Murphy. "Mel Brooks filmindeki Madeli-ne Kahn'a benzemitin." "Biraz uyarldn hatrlyorum," dedi Ross. "Julia'y kullanacaktk, ama ok aka grnen nedenlerle bunu yapamyoruz," dedi Cabrillo. Oregon'un subay doktoru Julia Huxley srtt. "Bu byk memelere sahip olmann karln bir gn alacam biliyordum." "Yalnzca Pamela Anderson-Lee-ya da her kimse onun grntsn mkemmel hale getirsen iyi olur," dedi Hanley. "Bir fahieyi mi oynayacam?" dedi Huxley mutlulukla. Altn Buda "Orkestra yelerinden birinin kz arkada olacaksn," diye belirtti Cabrillo. "Ayn ey," dedi Huxley hevesle. "Max sahte dvmeler yapabilir mi?" "Memnuniyetle," dedi Hanley. "Eer istersen sahte piercing bile yapabiliriz." "Ve imdi orkestraya gelecek olursak," dedi Cabrillo. "Ben klavye alyorum. ou ark klavyeye pek yer vermez, bu da bana ortalktan svma frsat verir. Murphy bagitarist, Kasm davulcumuz ve ruh insan Franklin de basta." "Ah, evet," dedi Lincoln. "Ritmik darbeler btn iimi kaplyor."

"Ya arkc?" diye sordu Huxley.. "Bu Bay Halpert olacak," dedi Cabrillo. Konferans masasnda oturan-herkes dnp Bay Halpert'a bakt. Finans ve muhasebenin ba olarak bu ie pek uygun grnmyordu. Mrettebatn en muhafazakr olarak dedikoduya gre mendillerini bile tledii syleniyordu. Rock mzisyeni olarak poz verme fikri Courtney Love'n Bakire Meryem'i oynamas kadar glnt. "Ne yazk ki Minutemen'in solisti ince ve uzun bir adam. Ev sahibi orkestrann performansn banttan izlemi. Eer aklnza daha iyi biri gelmiyorsa adammz Mike'tr." "Ben bu ii yapabilirim," dedi Halpert hzla. "Emin misin?" diye sordu Hanley. "Sihir Dkkn'nn yapabilecei eyler de snrl." "Bilgin olsun diye sylyorum, ben Colorado'da bir komnde bydm," dedi Halpert. "Sizin ounuzun daha hi renmedii rock hayat tarznn ounu ben unuttum bile." Cabrillo bunu bilen tek kiiydi; btn alanlarn dosyasna girebilen tek irket grevlisiydi. "Vay canna," dedi Murphy. "Ben senin bebeklik giysilerinin bile paral olduunu sanyordum." "Artk biliyorsun," dedi Halpert. "Ailem ok gezdi. Jerry Jeff Walker benim vaftiz babamd ve bana bisiklete binmeyi Binba Cody retti." "Vay canna," dedi Hali Kasm. "Biz de seni iyi tandmz sanyorduk." "Projeye geri dnelim," dedi Cabrillo. Halpert'm byme tarznn onu rahatsz ettiini biliyordu. Halpert'n donanmaya yazld gn babas onunla konumay kesmiti. kisi bir daha konuana kadar aradan on yl gemiti ve imdi bile ilikileri gergindi. Halpert, Cabrillo'nun devam etmesi iin bekledi. "u anda iki adammz bahvan rolnde. Bakmn yaptklar aalara parabolik mikrofonlar yerletirecekler. Mikrofonlar evin camlarndaki titreimleri kaydedecek ve biz ierde olan her eyi duyabileceiz." "Ama telefon hatlarn izlemede zorluk yayoruz," diye belirtti Linda Ross. "Normalde merkezi bilgisayara girebiliriz, ama inliler telefon

sisteminin kontroln ele aldklarndan beri ana sistemleri Hong Kong'a tadlar. Eve giren kutuya bir ey yerletirmeye alacaz, ama konumalar ne kadar iyi alabileceini bilmiyoruz." "Yani telefon konumalarn tek tarafl dinleme ansmz var," dedi Hanley. "Doru," dedi Ross. "erde konuan okuyabileceimiz titreimler yaratacak." herkes camlarda bizim

"Ben bu konuda o kadar endieli deilim," dedi Cabrillo. "Ama eve giren hatlar kesmek zorunda kalabiliriz; hrsz alarmlar telefon hatlaryla alyor." "Biz bunu yapabiliriz," dedi Ross. "Ama insanlar yine de cep telefonlaryla konuabilirler." Planlama devam ederken saatler geti. Partiye otuz saatten az kalmt. Khin dnen bir dervi gibi sallanmaya ve gezinmeye balad. Hindistan'daki Srgn Saray Potala'dan daha kkt, fakat ayn amaca hizmet ediyordu. Yatak odalar, geni ta demeli toplant odasndan oluan Dalai Lama ve danmanlarnn evi bir tapnaa benziyordu. Dalai Lama u anda bir tahtta oturmu seyrediyordu. Khin tren giysilerini giymiti. stndeki altn yaldzl ipekli kaftannn san, yeil, mavi ve krmz desenleri, gsndeki ametist ve turkuvaz talaryla evrelenmi aynay kuatyordu. Deri kaylarda kk bayraklar ve flamalar aslyd; btn elbise neredeyse krk kilo geliyordu. Khin giyinip transa girer girmez asistanlar bana ar metal ve deriden bir mifer oturtup skca baladlar. Eer yal khin dardan bir ruh tarafndan ele geirilmemi olsayd; miferin ve giysilerin arl tayamayacak kadar ar olurdu. Ama khin derin bir transa girdikten sonra arlk kalkm gibi grnd ve ayn yzeyinde dolaan bir astronot gibi hoplamaya balad. Birdenbire hareket patlamas yaad. Kollan gsnde, peygamberdevesi gibi dans ederek odann bir ucundan dierine gitmeye balad. Vcudunun derinliklerinden garip, bouk sesler ykselirken sol eli gm kapl bir kl kard. Sonra tahtn nne geti, btn vcudu bir kpek gibi sarsld. Khin hareketsiz kaldktan sonra Dalai Lama konutu.

"Eve gitme zaman geldi mi?" Khin kendisininkine benzemeyen bir sesle konutu. "Dalai Lama geri dnyor, ama daha kk bir Tibet'e." "Khin aklasn," dedi Dalai Lama. Khin ters takla att, kollar iki yana ak olarak hareketsiz kald yine. "Anahtar kuzeyde," dedi khin yksek sesle. "Saldrganlara bir zamanlar Moollarn bulunduu topra verelim, o zaman gidecekler." "Batllara gvenebilir miyiz?" diye sordu Dalai Lama. Khin dizlerini bkp bir daire izdi. Tekrar Dalai Lama'nn karsna gelince konutu. "Ksa sre sonra onlarn istedikleri bir ey olacak elimizde. Bu hediyemiz arkadal glendirecek -gcmz geri dnyorevimiz yakn." Derken ani bir rzgr iskeletini savurup gtrm gibi khin yere yld. Yardmclar yanna koup miferi zdler, terle kapl kaftann kardlar. Khini souk suyla ykamaya baladlar, ama gzlerini tekrar amas neredeyse bir saat srd. "Hatta bal," diye fsldad irket teknisyeni. Oregon'daki telsiz operatr alcy ayarlad. Kulaklktan bir hizmetinin sesi duyuldu. Adam kayt cihaznn dmesine bast, mikrofonu yerine oturttu. "Tamam," dedi. "Kaydediyoruz." Teknisyen aatan inerek kestii dallan toplad, sonraki birka saati allar zerinde alarak geirdi. ini bitirdiinde kiralk kamyonu erple doldurdu, saat leyi biraz geiyordu. Servis giriine yryerek faturay maliknenin yneticisine verdi. Sonra kamyona binip oradan uzaklat. Oregon'daki telsiz operatr maliknedeki konumalar izleyip sar bir deftere notlar alyordu. ok fazla bir ey olmuyordu, ama bu her an deiebilirdi. Gvertenin altndaki Sihir Dkkn'nda orkestra prova yapyordu. Kevin Nixon durmalarn iaret etti, sonra kontrol panelini ayarlad. "Tamam," dedi. "Yeni batan."

Murphy gitarn tngrdatmaya balad ve Creedence Cleanva-ter Revival arksnn al mzii "Talihli Evlat" melodisi havay sard. Orkestrann geri kalan da ona elik etmeye balad. Hal-pert'n sesi artc derecede iyiydi. Bilgisayardan geirildikten sonra onun yorumunu orijinalden ayrmak zordu. Hareketleri de bir o kadar iyiydi; orkestradakilerin oundan daha iyiydi. Klavyedeki Cabrillo anfetaminlerdeki Liberace gibi grnyordu. Kasm boynuna tasma taklm Buddy Rich'e benziyordu. Lincoln biraz daha iyiydi; gzlerini kapatp bas gitarn alyor, ayan uygun zamanlarda yere vurmay baaryordu; sorun uydu: elleri o kadar iriydi ki, parmaklarn kprdatmyor gibi grnyordu. Nixon ark bitene kadar bekledi. "Fena deil," diye itiraf etti. "Ama adamlarn canl performanslarna ait video bantlar var elimde. Onlar seyredip koreogra-finiz zerinde almanz tavsiye ederim." saat sonra orkestra olabilecei kadar hazrd. Bu Iselda'nn iinin en sevdii ksmyd; son dakikada drdr edebilecei ayrntlara gelmiti sra. El antasna uzanp ular kesik, ince, kahverengi bir puro buldu. Tek bir markaya takl kalan tiryakilerin tersine Iselda antasnda drt eit bulundururdu. Zehrini pek ok faktre bal olarak seerdi. Cierlerindeki ar, boazndaki acma hissi, ii iin gereken nikotin miktar gibi. Canlandrc konuma iin mentoll, destee ihtiyac olduunda ince, yanan sigaray bir maestronun sopas gibi kullanarak konumay vurgulamak istediinde uzun, ince, parlak ulu purolar seerdi. ki ucu kesik puroyu yakp derin bir nefes ekti. "Kokteyller iin zellikle daha iri buzlardan istemitim," diye bard ikram servisleri efine. "Bu yuvarlak likr buzlarn deil." "kisini de istediniz," dedi adam. "Ama iri olanlar henz gelmedi." "Buraya m koyacaksnz?" diye sordu. "Depoya, Iselda," dedi adam sabrla. "Erimelerini istemiyoruz." Iselda adrn karsna bakt. Bir adam kuru buzdan duman bulutlan karan aleti ayarlad yere bakt.

"Ondan daha fazla dumana ihtiyacmz var," diye bard. Sonra hemen makinelerin bulunduu yere gidip iiyi azarlamaya balad. Birka dakikalk ayarlamadan sonra adam makine) i tekrar at. Youn, souk gaz bulutlan makineden kp yere cmeye balad. "Gzel, gzel," dedi Iselda. "imdi yeterince kuru buzumuz olup olmadn kontrol et." Bir teknisyen k gsterisini ayarlyordu, Iselda hemen onun yanna kotu. Oregon'da. maliknedeki konumalar izleyen teknisyen sar deftere notlar ald, sonra geminin iletiim mikrofonuna uzano. "Bakan Cabrillo," dedi. "Sanrm buraya gelseniz iyi olur." Limuzin San Jose, Kaliforniya'daki havaalannn pistine giden kapnn dnda durdu. Silahl bir gvenlik grevlisi dikilmi yolu kapatyordu. ofr camn indirdi. "Yeni gvenlik nlemleri," dedi grevli. "Pistte daha fazla ilerlemek yasak." Bilgisayar yazlm milyarderi de kendi camn indirdi. Bu ho olmayan bir rahatszlkt. Hatta katlanlamaz bir durumdu. "Bir dakika," diye bard arkadan. "Yllardr uama kadar arabayla gidiyoruz." "Artk gidemiyorsunuz," dedi adam. "Benim kim olduumu biliyor musun sen?" dedi milyarder gururla. "Hibir fikrim yok," diye itiraf etti gvenlik grevlisi. "Ama benim kim olduumu biliyorum; size hemen kapdan geri dnmenizi emreden adamm." Syleyecek baka bir eyi olmayan limuzin ofr geri ekilip terminale doru dnd, sonra terminalin nnde durup patronunun inmesini bekledi. Bu konuma patronunun sinirini bozmutu ve biraz gerisinde antalarn tarken adamn mrldandn duyabiliyordu. "Sevgili Tanrm," diyordu milyarder. "Hangar iin neden para dyorum ki ben, karlnda aldm servis sfr." Piste kan kapya yaklarlarken darda sahibini bekleyen az sayda pahal jeti grebiliyorlard. Bir Gulfstream ls, bir iki Citation, yarm

dzine King Airs ve blgesel bir havayoluna ait gibi duran bordo renkli devasa bir jet gze arpyordu. Bilgisayar yazlm milyarderi grne nem verirdi. Eer zenginlerin zel jeti varsa; onunki byk olmalyd. Milyarderin seimi Boeing 737'ydi. Uakta tekli bir bovvling alan, sauna ve ou evdekinden daha byk bir yatak odas bulunuyordu. Geni ekranl bir televizyon, ileri teknoloji iletiim ekipmanlar ve Cordon Bleu'da eitilmi bir a da uakta bulunanlar arasndayd. Sipari ettii iki dans da uaktayd. Bu yolculukta onu elendirecek olan ikili, Kaliforniyal bir sarn ve gen Ann-Margaret'la arpc bir benzerlik tayan bir kzld. Milyarder uzun uularda zaman geirecek bir eyler isterdi. ofrn beklemeden kapdan hzla geip 737'ye doru yrd. Sonra rampay kp uaa bindi. "Bayanlar," dedi. "ne kn." On dakika sonra havalanmlard. Oregon'da Cabrillo kapy ap ieri girdiinde teknisyen bilgisayara baz komutlar giriyordu. "Ne buldun?" diye sordu Cabrillo giri szlerine gerek duymadan. "Ho, bir sigortacyla telefonda konutu. Adam Buda'y incelemek zere malikneye geliyor." "Kahretsin," dedi Cabrillo mikrofona uzanarak. "Max, iletiim odasna gel, bir sorun var." Teknisyen konumann kaynan bulmaya alrken Cabrillo kontrol odasn turluyordu. Hanley birka dakika sonra geldi. "Ne var, Juan?" "Ho, gelip Buda'y incelemesi iin bir sigortac arm." "Ne zaman?" diye sordu Hanley. "16.00'da." Teknisyen bir dmeye bast ve yazc bir kt karmaya balad. "te aramann yerletirdim." yapld yer, patron. Macau haritasnn stne

"Bir plan yapmalyz," dedi Cabrillo. "Derhal." Winston Spenser tehlikeli bir i yapyordu. Bankann uzun sreli mterisi olmas i kredisini artryordu, ama mdr hesabn yetmi iki saat iinde dengelenmesini istediini aka belirtmiti. Kredi kartlar snra dayanmt ve Lond-ra'daki ofisine durumu sorgulayan telefonlar gelmeye balamt bile. Her eye ramen Spenser u anda mali bir darboazdayd. Milyarderle yapt anlama gerekleir gereklemez, hayal bile etmedii kadar zengin olacakt; ama u anda eve gidi iin uak bileti alacak paras yoktu. Yarn btn yapmas gereken Buda'y bulunduu yerden alp havaalanna nakletmek ve yasad parasn almakt. Sonra bir jet kiralayp servetiyle birlikte gnbatmna doru yola kacakt. Ma-cau'daki mterisi kandrldn anlayana kadar o ortadan kaybolmu olacakt.

14
Juan Cabrillo kamarasndaki incelemeye balad. masaya oturup dosyay nc kez Dokuz dakika iinde saatin kollar yirmi drd geecek ve nihayet Kutsal Cuma gelecekti. Oyun gn. irket bir ie baladnda bir miktar ans her zaman esneklikle birleirdi. Anahtar, titiz planlamayla srprizleri aza indirmek ve her zaman bir yedek plan yapmakt. irket mkemmele ulamay byle baarmt. Tek sorun nesnenin kendisiydi. Altn Buda cebe atp karlacak ya da elbiseye dikilecek bir mikroip deildi. Hareket ettirmek iin aba ve gizlemek iin kurnazlk gerektiren insan byklnde ar bir nesneydi. i nasl yaparsanz yapn ikonun hareket ettirilmesi iin adam ve gvenli bir yere nakli iin de ara gerekecekti. Altn Buda'nn yalnzca bykl ve arl bile bunu zorunlu hale getiriyordu. Sonra bi de oyuncularn kendisi vard. Sanat eserleri tccar Ho; partideki insanlar; inli yetkililer; ve imdi de sigortac. Bunlarn her biri ii etkileyebilirdi, ayrca risk ve zamanlama geri ekilip yeniden toplanmay kaldrmayacak bir durumdayd. Cabrillo ak bir geri ekilme yolunun olmad operasyonlardan nefret ederdi. Plan, operasyonu ne pahasna olursa olsun gerekletirmek olduunda insanlar esir alnabilir, yaralanabilir ya da ldrlebilir-di. irket son kez Hong Kong'da kayp yaamak zorunda kalmt. Cabrillo bacan orada kaybetmiti ve bakalar da ldrlmt. O zamandan beri ultra yksek riskli grevlerden kanrd. Altn Buda ii dk risk profiline uyar bir ekilde balamt, ama zaman getike daha da tehlikeli bir hal alyordu. Yalnzca gsteri ncesi endieler, diye dnd Cabrillo dosyay kaparken. Bu akam bir ara Buda'yi alacak ve Dalai Lama'ya geri gnderme srecine balayacaklard. Birka gn iinde irket ilmekten kurtularak dnyann baka bir yerine doru yelken aacakt. Winston Spenser, yudumluyordu. Glenmorangie viskisini zencefilli gazoz gibi

Spenser'm mthi aldatmaca plan hz tmseine arpm ve benzin deposu yarlm, iindekileri yere aktyordu. O akam erken saatte Ho aramt ve szleri beynini oyar gibi olmutu. "Ltfen partiye erken gel," demiti Ho. "Sigortac Buda'y incelerken burda olman isterim." Bir gn daha ve Spenser oktan gitmi olacakt. Uruguay, Paraguay, Pasifik Adalan'ndan biri, ksacas buras hari her yer olabilirdi. Sahte Buda iyiydi -yakn incelemelere dayanmas iin ok yksek bir bedel demiti- ama sigortac iyiyse hileyi hemen grrd. Altnn kendisi byk olaslkla yznn akyla kard incelemeden. Sorun deerli talard. Eer sigorta mfettii bir tr deerli ta bilimcisiyse talarn fazla mkemmel olduunu fark ederdi. Altn Buda'y ssleyen byklkte dev talar ok nadir bulunuyordu. O byklkteki talarn her zaman kusurlar olurdu. Yalnzca laboratuvarda retilen talar kusursuz olurdu. Viskisini bitirip yataa uzand. Ama yatak frl frl dnyordu ve uyumas ok zordu. Tibet'ten srgn edildiinden beri Dalai Lama'nn lkesindeki olaylar konusunda bir bolukta yaadn tahmin etmek zor deildi. Ama hibir ey gerekten bu kadar uzak olamazd. Neredeyse snn getii andan itibaren srf bu i iin kurulmu olan bir yerel istihbarat sistemi gneye, Little Lhasa'daki kararghna szmaya balad. inlilerin gzlerinden ok uzaktaki da geitlerine szan bir dizi koucu tarafndan mesajlar azdan aza yayld, sonra mesajlarn ya ahsen ya da araclar yoluyla ilettiler. Dalai Lama'ya sadk olan yz binlerce Tibetliyle operasyonun kollan lkenin her yerine ulat. inli askerlerin hareketleri rapor edildi, gneye gnderilen telgraflar nceden grld, gizli telefon konumalar dinlendi. Kar izelgeleri, nehirden akan su miktar ve dier evresel konular ezberlenip aktarld. Turistler izlendi; inliler ve tutumlar hakknda daha fazla bilgi almak iin turistlerle doal sohbetlere girildi. inli askerlere sat yapan tccarlar satlarm ve askerlerin genel davranlarn bildirdiler. Alarm zamanlar ve nfus zerindeki kontroln gevedii zamanlar not edilip gneye gnderildi. Dalai Lama ve danmanlar iin brifingler verildi. Sonu olarak, Tibet'in durumuyla ilgili olarak,

Hindistan'da srgnde olanlarn kafasnda, derebeylerine gre daha net bir tablo olutu.

nefret

edilen

inli

"Askerler daha fazla incik boncuk alyor gibiler," dedi Dalai Lama. "Evet," dedi danmanlardan biri. "Tamamen Tibet'e ait olan eyler alyorlar." "Bu daha nce ne zaman oldu?" diye sordu Dalai Lama. "Hibir zaman." "Ve slerdeki yakt stoklarnn azald raporlar geliyor," dedi Dalai Lama. "slerdeki Tibetli iilerin raporu da bu ynde," dedi danman. "Kamyonlarla krsal kesime yaplan geziler de azald ve neredeyse bir aydr bir tankn talim yapt haberi gelmedi. Sanki igal duraan bir dneme girdi." Dalai Lama isimsiz bir dosyay ap iindekileri tarad. "Szlemeli olduumuz Virginia danma grubundan gelen raporlar da ayn eyi sylyor. Son raporlar in ekonomisinin darboazda olduunu gsteriyor. inliler petrol ithalatnda btn lkeleri getiler, denizar yatrmlar da azald. Eer Bakan Jintao ok gerekli olan baz dzenlemeler yapmazsa lkesi byk bir ekonomik krize girecek." "Bunu yalnzca umut edebiliriz," dedi danmanlardan biri. "Bu da bizi ana konumuza geri gtryor," dedi Dalai Lama sessizce. "Eer zihnimizi temizlemek iin bir dakika meditasyon yapabilirsek anlatacam." Bordo 737 gkyznde uan konforlu bir saray gibiydi. Bilgisayar yazlm milyarderi zaman geirmek iin dikkatle hesaplanm Ecstasy karm ve iktidarszlk haplar alyordu. Ecs-tasy onu sevgi dolu yapyor, ama iktidarszlk haplar biraz saldrgan olan cinsel itahn artrarak bu durumu telafi ediyordu. u anda jetin n tarafnda bulunan bir uu grevlisi zel dijital aletine baz notlar alyordu. ini bitirdikten sonra dijital aleti uan telefon hattna balayarak gnder dmesine bast. imdi btn yapmas gereken yant beklemekti.

Dier uu grevlisi daha endieli grnyordu. Bu, onun da milyarderin 737'sindeki ilk yolculuuydu ve bu sefahati sinir bozucu buluyordu. Ban uan arka blmnden uzaa evirerek sarn adama hitaben konutu. "Bununla daha nce altn m?" "lk oluyor." "Eer paraya ihtiyacm olmasayd bu yolculuu tek ynl yapardm," dedi esmer kadn. Sarn adam bayla onaylad. "Bana kendini anlat." Otuz dakika sonra sarn adam glmsedi. Daha nceden bildiklerini kadn biraz deitirmiti, ama ok fazla deil. "te sana ilgilenebilecein bir frsat," dedi adam rahat bir ekilde. Tam o srada arkada bir zil ald ve milyarderin sesi duyuldu. "Bize iki ie ampanya daha getirin." "Syleyeceini unutma," dedi esmer. "Ben atlar sulayp geliyorum." Macau'da sokaklar gece lemcileriyle doluydu. ki adam Con-selheiro Ferriera de Almeida Bulvar boyunca kalabalk ynlarnn arasndan yavaa ilerliyordu minibsle. Yolcu koltuundaki adam portatif GPS harita birimine bakp talimatlar verdi. Coronel Mesquita Bulvar'ndan dnerek kuzeybatya yneldiler. Az sonra in ana karasnn yarm mil iindeki evlerin bulunduu alana giden bir ara sokaa geldiler. "Park edecek bir yer bul," dedi yn bulucu. Yolun kenarna bir aacn altna park eden ofr motoru kapatt. Yolcu yolun ieri ksmndaki evi iaret etti. "Ev bu." "Girelim mi?" Yn bulucu minibsten inip n tarafa dolat, ofrn koltuun altna uzanmasn bekledi. ofr deri bir anta karp dier adama katld. "Buralarda hi kimsenin kpei olmadnn farknda msn?" diye sordu ofr. "Bazen insann ans yaver gider."

ki adam da geceyle karan koyu renk giysiler giymilerdi. Ayakkablar lastikti ve ellerinde koyu renk cerrah eldivenleri vard. Kstahlktan deil, yeterlilikten kaynaklanan telasz bir ama hissiyle hareket ediyorlard. Grnmeden evi evreleyen n duvara gelerek kapda bir saniye durdular. ofr cebinden bir krdan kard, bir saniye sonra kilit ald. Kapy ap yn bulucunun girmesini bekledi, sonra kapy arkalarndan kapad. Konumaya pek gerek yoktu. ki adam da plan ezberlemiti. Evin karanlk olan arka tarafna getiler; gvenlik sistemini etkisiz hale getirdiler, kapy zorla ap evin iine girdiler. Merdivenlerin banda duran ofr kk siyah plastik bir kutuyu at, bir kulakl yerine takt. Aleti yere dorultup bir an dinledi. Sonra glmseyip ortana bayla iaret etti. Ellerini birletirerek yanana koydu, evrensel uyku iaretiydi bu. Parmayla uzaktaki sol alt keyi, ardndan ikinci kattaki dier yatak odasn iaret etti. Sonra yumruuyla sol tarafndaki bir noktay iaret etti. Birinci hedef urada, ikinci hedef orada. Reverans yaparm gibi ellerini hafife at. Sonra beline takl bir poeti ap yirmi santimlik deri antay yn bulucuya uzatp glmsedi. antay alan yn bulucu yavaa st kata kmaya balad. ofr sessizce sahanlkta beklerken birka dakika geti. Sonra ortann sesini duydu. "Seni bilmem, ama benim karnm a," dedi yn bulucu merdivenlerden inerken. ofr kulakln karp kordonu antaya tkt, sonra antayla birlikte katlad. "O halde bir eyler yiyelim." Yn bulucu sahanla gelip minik bir fener yakt. "Ev sahiplerimize yiyecek ne olduunu soramayz," dedi. "Derin uykudalar." "Ve onlar uyanana kadar biz oktan gitmi oluruz." ki adam mutfaa girdiler, ama zevklerine gre bir ey yoktu. Bu yzden minibse geri dndler, kasabadan geip gazinoya varnca jambonlu yumurta sipari ettiler.

15
25 Mart 2005, Kutsal Cuma gn saat 06.11. limandaki alt dz teknelerde bulunan inli tccarlar uyanmaya balamlard. Lisboa Oteli'nin nndeki Amizade Bulvar boyunca pamuklu bol elbiseler giymi olan koni biimindeki apkalar boyunlarna bal kadnlar teneke kovalardan dktkleri sabunlu sularla kaldrmlar ykyorlard. al sprgelerini kovalara daldrarak bir gece ncesinin kazananlarndan ve kaybedenlerinden kalan artklar temizlediler. nat birka tanesi sendeleyerek dar kt, gne yeni balayan gne nlarna gzlerini ksarak bakt. Az sayda tekerlekli motorlu araba bulvar boyunca ileyip kk kaplarda satlan gl kahvelerden almak iin duruyor, sonra paketleri veya insanlar var yerlerine datmak iin yoluna devam ediyordu. Gazinonun iki yz metre kuzeybatsnda bulunan kk restorann sahibi sigarasn bitirip ieri girdi. Arkadaki sobada bir tencere caldo verde, yani patates, sosis ve yerel olarak yetien yeilliklerden oluan bir Portekiz yahnisi piiyordu. Adam tenceredekileri kartrd, sonra uzun ka tezgha brakp hindistancevizi st, sarmsak, tane biber ve krmz ac biberin iinde marine edilen tavuklar kaya tuzuyla ovarak hazrlamaya balad. Tavuklar daha sonra ie taklp dner i makinesinde ar ar piirilecekti. Suyun karsndaki Hong Kong nem ve sis perdesinin ardnda gizlenmiti, ama limandan ayrlan ilk hzl feribotun sesi duyuluyordu. ounluu kargo uandan oluan gnn ilk birka jeti mavi gkyznde bir izgi oluturarak havaalanna inmeye hazrland. Bir inli donanma gemisi A-Ma Tapna'nn aasnda demirledii yerden ayrlarak devriye gezmeye balad. Kuyruuna bir helikopter tnemi olan lks bir yat kzann yerini renmek iin telsizle yardm istedi. Genlik gnlerini onlarca yl nce gemi olan tek bana bir yk gemisi Tayvan'dan gelen bisikletlerden oluan kargosunu teslim etmek iin limana girmeye balad. Eski ve klstr grnml bir baka yk gemisindeki ksa sar sal bir adam kamarasndaki masaya oturmu okuyordu. Juan Cabrillo saatlerdir uyankt. Kafasndan her tr olas senaryoyu geiriyordu.

Kaps hafife alnd. Cabrillo ayaa kalkp kapy at. "Nedense uyank olduunu biliyordum," dedi Hanley. Hanley'in elinde metal kapaklarndan buharn kat tabaklarla dolu bir tepsi vard. "Kahvalt," dedi ieri girerken. Cabrillo masada yer at, Hanley tepsidekileri masaya yerletirdi. Sonra byk taban kapan kaldrp glmsedi. Cabrillo bayla onaylayp oturmasn iaret etti. Hanley oturup termostan kahve koydu, sonra bir baka taban kapan kaldrd. "Gece srad bir ey oldu mu?" diye sordu Cabrillo. "Hayr," dedi Hanley. "Her ey hl plana uygun gidiyor." Cabrillo kahvesinden bir yudum ald. "Ters gidebilecek pek ok ey var." "Her zaman vardr." "Bu yzden biz ok para alyoruz." "Bu yzden biz ok para alyoruz," diye onu dorulad Hanley. "Peki benim bekretimi ne zaman kaybettiimi biliyor musun?" diye sordu esmer uu grevlisi. "Baka her eyi biliyor gibisin." "Bu ok kiisel," diye gld sarn adam. "Kt gitmi zel ilikilerim ve kredi kart faturalarm deil mi yani?" Hostes kz srtyordu. "Mahremiyetine girdiim iin zr dilerim. Birlikte altm grup ayrntlara ok nem verir." "Ajan gibi konuuyorsun." "Oh, hayr," dedi sarn adam. "Biz yalnzca onlar iin alyoruz." "Vergisiz kazan emekli olabileceim kadar yksek mi?" "Herkesin ryasdr bu," dedi sarn adam.

Esmer grevli ndeki kabinde etrafna baknd. Gkyzndeki restoranda gsterili bir garsondan baka bir ey deildi gerekte. "Nasl hayr diyebilirim ki?" dedi sonunda. "Gzel," dedi sarn adam ayaa kalkarak. "Nereye gidiyorsun?" diye sordu hostes. "Gidip pilotu ldrmem gerekiyor," dedi adam rahata. Esmer hostesin yzndeki ifadeye paha biilmezdi. "Sadece aka yapyorum," dedi sarn adam. "Tuvalete gitmem gerekiyor. 737 iin uygun niteliklere sahibim, ama ortadan kaybolursam Bay Muhteem bunu garip bulur." "Sizler kimsiniz?" diye mrldand hostes, sarn adam tuvalete girerken. "Bu canavarn snra gidip geri dnebileceinden emin misin?" diye sordu Cari Gannon. Gannon, Thimbu, Bhutan'daki bir yan caddedeki ta bina boyunca sralanm aalarn altnda duran iki buuk tonluk klstr kamyona bakyordu. Bir zamanlar kamyon zeytin yeiline boyanmt, ama artk boyann ou gitmi, geriye hafif tozlu pas kalmti. ki paral n camn yolcu taraf atlamt ve alt lastiin hepsi gvenlik snrn geecek kadar eskimiti. ki taraf motorun stne kalkan motor kapa erilip bklm, birden fazla yerine kaynak yaplmt. Her iki yanda uzanan basamaklar eski tahta paralarndan ibaretti. Petrol borusu yerinden km, pasl bir telle balanmt. Gannon arka tarafa yryp ieri bakt. Yeri oluturan kontrplaklarn bazlar krlmt, bazlar kaypt. ki yan kapatan kanvas rt, II. Dnya Sava'ndan kalma snak adryla ayn durumdayd. "Ah, evet efendim," dedi Bhutanl adam rahatlkla. "Gl bir kalbi vardr." Gannon kamyonun etrafnda yrmeye devam etti. Yolcu tarafndaki basamaa karak ieriye bakt. Uzun bank eskimi, altndaki yaylar ortaya kmt, ama kontrol panelindeki gstergeler krk deildi ve alr grnyordu. Aaya inip motor blmne gitti, yolcu tarafndaki kapa kaldrp katlad. Motor artc derecede temizdi. Gl bir ya ve yeni motorin kokusu geliyordu. Kaylar ve borular yeni olmasa da ie

yarar durumdayd; elektrik kablolar ve ak iyi grnyordu. Gannon aa indi. "altrabilir misin?" Adam gelip kapy at, yolcu koltuuna oturdu. Mar ektikten sonra gaz pedaln pompalad, sonra anahtar evirdi. Birka denemeden sonra motor alt. Pasl egzoz borusundan duman kt, ama az sonra rlantide almaya balad. Gannon dikkatle dinledi. Vanalarda herhangi bir tkrt yoktu, ama emin olmak iin elini kapaklarn stne koydu. Kt bir durum yoktu. "Gaz ver," diye bard. Kamyonun sahibi gaza basp brakt. Bu ii drt kez tekrarlad. "Tamam," dedi Gannon. "Kapatabilirsin." Kamyonun sahibi motoru kapatp anahtar cebine att, aaya indi. Boyu bir ellinin biraz zerinde ufak tefek bir adamd. Bronz tenliydi ve gzleri hafif ekikti. Gannon'a bakarak kararn bekledi. "Yedek kay ve hortumun var m?" "Bulabilirim," dedi adam. Gannon elini cebine atarak kaln lastik bir bantla tutturulmu bir tomar para kard. Lastiini kararak paralar yelpaze gibi at. "Beni ve yk Tibet snrna gtrmek iin ne kadar istersin?" diye sordu. "Unutkanlk da paraya dahil olacak." "Unutkanlk m?" diye sordu adam anlamayarak. "Bu i bittikten sonra tantmz bile unutman istiyorum." Adam bayla onaylad. "Bin dolar," dedi. "Ve bir de DVD alar istiyorum." "Kulaa makul geliyor," dedi Gannon. "imdi syle bakalm, nerden kz alabilirim?"

16
Oregon'da byk bir faaliyet vard. Sihir Dkkn'nda orkestra yeleri enstrmanlarn kontrol edip kostmlerini ayarlyorlard. Juan Cabrillo alan telefonuna cevap verdi. "Burda durum sabit," dedi Linda Ross. "imdi blgeye gidiyorum." "erde adammz var ve biri de duvarn dndan izliyor," dedi Cabrillo. "Eer biri yakalanrsa alarm ver, yardm koarak gelecek." "ok basit," dedi Ross. Telefon kapannca Cabrillo, Max Hanley'ye dnd. "Iselda girii yapyor." "imdiye kadar her ey yolunda," dedi Hanley. Mark Murphy, Kasm'la iini bitirirken srtn svazlad. "Hadi bakalm." Michael Halpert bir mikrofonla oynuyordu. Murphy, dnp ona iaret etti. "Hadi ocuk," dedi. "Gel de seni bantlayaym." Halpert gidip srtn Murphy'ye dnd. Murphy, onun gmleini kaldrd. "Bu ty hafifliinde bir otuz sekizlik, Mike," dedi Murphy, Halpert'n beline iinde tabancasnn bulunduu klf bantlarken. "imdi arkaya uzanp duman vagonunu ekmeni istiyorum." Bu Murphy'nin Tombstone adl filmde duyduu bir szd ve o zamandan beri acmaszca kullanyordu. Halpert arkaya uzanp silah ekti. "Bekle," dedi Murphy. "ok yksekte. Dirseini fazla kaldryorsun." Klf kaldrp Halpert'n yeniden denemesini bekledi. "Bu daha iyi. Botlarn greyim." Halpert dnp paasn kaldrd. Murphy sert plastik muhafazann iindeki ba onun bacana balad. "Bununla ok dikkatli ol, Mike," dedi Murphy. "Bak fel eden zehire batrld. Eer iler ktye giderse birisine bir izik atman yere devrilmesi iin yeterli. Sorun u ki, hedefin senin elinden alrsa ayn ey senin iin de geerli. Rakibinin yakn olduundan ve durumun kontrolnn elinde olduundan emin ol."

'Tamam, Mark," dedi Halpert sessizce. Bak yerine yerlemiti, Murphy dizlerinin "Endieleniyor musun?" diye sordu alak sesle. stnden kalkt.

"Biraz," dedi Halpert. "Genellikle iin operasyon tarafnda bulunmam." Murphy bayla onaylayp glmsedi. "Endielenme dostum, hemen yannda olacam. Eer sorun karsa nce beni gemeleri gerekir." Halpert ban sallayp mikrofonunu tekrar ald. "Patron," dedi Cabrillo. "Sen sonuncusun." Cabrillo glmseyip Murhpy'ye doru yrd. Elton John'un utantan kzarmasna neden olacak bir giysi vard zerinde. Murphy yeleindeki pullu ceplerden birini kaldrp klf iindeki iki hipodermik ineyi cebine koydu. teki cebe kavisli kar-bon-fiber ba soktu. "Senin ban da fel edici svya batrld," dedi Cabrillo'yu dndrp kk otomatik silah beline balarken. Mermilerde istediim kadar beygir gc yok, bu yzden tetii ekmeden nce yeterince yakn olmaya dikkat edin." "Dua edelim de i o noktaya gelmesin," dedi Cabrillo. Lincoln oktan donatlm, bir kenarda bas gitaryla oynuyordu. Cabrillo glmseyerek konutu. "Pekl herkes, yaknda gidiyoruz," dedi. "Operasyonun srasn unutmayn ve k ezberleyin. Herhangi bir anda ekilme iareti verirsem k noktasna gidin. Bugnk ksmn byk resmin yalnzca bir paras olduunu aklnzdan karmayn. Bugnk kt gitse bile operasyonu kurtarmamz hl mmkn. Cesur kahraman diye bir ey yoktur, yalnzca yal kahraman vardr. Silahlar ancak ve ancak her ey mahvolursa ve bir adammz hayatn veya uzvunu kaybetme tehlikesi karsnda kalrsa kullanlacak. stediimiz tek ey, her zaman olduu gibi, iimizi yaptmz dzenli bir operasyon ve gvenli bir ekilde buraya dnebilmek. Sorusu olan var m?" Sihir Dkkn sessizdi. .. "Pekl dostlar," dedi Cabrillo. "Mektuplarnz Julia'ya verin." Subay doktor Julia Huxley iinin bu blmnden nefret ediyordu. Mektuplar adamlarn eer ciddi bir ekilde yaralanrlarsa almak

istedikleri tbbi bakmn derecesiyle ilgili talimatlar ieriyordu. Ayrca ajanlarn mallarnn ve paralarnn nasl datlacayla ilgili ayrntl talimatlar da bulunuyordu. Mektupta ne varsa Hux-ley'nin onlar gerekletirmesi gerekiyordu. Odada dolap zarflar toplamaya balad. i bittiinde oda sessizdi. "Bu i her zaman bunaltc bir rt gibi kaplyor havay," dedi Murphy glerek. "Nkleer sava baln etkisiz hale getirecek deiliz. Yalnzca biraz altn almaya gidiyoruz." Adamlarn iinde bulunduu ktmser ruh hali dald ve konumaya devam etmeye baladlar. "Gitmeden nce biraz zamanmz var," dedi Hanley. "Bu yzden eer yemek yemek ya da baka herhangi bir ey yapmak istiyorsanz hemen yapn." Herkes odadan kp Cabrillo ve Hanley'yi yalnz brakt. "Meadows ve Jones hazr m?" diye sordu Cabrillo. "Tam zamannda," dedi Hanley. "Ya uan ocuk?" "Hzla buraya geliyor," dedi Hanley. "O halde elence balamak zere." Yanlarnda sepetleri olan motosikletli bir ift adam Rua de Lourenco'da durmu, Macau Kamu leri Dairesi alanlarnn Kutsal Cuma geit treni rotasnn etrafna barikatlar diziini izliyordu. Yan yollarn hepsi kapatlmt, fakat barikatlar testere tez-ghndand ve bir araba tamponu ya da motosiklet n lastiine kolayca teslim olacak gibi grnyordu. "Hadi sahne blmne gidelim," dedi adamlardan biri. teki adam bayla onaylad, motoru altrd, cadde boyunca ilerlemeye baladlar. Birka blok tede yolun kenarna ekip motoru kapatt. Sahne alanna giden yol pankartlar ve krepon ktlaryla sslenmiti. Yol boyunca ilerinde mum bulunan kt fenerler gne batarken yanmay bekliyordu. eitli seyyar satclar el arabalarnda gsterileri seyredecek olanlara yiyecek ve iecek sunuyor, bir sprge arabas yolun en sonunda temizlenmeye baladndan emin olmak iin son dakika geii yapyordu.

"Ejderhalara gerekten byk nem veriyorlar," dedi adamlardan biri, geit arabalarnn oluturduu uzun kuyruklar iaret ederek. En az yetmi farkl geit arabas vard. Gemiler, mzisyenlerin bulunduu sahneler, kl yutanlar, jonglrler. Ve ejderhalar. Krmz krepon kdndan yaplma canavarlar, uzun kuyruu havaya kalkm sar-mavi ejderhalar. Geit arabalar motorize platformlarn stne ina edilmi, ardndan kaln tellerle evreleri kuatlm, kuma, kt ve bir yerde de ekile dvlm bakra benzeyen bir eyle kaplanmlard. Tek bir src n tarafa yerleip kk aklktan nn grmeye alarak rotay izliyordu. Kk iten yanmal motorlardan kan egzoz dumanlar yandan dar kyordu. u anda ortalk sessizdi, ama geit arabalarnn zerindeki hoparlr miktarna baklrsa geit treni bir kez baladktan sonra ses ve grnt potpurisi olaca anlalyordu. "Ben gidip bir bakacam," dedi adamlardan biri motosikletinden inip yakndaki geit arabasna trmanrken. Yandaki perdeyi kaldrp ieriye bakarken bir polis gelip onu kovdu. "erde bir sr yer var," dedi adam ortann yanna geri dnp motosikletine binerken. Bir bandonun birka yesinin ardndan bir fille tepesindeki sepette oturan terbiyecisi geti. "Ne i ama," dedi ikinci adam sessizce. "Ne ii ama." Richard Truitt, Almeida Ribeiro Bulvar'ndaki otel odasnda aynaya bakp kravatn dzeltti. Tja takmna uzanp yuvarlak kab ald, kapan at. Parmakucunu renkli kontak lenslere dokundurup bir gzne takt, gzn krptrarak yerine yerletirdi. kincisini de taktktan sonra geri ekilip sonucu inceledi. Memnun kalarak glmsedi. Sonra bir baka antaya uzanp di aygtn kard, st dilerine geirdi. imdi hafife frlak dili bir grnts vard. antadan kemik ereveli gzln karp saplarn kulaklarna geirdi, sonra burnunun stne yerletirdi. Eer arad ey bir salaksa ana daman bulmutu. Geriye bir tek salarn yalayarak geriye yaptrmak ve tvit ceketinin yakalarna biraz yapma kepek serpitirmek kalmt. Mkemmel.

Sitinin oturma odasna giderek yazcsndaki belgeyi alp inceledi. Gerek ngiliz tarzyla atafatl ve gsteriliydi. Kralieyle kraliyet randevusuyla, diyordu bir satr. 1834'ten beri, diyordu bir baka satr. Truitt belgeyi katlayp ceketinin cebine koydu. Sonra bilgisayar ve yazcy kapatp kutusuna koydu. antalar oktan hazrlanm, kapnn dibinde bekliyordu. Oradaki eyalarn toplamak zere banyoya geri dnd. Malzemelerini getirip bir antann gzne koydu. Sonra telefona gidip bir numara evirdi. "Yoldaym," dedi sessizce. "yi anslar," diye yantlad Cabrillo. imdi grnmeden odadan kmas gerekiyordu. Unda Ross byk oranda iyi huylu ve olumlu bir insand. Bu yzden Iselda'y oynamak onun iin ok elenceliydi. ou insann sinsi bir taraf vard, yalnzca bastrrd. Iselda'yla ilgili raporlar onun en ktsn deil en iyisini bastrdn gsterdii iin Ross bu frsat sonuna kadar oynuyordu. Asansrle garaja inip grevlinin blmesine gitti, kalarn atarak bekledi. Blmedeki adam hemen onun arabasn getirmek iin kotu. Ross beklerken Iselda'nn nasl bir bahi vereceini bulmaya alt ve hibir ey vermeyeceine karar verdi. Grevli kirli bir Peugeot'la gelip kapy at. Ross src koltuuna oturup, "Bir dahaki sefere," diye sylenip kapy arpt. Arabann ii kapan saatindeki bir Wisconsin tavernas gibi kokuyordu. Hal kllerle kaplyd ve kllk dolmu tayordu. Camlarn ii nikotin tabakasyla kaplanmt. "te gidiyoruz," diye fsldad torpido gzne uzanrken. Bir sigara karp yakt. Arabay vitese takp ilerlemeye balad. On dakika sonra maliknenin nnde durup ilk testi geti. "Kapy a," diye bard, ieriye bakan gvenlik grevlisine. Adam, onun olduunu grnce bir dmeye bast. "Ge kaldm." Garaj yolunun bir kenarna park ederek arabadan indi, bir sigara daha yakt. "Frsatn olunca kllm dk," dedi yanndan geen bahvana.

Adam, ona aldrmayp yoluna devam etti. Ross n kapya gidip zili ald. Sonra bir uak kapy aana kadar bekledi. "ekil yolumdan," dedi adamn yanndan geip kopyalardan mutfak olduunu rendii yere giderken. Mutfaa dalarak ocaa bakt, sonra Iselda'nn tuttuu alardan birine bakt. "Bu kremal stakoz orbas m?" diye sordu. "Evet, efendim," diye yantlad inli a. Ocaa giderek tencerenin kapan kaldrd, koklad. "Kak, ltfen." A, ona kak verdi, orbann tadna bakt. "Istakozu az gibi," dedi. "Biraz daha kataym," dedi a. "Gzel, gzel," dedi Ross. "Bay Ho'nun bana ihtiyac olursa arka tarafta olacam. lk karides breini yaparken beni arn, tadna bakmak istiyorum." "Tamam," dedi a, Ross arka kapdan baheye karken. Evden kt grlr grlmez ikilerden sorumlu ikram hizmetleri grevlisi, ona doru yrd. Adam durup dikkatle bakt ona. "Bugn ok gzel grnyorsunuz, Bayan Iselda," dedi. "ltifat sana hibir ey kazandrmaz," dedi Ross. "Her ey hazr m? "Dn konutuumuz ey hari," dedi adam. Kahretsin, diye dnd Ross. "Neymi o?" diye sordu. "Her eyi hatrlamam bekleyemezsiniz." "ri buzlar," dedi ikram hizmetleri grevlisi. "Bir saat iinde burda olacak." "Gzel, gzel," dedi Ross. "imdi btn cam eyalarn parlatlp parlatlmadm kontrol et." efin elektrikli testereyle buzdan bir heykel yapt yere doru gitti aceleyle. kram hizmetleri grevlisi bu konuma yznden aknlkla ban sallyordu. Iselda'nn tavrlar aynyd, ama yanamdaki benin birka santim aada olduuna yemin edebilirdi. Bu dnceyi zihninden uzaklatrp bardaklar kontrol etmeye gitti.

Ross sigarasn yksek topuuyla ezdi. tii onca sigara yznden ba dnyordu, bu yzden derin derin birka nefes ald. "Kanatlara daha fazla ayrnt ver," dedi efe. O da ban sallayp iine devam etti. st ste birka sandalye tayan bir adam yanlarndan geerken ona glmseyip gz krpt. Arazideki yksek ceviz aacna tnemi, yapraklarn rengine uygun giysi giymi bir irket grevlisi mikrofonu ap konutu. "Linda ierde ve alyor," dedi sessizce. Stanley Ho en st kattaki ofisinde durmu parti hazrlklarn seyrediyordu. Iselda'nn baheye girdiini grmt, ama istedii son ey onunla konumakt. Erkeksi Portekiz kadn Ho'nun sinirine dokunuyordu; yapt ite iyiydi, ama kendisini ok fazla ciddiye alyordu. Ne de olsa bu bir partiydi, Broadway mzikali deil. Ho'nun gemi deneyimlerine gre, birka saat iinde tm konuklar ylesine sarho olacaklard ki giri yemei olarak fare sunsa bile kimse bunu fark etmeyecekti. Ho gelmek zere olan sigorta mfettiiyle daha fazla ilgiliydi. Ve bir de Altn Buda'mn gemiiyle ilgili bir gerekle. Grevlendirdii tarihi Ho'ya ikonda gizli bir blme olmas gerektiini sylyordu, ama Ho henz onu bulamamt. Bu nemsiz bir ayrntyd, ama yine de Ho'yu rahatsz ediyordu. Sigorta mfettiinin Antik Asya Sanat'nda bir uzman olduu belliydi. Geldiinde onu sorgulayabilir ve belki bir cevap alabilirdi. Eer bu da olmazsa Spenser yaknda burada olacakt, Ho, ona sorabilirdi. Richard Truitt kiralk arabasn Praia Grande'de srp dikkatle maliknenin kapsna park etti. Cam indirip nbetiye davetiyesini uzatt. "Evi aramama izin verin," dedi nbeti. Ho'nun dahili numarasn eviren nbeti bekledi. "Bay Ho," dedi nbeti. "Sigorta irketinden Bay Samuelson geldi." Grecei kiinin bu olmadn dnd Ho. "eri aln. Aada beni beklesin." Sonra telefonu kapatp bir numara tulad. "eri girin," dedi nbeti. "Garajn yanna park edip aada bekleyin." Telefon alarken Ho parmayla masada tempo tutuyordu.

"Lassiter Maliknesi," dedi bir ses Kanton aksanyla. "Ben Stanley Ho. Bay Lassiter'la grebilir miyim?" "Bay Lassiter hasta," dedi ses. "Doktor gelmek zere." "Benim iin bir mesaj brakt m?" diye sordu Ho. "Bekleyin," dedi ses. Ho birka dakika bekledi, sonra bouk bir ses telefona geldi. "zr dilerim, ahbap," dedi gcrtl ses. "Hastalandm. Ana ofisten Bay Samuelson ehirde. Randevuya o gelecek." Lassiter'n sesi kendisi gibi deil, diye dnd Ho. Nasl bir hastala yakalandysa ciddi olmalyd. "u anda burda," dedi Ho. "Merak etmeyin, Bay Ho," dedi ses kuru kuru ksrerek. "ok bilgilidir ve Antik Asya Sanat konusunda uzmandr." "Umarm yaknda kendini daha iyi hissedersin," dedi Ho. Neredeyse bir dakika sren balgaml bir ksrk krizi balad. "Ben de," dedi ses. "Ve umarm yaknda Altn Buda'y grebilirim." Ho telefonu kapatp alt kata indi. Oregon'daki operatr hatt kapatp Lassiter numaras yapan adama dnd. "Bir aya gre harika bir ajansn."

17
Winston Spenser su ve aldatmaca dolu bir Jayat iin donanml deildi. u anda otel odasnn tuvaletinde kusuyordu. Bunun nedeninin bir gece nce itii ikiler olduu sylenebilirdi, ama gerekte barsaklarn paralayan ey yaad gerilimdi. Bir yalan yaamann, bir aldatmacaya bulamann, yanl olduunu bildii bir eyi yapmann gerilimiydi bu. u ana kadar safradan baka bir ey kmamt iinden. Hazmettii yiyecekler oktan yok olmutu, itii iki bir tek vcudunun deliklerinde kalmt. Spenser uzanp el havlusunu ald, dudaklarnn kenarlarn sildi. Yerden kalkarak aynadaki haline bakt. Gzleri kan ana gibiydi, benzi korkun bir griye dnmt. Hissettii gerilim yzndeki kaslardan belli oluyordu. Scak bir tavada patlayan msrlar gibi hoplayp zplyordu kaslar. Gznn kysndaki ya silmek iin uzand, ama elleri titriyordu. Bir elini dieriyle destekleyerek gzn silebildi. Sonra iindeki korkuyu atabilmek iin dua girdi. Richard Truitt oturma odasnda durup bekledi. Etrafna bak-narak hedefinin bir resmini oluturmaya alt zihninde. Eer bir tahminde bulunmas gerekirse burada oturan adam kendi abala-ryla ve ksa bir sre nce zengin olmutu. Bu yargsn mobilyalara ve genel dekora dayandryordu. Odadaki eyalar yeterince pahalyd, ama ruhlar yoktu. Ve gsterii rahatla tercih eden bir ekilde yerletirilmilerdi. Eski parann sahibi olmann her zaman bir hikyesi olurdu. Truitt'in grd hikye bir boluu doldurmak ve ne gerek ne de hayali olan ev sahibinin tasvirini yapmak iin toptan alnan eyalarn hikayesiydi. i doldurulmu bir aslan vard, fakat Truitt ev sahibinin asla-, n kendisinin vurduundan kukuluydu. Picasso gibi ada ressamlarn baz tablolar vard, ama ressamlarn en iyi eserleri deildi bunlar. Truitt bunlarn imaj deeri iin satn alndn dnd. Bir temeli ya da varl olmayan konuklar hakl olarak etkilenirlerdi. Antik zrh Truitt'e gre kopyayd. Fransz XVI. Louis tarz kanepe ivili yatak kadar rahat grnyordu. "Bay Samuelson," dedi bir ses merdivenlerden. Truitt kimin konutuunu grmek iin dnp bakt.

Adam ufak tefekti. Bir altm be boyundayd ve ince yaplyd. Salar simsiyaht ve 1970'lern Kaliforniya ktlar gibi taranmt. Vahi bir fkeyi iinde barndrd kesin olan dilerle dolu az ufak tefekti. Truitt, adamn dost grnmek iin glmse-diini dnse de gl Truitt'in gvende olup olmadn grmek iin czdanna uzanmak istemesine neden oluyordu. "Ben Stanley Ho," dedi adam merdivenlerin altna geldiinde elini uzatarak. Sahne kurulmutu ve aktr Truitt'ti. "Paul Samuelson," dedi elini hafif gevek bir ekilde uzatarak. "Merkez, talihsiz bir ekilde hastalanan Bay Lassiter'n yerini almam istedi." "Bu tr heykelleri yakndan tandnz umarm." "Oh evet," dedi byk bir cokuyla. "niversitede Asya sanat blmnden mezun oldum. En sevdiim tarzlardan biridir." Ho merdivenleri iaret edip yukar kmaya balad. "Obje Altn Buda olarak biliniyor. O paray bilir misiniz?" Merdivenlerin ilk blmn ktktan sonra bir sahanla gelip ikinci turu kmaya baladlar. "Korkarm hayr," dedi Truitt nefes nefese. "Hi sergilendi mi?" "Hayr," dedi Ho hemen. "Onlarca yldr zel bir koleksiyonun parasyd." "O halde tandm dier paralarla kyaslayarak inceleyeceim." kinci turu da tamamlam nc basamak dizisine balyorlard. "ok gzel bir eviniz var," diye yalan syledi Truitt. "Merdivenler maun, yle deil mi?" "Evet," dedi Ho, kapnn kilidini aan kart sokmak iin kapnn nne durarak. "Brezilya'dan geldi ve ivi ya da vida kullanlmadan elle monte edildi." Kapy ap kenara ekildi. "Ne kadar ho," dedi Truitt. Altn Buda'nn bulunduu yere bakt. "Ama bunun kadar gzel deil." Truitt peinde Ho'yla Buda'ya doru gitti.

"Muhteem," dedi Truitt rahat bir ekilde. "Dokunabilir miyim?" "Ltfen," diye yantlad Ho. Sigorta mfettii tam Ho'nun umduu ekilde hareket ediyordu. Hem sayg hem de yceltme vard tavrlarnda. Saptayaca deerin onun lehine olma olasl yksekti. Eer bu olmazsa Ho onu boyun emeye zorlayabilirdi. Truitt ellerini Buda'nn yznde gezdirdi, sonra mcevherden yaplma gzlerine bakt. "Tarihi hakknda bilgi isteyebilir miyim?" "On nc yzyldan ve Hindu-in'inden kalma," dedi Ho. Truitt elindeki kk deri antay ap kuyumcu merceini kard. Bir gzn stne koyup talar inceledi. "Harikulade." Mfetti Buda'y batan ayaa incelerken Ho onu seyrediyordu. Adam iinin ehli grnyordu, bu yzden ona gizli blmeyi sormaya karar verdi. "Bir tarihiden bununla derinlemesine ilgilenmesini istedim ve bu paralardan bazlarnda gizli bir blme olduunu syledi." "Buda'nn, egonun bulunmad paras," dedi Truitt hzla. "Boluk." "O halde bu konuyu biliyorsunuz," dedi Ho. "Oh evet," dedi Truitt. irketin ona Antik Asya Sanat konusunda bir rapor sunduuna memnun olmutu. "Boluk" da bu almann bir parasyd. "Bunda yle bir blme bulamadm." "Yakndan bakalm," dedi Truitt. ki adam sonraki yirmi dakikay objeyi dikkatle inceleyerek geirdi, ama herhangi gizli bir blme yoktu. Truitt bu durumu kendi lehine kullanmaya karar verdi. "Biraz oturabilir miyiz?" diye sordu Ho'ya. ki adam Ho'nun masasna oturdu. "irketimizin sigorta etmesi fin nasl bir deer geiyor aklnzdan?" "ki yz milyon civarnda dnyordum," dedi Ho. "Bu ok pahal bir rakam," dedi Truitt glmseyerek.

ne doru eilirken deri antasnn iindekileri yere drd. Dktklerini toplarken Ho'nun masasnn altna kk bir dinleme aygt yerletirdi. "Ne kadar aptalm," dedi antay tekrar kucana aldktan sonra. "Sizce deeri nedir?" diye sordu Ho. "Gizli blmenin yokluu aslnda parann nadideliine katkda bulunuyor," diye yalan syledi. "Tarihi benim tahmin ettiimden en az birka on yl geriye tayor. Boluklar on ikinci yzyldan sonrasna ait. Doru fiyatlandrmaya meydan okuyacak bir ey olabilir elinizde." Ho vahi bir ekilde glmsedi. Bir pazarlkta birisini malup etmeye baylyordu ve dnyadaki en akll sanat koleksiyoncularn kandrdn dnmeye balyordu. Bata dedii 200 milyon dolar ok byk gibi grnmt imdiyse ucuza alm gibi grnyordu. "Ne demek istiyorsunuz?" diye sordu. "stediiniz rakamn iki katna sigortalayabilirim kolaylkla," dedi Truitt. "Ama tabi ki primler artan deeri yanstacaktr." Bu i Truitt'in umduundan daha iyi gidiyordu; agzllk Ho'nun onun kimliine kar duyduu kukular gidermiti. Bir yabanc olarak gelmiti, ama imdi armaanlar getiren bir arkada olmutu. Dolandrclk ancak hedef inanmak isterse ie yarard. Ve Ho da inanmak istiyordu. "Ama..." dedi Ho yavaa. "Eer daha fazlasna sigortalattrrsam bankalar artan deere gre kredi aar." "Doru," dedi Truitt. "Bankalar bizi izleme eilimindedir." Ho yavaa bam sallad. "Neden primleri drt yz milyona gre ayarlamyorsunuz?" "Rakamlar iin ana ofisle balant kurmam gerekir, elbette," dedi Truitt. "Ama deeri kolayca ifade edebilirim." Ho arkasna yasland. Gerekten paha biilmez bir sanat eserine sahip olduu hissi yava yava ruhuna ilemeye balyordu. Artk egosunun okanmas gerekiyordu. Yalnzca teki zengin insanlar okayabilirdi ruhunu. "Bugn bir parti veriyorum," dedi. "Hazrlklar grdm," dedi Truitt glmseyerek. "Elbette, siz de davetlisiniz," dedi Ho. "Ama bu sanat eserini konuklarma sergilemeyi dnyordum. Gerek rakam alana

kadar mal kapsayacak bir tavsiye alabilirsem ok rahat edeceim. Yalnzca bugn idare edecek bir ey." "Mal alt katta sergilemeyi planlyorsunuz tabi ki," dedi Truitt. Ho'nun niyeti bu deildi, ama imdilik yleymi gibi yapt. "Evet," dedi. "Belki bahede." Truitt bayla onaylad. "Bir telefon amama izin verin." Ho kendi telefonunu iaret etti, ama Truitt hemen kendi cep telefonunu karp hzl evirme dmesine bast. "Ben Samuelson." "Richard, sen mthi bir serserisin," dedi ses. "Son birka dakikadr konumanz dinliyoruz. ok iyi i kardn." "Bay Ho'nun drt yz milyon deerindeki sanat eserine ait sigorta poliesine bir gnlk tavsiye rakam istiyorum, uzun sreli sigorta iin gerek rakam belirleyene kadar." "Lay lay lom, lay lay. Tamamdr," dedi Oregon'un operatr. "Senin iin bir rakam uyduralm. Yirmi bin dolara ne dersin? Ya da sen nasl istersen. Ama ben senin yerinde olsam creti nakit alrdm, bylece bu i bittikten sonra parti yapabiliriz." "Anlyorum," dedi Truitt bayla artrlmasn isteyeceiz. Bir dakika." Truitt elini telefona kapatt. Oregon'daki operatr Hanley'ye dnd. "Truitt bugn harika. Ben bu ay dnmemitim bile." Ho mfettiin konumasn bekliyordu. "Bugnlk tavsiye bedeli on sekiz bin Amerikan dolar. Ama irketim gvenliin artmasnda srar ediyor, ofisim onlarla balant kurup bir saat iinde buraya birka adam gnderecek. Eer sizin iin de bir sakncas yoksa tabi." "cret gvenlik bedelini de kapsyor mu?" diye sordu Ho. Truitt bir saniye dnd, ama ansn fazla zorlamamaya karar verdi. "Gvenlik grevlileri fiyata dahil, ama creti nakit istiyoruz," dedi Truitt ciddi bir ekilde. onaylayarak. "Demek gvenliin

Ho ayaa kalkp kasasna gitti. "Makul," dedi. Truitt glmsedi; bu teklif makul hari her ey saylabilirdi ama Ho bunu bilemezdi. "Onlara bildireceim," dedi Truitt. Ho kasasnn ifre kadrann dndrmeye balad. "Bir anlamaya vardk," dedi Oregon'aki operatre. "Ama gvenlik grevlileri buraya olabildiince abuk gelsinler." "Kahretsin, ok iyisin," dedi operatr. "Evet, yleyim," dedi Truitt sessizce, sonra hatt kesti. Ho iki deste parayla geri geldi. Her bantta 10.000 dolar yazyordu. Destelerden birinden on be tane yz dolarl ayrarak gerisini Truitt'e uzatt. Paralan deri antasna atan Truitt, Ho'ya glmsedi. "Kdnz var m?" "Ne iin?" diye sordu Ho. "Size bir makbuz vermem gerekiyor," dedi Truitt. Hanley telefona uzanp Cabrillo'yu arad. "Dick Truitt gvenlik grevlisi gibi hareket edecek adam daha sokmamz salad alana." "Harika," dedi Cabrillo. "O halde deer bime konusunda bir problem yaanmad." "Bir profesyonel gibi halletti bu ii," dedi Hanley. "Sihir Dkkn'nda niformamz var m?" "Kesinlikle," dedi Hanley. "Nixon' arayp nak makinesiyle all pullu bir rozet yapmasn isteyeceim." "abuk ol," dedi Cabrillo. "Bylece Truitt'i karabiliriz oradan." "Truitt partiye davet edildi," dedi Hanley. "Ama eer oradan kmasn emretmemi istersen o baka." "Sahte gvenlik grevlileri gelene kadar beklesin," dedi Cabrillo. "Bu ekilde onlarn kimliklerini Ho'ya dorulayabilir. Sonra ortalkta olsun, ona vereceim bir i daha var." "Tamamdr," dedi Hanley.

Cabrillo hatt kesince Hanley Sihir Dkkn'n arad. "Kevin," dedi. "Uygun rozetleriyle niformasna ihtiyacm var." "sim?" Hanley yant vermeden nce biraz dnd. "Redman Gvenlik Hizmetleri olsun." "Redford ve Nevvman'daki gibi mi?" "Anlamsn," dedi Hanley. "Filmin ad ktlar'd galiba." "Rozetleri yapmam yirmi dakika kadar srer," dedi Nixon. "Ama ajan hemen gnder. Rozetler yaplrken niformalarn ayarlarm." "Az sonra orada olacaklar," dedi Hanley telefonu kaparken. Hanley kontrol odasndaki panoya bakt. irket hissedarlarnn ou operasyonlarda grevliydi. Geriye kalan seenekleri a Rick Barrett, makinist Sam Pryor ve cephanelikte alan orta yalardaki Gunther Reinholt'du. Daha nce hibiri iin operasyon ksmnda almamt. Ama dilenciler seim yapamazd. "Bana Reinholt, Pryor ve Barrett'i bul," dedi Hanley iletiim operatrlerinden birine. "Ve Sihir Dkkn'nda benimle bulumalarm sala." Operatr adamlarn ar cihazlarna not brakmaya balad. "Merak etme," dedi Murphy Halpert'a. "Yalnzca marihuana gibi kokuyor." Cabrillo konferans salonuna girdiinde Murphy orkestra yelerinin yaknnda duran ttsye benzer eyi elinde sallyordu. "Grateful Dead konseri gibi kokuyor buras." Murphy biraz daha yaklap dumann bakann stne yaylmasn salad. "irketi baarl yapan byle kk eylerdir," dedi srtarak. "Gerek orkestra aykt," diye belirtti Cabrillo. "Ama Ho bunu bilmiyor." birlikte gvenlik grevlisi

Cabrillo bayla onaylad. "Dinleyin. Dick Truitt ajan daha ieri sokmamz salad. Adamlar gvenlik grevlileri gibi giyinecek. irketin ismini yaknda reneceim. Dikkatli olun, nk Ho'nun daha nceden tuttuu baka gvenlik grevlileri de olabilir. Hata yapp bizimkileri onlarla kartrmayn." Tam o srada Cabrillo'nun telefonu ald. Dinleyip kapatt. "Adamlarmzn niformalarnda Redman Gvenlik yazacak," dedi gruba. Az sonra Julia Huxley ieri girdi. "Vay canna," dedi Kasm. Huxley iki yanndaki kafesli dantelden ayandan kalasna kadar tenini gsteren dar bir deri pantolon giymiti. stnde iri gslerini zorlukla kapatan metal ttl bir yelek vard. Boynunda D-biiminde bir kancas olan deri kay vard. Kollarndan biri dikenli tel ve sarmak desenleriyle sslenmiti. Salar didiklenip vahi bir stilde spreylenmiti, makyaj cesur ve koyuydu. On iki santimlik topuklu ayakkablar ve akta kalan yerlerine srlen pullar tabloyu tamamlyordu. "Sizin iin yeterince srtk olmu muyum, ocuklar?" "Sihir Dkkn'nn stokunda byle kostmler olduunu bilmiyordum," dedi Halpert. Huxley Halpert'n yanna gidip ona srtnd. Solist olarak kukusuz kz almay o hak ediyordu. "Ne demek istiyorsun?" dedi Huxley. "Bu benim kendi koleksiyonumdan." Huxley yalan sylyordu elbette ama zaten btn bu operasyon bir yaland. "imdi Amerika'nn dnyann en byk lkesi olmadn kim iddia edebilir ki?" dedi Kasm.

18
Ho baheye ktnda Ross duman makinelerini kontrol ediyordu. "Bayan Iselda," dedi Ho, ona doru yrrken. "Burada bahede sergilemek istediime karar verdiim yeni bir sanat eserim var." Ross, Ho'ya dikkatle bakt. Adam adrn bir yann iaret ediyordu. Sonra beklentiyle Ross'a dnd. Herhangi bir eyi kusurlu bulduuna dair bir iz yoktu yznde. "Tablo mu?" diye sordu Ross. "Hayr, bir heykel." ki ii duman makinesinin yannda bekliyordu. "Birka dakika mola verin," dedi Ross. Adamlar adrn glgesine girdiler. "Bana tarif edin," dedi Ross. "Bir seksen boyunda ve altndan yaplma." Ross hzla dnd. Belki uraya koyabiliriz. Birka adm teyi iaret ediyordu. adra giden krmz halnn ucuna. Bir tr nbeti gibi. kisi birlikte o noktaya doru gittiler. "Mavi ve krmz spot klaryla aydnlatabilirim," dedi Ross. "Baka?" diye sordu. Ross zihnini tarad. irketin hrszlna baka ne yardmc olabilirdi? "Duman bulutlarna ne dersiniz?" dedi yavaa. "Bylece obje bir serap gibi bir grnr bir kaybolur." "Harika," dedi Ho hevesle. Ross glmsedi. Gznn ucuyla Oregon'dan gelen adam grd; gvenlik grevlisi niformalar giymilerdi. Nedense ekibi yardm gndermiti. Gvenlik grevlilerinin lideri gibi hareket eden Barrett Ho'yla dikildikleri yere geldi. "Siz Bay Ho musunuz?" diye sordu. "Evet."

"Bizi sigorta irketi gnderdi." Ho'nun bakmad bir srada Barrett bir parman dudaklarna gtrp Ross'a gz krpt. "Gzel," dedi Ho. "Bu kadar abuk gelmenize sevindim. Bu Iselda; planlamadan sorumlu. Biz de koruyacanz objeyi koyacamz yeri aryorduk." Barrett bayla onaylad. "Biz uray dnyorduk," dedi Ho iaret ederek. "adr giriinin yan taraf." Barrett noktann gvenliine karar vermeye alyormu gibi etraf inceledi. Ho dnp, "irketim bir heykel olduunu syledi," dedi. "Doru," dedi Ho. "Bir seksen boyunda bir Buda." Barrett seenekleri deerlendiriyormu gibi ban sallad. "Ar m?" diye sordu. "ki yz elli kilo," dedi Ho. "Neden soruyorsunuz?" "ey, efendim," dedi Barrett. "Elencenin daha fazla bir paras olmasn isteyeceinizi dnmtm; bilirsiniz, parti ilerledike oradan oraya tanmas gibi. Ama adamlarmn tayamayaca kadar arm." Ross ne demek istediini anlyordu. "Heykelin konuklardan biri haline gelmesini kastediyorsun," dedi cokuyla. "yle bir ey," dedi Barrett. "Etrafnda ne kadar fazla insan olursa heykel o kadar gvende olur." "lgin," dedi Ho. "Parti nerdeyse balamak zere," dedi Ross. "Ama bakalm baka Buda heykelleri de bulup temay tamamen bu ynde oturtabilir miyim." "Ne demek istiyorsun?" diye sordu Ho. "Belki aldan yaplma Buda heykelleri bulup baheye yerletirebilirim." "Bunun gvenlik asndan yarar olur," dedi Barrett. "Gerek ve sahte olanlar karr." "Bunu yapabilir misin?" diye sordu Ho.

"Merak etmeyin Bay Ho," dedi Ross. "Benim irketim mucizeler yaratabilir." Orkestra Oregon'un konferans salonunda toplanmt. Hanley ve Cabrillo son dakika talimatlarnn stnden geiyorlard. "Bildiiniz gibi ierde "adammz daha var," dedi Cabrillo. "Bu yzden heykeli alt kata indirme sorunumuz olmayacak, nk zaten orada bulunacak." "Bu bir art," dedi Franklin. "Bu yzden heykeli karmamz daha kolaylat," dedi Hanley. "Ama bu kez de daha fazla tank bulunmas sorunu var." "Bu da tanklar kesinlikle uyuturmamz gerektii anlamna geliyor," dedi Kasm. "yle grnyor," diye itiraf etti Cabrillo. "ark listesi perde olduunu sylyor," diye devam etti Hanley. "Bu da bize iki mola veriyor ki bu srada orkestra yeleri olarak rahata etrafta dolaabilirsiniz. nderlik iin bakan izleyin ve esnek olun." "Hrszlktan sonra ikonu alacak olan uak hazr m?" diye sordu Halpert. "Ayarland," dedi Cabrillo. "Biz u anda konuurken uak iniyor." "lkeden kmz ne zamana programland?" diye sordu Monica. "Bugn, gece yarsna on dakika kala," dedi Cabrillo. "Sonu ne olursa olsun. Hadi iimizi yapalm ve buraya veda edelim." "Bu abann karlnda biraz daha zengin olarak," dedi Murphy glmseyerek. "Ama bu zaten," diye onaylad Cabrillo. Youn kokulu ttsnn duman A-Ma Tapna'mn tavanna doru ykseliyordu. Turistler halka ak yerleri dolap eitli Buda heykellerinin dibine ba brakyorlard. akl ta deli yollarda dolayor, bahedeki banklara oturuyor, fefalarndaki dncelerle denize bakyorlard. Huzur dolu bir yerdi buras. aknlk ve tela frtna-sndaki huzurlu limand. Ama Winston Spenser kendini hi de huzurlu hissetmiyordu.

Korku onu penesine almt. Altm Buda ona bakarak kahkahalar atyordu, bundan emindi. Buda'nn sakin baklar ve hareketsiz katl onu huzursuz ediyordu. Spenser bu lanetten kurtulup parasn alaca zaman hayal etti. Bunu zihninde grebiliyordu. Zrhl kamyonetin ikonu tekrar alp bilgisayar milyarderinin uana teslim edii. Kendisinin sandklarla dolu paralar al. Ana tapnaktaki banktan kalkp kapdan geti, tepeden aaya, kendisini bekleyen limuzine indi. Park yeri yar botu. Ma-cau'daki insanlarn ou geit treni ve bu gecenin partileri iin hazrlanyordu. Bir aacn altnda bir ift motosiklet duruyordu. Spenser onlar fark etmemiti - kendi mutlak baarszlna dalp gitmiti. Limuzinin arkasna binerek ofre gidecei yeri syledi. Az sonra limuzin park yerinden kt. "Ben grmem gerekeni grdm," dedi motosikletlilerden biri. "Ben de yle," dedi dieri. Alt inli uak ilk konuklar bekliyordu. Konuklar davetiyelerini nbetilere gsterdikten sonra bahe kapsndan girip yuvarlak garaj yolunu getikten sonra maliknenin n kapsnda arabalarndan indiler. Gne yavaa batyordu. Malikne, batan gnein parltla-nyla aydnlanan usuz bucaksz denize bakyordu. Spenser limuzi-ninden inip manzaraya bakt. Giydii siyah smokin kollarnn altndaki geni ter lekelerini gizliyordu. Omuzlarn diklestirerek antreye gitti. Juan Cabrillo minibsn camn indirip nbetiye bir kt uzatt. "Garajn yanna park edin," dedi nbeti. "Ekipmannz boaltp minibs arka tarafa gtrn." Cabrillo bayla onaylad. Kap alnca garaja gitti, sonra minibs geri geri gtrerek bahenin kenarna yerletirdi. "Gsteri zaman." Orkestra minibsten inip ekipman evin arkasna tamaya balad. Cabrillo evin arkasna gidip Ross'u aramaya balad. Onun uzakta cep telefonuyla konutuunu grd. Yannda birka kii vard. "Biz Minutemen'iz," dedi Ross telefonu kapatnca. "Gzel," dedi Ross. "Orkestra sahnesi urada."

"Baz hoparlrlerimiz ok byk," dedi Cabrillo. "Onlar tamak iin yardma ihtiyacmz olacak." "Yardm bulalm o zaman." "Ekipmanmzla kendimiz ilgilenmek isteriz," dedi Cabrillo. "Yalnzca el arabalarna ihtiyacmz var." Ross bayla onaylayp ikram hizmetleri grevlilerinden birine dnd. "Bu orkestrann lideri," dedi. "Masalar tamak iin kullandnz arabalardan birkan dn almas gerekiyor." Mark Murphy sahnenin yannda durmu evreyi inceliyordu. byk adr kurulmu, utaki orkestrayla birlikte Y biimi oluturulmutu. Sahne yerden hafife ykseltilmiti ve adrn arkasna doru girii salayacak yerler almt. Hoparlrlere g verecek elektrik kablolar ve klar adrn altna doru uzanyordu. Gitarn brakp arkadaki aklktan ieri bakt. adrn on metre gerisinde evin snrn oluturan duvarn bir paras bulunuyordu. adrn Y blmesinin sa tarafnda, otuz metre kadar uzakta maliknenin arka duvar, mutfaa ve evin iine alan kaplar bulunuyordu. adrn etrafnda dolamaya balad. Y eklinin nnde ya da stnde konuklarn girii vard. Y'nin bacaklarnn arasndaki aklkta portatif fskiye ve u anda bo olan kk ahap bir platform bulunuyordu. Murphy dier tarafa doru yrmeye devam etti, adrlarn zemine bal olduu yerleri inceledi. Kenarlardaki byk metal kazklara bal teller imene doru uzanp orada yine bir kazkla topraa balanyordu. Ban kaldrp yukar bakt. ayr adrda ikier tane uzun metal direk adrlarn tepesinden yukar kyordu. adrdaki akl bulup direklerden birine doru gitti. Direkler plastik desteklere oturuyordu. Murphy adr ykmann fazla srmeyeceine karar verdi. Ho malikneye geri dnerken olduu yerde durdu. Uzun sal birka adam adra doru yaklayordu, ama onu ilgilendiren ey bu deildi. Onu ilgilendiren ey pelerinden gelen kadnd. Ho topuklarnn stnde dnp onlara doru yrd. "Ben Stanley Ho," dedi glmseyerek. "Ev sahibinizim." "Ben Candace," dedi Julia Huxley.

Ho'nun gzleri Huxley'in iri gslerine perinlenmiti. "Buna inanmak zor," dedi H. "Ama daha nce tantmz hatrlamyorum." "Orkestrayla beraberim," dedi Candace muzip bir ekilde glmseyerek. "En azndan onlarla birlikte geldim." "Oyuncu musunuz?" diye sordu Ho. "Hem de pek ok adan," dedi Huxley glerek. Ho kartlar balamt. doru oynarsa ansnn yaver gideceini dnmeye

"Konuklarm karlamak iin ieri girmem gerekiyor," dedi Ho hzla, gznn ucuyla Iselda'nn yaklatn grnce. "Belki daha sonra yeniden konuabiliriz." Dnp maliknenin arka kapsna yrd. "Bay Ho," diye arkasndan bard Ross. "Galiba uygun yeri bulduk." "Siz ilgilenin," diye karlk verdi Ho omzunun zerinden. Ross Huxley'nin yanndan geti. "Srtk," diye fsldad. "Lezbiyen," diye karlk verdi Huxley. Max Hanley Oregon'un komuta merkezindeki deri sandalyede oturuyordu. "Pekl dostlar," dedi geriye kalan operatre. "Balyoruz. Aatan gsteri." Aataki minik kameradan gelen grnt kontrol odasndaki ekranlardan birini doldurdu. Hanley Cabrillo'nun el arabasyla birka uzun hoparlr tadn grebiliyordu. Ross Huxley'i gemi adra dnmek zere geri dnyordu. Murphy adrlardan birinin yanndan ortaya kt. Sanki haberi varm gibi aaca bakp glmsedi. "Larry," dedi Hanley. "Hepsi tamam." Larry King aata saklanan irket yesiydi. Nianc tfeini dzelterek ses kutusunun stndeki minik mikrofona basp yant verdi. "Tablo nasl patron?" "yi grnyor," dedi Hanley. "Dayanyor musun?"

King partinin stndeki yerini sabaha kar civarnda almak zorunda kalmt. Halihazrda on iki saattir oradayd. Byk olaslkla neredeyse bir o kadar daha kalmak zorundayd. "Bir keresinde Endonezya'da alt gn aata kalmtm," dedi King. "Bu i ona gre ok basit." King, Birleik Devletler Ordusu'nda eitimli niancyd. Eer Hanley emir verirse gz ap kapayana dek aaya bir dzine mermi gnderebilirdi. Hanley iin oraya gelmemesini umuyordu ama eer ekipten birinin hayat tehlikeye girerse ve baka seenek kalmazsa King bulunmaz nimetti. "Beklemede kal, Larry," dedi Hanley. "Eer ihtiyacmz olursa seni arayacaz." "Tamam," dedi Larry aay drbnyle taramaya devam ederken. "adrn iini dene," diye emretti Hanley. Cabrillo'nun elektronik klavyesine yerletirilmi olan bir ka-meradangelen grntler ekran kaplad. Grnt hafif yamuktu. "Juan," dedi Hanley. Cabrillo adrn yan tarafnda kulaklndan onu duyabiliyordu. el arabas sryordu, ama minik

"Klavyeni hafife saa evirmen gerekiyor. adrn sol tarafn pek iyi gremiyoruz." Cabrillo ban evet anlamnda ok hafif sallad. "Minibse git," diye emretti Hanley. kiye ayrlm ayr bir ekranda bir resim belirdi. Kameralar minibsn katlanan aynalarna yerletirilmiti. Evin n tarafn byk oranda gsteriyordu bu kameralar. Lincoln minibsn arka tarafndan bir kutu karyordu. "Frankie," dedi Hanley. Franklin Lincoln minibsn arka tarafndan kp salarn dzeltiyormu gibi yan aynalara bakt. "Minibs olduu yerde brakmaya al," dedi Hanley. "ansnz yardm etmi ve iyi grnt veren bir yere park etmisiniz." Lincoln aynaya tamam iareti yapt.

"Pekl dostlar," dedi Hanley. "Biz operasyonun gz ve kulayz, bu yzden tetikte olun."

19
Winston Spenser malikneye girdi, yanndan geen garsondan bir kadeh ampanya kapp kabul hattna girmeden yarsn bitirdi. Stanley Ho yznde kocaman bir glmsemeyle gelen her konu-uyla el skyordu. Spenser'n ile/isinde Avustralyal bir ift, hemen nndeyse Portekizli konsolos vard. Spenser sabrla beklerken ilk kadehi bitirdi, garsondan bir kadeh daha isteyip Ho'nun karsnda yerini ald. "Winston," dedi Ho glmseyerek. "Seni grmek ok gzel, ama biraz ge kaldn, sigorta mfettii geldi bile." "zr dilerim," dedi Spenser. "Geciktim." Spenser yoluna devam etmeye alt, ama Ho uzanp kolunu tuttu. "Sorun deil," dedi Ho. "Zamanlaman mkemmel." Merdivenleri iaret etti. Spenser midesinin ters dndn hissetti. Tekerlekli bir taycya akl hastanesindeki bir hasta gibi balanm olan Buda Redman Gvenlik grevlileri tarafndan merdivenlerden indiriliyordu. "En yeni hazinemi sergilemeye karar verdim," dedi Ho. "Bylece btn konuklarm bu grkemi paylaabilecek. Merak etme, soran herkese ak arttrmada bana kimin yardm ettiini syleyeceim." Spenser'n zihninden binlerce dnce geti, ama hibiri de iyi deildi. "Efendim..." diye balad Spenser. Ama kuyruk ilerliyordu ve Ho bir sonraki konuun elini skmaya hazrlanyordu. "Ben sanmyorum..." "Dar knca konuuruz," dedi sessizce, bir iftin elini skmak iin dnerken. "Arka kapda," dedi Hanley, bir ekran iaret ederek. letiim konsolundaki bir dmeye bast, sonra mikrofona konutu. "Juan, Buda dar karlyor."

Ekranlardan birinde Cabrillo'nun adrn iinde klavyesinin balantlarn kontrol ettii grlebiliyordu. Ban kaldrp anladn iaret etti. Buda dar karlrken Ross adrlarn nne gelip fskiyenin yannda konaca yeri gsterdi. Btn planlamalarn ve hazrlklarn hedefi artk gzler nndeydi. Macau Polis Memuru Sung Rhee, maliknenin arka kapsna yakn imenlerin stnde bulunduu yerden heykeli seyrediyordu. Rhee, Stanley Ho'yu zengin olmadan ncesinden tanyordu. Ho, onun yalnzca tandyd, arkada deil. Ho'nun sahip olduu ilk gemi, tamaclk servetinin olumas Rhee'nin iini paralamt hep. Bamfetti o srada asayi ve kaaklktan sorumlu bir dedektifti yalnzca ve Ho'nun gemiyle uyuturucu kardndan emindi. Ancak onu su stnde yakalayamamt hibir zaman. Ho'nun serveti hzla bymt ve Rhee bunun genellikle ne anlama geldiini iyi biliyordu, sorun uydu; armatrn serveti arttka gc de artyordu. Son on ylda iki kez sulama yapabilecek kadar kant toplamak zereyken Ho'nun aktivitelerinden uzaklatrlmt Rhee. Rhee artk anlamaya balamt, Ho mallarn yasal hale getirirken gemiteki kukulu ilerinin bedelini hibir zaman demeyecekti. Rhee partiye resmi olmayan bir mevkide davet edilmiti, konuklar iin vitrin grevi gryordu. Orada hazr bulunan belediye bakan, eitli lkelerin bykelileri ve nemsiz kraliyet mensuplar gibi Rhee de bugn Ho'nun umutsuzca erimeye alt meruluk temasna katkda bulunmak iin oradayd. O bir dekordu ama bu iindeki polisin grevi brakmasn engellemiyordu. Altn ktlesine bakp eer gerekseydi bunu nasl alacana karar vermeye alt. Etrafa bakp bir ka yolu bulmaya alt. Araziyi evreleyen duvar ana kapdan kmay neredeyse zorunlu klyordu. Objenin halka ak bir yere konmas aslnda gvenliin iini kolaylatryordu. Neredeyse daima birinin gznn nnde olacakt. Yeniden etrafna bakp ban hafife iki yana sallad. Rhee hrszln bir sorun olmadna karar verip biraz karides brei almak iin ieri girdi. Koyu renk Mercedes-Benz limuzin bahe kapsna gelince gvenlik grevlisi gemesini iaret etti. ofr Tom Reyes daire biimindeki garaj yolunu geip arabay yolcu kaps maliknenin kapsnn tarafnda olacak

ekilde durdurdu. Hemen dar kp arka kapy at, ierideki kiinin dar kmasna yardmc oldu. Crabtree limuzinin yannda durduunda Reyes n kapya koup uaa, "Bu Danimarka Prensesi Aalborg," dedi. Uak kenara ekilirken Crabtree saten ve dantel hrtlaryla ieri girdi ve tek bana duran Ho'ya doru yrd. "Prenses Aalborg," diye duyurdu Reyes iki adm gerisinden. Ho eilip uzatlan eli hafife pt, sonra ban kaldrp glmsedi. "Mtevaz evimi ziyaret ettiiniz iin eref duydum." "Memnun oldum," dedi Monica Crabtree garip bir aksanla. Ho parmaklarn aklatnca hemen bir garson belirdi. "Size bir iki ikram edebilir miyim?" "ilekli ampanya gzel olur," dedi Crabtree. Ho garsona iaret etti, adam hzla uzaklat. "Jeeves," dedi Crabtree ofre. "Ben iyiyim... artk gidebilirsn. Reyes biraz geriye ekildi, sonra dnp n kapya gitti. Limuzini maliknenin n tarafndan uzaklatrp garaja yakn bir yere park etti, dar kt. Limuzinin n tarafna gelip hafife apkasna dokunduktan sonra bir sigara yakt. "Monica gvenle ieri girdi," diye bildirdi Hanley Cabrillo'ya. Alacakaranlk denizin kokusunu getiren hafif bir esintiyle alana indi. Birka mil tede geit alannn gerekleecei yerde ndeki geit aralarnn motorlar almaya balad. lk grubu oluturan bando dzenli bir sra oluturup balama iaretini bekledi. Ma-cau geceye hazrlanmaya balamt. ehir merkezindeki ve su kysndaki klar titreerek yand. Denizde, limana yaklaan gemilerin seyir klar grnd, inen ve kalkan uaklar uzak gkyznde k benekleri haline geldi. Btn konuklar gelmiti. Maliknenin n bahesi lks' araba galerisine benziyordu. Jaguarlar, BMW'lar, tek bir Lamborghini, bir ift Ferrari. On iki limuzin, tek bir zrhl Humvee, eski bir Rolls-Royce alan kalabalklatran aralarn arasndayd. Yol boyunca duvarda sralanan gvenlik kameralar bir ileri gidip geliyordu, fakat artk baka bir araba gelmiyordu ve gvenlik grevlisi monitr izlemekten yorulmutu.

Bu yzden bir ift motosikletlinin getiini kimse grmedi. Eer birisi grseydi yandaki sepetlerin geniletilip takviye edildiini grebilirdi. Bu deiiklikleri fark etmek ok zordu, fakat eer yakndan bakarsanz altta ar yke dayankl bir tekerlek olduunu ve yolcu koltuunun kaldrlp kargo blm haline getirildiini grebilirdiniz. Motosikletler kuzey tarafndaki dur iaretine kadar devam ettiler, sonra sola dnp Liman'a doru gittiler. Motosikletlilerin ok uzakta olmayan bir randevular vard. Orkestra ses kontrol yapyordu. Orkestra sahnesinin arkasndaki hoparlrlerden oluan duvar bir rock konseri havas yayyordu, fakat onlardan gelen gerek ses sanld gibi deildi. Birisi bu duvarn tam nnde durmad takdirde hoparlrlerin almadn bilmesinin bir yolu yoktu. Bazlar yalnzca bo kutulard, di-erlerindeyse operasyon iin gerekecek aletler vard. Ross gidip Cabrillo'yla konutu. "lk sahne yedide balyor," dedi. "Hazr msnz?" Cabrillo mzisyenlere bakt, sonra adrn etrafn dolduran kalabala dnd, kimileri oturuyor, kimileri hl masadan masaya dolayordu. "Geri plan mziini az sonra balatacam. Bu bizim balama iaretimiz olacak." Ana konsola gidip bir dmeyi ayarlad. Mziin sesiyle kalabalk kendilerine ayrlm yerlere doru gitmeye balad. Stanley Ho Y eklinin solunda, adrlardan birinin hemen azndayd. Huxley'i zenginlik ve g hikayeleriyle etkilemeye alyordu. "Buda'y ok sevdim," dedi Huxley glmseyerek. "Belki daha sonra bana gsterebileceiniz baka sanat eserleriniz de vardr." "Memnuniyetle," dedi Ho. "Aslnda yukardaki ofisimde ilginizi ekebilecek pek ok para var. Belki daha sonra gizlice yukar kp bakabiliriz." "Bu ok houma gider," dedi Huxley. Ho agzl bir ekilde ban sallad. Bu sarnn libidosuna sunabilecei olaslklar hayal etmeye balamt bile - eer bu frsat iin konuklarn ihmal etmek zorunda kalsa bile nemli deildi. "imdi n tarafa gidip tantrma fasln tamamlamalym," dedi Ho. "Ama sonra buluabiliriz."

Huxley glmseyip sessizce uzaklat. Ho kalabaln arasndan geip konuklaryla el skmak iin eitli masalar dolat. Birka dakika sonra orkestra sahnesinin nnde dikiliyordu. "Ben Stanley Ho," dedi Halpert'a. "Tantrma iin mikrofonunuzu kullanabilir miyim?" Halpert mikrofonunu Ho'ya uzatt. Ho alp almadn anlamak iin mikrofona hafife vurdu. "Bayanlar baylar." Kalabalk hemen sessizleti. "Kutsal Cuma partime ho geldiniz." Kalabalk alklad. "Umarm yiyecek ve ikiler zevkinize uygundur." Yine bir alk koptu. "Umarm her biriniz son aldm objeyi, iyi anslar tlsmm grme frsatn bulmutur. O paray adrn giriinde sergiliyorum. Bugn byk saygmz gsterdiimiz dier ey gibi o da aydnlanma ve maneviyatn nemini gsteriyor ve bu akamki gsterilerin temas da bu. imdi bir sre iin bizim zgrlmz iin kendilerini feda edenleri anmsayalm." Kalabalk iyice sessizleti. "Teekkrler," dedi Ho birka dakika sonra. "Bu gece havai fiekler ve k gsterilerinin yan sra Birleik Devletler, Kaliforniya'dan gelen bir grup bizimle birlikte olacak. Ltfen Minutemen'e hep birlikte ho geldiniz diyelim." Mikrofonu tekrar Halpert'a uzatt. Tam o srada adrdaki klar kararmaya balad ve tek bir spot Halpert'n seyircilere dnk srtn aydnlatt. Orkestra enstrmanlarn ayarlad ve "Al-ready Gne" adl Eagles arksnn al notalar duyuldu. Halpert hzla dnp arky sylemeye balad. Baarl bir soygunun anahtar her eyden nce gizliliktir. Motosikletli adamlar bunu biliyordu ve A-Ma Tapma'nda hedeflerine doru sessizce ilerliyorlard. Turistler gece iin eve gitmilerdi ve keilerin ou yemek salonunda akam yemeklerini yiyorlard. Hedeflerinin lo bir kla

aydnlatld yan odada siyah elbiseler giyip maskeler takm olan adamlar hayalet gibi ortama karmlard. "te orada," diye fsldad bir adam. Adam bir gece nce bir dkkndan ald ar yk tamada kullanlan el arabasn itiyordu. Arabay heykelin yanna getirip sanat eserini inceledi, sonra arkadann tahta sandn kapan kapatp el arabasn altna srebilmesi iin hafife emesini bekledi. Kaylarla baladktan sonra kapya doru ilerlediler. Winston Spenser arap imeye son vermi konyaa balamt. Tatl bir sarholuk iindeydi ve amacna ulaabileceini hissediyordu. Saatine bakt. Kap tapnakta zrhl kamyonetle bulumadan nce biraz zaman vard. Sonra havaalanna gidip milyarderle ii bitirecekti. lk klara kadar buradan gitmi olacakt. O zaman btn bu ime olayna biraz ara verecekti. Kadehini bitirerek yanndan geen garsona iaret etti. Sonra yannda oturan konuklardan birine dnd. "Harika orkestra." "Gerekten yle," diye yantlad Crabtree. Macau'dan iki yz yirmi yedi mil uzakta, Gney in Deni-zi'nde bordo renkli jet Tungsha Adas'nn stnden geerken inie hazrlanyordu. Milyarder siyah ipek kimonosunun kuan balayarak n tarafa geldi. "Bayanlar yoruldu," dedi yznde pek gizlemeye almad gurur ifadesiyle. "Kahve, portakal suyu ve kurabiye hazrlayp arka tarafa getirebilir misiniz?" "Derhal," dedi sarn adam ayaa frlayarak. Milyarder ilerleyerek kokpitin kapsna vurdu. Yardmc pilot kapy at. "Efendim?" "Ne kadar kald?" "Yarm saatten az," dedi yardmc pilot, seyir haritasna bakarak. "Yakt ikmali iini ayarladnz m?" "Hepsi halloldu, efendim," dedi pilot, ban kokpite doru evirerek.

Milyarder mutfan nnden geerken kahve kokusunu alabiliyordu. "Yarm saat iinde yerde olacaz," dedi geerken. Sarn adam onun gitmesini bekledikten sonra belindeki dijital ar cihazn karp birka tua bast. Sonra teki uu grevlisine gz krpp hazrlklara devam etti. Orkestra ilk blmn son arksn bitirirken Redman Gvenlik grevlilerinin oluturduu l ban kaldrp yukar bakt. Sam Pryor kameraya dnp burnuna dokundu. Oregon'daki Max Hanley mikrofona uzand. "Julia," dedi. "Artk balayabilirsiniz." Huwley hoparlr duvarnn arkasndan syrlp Halpert'a -iaret etti. Cabrillo, Lincoln ve Murphy arkalarndaki gruptan birka hoparlr kaldrmaya balad. Ho yanlarna geldi. "ki kez daha sahne alacaksnz," dedi. "Elektrikte bir sorun var," dedi Cabrillo. "Hoparlrlerden almyor. Merak etmeyin u ana kadar almyorlard, ama sorun olmad." "Minibse gtrmemi ister misiniz?" diye soru Huxley. "Bu bizim iimizin bir paras," dedi Halpert. Ho Huxley'e bakt. Bu sarnn terli halini dnmek onu rahatsz ediyordu. "Nbetilerden biri size yardm etsin," dedi Ho. "Bayan Can-dace daha nce evimi gezmek istediini sylemiti." "Tamam, Bay Ho," dedi Cabrillo. "Biz bunlar adrn nne tarz, sonra nbetilerden biri minibse yklememize yardm eder." "Nasl isterseniz," dedi Ho. "imdi, Candy... sana evimi gsterebilir miyim?" Ross ikram servisleri grevlisine iaret etti. "kinci sahneden nce Bay Ho erefe kadeh kaldrmak istiyor." "Punla m?" "Evet," dedi Ross. "Ana yemekten hemen nce mi?"

"Plan bu." "O zaman puna buz ataym." "Burada megul grnyorsun. Punla ben ilgilenirim." ef srtn dndnde Ross bir ie karp kapan at. Bu yapkan svnn toz gme benzer benekleri olan- garip mavimsi yeil bir rengi vard. Ross ieyi alkalayp geni kaba dkt. Tahta bir kak alp kartrd, iine buz kalplar ekledi. kram grevlisi mutfan uzak kesinde efle konuuyordu. Ross, ona seslendi. "Pun kristal kadehlere konup adra getirilsin," dedi. "Sonra garsonlara servis yapmaya balamalarn syle." Adam tamam anlamnda elini sallad, Ross tekrar dar kt. "Ross'tan iaret geldi," dedi Larry King. Oregon'da Hanley monitrleri izliyordu. "Biz de grdk, Larry." Hanley, Buda'ya zum yapt; Reinholt, Pryor ve Barrett objenin etrafnda gen oluturacak ekilde duruyorlard. Sol tarafta byk hoparlr el arabalarnn stnde gtrlmeyi bekliyordu. "Ho erefe kadeh kaldrdktan sonra orkestra balar balamaz karma ilemine balayabiliriz," dedi Hanley. "Ho'nun nereye gittiini gren oldu mu?" "Huxley'le birlikte ieri girdi," dedi King. "st kattan sesini duyuyorum," dedi operatrlerden biri. "Sesi hoparlre ver," diye emretti Hanley. "Bu bir Manet," diyordu Ho. "Monet ve Manet'yi hep kartrmmdr," dedi Hreley. "Ama zaten sanat benim en iyi olduum alan deil." "Senin en iyi olduun alan tam olarak nedir?" diye sordu Ho. Tam o srada Hanley, Huxley'in kulandaki minik kpeyi at. "Julia," diye fsldad. "Ho'yu erefe kadeh kaldrmas iin adra gtrmen gerekiyor."

"Sana sylemek deil, gstermek istediim bir ey var," diye mrlad Candace. "Ama biraz zaman alr. Orkestra yeniden almaya baladktan sonra erkek arkadam megul olacak, o zaman ben ok daha gvende olurum." "Gvende olmak iyidir," dedi Ho. Huxley Ho'nun yanna gidip iri gslerini onun yan tarafna srd. "Hemen gidip kadeh kaldraym," dedi Ho kabaran bir itahla. "Benim de ortalkta grnmem lazm," dedi Huxley. "Sonra bol bol zamanmz olacak." Ho kapya gitti, birlikte ofisten ktlar. adrn iinde garsonlar ordv artklarn temizliyorlard. Sonra kristal srahilerden kk kadehlere pun doldurmaya baladlar. Ho adrn ortasndan geip sahneye yryene dek konuklarn ou yerlerine dnmlerdi. Yanndan geen garsondan bir kadeh alarak sahneye doru devam etti. Mark Murphy adrn etrafna son barutu da yerletirdi. Kk uzaktan kumanday cebine atp sahnenin arkasna geti. Juan Cabrillo sahnenin bir kenarnda durmu kalabala bakyordu. Crabtree'nin ayann dibinde byk bir el antas duruyordu. Kasm, Lincoln ve Halpert bir kenarda durmu iaret bekliyorlard. adrn nnde Redman Gvenlik ls gergin bir ekilde yryordu. Ho Cabrillo'nun yanma geldi. "P.A. sistemi ak m?" "Bir saniye," dedi Cabrillo bir dmeyi aarken. "Tamam, efendim." Ho alp almadn grmek iin mikrofona dokundu. Kei yemek salonundan kt, sonra olduu yerde kald. Altn Huda'nn konduu yerde zerinde Arapa harflerin yazl olduu bir pankart aslyd, ama dev heykel ortalkta grnmyordu. Dierlerini uyarmak iin yemek odasna kotu tekrar. Sar kaftanlar iindeki bir dzine kei ana tapnaa girdi. Durumu deerlendirdikten sonra keilerin lideri ofise girip telefonu kaldrd. "El arabalarna neden fren koymazlar ki?" dedi motosikletlilerden biri tapnaktan bayr aa inii yavalatmak iin topuklarn yere bastrarak.

El arabasnn nndeki dier adam Buda'y yavalatmaya alyordu, ama gevek toprak yere sk basmasna engel olduu iin bayr aa hzla kayyordu. "Yere brakp arka tarafn bastr," diye fsldad. Kontroll bir initen ok kayarak yamacn dibine indiler. El arabasnn kontroln yeniden kazandktan sonra hemen motosikletin yanna gidip kaylar kestiler. ndeki adam motosiklet sepetinin kapsn at. "Hadi ieri sokalm onu," dedi. Tam o srada tapnakta bir gong sesi almaya balad. "Kahretsin," dedi ilk adam, ikisi birlikte dev paray motosikletin sepetine yerletirmek iin urarken. "Birisi fark etmeden nce en azndan park yerinden km olmay umuyordum." "Ben onu balarm," dedi ikinci adam. "Sen motoru altr." Adam motosiklete binip motoru altrd. Buda'y balayan ikinci adam kendi motosikletine binip altrd. Tepeye baktnda birka keiin aa geldiini grp kornaya bast. Birinci adam dnp bakt, tepeden aa yalpalayarak inen keileri grnce debriyaj skp ayayla vitesi takt. Gaz kolunu evirip park yerinden kt. "Geldiiniz iin tekrar teekkr ederim size," dedi Ho. "erefe kadeh kaldrmadan nce Minutemen'i bir kez daha alklayalm." Kalabalk alklad. "imdi," dedi Ho. "Hep birlikte kadeh kaldralm." Durdu. "Bu kutsal gndeki huzur ve refaha," dedi. "ounluun huzura erimesi iin pek oumuzun yapt fedakrlklar hatrlayalm." Kadehi dudaklarna gtrp bir yudum ald. Kalabalk da onu takip etti. "Yemek servisi imdi yaplacak ve az sonra orkestra yeniden almaya balayacak," dedi Ho. "Zehir verildi," dedi Hanley dinleyen herkese. "Be dakika iinde hareket ediyoruz." Bazen eer nereye bakacan bilirse insan hayatn iyi dzenlenmi bir bale olduunu fark edebilir. Eer insan kendini iyice verirse grnte

ilgisiz olan olaylar kendilerini gstermeye balarlar. Eer partinin stnde biri olsayd u anda grecei ey iki farkl gruptu. irkette alanlar satran tahtasmdaki talar gibi, partinin bir paras olanlarsa tek bir birim gibi hareket ediyorlard. Sung Rhee gzlerini odaklamaya alyordu, fakat adrn iindeki grnt ykselip alahyordu. Gznn ucuyla grd yerleri mavi benekler kaplyordu. Sonra gznn ucuyla sar krmz renkli bir gelincik olduunu sand bir ey grd, ama bam evirince kayboldu. Tam o srada telefonu ald. "Rhee." "Sizi ok zor duyuyorum, efendim," dedi dedektiflerinden biri. Rhee minik telefona bakt. Mesafeleri lemiyormu gibi azndan otuz santim uzakta tutuyordu. Uygun bir yere getirmeye alt, ama telefonu akana arpt. "Byle nasl?" diye sordu. "Daha iyi. A-Ma Tapma'ndaki barahipten bir telefon aldk. ki adamn sergilenmekte olan byk bir Buda heykelini aldn bildirdiler." Rhee bunu bir an dnd. Buda adrn hemen dndayd. "Sorun deil," dedi Rhee. "Dostumuzu bugn grdm." "Siz neden sz ediyorsunuz, efendim?" Rhee masann ortasndaki iek dzenlemesine bakt. Minik bir at ba ortaya kp ngiliz aksanyla konutu. Beni gezintiye kar, diyordu at. "Dinle," dedi Rhee. "Atm burada." "Efendim," dedi dedektif. "Hemen oraya geliyorum." Rhee telefonu drp yanndaki kiiye bakt. "Atm grdnz m?" Yanndaki adam bir yer ccesiydi ve Rhee'nin anlamad bir dilde konuuyordu. Tepeden gelen siren sesleri motosiklet grltsn bastryordu. ki adam motorlar susturup ortal dinledi. Ses ne azalyor, ne de artyordu. "Gzel," dedi ilk adam. "Tam planladmz gibi trafie takldlar."

"Hadi yapalm," dedi ikinci adam. Motorlar altrp yola devam ettiler. Dedektif Ling Po hzla malikneye giderken telsizine baryordu. Trafik durduunda malikneden yarm mil uzaktayd. "Tapnaa ulaabilen var m?" diye bard. Birimler ayn anda yant verdiler. Yalnzca Liman Yo-lu'ndaki araba ilerleme kaydedebiliyordu. "Byk Altn Buda'y alan motosikletli iki adam var," dedi kornasna basarken. "Onlar gren oldu mu?" Raporlar olumsuzdu. Po devriye aracn kaldrma karp kornasna basarak yola devam etti. Orkestra bir Thin Lizzie arks olan "The Boys Are Back in Town" alyordu. Oregon'da Hanley telala monitrleri izliyordu. Zehir verildikten sonra biraz olaand davran grmeyi beklemilerdi, ama grd ey tam bir karmaayd. Smokinli ve gece elbiseli konuklar birden dans pistini doldurmutu ve kadnlardan bazlar elbiselerini karyorlard. Stanley Ho sersemlemi bir halde adrda dolayordu. Kendini bir garip hissediyordu, ama nedeni konusunda hibir fikri yoktu. adrn karsnda Candace' fark edince ona doru gitmeye balad. "Tamam, ocuklar, altm saniye iinde gidiyoruz," diye emretti Hanley. "Sirenleri duyuyorum," dedi King. "Ve gittike yaklayor." "Monica," dedi Hanley. "Duyuyor musun?" Crabtree kamerann olduunu bildii yere dnp gz krpt. "imdi," dedi Hanley. Crabtree antasndan kard bir paketi srp azna att. Ho birka adm tesindeydi. Crabtree azndan kpkler karken sendeleyerek ona doru gitti. Onun boynunu yakalayp skt. "Devam et Murphy," diye emretti Hanley. Murphy elini cebine atp tetii ekti. Neredeyse bir anda havai fiei andran bir dizi patlama oldu. Dardaki ve adrn iindeki klar karard. "Deiiklie balyoruz," dedi Hanley. Tam o srada Barrett ve Pryor iri hoparlr kutularndan birini el arabasndan indirip arka kapa atlar. Altn boyal al Buda kopyas yere kayd. Ayn anda Reinholt adrn kenarn sergilenmekte olan

Buda'nm stne rtt. Y biimindeki adrn iine yerletirilen saksl iekler nbetilerin neler yaptnn grnmesine engel oluyordu. "Bat cephesi tamamen karanlk," dedi King yeil renkli gece drbnyle araziyi tararken. "Hareket eden kimse var m?" diye sordu Hanley. King araziyi tepenin aasna kadar tarad. "Republica Bulvar boyunca ilerleyen tepe lambas yank ia-retsiz bir polis arabas var. yz elli metre kadar uzakta." "O mesafeden vurabilir misin?" diye sordu Hanley. "Oh evet, biraz inanla," dedi King. "O bir araba, bcek deil. ofrn burnunu vurabileceimden emin deilim, ama hi bilinmez." "Yalnzca lastiini vuracaksn, Larry," dedi Hanley. "Bekle," dedi King. Tfeini bir dala dayayarak soluklarn dzenledi, sonra polis arabasnn at menziline girmesini bekledi. Neredeyse Zen tarz konsantrasyon halindeydi. Hedef belirdiinde sanki ar ekim ilerliyordu. King tetii ekerken merminin doru gitmesini dile-di.Tfein iinde ateleme pimi mermi blmesine arpt ve kvlcm akt, barut yanp mermiyi arjrden dar itti ve dnerek namlunun iindeki yivlerden gemesini salad. Namlunun ucundan kp susturucudan geen mermi dz bir izgi izerek hedefe doru ilerledi. "Kahretsin," dedi Po n lastii paralanrken. Yavalayp ekip arabasndan indi, kapy ak brakt. Kaldrma bakarak neye arptn grmeye alt. Gzle grlr bir ey yoktu, ama bu bir anlam tamyordu. Tepenin yukarsna, hedefledii var yerine doru bakt, sonra tepenin trmanlmayacak kadar yksek olduuna karar verdi. Tekrar ofr koltuuna oturup telsize uzand. "Hedef durdu, yardm aryor," dedi King. "yi iti," dedi Hanley. Hanley monitrleri izliyordu, fakat k olmadan grlecek ok az ey vard. Saatine bakt, sonra hareket programna bir gz att. Otuz saniye geti. King araziyi taramaya devam etti. Birka mutfak alan ieriden km, arka kapda toplanyordu. Drbnn evin n tarafna evirince g kesildiinde garaj yoluna giden kapnn otomatik olarak aldn fark etti. On saniye geti.

"Havai fiek gsterisindeki baruta nian aldn m?" diye sordu Hanley. "Tamamdr," dedi King. "Attan sonra gzlerini koru," dedi Hanley. "Normal gre geeceim," diye kabul etti King. "Be, drt, , iki, bir." King tetii ekti ve Murphy'nin saatler nce yerletirdii patlayc paketini vurdu. Havai fiekler kkreyerek patlad. Yldzl maytaplar gkyzne frlad, havan topuna benzer aygtlar iindekileri pskrtmeye balad. Havai fiekler frlarken tiz ve tok sesler duyulmaya balad. King gzlerini ovuturup artk aydnlanm olan sahneye bakt. adrn nndeki fener kez yanp snd. "Deiikliin yapldna dair iareti aldm," diye belirtti King. "Helikoptere iaret ver," dedi Hanley operatrlerden birine. "Nbet geiriyor," diye bard Ho. Monica Crabtree, gzleri geriye kaym bir ekilde Ho'nun boazna sarlmt. Ho'nun tand bir doktor yakndaki masalardan birinde dans ediyordu, fakat Ho'nun yardm arsna karlk vermedi. Tam o srada Barrett yanlarna gitti. "Bu kadn hasta," dedi Ho. Nbeti Crabtree'yi tutup yere yatrd. adrn iinde bir karmaa yaanyor, mzik bangr bangr tyordu, ama lo kta hi kimse orkestrann gittiini fark etmemiti. Ho'nun ba dnyor ve konsantre olmada zorlanyordu. Nbeti dudaklarn Crabt-ree'ninkilerin zerine koydu. "Dil yok, ltfen," diye fsldad Crabtree. Sahte kalp masaj yapan nbeti Ho'ya dnd. "Bu kadn lyor." "Yardm ar," dedi Ho. Nbeti belindeki telsize uzanp ambulans istedi. "Juan," dedi Hanley. "Ku inmek zere." "ekilme zaman," dedi Cabrillo ekibine. "Herkesi toplayn." Reinholt ve Pryor sahte dipli hoparlrlerin bulunduu el arabasn imenlik alandan geirip helikopter alannn uzak kesine doru gtrdler. Araba yerine yerletikten sonra ceplerinden yeil k ubuklar karp ikiye kvrdlar. Kimyasal reaksiyon tplerin parlamasna neden oldu. Helikopterin nereye ineceini grmesi iin ubuklar bir daire eklinde dizdiler. adrn iindeki sahne tam bir kaostu. nsanlar dans ediyor, ark sylyor, uluyor ve hoplayp zplyorlard. Sung Rhee masasndaki bir

kadn eliyle yokluyor, Macau Belediye Bakan masadaki sslemelerin suyunu iiyordu. Yalnzca Spenser Winston sknetini koruyordu. Midesi kt olduu iin meyve suyuna kar hassasiyet gstermiti. Kadeh kaldryor gibi yapm, ama bir ey imemiti ve imdi bir eylerin hi de yolunda olmadn anlayabiliyordu. Tam o srada ensesinde bir batma hissetti. Bir saniye sonra da ba masaya dt. Trafik bir saniyeliine ald ve Liman Yolu boyunca ilerleyen polis arabas biraz ne gemeyi baard. Polis memuru motosikletlilerin Calcada da Barra'ya dndklerini grd. Gaz kkle-yerek motosikletli iftin peinden gitmeye balad. "Onlar grdm," diye bard telsize. "Calcada'ya doru gidiyorlar." Buda'y tayan motosikletteki adam dikiz aynasndan polis arabasnn yaklatn grd. Elini havada sallad ve ikinci motosikletli ban geri evirip bakt. Biraz geride kalarak polis arabas tam arkasna gelene kadar bekledi. Sonra uzanp sepetindeki lv-yeyi kard.

20
Stanley Ho'nun titizlikle planlad parti tam bir iki lemine dnmt. Juan Cabrillo yzkoyun yere yatm Crabtree'nin yannda dikilen Ho'nun yanna gitti. Ho sersemlemi bir haldeydi. Bir sr ey oluyordu ve uyuturulmu beyni neler olduunu anlayamyor-du. Birka dakika nce lezbiyen parti planlaycs yanna gelip adrn iindeki klar yeniden nasl yakacaklarn bilemediini, bu yzden iilerden adrn yan taraflarn kaldrmalarn, bylece yetersiz de olsa doal ay nn ieri gireceini sylemiti. imdi adrn ii biraz daha aydnlkt, ama konuklarn ou darya, imenlere kmaya balamt. "Efendim," dedi bir gvenlik grevlisi. "Trafik ok kt olduu iin ambulanslar gelemiyor. Burann hava yoluyla boaltlmasn neriyorlar." Ho aaya bakt. Kraliyet ailesinin bir yesinin partisinde lmesi sosyal isteklerine kstek olaca kesindi. "Yapn," dedi Ho beyninde sisle. "Yaptk bile," dedi nbeti. "Ama bir sorun daha var." Ho'nun ihtiyac olan son ey buydu. "Neymi?" "Baylan bir konuk daha var," dedi nbeti Spenser' iaret ederek. "Onu da gtrn," dedi Ho. Juan Cabrillo araya girdi. "Bay Ho. Orkestra yelerimden bazlar balarnn dndn hissediyor. Ordvlerden yemitik, galiba bir eyler bozuktu. Bence partiyi hemen kesip konuklarn derhal tbbi yardm almasn salamalyz." Btn parti Ho'nun gzlerinin nnde mahvoluyordu. "Orkestra gitmek istiyor," dedi Cabrillo. "Minibsmz arkaya getirip ykleyeceiz." "Duyuru yapmak iin duyuru sistemine ihtiyacm var." "Biz onu dattk bile," dedi Cabrillo. "Ama kullanabileceiniz portatif megafonumuz var. Gidip minibsten getireyim." Gvenlik grevlisine dnd. "Buda'ya kim bakyor?"

"Dier iki nbeti. Onu tekrar ieri koymay neriyorum." "Ofisime gtrn," diye emretti Ho. Yaklaan helikopterin sesi artt. Gvenlik grevlisi telsizine uzanp Buda'nn st kata karlmasn emretti. Sonra eilip Crabtree'yi kaldrd, kollarna ald. adrdan kp helikopterin ini blgesine doru gitti. Araziyi hzla geip minibse doru yrd. eri girer girmez d aynay ayarlayp kameraya bakt. "Dekorlar topluyoruz," dedi anahtar evirirken. Oregon'da Max Hanley olanlar aknlkla izliyordu. ki farkl grup ok belirgindi. irket yeleri hzla ve kararl bir ekilde hareket ederken dierleri kararsz ve olanlara inanamaz bir sersemlik iinde dolanyorlard. evredeki karmaa unsurlar tamamd. Ka yangnn krkleme zaman gelmiti. "Murphy, Lincoln, Halpert," dedi Hanley. "Juan minibsle geliyor. Hzla toplanp maliknenin n kapsna gidin." Kabul iaretlerini grd. "Ross, pun dkp bozuk ordvleri tabaklara koy." "Larry," dedi Hanley. "Ne gryorsun?" "Polis memuru arabasna dayanm yardm bekliyor. Onu imdilik oyun d olarak sayabiliriz. Gvenlik grevlilerinden biraz nce kucanda Monica'yla adrdan kt. karm noktas bire gidiyor." King drbnyle baheyi tarad. "u anda nbetilerden ikisi sahte Buda'y arka kapya gtryor." "Gzel," dedi Hanley. "Her ey yolunda. Ne zaman uygun olduunu dnrsen oradan ayrlabilirsin.Duvar boyunca gidip caddede beklersen yanndan geerken Juan'n yavalamasn salayabilirim." "Anlald," dedi King. Tfeini paralayp kutusuna yerletirdi. Duvarn dibine inip batya doru gitmeye balad. "Kimi kullanmadk?" diye sordu Hanley, operatrlerden birine. Adam listeyi hzla tarad. "Truitt'i," diye yantlad. "Julia nerde?"

"Onu son grdmzde adra giriyordu," dedi operatr. "Ama bakan klavyeyi dattndan beri kameramz yok." "Dick," dedi Hanley. "Eer beni duyuyorsan ekipten birine iaret ver." Cabrillo minibs adrn arkasna ekti. Bahede dolaan onca insan yznden ilerlemesi zor oluyordu. Minibs park yerine sokup kapsn at. Truitt adrn arkasnda ortaya kp minibsn arkasndaki kameraya iaret etti. "Dick, Julia'y bulman gerekiyor," dedi Hanley. "Sanat eseri satcsn hareketsiz hale getirdi. Adam ini blgesine ta, sonra ikinizin Crabtree'nin limuziniyle oradan ayrlmanz istiyorum." Truitt kameraya doru baparmaklarn kaldrp hzla oradan uzaklat. Ekip yeleri geriye kalan hoparlrleri ve elektronik aletleri minibsn arkasna atyorlard. Nam Van Glleri zerinde helikopterin ini klar aka grnyor ve gittike byyordu. Helikopter yaklatka pervanelerin grlts artt. adrn iinde byk bir curcuna yaanyordu. Truitt durduu yerden ayrlamyor gibi grnen Ho'yla konuan Huxley'i buldu. ok fazla ey oluyordu ve Ho'nun beyni her eyi yerli yerine otur-tamyordu. "Megafon," dedi sersemlemi bir halde. "Konuklan uyarmam gerek." "Kimde var?" diye sordu Truitt, Ho'ya. "Orkestrada," dedi Ho. "Kendilerinde olduunu sylediler." "Onlar adrn arkasnda grdm," dedi Truitt. "Oraya gitmelisiniz." Ho hzla uzaklat. Truitt, Julia'nn kulana eilip sordu. "Sanat eseri satcs nerede?" riuxley onu Spenser'm yanna gtrd, o da adam baheye tad. Helikopter hzn azaltp havada asl durdu. irketin kiralad Eurocopter EC-350 irin bir makineydi. Kontrollerden gelen ok az girdiyle havada asl kalabiliyordu. Kontrol panelindeki telsize uzanarak telsiz frekansn deitirdi. "Beklemedeyim," dedi Oregon'a. "Ne gryorsun?" diye sordu Hanley. Pilot ini lambalarn yakt.

"ki kiinin birini ini alanna tadn gryorum," dedi pilot. "Baka her ey normal grnyor." "Onlar alana gelir gelmez yere in," dedi Hanley. "Ama baka bir gruba daha dikkat et. Nesneyi helikoptere bindirmek iin drt kii gerekiyor." "Tom?" diye seslendi Hanley. Crabtree'nin limuzin ofr arabann direksiyonundayd. Iklarn yakp sndrd. "Farlar yanp snen bir araba gryorum," dedi pilot. "Arabay imenlere doru sr ve ini alannn yaknna park et. Sonra helikoptere ykleme yapn." Farlar tekrar yanp snd ve limuzin harekete geti. "Seni duydu," dedi pilot. Hanley bir ileri bir geri gidip geliyordu. Zamanlamas dikkatle planlanm birka hareket gerekleiyordu. Herkes plana uyar uymaz ekip birka dakika iinde oradan ayrlm olacakt. irketin Kritik Zaman dedii eydi bu. Her eyin saniyeler iinde mahvola-bilecei and. "Juan el sallyor," dedi operatrlerden biri monitr iaret ederek. Tam o srada Ho yanna geldi. "Ne yapyorsun?" diye sordu. Cabrillo dnp salarn dzeltti. "Hi, sadece salarm dzeltiyordum." Ho bayla onaylad. "Kullanabileceim bir megafon olduunu mu sylemitin?" Cabrillo ban evet anlamnda sallayp koltuklarn arasna uzanp bir megafon kard, Ho'ya uzatt. "Pille alr. Dmesini aman yeterli." Ho dmeyi at. "Deneme." Alet alyordu. Minibsn iine, orkestra yelerinin koltuklarn ve ekipmann stne yayld yere bakt. "Candace nerede?" diye sordu Ho. Zihni alyordu ve bu tehlikeliydi.

"Onunla n tarafta buluacaz," dedi Cabrillo src koltuuna otururken. "imdi adamlarm hastaneye gtrmem gerekiyor." "Eer isterse kalabileceini syle ona," dedi Ho. "Sylerim," dedi Cabrillo anahtar evirirken. Sonra geri vitesi takp minibs kalabaln arasnda yavaa srmeye balad. Ho adra geri dnd. Artk daha ak dnebiliyordu. Megafon o kadar da gl deildi, ama kalabaln stnde bir yer bulabilirse sesini duyurabilirdi. Ofisi... ofisi st kattayd. Helikopter pilotu arac yere indirdi ve Truitt arka kapy at. Truitt, Barrett, Reyes ve Huxley sand sargo blmne sokmaya alt. Altn Buda gvenle helikoptere yerletirildikten sonra Spenser' yere yatrp Crabtree'nin binmesine yardm ettiler. Truitt kapy kapatp iki kez eliyle aplak indirip pilota kalk iareti verdi. Sonra eilip yzlerini ykselen helikopterin pervanesinin rzgrndan korudular. Helikopter uzaklanca Reyes doruldu. "Sizi arabayla gtrmem gerekiyor," dedi rahata. Tam o srada Reinholt ve Pryor merdivenlerin alt basamana ulamlard. n kapy ap garaj yoluna ktlar. Ho birka saniye nce bu kapdan hzla girip ofisine kmt. "Liste ne durumda?" diye sordu Hanley bir operatre. "Helikopterde Crabtree var; limuzinde Reyes, Barrett, Truitt ve Huxley var. Reyes limuzini kullanyor. Cabrillo orkestray minibse bindirdi." Operatr ekran iaret etti. "adr yeni getiler ve az sonra garaj yolunda olacaklar." "Ross nerede?" "Bahede," dedi operatr iaret ederek. inde orkestrann bulunduu minibs geerken Ross grntye geldi. Birka dakika nce garsonlara btn pun kaplarn dkmelerini emretmiti, imdi de srahilerin bulunduu arabay dar srp devirdi. "Linda," dedi Hanley. "Hemen arabana git! Oradan kman istiyorum." Ross hzla n tarafa doru yrmeye balad.

"Baka kim kald?" diye sordu Hanley. "King duvardan alnmay bekliyor, dier iki gvenlik grevlisinin u anda n tarafta olmalar gerekiyor ve ite oradalar," dedi operatr. "Minibs dolu mu?" diye sordu Hanley Cabrillo'ya. Cabrillo dudaklarn evet anlamnda oynatt. Minibs tam arkasnda Mercedes-Benz limuzinle garaj yoluna kt. Ross geri ekilen korteji takip edip hzla Peugeot'suna ulat, motoru altrd. "n tarafta yavalayp gvenlik grevlilerine Ross'un arabasna bineceklerini syle," dedi Hanley Cabrillo'ya. O da talimat anladn gsteren ekilde ban sallad. Bir saniye sonra minibs yavalatp gvenlik grevlilerine durumu aklad, sonra bahe kapsna doru ilerledi. lk ekip neredeyse araziden ayrlmak zereydi. Stanley Ho ofisinin kapsn at. Konuklar uyarmak iin pencereye doru yrd, sonra olduu yerde kald. Cabrillo bahe kapsndan kp saa dnd. "Duvarn kenarnda dur," diye emretti Hanley. "King geliyor." Limuzin minibsn ok gerisinde deildi; bahe kapsndan kmak iin yavalad srada Ross n kapya geldi. Reinholt ve Pryor Peugeot'ya atlad. Ross arabay bahe kapsna doru srd. "Kapy kapatn," diye haykrd Ho. "Elektrikler kesik," dedi nbeti. "Kaplarn kilidi ak." "Buradan ayrlan herkesi durdurun," diye bard Ho. Nbeti silahn karmaya alarak kulbesinden dar frladnda Ross bahe kapsndan be alt metre uzaktayd. Ross hi tereddt etmedi, hi duraksamad. Direksiyonu nbetiye doru krp gaza yklendi. O srada nbeti lm-kalm seimi yapyordu. Larry King duvardan minibsn stne atlarken Cabrillo tok bir ses duydu. Tfeinin bulunduu antay elinden brakmadan minibsn yan tarafndan kayarak yolcu tarafndaki kapy at, antay koltuklarn arasna frlatp Halpertin kucana bindi. Limuzin duran minibs geti, yolun sonundaki dur iaretini hzla geti.

Bahe kapsndaki nbeti silahn klfndan karamad. Peugeot zerine doru hzla gelirken yalnzca yoldan ekilebildi. Ross neredeyse saatte elli mil hzla n kapdan dar frlad, sonra frene aslp direksiyonu dur iaretine doru krd. Peugeot sert dnle savruldu. Ross tekrar gaza bast. Cabril-lo'nun minibs yeniden harekete gemiti. Dur iaretinde hzla geip saa dnd, limuzinin peine dt. Tam o srada nbeti maliknenin nndeki caddenin tam ortasna kp silahn dorulttu. Nian alarak ate etmeye balad. lk mermi arka farlara arpt, ikinci ve ncs boa gitti. Drdncs arka cam ve dikiz aynasn paralarken Ross dur iaretinden sola dnp suya doru gitmeye balad.

21
Lvye geri ekilir ekilmez motosikletin sepetindeki kargo yavaa kanaldan kayp yola indi. Kk metal topuzlar misket b-yklndeydi, fakat bu misketlerin fark jilet keskinliinde dzinelerce sivri kntlarnn oluuydu. Asfalta dklr dklmez zplayp yola daldlar. Polis arabas bu metal paracklarna arparken motosiklet hzland. Polis arabasnn ndeki iki lastii patlad, bir saniye sonra da arkadakiler. Polis memuru frene basp direksiyonla mcadele ederken araba kontrolden kt. Araba sert bir ekilde sola kayd, nce gazete kutusuna, ardndan da telefon kulbesine arpt. Mik-rosaniye iinde hava yast kp polisi koltuuna yaptrd. Alan hava yastnn yayd toz bulutu dalana kadar motosikletler iki blok teye varmlard. Polis memuru yast yznden ekip telsize uzand. "Kaza yaptm ve onlar kaybettim," dedi. ekici kamyonu yanarken Dedektif Ling Po iaretsiz ekip arabasnda oturmu telsizi dinliyordu. Merkez az nce maliknedeki soygunu duyurmutu ve Po bir stnde bulunan Sung Rhee'nin oradaki partiye katldn biliyordu. Po, Rhee'nin hrszlar yakalamak iin gsterilen abay neden koordine etmeye balamadn bilmiyordu. Birka dakika nce A-Ma Tapna'n soyan motosikletlileri kovalayan polis memurunun raporunu duymutu ve iki olaym birbiriyle balantl olup olmadn merak ediyordu. Arabasndan aaya atlayp ekici kamyona gitti. "Aracm kaldrp Estrada da Penha'ya ek," dedi. "Hemen." Po arabasna gidip portatif telsizini kard. Kamyonun ofr arabasn arkaya balarken dinlemeye devam etti. Birka dakika sonra malikneye doru tepeye trmanmaya baladlar. Sekiz dakika sonra ekici kamyonu maliknenin etrafndaki duvarn dnda durdu. Po hemen kapya kotu. Bir nbeti karanlkta kulbesinin yannda duruyordu. Po rozetini gsterdi. "Macau polisinden Dedektif Ling Po," dedi. "Burada olduunuza sevindim," dedi nbeti. "Bay Ho deliye dnd." "Bana neler olduunu arilat," dedi Po.

Nbeti olanlar anlatt. "Birka el ate ettim, ama kamaya devam ettiler." Po aralarn tanmyla ilgili notlar ald, bunlar telsizle merkeze bildirdi. "lke apnda bir blten yaynlanmasn istiyorum. Bu aralar grenler takip etsin, ama destei yoksa durdurmasn." Merkez isteini kabul ettikten sonra Po nbetiye dnd. "Bu gece burada baka polis grdnz m?" diye sordu. "Patronum Bay Rhee'nin burada olmas gerekiyor." "Geldii zaman grdm onu," dedi nbeti. "Hl burada." Po bayla onaylayp hzla garaj yoluna gitti. imenlerde koarak n kapya gidip hzla at. Stanley Ho kulanda telefonla oturma odasndaki kanepede oturuyordu. Bamfetti Rhee yanndaki sandalyedeydi. "Ne oldu efendim?" diye sordu Po Rhee'ye. Rhee yant vermeden nce yzn ovuturdu. "Bana uyuturucu verildiini dnyorum... zihnim almaya balad, ama hl dikkatimi younlatrmada zorluk ekiyorum." Po bayla onaylad, sonra telefonda konuan Ho'yu dinledi. "Ne demek istiyorsunuz?" diye bard Ho. "Acil numarasn aradk." "Bizde herhangi bir arama kayd yok, efendim," dedi operatr. "Size geri dneceiz," dedi Ho telefonu kapatarak. Po'ya dnerek, "Kimsiniz siz?" diye sordu. "Dedektif Ling Po," diye yantlad Rhee. "En iyi adamlarm-dandr." "Durum u," dedi Ho. "Sahip olduum paha biilmez sanat eseri bu gece alnd." "alnan ey tam olarak neydi, efendim?" diye sordu Po. "Bir seksen boyunda Altn Buda heykeli." "Benzeri bir ikon bu akam daha erken saatlerde A-Ma Tap-na'ndan alnd," dedi Po. "Bunun bir tesadf olduunu sanmyorum." "Bu kendimi daha iyi hissetmemi salad," dedi Ho alayc bir ekilde. "Az nceki telefon konumanz," dedi Po. "Neyle ilgiliydi."

"Bir konuum hastaland ve hastaneye gtrlmesi iin bir helikopter ambulans ardk. Ama hastanede o hastaya ait bir kayt yok." "Helikopteri siz mi ardnz?" "Hayr, gvenlik grevlisi," dedi Ho. "Ama ben tam yanndaydm." "Onu sorgularm," dedi Po. "Sorun da burada," diye araya girdi Rhee. "Gvenlik grevlileri gitti." "Onlar kendiniz mi ie almtnz?" diye sordu Po. "Sigorta irketi buldu," dedi Ho. "Hangi irket?" diye sordu Po. Ho smokininin cebinden bir kart kard, Po numaray evirdi. Kim olduunu akladktan sonra irket operatrn sorgulad, cep telefonu numarasn brakp telefonu kapad. "Patronunu aryor, Bay Ho," dedi Po. "Ama son bir aydr sizinle kontak kurduklarna dair bir kayt yok ellerinde." "Bu ok sama," dedi Ho. "Bu gece buraya bir mfettileri geldi." "Her zaman grtnz mfetti miydi?" diye sordu Po. Birden her ey berrak hale gelmeye balad Ho iin. En bandan beri kandrlmt. "O lanet olaslar," diye bard. Kolunu sehpaya doru savurup zerindeki biblolar yere drd. Ardndan bir sandalyeyi duvara frlatt. "Sakin olun, Bay Ho," dedi Dedektif Po alak sesle. "Ve bana ne olduunu en bandan balayarak anlatn." Hanley, GPS ekranndaki minibsn, limuzinin ve Peuge-ot'nun ilerleyiini gsteren bipleri seyrediyordu. Her ey plana gre geliiyordu, bu yzden oyur kitabndaki sayfay evirdi. "Karmalar bildirmenin zaman geldi," dedi operatre. Adam Macau polisini arayp Lassiter'n adresini verdi. Sonra ayn eyi Iselda iin yapt. ki dakika sonra polis arabalar ayr yerlere doru hzla yol almaya baladlar. Zaten kafa kartrc olan duruma yeni bir aknlk ve kafa karkl ekleyen bir unsurdu bu.

A-Ma Tapna'nn aasnda Denizcilik Mzesi'nin yannda Linda Ross Peugeot'yu durdurup aaya indi. Yolcu koltuunda oturan Reinholt arka cam paralayan kurunla yaralanmt ve sa kula kanyordu. "Tekneye binmesine yardm et," dedi Pryor'a. Sonra hzla limana koup orada bekleyen on metre uzunluunda yksek performansl Scarab'a atlad. Dmene geip motorlar altrd. Motorlar rlantide almaya balaynca yine aaya inip Peugeot'ya kotu. "Onu tekneye bindirip ban havada tutmaya al," dedi yanndan geen Pryor'a. Peugeot'nun anahtarlarn alp bagaj at, ieri bakt. Zamanlaycy dndrp geriye sayp saymadndan emin olmak iin biraz bekledikten sonra tekneye kotu. "Bunu kullanabilir misin?" diye sordu Pryor'a. "Hem de nasl," dedi adam vitesi takarken. Scarab limandan ayrlrken Ross Reinholt'a ilkyardm uygulamaya balad. Tekne yz metre tede bir uaa binerken Peugeot gece gkyzn aydnlatan bir alev topu halinde havaya utu. "Denizcilik Mzesi'nin yaknnda bir patlama oldu," dedi telsiz operatr Po'ya. "tfaiye ve kurtarmay arn," dedi Po. "Karma aramalarnda durum ne merkezde?" "Birimler ilk adrese varmak zereler," dedi telsiz operatr. "Kuzey kesiminde bir ev. kinci grup birka dakika iinde gkdelene varacak." "Beni haberdar edin," dedi Po, pencereye gidip uzaktaki duman stununa bakarak. Limuzinin n koltuunda Reyes'in yannda oturan Barrett Redman Gvenlik niformasn kard. inde keten bir pantolon ve siyah bir tirt vard. "Eee, Rick, makine dairesini mi yoksa operasyonu mu daha ok sevdin?" diye sordu Huxley. Huxley arka tarafta Richard Truitt'le birlikteydi. Deri bstiye-rinin stne kolsuz mavi bir kazak giymi, elleri kazan iinde bstiyeri

karmakla meguld. Kazan iinden karmay baarr baarmaz cam ap dar frlatt. Barrett dikiz aynasndan btn ilemi hibir ey karmadan izlemiti. "Makine dairesinin bu kadar heyecanl olduunu syleyemem," diye itirafta bulundu. Truitt limuzinin arka blmesinde ortada bulunan konsolun n yakt, kk antadan takma bir byk karp yzne yaptrd. Ayn antadan bir dizi takma di karp kendi dilerinin stne geirdi. Sonucu grmek zere aynaya bakt. Konuurken bir yandan da antadaki kk bir iedeki gri svy sryordu. "u ana kadar bu arac aramaya balamlardr," dedi. Reyes gsne uzanp limuzin ofrnn niformasn yrtt. Kolayca yrtlan niformann altndan bir gmlek kt. Pantolo-nundaki flapalar yrtp pilileri skt. "Gne gzlkleri," dedi Tru-itt'e. Truitt koltuun zerinden gzlkleri uzatt. Reyes gzln takarken Huxley deri pantolonunun yaptrmal bacaklarn skt. Limuzinin arka tarafndaki bir blmeden muhafazakr bir etek karp giydi, fermuarn ekti. Takma kirpiklerini karp Truitt'ten naylon torbay ald, torbadan kard slak bir bezle yzndeki korkun makyaj sildi. "Gitmeye hazr gibiyiz," dedi Truitt. Reyes arac yolun kenarna ekti ve drtl aaya indi. Bir sokaktan geip Main Market'e doru ilerlediler ve orada ikierli gruplara ayrldlar. Limuzin ka"plar ak ve alr bir ekilde kalmt caddede. Bir polis memuru on dakikadan ksa bir sre iinde bulacakt onu. Ama ara temizlenmiti ve rapor edecek ok fazla bir ey yoktu. Cabrillo garaj kapsn aan mekanizmaya hafife dokundu ve kap almaya balad. Minibs ieri girince kap tekrar indi. Herkes minibsten indi. "u ana kadar herkesin tanmn almlardr," dedi, iinde giysilerinin ve klk deitirme malzemelerinin bulunduu elli be galonluk davulun stn aarak. "Bu yzden hemen deiip dar kn." Elbiselerin stndeki dosyay bir kenara koyup giyinmeye balad. Dierleri de ayn eyi yaparken dosyay ap baz belgeler kard. "Birkanz bu gece kentte kalyor," dedi pasaport ve otel rezervasyon formlarn kararak. "Oregon'a bir hcum olmasn istemiyoruz. Her

zamanki gibi kural u, iki yok ve size ulaabileceimiz bir yerde bulunun, bylece acil bir durumda sizi arabilelim." Herkesin grevini datp gruba bakt. "imdiye kadar her ey iyi gitti," dedi siren sesleri yaklarken. Cabrillo cama kotu, ama araba binay geip gitti. "tfaiye arac," dedi. "Ross gvenli bir mesafede olmal." Gruba geri dnd. "Pekl arkadalar," dedi. "u ii sorunsuz halledin." Yan kapdan karak ayr ayr ynlere daldlar. Pryor, Scarab' Gney Yarmada'dan geirip Oregon'un demir att yere doru srd. Ross dmenin yanndaki koltuklarn arasndaki akla girdi. "Nasl?" diye sordu Pryor, motorun sesini bastrmaya alarak. "ok iyi deil," dedi Ross. "Biraz kan ve kulann st ksmn kaybetmi." "Ars var m?" "Hem de nasl acyor," dedi Reinholt. "Oregon'la balant kurmalyz," dedi Pryor. "Klinii hazrlasnlar." "Telsiz kullanamayz," dedi Ross. "Yetkililer duyabilir." Pryor dnp yaral arkadana bakt. Reinholt cesurca glmsedi. "Oregon btn frekanslar izliyor, deil mi?" diye sordu. "Yer, kara ve deniz," dedi Ross. "Ve biz deniz bantlarnda sessiz olmalyz." "Doru." "Ama helikopter konuabilir, nk eer sessiz kalrsa hava trafik kontrol bir ey olduundan phelenebilir." "Evet," dedi Ross, birden anlayarak. Pryon belindeki telsizine uzand. "Bunlar bazen hava bantlarnda ileti gnderebiliyor." Ross elinden kapp tarama dmesine bast. Birka saniye sonra bordo renkli 737 tepeden geti ve Ross pilotunun son izinleri aldn duydu. Konu dmesine basarak helikoptere ar sinyali gnderdi. Birka dakika nce helikopter inmi, Spenser ve Crabtree'yi bekleyen bir

arabaya nakletmilerdi. ar geldii srada pilot kulakln karmak iin geri dnmt. ki dakika daha geseydi gitmi olacakt. "Helikopter drt-iki, X-n, Alfa," dedi. "Devam edin." "Alt-, bir Indio rapor ediyorum," dedi Ross kkreyen motorun sesini bastrmaya alarak. Altm Ross'un ii numarasyd; Indio ise yaral ifresi. Oregon'daki Hanley telsize uzand. "Helikopter drt-iki, X-n, Alfa, anlald, anlalan noktala devam et. Alt-, Indio raporunu ver." "Sekiz-drt." "Bana sekiz-drt dosyasn kar," diye bard Hanley operatre. Operatr bilgisayar ekranna Reinholt'un kaytlarn getirdi. Kan grubu izelgenin en stndeydi. "Alt- anlald," dedi Hanley. "Doruland." "Alt-, tahmini var be dakika." "letiimi kesin," diye emretti Hanley. Ross dmeyi kez tklad. "Gaza bas," diye bard. "Klinie gidip kan stoklarn kontrol et ," dedi Hanley ekrana bakarak. "AB pozitif kana ihtiyacmz var." "Sen," dedi bir baka operatre. "Gverteye kp gece drbnyle Linda'nn geliini izle. Teknenin geldiini grr grmez gverte klarn yak, sonra yaraly karmasna yardm et." "Anlald," dedi adam hzla dar karken. Tam o srada helikopter pilotu, beyaz bir Chevrolet SUV'la pistin uzak ucundaki kapdan kyordu. Yolda ilerleyerek klarda durdu, sonra havaalanndan uzaklaan trafie kart. Otuz mil hzla ilerlerken tepe lambalar yanan iki polis arabas yanndan geip onun geldii yne doru dnd. Pilot bir otobs sollamak iin gaza basarken yanndaki Crabtree'ye dnd. "ok yaknd." Crabtree elini ahdamanna koymu Spenser'n nabzn kontrol ediyordu. "Doru, ama artk zgr ve rahatz," dedi, Crabtree.

Tekne Oregon'un yanna gelince Pryor havadan atlan halat yakalad. Scarab' gverteye ekecek olan askya balayarak Ross ve kontrol odasndaki operatrn Reinholt'u karmalarn bekledi. Sonra halatlar geveterek Scarab' artk suda olan asknn stne yerletirdi. Motorlar kapatp tekneden indi, yandaki blmede bulunan dmeye gitti. Scarab yavaa sudan ykseldi. st gvertenin hizasna gelince vinleri dndren dmeye bast, bylece Scarab gvertenin stne geldi. Btn bu ilem yalnzca birka dakika gerektirmiti ve bu iyiydi. Uzakta polis devriye teknelerinin suda arama yapan fener klarn grebiliyordu. Vin bir kavis izerek durur durmaz bir baka dmeye bast. Pasl metal plakalara benzer eylerin drd gverteden ykselerek Scarab' sarmalad. Bir dmeye daha bast ve geri ekilebilir st kapak kayarak teknenin stn rtt. Devriye teknesi gelip kanala girene kadar adam ieri girip klinie ynelmiti bile.

22
Juan Cabrillo yeni klyla zellemi bir ajan grubunun liderinden ok yal bir akademisyene ya da emekli bir brokrata benziyordu. Macau ehir merkezinde yrrken zel iletiim aracnda baz ilemler yaptktan sonra Hanley'in yantn bekledi. O srada ekibi grevin drtte birini tamamlamt ve hl bir sr deiken vard. Operasyonun ilk blm iyi gitmiti. Ekip Bu-da'y planland gibi helikoptere yklemi ve sorunsuz bir ekilde kamay baarmt, ama ekip ikinin akbeti konusunda hibir fikri yoktu. Bu bilgi Oregon'un kontrol odasndan gelecekti. Cabrillo bir kuyumcunun nnden geerken iletiim cihaz titreti. Ekranda bir adres belirdi ve Cabrillo oraya doru yneldi. "Evet, efendim," dedi Macau polis memuru cep telefonuna. "Adam ve kars balanp yataklarnda braklm." "Yarallar m?" diye sordu Po. "Hayr, efendim," dedi polis. "Aslnda bu ii yapan kii canlan sklmasn diye mzii ak brakm ve bir zr mektubu yazm." "Nasl balanmlar?" diye sordu Po. "Saldrgann tarifi var m elinizde?" "Hayr," diye itirafta bulundu polis. "Hibir ey grmemiler. kisinin de kollarnn st ksmnda, ine deliine benzer kk izler var. Plastik iplerle balanmlar. Biz geldiimizde yeni uyanmlard." Bu ekip her kimse ok iyiydi. Po bu kadarn kabul etmek zorundayd. "Notu laboratuvara gtr," dedi. "Ve teknisyenler ipucu iin evi dikkatle arasnlar." "u anda bunu yapyorlar, efendim," dedi polis. "Gzel," dedi Po. "Tekrar arayacam." Hatt kapatp Rhee'ye dnd. "Sigortacy ve karsn uyuturmular," dedi sessizce. "Ve bir zr notu brakmlar."

Stanley Ho gitgide daha fazla sinirleniyordu. Yalnzca aptal yerine konmakla kalmamt, bu herkesin iinde ve ak bir ekilde yaplmt. O lanet olas ngiliz satcnn iiydi bu. "Demek en bandan beri tuzaa drldm," dedi Ho yksek sesle. "Kontes sahteydi, hastal bir numara, havayoluyla gt-rl bir hileydi." Po telefonu tekrar alarken sessiz olmalar iin elini kaldrd. "Po." "Efendim," dedi polis memuru. "Gkdelene girdik ve Iselda adnda bir kadn dolabnda bal olarak bulduk." "Yaral m?" "Ciddi nikotin yoksunluundan baka bir ey yok," dedi polis. "Biz onu zdmzden beri yarm paket sigara iti." "Saldrganlar grm m?" "Aynaya bakar gibi hissettiini sylyor," dedi polis memuru. "Tpk kendisine benzeyen bir kadn dolaptan frlam ve slak bir bezi azna bastrm. Hatrlad tek ey bu." Po elini telefona kapatp Rhee'yle konutu. "Parti deitirmiler." Ho ellerini havaya kaldrp kfretmeye balad. "Daireyi dikkatle arayn," diye emretti Po. "Sonra kadnn karakolda yazl ifadesini aln." "Anlald patron," dedi polis, Po telefonu kapatrken. Rhee'nin kafas neredeyse normale dnmt artk. Konuurken bir yandan da bir aa bir yukar dolayordu. "Bu yksek bteli, dikkatle planlanm bir operasyon," dedi. "Bu yzden bir dakika durup her eyi en bandan dnelim." "Sigortac adam sahteydi," dedi Ho. "Parti koordinatrmn ve orkestrann yerine birilerini getirdiler ve ieri sahte konuklar da soktular." "Kendi gvenliklerini bile getirmi gibi grnyorlar," diye belirtti Rhee. "Szde koruyucular esas hrszlard." planlaycs-n

Tam o srada Po'yu malikneye getiren ekicinin ofr odaya girdi. "Ne istiyorsun?" diye sordu Po. "Lastikleriniz deitirildi," dedi ofr. "Ama i amurlukta da bir delik buldum." "Ne demek istiyorsun?" " "Bence birisi lastiinize ate etmi," dedi adam. "Mermi byk olaslkla motor blmndedir." "Bakarz," dedi Po. "Araba hazrsa sen gidebilirsin. Faturay benim blmme gnder." Adam odadan kt. "Bu tesadfen bir araya gelmi bir hrsz grubu deil," dedi Rhee. "Uzun menzilden ate edebilen nianclar, helikopter pilotlar var ve klk deitirmede ustalar." "Ve yerli olmadklar da kesin," dedi Po sessizce. "Oh, bu kendimi daha iyi hissetmemi salad," dedi Ho yksek sesle. "En azndan profesyoneller tarafndan soyulmuum. Siz ikiniz nce benim Buda'm bulup sonra hrszlarn hareket tarz konusunda istediiniz kadar zihinsel oyun oynasanz nasl olur diyorum." O srada on yedi Macau polisi ve iki dedektif baheyi ve malikneyi aratryordu. Buna ek olarak l bir ekip havaalanna ve iki ekip de sigortac ile parti planlaycsnn evlerine gnderilmiti. Btn gler hareket halindeydi ve Ho yaknmaya devam ediyordu. "Gcmz dahilinde olan her eyi yapyoruz, Bay Ho," dedi dedektif. "Onlar yakalayacaz." Ho tiksintiyle ban iki yana sallad ve odadan kp gitti. limanda akamn ilk havai fiekleri atlmaya balarken tren alay tepeden aaya iniyordu. Macau polisi hzla hareket ediyordu ve motosikletliler grlr grlmez rotann etraf kuatld. atma olmadan kamalar mmkn deildi. Polisin bu adamlar yakalamas an meselesiydi. Buda'nn bulunduu motosikleti kullanan adam caddeye dalp kalabaln dalmas iin kornaya bast. Arkada artan siren sesleri eliinde yakndan takip ediyordu onu.

zerinde bir ejderha olan uzun tren arabas hemen nlerin-deydi. Azndan dzenli aralarla alev fkryordu. Oregon'da Max Hanley ekrana bakp joystick'i biraz sola krd. Ejderha yolun ortasna geldi. Baka bir ekranda ejderha yandan grnyordu. Hanley motosikletleri grd. Bir dier ekrandaki Macau GPS haritasnda polis arabalarnn bulunduu yerler yanp snyordu.A motosikletlilerin zerine doru damlyordu. Geit aracnn hareketini yeniden ayarlad, sonra Macau Kamu leri Dairesi'nden alnan kopyalara bakt. Cliff Hornsby yorgun ve terliydi. Saatine bakarak yamur deliinin iinde oturduu sandktan kalkt, metal merdivenlerin dibindeki kaldrma torbasn iirdi. Onu yerine yerletirdikten sonra merdivenleri trmand. Yukar karken salam olup olmadn anlamak iin tahta rampay test etti. Salam olduunu grnce bir gece nce yerinden kard mazgal deliinin gevek olup olmadn anlamak iin dokundu. Artk iareti beklemesi gerekiyordu. Hanley kontrol kutusuna bakt. Ejderhann azndan kan alev iin gerekli olan gaz fskiyeleri, alevlerin girdap oluturmas iin gerekli barut tozu, kontroller iin joystick. Tam o srada telsizden bir ses duyuldu. "Infante D. Henrique Bulvar rotasn kapadlar," dedi Hal-pert. "Anlald,1' dedi Hanley. "in bitti Michael, oradan k." Halpert geceyi geirmek iin oteline doru yrmeye balad. "imdi gidin," dedi Hanley motosikletlilere. Ejderhal geit arabasn mazgal deliinin stne doru sren Hanley arac orada durdurdu. Yan kameradan motosikletlilerin ara sokaktan geldiklerini grebiliyordu. "Kapa a, Hornsby," dedi telsizden. Hornsby mazgal kapan havaya kaldrd. Sonra yana koyup tepesinde duran canavarn iine bakt. Belindeki feneri karp ieriyi tarad. Kaynak yaplm borulardan oluan metal iskeletin stn bir kuma kaplyordu. Borular olan yuvarlak bir gaz kutusu bir kenara balanmt, iinde patlayc olan bir baka tp ise kar taraftayd. Patlaycnn stnde yanp snen minik yeil bir k vard. Tam o srada Hornsby motosikletlilerin yaklatn grp aaya dald.

lk motosiklet kuma duvardan girip durdu. Sanki bir adrn iindeydi. Ejderha geit arabasnn ii drt buuk metre boyundayd ve en st seviyesi iki metreden yksekti. Selesinden inen motosikletli kendini gizli bir kaleye giren bir ocuk gibi hissediyordu. kinci motosikletli de kuma duvardan ieri girip durdu. Hornsby delikten yukar kt. Bob Meadows kaskn zyordu; karp bir kenara frlatt. "Polisleri grebiliyorum," dedi hzla. "Caddenin tam sonunda-lar." Pete Jones da miferini karp att. "Hadi ne olacaksa olsun," dedi Meadovvs'a. "Hey, Horny," dedi Meadows Altn Buda'y zerken. Jones yanna gelip sepetin metal yan paralarn skt. "Bu ok ar Cliff." "Rampam var," dedi Hornsby. "Yere indirip rampaya kadar gtrebilirsek brakabiliriz; kayarak dipteki kaldrma torbasnn stne iner." "Kurnazca," dedi Meadovvs Buda'yla gremeye balarken. Hanley n kameradaki grntye bakt. Macau polisi organize olmu, silahlarn ekmi yarlan kalabaln arasndan geiyorlard. Hanley dmeye basnca ejderhann azndan alevler fkr-d. Adamlar Altn Buda'y rampann stne getirip serbest braktlar. Tahta rampadan ba aa derek kaldrma torbasnn stne dp yan dnd. Hornsby biraz mcadeleyle rampay yana ekerek dierlerine iaret etti. "nce siz ikiniz," dedi. "Aaya indiinizde rampay yana ekin. Ben kapa kapatacam." Meadows ve Hornsby merdivenden inmeye baladlar. Hornsby metal tpteki patlaycya doru gidip aleti hazr hale getirdi. Krmz k yand. Delie doru yrrken telsizde Hanley'in sesi duyuldu. "Polis otuz metre uzakta," dedi hzla. "Neredesin?" Hornsby merdivenden birka basamak inip yukarya uzand, kapa yerine kapatt. Yakasndaki minik dmeyi at. "Ateleyiciyi ap kapa kapattk," dedi. "Aaya inmem iin bana birka saniye ver." "Anlald," dedi Hanley.

Hornsby merdivenin dibine inip iinde Altn Buda'nn bulunduu sanda bakt. "Eee, ne var ne yok beyler?" Hanley bir dmeye basp ejderhann azndaki gaz akn attrd. Alev on metre uzaa frlaynca kalabalk geriledi. Sonra patlaycy atelemek iin bir dmeye daha bast. inde alminyum tozunun bulunduu metal tankn yan tarafnda bir sarsnt oldu. Scak beyaz bir alevle yanmaya balad. Neredeyse tam o anda geit aracn kaplayan kuma alev alp yanmaya balad. Birka dakika iinde geit arac alevleri alt metre ykseklie ulaan bir cehenneme dnd. "tfaiye ve kurtarmaya ihtiyacmz var," dedi polis memurlarndan biri adresi vererek. Sonra iki adamn lklar atarak dar frlamasn bekledi. Ama alevli ynn iinden kan olmad. Beyaz Chevrolet SUV yolun kenarnda durdu ve Cabrillo n koltua bindi. Helikopter pilotu George Adams arabay srd. "Muhteem George," dedi. "Herhangi bir sorun var m?" Adams bir posterden frlama benziyordu. Keskiyle biimlendirilmie benzeyen bir enesi vard, ksa kahverengi salar yana ayrlmt ve dileri di macunu reklamlarnda kullanlabilecek gibiydi. Ne gariptir ki bu grnne ramen neredeyse hi egosu yoktu. Lise akyla evlenmiti ve irkete katldndan beri gedikli erbat. "Hayr efendim," dedi. "Monica?" dedi Cabrillo, arka koltua dnerek. "Hayr patron," dedi Monica. "Ama konuumuz hl baygn." Cabrillo cama yaslanm Spenser'a bakt. Sonra iinde sahte Buda'nn bulunduu hoparlrn yatt bagaj blmne bakt. "Katlama rampas ie yarad m?" diye sordu Adams. "Bir rya gibiydi," dedi Adams. "Bacaklarn helikopterin demesine gre ayarladk, sonra kutuyu tekerleklerin stnden ittik." "Gzel. Havaalanndaki kk hangarn bir blmn kiraladk," dedi Adams'a. "imdi oraya gitmemiz gerekiyor." Adams bayla onaylayp Chevrolet'yi kprye doru srd.

23
Macau'ya hafif bir yamur yamaya balad. Sung Rhee ve Ling Po maliknenin n verandasnda durmu ehre doru bakyorlard. Po cep telefonunu kapatp Rhee'ye dnd. Tepenin aasnda, Denizcilik Mzesi'nin yaknnda yanan Peugeut'yu sndren itfaiye arabalarnn klar hl grlebiliyordu. Sa tarafta geit rotas boyunca geit aracndan ykselen ve ehir klaryla aydnlanan bir duman stunu grlebiliyordu. "Bu gece Budalan alan her kimse iyi eitimli ve bol paral in-sanlarm," dedi Po Rhee'ye. Rhee'nin zihni iyice normale dnmt artk. Ve bir Dober-man kadar fkeliydi. Baz hrszlarn ehrini bir oyun park gibi kullanmalar yeterince ktyd, kendisinin de bu soygunun bir paras olmas ise daha da korkuntu. "Ne olursa olsun, daha ikonlar lkeden karmalar gerekiyor." "Havaalannda adamlarm var ve sularda devriye geziyoruz," dedi Po. "in snr tetikte olmas iin uyarld." "ngiliz sanat eserleri satcs hari phelilerin hepsi Amerikal," dedi Rhee. "Turist vizelerinin listesini kardnz m?" "Turizm dairesi bu gece kapal," dedi Po. "Ama sabah ilk i birini gndereceim oraya." "Bu adamlar profesyonel," dedi Rhee sessizce. "Etrafta dolamayacaklardr. Biz listeyi alp btn Amerikallar sorgulamaya balayana kadar onlar oktan gitmi olacaklardr." Po alan telefonunu at. "Po." "Yangn binalarn bir blmne ulat," diye bildirdi geit trenindeki bir polis. "Ama itfaiye kontrol altna ald. u anda hortumlarla su skyorlar, fakat iskele hl scak ve eriyip kendi stne kapanyor. ncelenemeyecek kadar scak metal yn olutu." "Enkazn iinde motosikletlileri grebiliyor musunuz?" "skeletin iinde gibiler," dedi polis. "Ama kesin olarak sylemek zor."

"Oraya geliyorum," dedi Po. "Kalabal geri ekin ve geri kalan geit aralarnn rotann sonuna kadar gitmelerini salayn. Geit treni resmen sona erdi." "Harika, efendim," dedi polis. "Yaknda grrz." Po hatt kapatp Rhee'ye dnd. "Geit trenine gidiyorum. Siz de gelmek ister misiniz, efendim?" Rhee bunu bir sre dnd. "Sanmyorum, Ling," dedi. "Basn bu konuda bize ok bask yapacaktr. Ben merkeze gidip oradaki almalar organize etsem daha iyi olacak." "Anlyorum, efendim," dedi Po, garaj yolunda ilerlemeye balarken. "Bu adamlar bulup Budalan geri al," dedi Rhee. "Elimden geleni yapacam, efendim." Rhee, Macau Belediye Bakan'na rapor vermek iin ieri girdi. Chevrolet SUV'daki Juan Cabrillo telsizini ayarlayp Ore-gon'u arad. "Ne durumdayz, Max?" Kartrlm sinyal yeniden ayarlanp gnderilene kadar ksa bir gecikme oldu. "Ross'un ekibinde bir yaral var," dedi Hanley. "Klinikte onunla ilgileniyorlar." "Daha fazla ey renir renmez bana haber ver," dedi Cab-rillo. "Baka ne var?" "Tapnak ekibi planland gibi mezara girdi." "Duman grebiliyorum," dedi Cabrillo. "Yaral var m?" "Yok," dedi Hanley. "imdiye kadar durum iyi. k hareketini balatyorlar." "Ya dierleri?" "ehirde kalan herkesin raporu geldi," dedi Hanley. "King gemiye geri dnd ve Murphy geri dnene kadar saldr harektn ynetecek." "Hedef ?" "737 birka dakika nce indi," diye bildirdi Hanley. "u anda gmrkten geiyor olmal."

"Adammz hl orada m?" "Talimatlar bekliyor." "Baka?" "Yolculuun ikinci aya nerdeyse balamaya hazr," dedi Hanley. "imdiye kadar grne gre paketi zamannda teslim edebileceiz." "Gzel," dedi Cabrillo. "Nerdeyse havaalanndayz." Hanley monitrlerdeki yanp snen a bakt. "Seni grdm, Juan." "imdi btn yapmamz gereken yan iimizi tamamlamak," dedi Cabrillo. "Sonra yola kabiliriz." "yi anslar, Bay Bakan," dedi Hanley. "Cabrillo tamam." Meadows, Jones ve Hornsby, Arizona maden turuna km turist gibi grnyordu. nlerine k huzmeleri yayan, pille alan lambalarn takl olduu preslenmi metalden yaplma gm kasklar giymilerdi. Hornsby'nin elinde yeralt lam sistemim gsteren bir kopya vardi. Harita bir ahtapotun kollarna benziyordu. Tepedeki yamurun ilk damlalar duvardaki eski drenaj borusundan szlrken Jones yukar bakt. "Operasyon planlar olas bir yamuru ieriyor mu?" diye sordu. "Uzun sreli bir yamur olmad takdirde durumumuzda bir ey yok," dedi Hornsby. "Ya uzun sreli bir yamur olursa?" diye sordu Jones. "lerlemeliyiz," dedi Meadovvs. "Kesinlikle," dedi Hornsby. "Ama fazla endie etmeyelim, plana gre suyun gsmz seviyesine ykselmesi iin alt saat srekli yamur yamas gerekiyor." "O zamana kadar burdan km oluruz," dedi Jones. "Plan bu," dedi Hornsby. Altn Buda tahta rampann zerinde duruyordu. Hornsby o akam daha erken saatlerde bir yan tnelden oraya geldiinde rampaya balanan drt kauuk lastiin bulunduu bir torba getirmiti. Basit bir dzenekti bu,

ama adamn ar nesneyi tnellerde kolayca tamalarn salyordu. Altn Buda'nn sandnn zerindeki bir ift zeytin rengi torbann iinde acil durum malzemeleri ve silahlar duruyordu. Btn hepsinin ykseklii gs mesafesiy-di. "Buras benim ieri girdiim yer," dedi Hornsby. "Ayn yoldan ayrlamamamz ok yazk; zgaraya kadar iki yz metre var. Sorun u ki buradan dar karsak tam kentin ortasna deriz. Her yer polis kaynyor." Meadovvs Hornsby'nin parmann iaret ettii yere bakt. "Peki kontrol odas bizi hangi yne gnderiyor bakalm?" Hornsby rotay parmayla izledi. "Bu uzun bir yol," diye belirtti Jones. "Birka mil," diye itirafta bulundu Hornsby. "Ama Li-man'da tenha bir noktada dar kyoruz. Bizi oradan alacaklar." Meadovvs eliyle kaskmdaki birka damla suyu sildi. Sonra Bu-da'nm yanma gitti. "Harita sende, Horn Dog," dedi. "Neden u kaylar alp yolu gstermiyorsun? Jonesy ve ben arkadan iteriz." adam yavaa lamda ilerlemeye balad. Dardaki yamur iddetlenmeye balamt. Bir saat iinde tam bir muson yamuru balad." Linda Ross, Oregon'un kontrol odasna girdi. Max Hanley bir fincan kahve dolduruyordu. Yz gerilim izgileriyle doluydu ve Ross, onun skntl olduunu grebiliyordu. "Reinholt iyileiyor," dedi sessizce. "Durumu olduundan daha kt grnyor. Eer enfeksiyonlar uzak tutabilirsek baarr." "Uzun sreli tahribat olacak m?" diye sordu Hanley kahveyi iaret ederek. Ross da kendine bir fincan kahve doldurdu. "Kulann st ksm gitti," dedi Ross. "Estetik ameliyata ihtiyac olacak.1' "Tavrlar nasl?" "Bir kez ayld ve nerede olduunu sordu," dedi Ross. "Ore-gon'da olduunu syleyince mutlu grnd." "Makinistler gemide her zaman daha rahat ediyorlar," dedi Hanley.

"Operasyonun gerisi ne durumda?" diye sordu Ross. "Gerek Altn Buda yeralt lam sisteminde," dedi Hanley, monitr iaret ederek. "Ekip su kysna doru ilerliyor." "Buda'nn helikopterle kaldrldn sandm," dedi Ross. "O bir numarayd," dedi Hanley. "Ama..." demeye kalkt Ross. "Bakann deniz uayla geliini hatrlyor musun?" "Tabi," dedi Ross. "Biz denizde yol alyorduk." "konujvsatld ak artrmadan dnyordu. irket hemen ie giriti, Macau'ya nakliye iini ayarladk. Gunderson pilottu. Sonra bir grup adammz ua zrhl arabayla karlad, heykeli o zaman almay dnyorduk. Ama sanat eseri satcsnn baka planlar vard. Mal sahibini sahtesiyle kandrmay planlyordu, bu yzden bizde ona uyduk, ama bandan beri gereinin nerede saklandn biliyorduk." "Yani partideki btn o abalar sahte bir heykel iin miydi?" "Otoritelerin dikkatini datmak ve tabloyu kartrmak iin tasarland bu plan," dedi Hanley. "Bu arada eer her ey yolunda giderse Cabrillo sanat eseri satcsnn satn tamamlayacak ve irket de paray cebine atacak." "Yani Reinholt bir hi yznden vuruldu," dedi Ross. "Reinholt'un yaralanmas iin yz milyonlarca neden vard," dedi Hanley. "Macau polisini arttmz ve sanat eseri satcsn birinci pheli olarak gsterdiimizi sayarsan yz milyon bir neden var." "Demek sanat eseri satcs bir kurban," dedi Ross. "te Osvvald'mz," diye onaylad Hanley. "Kt," dedi Ross. "Her ey daha bitmedi," dedi Hanley sessizce. "Daha rvetimizi almamz gerekiyor. Ve hemen buradan uzaklamamz." Pekin Dileri'nde in Ordusu'nun ba ve Bakan Hu Jintao uydu fotoraflarna bakyordu. "Dn itibariyle," dedi dileri bakan. "Sibirya'daki Novosi-birsk en youn havaalan. Ruslar rktc bir hzla askeri malzeme tayorlar. Kargo uaklar birka dakikada bir ini yapyor."

Hu Jintao byteciyle bir fotoraf inceliyordu. "Tanklar, personel tayclar, saldr helikopterleri halihazra indi." in Ordusu'nun ba Jintao'ya bir fotoraf uzatt. "u anda yerde olan malzeme miktar krk bin kara askerine yetecek dzeyde ve her dakika daha fazlas geliyor." "Tibet'teki Legchog Zhuren'le balant kurdum," dedi Jintao. "Glerini mobilize etti ve kuzey snrna doru ilerliyorlar." "Kontrol altnda ka kii var?" diye sordu dileri bakan. "Tibet'te yirmi bin saldn ve destek askeri var," diye yant verdi in Ordusu'nun ba. "O halde durum imdiden ikiye bir," dedi dileri bakam. Jintao fotoraflar bir kenara itti. "Tibet'teki kontrol srdrmek iin yllar boyunca in'in dier blgelerinden kitle glerini destekledik. Zhuren Tibet'teki inli vatandalar silah altna alp orduya ald.- Bu bize savaacak yata yaklak yirmi bin asker daha veriyor demektir. Bir ksm kuzeye doru hareket etti bile, onlar yolculuk srasnda eitmeye alyoruz." "Ruslarn askerleri birinci snf," dedi in Ordusu'nun ba. "Yakn zamanda askere aldmz iftiler ve tezghtarlar yok edeceklerdir." "Bu eer Ruslar snr geerse olur," diye belirtti dileri bakan. "Diplomatik kanallarla hl bunun bir talim olduunu iddia ediyorlar." "ok byk bir talim," dedi Jintao sessizce. Dnmek iin arkasna yasland. stedii son ey Ruslarla kar karya gelmekti ama tehdide kar geri ekilemezdi de.

24
Cabrillo ve dierleri kiraladklar hangara geldikleri srada Boeing 737 hl gmrk teftiinden geiyordu. Spenser birka dakika nce ayrmt. Adams beyaz SUV'un arka kapsn at, Spen-ser'n burnuna amonyak ruhu-yaklatrp ekti. Spenser ban birka kez sallad, sonra birden gzlerini at. Adams Chevrolet'nin hemen dnda ayaa kalkmasna yardm etti. Spenser hangarda sarsak bacaklarnn stnde zor dururken neler olduunu hatrlamaya alyordu. "Buraya gel," dedi Adams. Onu bir tezghn yanndaki sandalyeye gtrp oturttu. Cabrillo Kevin Nixon'n yardmyla katlanan rampay dikmeye alyordu. inde sahte Buda'nn bulunduu sahte hoparlr aa indireceklerdi. Nixon hangara birka saat nce gelmiti ve o zamandan beri meguld. "Her ey hazr m?" diye sordu Cabrillo. "Evet, efendim," dedi Nixon hoparlr muhafazasnn bir kenarn tutarken. ki adam hoparlr tekerlekli metal taycnn stne yuvarlad. Uca gelince kutuyu dikip rampann bacaklarn katladlar, sonra ikiye katlayp tekrar SUV'un iine ittiler. "Elbiseler burada m?" diye sordu Cabrillo. "Yolda otel odasna uradm. Eyalar toplanmt zaten," dedi Nixon. Cabrillo peinde Nixon'la Spenser'n oturduu yere gitti. Sanat eseri satcs Cabrillo'ya bakt. "Bana tandk geliyorsunuz," dedi yavaa. "Hi tanmadk, ama ben sizin hakknzda ok ey biliyorum," dedi Cabrillo. "Kimsiniz siz?" diye sordu Spenser bandaki sisten kurtulmak iin ban iki yana sallayarak. "Ve benden ne istiyorsunuz?" Adams Spenser'dan birka adm tede duruyordu. Yakkll kt grnmesine engel olsa da Spenser ayaa kalkabilse bile fazla gidemeyeceinden emindi. Cabrillo doruca onun nne gelip alann istila etti. Dimdik Spenser'n gzlerine bakp sessizce konutu.

"u anda pek iyi durumda deilsin," dedi Cabrillo. "Bu yzden eneni kapa ve dinle. Buradan birka mil tede onu kandrarak birka yz milyonunu aldna inand iin fkeden deliye dnm olan Asyal bir milyarder var. Ve senin sandnn tersine pek de ho bir adam deil. Servetini bir Asya grubu iin uyuturucu tayarak edindi ve eylemlerini merulatrmasna ramen yine de balants var. Sanrm gerekli telefonlar amtr ve bu lkenin btn su ebekeleri u anda seni aryordur." Spenser, "Kimsin sen..." demeye kalkt. "Beni dinlemiyorsun," dedi Cabrillo alayc bir ekilde. "Budalan deitirdiini ve gereini yeniden satmak zere olduunu biliyoruz. Eer bizimle ibirlii yaparsan sana kaman iin bir frsat vereceiz. Aksi takdirde deiimi biz yine de yapacaz ve Ho'yu arayp seni nerde bulabileceini syleyeceiz. Nasl derler, senin seme ansn yok." Spenser bir an iin deli gibi dnd. Buda'nm sat olmazsa mali adan mahvolmu demekti. Ama Macau'da yapmaya alt ey duyulur duyulmaz sanat eseri satcs olarak hayat sona ererdi. Tek umudu kimliini deitirip ortadan yok olmakt. ok uzaklarda bir yere kap yeni bir hayata balamalyd. Gerekten de hi seenei yoktu. "Belgelerim olmadan kaamam," dedi. "Bana bu konuda yardm edebilir misiniz?" Cabrillo onu yakalamt ve bunu biliyordu, imdi yalnzca onu gemiye bindirmesi gerekiyordu. "Kevin," dedi Cabrillo. "Gemiyle balantda msn?" "Evet, efendim," diye yantlad Nbcon. "Gzel," dedi Cabrillo. "O halde Bay Spenser'n bir resmini ekiver benim iin." "Zevkle," dedi Nixon. Hong Kong'dan gelen son feribot limana yakn bir yerde yavalad ve kaptan gemiyi rhtma yanatrmak iin iticileri ayarlamaya balad. Pruvada cilal Cole Haan mokasen, bir ift hafif ynl pantolon ve ipekpamuk karm gmlek giymi olan bir adam inmeyi bekliyordu. Salar normalden uzun ve dalgalyd, ipekli kaliteli kravat gmleinin iine sokulmutu. Neye bakacanz biliyorsanz estetik ameliyat izleri zorlukla grlyordu. Ama pahal ve zorlu bir operasyon olduu iin yakndan bakmak gerekiyordu. Adamn Endonezya'dan Hong Kong'a

utuu ve uzun bir gn yaad iin yorgun olmasnn dnda onunla ilgili garip bir durum fark edemezdiniz. Adam krk be yandayd, ama on ya daha kk grnyordu. Tayfalarn halatlar balayn seyretti. Adamlar gen ve glyd ve bu onun ok houna gitmiti. Etnik grn ve gen erkeklerin tutkusunu seviyordu. Yaad lkede Latin kkenli arkadalar arama eilimindeydi; doduu yerde bunlardan ok vard ve neyse ki onlar da kendisini ekici buluyordu. Drst olmak gerekirse u anda memleketinde olmay, ak ve ehvet aray iinde ehrinin inili kl caddelerinde dolamay tercih ederdi. Ama imdi buradayd. Evinden binlerce mil uzaktayd ve yapmas gereken bir i vard. Yanndan geerken tayfalardan birine glmsedi, ama adam selamna karlk vermedi. Feribotun nndeki rampa yavaa inmeye balad. Gecenin bu ge saatinde birka yolcuyla birlikte hafif ykseltiyi kt, sonra zerinde Ziyaretiler yazl kapdan girdi. Pasaportunu verip Macau'ya giriinin onaylanmasn bekledi. On dakika sonra binadan kp bir taksi evirdi. Sonra uydu telefonunu ap elektronik posta kutusunu kontrol etti. Oregon'd Max Hanley ekerleme yapyordu. Ayaklarn kontrol odasndaki masaya dayam, ba yana kaymt. Operatrlerden biri omzuna dokununca hemen uyand. "Efendim," dedi operatr. "Galiba bir sorunumuz var." Hanley yzn ovuturup ayaa kalkt, kahve makinesine gidip bir fincan kahve doldurdu. "Devam et," dedi. "Birisi az nce Macau gmrnden geti." irketin bilgisayarlarnda byk bir veri taban vard. Yllar boyunca pek ok insann ad bu veri tabanna girilmiti. Ne zaman bunlardan biri irketin gizlice girdii saysz sistemden birinde ortaya ksa bu bilgi incelenip analiz edilirdi. Hanley kahvesinden bir yudum alp operatrn kendisine uzatt kd okudu. "Bu olasl dnmtk," dedi Hanley sessizce. "Ve imdi burada." Nixon Spenser'n bana nian alp dmeye bast. Sonra dijital kameradaki grntye bakt. "Sakal byk brakabilir misin?" diye sordu Cabrillo.

"ok seyrektir," diye itirafta bulundu Spenser. "Onu farkl gsterecek ne var elimizde?" diye sordu Cabrillo Nbcon'a. Nixon tezgha gidip iinde eitli klklarn bulunduu kutuyu kartrd. "Sa, makyaj, protez dudaklar kullanabiliriz. Ne lde deimesini istiyorsun?" "Bu yeni sensin," dedi Cabrillo. "Nerede saklanmay planlyorSpenser bu soruyu dnd. Bir taraftan kimsenin nereye gittiini bilmesini istemiyordu te yandan imdiye kadar grdklerinden bu insanlarn nerede olduunu zaten bulacan anlyordu. "Gney Amerika'y dnyordum," dedi Spenser. Cabrillo bayla onaylad. "Hafif bronz olsun, ona uyan ortalama bir byk, yle kaln bir ey olmasn, sonra bir de biraz daha uzun sa," dedi Nixon'a. O da ban sallayp kutudan paralan karmaya balad. "Dosyandan spanyolca ya da Portekizce bilmediini biliyorum, bu yzden ben olsam Uruguay ya da Paraguay' denerdim, bylece ngiliz aksann fazla gze batmaz." Crabtree yanlarna geldi. "Neden Kanadal yapmyorsunuz onu?" diye sordu. Cabrillo bayla onaylad. "te pazarlk," dedi. "Dei tokuu bizim iin tamamla, biz de sana yeni bir kimlik oluturalm. Birka yl nce Paraguay'a g edip vatandalk alm bir Kanadal ol. Her eye yeniden balaman iin bir milyon dolar ve Hong Kong'dan Paraguay'n bakentine bir uak bileti vereceiz sana. Ondan sonras sana ve ansna bal." "Bir milyon dolar nakitle Hong Kong'dan kmaya kalkarsam yetkililer beni durdururlar," dedi Spenser yeniden umutlanmaya balayarak. "Biz o konuyla ilgileniriz. Kendine bir isim bul." Nixon eilip makyaj yapmaya balad. "Norman McDonald," dedi Spenser. "Norman McDonald tamamdr," diye onaylad Cabrillo. Dijital iletiim sistemi titretiinde Minik Gunderson gmrk grevlilerinin 737"de dolamasn izliyordu. Aleti cebinden karp ekranna bakt. Mesaj ezberleyip sildi, aleti tekrar cebine att.

Gmrk grevlileri Gunderson'n durduu yere doru yrd, bir kd imzalayp pilota uzatt. "u anda yakt rampasna yaklayoruz," dedi pilot grevliye. O da ban evet anlamnda sallayp kapdan kp rampadan indi. Rampa geri ekildi ve operatr uzaa gtrd. "Kapy kapat," dedi pilot Gunderson'a. Sonra slak pistte ilerledi. Otuz dakika sonra 737 yakt ikmalini tamamlam, Cabrillo ve ekibinin bekledii hangarn yalnzca birka metre tesindeki geni hangara park etmiti. Bilgisayar yazlm milyarderi uydu telefonunu tulad. Hornsby, Meadovvs ve Jones soluklarn dzenlemek iin durdular. Kanalizasyonun duvarlarnda metal ve seramik borular suyu ana kanala tayordu. Ana kanalizasyonun demesinde yirmi santim su birikmiti ve sigara izmaritleri, kt paralan ve balarnn stndeki dnyann pleriyle kaplyd. "Her dakika birka santim ykseliyor," dedi Meadows. Hornsby madenci kasknn nda elindeki kopyaya bakyordu. Parmayla rotay takip edip pusulasna bakt. "Suyun o kadar hzl ykseldiini sanmyorum," dedi. "Ama yine de bir endie kayna." Jones etrafndaki kalabalk alana bakt. Kapal alanlarda bulunmak istemiyordu ve mmkn olduunca abuk kmak istiyordu. "Hangi tarafa gidiyoruz, Horny?" "Soldaki geitten geeceiz," dedi Hornsby. Oregonun kontrol odasnda Max Hanley hava radar resmine bakyordu. fkeli krmz renkle yanstlan bulut kmeleri Hong Kong ve Macau'nun ortasndaki suyun stne yerlemiti. "Hareketi gster," dedi Hanley operatre. Adam komutlar bilgisayarna girdi ve grnt ar ar batya kaymaya balad. u anki hzla frtna merkezi sabaha kar drt civarnda Macau'nun stnden geecekti. Kahvalt saatleri srasnda bir ara frtna in ana karasna ulaacak ve hava alacakt. imdiyle o an arasnda yalnzca yamur olacakt. "Eddie," dedi Hanley. "Ekibini tnele ekmen gerekiyor." Eddie Seng irketin gidilecek insanyd. Donanmaya ait RE-CON'da alm, birden fazla irket projesinde nclk etmiti ve ktden iyi karma konusunda

doutan gelen bir yetenei vard. O ana dek Cabrillo ve Hanley onu bu ite kenarda tutmutu. O, nceden grnmeyen artlara kar yedekte tuttuklar bir adamd ve oyuna girmek iin sabrszlanyordu. "Bir ift Zodiac bota ve eer sular ykselmeye devam ederse adamlarn yerini bulmak iin bir ynteme ihtiyacm var," dedi Seng. "Murphy, Kasm ve Huxley," dedi Hanley hzla. "Botlar ve ekipman hemen hazrlatacam. Sen ekibi toplayp benimle orada bulu." Seng kontrol odasndan hzla kt. "Yorum yok," dedi Sung Rhee telefonu arparak. Yerel gazetelerin muhabirleri bir eyler olduunu anlamlard yalnzca ne olduunu bilmiyorlard. Hastane Ho'nun partisine katlan konuklarla doluydu, fakat ilacn etkisi yok olduka hepsi teker teker taburcu oluyordu. Konuklarn rahatszlnn nedeni olarak gda zehirlenmesinden sz edilmiti, ama uydurulan hikye zayft ve ksa sre iinde bu yalan delerlerdi. Adam karma olaylar sorgulanyordu; polis telsizleri olan gazeteciler bunu kesin olarak yapyordu. A-Ma Tapna'ndaki hrszlk, yanan Peugeot, geit trenindeki yangn... hepsi muhabirler tarafndan aratrlyordu. Yalnzca Stanley Ho'nun evi gazetecilere kapalyd. Evi bir kez boalttktan sonra kaplarn yabanclara kar kilitlemiti. Sabah olunca Rhee yorum yapmaya zorunlu olacakt. Tam o anda telefon yeniden ald. "Geit arabasnn enkaz souyor, ama kalntlar incelemek iin yaklamamz gerekiyor," dedi Dedektif Po. "Ama benim tah-minimce adamlar yangnda yand." "Geit arabas yangn boyunca gzlendi mi?" diye sordu Rhee. "Evet, efendim," dedi Po. "O zaman bana biraz di bul," dedi Rhee. "Ve erimi altn." "Evet efendim." Po eilip bklm metal ynna su skan itfaiyecilere bakt. Bir saat iinde enkaz inceleyebileceklerdi. Bu arada Ho'nun hrszl merkez sahneyi kaplayacakt. Macau'da bir yerlerde bir Altn Buda daha vard. Ve Po onu bulma niyetindeydi. "Anlamamz nakitti," dedi Spenser, Cabrillo'nun sorusu zerine.

Monica Crabtree Oregon'la gvenli hattan konuuyordu. Bir kda notlar aldktan sonra telefonu kapatt. "Bay Bakan," dedi. "Sanrm bunu grseniz iyi olur." Nixon Spenser'm yeni belgelerini hazrlyordu. Temel eyleri bir araya getirdikten sonra telefon hatt araclyla Oregon'a iletilen bir komut vermiti. Oregon'da bo pasaportlar, gmen belgeleri ve bo kredi kartlar bulunuyordu ve gemideki birisi bunlarn zerine gerekli isim ve numaralan basp hangara gnderecekti. Cabrillo notlara bakp Crabtree'yc geri verdi. "Parala bunlar." Franklin Lincoln yolcu koltuunda Tom Reyes'de direksiyonda lgn bir hzla arabay sryordu. Lincoln taksi datm kaytlarna bakt, sonra tekrar n cama dnd. "Feribot rhtmna taksi gnderilmi, on-iki, yirmi-bir ve krk-iki numara." "Telsizi dinliyorum," dedi Reyes. "Krk iki yolcusunu Lisboa Oteli'ne brakt, on iki ise New Road'a gidiyor. Bir yirmi-bir'de olmal. Taipa'daki Hyatt Regency'ye doru gittiini rapor etti, orada yolcusunu bekleyip yola devam edecek." Reyes direksiyonu Taipa'ya giden kprye doru krd. "Han-ley'yi arayp durumu akla." Lincoln telsizini ap kontrol odasna rapor verdi. "Bana bir dakika ver," dedi Hanley. "Hyatt'n bilgisayarna girip adn aratr," dedi operatr Eric Stone'a bir kt uzatarak. "Ve bana bir oda ayrt." Stone'un parmaklar klavye zerinde dans etmeye balad; bir saniye sonra Hanley'ye dnd. "Ne zamanlama ama," dedi. "u anda kayt yaptryor." Stone verilerin ekran doldurmasn bekledi. "Oda numaras 2214." "Hyatt Regency, oda numaras 2214," dedi Hanley Linda'ya. "Onu hzl yakalayn, eer taksiye beklemesini sylediyse havaalanna hemen gidecek demektir." "Tamamdr," dedi Lincoln. "Ya sonra?" "Onu buraya getirin."

Reyes Hyatt Regency'nin bahesine girdi. "Oda no 2214," dedi Lincoln. "Onu yakalayp Oregon'a getireceiz." Reyes arabay park yerine ekti. "Hi paran var m?" "Tabi, ne iin?" "te taksi," dedi Reyes iaret ederek. "Ona para verip gnder. Sonra yirmi ikinci katta beni bul." Michael Talbot bavullarn tayan ocua bahi verip kapy kapad. Bir an nce havaalannda olmas gerekiyordu, ama ok pis olduu iin hzl bir du almaya karar verdi. abucak soyunup banyoya girdi, duu at. Tom Reyes czdanna uzanp evrensel anahtar kart kard. Delie sokup n yeile dnmesini bekledi. Sonra yavaa kapy at. Bata ieride kimsenin olmadn sand, sonra duun aktn duydu. Kapy kapatrken koridordan gelen ayak seslerini duydu. Dar baknca Lincoln' grd. Parman sus anlamnda dudaklarna gtrp ieri girmesini iaret etti. "Barrett," dedi Hanley. "Sihir Dkkn'nda apraz eitim aldn m?" "Daha nce bu konuda almtm," dedi Barrett. "Aaya inip lateks makinesini st." "Anlald patron," dedi Barrett hzla kontrol odasndan karken. Talbot kurulanrken ne giyeceine karar vermeye alyordu. Banyodan kp yatak odasna girdi. riyan bir adam masada oturuyordu. Bu grnt onu o kadar artmt ki bir an iin bu kefin anlamn bile dnemedi. Sonra kapnn yan tarafndan uzanan bir elin azn kapattn hissetti. Yzst yataa frlatld, gzleri sert skca yataa bastrld. Sonra hzla azna bir ey tklp gzleri kapatld, kollar ve bacaklar skca baland. Kulaklarna tkalar takld. Reyes'n Lincoln'e sylediklerini duyamyordu. "Oda servisi arabas bulmaya gidiyorum. Sen burada kal." Lincoln bayla onaylayp televizyonu at. Esirleri bir yere gitmiyordu. kran Gn hindisi gibi yatm hibir yerini oynata-myordu. Sekiz dakika sonra Lincoln ve Reyes onu otelin arka giriinden dar karp arabann arka koltuuna soktular. "Karnm a," dedi Reyes vitesi takarken. "Tanrm," dedi Lincoln. "Her zaman asm sen."

25
Reyes ve Lincoln Oregon'un yaknna park ettii srada Max Hanley Sihir Dkkn'nda bir aleti kontrol ediyordu. Arka plandaki ok sayda i tezghndan birinde sv lateksi stan makine alma scakln gsteren sinyali verdi, sonra otomatik olarak beklemeye geti. Hanley dnp lateks makinesine bakt, sonra baklarm elindeki kk kutuya evirdi. "Tamam," dedi Hanley Barrett'a. "Bir daha deneyelim." "Deneme bir, iki, ," dedi Barrett. "Kahverengi inek krmz aya atlad, seksen yedi yl nce bizim..." "Bu kadar yeter," dedi Hanley szn keserek. Kk kutuya bakp boazna yerletirdi, Barrett'n sylediklerini tekrarlad. Bir dizi grafik gsteren bilgisayar ekranna bakp uyumazlklar not ald, kutunun arkasndaki minik paslanmaz elikten vidalar gzlklere ait minik tornavidayla ayarlad. "Bir daha konu." "O kadnla, Bayan Lewinsky'yle yatmadm," dedi Barrett. "Dudaklarm okuyun, yeni vergi yok. Aileme saygmdan dolay bu soruya yant vermeyeceim." "Bekle," dedi Hanley. Ekrana bakarak Barrett'n zrvalarn tekrarlad. Barrett seyrederken kalarn kaldrd. Kendi sesi Hanley'in boazndan kyordu. Bu hem rktc hem de artcyd. "Annem bile fark anlayamazd," dedi. "Modern teknoloji," dedi Hanley. "Beni hl artyor." "Bunu nasl balayacaksn?" diye sordu Barrett. Haney, ona gsterdi. Reyes iskelede etrafna bakt; kimse ona bakmyordu. Lin-coln'n yardmyla Talbot'u arka koltuktan kard, sonra Oregon'un bini iskelesine srkledi. Julia Huxley onu i kapda karlad, l Sihir Dkkn'na yneldi. Gzleri hl bal olan Talbot sendeleyerek geitlerden geip asansre bindi, son koridoru da geip Sihir Dkkn'na vard. Lincoln kapy anca Reyes Talbot'u bir sandalyeye oturtup zerine kaylar geirdi. Talbot'un nne bir k getirip yakt. Talbot

n scakln hissedebiliyordu. Birka saniye sonra gz ba karld ve kr edici k gzleriyle bulutu. "Sen Michael Talbot musun?" diye sordu Hanley. "Evet," dedi Talbot ban ktan uzaa evirmeye alarak. "Gzler ileri," dedi Hanley. Talbot itaat etti, ama a bakmada zorlanyordu. Birisinin arkasnda olduunu hissedebiliyordu, ama kaylar ok sk olduu iin dnemiyordu. "Endonezya'da ergenlik anda olan bir ocukla seks yaptn m?" "Kimsiniz siz?" diye sordu Talbot. Bir saniye sonra boynuna bir eyin dokunduunu hissetti ve vcudunu bir elektrik dalgas kaplad. "Sorulan biz sorarz," dedi Hanley. "Ergenlik andaki bir ocukla seks yaptn m?" "On sekizinde olduunu sylemiti," dedi Talbot skl dilerinin arasndan. "Senin gibi iren insanlarn hastalkl arzularn paylamak iin Asya'ya gelmenden ok skldk," dedi Hanley. "Amerika'nn adn ktye karyorsun." "Ben buraya i iin gel..." demeye alt Talbot. Ama keskin bir elektrik arpmas hissetti. "Sessizlik," diye parlad Hanley. Talbot korkuyordu, bir adamn ruhuna szlp sinirleri ve i organlaryla oynayan bilinmeyen ve grnmeyen derinlerdeki bir korkuydu bu. Aln terlemeye balamt ve idrar yapma ihtiyac had safhadayd. "iim var," dedi. "Yapabileceini sylediimiz zaman yaparsn," dedi Hanley. "nce kafann bir kalbn karacaz. Sonra boyutlu bir grntsn karp bilgisayar amzla gndereceiz. O andan itibaren Asya Polis rgt seni aryor olacak. Sonra bir itirafname okuyacaksn. birlii yapp bu dediklerimizi yaparsan seni Hong Kong'a gtreceiz, oradan ilk uakla Birleik Devletler'e kaabilirsin. Bize herhangi bir ekilde kazk atmaya alrsan birka gn sonra in sahillerinde bulunursun. Kararn ne olacak, ak ocuu?"

"Tamam, tamam," dedi Talbot. "Ama pantolonuma iemek zereyim." "Tuvalete gtrn unu," dedi Hanley. Gzleri bir kez daha balanan Talbot tuvalete gtrld ve elleri zld. Drt dakika sonra tekrar sandalyesine oturup balanmt. On be dakika sonra maske hazrland ve sesi kaydedildi. Birka dakika sonra Michael Talbot yine arabann arkasna yzkoyun yatrld ve feribot iskelesine gtrld. Winston Spenser bir yol bulmaya alyordu. Ama yoktu. Artk seenei yaamak veya lmekti ve kendisini kontrol eden insanlar ilgin bir fikir ortaya atmlard. Yeni bir kimlik ve bir milyon dolarla gidecekti. Bunun sayg duymas gereken bir anlama olduuna karar verdi. Yeni pasaportuna ve belgelerine bakt, sonra cep telefonuyla konuan kadna bakt. Kadn telefonu kapatp liderlerine dnd. "Ynetim kurulu bakan yolda, Bay Bakan," dedi. "Sorunu halletmi." Spenser kendisini esir alan insanlarn kimlii ya da rgt konusunda bir fikri yoktu. Yalnzca o ana kadar grdklerine dayanarak imdiye kadar grd her eyin tesinde bir gleri olduunu syleyebilirdi. Kendi yarattklar bir dnyada yayor gibiydiler, kontrol ve illzyon dnyasyd bu ve Spenser'n planlad her eyde bir adm ndeydiler. Derken birdenbire kafasna dank etti. "Cenevre'deki ak artrmadaydn," dedi liderlerine. Cabrillo karar vermeye alyormu gibi Spenser'a bakt. "Evet, oradaydm." "Budalan benim deitirdiimi nasl anladnz?" "konu Macau'ya getirmesi ve sonra zrhl arabayla tapmaa gtrmesi iin bizim irketimize para dediniz," dedi Cabrillo. "Yani partideki btn olanlar bir hile miydi?" "O ve dardaki adamla anlamanz tamamlamak isteimiz," dedi Cabrillo. "Gerekst," dedi Spenser. "Peki ya yz milyon?" "Yardm derneine gidecek," dedi Cabrillo. "Biz gerek Bu-da'y hak sahibine teslim etmek iin tutulduk, bu yan anlama yalnzca pastann kremas olacak."

Spenser bir an iin dnd. "deolojiniz, grubunuzun motivasyonu nedir?" "Biz bir irketiz," dedi Cabrillo. "htiyacmz olan tek ideoloji bu." "Yani kr etmek iin varsnz?" "Biz yanltan doru karmak iin buradayz. Ama bunu yaparken ii ok krl bir giriim haline getirmeyi rendik." "artc," dedi Spenser. "Bunun kadar deil," dedi Cabrillo, hangarn kaps alp Hanley'yi tayan araba ieri girerken. Kap arkalarndan kapannca Hanley arabann yolcu koltuundan indi. "Michael Talbot'la tann," dedi Cabrillo akna dnen Winston Spenser'a. Bilgisayar yazlm milyarderi boynundaki zincirde asl olan anahtar karp masasndaki deri portfy at. Sonra bir dosya karp ktlar tarad. Kt yn neredeyse santim kalnln-dayd ve eitli miktarlarda hamiline bonolardan oluuyordu. En byk miktar 1 milyon dolar, en k 50.000 dolard. Bonolar karan bankalar ngiltere'den Almanya'ya ve en yaygn olarak da svire'den Liechtenstein'a kadar bir sr Avrupa lkesine aitti. Toplam 100 milyonu buluyordu. Bu ok byk bir parayd. Ama bilgisayar yazlm milyarderine gre sadece parayd. Kendi arzularn tatmin etmek iin yayordu o. Kendisini ilgilendiren ey Altn Buda'nn sanat deildi, ikonu bir bulut gibi saran tarih de deildi; bir zamanlar alnm ve imdi tekrar alnm olmas gereiydi. Onu uyaran ey sutu, dnyadaki nadir ve paha biilmez sanat eserine sahip olduunu bilmenin getirdii ego i-mesiydi. Gerei sylemek gerekirse Avrupa'daki her mzeyle rekabet edebilecek sanat eseri koleksiyonuna sahipti. Monet, Manet, Daumier, Delacroix. Da Vinci taslaklar, Donatello bronzlar. Resimli msveddeler, saray mcevherleri, alnm tarihsel belgeler. Kaliforniya'daki depolar antik otomobiller, tarihsel motosikletler ve ilk dnemlere ait uaklarla doluydu. alnm Sava eserleri, St. Petersburg'daki bir mzeden alnan Romanov ikonla-r, komnizmin knden sonra Romanya'daki bir mzeden alman bilim adam Nikola Tesla'nn yazlar, gizli bakanlk mektuplar, hatta Beyaz Saray'n bir tuvaleti.

lk bilgisayar, ilk kiisel bilgisayar, ilk kitle-retimli tketici bilgisayar. Bu sonuncular nostaljik amalyd, nk onun serveti bilgisayarlardan geliyordu. irketinin satt ilk programn hard copy'si bile duruyordu onda; kendisini yalnzca yardm eden bir hevesli sanan ve hibir eyden kukulanmayan bir programcdan ald programd bu. Bu onun ilk ve en byk hrszl olmutu ve dierleri iin ortam hazrlamt. Bonolara tekrar bakp uydu telefona uzand. Eddie Seng bir ift zeytin yeili Zodiac botun, Oregon'un ortasndan kan servis asansryle alt gverteden ykseliini seyretti. Asansr durur durmaz Sam Pryor ilk botun kaldrma halkasna bir kablo takarak nce kenara sonra da suya doru savurdu. Su seviyesindeki Murphy botun borinasn alarak iskeleye balad. Pryor ikinci botun kancasn takarken Murphy bota binerek yakt ve drt darbeli dtan takmal motorun yan kontrol etti. Ya yeni ve doluydu, tanklar da azna kadar doluydu. Murphy anahtar evirerek kontrol panelindeki klan seyretti; her eyin yolunda olduundan emin olduktan sonra anahtar evirdi, motor alt ve neredeyse sessiz bir ekilde rlantide almaya balad. kinci bot suya deer demez Kasm Murphy'nin yaptklarn tekrarlad. ki bot gecenin sessizliinde rlantide almaya devam etti. Seng Murphy'nin botuna trmanp Oregon'un iindeyken yklenen mrlzemeleri kontrol etti. Her eyin yolunda olduunu grnce alak sesle Huxley'le konutu. "Her ey tamam m?" Huxley listesine bakt, son maddeyi buldu. "Tamamz." Seng botlarn arasndaki boluktan uzanarak Kasm'a bir CD verdi. "Bunlar GPS koordinatlar; bu botta da aynsn kullanyoruz. Birbirimizden uzaklmz metre olsun, bylece radar kalkan ikimizi de korur." Kasm bayla onaylad. "Anlald, Eddie." "Tamam, Mark," dedi Seng, halat atarken olabildiince sessiz bir ekilde. "Bizi gtrebilirsin." Murphy kontrol lvyesini indirdi, bot geriye doru ilerledi. Birka dakika sonra iki bot neredeyse otuz deniz mili hzla sular yarmaya balad. Hibir abayla tespit edilmeleri mmkn deildi. Onlar izleyebilecek btn radarlara kar nlem alnmt; motorlarn sesini duymaya

alacak olanlar da frtna yznden bir ey duyamayacakt. Yardm geliyordu. Sabahn ikisinde tneldeki lnn ilk klar grmesine ya da drt saat kalmt. Bu grnd kadar byk bir sorun deildi. u anda en byk tehdit boulmakt. Hornsby ileride byk bir borunun iindeki ana kanalizasyona bakyordu. Dallanan boralardan sznt eklinde balayan aknt fkeli bir sele neden olmutu. lerideki boru yle byk bir gle alyordu ki fkran su krk bir yangn musluundan kyor gibi grnyordu. - "Bu noktadan itibaren kanalizasyonun bulunuyoruz," dedi Meadovvs. dibini suya terk etmi

Su imdiden dizlerine geliyordu, adamlar ilerledike su ykselmeye devam ediyordu. Artk bir kmazdaydlar. Bulunduklar yerden itibaren su yrnmeyecek kadar derindi. "Sallan iireSim," dedi Jones yorgun bir sesle. Hornsby srt antalarndan birini ap bir ift katlanr sal kard. antann iindeki yksek basn hava malzemesini karp sala balad ve dmesini at. Saln kat ald ve hemen sertleti. ki dakika sonra Hornsby pompay kapatt. "Buda'y bir sala koyalm," dedi Hornsby. "mz de dierine binelim." "Arlk sorunu yznden mi?" diye sordu Jones. "Her bir sal en fazla yz yirmi kilo tayabilir," dedi Hornsby. "Hibirimizin arl krk be kilodan az olmad iin kendi bana yolculuk yapmak zorunda." Meadows ikinci sal kard. Ap pompay balad. Sal havayla dolarken konutu. "Ne dnyorsunuz?" diye sordu arkadalarna. "Buda nde mi gitsin, arkada m?" Hornsby bir an iin dnd. "Eer geride kalrsa arl bizi zorlayabilir." "Ama eer nden giderse bamz derde girerse ipi brakabiliriz," dedi Jones. Meadovvs ileride hzla akan boruya bakt. "Dmende fazla zorlanmayacaz," dedi ykselen suyu iaret ederek. "Bence akntyla gideceiz."

"O zaman o nden gitsin," dedi Hornsby, sala bindirmek iin Buda'nn bir ucunu tutarken. "Ve biz de ona elik edelim." "Mantkl," dedi Jones.

26
"Talbot?" dedi Spenser. "Sen de bu iin bir paras msn?" Hanley Spenser'n yanna gidip kendisini inceleyen sanat eseri satcsnn yannda durdu. En azndan grsel testleri geiyor gibiydi. Spenser yant vermesini bekliyordu. "Win... ston Spen... ser, seni koca..." dedi Hanley kurbaay andran bir sesle. Eski bir okuldaki ucuz hoparlr sisteminden geliyormu gibiydi sesi. Hanley ses kutusundan kk bir alet karp normal sesiyle konutu. "Kevin," dedi. "Gel de una bak, doru baladm sanyordum." Nixon gelip aleti ters evirdi. Gmleinin cebinden bir kalem karp kk dmeyi iki kademe oynatt. "Telefon grmelerinde kullanlan gecikmeyi amsn, patron," dedi Nixon. "imdi dene." "Merhaba, Winston," dedi Hanley. "Uzun zamandr grmedik." Spenser adama bakp ban iki yana sallad. Aletin almadn grmese iyi olabilirdi; bana gelen her ey kafasna hcum ediyordu. Bu insanlar imdi de bir tr robot yaratmlard. Baka neler yapacaklarn kim bilebilirdi? "Bay Talbot," demeyi baard Spenser. "Tamir etmeyi basardn galiba, Kevin," dedi Hanley. Spenser sessizce duruyordu. "Tamam millet, dinleyin," dedi Cabrillo. "Vakit geldi saylr." Dedektif Ling Po erimi metal ynna bakt. Geit arabasnn destek kirileri iddetli yangn yznden eilip bklm, korkun bir grnt

alm ve bir ahtapotun kararm kollar gibi motosikletlerin stne sarlmt. Bir kpek eitmeni enkaz drtyordu. "Efendim," dedi eitmen. "Kpek insan kalnts olduuna dair bir iaret vermiyor." "Bu burada insan kalnts olmad anlamna m geliyor?" diye sordu Po. "Gehellikle, bir cesedi kle dntrmek iin gerekten ok scak bir yangn gerekir. Onun dnda her eyin kokusunu alr." Po enkaza bakt. Yoldaki asfalt eritmiti. Altnda ne olduunu kesin olarak sylemek olanakszd. "Ucuna bir zincir balayn," dedi Po. "Ve kamyonlardan biriyle ekin. Altnda ne olduunu grmek istiyorum." Bir itfaiyeci aracndaki depo blmesinden bir zincir almak iin kotu. Birka dakika sonra zincirin bir ucu enkaza, dieri kamyonun tamponuna balanmt. tfaiyeci yava yava kamyonu yrtt, enkaz asfaltla mcadele etmeye balad. Birka metre daha ektikten sonra itfaiyeci aracn durdurdu. "Bu kadar yeterli mi?" diye bard camndan Po'ya. "Mkemmel," dedi Po, mazgal deliine bakarak. Eilerek kapa kaldrmaya alt, ama bir ie yaramad. Bir baka itfaiyeci aratan bir alet alp kapan stndeki kk delie sokup kanrtarak amaya alt. Kapa birka santim teye itti. Po cebinden kk bir fener karp delii aydnlatt. "Bingo," dedi. Cep telefonuna uzanp merkezin numarasn tulad. "Efendim," dedi. "A-Ma Tapna'ndan alnan Buda'nn nereye gittiini biliyorum galiba." Macau'da yamur sularnn krfeze ald on alt yer vard. Seng ve ekibi nemli olan tek ka gidiyorlard. Zodiac'lar zgara boyunca baz kayalara baladktan sonra Seng gidip metal kalkan inceledi. Kare biimindeki perde tp eklinde bir ktkten yaplmt. Yer yer bee be llerinde, yer yerse plerin geebilecei genilikte aklklar vard. Bir dizi iri cvatayla kanalizasyona ilitirilmi keli beton bir taa balyd. Seng Zodiac'a geri dnp alet kutusunu ald. Uygun byklkte bir priz

bularak akyle alan tornavidann fiini takt, sonra zgaraya gidip cvatalar skmeye balad. Cvatalarn hepsi ktktan sonra Seng, Huxley, Murphy ve Kasm zgarann drt kenarna aslp yerinden kard. Su hzla dar akyordu ve uzak kedeki Murphy ve Kasm zgaray kayalarn stne ekmede zorluk ekiyordu. Izgara kenara ekildikten sonra herkes akla bakt. "Buras bir nehir oluyor," dedi Huxley sonunda. Seng suya parlak sar bir erit sokup hareketin sresini lt. Saatinin ikinci koluna dikkatle bakt. Plastik Liman'da elli metre kadar gidince hzn hesaplad. "Su saatte on mil hzla akyor," dedi. "Ama bunun artacan biliyorsunuz." "Zodiac'lar iin ok basit bir i," dedi Murphy. Seng bayla onaylad. "Bast boluunu kaybetmediimiz takdirde bir saat iinde bizim olanlar alp Oregon'a dnm olabiliriz," dedi Kasm. Seng, Zodiac'a geri dnd. "Tamam, siz ikiniz," dedi Seng. "eri girip ekibi toplayn. Julia ve ben planladmz gibi gvenlii salayacaz." "Az sonra geri dneriz," dedi Kasm dmene geerken. Keke o kadar basit olsayd.

27
Cabrillo keeli bir kalem alp tezghlardan birinin stne konan tahtaya izmeye balad. "Yine kontrol ettim, 737 burada park ediyor," dedi Cabrillo, tahtaya bir X izerek. "Oradan kprdamayacaklardr. Adams Spenser' SUV'la rampaya gtrp orada park edecek." Adams onaylayarak ban sallad. "Durunca aa inip portatif tenteyi kamyonetin arkasna a," dedi Cabrillo. "O zaman sand ap Buda'y gsterebilirsin." "Ya alc Buda'y uaa tamamz isterse?" diye sordu Spenser. "Ona hayr, de," dedi Cabrillo. "ncelemeyi yerde yapp mal Macau topraklarnda almal." Spenser bayla onaylad, ama ikna olmu grnmyordu. "Max," diye devam etti Cabrillo. "Birka dakika iinde buradan ayrlp n terminale dolaacaksn. Orada binecein bir taksi seni 737'ye gtrecek." "Anlald," dedi Hanley. Cabrillo durup ekibe bakt. " iyi ve kolay olmal," dedi sessizce. "Hanley gerekliini dorulayacak ve deme yaplacak. Milyarder ondan sonra Buda'y uana alabilir. Sorusu olan?" Kimse konumad. "Tamam o zaman," dedi Cabrillo. "yi anslar, Max." Hanley bayla onaylayp hangarn arka kapsna doru yrd. "George," dedi Cabrillo. "Sen ve Spenser SUV'a binebilirsiniz. Konta kurup giri konumas yapmas iin Hanley'ye birka dakika vereceiz, ondan sonra yaklamamz gerekiyor." Adams bayla onaylayp Spenser'a Chevrolet'nin yolcu koltuuna binmesini iaret etti. Bilgisayar yazlm milyarderi hindistancevizi stl ay ve iki ucu kesik ince bir puro iiyordu. Olayn ilginlii onu etkisi altna almt ve birka dakika nce siyah giysiler giymek zere 737'nin arka blmesine gemiti.

Bilgisayar yazlm endstrisindeki, beceri ve yetenekten ok ans ve zamanlama durumu olan baars egosunun tehlikeli boyutlarda imesine neden olmutu. Kendi aldatmacasna kendisi de inanr olmutu. u anda uyuturucu ve seksin etkisi hafifleyip nikotin ve kafein artarken bir gizli ajan olduunu dnmeye balamt. Soygun, rvet ve malla birlikte firar etmek. Hikyeyi arkadalarna anlatrken alaca keyfi imdiden hayal edebiliyordu. Hanley Macau taksisine gidip arka koltua bindi. Taksi ana terminalin etrafndan dolap 737'ye dnd. Rampaya vardktan sonra ofre yavalayp kornaya basmasn syledi. Milyarder sesi duyup jetin camndan dar bakt. Talbot'un taksinin arka koltuunda olduunu grnce n tarafa, ak kabin kapsna doru gitti, rampann banda durdu. Hanley taksinin arkasndan indi. Milyarder ona rampay kmasn iaret etti. Hanley merdivenlerden kmaya balad. Juan Cabrillo tam o srada portatif telsizi alp Konu dmesine bast. "Sineklik," dedi. "Dayanabiliyor musun?" Larry King hangarn havalandrma sisteminin azna tnemiti. Yamur ara sra bacann iine savruluyordu, ama en azndan bann stnde bir ey vard. "Partiden sonra Oregon'a uradm," dedi King. "Ve bir termos domates orbas, gece drbn iin su geirmez rt ve ii bo uranyum kreleri aldm. Rahatm yerinde." Cabrillo King'in profesyonelliini her zaman takdir etmiti. irket onu paratyle birka kutu yiyecek ve tfeiyle orak bir araziye indirirdi ve o birka saat iinde kendine bir yuva bulup nian alrd. Sonra da kendi hizmetine ihtiya duyulsun duyulmasn ylece bekler, hi yaknmazd. Cabrillo alanlarn kiisel kaytlarna ulaabildii iin King'in Sedona, Arizona'da bir piyano bar olduunu da biliyordu. CabriUo'nun o blgeden giderken King'i alrken yakalamas ok garipti, nianc yalnzca smokin giymekle kalmyor, ho, melodik bir sesle ak arklar ve baladlar sylyordu. "Resepsiyon nasl Larry?" diye sordu Cabrillo. "Cama vuran yamur damlalar mikrofonu biraz etkiledi, ama sylenenlerin bazlarn anlayabiliyorum." "Byk bir ey olursa araman gerektiini biliyorsun." "Evet, efendim," dedi King, gece drbnyle bakp kulanda-ki mikrofona dokunurken. "Hanley az nce adam selamlad."

Monica Crabtree hangarn uzak ucunda aralk kapdan dar bakyordu. "Bay Hanley az nce ieri girdi," dedi bulunduu yerden. King, milyarderin, "eri gel de yamurdan kurtul, Michael," dediini duydu. Hanley milyarderi takip ederken koridorda Gunderson' geti. Bir damlay temizlemek istercesine sol elinin orta parman kana gtrd. Gunderson yant olarak enesini svazlad. "Otur," dedi milyarder 737'nin n blmndeki kompartmanda bulunan konferans masasna geldiklerinde. Hanley oturup adama bakt. "Telefonda neler olduunu anlatamazdm," dedi milyarder. "Ama ak artrmada teklif verdiin Buda yeniden satta." "Ne abuk," dedi Hanley. Milyarder bayla onaylad, ama baka bir ey sylemedi. "Sesin bouk geliyor. Bir ey ier misin?" "Yamur ve bindiim hastalanyorum." uaklardaki hava," dedi Hanley. "Galiba

Milyarder bir dmeye bast ve Gunderson geldi. "Bay Talbot'a ay, limonlu ve ball ay getirir misin?" "Ya sizin iin efendim?" "Bir kadeh lk Uzo, ltfen." "Hemen, efendim," dedi Gunderson. Hangarn atsmdaki King bu konumay duydu. "ki smarlyorlar, efendim." "Kapy a, Monica," diye emretti Cabrillo. Crabtree bir dmeye basp hangarn kapsn SUV'ur kaca kadar aralad. "Gitme zaman beyler," diye bard Cabrillo Adams ve Spen-ser'a. Adams Chevrolet'yi vitese takp yavaa kapya doru srd. Sonra hangardan iddetli yamura kt. Gunderson ikilerle geri dndnde milyarderi sessizce Han-ley'ye bakarken buldu. "Pilot bir kamyonun yaklatn size sylememi istedi, efendim," dedi Gunderson.

Milyarder cama doru dnd. Beyaz bir Chevrolet SUV rampaya yaklat, tanmad bir adam src koltuundan inip arkaya gitti. Arkadan katlanabilir, portatif, alminyum bacakl bir tente karp at. Milyarder yolcu koltuundan inen Spenser' grd. "Gel," dedi milyarder Hanley'ye. "Ganimetimiz geldi." Hanley ve milyarder rampaya doru yrrken Adams iinde Buda'nn bulunduu sand ekip kapan at. Sonra ofr koltuuna geri dnp yamurdan kurtulmak iin ieri girdi. Milyarder merdivenlerin banda belirince tentenin altndaki Spenser aaya inmesini iaret etti. ki adam rampadan aa inmeye baladlar. "Bu ii yamursuz bir yerde yapalm," dedi milyarder asfalta inince. "Uamda." Spenser ban olumsuz anlamda iki yana sallad. "Ben sizi tanmyorum, siz de beni," dedi. "Bu yzden ben param alana kadar Altn Buda yerde kalacak." Milyarder Hanley'ye dnd. "Kazanan teklifi veren bu arac myd?" "Evet," dedi Hanley. "Sen Mike Talbot'sun," dedi Spenser. "Michael," diye dzeltti Hanley. "Anlatmz gibi nakit getirdiniz mi?" diye sordu Spenser. "Hamiline bono," diye yantlad milyarder. "Eer her ey onaylanrsa." Rzgr maskesine yamur taneciklerini arparken Hanley sessizce duruyordu. "Kontrol et," dedi milyarder Hanley'ye. Hanley gidip Buda'y ayrntlaryla kontrol etti, sonra eilip ayandan kk bir numune tra etti. "teki numuneyi getirdin mi?" diye sordu milyardere. O da cebine uzanp bir zarf kard. Hanley cebinden bir mercek karp birka dakika boyunca numuneleri inceliyormu gibi yapt. "Birbirlerine uyuyorlar," dedi sonunda. "Paray getireyim," dedi milyarder.

Tam o srada Chuck Gunderson yardmc pilotun azn bantla kapatyordu. Bileklerini plastik bantlarla balayp pilotla yardmcy kokpitin demesine yatrd. "Hedef merdivenlerden kyor," dedi King telsizle Cabril-lo'ya. "Telefon a," dedi Cabrillo Nixon'a. 737'de Gunderson esmer uu grevlisine dnd. "Bana bir iyilik yap," dedi. "Kapy kapat." Milyarder merdivenleri karken Adams, Spenser ve Talbot'un su birikintilerinden hzla geerek hangarn arkasna kotuklarn duymad. Akl Altn Buda'da ve ona sahip olmann anahtarn tayan para antasn bir an nce ele geirmeliydi. Merdivenlerin yar-sndayken jetinin kaps kapanmaya balad. Merdivenlerin tepesine vard srada kap yerine oturmutu. Milyarder avaz kt kadar bararak kapy yumruklamaya balad. Kentin dier ucunda Po kanalizasyon deliine girmek zereyken telefonu ald. "ler bizim iin fazla scak hale geldi," dedi tanmad bir ses Po'ya. "Sen kazandn dedektif. Macau Havaalan'nn pistinde beyaz bir Chevrolet var. Partiden alnan Buda onun iinde. Hoa kal." Hat birden kesildi. Po bir an iin aknlkla bakt telefona sonra hemen Sung Rhee'yi arad. "Hrszlardan bir telefon aldm," dedi abuk abuk. "Buda'nm Macau Havaalan pistindeki beyaz Chevrolet'de olduunu iddia ediyorlar." Hanley, Spenser ve Adams hangarn arka tarafna motoru alr durumda bekleyen limuzine kotular. Monica Crabtree direksiyondayd. l gvenle arka koltua biner binmez vitesi takp hzla kapya doru ilerledi. "Tamam, Kevin," dedi Cabrillo. Nixon birka saat nce yerletirdii uzaktan kumanda aletini kullanarak rampay uaktan uzaklatrmaya balad. Rampa gerilemeye balar balamaz milyarder kandrldn anlad; rampann tepesinde geriye dnerek aaya bakt. Kamyon oradayd, ama grnrde kimse yoktu. Larry King gece drbnyle 737'yi seyrediyordu. Bir dakikadan ksa bir sre sonra Gunderson'un pilot koltuuna oturup hazr iareti verdiini grd. King tfeinin lazer n 737'nin camna dorulttu ve bu iaret

zerine Gunderson jetin motorlarn altrd. Rampa gittike daha hzl geriliyordu. Nixon rampay bir kenara ekti. Jetten gvenli bir mesafeye ulatktan sonra aleti boa ald ve rampa sarslarak durdu. Kumanday bir kenara atarak Cab-rillo'yla birlikte hangar son kez gzleriyle tarad. O ve Crabtree, Spenser'm yaklamndan nceki yarm saat iinde her eyi limuzi-nin bagajna yerletirmilerdi. Nixon ve Cabrillo'nun yapmas gereken tek ey havaalanndan ayrlmakt. Rampa 737'den gvenli bir mesafeye ulanca King tekrar lazerle iaret verdi ve Gunderson gaz kolunu yavaa itti. King telsizle haber verdii srada Cabrillo ve Nixon hzla arka kapya doru gidiyordu. "Chuck ilerlemeye balad," dedi King. Rampa sonunda milyarderin aaya atlayabilecei kadar yavalamt. Pistte jetine doru komaya balad. Birka saniye sonra durumun umutsuz olduunu anlad, bu yzden Chevrolet'ye doru komaya balad. Araca binince ararak Buda'nn hl yerinde olduunu grd. Alminyum tenteyi iterek arka kapy serte kapad, src koltuuna geti. Bir hata daha, anahtar kontaktayd. 100 milyonluk bonolar kaypt ama Buda'nn deeri bunun iki katyd. imdiki plan, Buda'yla birlikte kap jeti kimin ald konusuyla ilgili sonra endielenmekti. Kamyonu altrp vitesi takt. 737'de esmer uu grevlisi kokpitin kapsn koruyordu. Bunu yapmasn ona kimse sylememiti, ama akllca olacan dnyordu. Arkadaki seksi kadnlardan biri ne gelip kokpitin kapsn amak istedi. "Arkaya git," dedi esmer. "Pilotla konumam gerekiyor," dedi sarn. Tekrar kapy denedi, ama esmer yerini bulmayan bir yumruk savurdu. Sarn bu yumruu savuturup esmerin karnna darbe indirdi. "Chucky," diye bard sarn, motorlarn sesini bastrmaya alarak. "Bu kaltaa bana burda ihtiyacn olduunu syler misin?" Esmer iki bklm olmu nefes almaya alrken kokpitin kaps ald. Esmer ak kapdan 737'nin kalk iin pistte hzla ilerlediini grd. riyar sarn adam pilot koltuunda oturuyordu. Dnp glmsedi. "Tamam, tatlm," dedi hzla. "O benim yardmc pilotum." Macau taksisi hangarn arka tarafnda bekliyor, mrlayan motorlar yamurlu havaya

duman bulutlar flyordu. Cabrillo ve Nixon arkaya binerken King tekrar arad. "Tamam, patron," dedi rahat bir ekilde. "Adammz kamyona gitti." "Yuvadan k," dedi Cabrillo. "nde buluuruz." King havalandrma deliinden kmaya alrken Chevrolet hangarlardan ana terminale giden pistte hzla ilerliyordu. Bordo renkli 737'de Gunderson frtna gr aletini tarayp kontrol kulesine yant verdi. Sonra bir dmeye basp hoparlr at. "Bayanlar, ltfen oturun bir saniye iinde havalanacaz. Havalandktan sonra da biriniz kahve ve sandvi getirirse kahramanmz olacak." Sonra yannda oturan sarna dnd. "Hi, Judy, uzun zamandr gremedik." Macau'yla havaalannn bulunduu ada arasndaki kprde sirenleri alarak gelen on iki polis arabas ana terminalin nnde bir barikat oluturuyordu. "te gidiyorlar," dedi Crabtree kar ynde giderken. Dikiz aynasndan bakarak birka araba kprden ktktan sonra polisin trafii iki ynl olarak kapadn grd. "Tam zamannda," dedi Adams. ofr taksiyi binann n tarafna dolatrd. Sonra King'in yamur borusundan inip n koltua oturmasn bekledi. Ardndan dnp Cabrillo'ya bakt. "Bizi havaalannn gney ucuna, Coloane'n karsna gtr," dedi Cabrillo. "Bir tekne bizi bekliyor." 737'de son izinler de alnrken Chevrolet SUV ana terminalin nne kt. Milyarder uzakta polis arabalarnn barikat kurduunu grebiliyordu. Ban evirip baknca bordo renkli 737'sinin kanatlarndaki ve gvdesindeki klarn yanp sndn ve jetin havalanp krfeze doru yneldiini grd. "Var yeri?" diye sordu Judy. "Singapur," diye yantlad Gunderson. "imdi syle bakalm. Sen ve Tracy iin durum nasld?" "Ekip iin birka kere yaptk, sonra yoruldu," dedi Judy.

28
Gunderson 737'yle Gney in Denizi zerinde geni bir kavis izip gneye ynelirken frtna Macau'da byk bir iddetle etkisini gstermeye balad. Kanalizasyonun iindeki su daha hzl ykseliyordu artk. Altn Buda'y ve adam tayan kurtulu veya mahvolua doru hzla yol alyordu. Her dnemece varlarnda adamlardan biri saldan inip Altn Buda'y tayan sal yavalatmak iin gerideki ipe aslyordu. Sonra saln yan tarafn uygun kanala doru itiyor ve gerisini akntnn halletmesini bekliyordu. Balarnn stndeki rasgele yerletirilmi borular artk iyice doluydu ve sallar ne zaman fkran sularn altndan geseler suyun bir ksm sallarn dibine kadar iniyordu. Adamlar apkalaryla suyu boaltmaya alsalar da geen her mille birlikte bu aba daha da zor hale geliyordu. Hornsby kopyalara dikkatle bakt. "Yolun yarsn geride braktk," dedi. "Ama ayn hzda ilerlersek ve su bu hzda ykselmeye devam ederse biz Liman'daki ka varana dek su neredeyse borunun stne kadar gelecek." "Oregon imdiye kadar yardm gndermitir," dedi Jones. "Ve kopyalar onlarda da var." Meadows konumadan nce alnndaki damlalar sildi. "Bu bizim kar karya olduumuz sorunu deitirmiyor. Yalnzca daha fazla insan tehlikeye atm oluyor." Hornsby beline kadar suyun iine girmi kalasyla Buda'nm bulunduu sal itiyordu. Sal dier akntya girip ilerlemeye balarken o gerideki sala bindi. "Ayrca bir de u var," dedi. "Hz byle devam ederse Liman'a vardmzda -eer varrsak- bu ilk klarda olacak ve yakalanma riskimiz artacak." Hornsby ban evirip bakt. Jones'un, kasknn yayd lo kta srttn grd. "Biz irketiz," dedi Jones sessizce. "Her zaman bir adm nde-yizdir." Sallar iddetli akntda kendi sorunlaryla uraan kurtarma gcyle olan randevularna daha hzl giderken l balarn evet anlamnda sallyorlard.

Mark Murphy'nin kulland dtan takma motorlu Zodiac sular yararak ilerliyordu. Birka metrede bir aknt daha da iddetleniyordu, fakat gl motor pjuvaya kar koyan kuvvetli akntya ramen botu itmeyi baaryordu. ime botun ortasndaki Hali Kasm, ihtiyalar olan aklktan birka santim daha kazanmak iin kanvas gnelii ve elektronik alclar destekleyen boru biiminde metal st parann vidalarn skyordu. ini bitirince son borular da Zodiac'n iine koyup Murphy'ye dnd. "Maksimum bast aklna ulatk," dedi. "imdi gaza bas. Dier ekiple bir yerde buluup onlar ksa srede buradan darya ekemezsek hepimiz yzmek zorunda kalacaz." Murphy hz artrp viraj dnd. Ik olarak el lambalarn, seyir iin de dizlerinin arasnda tuttuu portatif GPS birimini kullanyordu. "Haval kornay bul," dedi Murphy Kasm'a. "Yaknda ihtiyacmz olacan hissediyorum." Yamur doudan batya doru tabakalar halinde yaarken Rick Barrett Scarab' Macau Havaalan'n oluturan el yapm arazi parasnn en gney ucuna doru srd. Barrett dikkat ekmesini gerektiren parlak sar bir yamurluk giymiti, ama gecenin karanlnda, iddetli yamur altnda o ve Scarab neredeyse grnmezdi. Kulaklndaki sesleri dinliyordu, ama yalnzca parazit duyuluyordu. Sahil boyunu gece drbnyle tararken en ktsnden korkmaya balad. "Ne demek istiyorsun?" diye bard Po fkeyle. Macau Kamu leri Dairesi'nin efi ok mutsuzdu. Derin bir uykudan uyandrlm ve kanalizasyon kopyalarnn bulunmas iin ofisine arlmt. Ama oraya vardnda kopyalar bulamamt. "Yok olmular," dedi adam Po'ya. "Bilgisayardan silinmiler ve esas kopyalar da ofisten alnm." "Emin misin?" diye sordu Po. "Bn gece vardiyasna arttrdm," dedi adam. "Geriye hibir ey kalmam." "Yani kanalizasyonun krfezin bilemeyeceiz," dedi Po. neresine aldn tam olarak

"Haritalarmz yok," dedi adam. "Ama bunu bilmenin bir yolu var.

"Eee?" dedi Po. "Neymi o?" "Kanalizasyona biraz boya katn ve nereye gittiine bakn." Po yanndaki devriyelerden birine dnd. "Bir nalbur bul," dedi hemen. "Ve bana bir dzine on be litrelik boya al." Sonra delikten aaya bakt. Labirente girmenin bir anlam yoktu; fareler suyla birlikte delikten fkracakt ve o zaman Po bekliyor olacakt. Bu dnceyle glmsedi, ama metre tedeki btn gece ak olan bir kafenin nnde dikilen adam fark etmedi. Adam kulakln ayarlamak iin kulana dokundu, sonra dnp restorana girdi. Milyarder Chevrolet'yi parka srd. Baka seenei yoktu. nnde polis arabas yolu kapamt. Polisler ellerinde taban-calaryla aralarnn banda dikiliyorlard. Arkalarnda daha fazla sayda araba ve geici komuta merkezi olarak kullanlan zrhl personel tayc vard. Sung Rhee zrhl taycnn iindeki tfek boluundan dar bakyordu. Mikrofona uzanp hoparlre konutu. "Etrafn sarld," dedi. "Ellerini bann stne koyup yavaa aratan in." Sonra zrhl arac sren subaya dnd. "Spot n stne evir." Adam bir dmeye bast ve drt milyon mumluk spot geceyi gndze evirdi. Rhee aracn src tarafndaki kapnn yavaa aldn grd. Sonra tamamen siyahlar giymi olan bir adam slak kaldrma kp kamyondan birka adm uzaklat. "Dur," diye emretti Rhee. Adam olduu yerde durdu. "Ellerini havaya kaldr," diye emretti Rhee. "Eer arata senden baka kimse yoksa sol elini yavaa salla." Adamn sol eli yavaa ileri geri salland. "Ia doru alt adm at." Adam itaat etti. "imdi nce dizlerini yere koyarak yzst uzan." Adam yavaa yere melip boylu boyunca slak yere yatt. "ki subay gidip adam yakalasn," dedi Rhee.

Bir ift subay polis arabalarnn arkasndan kp yavaa adama doru gitti. Biri onu korurken dieri eilip phelinin ellerini arkadan kelepeledi. Sonra ekip ayaa kaldrd. "Ben Amerikalym," dedi milyarder. "Ve bykeliyi grmek istiyorum." Rhee zrhl aracn arka kapsnn inmesini bekledi, sonra yamura kp Chevrolet'ye doru gitti. Dier koltuklarn bo olup olmadn grmek iin fenerle kontrol ettikten sonra, arkadaki depo blmne baknca Altn Buda'y grd. Arka kapy aarak bir seksen boyundaki altn ktlesine bakt. Sonra cep telefonuna uzand. Hanley'yi tayan limuzin Oregon'un nnde park ediyordu. "Dikkatlice temizleyip yok edin," dedi Crabtree'ye. "Sen benimle gel." Spenser Hanley'in peinden borda iskelesinden geti. Hanley geminin gvertesine geince Spenser'a arkasndan gelmesini iaret edip kontrol odasna yneldi. Kapy ap Eric Stone'a iaret etti. "Spenser' burada tutacak nbetiyi ar." Stone mikrofona bir eyler syledi. "Bakan nerede?" diye sordu Hanley. Stone ekranda yanp snen bir noktay iaret etti. Havaalan adasnn neredeyse sonundayd bu nokta ve ikinci bir nokta da ondan birka metre tedeydi. "te," dedi, Stone iaret ederek. "Dieri de karma ilemini yapan Barrett." Hanley ilk n yavalamasn, ardndan durmasn seyretti. "Barrett'a geldikleri iaretini ver." Spenser aknlk iinde operasyonu seyrediyordu. Hanley'ye bir soru sormak zereyken kontrol odasnn kaps ald ve Sam Pryor ieri girdi. "Bu adam hapishaneye gtr ve bala." "Seviye?" diye sordu Pryor. "Minimum," dedi Hanley. "Ama sen de onunla kal, herhangi bir iletiim aygtn kullanmayacak ve kimseyle konumayacak. Karnn doyurabilir, uyumasna, televizyon veya film iin elence sistemini kullanmasna izin verebilirsiniz, ama bilgisayar yok." "Evet, efendim," dedi Pryor.

Hanley Spenser'a dnd. "Sen pazarln kendine ait blmn yerine getirdin," dedi. "imdi aptalca bir ey deneme de biz de verdiimiz sz tutalm." Pryor Spenser' kolundan tutup kapya yneltti. "Ne zaman serbest kalacam?" diye sordu Spenser. "Sana haber veririz," dedi Hanley. "Ama yaknda." Pryor Spenser' koridora kard. Kap kapanmadan hemen nce geri dnp baknca Hanley'in yzndeki lateks maskeyi syrdm grd. Barrett kulaklnda bir bip sesi duyunca drbnyle sahile bakt. Farlarn parlts gece drbnnn ekrannda bir ift patlama gibi grnd, ardndan beyaz noktalar solup karard. Barrett Scarab'n iskele klarn yakp sndrd, sonra kyya biraz daha yanat. Tom Reyes direksiyondaki ve kontrol dmelerindeki parmak izlerini silmeyi bitirip anahtar evirip konta kapatt. Oturduu yerde dnp Cabrillo ve Nixon'a bakt. "Artk temiziz, patron," dedi Reyes anahtarlar cebine atarken. "Hadi gidip slanalm," dedi Cabrillo taksinin arka kapsn aarken. Nixon taksiden inip son dekor ve alet kutusunu ald, Reyes ve Cabrillo'nun peinden suya doru gitti. Douya baknca gkyznn aarmaya baladn grd. Batda rzgr hafiflemeye balamt. Birka saat iinde sabah olacakt ve frtna Macau'nun stnden gitmi olacakt, fakat imdilik yamur tabakas adalar taramaya devam ediyordu. Barrett kyya cesaret edebildii kadar yaklat, sonra kayalardan kanmak iin dmeni biraz krd. Cabrillo suya girip pruvay yakalad, kmldamamas iin olduu yerde tuttu. Reyes Scarab'a binip Nixon'm kollarnda tuttuu kutuyu ald. Kutuyu yere brakp Nkon'n trmanmasna yardm etti. Nixon da gverteye knca Cabrillo Scarab' geriye doru itip Reyes'n eline uzand. Tekne geriye doru giderken Cabrillo ieri trmand. Barrett geri vitesi takt. Yavaa havaalan adasnn en gney ucundan uzaklamaya balad. Barrett engellerden uzaklatktan sonra kontrol kolunu ileri iterek Oregon'a yneldi.

"Ne demek istiyorsun?" diye sordu Hanley. "Dedektif kovalarca boya istedi," dedi Michael Halpert sessizce. "Suyun akn izlemek iin kanalizasyona boya dkmeyi planlyorlar." "Anlyorum," dedi Hanley. "yi i kardn. Oregon'a. dnebilirsin artk." Stone radar ekrann izliyordu. Hanley'ye dnd. "Barrett suya doru dnd. Birka dakika iinde bize ular." Hanley ise frtna radarn izliyordu. "Birka tayfa hazrda beklesin," diye emretti Hanley. "Sca-rab'n hemen hangara girip gzden kaybolmas gerekiyor." "Evet, efendim," dedi Stone mikrofona uzanrken. Sung Rhee, havaalannn gidi terminalinin hemen dndaki kntnn altna getirilen pheliye doru yrd. Terminalin iinden yaylan parlak k altnda adam biraz tandk geliyordu. "Ortaklarnzdan biri sizi ele verdi," dedi Rhee. "Telefon ap yerinizi bildirdi." Adam Rhee'ye acma ve knamayla kark bir bakla bakt. "Neden bahsettiiniz konusunda hibir fikrim yok." "Bize kar ekingen davranmanz iin bir neden yok," dedi Rhee. "Sizi sust yakaladk." "Siz hibir ey yakalamadnz," dedi adam. "Ben bir sanat eseri satn alyordum ve bir grup hrsz beni dolandrd. Sizin taciz etmeniz gerekenler onlar, ben deilim." "Macau'ya ne zaman geldiniz?" diye sordu Rhee. "Birka saat nce," diye yantlad adam. "Son feribot saat nceydi," dedi Rhee. "Ve bir sonraki iki saatten nce kalkmaz. stelik sabah birle be arasnda uak da yoktur. Hikyenizin sama olduu ok ak." "Benim zel jetim var," dedi adam. "Gerekten mi? Peki imdi nerede?" "Hibir fikrim yok," dedi adam. "Hrszlar ald."

"Ne kadar kolay bir aklama," dedi Rhee. "unu anlamalsnz: sorularmza yant vermeyi reddederseniz bu ii sizin iin ok rahatsz hale getirebiliriz." Milyarderin fkesi hzla artyordu. Brokratlarla olan ilikisi genellikle kendisinin ne istediini sylemesiyle snrlyd. Yorgundu, hafif akamdan kalmayd ve yz milyon dolarn kaybetmek zereydi. Doruca Rhee'nin gzlerinin iine bakt. "Dinle, geri zekl," dedi. "Uam 737 sizin havaalannzdan alnd ve iindeki antamda yz milyon dolarlk hamiline bono vard. Bu gece bu kk uyduruk lkenizde neler olduunu bilmiyorum, ama eer beni zp telefonu kullanmama izin verirseniz bu sorunu on dakika iinde akla kavuturabilirim." Rhee milyarderi dinlemi olsayd 737'nin izi srlebilirdi. Ama milyarderin kavgac tavr kaderini belirledi. Rhee polislerden birine adamn kollarn tutmasn iaret etti. "Onu merkeze gtrn." Barrett Scarab' askya soktu, tayfalar onu sabitlerken Barrett, Cabrillo, Reyes ve Nixon merdivenlerden yukar trmandlar. "Bu gece operasyonla zaman geirdin biraz," dedi Cabrillo Barrett'a. "Houna gitti mi?" "Bir pastaya krema srmek kadar kolay deilmi, ama ok daha elenceli." Drt adam Oregon'un i blmlerine giden kapdan getiler. Cabrillo koridoru iaret etti. "Siz gidip temizlenin. Benim yapacak ilerim var." Adamlar kamaralarna yneldiler. "Hey," dedi Cabrillo adamlarn arkasndan. "yi i kardnz." Sonra kontrol odasna gidip kapy at. eri girip slak gmleinin dmelerini zmeye balad. Sonra Hanley'ye dnd. "Ne durumdayz, Max?" Ykselen suyla kanalizasyonun tepesi arasnda yz yirmi santimlik bir mesafe kalmt. Kasklardaki lambalarn solmaya balamt. Su hzla ykseliyordu ve adamlar artk Buda'ya yn vermek iin saldan gvenli bir ekilde inemiyorlard. Meadows iki sal birbirine balamt. Jones ve o sallarn birletii yerde biri bir uta, dieri de br uta yere melmi duruyorlard. Sallar yan yana ilerlerken ayaklaryla borularn sert ksmlarna bastrarak yn deitirmeye alyorlard.

"Kavak geliyor," diye bard Hornsby. "Soldaki kanala girmeliyiz." nlerindeki borularn V oluturduu noktaya geldiklerinde, hzla akan su bir nkleer denizaltnn dmen suyu gibi ikiye ayrlyordu. Su plerle doluydu, borulardan oluan tavan o kadar ok su szdryordu ki darda da olsalar daha fazla slanmazlard. Sallar neredeyse kontrolsz bir ekilde hzlanyordu. Jones ileriye bakp hareketlerinin zamann lt. Sallarn V noktasna varmasna alt metre kala ayan uzatp duvar itti. Sallar sola doru yalpalad ve kavan dndaki akntyla tand. "Bunu atlattk," diye bard Jones. "Ama bu boru daha fazla su alrsa bir sonrakinde sorun yaayacaz." "Yaknda yardm gelmezse Buda'y brakp kendimizi kurtarmann aresine bakmak zorunda kalacaz."

29
"Birer birer," dedi Dedektif Po bir polis memuruna. Polis memuru anahtarlndaki tornaviday kullanarak ilk boya kutusunu ap iindeki boyay kanalizasyon deliinden aaya hzla akan suya dkt. Po-fenerinin nda mor renkli boyann suya karp yayldn grebiliyordu. Polis bo teneke kutuyu bir kenara brakarak ikincisini at, ayn ilemi tekrarlad. Tam o anda Po'nun cep telefonu ald. Birka adm gerilerek telefonunu at. "Ling," dedi Sung Rhee. "Merkeze gelmeni istiyorum. Bir pheli yakaladk." "Tamam, patron," dedi Po. "Yetkililer boyayla kanalizasyondaki suyun gittii yeri belirlemeye karar verdiler," dedi Hanley, Cabrillo'ya. Cabrillo bir el havlusuyla slak yzn ve salarn kuruluyordu. ini bitirince havluyu masaya atp salarn abucak tarad. "Adamlarmzn kanalizasyondan katn renirlerse, btn kopyalan yok etmenin adamlarmzn kamasna yetecek bir sre iin takibi yavalatmasn umuyordum," dedi. "Grne gre destek planlarmzdan birini uygulamamz gerekecek." Hanley bilgisayar ekrann iaret etti. "Bildiiniz gibi, krfeze kan setiimiz boru Gney Yarmadas'nn gneybats noktasndaki tek k. Akan su Van Nam Glleri arasnda dolap Taipa Adas'nn hemen kuzeyinde denize karyor." Cabrillo bilgisayar ekranna bakt. Kanalizasyonun grnts sarkk dall eri br bir aaca benziyordu. Ekibinin kmak iin kullanaca kanalizasyon gvdeyi oluturuyordu. "Onlarla balant kurabildik mi?" diye sordu Cabrillo. "Hornsby, Meadows ve Jones konusunda bir ans yok," diye itiraf etti, Hanley. "Yanlarndaki portatif telsizler tepelerindeki toprak katmanlarn aacak gce sahip deil." "Ya Murphy ve Kasm?" "Deniyoruz," dedi Hanley. "Ama ses iletimi dzensiz. Yine de data gidiyor gibi grnyor, harf ve rakamdan oluan sinyallerle balant kullanyoruz."

"Yani Zodiac'a emir gnderiyoruz ve onlar da karlk verebiliyorlar m?" diye sordu Cabrillo. "imdiye kadar yle," dedi Hanley. Eric Stone konumay kesti. "Efendim," dedi bir ekran iaret ederek. "Halpert'n kanalizasyon deliinin yaknna brakt portatif kamera grmek isteyebileceiniz bir ey gsteriyor." Cabrillo ve Hanley polis memurunun boyay delie dkn seyretti. "Boyann ne kadar srede adamlarmza ulaacana dair si-mlasyon gsterin bana," dedi Cabrillo hemen. Stone'un parmaklar klavyede hzla dolat, birka saniye sonra kanalizasyon sistemini gsteren ekran yavaa krmz renk almaya balad. Renk kanalizasyon sisteminin kanallarn dolarken sessizlik iinde seyrettiler. Ekrann kenarndaki saat zamanlamay gsteriyordu. "On yedi dakikada boya, adamlarn bulunduunu dndmz yere ulayor," dedi Stone yavaa. "Taipa zerindeki suya ulamasna yirmi iki dakika var." O srada kenarda bulunan yazcdan bir kt geldi. Hanley gidip kd ald. "Polis teknelerine bir emir gitmi, iki inli donanma botu Macau'daym. Renkli suyu bulmak iin hemen devriye gezmeye balayacaklar ve k bulduklarnda beklemeye balayacaklard." "Zamanlaycy altr," diye emretti Cabrillo hzla. "Dnm noktasndayz. Herkes gemide olsun ve Oregon'u hazr durumda tutun. Ekibimin kanalizasyondan Buda'yla kmasn ve gvenli bir ekilde Oregon'a binmesini istiyorum, sonra ilk klarda Ma-cau'dan ayrlacaz. in Donanmas devriye geziyorsa bu gemi tehlikede demektir." "Krk Ok mu?" diye sordu Hanley. "Krk Ok," dedi Cabrillo. "Haberi yayn, Bay Stone," dedi Hanley. Stone alarm verdi. Birka dakika iinde Oregon'da hummal bir faaliyet balad. Gunderson Gney in Denizi'nin stnden geerken salaml sandvi yiyip buzlu ay iiyordu. Esmer uu grevlisi Rhonda Rosselli uu mhendisinin koltuunda oturuyordu. Kokpitin kaps akt. Sarn

yardmc pilot Judy Michaels ieri girip koltuuna oturdu. Haki uu takm giymi, yzn temizlemiti. "Tracy stn deitirip ekipmanlar kontrol ediyor," dedi. "Sana harika bir i kardnz sylemi miydim?" diye sordu, Gunderson. "Hepiniz ok inandrc fahielerdiniz." "Georgetown'da siyasal bilimlerde master ve Ulusal Gvenlik Konseyi'ndeki drt yldan sonra dmanla yatyorum," dedi Michaels. Gunderson sandviin son lokmasn azna tktktan sonra elindeki krntlar temizledi. Bir yudum da buzlu ay aldktan sonra konutu. "Birka yl nce benim Romanyal kontesi unutuyorsun," dedi. "Amacmza ulamak iin yapmalyz." batan kardm yapmamz gerekeni

"Hatrlyorum, Chuck," dedi Michaels. "Hatta o grevden ok zevk aldn da hatrlyorum." Gunderson glmsedi. "Yani sen kendi grevinden holanmadn m?" Michaels kontrol panelindeki gstergeye bakt. "Adam bir ucubeydi." "O halde uan almamz hak etmi," dedi Gunderson. "Kontroller bende," dedi Michael. "Tuvalete gitmem gerek," dedi Gunderson Roselli'ye. "Hemen dnerim." Oregon'un yemek salonundaki Winston Spenser ayn yu-dumluyor ve endieleniyordu. Kedeki ayr bir masada bir adam sessizce oturmu onu seyrediyordu. Juan Cabrillo yemek salonuna girip Spenser'n yanna gitti, ona bir kt paras uzatt. "Paraguay'daki bankann hesap numaras," dedi Cabrillo. "Transfer gerekleti ve para kullanlabilir durumda. Hesaba bugnden itibaren bir yl boyunca dokunulmazsa para otomatik olarak bizim hesaplarmzdan birine aktarlacak. Ama sen bu yl iinde para yatrdn ya da ektiin an bilgisayar parann nereden geldii ya da nereye gittiine dair btn izleri silecek." "Neden bir yl?" diye sordu Spenser. "nk, iinde bulunduun mali durumda paraya bir yl boyunca dokunmazsan bunun nedeni senin lm olmandr."

Spenser bayla onaylad. Cabrillo, Spenser'a bir de iinde uak biletinin bulunduu bir dosya verdi. "Hong Kong'dan Dubai'ye, oradan Paraguay'a birinci snf uak bileti. Yarn sabah ilk uakla gidebilirsin." Spenser bileti ald. "te on bin Amerikan dolar," dedi Cabrillo, Spenser'a bir de zarf vererek. "Daha fazlas kuku uyandrr." Spenser zarf ald. "Bylece anlamamz yerine getirilmi oluyor, Bay Spenser," dedi Cabrillo. "Sizi istediiniz yere gtrmesi iin bir taksi ardk. Birka dakika iinde geminin yannda olacak." Nbeti ayaa kalkp Spenser'n kalkmasn bekledi. Cabrillo kapya doru yneldi. "Bir ey sorabilir miyim?" dedi Spenser. Cabrillo kapy amt. Spenser'a dnp ban sallad. "Her ey ok mkemmel grnyor," dedi Spenser. "Bit yenii nerde?" "Daha Hong Kong'a ulaman gerekiyor," dedi Cabrillo kapdan karken. Oregon'un arka gvertesindeki George Adams pervane kuyruundaki gvertenin normal gverte seviyesine gelmesini bekliyordu. Sert rzgr gverteyi dvyor, rzgr deniz mili hzla doudan batya doru esiyordu. Tm Reyes'a dnd. "Tayfalar asansr yerine kilitler kilitlemez helikopteri rzgra dndrmemiz gerekiyor. Sonra rzgra doru hzl bir kalk yapacam." Reyes bayla onaylayarak bir tayfann iinde birka kutu bulunan bir arabay asansrn yanma srn seyretti. Operatr asansrn kilitlendiini iaret etti, Adams ve Reyes oraya doru gitti. Robinson R-44 tr helikopter orta byklkte, piston-lu-motorlu bir arat ve saatte en fazla 130 mil yapyordu. Arl 650 kiloydu, 260 beygir gcne sahipti ve deeri 300.000 dolard. ki adam yerde hareketini salayan tekerlekleri balad, arac dndrd, sonra tekerlekleri karp tayfaya verdi. "Boyay emrettiin gibi plastik torbalara koyduk," diye belirtti tayfa.

Adams bayla onaylayp Reyes'a dnd. "Kutuyu ayaklarnn dibinde, ama pedallardan uzakta tut. Bizi olabildiince aaya indireceim, ama rzgr yznden uu biraz riskli olacak." "Anlyorum," dedi Reyes. Adams helikopterin etrafnda hzla bir tur att, yakt ve genel durumu kontrol edip Reyes'a iaret etti. "Atla da u gsteriyi balatalm." ki adam da yerine oturunca Adams aaya uzanp uu ncesi kontrol listesini ald. i bittikten sonra camdan dar "Temiz," diye barp mara bast. Motor atelenip debriyaj kavrama yapnca pervaneler yavaa dnmeye balad, sonra helikopter sarslp titreene kadar hzland. Adams gstergeleri yakndan izliyordu. Motor snp her ey hazr olunca kulaklndaki mikrofonla Reyes'a konutu. "Sk tutun Tom, bu i dev bir zplama gibi olacak." Adams evrim kumandasn boa alp kolektif kolunu hzla kaldrd ve minik ku havaland. Bir saniye sonra Adams evrim kumandasn ileri itti ve helikopter burnunu rzgrn iine soktu, ayn anda hem ykselmeye, hem de ilerlemeye balad. Oregon'dan uzaklanca Adams doruca rzgrn iine dald. Kydan bir sre iin uzaklatktan sonra geni bir ayla Macau'ya doru dnd. Uu tulumunun dizinde metal klipsli bir kay vard ve klipse kanalizasyon klarnn yerlerini gsteren katlanm bir kt taklyd. "te gidiyoruz," dedi Adams, borunun krfeze ald yerdeki kirli suyu gstererek. Adams aadaki kutuya uzanp bir torba kard, tepesini ksmen at, yolcu ksmndaki pencere aklndan frlatt. Torba helikopterden metre aadaki suya derek az pimi biftekten szan kan gibi yaylmaya balad. Uzaktaki polis teknesi helikopterin sesini duymutu, ama yamur yznden seemiyordu. Adams helikopteri yukar kaldrd, Macau'nun dou ucundaki sularda alkant yarattktan sonra ayn ilemi Lacau ve Taipa arasnda tekrarlamak iin dmeni yarmadann ucuna doru krd. Dedektif Po, Macau Polis Merkezi'nin nnde park etti. Dou tarafnda gkyz biraz alyordu, ama yamur amanszca devam ediyordu. Binaya girerek asansrle Rhee'nin katna kt. Asansrden inip koridoru geti. Resepsiyon alanna ulatktan sonra bir sorun olduunu hemen

anlad. Birleik Devletler konsolosluk temsilcisi, Macau Belediye Bakan, inli bir general ve drt gazeteci siyahlar iindeki bir adamn etrafnda toplanmt. "Bu bir dkkn soyma olay deil," dedi siyahlar iindeki adam yksek sesle. "Bir Boeing 737 aldlar, Tanr akna." Bilgisayar yazlm milyarderi iin bir kr talih olayyd bu. Telefonunu kullanmasna hl izin verilmiyordu, sorgulanmak iin Rhee'nin ofisine getirilmiti. Ama ofise girer girmez milyarder Rhee'nin odasndaki sehpada bir Fortune dergisi grmt. Yz derginin kapandayd. Bunu Rhee'ye gsterir gstermez her ey hzla gelimeye balamt. Milyarder saniyeler iinde pheliden kurbana dnmt. Po gidip Rhee'nin yanma dikildi. Koridorun kaps tekrar alp Stanley Ho karken Po Rhee'nin, "Kahretsin," diye fsldadn duydu. "Buda'm buldunuz mu?" diye sordu Ho yaklarken. "Bu da kim?" diye sordu milyarder. "Ben Stanley Ho," dedi adam fkeyle. "Sen kimsin?" "Marcus Friday," dedi milyarder yksek sesle. "Adm duymu olabilirsin." "Ve sen de benimkini," dedi Ho kabaca. "Forbes'n en zengin insanlarndan biriyim ben." "Listede stmde olan herkesi tanrm ve sen onlardan biri deilsin," diye karlk verdi Friday. Dedektif Po kendi kendine glmsedi. F-er btn bunlar doruysa imdiye kadar grd en byk stnlk salama oyunuyla kar karyayd. Bu ahlakszca zengin iki adam futbol takmna seilmeye alan ocuklar gibi dikkat ekmek iin yaryordu. "Ya," dedi Ho. "Buras benim kentim ve sen..." "Bay Ho," dedi Po hemen. "Neden bu ii zmemiz iin benim ofisime gelmiyorsunuz?" "Ben hibir yere gitmiyorum," dedi Ho yksek sesle. "Herkes sakin olsun," dedi Rhee.

Konferans odasn iaret ederek gazetecilere orada kalmalarn syledi. Herkes ieri girip oturunca telefon ap ay istedi. "Pekl millet," dedi. "Kim balamak ister?" Ho, bamfettie bakt. "svire'de iki yz milyon dolara aldm Buda bu gece sizin benim evimdeki partide olduunuz srada alnd. Onu henz bulup bulmadnz renmek istiyorum." "Yz milyon dolarlk bonomu ve 737'mi bir ete kard," dedi milyarder. "Ve Allah'n belas bu lkede neler olduunu renmek istiyorum." Po ayaa kalkp birka adm att. "Uanzn deeri yz milyon dolarn stnde miydi?" diye sordu Friday'e. Milyarder ban iki yana sallad. "O halde bu gecenin en yksek artrmas iki yz milyon dolar gibi grnyor," dedi Po.

30
Kanalizasyon hzla slak bir mezar halini alyordu. Ykselen suyla kubbeli bast mesafesi arasnda bir buuk metreden az kalmt. Kanaln tepesindeki borulardaki su saanak yamur gibi szyordu aaya.^ Su yukardaki caddelerin pisliiyle doluydu. Hornsby bir farenin kendilerine doru yzdn grnce kreiyle hayvana bir tane indirdi. Tam nlerinde bir dneme daha vard. "Bir karar vermemiz gerekiyor," diye bard homurtusunun arasndan. "Batacaz ya da yzeceiz." kkreyen suyun

Meadows ileri bakt. Kaskmn hafif altnda nlerindeki iddetli aknty, sallar kontrol edilemez hale getirecek olan beyaz alayan grebiliyordu. "Krekler hazr olsun," diye bard. "At arabay ynetmek zorunda." Krekleri saln sol tarafndaki suya batrarak saln arka tarafn saa evirmeye altlar. ndeki Altn Buda'y tayan saln burnu sola doru sert bir ekilde ekildi, ama doru kanala girdi. Dn ly tayan sal iin o kadar kolay olmad. Sal dnemecin ortasna arpt, ke Jones'un sa tarafna sert bir ekilde arpt. ki sal birbirine balayan ip gerilip onlar kanala doru ekene kadar bir an beton kemere yapk kald Jones. "Jonesy yaraland," diye bard Meadows grltnn arasndan. Pete Jones gsnn yan tarafn tutup soluklarn dzenlemeye alyordu. Hornsby lo kta yrtk gmleini ve ac dolu ifadesini grebiliyordu onun. "Kaburgalarm," diye inledi Jones. "Sa' kesmek zorundayz," diye bard Hornsby. "Bir sonraki viraj almamz mmkn deil." "Belki Buda'y batrmalyz," diye bard Meadovvs. "Sonra sular azaldnda yeniden gelip karrz onu." Jones dilerini gcrdatp saatine bakt. "Oregon" dedi acyla. "Bu sabah yola kmak zorunda. Buda'y imdi karamazsak bir daha hi karamayz."

Hornsby bir an iin dnd, sonra kararm verdi. Birka saniye iinde bir sonraki dneme kacakt karlarna. Gmleinin cebinden bir kalem kararak GPS'e bakt, sonra yolun geri kalann aklnda izdi. "Bob," dedi. "ndeki sala geiyorum. Arlm sal suya biraz batrr, ama yine de yzer durumda olacaktr. Ben Buda'y tayan sandn stne kar kmaz sallar ayrn." Meadows'a GPS'i uzatt. "Emin misin, Horny?" Hornsby kreini Buda'nm stne att, sal yanatrmak iin ipi ekti, sonra tekilere dnd. "Ban hazrla." Meadows belinden aksn karp hazrlad, sonra ban evet anlamnda sallad. Hornsby melip ndeki salla aralarndaki ksa mesafeyi zplayarak at. O gider gitmez Meadovvs ipi keserek sallarn yavalatmak iin kreini suya soktu. Lo kta Buda'nn sular altnda kaldn ve Hornsby'nin bann ve gsnn yalnzca bir ksmnn su seviyesinin stnde olduunu grd. "Saa git," diye bard Hornsby ileri giderken. "Sonra sola dn." Sular basn yapp patlatmasn diye kanalizasyon borular suya yaklatka aplan byyordu. Macau'nun altndaki alt yerde sularn biriktii geni, havuza benzer depolar vard. Burada su biraz hz kaybedip son boru dizilerine girdikten sonra krfeze alyordu. Murphy ve Kasm bunlardan birinin iinde daireler iziyorlard. "Be dakika daha, sonra gidip onlar bulacaz," diye bard Murphy. Kasm kornasna gerekiyordu." kez bast. "imdiye kadar gelmi olmalar

Tam o srada Murphy'nin dijital ar cihaz tt. Murphy bir dmeye basnca ekran aydnland. Mesaj okuyarak ban onaylar biimde sallad. "Kanalizasyona boyay boaltmlar," dedi kk bir daire daha izerken. "Boya bizim ka kanalmza girerse mahvolduk." "Ne demek istiyorsun?" diye sordu Kasm.

"Boya inlileri bu blgeye getirecektir, bylece Zodiac'lar bulacaklar. Sonra bizi toparlayp sorgulamaya gtrecekler." "Oregon ne tavsiye ediyor?" Murphy cevap vermeden nce biraz sessiz kald. "Buraya alan tneli patlatmamz ve boyal suyun kn engellememizi istiyorlar." "Ne kadar vaktimiz var?" "Alt dakika, krk yedi saniye," dedi Murphy, botun dibindeki torbalardan birinden patlayc kard. "Ya tekiler?" diye sordu Kasm. "O zamana kadar kmazlarsa Oregon yanl bir yerden dndklerini veya boulduklarn tahmin etmemizi sylyor. O zaman bizim kendi kmz kurtarmamz ve gvenli bir ekilde geri ekilmemiz gerekiyor." Murphy, Zodiac' havuza giren boruya doru evirdi. Dtan takma motorun gcn kullanarak Kasm patlayclar kanalizasyonun tepesine yerletirene kadar gl akntya kar botu olduu yerde tutmay baard. Patlayclar yerletikten sonra Kasm dijital saatleri harekete geirdi. Drt, , iki, bir ve krmz k yanp snmeye balad. "Yeniden sinyal ver," dedi Murphy, Zodiac' geri ekerken. Hornsby kk bir olukta kte biner gibiydi. Neredeyse tamamen sular altndayd ve su ykselmeye devam ederken tavanla bann arasndaki mesafe gittike damlyordu. Son viraj kreini suya daldrp saln n tarafn hafife saa getirerek almt. Bir sonraki dnemete duvar itmek iin ayan hazrlamt. Geride-kileri gremiyordu. Kaskmdaki k neredeyse tamamen bitmiti ve Meadovvs ve Jones'un doru kanala girip girmediklerini bile bilmiyordu. Girmemilerse yapabilecei bir ey yoktu zaten. Kendi hayat iin daha fazla endieleniyordu. Bacan duvara bastrp saln sarslarak doru kanala girmesini salad. Derken yavrusunu aran bir anne kuun uzaktan tn andran belli belirsiz korna sesini duydu. Sal Altn Buda'nn tepesindeki Hornsby'yle birlikte sesin geldii yne doru hzla ilerliyordu. Zodiac daireler izerken Kasm portatif bir spot n borunun ald yere doru sabit tutmaya alyordu. Patlaycnn stndeki sre gitgide ksahyordu ve btn bunlarn ie yarayacana dair inancn kaybetmeye balyordu.

"ki dakika," dedi motor sesini bastrmaya alarak. Murphy dikkatle dinledi. Tnelden yaral bir hayvann kkre-mesini andran bir ses geliyordu. Ve birden lk ve dualarla birlikte Cliff Hornsby borudan frlayp havuzun yarsna kadar kayarak ilerledi. Murphy hemen Zodiac' onun yanna gtrd, Kasm saln bir ucunu yakalad. "tekiler nerde?" diye bard Murphy. Hornsby gzlerindeki sular silip patlaycnn stne evrili spot yznden zorlukla grebildii yksek tavana bakt. Tam arkamdaydlar." "Hi boyal su grdn m?" diye sordu Kasm. "Ne demek o?" "Suyun akn izlemek iin kanalizasyona boya dktler," dedi Murphy. "Suda hi boya grdnz m?" "Hayr," dedi Hornsby. "Bir dakika otuz saniye," dedi Kasm. "Neler oluyor?" diye sordu Hornsby. "Bu k kapamamz emredildi," dedi Murphy. "Bylece temiz bir ekilde kaabileceiz. Kornaya bas." Zorlukla kprdayan Jones saln dibinde yatyordu. Suya girmeleri ya da kamalar gerekirse Meadovvs, onu tamak zorunda olduunun farkndayd. Zar zor son viraj almlard. Bundan sonra karlarna baka bir ey karsa baarma anslar ok zayft. "Nasl gidiyor, dostum?" diye sordu. Jones uzaktan gelen bir sesi dinliyordu, sonra gzlerini ap yzn acyla buruturdu. "Sen de duydun mu?" "Neyi?" diye sordu Meadows, onun halsinasyon grdn dnerek. "Bizi almaya gelmiler," dedi Jones. On sekiz saniye sonra sallan borudan frlayarak kp havuza indi. "Aklayacak zamanm yok," diye bard Murphy. "Ama bu ipi aln ve sk tutun." "Otuzu yeni geti," dedi Kasm.

Murphy iki saln ipini Zodiac'a balamay bitirip gaz kolunu hzla itti. Motorun pervanesi suya dald ve bot ileri atlp ka doru ilerledi. "Banz ein," diye bard Murphy kronometresine bakarak. Tam o srada byk bir kkreme kapal alan doldurup k tnelinde yankland. Bir saniye sonra suyu dar tayan boru kp havuza k tkad. Ayn anda havuzda biriken dev bir dalga tek ka doru ilerlemeye balad. Dalgann tepesi k borusundan daha yksekti. Kasm spot n evirip yaklaan tsunamiyi grd. "ok dalgas yaklayor," diye bard sallarn bal olduu Zo-diac krfeze alan boruya girerken.

31
Oregon'da kalk hazrlklar imek hzyla devam ediyordu. Juan Cabrillo telefona uzanp liman komiserini arad. "Merak etmeyin," dedi bal bulunduu irketin hemen oradan ayrlmasn emrettiine jdair bir yalan syledikten sonra. "Havai fiekleri Birleik Devletler'e gtrmek iin Manila'da bekleyen bir gemimiz daha var. Yarndan sonra burda olur." Liman komiseri bunu gerek olarak kabul etti. Vakit ge olduu ve yapacak fazla bir ey olmad iin konumak istiyordu. "Singapur," dedi Cabrillo sorusuna yant olarak. "Ama ykn ne olduunu sylemediler, yalnz yetmi iki saat iinde orda olmamz gerekiyormu." Singapur bin be yz mil uzaktayd ve liman komiserinin duyduuna gre Oregon saatte yirmi mil yapmak iin bile zorlanrd. Adam bilmiyordu ki gemi gn douuna kadar ak denize ularsa ertesi gn le saatine kadar Singapur'da olabilirdi. Oregon'un Singapur'a gitmediini de bilmiyordu. "Evet," dedi Cabrillo. "Kesinlikle zorlama olacak, ama emir emirdir. Klavuz buraya doru yola kt m?" Adam olumlu yant verdi ve Cabrillo telefonu aceleyle kapatmak iin elinden geleni yapt. "Ona bakarak olacaz. Size de ok teekkr ederiz." Telefonu kapatarak Hanley'ye dnd. Saat sabaha kar 4.41'di. "Yuttu gibi," dedi Cabrillo. "Gzcye klavuz kaptann teknesine gz kulak olmasn syle." Hanley ban tamam anlamnda sallad. "Adams ve Reyes' tayan helikopter geri dnd. Btn kapaklarn skca kapanmasn emrettim. Bu da Zodiac'lar ak suda almamz gerektii anlamna geliyor." "Onlardan ne haber aldn?" "Seng ve Huxley hl darda beklediklerini bildirdiler," dedi Hanley saatine bakarak. "Murphy'ye boyal suyun kn nlemek iin i maaray havaya uurmas ve bylece en azndan drtl kurtarma ekibinin ka iin frsat salama emri verildi. Birka dakika nceki konumamzda Hornsby, Jones ve Meadows Altn Bu-da'yla gelmemilerdi daha."

"Bu hi houma gitmedi," dedi Cabrillo. "Sen sanat eseri satcsyla urarken bir karar vermem gerekiyordu," dedi Hanley sessizce. "Suyu bulandran helikopter inlileri baka yne ekmezse yalnzca tneldeki adamlarmz deil, kurtarma ekibini de kaybederdik." "Biliyorum, Max," ediyorsun." dedi Cabrillo. "Sen yalnzca talimatlar takip

ki adam bir an birbirlerine baktlar. Sonra Eric Stone konu- tu. "Efendim," dedi Stone, ekran iaret ederek. "Patlamann ardndan bir ok dalgas tespit ettik." Murphy gaz kolunu gidebildii kadar itti. Bot ls tnelden krfeze doru roket hzyla ilerliyordu. Yaklaan patlama dalgasndan yalnzca metre uzaktaydlar, ama artk tam gaz ilerledikleri iin aradaki mesafe sabit kalyordu. "Telsizle Seng'e ulamaya al," diye bard Murphy grltnn stnden. "Ve ona olanlar anlat." Kasm bayla onaylayp mikrofona uzand. "Eddie," diye bard mikrofona. "Hedef bizimle birlikte. Aklktan uzaklasn, hzla geliyoruz." "Anlald," diye bard Seng kanaln dndan. Birka dakika nce Seng ve Huxley patlamann homurtusunu hissetmi ikinci Zodiac'a binmilerdi. Kasm telsizle aradnda uzaklamak zereydiler. Seng Zodiac' dndrp krfezden uzaklamaya balad. Sis ve yamur tabakasnn kenarna ulatklarnda karaya doru dnp k borusuna bir spot dorulttu. "Oregon'u ara ve ekip ikinin kmak zere olduunu bildir," dedi Huxley'ye. Klavuz tekne Oregon'a yanat. Tek bir rmorkr yaknda durmu talimatlar bekliyordu. Klavuz kaptan teknesinden borda merdiveniyle gemiye kt, gverteden geerken etrafna baknd. st gverte karma kark-pasl ekipman ve kablolarla doluydu. Yukarya, bacann isli, yal dumanla havay kirlettii yere bakt. Bu gemi hurdala atlarak acsna son verilmesini bekliyordu.

"Ne pislik yn ama," diye kendi kendine mrldand klavuz. Bir stunun arkasndan bir adam kt. "Ben Kaptan Smith," dedi. "Gemimize ho geldiniz." Kaptann zerinde ya ve kir lekeleriyle kapl yrtk prtk sar bir yamurluk vard. Yzn neredeyse tamamen kaplayan sakal dudaklarnn etrafnda nikotin yznden sararmt. Glmseyince sar izmaritleri andran dileri ortaya kt. "Size rehberlik etmeye hazrm," dedi klavuz adamn kokusundan uzak durmaya alarak. "Bu taraftan," dedi kaptan dnerek. Klavuz kaptan takip ederek gverteyi kaplayan pln arasndan yolunu bulup dmen kkne kan pasl demir merdivenlerden kt. Merdivenlerin yarsnda klavuz kaptan korkuluklara tutundu, ama korkuluun bir paras elinde kald. "Kaptan," dedi. Smith dnd, birka adm atp klavuzun durduu yere geldi. Sonra pasl boru parasn alp omzunun stnden karmakark gverteye frlatt. "Bunu unutmamaya alacam," deyip dmen kkne kan son birka merdiveni trmand. Pilot ban iki yana sallad. Bu gemiden indii anda ok mutlu olacakt. Alt dakika sonra Oregon dnm ve limandan ayrlmt. Klavuz kaptan rmorkrn zlmesi ve Oregon'un kendi gcyle karadan ayrlmas talimatn verdi. Artk gittike lo bir hal alan Oregon'un arka tarafnda kalan Macau'daki dan zirvesi yamur ve sisin arasnda kaybolmaya balad. Yalnzca havaalannn birka grnr durumdayd. "Sizi almalarna ne kadar var?" diye sordu Cabrillo klavuza. Klavuz otuz metre nlerindeki kanal iaretini gsterdi. Yksek gl k karanl deliyordu. Birka dakika sonra bu korkuu gemiden kurtulacakt. "Tnelin ucunda k var," diye bard Murphy. Zodiac boruyu tamamen dolduran ok dalgasnn hemen nnde krfeze doru hzla yaklayordu. Hornsby sal ve Altn Buda'nn bulunduu

sandn stn skca tutuyordu. Meadows Zodiac'n kenarna sarlm, saln dibinde brn tutan Jones'a bakyordu. "Birka saniye daha Jonesy," diye bard. "Aa kmak zereyiz." Jones ban evet anlamnda sallad, ama bir ey sylemedi. Kanaldan k bir elaleden dmeye benziyordu. Su byk bir gle kanaldan fkryor, havada alt metre kadar uup iki metre aadaki krfeze iniyordu. Zodiac havada uarken Murhpy dmene skca sarlmt. Botun sudan ayrldn anlar anlamaz motorun ar almasna engel olmak iin gaz kolunu geri ekti, sonra ini iin skca tutundu. "Brakn," diye bard Hornsby ve Meadows'a. Yedekteki iki saln halatlar serbest brakld ve Zodiac'tan birka adm uzaklatlar. Tam o anda sudan oluan duvar boruyu tamamen doldurup byk bir gle delikten fkrd. "Vay canna," diye bard Seng havaya frlayan sallarn grnts karsnda. "Sk tutun," diye bard Meadovvs, Jones'a. Sal havada uup suyun yzeyine indi, yavalayarak neredeyse durma konumuna geldi. "yi misin?" diye sordu Meadows birka saniye sonra. "Bir eye ihtiyacn var m?" Jones yzndeki suyu sildi, sal suda sallanrken krk kaburgalarnn acsn dindirmek iin pozisyon deitirdi. "Daha iyiyim," dedi Jones. "Suwannee mrldanrsan ok ie yarayabilir." River'dan birka kple

Po yannda Rhee, Ho ve Marcus Friday'yle birlikte konferans odasndayd. st rtbeli bir polis ieri girip kulana bir eyler fsldad. "Ne demek istiyorsun?" diye sordu. "Adamlarmz helikopter sesine benzer bir ey duymu," dedi polis. "imdi Macau'nun etrafndaki btn sular parlak pembe renkte." "O pi kurulan," dedi Po. "zlerini rtyorlar." "Kim?" diye sordu polis. "Kim olduunu bilmiyorum," dedi Po. "Ama bulma niyetindeyim."

Po, adam gnderdi, sonra Rhee'nin yanma gidip zel konu-abilmeleri iin biraz uzaklamalarn iaret etti. Polis memurunun kendisine sylediklerini aklaynca Rhee'nin syleyecei tek ey vard. "Liman kapatn," dedi. "eri kimse girip kmayacak." Kasm, Meadows ve Jones'un Zodiac'a binmesine yardm eder etmez Murphy kauuk sal, bayla kesti. Sal batmaya balad. Ayn anda Seng ve Huxley, Hornsby'nin bota binmesine yardmc oldu ve adam byk bir mcadeleyle Altn Buda'y Zodiac'a almaya altlar. Murphy altn heykeli iki botun arasna yerletirmeyi bitirmeleri iin yaknda tutuyordu. "Az nce Hanley'yle konutum," dedi Seng'e. "Oregon neredeyse d amandralara varm. Onunla ak suda buluacaz." Telsiz hrdarken Kasm sessiz olmas iin elini kaldrd. Kulaklndan gelen sesi dikkatle dinledi. "Anlald," dedi. "Yine Oregon'du. Polisin liman komiserliine limann kapatlmas emrini verdiini duymular. Liman kapana-cakm, giri ve k yok. Polis ve liman komiserlii teknelerine itaat etmeyen her gemiye ate ama emri verilmi." "t..." dedi Seng. Kardan bir gemi sesi geliyordu. "Geliyorlar," dedi Seng. Kaptan Smith, klavuz kaptan merdivenlere kadar gtrp ona veda etti. Klavuz kaptan merdivenlerden inip klavuz tekneye geti. O biner binmez tekne Oregon'un yanndan hemen uzaklat. Smith klavuzun yamurun altnda hzla ilerlemesini seyretti. Ama yavalayp grlebiliyordu. dnmeye baladnda klavuz teknesi hl

Cabrillo belindeki minik telsize uzanp at. "Max," dedi hemen. "Neler oluyor?" "Limann kapatlmas emredildi," dedi Hanley. "Klavuza bizi limana gtrme emri verildi." Cabrillo gvertede ok gibi ileri atld. "Tam yol ileri," diye baryordu ayn anda. "Birka dakika iinde kontrol odasnda olacam." Rhee ofisindeydi. Limann gece mdr hattn teki uundayd.

"Durmuyorlar m?" diye sordu. "Klavuz tekne onlara ulaamyor," diye belirtti liman mdr. "Onlara rehberlik eden klavuz geminin korkun bir durumda olduunu sylyor, belki telsizleri bozuktur." "Klavuz tekneye geminin nn kesip mesaj ahsen vermesini emredin." "Bu emri zaten verdim," dedi mdr sabrszlkla. "Ama gemi hz kazanmaya devam ediyor, klavuz tekne ona yetiemiyor." "Geminin pasl bir kvet olduunu sylediini sanyordum," dedi Rhee. "Hzl bir pasl kvet," diye belirtti mdr. "Klavuz teknelerimizin hz otuz mili aar." "Kahretsin," dedi Rhee. "Geminin uluslararas sulara varmasna ne kadar var?" "ok uzun deil," diye itiraf etti mdr. "Bana donanmay bul," diye Po'ya bard Rhee. Po hemen dier telefona sarld. "Ne yapmamz istiyorsunuz?" diye sordu liman mdr. "Hibir ey," dedi Rhee. "Yeterince ey yaptnz."Ahizeyi yerine arpp Po'nun elindeki telefonu kapt. Macau'da bulunan in Donanmas'na ait bamsz birliin ikinci komutan hattayd. "Ben Macau polis efi. Gney in Denizi'ne gitmekte olan bir gemiyi durdurmanz gerekiyor," dedi hzla. "Altm be mil yapabilen kayakl uar teknemiz var," dedi inli donanma subay. "Ama ar silahl deildir." "Bu eski bir yk gemisi," diye bard Rhee yksek sesle. "Fazla mcadele vereceini sanmam." Rhee bunu bilemezdi, ama hayatnn en byk hatasn yapmt. Cabrillo hzla kontrol odasna dald. Yal yamurluunu karrken dilerini sar gsteren aletten de kurtuldu. kisini bir yana frlatp sahte sakaln ekitirdi. "Pekl, durum nedir?" "in Donanmas'nn yksek-hzl uar teknesine gnderdii emri duyduk. Bizi durdurmalar emredildi, arkadan donanma firkateyni ve hzl saldr korveti de geliyor." "Baka gemi?"

"Yok," dedi Hanley. "u anda in Donanmas'nn Macau'da bulunan ate gc bununla snrl." "Altn Buda'yla ekibimiz nerde?" diye sordu Cabrillo sakaln bir yana atarken. Sonra sahte dilerinden kalan lateksi tkrd. "Tam yol limandan ayrlyorlar," dedi Stone, bir ekran iaret ederek. "Ama grne gre pelerinde biri var." "Bana Adams' bul," dedi Cabrillo. "O buraya gelirken tayfalar helikopter pistinin etrafndaki duvarlar indirip Robinson' alt hangardan karmaya balasnlar." "Anlald," dedi Stone. "Max," dedi Cabrillo. "Bana gvenli hattan Langston Over-holt'u bul." Hanley uydu balantsn kurmaya balad. Cabrillo, Zodiac'larn ilerleyiini ve pelerindeki gemiyi gsteren ekrana bakt. Sonra Oregon'un yerini ve onu takip eden in Donanmas'na ait aralarn yolunu gsteren ekrana bakt. Ekranlar yanp snen klarla ve yol tahminleriyle doluydu. "Adams birka saniye iinde burda olacak," dedi Stone. "Sava durumunu bildir," dedi Cabrillo sessizce. Stone bir dmeye bast ve Oregon'u tiz ve yksek bir ses doldurdu. Aadaki revirde Gunther Reinholt sesi duyup yatanda doruldu. Yan dnerek terliklerini giydi. Ayaa kalkp hastane geceliini dzeltti. Sonra bir eliyle serum iesinin asl olduu paslanmaz elikten ayakl asky tayarak revirden makine dairesine doru gitmeye balad. Reinholt eer Oregon savaa girerse herkese ihtiyalar olacan biliyordu. in Donanmas'na ait uar tekne Gale Force'un kaptan drbnyle kontrol odasnn yerden tavana uzanan kare biimindeki camndan dar bakt. Arac birka dakika nce sudan buuk metreye ykselmiti. Hz neredeyse elli mile ulayordu. Dnp radar ekranna bakt. Kargo gemisi hl biraz uzaktayd, ama mesafe kapanyordu. "n toplardaki denizciler hazr m?" diye sordu yardmcsna. "Evet, efendim," diye yantlad subay. "Yaklatmzda balarnn stnde yaylm atei aacam," dedi Ching. "Bu yeterli olur," dedi ikinci subay.

Langston Overholt Langley, Virginia'daki ofisinde oturmu sol kulandaki gvenli telefonundan Cabrillo'yla konuuyordu. Sa kula Pasifik blgesinin komutasn elinde tutan amirale balanan telefonla meguld. "Bakanlk emri drt yirmi-bir," dedi amirale. "imdi, yaknnzda ne var?" "Kontrol ediyoruz," dedi amiral. "Birka dakika iinde reneceim." "Olay Birleik Devletler'e balanmadan inlilere kar kullanmak zere biraz g gnderebilir misin?" "Anlald, Bay Overholt," dedi amiral. "ok uzaktan g." "Kesinlikle, amiral." "Bu ii donanmaya brak," dedi amiral. "Bir eyler buluruz." Telefon kesildi. Overholt ahizeyi kapatp Cabrillo'yla konu"Dayan, Juan," dedi sessizce. "Yardm geliyor." "Yeterli," dedi Cabrillo hatt kesmeden nce. Filmlerde bir denizalt sava durumuna getiinde bunu siren ve gong sesleri arasnda yapar. Adamlar dar geitlerden grev yerlerine koturur ve byk ekrandan yansyan gerilim youn ve elle tutulur gibidir. Ama gerek biraz daha farkldr. Denizaltnn iindeki ya da dndaki ses dman demektir, tespit edilmeye ve lme neden olur. Birleik Devletler Donanmas Los Angeles snf saldr denizaltlarndan Santa Fe'deki sava hareketleri kalabalk bir tiyatroda birisi "yangn var" diye bardnda yaanan karmaadan ok bir rock konseri sahneye koymak iin yaplan hazrlklara benziyordu. Hareketi gsteren krmz bir k btn odalarda ve geitlerdeki saysz eyada yanp snyordu. Ekip belirli bir amala, ama telasz bir ekilde hareket ediyordu. Gerekletirecekleri harektn binlerce kez provas yaplmt. Tra olmak ve du almak kadar doald onlar iin. Santa Fe'nin komutan Kaptan Steven Farragut komuta gvertesinde durmu, altrmas yaplm bir rahatlkla durum raporunu alyorlard. "Paket bir ve ikide elektrik kontrolleri tamam," diye bildirdi bir subay. "Anlald," dedi Farragut. "Gemi optimal ateleme derinliine ykseliyor," diye bildirdi src. "Harika," dedi Farragut. "Kar lmler ve tespit yzde yz," dedi bir baka subay.

"Mkemmel," dedi Farragut. "Alclar temiz, efendim," dedi geminin as. "Burda yalnz gibiyiz. Sekiz, tekrar ediyorum sekiz dakika iinde operasyona balayabiliriz." "Anlald," dedi Farragut. Byk canavar hazrlanyordu. derinliklerden ykselirken gerekirse srmaya

Adams Oregon'un kontrol odasna dald. eri girerken yeni giydii uu takmnn fermuarn ekiyordu. "Bay Bakan," dedi, kr edici beyazlkta bir glmsemeyle. "Sizin iin ne yapabilirim?" Cabrillo bilgisayar ekranlarndan birini iaret etti. "George, bir durum var. ki Zodiac'la Macau sularndan kmaya alan yedi adammz. Takip edildiimiz iin onlar almaya dnemiyoruz." Cabrillo baka bir ekran iaret etti. "Onlarn da peinde birileri olduunu grebilirsin. Destek vermen gerekiyor." "Bay Hanley'in Robinson iin tasarlad deneysel silahlan monte edeceim. Bylece mini roketlerim ve kk bir zincir silahm olacak, bu ekilde kaarken onlar koruyabilirim." "Ya onlar ordan alma ilemi?" diye sordu Cabrillo. "Yedi kiiyi yukar ekemem," dedi Adams. "Yeterli yerim yok." "Ben onu kastetmiyorum," dedi Cabrillo. "Bak aklayaym." Kaptan Ching radar ekranna bakyordu. nn kesmesi gereken geminin, ad Oregon olan eski kargo gemisi olduu sylenmiti kendisine. Klavuz kaptann kendisine verdii tarife gre geminin pasl bir kvet olmas gerekiyordu. Naslsa Ching bundan phe etmeye balyordu, Gale Force elli deniz mili hzla gidiyordu ve eer bilgisayarl radar doruysa kargo gemisi krk be mil yapyordu. u andaki hzda Oregon be dakikadan daha nce uluslararas sulara varrd. Ondan sonra da eer Gale Force'daki denizciler ona binmeye kalkarsa byk bir olay kma riski meydana gelirdi. "Tam yol ileri," diye emretti Ching makine dairesine. "Uar tekne hzlanyor," dedi Hanley. "Artan hzyla biz daha snr izgisine varamadan bir iki dakika iinde nmz keserler."

Cabrillo Oregon'un nndeki suyu gsteren ekrana bakt. Bulutlar sonunda almaya balamt ve ksa sre sonra sis tabakasndan km olacaklard. "Onlar telsizle arayp durumu anlatalm," dedi Cabrillo. Stone telsizi ayarlarken Cabrillo baka bir mikrofona uzand. "Makine dairesi," dedi. "Efendim," dedi bir ses. "Ben Reinholt." Cabrillo yal makinistin neden emrettii gibi revirde yatmadn sorma zahmetine girmedi. Belli ki adam yardm edebilecek kadar iyi hissediyordu kendini. "Reinholt hzmz birka mil daha artrmann bir yolu var m?" diye sordu hzla. "Urayoruz, efendim." Gvertenin altnda silah blmeleri R-44'n iki yanna yerletirilmiti bile. Asansr helikopteri uu yksekliine kaldrrken Adams ellerine bir ift Nomex uu eldiveni geiriyordu. Ardndan sar renkli gne gzln takt. Beklenti iinde arln bir o ayana, bir dierine geiriyordu. Asansr durup yerine kilitlenir kilitlenmez hzla koup uu ncesi kontrolleri yapt, sonra Robin-son'un pilot kapsna gidip kapy aralad. Bir tayfa hzla yanna geldii srada koltuuna binmek zereydi. "Pimleri ekmemi ister misin?" diye sordu tayfa. "Beni silahlandr," dedi Adams hzla. "Sonra gverteyi a. Hareket scaklna gelir gelmez kyorum burdan." Adam eilip fzelerin pimlerini ekti, mini topun gcn tekrar kontrol etti. ini bitirir bitirmez ban tekrar ieri uzatt. "Silah konsolunu kontrol et." Adams kontrol panelinin kenarna ilitirilmi olan kk ekrana bakt. "Her ey yeil." Tayfa kapy kapatp hzla uzaklat. Adams o gidene dek bekledi, sonra mara bast. Drt dakika ve yirmi sekiz saniye sonra hzlanan Oregon'un yzey rzgrn kullanarak gverteden ykseldi, sonra R-44' havada dndrp Macau'ya yneldi.

Zodiac'lar otuz mil hzla suyu yararak ilerliyorlard. Basit radarlara gre onlar takip eden teknelerle aralarnda ok az mesafe kalmt. Seng'in Altn Buda'nn arlnn da eklendii botu hzlanmada zorlanyordu. Gaz kolunu sonuna kadar itmiti, ama motordan daha fazla hz kmyordu. Yamur ve sis hl youndu ve ime botlar takipilerden gizliyordu, ama Seng grsel ve iitsel menzilden kmak zere olduklarn hissedebiliyordu. Eer tek bir ey ters giderse -motor ar snrsa, ime ayaklarnda hzlarn azaltan bir sznt olursa- mahvolurlard. Eddie Seng'in aklndan bu karanlk dnceler geerken Huxley Oregon'un telsizden aradn duydu. Sylenenleri duyabilmek iin bir elini kulana tkad. Dierlerinin de duyma riski dnlerek verilen mesaj ksa ve konunun zne iniyordu. "Yardm geliyor," dedi Stone. "Anlald," dedi Huxley. Seng ve Hornsby'ye dnd. "Oregon yardm gnderiyor." "Tam zamannda," dedi Seng motorun artk krmzya gemek zere olan hararet gstergesine bakarken. Kasm, Meadows ve Jones'un bulunduu ok uzakta olmayan Zodiac da ayn mesaj duymutu. Kasm dmendeydi, Meadovvs kenarda duruyor, Jones k tarafnda yzkoyun yatyordu. Meadovvs bu haberi duyar duymaz dnp meldi, haberi rzgr ve dalgalarla birlikte Jones'a iletti. "Keke geleceklerini bilseydim," dedi Jones. "Aspirin getirmelerini sylerdim." "Bir ie su daha ister misin?" "Buralarda bir tuvalet yoksa istemem," dedi Jones yzn buruturarak. "Dayan dostum," dedi Meadows. "Yaknda evde olacaz." Sis almaya balarken Oregon'un hatlar Ching'in drbnnde belirmeye balamt. Gvdeye konsantre olan Ching hzla giden yk gemisinin yaratt beyaz kpkl dmen suyunu grebiliyordu. Dmen suyu ve yk gemisinin izi daha nce hi tank olmad bir eydi. ou yk gemisi ki, Ching ok sayda byle gemi takip edip nn kesmiti, suda bir aybal gibi hantal hantal giderdi. Takip ettii ran bayrakl bu gemi ise kzm bir safkan gibi hareket ediyordu. K tarafndaki su ou gemininki gibi alkantl deildi; gemiden aaya bir kova gliserin dklm gibi e merkezli girdaplar oluturuyor gibiydi.

Ching gverteye bakt, ama hi tayfa grnmyordu. Yalnzca pasl metal ve erp yn vard. Gvertelerinin bo olmasna ramen Oregon bir hayalet gemi izlenimi vermiyordu. Hayr, diye dnd Ching, onun metal derisinin altnda ok ey olup bitiyordu. Tam o srada Gale Force'mm yz metre sancak tarafnda, dalga tepesi seviyesinin hemen stnde orta byklkte bir helikopter belirdi. "Bu da nerden kt?" diye sordu Ching elektronik subayna. "Ne, efendim?" diye sordu subay, ban ekrandan kaldrarak. "Bir helikopter," dedi Ching. "Denizden karaya doru gidiyor." "Alclarda grnmedi," dedi subay. "Sisin iinde doru grdnze emin misiniz?" "Evet," dedi Ching. "Grdm." Ekrana girip radara bakt. "Neler oluyor?" diye sordu birka saniye sonra. Elektronik subay ksa boylu ve zayft. k niformal bir jokeye benziyordu. Salar simsiyah ve dzd, kahverengi gzleri radara bakmaktan kan anana dnmt. "Efendim," dedi sonunda. "Emin deilim. Sylediiniz ey takibe baladmzdan beri ara ara oluyor. Bir an ak bir resim alyoruz, sonra saklamba oynayan bir video oyunu gibi radarn teki tarafna zplyor." "Grntnn bykl bile doru deil," diye belirtti Kaptan Ching. "nce byyor, sonra ine ucu kadar klyor," dedi subay. "Ardndan ekrann karsna sryor." Ching yine camdan dar bakt; Oregon'a yaklayorlard. "Parazit yaparak radarmz bozuyorlar." "Bunu tespit edemiyorum," dedi subay. "O halde nedir bu?" Subay bir an dnd. "Bir bilim dergisinde Amerikal mhendislerin ina ettikleri deneysel bir sistemi okumutum. Gizli harekette olduu gibi nesneleri gizlemek veya parazit yaparken olduu gibi ekstra sinyal

kullanmak yerine, bu sistemin bilgisayar bizim gvdemizin yayd btn sinyalleri topluyor ve onlar farkl biimlere ve glere dntryor." "Yani bu sistem onlarn istedikleri gibi grnp kaybolmalarn m salyor?" diye sordu Ching buna inanamayarak. "Aa yukar yle, efendim," dedi subay. "Eh," dedi Ching sonunda. "Bu pas kovasnda byle bir sistem bulunacak deil ya." "Umalm da yle olsun, efendim," dedi elektronik subay. "Neden?" "nk makale ayn zamanda nesne boyutlarn deitirerek hedefleme potansiyelini artrdklarndan da sz ediyordu." "Yani?" "Eer gerideki firkateyn ya da k tarafmzdan yaklaan hzl, saldr korveti mermiden baka bir ey frlatrsa ve eer byle bir sistemleri varsa, atei bize yneltebilirler." "in fzeleri in gemilerini batrmak iin mi kullanlacak?" "Kesinlikle." "Mahmuzla ve parazitle," diye bard Eric Stone. Lincoln kontrol odasnn uzak kesinde birinci ateleme kontrol istasyonundayd. Fze bataryasn hzla kontrol ediyordu. Murphy dikkatle ekran dolduran ubuk grafikleri izliyordu. "Bay bakan, hazrm," diye bard birka saniye sonra Cabril-lo'ya. Cabrillo, Hanley'ye dnd. "te anlama. Bu operasyonun z Altn Buda'nn geri aln. Heykel elimizde, ama hl in nfuzunun etki alan iinde. nceliimiz kaarken ayn anda ekiplerimizi ve Altn Buda'y gvenli bir ekilde Oregon'a almak olmal." "Bunu sylemek hi houma gitmiyor, Juan, ama keke hava almasayd," dedi Hanley. "Boa giden bir dilek, ama katlyorum," dedi Cabrillo. "Donanmann ne gnderdiini bilmiyoruz," dedi Hanley. "Ama bir yzey gemisinin olmayacan kesin olarak syleyebiliriz, alclarmz yz mil iinde baka bir gemi tespit etmiyor." "ran Krfezi'nden Badat'a cruise fzeleri gnderdiler," dedi Cabrillo. "Bu yzden fze ya da havadan saldr bekleyebiliriz." "Dmann hzl saldr korvetinde roketleri, yksek patlayc gcne sahip mermiler atan uzun menzilli toplar ve in yapm cruise tipi

fzelerin bulunduu firkateyni var." "Bunlar iyi midir?" diye sordu Cabrillo. "Bizimkiler kadar salam nianc deildir," diye aklad Hanley. "Ama bir gemiyi batrabilirler." "Ya uar tekne?" "Yalnzca gverteye monte edilmi makineli tfekleri var," dedi Hanley. "Ve Zodiac'lar liman devriye tekneleri tarafndan takip ediliyor, yle mi?" "Doru," dedi Hanley. "Dizel motorlu bir ift on be metrelik alminyum kruvazrler. Her birinde pruvaya monte edilmi tek bir makineli var." "Telsizler?" "zel bir ey deil," dedi Hanley. "Yani liman devriye teknelerini halle tsek bile Zodiac'larn yine de peimizdeki ly gemeleri gerekecek, deil mi?" "Korkarm yle," diye onaylad Hanley. Cabrillo sar defterine keeli kalemle bir taslak izmeye balad. Bitirdikten sonra defteri Hanley'ye uzatt. "Sana anlaml geliyor mu?" "Evet," dedi Hanley. "Tamam o zaman," dedi Cabrillo gl bir ekilde. "Sancak tarafna tam dn, karaya dnyoruz."

33
Adams evrim kumandasn sola krp R-44' yan yatrd. Birka saniye nce in korvetinin iskele tarafndan gemiti ve sisin iinde gemiyi ancak seebilmiti. in gemisinin ona ate amamas artcyd, phesiz karaya doru uan bir helikopter tespit etmi olmalydlar. Firkateyn hzla yaklayordu ve Adams, ona fazla ya-namamay planlyordu. Robinson'u dalgalarn tepesinin bir buuk metreyle metre arasnda deien bir ykseklikte tutuyordu, belki de tespit edilmesine engel olan ey buydu, ama Adams bundan kukuluydu. Radar tespitinden kurtulmak iin dalgalarn tepesine daha yakn olmalyd... altm, en fazla doksan santim. Kzaklarnn iki tarafndan sarkan silah blmeleri ve deniz suyunun bunlarn almas zerindeki zararl etkileri yznden riske girmiyordu. in gemilerinin ateinden kamay, ekip yelerine yardm etmek iin ok yksekten yaklamaya feda etmesi gerekirse bunu yapard. evrim kolunu yavaa ileri doru itip pervane hznn ayarla-nn seyretti. Saatte yz otuz mil yapyordu ve hesaplamalarna gre firkateyni getikten bir dakika krk be saniye sonra ilk Zodi-ac' grmesi gerekiyordu. Btn dikkatini in gemisini grmeye verirken ayn anda kontrol paneline yerletirilmi olan ve havaya radar sinyali gnderen frtna radarn izliyordu. Huxley, Zodiac'n kontrol panelini iaret etti, ama hibir ey sylemedi. Seng ban sallayp eildi, kulana bard. "Bir tahminde bulunmam gerekirse devinim dzeneinde bu giri deliklerini ksmen tkayan bir ey var. Bir para kt ya da naylon torba olabilir, sorun u ki durup kontrol etmek iin d motoru sudan karmalyz." "Daha ktleiyor gibi grnmyor," dedi Julia Huxley. "Hayr, grnmyor," dedi Seng. "bre krmzda ve orda duruyor. Eer motor biraz daha bu hararette alrsa burdan hayatta kurtulabiliriz." Hzla giderlerken Huxley sisin arasndan suyu tarad. Dnp sancak tarafnda gerilerinden gelen Kasm'm kulland Zodiac'a bakt. Dizel kruvazr iftinin iki botu da grebilmek iin biraz daha yaklamas gerekiyordu ve eer bu hzlarn srdrrlerse bunu yapamayacaklard. "Su giriini temizlemek iin mola isteyemememiz ok kt," dedi Huxley.

Eddie Seng hzla alan d motorun sesinin arasnda Hux-ley'yi duymak iin byk aba sarf ediyordu. Ama bu arada kulana baka bir ses daha geldi, pruva tarafndan gelen tok bir sesti bu. Ardndan sisin iinden R44' grd. Ve telsizden bir ses duyuldu. Gale Force'un komuta kprsnde talimatlar birbiri ardna veriliyordu. Radar operatrnden kaptana, kaptandan dmenciye, sonra dier subaylara Oregon'un karaya dnmeye balad haberi gelince mesajlar birden fazla tekrarlanmaya baland. Bu durum korvet ve firkateynin kaptanlarna da iletilince aralar hemen yavalad. Kaptan Ching Oregon'un bu dn tamamlamasnn neredeyse bir deniz mili alacan dnd. Ching bir kez daha yanl tahminde bulunuyordu. Oregon'u altran manyetohidrodinamik motorlarla yn deitirmek iin yavalamaya gerek yoktu. Bklecek miller, eilecek pervaneler, syrlacak dililer yoktu. tici makinistlerden birinin birka dmeye basarak bir makinenin ak ynn ileri, dieri-ninkini geriye deitirmesiyle hz otuz milin altnda tutulmak suretiyle Oregon neredeyse gvdesinin zerinde dnebilirdi. Byle ani bir manevra olduka sarsntl olurdu -gemi neredeyse toplan suya batacak kadar yan yatardama irket bunu daha nce defalarca yapmt. Birka krk tabak ve etrafa frlayan nesnelerin dnda Oregon hibirinde kt duruma dmemiti. Makinist bilgisayarda U dnne benzeyen dn ap profilini izdi. Sonra kontrol odasna hazr olduklar haberini verdi. Gemi komutan emri verir vermez makinist yalnzca bir dmeye bast ve Oregon suyu yanlamasna yararken skca bir yere tutundu. Aadaki makine dairesinde Sam Pryor, Gunther Reinholt'a bakt. Reinholt serum iesini karmt ve dn emrini bilgisayara girmenin ardndan bir fincan koyu kahve iiyordu. "ok basit, Bay Reinholt," dedi Pryor glmseyerek. "Kesinlikle," dedi Reinholt. ki adam da bir saniye iin bilgisayar ekranndaki U biimindeki rotaya bakt. "Bay bakan," dedi Reinholt dahili konuma hattndan. "Siz hazr olduunuz zaman biz hazrz."

"Hzl bir dn yapp bizi kovalayan gemiyi bir araya toplayacaz," dedi Cabrillo kartrlm telsiz hatt zerinden. "Kruvazr iftini hzla kaldrmalsn, bylece Zodiac'lar firkateynin arkasna bindirmeden nce yavalayabilir." "Anlald," dedi Adams. "Kruvazrler etkisiz hale gelir gelmez Seng ve Kasm'a yavalamalarn bildireceiz." "ndeki kruvazrn iskele tarafndaki, gerideki geminin ise sancak tarafndaki toplarn uuracam," dedi Adams. "Bu onlar durduracaktr." "K taraflarn vurmak iin elinden geleni yap," dedi Cabrillo. "Eer mmknse yaral saysnn minimum olmasn istiyoruz." Neredeyse ayn anda ndeki liman polis devriyesi azalan siste Kasm'n Zodiac'n grd. Nbeti ayn zamanda denizden yaklaan helikopteri de bildirdi. Adams dnp ndeki geminin tam arka blmn ortadan kaldrmak iin havada bir daire izdi. Ateleme ekrann on be metrelik alminyum geminin gerideki drtte lk blmne odaklad. Btn fzelerin su stndeki ayn noktay hedeflemesi iin bir dmeyi kaldrd. Sonra nefesini tutarak tetie bast. Nbeti helikopterin balon eklindeki pilot blmesini grdkten bir saniye sonra iskele tarafndaki top blmesi drt fzenin yaylm ateiyle havaya utu. Fzeler kkt -bir erkein kolundan biraz daha kalnd o kadar- ama grltleri yksek gte patlayclara eti. Arkalarndan yaklak iki metrelik ate bulutu karan fzeler aradaki boluu hzla kapatp ndeki kruvazrn yan tarafna girerek bir palann bir ananas yard gibi gemiyi batan ka paralad. Pruva batmaya balamadan hemen nce kaptan gemiyi terk etme alarmn verecek zaman zor buldu. "imdi, Bay Reinholt," dedi Cabrillo gemide alarm alarken. Reinholt konsola uzanp krmz bir dmeye bast, sonra yanndaki masay lmcl bir tutula kavrad. Oregon yan yatp dnmeye balad. Sanki gemi bir dnme dolap rayndayd. Gemideki herkes en yaknndaki hareketsiz nesneye skca tutunmu ve dik bir yamataki kayaklar gibi dizlerini bkmt. Birka dakika sonra Oregon yan yatm U'dan kp yeniden dzeldi.

Emniyet kemeri bal bir ekilde yksek ateleme koltuunda oturan Lincoln bard. "Evet, bebeim." "Yirmi saniye iinde uar teknenin yanndan geeceiz," dedi Hanley. "Onu yzer ayaklarndan vurun, Bay Lincoln," dedi Cabrillo. "Bu da ne..." demeye alt Ching, dev kargo gemisinin yn deitirdiini grnce. "Sancak tarafna tam dn," diye emretti. Ama emir yerine getirilmeden Oregon neredeyse yanlarna gelmiti. "Nereye gidersem gideyim, ben yalnzca bir jigoloyum..." diye ark sylyordu Lincoln, hedefini kilitleyip ate ederken. Oregon'un pruvasndaki fze bataryas frlayp hedefe doru dnd. Lincoln'n emriyle bir ift Harpoon fzesi yerlerinden frlayp geride bir iz brakarak yol almaya balad. Fzeler suya inen ince, drt keli yzer ayaklara gmlerek onlar giyotinin bir parma kestii gibi temiz bir ekilde paralad. Gale Force fzeler tarafndan vurulduu srada hl hzla ilerliyordu. Suyun stnde ykselmesini salayan yzer ayaklar yok olunca ana gvertesi yana yatt, sonra devrilmeye balad. Az sonra da suyun iine dald. Takla atmadan nce dmenci motorlar boa almay baarmt ki bu tekneyi olmasa da hayatlarn kurtarrd. Gale Force vurulduktan bir dakika sonra gvertesi sular altnda kald ve hzla batmaya balad. Kaptan Deng Ching yzn komuta konsoluna arpt iin az ve burnu kanyordu. Ac yznden ba dnyordu. Gemiyi terk etme emrini ikinci komuta subay verdi. "Bir helikopter saldrd bize," diye portatif telsize bard hzla batan liman devriye teknesinin kaptan acil salna binerken. "Teknemiz batyor." "Anlald," dedi ikinci liman devriye teknesinin kaptan. "Gelip sizi alacaz." "aret fiei gndereceim." "Onu izleyeceiz." Sonra kaptan yakndaki denizciye dnd. "Top gvertesine git," dedi hzla. "Eer yaklaan bir ara grrsen vurup indir."

lki ok iyi gittii iin Adams bir daha yapmaya karar verdi. Bir kez daha iskele tarafndan yaklaarak ikinci liman devriye teknesine nian alp dmeye bast. Ama hibir ey olmad. Belki sancak tarafndaki silahlar iskele tarafndakilere gre deniz suyuyla daha fazla slanmt. Belki ekstra birka dakika iinde sis ve yamur devrelere girmiti. Sistemlerde bir arza da olabilirdi -silah blmesi ilk kez kullanlyordu- ve bir sistem ilk seferinde nadiren kusursuz alrd. Nedeni her neyse fzeler atelenmiyordu. R-44'n liman devriye teknesinin stnden getii srada bir denizci top gvertesindeki bir lvyeyi ekip emniyeti ayordu. Silah doru ykseklie dndrerek geri ekilen helikopterin arka tarafna ate etmeye balad. Tek bir mermi ana pervanedeki kontrol ubuunu syrrken Adams ykseklii ayarlayan kolun paralandn hissetti. Durumu deerlendirmek iin oradan uzaklat. "Kontrol," dedi gvenli kanaldan. "Bir hedefi yok ettim, ama atrr araland ve n tarafm paraladlar." Hanley Oregon 'da onu dinliyordu. Yant vermeden nce salayabiliyor musun?" radar ekrann tarad. "Aracn kontroln

"Fena deil," dedi Adams sakin bir sesle. "Galiba sorunsuz bir ekilde indirebilirim." "Senin ynne doru geliyoruz," dedi Hanley. "Blmeleri uurup arac eve getir." "Ne demek istiyorsun?" diye sorau Adams. "Silah kontrol panelinde bir dme var," dedi Hanley. "Kapa kaldrp dmeyi indirirsen silah blmeleri decektir. kinci tekneyle biz ba ederiz." Adams liman teknesine doru bir kavis izdi. "Bana bir saniye verin," dedi. "Bir fikrim var." Odann kar tarafnda Juan Cabrillo, Virginia'daki Langston Overholt'la uydu telefonundan konuuyordu. "Bize en yakn gemiyi batrmak zorunda kaldk," dedi. "Ama yine de uralmas gereken bir korvet ve firkateyn var."

Overholt telefonun megafonunu am, konuurken bir yandan da oday turluyordu. Masasnn nnde niformasyla CIA'e bal Birleik Devletler Donanma komutan oturuyordu. "Ofisimde bir donanma subay var. stlerim dier iki gemiye saldrp bat-rrsanz doacak sonulardan endie ediyor. Sizden ne kadar uzaktalar?" "Birka dakika iin byk bir tehlike altnda deiliz," diye itiraf etti Cabrillo. "Onlar olduklar yerde durdurabilirsek kaabilir misiniz?" diye sordu Overholt. Cabrillo yant vermeden nce bir an dnd. Be ve on dakika iinde adamlarmz ve buraya almaya geldiimiz nesneyi alp tam yol gidebiliriz," dedi. "inliler zerimize uak gndermedii srece eve dnebiliriz." "u an itibariyle ulaan tek telsiz iletisi liman polisi teknesine saldran bir helikopterle ilgiliydi. Siz imdilik, en azndan inlilerin gznde telsizle ulalamayan bir yk gemisisiniz. Ama batrdnz geminin yolcular kurtarlnca bu durum deiebilir." "O zamana dek biz oktan denize alm gneye iniyor oluruz," dedi Cabrillo. "Hem sisin iine de geri dnm oluruz bylece. Elektronik aletlerimizle gemiden-denize radarlardan gizlenebiliriz. Sis yukardan grnmemizi engelleyecektir." Overholt, donanma komutanna dnd. "Bu yeni aygt bizim gemimizi de etkileyecek mi?" "Yanmzdan geerken btn elektronik aletleri kapatrlarsa bir ey olmaz." "Juan," dedi Overholt. "Bunu duydun mu?" "Evet," dedi Cabrillo. "Ama anlamadm." "Donanmann yeni oyunca bu," dedi Overholt. "Ad FRITZY. Elektrik devrelerine ksa devre yapmak zere tasarland ve inanyorum ki gerideki gemileri etkisiz hale getirecektir. Yapmanz gereken ey size talimat verdiimizde Oregon'un btn sistemlerini kapamaktr." Eric Stone radar taryordu. "Zodiac'lara yaklayoruz." "Yavalayp durun," diye emretti Cabrillo. "Adamlarmz gemiye almaya hazrlann." Adams bin metreye ykselip R-44' becerebildii en dik ayla liman devriye teknesine doru dala geirdi. Bedeninin oturduu koltukta

hafiflediini, sonra emniyet kemerine dayandn hissetti. Balon biimindeki pleksiglastan yaplma n camdan liman devriye teknesini grd. O aaya doru hzla inerken tekne gitgide byyordu. Pruvadaki topu helikoptere ate amaya alt, ama tam nndeki dmen kk atn snrlyordu. Helikopter hl yksekteyken denizci birka yz mermi att, ama a ok geni olduu iin isabet ettiremedi, daha sonra da atei kesti. Adams dik bir ayla inmeye devam ediyordu. K tarafndan yalnzca yirmi be metre yukardayken gaz kolunu geri ekip kolektif kolunu kaldrd. Bu inii yavalatp helikopterin burnunu yavaa yukar kaldrmaya balad. R-44 izdii kavisli yolun en altna indii srada Adams kapa kaldrp dmeyi indirdi. Helikopterin iki yanndaki silah blmeleri serbest kalp doruca son devriye teknesinin stne indi. Serbest kalan blmelerden kan bir kvlcm geriye kalan fzelerden birini ateledi ve son be metreyi imek gibi inerek teknenin arka tarafnda iddetli bir tahribata yol at. Blmelerin arlndan ve srtnme kuvvetinden kurtulan Adams kontrol daha iyi saladn fark etti. Robinson' Oregon'a doru evirerek geminin hatlarn grmek iin radar tarad. "Elde var iki," dedi sessizce. "Eve dnyorum." nsan kt bir havada okyanus aklanndayken, insan eli tarafndan yaplm her ey rahatlk ve teselli kayna olur. in Donanmas tarafndan kovalanan kk botlardaki yedi insan ve bir Altn Buda iin sisin arasnda beliren Oregon'un pruvas, kaybetmekte olan bir poker oyuncusunun eline ayn trden drtlnn gelmesi gibi bir eydi. "Dmeni vinlere doru krn," dedi Hanley telsizden. "Sizi ok abuk gemiye almamz gerekiyor." ki Zodiac kaptan Oregon'un k tarafndaki sancak ve iskele ynnde bulunan bir ift vince doru yneldi. Tayfalar botlar ve insanlar iki dakikadan ksa bir sre iinde havaya kaldrp gverteye ald. Murphy Zodiac'tan inerken Franklin Lincoln yanna geldi. "Senin oyuncanla oynadm," dedi. "Konsola yeni bir gemi kartmas yaptrabilirsin." Murphy glmsedi. "yi att, Tex."

"Herkes iyi mi?" diye sordu Lincoln. "Jones hari herkes," dedi Murphy, onu gstererek. "Onu revire tamamz gerekiyor." Lincoln ikinci Zodiac'n yanna gidip glmseyerek. "Berbat grnyorsun." ieri bakt. "Jones," dedi

"Beni gldrme," dedi Jones. "Kaburgalarm beni ldryor." "Yapmak iin yola ktn eyi yaparsn, deil mi?" diye sordu Lincoln. "Her zaman," dedi Jones, iinde Altn Buda'nn bulunduu sand iaret ederek. "imdi beni revire gtrp ar kesicileri daya." "te gidiyoruz," dedi Lincoln. ime botun iine uzanp Jo-nes'u yavru bir kpei kaldrrm gibi kolayca kucana ald. "Ateleme iin dakika," dedi bir ses Santa Fe'deki dahili telefon hattnda. Aadaki frlatma blmnde, deneysel FRITZY elektronik tahribat modlyle dntrlm bir ift Tomahawk cruise fzesi frlatlmaya hazr bekliyordu. FRITZY sistemi, gl elektronik devreleri kartran elektronik dalgalar gndermek iin kullanlyordu. Kaptan Farragut frlatma ilemi iin sabrszlkla bekliyordu. Kayglar ekibinin hareketleri iin duyduu endieden kaynaklanmyordu, adamlar olduka iyi eitilmilerdi ve grevi kusursuzca yerine getireceklerdi. Kayglanmasnn nedeni bilinmeyendi. Farragut FRITZY'nin sanld gibi bir ey olup olmadn merak ediyordu ve bir arpmada bu sistemi kullanan ilk komutan unvann talep edip edemeyeceini de. Bunun terfi srasnda yardm olabilirdi; en azndan Santa Fe yeniden limana vardnda birka bedava ikiye deerdi. "Kaplar ald, efendim," dedi, geminin kaptan. "Ve her ey kurallara uygun." "Seni gryoruz," dedi Hanley Adams'a. "Ama hemen imdi inmen gerekiyor." Adams Oregon'un k tarafndan yaklap helikopter pistine inmeye hazrlanyordu. "ki dakika civarnda," dedi Adams.

"Bir buuk dakika," dedi Hanley zamanlaycya bakarak. "Elektroniklerin almayacak." "Gverteyi temizleyin," dedi Adams yksek sesle. "Trmanacam, sonra motoru kapatp otomatik-rotasyonu balatn." "Gvertelere yangn kp skn," dedi Hanley dahili telefona. "Bir dakika iinde btn elektrik glerini kapatyoruz." ou insan bir helikopter gcn kaybettiinde gkten yere deceini sanr. Aslnda, pervane g kaybetmise pilot ini rzgrn pervaneleri dndrmek iin kullanabilir. Otomatik rotasyon ilemi risklidir, fakat bu manevra yllar boyunca pek ok kiinin hayatn kurtarmtr. Genellikle pilotun inebilecei daha geni bir saha veya ak alan vardr. Helikopterin kendisinden biraz daha byk bir piste zorunlu otomatik rotasyonla inmek elik gibi bir sinir ve metanet gerektirir. Adams son dakikasn ykseklik kazanmak iin kulland. Sonra ini pistiyle ayn hizaya geldi. Saati zamann geldiini syleyince reglatr kapatp gaz kolunu geriye ekti. R-44'n serbest alan birimi devreye girdi, ana ve kuyruk pervanesinin tahrik milinin balants kesildi. Adams uzanp anahtar evirdi. Birdenbire motorun sesi olmaynca ortalk garip biimde ses-sizleti. Bir tek gvdeyi hzla geen rzgrn kard fo sesi ve Adams'n slkla ald Bobby Darrin'in "Mack the Knife" arksnn melodisi duyuluyordu. R-44 normalden daha dik bir ekilde iniyordu, fakat Adams tam kontroldeydi. Yalnzca sisin iindeki Oregon'un btn klar kararnca biraz tereddt etti. "Biri gitti," dedi geminin efi sessizce. "imdi ikincisi." Cruise fzeleri frlatma tplerinden frlayp gkyznde bir izgi izdi, sonra dnp dalga seviyesine indi. Sofistike bir bilgisayar tarafndan hedefe programlanan fzeler saatte drt yz elli kilometre hzla inli korvete ve firkateyne doru hzla ilerliyordu. Cruise fzeleri iki gemiye yaklanca atom bombas patlamasndan sonra yaylana benzeyen konsantre elektronik srtnme gc gnderdi. ki geminin de elektronik devreleri bir dmeye baslm gibi ksa devre yapt. Makinelerin ilevi durdu, dmen kkndeki ve aadaki elektronik

aletler karard. Yamur ve rzgr dalgas denizi kaplarken iki gemi yavalamaya balad. "Ya-a!" diye bard Adams rzgr R-44'e arparken. aret fieini yakt srada k tarafnn yirmi metre gerisinde ve yedi metre yukarsndayd. Devir kolunu kaldrp n hz kesmek iin gsz pervanenin eki gcn kullanarak burnu havaya kaldrd. n hz kesildiinde pistin iki metre stndeydi. Derken Robinson tok bir sesle gverteye dt. Kpk gvdenin yarsna kadar geliyordu. Adams pervanelerin dnn engellemek iin pervane frenini ekti. Kapnn kilidini ap dar doru itti. Sonra emniyet kemerini zmeye balad. Pervaneler durur durmaz Richart Truitt snen kpklerin iinden helikopterin kapsna doru gitti. "yi misin?" diye sordu. "Sarsldm, ama heyecanlanmadm." Adams glmsedi. "Yeni bir ey var m?" Tam o srada Oregon yeniden hareket etmeye balad. Truitt omuz silkti. "Yola kyoruz." "Ak denizler," dedi Adams, kokpitten karak. "Biz geliyoruz." "Onarm emrini doldur," dedi Truitt. "Sonra kafeteryada bulualm. Biraz planlama yapmamz gerekiyor." ki adam kpklerin kysna ulatklar srada bir tayfa kpkleri hortumla temizlemeye balad. eri alan kapya doru giderken pantolonlarna srayan kpkleri temizlediler. "zel bir ey getirmem gerekiyor mu?" diye sordu Adams. "Yksek-irtifa performans haritalarn," diye yantlad Truitt.

34
Oregon frtnann hemen kysndan gneye doru indi. Saat sabah altyd, kafeterya domuz pastrmas, sosis, yumurta ve tarn-l kurabiye kokuyordu. Cabrillo masaya oturmu Julia Huxley'yle konuurken Hanley elinde bir fincan duman tten ayla yanlarna geldi. Glmseyerek ban sallad. "imdi," dedi Cabrillo'ya. "Bu i ok heyecanlyd." "Buralarda zaman hi skc olmaz," diye dorulad Cabrillo. "Reinholt ve Jones nasl?" diye sordu Hanley, Huxley'ye. "nemsiz yaralanmalar," dedi Huxley. "Jonesy'nin birka kaburgas krlm, ona ar kesici verdim, revirde uyuyor. Reinholt daha iyi olduunu iddia ediyor, ama emin olmak iin kamarasnda dinlenmesini istedim." "R-44'teki onarmlar kontrol ettin mi?" diye sordu Cabrillo. "Evet, bay bakan," dedi Hanley, bir garson yanlarna gelip tarnl kurabiye taban nne koyarken. "Pervane bann hareketini kontrol eden kay bklm. u anda onu deitiriyorlar. Birka saat iinde umaya hazr olacak." "Gzel," dedi Cabrillo. "Oregon ana karaya yaklanca Adams' tan beni havaalanna brakmasn isteyeceim." "Planladmz gibi," dedi Hanley. "imdi yapmamz gereken tek ey Altn Buda'nn iindeki gizli blmeyi bulmak," dedi Cabrillo. "Ve belgelerin orda olup olmadna bakmak." Sung Rhee pencereden ofisine yaklaan drt adam grd. Mutlu grnmyorlard ve yaver kapy savurarak amadan nce alma zahmetine girmedi. Yaver kenara ekilerek amiralin gemesine izin verirken Rhee masasndan kalkt. "Kurtarma gemisi gelip onu ekene kadar yzer durumda tutmak iin uar teknenin altna hava yastklar koymay baardk," dedi amiral herhangi bir giri szne gerek duymadan. "Fakat adamlarm onarmn alt aya yakn sreceini sylyor." "Efendim..." demeye alt Rhee.

"Yeter," diye kkredi amiral. "Bir gemim hizmet d kald, tek firkateynimiz ve hzl saldr korvetimiz suda ie yaramaz halde brakld. Beni bu ie sen soktun, bedelini sen deyeceksin." "Efendim," dedi Rhee hemen. "Hibir fikrimiz yoktu... o gemi her adan yalnzca klstr bir yk gemisiydi." "O gemi klstr hari her ey olabilir," dedi amiral yksek sesle. "Uar teknenin yan tarafn sanki rutin bir egzersiz yaparm gibi havaya uurdu. Dier iki gemiye ne olduunu hl bilmiyoruz." Kapnn hemen dnda amiralin yardmcs uydu telefonuna fsldyordu. Bam Rhee'nin ofisine uzatt. "Amiral," dedi sessizce. "Pekin hatta." Chuck "Minik" Gunderson, Rhonda Rosselli'ye glmseyip hamiline bonolardan birini uzatt. "te anlama. Tracy, Judy ve benim uak havadayken kmamz gerekiyor. Biz gvenli bir ekilde gittikten sonra sen pilotlar zebilirsin." "Beni terk mi ediyorsun?" dedi Rosselli anlaml bir ekilde. "Beni de ekibinize katacanza dair btn o sylediklerin bir yalan myd?" Gunderson uu tulumunun cebinden kaln bir puro kard, burnunun altndan geirdi. Sonra ucunu srp altn akmayla yakt. Dumann iine ekerek ateini canlandrd. "Ben gzel bir kza asla yalan sylemem," dedi glmseyerek. "Ve ben her zaman haklymdr." "Peki o zaman anlama ne?" Gunderson hamiline bonoyu plastik bir zarfa koyup dierleriyle birlikte yaptrd. "Sana gsterdiim bono biz yere inince adresine postalanacak. yi yaplm bir i iin sana denen cret olacak bu." "Aaya indiimizde ne diyeceim?" diye sordu Rosselli. "Ben olsam her eyi sylerdim," dedi Gunderson. "Kk srrmz olarak kalacak olan bono hari tabi." "Onlara her eyi syleyeyim mi?" dedi Rosselli inanamayarak. "Neden olmasn?" dedi Gunderson. "Grubumu sulayacak herhangi bir bilgi vermemeye dikkat ettim. Ekibim uan indii lkeyi Birleik Devletler Konsolosluu'na bildirecektir. Sen yalnzca bildiklerini syle,

birka gn iinde seni serbest brakrlar. Kaliforniya'ya vardnda benimle alan biri seninle balant kuracaktr." "Yani seni bir daha grmeyeceim, yle mi?" diye sordu. "Bunu asla bilemezsin," dedi Gunderson, kzl sal Tracy Pils-ton yanna gelirken. "Birka millik yolumuz kald," dedi Pilston. "Sonra ikimiz de kmesten umaya hazrz." "Onu indirdin mi?" diye sordu Gunderson. Pilston bayla onaylad. "Bir atlaymzn sresini lebiliriz." sinyal almamz gerekiyor, bylece

Gunderson, 737 Kaliforniya'daki hangardayken bir irket yesinin depo blmne gizledii iki parat kard. Bir tanesini Pilston'n srtna takmasna yardm etti, sonra kendisininkini takt. Gzlklerin bulunduu torbay kararak bir tanesini Pilston'a uzatt. "Judy'yi uyaralm," dedi Gunderson sessizce. "Sonra arkadan kalm." "ne git," dedi Gunderson, Rosselli'ye. "Judy'ye zamann geldiini syleyip kokpitte kal." "Arkadaki her ey hava akmna kaplp gitmez mi?" diye sordu Rosselli. "Basn altnda deiliz," dedi Gunderson. "Bu yzden o kadar kt olamaz, ama ben olsam arkada dolamaya kalkmazdm. Yalnzca kokpitte kal ve zamanlaycnn alarm alnca arka kapy ap pilotlar z." "Tamam," dedi Rosselli ne giderken. Kokpitn kapsn ap haberi Michaels'a verdi. "Anlald," dedi Judy, Michaels. Sonra hz bir kez daha kontrol edip otomatik pilotun devrede olup olmadn kontrol etti, ardndan arka kapy indirmek iin lvyeyi itti. Kap yavaa inmeye, kontrol panelindeki alarmlar almaya balad. Ucuz plastikten yumurta piirme alarmn kuran Michaels, Rosselli'nin yanndan geti. "Kapy kapal tut, alarm ald zaman ne yapman gerektiini biliyorsun." Rosselli bayla onaylad. "Seninle tantma sevindim," dedi Michaels kapdan karken.

Koridordan hzla geerek Gunderson'm paratn kontrol etmesi iin durdu. Arka kap alaldka 737'nin gvdesine daha fazla hava giriyordu. Dergilerin sayfalar alyor, hafif nesneler rzgrda uuuyordu. Gunderson ipekli bir kimononun bir yelken gibi rzgrla dolup arka kapdan frlayp gidiini seyretti. l arkaya doru ilerledi. Merdivenler artk doruca 737'nin kuyruunun aa ksmn gsteriyordu. "Rhonda'ya ne yaparlar sence?" diye sordu Pilston. "Yapabilecekleri fazla bir ey yok," dedi Gunderson gzlklerini dzeltip Michaels'in atlama pozisyonuna girmesine yardmc olurken. "Galiba sana k oldu," dedi Pilston, Michaels'in yannda yerini alrken. "Cazibeme dayanamad," dedi Gunderson. Tam o srada uydudan ar cihazna alfanmerik sinyal geliyordu. ar cihaz titremeye balad. Gunderson iki bayan birer kolunun altna alp rampann ucundan aaya atlad. Uaktan biraz alnca kadnlar iterek kendinden uzaklatrd. Gney in Denizi'nde ilerleyen Kalia Challenger'm dmencisi gkyznn sonunda aldn fark etti. Fark etti, nk tepedeki gkyz birden bir ift inli denizalt savar ve uzun menzilli ar-kaldrma helikopteriyle dolmutu. Kalia Challenger orijinal olarak 1962'de Birleik Devletler Denizyollar iin on bir gemilik ekspres kargo kruvazrlerinden biri olarak ina edilmiti. Daha sonra Yunanl bir denizcilik irketine satlm, Asya'yla Birleik Devletler'in bat sahilleri arasndaki denizlerde dzenli aralarla almaya balamt. Boyu yz altm, genilii yirmi be metre olan geminin st gvertesinde kargo yklemek ve boaltmak iin vinler vard. Alt gvertesi pasl krmz renkteydi ve kpete boyunca siyah bir izgi ekiliydi. Uzun ve yararl bir mr srm bir i gemisiydi, o ve btn ektikleri grntsnden belli oluyordu. Eskimi olmasna ramen hl ie yaryordu, ama tek byk bir kusuru vard. Uzaktan, eitimsiz bir gz iin Oregon'a benziyordu. Denizalt savar uak ilk su bombasn gnderdiinde uluslararas sularn ok aklarndayd. Bomba pruvann yz metre ilerisine dp otuz metre yukarya fkran bir cavlan oluturdu. "Dur!" diye bard kaptan.

Emir makine dairesine ulanca Kalia Challenger yavalayp durdu. Yaklak bir saat sonra inli bir grup gemiye bindi. Bu yasad durdurmann nedeni hi aklanmad. Delbert Chiglack gkyzne aknlkla bakyordu. Denizar petrol kuyularnda alt on drt yl boyunca pek ok ilgin ey grmt: aklanamayan deniz yaratklar, tanmlanamayan uan cisimler, garip hava olaylar. Ama denizlerde petrol kuyusu at onca yl iinde birdenbire havada bir parat lsnn belirip petrol kuyularna inmeye alt hi olmamt. Gunderson, Mic-haels ve Pilston 737'den bin metre ykseklikte, uan grnmeini engelleyen bir bulut kmesinin stnden atlamlard. ni srasnda oksijen tplerini ilerine ekerek hedefe doru yaklatktan sonra paratlerini petrol kuyusunun stndeki helikopter pistine doru yneltmilerdi. Vietnam sahilinin yirmi mil andaki petrol kuyusu Ma-cau'dan sekiz yz mil uzaktayd ve Houston, Teksas'tan Zapata Petrol irketi'nin malyd. irketin sahibi George Herbert Walker Bush adnda biriydi, Virginia'dan birisi ondan bir iyilik istemiti. Tracy Pilston pistin stndeki X iaretinin neredeyse tam ortasna, Judy Michaels ise yalnzca bir buuk metre uzana indi. En kt inii gerekletiren Chuck Gunderson'd. Ykseltilmi pistin kenarna indi. Paratn kesemeden rzgr paratn ekitirdi ve eer Del Chiglack onu yakalarnasayd kenardan aaya debilirdi. Paratnden kurtulduktan ve Chiglack, onu kenardan geriye ektikten sonra glmseyerek konutu. "Dostlarmn aram olmas gerekiyor," dedi. "Sanrm kiilik yerimiz ayrlmtr." Chiglack azndaki ttn suyunu rzgra fledi. "Ho geldiniz," dedi. "Aracnz yaknda gelecek." "Teekkrler," dedi Gunderson. "imdi," dedi Chiglack. "Siz ve bayanlar ieri girerseniz birer fincan kahve smarlarm." Kontrol odasndaki Hanley, Cabrillo'ya dnd. "Az nce Mi-nik'ten haber aldk. Bonolarla sasalim varmlar. Eve dn iin bekliyorlar." Cabrillo bayla onaylad.

"Perian grnyorsun," dedi Hanley. "Neden birka saat uyumuyorsun? Kaleyi ben beklerim." Cabrillo tartamayacak kadar yorgundu. Ayaa kalkp kapya doru gitti. "htiyacn olursa beni uyandr." "Her zaman yle yapmyor muyum?" Cabrillo kamarasna giderken Hanley, Stone'a dnd. "Truitt birka dakika iinde gelip seni serbest brakacak. Gidip drt saat uyu." "Tamam, efendim," dedi Stone. Hanley bilgisayara girip plan tekrar okumaya balad. Langston Overholt Paris'e kadar uyudu. Yolculuk yapt Challenger jeti, gya Basel, svire'de bulunan Strontium Holding PLC adl bir irketin adna kaytlyd. Gerekteyse jetin tekerlekleri svire topraklarna hi dememiti. Challenger CL-604, CIA'in fonlar kullanlarak Londra'daki bir borsa simsarndan alnmt ve Alexandria, Virgina'daki Bol-ling Hava Kuvvetleri ss yaknndaki bir atlyede ileri elektronik aletlerle donatlmt. Kanada yapm byk jet on kii alabiliyordu, saatte 487 millik seyir hzna sahipti ve uu mesafesi 4628 mildi. Virginia ile yakt ikmali yaplp gerekli eylerin uaa yklendii Paris arasndaki mesafe 3800 mildi. Yolculuun ikinci aya Paris-Yeni Delhi arasndayd ki o da 4089 mil demekti. Yolculuun birinci aya sekiz saat srmt; ikinci aya ise elverili kuyruk rzgryla yalnzca yedi saatten biraz fazla srmt. Cabril-lo'dan Macau saatiyle sabah altda irketin Altn Buda'y ele geirdii haberini aldktan bir saat sonra Overholt Birleik Devlet-ler'den ayrlmt. Virginia'da saat Kutsal Cuma gn on sekizdi. Challenger yere inene dek zaman dilimi deimi ve saat cumartesi gn sabah dokuz olmutu. Turbo pervaneli uakla kuzey Hindistan'daki Little Lhasa'ya yapt yolculuk iki saatin biraz zerinde srmt, bylece Overholt sonunda Dalai Lama'yla tekrar buluabildiinde vakit cumartesi len olmutu. Tibet'in kutsal lideri bir darbe olacaksa bunun 31 Mart, Paskalya Pazan'nda, yani srgne gnderiliinden tam krk alt yl sonra olmasnda srar ediyordu. Bu da bir mucize yaratmak iin Overholt ve irkete yirmi drt saat veriyordu.

Cari Gannon son birka gndr kazandn hak ediyordu. Thimbu, Bhutan'daki kamyonu tedarik ettikten ve Tibet'e giden rotay izdikten sonra Oregon 'un kontrol odasnda tamamlamas gereken bir alveri listesi verilmiti kendisine. irketin babele-isi olarak Gannon olanaksz baarmaya alkt. stenen eyi elde etmek iin Gannon'un yllardr dikkatle oluturduu geni balant an kullanmas gerekiyordu. Para irketin Gney Pasifik Okyanusu'ndaki Vanuatu Ada-s'ndaki bankasndan gelecekti ve Oregon nemli olan eyin para deil, zaman olduunu aka belirtmiti. Gannon byle talimatlar almaya baylyordu. Cep telefonuna bal dizst bilgisayar kullanarak bir dizi telefon numaras, ifre ve parolay dakikada yetmi kelime olmak zere aklndan yazd. Dost bir Ortadou lkesinden seksen Stinger fzesi alp hizmette hibir zaman kusur etmeyen bir Gney Afrika irketi kullanlarak Bhutan'a teslimat ayarland. Endonezya irketinden satn alnan, ky tesi petrol almalarnda uzmanlam ekstra yakt depolar olan sekiz Bell 212 helikopteri, fze ve hafif silahlar teslim etmek zere geldi. Uzakdou'dan birisi hastalanrsa diye ikisi yedek olmak zere on sekiz paral askeri pilot getirildi. Yakt depolar, btn katlmclar iin yiyecek ve Filipin zel Gleri Mu-hafzlar'nn idaresindeki bir dizi hangar gizlice ayarland. Gannon'un listesindeki son madde en garip olanyd. Oregon onun Vietnam'a byk, ama yava hareket eden bir uak tedarik edip edemeyeceini bilmek istiyordu. Bu uak ve uan demesine monte edilecek olan otuz metrelik ince, ama gl kablolu bir vin. Gannon'un birka telefon amas gerekti, ama Vietnam hkmetiyle bir szlemesi olan Laoslu bir irkete ait 1985 yapm Antonov AN-2 Colt bulmay baard. Kanat genilii on sekiz metre olan, saatte en fazla 120 mil yapan byk uak en iyi uan kamyonet olarak tarif edilebilirdi. Geni i hacmi byk lde kargo blmesi halindeydi ve neredeyse iki bin be yz kiloluk yk tayabilirdi. Vinci ise Ho Chi Minh Kenti'ndeki bir satcdan irket kredi kartyla ald. Uak ve vin iin gerekli ayarlamalar yaptktan sonra Gan-non Coca-Cola iesindeki son yudumu bitirip uydu telefonundan Oregon'u arad. Sinyal kartrlrken numarann almasn bekledi. "Anlat bakalm, Cari," dedi Hanley bir dakika sonra.

"Ua buldum, Max," dedi Gannon. "Ama pilot istememitin." "Adamlarmzdan biri uacak," dedi Hanley. "Rus yapm bir Antonov," diye belirtti Gannon. "Bu model hakknda bir ey yazl olduunu sanmyorum." "nternetten bir eyler indiririz," dedi Hanley. "Elimizden gelen tek ey bu." "Yakt tamam, Saygon'daki havaalannda bekliyor," dedi Gannon. "Bir teknisyen bir saat iinde vinci yerletirmi olacak. Resmini faksla gnderiyorum." "Yaknda grrz," dedi Hanley. "Bu arada her ey yolunda m?" "Bebek poposu kadar przsz," dedi Gannon rahat bir ekilde. Vietnam aklarndaki Zapata Petrol kuyusundaki Delbert Chiglack faks makinesinden gelen kd ald, yaklaan helikoptere bir kez daha arda bulundu. ini bitirince kuyudaki restorana geri dnp kd Gunderson'a verdi. "Bu sizin iin geldi." "Teekkrler," dedi Gunderson hemen. Oregon'un gnderdii uan resmine bakp katlad, uu tulumunun cebine koydu. Tam o srada kuyudaki siren iki kez ald. "Aracnz geldi," dedi Chiglack. ly helikopter pistine gtren Chiglack helikopter inene kadar bekledi, sonra grlty bastrmak iin bard. "Merdivenlerden kn, banz ein, kap alr imdi." "Misafirperverliiniz iin teekkrler," diye bard Michaels. "Salarnza dikkat edin bayanlar," diye seslendi Chiglack merdivenleri karlarken. Drt dakika sonra helikopter yeniden havalanm, karaya doru ilerliyordu. Helikopter uzaklarken Chiglack ban iki yana sallad. Sonra konuklarnn gittiini bildirmek iin ofisine geri dnd.

Gunderson ift kanatl uan resmini yardmc pilota verdi. "Havaalannn kuzey ksmnda," dedi yardmc pilot fotoraf dizinde kaya takarken. "Yaknna inmeniz ok iimize gelir." Yardmc pilot kulakl kulaklarna takarak bilgiyi pilota aktard, o da parmaklaryla tamam iareti yapt. Yardmc pilot Gunderson'a glmseyip ban evet anlamnda salladktan sonra arka tarafa gemesini iaret etti. Yirmi dakika sonra gney Vietnam sahili gr alanna girdi. S suyun stnden geerlerken suyun altndaki bir batk Gunder-son'un dikkatini ekti. Yakndaki allarn arasnda otuz yl nceki savata bombalanm bir tankn kalntlarna benzer bir ey duruyordu. Helikopter havaalanna yaklarken yardma pilot Gunderson' un koluna dokundu. Antonov'un yerini havadan belirlemilerdi. Pilot hz azaltarak ift kanatl uaa yaklat, sonra asfaltn stnde asl kald. Otuz be metre teye sorunsuz bir ini yaptktan sonra yardmc pilot kemerini zp arka tarafa geti, Bell'in kapsn at. "Sonra grrz," diye bard. Gunderson, Pilston ve Michaels balarn eip helikopterden hzla uzaklatlar. Helikopterden yeterince uzaklatktan sonra pilot gaz kolunu kaldrd, kolektifi ekip evrim kolunu oynatt, Bell ykselip havada meyilli bir dn yapt. l ift kanatl uaktan metre uzaktayken Michaels konutu. "Bu canavarla ne yapacaz?" diye sordu. "Plan Oregon'a umak," dedi Gunderson kapya yaklap ieri bakarken. "O da neden?" diye sordu Pilston. "Bakanmzn katlmak zorunda olduu bir toplant var."

35
Oregon'un Sihir Dkkn'nda Kevin Nixon bir levyeyle sandn st kapan amaya alyordu. Sandn stnde ABD Hava Kuvvetleri, zel Operasyonlar yazyordu. kinci satrda ise: (1) ea. Fulton Hava yiletirme Sistemi, kontrol tarihi 02.11.90 ve sistemin alt kararn veren havacnn isminin baharfleri yazlyd. Kapa bir kenara koyan Nixon iine bakt. Sonra iindekileri karmaya balad. nce bir paratnkine benzer naylon eritlerden yaplm olan bir koum takm kt. Takmn nnde dner bir kanca vard. Ardndan yannda yksek gerilime dayanr gl bir ip, en son olarak da snm bir balon ve sistemi birbirine balayan donanm kt. Nixon kutudan kard her paray dikkatle kontrol etti. Hepsi iyi grnyordu. Tam o srada Sihir Dkkn'nn kaps ald. "Nasl grnyor?" diye sordu Hanley. "yi," diye yantlad Nixon. Hanley yerdeki dkme metalden dili kancay iaret etti. "Bu ne?" Nixon sandk kapann dibini iaret etti. Kapaa bir dizi talimat yazlmt. "Balonun ucundaki halat tutan kanca bu." "Bunun uakta olmas gerekmiyor mu?" "deali oydu," diye kabul etti Nixon. "Yani?" diye sordu Hanley. Nixon odann karsn iaret etti. "Burda kurallarmzn olmas ok iyi bir ey," dedi. "Her zaman bir yedeiniz olsun," dedi Hanley glmseyerek tabelay okurken. "Elbette," dedi Nixon. "Uaa bildireceim," dedi Hanley. "Daha birka saatimiz var." "Bay Hanley," dedi Nixon. "Bana yalnzca zamann syleyin." Antonov Colt'un tek motoru monoton bir sesle alrken uaktaki Gunderson, Michaels ve Pilston Gney in Denizi'ne doru ilerliyordu. Gkyz berrakt, gneye inen frtna hl yzlerce mil uzaktayd.

Gunderson yalnzca kendisi ona ulamadan nce tam yol ilerleyen Oregon'un nndeki frtnadan kmasn umuyordu. O harika bir pilottu, ama yapmak zere olduklar ey ak havada bile gz kapal birinin on adm teden hedefi tam on ikiden vurmasna benziyordu. Gvdedeki mazot kokusunun havalanmas iin kokpit ve kargo blmndeki camlarn biraz aralk kalmasn istemiti. Antonov normalde 312 galonluk yakt tard, ama uak normalde uzaklardan ktk tamak iin kullanldndan kargo blmne 300 galonluk iki tank daha yerletirilmiti. Bu iyi bir eydi. lave yakt kapasitesi olmakszn Oregon'a. ulap Vietnam'a geri dnmelerinin yolu yoktu. Ama bu yzden uan ii yakt sznts yapm Shell benzin istasyonu gibi kokuyordu. Gunderson portatif GPS alcsna bakt. "Nasl grnyor, Minik?" diye sordu Michaels. "imdiye kadar her ey yolunda," diye yantlad Gunderson. "Ama bu nite aky bir ocuun video oyununun pillerini bitirdii gibi tketiyor. Uaa yedek ak yklemiler mi?" Pilot ve yardmc pilot koltuunun arasna melmi olan Pilston bir ift kt torbay kartrd, ama elleri bo geldi. "zgnm, Chuck," dedi. "ansn yokmu." "Neyimiz var?" diye sordu. Pilston hzla sayd. "Biraz MRE, iki termos kahve galiba, Hers-hey ikolatalar, biraz M&M ie suyu, harita ve gargara suyu." "Ya havlu ve sabun?" Pilston torbann dibini kartrd. "Evet, onlar da var." "Gannon bu konuda ok iyi," dedi Gunderson esneyerek. Michaels hz gstergesine bakt. "Oregon'a ulamamza be saat var," dedi. "Tracy ve ben dn gece biraz uyuduk. Neden biraz temizlenip dinlenmeye almyorsun? Yaklatmz zaman seni arrz." "Yardmc pilot grevlerini yapabileceini dnyor musun?" diye sordu Pilston. "zel pilot sertifikam geen yl aldm," dedi Pilston. "Fazla umadm, ama ibrelerin titremesini izleyebilirim herhalde." Gunderson yorgun bir ekilde bayla onaylad. "Kontrolleri braktm," dedi.

Michaels'n ua devraldndan emin olur olmaz koltuundan kalkp Pilston' geti, o da hemen pilot koltuuna oturdu. An-tonov hem sa, hem de sol koltuktan kullanlabilirdi, bu yzden Michaels'n kokpitte yer deitirmesine gerek yoktu. Pilston oturduktan sonra Gunderson'a dnd. "Duvardan kan bir yatak var," dedi. "Ve uan yan tarafndan dar boalan bir tuvalet. nce bir ey yemek ister misin?" "Hayr, bayanlar," dedi Gunderson. "Yalnzca ihtiyacnz olursa beni uyandrn." Sonra yataa gidip gmleini kard, bir yastk gibi katlayp bann altna koydu ve birka dakika iinde uykuya dald. Antonov kuzeye, randevusuna doru ilerlemeye devam etti. irket kurulduktan sonraki yllar boyunca eitli yasal ilere yatrm yapmt. irket eitli madencilik irketlerinin, hindistancevizi tesislerinin, uzmanlk gerektiren ateli silah fabrikalarnn, otellerin, tatil yerlerinin, elektrikli alet irketinin, hatta Kuzey Amerika, Gney Amerika, Avrupa ve Asya'da ubeleri olan jet kiralama servislerinin ya tam ya da ksmi sahibiydi. Bu irket alanlarn hibirinin ana irketin fon kayna veya gerek amac konusunda hibir fikri yoktu. Yalnzca ok iyi para aldklarn, kendilerine iyi davranldn, asla kesintiye ya da iten karlmaya maruz kalmadklarn biliyorlard. irketin gerek operasyon kesimleri, yani artan servetin zn oluturan uzmanlam askeri ve istihbarat aletleri bu irketleri byk oranda tek bana brakyordu. Ama bazen ie yaryorlard. u an da byle bir zamand. Max Hanley Oregon'un kontrol odasna geri dnp sandalyesine oturdu. "Pegasus Havaclk'n uu operasyonlarn bul," dedi Stone'a. Stone bilgisayara baz komutlar girdi, birka saniye sonra bir dnya haritas geni ekran doldurdu. "Bakan bu toplantya uurmann en hzl yolu nedir?" Stone birka komut tulad ve rota ekran kaplad. "Uzun bir yol," dedi. "Ve sanrm non-stop istiyorsunuz." "Kesinlikle."

"O halde G550'yi kullanmamz gerekecei kesin." "u anda nerdeler?" diye sordu Hanley. Stone yine birka komut tulad ve uu kaytlar haritay kaplad. "Asya 6550 Havai rotasnda, bu yzden onu gein," diye belirtti Stone. "Paris rota birde hayr, bir dakika Gney Amerikan az nce 6550 Dubai'ye indi. Yarn yeniden havalanyor." "Da Nang'a varmasna ne kadar var?" " bin alt yz mil, kabaca alt buuk saat." Hanley kt kalem alp saylar yazmaya balad. "Zor olacak," dedi sonunda. "Zaman dilimlerini geiyoruz, sonra yakt ikmali yapp hzla ini izni gerek, ama yine de yaplabilir." "Jeti ayrtmam ister misiniz?" diye sordu Stone. Hanley, ona bir kt uzatt. "Bu uu plan." "Baka?" "Vietnam Hava Kuvvetlerindeki adammza rvet vermeyi unutmayn da hzl yakt ikmali iin Da Nang'a ini kalkmz sorun olmasn." "Baka?" "Karamazov'a gerekiyor." gvenli bir hat bala," dedi Hanley. "Dorulamam

"Baka?" diye sordu Stone notlar alrken. "Her ey tamam olunca Truitt'i ar ve gidip biraz uyu." "Ya siz efendim?" diye sordu Stone. "Burda ekerleme yapacam," dedi Hanley. "Yani tam olmak istediim yerde." Overholt ieri girdiinde Dalai Lama bir Buda heykelinin nnde dua ediyordu. Overholt o ayaa kalkana kadar sessizce durdu. "Odaya girdiini hissettim," dedi Dalai Lama. "Mutlu grnyorsun." Overholt sordu. "Geri dnmeye hazr msnz?" "Evet," dedi Dalai Lama. "Hem de ok."

"Gzel," dedi Overholt. "Yarn gidiyorsunuz." "Adamlarn Altn Buda'y geri ald m?" "Aldlar," dedi Overholt, bayla onaylayarak. "Peki gizli blmeyi buldular m?" "Hl zerinde alyorlar, Kutsal Efendimiz." Dalai Lama ban sallayarak glmsedi. "Bulacaklardr. O zaman bulduklaryla ne yapacaklarn bilecekler." Duraklad. "Halkmn bandan beri sahip olduu eyin kurtuluumuz olacana inanmak ok zor," dedi Dalai Lama. "Henz zgr bir ekilde evde deiliz, Kutsal Efendimiz," dedi Overholt. Dalai Lama glmseyerek bir an iin dnd bunu. "Hayr, Bay Overholt, deiliz, ama olacaz. inlileri lkeme getiren ey agzllkt. Ve bizi yine agzllk kurtaracak." Overholt sessizce ban sallad. "Hayat bir dngdr," dedi Dalai Lama. "Ve bir gn sen de bunu greceksin. imdi," dedi nazik bir ekilde. "Halkm sizi doyursun. Uzun yolculuk yznden ackm olmalsnz." ki adam odadan dar kp paral askerlerin kulland gizli bir geminin belirledii kaderlerine doru ilerlediler. Yerel saatle sabah 11.00'de Oregon sis tabakasndan kt. lerleyen frtnann nndeki hava mkemmeldi ve frtnadan nceki skneti yanstyordu. Gkyz parlak maviydi, deniz bir ayna kadar dz ve yanstcyd. Macau'dan ayrldndan bu yana geen srede iyi yol kat etmi-'Oregon. Gemi uluslararas sulardaki Hainan Adas aklarndayd. Mevcut hzyla yarn yerel saatle le civarnda Singapur'u geecekti. Malacca Boaz'n geip kuzeye dndkten sonra Banglade dndaki Bengal Krfezi'ne pazar gn saat 14.00 sularnda varmas bekleniyordu. O zamana kadar eer her ey planland gibi olursa Dalai Lama yine iktidarda olacakt ve irket ok akllca bir ekilde sahneyi terk edecekti. Juan Cabrillo kamarasnda uyandktan sonra du alp giyindi. Dar kp koridoru geti, kontrol odasna girdi. Max Hanley sandalyesinde uyuyordu, ama Cabrillo ieri girer girmez doruldu. Kalkp kahve makinesinden iki fincan kahve doldurdu.

Birini Cabrillo'ya verip sordu. "Kendini daha iyi hissediyor musun?" "Biraz dinlenmenin insann zerinde yaratt etki inanlmaz," dedi Cabrillo fincan alarak. "Richard?" dedi Hanley. Truitt inceledii ekrandan dnd. "Sorun yok," dedi. "Durum nedir?" diye sordu Cabrillo herhangi bir giri szne gerek duymadan. Hanley sandalyesine geri dnp Cabrillo'ya oturmasn iaret etti. Sonra Ho Chi Minh Kenti'nden Oregon'a uzanan krmz izgiyi gsteren ekran iaret etti. "Bu izgi Gunderson ve ekibi. Yarm saat iinde seni almaya geliyorlar." "Deniz uandalar m?" "Hayr," dedi gneydeydiler." Hanley. "Buraya zamannda gelemeyecek kadar

"Peki baka bir deniz ua ayrdk m?" diye sordu Cabrillo. "Gannon her yere bakt," dedi Hanley. "Ama hi yoktu." Cabrillo kahvesini yudumlarken Truitt dnp ona bakt. "Beni yukar m ekecek?" diye sordu Cabrillo. "zgnm, bay bakan," dedi Hanley. "Vietnam'dan kalkacak uaa zamannda yetimen iin tek are bu." "Ya Buda?" "nce o gidiyor," dedi Hanley. "Neden hep byle durumlarda buluyorum kendimi?" diye sordu Cabrillo. "Para yznden olabilir mi?" dedi Truitt glmseyerek. "Ya da zafer sarholuu?" dedi Hanley. Antonov'da Gunderson dilerini fralayp yzn ykyordu. Camdan dar tkrp havluyu yanaklanndaki ksa sakallara srd. ini bitirdikten sonra kp Pilston'a iaret etti. "Neden kontrol bana brakmyorsunuz?" Pilston pilot koltuundan kalkt, Gunderson yerine geti. "Acemi aylamz nasld?" diye sordu Michaels'a.

"Pilotluu fena deil," dedi Michaels. "Ben ekerleme yaparken ua ounlukla o idare etti." Gunderson glmseyerek dnp Pilston'a bakt. "Uu kaytlarn tutmay unutma. ki yze ulatnda ticari lisans iin bavurabilirsin. Bu belgeyi alan son ajanmz Cabrillo'dan be bin dolarlk ikramiye ald." "Bu canavar sorunsuz bir uak," dedi Pilston. "Bir smklbcek kadar yava, ama bir masa kadar dengeli." "Ne kadar uzaktayz?" diye sordu Gunderson, Michaels'a. Michaels GPS'e bakp haritadaki iaretlerini inceledi, sonra uu bilgisayarnda birka hesaplama yapt. "Aa yukar yirmi drt dakika." "Telsiz suskunluuna devam ettiniz mi?" "Planladmz gibi," diye yant verdi Michaels. Gunderson birka saniye gstergeleri izledi. Sonutan tatmin olunca yeniden konutu. "Tracy, bana bir fincan kahve verebilir misin? Ana gemiyi arama zaman geldi." Pilston termosun kapan ap kahveyi doldurdu, fincann altna bir para band katlayarak yaptrd, Gunderson'a uzatt. Gunderson kahvesinden bir yudum alp plastik fincan dz bir yere koydu, fincan altndaki bantla oraya yapt. Telsize uzanp frekans ayarladktan sonra konutu. "Minik bakan aryor, orda msnz?" Yantn gelmesi birka saniye srd. "Buras kontrol, devam edin." "Bayanlar ve ben birka dakika sonra size kanca atmak zere orda olacaz." "Sizi drbnle grebiliyoruz," dedi Cabrillo. "Az sonra siz de bizi grrsnz." " nedir?" diye sordu Gunderson. "ekilecek iki ey var," dedi Cabrillo. "Biri nesne ki, unutma ok ar." "Kayl bir kargo kayamz var, ama bu yal kuun kaps yanda," dedi Gunderson. "Benim planm ekeceimiz eyi vinle yakna ekmek ve sonra onu uaa almak iin zarif bir uu yapmak." Cabrillo aknlkla ban iki yana sallad. "Bunu ikinci ykte denemeye kalkma."

"Neden patron?" "nk ikinci yk benim." Michaels camdan dar bakarken Oregon bir nokta eklinde grnyordu. "Onu grdm." "Sizi grdk," dedi Gunderson. "Ve sizi uaa alrken yumuak davranacaz, bay bakan, endielenmeyin." "Kaylar takmak iin yukarya kyorum," dedi Cabrillo. "Baka bir eye ihtiyacnz var m?" Gunderson, Michaels ve Pilston'a bakt. Kzlar balarn iki yana salladlar. "Belki biraz salaml ve peynirli sandvi getirebilirsiniz." "Elimden geleni yaparm," dedi Cabrillo. "imdi alalyoruz, birka dakika iinde grrz," dedi Gunderson. Cabrillo kapy ap Sihir Dkkn'na girdi. Nixon Altn Bu-da'y kk bir masann stne koymutu ve kk bir elektronik radar karnnda dolatryordu. Monitre bakp ban iki yana sallad. "Burda bir boluk var," dedi Nixon, Cabrillo'ya. "Ama girii bulabiliyorsam kahrolaym." Cabrillo bir an durup dnd, sonra Nixon'a dnd. "Bana bir alev tabancas ver," dedi. Nixon alet tezghna gidip askdan bir alev tabancas ald, uzatma kablosunu alp Altn Buda'nn yanma getirdi. Cabrillo tabancann dmesini ap Buda'nn karnn stmaya balad. "Ne dnyorsun, patron?" diye sordu Nixon tabancann grlts arasndan. "nsanlar her zaman iyi ans iin Buda'nn karnn ovuturmak ister," dedi Cabrillo. "Yeterince ovarsan strsn." Nixon uzanp altn karnna dokundu. nsan derisi gibi snmaya balamt. Cabrillo heykele bakp Nixon'a dnd. "Bana tek kenarl bir jilet getir." Nixon tezgha gidip bir kutu jilet buldu, Buda'nn yanna getirirken bir tanesinin ambalajn at.

"te," dedi Cabrillo. "Bir atlak oluuyor." Nixon jileti minik delie soktu. "Bir tane daha sok," dedi Cabrillo. "Ve karnndaki plakay kaldrmaya al." Dakikalar sonra delik geniledi. Cabrillo sy karn plakasnn altna tutup yzyllar nce srlm olan yapkan stt. En sonunda atlak bir elin girebilecei kadar genilemiti. Cabrillo Ni-xon'a alev tabancasn uzatt, parmaklarn atlaktan ieri sokup plakay yavaa geri ekerkerf Nixon yak toynandan yaplma tutkal stmaya devam ediyordu. Plaka yavaa soyuldu ve birden hepsi birlikte Cabrillo'nun elinde kald. Cabrillo ak blmeden ieriye bakt. Bir tpe sokulup bozulmu ham deri eridiyle balanm antik parmenler vard ieride. Cabrillo uzanp tomar dikkatle dar kard. Nixon, Cabrillo'ya bakp glmsedi. "imdi ne yapyoruz, patron?" "Bunlar kopyalayacaz," dedi Cabrillo sessizce. "Ve geri koyacaz." Sung Rhee fkeli insanlarn yaratt frtnann ortasnda kalmt. in Donanmas amirali gemilerine verilen zarar rapor etmek iin Pekin'i aramt, iki milyarder birer avukat ekibiyle geri gelmiti ve yardmcs az nce arayp Macau belediye bakannn alt katta olup u anda yukarya ktn bildirmiti. Derken telefonu ald. "Sana syledim," istemiyorum." dedi resepsiyon grevlisine. "Rahatsz edilmek

"Bakan Hu Jintao'nun ofisinden aryorlar." "Bala," dedi Rhee, eliyle ofisinin boaltlmasn iaret ederek. "Bala." Birka saniye sonra bir ses, "Bakan Jintao hatta," dedi. "Gnaydn, bay bakan," dedi Rhee. "Gnaydn, Bay Rhee," dedi Jintao sessizce. "Anladm kadaryla dn gece biraz sknt yaamsnz." Rhee terlemeye balad. "Kk... bir hrszlk," dedi kekeleyerek. "Halledemeyeceimiz bir ey deil, bay bakan."

"Bay Rhee. Bu sabah Birleik Devletler Konsolosluu'ndan baz telefonlar aldk. in Donanmas'nn ba ve Yunan bakan yardmcs neden gemilerinden birinin yasad bir ekilde durdurulup sizin emrinizle el konduunu bilmek istiyor. Bu pek de kk bir hrszlk gibi gelmedi bana." "Burda... baz sorunlar var," diye kabul etti Rhee. Telefon birka saniye sessiz kald. "Bay Rhee," dedi Jintao sessizce. "Bana neler olduunu anlatacaksnz. Hem de hemen ve en bandan balayarak." Rhee yavaa konumaya balad. Gunderson Oregon'un etrafnda dnmeye balad. Kokpit penceresinden dar bakarken byk bir balonun hzla itiini, sonra peinde bir iple havada ykseldiini grd. Oregon'un k tarafndaki Kevin Nixon Altn Buda'nm iinde bulunduu sandn kaylarn kontrol etti. dili kanca sanda yaptrlmt ve eer heykeli baaryla Antonov'a yklemeyi baa-nrlarsa Cabrillo'yu ekmek iin de kullanlacakt. Hanley yana ekilerek Cabrillo'nun gsndeki ve bacaklarnn st ksmndaki koum takmlarn kontrol etti. Gerektii gibi balandndan tatmin olarak iinde sandvilerin bulunduu kk torbay kaylarn yan tarafna ilitirdi. "Eski Fulton yiletirme Sistemi," dedi Cabrillo. "Onca paramzla insan imdiye kadar bunu deitirmi olacamz dnyor." "Nadiren kydan bu kadar alyoruz," dedi Hanley. "Deniz uamzn veya helikopterimizin bize ulaabilecei noktay oktan getik." "Bunlardan birine bindin mi daha nce?" diye sordu Cabrillo. "O zevki hi tatmadm," dedi Hanley glmseyerek. "Bir eein kn tekmelemesi gibi bir eydir," dedi Cabrillo. "Bana kalrsa en son endielenmen gereken ey o." "Nasl yani?" diye sordu Cabrillo. "Bulabildiimiz tek vin hafif kamyonetler iin tasarlanmt," diye belirtti Hanley. "Arka stabilizere arpmadan seni yukar ekerler umarm." "Durumu ok cazip gsteriyorsun," dedi Cabrillo alayc bir ekilde.

Antonov'un sesi artt. "lk yaklam iin gverteleri temizleyin," diye bard Nixon. Gunderson hibir zaman heyecanlanmamasyla dikkat ekerdi. Durum ne olursa olsun her zaman sknetini korurdu. Antonov'un kanat kapaklarn indirerek hz neredeyse durma seviyesine kadar azaltt, sonra gvertenin otuz metre stne geldi. "ikleti olan var m?" diye sordu. Michael hemen bir ikletin kdn ap Gunderson'un azna att. "Tracy'ye yardm etmeye gidiyorum," dedi Gunderson. "lk geite kancay ikoya takacam, sonra yan dnmeden nce arkaya sesleneceim." Oregon 'da gvertedeki kameralar operasyonun grntlerini geminin her yerine tayordu. Herkes Gunderson'un gemiye yaklamasn seyrediyordu. Kargo blmndeki Pilston ve Michaels ak kapdan darya bakyordu. elik kablo geriye doru gerildi, ama ucundaki kablo grnmyordu. Gunderson n camdan dar bakyordu, spora* hzl bir hareketle yan camdan bakmaya balad. Fulton Hava yiletirme Sistemi'ne giden kablonun tepesinde, balonun hemen altnda, kablo Y biimini alyordu. Gunderson, Antonov'u yaklatrrken azndaki ikleti inemeye devam ediyordu. "Gsteri zaman," diye bard. Uaktan sarkan kanca Y biimindeki noktaya kolayca girip kabloyu yakalad. Bir saniye sonra Altn Buda'nn bulunduu sandk bir yarann stnden kaldrlan bir bant gibi kolayca gverteden syrld. Gunderson uaktaki zorlanmay hemen hissetti ve vinci altrmas iin Pilston'a bard. Pilston levyeyi ileri itti, sandk yukar doru ykselmeye balad. O srada Gunderson ua yavaa yan yatrd. Hanley gverteden aknlkla onu seyrediyordu. "Kargo be metre iine girince haber ver," diye bard Gunderson. Bir dakika kadar sonra Michaels bard. "Tamam, Chuck." Gunderson okyanusa doru bir dal yapt, imdi yalnzca yirmi be metre uzaktayd ve gleri yznden sandk geici bir sre iin arlksz hale gelmiti.

Sandk bir saniye iin havada yzd. "Dzleiyor," diye bard Gunderson. Pilston ve Michaels kapdan uzaklat. Kablo gerilerek Altn Buda'y kitapla yerleen bir kitap gibi kolayca uaa ekti. Sandk gvdenin i duvarna arparak durdu. atlamt, ama ok kt deildi. Pilston vin motorunu evirdi. Gunderson arkaya baknca sonutan olduka memnun kald. Telsize uzand. "Bay Hanley," dedi. "Kutunuz biraz izildi, ama kargo gvende." Gunderson ua ykseltip yan yatrrken Hanley portatif telsizin dmesine bast. "Felaket bir iti, Minik. Kutuya bal farkl bir kanca var. Bakan yukar ekmeden nce onu kabloya bala." "Anlald," dedi Gunderson. Sonra Pilston'a dier kancay kabloya balamasn syledi. Gunderson tekrar Oregon'un stnden geip gemiyle ayn hizaya iin geri dnene kadar kanca taklmt ve Pilston kabloyu bir kez daha indirmeye balamt. Gunderson uu kontrollerini ayarlad, Antonov'un hzn neredeyse durma noktasna getirdi. "Patronun kancas taklr taklmaz olabildiince hzl bir ekilde ekin onu. Kapya yaklatnda uzanp ieri aln," diye bard. "Anlald," diye bararak karlk verdi Pilston. "te geliyorum, patron," dedi Gunderson telsize. "Hazr ol ya da olma." Cabrillo arka gverteye gemiti ve Nixon balonu iirmiti. Antonov pruvadan yz metre uzaktayken balon havaya frlad. "Gverteyi boaltn," diye bard Nixon ileri atlrken. Juan Cabrillo sessizce duruyordu. Az sonra meydana gelecek ey iin kendini hazrlamann bir yolu yoktu gerekte. Birka saniye iinde Oregon'un gvenliinden ekilerek alnacak ve okyanusun stnde havaya kaldrlacakt. Bir saniye iinde bilinenden bilinmeyene geecekti. Bu yzden Cabrillo yalnzca zihnini temizleyip beklemeye balad. Gunderson ikletini inemeye devam edip ipi dikkatle izliyordu. dili kancay bir kez daha Y'nin tam merkezine koydu. Bam! Cabrillo'nun ayaklar bir an iin gvertedeyken bir an sonra havadayd. Komaya alyormu gibi bacaklarn ileri geri sallyordu. Rzgr takt gzle

arpp geiyordu. Antonov bydke gzleri sulanmaya balad. Cabrillo gvenlie doru ykselirken kapdan ellerin uzandn grd. Ban geri ekerek bakt. Birka saniyede bir kablo arka stabilizere arpyordu ve Cabrillo uaa yaklatka kendini geri itmeye hazrlyordu. "Kuyrua arpacak," diye bard Pilston, Gunderson'a. Cabrillo stabilizere vurup kendini geri itmek iin ayaklarn havaya kaldrd. Gunderson kontrolleri geri ekip Antonov'un burnunu havaya kaldrd srada yalnzca birka santim tedeydi. Bir sarka gibi kablodan sarkan Cabrillo birka metre derek kuyruu geti. Birka saniye sonra kapnn yanndayd; Michaels ve Pilston kollarn yakalayp onu ieri ektiler. Gunderson Antonov'u trmandrrken kargo alanna bakt. "Hey, patron," diye bard. "Yolculuk nasld?" Michael Halpert Oregon'un ktphanesindeki bilgisayar at. Macau'daki partide almak elenceli olmutu, operasyonlarn yapsnda bulunan tehlike unsuru bunu garanti etmiti. Ama yle bile olsa Halpert'n en stn yetenei irketin faaliyetleri iin oluturduu gizli hesap ve bankaclk ayd. Halpert bu konuda bir uzmand. arpk irket hukuku ve yaps onun iin ok heyecanlyd. irketin varlklarn bir buzulun altndaki bozuk para gibi saklamaya ve irketlerin sahiplerini zmesi muhasebeci ekiplerinin yllarn alacak olan karmak yaplar ardnda gizlemeye baylyordu. Bugn btn bu becerilerini kullanmas gerekiyordu. Halpert iskelet demeyi sevdii eyi ina ediyordu. skelet, bir operasyonun komuta merkezini iinde barndran kafatasn desteklemek iin kemikleri oluturan bir dizi irketti. Her birinin gerek mlkiyet kayna ve kontrolnn, bir Londra sabah gibi puslu hale gelene kadar yeniden yaplandrlmas, sermaye salanmas ve birbirine balanmas gerekiyordu. Mevcut irketlerin veri tabanlarn tarad. nce kafatas geliyordu, varlklarn nihai sahibi yaknda yaratlacakt. Bunun iin minik Andorra lkesinde bulunan bir irket seti. Cataluna Esteme adl irket 1972'de madencilik ve kurun ticareti amacyla kurulmutu.

181 mil karelik blgesiyle Andorra, gneyinde spanya, kuzeyinde Fransa'nn bulunduu Pirene Dalan'na tnemiti. Andor-ra'nn nfusu altm be bindi ve temel endstrisi kayak turizmiydi. irket 1278'den beri vard, modern ve gelimeciydi, stelik Halpert daha nce onu hi kullanmamt. Cataluna Esteme 1998'e kadar kurun iinde ok aktifti, ama o tarihte yal sahibi Paris'te kalp krizi geirmiti. Sonraki birka yl iinde irketin varlklar miraslarna datlm ve irketin kendisi hareketsiz kalmt. Cataluna Esteme, Andorra'nn bakenti Andorra la Vella'daki bir avukatn ekmecesinde mevcuttu. Halpert tarihi inceleyip ideal olduunu grd. irketin gvenilirlii mkemmeldi, irket kasalarna byk paralar girmiti ve ayrca Andorra kanunlar mahremiyet kalkan da salyordu. irketin geriye kalan hisseleri 50.000 dolar karlnda alnabilirdi. Bu miktar onlara otuz yldan beri var olan, kullanmay amaladklar gibi bir tz bulunan ve izini srmenin imknsz olduu irketin tam kontroln verecekti. Halpert, Cataluna Esteme'yi satn almaya karar verdi. skeletin ayaklar iin irketin halihazrda sahip olduu iki irketi kulland. Birincisi Gney Pasifik'teki Solomon Adalar'nda bulunan Gizo Emlak't. kincisi, tamamen talya tarafndan kuatlm olan Adriyatik sahilindeki bir lke olan San Marino'da bulunan Paisen Sanayi idi. Bilgisayardan irket hesaplarna giren Halpert Gizo Emlak'a 874.000 dolar, Paisen Sanayi'ye 418.000 dolar yatrd. Halpert gz ap kapayana dek halihazrda var olan hesaplara 1292 milyon dolar aktarmt. Ama para uzun sre orada kalmayacakt. Sonra, Halpert'n hazrlayp geirdii zel hissedarlar kararyla Gizo Emlak ve Paisen Sanayi adl iki irketten daha hisse almay kabul etti. Birincisi Lizbon'da bulunan Alcato, ikincisi Paraguay'daki Tellemedics of Asuncion'du. Bu irketlerin ikisi de alan irketlerdi. Alcato denizcilikte kullanlan zel elektronik aletler zerinde uzmanlamt, Tellemedics Gney Amerika'da hastanelerde kullanlan telemetre ekipman yapyordu. Portekiz irketinin kt stndeki deeri milyon dolar, Paraguay irketininki neredeyse on milyon dolard. kisi de neredeyse on yldr irketin gizli varlklarndan biriydi. Halpert ikisinin de irket kaytlarn karp plan iin yeterli nakit rezervi buldu.

Bacaklar da yerine oturduktan sonra gs aramaya balad. irketin yaknda olacak ortaklarna cazip grnecek kabul edilebilir ve sabit bir platforma ihtiyac vard. Bunun iin ancak Orta Avrupa'y kullanabilirdi. Halpert sapasalam politik dengesi, zrhl para birimi ve dnya apnda kabul edilen finansal aralar olan bir lkede kurulmu bulunan bir irkete ihtiyac vard. Veri tabann tarad ve aralarndan seim yapabilecei irket bulunduunu grd, Birincisi Basel, svire'deydi; ikincisi Lksemburg; ncsyse ki, Halpert bunu tercih ediyordu Vaduz, Liechtenste-in'da bulunuyordu. Liechtenstein tamamd. Albertinian Yatrm A.., son zamanlardaki deerli metal fiyatlarndaki arttan beri dnya apnda baarsn kantlayan, para ve altn ticaretiyle uraan bir irketti. irket tarafndan gizlice kontrol edilen bu irketin Vaduz'da en st iki katn kulland alt katl gzel bir binas vard. Hesaplarndaki nakit dengesi on sekiz milyon dolara ulayordu ve sk sk umut vaat eden baka irketlere yatrm yapyordu. Alcato ve Tellemedics'in her biri, Albertinian Yatrm'a 1.25 milyonluk kredi vereceini bildiren ynetim kararlarn aldlar. Bu para, Gizo Emlak ve Paisen Sanayi'den havale edilen paralarla her birinin kasasndan gelen nakitten oluuyordu. Albertinian Yatrm krediler iin her irkete yzde 7'lik faiz vermeyi kabul ediyordu, ayrca kredileri nmzdeki be yl iin belirlenmi bir fiyattan hisse senedine dntrme seenei de vard. Parann izi her geen dakika daha da belirsiz hale geliyordu. imdi Albertinian Yatrm'da aklanm ekstra 5 milyon dolar vard. Halpert buzlu ayn yudumlad. Sonra bilgisayara baz komutlar girdi ve Albertinian Yatrm'a, 50.000 dolarlk teklif fiyatyla Cataluna Esteme'yi satn almay teklif etti. Andorra'daki avukatn ilemleri tamamlamas birka saat alacakt. Halpert daha sonra irketin gemite spanya'da kulland avukatlarla ilgili verileri tarad. Madrid'den bir tane bularak numaralar tulad. "kinci Carlos, ltfen," dedi santraldaki kza spanyolca olarak. "Bay Halpert aryor." Tam krk iki saniye sonra avukat telefona geldi. "Beklettiim iin zr dilerim, Bay Halpert," dedi avukat. "Sizin iin ne yapabilirim?"

"Derhal Andorra'ya gitmeniz gerekiyor," dedi Halpert. "Bir irket daha alyoruz." "Standart protokol m?" diye sordu avukat. "Ak banka hesaplar, kiralk ofisler filan?" "Dndmz bu," dedi Halpert. "Ve bu iin dn yaplm olmas gerekiyor." "O halde bir uak kiralamam gerekiyor," dedi avukat. "Bu saatte yolcu ua olduunu sanmyorum." "Masraflar kabul ediyoruz," dedi Halpert. "Ne kadar byklkte bir ey istiyorsunuz, efendim?" "lk sermaye on milyon olacak," dedi Halpert. "Bei Liech-tenstein'daki irketimizden direkt kredi olacak, ikincisi hemen kullanlabilecek kredi mektubu." "Anlyorum efendim," dedi avukat. "Hemen yola kyorum." "Bir ey daha," dedi Halpert. "Bize Andorra'da bir halkla ilikiler firmas bulun, yapmay planladmz eyin basnn ilgisini ekeceini hissediyorum." "Baka bir ey?" "Eer olursa Andorra'da sizinle balant kurarm." "ok gzel," dedi avukat telefonu kapatrken. Sonra avukat sandalyesinde arkasna yaslanp glmsedi. Olduka yksek olacak cretinin nakit deneceini biliyordu, o da bunu vergi yetkililerine bildirmeyecekti. Telefona uzanarak kuzeye yapaca yolculuk iin bir jet kiralamak zere bir yerel jet firmas arad. "Bir katr tarafndan tekmelenmek gibiydi," dedi Cabrillo motorun sesini bastrmak iin bararak. Pilston Antonov'un yan kapsn kapatt. Michaels kilidini takarken kapy skca tuttu. Cabrillo dengesini salamak iin Altn Buda'nn sandna tutundu. Sonra belgeleri ve yiyecek poetlerini kard. Bunlar yere koyup koum takmn zd. karp bir kenara brakt. Kokpite doru yrmeden nce Antonov'un kargo blmne bakt.

"Bununla umak nasl, Minik?" diye sordu yardmc pilot koltuuna otururken. "Dizel motorlu trol teknesi kadar yava ve dengeli," diye yantlad Gunderson. "Hi uyuyabildin mi?" "Evet," dedi Gunderson. "Tracy'nin biraz uu saati biriktirmesi gerekiyordu, bu yzden Judy'yle ikisi Vietnam'dan buraya kadar getirdi bizi." Cabrillo bayla onaylayp kokpit blmne bakt. "Bay Silikon Vadisi'yle i nasl gitti?" "Dayandk," dedi Michaels. "kinizden de zr dilemek istiyorum," dedi Cabrillo sessizce. "Ama baka bir yolu olsayd..." "Biliyoruz, patron," dedi Pilston. "Bu yalnzca bir iti ve biz de duruma yle baktk." "Yine de..." dedi Cabrillo. "Sizden isteyebileceimizin ok tesinde bir eydi. kiniz iin de zel bir ikramiyeyi kabul ettim ve bu ii tamamlar tamamlamaz Hanley ikinize de cretli izin verecek." "Teekkrler, efendim," dedi Michaels. "Ve bunlar da yediimiz darbeyi biraz hafifletir." Elindeki bonolar havaya kaldrd. "Herhalde mecazi anlamda demek istiyorsun, gerek anlamda deil," dedi Gunderson. Birleik Devletler'in Rusya Bykelisi kk kadehten bir yudum votka aldktan sonra Bakan Putin'e glmsedi. Adamlar Moskova'daki bakanlk ofisinde kkreyen atein nnde oturuyorlard. Dardaki bahar frtnas bakentin zerine neredeyse otuz santim yksekliinde slak kar braktktan sonra hafiflemeye balamt. Yaknda ilk iekler topraktan balarn karacaklard. Sonra her yer yeerecekti. "Ne kadardan bahsediyoruz?" diye sordu Putin. "Milyarlar," dedi bykeli. "Ya yap?"

"Bildiin gibi," dedi bykeli votkasndan bir yudum daha alarak. "Bu bir Birleik Devletler hkmeti operasyonu deil. Bizim alt szleme yaptmz bir irketle ayr bir antlama yapyor olacaksnz." "Ama sizin iin alyorlar, deil mi?" diye sordu Putin. "Kt stnde deil," dedi bykeli. "Ama onlar gemite kullandk." "Bana ayrnt verin," dedi Putin, atei krklemek iin kalkarak. "ICiminle dans ettiimi bilmek istiyorum." "Kendilerine irket diyorlar," dedi bykeli sessizce. "Hassas konular biz ve dier lkeler iin hallediyorlar. irketin uzmanlam becerileri, dev miktarda paras ve drstlk konusunda ei olmayan bir hretleri var." "Onlara gvenilebilir mi?" diye sordu Putin. "Szlerini senet olarak kabul edebilirsiniz," dedi bykeli. "Bu irketi kim ynetiyor?" diye sordu Putin. "Juan Cabrillo adnda bir adam." "Peki bu Juan Cabrillo'yla ne zaman tanacam?" diye sordu Putin. Ateten uzaklap mine demirini kancaya takt ve tekrar yerine dnd. "Bu akam ge saatlerde Moskova'da olacak," dedi bykeli. "Gzel," dedi Putin. "Onu dinleme frsatn deerlendireceim." Bykeli kk kadehteki votkasn bitirdi, Putin'in yeniden doldurma teklifini reddetti. "Peki," dedi. "Bu inliler sizi ne kadar rahatsz ediyor?" "Yeterince," dedi Rus bakan. "Ama ba edemeyeceimiz kadar deil?" "Eer gerekirse ieri girmeye hazr msnz?" diye sordu bykeli. Putin masadaki kt dosyay iaret etti. "Plan surda. Yirmi drt saatten ksa bir sre iinde hzl bir saldryla Tarim Havza-s'n geip Tibet snrna ulaabiliriz." "in o noktaya gelmemesini umalm," dedi bykeli. "Eer bu yaklama izin vereceksem bakannzn bu hareketi yazl olarak desteklemesini istiyorum. Baka yolu yok."

"Buna gerek olacan sanmyorum," dedi bykeli. "O kadar ileriye gitmeyecektir." "Yalnzca unu bilin ki biz ayaa kalkarsak o da kalkacak," dedi. "Bunu ona bildireceim," dedi bykeli. "Birdenbire ortaya ktlar," dedi in devlet gvenliinin ba. inli bakan Hu Jintao gizleyemedii bir kmsemeyle adama bakt. "Be yz Budist kei Pekin'in merkezindeki Halkn Park'nda sisin iinden kp geldiler, yle mi?" dedi Jintao. "Bu bir sihir olmal." Adam sessiz kald. Sylenecek bir ey yoktu. "Ve Tibet zgrl iin ilahi syleyip arda bulunuyorlard, yle mi?" "Evet, efendim," dedi adam devlet gvenlik sorumlusu. "En son ne zaman Tibet protestosuyla karlatk?" diye sordu Jintao. "Pekin'de mi?" diye sordu adam. "On yl geti ve o zaman da ufak bir protestoydu, kolayca datlabildi." "Peki ya bu?" "Her dakika byyor," diye aklad. "Moolistan snrnda dev bir Rus sava talimi var, Tibetli ayrlklar Pekin'de ve Macau'da neler olduu konusunda bir fikrim yok. Bu bahar taze kokulu ieklerle gelmiyor." Protestocular datmak iin asker armam ister misiniz?" diye sordu adam. "Kesinlikle hayr," dedi Jintao. "Hareketsiz dnyamz Tianan-men Meydan'ndan beri toparlanmad ve bu da 1989'dayd. Bar Budist keilere kar harekt dzenlersek yanklar onlarca yl srecektir." "O halde hibir ey yapmayacaz?" "imdilik," dedi Jintao. "Neler olduunu anlayana dek." "Bu ite hangi noktadayz?" diye sordu Birleik Devletler Bakan. "Gizli kalacak m, efendim?" diye sordu, CIA'in mdr. "Bu gece Larry King'e kp konumak iin gizlice Beyaz Saray'a szmadm, mdr bey. Elbette gizli kalacak."

"Mkemmel bir ekilde ilerliyor," diye belirtti adam. "Ve tanksavar mermisiyle nfuz edilemeyecek olan inkr zrhnn arkasnda korunuyoruz." "Benim grevimi ne zaman yapmam istiyorsunuz?" diye sordu Bakan. "Yarn," dedi mdr. "Eer her ey planland gibi giderse." "O halde, gitmesini sala," dedi Bakan. "Evet, Bay Bakan," dedi CIA'in mdr, Bakan koridordan geip halen srmekte olan resmi devlet yemeine giderken. Oregon suda hzla ilerliyordu. Programa gre gemi Ho Chi Minh Kenti'nde duracakt. Oraya vardklarnda Tibet'te ihtiya duyulan ajanlar indirilecek ve bir C-130'la kuzeybatdaki Bhutan'a uacaklard. Sonra Oregon yoluna devam ederek Singapur'u geecekti. Malacca Boaz'n geerek Bengal Krfezi'nin kuzeyine doru hzla yol alacak ve Paskalya Gn Banglade'e varacakt. Bu Oregon'un Tibet'e en yakn olabilecei noktayd. irketteki hi kimse Oregon'un, elektronik aletlerinin ve silahlarnn kapal oluundan holanmazd. Gemi ekibin candanlaryd, evden uzaktaki evleriydi, altklar frtnal entrika denizine attklar demirdi. Ross ve Kasm zorluklan gidermek iin ellerinden geleni yapyorlard. "Uydu balantsn kontrol ettim," dedi Kasm. "Oregon'un komuta ve kontrol gc olacak. Telsiz ya da gvenli telefon yoluyla herkese ulalacak." Ross bilgisayar ekrannn bandan kalkt. "Helikopterleri programlyorum. ki tane var elimizde. Bu istediimden az, ama o kadar pahallar ki." "Onlar kim kullanacak?" diye sordu Kasm. " yz mil iinde kullanlmalar gerekiyor," diye belirtti Ross. "Thimbu ya da Tibet'te." Kasm bayla onaylad. Mrettebatn becerilerini listeleyen kd tarad. "Drdmz operasyon konusunda eitimliyiz. Sen, ben, Lincoln ve Jones."

"Lincoln Tibet'te pulluk kullanan gzel bir kz gibi dikkat eker," dedi Kasm. "Eer helikopteri kullanrsa en azndan adrn iinde gizlenir. Yerinde olsam bu i iin Hanley'ye onu tavsiye ederdim." Ross kabul anlamnda ban sallad. "O iyidir," dedi. "Ve helikopterler ok nemli, gkyzndeki gzmz olacaklar. Lincoln onlar Lhasa Havaalan'nn stnde hazr tutarsa burdaki kontrol odas harektn nasl gelitiini grebilir." "inlilerin onlar vurup drmek iin hangi silahlar var Tibet'te?" diye sordu Kasm. Ross yeralt zgrlk hareketi tarafndan ksa bir sre nce karlan in savunmalarn listeleyen kda bakt. "Baz eski uaksavarlar ve bir tane on yllk fze savunma bataryas var. Lhasa yaknnda Gonggar Havaalan civarnda fazla bir ey yok," dedi. "Grne gre birka kargo ua, baz helikopterler ve askerlerin tad tfekler var." "Ben olsam Hanley'ye ilk olarak uaksavarlarn tahrip edilmesini hatrlatrdm," dedi Kasm. "Sonra Lincoln bir kerede bir helikopteri kullanr." "Ben de yle dnyordum," dedi Ross. "Eer ykseklere uarsa btn ehri tarayabilir, ayrca kuu tfekli adamlarn menzilinden uzak tutar." "Mantkl," dedi Kasm. "Radyo ve televizyon vericileri konusuula ne buldun?" "Bir televizyon var," dedi Kasm. "Ve bir ift radyo. Tibet halkn uyank tutabilmek iin ikisini de ele geirmemiz gerekiyor." "Raporlar ne diyor?" diye sordu Ross. "Zaman gelince inlilere kar ayaklanacaklar m?" "yle sanyoruz," dedi Kasm. "Ve bunu yaptklarnda Tanr inlilere yardm etsin." "Dungkar m?" dedi Ross. "Krmz gagal kara kular iin Tibetlilerin kulland sz," dedi Kasm. "Tibet'in yeralt sava kolu." Ross elindeki istihbarat kdna bakmaya devam ediyordu. "Zaman gelince baskclarn cesetleriyle besleneceiz ve gagalan kanla kzaracak ve o gn lmle kararacak."

"liklerime kadar rperdim," dedi Kasm. "Ben de havalandrmay fazlasyla soua ayarladmz dnyorum," dedi Ross. Ross ve Kasm'n plan yapt yerin altnda Mark Murphy cephanelikteydi. Cephaneler ve sandklar bir kenara ylmt. Sam Pr-yor ve Cliff Hornsby onlar Da Nang'da indirilecekleri st depo alanna gtrlmek zere asansre doru tayorlard. Murphy kullanlacak her sandn zerine krmz bir bant yaptryordu. Sonra iindekiler keeli kalemle yazlyordu. alrken bir yandan da ark sylyordu. "Yarn bir eyleri havaya uuracam," dedi. "Yarn bir eyleri havaya uuracam." Pryor asansre gtrecei yeni bir sand almadan nce bir mendille alnn sildi. "Kahretsin, Murphy," dedi. "Yeterince C-6 paketlemisin galiba." "Asla fazla gelmez," dedi Murphy glmseyerek. "En azndan benim grme gre. Hibir zaman bozulmaz ve ne zaman neyle karlaacan bilemezsin." "Burda msr piramitlerini havaya uurmaya yetecek kadar var," dedi Hornsby, sandn asansre braktktan sonra odaya geri dnerek. "Ve sismografa ok dalgas gndermeye yetecek kadar madeni de havaya uurabilirsin." "Bunlar havaalan iin," dedi Murphy. "inlilerin asker indirmesini istemezsin, deil mi?" "ndirmek mi?" dedi Pryor. "Sen bunlar kullanrsan havaalan diye bir ey kalmaz ortada." "Bazlar iin baka planlarm var," dedi Murphy. "Bunun iin sabrszlanyor gibi grnyorsun," dedi Hornsby. Murphy Stinger fzelerinin bulunduu sandklara doru gidip etiket yaptrrken yine ark sylemeye balad. Uzun bir slk alp patlama sesiyle sona erdirdi. Hornsby ve Pryor sandklar kapdan karp asansre tad. "Bana kzman hi istemezdim," dedi Pryor.

37
Antonov'un Da Nang'a varmasna yz milden az kalmt. Bu hzn srdrrse krk dakika iinde, yerel saatle 16.30 civarnda yere inecekti. ift kanatl uak yava olmasna ramen kusursuz bir ekilde uuyordu. Gunderson kollarn havaya kaldrp gerindi. "Bu bebek fstk gibi," dedi Cabrillo'ya. "Bu grev tamamlandktan sonra eer yeterince kullanacamza inanrsan irket iin de bir tane satn alabilirsin," dedi Cabril-lo. "Kanatlar karrsan on metrelik konteynere sdrabiliriz," dedi Gunderson. "Murphy kapya bir top yerletirebilirse felaket bir sava gemimiz olur." Cabrillo son bir saattir Oregon'un gvenli telefonundan ayarlamalar kontrol ediyordu. Hanley'den gelen son telefondan Gulfstre-am G550'nin Da Nang hava sahasna yaklamakta olduunu renmilerdi. Cabrillo Gunderson'n yorumunu onaylarken telefonu ald. "Gulfstream yerde ve yakt ikmali yapld," dedi Hanley. "Pilot rotay belirliyor. Laos'taki General Siphondon'la balant kurup hava sahalarndan gemen iin izin aldm." "General nasl?" diye sordu Cabrillo. "Her zamanki gibi," dedi Hanley. "stedii klasik arabayla ilgili imalarda bulundu." "En azndan istekleri konusunda drst," dedi Cabrillo. "Ve o yal araba fetiistini anlayabiliyorum. Bu kez neyin peinde?" "st alr Hemi Roadrunner," dedi Hanley. "Sava srasnda Amerikal bir pilot kullanmak zere bir tane getirtmi. General o zamanlar yalnzca bir ocuk olmal, ama aklnda kalm." "Etrafta var m hi?" "Colorado'daki Keith Lowden'dan piyasay kontrol etmesini istedim. Bir ey bulunca bizi arayacak." "Harika," dedi Cabrillo. "Ya Tayland ve Myanmar?" "Btn izinler alnd," dedi Hanley. "Bu yzden doruca Hindistan'a inme giriimi olacak."

"C-130?" "Bhutan'dan ayrlp saat 20.00'yi biraz gee Da Nang'a inecek." "Ekip hazr m?" diye sordu Cabrillo. "Oregon limana ulaana dek hazr olacaklar," dedi Hanley. "Program ok sk," dedi Cabrillo. "Ve bu ite yalnzca tek bir deneme hakkmz var." "Tekrar yok," dedi Hanley sessizce. "Tekrar yok," diye dorulad Cabrillo. Kuzey Hindistan'daki Little Lhasa'da khin derin bir trans halindeydi. Adam dnp dans ederken Dalai Lama bir kenarda oturuyordu. Khin ara ara bir kdn durduu yere gidip hzl hzl notlar karalyor, sonra trensel hareketlerine devam ediyordu. Ses tellerinden garip hayvani bir ses kt ve ter damlalar havada uutu. Sonunda bir yn halinde yere kt. Yardmclar kulakln ve kaftann kard. Dalai Lama suyla dolu kseyi alp koyun derisini slatt, eilip yal adamn yzn silmeye balad. "ok iyiydin," dedi rahatlatc bir tonla. "Ktlara bir sr bilgi yazdn." Khin Dalai Lama'nn azna biraz su damlatmasna izin verdi. Azn alkalayp kenara tkrd. "Kan dkldn ve sava grdm," dedi sessizce. "ok kan dklyordu." "Bunun olmamas iin dua edelim," dedi Dalai Lama. "Ama ikinci bir yol daha vard," dedi khin. "Galiba onu not aldm." "Biraz ay ve tsampa getirin," dedi Dalai Lama, yardmcsna. Adam hemen odadan kt. On iki dakika sonra khin ve Dalai Lama byk odadaki bir masada oturuyorlard. Genellikle yourt ve ste katlan kzarm arpann, yani tsampamn yan sra tuz ve yala tatlandrlm Tibet ay khinin yanaklarna renk getirmiti. Dakikalar nce yal ve zayf grnrken artk canl ve kontrolde grnyordu. "Kutsal efendimiz," dedi cokuyla. "Aldm notlara bakalm m?"

"Ltfen," dedi Dalai Lama. Khin not ald pirin ktlara bakt. Harfler yalnzca kendisi ve az sayda dierlerinin okuyabildii antik yazyla yazlmt. ki kez okuduktan sonra Dalai Lama'ya glmsedi. "Batdan birisi sizi grmeye mi geliyor?" diye sordu khin. "Evet," dedi Dalai Lama. "Bu akam." "Ona unlar syleyeceksiniz," dedi khin. Otuz dakika sonra Dalai Lama ban sallayp khine glmsedi. "ddiamz desteklemek iin yardmclarmn salayacam," dedi. "Ve teekkr ederim." notlar hazrlamasn

Sandalyesinden kalkan khin sendeleyerek odadan kt. Langston Overholt Little Lhasa'daki geni binada kendisine verilen ofisi kullanyordu. Gvenli hattan alak sesle CIA'in mdryle konuuyordu. "Ben emretmedim onu," dedi. "Benim in'de bu ii baaracak aygtm yok." "Arazideki adamlarmzn tahminlerine gre say be yz civarnda ve artyor," dedi CIA mdr. "Taerona sorarm," dedi Overholt. "Ama yalnzca ansl bir deiim olabilir." "Durum her neyse," dedi mdr. "Raporlar inlilerin protestolarla yakndan ilgilendiini gsteriyor." "Ya Moollar?" diye sordu Overholt. "Bykeliyle gizli bir toplant yaptm," dedi mdr. "Her iki ekilde de uyacaklar." "Bedeli ne oldu?" diye sordu Overholt. "Hi sorma," dedi CIA mdr. "Ama u kadarn syleyebilirim ki Birleik Devletler'in stratejik tungsten ve molibden rezervlerinin uzun bir sre iin yenilenmesi gerekmeyecek." "Bu da bize taeronun Ruslara teklif gtrmesi seeneini sunuyor," dedi Overholt. "Taeron Ruslarla buluur bulumaz neye karar verdiklerini bilmek istiyorum," dedi mdr.

"Saat ka olursa olsun mu?" diye sordu Overholt. "Gece ya da gndz fark etmez," dedi mdr hatt kesmeden nce. Gunderson bir ift kanadn Antonov'u bu ekilde kaldrna inanamyordu. O ve dierlerinin ua sekiz saattir kullanyor olmalarna ramen ilk kez karaya inme gereksinimi duyuyordu. Karann stne gelerek Antonov'u yere szlen bir ty paras gibi piste indirmeye balad. Yolun yarsnda ua yere inmek iin zorlamas gerektiini fark etti. Kolu ileri doru iterek tekerleklerin sonunda yere dokunduunu hissetti. "Bunun iin zgnm, patron," dedi, camdan pistin teki ucundaki Gulfstream'i iaret ederek. "Bir kelebek gibi uuyor. Bizi Gulfstream'in yanna gtreceim." Cabrillo bayla onaylayp emniyet kemerini zd. Kargo alanna yryerek eyalarn toplamaya balad. Hamiline bonolar alp antasna koydu, sonra aklna daha iyi bir fikir geldi. Kokpite doru dnd. "Ua tekrar gneye mi gtrmen gerekiyor?" diye sordu Gunderson'a. "Hayr, efendim," dedi Gunderson Gulfstream'e yaklarken yavalayarak. "Gannon ayarlad, kiralayan irket ua burdan alacak. Bayanlar Oregon'a biniyor ve ben buraya varr varmaz C-130'la kuzeye uuyorum." Cabrillo bono destesini saymaya balad. ini bitirince tekrar konutu. "Sana bir deste bono brakyorum. Gelince Hanley'ye ver. Gerisini benim kuzeye gtrdm syle birisine rvet vermek iin ihtiyacm olabilir." Gunderson, Antonov'u durdurdu ve uu sonras kontrol listesini ald. "Tamam, patrorj," dedi motoru kapatmak iin yapmas gerekenleri srayla takip etti. Michaels kapy aarken Pilston bir kenarda duruyordu. "Oregon gelene dek biraz zaman ldrmeniz gerekebilir," dedi Cabrillo. "Vietnam Hava Kuvvetleri'nden muhafz birlii gelecek. Hanley geldiinde generallerine deme yapacak bu yzden sizin fazla bir eyle uramanza gerek yok." "Bizi hamama gtrecekler mi?" diye sordu Michaels. "Eminim gtrrler," dedi Cabrillo kapya giderken. "Ama birer birer ltfen. Ve ne yaparsanz yapn o bonolar kimseye gstermeyin." "Anlald, patron," dedi Gunderson.

Cabrillo bir saniye iin kapda glmseyerek. "Yaknda grrz."

durdu.

"Bayanlar,

Minik,"

dedi

Sonra Antonov'dan inip Gulfstream'e doru yrmeye balad. "Pilot ve yardmc pilot ak kapnn yannda duruyordu. Pilot, Cabrillo'ya glmseyip merdivenleri iaret etti. "Sizin iin hazrz, efendim," dedi. "Uaa ho geldiniz."' "ift kanatl uakta bir kutu var," dedi Cabrillo. "Biraz yardm alp onu bu uaa ykleyin." Cabrillo rampay kp koltuuna oturdu. Pilotlarn sand ieri yklemelerini bekledi. Pilotlar ilerini bitirip kapy kapattlar ve motorlar altrdlar. ki dakika sonra havadaydlar. Laos Da-lan'n geerlerken Gulfstream seyir yksekliine trmanyordu. Novosibirsk, Rusya'daki General Alexander Kernetsikov havaalanndaki hangarn iinde geni kara tahtaya bakyordu. Askerler ve malzemeler bar zamannda nadiren grnen bir ynak hzyla blgeye akmaya devam ediyordu. lgilenilecek binlerce ayrnt vard, ama bir ey Kernetsikov'u ok rahatsz ediyordu. "Yant aldk m?" diye sordu yaverine. "Eer durum buysa Barnaul'da hangi atal azndan gideceimi bilmem gerekiyor. Ya Kazakistan snrn ihlal edip in'e Tacheng yaknndan gireceiz ya da askerleri Moolistan'a tayp Altay'a giden yolu seecek or-daki dalar atktan sonra ovay ve Lop Nur'u hzla geeceiz." Yaveri generale bakt. Lop Nur, in nkleer deney ssnn merkeziydi ve ar bir ekilde savunulduunu tahmin ediyordu. Dier rota hl karlarla kapl olan dalar gemek anlamna geliyordu. Kanal tedavisiyle trnak sktrme arasnda bir seim yapmak gibi bir eydi bu. "Bunun hzl ynak ve sava planlamas konusunda yalnzca bir talim olup olmad dahil olmak zere herhangi bir bilgi gelmedi, general," dedi yaveri. "Bu yalnzca bir his," dedi general sessizce. "Ama bu i bitmeden nce Hannibal gibi dalar aacamz dnyorum." Yaveri bayla onaylad. Hizmet ettii adamn altnda hizmet eden btn iyi subaylarn tarih bilgisi ok kuvvetliydi. Yalnzca generalin yanlyor olmasn umuyordu, ydklar ate gcyle bile inlilerle kar karya gelmek ho bir dnce deildi.

Pekin'de General Tudeng Quing, Bakan Jintao'ya olas bir zm sunuyordu. "ki bini hari btn askerleri Tibet'ten ekip yalnzca Lha-sa'da kalanlar toparlarsak gerisini Xinjiang ilindeki Urumqi'ye saptrabiliriz. Yarndan itibaren yerlerinde olabilirler." "Ka kii?" diye sordu Jintao. "nmzdeki birka saat iinde uakla bin kii diyebiliriz," dedi Quing. "Tanklar ve zrhl tayclarn dokuz yz millik bir yolculuu var. Yakt ikmali gibi iler de dahil olmak zere saatte krk mille iletirsek yarn bu saatte yerlerinde olurlar." "Daha yaknda askerimiz yok mu?" diye sordu Jintao. "Uakla istediimiz yerden asker getiririz," diye belirtti Quing. "Ama bizim ihtiyacmz olan ey zrhllar, Tibet dnda en yakn zrhl birlik iki kat mesafede ve amalar gereken blge ok daha zorlu. Yardmclarm en az ya da drt gn diyor." Jintao arkasna yaslanp tavana bakt. Sonra o ana dek sessiz kalan Tibet zerk Blgesi Bakan Legchog Raidi Zhuren'e dnd. "Biz drt ya da be gn iinde zrhllar getirene dek iki bin asker size yeterince gvenlik salar m?" "Bay bakan," dedi Zhuren. "Tibet yllardr sessiz, bunun yaknda deieceini sanmyorum. imdi eer izin verirseniz Tibet'e dnmem gerekiyor." Jintao, General Quing'e dnd. "Bu ii hallet." Ardndan Rusya'nn in Bykelisi'ne dnd. "Sen," dedi yksek sesle. "Ruslarn neler planladn ren. Moolistan' da katmak istiyorlarsa buna izin vermeyeceimizi syle. Moollar bizi bir kez fethetti, bunu bir daha deneme frsat vermeyeceim onlara." Toplantdan iki saat sonra ilk in nakliye ua Lhasa Hava-alan'na indi ve askerleri kuzeye Xinjiang iline tamaya balad. Rus tehdidine karlk verme tela iinde, Tibet'teki in Ordusu kayplar yaayacakt. Ksmi personel verilmi olan taburlarn bana dk rtbeli subaylar verilecekti. Silahlar ve cephane tkenecekti. Grev ve amalardan taviz verilecekti.

Gvenli telefonu ald srada Cabrillo Gulfstream'da ekerleme yapyordu. "Evet," dedi hemen uyanarak. "Benim," dedi Overholt. "Ve haberler iyi. NSA, CIA mdrn arad, o da beni. Rus blf ie yaryor. Kuzeye asker tayan nakliye uaklar Lhasa Havaalan'ndan kalkyor. Ayrca tanklar ehirden ayrld ve byk bir hzla ilerliyor. Herkes durumun dzeldiini sylyor." Cabrillo saatine bakt. "Bir saat iinde orda olacam. Toplant iin hazr myz?" "Her ey halledildi," dedi Overholt. "Gzel," dedi Cabrillo. "Eer orda bir anlamaya varrsak kuzeye yoluma devam edeceim." "Bu fikri gerekten herkese kabul ettirebileceine inanyor musun?" diye sordu Overholt. "Grev soan gibidir," dedi Cabrillo. "Ne zaman bir katmann kaldrsan altndan baka bir katman kar." "Bu daha yars bile deil," dedi Overholt. "Dalai Lama'nn yeni bir plan var." "Duymak iin sabrszlanyorum." "Bence houna gidecek," dedi OverholL

38
Oregon Ho Chi Minh Kenti'nde limana yanat. Tibet'e girecek ekip ky botlaryla karaya karld. Sonra Vietnam Hava Kuvvetleri'ne ait bir kamyonla C-130'un bekledii havaalanna tand. Toplam irket gc on kiiydi. Alt adam -Seng, Murphy, Reyes, King, Meadows ve Kasm-saldr operasyonlaryla grevlendirilmiti. Halihazrda lkede olan ve kendilerini ilk vurulacak hedefe ynlendirecek olan Dung-kar'la. birleecekti. Bhutan'da ekibin gelmesini bekleyen Crabtree ve Gannon malzeme ve lojistik destek salayacakt. Adams ve Gunderson uacakt, Lincoln ise pilotsuz saldr uaklarn kurup altrma iinin bandayd. Huxley yarallar tedavi etmek iin tp merkezi hazrlamaktan sorumluydu. On nc ye Cabrillo'ydu. Toplantlarn bitirdikten sonra gelecekti. Eitimsiz gzler iin bu grev bir intihar gibi grnebilirdi: iki bin kiilik bir gce karlk on kii. Olaslk yz elliye birdi. Kan banyosu hazrlanyor gibiydi. Oysa deneyimli biri inliler iin dua ederdi. Birincisi, Lhasa'daki saylarnn bine ulat dnlen gizli in kart grup olan Dungkar'm dnlmesi gerekiyordu. Serbest kaldnda Dungkar lke topraklarndaki dmanla saval-dnda gelen bir atele yanard. kincisi, ise srpriz unsuruydu. inliler nlerindeki yirmi drt saat iinde younlatrlm ve uzmanca planlanm bir darbe beklemiyorlard. ncs ise en basit olanyd. yi planlanm bir saldr planlanmam bir savunmay her zaman alt ederdi. irketin uzmanlk alanyd bu. Tibet'teki in kuvvetlerinin ou, apar topar bir ynakla halihazrda kuzeye gittii iin planlama ve hazrlk iin hi zamanlar kalmamt. Lhasa'da kalan askerler en iyileri deildi; onlar idari ktipler, tamirciler, boyaclar, iiler ve planlayclardan oluan arta kalanlard. Subaylar dv eitimi almamt, bireysel askeri gleri ve yetersizlikleri konusunda bilgisizdiler ve btn paralarn nerede birbirine oturduu konusunda resmin tamamn gre-miyorlard. u anda Tibet'teki ordu tasarm olmayan bir yap-boz gibiydi. Kasm kamyondan kp C-130'un telsiz operatrne yaklat. "erden ne var elinde?" diye sordu.

"Bir baka uamz in ynann gr alan dnda daireler izerek onlarn sinyallerini alp buraya yanstyor," dedi operatr. "u anda haberlemenin ou kuzeydeki yola yakt depolar yerletirmeyle ilgileniyor. Tanklarn yakt bitiyor." "Kuyruun gerisinden haber aldn m?" diye sordu Kasm. in eskiden Savunma stihbarat Kurumu'nda alan, imdiyse C-130'u salayan CIA'in mal sahibi olduu havayolu irketine bal olan in asll Amerikal notlarn tarad. "Zulu saatiyle 19.30 itibariyle konvoyun arka taraf Naggu'yu geti." "yi zamanlama yapyorlar," diye belirtti Kasm. "Bu hzla giderlerse 23.00'ten nce Amdo'yu geecekler, stne iki saat daha katarsan Tsinghai iliyle olan snra varacaklar." Operatr gizli uydu fotorafna bakarak ayrntl Savunma Haritaclk Kurumu'nun haritasyla karlatrd. "Basatongwula Shan'daki geit onlar biraz yavalatacaktr; dik tepeler ve keskin virajlarla doludur. Ykseklik neredeyse alt bin yz metre." "Alt bin metre," dedi Kasm. "ok yksek. Snr Lhasa'dan iki yz elli mil uzaklkta," diye aklad Kasm. "Ve raporlarmz bunlarn eski Tip ellidokuz tarz tanklardan olduunu bildiriyor. Bu da dizel yakt tankyla iki yz yetmi mil demek ya da eer ekstra yakt tanklar varsa yz mil daha yapabilirler." Operatr bayla onaylad. "lerlemelerini izliyorum. Tip elli-dokuz yolda en fazla saatte elli kilometreye ya da otuz ksur mile kabilir. Ama normalde saatte yirmi mil civarnda yapyorlar." "Ne demek istiyorsun?" diye sordu Kasm. Operatr glmseyerek sigara paketine uzand. Paketten bir tane kararak Zippo akmayla yakt, bir nefes ekti. Duman fleyerek yant verdi. "Demek istediim u ki bu ocuklar yaktn neye mal olduuna bakmakszn nerdeyse tam gaz ilerliyorlar. Geitten geebilmek iin Amdo'da durup yakt depolarn, doldurmalar gerekiyor. Sonra bayr aa inerek bir sonraki duraklan olan Kekexili'ye gelecekler." "Yani Paskalya Gn kahvalt saatinde oraya vardklarnda Lhasa'dan drt yz mil uzakta olacaklar ve onlarla bizim aramzda alt bin metrelik bir geit olacak," dedi Kasm.

"Doru gibi," dedi operatr. "Yardmn iin sa ol," dedi Kasm. Bir grup Vietnaml Hava Kuvvetleri grevlisi son sandklar C-130'a tad. Hanley bir kenarda durmu ayarlamalardan sorumlu Vietnaml generalle konuuyordu. Kasm, Hanley'in adama bir zarf verdiini ve iki adamn kahkahalar attn grd. Hanley generalin elini skt, sonra C-130'a doru yrd. "Bay Hanley," dedi Kasm. "Bir planm var." Cabrillo ve Altn Buda'y tayan Gulfstream G550 Amritsar, Hindistan'da indi. Cabrillo ve Altn Buda bir helikopterle Little Lhasa'ya, kuzey Hindistan'n kuzey Himachal Pradesh blgesindeki Dharamsala yaknna tand. Bir yardmc onu hemen Dalai Lama'yla buluaca yere ald. "Kutsal Efendimiz," dedi Cabrillo ieri girip ban hafife eerek. Dalai Lama sessizce durup tam bir dakika boyunca Cabril-lo'ya bakt. Sonra glmsedi. "Sen iyi bir adamsn," dedi sonunda. "Langston, bana sylemiti, ama benim kendim emin olmam gerekiyordu." "Teekkr ederim," dedi Cabrillo. "Bunlar Buda'nm iinde bulduumuz ktlar," dedi ktlar Dalai Lama'nn yardmcsna uzatarak. "Ruslarla bulumamdan nce onlarn kopyalanmas gerekiyor." "Bunlar kopyalayp ngilizceye evirin," diye emretti Dalai Lama, yardmcsna. "Bay Cabrillo'nun yaknda gitmesi gerekiyor." Dalai Lama uzun kanepeyi iaret etti, Overholt daha nceden gelmi orada oturuyordu. Cabrillo kenara oturdu, Dalai Lama ikisinin arasna iliti. "Plan aklayn bakalm," dedi. "Ruslarn sizin lkenizi yeniden ele geirme abanz destekleyeceklerine inanyorum. Biz Lhasa'nm kontroln bir kez kazandktan sonra inlilerin bir saldrda bulunmalarn engellemek iin destek teklif edeceklerdir. Karlnda da o belgelerin temsil ettii ey, yani Himalayalar'daki petrol rezervleri zerinde hak sahibi olmay isteyeceklerdir." "Yerlerini bir tek biz biliyoruz," dedi Dalai Lama. "O belgelerde var. Bu yzden bakannz onlara yardm paketi teklif ederek snra gtrd," dedi Dalai Lama. "Ama savamak iin daha fazlasna ihtiyalar var."

"Kesinlikle," dedi Cabrillo. "Ya siz?" diye sordu Dalai Lama. "Sizin irketiniz? Siz ne yapmak iin tutuldunuz?" "Altn Buda'y almak ve geri dnnz iin yolu hazrlamak iin tutulduk. Siz Tibet'e geri dndkten sonra bizim ykmllmz szlemeye gre bitiyor." "Yani ben aresiz ve yalnz bir ekilde kalakalacam," dedi Dalai Lama. "Bunu sylemek zor," diye kabullendi Cabrillo. "Bu durum beni ve arkadalarm rahatsz ediyor." "Neden?" diye sordu Dalai Lama. "Siz paral asker deil misiniz? Ykmllnz sona erince geceye karp yok olmuyor musunuz?" Cabrillo bir an iin bu soruyu nasl yantlayacan dnd. "Durum bundan biraz daha karmak Kutsal Efendimiz. Yaptmz eyi yalnzca para iin yapyor olsaydk u ana dek hepimiz emekli olmutuk. Daha fazla ey var iin iinde. Gemite hepimiz u veya bu hkmet kuruluunda alyorduk ve kongre ya da kamuoyu yznden yanl olduunu bildiimiz veya hissettiimiz eyleri yapmaya zorunlu kalyorduk. Artk bu tr eyler yapmyoruz. Kr etmek iin kurulduumuz doru, ama paray ne kadar seversek sevelim, karmza kan bakalarnn yanllarn dzeltme frsatlarnn da farkndayz." "Karmadan bahsediyorsunuz," dedi Dalai Lama. "Benim ok bilincinde olduum bir ey." Cabrillo bayla onaylad. "Sizi inlilerle tek banza brakmann yanl olacana karar verdik. zm Altn Buda'nn iindeki belgelerin nemini fark edince bulduk." "Ve sanrm sizin irketiniz de kr edecek bu iten?" diye sordu Dalai Lama. "Bu kt m?" diye sordu Cabrillo. "Pek saylmaz," dedi Dalai Lama. "Ama daha fazla ey aklayn." On dakika sonra Cabrillo szlerini bitirmiti. "ok etkilendim," dedi Dalai Lama. "imdi benim planm aklamama izin verin." Dalai Lama konuurken be dakika daha geti. "Harika," dedi Cabrillo, Dalai Lama szlerini bitirince.

"Teekkrler," dedi Dalai Lama. "Fakat tahsisat sarsmak iin para gerekli, masraflar karlayabilecek misiniz?" "Yan iten biraz para yapmtk," dedi Cabrillo, bonolardaki 100 milyon dolar dnerek. "Bu yzden masraflar sorun deil." kisi konuurken Overholt sessiz kalmt. Bu kez araya girdi. "Eer bu ii hallederseniz bakan sizi pecektir," dedi hevesle. "Bay Cabrillo," dedi Dalai Lama. "Bu ikimize de kan dklmesine engel olmak iin bir frsat veriyor, ayn zamanda da hareketimize tartmasz bir yasallk kazandryor. Eer bunu yapabilirseniz anlamanz teklif ettiiniz ekliyle kabul ediyorum." "Teekkrler, Kutsal Efendimiz," dedi Cabrillo. "yi anslar, Bay Cabrillo," dedi Dalai Lama. "Bay Buda grevinizi kutsasn." Overholt'la ksa bir grmeden sonra Cabrillo tercme edilmi sayfalan ve haritalar toplad, helikoptere atlayp Amritsar'a utu. Bakan Putin bu grmenin harcanan abaya deeceine sz vermiti. Cabrillo gitmemezlik edemezdi. Gece yarsndan hemen sonra, irket yelerini tayan C-130 Thimbu, Bhutan'a indi ve uak Filipin zel Gleri'ne bal askerler tarafndan kuatld. Bir tarafta sekiz tane Bell 212 metre arayla yan yana dizilmiti. Yaknlarda geni kubbeli bir hangar vard, kaplar akt ve piste k szyordu. Cari Gannon ieriden kp elini Eddie Seng'e uzatt. "Bakan gelene kadar sizin i banda olduunuzu sylediler," dedi. "Size etraf gstereyim." Dierleri Seng ve Gannon'u hangarn iinde takip etti. "Telsiz bulup Oregon'la. balant kurmay baardm," dedi, zerinde bilgisayar ve kt ynlar bulunan tahta masay iaret ederek. "En son veriler en stte." Masann yannda Tibet haritalarn, uydu hava grntlerini ve dier belgeleri gsteren birka mantar pano vard. Kara tahta bir destek tahtasnn stnde duruyordu. Seng, onun zerinde notlar alp planlar izebiliyordu. Ayrca Lhasa ehrinin naylon kapl byk bir haritas bir kontrplan zerine yaptrlp baka bir masann stne oturtulmutu.

Bir kenardaki byk kahve makinesinin, kk buzdolabnn ve iinde yiyeceklerin bulunduu mukavva kutularn etrafnda dolanan on sekiz tane paral asker pilot vard. Murphy kahve almaya gidip kendine bir fincan doldurduktan sonra eski arkadan selamlad. "Gurt," dedi. "Seni koca kurt." Ellili yalarn ortasndaki ksa asker tral sarn Gurt glm-seyince n diindeki altn kaplama grnd. "Murphy," dedi dii parlayarak. "Bu ite senin de olabileceini dnmtm. irket operasyonu kokusunu aldm." Seng, Gannon'un toplad bilgiyi tararken adamlar grmeye devam etti. Be dakika sonra Seng, adamlar toplayp tahtann nne srayla dizilmi olan alr kapanr sandalyelere oturmalarn istedi. Pilotlar yava yava gelerek irket ekibinin arkasna oturdu. Seng konumadan nce toplanan gruba yle bir bakt. "Beni tanmayanlar iin sylyorum, adm Eddie Seng. Ltfen bana, Eddie deil, Seng deyin, bylece bir karklk olmasn. Bakanmz Juan Cabrillo sahneye kana dek bu operasyonun banda ben bulunuyorum." Grup bayla onaylad. "Uu operasyonunun dalm u ekilde. Helikopterlerin alts saldr operasyonlaryla grevli, bir tanesi geldiinde bakana tahsis edilecek, bir tanesi de tbbi amal kullanlacak. Adil olmak iin grevleri apkadan ekeceiz. Helikopterlerin her biri ekibimizden bir yeyi tayacak ve pilotlar bu yeyi istedii her yere tamakla ykml. Beyler yirmi drtle krk sekiz saat boyunca potansiyel olarak ate altnda ve tehlike hattnda olacaz. Eer bu kabul ettiiniz i deilse bana imdi bildirin de yerinize bir bakasn bulaym. Eer ii kabul ediyorsanz, pilotlar olarak helikopteri-nizdeki ekip yesine itaat ediyor olacanz anlamanz istiyorum. Ekip yesinin talebine uymakta tereddt eder ya da talebi reddederseniz helikopter operasyonlar konusunda bilgili bir ekip yesi yerinizi alacak ve ikinci yar demeniz yaplmayacak. Sorusu olan var m?" Gurt elini kaldrd. "lk yary ne zaman alacaz?" "Ah... gerek bir pilot," dedi Seng. "Burda iimizi bitirir bitirmez. Bunu herkes kabul ediyor mu?" Balar salland.

"Sevdiklerinize iletilmesini istediiniz zel eyanz, mektubunuz varsa ya da size bir ey olursa parann bir bakasna havale edilmesini istiyorsanz ltfen Gannon ya da Crabtree'yle grn," dedi. "imdi, ben operasyonu anlatmaya balamadan nce baka bir konu var m?" Hangar sessizdi. "Gzel," dedi Seng. "O halde, plan yle." Cabrillo gvenli hattan Oregon'la konuurken Gulfstream 550 sekiz bin metrede Moskova'ya doru hzla yol alyordu. "Bir daha tekrar et," dedi sar deftere notlar alrken. "Hepsini yazdm." Cabrillo listeyi incelerken hat sessizdi. "Ve Halpert Andorra'da ana irketi kurdu." "Doru," dedi Hanley. "ansl mola," dedi Cabrillo. "Ama bu listeye baknca, Dalai Lama da ansl. Eer bu i geen yl olsayd baarp baarabilir miydik bilmiyorum." "Deil mi?" dedi Hanley. "Ben durumu yle gryorum," dedi Cabrillo. "Birlemi Milletler Gvenlik Konseyi'nin on be yesinden be kalc yesinin elimizde: Birleik Devletler, ngiltere ve Rusya. Grne gre in bizim lehimize oy vermeyecek ve Fransa u anda in'e satabilecei her eyi satmaya alyor, bu yzden geerli olan anlamalarn bozmamak iin byk olaslkla onlara oy verecektir. Geriye kalan on tanesi riskli, karar iin ihtiyacmz olan dokuz tanesine ulamak iin bunlarn iinden altsn ekmemiz gerekiyor. Sana bir daha tekrarlayaym. Afganistan' alamayz birka yl nceki Birleik Devleler mdahalesine ramen, liderlerinin bize oy verme riskine giremeyecei kadar ok sayda Budist kart devrimci kitlesi var. sve imdi ve her zaman bardr, en azndan balangta, keza Kanada da yle. Kba bize oy verme riskine giremeyecei kadar yardm alyor in'den. Hemen her zaman Birleik Devletler'e kar oy verdiklerinden sz bile etmiyorum." "Kulaa doru geliyor," dedi Hanley. "Bu durumda bize Brunei, Laos, Katar, Andorra, Kiribati ve Tuvalu kalyor."

"Doru," dedi Hanley. "Gvenlik Konseyi'nde ayn anda iki tane minik Gney Pasifik lkesi olmas kr talih," dedi Cabrillo. "Birka yl nce Kamerun ve Gine'nin ayn anda ye olmas gibi," dedi Hanley. "Bu olabiliyor."" "Birlemi Milletler'deki her yenin bir oyu var," dedi Cabrillo. "Ama ilk kez bunun gerek etkisini dnyorum." "Ayn ey benim iin de geerli." Cabrillo bir an dnd. "Katar emirini tanyorum," dedi. "Eer daha sonras iin ona bir iyilik teklif edersem halkna bizim istediimiz gibi oy vermesini emreder. Gelecek neyimiz var?" Hanley bir an iin dnd. "u anda hibir ey, ama bu deiebilir. Son kez bizimle i yaptnda seksen milyon gibi bir ey kazand. Eer gemiteki bir iyilii hatrlatr ve nne bir ey koyarsak oyu alrsn." "Haklsn," dedi Cabrillo. "Onunla ben urarm." "Gzel," dedi Hanley. "Laos kolay olacak. Onlar Budist ve general de arabasn istiyor." "Ona birka tane teklif et." "Bunun parasn nerden bulacaz?" diye sordu Hanley. "Her ey iin yz milyonluk talih kuunun yarsn kullanmaya alacaz." "Haydan gelea huya gider," dedi Hanley. "Brunei bizim olmal. lkenin yzde on bei Budist ve sultan vatandalarn yabanclatrma riskine giremez." "stelik birka yl nce kardeinin hayatn kurtardk," diye ekledi Cabrillo. "Andorra," dedi Hanley. "O konuda ne yapacaz?" "Halpert'm yeni irketi orda kurmas ok iyi," dedi Cabrillo. "Brt milli gelirleri nedir?" Hanley almanan tarayp arad bilgiyi buldu. "Bir nokta iki milyar civarnda."

"Petrol bilgisayara girince masaya bir yzde yirmi daha koyacaz. Eer birisi bunu bykelilerine aklarsa oyunu bize vermemek iin aptal olmas gerekir. Para konuur, hem zaten bu yaplacak en doru ey." "Katlyorum," dedi Hanley. "Bu durumda geriye yalnzca kk adamlar kalyor," dedi Cabrillo. "Kiribati ve Tuvalu." "Kiribati'nin milli geliri altm milyon," dedi Hanley. "Tuva-lu'nunki daha da az. Sekiz milyon bol on bin vatanda gibi bir ey. ki kiiyi bir odaya koyarsan en byk Las Vegas otellerinden biri btn lkeyi iinde banndrabilir." Cabrillo bir an sessiz kald. "Colorado'dan Lovvden' ara ve general iin araba almaya balamasn syle. Sonra irketimizin lke ekonomileri zerinde yapaca etkiyi aklamak iin Halpert' Andorra'ya gnder. Katar emi-rinin ve Brunei sultannn icabna ben bakarm." "Ya kk adamlar?" "Truitt bota, deil mi?" "Evet, yle." "Bir deste bonoyla jete bindir onu." "Oylar satn almasn m istiyorsun?" diye sordu Hanley. "Kesinlikle."

39
Macau'ya iddetli yamurlar getiren frtna Rusya'y geene dek bahar karna dnmt. Gece olmasayd Cabrillo Moskova'nn binalarn kenarlarn yuvarlatan, sesleri bastran beyaz bir battaniyeyle kapl olduunu grebilirdi. Pilotlar motorlar kaparken Gulfstream'in camlarndan baknca nde ve arkada polis es-kortlarnn bulunduu siyah Zil limuzin lsn grebiliyordu. Dakikalar nce Overholt'tan gelen faks dosyaya koyup emniyet kemerini zd, ayaa kalkt. n tarafa giderken yardmc pilot kapy ayordu. "Bir eye ihtiyacn var m?" diye sordu Cabrillo. "Sanrm bir sorunumuz yok, patron," dedi yardmc pilot. "Yalnzca yakt ikmali yapp sizin dnnz bekleyeceiz." Cabrillo bayla onaylayp basamaklarn indirilmesini bekledi. "Bana ans dile," dedi karla kapl asfalta inerken. Kaln, koyu renk yn paltolu uzun boylu bir adam Gulfstre-am'den birka adm tede duruyordu. Banda krk bir kalpak vard ve nefesini verirken azndan byk sis bulutlar kyordu. Eldivenini kararak Cabrillo'ya yaklat, elini uzatt. Cabrillo elini sknca adam ortadaki limuzini iaret etti. "Ben Sergei Makelikov," dedi adam, ofr kapy aarken. "Bakan Putin'in zel asistanym." Cabrillo, adam limuzinin arkasna kadar takip etti. "Juan Cabrillo, irket bakan." Kap kapand ve birka saniye sonra polis arabalar pelerinde limuzin lsyle birlikte Gulfstream'den uzaklamaya balad. "Bakan syleyeceklerinizle ok ilgileniyor," dedi Makelikov. "Size bir ey ikram edebilir miyim, votka ya da kahve?" "Kahve, ltfen," dedi Cabrillo. Makelikov gm kapl termosa uzand, kenarnda Rusya cumhuriyeti sorgucu olan krmz bir fincana kahve doldurdu. Fincan Cabrillo'ya uzatt. "Uuunuz nasld?"

Bu ge saatte caddeler botu. Kafile peinde kar taneleri bulutuyla merkezi Moskova'ya doru hzla ilerliyordu. Cabrillo kahvesinden bir yudum ald. "Sorunsuzdu," dedi Cabrillo glmseyerek. "Kba purosu?" diye sordu Makelikov. "Bir sakncas yoksa," dedi Cabrillo Makelikov'un tuttuu kutudan bir puro seerken. Puronun ucunu kutunun iindeki bir aletle kesen Cabrillo akmak iin Makelikov'a doru eildi. "Az sonra orda olacaz," dedi Rus. "Bu arada belki biraz mzik dinlemek istersiniz." CD alar ve diskleri iaret etti. Hepsi cazd. "Sizin hakknzda ok ey biliyoruz," dedi Makelikov rahat bir tavrla. "Bu yzden Bakan Putin sizi grmek iin ge saatlere kadar bekledi." Cabrillo bayla onaylayp glmsedi. "Harika puro." Makelikov bir tane yakp, "yle, deil mi?" dedi. Cabrillo CD alara bir disk takt, adamlar geveyip mzii dinledi. On drt dakika sonra kafile Gorky Park yaknndaki bir dizi kent evinin nnde durdu. Makelikov ofrn kapy amasn bekledi, sonra karla kapl kaldrma indi. "Bakann gizli yerlerinden biri," dedi Cabrillo arabadan inerken. "Burda zel olarak konuabiliriz." ki adam yolu geip merdivenleri kt, kapya geldi. Makelikov orada Rus avua bayla iaret etti. Adam selam verip kaplar at. Makelikov ve Cabrillo ieri girdi. "Bay bakan," dedi Makelikov yksek sesle. "Ziyaretiniz geldi." "Oturma odasndaym," dedi odann sa tarafndan gelen bir ses. "Paltonuzu alaym," dedi Makelikov, Cabrillo'nun paltosunu karmasna yardm ederek. "Buyrun, ieri girin, ben birka dakika sonra geliyorum." Cabrillo oturma ktphanesi gibi sahneleri ve ku duvarda bulunan odasna girdi. Oda pahal bir erkekler kulbnn dayanp denmiti. Duvarlar koyu renk lambrilerle av resimlerinden oluan tablolarla kaplyd. Sa taraftaki minede kkreyen bir ate yanyordu. minenin iki

yannda bir ift yksek arkalkl krmz deri koltuk, tam arkalarnda da kapya daha yakn bir yerde bir kanepe duruyordu. Kakmal ahap demenin stnde krmz kaln bir hal seriliydi. Kanepenin iki yanndaki pirinr lambalar karanlk odaya k huzmeleri veriyordu. mineyi kartran Bakan Putin'in srt Cabrillo'ya dnkt. ini bitirince ayaa kalkp ona doru dnd. "Bay Cabrillo," dedi glmseyerek. "Buyurun^ oturun." Cabrillo minenin sol tarafndaki krmz koltua otururken Putin de sadakine yerleti. "KGB'deyken sizinle ilgili kaln bir dosya vard elimde," dedi Putin. "Benim de sizin hakknzda," dedi Cabrillo, Rusa. Putin bayla onaylayp doruca Cabrillo'nun gzlerinin iine bakt. "Rusanz benim ngilizcemden ok daha iyi." "Teekkr ederim, efendim," dedi Cabrillo. "Yakn dnemde benim psikolojik profilimi kardnz tahmin ediyorum. Nasl yant vereceime dair bir tahminde bulunabildiniz mi?" "Evet diyeceinizi bilmek iin bir psikolog ekibine ihtiya olmad," dedi Cabrillo. "O halde neden neyi kabul ettiimi bana da anlatmyorsunuz?" Cabrillo ban sallayp yannda getirdii dosyay at. "Efendim," dedi. "Dalai Lama'y tekrar iktidara getirme grevi aldk. Herkesin yararna olacak bir zm bulduumuzu dnyoruz. Yalnzca biraz Rusya'nn gcne ihtiyacmz var." "Aklayn," dedi Putin. Cabrillo, Overholt'un Gulfstream'den fakslad belgeyi uzatt. "Bu Tibet'teki potansiyel petrol rezervlerinin gizli uydu grntleri. Kuzey blgesinde binlerce petrol szntsn listeleyen antik belgeler bulduk." "irketinizin Macau'dan ald Altm Buda'nn iinde mi?" diye sordu Putin. "stihbaratnz iyi," dedi Cabrillo sessizce. Putin resmi inceleyip bayla onaylad. "Evet, yledir." "lk tahminler blgedeki rezervlerin elli milyar varil olduunu sylyor."

"Pahal bir blge," dedi Putin. "Kuveyt'teki rezervlerin neredeyse yars ya da dnyann bilinen rezervlerinin yzde bei." "Potansiyel olarak dev bir saha," diye onaylad Cabrillo. "Daha az bile olsa Alaska'nn kuzey yamacndaki sahadan daha geni olduuna inanyoruz." "Bilinen btn sahalar iinde ilk yirmiye girer," dedi Putin. "Kesinlikle, efendim," dedi Cabrillo. "Ancak, u anda blgenin kontrol inlilerin elinde ve orann varlndan bile habersizler," dedi Putin. "Bu yzden onlar Tibet'ten karmamz istiyorsunuz." "Tam olarak deil, efendim," dedi Cabrillo. "Bizim nerdiimiz ey Rusya'nn sahay gelitirmek iin kurulacak konsorsiyuma katlmas. Yzde elli Tibet'e, yzde krk sizin lkenize." "Ya dier yzde on?" "Dier yzde on irketimin olacak," dedi Cabrillo. "Her eyi halletmenin karlnda." "yi bahi," dedi Putin glmseyerek. "Ama glerimi kr amacyla kullanmam istiyorsunuz. Yarallar gelmeye balar balamaz vatandalarm bir hileden kukulanacaktr." Cabrillo ban yavaa evet anlamnda sallad. Sonra oltay att. "O halde biz de in'le anlama yaparz," dedi rahatlkla. "Jin-tao zaten ordan kmak istiyor, ekonomisi batyor ve artan petrol ithalat sorunlarn artryor. in'e diplomatik bir heyet gnderip on yl iin retimin yarsn varili on be dolardan teklif edin, kabul edip geri ekilecektir." Putin bir kahkaha att. "Zekice." "Bir ey daha var," dedi Cabrillo yavaa. "Evet?" "Pazartesi gnk Gvenlik Konseyi'nde, Birlemi Milletler oyunuza ihtiyacm var," dedi Cabrillo. "Darbeyi yasallatracak msnz?" diye sordu Putin. "Oylar toplayabileceimizi sanyoruz," diye onaylad Cabrillo.

"Bir sr ey ters gidebilir," dedi Putin. "Ama ie yarayabilir de. Rusya'nn katlmak iin tam olarak ne yapmas gerekiyor?" "nce birliklerinizin Moolistan'a girmesi gerekiyor," dedi Cabrillo. "Mool hkmetinin bu akna kar koymayacan biliyorum. Bu inlileri Tibet'ten biraz uzaklatrr. kinci olarak, Dalai Lama memleketine dnerken biz durumu dengeleyene kadar olduka fazla yetenekli parat birliine ihtiyacmz var. Dalai Lama durum dengeye kavuana kadar gvenlii salamas iin Rusya'y davet etmeyi kabul ediyor. Bu davet dnya topluluuna duyurulacak, bylece in'in dndaki yanklar ok kk olacak. ncs, in'e petrol teklifiyle diplomatik olarak yaklamanz istiyoruz, Birleik Devletler'in Tibet'in zgrletirilmesiyle dorudan bir balantsnn olmasn istemedii bana aka belirtildi." "Bakannzla konutum," dedi Putin. "Gizlilik gereinden bahsetti." "Gzel," dedi Cabrillo. "Sonra, Birlemi Milletler'deki oya ihtiyacm var. Oy verilip barseverler gelene kadar inlileri durdurabilirsek daha sonra Rus birlikleri serbest kalabilir." Putin koltuundan kalkp atei kartrd. "Yani Rusya yalnzca g yatracak, para deil." "Petrol sahasn ileyecek olan irket kuruldu bile," dedi Cabrillo. "htiyacmz olan tek ey Dalai Lama tarafndan imzalanm olan bu belgeyi imzalamanz ve konutuumuz eyi yapacanza dair sznz. Ondan sonra yola devam edebiliriz." Putin mine demirini yerine asarken Makelikov ieri girdi. Cabrillo'nun yanma gidip belgeyi ald, hzla okudu. "Sergei," dedi. "Bana bir kalem getir." "Senin iin bir sakncas yoksa yer deitirelim," dedi Gurt teki pilotlardan birine. "Sen ne ektin?" diye sordu teki pilot. "Medevac," dedi Gurt. "Memnuniyetle yer deitiririm," dedi pilot. "Benimki en tehlikeli grev gibi grnyor."

"Ben Murphy'yle daha nce altm," dedi Gurt. "stelik yksek irtifada senden daha fazla utum. Benim iin bir sakncas yok." "Keyfine bak," dedi pilot. "Benim iyi vakit geirmeden anladm ey kuzeye patlayc yk tamak deil." "Bunun bir sorun olup olmayacam Seng'le greyim," dedi Gurt yryp giderken. "Seni oraya gtrmenin en hzl yolu Singapur'da brakp or-dan jetle Vanuatu'ya gitmeni salamak," dedi Hanley. "Ordan seni Kiribati ve Tuvalu'daki daha kk havaalanlarna inebilecek tur-bo pervaneli uaa alacaz." Truitt bayla onaylad. "O oylara ihtiyacmz var," dedi Hanley sessizce. "Bunun olmas iin ne gerekiyorsa yap." "Merak etme," dedi Truitt. "Bir rvet denizi gerekse bile pazartesi sabah oy verme saatine kadar bizim olacaklardr." O gece daha ileriki saatlerde Oregon dalgakran geip limana girdi. Truitt Gney Pasifik'e doru yapaca dokuz saatlik uu iin hazr bekleyen jete bindi. Paskalya sabah orada olacakt.

40
Zil limuzin, Gulfstream 550'nin nnde durdu. Cabrillo belgelerin bulunduu dosyay skca tutarak arabadan indi, hi tereddt etmeden rampay kt. Yardmc pilot rampay derhal geri ekerek kapy kilitledi. Sonra kokpite doru bard. "Gitmeye hazrz." Pilot hemen ateleyicileri devreye soktu, birka saniye sonra motorlar alyordu. Cabrillo koltuuna oturup emniyet kemerini takarken yardmc pilot kokpite doru ilerledi. "Telefonunuzu aldk, efendim," dedi yardmc pilot koltuuna otururken omzunun stnden. "Rota izildi ve ilk izinleri aldk." "Mesafe nedir?" diye sordu Cabrillo. "Dz gidilirse bin drt yz mil," dedi yardmc pilot. "Rzgr bizim tarafmzda, bu yzden uuun alt saat srmesini bekliyoruz." Gulfstream piste doru ilerlemeye balad. "Paskalya sabah saat yedide," dedi Cabrillo. "Plan bu, efendim," dedi yardmc pilot. Bazen her ey yalnzca birka faktrne baldr. Birka dakika, birka kii, biraz ans. u anda ise iki kiiydi. Murphy ve Gurt. ki adam, ekstra yakt depolu bir helikopter ve patlayclarla birlikte Tibet'in zgrlne doru giden nc ekibi oluturuyordu. Hilal eklindeki ayn solgun nda sabaha kar drtte havalandlar. Gurt, Bell 212'yi yz metre ykseklik seviyesine karnca mikrofonuna konutu. "Grevimiz imknsz gibi grnyor," dedi. "Seni en ok endielendiren geitin ykseklii mi, yoksa geri dn iin yaktn olmamas m?" diye sordu Murphy. "kisi de deil," dedi Gurt. "Pazar gn kiliseyi ve sonrasnda akam yemeindeki tavuu karmak."

Murhpy koltuunun arkasna uzanp kk paketi ald. Fermuarn ap bir konserve kutusu ve mavi kapl bir kitap kard. "Konserve jambon ve ncil." "Harika," dedi Gurt. "O halde yola devam edebilirim." "Baka bir istein var m?" diye sordu Murphy. "Yalnzca tek bir ey," dedi Gurt. "Neymi o?" "Gzlerini yoldan ayrma," dedi Gurt. "Kaybolmak istemiyorum." "Endielenme," dedi Murphy. "Oregon komuta ve kontrol salyor. Bu operasyon iyi yalanm bir diki makinesi gibi alacak." "Bilgisayar deseydin kendimi daha iyi hissederdim," dedi Gurt, ay nn aydnlatt geyik srsn iaret ederek. Murphy enstrmanlara bakyordu. "Biraz snyoruz," dedi. "Bir derece azalt." Gurt gerekli ayarlamay yapt. Kuzeye doru devam ettiler. Gurt ve Murphy'yi tayan Bell 212'nin Tibet hava sahasn getii srada Briktin Gampo iki buuk tonluk kamyonu tekerlek izleriyle kapl toprak yolda sryordu. Dungkar hcre liderinin iaretledii noktay grerek yavalayarak durdu. Gampo, Basatongwula Shan'n hemen altnda etraf budanm aalarla evrili ovadayd. Kamyondan inerek arkaya dolat, birka metal boruyu ortaya karp dokundu. Souktular. Kendisine syleneni hatrlayarak arkadan kk bir akaryakt sobas kard, biraz uzaa gtrerek bacaklarn dikti. Soba kurulduktan sonra adr direklerini kararak kirli beyaz kanvas adr zerlerine geirdi. adr salamlatktan sonra sobay yakt, stmak iin borular ieri getirdi, sonra kamyonun arkasna gidip bir radyo, portatif iskemle ve beklerken rtnmek iin krk kard. Radyoyu ap dinlemeye balad. adrn dnda derin ve karanlk uzayda binlerce yldz panl-dyordu. Dalardan souk bir rzgr esiyordu. adr snana kadar Gampo krke biraz daha sarnd. Sonra sabrla saatlerin gemesini bekledi.

Oregon'da, Hanley dz ekranl monitrlere bakyordu. Birdenbire Novosibirsk yaknndaki Rus Askeri Birlii'nin uydudan alnan grnts gelmeye balad. Ayn anda gvenli telefonu ald. "Gidiyoruz," dedi Cabrillo. "Uydudan dorulama aldm," dedi Hanley. "Rus tanklar snyor." "Bilgisayarm Oregon'un veri bankalarna bala," dedi Cabrillo. "Oraya varana dek durumu burdan izlemek istiyorum." Hanley, Stone'a bayla iaret verdi. Stone klavyesine baz komutlar yazd. "Sinyal gidiyor," dedi Stone bir dakika sonra. Gulfstream G550'deki Cabrillo dizst bilgisayarna bakt. Birden ekran bir k kaplad, ardndan karard, sonra yava yava yeniden aydnlanmaya balad. Ekran her biri Hanley'in grdklerini kopyalayan alt farkl blmeye ayrld. "Aldm," dedi Cabrillo. "Bay bakan," dedi Hanley. "Oyuna balayn." "Her ey planladmz gibi gidiyor," dedi Cabrillo. "Beni Seng'e bala." "Anlald." Seng, Thimbu, Bhutan'daki hangarn iinde bir ileri bir geri yryordu. Zaman zaman masaya geri dnp bilgisayarda Murphy ve Gurt'u tayan helikopteri gsteren krmz noktaya bakyordu. Sonra yeniden kafese kapatlm bir aslan gibi dolamaya balyordu. kinci altan nce telefonu kaldrd. "Eddie," dedi Cabrillo. "Gidiyoruz." "Evet efendim," dedi Seng. "Bir ekibimiz kuzeye uuyor, eer gerekirse geri arabileceimizi bildiim iin inisiyatif kullanp onlar gnderdim." "yi i kardn," dedi Cabrillo. "Max?" "Burdaym," dedi Hanley Orgon'an. "Seng'e Lhasa yaknndaki havaalann gsteren en son verileri gnder." "u anda gnderiliyor."

Seng yazcnn yanma gitti. Birka dakika sonra yazc ktlar karmaya balad. "u anda geliyor," diye bildirdi Seng. "Tamam," dedi Cabrillo. "Oyun kitab ve en son bilgi elinde." "Evet, efendim," dedi Seng. "imdi gidip Gonggar Havaalan'm al," dedi Cabrillo. "Anlald, patron," dedi Seng hevesle. Saat sabahn bei. Sarholarn terledii ve kbuslarn irkinletii bir saat. Souk bir rzgr, Lhasa'dan elli dokuz mil uzakta bulunan Gonggar Havaalan'nn pistine doru esiyordu. Bir ift inli nakliye ua helikopterle birlikte pistin uzak kesinde bekliyordu. Tibet'in iindeki dier inli aralar tank kafilesine destek iin kuzeye arlmt. Gonggar Havaalan hafta ii bir mezarlk kadar botu. Tek bir bakc basit ana terminalin ta demesini spryor-du. Elle sarlm bir sigara imek iin mola vererek dar kt, kendisini rzgrdan koruyan bir duvarn nnde durdu. Havaalannda nbette olan snrl sayda asker uyuyordu. Bir saat daha uyanmazlard. Vadiden bir ses geldi. yi frlatlm bir toptan geliyor gibi grnen foo sesiydi bu. Sonra hain grnml beyaz renkli bir ara pistin on metre yukarsndan geti. Garip nesne havaalannn ucuna kadar gitti, sonra kavis izerek geri dnd, pistle ayn hizaya geldi. Birden iki yanndan ate pskrterek bir ift fze kp park etmi olan nakliye uaklarna doru utu. Avc avn bulmutu. Bhutan'daki hangarda bulunan Lincoln, avcnn stndeki kameralardan gelen grntye bakt. Avcya bir kavis daha izdirerek helikopterlerle ayn hizaya getirdi ve tetii ekti. Sonra sonucu grmek iin bir dn daha yapt. Kargo uaklar alev alevdi. Bir saniye sonra helikopterler de onlara katlacakt. Ayn anda havaalanndan 150 metre uzakta yaklak yz Dungkar askeri yerdeki karla karan beyaz muambalarn altndan kt. Sava lklar

atarak havaalanna doru kotular. zerlerinde siyah giysileri, kemerlerinde tren baklar, tabancalar ve yalnzca birka gn nce lkeye gizlice sokulan tfekleriyle nceden belirlenmi blgelere ekirge gibi tler. Gneyden yaklaan yedi helikopterin tok sesi duyulmaya baland. Seng'i tayan helikopter platoya karken avcnn saldrsyla sabahn erken saatinde parlak bir ekilde yanan alevleri grebiliyordu. Sonra sanki ilahi bir k dnyaya doru yaklayormu gibi pistte bir dizi krmz k titremeye balad. Dungkar iniin gvenli olduunu haber veriyordu. "Kutunun iine in," dedi Seng pilota. "Tamam," dedi pilot inie geerken. Helikopter indikten saniyeler sonra Seng nden, King arkadan indi. Seng hzla Dungkar'm lideriyle buluaca terminale gitti. King askerleri yardma ard, sonra kargo alanndaki tfek sandklarn ve cephaneyi boaltmaya balad. "Neyiniz var?" diye sordu Seng, ya otuzdan fazla olmayan adama. "Hangarlar surda," dedi adam iaret ederek. "Bir sava ua, bir kargo ua ve bir ift saldn helikopteri var. Bir sonraki hangar tamir iin kullanlyor olmal, paralara ayrlm bir helikopter ve motoru karlm bir gzlem uann gvdesi var orda." Cabrillo, Dalai Lama'dan setii Dungkar subaylarnn ngilizce bilmelerini istemiti. Ekibinin Tibet dilini renecek ve yanl anlamalar dzeltecek zaman yoktu. "Nerde eitim aldn?" "Arizona'da efendim," dedi 'adam cokuyla. "Gzel," dedi Seng. "Eminim evine dndn iin memnun-sundur, bakalm byle srmesini salayabilecek miyiz? Birincisi, iinizden birka kiinin helikopterle gelen adamla almasn istiyorum." Yirmi metre tede tekerlekleri piste demekte olan bir dier Bell'i iaret ediyordu. "Gerekirse yakmak iin u binalara patlayc yerletirmemiz gerekiyor." "En iyi on iki adamm bu ie veririm," dedi adam hevesle. "Ka inli yakaladnz?" diye sordu Seng.

"Bir dzineden az, efendim," dedi adam. "Bizden bir, onlardan iki kii ld." Havaalannda byk bir faaliyet vard. Alann bir kenarnda erken sabah manzarasna kar alevler yanyordu ve inen helikopterlerin sesi, sessiz havaya gerekst bir unsur katyordu. "Beni dikkatle dinleyin," dedi Seng Dungkar glerinin liderine. "Bu Dalai Lama'nn kendisinden geliyor. Esirlere kar gaddarlk ya da kt muamele yaplmayacak, bunu adamlarnzn iyice anlamalarn salayn. Bundan sonra elimizdeki esirleri in'e geri gtreceiz, irketim herhangi bir kt davran istemiyor. Bu bir darbe, etnik temizlik deil. Bu konuda anlatk m?" "irket mi, efendim?" diye sordu adam. "Siz Birleik Devletler askerleri deil misiniz?" "Biz Birleik Devletler'den geliyoruz," dedi Seng. "En azndan oumuz yle, ama u anda liderinizin talimat altnda alan zel bir firmayz. Eer siz ve dier Dungkar askerleri emrettiklerimizi yaparsanz nmzdeki yirmi drt saatle krk sekiz saat arasnda Tibet bir kez daha zgr olacak." "Daha nce bu tr eyler yaptnz m?" diye sordu adam hayretle. "Sohbet edecek zamanmz yok," diye parlad Seng. "Size syleneni yapn, bu i olabildiince sorunsuz gitsin." "Evet, efendim." "Gzel," dedi Seng. "En st rtbeli esiri ana terminale getirin, bir sandalyeye oturtup bana bir nbeti dikin. nmzdeki birka dakika iinde ordaki operasyonlar ayarlayacaz, sonra onunla konumak istiyorum." Adam Tibete emirler haykrd. Dungkar askerleri sraya girdi. Seng'in sylediklerini aklad, sonra alt avua ne kmalarn emretti. Bir avuun idaresindeki grup esirleri toplamaya gitti. Bir dieri Kasm'n brakt helikoptere gitmek zere ayrld. "Hali," diye bard Seng. "Bu adamlar al ve eer gerekirse patlatmak zere dier hangarlara patlayc yerletir." Kasm askerlere iaret edip helikoptere geri kotu.

Seng ve King'i hava sahasna tayan helikopter boaltlmt. King, ona havalanmasn iaret etti. Pilot yz elli metreye ykselip geni daireler izmeye balad. ki tane helikopter daha yere indi ve Crabtree ve Gannon dar kt. "Adnz ne?" diye bard Seng Dungkar liderine. "Rimpoche, Pache Rimpoche." Gannon ve Crabtree koarak oraya geldi. "Cari," dedi Seng. "Bu General Rimpoche. Ona neye ihtiyacn olduunu syle." Gannon birbirlerini daha iyi duyabilecekleri birka adm teye gidip istediklerini aklad. Rimpoche bir avua iaret etti ve bir dzine adam yanlarna hzla kotu. "Malzemelerin boaltlp ieri tanmasn istiyorum," dedi Crabtree, Seng'e. O da Rimpoche'yi gsterdi. "General Rimpoche onlarla ilgilenecek," dedi. Seng kemerindeki portatif telsizi kararak dmesini at, konutu. "Havaalan kontrol gryorsunuz?" altnda," dedi Oregon'daki Hanley'ye. "Ne

Hanley yant vermeden nce ekrandaki uydu grntsne bakt. "Henz bir tabur hareketi yok, ama eer gelirlerse doudan olacaktr. Lhasa'ya doru sekiz yz metrelik bir mesafede kprye benzer bir ey var. Oray kontrol "edin, gerekirse savunma pozisyonu alrsnz." "Helikopter ya da uak aktivitesi yok mu?" diye sordu Seng. "Yok," dedi Hanley. "Havadaki her ey ok uzak kuzeyde. Onlar u anda arsalar bile bir saatiniz var." "Gzel," dedi Seng, Meadovvs yrmeye balarken. "Durum deiirse beni portatif telsizimden ara." "Tetikteyiz," dedi Hanley. "Her ey nmzdeki birka saate bal." Seng telsizini kemerine takp Meadovvs'a dnd. "Bob, elli asker ve silahlarnzla u yoldan gidin," dedi. "Kontrol etmemiz gereken bir kpr var." "Onlarn banda kim var?" diye sordu Meadovvs..

"General Rimpoche," dedi Seng, adam iaret ederek. O srada kamyon yavaa terminalin nne geldi, Gannon onlara durmalarn iaret etti. Tom Reyes yanlarna gitti. "General?" diye bard Seng. Rimpoche yaklat. "Evet?" "En iyi drt adamna ihtiyacm var, iyi nianc ve korkusuz olsun." Rimpoche dnp kalabala baz isimler haykrd. Drt adam kalabaln arasndan kt. Hibirinin boyu bir altm sekizden yukar deildi. Srlsklam adamlar en fazla altm sekiz kiloydu. "lerinde ngilizce bilen var m?" diye sordu Seng. "Hepsi biraz bilir," dedi Rimpoche. "Onlara unu syle. Benim iki adammla birlikte ok nemli bir adam yakalamak zere Little Lhasa'ya girecekler. Benim adamlarmn sylediklerini hi tereddt etmeksizin aynen yerine getirecekler." Rimpoche tercme etti. O szn bitirir bitirmez adamlar "Hah" sesi kararak bir ayaklarn asfalta vurdular. "Dosyan elinde mi?" diye sordu Seng, Reyes'e. "Evet, efendim," dedi Reyes. King az tedeydi ve sandktan uzun, siyah bir anta karyordu. "Tamam, Larry," diye bard Seng. "Sen ve Tom gidip iinizi yapabilirsiniz." Elinde bir gece gzl olan King yanlarna geldi. "Hadi yapalm," dedi. Reyes sabrszlkla bekleyen drt Tibetliye iaret etti. "Gidip birini yakalayacaz ve bunu ok az ate ederek yapacaz, bunu anladnz m?" "Ben biraz ngilizce biliyorum," dedi ilerinden biri. "Tercme ederim." Reyes'in sylediklerini tekrarlayp dnd. "Hangi helikopter?" "Bu taraftan," dedi Reyes, onlar az nce indii helikoptere gtrerek. King drt Tibetliyi takip etti. Hepsi bindikten sonra helikopter havalanp ehir merkezine yneldi. "Kimin peindeler?" diye sordu Rimpoche.

"Tibet zerk Blgesi Bakan Legchog Zhuren." Son helikopter yere inmiti. Huxley yanlarna geldi. "Bu bizim subay doktorumuz," dedi Seng, Rimpoche'ye. "Adamlarna sor bakalm, doktor veya hemire olarak deneyimi olan var m, eer varsa burda Julia'yla almalarn istiyoruz. Ama imdilik helikopterin boaltlmas ve iindekilerin terminale tanmas gerekiyor. Bayan Huxley hzla bir saha hastanesi kuracak. Adamlarnzdan biri yaralanrsa onu hemen tedavi edecek." Rimpoche bararak emir verdi ve adamlar boaltmak iin helikoptere t. Adams ve Gunderson bir kenarda durmu Seng'in iini bitirmesini bekliyordu. Seng, onlara dnp glmsedi. "Siz ikiniz gidip bakn bakalm, inlilerde kullanabileceimiz neler var," dedi Seng. "Benim bir inliyi sorgulamam gerekiyor." ki adam hangarlara doru yrdler. Seng ieri girdi. inli hava kuvvetleri temeni terminalin ortasnda bir sandalyede oturuyordu ve banda da kt grnml drt Tibetli asker vard.

41
"Felaket bir manzara," dedi Murphy camdan dar bakarak. "Hormonlu Alaska gibi." Gurt nlerindeki heybetli dalara doru ykselirlerken irtifa gstergesine bakyordu. Gne ufkun zerinden yzn gstermek zereydi, fakat engebeli blgenin zerinde parlayan pembe k onun geliinin habercisiydi. "Helikopter ykseklik rekorunu krabiliriz," dedi Gurt. "Sanmam," dedi Murphy. "Birka yl nce bir adam Himalaya-lar'da bir kurtarmaya katlrken sekiz bin metreye kmt." "O konuda bir haber okumutum," dedi Gurt. "Ama helikopteri Bell 206'yd. Ve zel pervaneleri vard." "Biraz endieli gibisin," dedi Murphy. "Endieli deil," dedi Gurt. "Yalnzca biraz vesveseliyim." n camdan yaklaan duvar iaret etti. Onlar yaklatka aalar seyrelmeye balamt. Artk yalnzca kar izleriyle ve heybetli dalarn yamalarndan bir ocuun elindeki dondurmadan akar gibi szlen buz dereleriyle kapl siyah, gri kayalar vard. iddetli bir rzgr helikopteri tokatlad. Etraflarnda bulutlar belirmeye balad. Gurt tekrar gstergeye bakt. Alt bin metreyi gsteriyor ve ykselmeye devam ediyordu. Reyes, King ve Dungkar glerini tayan helikopter yere alt metre kalana kadar alald ve Lhasa'ya gneyden yaklat. Pilot nehirdeki kk kumsal burna inerken Lhasa Nehri'nin sesi grlty bastryordu. Buras inlilerin Rya Adas dedikleri yerdi ve eskiden pastoral bir piknik alanyken artk eski psk inli dkknlar ve karaoke barlarla dolmutu. "Sandklar boaltn," diye bard Reyes, Dungkar'a. Sandklar boald. King dar kp biraz uzaa gitti. Helikopter tekrar hareket ederken pervanelerin kaldraca kumdan saknmak iin melip beklediler. Helikopterin sesi ve grnts yok olunca Reyes kk antay ap dinleme iin parabolik ana kard. Hemen aarak ehirden alarm sesi gelip gelmediini dinlemeye balad. Duyduu tek ses nehrin sesiydi. Bayla onaylayarak Tibetlilerden birine fsldad. "Bak."

Bir sand aralayarak iaret etti. Uzun zaman nce inli zorbalar tarafndan yasaklanan Tibet bayraklaryla doluydu kutu. Bayrak krmz beyaz izgiler ve kar aslanndan oluuyordu. Adam eilip yna yavaa dokundu, tekrar Reyes'e baktnda gzleri yalarla doluydu. "Bu sandklarn hepsini nehrin karsna tayp saklamamz gerekiyor," dedi Reyes, Tibetliye. "Sonra sen ve dierleri Zhu-ren'in evine kadar beni ve King'i takip edeceksiniz." "Evet," dedi Tibetli hevesle. "Biriniz bayraklarn banda nbet tutacak, biriniz Bay King'le gidecek. Dier ikiniz benimle birlikte eve girecek." Tibetli ban sallad, sonra dierlerine fsldamaya balad. Be dakika sonra hepsi gvenle nehri gemi, Lhasa'nn Bark-hor alanna doru yryordu. King ve Tibetli yardmcs gruptan ayrlp in hkmet grevlisinin evinin yaknndaki en yksek binaya doru gittiler. Caddeler, dkknlarn amak iin hazrlk olarak meydan spren birka Tibetli satc dnda botu. King ve yardmcs merdivenleri ikier ikier karak dama ulat, pozisyonlarn ald. King yerine yerleir yerlemez antasna uzanp kk bir oksijen iesi kard, birka derin nefes ekti. ieyi Tibetli arkadana da teklif etti. Ama o glmseyip ban hayr anlamnda sallad. Sonra drbnyle etraf tarad. Legchog Zhuren'in evi n taraf Barkhor Meydan'na bakan atafatl bir yerdi. Evin dousunda yedinci yzylda ina edilmi bir tapnak olan Jokhang bulunuyordu. Lhasa'daki en kutsal bina olan Jokhang'da dzinelerce heykel, altn sanat eserleri ve otuz kadar kk kilise bulunuyordu. King, Reyes'in Jokhang'm nnden geiini seyretti. Bir saniye durup kapal yumruunu havaya kaldrd. Sonra Reyes peinde iki Tibetliyle tapnakla bakann evi arasndaki sokaktan geti ve gr asndan kt. King gm kapl kronometrenin dmesine basp bir dakikaya ayarlad ve bekledi. Kronometre on be saniyeyi gsterirken antasna uzanp ii boaltlm bir ko boynuzu kard ve Tibetliye uzatt. "Sylediim zaman bunu flemeye bala ve ben syleyene kadar durma yoksa lrz."

Adam hevesle ban sallayp boynuzu ald. King biraz daha oksijen ekerek kronometreyi kontrol etti. Be saniye. Zhuren'in evinin nnde devriye gezen muhafzlara bakt. Demir bahe kapsnn dnda iki tane, n kapnn nnde de sandalyede oturan iki muhafz vard. Nian ald. "imdi." Boynuz elektrik sprgesinin altnda kalm bir kedi gibi ses karyordu. Mezarln stndeki hayaletler gibi meydanda birden drt Dungkar savas belirdi. Dkkn sahibi ve sabah yryne kan insanlar gibi yapmlar, baharat ve tohum sandklarnn iine saklanmlard. Sava lklar atarak bakann evine giden kapya doru kotular. n verandadaki muhafzlardan biri boynuzun ve yaklaan kalabaln sesiyle yar uykusundan uyand. Ayaa kalkp n kapnn yanndaki zile uzand. Ama alarma ulaamadan keskin bir atrt duydu. Bir ryadaym gibi dirseinin altndan itibaren kolunun ve elinin verandaya dn izledi. Kan fkrmaya balarken bir lk att. Ayn anda Dungkar bahe kapsnn nndeki nbetilere ulat; adamlar neler olduunu anlayamadan boazlan domuz gibi kesilerek ldrld. n kapdaki dier nbeti dehet iinde yaklaan Dungkar'a bakyordu. Orta konumaya alt, ama bir saniye sonra kafas koptu, tok bir sesle yere dt. lk Dungkar elinde klcyla merdivenleri koarak kt. Nbeti silahna uzanmaya alt, ama eli olmadan hi ans yoktu. Kl n tarafndan girip onu Noel elengi gibi n kapya ast. Adam lmeden nce birka kelime sylemeye alt, ama azndan yalnzca kan geldi. Kapya arpan nbetinin gc kilidi krd. Kap savrularak ald ve Dungkar ieri girdi. Evin arka tarafndaki grnt daha az iddetliydi. Mutfak kapsndaki tek nbeti uyuyordu. Grevini ihmal edii hayatn kurtaracakt. Reyes yanma yaklap sersemletici silahla vurdu, sonra bir Tibetliden azn, biletlerini ve bacaklarn balamasn istedi. Sonra kilidi bir maymuncukla ap ieri girdi. O ve Tibetli Zhuren'in odasna kan merdivenlerin yarsndayken boynuz almaya balad. Derken Reyes onlar grd. silahsz adam merdivenlerin banda duruyordu. .40'ln karmak iin klfna atld, ama o daha ate edemeden Tibetli uak ocuk arkadan yaklap deri boma halkasn adamlarn kafasna geirip skt. Adamlarn

kafalar birbirine arpt, ocuk kordonu skarken tekmeler atmaya baladlar. Reyes adamlardan birine ocua yardm etmesini iaret etti, sonra hzla Zhuren'in kapsnn nne geldi. Kendini toparlamak iin bir an durup cilal izmesini kap tokmann hemen stne indirdi. Kap savrularak ald ve ieri girdi. Yataktaki adam gzlerini ovuturarak dorulmaya alyordu, yatan yanndaki konsola doru uzand. Reyes, adamn bann stndeki karyola balna bir el ate etti. Oda barut kokusuyla dolmutu. "Senin yerinde olsam bunu yapmazdm." "Fazla bir ey gremiyorum," dedi Gurt. Geitin tepesine varrlarken bulutlar iyice yaklamaya balamt. Kar ve tipi Bell'in n camn dvyordu. 212 yavaa alalyordu, ama ne doru hibir ilerleme kaydedemiyordu. Helikopterin performansnn kylarnda krlemesine uuyorlard. "Bir yol buldum," diye bard Murphy birden. "skele tarafnda." Gurt beyaz arka plandaki siyah izgiyi fark etti. Blgedeki ara hareketi karn ounu kaldrp geriye yalnzca amur ve ta brakmt. "Ne o?" diye sordu Gurt grmeye alarak. "Bir tank kafilesi galiba," dedi Murphy. "Bulutlarn arasnda kalarak kenara gideceim." Yolun kenarndaki inli tank komutan, birka askerinin geveyen bir lastii tamir ediini izliyordu. Uzaklardan gelen helikopter sesini duyunca ieri girip telsizle stn arad. "Benim bir fikrim yok," dedi st. "Ama ne olduunu ren-sen iyi olur." Ban tanktan dar kararak adamlarna bard, sonra kapaktan tfeklerini vermeye balad. ki dakika sonra askerler bozulan tank brakarak yolda yrmeye baladlar. "te zirve," diye bard Murphy. "necek bir nokta bul." Gurt kolektif koluyla oynad, ama bu ykseklikte kontrol ok az salayabiliyordu. "Bekle," diye bard. Normal bir initen ok kontroll bir arpma gerekletirdiler. 212 kzaklarnn stne hzla indi, ama kzaklar dayand. Murphy emniyet kemerini zyordu bile.

"ofr," dedi glmseyerek. "altrmaya devam et, yalnzca birka dakika sonra geleceim." Kapy aarak dar kt, birka adm geriye giderek kargo kapsn at. Bir ift kar ayakkabs kararak ayaklarna geirdi. zerindeki paltonun stne bir tane daha giydi. Bir sand kartrarak iinden ihtiyac olan eyleri srt antasna koydu. "Kaleyi koru," diye bard helikopterin n tarafna. "Ben patlayclar yerletirmeye gidiyorum." Gurt bayla onaylayarak Murphy'nin savrulan karlarn arasnda gzden kayboluunu izledi. Sonra telsiziyle oynamaya balad. Dinleyecek ok az ey olduunu grnce vazgeip normal frekansa geri dnd. "Serap, serap, serap, buras Oregon, tamam." Kontrol odasndaki Eric Stone endieyle Hanley'ye bakt. "Bu beinci deneme, hibir yant yok." "Serap, serap, serap, buras Oregon, tamam." "Oregon, buras serap," diye yantlad Gurt. "Sizi sekize sekizden duyuyorum." Sinyal iyonosferden yansyp gemiye inerken iki saniyelik bir gecikme oldu. "Nerdesiniz?" diye sordu Hanley telsizi alp. "Mevkideyiz," diye bildirdi Gurt. "Adamnz randevu iin gitti." "Az nce kt adamlarn konumalarn duyduk," dedi Hanley. "Birisi sizin tepeden getiinizi duymu ve aratrlmasn istedi." "Bu iyi deil, Oregon," dedi Gurt hzla. "Murphy'ye ulap onu uyarmamn bir yolu yok. stelik kalkmz biraz zaman alacak." "Tamam," dedi Hanley. "Murphy'nin ar cihazna sinyal gnderebiliriz, senin bulunduun yere dnmesini syleyeceiz. Bu arada yaklaan herkese kar uyank ol. Eer gelirlerse havalan." "Murphy'ye geri ekilmesi iin mesaj gnder," dedi Hanley Stone'a. O da hemen klavyeye komutlar yazd. "Gr mesafesi bir iki metre," dedi Gurt. "Ve Murphy'yi brakmyorum... asla."

"Hayr, biz istemiyoruz..." diye sze balad Hanley. "Oregon" diye telsize bard Gurt. "Karda yaklaan inli askerler var." ar cihaz ttnde Murphy eilmi patlayclar kara yerletiriyordu. Fnyeyi balamay tamamlayp ayaa kalkt, ar cihazn kard. "Kahretsin," dedi, patlaycnn uzaktan patlatlabilmesi iin dmeyi at. Sonra srtnda asl olan M-16'y indirip helikopterin ynne doru ilerledi. Gurt koltuunun arkasna uzanp raftaki tabancasn ald. inli askerler karda zorlukla yryor, Bell'e doru yava ama sabit bir ekilde ilerliyorlard. Tfekleri ellerindeydi, ama daha ate etmemilerdi. Murphy kar ayakkablaryla olabildiince hzl kouyordu. Koarken el bombas frlatcsn katlyordu. Omzunun stnden antasna uzanarak roketle harekete geen el bombasn kard, frla-tcya yerletirdi. inli askerleri ilk fark ettiinde meyilli yamatan hzla aaya iniyordu. Bell'den sekiz metre uzaktaydlar. Murphy asn hesaplayp el bombasn ateledi. Bomba inli askerlerin stnden geip patlad. Askerler derin kara yzkoyun yattlar. "Bu da ne..." Gurt dnp baknca Murphy'nin uzaktan yaklatn grd. Trbine yakt ekleyen Gurt kalkmaya alt. Hibir ey olmad. Murphy helikopterden alt metre uzaktayd ve hzla helikoptere doru geliyordu. lk birka inli asker kardan kalkp tfeklerini omuzlarna yerletirdi. Gurt pencereden ate etmeye balad. Birka saniye sonra Murphy'nin M16's harekete geti. metre kalmt. Gurt uzanp yardmc pilot kapsn at. Murphy atei kesti, srt antasn karp yavaa arkaya yerletirdi, ieri binip M-16'y kucana koydu. Gurt hem ate ediyor, hem de kolektif kolunu kurcalyordu. "Gnaydn," dedi Murphy sessizlik annda. "Ben yokken heyecanl bir ey oldu mu?" "Kalkamyoruz," dedi Gurt birka el daha ate ettikten sonra. "Bizi yerden kaldrmas iin evrim kumandasn zorlamam gerekiyor." inli askerler ilerlemeyi brakmt. Artk ldrc atlarn yapmak iin karda mevzi kazyorlard.

Murphy iki koltuun arasndan arkaya geip iki kargo kapsn at. "Atei kesip bizi havalandr, Gurt. Ben bu ocuklarla ilgilenirim." evrim kumandasn zorlamak helikopterler iin iyi bir ey deildi. evrim kumandas iki yana oynatlrken kolektif kolunun da aa yukar pompalanmas.gerekiyordu. Bu ekilde helikopterin kalkmas salanabilirdi ama ayn zamanda pervaneyi destekleyen direin de helikopterin baka paralarna arpmasna neden olunabilirdi. Bu durumda direin zedelenmesine ya da krlmasna yol aabilirdiniz. Direi kaybederseniz helikopteri kaybetmisiniz demekti. Ateli silahlarla arpma o kadar abuk balamt ki, inli tank komutannn adamlarn toplayacak zaman olmamt. imdi birka dakikas olduu ve adamlar da kara gmld iin atei doru yne younlatracak emirler savurmaya balamt. Gurt evrim kumandasn saa sola oynatrken helikopter yava yava havalanmaya balad. Tam o srada inli kumandan adamlarna ilerlemelerini haykrd ve ilk saf ayaa kalkt. O anda Murphy el bombas frlatcs-nn tetiine bast ve kabini fo sesi ve yank kokusu doldurdu. Bomba ndeki adamlarn bir buuk metre kadar nlerine dp patlad. Bunun ardndan Murphy'nin M16's almaya balad. arjr bitince yenileyip tekrar ate amaya hazrland. Tam o srada Gurt helikopteri kaldrp sava alannn uzana doru dndrmeyi baard. Murphy ikinci arjr de bitirirken karlarn iinde yatan kanlar iindeki inli askerlerden otuz metre uzaktaydlar. arjr yeniden deitirip M16'y bir kenara brakt, uzaktan kumandaya uzand. C-6 450 kiloluk TNT'ye edeer bir gle patlad. Tepenin kenarndan byk bir kar paras kopup yamatan hzla aaya indi, askerlerin stn kaplad. Sonra heyelan devam edip yolu alt metre yksekliinde bir kar ve buz duvaryla kaplad. Byk bir uyum halindeki kar tepede de kaya ve topra sarsan ok dalgasnn etkisiyle daha kk heyelanlar balad. Bu heyelanlar yoldaki yma iki buuk metrelik bir ykselti daha ekledi. arpmadan sonra hl hayatta kalan askerler bu kar duvarnn altnda gml kald.

42
Gulfstream'in pilotu yn bulucu ekranna dikkatle bakyordu. Setii rota fazla hata pay brakmyordu. Banglade ve Nepal arasna knt yapan Hindistan Hava Sahas'na ait dar koridorda ilerliyordu. Yzey alan en dar yerde yalnzca yirmi mil geniliindey-di. Aadaki toprak iin lke sk ekime halindeydi. Pilot Gulfstream'i geni bir ayla sola dndrd. "Efendim," diye bard arka kabine. "En ktsn atlattk." Gulfstream artk Nepal ve Bhutan arasndaki daha geni arazinin stndeydi. "Tibet Hava Sahas'na varmamza ne kadar kald?" diye sordu Cabrillo. Pilot GPS ekranna bakt. "Be dakikadan az." Juan Cabrillo'nun yorgunluktan tkenmi olmas gerekiyordu, ama deildi. Pencereden aadaki dalk blgeye bakt. Ykselen gne pembe ve sar parltlarla rtlyd. Tibet tam nle-rindeydi. Gvenli telefona uzanp tulara bast. Pekin'de Hu Jintao erkenden uyand. Barkhor Meydan'ndaki eylem fark edilmiti. Jintao yatandan hzla kalkp yzn ykad, giyinip alt kata indi. "Durum nedir?" diye sordu generale herhangi bir giri szcne gerek duymadan. "Hibir ey yerine oturmu deil, bay bakan," dedi general. "Ama Rus tanklar Moolistan'a girmeye balad. Bykelileri bu hareketin lkeleri ve Rusya arasndaki bir talim olduu konusunda bizi temin etti. Ancak bu hareket hzlaryla nmzdeki birka saat iinde Altay Dalar karsndaki Tarim Havzas'ndan in'e girebilirler." "Ya uak?" diye sordu Jintao. "Rusya'daki ynak alannda birka parat birlii var," dedi general. "Uydularmz pistte ilerleyen nakliye uaklar tespit etti. Ama u ana dek hibir ey havalanmad." Jintao d ilikiler efine dnd. "u anda Rusya'yla herhangi bir anlamazlk iinde deiliz," dedi. "Snrmza saldr balatmak iin ne gibi bir nedenleri olabilir?" "u anda ilikilerimiz barl."

"ok garip," dedi Jintao. "Rus bykelisi bu sabah saat 10'da bir toplant istedi," diye ekledi. "Rica dn gece zel kanaldan geldi." "steinin ne olduunu syledi mi?" diye sordu Jintao. "Hayr." Jintao bir an sessizce dikilip dnd. "Bay bakan," dedi general. "Dahas var. Tibet bakentinden, ehrin ana meydanlarndan birinde bir protesto gsterisi baladna dair bir rapor geldi." "Blge bakan ne diyor?" diye sordu Jintao. General yant vermeden nce biraz bekledi. "ey, bay bakan, sorun da bu. Bakan Zhuren'e ulaamyoruz." "Vay canna, Gurt," dedi Murphy. "ok yaknd," "Galiba mermilerden biri burnu kaldrmaya yarayan hidrolik hatt vurdu. Bana gelince sol omzumdan vuruldum." "Kt m?" diye sordu Murphy hzla. "Hl uabilir," dedi Gurt. "Ama biraz rktc olur." "Ben seni soruyorum, Gurt," diye kkredi Murphy. "Yaran ok kt m?" Gurt, Bell'i youn bir bulut rtsnn iinden yamatan aa indiriyordu. Helikopterin burnu aaya doruydu ve adamlarn bedeni emniyet kemerine skca dayanmt. "Dur," dedi Gurt. "Bakman iin ne eileceim." Gurt gvdesini ne doru edi, Murphy ona doru eilip bakt. Sonra elini uzatp etraf yoklad. Bir saniye sonra koltuun kpnn iinden dzlemi mermiyi kard. "Mermi seni geip koltuktaki metal plakada kalm," dedi Murphy. "Ama kan kaybediyorsun." "u ana kadar acmyordu," dedi Gurt. "Galiba adrenalinim ok yksek olduu iin pek fark etmedim." "Yaran sarmak lazm," dedi Murphy. "Bir dakika dayan, bir telefon aacam." Portatif telsizine uzanp Oregon'u arad.

"Oraya sktr," dedi Gunderson. "Ama kovanlarn yan kapdan kp gitmesini sala. Kargo alannda tten mermi istemiyorum." Gunderson'a yardm eden Dungkar askeri bayla onaylad. On dakika nce Gonggar Havaalan'nm snrna monte edilmi hzl ate eden bir uaksavar ekip almlard. u anda onu basit bir sava ua yapmak iin kargo blmne monte ediyorlard. Askerler, hangarn br ucundakiler gibi hzla alyorlard. George Adams, Dungkar askerlerinin saldr helikopterindeki yakt tankn dolduruunu izledi. Son on dakikadr kontrolleri ve silah sistemlerini anlama abasyla uan iinde dolanp duruyordu. Bu kuu uurabileceine ikna olmutu, silahlarn istendii gibi almasn salayp salayamayacaklar ise biraz daha belirsizdi. "Dungkar Hava Kuvvetleri'ne ho geldiniz," dedi Gunderson, yanna gelerek. "Biz uacaz, siz leceksiniz." "Orda iler nasl gidiyor?" diye sordu Adams, glmseyerek. "Emin deilim," dedi Gunderson. "Silah arkaya yerletirdik ve bir ahr ina etmeye yetecek kontrplakla destekledik, atelediimiz ilk seferde dar frlamazsa sorun yok demektir. Ya sizde iler nasl?" "incem biraz paslanm," dedi Adams. "Okyanusun dibindeki bir gemi kadar pasl. Ama sanrm bu canavar idare edebilirim." Gunderson ban sallad. "Bir anlama yapalm, eski dostum," dedi glerek. "Neymi o?" "Oraya vardmzda birbirimizi vurmayalm, tamam m?" Dnp kargo uana doru yrmeye balad. "yi anslar," dedi omzunun stnden. "Sana da," diye karlk verdi Adams. O srada kap ykselmeye balad, gn ve souk hava hangara doldu. Bir dakika sonra saldr helikopteri piste kt ve kargo uan piste karmak iin n tarafna motorlu bir araba takld. Barkhor Meydan hzla Tibetlilerle doluyordu. Kriz annda ileyen, insanlardan oluan basit telgraf sistemi fazla mesai yapyordu. Drt blok

tede inli askerlerden oluan bir mfreze barakalarndan zrhl personel tayclara binerlerken, bakann evinde bir eylem olduu haberi geldi. Tibetliler caddeleri tkam, trafik yavalamt. "Gaydac, Gaydac, buras Maskeli Balo." "Maskeli Balo, buras Gaydac, seni duyuyoruz." "Derhal k istiyoruz," dedi Reyes. "Hedefi gryoruz." "k noktasn verin, Maskeli Balo." "Nokta bir, bir, birinci, Gaydac. Nokta bir , ikinci HH." "k koordinatlar anlald. Maskeli Balo, dakika iinde geliyorum." Onlar nehre brakan helikopter emri alnca Lhasa ve Gong-Havaalan'ndan on mil uzakta bekledii noktadan havaland. gar

Pilot haritada ayarladklar k noktasna bakt, dizlerinin stnde bir not defterine karalad notu inceledi. Hzla ve alaktan Barkhor Meydan'na doru ilerledi. Little Lhasa'daki Dalai Lama iletiim odasnda bir dizi telsizin nnde bekliyordu. Son birka dakikada Tibet'teki ajanlar ilerleme kaydetmeye balamt. Operasyon en azndan u ana dek kusursuz gidiyor gibi grnyordu. Yardmcsna dnd. "Eve dn hazrlklarmz tamamland m?" "Bay Cabrillo'dan haber gelir gelmez, Kutsal Efendimiz," dedi. "ki saat iinde jetle oraya gtrebiliriz sizi." Dalai Lama bir an dnd. "Havalandktan sonra Tibet stne varmz ne kadar srer?" "Aa yukar yarm saat." "imdi tapnaa dua etmeye geliyorum," dedi Dalai Lama. "Durumu izlemeye devam et." "Tamam, Kutsal Efendimiz." Chuck Gunderson, George Adams'n saldr helikopterinde emniyet kemerini takmasna yardm ediyordu. Hangarn iindeki inli kasklardan hibiri bana sacak kadar byk deildi, bu yzden o da iletiim iin

telsizin yerletirilmi olduu kendi baln kullanyordu. Mayo giymi iman bir kz gibi skmt koltuuna. "Bunlar bizim gibi iri adamlar iin yapmyorlar," diye takld Adams. "Bir de benimkini grsen," dedi Gunderson. "inliler hl niteliin nicelikten daha nemli olduuna inanyorlar. Kokpitim kinci Dnya Sava'ndan kalmaymm gibi grnmeme neden oluyor. Radyoda Glenn Miller'm almasn bekliyorum." "Kontrol paneline bak," dedi Adams, Gunderson iini bitirip merdivenlerde dorulurken. "Elli yedi model Chevy'den daha fazla metal var." Tam o srada Eddie Seng hzla yanlarna geldi. "Havalanp pisti amanz gerekiyor. Cabrillo arad. Be dakika uzakta." Gunderson Pleksiglas siperi Adams'n stne indirip skca yerine geirdi. Sonra tepesine eliyle vurup baparmaklarn havaya kaldrarak Adams'a tamam iareti verdi. Merdivenden inerek Tibetli yardmclarn merdiveni ekmelerine yardm etti. Seng'le birlikte kargo uana doru giderken saldr helikopterindeki trbin motorlarnn almaya baladn duydu. "Bay Seng," dedi Gunderson. "Son haberler nedir?" "Burdaki en st rtbeli subay olan inli temeni sorguladm," dedi Seng. "Biz glerini ele geirmeden nce Pekin'e haber ula-tramam." "Bu durumda imdilik inli savalarn lke dndan saldrda bulunmalar konusunda endielenmemize gerek yok," dedi Gunderson kargo uann kapsna ularken. "Eer Ruslar ilerini yapp inlileri tetikte tutarlarsa, senin iin imdilik Dungkar gleri iin kapal hava destei salamak gibi grnyor." "Elimden geleni yaparm," dedi Gunderson, kargo uann yan kapsna trmanrken. "Gzel," dedi Seng, uan yan tarafna bir aplak indirerek. "imdi ie giri, patron geliyor." Tam o anda Adams kolektif kolunu ekti ve in helikopteri yerden havaland. Adams kumanday salamaya alrken helikopter biraz sarsld, ama sonra ilerleyip Lhasa'ya yneldi.

Gunderson kokpite kp koltuuna szld, motoru altrma ilemini balatt. Bir ift motor sorunsuz alrken arkadaki tfei idare etmeye alan drt Dungkar'a. bakt. "Pekl ocuklar," diye bard motorun grltsnn stnden. "Nereye ve ne zaman ate edeceinizi ben syleyeceim. imdilik kk bir uua kyoruz." Bu syledii kulaa ok basit geliyordu, ama Tibetlilerin hibiri daha nce bir uaa binmemiti. Oregon'da Hanley mikrofonun tepesinde durup anlalr bir sesle konutu. "Az nce kontana bir mesaj gnderdim. Sinyal olarak yanp snen krmz klar ara." "lk planladmz nokta m?" diye sordu Murphy. "Evet," dedi Hanley. "Gurt'e gelince, Huxley'yle konutuk. Yaraya mmkn olur olmaz direkt basn uygulamalsn." "Uydu gzetlemede bizi grebiliyor musunuz?" diye sordu Murphy. "Evet," dedi Hanley, ekrana bakarak. "Randevu noktasndan be dakika uzaklktasn." "ner inmez rapor edeceim," dedi Murphy. Telsiz kesildi. Hanley, Seng'in numarasn tulayp bekledi. Briktin Gampo klarn yanp sndnden emin olduktan sonra gkyzne bakt. Bulurl'r alak, neredeyse sis halindeydi, fakat her saniye yer deitiriyor, ak hava boluklar brakyorlard. Uzakta yaklaan bir helikopter sesi duydu. eri girip sobadaki ay kartrd, sonra gelenleri beklemek iin dar kt. "Birini gryorum," dedi Murphy, iaret ederek. Son birka dakikada Gurt'n yz kl gibi olmutu. Murphy alnnda ter damlacklar grebiliyordu ve helikopteri kontrol eden eli titriyordu. "Dayan," dedi Murphy. "Nerdeyse geldik." "Gzmn kysnda siyah lekeler grmeye baladm," dedi Gurt. "neceimiz yer konusunda bana rehberlik etmen gerekebilir." Kalkan kargo uann sesi ok yksekti. Eddie Seng telefona barmak zorunda kald. "ok mu kt?" diye sordu Hanley'ye.

"Bilmiyoruz," dedi Hanley. "Ama birisini hemen gndermemiz gerekiyor, kuzeye uu birka saat sryor. Eer destek gerekmezse geri arabiliriz." "Anlald," dedi Seng. Sonra Huxley'in gnderebilecei eitimli bir hemire olup olmadn grmek iin geici klinie gitti. Be dakika sonra helikoptere yakt ikmali yaplm, ara snrl hemirelik gemii olan bir Tibetli ve malzemelerle birlikte havalanmt. "yice yaklatn, Gurt," dedi Murphy. "Yerden alt metre yksektesin." Gurt alalmaya balad, ama birden Bell'in kontrol paneline kustu. "Eer yapamazsam diye sylyorum, gsterge yeile dndnde bu dmeyi aa indir. Bylece trbinler kapanacaktr," dedi uu tulumunun koluyla azn silerek. Ar ar inerken yerden bir buuk metre ykseklikte durup havada bir saniye asl kald, sonra yere kadar olan mesafeyi indi. Helikopter kzaklarnn stne inerken emniyet kemerinin iinde ylarak hareketsiz kald. Murphy helikopterin soumasn beklerken onun emniyet kemerini zd, sonra motorlar kapatp pervanelerin durmasn bekledi. Sonra hemen aa inerek pilot tarafndaki kapya kotu. Gampo'nun yardmyla Gurt' adra tadlar. Sonra Murphy bayla onun tulumunu kesmeye balad. Kuma kanla slanmt ve yaradan hl kan szyordu. "Efendim," dedi Gulfstream'in pilotu. "Yaklayoruz." Cabrillo pencereden dar bakt. Gonggar Havaalan'mn uzak ucundaki yanan enkazn duman ttyordu hl. Gne ufkun stndeydi ve altm mil uzaktaki Lhasa'y yle byle seebildi. Koridordan kaps ak kokpite ve n camdan dar baknca pistten yetmi mil yukarda ykselmeye devam eden gm rengi ua grebiliyordu. Yerde birka kamyon havaalanndan uzakla-yordu. Pistin otuz metre yukarsnda ve iki yz metre rzgr ynn-deydiler. ki dakika sonra tekerlekler gcrtyla yere srtnd. Pilot ua terminale doru srp durdurdu. Cabrillo aa indiinde trbinler hl alyordu. Bakan Zhuren'in gzleri bantlanm, bilekleri arkadan balanmt. Yatak odasna dalan siyah sal adam, onu hzla yannda gtryordu. Zhuren

yaknlardaki kalabalk insan grltsn duyabiliyordu. Birka blok teden ate sesleri duyuldu. Uzaklardaki bir helikopterin homurtusu duyuluyordu. Reyes, Zhuren'i kalabaln arasndan geirirken King drbnyle seyrediyordu. Reyes'in yanndaki Dungkar askerlerine insanlar ini blgesinden temizlemelerini emrettiini grd. Tnedii yerde dnerek birka blok tede zrhl kamyonlarn yaklat yne bakt. Tibetlilerin oluturduu kalabalk onlar durdurmaya alyordu, ama makineli tfek mermileriyle yere dyorlard. ndeki APC dar bir sokaktan geerken Tibetliler ondan kayordu. Yere dm bir Tibetli zgrlk savasnn stnden getiini grd. Adam bir tren rayndaki kurbaa gibi dmdz etti. antasna uzanarak zrh delici mermilerin bulunduu kemeri kard, mermileri .50'lie yerletirdi. Ate etmeye baladnda helikopter yere inmek zereydi. Yedi saniyede on mermi. Ek olarak on mermi daha. ndeki APC durdu. Arkadakiler de durmak zorunda kald. Zhuren'in kulaklarndaki helikopter sesi ok glyd. eriden ekildiini ve dardan bir koltua itildiini hissetti. Sonra yanna birisi daha oturdu. Havay koklad. Kendisini evinin gvenliinden bilinmeyene eken siyah sal adamd bu. Helikopter kalkt. "zerimizde asl kalacaklar ve biz ieri trmanacaz," dedi King, Dungkar yardmcsna. "Bay Efendim," dedi Tibetli. "Ben kalabilir miyim?" "Plann nedir?" diye sordu King. Tibetli vatandalarnn arzalanan APC'nin zerine t yeri iaret etti. Helikopter neredeyse damdayd. King srt antasna uzanp siyah kuma bir anta kard. "Bunlar el bombalan," dedi. "Nasl altklarn biliyor musun?" "Metal eyi ekip kayorsun, deil mi?" dedi Dungkar glmseyerek. "te bu kadar," dedi King. "Ama bunlar kullandn zaman adamlarn geri dursun, bunlar insan rendeden gemi peynir gibi parampara eder."

Helikopter damdayd ve alalyordu. Tibetli antay kapp aa inmek iin merdivene kotu. "Teekkr ederim, efendim," diye bard Dungkar askeri. "yi anslar," diye bard King, helikopterin iinden bir ift el ona doru uzanrken. Kzaklarn stne kt, sonra ban eip ieri girdi. "ler nasl?" diye seslendi Reyes kap kapanrken. Helikopter Gonggar Havaalan'na doru dnd. "Ne dediklerini biliyor musun?" diye sordu King yorgun bir sesle. "le yemeinden nce insanlarn btn gn yaptklarndan daha ounu yapyoruz."

43
"Bay Seng," dedi Cabrillo. "u ana dek harika i kardnz." Kuzeyden souk bir rzgr esiyordu. Orman ve buzullarn kokusunu tayan rzgr ayn zamanda yakt ve barut kokusunu da getiriyordu. Cabrillo deri ceketinin/ermuarn boynuna kadar ekti, sonra arka cebine uzanp dikkatle katlanm beyaz mendilini kard, akan burnunu sildi. "Teekkrler, efendim," dedi Seng. "En son durum raporu yle. Murphy ve szlemeli pilotu patlayalar yerletirmeyi ve geite drmeyi baardlar. Btn in zrhllar hareketsiz hale getirildi. Ruslarn ilerleyiine aldrmayp Lhasa'ya geri dnmeye karar verseler bile gidebilecekleri tek rota onlara en az krk sekiz saate mal olur ki, bu da hava iyi giderse." "Bu operasyonla ilgili sorunlar neler?" "Szlemeli pilot Gurt Guenther kk ateli silahla yaraland," dedi Seng. "Yarasnn bykl bilinmiyor." "Destek gnderdiniz mi?" "Kasm'n ynetimindeki bir yardm helikopteri yolda," dedi Seng. "Ama yakt iin durdular ve inmeyi baardlar, bu yzden Gu-enther'in durumu o kadar da ar olmayabilir. Eer Murphy'nin ekibi kendi balarna uabilirse Kasm' geri arabiliriz." "Gzel," dedi Cabrillo. "Ona burda ihtiya duyabiliriz." "Havadan sz etmiken, bu leden sonra ge kalm bir bahar frtnasyla karlaacaz, sonra yarn ve nmzdeki birka gn iin hava iyi olacak. Tahminlere gre, bele sekiz santim aras kar olacak ve yava yava snma eilimine gemeden nce donma seviyesinin altna inecek." "Hava inliler gibi bizi de etkiliyor," dedi Cabrillo. "Ama Dungkar gleri iin bu bir avantaj olabilir. Bunu Tibet'in lehine bir faktr olarak grebiliriz." Doudan yaklaan bir helikopterin sesi duyuluyordu. Cabrillo uzaklara bakp tipini anlamaya alt. "Bu bizimkilerden biri, efendim," dedi Seng. "Reyes, King ve Legchog Zhuren'i tayor." "Mkemmel."

ki adam terminale doru yrmeye balad. Zhuren yaknda orada olacakt. "inlilerden kurtarlan bir helikopteri Bay Adams'n ynetiminde sahaya gndermeyi baardk. Ayrca Gunderson'un kontrolndeki bir kargo uan bir sava gemisine dntrdk. Kiralk Bell'ler ve avc da var." "Yeni canlandrlan Tibet Ordusu iin harika bir filo." "Plandaki dier her ey zamannda gerekleti. Fakat inli temeni sorgularken bir sorun ortaya kt," dedi Seng. "Neymi o?" "Tibet'teki inli askerlerin saylar her zaman daha az olduu iin eer istila edilirlerse -yani hi umudun olmad Krk Ok durumunda- planlar Tibetli asilerin zerine havadan fel edici gaz skmakm." "Varillerin zerinde baz semboller olmal," dedi Cabrillo. "Washington'u arayp nasl etkisiz hale getireceimize dair tavsiye alrz." "Sorun da bu," dedi Seng inmek iin havada asl duran helikopterin grltsn bastrmak iin. "Temen gazlarn nerde depolandn bilmiyor. Yalnzca var olduklarndan haberdar." Cabrillo ceketinin cebine uzanp bir Kba purosu kard. Ucunu srarak bir kenara tkrd, dier eliyle Zippo akman kararak tek eliyle puroyu yakt. Konumadan nce purosunun ateini iyice canlandrd. "yle hissediyorum ki, Bay Seng, bu ok uzun bir gn olacak." Murphy fkeliydi. Gampo zayf dm ve kan kaybetmekte olan Gurt'le adrda yalnz brakmt onu. Eer korkmu Dung-fazr'lann kana kar verdikleri reaksiyon buysa bu sava daha balamadan kaybetmiler demekti. Oregon yardm gnderiyordu, ama bir Bell'in uabilecei en yksek hzla bile saatler srerdi yardmn gelmesi. Dostu ve sava arkada Gurt her dakika daha da zayf dyordu. Derisi irkin bir gri renk almt ve bilinci bir gidip bir geliyordu. Tam o srada adrn kaps ald ve Gampo ieri girdi. Bir elinde uzun imen yapraklar, dierinde slak amur vard. enesinin altndaysa tanmlayamad bir hayvann bir para eti duruyordu. "Ne cehenneme gittin?"

"Sobann ateini kartrn," dedi Gampo sessizce, imen ve amuru yere koyarken. "Sonra bunlar atee ekleyin," diye ekledi, iinde toz mineraller bulunan deri bir torba kararak. "adrn iinde iyi bir dumana ihtiyacmz var. Bunu yaptktan sonra bunu ayn iinde piirip et suyu hazrlayn," dedi eti iaret ederek. Murphy, Gampo'ya delirmi gibi bakt. Ama Tibetli Gurt'n yarasn temizleyip bandajlamaya balamt bile, bu yzden Murphy de kendisine syleneni yapt. ki dakika sonra adr limonla ykanm tarn kurusu gibi kokan bir dumanla dolmutu. dakika daha geti ve Gampo kalkp Murphy' ye bakt. Sonra ona gelip Gurt'u dorultmasna yardmc olmasn iaret etti. imen ve amur nde ve arkada dikdrtgen biiminde bir ift bandaj gibi kurumu ve deriye tutkalla yaptrlm sva gibi olmutu. Gurt'n gzleri titreyerek ald ve birka derin nefes ald. "Ona ay suyunu ver," dedi Gampo. "Ben gidip uan geminizi altraym." Rus ve Moolistan snrnn hemen karsnda General Ale-xander Kernetsikov dizel dumanyla kapl havay derin derin soluyordu. Novosibirsk'ten ayrldktan sonra tank kafilesinin nndeki tankta gidiyordu. Kapaktan dar kard kafasnda kulakl olan bir mifer vard bylece dier subaylarla iletiim kurabiliyordu. zerinde de bir Noel aacn sslemeye yetecek kadar madalya olan bir niforma vard. Dudaklarnda yank olmayan bir Kba purosu tayordu. Elinde kafilenin hzn izlemek iin kulland bir GPS tutuyordu. Tibet snrna olan mesafe be yz mildi. Saatte otuz be mil hz yapyorlard. Kernetsikov tepedeki sava uaklarnn izdikleri apraz izgilere bakt. Sonra yeni bir ey olup olmadn renmek iin telsizden istihbarat subayn arad. Hava sonraki birka saat iinde kara dnecekti. Onun dnda her ey aynyd. Macau'da, Sung Rhee'nin sabr tamak zereydi. Marcus Friday uann bulunduunu renmi, kendisini alp ehirden gtrmek iin geri dnmesini emretmiti. Stanley Ho paha biilmez Buda'snn alnmas konusunda hl fkeliydi. Fri-day'in daha sonra bulduunun sahte oluu fkesini daha da artrmt.

in Donanmas ak denizlerde yasad olarak durdurduklar kargo gemisinin Macau'daki olayla bir ilgisi olmadn anladktan sonra, gzlem hatlarn geniletmi ve Oregon'un izini Vietnam'a kadar srmlerdi. Po Da Nang polis merkezinde tand bir arkadana birka telefon am ve C-130'un da Da Nang'dan Bhutan'a gitmek iin ayrldn renmiti. Birka telefon ve rvetten sonra heykeli alan grubun Tibet yolunda olduuna dair bir sylentiye ulamt. Po inli polis memuruydu ve Tibet de in blgesindeydi, bu yzden bu ipucunu takip etme niyetindeydi. Macau'dan Cheng-do'ya uarak son uakla bir gece nce Gonggar'a varmt. Tibet polis gcne ait Kamu Gvenlii Ofisi'ne vardnda ofis kapanmt. Bu yzden bir otele gidip sabah beklemiti. Lhasa sabahna tam bir kaos hkimdi, ama polis efiyle bulumay baard ve sokak atmalar artmadan nce soruturmasna yardm etmeleri iin be alt adam talep etti. u ana dek orkestra yelerinden hangisinin eleba olduunu anlayabilmiti. Cabrillo'nun alan tek video kamerasndaki grnts beynine yalnzca lmn ya da deliliin silecei bir delik amt. Po hedefini bulup bulamayacan grmek iin yola kmt, yaklaan sava konusunda hibir fikri yoktu. Po ve dier polisler Lhasa"y kolaan etmek iin alt kiilik byk bir kamyona doluurlarken inli askeri subaylar durumun ciddiyetini kavramaya balamlard. ehrin kontroln salamak ve asi gleri ezmek iin toplanmaya balamlard. Dungkar da plann uygulamaya balamt. Zaman ok nemliydi ve Cabrillo'nun kaybedecek hi zaman yoktu. Uykusundan uyandrlp balanan ve gneye yeraltndaki bir havaalanna getirilen bir adam iin Legchog Zhuren artc derecede saldrgand. Cabrillo nce Zhuren'in iyilik hissine hitap etmeye alarak zehirli gaz ilemini, stoklarn nerede bulunduunu aklamasn istedi, ama Zhuren, onun yzne tkrd. yiliin Zhuren'in nem verdii bir zellik olmad belli olmutu. "Balayn," dedi Cabrillo. O ana dek Cabrillo, Zhuren'in nndeki sandalyede oturmasna izin vererek sayg gstermeye almt, imdiyse gereksinim duyduu eyi

renmesinin zaman gelmiti ve bunun iin de inli liderin balanmas gerekiyordu. Seng ve Gannon, onun kollarn ve bacaklarn bantlayp sandalyeye baladlar. "Serumu hazrla," dedi Cabrillo, Huxley'ye. "Sen ne..." demeye alt Zhuren. "Tibetlilerin yan sra Tibet'teki inlileri de korumak iin sana kibarca sordum," dedi Cabrillo. "birlii yapmak istiyor gibi deilsin. Dilinin zlmesine yardm edecek bir serumumuz var. nan bana, ilk bilinli hatrandan en son ne zaman seks yaptna kadar bize her eyi syleyeceksin. Tek sorun u: dozaj her zaman doru veremiyoruz. ok fazla verirsek hafzan karatahtadaki yazlarn slak bir bezle silinmesi gibi yok olup gider. Bundan kanmak iin dozaj genellikle yava yava artryoruz, ama sen be para etmez herifin birisin, bu yzden sanrm bu aamay geeceiz." "Yalan sylyorsun," dedi Zhuren sesinde korkuyla. "Bayan Huxley," dedi Cabrillo. "Temenin koluna 20 cc. Ltfen." Huxley, inli temenin bal olduu yere gitti. Doru miktar bulana kadar inedeki svnn bir ksmn havaya skt, sonra adamn kolunu alkoll bir pamukla sildi, ineyi damara soktu. Cabrillo saatinin saniye kolunu on be saniye geene kadar takip etti. "Adn ve doduun yer, ltfen," dedi. Temen bu bilgiyi dili yanyormu gibi verdi. "Lhasa'daki toplam asker gc ne kadar?" "Yaklak sekiz bin drt yz asker var," dedi temen. "Alt bini kuzeye Moolistan'a gnderildi. Geriye iki bin drt yz tanesi kald. Bunlarn iki yz ellisi hasta veya yaral. Geriye kalan askerler Tabur S, Tabur L..." "Bu kadar yeterli," dedi Cabrillo. "Benim iin bir sakncas yok," dedi temen glerek. "Zrhllarmzn dkm yle. Drt T-59..." "Bu kadar yeterli," dedi Cabrillo. Zhuren dehet iinde temene bakyordu. "Bayan Huxley," dedi Cabrillo yavaa. "100 cc. Hazrlayn ltfen."

Zhuren konumaya balad ve neredeyse yarm saat boyunca susmad. Cabrillo, Zhuren'in aklad notlan taryordu. Seng'e dnp haritadaki bir noktay iaret etti, sonra blgeye ait bir uydu fotorafn inceledi. "Bu ii kendim ynetmek istiyorum," dedi yavaa. "Bir dzine adama, hava korumasna ve gaz tahrip edecek bir ynteme ihtiyacm var." "Efendim, hangarn dkmn yaptm," dedi Gannon. "Malzeme odasnda bir ift yakt hava karml demet bombalan buldum." "e yarar," dedi Cabrillo. Stanley Ho'nun Macau'da bir maliknesi olup yasalhn her trl izini tayabilirdi, ama gerekte sokak seviyesi haydutluunun yalnzca bir adm tesindeydi. Winston Spenser'n kendisini Altn Buda konusunda kazkladn rendiinden beri her an intikam almay dnerek geiriyordu. Sorun yalnzca Spenser'n kendisini soymu olmas deildi, bu yalnzca biriydi. nemli olan Stanley Ho gemite Sperser'la pek ok kez i yapmt. Spenser, onun yzne glmsemi sonra da srtndan baklamt. Ho'ya gre bu Spenser'n kendisiyle oynad, sanat eseri satcsnn iyi niyetli yalakalklarnn ve arzularn karlamasnn aslnda yalnzca byk aldatmaca iin hazrlk olduu anlamna geliyordu. Spenser, ona bir ahmak gibi davranmt, Ho en ok bundan nefret ediyordu. Ho ktibe rvet vermek iin Macau gmen dairesine ahsen kendisi gitmiti. Adam, ona hrszlktan bir gn sonra lkeden kan herkesin listesini vermiti. lerinden olanaksz olanlar sildikten sonra Ho'nun elinde yalnzca isim kalmt. Gizli bir in rgtnden tuttuu adam Singapur, Los Angeles ve Asuncion, Paraguay'ya gndermiti, ilk ikisi hatalyd; adamlar gzlenip onlarn olamayaca karar verilince gnderilen adamlar geri ekilmiti. Ho belki de aratrmay geniletmesi gerektiini, belki Spenser' kazayla atlam olabileceini dnyordu. Bu iin planlandndan daha uzun srebileceini dnmeye balamken faksla bir resim geldi. Telefonu aldnda Ho fotorafa bakyordu. "Evet mi, hayr m?" diye sordu kaba inli aksanl bir ses. Ho bir saniye daha bakp glmsedi. "Elleri ve ba," dedi sessizce. "Buza koyup gece buraya yollayn." Telefon kapand.

Genelde Paraguay ve zelde Asuncion Gney Amerika'dan ok Avrupa hissi veriyordu insana. Dev ta binalar ve fskiyeli geni parklar Rio deil, Viyana diye lk atar gibiydi. Spenser yakndaki makineden ald yemleri gvercinlere atp alnndaki terleri sildi. Gerek u ki su ileyen bir adam asla zgr olamazd, baarm gibi grnse de. ledii su aklndan hi kmyor ve ruhuna eziyet ediyor, iinde tutmas ise durumu daha da ktletiriyordu. Yalnzca bir sosyopat pimanlk hissetmezdi. Spenser elindeki son yem krntlarn da temizledikten sonra kularn yemler zerinde kavga edilerini izledi, ardndan ayaa kalkt. leden sonra ge vakitti. simsiz oteline gidip yemee kmadan nce biraz kestirmeye karar verdi. Yarn kiralk bir ev bakacak ve hayatn yeniden ina etmeye balayacakt. Bugnk plan yemek, uyumak ve her eyi unutmakt. Sanat eseri satcs aptal deildi. Ho'nun onu bulmak iin dnyann altn stne getireceini biliyordu. Ama u anda her eyi zihninin gerilerine atmak istiyordu. Buradaki izinin bulunmasnn en azndan birka gn alacan dnyordu, o da bulunursa tabi. Bu da ona bakentten krsala doru gitmesi iin zaman kazandrrd. Orada dostlar edinirdi ve birileri onu aratrmaya baladnda kendisini uyarrlard. Eer ok yaklaan olursa da saklanrd. Ama u anda savunmasz ve yorgundu. Yarn endielenebilir-di, bu gece gzel bir Arjantin biftei yiyecek, bir ie krmz arap iecekti. Parktan geerek kaldrm ta deli yoldan aaya inip oteline doru giden tepeyi trmanmaya balad. Kaldrm botu; ou insan gn ortas molasndayd. Bu ona rahatlk veriyordu. Yrrken bir yandan da ark mrldanyordu, "Yreimi New York'ta braktm". Blokun yarsna gelmiti ki otelinin tentesini grd. Spenser hl arksn mrldanrken kaldrmdaki yan kap ald ve boynuna bir ilmek geirildi? arks boaznda kald. Katil, Spenser' imek hzyla ldrp caddeye bakan bir evin arka bahesine srkledi. Evin sahipleri ehir dndayd, ama bu katil iin pek nem tamyordu, evde bulunacak kadar talihsiz olsaydlar onlar da ldrrd.

Spenser'n cesedinden geriye kalanlar drt gn sonra bulundu. Elleri ve ba yoktu, ama kollan dikkatle gsnn stnde kavuturulmutu ve kemerine Kanada pasaportu sokulmutu.

44
Turbo pervaneli uak ini iin Tarawa'nn bakenti Kiribati'ye yaklarken Truitt suya bakyordu. Su ak safir rengindeydi ve yzeyin altndaki mercan kayalklar aka grlyordu. Kk ka-nolardaki balklar ve dtan takmal motorlu aralar suyu yararak ilerliyordu. Siyah gvdeli bir yk gemisi ana limanda iskeleye bal duruyordu. Gney Pasifik'ten bir sahne gibiydi bu. Uak kalabalk deildi, yalnzca Truitt, glmsemeyi kesmeyen tombul bir adal adam ve arka tarafta da kargo bulunuyordu. Kabinin ii tuz, kum ve tropik yerlerdeki her eye nfuz eder gibi grnen hafif kf kokuyordu. Uan ii scak ve nemliydi. Truitt alnn bir mendille sildi. Pilot ua toprak pistle ayn hizaya getirip rahatlkla indirdi. Hafif hoplama, ua yavalatan frenlerin hissi ve terminal binasna doru yavaa yaklama. Truitt pencereden bakarken uak terminal binasnn nnde durdu. Pilot arka tarafa gidip kapy indirirken nem dalgas ve iek kokulu hava ieriye doldu. lk olarak adal adam aaya inip kollarnda glmseyen ocuklar tayan kadna doru gitti. Truitt koltuunun arkasndaki antasn ald. Ayaa kalkp merdivenlerden indi. Kiribati ve Tuvalu bakanlar onu bekliyordu. Halpert'n tuttuu avukat geni da evinin arka verandasnda oturuyordu. Uzakta, snrlar ta itlerle belirlenen ve arazinin amac konusunda kukuya yer brakmayan saman ynnn bulunduu otlakta siyah sal bir adam propan yaktl portatif stcy ayarladktan sonra masann karsndaki sandalyeye oturdu. Andorra hkmetinin ba olan Marc Forne Molne nazik, ama direkt konuuyordu. "Mdrlerinize lkeme yapacanz yatrm itenlikle takdir ettiimi bildirebilirsiniz, iyi irketler iin ev bulmak her zaman houmuza gider. Ancak, basit bir gerek var ki, o da u: operasyonlarm burda yapmay tercih etmeseler bile oyumuz yine de zgr Tibet'e giderdi."

Molne tekrar ayaa kalkp alevi biraz daha ykseltti: "Zorbalk ve baskya kar gelmek Andorra mirasdr." Ellerindeki suyu sildi. "Adamlarnza bizim oyumuzu aldklarn syleyebilirsiniz. Ayrca baa bir eye ihtiya duyarlarsa rahatlkla isteyebilirler." Avukat sandalyesinden kalkt. "Teekkrler, efendim," dedi. "Onlara hemen bildireceim." Molne eliyle bir iaret yapt ve nereden kt belli olmayan bir uak grnd hemen. "Bu beye ofisimi gster. Telefonu kullanmas gerekiyor." ki saat sonra Truitt bir antlama hazrlad. ki lke iin birer trst. Kiribati'nin nfusu 84.000'in biraz stnde olduu iin 8.4 milyon dolar ald. Nfusu 10.867 olan Tuvalu ise 1.1 milyon dolar ald. Dier 5.5 milyon dolar ise iki adalar zincirindeki ekolojik turizmin geliimine baland. Turizmi gelitirmek iin iki lke, yerlilerin rehberlik, dalg hocal ve denetleyici olarak hareket edecekleri adalarda kk tatil beldeleri kurmaya karar verdiler. Planlanan ayakl evler self-servis olacakt. Turistler kendi odalarn temizleyeceklerdi. Truitt Paskalya Gn son ua yakalad. Hanley telefonda konuurken Tibet'in uydu grntsne bakyordu. "Emin misin, Murph?" diye sordu. "Uabilecek durumda m?" "Sihir gibiydi," dedi Murphy gvenli hattan. "Gurt vurulmadan ncekinden daha iyi grnyor. u anda helikopterde baz tamirler yapyor." "Bekle," dedi Hanley Oregon'dan. "Destei iptal edeceim." ifreli telsize uzanarak kurtarma helikopterini arad. "Olduunuz yerde kaln ve bekleyin. Eer yakt hesaplamalarm doruysa u anda yarm depodan fazla yaktnzn olmas gerekir. Yakndan baka bir Bell geene kadar bekleyin, sonra onu Gonggar'a kadar takip edin." "Anlald," diye yant verdi pilot. "Tahmini sre nedir?" "Yaklak bir saatlik mesafedeler," dedi Hanley. "Ama durumu izleyip yaklatklarnda size haber veririm." "imdi inip beklemeye balyoruz," dedi pilot. Washington D.C.'deki dnyordu. karmama politikas karma politikasna

Langston Overholt, Oval Ofis'in dndaki bir odada oturmu, Bakan'n yeniden gelmesini bekliyordu. Truitt, Hanley'ye grevini baaryla tamamladn bildirmiti. Hanley ayrntlar Tibet'teki Cabrillo'ya faksla iletmiti. Ardndan da Overholt'u arayp haberleri vermiti. Overholt da Bakan'a rapor vermek iin Beyaz Saray'n yolunu tutmutu. "Halkann dnda kalmas gereken birine gre bir yn ilesine karm bir kedi yavrusu kadar girdim bu iin iine," dedi bakan ieri girerken. Washington'da sabahn erken saatleriydi ve Bakan arldnda yatmaya hazrlanyordu. zerinde gri eofman alt ve mavi tirt vard. Portakal suyu iiyordu. Overholt'a bakp srtt. "Ge saatlere kadar oturup Saturday Night Live' seyrettiimi biliyor olmalsn." "Btn politikaclar seyretmiyor mu, efendim?" "Byk olaslkla. Gerald Ford'a seimlere mal olduuna dair bir sylenti var." "Nasl gitti, efendim?" diye sordu Overholt. "Katar agzlyd," dedi rahata. "Ben ve Bay al-Thani eski arkadaz. Brunei o kadar kolay deildi. Sultan birka taviz istedi, ben de verdim ve anlatk." "Sizi bu ie soktuumuz iin zgnm, efendim," dedi Overholt. "Ama taeronlarn adam ve zaman eksiklii vard." "Son oyu aldnz m?" diye sordu Bakan. "Laos da torbada m?" Overholt yant vermeden nce saatine bakt. "Henz deil, efendim," dedi. "Ama on be dakika iinde olacak." "Birlemi Milletler Bykelisi'ne sabah zel oy istemesi talimatn vereceim," dedi Bakan. "Adamlarn kaleyi alt saat kadar tutabilirse i tamamdr." "Onlara hemen haber vereceim, efendim," dedi Overholt kalkarak. "Gzel," dedi Bakan. "O halde birka saat gzlerimi kapatabilirim." Gizli Servis grevlisi Overholt'u asansrle aa indirip gizli tnelden geirdi. Yirmi dakika sonra arabasna binmi Langley'ye geri dnyordu.

Beyaz 747 kargo ua Vientiane pistinin ucunda yavalayarak durdu, sonra park alanna doru gitti ve motorlar kapad. Her ey sustuktan sonra pilot burnu rten koniyi havaya kaldrmaya balad, geni kargo alan ortaya kt. Burun havaya kalknca kargo rampas gvdeye baland. Sonra arabalar birer birer asfalta inmeye balad. Birincisi yar-motorlu limon yeili Plymouth Superbird'd. kincisi 1971 model sar Ford Mustang Boss 302'ydi. ncs 1967 model st ak krmz Pontiac GTO'ydu. Siyah i demeleri, krmz izgili tekerlekleri ve klimas vard. Sonuncusuysa 1967 model yeil Corvette'ti. Arabalar 747'nin iinden dikkatle karan adam sk kahverengi sal orta boylu bir biriydi. Son araba piste kar kmaz torpido gzne uzanp bir mektup kard, sonra aa inip Camel akman yakt. "Siz general olmalsnz," dedi arkasnda bir dzine askerle yaklaan adama. "Evet," dedi general. "Ben Keith Lovvden," dedi adam. "Bunu size vermem sylendi." General mektuba yle bir bakt, katlayp pantolonunun arka cebine koydu. "Bunlar orijinal mi?" "Evet," dedi Lovvden. "Seri numaralan tutuyor." Lovvden generale Superbird'e doru gelmesini iaret edip arabay, belgeleri ve nadir grnen zelliklerini aklamaya balad. Lovvden ikinci arabay bitirene kadar general, onu durdurdu. "Siz..." derken Lowden'n telefonu ald. "zr dilerim," dedi Lovvden telefonunu aarken. Bir dakika kadar dinledikten sonra generale dnd. "Anlamann tamam olup olmadn bilmek istiyorlar," dedi elini telefona kapatarak. General ban olumlu anlamda sallad. "Tamam, diyor," dedi Lovvden. Bir saniye sonra telefonu kapatp generale dnd. "Bana ne sormak istiyordunuz?"

"Geceyi lkemde geirecek zamannz olup olmadn soracaktm," dedi general. "O zaman arabalardan konuabilirdik." "Bilmiyorum," dedi Lovvden glmseyerek. "Bu lkede hi bira var m?" "En iyilerinden," dedi general glmsemesine karlk vererek. "Gzel," dedi Lovvden. "nk insan susamken arabalardan sz edemez." Po ve ekibi Lhasa'y taryordu, ama tek bir ABD ya da Avrupa vatanda bulamamlard daha. Ekibinin alt yesi Tibetliydi ve Po onlara fazla aldrmyordu. Her eyden nce, ou insan gibi o da hainlerden holanmazd ve nasl bakarsanz bakn PSS iin alan herkes inlilere satlm demekti. kinci olarak, adamlar tembele benziyordu; sorgulamay rastgele bir tarzda yapmlard ve kendilerini Po'nun arad insanlar bulmaya adam gibi grnmyorlard. ncs de, lkenin kaliteli polis servisinin bir yesi olmak iin fazla eitim alyor gibi deildiler. Kendi asndan Po'nun fazla seenei yoktu, bu yzden abalarn iki katma karp en iyisini ummaktan baka bir ey yapamyordu. "Pi kurular," diye bard Cabrillo fkeyle. "Vatikan'a atom bombas koymak gibi bir ey bu." Zhuren onlara zehirli gazn yerini sylemiti. Dalai Lama'nn evi ve Tibet'in en kutsal yaplarndan biri olan Potala'dayd. inlilerin plan kt, ama zekiceydi. Potala kasabann dndaki bir tepedeydi; eer doru rzgr beklerseniz Lhasa'y birka dakika iinde rtebilirdiniz. Seng bayla onaylarken almaya balayan telsizine uzand. "Devam et, Oregon." "Cabrillo seninle birlikte mi?" "Bekle," dedi Seng, telsizi ona vererek. "Juan," dedi Hanley hzla. "Oylar aldk. Btn yapman gereken birka saat dayanmak, yardm yolda." "Ruslarda durum nedir?" diye sordu Cabrillo. "Mool-Tibet snrndan be saatlik mesafedeler," dedi Hanley, duvardaki geni monitre bakarak. "Aa yukar." "Onlar arayp tank kafilesini yavalatmalarn syle," dedi Cabrillo. "Biz oylar toplamadan snrda olurlarsa nc Dnya Sava'n balatm olabiliriz."

"Arayacam," dedi Hanley. "Aada neler oluyor?" "inlilerin bir numaralar daha olduunu rendim. Kyamet gn gaz." "Yerini ve tipini biliyor musun?" Cabrillo kimyasal bileimini syledi. "Gaz etkisiz hale getirmenin yolunu burdan aratracaz," dedi Hanley. "Gzel," dedi Cabrillo. "Bylece ben de zamanm tam yerini bulmaya harcayabilirim." "Nedense, bunu syleyeceini biliyordum," dedi Hanley.

45
Oregon ekibin boaltlmasna hazrlk olarak Bengal Krfe-zi'ne doru ilerliyordu. Lhasa'daki sokak savalar haberleri medyaya ulamt. Televizyon ve radyo ekipleri, gazete ve dergi muhabirleri lkeye girmek iin son hazrlklar yapyorlard. irketin i yapabilmeleri iin gerekli olan gizlilik rtsn srdrebilmeleri iin gazeteciler gelmeden Tibet'ten ayrlmalar gerekiyordu. u ana dek plan bir saat gibi ilemiti, fakat hl uramalar gereken kontrol edemedikleri bir unsur daha vard. Rus hilesi in Ordusu'nu baaryla kuzeye tamt, ama imdi in Hava Kuvvetleri riski vard. Eer Pekin lkeye saldrmak iin bombardman filosu ve sava ua gnderirse sonu bir felaket olurdu. Dungkar glerinin yerden havaya sava srdrecek ok snrl aralar vard. Kara glerinin ilerleyiine hazrlk olarak Lhasa'nn havadan bombalanmas ar kayplara neden olurdu. Tek umut haber medyasnn in'deki gerek n yakmasy-d. Eer dnyaya televizyonlar araclyla Tibet'in baskclarn kendi balarna atmay baard ve Tibet'in kontrolnn halknn ve ilahi liderleri Dalai Lama'nn elinde olduu duyurulursa in'in ataca her bomba anlamsz bir zalimlik hareketi olarak grlrd. Ardndan gelecek olan dnya apnda knama in'in bile kaldramayaca bir yk olurdu. Hanley, Bhutan' arayp C-130'un ekibini blgeden almaya hazr olmasn emretti. "Trmanc Bir'den Kurtarma'ya," dedi Hanley. Gurt, Bell 212'yi iki yannda sivri kntlar olan bir da ovasnn stnden uuruyordu. Birka mil tedeki aklkta kurtarma helikopteri grnyordu. Murphy drbnyle bakarken pervaneleri dnmeye balad. "Kurtarma Bir," dedi telsizdeki ses. "Sizi gryoruz ve takip edeceiz." Murphy helikopterin ykseliini seyretti, ardndan helikopter yavaa ne ilerlemeye balad. Murphy bir kenara geerek ban geriye doru uzatt, yanlarnda olduunu iaret etti. "Naslsn?" diye sordu dahili telefondan Gurt'a. "Omzum katr tepmi gibi, ama genel olarak fena deilim."

"Gampo'nun sana ne verdiini bilmek isterdim," dedi Murphy. "Antik Tibet iksiri," dedi Gurt gstergelere bakarak. "Umarm etkisi uzun srelidir." "Oregon'la konutum," dedi Murphy. "Destek pilotlarndan biri seni Bhutan'a geri gtrecek." "Ne i ama," dedi Gurt. "Gidici olduumu sanyordum." "Ben de, eski dostum," dedi Murphy sessizce. "Ben de." inliler iin Lhasa Sava daha bitmemiti. King zrhl kafilesinin hareketini durdurduunda inisiyatifi kaybetmilerdi. O noktadan itibaren Dungkar gleri snr tanmayan bir fkenin penesine dmlerdi. General Rimpoche'nin liderliindeki ekipler Lhasa'ya yaylm, inli askerleri barakalarndan ve baka yerlerden toparlamlard. Ara parkndaki sava kanlyd, ama krk dakikalk iddetli arpmalardan sonra Dungkar kontrol ele geirmiti. "ehirde bulabildiimiz btn krmz boya bu kadar," dedi bir Dungkar savas, ara parknn itle ayrlm bahesinde dururken. General Rimpoche bacann alt ksmnda kanl bir bandajla inlilere ait bir cipin yolcu koltuunda oturuyordu. arpmadaki son hamleyi ynetirken bir el bombasndan frlayan ate gibi bir arapnel paras bacana isabet etmiti. "Ele geirilen zrhl personel tayclara ve geriye kalan tanka Dalai Lama'nn armasn koyun," dedi ksrerek. "Sonra glerimizi bu aralarn bizim kontrolmzde olduu konusunda uyarn." Adam bu emri yerine getirmek iin hzla uzaklarken generalin yaveri geldi. "Araba srme konusunda en azndan temel bilgileri olan bir dzine adam buldum. Boyanr boyanmaz aralar ehrin sokaklarna karabiliriz." "Gzel," dedi gstermeliyiz." General Rimpoche. "Kontroln bizde olduunu

Tam o srada Gonggar'dan yaklaan helikopteri duydu. Bann stnden geip Potala'ya yneliini seyretti. Dedektif Po ve Tibetli yardmclar kendilerini yakalamak isteyen Tibetli bir grubun elinden zor kurtulmulard. Po ehrin dou yakasnda,

Lhasa'nn eteklerindeydi. Baarszla uradn gitgide daha fazla hissediyordu. Ya arad insanlarn tanmna uyan birileri yoktu ya da kendisi ve Tibetli yardmclarnn sorgulad insanlar yalan sylyordu. Ama durum ondan daha da derinlere gidiyordu. Son yarm saat iinde Po durumun deitiini fark ediyordu. Artk avc deil, av olduunu hissetmeye balyordu. Kamu Gvenlik Binas'n son araynda bir yant alamamt ve bu hayal rn olabilse de kendisine yardm eden Tibetlilerin ona farkl bakmaya baladklarn hissediyordu. O srada tepeden bir helikopter geti ve Potala'nm aasn-daki ovaya inmek zere yavalad. "Kamyonu durdur," diye emretti Po. ofr yavalayp durdu. Helikopter iki yz metre kadar uzaktayd ve kzaklar henz yere dokunmutu. Po drbnyle bakarken pervanelerin kaldrd tozun yatmasn ve helikopterdekilerin aa inmesini bekledi. Grubun lideri bir kask takmt ve aa inen dier adama saraydaki bir noktay iaret ediyordu. O anda Po adamn belinden portatif bir telefon kardn fark etti. Ardndan bandaki kask kard. Po, adama bakakald. Adamn sar salar asker tra yaplmt, ama yz tandkt. Po bakmaya devam etti. "Emin misin, Max?" diye sordu Cabrillo. "Az nce doruland," dedi Hanley, binlerce mil tedeki Ore-gon'dan. "Gzel, ieri giriyorum," dedi Cabrillo. "Medya yolda," dedi Hanley. "Ve Dalai Lama Hindistan'dan ayrld. kisi de bir saat iinde Lhasa'da olacak. Ordan acele kmanz gerekiyor. C130'u Thimbu'dan gnderdim ve Seng herkesi toparlyor. Bu ii bitir ve ordan k yeter." "Btn syleyeceim o uakta bira bulundursan iyi olur," diyerek gld Cabrillo. "Bundan emin olabilirsin." Bu glmseme. Bu glmseme banttakiyle aynyd. Po drbn antasna koyup ofre dnd. "Potala'ya gidiyoruz."

"Kargoyu o seviyeyi karp boaltn," dedi Cabrillo, sarayn plak beyaz orta kesimini iaret ederek. "Sonra aramaya balayn. En yksek blmle bitiik olan bahede sizinle buluacam." Ekipten sorumlu Dungkar ban sallad. "Merdivenlerden gidip alt katlan aratracam," dedi Cabrillo. Helikopterden kk bir oksijen tank karp srtna balad. Burun kskacn takp oksijen akn at, merdivenleri kmaya balad. Birka dakika sonra helikopter havalanp Dungkar ve kargoyu boaltt. Drt dakika sonra Po ve Kamu Gvenlii elemanlarn tayan kamyon merdivenlerin dibinde durdu. Po tabancasn ekip peinde dierleriyle birlikte merdivenleri kmaya balad. Cabrillo merdivenlerle snr oluturan ilk binann iinde gzden kaybolmutu. Artk bo olan helikopter kamyonun yannda duruyordu. Pilot kamyonu fark edip Oregon'u arad. "zerinde Kamu Gvenlii Ofisi yazyor," dedi. "Cabrillo'yu ararm," dedi Hanley. "Ama u anda o konuda endielenmezdim. Burda dzensiz aralarla radar yansmalar alyoruz. Kaynan bulmamz gerekiyor. Yukary takip et." George in saldr helikopterini iki kez durdurup yakt ikmali yapmt. Chuck Gunderson'un deposunun yans hl doluydu. Grevleri u ana kadar byk oranda sorunsuz gitmiti. Gunder-son ara parkndaki sava izlemek iin arlmt, fakat Dungkar kontrol yeterince hzl ele geirdii iin helikopterden yaptklar geici sava gemisine hi ihtiya olmamt. Adams henz ate aaca ak bir hedef bulamamt. Son yirmi dakikada durum deimiti, ehirdeki birka noktada kan hafif silahl atmalar dnda Lhasa artk kesin olarak Dungkar'm kontrolndeydi. ki adam da bu deiimi havadan aka grebiliyordu, sava neredeyse bitmek zereydi. "Muhteem George, ben Minik," dedi Gunderson telsizden. "Hey Chuckie," dedi George. "Senin cann da benimki gibi sklyor mu?" "Ben diyorum ki..." diye sze balad Gunderson. "Buras Trmanc Bir," dedi Murphy. "inli sava ls az nce beni ve Kurtarma Bir'i geti. Lhasa'dan elli mil uzaktayz, Gonggar'a dnyoruz."

"Btn irket yeleri, buras Oregon," dedi Hanley. "Kuzey blgesinden gelen inli sava ua tespit ettik. Dost olmadklarn tahmin ediyoruz. Korunmaya hazr olun. Btn taarruz gleri u anda rapor verin." "Avc, hazr," dedi Lincoln, Bhutan'daki uzak komuta merkezinden. "Saldr Bir, hazr," dedi Adams. "Sava Gemisi Bir, hazr," dedi Gunderson. "zgnm dostlar," dedi Hanley. "Alak radardan gemi olmallar. Aralkl radar sinyalleri alyoruz ve birka dakika iinde varmalarn bekliyoruz." sava kuzeyden Lhasa'ya doru yaklayordu. Cabrillo iki yannda kk odalar olan geni dua salonunday-d. Her oday birer birer aryordu ve i ok yava gidiyordu. Po ve ekibi merdivenleri kmt. Kapnn dnda tabancasyla durup ieri bir gz att. Kimseyi grmeyince ieri szld. Cabrillo kilerdeki tahta sandklar aratryordu. Dikkati zehirli gaz bulmaya odakland iin Po ve adamlarnn darda olduklarn fark etmemiti. Sandklarda kt rulolar, eski kitaplar ve belgeler vard. Ellerini silip dar kt. Po kapda durup silahn Cabrillo'nun gsne dorultmutu. Dier alt adam da. Cabrillo glmsedi. "Gnaydn, beyler," dedi rahat bir tavrla. "Yalnzca minenin filtresini deitiriyordum. Bu eski saray kar yadnda biraz cereyanl olabilir." "Ben Macau Polis Tekilat'ndan Dedektif Ling Po, hrszlk ve cinayetten tutuklusunuz." "Cinayet mi?" dedi Cabrillo sessizce. "Ben kimseyi ldrmedim." "Buda hrszlnz ve ardndan kanz yznden inli ld." "in Donanmas gemime saldrd srada m?" diye sordu Cabrillo. "Ama onlar balatt." Tam o srada ilk sava ua Lha-sa'nn stnden geti ve kyamet koptu. Murphy'nin Gunderson'u uyarmas sayesinde hazrlanmak iin ok az da olsa zamanlan olmutu. Adams, Lhasa'nn batsndaki da yamacna yapp kuyruunu savalara doru evirdi. Gunderson mini topunu atelemek

iin hazrlanarak dou tarafndaki dalara yapt. Avc, Gonggar zerinde alak yrngede durmu blgeyi korumaya hazrlanyordu. Savalar Lhasa zerinden geip taramal tfekleriyle saysz Tibetliyi ldrdler, ardndan havaalanna doru yneldiler. Bir iki dakika sonra sava uaklar Gonggar'a vard ve uaksavarlar ate at. Uaksavar ateinden geen ndeki sava pilotu havaalann getikten sonra geni bir ayla tekrar Lhasa'ya doru dnd. Dalarn nnde bir helikopter yavaa ortaya kt. Gvdesinin altndan bir duman bulutu ve alev fkrd. Fze sava uana doru giderken Adams video kameradan izleyip gerekli ayarlamalar yapyordu. Ana gvdeyi nian almt, ama vurduu yer kanat oldu. Pilot kendini frlatt ve Adams bir paratn aldn grd. kinci pilot iyi bir manevrayla saa dnd. Radar sol kanadnda bir hedef olduunu gsterdii srada hzla Lhasa'ya dnyordu. O daha bir ey yapamadan aracn inli bir kargo ua olduunu grd. Bir an iin dost bir uak karsnda ne yapacan bilemeyen pilot ate amada tereddt etti. "Ate," diye bard Gunderson arkaya. Tibetli topunun at yaylm atei sava uann yan tarafn delik deik etti. Uak gr asndan kaybolduktan sonra bile adam atee devam ediyordu. "Sanrm onu vurdun, atei kes," diye bard Gunderson. Gunderson bir dn yapt ve yanan enkazn dalara doru dnerek indiini grd. Bu kez pilot kendini frlatp kurtulamamt. nc sava ua zerlerine ate aldn anlar anlamaz dik bir ayla yukar trmanmaya balad. Avc hemen kuyruundayd. "Ate, drt," dedi Lincoln telsizden, geriye kalan btn fzelerini atelerken. Jet hzla ykseliyordu, ama daha kk ve hafif olan fzeler daha hzlyd. Yerdeki Tibetliler jetin beyaz buhar izinin gkyznde yukar doru dz bir izgi iziini seyrediyorlard. Arkadan iki buhar stunu onu takip ediyordu. Derken Lhasa'nn tepesinde bir ate topu patlad. sava ua daha fazla savaamayacakt. "Gidip ne olduuna bak," diye emretti Po, Tibetlilerden birine.

Adam gidip ehre bakt, sonra ieri geri dnd. "Uaklar saldryor," diyebildi. "inliler ehri geri alyor," dedi Po. "Birka dakika iinde..." Tam o srada Cabrillo'nun telefonu ald. Cabrillo yant verdi. "Affedersiniz," dedi Po'ya. "Doru," dedi Cabrillo telefona. "Tamam, gzel. Hayr, henz deil, kk bir sorun kt. Burda bir Macau polisi var ve..." Fo tabancasn klfna sokarak cep telefonunu yere frlatt. "Bunu yapmamalydnz," dedi Cabrillo. "Garantisini uzatmamtm." Po fkeden deliye dnmt. Kontroln kaybediyordu ve kendini hemen toparlamas gerekiyordu. Oregon'da Hanley ak kalan hattan hl oray dinliyordu. "Duvara dayan," dedi Po, Cabrillo'yu ta duvara srkleyerek. Cabrillo orada dururken neler olduu kafasna dank etmeye balyordu* "Ne dnyorsun Po?" dedi tkrrcesine. "Ayn anda hem hakim, hem jri ve hem de cellat olduunu mu?" "Beyler," dedi Po. "Dizilin." Tibetliler tfekleri omuzlarnda bir ate mangas oluturdular. Oregon'da Hanley'in yanndaki Eric Stone da olanlar dinliyordu. "Efendim?" dedi. "Ne yapacaz?" Hanley susmas iin elini kaldrd. "Macau yetkilileri adna," dedi Po. "Suunuzu kabul ettiinizi duydum ve sizi cinayetten sulu buldum. Cezanz kuruna dizilerek lmek, hemen burda." Stone dehet iinde Hanley'ye bakyordu, ama onun yznden bir ey okumak imknszd. "Sylemek istediiniz son bir ey var m?" diye sordu Po. "Evet," dedi Cabrillo. "Bu samal hemen kesmeni istiyorum, bu sarayda lmcl bir gaz var ve ben onu hemen bulmazsam hepimiz leceiz." "Bu kadar yalan yeter," diye kkredi Po. "Beyler, atee hazrlann."

Cabrillo elini ksa salarna gtrd, sonra glmseyip gz krpt. "Ate," diye bard Po. Yaylm atei ald ve dua salonu barut tozuyla doldu. "te hurdalar," dedi Dungkar ekibinin lideri. Paslanmaz elikten varilin zerinde inli semboller vard. Dungkar gaz yakmak iin gerekh' aparat dikti, ardndan gaz maskelerini ve kauuk eldivenleri giymeye balad. Gaz tam Zhuren'in syledii yerdeydi. "Amerikaly gren oldu mu?" diye sordu lider. Yant olumsuzdu. "Gaz yava ve dikkatlice tahrip edin," dedi lider. "Ben rapor vermek iin aaya iniyorum." Duman daldnda Cabrillo hl ayakta duruyordu. Kamu Gvenlii Brosu subaylarndan biri uzanp klfndan Po'nun tabancasn ald. Sonra hzla baka silah olup olmadn arad. "Hedefi ardnz," dedi Cabrillo, yananda frlayan bir ta parasnn at kesikten kan kan silerek. Stone glmseyen Hanley'ye bakt. "Tibetliler bizimle birlikte," diye aklad Hanley. "En bandan beri." Stone fkeyle ellerini havaya kaldrd. "Kimse bana bir ey sylemiyor." Dungkar lideri odaya daldnda Cabrillo telefonunu almaya gidiyordu. Lider sahneye ok iinde bakt. Uzaktaki duvarda mermilerle yaplm iri bir adam ekli vard. Be Kamu Gvenlii Ofisi grevlisi tfekleriyle beklerken bir tanesi bir baka adama kelepe takyordu. "Gaz bulduk," dedi Dungkar. "imdi yakyoruz." Cabrillo eilip telefonu ald. "Max," dedi. "Bunu duydun mu?" "Duydum, Juan," dedi Hanley. "imdi kn artk ordan." Cabrillo telefonu katlayp cebine koydu. "Adn Norquay, herhalde," dedi Kamu Gvenlii Ofisi liderine. "Evet, efendim," dedi subay. "Dungkar'a gazn tahribat konusunda yardm et," dedi Cabrillo. "Sonra Potala'y gvenli bir hale getir. General Rimpoche yaknda sizinle balant kuracak, yardmnz iin teekkrler." Norquay ban sallad. "zgr Tibet iin," diye bard Cabrillo. "zgr Tibet iin," diye karlk verdi

adamlar. Cabrillo kapya doru yrd. "Efendim," dedi Norquay. "Son bir ey daha var." Cabrillo duraklad. "Bu adam ne yapmamz istiyorsunuz?" diye sordu Po'yu iaret ederek. Cabrillo glmsedi. "Brakn gitsin." Tokmaa uzanrken dnd. "Ama niformasn ve belgelerini aln. Polis olamayacak kadar duygusal." Sonra kapdan kp merdivenlerden indi, helikoptere bindi. Be dakika sonra Gonggar Havaalan'na geri dnmt. On dakika sonra o ve ekibi C130'un iinde havadayd. Havada helikopter filosunu geip Bhutan'a yneldiler. C-130'un pilotu kanatlarn sallad, helikopterler ini klarn yakp sndrerek karlk verdi. Ekip ksa uu iin yerleti. Ksa sre sonra Oregon'da olacaklard.

46
Tibet'teki olaylar Pekin'e szyordu ve aceleyle bir toplant yapld. Bakan Jintao direkt konuuyordu. "Seeneklerimiz neler?" diye sordu. "Lhasa'y vurmak iin bombardman uaklar gnderebiliriz," dedi in Hava Kuvvetleri komutan. "Daha sonraki saldr iin parat birliklerini hazrlarz." "Ama o zaman Moolistan snrnda zayf kalrz," dedi Jintao. "Ruslarn ilerleyiiyle ilgili son bilgi nedir?" in istihbaratnn bandaki adam kocaman karnl ksa boylu bir adamd. Konumadan nce gzln dzeltti. "Rus gleri, halen geitten C/inghai iline doru ilerlemekte olan askerlerimizi iki yandan sararak ezip geecek stnle sahip. Eer glerini hava gcyle desteklerlerse hem Qinghai, hem de Xinjiang ilini, yani btn bat cephesini kaybedebiliriz." "Bu onlarn Lop Nur'daki ileri silah tesisimizin kontroln ve uzay programmzn byk bir blmn ele geirmeleri demek oluyor." "Korkarm yle, efendim," dedi haber alma yetkilisi. "Tamam..." diye sze balad Jintao, ama o srada yaveri odaya dalp yanna geldi, eilerek kulana bir eyler fsldad. "Beyler," dedi Bakan Jintao. "Siz grmelere devam edin, benim acil bir toplantya katlmam gerekiyor. Rus Bykelisi konumamzda srar ediyor ve randevumuza erken gelmi." Rus Bykelisi d ofiste bekliyordu. Jintao odaya girerken ayaa kalkt. "Bay bakan," dedi endieli bir ekilde. "Toplant saatini ne aldm iin zr dilerim, ama lkemin bakan sizinle hemen grmem iin srar etti." "Sava deklarasyonu mu getirdiniz?" diye sordu Jintao direkt olarak. Rus Bykelisi'ne pencerenin yanndaki bahe manzaral kanepeye oturmasn iaret etti. Rus Bykelisi kanepenin sol ucuna oturdu, Jintao da onun uzana sa keye oturdu. "Hayr, bay bakan," dedi Rus Bykelisi, pantolonunu dzelterek. "lkelerimiz arasndaki gerilime son verecek ve ayn zamanda ekonominizi yeniden salam desteklere oturtacak bir i teklifiyle geldim."

Jintao konumadan nce saatine bakt. "Be dakikanz var." Rus Bykelisi her eyi drt dakikada aklad. "Yani Birlemi Milletler Gvenlik Konseyi'nin oyunu alabileceinize inanyorsunuz," dedi Jintao, adam szlerini bitirdikten sonra. "Alabiliriz," dedi Rus. "Oylamay kabul edersek biz ne kazanacaz?" diye sordu Jintao. "in de oylamaya katlrsa?" Rus Bykelisi glmsedi. "Dnya barn." "Ben sahadan daha byk bir yzde dnyordum." ki dakika sonra Rus teklifini yapt. "Bay bakan," dedi. "Bir telefon amama izin verin." "Zrhl birliinizin hemen durmasn istediimi syleyin," dedi Jintao. "Uydu grntsyle onaylanacak." Sekiz dakika sonra yeni yzdeler onayland ve Rus zrhl kafilesi ilerlemeyi durdurdu. BM oylamasna kadar mzakereler devam edecekti. Rus Bykelisi'nin Moskova'y arad saatlerde irket ekibini tayan C130 Hindistan' geiyordu. Sa kanadn yaknndan Dalai Lama'y evine tayan jet geti. Jetin pilotu kanatlarn sallad, C-130'un pilotu karlk verdi. Bir saatten ksa bir sre sonra ekip Kalkta, Hindistan'a vard ve irketin hem karada, hem suda giden uayla karland. C-130 yere indikten birka dakika sonra ekip gemiye doru uuyordu. 31 Mart gn gne batmadan nce Oregon Bengal Krfe-zi'ne doru ilerlemeye balad. Gvertedeki Hanley ve Cabrillo gnein batn seyrediyordu. "Sen Kalkta'dan ayrldktan sonra Overholt'tan telefon aldm," dedi Hanley. "Eminim her zamanki gibidir," dedi Cabrillo. "Oley, oJey, iyi i kardnz. ekiniz postada." "Bundan sz etti ve havaleyi de Halpert onaylad." "Baka?"

"Bizim iin baka bir ii varm." "Nerde?" diye sordu Cabrilio. "Gece yans gnei lkesinde, bay bakan," dedi Hanley. "Kuzey Kutbu'nda." Cabrillo tuzlu suyu iine ekti, sonra ieri girmek iin kapya doru gitti. "Hadi gel, yemekte aklarsn." "Yemek ve iki olsa iyi olur," dedi Hanley. "Kba'dan beri kokteyl imedim." "Kba," dedi Cabrillo yorgun bir sesle. "Sanki yllar nceydi."

SON SZ
Tarihin baz blmleri zamann dokusuna yle ilenir ve o kadar mkemmel bir ekilde biimlenir ki, asla kopyalanamazlar. Kusursuz zamanlamas olan bir g tarafndan yazlm gibi grnen, snr tanmayan sahnelerle kutsanan bu anlar filmlere alnmak, hatrlanmak ve gelecek yzyllara k tutmak iin vardr. Tarihteki bu tr olaylara ok sk rastlanmaz. Kayaklarla yaplan mkemmel dnler kadar nadir, scak gneteki ev yapm dondurma kadar lezzetlidir. nsana umut olduunu hatrlatmak iin vardrlar. Umut vermek iin. Henz domam nesiller iin. Dalai Lama'nn Lhasa'ya dn bu anlardan biriydi. 1 Nisan 2005 sabah gkyz berrakt ve havada hi rzgr yoktu. ehri evreleyen karla kapl dalar o kadar yakn grnyordu ki, insan parmakucunu keskin zirvelere dokundurabileceini hissediyordu. Lhasa'daki hava enerjiyle canlanm gibiydi. Sadk halkn cierlerini onlarca yldr sessiz kalan bir umutla dolduruyor ve savan ateini yattrp soutuyordu. "nanlmaz," dedi Los Angeles'taki bir gazeteden gelen bir muhabir sessizce. Grnt Shangri-la'dan frlam gibiydi. Potala Saray karmak bir adamn zihnindeki bir serap gibi parlyordu. Saray evreleyen tepeler mavi ve krmz renk elalesi halinde yamaca yaylan ieklerle kaplyd. Sar pelerinler iindeki bin Budist kei renkli DNA molekl sarmallar gibi merdivenleri batan aa doldurmulard. Alak binalarda ksmen grnen yeil atlar bir tezat oluturuyordu. Bask rtsnn kalkmasnn bir sonucu olarak yaplarn beyaz talar ovalanp temizlenmiti. Ykseklerdeki bir atmaca lk havada tembel tembel daireler iziyordu. Seilmi insan yuvasna dnyordu. Neredeyse bir mil tede, Potala'nn aasndaki geni ovada bir kei koyu renk, oyma ahaptan iskeleye asl olan iki metre yksekliindeki ann yanna gitti. Altn yaldzl tahtta oturan Da-lai Lama'ya bakt. Tahtn st pskll ipek gnelikle kaplyd, keleri tahta direklerle desteklenmiti ve birlik halinde yryen alt gl kei tarafndan tanyordu.

Alt kei tek szckl bir ilahiyi sylerken tahta ve deriden oluan bir eki an alyordu. Gonk sesi havay dolduruyordu. Bir, iki, . Ve tren alay ilerlemeye balad. Sembolik hayat dmenini tayan Ngagpa kafilenin bandayd. Ngagpa'nm tam arkasnda atlar, naklarla Tibet tarihinden bir sahnenin ilenmi olduu tren rtleriyle sslenmi Tibetli svariler vard. Svariler atlarn koreografik bir gsteriye gre bir ileri bir geri yrtyorlard. Ellerindeki uzun bronz asalara gen bayraklar aslyd. Svarilerin arkasnda oklar omuzlarnda asl duran iki dzine oku geliyordu. Hepsi mkemmel bir uyum iinde yryorlard. Onlarn ardndan zgrlk ve mutluluk arklar syleyen muhabbet kularyla dolu kafesleri tayan bir dzine hamal geliyordu. Hamallar Dalai Lama'nn Namgyal'daki ev manastrndan gelen elli be kei takip ediyordu. Tek bir sesle ilahi sylyor ve ellerinde kutsal metinler tayorlard. Yine mzisyen olan toplam drt dzine svari pelerindeydi. Flt ve yayl enstrmanlarn alarken atlarn dizleriyle idare ediyorlard. Onlarn ardndan Tibet hkmetini temsil eden Tsed-rung Tarikat'ndan keiler, renkli ve ssl bayraklar havada, kuyruu olmayan uurtmalar gibi dalgalanan ocuklar geliyordu. ocuklarn arkasndan zerlerinde yeil pelerin, krmz apkadan oluan Tibet niformalar olan ciddi yzl bir grup svari geliyordu. Atlarn birka adm yrtp durduruyorlard. Birka adm gidip yine duraklyorlard. Bu askerler Tibet Devlet Mh-r'n tayorlard. Bu askerlerin hemen arkasndan plak ayakl ve sar pelerinli on kei geliyordu. Bu keiler de yksek sesle bir ilahi sylyorlard. Derken Altn Buda geliyordu. Tek bir at tarafndan ekilen sade bir vagonla tanyordu. Altn Buda'nn yalnzca birka adm gerisinden Dalai Lama'y tayan taht geliyordu. ki yz bin Tibetli Potala'ya giden tren alay rotas boyunca dizilmiti. Yolun iki yanndaki otlak boyunca toplanmlard. Onlarca yldr dua edip umut ederek bekledikleri gn sonunda gelmiti ve sevinlerinin her yere tamasn istiyorlard. Altn Buda grnr grnmez kalabalk lgna dnd. Byk bir grlt koptu, sadk halk yere kapanp hep birlikte ilahi sylemeye balad.

Dalai Lama halkn arasndan geerken sadk halknn yzndeki sevin gzyalarn grebiliyordu. Bu grnt iini mutluluk, grev hissi ve gururla doldurarak glmsemesine neden oldu. Taht Dalai Lama'nn yakn kabinesi Kasag'n yeleri takip ediyordu. Ardndan Dalai Lama'nn siyahlar giymi ucu kvrk kllar tayan korumalarnn yan sra Kusun Depon, daha sonra da Tibet Ordusu'nun komutan, Mak-ch ve bir alay asker geliyordu. Mak-chi ve askerleri altn srmal mavi pantolon ve sar gmlekten oluan tren niformalarn giymilerdi. Yava ve mkemmel bir uyum iinde yryorlar, izmeleri topraa arparken ayn anda tok bir ses karyordu. Ardndan Dalai Lama'nn dini akl hocalar ve retmenleri, aile yeleri ve arkadalar geliyordu. Tren alaynn arkasnda bir aslan kafesi tayan vagon bulunuyordu. En sonda da daha nceden yasad olan Tibet bayra tayan tek bir atl vard. Geit treni ayn anda hem grkemli, hem de gsteriliydi. ki bin yllk gelenee dayanyordu ve elli be yllk srgnle glenmiti. Tren alay Potala'ya doru ilerlemeye devam etti. Bir gece nce drt yz ii yirmi be metre yksekliindeki Potala duvarnn tabannda alarak ayrn bandan duvarn tepesine kadar merdiven ina etmiti. Tren alaynn ilk yeleri en alt basamaa ular ulamaz bir kayann ikiye ayrd nehir gibi iki yana ayrlarak geici merdivenlerin kenarnda yerlerini aldlar. Altn Buda merdivenlerin bana ulanca on kei gelip kollaryla bir merdiven oluturdu ve Buda'y merdivenlerden karp duvarn tepesine yerletirdi. Dalai Lama'y tayan taht duvarn dibine gelirken keiler aaya indiler. Dalai Lama'nn iareti zerine taht tayan keiler dizlerinin stne kp yan dndler. Taht yerden yalnzca birka santim yukarda tutarak Dalai Lama'nn yere serilmi olan kaln halnn stne inmesini beklediler. Tahttaki arlk kalknca rahat bir nefes alan keiler Dalai Lama'nn merdivenleri trmanmasn beklediler, sonra taht yere brakp ayaa kalktlar. Dalai Lama gelenee szlm ruh ve ilahi bir ilhamla basamaklar kmaya balad. En yukarya varnca yavaa dnp kalabala bakt, insan ynlar ayr ve evresindeki tepeleri doldurmutu. Ban eip bir an iin gzlerini kapad. Sonra konutu.

"Sizi ok zledim," dedi yalnzca. Sadece birka saniye nce boyun emi durumda olan kalabalk yine sevin lklar atmaya balad. Kalabaln sevin lklar yirmi dakika srd. Sonra meydan derin bir sessizlik kaplad ve Dalai Lama konumaya balad.

You might also like