You are on page 1of 406

1

E-eyhul Ekber MUHYDDN BN. EL ARAB K.S


H.560-938 / M.1164-1240

EL-BULGA FL HKMEH

HKMETTE SON NOKTA


Kime hikmet verilirse, ona pek ok hayr verilmidir. (Bakara, 269) te biz, bu misalleri insanlar iin getiriyoruz; fakat ancak bilenler dnp anlayabilir. (Ankebut, 43)..

Tercme Vahdettin nce

KTSAN

Kitsan Yaynlar Tasavvuf Serisi: 26 EL-BULGA FL HKMEH

Yazar: Muhyiddin bn. Arabi (k.s.) Tercme: Vahdettin nce Editr: kran Eser Gknar Sayfa Uygulama: A. Onur enyurt Kapak Dzeni: Sabahattin Kana

KTSAN KTAP Basn Yayn Datm San. ve Tic. Ltd. ti. Ticarethane Sokak No: 41/3-4 Sultanahmet STANBUL Tel. 0212 513 67 69 Faks: 0212 511 51 44 www.kitsan.com

NDEKLER
Eserin orjinalinin 1. 2. ve son sayfas.. 22 Muhyiddin bnul- Arabi El-Bulga fil Hikmeh... 25 Hikmet ve Etkeni Asndan Ksmlar...30 Hikmet ilminin ksmlar... 32 Arazlar... 37 Arazn Mehur Ksmlar Dokuz Makulat39 BRNC BAB 41 Arazlarn arazlarnn ispat.. 46 Cismin Halleri ve Hkmleri47 KNC BAB: FELEKYAT.. 63 Beeri Nefisler NSANIN MAHYET Hakknda...82 Nefis Hakknda. 83 Burhanlar (Deliller)... 87 kna etmeye dnk hitabi deliller, nsann Mahiyeti 90 nsann Kuvveleri.. 93 Bitkisel nefsin kuvvetleri.. 95 Hayvani Kuvvetler 99 Niin Duyular Be ile Snrlandrlmaktadr?.................100 Her Birinin Mahiyetleri ve Konumlar...101 Hareket Ettirici Kuvvetler 107 KNC BAB.... 120 Yce Nefisler Hakkndadr.120 Makul varln mevcudiyetine on delil......124 Feleki Nefis, kinci Kap..127 Akl aleminin ispat..129 Soyut Akllarn spatnn Maddi Yntemleri.133 Feleki Nefislerin Halleri...146 Unsurlar aleminin mebdei hakknda.163

KTABIN KNC KONUSU / VARLIIN SEBEB. 179 Zat ile ilgili birinci asl.. 188 ALLAHIN SIFATLARI HAKKINDA. 204 Sbuti Sfatlar205 Selbi Sfatlar.. 206 Hatime... 228 NC TEMEL.229 Akln mezhebi hakknda izah..242 YCE ALLAHIN LK OLARAK AKLI YARATMASININ ZAHI.. 244 lk Akl, Tuba Aac, Muhammedi Ruh..... 258 erri niin yaratt?.......................................................... 262 Yce Allahn Baz simleri Hakknda... 269 Hatime... 283 Mead Ahiret Hakknda.. 284 Birinci mesele: Nebilerden ve filozoflardan oluan ok sayda insann dilinden dmeyen baz kelimelerin tefsiri ile ilgilidir.. 298 Birinci menzil: Kalbi vahiy... 302 kinci Menzil: itsel vahiy 305 nc Menzil: Grsel vahiy:. 306 Bu eserleri gerektiren sebebler..315 RSLETN VE NBVVETN VACBL 333 Nbvvetin Mahiyetinin Tahkiki ve Hakikati. 338 Fiilleri itibariyle mstani oluu.. 347 Nefs-i Natkann baki olduuna dair nakli deliller 349 kinci Mesele: Nefs-i Natka bedenle birlikte hadistir.. 364 ZEYL. 388 Talep edenler 395 Riyazet Hakknda. 401 Bedeni Riyazet..402

6 Tercme: Vahdettin nce 1961 ylnda Van ilinin Erci ilesinene bal Dinlence (Pertek) kynde dodu. lkretimini kynde tamamlad. lkokula devam ederken bir yandan da kyn medresisinin mderrisi Molla Salih Koziden Sarf, Nahiv derslerini ald. Sonra Eri ilesinin ortaokulunu okudu. Ardndan Mu mam Hatip Lisesine devam etti. Bu arada slami ilimlerdeki tahsiline de devam etti. Molla Abdurrahman Soskuniden Hadis derslerini tahsil etti. 1981 ylnda girdii Atatrk niversitesi Fen- Edebiyat Fakltesi Dou Dilleri Arap Fars ve Edebiyatlar Blmnden 1985 tarihinde mezun oldu. Bugne kadar eitli dergilerde yaymlanm makaleleri ve krkn zerinde tercme eseri mevcuttur. slami ilimlerin hemen her alannda tercme eserler vermitir. Yaymlanm olan tercme eserlerinden bazlar unlardr: Fi Zilalil Kurn 10 Cild, El Mizan F Tefsiril Kurn 20 Cild, EtTefsirul Hadis 7 Cild, Hz. Muhammedin Hayat 2 Cild, Ehl-i Beyt Ahlak, Mutezile ve nsann zgrl Sorunu. Ayrca Yaynevimiz Kitsandan M.bn el-Arabi Hazretlerinin klliyatndan baz eserlerinin de tercmeleri yaymlanmtr. Bunlar srasyla unlardr: Tefsir-i Kebir Tevilt 2 Cild. / Evrad / Ruhul Kuds, (Mekarimul Ahlk / Rasulullah (s.a.v.)n vlm ahlak), Nurlar Menba (Mikatul- Envar), Nesebul Hrka / Tasavvuf Hrkas , Kurn Mhr / M. bn Arabinin Kendi Kaleminden Derlenmi Kapsaml Hayat M. bn Arabinin 29 Risalesinin Tercmesi 3 Cild. Bu risaleler srasyla unlardr:
1- Kitabul Fena Fil Mahede / YOK olma Kitab, 2- Kitabul Celal vel Keml, 3- Kitabul Elif Ahadiye, 4- Kitabul Celalet Kelimetullah, 5- Kitabu Eyyamien / ve Durum Gnleri Kitab, 6- Kitabul Kurbe, 7- Kitabul Alam Bi arati Ehll lham, 8- Kitabul Mim vel Vav ven Nun, 9- Risaletul Kasemil lahi, 10- Kitabul Ya, 11- Kitabul Ezel, 12- Risaletul Envar, 13- Kitabul sra l Makamil Esra, 14- Risaletun Fi Suali smail B. Sevdekin, 15- Risaletun lal mam ErRazi, 16- Risaletun La Yaulu Aleyha, 17- Kitabu ahid, 18- Kitabut Teracim, 19- Kitabul Menzilil Kutbi ve Mekalihi ve Halihi, 20- Risaletul ntisar, 21- Kitabul Kutub, 22- Kitabul Mesail, 23- Kitabut Tecelliyat, 24- Kitabul sfar an Netaicil Esfar, 25- Kitabul Vesaya, 26- Kitabu Hilyetil Ebdal.. 27- Kitabu Nakil Fsus, 28- El Vasiye, 29- Kitabu stilahis Sufiyye.

EVRMENN NSZ slam dncesinde varl anlama sreci somuttan soyuta doru bir seyir izler. Somut varlklardan hareketle hakikat bilgisine ulalma hedeflenir. Buna paralel olarak dil de incelir, soyutlar, sembolik bir mahiyete brnr. Nitekim bn Arabi lim Maluma tabidirderken bu geree iaret etmitir. Buna gre ilim malumdan sonra gelir ve malumun anlalma srecine paralel olarak zgn bir slup kazanr. Anlam ile dil, malum ile ilim arasnda uyum olmak zorundadr. Bata bunu belirtme gereini duyduk, nk elinizdeki eserin dilinin arlnn anlamnn younluundan kaynaklandnn bilinmesini istedik. Malum derken doal olarak mahede edilen varlk alemini kast ediyoruz. Mahede edilen varlk alemine hakim olan ilahi yasalar kavradmz zaman gayb alemine dair sahih bir bilginin yolunu da kefetmi oluruz. nk varlkta birlik esastr. Mahede edileniyle, gayb alemiyle btn varlk alemi ayn yasaya tabi olmas hasebiyle birdir. Bu yzden slam dnrleri mahede edilen alemden gayp alemine doru bir dnce izgisini izlemilerdir. Maddeden hareketle maddenin stne kma, maddi kalplardan syrlma, maddi alemden devirilen temel yasalarla gayb alemini anlama temel ama olmutur bu srete. Ancak bn Arabi gibi derinlik sahibi zatlar bu srecin dairesel bir hareket mahiyetinde olduunu sylemilerdir. bn Arabiye gre halktan (varlktan/maddeden) syrlp hakka ulamak gerekir; Ama bu nokta srecin sonu deildir; bilakis maddi varlktan syrlp hakka ulaan arifin, oradan tekrar halka inmesi gerekir. Tpk yer yznde buharlaarak ge ykselen suyun yamur olarak tekrar yeryzne inmesi gibi. Bu noktada bn

Arabi, hikmetin son noktas olarak maddi kalplardan syrlmay ngren Mslman dnrlerden zellikle de metafizik felsefeyi nihai merhale sayan batl filozoflardan ayrlr. O, dairesel hareket iinde mahede edilen alemin z olan irfann gayb alemi szgecinden geerek hikmet olarak tekrar maddi aleme inmesine inanr. Halkn akidevi ve ameli sapklklarna are arayan nebilerin maddi alemin zirveleri saylan dalara snarak vahiy araclyla inen hikmeti aldktan sonra tekrar halkn arasna inip onlar irat etmeleri eklindeki nebevi izgiyi irfan boyutunda temsil eder. Elinizdeki eser, bn Arabi hikmetinin maddi alemden gayp alemine doru gerekletirdii seyrin zirvesini, dier bir ifadeyle halktan hakka, ardndan haktan halka doru dairesel hareketini (nebevi metodunu) anlatt en nemli eserlerinde biridir. Bu eserinde bn Arabi, maddi alemden szlm irfannn, z hikmet olarak tekrar maddi aleme iniini, yerden ge aan irfann hikmet olarak yeniden yere yan anlatmaktadr. Eserde varlk btn temel yasalarndan ve bunlar pekitiren Kuran ayetlerinden hareketle bir tasnife tabi tutulur. Ya da bn Arabinin deyiiyle Kuran ayetleri ile furkan ayetleri birlikte ayn zeminde buluturularak hikmetin zirvesine ulalr. Ad stnde hikmetin zirvesi. Bu yzden tam da buna uygun bir slup esas alnmtr. Btn bn Arabi mktesebatnn zeti saylabilecek olan bu eser bu mktesebata aina olanlarn byk bir zevk duyacaklar bir anlamlar iklimi olduunu syleyebiliriz. Btn bu mktesebat mmkn olan en zet ekilde sunmay esas alan bu eserin dili de bata vurguladmz gibi doal olarak ayn younlukta, derinlikte ve zetleyicilikte olacaktr. nk dar bir alana hitap etme amac gdlmtr. Hikmette belli bir yere gelebilmi kimseler muhatap alnmtr. yle de diye biliriz: bn Arabinin (Futuhat ve Fusus gibi ansiklopedik) ana eserlerinde mmkn olan en geni erevede ve en kolay

slupla sunulan hikmet, bu eserde erbabnn kavrayaca spesifik bir dille anlatlmtr. Bu biraz da maddi alemin aalarnda dolaan insan zihninin gaybi doruklara kmaya zorlanmasdr. Neticede gene yeryzne inecek olsa da suyun nce buharlap kendi maddi varlndan syrlmas, bulutlarda yeniden saf suya dnerek yamur olarak yamas gerekir. nsan zihni de bu eserde pratik karln tekrar dnyada bulabilecei bir hikmeti her yerde bulmaya arlmaktadr. Yukarda da sylediimiz gibi eserin dili ar ve konular alabildiine zetlenmitir. Bu, konunun mahiyetinden kaynaklanmaktadr. nk irdelenen alan salt gaybi, alabildiine soyut ve mmkn olduunca z anlamlar dnyasdr. Dili belki daha ar olabilir; ama kesinlikle daha kolay olamaz. Dolaysyla okuyucular anlamadklar yerlerde ncelikle konunun tabiatnn bylesine sembolik bir slubu gerektirdiini akllarndan karmamaldrlar. Eserin aidiyeti hakknda farkl grlerin olduunu biliyorum. Ama eserle ilgili akademik bir deerlendirmeyi Prof. Nihat Keklik eserin bn Arabiye ait olduundan phe duymaz. bn Arabinin bir ok eserini tercme etmi biri olarak slubundan, zellikle ele alnan konunun tabiatndan hareketle bu eserin bn Arabiye ait olduunu syleyebilirim. Yine de dorusunu ancak Allah bilir. Vahdettin nce 21/07/2008 skdar

10

NSZ ve Teekkr Nurlarn menba alemleri en gzel ekilde var eden, sonsuz kudret, kuvvet sahibi, cmertlerin en cmerti, en gzel isimlerin yeane sahibi Evvel, Ahir, Zahir, Batn Odur. Bizlere byle kymetli eserleri nasipkarlarna ulatrmay nasip eden Zlcelali vel ikram, her eyden mnezzeh Rabbimiz Allah (c.c.)a sonsuz medh-u senlar ve hamd- senlar, krler olsun. Onun nurunun en pak ayinesi, habibi alemlere rahmet Rasulu Hz. Muhammed Mustafa Aleyhisselama, ashabna, ehli beytine, dostlarna ve mmetine ebed, her kprdayann kprdamas saysnca ebed salt ve selm olsun. Deerli Okurlarmz ncelikle bu kymetli eseri bizleri kendisini ziyaret etmemiz iin evine kabul ettii gzel bir gnde bizzat eliyle 1969 ylnda stanbul Edebiyat Fakltesi tarafndan kendi gayretiyle baslan ilk rneini hediye eden.. Trkeye tercme ettirmemiz iin tevik eden, bizler iin ok kymetli ve anlam derin olan bu zel greve layk gren, Muhyiddin bnul-el-arab hazretleri hakkndaki aratrmalaryla ve vermi olduu birok eserleriyle onun ve dncelerinin Trk okurlar tarafndan tannmasna vesile olan ve Trk Tasavvuf Edebiyatna bir mr boyu muhabbetle hizmet ederek nemli katklarda bulunan deerli ilim adam Prof. Nihat Keklik hocamza, Kula teekkr etmeyen, Allaha kr etmi olmaz.. kymetli kural gerei ok teekkr ediyoruz. kran duygumuzun bir ifadesi olarak da bu kitab sizlere ulatrmakta bizleri olumlu ynde tevik eden Prof. Nihat Keklik hocamza, onun yetimesinde emei geen btn hocalarna, aile byklerine ve iyi kt gnlerinde kendisini terk etmeyen kymetli ei Yksel hanmefendiye ithaf ediyoruz. Kendisine ve eine Cenab- Hakdan shhat, afiyet ve hayrl mr, almalarnn da kendisi, yaknlar ve

11

gemileri iin Allahn ltfuna ve rahmetine vesile olmasn niyaz ediyoruz. Ardndan da gerek eserin tercmesi aamasnda gerekse bask aamasnda beeriyet icab elimizde olmayan nedenlerle hatalarmz varsa ncelikle eserin mellifi olan Cenab- eyh Muhyiddin ibn ul el-arabi hazretlerinden, hocamz Nihat Keklik beyfendiden daha sonrada sizlerden de afv diliyoruz. Muhyiddin bnl el-arb ve el Bulga fil Hikmeh Cenab- eyh, slam mutasavvflarnn en mehur olan biriciklerden birisidir. nderlerin nderidir. Nebi Aleyhisselam efendimizin nn devamdr. Yzlerce eser telif etmitir. eyhul Ekber nvannn tek sahibidir. Yaklak yedi yz seneden beri ilmi hretinden hibir ey kaybetmemitir kaybetmeyecektir. Onu ancak anlayamayanlar idrak zayf olanlar inkar etmi, dnce ufku geni olan nasibkarlarda onun kitaplarn okumular tetkik etmiler, onun dnceleri ufkunda islam, Kuran ve Rasulullah (s.a.v.)in hadislerini derinlemesine anlamaya gayret etmiler, kitaplar telif etmiler, kendisini vmler ba tac etmilerdir. Gnmzdede gerek Dou gerekse Bat memleketlerinde nemli aratrmalar yaplmtr yaplmaktadr phesiz bundan sonra da yaplacaktr.. Bu aratrmaclardan biriside hocamz Prof. Nihat Keklik beyfendidir. Kendisi zellikle Cenab- eyhin gerek hayat gerekse eserleri hakknda nemli aratrmalar yapm ve bu almalarn Trk okurlarnn hizmetine sunmutur. Nitekim bu eserde onun aratrmalar neticesinde Trk okurlaryla bulumutur. 1969 ylnda st. niversitesi Edebiyat Fakltesi tarafndan orjinaline sadk kalnarak ner edilmitir. Eserin giri ksmnda hocamz el Bulga fil Hikme adl eserle nasl tantn, eserin Muhyiddin ibn.l el-Arabiye ait olduunu ispatlamaktadr. Eser hakknda akademik olarak detayl bilgi

12

almak isteyenler birok ktphanelerimizde mevcut olan el Bulga fil Hikmenin bu nshasna bavurarak nsz ksmn tetkik edebilirler. Biz akademik olan bu almann tamamn (hocamzn nerisiyle) koymadk. Ancak Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.) in ii ehline verin buyruundan hareketle bu blmden baz alntlar yaparak sizlere eserin mellifi eyhul Ekber Muhyiddin ibnl el-Arabi hazretlerini ve eseri el Bulga fil Hikmeh / Hikmette son nokta hakknda zet bilgi vermeye gayret edeceiz..
Prof. Nihat Keklik Hocann Kaleminden.. bnl el-arabi hazretleri 27 Ramazan 560 (m. 7 Austos 1165) tarihinde spanyadaki Murcia (=Mrsiye) kasabasnda domu, 22 Reb-lhir 638 (m. 10 Kasm 1240) tarihinde Suriyedeki am ehrinde hakka yrmtr. (hicr hesaba gre 77 sene, 6 ay 25 gn (miladi hesaba gre 75 yl) yaamtr) bnl-arabinin hayt drt safhaya ayrlr: Birincisi: m.1165-1192 yllar arasnda, yani yirmisekiz yana kadar esas olarak anavatn spanyada yaam, orada yetimitir. kincisi: m. 1193-1199 yllar arasnda ise, bz kuzey Afrika ilim merkezlerinde bulunmu ve arasra Endls ehirlerine de seyhat etmitir. bnl Arabi, bu sralarda yirmidokuz otuz drt yalar arasndayd. ncs: m. 1200-1205 seneleri arasnda, bnl-arabi Mekke ve dolaylarnda yaamaktayd. Otuzbe krk yalar arasndaki bu devre, en mhim eserlerini kaleme almaa balad adr. Drdncs: m. 1205 1240 yllar arasndaki son otuzbe yllk uzun devresinde (yani krk yandan yetmibe yana kadar olan safhada) ise bnl-arabi, daha ok Ortadou memleketlerinde (Anadolu, Sriye ve Irakta) bulunuyordu. Bu arada, Konya ve Malatya gibi Trk ehirlerinde haytnn onbe yln ilim yaymakla geiren ve Sadrettin Konev (m.1210-1274) gibi byk bir Trk dhisini yetitiren, stelik Seluk sultanlaryla yakn ilikiler ve dostluk kuran bnl-arabi, Trk-slm Dncesine byk hizmetlerde bulunmutur.

13

bnl-arabi yzlerce eser brakmtr. Bu eserlerden bir ksmnn ona it olduu bellidir. Maalesef bir takm eserlerin de, bnl-arabinin kaleminden km olmas ok phelidir. Baz eserleri de mechul olarak kalmtr. Nitekim bu nevi mechul eserlerden bir tnesi de, imdiye kadar gze arpmad iin, hibir aratrmada ismi dahi gemeyen el-Bulga fil-Hikme adndaki bu eserdir. el-Bulga fil-Hikme (=Felsefede Yeterlilik) adndaki bu eserde, herhangi bir mellif ismi bulunmamakla beraber, - bnl-arabiye ittir. el-Bulga, slam felsefesine dair sistematik ve derli toplu bir elkitabdr. Eserin bandaki birka sayfalk giri ksmnda (vr. 4a-12a) evvel felsefe sznn Greke lugat mnsyla teknik (istilh) anlam verilmektedir. Bundan sonra felsefe: theorik (nazar) ve pratik (amel) eklinde ikiye blnmekte ve belli bal felsefe disiplinleri zerinde ksaca durulmaktadr. Bunu takib eden sayfalarda ise, eser fenn szyle ifde edilen iki blme ayrlmtr: el-fennl-evvel ad verilen birinci anablmde (vr. 12a-114a) bir sra dahilinde, nce fizik (12a-28a), sonra astronomi (28a-40b) ve nihayet psikoloji (40b/114a) disiplinleri ele alnmtr. el-fenns-sni adn tayan ikinci anablmde ise, sdece metafizik zerinde durulmaktadr. (114a-269b) Burada da, bir sra dhilinde belli bal ilhiyt problemleri ele alnmtr: nce Allahn zt, sfatlar, efli (yaratmas) ve isimleri (121a-191b), bundan sonra da eskatolojik bahisler (msl. hret, lmden sonra dirilme, vahy, ilhm, kermet, mcize, peygamberlik vs. 191a-269b) incelenmitir. Zeyll-kitb (yani: Kitaba Ek) adn tayan son otuzyedi sayfalk (270a-288a) ksmda ise, arl tekil eden konu mantk disiplinidir. Ayrca eserin ismi bu sayfalarda (vr.274b) el-Bulga fil-Hikme eklinde kaydedilmi ve nceki blmlerde izah unutulmu birka meseleye daha yer verilmitir. Eserin yazl tarihi dahi, en son sayfada (vr. 288b), hicr 629 (=m.1231) olarak gsterilmitir. Szn banda ifade ettiimiz gibi, eserde hibir mellif ad yoktur. el-Bulgann gnmze kadar fark edilmemesinin sebebi, onun her halde

14

baka bir eser olan Bulgatl-gavvs ile ayni ey sanlmas, fakat daha byk bir ihtimlle hi grlmemi olmasdr. Oysa, ikisi de bnlarabiye ait olan bu eserler arasnda isim benzerliinden baka, hi bir mnsebet yoktur. Bildiimize gre el-Bulga fil-Hikmenin yegne nshas, stanbul Ragp Paa Kitaplnda, 679/823 numara ile kaytldr. 288 varak (yani 576 sayfa) tutan bu elyazmas nshann orijinal boyu 11x17 (7x11) cm. dir. Ba safas tezhibli, sayfa kenarlar altn cedvellidir. En son sayfasndan rendiimize gre, eser hicr 629 ylnn Muharrem aynda (yani miladi 1231 senesinin Ekim aynda) otuzbe gn zarfnda yazlp bitirilmitir. Bu nokta ok mhimdir. nk mellifin o sralarda 66 yanda bulunduunu ve dolaysyla da eserin olgunluk a iinde, yani bnl-arabinin lmnden dokuz yl nce kaleme alndn gstermektedir. Hulsa, denilebilir ki: Bu kitap, bnl-arabinin en son dncelerini ihtiv etmekte ve hatt sdece bu esere dayanmak sretiyle onun felsefesini (slam Akaidini) kaleme almak mmkn grnmektedir. el-Bulga fil-Hikme adn tayan ve neri sunulan bu nsha, mellif hattyla deil fakat ondan kopye edilen bir nshadan, h. 870 (m.1466) ylnda istinsh edilmitir. (bk. vr.288a) en azndan daha iki tne nshann birgn ortaya kmas, ihtiml dahilindedir. a) El-Bulgann bnl-arabiye it olduunu gsteren hususlardan ilki, bu eserin otuzbe gn zarfnda (vr. 288 b) yazlm olmasdr. Sebebi udur: bnl-arabiyi dier bir ok melliflerden ayran ilk hussiyet, onun ok sratli bir tempo ile eser yazmas ve byk kitaplarn, ksa zamanda kaleme almasdr. Bunun da sebebi, bnl-arabnin hi msvedde yapmamasndan ve kitaplarn irticlen ve ilham ile yazmasndan ileri geliyor. Nitekim bizzat kendisi ..ben hi msvedde yapmam demektedir. rnein: Mevkiun-nucm adndaki 300 sayfalk eserini, h.595 ylnn Ramazan (=m. 1199 Haziran) aynda Endlsteki Meriye

15

(=Almaria) ehrinde , bizzat kendi szleriyle : .. onbir gn zarfnda kaleme almtr. el-Cell vel-Cemal adndaki baka bir eserini Musul ehrinde, bir gn iinde yazmtr . el-Tedbratl-lhiyye adndaki mehur ve dolgun eserini de, - bu kitabn iinde sylediine baklrsa..drt gnden daha az bir srede.. yazp bitirmitir. b) El-Bulgann bnl-arabiye it olduunu gsteren ikinci delil ise, bu eserde gze arpan iirlerdir c) nc delil ise; muhtev ve tipik dnceler bakmndan elBulga ile bnl-arabinin dier eserleri arasndaki mnsebet bulunmaktadr.. El-Bulgann iinde bz tipik ifde ve dnceler vardr ki, bunlar (lafz ve mna itibriyle aynen, lkin bzen de sdece mn bakmndan ayni fakat lafz itibariyle biraz deiik olarak) bnl-arabinin dier eserlerinde de mevcuttur. Aadaki rnekler bunlardan bazlardr. Birinci rnek: Sanat eserine bakmak, bu (eser) bir sanatkr gerekli klmas ynnden, bizzat sanatkra bakmaktr. kinci rnek: Bilgisizliin bilgisi, btn bilgilerin stndedir. Nitekim bilgisizliin bilgisizlii de, btn bilgisizliklerin stndedir. nc rnek: Varlkta, ancak Allah vardr. Drdnc rnek: lhiyat, btn ilimlerin ekirdeidir. Muhakkak ki, btn ilimlerin asl ilm-i ilhidendir. Varlkta, ancak Allah vardr. Bilmediini bilmeyen iki cehlet shibidir. Bilmediini bilen ise, bir cehlet shibidir. Sanat, bir sanatkr hatrlatt iin, phesiz ki bir eser, bizzat onu yapan gerekli klar.

16

Beinci rnek: Felsefe, yunanca bir tbirdir. Mnas hikmet sevgisidir. Feylesf ise, fil ve sfiadan birlemi bir tbirdir. Fil seven (demek) dir; Sfia ise hikmettir. Yni, hikmeti seven (demek olur). Feylesfun mnas, hikmeti sevendir. nki sfia, Yunancada hikmettir ve denir ki, sevgidir. u halde, felsefenin mnas hikmet sevgisidir. Oysa her akl shibi hikmeti sever. Bu misallerin el-Bulga iinde ve ayrca el-Futht Mekkiyede aynen tekrar edilmesi de, eserin mevskiyeti iin ayr bir delil tekil eder. Fakat, bu kitaptaki her cmlenin onun dier eserlerinde teker teker bulunduunu zannetmek, bnl-arabinin bu eserini, dier eserlerinden bir kopye veya derleme mertebesine dreceinden, byle bir garip zandan kanmak gerekir. d) Drdnc delil: el-Bulgada Farsa iirler meselesi El-Bulgay bnl-arabinin dier eserlerinden ayran tek hussiyet, bu kitapta istisna olarak birok Farsa manzum paralarn (iirlerin) bulunmasdr. Fakat bu iirlerden bir ksmnn shibi zikredilmez; dierlerinin ise kime ait olduklar gsterilmitir. Bu istisni hussiyetin izah iin, bnl-arabinin biyografisine bakmak zarureti vardr. Bu gibi yabanc kelimeleri renmesi ve mesel yeter derecede farsaya vkf olmas, tabiatiyle bnl-arabinin hayatndaki drdnc safhay tekil eden h.602 638 (=1205 1240) yllar arasna dmektedir. Nitekim h.601 (m.1204) ylnda Musuldan ayrlan bnl-arabi, ilk def olarak m. Eyll 1205 tarihinde Konyada bulunuyordu. Bu tarih, bnl-arabinin Anadoluya ilk geliini gstermektedir ve ihtiml ki, Musuldan ayrlma mtekib, Diyarbakr yaknlarndaki Dneysirden geerek Anadolu ilerine kadar gitmi; Erzurum, Sivas, Malatya, Harran gibi ehirleri ziyret edip, 1205 senesinin Eyll aynda Konyada bulunmu ve o devrin mehur eyhlerinden Evhadeddin Kirmn (lm. h. 635/ m.1237-8)nin evinde sohbet etmilerdi. Daha sonraki h. 605 607 (m.1208 1211) yllar arasnda da, kez Anadolu ve Badad

17

arasndaki ehirlerde ikmet ettii anlalan bnl-arabi, h. 608 (m. 1212) ylnda Badadta idi. Ve ayni sene, - iddetli bir k sebebiyle Frat nehrinin buz tutmasna ahit olmu ve kuzey memleketlerinde (!) buz tutan Frat nehri zerinde kfilelerin yrdn bizzat grmt. Bu suretle Seluk imparatorluunun son zamanlarnda ve ran nfzunun msid bir durum tekil ettii devrelerde bnl-arabi Farsa, Trke, Ermenice ve Rumca gibi o evreye ait dillerden bz kelimeler renmi ve hayatnn son otuzbe yln dolduran bu devresinde muhakkak ki, Fars (ran) diline de btn manasyla vukuf peyda etmitir. te h. 629 (m.1231) ylnda (yni onun bu evrelere intiklinden yirmiyedi yl sonra) yazlan el-Bulga iinde, baz Farsa beyitlerin ve ranl airlerin zikredilmesi bundan ileri gelmi olmaldr. e) Beinci Delil: bnl-arabide zdeyi hussiyeti ve el-Bulga bnl-arab ile yakndan megul olanlarn fark ettikleri dier bir hussiyet, onun veczelere ve tebihli szlere kendi eserlerinde frsat dtke- yer vermesidir. Bu hususta bnl-arabnin eserlerinden bz rnekler vermek kbildir. Mesel: I. Herkesin glgesi, kendi ekline benzer II. Belnn en by, dmanlarn amatas (sevinci)dir III. lmi az olann, terbiye de kt olur IV. Filiyt olmakszn limlik taslayanlarn iddias yalandr V. Dvs olmayann riys da yoktur VI. Zakkum aac olmasayd, Tb aacnn kymeti bilinmezdi VII. sim, bin harften mteekkil olsa bile, zamr onun yerini yine de tutar . te bu eit zdeyilere, el-Bulga iinde de tesadf etmekteyiz ki, bunlardan bzlar yukarda zikrettiklerimize benzemektedir. yle ki: VIII. Krlk, selmet yoluna alktan daha yakndr.

18

IX. limsiz amel, vebldir. X. Herkes peygamber olsayd, pergamberlie hacet kalmazd. (vr. 202 b/5-6 ayr. 228 a / 11) XI. Hasta, herkesi (kendisi kadar) hasta sanr. (208 b/4) XII. Katran kpnden bal akmaz. (208 b / 7) XIII. Eein lm, shibinin haytna zarar vermez. (238a/11) XIV. Her eyin rzk, kendi cinsindendir. (234 b / 4) XV. Emneti olmayann man, hamyeti olmayann dini yoktur. (274 b / 11) XVI. Evin klanmas, lambann kadardr. u halde aka grlyor ki, bnl-arabnin bz eserlerinde gze arpan vecize hussiyeti, el-Bulgada da mevcuttur. stelik, el-Bulga iindeki bz zdeyiler, dierlerine benzemektedir. Mesel, Mevkiunnucm (MN) adl eserindeki sz (=no.iv) ile el-Bulga iindeki sz (=no.ix) ayni mny tazammun etmektedir. Netice Son olarak u birka noktaya tems edelim ki, eserde bnlarabnin isminin bulunmamas, pek de ciddiye alnacak bir husus deildir. Sz gelimi, mstensihin bir ihml vey dalgnl akla gelebilecek en basit aklama tarzdr. Nitekim, hviyeti belli olmayan mstensih, gerekten de ok hatlar yapan bir kimsedir. Metinde, dalgnlkla atlayp sayfa kenarna ilve ettii kelime ve hatta uzun cmlelerin says, bir hayli kabarktr. te mellif ismini nsha zerine yazma ihml etmek de, elimizdeki tek nshay kopye eden ve kimlii bilinmeyen kimsenin yapt ihmller cmlesinden olmaldr. Zten el yazmas kitaplklarnda, buna benzer ekilde (yni mellif ismi tamayan vey mellif ismini ihtiv eden sayfann kaybolduu) nshalara ou zaman tesdf edilir. Hatt bz nshalar zerine yanl mellif isimleri konulduu ve ok mehur olan bir kitabn sonradan baka bir yazara ait olduu da, aratr-

19

malar neticesinde ortaya kabilir. Mesel, Gazzliye isnd edilen Minhcul-bidn ve bir de Kitbun-Nefh vet-Tesviye (ki bu son eser elMaznns-sagr diye mehurdur) adndaki iki eser, bnl-arabinin dediine baklrsa Eb Hmid el_Gazzlye deil, fakat Sebte ehrine mensup olan eyh Ebul-Hasen Al el-Mseffere aittir . el-Bulga iinde ad geen dier simalar ise, (bk. ahs isimleri indeksi) daha nceki (yni h. 629dan nceki) trihlerde yaam kimselerdir. Bu nokta hatrda tutulduu ve stelik h. 629 (= m. 1231) den ok sonra yaam bir ahsiyetin adna burada rastlanmadna gre, eserin gerekten de h. 629 / m. 1231 ylnda yazlm olmas tamamen doru grnmektedir. Nihyet bir noktaya daha parmak basalm: bnl-arab el-Bulgann sonlarnda ey kardeim bil ki, mr ksadr (vr.270 a) szlerini sarfediyor ki, bu nevi ifdeler, ou zaman yalanm kimselerden sdr olur. Bu hususta dikkat edilecek nokta udur : el-Bulga, h. 629 /m. 1231 ylnda yazldna gre (bk. vr. 288 b), mellif bnl-arab o sralarda altmalt yanda bulunuyordu ve tabiatiyle (yetmibe yanda veft ettiine gre) hayatnn son senelerini geiriyordu. Bhusus bu gibi ifdelere onun dier bir eserinde, yni Futht (=FM) iinde de ..mrmzden geri kalan mddet iinde.. ibberisyel tesadf etmekteyiz. te, mellif ismi ihtiv etmedii iin anonim bir eser sanlan elBulgann bnl-arabye ait olduunu gsteren mahhas deliller imdilik- bundan ibrettir. Gerekirse, buna benzer baka rnekler daha gstermek kbildir. Nihat Keklik

20

Niyaz Ya erhamerrahimiyn!.. Okurlarmza, bizlere, yaknlarmza Rasulullah (s.a.v.)a ve dostlarna muhabbet duymay, kutlu mbarek yolundan gitmeyi, Muhammedi inanla vasflanmay, vlm ahlakylan ahlaklanmay, afvnla merhametinle yarlganmay, sevdiklerinden raz olduklarndan olmay, dnya ve ahir hayatmzda Firdevs cennetinde onunla birlikte olmay, ona ve dostlarna hizmet etmeyi, hayrlara erdirdiin yakin ehlinden Dostun olmakla ereflenenlerden, bildirdiklerinlen amel edenlerden bilmediklerinide Okurlardan olmay indindeki en zel isminle nurumuzu tamamla, yeni yeni byle aheserleri okurlarna ulatrmay okurlarmznda faydalanmasn daim nasib eyle.. OKUyanlara ve okurlarmza selm olsun. Allah muinniz olsun. Allah (c.c.)nn Habibi Ekrem, Rahmet kaynann menba Rasulullah Efendimiz (s.a.v)n bata olmak zere ashabnn, ehli beytinin ve onun yolundan giden ondan alm olduklar nasipkarlarna ulatrmada nclerin nderlerinden olan eyhul Ekber M. bn. El Arabi (kuddise srrhu) olmak zere tm byklerimizin, yaknlarnn, stadlarnn, okurlarmzn, okurlarmzn ve bizlerin yaknlarnn, bu tr eserlerin melliflerinin, emei geenlerin ve btn mmet-i Muhammedin ruhuna El-Fatiha.
Kitsan Yaynevi R. Gknar - . Eser Gknar

25

Muhyiddin bnul- Arabi El-Bulga fil Hikmeh


Bismillahirrahmanirrahim
Seni noksan sfatlardan tenzih ederiz, senin bize rettiklerinden baka bizim bilgimiz yoktur. Senin ilham edip gsterdiinden baka kendi bamza, kendi gcmzle gerekletirdiimiz bir amelimiz de yoktur. Bizi rneksiz olarak var ettin ve varlk dnyasnda grnr kldn. Varlmz takdir ettin ve bize var olu gayemizi gsterip yolumuza ilettin. Bizi cisim haline getirdin, dzgn bir ekil verdin. Sonra iimize ruh fledin ve bizi gl kldn. Ruhundan bir nur attn iimize, zerine de ftuhatndan izler serpitirdin. Derken iinde cemalinin nurlarnn ualar parldamaya balad. Celalinin eserlerinin kvlcmlar tututu. Bylece douya da batya da ait olmayan mbarek zeytin aacndan kalp kalplar iinde skunete ermi ruh kandillerinde yerleik zihinlerimizin fitillerini tututurdun. Kudsi lambalardan dnm ruh kalplarnn iinde gizli, nefis fanuslarnda sakl akl lambalarmz aydnlattn. Bu kudsi lambalar, melekuti bir ate demese de tutuacakm gibi parldayan bir zeytinyan andrmaktadr. Ki yalnzlk llerinin derinliklerinde yaratcnn krne ve hamdine yol bulalm.

26

O, nefis ve akl hviyetlerini rneksiz var eden, rkn ve usullerin mahiyetlerini esiz yaratan, fasllarn zatiliklerini cinslerin1 zatlaryla irtibatl olarak ikame eden, zaman nevini mevsim hususiyetleriyle blen, mevzunun mahmule nispetine benzer ekilde arazlarn klliyatn czlerin cevherlerine balayan, suret cinslerini hulul kaydyla maddi mahallerde zapt eden, hadiseler gerdanln illet-malul(sebep-sonu) ipine dizen, olularn dankln hamil ve mahmul mertebesinde bir dzene sokan yce yaratcdr. Bitkileri serpilip yeerme ile kuruyup rme, hayvanlar semizlik ile arklk arasnda gidip gelen varlklar klmtr. Ariflerin ruhlarn, hasl olu ve vasl olu rzgarlaryla serinletmitir. Saliklerin kalplerini mul ve kabul adl tertemiz arabn serinliiyle coturmutur. Somut ve soyut alametleri bize rettii iin Ona hamdederim. eriatn ve menkul hkmlerin kurallarn bize tantt iin Ona krederim. Sekin kullarna, mlknn eminlerine, zellikle Habibi, kulu ve katndan gnderdii Rasul Muhammede salat ve selam olsun. Her isteyene efaati umulur ve her istenen Onun araclyla talep edilir. Allahm! Muhit dairesi basit merkezinin ekseninde dndke, basit cenin, muhit batnnda sakin olduka.. tertemiz ruhlara, apaydnlk bedenlere salat ve selam et.

Yakn trlerin iinde toplandklar birlik. Kendi iinde yeniden trleri bulunan her tr, o trler iin cins olur.

27

mdizihnin zayfladn ve kuvvet ipinin yn gibi gevediini fark ettim. Oysa bundan nce genliinin banda gururla alm satyordu. aba ve aksiyon istei de iyice zayflad.. Genlik kuu uup gitti, mrn sadece z geride kald. Bundan nce hayat topra yemyeildi. Ama artk hayatn hayat alan, kpkzl bir gurup zamann andryor. Bunun sebebi de rahmetin akmak talarndan alevlerin ykselmesi.. Artk gaybn kuytularndaki gizli kvrmlarndan srlar ortaya karmay amaladm. Belki Musa nurunun Turu tarafndan bir ate bulurum da Rahmann nefesinden eserlerle karlarm... O gne kadar hayr kayna bulutlardan yamurlar indirmeye alyordum. Feyiz bolluundan katreler edinme gayretindeydim. Bylece bunlarn desteiyle ihtiyalarm gidermeyi, yaylar kiriler edinmeyi amaladm. Durmadan cmertlik yamurlarndan saanak ve iseleyen yalar bekliyordum. Pnarlarndan aylar ve rmaklar diliyordum. Ki kenarlarnda kkler ve aalar yeersin, dallar yapraklar asn, meyveler versin. Artk geceler boyunca kendimi yldzlar seline kaptrdm. Fikir denizine dalp yzyordum. Denizin derinliklerine dalarak sedeflerinden parlak inciler karmaya baladm. llerinden sekin zlere ulatm. Sonra hikmet denizinde parlak sedeflerle karlatm. Ayrca ben, gz kamatrc burhanlarn desteiyle takviye edilmitim. inde gz alc incilerin sakland parlak cevherlerle doluydum. Ve ben zamann ocuklarn bir kenara atmtm. len ve ikindi namazlarn cem ve kasr yapmak gibi onlar drvermitim. Onlarn eserlerini btn ciddiyetimle inceledim, teliflerini var gcmle mtalaa ettim. Bu eserler, her ilim dalndan rneklerle doluydular. Her vadiden byk bir cretle sz ediyorlard. Ama aldanmn ehvetiyle hareket ediyorlard. ddialar kskan bir cimrinin iddiasn andryordu. Btn dertleri tul-i emeldi, ama amelleri alabildiine

28

yetersizdi. Ecel yaklat halde hala cedel oklaryla vuruuyorlard. mrme andolsun ki kadehin kural, suyunun araba bulandrlmasn, kanunun ahengi ise arapla dinlenmesini gerektirir Derken dolgun sedefleri krmak, bunlardan pahal inciler karmak istedim. Fikrin zn arndrp, kirlerinden temizleyerek parlatmay amaladm. Tabiatn zn bulup kabuundan syrmay arzu ettim. Bununla beraber hakikat ilminin hayat pnar kurumak zereydi, ticaret meta ziyan pazarnda yok olup gitmeye yz tutmutu. Hakikat ilmine sahip olanlarn daha nce parldayan yzleri kararm gibiydi. Alverileri de hep zarar ve ziyanla sonulanr olmutu. Eer Allahn takdiri minnet ve ltfuyla bu yzleri aydnlatm olmasayd. hsan ve keremiyle yeniden icad takdir etmeseydi. Neticede ltuf ve keremiyle ilahi nimetlerin kadrini bilen, Allahn koyduu yasalara bal olanlara sevgi besleyen, kulluk sunanlara kar efkat besleyen birini bahetti. O da efendimiz byk emir, emirlerin ve vezirlerin en faziletlisi, hilallerin ve bedirlerin en ereflisi, kl ve kalem sahibi, dilden dile dolaan vglerin erbab, islam gzelletiren, canllarn sna, havas ve avamn penah, zamann ehlinin koruyucusu, cmertlik ve stn ahlak sahibi, erefli ve asil Ahmed b. Es-Sadr es-Said Ebu Nasr b. Yunustur. Allah, mrn bekas boyunca uzun etsin. Bulumasyla gzlerini aydn etsin. nk kullar hep onun uurlu ynne ynelmektedirler. Sadan soldan ona tevecch etmektedirler. Kapsndan hak sahibi hi kimse hakkndan yoksun olarak dnmez. San ve solun sermayesi ondandr, nk az ok amil balar da ondandr. Eksiksiz balar da onun cihetindendir. Bollukta ve ktlkta ihtiyalar

29

giderendir. Ac tatl gnler, onunla birlikte geer ve nice hastalklar onunla ifa bulur. Bir yiit ki gzel vgy malyla satn alr emberin dndn bilir nk Hibir cmertlik onu gemez, geride brakmaz O neredeyse oraya yrr cmertlik nk zellikle hizmetilerinin, kerem hareminde terbiye edilenlerin, cmertlik ve nimet denizinden kana kana ienlerin en kne ynelik cmertlii takdire ayandr. nk en yce zirveye kt, kopmak nedir bilmeyen kulpa sarld gnden beri, inamnn glgesine snan havas ve avam mminleri zamann uursuz kafirlerine, felaketlerine, gnahkarlarna, hadiselerin etkisine, taut ordularnn saldrsna, bailerin askerlerine kar korumutur. Feyizler baheden inayeti hala cmertliini srdrmektedir. Tpk varl ve ezeli hidayeti gibi yol gsterir cmertliine doru. te ben de onun himmet ve desteiyle kovam daldryorum hakikat ilimleri pnarlarna.. O pnarlar ki nice inceliklerle doludur. Bu ycelikleri mtalaa eden, rza gzyle bu gizli ve ak nimetlere bakan kimse, hi kukusuz byk bir erefe nail olur. Ve ben diyorum ki: - Felsefe, yunanca bir kelime olup hikmet sevgisi anlamna gelmektedir. Feylesof ise fila ve sofa kelimelerinden meydana gelmi birleik bir kelimedir. Fila, seven, sofa ise hikmet demektir. Dolaysyla feylesofun anlam, hikmeti sevendir. Hikmetin snr; varlklarn hakikatlerini olduklar gibi tanmak ve taklide deil, insann kapasitesi orannda delillere dayal bir tahkik sonucu bunlarn varlklarna hk-

30

metmektir. Bu tahkikin insann kapasitesi orannda olmasn belirttik, nk yce Allah, bir insana ancak kaldrabilecei yk ykler. Hikmet ve Etkeni Asndan Ksmlar.. nsan, latif nefisle kat bedenin karmndan ibaret bir varlk olduu iin hikmet de etkeni asndan iki ksma ayrlmtr: Birinci ksm: Nefsani nazari hikmet. kinci ksm: Cismani ameli hikmet. Nefsani nazari (szel) hikmet, varln btn suretlerinin, kemal ve tamamlk zere klli olarak beeri nefse nakedilmesi demektir. Tpk aynada grlen suretlerin aynaya nakedilmesi gibi. Hikmetin bu tr Nebi (a.s)n matlubudur. Nitekim bir duasnda yle buyurmutur: Bana eyann hakikatini gster.. yani bana eyay olduu gibi gster. Bu hikmet tr, brahim Halil (a.s) iin de geerlidir. Nitekim o da yle dilemitir: Rabbim! Bana hkm(hikmet) ver. (uara, 83) Burada geen hkm kelimesi, eyann varln tasdik etmek anlamndadr. Duasnda sadece tasdiki dilemesinin, tasavvur etmeyi dilememesinin nedeni, tasavvurun tasdikin iinde olmasdr. Tpk czn klln iinde olmas gibi. nk ne zaman kll istenirse, kanlmaz olarak cz de istenmi olur. Cismani ameli (fiili) hikmete gelince, bundan maksat; hayrl amel yapmak, insann, btn halleri itibariyle en stn dzeyde olmas iin zerinde bulunmak durumunda olduu iyilii ilemek demektir. Rasulullah (s.a.v) Allahn ahlakyla ahlaklann. szyle hikmetin bu anlamna iaret etmitir. Hz. brahim de (a.s) ve beni iyiler arasna kat. (Yusuf, 101) derken bunu kast etmitir. lahi filozoflar Nebileri rnek alarak felsefe, insann gc orannda Ona benzemeye almasdr derken hikmetin bu

31

iki trn sembolik olarak ifade etmilerdir. Hi kukusuz hikmetin stnl birok adan aikardr. Bunlardan biri udur: Hikmet, eyann en kamil, en noksansz, en gzel ve en genel ekilde var oluunun sebebidir. Daha dorusu varln kendisinin sebebidir. nk varlk ve varln dayand mahiyet ve dzen bilinmeden varln icad ve retimi sz konusu olamazd. Varlk, salt hayrdr. Salt varlk hayrndan baka eref yoktur. Var olusal olarak salt olmaktan baka yerde de eref yoktur. Yce Allah bir ayette bu anlam sembolik olarak yle dile getirmitir: Kime hikmet verilirse, ona pek ok hayr verilmi demektir. (Bakara, 269) Bu itibarla yce Allah, ulu Kitabnn birok yerinde kendisini Hakim (hkm ve hikmet sahibi) olarak isimlendirmitir. Ki Kitab da vgye deer, hikmet sahibi Allah katndan indirilmitir (inzal olmutur). Dolaysyla Hikmet, Allahn ulu isimlerinden biridir. Yine yce Allah, Rasulullah Aleyhisselamn risaletini ispat balamnda yemin mahiyetinde yce Kitabn Hakim olarak isimlendirmitir: Ya Siyn. Hikmetli Kitaba andolsun ki sen gnderilmi Rasullerdensin. (Yasin, 1-2) Nebiylerini ve velilerini hakim (hikmet sahibi) olarak isimlendirmitir. Onlar rabbaniler, hviyetlerin hakikatlerini bilen; hukema ve ulema olarak nitelendirmitir. Nitekim bir ayette yle buyurmutur: Hani Allah, nebiylerden: Ben size kitab ve hikmet verdikten sonra diye sz almt. (Al-i mran, 81) Lokman ile ilgili olarak da yle buyurmutur: Andolsun biz Lokman'a hikmet verdik. (Lokman, 12)

32

Bunlarn tm ilahi minneti vurgulamak ve nimetlerini gzler nne sermek balamnda sunulmu ifadelerdir. Dolaysyla yukarda erevesi izilen ve reddedilmesi imkansz hikmet vasfna sahip olmayan bir hikmet sahibinin bu balamda ifade edecei bir anlam yoktur. uras aktr ki varlkta, Allahn apak yoluna iletici olarak sadece Mabudun Zat, Kitaplar ve Rasulleri vardr ve bunlarn tmn de yce Allah, hikmet sfatyla vasfetmitir. Bylece hikmet vasfnn eref ve ululuunun gerekesi de belirginlemi oluyor. u halde hikmetin alametlerinin derinliklerine ulamak, ululuunu kavramak iin bu gerekeden yola kmak gerekir. yleyse biz de bir gzel armaan, deerli bir hediye kabilinden elimizden geldiince hikmetten baz hususlar gzler nne sermeye alalm. Bunu derken maksadmz ayr ayr olanlar birletirerek bir sonuca varmaktr. Hi kukusuz faziletin anahtarlar Allahn elindedir ve onlar dilediine verir. te yaranlar ancak onda yarsnlar. (Mutaffifin, 26) Hikmet ilminin ksmlar Hikmet ilminin iki ksma ayrld teden beri aklma yerleen bir husustur: Birincisi; alemin mahiyetini, araz ve cisim gibi ksmlarn kefetmek. kincisi; zatnn ve varlnn sfatlar gibi var oluunun sebebini kefetmek. Birinci ksm hikmet, iki kutup ekseninde dner: Birincisi; gney kutbudur ki ruhaniler iklimi onun aasndadr. Buras gayb ve melekut alemidir. Yani kalc (baki) makullerdir ki u ayette kast edilen budur: lmsz olan iyi iler ise Rabbinin nezdinde hem sevapa daha hayrl, hem de mit balamaya daha lyktr. (Kehf, 46) bunlarn sahipleri sa ehlidir (ashab- yemin). Ki Dzgn kiraz aac, meyveleri salkm salkm dizili muz aalar (Vaka, 28-29) iindedirler.

33

kinci ksm hikmet, ise kuzey kutbudur ki cisimler ikliminden ibarettir. Bu da ehadet ve mlk alemidir. Bundan maksat da fani maddelerdir ki u ayette buna iaret edilmitir: Arzda (yeryznde) bulunan her canl yok olacak. (Rahman, 26) Bunlarn sahipleri de sol ehlidir (ashab- imal). Ki lerine ileyen bir ate ve kaynar su iinde, serin ve ho olmayan kapkara dumandan bir glge altndadrlar. (Vaka, 42) Sizin yannzdaki tkenir, Allah katndakiler ise bkidir. (Nahl, 96) ayetinde bu iki aleme iaret edilmektedir. Bu alemlerin her birinin dousu vardr ve meydana gelii demek olan varlk sabah buradan balar, kemali demek olan hakikatinin gnei buradan doar. Her birinin bir de bats vardr ve varlnn ve bekasnn gayesi olan gndz burada son bulur, yokluk gecesine brnr. Geceyi gndze ve gndz geceye brndren Allah noksan sfatlardan mnezzehtir. Ruhaniler aleminin dousu, ilk varlk olan saltanat en stn ve delili en parlak Hak taaladr. nk ademlik (yokluk) karanl Onun azamet nuruyla yarlr, insaniyet mahiyetindeki cmertlik sabahnn nuru Onunla parlar. Sabah aydnlatan, geceyi dinlenme zaman klan (Enam, 96) Allah mnezzehtir. Yani Allah, yokluk gecesini varlk gneiyle yarar. Ruhaniler aleminin gecesi ise, Allah katndan gelen bu nurlarn son bulduu yerdir. Buras da beerin nefs- natkasdr. Cismaniler aleminin dousu, bu nurlarn younlat, cisimletii, koyulat, keskinletii yerdir. Buras da ilk sema ve sidretul mntehadr. Yani ruhaniler aleminin sonu ve cismaniler aleminin balangcdr. Cismaniler aleminin bats ise, merkezlerinin derinliine den cisimlerin Allahn ateiyle ortaya ktklar yerdir. Buras ise, iine denlerin krlp paralandklar hutama, yani yeryzdr. ki dounun

34

ve iki batnn Rabbi (Rahman, 17) noksan sfatlardan mnezzehtir. Sonra bu drt kutup arasndaki kaynama ve son noktaya kadar latifleme devam eder ve i insann bedeninde son bulur. nsan bedeni de srekli olarak bulanr, arnr, karr ve berraklar ki bu kalbinin sol tarafndaki ruhuna kadar sirayet eder. Bu hayvani ruh berrakl, arl, nuru, ve fesat kayna olan elikilerden uzakl itibariyle felek cismine benzer. Bylece sonunda nefs- natka iin bir ayna ilevini grr ve btn varl heyeti, nak, sureti ve klli ve czi karmyla mahede eder. Kllilii mcerret zatnda, czilii ise bu parlak ve ali aynadadr. nk klli olan perdelerden soyutlanmtr. Bu yzden ancak plak uyarc (nezirul uryan) olan nefse yerleebilir. Czi ise, araz perdelerine brnendir. Bu yzden ancak ayanlarn ihata ettikleri eyin zerinde itminan bulur. u halde insanda mlke benzeyen bir ey ve felee benzeyen bir ey vardr. Bu iki ey itibariyle de iki alemin maribi, iki iklimin mntehasdr. Zlkarneynin iki kblenin meliki ve iki kabilenin sultan olarak isimlendirilmesinin sebebi budur. ki kbleden maksat cismaniler ve ruhaniler cihetleridir. ki kabileden maksat da cinler ve insanlardr. Varlklar benzersiz gzellikte yaratan yce yaratcnn hikmetinin salamlna bakn! Varl nasl erefliden daha erefliyedoru balatyor ve derken cisimle noktalyor! Yine deersizden daha deersize doru balatyor ve yeryz ile noktalyor. Bylece arnma ve tehzible en deerliye ihlasa ulamann yolunu ayor. Bunun aksi ise ilk tertip, yani erefliden daha erefliye doru bir sre izleyerek Kudsi Nebevi nefse ulamaktr ki lk akla (akl kle) benzer. lk akl ise ilk emirdir. Rasulullah (s.a.v) bu hususta yle buyurmutur: Allah ilk olarak beeri akl ve ruhu yaratt. Ki ilk felee benzer ve Allahn cisim olarak ilk yaratt da felektir. Btn iler (emirler) yalnzca Allah'a dndrlr. (Bakara, 210)

35

Burada iler=emirlerden maksat cisimler alemidir. Ve phesiz en son var Rabbinedir. (Necm, 42) burada ise ruhlar alemi, ilk kutup kast edilmitir. Cismaniler alemi de onun aasndadr. Cismaniler unsuri ve feleki olmak zere iki ksmdan ibaret olduklar iin varlk ksmlarn cami bir hazrlk ve giri mahiyetinde bu aleme kanlmaz olarak iki kap almtr. Varlk ksmlarnn tm bu iki kapnn nndedirler. Ben derim ki: Tarife hibir surette ihtiyac olmayan ey, varln mahiyetidir. nk ondan daha ak bir ey yoktur ki onun araclyla varln mahiyeti tanmlansn. Varln mahiyeti ok ak olmasndan dolay biroklar tarafndan grlmez. ncekilerin ve sonrakilerin dnceleri onunla ilgili olarak akna dnmtr. Bir ey kendi zgn snrlarn anca kartna dnr. Bu yzden varln mahiyetini tasavvur etme hususunda ihtilafa dmler, sarholar gibi belli belirsiz eyler sylemilerdir. nk zerlerine yamur gibi vehim oklar yamtr. Varln durumu byle, yani gayet ak ve parlak olduuna gre, mevcudun byle olmas daha da uygundur. nk bir varlk ya zatndan dolay vardr ki o zaman varln bir sebebinin olmas da kanlmaz olur. yle ki: Eer her varlk bakasndan var olursa, o takdirde sebepler silsilesinin sonsuza kadar uzanmas gerekir. Ya da bir tarafa doru deil de daire halinde bakasndan mstani olarak devam eder. Buna ramen yine de dayanlan taraf olarak toplamn bir sebebinin olmas zorunludur. Ama varln bir eyden yaratlmam, yani eyin dnda yaratlm olmas baka.. Fakat byle bir iddiann da yalan olacandan kuku yoktur. Allahtan baka bir yaratc m vardr? eyin dnda yaratlm olmas ifadesi, nermenin yalan esasl oluuna bir iarettir. Varl zatndan olan ve her eyin kayna olan bu

36

mevcuda Yunanllar vacibul vcud, Sryaniler ilah ve Araplar ALLAH derler. Ya da bakasyla mevcuttur. Bu durumda da mmkn olarak isimlendirilir. Bu takdirde de ya varln ikame eden bir hamile muhtatr ya da muhta deildir. Eer muhta ise bu hamil, ya mahmul olmakszn bamsz bir varla sahiptir ki bu durumda hamil ihtiyar sahibi cevher, mahmul ise araz olarak isimlendirilir. Bu ikisinden mrekkep olan varla ise araz sahibi cevher denir. Beyaz gibi. nk beyaz, beyazl olan bir eyden ibarettir. Eer bu hamil bamsz bir varla sahip deilse, bilakis varlnn fiilen kaim olmas iin hamilinin iine hulul etmesi gerekiyorsa hamil heyuli, mahmul ise suret olarak isimlendirilir. Bu ikisinden mrekkep varla da cisim denir. Ne hamile ne de mahalle ihtiyac olan mmkne gelince, ya zihin d ve zihin ii varl itibariyle bir mekana muhtatr ve bu mekan olmakszn varl tasavvur edilemezdir. Bu takdirde bir cihette olmas, uzunluk, genilik ve derinlik sahibi olmasndan dolay somut olarak iaret edilebilir olmas kanlmazdr. Buna da cisim denir. Ya da mekana ihtiyac yoktur, bilakis zati ile kaimdir. Nerede diye iaret edilecek bir konumda deildir. Birleiklik ve ayrlktan mnezzehtir. Bu durumda ya cisimleri tedbir etmektedir ki nefis olarak isimlendirilir ya da idare etmemektedir ve cisimlere sadece illiyet ve icat nazaryla bakmaktadr ve akl olarak isimlendirilmektedir. Nefis de eer makul eyay bilfiil idrak ediyorsa feleki nefistir, bil kuvve idrak ediyorsa beeri nefistir. Ya da beslenme, gelime ve remeden baka bir zellii yoktur, bu takdirde de bitkisel nefistir. Sonra beeri nefis ya sadece ilk makuller ierir ve bu durumda heyulani olarak isimlendirilir. Ya da ikinci dereceden makuller ierir ve meleke mahiyetinde akl olarak isimlendirilir. Yahut bakasna intikal etme zelliine sahip olur. Kesbi

37

makuller gibi. Bu durumda da bilfiil akl olarak isimlendirilir. Veya iinde hasl olup mahede edilen kesbi neticeler gibi. Bu durumda da mstefad akl diye isimlendirilir. Dolaysyla bu mertebelerden biriyle vasfedilmedii srece akl diye de isimlendirilmez. Aksi takdirde ad nefistir. nk beeri varlklarda akl ve nefis, iki farkl ibareyle ifade edilen ayn zattrlar. Bu zat, bedeni idare etmesi cihetiyle nefis, bedene katlan bir ba olmas cihetiyle ruh ve makulleri idrak etmesi cihetiyle de akl olarak isimlendirilir. Feleki varlklara gelince, her felein cismini idare eden bir nefsi, nuru ve parlaklyla nefsine destek olan bir akl vardr. Daha dorusu feleki varln nefis ve akldan ayr bir hasleti vardr. Bu da felein cisminde zikredilen kuvvettir. Ki meyletmeyi gerektirir, onu harekete geirir ve dndrr. Tpk bizdeki hayvani ruh gibi. Buna gre her felein hasletinin olmas gerekir: Akl, nefis ve hayvani kuvvet. Birazdan bu konuyu ele alacaz. ayet bu sz efendisine yk olan klelere ar geliyorsa bilinmelidir ki hak ardr. Cevherlerin zellikleri budur. Arazlar.. Arazlara gelince, onlar ilk nce ruhani ve cismani olmak zere iki ksma ayrlrlar. Ruhani arazlarn tamam, hayat artna baldrlar. Ama hayat yle deildir. O zorunlu olarak kendi nefsi veya baka bir hayat artna bal deildir. Aksi takdirde sonsuz bir zincirleme veya sonu gelmez bir dng sz konusu olurdu. Bu bakmdan kudretler, ilimler iradeler, hznler, sevinler ve benzeri eyler gibidir. Cismani arazlar ise, cevherin hallerine gre dokuz eittirler. nk cismani cevherin uzunluk, genilik ve derinlik olarak miktarnn olmas gerekir. Buna da kemiyet denir. Bir de scaklk, soukluk, aydnlk ve karanlk gibi hallerinin

38

olmas gerekir. Buna da keyfiyet denir. Cismani cevherin bir mekanda ve cihette olmas da kanlmazdr, buna da eyn=nerede denir. Yine baz czlerinin dier baz czleriyle mnasebeti olmal, bir cihette olmas hasebiyle de kendisinin dndaki olgularla da balants olmaldr. Bu duruma da vaz (konum) denir. Ayrca bir ey tarafndan kuatlm olmas da gerekir. nk kuatlmlk mekan sahibi eylerin kanlmaz zelliidir. Eer bu kuatan, kuatlan cevherin intikaliyle intikal eden bir eyse, cevherin mlk olarak isimlendirilir. Gmlek giymek, sark sarmak, zrh giymek ve yzk takmak gibi. Eer insann evin iindeyken ald renk gibi tanmayan trden bir eyse, cevherin mlk olarak nitelendirilemez. Yine cevherin yaknlk, uzaklk, oul veya karde gibi nispetleri de olmaldr. Bunlara da muzaf denir. Bir zamanda olmas da kanlmazdr. Bu nispet de meta=ne zaman olarak isimlendirilir. Alemdeki btn cisimler bir zaman iinde olmak durumundadrlar. Asl felek hari. nk o zamanla beraber olmasnn yannda zamann failidir. Bir eyin faili ise; o eyin iinde olamaz. Bilakis onunla beraberlii illetin malulle beraberlii gibidir. Fakat bu beraberlie de meta=ne zaman ismi verilebilir. Yine hazrlama eklinde de olsa bakasna tesir etmesi de gerekir. Buna da fiil ad verilir. Bunun yannda bakasndan etkilenmesi de lazmdr. Bu duruma da infial denir. Bu son tanmlama btn mmkn varlklar kapsar. Fiili makule ise vacip varla hastr. O'nun ztndan baka her ey yok olacaktr. (Kasas, 88) ayetinde bu anlama iaret edilmektedir. nk helak olmak infialin son snrdr. Bu yzden Cenab- Hakkn zat (vechi) bundan istisna tutulmutur. Bu ise varlnn vaciplik cihetidir ki fiil iddetinden ve tesir kuvvetinden baka bir ey deildir. te air Lebidin haberiniz olsun Allahdan baka her ey batldr eklindeki szn duyan Hz. Rasulullah (s.a.v) bu ruhani nimetten

39

tr sarslyor, maddi olmayan kudsi bir nee hissediyor. Sfli olmayan ulvi bir huzur duyuyor ve Allahm! Hayat sadece ahiret hayatdr. buyuruyor. te bunlar arazn mehur ksmlardr. Bunlara ali cinsler, mmehat (analar), dokuz makulat denir. Yunancada ise katigoryas olarak isimlendirilirler. Buraya kadar anlatmn gerekletirdiimiz varln tm ksmlarn yle sralayabiliriz: Arazn Mehur Ksmlar Dokuz Makulat 1- Vacibul vcud. Bu ksmlar Ona aittir. Zat, sfat, fiil ve isim olarak Onu blecek hibir ey, hibir adan sz konusu deildir. nk yce Allah alemlerden mstanidir. 2- Akllar. Bunlarn says ileride aklayacamz gibi feleklerin says kadardr. 3- Nefisler. Bunlar da ruhaniler aleminden sz ederken iaret edeceimiz gibi feleki, beeri, hayvani ve bitkisel nefisler eklinde ayrlrlar. 4- Cevherler. Bunlar ise be ksma ayrlrlar: a) Heyuli b) Suret c) Heyuli ve suretten mrekkep cisim d) Nefis. e) Akl. Cevherin bu be trle snrl olduunu belirtmitik. Cisim de be ksmdr. nk cisim ya doru bir izgide hareket etmeye elverili deildir, bu durumda felekidir ya da elverilidir, bu durumda da unsuridir. Ya merkeze doru hareket eder ve mutlak olarak ardr ya da merkezi aar ve mutlak olmakszn ardr. Ya muhite doru hareket eder, bu takdirde mutlak olarak hafiftir ya da muhiti ve muhite mcavir olanlar aar ve mutlak olmakszn hafiftir. Arazn ksmlarn yukarda zikretmitik. Varlk czlerinin klli ksmlar ite bunlardan ibarettir. u var olu silsilesi zerinde dn! Nasl azamet, eref ve celalin en yksek mertebesinden balatmtr var oluu? Bundan maksat da rneksiz yaratma, esiz

40

var etme zelliine sahip ilk nurdur ve varlk alemi arzn rabbinin nuruyla aydnlatmtr. Yine nasl aalkln, deersizliin ve izmihlalin son mertebesine vardrmtr var oluu? Bundan maksat da var olmas iin cevheri bir taycya ihtiyac olan arazdr. Bununla beraber varl iin bir sebat yoktur. Bilakis bazs var olduu gibi zorunlu olarak dalr, ortadan kalkar. Havadisler aleminin eksenini oluturan hareket gibi. Havadislerin ekseni konumundaki arazn durumu bu ise, bu hareketin malul konumundaki havadislerin durumu nasl olabilir?! Bazs da fiile yakn bir yerde zlr. Nasl olmasn ki? Arazlarn en gzeli ve en parla idraki salayandr. Ki bundan maksat da hayattr. Onun canllarda zayf bir hayat olarak baladn, yava yava arttn, derken son snrna vardn, yine yava yava snmeye yz tuttuunu ve derken snverdiini grmyor musunuz? eyh Ebul Ala el-Maarri ne gzel sylemi: Sanki ate de hayat da kl gibidir. kisinin de ba ve sonu dumandr. Bu var olu silsilesinin balangc, nurunun parldayndan, feyzinin iddetinden ve kapsayclndan dolay gzler tarafndan idrak edilemedii gibi, sonu da, zayflndan, yetersizliinden, noksanlndan ve eksikliinden dolay idrak edilemez. Onu tenzih ederiz, gzler O'nu gremez; halbuki O, gzleri grr. O, eyay pek iyi bilen, her eyden haberdar olandr. (Enam, 103) nk eksiksiz kemal, idrak eden asndan deil, kemal asndan idrak edilmeye manidir. Tam noksanlk da idrak edilmeye manidir. Bu ise noksanlk cihetiyle sz konusudur. nk yokluk tarafna yakn bir konumdadr. Mani ise idrak eden asndan geerlidir. Bunun nedeni de kkln en son snrnda olmas hasebiyle elde edilememesidir.

41

BRNC BAB Cismaniler iklimi ile ilgilidir. Bundan maksat da sfli cevherlerdir. Bunlara unsuriler de denir. Konu, cevherin hakikati ve varlnn ispatyla alakaldr. Hi kukusuz bizler maddi mevcutlarda bir eyi mahede ederiz. Mahede ettiimiz bu ey ya zati ile kaimdir, kendisini tayacak bir hamile muhta deildir veya aksi geerlidir. Eer birinci k geerliyse bu ey cevherdir. nk cevher derken kendisiyle kaim olunan eyden bakasn kast etmiyoruz. Yani kendisini tayacak bir mevzuya ihtiyac olmayan ey. Maksadmz da budur. Eer zati ile kaim deilse, aksine kendisini tayacak bir hamile ihtiyac varsa, bu takdirde onu kaim klan eyin kesinlikle bizzat kaim olmas gerekir ki sonsuz bir zincirlemenin olmamas iin.. Aksi takdirde sz dnp dolap ona gelir ve kendi zatlaryla kaim olmayan mevcudat iinde sonsuz bir zincirleme var olu olgusu gndeme gelir. Bunun muhal (imkansz) olduu aktr. Bu gerei teslim ettiimize gre bu silsilenin gelip dayand, varlklarn kaim klan bir eyin olmas kanlmazdr. Aradmz da budur zaten. Bylece de her halkarda cevherin varl kantlanm oluyor. Sonra diyoruz ki: Bu cevher iki czden mrekkep olabilir. Ardndan konu bu czlerden birine geliyor. Bu cz de eer mrekkepse, bu takdirde cz oluturan iki czden birini konumak durumunda kalrz. Eer cevherdeki bu czler, fiilen mevcut iseler, bunun imkanszl phesizdir. Aksi takdirde maddi bir zerrecikte sonsuz czlerin bilfiil var olmalar gerekir. Bu, en-Nazzam olarak tannan brahim b. Bearn ortaya att muhallerinden (teorilerinden) biridir. Bylece sz konusu czlerin maddi cevherde bil kuvve var olmalarnn zorunluluu ortaya kyor. Ama bu, fert olarak cevher adn alan bu

42

czlerden mrekkep olduu anlamna gelmez. nk maddi cevherin bunlardan mrekkep olmas bu czlerden her birinin fert olmamas sonucunu dourur. Yani ferdin fert olmamas. Bu ise imkanszdr. Bu sadece mrekkepliin varsaylmas ile gndeme gelmitir. nk muhali gerektiren mrekkepliin kendisi de muhaldir. Dolaysyla cedel ehlinin mezhebi korku ve utanc douran bir varsayma dayanyor. Bilakis kast ettiimiz anlam udur: Maddi cevher kendisi itibariyle birdir ve saysal olarak son bulmayan czlerin kendisinden domas istidadna sahiptir. Bu cevherden bilfiil hasl olan her ey sonlu olduuna gre, bundan anlalr ki cevher maddi olduu srece mrekkeplii bil kuvve olur. Dolaysyla bazen ayrlr, bazen de btnleir. Bunlar ona araz olmulardr. Bundan dolay maruz olan maddi deildir. nk bitiik maddi olan ey, ayr maddi olan eyle birlikte olamaz. Birliktelik ayrlkla beraber olabilir mi? nk bu kartlarn her biri bizzat brn nefyeder. Bunlar ayn mahalle ve ayn yere ayn anda varit olurlarsa iki ayr stlahla ifade edecek olursak tezat ve kartlk meydana gelmi olur. Bu mahal madum (yok) da olamaz. nk kartlarn madum bir mevzuya varit olmalarn akl, bedihi bir ekilde muhal kabul eder. Akli nazar, byle bir eyi asla kabul etmez. Bunu caiz gren bir kimse, safsata yapm olur. nk arazlarn madum bir mahalle varit olmalarn kabul edersek, cisimler aleminin batan baa zat olarak madum olmalar caiz olur. Zatlar madum olunca da sfatlar ncelikli olarak madum olurlar. Bundan da anlalyor ki varidatlarn mahallerinin ademi olmas, sadece safsata balamnda caiz olmasn gerektirir ki bu da caiz olmasnn imkansz olduu anlamna gelir. u halde bu mahallin srf makul bir ey olmas ve btnleme sebebiyle de maddi olmas gerekir. Biz buna madde, arazna da suret diyoruz. Yine farkl stlahlar balamnda

43

tynet veya heyuli de diyoruz. Akl yoluyla elde edilmi anlamlar zerinde ittifak salandktan sonra bu konuda tartma olmaz. u halde heyuli, makul bir cevherdir. Maddi olarak onu gstermek, iaret etmek sz konusu deildir. Bilakis insanlar Ona ileten, hidayet eden akldr. Ve: ayet kulak vermi veya aklmz kullanm olsaydk, (imdi) u alevli cehennemin mahkmlar arasnda olmazdk! diye ilve ederler. (Mlk, 10) Akl olan kulak verip dinler. Nitekim bu itibarla eriata sem (dinleme) denilmitir. Yani eer biz aklmz araclyla ve nefislerimiz itibariyle akletseydik alevli cehennemin mahkumlar arasnda olmazdk. Ayette akletmeden nce dinlemeden sz edilmesinin sebebi, btn insanlarn tasdiklerini ve tasavvurlarn eriatn kandilinden iktibas etmi olmalardr. Fakat z ve temiz akl sahipleri ne de azdrlar! Kullarmdan kreden azdr! (Sebe, 13) Kimin mana alemi maddi alemine gre ekillenirse, makul mahsusuna uyarsa, zarar etmi, hsrana uramtr. nk z brakp kabuu almtr. Kalabalklar nezdinde dinlenen, nlenen ve kabul gren nice batl tasavvurlar var! Ama duyduunu aklediine tatbik eden kimse kurtulua ermi olur. nk kabuu atp z almtr. Nice makul hak tasavvurlar vardr ki nakil ehli nezdinde reddedilmitir! Yce Allah u ayette bu iki zmreye iaret etmektedir: imdi (dnn bakalm), yz st kapanarak yryen mi (varlacak) yere daha iyi eriir, yoksa doru yolda dzgn yryen mi? (Mlk, 22) Dolaysyla bu makul cevheri idrak etme hususunda kusurlu ve yetersiz olan kimsenin bu durumu, aklnn bunu anlama hususunda yetersiz olmasndan, sadece maddi eyleri idrak etmesinden kaynaklanmaktadr. ayet maddi alemi aabilseydi, gneler tabiatnn dizgininden tutabilseydi, ondan inkar, inatlk ve gnahta srar sadr olmazd. Ama yce Allahn, bu kimsenin vehim eytann aklna ve anlayna musallat etmi olmas baka. Bu takdirde akl araclyla bilir

44

ve vehmi araclyla bilmez olur. inde ikrar ederken, zahirinde inkar eder. Byle bir itikadn sahibi olan kii, Ebu Talibin itikad gibi inanr. O da tpk Kureyli Ebu Talib gibi inkarc olarak isimlendirilir. nk Ebu Talib bir iirinde yle der: Andolsun biliyorum, Muhammedin dini Dnyadaki en hayrl dindir Eer knamadan korkmasaydm veya dudak bkmelerden saknmasaydm Bu apak dine msamaha ile yaklatm grrdn. Nice insanlar vardr ki inkarc Ebucehilin itikadna sahip olduu halde kendisinin beerin en hayrl Rasulullah Hz. Muhammedin (s.a.v), Ebubekirin, merin ve Haydarn (r.a) itikadna sahip olduunu sanr. Aslnda bilmediini bilmedii halde bildiini zanneder. Kabirde olanlar diriltildiinde ve gslerdekiler orta yere serildiinde, o gn her eyden haberdar, halim ve her eyi bilen Allahn verdii rnei anlayacaklardr. Yce Allah, cehennem atei ehlinin mazeretlerini reddetme balamnda Rasulne (s.a.v) yle diyor: Sen sevdiini hidayete erdiremezsin; bilakis, Allah dilediine hidayet verir. (Kasas, 56) Bil ki sen llere iittiremezsin, arkalarn dnp giderlerken sarlara da dveti duyuramazsn. (Neml, 80) Sen krleri sapklklarndan evirip doru yola getiremezsin. (Neml, 81) Rasulullaha (s.a.v) ynelik bu hitaplar, onlarn itirazlarndan yz evirmeyi, onlarla yakn olmamay, onlar kendi hallerine brakmay, onlar terk etmeyi gerektirmektedir. Tpk hayvanlar gibi gezip dolasnlar, yiyip isinler. nk onlar hayvanlar gibidirler, daha dorusu hayvanlardan daha zelil ve daha sapktrlar. Adalet terazisinde hayvandan daha hafif ve daha deersizdirler.

45

Ey kardeim! Bu cevherin ispat ile ilgili u ilahi kelama kulak ver: Sonra duman halinde olan ge yneldi. (Fussilet, 11) Burada aka, gn yaratlmadan nce duman olduu belirtilmektedir. Eer bu duman mevcut ve maddi idiyse, bu demektir ki gn sureti yaratlmadan nce mevcuttu. Yaratlm bir eyin yaratlmasnn muhal olaca aktr. ayet madum idiyse, suretin madumda var edilmesi nasl tasavvur edilebilir? Bu daha da imkanszdr. Geride bir ihtimal kalyor. O da aziz Kuranda iaret edilen bu dumann nefsi makul bir cevher olmasdr. Ki gn suretinin mahallini oluturmaktadr. Biz buna heyuli ve madde diyoruz. Ey insaf vasfna sahip, sapkln inat tartmalarndan beri kimse! Bu cevherin zelliklerini ve vasflarn ne zaman kavrayacaksn? Ne zamana kadar yce Allahn nebiylerine indirdii semavi kitaplarda bu cevheri eitli isimlerle ve en byk vasflaryla zikretmediini sanacaksn? Oysa Allah onu birok yerde zikretmitir: Birincisi: onu kara bir balkta batar buldu. (Kehf, 86) Yani gnein sureti deil, suretin gnei heyulinin kara balna batyordu. kincisi: dolu denize andolsun. (Tur, 6) ncs: bir su ile sulanr. (Rad, 4) Drdncs: Adem ve zevcesine hitaben buyurduu u ayettir: u aaca yaklamayn. Eer bu aatan yerseniz her ikiniz de kendine ktlk eden zalimlerden olursunuz. (Bakara, 35) nk bu beeri nefse kar zalim bir aatr. Beincisi: Yce Allahn bize aktard blisin Adem ve zevcesine syledii u szdr: Derken eytan onun akln kartrp Ey dem! dedi, sana ebedlik aacn ve sonu gelmez bir saltanat gstereyim mi? (Taha, 120) blis,

46

Ademe vesvese verirken aac, ebedilik ve sonu gelmez mlk ile vasfediyor. Grlecei gibi lahi Kitab, bu deerli cevheri alt isimle isimlendiriyor ki her biri aacn alt vasfndan tremitir. Sryanilerin kutsal kitabnn birinci sifrinde de yle deniyor: Allah yeri yaratmaya ynelince, suret libasndan mcerret maddeye ynelik bir ekim olutu. Bylece zayf grller iin kesin kant, yetersiz akl sahipleri iin ikna edici nass ortaya konmu oldu. yle ki: maddi varlklar iinde gzle grlmeyen, maddi olmayan makul cevherler vardr. Maddiler maddi olular itibariyle sadece arazdrlar. Cevherler ise, ister madde ister suret olsunlar makuldrler. Bu ikisi bir araya geldiinde maddi cisim olurlar. Ama cismin hakikati deil, zahiri ve yzeyi olurlar. Bunu iyi anla!.. Cisim ve hallerinden sz ederken, buna delalet edecek kanta ihtiya olmaz. nk onun varlna maddi oluu zaten hkmeder. Mahiyetine gelince, daha nce mahiyetinin iki cznden sz etmitik. Heyuli ve Suret. u halde hakikatini de renmi oldun. Ama istenen ey, hallerinin delille ispat edilmesidir. Bunlar da arazlardr. Arazlarn arazlarnn ispat: Burada arazlarn arazlarnn ispatndan sz etmemiz gerekiyor. Arazlarn bazs maddidir, bir kantn delaletine muhta deildirler. Hareket, renkler ve hissin tek bana idrak ettii btn zellikler gibi. Arazlarn bazs da makuldrler. limler gibi. Ya da srf makul olan ruhani arazlar gibi. Korku, keder, sevin ve nee buna rnek gsterilebilir. Bunlar da zorunlu olarak bilinirler. nk nefisten kaynaklanrlar. Akln ftratna yerletirilmi, nefislerin balangcna karakter olarak oturtulmu bir ey inkar edilebilir mi? Fakat maddi ve makul

47

arasnda baz olgular vardr ki baz anlaylar bu noktada arr, bunlar var olusal olgular m yoksa ademi olgular m ya da varlk veya yoklukla vasfedilemeyecek nc bir tr m diye kukuya derler. Bunlara haller adn verirler. Siyahlk, beyazlk, cevherin yerinde hasl olmaktan ibaret olu, grlmeyi mmkn klan renk gibi izafi ve nispi olgular gibi. Bu rktc ve dehete drc hayreti izale etmek, bu sert ve ar izanszl gidermek iin bunlarn ispat hakknda klli bir sz sylememiz zorunludur. Diyoruz ki: Cisimlerin hareket, durmak, toplanmak, ayrlmak, dnmek, deimek gibi hallerine ahit olduumuzdan phe etmiyoruz. Birinci halin ikinci bir halle deimesi, ya bir eyin yenilenmesini gerektirir ya da gerektirmez. Eer gerektiriyorsa, olmayan bir eyin meydana geldii kesindir. te bu arazn arazdr. Eer gerektirmiyorsa, bu durumda sz konusu yenilenmenin, deimenin, oalmann ve zail olmann salt yoklukta, srf olumsuzlukta gereklemi olmas gerekir. Bunun da muhal olduu aktr. u halde arazlarn varlk sabah aydnlanmtr. Cismin Halleri ve Hkmleri: Biz cismin hallerini ve hkmlerini saymaya dnelim.. Birinci Hkm: Cisim, heyuli gibi makul bir eyle onu kaim klan deil, ama tamamlayan maddi bir ey olarak suretten mrekkep olduu iin makul bir cevherdir de. nk makul cismin suretidir. Nitekim tamamlayc suret de maddi cismin czdr. Makul cisim, ancak kendisine zel arazlar iltihak ettiinde maddi aleme girebilir. Maddi bir ate olmas iin scakln, su olmas iin soukluun, gne ve yldz olmas iin n ve felek olmas iin effafln iltihak etmesi gibi. Bu, tamamlanm bir surettir. Yani maddi cismin varl onunla tamamlanr. Bu itibarla kanlmaz olarak uzunluk,

48

genilik ve derinlik gibi cihetlere de sahip olmak durumundadr. Ki gark olmu karanlk nefislerin d yeri olsun. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: kola ayrlm bir glgeye gidin. (Mrselat, 30) Bu sebepten dolay cisim yerleecei bir mekana ihtiya duyar. Mekan ise arazn mekan gibi bir mahal deildir. nk araz, zehrin yumuak, aralkl cisimlerde yaylmas gibi mahallinde yaylr. yle ki mahalle yerleenle mahal birbirinden ayrt edilmez olur. nk ikisinin yaps, younluu tamamen rtm, btnlemitir. Ama bir mekana yerleen ile mekan arasndaki iliki bundan farkldr. Mekana yerleen ey mekana yaylmaz. Bilakis ikisi yzeyleri itibariyle birbirinden ayr kalrlar. Bu yzden mekan terk edip baka bir mekana intikal edebilir. Bu yzden cisimler asndan hareket caizken arazlar iin caiz grlmemitir. nk birincisi, yani cisim mekanyla deil kendisiyle kaimdir. kincisinin, yani arazn, hamili olan mahal olmakszn zatyla kaim olmas mmkn deildir. Bundan da anlalyor ki cisim miktar itibariyle bir mekan gerektirir. Dolaysyla onu tarif etmek gerekir. Bunun da artlar vardr. Bu artlardan biri, cisim mekann iinde olmaldr, zerinde deil. Cisim oradan intikal edebilmelidir. Bir mekan iki cismi birden almaz. nk bir cismin ayn zamanda iki mekanda olmas imkansz olduu gibi iki cismin ayn mekanda olmas da imkanszdr. Ama kaypak ve hain vehim kapsamnda tasavvur edilmesi baka. Gerek meselelerle ilgili olarak byle bir tasavvur son derece irkin kaar. Bu emarelerin tm baka bir cismi ihtiva eden cisimde mevcuttur. u halde batn sath ihtiva edilenin zahir sathn ihtiva eder. Buna gre mekan arazdr. Dolaysyla ihtiva edeni olmayann mekan da olmaz. zetle u sonuca varyoruz: Cismani alemin toplamnn bir mekan yoktur. nk ihtiva edeni yoktur. u halde cisim aleminin tmn ihtiva eden baka bir cismin olmas ve bu cismin de ihtiva edilen

49

olmamas gerekir. Eer her ihtiva edenin bir ihtiva edeni olsa, ihtiva edenler silsilesi sonsuzlua doru uzanr gider. Ama bunun fasit olduu zorunlu olarak bilinmektedir. yleyse feleklerin felei konumundaki ar, mutlak olarak ihtiva edendir ve kesinlikle ihtiva edilmezdir. Sfliliin son mertebesi olan arz da mutlak olarak ihtiva edilendir ve ihtiva eden olmaz. O halde ar mekann tmdr diyen doru sylemitir. kinci Hkm: Hareket. Akl ve vehim hareketin araz olduu, zat ile karar klmad hususunda birleirler. Yani sabit olmas mmkn deildir. Var olmas ile yok olmas birdir. Bu hareketin tanmdr. Taksimi ise iki adan geerlidir: Birincisi, sebebi itibariyledir. Yani hareket sebebi itibariyle, a) Tabii, b) Cebri ve c) radi olmak zere e ayrlr. Bu kla snrl olmasnn gerekesine gelince, hareket hadis (sonradan olma) bir olgudur, bu yzden hadis bir sebebinin olmas kanlmazdr. Hareketin sebebi de ya haricidir ki bu durumda cebri sebep olarak isimlendirilir. Yayla frlatlan ok gibi. Ya da dahilidir. Bu durumda da ya hareket ettirici sebep uurludur, kendisinden sadr olan hareketi idrak etmektedir, ya da byle deildir. Eer uur ve idrakle birlikte sadr olursa, bu takdirde iradi bir harekettir. Canllarn sergiledikleri hareketler gibi. Eer hareket uur ve idrak eliinde gereklemiyorsa, bu takdirde tabiidir. evreye doru ykselen ate ve merkeze doru den ta gibi. kincisi, hareketin ciheti itibariyledir. Yani hareket ya daireseldir ya da dorusaldr. Bu iki kla snrl olmasna gelince, hareket ya aaya doru den ar bir cisim gibi evreden merkeze dorudur ya da hafif bir cisim gibi merkezden evreye dorudur. Bu iki hareket dorusaldr. Ya da ne ondandr ne de ona dorudur, aksine zerindedir. Bu takdirde de dairesel olarak isimlendirilir. Felekler ve ate kresi

50

gibi. nk ate kresi felein dnyle dner. Ama bu hareket cebri ve daireseldir. Dorusal hareket tabii olabildii gibi cebri de olabilir. Ayn durum dairesel hareket iin de geerlidir. Harekete ilikin bu taksim mekan asndan sz konusudur. Hareket ile ilgili ikinci tr taksim, kemiyet asndandr. Buna gre cisim bazen byr, ama kendisine eklenen bir ziyadelikten dolay deil. Bazen de klr, ama kendisinden bir eyin eksilmesinden dolay deil. rnein su kaynad zaman byr, buna zlme denir. Donduu zaman da klr. Buna da younlama denir. Cisim bazen czlerin artmasndan dolay byr, buna gelime denir. Bazen bir eyin eksilmesinden dolay klr, buna da zayflama denir. Hareketin kemiyet asndan bu iki kla snrlandrlmasnn gerekesine gelince, bir cisim ya byr ya da klr. Bymesi ya kendisine eklenen bir ziyadelikten dolaydr ya da deildir. Birincisine gelime, ikincisine zlme denir. ncs ise klmesidir. Bu da ya kendisinden bir eyin eksilmesinden dolaydr ve buna zayflama denir. Ya da yle deildir ve buna da younlama denir. Arklk ile zayflk ve semizlikle gelime arasnda fark vardr. nk ark geliebilir, semiz de zayflayabilir. Bu tr hareket, mekansal hareketten hali olamaz. nc Hkm: Cisimle ilgilidir. Ve bu taksim bize hastr. yle ki: Bu unsuri cisimlerin tamam, gklerin altnda, ay feleinin derinliinde tertip edilmilerdir. Bu dzenli bir tertip ve mazbut ve kaynam bir dzendir ve her birinin suretinin ve suretinin ayrlmaz zellii olan tabiatnn gerektirdii bir dzen ve tertip sz konusudur. Atee gelince, btn cisimlerin en hafifidir. Bu yzden kendisini evreleyen felee mcavir olmas gerekmitir. nk aralarnda letafet, hafiflik ve nuranilik benzerlii vardr. Ayrca felek, hareketi itibariyle scakln illetidir. Hikmet

51

uyarnca, kendisine isabet eden cismin ok scak olmasn gerekmitir. Aslnda hareketten tabiat itibariyle scak olan ateten baka bir ey de domaz. Yer de her eyin en dolusu ve en ar olduu iin, doluluundan ve arlndan dolay en aada olmas gerekmitir. Su ise bu bakmdan yere en ok benzeyen cisimdir. nk souk ve youndur. Bu da yerin yanna konulmasn gerektirmitir. Hava ise effaflk, letafet ve hafiflik bakmndan atee daha ok benzer. Bu yzden atee mcavir olmas gerekmitir. te muhkem tertip ve ll terkip budur. Bu, her eyi en salam ekilde yaratan Allahn yaratmas ve fiilidir. Allah'tan daha gzel rengi kim verebilir? (Bakara, 138) Onun ba ve sanatdr bu. imdi O'ndan bakasnn ne yarattn bana gsterin! Hayr (gsteremezler)! Zalimler ak bir sapklk iindedirler. (Lokman, 11) Akl, insan bylesine stn sanat eseri bir dzenin ve bu esiz sistemin mahede edilen maddi bir vasta olmakszn oluturulan bu olaanst tertibin varlnn gerekliliini tasdike yneltir. nk apak, parlak ve son derece zahir ve aydnlktr. Gr zayf olmakla beraber akl eksiksiz olan bir insan n yargsz gryle ve olanca kararllyla tefekkr edecek olursa, bu drt mekann bu tarz varlnn vacipliine hkmetmek zorunda kalacaktr. Drdnc Hkm: Bir suretten baka bir surete gemek. Bu hkm bize gre cismin zelliklerinden biridir. Bu geiin sebebine gelince, bu drt mekan arasnda ortak bir heyuli yaratlmtr. Tpk bir gzel suretle yetinmeyen fahie bir kimse gibi.. Bilakis binbir hile ile hep baka bir e arzular. Bazen kaynama ile imtihan edilirken atein suretinin gzelliini kullanarak evlenir. Bazen souma belasna duar olunca arzn suretini, bazen erimeye ve latif neme meylettiinde hava suretini kullanarak, bazen youn ve sv aka eilim

52

gsterdiinde su suretini kullanarak evlenir. Bu drt mekann bu ekilde olmasnn sultani bir gayesi ve sbhani bir hikmeti vardr. Eer bu ekilde olmasalard dengeli, yapc ve hayvani suretler hasl olmaz ve alemimize bahedilmezlerdi. nk bu keyfiyetlerin her birine has unsurlar vardr ve bunlarn da zel gayeleri mevcuttur. Ki bu suretler tamamlansnlar, kemale ersinler, kendilerine yaraan faillerini kabul edecek dzeye ulasnlar. Ate olgunlatrma ile, hava nfuz etme ile, su devam ile ve yer yapma ile bunu gerekletirir. nk bu suretler ancak bunlar arasndaki kaynama ile gerekleebilirler. Kaynama ise her birinin hiddetinin, bryle karlamas ve temas srasnda krlmasyla gerekleir. Ama vehmedilen bir i ie geme ve fesadn olmamas artyla. Eer tezad zere devam ederse kaynama lfeti gereklemez. Bilakis her biri tezat dmanlyla brnden kaar. nk su suretiyle ate sureti arasnda tezat dmanl vardr. Bunun sebebi de birbirlerini itme zelliidir ki apak grlmektedir. Bu ise ancak lfet yoluyla izale edilebilir. Bu da sadece suretlerin kendilerini bahedenden fkrmasn hazrlayan imtizatan doan miza araclyla hasl olabilir. Birbirine dman bu ztlar arasnda mizacn gereklemesi iin de bunlarn tayclar iinde tedricilik ve teenni olgusunun olmas gerekir. Bu ise ortak heyulidir. te bu drt anneden doan bu ocuu anla! Bunlar cehennemin yedi kapsdr. Bu kaplarn her biri iin ayrlm bir cz vardr. Nitekim cehenneme: bu ocuklarla doldun mu? denir, o da Daha var m? der. (Kaf, 30) Bu drt unsur meydana geldiinde on iki dnm tr hasl olur. nk her biri br eye dnr. Ama bunlarn bu dnm ayn derecede olmaz. rnein hava atee, ate de havaya, hava suya, su da havaya dnr. Su topraa, toprak da suya dnr. Bu dnmlerin tm bir derecede gerekleirler. nk aralarndaki mnasebet yakn, buna karlk ztlk nispeten uzaktr.

53

Buna karlk ate topraa dnmeye hazrlandnda bu ancak derecede gerekleebilir. nce havaya, sonra suya, sonra topraa dnr. Hava toprak olmaya meylettiinde bu ancak iki derecede hasl olabilir. nk dnmn hzl gereklemesini engelleyen ztlk son derece gldr. Bu dnmlerin gerekletiinin tan histir. His bunu mahede etmektedir de. Sen de kendinde mahede edebilir, ibret alabilirsin. Bunu grp anlamak iin konuyla ilgili kitaplar da inceleyebilirsin. Hr fikirli biri iin bir iaret yeterlidir, iraba, ibareye gerek yoktur. Hi kukusuz buna benzer zet aklamalar, bu gibi maddi ve czi sorunlara ilikin konular uzun uzadya anlatan aklamalardan daha iyidirler. Ki bunlar bakan gz bebeinin kandilinden szan aydnlkla gren ruhun nurlarndan iktibas edilmilerdir ve detayl aklamalara avam da ortak olur. Bu temel unsurlar arasndaki imtiza itidale yakn ve hayat unsurunu kabule hazr olduu oranda, tr kabul etmesi daha erefli, sureti kabul etmesi daha salam, yaratl iin daha stn, nefis iin daha nurlu ve daha parlak olur. Ta ki bu nurlar nefs- natka ile kemal buluncaya kadar. Nefs- natka ise, Allahn semavata (gklere) ve arza (yere) salm melekuti nurlarndan biridir. Beinci Hkm: Bu unsuri varlklar feleki varlklardan etkilenirler. Ama bu demek deildir ki felekler ve yldzlar bu basit ve mrekkep unsurlar zerinde icat ve tekvin eklinde etki ederler. nk cisim, cisim olmas hasebiyle ldr, icat etme ve yaratma eklinde bir etki gsteremez. Evet, bunlar, sfli cisimleri suret ve araza hazrlarlar. Ki bunlar bahedenlerinden gne kursundan yansyan k ve aydnlk gibi, letafet, younluk, berraklk, bulanklk benzeri renklere sahip camlarn yzeyine istidatlar ve kabiliyetler orannda yansrlar. Bu hazrlamalar da bu cisimden kaynaklanmaz. Aksi takdir-

54

de her cisim iin byle bir hazrlayclk ve istidat sz konusu olurdu. Bilakis bunlar nefis orannda bunlarn cisimler iin sabit olmasn salarlar. nk nefisler akllardan nurlar, yani muayyen etkiler edinip hareketlerine ve idraklerine yansttklar zaman heykelleri konumunda olan cisimlere de yanstrlar. Ta ki bu heykeller bu nurlar vastasyla baka cisimlere hazrlansnlar, baka arazlar ve suretler kabullenmeye elverili olsunlar. Btn bunlar onlarn almak iin kmldama, dnme, aama kaydetme ve ykselme, ya da yanstma iin inme eklinde hareket ederler. Yoksa l iin herhangi bir fiil sz konusu deildir. Sadece infialden sz edilebilir. Belki aklna yle bir soru gelebilir: - Meydana geli (hudus) alannn ortas konumundaki imkan sahasnda yzen bu akllar, bu suret ve arazlara bahedilmi etkileri ve hibe edilmi nurlar nereden getirirler? Buna vereceimiz cevap udur: - Bu akllar, onlar baka bir membaa muhta olmayan akn nur membandan getirirler. nk her ey o membadan balar ve ona dner. Yce Allah bundan yle haber vermitir: Hepsi Allah'tandr, de. (Nisa, 78) Bu ifade u anda cebrin ceberut kapsn almaktadr. Bildirildiine gre her faziletli ve habisin bu kapdan girmesi de kanlmazdr. Bylece ulvi varlklar, sfli varlklarda zahir olsunlar. Ve cisimler nurlar, parlaklklar ve aydnlatc yakclklaryla belirginlesinler. Bunlardan biri, cisimler ve bedenler aleminde sultan mesabesindedir. Bu, Allahn en yce ve en byk misalidir, en grkemli ve en parlak meselidir. nk yce Allah yce ann, burhannn belirginliini vurgulamak maksadyla, aklama ve sfatlarn sayma balamnda Kurannda ok kere ondan sz etmitir. Buna u ayetleri

55

rnek gsterebiliriz: Semavatta ve arzda (tecelli eden) en yce sfat O'nundur. (Rum, 27) En yce misal Allah'a aittir. (Nahl, 60) Allah, semavatn ve arzn nrudur. O'nun nrunun temsili (Nur, 35) Arz, Rabbinin nru ile aydnlanr. (Zmer, 69) Bu, Allahn en byk ayetidir. nk ahs olarak Tekdir, bakalarndan ycedir, akndr ve nurunu onlara yanstr. Ama hi kimseden nur almaz. Maddi alemin aydnlnn membadr. Nitekim Allah, makul alemin nurunun membadr. O halde misal ve mesel Allahndr ve Allah benzerden, misilden ve ahirete inanmayanlarn hayallerinden, kt misallerinden beridir, ycedir. En yce misal Allaha aiddir. te yldzlara tapanlarn ayaklar bu noktada kaym, zihinleri llerin karanlklarnda yolunu armtr. nk bunlar ilahlar edinmilerdir. Oysa bu varlklar, hareket bakmndan en yce mertebe bakmndan en yksektirler. Maddi alemde kendilerine ibadet edenlerden beridirler. Bu ibadet edenlerin en aas, esfel-i safiline yuvarlanan, tabiata tapanlardr ki tabiat cisimler aleminin en karanlk varldr. Gne nasl byklk ve parlakln en st mertebesinde ise tabiat da hakirliin ve karanln en aa mertebesindedir. Onun kendisi hakknda bir bilgi ve etkisi yok iken, bakas ile ilgili etki ve bilgisi olabilir mi? Bunlar arasnda batl mezhepler, aslsz isteklere dayanan anlaylar vardr ki abdallarn mutluluklarn ellerinden alrlar. Daha dorusu ballarn sonsuz bedbahtla mahkum ederler. Sonuncusu da vezirin menzilidir. Yani ayn. Gnein tesiri, canllarn hayatlarnn ve bitkisel nefislerin maddesi konumundaki ve aydnl yaymak eklindedir. nk canllarn hayatlar ancak tabii scaklkla gerekleebilir. Bu ise ulvi k ve nurdan kaynaklanan bir batr. Bitkilerdeki nefislerin hasl oluu da buna baldr. Nasl ki beeri natka-

56

larn nefisleri ayr nurlardan, yani cisimlerin karanlklarnn bulanklndan mcerret saf akllarn ba ise, hayvani ve bitkisel ruhlar da parldayan, k saan yldzlarn nurlarnn badr. Ayn tesiri, meyvelerin olgunlamas, sularda med cezirin meydana gelmesi, memelerde stn artmas, ekinin, neslin ve ziraatn artp eksilmesi, zayflamas eklindedir. Btn bunlar ayn byyp parlamas, sonra klp nn zayflamas ile balantl olarak gerekleen hadiselerdir. Bu ikisinin dndaki yldzlarn tesirlerine gelince, bu husus Ncum ilminde ayrntl olarak aklanmtr. Bu ilerle uraanlar grdkleri manzara karsnda derin bir hayrete dmekten kendilerini alamamlardr. Bil ki: Canl varln bedeninde kalp ne ise alemde de gne o konumdadr. Daha dorusu gne, insan- kebir (byk insan) dediimiz cisimler aleminin gz mesabesindedir. nk varlklar onunla grlr. Gne varlklar aleminin yzdr de. nk yz insann en erefli organdr, gne de varln en erefli objesidir. Gne varln badr da. nk yz ve gz bata olurlar. Gne kalptir de. nk bedenin her organna yansyan feyizlerin memba kalptir. Ay ise beyin konumundadr. Hayat nce kalpte balar, sonra onun araclyla beyine sirayet eder. Oradan da bedenin sair organlarna, taraflarna ve kelerine yansr. Yce Allahn cmertlik denizinden yansyan feyizler de bunun gibidir. Onun nurlar akllara yansr, onlar aydnlatr, etkilerine gark eder. Sonra cmertlik bulutlarndan kendilerinden aa olan her varla etki ederler. nce gne nefsinde zuhur eder, sonra oradan aya yansrlar. Bundan dolay ay, tesir bakmndan gnein halifesi konumundadr. Sonra bu tesirler tabii ve has eklinde olurlar. Bunu etkilenenler ara-

57

sndaki farktan anlyoruz. nk tabii tesir, eserin tabiattan vastas sadr olmasndan ibarettir. Has tesirde, tesir tabiattan sadr olur, ama halinin vastasyla ve bu vasta bizce bilinmemektedir. Muayyen bir tan (mknats) demiri ekmesi gibi. Eer bu tan ekim eklindeki tesiri srf tabii olsayd, her tan demiri ekmesi gerekirdi. O halde burada tabiatn yan sra baka bir unsurun da bulunmas gerekir. O halde tab (huy, karakter) tabiattan, tabiat ise hasiyetten daha geneldir. nk tabn bir etkisi vardr ki bunun uurlu olmasyla uursuz olmas fark etmez. Tabiatn tesiri ise uursuzdur. Bu yzden hayvanlar tablar gerei fiillerini ilemeye musahhar klnmlardr, tabiatlar gerei deil. denilmitir. Denilse bile bu mecazi olur. Yine denilmitir ki: Cansz varlklar, tabiatlar gerei fiillerini ilemeye musahhar klnmlardr, tablar gerei deil. Denilse bile bu da mecazi olur. Hassiyete gelince, bu da hepsinden daha zeldir. nce tab gelir, sonra tabiat, ardndan da hassiyet gelir. Ayrca bilinmeyen bir olgudur. Cismin bir mekannn olmas ve mekann heyetinin sebebine iltihak etmesi kanlmazdr. nk cismin czleri arasnda, czleriyle harici olgular arasnda mnasebet vardr. Bu heyete vaz diyoruz. Daha nce belirttiimiz gibi vaz ulvi annelerdendir. Bunun bakas zerindeki tesiri ancak bu vazn aracl ve ortaklyla mmkn olabilir. Dolaysyla u cihetten hali deildir. Birincisi, yaknldr. Yani karlamadr. Atein, tesirini kabul eden bir eyle karlatnda onu yakmas gibi. kincisi uzakldr. Bu da kar karya olutur. Aydnlatc bir cismin karsnda olan bir cismi, effaf, engellemeyen bir vasta araclyla aydnlatmas gibi. ncs vasattr. Yan mcavirliktir. Atein, su ve benzeri eyleri mcavirlik neticesi stmas gibi.

58

Sonra u alemimizde s ortaya kar, czileri arasnda ve ey araclyla yaylr. Birincisi: Tabiat gerei scak olan cisim araclyla. nk her cismin scakl baka bir cisimden kaynaklanyor olsayd, bu takdirde sonu gelmez bir silsile meydana gelirdi veya daimi bir dairesel olu sz konusu olurdu ki her ikisi de ileride grecein gibi muhaldir. Bilakis tabii olarak scak bir cisimle son bulmak bir zorunluluktur. Bu cisim de ateten baka bir ey deildir. kincisi: Hareket. Hareket cismi snmaya hazrlar. Bu denenmi bir olgudur ve vehim oklarnn nn kesmitir. rnein souk olarak akan su, tabii olarak souk ve durgun sudan daha az souktur. Btn sert cisimler matkapla delindikleri zaman bu srtnme sonucu bir s meydana gelir ve tabiat gerei bundan etkilenme zelliine sahip cisimler dedikleri zaman yanarlar. Bu olgu da nice kereler denenmitir. Bundan u sonuca varyoruz: Eser her zaman messirle ayn cinsten olmak zorunda deildir. nk s hareketin bir eseridir, ama bu ikisi ayn cinsten ve trden deildirler. nk s bir keyfiyet iken, hareket kemiyeti, keyfiyeti, eyniyeti (neredelik), vaziyeti vs. amil bir trdr. Bu iki bab arasnda bir aynilik var mdr? Buraya kadar yaptmz aklamalar ok nemli, byk, yararl ve deerli bir mukaddime mahiyetindedir. Bundan u sonuca varyoruz: rneksiz yaratan yce Sani, vazettiklerinin benzeri, tabettiklerinin misli deildir. Nitekim bunu gayet ak bir ifadeyle bildirmitir: O'nun benzeri hibir ey yoktur. O iitendir, grendir. (ura, 11) Onun mkerrem kullar da yle. Onlar da cisimlerin benzerleri, arazlarn ve ecramn denkleri deildirler. Onlar,

59

uzunluk ve genilik boyutlarna sahip arz semasnda Allahn halifeleridirler. Nitekim nsan da arz sergisinde Allahn halifelerinden biridir. Vazifesi de nafile ve farz sergisini yaymak, varlklarn aralarndaki ihtilaflarda hkm vermek, bor ve alacaklar eda etmektir. Halife, vekil demektir. Vekil de zat, sfat ve fiil olarak ok uzak bir konumda olsa da asile benzer. leride bu konuyu sana okuyacaz, akllara durgunluk veren bu byk hadiseyi, bu ok ynl, dehete drc, insann kann donduran muazzam sistemi sana anlatacaz. ayet Allah gzlerini aar, iini batl duygulardan, kirlerden arndrrsa yle ki: Allah onlarda bir hayr grseydi elbette onlara iittirirdi. Fakat iittirseydi bile yine onlar yz evirerek dnerlerdi. (Enfal, 23) Ayette iki nerme yer almaktadr. Birinci nermede onlarn Hakk kabul etme istidatlar olumsuzlanyor. kinci nermede ise inkarlar, srarlar, kanmalar ve hakka kar byklenmeleri ispat ediliyor. te bunlar bununla doru yola girmek arzusunda olmadklar iin Bu eski bir yalandr diyecekler. (Ahkaf, 11) Onlardan ncekiler de ite tpk onlarn dediklerini demilerdi. (Bakara, 118) yani; byk su ite budur. nc: nc vasta, ulvi nurlardan ayna ve sert talar gibi parlak cisimlere yansyan klardr. Bir cismin parlakl arttka bu klardan etkilenii ve snmas da artar. nk parlak bir ayna, klarn yzeyine yaylmas, sonra evresinden merkezine doru inmesi, ardndan oradan karsndaki cisme aksetmesi sonucu aynann snmas ve karsndaki cismin de yanmas gibi bir sonu dourur. Soukluun sebepleri ise, bu anlattmzn zddn dourur veya yokluunu gerektirir. Bunu derken vastalar kast ediyorum.

60

Babn Sonu: Esiri2 veya unsuri olsun btn cisimler cisimlikte ortaktrlar. nk cismin mahiyetinin snr, boyutun mmkn olmasdr. Snr da kanlmaz olarak akseder. Dolaysyla boyutlu olmas mmkn olan her ey cisimdir. Boyutlarda ortaklk sz konusu olduunda, zorunlu olarak cismin hakikati itibariyle de ortaklk gerekleir. Bir eyde ortak olan eylerin bir eyde de farkllamalar kanlmazdr. nk farkllk olmazsa ortaklk da olmaz. Aksi takdirde deiik eyler deil, tek bir ey olurlar. uras da aktr ki farkll gerektiren eyin cisim olmas muhaldir. nk iki ey, ortak olduklar bir eyden dolay birbirlerinden farkllamazlar. Geride bir tek k kalyor, o da farkll gerektiren eyin scaklk, soukluk, k, karanlk, uzunluk, dairelik vb. bir araz olmasdr. Bunlar saymakla bitmezler. nk araz trleri bil kuvve gayri mtenahidir. Bunlardan bir tr ele alalm. rnein hareket. Hareket bil kuvve bir snrda durmaz. Ama bilfiil varlk kapsamna giren btn ahsi hareketlerin belli bir snr da vardr. Ayrca belli bir zaman da vardr. Bu ise hareketin miktardr. Miktar ise nihailik sfatyla mevsuftur ve ahs da muayyendir. Dolaysyla miktar da bu ekilde belirginleir. Bylece cisimlerin hakikatte ortak, kendilerine arz olan arazlar itibariyle de ayr olduklar ortaya kyor. Bu arazlarn cisimle btnlemi olmas veya ayr olmas fark etmez. Bu ortaklk ve farkllk makul arazn varlna delil olmas hasebiyle seni sarsm olmal. O halde zihninde tut, hallerinde ve ilerinde bunlara gre amel et. Arazlar da cinslerinin gayrisi olmakla beraber arazlkta ortaktrlar. nk arazlar yksek
Esir: Atomlar arasndaki boluu ve btn evreni doldurduu var saylan, arl olmayan, s ve ileten cevher.
2

61

cinslerdir. Onlardan daha yksek cins yoktur. Aksi takdirde onlar deil, daha yksek olan ulviler olurdu. u halde arazlk, dokuz araz asndan bir cins deildir. Bilakis onlar iin arazi varlk konumundadr. Arazln arazlar asndan bir cins ifade etmediini gsteren hususlardan biri de udur: arazlarn her birini, ayrc bir delil olduu iin araz olduklarn gz ard ederek, kendi mefhumuyla akletmek mmkndr. Bir ey iin cins demek, onun bu cinsin bir cz olduunu dnmeden nce zorunlu olarak o cinsi dnmek demektir. Bu da gsteriyor ki arazlk, dokuz araz iin cins anlamn ifade etmez. ayet bunlarda ortak iseler, bakalarnda ayrlmalar kanlmazdr. Arazn zat ve hakikat olarak baka arazdan ayr olmas da silsileyi keser. Tpk cismin zat olarak arazdan ayr olmas gibi. Bu ayrlk da birka adan olur: Birincisi: hakikatte ortak olmakla beraber mahal olarak ayr olmak. Kargadaki ve katrandaki siyahlk gibi. kincisi: hakikat ve mahal itibariyle ayn olmakla beraber zaman olarak ayr olmak. Tandrn bu gn ve yarn iine ate atlmas sonucu scak olmas gibi. nk scaklk mahiyet ve mahal olarak birdir, ama ayrlk bugn ve yarn olmak eklinde belirginleiyor. ncs: Mahal ve zaman itibariyle ayn olmakla beraber mahiyet ve zat itibariyle ayr olmak. ekerin tatl ve beyaz olmas gibi. nk ekerin tatll beyazlndan zat olarak ayrdr, mahal ve zaman olarak ayn olsalar da. Burada baz vehim sahiplerinin sylemeye altklar silsile kesiliyor. Diyorlar ki: eer her hangi iki ey arasndaki ayrlk mutlaka baka bir eyden kaynaklanacaksa, bu sonu gelmez bir silsileye sebep olur. Oysa ortaya kt ki herhangi iki ey arasndaki ayrlk, ya hakikat itibariyle ya da yabanc veya yakn arazlar itibariyledir.

62

Varlklar iinde bu ayrla, farklla en layk olan da Vacibul vcuttur. nk O, mahalden ve zamandan beridir. Hatta Vacibul vcut dndakiler de bu iki adan birbirlerinden ayrlrlar. Akllar birbirlerinden ve bakalarndan, sonra nefisler, sonra feleki cisimler, sonra unsur olarak belirginlikleri ve mrekkep olarak zat, zaman ve mahalleri birbirinden ayrdr. Bir eyin varlk sahasna girii ne kadar ok rtlerle birlikte olursa, bakasndan farkll, ayrl daha ok olur. Varlklarn srlarn Allah herkesten daha iyi bilir.

63

KNC BAB: FELEKYAT: Ben derim ki: stn, byk, latif, effaf, yukar, nurani, canl, konuan, iiten, Rabbine itaat eden, geni, yksek, yaygn, dmdz, tesbih ve tehlil eden, ululayan, tedbir edilen, sabah olunca ve akama erince, gece ve gndzn ularnda Allahn rzasn kazanmak, ulvi sevaba ulamak ve sfli azaptan kamak iin rku eden, secdeye varan bu crmn varl, heyeti, ekli, dairesel hareketi, ve aydnlatcl o kadar zahirdir ki hissin ona delalet etmesi iin burhann, kantn aydnlna ihtiya yoktur. Bilinmesi istenen ey, onun mahiyetini ve tabiatn, unsuri varlklardan olup olmadn bilmektir. Bil ki: Bu ulu, icad eden, ilk olarak balatan, sonra tekrar ortaya karan crmle ilgili olarak eer unsurlar lye katlmsa, bu, arazi bir olguya itirak etmek olur. nk llerin araz olduunu daha nce belirtmitik. Ama heyulas ve sureti itibariyle ondan ayrdr. Tabiat ve boyutlar itibariyle onun teferruat olarak belirginleir. Dolaysyla zatiyatndan olan her ey ondan ayrdr. Eer zatiyattan ayrl bizzat ise, havas olarak da ayr olmas kanlmaz olur. Ama ortaklk, l gibi yakn veya varlk ve hareket gibi uzak baz arazlarla ilgili ise, bu hakikatte de ortakl gerektirmez. Ama bunlardaki farkllk, yakn hususiyetler ve ayrlmaz zelliklerde zorunlu ayrl gerektirir.. Burada bu tr iddialarn dayand byk bir kaideye dikkat ekmek istiyoruz. yle ki: Felekler, kemiyet itibariyle sonludurlar. Yani feleki ktleler tpk unsuri ktleler gibi geliim iindedirler. u kadar var ki unsuri ktleler ay feleinin balangcn oluturan snrda son bulurlar ki bu felek bunlar ihtiva etmektedir. Bu bakmdan ate kresi, u ayette

64

zerlerine yemin edilen unsuri ktlelerin ar konumundadr: Dolu denize andolsun. (Tur, 6) Kukusuz bu deerlendirme zahiri anlay asndan geerlidir. Sonraki blmlerde bu konu tahkiki olarak ele alnacaktr. Feleklere gelince, kesinlikle ihtiva edeni olmayan, ne bo ne de dolu olan bir snrda son bulurlar. Bilakis muhit konumundaki ilk ktle, konkav yzeyi itibariyle ruhaniler aleminin sonuyla, ibkey yzeyiyle eriat dilinde krs ve astronomi alimlerinin literatrnde burlar felei denilen mahviyetle snrdatr. Hi kukusuz bu iddialara ilikin kantlar, hitaplar, ikna amacna ynelik deliller bulmaya ynelik youn abalar harcanm, tasniflerde varlan sonular, bu iddialarn doruluuna inanan sadk akl sahiplerine galip gelip onlar olumsuz etkileyen vehim sahiplerini korkutma, savma, nleme, engelleme ve itme maksadyla tedvin edilmitir. Evet, vehim bazen bsbtn uzak olan bir uzakl tasavvur edebilir. Bu uzaklk ister hind filozoflarnn syledii gibi maddi uzay olsun, ister maddi uzay olmayp boluu savunan filozoflarn syledii gibi mcerret bir uzay olsun fark etmez. Ama bu hileci, aceleci, dik bal vehmin hkmdr. Keke anlasaydm, mcerret uzaklk nasl oluyor da bazen boluk, bazen srf hilik, bazen tepeden dzle doru uzanan bir duvarla evrili kesin yokluk olarak isimlendirilebiliyor?! Bu yzden bizim burhan bulmak iin kendimizi zorlamamza gerek yoktur. nk biz kesin olarak biliyoruz ki havann latif oluundan dolay olduu varsaylan boluun varl imkanszdr. Vehim esasna gre tasavvurda bulunan biri de iinde hibir ey bulunmayan bo bir bardaa su doldurulduunda havann boald duyulmaz diye iddiada bulunabilir. Bunlar, hakk iitmeye kar sar, hakk syleme hususunda dilsiz ve hakk grme noktasnda krdrler. Bu yzden akllarn kullanp dnemezler. Dolaysyla cisim olan maddelerden hal boyutlarn imkansz grrler. nk boyutlar suretlerdir,

65

bir tayc olmadan kendi zatlaryla kaim olamazlar. Cismani alemin son noktas sidretl mntehadr. Nasl olmasn ki, akllar, tpk evrenin merkezi ihata etmesi gibi onu tmyle ihata ederler. Bu gerei kavrayanlar ad san gizli kalm hint filozoflarndan kk ve aznlk bir topluluktur. Bu kaideye dikkat ekmi olduuma gre felein baz hususiyetlerini serdedebiliriz. Bu hususiyetler de felek ile unsuri varlklar arasndaki fark olutururlar. Birinci hususiyet: Bu kitleyi mekan adn verdiimiz trden bir ihtiva edeni olmad iin zerinde dorusal bir hareketin gereklemesi mmkn deildir. nk dorusal hareket ancak arkas bo bir mekanla mmkn olabilir. Bununsa tesi bo deildir. Bu yzden zerinde dorusal bir hareket gereklemez. kinci hususiyet: Bunun zerinde, unsurlarda olduu gibi bir sureti karp bakasn giymek eklinde yrtlma da sahih olmaz. nk bu, ancak dorusal bir hareket ile mmkndr. Bilindii gibi yrtlma, ancak czlerin boyuna ve enine ayrlmalar ile gerekleebilir. Ayrlma ise iki farkl yne doru czi bir hareketle mmkndr. nk ayn yne doru iki hareket eklinde olsa yrtlma gereklemez. Tam tersine kaynama ve btnleme demek olur. ki farkl yne doru bir hareket de ancak dorusal bir harekettir. Bu da imkanszl ortaya koymaktadr ve bu felek hakkndadr. u halde felein yrtlmas sz konusu deildir. Bu, ilk felee zg bir delalettir. ayet ihtiva edenine gei yapmasn istersek buna yol bulabiliriz. Bu ise onun hareketinin devam anlamndadr. leride bunlar anlatacaz. nc hususiyet: Felek basittir. Yani hakikat ve tabiat itibariyle birbirine benzeyen czlerden ibarettir. Eer tabiat itibariyle birbirinden farkl czlerden mrekkep olsayd, bu ekilde toplanmalar caiz olduu gibi ayrlmalar da caiz

66

olurdu. nk toplanmas caiz olan her eyin ayrlmas da caizdir. Byle olduuna gre, felein czleri arasnda ayrlk da defalarca sylediimiz gibi muhaldir. Drdnc hususiyet: Her unsurun baka bir surete dnmesi gibi felek zerinde de dnmn olmas imkanszdr. nk dnm ancak yrtlma ile olur. Yrtlma ise dorusal hareketle mmkndr ve dorusal hareket de dairesel hareketin iptali anlamna gelir. Lazmn lazm muhal olduuna gre melzumun melzumu da muhaldir. Bylece dnmn imkanszl aa kyor. Bu da gsteriyor ki felein heyulas unsurlarla ortak deildir ve felein sureti sabittir, yok olmaz, bakasyla yer deitirmez. Nitekim Buna Kuranda yle iaret edilmitir: stnzde yedi kat salam g bina ettik. (Nebe, 12) Acmasz, gl melekler vardr. (Tahrim, 6) Bunun nedeni de suretlerinin deimesinin mmkn olmamas, fena ve fasad kabul etmesinin imkansz olmasdr. Beinci hususiyet: Felek, i boluunu ihata etmelidir. Tpk yumurta kabuunun yumurtay, aknn da sarsn ihata etmesi gibi. Ancak yerin merkezi yumurta tarafndan ihata edilen yumurtann sars konumunda olduu halde, bu boluk felein merkezi deildir. Yani ortada hava yoktur. Buna biri hitabi, biri da burhani iki kant delalet etmektedir. Hitabi kant, anlaylar henz taklit diplerinden kurtulup tahkik zirvelerine ulamam zayf aklllar, burhani kant ise doru gr, derin dal, ileri bak ve salam dn sahibi kimseler iindir. Hitabi kant udur: kisinin de zelliklerini rendiimiz iin felein kendi i boluundan daha stn olduunu biliyoruz. Dolaysyla daha stn olann aa olan ihata etmesi gerekir. nk byk alemde stn olann aa olan ihata etmesi bir zorunluluktur. Unsur aleminde ise aa olan stn olan ihata eder. Halenin ay ihata etmesi gibi. Bir de

67

canllarn bedenlerini gznn nne getir. Canllarn en erefli organ kalptir ve kalp beden tarafndan ihata edilmitir. Bu ikisinin arasndaki fark udur: En stn ve en byk alemde en aalk ve en hakir illet olur. llet ise malul ile ihata edilir. Ayn hale ile ihata edilmesi gibi. Daha kk alemde ise, en erefli olan en aa olandan ina edilir, ondan doar. zn kabuktan domas gibi. Bylece daha stn olan tpk Ayn hale ile kuatlmas gibi kuatlm olur. te felein i boluunu ihata etmesinin gerekliliine burhani delil mahiyetindeki fark budur. Biz bunu derken dz bir ihatadan sz etmiyoruz. Byle bir yaklam heyet ilmini inceleyen kimse iin bir gerekliliktir. yle ki: Ulvi ve sfli cihetlerin farklln akli olarak mahede etmekteyiz. Bu mahedemiz yukar doru kan hafif hareket ile aa doru inen ar hareketin farkllna dayanmaktadr. Dolaysyla iki cihetin farkll, ihata eden bir cisimle olur ki, onun yaknl ve uzakl evresi ve merkeziyle birleir. evre ve merkez derken zorunlu olarak ulvilii ve sflilii kast ediyorum. nk yass bir cisim hakiki cihetlerden bir eyle birlemez. Yani yukar ve aa cihetleriyle. nk bu iki cihet, dier drt cihetin aksine deimezler. Bunun nedeni de dier cihetlerin itibari olmalardr. Onlarn bir hakikatleri yoktur. Biz eer gklerle yer geniliinde yass bir cisim varsayarsak, bu cismin arzn merkezi geniliinde tasavvur edersek, bu takdirde sz konusu genilik merkez olur. Tabi onun mukabilinde bir evre varsaymamz gerekecektir. nk merkez izafi bir olgudur, onu harici olarak tasavvur etmek, tahakkuk ettirmek mmkn deildir. Ama onun mukabilinde bir evre tasavvur etmemiz baka. Eer bu merkezi, mukabilinin geniliinde tasavvur edersek bu, ihata eden bir cisim gerektirecektir. Feleki evre geniliinde tasavvur etmemiz de yle. nk evre, ancak merkeze gre evredir. Ama yukar ve aa cihetlerine snr oluturan cismi evre olarak tasavvur

68

edersek, evre de merkez de taayyn eder. evre bizzat, merkez ise araz ve ayrlmaz maksat gerei olarak belirginleir. Bundan da anlalyor ki evre merkezin varln dourur, o olmadan var olmad gibi taayyn de edemez. nk tek bir noktada bil kuvve sonsuz dairenin olmas caizdir. Bundan da anla ki gkler (semavat) yerin (arzn) yaratlmasndan nce vard. Tpk akllarn nefislerden nce ibda edilmesi gibi. Bilindii gibi (rneksiz yaratma) ibda, hkmetme ve emir demektir. Bu da yapmaktan (sun) nce olmak durumundadr. Bu ise kaderdir. Yaratma; ncedir, zaman tozundan beridir, mekan giysisinden soyutlanmtr. Bu anlamdan dolaydr ki yce Allah, Kurann her yerinde mutlaka yerin (arzn) yaratlmasndan nce gklerin (semavatn) yaratlmasndan sz etmitir. stersen sen de bunu deneyebilirsin. Yaratmann emirden nce olmasna ise yle iaret edilmitir: Bilesiniz ki, yaratmak da emretmek de O'na mahsustur. (Araf, 54) sa (a.s) ile ilgili bir ayette de yle buyrulmutur: Allah onu topraktan yaratt. Sonra ona Ol! dedi ve oluverdi. (Al-i mran, 59) Bunun dnda daha birok ayet rnek verilebilir. Btn bunlar bizim anlamamz iin zikredilmilerdir. Fitili tututurmak isteyen bir kimsenin nce fitil olarak kullanaca bir bez paras temin etmesi, sonra ya bulup bez fitili yaa daldrmas gerekir. Atei yakp tututurmas bundan sonraki ilemdir. te bu rnekten hareketle ruhlarn bedenlere taalluk etmesini anlayabilirsin. Bununla beraber Rasulullahn (s.a.v) Allah ruhlar bedenlerden bin yl nce yaratt. hadisini de tasdik etmek gerekir. u halde ruhlar bedenlerden, bedenlere flenmelerinden ezeli ve nceki alem kapsamnda ncedirler. Kuranda sk sk Gizliyi ve a bilendir. (Enam, 73) yani gayb ve ehadet alemlerini bilir, dendiini grmyor musunuz? Eer grnen (ehadet alemi) gayb (gizli) aleminden nce olsayd,

69

Kuranda da nce ondan sz edilirdi. Maddi ehadet aleminde ilim (bilme) maluma uygun olmak durumunda ise de ezeli alemde malum ilme uymak durumundadr. nk btn mevcudat Onun sanat ve ibdadr. Yani bilmesi nce, yapmas sonradr. u halde malumatlar ilmine uygun olarak sadr olur. Dolaysyla ilmi matbulara tabidir ve yaplanlarn (masnuat) da kaynadr. Yaplanlara tabi deildir. Bu tr ilme fiili ilim denir. Bizim ilmimiz ise eyann varlndan ve onlarn grlmesinden kaynaklanr. Bu yzden infialidir. Bu yzden malumatn (bilinenlerin) deimesiyle bilgimizin deimesi normaldir. Ama Allahn ilminin deimesi muhaldir. nk Onun ilmi tabi deildir. Bilakis eyann deimesi, deimeyi bilmesi sebebiyle gerekleir. Bylece aa kyor ki emir demek olan Gayb alemi, yaratma demek olan ehadet aleminden ncedir. Ezeli ilim de yle. Bu yzden Gizliyi ve a bilendir. buyurmutur. Felein kresel olduunun makul kantlarndan biri udur: Felek bildiiniz gibi basittir. Tek bir tabiat vardr. Bir olann fiili de ancak bir olur. nk ikili bir sudur edi, kaynakta ikili varla delalet eder. Bu, fazilet erbabnn bildii mehur bir kaidedir. Buna gre btn basit varlklar kre eklindedirler. Bunun ilahi Kitaptaki kant ise, semavattan (gklerden) sz edilirken onda atlakln olmamasnn belirtilmi olmasdr. Bylece atlaklk ve zaviye olgular felek ktlesinden olumsuzlanyor. Bu da felein eklinin kresel olmasn gerektirir. Ama kre dndaki kenarl ekillerde aklklarn ve alarnn olmas kanlmazdr. Yani gen ise asnn, drtgen ise drt asnn olmas zorunludur. Altnc hususiyet: Dairesel hareket. Ben derim ki: Bu basit ve her eyi ihata eden ktlenin hareketinin dairesel olduu, doruluuna delil gstermeye gerek brakmayacak ekilde mahede edilen bir husustur. Bununla beraber delil

70

gstermenin yararl olacan dnyoruz. mrme andolsun ki bu gibi ak istekleri, gn gibi aikar ihtiyalar delille desteklemek ne semizletir ne de al giderir (bir ie yaramaz). Tam tersine istein kolaylatrlmas noktasnda kaytlandrc bir zorluk, tereddde yol aan bir sknt dourur. nk bir insann duyularnn noksanl, sezgisinin krelmilii, felein yer merkezi etrafnda dairesel bir hareket gerekletirdiini kavrayamayacak dzeye erimise, hem de gnein, ayn ve yldzlarn her gn ve her gece doup batmalarn mahede etmesine ramen, bunun ancak yer merkezi etrafnda gerekleen bir dairesel hareketle mmkn olabileceini anlayamyorsa, buna ilikin olarak ortaya konacak delilin anlalmas hususunda aklnn eksik, tabiatnn krelmi ve idrakinin duyarlln yitirmi olmas ok daha evladr. Buna ramen diyoruz ki: Kuvvet ve tabiat noktasnda hakknda ihtilaf olmayan felein halinin u iki husustan hali olmas mmkn deildir: Yani felek ya hareket etmektedir ya da durmaktadr. Bu kural btn cisimler iin geerlidir. Bu tasnifin hareket ve durula snrlanmas ak bir olgudur. nk bir yer kaplayan cisim eer bulunduu yerde bir zamandan fazla kalyorsa, onun bu kal duru olarak isimlendirilir. Buna hareket diyemeyiz. Ama felein sakin olmas caiz deildir. nk ii bo olan bir cisim iindekilerle birlikte durmu olarak tasavvur edilirse, bu takdirde yarsnn, ihtiva ettiklerinin yukarsnda, yarsnn da ihtiva ettiklerinin altnda olmas zorunludur. Ama bu da ancak yukardaki yarnn tabiat ve hakikat olarak aadaki yardan farkl olmas durumunda mmkn olabilir. nk mekanlarn farkll mekanlarda yer alanlarn suret ve tabiat olarak farkllklarn gerektirir. Aksi takdirde yukardaki yarnn yukar tarafa ihtisas edilmesinin, aadaki yarnn yukardaki tarafa ihtisas edilmesinden daha evla olmas sz konusu olamaz. Bunun tersi de geerlidir. Aksi takdirde tercihi gerektiren bir

71

etken olmakszn iki eit arasnda tercih yaplmas durumu sz konusu olur. Ki bunun muhal olduu da bir zorunluluktur. Eer bu caiz olursa o durumda eit mmknlerin her iki taraflaryla da bir eyden deil, hatta hilikten sadr olmalar da caiz olur. Bunun batl olduunda en kk bir phe yoktur. Bu da gsteriyor ki mekann farkll tabiatn farkllna delalet eder. Daha nce kantlaryla ortaya koyduk ki felek ktlesinin czleri snr ve hakikat itibariyle benzerdirler. Felein baz ksmlarnn dier baz ksmlarna gre baz mekanlara tahsis edilmesi, dolaysyla sakin olmas mmkn olmadna gre, hareket ediyor olmas kesinleir. nk bir ey ya sakindir ya da hareket halindedir. Felek zerinde hareket zorunlu ise bu hareketin dairesel olmas da zorunludur. nk daha nce belirttiimiz gibi felek zerindeki hareketin dorusal olmas imkanszdr. air ne gzel sylemi: Bu ark deirmen gibidir, dur durak nedir bilmez Durmaz ve deirmen ta da yumuamaz Her ne kadar daneleri gsteren zaman olsa da O doymak nedir bilmez ve dane de grnmezlik etmez Bu aklamadan ulvi cisimlerin hareket etmelerinin zorunluluu ortaya kyor. Nitekim efaatim mml Kitab mteabih olmayan muhkem ayetlerinde, tevile yer brakmayan ak ifadelerinde, mcmel olmayan apak birok ibaresinde bunu ortaya koymutur: Gne, kendisi iin belirlenen yerde akar (dner). (Yasin, 38) Gnei, ay... yaratandr. Her biri bir yrngede yzmektedirler. (Enbiya, 33) Bilindii gibi yldzlarn, gk cisimlerinin hareketleri bizzat deildir. Aksi takdirde feleklerin yrtlmas gibi bir durum sz konusu olacaktr. Oysa biliyoruz ki yce Allah felekleri yedi

72

zorlu olarak nitelendirmitir. Yani felekler bozulmaz, fesada uramazlar. Bu ayn zamanda yldzlarn, gk cisimlerinin felekler zerindeki hareketlerinin araz ile olmasnn da imkanszln da kantlamaktadr. Yani onlar tayclarnn hareket etmesiyle hareket etmektedirler. Gemide oturan yolcu gibi. nk gemi denizde yzmektedir. Gemi bizzat, gemide oturan yolcu da bilaraz hareket etmektedir. Yldzlarn hareketleri araz olduu halde, tayclar deil, onlarn hareketlerinin zikredilmesinin sebebi, hareketlerinin mahede edilir, gzle grlr olmasdr. nk parlayan ve k saan cisimlerdir. Tayclarnn hareketleri ise ancak ilerindeki gk cisimleri araclyla anlalmaktadr. Tpk mavi bir atlas zerindeki inciler gibi. Sanki gk cisimlerinin ahslar felek gemilerinde oturmu yolcularm ve felek gemileri de uzayn kaza denizinde yzyormu, kudretin kader vadisinde yol alyormu gibi. te bu, azz olan (ve her eyi) pek iyi bilen Allah'n takdiridir. (Enam, 96) Denizde yce dalar gibi ykselen gemileri (Rahman, 24) olan ve karalarda da yryen gemiler gibi alametleri olan Allah noksan sfatlardan mnezzehtir. Yedinci hususiyet: Her bir felek kendi bana bir trdr ve bakas ona hakiki anlamda benzememektedir. Bunu derken mahiyetin tm itibariyle benzerlii kast ediyorum. nk feleki cisimlik itibariyle benzerlik sz konusu olabilir. Bu, arazi olan salt l balamnda unsurlarla ortak olmalarndan tamamen farkl bir durumdur. Bilakis her bir felek ile geri kalan felekler arasnda su ile ate arasndaki gibi hakikat bakmndan tam bir ayrlk vardr. Bunun delili de her birinin kendine has bir mekanda bulunuyor olmas, bakasnn bu mekana girmesinin, kendisinin de bakasnn mekanna girmesinin mmkn olmamasdr. nk ihtiva eden latif ey,

73

ihtiva edilen youn eye dnmez. Bunun tersi de olmaz. u halde mekanlarn farkll illetlerin farkllnn kantdr. Dier bir kant da udur: her bir felein, dier feleklerin illetlerinden bizzat farkl olan bir illeti vardr ki ileride buna deineceiz. lletlerin farkll da malullerin farkllnn illetidir. nk illet malule benzer. Bir eye benzeyen de zorunlu olarak onun ayr olduundan ayr olur. Benzemesi zorunlu olarak ayn cinsten olduunu gsterir. Bu takdirde trler de fasllara ayrlrlar. Eer ayrlk cinsleri ve trleri zerinden olursa, ahslar zerinden de olur. Bu ise felekler zerinde yrtlma ve fesad gerektirir. Felekler zerinde fesadn olmasna dair yaklamn fasit olduu daha nce kantlaryla ortaya kondu. Dier bir delil de udur: Eer ayn trden olurlarsa aralarnda imtiza, czleri arasnda kaynama gerekleir. Bir su ile dier bir su arasnda gerekletii gibi. nk aralarnda engel sz konusu olmaz. nk her biri bryle d snr ve ibkeyi itibariyle temas halindedir. Zorunlu olarak aralarnda boluk diye bir ey de olmaz. Ksaca syleyecek olursak tabiatlarn benzerlii benzeriyle kaynamasn ve ona dnmesini caiz klar. Ama tabiatlarn ayrl byle bir kaynamay kabul etmez, uzaklamay gerektirir. Su ile ya arasnda olduu gibi. Bu da tabiatlarn farkll durumunda kaynamann, btnlemenin olmayacann delilidir. Sekizinci hususiyet: u ulvi ve erefli cisimler arz kabiliyetlerine ve sfli maddelere suret ve arazlar bahetmeye, yanstmaya hazrdrlar. Bunu klli ve czi olmak zere iki adan gz nnde bulundurmak gerekir. Klli adan: Atee mcavir olan bir ey, yakn olduu iin hareketin kuvveti araclyla ateten atein ve nurani sureti kabule hazr olur. Ondan uzak olan toprak ise atei soutur, younlatrr, sakinletirir, yeniden karanla, katla, donuklua ve

74

sertlie dntrr. Czi adan: Gnein onikinci burca girmesiyle bitkilerin ve hayvanlarn tohum, doum, zeka ve aptallk gibi nasl deiik haller arz ettiklerini gz nnde bulundur. Yine ayn yirmi sekizinci menzile girmesi, ayn ekilde sair gk cisimlerinin, yldzlarn burlara, derecelere, dakikalara, saniyelere ve saliselere girmesi ile de benzeri hal deiiklikleri meydana gelir. Btn bunlar astronomi ilminde genel ve ayrntl ekilde aklanmlardr. Bununla beraber insan akl bu cziyat idrak etmekten acizdir, yetersizdir. Klli tesirler ise klli bir ilim olarak insan aklnca bilinmektedir. Allah, gklerin ve yerin yaratlnda gizli, sakl srlar, bilinen ve yazlan hikmetleri herkesten daha iyi bilir. Rabbimiz! Sen bunu bouna yaratmadn. Seni tesbih ederiz. Bizi cehennem azabndan koru! (Al-i mran, 191) Nbvvet dolunayndan, risalet erinin lisanndan (salat ve selam zerine olsun) bu ayetle ilgili olarak yle bir sz sadr olmutur: Bu ayeti okuduktan sonra azn silen kiiye yazklar olsun! Yani varln akllara durgunluk veren halleri ve srlar zerinde dnmeyen, varln akl almaz fiillerini ve eserlerini enine boyuna tefekkr etmeyen kiiye yazklar olsun! Nitekim yce Allah ge bakp ibret almamz emrederken yle buyurmaktadr: stlerindeki ge bakmazlar m ki, onu nasl bina etmi ve nasl donatmz! Onda hibir atlak da yok. (Kaf, 6) Allahm! Bizi melekutunun mlk zerinde dnen, ceberutunun dairesi iinde yryp dnenlerden eyle..Amin.

75

BABIN SONU: Bu genel aklamalardan anlalyor ki felekler, unsurlar cinsinden ve trnden deildirler. u halde feleklerde arlk, hafiflik, scaklk, soukluk (bunlar dorusal hareketin sfatlardr ve biz feleklerde dorusal hareket olmadn ortaya koyduk), yalk, kuruluk (bunlar da kolaylkla veya zorlukla yrtlmann gerekleridir) gibi alt sfat bulunmaz. Bu cisimler bu sfatlardan beridirler. nk bunlar zat ve sfat olarak stn cisimlerdir ve unsurlara has pislikler onlardan kaldrlmlardr. u halde vehim esasl iirsel mezheplerin kesat ve atalet ngren anlaylar bir kenara atlm, fesat ve iptali ngren uydurma ve yerilmeyi hak eden grler rm oldular. Bunlarn felekler su ve ate gibi varlklarn tabiatlarna sahiptir, eklindeki yaklamlar boa kmtr. O halde felekler iin beinci bir tabiat sz konusudur ki bu tabiat tezattan olabildiince uzak, itidale de mmkn olduunca yakndr. Bu tabiat aan, zat ile hayat sahibi olan nefs-i natkann nurlarndan biri olan daimi hayat kabul eder. yleyse felekler; faal akllarnn olduuna delalet eden nefislere sahiptirler. nk dairesel hareket, nefs- natkasnn bulunduuna delalet eder. leride deineceimiz gibi nefis de akla delalet eder. Unsuri varlklara gelince... Bunlar, kesinlikle mutedil deildirler. Aksine zttrlar ve olabildiince ztlk yanstrlar. Ate gibi. Ki, cismani alemde ondan daha scak bir varlk yoktur. Ve toprak gibi. Ki alemde ondan daha souk bir varlk yoktur. bu durum dier unsuri varlklar iin de geerlidir. Bunlar hayat olumsuzlayan ztl barndrdklar iin hayata kabil deildirler. Ama aralarnda bir kaynama meydana gelmesi, her birinin keskinliinin krlmas, neticede hayata elverili itidal noktasna yaklamas baka. u halde mizacn itidal

76

noktasna yakn ve uzak olmasna bal olarak unsuri varlklar nefse kabil olurlar. Bunu derken dourgan nefisleri kast ediyorum. Buna gre nefis saliki, tersyz olmu bir yol olan nefis sureti yolunu bin yl izler. Eri bir yol olan hayvan sureti yolunu bin yl izler. Dosdoru yol olan insan sureti yolunu da bin yl izler. Bu yollar, ztlarn dmanlklaryla dolu kevn ve fesat alemi cehennemi zerine kurulan kprlerdir. Nitekim doruluun kayna ve hakkn memba (s.a.v) Cehennem arzda(yerde), cennet ise semavatta(gkde) buyurmutur. yleyse basit unsurlar canszdrlar. Onlarda hayat bulunmaz. drak etmezler. tidal zere gereklemi mrekkepleri baka. tidal ortadan kalknca hayat da ortadan kalkar, terkip zlr. Bu ise lmdr. Bu yzden bizim alemimize lm ve bozulma alemi denmitir. Yce Allah bu ince ayrntya dikkat ekmek maksadyla Rasulne (s.a.v) ve btn insanlara u hitab yneltmektedir: Muhakkak sen de leceksin, onlar da lecekler. (Zmer, 30) Yani sen lsn, onlar da ldrler. Burada bir eyin sonunda alaca hal ile isimlendirilmesine rnek oluturacak bir ifade kullanlmtr. nk gelecek olan her ey yakndr. Feleklerin basitlerine gelince.. Bunlarn daimi bir hayatlar ve Allahn arzn(yerin), semavatn(gn) ve bu ikisinin zerinde bulunan varlklarn mirasn devralaca gne kadar kaim olacak bir cisimleri vardr. Yce Allahn mutlu ve bedbaht nefisleri vasfederken birincilerin cennet derecelerinde, ikincilerin ise aalk derekelerinde, Allahn diledii hari, sonsuza kadar devaml kalacaklarn vurguladn grmyor musunuz? Ama burada da sonsuzluk ve devamllktan istisna tutulurken bunun ilahi meiyete bal olduu da dile getirilmektedir. nk feleklerin hareketleri eninde sonunda yoklukla, acizlikle, helakla ve kusurla karlaacaktr. Uzun

77

bir sre, alabildiine devam eden bir zaman devam etse de bu sona varmas kanlmazdr. Tabi dier cisimlere gre bu kadar uzun sre varln devam ettirmesi erefinden, nuraniyetinden ve suretlerinin devamllndan ileri gelmektedir. Bu balamda bir terkip sz konusu deildir, nk terkibe ihtiya yoktur. Bu yzden onlara lm de yoktur. Nitekim esir aleminde lm yoktur denilmitir. Ahiret yurduna (oradaki hayata) gelince, ite asl yaama odur. Keke bilmi olsalard! (Ankebut, 64) Ben, u dosdoru yol zere hareket eden evrensel sistem karsnda hayrete den ve felekler nasl canl, konuan, akleden, itaat eden olabilirler? Oysa balar, kuyruklar, ehvetleri, gazaplar, zahiri ve Batni duyular, ak ve gizli tabii kuvvetleri yoktur?diyenlere hayret ediyorum. Baksz boazlanm, keskin ibareler klcyla ldrlm, iaretlerle doranm, daha dorusu ayakta uyuyan bu zavall yeryznde yaayan balar ve kuyruklar bulunan kpek ve kurt gibi canllar mahede etmekte ve kendi iinde ba, kuyruu, ehveti ve azab bulunan ekil verilmi, tasvir edilmi ve aydnlatlm bu heykelden baka bir ey tasavvur edememektedir. Bu vasflarn, kuvvetlerin, azalarn ve derilerin cismani canllarn anlamnn dnda olmamakla beraber idrak sahibi diri (hay) kavramna dahil olmadn anlayamamaktadr. Canl ile hay (diri) arasnda fark vardr. Canl, beslenen, hassas ve iradeyle hareket eden bir nefse sahiptir. Hay ise, akl sahibi, idrak eden ve faal bir cevherdir.

78

Bu yzden yce Allah ve Onun mukarreb kullar Hay olarak vasfedilirken canl olarak vasfedilmemilerdir. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Allah, O'ndan baka ilah yoktur; O, Hayydr, Kayymdur. (Bakara, 255) Bunun gibi daha birok ayet rnek olarak gsterilebilir. Oysa bu tanma aran adam eer kendi iinde yeterince dnse, derin derin tefekkr etse, akleden ve akledilen nefsinin konuan, kyam eden, anlayan olduu halde basz, kuyruksuz, ehvetsiz ve gazapsz olduunu anlayacaktr. Belki de yce Allahn felekleri vme balamnda buyurduu u ayeti unutmutur: Her biri bir yrngede (felekte) yzmektedirler. (Enbiya, 33) Bir yerde yle buyrulmaktadr: Hani biz meleklere (ve cinlere): dem'e secde edin, demitik. Hepsi secde ettiler. (Bakara, 34) Gnei ve ay grdm; onlar bana secde ederlerken grdm. (Yusuf, 4) Rasulullah efendimiz (s.a.v) de yle buyurmutur: Gne batarken onu arn altna gtrrler. Doaca srada Allaha secde eder, sonra doar. Cansz bir varlk tesbih eder mi, yzer mi, secde eder mi, ulular m, tehlil ve tesbih getirir mi? Arap dilinde cansz varlklar vav ve nunla oul yaplr m?.. Aklen hayat ve ruhun en deersiz canllar olup bataklkta reyen haere ve sivrisinek gibi canllara, hibir yarar ve zarar dokundurma gc olmayan sineklere hulul etmesi

79

mmkn ise, hayat ve nefsin en byk, en nurlu, en erefli, en ahir, semann reisi, n bahedicisi, heybetin sergileyicisi, havann kayna, sar k zerrelerini kara karanla yanstan, yed-i Beyza mucizesi, hazr oluu ve ortadan kayboluu ile gndz ve geceyi meydana getiren, belli bir sistem dahilinde hareket etmesiyle drt mevsimi meydana getiren, dnyann gz nuru, ahiret yurdunun yolunun aydnlatcs, dnden bu gne gnee tapanlarn mabudu ve kblesi, snnet ve cemaate muhalefet edenlerin itaat ve ibadetle yneldikleri bu byk gne cisminde neden olmasn? Yine en byk ulvi cisim, yce semalar ihtiva eden, byk kk btn ulvi cisimleri ihata eden, eref ve azameti dahi akl erbabnca ikrar edilen, keramet ve ululuu fazilet sahibi zeka ehlince itiraf edilen varlkta neden hayat olmasn? Hatta Mebbihe ve Kerramiye ekollerinin ileri gelenleri kendi zanlarnca Allahn arn zerinde oturduunu sylemilerdir. Onlar bylesine byk ve iddial bir sz sylemeye iten ey, arn crmnden, azametinden ve erefinden baka bir ey olabilir mi? Hem yce Allah mukaddes zatn yce ara izafe ettii grlmyor mu? O yce Ar'n sahibidir. (Tevbe, 129) O, kerim Ar'n sahibidir. (Mminun, 116) ok yce Ar'n sahibidir. (Buruc, 15) Neden Zerrenin, haerenin, sinein ve karncann rabbidir dememitir? Byle bir iddiada bulunmak akl yetersizliinden, anlay zayflndan ve basiret eksikliinden baka bir ey midir? Ar'n Rabbi olan Allah, onlarn yaktrdklar sfatlardan mnezzehtir. (Enbiya, 22)

80

Dorusu hamd Allah'a mahsustur. Fakat onlarn ou (bunu) bilmezler. (Nahl, 75) kinci Kutub: Gney kutbudur ki ruhaniler iklimi onun aasndadr. Nasl ki cismani varlklar kemal ve eref itibariyle ulvi ve sfli olmak zere iki ksma ayrldklar gibi ruhlar da byle bir taksime tabidirler. Bu yzden szn ettiimiz bu iklime iki kap alr. Birinci kap, sfli nefislerdedir. Nefsin snr ise arzi ve semavi varlklar kapsayacak genelliktedir. Bu ise tabii ve aletsel cismin ilk kemalidir. Aradaki rabtada drt kayt vardr. Birincisi: lk kemaldir dememizdir. Bu sz, ilim ve sair nefsani vasflar gibi ikinci derecedeki kemallerden ayrt etmeye yneliktir. nk bunlar ikincil kemallerdir ve ilk kemale dayal olarak belirginleirler. lk kemal ise nefsin kendisidir. nk hayat sahibi bir cisim, bizzat hayat sahibi bir nefisle, bunun ardndan ilimle de vasfedilmese, bilen olarak nitelendirilemez. kincisi: Arazdan ayrt etmeye ilikin szmzdr. nk nefis, araz kemaline elverili deildir. Bunun nedeni de bizzat kaim olmamasdr. Bu yzden faaliyetlerine kabil deildir. ncs: tabii olduunu sylememizdir. Bununla da divan gibi yaplm cisimlerden ayr etmeyi amaladk. nk aletsellie de elverili deildir. Drdncs: Aletseldir, dememizdir. Bununla da unsuri basitlerden ayirt etmeyi amaladk. nk nefsin failini kabul etme istidadna sahip deildir. Bunun nedeni de ifrat ve tefrit kaplar arasnda dnmesidir. Hayat gcne kabil olmak iin ifrat ve tefriti engelleyen itidalin olmas zorunludur. Kabul ve ret arasnda gidip gelen snrn aklamas budur.

81

Ksmlarna gelince: Bil ki, cisimler alemini idare eden nefisler be ift gten ibarettir: Tabii, bitkisel, hayvani, insani ve feleki. Bu be iftle snrl olmasnn gerekesi ise udur: Nefisten herhangi bir fiil sadr olduunda, fiilin kayna ya kendisinden sadr olan eyin bilincindedir ya da deildir. Eer deilse bu fiil ya bir tarzda sadr olmaktadr ya da farkl tarzlarda sadr olmaktadr. Birincisi, Tabii kuvvettir. kincisi ise: Bitkisel nefistir. Eer kendisinden sadr olan fiilin bilincinde ise, bu durumda da ya ayn tarzda sadr olmaktadr ki bu da Feleki Nefistir ya da deiik tarzlarda sadr olmaktadr. Bu takdirde de idraki ya makul klliyatlara yneliktir veya maddi cziayata... Birincisi: Beeri nefs-i natkadr, kincisi: Hayvani nefistir. te btn cisimler alemini idare eden be kuvvet budur. Bunlarn drd olu ve bozulu (kevn-u fesad) aleminde, biri de felekler alemindedir. Yukarda izah ettiimiz bu taksimden de aka anlalaca gibi nefisler, kemal erefi derecesiyle eksiklik alakl derecesi arasnda dnp durmaktadrlar. Bazs gayet sfli ve karanlk olduu iin esfel-i safiline dmektedir. Bunlar bitkisel ve hayvani nefislerdir. Bu yzden hitaba muhatap olma ehliyetine ve soru cevap kabiliyetine sahip deildirler. Dolaysyla azarlama ve Kitab ykmllnden kurtulmulardr. Kimisi de gayet kamil ve nurani olduklar iin yceler ycesine (alay-i illiyyin) ykselirler. Bunlar ise feleki nefislerdir. Bunlar da hitap ykmllnden ve azar zorluundan uzaktrlar. nk kemalleri teklifi kabul etmekten mstanidir. Bilakis ilk andan itibaren Rablerine itaat etme zelliine sahip olarak yaratlmlardr. Nitekim yce Allah bu gibi nefisler hakknda yle buyurmutur:

82

kisi de steyerek geldik dediler. (Fussilet, 11) Nitekim bitkisel ve hayvani nefisler de musahhar klma ve itaate icbar etme tarznda yaratlmlardr. Musahhar olular, itaat edileri iradelerine ve semelerine gre deildir. Nitekim yce Allah bu gibi nefislerle ilgili olarak yle buyurmutur: Bitkiler ve aalar secde ederler. (Rahman, 6) Beeri Nefisler NSANIN MAHYET Hakknda: Baz nefisler de bu iki tr arasnda gidip gelirler, ne onlara ne de bunlara aittirler. Beeri nefislerden sz ediyoruz. Bazen ba aa esfel-i safiline doru yuvarlanr, hayvanlar, yrtclar derecesine katlrlar. Bu, ehvet ve gazap gcn kullanmaya meylettiklerinde gerekleir. Bazen yukar doru sidretul mntehaya ykselir ve pek seven sultann katndaki vlm ve vaat edilmi makama ularlar. Bu da ilim ve amel kuvvetlerini kemale doru kullanma eilimi iine girdiklerinde gerekleir. Bu yzden gklere (semavata), yere (arza) ve dalara sunulan, ama onlarn yklenmekten kandklar, ekindikleri emaneti stlenmi, diyanet sorumluluunu yklenmilerdir. Bu varlklarn yklenmekten kand emaneti insan yklenmitir. Biz emaneti, (semavata) gklere, yere (arza) ve dalara teklif ettik de onlar bunu yklenmekten ekindiler, (sorumluluundan) korktular. Onu insan yklendi. (Ahzab, 72) Burada sz edilen emanet, marifettir veya ykmllk yahut ibadet ya da itaattir. Bunlardan hangisini alrsan geerlidir.

83

Bu emanet gklere (semavata), yani gkteki nefislere; (arza) yere, yani bitkisel nefislere; dalara, yani hayvani nefislere teklif edilmi ve bunlar bu emaneti yklenmekten kanmlardr. Bunu yklenmekten, kabullenmekten kanmalar emanetin kamil, onlarn ise noksan olmasndan dolaydr. nsan bu emaneti yklenmitir, nk ilim ve amel makamn elde etme istidadna sahiptir. Nefis kavram, hukema tarafndan kullanld zaman, ibarelerin farkllna gre farkl lafzlarda belirginleir. Birincisi, Kemal. yle ki: Cisim, cisim olmas hasebiyle eksiktir ve kendisine taalluk eden eylerle kemal bulur. kincisi, Kuvvet. Kuvvetten de fiiller sadr olur. Bir eyden de herhangi bir fiil sadr olursa kuvvet olarak isimlendirilir. ncs, Suret. nk beden ona ait bir madde konumundadr. Nefis Hakknda: Nefis, zuhur veya vcut (iki farkl nitelemeye gre) alemine ancak nutfenin fiillerini serdetme kabiliyetine sahip olmas durumunda katlr. Surete nispetle madde iin de ayn durum geerlidir. u halde nefsin suret olarak isimlendirilmesi bu itibarladr. yleyse ncelikle insan nefsiyle balayalm. nk melekut aleminden alan ilk kap; insan nefsidir. Nitekim Rasulullah (s.a.v) tariklerini yolunu izlemeye balayan salikleri eitmek maksadyla sembolik bir ifadeyle yle buyurmutur: nce kendi nefsinden bala, sonra bakalarna anlat. Bu yzden ben diyorum ki: Usul ve kelam ilimlerinde derinlik kazanm ama vehimlerin etkisinden kurtulamam baz kimselerin dilinde yle iki tanm dolamaktadr:

84

- nsan, u maddi ve ekil verilerek ilenmi heykelden, blml ve paral bedenden ibarettir. Maddi alemin ensesine bindiini, makulat denizinin bilinmezliklerine daldn iddia eden bazlar ise unu ileri sryorlar: - nsan, u maddi heykelin iine szm latif bir cisimdir. zetleyecek olursak: Usul ilminde maharet kazanm, kaideler ve fasllar hazrlamakla belirginlemi cedel ehli, maalesef maddi varln tesine geebilmi deildirler. nk Allahn, u deersiz, kirli maddi alemden baka daha erefli, daha stn, daha salam, daha muhkem, bozulmaz, helak olmaz, unsurlar ve felekler aleminin kayna baka bir aleminin olmadn sanyorlar. Kukusuz yukarda yer verdiimiz insana dair her iki tanm da dorudan sapmadr ve eletiri oklarnn hedefidir. nk insan, kesinlikle ecram (cisimler) aleminden bir ey deildir. Bilakis o ilahi bir cevher ve sr, latif, melekuti, lahuti bir meale, ruhani bir kelime, sultani ve rabbani bir isim, zamansal ve mekansal olmayan bir fiildir. nsan kaf ve nunla yazlan bir harf, ol ve oluverdi misalinden kaynaklanan bir emirdir. nsan, kaf dann dibinden akan bir nehirdir. nsanlarn kana kana itikleri Sad denizinin esiz bir avdr. u mrekkep heykel (beden) ise, insan iin bir gemi konumundadr. nsan denizi onunla cismaniyat gemektedir. Hayret ki hayret!.. Maddi alemde gemi denizin zerinde yzerken, burada deniz gemiye binmi bulunuyor. Kalbinin basiretini tasdik et, gznn bebeini iyi a ve u sembol, u gizli srr anla. yle ki bn Abbas: Sd. t veren Kur'an'a yemin ederim. (Sad, 1) ayetini tefsir ederken Sad, Mekkede bulunan bir denizdi ve Rahmann ar onun

85

zerindeydi. nk o zaman ne arz vard, ne sema vard, ne hava vard ne de su. demektedir. yleyse Hz. Musann bulunduu Tur / Kutsal vadi ve mbarek blge olarak isimlendirilen deniz, Muhammedi ruhtur. O takn bir deniz, vgye deer bir bilgi kaynadr. l hararetinden kavrulanlar, cemadat soukluundan susayanlar ondan kana kana ierler. Onun kaynandan testilerini, kaplarn doldururlar. Kevser havuzu onun pnarlarndan biridir. Mekke kutsal blgedir. Dokunulmazdr, gvenlidir. Kendi katmzdan bir rzk olarak her eyin rnlerinin toplanp getirildii, gvenli, dokunulmaz bir yer Fakat onlarn ou bilmezler. (Kasas, 57) Oraya giren emniyette olur. (Al-i mran, 97) Rahmann ar onun zerindedir. Bu ise ok iddetli bir kuvvetle Muhammedi ruhu bryen Cebraildir. Ki onu ilim ve amel araclyla kemale erdirmek suretiyle kuvveden fiile karsn. nsanlar iin kurulan ilk ev (Al-i mran, 96)dir. nk Ruhul Kuds, maddi alemden bin yl nce yaratlmtr. Nitekim mmi Rasul (s.a.v) buna yle iaret etmitir: Allah ruhlar bedenlerden bin yl nce yaratt. Yani bir gz ap kapama an gibi tek olan emir alemi ile cmertlik membandan uzakln en u mertebesinde bulunan halk alemi arasnda akl ve nefis alemleri olmak zere iki alem vardr. Orada brahim'in makam vardr. (Al-i mran, 97) Yani Tevhit makam. Ki brahim (a.s) bu makamda Tevhid makamnda yle demitir: muhakkak ki ben vechimi Ona evirdim hanif olarak.. O semavat ve arz yaratandr, ben mriklerden deilim. (Enam, 79) Bu makama bu sz tasdik ederek giren kimse, irk gailelerinden emin olur, kfr ve phe azabndan kurtulur. Oras Allahn kalesidir. nk

86

yce Allah kudsi bir hadiste yle buyurmutur: La ilahe illallah, benim kalemdir. Benim kaleme giren kimse azabmdan emin olur. ite en byk kantlarla donatlm yol budur ve bu amur ve yn ehline kar da byk bir kanttr. Nitekim Hac ars, kadn erkek btn insanlara yaplmtr. nsanlar arasnda hacc iln et ki, gerek yaya olarak, gerekse nice uzak yoldansana gelsinler. (Hac, 27) Dolaysyla btn mrnde bir kere umre veya hac yapmak eklinde Celal kabesine varmak zere ihrama giren, yzn Cemal mescidine dndren, kalbinin en derininden i geirerek ve haykrarak Rabbinin buyruuna koan, kuvvetler akrabalarn ve vatanlarn terk eden, iliki balarn koparan kimse, evinden ayrlarak Allaha ve Resulne hicret etmi olur. Eer bu yolda lm vaki olursa, Allah katnda sevap kazanr. Hi kimse nerede leceini bilemez. (Lokman, 34) O halde onlardan gzellikle ayrl. (Mzzemmil, 10) Btn varlnla O'na ynel. (Mzzemmil, 8) nk hicret, Allahn yasakladklarn terk etmen, Allahtan bakasn kalbinden tutup atman ve btn varlnla Rabbine ynelmen bir baka ifade ile lmeden lmek demektir. Sonra bu yokular ve menzilleri kat etmeye balar. Kaynaklarn, membalarn bana gelir. Makam- Mahmuda ular. Kesintisiz akan zemzem suyundan ier. Vaat edilen havuza dalar. Eer iyilerden (ebrar) iseKfr katlm bir kadehten (cennet arab) ier. (nsan, 5) Eer yakn olanlardan (mukarrebinden) ise mhrl hlis bir iki sunulur. Onun iiminin sonunda misk kokusu vardr Karm Tesnm'dendir. (O Tesnm Allah'a) Yakn olanlarn (mukarrebinin) iecekleri bir kaynaktr. (Mutaffifin, 25) ikincisi birincisine gre daha saf olsa da bunlar karm olan iki pnardr. Ama karmsz saf arab ien kimse, onu cmertlik ve ltuf kaynandan ier. Nitekim yce Allah yle

87

buyurmutur: Rableri onlara tertemiz bir iki iirir. (nsan, 21) Rasulullah (s.a.v) Rabbimin yannda geceledim. Benim Allahla geirdiim bir vaktim vardr. derken bu makama iaret etmitir. te btn bu aamalar geen kimse Hac grevini yerine getirmi, Umre ziyaretinde bulunmu, emredileni yerine getirmitir. Fakat Kim inkr ederse bilmelidir ki, Allah btn lemlerden mstandir. (Al-i mran, 97) ve ite bunun iin Rasulullah (s.a.v) Hacca gitmeden len kimse ister Yahudi olarak lsn ister Hristiyan olarak lsn. Buyurmutur. te hac mekann mml kura vadisinde kuran, en byk evin temellerini ykselten eyhin (brahimin) tarikat budur: brahim, ne yahudi, ne de hristiyan idi; fakat o, Allah' bir tanyan dosdoru bir hanif mslman idi. (Al-i mran, 67) Ya da beden insan iin srtna bindii bir binek gibidir. Onun srtnda cismaniler llerini aar, orak cziler sahralarn kat eder. Ya da bir a gibidir ki onunla hissi ve vicdani olgular avlar. Bu babda zikredilen bunun gibi daha birok rnek vardr ki btn bunlar anlatmak bu kitabn kapasitesini aar. Burhanlar (Deliller): Maksat en stn maksatlardan olunca onun burhanlarla ve ikna etmeye dnk kantlarla ispatlanmas bir zorunluluktur. Burhanlara gelince, bunlar birok adan geerlidirler. Bunlar genel balamda yle sralayabiliriz.. Birinci burhan: lahi zat, akln zat, canllk dnda, daha dorusu cann mcerredi dnda dardan arz olan eylerden soyutlanm canl varlklar gibi yabanc arazlardan mcerret klli varlklar gibi mcerret eylerin varlnda phe yoktur. nk cann mcerredi mcerret candan daha

88

stndr. nk mcerret can mcerretlikle kaytldr. Ama cann mcerredi, mcerretlik kaydndan mcerrettir. nk kayttan soyutlanm bir ey soyutlanma gibi mutlaklklarla kaytldr. Buna dair ilim de mcerrettir. nk blnecek olsa ilmin her bir cz eer ona dair ilimse, bu takdirde cz mahiyet itibariyle klln ayns olur. Bu ise batan itibaren muhaldir. nk bir tane malumun, birok ilimle malum olmasn gerektirir. Bu da bir eyin birok kere bilinmesi gibi bir sonu dourur. Bu ise geree aykrdr. nk malumun bir kere daha malum olmas imkanszdr. Eer ilmin her bir cz ilmin gayrisi olursa, bu durumda ilmin bir cz ilim olmam olur. lim olmayan da ya cehalettir ya cehalet isminin misdakdr. Dolaysyla ilmin cehalet veya cehaletin ayrlmaz olan bir cz olmu olur. Bu ise imkanszdr. Bundan da anlalaca gibi mcerret bir olguya dair ilim de mcerref olur. Aksi takdirde bir arazn birden ok mahalde kaim olmas sonucu doar. Bu ise fuzuli bir szden te bir ey deildir. Bu ilmin mahalli kendisidir. O halde mcerret bir cevherdir. kinci burhan: Eer nefis blnm ise, bu takdirde onun bir czyle muayyen bir maluma dair bir ilmin ve bir czyle de cehaletin kaim olmas caiz olur. Bu durumda bir insann ayn and onu bilen ve bilmeyen olmas da caiz olur. Bu ise kesinlikle dayanaksz ve geersizdir. nc burhan: nsan nefsi saylarn artmas gibi cisimler alemini ihata eder ve cisim olmaz. Drdnc burhan: Nefis, saylarn artmas mtenahi olmayan eyleri idrak eder ve cisim olmaz. gibi

Beinci burhan: Nefis siyah ve beyaz gibi ztlar beraber, varlk ve yokluk gibi mtenakz olanlar birlikte idrak eder. Bu yzden bunlardan biri iin brnn zdd ve mukabili hkm verilir. Bir ey hakknda bir hkm vermek

89

mevzu ve mahmul tasavvur etmeyi gerektirir. Ztlarn ayn zaman iinde cismani bir mahalde bir araya gelmeleri muhaldir. Bundan da kesin olarak anlalyor ki ztlara dair bilginin mahalli ne cisimdir ne de cismanidir. Altnc burhan: Nefis zatn idrak eder. Onun zatn idrak etmesi, zatnn suretinin zatnn iinde resmedilmesi eklinde olmaz. nk bu suret eer zatnn gayr ise, bu takdirde kendisi, kendisine yerleen bu sureti biliyordur, ama zatnn ayniyle deil. nk bu suret zatnn gayrisidir. Ama bu suret zatnn ayns ise bu takdirde bilinen nefis suretin zatnn gayrisi olur. nk bu suretin baka bir suretinin olmas muhaldir. Aksi takdirde bilen olduu halde suret silsilesi tasavvur edilemez bir noktaya doru uzayp gider. u halde suretin zatnn gayrisidir. Suretin zatnn gayrisi olduuna gre cisimsel deildir. Bizim anlatmak istediimiz de buydu. Yedinci burhan: Eer nefis cisim ise, bu takdirde btn cisimler idrak eden ve bilen olurlar. nk cisimler cisimlikte ortaktrlar. Baz cisimler idrak eden iseler, bu durumda idrak etmesi ya cisimselliinden kaynaklanr veya baka bir eyden. Eer cisimselliinden kaynaklanyorsa, btn cisimlerin idrak eden olmalar gerekir. nk illette ortaklk, malulde ortakln illetidir. Ama idrak eden oluu cisimlie eklenen zait bir eyden kaynaklanyorsa ve bu zait ey cisim ya da cismani bir ey ise, sz yeniden baa dnm ve imkanszlk yeniden belirginlemi olur. u halde cisimlerin eyay idrak etmeleri cismani olmayan bir eyden kaynaklanmaktadr. Bu da Nefs- natka dediimiz eydir. Kuran buna Nefs-i mutmainne ve emirden olan bir ruh der. Eer biri dese ki: Baz cisimlerin letafetin en son mertebesinde olup bu yzden eyay idrak etmesi, bazsnn da bu mertebeye ulamayp, dolaysyla idrak derecesine gelmemi olmas olamaz m?

90

Buna cevap olarak deriz ki: Bu sylediiniz, bizim burhanlar sralarken sunduumuz ihtimallerin dnda deildir. nk idraki gerektiren bu letafet ve idraki engelleyen bu younluk ya cisim ya cismani ya da zait bir eyden kaynaklanmaktadr. lk iki ihtimal batl olduuna gre geriye nc ihtimal kalyor. Bizim aradmz da budur. te burhanilerle ilgili aklama budur. kna etmeye dnk hitabi deliller, nsann Mahiyeti kna etmeye dnk hitabi delillere gelince, bunlar da saylmayacak kadar oktur. Bu konuyla ilgili birok ayet vardr. Adem (a.s) ve evlatlar hakknda yle buyrulmutur: Ona ruhumdan flediim zaman. (Hicr, 29) Ruhullah sa (a.s) hakknda da yle buyrulmutur: (o) Allah'n, Meryem'e ulatrd kn: Ol kelimesidir. (Nisa, 171) Bunun gibi daha birok ayet rnek gsterilebilir. Bunun yannda insani cevherin stnlne, maddi giysilerden arnm kudsi bir ule olduuna dikkat eken birok ifade vardr. Konuyla ilgili birok hadis de vardr. rnein Rasulullah (s.a.v) yle buyurmutur: Ben plak uyarcym Burada nefsin cismani alakalardan arnmlna iaret edilmitir. Bir dier hadiste yle buyurmutur: Nefsini bilen rabbini bilir. Dier bir hadiste de yle buyurmaktadr: Rabbini en iyi bileniniz nefsini en iyi bileninizdir. Eer nefis ile Rab arasnda, nefisler cisimler arasnda olmayan byle bir benzerlik olmasayd Rasulullah (s.a.v) Rabbi bilmeyi nefsi bilme artna balamazd. Bu benzerlik nefsin miktarsz ve blnmez cevher oluundan kaynaklanmaktadr. lerideki sayfalarda bu benzerlii btn ynleriyle ele alacaz.

91

Rasulullah (s.a.v) bir dier hadiste yle buyurmutur: Allah Ademi Rahmann suretinde yaratt. Bir dier rivayette yle deniyor: Allah, Adem kadar kendisine benzeyen baka bir ey yaratm deildir. Zatn, sfatlarn ve fiillerin suretine dnk bu suretin keyfiyetinin suretini, ilahi nefislerin tesirlerinden sz ederken ayrntl olarak aklayacaz. Rasulullah (s.a.v) bir dier hadiste yle buyurmutur: Geceyi rabbimle geiriyorum, o beni yediriyor, iiriyor. Bu hadisler, nefsin erefini, zat ve sfat olarak Rabbine yaknln, dolaysyla cismani alakalardan mcerret oluunu vurgulamaktadr. Melekut otanda parlayan nurla meshedilmi, ceberut ycelii aydnlyla arndrlm Ruhullah Mesih sa (a.s) yle demitir: Ancak gkten inen ge kabilir. sann (a.s) bu sz u ayetin aklamas mahiyetindedir: Ey huzura kavumu insan! Sen O'ndan honut, O da senden honut olarak Rabbine dn. (Fecr, 27).. Bir yere dnmek, ancak o yerden geldikten sonra gerekleebilir. Bayezid-i Bestami (r.a) yle der: ki alemde onu aradm, ama bulamadm. Yani zatm ecram aleminde bulamadm. Baka bir yerde de yle diyor: derimden syrldm, kim olduumu grdm. Burada Bayezid insann maddi heykelini deri ve kabuk olarak isimlendiriyor. Bu tanmlama da aka gsteriyor ki nefis, kabuk mesabesindeki deriden ayr zdr. u halde hayat sahibi insani nefis, tpk her sene deri deitiren ylan gibi her gn derisinden syrlmazsa hikmet namna hibir eye sahip olamaz. Denilmitir ki: Allah ile beraber olan sofu mekanszdr. Burada hibir mekann ihtiva edemedii bir zatla beraberlikten dolay nefsin mekandan tecerrt ediine iaret edilmitir. nk mekansz olanla beraber olan, mekan sahibi olamaz. yle de denmitir: Sofu olandr, ayrdr. yani nefis vardr ve maddeden mcerrettir. Zahiriler yle demilerdir: Sofu hak ile beraberdir, ondan

92

ayrdr. Bu anlam, yukarda vurguladmz hususlarn ayrlmaz bir sonucudur. Bunun gibi maddi alakalardan tecerrt etmi, engellerden arnm, neticede mahlukatn Rabbini mahede etmi ulularn daha birok sz vardr ki anlatmakla bitmez. Bu faziletli zatlarn nefsin hakikatine dair szleri, kati ilmi ifade gc bakmndan akl erbabnn kantlarndan ok daha gl ve ok daha dorudur. nk onlar delillerin atmas, beyan sluplarnn akmas dnda nefsin hallerinin ve mahiyetinin acaipliklerini, eserlerinin ve keyfiyetlerinin garipliklerini ayan zevkiyle mahede etmilerdir. Nasl daha gl olmasn ki burhan nefisten daha ok sahibinden uzaktr. nk hibir ey insana nefsinden daha yakn deildir. Dolaysyla nefsin kendisini bilmesi mahededir. Bu ise aynel yakindir. Nefsin kendisini delille bilmesi ise; ilmel yakindir. Bunlar arasnda byk fark olduu aktr. Nefsin delilin aracl olmadan zatn bilmesi mmkn olduuna gre, delilin araclna ba vurmak abesle itigal, nemsiz bir abadr. Gereksiz yere uzak mesafeleri kat etmektir. eyhul slam Darus selam (Badat) sakini, srlarn Hallac, fikir denizlerinin dalgc Mansur (Allah ondan raz olsun) yle der: neredenin olmad yerde zatm belirdi. Bir iirinde de yle der: Heykelim cisimdir, z rtmekte Sonsuz z ki hakim ve bilen ruhtur Ruhla birlikte erbabna dnmekte Geride kalan deersiz topraktaki heykeldir Bu iki beyitte insann iki zuhuruna ve bu iki zuhurun hasl oluuna ayrntl olarak iaret edilmektedir. Birincisi

93

doumdan ibaret olan kk zuhur, ikincisi ise lmden ibaret byk zuhurdur. Bu ikisine, ruhun bedene girmesi demek olan mebde ve ruhun bedenden ayrlmas demek olan mead denir. nk beden rahimden doduu gibi nefis de bedenden doar. Beden nefsin rahmidir. Bu yzden Rasulullah (s.a.v) bu szn kesin tasdiki ve phe maddesini ortadan kaldran bir ifade olarak yle buyurmutur: nsan iki kere domadka melekut alemini gremez. Birinci doumun kk, ikincisinin de byk olmasnn nedeni udur: ruhun bedenle beraber olma sresi, bundan sonra balayan berzahtaki kal sresinden ok azdr. Daha dorusu bu ikisi arasnda bir mnasebet yoktur. Kuran- Kerimde yer alan birok ifadede buna ak ekilde iaret edilmitir. Buna u ayetleri rnek gsterebiliriz: Andolsun, ilk yaratl bildiniz. (Vaka, 62) Dolaysyla Hallac ilk beyitte yer alan heykelim cisimdir szyle insan mahiyetinin terkibinin zlmani czne ve z rtmekte szyle de ruhani czne iaret etmektedir ki bu, insann halinin balangc (mebde)dr. kinci beyitte ise iki cz arasndaki terkibin zlmesine, lm dediimiz ayrln aralarna girmesine ve her bir czn kaynakland eye dnmesine iaret etmektedir. nk her ey aslna dner. Ruh erbabna, cismani heykel ise topraa dner. Bu da mead (dn)dr. Bylece bu iki beyitte iki zuhurun tahkikine iaret edildii ortaya kyor. nsann Kuvveleri: nsann mahiyetini bildiine gre imdi de insann kuvvetlerini, yani askerlerini ve yardmclarn ren! O zaman bitkisel nefsin hayvani canllk aynn renirsin. nk bu ikisini zatlaryla bilmek mmkn deildir. Bunun nedeni de cismani olmalarna karn mahsus olmamalardr. Bilakis bunlarn bilinmesi kendilerinden sadr olan fiiller araclyla

94

mmkn olabilir. Bu durum insani nefis dndaki btn makul mevcutlar iin de geerlidir. nk her insan nefsini szler ve fiiller bir yana sfatlar araclyla da bilmez; bizzat bilir. Bildiin gibi nefis, kendini vastasz bilir. u halde hissedilen fiiller kuvvetlere, kuvvetler de tedbir edicisine, yani nefse delalet eder. Bu bir bakma fiillerin sfatlara, sfatlarn da fiillere dayal olarak yaratldna ynelik bir kanttr. Bu ikisinden sonra bir salikin izleyecei baka bir yol, bir ibadet edenin gerekletirecei baka bir ibadet tarz yoktur. Bunlar iki admdr ki ulam bulunuyorsun, iki tepedir ki ykseldin, sonra yaklatn, dinledin ve kulak kabarttn. O halde senin stne den, kesinlikle nalnlarn karmamandr. nk iki yokuun almasndan, iki yolun izlenmesinden, iki klenin azat edilmesinden, iki boyutun kutsal vadide geilmesinden, bir kaybolup bir etraf aydnlatann, akp gidenin mahede edilmesinden sonra iki menzil tarafnn meakkatli, iki merhaleyi kat etmenin zorlu olmasndan dolay Rasulullah (s.a.v) yle buyurmutur: Cezandan senin affna snyorum. Bu fiiller yokuudur. Gazabndan rzana snyorum. Bu da sfat yokuudur. Senden sana snyorum. bu da zat denizidir. Hi kimsenin buna dalma midi yoktur. Yanna varan hi kimsenin onun havuzundan bir yudum ime beklentisi olmaz. Bu yzden Rasulullah (s.a.v) yle buyurmutur: Senin vglerini sayamam. Sen kendini vdn gibisin. Meleklerin u sznn anlam da budur: Seni tenzih ederiz, biz seni hakkyla bilemedik. Byle iken bir kimse Onun zatn bilmeyi nasl umabilir? Arif (bilen) kii, irfanyla ihtiva edip ihata ettii marufu zerinde bir hakimiyete sahip olur. Allah ise onlar arkalarndan kuatmtr. (Buruc, 20) O kullarnn stnde yegne kudret ve tasarruf sahibidir. (Enam, 61) Dolaysyla Allah, ariflerin marufu deil, sultandr. efkat edenlerin en efkatlisi, en merhametlisidir.

95

Bitkisel nefsin kuvvetleri: imdi bitkisel nefsin kuvvetlerini anlatmaya balayabiliriz. Diyorum ki: Biz bitkilerin beslenme, byme ve reme gibi fiillerini mahede ediyoruz. Bunlar ise ancak bitkinin cisminde yerleik bulunan kuvvetlerden sadr olabilirler. Bu kuvvetler sekiz tanedir. Bunlarn drt tanesi hizmet edenler, drt tanesi de hizmet edilenlerdir. Hizmet edilenlerin ilki, beslenme gcdr. Bu kuvvet besini beslenen cevhere dntrr ki mahsus olan onun yerine gesin. Buna makul cihetiyle de delalet edilir. nk ok scak bir cisim slak bir cismi etkilediinde ondan buhar ykselir. Kuru bir cismi etkilediinde ise ondan duman ykselir. Buhar slaklk czlerinin zerrelerinden, duman ise kuruluk czlerinin zerrelerinden ibarettir. kincisi kuru olan birincisinden daha latif, birincisi ise ya olan ikincisinden daha youndur. te zlme budur. Heykel yava yava zlnce, alternatifi yerine geer. Beden btnyle zlr, terkip dalr. Hane ykld iin de nefis g eder. Nitekim Fars airlerinden biri bu anlam yle ifade etmitir: Can yolculua kmaya karar verdi. Gitme! Dedim, Ne yapaym, hane viran oldu, dedi. Bundan da anlalaca zere lmn sebebi; ya beslenme gcnn durmas veya besinin bulunmamasdr veya dman baskn, katledilme, yangn ve boulma gibi lmcl felaketlerle beliren ecellerdir. Btn bunlar, lmn bizzat sebepleri deildirler. Hukema, ayrlk acsn gerektiren btnln ayrp bozulmasn bizzat lm olarak ortaya koymulardr. Yine hukema, btnln ayrmasnn bizzat

96

elem verici olduunu sylemilerdir. Yemameli Zerka3 gibi keskin baklar olan eyh imam allame Muhammed er-Razi bu meselelerin tmnde hukemaya muhalefet etmitir. Bunun da drt hizmeti kuvveti vardr. Biri besini cezp etme ve tutma kuvvetidir. zellikle hazmetmesi nemlidir. Biri de tortular atma kuvvetidir. Bu da bedeni iine giren besinleri ayklamaya, fazlalklar, gereksiz ve yararsz eyleri atmaya, daha dorusu yok edip rtmeye yarar. Beslenme kuvveti, byme kuvvetine hizmet eder. Bu ise zel bir nispetle bedenin boyuna ve enine artmasn salar. Konkav ve ibkey blgelerin de istenen konkav ibkey dzeyine erimesini temin eder. Konkav olanlarn ibkey, ibkey olanlarn konkav olu sreci byme kuvvetinin fiilleri arasnda yer almaz. Bilakis marazi fiillerdendir ki tabii nefisten farkldr. Ama byme kuvveti bununla uyumlu olmaldr. nk Allahn izniyle, yani feyziyle onun talebesidir. Bu byme kuvveti dme nfuz eder, fler. Bunlar da nefs-i natkay hazrlarlar. Bu ise felak (yaran)tr. nk felak sabahn balangc olup fecir ile gece karanlnn buluma noktasdr. Nefis de yle. Nefis, heykel gecesinin sabahdr ve beeri karanlklarn dolutuu yerdir. Bu itibarla Hayr! afaa yemin ederim. (nikak, 16) ayetinde afak, Fecre, on geceye yemin ederim. (Fecr, 1-2) ayetinde ise fecir olarak isimlendirilmitir. On gece derken, ehvet ve gazap kuvvetleriyle birlikte hizmet eden ve hizmet edilen sekiz tabii kuvvet kast ediliyor. ift (e-ef) ise, nefsin bedenle iftlemesi anlamndadr. Yani bedene taalluk etmesi. Nitekim bir ayette yle buyrulmutur: Nefisler birletirildiinde. (Tekvir, 7) yani bedenlerle
En uzaktaki cisimleri gren keskin gzleriyle nlenen efsane arap kz. Zerkaul Yemame.
3

97

birletirildiinde. Tek (el-Vetr) ise lmle ondan ayrlmas anlamndadr. rtt an geceye. Yani zlmani bedeni rtt an. Ki zlmeye ve brmeye, erimeye ve akmaya balama andr. Bunlar insan denen kk alemin balanglar zerine yaplan yeminlerdir. Bu yeminin, bu balanglardan maksat, en byk alemin balanglardr, eklinde yorumlanmas da mmkndr. Ki bu da varlk yurdu ve cmertlik aynnn eseridir. Ben bunu sylyorum ve kar kanlarn ne dediklerini ciddiye almyorum. Hava bo ve evde kimse yok. Sadece tek ve samed hak vardr. Fecirden maksat, varlk sabahdr. On geceden maksat, ulvi cinslerdir. Ki bunlarn tamam geceye mensup ve zulmanidir. Daha nce bunlara deinmitik. ift ten maksat, ilk ruhtur. Bunlarn biri ilk akl, ikincisi ise ilk nefistir. Bunlar hakkn ak elleridir, bunlarla diledii gibi infak eder. Tekten maksat, mutlak bir olan ilk Haktr ve ondan daha Tek hibir ey yoktur. Brd zaman geceye bundan maksat da ara mensup ilk cisimdir, ki saliklerin maksutlarna yaklamak ve mabudlarna kulluk sunmak amacyla gerekletirdikleri seyirdir. Aarmaya baladnda sabaha andolsun (Tekvir, 18) ifadesinde geen sabah Gnee ve kuluk vaktindeki aydnlna andolsun (ems, 1) ifadesindeki gne btn bunlar, nefis gneinin kuvvetler karanlnn korkularndan uzaklaarak parlaklnn art orannda belirginleen

98

be isimdir. Bunlar srasyla yle saymak mmkndr: 1) Felak. 2) Sabah. 3) Fecir. 4) afak . 5) Gne ve kuluk vakti aydnl parlaklk iyice olgunlatnda, u beyitlerin anlam belirginleir: Bir sr grnd sana, senden gizlenmesi uzun srmt Bir sabah parlad zerine, sen karanlydn onun Kalbin gaybnn srrna ulamasn engelleyen perdesiydin Sen Sen olmasaydn onun zerine mhr vurulmazd Yaratt eylerin errinden Yarattklarnn errinden onlarn Rabbine snlr. Yarattndan maksat bedendir ve halk alemindendir. Gne ona izafe edilmitir. nk nefs-i natkann cinsinden olan emir aleminde Onun nurunun tek bir ulesinden asla bir er sudur etmez. karanl kt zaman gecenin errinden. Bundan maksat da gazap kuvvetidir. dmlere frp by yapan frklerin errinden. Bundan maksat da gelime kuvvetidir. kskand vakit kskan kiinin errinden. Bundan maksat da akl kskanan vehimdir. Bedene yerletirilmi bulunan bu kuvvet, btn erlerin ve afetlerin kaynaklardr. Gailelerin ve korkularn membadr. Bu yzden kendi iiyle megul olan nefis, onlarn tuzaklarndan ve ktlklerinden sabahn rabbine snr. Gelime kuvveti, retim kuvvetinin hizmetisidir. Bu ise maddenin fazlasn bir kenara ayrr ki kendisinin benzeri baka bir ahsn balangc olsun. Bu kuvvetin bitkilerdeki durumu ise tohumu saklayan kuvvet gibidir. Hayvanlarda ise ntfeyi saklayan kuvvet gibidir. Bu ise hizmet grp ekil veren bir kuvvettir. nk bitkilerin ve hayvann suretini kendi maddeleri iinde dengeler. te nebati kuvvetlerin toplam budur.

99

Hayvani Kuvvetler: Hayvani kuvvetlere gelince, bunlardan ve idrak eden ve hareket eden iki kuvvetten meydana gelirler. drak eden kuvvetler ikiye ayrlrlar: Zahir olanlar, Batn olanlar. Birinci olanlar, zahirdirler. Mehur be duyu gibi. Bunlar zikretme, teker teker sayma ve konumlarn anlatma gereini duymuyoruz. nk bunlar tanma ve her birini zel olarak anlatmaya, tasnif etmeye gerek brakmayacak kadar aktrlar. Herkese bilinecek kadar mehurdurlar. Kukusuz her duyunun keyfiyetini retmeye ihtiya vardr. Alglayn ve tecesssn retmek gerekir. nk bunlar nefsin casuslar konumundadrlar. Ama btn bunlar ancak uzun kapsaml eserlerde aklanabilecek eylerdir. kinci olanlar ise batndrlar. Bunlar da be tanedir. Bunlarn ikisi czi suretleri idrak ederler. Biri ise idrak eder ve tasarrufta bulunur. Yoksa bazlarnn sand gibi tasarruf eder, ama idrakta bulunmaz, eklinde bir durum sz konusu deildir. drak etmedii bir ey zerinde nasl tasarrufta bulunacaktr. Eer akl idrak etmektedir ve onunla tasarrufta bulunulmaktadr, gerekesiyle byle bir ihtimale cevaz verilirse, sadece idrak eden dier tm kuvvetler iin de byle bir cevazn verilmesi gerekecektir. Hatta denebilir ki bunlarn idraki yoktur, idrak akla aittir. bu durumda kuvvetler iin maddi varlklarn uurunda olma ve onlar idrak etme sz konusu olmaz. te akln vicdan ve ftrat apak bir ekilde bunu imkansz grmektedir. Bunu sylemek iin dnmeye, aratrmaya da gerek yoktur. nk bizde mevcut bulunan tatma kuvvetinin tat aldn biliyoruz. Ayn durum dier duyular iin de geerlidir. Kuvvetlerin eitlilii ve kendi alarnda ayrmalar byledir. Akl asndan ise btn alglananlar bir ilim ve bir eyden ibarettir. Bu da gsteriyor ki kuvvetlerin algladklar eyleri idrak etmeleri ve hissetmeleri

100

birbirlerinden ayrdr ve akln idrakinden de farkldr. Akln idraki ise, akln ona ilikin ilmi olarak isimlendirilir. Bu ise bir tek olgudur. Birden fazla olmad gibi, aralarnda temyiz de yoktur. Niin Duyular Be ile Snrlandrlmaktadr? Bu duyularn be tane olarak snrlandrlmasnn aklamasna gelince, idrak edici batni kuvvetler ya suretleri idrak ediyorlar ya da anlamlar. nk alglanan varlklar suret ve anlamla snrldrlar. Bu yzden alglayan da bu ikisiyle zorunlu olarak snrlanr. Aksi takdirde eyin tabiat pazarnda geersiz olmas, kesata uramas gndeme gelir. Ama byle bir eyin fasit olduu da malumdur. nk Rabbimiz, her eye hlkatini (varlk ve zelliini) veren (Taha, 50) cmert Allah, hak edenlere ltufta bulunma, onlara kar cmert bata bulunma hususunda cimrilik etmez. Kim cimrilik ederse, ancak kendisine cimrilik etmi olur. (Muhammed, 38) Allahn zat, hayrn, rahmetin, feyzin ve nimetin kaynadr. Byle iken gne krs ve ay yuvarla konumunda olanlara gne nda dnen zerreleri bahetme hususunda cimrilik eder mi? En byk ate ise, felek mutfann ocanda yer alp Onun kaynayan denizinden bir kvlcmdr. Yldzlar ise, emrinin revaknn fezasnda serilmi felek sofrasnn zerinde saf saf dizilmilerdir. Yakc alevler ise kaderinin fezasnn darphanesinde sikke vurulmu dirhemler parlaklndadrlar. Bununla beraber hak etmeyenlere verip bahetmek suretiyle sap savurmaz da. nk Zira bylesine sap savuranlar eytanlarn dostlardrlar. (sra, 27) Onun ihsanna nail olanlar harcadklarnda ne israf ne de cimrilik ederler; ikisi arasnda orta bir yol tutarlar. (Furkan, 67) Adaleti emreden hkmdar, kendisi adil olmaz m? Onun hkm deiebilir mi?

101

Eer bunlar suretleri idrak ediyorlarsa, bu durumda ya sadece kabildirler ya da kabil ve koruyandrlar. Birincisi ortak his, ikincisi ise onun hazinesi konumundadr. Bu ise hayal gcdr. Buna ayrca ekil veren ad da verilir. Eer anlamlar idrak eden ise, o da ya sadece kabildir ya da hem kabil hem de koruyandr. Birincisi vehim, ikincisi ise onun hazinesi konumundaki hafzadr. Bu isimlendirme hfzetmesinden dolaydr. Ya da hatrlamas cihetiyle zakire ad verilir. Tasarruf eden kuvvet ise, vehim tarafndan kullanlmas itibariyle mtehayyile (hayal eden) olarak isimlendirilir. Kuranda kt bir aa (brahim, 26) lnetlenen aa (sra, 60) ve Zakkum aac (Duhan, 43) eklinde zikredilir. Ki cehennemin dibinden yeeren bir aatr. nk kalp, bedenin asl ve dibidir. Bu aa oradan kar ve dallar oradan beyinin cevherine doru ykselir, orada iekler ve eytanlarn bana benzer tomurcuklar aar. (Cehennemdekiler) ondan yerler ve karnlarn ondan doldururlar. (Saffat, 66) Akl- Natk tarafndan kullanlmas itibariyle de mfekirre (dnme kuvveti) olarak isimlendirilir. Kuranda ise kk kalpte, dallar ise gkte sabit gzel bir aa (brahim, 24) Musann (a.s) mbarek blgede hakkn sesini duyduu Tuba aac yiyenlerin meyvesini afiyetle yedikleri ve ya elde edilen mbarek zeytin aac (Nur, 35) olarak isimlendirilir. Rabbinin izniyle her zaman yemiini verir. t alsnlar diye Allah insanlara misaller getirir. (brahim, 25) Kesin snrlandrma olarak idrak edici Batni kuvvetlerin toplam da budur. Her Birinin Mahiyetleri ve Konumlar: imdi bunlarn her birinin mahiyetini ve beyin cevherinin uzvu iindeki konumlarn erhedebiliriz

102

Hi kukusuz tp kitaplarndan da anlalaca zere beyin uzunlamasna kovuktan ibarettir. Mterek ilk his de yledir. Bu ise zahiri duyularla alglanan varlklarn suretlerinin topluca bulunduklar bir kuvvettir. Tpk be kanaldan su akan bir havuz gibi. Bu itibarla hatrlatc olarak isimlendirilmitir. Uzun ve meakkatli kapallk sreci olan ryada ve uyank iken misaller ve karartlar onunla alglanr. Ama yalanc tahayyl yoluyla deil. Kendisiyle kaim olan misaller alemine gelince, bu alem, byk, hametli, hikmetli Eflatuna gre, zihni suretleri nefyetmek balamnda srf hissedilen alem ile salt akledilen alem arasnda yer alan bir alemdir. Fakat nefs-i natkada veya onun kuvvetinde ise, onun talebesi muallim-i evvel, nc, mehur doru szl hekim, gelmi gemi hukemann medar- iftihar, Mantkut tayr sahibi, sluk ve seyirde btn maksatlar elde eden, yunan filozofu Aristotalese gre de zihni suretleri ispat balamnda byle bir konuma sahiptir. Bu kuvvet, karklk, bulanklk, kapallk ve parallk olmakszn aka vahyi mahede eder. Rasulullah efendimizin (s.a.v) Cebraili Dihye el-Kelbi suretinde grdn duymusundur. Rasulullah (s.a.v) onu bu kuvvet araclyla gryordu. nk bu ktlesel bir kuvvettir ve ancak Dihye el-Kelbi ve benzeri gzel, erefli ve grkemli ahslara brnm suretleri idrak edebilir. Yine Rasulullah efendimizin (s.a.v) Cebraili, iki defa yaratld surette grdn de duymu olmalsn. Rasulullah (s.a.v) onu bu surette akl kuvvetiyle grmt. nk Cebrail tabiat ve mekan giysilerinden mcerret, hareket ve zaman katklarndan ar bir surettir. Bu yzden ancak mesafe ve vaziyetlerden beri, tabiat ve tablardan mnezzeh akl gc tarafndan idrak edilebilir. u halde vahyin sabah nce kalpte parlar. Bu durum her Nebi iin geerli genel bir olgudur. Fecir arttka, kuvvetlere doru yaylr, aydnl daha da oalr. Tpk Musann (a.s)

103

ses duyduu halde hi kimseyi grmemesi gibi. Daha da artp yaygnlatka duyular ana dalar, yakcl oalr, grme kuvvetinin fanusundan nfuz eder ve aynen grmeye balar. Tpk Rasulullah efendimizin (s.a.v) sesi duyup melei grmesi gibi. (Gzleriyle) grdn kalbi yalanlamad. (Necm, 11) Belli bir sralama ile zikredilen bu mertebeye Kuranda ak bir ekilde iaret edilmitir: Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla bu, Allahn bir insanla konumasnn en alt mertebesidir. Veya perde arkasndan konuur iitme duyusuna hitap vaki olduunda. Bu ise Allahn bir insanla konumasnn orta mertebesidir. Yahut bir eli gnderip izniyle ona dilediini vahyeder. Grme duyusuna ynelik bir hitap vaki olduunda. Bu da Allahn bir insanla konumasnn en st mertebesidir. O ycedir, hakmdir. (ura, 51) Bu mertebenin stnde hibir insann Allah katnda bir makam olmad gibi bu makamlarn dnda Allah ile konumas da mmkn deildir. Allah, en yce ve en stndr. Bu kuvvete Yunan dilinde fintasiya (fantezi) denir. kinci duyu ise hayaldir. Bu, mterek duyunun hazinesi konumundadr. Bu duyunun algladklar burada saklanr ve ihtiya duyulduunda buna mracaat edilir. Dolaysyla mterek duyunun fiili algy kabul etmek, hazinenin fiili de alglanan korumaktr ve bu ikisin birbirlerinden ayrdr. nk kabul fiilinin yalnn olmas, korumann ise kuruluunun bulunmas zorunludur. rnein bir eyi kolayca kabul eden ama onu koruyamayan nice varlk vardr. Su gibi. Yine bir eyi gzel ve doru ekilde koruyan nice ey de vardr ki ayn eyi kolaylkla kabul etmez. Bilakis zorluk ve meakkatle kabul eder. Altn ve gm klesi gibi. Bunun yannda bir eyi gzel ve kolay bir ekilde kabul edip koruyan eyler de vardr. Mum gibi. Bu kuvvete, tasvir eden, ekil veren ad verilmitir, nk kendiliinden lszce suretler tasvir eder

104

ve ortaya getirir. Bunlar beynin ortak n kovuunun nnde, hazineleri ise sonunda yer alr. nc duyu da vehimdir. Vehim somut varlklardan alglanamayan anlamlar idrak eden bir kuvvettir. u insann doruluu, unun da dmanl gibi. Yine koyunun kurttan bir anlam alglayp bu anlamn kendisini kamaya, kurtun da koyunda bir anlam alglayp bu anlamn onu koyunu yakalamaya sevk etmesi gibi. Bu kuvvet, insandaki akl gibi mutlak hakim konumundadr. Akl ve vehim galibiyet, liderlik, makam sevgisi ve hakimiyet iin insani heykel iinde ebedi bir sava verirler, hayvani kalp iinde deil. Hayvani kalp iinde rakipten ve muhaliften uzaktr. Orada diledii zaman, diledii gibi diledii hususta hkm verir. Faydalanrlar, hayvanlarn yedii gibi yerler. (Muhammed, 12) Burada zalim vehmin elinde tutsak olan bir kavme iaret ediliyor. Bunlar bedensel alakalar zincirleriyle birbirlerine balanmlardr. Zincire vurulmu olduunu grrsn. Onlarn gmlekleri katrandandr, yzlerini de ate brmektedir. (brahim, 49-50) Onlara kaynar su pnarndan iirilir. (Gaiye, 5) Bu ate onlarn derisini kavurur. (Mddessir, 29) i ve d giysilerini yakp kavurur. nk aralarnda apak bir ztlk ve nefret vardr. Birbirlerine kar denklik mcadelesi vermektedirler. Mahiyet ve fiil olarak birbirlerini reddetmektedirler. Bunun nedeni vehmin ktlesel bir kuvvet olmas, czi ve ktlesel anlamlardan bakasn idrak edememesidir. Akl ise ruhani bir kuvvettir. Btn ruhanileri bizzat ve cismani czileri de aletlerinin araclyla idrak eder. Bu yzden vehim akl kskanr. nk gerek maksatlara ulama hususunda akla gre yetersizdir, eksiktir. Kskand zaman kskanann errinden Allaha snrz. (Felak, 5) rm kemikleri yeniden diriltmek gibi nice ulvi gerekler vardr ki akl bunu dorular ve gerekliini kabul eder.

105

Vehim ise yalanlar, fasit olduunu ileri srer ve dorulamaz. Vehim akl ile beraber alglanan somut olgular lnde koar, anlamlar denizinde yzer. Akl ne geip somut olgular aleminin tesine geince, kendisini makul olgularn geni meydannda belirginlemi bulur. Vehim ise kendisini somut olgular kabesinin darboaznda namaz klar bulur. Vehim eei rr ve fehmi idrak etmekten ekinir. Daha dorusu gerisin geri dner. Kii kalbinden ve dilinden ibarettir. Ben senden uzam, ben senin gremediklerini gryorum, der. Tpk eytan gibi. nk eytan insana nkr et der. nsan inkr edince de: Ben senden uzam, nk ben lemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarm, der. (Har, 16) Mutlaka duymusundur. nsann byk bir hsrana urad en eski ada Adem ile blis arasnda cennette bir tartma cereyan eder. blis Ademi kskanr ve onun cennetten karlmasna sebep olur. Sonra Ademin oullar Kabil ve Habil arasnda byle bir ekime meydana gelmitir. Her biri bir kurban sunar, birinin kurban kabul edilirken, birinin kabul edilmez. Bunun zerine kurban kabul edilmeyen kskanlk ve kin yznden kurban kabul edileni ldrr. Bylece et ve deriden ibaret maddi yapsn ykar. Nefis Ademin ismidir. Akl, kurban kabul edilen olu Habilin, vehim ise kurban reddedilen olu Kabilin ismidir. Eer anlamaya g yetirirsen ve konutuun zaman dm zmeye kalkmazsan semboller yerine oturmu oldu. Drdnc duyu, onun hazinesidir. Daha nce de sylediimiz gibi Hafza olarak isimlendirilir. Bununla vehim arasndaki mnasebet, hayal ile mterek duyu arasndaki mnasebet gibidir. Ama aralarnda bir fark vardr. O da udur: Hayal, suretlerin mahzeni, hafza ise; anlamlarn mahzenidir. Her ikisi de beynin son kovuunda yer alrlar. Ama vehim son kovuun banda, mahzeni ise sonunda bulunur.

106

Beinci duyu ise beynin orta kovuunun ortasna yerletirilmi kuvvettir. Bu kuvvetin ii, kendisiyle suretler ve anlamlar arasnda terkip(birleim), tafsil (ayrm), takid (dmleyip balama) ve tahlil (zme) yapmaktr. Bu yzden drt kuvvetin ortasna oturtulmutur. Daha nce sylediimiz gibi sekiz isimle isimlendirilmitir. Ki suretler ve anlamlar denizinde bazen kartrma ve bulandrma suretiyle, bazen de aratrp isabet etme ve tefti suretiyle yzsn. limlerin istimbat, btn harfler ve unutulmu olgularn hatrlanp dnlmesi onunla gerekleir. Rasulullah (s.a.v) bu hususla ilgili olarak yle buyurmutur: eytanm benim huzurumda Mslman oldu. Bu yzden bana hayrdan baka bir ey telkin etmez. Yani lahuti nurlar ve melekuti srlar derlediim zaman durumumu kark hale getirmez. Bu kuvvetlerin farklln ve hakikat ve fiil olarak ayrln insana gsteren ey, bazs yok olurken bazsnn devam etmesidir. Bunlarn kendilerine zg konumlar da bu yntemle bilinir. nk tecrbe ile sabittir ki beynin ilk kovuunun n ksmna bir afet arz olduu zaman ortak duyu kuvveti bozulur, ama mahzeni varln srdrr. Geri kalan kuvvetler de bu adan denenmilerdir. Bu da kuvvet ile mahzeninin zat, fiil ve mahal olarak birbirlerinden ayr olduklarn ortaya koyan bir olgudur. drak edici kuvvetlerin toplam budur. Bunlarn hakimleri, yani usulleri ise tr. Birincisi akl. Akl, isabet eden hakim, adaletli kaddr. Allah dil olanlar sever. (Maide, 42) kinci ve ncs ise vehim ve hayal gcdr. Bunlar zalim kadlardr. Elleri zorbala doru uzanmtr. Kasitun (yani zulme yatkn orta yolu tutanlar) cehennemin odunlar, atein yaktdrlar. Bu yzden Rasulullah (s.a.v) yle buyurmutur: Kadlar e ayrlr. kisi cehennemde, biri ise cennettedir. Reisleri de beyindedir. nk ileride grecein gibi btn duyular batadrlar. Duyu ise, ancak kendisini ortaya koyan

107

sinirlerle gerekleebilir. Sinir ise beyinden doar. Bu yzden ilahi hikmet sultannn da beyinde olmasn gerektirmitir. Hareket Ettirici Kuvvetler: Hareket ettirici kuvvetler de 1) Uyarc hareket ettirici ve 2) Fail hareket ettirici olmak zere ikiye ayrlrlar. Ayn zamanda gdc, yani tevik edici olarak da isimlendirilir. Bu da iki dala ayrlr. Birincisi, uygun olan celbetmek zere yaratlm ve adna da ehvet denir. ki daldan asl olan budur. nk trn bekas bununladr. Tr ise ahsn asldr. kincisi, kart olan defetmek zere yaratlm ve adna da gazap denir. Bu ise fer konumundadr. nk ahsn bekas buna baldr. ahs ise trn feri konumundadr. Fail hareket ettirici, azalarn telleri ve balar arasna yaylm bir kuvvettir. Bunlar da azalar tutmak ve salmak iin yaratlmlardr. Bu yzden bazen dn cihetinin tersine dnmesinin maddesi olurlarken, bazen de dn cihetine ynelik olarak bzlrler. Ta ki dorudan hareket etmeye hazrlansn. Fail hareket ettirici kuvvet, gdc hareket ettirici kuvvete itaat eder ve onun hizmetindedir. Ve bu durum btn idrak edenler iin geerlidir. nk idrak edilmeyene ynelik bir eilimi kesinlikle yoktur. Bilakis eilim ancak eilim gsterilenin bunun en alt derecesi itibariyle de olsa uurunda olmas durumunda sz konusu olabilir. Bunun hakimi de kalptedir. nk mutlak reis odur. lk fiili de ruh askerlerini beyin halifesine gndererek bir iaretiyle idrake yeltenmesini salamaktr. Fiil kanlmaz olarak harekettir. Hareket duyudan ncedir. Ama hareket olmadan da duyu olabilir eklindeki zan doru deildir. Bilakis duyu zel bir harekettir. u halde her duyu harekettir, ama tabii hareketlerde olduu gibi her hareket duyu deildir. Bylece fiili de fiillerin ilkidir ve o da harekettir. Bundan dolay onun hakiminin kalbin uzvu olmasn istemitir.

108

Kalp, beden ehrinde kuvvetler reayasnn bakandr. Nitekim Rasulullah (s.a.v) yle buyurmutur: Bedende bir et paras vardr. O iyi oldu mu btn beden iyi olur, o bozuldu mu btn beden bozulur. Bakan da kuvvetler srsn vehim eytan kurduna kar koruyan bir obandan, srlerin ve askerlerin hallerini dzelten bir slahatdan, onlar edepsizlik cretini gsteren gazap canavarndan muhafaza eden bir yneticiden baka bir ey deildir. Bu yzden beden kuvvetler iin arz (yeryz) konumundadr. Beden, kuvvetlerin g ettikleri bir mekandr ve kuvvetler beden arznn ssleridir. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Arzdaki (yeryzndeki) her eyi dnyann kendine mahsus bir ziynet yaptk. (Kehf, 7) Yani kuvvetler, bedenin ssleridir. u ayette de benzeri bir anlam vurgulanmaktadr:O, arzda ne varsa hepsini sizin iin yaratt. (Bakara, 29) Emin belde, gzel belde korunmu, salam, savunmal belde, yerin dibine geirilmi yurt, halk zalim belde ve Lutun ehri gibi nitelemelerin tm bedenle ilgilidir. nk orada dokuz kii (eleba) vard ki, bunlar yeryznde (arzda) bozgunculuk yapyorlar, iyilik tarafna hi yanamyorlard. (Neml, 48) Buras Bunun zerine orada bulunan mminleri kardk. Zaten orada mslmanlardan, bir ev halkndan baka kimse bulmadk. (Zariyat, 35-36) denilen yerdir. Bundan maksat kalp evidir. Ki yce Allahn haklarnda yle buyurduu evlerdendir: evlerdedir ki, Allah (o evlerin) ycelmesine ve ilerinde isminin anlmasna izin vermitir. Orada sabah akam O'nu (yle kimseler) tesbih eder. (Nur, 36) Kuran- Kerim bu isimlerin tmn onunla ilgili olarak dile getirmitir. Daha nce nefisle ilgili isimleri dile getirdii gibi. Bu kuvvetler tmyle konulacaklar bir konumlar, kendileri tayacak bir hamilleri olmas zorunlu olan arazlardr. Kuvvetlerin konulduklar yerleri hayvani heykeldir. Bu

109

kuvvetlerin hayvani heykel iindeki yerlerini daha nce zikretmitik. Bunlarn tm batadrlar. Yani konumlar yksek bir kalenin ucundaki kule olmak durumundadr. Ki muhafzlar onu yukardan kontrol edip koruyabilsinler. Ya da yksek bir kkn en tepesine bina edilmi bir bur gibidir. Bunun gibi bedene yerletirilmi btn idrak edici kuvvetler bedenin muhafzlar konumundadrlar. Beden ise yksek bir kk gibidir. Bu yzden kuvvetlerin yerlerinin ba kulesinde bulunan odalar olmas gerekir. Nitekim filozoflar Ba, dokunma duyusu hari, btn duyularn manastrdr. demilerdir. Dokunma duyusu ise; bedenin tamamna yaylm durumdadr. Bunun nedeni de klli basiretlere gizli kalm ok ulu bir hikmetten dolaydr. yle ki: bir canlnn on duyusunun en nemlisi dokunma duyusudur. Bu yzden dier dokuz duyu olmadan da var olmas caizdir. nk canl, ancak dokunma duyusuna sahip klnd zaman canl olabilir. Dokunma duyusu, hayvani melekut alemine alan ilk kapdr. nk canl cisim ile bitkisel cismi birbirinden ayran ilk lt odur. nsani beden de onunla balar ve onunla son bulur. Yce Allahn u bizim alemde yaratt ilk canl krmz solucandr. Bulutlar, onu yamurla ve souk havayla birlikte yere attklar andan itibaren gitgide beyazlar. Yce yaratcsnn emriyle musahhar klnan tabiat kuvvetinin etkisiyle oluumunu tamamlasn ve kemalini elde etmesine uygun bir sre hayatn devam ettirsin diye. Her mmetin bir eceli vardr. (Yunus, 49) Bu ecelin ad konulmutur. Ama belli olarak gsterilmemitir, bilakis bilinmez klnmtr. Yce yaratcnn inayetinin muln gryor musunuz? u hakir zerre, u zavall bcekle nasl ilgileniyor? Yarattktan sonra ihmal etmiyor. Bilakis onu kendisi iin yararl olan eylere yneltiyor, kendisi iin zararl ve bozucu nitelikte olan

110

eylerden uzaklamaya sevkediyor. Her eye hlkatini (varlk ve zelliini) veren, sonra da doru yolu gsteren (Taha, 50) Allah noksan sfatlardan mnezzehtir. Yce Allah hibir mahluku kendi bana, ba bo ve ihmal edilmi brakmamtr. Bunun ulu ve parlak bir hikmeti vardr ki basiret sahibi olup en ince ayrntlardan ibret alan, gizliliklerden haberdar olan kimseler bunun farkndadrlar. Ama fikir yeteneinden yoksun, gzlem gcn yitirmi gzlerin sahipleri bu gerein farkna varamazlar. te bu stn hikmetten dolay yce Allah dokunma duyusunu btn bedene yaymtr. Bu duyunun taycs ise hayvani ruhtur. Hayvani ruh, karmlarn letafetinden doan latif bir cisimdir. Nitekim sair azalar da karmlarn younluundan doarlar. Kayna kalptir ve am eklinde, koni grmndedir. Buradan yukar ve aa mevzularna dalrlar. Yukar, beyin madenine doru, atardamar hizmetkarlar araclyla kanlar souyarak mutedil hale gelirler ve nefsani ruh olarak isimlendirilirler. Aa, cier madenine doru, onun yksek ss sonucu krlanlar ise ah damarlar araclyla inerler. Buna da tabii ruh ad verilir. Oradan bedenin her blgesinin derinliklerine yaylr. Buradan hareketle en byk tabiplerden Galius: nsanda birbirinden bamsz nefis vardr demitir. Ama bu iddias doru deildir. Bilakis tabiatnn farkllna gre isimle isimlendirilen bir tek ruhtur bu.. ve hayatn faili onu nefs- natka araclyla oraya yerletirmitir. nk bu ruhun hayat ilahi nefsin nurudur. Aksi takdirde bir cisimden baka bir ey deildir. Cisim ise, daha nce de sylediimiz gibi cisim olmas itibariyle ldr. Dolaysyla cismin hayat zati deil, kendisine arz olmutur. Zait bir hayatla deil, bizzat hayat sahibi olan bahedicisi tarafndan hayat sahibi klnmtr. nk bu ruh bizzat hayat sahibi olsayd, lmezdi. nk bizzat olan bir ey zail olmaz. Ama bunun hayat zail oluyor. nk bedenin terkibini oluturan eylerden mrekkeptir. Bir

111

mrekkepten doan da mrekkeptir. Dolaysyla hayvani ruh mrekkeptir. Her mrekkep de er ya da ge, karmn gcne ve zayflna gre basit unsurlarna ayrr. Bundan da anlalyor ki bedendeki hayatn faili hayvani ruhtur. Dolaysyla nurunun sultan tarafndan konulan her ey ona yansr. Sultannn nuru ise canl klan bir feyizdir. Aksi takdirde lr. Sinirlerde ve damarlarda bulunan setlerden ibret al. Buralarda meydana gelen bir tkanmann nasl felce, sara hastalna ve kalp sektesine ve tp biliminde saylp aklanan daha nice olaylara yol atn grebilirsin. Tabii tbbn konularndan biri bu ruhtur. Tabipler onun hastalklarn ve arazlarn, zayflna ve gcne, berraklna ve bulanklna, kaslmlna ve gevemiliine, danklna ve kontrolllne gre aratrrlar. Btn bunlar ruhun azl ve okluu nedeniyledir. Yine tabipler bu ruhun bulunduu yer olan bedeni de mevcut olan saln korumak ve ortadan kalkm bulunan sal yeniden salamak amacyla aratrrlar. Bunun gibi Nefs- natka da ilahi tbbn konularndan biridir. lahi tp derken Tevhit ilmini kast ediyoruz. Bu balamda Nebiler ve Rasuller (selam zerlerine olsun), vahiy ve ilhamla bu husustaki grevlerini yerine getirirler. Tpk sezgi ve tam aratrma snavlarndan baaryla gemi tabiplerin ruh ve bedenin hallerini ve arazlarn zekas ya da ahmakl, keskinlii ya da krelmilii, iyilii ya da ktl, temizlii ya da pislii asndan aratrmalar gibi. Bu yzden peygamberler ruh doktorlardr denilmitir. Tpk doktorlarn beden tabibleri olmalar gibi. Bu iki e, biri dii, biri de erkek olmak zere ifttirler. Biri cismani, biri ruhanidir. Biri eytani, biri de rahmanidir. Ve iki aleme ilikin ilmi ina ederler. Marifetle iki iklimi ihata ederler. Daima diri ve lmsz Allah tarafndan yoktan var edilen mlk ve melekut alemlerini kast ediyorum. te bu iki ayak zerine dikilmitir iki ilim. Bunlardan biri tp da denilen beden ilmidir, dieri de ilahiyat

112

da denilen din ilmidir. Nitekim Nebi (a.s) da buna iaret etmitir. Cismani ruh, bizzat idrak eden ve Allahn emriyle faaliyet gsteren ilahi nefsin tasarruflarnn alandr. Ki Allah semavatn ve arzn nrudur. Dolaysyla Allahn, uzunluk ya da genilik boyutunda olmakszn kaim olan nurlarndan biridir. Douu da Allahtandr, bat da. Ondan beslenir ve Onu gaye edinir. Hayvani ruhun fiillerini kabul etme istidad olduu srece bedende tasarrufta bulunur. Ruh kesildii zaman tasarruflar da kesilir. Buraya kadar ayrntl olarak yaplan aklamalardan ortaya kan gerek udur: Nefs- natka, byk bir taht ve erefli bir makam bulunan bir kralie konumundadr. Bunu derken hayvani ruhu kast ediyorum. Krss ise, kalbin ar scakl ile beynin ar soukluu arasnda meydana gelen itidalden doan beyinsel ruhtur. drak edici kuvvetler askerleri ve gzcleridir. Hareket ettirici kuvvetler yardmclar ve datclardr. Mterek duyu veziri ve danmandr. Kral Talut gibi. Onun hkmdarlnn almeti, Tabut'un size gelmesidir. (Bakara, 248) Tabut, insani heykelin darboazndan kinayedir. Tabut'un iinde Rabbinizden size bir ferahlk ve sknet, Musa ve Harun hanedanlarnn braktklarndan bir kalnt vardr. Bundan maksat eyann hakikatinin tasdik edilmesidir. nk eyann hakikati Nebilerin mirasdr ve kuvvetler melekleri onlar tarlar. Kral Calut ise, onun kart olan vehimdir. Cinlerden, insanlardan ve kulardan mteekkil ordular olan ve hepsi bir arada (onun tarafndan) dzenli olarak sevkedilen (Neml, 17) Kral gibidir. O, kuvvetlerden ibaret karncalar vadisine konulan tahtna kurulmutur. Bundan maksat insani nsiyet heykelidir. u halde nefs- natka, askerlerinden ibaret olan kuvvetlerden etkileniyorsa, onlar tarafndan malup edilip, eziliyor ve tasarruf altna alnyorsa,

113

mlk sahibi bir kralie iken kleletiriliyorsa, bu durumda Belks adn alr. Eer bedende fail ve zor ve galibiyet yoluyla tasarruf sahibi ise, reaya ve askerler arasnda saltanatnn tren ve merasimini koruyorsa, adalet ve kanunlarn uygulayabiliyorsa, o kraldr ve Sleyman olarak isimlendirilir. Bu ikisi, yani nefis ve kocas, idarecisi, himayesinin ve hamiyetinin koruyucusu konumundaki ruh, Adem ile Havva, Yusuf ile Zleyha, Sleyman ile Belks ve sa ile Meryem gibidirler. Ki biz sembolik olarak buna iaret ettik... Bil ki! Sana aktardmz ve ilettiimiz bilgileri hakikat dzeyinde kavradysan, insan bedenine ve ruhuna yerletirilen ilahi hikmetin srlarna vakf olduysan, nasl idare edildiklerini ve birinin dierini nasl ynettiini de kavram olursun. nk beden, kat bir arlk ve nefis de latif bir nur gibidir. Bunlarn arasnda tedbir lfeti, tasarruf sevgisi, yaknlk ve kavuma ak, uzaklk ve ayrlk acs meydana geldiini de alglam olursun. Nur ile karanlk arasnda nasl bir izdiva olduunu, ulvi ycelik ile sfli aalk arasnda nasl bir kaynama olutuunu da idrak edersin. Ki yce Allah ulvi ycelii ululamak maksadyla yle buyurmutur: Onu stn bir makama ycelttik. (Meryem, 57) Bir dier ayette de yle buyurmutur: Andolsun iyilerin kitab lliyyn'dadr. (Mutaffifin, 18) Sfli aalkla ilgili olarak da yle buyurmutur: Gnahkrlarn yazs, muhakkak Siccn'de olmaktr. (Mutaffifin, 7) nk bu ikisi arasnda mahiyet olarak apak bir nefret ve ztlk vardr. yce yaratc eksiksiz hikmetiyle ltfederek, genel inayetinin gzelliiyle inamda bulunarak kat bedeni ntfe maddesinden, kalp letafetinden, onun iinde sekin bir konumda olan ruh letafetinden yaratmtr. Ki letafet ve berraklk bakmndan ztlklardan alabildiine uzak ve itidale de son derece yakn felek gibidir. Onu nefs- natkay ululamaya, kemalini gerekletirecei barna olmaya hazrlam ki nefs- natka bu sayede ahiretini ve

114

dnyasn slah edebilsin. Bu da kendisine varlk baheden yaratcsnn ona ynelik bir dier badr. Nurun gne kursundan yansmas ve fakat bahedende en ufak bir eksikliin meydana gelmemesi gibi.. yle bir gznn nne getir. Kandilin fitili nasl tutuur. Atei kabul etmeye o kadar hazrdr ki ate temas eder etmez hemen yanmaya balar, ama kendisinden hibir ey eksilmez. u halde sezgi gcnle miza vastasyla ntfe fitilinin nefs- natka nurunun ateini kabule hazr olmas nedeniyle nasl tututuunu tasavvur et!.. Nefs- natka nurunun atei, melekuti, lahuti atelerden delici ve dumansz bir alevdir. Ki bahedeninden gelmektedir. O da ulvi nurlardan ve halin eserlerinden biridir. Bylece salm nurlardan bir kvlcm arza der. Kandili kalp, cam hayvani ruh. Lambay nefs- natka, aac yakin iekleri aan, mahede nurlarn yanstan fikir, ya, dnme yorgunluundan mstani eksiksiz sezgi olarak anla. nk tur-i sinada yetien aa bir ya verir ki yiyenler iin katktr. u halde incir sezgidir, nk ekirdeksizdir. Zeytin ise yorgunluk ekirdekleri olan fikirdir. Tur-i sina ise ona flenen nefs-i natkadr. u emin belde kendisine yerletirilen melekut srlarnn ve marifet hazinesinin emini, koruyucusu nefs-i natkadr. Nitekim bir kudsi hadiste sembolik olarak yle buyrulmutur: arzma ve gme smadm. Fakat mmin kulumun kalbine sdm. Nitekim Davuda (a.s) benim iin bir ev boalt diyerek kalbini kast etmitir. Yine yle buyurmutur: Ben, benim iin kalpleri krlm kimselerin yanndaym. Bylece yce Allah, Tin suresinin banda nefsin balangcna, zatna ve hallerinden iki tanesine yemin etmitir. Yeminin cevab da u ifadedir: Biz insan en gzel biimde yarattk. Nefs-i natka bilfiil akla dnnce, makuller onda, parlak aynalardan alglanan suretler gibi alnca, bu,

115

nur stne nurdur. Bu, surenin zahir ehline gre tefsiridir. Hakikat ehline gre tefsirine gelince, onu da nefs-i natkann mertebelerinin bilinmesine ilikin babda izah edeceiz Bu kadar senin iin sabit kazanlardan (Sebe, 13) bir tadmlk, yzen aylardan bir hilal mesabesindedir. Doyman, kanman, grmeni salayacak, seni glendirecek, surenin aklamas balamnda yaplan uzun ve gereksiz aklamalara muhta brakmayacak yeterliktedir. te biz, bu misalleri insanlar iin getiriyoruz; fakat onlar ancak bilenler dnp anlayabilir. (Ankebut, 43).. Bu derin tefsirle, kabaran heyecan ordularn sakinletir, bu misallerle kuku telan dindir. Bunlar, engin denizlerden akan derin anlamlardr. Onun yzp gitmesi de, durmas da Allah'n adyladr. phesiz ki Rabbim ok balayan, pek esirgeyendir. (Hud, 41) Sa ba dank, st ba toz toprak iinde, eski psk elbiseler giyen, bu yzden kaplardan yz verilmeyerek geri evrilen nice insan vardr ki, Allah adna yemin edecek olsa, derhal dilei yerine gelir. Sen dalar grrsn de, onlar yerinde durur sanrsn. Oysa onlar bulutlarn yrmesi gibi yrmektedirler. (Neml, 88) Harabat hazinesinde nice rintler var Varlk levhinden srlar okurlar Felein hallerinin ak dnda Nice acaiplikler bilirler ve zevk alrlar Bununla beraber bu sembolik ifadeler, Hccetul slamn (Gazali) geni rneklemelerinden ksa iaretlerdir. Byk alimin deerlendirmelerinden bir zettir. Nefislerin kurtuluunun ve ruhlarn ifasnn hlasasdr. Baarnn tamamlanmas ve kurtuluun kemal bulmas babnda sunduu

116

bilgilerin haslasdr. nk yce Allah onun delilini nurlandrm, yardmclarn ve destekilerini salam tutmutur. O tututurulmu bir atetir ki onun kandilinden beyan nurlar derlenir. Cokun bir denizdir ki onun sedeflerinden Kuran cevherleri karlr. Zihni, kibrit-i ahmerin ateleyicisidir ki ondan en byk saadetin kimyas alnr. Fikri bir dalgtr ki anlamlar denizinden ayetler istimbat ederek ulviyete nail olur. Tenkiti bir tabiat vardr, nazar mihengiyle fikir dirhemlerini deerlendirir. Anlay bir sarraftr, malum dirhemlerini ilimler miyarna vurur. Akl len bir vezirdir, salam delil nakillerini dosdoru kstas metoduyla ler. Dini ilimler llerini ihya etmede mesihi hikmetleri vardr. yakin ilimlerinin gizliliklerini izah iin beyaz eli gsterme hususunda Musevi mucizeye sahiptir. O slamn gsdr ki gsnn selameti Tur-i sinada yanan atein nuruyla almtr. I her taraf kaplayan felein bedridir. Hala aklayc zelliini koruyan beyan diline sahip bn Sina akmayla tututurulan kandilin yadr o. nndeki perde kaldrld, ama onun yakininde bir art olmad nk yaknlk sahibidir o ve hakkn delilinin yardmcsdr lahi hakikatlerin incelik srlarnn eminidir. Eserleri, zellikleri bundan ibaret olan nefsin besin kaynadr ve dn de Allahadr. Sna Odur. Artk ruhun mahiyetiyle uyarlm bulunuyorsun. Kald ki Rasulullaha (s.a.v) bu kefe ehil olmayanlar onunla uyarma izni verilmemitir. Bilakis Kuranda yer ald ekliyle mcmel olarak ruha dikkat ekmesi emredilmitir. De ki: Ruh, Rabbimin emrindendir. (sra, 85) Bu ruhun mahiyetine ilikin mcmel bir aklamadr. nk ilerine kibir aacnn tohumlar

117

ekilmi bulunan bedevi Araplar, ruhun hakikatini anlayacak gibi deillerdi. Ruh, llebilir halk aleminden midir yoksa llemeyen emir aleminden midir? Bu sorularn cevaplarn kavramalar mmkn deildi. Bu yzden yce Allah, Rasulne bu mcmel aklamay yapmasn ve bu kadaryla yetinmesini emretti. nk anlatma, bu kefe fazladan bir katk sunmayacakt. Yoksa avamdan baz kimselerin ileri srd Rasulullaha (s.a.v) keif deil, vazgeme, kana kana iirme deil, dudaklar slatma ile emrolunmutu. Hatta kendisi de mutlak olarak ruhun hakikatini bilmiyordu. Ne kendisinin ne de bakasnn ruhunu biliyordu. nk ayette ruh lafz mutlak olarak kullanlmtr. Bu da ruhun bilinmeyeceinin mutlak ifadesidir eklinde bir durum asla sz konusu deildir. Bu, onlarn hayalidir ve bu bir canlnn peinde koaca en rk amatr. Hi kukusuz evlerin en dayanaksz rmcein adr. Onlarn durumu, rmcein durumu gibidir. rmcek bir yuva edinir; halbuki yuvalarn en r phesiz rmcek yuvasdr. Keke bilselerdi! (Ankebut, 41) Onlar kendilerine yle seslenilen kimselerdir: (Size) bir misal verildi; imdi onu dinleyin: Allah' brakp da yalvardklarnz (taptklarnz) bunun iin bir araya gelseler bile bir sinei dahi yaratamazlar. Sinek onlardan bir ey kapsa, bunu ondan geri de alamazlar. steyen de ciz, kendinden istenen de! (Hac, 73) galip de malup helak olmutur. Kalpleri kilitlidir. Kulaklarnda ise bir arlk vardr. Keke yerlerine ekilseler, meskenlerine girselerdi, ylann deliine, karncann yuvasna girmesi gibi. Sleyman ve ordusu farkna varmadan sizi ezmesin. (Neml, 18) Acaba Rasulullahn (s.a.v) u szlerine ne diyecekler? Nefsini en iyi bileniniz Rabbini en iyi bileninizdir. Nefsini bilen Rabbini bilir. Nefsini bilmeyen, duyusunu ve sezgisini anlayamaz, dnemez. Kald ki Rasulullah (s.a.v) insanlar iinde Rabbini en iyi bilen kimseydi. Daha dorusu kalbinde Rabbinden baka bir eye yer

118

yoktu. Ya da yle buyurmasna ne diyecekler? eer eytanlar ademoullarnn kalplerinin zerine meselerdi, semavatn (gklerin) melekutuna bakp seyredebileceklerdi. Ayrca onun eytan onun huzurunda mslman olmutu. Dolaysyla ne onun etrafnda ne de semavatn (gklerin) ruhlar konumundaki melekutu etrafnda dnebiliyordu. u halde kim kalp gzyle gklerin suretleri ve karartlar yle dursun, ruhlarna, daha dorusu gklerin nefislerine ve ruhlarna ya da gklerin rabbine bakarsa, Andolsun o, Rabbinin en byk yetlerinden bir ksmn grr. (Necm, 18) nk gz keskinlii, kararllk, yntem isabetlilii ve azimet bakmndan son derece tedbirli ve dzenli biri olan Firavun yle demitir: Ey Hmn, bana yksek bir kule yap yaplarn n blmelerini oluturan dereceler eklinde merdivenler yap belki yollara, gklerin yollarna eriirim yani akllarna ve ruhlarna ularm. Bununla da yetinmiyor; grmeyi ve ykselmeyi de istiyor. Musa'nn Tanrs'n grrm. (Mmin, 36) Firavunun sergiledii bu cret, bu byk makamlara kma azmi, nefsini bilmesinden kaynaklanyordu. nk yle diyen bir kimseydi: Sizin iin benden baka bir ilh tanmyorum. (Kasas, 38) nk ancak nefsini bilen kimse rabbini bilir. nk nefis, Rabbin sanat ve fiilidir, ona ne kadar uzak olursa olsun yine de saniine ve failine delalet eder. Rabbinden alabildiine uzak bir nefis (firavunun) iin durum byle ise, kalp gzyle nefsinin srrna bakan ve alabildiine de yakn olan bir nefis bu hakikatleri grmeye elbette daha layktr. Aktarlan bu hadisler mucibince, Rasulullah (s.a.v) mahlukat iinde nefsini en iyi bilen kimse olmas hasebiyle Rabbini en iyi bilen kimsedir. Nasl olmasn ki, Rasulullah (s.a.v) ulvi ve sfli ruhlarn hallerini, akleden ve gaflette olan nefislerin akbetlerini haber veriyordu. Mahlukatn vicdannda cereyan eden vakalar biliyordu ve onlara karakterlerini ve ahlaklarn arndrmalarn emrediyordu!

119

Nefsini bilmeyen bir kimse, bakalarnn nefislerinin hallerinden, balanglarndan ve sonlarndan haber vermeyi bir yana brakn, onlarn nefislerini bilebilir mi? Hayal pnarndan doan bu sz, mesnetsiz ham bir iddiadan baka bir ey deildir. Ne yce Allah byle bir ey sylemitir ne de bir insan veya cin telaffuz etmitir. nk buna ilikin bir delil ve burhan olmad gibi, bir akl veya zihin de onu ispata yeltenmemitir. O halde ey kardeim! Nefsin zatn ve ruhun mahiyetini bildikten sonra yapman gereken ey, sfatlarn ve eserlerini idrak etmek iin kollar svamaktr. Bunu da bu kitabn ikinci sanat blmnde reneceksin.. Doruya ulama baarsn salayan ulu Allahtr.

120

KNC BAB Yce Nefisler Hakkndadr. Ruhani Alemin ispat, en stn, en byk, en saf ve en kapsaml amalardan biridir. En nemlisi Ruhani Alem, mead (ahiret) alemidir. Yeniden diriliin doum yeridir. Tertemiz nefislerimizin ve arnm akllarmzn dn mekandr. Nitekim Kuran buna u ifadeyle iaret etmitir: O'na ancak gzel szler ykselir (ular). Onlar da Allah'a amel-i slih ulatrr. (Fatr, 10) el-Kelim ifadesi el-Kelimenin ouludur ve o da ruh-i natkadr. Nitekim sa (a.s) hakknda Allahn ruhu ve kelimesi denmitir. Allah'n szleri tkenmez. (Lokman, 27) u halde kelime Kuranda insann cevher-i natkas anlamndadr. Temiz kadnlar temiz erkeklere, temiz erkekler de temiz kadnlara yarar. (Nur, 26) Kt nefisler ise tabiat denizine batmlardr. Kovulmulardr. Gzlerinin alnmtr. Balar ne eilmitir. Silinmilerdir. Ruhlar mahpustur. Bedenleri ikenceye alnmtr. Nereye dalarlarsa dalsnlar durumlar deimeyecektir. nk Kt kadnlar kt erkeklere, kt erkekler ise kt kadnlara yarar. (Nur, 26) nk varlk fiilinin gayesi, hayr ve cmertliin feyiz olarak yanstlmasdr. Bunu gerekletiren kimse bilincinde olmasa da. Bu, gayelerin gayesi ve nihayetlerin nihayetidir. Her varlk sonunda ona ular. Her ihtiya ve maksat onunla hasl olur. Bilakis ondan bakas olan fakir, ihtiya sahibi, dkn ve miskin kimseler iin sz konusudur bu gaye.. Dolaysyla varln gayesi; her varln kendisine yaraan kemale ulatrlmasdr. nk u geni cismani alem, u dnp duran felekler, ancak byk, nemli bir ama i iin yaratlmlardr. Ve bu ama da u hakir ve yoksun maddi alemden ok daha byktr. Bizzat

121

amalanan bir ey, araz olarak amalanan bir eyden daha byk ve daha ok talep edilmeye layktr. nk araz ile amalanan bir eyin altnda enine boyuna hibir gaye yatmamaktadr. Eer byle olmasayd gklerin, yerin ve bu ikisinin arasndaki canl cansz tm varlklarn yaratlmas bo, irkin, pis ve bedbaht bir i olacakt. Nitekim yce Allah bu son derece nemli incelie yle iaret etmitir: Sizi sadece bo yere yarattmz ve sizin hakikaten huzurumuza geri getirilmeyeceinizi mi sandnz? (Mminun, 115) Sonra bu varsayma dayal sz reddederek, eytani hayalin bu kalp parasnn sahteliini vurgulayarak yce zatnn bylesine irkin bir fiilden beri olduunu belirtiyor, bylesine ciddiyetten yoksun bir szden kendisini tenzih ediyor ve yle buyuruyor: Mutlak hakim ve hak olan Allah, ok ycedir. (Mminun, 116) Yani O, byle bir eyden mnezzehtir. Bu da apak gsteriyor ki varln yaratlmasnn gayesi, her bir varln kendisine yaraan kemaline ulatrlmas, her susayana kendisine uygun merebinin gsterilmesidir. Bu amaca ulamak da ya bu alemde olacaktr ki biz bu alemde haklarn asl hak sahiplerine ulamadklarn gryoruz. Daha dorusu hak etmeyenlere ulatklarn gryoruz. Bunun aklamas yledir: Servet sahibi, zevk dkn, alak dnyann tutkunu nice insanlar gryoruz ki dnyann sslerini, nimet krntlarn, gz alc bitkilerini, hayvanlarn, kadn ve oullarn, kantar kantar altn ve gmn, iaretli atlarn, hayvanlarn ve gz alc ekinlerini, zevk veren meyvelerini, gz kamatran nimetlerini tercih ederek ssl elbiseler iinde alm satmaktadrlar. Oysa bu gafiller cahildirler, sapmlardr. Kendilerini yoktan var eden, yaratan, ekil veren, rzklandran kerem, celal, nur ve cemal sahibi Rablerinin, Ondan sadr olan rahmetin eserleri, faziletinin ve kereminin nurlar yle dursun kendilerinden sadr olan fiil ve szlerin bile idrakinde deildirler.

122

Buna karlk zeki ve feraset sahibi, nice devranlar geirmi, Ali ve bn Abbas gibi soylu nice faziletli insan vardr ki bunlarn devranlarnn hep yokluk ire getiini, yurtlarda dolamalarnn derin bir mtevazlk iinde srdn, keselerinin Musann anasnn kalbi gibi bo olduunu, ocuklarnn yokluk iinde olduklarn, ayakkablarnn altnn Ebu Hureyrenin ayakkabs gibi delik olduunu gryoruz. Karnlar bo ve atrlar, ama beyinleri dopdoludur. Giysileri kabadr. Bedenleri zayf ve hastalkldr. lnceye kadar rahat ve konforun rengi nasldr bilmezler... imdi.. Byle bir manzara ktlk edene ktlkle, iyilik edene iyilikle karlk verilmesinin ifadesi olabilir mi? Yce Allah yle buyurmutur: Bir ktln cezas, ona denk bir ktlktr. (ura, 40) yiliin karl iyilikten baka bir ey midir? (Rahman, 60) bu ayetlerin vurgulad durum, grdmz bu manzara mdr? Bilakis grdmz bu manzara, ktlk edene iyilik, iyilik edene de ktlkle karlk verilmesi eklinde bir hakkaniyetsizlik ifadesidir. Bu da gsteriyor ki beklenen adil ceza, bu dnyann dnda, ahiret yurdunda Din gn gerekleecektir. yle bir manzaray gzlerinizin nne getirin, bundan daha irkinini bulabilecek misiniz bakalm? Diyelim ki u dnyann gl, kuvvetli, saltanatnn alan geni, taht ve stunlar sahibi lkelerde benzeri yaratlmam (Fecr, 8) krallarndan biri muttakilere vadedilen cennet misali gzellikte benzersiz, altnda rmaklar akan bir bahe edinse, bu baheye aalar ve iekler dikse, derken yeryznn ssne brnp gzellese, rengarenk grnmler arz endam etse, sonra bu kral kleler, saf, berrak, yakut ve mercan gibi gz alc, daha nce insanlarn ve cinlerin dokunmad, sakl inciler gibi cariyeler satn alsa. Onlar bu baheye yerletirse, onlar en onur verici konuma getirip her birine sen ve ein

123

baheye yerlein, insanlarn ve cinlerin yorucu ilerinden uzakta istirahat edin, bahenin dilediiniz yerinden bol bol yiyin, desin. Onlar da bu baheden yararlanmaya, tpk hayvanlar gibi yemeye, avam gibi birbirleriyle didimeye, halis araptan vahi hayvanlar gibi imeye, lezzetlere ve nimetlere dalmaya balasnlar. beendikleri meyveler, canlarnn ektii ku etleri (Vaka, 20-21) yesinler. Cevherlerle ilenmi tahtlar zerindedir, karlkl olarak oturup yaslanrlar. evrelerinde, (hizmet iin) lmsz genler dolar; Man emesinden doldurulmu testiler, ibrikler ve kadehlerle. (Vaka, 15-18) Orada canlarnn istedii, gzlerinin holand her ey vardr. Onlara orada ebedi kalacaksnz (Zuhruf, 71)densin. Onlar bu ekilde iken bir gece veya gndz vakti kraln emri gelsin, onlar biilmi ekine dntrsn. Dn hi yaamamlar gibi. Rzgarlarn savurduu kuru otlara dnsnler. Sam yeli vurmu ekin gibi kavrulsunlar. Veya hayvann art yem gibi dknt haline gelsinler Byle bir fiil beeri krallar iin bile irkin kayorken, fiilleri cimrilik, irkinlik, hayaszlk ve enaatten beri sultanlar sultan iin byle bir tavr tasavvur edilebilir mi? Allah mlhitlerin sylediklerinden ycedir, mnezzehtir. Bilakis Allahn her eyi gc yeter. te onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da akndrlar. (Araf, 179) Telatan bacak syrld gn, onlar Rablerine doru sevk edilecektir. Hi kimse kl pay kadar hakszlk grmez. (Nisa, 49) amalarn en ulusu, en ereflisi, en mehuru ve en bilineni bu olduuna gre, bizim grevimiz zerine ciddiyetle dmektir. Ey zorlar kendisine kolay gelen bize yardm et!

124

Makul varln mevcudiyetine on delil: Ben derim ki: Alglanan varlk makul varla delalet eder. nk varlkta nceden makuliyet yoksa sonradan alglanma da olmaz. Bunun da birok delili vardr: Birincisi: Zihin d hakikatler, nce zihinlerde ve akllarda ekillenmedike, maddi varlkta suretlerin bunlarn zerine terkip edilmesi mmkn olmaz. nk eyann varl kesinlikle cehaletten, ahmaklktan, gafletten, aptallktan hasl olmaz. Bilakis bu cahillik, aptallk ancak alim, akll ve fail birinden sadr olur. nk bunlarn hibiri bizzat var olmaz, aksine bakasyla var olur. Bu bakasnn da cahil ve gafil olmas imkanszdr. Aksi takdirde sz gelip bu noktada tkanr. Buradan hareketle btn eyann akl ve ilimden sadr olduu bilinmektedir. Bundan dolay da makul varlk alglanan varlktan ncedir. kincisi: Varl zorunlu olan makul varlklardandr. Varl mmkn olan ise alglanan varlklar kategorisine girer. Vacip varlk ise mmkn varlktan ncedir. O halde makul varlk alglanan varlktan ncedir. ncs: Makul, alglanandan daha basittir, yalndr. nk alglanan varln terkibi ondan daha fazladr. Basit varlk mrekkep varlktan nce olduuna gre makul varlk alglanan varlktan ncedir. Drdncs: Makul varlk alglanan varlktan daha ok soyuttur. nk makul varlk mekan ve zaman mahbesinden beri, alglanan varlk ise bu ikisine muhtatr. Soyut varlk maddilie brnm varlktan nce gelir. Beincisi: Makul varlk ruhlar alemine, alglanan varlk bedenler alemine aittir. yce Allah ruhlar bedenlerden bin yl nce yaratmtr.

125

Altncs: Makul, yoktan var etme, benzersiz ortaya karma trndendir. Alglanan varlk ise yapma ve var etme trndendir. Yoktan var etme, yapmadan ncedir. Yedincisi: Makul varlk, alglanan varln bal olduu olu, nerede, fasl, vasl ve ulvi cinslerden ibaret sair on olguya bal deildir. nk bunlardan beridir. Sadece kolaylk olsun diye cevher olgusuyla irtibatldr. Dolaysyla makul bir eyle irtibatlysa alglanan varln fail, aletleri ve illetleri olarak onunla irtibatl olmas ok daha gereklidir. O halde makul varln varl alglanan varln varlndan daha ncedir. Sekizincisi: Makul varlk alglanan varlktan daha ereflidir. Bunun nedeni birincisinin yaratcsna yakn, ikincisinin ise uzak olmasdr. erefli olan da baya olandan daha ncedir. Bu yzden yce Allah kitabnn birok yerinde nceden alim olduunu bildirmektedir. Dokuzuncusu: Makul varlk letafet aleminden, alglanan varlk ise katlk alemindendir. Bunlarn ilki dierinden daha ncedir. Unsurlarn ba olan ateten ibret al. Nurani ve latif olduu iin dier unsurlardan varlk ve yksek konum itibariyle ncedir. Ayn ekilde gk de yerden ncedir. Bildiin gibi bunun sebebi de gn effaf olmasdr. Bu yzden Kuran- Kerimde bu iki tabii varln varolu sralamalar gz nnde bulundurularak her yerde nce gkten sz edilir: Gkleri ve yeri yaratt. (Nahl, 3)ayeti ve benzerlerinde olduu gibi. Onuncusu: Makul varlk salt nurdur, alglanan varlk ise srf karanlktr. Byle iken yaratcnn rahmetine, dilediine hesapsz kitapsz rzk veren razkn inayetine sar m karanl nurun nne geirmek, karanl nurdan nce yaratmak, baya olan ileyip erefli olan ertelenme ukuruna dmeye terk etmek?... Oysa karanlk yokluk dehlizinden,

126

nur ise varlk kategorisindedir. Aydnln ve varln kaynadr. Karanlk ve yokluk ise araz ve ikinci bir maksatla fiilinin kapsamna girmilerdir. Bizzat olan bir ey de arazla olan bir eyden ncedir. Gklerin ve yerin nuru olan Allah bu tr yaktrmalardan mnezzehtir. O halde nurani makul zlmani alglanan varlktan daha ncedir. Allah, inananlarn dostudur doru delillere dayal olarak hakikatleri tasdik edenleri dost edinir. onlar karanlklardan aydnla karr. (Bakara, 257) Alglanan varlk karanlklarndan makul varln nuruna karr. Kuranda ilgili her yerde karanlklarn oul, nurun ise tekil olarak kullanlm olmas, alglanan varln kesret (okluk) aleminden, makul varln ise vahdet (birlik) aleminden olduunu gsterir. Bir ise zorunlu olarak oktan ncedir. Daha dorusu karanlklardan maksat mahiyetler, nurdan maksat da varlk nurudur. Bu on madde eksiksiz ve kesin delil, susturucu burhan konumundadrlar ki bize kerem sahibinin hayr huzurunda akl atlarnn alglanan varlk eeklerini cmertlik meydannda getiklerini, soylu akl atlarnn onlar geride braktklarn gstermektedirler. Adiyat suresini hatrlayn... Harl harl koanlara koarken tozu dumana katan soy atlara (nallaryla) akarak kvlcm saanlara toynaklar nefis tmseklerine arptnda kvlcmlar saarlar. Tpk ta ile demir srtnmesinde meydana gelen hararetten kvlcmlarn samas gibi. (anszn) sabah baskn yapanlara Bunlar akl ve nefis sultanlardr, varlk sabah, gebe yokluk gecesini yarp ortaya ktnda imkan meydannn darboaznda sakin alglanan varlklar meskenlerine saldrrlar. orada tozu dumana katanlara toynaklarn etkisiyle nefislerin kvlcm samasndan sonra varlnn tozunu evrenin zerrelerine katarlar. nk varl derbeder, tozlu dumanl, karanlk ve cismanidir. derken orada bir topluluun ta ortasna girenlere yemin ederim. Yani onlar feyiz aleminin ve cmertlik

127

menbann ortasna dalarlar. Bunun faili de budur. Nitekim Rasulullah (s.a.v) yle buyurmutur: Allah ilk olarak akl yaratt. Sonra ona: beri gel, dedi, o da geldi. Sonra dnp git, dedi, o da dnp gitti. Bunun zerine yle buyurdu: zzetim ve celalim hakk iin katmda senden daha aziz bir varlk yaratmadm. Seninle alr, seninle verir ve seninle menederim. Yce Allahn bu yara iaret etmek maksadyla Atlar, katrlar ve eekleri binmeniz ve (gzlere) ziynet olsun diye (yaratt). (Nahl, 8) buyurduunu grmediniz mi? O halde nce akl, sonra akleden, sonra alglanan, sonra alg, sonra akl, sonra akleden gelir. Ve phesiz en son var Rabbinedir. (Necm, 42) Dolaysyla alglanan varln makul varla delalet ettii sabittir. Alg asndan alglanan varlklarn en zahirleri arazlardr. En aklar ise harekettir. Bu yzden feleklerin hareketleri araclyla ruhani alemin varln ispatlyoruz. Artk u alemin ilk kapsn am, ilk menzilini gemi bulunuyoruz ki bundan maksat beeri nefistir. Feleki Nefis, kinci Kap: imdi ikinci kapnn nnde duruyoruz ve diyoruz ki: nceki aklamalarmz kapsamnda ortaya koyduumuz gibi felein dairesel hareketi, tpk insan gibi felein de canl, bilen, konuan ve akleden bir nefsinin olduuna delalet etmektedir. nk dairesel hareket tabii olamaz. Gzlemlediimiz kadaryla tabiatn zellii amaca ynelmek ve amalanmayandan kamak eklindedir. rnein ta, tabiatndan kopartlsa kesinlikle hareket etmez. nk hareket amac aramak demektir. Bu yzden ama hasl olduu zaman hareket de orackta durur. Dolaysyla amacndan zorla uzaklatrldnda, eer bir zorlayan, bask uygulayan ve

128

amacndan alkoyan bir engel yoksa tabii olarak hemen amacna dner. Yukar doru atlan bir ta gibi. nk ona uygun mekan merkez olduundan zorunlu olarak amac da bu merkezdir ve onun yannda durur. Ama dairesel hareket tabiatla ilgili olarak anlattmz bu zellikten farkl bir zellie sahiptir. nk daire eklinde hareket eden bir varln her nokta amacdr ve her noktadan da ayrlr. Eer bu nokta matlubu ise niin uzaklamaktadr yok eer matlubu deilse niin ona ynelmektedir?!.. Ama bu deerlendirme dorusal hareket iin geerli deildir. nk dorusal hareket bir cihetten kartna yrmekten ibarettir. Dolaysyla ayniyle matlup olmayan her nokta, kalan noktadr. Daha dorusu kalan nokta ebediyen kalan noktadr. Matlup nokta da ebediyen matlup noktadr. Dairesel harekette ise byle bir hareket tarz sz konusu deildir. Dairesel harekette zdd olmayan bir tek cihet vardr. O halde dairesel hareket iradi bir hareketten baka bir ey deildir. rade ise ilme, ilim de hayata delalet eder. Bu ikisi ise burhan araclna gerek brakmayan zorunlu delillerdir. Dolaysyla feleklerin konuan, canl, akleden, inkarclarn inatlarn boa karan nefislere sahip olduklarn ispatlam oluyoruz. Onlarn hccetleri Rableri katnda aktr. Onlar zerinde bir gazap vardr. Kitab' hak olarak indiren Allah'tr. (ura, 17) yani, eriat mumunun aydnlna ileten Kuran gneini ve mizan da indiren odur. Bundan maksat, rey usullerine ve nakil furuuna ileten akl sarrafnn yannda burhan nakdinin sahtesini ayklayan, delillerin arln tartan, arlndan emin olunmasn salayan mantktr. Semy Allah ykseltti ve mzan O koydu. (Rahman, 7) Akl semsn ykseltti, yanna da mizann koydu ve tasarruf arsna yerletirdi ve ona dedi ki: Sakn dengeyi (mizan) bozmayn. ly adaletle tutun. (Rahman, 8-9) nsanlardan alrken lp tarttklarnda tam, onlara vermek iin lp tarttklarnda ise noksan

129

yapan hilekrlara yazklar olsun! (Mutaffifin, 1-3) Feleklerin canl ve konuan varlklar olduklarna iaret ayetlere ve rivayetlere daha nce yer vermitik. Akl aleminin ispat: Ruhaniler alemini icmali olarak ispatladmza gre akl aleminde olan varlklar ispatlayalm. Diyoruz ki: Bir yerde durmayan hareket, muharrikte bulunan bir nefse delalet ettii gibi kendisinden daha erefli baka bir mevcuda da delalet eder. Tpk nefsin cisminden daha erefli olmas gibi. Ki deiken ve hareket ettirilen deildir. Muharrik ancak ak ve evkle i grr. Maukun an aktan dolay hareket ettirmesi gibi. Yerine oturtma, en uygun yere balama (et-Taik) felsefe literatrnde soyut akl, eriat dilinde ise yaknlatrlm melek (melek-i mukarreb) olarak isimlendirilir. Bu yoldan ve baka yollardan ispatna gelince, bunu ileride ayrntl olarak sunacaz. Ama bu alabildiine rtl ve son derece dikkatli bir aklama olacaktr.. nk bu, zati ile akln yannda ve fiilleriyle de duyunun yannda zaten bu zelliinden dolay makul ve alglanan nurlarn nurudur- zahir olan ilk hak ile zat itibariyle batn, fiilleri ve hareketleri itibariyle zahir nefis arasnda bir konumdadr. Akl gibi zati ile zahir, fiiliyle bariz deildir. Bilakis her iki bakmdan da batn ve gizlidir. Bu yzden ispat gizlilik ukuruna ve belirginlik bacasna kalmtr. Bundan dolaydr ki Kuranda ondan pek az sz edilir. Sadece sembolik ifadelerle, iaretle, imayla, kinayeyle deinilir. u ayetlerde olduu gibi: Yartka yaranlara mmkn olan btn varlklar geride brakan akllara ve i dzenleyenlere andolsun. (Adiyat, 4-5) ulvi ktleleri dzenleyip idare eden nefislere andolsun. Nitekim Rasulullah (s.a.v) bir hadisinde akllarn dier btn varlklardan nce olduklarna yle iaret etmitir: Allah ilk olarak akl yaratt. Dolaysyla bu yntemle akln nceliine ilikin olarak ortaya

130

konan soyut burhan iki erefli varlk trne delalet etmektedir. Burhan ehlinin yntemi budur. Burhan ehlinin stnde olan ayan ehline gelince, onlar iman ehlinin de stndedirler. nk onlar dil ile tasdik ehlidirler ve Mslmanlar olarak isimlendirilirler. Onlarn da stnde kalp ile tasdik edip amelleri yerine getiren ve muttakiler olarak isimlendirilenler vardr. Bunlar burhan ehli saylrlar. Onlarn stnde ise irfan ve ayan ashab, yakin ve ihsan ehli vardr. Allaha Onu gryormu gibi ibadet ederler. Nitekim bu mertebelere Rasulullahtan (s.a.v) rivayet edilen mehur bir hadiste iaret edilmitir. Ki Cebrail (a.s) bu mertebelerin ehli olan kimselerin hallerini aklatmak maksadyla Ona bir takm sorular sormu ve o da cevaplamtr. Bunlar her amac gemi, her nihayete ulam kimselerdir. Onlar hikmetin stunlar, felsefenin dehalardr. Aalk engellerden, baya ilgilerden arnp varl zorunlu ve her ban bahedicisi Allaha tamamen yneldikten sonra kendilerine almtr. Bundan maksat da gayb alemidir. Gaybna kimseyi muttali klmaz; Ancak, (bildirmeyi) diledii rasul bunun dndadr. (Cin, 26-27) bu ayetten hareketle aman zihninde bir phe belirmesin ve akln bir vesvese elmesin, dolaysyla u ayeti yanl anlamayasn: Gaybn anahtarlar Allah'n yanndadr; onlar O'ndan bakas bilmez. (Enam, 59) Bu ayet, gayb bilmeyi Allahtan bakas iin nefyetmek ve Allah iin ispat etmek suretiyle sadece Ona hasretmektedir. Bundan nce sunduumuz ayet ise, Allahn, gayb bakasna bildirmesinden, ona retmesinden ve muttali klmasndan sz etmektedir. Bu iki ayet arasnda bir eliki yoktur. nk cimrilik etmeden, avucunu

131

sk skya kapatmadan, usan belirtisi gsterip f demeden ve elinden kana hayflanmadan baheden ruhtur. En yksek ufuktadr. (Necm, 7) Apak ufuktadr. (Tekvir, 23) O, gaybn bilgilerini (sizden) esirgemez. (Tekvir, 24) akli varlklarn varlklarn esirgemez. Ki bunlar maddi varlklardan farkldrlar ve bunlar arlk, saflk, sebat ve birbirlerinden sonra beka sahibi olmak bakmndan u ekilde sralanmlardr: 1) Akl 2) Nefis 3) deler. Bunlar bir bakma nefsin glgeleri konumundadrlar. Byk Eflatun gibi dirayetli, nurlu, cokun deniz misali hikmet stunu bir zat bunlar gzlemlemitir. Ki bu yzden Eflatunun ideleri olarak mehur olmulardr. 4) Muallak suretler. Bunlar da idelerin glgeleri gibidirler. Bunlarn varln eyh, imam, faziletli, bilge, alim, kamil, yakc alev, parlayan yldz Mahmud b. Muhammed esShreverdi (Allah delilini aydnlatsn, dmanlarnn ve onu aalayanlarn burunlarn alaklk toprana srtsn) haber vermitir. Baz eserlerinde meailere muhalif olarak muallak suretlerden sz etmitir. Ben de bunlara ahitlik ettim. Ayrca Derbend halkndan byk bir kalabalk da ahitlik etmitir. Bunlar Eflatunun ideleri deildirler. nk Eflatunun ideleri nurani, bunlar ise zlmanidirler. Dolaysyla bunlar, idelerin glgeleri ve makul klli suretler olup zihni varlklar olarak isimlendirilirler. lmi ve vicdani olarak nefisten ve heyuliden bilinirler. Bunlarn sabit olduuna ilikin delili daha nce ortaya koymutuk. Bu klli alt varlk, ruhani alemde mevcutturlar. Bu trlerin her birinin stndeki ve altndaki tr arasnda stndekine de altndakine de benzemeyen, saflk, bulanklk, letafet ve younluk bakmndan farkl baka trlerin olmas aklen mmkndr. Tpk alglanan varlk trlerinden mercan iei, hurma aac ve hurma dalnda olduu gibi. leride buna deineceiz. Ki yce Allahn buyurduu gibi biz bunlar ayrntl olarak bilmiyoruz: Allah u anda bilemeyeceiniz

132

daha nice (nakil vastalar) yaratr. (Nahl, 8) Sizi bilmediiniz bir lemde tekrar var edelim diye. (Vaka, 61) Rabbinin ordularn, kendisinden bakas bilmez. (Mddessir, 31) Allah'n nimetini sayacak olsanz sayamazsnz. (brahim, 34) Gklerde nice melek var ki onlarn efaatleri, diledii ve honut olduu kimse iin Allah'n izin vermesi dnda, bir ie yaramaz. (Necm, 26) Bunun gibi daha birok sembolik anlatm ve iareti rnek gstermek mmkndr. Bir hadiste yle deniyor: Her gn gne pnarndan Allahtan baka saylarn kimsenin bilmedii melekler kp ar tavaf eder, beyt-i mamura girerler ve oradan karlar. Bir daha ebediyen ona dnmezler. Benzeri bir durum alglanan varlklarda da gzlemlenmektedir. nk feyiz, iddetli yamur, isinti, hafif veya saanak olarak yayld zaman alglanan varlklar istidatlar orannda hayata, idrake, akla ve ilme kabil olurlar. ster duyular aleminde olsun, ister akl aleminde olsun hepsine, onlara da bunlara da veririz. (sra, 20) akl ve alg dairelerine de mlk ve melekut yurtlarna da bahederiz. Hepsi Rabbinin ihsanndandr. Rabbinin ihsan kstlanm deildir. (sra, 20) Alt klli varln her biri deiik blmlere ayrlr. Heyuli ise feleki ve unsuri olmak zere ikiye ayrlr. Ayn ekilde her felek ve unsur iin heyuli; sonlu ve sonsuz btn varlklar iin de klli suretler vardr. Ayrca ideler ve muallak suretler, kabiliyetlerin kalplar gibidirler. Bu youn trler, kaba ve tlsmi cinsler ilerinde yer almazlar. Bunun gibi akl da her felek ve nefse gre ksmlara ayrlr.. u halde bu alt olguya delilli ve iknaya ynelik olarak hafif ekilde iaret ederek her birini ispatlam olduk. Yanla da srkleyebilecek alg araclyla bir veya birok ahsn gzleme dayal olarak feleklerin saysna ilikin szlerine itibar ediliyorsa, felsefe dahilerinin hata ihtimaline yer

133

bulunmayan akli ruhani gzlemlerine dayal olarak ruhani varlk trlerinin kemiyetine ilikin szleri itibar edilmeye daha layktr. Soyut Akllarn spatnn Maddi Yntemleri: imdi faal soyut akllarn ispatna ynelik maddi yntemlerin sralanmasna yeniden dnebiliriz. Bu tr ve nefislerin ispatna ilikin deliller zorunlu olarak iki temele dayanmaktadr. Birincisi: Onlarn fiillerini varlklarnn delili olarak almaktr. Bu, illeti maluln delili olarak kullanmaktr ve buna Niin? delili denir. Birincisine gre daha gl bir delildir. nk medluln varlndan hareketle zorunlu olarak varlna deil hkme delalet etmektedir. nk malul kendisine varlk veren illete varlk vermez. Aksi takdirde ayn varln iki kayna olarak belirginleirler. Bu da aka ortaya koyuyor ki niin delili nk delilinden daha gldr. Birinci delil, senin de bildiin beeri nefs-i natkalardr ve akllara delalet eder. leride aklayacamz gibi bedenle birlikte var olur. Bu yzden de mmkn varlktr. nk zamansal olarak meydana geli, zorunlu olarak imkana delalet eder. Ama tersi sz konusu deildir. Yani mmknlk zamansal sonradan olua delalet etmez. nk baz mmkn varlklar vardr ki bunlar, her iki grubun da ittifakyla hadis (sonradan olma) deildirler. Kelamclarn mezhebine gre; Hakkn ezeli zatyla kaim ezeli sfatlar, eitlidirler, hakiki ve zati olarak birbirlerinden ayrdrlar, harici arazlar olarak ayr deildirler. Laf cambazl yaparak ezel sfatlar zatlarndan dolay vacibul vcutturlar, diyenlerin bu szlerini nemseme. nk zatlarndan dolay eklindeki sz ayaklarn kayd bir demagoji, zihinleri akna eviren bir mugalatadr. nk eer zat derken

134

sfatn zatn ve nefsini kast ediyorsa, bu muhaldir. nk sfat varl ve hulul asndan bir mevsufa muhtatr. Var olmak iin bakasna muhta olan bir ey vacibul vcut olabilir mi? Eer bu caiz ise, ayn durumun vcudun zat iin de caiz olmas gerekir. Byle bir eye cevaz vermekse doru olmayan bir yolu izlemek, dosdoru yoldan sapmak anlamna gelir. Daha dorusu vacibin nefyine varan bir kapdan ieri dalmak, sakncal, mubah ya da vacip olmayan bir fasla girmek demektir. Eer zat lafzyla sz konusu sfatlarla mevsuf vacibul vcudun zatn kast ediyorsa, bu anlam dorudur. Mmknnse bakasyla vacip olmaktan baka bir anlam yoktur. Bylece kelamclarn mezhebine gre ezeli sfatlarn mmkn olduu ispatlanm oluyor. Bunlar zamansal olan hadis varlklar deildirler. Ezeli olan bir ey de zamansal hadis olabilir mi? Ancak hadis olmann zati olmak eklinde aklanmas baka. Bu takdirde de imkan ve hudus arasnda bir fark kalmad gibi iki grup arasndaki tartma da ortadan kalkm olur. Filozoflara gre akllar, nefisler, ksacas btn yoktan var edilmiler, zamansal hadisler olmayp mmkndrler. Bundan da anlalyor ki hepsi hadistir, ama aksi doru deildir. Nefisler mmkn varlklar olduklarna gre zorunlu olarak bir sebeplerinin olmas gerekir. Sebebi de cisim olamaz. nk maluln illetten daha erefli olmas doru deildir. Ayrca illetin de malulden daha gzel olmas caiz deildir. Bu iki nerme aksi durum zorunlu olarak gereklidir. Ayn durum feleki nefisler iin de geerlidir. nk nefislerin icat etmek eklinde bir fiileri yoktur, aksine tedbir eklinde fiilleri vardr. Eer feleki nefislerden beeri nefisler sadr olsayd, bu nefisler akllar olarak belirginleirlerdi. nk fiilin, ister feleki olsun ister beeri olsun ancak bir nefisten sadr olmaktan baka bir anlam yoktur. Nefis akln glgesi, akl ise vacibul vcudun glgesidir. Nefsin ise hayattan baka bir

135

glgesi yoktur. Bu yzden beeri nefsin illetinin ayn trden baka bir nefis olmas caiz deildir. nk ileride aklayacamz gibi nefisler hakikatte e ayrlrlar. Benzer iki eyden birinin dierinin varlnn illeti olmasnn caiz olmamas bir zorunluluktur. nk benzer iki eyin hkm de benzerdir. Aklamasna gelince: Benzer, zati eylerde ortak demektir. Bu ise bir eyin cins ve fasl olarak kategorize edilmesini salayan bir husustur. ki ey birbirinin benzeri olup bunlardan biri hakknda gerek vaciplik, gerek mmknlk ve gerekse mmtenilik eklinde bir hkm sabit olduunda bu hkm dieri iin de geerlidir. nk bu hkme gerektirmesi ya zatndan dolaydr ya ayrlmaz bir zelliinden dolaydr ya da bir arazdan dolaydr. lk iki k benzerini zorunlu olarak br iin de gerektirirler. Bu lazmi (ayrlmaz) ve zati hususlarda benzerliklerinin bir zorunluluudur. Lazmilik ise zatiliin bir ayrlmazdr. nk illette ortaklk ayrlmazlarda da ortakln illetidir. Ama bu hkm bir arazdan dolay gerektirmise, bu, sz konusu hkmde zorunlu olarak ortak olmalarn gerektirmez. Bu da arazlarda ihtilaf etmelerinin bir gerekliliidir. Aksi takdirde iki benzer bir ey olurlard. Ama arazlar yabancdrlar, zail olmalar mmkndr. Aksi takdirde ayrlmazlar olurlard. Arazlarn zail olmas caiz olduuna gre zail olabilen bu araza dayal olarak verilen hkmn de zail olmas caizdir. Geride zatiliklerinin ayrlmazna dayal hkmlerde ortaklklar kalyor. Bizim aradmz da budur. u halde benzer iki eyin hkmlerinin de benzer olduu ispatlanm oldu. ayet iki benzerden biri brnn illeti olursa, br de ncekinin illeti olur. yani nefsinin illetinin illeti olduu gibi nefsinin de illeti olur. Bunun imkanszl zorunlu olarak ortadadr. Buradan hareketle dairesel oluun imkanszln anlayabilirsin.

136

Evet, kimi durumlarda zt iki eyden biri brnn kemalinin illeti olabiliyor. Yani ona hazr olur, baka suret ve arazlar kabul etmeye amade olur. Havas suretini kabul ettii iin su heyulasna hazr ate gibi. Ayn ekilde iki benzer eyden birinin dier benzeri hazrlayan olmas da mmkndr. nk baz kemalleri kabul etmektedir. Dolaysyla onu en stn makamlara ve hallere ulatrr. Nitekim yce Allah Rasulne (s.a.v) bir ltuf ve kerem ifadesi olarak yle buyurmutur: phesiz ki sen doru bir yolu gstermektesin. (ura, 52) Buna gre ilahi hakikatler kendisine gsterilen, dnya ve ahiret halleri ile ilgili olarak insan trnn slahyla, onlar kevnu fesat sreci iinde doru yola iletmekle emrolunan Nebinin (s.a.v) kamil varl, ayn zamanda mkemmil (kemale erdiren)dir. Yani kerem denizinden kendisine bahedilenleri bakalarna, istidatlarn ve kabiliyetlerini gzeterek iletir. Nitekim Nebilere (a.s) byle emredilmitir. Rasulullah efendimiz (s.a.v) yle buyurmutur: Biz nebiler topluluuna insanlarla akllarnn kapasitesine gre konumamz emredildi. Bu davranlaryla Nebiler, snnetullaha gre hareket etmi oluyorlar: Allah, risaletini kime vereceini daha iyi bilir. (Enam, 124) nk ezeli ahlakla ahlaklanmak, bir eyin bahedilenin kapasitesi orannda bahedilmesini gerektirmektedir. Aksi takdirde paralanr, derisini yarp dar kar. Sonra biri kalkp enel hak diye feryat eder, bir bakas kendimi tenzih ederim, anm ne ycedir! diye inim inim inler. Tpk hurmann kabuundan frlayp kmas gibi kabna smaz, taar. te Nbvvetin snr budur. Velayetin snr ise, kendisinden bakasnn trn slahyla grevli olmad bir ahsa ilahi hakikatlerin almasdr. Bu da hidayete sebep olabildii gibi dalalete de sebep olabilir. Nitekim yce Allah, Kurann irk ve tuyan ehli iin lmcl bir zehire dntn yle ifade etmitir: Onunla birok kimseyi saptrr. Kuran gnei baz kimselerin gzlerini

137

kamatrr, grlerini zayflatr. nk Kuran gneine arkalarn dnerler. Nbvvet kandilinin baz nefislerin sapklk llerinde karanlklara dalmalarna sebep olmas ok daha evladr. nk Nebi beerdir, kskanlk, kin, cimrilik ve buz tozlarnn ortal kaplamasna sebep olur. Kuran iin byle bir durum sz konusu deildir. nk zellikle aleme ynelik feyzi itibariyle bir cinsi yoktur. Kur'an, (hak ile btl) ayran bir szdr. O, asla bir aka deildir. (Tark, 13-14) Nitekim bu sr dolaysyla yce Allah biraz da azar mahiyetinde Nebisine yle hitap etmitir: Sen sevdiini hidayete erdiremezsin. (Kasas, 56) Ebu Talib ve Ebu Cehil gibi istediin kiileri hidayete erdiremezsin. Dolaysyla vacibul vcudun baka bir eyin aracl olmadan bir illetinin olmas caiz deildir. nk bakas, ancak deimez bir ey vastasyla deiir. Nefs-i natkann varlna ilikin bu ksmlarn batll ortaya knca, illetinin akl olmas belirginlik kazanm oldu. Rasulullahtan (s.a.v) rivayet edilen mehur bir hadiste yce Allahn akla yle hitap ettii belirtilmitir: Seninle alr, seninle verir ve seninle menederim. u halde akl, cmertliin vastasdr, bamsz var edici deildir. Hayrn kayna ise mutlak faildir, ama bu hayr akl ile datr. Nitekim yce Allah seninle veririm demitir. Dikkatli ol! Haktan baka bir failin olduunu zannetmeyesin ve Ona herhangi bir kimseyi ortak komayasn. Aksi takdirdesanki rzgr uzak bir yere srklemi (bir nesne) gibi olursun. Ate rzgarlar seni uzak ve derin cehenneme srklemi olur ve orada ebediyen kalrsn. Kandilciin gnein nurunu bastrabilir mi? Akllarn zatlar celal nurunun ve cemal ziyasnn ualarndan olduuna gre, fiilleri iin bir varlk sz konusu mudur ki ondan bamsz olarak sadr olsunlar? Sere nedir ki izi olsun, emir kim ki hkm olsun! Akl Onun akldr. Akleden de Onun fiilidir. nk Ondan

138

baka O yoktur. O'nun ztndan baka her ey yok olacaktr. (Kasas, 88) Bu noktada kesb adasna snlmtr ki fk ile kan arasndan (gelen), ienlerin boazndan kolayca geen hlis bir st (Nahl, 66) gibidir. Kan ve fk ise dalgalarla coan iki denizdir. Yanma ve boulma belirtilerini sergilerle ki Aralarnda bir engel vardr, birbirine geip karmazlar. (Rahman, 20) Bu ise kesb ve eref berzahdr. Cmertliin cudi dadr ki mmetin Earileri ona trmanarak ilerinde karklk iinde olanlarn ellerinden kurtulmulardr. tizal gemisi ise, kantsal demir matkabyla delindii iin azgn denizin zerinde paralanmtr. Bu nedensellie en uygun akl, unsuri varlklarn ktlelerini idare eden son akldr. nk bu akl son nurdur ve beeri nefisten baka bir glgesi yoktur. Ondan baka nuru da yoktur. yle ki bu kadarndan baka da bir ey kalmaz onun iin. Ama onun stnde yeterli, tam, kafi ve genel nurlar asndan farkl bir durum sz konusudur. Kurann yemyeil okyanusundan Cebriye ve Kaderiyenin kara ve kzl denizlerini kurumu denizlerine den damla ise udur: Attn zaman da sen atmadn, fakat Allah att. (Enfal, 17) Sen mecazi olarak attn zaman hakiki olarak atmadn, fakat hakiki atan Allahtr. Sen mecazi atansn. Sen bizim hakiki kaza ve kaderimizin yaynda ok gibisin. Nasl ki senin okun mecazi kudretinin yayna yerletirilmise. lahi sedefin bir dier incisi ise u ayettir: Onlarla savan ki, Allah sizin ellerinizle onlar cezalandrsn. (Tevbe, 14) Burada yce Allah, ak bir ifadeyle cezalandrma fiilini hakiki olarak kendisine, mecazi olarak da onlarn ellerine izafe ediyor. nk kafirlerin cezalandrlmas ameliyesinde onlarn elleri, katibin elindeki kalem gibidir. Kaleminse hareket etmekten baka bir fiili yoktur. Onu hareket ettiren de katiptir. Bu ise son derece zayf bir nispettir ve fiilin kaleme nispetini

139

gerekletirecek yeterlikte deildir, ancak mecazi olarak nispet edilmesini salayabilir. Ki bu da mecazi ifadelerin en u noktasdr. kinci burhan: lim ve ilhamlarn meydana gelii, ferasetler, uyarlar, gaiplere ilikin haberler, sadk ryalar, gerek grler ksacas nefs-i natkalardaki ruhani hadis ve arazlar akllarn varlna delalet ederler. Ki biz ksmlarndan birine dayal olarak zatlarna ilikin delili daha nce ortaya koymutuk. yle ki: Bir eyin zat mevcut olmadan, zatnda bir sfat mevcut olamaz. Bu yzden de: Nefis ilim sfatn kendi zatnda meydana getirir, denemez. nk nefis sfat zatyla gerekletirir, sonra onu kendi zatnda kabul eder. Burada iki ey sz konusudur: Biri fiil (etme), br ise infial (edilme). O halde nefiste iki cihet vardr demek gerekecektir ki byle deildir. nk nefis bildiin gibi basit bir cevherdir. u halde ruhani sfatlar ve meydana gelileri akleden, canl ve Allahn emriyle faaliyet gsteren bir cevherin varlnn delilleridir. Bu yzden Nebiler (a.s) yaadklar halleri meleklere havale etmiledir. Nitekim Rasulullah (s.a.v) yle buyurmutur: Ruhul Kuds kalbime fledi. Yce Allah, nefislerin zatlarnn melekler vastasyla gerekletiklerini anlatmak balamnda sa (a.s)nn doumu ile ilgili olarak yle buyurmutur: Ben, yalnzca, sana tertemiz bir erkek ocuk balamam iin Rabbinin bir elisiyim. (Meryem, 19) Bu ayette, Cebrailin (a.s) tertemiz bir erkek ocuunun varlnn sebebi olduunu Meryeme (a.s) anlatrken sarf ettii szler hikaye ediliyor. Sana balamam iin anlamndaki ifadede arap dilinin belaat unsurlarnn nasl bir edep tavr iinde gzetildiini gryor musunuz? Bylece yaratmann vastas olduunu, yaratc olmadn ok gzel bir ifadeyle dile getiriyor. Ama Hz. sann (a.s) kendisi ile ilgili olarak syledii u sznde farkl bir duruma iaret ediliyor: Size amurdan bir ku sureti yaparm. (Al-i mran, 49) Ama yoldan

140

km Hristiyanlar bundan onun kuun, errin ve hayrn yaratcs olduu eklinde bir sonu kardlar. Yce Allah bu bo hayali ortadan kaldrmak, hem onlara hem de bakalarna cevap vermek maksadyla yle buyurmutur: Allah'tan baka bir yaratc var m? (Fatr, 3) Bu, mazmunu inkar ve hayret amacyla yneltilmi bir sorudur (istifham- inkari). sann ruhunu balayan (Cebrail), sann da bakasnn da yaratcs olmuyorsa, mahlukun mahluku olan sa nasl oluyor da mahlukatn halk (yaratcs) oluyor?! Dolaysyla buradaki yaratmadan maksat, takdir etme, hazrlama, ekil verme ve hazr hale getirmedir. Bu ise Muhammedi (a.s) ruhta belirtildii gibi caizdir. Yine yce Allah, nebilerin (a.s) meleklerle desteklendiklerini, savalar savdklarn, skntlarn giderdiklerini bildirmitir. Nebilerin onlarn araclyla hikmet, ilim, fazilet ve ahlak rendiklerini ifade etmitir. Ve onu, Rhu'l-Kuds (Cebrail) ile destekledik. (Bakara, 87) Onu gl kuvvetli ve stn yaratll biri (Cebrail) retti. (Necm, 5) Rabbiniz, nianl be bin melekle sizi takviye eder. (Al-i mran, 125) Nitekim nefsani haller, akllarn varlklarnn delilleridir. nc burhan: u alemimizde rn ve drt ana unsurda bulunan suretler, akllarn varlna delalet eder. Nitekim nefs-i natkalar varlna ilikin delili aklarken buna deinmitik. Drdncs: Feleki nefisler akllarn varlna delalet ederler. Beincisi: Feleki nefislerin ilimleri ve nurlar btnyle akllarn desteiyle gerekleir. Altncs: Feleki ktleler, bizim zikrettiimiz delilin tpks olarak akllarn varlna delildir. Ama aklanan delil kapsamnda zerinde durduumuz taksimin son ksmn burada

141

iptal ediyoruz. nk buna amil deildi. Diyoruz ki: Herhangi bir cisim feleklerin varlnn illeti olamaz. nk biliyorsun ki cismin kesinlikle bir tesiri yoktur. Muhtevay ihtiva eden olarak veya tersi olarak bazs da bazsnn illeti olamaz. Birincisi: eer ihtiva eden, ihtiva edilenin illeti olursa, boluu gerektirir ki bunun fasitlii bildiin gibi zorunludur veya nazari olarak bilinmektedir. nk illet mevcudiyet itibariyle malulden ncedir. Bilindii gibi varl olmayan bir eyin baka bir eyi var etmesi mmkn deildir. nk var etme (icat), varlk bahetmektir. Herhangi bir eyin varl yoksa olmayan bir eyi nasl bakasna bahedecektir. Bu imkanszlk, akln orta dzeyine bile gerek brakmayacak kadar aktr. Eer kendisine ait olmayan ihtiva ediyor ve nfuz ediyorsa, bu takdirde ona takaddm etmi olur. Bu da kendisini ihtiva eden illetiyle birlikte uzayp giden ihtiva edilenin yokluunu gerektirir. Ama ihtiva edilenin yokluu ile boluk birbirlerini gerektirmektedirler. Daha dorusu ihtiva edilenin yokluu, boluun varlnn aynsdr. Bundan dolay da boluun varl caiz olur. nk illetiyle beraber var olmas caiz olan muhtevaszlyla beraberdir. Ama boluun varl muhaldir, caiz deildir. Bu da gsteriyor ki ihtiva edenin, kendisinin illeti olan ihtiva edileni havi olmas geersizdir. Tersine gelince, bildiin gibi ihtiva eden, ihtiva ettiinden daha erefli ve daha byktr. Daha erefli ve byk olann baya ve hakir bir eyin malul olmas sz konusu olamaz. Bunun delili apak ortadadr. Yedincisi: Bunlar bir adan daimidirler ve Allahn diledii bir zaman kadar sona ermezler. Bildiin gibi bu da onlarn varlklarn srdren bir varla delalet eder ki sona ermesinler. Bunlar da akllardr. Ksaca syleyecek olursak cisim alemi ile nefis alemi akllarn tasarrufu altnda, onlarn hakimiyetine boyun emi, onun var etmesiyle varlk sahibi olmaktadrlar. Daha dorusu her iki alem, nurlarn kantlar

142

karsnda dalr, zlrler. Iklarnn huzmeleri ve eserleri altnda rtk ve bastrlmlardr. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: G kendi ellerimizle biz kurduk. (Zariyat, 47) Bu ulvi ktleler iin geerlidir. Olan ve bozulan (kevn ve fesat) suretlere ve remelere (mevalid) gelince, yce Allah onlar hakknda yle buyurmutur: Grmyorlar m ki, biz kudretimizin eseri olmak zere onlar iin birok hayvan yarattk. (Yasin, 71) Bu iki ayet, gklerin, akllardan ibaret ellerle bina edildiklerine delalet etmektedir. Zahir ehli mfessirler, burada geen ellerin oul kullanlmasndan dolay kuvvet anlamnda olduunu sylemilerdir. Bizim verdiimiz anlam ile zahir ehlinin verdii anlam arasnda bir eliki yoktur. nk el, hayr bakasna aktarma arcndan ibarettir, kemik, et ve deriden ibaret bir organ olmas ile canl, akl ve g sahibi bir cevher olmas arasnda herhangi bir fark yoktur. Nitekim Vezir Sultann elidir. denilmitir. nk sultann iyiliklerinin bakalarna ulamasnn aracdr. eitli unsurlarn birleiminden ibaret, l, camid, kokan, bozulan organ anlamnda el ise yce Allah hakknda tasavvur edilemez. Ama konuan ruhani cevher anlamnda tasavvur edilebilir. Biz de bu anlamda mcerret akllar olarak isimlendiriyoruz. eriatta ise mukarreb melekler olarak isimlendirilmilerdir. stenirse kuvvet olarak da isimlendirilebilirler, anlam ayn olduktan sonra ibarelerin farkllnn bir sakncas yoktur. nk kuvvetin ve akln anlam birdir. O da nimetlerin bitkilere ve hayvanlara (canllara) aktarlmasnn aracdr. nk bunlar Allahn elleri tarafndan yaplm eylerdir. Nitekim burada el kelimesinin oulu kullanlmtr ki kuvvet anlamna gelen eyd ile yedin oulu olan eyd arasnda bir karkla mahal verilmesin.

143

Yce Allah nefisler aleminin akllarn tasarrufu altnda olduuna dikkat ekmek iin yle buyurmutur: Her eyin mlk kendi elinde olan Allah'n an ne kadar ycedir! (Yasin, 83) Bir dier ayette de yle buyurmutur: Her eyin melektu (mlkiyeti ve ynetimi) kendisinin elinde olan kimdir? diye sor. (Mminun, 88) Eyann melekutu, ruhani bablar demektir. Nitekim rumuzul enbiyada yle denmitir: Her eyin bir meliki vardr. Danelerden her bir danenin bir yaran, zlerden her bir zn bir razk vardr. Bunlar da kabuklu daneler ve ho kokulu bitkiler (Rahman, 12)dir. Ayette geen el-asf kabuk demektir ve bina, yap anlamndadr. reyhan ise cevher z demektir. Kabuk cehennemde talarla birlikte yanar. nk cehennemin yakt, insan ve ta (Bakara, 24)tr. Yakut benzeri z ise erir atete ve karmlardan arnr. Bylece doruluk meclisinde (Kamer, 55) oturma liyakatine kavuur. nk mecliste oturmak iin bakalarnn da olmas gerekir. Nice zaman yakutu eksiltmek iin kze tutarm Sonra kz sndrrm, yakut gene yakuttur. Bu, nefisler aleminin akllarn istilas altnda olduuna ynelik bir iarettir. Yce Allah, ktleler alemi hakknda yle buyurmutur: Mutlak hkmranlk elinde olan Allah, yceler ycesidir. (Mlk, 1) Mlk derken, cisimler aleminin tm veya ruhlar aleminin kabuklar kast ediliyor. Bunlarn tm Onun elindedir. Onun eli de cismani bir organ olmaktan mnezzehtir. Bilakis nurani, akli bir cevherdir. Yz, kalemi ve kitab da yle. nk kalem, bir eyi nakedendir. Levh, nakedilendir. Kitap ise yazlandr. El ise kalemi kullanandr. Ktleler aleminden hibir ey bu snrlarn iine giremez. Dolaysyla odun veya kam olarak kalem, gm veya altn olarak levh ya da kemik ve et olarak el yahut da kat ve sr ya da eek derisi olarak ciltten ibaret kitap onun

144

kapsamna girmez. Bilakis bunlarn tm levhlik, kalemlik ve ellik kavramnn iine girmeyen zait anlamlardr. Ayn durum kelam kavram iin de geerlidir. O da manzum kelamdan, birbirine eklenip cmle oluturulan kelimelerden, kopuk sesler (harfler)den ve seili namelerden te bir eydir. Sakn ilk Hak ile ilgili olarak Hakka aykr bir zanna dmeyesin. Bylece tebih derecesinden kar kurtulursun. Aksi takdirde haklarnda yle denen kimselerden olursun: Menkul rtlerinin ocuu! Makul eylerden yoksun! Ama Onun hakknda bu gibi eylere inanmamak iin tebih derecesinden kurtulaym derken, tatil tehlikesine de dme. Bu iki yaklam da orta yolun iki yerilmi u taraflardr. Sen dosdoru yolu izle! Mesafeler kat etmeni salayacak yol budur. frat ve tefrit dairesinin merkezi burasdr. Bu ruhani eyleri hayr, nimet, feyiz ve rahmet ilahna has zannetme. Bilakis bu nimetleri baheden, bu kerametleri insani suret eklinde indiren Odur. nk insani suret Rahman suretinde yaratlmtr. nsann resmi, natk cevherdir. Bu, hayvan snrndan farkl bir durumdur. Hayvan byyen, beslenen, duyu sahibi, iradeyle hareket eden bir varlktr. Ayn ekilde insann eli de ruhani olabilir. Musann (a.s) yed beyzas (beyaz el) ve asas gibi. Ayn durum insann sfatlar iin de geerlidir. Onlar da bu gzel ve nadir kelimeler ve u zarif ve latif ekiller gibidir. nk bir sanat eseri, en uzak adan bile olsa sanatkarna benzer bir yn tar. Evdeki her ey ev sahibine benzer. Yce Allahn brahime (a.s) ynelik u emrini grmediniz mi: Tavaf edenler, ayakta ibadet edenler, rk ve secdeye varanlar iin evimi temiz tut. (Hac, 26) Allahn dokunulmaz evi, rkn ve makam mminin kalbidir. Nitekim mminin

145

kalbini yceltmek, onu ereflendirmek amacyla kudsi bir hadiste yle buyurmutur: Arzma ve gme smadm, mmin kulumun kalbine sdm. lahi vahyin icaznn somut bir gstergesi olarak gzetilen u incelii gryor musunuz? yle ki: Melekut mlkten daha erefli olduundan birincisinin Subhan lafzyla, ikincisinin de Tebarek lafzyla zikredilmesi gerekmitir. nk Subhan kelimesi, yakk almayan eylerden tenzih ve takdis ve yakr ekilde ululama ve yceltme anlamna gelir. Tebarek kelimesi ise el-berekeh kelimesinden tremitir ve ok hayr demektir. Hi kukusuz akllardan ve nefislerden sonra ktleleri yoktan ver etmek ok hayr demektir. Fakat akllarn ve nefislerin yoktan yaratlmas ululamay, ikram, takdis ve tazimi gerektiren bir olgudur. Sekizinci burhan: Bu Niin? delilidir. yle ki: vacibul vcudun birlii akln varlnn delilidir. nk ondan baka cevherler ilk olarak sudur etme salahiyetine sahip deildir. Bunun nedeni de hakiki birlikle bir olmamalardr. lahiyatn sekizinci asln incelerken bu iki nermenin her birini ayrntl olarak sunacaz. u halde ilahn birlii zat olarak bir ve klli olarak maddelerden beri, akl olarak isimlendirilen bir varlna delalet etmektedir. Birin varlna ahitlik eden bir mnezzehtir. Nitekim Rasulullah (s.a.v) biz nebilere emredilen din birdir buyurmutur. Birin an ycedir. Bu da akldr ki kendisini yoktan var eden birin varlna ahitlik etmektedir. Akllarn ispatna dair delillerin toplam bundan ibarettir.

146

Feleki Nefislerin Halleri: Feleki nefislerin hallerine gelince: Bildiin gibi feleki nefisler, iradeleriyle semavi ktleleri hareket ettiren olgulardr. Bu yzden bir gayelerinin olmas gerekir. nk bir iradeyle hareket ettirilen bir eyin hareketinin gayesi olmaldr. Gayesi de ya aklidir ya da hissidir. Hissi olmas caiz deildir, nk feleklerin ak ya da gizli hisleri yoktur. Onlar, unsuri remeler iin uygun lezzet ve ehvetleri celp ve uygun olmayan ekime ve hasmlamalar da def amacyla yaratlmlardr. Feleklerin ise byle meguliyetleri yoktur. Dolaysyla byle eylerle ilgileri olmaz. Bylece ehvet, gazap, dknlk ve edepsizlik gibi hayvansal gayeler btnyle iptal olmutur onlar asndan. Bu ise ayrca delile ihtiya brakmayacak kadar aktr. nk unsireler trnden olmadklarn biliyoruz. Geride gayelerinin akli olmas ihtimali kalyor. Bu da ya klli ya da czi olacaktr. Czi olmas caiz deildir. Aksi takdirde gayeye ulatnda duracak ya da kolay elde edilir olmad zaman da mitsizlie kaplacaktr. Her iki ihtimalde de durmas gerekecektir. Oysa hareketlerinin devamlln kantlamtk. yle ki: Eer hareketler silsilesi kesilirse, kesilmesi ile birlikte sz yeniden baa dnecektir ve bunun da illeti istenecektir. nk hikmet sahibi diye, her eyde illet arayana denir. Dolaysyla bir illetinin olmas kanlmazdr. nk her hangi bir eyin yok olarak veya var olarak hudusu caiz grlrse, bu ancak bir illetten dolay olabilir. Bundan dolay da alemin tmnn yok veya var olarak bir failden olmas gerekir. Bunun yanllnda, kusur, zulmet ve karanlk oluunda kuku yoktur. u halde silsilenin varl ikrar edilmi oluyor. Ya da birbirini geen varlklardrlar. Bu ise imkanszdr. nk daha nce boyutlar ve miktarlar asndan sonsuzluun imkansz olduunu belirtmitik. Ya da birbirini takip eden varlklardr ve bunlardan sadece bir tanesi varlk kapsamna girmektedir. Bu bir de dairesel hareketlerdir,

147

miktar ise zaman olarak isimlendirilen kavramdr. Dolaysyla ondan ayrlmamas kanlmaz olur. Aksi takdirde hibir hadisin meydana gelii tasavvur edilemeyecektir. nk deiken ve zeval bulan bir ey deimez ve devaml bir eyden sadr olmaz. Aksine devaml olan devaml olandan, sonradan olan (hadis) da sonradan olandan sadr olur. Birincisine Dehr, ikincisine Sermed, ncsne de Zaman denir. Sidretul Mntehann stnde ise deime yoktur. Oras deimezlik ve beka alemidir. Sahas yokluk tozundan yce olan Allah mnezzehtir. Bylece gayesinin klli akli bir ey olmas belirginleiyor. yle ki: Felek bilfiil tam bir varlktr. inde bil kuvve olarak kalan ey ise vaazdr. O da hareketine benzemeyi ister. Oysa hareketini bil kuvveden bil fiile karmann, aklyla art arda gelmekten baka bir yolu da yoktur. O da her adan tamdr. Dolaysyla iinde bil kuvve olarak hibir ey kalmaz. nk oluu ve varl onunladr. Bu yzden ona rku etmesi, secde etmesi gerekir. Nurunu ve parlakln ondan alr. Bu nedenle yzn nn kabesinin tarafna evirmesi gerekmitir. Bu, hareketleri, fiilleri, ilmini ve kemalini tahsil etmesi itibariyle babasna benzeyen oul gibidir. Bu benzeme bir bakma ona ibadet etmek, yaratcsna ve illetine yaknlamak mahiyetindedir. Her biri bir felekte yzmektedirler. (Enbiya, 33) itaat etme, kulluk sunma yzdr bu. Oru ve tehecct seyahatidir. Nitekim yce Allah resulne yle demitir: Zira gndz vakti, sana uzun bir meguliyet var. (Mzzemmil, 7) Bir dier ayette de yle buyurmutur: Gecenin bir ksmnda uyanarak, sana mahsus bir nafile olmak zere namaz kl. (sra, 79) onlardan maksat, haklarnda yle buyrulan kimselerdir: Rabbinin yannda bulunan (melekler) hi usanmadan, gece gndz O'nu tesbih ederler. (Fussilet, 38)

148

Geride unu demek kalyor: Her felein hzllk, yavalk, ereflilik ve izzetlilik bakmndan bir dierinden ayr hareketi vardr. Tayclar ve dairesel dnler iin de geerlidir. u halde bu hareketlerin cihetleri niin farkllamtr. Buna cevap olarak diyoruz ki: Btn feleklerin ortak olduklar dairesel hareket, vacibul vcuda yaklamak iindir. O btn akli nurlarn nurudur. Bu benzemenin her birinin kendine has hareketi illetinin etkisiyle gerekleir. lletleri mahiyet itibariyle farkl olunca hareketler de farkl olmutur. Farkllklar itibariyle benzeyen eyler birbirlerinden farkldrlar. rnein gkleri hareket ettiren arn amacnn sflilerle ilgilenmek olmas birok adan caiz olmaz. Birincisi: bu sfli varlklarn felekler yannda bir deerleri yoktur. Bu yzden felekler onlar iin hareket etmezler, hallerini ve ilerinin kontrolne inayet gstermezler, sluplarnn ve rollerinin maslahatna riayet etmezler. nk burlar feleindeki en kk yldz, yer basitinden on yedi kat byktr. Byk bir okyanus, azametinin yannda dalp kaybolan hakir bir damlayla ilgilenir mi? nitekim vehimlerine yenilen baz cedel ve kelam ehli kimseler byle bir iddiayla ortaya kmlar ve Rasulullahtan (s.a.v) rivayet edilen u kutsi hadisi delil gstermiler: Eer sen olmasaydn felekleri yaratmazdm. Bu hadisin anlam haktr, ama onlarn anladklar, arpttklar gibi deil. Gerek anlam yledir: eer sen olmasaydn ifadesinde hitap, var olu ve bozulu alemindeki mahlukatn en ereflisi olan insan trne yneliktir. Nitekim Araplarda byle bir gelenek vardr. Hitab kamil bir ahsa yneltirler, ama o trn tmn kast ederler. Nitekim Rasulullah (s.a.v) da kendi abdestini gstererek bu yle bir abdesttir ki o olmadan Allah hibir namaz kabul etmez. buyurmutur. Hi kukusuz Rasulullahn (s.a.v) kendi abdestine iaret etmesi, bizzat abdestini kast ettii anlamna gelmez. nk Onun abdestinin bakasnda vuku bulmas imkanszdr. Dolaysyla bakasnn namazn Onun

149

abdestiyle kabul etmesi mmkn deildir. Nitekim yce Allah da Adem ve eine hitaben yle buyurmutur: u aaca yaklamayn. (Bakara, 35) Buradaki yasak hususi olarak bir aala ilgili deildir. nk o trden birok aa vardr cennette. Bilakis yasak, o trn tamamyla ilgilidir. Tr kast edildii halde o trn iinde bir ahsa hitap etmenin caiz olmasnn sebebine gelince, klli trn ayni varlk kapsamna girmesi ancak ahs balamnda mmkndr. Nitekim tamamlayc suret meselesini ele alrken bu konuyu etraflca ele almtk. Ayrca hitaplar ancak, objeler dnyasnda mevcut olanlara yneltilir. nk maduma ynelik hitap kaim olunan eye yneliktir. Dolaysyla ancak cevher, cisim, bitki ve hayvandan ibaret drt cinsle kaim olan insan, hayvan, bitki ve cismin var edilmesinin amac, en stn ahsn var edilmesidir. Bu cins ve tr mahiyetindeki olular, bildiin gibi feleklerin hareketlerinin ayrlmaz gerekleridir. Bunlar da bilfiil en stn ahslarnda mevcutturlar. Dolaysyla varl feleklerin hareketinden ayr dnlemez. Lazm nefyedildii zaman melzum da nefyolur. Dolaysyla eer sen olmasaydn, felekleri yaratmazdm. sz sahihtir. Yani feleklerin hareketleri senin varlnn melzumudur. nk feleklerin hareketleri senin varlnn illetidir, her illet de melzumdur. Ama bunun tersi doru deildir. Yine her malul lazmdr, fakat tersi doru deildir. Nerede melzum varsa, zorunlu olarak lazm da vardr. u halde lazm nefyedildii zaman melzum da zorunlu olarak nefyolur eklindeki artllk halinin doruluu birinci zorunlulua dayanmaktadr. yle ki mutezilenin arlar buna dayanarak yce Allahn kullarnn iyiliini gzetmesi ona vaciptir demilerdir. Bu szlerinin Allah bir eye zorlamak, Onu bir eyi yapmak mecburiyetinde brakmak anlamna geldiini

150

anlamamlardr. Bir eyi yapmann vacip olmasnn anlam, terk edilmesi durumunda cezay, yerine getirilmesi durumunda ise dl gerektirmesinden baka bir ey olabilir mi? Allah cezalandracak veya dllendirecek kimmi? Bilakis dllendiren, cezalandran, gerektiren, haram ya da helal klan Allahtr. Bir eyi O gerekli klar. Ona bir ey gerekli klnmaz, bir eyi yapmaya mecbur edilmez. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: phesiz Allah gkleri ve yeri, nizamlar bozulmasn diye tutuyor. Andolsun ki onlarn nizam eer bir bozulursa, kendisinden baka hi kimse onlar tutamaz. (Fatr, 41) Bir dier ayette de yle buyurmutur: Gn ve yerin O'nun buyruu ile durmas da O'nun (varlnn) delillerindendir. (Rum, 25) Dolaysyla gkler zerinde kaim olan Odur. Bu kahr, istila veya emir ve stnlk anlamnda bir kaimliktir. Byle iken emreden emredilene nasl dnr? Kahreden kahredilene dnebilir mi? Ki bir bakas Onu bir ey yapmak mecburiyetinde braksn? Ey Kitap ehli! Dininizde haksz yere haddi amayn. (Maide, 77) Dolaysyla bu ar mutezililer kader anlaylar itibariyle bazen ehli kitaba benzerler. nk Rasulullah (s.a.v) kaderiye bu mmetin Mecusileridir buyurarak onlar Mecusilere benzetmitir. Mecusiler de kitap ehli ya da yar kitap ehlidirler. Bu benzemenin sebebi udur: Kaderiyeciler iki kadirin g yetirdii bir makdurun varln savunduklar iin Saneviye ekolne benziyorlar. nk onlar, alemin iki yaratcsnn olduuna, bu yaratclardan birinin nur, birinin karanlk ya da Yezdan ve Ehrimen olduuna inanrlar. Aslnda Kaderiye, Saneviyenin kendisidir. Nitekim hadiste Kaderiye bu mmetin Mecusileridir deniliyor, Mecusiler gibidir denilmiyor. Baz alardan da heva ve heves ehline benziyorlar. nk sanata tek gzle bakarken sanatkara a bakyorlar. Bu adan yle tanmlanmlardr: Bunlarn arasnda bocalayp durmaktalar; ne onlara (balanyorlar) ne bunlara. (Nisa,

151

143) Bazen Muattlaya benzemektedirler. nk Muattla grubu, yaratcy kt ve irkin fiilden azletmektedirler. Bu yzden itizal ehli olarak isimlendirilmilerdir. Bu da yaratcy verme ve vermeme eklindeki yaratmadan uzak bilmek gibi bir anlay benimsemelerine yol amtr. Bu ise yaratcya tek gzle bakmaktr. Krlk, a ve tek gze gre selamete daha yakndr. Selamet ise, azgn bir kurnazlktan daha ok kurtulua yakndr. kincisi: Ulvi varlklar, mukayese kabul etmeyecek ekilde sfli varlklardan ereflidirler. Daha erefli olan bir ey daha hakir olan bir eyle llmez ve onun iin zorlanmaz. ncs: Ulvi varlklar, sfli varlklarn illetleridir. llet de her zaman ndedir, az da olsa varlk olarak kendisinden sonra gelen malul iin komaz, ardna dmez. Bunun gibi daha birok husus sralamak mmkndr. Dolaysyla onlar amaya hibir snr yetmez, hibir yardm onlar snrlandrmaya kafi gelmez. Ben derim ki: Onlarn ak ve zlemle dolu nefislerine isabet eden ezel celalinin ualar, evvel cemalinin kibriyasnn klar , ltuf ve inayet eserlerinin nurlar, efkat ve hidayet garipliklerinin srlar zat- erifine dnp bakmasna engel olmazken ondan daha aa baya eylere iltifat etmesine nasl engel olabilir? Kuran- Kerim bu hale dikkat eken ifadelerle doludur, aadaki rneklerde olduu gibi: Onlar, bkp usanmakszn gece gndz (Allah') tesbih ederler. (Enbiya, 20) Kukusuz Rabbin katndakiler O'na kulluk etmekten kibirlenmezler, O'nu tesbih eder ve yalnz O'na secde ederler. (Araf, 206)

152

Ulvi varlklar, maukun cemalinin nuru denizinde gark olmular eklinde vasfedilmilerdir. zlemle yanp tutuan aklarn mauklarnn emailinde kendilerinden geip daimi olarak, ara vermeksizin, usanmakszn gark olmalar gibi. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Skp karanlara (Naziat, 1) Skp karan kimse, cemal nuruna batm, celal naryla yanm zlem doludur. Bu durumu nefsinde tecrbe ederek ibret alabilirsin. Bedensel birok megalen vardr ki kimi son derece yce, kimi de alabildiine bayadr. Bunlardan soyutlandn, duyularn bunlardan uzaklatrdn ve yzn, yani kalbinin yzn Rabbinin nuruyla aydnlanma cihetine evirdiin zaman bir nurla, bir gzellikle, bir sevinle dolup taarsn. Fiziki bedenin de bundan etkilenir. Beynin ve derin rperir. nk aralarnda bir zlem ve zevk ilikisi vardr. Bundan dolay benzersiz bir lezzet alr, ei grlmemi bir sevin duyarsn. te bu, nefsinde olan ruhtur. Rahmetinin nnde esen rzgarlar ve nimetinin bahelerinden yaylan kokular olarak suretine yansr. Nefsine atlm, oradan da suretine aksetmitir. Vcuttaki kuvvetler nefisten etkilenirler. Nitekim nefisler de hem kuvvetlerden hem de ulvi cihetten etkilenirler. Onca engeline ramen soyutlanp arnm nefsinin bu etkiler karsndaki durumu byle ise, kerem sahibi, azametli, nefsinden ok daha beri, ondan ok daha iddetli bir ekilde maddelerden, maddi ilikilerden, kokulardan ve yaratlmlardan azade nefislerin durumu bu balamda nasldr acaba? stelik onlar asndan ehvet, gazap, kin ve kskanlk gibi engelleyici meguliyetler ve nleyici ilikiler sz konusu deildir. Makamlar celal, izzet ve gz alclk bakmndan ala bildiine grkemlidir. Nitekim yce Allah, ulvi varlklarn klarna ak, onlarn onurlandrc bulumalarnn zlemiyle yanp tutuan bir topluluk hakknda yle buyurmaktadr: Rahmn (olan Allah, melekleri) evlt edindi, dediler. (Enbiya, 26) bunu sylemelerinin sebebi yaratclarna

153

yakn olmalardr. Bu yzden zat ve sfatlar itibariyle bir benzerlik kurmulardr. nk ocuk babaya benzer. Ama yce Allah, bu eytani iddialarn ret ederek yle buyuruyor: H! O, bundan mnezzehtir. Bilakis (melekler), ltuf ve ihsana mazhar olmu kullardr. Bunun ardndan kemallerine aykr bir dier eksikliklerine dikkat ekerek yle buyuruyor: Onlardan her kim: lah O deil, benim! derse. (Enbiya, 29) bu ifadede sanki onlarda ilahlk iddiasn ileri srme istidadnn olduu ima ediliyor. Bu bakmdan onlarn anlarnn yceliine, egemenliklerinin yceliine ilikin bir iaret, bir aklama mahiyetindedir. Biz onu cehennemle cezalandrrz. (Enbiya, 29) Bu ise eksikliin en son noktasdr, yani imkann yetersiz kaldr ki onlar hadis olu (hudus) cehenneminin ukuruna yuvarlar.. te biz, zalimlere byle ceza veririz! (Enbiya, 29) Bundan da anlalaca gibi her nefsin bir akl ve her felein bir nefsi vardr. Ama bu alemleri muayyen bir sayyla snrlandrmak, ite bu, akln idrak etmede eksik kald bir eydir. nk muayyen hibir say yoktur ki akl ondan daha fazlasn ve daha azn caiz grmesin. Sonsuzluk hari. Akl onun da bir tarafta son bulmak ile bitmesini gerektiremez. Akl fikir meydannn tozu duman dnda cevelan ederken neredeyse ondan bakasna bakmayacak gibi olur. nk hviyetinin gc daha nurlu, daha deiik, daha erefli ve daha maruftur. Bu yzden bakasnn onun nurlarnn srlarna muttali olmasndan ycedir. Akl, muayyen bir eyin fazlasna ve eksiine cevaz verdiinde, bu hkm ile muayyen saynn snrlanmas ekillenmi olur. Aksi takdirde akl hakimi yannda elikili iki hkm bir araya gelir. Bu da onun hkmlerine gveni ortadan kaldrr ve de itham edilir. Hkm yle dursun artk ahitlii kabul edilmez. Geride apak bir hkm de kalmaz.

154

Bunun imkanszl da apak ortadadr. Evet, gzlem sonucu sadece dokuz felek tespit edilmitir, ama gzlem de tespit ettiklerinin dnda felein olmad anlamnda bir kesinlik ifade etmez. Bilakis bu dokuzun varlndan hareketle bakalarnn varln da ifade etmi de saylabilir, eer elverirse edilirse. Deilse o da olmaz. Feleklerin saysndan phe etmek bir gereklilik olarak belirginleirse, ayn durum akllarn ve nefislerin says iin de geerli olur. nk akllarn ve nefislerin says feleklerin saysyla uyumlu olmak durumundadr. Son kuak filozoflar bu sayy onla snrlandrmlardr. Bunlardan dokuzu feleklerin illetleri, bir tanesi de unsuri alem iin belirlenmitir. nk son akla dair bir felek sadr olmamtr. Bilakis onun felei drt unsurdur, demilerdir. Dorusu bunlar saylmayacak kadar oktur. Bir tr kendi bana nefyedildii zaman, heyulas ve sureti itibariyle bakas ona ortak olmaz. Bu durum beeri akllar ve nefisler iin de geerlidir. Hatta feleki ktlelerden ok akllar ve nefisler iin daha yerindedir. yle ki: Eer bir akln altnda iki tr tasavvur edilse ve bu akl onlar asndan cins konumunda olsa, ya da iki ahs tasavvur edilse ve bu akl onlar asndan tr konumunda olsa, bu durumda her bir akln zatnda terkibi ve akllarnn da cins ve tr olarak blnmesini gerektirir. Bunlar ise imkanszdrlar. nk basittirler, yaplarnda terkip sz konusu deildir. Fiil ve kuvvet olarak da blnmezler. Varlk ve mahiyet olarak da. Daha dorusu varlklar mahiyetlerinin aynsdr. Ya da bizim grmze gre, onlar salt varlktrlar. Bu bazlarnn grne aykr olsa da. Bu deerlendirme nasl benimsenmez ki akllar salt varlktan sadr olmulardr. Bu durumda salt varlk olmazlar m? Varlna zait mahiyet nereden gelmitir? Kendi nefsinden mi yoksa baka bir eyden mi? Bu iki gr de ne yazk ki bir tr sanat kabul edilen cnundan doan hurafelerdendir. Ayn eyi nefisler iin de

155

syleyebiliriz. u alemin her birinin ayn trden veya ayn cinsten geldikleri, nce olanlarn sonra olanlarn illeti olduklar aklen tasavvur edilebilir mi? Mahiyetin tamam itibariyle malul illetine eit olabilir mi? Kukusuz malulde illete benzerlik vardr. Ama bu benzerlik yakn da olabilir, uzak da olabilir. Yakn benzerlie rnek ilk akldr. O yaratcsna en ok benzeyen varlktr. nk ona en yakn varlktr. Rasulullahn (s.a.v) Allah, Adem kadar kendisine benzeyen bir ey yaratmamtr. eklindeki sz buna ynelik bir iarettir. Adem ise ilk babadr. lk akln da btn varlklarn babas olduunda kuku yoktur. En uzak benzerlie rnek ise insani nefistir. nk mertebe ve benzerlik bakmndan yaratcsna en uzak varlk odur. Nefis, en son nurun glgesidir, en son nur ise eitli mertebelerle kendisinden yukar olan varlklarn glgesidir. Bu mertebeler silsilesi vacibul vcut olan nurlarn nuruna kadar devam eder. Dolaysyla insani nefis bu nurlarn tmnn glgesidir. Bu yzden mnasebet ve benzerlik bakmndan en uzaktr. Rasulullah (s.a.v) bu benzerlie u sembolik ifadelerle iaret etmitir: Allah, Ademi rahmann suretinde yaratt. Bu alemin balanglar arasnda ortak olan hususlara gelince, bundan nce ksaca iaret etmitik. alemden maksat 1-) Akl, 2-) Nefis ve 3-) Cisim alemleridir. Burada bu alemden her birinden sadr olan varlklara iaret etmek istiyoruz. nk bu alemlerden her biri bakas iin kaynak konumundadr.. Bunlarn stnlnden, azametlerinin yceliinden dolay yce Allah balangc u ayetlerde yemin balamnda zikretmitir: Tr'a andolsun. (Tur, 1) bundan maksat ilk akldr. Yaylm ince deri zerine satr satr yazlm Kitab'a andolsun. Bundan maksat da ilk nefistir.

156

Cisim alemi, heyuli ve suretten mrekkeptir. Dolaysyla bunlar zorunlu olarak cisim aleminin mebdeleridir. Bu yzden sadece heyuli zikredilmitir. Suret aleminden ise iki mebde zikredilmitir ki onlar heykel olarak cisimlerin en bykleri, suret ve ekil olarak en nurlulardr. Heyuliden , dolu denize andolsun eklinde sz ediliyor. nk suretlere ulamak amacyla doldurulmu bir denizdir. Kara bir balk (Kehf, 86) olarak da isimlendirilmitir. nk gne sureti zere olan suret gnei oradan doar. Oras cisimler aleminin dou yeridir. Heyuli ise bat yeridir. ki suretten ise yle sz edilmektedir: Beyt-i Ma'mr'a andolsun. Bundan maksat btn sabitelerin bulunduklar merkezdir. Burlarn suretleri, gezegenlerin menzilleri onunla bilinir. Dier suret ise ykseltilmi tavana andolsun eklinde ifade edilmitir. Bundan maksat byk artr. Ar, btn cismani varlklar zerinde bir tavan olarak ykseltilmitir. yle ki onun tesinde bo bir taraf, aralk bir cihet kalmamtr. O araz ve zat olarak btn cihetleri snrlandrmaktadr. Saf saf dizilmilere andolsun. (Saffat, 1) ayetinde mertebeye, Tozdurup savuranlara andolsun. (Zariyat, 1) drt mertebeye (iyiliklerle) birbiri peinden gnderilenlere andolsun. (Mrselat, 1) ayetinde be mertebeye Skp karanlara andolsun. (Naziat, 1) ayetinde de be mertebeye iaret edilmitir. Bu Kurann ifade tarzdr, mebdelerden sz ederken bir tanesine iaret etmekle konuya giriyor. Kaf. (Kaf, 1) ayetinde olduu gibi. Bu ifade akla delalet etmektedir. Sonra nefsi de ona dayandryor: Nun. Kaleme andolsun (Kalem, 1) ayetinde olduu gibi. Nun nefsi gsterir. Nitekim kalem kelimesinin bandaki kaf harfi de akla delalet eder.. bn Abbas(r.anh)n Kaf harfini dnyay ihata eden bir da olarak tefsir ettiini duymusundur. Bundan maksat da

157

cisimler alemini ihata eden akldr. Sonra Kurann ifade tarz mebdeleri, cisimden sz ederek lyor. Elif. Lam. Mim. fadesinde olduu gibi. Nitekim mfessirlerin sultan (r.a) bu birbirinden kopuk (mukataa) harflerini yle tefsir etmitir: - Elif, Allaha, lam Cebraile ve mim Muhammede delalet etmektedir. Biz de diyoruz ki: Elif, akllarn ilahna, Lam, nefislerin mebdei Cebraile ve Mim, beeri ruhlarn mdebbiri Muhammede delalet etmektedir. Bunlar mebdelerin asllardr. Sonra bunlara sfatlarn dahil olmas hasebiyle ifade drtleniyor. Elif. Lam. Mim. Ra. Burada Ra harfi eklenmitir. Bu ise Hz. Muhammedin (s.a.v) Risalet sfatna delalet etmektedir. Dolaysyla bu birbirinden kopuk harflerin alm yledir: Allah ve bisetin vastas Cebrail biliyor ki Muhammed Allahn rasuldr. Sonra ifade beleniyor. Kef. Ha. Ya. Ayn. Sad. Buradaki Sad harfi, Hz. Muhammedin (s.a.v) risalet sfatna zait bir sfata delalet etmektedir. Bu da onun ilim ve amel olarak Rasullerin en stn olmasdr. Nitekim Sadn Mekkede bir denizdi. Rahmann ar onun zerindeydi. eklinde tefsir edildiini biliyoruz. Bunun nedeni de Hz. Muhammedin (s.a.v) ilminin ve faziletinin enginlii, bereketinin ve balarnn bolluudur. Veya Onun dier rasullerden daha ok vasl olmas, daha yksee terakki etmesidir. nk Sad, teleri duyabilecek kadar vasl olmaya delalet etmeye elverili bir harftir. Bu yzden Sad saliklerin nihayeti, Kef ise bidayetidir, denilmitir. Birbirinden kopuk (mukataa) harflerinin beliden fazla rneinin kullanlmam olmas, gerek en byk alemin gerekse insandan ibaret olan en kk alemin mebdelerinin beten fazla olmadklarna ynelik bir iarettir. Nitekim Fecre, on geceye andolsun. (Fecir, 1) ayetinin tefsir ederken bunu aklamtk.

158

Sakn bu yeminlerin Onun zatnn gayrisi olduunu ileri srme. nk bunlarn Onun yannda bir deeri yoktur ki onlarn adna yemin etsin. Bilakis bunlarn tm aslnda Onun vacibul vcut zat zerine yaplm yeminlerdir. Her ey, Ondan ve Onunla var olduu iin, hibir eyin Onun dnda bir varl sz konusu deildir. Dolaysyla hepsi Odur. Bu srdan dolaydr ki bn Abbas bu yeminlerin tmnn banda Rab kelimesini takdir etmitir. yldzn Rabbine andolsungnein Rabbine andolsun gibi. Nitekim yce Allah da bu anlam u ayette aka vurgulamtr: Doularn ve batlarn Rabbine yemin ederim. (Mearic, 40) Yeminlerin hakikati budur, gerisi mecazidir. lk alem akldr. Dolaysyla Ondan alan ilk kapdr. Dolaysyla azametin ve parlakln en st mertebesindedir. Ki mmkn varlklarda ondan daha byk ve daha erefli bir eyin bulunmas imkanszdr. Sanki O, akl aleminin gneidir. Dolaysyla akllarn nurlar Onun nurundan uleler, Onun denizinden damlalar konumundadr. O, klli masdardan sadr olan varlklarn en stndr. Bu yzden klli akl ve en yce unsur olarak isimlendirilir. Pehlevi dilinde ise behmen diye adlandrlr. O, klli kaynaktr. Akllar, nefisler ve ktleler onun vastasyla birbirlerine kaynaklk olutururlar. Yani btn akllar altlarndaki ve stlerindeki varlklara nispetle kaynak ve kaynaklanan konumundadrlar. Nefisler ve ktleler ise kesinlikle kaynak deil, kaynaklanandrlar. Muhakkik hukema ne zaman alem derlerse, bununla Onu kast ederler, bakasn deil. zellikle akl aleminden sz ederlerken. Her ey ondan olduuna gre her ey odur, o da her eydir. Aslnda muhakkik filozoflarn bu deerlendirmeleri isabetli ve gerektir. Bu deerlendirme, hviyeti bakasyla kaim olan mmkn varlklardan biri iin doru ise, daima kaim olan hviyet iin doru olmaz m? Bu yzden gerein bir ifadesi olarak varlkta Allahtan baka hibir ey

159

yoktur denilmitir. nk O'nun ztndan baka her ey yok olacaktr. (Kasas, 88) el-Mantk sahibi en byk filozof, her eyin kaynann Tekliinin delili olarak alemin birliini gstermitir. Bununla da akl kast etmitir ki Rasulullah (s.a.v) yle iaret etmitir: Allah ilk olarak akl yaratt. Allah ilk olarak kalemi yaratt. Bir yerde de Allah ilk olarak benim nurumu yaratt. Baka bir hadiste de Allah ilk olarak cevheri yaratt. Ona heybet gzyle bakt. Bunun zerine czleri eridi, bunun neticesinde su olutu buyurmutur. Bu hadis mehurdur. Bu hadislerde ilk olarak yaratldklar belirtilen olgularn tm akldr. Ama her seferinde bir vasf itibariyle zikredilmitir. yle ki: Eyay idrak edii itibariyle Akl; yce yaratcsnn mhrnn nakyla nakedilmi olmas itibariyle Levh-i Mahfuz, yani deimelerden, bakalamalardan korunmu ve zerine nakedilmi her eyi koruyan; feleki ve unsuri ruhlara ilimleri nakeden oluu itibariyle Kalem; Muhammedi (s.a.v) ruhun ondan bir ule olmas itibariyle Onun nuru; tayclardan beri zat ile kaim oluu itibariyle ndan sair vacip akllarn, glgesinden mmkn nefislerin ve zulmetinden hadis cisimlerin yaratlmas itibariyle de Cevher olarak nitelendirilmitir. Nitekim mushafta u ifade gemektedir:Bizim buyruumuz, birden baka bir ey deildir. (Kamer, 50) Buna gre ilk akl Onun emri ve nurudur, gkler O'nun sa eliyle drlm olacaktr. (Zmer, 67) ayetinde geen Rahmann sa elidir. Bir hadiste de yle deniyor: Rahmann sa eli dolu ve cmerttir. Yani bizzat balayc ve bahedicidir. Bu ise Onun en byk ismidir (sm-i azam). Beeri nefislerin en faziletlisi Hzr onunla karlamtr ki harfleri ve kelimeleri tkenmezler, fiilleri emir olup mekansal ve zamansal deildirler. Bu hususta yle buyurmutur: Her trl iyilik senin elindedir. (Al-i mran, 26) menfaat, bahetme ve vermeme gc ve yetkisi senin elindedir. Ruhul Kuds olarak da

160

isimlendirilmitir. nk kutsi alemin tm ondan kaynaklanr. O byk, kerem sahibi, ulu ve icat eden artr. Rahman onu brmtr. Gklerin ve yerin yaratlmasndan elli bin sene nce suyun zerinde olan artr. O, Rahmann yce gkleri dren sa eli ise zorunlu olarak son akl da kyamet gn yeryzn dren kabzasdr. Bu durum ibret alan basiret sahipleri iin bu gn de byle ise de, buluma gn, herkesin heykel berzahlarnn karanlklarndan kp ruhani olarak belirginletikleri, nasut gemileri krld iin lahut ve ceberut yceliine ulatklar gn apak ortaya kacaktr. Bu dnyada kr olan kimse ahirette de krdr; stelik iyice yolunu armtr. (sra, 72) delili daha da azdr. Gz kr bir insann grmemesine ramen gne domu vaziyettedir. Ama gzleri alp yzn gnee evirip baknca onu u anda domu zanneder. Halbuki gne hep douyordu. Ama o kimse u anda onu grm ve gzleri ilk defa onun yla aydnlanmtr. Berzahlardan syrlp ortaya kmaya lm ve kyamet denir. nk her lenin lmesiyle birlikte kyameti kopmu ve imtihan vakti gelmi olur. Ve ona yle denir: biz senin perdeni kaldrdk. Bugn artk gzn keskindir. (Kaf, 22) Gzlerin keskinlii ezeli balardan biridir. Gzlerin nne set ekilmesi de yle. Nitekim bir ayette yle denmitir: nlerinden bir set ve arkalarndan bir set ektik de onlar kapattk, artk gremezler. (Yasin, 9) Ama yukarda bahsettiimiz bu farkllk kuvvetlerin istidatlarna gre belirginleiyor, failin zatndaki bir kusurdan dolay deil. nk gne misk ve kafur krntlarnn zerine doduunda onlardan ho kokular kar; ama tezek ve gbrenin zerine doduunda onlardan da pis kokular yaylr. Gne tarafndan bunlarn zerine farkl klar yanstlyor, birilerine cmert, birilerine de cimri davranyor, bu yzden

161

birinden ho kokular, birinden de pis kokular yaylyor deildir. Tam tersine miskin mizac o gzel kokuyu, tezein tyneti de o pis kokuyu karr. Ayn ekilde byk mutluluk gnei de ceberut burcundan doup feyzinin klarn deersiz talardan ve yakutlardan oluan nasut zmrelerinin zerine yanstnca bazsndan mutluluun ho kokusu, bazsndan da bedbahtln pis kokusu yaylr. Baz kuvvetlerde zeka ve fetanet eklinde, baz kuvvetlerde de ahmaklk ve aptallk eklinde etki brakr. Ama kimine beyaz, kimine siyah, slam ehline beyazlk, kfr ehline karalk vermek suretiyle bir cimrilik ve nekeslik olmakszn. Rahmn olan Allah'n yaratnda hibir uygunsuzluk gremezsin. (Mlk, 3) Bilakis cmertlik denizinden kaynaklanan varlk ak bir tek sudan beslenir. Ama insanlar altn ve gm madenleri gibi, akik ve gm kaynaklar gibi farkl zelliklere sahiptirler. rnein Ebubekir altn znden, mer efkatin berraklndan, Ebucehil demirin kirinden ve Ebu Leheb tezein klndendir. Bu yzden alevli bir atete yanacak. Odun tayc olarak kars da. nk ate kark olanla saf olan birbirinden ayrr. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Allah'n murdar temizden ayklamas iin. (Enfal, 8) Her iki trden ilerinde gizli olan aa kar, batn olan zellikleri zahir olur. Yer baka bir yer, gkler de (baka gkler) haline getirildii, (insanlar) bir ve gcne kar durulamaz olan Allah'n huzuruna ktklar gn. (brahim, 48) te bu akldr ki varlk alemi onun ardndan gelmitir, cmertlik ve kblegah kaynandan fkrmtr. Bu yzden kendisine secde edilmeyi hak etmitir. Tpk sabahn gndz gneinden, klarn da ikinci alem olan nefsin nurlarndan fkrmas gibi. Dolaysyla cmertlik denizinden bu aleme alan ilk kap, klli nefis ve ruhul emin dediimiz eydir. Rahmann arnn zerinde olduu su da odur. Nitekim yce Allah bir ayette yle buyurmutur: Her canl eyi sudan yarattk. (Enbiya, 30) Yani

162

canl her varl ondan yarattk. nk bu kaynayan, coan ve cisimler aleminde akp ktlelerin iine szan hayat suyudur ki bir ayette buna yle iaret edilmitir: Allah sizi bir tek nefisten yaratt. (Zmer, 6) Btn nefisler bu bir tek nefistendirler, yani kemalat kabul etme istidatlar ondandr, zatlar ve hakikatleri deil. Kemalatnn balarndan biri de ilham feyzidir. Nitekim vahiy feyzi de akl- klln balarndandr. nk vahiy ilhamdan daha stn ve daha parlaktr, zel bir yere ynelik latif iaret olmak anlamnda ortak olsalar da. Arap dilinde ise vahiy, bir eyin bir eye hzl bir ekilde ilka edilmesi demektir. lham da ayn anlama gelir. Ama ondan daha hafif ve daha gizlidir. Parlak olan bir ey parlak olana delalet eder, o da akldr. Gizli olan da gizli olana iaret eder, o da klli nefistir. Sadk ryalar da onun feyzindendir. Ve bundan maksat da gkten bir su indirdi. (Rad, 17) ayetinde ve benzerlerinde iaret edilen sudur. bn Abbas (r.a) tefsirinde bunun ilim suyu olduu belirtilmektedir. Hukemann tefsirine gre de bundan maksat feyiz, cmertlik, hayr ve rahmet suyudur. Aslnda her ikisi de ayn anlam ifade etmektedir. Baz kurrann tefsirine gre de bundan maksat Kuran suyudur. Bunlarn tm birbirine yakn anlamlardr. nk bu anlamlandrmalarn tmnn ortak noktas, yce Allahn feyzine ve cmertliine vurgu yapmalardr. Mekkede olup da rahmann arnn zerinde yer ald deniz de ondandr. Vadiler kendi hacimlerince sel olup akt. (Rad, 17)Yani czi nefisler, klli nefsin katndan inen bu feyzi kapasiteleri orannda kabul ettiler. Akarsu gibi szan bu feyiz her mahrum ve isteyen iin vadilere dolar. Baz nefisler iin pheler, kukularla sonulanr. Kuran dilinde buna ste kan bir kpk (Rad, 17) denir. Tpk dalgal denizde suyun zerine kan kpk gibi. Bazlar iin hccet ve kesin burhan anlamn ifade eder. Bu da berrak sudur. O halde kpk gafillerin, berrak su ise vuslata erenlerin payna der. Daha dorusu

163

ruhun berrakl ve bulankl orannda belirginleen drt dereceden sz edebiliriz: Kimi insan yaratcdan nce yaratlan grr. Kimi yaratcy yaratlanla birlikte grr. Kimi yaratlandan sonra grr. Kimi de yaratcdan bakasn grmez. nk O'nun ztndan baka her ey yok olacaktr. (Kasas, 88) nc alem, cisim alemidir. Azamet nuru denizinden alan ilk kap en uzak felek ve en yce kledir. Buna snrlandrc denir. nk dorusal ve dairesel hareketlerin snrlar ve alt ciheti onunla belirlenir. O nefs-i klln ardr. nk onun tedbirini gerekletirmektedir ve cism-i kll olarak isimlendirilir. Bunun nedeni de gnlk klli hareketiyle btn czi cisimleri hayat ve hissi kabul etmeye hazrlar. Bu cismin zellii mekannn olmamasdr. Bilakis btn mekan odur. Bir zamanda da deildir. Aksine hareketleriyle zaman yapan fail kendisidir. Bu zelliiyle bildiin gibi sair cisimlerden ayrlr. alemin klliyatlarnn erhi budur. Hukema bu alemlerin varl hususunda ittifak etmilerdir, aralarnda herhangi bir ihtilaf kmamtr. Sadece cziyatnn keyfiyeti hususunda baz tartmalar olmutur. Bu damla, mabudun mutlak cmertlik membann denizindedir. DolaysylaHamd, lemlerin Rabbi Allah'a mahsustur. (Fatiha, 2) buyurduu gibi hamdin tm sadece Ona hastr. Burada onca azamet ve yceliiyle alemlerin ilahlk, meliklik gibi ulu sfatlar iinde rububiyet sfatna izafe edilmesinin sebebi, alemlerin nemini kltmek ve Onun egemenliini yceltmektir. nk tedbirin en alt mertebesi terbiye etmektir. Unsurlar aleminin mebdei hakknda: Unsurlar aleminin mebdeinin erhine gelince; bildiin gibi akllar aleminin sonu unsurlar aleminin badr. Buna son akl denir. Bu akln felei yoktur. Bilakis dngseldir ve deirmeni de dairesel ekillere sahip drt unsur tabakalar zerine bina

164

edilmitir. Bu deirmenin ii (ekseni) tabiat, suyu da kaza denizinden kader oluuna dklen feyiz, daneleri unsuri varlk maddeleri, unu ise madenler, bitkiler ve hayvanlar (canllar)dan ibaret rnn suretleridir. Dng ne iindedir, ne de dndadr. Bilakis bir an bile uyumayan gzlerinin lahzalar onu dndrmektedir. Nitekim yle buyurmutur: Benim nezaretimde yetitirilmen iin. (Taha, 39) Gzlerimizin nnde ve vahyimiz uyarnca gemiyi yap. (Hud, 37) Kerem sahibinin yznn parlday da bu deirmeni aydnlatan lambadr. Nitekim yle buyurmutur: Yeryz, Rabbinin nru ile aydnlanr. Hz. Ebubekir (r.a) bu akl hakknda yle demitir: Allahn bir melei var ki yetmi bin yz vardr (Yani her feyzi bir yzdr). Bu yzlerin her birinde yetmi bin dil vardr (Yani her feyzinin bir maddelerde hadis olan bir sureti vardr). Buradaki saysal kaytlandrma, aslnda rnlerde gerekleen suretlerinin snrlandrlamayacana ynelik bir iarettir. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Onu gl kuvvetli ve stn yaratll biri retti. (Necm, 5) Bu melek o dillerin hepsiyle Allah tesbih eder. Yani suretlerin her biri yaratcsnn birliine ahitlik eder. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: O'nu vg ile tesbih etmeyen hibir ey yoktur. (sra, 44) Deirmenin terkibinin hakikatini kavramak isteyen, Onunla karlama arzusundaki bir tacir gibi onun dna kmaldr: Onun deirmenini grrsn, ondan dar ktnda Orada da gremezsin bize gsterin hametini Bu takdirde deirmenin keyfiyetine muttali olma imkan doar. Hi yeryznde dolamadlar m? Zira dolasalard elbette dnecek kalpleri olurdu. (Hac, 46) Bu da gsteriyor ki emredilen dolama, kalbin nurunun artmasn salayan fikri dolamadr, sadece yorgunluk zulmetine yol aan bedensel seyahat deil. Bakan kimse, deirmende olduu

165

srece buhardan ve tozdan baka bir ey gremez. Bu durumda ona yle denir: Sonra gzn, tekrar tekrar evir bak; gz ciz ve bitkin halde sana dnecektir. (Mlk, 4) Buday btn insanlar, suyu da kan olan Deirmenden sz etmeyi brak. Suretler ve nefs-i natkalar bu deirmenden u alemin maddelerine ve bedenlerine yansrlar. Bu adan Allahn teyidiyle unsuri varlklarn kahyas konumundadr. eriat dilinde ise adna Ruhul kuds denir. Ve onu, Rhu'l-Kuds ile destekledik. (Bakara, 87) ayetinde olduu gibi. Bir ayette de emirden olan ruh olarak isimlendirilmitir: De ki: Ruh, Rabbimin emrindendir. (sra, 85) Kullarndan dilediine emrinden ruhu indirir. (Mmin, 15) te bylece sana da emrimizden bir ruh indirdik. (ura, 52) Bu, Yce Allahn kitabnda kendisine izafe ettii ruhtur. Nitekim yle buyurmutur: Ona ruhumdan flediim zaman. (Hicr, 29) Bir ayette de btn meleklerin karsnda ayr bir kategori olarak zikredilmitir: Ruh ve melekler saf saf olup durduu gn. (Nebe, 38) Bu ayette meleklerin yannda ayr bir kategori olarak zikredilen ruhtan maksadn nefs-i kll olmas mmkndr. nk nefs-i kll, btn ruhlarn memba en byk ruhtur. Bu yzden hepsi onu kabul edecek zellikte olmutur. O, ok kuvvetli retmendir. Vahiy, ilham, doru feraset ve sadk rya ilka etmekle Nebileri teyit edendir. O, emin ruhtur: Onu Rhu'l-emn indirmitir. (uara, 193) Gvenli beldenin (beledul emin) kontrol onun elindedir. Senin kalbine indirmitir. u ayette zellikleri saylan kerem sahibi eli odur: O, phesiz deerli, gl ve Ar'n sahibi (Allah'n) katnda itibarl bir elinin getirdii szdr. (Tekvir, 19) Bu da gsteriyor ki akl aleminde itaat edilenler, itaat edenler, emredenler ve emredilenler vardr.

166

Sryanicede bu ruha Cebrail denir. Saliklerin kalplerine istidatlarna gre iner; Rasullere apak Kitab, Nebilere vahiy ve eriat hkmlerini, velilere ilham, mminlere isabetli feraset ve avama sadk rya indirir. Ksacas u alemimizde vaki olan zatlar, sfatlar ve fiiller ilk Hakdan onun vastasyla inerler. Onlar ilk Hakkn kalemi, ruhlarmz da levhler gibidir. Suretlerimizin deimesi ntfelerin maddelerine nakedilmitir. ekil sergileri heyuli dzlne serilmitir. Amel kitaplarmz onun tarafndan kapatlp almaktadr. Ecellerimizin sahifeleri onun tarafndan zlp balanmaktadr. O, Rahmann kabzasdr. Btn arz onun elindedir, onun tasarrufu ve tedbiri altndadr. Vahyin ilk indii dnemlerde yce Allahn Rasulne indirdii u ayetleri grmediniz mi: Oku! nsana bilmediklerini belleten, kalemle (yazmay) reten Rabbin, en byk kerem sahibidir. (Alak, 3-5) Rahmn. Odur Kur'an' reten. nce nsan yaratt. Sonra Ona aklamay retti. (Rahman, 1-4) Ey doruluk azmiyle daima Hakkn korusunun etrafnda dnen!.. Szn ettiimiz faal akllardan oluan kudsi alemin erevesinde bulunan ezici gce sahip mcerret nurlardan oluan mertebelerin yannda durma!.. Bunlar, Allahn tam ve yce kelimeleridir. Felekleri ekip eviren nefisler de onun orta kelimeleridir. Ama birinci gruptakiler kalp ehlinin dilinde Kerrubin olarak bilinmektedir. Araplarn kerubel emri (i yaklat) ifadesinden tremitir. nk onlar yaknlardr, ne geenlerdir. kinci gruptakiler ise revhaniler ve ruhaniler olarak geerler. Her iki kullanm da ruha izafedir. Ruh ise cisimden ayrdr. Sfli nefisler, onun aa kelimeleridir. Arap ve acemin kanun koyucusu (arii), kabilelerin ve mmetlerin en hayrls (s.a.v) ok kere yle dua etmitir: Allahn btn eksiksiz kelimelerine snrm. Bununla kamil ve tam akllara iaret etmitir ki onlara, layk olduu btn kemalat

167

verilmitir. Bunlar, ilk yaratlan varlklardr. Bu cihetle vacibul vcut olarak da isimlendirilirler. Vacibul vcutluk ise tamamln ve kamilliin stnde bir makamdr. nk tamaml ve kamillii bahedenin onlarn stnde olmas gerekir. Ama nefis ve ktlelerde durum bundan farkldr. Ktleler mutlak olarak eksiktirler. Nefisler ise kemallik ve eksikliin ortasnda bir yerdedirler. Bu mertebeyle u ayetin tefsiri sezilebilir: Ve sizler de snf olduunuz zaman. Sadakiler Soldakiler nde olanlar... (Vaka, 7-10) Bunlar, cisimler alemindeki hissedilen nuru bilmeyenleri geenlerdir. Bundan maksat da gne, ay ve yldzlardr. nk bunlar o nurlarn glgeleri ve o suretlerin tlsmlardr. Gne akln, ay feleki nefsin ve yldzlar da arzda bulunan, byklk, kklk, parlaklk, belirginlik, k ve grkem bakmndan birbirinden farkl olan nefsin misalidirler. u ayeti mutlaka okumusundur: brahim'e gklerin ve yerin melektunu gsteriyorduk. (Enam, 75) yine burada geen gklerle yerden maksadn cismani alemler olduunu da anlamsndr. nk hibir cisim gkler ve yer kavramlarnn dnda deildir. Ayrca cisimler aleminin melekutunun onlarn ruhlar olduunu da anlamsn. Ki bunlar akllar ve nefislerdir. Dolaysyla brahim Halilin (a.s) seyrinin, gzleminin ruhaniler aleminde gerekletiini, cisimler aleminde gemediini renmi oldun. Avamdan insanlar onun bu seyrinin cisimler aleminde gerekletiini ve o srada Rabbini tanmadn zannediyorlar. Bu kr krne bir iddia ve arpk bir baktr. nk yce Allahn onun dilinden aktard u ayetin farknda deildirler: Rabbim bana doru yolu gstermezse elbette yoldan sapan topluluklardan olurum, dedi. (Enam, 77) Bu ifade onun (a.s), bu seyir halinden nce Rabbini bildiine, kalbiyle Ona yneldiine delalet etmektedir. Sadece melekut aleminin Rabbinin kimlii noktasnda bir karklk yaamtr.

168

nk bu nurlarn galibiyet, parlaklk, aydnlatma, parlatma, grkem, k, egemenlik ve byklk bakmndan tpk gnein, ayn ve yldzlarn kklk, byklk, nur, karanlk, parlaklk ve snklk bakmndan farkl olmalar gibi farkllk gsterdiini grnce, dehete dm, bu halinden dolay hayretler iinde kalmt. Sonunda huzur cemali celalinin nuru ve izzet kemalinin parlakl onu brmt de derhal alemimizin ilk ruhu ve kutsi alemin de son ruhu konumundaki yldzn misaline dnm ve Onun rububiyetini ikrar etmitir. Ama dnp Onun mahiyet denizine dalnca Onun hviyetinin srrna muttali olmu, yakin gzyle mmknlnn battn, hadisliinin zail olduunu grm ve onun mertebesinden daha yukar bir mertebeye ykselmi.. Orada klli nefis olan ay misalini grm, onun izzet, azamet, parlaklk ve aydnlk olarak ncekinden daha stn olduunu fark etmitir. Bunun neticesinde de derhal Onun ilahln deil ama rububiyetini ikrar etmitir. Bununla da ilahlk mertebesinin rububiyet mertebesinden daha stn olduunu vurgulamtr. Onun (a.s) kesinlikle grd bu misalin ilah olmadna inand, sadece Rabbi olup olamayaca hususunda kuku duyduu ynnde bu ifadenin bir delil zellii de vardr ki.. Bylece brahim (a.s) derece derece, aadan yukarya doru ykseliyordu. Nitekim efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) marifet makamnn ilk zamanlarndaki haline yle iaret etmitir: Bazen kalbimi bir bulanklk kaplar. Bu yzden gnde yetmi kere Allahtan balanma dilerim. Burada Rasulullah (s.a.v) fikrin maksada vasl olmaktan perdelenmesi halini bulanklk olarak nitelendirmitir. Bu, velilerin younluk ve katlk olarak belirginleen ve bulutlanma olarak nitelendirdikleri hallerinden farkldr. Nitekim sahabe nesli saliklerinden biri (r.a) bu duruma yle iaret etmitir: Bazen bamn stnde bir bulut oluur. Mutlaka duymusundur, Rasulullah (s.a.v) de Nebi olarak gnderilmeden nce

169

bann stnde bir bulut vard. Nereye giderse bu bulut da onunla gider, gnein scaklndan onu korurdu. Bu, biset zamanndan nce, tabiat kuvvetlerinden kaynaklanan beeri zulmet bulutuydu. Melekut cihetinden feyiz gneinin Onu aydnlatmasn engelliyordu. Ki bu gne ak bir baca deliinden nasut evine szar. Merdud perdelenmiler asndan hicaplarn, perdelerin en kaln, hallerin ve illetlerin en kaln Kuran lisannda reyn (kaln perde, kir, pas) olarak isimlendirilmitir. Halk zalim olan beldenin ehli olup Rablerinin emrine ve Rasullerine kar kan asi, gnahkar kafirlerin halleri aklanrken yle deniyor: Hayr! Bilakis onlarn ilemekte olduklar (ktlkler) kalplerini kirletmitir. (Mutaffifin, 14) Derken brahim (a.s) imkan alemini ap hayret sarholuundan uyannca, gayret gc onu brm, balanma dileyerek yapp ettiklerinden pimanlk duyduunu belirterek yle demitir: Ben hanf olarak, yzm gkleri ve yeri yoktan yaratan Allah'a evirdim ve ben mriklerden deilim. (Enam, 79) Burada brahimin (a.s) irki kendinden nefyetmesi, celal kabesine, nurlarn nuru ve eserler baheden kemal kblesine ynelmeden nce Rabbim budur. sznden de anlalaca zere mrik olduuna delalet etmektedir. Ama bu irk ve kartrma olgusu akllar ve ruhlar aleminde vaki olmutur, ktleler ve kalplar hareminde deil. nk cinlerden ve insanlardan hi kimse herhangi bir ktlenin ilahln ileri srmemitir. Nitekim yce Allah, btn bir varlk aleminin yaratlmasndan sz ederken yle buyurmaktadr: Andolsun ki onlara: Gkleri ve yeri yaratan, gnei ve ay buyruu altnda tutan kimdir? diye sorsan, mutlaka, Allah derler. (Ankebut, 61) Dolaysyla cisimlerin, semavi ktlelerin, arzn, gnein ve ayn yaratc bir cisim olabilir mi? Aksi takdirde kendisinin de yaratcs olmak durumunda olur. Nasl olmasn ki? Yaratcy bilmek akllarn

170

znde vardr, ruhlar ve nefisler iin ftri bir marifettir. Nitekim ileride buna deineceiz. Byle iken Rasullerin en faziletlileri mi yaratclarn bilmeyecekler? ou zaman salikler, kuvvetler sndnde, basiret ateinin keskinlii kreldiinde bu tr yanllklara derler. Bayezidin sekr halinde, celal nuru denizine batt srada, nefsine bak kestiinde, bak kestiini de kestiinde kendimi tenzih ederim. anm ne ycedir! Baka birinin de cbbemin iinde Allahtan baka kimse yoktur ve Hallacn camn tesine nfuz edecek ekilde effaflat srada enel hak demesi gibi. Genel itibariyle aklarn makamlarnn uzakl ve amelin meakkati, beerin en hayrlsnn emri zere drlr, datlmaz: Sonra da yiyeceklerinizden az bir miktar hari, bitiklerinizi baanda braknz. (Yusuf, 47) Bu durum genellikle nurani nefs-i natkann keyfiyetini kefettikleri srada gerekleir. Buras ise melekut aleminin ilk kapsdr. Bu alemin srlarna ve eserlerine vakf olduklar zaman bu hal onlarda meydana gelir. Onu makulun yaratcs ilk Hakka benzetirler. nk Rahmann suretinde yaratlmtr. Bu hal, hakikat dilinde tevhid ve mecaz dilinde ise ittihat olarak isimlendirilir. Hululiyenin ve Hristiyanlarn ayaklar bu yzden kaym, fikirleri ve anlaylar bu yzden karp akna dnmtr. nsanlar da sarho bir halde grrsn. Oysa onlar sarho deillerdir; fakat Allah'n azab ok dehetlidir! (Hac, 2) Hristiyanlar mesihi nefsin baz eserlerini alglam ve buradan hareketle onun ilahlna kanaat getirmilerdir. Ama mahiyetini anlama noktasnda gafil olmulardr. Kim bu makamdan tevbe eder, bu szden dnerse muvahhittir, Bayezidin itikadna sahiptir. Mmindir, Hseyinin (r.a) yakinine sahiptir. Ama kim srar eder, byklk taslar ve blisin secdeyi terk etmede srar etmesi gibi diretir ve Mabudunun emrinin dna karsa Firavun ve Nemrutun itikadna sahip bir mlhittir. Nitekim bunlarn her biri Ben,

171

sizin en yce Rabbinizim! (Naziat, 24) demi, sznden dnmemi, halini deitirmemitir. Burada bir incelie dikkat ekmek istiyoruz.. yle ki: Hz. brahim (a.s) seyrine nurlarn en kyle balamtr. Onun misali de yldzdr. Bundan maksat nefs-i natkas ve melekut aleminden son ruhtur. Ardndan misal ay olan ortanca nura ynelmitir. Bundan maksat da nefs-i klliyedir. Ardndan misali gne olan en byk nura ynelmitir. O da klli ilk akldr. Bu eitim amal tertip, gaybi varlkta bulunan tertipten farkldr. nk orada yce Allahn ilk olarak yaratt ey akldr. Sonra nefsi, ardndan da beeri nefisleri yaratmtr. Bu tertibin izlenmesi, saliklerin seyrinin, abitlerin slukunun ancak kkten bye, zayftan glye doru tedrici olarak gerekleebileceine dikkat ekme amacna yneliktir. nk beeri akl, yarasann gznn gne karsnda zayf kalmas gibi zayftr, celal ululuunun cemalini idrak etmede yetersiz kalr. Eer en glden balarsa, tarumar olur, snverir. Yanma denizine der ve batverir. rnein grme gc zayf biri anszn gl bir kla karlarsa grme zellii ortadan kalkar, gznn feri tkenir. Nitekim yce Allah, celal heybeti denizinde rperip kendinden geen Musaya (a.s) yle hitap etmitir: u sa elindeki nedir, ey Musa? (Taha, 17) Yce Allah, asann suretini hatrlatarak onu nefsine dndrmek, kendine gelmesini salamak istemitir. nk ululuk nurunun hcumu karsnda nefsinin varlnn dna kmt. Bu iki hal tasavvufularn dilinde keif ve rtme (setr), cedel ehlinin dilinde ryet (grme) ve hicap olarak isimlendirilir. Ya da tecelli etme ve gizlenme olarak nitelendirilir. Bu hususta farkl stlahlar kullanlmakla birlikte anlam ayndr. Bu anlattmz hanif dininin ulusu Halil brahimin haline ve Kelimi (Musev) nbvvet aacnn makamna dairdi.

172

Beeri yollarn saliklerinin, telvin ve temkin ashabnn halini varn siz dnn. Ama arnm, zeki, ulu, belirgin bir nefsin varl bakadr.. Douya da, batya da nisbet edilemeyen mbarek bir aatan, yani zeytinden (kan yadan) tututurulur. Onun ya, neredeyse, kendisine ate demese dahi k verir. (Nur, 35) yani beer trnden bir retmeni olmasa da tutuur, irfana ular. Onunla on dokuz zebani grevlendirilmitir. nk melekuti, lahuti atetendir. Bu yzden nr stne nrdur. (Nur, 35) kabuklarn zdr, her maksad amtr, her sona varmtr. Bakasna en sonda hcum eden ey ona en bata hcum eder. nk cevheri lahutun parlaklndan ekillenmi, cismi nasut saflndan berraklamtr. O Muhammedi eceredir ki Tur-i Sinadan kmtr. Bizim urumuzda cihad edenler (Ankebut, 69) Onun yldznn cemaliyle doru yolu bulurlar. Bu kimse Ebu Ali bn Sina da olsa bu yldzn yol gstericiliine muhtatr. Kaps Ebul Hasan Ali (r.a) olan ilim ehridir. Marifet denizidir. Ashab, Onun Kevser suyundan kana kana imilerdir. O iittii ve grd halde Gz kaymad ve snr amad. (Necm, 17) diye nitelendirilendir. Babn sonu. Akllar, nefisler gibi isimlerle (esmalarla) anlan bu stn cevherler maddelerden arnm, kuvvet ve istidatlardan beri olduklar iin hkmlerinin de maddi varlklarn hkmlerinden farkl olmas gerekmitir. Birinci hkm: Bunlar zat olarak hadis(sonradan olan ey)dirler. nk mmkndrler. Daha dorusu zatlarndan onlara yokluktan baka bir zellik gelmez. Varlklar ise kadimlik eserlerinin nurudur. Zamansal hdus olarak hadis deildirler. nk Allah katnda sabah ve akam kavramlar

173

yoktur. Zamansal olarak hadis olan bir ey, eer bir zamana muhta olursa, zamansal olarak hadis olduu iin, bu zaman da baka bir zamana muhta olacaktr. Bundan dolay da sonsuz zamanlar sz konusu olacaktr. Byle bir iddiann batl olduu ise apak ortadadr. Ayrca zamansal olarak hadis olan her ey bir maddeye muhtatr. nk mekan olmayan her eyin varlnn suretinin yer alaca bir mahallinin olmas zorunludur. Bunun nedeni de varln araz (iaret, almet) olmas ve ancak bakasyla kaim olmasdr. Biz madde derken de ite bu bakasn kast ediyoruz. kincisi: Ebedidir. Yani bozulmay kabul etmez. Hadisliiyle ilgili olarak ileri srdmz delil bu balamda da geerlidir. nk varln hadis oluu bir maddeyi gerektiriyorsa, yokluun hudusu da bir maddeyi gerektirir. nk zati hadislik iki taraf arasnda ortaktr. Bu da imkann ayndr. Ya da imkann ayrlmaz zelliklerindendir. Dolaysyla bir maddeyi gerektirir. Bu ise ortak hkmn illetidir. Bu bakmdan hkm kanlmaz olarak ortak olacaktr. Bununla beraber O'nun ztndan baka her ey yok olacaktr. (Kasas, 88) nk daima ademe kaynaklk oluturan zati imkan, daima varla kaynaklk oluturan vacip gayri ile elimez. te Allah, herhangi bir eyin varlnn Ondan, Onunla ve Ona ynelik olmamasndan uludur, ycedir sznn anlam budur. nk Onun varl zatndandr, bakasnn varl ise Ondandr. O, varln tmdr ve tmnn varldr. Dolaysyla bir bakasnn Onunki gibi ve Onun kemali dzeyinde bir varla sahip olmasndan mnezzehtir. ncs: Bunlarn her birinin tr ahsndadr. nk trn ahslara blnmesi ancak bir maddeden dolay olur. Kuran bu anlama birok yerde iaret etmitir. rnein meleklerden aktararak yle buyurmaktadr: Bizim her birimiz iin, bilinen bir makam vardr. (Saffat, 164) yani bizim her

174

birimiz, kendisi iin takdir edilen makamnn tesine gemez. phesiz biz, orada sra sra dururuz. (Saffat, 165) Rasulullah efendimiz (s.a.v) de onlarla ilgili olarak yle buyurmutur: bazlar rkudadr, secde eder, bazlar kyamdadr ve secde etmez. Bu durumlar kyamet gnne kadar devam eder. Bu hadis, yce Allahn brahimee (a.s) ynelik tavaf edenler, ayakta ibadet edenler, rk ve secdeye varanlar iin evimi temiz tut. (Hac, 26) ifadesinin de tefsiri mahiyetindedir. Drdncs: Unsuri varlklardan te, onlar feleki ktlelerin illetleridir. Nefislere gelince, onlar da hareket ettirmek suretiyle onlara musahhar klnmlardr. Nefisler iki yne bakarlar. Birinde akli illetlere bakar, onlardan feyiz ve rahmet alrlar. Birinde ise hareket ettirmek suretiyle ktlelere bakarlar ve benzemeyi ikmal ederler. Cmertlik bolluundan ne zaman yamur isterse, varlnn erbab heykellerinin zerine yamur yadrrlar. Akllar ise sadece bir yne, kendilerini yoktan var edene bakarlar. Nefislerine bakmazlar. Ama kullar, kahrnn etkisi altnda, tasarrufu ve emri dahilinde hareket etmeleri asndan deil. Onun dndaki varlklara ise hi bakmazlar. Bilakis (melekler), ltuf ve ihsana mazhar olmu kullardr. (Enbiya, 26) Allahn baz kullarnn yaratldklar gnden beri dnyaya nazar etmediklerini duymusundur. nk dnya cisimler alemidir, onlar ise cisimlere dnp bakmazlar. Rasulullahn (s.a.v) u sznn doruluu da ortaya kyor: Allah dnyay yaratt gnden beri ona dnp bakmamtr. Allahn baz kullar noksanlklarna ramen, deersiz olduu iin dnyaya dnp bakmyorlarsa, onlarn yoktan var edicisi olan Allahn eksiksiz kemaliyle kendisine nispetle ok daha baya olan dnyaya dnp bakmamas daha evladr. Bu yzden Rasulullah (s.a.v) yle buyurmutur: Allah iin olan eyler dnda, dnya ve iindekiler melundur. Yani dnya kovulmu, uzaklatrlmtr.

175

El-lan kelimesi, kovulmak demektir. Dnyann iindekiler ise, czileri ve krntlar anlamndadr. Ama bunlar iinde Allah iin olanlar bakadr.. Yani dnyaya ait olup da fani hayatn devamna, baki hayata kavumaya yardmc olacak kadar mstesnadr. nk dnya, ahretin tarlasdr. Beincisi: Akllardan nde olanlar arkada olanlarn, izleyenlerin illetleridir. Nefisler ise herhangi bir ktlenin illeti olamazlar. Kukusuz, felein cismindeki hayat gibi baz arazlarn illeti olabilirler. nk bu, onlarn nefislerinin eserlerinden biridir. Aslnda bu da nefisler araclyla felein ktlesine sirayet eden akllarn malullerinden biridir. Bu cevherler arasndaki illetlik ve malullk ilikisini, kendi nefsinde hissedilen bir misal zerinden tasavvur etmediin srece anlayamazsn. yle ki: Gnein Aya yansr, oradan aynaya, oradan da suya, oradan da duvara yansr. te bu n bir ksm gnein nurudur, bir ksm nurunun yansmasdr, bir ksm yansmasnn yansmasdr Bu ekilde son mertebeye kadar srp gider. Nur, yansmasndan daha gl ve daha parlak olduu gibi, yansmas da yansmasnn yansmasndan daha parlaktr. te bu misaldeki gibi nefisler bu nurlarn yansmalardr. Bunlarn yansmalar ise arazlardan bir araz olan hayattr. Bu aydnlatc yansmalar onunla son bulur, feleki cisimler de onlarn glgeleridir. Akllarn en parla ise ilk akldr ki cmertlik denizinden fkrmtr. Varlnn nefesinin sabah da varlk gneinden soluk almtr. Varlk gnei, nurlarn nurudur, eserler ve srlar bahedendir. Biz u anda denizinin vadisinin kysnda yzyoruz. Nurunun ve kahrnn havzasnda hareket ediyoruz. O, nurun kayna, zuhurun doum yeri ve ilerin yneticisidir. En sonuncusu hepsinin yansmasdr. Ortancas yansmasna oranla nurdur. Yansmas ise onun altndadr. Ama bu da kendisinin stnde olan nuruna oranla yansmadr. te bylece Mlk ve Melekut alemlerini renmi oldun. Bu ikisi

176

ise Ceberut nurunun eserlerinden iki eser, lahut eserleri denizlerinden iki denizdir. ki deniz birbirine eit olmaz. Bu tatldr, susuzluu keser, iilmesi kolaydr. (Fatr, 12) Bundan maksat berrak, saf, besleyici, akllar ve ruhlar doyuran yeterli ruhaniler denizidir. nk kabuu ve maddi katks olmayan, zorluu ve yoruculuu bulunmayan zdr. u da tuzludur, acdr (boaz yakar). (Fatr, 12) Bundan maksad da bulank, atk, erp tayan selin kpdr. Btn madde ve kabuktur, z namna hibir eyi yoktur. Dolaysyla tatl olan ac olann zdr. Ac olan da tatl olann kabuudur. Bu nedenle akla Lbb (z) denilmitir. Bu iki denizin her birinden iki byk nehir akar. Cismaniler denizinden unsuriler Ceyhunu ve felekiler Seyhunu, ruhaniler denizinden ise ulvi akllar Nili ve sfli nefisler Frat akar. Bu drt nehir takv sahiplerine vdolunan cennet (Rad, 35)te akarlar. Bunlar drt pnardan doan drt nehirdir. Bunlardan maksat ise drt ilimdir. Birincisi mantk ilimleri: bu, bozulmayan suyudur. kincisi, riyazet. Bunlar ise tad deimeyen st rmaklardr. ncs: tabiiyat. Bunlar ise ienlere lezzet veren arap rmaklardr. Drdncs: lahiyat: bunlar ise saf baldan rmaklardr. Kabuk balmumundan arnmlardr. nk ilahiyat, ilimlerin zdr. Nasl ilah varln z ise. Her iki denizin birer gemisi ve her geminin yolcusu vardr. Makulat denizinin yolcusu akl, gemisi ise fikir kuvvetidir. Hissedilen varlklar denizinin yolcusu vehim (zaaf), gemisi ise muhayyile kuvvetidir. ki denizi birbirine kavumak zere salvermitir. Aralarnda bir engel vardr, birbirine geip karmazlar. (Rahman, 19) Ayette geen berzah kelimesi, iki eyi birbirinden ayran, karmalarna engel olan ey demektir. Bir bakma akl alemiyle bizim akllarmz arasna girip karmalarna engel olan

177

da gibidir. Eer o olmasayd mran olu Musa (a.s) Hakk grmekten menedilmezdi. Hepsinden de taze et (balk) yersiniz (Fatr, 12) hissedilen varlklar ve makul varlklar aratrr, akllarn gdasn ve ruhlarn rzkn onlardan temin edersiniz. Ve giyeceiniz ss eyas karrsnz. Yani yakut ve inci gibi bu ilim ve marifetleri, malumat ve makulatlar edinirsiniz. Bunlar da inci ve gz kamatrc mcevherler gibidir. Nefislerin ve ruhlarn ss, suret ve kalplarn ziyneti onlardr. Dnya ve ahirette fazilet ve stnlk bunlarladr. Dnya ve ahirette vn ve tercih bunlarla gerekleir. Onlar erdemlerdir, su kartrld iin Bevle dnen iki kase st deil.

178

179

KTABIN KNC KONUSU VARLIIN SEBEB


Bu konu da iki eksen etrafnda dnmektedir. Birinci eksen, mutlak mebde olan yce Allah ile ilgilidir. Bu hususta deerlendirme yapmak iin bir mukaddime ve drt usule ihtiya vardr: 1) Zat 2) Sfatlar 3) Fiiller 4) simler. Mukaddimesi ise, akli ilimlerin ounluunun esasn oluturmaktadr. Bunlar ise; 1) Vacip 2) Mmkn 3) Mmteniden ibaret akli cihettir. Vacip; yokluk kabul etmeyen demektir. Yani yokluu varsaylsa bu, muhali gerektirir. Mmteni; varlk kabul etmeyen (imkansz) demektir. Yani varl farz edilse bu, muhali gerektirir. Mmkn; her iki kart durumu da kabul eden demektir. Yani mevcut da madum da varsaylsa bu, muhali gerektirmez. Dolaysyla Vacip, snrsz ululuu ve parlakl nedeniyle varl zatndan olan eydir. Mmteni ise, snrsz eksiklii ve karanlk oluu nedeniyle yokluu zatndan olan eydir. Mmkn ise, varl da yokluu da zatndan olmayan eydir. nk vacip varlk, ifrat ve mmteni yokluk ifrat dereceleri arasnda bir yerdedir. Daha dorusu bunlarn dndadr. Bu ekildeki tasnif ve snrlandrmann aklamasna gre: Makul suret ya yokluu kabul eder ya da etmez. Eer kabul etmezse vaciptir. Kabul ederse, bu durumda da ya varl kabul eder ya da etmez. Eer etmezse mmtenidir. Kabul ederse, bu takdirde yokluu da kabul eden olarak mmkndr. Bunlar anlama delalet eden isimdir ve vaciplik, mmknlk ve mmtenilik kast edilir. Gerek ve makul anlamlar olmayan isimler deildirler. Nitekim Lat,

180

Hubel, Uzza ve Menat gibi hakikati olmayan isimleri zemmetme balamnda, hakikatleri olmayan, ibadet ve itaat etmeyi hak etmeyen bu isimlerle ilgili olarak yce Allah yle buyurmaktadr: Bunlar (putlar), sizin ve atalarnzn takt isimlerden baka bir ey deildir. Allah onlar hakknda hibir delil indirmemitir. (Necm, 23) Ayette geen sultan kelimesi delil anlamnda kullanlmtr. Delilin sultan olarak nitelendirilmesi hkmnn ve emrinin gcnden dolay hkmn kabul etmenin, itaat etmenin zorunluluundan ileri gelmektedir. nk insan diledii yne sevk etme gcne sahiptir. Dolaysyla yukarda yer verdiimiz kavramlar hakiki ve makul anlamlar ifade etmektedirler. nk bunlardan varlk tabiatna yakn olan var olua daha layktr. u halde vaciplik varlk iddeti ve var olma hazrlnn gc demektir. Bu yzden hakiki bir varlk olur. Fakat vacibul vcudun vaciplii varlnn aynsdr. nk celalinin sahas olanca enginliiyle beraber hibir itibar kapsamaz. Bilakis O, Odur. Nitekim Eari ekolnn kurucusu (r.a) Onun sfatlar ne Odur, ne de O deildir. Mmtenilik, yokluun iddeti ve gc demektir. Bu yzden kesinlikle varlk olamaz. mkan ise bu iki hal arasnda mtereddittir. Bu yzden mmkn varlklar kategorisine almak veya mmteniler kategorisine almak hususunda ihtilaf vardr. dorusu mmkn varlksal olgulardandr. yle olmasayd onun iman yoktur dememizle imkanszdr o dememiz arasnda fark olmazd. Oysa bu ikisinin arasndaki fark zorunlu olarak idrak edilmektedir. nk birinci sz, imkan olumsuzlarken, ikinci sz ise ademi (yoksal) imkan, yani imkanszl ispatlamaktadr. Bir eyin yokluu ile bir eyin ademi (yoksal) oluu arasndaki fark malumdur. Nitekim hakikatleri gn gibi ortaya karan, stn feraset ve kabuklar delici hikmet sahibi, sezgisi keskin, atllarn en nnde hakikatler meydannn yarn gz kamatrc beyan

181

gcyle kazanan, problemleri zen, neticeleri talepler madeninin kalbinden delil kazmasyla karan eyh de bu geree dikkat ekmitir. Bu cihetleri rendiine gre artk hkmlerini ele alabiliriz. Mmteninin herhangi bir hkm yoktur. Ancak hukemann ihtilafna gre ayet malum ise zihinde sbutu cihetiyle bir hkm olabilir. Bu konuda ileri srlen iki grten geree uygun olan udur: Madum mmkn de olsa mmteni de olsa, birinci kast ile deil ama ikinci kast ile malum saylr. Birincisinin anlam, onun mevcut olan nakzedicisi araclyla bilinmesidir. Yani bir nakzedicisi olduu ve bunun zihin dnda onunla elitii, bir araya gelmedikleri ve zt olan iki eyin aksine birbirlerini ortadan kaldrmadklar bilinmektedir. nk bu ikisi iki nakzedicide ortak olsalar da bir araya gelmezler. Fakat ikisi birbirlerini ortadan kaldranlar olarak farkllk gsterirler. Eer madum ile ilgili olarak bu kadarlk bir bilgi olmasayd, onunla az nce verdiimiz hkm imansz olacakt. Ama birinci kast ile ilgili olarak bilinmeyen maduma gelince, onun zati bir taayyunu ve zorunlu bir ayni deiimi olmad iin bamsz olarak bilinmemektedir. Aksi takdirde madum mevcut olurdu. nk ayni taayyunu ve zati teehhs olmadan bir anlam olamaz. Madumun malum olmasyla muhalif Mutezilenin akma tutumutur, tpk iki gzn hud atei gibi yanmtr. Sylenen ey udur: Madum zat ve ayn olarak mmkndr, mmteni deil. Ama bu ikisinin arasndaki fark gsterin diye kendilerinden talep edilince de eekleri amura batm, ateleri de snvermitir. Ne zaman sava iin bir ate yakmlarsa (fitneyi uyandrmlarsa) Allah onu sndrmtr. (Maide, 64) Onlar (Mutezile olanlar) felsefecilerin krklar, hukemann hrszlardr. Zira bu meseleyi kadim filozoflardan birinin u deerlendirmesinden almlar: Heyuli, mevcut bir cevherdir. Ama sureti olmad gibi ona iaret de

182

edilmez. Madem heyuli eyin cevheridir ve madem ki suretten soyutlanmtr ve kendisine iaret edilmez. O halde hisse gre madumdur. Meselenin hakikatine ilikin bilgilerinin azlndan, anlaylarnn sakatlndan ve vehimlerine yenik dmelerinden dolay madumun ey olduuna hkmetmilerdir. Hrszn cezas ise Allahn kitabnda bellidir. Hrszlk eden erkek ve kadnn ellerini kesin. (Maide, 38) Bylece anlalyor ki mmtenin, zihinde sabit olmak dnda her hangi bir hkm sz konusu deildir. Ama varl itibariyle bir hkmnn olmas kesinlikle mmkn deildir, nk varl mmtenidir. eylerle ilgili hkmler ancak onlarn zihin dnda sabit olmalar durumunda sz konusu olabilirler. Vacibe gelince, zatnn, sfatlarnn erhine, bu ikisine taalluk eden hususlara beer aklnn kavrayabilecei, idraki mmkn olan Celal sfatlarna, Kemal niteliklerine yer vereceiz mkn geni olan, nafakay imknlarna gre versin; rzk daralm bulunan da Allah'n kendisine verdii kadarndan nafaka desin. Allah hi kimseyi verdii imkndan fazlasyla ykml klmaz. Allah, bir glkten sonra bir kolaylk yaratacaktr. (Talak, 7) Kim bildikleriyle amel ederse Allah onu bilmediklerinin ilmine varis yapar. Bilinenle amel etmek onun zerinde tefekkr etmek demektir. Bilgiyi ayrtrmak, olgunlamasn, mayalanmasn salamak, defalarca yumuatp kullanlr hale getirmek, tekrar baa dnp yeniden zerinde durup dnmek, bylece nefsin parlakln, ibret aln, n, grme gcn, nurunu, hidayetini, irfann ve dirayetini arttrmak anlamndadr. Bu yzden Rasulullah (s.a.v) Bir saatlik tefekkr,

183

tefekkrle geirilmeyen altm senelik ibadetten daha hayrldr. buyurmutur. Yce Allahn Kadir gecesiyle ilgili u sz de bu anlama yneliktir: Kadir gecesi, bin aydan daha hayrldr. (Kadr, 3)Yani mrn uzun bir blmnn Hakkn fiillerinin keyfiyeti zerinde dnmek, szlerinin anlamlar hakknda tefekkr etmek iin maukun suretine bakmakla deerlendirilmesi gereken bir frsattr. nk menzilleri kat etmekten maksat; vuslata ermektir. ayet menzilleri kat etmeksizin vuslata ermek imkan douyorsa, buna ramen menzilleri kat etmeye almak oyalayc, geciktirici bir eylem, faydasz bir ura, daha dorusu irk ve phe mahiyetinde bir tavrdr. Bundan u sonu kyor: eriatn ngrd ibadetlerin ve konulmu hkmlerin amac, bu eylemlerin gerek mabuda ynelik kulluk kasti tayan davranlar olduklar zerinde dnmektir, dili kprdatp eytani hayaller tasavvur etmek deildir. Nitekim baz halvet ehli kimseler byle bir iddiaya sahiptir. Halvetgahlarda oturup hayal perdelerinin arkasnda ekillerin hayali suretleriyle oynarlar. Misallerin timsallerini biimlendirmek eklinde gz baclk yaparlar. Bunlarla da gururlanarak ilahi hakikatlerin, Allah, melekleri, kitaplar ve rasulleri gibi ezeli ve ulvi yceliklerin misalleri olduklarn ileri srerler. eytanlarn gttkleri zavalllar olan baz mrtetler de Nebilerin grdkleri eylerin kendilerinin grdkleri ve tahayyl ettikleri eylerin benzerleri olduklarn vehmederler. Bu, zanna dayal olarak karanl talamaktan baka bir ey deildir. Yce Allah zannn bir ksm gnahtr. (Hucurat, 12) buyurmutur. Bu zannn ise tamam gnahtr. Tam tersine onlar bir kuku iinde oynuyorlar. nk brahimin (a.s) puta tapanlara ynelttii knamadan gafildirler: u karsna geip tapmakta olduunuz heykeller de ne oluyor? (Enbiya, 52) Bununla da kalmyor, yce Allaha dua ederek kendisini ve olunu putlara tapmaktan uzak tutmasn diliyor: Beni ve oullarm putlara tapmaktan uzak tut! nk, onlar (put-

184

lar), insanlardan birounun sapmasna sebep oldular. (brahim, 35-36) Bilindii gibi brahim (a.s) bir koyun oban olsa da tahtadan ve odundan yontulmu, altn ve gmle damgalanm, objeler dnyasnda mevcut maddi heykellere tapan bir putperest deildi. Bilakis hayal levhinde kesinlikle hakikati olmayan bo suretler dolayordu. Bunlar da kartrc, arptc, bulandrc, yanltc, kreltici, saptrc, hakikatleri rtc ve ayaklar kaydrc eytanlarn drtlerinin etkileriydi. Nitekim onlar (putlar), insanlardan birounun sapmasna sebep oldular. demitir. Rasulullah efendimiz (s.a.v) bu halden kurtulduunda byk bir cokuyla benim eytanm benim nmde Mslman oldu. Artk bana hayrdan baka bir ey telkin etmiyor. buyurmutur. Onlar yalanc saptrclardr, zakkum aacndan yerler ve karnlarn ondan doldururlar. (Saffat, 66) Bundan maksat hayal aacdr ki tomurcuklar sanki eytanlarn balar gibidir. (Saffat, 65) Bunlar mritlerini mucize makamna ulatrma telkiniyle saptran eytanlarn balar gibidir. Nebiden nebiye, veliden veliye, aldan ale ve mritten mride ok fark vardr. Daha dorusu ilahiyat sanatnn maksad bizzat bu fark ortaya koymaktr. Mmkne gelince, biz diyoruz ki: Varl da yokluu da zat asndan bir olduu iin, bunlardan biriyle vasfedildiinde bu durum harici bir sebepten kaynaklanr. Aksi takdirde eitlik ve rhan imkann veren tek bir tabiattan sadr olmas gerekir. Bu ise, benzer iki eyi gerektiren tabiat asndan dahi imkansz iken, birbirini nakzeden iki eyi gerektiren tabiat asndan ok daha imkanszdr. Eer bu varlk taraf ise, bu durumda mevcut bir sebebi gerektirir. Bu takdirde de mmknn varlnn onunla kaim olmas zorunlu olur. Yani ne zaman var olursa ondan mstani olur gibi bir durum sz konusu olamaz. Bu, illet ve malul ilikisini kabul etmekten korkan cedel ehlinden baz kelamclarn hayalinden baka bir ey deildir ki birok muhali de

185

gndeme getirmitir. ncelikle Yaratcy kayymlndan azletmek, yarattna ynelik kesintisiz feyzini koparmaktan baka bir anlam yoktur. nk kayym, zati ile kaim olup bakas da onunla kaim olan demektir. Bu kaimlii sayl ve snrl vakitler iin geerli deildir. Eer mmkn varlk, var olduktan sonra sebebinden mstani olsayd, daima byle kalrd. nk vacip, sebep deilken, tekrar dnp sebep olamaz. Dnse bile deimi olarak dner. Yce Allah bundan mnezzehtir. Bu, onlarn hayalinin gerektirdii en basit muhaldir. Tam tersine mmkn, var olduktan sonra varl sebebine taalluk etmeye devam eder. Yani mmknn devam, sebebinin devam etmesine baldr. Muhta konumdaki mmkn, sebebinden nasl mstani olabilir ki daha nce olmad halde vacip mstani bir eye dnsn? Hakikatlerin mmknlkten vaciplie dnmn gerekli gren kimse, vacibi de mmkn de nefyetmi, ortadan kaldrm olur. Byle olunca da artk mmknn vacibe dnmesini, vacibin zatndaki deiimi ispat etmesine ihtiya kalmaz. Nitekim Kerramiler, ilim ve irade tr sfatlarn yce Allahn zatnda hadis olduklarn ispata kalkmlardr. Allah bu tr yaktrmalardan tenzih ederiz. Aratrma yaplacak bir zemin olmad iin bu gibi kimselerle konuup aratrma yapmamza da gerek kalmaz. nk ilahiyat ilminde aratrma konusu vaciplik ve mmknlk ile bu iki eyin zellikleridir. O halde mmknn sebat ve devam vacibin sebat ve devam ile kaimdir. Tpk var oluunun, onun varlndan kaynaklanmas, cmertlik denizinden katreler olmas gibi. nk Allah gkleri (semavat) ve yeri (arz), nizamlar bozulmasn diye tutuyor. Andolsun ki onlarn nizam eer bir bozulursa, kendisinden baka hi kimse onlar tutamaz. (Fatr, 41) Yani mmkn varlklar bozulmaktan, zail olmaktan koruyup onlar tutan vacibul vcuttur, bakas deil. Onlar tutmas devaml surette vazgemeyip srekli imtina etmesi demektir. nk

186

hibir zaman kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. (Bakara, 255) ebediyen onlar tutar. te Kayymln sfat budur ve bu sfat srf Ona zgdr, Ondan bakasnn gerek ya da mecazi olarak onda bir ortakl sz konusu deildir. Bu yzden yce Allah bir kutsi hadiste Oru benim iindir ve onun sevabn ben veririm. buyurmutur. Yani hi kimsenin bu oruta bir ortakl yoktur. Buradan hareketle anlamalsn ki zahiri eriattaki oru, iftar bozan eylerden uzak durmaktan ibarettir. Bu avamn orucudur. Huzurdaki havasn orucu ise, Ondan bakasna nazar etme zevkinden uzak durmaktan ibarettir ve bu oru, lm bayram sabah gn douncaya kadar devam eder. O gn bedenlerinden ibaret kurbanlarn boazlarlar, Ona yaklama maksadyla kurban ederek fukarasn, miskinlerini doyururlar. Rasulullah (s.a.v) bir hadiste buna yle iaret etmitir: Mmin, (kurban edilen ve) kanlar ve etleri Allaha ulamayan deveye benzer. Ama takvanz Ona ular. Ak mutfanda iyilerden bakasn ldrmezler Zayf, ark, lezzetsiz olanlar ldrmezler Eer sadk bir aksan ldrlmekten kanma nk ldrlmeyen kimse murdar lr. Gklerin ve yerin dzeninin ayakta kalmasn salayan nasl O olmasn ki her ikisi de Onun emri, hakimiyeti ve kar konulmaz gcyle ayaktadr. Eer yokluk (adem) taraf ise, bu takdirde ne var olusal (mevcudi) ne de yoksal (ademi) bir sebep gerektirir. Daha dorusu sebebinin yokluu, yokluu iin yeterlidir. Bu yzden ezelden beri yok olanlar yokluk halleri zere kalmlardr, yokluklar sebebiyle deil, sebeplerinin yokluundan dolay. nk yokluk salt olumsuzluktur, sebep gerektirmez. Bu,

187

hikmetin stunlarndan ve felsefenin sultanlarndan birinin mehur szdr: ademin (yokluun) illeti, illetin ademidir(yokluudur). u halde mmkn olan ey, bakasyla vacip ve mmteni olur. Bu bakasna da sebep, illet, gerektiren, fail, klan ve iktiza ettiren denir. Bunlarn tm ayn anlama gelirler. Yani bir eye varln veren. Bunun karsnda da malul, msebbeb, meful, mecul, muktaza ve muceb yer alr. Bunlarn tm de ayn msemmaya iaret eden e anlaml isimlerdir. Ki bu msemma da bakasnn etkisinin bir sonucudur. Aslnda konu gerei gibi aratrlrsa ve yntemler zerinde gerekli aba sarf edilirse iki grubun kulland ibareler ve stlahlar balamnda iki anlam arasnda bir farkn olmad grlecektir. Sebep, basit olabildii gibi mrekkep de olabilir. Basit sebep, malul zerindeki tesiri bakasna bal olmayan eye denir. Akl- evveli gerektiren sebep gibi. Bu takdirde tam sebep olarak isimlendirilir. Mrekkep ise, maluln gerektirmesi art, vakit, alet veya etken olarak bakasna bal olan eydir. Bu takdirde naks sebep olarak isimlendirilir. Naks sebeplerin toplam ise tam sebep olur. Maluln bal olduu her ey illetin cz veya art ya da yars olarak isimlendirilir. Bir eyin tam sebebi hasl olduunda o eyin hasl olmas vacip olur. Aksi takdirde hasl olmas beklenen bir eye bal olur ve bu ey de sebebin orta olur. Sebep de tam olmad halde tam olarak farz edilmi olur. Bu ise ihtilafldr. Bir eyin varlnda itibar edilen eyler ksma ayrlr. Bunlarn bazs faile taalluk eder. Failin kudreti, iradesi ve ilmi gibi. Bazs mefule taalluk eder, ama meful cihetinde sadece mmkn olmas ve varl kabule hazr olmas sz konusu olabilir,yoksa failin ona g yetirmesi sz konusu olamazd. Bu yzden g yetirenin (kadir) g yetirilene (makdur) g yetirmesinin art, g yetirilenin varl kabul eden bir ey olmasdr. nk muhale g yetirilmez.

188

denilmitir. Buradan hareketle yce Allahn muhallere g yetirmedii ileri srlm ve bu irkin lafz kullanmaktan ekinilmemitir. Oysa durum sylendii gibi deildir. Bilakis yce Allahn sz bu konuda Hakkn ta kendisidir: Allah her eyin yaratcsdr. (Zmer, 62) Burada ifade edilen ey, nakzedeni, selbedeni, czi olmasn gerektireni olmayan klli bir nermedir. Ama bunun dnda vehmedilen muhallere gelince konunun kapsamna alnmalarn gerektiren ciddiyette deildirler. nk bu vehmedilenler ey deildirler. Her ey mahluktur szn baz eyler mahluk deildir sz nakzeder, ey olmayan bazlar mahluk deildir dememiz deil. O halde vehim ortadan kalkm, oklar hedefini bulmamtr. Bir eyin sebebi olunca da maluln sebebinin sebebi olmas caiz olmaz. nk malul illete dnmez. Aksi takdirde sebebinin sebebi olur. Yani kendisinin sebebi olur. Bu ise isabetli gre aykrdr. Buraya kadar yaptmz aklama mukaddimedir. Doru yolu gsteren Allahtr. Zat ile ilgili birinci asl: Akl, nefis ve cisim denilen alemi rendin. Araz ise cisim alemine tabidir. Vcut (varlk) ise bu drt alemi amildir. Dolaysyla btnn kaynan bilmekle sonulanan yollar be tane olarak belirginlemektedir. Bunun yannda diyorum ki: Yce Allah malulleri, yaptklar araclyla delalet edilmekten uludur, ycedir, stndr ve beridir. nk gnein iine salm heyetler, serpitirilmi, onun nurlar altnda snk kalm ve baya zuhur alemine dahil olan zerreler onun dnda mevcut da olsalar, gnein varl, parlaklnn nuru onlar araclyla nasl bilinebilir. Kald ki gnein varl, bykl, nuru ve parlakl bakanlarn gzlerini kamatrr, grme zelliklerini devre d brakr. Byle iken ezeli celal azametinin gnei ilk cemal

189

parlaklnn nuru bakalar araclyla gsterilebilir mi? O, varlnn zerreleri ve cmertliinin heyetleri tarafndan beeri akllara gsterilmeyecek kadar nurlu ve parlaktr. nk Onun karsnda beeri akllar, gne karsnda yarasalar gibidir. Kald ki beeri akllarn varl ve sebat Ondan, Onunla, Onun iin ve Ona dnktr. Varln kendisine ahit olarak Allah yeter. (Nisa, 79) Rabbinin her eye ahit olmas, yetmez mi? (Fussilet, 53) Allah, ahitlik etmitir ki, kendisinden baka ilh yoktur. (Al-i mran, 18) Yani vacip zat, kendisinden baka vacip olmadna ahitlik etmitir. nk ileride aklayacamz gibi varlkta iki vacip yoktur. Bu da varlkta Onun hviyetinden baka bir eyin olmamasn gerektirir. nk, mmkn varlklarn hviyetleri Onun nurunun ateinin ulelerinden baka bir ey deildirler. Varlklarnn ciheti olarak bu ate olmadan bamszlklar sz konusu deildir. O halde varlkta Ondan bakas yoktur. ayetin tefsiri bundan ibarettir. Dolaysyla Onu ahit tutmak, Onun varlna ahit gstermemek tertemiz nefislerin ve arnm akllarn zelliidir ki melekut nurundan ve lahut yceliinden kaynaklanmaktadrlar. Nasl olmasn ki, u dnyamzdaki ilimleri, nefisler, ilahi alemden getirmilerdir. Orada celal ahidinin sureti tarafndan mahede edilmekte, kemal meydannda gzlemlenmektedir. Nitekim yce Allah insanln babas Ademi vmek balamnda yle buyurmutur: Allah dem'e btn isimleri (esmalar), retti. (Bakara, 31) yani zata delalet eden, sfatlara delalet eden eyann hakikatini ona retti. u halde fiillere, yaratcya muhta olmas cihetiyle bakmak, yaratcsna bakmak anlamndadr. Bu da gsteriyor ki ondaki nefisler mahluk araclyla Onu mahede etmektedirler. Nitekim aadaki ayet buna dikkat ekmektedir: Rabbinin glgeyi nasl uzattn grmedin mi? (Furkan, 45) Yani glgeyi uzatana bak. Bununla beraber bu greni de glgenin rabbini gren olarak isimlendirmitir. Yine bir ayette Ademin zrriyetinin slbnden karlm zerrelere yle hitap edilmitir: Ben sizin Rabbiniz deil

190

miyim? (Onlar da), Evet (buna) hit olduk, dediler. (Araf, 172) Eer Onun cemaline ahit olmasalard, Onu mahede etmeselerdi, Rableri olduunu ve kendilerinin de Onun kullar olduklarn kabul etmeleri yle dursun, uluhiyetini ve rububiyetini nasl kabul edebilirlerdi? nk sizin rabbiniz deniyor. Dolaysyla ayette Allahn rububiyeti onlara izafe edilerek vurgulanyor. Burada ince bir mesaj daha var. yle ki: Yce Allah, varln deil, Rabln ikrar etmeleri amacyla bir soru yneltiyor. Bu da gsteriyor ki onlar, akllarnn ilk gzlemi ve nefislerinin ilk nazar anndan itibaren Allahn varln kabul ediyorlard. Bu ince ve latif ayrnt gsteriyor ki Yaratcy bilmek, kabul etmek selim akllar asndan varolusal bir duygu, dosdoru tabiatlar asndan bir zorunluluktur. Bu yzden Nebi topluluklarna ve hukema gruplarna yaratcnn varln inkar edenlerin dorudan, tvbe etmeye arlmadan ve azarlanmadan ldrlmeleri emredilmitir. nk bunlar varln en temel zorunluluklarndan birini inkar etmilerdir. Cedel ehli hukema buradan hareketle safsata ehlinin darp edilmelerinin gerektiini sylemilerdir. Gereke olarak da ilimlerin nceliklerini ve hissedilen gereklerini inkar etmelerini gstermilerdir. Bunun kant olarak yce Allahn sevgili Nebisine (s.a.v) ynelik u ayetini gstermilerdir: phesiz biz seni, ahit olarak gnderdik. (Feth, 8) Dolaysyla yukardaki ayet, nefislerin, hakkn haram beldesi ve bar kenti olan aleminde mutlak cemali mahede ettiklerine delalet etmektedir. Ama bu alemde gurbet diyar, sknt vatan olmas hasebiyle kuvvetlerle, aalk bayalklarla ve bedensel adi huylarla perdelendii iin nefisler Hakk gremiyorlar, cemalini mahede edemiyorlar. nk gurbetteki insan kr gibidir. Bu tpk bizim gzlerimizle gne arasna giren bulut kmesine benzer. Bu yzden nefisler, bu alemde bir yol gstericiye, delilin araclna muhtatrlar. Kr bir insann bir asaya muhta olmas gibi. Bu asa onun maksadna ulamasna yardmc olur. Nitekim Rasulullah efendimiz (s.a.v) bu anlama yle iaret etmitir: Allah btn insanlar

191

(ftrat dinine bal muvahhit) hanifler olarak yaratt. Sonra eytan onlar bu dinden evirdi. Rasulullahn (s.a.v) u sz de buna bir rnektir: Eer eytanlar Adem oullarnn kalplerinin zerine reklenmeselerdi, gklerin melekutuna bakabileceklerdi. Bir dier hadiste de yle buyurmutur: Her ocuk ftrat zere doar Btn bunlar Kuran yamurlarndan isentilerdir. Nitekim bir ayette yle buyrulmutur: Allah insanlar hangi ftrat zere yaratm ise sen yzn ona evir. (Rum, 30) Ftrattan maksat, slamn nuru ve hanif milletin (eriatn) berrakl, safldr. Bir dier ayette de yle buyrulmutur: Biz insan en gzel biimde yarattk. (Tin, 4) nsann en gzel ekilde yaratlm olmasndan maksat, tertemiz, katklarn, gnah yklerinin bulanklndan beri, isyan ve ayp pisliinden mnezzeh oluudur. Sonra onu aalarn aasna indirdik. Bundan maksat da kuvvetlere taalluk etmesi, beden madeninden kaynaklanan bayalklara sarlmasdr. Rasulullah efendimizin (s.a.v) Allah mahlukat bir zulmet iinde yaratt, sonra zerlerine nurunu serpti. hadisine gelince, burada iki nurun ortasnda yer alan bir karanlktan sz edilmektedir. Bu nurlardan biri ftrattan nce, biri ise ftrattan sonradr. Yani bayalk kirlerinden arnp ilim ve amel gibi fazilet trleriyle bezenmesidir. Bu aklama ile anlalyor ki esiz ve rneksiz yaratan yaratcnn varln bilmek, kabul etmek bir var olma zorunluluudur. Sabahn lambaya ihtiyac yoktur. Dolaysyla Onu ahit gstermeyip Ona ahitler bulmak burhan ehlinin yntemidir. Ki onlar ayni mahededen azlonulmulardr. Bu yzden diyoruz ki.. lk yol, varln kendisidir. Aklamasna gelince: Eer varlk btnnde vacip bir varlk olmasa, hibir varlk olmaz.

192

u halde varlk btnnde bir varlk varsa vacip varlktr. Bu koulluluun aklamas yledir: Varlkta bir mevcut varsa ve bu varlk vacipse, zaten maksat hasl olmutur. Eer mmknse bu takdirde vastal veya vastasz vacip bir sebep gerektirir. nk bu vastalar ister bir yerde son bulsunlar, ister sonsuza kadar gitsinler, teker teker ve toplu olarak mmkndrler. Teker teker mmkn olmalarna gelince, bunun nedeni, silsilenin, teker teker vastalarn varsaylmasyla mmkn olmasdr. Topluca mmkn olularna gelince, bunun nedeni de mmkn teklerden meydana gelmi olmasdr. Dolaysyla mmknle daha uygundur. u halde varl vacip bir illete muhtatr. nk mukaddimenin kapsamnda, her mmknn bir sebebe muhta olduunu vurgulamtk. O halde, varlkta zat itibariyle vacip bir mevcut olmasayd, varlk olmazd, ifadesi sahihtir. nk eer varsa, bu demektir ki varlkta varl vacip bir varlk vardr. Ne var ki varln varl malumdur. Bu, akln hakemince zorunlu, hissin hakemince de hissi olarak bilinmektedir. Bu, zorunlu bir nermedir. Kar kan hasmn nnde iki seenek vardr: Ya kabul edecek ya da inkar edecektir. Eer hasm kabul ederse, maksat gereklemi ve tartma bitmi olur. Eer inkar ederse yine de maksadmz kabul etmi olur. nk bu nermeyi men etmesi, inkar etmesi mevcudun varlnn delilidir. Bu, bir inkarcnn (kk olann) varlndan kaynaklanan bir zorunluluktur. O halde maksadn yzndeki perde kalkm ve bugn artk gzn keskindir. (Kaf, 22) nk ikinci koullulukta lazmn melzumu sabit olurken, birinci koullulukta lazm melzumunu nefyetmitir. te Hz. Ebubekir (r.a) bu makamda eer perde kalkm olsa, yine de yakinimde bir art olmaz. demitir. Bir bakas da kalbim rabbimi grd. demitir. nk vacibul vcudn varlna ilikin bilgi, eer delilden kaynaklanyorsa yakin olarak isimlendirilir.

193

Eer herhangi bir engel ve aba olmakszn dorudan hasl olmusa grme ve mahede olarak isimlendirilir. Selef kuann faziletlilerinden, sonraki kuaklarn byklerinden nakledilen mehur bir szdr: Varlkta Hak ve Tek olan Allahtan baka bir ey yoktur. Arada bir fark fazlal olsa da halkn dilinde tekrarlanan La ilahe illallah (Allahtan baka ilah yoktur) sznn anlam budur. Fark u ki: kincisinde ilahlk sfat, Allahtan bakasndan nefyediliyor, bununla beraber szl olarak deilse de mefhum olarak bakasnn varlnn caizlii gibi bir anlam da seziliyor. Birincisinde ise szl olarak ondan bakasndan varlk tmyle nefyediliyor. Varln nefyi sfatlarn nefyini de kapsar, ama sfatlarn nefyi varln nefyini kapsamaz. Hi kukusuz birincisi tevhid anlam itibariyle daha vurgulu ve havasn ehadetini tahkik etme manasna daha nfuz edicidir. Baz tetkikiler buna u eklemede de bulunmulardr: Bu konuyla ilgili be makam vardr: 1) La ilahe illallah (Allahtan baka ilah yoktur) 2) La huve illa hu (Ondan baka O yoktur) 3) La ente illa ente (senden baka sen yoktur) 4) La ene illa ene (benden baka ben yoktur) 5) Onun zatndan baka her ey helak olur. Bu mertebeler arasndaki farka gelince: Birincisinde, Onun ilahl ispatlanyor ve Ondan bakasndan ise nefyediliyor. kincisinde, Onun hviyeti ispat ediliyor, yani varl ispat ediliyor ve ondan bakasndan nefyediliyor.

194

ncsnde, Onun mahede edilii ispat ediliyor ve Ondan bakasndan nefyediliyor. Drdncs ise, mahedeye gre daha yakndr. nk mahede ikiliin ispatn da ierir. Ama bu ittihattr ki Hallac (r.a) ben arzu ettiimim, arzu ettiim benim ifadesiyle iaret etmitir. Bir bakas ise bir iirle buna iaret etmitir: Cam ince, arap effaf Benzetiler, her ey aynileti Hepsi araptr sanki ortada kadeh yok Ya da sadece kadeh var, ortada arap yok. u halde nefis kadehi her ne zaman, celal sahibinin nsiyet meclisinde cemale ahit olan sakinin eliyle srf zuhur kvlcmlaryla dolarsa veya ua ve nur saflna karrsa, Rableri onlara tertemiz bir iki iirir. (nsan, 21) Gl ve Yce Allah'n huzurunda hak meclisinde. (Kamer, 55) eklinde bize bir hak vaat olarak sz verildii gibi letafet, hafiflik, temizlik ve iffet mahiyetli olmak zere kendinden geer, uar gibi olur, coar, dner ve hayatn hazzna varr ki hibir hayat, hibir lezzet, hibir sevin ve gzellik onunla mukayese edilmez. Nitekim faziletli eyh Ebu Huvas bu anlama yle iaret etmitir: Bize bo olarak sunulan kadehler ne kadar ard Nihayet saf arapla dolduruldu da Hafifledi, iindeki yznden ua yazd Beden de iine ruh girince byle hafifler. te bu ceberut yceliinden, parlaklndan yansyan nurlar nefsin ruhudur. Ruh nefse aktnda nefis evkle, akla uuverir. Coku ve bulma taknlyla sarholar gibi

195

subhani ma azema ani (kendimi tenzih ederim, anm ne ycedir) enel hak ve la gayri (hak benim, benden bakas yoktur) szlerini terennm eder. Seni ansam, ilerim yoluna girer Adn sylesem, geen mr geri gelir Bir de akndan sz etsem Benimle beraber kaplar, duvarlar dile gelir. Beincisinde; celalinin hviyeti ispat, uluhiyetinin kemali tahkik ediliyor ve nefiy ya da ispat eklinde de ondan bakasna iltifat edilmiyor. Bilakis bakasnn kendisine ve kendisinde fena bulmasndan mstani kalnyor. Ondan bakas grlmyor, Ondan bakas mahede edilmiyor. Hibir eye muhta olmayan ondan sz ediliyor. Nitekim yle buyurmutur: Gz kaymad ve snr amad. (Necm, 17) Makamlarn en ycesi, en stn budur. Ondan sonra herhangi bir salikin izleyecei bir yol, herhangi bir malikin sahip olaca bir mlk yoktur. Tam bu esnada melekutun cebbar, ceberutun kahhar yle der: Bugn hkmranlk kimindir? Kahhr olan tek Allah'ndr. (Mmin, 16) Birinci mertebe, avamn makamdr. kinci mertebe ulemadan oluan havasn makamdr. nc mertebe avam velilerin makamdr. Drdnc mertebe havas velilerin makamdr. Beinci mertebe nebilerin en stn, asfiyann ve etkiyann seyidinin makamdr. Ki yaklat, derken daha da yaklat. O kadar ki (birletirilmi) iki yay aras kadar, hatta daha da yakn oldu. (Necm, 8-9) Btn Nebiler bu makama nail olmak iin gelmilerdir. Nitekim brahim (a.s) ben

196

Rabbime gidiyorum. O bana doru yolu gsterecek. (Saffat, 99) demitir. Musa (a.s) hakknda yle buyrulmutur: Musa tayin ettiimiz vakitte (Tr'a) gelip de Rabbi onunla konuunca (Araf, 143) Rasulullah efendimiz (s.a.v) hakknda da yle buyrulmutur:Bir gece kulunu gtren. (sra, 1) sra kelimesi, zorla gtrmek anlamna gelir. nk Rasulullah (s.a.v) mahbub ve habibdir. Mahbub ise muhibbine zorla gtrlr. kinci yol, Ona ilikin akli delil getirmektir. yle ki: Akln deliliyle sabittir ki akln kendisi hibir eye muhta olmayan Birin varlnn delilidir. nk akl, maddeden btnyle mcerret, canl, kendisini ve bakasn akleden bir cevherdir. Eer bu akl bizzat vacip ise zaten maksat hasl olmu olur, deilse, sonunda Ona dayanr. Vacibul vcudun varln ispatlamann en erefli yolu budur, rtl olsa da. Aslnda rtl, gizli oluu en erefli oluunun delilidir. Yce yaratcy bilme hususunu gznn nne getir. nk yaratcy bilmek en erefli olgu olduu iin en kapaldr. Ya da kapal olduu iin en ereflidir. Ama bu durum cziler asndan geerlidir. Ama klli varlklar da her erefli kapaldr, ama her kapal erefli deildir. Madumlarn bilinmesi gibi. nk buras kapal veyl vadisidir, ama erefli olduu iin deil, ok karanlk ve baya olduu iin. Akl, vacibul vcut olan bir varla delalet ettii gibi Onun celal sfatna, ikramna ve birliine de delalet eder. Akl, zat ile canl, kendisiyle kaim, kamil olarak akleden olduu iin her eye egemen olan, daima diri, her eyi bilen, her trl kemal ve tamamln stnde bir varla delalet eder. nk kemal ve faziletleri bahedenin onlardan eksik olmas caiz olmaz. Bilakis bahedilenlerden zat olarak daha stn olmas bir yana kemal ve fazilet bakmndan daha kamil, daha ulu olmas bir zorunluluktur. nk en kamillik

197

ve en stnlk zatn en kamilliine ve en stnlne delalet eder. Ayn ekilde fiillerin en stn ve en kamili de kendisini var edenin sfatlarnn en stn oluunun kantdr. Dolaysyla akl maddelerden ve maddi balardan mcerret olduuna gre, btn balardan mcerret ve mutlak olarak her eyden mstani Birin varlna delalet etmektedir. nk ok, kendisinin faili bir olan ferdi yapmaz, aksine oku yapan ferttir. Nitekim yce Allah buna yle iaret etmitir: Btn iftleri yaratan Allah mnezzehtir. (Yasin, 36) Burada yce Allah, kendini ift olmaktan tenzih ediyor. nk iftlerin yaratcs Odur. Buna benzer bir ayet de udur: Her eyden de ift ift yarattk ki, dnp t alasnz. (Zariyat, 49) Onun tek olduunu dnesiniz. nk iftlerin yaratcs ift olamaz. Aksi takdirde zorunlu olarak kendisinin ve einin yaratcs olurdu. iftlerin yaratcsnn nce teklerin yaratcs olmas gerekir. nk tekleri yaratmadan iftleri yaratmann imkanszl bir zorunluluktur. Onun ifti yoktur. O, gklerin ve yerin esiz yaratcsdr. O'nun ei olmad halde nasl ocuu olabilir! Her eyi O yaratmtr (Enam, 101) her eyi ift olarak yaratmtr. Saylar dn!.. Her saynn az ve fazlas vardr ve btn saylar birin fiili ve maluldr. Nitekim aritmetik speklasyonu doktrininin kurucusu Pisagor ve arkadalarnn meguliyet alanlar younlukla saylarn zelliklerini, mertebelerini ve bir saysndan treyilerinin ve sonra tekrar bir saysna dnlerinin keyfiyetini aratrmak olmutur. nk btn saylar bir saysndan balayp onunla bitiyor. zledikleri bu yntem onlar yaratcy, sfatlarn ve fiillerini kefetmeye iletmi, zatnn hallerini ortaya karma sonucuna gtrmtr. nk her ey Onun cmertliinin feyzinden, Onun celal nurunun parlaklndan domutur. Dolaysyla dn de Onadr, her ey Onda son bulacaktr. Maksat ve nihayet

198

Odur. Btn iler yalnzca Allah'a dndrlecektir. (Fatr, 4) nc yol: Akl ile ilgili olarak ortaya koyduumuz yntem esasnda nefsin vacibul vcuda delil olmas. Ama akln ona delalet etmesi, zorunlu olarak nefsin ona delalet etmesinden daha ereflidir. Doal olarak delaletin erefi, delilin erefini gsterir. Bu bakmdan akl nefisten daha erefli ve daha aydnlk bir delildir. nk nefsin ktlelerle ve maddeyle tedbir etmek, hareket ettirmek gibi balar vardr. Akl ise maddi balardan btnyle beridir. O halde akln mcerret, bir, tek ve mutlak olan vacibul vcuda delaleti nefsin ona ynelik delaletinden daha vurgulu ve daha etkilidir. Drdnc yol: Cisimleri Ona ynelik kantlar olarak alglamak. Cisimler cisimlik hakikati bakmndan benzer, ama arazlar bakmndan birbirlerinden ayrdrlar. Arazlar derken l, biim, k, karanlk, scaklk ve soukluk gibi eyleri kast ediyoruz. Bu farkllklarn illeti de ister yakn olsun ister uzak olsun, onlarn ortak olduklar cisimlik olmas caiz olmaz. nk ortak olunan ey, ayn zamanda ayr olunan ey olursa, zorunlu olarak ortak olunan eyin bulunduu yerde, ayn anda ayr olunan eyin de bulunmasn gerektirir. nk malul illetinden ayrlmaz. Ortak olduklarna gre malullerinin de ortak olmas ve ayrln olmamas gerekir. Ayrlk olmad zaman da ortaklk da olmaz byle bir durumda. Bundan da anlalyor ki, az nce yaptmz aklama esasnda bu varlk fasllarnn hibirinin illetinin cisim ve cismin herhangi bir zellii olmas caiz olmad gibi nefis olmas da caiz deildir. nk nefsin zatlar ve sfatlar zerinde icat ve yaratma gibi bir tesiri sz konusu olamayacan biliyoruz. Dolaysyla bu illetin akl olmas gerektii ortaya kyor. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: G

199

kendi ellerimizle biz kurduk. (Zariyat, 47) Burada yce Allah gn elleriyle kurulduunu bize haber veriyor. El ise ya da elin oulu olarak eyd kuvvet demektir. Her iki takdirde de Onun emriyle faal olan akllar kast ediliyor. Bir ayette de Adem (a.s) hakknda yle buyurmutur: ki elimle yarattm. (Sad, 75) Ne var ki akllar mmkn varlklar olarak, bakasna muhta olmayan bir varla muhtatrlar. Bizim de aradmz budur ite. Yani varl zorunlu Hak. yilerin dualarnda ey ihtiyalarn son mercii! eklinde ifadelere ska rastlanr. Bu szleriyle bizim deindiimiz bu anlama iaret etmektedirler. u halde farkl ekil ve lleriyle cisimler hak olan vacibul vcuda delalet etmektedirler, ama akllarn araclyla. Bu kantlama yolu, arazlarn delaletinden sonra kantlamann en aasdr. nk arazlar, cisimlerden daha aa ve bayadrlar. Arazlar, var olmak iin cisme muhtatrlar o yzden. Ve nk cisim, ona varlk cihetiyle delalet eder. Cismin varl yalnzca bir var edicisinin, bir esiz yaratcsnn olduunun delilidir. Ama cismin Allahn vacip, fert, diri ve alim olmas gibi zatna ve sfatlarna taalluk eden eylere delalet etmesi imkanszdr ve Allah cismin bu yndeki bir delaletinden mnezzehtir. nk cisim, zat ve sfat olarak alemin en bayasdr. Baya olan da daha baya olana delalet eder. Nitekim erefli olan da daha erefli olana delalet eder. Dolaysyla akllarn ve nefislerin vacibul vcuda ynelik delaletleri cisimlerin ona ynelik delaletinden daha erefli ve daha tamamdr. Daha doru onu cisimlerin delaletiyle ispat etmek zerinde durmaya demez, yarar az bir yntemdir. Bu yzden yce Allah bir ayette yle buyurmutur: Dinlerini bir oyuncak ve bir elence edinenler. (Enam, 70) Burada baya varlklar delil olarak kullananlara ynelik bir iaret vardr ki bunlar sadece Onun varlna delalet ederler. Dier bir ifadeyle byle bir kantlamaya ihtiyac yoktur. Yani Onun varl, bu tr baya vastalara gerek

200

brakmayacak ekilde zorunlu olarak bilinmektedir. Dolaysyla bu tr baya varlklar onun iin bir kant olarak kullanmak bir bakma oyun ve elencedir. Onlar dnya hayatnn aldatt kimselerdir. (Enam, 70) Bedensel meguliyetler onlar olaylarn, olgularn derinliklerine nfuz etmelerine engel olmutur. Nitekim bir ayette yle buyurmutur: Onlar, dnya hayatnn grnen yzn bilirler. (Rum, 7) i yzn, batnn bilmezler. Ahiretten ise, onlar tamamen gafildirler. (Rum, 7) ahiretten zahiren de batnen de gafildirler. te dnya ehlinin, zenginlerin, servet sahiplerinin, pahal ve gz alc elbiseler giyenlerin, hissedilen ve akledilen olgularla gururlananlarn cehaletlerinin son noktas budur. Nitekim Rasulullah (s.a.v) Nefsini bilen rabbini bilir. buyurmutur, cismini bilen dememitir. nk cisim, Rabbin hakikatine delalet etmez, bilakis icat edene delalet eder. O da yalnzca varlnn illetidir. Nefis ise yle deildir. Nefis, yce Allahn zatna, sfatlarna ve fillerine delalet eder. nk onun suretinde yaratlmtr. Rasulullah (s.a.v) bir dier hadiste de yle buyurmutur: nefsini en iyi bileniniz Allah en iyi bileninizdir. Burada da nefse zg olarak zikrettiimiz anlamlara ynelik bir iaret vardr, kendisiyle rabbi arasnda mterek olan cisme deil. Ksaca syleyecek olursak sanatn sanatkarna delalet etmesi erefi, kemali, bayal ve eksiklii oranndadr. Beinci yol: Arazlar araclyla vacibul vcudu kantlamak. Bu konuya arazlarn en zahiriyle balamamz gerekiyor. nk his asndan delillii daha gldr. Hareketten sz ediyoruz. Nitekim Nebiler de hasmlaryla tartrken bu ynteme bavurmulardr. Hccetler, delilen, itminan ve yakin sahibi, din semasn sava mzraklarndan oluan direkler olmakszn ykselten, eriat ve millet arznn temellerini kllarn ve atmalarn husumet ve ekimesi olmakszn deyen, Nemrutun gazabn, fkesini, saldrsn, kinini

201

ve alevini ltfnn, inceliinin, rahmetinin ve efkatinin suyuyla sndren brahimin (a.s) szn duymadn m? Yce Allah ondan hikaye ederek yle buyurmutur: Kim bana uyarsa o bendendir. Kim de bana kar gelirse, artk sen gerekten ok balayan, pek esirgeyensin. (brahim, 36) brahim (a.s) halk Hakka davet ederken bazen dua letafetini, yukardaki ayette olduu gibi kavmi iin mafiret ve merhamet dilemeyi kullanrd. Bazen hccet ve delillerin iddetini n plana karrd. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: te bu, kavmine kar brahim'e verdiimiz delillerimizdir. (Enam, 83) Ardndan delillerin verilmesinin, delillendirilen hususun izahna ynelik olduu zikredilmektedir ki bu da dereceleri ykseltir ve cennet zirvelerine ulatrr: Biz dilediimiz kimselerin derecelerini ykseltiriz. (Enam, 83) zellikle azgn, saldrgan, mrik ve taut Nemruta kar ykseltiriz. te ona kar brahime (a.s) verilen delillerden biri: Biz dilediimiz kimselerin derecelerini ykseltiriz. (Bakara, 258) Yine brahim (a.s) yldzlara tapanlara batanlar sevmem. (Enam, 76) demesi ve kesin ve ak delillerle, parlak ve aydnlatc kantlarla yldzlarn ilahlk zelliine sahip olmadklarn ortaya koyup onlar susturmas da ona verilen bu gl delillere rnek oluturmaktadr. Bazen de putlar krmak, parampara etmek gibi fiili kzgnlkla onlar davet ediyordu. Yanlarna gelip sa eliyle vurdu (krp geirdi.) (Saffat, 93) Rasulullah efendimize (s.a.v) de insanlar Allaha davet ederken ayn yntemi izlemesi emredilmitir: Sen, Rabbinin yoluna hikmetle ar. (Nahl, 125) kesin nermelerin birleiminden ibaret delille ve gzel tle hitabi kyaslarla ar. Bu yntem, basiret ve akl yrtme hususunda ncekilere gre ok daha alt derecede olan bir kavim asndan geerlidir. Ve onlarla en gzel ekilde mcadele et! (Nahl,

202

125) Bundan maksat da akllar ve anlaylar zayf kimselere kar cedel kyaslarn kullanmaktr. Daha sonra Rasulullaha (s.a.v) onlar ldrmesi, onlarla savamas, tartmaya girmekten vazgemesi, delil esasl mcadeleyi terk etmesi emrediliyor: mrikleri ldrn. (Tevbe, 5) nk onlarla delillere dayal bir tartmaya girmenin artk faydas yoktur. Artk savaa, vurumaya bavurmaktan baka seenek yoktur. nk yce Allah delille elde edilemeyen birok sonucu klla, okla elde edilmesini salar. Bu yolun aklamas yledir: Hareket bir arazdr, kudret sahibi deildir. Bu yzden iki adan sebep gerektirir. Birincisi: Var olduunda var edeni gerektirir. kincisi: yok olduunda yok edeni gerektirir. Bu sebebin de hareket ettirilen olmas caiz olmaz. Aksi takdirde mevzu ona dner ve zincir sonsuza dek uzanr. Bununla beraber zincirleme hareketlerin toplam iin bakas tarafndan hareket ettirilmeyen bir sebebin olmas kanlmazdr. Bu sebep eer vacip ise maksat hasl olur, deilse mutlaka bir vacibe dayanmaktadr. Bu aklamayla da anlalyor ki yaratcy bilmenin ispat babnda en byk dayanak dngnn ve zincirlemenin iptali, zorunlu olarak geersiz olulardr ve bunun iin ayrc bir delile de ihtiya yoktur. u kadar var ki iptal olu, dngnn ve zincirlemenin geersizliinden daha vurguludur. Bu yzden bazlar zincirlemenin iptali iin zorlama delillere bavurmulardr. Oysa defalarca syledik, zaruret matluba ne zaman delalet ederse burhan da ona ynelik olur. Dolaysyla zorlama kantlar aramak aklamada bir zorluk, izah ynteminde bir kapallk dourur. Bundan da anlalaca zere Yaratcy bilmek bir zorunluluktur. nk mmkn varln en bata muhta olduu ey zorunlu olarak bir messirdir. Ancak onu bilmek bizim amzdan bu nermeler araclyla gerekletii iin nazariye olarak isimlendirilir. Fakat bunun tahkiki de bizim akladmzdr. Yine nceki delillerin en

203

bayas olmakla birlikte arazlarn ona ynelik delaletleri de sabittir. Yaplan deerlendirmelerden u sonu kyor: mmkn varlk zat ve sfat bakmndan erefli olduu oranda yoktan var edicisine ynelik delaleti de ayn oranda erefli ve stn olur. Varlklarn yaratclarna delalet edilerinin be yolu bunlardan ibarettir. Bunlar alemlerin kllileridir ve czilerine deinilmemitir. Bununla snrlandrmak mmkndr. yle ki: Mmkn varlk ya cevherdir ya da arazdr. Araz ise harekettir. Cevher, eer bir yer kaplyorsa cisimdir. Kaplamyorsa, bu durumda ya maddenin mdebbiridir, nefistir, deilse akldr. Ya da bu drt kkn ortak olduu bir eydir. Bundan maksat da varlktr. Snrlandrmann mahiyeti bylece aydnlanm oldu. Kitaplarda yer verilen mehur yntem ise udur: Alem ya zattr ya da sfattr. Bunlarn her biri de mmkn ve hadistir. Bylece drt yol elde edilmi oldu. Bunlar sadece vacibul vcut bir var edicinin varl ile ilgili olarak sylenmitir ve maksat da zincirlemeyi kesmektir. Ama zatn hakikati, celal ve kerem gibi sfatlaryla ilgili olarak byle bir ey sz konusu olamaz. Dolaysyla biz sonrakilerin ynteminin bizden ncekilerin ynteminden daha stn olduu ortaya kyor. nde olanlar, ndedirler. te bunlar, en yakn olanlardr. (Vaka, 10-11) Bu dokuz yntemin ortak noktas, ahidin gaibe, hissedilenin makule aadan yukarya doru delalet etmesidir. Bunlar da dinin menzilleri, hidayet alametleri ve dosdoru yol gibi ibarelerle isimlendirilirler.

204

ALLAHIN SIFATLARI HAKKINDA kinci temel, sfatlarla ilgilidir. Sfatlar da ya selbidirler ya da sbutidirler. Kuran literatrnde bu husus yle ifade edilmitir: Zlcelal-i vel ikram sahibi Rabbinin ad ne mbarektir. (Rahman, 78) Ayette geen Celal sfat, Onu bakasna benzemekten tenzihi ifade eder. kram sfat ise sahip olduu keremi ve ululuu ifade eder. Birincisi eksikliklerin olumsuzlanmas, ikincisi ise kemalatn gerektirilmesi anlamndadr. Bu taksim vacip ve mmkn olarak btn varl kapsar. Bir dieri de drtl bir taksimdir. yle ki: Sfatlarn bir ksm hissidirler. Beyazn beyazl gibi. Bu, gzle hissedilen btn hissiler iin geerlidir. Yine hissi itibariyle btn hissedilenler iin de geerlidir. Bir ksm makuldr. Bunlar da ksma ayrlrlar: 1) Daha nce olmadklar halde mevsufa arz olmulardr. nsann sonradan rendii yazma sfat gibi. Bu durum bir zaman iinde meydana gelen btn hadisler iin geerlidir. 2) Lazmdrlar, yani mevsuf var olduka ondan ayrlmazlar. saysnn tek oluu gibi. Bu da btn cisimler ve cismaniler iin geerlidir. 3) Bir dier sfat da vardr ki mevsufun aynsdr, onun zatna zait olmamtr. Nefs-i natkann hayat gibi. nk nefs-i natka zat olarak hayat sahibidir. Sonradan edindii zait bir hayat sahibi deildir. Yani bu ekilde yaratlmtr. ster lazm olsun, ister ayr olsun zait sfat sz konusu oldu mu zat onsuz eksik, onunla kamildir. nsan nefsi asndan ilim gibi. nk insan nefsi, ilimsiz cahil, ilimle bilendir.

205

Sbuti Sfatlar: Bu taksimi rendiine gre, diyoruz ki: Yce Yaratcnn sfatlar, hissedilen trden deildirler. nk O, herhangi bir hissin Ona nail olmasndan ycedir. Sonradan arz olmu trden de deildirler. nk Onun zatnda, daha nce olmayan hibir ey meydana gelmez. Aksi takdirde kendisi de hadis olur. Kelamclarn kullandklar mehur bir kaidedir. Kendisinden nce var olan hadislerden hali olmayan, hadislerden nce olmayan bir ey hadistir diye. Ya da hukemann esas ald byk kaideye gre mmkndr. Diyorlar ki: vacibin zat selbi veya icabi bir sfatn kendisi iin sabit olmas hususunda kafi ise, sfatn ezeli ve ebedi olarak devam etmesi vacip olur, nk kafi olan illet devam etmektedir. Ya da sfatn kendisinden nefyedilmesi hususunda kafi ise, sfatn ezeli ve ebedi olarak nefyedilmesi vacip olur. Ksaca syleyecek olursak, Onda hibir ey bil kuvve mevcut deildir, aksine bilfiil vardr. nk Onun kuvveti fiili, fiili de kuvvetidir. Nasl olmasn ki, vacip varlk kuvvet ve infialden uzaktr. Kuvvet kavramnn anlam onun iin geerlidir, ama infial anlamnda deil, yoktan yaratc fiil anlamnda. Bu yzden Allahn, mahlukatn dillerinde aa kmayan hibir srr yoktur. denilmitir. Yani btn kemalat ve srlar onda bilfiil mevcuttur. O da zahirdir. Yani gizli olarak ve bil kuvve deildirler. Sr lafzn onun fiilleri anlamnda kullanmak mmkndr. Yani btn fiilleri ondan zuhur etmitir, hibir ey onda bil kuvve kalmamtr. Nitekim Rasulullah efendimiz (s.a.v) buna yle iaret etmitir: Allah yaratmay bitirdi. Bir yerde de yle buyurmutur: Allah kullarnn iini bitirdi. Ve o her an yaratma halindedir. (Rahman, 29)Yani her gn ibanda oluu da tamamlad. Eer vacibin zat, sfatlarn sbutu veya sabit olmay hususunda kafi deilse, bu demektir ki onun zat sfatlarn

206

sbutu ve sabit olmay asnda dardan bir bakasna muhtatr. Bakasna bal olan da mmkndr. Bu takdirde vacip mmkne dner. Bu takdir geersizdir. Ama zait bir lazm asndan deil. nk bu durumda zat onsuz eksik, onunla kamil olur, insan nefsi asndan ilim sfat gibi. Bilakis Allahn sfatlar zatnn aynsdrlar, gayrisi deildirler. Nitekim Eariliin kurucusu buna yle iaret etmitir: Sfatlar ne Odurlar ne de O deildirler Yine onun yle dedii nakledilmitir: Sfatlar Odur, ama O sfatlar deildir. Yani sfatlarnn bamsz bir varlklar yoktur ki zat olmakszn onlara iaret edilebilsin. Bilakis sfatn zatna ynelik akli iaret, mevsufun zatna ynelik iaretin aynsdr. Ayn durum zat asndan da geerlidir. nk zata, bamsz varlklar varmasna sfatlar olmakszn iaret etmek aklen mmkndr. Bylece sfatlar odur. Sznn tevili aa kyor. Yani sfatlar zatnn aynsdr. Ama o sfatlar deildir. nk zat, sfatlarn ayns deildir. Bu zikrettiklerimiz sbuti sfatlara ilikin hkmdr. Selbi Sfatlar: Selbi sfatlara gelince, bunlarn gayri itibarlar olarak zatn haricinde olduklar aktr. O halde bu cmle ile selbi sfatlar konusuna balam olalm.. Birinci sfat: Yce Allah (c.c.) heyuli deildir. nk heyulinin zellii sadece infialdir. nfial ise araz olarak nitelendirilen eylerin en bayasdr, vacibin zellii ise sadece var edici fiildir. Bu ise makulatn en ereflisidir. ki mevzunun bir birinden ne kadar uzak olduunu anlamak iin iki mahmuln arasndaki fark anlaman gerekir. kincisi: Yce Allah (c.c.) suret deildir. nk suretin zellii, ya arazlarn hulul etmesi gibi sirayet etme ve yaylma suretiyle, ya da younluk ve hacim olarak ayrlk suretiyle

207

iine hulul edilebilmesidir. nk akl, heyuli ve suretin son tahlilde arazn mahalline yaylmas gibi yaylmadklarna ahittir. Aksi takdirde her biri araz olurdu. Arazdan mrekkep bir ey de zati ile kaim bir cisim olabilir mi? Tam tersine arazdan mrekkep bir ey araz olmaya daha uygundur. Ama bunlarn her biri dierine atein kmre sarlmas gibi sarlp yapr. Vacibul vcut, bakasna sarlmaktan, onun iinde yaylmaktan mnezzehtir. Daha dorusu bakasyla herhangi bir alakas olmaktan beridir. Nitekim Allahu ekber (Allah byktr) ifadesi bu anlama ynelik bir iarettir. Bununla beraber her ey, onun bayla merbuttur, onun ilmine bal ve ilmi tarafndan kuatlmtr. Hayret ki varlk acizliinin ifadesi olarak elleri bal vaziyette kudretinin, celalinin ve cemalinin huzurunda durmaktadr. O ise varla iltifat etmiyor, sadece merhamet ediyor. Byk bilge mer Hayyamn (Allah ruhunu kutsasn) dedii gibi: ki cihan seninle dolu ve sen ikisinin de dndasn. Ne gzel sylemi air: Onu dnerek yz ehir dolasan yeridir Cihann tm halknn gnl onun yorgunudur Biz abalyoruz, bakalar abalyor Bakalm dost olarak kimi seecektir Rasulullah efendimizin (s.a.v) Rabbimi en gzel surette grdm. Szne gelince, bundan maksat, llerden, mahalden beri, nurani, akli surettir. Byle bilmek gerekir ki itikadnda mebbiheye benzemeyesin. nk bir kavme benzeyen onlardandr. Batn anlam bu. Ama zahir anlama gelince, bundan maksat, gndz andran o gece (Mira gecesi) grd surettir.

208

Her eyde Onun bir olduunu gsteren bir ayet vardr. Ancak bildiin gibi suretlerin en gzeli, musavvirine en iyi delalet edenidir. te delaletlerin en a olan bu delalet ryet (grme) olarak ifade edilmitir. nk gzel bir surete bakmak, bir adan o suretin musavvirinin tasvir ve gzelletirme gzyle bakmas, dolaysyla musavvirine de ayn gzle baklmas demektir. ncs: Yce Allah (c.c.) cisim deildir. nk cisim suret ve heyuliden mrekkeptir. Vacibul vcut, varlktaki en basit, en tek varlktr. nk boluu, ihtiyac olmayan sameddir. Drdncs: Yce Allah (c.c.) araz deildir. nk araz ok abuk meydana gelir ve ok abuk yok olur. Beka bulmas sz konusu deildir. Beincisi: Yce Allah (c.c.) nefis deildir. nk nefis, kemalatn elde etmesi iin baya ktleleri hareket ettirmeye yeltenir. Vacibul vcut bunlardan mnezzehtir. Ama emirle hareket ettirilme baka. Nitekim yce Allah buna yle iaret etmitir: Gnei, ay ve yldzlar emrine boyun emi durumda yaratan Allah'tr. (Araf, 54) Bu ayet gsteriyor ki sz konusu erefli ktlelerin hareket etmeleri Allahn emri iledir. Allahn emri ise bir anlk bak gibi, bir tek szden baka bir ey deildir. (Kamer, 50) Dolaysyla bu erefli, stn ktlelerin hareketleri kendi zatlarndan kaynaklanmyor. Yce Allah erefli ktleleri emir vastasyla hareket ettiriyorsa, bu durum var olup bozulan baya ktleler iin ok daha geerlidir. Bu stn ktleler akl vastasyla hareket etmezler. Ama bunlar hem kendi zatlarn hem de bakalarn aklederler demek hari. Bu takdirde bunlar ile ilgili olarak akl, akleden ve makul denebilir. Bu da gsteriyor ki O'nun benzeri hibir ey yoktur. (ura, 11) O, ycedir, bilendir.

209

Bylece kantlayc burhan karsnda yan izen, sapklk ve cehalet llerinde kaybolan arpk dncelerin izleyicisi Mebbihe, Mcessime, Kerramiye ve Hululiye gibi gruplarn inanlarnn batl olduu ortaya kyor. Allah, mlhitlerin syleye geldiklerinden mnezzehtir, ycedir. kinci sfat: Vacibu vcut salt varlktr. Mahiyeti, varl ve vaciplii e anlaml isimlerdir. Hepsi de ayn anlam ifade etmektedir. Geri hakikatlerin iine nfuz eden akl, varl kavram ile vaciplii kavram arasnda bir fasl idrak etmekte ve birincisinin suret, ikincisinin ise madde veya birincisinin ikincisinden tpk mmkn varlklarda olduu gibi vcudun mahiyetten farkl olmas tarznda farkl olduunu ileri srmektedir. Ama iddia edildii gibi deildir. Bilakis Onun vaciplii varlnn kuvveti ve benliinin iddetidir. yle ki ikilie yer brakmaz. Nitekim bu avami iddiaya bir cevap olarak yce Allah kudsi bir hadiste yle buyurmutur: Kibriya benim ridam, azamet benim izarmdr. Kibriya varlktr, dolaysyla vaciplikten daha byktr. nk varlk mevsuf, vaciplik de sfat gibidir. Bu yzden birincisi rida, ikincisi izar olarak isimlendirilmitir. Ve rida izarn stne giyilir. Bu rnein amac, hakikati bizim anlayabileceimiz dzeye indirilmesi, mahiyet pnarnn ortaya konulmasdr. Yoksa anlam olarak o odur, ama isim olarak o o deildir. (vaciplik anlam olarak vcuttur, ama isim olarak deil.) nk bizim Onun mahiyetini bilme ehliyetimiz yoktur, sadece ismini bilebiliriz. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Allah dem'e btn isimleri (esmalar), retti. (Bakara, 31) Ama mmkn varlklarda durum bundan farkldr. Onlarn varlklar, mahiyetlerine arz olmu sfatlardr. kisi arasndaki fark udur: Vacibin varl zati iledir. Araz olamaz. Bizzat olan bir ey de bakasyla olmaz. Mmknn varl ise zati deildir, arazdr. Dolaysyla bakasyla kaimdir. nk

210

bizzat olmayann bakasyla olmas zorunludur. Bu kk nkteyi iyi anla ki vacip varlk ile mmkn varlk meselesi hakknda felsefecilerle kelamclar arasnda uzun uzadya serdedilen ve pek bir fayda da salamayan, kantlarn havada uutuu, inatlarn iyice kzt aklamalara ihtiyacn kalmasn. Fakat biz delili aklama, snrlarn belirleme ve kararlatrlm normlar iinde sunma amacyla mukaddimemize dayal olarak diyoruz ki: Mahiyet, btn sfatlardan nce olmaldr ki onlar kabul edebilsin. Ama varlk hari. Varlk mahiyetten nce olmaldr. Ta ki mahiyet, varlk sfatnn iine hulul etmesi sebebiyle baka vasflar kabule hazr olsun. nk madum mahiyet salt nefiydir, itibara alnmad gibi hibir zellii de yoktur. Daha dorusu malumluu, mezkurluu da yoktur. Yalnzc kart olan varln malumiyeti cihetiyle bir araz olarak bir malumiyetinden sz edilebilir. Baka sfatlar kabul edebilirlii ise sz konusu olamaz. nk bir eyin bir eyi kabul etmesi, eyin nefsiyle bamsz kabul eden olmasyla mmkndr. Bu, zorunlu bir mukaddimedir. nk akli meselelerin byk ounluunun sahihlii buna dayanarak belirginleir. Bu temelin sahihlii ortaya ktna gre, diyoruz ki: Vacibul vcudun varl eer mahiyetin gayrisi ise bu takdirde mahiyetin araz olur. nk vacibul vcut varlk bir yana, varln, mmkn varlk olan bir ey iin zati olmas caiz deildir. nk vacibin zatilii olmaz. Mmknlere gelince, eer zatiliinden bir ey varl olursa, bu durumda mevcut mahiyetinin bir paras olur. Mahiyet onsuz madumdur. Dolaysyla varlk ademin (yokluun) nakzedeni olur, aynen nakzedeninin iinde olarak. Bunun gibi daha birok muhal zorunlu olarak gndeme gelir. Eer varlk arazi olursa, varlnn suretini mahiyetinin maddesinde hazrlayacak bir eye muhta olur. Suretin heyulide terkip edilmesi veya fasln cinste terkip edilmesi, hassn trde terkip edilmesi veya

211

arazn ahsta terkip edilmesi gibi. Hissi, kemmi, szl veya snrsal terkiplerin dnda bu tr akli terkiplerden dilediinle isimlendirebilirsin. nk szn ettiimiz terkiplerin ondan nefyedildikleri ittifakla, ayrl bitiren kesin kantla sabittir. u halde hazrlayan ya mahiyettir ya mahiyetin varldr veya nc bir eydir. Mahiyetin kendi varlnn illeti olmas caiz deildir. Aksi takdirde varln var olmadan var olmas gibi bir durum ortaya kar. Bu ise zorunlu olarak geree aykrdr. Eer sonradan belirginlemesi zorunlu olan bu malul varlktan nce var olduunu var sayarsak, buna ihtiyac olmaz, dolaysyla vacip, mahiyet olarak isimlendirilen salt varlk olur. Bizim de sylemeye altmz budur. Ya da bir mahiyetin iki varlkla var olmas gerekir. Bu ise, varl mahiyete zait bir ey olarak grenlerin dncesinden daha muhaldir. Varln kendisi olmas da caiz olmaz. nk bir ey kendi nefisinin illeti olamaz. Eer biz madumun varlk zerinde etkili olmasna cevaz verirsek veya bir eyin kendi nefsinden kaynaklanan bir zellik olarak kendi nefsi zerinde tesir etmesini kabul edersek, o zaman alemdeki zatlarn ve sfatlarnn kendi yanlarndan hasl olduklarn da kabul etmek durumunda kalrz. Bu takdirde de vacibul vcuda ihtiya olmaz. Vacibin olmad yerde mmkn asla olmaz. nk mmknn kendisiyle kaim olaca bir ey olmaz. Meselenin nasl bir o yana bir bu yana gidip geldiini gryor musun? Tpk kafataslarnn iinde beyinlerinin dnmesi ve nefislerde fikirlerin dolanp durmas gibi. Geride nc ksm kalyor: Vacibul vcut, mahiyetinin maddesi zerinde varlnn suretinin terkibi iin ayrlmazlndan dolay nc kadim bir eye muhta ise, bu da mmknlerden bir ey olur. Daha dorusu imkana daha yakn olur, nk varl itibariyle mmkne muhtatr. Ve nk vacipten bakas mmkndr. Varl bakasna bal olan dnda da mmknn bir anlam yoktur.

212

Yce Allah, bu gibi ikili, l ve daha yukar itibarlardan beridir, mnezzehtir. Allah, kendisine bir ey ortak koulmaktan mnezzehtir, ycedir. Allah, kendisine ortak koulmasn asla balamaz; bundan bakasn, (gnahlar) diledii kimse iin balar. (Nisa, 48) Allah kamil sfatlarla vasfeden, Onu irkten beri klp ycelten tevhit ehli nerde k ve karanlk tanrlarna inanan Mecusilik nerede! Zait varlk nurdan ve madum mahiyet de karanlktan baka bir ey midir? Bunlar birletiklerinde tek bir ilah m olurlar? Kukusuz bu, Mecusilerin itikadndan daha fasittir. nk Mecusiler iki ayr ilahn varlna inanrken, bunlar birleen iki ilahn varlna inanrlar. Yce Allah yle buyurmutur: ki ilah edinmeyin! O ancak bir ilahdr. O halde yalnz benden korkun! (Nahl, 51) Celal sfatna dair maksatlarn en stn budur. Felsefeciler ve kelamclar bu konuda mutabktrlar. yle ki Earilerin ncs vaciple ilgili bu hkm, mmknler alanna da uygulam ve Her mevcudun varl mahiyetinin kendisidir demitir. Ancak imam, allame, son kuak alimlerin hekimi, kelamclarn en stn Ebu Abdullah Muhammed b. Hseyin er-Razi (r.a) elMulahhas4 adl eserinde mahiyetin varl mmknlerde olduu gibi arazdr demitir. Bylece o ve Earilerin ncs her biri ayr bir tarafa, ifrat ve tefrite dmlerdir. Razi, olanca gcn sarfederek, abalayarak grn delillendirmeye, kesin bir kant ortaya koymaya, kart grleri nakzetmeye ve kart gr savunucularn ilzam etmeye almtr. Oysa maksut gayet aktr, vacip Mabudun nuru parldamaktadr, tpk apak gne ve gz nndeki ay gibi. Belki de isabet etme asabiyesine tutuldu ve cumhura muhalefet etme drtsne yenik dt, kim bilir! Yaygn bir darb-

El-mulahhas fil hikmeh vel mantk, Fahruddin er-razi

213

meseldir: Muhalefet et, anlrsn! diye. Bylece Razi, yukarda iaret ettiimiz erefe muhalif bir anlay iine girmitir. Ben ise iki anlay, ifrat ve tefrit arasnda orta yolu izliyor ve diyorum ki: Daha nce de sylediimiz gibi vacibul vcudun varl zait deildir. Mmknlerin varlklar ise iki ksma ayrlrlar. Ruhanilerin varlklar da mahiyetlerinin kendisidir. Bunu kendi nefs- natkan zerinde dn! Onun tek, nurani ve sbhani bir ey olduunu greceksin. Senin nefsin byle ise arlk ve saflk bakmndan en st derecede olan ulvi ruhlar var sen dn. Cismanilerin varlklar ise mahiyetlerine zaittir. u halde varlk arazdr ve kendisini tayacak bir mevzu maddeye muhtatr. Bu da mahiyettir. Benim kanaatim bu tafsil zerinde karar klmtr. Dileyen iman etsin, dileyen inkr etsin. (Kehf, 29) Bununla da anlalyor ki salt varlk, mmkn varln cmert kaynadr. O'nun benzeri hibir ey yoktur. (ura, 11) ayetinin kast ettii anlam da budur. nk bu zellik Ondan baka hibir eyde yoktur. Vacip olarak isimlendirilen varlk iddetini kast ediyorum. Hi kimsenin bu hususta Ona ortak olmas sz konusu deildir. nc Sfat: Aklen caiz deildir. Bu yzden eriatta varit olmutur ki varlkta iki vacip olursa bu, Allaha e kabul etme anlamna gelir: Bile bile Allah'a irk komayn. (Bakara, 21) Allahn ei yoktur. yle ki: Eer iki vacibin var olduunu farz edersek, bunlar bir eyde ortak olurlar, bir eyde de ayrlrlar. Eer ayrlmazlarsa bir eyde ortak da olamazlar. nk ayrln olmamas durumunda birlik gerekleir, saysal okluk ortadan kalkar. Bu ise muhal bir varsaym takdir edilmesi esasnda muhaldir. Dolaysyla farz edilen muhal nefyedilir. kilik faraziyesini kast ediyorum. Ya da iinde tevhitten kast bir husus vardr. Bunlar bir eyde ayrlp baka bir eyde ortak olurlarsa iki vacibin her birinin zatnda

214

terkip olmas gerekir. Her mrekkep de mmkndr. Bundan da anlalyor ki iki vacibin varlnn farz edilmesi durumunda vacip kesinlikle nefyedilmi olur. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Her kim Allah ile birlikte dier bir ilaha taparsa, onun bu hususla ilgili hibir burhan yoktur. (Mminun, 117) Maksadn gerekletirecek hibir burhan bulamaz. Daha genel bir anlam ifade eden delil yerine burhan kelimesinin kullanlmasna gelince, bunun sebebi udur: nsan, kuvvetlerin ekimesinden kaynaklanan ve phe olarak isimlendirilen hayali kukularn uyandrd etkenlerin tesirinden kurtulamaz. nk nefis, kuvvetlere sarlma zelliinde olduu srece kuvvetlerin ekimesinden de hali olamaz. Fakat perde aldnda ilmel yakinden daha stn bir hal elde eder ki buna ryet (grme) ve mahede (gzlemleme) denir. Rasulullah (s.a.v) Rabbine dua ederken bu anlama yle iaret etmitir: Rabbimiz! Nurumuzu tamamla. Yani kuvvetlerin ekimesinin bertaraf edilmesi zaman gelmitir artk. Kuvvetlerin ekimesi srasnda eksik olan nurumuzu artk tamamla. Nitekim Musa b. mran (a.s) da Rabbinden ryet i istemi ve u karl almtr: Sen beni asla gremezsin. (Araf, 143) Zuhur aleminde, kuvvetlerin elinde esir, kuvvetler tarafndan kuatlm olduun srece bu mahede senin iin myesser olmayacaktr. Bu yzden yukardaki ayette burhan nefyedilmitir, phe deil. Ayrca pheye hi deinilmemitir. nk aynn delalet etmedii veya bir burhann desteklemedii her iddia abesin ayrntsndan, irkin bir uradan baka bir ey deildir. Herkes, yannda bir src ve bir de ahitle beraber gelir. (Kaf, 21) Srcden maksat; burhan ya da phedir. Bu da nefislerin berraklna veya bulanklna gre belirginleir. Burhan sahibine mmin, phe esirine de kafir denir. Nitekim yce Allah, yukardaki ayette burhan nefyettikten sonra uras muhakkak ki kfirler iflah olmaz. (Mminun,

215

117) buyurmutur. Burada phe ile birlikte gelenin kafirlii ima ediliyor. ahitle beraber derken de nefiste hazr ahidinin olduu belirtiliyor. Nitekim bir ayette yle buyurmutur: Yapm olduklarna, dilleri, elleri ve ayaklarnn, aleyhlerinde ahitlik edecei gn. (Nur, 24) Yani ad geen organlarn eserleri, bu organlar lm suretiyle nefisten ayrldktan sonra da nefsin iinde src olarak geleceklerdir, aleyhine olarak korunacaklardr. Nitekim bir ayette yle buyurmutur: Hi kimse yoktur ki zerinde bir koruyucu, bir denetleyici bulunmasn. (Tark, 4) unu iyi bilin ki zerinizde bekiler, deerli yazclar vardr. (nfitar, 10-11) Bundan maksat, izlenen eri ya da doru her yolun ilerinde hazr ve yazl olan nefislerdir. Bunlarn da bildiimizden baka bir deerleri yoktur. nk bunlar kk byk hibir ey brakmakszn (yaptklarmzn) hepsini sayp dkm! (Kehf, 49) sahifelerdir. Bu yzden yce Allah yle buyurmutur: Bylece yaptklarn karlarnda bulmulardr. (Kehf, 49) Bir ayette de yle buyurmutur: Herkesin, iyilik olarak yaptklarn da ktlk olarak yaptklarn da karsnda hazr bulduu gn. (Al-i mran, 30) Akln, vacip zatna bak cihetiyle Onun vacip birliinin delili budur. Fakat akl birka adm ilerleyip hidayet ve Tevfik nuruyla aydnlanm basireti alnca, bu sefer erefi ve kemali cihetiyle de birliine hkmeder. yle ki: Her eyde hissedilen ve akledilen en kamil, en byk, en erefli ve en kerim varlk ancak bir olur. Ona yakn olununca saflk, arnmlk ve mutluluk gerekleir. Ondan uzaklalnca da bedbahtlk olur. Byle bir ey de iki olamaz. Aksi takdirde en stn gaye ve en erefli nihayet olamaz. Gnei dn. u maddi yolu izleyen kimselere yol gsteren gnei. In ve gz kamatrcln zirvesinde olduu iin u maddi varlk dairesinde bir benzeri bulunmaz. Bir de zeval bulmayan, kaybolmayan, ekip gitmeyen, arkasn dnmeyen, bilakis istiva hatt kendisinden baka her

216

eyin arnn zerine kurulmu, akli varlk gndzn ortaya karan dairenin denge izgisi gnei dn. Her ey odur. Ondan baka her ey varlnn zerreleri ve cmertliinin balardr. Her eydeki her ey de ancak bir olur. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Bir tek Allah'dan baka hibir ilah yoktur. (Maide, 73) Yani ilahlk bir hasredilmeyi gerektirir. Eer yerde ve gkte Allah'tan baka ilahlar bulunsayd, yer ve gk, (bunlarn nizam) kesinlikle bozulup gitmiti. (Enbiya, 22) ayetinin vurgulad anlam da budur. nk her varlk bu itibarla ondan olduuna gre O zat itibariyle en kamil ve en stndr. Bu bakmdan icat etmesiyle de tek olmas gerekir ki sfatlar fiilleri itibariyle de en kamil olsun. Aksi takdirde yukarda sz edilen muhal, zait muhalle birlikte sz konusu olur. Bu ise iki fail arasnda kalan karmak fiil gibi bir durum oluturur. nk bu fiil, ya ikisinin etkisiyle vaki olmaz, bu durumda iki fail diye bir ey olmaz ya da ikisiyle vaki olur, bu durumda da bir tek fiil olmaz, aksine iki fiil olur, oysa varsaylan, fiilin bir tane olmasdr. Ya da iki failden sadece birinin etkisiyle gerekleir, bu takdirde de fail olan kamildir, fiili olmayansa mutlak olarak eksiktir. Yani ilah olmasn ve de vacip olmasn bir yana brakn mutlak olarak nakstr. nk vacibul vcut ilah, zat ve kemal olarak mstani olduu halde kendisinden baka her eyi layk olan hayr bahedendir. Bu zellikte olan da ancak Tek olur. Buna benzer bir anlam u ayet de iermektedir: O'nunla beraber hibir ilah da yoktur. Aksi takdirde her ilah kendi yarattn sevk ve idare eder. (Mminun, 91) Drdnc sfat: Varln tm onun fiilidir ki fiillerinde hibir orta olmasn. nk btn varlk mmkn olarak bir sebep gerektirmektedir. Bu sebep de ya vacip ya da vacibin fiili olmaldr. u halde varlktaki her ey ya onun fiilidir ya da fiilinin fiilidir. Dolaysyla her ey zorunlu olarak onun fiilidir. Zat ne zaman bakasnn mefulu olursa, onun fiillerinin

217

mahalli olan herhangi bir mahal ancak onun vastasyla varl hak eder. Mutezile mezhebinin kaderle ilgili grn iptal ederken bu konuyu detayl olarak ele almtk. La ilahe illallah (Allahtan baka ilah yoktur) ifadesinin anlam budur. Az nce yer verdiimiz iki ayetin ierii ve kelime-i tevhidin anlam bundan ibarettir. Her eriat sahibi buna davet etmi insanlar ve her insaf ve basiret sahibi de bunu ikrar etmitir. Beinci sfat: Vacibul vcudun, birazdan aklayacamz ikram sfatnn zatna zait olmas caiz olmaz. Aksi takdirde zat onsuz naks, onunla da kamil olur. Deliline gelince yle deriz: Eer bu sfat zait ise, bu demektir zatna akli lazm olarak sonradan ilimitir. Allah katnda da sabah ve akam (zaman mefhumu) olmad iin, bu durumda bir messire muhta mmkn bir varlk olur. Messirinin de zatnn gayrisi olmas caiz olmaz. Aksi takdirde vacibul vcut, sfatlar bakmndan bakasnn malul olur. Bu ise bildiin gibi malul olmas durumunda varlna aykrdr. Messirin zatnn da onunla mevsuf olmas caiz olmaz. Deilse, bir olan zat, bu sfatlarn faili olarak hakiki birlik olur. Bu ise vacibul vcut iin muhaldir. Nasl olmasn ki vacibul vcut, salt varlk olarak onun iin sadece akli cihet sz konusu olur. Bu da yoktan var etmek ve icat etmektir. Fakat etkilenme madeni mmkn varln zellii olan kabul ciheti kesinlikle mmkn deildir. Vacibul vcut infialden, zayflktan mnezzehtir. Bu aklamadan da anlalyor ki yce Allah zat itibariyle Birdir, orta yoktur. Sfatlar itibariyle Birdir, benzeri yoktur. Fiilleri itibariyle Birdir, orta yoktur. u halde subuti sfatlar ile ilgili olarak hukemann yolu selef-i salihin zmresiyle bulumu oluyor. Bunlar ise ikram sfatlardr ve bakas mecazi olarak kullanlan lafzlar dnda Ona benzemez.

218

Birinci sfat ilimdir. Nefsani bir meleke olarak snrlandrc tarife smaz. nk herkes kendi nefsinde zorunlu olarak hisseder. lim eyay kefeden bir olgu olduuna gre, bakas nasl Onu kefedebilir. Aksi takdirde mutlak kefeden, nispi olarak kefedilen ve nispi olarak da kefeden olur. Mutlak kefeden olmaz. Ftrat buna ahitlik etmektedir. Bir de bundan muhal dng doar. Ne var ki faziletli alimler bunu farkl isimlerle anmlardr ve her biri keif ve parlakln bir mertebesine delalet etmektedir. rnein bazlar yle demilerdir: lim tam keiftir. Aslnda ilim kefin kendisidir, ama tam olarak kaytlandrmalarnn sebebi son derece ak ve parlak olmasdr. Muhakkik filozoflar ise ilmi yle tanmlamlardr: Eyann misallerinin maddeden ve maddi rtlerden mcerret nefse intiba etmesidir. Bunun delili de udur: Bir kimse herhangi bir eyi tasavvur ederse, ya onun iinde tasavvurundan nce olmayan herhangi bir hal meydana gelir veya gelmez. Eer herhangi bir hal meydana gelmezse, bu demektir ki tasavvur ncesindeki hal ile tasavvur sonrasndaki hal eittir. Bu durumda nefsinde vicdani bedihi bir eyin meydana geldiini hissetmekle birlikte herhangi bir ey bilmi olamaz. Eer iinde herhangi bir hal meydana gelirse, bu da ya nefsinin dnda mevcut olan eyin ayns olur.. Ki muhaldir, nk tek olan bir ey, hem nefsin iinde hem de dnda olmak zere iki mahalde birden mevcut olabilir mi? Biz biliyoruz ki d alemdeki ate yakcdr, ama nefiste bir halden ibaret olan ate yakc deildir. Mahalleri farkl olduu halde nasl biri brnn ayns olur? Ya da dardaki mevcudun gayrisi olur. Bu durumda da zihin iindeki tasavvur ya tasavvur edilen eye uygun olur ya da uygun olmaz. Eer uygun deilse bu hal cehalettir, nk onu bilmi olamaz. Olduundan farkl bir halde tasavvur etmitir. Cehaletin de bundan baka bir anlam yoktur zaten.. Geride bir tek ihtimal kalyor, o da nefiste hazr olan halin

219

idrak edilen ve tasavvur edilen eye mutabk olmasdr. Bu yzden ilim, zihinde tasavvur edilen ve maluma mutabk olan suretin mcerret nefse intiba etmesinden ibarettir. denilmitir. lme ilikin bu tanmlama sahihliin son noktas deildir elbette. nk her ilim ve her alim iin geerli bir tanmlama deildir. Bilen asndan ister sonlu olsun, ister sonsuz olsun malumlarn suretlerinin vacibul vcudun zatnda hissedilen, makul ve hazr olmalar gerekir, bu ise muhaldir. nk birok suretin mahalli birok olmak durumundadr. yle olunca da vacibul vcudun tek olmas sz konusu olamaz. Bu da bo bir iddiadr. Bu tanmlama yznden kadim filozoflar tefrite derek Allahn ilmini temelden nefyetmiler.. Allah, byle bir yaktrmadan mnezzehtir. lme gelince, bilenin bilmesiyle kendisini ekillendirir. nk zatn idrak etmesi, zatnn yannda zatna msavi bir suret deildir. Nitekim insani nefis ile ilgili konularda bu hususu ayrntl olarak akladk. Bu yzden dehriler, yce Allahn zatn bilmesini inkar etmilerdir. Bilakis ilimle ilgili sahih tanmlama, apak gerek, stad byk Eflatun tarafndan genlik yllarnda stn zekasndan ve imannn gcnden dolay srf akl olarak isimlendirilen byk filozofun5 u tanmlamasdr: lim; bir eyin, maddeden mcerret olutan kaybolmamasndan ibarettir. Burada olmama ifadesinin kullanlm olmas seni yanltp yle demeyesin: ilmin nakzedici bi cehalet ilmin yokluu iken ilim nasl ademi olabilir? Ve iki birbirini nakzeden ey nasl adem olabilirler? Veya iki ademi ey nasl birbirini nakzeden olabilirler? Halbuki kaybolmak varolusal olan hazr olmann nakzedicisidir? Varlk ve hazr olma ifade edilen bir eye ilikin iki ibaredir. Kaybolmann olmamas, yokluun yokluu demektir. Bu durumda da varlk demek
5

Aristo

220

olur. nk Kuran, birok yerde snrlla ahitlik etmekte, buna deinmektedir: Ve onlara (olup bitenleri) tam bir bilgi ile mutlaka anlatacaz. Biz, onlardan uzak deiliz. (Araf, 7) Burada yce Allahn ilminin, eyann Ondan kaybolmamasndan ibaret olduu aka dile getirilmitir. Bir dier ayette de yle deniyor: Semavatta ve arzda zerre miktar bir ey bile O'ndan gizli kalmaz. (Sebe, 3) O, eya ile beraber olduu halde eya Ondan kaybolabilir mi, gizlenebilir mi? Nerede olsanz, O sizinle beraberdir. (Hadid, 4) nk ok olan bir olandan ayrlamaz, bu, zatndan dolay deildir, bilakis bir olann ondan ayrlmamasndan dolaydr. u ayet de buna benzer bir anlam ifade etmektedir: phesiz ki ne arzda ne de semada hibir ey Allah'a gizli kalmaz. (Al-i mran, 5) Bu da gsteriyor ki, byk filozofun ilme ilikin tanmlamas hak eriatn sahibinin bildirdiklerine uygundur. Bil ki ilim, varlk iin kemaldir. nk varlk yokluktan, canl varlk da canl olmayan varlktan daha ereflidir. lim sahibi canl dan, canl ama cahil varlktan daha ereflidir. u halde varlk, hayat, ilim, nur, hararet ve hareket varolusal hayr kapsamnda olup varln yoksal er kaynandan arnmln ifade ederler. imdi varlk ve yokluk taraflarnn eref ve baya olularna bak, birinin erefi ile brnn bayal arasnda herhangi bir mnasebet var m, yok mu? Bilakis er mutlak eksiklik, varlk ise mutlak kemaldir. lim mutlak kemal kapsamnda olduuna gre, her trl kemal ve tamamln stnde, cebbar ve her eyi bilen zat iin ispat edilmesi bir zorunluluktur. Ben diyorum ki: Buna ilikin delil, zat, sfat ve fiil olarak Rahmann suretinde yaratlm bulunan nefisle ilgili konularda akland. u halde nefis, yaratcsna doru bir ykseli (uruc) iindedir. Nefsin bilinmesi, zat, sfat ve fiil olarak yaratcsnn bilinmesi merdivenlerinin basamaklarndan biridir. Nefsinin aynn bilmeyen rabbinin

221

aynna nazar edemez. Nefsinin ilmini alglamayan bakasna ilikin bilgiyi idrak edemez: Kendi varlndan bihaber aciz! Allah nasl tanyabilirsin ki? Sen ki kendi nefsinde zebun biaresin Bilen fail olabilir misin? Ak olsun.. Mecnun aklllarn nderine, yoksul ve miskinlerin karanlklarnn aydnlatcsna! Ne gzel sylemi! Onun sfatndan olan her ey sana bahedilmitir. nk Onun feyzi bol ve havuzu doludur. nk zenginlikte normal snrlar aan biri, fakirlere kar cmert davranr. Bunun rneini yaratcndan, bahedicinden renebilirsin: Kendi nefislerinizde de yle. Grmyor musunuz? (Zariyat, 21) Dolaysyla herhangi bir ey sana verilmemise bunun nedeni ya istidadnn olmamas ya da mutlak kemali bir katksnn olmamasdr. Bu yzden sana verilmemi bu eye ulamayan mmkn deildir. nk sen Onun gibi deilsin, Onun vacip, tek ve varlk olarak salt olan zat gibi bir zatn yoktur.Varlk olarak salt diyorum da salt varlk demiyorum. nk birinci ifade Teklii vurgulamak bakmndan daha etkilidir. O halde Ona ulamak iin kendini yorma. Btn yzler (insanlar), diri ve her eye hakim olan Allah iin eilip boyun bkmtr. (Taha, 111) Bundan da anlalaca zere Onu bilmek bir adan gayet kapal, bir baka adan ise gayet aktr. Nitekim O zahirdir fiilleriyle, batndr zatyla, denmitir. Ben diyorum ki, O, akl katnda zahir, vehim katnda ise batndr. Bunun nedeni Onun gizli olmas deil, vehmin kr olmasdr. nk akledip ihata etmeye engel olan, karanlk

222

maddedir. Zat ne kadar ok maddi olursa o kadar ok karanlk olur ve akletletmekten ve ihata etmekten o oranda uzaklar. Ayn ekilde maddeden ne kadar ok uzaklarsa, maddeden ve maddi rtlerden ne kadar ok arnrsa hem zatna hem de baka varlklara ilikin uuru daha iddetli, ihatas daha berrak ve daha zahir olur. Nitekim nefis ve sfatlarna ilikin konularda buna deinilmitir. Ne zaman Onu kavrarsan btn sfatlarn da kavrarsn. Ki bunlar sana bahedilmilerdir. Nitekim mmi Nebi (a.s) da bunu aklam, gemi mmetler, uyumlu ve aykr ve muhalif btn frkalar bu dorultuda bir anlaya sahip olmulardr. Sylendiine gre kadim zamanlarda yaplm antlarn birinin kitabesinde yle yazlym: Semadan inen hibir kitap yoktur ki ey insan! nefsini bil, o zaman rabbini bilirsin ifadesi yer almasn. u halde akln ve akletmenin, makulluun nndeki engel madde ve karanldr. Akletmek ve ihata etmek iin maddeden ve maddi rtlerden arnmak, tecerrt etmek gerekir. Vacibul vcudun zatnn en gl ekilde maddeden, maddi ilikilerden mcerret ve uzak olduundan kuku yoktur. varlkta bir nasibi ve emirden bir pay olan kimse ihata bakmndan daha iddetlidir. Kendisinden bakasna ilikin bilgisi de en st bilgidir. Ama biz bu tam ihata ve kefi mphem olarak bilsek de ayn olarak bilmeyiz. O'nun bildirdiklerinin dnda insanlar O'nun ilminden hibir eyi tam olarak bilemezler. (Bakara, 255) ayeti bu anlama ynelik bir iarettir. nk bir ayette yle buyrulmutur: Size ancak az bir bilgi verilmitir. (sra, 85) Sonlu az olan bir ey, sonsuz ok olan bir eyi nasl ihata edebilir. Onun ilmi klliyi, cziyi, devamly ve deikeni ierir. Nasl olmasn ki, duranyla, hareket edeniyle varln zerreleri Ondan sadr olmulardr. Bir eyin kayna, kendisinden sadr olan eyin sdur eklini,

223

klli, czi, sabit, daim, deikin ve hareket eden olarak kaynaklan zelliini bilmez mi? O halde deienin deimesinin sebebi Onun ilmidir, baz basireti krelmi kimselerin iddia ettii gibi deienin deimesi Onun ilminin sebebi deildir. O deitirendir, deitirilen deildir. Mahiyeti devaml surette deien hareketi dn. Deimesi ilminden midir, yoksa ilmi deimesinden midir? Bu dakik gerei gz ard edeceini, onu bilemeyeceini sanmam. Hi yaratan bilmez mi? O, en ince ileri grp bilmektedir ve her eyden haberdardr. (Mlk, 14) ayeti, bir eyin yaratcsnn ondan habersiz olamayaca vurgulanyor. Evet! Elbette kadirdir. O, her eyi hakkyla bilen yaratcdr. (Yasin, 81) O, en ince ileri grp bilmektedir ve her eyden haberdardr. ifadesinin orijinali latiful habir demek, alabildiine latif olduu iin eyann en ince ayrntlarna nfuz eden, rahmetinin ve efkatinin geniliinden dolay hakikatlerin gizliliklerini bilen demektir. Bundan da sabit olarak anlalyor ki yce Allah her eyi ilim ve ihata olarak kuatmtr. Arzda ve semavatta zerre arlnca bir ey dahi onun ilminin dnda deildir. kinci sfat: Kudret. Mizacn dengeliliinden doan ve hazrlanma ve savmaya (bu ikisi fiil ve infial olarak isimlendirilmilerdir) elverili kuvvet iin kullanlan bir lafzdr. Ve bu anlamyla mizacn yaratcs ve ortaya karcs hakknda kullanlmas apak bir muhaldir. Ayrca ihtiyar yoluyla icat etmeye elverili sfat iin kullanlr. Yani bir eyi yapmak istedii zaman yapar, yapmak istemedii zaman da yapmaz Bu da gsteriyor ki Kudret bilfiildir, ncesinde ilim olan iradeden sonra gelen fiile g yetirme anlamnda bil kuvve deildir. Bu anlamyla mutlak vacip varlk iin ispat edilmesi gerekir. nk bu anlamyla kemal sfatlardandr. Delili de udur: Daha nce ispat edildi ki varln tamam vacibul vcudun fiilidir ve bakasnn bu fiilde bir dahli yoktur. Varlk ilmine gre Ondan sdur etmitir. Zorla, baskyla,

224

malup edilerek veya zarara uratlarak sdur olmamtr. Bundan da anlalyor ki Allah her eye kadirdir, her eyi grendir. nc sfat: irade. Bu ifade gerekten veya meyil sahibinin iddiasna gre maslahata uygun olan fiilin tercih edilmesini gerektiren meyil ve sebep anlamnda, ayrca mizaca tabi ehvet anlamnda kullanlr. Hi kukusuz meylin, ehvetin, arzunun ve nefretin yaratcs hakknda bu anlamlar muhaldir. ehvet ve irade arasndaki fark udur: irade eden kimse baz durumlarda irade ettii eyden ikrah edebilir, ama itiha eden kimse itiha ettii eyden kesinlikle ikrah etmez. Tpk ilatan ikrah eden, ama hastaln ortadan kalkmas iin ayn ilac kullanmay irade eden hasta gibi. Fakat vacibul vcut hakknda sabit olan anlamna gelince, irade yukarda sz edilen iki sfata dnktr. Yani irade sfat araclyla Ondan muhkem ve salam fiiller ihtiyar zere, kayt ziyadesiyle birlikte kendisinden sadr olan eylerden raz olarak sadr olurlar. Kayda gelince, varln bir ksmn ncelie, bazsn da ardlla tahsis etmesi anlamndadr. Fiiller Ondan bu tarzda sadr olurlar. Bundan da anlalyor ki yce Allah istediini hakkyla yapandr. (Hud, 107) Drdnc sfat: Hayat. Canllarda mizaca tabi bir hakikattir. Yce Allah ile ilgili olarak da zatn ihtiyariyle fail ve idrak eden olmasn salayan sfat anlamndadr. Yukarda zikrettiimiz ilim, kudret ve iradenin btndr. Bunlar ona zait olmu anlamlar deildirler. Bundan da anlalyor ki canllar (hayavan) hayyn (hayat sahibi) gayrisidir. nk canllardaki hayat mefhumunun nakzedicisi lmdr. Hayy iinse, miza terkibi olmayan hayatn nakzedicisi fiilden arnm cehalettir. kisinin arasndaki fark anlamak iin ikisinin nakzedicilerinin aralarndaki fark anlaman gerekir. Sonu lme kan bir hayatla baki, daima kaim olan gzel

225

hayat arasnda byk fark vardr. Bu anlam, Kuran- Kerimde alimlerden ve cahillerden sz edilen birok yerde vurgulanr: Dirilerle ller de bir olmaz. (Fatr, 22) Diri olanlar uyarsn diye. (Yasin, 70) Onu mutlaka gzel bir hayat ile yaatrz. (Nahl, 97) ayetlerinde olduu gibi. te bu hakiki ve ebedi hayat sfat ebed ve ezel sahibi iin geerlidir ki O, yaptklarndan dolay sorgulanmaz, bilakis bakalarn yaptklarndan ve yapmadklarndan dolay sorgular. Bundan da anlalyor ki O hayydir ve Ondan baka ilah yoktur. Beinci sfat: Hikmet. Yce Allah, hikmetli ve kerim kitabnn deiik yerlerinde kendisini hekim (hikmet sahibi) olarak vasf etmitir. Kitabn ba taraflarnda akladmz gibi hikmet, tam ilim ve amel sahibinde mevcut olan bir anlam iin kullanlr. Yine Kitabn ba taraflarnda yce Allahn kendisini, kitabn ve rasullerini neden hekim olarak isimlendirdiini de aklamtk. imdi.. Fiilleri ve fiillerinin sadr olmasnn sebebi olan ilmi zerinde derin bir gzlem yap, yeterli ve nfuz edici bir nazarda bulun. Doyurucu ve yeterli dzeyde dn. Bunlarn bir boyutunu mlahaza edersin ki olaanstlkleri gzlerini kamatrr. zerine bol bol bereketler yadracak bulutlar grrsn. ki alemin heyetine ve iki iklimin ekline bak. Enfs alemi (i alem) ve afak alemi (d alem). O sana bu iki alemin artlarn ve delillerini btnyle zatnda gizli olduklar halde gsterir ki byk ounluu da sfatlarnda gizlidir. nk sen iki alemin muhitinden veciz bir nshasn. Nefs- natkan ise mufassal ruhlar aleminin rnek bir zdr. ekli suretin ise kalplar alemi basitinden ksa bir zettir. Nitekim yce Allah bu eserlerin gsterilmesinden sz ederken yle buyurmaktadr: nsanlara ufuklarda ve kendi nefislerinde yetlerimizi gstereceiz ki onun (Kuran'n) gerek olduu, onlara iyice

226

belli olsun. (Fussilet, 53) Kendi nefislerinizde de yle. Grmyor musunuz? (Zariyat, 21) Mlk ve melekut alemine yaylm srlara ve oralarda gizlenmi hikmetlere en gzel ekilde yakla, lahut alemin nasut alem zrhyla korunmas zerinde gzelce dn. Yce Allahn u ifadelerle yerdii kimselerden olma: Gklerde ve yerde nice deliller vardr ki, onlar bu delillerden yzlerini evirip geerler. (Yusuf, 105) Onlar kltan korktuklar, bask ve cezadan ekindikleri iin zahiren ve dilleriyle hakk ikrar etseler de gerek gafiller, kafirler, cahiller ve gnahkarlardr. Nitekim bu ayetin hemen ardndan yer alan ayette yle deniyor: Onlarn ou, ancak ortak koarak Allah'a iman ederler. (Yusuf, 106) Bu insanlarn nasl zahiren mmin ve batnen mrik olarak nitelendirildiklerini gryor musun? Nitekim bir baka ayette yle deniyor: nsanlardan bazlar da vardr ki, inanmadklar halde Allah'a ve ahiret gnne inandk derler. (Bakara, 8) Eer mlk ve melekut alemi zerinde srekli olarak dnrsen Allah grr gibi Ona ibadet etmi olursun. nk sanata bakmak, onu bir sanatkarn meydana getirmi olduu asndan bizzat sanatkara bakmak demektir. zellikle her eyin yaratcs sz konusu olunca. nk her ey Ondandr. Her cz Ondandr, Onun iindir, Ona yneliktir ve Onunla kaimdir. Daha dorusu bakann bak Odur. Nitekim kutsi hadiste yle buyurmutur: benimle iitir, benimle grr, benimle konuur, benimle tutar. imdi yce Allahn habibine (s.a.v) hitaben buyurduu u ayet zerinde iyice dn ve anlamn kavra: Rabbinin glgeyi nasl uzattn grmedin mi? (Furkan, 45) Mesela, neden Rabbinin fiili olan glgeye bak, denilmiyor, dn. nk yaplm, meydana getirilmi bir ey olmas hasebiyle fiile bakmak, faile bakmann aynsdr. Ama fiile bu adan

227

bakmamak, uzaklamann ve perdelenmenin sebebidir. lde susam bir kimsenin uzaktaki parlakla su diye bakmas gibi. Aslnda fiile bu gzle bakmaktansa hi bakmamak daha yedir. Nitekim tamamen kr olmak, tek gz kr olmaktan daha ok selamete yakndr. nk fiile bu adan bakmamak irkin kaynadr. Allah, kendisine ortak koulmasn asla balamaz. (Nisa, 48) Ey her eyin muharriki! Maksat sensin, ama sen Bir gaye ki mukayese etsem de ona dengini bulamam imde zerre arlnca yer etse Celalinden bakas, bil ki o hastalktr. hsan, Allah grr gibi ona ibadet etmendir. nk sen Onu gremezsen de O seni grr. hsann karl, benzeri bir ihsandr. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: hsann karl ihsandan baka bir ey midir? (Rahman, 60) Eer Ona acizlik ve kulluk gzyle bakarsan O sana rahmet ve uluhiyet gzyle bakar. Onun bakt ve sevdii olursun. Nitekim Rasulullah (s.a.v) da Onu grd iin Onun bakt Habibi olmutur. Kim Allah iin olursa, Allah da onun iin olur. Kendisini unuttuklar iin yce Allahn: Allah' unutan ve bu yzden Allah'n da onlara kendilerini unutturduu kimseler. (Har, 19) ayetinde yerdii kimselerden olursan hsrana urarsn.

228

Hatime: Buraya kadar sana akladmz ilahi sfatlar ilmi olarak ihata etmi olmaktan hareketle yce Allah bilmeyi yle brak, Onun kemal sfatlarn bildiine ilikin bir zanna dahi kaplma! Seni byle bir kuruntuya sevk eden de azgn eytandr. Heyhat! Souk demiri dvp ekil veremezsin. nk insan, kendisinden baka bir insan, baka biri olarak bilemez. Bilakis ortak insanlk bakmndan benzeri olmas asndan bilebilir. Bir insann baka bir insanla ilgili olarak bildii, bu ortak zellikle ilgili olur, ayrldklar zel durumla ilgili olamaz. Bir baka insann zelini ancak mcmel olarak bilmesi mmkndr. Yannda ancak ok uzak bir adan benzerlii bulunan bir kiiyi nasl bilebilir? Nitekim yce Allah yle buyurmutur: O'nun nrunun misali, iinde lamba bulunan bir kandillik gibidir. (Nur, 35) Bundan anlalyor ki bir eye ilikin bilgi, o eyin misalinin bilende hasl olmasndan baka bir ey deildir. nk vacibul vcudun benzerinin olmas muhaldir. Vacibin benzeri de vacip olur. Varlkta ise iki vacip birden olamaz. Misalleri de olamaz. Olsa olsa en uzak bir ekilde sz konusu olabilir. Var olmak gibi. nk var olma mefhumu geneldir, hem vacip iin hem de bakas iin o da kukulu bir ierikle kullanlr. imdi bu kadar bir benzerlik bizi Onun knhn bilmeye gtrebilir mi? asla! O ihata edilmekten mnezzehtir, uludur. Bilakis bu yndeki bir bilmenin en byk gayesi, Onu bilmekten aciz kalnmasnn bilinmesidir. nk kfr zehiri ile iman panzehirini birbirinden ayran en byk tiryak makamndaki Sddik-i ekberin de dedii gibi idraki idrak etmekten acizlik idraktir. Ama kapda durmak kullua katlmak, acizlik ve aresizliktir. Btn yzler (insanlar), diri ve her eye hakim olan Allah iin eilip boyun bkmtr. (Taha, 111) Allah ilim olarak ihata

229

edemezler. Onlar, Allah'n kadrini hakkyla bilemediler. Hi phesiz Allah, ok kuvvetlidir, ok stndr. (Hac, 74) Allah, knh onlar tarafndan bilinmekten ok stndr, ok gldr. Suada ulamak ne mmkn! Arada Dalarn doruklar, onlarn nnde de derin uurumlar var. Hem yaln ayam hem bineim yok Ellerim bombo ve yol korkularla dolu! O mnezzehtir.Gzler O'nu gremez. (Enam, 103) dnceyle de ihata edilemez. O, zuhurunun iddetinden ve nurunun kemalinden dolay perdelenmitir. Perdelenmilii nur, rtnml nurdur. Tpk btn klarn kayna konumundaki gndz gnei gibi. Semavatta (gklerde) ve arzda (yerde) (tecelli eden) en yce sfat O'nundur. (Rum, 27) Kt sfat, ahirete inanmayanlar iindir. (Nahl, 60) NC TEMEL nc Temel: Ama karsnda fiillerin durumu ile ilgilidir. Konuya gemeden nce bu alanda kullanlan kavramlarn aklanmas gerekir: 1- Fiil: Mevcudun baka bir mevcut zerinde onu kuvveden fiile karmak suretiyle tesir brakmasndan ibarettir. 2- cat: Varlk bahetmekten ibarettir. 3- Halk (yaratma): Bir eyi takdir etmekten ibarettir.

230

4- Cal (yaratma-yapma): Biri yaratma, biri de fiil (yapma) olmak zere iki anlam vardr. 5- Tekvin: Madde iinde var etmek. 6- hdas: Zaman iinde var etmek. 7- Fatr: ncesinde benzeri olmayacak ekilde yaratmay (halk) balatmak. 8- ibda: Bir maddeden veya zaman iinde olmakszn var etmek. 9- htira: ibda anlamn iermekle birlikte fatr anlamna yakndr. Bunlar rendiine gre biz diyoruz ki: Buraya kadar yaplan aklamalardan alemi ve bu alemlerin Allahn fiili olduklarn rendin. imdi de Onun nasl yaptn (fiil ilediini) ren.. - Onun fiili ncesinde yokluk bulunan, dolaysyla daha nce yok iken sonradan ihdas edilen bir ey midir? Yoksa ncesinde yokluk bulunmayan bir fiil midir? Onun fiili Onunla beraber daimidir. Tpk n daimi olarak gnele beraber olmas gibi. Ksacas gerektirenlerin (levazm) gerektirilenler (melzumat) veya malullerin illitlerle devaml surette beraber olmas gibi. Aslnda iki konuyu birbirinden ayrmak gerekir. nk buras bir bakma maher alandr. nsanlarn diditikleri bir meydandr. Krlerin delil kllaryla, burhan oklaryla vurutuklar sahadr. Her eyi alt st eden o byk felket (Naziat, 34)tir. Toz duman iinde srdrlen bir savatr. Bu yzden yce Allahn hangi tertibe gre fiil ilediini bilmemiz gerekir. Fiili, ne almak veya ertelemek sz konusu olmakszn bir kerede mi iler, yoksa hikmete gre riayet edilmesi gerekli olan bir tertip

231

zere mi gerekletirir? Nitekim bir kutsi hadiste rahmetim gazabm geti. buyurmutur. Bunun ardndan da yce Allahn niin fiil ilediini bilmemiz ve u ifadeleri birbirleriyle badatrmamz gerekir. Yce Allah, mahlukat niin yattn?diye soran Davuda (a.s) ben gizli bir hazine idim, bilinmek istedim. diye cevap vermitir. Bir ayette yle buyurmutur: Allah, yaptndan sorumlu tutulamaz. (Enbiya, 23) Bir dier ayette de yle buyurmutur: Ben cinleri ve insanlar, ancak bana kulluk etsinler diye yarattm. (Zariyat, 56) Hatta biri kp yle de diyebilir: yce Allah bu alemleri yapmaya bir ama zorlamtr veya bir ama olmakszn bunlar yapmtr. Eer bir ama iin yapmsa bu ama nedir ve kimin fiilidir? Eer o da Allahn fiili ise bu durumda zincirleme bir olu gerekir. Amalarda zincirleme ise muhaldir. Aksi takdirde ona dayal olan fiil de muhal olur. Bu da muhaldir. nk fiil hissedilen ve makul bir varlktr. Ayrca bir amaca dayal olarak ilenen fiiller, ama sahibinin eksikliinden, bununla tamamlanmak istediinden baka bir eye delalet etmezler. nk amacn snr ve hakikati budur. Aksi takdirde ama olmaz. nk ama (garaz) szlkte hedef demektir. yani kiinin ilgisinin odakland ve baknn yneldii yer demektir. Eer Allah bunlar bir ama olmakszn yaratmsa, bu durumda alemler abes ve oyun olarak belirginleirler. Oysa yce Allah bu gibi abes fiilleri, kitabnn birok yerinde nefyetmitir. Biz semavat, arz ve bunlar arasnda bulunanlar, oyun ve elence olsun diye yaratmadk. Onlar sadece gerek bir sebeple yarattk. (Duhan, 3839) Semavat, arz ve ikisi arasndakileri biz bo yere yaratmadk. Bu, inkr edenlerin zanndr. (Sad, 27) Kukusuz bu, alemlerin bo ve gereksiz olarak yaratldklarn zannedenlere ynelik alabildiine sert bir tehdittir. ok nemli bir dier soru:

232

- Bize yaptn aklamalardan Onun salt hayr olduunu biliyoruz. O, bakalar iin cmertlik, hayr, menfaat ve rahmet kaynadr. Ama u alemimizde ktlkler, afetler, felaketler, musibetler ve hi de hakkedilmeyen, bilakis tesadfi olarak gerekleen haller gryoruz.. airin dedii gibi: Gzel ve arap imek yakn olsayd keke Yldza veya otursalard felein zirvesinde Gzeli soyludan bakas kucaklamasayd keke Saf araba da melekten bakas yeltenmeseydi Kararsn yz felein ki karard da Zlme e olur, insaftan rak Meryem olu saya bir eek verir Eek gibi adama da yz Burak. Ben alktan kvranyorum, o ekmee giden yolu kapatr Verdii ile de sus pay olarak azm balar Cihan balayan u dzeni seyret ki Kpei samann yanna, eei de kemiin yanna balar. Aferin Ebul Alaya, ne gzel sylemi: Sanki bulutlar bulunduum yerin altnda oluur Yamur Ne bir iseleme olarak der stme, ne de bir saanak.

233

Bu gibi iirlerde iaret edildii zere vasfedilmeyecek kadar enteresan bir dzen sz konusudur. Salt hayrn faili er ilemez. nk hayrn kaynann ayn zaman da hayrn zddnn da kayna olmas caiz deildir. Ayrca bir failin benzer iki eyin kayna olmas mmkn deilken, aralarnda herkese bilinen ve senin de bildiin farka ramen zt iki eyin veya iki eliik eyin kayna olmas nasl mmkn olabilir! imdi bu ktlkler bir failin etkisiyle mi oluyorlar, failsiz mi oluyorlar? Eer failsiz oluyorlarsa, mlk ve melekut aleminde bir ey illetsiz ve failsiz nasl meydana gelebilir? Eer byle bir eyi normal grrsek bu takdirde akllarmzn zerine alarak, sebepli ve illetli sonular elde etme kaplarn kapatr; tembellik ve atalet kaplarn am oluruz. Bu takdirde sanattan hareketle sanatkar, menden hareketle menedeni kantlamamza imkan olmaz. O zaman da bizi ancak zaman helk eder. (Casiye, 24) diyen Dehriyyun mezhebini benimsememiz gerekecektir. Ya da hayat, u dnya hayatmzdan ibarettir. lrz, yaarz. (Mminun, 37) diyen Tabiatlarn grn benimsememiz lazm gelir. ki Muattla ekol dediimiz Dehrilerle Tabiatlar arasndaki fark udur: Dehriler, hem ahireti hem de yaratl inkar ederler. Tabiatlar ise, sadece ahireti inkar ederler. Btn bunlar ise muhaldir. Eer alemdeki her ey bir failin etkisiyle oluyorsa, bu takdirde ktlklerin, cmertlik ve hayrn kaynandan ayr bir failden kaynaklanmalar gerekir. ayet bu fail bir insan ise, bu demektir ki u mmetin Mecusileri olan Kaderiye mezhebinin grn benimsemek zorunda kalacaz. Eer baka zlmani bir fail ise bu da Saneviye (dualizm) mezhebini kabul etmek durumunda olduumuzu gsterir. Ki bunlar varln kaynana a, sanatna da tek gzle bakarlar. Yukardan beri sraladmz bu drt vesvese ve zihin bulandrma, byk eytan kindar blisten kaynaklanm ve

234

bunlar Meleklere kar dillendirmitir. Ki yce Allah meleklere: Ben yeryznde bir halife yaratacam. (Bakara, 30) demi, onlar da yeryznde fesat karacak, orada kan dkecek birini mi yaratacaksn? (Bakara, 30)diye itiraz edecek olmular. Bu arada eytann bu vesveselerine cevap veremedikleri iin Rablerinden yardm istemiler. nk bunlar eytann admlar ve yollardr. eriat, tarikat erbabndan, akl ve hakikat ehlinden insanlarn arasnda yaylm bulunan phelerin asl bu vesveselerdir. Btn mezhepler bundan domu ve bu yollarn izleyicileri ise byk bir tehlike ile kar karyadrlar. hlasllar hari. Onlara da Btn insanlar helak olacaklardr, ihlasllar hari. diye balayan uzun bir hadiste iaret edilmitir. Bir dier hadiste de onlara yle iaret edilmitir: Krk gn ihlasla Allaha kulluk eden bir kimsenin kalbinden diline krk hikmet pnar akar. Nitekim yce Allah bir ayette yle buyurmutur: Dikkat et, hlis din yalnz Allah'ndr. (Zmer, 3) Kurtulua erenler (Frka- Naciye) ise bir ayette kendilerinden yarattklarmzdan, daima hakka ileten ve adaleti hak ile yerine getiren bir mmet bulunur. (Araf, 181) eklinde sz edilmitir. zlme baladnda Hakka dnerler, dm zldnde Ona bavururlar. nk her ey aslna dner. Faslalar koptuunda asl tre balanrlar. Dolaysyla bu vesveselere tertip zere cevap vermek gerekir. Bu noktada ben, zelil, aciz bir kul olarak, kendim istifade etmek zere, bakalarn yararlandrma amacn gtmeden, celal ve kemal sahibinin feyzini tekrarlayarak sze balyorum. En bata diyoruz ki: Sanatn sanatkardan sdur etmesinin keyfiyetine ilikin apak gerek, ancak sahih bir mezhebin gryle ortaya konabilir. Hi kukusuz bu konuda akllarn grleri karm, nefislerin ba dnmtr. Bylece mezhep belirginlemitir ki yaygn olan bu mezhepler de nefiy ve ispat balamnda snrl kalmlardr. Hi kimse

235

bunlarn dna kamaz. nk sanat (yaratlm mahlukat, alem) ruhani ve cismanidir. Orada u seenek var: Ya bunlarn her biri kadim veya hadistir. Ya da ruhani olan kadim, cismani olan da hadistir. Yahut tersi dorudur. Yahut da her ikisi hakknda veya birisi hakknda kadimlik veya hadislik hkm verilememektedir. Bu taksim akl llerince snrlandrlmtr. Bu konuda izlenen mezheplere gelince, bunlardan tanesi ana ekol konumundadr. Birincisi: Vacip kuvvetin kemaline, bahedici kudretin tamamlna, feyzinin ve cmertliinin geniliine, nurunun ve varlnn gcne bakp sanatkarla birlikte sanatn da daimiliine kani olanlarn mezhebi. Bu, tam illi kuvveti, beraberlii vacip malule delil olarak kullanmaktr. Ta ki cmertlii ezel asndan atl ve batl olmasn. Aksi takdirde kamil zat sahibi yaratc da atl kabul edilmi olur. Oysa hibir kemal ve yaratma, sonsuz bir sre onu hayr bahetmekten alkoyamaz. Yce Allah kusurdan ve eksiklikten mnezzehtir. Burada szn ettiimiz, ruhani ve cismani alemlerin kadimliine ilikin mehur grtr. nk ayrntl olarak akladmz hayr ve cmertliin bahedilii sadece ruhaniye zg olmad gibi cismaniye de zg deildir. Filozoflarn ounun, zellikle son kuak meailerin, zellikle de Proklusun gr budur. Proklus, muallim-i evvel (Aristo)den sonra alemin kadimlii bidatn ortaya att. Ki her bidat dalalettir. kincisi: Mmkn kuvvetin, eksikliine, yaratlmn yaratanla birlikte olma ehliyetinden yoksun bulunuuna bakp yaratlmn yaratandan geri olduunu savunanlarn mezhebi. Ki yaratanla yaratlann beraber devam ettikleri fikrinden hareketle varlkta, yoklukta, hadislikte ve kadimlikte eitlikleri sonucu karlmasn. Allah, sadece varlk ve kadimlik bakmndan deil, her bakmdan varlklarla eit olmaktan mnezzehtir. Bu, eserin halini messirin halinin delili olarak kullanma yntemidir. Bu takdirde de yaratan, ba olmayan,

236

mevhum, ama makul ve muhakkak olmayan bir mddet yaratmadan el ekmi olur. Bu, cismani ve ruhani alemlerin hadis olduuna ilikin mehur grtr. nk eserin halini yaratcnn halinin delili olarak kullanmak her iki alem asndan da geerlidir. Btn dinlerin, eriatlarn, ayrca baz heva ve merep ehlinin gr budur. ncs: Ruhani alemin istidadnn cismani alemin stnde ve daha kamil olduunu grenlerin mezhebi. nk ruhani alem, basit ve nuranidir. Bu ikisi ise aradaki mnasebet yaknlndan dolay bu alemi yaratcya daha yakn klar. Bilindii gibi benzerlik, en uzak bir ekilde bile olsa katlmann, eklenmenin illetidir. Cismani alem ise, ktlesel ve zlmanidir. Bu ikisi ise mnasebetin uzakl yznden cismani alemi yaratcsndan uzaklatrcdr. Ztln yaknl ise ayrl gerektirir. Bu, en kadim filozoflardan aktarlan bir grtr. Ki akllarn kadim, feleklerin ise hadis olduunu aka ifade etmilerdir. Mteahhirinden bn Zekeriya bu mezhebi savunurdu. Bu mezhep batl olmakla birlikte ilk mezhebe gre batllktan biraz daha uzaktr. nk ilk olarak szn ettiimiz mezheptekiler her iki alemin de kadim olduklarn savunuyorlar. Bu yzden bu ekoln gr akl tarafndan kabul edilmeye daha yakndr. Drdncs: Cismani alemin kamil, ruhani aleminse eksik olduunu dnerek nc mezhebin tam aksi bir gr savunanlarn mezhebi. Bu gr merduttur. Akll biri yle dursun, bir deli bile byle bir yargda bulunamaz. nk hikmeti tam bir hakim, nimeti genel bir kerem sahibi en baya ve en karanlk bir eyi yapar da en erefli ve bilinen bir eyi terk eder mi? Kald ki baya, en erefliden ok daha fazla eye baldr. nk birincisi fazla, ikincisi ise tektir. Bire bal olan her eye, ok da varlk ve akl olarak bal olur. Birok nermenin bal olduu bir eyse varlk olarak

237

daha nadir ve yoklukta daha fazla bekler. Yani bu zellikte olmayann tam aksi bir durumda olur. te bu zorunlu nermeler bu gr savunanlarn ilerlemesini engellemitir. Beincisi: Kemal, noksanlk, fiil ve infial hususunda yaratc tarafna ve yaratlanlar tarafna ayn gzle bakp da her iki tarafa ilikin delilleri kartran ve nndeki iki yol da kapanan kimselerin mezhebi. Bu yzden bunlar her eyden uzak durmular veya baz konulara hi girmemiler. Bir yol izlememiler, bir geide dalmamlar ve tehlikeli mecralardan uzak durmular. Galinus ve onu izleyenlerin grdr. Belki de selamet yolunu tutmay tercih etmitir. Knanmay gerektiren bir tutumdan kanmtr. Kim bilir, belki de ncekilerin ve sonrakilerin efendisi, ilklerin ve sonlarn nderi efendimizden (s.a.v) rivayet edilen koca karlarn inancndan amayn. eklindeki tavsiyesi onun elinden tutmutur. nk o da akn ve aciz olarak kalakalmt. Ancak onlarn bu ticareti kazanl olmam ve kendileri de doru yola girememilerdir. (Bakara, 16) Ya da hi grmeyen birinin tek gz gren birine gre daha selamette olarak yrmesi gibi. nk iki yolu izlemekten de uzaklaan bir kr gibi davranm, aklndaki bu her iki ba da zmtr. Ksaca syleyecek olursak insanlarn grleri, illetin tam ve genel oluu ile maluln eksik, aciz ve zayf oluu etrafnda dnmektedir. Felsefeci sebebin halini msebbebin haline ilikin bir delil olarak ele alr ve msebbebi sebebe benzetir. Onu mekandan tenzih etseler de bu adan akli mebbihe olarak isimlendirilebilirler. Selef kuann hakimi, sonrakilerin nderi Cneydin (r.a) dedii gibi: Maruf tek, snrlardan ve harflerden nce mnezzehtir. Kelamc ise msebbebin halini sebebin haline ilikin bir delil olarak ele alr ve onu atl bir konuma getirir. Bu yzden de Muattla olarak isimlendirilirler. nk yce Allah, sonu olmayan, tamamen mevhum, ama anlalamayan bir mddet boyunca cmertliinden el ektirirler, atl yaparlar.

238

Konuyla ilgili mezheplerin grleri ksaca byledir. Bu arada bu grlerin kaynaklarna da hafife deindik. Bu hususla ilgili hak sz ben sylyorum. Bu drt mezhebin ana zellikleri ve tutumlarna gelince, birincisi, srf akl yoludur. eriatn ipine sarlmak, iitsel naklin kaytlarna ve snrlarna tutunmak yoktur. Bu yolu izleyip de aknlk ve helak bataklna dmeden kurtulan ok az insan vardr. Nitekim Rasulullah (s.a.v) yle buyurmutur: lim amele seslenir, eer amel ona cevap verirse yerinde kalr, cevap vermezse ayrlr gider. Bu yzden basiret ehli baz kimseler amelsiz ilim sapklktr demilerdir. Gnderilmi bir vesile olmakszn ilahi tevfikin birinin elinden tutup mutlulua gtrmesi baka. Byle bir kimsenin rasul ve yol gstericisi akldr. Nitekim yce Allah, rasulne (s.a.v.) yle buyurmutur: te bylece sana da emrimizden bir ruh vahyettik. (ura, 52) Bilindii gibi bir insan Hakka gtrecek rehberi yoksa, kamil akl hidayet iin yeterli olur. Bu yzden Nebiye ilikin tanmlardan biri yledir: Hakkn huzuruna varmak iin meleklerin yardmna ve araclna ihtiyac olmayan kimse. Nebinin Onun dergahndan ieri girmek iin kapcnn yol gstermesine, vezirin yardm etmesine ihtiyac yoktur. Onun katna varmak iin bir yardmcya ve rehbere ihtiya duymaz. Bilakis ilahi Tevfik ve akl onun rehberi ve yol gstericisidir. Velilere ilikin bir tanm da yledir: Nebilerin yardmna ihtiyac olmayan kimse. Yukarda Nebi ile ilgili olarak sunduumuz anlam bunlar iin de geerlidir. Dolaysyla bir insan, nurlarnn parlamas ve beer trne nispetle eserlerinin artmas orannda meleklerin yardmna ihtiya duymuyorsa, eref ve kemal derecesi bakmndan eit olduu iin, melek ile insan arasndaki fark kadar olmasa da aralarnda kk baz farkllklar olsa da ayn trden olduklar herhangi bir beerin yardmna ihtiya duymamas ok evladr. Buras birok ayan kayd kaygan bir

239

zemindir. yle ki Brahmanistler Nbvveti batan inkar etmilerdir. Akllaryla babaa kalan, srf akllarna dayanarak hareket eden bu zmreye Kuran yle iaret etmektedir: Onun ya, neredeyse, kendisine ate demese dahi k verir. (Nur, 35) Yani baz nefisler, zihninin ya gibi tutumaya elverili ve aklnn zekas yznden, dardan bir yardm ve destek olmakszn k saarak nur ve hidayet ilevini grrler. Yaa batrlm fitil gibi. Byle bir fitil atele temas eder etmez tutuur. Bu yzden sabiiler buna adamlarn kaydndan zlme demilerdir. Ve batl gerekelere dayanarak brahimin (a.s) Nbvvetini inkar etmilerdir. Bylece hakk rtme hevesine kaplmlardr. kincisi: Akln salam kulpuna tutunmadan srf eriat kulpuna sarlanlarn izledii yoldur. nk daha devaml ve daha kalcdr. Furu ve czilerin idrak edilmesine ilikin usul ve klli kurallarn bilinmesini kast ediyorum. nk bunlarn bilinmesi eriat kandilinden alglanmalarn, nbvvet lambasndan yansm olmalarn gerektirir. Makuller alanna hakim olmu karanlk iinde ise, bata ve sonda dirayete rehberlik etmesi iin akl fenerini takdim etmek kanlmazdr. Aksi takdirde nereden geldiini bilmeden helak olur. Dalalet uurumlarna yuvarlanr, gider. Bu yzden Rasulullah efendimizden (s.a.v) rabbinden daha fazla ilim istemesi tavsiye edilmitir: Rabbim, benim ilmimi artr, de. (Taha, 114) Rasulullah efendimiz (s.a.v) de yle buyurmutur: lmimin artmad gn olursa, bu demektir ki o gnn sabah benim iin bereketli olmamtr. Rasulullahn (s.a.v), yeni bir ilim renmedii gnden bereketi nasl nefyettiini gryor musunuz? Bir yerden bereket kalkt m, oraya alaklk, uursuzluk, yzst braklma ve yoksunluk r. Bundan Allaha snrz. lmin deeri ve grkemi ihata edilemeyecek kadar yce, hreti ise anlatlamayacak kadar gz kamatrcdr. Aslnda bakalarn anlatmaktansa Allahn kitabnda ilimle

240

ilgili ifadeler bile bu grkemi vurgulamak bakmndan yeterlidir: Kendilerine ilim verilenleri derecelerle ykseltsin. (Mcadele, 11) lim adamlarna bahedilen eref ve an ifade etmek bakmndan u ayet kafidir: De ki: Hi bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? (Zmer, 9) Bu, inkar ve nefiy anlamnda bir istifhamdr. Bu yzden ilimsiz amel angaryadr. denilmitir. ncs: Ebediyen her trl salikten bo, sahiplerden ari ve helake gtrc bir yoldur. Bu yzden bu yolun izleyeni ok azdr. Vehim eytannn yoludur bu. Bu yolu izleyen, bu yolu izleyeni arkada edinen hi kimse selamet bulamamtr. eytann peine dmeyin. (Bakara, 168) Baka yollara uymayn. Zira o yollar sizi Allah'n yolundan ayrr. (Enam, 153) ayetlerinde bu yola iaret edilmitir. Drdncs: Btn akl ve eriat yolcularnn izledii, usul ve teferruat ieren yol. Yce Allah buna yle iaret etmitir: te bana varan dosdoru yol budur. (Hicr, 41) phesiz bu, benim dosdoru yolumdur. Buna uyun. (Enam, 153) Bu yola uyanlar kurtulanlar, baaranlar, ebedi kurtuluu umanlardr. Kuran onlardan baka bir yerde yle sz eder: Fakat Allah dilediini arndrr. (Nur, 21) nk ayn ayette bu ifadenin ncesinde eer stnzde Allah'n ltuf (fazl) ve rahmeti olmasayd deniyor. Fazl kelimesi akl, rahmet kelimesi ise eriat (vahiy) anlamndadr. Bir de u ayeti oku: Biz seni lemlere ancak rahmet olarak gnderdik. (Enbiya, 107) Burada ak bir ekilde eriat koyucu (ari) olarak Rasuln (s.a.v.) gnderilmesinin kendisinden bir rahmet ve inayet olduunu belirtmektedir. nk bu sayede onlar kfr karanlklarndan karp iman nuruna ulatrmtr. Eer yle olmasayd iinizden hibir kimse asla temize kamazd. (Nur, 21) Bu da gsteriyor ki kurtuluu

241

salayan arnma, akl ve eriat yollarn birlikte izleyenler iin sz konusudur. Bunu rendiine gre, diyoruz ki: Alemin kadim olduunu savunanlar ile hadis olduunu savunanlarn iinde Hakka en yakn olanlar, alemin hadis olduunu savunanlardr. nk onlar her iki yolu da izlediler, yani nakli eriatlar yolunu ve akli hccetler yolunu. Bunlar akl pnarndan beslenmekle birlikte btn enbiya tabakalarn da gzlemleyerek bir kelime zerinde ittifak ettiler: Allah ezelden beri vard ve beraberinde hibir ey yoktu. Bylece kendisinden baka her eyden, hatta eer bakas saylacaksa ya da Allahn mefhumuna zait saylacaklarsa sfatlardan bile mcerret ezeli bir ilahn varln ispat ettiler. Bilakis dorusu udur: Onun varl kevnin ve husuln kendisidir. Kevn ve husuln kaim olduu ey deildir. Ta ki onlarn Allah ezelden beri vard eklindeki szlerinden, Allah anlamna zait bir baka anlam daha anlalmasn. nk O, ezelin mazrufu olmaktan mnezzehtir, uludur. Yani zamansal veya mekansal bir zarf Onu ihtiva edemez. Bilakis O, ezeldir, ebeddir, zahirdir ve sermedidir. Yani ezelin ve ebedin failidir. Senai (Allah rahmet etsin) bu anlama yle iaret etmitir: Onun varlyla ezel ortaya kt Annda grnd, ama ge grnd O, neredelikten ve aradan mcerret varlk ve kevndir. Bu yzden Rasulullah (s.a.v) Dehre svmeyin, nk dehr Allahtr. buyurmutur.

242

Akln mezhebi hakknda izah: Akln mezhebine gelince, btn dnya, baz yaratlmlarn ve matbularn kudreti kamil yaratcdan sonra olduu hususunda birlemilerdir. Nasl olmasn ki, basit ve mrekkep varlklarn suret ve arazlarnn meydana gelileri akl, his, vicdan ve sezgi tarafndan mahede edilmektedir. Buna ramen bu durum, Onun kudretinin ve rahmetinin kemali, feyiz ve nimetinin enginlii iin bir kusur saylmamaktadr. Tam tersine, yaratlmn, Onunla beraber olma ehliyeti bakmndan eksik olmasna hamledilir. Btn alemin Ondan sonra oluundaki acizlik ve kusur fiile hamledilir, faile deil, yaratlma hamledilir, yaratana deil. Bu durum celal makamnn deerini drmedii gibi kemal meydann da daraltmaz. Baz yaratlmlarn var olu bakmndan sonra olmasn kast ediyorum. Ayn ekilde btn varlklarn sonradan olmalar da byle bir sonu dourmaz. Hukemann reisi ve ulusunun Birden ancak bir sadr olur eklideki sznn anlam budur. Yani okluun tabiatnda birlikte ondan sadr olma zellii yoktur. Dikkat edilirse, kudretinde kusur olduu eklinde bir anlamn alglanmamas iin birok eyin bir kerede ondan sadr olmas vacibul vcudun anndan deildir eklinde bir ifade kullanmamtr, bunun yerine, bunu okluun tabiatna ve acizliine havale etmitir. Yani ok, birlikte Ondan sadr olmaktan acizdir. Sadece bir biri ardnda, birbirinden sonra sadr olabilirler. nk sadr olmaktan acizdirler. Allah, cimrilikten ve kusurdan mnezzehtir. Olgularn kendisini aciz brakmasndan beridir, ycedir. Siz ne arzda ne de semavatta (Allah') ciz brakamazsnz. (Ankebut, 22) Eer denilse ki: ster vacip, ister mmkn olsun her zatn malum ve mezkur olu itibariyle de olsa malulleri saylan levazmnn (ayrlmazlarnn) olmas kanlmazdr. Bu, kabul

243

edilmesi zorunlu bir nermedir. nk bedihi akl doruluuna ahitlik etmektedir. u halde vacip zatn da nurlarnn ualar, klar ve eserleri vardr. nk btn varlk nurunun parlamasndan ve zuhurunun kvlcmlarndan ibarettir. Biz bu k ve ualara akllar diyoruz nitekim kelamclar da onlara sfatlar adn vermektedirler. ualar kaynaklarndan hi ayrlrlar m? Bunu yce Allahn en yce misali olan maddi gnete mahede ediyoruz. Fakat iki ua arasnda elbette bir fark vardr. Akl gneinin ualar canl, akll, konuan ve faldrlar (ilevseldirler), maddi gnein ualar ise zatlarnn deil bakalarnn arazlar ve nurlar konumundadrlar, canl, akll ve fail deildirler. Buna cevap olarak deriz ki: Bu nurlar ve ualarn durumu u iki ktan birine uyar: Ya vacip zatn gayrisidirler, ya da aynsdrlar. Eer zatn gayrisi iseler, bu takdirde zat hakiki birlik anlamnda bir olmaz, dolaysyla vacip de olmaz. Vacip de deilse, bu durumda sz konusu ualar ve nurlar onun iin zorunlu olmadklar gibi zatnn da ayrlmazlar olmazlar. ayet zatn ayns iseler, bu durumda nasl akllar olarak nitelendirilirler. Bir eyin ayns, gayrisinin ayns olabilir mi? Ama bu gr savunanlarn imdadna pek de muzaffer olamayan Hristiyanlk anlaynn yetimesi baka (!). nk onlar Kullarndan bir ksmn, O'nun bir cz kldlar. Gerekten insan apak bir nankrdr. (Zuhruf, 15) ve Rahmn (olan Allah,) evlt edindi, dediler. H! O, bundan mnezzehtir. Bilakis onlar, ltuf ve ihsana mazhar olmu kullardr. (Enbiya, 26) ocuk, cz, lazm, malul, ualar ve akllar Bunlarn tm zatn gayrisi olarak bir tek anlam ifade eden mteradif ibarelerdir. Dolaysyla tmnde ocuk ve cz anlam vardr. Bunlar ise varlk, hayat ve ilim eklindeki Hristiyan teolojisinin sa ayan oluturan l uknumlardr. Ya da Tanr, Mesih ve Ruhul kudstr. Yahut da baba, e ve ocuktur. Dier bir ifadeyle erkek, dii ve onlardan doan ocuk.

244

Anlam mutlak gerek ufkundan belirip parldadktan sonra lafzlarn farkl olmasnn bir kymeti yoktur. Rahmn ocuk edindi dediler. Hakikaten siz, pek irkin bir ey ortaya attnz. (Meryem, 88-89) Aklnzn gzleri nne uydurma timsaller diktiniz. Bundan dolay, neredeyse gkler atlayacak, yer yarlacak, dalar yklp decektir! (Meryem, 90) te tartma ve phelerin kol gezdii bir alanla ilgili yol gsterici gerek sz budur. u halde bir kavis izen, rengarenk gkkua meclisinde krn elindeki kadeh gibi dolanp durmaktadrlar. Bazen Uzeyr Allah'n oludur. (Tevbe, 30) diyen Yahudilerin pisliiyle doldururlar bu kadehi, bazen de Mesh (sa) Allah'n oludur diyen Hristiyanlarn irenliiyle doldururlar. Allah onlar kahretsin! Nasl da (Hakdan btla) dndrlyorlar! (Tevbe, 30) Mrikler ancak bir pisliktir. Onun iin Mescid-i Haram'a yaklamasnlar. (Tevbe, 28) Helal haremine yaklamasnlar, Cemal kuds kabesi tarafna ynelmesinler. Onlardan gzellikle ayrl. (Mzemmil, 10) Onlar bir yana brakarak Rabbine giden bir delil edin. YCE ALLAHIN LK OLARAK AKLI YARATMASININ ZAHI Buraya kadar anlattklarm Nasl fiil iler? sorularna cevap tekil etmektedir. imdi ise onlarn Hangi tertip zere fiil iler? sorusuna cevap olarak diyorum ki: Daha nce Allahn zat ve sfatlar itibariyle Bir olduunu delilleriyle ortaya koyduk. Yine Bir olann vastasz fiilinin de bir olduunu delilleriyle gzler nne serdik. Bu bir de ilk Birden kaynaklanan vacip olarak araz olamaz. nk araz bir cevher taycya muhtatr. Heyuli de olamaz, nk heyulinin suret olmadan var olmas muhaldir. Suret de deildir, nk suret

245

zat ile kaim bir mahale muhtatr. Cisim de deildir, nk cisimde terkip vardr. radesinin ve hareket ettirmesinin deimesine sebep olacak ekilde zat deien nefis de olamaz. nk onun da deimeyen vacibul vcuttan vastasz sudur etmesi caiz deildir. Bu drt cevher, zat olarak mutlak mebdeden birer birer ve ifter ifter sudur etmekten, varlk dinine (sistemine) blk blk hep birlikte girmekten uzaktrlar. Bunun nedeni de ileride oluu, ne geii hak etme hususunda eksik ve yetersiz olmalardr. Dikkat et! Bunun nedeni mebdelerinin cimrilii, faillerinin yetersizlii deildir. Allah cimrilikten, eli sklktan, yorgunluktan ve kusurdan mnezzehtir. Varl onlara muhta olduu iin tmnden sonra olmas zorunlu olan araz olmaktansa hayda hayda mnezzehtir. Tmnden sonra olmas zorunlu olan bir eyin varlnn yokluk gecesinde tmnden nce olmas mmkn mdr? Bu durumda geride bir ihtimal kalyor. O da yce Allahn ilk olarak akl yaratm olmasdr. Bu hususta akli delil ile dinlerin mensuplarnn itikatlar arasnda uyum vardr. Bu bir akldan da baka bir sadr olmutur. Bundan dolay da varlkta bulunan her iki mevcuttan birinin dierinin illeti olmasndan baka seenek yoktur. Ne zaman varlktaki ahslardan biri nefyolsa, illeti de nefyolur. lleti de nefyolur, nk illetinin illeti de nefyolur. Ayn kural ispatlar iin de geerlidir. Ta ki vacip grlnceye kadar. ayet maluller ona taalluk ediyorsa. Aksi takdirde vacibul vcut tek bir fert olarak kalr ve ondan bakas da nefyolur. Eer mahlukatn yaratcdan ayrlmasn caiz grrsek. Nitekim baz kelamclar, yaratcnn yaratlandan ayrlmasn uygun grrler. nk iki ayrlma birbirini gerektirir. Nitekim iki taraftan birinden gerekleen alaka br tarafn alakasn da gerektirir. Ancak bu gr, yce Allahn bize bildirdiklerine ak bir ekilde aykrdr: phesiz Allah gkleri ve yeri, nizamlar bozulmasn diye tutuyor. (Fatr, 41) Buna rnek verilebilecek daha birok ayet ve hadis vardr.

246

Bunlar diyorlar ki: Vacibin yokluunun farzedilmesi, mmknn varlna zarar vermez. Bilakis yokluunun ayrlmaz olarak varl gereklidir. Kukusuz bu, illet (esas sebeb) ve malul (sebebin kendisi) grn benimseyenlerin ortaya koyduklar taassubun en iddetli tezahrdr. Oysa ihtilaf edilen czi bir kaziyede sergilenen nice taassup vardr ki zerinde ittifak edilen klli ve yksek bir kaziyeye dnr de alt birimi haline geldii cziliini ortadan kaldrr ve taassup eden kimse de bunu anlamaz bile. nlerinden bir set ve arkalarndan bir set ektik (Yasin, 9) ayeti bu anlama iaret etmektedir. Buna rnek olarak da bir ev yapan ustann yokluunun binann varl ile beraber olmasn gsteriyorlar. nk birinin yokluunun brnn varl ile beraber hissedilmektedir. Ama bilmiyorlar ki usta kesinlikle binann varlnn illeti (sebebi) deildir. Bilakis tulalar onun elinin hareketi sonucu dizilmi, enine ve boyuna ykselmilerdir. Bu uzak mnasebet hibir eyin illeti olamaz, ne hakikat olarak ne de mecaz olarak. Ancak ok uzak bir mecaz olmas baka. Bir de bilmiyorlar ki vacibin yokluunun farzedilmesi muhaldir. nk vacibin bundan baka bir anlam yoktur. Daha dorusu vacibin yokluunun farz edilmesi btn muhalleri gerektirir. Btn muhaller de gerektiinde, brakn varln, bekasn, oluunu ve sebatn, mmkn diye bir ey kalr m? Byle bir anlay Bir ev yapmak iin bir ehri yktn zdeyiine benziyor. Aslnda bunu sylemekle sen, kendi evinin de iinde yer ald koca bir ehri ykm oldun. Felsefe yaptn iddia edene syle: Bir eyi korudun, ama ok daha deerli birok eyi yitirdin!... Bundan da anlalyor ki varlk dairesi birbirine bal bir silsile eklinde olsa, bazsnn yokluu tmnn yokluunu gerektirir. Bunun batl oluu ise akli bir zorunluluk olarak bilinmekte ve hissi olarak da mahede edilmektedir. u halde, okluun ispat bu adan

247

gereklemedii zaman ancak u anlam ifade eder: ilk aklda okluk vardr ve bu okluun bir ksm bahedici vacibin yanndan, bazs da zatndandr. Bundan az ise onun muhdas mmkn olmasdr. Onun asndan imkan ise zatndandr, bir yapann yapmasndan deildir. nk mmkn klnmaz da yaplmaz da. Bilakis mmkn yaplm olmasnn sebebi imkandr. nk mmkn olmasayd, yaplmas da mmkn olmazd. u halde o bakas tarafndan yaplm olmaktan ncedir. nk illet malulden nce olur. Ayrca bir ey asndan imkan eer bakasyla oluyorsa, arazdr demektir. Yani zeval bulmas mmkndr. Zeval bulunca da mmkn gayri mmkne dnr. Bunun geree aykr olduu ise bedihidir. Bundan anlalyor ki onun asndan imkan zatndandr, vacibi gerektirenin de zatndan olmas gibi. Dolaysyla biri asndan kusurlu bulmak caiz ise br asndan da caiz olur. Szn ettiimiz bu okluk, k, karanlk ve glge bakmndan farkl eyden akli bir terkiple mrekkeptir. Varl ktan olup nuranidir, vaciplii de bir glge gibi yine ondandr, imkan ise zlmanidir. nk yokluun kaynadr. Dolaysyla akl, bir hadiste u ekilde sz konusu edilen cevherdir: Allahn ilk yaratt ey bir cevherdi. Ona heybet gzyle bakt. Cevherin czleri eridi, suya dnt. Su hareket edip akmaya balad. zerinde kpkler olutu. Ondan bir duman ykseldi. Gkleri bu dumandan, yerleri ise bu kpkten yaratt. Aslnda korunmu, ancak temizlenenlerin dokunabildii (Vaka, 79), sadece taassup balarndan kurtulmu, mezhepilik kirlerinden temizlenmi kimselerin inceliklerini kavrad yce Kitabda buna dair bir ahit de vardr: nkr edenler, gklerle (semavatla) yer (arz) bitiik bir halde iken bizim, onlar birbirinden kopardmz grmediler mi? (Enbiya, 30) Ayette geen er-ratk kelimesi bir eyin bir ve bitiik olmasn ifade eder. El-fatk ise, bu bir ve bitiik eyin sema (gk), arz (yer), akl, nefis, tr, cins, felek ve melek eklinde ayrtrlmas demektir.

248

Ve her canl eyi sudan yarattmz grp dnmediler mi? (Enbiya, 30) Bu su, nefs-i klli ad verilen cemal heybeti nazarnn kendisine ynelmesinden meydana gelmitir. Bu cihetler asndan, saflk, bulanklk, eref ve bayalk olarak birbirinden farkl baknn olmas gerekir. nk malumun misali olan ilmin onun misli olmas gerekir. Birincisi, imkan gzyle nefsinin acizliine bakmasdr. nk imkan yokluk, ktlk ve zulmetin kaynadr. kincisi, kemal cmertliinden kendisine bahedilen varla bakmasdr. Kemal cmertlii srf nurdur. Nurun bahettii de nur olur. ncs, vaciplik ve devamllk gzyle yaratcsnn kudretine ve kuvvetine bakmasdr. nk o, beka ve sebat kaynadr. Birinci bak, korku (hayet) ve rpermeyi (huu) gerektirir. Onlar, Allah korkusundan titrerler! (Enbiya, 28) bu durum bu anlama ilikin her iki kavramn onlarn kalplerinden uzaklamasna kadar devam eder. kinci bak sevin, nee, alma ve coku gerektirir. nk nuru tasavvur etmek, ruhun almasndan ibaret olan sevinme olgusunu gerektirir. Nitekim nefs-i natka sahibi canllar bir yana, dilsiz hayvanlarn gecenin karanlnda kavuma ve gnein douunu grme itiyak iinde olduklar grlr. Malihulya sahiplerinin (vesveseli, kuruntulu) korku ve dehet iinde olmalarnn sebebi ise, tp biliminin sylediine gre beyinsel ruhlarnn nurunun azldr. nc bak, asnda vaciplii glgesi gibidir. zerine uzanm ve onu fena elinin kendisine uzanmasndan, bela zulmnn baskn gelmesinden korumaktadr. Nitekim bu glgelenme temennisi, Rasulullahn (s.a.v) bir duasnda yle dile getirilmitir: Allahm! Senin glgenden baka

249

glgenin olmad gn beni arnn glgesine al. u halde ilk akl, Onun glgesi ve rahatlatc hafif yamurudur. Nitekim yce Allah onu ak bir ekilde byle isimlendirmitir: Rabbinin glgeyi nasl uzattn grmedin mi? Eer dileseydi, onu elbet hareketsiz klard. (Furkan, 45) nk gece ve gndz de sakin ve hareketsiz olanlar vardr. Bunlar ise gece ve gndz, sabah ve akam ceberut huzurunda duran akllar ve nefislerdir. Bu da Allahn cisimler alemi arzna hkmeden sultandr. Nitekim Rasulullah (s.a.v) yle buyurmutur: Sultan, yce Allahn yeryzndeki glgesidir. Dolaysyla akl, ilk kibriyaya nispetle glge, ama kendisinden aa varlklara nispetle gnetir. Ondan bakalar onun glgeleridir. Nasl ki nur karanlktan daha erefli ise nurun tasavvuru da karanln tasavvurundan daha ereflidir. Vcut, vcup ve imkan veya vcut, mahiyet ve imkan ya da nur, glge ve zulmet eklinde farkl ibarelerle nitelendirilen bu cihetten eref ve bayalk bakmndan birbirinden farkl ilim doar. nk bekay dnmek lezzet almay gerektirir, yok olmay dnmek de ac duymay gerektirir. Bu hali kendi nefislerimizde, delilin zorlamas olmakszn zorunlu olarak alglarz. Basiret gzyle grmemiz, sezgiyle alglamamz bizi delile muhta brakmamaktadr, ayrca his gzne de ihtiyacmz yoktur. Dolaysyla imkan cihetiyle bakmas ilk felei gerektirir. nk imkan tasavvuru maddeye uygundur. kinci bakndan, yani bakasyla vacip olma tasavvurundan ayn felek doar, nk akln glgesidir. Glgenin tasavvuru da glgeye uyar. nc bakndan, yani cmertlik katndan bahedilmi varlk tasavvurundan baka bir akl gerekir. nk srf nurun tasavvuru, basitlik, fesattan emin olma, ilim, ihata, bizzat kaim olmay gerektiren cevherlik gibi birok adan kendisine uygun srf bir nuru gerektirir. Bu vazflara sahip olmadka akln bir anlam olmaz. Buna arp, ilk akln nurun,

250

karanln ve glgenin kayna olmasnn anlam nedir? demeyesin. Yukarda sunduumuz hadisi dn. lk akldan yaratlm eyi nasl akladn hatrla. Su, arz ve duman. Arz, feleki bir cisim olarak isimlendirdiimiz karanlktan baka bir ey midir? Ya da su, klli nefis olarak isimlendirdiimiz glgeden baka nedir ki? Ya da duman, faal akl diye isimlendirdiimiz nurdan baka bir ey midir? Ne var ki gaybi makulat ancak gz nnde olup hissedilenler araclyla alglanrlar. Bunlara yakararak kendi nefsinle ilgili olarak inkar ynne gitme ve eyann tasavvuru ve akledilmesi nasl kendilerinin sebebi olur? diye ortaya atlma. nk sana ak ekilde anlattk ki btn eya yaratcsndan sadr olmutur. Bunun sebebi de yaratcnn onlara ilikin ilmidir. nk cehalet karanlndan kesinlikle hibir ey sadr olmaz. Bir eyin varl yokluktan, yani cehaletten kaynaklanr m? Kendisi mevcut deilken bir ey ihdas edebilir mi? cat etmenin, varlk bahetmenin varl olmayan birinden bakasna bahedilmesi mmkn mdr? Olmayann cmertlik gstermesine imkan yoktur. Dier bir ifadeyle olmayan bir eyden nimetlerin bahedilmesi beklenemez. u ayeti okumusundur: O'nun bilgisi dnda hibir dii gebe kalmaz ve dourmaz. (Fussilet, 47) Gryor musun, ayet, nasl eyann varlnn sebebinin ilimden baka bir ey olmadn aklyor? Tpk bunun gibi, sal tasavvur ettiimiz zaman, iimizde salk kavram meydana gelir. Hasatl tasavvur ettiimiz zaman da iimizde hastalk kavram meydana gelir. Buna yakn bir rnek udur: Gzel bir sureti tasavvur etmek, insann iinde ehvet gcn heyecana getirir. irkin bir sureti tasavvur etmek ise herhangi bir ey gerektirmez. Tam tersine bazen tasavvur edenin fke uyandran bir suret tasavvur etmesinden dolay nefret gcn uyandrr. Buraya kadar anlattklarmz, nefsani tasavvurlarn hadiselerin meydana geliinin balangc olabildiine ilikin gre dair mehur bir mukaddimedir.

251

Hali kusur snrna ulaan bir kimsenin yannda burhani varlklar araclyla nefsin ftratndan kaynaklanan vicdani varlklarn ikrar edilmesi gerekir. Byle bir kimse zorlukla kabul eder. Bu yzden batan itibaren kabul etmeyenler yle dursun, zorlukla kabul edenlerle konumay da terk etmek gerekir. Sen Allah de, sonra onlar brak, daldklar bataklkta oynayadursunlar! (Enam, 91) Onlar brak; yesinler, elensinler ve bo mit onlar oyalayadursun. (Hicr, 3) Sen brak onlar, btla dalsnlar, oynaya dursunlar. (Zuhruf, 83) Cahillerden yz evir. (Araf, 199) gibi ayetler ite bu tr insanlara ynelik iaretlerdir. Sonra bu ikinci akldan, yine bu itibar ve tasavvurlar balamnda baka bir akl, nefis ve felek sadr olur. Derken bu nurlar ve ualar unsuri alemin heyulisinin sadr olduu son akla varana kadar uzayp gider. Bu nurlar parlakln gcne ve zayflna gre tertip edilmilerdir. Nurun kaynana yakn olanlar daha parlak, ona uzak olanlarn ise parlaklklar zayf olur. Nihayet nurlarn sonuncusundan brakn bakasn, zatn dahi akledemeyen zlmani bir cevher olan heyuliden baka bir ey hasl olmaz. Dolaysyla heyuli onun glgesi ve skunet veren yamurudur. Nitekim tabiat da heyulinin glgesidir. Glgenin glgesi glgeden daha karanlk olur. Bir bakma letafet asndan akl mertebesine ve younluk asndan da cisim kapsamna girecek dzeye ulamamtr. Ta ki katl ve hacmi olsun. Bilakis katlk onda cismi suret araclyla hasl olur. Bylece unsuri bir cisim olarak belirginleir. Byk bir ateten srayan bir kvlcm, sonra bu kvlcmdan kopan ikinci, ondan ayrlan nc, ondan da ayrlan beincikvlcm gznn nne getir. Sonunda kvlcmlar olmayan bir katreye dnnceye kadar uzayp gider. Tpk en yce semadan en son semaya kadar uzanan gk katmanlarna serpitirilmi kvlcmlardan bir damla olan ay gibi ksz hale gelir. nk

252

kimi parlaklk ve snklk bakmndan birbirlerinden farkl olarak tertip edilmi bu nurlar, yukarda sz edilen makul nurlarn glgeleridir. Allah bu misalleri insanlara dnsnler diye veriyor. (Har, 21) Sonra felein i organlar konumundaki bu unsuri cisim de felee yaknl ve uzakl vastasyla drt ksma ayrlr. Felee en yakn olan, scak, ona en uzak olan, souk, bu ikisinin arasnda olanlar ise orta derecede scak ve souk olmak durumundadrlar. Bu drt ksm da semavi hareketler vastasyla ve yldzlarn eserlerini icra etmeleri sonucu etkinlik gstermeleri araclyla zorla bulunduklar yerden kmak suretiyle srekli bir kaynama iindedirler. Ki czilerinin kk zerrelerini tek ve kahhar olan Allahtan, kllilerini ise Allah ve ilimde yksek pyeye erienler ise: Ona inandk; hepsi Rabbimiz tarafndandr, derler. (Al-i mran, 7) Yani kllileri, czileri, sabiteleri ve deikenleri Hepsi de Allah katndandr. Sonra.. bunlarn kaynamasndan drt sonu elde edilir. Bunlardan biri yamurlar yadran bulut, dedii yeri delip geen alev toplar, kar, yamur, ualar, nurlar, rzgarlar, uultulu denizlerin dalgalar ve alkantlar, gk kua ve kuyruklu yldzlar gibi havann etkileri saylan olgulardan oluur. Yce Allah bir ayette yle buyurmutur: Bunlar eytanlara at taneleri yaptk. (Mlk, 5)Yani ate kresinden inen kvlcmlar yaptk. Ki bundan maksat da yerden semann en yksek katmanna ykselip orada scaklk ve letafet vastasyla tutumaya hazr hale geldii iin tutuup aleve dnen dumandr. kincisi madenlerdir. Bunlara arz tabiat hakimdir. Bu yzden yerin derinliklerinde oluurlar, ak ve yksek yerlerde grnmezler. Bunlarn dengelisi ve en ilenebiliri yakuttur. Bunun sebebi de cevherinin safl ve suretinin berrakldr.

253

ncs bitkilerdir su karakteri bunlara hakimdir. Bu yzden topran iinden filizlenir ve zerinde sabit kalr. Suyun bir czdr. Drdncs ise canllardr. Bunlara da hava zellii hakimdir. Bu yzden havay solumadan yaayamazlar. Nitekim hukema yle demitir: Yce Allahn bu drt rnden yaratt eyler ya yerin iinde, ya stnde ya da hem iinde hem stndedirler. Bylece bu halin rnlerinin her birinin bir mebdei, vasat ve mead vardr. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Sizi ondan (topraktan) yarattk; yine sizi oraya dndreceiz ve bir kez daha sizi ondan karacaz. (Taha, 55) Ayet ak bir ekilde bu mahluklarn her birinin meadnn (yeniden diriliinin) olacan belirtiyor. Bu trlerin her birinin eksiklikle balayp kemalle biten bir snr ve ifrat ile tefrit arasnda deien dereceleri vardr. Ki birinden balyor, biriyle de son buluyor. Canllarn son mertebesi ve kemal derecesi insandr. Bu yzden unsurlar aleminin szlm ve hlasas insandr, bakas deil. nsan byk alemdir, nk iindeki btn kuvvetleri ve rknleri seebilir. Ruhani ve cismani alemden bir cz oluu gz nnde bulundurulduunda ise kk alemdir. Kuvvetler meleklerinden, bitkisel ve hayvani nefislerden daha stndr. Nitekim ona ynelik eref ve saygnln vurgulanmas maksadyla arz meleklerine dem'e secde edin denilmi blis hari olmak zere, onlar hemen secde ettiler. blis cinlerdendi (Kehf, 50) Vehim blisi secde etmedi. O cinlerden idi. nk beden karanlnda gizlenmiti. Rabbinin emrinin dna kt ve onun rahmetinden mitsiz kald. eblese fiili Arapada eyise (mitsiz oldu) anlamna da gelir. O yz evirdi ve byklk taslad, bylece kfirlerden oldu. (Bakara, 34) nk fasklkta (emirlerin dna kma) srar etmek kfre yol aar. Sonunda ate tabiatna bu

254

karakter hakim olmutur ki ehvet ve gazap glerinin anas ite bu ate tabiatdr. Yce Allah gizli vehmi (can-cin vehmini) cehennem karanlnn dibinde z ateten yaratt. (Rahman, 15) Bu da cehennemin dibinde bitip yetien bir aatr. Tomurcuklar sanki eytanlarn balar gibidir. (Saffat, 64-65) ehvet ve gazap ise Allah'n, tututurulmu, (yandka) trmanp kalplerin ta stne kan ateidir. (Hmezze, 6-7) Bu ikisinde ehvet asl gtr. nk saldrganlk, kan dkme, yaralama, vurma, kovalama ve sava iin gazap gcn klesi haline getiren ehvettir. Btn bunlarn sebebi de igd ve kar konulmaz tutkudur. Dolaysyla bu da gsteriyor ki gazap ve ehvetten asl olan ehvet gcdr. ehvetin bu asli ve baka gleri istihdam edici, ynlendirici konumundandr ki Rasulullah (s.a.v) gazaptan sz etmemi ve onu zelikle tanrlatrlan bir g olarak zikretmitir: Arzda taplan tanrlarn en nefret hak edeni hevadr. Rasulullahn (s.a.v) bu sz u ayetten alnmtr: Hevasn kendisine tanr edinen kimseyi grdn m? (Furkan, 43) Bu yaratlmlarn her birinin arasnda kemal ve eksiklik dereceleri arasnda gidip gelen ara trler vardr. Maden makamn at halde henz bitki mertebesine ulamam mercan gibi. Ya da bitki ile hayvan arasnda bir yerde olan hurma gibi. nk her iki trden de zellikler tar. Bitkisel zellii beslenmesinde, bymesine ve rn vermesinde kendini gsteriyor. Hayvani zellii ise erkek ve diinin iftlemesini andran alanmasnda kendini gsteriyor. Bu yzden Rasulullah (s.a.v) halanz hurma aacna ikramda bulunun demitir. nk hayvan insann babasdr. Bitki de hayvann kz kardeidir. Her ikisi de bitkinin ocuklardrlar. Dolaysyla hurma aac zorunlu olarak insann halas konu-

255

mundadr6. Son madde, hayvani itidal dzeyine ulam hayvan silsilesindendir. Bu yzden bir saf, bir de tortulu yn vardr. Saf tarafndan insanln babas Adem yaratlmtr. Nitekim Adem (a.s) safiy ve ahde vefa gsteren olarak isimlendirilmitir. Tortulu tarafndan da hurma aac yaratlmtr. Dolaysyla insann halasdr hurma aac.. Ki, bitki mertebesinin sonu olan hayvan mertebesinin bandan sonuna ulamak aama ve tertip ile olduu iin Rasulullah (s.a.v) yle buyurmutur: Ademin hamurunu krk gn kendi elleriyle yourdu. On gn hayvan, on gn bitki, on gn maden, on gn de drt unsurun imtizac iindir. Mesela maymun, hayvan ile insan arasnda bir trdr.7 Bu ara trler, nefis ile cisim arasndaki heyuliye benzerler. Yine ilahi cmertlikten kaynaklanan trler arasnda bildiin gibi ruhani ve yine ok iyi anladn gibi cismani trler vardr. Allah'n nimetini sayacak olsanz sayamazsnz. (brahim, 34) Rabbinin ihsan kstlanm deildir. (sra, 20) Kabiliyeti elverili, istidat sahibi bir varla ynelik ilahi ba kstlanamaz. Ama Tek, Hak, Bir ve Samet olan vacibul vcut hari. O, iinde boluk ve ihtiya bulunmayan Rabdir. Bildiin gibi bir, zorunlu birliinden dolay benzeri olmayan demektir. Tek ise,
Burada trler aras gei anlamnda bir evrimden sz edilmiyor. Varlk trlerinin kendi ilerinde tekaml edileri balamnda trler aras ortak zelliklere dikkat ekiliyor. Nitekim sonraki ifadeler evrim anlamnda bir geiten ziyade bizim deindiimiz anlamda ayn yasaya tabi olu gereine k tutuyor. Dier bir ifadeyle btn trlere kaynaklk oluturan ilk nurun letafetten kesafete doru bir sre izleyerek tezahr ettii aamalarn her birinde ruhani, nefsani ve cismani alemlerin birinin sduruna yol amak suretiyle kemalini tamamlamas anlatlyor. Bir canl trnn daha st bir canl trne evrimlemesi deil, btn varln ilk nurun yansmalar olduuna dikkat ekiliyor. (eviren) 7 Bir yanl anlamaya meydan vermemek iin bir kez daha vurguluyoruz, Maymunun sonunda nsan olaca gibi, islamn nemle altn izdii yaratl gereine aykr bir durum sz konusu deildir. Bunu kitabn btnlnden de anlamak mmkndr. (eviren)
6

256

blnmez, paralanmaz anlamndadr. Samed ise bu iki anlama sahip demektir. O, dourmam (hlas, 3)dr. ahslara kaynaklk oluturacak bir tr yoktur. Bilakis Onun tr ahsndadr. Yani O, Ondan bakas deildir. Ondan kaynaklanan Ona ek bir fazlalk deildir. nk O ayara kar gayurdur. Allah gayurdur. Her eydeki kll de ancak bir olur. O en kamil klldr. En stn uludur. Bu yzden ancak birdir. Domamtr. (hlas, 3) Yani, kapsamna girip, kendisinden doaca bir cinsi yoktur. Bir trn devam olmaktan beridir. Onun hibir dengi yoktur. (hlas, 4) Bildiin gibi vacibul vcudun ei yoktur. Ayette geen kfv kelimesi, hissedilen ve akledilen benzer anlamndadr. nk ezeli hikmet bir trden baka bir tre aamal ve yumuak bir ekilde intikal eder. Acele eden ne bir mesafe kat etmitir, ne de srtna binecei bir binei kalmtr. Bu varlk mertebelerinin bayalk, eref, kemal, eksiklik, berraklk, bulanklk, canllk, canszlk, zekilik ve aptallk olarak farkllk arz etmeleri, trn suretlerini kabule hazrlayan mizalarn eref ve bayalk bakmndan farkl olmalarndan kaynaklanmaktadr. erefli olan daha ncedir, bayalar ise arkadan gelirler. Bu basitler aleminde geerli olup riayet edilmesi zorunlu bir sretir. Daha dorusu srf rahmet ve inayettir. Fakat mrekkepler aleminde bunun tam tersi bir sre geerlidir. Bunu delillerin atmasna, hccetlerin boumasna mahal brakmayan bir aklkla mahede etmek mmkndr. Kabul etme zelliine sahip varlklarn istidatlar feleklerin ktlelerinden gelir. Bunlar da feleklerin hazrlayc hareketleri sebebiyle gerekleirler. Hissedilen ve akledilen suretler ise bunlarn zerine katrelerin incileri ve inci gibi yamur taneleri eklinde bitkilerin maddelerine, aalarn kklerine yaarlar ki hazinelerinde gizli olan iekleri ve meyveleri ortaya karsnlar. Her eyin hazineleri yalnz bizim yanmzdadr. (Hicr, 21) Hazine ise, maddelerde gizli bulunan ehliyet ve istidattr. Nitekim yce

257

Allah bir ayette yle buyurmutur: Gkten bereketli bir su indirdik, onunla baheler ve biilecek daneler bitirdik. (Kaf, 9) u halde hissedilen (maddi) su hissedilen varlklar ekillendirir. Nitekim Rasulullah n (s.a.v.) phesiz rabbiniz, zamannzn baz gnlerinde rahmetinin kokularn gnderir. Bu kokulardan istifade edin. eklindeki hadisinde iaret ettii gibi rahmet kokusu ve bahenin rayihas olarak isimlendirilen makul su da makul varlklar ekillendirir. Bunlar cmertlik denizinden Allahn emriyle faaliyet gsteren akllar cihetinden varlktan pay olan herkese akan iki nehirdir. Allahn emriyle faaliyet gsteren bu akllar hakknda yle buyrulmutur: Allah'n kendilerine buyurduuna kar gelmezler ve emredildiklerini yaparlar. (Tahrim, 6) Yce Allahn Ruhul Kuds ile ilgili u ayetini hatrla: Ben, yalnzca, sana tertemiz bir erkek ocuk balamam iin Rabbinin bir elisiyim. (Meryem, 19) Burada Ruhul Kuds, kendisini tertemiz ve berrak hakikatleri bilen biri olarak tertemiz bir erkek ocuunun suretini baheden olarak isimlendiriyor. Hazrlayc semavi ktleler ve bahedici akllar tpk gne gibi nurlarnn eserlerini kendilerine karlk den varlklara, bu nurlar alacak kabiliyetleri olduu iin yanstrlar. nk aralarnda karlkllk vardr ve bu yansma da liyakat, salahiyet esasna gre herhangi bir cimrilik, deitirme, eksiklik ve geveklik olmakszn gerekleir. Tkenmeyen ve yasaklanmayan, saysz meyveler iindedirler. (Vaka, 32) Eer zerrede ve en baya bcekte trlerin en ereflisinin suretini ve nefsini kabul etme istidad olsayd, hi kukusuz her ikisi de bunlara bahedilirdi. nk istidatlara hak ettiklerini bahetmede cimrilik yoktur. Bunlarn hepsi bir su ile sulanr. (Rad, 4) Bundan maksat engin cmertlik denizinin suyudur. Tertemiz varlk pnarnn suyuyla hayat bulurlar. Ki bu su erdemler arkndan durmadan akmaktadr. Cmertlik ve adalet pnarndan akp hak edenlere ulamaktadr: Biz de

258

derhal nehir gibi devaml akan bir su ile gn kaplarn atk. Yeryznde kaynaklar fkrttk. (Kamer, 11-12) Bylece iki su buluur. Ulvi failler suyu ile sfli kabiliyetler suyu buluarak kemal trlerinin, fazilet cinslerinin remesine sebep olurlar. Yemilerinde onlarn bir ksmn bir ksmna stn klarz. (Rad, 4) Ulvi faillerin etkisini kabul etme zelliine sahip olan varlklardaki istidatlara gre yemiler birbirinden farkllk gsterir. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Biz onu ancak belli bir lyle indiririz. (Hicr, 21) Biz, her eyi bir lye gre yarattk. (Kamer, 49) Gereksiz yere sap savurma da yok haksz yere ksma da yok, bilakis ikisi arasnda orta bir yol tutarz. (Furkan, 67) Kerem cmertlii pnarnn, kadim varln hayat suyu kaynann kuruduunu sanma! Bilakis her daim kaynamaktadr. Katnda az ok diye ayrm sz konusu olmayan zat, basit bir eyi bahetme hususunda cimrilik eder mi? Bu sylediklerimizin bazs delil araclyla bilinmekte, bazs ise sezgi gcyle kesinlik kazanmaktadr ki onun ya, neredeyse, kendisine ate demese dahi k verir. (Nur, 35) Dileyen iman etsin, dileyen inkr etsin. Biz, zalimlere yle bir cehennem hazrladk ki, onun duvarlar kendilerini epe evre kuatmtr. (Kehf, 29) Allahm! Ztlama fitnesinden ve knayc ciddiyetsizlikten koruyan duvarlarn etrafmza sar. LK AKIL, TUBA AACI, MUHAMMED RUH Esiz yaratcnn, mahlukat yararlandran, rneksiz, benzersiz sanatnn hikmetini dn! Yaratmaya nasl nce aklla balayp akl sahibiyle bitiriyor! Bunlarn arasnda ise nur ve karanlk bakmndan birbirinden farkl birok varlk vardr. Bir bakma tarlaya ekilen tohum gibidir. Balangc tanedir. Sonu da tanedir. Dolaysyla lk Akl, btn varlklarn tohumu, onun dndaki akllar gvdesi, nefisler gvdeden

259

uzanan ana kollar, feleki ktleler taze dallar, unsuri cisimler yapraklar, arz nefisleri iekleri ve beeri nefisler de meyveleridir. z ise; Muhammedi (s.a.v) ruhtur. Bu aa cmertlik pnarnn kenarnda ba aa bitmi olup Tuba aac diye isimlendirilmitir. Yce Allah bu sembole yle iaret etmitir: Onlar filizini yarp karm, gittike onu kuvvetlendirerek kalnlam, gvdesi zerine dikilmi bir ekine benzerler ki bu, ekicilerin de houna gider. Kfirleri fkelendirir. (Fetih, 29) O ilktir. Her ey ondan balamtr. Sondur. her ey ona dnecektir. Zhirdir. (Hadid, 3) Yaknlndan dolay aktr. Nitekim yce Allah bir ayette yle buyurmutur: Biz ona ah damarndan daha yaknz. (Kaf, 16) Ama gremezsiniz. (Vaka, 85) Grdnz ve gremediiniz zerine yemin ederim. (Hakka, 38-39) Yani yle bir yemin ediyorum ki bilirseniz, gerekten bu, byk bir yemindir (Vaka, 76) Akledilen ve hissedilen varlklar veya gayp alemi ve ehadet alemi veya mertebeleri ok yce olan batn ve zahir zerine yemin ederim. Bunlar arasnda da mertebelerine gre birok kabuk vardr. Niin fiil iler? eklindeki sorulana nc bir cevap olarak diyorum ki: Bu varlk silsilesi bir ama veya hedef iin sadr olmamtr Ondan. nk eksik olann amac olur ki bununla eksiini tamamlam olsun. Nitekim bu husus daha nce vurgulanmt. Bilakis O, btn gayelerin sonu, varlacak sonlarn da snrdr. Ayrca Onun hakknda bir ama varsaylsa bile bu, onun fiili ve mahluku olacaktr. Vacip malul, illetinden sonra olmas hasebiyle mutlak failin fiilinin illeti olabilir mi? Aksi takdirde kendisinin de illeti olacaktr. Ayrca btn matluplar kanlmaz olarak mmkndrler. Bir eyin yaplmasn tevik eden ama, bilgi olarak bu eyden nce, varlk olarak bu eyden sonradr. Btn mmknlerden nce mmkn olmayan vardr. Aksi takdirde kendisinden nce de var olur. te yandan varlk itibariyle sonra olan

260

amacn gereklemesi, ancak ondan nce olan baka bir amala mmkn olabilir. nk bir amacn, zait bir ama olmakszn gereklemesine cevaz verilirse, amalardan ar bir varln icadna da cevaz verilmesi gerekir. Sonra ikinci ama da nc bir amac Gerektirecektir. Byle olunca da ncesinde sonsuz amalar bulunmayan bir varl icat etmeye imkan olmazd. Bu ise imkanszdr. Dolaysyla bu imkanszla bal olan da muhal olur. Bylece bu tr bir varsaym tamamen yalan olduunda phe yoktur. Bilindii gibi bir eyi bir baka eyi yapmaya iten, o eyin gereklemesinde onu istihdam etmi, hatta kleletirmi olur. Btn varlklarn secde ettii mabudu kullatracak kimmi? Varlklarn maksad ve hepsini istihdam eden zat istihdam eden biri olur mu? O halde onun kendisine dnk bir amac yoktur. Eer bu konuyla ilgili delilleri ortaya koymak beni kitabn amacnn dna karacak olmasayd, bu hususla ilgili sayfalar dolusu yazlar yazacak, uzattka uzatacak, btn anahtarlar elinde olan, btn hazinelerin kapsn aan zatn diledii kadar aklamalar yapacaktm. Gaybn anahtarlar Allah'n yanndadr. (Enam, 59) grnen maddi alemi anahtarlar da. Semavatn ve arzn anahtarlar onundur. (Zmer, 63) u halde Onun yaratmas iin bir illet, fiili iin de bir gaye sz konusu deildir. Bu yzden Allah, yaptndan sorumlu tutulamaz. (Enbiya, 23)Yani Onun fiili zati ve iradesiyledir. Zati olan eylerin de illetleri sorulmaz, niin? olduklar aratrlmaz. Ben cinleri ve insanlar, ancak bana kulluk etsinler diye yarattm. (Zariyat, 56) ayetine gelince, bu ayet, illet anlamn ifade eden lam harfiyle kaytldr. Bu da cinlerin ve insanlarn ibadet etmeleri amacyla yaratldklarna iaret etmektedir. Fakat buradaki ama, yaratlmlara dnktr, Allahn yaratmasna deil. nk Ona ibadet etmelerinin maksad, mutlulua erimeleri, Onu mahede etme

261

bahtiyarlna kavumalardr. Bu ise ancak cehd ile, ibadet etmekle, oru tutmakla, tehecct namazn klmakla Gerekleir. kn amac mauku mahede etmektir. Onun hazz budur. Ama maukun bunda bir pay, bir zevki, bir meyli ve zlemi yoktur. Bununla beraber yce Allah zat iin ak ve zat iin mauktur, bakas iin deil. Sevdii ve kendisini seven. (Maide, 54) Dolaysyla Allaha ynelik sevgileri, Allahn onlara ynelik sevgisinin aynsdr. nk onlar esenlik yurduna (darus selam) aran, onlar sz dinlemeye sevk eden Odur. Eer Onun onlar armas olmasayd, hi kimse byle bir adm atmaya, akl sahiplerini sarho eden bu curay imeye cesaret edemezdi. Topran mahlukatn Rabbi ile ne ilgisi olabilir! Aradaki mnasebet ve benzerlik o kadar uzaktr ki! Karlkl konuma ve yz yze gelme o kadar uzak! Nitekim bu ruhani muhabbetin ve bu sbhani sevginin vurgulanmas amacna ynelik cevap, yce Allahn Davuda (a.s) syledii u szde ortaya kyor: Ben gizli bir hazineydim. Bilinmek istedim. Yani cmertliimin ve kemalimin gayesi, mahlukata celalimin knhn bildirmekle gerekleir. Ki benim cemalimi mahede zlemiyle tutusunlar. Zatmn kemalini onlara bildirmem, ancak yokluk madeninde gizli eserleri zerine serpitirilmi nurlarla parlayan kudret kazmasyla ortaya karmakla gerekleebilir. Nitekim bu hazine, nur suresinin kandil-fanus ayetinde de gizlenmitir: Allah, semavatn ve arzn nurudur. (Nur, 35) Bu yzden Allahn fiilleri, iine sirayet eden nur cihetiyle buna benzemektedir, bununla beraber benzerlik asndan da alabildiine uzaktr. Ancak bu benzerlik, dier varlk trlerine gre Beeri nefiste daha nurlu, daha parlak ve daha zahirdir. Nitekim Rasulullah (s.a.v) yle buyurmutur: Yce Allah dem kadar kendisine benzeyen bir ey yaratm deildir. Ariflerden biri yle demitir:

262

demi dar gnderdiimiz zaman Cemalimizi de le koymu olduk. erri niin yaratt?.. Niin erri yaratt? errin faili ve yapan kimdir? eklindeki drdnc sorularna drdnc cevap olarak diyorum ki: - Btn malumlar be ksma ayrlr. 1) Srf hayr. 2) Hayr taraf ar basan. 3) Srf err. 4) er taraf ar basan. 5) Hayr ve err eit olan. Varlk alanna sadece iki tanesi girmektedir: Srf hayr ve hayr taraf ar basan. Geri kalanlar ise fanidirler. Varlk haremine girmeye elverili deildirler. Hayr, membandan sudur etmeyen err yrngesinde savrulmaktadrlar. Kt kadnlar kt erkeklere yarar. (Nur, 26) Nitekim temiz kadnlar temiz erkeklere yarar. (Nur, 26) err, zatn veya zatn sfatnn yokluudur. Yokluk ise kesinlikle fail gerektirmez. Ama a Mecusiler ve tek gzl Mutezililer byle bir iddiada bulunmulardr. Kalpleri birbirine benzedi. (Bakara 118) savalar birbirine benzedii gibi. Dolaysyla err bir varlk olarak vehm edilmemelidir. err yokluktur. Yokluk da erdir. Nitekim hayr varlktr ve varlk da hayrdr. Hayrn birinci ksmnn rnei akl alemi ile felekler alemidir. nk bu iki alem ztlk karakterinden kaynaklanan err ve fesattan beridirler. Bildiin gibi bu iki alemde ztlk da yoktur, fesat da. kinci ksm hayrn rnei unsurlar alemidir. nk bu alemde hayr baskndr. Daha dorusu err ancak nadir olarak ve az mahiyetinde bulunur. Ya yakc ate ve boucu su gibi unsurlar aleminin basit varlklarnda veya helak edici gazap sarholuu sebebiyle yrtc hayvanlar ve alabildiine bencil, cimri ve birdenbire azgnlaan yakc ehvet etkisiyle ehli hayvanlar gibi mrekkep varlklarnda grlr ki buna yle iaret edilmitir: Nefsini hevadan uzaklatran iin ise phesiz cennet yegne

263

barnaktr. (Naziat, 40-41) Baknz, ayette cennete girmenin art olarak, ister helal ister haram olsun hevann tutkulu arzularnn engellenmesi gsteriliyor. Bu da aka gsteriyor ki hevann tutkulu arzular cennete gidii engelleyen bir olgudur, baka deil. Byle bir engel gerekletiinde kii cehennem ateine girer. nk cehennem atei ehevi arzularla evrilmitir. Fakat ehevi arzular dizginlemek de nefislere o kadar zor gelir. Bu yzden Rasulullah (s.a.v) cennet zorluklarla, cehennem ise ehevi arzularla kuatlmtr. buyurmutur. Ama bu da baka eyler asndan srf yarardr. Eer yaratlmasayd varln etei ryecek, cmertliin ridas da ksa kalacakt. Yokluun mahzenlerinde nice alemler kalakalacak, nice gzellikler bilinmeyecekti. Allahn cmertlik denizi oalrken, azalmaya balayacakt. Nitekim yce Allah cevher deerindeki bu gzel hakikati yle ifade etmitir: De ki: Suyunuz ekiliverse, syleyin bakalm, size kim bir akar su getirebilir? (Mlk, 30) De ki: Dndnz m hi, eer Allah zerinizde geceyi ta kyamet gnne kadar aralksz devam ettirse. (Kasas, 71) Yani yokluk gecesi gaybi hi sona ermeden ylece devam etse, kar konulmaz gce sahip, karanl datan Kahhar Allahtan baka kim varlk sabahn getirebilir? afan eserlerini geceden karp sabah aydnlatabilir? Ayan pnarlarn temiz bir beldeye doru kim aktabilir? te gzel bir memleket ve ok balayan bir Rab! (Sebe, 15) inden rmaklar akar. (Bakara, 25) Tertemiz arap rmaklar akar. te bu, aziz olan (ve her eyi) pek iyi bilen Allah'n takdiridir. (Enam, 96) u mehur sz nakledenlerden duyup anlamsndr: Baz eylerin bozulmas, ok eyin olumasna vesile olur. Eer czi bozulma ortadan kalksa, klli bozulma kanlmaz olur. Biz zavall bir yoksulun elbisesini yakan atein yokluunu farz edersek bir kast olmakszn byle bir durum zorunlu

264

olarak ortaya kar. Hatta bu gibi rnekler feleklerin hareketlerinin akmasndan da tesadfen ortaya kabilir. Mstani, yce ve hikmet sahibi olan bu gibi eylere iltifat bile etmez. Sleymann askerlerinin ayaklar altnda ezilen karncann varlnn ne deeri vardr ki ona iltifat edilsin. Karncann varl Sleymann mlkne bir yarar katmad gibi yokluu da bir zarar vermez. Tpk denize den ine gibi. Aksi takdirde unsurlar aleminin hibir surette var olmamas gerekirdi. nk unsurlar alemi ancak onunla kaim olabilir. Ayn durum su iin de geerlidir. u halde, az bir err meydana gelecek diye ok hayr terk etmek ok err demektir. Yoktan ve esiz var edicinin inayeti, cmert ve kerem sahibinin rahmeti byle bir eyi ihmal edemez. Bununla beraber bu az err, Rahmann kabzasndaki akllarn yla bastrlm nefislerin elleri altndaki klli crm ihata eder gibi kendisini ihata eden feleklere nispetle basit bir eydir. Bu basit errin, delilinin parlakl klar bastran cenab- kibriya ile bir nispeti yoktur. u halde err zerresini azamet gneinin ndaki bir zerre gibi tasavvur et. Bu zerre ona bir zarar vermedii gibi parlakln, gzelliini, n ve kemalini arttrmaktadr. Tpk beyaz ve gzel bir yzdeki siyah ben gibi gzelliine gzellik, parlaklna parlaklk, ekiciliine ekicilik katmaktadr. Senin izzet sahibi Rabbin, onlarn isnat etmekte olduklar vasflardan ycedir, mnezzehtir. (Saffat, 180) Kudreti fiilleri ilemek hususunda yetersiz kalmaktan, fiilinin misal ve ekiller tasvir etmekten uzak olmaktan beridir. Ulu saltanat sahibi bu tr tahayyllerden mnezzehtir. Bununla anlalyor ki hayr Onun birinci dereceden kast edilen fiilidir. err ise fiilinin arasna katlm ikinci dereceden ve tabi olarak kast edilmitir. Dolaysyla err kesinlikle baka bir faili gerektirmez. Bilakis hayr, Onun zati, razi olunmu fiilidir. err ise fiiline arazdr ve raz olunmu deildir. O,

265

kullarnn kfrne raz olmaz. (Zmer, 7) Kfr ise, Rasuln getirdiini tasdik etmenin olmaydr, zorunlu olarak. Dolaysyla yok olduu iin bir faile ihtiyac yoktur. Ayrca bizzat olan bir ey de bakasyla kaim olan bir eyden ncedir. Rahmetim gazabm gemitir. Ve Rabbiniz merhamet etmeyi kendisine yazd. (Enam, 54) ifadelerinin anlamlarn daha nce etraflca akladk. Bu yzden yce Allah hayrdan bakasn kendisine izafe etmemi, bu balamda erre deinmemitir. Yoksa Rableri onlara bir hayr m diledi? (Cin, 10) ayeti de buna benzer bir anlam ifade etmektedir. Btn nebiler ve veliler bu yolu izlemilerdir. rnein bir ayette brahimin (a.s) yle dedii belirtilmektedir: Hastalandm zaman bana ifa veren O'dur. (uara, 80) Dikkat edilecek olursa beni hasta ettii zaman demiyor, aksine saln bozulmasndan ibaret olan hastal kendisine nispet ediyor. Ashab- Kehfin u szleri de buna rnektir: Bize tarafndan rahmet ver ve bize, (u) durumumuzdan bir kurtulu yolu hazrla! (Kehf, 10) Bir sreliine u ayet zerinde hafife dn: Hepsi Allah katndandr de. (Nisa, 78) Yani hayr da er de Allah katndandr. Allahtandr denilmiyor. Bilakis orta bir ifade olarak katnda deniyor, bylece hayrn Allahtan, errin ise Onun katndan olduu ifade ediliyor. Yani err fiilinin lazmdr, zatnn deil. Nitekim Rasulne hitaben yle buyurmutur: De ki: Yaratt eylerin errinden, sabahn Rabbine snrm! (Felak, 1-2) Burada yce Allah erri, ktlklerin menei olan unsurlar aleminin kayna halk alemine izafe ediyor. Emir alemine izafe etmiyor. Bu da gsteriyor ki errin menei halk alemidir, emir deil. bn Abbasn tefsirinde Allah, emrine galiptir. (Yusuf, 21) ayeti ele alnrken Allahn kullarndan bir kul olarak vasfedilen emir, erleri ilemekten mnezzehtir. Bununla beraber errin bulunabilecei bir konum gibi grnmektedir. Byle iken errin ilenmesi vacibul vcuda yarar m? O srf hayrdr. Aksi takdirde kadnlarn rtleri kirlenir, kadnlarn

266

ve erkeklerin srlar aa kar. Yce Allah byle bir fiilden mnezzehtir. Bunu rendiine gre, meleklerin yeryznde fesat karacak birini mi yaratacaksn? (Bakara, 30) eklindeki itirazlarna cevap olarak buyurduu sizin bilemeyeceinizi herhalde Ben bilirim. (Bakara, 30) eklindeki sznn srrn da renmi oldun. Yani azck bir errin zmnnda nice byk hayrlar vardr. Benim inayetim bu hayrlarn zayi edilmesine, ihmal edilmesine cevaz vermez. Bilakis rahmetim bunlarn ilenmesini gerektirir. ler hkmyle cari olan Allah ycedir, Diledii gibi. Ne zulmeder ne de hakszlk etmeyi diler. Allahn dilediinden baka bir eyin yoktur senin. Dilersen gnln ho tut dilersen fkeden l. Drdnc Temel: simlerle ilgilidir. sim, zamana bal olmakszn anlama delalet eden kelimedir. Anlam ise bazen ayni olabilir. Bu da mekansal bir miktara sahip olmay gerektirir. Bazen miktardan mcerret zihinsel bir anlam olabilir. Her ikisi de hakiki varlklardr. nk hakikatler arasnda farkllk olmaz. Bazen bu anlam dilde bir lafz olabilir. Bazen de elle yazlm olabilir. Bunlarn her biri birer kabuktur ve hakikatleri yoktur. Sadece ilk ikisinin anlam vardr. Bu yzden bu son ikisi asrlarn, memleketlerin ve kendilerine ynelik delillerin deimesiyle deiirler. Yazl anlam, lafzi anlama, lafzi anlam da zihni anlama delalet eder. Zihni anlam ise harici anlamdan alglanr. Bundan da anlalyor ki isim, msemma (isimlenen) ve tesmiye (isimlendirme) zat ve hakikat olarak birbirlerinden ayr olgulardr. Bundan sonra hibir faydas olmayan uzun deerlendirmeleri bir kenara brak, sadece beyninin kaplarn hayalin vesveselerinden arndrarak boalt. Evet, Araplarn : Darabtu Zeyden (Zeydi dvdm)

267

derken, Zeyd ismini telaffuz ettikleri halde dvlenin isim olmadn, bilakis msemma olduunu biliyoruz. Bu yzden bazlar lafz anlamla, delili de medlulle kartrmlardr. Bylece olan olmu, bir sr hakikatler gndemden dmtr. Bu mertebeleri rendiine gre, unu da bilmelisin ki, bir anlam iin konulan isim, akli anlam iin konulmutur, harici anlam iin deil. Bunun iki sebebi vardr: Birincisi, zorunlu olarak biliyoruz ki lafzlarn snr yoktur. Oysa bildiin gibi harici varlklarn snrl olmalar gerekir. Snrlandrlamayan bir ey snrlandrlan bir eyle birebir rtmez, bilakis ondan fazla olur. O halde snrlandrlamayan anlamlar makullerdir. Bu takdirde isimler bunlara uyar, rtrler. kincisi, diyelim ki uzaktan bir tmsek, bir karart grdn ve onun deve olduunu sandn, bu durumda onu bir isimle isimlendirirsin. ayet kz veya eek sansan baka bir isimle isimlendirirsin. Bylece o cismi algladn anlama gre isimlendirirsin. Bu da gsteriyor ki isimler makul anlamlar iin konulmulardr. Bu ikinci ktan anlalyor ki harici varlk bir tr manevi bir ortakla yatkndr. Bu da pheye drme olarak isimlendirilir. Ama makul mahiyet iin byle bir ey sz konusu deildir. Makul mahiyet hibir ekilde ortakla yatkn deildir. Ortada akli bir ayrlk vardr. Bununla beraber makul mahiyet ve harici varlk harite birbirlerini gerektirirler ve biri olmadan dierinin harite tahakkuk etmesi mmkn deildir. Nitekim heyuli ve suretle ilgili olarak, ayrca, cins, fasl nefis, beden, tr ve hass ile ilgili olarak bu zellii daha nce vurgulamtk. Bunlar kaynaklar birbirlerine yakn konulardr. Bazs bazsndan ileri gelir. Bu girii iyice kavradna gre diyoruz ki: Her eyin ismi ya msemmasnn tamamna delalet eder veya bir czne ya da ondan hari bir eye delalet eder. Birincisine mutabakat, ikincisine tazammun, ncsne de iltizam ad verilir. Birinci adlandrmann sebebi lafzn anlam-

268

na btnyle uymasdr. kinci adlandrmann sebebi, czn klln zmnna girmesidir. ncsnn sebebi de harici eyin msemmasn gerektirmesidir. lk ikisi ilimlerde kullanlr. ncs ise tamamen terk edilmitir. nk lazmlar bir noktada durdurmak mmkn deildir. nk melzumun lazm da lazmnn melzumudur. Lazmn lazm da yle. Ve bu zincir byle devam edip gider. Bu yzden nc tr isimlendirme terk edilmi olarak kalmtr. Ya da bu basitlerin ikili, l terkiplerinden oluan mrekkebe delalet eder. Zat, cz ve lazmdan mrekkep anlam gibi. Bu basite delalet eden isim, mrekkep anlamdan dolay konulmutur. Basit ve mfretlere asla. Msemma ve lazmna delalet eden isim hari. Buna gre yce Allahn, czne delalet eden bir ismi yoktur. nk O, czden en uzak basit ve ferttir. Msemmasna delalet eden isme gelince, bu hususta iki kart gr ileri srlmtr. Eer Allahn hakikati beer iin makuldr desek, bu gr, souk demiri dvmek gibi, sama sapan bir sz olsa da islamn nde gelen kelamclardan byk bir ksm byle bir kanaati dillendirmilerdir. Bu yzden zellikle zikrettik ve bu hkm buna dayandrdk. yle ki: Onun bir ismi vardr ve muhakkiklerin ittifakyla bu isim Allahdan bakas deildir. nk isimler mefhumlar iin konulur. Eer Ondan sadece sfatlarn anlamlarn kavryoruz desek, bu durumda zatnn anlamnn bir ismi olmaz. Bu sz bizi hukema ve kelamclar arasndaki Allahn hakikati beerin malumu mudur, deil midir? mehur tartmaya gtrr. nk anlamlardaki farkllk tan isimlerin farkll doar. Sfatlarn isimlerine ve yaratt eylere nispetle itibarlara gelince, Onun tek zatnda basit ve mrekkebin olmad aktr. En gzel isimler (el-esm'l-hsn) Allah'ndr. O halde O'na o gzel isimlerle dua edin. (Araf, 180) Rasulullah (s.a.v) de yle buyurmutur: Allahn doksan dokuz ismi vardr. Kim bunlar sayarsa cennete girer.

269

Yani kim, bu isimlerin anlamlarn kendisinde gerekletirmek suretiyle kendisinin isimleri haline getirirse cennete girer. Yoksa Ebu Cehil, ar kfrnden deil, belki cehaletinden dolay bir milyon kere Allahn ulu isimlerini, dilinin fesahatiyle, aklamasnn netliiyle saysa, buna karlk bu isimlerin delalet ettikleri bu anlamlar tabiatna oturmasa, nefsine nakedilmese, onun durumu sadece obann barp armasn iiten hayvanlarn durumuna benzer. (Bakara, 171) onun payna sadece dilini kprdamann yorgunluu, beyan izhar etmenin harareti der. Kalp ile tasdik etmek demek olan imandan yoksun olduu iin de en byk atee girecektir. (Ala, 12) YCE ALLAHIN BAZI SMLER HAKKINDA imdi yce Allahn baz isimlerine ksaca iaret edelim. 1- Allah: Bu, zatndan tasavvur edilen anlamn ismidir. simlerin en stn ve en ulusudur. nk ilahla layk ve yarar olmas itibariyle sfatlarla mevsuf zata delalet etmektedir. Bunun anlam da srf varlk olmasdr. Bu ise vacipliinin aynsdr. Vaciplii ise varldr. Varl da vacipliidir. Arada lafz dnda hibir farkllk, ayrlk yoktur. Lafz ayrl da ibarelerin darlndan ileri gelmektedir. Bunun dndaki isimler ise sadece sfatlara delalet etmektedirler. 2- Rahman: Hayr ve rahmetin bakalarna bahedilmesi anlamna mbalaa sigasyla delalet eden bir isimdir. Yani herkese ve btn vakitlerde, daima ve ara vermeden rahmet bahetmektedir. Falan kalb tam mbalaa ifade eder. Allah isminden sonra isimlerin en stndr. nk bakalaryla ortakl mecazi de olsa kabul etmez. nk vacibul vcuda has bir sfattr, bakalar ise mmkndrler. Bu yzden yce Allah bir ayette bu ismi Allah ismiyle yan yana

270

zikretmitir: De ki: ster Allah deyin, ister Rahman deyin. Hangisini deseniz olur. nk en gzel isimler O'na hastr. (sra, 110) Burada bu iki isim arasnda tercihten sz edilmesiyle bir bakma Rahman isminin Allah ismine denk olduu gibi bir anlam ifade edilmektedir. 3- Rahiym: Bu isim de bir ncekine gre daha az dzeyde olsa da rahmetin bahedilmesine mbalaa sigasyla delalet etmektedir. Ya rahmetin baz kimselere bahedilmesini ya da baz vakitlerde bahedilmesini ifade etmektedir. Faiyl kalb ou zaman bu oranda bir mbalaa anlamna iaret eder. 4- Rahim: yukardaki isimlerin tmnden daha az bir anlam ifade eder. Daha dorusu yce Allah, zerrelerden daha kk bir varlk halk etse ve bu varlk olduu gibi yok olsa, bu anlam itibariyle Allaha rahim demek doru olur. Tpk bir meseleyi renen, rendii gibi de unutan birine gerek anlamda alim=bilen denilmesi gibi. nk bu kalip fail vezninde olmas itibariyle kendisinden selbi de olsa herhangi bir ey sadr olan herkes iin geerlidir. Hatta Araplar, bir eyi yapma istidadna yakndan veya uzaktan sahip olan varlklar iin de kullanrlar. Tohuma bitki, ntfeye canl, araba mskir (sarho eden) demeleri gibi. nk yaps itibariyle fiilin kendisinden sadr olmasna hazrdr. Bu isimler nedman, nedim, nadim, alam, aliym ve alim veznindedirler. Alemler akl, nefis ve cisim olmak zere tanedir. Vcud pnarnn cmertlii, hayr ve rahmet memba her birine varlk bahetmitir, ama kimine tam, kimine eksik olmak zere istidatlara gre farkl dzeylerde vermi ve her birine eref ve bayalk asndan farkl mahiyetlerde hayr ve kemalat sunmutur. Mahlukn kendi almasna bal olanlar hari. imdi sormak gerekir: Yaratc, mahlukunun yaratl tamamlansn ve mutluluuna erisin diye onun iin

271

oru tutup namaz klar m? Mabud, katna yaklasn diye kulunun kuluna dnr m? Bu bir vesvesedir, onulmaz bir phedir, kara sevda gibi, Allahn diledii hari, tedavisi mmkn olmayan bir hastalktr. u halde akl varlk, zat ve sfat olarak en ereflidir. Cisim en bayadr. Nefis ise, ikisinin arasnda ortadadr. Hi kukusuz bu alemlere nispetle yce Allah iin mbalaann gl ve zayfl bakmndan birbirinden farkl anlam dzeylerinde, alemlerde bulunan anlamlarn farkll orannda farkl isim tretilmitir. Dolaysyla yce Allah, akl alemine nispetle Rahmandr. nk varlkta akldan daha stn bir eyin olmas mmkn deildir. Nefis alemine nispetle Rahiymdir. nk nefis alemi ortada yer alan alemdir. Cisim alemine nispetle de Rahimdir. Cisim alemi ise en bayadr. Bismillahirrahmanirrahiym (Rahman ve Rahiym olan Allahn adyla) ifadesinde, sadece iki ismin zikredilip nc ismin zikredilmemesinin sebebine gelince, en byk sultandan vg, tazim, ululama, sayg mahiyetinde sz edilirken, teberrk ve bereketlenme amac gdlrken en baya hizmetilerinden, en dk maiyetinden ve en aa hademelerinden bahsedilmesi yakk almaz. Cisim alemi, varln ayrnts haiyesi konumundadr. Cmertlik meclisinin en arka saffna indirilmitir. Meclisinin ortasna kurulmu gneine ve ayna hkmran olmu vacibul vcudun zikredildii yerde onunla birlikte anlma erefine nail olamaz. Baya olan ancak arkadan gelir ve dolayl olarak zikredilir. Ayrca Besmelede Billah denilmeyip Bismillah denilmesinin sebebi, akllarn zat bilmede yetersiz kalmalarndan dolaydr. Onlara ancak isimleri ve sfatlar bilme kapasitesi verilmitir. Nitekim Rasulne (s.a.v) hitaben yle buyurmaktadr: Yce Rabbinin adn tesbih (ve takdis) et. (Ala, 1) Ulu Rabbinin adn tesbih et. (Vaka, 74) Buna karlk yce rabbini tesbih et ve ulu rabbini tesbih et dememitir.

272

nk beerin Onun zatn bilme yetkisi, ehliyeti yoktur. Beerin efendisi Rasulullah (s.a.v) bu durumda ise daha aa dzeyde olan dier insanlarn durumu nasldr acaba? Bu uyar De ki: insanlarn Rabbine, insanlarn Melikine (mutlak sahip ve hakimine) insanlarn lhna snrm! (Nas, 1-3) ayetlerini tefsir eden bir anlama sahiptir. Yani O, terbiye etmek, beslemek ve gelitirmek suretiyle cisimlerin rabbi, feyzini bahetmek suretiyle nefislerin ktlelerine hkmran olduu iin nefislerin meliki ve akllarn ilahdr. nk akllar ibadetle, iradeyle, tapnma ve itaatle yzlerini Onun tarafna evirirler. Nitekim ehl-i snnet vel cemaatin yaklam byledir. 5- Melik: Btn mevcutlarn zat kendisine ait olan demektir. Onun zat ise hibir mevcuttan deildir. Bilakis Onun zat zatndan ve zat iindir. Bilindii gibi bu zellik sadece vacibul vcutta olur. 6- el-Kddus: Noksanlk addedilen her eyden temizlenmi demektir. Bu kelime, temiz su kab demek olan kova anlamndaki el-kadesten tremitir. Yce Allah hakknda mbalaa sigas olan feul vezninde kullanlmtr. Yani her trl eksiklikten, noksanlktan tam temizlik Onundur. Bunun yannda btn kemalatn membadr ve bakalarn da alaklk kirlerinden temizler ve onlar fazilet trleriyle ssler. 7- es-Selam: her trl ayptan ve afetten beri olan. Hi kukusuz hayrn membann mstaniliine hibir ayp, kusur bulamaz. nk O, ismetinin gcyle bundan beridir. 8- el-Mmin: Bu ismin iki anlam vardr. Birincisi, korkulardan ve tehlikelerden emin klan. kincisi, eyay olduklar gibi tasdik eden. Hi kukusuz yce Allah, her iki anlamyla da bu isme bakalarndan daha layktr. nk O, kendisinin dnda bakalarn da her trl tehlikeden koruyup gvenlik

273

salar. Ve O, madum ve mevcut btn eyleri delilli ve zaruri olmakszn mmkn olan st mertebede tasdik eder. nk Onun ilmi delilliliin de zaruriliin de stndedir. Delil, orta snr vastasyla elde edilen bir trdr. nk orta snr byk snrdan daha aktr. Ama btn snrlar aklk ve belirginlik bakmndan Onun katnda taran dileri gibi eit konumdadrlar. Daha dorusu ak, zahir ve uludur. Onun katnda orta veya kk diye bir ey yoktur. Bunlar bize gre belirginleen olgulardr. Zarurete gelince, bu da kiinin ihtiyar sz konusu olmakszn anszn elde edilir. Celalinin etkileri anszn, beklenmedik eylerden mnezzehtir. nk bu durum bir tr gafleti gerektirir. Oysa kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. (Bakara, 255) O halde O, bu isme daha layktr. Daha dorusu bu isim bakalar iin uzak bir benzerlikten dolay ancak mecazi olarak kullanlabilir. Ki La ilahe illallah demekle zaten bunu itiraf etmektedirler. Bu sz syleyen kimse anlamn bilmese de cann kllardan, ldrc darbelerden. Ailesini, maln ve dirliini, dzenini korumu, gvence altna alm olur. Nitekim her eyi mubah sayan birine niin namaz klyorsun?diye sormular, o da bedeni zinde tutmak, memleketin geleneine uymak, mal ve ocuklar korumak iin eklinde cevap vermi. Yce Allah bir ayette bu gibi adamlara yle iaret etmitir: Bedevler nandk dediler. De ki: Siz iman etmediniz, ama Boyun edik deyin. Henz iman kalplerinize yerlemedi. (Hucurat, 14) Bu ayet, imann onlarn kalplerine girmediini vurgulamakla, dille belli bir sz sylemekten ibaret olan islamn, kalp ile tasdik etmekten ibaret olan imandan baka bir ey olduunu gstermektedir. slami frkalar bu konuda youn tartmalara girmi, bu konuyla irtibatl olan kimi hususlarda ayrmak, kimi hususlarda da birlemek gibi farkl konumlar belirlemilerdir. Ama hak bizim sylediimizdir. nk Kuran hakiminden daha sadk bir tank bulunmaz.

274

9- el-Muheymin (Hkm altna alp kontrol eden): Koruyan, muhafaza eden. Hi kuukusuz vacibul vcud, btn varlk mertebelerindeki mmknleri yokluk ukuruna yuvarlanmaktan korur. nk gklerin ve yerin, nizamlar bozulmasn diye tutan. (Fatr, 41) Odur. 10- el-Aziz: Gl ve nadir. Bilindii gibi varlkta Vacibul vcudun kuvvetinden daha iddetli bir kuvvet yoktur. Bilakis btn kuvvetler Ondandr. Yine Ondan daha nadir bir ey de yoktur. O, Ondan bakas deildir. Ne zaman bir yerde esiz bir inci grlse ed-durretul yetim (benzeri olmayan kymetli inci) olarak isimlendirilir. Oysa baka yerlerde, belki de yakn bir yerde ondan daha gzel incilerin bulunmas muhtemeldir. Dolaysyla gerek benzersiz, hakiki ender, ocuu, babas, koruyucusu, yardmcs olmayan, izzet ve enderlik ismine layk sadece Odur. nk varlkta iki vacibin birden olamayacan biliyorsun. O halde zzet, stnlk gerek anlamda Allahn, Mecazi anlamda da rasulnn ve mminlerindir. (Mnafikun, 8) 11- el-Cebbar: Bakasn kar konulmaz gcyle, emrederek, stnlk salayarak ve istila ederek mecbur brakan. Araplar el uzanamayacak kadar yksek olan hurma aacna cebbare derler. Bilindii gibi Allah, varlklar cem etmek, ayrmak, terkip yapmak, ayrtrmak eklinde genel olarak, ruhlar koruyup tedbir etmek eklinde zel olarak, ruhlarn ruhlarn da bahetme, destekleme hazrlama ve donatma eklinde mecbur eder. Dolaysyla O, bakasn mecbur edendir. 12- el-Kahhar: Yokluk karanln, cemalinin gnei vastasyla aydnlanan varlk sabahyla kahredip ezen, galip gelen.

275

13- el-Hakim: ki anlam vardr. Birincisi, ilmi tam alim. kincisi, fiili kamil fail. Bildiin gibi hikmet ilmi ve ameli olmak zere iki ksmdr. O halde hakim (hikmet sahibi) sadece Odur, bakas deil. nk varlk kapsamna giren fiilleri zerinde bakasnn hibir mdahalesi yoktur. Btn ilimler ve malumlar, Onun ilminden kaynaklanan eylerdir. Onun gneinden zerreciklerdir. Onun denizinden damlalardr. O halde mutlak Hakim sadece Odur. 14- el-Aliy: Hkm ve makam olarak insanlarn stnde olan. Eer bu iki konum itibariyle ondan stn biri varsa o, aliyyul aladr (stnler stndr). nk ondan daha stn yoktur, nk bundan te bir stnlk yoktur. stnln en son snr olann tesinde bir stnlk olabilir mi? Aksi takdirde bu sefer o stnln gayesi, son snr olur. Dolaysyla stn olamaz m? Bilakis en stndr. nk btn stnlklerin stnde son snr Odur. Bu yzden Rasulullah (s.a.v) yle buyurmutur: Yce Allah her gece dnya semasna iner. Burada Rasulullah (s.a.v) yce Allah inmekle (nzul etmekle) nitelemi, ykselmekle nitelememitir. Oysa ini deil, ykseli sfatyla vasfedilmesi gerekirdi. nk erefli sfat erefli zata yarar, baya sfat da baya zata yarar. Adaletin tamamlanmas ve faziletin kemale ermesi iin gereklidir bu. Nitekim kii, kendi kazanc zerinde babasna, ocuklarna ve btn insanlara gre daha ok hak sahibidir. Herkes kazandklarna kar bir rehindir. (Tur, 21) Ama yce Allah ululuun en stndedir, yksekliin son snrndadr. tesi olmayan gaye, stn olmayan ululuktur. Aksi takdirde stnde olana gre inmi, aada saylrd. Bu yzden Rasulullah (s.a.v), stnlnn tesinde stnlk olmad iin Onu inile (nzulle) vasfetmitir. Ne mnezzeh bir kemaldir ki noksanlk bile tamamlna delalet eder. Ne mnezzeh bir stnlk ki ini bile celalinin ululuuna delalet eder! te Mebbihe yoksullarnn ve Kerramiye miskinlerinin

276

pazar burasdr. Bu yzden korkaktrlar, srnmektedirler, alktan bitap dm gibidirler. Tebih ve tatilden beri ehlisnnet itikadn satarak fitne metan satn almlardr. Oysa Allah illete gerek olmadan mevcuddur. Vacibul vcut, varlnn ncesinde yokluk olmaktan mnezzehtir, kadimdir. 15- el-Azim: Hakimiyet sahibi olan byk(kebir), ondan da stn bir makama sahip olana azim denir. rnein halife azimdir, sultan ise kebirdir. Bununla beraber bu mecazi hakimiyet ve yetki bakmndan her ikisinden de daha byk, daha azim birinin bulunmas mmkndr. Ama el-Azime gelince, btn sultanlarn azameti, btn hakimiyetlerin stnl onun ceberutunun bir yansmasndan baka bir ey deildir. En byk hakim ve en azim sultan olamaz m? Bu sfatn mecazi de olsa baka biri iin kullanlmasnn caiz olmadn syleyen bir nebi yoktur. Bununla beraber o en azim sultan, en kerim hakimdir. 16- el-Fatr: Hissedilen veya makul bir eyi ilk kendisi balayarak aan ve yaran. Bu yzden oru tutan bir kimse ilk yemek yedii zaman iftar etti denir. Araplar: Hazihi rekiyyetun fetareha ebi=bu kuyuyu babam at, derler. Yani ilk olarak o bu kuyudan su kard. Hi kukusuz yokluun barn aan, onun gizliliklerinde sakl bulunan varlklar kdem klar inesiyle karan vacibul vcuttur. 17- el-Bedi: Yaratmas aletsiz olan. Bu ekilde yaratmak da srf Ona hastr. nk btn ara ve aletler Onun yarattklardrlar. O, eyay aletsiz yaratm, eyay illetsiz var etmitir. Eer eyay var etme hususunda alete ihtiyac olsayd, hem alet hem ilah baka bir alete ihtiya duyacaklard. Bu takdirde varlk silsilesi, ilk mevcudun varlndan ncesine doru sonsuz olarak uzanacakt. Ama byle bir iddiann yalan olduunda phe yoktur. es-Sani ile el-Bedi arasndaki fark udur: eel-Bediin fiili zamandan ve mekandan

277

beridir. Es-Saniin fiili ise zaman ve mekann dnda olamaz. Dolaysyla yce Allah akllarn, nefislerin ve cisimlerin basitlerine nispetle el-Bedi, mrekkeplerine nispetle de esSanidir. Es-Sun, bir eyi baka bir eyden yaratmak demektir. el- bda ise, bir eyi baka bir ey olmakszn yoktan yaratmaktr. Bu yzden yce Allah yle buyurmutur: (O), gklerin ve yerin esiz yaratcsdr. (Bakara, 117) nk gkler ve yer basittirler ve mrekkep varlklarda olduu gibi gklerin ve yerin czleri konumunda olan baka cisimlerden yaratlmamlardr. Bilakis ikisini srf izzetinin nurundan esiz olarak yaratmtr. Aksi takdirde gklerin ve yerin yaratlnda ihtiya duyulan bu czler de onlardan stn baka czlere ihtiya duyacaklard ve zincirleme ihtiyalar belirecekti. Bundan da anlalyor ki basitlerin yaratlmas daha byk, daha azimdir. Mrekkeplerin yaratlmasna gre yaratcnn kuvvet ve kudretine ilikin daha gl bir delil oluturmaktadr. nk basitlerden nce bir madde, bir imkan sz konusu deildir. Ama mrekkeplerde durum bunun aksidir. Bu incelii vurgulamak maksadyla Kuran sembolik bir lisanla yle demektedir: Elbette gklerin ve yerin yaratlmas, insanlarn yaratlmasndan daha byk bir eydir. Fakat insanlarn ou bilmezler. (Mmin, 57) 18- el-Ahad: Birlikte mbalaa anlamn ifade eder. Birok adan kullanlmaktadr. A) Cins olarak bir anlamnda. nsan ve at cinsi gibi. B) Tr olarak bir. Ayn trden iki ahs iin. C) Kemiyet olarak bir. Eit iki izgi gibi. D)Herhangi bir ayann ahs olarak bir olmasa. E) Say olarak bir. F) Zat olarak bir. Nokta gibi, fert cevher gibi cz olmayan bir ey iin. Bunlarn tm mecaz trleridir. Geri zikrettiimiz bu tertip balamnda bazlar hakiki anlama dier bazlarna gre daha yakndrlar. Dolaysyla bunlardan hangisi daha basitse basitlik bakmndan kendisinden sonra gelene gre bir ismini daha ok hak etmektedir. Mutlak bir ise, bir ismi

278

verilen bu vasflarn tmnden beri olduu gibi ikincisi de yoktur. nk vacibul vcuttur. Vacibin de bildiin gibi ikincisi olmaz. 19- el-Ferd: Bire gre daha zeldir. nk bir olmann yan sra blnmeyi ve paralanmay da kabul etmez. nk baz birler blnrler. Bu ikisi ise yer kaplayan cevher gibi fiilen blnmeseler de mutlak ferd, kaplayan, ama blnmeyendir. Dolaysyla O, cz olmayan ferd, paras olmayan kldr. Ama dier kller iin bu durum sz konusu deildir. 20- es-Samed: Hem birin hem de ferdin anlamn ierir. nk samed, boluu olmayan seyyid demektir. Mutlak seyidin stnde baka bir seyyid yoktur. Bu ise ayn zamanda vacip demektir. nk vacip, btn mmknlerin stndedir. Dolaysyla birdir. Ayrca boluu da yoktur, bu yzden ferdir. nk boluun olmamas, hacmin olmamas demektir. u halde Allah her iki anlamda da Sameddir. 21- el-Ganiy: Zat, sfatlar ve fiilleri itibariyle bakasndan mstani olan. Fakir (muhta) ise, bu hususlardan biri itibariyle bakasna bal olandr. Vacibul vcudun mutlak gani olduunda kuku yoktur. nk bu hususlarda mutlak olarak her eyden mstanidir. Bakas ise bu hususlarn tm itibariyle Ona muhtatr. Allah zengindir, siz ise fakirsiniz. (Muhammed, 38) Rabbin zengindir, rahmet sahibidir. (Enam, 133) ayetleri zenginliin srf Ona, fakirliin, muhtaln ise bakasna zg olduuna iaret etmektedirler. nk btn Araplar ve edebiyat meydannda at koturanlar elif-lamn kaziyenin mahmulnn bana geldii durumlarda mahmuln bulunduu yerle snrl olduunu ifade ettiini bilirler. u halde bu hususta delil ve dil ayn noktada bulumaktadr.

279

22-el-Cevad: Cmert. Olmas gerekince bakalarna karlksz olarak baheden. Gerekmeyince baheden kimse cmert deil, beyinsizdir. Olmas gereken bir eyi herhangi bir gaye iin baheden kimse cevher veya nimet ya da cevher veya araz gayesiyle bahetmektedir. Dolaysyla karlkl etkileim iindedir. Bilindii gibi yce Allah mevcudat iin gerekli ve olmas gereken zatlar ve sfatlar gayesiz ve karlksz baheder. O, her eye hlkatini (varlk ve zelliini) veren, sonra da doru yolu gsterendir. (Taha, 50) O halde Allah mutlak cmerttir. 23- el-Hay: ki anlam vardr: Birincisi, haya sahibi. kincisi, idrak eden, faal. Birincisine gelince, haya, nefsin kendisinden sadr olan bir eyden dolay etkilenerek irkin olan bu eye bir daha dnmeme duygusuna kaplmas. Vacibul vcud, etkilenmekten mnezzehtir. Bilakis O, bakalarna etki eder, bakalar da Ondan etkilenir. O, yakk olmayan, uygun olmayan hibir eyin kendisinden sadr olmamas anlamnda haya sahibidir. Bilakis Ondan sadr olan her ey olmas gerektii gibidir. Bundan da anlalyor ki her nefsani sfatn bir balangc ve sonu vardr. Balanglar noksanlk, sonlar ise kemaldir. rnein glme sfat, bir nefsani hal olarak balangc, nefsin ruhun almasndan etkilenmesi, sonu ise aradaki fiili ya da szl badan dolay glmekten sevin duymaktr. Alama sfat da yle. Bir nefsani hal olarak balangc, nefsin ruhun bzlmesinden, beyne ekilmesinden etkilenmesi, sonu ise bunun akabinde alanan kimseye ynelik merhamet ve efkat duygusunun ortaya kmasdr. fke, kin ve intikam gibi nefsani haller iin de ayn durum geerlidir. Bunlarn her birinin eksiklii ve kemali vardr. Dolaysyla Allah onlara gazap etmitir. (Fetih, 6) phesiz Allah (hakk aklamak iin) sivrisinek ve onun da tesinde bir varl misal getirmekten haya etmez. (Bakara, 26) ayetlerinde ve Rasulullahn (s.a.v) Allah haya sahibidir ve ayplar

280

rtendir. Hayay ve ayplar rtmeyi sever. hadisinde olduu gibi bu sfatlar yce Allah hakknda kullanld zaman eksiklik ifade eden balanglar itibariyle deil, kemal ifade eden sonlar itibariyle yorumlanmaldrlar. Bu klli bir kaidedir. Onu aklnda tut ve kredenlerden ol. kincisine gelince, yani hayat sahibi olmas. Bu da idrak eden ve faal olmas anlamndadr. Hi kukusuz yce Allahn ilmi her eyi say olarak kuatmtr. Btn varlk Onun fiilidir. Bununla beraber lmez ve yok olmaz. O mutlak diridir. Ondan baka ilah yoktur. Mizacnda terkip olmad gibi eksikliinin giderilmesine de ihtiyac yoktur. 24- el-Cemil: D suretin ve i suretin gzellii anlamnda kullanlr. Vacibul vcud hakknda hissedilir suretin olmas muhalin muhali olduu iin bunu akli suret eklinde yorumlamak gerekir. Dolaysyla O en gzel ve en kamil eydir. Daha dorusu btn gzellikler, kemaller, parlaklklar, klar, nurlar, zuhurlar, srurlar, sevinler Ondan kaynaklanmlardr. Hatta O, bakalar iin eksiklik olan kemalin ve cemalin aynsdr. Nitekim bir ey tamamlannca eksilmesi yaklar, zeval bulmas beklenir. denilmitir. bakasnn eksiklii kendisinin kemali olan zat mnezzehtir. Kemalinin kuvveti bakasnn zayflnn delili olan zat yceler ycesidir. 25- er-Rezzak: Rzk, alem ehlinin ruh ve cisim olarak taksim edilmi olmasna bal olarak ruhani ve cismani olmak zere iki ksma ayrlr. Ruhun ve cismin her birinin rzk vardr. Ruhlarn rzk ilim ve irfan, cisimlerin rzk ise hububat ve ettir. Cisim, rzkndan alkonduu zaman ld gibi ruh da akli rzklarndan yoksun brakld zaman lr. Bu yzden yce Allah cahilleri vasfederken onlar ller diye isimlendirmitir: Dirilerle ller bir olmaz. (Fatr, 22) Bu iki rzk trnn de kayna Allahn katndadr. Dolaysyla Rezzak Odur.

281

26- el-Kayyum: Kendi zat ile kaim olup bakas da kendisiyle kaim olan. Hi kukusuz vacibul vcud bizzat kaimdir. Onun dndaki mmknlerin varl ve devam Onunladr. Dolaysyla O, mutlak olarak bakalarn kaim eden kayyumdur. nk gkleri ve yeri bozulup zlmemeleri iin tutan Odur. Gkler ve yer Onun emriyle kaimdirler. Byk isimlerden biridir bu. nk sadece Allah iin kullanlr. Mecazi de olsa Allahtan bakas iin kullanlmas caiz deildir. Allahtan bakas iin kullanld zaman anlamn yitirir. 27- el-Hak: Bu isim eitli anlamlarda kullanlr: Birincisi: sadece varlk nitelii hak eden ey anlamnda. kincisi: varlnn sebat anlamnda. nc: baki olmas anlamnda. Drdnc: devam etmesi anlamnda. Beincisi: yok olmayan anlamnda. Vacibul vcud, bu mertebelerin tmne sahip olandr. Bununla beraber bu drt mertebe bakas iin sz konusu olduunda yine ondan, onunla, onun iin ve ona yneliktir. Dolaysyla hak olmaya herkesten ok hak sahibidir. Bakas ise batl olmaya layktr. nk bakas kendisinden zatndan dolay varl hak etmez. Bilakis zat itibariyle sadece yokluk hak eder. Yani kendi haline braklsa asli yokluu zere kalr. Zat itibariyle yokluk hak eder, demiyorum. Bu takdirde srf mmteni kapsamna girer. Bilakis zat itibariyle varlk hak etmemeyi hak eder. Varlk hak etmekle yokluk hak etmek arasnda fark vardr. Birincisi nefiy, ikincisi ise ispattr. Nitekim daha nce menfi imkan ile imkann nefyedilmesi arasndaki fark vurgularken bu hususa iaret etmitik. Vacibul vcud olan Hak, kendisinden baka her eye stnlk kurup galip geldii iin yce Allah yle buyurmutur: Bilakis biz, Hakk btln tepesine bindiririz de o, btln iini bitirir. Bir de bakarsnz ki, btl yok olup gitmitir. (Enbiya, 18) ez-Zuhuk, ruhun kmas demektir. Burada ise Hakkn ceberutunun altnda tmnn dalp toz duman olmas, lahutunun parlakl denizinde batmas anlamnda

282

kullanlmtr. (Allah'a) yaktrdnz sfatlardan dolay yazklar olsun size! (Enbiya, 18) Bu nurdan bakasn Ona yaktrmanzdan dolay size yazklar olsun. O, mecaz esas alanlarn dilinde zahir, havasn dilinde muzhir (izhar eden), havasn havas dilinde ise kendisini ve bakasn tantan anlamndadr. Hi kukusuz cmertlik (el-cud) nurdur. Karanlk yokluu ortadan kaldrr. Dolaysyla bu nuru baheden ondan daha nurlu ve daha parlaktr. O halde O, nurlarn nurudur. nk O, zat ile mevcut olmas cihetiyle eserlerin var edicisi, srlarn izhar edicisidir. Bakasnn da yaratcsdr. Dolaysyla varlk arzn enine, boyuna, fazladan ltuf ve gereklilik olarak nuruyla aydnlatmtr. Derken kdem celalinin heybetinin istilas sonucu yokluk karanlnn ordular bozguna uramtr. Bylece Allah, semavatn ve arzn nrudur. (Nur, 35) gerei ispatlanmtr. Esmaul Hsna (Allahn gzel isimleri) ile ilgili temel yaklam budur. Biz bu isimlerin birka tanesini deerlendirdik. Dier isimleri de bu temel yaklam esasnda deerlendirmek mmkndr. nk burada akln kullanma becerisine sahip olanlar iin klli ve yol gsterici bir kaideye dikkat ektik. Bundan dolay dier isimleri birer birer sayma gereini duymadk. Ki klli kuraldan hareketle maksad kavrayan ve meseleye ciddiyetle eilen kimseler gereksiz bir detaylandrma ve oyalayc bir ayrntlandrma dncesine kaplmasnlar.

283

Hatime Ey doru yolu bulmaya alan kimse, eer bu vasflarn benzerlerini nefsin iin elde ettiysen, kapasiten ve gcn orannda, aczinin ve ihtiyacnn kaldrabilecei miktarda ameli ve nazari olarak bu niteliklere sahip olduysan bilmelisin ki kul asla mabuda dnmez. Ama kulun nefsi mabudun marifetinin nuruyla aydnland zaman onun sfatlaryla sfatlanr. Bu yzden Rasulullah (s.a.v) yle buyurmutur: Ey kalpleri nurlandran! Kalbimi marifetinin nuruyla nurlandr. nk Rabbini bilen kimseye hibir ey gizli kalmaz ve zorunlu olarak bilir ki btn eya onun iindedir. Btn czleri bilen kimse, kll de onun iindedir. Yani kll, czlerin haricinde olmad gibi dahilinde de deildir. Nitekim Ariflerden biri yle demitir: Allaha hamdolsun ki ne ayrlk var ne de birliktelik Muallim-i evvelin, aleme hayat veren ve felekleri idare eden kudrete ilikin bir soruya cevap mahiyetindeki u sznn anlam da budur: Alemleri ve felekleri doldurduunu da syleyemem, onlardan hali olduunu da. Allah mnezzehtir, O, uludur, byktr. Evet, yukarda sylediimiz gibi eer bu sfatlar ve nitelikleri belirttiimiz tarzda zerinde tayorsan, Allahn ahlakyla ahlaklanmsndr. Bu takdirde Ona yakn olmay hak etmi, onunla buluma nimetini elde etmi, onun bekasyla beka bulmu olursun. nk Allah gzeldir, ancak gzeli kabul eder. O'na ancak gzel szler ykselir (ular). Onlar da Allah'a amel-i slih ulatrr. (Fatr, 10) nk ona yaknlk, onun katnda doruluk makamnda oturmu olma nimetine kavumak ancak sfat ve ahlak olarak benzerlikle mmkndr, cihet ve ykseli olarak deil. Bu benzerlik rabbani aba sahibinin emeinin, nurani kiinin almasnn ana

284

gayesidir. Bunlarla ahlaklanmak nefsin zelliidir, bedenin deil. nk beden kinin ve kskanln kaynadr. Aksi takdirde bouna nefsini yorma, hissini ve sezgini bo yere harcama. nk Allah btn lemlerden mstandir. (Al-i mran, 97) Yoksa kr lafzn dille telaffuz eden herkes zevkinden lezzet, lezzetinden de zevk almaz. te apak hak budur. te orada iman sahipleri imtihandan geirilmi ve iddetli bir sarsntya uratlmlard. (Ahzab, 11) O halde Allah'tan saknsnlar ve doru sz sylesinler. (Nisa, 9) Nitekim bedeni deil, nefsi kemale erdirmeye tevik edici mahiyette bir air yle demitir: Ey bedenin hizmetkar! Ona hizmet etmek iin ne ok yorarsn kendini Zarar edilecek yerden kar beklersin Nefsine bak, kemale erdir onun faziletlerini Sen bedenle deil, nefisle insansn MEAD AHRET HAKKINDA kinci Kutub: Mead (ahiret) hakkndadr. Meadin mahiyetine ilikin mukaddimenin bir anlamda girii niteliindedir. El-Mead kelimesi, dnmek demektir. Bir eyin, kopup geldii duruma dnmesi anlamndadr. Nitekim her ey aslna dner. Denilmitir. Mead bilmek, izafi konular kapsamna girer. Bu yzden onu dnp anlamak ancak baka bir eyle mukayese etmekle mmkndr. nk eyler iki ksma ayrlrlar. Bir ksm hakikidir. Olduklar gibi anlalabilirler. Bunlar anlamak iin baka bir eye bakmaya gerek yoktur. Gk, yer, bitki, hayvan ve insan gibi. Ksaca kendi nefisleriyle kaim olan btn eyler bu ksma girerler.

285

Baz eyler de vardr ki izafidirler. Bunlar anlamak, dnmek iin de kendilerinin dndaki bir eye bakp onu esas almak gerekir. Babalk, oulluk, ilim, kudret, st, alt, mutluluk ve bedbahtlk gibi arazlarn byk ksm bu kapsama girer. Daha dorusu arazlardan iki cins, yani kemiyet ve keyfiyet bunun dndadr. nk bunlar baka bir eye bakmadan anlamak, dnmek mmkndr. Ama dier ulvi cinsler iin bildiin gibi bunu syleyemeyiz. Mead bilmek de bunun gibidir. Bu yzden mead bilip anlamak iin eyi bilmeye ihtiya vardr: 1- Meadin kendisi iin olduu ey. 2- Meadin kendisinden olduu ey. 3- Meadin kendisine ynelik olduu ey. Meadin kendisine ynelik olduu ey de meadin kendisi iin olduu eye gre ya akli ruhlar iin ruhaniler alemi ya da cismani ruhlar iin felekler alemi olmak zere ikiye ayrlr. Bundan da anlalyor ki meleklerden ve onlarn kalplar ve bedenleri konumundaki feleklerden ibaret ulvi ruhlar iin mead yoktur. Yani alemlerinin tesinde, sonunda dnecekleri baka bir alem sz konusu deildir. Aksi takdirde sonsuz alemlerin varl gerekecekti. Bunun imkanszlna dair delili daha nce ortaya koymutuk. O halde akllar ve felekler alemi mead alemidir. Bu iki alemin dnecekleri baka bir alem yoktur. ancak yce Allahn onlarn yklmalarn ve yeni bir yaratlla var edilmelerini dilemesi baka. Meadin kendisinde olduu eye gelince, bu da sadece unsurlar alemidir, bakas deil. nk meadin gayesi, her birine yaraan mutlulua nail olmalar suretiyle nefislerin ve ruhlarn hallerini kemale erdirmektir. Bu da ancak her hak sahibinin hakkn vermekle mmkn olur. Ki ihsan sahibinin

286

ltfnn gstergesi yaplan bir iyilie on misli iyilikle karlk vermektir. hsan kapsamnda bir iyilie on misli iyilikle karlk vermenin srr udur: nsanda etkin olan faal kuvvet sadece nurani kuvve-i natkadr. Nitekim buna yle iaret edilmitir: Orada mslmanlardan, bir ev halkndan baka kimse bulmadk. (Zariyat, 36).. Bunun yannda szn ettiimiz bu kuvvet, kafir ve zalim kuvvetlerin tazyiki altndadr. Ki bunlardan sekiz tanesi hizmet eden ve hizmet edilen tabii kuvvetlerdir. kisi ise ehvet ve gazap kuvvetleridir. Bunlar da hayvanlara has kuvvetlerdir. Bu yzden bir insana bir tek ihsanda bulunan bir kimse bir bakma gnahkar, facir on nefse galip gelmi gibidir. Dolaysyla yapt bu bir tek ihsana karlk on kat iyilikle dllendirilmeyi hak etmitir. Nitekim bu sembolik anlatmdan dolay yce Allah rasulne (s.a.v) hitaben yle buyurmutur: Ey Nebiy! Mminleri savaa tevik et. (Enfal, 65) d kafirlere kar kk cihada ve i gnahkar kuvvetlere kar byk cihada tevik et. Eer sizden sabrl yirmi kii bulunursa, iki yze (kfire) galip gelirler. (Enfal, 65) Sabrl yirmi nefis, azgn iki yz nefse falip gelir. nk zayf olan bu nefislerin herhangi bir fiil asndan sebatlar yoktur. Bu durum Rasulullahn (s.a.v) zamannda vacipti. nk onun zamannda nefisler kuvvetli ve tabii kuvvetler ise zayflamt. Nefislerin kuvvetlilii, kutsi nebevi nefsin nurundan destek grmelerinden ileri geliyordu. nk nebevi nefis, Allahn arznda ekini ve nesli helak eden ifsat edici kuvvetlerden oluan ordulara kar durdurulamaz bir saldrya geen Allahn aslanlarndan bir asland. Allah bozguncular sevmez. (Maide, 64) Tabii kuvvetlerin zayfl ise, sultannn hakimiyetinin zayflamasndan kaynaklanmaktadr. Bu kuvetlerin sultan ise Firavun ve Semud gibi ordularn sahibi blistir. nk Muhammedi gne, hak ufuklarndan doduu andan itibaren blisin zulmetinin saltanat zayflad, daha dorusu

287

gc darmadan oldu, savam hsranla burun buruna geldi. Bu yzden Hz. Muhammedin gnderilmesinden beri blisin sevindii grlmemitir denilmitir. imdi ise Allah, yknz hafifletti; sizde zayflk olduunu bildi. (Enfal, 66) nk efkatinin afa alemleri eserleriyle, yani Kuran ve hadis ile aydnlatmaya devam etse de rahmet gnei batmtr artk. O halde sizden sabrl yz kii bulunursa, (onlardan) ikiyz kiiye galip gelir. (Enfal, 66) kiye kar bir. Yani bir nefsin ehvet ve gazap kuvvetlerine galip gelmesi gerekir. nk on kuvvet iinde bizzat kast edilen iki asl kuvvet bunlardr. Bu yzden Rasulullah (s.a.v) yle buyurmutur: Melekler iinde kpek veya resim bulunan eve girmezler. Kpek gazaptr, gazap akl srr, yaralar. Resim ise ehvettir. ehvetin suret (resim) olarak isimlendirilmesinin sebebi ise, herkesin itaatle, boyun emekle ona ynelmesi, onun da onlar istila edip kullar haline getirmesidir. Tekrar savamak iin bir tarafa ekilme veya dier ble ulap mevzi tutma durumu dnda, kim yle bir gnde onlara arka evirirse muhakkak ki o, Allah'n gazabn hak etmi olarak dner. Onun yeri de cehennemdir. Oras, varlacak ne kt yerdir! (Enfal, 16) Varlacak yerine ktl, tam da bu davrann bire bir karldr. nk ktlk bu kuvvetlerden tabii olarak kaynaklanmtr, zorlamayla deil. Bunlardan kaynaklanan bir engel, bir mani sz konusu olmamtr. Sadece getirdiinin dengiyle cezalandrlr. Onlar hakszla uratlmazlar. (Enam, 160) dllendirmek ve cezalandrmak baka bir yurtta gerekleen olgulardr, bu dnyada gereklemezler. nk buras amel, alma yurdudur, ceza ve dl yurdu deildir. Bu dnya kamer feleinin konkavdr. Kamer konkav yaratma ve emir yetkisine sahip, mlk ve melekutun sahibi, din gnnn hkmran olan Allahn emriyle amel ve alma yurdu olup ceza ve dl yurdu deildir. Ceza ve dl yurdunda her ey yakin derecesinde

288

ortaya kar ve o gn, ne mal fayda verir ne de evlt. (uara, 88) Mead kendisi iin olana gelince, bu da unsur aleminde olan, felek sahasnda bulunan eylere gre eitli ksmlara ayrlr. nk Kuranda aka ifade edildii zere bunlarn her birinin bir mead vardr. Ki Kuran en gvenilir ve emin olarak nazil olan bir Kitab olmas hasebiyle bedenlerin meadn, kabirlerden diriliini inkar edip dier dirilileri kabul edenleri reddetmektedir. Bunlar bundan bakasn da bilmezler zaten. nk insan iin sz konusu olan dirili be menzilde gerekleir. Bu da insann ruhu ile bedeni arasndaki terkip ve imtizaca gre belirginleir. Birincisi, insann aklnn nefis kabrinden dirilmesi. kincisi, insan nefsinin ruh kabrinden dirilmesi. ncs, ruhunun kalp kabrinden dirilmesi. Drdncs, kalbinin kalp kabrinden dirilmesi. Beincisi, kalbnn arz kabrinden dirilmesi. Bu be dirili birbirini takip eden zamanlarda gerekleir ve bunlarn kemiyetini de onlarn yaratlmasn ilk kez balatan Allahtan baka kimse bilemez. Mebdei (yaratln balangcn) bilmeyenin mead (yeniden dirilii, yaratln tekrarlann) bilmesine imkan yoktur. Bu yzden yce Allah, lmden sonra dirilii (mead) inkar edenlere, her seferinde ilk kez yaratl hatrlatyor: u rm kemikleri kim diriltecek? diyor. De ki: Onlar ilk defa yaratm olan diriltecek. (Yasin, 78-79) Tpk ilk yaratmaya baladmz gibi onu tekrar ederiz. (Enbiya, 104)

289

Nur suresinin 35. ayetinde kandil, lamba, kristal fanus, aa, ya kavramlarn incelerken ilk yaratln (mebde) durumunu aklamtk. Tekrara dmemek ve sz uzatmamak iin yaratln tekrar balamnda bir kez daha bu konuya girmiyoruz. Hi kukusuz bu konuyla ilgili en etkili ayet udur: De ki: ster ta olun, ister demir, isterse gznzde byyen herhangi bir mahlk! (Bunlar, Allah'n sizi yeniden diriltmesini gletirmez.) Diyecekler ki: Bizi tekrar (hayata) kim dndrecek? (sra, 50) Bunlara cevap olarak ilk yaratmann durumu hatrlatlyor: De ki: Sizi ilk kez yaratan. (sra, 51) Yani tpk yaratmaya ve var etmeye ilk kez balanan durum gibi olacaktr. Bu da ister vakit, ister alet, ister madde, ister imkan bakmndan olsun fark etmez. lk kez gerekletikten sonra tekrar caizdir. Yani uzak bir ihtimal de olsa yeni bir yaratlmaya tabi tutulmak mmkndr. Ama ilk kez gerekleen yaratma eksik olduu iin deil. nk yaratmann eksiklii cehalete ve acizlie delalet eder. Bunlar ise her eyin yaratcs, yce sani iin muhaldir. Nitekim bir iirde yle deniyor: Byle bir terkibe sahip varl veren ne gzel gsterir onu. Tekrarn niin eksiklik ve noksanln iine atsn ki? Eer bu suretler gzel olmazsa kusur kimindir? Eer gzel olursa bu gzellik kimin iindir? Bilakis yaratmay tekrarlamasnn sebebi, ilk yaratltan daha gzel ve daha salam olmasdr. Ta ki heyuli istidatlar yenilensin. Nitekim Salih muallim yunan filozofu dehrilerden biriyle tartrken buna iaret etmitir. Zahit hekim Sokrat da yle demitir: Biz sonra gelecek bir zamanda var oluyoruz. Bu, meada (yeniden yaratla) ynelik sembolik bir iarettir.

290

lk yaratmada cizlik mi gsterdik? Hayr, onlar yeni bir yaratma hususunda phe iindedirler. (Kaf, 15) Yani ilk yaratmada yorulmadk, bitkin dmedik, aciz kalmadk ve zorluk ekmedik, byle iken ikincisinde mi btn bunlar ekecekmiiz? Kald ki sizin naklettiiniz bilgilere ve anlaynz bakmndan bile ikincisi daha kolaydr. nk bir eyi tekrarlamak meleke kesp etmeyi gerektirir. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Yaratmaya balayan, sonra onu tekrarlayan O'dur, ki bu, O'nun iin pek kolaydr. (Rum, 27) Bazlar, yce Allaha kar sui edep yapmamak iin ayette geen o zamirinin Allaha deil, meada dnk olduunu sylemilerdir. nk yce Allah, bir eyde nce zorlanp sonra kolayca yapmaktan mnezzehtir. Bilakis nceki yaratmada da sonraki yaratmada da kolaylk ve gzellik Onundur. Ama onlar yeniden diriliin, yeniden yaratln keyfiyeti hakknda kark ve bulank bir anlaya sahiptirler. armayn, ilk kez yaratla bakn. Dolaysyla zerinde durduumuz ayet, btn unsurlarn ve mevalidin meadnn, olu ve bozuluunun olduunu ak bir ekilde ortaya koymaktadr. nk ayette aka ister demir olun ifadesi gemektedir. Bu da madenlerin de yeniden iade edileceklerine, yeniden yaratlacaklarna delalet etmektedir. Ayette isterse gznzde byyen herhangi bir mahlk eklinde bir ifade de geiyor. Yani, yeniden diriltilmesini, yeniden yaratlmasn uzak bir ihtimal grp gznzde byttnz varlklar da, onlar ilk kez yaratan yaratclar yeniden yaratacaktr. Bunlardan maksat be snf varln asllardr. Bunlar da yle sralamak mmkndr: Basit unsurlar. Bunlarn olu ve bozulular ile ilgili konularda yaptmz aklamalar rendiine gre, yeniden yaratlmalarndan (meadndan) phe etme. nk olu ve bozulular bizzat ilk kez yaratlmalar ve yeniden yaratlmalardr. Ayn durum madenler, bitkiler ve canllar iin de geerlidir. nk bu mevalidlerin czileri de

291

bozulup olmakta, sonra var olduklar asllaryla btnlemektedirler. te bu drt asl varlk sn avam ve havas her kesin genel olarak gzlemledii eylerdir. Klliyatlarnn durumuna da akl hkmetmektedir. nk bir eyin cz bozulmaya kabil olduu zaman klli si de bozulmay kabul eder. nk tabiat, czide ve kllide benzerlik arz eder. Ama klliyatlarn bozulu ve olular ancak birbirini takip eden, art arda gelen devirlerde, pe pee uzayp giden tavrlarda gerekleir ki bunlarn kemiyetlerini ve keyfiyetlerini onlar ilk kez yaratan Allahtan baka kimse bilemez. Nitekim yce Allah yle buyurmutur. De ki: Yeryznde gezip dolan da, Allah ilk batan nasl yaratm bir bakn. (Ankebut, 20) Yce Allahn bizim iin yazd akln veya eriatn kutsal arznda gezmeye kmaya ilikin bu emirden sonra yeniden yaratl gereini de u ifadelerle vurgulamaktadr: te Allah bundan sonra (ayn ekilde) ahiret hayatn da yaratacaktr. Gerekten Allah her eye kadirdir. (Ankebut, 20) Burada vurgulanan husus udur: Byk ve kk yaratlta ibret alnacak ey ilahi kudret ve ilimdir. lim asndan, onun rm kemiklerin zerrelerini ihata ettii, kudret asndan ise hem ilk yaratlta hem de ikinci yaratlta onlara hakim olduu, onlar istila ettii vurgulanmaktadr. Yani onlarn maddelerini kuvveden fiile, imkandan vcuba karmaktadr. Nitekim bir ayette buna yle iaret etmitir: te yeniden k da byledir. (Kaf, 11) Yani llerin fena boluundan beka yurdunun sahnesine klar byle olacaktr. Yaratln yeniden gereklemesinde ibret alnacak hususun ilim ve kudret olduunu en ak vurgulayan ifadelerden biri, yeniden dirilii inkar edenlerin szleri aktarldktan sonra yer verilen u ifadedir: O, her trl yaratmay gayet iyi bilir. (Yasin, 79) Ayetin orijinalinde her iki kelime de mbalaa sigasyla kullanlmtr. Burada her bir mevalid asndan en byk kyamet kast edilmektedir. Nitekim yce Allah, unsurlarn en

292

byklerinin ve en ulvisinin bozuluunu aktarmtr ki, bu, unsurlarn meliki ve sultandr. Bundan maksat da atetir. Buna vaha denir. Vaha, en byk ate gibi en byk meliktir. nk iine atlan her eyi istila edip kahretme ve yoklua dntrme zelliine sahiptir. Nitekim yle buyurmutur: imdi sen, gn, insanlar bryecek ak bir duman karaca gn gzetle. (Duhan, 10) te bu semann kyametidir. Burada u noktaya dikkat ekilmektedir: Unsurlarn en bynn, en nurlusunun, en ereflisinin ve en parlann sonu bylesi bir bozulma ise, en kk ve en karanlk unsurun hali nicedir? Dikkatimize sunulan bir dier husus da udur: Basit varlklar, terkipleri olmad halde sonunda bozulup zlmeye maruz kaldklarna gre, bil kuvve ve bilfiil terkipleri olan mrekkep varlklar zlmeye ok daha yakndrlar. Yine Nuh tufan ile ilgili kssalar kapsamnda su kresinin kyametinden de sz edilmitir. rnein bir yerde yle buyruluyor: Biz de derhal nehir gibi devaml akan bir su ile gn kaplarn atk. Yeryznde kaynaklar fkrttk. (Kamer, 11) Burada su kresinin klliyatnn bozuluu ifade edilmektedir. Bildiin gibi bu alt st olularn sebebi udur: Scaklk hava kresini istila ettii zaman atee dnr. Bylece su ve arz kresine sirayet eder. Dolaysyla kamer feleinin ii tamamen atele dolar. Gk erimi bakr gibi grnr. Nitekim bir ayette yle buyrulmutur: O gn gkyz, erimi maden gibi olur. (Mearic, 8) Soukluk hava kresini istila ettii zaman suya dnr, sonra ate kresine sirayet eder. Bu krenin ii de dolu tulum gibi su ile dolar. te kssada anlatlan tufan budur. nsana gelince, onun iin gerek bir mead (yeniden dirili) vardr. nk yaratln ve unsurlar aleminden olularn maksad insandr. Ruhani ve cismani erefinden, ululuundan, yceliinden ve asaletinden dolay iki mead vardr insann. Cismani mead: Aziz Kurann haber verdii zere

293

ryen, dalan ve kemikleri ufalayan bedeninin benzerine sahip klnmak suretiyle yeniden dirilecektir. Dnmediler mi ki, gkleri ve yeri yaratm olan Allah, kendilerinin benzerini yaratmaya da kadirdir! (sra, 99) Yani cisimlerin klliyatlarn yaratan, canl beden gibi czi ve ahsi bir bedeni yaratamaz m? Bilakis bunu yaratmak daha kolaydr. Nitekim bir ayette yle buyurmutur: Elbette gklerin ve yerin yaratlmas, insanlarn yaratlmasndan daha byk bir eydir. (Mmin, 57) burada bozulup giden bedenlerin yeniden dirililerinin gerekleeceine ilikin bir dier mbalaal vurguya yer verilmitir. Yce Allah aziz kitabnda fani olan insan ahsnn benzerinin yaratlacana iki kere deinmektedir. nk aynsnn yeniden diriltilmesi mmkn deildir. Nasl mmkn olsun ki? Her bozulan eyin arazlarnn, ekillerinin, renklerinin ve yaplarnn da onunla birlikte bozulmas kanlmazdr. En azndan zel bir telif sz konusudur. Bir an dmleri zlr de yeniden balanrsa, zorunlu olarak nceki yapdan hasl olan ekli yok olacaktr. Yok olduu ve zld iin de onun ikinci bir kere tekrarlanmasna imkan yoktur. Fakat insan trnn olu mddeti ile bozulu mddeti arasndaki duruma gelince, akl bunu idrak etmeye g yetiremez. Bu yzden bu meseleyi ylece brakmak daha uygundur. Yce Allah bir ayette yle buyurmutur: Melekler ve Rh, oraya, miktar (dnya senesi ile) ellibin yl olan bir gnde ykselip kar. (Mearic, 4) Bu ayet, ruhun oradan gelii ile oraya tekrar dn arasnda elli bin senelik bir sre olduuna iaret etmektedir. Allah ne kast ettiini herkesten daha iyi bilir. u halde insann aklnn, nefsinin ve ruhunun her birinin kendi alemine ykselii (mirac) vardr. insann akl akl alemine, nefsi nefis alemine ve cismani ruhu ise felekler alemine ykselir. O'na ancak gzel szler ykselir. (Fatr, 10) saflklar, bulanklklar, temizlikleri ve pislikleri orannda ykselirler. Ama bu ykselilerin en by nefsin ykseliidir.

294

nk nefis emreden, nehyeden, amel eden, hrsla abalayan melikedir. Ruh ise onun cariyesi, zevcesi, binei ve glgelii konumundadr. Bu yzden en kk ykseli (mira) onundur. nk menzili nefse gre daha aadr. Yce Allah bu miraca (ykselie) yle iaret etmitir: Ykselme derecelerinin sahibi olan Allah katndan ve hi kimsenin savamayaca (Mearic, 3) Cismani meadin (yeniden diriliin) gerekleeceine ilikin genel kant ise udur: Sfli olular, ezeli kudretten kaynaklanrlar. Bunun vastas da ulvi ktlelerdir ve ulvi ktleler bunlarn maddelerini cmertlik denizinden gelen suret feyizlerini kabul etmeye hazrlarlar. Nitekim yle denmitir: Ademe ekil verilirken yldzlar onu seyrediyordu, Utarit hari. Unsuri varlklarn eseri varlklardan etkilendiini rendiinde bu konuyu da renmitin. Dolaysyla insan, hayvan, bitki ve maden suretlerini gerektiren feleki heyetin yeniden yaratlas caizdir ki bu cevaz akli zorunluluk ve vaciplik dzeyine kadar vardrlabilir. Bu heyet yeniden oluturulduu zaman mevalidin suretleri de ister istemez yeniden oluur. Nitekim yce Allah bu durumu yle anlatmtr: Sonra duman halinde olan ge yneldi, ona ve yerkreye: steyerek veya istemeyerek, gelin! dedi. kisi de steyerek geldik dediler. (Fussilet, 11) Yani suretleri kabul etmeye elverili maddeler sadece senin kar konulmaz emrine ve gz kamatrc nuruna baldrlar. Nitekim Resulullah (s.a.v) yle buyurmutur: Allah mahlukat karanlkta yaratt, sonra zerlerine nurun serpti. Emrinin vakti geldi, kn=ol sznn zamandr. O halde bu gecikme, bu teenni nedendir? Ne zamana kadar srecek bu erteleme ve temenni? Bu yzden yce Allah ikisi de isteyerek geldik, dediler. buyuruyor. Ruhun ayrld kalbn kendisine veya benzerine geri

295

dnmesine gelince, bu mesele nbvvet lambasndan ilmini alanlardan bakas tarafndan bilinmemektedir. nk bu meselenin bilinmesi tenashn sahih olmasna baldr. Eer bedenlerin ve kalplarn tenash sahih ise, bunu bilmek de caiz olur, deilse olmaz. Ksaca sylemek gerekirse, tenashn batl olduuna inanmakla beraber ruhun bedene geri dneceini sylemek varlk ile yokluk, siyah ile beyaz arasndaki eliki kadar birbiriyle elimektedir. Dolaysyla bu iki inanc telif etmek, su ile atei, gece ile gndz bir araya getirmeye benzer. Ne var ki btn nebiler (a.s), zellikle rasullerin efendisi, yollarn rehberi, nebilerin sonuncusu, asfiyann safisi (s.a.v) ak bir dille, l kabre konuluca nefsin bedene avdet ettiini sylemitir. Dolaysyla tasdik etmek zorundayz. Nitekim akl da ilk yaratlta caiz olduu gibi nefsin yeniden bedene dnmesini caiz grmektedir. Birinde bedene taalluk etmekte, birinde ise ondan kopmaktadr. Kk lm dediimiz uykuda olduu gibi. Bu durum kk uykuda caiz olduuna gre, neden lm dediimiz byk uykuda caiz olmasn. Bylece kabir azabnn, mnker ve nekir adl meleklerin sorgularnn ve ilk anda beliren dehet sahneleri gibi berzah srat zerinde ortaya kan korkularn sahih olduu da ortaya kyor. Berzah ise nefsin bedenden ayrlmasndan kyamet meydannda toplanma zamanna kadar srenin addr. Yce Allah ayette her iki halle ilgili olarak ruhun bedene taalluk etmesinden ve ondan kopmasndan bahsetmitir. Birinci ayet: Siz cansz iken size can veren Allah' nasl inkr edersiniz? Sonra sizi ldrecek, tekrar sizi dirilteceksiniz. (Bakara, 28) kinci ayet: nefislerden ve ruhlardan hikaye ile yle buyrulmutur: Rabbimiz, bizi iki defa ldrdn, iki defa dirilttin, derler. (Mmin, 11) nc ayet: Allah, lenin lm zaman gelince, lmeyenin de uykusunda iken canlarn alr. (Zmer, 42) Bu ayetlerden anlalyor ki gnderme, tutma, lm, hayat, uyku ve uyanklk

296

gibi hallerin tamam ruhun bedendeki tasarruflarndan ve onunla ilikisini kesmesinden ibarettir. Bunlarn zamanlar uzun olmak, ksa olmak, zayf ve gl olmak bakmndan farkl olsa da. Ruhun beden zerindeki tasarrufu, ya kllidir ya da czidir. Eer klli ise, bu durumda ya zahiri ve Batni btn duyular altrmaktadr, dolaysyla uyanklk adn almaktadr ya da zahiri duyular deil, sadece Batni duyular altrmaktadr ve uyku adn almaktadr. Bu yzden uyku, ruhun zahirden batna ekilmesinden ibarettir.denilmitir. Nitekim Rasulullah (s.a.v) da uyku lmn kardeidir buyurmutur. nk insanda toplam on duyu vardr. Uyku srasnda be tanesi devre d kalr. lmde ise tamam iptal olur. Bu yzden uyku ile lm kardetir. Ama lm byk karde, uyku ise kk kardetir. Eer ruhun beden zerindeki tasarrufu czi ise, buna da intibah ad verilir. Nitekim Rasulullah (s.a.v) yle buyurmutur: nsanlar uykudadrlar. ldkleri zaman uyanrlar. Burada Rasulullah (s.a.v) ruhun beden kalb zerindeki tasarrufunun kesilmesinin ilk zamann intibah olarak isimlendirmitir. te ruhun beden zerindeki tasarruflarnn ksmlar bunlardan ibarettir. Ruhun beden zerindeki tasarrufunun kesilmesinin ksmlar ise ncekilerin kart haller eklinde belirginleir. Bu kesilme klli ise nefis iin lm, czi ise intibah olarak isimlendirilir. Kalp iin de uyku ile uyanklk aras bir nc hal olarak isimlendirilir. Sufiler ise vaka, syrlma ve selp olma olarak isimlendirirler. Ksaca sylemek gerekirse, ruhun yaamas bedenin lm demektir. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Biz, l topraa can vermek iin semadan tertemiz su indirdik. (Furkan, 48) Yce Allah, beden zerinde tasarrufta bulunan ruhu l toprak olarak nitelendiriyor ve onu hakikat marifetleri suyuyla dirilttiini belirtiyor. Bu ise ancak ruhun beden zerindeki tasarrufunun kesilmesi durumunda gerekleir. Bir dier ayette ise ruhu gzel memleket olarak

297

isimlendirmektedir: Rabbinin izniyle gzel memleketin bitkisi (gzel) kar. (Araf, 58)bu da ruhun beden llerinden ve kuvvetlerinin esaretinden kurtulmas esnasnda gerekleir. Gzel memleketin bitkisinden maksat ilimleri ve marifetleridir. Pis nefislerden ise faydasz bitkiden baka bir ey kmaz. (Araf, 58) bundan maksat da cehaleti, sapkl ve bozuk inanlardr. Buna benzer bir anlam u ayetten de alglayabiliriz: l iken dirilttiimiz mi? (Enam, 122) Ruhun lm de zorunlu olarak bedenin hayatdr. nk cismanilerin hayat, ruhanilerin mahvnda, ruhanilerin hayat da cismanilerin mahvndadr. Bu ise bazen ruhun nurunun kuvvetlerin karanlklarn, bazen de karanlklarn kuvvetlerinin ruhun nurunu istila etmesi ile ortaya kar. Nur ve karanlk bir arada olmalarna imkan olmayan ztlardr. Ne zaman biri ispatlanrsa, br ortadan kalkar. Bu yzden yce Allah yle buyurmutur: Allah dilediini siler, (dilediini de) sabit brakr. Btn kitaplarn asl onun yanndadr. (Rad, 39) Bundan maksat da Cebraildir (yani kitaplarn asl Cebrailin yanndadr.) Dolaysyla ruhun bedenle btnlemesi, bedenin ondan faydalar ve nurlar iktibas etmesi ya da bedenden kopmas ile ruh iin lm ve hayat halleri belirginleir. Hanginizin daha gzel davranacan snamak iin. (Mlk, 2) u ayet de bu iki hale iaret etmektedir: Biz, geceyi ve gndz birer yet (delil) olarak yarattk. (sra, 12) Yani ruhun bedene taalluk etmesi karanln ve bedenden kurtulu aydnln birer delil kldk. u ayet de buna ynelik bir rnektir: Gece de onlar iin bir ibret almetidir. Biz ondan gndz syrp ekeriz. (Yasin, 37)Yani nurani, rabbani ruhu ilim ve amel okluuyla ekip alrz. u ayette ise zellikle lm haline iaret edilmektedir: Muhakkak sen de leceksin, onlar da lecekler. (Zmer, 30) Yani kuvvetlerin

298

ilikilerine bal olduunuz srece lsnz. Onlardan ayrldnzda gzel bir hayatla dirilirsiniz. Nitekim bir ayette yle buyurmutur: l iken dirilttiimiz ve kendisine insanlar arasnda yryebilecei bir k verdiimiz kimse mi? (Enam, 122) Bu ayet gayet net biimde iaret ediyor ki, nefsin nuru ilikiler karanlndan syrlp melekut yceliine ulatnda parldar. Bu cismani mead. Ruhani meada gelince, bunu bilmek nefsi, nefsin bekasn, sfatlarn ve hallerini bilmeye baldr. Zatn ve cevherini daha nce renmitin. imdi ise bedenin lmnden sonra baki kalmasnn vacipliini renmek durumundayz. Bu arada insanlarn alageldiklerinin dnda baz olaanst zelliklerine ve eserlerine dikkat ekmemiz gerekmektedir. Biz bunlarn tmn iki blmle snrlandryoruz. Bu blmlerden biri asl, br ise teferruat konumundadr. Asl konumundaki blm, birok meseleyi ihtiva etmektedir. yle ki: Birinci mesele: Nebilerden ve filozoflardan oluan ok sayda insann dilinden dmeyen baz kelimelerin tefsiri ile ilgilidir. Birinci kelime, mucize. Tanm, harikulade bir ey olarak belirlenmitir. Kar kmaya imkan olmayan meydan okumayla e anlamldr. Bu tanm ise drt kayttan mrekkeptir. Birinci kayt, bir ey dememizdir. Bu, hem varlksal hem de yoksal eyleri kapsayan en genel ifadelerden biridir. nk mucize, allann dnda bir eyin ortaya konmas eklinde olabilir. Bu durumda varlksaldr. Bazen de allann engellenmesi eklinde olabilir. Bu durumda da yoksaldr. Bu yzden bir ey szyle kaytlanmtr. Varlksal mucizenin rnei, her sene bir veya iki kere yamur yadran bulutlarn gnderilmesidir. Yoksal mucizenin rnei ise bu bulutlarn yamur yadrmasnn engellenmesidir. Yce Allah u ayette varlksal mucizelere iaret etmitir: Biz de ayr ayr mucizeler

299

olarak onlarn zerine tufan, ekirge, haere, kurbaalar ve kan gnderdik. (Araf, 133) Hi kukusuz mucize, bir kavme ynelik gazap eklinde de olabilir, onlara ynelik rahmet eklinde de olabilir. Bunu onlarn amellerinin Salih veya fasit olmas belirler. u ayette ise yoksal mucizeye iaret edilmitir: Andolsun ki, biz de Firavun'a uyanlar ders alsnlar diye yllarca kuraklk ve mahsul ktl ile cezalandrdk. (Araf, 130) Burada rnlerin artnn ve yamurlarn bereketinin engellenmesine iaret edilmitir. Bu ise kurakla ve ktla yol aar. kinci kayt, olaan st dememizdir. nk nebilik iddiasnda bulunan kimseden allma uygun bir ey olarak sadr olsa, her kes nebi olurdu ve ayrca nbvvete ihtiya olmazd. Ayrca bu olaanstln de nefsin gcne ve zayflna gre belirginleen mertebeleri vardr. Mesela baz nefisler gl olduklar iin ulvi ktlelere hkmederler. Bazen onlar yarmak, bazen de birletirmek eklinde hakimiyetlerini gsterirler. rnein Efendimiz (s.a.v) ay yarmtr. Baz nefisler hkmlerini bitkiler ve hayvanlar zerinde icra ederler. rnein Musa (a.s) elindeki asasn bazen ejderhaya, bazen ylana, bazen de normal asaya dntrmtr. Ksacas cismaniler ruhanilere itaat ederler. Bildiin gibi nefsinin gc daha fazla olann hakimiyeti daha erefli ve daha gl bir cisme ynelik olur. nc kayt, meydan okumayla e anlamldr dememizdir. Ta ki nebilik iddiasnda bulunan kimse gerek nebinin mucizesini kendisi iin bir delil olarak sunmasn. u halde mucizenin meydan okuma artna sahip olmas kanlmazdr. Meydan okuma ise, ahitlerin huzurunda ekseriyetin benzerini getirmekten aciz olduu bir mucize iddiasn ortaya atmaktr. Bu iddiann kiinin kendi iinde olmas yetmez. Aksi takdirde delil olma zellii ortadan kalkar. Drdnc kayt, kar kmaya imkan olmayan dememizdir. Bu kayd ngrmemizin sebebine gelince, nk allmn dnda, olaanst eyler oktur, sihir, tlsm, gz

300

baclk, byclk gibi. Ksacas, her insann kendine has olarak sahip olduu kuvvet, heybet, baar veya yazmak gibi yetenekleri kendi llerinde mucize mahiyetindedirler, nk bir bakas aynsn yapmakta acizdir. Ama bu yeteneklerin hibiri benzerinin veya biraz daha aasnn ya da daha stnnn meydan okumasndan kurtulamaz. Bu durumda mucize olmaktan kar. Bu yzden mucizeyi kesinlikle kar klamayan olmakla kaytlandrdk. Aksi takdirde mucize olmaktan kp delil olarak kalr. kinci kelime: Keramet. Olaan st bir eydir ve mucize iin sz konusu olan dier iki kayttan yoksundur. Bilakis kar klabilir olmas da muhtemeldir. Bu yzden kerametle meydan okumak veya makamna gvenmek caiz deildir. Bu noktada alimler arasnda Veli, kendisinin veli olduunu bilir mi, bilmez mi? eklinde bir tartma ba gstermitir. Benim kanaatime gre, velinin kendisinin veli olduunu bilmesinin gerekliliine ilikin gr gerein ifadesidir. nk veli, Allaha onu gryormu gibi ya da gerekten onu grerek ibadet edecek kadar yakn olan insan demektir. Ama bu da Allahtan baka her eyden ilgisini kestikten sonra gerekleir. Bu takdirde de Allah bilmesi ve Allah bildiini bilmesi kanlmaz olur. Aksi takdirde Allah bilmemi olur. Arif, marufunu, nefsini, irfannn derecesini, yani velayetini bilir. Dolaysyla velayetin varlndan habersiz velayetin var olabileceini sylemek, velayetin olmadan olduunu sylemek gibi inat tartmalarda, gereksiz cedellerde sarf edilen bir anlamsz szden te bir ey deildir. Dolaysyla imkanszdr. nc kelime: Vahiy: Szlkte, bir eyi bir eye sratle ilka etmek anlamna gelir. Araplar bu anlamda hem vaha hem de avha fiilini kullanrlar. Ama ikincisi daha ok kullanlmaktadr. Bu anlamyla cismani veya ruhani btn varlklar

301

kapsayan genel bir ifadedir. Nitekim yce Allah gklerle ilgili olarak yle buyurmaktadr: Her ge grevini vahyetti. (Fussilet, 12) Yeryz ile ilgili olarak da yle buyurmaktadr: Rabbinin ona vahyetmesiyle. (Zilzal, 5) Dalar hakknda da yle buyurmutur: Ey dalar! Onunla beraber tesbih edin. (Sebe, 10) Diilik boyutunun azl ve halinin zayfl nedeniyle vahyi kabul edemeyen insan hakknda da yle buyurmutur: Musa'nn anasna: Onu emzir diye vahyettik. (Kasas, 7) Genel anlay itibariyle vahyin anlam budur. Havas asndan ise vahiy, ulvi taraftan kabule hazr olan kimseye yneltilen hafif iaret demektir. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Allah, risaletini kime vereceini daha iyi bilir. (Enam, 124) zel vahyin ruhu bundan ibarettir. Nefsin almas arttka bu durum latif ibarelerle, zarif szlerle kendini gsterir. yle ki en yce melekuttan bahedilen ve heykel maddesi zrhna brnen ruh, onunla btnletii ilk zamanda zayf olur. Sonra nurlarnn yaylmas artarak devam eder, derken btn zahir ve batn duyulara ynelir ve onlar zerinde hakimiyetini kurar. Ksmlar ise, 1) kalbi vahiy, 2) iitsel vahiy ve 3)grsel vahiy olmak zere menzil eklinde belirginletirilebilir. Bunlar da kalbin vahyi kabul etmesine yardm eden unsurlar olduklar iin yce Allah birok yerde bu n birlikte zikretmitir: nk kulak, gz ve kalp, bunlarn hepsi ondan sorumludur. (sra, 36) Ve sizin iin kulaklar, gzler, kalpler yaratmtr. (Nahl, 78) Bir ayette de bu nn akledilen, grlen ve iitilen eylerin alglanmas hususunda eksik olduklarn yle ifade etmitir: Onlarn kalpleri vardr, onlarla kavramazlar; gzleri vardr, onlarla grmezler; kulaklar vardr, onlarla iitmezler. (Araf, 179) Bir dier ayette de yle buyurmaktadr: Onlar sarlar, dilsizler ve krlerdir. (Bakara, 18) Krlk ve sarlk gz ve kulakla ilgili olduu gibi dilsizlik de burada kalple ilgili olarak kullanlmtr.

302

Birinci menzil: Kalbi vahiy: Vahiy mertebelerinin en genelidir. En alt dzeyde de olsa bu dereceye sahip olmayan kimse iin nbvvet ismi uygun olmaz. nk vahiy denilen bu iaretin mertebelerinin saflnn ve bulanklnn knhne bunu ilka eden Allahtan baka kimse vakf olamaz. Allahtan sonra da ruh bilebilir. nk vahyin ilkas onun vastasyla gerekleir. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Allah, kullarndan dilediine emriyle ruhu ilka eder. (Mmin, 15) Bir dier ayette de yle buyurmaktadr: Allah kendi emriyle melekleri, emrinden ruh ile gnderir. (Nahl, 2) Bu parldayan bir nurdur ki nefs-i natkann madenine atlr. imeinin parlts neredeyse gzleri alr. (Nur, 43) nefhalarnn kuvvetinden, parlaklnn iddetinden gzleri kr edecektir neredeyse. Bu, nefsi kendine bindirerek en yce menzile ykseltip sonra da aa indiren buraktr. Yce Allah yle buyurmutur: Batt zaman yldza andolsun. (Necm, 1) Bu, yla yol gsteren yldzdr, peinden gidilen imamdr. Ama ini bat hali mcerret, karklklardan ar ve saf olur. Bulank beeri zulmet alemine yaklatnda da yaklamas orannda parlakl ve izale olur, bulankl ve snkl artar. Beeri zulmete galip gelirse, ruhu tmyle kapar, parlak, mutlu ve huzurlu olarak kurtulur. Nefis de derisinden btnyle syrlr. Bu, insann lme en yakn olduu hallerden biridir. Buna ruhani mira ad verilir. Bir ayette bu hal yle ifade edilmitir: Gece de onlar iin bir ibret almetidir. Biz ondan gndz syrp ekeriz de onlar karanlklara gmlrler. (Yasin, 37) Geride zlmani beden heykeli kalr. Bu hal ise yle hikaye edilmitir: Sonra yaklat, derken daha da yaklat. O kadar ki (birletirilmi) iki yay aras kadar, hatta daha da yakn oldu. (Necm, 8) Burada yaknlama hali iki yay arasndaki miktar eklinde ifade edilmitir. Araplarda adetti. Dman olan iki ahs bartklarnda, artk dmanlk yapmayacakla-

303

rnn ifadesi olarak gergin yaylarn yan yana getirirlerdi. Ama tabiat kuvvetlerinin zulmeti ona galip gelirse, sner, dalr. Buras yle bir makamdr ki burada Rasulullah (s.a.v) Cebraile yakla demi, o da eer bir parmak kadar daha yaklarsam, yanarm eklinde cevap vermitir. Yani beeri kuvvetler karanlna batarm. O halde yaklamann tedella ile ifade edilen hali vahyedene, dnv ile ifade edilen hali ise kendisine vahiy indirilene zg bir harekettir. Bylece her birinin nuru dierine yansr. Ruh, Burak diye ifade edilen kutsi ualar ipine sarlm olarak en yce tarafa eker. Burak kelimesi, imek anlamna gelen berk kelimesinin fual veznine uyarlanm eklidir. Vahyedenin inii batan yldzla, ruhun ona doru ykselii de yaklama fiiliyle ifade edilmitir. Burada yukardan aaya den, tutumu dumanlar ykselen ve tututurmaya da hazr olan yldz rnek verilmitir. Sonra bu ule bazen iner, bazen de ykselir. Tpk bir kaybolan, bir alp yaylan imek gibi. Nitekim bu hal yle ifade edilmitir: Andolsun onu, Sidret'l-Mnteh'nn yannda nceden bir defa daha grmt. (Necm, 13-14) yani eyaya kalp veren, somutlatran, tasvir eden ve ekil veren musavvir hayal kuvvetinin yannda bir daha grmt. Suretlerin ona ynelik vrutlarnn younluu nedeniyle de yle buyurmutur: Sidre'yi kaplayan kaplamt. (Necm, 16) Sidretl Mnteha olarak isimlendirilmesinin nedeni, hissedilen varlklarn (mahsusat) son bulduu ve akledilen varlklarn (makulat) balad makam olmasdr. Nitekim bu yzden yce Allah yle buyurmutur: Cennet'l-Me'v da onun yanndadr. (Necm, 15) Yani oray atn zaman ruhaniler alemine adm atm olursun. Sonra bu ekillendirici (musavvir) kuvvet, natk ruhun hizmetinde olsa, ona itaat etse, kudsi emrine ve nsi telkinine yabanc unsurlar kartrmasa, ona cazip bir suret, parlak bir ehre verir. Hatalardan, srmelerden, silinmelerden ve bozulmalardan korunmu

304

levhin hazinesinde gizli olan srlar ona fsldar. te bu suret, eriat dilinde, eserin messirin ismiyle adlandrlmasna bir rnek olarak Cebrail diye isimlendirilmitir. nk bu imek onun srlarndan, eserlerinden, ualarndan ve nurlarndandr. Yoksa faal akln ykseli ve inii mmtenidir. nk cisimsel balardan beridir. Byle iken mekan ktlesine, zaman darboazna girer mi? Girerse, hadiste belirtildii gibi yanar. Asl ismi buraktr. Onu makam- mahmuduna ve gaybi mnacat makamna tar. Nefse vaki olduunda iinde konuma (hadisun nefs), dzenli harflere ve mahreleri birbirinden ayrlm seslere brndnde ise Allah kelam olarak isimlendirilir. Tabi bunun iin de brnmenin bu halin iinde olmas gerekir. Fakat baka bir halde gerekleirse, nebevi hadis (nebi sz) olarak isimlendirilir. Buna ayrca phesiz deerli, gl ve Ar'n sahibi (Allah'n) katnda itibarl resuln sz. (Tekvir, 20)de denir. nk resul vahyin atlmasnn, frlmesinin vastas, haber vermenin, vahyi gndermenin sebebidir. Nitekim zihnimizde herhangi bir anlam uyansa, bu anlam, onu telaffuz etmemizden nce i konuma (hadisun nefs) olarak isimlendirilir. Ama dilin lafzlarnn ibarelerine brnd zaman dilin sz olarak isimlendirilir. Bu imek, tasavvufun ilk parlad, doduu dnemlerde sufilerin dilinde doular ve parldaylar olarak isimlendirilirdi. Bu hal devam edip iyice yerleik hale gelip sakin ve sabit olunca sekine olarak isimlendirilir. Nitekim buna yle iaret edilmitir: Mminlerin kalplerine sekine indiren O'dur. (Fetih, 4) Bu halin sahibine mkellem (kelam edilen) ve muhaddes (konuulan) denir. Rasulullah (s.a.v) bir hadisinde yle buyurmutur: mmetimde muhaddisler ve mkellemler vardr. mer onlardan biridir. Bu, hayal kuvvetinin itaat edip hizmet sunduu durumlarda geerlidir. Ama kark olmas durumunda, bu vahiy hali tevile muhtatr. Tpk ryada grlmesi halinde tabire muhta olmas gibi.

305

Bu hal, yani ak vahiy nefs-i natkaya vaki olduu zaman onda bir hafiflie, cokuya, lezzete ve yaama sevincine, bedende ise bir arla, bezginlie, zayfla ve bitkinlie yol aar. Nitekim bir ayette yle buyrulmutur: Dorusu biz sana ar bir sz vahyedeceiz. (Mrselat, 5) nk nuru, daha nemli ve bedeninden daha gl bir nurla megul olur. Nihayet nefis dudusu uunca beden kafesi de lr. Dolaysyla bu nura iltifat etmeyii orannda zulmeti ve bulankl artar. Buna karlk iltifat etmesi orannda da nuru, parlakl, aydnl ve kvlcm samas da artar. Rasulullah (s.a.v) ile ilgili olarak kendisine vahiy geldii zaman, vahyin arlndan, iddetinden ve etkisinden dolay bindii deve kerdi eklindeki rivayet tam da bu durumu aklamaktadr. kinci Menzil: itsel vahiy: Bu hal, vahiy telkini nefsi ap hayvani ruha sirayet edince gerekleir. nk hayvani ruh, geniliinin iddetinden ve nefsin cevheri zerine yaylmasndan dolay onun binei konumundadr. Ve nk nefsin cevherinin alan dardr. Nihayet ondan komusuna doru akar. Tpk darack bir glete dklen suyun oradan yaknndaki baka bir glete tamas gibi. Ama bu vahyi telkin, tpk n ayna trnden parlak cisimlerin yzeyine yansmas gibi hayvani ruhun cevherine yaylsa, onu bsbtn doldursa oradan iitme duyusuna sirayet eder. nk ona yklenmitir. Hayvani ruh ise taycsdr. Binek cokudan, sevinten dolay ak ile titredii zaman binici de onun titremesi, cokusu neticesinde titrer. Parlday ve hazz ona da yansr. Dolaysyla iitme duyusundaki bu kvlcm ona nfuz eder. Lambann nn kandilin fanusundan dar yansmas gibi.

306

nc Menzil: Grsel vahiy: Bu durum ancak iitme duyusunun heybesinin dolmas halinde kolaylar. Dolaysyla iitme duyusunun heybesi dolunca, oradan gzde birikmi havaya doru szar. O zaman vahyin suretini gzyle mahede ederek grr. Gaybi varlk kapsamnda olan eyi en parlak ve en aydnlk heyetiyle, en nurlu ve en gz alc ssyle seyreder. O zaman gizli srlar, gaybn hazinelerinde sakl eserleri ona fsldar. Ki Ondan baka kimse onlar bilemez. Ama feyziyle ve izniyle diledii rasul bunun dndadr. (Cin, 27) Nitekim malum olduu zere Rasulullah (s.a.v) bu ayni suret zere Cebraili iki kere grmtr, baka da grmemitir. Bazen bu geiken lahuti k koku alma duyusuna da sirayet eder. Bylece koku duyusu onu hisseder. Nitekim Yakub (a.s) Yusuf sureti suresinden vuslat ayetini okumak iin Kenan llerinden parlayan imein kvlcmlarnn kokusunu almt. zlemin yakc alevi Shreverdi ne gzel sylemi: Yznn gzelliinden okurum dersimi Seni bakasna anlatmak unutulacak gibi deildir. Maherde herkes nefsim nefsim derken Ben alarm ve Rabbim! Gneim gneim derim. Ya da gmleine kavumann nuruyla gzleri aydnlanr. Kalbindeki o girift dm de zlr. Eer bana bunam demezseniz inann ben Yusuf'un kokusunu alyorum! (Yusuf, 94) Burada Yakub (a.s), oullarndan kendisini bunamlkla sulamamalarn art kouyor. Et-Tefnid (bunamakla itham etmek): bylesine nemli bir hususta ayplamann en ileri eklidir. nk olayn keyfiyetini bilmiyorlard. Bir eyi bilmeyen kimse onu inkar eder. Hatta ona dman olur. Anadan doma kr olan bir kimsenin apaydnlk gnei ve parlak ay inkar etmesi gibi. Bunda gnein de ayn da hibir

307

kabahati yoktur kukusuz. Ya da gzleri grd halde yldzlarn varln, yldzlarn kklnden deil, grmesinin zayflndan dolay inkar eden kimse gibi. Yldzn suretini gzler kk grr. Kklkte yldzn deil, bakn kusuru var. Bana ramen oullar yemin ederek Yakubu (a.s) cehaletle ve dalaletle itham edip yle dediler: Vallahi sen hla eski dalaletindesin. (Yusuf, 95) Dalaletlerinin arlndan dolay nebi olan babalarn dalaletle itham ediyorlar. nk kendisi hasta olan kimse herkesin hasta olduunu dnr. nsanlarn temel bir zelliidir bu. Hasta olduu iin aznn tad ac olan kimseye Berrak suyun tad ac gelir. Katran kabndan bal szmaz. Yakub (a.s) gibi Yusufun (a.s) mbarek suretinden ayrld iin durmadan alamaktan dolay gzlerini kaybeden biri-ki iman gvenmektir ve hikmet Yemenlidir- onun hallerinden ve eserlerinden bizzat grm, mahede etmi gibi haber verir. Bu hal riyazetin ve cehdin sonucu olan bir vecdin ifadesidir. Ama yalanlanyor, daha dorusu bunaklkla itham ediliyor, delirmekle sulanyor. Onunla ilgili en kt zann besliyorlar. Gen adam kendinde bir olgunluk hissedince Ayplayc knamalar nemsemez olur Bu hal, yani koku duyusuyla alglanan vahiy, gemite pek nadir grlmtr. Buraya kadar vahyin menzilini yakini ilim yntemiyle erhettik. Zanni taklit yntemine bavurmadk. Kukusuz zihnin derinliklerinde baz noktalar kald ki kalemle yazlan ibarelerle erhedilecek gibi deildirler. Szl iaret de bunlar aklamaya yetmez. Bu yzden baanda braktk ve aklama yoluna girmedik.

308

Birinci mertebe, Vahyin birinci mertebesi btn nebi ve rasulleri kapsar. Ama nebi ile rasul arasnda da bir takm farklar vardr. Bu farklardan biri, rasuln nebiye gre daha zel ve daha stn olmasdr. Her rasul nebidir, ama her nebi rasul deildir. Bir dier fark, nebinin btn eriatlar arasnda ortak olan klli dini, yani Kitabn anas konumundaki muhkemat, herhangi bir sistem ve eriat vaz etmeden riayet etmemesidir. Rasul ise milletler ve dinler arasnda ortak olan yol zerinde izlenen bir eriat koyan ve buna dair hccet ve delil sunan kimsedir. Rasuln ortaya koyduu hccet ve delil birok veli ve arif iin de geerlidir. Ama veliler iin olan parlaklk ve aydnlk bakmndan nebiler iin olana gre daha aadadr. nk velilerin nefisleri kuvvet bakmndan nebilerin nefislerinden daha aadr. kinci mertebe, bazlarna hastr. rnein Musa (a.s) Allahn kelamn duymu, ama hi kimseyi grememitir. Bilakis teyit sigasyla ryetten (Allah grmekten) men edilmitir. nk asi mtehayile gc bu balamda saflamamtr, bulanktr. Bu tr isteklerden bu yzden sert bir slupla vazgeirilmitir. Apak delillere kanaat getirmesi emredilmitir. Nitekim bu sert ve etkili vazgeirmenin ardndan ona yle hitap edilmitir: Ey Musa! dedi, ben risaletlerimle (sana verdiim grevlerle) ve szlerimle seni insanlarn bana setim. Sana verdiimi al ve kredenlerden ol. (Araf, 144) Yani bu kadarla yetin. Szlerimizi duymaya kanaat getir. Bizimle karlamay umma, sana verdiimize kret. Musann (a.s) ayldktan sonra tvbe etmesi, kendisinden sadr olan bu istekten dolay pimanlk duymas, bu davrannn bir yanllk ve sui edep neticesi olduunu gstermektedir. Bilerek ve grerek yapmamtr. Nitekim yce Allah bu hususa yle iaret etmitir: Aylnca dedi ki: Seni noksan sfatlardan tenzih ederim, sana tevbe ettim. Ben inananlarn ilkiyim. (Araf, 143) Yani ben iman ve delil ehlinin

309

nderiyim. Mazeretimi ve tvbemi kabul et. Musa da baygn dt. (Araf, 143) ifadesinde anlatlan durum, bir bakma yanlan kimsenin sehiv secdesi yapmasna benziyor. Nitekim Davud (a.s) da iki hasmn durumunu bilmemi, sonra rabbinden balanma dilemi ve rkua eilerek, pimanln ifade etmitir. nc mertebe, Hz. Muhammede (s.a.v) tahsis edilmitir. nk onun tahayyl eytan huzurunda Mslman olmutu. Artk onun bedeninde kann damarlarda dolamas gibi dolamyordu. Nitekim bir ayette yle buyrulmutur: Andolsun o, Rabbinin en byk yetlerinden bir ksmn grd. (Necm, 18) Bu mertebe mucize ve keramet gibi makamlarn en ycesidir. Bu yzden risalet ve nbvvet onunla son bulmutur. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Fakat o, Allah'n Rasl ve nebilerin sonuncusudur. (Ahzab, 40) Burada yce Allah onun nebiliinin sonuncu nebilik olmakla kaytlandryor, ama rasull ile ilgili byle bir kayda yer vermiyor. Bununla yce Allah nbvvetin risaletten daha genel olduuna iaret ediyor. Dolaysyla genelin son bulduu yerde hususi zorunlu olarak son bulur. Nbvveti sonuncu olduuna gre risaleti de sonuncudur. nk evinin imar tamamlanm, srlarnn eyalar tamamlanmtr, dayanp denmitir. Nitekim yce Allah bir ayette yle buyurmutur: Bugn size dininizi ikmal ettim, zerinize nimetimi tamamladm. (Maide, 3) Rasulullah (s.a.v) bu tamamlanmla ve kemale ermilie yle iaret etmitir: Nbvvet imar edilmi bir eve benzer. Bu evde bir tulann yeri bo kalmt. te ben o tulaym. Kemale eklemede bulunmak onu eksiltmek saylr. Artk bu makamdan yukar bir kimsenin izleyecei bir yol, birinin gidip ulaaca bir kaynak yoktur. Senin gibi gnl balayan birine kavumak mmkn m?

310

Binlerce hile ile buna engel olursun Ey ki bedenimdeki her kln altnda senin mhrn var Ey ki senin her klnn bana balanmm ben. Nitekim yunanl rabbani filozof, ilahi hekim ve salih muallim byk Eflatuna nereye kadar ulat sorulmu o da u cevab vermitir: semay zdm. Tabiat semasn, nefis semasn ve akl semasn. Bunlarn tesine ykselmek istedim. Bulank tabiat beni geri ekti. (Bundan maksat Musa ile mahbubunun arasna giren dadr). Bylece tabiatn ekimine kapldm. Neticede akl bana gsterdi ki, orada gidilecek bir yol yoktur. Acizlikten vazgetim, yetersizlikten, kusurdan dolay deil. nk insan acizlik snrndadr. Bu acizlik de marifetinin ulaaca son snrdr. En nurlu rasuln (s.a.v) byk dostu Sddk- Ekber Ebubekirin (r.a) dedii gibi idraki idrak etmekten acizlik idraktir. airlerin hekimi ne gzel sylemi: Bilgim bir yere vard ki Bilmediimi bildim. Bilmediini bilmek, btn ilimlerden stndr. Bilmediini bilmemek de her cehaletten byktr. Susuzluktan yanyorum ve ben suyu gryorum Ama suya gidecek yol yoktur. Acaba byk hekim, erefli arif ve kamil filozoftan nakledilen bu mertebe, yce Allahn halili brahimle ilgili olarak aktard sreler midir? Ki brahim gklerin ve yerin melekutunda sluk ederken, yldzlarn dakik menzillerini, ayn derecelerini ve gnein burlarn amt. Sonunda nefsinin acizliini itiraf edip yle demiti: Ben, vechimi gkleri ve yeri yoktan yaratan Allah'a evirdim. (Enam, 79) Acaba brahimin (a.s) dile getirdii yldzlar tabiatn isimleri, ay nefis

311

semas ve gne de akl semas mdr? Dolaysyla bir nebi ve bir filozof karlkl ve ayn hizada bulunuyorlar. Biri makuldan hissedilene komakta, biri de hissedilenden makule doru yol almakta ve kabul menzillerinden birinde bulumaktadrlar. Hi kimse nerede leceini bilemez. (Lokman, 34) u halde insanlarn mezhepleri, din yolu zerindeki menziller konumundadr ve buna da grnenden gaybe ykseli ad verilmitir. Her menzilinde bekleyen nbetiler vardr. Her bir menzilde bir eytan olanca korkunluuyla oturmu, kimi zaman korkutmakta, kimi zaman arzular telkin etmekte, bir manastrda oturup insanlar davet etmektedir. Zihinlerini kartrmakta, akllarn bulandrmakta, deersiz mallarn ve bozuk fikirlerini pazarlamaktadr. Nitekim u ayette sz edilen yollardan maksat budur: (Baka) yollara uymayn. Zira o yollar sizi Allah'n yolundan ayrr. te saknmanz iin Allah size bunlar emretti. (Enam, 153) Araf berzah dkkannn arif sarraf, yaknlk vakti, kendisini mahede edenlerin isteklerine karlk vermektedir. Her biri kuvvetlerinin ve ilgilerinin farkllna gre farkl isteklerde bulunur. Tpk vuslat zaman akn maukundan istemesi gibi. Kimi aklar, maukun fiillerinden birine bakmak isterler. Nitekim brahim (a.s) yle demitir: Rabbim! Bu ehri (Mekke'yi) emniyetli kl. (brahim, 35) Bu istekte bulunduu srada himmeti son derece dk ve ihtiyac alabildiine aa idi. Halinin balarnda gerekleiyordu. Ama biraz ykselip de kendine gveni gelip cret kazannca rabbinin sfatlarndan bir sfata bakmak istemitir. Nitekim yle demitir: Ey Rabbim! ly nasl dirilttiini bana gster. (Bakara, 260) nk ldrme, zatnda sfatlarndan biridir. brahim (a.s) bu makamn tesine gemiyor. nk hibir beerin sfatlar makamnn tesini gremeyeceini artk biliyor. Nasl bilmesin ki yce Allah, Rasulullah efendimiz (s.a.v) ile ilgili olarak yle buyurmutur:

312

Andolsun o, Rabbinin en byk yetlerinden bir ksmn grd. (Necm, 18) Burada yce Allah, rasulullahn (s.a.v) rabbini deil, rabbinin ayetlerini grdn ak bir dille ifade ediyor. stelik btn insanlarn en mkemmeli olarak hibir gnderilmi nebinin ve yakn klnm melein kaldramayaca bir vakitte bulunduu halde. Dolaysyla en stn insan, en deerli vakit olarak Kadir gecesinde nurundan ancak bu kadarn grebilmitir. Nimet baheleri iinde bir saat tefekkr altm yllk ibadetten daha hayrldr. Musaya (a.s) gelince, o, kalbinin kar konulmaz akndan dolay hemen kerem ve celal sahibi, en stn delili sunan rabbinin eriilmez, esiz gzellikteki, nazl ve kerim vehine bakmay istiyor. air ne gzel sylemi: Celal sahibi, esiz gzelliine mptela oldum O ise delille ve nazla mcadele ediyor. Kavumay istedim ki kavumak helaldir Nebi kavumaktan nehyedildi, dedi. Nebinin (a.s) vuslattan nehyedilmesinin sebebi, ehliyetinin eksikliidir. Bu yzden ondan men edilmitir. Bu da ya istidadnn olmamas yzndendi. Tpk gnein karsnda gzleri kamaan yarasa gibi. Ya da nurunun en kamil ekilde parlamasndan dolay idi. Her ikisi de akl gznn habibi grmesini engelleyen kalar konumundadr. Bunun yerine daa bakmasn emrediyor. Yani sen yanamdaki gamzelerden birini grmeye g yetiremezsin. Lafzmn kelimelerinden bir lafz iitmeye takat getiremezsin. Byle iken cemalimin kemaline ve kemalimin cemaline nasl bakabilirsin? nk nuru son derece iddetli, gz alc ve kibriyasnn ualar gzleri kamatracak kadar parldamaktadr.

313

Bir keresinde yle demitim: unlar vuslat cennetindeymi, unlar da ayrlk cehennemindeymi, aldrmyorum. Benzeri bir eyi Hemedan kadlarnn gznn kirpiklerinin tellerinden Irak namelerini ve sfahan bam telini alan ak denizinde boulmu ve zlem narna yanm ak ta terennm etmitir. Allah delilini nurlandrsn ve dmanlarn alaltp, zelil klsn. nk onun hakknda gnah mahiyetli zanlarda bulundular da elem verici delilik illetine yakalandlar. eyh Ebul Ala bu anlamda ne gzel sylemitir: Seni gzle grdler, bu yzden zanlar onlar saptrd nk doru haber veren fikirle grmediler seni. Ardndan yle demektedir: malara veda ettim, gizlilie teslim oldum Cevabm gz ve ka indirmek oldu. Aklar bulutuklarnda byle yaparlar Onlarn gzlerde ve kalarda dilleri var. Bu menzile, kemal ve eksiklik esasnda tertip edililerine Kuran- Kerim yle iaret etmitir: Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla veya perde arkasndan konuur, yahut bir resul(eli) gnderip izniyle ona dilediini vahyeder. (ura, 51) Buna gre vahiy yoluyla konuma kalp, perde arkasndan konumak kulak, melek araclyla grerek konumak ise gz iindir. Fakat bu iveli iareti ancak izzet kibrinin perdesini kalbinden syrdn, asabiyet gururunun elencesi perdesini kaldrdn zaman anlayabilirsin. nk yce Allah kafirleri bu tarz bir izzete sahip olmalarndan dolay knamtr. Bu tr bir izzet ayrlk ve ihtilafn galip gelmesi anlamna

314

gelir ki hibir faydal sonu vermez. Tpk u ayette iaret edilen ayrlk gibi: Kfredenler, (iddia ettiklerinin) aksine, bir gurur (izzet) ve tefrika iindedirler. (Sad, 2) Rasulullahn (s.a.v) uzun bir hadisinde yer alan onu ancak Allaha kar byklk taslayan izzet (gurur) ehli inkar eder. Cmlesinde iaret edilen izzetten maksadn bu tr bir izzet olduu anlalmaktadr. Nitekim airlerin hekimi Mecdud b. Adem Senai de olaanst gzellikteki bir kasidesinde buna yle iaret etmitir: Kuran huzurunun gelini nikab anca man melikinin evini kavgadan mcerret grr. nc Mesele: Allmn Dndaki Bu Kelimelerin Snrlandrc ekilde Taksim Edilmeleri le lgilidir. Ben diyorum ki: Ulvi cihetten gelen hafif iaret ya akllarn ilka etmesi eklinde olur ve vahiy olarak isimlendirilir veya nefislerin ilka etmesi eklinde olur ve ilham olarak isimlendirilir. Bu yzden vahiy ilhama gre daha sarih ve daha aydnlk gelir. nk akllar nefislere gre daha parlaktrlar. Dolaysyla etkileri de nefislerin etkilerinden daha parlak olurlar. Bu iki tr iaretin her birini nefis ya duyular kullanmak suretiyle ya da duyular devre d brakmak suretiyle alglar. Bu drt ktan fazlas sz konusu deildir. Birincisi: Uyank iken akllardan alnan iaret sarih vahiydir. kincisi: uyank iken nefislerden alnan iaret sarih ilhamdr. ncs: uykuda iken akllardan alnan iaret tevile muhta vahiydir. Drdncs: uykuda iken nefislerden alnan iaret tevile muhta ilhamdr. Ayrca uyku halinde iken kartrc kuvvet, eer ulvi nefislerden bir nefsin idraklerini istila etmise, onlara kar isyan edip ba kaldrmsa, bu takdirde

315

bu idrakleri asl olmayan bo terkipler tarznda terkip eder. Bu tr ryalara d denir. Ama onlara itaat ediyorsa, bal kalyorsa, bu takdirde nefsin idrak ettiine yakn bir ekilde hikaye eder, hatta nefsin idrak ettikleri ile tasvir ettikleri arasnda ancak kllilik ve czilik bakmndan bir farkllk olabilir. Ki byle bir farkllk da zorunludur. nk ktlesel bir kuvvete ahsi bir suret ileniyor. Nefis ise mcerret bir cevherdir ve zatna klli suretler ilenir. Byle bir ryaya da sadk rya denir. Birincisi tabire muhtatr. kincisinin tabire ihtiyac daha azdr. nk birincisi bulank, ikincisi ise aydnlk ve berraktr. Tahayyl gcnn kartrc zelliinden tabir ilmi domutur. Feraset ise, ahlak, sfatn delili olarak kullanr. Nitekim tp ilmi de fiilleri bedensel hastalklarn delili olarak kullanr. Dolaysyla tabir ilminin konusu kartrc ve kabalatrc tahayyl gcdr. Feraset sahibinin konusu ise, sfatlarna delalet etmeleri asndan hayvani nefsin ahlakdr. Nitekim tp ilminin konusu da, salk ve hastalk balamnda insan bedenidir. Bu ilim tabii ilmin dallarndandrlar. Bu eserleri gerektiren sebebler: kinci mesele, bu eserleri gerektiren, bu sonular douran sebepler hakkndadr. Bunlar da tanedir. Nefsin cevherindeki saflk, onu kemal derecesine ulatran nazari g ve tahayyl gcnn zayfl. Birincisi: Nefsin cevheri bildiin gibi melekut trndendir. Melekutiler de tabiatlar itibariyle alemimizde bulunan zatlarn, sfatlarn ve fiillerin illetleridir. nceki blmlerde buna dikkat ekmitik. Dolaysyla arzda meydana gelen hadiseler isteyerek veya istemeyerek melekuti varlklara uyarlar. Bu bakmdan melekuttan bir ule olan nefis de kendi takat orannda onlarn tesirini icra eder. Nitekim ateten bir kvlcm da ate gibi yakclk zelliini icra eder, ama gc orannda. Nefsin ilk eseri zel mlk olan bedeninde grlr. nk btn kuvvetler onun eli

316

altnda, tasarrufunda olmak zere msahhar klnmlardr. Bu hali her nefis kendi iinde zorunlu olarak bulur. rnein ehvet gc, cannn ektiini celbetmesini, gazap gc de ac veren eyi defetmesini emreder. Dolaysyla nefsin emri bu kuvvetlerin tm zerinde geerlidir. Byle bir gerek olduuna gre, zel mlknn dnda gaybi halleri bilen, saf ve berrak oluu itibariyle zel mlknden daha uzun ve daha geni bir mlk idare eden, onu hkm altna alan, emrine ram klan, hakimiyet alan olu ve bozulu aleminin heyulisine kadar uzanan byk bir nefsin bulunmas da yakn bir gereklektir. Nitekim olu ve fesat aleminin heyulisi ulvi nefislere itaat eder. Bazen snmakla ate suretine brnr. Bazen soumakla su suretine brnr. Bazen kurumakla toprak suretine brnr. Bazen nemlenmekle hava suretine brnr. Tpk brahimin (a.s) ateinin yaratcsnn emriyle havaya dnmesi gibi: Ey ate! brahim iin serinlik ve esenlik ol! (Enbiya, 69) Ayette geen serinlik ve esenlik itidal heyetine ynelik iaretlerdir. Yani ne yakc, ar bir scaklk ne de ldrc bir soukluk ol. Nitekim cennetliklerin cennetteki halleri yle vasfedilmitir: Ne yakc scak (gne) grlr orada, ne de dondurucu souk. (nsan, 13) Bu, felek aleminin itidal alemi olduuna ynelik bir iarettir. Bu yzden bu alemde lm yoktur. Sufiler buna kn=ol makam derler. Nitekim yce Allah kutsi bir hadiste yle buyurmutur: Ey Adem olu! Seni beka iin yarattm. Ben daima diri ve lmszm. Sana emrettiim eylerde bana itaat et ki seni kendim gibi diri ve lmsz yapaym. Ben bir eye ol derim, hemen oluverir. O halde emrettiim hususlarda bana itaat et ki seni kendim gibi yapaym. nk ben bir eye ol dedim mi oluverir. Aka belirtilmitir ki kul krk gn veya daha fazla kendini tamamen Allaha kulluk ederse, bu ulvi makama ykselmesi kolaylar. Kalbi bakasn kapsamad, bakasyla ilgilenmedii srece bu makama sahip olur. Olu ve

317

fesat alemindeki btn haller, ister allm, ister allmam, garip olsun bu drt keyfiyetten kaynaklanmaktadr. Hatta ulvi ve parlak bir nefsin hkmnn karanl yarmaya, felekler aleminde, allmn dnda tasarruflarda bulunmaya kadar ulaabilmesi de caizdir. Nitekim birincisine rnek Musa (a.s), ikincisine rnek de Rasulullah efendimiz (s.a.v)dir. Bu faziletli zatn mucizelerinin mertebelerine iyice bak. Bunlar vasflarnn kemalinin delilleri, zatlarnn saflnn ve cevherinin parlaklnn burhanlar olarak algla. brahime (a.s) gelince, yce Allahn kitabnn birok yerinde belirttii gibi ok ili, ar bal, yumuak, hikmetli ve bilgili biri olduu iin, ona hilminin (ar ballnn, yumuaklnn) suyu ile atei sndrme, yani bir eyi zdd ile savma mucizesi verilmitir. Musaya (a.s) gelince, ona da gazabn hiddeti, alevin iddeti hakimdi. Ona da deniz suyuna hakim olma mucizesi verildi. Nitekim denizi yard. Ve her bir taraf ulu bir da gibi belirmiti. Bu, brahime (a.s) verilen mucizeye zt bir mucizeydi. Rasulullah efendimiz (s.a.v) ahlak ve yaratl olarak en mutedil mizaca sahipti. Bu yzden, yarp gemek, delmek, eklemek ve ikiye blmek suretiyle mutedil feleklere hakim olma mucizesine sahip klnmt. Bunun nedeni itidallerin uyumu ve kemallerin benzerliiydi. Bu yzden her eyi zddyla savmtr. Demir demirle dvlp ilenir. Denkler denklerle kahredilir. te salam adalet ve dosdoru dzen budur. Daha dorusu bu gereklii vurguluyor ve diyorum ki: Nefisler, en byk ktlelerde hkmleri geen ulvi nefisler, karncann nefsi gibi kendini idare eden sfli ktlelerde hkm geen sfli nefisler, kamil hayvani nefisler gibi bu ikisinin arasnda yer alan orta nefisler diye ayrlrlar. Sfli nefisler de natk ve natk olmayan diye ikiye ayrlrlar. Natk nefisler de

318

en st dzeyde eref ve safla sahip olanlar ve en alt dzeyde bayalk ve bulankla sahip olanlar ve de bu ikisinin arasnda yer alanlar diye ayrlrlar. Birincisinin rnei nebilerin nefisleridir. kincisinin rnei avamn nefisleridir. ncsnn rnei fazilet sahiplerinin nefisleridir. Nitekim madeni nefisler de erefin en st dizeyinde yakut gibi erefliler, neft (petrol) ve kt kokan, hatta nefislerin bayalna sebep olan katran gibi bayalar-nk baya, katran ve ziftin yaratl vakar gerektirici deildir- ve altn ve gm gibi bu ikisinin arasnda yer alanlar diye ayrlrlar. Neft atele tutuur, sonunda kendisi de atee dnr. nk tutuma istidad alabildiine iddetlidir. O gn, gnahkrlarn zincire vurulmu olduunu grrsn. Onlarn gmlekleri katrandandr, yzlerini de ate brmektedir. (brahim, 49) Yakut atein etkisini kabul etmez. nk safl kemal derecesindedir, alabildiine katkszdr ve ate tabiatnda uzaktr. Bu yzden hibir ekilde ondan etkilenmez. Bilakis ateten souk ve zarar grmemi olarak kar. Tpk brahimin (a.s) bedeninin ateten serin ve esenlikli olarak kmas gibi. nk brahim (a.s) selim bir kalbe sahipti. Gazap ateinden ve tutku alevinden yaratlm kpei eitiyordu. Altn ve gm de neft gibi tutumadklar gibi ateten yakut gibi salam ve zarar grmeden de kmazlar. Bilakis orta dzeyde etkilenirler, yani erirler. Bununla da anlalyor ki bir ktle saf olduu oranda baki kalr. Karanlk olduu oranda da fena bulmas abuk olur. Nitekim gk cisimleri ve arz cisimleri ile ilgili olarak bu gerei daha nce aklamtk. Bu ktlelerin halini rendiine gre benzerinin nefisler iin de geerli olduunu bilmelisin. Bunlar da tesirlerine gre baz ksmlara ayrlrlar. Tpk ktlelerin tesirleri orannda kamil, eksik ve orta eklinde ksmlara ayrlmalar gibi. Hatta bazlarnn tesiri cisimler aleminin tmne sirayet eder. Tpk unsurlar aleminin tmn yakan ve srf hibir eye dntren ate

319

gibi. Bunun sebebi de atein, saflna ve stnlne dayal olarak bunlara ynelik istilasnn iddetidir. Nitekim Rasulullah (s.a.v) bir hadisinde bu taksime yle iaret etmitir: nsanlar altn ve gm madenleri gibi madenlerdirler. Daha ayrntl bir dier hadiste ise Rasulullah (s.a.v) alimleri altna, rencileri de gme benzeterek yle buyurmaktadr: nsanlar alim ve renci diye ayrlrlar. Bunlarn dndakiler zebun kimselerdir. Rasulullah (s.a.v) insaniyeti alimlie ve rencilie has klyor, geri kalanlar ise zebun ve dkn ahmaklar olarak nitelendiriyor. Bunlar kalp veya dk deerli dirhemlerdir. Bunlar insan deildirler. Bilakis hannastrlar. Yani hakkn karsnda geri ekilip batla yanarlar. Nitekim Araplarn hekimi yle demitir: Ey insan olmayan insan benzerleri! Bu anlamda sylenmi bir gzel beyit de udur: Dnrsen onlarn ou eektir Veya kpek ya da kurttur. Ksacas bu insanlardan bu gibi suretlere tekabl etmeyen kimse kalmaz. airlerin emiri, nurani ruha sahip kimselerin hekimi Enveri ne gzel sylemi: Kendini insan cinsinden say Allah seni altn olarak yaratmsa, deerlisin Eer cemad tahtnda isen cemadsn Drt ayakl ata bakyorsan ondansn. Bu zellik garip eserleri, allma, bilinene muhalif, ama mabud hakka uygun acayip halleri gerektiren nefsin cevherine hastr. Ve bu, kesinlikle mahlukatn ihtiyarna braklm deildir. Bilakis kerem denizinden bahedilmitir, kutsi harem cmertliinden sunulmutur. Ki u ifadeden bunu anlamak

320

mmkndr: evrelerinde insanlar kaplp gtrlrken, bizim gven iinde kuds bir harem yaptmz grmediler mi? (Ankebut, 67) Bundan maksat, her trl gvenlie sahip helal haremidir. Etrafndaki insanlar kaplp gtrlrken onlar buraya snmaktadrlar. Bu, olu ve fesat aleminin meydandr. Orada lr ve dirilecekleri gne kadar orada beklerler. nk cevherler ve zatlar mahlukatn yaratlmas ve icadyla elde edilmezler. Bilakis onlar celal kabesinde tutulurlar. Orada mahpus kalrlar. Mubah saylmazlar, aktlmazlar. Akl terazilerimizle tartlmaz, nefis leklerimizle llmezler. Belki araz ve hallerle llebilirler. Bu da bildiin gibi ancak onlarn kudret ve kuvvetlerinin yardmyla olabilir. Bundan da anlalyor ki nbvvetin almayla elde edilebileceini sananlar byk bir yanlg iindedirler. Aksine nbvvet ilahi bir ba ve hibedir. Bu yzden Rasulullah (s.a.v) yle buyurmutur: Alt hususta insanlardan stn klndk. Sonra bu alt hususu sayyor ve bunlar arasnda kendisine btn kelimeleri cemeden Kitab verildiini ve btn yeryznn kendisi iin mescit klndn belirtiyor. Yeryz benim iin topland eklindeki sznn anlam da budur. Yani btn cisimler alemi. nk cisimler alemi akllar aleminin arzdr. Arzn doular bana gsterildi. Yani suretleri. nk suretlerin varlklar oradan doup parldar. Ve batlar bana gsterildi. yani heyulileri. nk heyuliler oradan batar. Sonra bunlarn ardndan vnecek bir ey yoktur buyurmutur. Yani insann kendi ihtiyariyle kazand eylerde vnmek olabilir, zorunlu olarak sahip olunan ilahi balarda vnmek olmaz. Olaanst eyleri gerektiren ikinci sebep, nazari kuvvettir. Bu da kemal derecesine ulam ve eksiklik dzeyine inmi olmak zere ikiye ayrlr. Kemal dzeyine ulam olan da ikiye ayrlr. Birincisi, beeri retime ihtiya duyar. nsanlarn ounluu asndan durum byledir. Bunlar da

321

abuk renenler, ge renenler olmak zere ikiye ayrlrlar. Bu ikisi arasnda ise snrlandrlamayacak kadar ok erken renme ve ge renme mertebeleri vardr. kincisi, beeri retime ihtiya duymayan. Bilakis, erefli cihetten ve ulu eikten gelen iaretlerden anlalr. Nitekim bir ayette yle buyrulmutur: Onun ya, neredeyse, kendisine ate demese dahi k verir. (Nur, 35)Yani insan trnden bir retici olmadan da renilir. Kukusuz insan tr asndan bu zellii olan bir ahsn bulunmas kanlmazdr. Eer herkes iin bir beeri retici zorunluluu getirilirse, sonu gelmez bir zincirleme sz konusu olur. Dolaysyla beeri mahluk arasnda ilim diye bir ey de hasl olmaz. nk saylar snrlandrlamayan bir eye bal olann varlk dairesinde hasl olmas nasl mmkn olabilir? u halde parlak akllardan gelen iaretleri anlamakta olan bir ahsn insanlara bu anlamda hakimiyet kurmas kanlmazdr. Bu da ya bir kerede olur. ki Rasulullah (s.a.v) yle buyurmutur: Rabbimi en gzel surette grdm. Bana dedi ki: Ey Muhammed! Mele-i ala ehli hangi konuda tartrlar bilir misin? Dedim ki: Ey rabbim! Sen daha iyi bilirsin. Bunun zerine elini omuzlarmn arasna koydu. Serinliini gsmn ortasnda hissettim. Bunun neticesinde gklerle yer arasnda olan her eyi bildim. Bunun gereklemesi yledir: Akl gz iin yle bir an hasl olur ki onun katndan ilk ezele uzanan varlk silsilesinin orta snrn gzlemler. Bunun neticesinde gsne bir ilim aktlr, iine flenir. Bu ilim btn varla ilikin klli ilimdir. Ademe btn isimlerin retilmesi gibi. Ya da Rasulullahn (s.a.v) Yeryz benim iin topland. demesi gibi. Bundan maksat da varlk arzdr. Ya da zamanlarn birbirini takip etmesi sonucu olur. Bu hususta yce Allah yle buyurmutur: Onu Rhu'l-emn, senin kalbine indirmitir.(uara, 193)

322

De ki: Onu, Mukaddes Rh, Rabbin katndan hak olarak indirdi. (Nahl, 102) Bu ayetler ona ancak bir insan retiyor. (Nahl, 103) Sen ancak bir iftiracsn. (Nahl, 101) Bakasna yazdrp da kendisine sabah-akam okunmakta olan, ncekilere ait masallardr. (Furkan, 5) diyenlere cevap niteliindedir. Bu gibi szler syleyen kimselerin bu szlerin reddetmek, bir beer tarafndan retildiini sylemeyi nefyetmekten daha etkili bir yntemdir. nk u ayette, ruhul kudsn retmesi de nefyediliyor: De ki: Onu semavatta ve arzdaki gizlilikleri bilen Allah indirdi. (Furkan, 6) Yani btn ilimler Onun feyzi olarak gelmektedir. Hibir mahlukun sebebiyeti sz konusu deildir. te bu noktada mlhitlerin ve her eyi mubah sayanlarn azlarndan esen zehirli rzgar diniyor. Ki onlar yle demektedirler: Hakikatleri bilmeye, zellikle yaratcy bilmeye ulamak iin bir imama, bir eyhe uymak zorunludur, o bizi bu hakikatlere ulatrr ve bizi bu sonucu elde etmede muvaffak klar. Aslnda bu sapknlklarnn ulat son snrdr ki bunu baar ve hidayet eklinde alglyorlar. Eksiksiz sapklklar kendilerine doruluk ve dirayet olarak grnyor. te onlarn eriebilecekleri bilgi budur. (Necm, 30) Onlar ancak zanna ve nefislerinin arzusuna uyuyorlar. (Necm, 23) Semavatta nice melek var ki onlarn efaatleri bir ie yaramaz. (Necm, 26) Byk eyhin veya kr muallimin efaati mi ie yarayacakm? Allah iin ey adam syler misin, bu szle ona ancak bir insan retiyor. Bakasna yazdrp da kendisine sabah-akam okunmakta olan, ncekilere ait masallardr. ifadeleri arasnda bir fark var mdr? Aralarnda bir fark grebiliyor musun? Evet eyleri byktr, ama muattilann bydr. O, haktan hali karanlk bir kuyuya benzeyen bir kalbe sahiptir. Bunun aksine mminin kalbi salam yaplm bir bina gibi olup hak marifetlerle salamlatrlmtr. Onlarn muallimleri de imamdr, ama karga ve serap gibi, uursuz bayku gibidir.Allah,

323

kardeinin cesedini nasl gmeceini ona gstermek iin yeri eeleyen bir karga gnderdi. (Maide, 31)Ama bu karga kardeinin ayp yerlerini ap ortaya karmak iin gnderilmi gibi. u darb- mesel tam da bunlara uymaktadr: Karga bir kavmin klavuzu olunca, yollarnn sonu helaktir. Yani onlar yrten kimse helake gtrmektedir. Ey Mlik! Rabbin bizim iimizi bitirsin! diye seslenirler. Mlik de: Siz byle kalacaksnz! der. (Zuhruf, 77) Ama Allaha kar bir dinarlk bir yardm bile yapamaz. Ciltlerce kitap tayan merkebin durumu gibidir. Allah'n yetlerini yalanlam olan kavmin durumu ne ktdr! (Cuma, 5) Onun durumu tpk kpein durumuna benzer: stne varsan da dilini karp solur, braksan da dilini sarktp solur. te yetlerimizi yalanlayan kavmin durumu byledir. (Araf, 176) yetlerimizi yalanlayan ve kendilerine zulmetmi olan kavmin durumu ne ktdr! (Araf, 177) Eek ehvetin kulu, kpek de gazabn kuludur. Kurann sunduu delil, ehvet ve gazabn kullarnn rneklerini eeklik ve kpeklik olarak tescil ediyor, sonra da rnein ne kt olduunu vurguluyor. Bununla onlarn durumlarnn eeklerin ve kpeklerin durumlarndan daha kt olduunu ima ediyor. Bu yzden bunlarn ardndan yer alan bir ayette te onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da akndrlar. (Araf, 179) deniyor. Nazar kuvvet bakmndan eksik olan nefislerin bir ksm hibir ey akletmezler. Onlarn kalpleri vardr, onlarla kavramazlar. (Araf, 179) nk kalpleri katlam ve tabiatlar da tortu stne tortuyla kaplanmtr. Ta gibi yahut daha da katdr. nk talardan ylesi var ki, iinden rmaklar kaynar. (Bakara, 74) te bu insan, aadaki ayette vurguland

324

gibi en byk atein yakt konumundaki tan dengidir. Yakt, insan ve ta olan cehennem ateinden saknn. (Bakara, 24) Bunlarn kartlar ise, yalar ate demeden neredeyse tutuup etraf aydnlatacak kimselerdir. nk parlak ayna gibidirler ve btn hakikatler bu aynadan yansr. Tpk maddi suretlerin aynadan grlmesi gibi. Bu srdan dolaydr ki yce Allah Kuran- Kerimde btn madenler iinde minnet balamnda sadece demiri zikretmektedir. Oysa demir madenlerin en deersizlerindendir. Bununla verilen mesaj, parlatlma, gzel ve irkin maddi suretlerin yansmasna nayak olma zelliinin demire zg olmasdr. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Biz demiri de indirdik ki onda byk bir kuvvet vardr. (Hadid, 25) Bundan maksat dmanlar demirden retilen silahlarla savmaktr. Ve insanlar iin faydalar vardr. (Hadid, 25) Bundan maksat da demirin suretleri yanstmas, bu sayede insanlarn gzel ve irkin suretleri birbirinden ayrt edebilmesidir. Bir insann kendi i ve d suretine, ak ve gizli srlarna, daha dorusu kendi nefsinde btn varln heyetine muttali olmasndan daha byk nimet var m? Bu, srlarn nurlaryla ve nurlarn eserleriyle dolu saf kadehtir. Ki gz kamatrc bilge, engin deniz mer Hayyam (r.a) buna yle iaret etmitir: Cam-i Cemi aramak zere cihanda grndm Bir gn dahi oturmadm, bir gece uyumadm Eyadan cam- cemin varln duyardm Sonunda cemin cihan gsteren camnn ben olduumu anladm. Bir ksm da aklederler, fakat byk bir zorluk ve meakkatle. Nitekim baz talebeler grrz, mrlerini aratrma ve tekrarla geirirler, sabahn bandan gecenin sonuna kadar

325

abalarlar. Sonunda hibir netice elde edemezler, renemezler. Utan numunesi olarak gsterilirler. Okunu da kaybeder, heybesini de. Hem zorluu hem de ziyan devam eder. Bu gibi insanlara bir ayette yle iaret edilmitir: De ki: Size, (yaptklar) iler bakmndan en ok ziyana urayanlar bildirelim mi? (Bunlar;) iyi iler yaptklarn sandklar halde, dnya hayatnda abalar boa giden kimselerdir. (Kehf, 103-104) Bu zorluun da saylmayacak kadar ok mertebeleri vardr. O halde nefislerin balar kadeh ve kaselerin oklar iinde, dolup boalan ve yarm kalan kadehler arasnda dnp durmaktadr. Buna gre saf ve dopdolu nefislerden birka damlann kalp vadilere damlamas, szmas, kutsi nsiyet meclisindeki saflarn arasna dmesi kanlmazdr. te bu kamil ve kemale erdirici nefisler, kamillik itibariyle veli, kemale erdiricilik itibariyle de nebi olarak isimlendirilirler. Allmn dndaki olaanst eyleri gerektiren nc sebep ise tahayyl gcdr. Bunun da bir ksmna asi kuvvet, bir ksmna da aciz kuvvet denir. Ki bunun da snrlandrlamayacak kadar ok mertebesi vardr. Bir ksm da bu ikisinin ortasnda yer alr. Birincisine rnek avamdr. Nitekim yle buyrulmutur: Kt ii kendisine gzel gsterilip de onu gzel gren kimse mi? (Fatr, 8) Bu ksm tahayyl gc, fani hissedilen suretlerin irkinliini baki akledilen suretlerin gzelliinde tasvir eder. kincisine rnek Nebidir (a.s). Ondaki tahayyl kuvveti gaybi szntlarn suretlerini olduklar gibi gzelletirir, iddet ve ayrmaya ynelmezdi. Bunun yannda ayp misalleri de olduklar gibi kartrmadan ve arptmadan irkinletirirdi. Aferin Senaiye! Ne gzel sylemi: Her ey benden sana ss gibidir Ki sen ocuksun ve ev biricik olandandr.

326

Nitekim Rasulullah (s.a.v) benim eytanm benim huzurumda Mslman oldu buyurmutur. Tahayyl gcnn orta dzeyine gelince, bunun rnei de Musadr (a.s). nk Musa (a.s) sadece ryetten men edilmiti. Ama bunun dndaki hakikatleri tahsil etmesinde kendisine yardm edilmiti. Tahayyl gcn temsil eden eytann Rasulullah (s.a.v) efendimizin huzurunda Mslman olmasna ramen, onun dndaki nebilerin kafiridir, onlarn huzurunda teslim olmamtr. Bu eytan Kuran- Kerim Kur'an'da lnetlenen aa (sra, 60) olarak isimlendirir. Bunun lanetlenmesi, dier indirilmi ilahi kitaplar dnda sadece Kurana has klnm olmas, gsteriyor ki bu eytan lanetlenmesi ve kovulmas sonucu Mslman olmutur. Eer dier kitaplarda da lanetlenip kovulsayd, Mslman olur, boyun eerdi. natlk ederek ba kaldrmazd. Bu kuvvetin gl veya zayf olmas ftrattan kaynaklanabilir. Bazen de almayla elde edilebilir. nk cismanidir, azalmaya ve zlmeye elverilidir. Az yemek ve imekten, geceleri ok uyank kalmaktan, skntlardan, rahat hayat ve konforu reddetmekten, refah ve bolluu terk etmekten, gcnn zdd ve kapasitesini kran eyleri yapmaktan kaynaklanan bir zayfla duar olabilir. Nitekim Rasulullah (s.a.v) Hz. Aieye (r.a) u tavsiyede bulunmutur: eytan Adem olunun iinde kann damarlarda dolamas gibi dolar. yleyse alk ve susuzlukla onun dolat yerleri daralt. Sonra yemediini, imediini belirterek kendini vm, ardndan yemeyip yedirdiini ifade etmitir. Bu da aka gsteriyor ki, yedirmek kerem sahiplerinin karakteri, bakasndan yemek istemek de aalk insanlarn zelliidir. nk bu, insan hayvanlarn dzeyine yaklatrr. Cneyd (r.a) yle demitir: Alk, Allahn yeryzndeki yemeidir. Bunun gibi saylmayacak kadar ok zl ve derin anlaml sz vardr. Bu nedenle sufiler halvetlerde oturmay alkanlk haline getirmi, llerde

327

dolamak suretiyle bedensel riyazet yapmay gelenekselletirmilerdir. Bundan maksat bedenin kuvvetleriyle mcadele etmek, nefsin ehvani gnelerini boazlamak, gazabn kin develerini kesmek, bylece mahede ve muvacehe kyne yaklamak, mkaleme ve szl konuma mertebesine ulamaktr. Bundan dolaydr ki baz zayf karakterliler nbvvetin almakla elde edilebileceini ileri srmlerdir. Oysa birinci zellik hibedir, dier ikisi ise hakkn yardmyla mahlukun kapasitesine braklmtr. Bu zelliklerin de Hz. Muhammede (s.a.v) verilmitir. Nitekim yce Allah bunlarn Ona verildiini yle ifade etmitir: Kukusuz biz sana Kevser'i verdik. (Kevser, 1) Bundan maksat nefsin yakuti cevherinin safldr. Ki almakla elde edilmez. Bundan dolay da zellikle verme fiili kullanlmtr. Daha nce Resulullahn (s.a.v) ruhunun Kevser olduunu belirtmitik. Yine Kevserin Mekkede bir deniz olduunu ve Rahmann arnn bu deniz zerinde yzdn sylemitik. imdi sen Rabbine kulluk et (Kevser, 2) Burada nazari veye ameli kuvvetin kullanlmasna iaret ediliyor. Bunlardan maksat da farkl ibarelerle iaret edilmi olsa da namaz, oru, zekat (tezkiye) ve ilahi ahlaklarla bezenmedir. Bu makamn elde edilmesi kesbidir, almaya baldr. Bu nedenle kulluk etme, namaz klma emredilmitir. Ve kurban kes. (Kevser, 2) Burada iddetle arpan kuvvetin isyankarlnn boazlanmasna, kurban edilmesine iaret ediliyor ki engellerinden, dik ballklarndan kurtulabilsin. Velhasl lahut cevherinden olan nefis, ilim ve amel olarak bu mebdelere benzediinde, onlardan aa da olsa onlarn amellerini ilemeye balar. nk bu mebdeler Allahn ahlakyla ahlaklanmlardr. Tpk kzgn demir ve ekil verilip saryla renklendirilmi cam gibi. Kzgn demir parlaklk ve yakclk bakmndan atein fiilini iler. nk atein iki sfatyla, yani scaklk ve aydnlk vasflaryla vasflanmtr. Cam ise zerine dklen rengi

328

yanstr. Yine beden, iine flenen ruhla canlanr ve incelik ve efkat arlkl bir mizaca sahip olur. Sevenin mahbubuna iltifat etmesi, talibin matlubuna snmas gibi. air yle demitir: Biz bir bedene sirayet etmi iki ruh gibiyiz. Dolaysyla yaratcnn, dilediine hesapsz rzk veren razkn inayeti karsnda hayrete dme. Bu hesapsz rzk vermesi her eyi kuatan eksiksiz rahmetini daraltmaz. Bol ve akc cmertlik bulutunu gndermede cimrilik etmez. nk feyiz genel ve cmertlik tamdr. u halde uup giden aklnn rkekliini, akn anlayn yce Allahn mran olu Musaya (a.s) ynelik szyle kaytlandr. Ki Musa (a.s) ne ticaret ne de al-veriin kendilerini Allah' anmaktan alkoyamad insanlar (Nur, 37)dan biridir. Yce Allah onunla ilgili olarak yle buyurmutur: Yiitlik ana erip otuz yana gelip olgunlanca krk yana girince biz ona hikmet nefsin zel cevherinin karl olarak ona nbvveti ve ilim verdik (Kasas, 14) sahip olduu kamil nazari kuvvete dayal olarak ona ilim verdik. kinci zellige ise yce Allahn u ayetinde iaret ediliyor: u daa bak, eer o yerinde durabilirse sen de beni greceksin! (Araf, 143) Bu zellik srf ona mahsustur. nk Musa (a.s) muhlisti. Muhlisler ise byk bir neme sahiptirler. te gzel davrananlar(ihsan sahiplerini) biz bylece mkfatlandrrz. (Kasas, 14) Burada hikmet vermeye dair hkmn nasl ihsan sahiplerinin tmn kapsayacak ekilde genelletirildiini gryor musunuz? Bizim urumuzda cihad edenleri elbette kendi yollarmza eritireceiz. (Ankebut, 69) hsan, Allah gryormusun gibi Ona ibadet etmen demektir. hlas ise, krk gn boyunca btn amellerini srf Allah rzas iin yerine getirmenden ibarettir. Nitekim Musa (a.s) byle bir sreten gemiti. yle buyruluyor: Bylece Rabbinin tayin ettii

329

vakit krk geceyi buldu. (Araf, 142) Ya da ihlas makamna ermek iin kimi durumlarda bundan daha fazla, belki de on seneye ihtiya vardr. Nitekim Musa (a.s), eyhi uaybn (a.s) yannda on sene geirmitir. Bununla ilgili olarak yle buyruluyor: Sonunda Musa sreyi doldurup ailesiyle yola knca, Tr tarafndan bir ate grd. (Kasas, 29) yice dikkat et, bak, srenin tamamlanmasndan sonra nasl nbvvetin veriliine, risalet nurunun bahediliine yer veriliyor? Acaba bu sre, nefsini rezil ve alak zelliklerden arndrmak ve faziletlerle bezemek iin miydi, yoksa kadnlara ve giysilere ynelik ehveti yattrmak, zenginlik ve bolluk sebeplerini kazanmak iin miydi? Rabbi bu sre iinde onu eitim, terbiye etmiti, sonunda Ona Kitab indirmiti. Fazilet suyu cinsel hazlar iklimine iner mi? Ruhlara inen Tevrat faziletleri bylesi haz iklimine etki eder mi? Kald ki u ayeti okumusundur: Nefsini kt arzulardan uzaklatran iin ise phesiz cennet yegne barnaktr. (Naziat, 40-41) Nefsini helal olsun haram olsun heva ve heveslerden uzaklatrmayan bir kimse cennete giremeyeceine gre, cinsel birleme lezzetine ynelen, cima ihtiyacn gidermek iin yanp tutuan bir kimseye biset, risalet, nbvvet ve yiitlik erdemi nasl iner? Bundan phe etmeyeceini sanyorum. Drdnc mesele: Nbvvetin mahiyetini kefetme ve varlnn zorunluluunu ortaya koyma hakkndadr. nsann zerinden, henz kendisinin anlan bir ey olmad uzun bir sre gemedi mi? (nsan, 1) nsann zerinden anlalan ve mehur bir anlam olmad bir zaman dilimi gemitir. Bu, delile ihtiya duymayan bir gerektir. nk beden ntfeden yaratlmtr. Ntfe ise kendisini emen scakln sebebiyle mislinin erimesinden veya kudret eli tarafndan krk gn yorulan yapkan balktan, asrlarn ve senelerin tyneti zere uzun sre beklemi kurumu amurdan elde edilmi hamurdan yaratlmtr. Byle iken ncesinde zaman olmayan

330

kadim bir varlk olarak nitelendirilebilir mi? Oysa insan bedeni ancak zaman ve mekann mazrufu yani zarf olarak var edilmitir. Dolaysyla ncesinde mevcut olmad, bilinmedii, anlmad bir zaman diliminin olmas kanlmazdr. Bu, insann hadis bir varlk olduunun ispatna dair eksiksiz bir mbalaa sigasyla ortaya konmu kesin bir kanttr. Aylar getikten, asrlar birbirine kovaladktan sonra insan, madenlerin kuruluu, bitkilerin nemlilii, hayvanlarn scakl ve havann etkilerinin soukluu arasnda gerekleen en vasat mizatan hasl olan karm mahiyetindeki ntfeden yaratlmtr. Bu sre Kuranda dzgn ve dengeli bir surete sahip klma olarak nitelendirilmitir: Ey insan! Seni yaratp seni dzgn ve dengeli klan, seni istedii bir ekilde birletiren, ihsan bol Rabbine kar seni aldatan nedir? (nfitar, 6) Bu ayette yce Allah kendisini iki sfatla vasfediyor ki her ikisi de insan mizacnn dengeliliiyle ilgilidir. Biri Rablk sfatdr ki terbiye etmek, yani dzgn ve dengeli klma demektir. Dieri ise Kerem sfatdr ki insana nimetleri bahetmeyi ifade eder. Bylece insann yaratlmasn bu iki sfatn gerektirdii ima ediliyor. Eer rablk ve kerem olmasayd, var olanlar var olmayacakt. nk bunlar sadece insana zg deildirler, btn varlk iin geerlidirler. Dzgn ve dengeli bir ekle sahip klndktan sonra insana duyularn nurlar bahedilmitir. Bu da tabii scakln yine tabii neme musallat olmas ve bunda latif ve havai dumanlarn ykselmesiyle gerekleir. Bylece nefs-i natka ona, o da nefs-i natkaya sirayet eder, tpk atein fitile sirayet edip yakmas gibi. Her biri brn eker, mknatsn demiri ekmesi yahut zlemle yanp tutuan an zlenen mauka komas gibi. Nitekim yce Allah yle buyurmaktadr: Kendisini iitir ve grr kldk. (nsan, 2) Burada insann btn duyular iinde sadece iitme ve grme duyusundan sz edilmitir. Bunun nedeni bu iki duyunun belirgin ve ak olmasdr. nk iitmenin kendisi

331

iitilen ve mahede edilen bir ey, grme ise grnen ve bilinen bir eydir. Daha dorusu grme iitilen, iitme ise grlen bir eydir duyularn zne nfuz eden akln gznde. Bundan sonra yce Allah insana yeterli ve saf akl gcn bahetmitir. Ki hayr ve er yollarn grebilsin. Dier bir ifadeyle makul ve mahsus varlklara ynelebilsin. Fiil ve sfat denizlerine iletilsin. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: phesiz biz ona (doru) yolu gsterdik. ster kredici olsun ister nankr. (nsan, 3) Bir dier ayette de yle buyurmutur: Sonra onu baka bir yaratla insan haline getirdik. Yapp-yaratanlarn en gzeli olan Allah pek ycedir. (Mminun, 14) Akl kuvveti duyular kandilinde eksiksiz bir ekilde tutuunca, fitilindeki ya alevlenecek ekilde saflanca basireti alr ve bazen geceye, bazen de gndze nispet edilen dokuz kadn grr. Bu kadnlarn balarnda talar vardr. Elbiseleri aa doru sarkmtr. Kaplar kapaldr. Seraplar parldamaktadr. Kaseleri elden ele dolamakta ve balar ne eiktir. Tpk kapal taslar ve skca kavranm kaseler gibi. Biz bu temelleri eski kubbede Tasn iinde yuvasn arayan karnca gibiyiz mit ve korku menzilinden bihaberiz Ba dnm, gz bal, deirmen dndren kz gibiyiz. Bu halkada hi kimsenin gzbaclk, hile yapt grlmemitir. Bu hanede bir tenkit unsuru gzlemlenmemitir. Sadece yedi ardak vardr. Tpk memeleri henz tomurcuklanm yat kzlar gibi. By altndan, k gmtendir. Gerisi bunlar arasnda saflk, berraklk, nur ve k olarak

332

dnp durmaktadr. Bu hakikatlerin arasna girmektedir. Bazen l, bazen drtl olarak. Bazen de altl ve karlkl olarak. Kimi zaman yakarak mukabil olarak. te bu hakikatler karsnda aran ve dehete den kimse yle demekten kendini alamaz: Hakikat olarak mecazi deil Biz oyuncaz, felek de oyuncu Varlk minderi zerinde durmadan oynuyoruz Teker teker yeniden yokluk sandna konuluyoruz. Byle dnd iin de olular ve hadiseleri, felein elinden km zamana havale eder. Hikmetle btn varl idare eden yaratcy inkar eder. Her eyi bilen, esiz takdir eden yoktan varedici ilahn varln kabul etmez. Bylece hem mlk, hem mcevherini yitirir. Tauta ve onun putuna kulluk eder. lahi sanat kendi zddna vehmeder. Neticede dmann dost edinir. Nitekim yce Allah bu tarz dnenlerin yle dediklerini bize haber vermektedir: Bizi ancak zaman helk eder. (Casiye, 24) Ama basireti birazck alp da yava yava dnmeye balaynca bozulmakta olan varlklarn zerinde akp giden bu deimelerin ancak kendisi varedilmeyen bir var ediciden, kendisine renk verilmeyen bir renklendiriciden kaynaklanabileceini alglamaya balar. Gnahlarn itiraf eder, kusurlarn grmeye balar. Tvbe eder, hatasn ikrar eder ve pimanlkla geri dner ve yle der: Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eer bizi balamaz ve bize acmazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz. (Araf, 23) Dolaysyla ilmi olarak daimi mebdenin, her eyi hkm altna alan kaimin varln yakin dzeyinde kabul eder. Ama bundan sonra hala mead hakknda akndr. Fikri karmakarktr. Kullarn akbetinden kuku duymaktadr. Daha dorusu meadn varln aka inkar etmektedir.

333

nk unu bellemitir: nsan bir karmdan meydana gelen bir mrekkep varlktr. Karm bozulunca, o da kanlmaz olarak bozulacaktr. Artk geri dn umulmaz. nk ne onun ne de bir bakasnn bunda bir yarar yoktur. Dolaysyla insan ldnde yok olur gider hkmn verir. Mutluluu da ortadan kalkm olur. Nitekim yce Allah onlarn yle dediklerini bize haber vermektedir: Hayat ancak bu dnyada yaadmzdr. lrz ve yaarz. (Casiye, 24) Tpk bitki gibi, ot gibi. nce yeerir, sonra kupkuru er pe dner. lk kez yaratlta onun ve bakasnn ne faydas olmu ki yeniden dirilmesinde bir fayda olsun! Beni bu dnyaya getirmekle felein kazand bir ey yok Beni bu dnyadan alrken de makam ve gzellii artacak deil Hi kimseden u iki kulam da duymu deil: Niin getirildim bu dnyaya, niin gtrlyorum! RSLETN VE NBVVETN VACBL Yukarda akladmz sebebler yznden lmden sonra dirili uyarsnda bulunan nbvveti ve nbvvetin sonularn, etkilerini inkar etmilerdir. Nbvvet sofrasnn serilmesine engel olmu, eriat sergisinin drlmesine almlardr. Tpk Hatem-i Tainin cmertlik sofrasnn bir kesini drer gibi. Bunlarn iinde en ar gidenleri Hindistandaki Brahmanistlerdir. Sddi hadisi arptlm ve ona tabi olanlar da Brahmanlar olarak tannmlardr. Hz. brahimin (a.s) hasmlar sabiiler de byle bir yolu tutmulard. Yce Allah kitabnn deiik yerlerinde onlarn yle dediklerini aktarmaktadr: Bir beer mi bizi doru yola gtrecekmi? (Tegabun, 6) Bu, sadece sizin gibi bir beerdir. Size stn

334

ve hkim olmak istiyor. (Mminun, 24) Sizin yediinizden yer, sizin itiinizden ier. (Mminun, 33) nkarlarnn merkezinde bir cmle bulunuyor. Bu da yce Allahn bize aktard u cmledir: Siz de ancak bizim gibi birer insansnz. Rahmn, herhangi bir ey indirmedi. (Yasin, 15) Bir dier ayette de yle buyruluyor: Kendilerine hidayet rehberi geldiinde, insanlarn (buna) inanmalarn srf, Allah, rasul olarak bir beeri mi gnderdi? demeleri engellemitir. (sra, 94) Bylece, rasulleri inkarda srar edenlerin, byklk taslayanlarn bu yaklamlarnn ekseninde bir insan rasul olamaz nyargsnn yatt hususu zetlenerek bize sunulmaktadr. nk btn insanlar mahiyet bakmndan ortaktrlar. Dolaysyla baz insanlarn btn insanlar iinde ayr bir zellie sahip olmalar muhaldir. Ama btn insanlarn nebi olmalar da imkanszdr. Bu da nbvvetin ortadan kalkmasna yol aar. nk her insan nebi olursa nebinin varlna niye ihtiya olsun. Ya da ilerinde hi kimse nebi olmasa neden nebilie ihtiya duyulsun. Her iki ihtimalde de hccetlerinin sonu aldn dnmektedirler bu zmreler. Aslnda bu hccetleri bo ve rktr. Bu fikirlerinin amac belirgin deil, aksine bulanktr. Ve bu anlay rmcek andan bile daha rk, tabuttan daha dardr. nk bir tek kelime ile savulacak kadar zayftr. Nice az sayda bir birlik Allah'n izniyle ok saydaki birlii yenmitir. (Bakara, 249) Onlarn btn delillerini bir rpda boa karacak bu cmle Kuranda yle ifade edilmitir: Allah, risletini (rasull) kime vereceini daha iyi bilir. (Enam, 124) Yani insan trnn btn fertleri benzer olsalar da baz nefislerin Allah katnda stn bir deerleri vardr. Bunu ne siz anlarsnz, ne da atalarnz. Tpk yakutun farkl bir deere sahip olmas gibi. Bu zmreler tefritin ortasna dmlerdir. Nitekim imamn masumluuna inanan Karmatiler de ifratn en u noktasna yerlemilerdir. eyh-i Kebir dncesini savu-

335

nan bahiler de esfel-i safiline yuvarlanmlardr. Birinci gruptakilere gazabn scakl galip gelmi, brlerine de ehvetin slakl hakim olmutur. ehvetlerde de husumet olmaz. Ey Muhammed! hayatn hakk iin onlar, sarholuklar iinde bocalyorlard. (Hicr, 72) Bir hakim kzgn olduu zaman hkmedemez. Miza sapar da itidal snrn aarsa, hakim, adalet snrna tecavz eder, sapklk ukuruna der. Mizac dengeli, mutedil kimse, iki adan nbvvetin olmas bir zorunluluktur, der. Birincisi, yaratcnn gayesi asndan. Ki, yaratmak da emretmek de O'na mahsustur. (Araf, 54) Tevik ve caydrma da Onun yetkisindedir. Pek az menfaati olduu halde ve kendisinin de ihtiyac olmazken, srf ziynetini tamamlamak iin ayan altnda bir ukurun olmasn ihmal etmeyen, son derece basit bir fayda salad halde gzn zerinde kalarn yay eklinde olmasn, gzn kenarlarnn siyah kirpik telleriyle evrilmesini gz ard etmeyen Allah, alemler iin rahmet vesilesi olan nbvveti beeri ruhlardan birine bahetmeyi hi ihmal eder mi? kincisi, mahlukatn ihtiyac asndan. Hi kukusuz u kk alemde, yani insan yaplanmasnda btn kuvvetlerin itaat ettii bir reis olmad durumlarda, her kuvvet kendi mekannda eit ve bamsz bir konumda olursa bu yap ksa srede harap olur. Her bir kuvvet hem itaat edilen hem de itaat eden olur. Bu yzden her kuvvetin yasana uyduu, emrine itaat ettii bir emirin bulunmas zorunludur. Rasul size ne verdiyse onu aln, size ne yasakladysa ondan da saknn. (Har, 7) Eer yerde ve gkte Allah'tan baka tanrlar bulunsayd, yer ve gk, (bunlarn nizam) kesinlikle bozulup gitmiti. (Enbiya, 22) ki hanm aal evin ileri dzene girmez.

336

Kk alemin ileri, hkm geerli bir emir olmakszn tamamlanamyor, yolunda gidemiyorsa, nice fitnelerin kaynad, nice skntlarn olutuu unsurlar alemine ne demeli! Dolaysyla mahlukata maslahatn nasl elde edeceini, abasn yneltecei yollar gsteren, baarnn yntemini ortaya koyan bir rehberin yol gstermesi kanlmazdr. Ancak o zaman ezeli inayet gereklemi olur. Nitekim yce Allah, nebilerin ve rasullerin (salat ve selam zerlerine olsun) sekinlerinin dilinden bu geree dikkat ekmitir. Ki hepsi de bir gerek zerinde birlemilerdir. O da ilahi inayettir. nk mahlukat hidayetsiz ihmal edilmi olur. Mahlukat olmadan hidayet de imkanszdr. Dolaysyla bu ikisini birlikte var olmas zorunludur. ikisinin birlikteliine de inayet denir. Bu balamda brahim (a.s) unlar sylemitir: Beni yaratan ve bana doru yolu gsteren O'dur. (uara, 78) Burada brahim (a.s) srf kendisine zg inayeti zikretmektedir. nk din evinin ilk temeli odur. Musa (a.s) ise yle demitir: Bizim Rabbimiz, her eye hlkatini (varlk ve zelliini) veren, sonra da doru yolu gsterendir. (Taha, 50) Musa (a.s) genel inayete iaret etmitir. nk klli bir kaziye ile hkmde bulunmutur. O din evinin duvarlarn tamamlyordu, atsn deil. nk dinin direi olan namaz henz dikilmemi ve henz ar onun zerine konulmamt. Rasulullah efendimizin (s.a.v) lisanndan ise bu inayet yle hikaye edilmitir: Yaratp dzene koyan, takdir edip yol gsteren. (Ala, 2) Rasulullah (s.a.v) balamnda bu inayetin mutlak, zel ve genel mahiyeti zikredilmitir. Hatta buna baka hususlar da eklenmitir. nk mahlukat aleminin balangcndan ve sonundan da sz edilmitir. Yaratp dzene koyan Bunun yannda emir aleminin balangcn ve sonunu da zikretmitir. O da u ifadedir: Takdir edip yol gsteren. Dolaysyla bu gibi sembolik ifadeler nebileri faziletlerini ortaya koymaktadrlar. imdi yer vereceimiz ksa ve z

337

cmle, btn kelimeleri cami, btn hikmetleri kapsayan kaynaktan baka nereden olabilir: Kime hikmet verilirse, ona pek ok hayr verilmi demektir. (Bakara, 269) Nebilerin mertebelerinin kemaline ya da eksikliine delalet eden bu gibi ifadeler oktur. rnein brahim (a.s) yle demitir: Ben Rabbime gidiyorum. O bana doru yolu gsterecek. (Saffat, 99) Hz. brahim (a.s), kendisiyle Rab arasnda vasta olan ruhu rab olarak isimlendiriyor. nk rabbin en byk ayetidir. Nitekim bir ayette buna yle iaret edilmitir: Andolsun o, Rabbinin en byk yetlerinden bir ksmn grd. (Necm, 18) Ayn durum Musa (a.s) iin de geerlidir. Bir ayette yle deniyor: Rabbi onunla konuunca Rabbim! Bana (kendini) gster; seni greyim! dedi. (Araf, 143) Ama sa (a.s) yukarda zikredilen iki nebiden daha kamil idi. nk Allahn ruhuydu. Bu yzden Ona ruhani kuvvet hakimdi. Musa (a.s)da gazap kuvveti hakimdi. yle ki Kpti birine bir yumruk vurarak onu ldrmt. Sonunda da Bu eytan iidir. (Kasas, 15) demiti. Ruhani kuvvetle gazap kuvveti arasndaki fark gryor musunuz? Ruhani kuvvet lleri diriltirken gazap kuvveti dirileri ldryor! te kemal bakmndan bu ikisinden daha ileri olan sa, bu arac ruhu baba olarak isimlendiriyor: ben, benim ve sizin gkteki babanza gidiyorum. diyor. Onun bu sznden hareketle Hristiyanlar saya Allahn olu dediler. Rasulullah efendimiz (s.a.v) ise btn nebi ve rasullerin en stndr. nk btn kuvvetleri dengelidir. Daha dorusu ruhani kuvvet btn kuvvetlerinin stndedir. Nitekim eytan onun huzurunda Mslman olmutur. Hatta ondan kaynaklanan klar ve nurlar ylesine etkiliydiler ki ruhlar aleminin nr saan bir kandil i (Ahzab, 46) olarak isimlendirilmitir. Tpk gnein cisimler alemi iin alev alev yanan bir kandil (Nebe, 13) olarak isimlendirilmesi gibi. te bu stnle

338

sahip olan Rasulullah efendimiz (s.a.v) arac ruhu karde olarak isimlendirmitir. ki karde bir kkten doan iki dal gibidir. Bylece nefsin son derece parlak, ruhunun en st dzeyde nurlu ve faziletinin kemal dzeyinde olmas bakmndan kendisiyle onun eit olduunu vurgulamak istiyor. Bu yzden en yce semaya dnerken (vefat ederken) onu en yce dost olarak isimlendiriyor. Muallim-i evvel de lrken yle demiti: Ruhumu filozoflarn ruhlarnn sahibine teslim ediyorum. Buraya kadar anlattklarmz, nebilerin gnderilmelerinin vacipliini, gerekliliini vurgulamaya yneliktir. Nbvvetin Mahiyetinin Tahkiki ve Hakikati: Nbvvetin mahiyetinin tahkikine ve hakikatinin ortaya karlmasna gelince, bu konuda genel ve dolayl bir anlatmla diyorum ki: Cinsler drde ayrlrlar: 1- Cevher, 2- Cisim, 3- Bitki ve 4- Hayvan. Trler de drt tanedir: 1- nsan, 2- Onun stnde hayvan, 3- Onun stnde bitki ve 4- Onun stnde cisim. Aslnda bu ssl bir gerdanlktr. Tpk inci ve mercana ilenip sslenmi gm bir gerdanlk gibi. ki tr arasnda bir cins vardr ve en yce cins hari. Ona cevheri cins denir. nk onun stnde cevher yoktur. Buna cinslerin cinsi denir. Her iki cins arasnda da bir tr vardr. En aa nsi tr hari. nk onun altnda baka tr yoktur. Trlerin tr olarak isimlendirilir. Mahlukatn yaratlnn gayesi cinslerdir. nk fasllar onlara yakndrlar. Dolaysyla bizzat kast edilen trler olurlar. Cinsler de ikinci dereceden kast edilmiler olarak yaratlmlardr. nk birinci dereceden kast edilmi olsalard, tr

339

hasl olmazd. Trn yaratlmasnn gayesi snfn var edilmesidir. Snfn yaratlmasnn gayesi de ahsn var edilmesidir. ahsn var edilmesinin gayesi de ulvi eserlerin feyzini kabul etmeye elverili ntfenin karlmasdr. Bu, inciyi oluturmas iin yaratlm kapal, kabuuna brnm sedefe ve meyve vermek zere evrelenmi hurma yemii kabuuna benzer. Dolaysyla kalp dediimiz organ iinde gizli bulunan inci asndan sedef konumundadr. Bu inciye de hayvani ruh denir. Bu ise nefs-i natka cevheri asndan sedef mahiyetindedir. u halde nefs-i natka cevheri ruhundan, ruh, kalbinden, kalp kalbndan, kalp, snfndan mertebelerine gre, snf da mertebelerine gre trnden, tr, mertebelerine gre cinsinden daha stn ve ereflidir. Her cinsin en ereflisi onun nebisidir. Tpk gne gibi. Her trn de bir nebisi vardr. insan gibi. Her snfn bir nebisi vardr. hekim gibi. Her ahsn nebisi vardr. Kalp gibi. Bu yzden yce Allah yle buyurmutur: Her toplumun bir rehberi vardr. (Rad, 7) Buna benzer bir ayet de udur: Her millet iin mutlaka bir uyarc (rasul) bulunmutur. (Fatr, 24) Rasulullah efendimiz (s.a.v) de yle buyurmutur: Kavmin yal by mmetin nebisi gibidir. Btn bu erefler kalp, kalp ve ruh sedefi iindeki melekuti nefs-i natka incisinde toplanmtr. Ki o nur stne nurdur, saflk iinde safk, k iinde k aylarnn hilali, dier bir ifadeyle hidayete erdiren ve gemilere ve halhazrdaki insanlara yol gsteren Muhammed Mustafadr. Onun nuru hala etraf aydnlatmakta, sfatlar her zaman eksiksiz rnekliklerini srdrmektedir. Dnya durduka da bu byle devam edecektir. Onun ashab gkteki yldzlar gibidir. Sevenleri inci taneleri gibidir. u yer yznde bir canl kmldadka, okyanuslarda bir meltem estike Allahn salat ve selam zerlerine olsun. Ruhun ve cisminin bu ruhlar ve cins ve tr cisimlerinden seilmesi iin yce Allah ona, kendisine tevekkl etmesini emretmitir: Daima diri olan Allah'a gvenip dayan (Furkan, 58)

340

O ki, (gece namaza) kalktn zaman seni gryor. Secde edenler arasnda dolaman da (gryor). (uara, 219) Burada yce Allah, nebinin hemcinslerini ve trdelerini secde edenler olarak isimlendiriyor. nk tamam da Ona kar derin bir sayg ve rperti duymaktadrlar. Tavrdan tavra, halden hale geiini de dolama olarak nitelendiriyor. Bu makamda tenashlerin onlara dair kukular bir belirsizlik atmosferinde ortaya kmtr. nk mmet iinde bir taife bu gre meyletmitir. Bundan bir takm ubeler domutur. Birinci ube: Feridir ve birka meseleyi kapsamaktadr. Birinci mesele: nsann bedeninin ld phe gtrmez bir gerektir. Apak duyularla mahede edilen ve akln da delalet ettii bir olgudur bu. nk beden s ve nemden mrekkep olup kesintisiz bir zlme iindedir ve bu srecin de bir sonu vardr. zlmenin bir gn sona ermesi kanlmazdr. Yani yle bir noktaya gelir ki geride bir ey kalmaz, terkip bozulur, dalr, temelleri zayflar, ruhu rahatszlar, huzursuzlar ve syrlp gider. te u ayette bu anlam kast edilmitir: Nerede olursanz olun lm size ular; sarp ve salam kalelerde olsanz bile! (Nisa, 78) bedenlerin barnda, cesetlerin kalelerinde olsanz bile, gece ve gndzlerin art arda geileri neticesinde bunlarn yklp dalmas, kmesi kanlmazdr. Ama sen lmle ryp gitmezsin, yok olmazsn. nk sen yce Allahn bir kutsi hadiste buyurduu gibi lmezsin: Ey Adem olu! Seni beka iin yarattm. Sen, lmle birlikte bulunduun maaradan kurtulur, kalc yurduna gidersin. Aslnda seni korkutan, senden sonra kalan arlklarn, yitirdiin yklerindir. Bunlar at, ferahla. nirah suresini dn: Elbette zorluun yannda bir kolaylk vardr. (nirah, 5) Rasulullah (s.a.v) de yle buyurmutur: Yklerini hafif tutanlar kurtuldular, yklerini arlatranlar da helak oldular. Rabbine kavumay, Onun honutluunu kazanmay dnerek nefsinin sarholuunu, gafletini azalt. Cenin ana rahminden ktnda, darack

341

doum kanallarndan geerken zorunlu olarak elem duyar. Ama zuhur geniliine ktnda rahatlar. te bu eleme eriat lisannda ve akl dilinde kabir azab denir. Byk savamc, dnyaya deer vermeyen zahit Soktart ne gzel sylemi: lm kmseyin, nk lmn ac veren taraf korkusudur. Daha ne kadar dnyay ve zarar etmeyi dnp endie edeceksin? Daha ne zamana kadar sarho canndan korkacaksn? Senden alabilecekleri ey sadece kalbndr O da bir plktr, o kadar endie etmeye demez. Beden kafesinin yklerini at. U uabildiin kadar. Eteklerini sva ve yr yryebildiin kadar. Yoksa bir helak uurumuna yuvarlanr, derin ve kr bir kuyuda tuzaa dersin. Kukusuz bu harap ve pislik mekannda sonsuzluk temenni edenler, btn kederlerin ve kirlerin biriktii bu dnyada beka arzu edenler, insan nefsinin baki veya fani olduu hususunda bir takm kukular iindedirler. Sonsuzluu bu dnyann krntlarnda arar ve ancak tmne sahip olmakla ikna olurlar. Bu yzden ahiretten mitlerini kesmilerdir. Tpk kafirlerin kabir ehlinin yeniden dirileceklerinden mitlerini kesmeleri gibi. Bu yzden dnyada srekli kalmay ister ve geip gitmeyi hi istemezler. Dorusu siz, arabuk geeni (dnya hayatn ve nimetlerini) seviyor, ahireti brakyorsunuz. (Kyamet, 20-21) Ahiret neesini, rablerinin nimetlerine bakan gzleri, parlayan yzleri, ahretin baheleri ve rmaklar arasnda nimetlerle bbrlenerek yrmeyi terk ediyorsunuz. Gmten tabaklar iinde yiyecekler sunarak bakarlar Gzleri sanki kalba dklm altn gibidir.

342

Dnya hayatna raz oldular. (Yunus, 7) dnyay ilerine sindirdiler, onunla yetindiler, gece ve gndz onu elde etmek iin altlar. Ama yarn btn kazandklaryla birlikte dnyay brakp gideceklerini de biliyorlar. nsan, kendisinin babo braklacan m sanr! (Kyamet, 36) Bunlar yce Allahn, geip giden, ortadan kalkan, topran altnda ryen, gz ve basiret sahibi iin ibretler oluturan ensar ve muhacirlerden ve nice topluluklarn akbetinden sz eden ayetlerini unutmu gibidirler. Sz konusu kavimler nice baheleri, pnarlar, tarlalar, yksek makamlar geride brakp gittiler. eyh el-Maarri bu anlam ne gzel zetlemi: Ah! Nice ehirler yok olup gitti Evet, ka l de ehir oldu! Allahu ekber! Hibir eyi onunla mukayese etmeyin Onun hakknda idi oldu demeyin. Ama biz bu kukular gideriyor, akl zayf olanlarn zihninden skp karyoruz. Ve insan nefsinin uzun bir zaman baki kalacan akl olan veya hazr bulunup kulak veren kimselere (Kaf, 37) btn hakikatiyle ve apak delillerle, burhanlarla, kaidelere ve kanunlara uyarak ortaya koyuyoruz. Hi kukusuz biz nefsin lme yakn bir halde bedenimizin her trl bandan kurtulup mcerret ve bamsz bir halde kaldn mahede edebiliyoruz. Bunu akl banda hibir faziletli insan kukuyla karlamaz. Bilakis ahmak cahiller bile bu gerei tasdik ederler. nk alabildiine ak, belirgin ve kuvvetlerin kartrc basksndan beridir. Bu hususta ileri sreceimiz burhan udur: Bildiin gibi nefis, basit bir cevherdir, cisimsel deildir. Eer nefisle ilgili olarak yokluk caiz olursa, bu yokluun vuku bulmasnn farz edilmesi muhal olmaz. nk cevazn hakikati imkandr, baka bir ey deildir. Bu ise cevaz, imkan ve shhat ibareleriyle

343

ifade edilir. Aklamasna gelince, vaki olmasnn varsaylmasndan muhal olmas gerekmez. u halde yok olmasn varsayalm. Ama bu sefer yok olmann anlam bilinmelidir. Yok olma, icadn kartdr. Ama icad makuldur. Bu ise bir eyin ey olarak ifade edilmesidir. nk varlk ve eylik aralarnda umumilik, hususilik gibi bir tr fark olsa da anlalan eylerdir. Dolaysyla ey kelimesi harici varlk ve zihin ii varlk arasnda ortak olan mefhum iin kullanlr. Varlk bu her iki tre de hastr. Yokluk ise anlalan (mefhum) bir ey deildir. Ancak arazi bir mefhumluk sz konusu olabilir. Ki bunu daha nce anlatmtk. u kadar var ki yok olma, mahiyetinin mrekkep veya basit olmas itibariyle her varlk iin dnlebilir. Mrekkep varlklarn yok olmalar, basitlerinin ilk hallerine dnecek ekilde zlmeleri eklinde olur. Buna yok olma denir. Basit varlklar suretler, arazlar ve mcerret cevherler eklinde blnrler. Suretlerin yok olmalar, heyulalarndan zail olmalar eklinde gerekleir. Bu da akledilen bir eydir. Arazlarn yok olmalar ise, mahallerinden zail olmalaryla gerekleir. Hatta sebat ve bekaya kabil olmayan arazn yok oluunun akledilmesi daha kolaydr. nk varlk alanna girdii anda birden yok olur. Yani onun yok olmas aklen suretlerin yok olmasndan daha kolay anlalr. nk suretler cevherdirler. Ama maddi cevherlerdir. Mrekkeplerin yok olmalar bunlara gre daha kolay tasavvur edilebilir bir eydir. Mrekkep varlk, kaynam czlerinin ayrlmalaryla yok olur. Basit varlk ise mekan ve zamandan, akledilen ve hissedilen ve de vehmedilen czlerden beridir. Dolaysyla mevzudan, mahalden, heyuliden ve cisimden de beridir. Byle iken yok olmas nasl akledilebilir, fani oluu hangi yntemle anlalr, zevali nasl tasavvur edilir? zellikle devam ettiricisi baki ve ikame edicisi sabit iken. Ki onun en byk ayetlerinden biri gkleri ve yeri emriyle ayakta tutmasdr. Ama geride bir ihtimal kalyor, o da zat

344

veya bakas nedeniyle yok olmas. Birincisi muhaldir. nk yokluu zati iin olsa, varlk kabul etmezdi. Mmteni olurdu. Ama mmkndr. Dolaysyla bu akla uzak bir ihtimaldir. Ama bakasndan dolay yok olmasna gelince, bu da ya kendisini yok eden bir yok ediciden dolay olur ki bu muhaldir. nk yok edici ancak sebebin yok olmasyla olur. Bir sebep de yok edici olmaz. nk yok etme bir eyde gerekleen bir fiildir. Yok fiilini ilemek muhaldir. nk yokluk, sonsuz eksikliinden dolay bir fiil ilemedii gibi fiil olarak ilenmez de. nk fiil balamadr. Yoklua ise balanmaz. Yapp eden her eyin herhangi bir fiil ilemesi zorunludur. En azndan failden ve fiilden etkilenmesi gerekir. Fail ve fiilden etkilenmesi fiili bir eydir. Bu da gsteriyor ki yokluu, ancak sebebin yokluundan dolay olabilir. Ama byle bir yokluk mmkn deildir. nk sebebi daima vardr. O, suretleri baheden, ruhlar fleyen, rzgarlar rahmetinin ncesinde mjdeciler olarak gnderendir. O halde Onun devamllyla devamldr. Onun sebebi daimidir, dedik, nk ruhani basit cevherin varlnn sebebinin ruhani basit bir cevher olmas gerekir. Hatta malulnden daha basit olmas lazm gelir. Bildiin gibi fail mefulnden daha erefli, yaptndan daha saf bir nura sahip olmas gerekir. Eer yokluu caiz grlrse sz yeniden baa dnm olur. Dolaysyla mekannn ve yerinin yok olmasyla onun da yok olmas caiz olmaz. Bu tarzda yok olma cismani suretler ve arazlar iin geerlidir. nk basit cevher mekandan, mahalden ve taycdan beridir. Daha dorusu zddn vaki oluuyla da yok olmas caiz deildir. nk tezadn art, ztlarn ayn mevziye veya ayn mahalle (iki farkl gre gre) varit olmalardr. Biz bunu nefs-i natkadan nefyetmitik. Dolaysyla artn nefyedilmesiyle yok olmas da caiz deildir. nk art yoktur. Bunun nedeni de illetinin basit olmasdr. Dolaysyla buna ynelik tesiri herhangi bir arta bal olmaz. Bilakis bahedici

345

olan Allah, onun varlnn eksiksiz illetidir. Kukusuz his aleminde zuhur etmesi hayata kabil ntfenin hazrlanmasna baldr. Hayat da onun nurlarndan biridir. Ama cevherin hissi varlkta zuhur etmesinin art bakadr, akli varla dahil olmasnn art bakadr. Eer inkarc, nefs-i natkann yokluundan sz ederken his aleminden kaybolmasn kast ediyorsa, bu hususta tartma, farkl gr ileri srme sz konusu deildir. nk biz nefs-i natkann gren gze zahir olmasnn artnn beden olduunu kabul ediyoruz. Dolaysyla zuhurun art yok olduunda zuhur da yok olur. Ama zuhurunun ortadan kalkmas, btnyle yok olmasn gerektirmez. nk hassn nefyi, umumun nefyini zorunlu klmaz. rnein sesler, onlar alglayan iitme duyusu asndan mevcutturlar. Ama onlar alglamayan grme duyusu asndan yokturlar. Yine makul varlklarn tm duyular asndan yok, akl asndan vardrlar. Bu hususta en gl delil vacibul vcuttur ki duyular onu alglamaz, bu yzden onlar asndan madum, ama akl asndan varlklarn en nurlusu ve en zahiridir. Bundan dolay Mebbihe grubuna mensup olanlar onu bir mekanda bulunan cisme benzetmilerdir. Bylece duyular tarafndan alglanmayan yoklua benzetmekten kanmak istemilerdir. Bu olumsuzlamay da Onu eksikliklerden beri klmak ve en kamil kemalatla vasfetmek olarak nitelendirmilerdir. Ama bu merhum mahrumlar duyularn onu alglamasnn en byk nakise olduunu anlamamlardr. nk Onun kemali duyularla alglanmaktan ycedir. Kukusuz duyular tarafndan alglanmak yer kaplayan varlklar ve cisimler asndan kemal saylr. nk onlar yoksal varlklara benzeme eksikliinden karr. Ama hissedilen varlklarn faili, kemal bakmndan onlara nasl benzer? Bilakis hissedilen varlklar noksandrlar. Noksan varlklara benzemek bir noksanlktr. O halde vacibul vcudun kemali Onun bizzat kaim, btn varlklara hakim bir

346

mevcut olmasdr. Duyular da Onu alglamaz. Onun varl bundan stn ve ycedir. nk akli varlk, hissi varlktan mukayese kabul etmeyecek derecede daha kamil ve daha stndr. Ayrca unu da sylyoruz: Eer onun varlnn bir art olsayd, bu art da ruhani ve basit olacakt. nk cismani eyler ruhani cevherlerin varlklarna mdahale edemezler. Bilakis bunun tersi dorudur. Cismaniler ruhanilerin malulleridir. Cismaniler zat ve varlk olarak ruhani artlara baldrlar. Hatta cismaniler ruhanilerin ekilleri ve glgeleridir. Asli hakikatler ruhanilerdir. nk ruhaniler cismanilerden daha basittirler. Daha basit olan da bildiin gibi varlk olarak mrekkep olandan daha ncedir. Dolaysyla sz dnp dolaarak aynen nefisle ilgili takis hakknda szn ettiimiz basit arta geliyor. Ruhani basit varlklarda yokluk silsilesinin meydana gelmesi ise muhaldir. nk yoklardaki zincirleme varlardaki zincirlemenin bir feridir. Bunun da geersizlii ve batll ortaya kmtr. Ya da yok olmayan bir cihette son bulmas gerekir. nk art yok olmad zaman artn yokluu artna bal olan da yok olmaz. Bylece artnn batl olmasyla cevheri batl eden bu taksimin de batl olduu anlalyor. Bununla da kesin olarak anlalyor ki eer bu cevher nefyedilse, u iki ihtimal sz konusu olur: Ya zat iin veya bakas iin olur. Bu bakas da ya illetidir ya illetinin artdr ya da illetinin yarsdr. Ta ki mahal, mevzu ve mekan iine girebilsin. Bu klarn dna kmak mmkn deildir. Bu ekildeki taksim batl olduuna gre batl olua ilikin sz de batl olur. Hasm susturucu, vehim rmceinin an delici, azarlayarak son hkm koyucu ve soru ve cevabn zihinde uyandrd sz, yok olmann keyfiyeti ve varlk nurunun intizam haline dnmesiyle ilgilidir. Ki bu dn daha nce

347

aklamtk. Hi kukusuz bedenin iptali ve bozulmas, nefsi natkann bozulmasn gerektirmez. Nefs-i natka zat, sfatlar ve fiilleri itibariyle bedenden mstanidir. Zat itibariyle mstani olmasna gelince, o, zat ile kaim bir cevherdir, mevzudan mstanidir. Sfatlar itibariyle mstani olmasna gelince, nk zatn sfatdr, zat ile kaimdir, bakasyla deil. Aksi takdirde o bakasnn sfat olur. Fiilleri itibariyle mstani oluu Fiilleri itibariyle mstani oluuna gelince, Onun fiilleri hakikatlerin olduklar gibi bilinmesinden ibarettir. nk hakikatlerin anasdr ve onlar olmadan sknet bulmaz, sadece onlara meyleder. Tpk yavrusunu yitirdii zaman kaslp bzlen, bulduunda ise alp sevinen anne gibi. Bu fiili idrak infialidir. nk kabul cihetiyle etkilenme, balama cihetiyle de etkidir. Bundan da anlalyor ki idrak, iki cihetle onun asndan fiil ve infialdir. Bu, zat iledir, bakas ile deildir. nk ana karnnda bir cenin iken bu zellie sahip olarak yaratlmtr. Kukusuz nefs-i natka ile beden arasnda tedbir etme, tasarrufta bulunma, zlem duyma, ak besleme trnden bir ba vardr. Ama zat ile kaim cevher, arazlarn en zayf olan ban iptal olmasyla iptal olur mu? Eein lmnn sahibine ne zarar olur? Geminin delinmi olmas yzcnn yzmesine nasl bir ktlk dokundurabilir ki? Kafesin krlmas kuun umas asndan bir kusur saylr m? Bilakis yklerinden ve hallerinden kurtulmu olur. Bedenin arlklarn ve yklerini korumaktan azat olmu olur. Yerkre kendine has sarsntsyla salland, toprak arlklarn dar kard ve insan Ne oluyor buna! dedii vakit. (Zilzal, 1-3) Bu dn, sadece bir seslenmeye bakar. Birdenbire kendilerini maherde buluverirler. (Naziat, 13) esSahire kelimesinden maksat kyamet arz, maher alandr. O gn insani nefisler, olu ve bozulu (kevn fesat) alemi

348

cehennemine varit olduktan sonra gruplar halinde getirilir. Takva sahipleri kurtulur, zalimler ise dizlerinin ban zen bir korkuyla yzyze kalrlar. Szn ettiimiz cehenneme varit olmak ilk nefhadr. Oradan getirili ise ikinci nefhadr. Bu iki nefhaya yle iaret edilmitir: Birinci flemenin (kinat) sarst, onu ikinci flemenin takip ettii gn, ite o gn yrekler kaygdan oynar. (Naziat, 6-8) Yani komaya balarlar. Burada onlarn durumu atlarn komasna benzetilmitir. Gzlerini korku brr. (Naziat, 9) Ar korkunun tesiriyle meydana gelen zayflktan dolay yuvalarnda bzlr kalrlar. Bir kyasa gre es-Sur kelimesi es-surenin ouludur. Bundan maksat da insann d ekli, suretidir. Dolaysyla bu surete nce ruh flenir, sonra karlr. Nitekim bir ayette yle buyrulmutur: Haydi canlarnz karn. (Enam, 93) Dolaysyla yaratln ilk balatlmas ve lmden sonra yeniden dirili iki nefha eklinde ifade edilmitir. Gemiden, gemiciden ve boyunduruktan sz ederken srlarn Hallac ne gzel sylyor: Sevenlerime haber ver! Denizde yola ktm, gemi delindi Ha kilisesinde olacak lmm Ne genilik isterim ne de ehir. Birinci beyit ak, anlam da nettir. kinci beyitte ise Senainin ok daha ak bir ekilde izah ettii lahuti yceliine iaret etmektedir: Kfr de din de senin yolunda komaktadrlar O birdir, Onun orta yoktur demektedirler u halde ezeli ltf alemi Tek ve Samed olmas hasebiyle irkin ortaklna ve kfre tahamml etmez, tevhit ve slam

349

zorlamasn kabul etmez. Bilakis ayrlk ve farkllama Yahudilik alametinden ve Hristiyanlk znnarndan kaynaklanmaktadr. htilaf Mslmanlk iarndan, yakin ve basiret gmleinden neet etmitir. Bylece yce Allahn sfatlarnn okluu, bizim sfatlarmzn ve hallerimizin okluuna gre belirginlemitir. Aksi takdirde ortada birokluk, bir farkllk yoktur. Bilakis O birdir. Ama bu saysal birlik deildir. O Tekliiyle Birdir ve bu Birlik srf Ona zgdr. O mnezzehtir. Esizdir ve byktr. Kahrolas insan! Ne inkrcdr! (Abese, 17) Sonra onun cann ald ve kabre soktu. Sonra diledii bir vakitte onu yeniden diriltir. (Abese, 21-22) Nefs-i Natkann baki olduuna dair nakli deliller: Nakli delillere gelince, nefs-i natkann baki kaldna ilikin birok ayet, hadis ve haber vardr. Bu konuda birok ayeti rnek gsterebiliriz. Bunlardan biri yce Allahn mutlularn gzel hallerini anlatt u ayettir: lk tattklar lm dnda, orada artk lm tatmazlar. (Duhan, 56) Burada onlarn sadece bir kere lecekleri belirtilmektedir. Bu da ruhun bedene taalluk edecei haldir. Ve bu, bedenin hayat bulmasna karlk ruhun lmesi demektir. Ayrca ruhun bedenle bann kesilmesi ise bedenin lm ve ruhun hayat bulmas anlamna gelir. Nitekim Allah dilediini siler, (dilediini de) sabit brakr. (Rad, 39) ayetini tefsir ederken bu hususu aklamtk. Ama bedbahtlarn kt halleri anlatlrken yle buyruluyor: Orada ne lr ne de yaar! (Taha, 74) Bu ayette onlarn lmeyecekleri aka belirtiliyor. Bunun yannda lezzetli ve gzel bir hayat da yaamayacaklar dile getiriliyor. Bilakis pis ve zelil bir hayat srdreceklerdir. Lezzetli ve gzel olmayan her hayat da lmden daha adidir. nk l kimse ne ac eker ne de zorluk grr. Dolaysyla bu haliyle lm, zorluklarla, skntlarla, aclarla, belalarla, meakkatlerle dolu bir hayattan daha iyidir. Bu yzden Rasulullah (s.a.v)

350

yle buyurmutur: Allahm! Asl hayat ahiret hayatdr. Yani dnya hayat her zaman bir eylere bulanr, karmlarla yzyze kalr. Deitiren ve eksilten unsurlarla kar karya gelir. Bulandrc tabiat kuvvetlerinin karanlklarna maruz kalr. Zamann aclarla bulandrmad, tadn bozmad hangi nimet vardr ki! Aksi takdirde ayn anda ve ayn yerde ve ayn itibarla lm de hayat da nefyetmek muhaldir. Dolaysyla bu iki ayet aka ortaya koyuyorlar ki bedenin lmnden sonra bir ey baki kalyor. Baki kalan bu eyin de zati ile baki kalmas gerekir. Bir taycsnn, mahallinin olmamas gerekir. Aksi takdirde beden iin geerli olan durum onun iin de geerli olur. te bu hakikat kt aklllara, mesnetsiz grlere dalmlar gizli kalr. Ki bunlardan biri yle demitir: Gidenden bir ey geride kalr Ktden kt, iyiden iyi kalr Geride kalann ne olduunu bilmiyorum Akl bu noktada aresiz kalr Bunu syleyen kii, kendisini herkesten daha akll zannetmi, sonra bakalarn kendisiyle mukayese etmitir. Buradan hareketle de kendisinin bilmediini bakasnn da bilmediini sanmtr. Bu adam hakknda yle denilen nefisten habersizdir: Benim stadm, akl ve bilgi ikilisiyle Cihann btn srlarn benden saklam deil Ulvi alemi ve ruhu erhetmi bile Fakat neyleyim ki henz kimseye anlatm deil Bayku gibi grme yetisi son derece zayf bir ku kendini Hdhdden daha keskin bakl tasavvur eder. Ona gre

351

Hdhd kr olmal, grmemeli, aksi takdirde gz karlmal. Hasta mizal kimse de kendini herkesten daha salkl vehmeder. Salkllar hastaym gibi yapmallar, yoksa onlara zehir iirilmeli, ac ve keder tattrlmaldr. Makamlar sahibi, gayeleri birer birer am eyh Kasm b. Aliden Allah raz olsun, bu anlam ne gzel dile getirmi, meseleyi nasl da ak biimde ortaya koymu! teler babas zaman grmezden gelince Doruluu civarlarnda ve maksatlarnda Ben de grmezden geldim. O kadar ki bana krln kardei bile dediler Delikanlnn babasnn yannda yer almasnda alacak bir ey yok. Bu rneklerden biri de u ayettir: Ey huzura kavumu insan! Sen O'ndan honut, O da senden honut olarak Rabbine dn. (Fecr, 27-28) Burada bir eye, rabbine dnmesi ynnde bir hitap yneltiliyor. lm fani bir eye byle bir hitabn yneltilmi olmas tasavvur edilebilir mi? Bilakis nefis, kuvvetlerin esiri idi, lmle birlikte kurtulua ermi oldu. Bylece Allahtan baka bir dost da bulamad. Bilindii gibi l beden fena bulmu, yok olmutur. u halde bu hitabn muhatab, ondan sonra baki kalan cevherdir. Yce Allahn saya (a.s) ynelik u hitab da byle bir anlam ifade etmektedir: Seni vefat ettireceim, seni nezdime ykselteceim. (Al-i mran, 55) O halde burada sz edilen lm (vefat ettirme) bedenle, Allah nezdine ykseltme de ruhla ilgilidir. Bundan da anlalyor ki Allahn ruhu ve kelimesi olan sann (a.s) ruhu bedeninin lmnden sonra baki kalmtr. Allahn baki, ezeli, daima diri ve ebedi ruhu lr m hi? O her eyi kemal olarak gemi ve celal olarak her eyin stndedir.

352

Onlar ki dergahnda ikamet edip yayorlar Nasl lrler ki senin cannla yayorlar? Tpk Hzr gibi ab- hayat imilerdir Ve senin dostlarnn aknn ateiyle yayorlar. Allah rahmet etsin air Mtenebbi aadaki beytinde aslnda bir taksirde bulunmutur: Ak tadana kadar ak ehlini terk ettim Sonra hayret ettim, ak olmayanlar nasl lebiliyorlar? Aslnda yle demesi gerekirdi: Sonra hayret ettim, ak olan nasl lebiliyor? Ya da yle demeliydi: Ak olmayan nasl yaayabiliyor? Akyla hayat bulan kimse ebediyen lmeyecei bir hayat yaar. Bakasnn akyla yaayan kimse cahiliye lm zere lm ve hibir zaman yaamayacaktr. Bir rnek de yine sa (a.s) hakkndaki u ayettir: Kesin olarak onu ldrmediler. (Nisa, 157) Onu kesinlikle ldrmediler. Bilkis Allah onu (sa'y) kendi nezdine kaldrmtr. (Nisa, 158) Bu da gsteriyor ki bedeninin lmnden sonra ruh baki kalmtr. sann (a.s) bedeninin ldnn delili de u ayetlerdir: Ehl-i kitaptan her biri, lmnden nce ona muhakkak iman edecektir. (Nisa, 159) Her nefis lm tadacaktr. (Al-i mran, 185) lm, bedenin ayrlmasdr, onu tadan da nefistir. Tatmak ise ancak bedenin lmnden sonra canl ve baki kalmasyla mmkndr. Nitekim Ebu Cehilin bedeninin lmesinin ardndan ona yle hitap

353

edilmitir: Tat bakalm. Hani sen kendince stndn, erefliydin! (Duhan, 49) Bir dier rnek de u ayettir: Allah yolunda ldrlenleri sakn l sanmayn. Bilakis onlar diridirler; Allah'n, ltuf ve kereminden kendilerine verdikleri ile sevinli bir halde Rableri yannda rzklara mazhar olmaktadrlar. (Al-i mran, 169) Bu ayette, ehitlerin ruhlarnn yeil kular fezasnda baki kaldklarna dair alabildiine kesin ve net bir ifade kullanlmaktadr. Bunun yannda bedenlerinin ldrld de vurgulanmaktadr ki bu, ruhun ayrlmasndan ibarettir. Yani lmdr. Ama ruhlarn lmedii vurgulanmaktadr. Ve en stn bir hayatla yaadklar ifade edilmektedir. Bu hayatn stnl u eyden kaynaklanmaktadr: Birincisi, rablerinin huzurundadrlar. Rab kelimesinin onlara izafe edilmi olmas, her grup ruh iin bilinen bir makam olduuna ve bunu amadklarna ynelik bir iarettir. nk Allahn yannda denilmemitir. Bilakis her birinin kendine zg bir mertebesi vardr ve bu mertebeyi iledii ameller araclyla kendi elleriyle bina etmitir. Nitekim bir ayette yle buyrulmutur: Herkesin yaptklar ilere gre dereceleri vardr. (Enam, 132) Amel ise niyet ve azimden kaynaklanr. Nitekim bir ayette yle buyurmaktadr: De ki: Herkes, kendi miza ve merebine gre i yapar. (sra, 84) nk her kap iinde ne varsa onu szdrr. Herkes maksadna doru hareket eder. Kii sevdii ile beraberdir. Kii yaad hal zere lr ve ld hal zere yeniden dirilir. Ecelin ncesine bak ki nasl yayorsun nk ecelin sonrasnda yle kalacaksn. Kukusuz ruhun maksadnn yannda hazr bulunmas mesafeler kat etmekle gereklemez. Bu, bedenin maksadnn yanna varmasnn yoludur. nk ruh cihetten beridir.

354

Bilakis ruh cannn ektiini tasavvur eder, muhta olduunu dnr. Dnd an onun iinde bulur kendini, daha dorusu o kendisidir. Nitekim bir ayette yle buyrulmutur: Orada sizin iin canlarnzn ektii her ey var. (Fussilet, 31) Nefisler ne isterlerse hemen hazr olur. nce var olup sonra hazr olmak eklinde deil. Hazr olunca ayn zamanda var olur. Tasavvur etmesi ve hazr olmasn dilemesiyle birlikte var olup hazr olur. Bundan da anlalyor ki cennette hazrlanan nimetler hibir nefsin bilmedii, onlardan gizlenen gz aydnl ve mutluluk kayna eylerdir. Ve bunlar yce Allahn Salih kullar iin hazrlad hibir gzn grmedii, hibir kulan duymad ve hibir beer kalbinin dnmedii eylerdir. Cennette hazrlanan bu nimetler nasl bu vasflarla vasfedilmesin ki ekeri tatmayan bilemez. yle bir eydir ki ancak tadnca bilinir. u halde Rabbin huzuru tasavvur edilince hazr olu gerekleir. ster rablerin rabbi, ister rabbi, mabudu, mahbubu ve maksudu olarak. Nitekim gzel bir yz tasavvur edince insan, iinde ona ynelik ehevi duygular harekete geer. irkin bir yz tasavvur edince de ondan nefret etme duygusu uyanr. Cennet binas mutlak olarak bizim gnllerimizdir. Kalplerde ruhlarn cennette ve cehennemde olacaklarna dair yaygn ve salam bir kanaat vardr. Ben diyorum ki cennet ve cehennem ruhlardadr. Arzma ve semama smadm. Fakat mmin kulumun kalbine sdm. Ey Davud! Bir evi benim iin boalt. Ben kalpleri benim iin krlanlarn yanndaym. Ey brahim! tavaf edenler, ayakta ibadet edenler, rk ve secdeye varanlar iin evimi temiz tut. (Hac, 26) Evini iblislerin pisliinden arndr, iine ilim ve amel ihlasndan gl sular dk ki mahbubun oraya yerlesin. Yoksa

355

Ona kavumay bekleme. nk iki zt, zellikle biri en aydnlk, biri de en karanlk olunca ayn yerde bir araya gelmezler. Nefsini brak ve gel. Gnahkar gibi olma. Hi kimseye kani olma. air ne gzel sylemi: Senin akndan dolay ruhum bir yerde karar klmaz olmutur Bir kucaa iki canan yerlemez Gel ey can sen bu gnle yerle Bir tahta iki sultan oturmaz. Yukarda yer verdiimiz ayette rabbin yannda bulunmak eklinde geen ifade, ruh iin mekan olmadna ynelik bir iarettir. nk mekandan mnezzeh olana yaknlk mekanl olamaz. Bilakis yaknlk, Onun ahlakyla ahlaklanmak, Onun sayfalarnda yazl olanlarla nakolunmak, Onun yemilerinden ve rzklarndan yemek eklinde olur. kincisi, rzk. nk yaayan iin rzk kanlmazdr. Ruhlarn rzk ise ilahi nurlar, rabbani klardr. Ki bunlar ruhlarn tohumlardr. Bir eyin rzk onunla ayn cinsten olmak durumundadr. Nitekim bedenlerin rzk, kabuk mahiyetindeki cisimlerdir. ncs, sevin. Bilindii gibi uygun rzk sevince sebep olur. Dolaysyla ayette bu hususta kuvvetli vurgular sz konusudur. Bir dier rnek de u ayettir: Allah yolunda ldrlenlere ller demeyin. Bilakis onlar diridirler. (Bakara, 154) Bu ayet, nceki ayetle ayn anlam ifade etmektedir. Ama bu ayet anlam mcmel, nceki ise mufassal vermektedir. Lkin siz anlayamazsnz. (Bakara, 154) Yani Allah yolunda ldrlenlerin yaadklarn bilemezsiniz. nk insann u bedenden ibaret olduunu vehmediyorsunuz. Beden ise ldrlm bulunuyor. Bu vehme sahip iken, insann u

356

ekillendirilen, biim verilen, cisim sahibi klnan u heykelden farkl bir ey olan ruhtan ibaret olduunu nasl bilebilirsiniz? Ruh ise bakidir, diridir. Gl ve Yce Allah'n huzurunda hak meclisindedirler. (Kamer, 55) sevin iinde, coku ve srur yaamaktadr. te bu vehimden dolay byle bir zann beslediniz, byle bir sz sylediniz. Ki bu, apak bir bhtandr. Bir daha byle bir ey sylemeyin ve sadece eza grmenize sebep olan bu yoldan uzaklan. Buna benzer ifadeler gerek mcmel gerekse mufassal, gerek kaytl ve gerekse dolayl olarak suhuflarda, ncillerde, Zeburda, sryani ve yunan sahifelerinde burada zikredilmeyecek kadar ok yer almtr. Nasl olmasn ki eer insan, bedeninin lmnden sonra da kalan bir ey olmasayd ahiret ve buna dayal olarak belirginleen kabir azab, sorgu sual ve berzahta srat zerinde yaanan hadiseler gibi yeniden dirili gnne kadar vaki olacak birok ey kendiliinden geersiz olacakt. Peygamberlik de geersiz olacakt. nk nbvvetin amac, bu gereklerin, ileride karlaacaklar gzel hallerin ve akbetlerin insanlara retilmesidir. nk akl tek bana akbetlerin hallerini ve varlacak sonlar idrak edemez. Eer insanlarn dnecekleri bir akbetleri, buradan syrlp gidecekleri bir mekanlar yoksa nebilerin gnderiliinin ne yarar olur. Bilakis o takdirde nebilerin gnderilileri akl almaz, anlamsz, delilik, sama ve gln bir ey olarak belirginleirdi. Ama mebde asndan durum bundan farkldr. nk mebdei idrak etmek asndan tek bana akl yeterlidir. nsan kavram asndan u binek olarak kullanlan, aptal, lml, aciz ve yoklua doru yol alan beden heykelinden baka bir eyin olmas ve bunun da bedenin lmnden sonra baki kalmas kanlmazdr. Buna ruh, akl veya nefis denir. Sz konusu eyin bunlardan herhangi biriyle isimlendirilmesi mmkndr. lahi hitaplarn muhatab odur, azarlanan, dllendirilen ve cezalandrlan odur. Ama dinin

357

konulmasnn anlaml olmas, ilahi snnetlerden ve nebevi yollardan edinilen kanunlara sarlmasnn bir gerekesinin olmasdr. Eer ldmzde ldmzle kalsaydk lm her canl iin bir rahatlama olurdu Fakat ldkten sonra diriltileceiz Ve hepimiz her eyden sorguya ekileceiz Bedenin lmnden sonra baki kalan bu eyin, kabirdeki bedene, ya da O gn arz (yer) baka bir arza, semavatta (gklerde baka gkler) haline getirildii gn.. (brahim, 48) maherde yeniden yaratlan baka bir bedene dnmesi arasnda fark yoktur. Kukusuz iki kk alemde, yani beden ve ruh aleminde meydana gelen deiimi anlamayan kimse byk alemdeki bu deiimi anlamaz. Beden alemindeki deiimi anlamak, ntfe arznn alaka (kan phts) arzna, alaka arznn muda (bir inem et) arzna, muda arznn kemik, sonra et arzna dnmesini, yani Allahn onu baka bir yaratlla yaratmasna kadar eitli deiimlere uramasn bilmektir. Dolaysyla bedenin yaratlndan ruh semasna kadar birbiriyle ahenktar, kat kat arz vardr. Halden hale (tabakadan tabakaya) geersiniz. (nikak, 19) ayetinde bu anlama iaret edilmitir. nsan nce balk halinden geer. Bundan maksat drt unsurdur. Sonra balktan szlm bir z halinden geer. Ardndan ntfe z haline, arkasndan kanphts z halin, oradan bir inem et z haline, sonra kemik z ve ardndan et z haline gelir. Bylece bedenin yedi arz tamamlanm olur. Ardndan ruhun yedi kat salam semas (g) (Nebe, 12) bina edilir. Bu semavatn (gklerin) ilki kalptir, ikincisi ruh, ncs nefis, drdncs akl, beincisi heyulani, altncs

358

meleki akl ve fiili akl, yedincisi mstefad akldr. Bylece yedi semada tamamlanm olur. Allah, yedi kat semavat (g) ve arzdan (yerden) bir o kadarn yaratandr. Emir bunlar arasndan inip durmaktadr. (Talak, 12) Yani ruh semasndan beden arzna zorlayc emir, menedici yasak iner. Bu anlattklarmz kk aleme gre byk alemde daha belirgindir. Buras bn Abbasn (r.a) Eer bu ayeti tefsir etseydim, mutlaka beni talardnz veya tekfir ederdiniz. dedii makamdr. Henz bir dereceye kadar tevhit zirvesine ulaamayann makamna inen kimse talanr, nefret edilir veya lkeden ve kullarla ili dl olmaktan uzaklatrlr, tekfir edilir. Nitekim biz Rasulullahtan (s.a.v) yle rivayet ettik: Marifetullah kfrden bir czdr. Eer Mslman deilsen la seni kafir yapar Eer Mslman kalrsan kafir deilsin Nitekim Ali b. Ebutalib (r.a) yle demitir: smn iinde o kadar ok ilim var ki eer onu yayarsam, kesinlikle ldrlrm. Onun evlad Cafer es-Sadk (r.a) da yle demitir: Ben ilmin cevherlerini gizlerim Ki cahil grmesin ilmi, yoksa bizim iin fitne olur Hkmdarlar kanm mubah sayarlar Yaptklar bu en irkin eyi gzel grrler Delip geen alev misali eyh imam Shreverdi de yle demitir: Eer srr aarlarsa kanlar mubah olur Mubah grenlerin kanlar da mubah olur

359

Bu anlam vurgulamak maksadyla baz salikler Rububiyet srlarn ifa etmek kfrdr. demilerdir. Bilakis her biri fazilet denizi, cmertlik ve adalet memba Kurey soyundan gelen erefli ve asil Nebiden (s.a.v) nasiplenmilerdir. Ki O (s.a.v) yle buyurmutur: lmin bir ksm vardr ki gizli bir inciye benzer. Onu ancak Allah bilen alimler bilebilirler. ayet bunu sylerlerse Allah hususunda gurura kaplm olanlardan bakas bu ilimleri inkar etmez. Onlar yetlerimizden gafil olanlar (Yunus, 7)dr. Nice szlm berrak ilimlerle dolu saf kaseye bak! enlere lezzet verir. (Saffat, 46) steyenlerin kolaylkla yudumladklar halis amellerin znden dklmtr. Ne gzel sylemi Faryabi! Bu gn mey kadehinin dnda benim iin yoktur Bir tek dost. Ki iinde saf arap vardr. Bununla beraber ondan birka damlack dtnde veya kenarlarndan szdrdnda zat ondan lezzet alr. nk saflnn incelii buna sebep olmutur ve bu lezzet alma da gayri ihtiyari olur. Bundan dolay sorumlu da tutulmaz. Takat getirilmeyen ykmllk olur mu? Ey Rabbimiz! Bize gcmzn yetmedii iler ykleme! (Bakara, 286) Bana arap iiriyorlar, sonra da ark syleme diyorlar Eer benim gibi huneyn dana iirselerdi arab, o bile ark sylerdi. Bade itiim zaman, artk kendimi kaybederim Aklm fikrim btnyle ortadan kalkar Bana diyorlar ki arap i, ama sarho olma are yok, arap ien sarho olur.

360

Rivayetlere gelince, saylmayacak kadar okturlar. Bunlardan biri Rasulullahn (s.a.v) vefat ederken syledii u szdr: En yce dosta en temiz hayata ve en yakn kaseye En yce dostu isteyen, arayan lr m, yok olur mu, dalr m, rr m? Bir dier rnek de Rasulullahn (s.a.v) u hadisidir: Allahn dostlar lmezler. Sadece bir yurttan baka bir yurda tanrlar. Hi kukusuz beden lmldr, gidicidir. Bu da gsteriyor ki insan, bedeninin lmesinden sonra kalan, amel yurdundan ceza yurduna tanan bir eydir. Btn insanlar (bedenleri hari) lmedikleri halde hadiste sadece Allah dostlarndan sz edilmesinin, buna karlk Allah dmanlarndan sz edilmemesinin sebebi udur: Gerekte dikkate alnabilecek, hayat olarak nitelendirilecek hayat, sadece Allah dostlarnn yaad hayattr. nk Mahbubu bulmu olmalarndan dolay onlar sevinirler. Dmanlar ise aradklarn yitirmi olmann hznn yaarlar. Onlarla canlarnn ektii bedensel lezzetlerin, dnyevi sslerin arasna girilmitir. Bu yzden yce Allah, dostlarn Allahn dostlarna korku yoktur; onlar zlmeyecekler de. (Yunus, 62) eklinde, dmanlarn ise bunun tam aksi bir durumla tasvir etmitir. Bu iki gruba ilikin bu yndeki tasvirler Kurann birok yerinde gemektedir. Bir dier rnek de u hadistir: Ademolu ld zaman ruhu nann stnde kanat rpar ve: ey ailem, ey ocuklarm, dnya benimle oynad gibi sizinle oynamasn. Bu hadis ak bir ekilde Ademolunun ldn, ama ruhunun baki kalp stnde kanat rptn ifade etmektedir. Bir dier hadis de udur: ehitlerin ruhlar yeil kularn kursaklarnda olup cennet aalarnn meyvelerine aslrlar. Burada ku derken beden dikenlerinden arnm saf akllar kast edilmitir. Nitekim bu anlama yle iaret edilmitir: Dizi dizi kular. Her biri kendi duasn ve tesbihini (renmi)

361

bilmitir. (Nur, 41) phesiz biz, orada sra sra dururuz. (Saffat, 165) Saf saf dizilmilere. (Saffat, 1) stlerinde kanatlarn aa-kapata uan kular (hi) grmediler mi? (Mlk, 19) Bu ayetlerin tm, cismani balardan mcerret akllara iaret etmektedirler. Kursaklarla (havasil) daruhlarn onlara alabildiine yakn oluuna, onlarla btnletiine iaret edilmektedir. nk kuun bandan sonra en deerli organ kursadr. Yeillikle de akllarn ok sayda ilim ve irfanla nitelenmesine, ftri ve eksiksiz naklarla bezenmesine iaret edilmitir. Bu ifade ise zemini taze otlarla rtlm baheden edinilmitir. Bu anlamdan dolay beeri ruhlar da yeillikle vasfedilmilerdir. nk zaruri hakikatlerin marifeti suyuyla ve kesbi terkipler tohumuyla yeermilerdir. kisinin birleiminden matlup neticeler tarlas yemyeil kesilir. Nitekim yce Allah bir ayette buna yle iaret etmitir: Yeil aatan sizin iin ate karan O'dur. (Yasin, 80) Musann (a.s) retmeni olan Hzr (Hdr) kelimesi de bu kkten tremitir. Ki lleri am, karanlklardan kam, sonunda hayat suyuna ulamt. Halil gibi atee girmedike Hzr gibi hayat suyuna ulaamazsn Bundan nce atn kesmi, ann koparmt (dnya ile cismani eylerle balarn kesmiti). Askerlerinin her birine demiti ki: Canllar iin helakten baka bir anlam olmayan bu le dm mcevherleri ve incileri toplayn. Nice deve vardr ki dz ovada tkezler Nice inci vardr ki akllarla beraber salmtr. Alan da pimandr, almayan da. te ahiret nimetlerinin rnei budur. Dnya nimetleri ise alabildiine azdr. u ayette buna iaret edilmitir: Allah sizi bir rmakla imtihan

362

edecek. (Bakara, 249) Nehirden maksat, akp giden dnyadr. Kim ondan ierse benden deildir. (Bakara, 249) nk dnya ehliyle vuslat Allah kendine haram klmtr. Onlarn da Allaha vasl olmalar haram olduu gibi. Kim ondan imezse bendendir. (Bakara, 249) nk ben Salih kullarm iin hibir gzn grmedii nimetleri hazrladm. Eliyle bir avu ien mstesna. (Bakara, 249)Yani dnya hayatnda yaayacaklar ve ahretin tarlas olarak istifade edecekleri kadar yararlanmalar mstesna. nk dnya ahretin tarlasdr. Bu yzden sylendiine gre Hzra (Hdr) denmesinin sebebi udur: Bir yerde namaz kld zaman orada otlar yeerirdi Hzr, senin faziletli nefsindir. Karanlklar ise, cismanilerin yzne ken kuvvetlerin zulmetidir. llerde dolamasndan maksat, maddi ve cismani alar kesme abasdr ki hakikatler ve keifler ilminin hayat suyuna ulasn. nk oraya gnderilmesinin sebebi kemalatlar elde etmektir. nk nefse hepiniz oradan inin! (Bakara, 38) denilmitir. Sz konusu inciler ve mcevherler ise gayp hazinelerinde gizlenmi mahede marifetleridir.Ondan alan, niin daha fazla almadm diye piman olur. Almayann pimanl ise daha fazladr. O yerlerin tmn dolatm O iaretler arasnda gidip geldim Bir ey grdm: o da aknlktan bir elin eneye konulduunu veya geen yllara pimanlk duyulduunu. Atn kesilmesinden maksat, ehvet gnelerinin sndrlmesidir. nk sz konusu marifet ve ilimlere ancak bunlarn sndrlp ezilmesiyle ulalr. Bu ayn zamanda srail oullarndan boazlamalar istenen sar inektir. nk onun temsil ettii ehvet israiloullarn istila etmiti. nek

363

boazlandnda nefs-i natka dirilmiti. Bylece Allah lleri diriltir. (Bakara, 73) ehvet, serke bir at olarak isimlendirilir kimi zaman. nk ehvet azgndr ve srtna binen nefse boyun emez. Nitekim Hakimu uara yle demitir: Seninle ayn meskende kpek ve at yayor Biri srr, biri de serketir. Kpekle fkeye, atla ehvete ve meskenle de bedene iaret etmitir. Hitap, hissi ve akli varlklar denizlerinde ilmi mcevherler sedeflerini avlayan nefs-i natkaya yneliktir. Bu konuyla ilgili rivayetlere gelince, mer (r.a) bir hutbesinde yle demitir: Ey Ademolu! Baki kalmak iin yaratldnz. Siz lmezsiniz. Sadece bir yurttan baka bir yurda tanrsnz. Bu ifade, Tevratn birinci sfrnda yer alan mehur szden alnmtr ki uzundur ve daha nce de iaret etmitik. Srlarn Hallac bir iirinde yle demitir: Ruhlar sahiplerine dndrd Bedenler ise toprakta kalp rdler Daha nce bu beytin teviline yer vermitik. Bir dier iirinde de yle demitir: Ey gvendiklerim ldrn beni ldrlmem yaamam demektir nk yaamak benim iin lmek lmekse benim iin yaamaktr Yani bedenimin lmesi ruhumun yaamas, ruhumun lmesi ise bedenimin yaamas demektir. Aksi takdirde hayat ve lmn ayn zamanda ayn yerde bulunmalar gerekir ki bu, muhaldir. Bu ifade ayn zamanda u ayette zikredilen silme ve sabit brakma hallerine de iaret etmektedir: Allah

364

dilediini siler, (dilediini de) sabit brakr. (Rad, 39) Daha nce bunun aklamasna yer vermitik. Bu gibi kinayeli ve dorudan aklamalarn rnekleri burada yazlmayacak kadar oktur. Dolaysyla bu rneklerle yetinilmelidir. nk insaf sahibi bir insann ikna olmas iin az ve basit bir rnek yeterli gelirken, dediim dedik srarclndaki bir kimseyi ikna etmeye ok ve apak rnekler de yetmez. kinci Mesele: Nefs-i Natka bedenle birlikte hadistir; Nefs-i Natka bedenle birlikte hadistir; ondan nce veya sonra deil. Bedenden sonra hadis olmamasnn sebebi udur: Beden artk kaybolur. Bedenle alakas iki maslahata yneliktir. Birincisi, bedene yerletirilmi bulunan aralar vastasyla kemalini elde etmesidir. nk bu aralar olmadan nefs-i natka kemale eremez. kincisi, bedene mmkn olan bir sre boyunca kendisine layk olan hayat bahetmektir ki hak eden hibir eyin hakk zayi olmasn. Eer ntfe hayatla vasfedilir de nefsi vasfedilmezse, bu takdirde ntfe ile nefsin ilikisinin hibir yararl sonucu olmaz. Bu yzden kesin olarak bilinmektedir ki bir bedenin iki hayat olabilecek ekilde iki nefsinin olmas caiz deildir. Aksi takdirde bir tek eyin iki kere yaamas veya benzer ya da farkl iki hayat yaamas gerekirdi. Ki bunlarn tm, tpk bir tek nefsin benzer veya zt iki bedeni tedbir etmesi gibi muhaldir. Her ikisinin muhallik derecesi ayn ve eittir. Nefs-i natkann bedenden nce mevcut olmasnn muhalliine gelince, hi kukusuz Rasulullahn (s.a.v) yce Allah, ruhlar bedenlerden bin yl nce yaratt. sz gerektir. Bununla beraber bu hadiste geen ruhlar; ulvi feleki ruhlar olarak anlamak gerekir. nk ifadenin orijinalinde banda elif-lam olan oul sifasyla zikredilmitir ki bu, sayg ve tazim ifade eder. Bu yzden ulvi feleki ruhlar eklinde yorumlamak gerekir. Bunun da hi kukusuz bir srr vardr. Ama imdi derine

365

dalmayacam. Denizinin comasyla yzeyinde beliren kpkleri gryorum. Buna akl ve nakil delalet etmektedir. Akli delile gelince, eer nefs-i natka bedenden nce mevcut olsayd, ya blnrd veya blnmezdi. Eer blnr olsayd, cisim olurdu. nk cismin blnebilmekten baka bir anlam yoktur. Eer blnr olmasayd, bu takdirde bedene taalluk ettikten sonra ya nceki gibi tek olarak kalrd, bu durumda da btn bedenler iin bir tek tedbir edici bedenin olmas gerekirdi ki btn insanlar iin ayn hareket, ayn idrak olsun. Bunun muhal olduu ise apak ortadadr. ayet bedenlere taalluk ettikten sonra blnr ve bedenler arasnda dalrsa bundan da iki muhal doar. Birinci muhal, tecessm (cisimleme), terekkp (mrekkep/birleim), tefessl (blmlenme) ve tevessl (ulama). Bu zellik ise sadece cisimlere zgdr. kinci muhal, bedenden nce mevcut olduu varsayld halde bedenle birlikte meydana gelme. nk her bedenin nefsi, blnmesinden sonra kendisine taalluk edendir. Dolaysyla onunla birlikte meydana gelir. Oysa ondan nce mevcut olduu varsaylmt. Bu delille de ortaya kyor ki nefis bedenle birlikte meydana gelir. Nakli delillere gelince, bu konuyla ilgili birok ayet vardr. Buna rnek oluturan ayetlerden birinde bedenin eitli aamalardan geirilerek yaratlmas anlatldktan sonra yle deniyor: Sonra onu baka bir yaratla insan haline getirdik. (Mmimun, 14)Bu da baka yaratln nefsin meydana getirilmesinden sonra gerekletiine delalet etmektedir. zellikle yaratma fiilinin sonra edatyla birlikte zikredilmesi bunu aka ortaya koymaktadr. Bilindii gibi sonra edat takip ifade eder. Bir rnek de u ayettir: Ona ekil verdiim ve ona ruhumdan flediim zaman. (Hicr, 29) Ayet, ruh frmenin bedenin ekillendirilip dzgn hale getirilmesinden sonra gerekletiine delalet etmektedir. Bu ise nefsin meydana geliini sembolize etmektedir. Buna benzer birok

366

ayet vardr. Bu deerlendirme akli delil ve imani delil esasna dayanmaktadr. Zevk ve ayni olarak gzlemleme asndan bu srrn zerindeki rtnn almasna gelince, bu meselede sekin hukema ve ilk kuak byk filozoflar ile meailer ve muallim-i evvelin rencileri gibi son kuak filozoflar arasnda ihtilaf vardr. Hi kukusuz nebilerin (a.s) kalpleri, nefislerin bedenlerden nce mevcut olduklarn kabul etme zelliine sahip olarak ekillendirilmitir. Nitekim buna dair birka hadise yer verdik. Bu nedenle muhakkik sofiler nefsin nceliini kabul etmeye eilimlidirler. zellikle konuyla ilgili hadisler baz Kuran ayetleriyle de desteklenince bu eilimleri daha da glenmektedir. Yce Allahn ezelde ruhlara hitap ettii u ayeti buna rnektir: Ben sizin Rabbiniz deil miyim? (Onlar da), Evet (buna) hit olduk, dediler. (Araf, 172) Bu ihtilafn sebebine gelince, nefs-i natkann illeti, onu bedenlerin ruhlarna fleyen etkeni kesinlikle bedenlerden nce mevcuttur. Nitekim Cebrail (a.s) Meryeme (a.s) hitaben yle demitir: Ben, sana tertemiz bir erkek ocuk balamam iin Rabbinin bir elisiyim. (Meryem, 19) Balayan, balanandan nce mevcuttur ki bir ey balayabiliyor. Ama ondan kaynaklanan nefsin bedene taalluk etmesi kesinlikle hadistir. Bu hususta ihtilaf yoktur. Ama hadis alaka sahibi bu nefis, illetinin iinde bilfiil veya bil kuvve mevcuttur. Eer bilfiil mevcut ise, bu demektir ki bedenden nce mevcuttur. ayet bil kuvve mevcut ise, bedenden nce mevcut olamaz. te ihtilaf bu noktadan domutur. Ancak bu hal bilinmemektedir, hayal ve vehim perdeleri kaldrlan ve basiret ve anlama keskinlii bahedilenler hari. Bu mesele bir bakma una benzer: Bir kvlcm, kandilleri tututurup fitillerinde sabit ate haline geldiinde, her bir fitilin bandaki bu ateler o tek kvlcmda bilfiil mi yoksa bil kuvve mi mevcuttular? Bu durum bunun gibi somut bir olayda dahi bilinmediine gre soyut bir vaka ile ilgili olunca durumu varn siz

367

dnn! Akli olarak artk biliyoruz ki bu uleler kvlcmn fitillere sirayet etmesiyle birlikte meydana gelmilerdir. Bundan nce sadece istidat ve kuvvet olarak mevcuttular. Dolaysyla bu mkl mesele ve zor konu zerindeki phe ve hayret ridasn yrtm, hilik ve zulmet perdesini aralam olduk. Artk dane ve reyhan kabuundan syrlm, kar, zarar birbirinden ayrlm oldu. nc Mesele: Beeri nefislerin tm ayn trdr, aralarnda hakikat ve zat olarak bir fark olmamas hakkndadr. Beeri nefislerin tm ayn trdr, aralarnda hakikat ve zat olarak bir fark yoktur. Farkllklar sfatlarla ilgilidir. Sfatlar ise beden mizacna bal olarak belirginleirler. Dier bir ifadeyle nefsin zatna arz olmu arazlardandrlar. Ama zatilikleri itibariyle zatlar arasnda farkllk olmas kesinlikle sz konusu deildir. Kald ki nefsin zatliinin olmadn da biliyorsun. O tek zattr. Dolaysyla u iki eyden biri gerek olmaldr: Ya bunlarn her biri kendi bana bir trdr. Yani tr ahsnn iindedir. Ta ki bu trden kendisinden baka bir ey mevcut olmasn. Tek olan vacibul vcut gibi. Bunun da geree aykr olduu apak ortadadr. Ya da tm bir trdendir. Ve gerek de budur. Hem akl hem de nakil buna delalet etmektedir. Akli delil udur: Btn nefisler tek ve basit bir mebdeden bahedilmilerdir. Bu mebde de faal, ruhlar fleyen, suretleri ve kalplar baheden son akldr. Bu aklda hibir ekilde terkip ve farkllk yoktur. Bu yzden bundan kaynaklanan nefislerin hakikat itibariyle birbirlerinden farkl olmalar imkanszdr. nk illetin birlii maluln birliidir. u mehur ve kesin kaideyi biliyorsun: Bir hibir zaman birbirinden farkl iki eyin kayna olamaz. Kukusuz nefisler ve ruhlar arasnda bedenin mizacna tabi sfatlardan kaynaklanan ahlak bakmndan bir farkllk olduu gzlemlenmektedir.

368

Fakat bu farkllk ntfeler ve maddeler olarak belirginleen kabiliyetler asndan sz konusudur. Gnein n dn. Nasl da rpcnn yzn karartrken rpt amar aartyor? Bunun sebebi iki kabiliyet arasndaki farkllktr. Yoksa gnein ualar arasnda hibir ekilde farkllk olmad bilinmektedir. Bir de ay dn. Nasl da gln bir tarafn kzartrken, bir tarafn aartyor, bir tarafn da sarartyor. Oysa ayn btn taraflara uzakl ve etkisi eit dzeydedir. Bu farkllk gln bir tarafnn dierine gre kzl rengini almaya daha yatkn olmasndan ileri gelmektedir. Bunun sebebi de ya aya kar olmas veya ok ince latif olmas ya da baka bir istidat ve kabiliyete sahip olmasdr ki bunlar da saylamayacak kadar ok derecelere sahiptirler. Kemiyetlerini ancak onlar ekillendiren ve nurlandran Allah bilir. Yukarda verdiimiz rneklerden daha ak bir rnek var. effaflk ve renk bakmndan birbirinden farkl aynalarn yerletirildii bir duvara gnein vurduu zaman k bu aynalardan sar, krmz ve beyaz gibi farkl renklere sahip olarak yansr. nk bu klar renklerinin rnekleridir. rnek de rnekledii eye uygun olmak durumundadr. Aksi takdirde rnei olma zelliini kaybeder. Ki kta aslnda renk yoktur. Bundan da anlalyor ki sfat ve ahlak itibariyle mahede edilen farkllklar nefislerin kabiliyetlerinden ileri geliyor, zatlarndan deil. Bir dier akli delil: Eer nefisler mahiyet olarak birbirlerinden farkl olurlarsa, yani cins gibi olurlarsa ve trler fasllarla belirginleirlerse, bunlarn her bir tr bir cinsten ve fasldan olurlar. Oysa daha nce bunlarda terkip ve blnmenin imkansz olduunu kantlamtk. Bundan dolay eer tamam ayn trden olurlarsa, ahslar zellik ve sfatlarla belirginleirler. Bu da sizin szn ettiiniz terkibin imkanszl durumunu yeniden ortaya karr. denemez. Eer denirse, biz de buna yle cevap veririz: Harici sfatlarn arz olmas zatn terkibini gerektirmez. nk sfat zatn hakikatine

369

sirayet etmez. Aksi takdirde sfat sfat olarak kalmaz cz olur. kisinin arasndaki fark da budur. sim srf alamettir, sfat harici bir anlamdr, cz ise iteki zati bir czdr, insan tr ile at trn birbirinden ayran zati fasl gibi. nsann konuan, atn ise kineyen olmas byle bir eydir mesela. Bu zellik zata dahildir, onu terkip edendir. Bu blmn ayrc noktas da budur. Nakli delile gelince, bu hususta birok rnek vardr. Bunlardan biri u ayettir: Sizi bir tek nefisten yaratt. (Nisa, 1) Bu ayet, btn nefislerin kaynann bir tek nefis olduuna delalet etmektedir. Bildiin gibi kaynan (masdar) birlii kaynaklann (sdur) birliine, o da sadr edenin birliine delalet eder. Bir dier rnek de u ayettir: Allah insanlar hangi ftrat zere yaratm ise ona evir. (Rum, 30) Ftrat, islamn ve Allaha boyun emenin faziletini, kfr ve inadn rezilliini alglayan nefislerin cevherlerinin saflna iaret etmektedir. Bu, btn nefislerin zat olarak brahimin hanif milleti zere yaratlm, bu cibilliyetle donatlm olduunun da delilidir. Bir dier rnek de u ayettir: Kfir olanlarn szn alaltt. Allah'n sz ise zaten ycedir. (Tevbe, 40) Bildiin gibi Kuranda kelime=sz, insan yapsnda yer alp da akleden cevher anlamnda kullanlr. Nitekim sa (a.s) hakknda Allahn ruhu ve kelimullah kelimesi (Nisa, 171) denilmitir. Bir dier ayette yle buyrulmutur: O'na ancak gzel szler ykselir. (Fatr, 10) Bir baka rnek de u ayettir: Allah'n szleri tkenmez. (Lokman, 27) Bunun gibi rnek gsterilecek daha birok ayet vardr. Dolaysyla yukarda zerinde durduumuz ayet gsteriyor ki nefsin cevheri olan kelime, birinde yce cennette sebat etmesiyle birinde de oradan inmesiyle ulvi ve sfli vasflarn

370

kazanr. Ykselmek ve inmek ona arz olan vasflardr. Kelime ise Tek zattr ve onda bir farkllk yoktur. Bir rnek de u ayettir: Rahmn olan Allah'n yaratnda hibir uygunsuzluk gremezsin. (Mlk, 3) Bu ayet, btn mahlukatta uygunsuzluk ve farkllk olmadn gsteren genel bir ifadeye sahiptir. Bu genellii itibariyle de Cbbai ve olunun mezhebinde yaygn olan btn zatlar, vacibul vcut da dahil olmak zere zatilikte mterektirler eklinde yorumlanmtr. Ne var ki ayet bu yoruma elverili deildir. nk Rahmann yaratndadeniyor. Rahman ifadesiyle de burada akl- evvele iaret ediliyor ki u ayette Allah ismiyle edeer saylm bir isimdir: De ki: ster Allah deyin, ister Rahman deyin. Hangisini deseniz olur. (sra, 110) Onun an yce ve delili de bakalarna kar gz kamatrcdr. Rahman, yce esma- hnsadan biridir ve grkemli ululuun alametidir. Dolaysyla iki eye iaret etmektedir. Biri u ayette dile getirilmitir: Mutlak hkmranlk (mlk) elinde olan Allah, yceler ycesidir. (Mlk, 1) Bildiin gibi cisimler aleminden ibaret mlk, Onun ilk akl (akl- evvel) dediimiz elindedir. kinci belirti: u ayetin ierdii ifadelerdir: O ki, birbiri ile henktar yedi semay (g) yaratmtr. (Mlk, 3) Bildiin gibi semavat (gkler), zel bir tertip zere Ondan sadr olmutur. Nitekim bir ayette yle buyurmutur: Semay kendi ellerimizle biz kurduk. (Zariyat, 47) Ya da semavat, nefislerin cevherleri arasnda bir uyumsuzluk olmamak temeli zere Ondan sadr olmutur. Bizim vurgulamak istediimiz de budur. Bir rnek de u ayettir: Bunlarn hepsi bir su ile sulanr. (Rad, 4) Bu ayette geen su ifadesi, ruhlar baheden olarak yorumlanabilir. nk elverili bir taycdr. Daha dorusu ondan daha elverili bir anlam yoktur.

371

Bir dier rnek de Rasulullah efendimizin (s.a.v) u hadisidir: Yce Allah btn insanlar hanif olarak yaratt. Sonra eytan onlar aldatt. Bir dier hadiste de yle buyurmutur: Eer eytanlar ademoullarnn kalplerinin zerine ullanmasalard, semann melekutuna bakabileceklerdi. Bir baka hadiste de yle buyurmutur: Allahn, arznda kaplar vardr. Haberiniz olsun, bu kaplar kalplerdir. Kalpler iinde Allaha en sevimli gelenler, en saf ve en salam olanlardr. Yani yakini inan bakmndan en saf ve dine ballk bakmndan da en sert olanlar Allah katnda daha sevimlidirler. u ayet de bu inci gerdanln bir parlak ve deerli ta olarak kabul edilebilir: Muhakkak ki Allah yannda en deerli olannz, O'ndan en ok korkannzdr. (Hucurat, 13) Bu ayet gsteriyor ki nefislerin celal huzuruna yaknl, orada stn bir makama sahip olmalar takva sahibi olmalarna baldr. Takva ise nefse arz olan bir sfattr. Bu hadis ve ayetleri apak bir ekilde tevil eden nass ise u hadistir: Her ocuk ftrat zere doar. Sonra anne ve babas onu Yahudiletirir, Hristiyanlatrr ve Mecusiletirir. Bu hadis gsteriyor ki btn nefisler tek bir ftrat zere yaratlm, deimez bir cibilliyetle yorulmulardr. Fakat rezil ahlaklar, eytani adetler, kt fiiller ve cismani itikatlar onu kirletir, pisletir, temizliinden ve parlaklndan uzaklatrr. Dolaysyla nefsin Yahudiletirilmesi ve Hristiyanlatrlmas gibi bir eydir bu hal. Mrikler ancak bir pisliktir. (Tevbe, 28) ayetinde sz edilen pislik, nefsin pisliidir. Nefsin temizlii ise u ayette sz edilen sudur: Her canl eyi sudan yarattk. (Enbiya, 30) nk pisliin su ile giderilmesi nefsin hayat demektir. Ona ancak temizlenenler dokunabilir. (Vaka, 79) Onda temizlenmeyi seven adamlar vardr. (Tevbe, 108) Kim temizlenirse o, kendi menfaatine temizlenmi olur.(Fatr, 18) Onlarn mallarndan sadaka al; bununla onlar (gnahlardan) temizlersin, onlar artp yceltirsin. (Tevbe, 103)

372

ayetlerinde sz edilen temizlikten maksat da nefsin temizliidir. Buna rnek oluturacak daha birok ayet vardr. Bedenin pisliine, temizliine ve suyuna gelince, bilinen bir eydir ve ayrca burada zikretmeye gerek yoktur. u ayette nefis ve beden temizliine birlikte iaret edilmektedir: Allah tevbe edenleri de sever, temizlenenleri de sever. (Bakara, 222) Tvbe eden, kendisinden sadr olan kk gnahlardan dnen kimseye denir. Burada bir dnn sz konusu olabilmesi iin ncesinde herhangi bir irkin fiilin sadr olmas art vardr. Temizlenen kimsedense herhangi bir kt fiilin sadr olmam olmas da mmkndr. Bilakis yaratltan tertemiz olabilir. Dolaysyla temizlenmek, gnah nitelikli bir sabkann bulunmas artna bal deildir. te tvbe edenle temizlenen arasndaki fark budur. u ayette temizlenenlere iaret edilmektedir: Onlar, ne ticaret ne de al-veriin kendilerini Allah' anmaktan alkoyamad insanlardr. (Nur, 37) nk onlarn bir ticaretleri ve al verileri vardr ve bu ileri, onlar mabudlarn zikretmekten alkoymamaktadr. nk ticaret kesinlikle alkoyucu, engelleyicidir. Dolaysyla anlalyor ki onlarn, Allahtan bakasyla bir alverileri, bir ticaretleri yoktur. Allah ile yaplan ticarette zarar olmaz. Ama zararla sonulanan ticarete yle iaret edilmitir: Ancak onlarn bu ticareti kazanl olmam ve kendileri de doru yola girememilerdir. (Bakara, 16) Ancak Allah ile alveri yapld zaman karl klr ve doru yola girilir. Allah ile yaplan ticaret, u ayette iaret edilen kar ticarettir: Asla zarara uramayacak bir kazan umabilirler. (Fatr, 29) Her iki ticarete, yani hem karl olanna, hem de zararla sonulanana yle iaret edilmitir: Halbuki Allah, alm-satm hell, faizi haram klmtr. (Bakara, 275) Faiz, maln maddi olarak oalmasndan ibarettir. Gerekte ise nefislerde akli, manevi bir eksilme demektir.

373

Kiinin dnyasnn artmas eksikliktir Srf hayr dndaki tm kazanlar hsrandr. ocuklarn ftrat zere doduklarna iaret eden hadise benzer bir hadis de udur: Allah mahlukat zulmette yaratt. Sonra zerlerine nurundan serpti. Bu karanlk, iki nurla evrilmitir ve u ayetlerde de bu iki nura iaret edilmektedir: Biz insan en gzel biimde yarattk. (Tin, 4) nurlardan biri budur. Sonra onu aalarn aasna indirdik. (Tin, 5) aalara indirilme ise karanlktr. Fakat iman edip slih amel ileyenler (Tin, 6)ifadesinde ise son nura iaret edilmitir. Dolaysyla karanlk, asli ftrat nuruyla sonradan kazanlm, bezenilmi temizlenme nuru arasnda kalm, onlar tarafndan sarlmtr. Bundan da anlalyor ki ilk ve orijinal ftratlar zere duran nefisler, kazanlm ahlak ve edinilmi sfat rezillikleriyle kirlenen nefislerden daha iyi haldedirler. Bu yzden yce Allah yle buyurmutur: Bu dnyada kr olan kimse ahirette de krdr; stelik iyice yolunu armtr. (sra, 72) yani nefsinin saflnn zerini rezillikler pasyla rten kimse ilk halinden daha ar bir krle duar olur. Bundan dolay, asli yaratllar zerinde kaldklar iin ocuklarn nefislerinin kurtulacana hkmedilmitir. Zalimlerin nefisleri ise ilemekte olduklar (ktlkler) kalplerini kirletmi (Mutaffifin, 14) olduu iin helak olacaklardr. Yukarda yer verdiimiz ve mahlukatn zerine nurun serpilmesinden sz eden hadise benzer bir anlam u ayetlerden de alglayabiliriz: nsan gerekten ziyan iindedir. Bundan ancak iman edip iyi ameller ileyenler mstesnadr. (Asr, 2-3) Rasulullah efendimizin (s.a.v) ruhlar seferber edilmi askerlerdir. hadisi anlald gibi bir anlam ifade etmemektedir. nk banda elif-lam bulunan oul kalbyla

374

kullanlan ruhlar yerinde bir yaklam olarak ulvi ve sfli btn ruhlara hamledersek, bunlarn farkl olacaklarndan kuku olmayacaktr. nk semavi nefisler ve nefislerin ruhlar konumundaki akllarn her biri zat ve mahiyet bakmndan farkldr. nk bunlardan iki tanesi bile ayn benzerlik derecesinde bulumaz. Nitekim yce Allah onlardan yle aktarmtr: Bizim her birimiz iin, bilinen bir makam vardr. phesiz biz, orada sra sra dururuz. (Saffat, 164-165)Yani bunlarn hibiri zat olarak kendisi iin takdir edilen malum makamnn tesine geemez ve yine sfat, ilim ve kemal olarak kendisine bahedilen dereceyi aamaz. Bu mertebeden inemez de. Onlar, insann aksine bazen ktlk, bazen iyilik arasnda gidip gelen, ne ondan ne de ondan olan varlklar deildirler. nsan ise arada gidip gelir. nsan iki arada kalm olarak sallanr ve yalpalanr. Nitekim hadiste sz konusu ruhlarla ilgili hadiste bu anlama yle iaret edilmitir: Onlardan rku edenler secde etmezler, kyamda olanlar da rkua gitmezler. Daha nce bunun anlamn aklamtk. u ayetlerde de buna benzer bir anlam ifade edilmektedir: Saf saf dizilmilere (Saffat, 1) Bundan maksat, talar birbirine kenetlenmi bir yap gibi eit ekilde dizilmi feleklerdir. Toplayp srenlere (Saffat, 2) ktlelerini boyun edirmek ve tedbir suretiyle srp toplayan nefisler kast ediliyor burada. Zikir okuyanlara (Saffat, 3) burada ise btn varln maksudu olan mabudun zikrini okuyan, gece gndz ara vermeden, bkp usanmadan tesbih eden akllar kast edilmektedir. te yandan arz meneli nefis de mevalide yneliktir. Bunlar ise hayvan, bitki ve insandr. Nitekim ruhanilerle ilgili blmde buna deinmitik. Bunlar zat ve hakikat olarak farkldrlar. Eer beeri ruhlar eklinde yorumlarsak yine ayn durum sz konusu olur. nk her insanda biri hayvani, biri de insani olmak zere iki ruh vardr. Bunu da daha nce aklamtk. Hi kukusuz bunlar arasnda zati bir farkllk vardr. Nasl olmasn ki, hayvani olan nasl olur da ruhani

375

olana benzeyebilir? nk biri srf nur iken br salt karanlktr. Hatta var olma dnda aralarnda bir ortaklk da yoktur. Bu da lafzi bir ortaklktr. Ya da sadece kukuyu ve arazi bir ortaklktr. Bu aklama Allah, lenin lm zaman gelince cann alr. (Zmer, 42) ayetinin tefsini mahiyetindedir. nk lm annda alnan ruh, cismani- hayvani ruhtur. Bu yzden bir daha bedene dnmez. Uyku zaman tutulan ruh ise nurani-natk ruhtur. Bu yzden bedene geri dner. Bu iki ruh arasnda hakikat bakmndan farkllk vardr. Dolaysyla bu ayetten alglanan hayal de zail olmutur. Dolaysyla bu hadis ruhlar lafz asndan Rasulullahn (s.a.v) u hadisine benziyor: Allah ruhlar bedenlerden iki bin yl nce yaratt. Bunu da daha nce aklamtk. Drdnc Mesele: Beeri Nefsin Nazari ve Ameli Kuvvetinin Tafsili Hakkndadr. Bil ki insandan bir takm idraklere, ilimlere, yapp etmelere ve fiillere tank oluruz. Bunlarn farkl metotlarla sadr olduklarn; kiminin eri kiminin doru, kiminin sahih kiminin de sakat olduunu grrz. Bundan u sonucu karyoruz: nsan nefsinin bilme ve amel etme olmak zere iki kuvveti vardr. Bilme kuvveti de nazari ve ameli olmak zere ikiye ayrlr. Nazari olan bilinen ama amel edilmeyen eyleri idrak eder, Allahn bir ve insann douran olduunu bilmemiz gibi. Bunlar sadece bilinirler. Bu tr bir ilim klli de olabilir, czi de. Klli olan, btn hayvanlarn duyu sahibi olduunu bilmemiz gibidir. Czi olan ise, u insan gzeldir, u insan da irkindir, dememiz gibidir. Ameli bilme kuvveti ise, bilinen ve ayn zamanda amel edilen eyleri anlar. Zulm irkindir ve adalet gzeldir, dememiz gibi. Bu da rneini zikrettiimiz gibi klli olabildii

376

gibi czi de olabilir. Vali alimdir, zulmetmemesi gerekir veya adil olmas gerekir, dememiz gibi. Amel etme kuvvetine gelince, nazari ve amele balamay isteyen bilme kuvvetinin iaretiyle harekete geer. Bu ise sadece czi olabilir. nk fiillerin harite sudur etmesi ancak mahhas olarak tasavvur edilebilir. Bunun insandaki rnei muharrik kuvvettir. Hayvanda ise sevk edici ve fiil ileyici eklinde iki ubesi vardr. Ama aralarnda fark vardr. yle ki: insandaki bu kuvvetin matlubu, hayvandaki kuvvetin matlubundan daha ereflidir. nsan asndan bu kuvvetin matlubu, gzel, doru ve dnyevi iler asndan zarar verse de ahirette zarar vermeyen fiiller ilemektir. Bilakis ahiret hallerinden yararl olur. nk zahirin gerisine nfuz eden, balanglar ve akbetler hakknda basiret sahibi olan, kusurlar ve ayplar bilen isabetli akln etkisiyle gereklemitir. nsann bu zellii olmasa o da hayvanlardan biri olur. Hatta daha da akndr. (Araf, 179) Hayvandaki bu kuvvetin matlubu ise yukarda insanla ilgili olarak anlattmzn aksidir. nk hayvan gzel ile irkini, karanlk ile sabahn aydnln, yanl ile doruyu birbirinden ayrmaz, son halin gzel olmas iin yararl olan amelin ne olduunu bilmez. Bilakis nice yz kzartc ayplar ve kusurlar bulunan yalanc vehmin emriyle nasl denk geldiyse yle hareket eder. Gece karanlnda el yordamyla odun toplayan kimse gibi. Bundan da anlalyor ki nefsin iki ciheti vardr, tpk bedenin biri sa biri sol olmak zere iki elinin olmas gibi. Nefsin sa ciheti, yce cennetin zirvesine bakdr. Ki bu cennetten zerine nurlar ve eserler yansr. Zaten bu itibarla nefis iin nazari kuvvet yaratlmtr. Bu cihetin hakknn verilmesi demek, bu yce huzurdan yardm almaktan geri durmamasdr. Bilakis her zaman bir yn ona ynelik olmaldr ki feyiz, rahmet, cmertlik ve nimet zerine insin. Bu Sadakiler Dzgn kiraz aac, Meyveleri salkm salkm dizili muz aalar iindedirler. (Vaka, 27-29)

377

Nefsin sol ciheti ise bedenin maslahatn gzetip tedbir etmek maksadyla ryen eiin tarafna bakar. Bu yzden nefis iin amel etme kuvveti yaratlmtr. Ama dnyevi maslahatlar kazanrken kendini kaptrp iyice dalmas doru deildir. nk dnyevi maslahatlar uhrevi maslahatlarn ifsad anlamna gelirler. Bu yzden bedenin yaamas iin ihtiya duyulan miktarda bu maslahat gzetmesi yeterlidir. Aksi takdirde eer lezzetleri yiyeceklere, gz alc elbiselere ve konforlu evlere dalarsa uhrevi ynn ifsat olmasna sebep olur. Ksaca sylersek eziyet veren necis tabiat denizinde katlatnda byle bir akbete maruz kalr. Bu Soldakiler ilerine ileyen bir ate ve kaynar su iinde, Serin ve ho olmayan kapkara dumandan bir glge altndadrlar. (Vaka, 41-44) Bu yzden yce Allah nebisine (s.a.v) nefsini fikren ve bedenini amelen temizlemesini, cokun kaynaklardan gelen ho kokulu nefhalar solumak suretiyle nazari kuvvetini ikmal etmesini emretmi, yle buyurmutur: Rabbini byk tan. (Mddessir, 3) bundan maksat nazari kuvvetin ikmal edilmesidir. Elbiseni tertemiz tut. (Mddessir, 4) bundan maksat da bedensel temizliin gerekletirilmesidir. Kt eyleri terket. (Mddessir, 5) bununla da nefis temizlii kast edilmitir. Nefsin bu iki ciheti, nefsin iki kanad olarak da isimlendirilir. Biri ulvi nurani kanat, biri de sfli zlmani kanat. Nitekim yce Allah bu iki kanada yle iaret etmitir: Kfir olanlarn szn alaltt. Allah'n sz ise zaten ycedir. (Tevbe, 40) nk kafirlerin sz alalmaya, Allahn sz ise ycelmeye meyillidir. Bu yzden kafirin kalbi terk edilmi kuyu, mminin kalbi ise salam ve yksek saray olarak isimlendirilmitir. Yce Allah kitabnn baz yerlerinde nefsin bu kanad itibariyle onu bazen karnca, bazen de bal ars olarak isimlendirmitir ki dalardan, aalardan ve insanlarn yaptklar ardaklardan kendine evler (kovanlar) edinir. (Nahl, 68) Bu

378

ayet tenash fikrinin shhatini ifade eder gibidir. nk nefsi madenler ve bitkilerle irtibatlandrmaktadr. Nitekim bir ayette yle buyurmutur: Deve yani mmin, nk mmin de tpk deve gibi kurban olmaya hazrdr ine deliine girinceye kadar ine ise madenlerden retilir. Sonra meyvelerin her birinden ye. (Nahl, 69) bedihi ve kesbi tasavvurlar ve tasdikler edin ve onlar retim iin hazrla. Rabbinin sana kolaylatrd yaylm yollarna gir. (Nahl, 69) bu hususta rabbinin hak yolu olan mantk kanunlar dorultusunda dnce yolunu izlemen gerekir. Onlarn karnlarndan renkleri eitli bir erbet (bal) kar. (Nahl, 69) Sonular aklk, parlaklk, aydnlk ve ziyafet bakmndan birbirinden farkl olur. ifa vardr. cehalet ve sapklk illetiyle hastalanan nefisler iin onda ifa vardr. Elbette bunda dnen bir kavim iin byk bir ibret vardr. (Nahl, 69) Bazen de ceberut huzuruna kyasla zayf ve hakir olduu iin sivrisinek, sinek ve rmcek olarak isimlendirilir. u ayeti duymusundur: Melekleri ikier, er, drder kanatl eliler yapan Allah'a hamdolsun. (Fatr, 1) Bundan maksat illetlere ynelik yce nazar ve aaya bakan sfli nazar itibariyle cihetleridir. O, yaratmada diledii arttrmay yapar. (Fatr, 1) O, bunlarn ortak kotuklar eylerden uzaktr. (Tevbe, 31) ki topluluun zerine kan, iki trn tesine geen, mesafenin sonuna kadar ulaan, bayalk ukurundan alabildiine uzaklaan kimse ikrama mazhar olmu, yakn klnmtr. nde olanlar, ndedirler. te bunlar, (Allah'a) en yakn olanlardr. (Vaka, 10) Beinci Mesele: Bir olan beeri nefsin safl, bulankl itibariyle bulunduu mertebeler hakkndadr. Bu mertebeler drttr. 1) Heyulani kuvvet. Kuranda kandil olarak isimlendirilmitir. 2) Meleke olarak akl.

379

Kuranda lamba olarak isimlendirilmitir.3) Fiili akl. Bu da Kuranda mbarek aa olarak isimlendirilir. nk fikirden dallar, srlardan yapraklar vardr. fazilet nurlarnn iekleri onlarla alanr. Tomurcuklarndan yakin ve delil meyveleri eserleri devirilir. 4) Sonradan kazanlan (mstefad) akl. Bu da Kurandanur stne nur olarak isimlendirilir. Heyulani kuvvet: Fiilden aa olur. Bu kuvvet ocukta olur. ocuk bununla hissi, vicdani ve bedihi eylerden zikredilen ilk eyleri bilir. Kesbi ve onu izleyen eyler ise bil kuvve bilinir. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Allah dem'e btn isimleri, retti. (Bakara, 31) Daha nce de belirtildii gibi Ademe eyann hakikatini bil kuvve retti. Yani onun nefsini eyada bulunan hakikati kuvveden fiile karacak zellie sahip kld. Byk Hekim btn ilimler nefiste bil kuvve mevcuttur. Dnd zaman ilimler kuvveden fiile kar. derken bu anlam kast etmektedir. Sonra buradan ikinci derecede kesbi sonulara intikal etmek istediinde buna meleke ad verilir. Yani fikir ad verilen intikam sebebiyle temlik ettii bir hale dnr. Bundan sonra nazar ve fikri derinletirmek suretiyle bilgileri elde etmeye hazr olduunda bunlarn bazs bilfiil onun iin hazr olur. Buna da fiili akl denir. Dier bir ifadeyle kuvveden fiile kt bir hale ular. Kuvvet ile istidat arasnda fark vardr. Kuvvet istidattan daha geneldir. nk iki tarafl olabilir. Bir fiili ilemeyi de tersini de gerekletirebilir. rnein heyuli kuvvet hem ate suretini hem de hava suretini kabul edebilir. Bu yzden bir kudret iki zdda elverilidir, denilmitir. ki suretten birini kabule hazr olduunda bu hazrlk istidat olarak isimlendirilir. Dolaysyla daha zel bir durumdur. Ve bu adan da bir kudret iki zdda elverili deildir, denilmitir. Bu farka bakarak tartmann bir esasa dayanmadn sezebilirsin. Bundan sonra eya onun yannda mahede edilir ve devam eden bir meleke gibi istikrarl olunca ki bu ancak dnceyi iyice yormakla

380

gerekleir-, sonradan kazanlan (mstefad) akl, yani sonradan kazanlan ilim olur. te bu nur stne nurdur. Yani nefsin nurunun stne bina edilen ilim nuru. nk bu drt mertebe zatlar itibariyle zahir ve bakalarn da izhar eden olmalar bakmndan nurdurlar. Zaten nurun da bundan baka bir anlam yoktur. Baz insanlar asndan bu mertebeler tersine olur ve bu da kanlmaz olarak cehalettir. Bu yzden Kuran onlarn bu durumunu yle ifade etmitir: Birbiri stne karanlklar. (Nur, 40) Birincisi mminin kalbinin rneidir ki yksek bir saraydr. kincisi kafirin kalbinin rneidir ve o da kullanlmaz bir kuyu gibidir. Bazlar, eriatn nuru akln nurunun stndedir, bazlar, nafile nuru farz nurun stndedir, eklinde bir anlam kast edildiini sylemilerdir. Bunlarn tm birbirlerine yakn anlamlardr. Bu son mertebe, yani kuvvet-ki parlak, akli hakikatlerin suretleri olduklar gibi yansdklar bir ayna konumundadr-mutlak reis ve adil hakimdir. Bu yzden hilafeti ve Allahn kutsal arz ve insann yaratlnn gayesi de olan necis harabe zerinde saltanat srmeyi hak eder. Bu ise mlk makamnn bayla bitiik insan kemalinin son derecesidir. Bununla Rasulullah (s.a.v) beerin en stn ve nebilerin sonuncusu olmutur. nsan iin bir kap vardr ki batn onun iin rahmettir. te kast edilen bu makamdr. Zahirinden ise insana azap gelir. O da sekiz tabii kuvvetin yan sra ehvet ve gazap kuvvetlerini barndran heykel suretidir. Bu kuvvetler ise cehennemin bekileridir ki siz oraya gireceksiniz. (Enbiya, 98) lk mertebe de Allahn arzndaki kabesi olan bu kapnn bekileridir. Hayvann zellikleri olan drak eden kuvvet ve muharrik kuvvet de onun hizmetlerini gren hizmetilerdir. Bu vlm makam (makam- mahmud) elde ettikten ve ona vaat edilmi bu havuza vardktan sonra onu en yce aleme

381

ruhani olarak ykselmeye, bu erefli cevherlerle btnlemeye ve bu kusursuz eikten ayrlmamaya hazrlayacaklardr. Bu mertebeleri, ate koruyla tutuan bir fitil misalini gz nnde bulundurarak tasavvur et. lk tututuunda azar azar etrafn aydnlatr. Ama gittike aydnl ve parlakl artar, derken nur stne nur olur. Allah diledii kimseyi nruna eritirir. (Nur, 35) Altnc Mesele: Nefis cevheri asndan ilimlerin hasl oluunun keyfiyeti hakkndadr. Nefis cevherine ilk gelen mesaj hissin idrakidir. His ise, sadece ller ve kaplanan mekanlar gibi kendisine yabanc rtlerle birlikte hazr mevcudu idrak eder. Ondan sonra ondan daha saf ve berrak olan hayal gelir. O da szn ettiimiz bu rtlerle birlikte sadece mevcudun hazr oluunu idrak eder. Fakat akl kuvvetine gre karanlk olmasna karn mterek hisse ve dier zahiri hislere oranla saflnn gl ve berraklnn iddetli olmasndan dolay bir eyi gaip olduu durumlarda da idrak eder. Sel geri ta yerinden oynatr Ama denize ulanca aresiz kalr. Sonra nefs-i natka daima hayal aynasna bakar, rtlere brnm varlklar onlardan arndrr, bu tr bulanmalardan temizleyip berraklatrr. Tpk kabuklar zlerden, baaklar danelerden ayran rzgar gibi. Nefis bu fiili kendi zat ile yapamaz. Aksi takdirde ebediyen eyann suretini istihzar eder. Bilakis bu fiili ilimleri baheden muallim, ok gl Ruhul Kuds araclyla yapar. Onunla nefislerimiz arasndaki iliki gnele gzlerimiz arasndaki iliki gibidir. nk eya gecenin karanlnda mevcuttur. Ama grme duyusu asndan bu esnada yok gibidir, nk idrak edememektedir. Gnein renkli varlklarn yzeylerine yansynca

382

fiilen grlr olurlar. Ayn durum hayalin hissinde resmedilmi eya iin de geerlidir. En byk gne olan faal akln bunlara yansynca fiilen akledilir, anlalr olurlar. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Yeryz, Rabbinin nru ile aydnlanr. (Zmer, 69) bu rtlerden ve perdelerden mcerret hale gelir. Bu durumda klli olur. nk bu esnada btn czilere nispeti tek ve ayn dzeyde olur. Ama sonu verici tarzda tertip edilmi ncller bizzat sonularnn illeti deildirler. Bir araz baka bir araz nasl gerektirebilir ki? Bilakis imkansz olduunu daha nce belirttiimiz cismani bir illiyetlikten ok illiyetsizlie daha uygundur. Deiebilir olmasndan dolay da bahedicisinin ilimlerinin feyzinin ona sirayet edebilecei bir giriin olmas da kanlmazdr. Aksi takdirde bu tertibi anlamsz ve bo olur. u halde bu giri, onun asndan, bahediciden kabule hazrlan ve ona ynelik yardm mahiyetindedir. Tpk hava suretinin feyzini kabul etmesi iin heyuli iin hazrlanan ate gibi. Yedinci Mesele: Nefislerin ilim ve amele gre taksim edilmeleri hakkndadr. lim asndan nefisler drt ksma ayrlrlar. nk ya hak itikatlara ya da batl itikatlara sahiptirler yahut da her iki itikattan da halidirler. Dolaysyla eer ehvetlerine malup olmularsa hayvan hkmndedirler, ayet gazaba malup olmularsa da yrtclar hkmndedirler. Ayn ekilde insan da iindeki herhangi bir kuvvetin galibiyetine gre bir isim alr. Bu nedenledir ki yce Allah kitabnda insan maymun, kpek, domuz, ta, hayvan ve behime gibi isimlerle isimlendirmitir. Aalk maymunlar olun! (Bakara, 65) Aralarndan maymunlar, domuzlar kard kimseler. (Maide, 60) Yine ruhani kuvvetlerinden her birinin iddetine gre onu bu isimlerle anmtr: Allah'n rasl ve kelimesidir. (Nisa, 171) Ey huzura kavumu nefis! (Fecir, 27) te tenashler ve

383

hululcler bu noktada sapmlardr. Onlar, bu anlamdan hareketle bunlarn tpk atein oduna girmesi gibi bedenlere hulul eden zatlar olduklarn sanmlardr. Bilakis bunlar bedene galip gelen sfatlar ve arazlardr ve insan da bu galibiyet balamnda bunlarla isimlendirilmitir. Eer hak itikatlara sahipseler, bu itikatlar da ya delile dayanyorlardr ya da taklididirler. Birinci ksm itikatlarn sahipleri cennet bahelerinde derecelere sahip olurlar. kinci ksm itikatlarn sahipleri ise birinci ksmdakilere gre daha aa mertebede olurlar. nk menzillere brnmek ilmi ve ameli sluka gre belirginleir. Kimin ilmi daha yeterli ve daha berrak ise derecesi daha yksek ve daha yce olur. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Herkesin yaptklar ilere gre dereceleri vardr. (Enam, 132) Eer batl itikatlara sahipseler, bu durumda ya bu itikatlar phelerden kaynaklanmaktadrlar ya da taklididirler. Birinci ksm itikada sahip olanlar, aalarn aasndaki derekelerin ehlidirler. kinci ksm itikada sahip olanlar ise, tpk hak itikada sahip olanlarn dizilii gibi onlardan daha alt derekelerin ehli olurlar. u ayet bu ksmlara iaret etmektedir: Ve sizler de snf olduunuz zaman. (Vaka, 7) Nefisler amel asndan da drt ksma ayrlrlar. Dolaysyla bu adan ya kurtulua eren fazilet sahibidirler ya da helak olan rezillerdir. Yahut her iki zellikten de yoksundurlar. Bu durumda da her iki gerektiriciden de yoksun olduklar iin mutlu da deildirler bedbaht da. Ya da ayn anda hem fazilet hem de rezillik sfatlarn zerlerinde tarlar. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: yi bir ameli dier kt bir amelle kartrdlar. Umulur ki Allah onlarn tevbesini kabul eder. (Tevbe, 102)Bu takdirde de gerektiricisi orannda mutluluklar, yine gerektiricisi orannda bedbahtlklar sz konusu olur. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Kim

384

zerre miktar hayr yapmsa onu grr. Kim de zerre miktar er ilemise onu grr. (Zilzal, 7-8) ama eer irk pisliine bulamamsa en yakn zamanda kurtulur. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Umulur ki Allah onlarn tevbesini kabul eder. (Tevbe, 102) Dier bir ayette de yle buyurmutur: Allah, kendisine ortak koulmasn asla balamaz; bundan bakasn, (gnahlar) diledii kimse iin balar. (Nisa, 48) Kurtulu midini en uyandran ayet ise udur: nk Allah btn gnahlar balar. (Zmer, 53) u hadis ise btn bunlardan daha fazla kurtulu midi alamaktadr: Allah bir kulunu severse gnahlar ona zarar vermez. Nitekim yce Allah nebisini (s.a.v) yle mjdelemitir: Bylece Allah, senin gemi ve gelecek gnahn balar. (Fetih, 2) Nasl olmasn ki Onun rahmeti gazabn gemi, cenneti de ateine galip gelmitir. nk arazlarn aksine zati eyler yok olmazlar. Fask mmin ebediyen cehennemde kalmaz eklindeki mehur sz bu itibarla sylenmitir. Nitekim ok deerli inci tanesi pisliin iine dtnde zerine dklen birazck su ile temizlenir ve ilk haline dner. Nefislerin amel itibariyle belirginleen ksmlarna yle iaret edilmitir: Sonra Kitab', kullarmz arasndan setiklerimize verdik. Onlardan (insanlardan) kimi kendisine zulmeder, kimi ortadadr, kimi de Allah'n izniyle hayrlarda ne gemek iin yarr. (Fatr, 32) Nasl ki mizalarn scaklk, soukluk ve dier zellikler arasndaki farkl dzeylerini ancak uzman bir doktor bilebiliyorsa, nefislerin ilim ve amel asndan arzettikleri farkll da ancak onlar yaratan Allah bilir. Bir de yce Allahn kendilerine vahyetmesi sonucu nebilerden oluan az saydaki fazilet sahipleri bilebilirler. Bu yzden akl aradaki nefislerin her birinin ycelik ve alaklk bakmndan derecesini tayin edici bir hkmde bulunamaz. Sadece iki u tarafta yer alanlar hakknda hkm verebilir. Mmin cennettedir, kafir ise cehennemdedir, demek gibi.

385

Sekizinci Mesele: Cennet ve Cehennemin hakikati hakknda: Eyann suretinin akl kuvvetine intiba etmesi idrak olarak isimlendirilir. Bu suret de ya eyann kendisine uygundur ve lezzet ve mutluluk olarak isimlendirilir, ya da eyann kendisine uygun deildir ve eziyet vericidir, bu da ac ve bedbahtlk olarak isimlendirilir. u halde lezzet, eyayla uyumlu idrakin ayns, ac da eyayla uyumsuz idrakin aynsdr. Yani onun kendisidir, ayrlmaz zelliklerinden veya zati hususiyetlerinden olmak anlamnda deil. Duyular rtlm ve sezgisi deimi baz insanlar ac veya lezzet olmakszn idrakin olabileceini zannediyorlar. Mizalarndaki karklk bu idrak idrak etmelerine engel olduu iin byle sanyorlar. Ama byle kimselerin akllarndaki uyumuluktan kurtulmalar, asli hallerine dnmeleri iin idrak kuvvetini oyalayc meguliyetlerden arndr, o zaman ac veya lezzeti hissedersin demek lazmdr. Bu una benzer: Bir insann shhati istikrar kazand m artk srekli olduu iin onu hissetmez. Ayn ekilde ince ar dediimiz hastalk mizacn zne iyice yerleince tabii bir halmi gibi olur. nk istikrar veren devamllk ve bulandran rtclk duyarl idrak kuvvetini eziyet veren ve lezzet veren eyi hissetmekten uzaklatrr. Bu yzden cahil insan cehaletinden ac duymaz, alim de ilminden lezzet almaz, ta ki kuvvetler perdesi aralanncaya kadar. O gn ona Kitabn oku! Bugn sana hesap sorucu olarak kendi nefsin yeter. (sra, 14) u halde lezzet ve ac her canl iin mizacyla uyumlu ve uyumsuz eylerden dolay sz konusudur. Ancak her bir canl iin lezzet ald zel bir ey vardr ki baka hibir canl bu eyine ortak deildir. Aksine bakalar onun lezzet ald bu eyden ac duyarlar. Yine her canlnn kendine has olmak zere ac duyduu bir ey vardr ki bakalar ondan lezzet alrlar. rnein bokbcei insan pisliinin kokusundan lezzet

386

alr, gl kokusundan ac duyar, rahatsz olur. Blbl iinse bunun tersi sz konusudur. Ayn durum canl varln her bir duyusu iin de geerlidir. rnein grme duyusunun lezzet ve ac duymas renkler ve kla, iitme duyusunun ise sesler ve harflerle irtibatldr. Vs. Lezzet ve acnn idrak olduu kesinletiine gre buradan u sonu kyor: Her canl hayr ve kemali kendi zat iin tasavvur ettii zaman lezzet alr. Zat iin ktlk ve afet tasavvur ettii zaman da ac duyar. O halde insani nefis makul varlklardan bir tr lezzet alr. nk makuller nefsin anas hkmndedir, onun iin yaratlmlardr ve ancak onlarla skunet bulabilir. Bu marifet mebde ve mead marifetidir. Bunlar daha nce aklamtk ki Bakara suresinin 285. ayetinde ayrntl olarak saylmlardr: Mminler de (iman ettiler). Her biri Allah'a, meleklerine iman ettiler. Bu ikisi mebde, kitaplarna, peygamberlerine iman ettiler. bu ikisi de mead kapsamna girerler. nsan nefsinin bu balamda acs ise bunlar bilmemesinden, bunlar hakknda cahil olmasndan kaynaklanr. nk bunlar bilmemesi tabiatna aykrdr, bu yzden elem duyar. Cehalet zlmani ve elem verici, ilim ise nurani ve sevindirici olduu iin yce Allah yle buyurmutur: Nice yzlerin aard, nice yzlerin de karard gn. (Al-i mran, 106) Dolaysyla hakikatlere ilikin bilgi ne kadar ok ve ne kadar tatl olursa, derecesi o kadar yksek ve ulu, lezzeti de o kadar yeterli ve saf, sevinci de o kadar kalc ve berrak olur. Cehalette ise bunun tam tersi sz konusudur. Dolaysyla cehaletin birikerek oalmas elem verici azab katlayarak arttrr. Nitekim bir ayette yle buyrulmutur: Onlarn derileri piip ac duymaz hale geldike, derilerini baka derilerle deitiririz ki acy duysunlar! (Nisa, 56) u halde cehalet katrandan bir elbise ve ruhlarn ve bedenlerin derisi mahiyetindedir. Dolaysyla bu sevin ve neeyi en ok hak eden canl ilk haktr. nk en erefli makul en ulu idrakle bilme

387

zellii en saf ve en kuatc ekliyle ona zgdr. Bu bakmdan bakasyla mukayese kabul etmez. Sonra nispetlerine ve mertebelerine gre akllar gelir. Sonra nispetlerine ve mertebelerine gre nefisler gelir. Onlarn ardndan kutsi beeri nefisler gelir. Sonra velilerin nefisleri, sonra hukemann nefisleri, sonra faziletlilerin nefisleri gelir. Onlardan sonra da ilerinde hayr olmayan dknler gelir. nk sonuncusu erdir. Bu sevince ve cokuya ltuf gznden yle bir iaret gelmitir: Allahn sevdii ve Allah seven mminler. (Maide, 54) Bu mutluluk ve bedbahtln her biri de ruhani ve cismani olmak zere ikiye ayrlr. Ruhani olanna rnek nefsin nazari ve ameli kuvvetidir ki bunlar nefsin mutluluunu gerektirirler. Zayflklar ise nefsin bedbahtln gerektirirler. Her ikisi de hakiki olup devamldrlar, kesinlikle zail olmazlar. Cismani olan ise ya makam ve mal gibi haricidir, ya da salk ve gzellik gibi dahilidir. Bunlarn eksiklikleri de dnyada cismani bedbahtlk olarak isimlendirilir. Ahirette arta da sebep olabilir. Ne var ki dnya hayatnn ballar bunlarn mutluluk ve nee olduklarn iddia ederler. Kr krne bir iddia, arpk bir baktan baka bir ey deildir bu. nk bunlar mecazidirler, ne hakikatleri vardr ne kalclklar sz konusudur. Bilakis ksa srede yok olup giderler. Nitekim yce Allah bu anlaya sahip insanlarn Karunun servetini yle vasfettiklerini bize aktarmaktadr: Keke Karun'a verilenin benzeri bizim de olsayd; dorusu o ok ansl! (Kasas, 79) Buna karlk dnyann ekici sslerine kmseyici, tahkir edici gzlerle bakan hakikat erbab ahiret ehlinin de yle dediklerini aktarmaktadr: Kendilerine ilim verilmi olanlar ise yle dediler: Yazklar olsun size! man edip iyi iler yapanlara gre Allah'n mkfat daha stndr. (Kasas, 80) Sihirbazlar da Firavuna yle demilerdi: Allah hem daha hayrl hem daha bkidir. (Taha, 73)

388

ZEYL Artk sz verdiimiz eyi sonulandrmamzn ve serdettiimiz bilgileri devirip bir sonuca balamamzn vakti geldi. Yapmamz gereken ey, gaflet mezarlarnda uyuyan, cehalet yataklarnda yanlar zere yatan topluluklar uyandrmaktr ki yanlar zere yatmaktan vazgeip bulunduklar gaflet ve cehaletten ksnlar, korkuyla ve umutla Rablerine yalvarmak zere, vcutlar yataklardan uzak kalsn ve kendilerine verdiimiz rzktan Allah yolunda harcasnlar. (Secde, 16) Bil ki, ey kardeim! mr ksa ve sk dokuyup ince eleyen tenkiti, deneti her eyi grmektedir. O ne gzel sahip ve ne gzel yardmcdr! (Enfal, 40) lim kat edilmesi gereken uzun bir yol, yolcu hasta ve tabip uludur. Mizanlar kyamet gn iin kurulmutur, sevap ve ceza eksiksiz bir ekilde verilsin diye. O gn kimin tartlan ameli ar gelirse ite o, honut edici bir yaay iinde olur. Ameli yeni olana gelince, ite onun anas (yeri, yurdu) Hviye' dir. (Karia, 6-9) O halde mrn tkenmeden btn ilerini yapman, eksikliklerini gidermen bir zorunluluktur. nk mr geip gittikten sonra onu geri getiremezsin. lm vakti yaklatnda giden mr yakalayamazsn. Bizim sarholuumuzda uyankln kokusu yok Gafil oturma ki vakti boa harcamann vakti yok Uyan uykudan ki nnde Mezarda bir uyku var ki uyanmann midi yok Bil ki, makuller talebin mmknlne ve imkanszlna bal olarak ksma ayrlrlar. Birincisi, zaten hasl olduklar ve belirgin olduklar iin talep edilmesi mmkn olmayanlar. kincisi, elde edilmesi zor ve gizli olduklar iin talep edilmesi mmkn olmayanlar. ncs, bir adan talep edilmesi

389

mmkn olup bir baka adan mmkn olmayanlar. nk ya zihin iinde veya dnda hazrdrlar. Eer zihin iinde hazr iseler, ya bil fiil ve zorunlu olarak ya da bil kuvve mmkn olarak hazrdrlar. kincisi kesbi olanlardr. Birincisi ise taycsnn ksmlarna gre ksmda mtalaa edilir. nk insan, bildiin gibi his (duyu), akl ve nefis olmak zere eyin toplamndan ibarettir. Duyularda hazr olan hissiler olarak isimlendirilir. Bunlar da tayclarnn durumuna gre zahiri ve Batni olmak zere birok ksma ayrlrlar. Bunlar yce Allahn bize bol bol verdii ve ihsanda bulunduu nimetlerdir. Nefiste hazr olanlar vicdaniler olarak isimlendirilir. Bunlara da ac ve lezzet rnek verilebilir. Aklda hazr olanlar ise bedihiler olarak isimlendirilir. Varl tasavvur etmek, varl nefyetmek, birlik ve zdd gibi tasavvurlar olarak isimlendirilen salt idrakler buna rnektir. Eer bunlara bir ahs asndan bir eyden hem ac hem lezzet bir arada olmaz. Scaklk ve soukluk bir mahalde bir arada olmaz. Varlk ve yokluk bir arada olmadklar gibi birlikte ortadan kalkmazlar demek gibi nefiy veya ispata dair bir hkm isnat edilirse, bu takdirde tasdikler olarak isimlendirilirler. Bu ksm tek bir isim ifade eder. Evveliyat. nk insan ftratndaki yaratlsal ilklerdirler. Onlar elde etmek mmkn deildir. nk kendiliklerinden ve farknda olmakszn hasl olmulardr, ihtiyari olarak ortaya km deildir. Zaten hasl olann tahsili imkanszdr. nk kesp edenin bir tr ihtiyara sahip olmas zorunludur. Bunlar ise ezeli ilim denizinden ruhul kudsn nefhas araclyla bize ilka edilmilerdir. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: nsana kalem ile yazmay reten, bilmediklerini belleten. (Alak, 4-5) Eer bu olmasayd bilinmeyenleri renme, delilleri ortaya karma duygusuna sahip olamazdk. nk kazan ve ticaret sermayesiz olmaz. Eksiksiz ilahi inayet bunu bahetmitir ki bunlardan ikinci derecedeki

390

kesbi olgulara intikal etmemiz kolay olsun. Zihinde zorunlu olarak hazr olan, mmkn ve istidada bal olarak hasl olan eylerin ksmlar bunlardr. Biz birincilere evveliyat (ilkler), ikincilere de kesbiyat (kazanlanlar) diyoruz. Bu iki ilim trne yce Allah yle iaret etmitir: Ey iman edenler! Kazandklarnzn iyilerinden ve rzk olarak yerden size kardklarmzdan hayra harcayn. Kt mal, hayr diye vermeye kalkmayn. (Bakara, 267) Kazandklarnzn iyilerinden maksat insanlarn alarak sonradan kazandklar bilgidir. size yerden kardklarmzdan maksat ftrata yerletirilen evveliyat kabilinden bilgidir. Kt mal vermeye kalkmayn. fadesinden maksat da yalanc vehimlerdir. kinci ksm, eylerin zihin haricinde hazr olmasndan ibarettir. Bu durumda da ya ayni olarak mevcuttur ya da deildir. Eer ayni olarak mevcutsa, bundan maksat cisimler aleminin tamamdr. Bunun elde edilmesi de bir adan mmkn bir adan da mmkn deildir. nk cisimler aleminin hissedilen bir zahiri vardr, bir de akledilen batn vardr. Bu yzden Rasulullah (s.a.v) yle buyurmutur: Eyay bize olduu gibi gster. Bu da gsteriyor ki eya sadece hissedildii gibi deildir. Bilakis eyann iinde sakl olup akledilen boyutlar da vardr. Buna da heyuli, tabiat, keyfiyet ve araz gibi makul olgular rnektir. Bunlar hissedilen ynleri itibariyle talep etmek mmkn deildir, nk zaten hasl olmulardr. Ayrca insan asndan eyann en mehuru ve en bilineni hissedilenlerdir. Byle olunca da karanlktaki gizli eylerden bir bakas ona nasl tantabilir bunlar? nk bir ey ncelikle bir tr belirginletirme ile kendisini bilmedike zorunlu olarak bakasn bilemez. Bilakis bu bilgiyi makul olan cihetten ister. Dolaysyla hissedileni, akledilenin bilinmesinin vesilesi yapar. Bu da eyann hazr oluu ya zorunludur ya da imkanszdr. Dolaysyla btn ilimler de ya hasl olmas zorunludur ya da hasl olma-

391

s imkanszdr. eklinde iddiada bulunanlarn bu grlerinin batl olduunu gstermektedir. nk bu yaklam kesp kapsn kapatmakta, cebir kapsn amakta, insan ilim tahsil etmekten alkoymaktadr. Oysa ilmin tahsil edilmesine ilikin emir btn eriatlarda ve dinlerde, delil ve iman sahiplerinden varit olmutur. zellikle bizim kamil eriatmzda ve amil eriatmzda bu emir dier btn dinlerden ok daha belirgindir. Bu hususta ar gidenlerden biri de eyh imam allame Muhammed er-Razidir ki birok kitabnda, zellikle el-Muhassal adl eserinde baya u saylabilecek fikirler ileri srmektedir. Onun (Allah raz olsun) tasavvurlar hakknda bu mezhebi tercih etmesi, maksadn vurgulamak iin iddiasna dair deliller ileri srmesi hayret vericidir. Oysa delil hem tasavvurlar hem de tasdikleri kapsayacak genelliktedir. Byle olunca da hibir ilmin kesbi olmamas gerekir. Bu da iddiann batl, sahte, zulm ve bo olmas iin yeterlidir. Ki biz zorunlu olarak insann talebinin, kesbinin, tasavvurunun ve tasdikinin olduunu biliyoruz. Dolaysyla ortaya koyduu delil, rmcek andan daha zayf olmann yan sra zarurilerle ilgili bir phe konumundadr, bu yzden cevap vermeye demez. Son ksma, yani ayni olarak mevcut olmamasna gelince, ya mekan ve zamandan hali akl aleminde mevcuttur ya da mevcut deildir. ayet akl aleminde mevcut ise ya bu mevcut da ya btn varln sebebi veya maluldr. Eer btn varln sebebi ise vacibul vcud olarak isimlendirilir. Bu ksm da bir adan tahsil edilebilir, bir adan da tahsil edilemez. Tahsil edilebilir aya gelince, bu, fiillerinin ve eserlerinin zhuru cihetidir. Tahsil edilemeyen aya gelince, bu da zatnn nurlarnn parlaklnn iddeti ve celalinin ululuu ve kemalinin ycelii cihetidir. O, zatnn gizlilii cihetiyle en yce ululuktadr. Ayetlerinin zuhuru cihetiyle de en yakn yaknlktadr. Bu yzden ilahi Kitabda yle buyrulmutur: O,

392

zhirdir, btndr. (Hadid, 3) el-Buhturi ok gzel ifade etmitir bu anlam: Tevazu olarak yaklatn, ululuk olarak yceldin Senin anndr inmek ve ykselmek Gne de ycelii itibariyle uzaktr Ama ondan gelen k ve nur yakndr Gne ve ay O'nun yetlerindendir. (Fussilet, 37) parlaklk ve k. te bu iki adan aktr, gizlidir. Dini ve aklc frkalar yaratcy bilmek mmkn mdr, deil midir? sorusu erevesinde gruba ayrlmlardr. Bazlar, Onu bilmek bir zorunluluktur, bu hususta kesp meakkatine ve talep yorgunluuna ihtiya yoktur, demilerdir. Bazlar ise Onu bilmek imkanszdr, talep edilmez, demilerdir. Dier bazlar ise Onu bilmek kesbidir, bu bilginin elde edilmesi mmkndr grn ileri srmlerdir. Ama bizim ayrntl aklamalarmz anlar, atmz tahsil kapsndan girersen tartmann grltsnden ve imkanszlk vadilerinden kurtulursun. Malullerini tahsil etmekse zatlar itibariyle mmkn deildir. nk hem gizli hem de maddi gz asndan da uzaktrlar. Kukusuz akl basiretine yakndrlar, hissi fiillerinin perdeleri gerisinden gzlemler onlar. Ama baka iki adan da onlar tahsil etmek mmkndr. Birincisi, yaratclar ve var edicileri asndan. Sanii sanatnn delili olarak kullanmak yani. Buna basamak delili denir. Nitekim yce Allah bir ayette yle buyurmutur: Rabbinin her eye ahit olmas, yetmez mi? (Fussilet, 53)Bu delili kullanmak nebilerden ve hukemadan oluan faziletlilerin (a.s) yntemidir. kincisi ise, hissedilen fiilleriye ve eserleri asndan. Yce Allah yle buyurmutur: De ki: Gklerde ve yerde neler var, bakn.

393

(Yunus, 101) Gklerin ve yerin melekutuna bakmadlar m? (Araf, 185) gklerin ve yerin melekutu, nefisleri ve akllardr. eriat ve hakikat ehli ou insanlarn izledii yntem budur. Bu iki grup dndakiler ise tabiatn kullardr. Onlar brak; yesinler, elensinler ve bo mit onlar oyalayadursun. (Kt sonucu) yaknda bilecekler! (Hicr, 3) Saylan dier ksmlarn geri kalanna gelince, matlup zihin alanna ve gzn sahasna, akl meydanna ve varlk fezasna dahil deildir. Daha dorusu ona dahildir veya dahil deildir ismini koymak da mmkn deildir. nk srf hibir eydir. Aslnda hibir eylik ve srflk da tamamen ibarenin darlndan kullanlmaktadr. Bir de akln varla ve olua tabi olarak onu mlahaza etmesi iin. Bununla beraber mecazn en uzak yndr de. Bu ksm bilgiyi talep etmek mmkn deildir, nk faydaszdr, gereksizdir. Daha dorusu alabildiine gizlidir ve karanlktr. Bu bilgi ksmlarn renmi olduuna gre bilmelisin ki, inci ve mercanlarn bir gerdanla dizilmesi gibi delil hakikatlerinin akik talaryla yaldzlayarak tek bir gerdanla dizdiimiz bu cismani cevher ve arazlar ve ruhani inci ve yakutlar el-bulga fil hikme (Hikmette Yeterlilik) diye isimlendirdik. Gerdanln bana varln bahedicisi Vacibul Vcudu koyduk. Ortasna zlmani cismanileri, sonuna da ulara ve gayelere doru koan, sancaklar ve ayetler sahibi insan yerletirdik. Nitekim cmert yaratcnn var kld varln tarz da budur. Yce yaratc her kpein boynuna aslan tasma gibi gizlilik perdeleri zerine avizeler asp balamtr. Aslnda bu konuda son derece ketum davranmas gerekir. Cinlerden ve insanlardan hi kimsenin gznn bunlara muttali olmamas yerinde olur. nk bunlar celal perdelerinin el dememi incileri, gelin odasnn gz alc gzellikleridir. Nitekim emanete riayet etmeyenin iman, gayret ve

394

hamiyeti olmayann da dini yoktur. Bu yzden Rasulullah (s.a.v) yle buyurmutur: Kader Allahn srrdr, onu ifa etmeyin. Kader srrn bilen mlhit olur. Kukusuz bu talep edilmesi mmkn bilgidir. O halde talep edilmesi gerekir ki imkan hakk elden kamasn ve bunu karan kimsenin kuvveti de nbvvet ve ftvvet mutluluunu imkan lsnde elde etmi olmaktan yoksun kalmasn. Geri tmne, daha dorusu, ok az hari byk bir ksmna ulamak pek de kolay deildir. stenen kvamda elde edilmesi alabildiine zordur. Hayr! (nsan) Allah'n emrettiini yapmad. (Abese, 23) btn mrn harcasa da. nk insan, nice zamanlar yaasa da, uzun bir mr srdrse de bilgiden ancak parmaklarn denize daldrp karrken meydana gelen slaklk kadarn renebilir.Bakaym ne ile dnecekler. (Neml, 35) Allahn cmertlik denizini aklnn terazisiyle lmeye kalkann, Onun ululuk llerini dolamaya kann ayaklar dolanr. Bsbtn saptr. (Nisa, 116) Bu yzden Rasulullah (s.a.v), Allahn celalini tazim etmek ve insann aresizliini de vurgulamak maksadyla yle buyurmutur: Mminin kalbi Rahmann iki parma arasndadr, onu diledii gibi evirir. Burada Allah yerine Rahman ismini kullanm olmas insann konumunun hakirliini vurgulamaya yneliktir. Rahmann iki parma rahmani feyzin eseri iki uledir ki beeri nefislere inerler. Biri insan hayr ilemeye arr, br ise onu er ilemeye arr. Mehur hadiste melek ve eytann telkini olarak nitelendirilmitir. Yine Rasulullah (s.a.v) bu konuda yle buyurmutur: nsan kalbi lde rzgara kaplm bir ty gibidir, rzgar onu istedii tarafa evirir. Fakat tamam idrak edilemeyen bir eyin tamam terk edilemez. Kapda durmak ortak olmaktr. nk kapda duran ve kapcnn izniyle dehlizden gemesi mmkn olan kimseye ge ey mmin! Senin nurun benim ateimi

395

sndrdden baka bir azan gelmez. Belki de onu meclisinin ba kesine oturtur. Gl ve Yce Allah'n huzurunda hak meclisindedirler. (Kamer, 55) mkn geni olan, imknlarna gre versin. (Talak, 7) Talep edenler Talep edenler iki ksma ayrlrlar: lmel yakini talep edenler, aynel yakini talep edenler. Birincisi burhana dayal imandr. kincisi ayani irfandr. Bu saliklerin her birinin binei vardr. Burhan sahiplerinin binei dnce, ayan sahibinin binei de riyazettir. Geri bu bineklerin hibiri dierinden tamamen uzak deildir, ama dnce ruhun, riyazet de bedenindir. nk riyazet dnceyi glendirir, dnce de ona yardmc olur. bununla beraber bu bineklerin sahipleri ayn amata buluurlar. Sadece izledikleri yollar farkldr. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Onlar elbette kendi yollarmza eritireceiz. (Ankebut, 69) Bu tpk una benzer: Daireden merkeze doru uzanan birok izgi vardr. Ama tm de ayn merkezde buluur. Dolaysyla illetlerin illeti olan ilk bir, tm kuatan dairenin merkezidir. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Allah onlar arkalarndan kuatmtr. (Buruc, 20) Saliklerin nefisleri ise heykelleri olarak somutlaan evlerinden kan, yardm edenlerden, iyilerden, faziletlilerden, hayrllardan, nebilerden, sddklerden, ehidlerden salih kiilerle beraberdir. Bunlar ne gzel arkadatr! (Nisa, 69) evet bunlardan oluan yoldalarla birlikte ona doru hicret etmektedirler. ne ayan ve haber mknatsnn ekimine kaplr. Konu bu noktada iki blme ayrlmaktadr. Dnce ile ilgili olduu zaman mesele, bilinen eylerin belli bir tertibe tabi tutulur ve bunlar araclyla bilinmeyenlere ulalr.

396

Bilinen eyler iki ksma ayrlrlar. Nitekim bilinmeyenler de iki ksma ayrlrlar. Mcerret idrak. Daha dorusu idrakin mcerredi. Buna tasavvur ad verilir. Hkm de onunla beraberdir. Bir de tasdik olarak isimlendirilir. Tasavvuri mehuller, erhedici sz olarak isimlendirilen tasavvuri malumlar arasnda gerekletirilen zel bir tertiple bilinirler. Mahiyetin czne blnmesine gre ksma ayrlr. Eer czlerin ikisi ise tam, biri ise naks olarak isimlendirilir. Bir de mahiyetten hari olarak taksim edilir. Bu takdirde naks resim olarak isimlendirilir. Bu arada dahilden ve hariten mrekkep olarak da taksim edilir. Bu durumda tam resim olarak isimlendirilir. Eer tanmlama bakasna benzetmek suretiyle gerekleirse, misal olarak isimlendirilir. te erhedici ve mehul tasavvurlara ulatrc szn ksmlar bunlardr. Tasdiki mehuller, hccet olarak isimlendirilen tasdiki malumlar arasnda gerekletirilen zel bir tertiple bilinirler. Bunlar da ksma ayrlrlar. Kllinin cziye delil olmasna kyas, czinin klliye delil olmasna istikra, kllinin altnda yer alan czinin cziye delil olmasna temsil ad verilir. Geri kalannn ismi yoktur. nk delillendirilmelerine imkan olmad iin ilimler kapsamnda terk edilmilerdir.ite mehul tasdiklere ulatran hccetin ksmlar bunlardr. Bunlarn en ereflisi hccettir, nk onun sonucu daha ereflidir. Bunun nedeni de onun sonucunun eyann varlna hkmedilmesi olmasdr. erhedici szn sonucu sadece eyann tasavvurudur. Bu yzden nebiler (a.s) bunlar istemilerdir, tasavvurlar deil. Nitekim brahim (a.s) yle demitir: Rabbim! Bana hkm ver. (uara, 83) eyann varlna ilikin kesin bir hkm ver. Bunlarn tasavvuru ise tabi ve araz olarak belirginleirler. Rasulullah efendimiz (s.a.v) de yle demitir: Bize eyay olduklar gibi gster. nk bu istek geneldir, hem tasavvuru hem tasdiki kapsar. Dolaysyla Rasulullah (s.a.v) daha stn ve daha kamil olduu iin brahimin (a.s) isteine

397

eklemede bulunmutur. Ve nk eyann olduklar gibi tasavvur edilmeleri zor ve meakkatlidir, hatta imkanszdr. nk onlarn bilinmeleri ancak isimler ve sfatlar araclyla olabilir. Fakat hakikatleri ve mahiyetleri asla bunlar araclyla bilinmez. Bu yzden yce Allah yle buyurmutur: Allah dem'e btn isimleri, retti. (Bakara, 31) Ama tasdikte durum bundan farkldr. nk eyann varlna ilikin hkm kesin olarak vakidir, bu hususta akln araclna bavurmaya gerek yoktur. Allah vardr dediin zaman tasdik balamnda ibret alnacak bir hkmde bulunmu olursun. nk ilahn ve varln tasavvuru her ikisi de zor ve mkldr. Buna karlk bunlara dair hkm vermek aklk ve belirginlik bakmndan her trl bedihinin stndedir. Sonuca ulatranlarn her birinin maddesi ve sureti vardr. erhedici szn maddesi, nefislerin ftratna yerletirilmi evveliyattr. Bunlarn ksmlarn da daha nce aklamtk. Bunlar ayn zamanda hccetin de maddesi saylrlar. nk hccetin maddesi olan haddin maddesidirler. Bir eyin maddesinin maddesi o eyin de maddesidir. Yani onun ilk ve uzak maddesidir. Yakn ve ikinci dereceden maddesi ise btn bedihi ve kesbi tasdikleridir. Dolaysyla eyann tasavvurlarna ulatrmas asndan hudud, hccetlerin maddelerine dnmesi asndan da kaziyeler ve tasdikler olarak isimlendirilirler. Mehuln bilinmesine ulatrmalar itibariyle ulatrclarla ilgili bahis bu adan mantk olarak isimlendirilir ve bunun da bir ls vardr. Bu yzden bir mantknn be hususa bakmas gerekir: Birincisi, lafzlarn hallerine bakmak. nk lafzlar anlamlarn kalplardr. Bu bak, anlamlarna ynelik baka gre ikinci dereceden ve tabi dzeyinde bir baktr. nk lafzlarn anlamlarna bak birinci derecede kast edilir. Mantk ilminin bizzat maksad da budur. Nahiv arap kelamnn dil

398

asndan dorultulmas amacna ynelik olduu gibi mantk da nefsani anlamn dorultucusudur. kincisi, lafzlarn mfret klli anlamlarnn hallerine bakmak. Buna isagoji denir. Bu, farkl hakikatlere ilikin zati bir sz olarak bir tr syleni biimidir. Ki onunla cinsinden olmayan, ikisinden mrekkep tr, ondan bir tre has hususiyeti, onu ve bakasn kapsayan araz birbirinden ayrr. ncs, tasavvura ulatrc had iin bu mfretler arasnda oluan terkiplere bakmak. Bu zel terkibe kaziye ad verilir. Drdncs, hccetin maddesine bakmak. Bu ise on trdr. Beincisi, suretlerine bakmak. Bundan maksat da terkibin keyfiyetidir. Ta ki inta eden inta etmeyenden ayrt edilebilsin. Hccetin trleri derken kyas kast edilmektedir. Burhan tr de ondandr. nk yakini bilgiye ulatrr. Maddesi ise, on trden be trdr: 1) Evveliyat(ilkler). 2) hissiyat (hissedilenler). 3) hadesiyat (sezilenler). 4) tecrbiyat (tecrbe edilenler). 5) Mtevatirat (tevatr dzeyinde kesinlik kazananlar).Sureti ise nce iktirani (karlatrmal) ve istisnai olmak zere ikiye ayrlr. Bunlardan iktirani de ksma ayrlr. stisnai ise iki ksma ayrlr: Muttasl istisnai ve Munfasl istisnai. Toplam be kyas olarak belirginleirler. Bu snrlandrmann gerekesi u olabilir: Kyasn maddesi olmaya elverili kaziye ya kesin hamledilirdir ya da mevkuf artldr. kinci ksm da iki ksma ayrlr. nk artl olan ya inadidir ya da lzumidir. Birinci ksm, iki kesin ancak aralarndaki ortak kaziyeden meydana gelir. mevzusu da kk snr nermeden mrekkep kyastr. Bu bir snr itibariyle kaynam iki Buna ilk snr ad verilir. Matlubun olarak isimlendirilir. Mahmul ise

399

byk snr adn alr. Orta kaziye ise u eyden birinden hali olamaz. Ya kk kaziyede mahmul, byk kaziyede mevzudur ve ilk ekil olarak isimlendirilir. nk neticesi ilk olarak zihinlerde vastadan bir klfet olmakszn hasl olur. z de udur: bir eyin iki sfat varsa, biri ona malumdur, biri ise mehuldur. Fakat mehul olan da ona malum olana malumdur. Bu iki bilgiden de mehul olan ona vastal olarak malumdur sonucu kar. nk bir eyin malumu o eye malumdur. Bu, ekillerin en stndr. Buna iki erefli de denir. nk hem icap ettirmenin hem de klliliin erefini ihtiva eder. Bunlar ise selbedici ve cziye gre iki ereflidirler. Ama orta snr ikisinin mahmul olursu ikinci ekil olarak isimlendirilir. nk aklk derecesi bakmndan birincisinden sonra gelir. Bunun anlam da udur: Herhangi bir sfat bir ey iin sabit olup baka bir eyden de selbedildiinde aralarnda bir uzaklk, farkllk kanlmaz olur. Bununla kk ve byk nermeyi kast ediyorum. Bu yzden ancak klli ve czi olarak selbedici bir sonu verirler. Eer bu ikisinde mevzu iseler, bunun da anlam udur: Bir mevsuf ne zaman iki sfatla sfatlanrsa ve bunlarn birisi genel br de zel olursa, bu ikisinin mevsufta bulumalar gerekir. Bu mevsufun dnda ise buluma olabilir de olmayabilir de. Bu yzden icab ettirici ve selbedici cziden baka bir sonu vermezler. Bu takdirde de nc ekil olarak isimlendirilir. nk belirginlik derecesi bakmndan ikinciyi izler. Bylece burhani kyaslar be kamil ksm olarak snrlandrm olduk. imdi bunlarn rneklerine dnebiliriz. Birincisinin rnei: Eer namaz sahihse makbuldr. Bundan iki sonu doar. Dolaysyla melzumun aynsnn istisnas lazmn aynsn inta eder. Lazmn kartnn istisnas da melzumun kartn inta eder. Ki lzum sahih olsun. Aksi takdirde lzum diye bir ey kalmaz. Geride kalan ikisi

400

ise umumun cevaz iin bir sonu vermezler. Aksi takdirde ne umum kalr ne de husus. kincisinin rnei: Alem ya kadimdir ya da hadistir. Bundan da drt sonu kar. Dolaysyla bunlardan hangisi kaldrlsa brnn sbutu gerekir. Hangisi ispat edilirse br ortadan kalkar. nk iki zt bir arada olamadklar gibi birlikte de ortadan kalkmazlar. ncsnn rnei: Her insan konuur, her konuan idrak eder. O halde her insan idrak eder. Bu eklin drt rnei vardr. Drdncsnn rnei: Her insan konuur, hibir eek konumaz. O halde hibir insan eek deildir. Bunun da drt rnei vardr. Beincisinin rnei: Her insan hisseder ve her insan konuur. O halde baz hassaslar konuur. te kyasn be ekli bunlardan ibarettir. Bunlar mantk ilminin eksenini olutururlar ve mantk ilminin felei bunlarn etrafnda dner. Mantk ilminin bizzat maksad da budur. Bunlarn teferruatlar ciltlerce kitab doldurur. Kyamet gn konulacak adalet terazileridir bunlar. Biz, kyamet gn iin adalet terazileri kurarz. Artk kimseye, hibir ekilde hakszlk edilmez. (Yaplan i,) bir hardal tanesi kadar dahi olsa, onu (adalet terazisine) getiririz. Hesap gren olarak biz (herkese) yeteriz. (Enbiya, 47) Nefis defterleri aldnda (Tekvir, 10), kalp sema syrlp alndnda. (Tekvir, 11) Kiinin: Allah'a yaknlk konusunda kusurlu davrandm iin bana yazklar olsun! Diyecei gn. (Zmer, 56) Vay halimize! derler, bu nasl kitapm! Kk byk hibir ey brakmakszn (yaptklarmzn) hepsini sayp dkm! (Kehf, 49) diye vahlanacaklar gn. sabetli dncen ve eyann zne nfuz eden grn bunlardan herhangi biriyle istikamet

401

bulduunda hakkn arna istiva eder. te Rasulullah (s.a.v) bir saatlik tefekkr altm senelik ibadetten daha hayrldr. derken bunu kast etmitir. Yce Allah da bu anlam yle ifade etmitir: De ki: Semavatta ve arzda neler var, bakn! (Yunus, 101) Kendi kendilerini hi dnmediler mi? (Rum, 8) Riyazet Hakknda: Riyazete gelince, onun snr mtmain nefsin, tabii kuvvetlerin basksn savmak maksadyla onlarla mcahede etmesidir. Mcahede iki trldr: Biri cismani, biri de ruhanidir. Cismani olan da biri dta biri de ite olmak zere iki ksma ayrlr. Dta olan, dinden km, kanun ve snnetlerden ayrlm Allah dmanlarna kar yrtlr. ki cihaddan kk olan budur. nk dierine gre faydas daha azdr. Ve nk i eziyet verici unsurlar edeplendirmek d eziyet verici unsurlar tedip etmeye gre daha faydaldr. Bu nedenledir ki Rasulullah (s.a.v) yle buyurmutur: imdi kk cihaddan byk cihada dndk. Byk cihaddan maksat i kuvvetlere kar yaplan cihaddir. cihad iki ksma ayrlr: biri savma, br ise ifa etmedir. Savma, bedeni maddi ve hkmi eziyetlerden ve pisliklerden temizlemekten ibarettir. Nitekim Rasulullah (s.a.v) yle buyurmutur: mann en alt ubesi rahatszlk veren bir eyi yoldan kaldrp atmaktr. Eziyet, seni inciten ve hak ve hayr yolunu izlemene engel olan her eyi ifade eder. fa etmek de iki trldr. Biri mali biri de bedenseldir. Mali olan iki ksmdr. Biri her sene veya her ay tekrarlanr. Zekat ve sadaka gibi. Biri ise tekrarlanmaz. Bilakis btn mrde bir kere yerine getirilmesi yeterlidir. Hac gibi. Baz ibadetlerin srekli tekrarlanmasnn sebebi mabudu hatrlamaktr, Onu unutmamaktr. Bu rnekler eziyeti savma kapsamna girerler. nk bu sayede mal, kalp hazinesinden karlr ki kalbi

402

megul etmesin. Bunlarn ahiret hallerine ynelik faydalar ok azdr. nk ar ykn atlmas derecenin ykselmesini gerektirmez, hatta bir derecede olmay bile gerektirmez. Sadece ykn atlmasndan kaynaklanan bir hafiflemeye yol aar. Bu hafiflik ise uhrevi bir mutluluk deildir, sadece bedbahtln zevalidir. Bu yzden yce Allah yle buyurmutur: Sizi huzurumuza yaklatracak olan ne mallarnzdr ne de evltlarnz. man edip iyi amelde bulunanlar mstesna. (Sebe, 37) nsan Allahn celal huzuruna yaklatran ey iman ve bu amala ilenen salih amellerdir. Bir dier ayette de yle buyrulmutur: Onlarn mallarndan sadaka al; bununla onlar (gnahlardan) temizlersin, onlar artp yceltirsin. (Tevbe, 103) Bir eyi pislikten arndrp temizlemekle onu parlatmak, misk ve kafur srerek ho kokmasn salamak arasnda fark vardr. Bedeni Riyazet: Bedeni riyazete gelince, bu da terk etme ve yapma olmak zere iki ksma ayrlr. Terk etme de iki trldr. Biri bedenin ayrlmaz, yani geisiz olan terktir. Oru gibi. nk oru mide ve cinsel organn ehevi arzularndan uzak durmadr. Biri de bedenden ayr, yani geili terktir. Yani tr ve cinse eziyet eden olumsuzluklar ilemeye ynelmemektir. Yapma (fiili)ya gelince, bu da iki ksma ayrlr. Lazm (geisiz) ve mteaddi (geili). Geili olann rnei fakirler iin fayda salayan kurban gibi fiilleri ilemekten ibarettir. Bu da savma, bertaraf etme kapsamna girer, nk onun da faydas azdr. nk engeli kaldrmak ve maniyi kesmekten ibarettir. Lazm olan ise namaz, zikir, tesbih ve tehlil gibi ibadetlerden ibarettir. Bu bedensel itaat ve ibadetlerin her birinin ruhu ve cismi vardr. Cisimleri hissedilen hareketler ve zahir olan durulardr. Bu tr halk ile mahluk arasnda ortaktr. Buna bazen riya ad verilir. nk herkesin gz nnde

403

gerekleir. Bazen de gizli irk olarak isimlendirilir. Bu nedenle Rasulullah (s.a.v) yle buyurmutur: mmetim iin irk siyah karncann kayann zerindeki sessiz yrynden daha gizlidir. Bunlarn ruhu ise i ihlas ve gizli niyettir. Her iki ibadet trnde adalet terazilerinde hesaba katlan, deer gren sadece budur, bakas deil. Bundan bakas ise kime ynelik yaplmsa onun mizannda deer grr. Nitekim bir kutsi hadiste yle buyrulmutur: Kim bir amel ileyip de bu amele bakasn bana ortak komusa onu ve ortak komasn babaa brakrm. Yce Allah yle buyurmutur: Dikkat et, hlis din yalnz Allah'ndr. (Zmer, 3) Her kim Rabbine kavumay umuyorsa, iyi i yapsn ve Rabbine ibadette hibir eyi ortak komasn. (Kehf, 110) nk bedensel itaatler ruhani ibadetlerin kprleridir. Ruhani ibadetler onlarn zerinden Batni ihlas riyazeti tarafna geerler. Rasulullah (s.a.v) yle buyurmutur: Riya ihlasn kprsdr. Bedensel ibadetlerin en stn namazdr, nk namaz ibadetinin ruhu daha stndr. Ayrca ruhun temizlii bedenin saflna delalet eder. Bunun tersi de dorudur. nk evin aydnl lambann aydnlyla orantldr. u halde lambann parlakl kendi apnda evin parlaklna delalet eder. Bunlardan birinin parlakl artt zaman brnn de artm olur. Namazn ruhu marifettir. Bu da marifetlerin en stndr, nk marufu olan yce Allahn zat maruflarn en stndr. Bu yzden namaz ykmll hibir mkelleften lnceye kadar dmez, tpk marifetin hibir vakit geersiz olmamas gibi. Bilakis dnyada da ahirette de hep ona ynelinir. Nitekim bir ayette sann (a.s) yle dedii belirtilmektedir: Yaadm srece bana namaz ve zekt emretti. (Meryem, 31)Yani ilahi vahiy, yaadm srece arnmay ve erdemlerle bezenmeyi emretti. Nefs-i natkann hayat ise ebedidir. Bildiin gibi nefs-i natka lmez. Bu

404

yzden ayette geen hayattan fani dnya hayatn anlama. Daha dorusu insann yaratlnn znde her zaman iin bu ibadeti yerine getirme zellii vardr. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Ben cinleri ve insanlar, ancak bana kulluk etsinler diye yarattm. (Zariyat, 56) Rasulullah efendimiz (s.a.v) de yle buyurmutur: man yetmi ksur ubedir. En stn la ilahe illallah szdr. Zahir ibadetlerin her birinin bir ruhunun bulunduuna ve bu ruhun bizzat kast edildiine, dier hususlarn ise bu ruhtan dolay amalandna delalet eden ifadelerden biri u ayettir: Muhakkak ki, namaz, hayszlktan ve ktlkten alkoyar. (Ankebut, 45) Bu, namazn bedenidir. Allah' anmak elbette en bydr. (Ankebut, 45) bu da namaz ibadetinin ruhudur. Yce Allah namaz en byk olarak nitelendirmitir. nk ayette geen zikir (anmak)den maksat kalbin zikridir, dili kprdatarak gerekletirilen zikir deildir. Kalp de organlarn en ereflisi olduuna gre onun itaatinin bakalarnnkinden daha byk ve daha stn olmas gerekir. Hac ve orucun ruhunu daha nce aklamtk. Btn bedensel ibadetler ktlklerden arnmaya ve erdemlerle bezenmeye dnktrler. Nitekim bir ayette yce Allah bu anlam son derece belirgin bir ekilde snrlandrmtr: Temizlenen kurtulua ermitir. (Ala, 14) bundan maksat arnma ve temizlenme ksmdr. Rabbinin adn anp O'na kulluk eden kimse kukusuz kurtulua ermitir. (Ala, 15) bu da bezenme ksmna iaret etmektedir. Btn bedensel ibadetlere ise yle iaret edilmitir: Elbiseni tertemiz tut. (Mddessir, 4) Dini fkh ilmi bunlarn ekseriyetini kapsamaktadr. Bu ise ibadetlerin drtte birini ierir, drtte ise bedensel ibadetlerin dndadr.

405

Ruhani mcahede ise tezkiye (arnma) ve bezenme olmak zere iki ksma ayrlr. Arnma, kuvvetlerin rezillikleriyle ilgilidir. Bunlarn anas ise dnya metana ve ekici sslerine duyulan aktr. Bu yzden Rasulullah efendimiz (s.a.v) yle buyurmutur: Dnya her yanln badr. Bunun dndaki hatalar, yanllar dnya aknn ocuklar konumundadr. Bunlarn da anas vardr: Birincisi, Ademin cennette snand hrstr. Ki Ademden bu balamda bir rezillik sadr olunca aalanm ve zelil klnm olarak cennetten karlmtr. Hrs da iki ksma ayrlr: Birincisi, yeme ve imede a gzllk. kincisi, cinsel doyumsuzluk. Her ikisini heva (tutkulu arzu) ismi kapsar. Bunlarn ikincisi (cinsel doyumsuzluk) birincisinin (yeme ve imede agzllk) ocuudur. nk birincisi ikincisinin tohumudur. Heva, dal budak salm bir diken, salikin ayana batan kollara sahip olduu iin de yce Allah bunlarn iinde zellikle onu zikretmitir: Nefsini hevadan uzaklatran iin ise phesiz cennet yegne barnaktr. (Naziat, 40) Hevaya uymak, cennetten kmaya sebep olduuna gre ona isyan edip kar kmak da cennete girmenin bamsz bir sebebi olmaldr. Daha dorusu sebep, kiinin rabbinin makamndan korkmasdr. Hevaya uymaktan vazgemek ise bu sebebin geerliliinin artdr. Bu ikisi birlikte tam bir illet olurlar. kinci ana ktlk ise, blisin snand, bu yzden dergahtan kovulduu, virane yurda alaa edildii kibirdir. Yce Allah buna yle iaret etmitir: Hepiniz cennetten inin! (Bakara, 38) Bu da blisin lanetlenmesinin, yce kapdan uzaklatrlmasnn, virane diyarlarn yaran olmasna sebep olmutur. ncs, kskanlktr. Kabil bununla snanm ve duyduu kskanlk yznden mmin kardeini ldrmtr. Bu yzden ebediyen cehennemde kalmakla cezalandrlmtr.

406

Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Kim bir mmini kasden ldrrse cezas, iinde ebediyen kalaca cehennemdir. (Nisa, 93) Ayet, gl bir mbalaa ve tam bir tehdit iermektedir. Bunun sebebi de udur: Bir kiisel nefsi ldren kimse, aslnda bir tr btnyle ldrmtr. nk kll, czi ahslardan oluur. Trn bekas da ahsa baldr. Nitekim bir ayette de yle buyurmutur: Kim, bir cana veya yeryznde bozgunculuk karmaya karlk olmakszn (haksz yere) bir cana kyarsa btn insanlar ldrm gibi olur. (Maide, 32) O halde aslandan kaar gibi haset (kskanlk) kpeinden ka. Kskanlk ne irkin ve ne aypl bir zellie sahiptir, z ne kadar da ktlk yaymaktadr ki insan trn ve zn tmyle ortadan kaldracak kadar ykcdr. air bu anlam yle dile getirmitir: Her dmanlk yok olabilir bir gn Ama seni kskanann dmanl asla! Bu rezillik, insanlar arasnda yaygn olan btn pisliklerin anas konumundadrlar. Kkleri tabiatlarda ve dallar da nefislerin zirvelerinde olduu iindir ki Rasulullah (s.a.v) yle buyurmutur: Helak edici ey vardr: taat edilen kskanlk (hevann teferruatndan biridir), peinden gidilen hrs ve kiinin kendini beenmesi. Bunlar da ehvet, gazap ve bedensel hayat yneten kuvvet dediimiz ana kuvvetten kaynaklanmaktadrlar. Bunlarn her biri ifrat ve tefrit dereceleriyle evrilmitir. Ortas ise dosdoru yoldur ve isimle anlmlardr: Cesaret, gazap kuvvetinin ortas, iffet, ehvet kuvvetinin ortas ve adalet ynetici kuvvetin ortasdr. Bunlarn tmne birden ameli hikmet ad verilir. te ruhani mcahedenin iki trnden biri olan tezkiye bundan ibarettir.

407

u ayette de bu anlam kast edilmitir: Kt eyleri terket. (Mddessir, 5) Bunlarn tafsilat, mahiyetlerinin bilinmesi, arelerinin keyfiyeti ahlak ilminin kapsamnda ele alnmtr. Bunun bir dier ad da manevi tptr. Bezenme ksmna gelince, bu da ancak faziletlerin ve nazari hikmete dair marifetlerin tahsiliyle gerekleir. Bu kitapta bu konuya deindik ki sz konusu aklamalarn yeterli ve etkili olduunu dnyoruz. Hikmetin iki trnn her birinin kendine has ve dierinde bulunmayan bir sonucu, bir etkisi vardr. tpk su imenin etkisinin kanmak, ekmek yemenin etksinin doymak olmas gibi. Ekmek yiyen birinin susuzluunun gitmesi, su ien birinin de karnnn doymas muhaldir. Dolaysyla tezkiyenin, arnmann etkisi, nefs-i natkann, kuvvetlerin pisliinden ykanm, arnm, saf ve pak olarak kmasdr. Tpk elbisenin rpc tarafndan rplmak, bazen su ile durulanmak, bazen atete kurutulmak, bazen ovalanmak ve yumak, bazen skmak ve rpmak suretiyle temizlenmesi gibi. Ayn ekilde tabaklanan deri de keskin aletlerle fazla ve gereksiz eylerden arndrlr. Bezenmenin etkisi ise, nefsin stn vasflarla nitelenmesi, gzel ilahi ahlaklarla ahlaklanmasdr. Sonunda bir aynaya ve okunan bir sayfaya dnr ki iinde varln btn suretleri zgn ekilleri, parlaklklar, heyetleri ve dnleriyle grlrler. Bu takdirde asla uyumayan, celal ve kerem sahibi zatn mutlak cemal aynnn nazarna mazhar olabilir. nk Allah sizin d eklinize bakmaz, bilakis sizin kalplerinize bakar. Bununla da anlalyor ki her iki riyazetten bizzat amalanan cismani olan deil, nefsani olandr. Byk filozof Ebu

408

Ali Hseyin b. Abdullah b. Sina bu anlam ne gzel ifade etmitir: Nefsi ilimlerle ssle ki ykselesin Her eyin evi olan kll gresin Nefis kandildir, akl ise Lambadr ve Allahn hikmeti de yadr Aydnland zaman bil ki yayorsun Snp karardnda lsn artk Bu yzden yce Allah, mran kz Meryem (a.s) kssasnda zellikle bunu zikretmitir. Ki Meryem sevgi iinde su zerinde yryordu. nk iine en byk melek ve en yce ruh tarafndan havann ruhu flenmiti. Yce Allah onunla ilgili olarak yle buyurmutur: Kitap'ta Meryem'i de an. Hani o, ailesinden ayrlarak dou tarafnda bir yere ekilmiti. (Meryem, 16) Yani kuvvetlerinin bir ksmndan uzaklat, onlardan syrld. Uzaklap gittii yerin dou olarak ifade edilmesine gelince, bunun sebebi, feyizlerin akllardan yaylmasdr. Akllar ise varlk aleminin dousudur. Meryem, onlarla kendi arasna bir perde ekmiti. (Meryem, 17) Onlarla ilgisini ve balarn kesmiti. Rabbinin tayin ettii vakit krk geceyi (Araf, 142) veya bundan daha fazlasn buldu. O, bu gnlerde zikir ve tefekkr araclyla arnma ve bezenmeyle megul oldu. Sonunda zerine ulvi eserler bahetti. Ruhuna gaybi nurlar serpti ki ona henz by terlememi bir insan suretinde grnd. Aslnda by terlememi olmak maddeden ve maddi ilgilerden mcerret olmaktan kinayedir. u ayette buna iaret edilmektedir: O, kendisine tastamam bir insan eklinde grnd. (Meryem, 17) Rahmetin ncs rzgarlardan yaylan ruhtan ona fledi. Bu da akl kuvveti iin bir tohuma dnt. Ona hamile kald.

409

(Meryem, 22) yani artk hali eskisinden farkl olmak zere deiti. nk bu nurlar nefsin cevherini deitirici zelliktedirler. Bunun zerine onunla (karnndaki ocukla) uzak bir yere ekildi. (Meryem, 22) nk kskanlarn kendisine tuzak kuracaklarn hissetti. Tpk Yusufun kardelerinin ona tuzak kurmalar gibi. Onlarn kendisini yalanlayacaklarn vehmetti. Ve onlardan gzellikle ayrld. (Mzzemmil, 10) Rabbine doru bir yol (Furkan, 57) tuttu. Hamilelik mddeti tamamlannca, ki bu mddet doksan aydr. Daha fazla ve daha az da olabilir. Nitekim Musa (a.s) Rabbinin yannda krk gece, uaybin (a.s) yannda da sekiz sene geirmiti. Doum sancs onu bir hurma aacna (dayanmaya) sevketti. (Meryem, 23) Ayette geen el-Mehad doum sancs demektir. Bu ise akl kuvvetinin kuvveden fiile gemesinden kinayedir. Doum sancsna benzetilmesi, zorluundan ve etinliinden ileri gelmektedir. Aasndan ona yle seslendi. (Meryem, 24) Aasndan ona seslenen de akl kuvvetini kuvveden fiile karan bahedici ruhtur. Tasalanma! (Meryem, 24) Meryem Allahn velilerinden biriydi. Allahn dostlarna korku yoktur; onlar zlmeyecekler de. (Yunus, 62) Hurma daln kendine doru silkele. (Meryem, 25) Burada dnce kuvvetini kullanmasn emrediyor. nk kemalatn elde edilmesinde akla yardmc olan bu kuvvettir. zerine taze, olgun hurma dklsn. (Meryem, 25) taze irfan hurmalar ile olgun ilim hurmalar zerine dklsn. Bu hurma aac, Musann mbarek vadide iinden gelen o ilahi niday iittii aacn aynsdr. Ne var ki Musa (a.s) nebi ve kamil bir adamd, bu yzden onun dnme kuvveti dallar ve yapraklar olan bir aa olarak isimlendirilmitir. Meryem ise veli ve naks bir kadnd. Bu yzden onun dnme kuvveti dallar ve yapraklar olmayan bir hurma aac gvdesi olarak isimlendirilmitir. te velayet ve nbvvet arasndaki fark budur. Ye makul rzklardan ye, i.hakikatlerin hayat

410

suyundan i. Gzn aydn olsun! Arnm, zeki, Allah'n izni ile kr ve alacaly iyiletiren, lleri dirilten (Al-i mran, 49) akl kuvveti olarak senden sadr olandan dolay gzn aydn olsun! Eer insanlardan birini grrsen de ki: Ben, ok merhametli olan Allah'a oru adadm. (Meryem, 26) Yani senden kaynakland ortaya kan srlar ve nurlar hakknda konuma. Hi kimseye srrn ama. Yoksa seni kskanrlar veya yurdundan karrlar veya seni ldrrler. Tpk Muhammede (s.a.v) yaptklar gibi. nk eksikler iinde kamil olann makam airin dedii gibidir: Benim nahle topraklarndan ortaya km Mesihin Yahudiler arasnda domasna benzer. Bu tefsirden unu anla ki akl kuvveti idrak edici ve muharrik kuvvetler araclyla hayvani ruhtan doar. sa ismi, zerinde siyah lekeler bulunan beyaz anlamna gelen ays kknden tremitir. Bu ise kuvvetlere taalluk ettikten sonra nefsin ald sfattr. Eer sann (a.s) anasnn (a.s) karnndan k gibi nefis cevherinin riyazetten ykanm, arnm, temizlenmi, iyi ve muttaki olarak kmasn mahede etmek istiyorsan, sann (a.s) ad Ahmed, sfat avhed (biricik) olarak mjdeledii, emir ve vezirlerin en stn, hilal ve bedirlerin en parla, dinin parlakl, islamn ssleyicisi zat mahede et. Allah, abasn mutlu klsn, mutluluunu yenilesin. Bu gzlemi yaparsan artk delile de ihtiyacn kalmaz. Zaten delil hibir zaman gzle grmenin yerini tutmaz. Szlerimizi Allaha hamdederek, rahmeti nebisine, mmetin efaatisine ve onun ehlibeytine salat ve selam getirerek bitirelim. Musannifin kendi el yazs olan nshadan yaplan bu istinsah, kerem sahibi nebinin hicretinden sekiz yz yetmi

411

sene sonra aban- muazzam aynn balarnda tamamland. Bizi en gzel ekilde muvaffak kld iin Allaha hamdolsun. Musannifin kendi el yazs olan nshann sonunda yle yazlyd; Bu kitab yazmaya arefe gn baladm. Alt yz yirmi dokuz ylnn ilk ay olan muharremin ortasnda tamamladm. Dolaysyla ara vermeden otuz be gnde kitab yazmay Allahn yardm ve ltfyle bitirdim.

You might also like