You are on page 1of 121

ISAAC ASIMOV Sonsuzluun Sonu

Bu e-kitap taslak halindedir. Okumay zorlatrc tarama hatalar iermektedir. Bu taslak srm okurken dzeltir ve dzeltilmi srm bizimle paylamak isterseniz memnun oluruz. WEB: http://ayrac.org letiim: ayrac.org@gmail.com

Tarama ve Dzenleme: AYHAN THE END OF ETERNITY/ SONSUZLUUN SONU ISAAC ASIMOV'un roman Trkeletiren: Alperen Kele

ISAAC ASIMOV 1971 Fawcett Crest, New York 1984 Cep Kitaplar, Istanbul 1997 Doubleday, inc. / Kesim Ajans Cep Kitaplar, stanbul SONSUZLUUN SONU * Trkesi: ALPEREN KELE 1971 Fawcett Crest basksndan eksiksiz olarak trkeletirilmitir. * ISBN 975-480-010-3 Cep kitaplar: 30/Bilimkurgu: 2 Birinci bask: ubat 1984 kinci bask:1988 nc bask: 1997

Horace L. Gold'a

1 TEKNSYEN Andrew Harlan byk bir tencereyi andran madeni araca girdi. Ara, yukarya doru uzanan, Harlan'n ba zerinde yaklak iki metre kadar ykseklikteki garip grnl bir sis tabakas iinde kaybolan ubuklardan meydana gelen dikey afta, serbest bir biimde yerletirilmiti ve kenarlar yuvarlakt. Birtakm dmelere bast ve hareket manivelasn yavaa ekti. Ara hareket etmedi. Aslnda Harlan da bilinen anlamda bir hareket beklemiyordu. Aa yukar, saa sola ya da ileri geri. Fakat, maddesel olmadklar halde dokunulduunda hissedilebilen ve dikey aft oluturan ubuklar arasndaki boluk gmi renkte bir grnm ald. Ayn anda balayan, midesindeki hafif bir rahatszlk ve psikosomatik ba dnmesi ona arala Sonsuzluk'ta st zamanlara doru yolculuun baladn anlatyordu. ki yl nce kendisine verilen grevin ss olan araca 575. yzylda binmiti. O zamanlar 575., o gne dek gittii en uzak st zamand. imdi 2456. yzyla gidiyordu. Normal olarak bulunduu durumda bir kaybolmuluk hissi iinde olmas gerekirdi. Yerlisi olduu Yzyl uzak alt zamanda, 95. yzyld. 95., atom gcnn iddetle snrlandrld, ky hayat yaanan, genellikle tahtann yap malzemesi olarak kullanld, damtlm ikiler ihra edilip yonca tohumlarnn ithal edildii bir yzyld. Her ne kadar Harlan henz on be yandayken zel eitime girip rak olduysa da, kii "ev"den d zamana hareket ettiinde bu kaybolmuluk hissini yaard. 2456.'da o, doum zamanndan yaklak iki yz krk bin yl uzakta olacakt ve bu, kat bir sonsuz iin bile olduka byk bir uzaklktr. Normal olarak durum byle olacakt. Fakat u anda Harlan cebinde arln hissettii belgelerden baka bir ey dnecek durumda deildi. Biraz rkek, biraz sinirli, biraz aknd. 2456.'ya geldiinde, elleri kendiliklerinden hareket ederek gerekeni yapp arac durdurdu. Gariptir ama, bir teknisyen hibir konuda sinirli davranamaz. Bir zamanlar Eitmen Yarrow ne demiti? "Her eyden evvel, bir Teknisyen soukkanl olmaldr. Yapaca Gereklik Deiiklii elli milyar insann hayatm etkileyebilir. Bunun bir milyon, belki de daha fazlasnn hayatlar ise ylesine etkilenir ki hemen hemen yeni bireyler haline gelirler. Bu artlar altnda, duygusal bir davran hogrlemez." Harlan ban serte sallayp retmeninin, kupkuru sesiyle canlanan hatrasn bir kenara brakt. O gnlerde bu rtbe iin gerekli yetenee sahip olduu aklnn ucundan bile gememiti. Fakat duygusal davranyordu. Elli milyar insan iin deil. Elli milyar insan umurunda bile deildi. Yalnzca biri vard. Bir kii. Birden aracn durduunu fark etti ve dncelerini bir araya toplamak iin bir an duraklarken Teknisyenlere zg souk, duygusuz haline brnd, aratan kt. Terk ettii ara, tabii ki biraz nce binmi olduuyla ayn deildi, artk ayn atomlardan meydana gelmiyordu. Ancak bu, sonsuz iin zerinde durulacak bir konu deildi. Varolduu gereinden ziyade, zaman iinde seyahatin srlaryla ilgilenmek, bir raa ya da sonsuzlua yeni gelmi birine yakrd. Bir tarafnda sonsuzluk, bir tarafnda normal zamann bulunduu, son derece ince olan zamanszlk ve meknszhk perdesinin nnde tekrar duraklad. Buras kendisi iin sonsuzluun tamamen yeni bir ksmyd. Zaman Rehberi'nden gerekli her eyi renmiti. Yine de iinde ? yaamann yerini tutamazd ve kendisini uyum salamann ilk okuna hazrlad. Gerekli ayarlamalar yapt. Zamandan sonsuzlua gei ok kolay olmasma ramen, ok daha seyrek yaplan zamana gei karmak bir olayd. Perdeyi geti ve kendini gz kamatran bir k cmb iinde buldu. Gzlerini korumak iin ellerini yzne gtrd. Karsnda sadece bir kii vard. Onu ancak bulank bir biimde grebiliyordu. Adam, "Ben Sosyolog Kantor Voy. Sanrm siz Teknisyen Harlan'snz." dedi.

Harlan bam sallayarak onaylad ve, "Zaman Baba! Bu tarz giyinmeyi deitirmek mmkn deil mi?" Voy yle bir kendisine bakt ve anlayl bir tarzda, "Mole-kler filmleri mi kastediyorsunuz?" "Evet", dedi Harlan. Rehberde bahsi geiyordu ama bu derece lgnca k yansttndan sz etmiyordu. Harlan tedirginliini normal karlyordu. Birok yzyl gibi 2456. yzyl da madde kkenliydi, o yzden uyum salayabilmeyi mit etmeye hakk vard. 300'lerin enerji girdaplar ya da 600'le- in alan dinamii madde kkenli bir yzyla ait insanlar artabilirdi ama 2456. yzylda bu olmamalyd. Bu yzylda basit bir sonsuz iin dahi konfor, duvarlardan ivilere kadar dnlm, hazrlanmt. Aslmda, her ey maddeseldi. Enerji kkenli bir yzyldan olanlar bunu anlayamazd. Onlara bu grn, ar, kaba ve barbarca gelirdi. Ama madde kkenli Harlan'a gre, her taraf tahta, cins cins metal, plastik, silikat, beton, deri, vb. idi. Fakat maddenin her tr ayna grevi gryordu. 2456.'da gze arpan ilk bu oluyordu. Btn yzeyler parlakt ve yanstyordu. Molekler filmlerden dolay, her yer przsz bir grnm arz ediyordu. Kendisinin, Sosyolog Voy'un, grebildii her eyin, her taraftan btnler ya da paralar halinde her adan defalarca yansyan grntleri insan kar-

maaya iten bir rahatszla yol ayordu. Karklk gz kamatryor ve mide bulandryordu. "zr dilerim," dedi Voy, "Bu yzylmzn adetlerindendir ve bu ilere bakan ksm da zaman geldiinde adetleri uygulamak gerektiine inanyor. Bir sre sonra alrsnz." Voy hzl ve grnts birbirine karan admlarla yrd. Yrrken tepetaklak oluyor, uzun admlan yerin altna gidiyormu gibi grnyordu. Bir yere uzand ve bir devreyi kapatt. Yansmalar kesildi, suni klar lgnleti. Harlan tekrar kendine geldiini hissetti. "Ltfen benimle gelin" dedi Voy. Harlan birka dakika nce klar ve yansmalar iinde olan bo koridorlarda adam takip etti. Bir antre boyunca yukar doru trmandktan sonra bir alma odasna girdiler. Ksa yryleri srasnda hi kimseye rastlamamlard. Aslnda Harlan bu duruma o kadar alkt ki, eer bir insana rast-lasalar ok aracakt. Hi phesiz, bir teknisyenin geldii haberi yaylm olmalyd. Hatta Voy bile srekli aralarnda mesafe brakmaya alyor ve eer kazara Harlan'n eli elbisesine bile deecek olsa gzle grlr bir biimde uzaa ekiliyordu. Harlan, bu durumun iinde bir burukluk hissi uyandrdn fark edince ard. Eer iinde byd kabuk yeterince kalnsa duygusal davranmamas gerekirdi. Eer yle deilse, kabuu daha ince kalmsa bunun bir tek sebebi olabilirdi. Noys! Sosyolog Kantor Voy arkadaa gzken bir tavrla teknisyene doru eildi ama Harlan olduka byk bir masann iki uzak ucunda oturduklarn fark etti. Voy, "Sizin gibi nl bir teknisyenin bizim kk sorunumuzla ilgilenmi olmasna ok sevindim." Harlan, evresindekilerin her zaman kendisinden bekledik leri souk tavrla, "Evet," dedi. "lgi ekici ynleri var." (Yeterin ce souk ve duygusuz davranyor muydu acaba? Suunu ortaya koyan ter damlalar alnnda grnyor olmalyd.) cebinden, rulo halindeki gereklik deitirmesi zetini kard. Bu, bir ay nce Btnzamanlar Meclisi'ne gnderilen kopyayd. Kdemli Bilgisayar Twissell'le olan yaknl dolaysyla bunu ele geirmekte glk ekmemiti. Harlan ruloyu ap, masanm zerindeki yumuak paraman-yetik alana yaymadan bir an bekledi.

Masay kaplayan ince molekler tabaka yumuam, fakat henz tamamen kaybolmamt. Masadan yansyan kolunun hareketi birden dikkatini ekti ve bir an iin masada kendi yznn aksini grd. Otuz iki yandayd ama daha yal gsteriyordu. Bu ona kimsenin sylemesini gerektirmeyecek kadar akt. Ona, sonsuzlarn kafasndaki teknisyen imajyla btnlemi olan aalayc tavrlar ve keskin, souk nazarlar kazandran, uzun yz ve koyu renk gzlerinin zerindeki siyah kalar olmalyd. Zaten kendisi de bir teknisyen olduunu bu zelliklerinden anlyordu. Ruloyu masann zerine at ve konuya girdi. "Ben bir sosyolog deilim, baym." Voy glmsedi. "te bu fena. Ne zaman birisi belirli bir alanda tam bilgi sahibi olmadn belirterek konuya girse, arkasndan o konuda ok ak bir biimde fikrini belirtecek demektir." "Hayr," dedi Harlan, "Fikir deil. Yalnzca bir rica. Acaba bu notlar tekrar gzden geirip, kk de olsa bir hata yapp yapmadnz kontrol etmek ister miydiniz, diye soracaktm." Voy birden vakur bir tavr taknd. "Umarm, hayr," dedi. Harlan'n bir kolu oturduu sandalyenin arkasna sarkm, dieri ise kucandayd. Bota kalan parmaklarnn sinirli hareketler yapmasn istemiyordu. Dudaklarn srmamalyd. Duygularn aa vurmamalyd. imdiye dek, imdiye kadar hayatnn yn, Btnzamanlar Meclisi'nin tc idari mekanizmalarndan geen Gereklik

Deitirmesi projelerini inceleye inceleye ylesine deimiti ki. Kdemli Bilgisayar Twissell'in kiisel olarak atad teknisyeni olarak, profesyonelce, olaylar basit deitirmelerle ayarlayabilirdi. zellikle kendisi byk projesi, Twissell'in dikkatini zerine ekmiken. (Harlan'n burun kanatlar ald, kapand. imdi, bu projenin yaps hakknda bir eyler biliyorduk) Harlan mantkl bir sre zarfnda neyi aradn bulacandan emin deildi. V-5 seri nolu 2456-2781 Gereklik Deitirmesi projesine ilk baktnda mantk gcnn hisler ve arzularla saptrldn hissetmiti. Btn bir gn tekrar tekrar baz eitlik ve denklemleri karmak bir belirsizlik iinde kontrol etmi, artan bir heyecan iinde kendisine hi olmazsa temel psi-komatematik retildiine kretmiti. Voy ayn konulan yar akn, yar endieli gzlerle tekrar gzden geirdi. "Bana yle geliyor ki; yani, bana yle geliyor ki btn her ey mkemmel bir biimde, gerektii gibi yaplm," Harlan, "Bu yzyln halihazrdaki gerekliindeki kiilerin kur yapma ekilleri konusu iin size bavurdum. Bu sosyolojiye girer ve sizin sorumluluunuzdadrr, sanrm. te bu yzden, geldiimde sizinle, bakasyla deil de sizinle grmek istedim." Voy'un kalar atld. Hl nazikti, fakat artk souk davranyordu. "Blmmzdeki gzlemciler olduka ehil kiilerdir. Bu konuya atananlarn da doru veriler topladna itimadm sonsuzdur. Aksi ynde bir deliliniz mi var?" "Hayr yok, Sosyolog Voy. Verilerini kabul ediyorum. Benim sormak istediim verilerin deerlendirilii. Eer kur yapmalarla ilgili veriler doru bir biimde deerlendirilseydi, bu noktada farkl bir yol bulunamaz myd?" Voy bakt ve soma baklarna belirgin bir rahatlk ifadesi yerleti. "Tabii, teknisyen, tabii, fakat bu kendini bir benzerlik iinde zer. Her iki taraftan da dn vereni olmayan kk boyutlu bir daire sz konusu. Sanrm kat matematiksel ifadeler yerine manzaral bir dil kullanmam ho grrsnz."

"Anlarm," dedi Harlan kuru bir ses tonuyla. "Ben de bir sosyologdan daha fazla bilgisayar deilim." "ok gzel, o halde. Bahsettiiniz farkl yol, ya da buna atallama da diyebiliriz, nemli deil. atallamalar sonuta ayn noktada birleir ve tek bir yol halini alr. Tekliflerimiz arasnda deinmeye deer bulmamtk." "yle diyorsanz, baym, bende sizin kararnza uyacam. Bununla birlikte yine de G.A.D. meselesi var." Sosyolog, Harlan'n da bekledii gibi birden irkildi. G.A.D. - Gerekli Asgari Deiiklik. O konuda teknisyen patrondu. Bir sosyolog, zaman iindeki snrsz muhtemel gerekler konusunda tartma kabul etmeyebilirdi ama, G.A.D. konusunun stad teknisyendi. Mekanik hesaplamalar bunu yapamaz. En yetenekli ve tecrbeli kdemli bilgisayar tarafndan ynetilen, gelmi gemi en byk hesap kompleksi ancak G.A.D. yaplacak alann snrlarn saptayabilir. Verileri inceleyip, karar veren ve saptanan snrlar arasmda tam noktay tespit eden teknisyendir. yi bir teknisyen ok ender yanlr. Birinci snf bir teknisyen hibir zaman yanl-maz. Harlan da hibir zaman yanlmazd. "imdi, nerilen G.A.D.," dedi Harlan (Sakin, tek tek ve tam Standart Zamanlararas Lisan hecelerini kullanarak konuuyordu), "yani sizin nerdiiniz, uzayda bir kazann balangcn ve bir dzine belki de daha fazla insann derhal lmn ieriyor." "Kanlmaz," dedi Voy, omuz silkerek. "Yalnz," dedi Harlan, "Ben G.A.D.'nin sadece bir kutunun bir raftan dierine aktarlmasyla yaplabilecei kansndaym. te! "Parmayla gsterdi. aret parmamn beyaz, bakml trna birtakm delikli iaretlere yneldi. Voy duruma iini acyla dolduran fakat sessiz bir younlukla bakt. Harlan, "Bu, sizin u dikkate deer bulmadnz atallamaya bal olarak durumu deitirmez mi? Tam emniyet salanp, sonuta da -" derken Harlan, "Yani, stenen Azami Sonu." Voy ban kaldrd, Harlan'a bakt. Koyu renk gzleri fke ve krgnlk doluydu. Harlan, szlerinin ezici gc altndaki adamn n dilerinin ayrk olduunu ve ona tavana benzeyen bir grnm verdiini fark etti. Voy, "Sanrm Btnzamanlar Meclisi'nden biraz laf iiteceim," dedi. "Sanmyorum. Bildiim kadaryla, Btnzamanlar Mecli-si'nin bu durumdan haberi yok. En azndan, Gereklik Deitirme projeleri elime getiinde zerinde herhangi bir gr belirtilmemiti." Harlan, "elime geti" kelimelerini izah etmedi, Voy da sormad. "Hatay siz buldunuz o halde, yle mi?" "Evet." "Ve Btnzamanlar Meclisi'ne bildirmediniz mi?" "Hayr, bildirmedim." Voy rahatlad, fakat meraklanmt. "Neden bildirmediniz?" "ok az insan bu tr hatalardan kanabilir. Durumu gereklemeden dzeltebileceimi dndm ve yle de oldu. Artk meseleyi uzatmann bir anlam yok, deil mi?" "ey... teekkr ederim, Teknisyen Harlan. Arkadaa davrandnz. Dediiniz gibi, blmmz, kapasitesi itibaryla bu hatadan kanamazd. Haksz yere sicilimize geecekti." Bir an iin duraklad ve devam etti. "Tabii ki, bu deiiklikle, artk, nce baz kiilerin lmesi gerekli olmaktan kt." Harlan kendi kendine dnd: Gerekten minnettar kalma benzemiyor. Belki de fena halde gcendi. u andaki dncelerinden syrlnca tepesine yemek zere olduu darbeden bir teknisyen tarafndan kurtarlm olmak onu daha da ykacak. Eer ben bir sosyolog olsaydm imdi elimi skard, ama teknis-

yene hibir zaman byle davranmaz. Bir dzine insan ldrmekten sank olmay tercih ederdi belki de. Ve krgnln artmasn beklemek tehlikeli olacandan, Harlan sze girdi, "Umarm kran duygularnz, blmnzn benim iin kk bir ey yapmasn salar." "Kk bir ey mi?" "Bir Yaam-emas meselesi. Gerekli veriler yanmda. Ayn zamanda 482. iin teklif edilmi bir Gereklik Deitirmesi'nin verileri de var. Deiikliin belirli bir kii zerindeki muhtemel etkisini bilmek istiyorum." "Sizi anladmdan pek emin deilim" dedi sosyolog, "Bunu yapmak iin gerekli her ey kendi blmnzde vardr mutlaka?" "Gayet tabii. Yine de, bu benim kiisel olarak ilgilendiim bir konu olduundan, henz kaytlarda grnmesini istemiyorum. Kendi kaynaklarmdan bu konuyu kaytlara gemeden renmek..." Yarm kalan cmlesi iin, ne demek istedii anlatan bir hareket yapt. "Yani bu iin resmi kanallardan geerek yaplmasn istemiyorsunuz." "Gvenilir olmasn istiyorum. Gvenilir bir cevap istiyorum." "Eee, imdi, bu kurallara aykr. Kabul edemem." Harlan kalarm att. "Hatanz Btnzamanlar Meclisi'ne rapor etmememden daha aykr deil. Ona hi itiraz etmemitiniz. Eer bir konuda kurallara kat bir biimde bal kalacaksak, dierinde de ayn ekilde kat ve kuralc olmamz gerekir. Anlyorsunuz beni, sanrm." Voy'un yzndeki ifade, aka anladn belli ediyordu. Elini uzatt. "Belgeleri grebilir miyim?" Harlan biraz rahatlad. En nemli engel geilmiti. Sosyolog getirdii dosyay incelerken heyecanla onu izledi. Sosyolog, "Zaman in, bu kk bir Gereklik Deitirmesi," dedi.

Harlan frsat karmad ve sze girdi. yle. ok kk, sanrm. Zaten bu yzden gizli kalmasn istiyorum. Bir kiiyi denek olarak aldm ve hakl olduuma emin olana kadar bizim blmn gerelerinden yararlanmak uygun dmeyecek." Voy'un yznden ne dndn anlamak mmkn deildi, Harlan da sustu. i tehlikeye atacak noktaya kadar steleme-ye gerek yoktu. Voy ayaa kalkt. "Bunu Yaam-emaclarmdan birine vereceim. Gizli kalacak. Geri anlarsnz ama, bunun daha sonralar emsal tekil etmesini istemiyorum." "Gayet tabii." "Ve sizce bir sakncas yoksa, Gereklik Deitirmesi'ni seyretmek istiyorum. Sanrm G.A.D.'yi bizzat kendiniz ynetme erefini bizden esirgemezsiniz." Harlan bayla onaylad. "Btn sorumluluu alacam." eri girdiklerinde gzlem odasnn iki ekran da alyordu. Mhendisler, ekranlar Zamanda ve Meknda gerekli koordinatlara balam, kmlard. Harlan ve Voy parlak klar iindeki odada yalnzdlar. Harlan ekranlara bakt. Her iki grnt de hareketsizdi. lm sahneleri gibiydi. Sahnelerden birinde keskin, tabii renkleri iinde bir makine dairesi vard. Harlan bunun bir deneme uzay gemisi olduunu biliyordu. Grntde, bir kap kapanmaktayd, henz aralk olan ksmdan da yar effaf, krmz bir maddeden yaplm bir ayakkab grnyordu. Hibir hareket yoktu. Eer havadaki toz zerrecikleri grlebilseydi onlarn bile kmldamadna ahit olmak mmkn olacakt. Voy, "Grntdeki durumdan iki saat ve otuz alt dakika sonra bu makine odasnda kimse bulunmayacak. Halihazrdaki Gereklikte durum bu."

"Biliyorum," diye mrldand Harlan. Bir yandan eldivenlerini giyiyor, bir yandan da grntdeki rafta duran bahis konusu kutunun pozisyonunu kafasna yerletiriyor, ona varmak iin gerekli admlar lyor ve planna gre yerinin deitirilebilecei en iyi pozisyonu hesap ediyordu. br ekrana bir gz att. Sonsuzluun u anda bulunduklar blmnn zamanyla karlatrldnda "imdiki zaman" diye adlandrlan ekrandaki makine dairesi, ne kadar saf ve doal renkler iindeyse, "gelecek" iin olmas gerektii gibi, yirmi be yzyl kadar "gelecek" zaman gsteren br ekranda da o kadar mavi rengin hakim olduu grlyordu. Bir uzay liman grntdeydi. Koyu mavi bir gkyz, yeilimsi mavi zemin zerinde plak metalden mavi binalar. n planda ikin tabanl, tuhaf bir biimi olan, mavi bir silindir duruyordu. Aynsndan iki tane de arka planda duruyordu. nn de yark burunlar yukarya bakyor ve uzay gemileri de bu yarklara oturtulmu vaziyette duruyorlard. Harlan kalarn att. "Ne garip eyler." "Elektro-ekim" dedi Voy. "Elektro-ekimle uzay seyahati yaplan tek yzyl 2481.'dir. Pervaneler, nkleonlar yoktur. Estetik olarak ho bir aratr. Ne yazk ki bir Deitirme ile bundan yoksun kalmak zorundayz. ok yazk." ok bariz bir honutsuzlukla gzleri Harlan'a dikilmiti. Harlan dudaklarn birbirine bastrd. Honutsuzluk tabii! Neden olmasn? O bir Teknisyendi. Dorusu, uyuturucu madde alkanlyla ilgili verileri getiren bir Gzlemci'ydi. Son deiikliklerin, insanlk zamannn halihazrdaki gereklikteki en yksek oranda uyuturucu madde kullanma alkanlnn gereklemesine sebep olduunu istatistikiler kartm, baz sosyologlar da, belki Voy bile, bunun toplumun psikiyatrik yaps zerindeki olumsuz etkilerini izah etmiti. Bylece baz Bilgisayarlar bu alkanln en aza indirilebilmesi iin gereklik deitirmeleri zerinde alm ve elektro ekimle yaplan uzay seyahatlerinden vazgeilebileceini bulmulard. Bu kararda, Sonsuzluk'taki her kademeden bir dzine, belki de yz kiinin katks vard.

Ancak, en sonunda, biraraya getirilmi veri ve talimatlar takip ederek gereklik deitirmesini yapacak olan kiinin, kendisi gibi bir teknisyenin, sahneye kmas gerekiyordu. Ve sonra, herkes lanetleyen baklarla onu sulayacakt. Baklaryla "sen, biz deil, sen mahvettin bu gzelim eyi" diyeceklerdi. Bu yzden onu kafalarnda mahkm edecek ve yanna yaklamayacaklad. Herkes suunu onun omuzlanna ykleyecek ve alay edecekti. Harlan, sert bir sesle, "nemli olan gemiler deil, bu eylere bakalm biz" dedi. Grntdeki "eyler" insanlard. Uzay gemisinin yannda cce gibi duruyorlard. Uzay seyahatlerinin fiziki boyuttan karsnda yeryz ve yeryz toplumu her zaman cce gibi kalmt. Bu insanlar kmelenmi kk kuklalar gibiydi. Zamann bu donmu annda incecik kollan ve bacaklar suni bir grnt yaratyordu. Voy omuz silkti. Harlan sol bileindeki kk alan jeneratrn ayarlyordu. "Haydi, bitirelim u ii."

"Bir dakika. Bu iin ne kadar sreceini renmek iin ya-am-emacsyla irtibat kuracam. Ben de bu iin bitirilmesini istiyorum." Kk bir- dmeye bast ve kurnaz bir ifadeyle gelecek trtlar bekledi. (Harlan bu sonsuzluk blmnn dier bir zelliinin de kodlanm sesler olduunu dnd. Akll, fakat sahtekr, ayn molekler filmler gibi) " saatten fazla srmeyecek diyor. Bir de, konuyla ilgili ahsn adna duyduu hayranl belirtiyor. Noys Lambent. Bir dii, deil mi?" Harlan'n boaz kurumutu. "Evet." Voy'un hafif bir glmsemeyle dudaklar kvrld. "ok ilgin. Kendisini grmek isterdim. Aylardr bu blmde bir kadnla karlamadk." Harlan cevap vermeye cesaret edemedi. Bir an iin sosyologa bakt ve hzla dnd. Eer sonsuzlukta bir aksaklk varsa, o da kadnlard. Bu aksakl sonsuzlua ilk girdiinde biliyordu ama kiisel olarak ilk defa Noys'la karlat gn hissetmiti. O andan itibaren inand her eye ve bir sonsuz olarak ettii yemine bile yabanc hale gelmiti. Ne iin? Noys iin. Ve utanmyordu. Gerekte onu artan da buydu. Utanmyordu. Yaptklarndan hi sululuk duymuyordu. Hatta ya-am-emacsnn usulsz kullanmnn su olduunu bildii halde bu bile onu rahatsz etmiyordu. Mecbur kalrsa daha ktsn de yapacakt. lk defa aka ve kesinlikle karar vermiti. Korkuyla kafasndan atmaya altysa da, biliyordu ki, artk kafasnn iine yerletiine gre zaman geldiinde bu kararn gerekletirecekti. Karar uydu: Mecbur kalr, baka are bulamazsa sonsuzluu ykacakt. En kts de, bunu yapabilecek gce sahip olduunu biliyordu.

2 GZLEMC Harlan zamana gei kapsnn nnde durdu ve kendisini dnd. Bir zamanlar her ey ok basitti. Urunda yaanacak szler, lkler vard. Bir sonsuzun yaamnn her evresinin bir amac vard. "Temel lkeler" nasl balyordu? "Bir sonsuzun yaamnn drt evresi vardr..." Her ey temiz ve masumdu, ancak kendisi iin hepsi deimiti ve paralar haline gelmi eyleri tekrar biraraya getirebilmek mmkn deildi. Bir sonsuzun yaamndaki drt evreyi sadakatle geirmiti. nce, henz bir sonsuz deilken, zamanda bir lml olarak on be yl yaamt. Sonsuzlar, zamanda yaayanlardan seilir, yoksa, sonsuz olarak domak diye bir ey yoktur. On be yandayken dikkatli bir eleme ve inceleme sreci sonunda seilmiti ki o zamanlar byle bir eyin varlndan bile haberi yoktu. Son bir ackl ayrlma sahnesinden sonra ailesinden ayrlm ve sonsuzluun sisli perdesinin tesine gtrlmt. (Ta o zamanlarda kendisine, artk ne olursa olsun geri dnemeyecei anlatlmt. Bunun gerek nedenini ise ancak ok sonralar renebilmiti.) Sonsuzlua geldii andan itibaren on yl sreyle bir rak olarak gnleri okulda geti ve sonra yaamnn bir gzlemci olarak geecek nc evresine balamak zere mezun oldu. Ancak ondan soma bir uzman ve gerek bir sonsuz oldu. Zaten bir sonsuzun drdnc ve son evresi budur: lml, rak, Gzlemci ve Uzman.

Harlan bu evreleri son derece normal geirmiti. Hatta baarl bir biimde geirdiini bile syleyebilirdi. rakln tamamlad an ok iyi hatrlyordu. O an, raklarn sonsuzluun bamsz birer yesi haline gelileri demekti. Kendilerine, henz bir konuda uzmanlam olmamalarna ramen yasal "Sonsuz" unvan veriliyordu. Hatrlyordu. Okul bitmi, raklk sona ermi, kendisiyle birlikte eitimlerini tamamlam olan be kii, eller arkada birleik, bacaklar iki yanda dimdik, gzler ilerde, dinliyordu. Eitmen Yarrow bir masann arkasndan onlara hitap ediyordu. Harlan Yarrow'u ok iyi hatrlyordu: Hi taranmayan kzl salar, illerle dolu elleri ve kollar ve insana boluk hissi veren baklaryla tannan ufak tefek, fkeli bir adamd. (Aslnda bu boluk, kaybolmutuk hissi veren baklara her Sonsuz'da rastlamak mmkndr- evini ve kklerini kaybetmi olmak, bir daha hi gremeyecei obir tek yzyla duyulan ve itiraf edilemeyen zlem.) Doal ki Yarrow'un konumasn kelime kelime hatrlamyordu ama ana fikir ok ak bir biimde belleine kaznmt. Yarrow, zetle, yle demiti: "u andan itibaren birer gzlemci olacaksnz. Genellikle bu ok nemli bir mevki olarak kabul edilmez. Bilhassa uzmanlar ocuklara gre bir i olarak deerlendirirler. Belki siz sonsuzlar da (bu kelimeden sonra bir an iin durup karsndaki gen adamlara gslerini kabartmak ve gururlanmak frsat tand) byle dnyorsunuzdur. Eer yleyse, sizler gzlemci olma hakk kazanmaya layk olmayan aptallarsnz demektir." "Gzlemciler olmasa, bilgisayarlar hesaplayacak, ya-am-emaclar emasn hazrlayacak, sosyologlar inceleyecek hibir ey bulamazlard. Hibir uzmann uzmanl ie yaramaz-d. Bunlar daha nce de duyduunuzu biliyorum ama gerekliine inanmanz ve emin olmanz istiyorum. "Gayretli almalarla gerekleri getirmek iin, zamana gidecek olan, siz genlersiniz. Souk, tarafsz, fikir ve hislerinizle

bulandrlmam gerekleri, anlyor musunuz? Hesap makinele rine verilebilecek dorulukta gerekler. Sosyal eitlikleri kurabi lecek aklkta gerekler. Gereklik deitirmeleri iin temel te kil edebilecek drstlkte gerekler." "Ve unu da hi unutmayn. Gzlemci olarak geecek gnleriniz mmkn olduunca abuk ve suya sabuna dokunmadan harcanamaz. Bu sre zarfnda yapacanz almalar sizin son raki hayatnz etkileyecektir. Uzmanlk dalnzn ne olacan ve brannzda ne kadar yksek kademelere kabileceinizi, bug ne dek okulda ne yaptnz deil, gzlemci olarak ortaya koy duklarnz belirleyecek. Sonsuzlar, bu sizin mezuniyet sonras eitiminizdir ve u anda ne kadar mkemmel bir potansiyele sa hipmi gibi grnseniz de, bir hatanz, ok kk de olsa geri hizmetlerde grevlendirilmenize sebep olacaktr. Hepsi bu ka dar." Hepsiyle tek tek el skt ve Harlan arbal, marur bir ta vr taknm, gemi ve gelecek tm insanlara yardm edebilmek iin gerekli ayrcalklara sahip olmann rpertili hayalini yayor du. Harlan'n ilk grevleri basit, kk ve ok dikkatle izlenen konulard. Fakat o, yetenekleri sayesinde bir dzine kadar ger ellik deitirmesi ileminde gsterdii baaryla ksa zamanda parlad. Gzlemciliinin beinci ylnda bir kdemlinin emriyle 482.'ye gnderildi. lk defa denetlenmeden alacakt ve bu ger ein bilincinde olarak ilgili ksm amiri bilgisayara ilk raporu verdiinde cesareti krlverdi. Onunki gibi bir yzde, buruuk, pheci az ve atk kalar tuhaf, komik grnen bu adam, Asistan Bilgisayar Hobbe Fin ge'di. Yuvarlak, dme gibi bir burnu daha byk iki dmeye benzeyen yanaklar vard. Portreyi lkel Zamanlarn efsanevi St. Nicholas'na evirmek iin, yalnzca biraz krmz renk ve beyaz salara ihtiya vard.

(Ya da Noel Baba, veya Kriss Kringle. Harlan bu ismi de biliyordu. Sonsuzlarn yz binde biri bile bu isimlerin herhangi birini bilmezdi. Byle esrarengiz eyleri bildii iin Harlan gizli bir gurur duyuyordu. Okuldaki ilk gnlerinden beri lkel Zamanlar Tarihi onun hobi olarak ilgilendii bir konu olmu, Eitmen Yarrow da bu konuda onu desteklemiti. Yalnzca sonsuzluun balad 27.'den deil, Zaman Alan'nm kefedildii 24.'den de nceki zamanda uzanan az sayda ve haklarnda doru drst bilgi edinilemeyen yzyllara byk ilgi duymutu. almalarnda eski kitap ve dergileri incelemiti. Hatta uzak altza-mandaki sonsuzluun ilk yzyllarna seyahatler yapmt. zin alabildii kadar, daha iyi kaynaklar bulmak iin uramt. On be yl akn bir zaman sonunda, hemen hepsi kt zerine yazl, harika bir ktphane meydana getirmiti. H.G. Wells diye birine ait bir cilt, W. Shakespeare adl adama ait bir dier cilt, kopuk kopuk tarih paralar. lerinde en mkemmeli, lkel Za-man'a ait bir haftalk haber dergisinin ciltli saylarndan oluan ksmd ve ok yer tutmasna ramen kyamam, bunlar mikro filme ekmemiti. Frsat bulduka yaamn yalnzca hayat ve lmden ibaret olduu, insanolunun kararlarna mdahalenin mmkn olmad, ktln nlenemedii, iyiliin yceltilemedii, galibin de malubun da kaybettii Waterloo Sava'nn bulunduu bir dnyaya dalar ve adeta kendinden geerdi. Hatta hazinesinde, hareket eden bir parmak bir defa yazd m, geri dnp bu defa onu yazmamaya ikna etmenin mmkn olmadm gsteren iirler bile vard. Ve sonra, Sonsuzlukla ilgili dncelerine, Gerekliin e-kilendirilebilip ortadan kaldrlabildii, insann elleriyle tutup daha iyi bir ekle sokmak iin sallayabildii, bir olgu muamelesi grd bir aleme dnmek ok zor oluyor, adeta ok geiriyordu. Hobbe Finge'in neeli, kararl sesiyle St. Nicholas'm hayali kayboldu. "Yarn, halihazrdaki gereklii inceleyerek ie bala-

yabilirsin. Kesin, tam ve gerekli noktaya ynelik olmasn istiyorum. En ufak bir ihmale tahammlmz yok. lk zaman-mekn cetveli yarn sabaha hazrlanm olacak. Anlald m?" "Evet, bilgisayar," dedi Harlan, Daha o anda Asistan Bilgisayar Hobbe Finge'le geinemeyeceklerini anlad ve can skld. Ertesi sabah hesap kompleksinden km ve zeri birtakm kark deliklerle dolu cetvelini ald. Bu deliklerin ne anlama geldiini bulmak iin Standart Zamanlararas Dil'e evirirken ufak da olsa bir hata yapabilecei endiesiyle cepte tanabilen bir ifre zcs kulland. Aslnda bu iaretleri ifre zcs kullanmadan da anlayabilecek seviyeye erimiti ama yine de tedbirli davranmakta yarar vard. Cetvel, 482. yzyln dnyasnda nerelere gitmesi ya da gitmemesi gerektiini, neler yapp neler yapamayacan, nelerden kanmas gerektiini anlatyordu. Yalnzca, varlyla Gereklii istenmeyen biimde etkilemeyecei yer ve zamanlar da bulunabilirdi. 482. kendisi iin rahat bir yzyl deildi. Kendisinin sert ve tutucu doum zamanna benzemiyordu. Alkn olduu ahlak deerleri ve ilkelerden yoksun bir ad. Elence dknydler, maddeciydiler ve anaerkil bir aile yaplar vard. Ektojenik doum olaylarnn artt ve en yksek orana eritii bir ad. Kadnlarn yzde 40'nda cenin rahim yerine yumurtalkta oluuyordu. Yalnzca karlkl anlamak suretiyle evleniliyor ya da boanlabiliyor ve evlilik, snrlayc kanun hkmlerine tabi olmayan basit bir karar olarak grlyordu. ocuk dourma olay, evliliin sosyal ilevlerinden ayr ele almyor ve yalnzca, insan rknn mkemmelletirilmesi iin cinsel yaknlamalarn kontrol edildii ilkelere gre ayarlanyordu. Harlan'a gre yzlerce adan hasta bir toplumdu ve bir Gereklik Deitirmesi'ne ihtiyac vard. O zamana ait olmayan biri olarak, yalnzca bu Yzyl'da bulunuu bile tarihi

kartrabilirdi. Eer kendisinin varl, kilit bir noktada yeterince rahatsz edici olabilse, belki de farkl bir ihtimal gerekleebilir ve arzu, ihtiras, ak arayan milyonlarca kadn, gerek, saf yrekli anneler haline gelebilirlerdi. Zihinleri ve anlar baka bir Gereklik'le dolar, daha nceleri ne olduklarn dnemez, hayal bile edemezlerdi. Ne yazk ki byle bir durum iin kendisine verilen zaman-mekn cetvelinin snrlar dna kmas gerekirdi, buysa dnlemezdi. Eer yasalar ineyip kendi dndn uy-gulasa Gereklik ok deiik ekillerde deiebilirdi. Belki de durum u andakinden de daha kt bir hal alabilirdi. Yalnzca dikkatli analiz ve hesaplamalar bir Gereklik Deitirme hareketini baarya ulatrabilirdi. Sonu olarak kendi fikirleri ne olursa olsun, Harlan bir gzlemci'ydi ve ideal bir Gzlemci, duygulan alglayan sinir yollar, raporlan veren mekanizmasna bal bir yap demekti. Raporla, alglanan gerekler arasna hisler girmemeliydi. Bu adan, Harlan'n raporlan, mkemmellie erimiti. kinci haftalk raporundan sonra Asistan Bilgisayar Finge onu ard. "Tebrik ederim, Gzlemci" dedi. Scaklk duygusundan yoksun bir sesle konuuyordu, "Raporlarn ak seik ve gzel organize edilmi. Fakat bu konuda senin fikrin nedir?" Harlan, 95. yzyl aalarndan zenle yontulmua benzeyen bo bir ifadenin arkasna snd. "Bu konuda kendim hibir ey dnmedim." "Hadi canm. Sen 95. yzyldansn ve bunun ne demek olduunu her ikimiz de gayet iyi biliyoruz. Eminim bu yzyl seni fazlasyla rahatsz, hatta alt st etti." Harlan omuz silkti. "Raporlarmdaki bir ey yznden mi alt st olduuma hkmettiniz?" Bu dpedz kstahlkt ve masasnn zerinde trampet alan parmaklan, Finge'in de ayn eyi dndn gsteriyordu. "Soruma cevap ver." Harlan, "Sosyolojik olarak, yzyl birok konuda ar zelliklere sahip. Son Gereklik Deitirmesi de olumsuz sonu-

lar yaratm. Ve sanyorum, bir slahat art. An ular hibir zaman salkl olamaz." "yleyse, sen konuyu yzyln gemi Gerekliklerini incelemek iin aldn." "Bir Gzlemci olarak ben, btn Gereklikleri incelemek zorundaym." Artk aralan almt. Elbetteki btn bu bahis konusu Gereklikleri incelemek Harlan'm hakkyd, hatta daha. ileri giderek greviydi. Bunu Finge de biliyordu. Btn yzyllar Gereklik Deitirmeleriyle sarslyordu. Ne kadar iyi yaplm olsa da, hemen her Gzlem ok gemeden yeniden inceleniyordu. Ve doru bir Gzlem yaplabilmesi iin, halihazrdaki Gerekliin incelenmesi yetmiyor, ayn zamanda gemi Gerekliklerle olan ilikilerinin de aratrlmas gerekiyordu. Finge'i, fikirlerini kl krk yararak eletiren biri olarak deerlendirmek Harlan'a yetmedi. Finge dpedz dmanca davranyordu. Baka bir gn Finge Harlan'm kk brosuna geldi, "Raporlarn Btnzamanlar Meclisi'nde ok olumlu etkiler yapyor." Harlan bir an iin duraklad, kararszlkla mrldand. "Teekkr ederim." "Hepsi senin konuya uyum salamakta allmam bir dze-ye ulatnda birleiyor." "Yapabileceimin en iyisini yapyorum." Finge birden sordu, "Kdemli Bilgisayar Twissell'i tanyor musun?" "Bilgisayar Twissell?" Harlan'm gzleri byd. "Hayr, efendim. Neden sordunuz?" "zellikle o, raporlarnla yakndan ilgileniyor. Finge somurttu ve konuyu deitirdi. "Bana yle geliyor ki tarihle ilgili olarak kendine zg bir bak as, bir felsefe gelitirmisin."

Harlan fena halde tahrik olmutu. Gurur ve tedbir arpt ve ilki kazand. "lkel tarihle ilgili almalarm var, efendim." "lkel tarih mi? Okulda m?" "Pek deil, Bilgisayar. Kendi kendime. Benim hobim. Bu sabit duran tarihi seyretmek gibi bir eydir, dondurulmu olarak! Sonsuzluktaki yzyllar durmakszn deiirken, onlar sabit hallerinde detaylaryla incelemek mmkndr." Dncesiyle hararetlendi biraz. "Bu film eritlerini dikkatle izlemeye de benzer. Eer filmi yalnzca gzden geirirsek birok ayrnty kardmz rahata grebiliriz. Sanyorum, bu felsefe almalarmda bana ok yardmc oldu." Finge hayret iinde ona bakt. Gzleri bymt ve hibir ey sylemeden kt gitti. Daha sonralar, frsat bulduka, lkel tarih konusunu tekrar gndeme getirdi ve Harlan'nn isteksiz yorumlarn, tombul yznde karara vardn gsteren herhangi bir ifade olmakszn dinledi. Harlan bu konuyu tamamen bir kenara brakmakla, ykselmesi iin kullanmak arasnda bocalyordu. Bir gn A koridorunda karlatklarnda Finge etraftakile-rin de duyabilecei bir sesle, "Byk Zaman, Harlan, sen hi g-lmsemez misin?" diye seslenince, birinci seenein daha doru olacana karar verdi. Harlan'a gre Finge ondan nefret ediyordu. Daha sonralar kendisi de Finge'den tiksinmeye balad." 482.'de geen ay sonunda yapacak fazla bir ey kalmamt ve Harlan, Finge'in onu ofisine ardn rendiinde armad. Grevde bir deiiklik bekliyordu. Son raporunu gnler nce bitirmiti. 482.'dekiler, aalar olmayan 1174. gibi yzyllara, selloz kkenli tekstil rnlerini daha ok ihra etme konusunda arzuluydu, ancak bunun karlnda ttslenmi balk almak istemiyorlard. Buna benzer eyler hakkndaki gerekli incelemeler de rapora eklenmiti. Taslak almalarn da yanna ald. Fakat 482.'den bahsedilmedi bile. Finge onu, soluk, kuru, buruuk yzl bir adamla tantrd. Dank beyaz sal, zebani

suratl adam ilk tanmalar esnasnda devaml olarak srtyordu. Bu srtkan ifade, kimi zaman heyecan, kimi zaman neeyi simgeliyor, fakat hi kaybolmuyordu. Sapsar kesilmi iki parmann arasnda yanan bir sigara duruyordu. Harlan'n hayatnda grd ilk sigarayd bu, yoksa adama daha ok dikkat edip Finge'in tantrmasna daha iyi kendini hazrlayabilirdi. Finge, "Kdemli Bilgisayar Twissell, ite bu gen, Gzlemci Andrew Harlan," dedi. Harlan'n gzleri dehetten alm bir halde, ufak tefek adamn sigarasndan yzne kayd. Kdemli Bilgisayar Twissell yksek perdeden bir sesle, "Naslsn? O mkemmel raporlar yazan gen adam deil mi?" dedi. Harlan konumak istiyordu ama sesi kmad. Laban Twissell bir masal kahraman, yaayan bir efsaneydi. Sonsuzluun bir numaral Bilgisayar', bir baka deyile, hayatta olan en yksek mertebedeki Sonsuz'du. Btnzamanlar Meclisi'nin bakanyd. Sonsuzluun tarihinde en ok Gereklik Deitirmesi ynetmi kiiydi. O yle... Harlan'n akl kart. Yznde ahmaka bir glmsemeyle, evet anlamnda ban sallad ve tek bir kelime bile syleyemedi. Twissell sigarasn dudaklarna gtrd, abuka bir nefes ekti ve tekrar dudaklarndan uzaklatrd. "Bizi yalnz brak, Finge. ocukla konumak istiyorum." Finge ayaa kalkt, bir eyler mrldand ve kt. Twissell, "Sinirli grnyorsun, olum. Heyecanlanacak bir ey yok."

Fakat Twissell'le byle karlamak Harlan' oka sokmutu. Bir dev olarak dndnz kiinin, gerekte bir metre altm santimden daha ufak bir adam olduunu grmek her zaman artc bir olaydr. Bir dhinin beyni gerekten, inzivaya ekilmie benzeyen bu adamn sasz ve dzgn alnnn arkasnda olabilir mi? Binlerce krkln iine oyulmu gibi duran u kk gzlerden fkran, korkun zek m yoksa yalnzca tatl huylu baklar myd? Harlan ne dneceini bilemiyordu. u sigara dnebilme yeteneini engelliyor gibiydi. Bir duman bulutu zerine doru gelince irkildi. Twissell duman bulutundan teyi grmeye alyormuas-na gzlerini kst ve berbat bir 100. yzyl aksanyla, "Senin zaman diliyle konusam iyi olur mu?" dedi. nce kriz geirir gibi bir kahkaha atan Harlan, kendine geldi ve szlerini dikkatle seerek, "Standard Zamanlararas Dil'i iyi konuurum, efendim." dedi. Sonsuzlua ilk geldiinden beri kendisinin ve evresindekilerin kulland dille konumutu. "Anlamsz," dedi Twissell, azamedi bir sesle. "Zamanlarara-s'n konuacam diye kendimi zorlamam. On bininci yl lisanm ok iyidir." Harlan, Twissell'in krk yl akn bir sredir yerel dilleri konuabildiini tahmin etti. Twissell biraz nceki gsteriyle yeterince tatmin olmu olacakt ki tekrar Zamanlararas dille konumaya balad. "Sana bir sigara ikram ederdim ama, eminim imiyorsundur. Tarihin hibir blmnde sigara imek tasvip edilmemitir. Gerekte iyi sigaralar yalnzca 72. de yaplr ve benim sigaralarm da zel olarak o zamandan gelir. Eer bir gn imeye balarsan bilgin olsun diye bir ipucunu veriyorum. ok kt oluyor. Geen hafta iki gn iin 123. de kalmm. Sigara iilmiyor, yani, Sonsuzluk'taki blmde de iilmiyor. Oradaki Sonsuzlar bu alkanl tamamen kaldrmlar. Bir sigara yaksam herhalde gk tepelerine dt sanacaklard. Bazen, diyorum, byk bir Gereklik Deitirmesi hazrlayaym ve savaa sebep olan 58.'yle 1000.'deki esir toplum dndaki btn yzyllarda sigara ime tabularn yok edeyim." Harlan nce ard, sonra meraklanmaya balad. Muhakkak ki, bu garip ve ilgisiz konumann ardnda bir eyler gizliydi.

Boaznn kuruduunu hissetti. "Beni neden grmek istediinizi sorabilir miyim, efendim?" "Raporlarn beendim, olum." Harlan'n gzleri sevin prltlaryla doldu, fakat glmse-medi. "Teekkr ederim, efendim." "Bir sanatnn elinden km havas tayor. Gl sezgilerin var. Hissedebiliyorsun. Senin Sonsuzluk'taki gerek yerini bildiimi sanyorum ve sana onu teklif etmeye geldim." Harlan dnd: nanamyorum. Sesindeki zafer ifadesini gizlemeye alarak, "Benim iin byk eref, efendim," dedi. Bu arada, Kdemli Bilgisayar Twissell, biten sigarasnn yerine el abukluu numaras yaparcasna bir hareketle sol elinde beliren bir dierini yakt. Duman flerken tekrar konutu. "Zaman akna, olum, ezberlenmi satrlar tekrarlar gibi konuuyorsun. Byk eref, ph. inden geldii gibi syle. Memnun oldun mu, ha? Harlan, tedbiri yine de elden brakmadan, "Evet, efendim," dedi. 'Tamam. Memnun olman lazm. Bir teknisyen olmaya ne dersin?" "Bir teknisyen!" diye bard Harlan. Oturduu yerden frlamt. "Otur, otur. Beklemiyordun galiba."

"Bir Teknisyen olabileceimi ummuyordum Bilgisayar Twis sell." "Hayr." dedi Twissell, kuru bir ses tonuyla, "Hi kimse uma-maz. Bu mertebeden baka her yer mit edilebilir, ama teknis-yenlii kimse bekleyemez. Teknisyen olabilecek ok az sayda adam bulabiliyoruz ve ok da ihtiyacmz var." "Buna uygun olduumu sanmyorum." "Dertli bir meslek iin uygun olmadn sylemek istiyor-' sun. Zaman iin, eer kendini Sonsuzlua vakfetmisen, ki ben yle olduuna inanyorum, senin iin fark etmeyecektir. Artk aptallar seni dlayacak ve srgndeymisin gibi gelecek. Alacaksn. Sana ihtiya duyulduunu bilmenin hazzn tadacaksn. Hem de ok ihtiya duyulduunu. Benim tarafmdan." "Sizin tarafnzdan m, efendim? zellikle sizin tarafnzdan m?" "Evet." Yal adam kurnazca glmsedi. "Yalnzca basit bir Teknisyen deil, benim zel Teknisyen'im olacaksn. zel bir mevkin olacak. imdi ne diyorsun?" "Bilmiyorum, efendim. Uygun olmayabilirim." Twissell serte ban sallad. "Sana ihtiyacm var. Yalnzca sana ihtiyacm var. Raporlarn, gerekli her eyin sende var olduuna beni ikna etti. "Parmayla alnna dokundu. "Bir rak olarak sicilin iyi; gzlemler yaptn Blmler de olumlu raporlar verdiler. Son olarak, Finge'in raporu da uygun olduunu ortaya koydu." Harlan akna dnmt. "Bilgisayar Finge'in raporu lehimde miydi?" "yle olmasn beklemiyor muydun?" "Bilmem." "Eee, olum, lehinde olduunu sylemedim. Uygun olduunu ortaya koydu dedim. Aslna bakarsan, Finge senin hakknda olumlu rapor vermedi. Senin Gereklik Deitirme ilemleri ile ilgili tm grevlerden uzak tutulman nerdi. Sana Geri Hizmet-ler'den baka bir yerde grev vermenin tehlikeli olacan savundu." Harlan kpkrmz kesildi. "Hangi sebeplerden tr byle sylyor, efendim." "Bir hobin varm galiba, olum. lkel tarihle ilgileniyormu-sun, ha?" Sigarasndan derin bir nefes ekip fledi ve Harlan, sinirinden nefesini kontrol etmeyi unutunca kaln bir duman bulutu cierlerine doldu, rpnarak ksrmeye balad. Twissell efkatli bir sesle tekrar sordu, "yle deil mi?" Harlan, "Bilgisayar Finge'in hi hakk yok..." diye sze girdi. "Bir dakika, bir dakika. Sana raporda yazl olanlar anlat-

tm, nk seni srarla isteyiimin sebebi bu. Gerekte raporda-kiler takdire deer eylerdi ve bunlar sana anlattm unutmal-sn. Hem de bir daha hi hatrlamamak zere, olum." "Fakat, ilkel tarihle ilgilenmenin kt taraf ne?" "Finge, senin bu meraknn altnda gl bir Zaman zlemi yattn sanyor. Anlatabildim mi, olum?" Doal ki anlamt Harlan. Ruhsal bir bozukluk anlamna gelen bu deyimi anlamamak mmkn deildi. Sonsuzluun her yesinde, resmen yasaklanm olduundan, daha da glenen, kendi zamanna olmasa bile hi deilse belirli bir zamana dnmek; aralarnda dolap durmak yerine yzyllardan birinin bir paras olmak eklinde zlemler bulunduuna inanlyordu. Tabii, hemen hepsinde bu zlemler zenle bilinaltnda saklanyordu. "Meselenin bu olduunu sanmyorum," dedi Harlan. "Ben de ayn fikirdeyim. Aslna bakarsan, bence senin hobin ilgin ve deerli. Dediim gibi, seni isteyiimin sebebi de o. Sana getireceim bir raa lkel tarihle ilgili btn bildiklerini ve

renebildiklerini retmeni istiyorum. Bu arada, ayn zamanda zel Teknisyenim olacaksn. Birka gn iinde balayacaksn. Anlatk m?" Anlatk m? Sonsuzluktan nceki gnlerle ilgili her eyi renmek iin resmi izin sahibi olmak. Gelmi gemi en byk Sonsuz'la kiisel temaslar yapabilmek. Bu artlar altnda teknisyenliin en berbat yanlar bile ekilebilir hale gelir. Yine de tedbiri tamamen elden brakmad. "Eer Sonsuzluun yararna olacaksa efendim..." "Sonsuzluun yararna m?" diye bard byk Bilgisayar, heyecanlanmt. Sigarasn kuvvetli bir fiskeyle uzak duvara frlatt ve sigara bir kvlcm yamuru arasnda yere dt. "Benim sana Sonsuzluun varoluu, yaamas iin ihtiyacm var." 3 IRAK Brinsley Sheridan Cooper'la karlamadan nce, Harlan 575.'de birka hafta geirmiti. evresine ve cam ve porselen temizliine alma frsat bulmutu. Teknisyen niforma ve iaretini fazla kaslmadan tamay renmiti. Tad rtbenin arkasna snp insanlar rahatsz etmemeye alyordu. nk, rtbe arkasna saklananlara kar, insanlar olduklarndan farkl, sahte bahanelerle souk davranyorlard. Kdemli Bilgisayar Twissell problemleri gnlk olarak getiriyordu. Harlan bunlar inceliyor, grlerini, daha nceleri en az drt defa daha yazlm eyleri msveddelere geiriyor ve son eklini teslim ediyordu. Twissell onlar inceleyecek, ban sallayarak onaylayp, "yi, iyi" diyecekti. Sonra, yal mavi gzlerini Harlan'a evirecek ve glmseyerek, "Bu tahmini hesap kompleksinde deerlendireceim," diyecekti. Analizlere "tahmin" diyordu. Hibir zaman hesap kompleksinden kan sonular Harlan'a sylemezdi, Harlan da sormamay tercih ediyordu. Kendi analizlerini gerekletirme frsat verileceinden midini kesmek zereydi. Acaba hesap kompleksi grlerini dorulamyor muydu, araclyla Gereklik Deitirmesi yaplacak eyi yanl m seiyordu, Gerekli Asgari Deiikliin yaplmas gerektii ngrlen zaman aralnn dna m kyordu? Bir gn Twissell, yannda, ban kaldrp Harlan'n yzne bile bakamayan utanga biriyle kageldi.

Twissell, "Teknisyen Harlan, bu rak B.S. Cooper," dedi. Harlan, "Merhaba," dedi. Adam yle bir tartt, hi de etki-leyici bulamad. Ksa boylu, ak kahverengi gzl, biraz byke kulaklyd ve trnaklar kemirilmiti. Twissell, "lkel tarihi retecein gen bu ite," dedi. "Byk Zaman," dedi Harlan. Birden ilgisi artmt. Bu ii hemen hemen unutmutu. Twissell, "Kendine uygun bir program yap. Harlan. Haftada iki gn leden sonralanm ayrabilirsen, bence yeter. retirken kendi yntemlerini kullan. Sana brakyorum. Filmkitaplar, eski dokmanlar ve benzeri isteklerini bana bildir. Eer Sonsuzluk'ta ya da Zaman'n ulalabilen herhangi bir yerinde bulunursa sana getirilecektir, tamam m olum?" Nereden kt belli olmayan bir sigara elinde belirdi (her zamanki gibi) ve hava dumanla doldu. Harlan ksrd, aznn ald ekle baklrsa, cesaret edebilse br de ayn eyi yapacakt. Twissell gittikten sonra, Harlan, "Evet, otur." bir an iin duraklad, sonra kararl bir tavrla "Otur, olum. alma odam pek byk deil ama beraber olduumuz zamanlar seninmi gibi ra-hat edebilirsin."

Harlan arzulu bir cokunluk duyuyordu. Bu proje btnyle kendisinindi. lkel tarih btnyle kendisine ait olan bir eydi. rak ban kaldrp Harlan'a (gerek anlamda ilk defa bakt ve damdan dercesine, "Siz bir Teknisyen'siniz." dedi. Harlan'n heyecan ve scaklnn byk bir ksm birden l d. "Ne olmu?" "Hi," dedi rak. "Ben sadece..." "Bilgisayar Twissell'in bana Teknisyen diye hitap ettiini duymadn m?" "Evet, efendim." "Azndan katm m dndn? Doru olmas ok kt bir eymi gibi?" "Hayr, efendim." "Senin konumanda bir bozukluk mu var?" Harlan bunu yle acmasz bir tavrla sormutu ki, kendisi utand. Cooper kpkrmz kesildi. "Standart Zamanlararas'n iyi konuamyorum." "Neden? Ne kadar zamandr rak'sn?" "Bir yldan daha az bir zamandr, efendim." "Bir yl m? Ka yandasn sen, Zaman akna?" "Yirmi drt yandaym, efendim." "Yani, seni Sonsuzlua yirmi yandayken mi aldlar?" "Evet, efendim." Harlan koltuuna oturdu ve ellerini ovuturdu, Byle bir ey daha nce hi yaplmamt. Sonsuzlua girme ya on be, on altdr. Bu ne demek oluyordu? Yoksa Twissell onu denemek iin yeni bir metod mu kullanyordu? "Otur ve balayalm. Tam adn ve doum zamann." rak kekelemeye balad. "Brinsley Sheridan Cooper, 78.'denim, efendim." Harlan birden yumuad. ok yaknd. Kendi doum zamanndan yalnzca 17 yzyl gemiten geliyordu. Bir zaman komusu da denebilirdi. "lkel tarihle ilgileniyor musun?" "Bilgisayar Twissell renmemi istedi. Pek fazla bir ey bilmiyorum." "Baka neler reniyorsun?" "Matematik. Zaman Mhendislii. Henz temel bilgileri -reniyorum. 78.'de bir Speedy-vac tamircisiydim." Speedy-vac'n ne olduunu sormann bir anlam yoktu. Emerek temizleyen bir makine, bir hesaplayc alet, bir eit bo-ya pskrtcs ya da herhangi bir baka bir ey olabilirdi. Harlan'n pek ilgisini ekmedi. "Tarihle ilgili bir ey biliyor musun? Ne eit tarih olursa olsun." "Avrupa tarihi okumutum." "Senin politik bilimler dalndaki konun, herhalde."

"Ben Avrupa'da dodum. Evet. Tabii, daha ok modern tarihi retirlerdi. 54 devrimlerinden sonrasn; 7554 yl yani." "Peki. lk i bunlar unutacaksn. Hibir anlam yoktur. Za-man'da lmllere retmeye altklar tarih her Gereklik Deitirmesi'yle deiir. Bunu fark edemezler. Her Gereklikte onlara gre tek tarih kendi tarihleridir. lkel tarihte farkl olan bu ite. Gzellii de orada. Ona mdahale edemeyiz, naslsa yledir, Kolomb, Washington, Mussolini ve Hereford hep ayndr." Cooper hafife glmsedi. Kk parman st dudanda gezdirdi ve Harlan rak'n byk

brakmakta olduunu fark etti. Cooper, "Bir trl... alamadm, burada olduum sre zarfnda." dedi. "Neye alamadn?" "Doum zamanmdan be yzyl uzakta oluuma." "Ben de hemen hemen o kadar uzaktaym. 95.'denim." "Bir de o var. Siz benden byksnz ama ben sizden 17 yzyl daha yalym. Belki de sizin byk... byk... byk... -byk babanz olabilirim." "Ne fark eder ki? Tut ki ylesin?" "ey, almak gerekiyor." ran sesinde bir isyan havas seziliyordu. "Hepimiz iin ayn ey geerli," dedi Harlan ve lkel zamanlarla ilgili eyler hakknda konumaya balad. saat getikten sonra, 1. yzyldan nce de yzyllarn olduunu anlatmaya alyordu. (Cooper insan deli eden bir saflkla, "Fakat, l'inci yzyl ilk yzyl olmuyor mu?" diye sormutu.) Harlan sonunda pek iyi olmasa da, balang iin yeterli saylabilecek bir kitap vererek konuyu balad. "lerledike sana daha iyi eyler bulup vereceim." dedi. Bir haftann sonunda Cooper'n by grlemi ve on ya daha byk gstermeye balamt, enesi de daha dar bir gr-nme sahipti imdi. Harlan'a kalrsa bu byn pek byk bir gelime salad sylenemezdi. Cooper, "Kitabnz bitirdim," dedi. "Nasl buldun?" "Bir bakma..." Uzunca bir sre duraklad ve tekrar batan balad. "lkel zamanlarn sonlar baz ynlerden 78.'ye benziyordu. Bana evimi hatrlatt. Bir de karm aklma geldi." Harlan dehet ierisinde haykrd. "Karn m?" "Buraya gelmeden nce evliydim ben." "Byk Zaman! Karn da buraya getirdiler mi?" Cooper hayr anlamnda ban sallad. "Son bir yldr deiip deimediini bile bilmiyorum. Eer deitiyse benim karm bile deil artk." Harlan kendine geldi. Elbette, bu rak Sonsuzlua getirildiinde yirmi yandaydysa, evlenmi olmas son derece normal. Her yeni rendii ey bir dierini ortaya karyordu. Neler oluyordu? Kurallarda bir defa deiiklik yapld m, her eyde byk bir karmaann meydana gelmesi kanlmaz olur. Sonsuzluk deiikliklere tahamml gstermeyecek dengeler zerine kurulmutu. Elinde olmadan sinirli bir havayla syledikleri artk belki de Sonsuzluun selameti iin sinirlenmi olmasndand, "Umarm, 78.'ye gidip onu yle bir yoklamay dnmyorsundur." rak ban kaldrd, donuk ve kprdamayan gzlerle bakt, "Hayr." Harlan huzursuzlanarak konuyu deitirdi. "yi. Senin bir ailen yok. Hibir eyin yok. Sen bir Sonsuz'sun ve Zaman'dayken tandn kiileri dnmeyi brak." Cooper'n dudaklar gerildi ve kendi aksanyla, ekinmeyi bir tarafa brakarak, "Bir Teknisyen gibi konuuyorsun." dedi. Birden Harlan'n sklm yumruklar masann stne indi. Bouk bir sesle, "Ne demek istiyorsun sen? Bir Teknisyen'im ve Deiiklikleri ben yapyorum, deil mi? Sonra onlar savunup senin de kabullenmeni istiyorum? Bak, ocuk, daha burada bir yl bile geirmedin; Zamanlararas'n konuamyorsun; Zaman ve Gerein btn arklar senin yznden altst olabilir, fakat sen

Teknisyenler hakknda her eyi ve hatta azlarnn ortasna nasl edileceini bile bildiini sanyorsun." "zr dilerim," dedi Cooper aceleyle; "Sizi krmak istememitim."

"Hayr, hayr, kim krar ki bir Teknisyen'i zaten? Herkesin sylediini duydun, deil mi? "Bir Teknisyen'in kalbi kadar souk" derler, deil mi? 'Bir trilyon insan kiilii, bir Teknisyen'in esnemesine bakar derler. Belki bunun gibi baka eyler de sylenir. Cevabnz nedir, Bay Cooper? Katlmak sizi yceltiyor mu? Sizi ok byk bir adam m yapyor? Sonsuzluk'taki patronlardan biri mi?" "zr diledim." "Tamam. Bir aydan daha az bir zamandr Teknisyen niformasn tadm ve henz kiisel olarak hi Gereklik Deitirmesi yapmadm bilmeni istiyorum. imdi iimize devam edelim." Ertesi gn Kdemli Bilgisayar Twissell, Andrew Harlan' b rosuna ard. "Bir G.A.D. yapmaya ne dersin, evlat?" dedi. te bu ok gzeldi. O gn sabahtan beri Harlan, bir korkak gibi Teknisyenlerin yapt ilerde henz yer almadm sylemi olmaktan; ben henz yanl bir i yapmadm, onun iin beni sulama anlamna gelen ocuka szlanndan pimanlk duyuyordu. Syledikleri, sanki Teknisyenlerin grevlerinde gerekten bir ktlk varm, ama kendisi sulanamazm, nk henz ok yeniymi ve bir su ilemeye bile vakti olmam, gibi bir itirafa dnmt. Bu mazereti ortadan kaldrma frsatn memnunlukla karlad. Hemen hemen bir kefaret olacakt bu. Artk Cooper'a: Evet, bir eyler yaptm iin, u kadar milyon insan artk yeni bi rer kiilik haline geldiler; fakat bu gerekliydi ve ben sebep oldu um iin gururluyum, diyebilecekti. Harlan neeyle, "Ben hazrm, efendim," dedi. "yi. yi. Bilmek seni sevindirecektir sanrm, olum." (Bir nefes ekti ve sigarann ucu parlad) "Btn analizlerinin doru olduu saptand." "Teekkr ederim, efendim." (Artk 'tahminler' deil, diye dnd Harlan, 'analizler' oldu.) "ok yeteneklisin. Olaanst, olum. Senden byk eyler bekliyorum. Ve u 223. ile balayabiliriz. Raporunda belirttiin, bir vastann debriyajnn bozulmasyla, istenmeyen hibir yan etki olumadan, gerekli mdahalenin yaplabileceine dair grn tamamen doru. Bu ii sen yapar msn?" "Tabii, efendim." Bu Harlan'n Teknisyenlie gerek balangcyd. Artk yalnzca krmz gl rengi rozet tayan bir adam deildi. Gereklik Deitirmesi yapmt. 223.'de geen birka dakika iinde bir mekanizmay kurcalam ve sonu olarak gen bir adam hazr bulunmas gereken bir mekanik dersine yetiememiti. Gne mhendisliiyle ilgili snfa hi gidememi ve bu yzden ok basit bir aracn gelitirilmesi on yl gecikerek, 224.'deki byk bir sava Gereklikten silinmiti. yi bir i yapmam myd? Kiilikler deimise ne olmutu yani? Yeni kiilikler de en az eskiler kadar insand ve yaamaya laykt. Baz hayatlar ksaltlmsa da, daha fazlas uzatlm ve daha mutlu hale getirilmiti. Eski Gereklikte yer alan, insann zek ve duygularnn bir ant olan byk bir edebi eser, yeni Gereklikte yazlmayacakt ama, bunun birok kopyas Sonsuzluun ktphanelerinde muhafaza edilmiyor muydu? Yine de Harlan o gece uykuyla uyanklk arasnda strapl saatler geirdi ve sonunda halsizlikten bitap dp uykuya dalarken yllardr yapmad bir ey yapt. Annesini dnd. Bylesine zaaflarla dolu bir balangca ramen, Harlan'n btn Sonsuzluk'ta 'Twissell'in teknisyeni" olarak isim yapmas

iin bir yl yetmiti. Hatta "Harika ocuk", "Yanlmaz" gibi isimler takanlar da vard. Cooper'la da ok rahat bir ilikisi vard. Hibir zaman yakn arkada olmadlar. (Eer Cooper iyice ilerlerse, Harlan nasl davranmas gerektiini bilemiyordu.) Yine de birlikte iyi alyorlard ve Cooper'n lkel tarihe olan ilgisi hemen hemen Har-lan'nkine yaklamt. Bir gn Harlan Cooper'a, "Bak, Cooper, yarn gelsen, olmaz m? Bu hafta iinde 3.000.'lerde bir zamana gidip bir Gzlem'le ilgili verileri kontrol etmem gerekiyor ve bu i iin grmek istediim kii de yalnzca bugn leden sonra serbestmi." Cooper'n gzleri istekle parlad. "Ben de gelemez miyim?" "ster miydin?" "Elbette. Hayatmda yalnzca bir defa, beni 78.'den buraya getirirlerken bir seyahat aracna bindim, fakat o zamanlarda neler olup bittiini anlayacak durumda deildim." Harlan hep C aftndaki arac kullanrd ki bu aft yazl talimatlarla deilse bile alkanlklar sonucu Teknisyenlere ayrlmt ve yzyllarda snrsz seyahate uygundu. Cooper ok rahatt. Duraklamakszn araca girdi ve oturduktan sonra bedenin eklini alan koltuklardan birine yerleti. Harlan alan ayarlamalarn harekete geirip arac stzama-na doru ynelttikten sonra, Cooper yznde byk bir aknlk ifadesiyle sordu. "Hibir ey hissetmiyorum. Bir aksaklk m var?" "Hibir aksaklk yok. Sen hibir ey hissetmiyorsun, nk gerekte hareket etmiyorsun. Aracn zaman uzantlarna frlatlm durumdasn. Aslnda..." Harlan retmen havasna brnmt, "u anda, sen ve ben gerek birer maddesel varlk deil grntlerden ibaretiz. Ayn anda yzlerce kii bu arac kullanabilir ve deiik hzlarda, Zaman'n her ynne, birbirlerinin iinden geerek seyahat edebilir. Basit doa kanunlar bu aracn aftlar iin geerli deildir. Cooper'n dudaklar mstehzi bir ifadeyle kvrld ve Harlan huzursuzland. Dnmeye balad: Bu ocuk zaman mhendislii eitimi gryor ve bu konuda benden ok bildii muhakkak. Neden susup, kendimi aptal yerine koymaktan vazgemiyorum? Sessizlii tercih ederek sustu ve endieli bir tavrla Cooper'a bakt. Gen adamn by aylardr baya grlemiti. Mallan-sohn tipi diye anlan ekilde aa taranmt. Bu tr byn bu isimle tannmasnn sebebi, Zaman Alan'nn mucidi olan Mal-lansohn'un ele geirilebilmi tek fotorafnda ayn tip bir by olmasndand. Cooper dikkatle gstergede durmadan artan yzyllar belirten rakamlara bakyordu. Birden sordu, "Bu ne kadar stzamana gidebilir?" "Bu konuyu sana retmediler mi?" "Seyahat aralarndan pek bahsetmediler." Harlan omuz silkti. "Sonsuzlukta bir biti noktas yoktur. Bu aracn ulaabilecei bir son nokta da yoktur." "Senin gittiin en uzak st zaman nedir?" "u seyahat en uza olacak. Dr. Twissell 50.000.'lere kadar gitmi." "Byk Zaman!" diye fsldad. Cooper. "Bu bir ey deil ki. Baz Sonsuzlar 150.000.'leri bile gemiler." "Neye benzer bu?" "Hibir eye. Birok yaam biimi var, fakat hibiri insan deil. nsan yok." "lmler mi? Silinmiler mi?" "Hi kimsenin tam bir bilgi sahibi olduunu sanmyorum." "Bunu deitirmek iin bir eyler yaplamaz m?" "ey, 70.000.'den sonra..." diye balad Harlan, sonra birden sustu. "Neyse bover. Konuyu deitirelim." Bu, Sonsuzlarn tek batl itikadryla ilgili bir durumdu. 70.000. ile 150.000. arasndaki zaman "Gizli Yzyllar" diye geiyordu. Kimse bu konuda konumazd. Harlan'n bildii basit bir-

ka ey de Twissell ile olan yakn ilikisinden kaynaklanyordu. Her naslsa bu yzyllar arasnda sonsuzlar Zaman'a geemiyordu. Bu ksmda Sonsuzlukla Zaman arasndaki kaplar geilemiyordu. Neden? Kimse bilmiyordu. Harlan Twissell'den duyduklarna dayanarak, 70.000.'den hemen alttaki baz Yzyllarda Deitirmeler yaplmaya alldn tahmin ediyordu ama 70.000.'den sonraki zamanda yeterli gzlem yaplma imknna sahip olmadan fazla bir ey yapmak mmkn deildi. Bir gn Twissell glm ve yle demiti: "Bir gn oralara da geeriz. Bu arada zerinde uralacak 70.000 tane. Yzyl zaten az saylmaz." Harlan bunu yeterince inandrc bulmamt. "150.000.'den sonra Sonsuzluk ne oluyor?" diye sordu Cooper. Harlan derin bir nefes ald. Konuyu deitirmeyi baaramamt. "Hi." dedi. "Her yzyln blmleri yerinde duruyor fakat 70.000.'den sonraki blmlerde Sonsuz grevli bulunmuyor. Blmler, hayatn her biimi kaybolana, gne bir nova haline gelene kadar ve sonrasnda da milyonlarca yzyl devam edip gidiyor. Sonsuzlukta bir son nokta yoktur. Sonsuzluk diye adlandrlm oluunun nedeni de bu zaten." "Yani gne bir nova haline geliyor, yle mi?" "Elbette. Zaten yle olmasa Sonsuzluk da mevcut olmazd. Patlayan gne bizim g kaynamzdr. Dinle, bir Zaman Alan oluturabilmek iin gerekli g miktar hakknda bir fikrin var m? Mallansohn'un ilk Alan' stzaman ucuyla altzaman ucu arasndaki yalnzca iki saniyelik mesafede ancak bir kibrit pnn ba byklnde bir cismi tayabiliyordu ve bu ii yapabilmek iin koskoca bir nkleer g santralinin btn bir gn almas gerekiyordu. Bir sa kl kalnlnda bir Zaman Alan ya-pp bunu novann nlama gcne eritirdikten sonradr ki Alan insan tayabilecek kadar bytlebilmitir. Bu i de yaklak yz sene srmtr." Cooper derin bir nefes ald. "Artk bana eitlikleri ve alan mekaniini retmeyi bitirip baz ilgin konulara gemelerini isterdim. Eer imdi Mallansohn'un zamannda yayor olsaydm..." "Hibir ey renemeyecektin. O 24.'de yaad, fakat 27.'nin sonlarna kadar Sonsuzluk diye bir ey yoktu. Zaman Alan'n kefetmekle Sonsuzluu kurmak ayn ey deil biliyorsun. Hatta 24.'de yaayan insanlar Mallansohn'un buluunun sonuta nereye varacan bile kestirememiti." "ann tesinde bir adamd demek ki, deil mi?" "Hem de ok. Yalnzca Zaman Alan'n bulmakla kalmad, Sonsuzluun kurulmasn mmkn klan baz temel iliki ve ilkeleri de aklad. Gereklik deiiklikleri dnda her eyi en ufak ayrntsna kadar ngrmt. Hatta... neyse Cooper, geldik artk, k bakalm." Aratan ktlar. Harlan, Kdemli Bilgisayar Laban Twissell'i daha nce hi kzgn haliyle grmemiti. Her trl duygudan arnm, doum zamann bile unutmu, Sonsuzluun bir demirba olduu sylenirdi. Hatta kk yalarda kalbinin rahatszlandn ve yerine tpk her zaman cebinde tad gibi ufak bir hesap makinesi takldn syleyenler bile vard. Twissell bu szleri yalanlamak iin kln bile kprdatmazd. Aslnda bahis konusu eylere kendisinin bile inand sanlyordu. Bu yzden kendisine yneltilen iddete maruz kaldnda, hayretler iinde Twissell'in de kzabileceine tank oluyordu. Twissell, adeta gcrdayan bir sesle, "Sen Btnzamanlar Meclisi'nin yesi misin be adam? Burada emirleri sen mi veriyorsun? Ne yaplacan sen mi bana syleyeceksin, yoksa ben mi

sana syleyeceim? Bu blmn ara seyahatlerini sen mi dzenliyorsun? Seyahatler iin senin iznine mi tabi olacaz imdi?"

Bir yandan birka cmlede bir durup, "Cevap ver!" diye baryor, sonra soru yamuruna devam ediyordu. En sonunda, "Bir daha byle boyundan byk iler yaparsan, seni mahvederim. Anladn m?" dedi. Harlan utan ve aknlktan sapsar kesilmiti. "rak Co-oper'n aralara bindirilmemesi hususunda bana kimse bir ey sylememiti." Aklama yumuatc bir rol oynamamt. "Bu ne biim bahane be. Sana onun sarho edilmemesi gerektii de sylenmedi. Kafasn sfr numaraya tra ettirmemen gerektii de sylenmedi. ie geirip kzartmaman gerektii sylenmedi. Zaman akna, olum, sana onunla ne yapman gerektii sylendi?" "lkel tarihi retecektim." "yle yap o halde. Baka da hibir ey yapma. "Twissell sigarasn yere att ve can dmanym gibi ayann altnda hrsla ezdi. "Bilmenizi isterim ki, Bilgisayar," dedi Harlan, "Halihazrdaki Gereklik'te baz yzyllar lkel tarihe benzer durumlara sahipler. Bir alan gezisi eklinde, dikkatli zaman ve mekn program yaplarak, planl bir gezi yaptrdm." "Ne? Dinle, srtk suratl, hibir ey iin izin almak aklna gelmedi mi? Yeter. Sen yalnzca lkel tarihi ret ona. Alan gezileri deil. Laboratuvar deneyleri de. Bir dahaki sefere, sadece grsn diye, bir Gereklik Deitirmesi yapacaksn." Harlan kskn bir kabullenmeyle bir eyler mrldanarak kt. Zedelenen duygularnn toparlanmas haftalar srd. 4 BLGSAYAR lk kez Twissell'le birlikte ayrldndan beri 482.'ye yeniden girerken, artk iki yllk bir Teknisyen'di Harlan. Neredeyse tan-yamayacakt. Yzyl deimemiti. Deien kendisiydi. ki yllk Teknisyenlik ok ey ifade eder. Bir anlamda onu durgunlatrmt. Artk onun iin, renilmesi gereken yeni bir dil, her yeni gzlem projesiyle deiecek giysi ve yaam biimlerine almak gibi sorunlar yoktu. Sonsuzluun btn uzmanlarn bir arada tutan ayn yolun yolcusu olduklar fikrini bile unutmu grnyordu. Hepsinden nemlisi, bir Teknisyen olmann verdii gc iinde hissediyordu. Milyonlarn kaderini parmaklarnn ucuyla tutuyor, istediini yalnz yrmeye mahkm etmeye, istediini yceltmeye gc yetiyordu. 482.'nin danma masasnda oturan adama souk souk bakt ve kelimelerin stne basa basa kendini tantt. "Andrew Harlan, Teknisyen, 482.'de geici grev, Bilgisayar Finge'e rapor verilecek. "Adamn baklarn karmaya altn fark etti ama aldrmad. nsanlarn "Teknisyen'e bak" dedikleri bir hareket vardr. Omuzda bulunan krmz gl rengindeki ambleme abucak bir bak frlatlr ve bir daha baklmamaya allr. Harlan karsndakinin omuz amblemine bakt. Bir Bilgisa-var'n sar, bir Yaam-emac'snn yeil, Bir Sosyolog'un mavi, ya da bir Gzlemci'nin beyaz amblemlerinden hibiri deildi. -

Uzmanlarn tek renkli amblemlerinden biri de deildi. Beyaz zemin zerine mavi bir izgi. Adam geri hizmet kollarndan haberlemede alyordu. Bir Uzman deildi. Ve o da "Teknisyen'e bak" trnden bir gz att adama. Biraz bezgin bir tavrla, "Eee?" dedi. Haberleme eleman hzl hzl konuarak, "Bilgisayar Fin-ge'i aryorum, efendim." Harlan 482.'yi kat ve youn olarak hatrlyordu, fakat imdi hemen hemen fakir ve snepe buldu. 575.'nin cam ve porselenine ve muazzam temizliine almt. Pastel renklerin, beyazlk ve temizliin hakim olduu bir evreye almt. 482.'nin ar svalar, amurlu pigmentleri, boyal metalleri itici ve sevimsiz grnyordu. Hatta Finge bile gzne farkl grnd. ki yl ncesinin Gzlemci Harlan' iin Finge'in her hareketi gl ve meum grnrd. imdi ise Teknisyenliin yce ve ayrcalkl katndan bakldnda silik ve hastalklym gibi geliyordu Harlan, birtakm belgeleri inceledikten sonra misafirini yeterince beklettiine karar vermiesine ban kaldrncaya kadar seyretti. Finge 600.'lerin enerji kkenli yzyllarndan birindendi. Bunu ona Twissell sylemi ve etraflca izah etmiti. Finge'in ani hareketleri, alan glerinin katlna alm insanlarda grlen doal gvensizliin ve hep nemsiz ilerle urat iin duyduu mutsuzluun bir sonucu olabilirdi. Parmaklarnn ucuna basarak yry (Harlan Finge'in kedilerinkine benzeyen yrmesini hatrlad; genellikle masasndan ban kaldrdnda Finge'i karsna dikilmi ona bakarken bulur, geldiini hi duyamazd) artk sinsi ve eytanca deildi; daha ok bilinsizce bile olsa, bast yerin arln ekemeyip keceinden korkan bir insann rkek, ekingen tavrn yanstyordu. Harlan, ltfedercesine, bu adamn bulunduu pozisyona uymadn ve geri hizmetlere ekilmesinin hakknda daha hayrl olacan dnd. Finge, "Selamlar, Teknisyen Harlan," dedi. "Selamlar, Bilgisayar," dedi Harlan. "Sanrm iki yldan beri..." "ki fizyo yldan beri," diye dzeltti Harlan. Finge akn akn bakt. "ki fizyo yldan beri tabii." Sonsuzluk'ta, evrendeki anlamyla bir zaman kavram yoktur, fakat vcutlar yalanr ve bu da zamann getiinin kanlmaz kantdr. Fizyolojik olarak zaman geer ve Sonsuzluk'ta geen bir fizyo yl iinde insan Zaman'daki bir yldan daha hzl yalanr. Yine de en ok bilgilik taslayan Sonsuzlar bile bu ayrma pek dikkat etmezdi. Gerekte fizyolojik anlamnn tesinde bir yarn, bir dn ya da bir geen hafta olmasna ramen, Sonsuzlar birbirlerine, "yarn grrz", "Seni dn ok aradm", ya da "haftaya grrz" diye hitap ederdi. Ve insanln igdleri Sonsuzluk'taki hareketleri yirmi drt 'fizyosaat'li gnlere, gn ve gecelere, bugn ve yarnlara gre ayarlard. Finge, "En son grtmzden sonra geen iki fizyo yldan beri 482.'de bir kriz yaanyor. Tuhaf, ilgin, hemen hemen benzeri grlmemi bir ey. Daha nce yaplmam lde duyarl Gzlemlere ihtiyacmz var," dedi. "Ve bu Gzlemleri benim yapmam m istiyorsunuz?" "Evet. Bir bakma, bir Teknisyen'den Gzlem yapmasn istemek, yeteneklerini boa kullanmak oluyor ama, senin eski Gzlemlerin mkemmeldi. Buna tekrar ihtiyacmz var. imdi sana baz ayrntlar anlataym..." Finge konuurken, kap ald ve Harlan artk onu duymaz oldu. eri girene bakyordu.

Sonsuzlukta hi kz grmemi deildi. ok ender de olsa daha nce birtakm kzlara rastlamt. Fakat byle bir kz! stelik Sonsuzluk'ta!

Harlan Zman'a geilerinde birok kadnla karlamt ama, zaman ierisinde onlar yalnzca birer nesne olarak grrd. Bir duvardan, toptan, el arabasndan, trmktan, kedi yavrusundan ya da bir eldivenden daha farkl olarak alglamazd. Onlar incelenmesi gereken gereklerden ibaretti. Sonsuzlukta, bir kz bambaka bir eydi. Hele byle biri! Giysisi 482.'nin st snflarna ait olduunu gsteriyordu. Belinden st tarafta, vcudunu btnyle saran effaf bir bluz ve altnda da diz boyunda ok ince bir maddeden yaplm bir pantolon. Pantolon da yeterince effaft ve kalalarnn kvrmlarn gzler nne seriyordu. Parlak siyah renkteki salar omuz hizasndan kesilmiti. Dudaklar krmzya boyanm, st duda yalnzca incecik izilmi, alt duda ise abartlm bir haldeydi. Gz kapaklan ve kulak memeleri hafife gl pembesiyle renklendirilmi ve yznn geri kalan ksmnda artc bir st beyazl hakimdi. Mcevherli kpeleri omuzlarndan aa sarkyor ve kimi zaman diri gslerine arparak dikkati oraya ekiyordu. Finge'in brosunun kesindeki bir masaya sandalyesini ekti ve yalnzca bir defa kirpiklerini kaldrd; koyu renk gzleri Harlan'n yznde dolat. Harlan Finge'in sesini tekrar duyduunda, Bilgisayar, "Btn bunlar sana resmi bir raporla da verilecek, bu arada eski yatak ve alma odalarn kullanabilirsin," diyordu. Harlan nasl ktn bile anlayamadan kendini Finge'in alma odasnn dnda buldu. Duygularnn arasnda en kolay saptayabildii fkeydi. Finge'in bunu yapmasna izin verilmemeliydi. Ahlak bozucu bir eydi. Alayc... Durdu, skl yumruklarn gevetti, dilerini gcrdatmay brakt. imdi grrz! Masann arkasndaki haberleme memuruna doru yrrken kendi ayak sesleri kulaklarnda nlyordu. Memur ban kaldrd, gzlerine bakmaya alarak, tedbirli bir ifadeyle, "Evet, efendim." "Bilgisayar Finge'in odasndaki bir masada bir kadn var. Buraya yeni mi geldi?" ok tabii bir ifadeyle sormak istemiti. Skc, rutin, bir soru havas vermeye almt. Fakat kelimeler azndan yle bir kt ki duyanlar ziller alyor sanabilirdi. Memur durumu fark etti. Baklarnda btn erkekleri ayn kefeye koyan bir eyler vard. Artk bu tip durumlarda Teknis-yen-Memur fark ortadan kalkyordu. Adam, "O yavruyu mu kastediyorsun? Off! Nefis deil mi?" Harlan kekelemeye balad. "Soruma cevap ver." Adamn birden yz sarard. "Yeni geldi. Bir lml." "Grevi nedir?" Memur yeniden srtmaya balad. "Patron'un sekreteri. Ad, Noys Lambent." "Peki." Harlan topuklarnn stnde dnd ve oradan ayrld. Harlan'n 482.'ye ilk gzlem seyahati ertesi gn gerekleti, fakat sadece otuz dakika srd. Yalnzca duruma yle bir bakmay amalayan bir tespit gezisiydi. Daha sonraki gn bir buuk saat kadar sren bir gezi daha yapt ve artk nc bir giri yapmad. Vaktini eski raporlar incelemeye ayrd. Bildiklerini yeniden gzden geiriyor, zamann dilini inceliyor ve kendini yerel giysilere altryordu. 482.'de bir Gereklik Deitirmesi yaplmt fakat ok etkisiz kalmt. Eski gerekte var olan bir politiklik imdi yoktu ama toplumda kayda deer baka bir deiiklik olmamt. Farknda olmadan aristokrasi hakkndaki bilgilerini tazelemek iin eski raporlarn kartrmaya balad. Tabii ki bu konuda gzlemler yapmt. Yapmt ama, bunlar kiilerle ilgili deildi. Onlar bir snf olarak ele almt, bireyler halinde deil.

O zamanlar kendisine verilen zaman-mekn cetvelleri aristokrasiyi ieriden incelemesini gerektirmemi, hatta izin verme-

miti. Neden byle olduunu merak etmek de bir Gzlemci'ye dmezdi. imdi bu konuyla ilgilenebilme frsat bulmu olmann sabrsz heyecann tayordu. O gn boyunca drt kez Noys Lambent'in baklarn ya kalamt. Balangta yalnzca giysileri ve ss iin kulland ak sesuar 1.70'lik boyu, incelii, zariflii ve dimdik duruuyla biraz daha uzunmu gibi geliyordu. lk grdnde zannettii kadar kk de deildi, otuz deilse bile rahat yirmi be yalarnda ol malyd. Sessiz ve ekingendi, bir defasnda koridorda karlatkla rnda hafife glmsemi ve ban ne emiti. Harlan ona de memek iin kenara ekilmi, sonra da fkeyle yrmt. nc gn sona ererken Harlan, bir Sonsuz olarak grevi nin gerektirdiini yapmak iin tek yolun kaldna karar vermi ti. phesiz, kzn durumu kendisi iin ok uygun ve rahatt. p hesiz, Finge de kurallara uygun oynuyordu. Yine de bu konuda Finge'in saygszl, umursamazl, kurallara temelden aykryd ve mutlaka bir eyler yaplmalyd. Sonunda Harlan, Finge'den daha ok nefret ettii kimse bul-unmadna karar verdi. Birka gn nce bu adam iin bulduu bahanelerin hepsi geerliliklerini kaybetmiti. Drdnc gnn sabah Finge ile zel grme yapmak is tediini bildirdi ve kabul edildi. Kararl admlarla ieri girdi ve kendisinin de hi beklemedii bir ekilde dndklerini dos doru kelimelere dkverdi. "Bilgisayar Finge, Bayan Lam bert'in Zaman'a gnderilmesini neriyorum." Finge'in gzleri ksld. Bayla bir sandalyeyi iaret etti, yu muak, yuvarlak enesini iki avucunun arasna az dilerini gs teren bir glmsemeyle, "Evet, otur. Bayan Lambent'i yetersiz mi buldun? Uygun deil mi?" dedi. "Yeterlilii ve uygunluu iin bir ey diyemem, Bilgisayar. Bu onun denendii konu ve sahaya bal bir ey, ben de herhan gi bir konuda denemi deilim. Yalnz onun, bu Blm'n ahlak asndan zararl olduunu bilmeniz gerekir." Finge souk souk bakt, basit bir Sonsuz'un aklnn alamayaca soyutlamalar Bilgisayar kafasnda tartyor gibiydi. "Ahlak, bu kz hangi ynden bozuyor, Teknisyen?" "Bunu sormanz bile anlamsz," dedi Harlan, iyice sinirlenmiti. "Elbiseleri bir tehircininkilere benziyor. O kzn..." "Dur. Dur. Biraz dur bakalm, Harlan. Sen bu ada Gzlemcilik yapmtn. Biliyorsun ki onun elbiseleri 482.'nin klasik giysileridir." "Kendi evresinde, kendi kltrel ortamndayken normaldir, kald ki bunun giydikleri 482. iin bile ok abartlm saylr. zin verirseniz, bu kadarn da deerlendirebileyim artk. Bunun gibi birinin burada, Sonsuzluk'ta kesinlikle yeri olamaz." Finge yava hareketlerle ban sallad. ok eleniyormu gibi bir havas vard. Harlan kaskat kesildi. "O burada belirli bir ama iin bulunuyor. Temel bir ilevi yerine getiriyor. Geici olarak. Ona biraz tahamml etmeye al." Harlan'n eneleri titremeye balad. Bir protestoyla ortaya atlm ve kenara itilivermiti. Tedbirlice. Dnd: Bu kadnn "temel ilevi"nin ne olduunu tahmin edebiliyorum. Bu ii byle aktan aa yapmasna izin verilemez. Sert bir biimde dnd, kapya yrd. Finge'in sesi onu durdurdu.

"Teknisyen," dedi Finge, "Twissell'le olan ilikin, nemin hakknda sana yanl bir fikir vermi olabilir. Bunu dzelt! Bu srada syle bakaym, Teknisyen, senin hi... (kelimeleri seerce-sine duraklad) bir kz arkadan oldu mu?" Harlan hl arkas dnk olarak, zenle ve tahkir eden ke-sin bir ifadeyle konutu. "Zaman'da meydana gelebilecek baz duygusal karklklardan kanmak iin, bir Sonsuz evlenmez. Aile'de meydana gelebilecek baz duygusal karklklardan kanmak iin, bir Sonsuz ocuk sahibi olmaz." Bilgisayar, vakur bir ifadeyle, "Ben evlilikten ya da ocuklardan bahsetmiyorum," dedi.

Harlan devam etti: "lmllerle geici ilikiler yalnzca, B-tnzamanlar Meclisi'nin emaclk Merkez Heyetine, sz konusu lml'nn tam bir Yaam emasnn karlmas iin mracaat ettikten sonra gerekleebilir. likinin yalnzca zel za-man-mekn cetvellerinin emrettii ekilde yrtlmesi de zorunludur." "Doru. Bir geici iliki iin hi mracaat ettin mi, Teknis yen?" "Hayr, Bilgisayar." "Dnr msn?" "Hayr, Bilgisayar." "Belki de dnsen iyi edersin. Sana daha geni bir bak as salar. Bir kadnn elbiseleriyle uramaktan vazgeer, baka Sonsuzlarla olabilecek muhtemel ilikilerinden rahatsz olma may renirsin." Harlan fke iinde, tek kelime, bile sylemeden, odadan k t. ki saatlik mesafenin altnda kalan en uzun dnem olan 482.'ye hemen her gn yapt ziyarete bu kez olanak bulamad. Altst olmutu ve nedenini de biliyordu. Finge ve lml lerle iliki kurmasna ait baya nerisi. likiler vard. Bunu herkes biliyordu. Sonsuzluk her zaman insan ihtiyalarnn farkndayd (bu ibare Harlan'a ok iren ge liyordu) fakat metres tutmann kurallara balanmasyla bu i yal nzca bir rahatlama, yalnzca bir cmertlik gsterisinden ibaret bir hale getirilmiti. Ve byle bir ayarlama iin uygun bulunacak kadar ansl olanlardan genel grg kurallarna ve ounluun anlayna uygun davranmalar, ok dikkatli olmalar istenirdi. Sonsuzluun dk dzeyli snflar, zellikle geri hizmetler arasnda her zaman u veya bu sre iin bilinen nedenlerden, lmller arasndan kadn getirtildiine dair sylentiler dolard. Sylentiler genellikle Bilgisayarlar ve Yaam-emaclar gibi bu iten faydalanabilecek st snflar hedef alrd. Onlar, yalnz ca onlar Gereklik Deitirmeleri'ni de gz nne alarak, lmller arasndan hangi kadnlarn getirilebileceine karar verebilirdi. Her blmn, basit yemek piirme, temizlik ve ar iler iin geici olarak lmller altrdna dair hikyeler anlatanlar da vard ama bu pek nemli deildi. Fakat bir lml'y, hem de byle bir lml'y; sekreter olarak grevlendirmek, Finge'in Sonsuzluu Sonsuzluk yapan her eye burun kvrmasndan baka bir anlama gelemezdi. Hayatn gereklerini hie sayarak kaytsz artsz bir itaat anlay ierisinde bulunan Sonsuzluun yeleri iin ideal bir Sonsuz, grevine, gereklerin iyiletirilmesine ve tm insanln mutluluuna kendini adam kimsedir. Sonsuzluu, lkel zamanlarn manastrlarna benzetmek, Harlan'n houna gidiyordu.

O gece, Twissell'le bu konuyu konutuunu, Twissell'in de, o ideal Sonsuz'unda duyduu deheti paylatn ryasnda grd. Yine ryasnda, rtbeleri sklm, yklm Finge'i grd. Kendisini Bilgisayar'n sar amblemini tayan niformann iinde, 482.'ye yeni bir dzen getirirken, Finge'i de geri hizmetlere srerken grd. Twissell yannda oturuyor, ona hayran hayran bakyor, glmsyordu. Hazrlad yeni organizasyon emasn datmas iin Noys Lambent'e veriyordu. Fakat Noys Lambent rlplakt; titreyerek ve ok utanm bir halde uyand Harlan. Bir gn yine koridorda karlatlar, Harlan kenara ekildi, baka tarafa bakarak, gemesini bekledi. Fakat kz karsnda durdu. Harlan yzne bakana kadar bekledi. Yznden renk ve hayat fkryordu ve Harlan'n burnuna hafif, i gcklayc bir parfm kokusu geldi. "Siz, Teknisyen Harlan'snz, deil mi?" Oradan kamak istiyordu, fakat btn bunlarda kzn bir su-u yok ki diye dnd. Zaten geip gitmek iin kza dokunmas, demesi gerekecekti. Ban sallayarak onaylad. "Evet," dedi.

"Duyduuma gre bizim zamanmz konusunda uzmanm-snz." "Orada bulunmutum." "Bir gn bu konuda sizinle sohbet etmeyi ok isterdim." "ok megulm. Zamanm olacan pek sanmyorum." "Fakat Bay Harlan, bir gn biraz zaman ayrabilirsiniz herhalde." Kz ona glmsyordu. Harlan ancak fsldayarak konuabildi. "Geer misiniz, ltfen? Ya da benim gememe izin verin. Ltfen!" Kendisini utandrd iin ona kzgnd, utand iin kendisine kzgnd, en ok da her ey iin Finge'e krgnd. ki haftann bitiminde Finge'in arsn ald. Masasnn zerinde birtakm delikli iaretler bulunan saydam bir film duruyordu. Bir ara Harlan'a bahsettii, yarm saatten bile az srecei tahmin edilen bir Zaman seyahatiyle ilgili mesele olduu belliydi. Finge, "Otur Harlan ve unu bir incele bakalm" dedi. "Hayr, gzle deil. Makineyi kullan." Harlan, filmi dikkatle inceleyicinin azna yerletirdi. Makinenin ayarlarn yapt ve deliklerin anlam ekran zerinde kelimeler haline dnerek sralanmaya balad. Ortalanndan bir yere geldiinde Harlan, birden inceleyiciyi kapatt. Filmi makineden yrtarcasna ekip ald. Finge, sknetle, "Bende bir kopya daha var," dedi. Fakat Harlan filmi, patlamasndan korkuyormu gibi, ba-parmayla iaret parma arasnda tutuyordu. "Bilgisayar Finge. bir yanllk olmal. Benden, yaklak bir hafta srecek bir Zaman seyahati boyunca bu kadnn evini s olarak kullanmam beklenemez." Bilgisayar dudaklarn bkt. "Zaman-mekn saptamalar bunu uygun bulduysa, neden olmasn? Eer senle, Bayan Lambent arasnda kiisel bir sorun varsa..." "Hibir kiisel sorun yok," diye bard Harlan. "Bir sorun olduu muhakkak. Bunun gzlemleri etkileyebileceini de ngrebiliriz. Fakat bu doal ki ncelikle dnlemez." Harlan kprdamadan oturuyordu. Hzla dnyordu. Normal olarak grevler hakknda bilgi istemek profesyonelliin gurur anlayna uymazd. Bir Gzlemci, bir Teknisyen grevini soru sormadan yapard. Bir Bilgisayar da aklama yapacan aklnn ucundan bile geirmezdi.

Fakat bu durumda allagelmiin dnda bir eyler vard. Harlan, kzla, u malm sekreterle ilgili olarak itirazlarda bulunmutu. Finge de tartmann uzamasndan ekinmiti. O halde, Finge'in taktii ok akt. Harlan' bu grev iin kadnn evine yerletirecek ve bylece baz kozlar elde edecek, bu kadnla olan ilikisi konusunda Harlan- zerine gelirse, o da kar sulamalarda bulunarak susturma yoluna gidecekti. Harlan fke ve nefretle dinledi. "Bildiin gibi, birok yzyl Sonsuzluun varlndan haberdar. Zamanlararas ticareti bizim ynettiimizi bilirler. Bunu bizim temel grev ve ilerimiz zannederler; bu da yararmza bir durumdur. Bizim ayn zamanda insanln byk felaketlerden korunmas iin altmz konusunda ok az bir bilgiye sahiptirler. Bu durum onlar iin daha ok bir efsane nitelii tar ki bu da yararmzadr. Biz onlara bir gvenlik duygusu salar ve bir baba imaj tarz. Btn bunlar biliyorsun, deil mi?" Harlan dnd: Bu adam beni hl bir rak sanyor galiba. Yine de evet anlamnda ban sallad. Finge devam etti. "Fakat baz eyler vardr ki onlarn bilmemesi gerekir. Bunlarn bata geleni de bizim, gerektiinde Gereklii deitirdiimizdir. Bu bilginin yarataca gvensizlik ok zararl olabilir. Bu tr bilgilerin yaylmaya balad bir durum sz konusu olursa o Gereklii deitirmek gerekir ki, bamz derde girmesin.

Bununla beraber, zaman zaman u veya bu yzylda, Sonsuzlukla ilgili, baz arzu edilmeyen inan ve sylentiler kabilir. Genellikle tehlikeli inanlar, an yneten kesimi zerinde younlar. Bu kesimler bizimle en fazla temasta bulunan kiilerin oluturduu insanlardan meydana gelir ve kamu grn yanstmalar asndan nem tar." Finge konumasnn burasnda Harlan'm bir eyler sormasn beklercesine duraklad. Harlan sessizce dinliyordu. Finge devam etti. "Bir yl-bir fizyo yl kadar nce yaplm olan 433-486, seri numaras F-2, Gereklik Deitirmesi'nden beri byle bir istenmeyen inann ortaya ktna dair belirtiler grlmeye balad. Bu inann yapsyla ilgili baz kararlara vardm ve durumu Btnzamanlar Meclisi'ne sundum. Fakat hesaplama yntemleriyle ilgili olarak, verilen bilgilerin durumu ok kk olaslklarla aklamas onlar pek tatmin etmedi ve kabullenmekte isteksiz grnyorlar. Benim nerilerimi uygulamaya koymadan nce doru olan gzlemler yaplmasn istiyorlar. ok gzel bir grev bu. Seni armann ve Bilgisayar Twissell'in de armama izin veriinin nedeni ite bu. Yaptm bir baka ey de, halihazrdaki toplumun aristokratlarndan, Sonsuzluk'ta a-lmay ilgin bulacak birini buraya yerletirmek oldu. O kz bu broya yerletirdim ve amacmza uygun olup olmadn anlayabilmek iin yakndan gzledim..." Harlan dnd: Yaknda gzlemek! Eveet! fkesi tekrar kadndan ok Finge zerinde younlat. Finge hl konuuyordu. "Btn zellikleri uygun. imdi onu kendi evresine, Zaman'a gndereceiz. Evini s olarak kul-lanp, sosyal yaantsn inceleme olanana sahip olacaksn. imdi neden kz burada tuttuumu ve senin de onun evine yerlemeni istediimi anladn m?" Harlan alay eder gibi bir ses tonuyla, "ok iyi anladm, emin olabilirsiniz," diye cevap verdi. Harlan gsnde yanan sava ateiyle oradan ayrld. Finge onu kandramayacakt. Onun aptal yerine koyamayacakt. Muhakkak 482.'ye tekrar gitme fikrinin verdii heves ve zevk, Finge'i alt etme dncesi ve gsnde yanan sava ateinden kaynaklanyordu. yle olmas gerekirdi, baka ne olabilirdi ki?

5 LML Noys Lambent'in evi, yzyln byk ehirlerinden birine yakn bir yerde bulunuyordu. Yakn evresinde pek fazla bina yoktu. Harlan bu ehri o Gereklik'te yaayanlardan bile daha iyi tanyordu. Aratrma gzlemleri srasnda ehrin her blmne ve her senesine geziler yapmt. ehri yerel ve zamansal olarak iyi tanyordu. Buray yaayan ve byyen bir organizmaym gibi, dertleri ve zmleriyle, sevinleri ve zntleriyle bir btn olarak inceleyebilirdi. u anda, elik ve betonun yava ekimli bir filme benzeyen yaamnn dondurulmu bir anndan farksz, bir haftalk sre iin burada bulunuyordu. lk incelemeleri daha ok "perioeci"ler zerinde younlamt. Bunlar ehrin ileri gelenleriydi ve ehir dnda daha ok yalnz bir hayat srdryorlard. 482. gelir dalmnn eit olmad birok yzyldan biriydi. Sosyologlarn bununla ilgili bir formlleri vard (Harlan bunu grm ama pek bir ey anlamamt). Bu forml incelenen yzyln ilikisi zerine kuruluyordu ve 482.'de bu ilikiler tannan snrlarn sonuna dayanmt. Bu durumu inceleyen sosyologlar balarn sallam ve Harlan bir tanesinin, yaplacak yeni Gereklik Deitirmeleri'nden nce mutlaka "en sk gzlem''lerin yaplmas gerektiinden bahsettiini duymutu. Gelir dalmndaki olumsuz ilikiler iin u sylenebilirdi: i gc olmayan bir snfn varl sz konusuydu ve bunlarn tatl hayatlar kltrel gelimeyi ve mutluluu salayabilirdi. Toplumsal snflandrmada dier uta kalan kesim ok kt durumda olmad ve mutlu aznlk ayrcalklarnn sarholuu iinde sorumluluklarm tamamen unutma durumundan kendilerini kurtarabildii srece, ya da kltrel deerler ak bir biimde yozlamad srece, Sonsuzlukta, mkemmelden bu ufak sapa gz yumma eilimi oluur ve byk deitirmelere giriilmezdi. Harlan bunu ister istemez anlamaya balamt. Zamanda geirdii gecelerde fakir kesimdeki otellerde kalmt. Buralarda insann ismini dahi vermesi gerekmiyordu. Yabanclar umursayan yoktu. Hatta bazen burada kii kendini emniyette hissede-mez ve krda bir itin altnda gecelemeyi tercih ederdi. imdi ise Harlan, bir eit enerji alanna benzer bir eyle kapl bir yatakta yatyordu. Bu tr madde ile enerjinin kendine has kaynamasyla olumu aralar, yalnzca toplumun st tabakalarna ait olan kimselerde vard. Bu sistem, yatarken vcudunun eklini alyor, hareket edince ya da yatakta dnerken uygun ekilde deiime uruyordu. inden gelmiyordu ama yine de bu tip eylerin ekici olduunu itiraf etti ve Sonsuzluk blm mensuplarnn, etki alanlar iinde bulunan yzyllardan en rahat olan yerine orta halli olanlarn artlarnda yaamay tercih etmelerindeki mant doru buldu. Bylece Zaman'm duygularn, sorunlarn anlamalar mmkn oluyor ve sosyolojik ekstremlerde kabuklarna ekilmelerine engel oluyordu. Bu ilk gecede Harlan, aristokratlarla yaamanm kolay olduunu dnd. Ve uykuya dalmadan nce, Noys'u dnd. Ryasnda kendini Btnzamanlar Meclisi'nde grd, sert bir tavr taknm, elleri nde birletirilmiti. Karsndaki kk, minnack Finge'e bakyor, onu ok stzamanlarn bilinmeyen yzyllarna ebedi grevle gnderen kendi emrini vahi bir ifadeyle dinliyordu. Bu zalim, srgn emrini dile getiren kelimeler

Harlan'n kendi azndan kyor ve hemen sanda Noys Lambent oturuyordu. Balangta onu fark etmemiti fakat, gzleri saa kaynca grd ve kekelemeye balad. Baka kimse onu grm myd acaba? Twissell'den baka dier btn yeleri ileriye doru bakyorlard. O ise Harlan'a dnd ve glmsedi; kzn bulunduu yere sanki kimse yokmuasna bo bakyordu. Harlan kza gitmesini emretmek istedi fakat artk sesi kmyordu. Dokunarak anlatmak istedi, kolu ok yava hareket ediyordu ve Noys kprdamad. Eti buz gibiydi. Finge glyor, grltl kahkahalar atyordu -grlt-l-daha grltl- ve glen Noys Lambent'ti. Harlan parlak gne yla gzlerini at ve bir an iin dehetle karsnda duran kza bakt, onun ve kendisinin nerede olduunu kestirmeye alyordu. Kz, "nliyor ve yastnzla bouuyordunuz. Kt bir rya m grdnz?" dedi. Harlan cevap vermedi. "Banyonuz hazr. Elbiseleriniz de. Bir akamki toplantya katlmanz da ayarladm. Sonsuzlukta geen uzun sreden sonra, normal gnlk hayata dnmek zor oluyor." Harlan gen kzn rahat tavrlarndan ve szlerinden rahatsz oldu. "Sanrm onlara kim olduumu anlatmadnz." "Elbette hayr." Elbette hayr! Finge, eer gerekli grdyse, bu tip ufak ay- rntlarda bir hata yaplmamas iin kza narkoz altnda psikolojik telkin yaptrm olabilirdi. Geri bunu gerekli grmemi de olabilirdi. Her eyden nce kz "yakndan gzlemiti." Bu dnce Harlan' huzursuz etti. "Mmkn olduu kadar yalnz kalmay tercih ederim," dedi. Kz ona bir an iin tereddtle bakt ve odadan kt. Harlan normal gnlk temizliini yapp giyinirken, skntl ve krgnd, zlyordu. Akamn hibir elenceli yan olmayacakt. Mmkn olduu kadar az konuacak, mmkn olduu kadar az ey yapacak ve mmkn olduu kadar etraflarn eviren duvarlarn bir parasym gibi davranacakt. O gece bir ift gz, bir ift kulak kesilecek demekti. Grp duyduklarn kafasnda-kilerle birletirip son raporuna aktarmaktan baka bir i grmesi mmkn deildi. Aslnda, bir Gzlemci olarak, neyi aradn bilmemesi onu pek rahatsz etmiyordu. rakl sresince kendisine retilenlere gre, bir Gzlemci, beklenen sonular ya da arzu edilen veriler eklinde kavramlar gelitirmeli ve n yargyla davranmamalyd. Yoksa ne kadar vicdanna danp tarafsz olmaya alsa da gr bulanrd. Fakat bu artlar altnda ilgisiz kalmak son derece huzursuz ediciydi. Harlan byk bir olaslkla saptanacak nemli bir ey bulunmadn tahmin ediyor, Finge'in oyununu srdrmekten te bir ey yapmadn dnyordu. Bununla Noys arasnda... Hrsla yarm metre tesinde duran boyutlu yanstcdaki grntsne bakt. 482.'nin dikisiz, parlak renkli, vcudu saran elbiselerinin kendisini komik gsterdiini dnd. Bir Mekkano'nun getirdii kahvaltsn yalnz bana tamamladktan hemen sonra Noys Lambent koarak ieri girdi. Nefes nefese, "Hazirandayz, Teknisyen Harlan," dedi. Harlan serte, "Hitap ederken nvanm kullanma. Ne olmu hazirandaysak?" "Ama ben ubatta katldm -tereddt ederek duraklad- 'o yere' ve yalnzca bir ay evveldi.'" Harlan kalarn att. "imdi hangi yldayz?" "ey, yl ayn." "Emin misin?"

"Evet, tabii. Bir yanllk m oldu?" Bu kzn konuurken ok yaklamak gibi rahatsz edici bir alkanl vard ve hafif peltek konumas (bu yalnzca onun deil, yzylndaki herkesin belirgin bir zelliiydi) ona kk ve yardma muhta bir ocuk hava-

s veriyordu. Harlan kendini kaptrmad ve geri ekilerek biraz uzaklat. "Yanllk yok. Bu zamanda dnyaya indirildin, nk daha uygundu. Aslnda, Zaman iinde, sen hep buradaydn." "Ama nasl burada olabilirim?" imdi daha da korkmu grnyordu. "Arada geen zamanla ilgili hibir ey hatrlamyorum. ki tane mi ben var?" Harlan huzursuzland. Ona, yzyln tmyle byk bir deiiklie sebep olmadan, Zaman'a her giri kn bireylerin hayatlarnda kk deiiklikler meydana getirdiini nasl izah edebilirdi. Bazen Sonsuzlar bile mikro-deiikliklerle (kk "d"), Deitirmeler (byk "D") arasndaki fark unutabilirler. "Sonsuzluk ne yaptn biliyor. Soru sormaktan vazge. "Bunu yle gururlu bir tavrla sylemiti ki, sanki kendisi bir Kdemli Bilgisayar'd ve hazirann Zaman'da en uygun an olup, kaybolan ayn nemli bir deiiklie sebep olmayacana kiisel olarak karar vermiti. "yi ama, bu durumda ben hayatmn ayn kaybettim." Harlan derin bir nefes ald. "Zaman'da hareket etmen senin fiziksel yan etkilemez." "Peki, imdi ben kaybettim mi, kaybetmedim mi?" "Neyi kaybettin mi ya da kaybetmedin mi?" "Yok olan ay." "Zaman akna, kadn, sana mmkn olduu kadar ak ve basit izah etmeye alyorum. Hayatndan kaybettiin herhangi bir zaman yok. Kaybedemezsin zaten." Harlan'n sesini ykseltmesi zerine kz bir adm geriledi, ylk bir tavrla srtarak, "ok komik bir aksannz var. Bilhassa kznca daha ho oluyor." Kz dar karken Harlan'n kalar atld. Ne aksan be? O, imdi iinde bulunduklar Zaman'n dilini en az Blm'deki herhangi biri kadar konuabilirdi. Belki daha da iyi. Aptal kz! Kendini tekrar boyutlu yanstcya bakar buldu, grnts de ona bakyordu. Kalarnn arasnda dikey izgiler belirmiti. izgileri yumuatt ve dnd: Yakkl deilim. Gzlerim ok kk, kulaklarm kafama yaptrlm gibi duruyor ve enem de ok byk. Daha nceleri hi bu tr eyler dnmemiti, ama imdi olmutu ite, hem de birden aklna gelmiti ve hatta yakkl olmay ok istemiti. Harlan, gecenin ge saatlerinde akam yapt sohbetleri henz aklnda tazeliini korurken notlarna ekledi. . Bu iler iin her zaman 55. yzyl mal bir molekler kayt cihaz kullanrd. ekil olarak, 1,5 santim apnda, 10 santim uzunluunda ince bir silindire benziyordu. Koyu kahverengi bir maddeden yaplmt. Giyilen elbiseye gre, cepte, kol yeninde, astar iinde kolayca tanabilir ya da bir bileklie, dmeye veya kemere taklabilir, ya da aslabilirdi. molekler enerji tabakasnn her biri yirmi milyon kelime kayt kapasitesine sahipti. Silindirin bir ucuna kulaa balanan bir para taklyor, dier ucu da mikrofon vazifesi gryordu. Bylece Harlan hem konuup, hem de dinleyebiliyordu. Akam toplant srasnda konuulmu olan her ey imdi aletten yanklanyor ve bu arada dinlerken bir yandan konuan Harlan'n sesi ikinci kademeye kaydediliyordu. kinci kademe, saatler boyu sesleri kaydetmi bulunan birinci kademeyle koor-dineli alyor ve fakat imdi

ayr kayt yapyordu. Bu kademeye kendi fikir ve yorumlarn, nemli eyleri aktaryor ve korelasyonlar belirtiyordu. Sonu olarak bu molekler kayt cihazn rapor hazrlamakta kullanyor ve notlar haline dklen deerlendirmeleri iin yararlanyordu. Noys Lambent ieri girdi. Girerken hibir uyarda bulunmamt.

Harlan sinirli hareketlerle, kulaa ve aza taklan paralar yerlerinden alp cihaza takt, kutusuna koydu ve kapatt. "Bana kar neden byle kzgn hareketler yapyorsunuz?" dedi Noys. Kollar ve omuzlar plakt, uzun bacaklar lgn klar altnda parlyordu. "Kzgn deilim. Sana kar hibir duygusal davran iinde deilim." "Hl alyor musunuz? Yorulmusunuzdur herhalde." Harlan huysuzlanarak, "Burada olduun srece alamam," dedi. "Siz bana kzgnsnz. Btn gece benimle tek bir kelime bile konumadnz." "Herkesle mmkn olduunca az konutum. Orada bulunmamn nedeni gevezelik etmek deildi." Kzn kmas iin bekledi. Fakat kz, "Size bir iki daha getirdim. Toplantda bundan bir tane imitiniz ve hounuza gitmiti. Bir tane yetmez. Hele alacaksanz," dedi. O zaman, kzn arkasnda, bir g alannn zerinde yzen kk Mekkano'yu fark etti. Akam saknarak yemiti. ok fazla yemek istememiti. Yi ne de yemekleri ok sevmiti. steksizliine ramen, bu Za-man'n modas olan kpkl, ak yeil renkli, biberli bir tad olan ikiyi de ok sevmiti. ki fizyo yl nce, son Gereklik de itirmesi yaplmadan nce bu yzylda byle bir iecek yoktu. Noys'a doru bayla ciddi bir teekkr iareti yaparak, Mekkano'dan ikinci ikisini ald. Yzyl'da yeni bir ikinin ortaya kmasna neden olmakt baka fiziksel bir etkinlii olmayan son Gereklik Deitirmesi ne amala yaplmt acaba. Aslnda, bir Bilgisayar olmadna gre, kendisine byle bir soru sormasnda anlam yoktu. Zaten en ayrntl ihtimal hesaplar bile btn kontrol edilemeyen faktrleri, ans ve risk etkinliklerini yok edemiyordu. Zaten byle olmasa, Gzlemcilere ne lzum vard. Noys'la beraber evde yalnzdlar. Geen yirmi yldan beri Mekkanolar ok rabetteydi ve halihazrdaki Gereklik'te nemlerini on yl daha kaybetmeyeceklerdi; evde insan hizmetiler de yoktu. Aslnda, ekonomik adan en az erkek kadar bamsz olan bu an kadnnn, ocuk dourma sorunu bile olmadan bir erkekle birlikte olmasnda hibir saknca yoktu. Yine de Harlan zor durumda kaldn hissetti. Kz karsndaki divana dirseine dayanarak uzanmt. Giysisi vcudunu kucaklar gibiydi. effaf ayakkablarn bir ayak darbesiyle frlatp atm, pahal bir kedinin yumuak penelerine benzeyen ayaklar yumuk yumuk duruyordu. Kz bam sallad ve salann yukarda topuz halinde tutan ey zld. imdi plak omuzlar, boynundan aaya doru dklen salarnn siyahyla tezat oluturuyor ve daha da gzel grnyordu. "Ka yandasn?" diye mrldand gen kz. Bu soruya cevap vermemeliydi. Kiisel bir soruydu ve onun stne vazife deildi. u anda vermesi gereken cevabn, nezaketle tersleyerek: 'Beni iimle ba baa brakr msn?' olmas gerekliini dnrken, dudaklarndan, "Otuz yandaym" kelimelerinin dkldn duydu.

"Ben senden daha gencim. Yirmi yedi yandaym. Fakat sanrm benim her zaman senden daha gen grnmem mmkn deil. Ben yal bir kadn olduumda da sen yine ayn kalacaksn. Seni otuz yanda olma kararn vermeye iten nedir? stersen deitirebilmek elinde mi? Daha gen olmak istemez miydin?" "Neler sylyorsun sen?" Harlan eliyle alnn ovuturdu. "Sen sonsuza kadar yaayacaksn. Sen bir Sonsuz'sun," dedi, yumuak bir sesle konuan Noys. Ne diyordu bu kz? "Sen delisin. Biz de yalanr ve herkes gibi lrz." Kz, "Anlatsana bana," dedi. Sesi alak perdeden kyordu ve insan tahrik etmek iin birebirdi. O gne kadar naho ve ka-

ba bulduu bu 50. bin yl dili imdi son derece ahenkli ve yumu ak geliyordu. Yoksa dolu midesi ve etrafn saran nefis kokula rn oyununa m geliyordu? "Siz btn zamanlan grebilir, her yeri gezebilirsiniz. Ben bu yzden Sonsuzluk'ta almay arzu ettim. Beni bir Sonsuz ya pacaklarn zannettim ve sonuta yalnzca erkeklerin bulunduu bir yerle karlatm. Kimisi sadece kadn olduum iin benimle konumuyordu bile. Sen de benimle konumayacaktn." "Hepimiz ok megulz," diye mrldand Harlan. Uyumak ta olduunu hissediyor, uyank kalabilmek iin aba sarf ediyor du. "Ben de ok meguldm." "Fakat neden orada kadn Sonsuzlar yok?" Harlan konuacakt ama kendine gvenemiyordu. Ne syle yebilirdi ki? Sonsuzluun yelerinin iki koul aranarak dikkatle seildii ni. Birincisinin, iin gereklerine cevap verebilecek yetenekte ol mak olduunu, ikincisinin, Zaman'dan koparlm olmann Gereklik'te kt etkiler yapmamas olduunu. Gereklik! Bu hibir ekilde deinmemesi gereken kelimey di. Bann dndn hissetti ve kendine gelebilmek iin bir an gzlerini kapad. Sonsuzlua alnmalar, ocuklarn domamas, erkek ve ka dnlarn lmemesi, evlenmelerin olmamas ve birok eyin yerine gelmemesi demek olacandan, ne mkemmel kiilikler doku nulmadan Zaman'da braklmt. Bunlarn herhangi birini anlatabilir miydi ona? Doal ki ha yr. Ona, kadnlann hibir zaman Sonsuzluk iin uygun bulun madn, nk anlayamad bir nedenden (belki Bilgisayarlar anlayabiliyordur, ama kendisi hi anlayamamt) Zaman'dan e kilip alnmalarn, bir erkeinkine kyasla, on ila yz kat daha fazla bir olaslkla Gereklii olumsuz ynde etkilediini anlata bilir miydi? (Kafasnda btn dnceler birbirine giriyor, dnerek kay boluyor, bir karmaa iinde, tuhaf, hemen hemen komik denebi lecek, fakat tamamyla rahatsz edici olmayan sonular douruyordu. imdi Noys daha yakna gelmiti, glmsyordu.) Kzn sesi hortumlar meydana getiren bir rzgr andryordu. "Ah siz Sonsuzlar. Sr kpsnz. Hibir ey sylemezsiniz. Beni bir Sonsuz yapsana." Kzn sesini kelimelerden oluan bir btn halinde alglaya-myordu. Sadece beynini okayan tatl bir sesti, o kadar.

Ona sylemek, anlatmak istiyordu: Hanmefendi, Sonsuzluk'ta bizler oyun oynamyoruz. alyoruz! Sonsuzluun balangcndan, dnya zerinde kimsenin kalmad zamanlara kadar geen btn Zaman'n her ayrntsn saptamak iin alrz. Sonsuz sayda olaslklar arasndan, yaanan Gereklik'ten daha iyi olanlar seer, Zaman'da bir deiiklik yaplabilecek en uygun an iin karar verir ve yeni yaanan Gereklii ve sonrasndaki yeni sonsuz saydaki olaslklar izleriz. Ta 24.'de Vikkor Mallan-sohn'un zaman alann kefinden beri byle olagelmitir ve byle gider. 27.'de Sonsuzluun kuruluu mmkn olmutur, kimse, kimin balattn bilmemektedir, yeni olaslklar, sonsuza kadar ve sonsuza kadar ve sonsuza kadar ve sonsuza kadar ve... Ban sallad, fakat akln kantran dnce girdab tekrar hareketlendi ve birden bir noktaya yneldi, bir an iin aydnlanma oldu, yeniden her ey birbirine girdi. Durdu, biraz nceki dncelerini tekrarlamaya alt, yapamad. Biberli iki? Noys daha da yaknndayd, onu net olarak gremiyordu. Kzn salarn yanaklarnda hissediyor, lk nefesini duyuyordu. Kendini ekmesi gerekirdi ama -hayret- ekilmek istemediini fark etti. "Eer bir Sonsuz olsaydm..." Kz neredeyse kulann dibinde nefes alyordu ve kendi kalp atlarnn grlts arasnda ne sylediini bile anlayamyordu. Dudaklar slakt ve aralanmt. stemez miydin?" Kzn ne demek istediini pek anlayamad, fakat artk hibir

eyi umursamyordu. Alev alev yanyordu. Beceriksiz bir hare ketle sarld. Kz da direnmedi, gevedi ve birden tek bir vcut oluverdiler. Rya gibiydi, sanki olay yaayanlar bakalaryd da, Harlan dardan seyrediyordu. Her zaman dndnn aksine, hi de itici, iren bir ey deildi. ok geiriyor gibiydi ama kesinlikle iren deildi. Kz yanna uzandnda, iinden gelerek nemli salarn ok amaya balad. Kendisi iin anlam tamamen deimiti. Artk onu bir kadn, hatta farkl bir birey olarak gremiyordu. Kendin den bir para haline gelmiti. Garipti, hi ummazd ama kendisi nin bir parasyd ite. Zaman-mekn cetveline aykr bir durumdu bu ama, Harlan hi sululuk duymuyordu. Harlan'n gsnde yreini kabar tan, yalnzca Finge ile ilgili dnceleriydi! Ve bu da su deildi. Kesinlikle deildi. Bu tatmindi, hatta zafer! Yatakta uyuyamad. Sarholuu gemiti ama hl alama d, yetikin bir insan olarak ilk defa yatan bir kadnla payla t gereiyle yz yzeydi. Yannda hafif soluk alp verilerini duyuyor ve duvarlardan, tavandan gelen lgn klar altnda vcudunu bir glge halinde grebiliyordu. Teninin scakln ve yumuakln hissedebilmek iin elini uzatmas yeterdi, fakat yapmad, belki de grmekte olduu bir ryay bozabilirdi. Sanki kz her ikisi iin de rya gryordu, kendisi iin, Harlan iin, olup bitenler iin, uyanrsa her ey bir anda yok olabilirdi. Bu da biraz nce ne olduunu anlayamad, yakalayamad garip dncelerine benziyordu... Yeniden kendini zorlad, olmuyordu, dnemiyordu. Bir den mutlaka hatrlamas gerektiini hissetti. Biraz nce, ayrnt larn tam olarak salayamadysa da, bir an iin, baz eyleri anla mt. Baz eylerin ne olduunu pek anlayamyordu, fakat olaanst bir eyler dnmt. yice merakland. Neden hatrlayamyordu? Halbuki bir ara ok yaklatn iyi biliyordu. Bir an iin yannda yatan kz bile uzaklarda kalmt. Dnd: Bir noktadan yola karsak... Gereklii ve Son-suzluu dnyordum... evet; Mallansohn ve o rak!

Durdu. Neden o rak? Neden Cooper? Onu hi dnmemiti ki. Ama eer hi dnmediyse, neden imdi Brinsley Sheridan Cooper aklna gelmiti? Kalarn att! Btn bunlar balayan ey neydi acaba? Neyi bulmaya alyordu? Onu, bulunacak bir eyler olduuna inandran neydi? Bilincinin ufuklarndan parlamaya balayan eyler yznden rperdiini hissetti. Nefesini tuttu, brakmad. Anlyordu. Anlyordu. Ve gecenin; hayatnn en nemli gecesinin sessizliinde, olaylarn btn aklamalarn ve yorumlarn ekillendirdi. Baka bir zaman olsa hibir ey ifade etmeyecek, yzlerce noktann birbirine balanarak aklanmasn, dncesinin tomurcuklanp, iek an seyretti. Sonsuzlua dndnde bunu aratrp kontrol edecekti ama bilmemesi gereken bir srr zdnden emindi. yle bir sr ki btn Sonsuzluu kucaklyordu.

6 YAAM EMACISI Birok eyi anlad 482.'deki o geceden sonra, fizyozaman olarak bir ay gemiti. u anda, zaman iinde yaklak 2000 yz yl kadar gelecekte, rvet ve dil dkme karm bir eyler yapa rak, yeni bir Gereklik iinde Noys Lambent'in durumunun ne olacan renmeye alyordu. Yapt ahlakszlktan da te bir eydi ama aldrmyordu Geen bir aydan beri artk kendini bir sulu olarak gryordu zaten. Gerekleri gizlemek mmkn deildi. Bundan byle de vam etmek, onu daha fazla sulu yapamazd, ama ok ey kaza nabilirdi. imdi, haince planlarnn bir paras olan (daha yumuak bir deyim kullanmaya lzum hissetmedi) 2456.'da Zaman'a ge ecei yerde duruyordu. Zaman'a gei, Sonsuzluk'tan seyahat aralarna geiten daha karmak bir olaydr. Zaman'a geebil mek iin, Dnya zerinde istenen noktay belirten koordinatla rn zenle saptanm ve istenen ann tam ayarlanm olmas ge rekir. Fakat Harlan heyecanl olmasna ramen, yetenekli ve de neyimli insanlara mahsus gven verici hareketlerle gerekli ayar lamalar yapverdi. Harlan kendini, daha nce Sonsuzluk'taki ekranda grd makine dairesinde buldu. u anda Sosyolog Voy ekrann nnde oturmu Teknisyen'in yapaca mdahalenin etkisini bekliyor ol malyd. Harlan hi acele etmedi. Daha 156 dakika boyunca bu oda ya kimse girmeyecekti. Emin olabilmek iin zaman-mekn cetve li ona 110 dakika tanm, kalan 46 dakikay geleneksel yzde krk hata pay olarak kabul etmiti. Bu pay gerekli olur diye ngrlrd fakat bir Teknisyen'den bu pay kullanma durumuna dmesi beklenmezdi. Bu pay kullananlar pek uzun sre Uzman olarak alamazlard. Harlan zaten bu 110'un yalnzca 2 dakikasn kullanmay dnyordu. Bileine alan jeneratrn takt, bylece Gereklik Deitirmesi'nin etkilerinden korunmu olacakt. Duvara doru bir adm att. st raftaki bir kutuyu alp alt raftaki dikkatle saptanm noktaya yerletirdi. Bunu yaptktan sonra, tekrar sanki normal bir kapdan gei-yormuasna, Sonsuzlua dnd. Eer o anda bir lml bunu grse, Harlan iin rahatlkla 'kayboldu' kelimesini kullanrd. Kk kutu onun koyduu yerde duruyordu. Dnya tarihinde ani bir rol oynamad. Saatler sonra bir el kutuya uzand ve eski yerinde bulamad. Ancak yarm saatlik bir aramadan sonra bulunabildi, fakat bu arada bir g alam kayboldu, bir adam sa-kinleti. nceki Gereklik'te verilmeyen bir karar sinirlenilerek verildi. Bir grme gerekleemedi; lmesi gereken biri bir yl daha yaad; biraz daha mr olan bir dieri ise daha ksa bir sre iinde ld.

Mdahalenin etkisi 25. yzyl stzamandaki 2481.'ye kadar artarak ilerledi ve azamiye ulat. Yaplan Gereklik Deitirmesi'nin nemi daha sonra azald. Kuramclara gre, Deitir-me'nin etkisi snrsz gelecekte dahi sfra inmez, fakat mdahaleden 50 yzyl sonra, ancak mkemmel hesaplamalarla fark edilebilecek kadar azalr, zaten bu da pratik snr olarak ngrlmtr. Elbette Zaman iinde yaayanlar bir Deitirme yapldn fark edemiyorlard. Maddeler gibi zihinler de deiiyor ve ancak Sonsuzlar olay dardan takip edip gzleyebiliyordu. Sosyolog Voy 2481.'deki, daha nce kalabalk bir uzay limanndaki tm canlln sergilendii mavi ekrana bakyordu. Har-

lan yanna geldiinde yle bir bakt ve selamlama anlamna ge len bir eyler mrldand. Bir deiiklik uzay limanm tam anlamyla mahvetmiti. Par laklndan eser kalmam, binalar o eski grkemli grnmleri ni kaybetmilerdi. Ortada paslanm bir uzay gemisi duruyordu Hi kimse yoktu. Hi hareket yoktu. Harlan'n yznde bir an iin bir glmseme belirdi ve kay boldu. Evet, .A.S. tamamd. stenen Azami Sonu. Ve bir anda olmutu. Deiikliin Teknisyen'in mdahalesi annda olmas gerekmiyordu. Hesaplamalara gre deiebilir, asl deiiklik oluuna kadar, saatler belki de gnler geebilirdi. Yalnzca btn istatistiksel olaslklar ortadan kalknca deiikliin etkisi g-rlebilirdi. Eer matematiksel olarak bir baka ihtimal oluursa, deiiklik olmayabilirdi. te bu da Harlan'n gurur duyduu bir noktayd. Ne zaman kendisi bir G.A.D. hesaplasa, mdahaleyi ne zaman kendisi yap sa, btn istatistiki olaslklar annda yok olur ve deiiklik der hal gerekleirdi. Voy kendi kendine konuur gibi, "ok gzeldi" dedi. Bu szler Harlan'n kulaklarn trmalad, gsterdii performans umursanmyormu gibi geldi. "Uzay seyahatlerini tmyle Gereklik'ten silip yok etsem de pimanlk duymam," dedi. "Sahi mi?" "Ne yarar var ki? Bir, ya da iki bin yldan daha ok srmyor. nsanlar yorgunluktan perian oluyor. Evlerine dndklerinde btn slalelerini lm, yok olmu buluyorlar. Sonra bir baka drt ya da be bin yl, ya da krk veya elli bin yl sonra tekrar deniyor ve yine baarya ulaamyorlar. nsan zeksnn ve abalarnn boa harcanmasndan baka bir ey deil." Voy kupkuru bir sesle, "Siz bir filozofsunuz." dedi. Harlan kpkrmz kesildi. Dnd: Bunlar ne diye anlatyorum ki? fkelenmiti. Konuyu deitirerek, "Ya-am-emacs'ndan ne haber?" dedi. "Ne olmu ona?" "Adam aramayacak msn? Herhalde artk biraz ilerleme kaydetmitir." Sosyologun yznde bir honutsuzluk ifadesi belirdi. Aslnda: 'Sabrszlanyorsun deil mi?' demek isterdi ama, yksek sesle, "Buyrun birlikte gidip bakalm," dedi. Ofisin kapsnda Neron Feruque yazlyd; Harlan'n zellikle dikkatini ekmiti, nk lkel zamanlarn Akdeniz blgesi civarnda yaayan bir diktatrnn ismiyle garip bir benzerlii vard. (Cooper'la yapm olduu haftalk almalarn kendi daarcna da byk katks olmutu.) Fakat adam Harlan'n hatrlayabildii diktatrlere hi benzemiyordu. Kadavra gibi zayft, zerinde derisi gerilmi gibi duran kemerli bir burnu, uzun parmaklar, budakl bilekleri vard. Kk hesaplama aletini kucaklad zaman, bir ruhun deerini tartan lm' andryordu.

Harlan Hesaplayc'ya yiyecekmi gibi baktn hissetti. Yaam emas ileminin kalbi ve kanyd bu, derisi ve kemikleri, sinirleri, kaslar ve btn her eyi. Bir insann gemiiyle ilgili gerekli verileri ve yaplan Gereklik Deitirmesi'nin eitliklerini girdi olarak alyor, en ok bir gn iinde sz konusu kiinin yeni Gereklik'teki yaam biimlerini, her biri olaslk yzdeleriyle saptanm olarak kanyordu. Sosyolog Voy, Harlan' takdim etti. Feruque, nefretini gizlemeye gerek bile duymadan Teknisyen armasna bakt, ban sallad ve tekrar iine dnd. Harlan, "O gen hanmn Yaam-emas daha bitmedi mi?" dedi. "Hayr. Hazr olduunda size haber veririm." i kabala gtrecek kadar Teknisyenlerden nefret edenlerden biriydi Feruque. Voy, "Sakin ol, Yaam-emacs," dedi. Feruque'un kalar neredeyse grnmeyecek kadar ak

renkti. Bundan dolay, yz bir kurukafannkine benziyordu. "Uzay gemileri ldrld m?" dedi. Voy bayla onaylad. "Bir yzyl ksaltld." Feruque'un dudaklar kmldad ve bir kelime fsldad. Harlan kollarn gsnde kavuturdu ve ezilmi, yenik d m Yaam-emacs'na bakt. Dnd: Ayn zamanda kendisinin de sulu olduunu biliyor. Feruque, Voy'a hitaben, "Bakn, siz burada durduka, Zaman akna, ben anti-kanser serumu taleplerine nasl cevap verebilirim. Anti-kanser serumunun bulunduu tek yzyl biz deiliz ki. Neden btn bavurular bize yaplyor?" "Dier yzyllara da ayn ekilde normalin stnde bavuru yaplyor, biliyorsun." "Bari hi deilse srayla bavursunlar, hep birlikte hcum ediyorlar." "Bunu nasl salayabiliriz?" "Kolay. Btnzamanlar Meclisi'yle temasm yok ki." "htiyarla temasnz var ama." Harlan bu konumay bo baklarla izliyor, hi ilgisini ekmiyordu. Yalnzca Hesaplayc'nn tkrtlarndan ve akln megul eden mantkszlklardan biraz kurtulmasn salyordu, o kadar. "htiyar" diye bahsettiklerinin blmn sorumlusu Bilgisa- yar olduunu biliyordu. "htiyarla konutum," dedi Sosyolog, "ve o da Meclis'e iletti." "Boversenize. Malm raporlarndan birini gndermitir. Uramas gerekir. Bu bir temel politika meselesi." Bugnlerde Btnzamanlar Meclisi temel politikalarda deiiklik yapmay dnemeyecek kadar megul. Dedikodular biliyorsun." "Tabii, tabii. ok nemli bir eyle urayorlar. Zaten ne zaman svmak gerekse, Meclis'in ok nemli bir eyle urat ' sylentileri yaylr." (Eer Harlan'n kendi dertleri olmasa, u anda en azndan glmserdi.). Feruque birka dakika kmldamadan durdu ve sonra birden patlad. "nsanlar anti-kanser serumunun aa tohumu ya da bir alan motoru olmadn anlamyorlar. Bir aacn her dalnn, Gereklie aykr debilecek etkiler yznden iyice incelenmesi gerektiim biliyorum, ama anti-kanser insan hayatn ilgilendirir ve yzlerce defa daha karktr. "Dnn! u veya bu cins bir anti-kanser serumu bulamadklarndan her yzyln her senesinde ka insan kanserden lyor. Hastalarn ka lmek ister. Bu yzden, her yzyldaki lml Hkmetlerinden, Sonsuzlua durmadan 'ltfen, ne olur ok ciddi bir biimde hasta olan ve toplumlar iin hayati nem tayan insanlar adna yetmi be bin serum ampul gnderin, biyografik veriler ektedir,' eklinde bavurular geliyor." Voy skldn gsteren bir hareketle ban sallad. "Biliyorum, biliyorum." Fakat Feruque umursamad. "Ve biyografik verileri okursanz, her naslsa listedeki herkes birer kahramandr. Her ahs dnyas iin yerine konmas mmkn olmayan bir kayptr.

Mecburen incelersiniz. Oturur, eer bu insanlarn hepsi yaarsa Ger-eklik'te neler olur diye bakar ve zaman akna, adamlarn deiik kombinasyonlar yaarsa ne olur, diye aratrrsnz. "Geen ay, bana 572 kanser olay geldi. Bunlardan on yedisi, yalnzca on yedisi Yaam-emas sonunda gerekli olmayan Gereklik Deitirmesi'ne ihtiya gsterdi. Bir tek gerekli Gereklik Deitirmesi sonucu kmad. Fakat Meclis'e bakarsanz, gerekli olmasa da, bir Gereklik Deitirmesi'ne ihtiya gsterenler serumu alyor. Malm ya, insanlk. Ve bu ay, tam on yedi kii, lkelerine gre tasnif edilerek tedavi edildi. "Ve bu durumda ne oluyor? Yzyllar mutlu mu sanki? Ayn lkede ve ayn zamanda bir kii tedavi edilirken, bir dzinesi kaderine terk ediliyor. Herkes, 'Neden o?' diye soruyor. Belki de bizim zerine eilmediimiz daha iyi insanlar. Belki de bizim te-

davi ettiimiz adam, ocuklarn dvmekten yorulunca, yal anasn tekmeleyen biriyken, kaderine terk ettiklerimiz, herkesin hayranln kazanm, sevilen, pembe yanakl, hayrsever kiilerdir. Gereklik Deitirmeleri hakknda hibir ey bilmiyorlar ve biz de anlatamyoruz. "Btnzamanlar Meclisi, btn uygulamalar inceleyip yalnzca gerekli Gereklik Deitirmesi sonucu kan Ya-am-emalaryla ilgili olaylar kabul edip, gerisini kaderlerine terk etmedike, biz bamz derde sokmaktan baka bir ey yap-m olamayz. Hepsi bu. Tedavi yalnzca insanln yararna ola- cak olaylarda dnlmeli, yoksa kimseye uygulanmamal. Sen o, 'Canm, kime ne zarar var?' diyenlere de bo ver." Sosyologun yznde tatsz bir ifade belirmiti, "Eer sen kansere yakalansaydn..." "Bu ok sama bir sz, Voy. Kararlarmz bu tr eylere dayanarak m veriyoruz? Benimle ilgili bir olay olsayd Gereklik Deitirmesi yaplmazd. Kabak her zaman birinin bana patlayacaktr, bundan kaamayz. Ya sen olsaydn? "Bir ey daha var. Her Gereklik Deitirmesi'nden sonra, kacak aksakl dzeltecek yeni Gereklik Deitirmesi'ni yapmak daha da gleiyor. Her defasnda iler biraz daha karyor." Artk konuulanlar Harlan' hi ilgilendirmiyordu. Bu grevle ilgili olarak ortaya kan bir eit tutuculuk duygusuydu. Sonsuzluktaki baz almalarnda, psikolog ve sosyologlar bunu zdeleme olarak tanmlyordu. nsanlar kendi alma alanlarna giren yzyllarla kendilerini zdeletiriyor, orada verilen savamlar, kendilerininmi gibi savunuyorlard. Sonsuzluk bu duygularla elinden geldiince urayordu. Hi kimse kendi doum zamannn iki yzyl'dan daha yaknndaki bir blme atanmazd. Atamalar, daha ok kiinin kendi yzylndaki toplum ve kltr deer yarglarnn tamamen tersi yapdaki yzyllarla ilgilenen blmlere yaplrd. (Harlan Finge'i ve 482.'yi dnd.) Daha da teye giderek, en ufak bir kuku duyulduunda, derhal grev yerleri deitirildi. Ve btn bunlara karn insanlar yine de Zaman'da bir yer, bir ev zlemiyle yanp tutuuyordu. (Zaman hasreti; herkes de bunu biliyordu). Her nedense bu, zellikle uzay seyahatleri yaplan yzyllar iin daha da ok geerliydi. Bu, incelenmesi gereken bir konuydu ve mutlaka bir gn yaplacakt, fakat Sonsuzluk henz bu konuda isteksiz ve tembel grnyordu. Bir ay nce olsa, Harlan Feruque'u yaygarac, duygusal biri olarak grp nefret eder ve yeni bir Gereklik'te elekt-ro-ekimin kayboluunu seyretmenin verdii strab, anti-kanser serumu iin yalvaran dier yzyllarla alay ederek hafifletmeye almakla sulard. Onu rapor ederdi. Zaten byle yapmak onun greviydi. Artk bu adama gvenilemezdi. imdi ise byle bir ey yapamazd. Hatta adama biraz yaknlk bile duyduu sylenebilirdi. Kendi suu ok daha bykt.

Noys'la ilgili dncelere dnmek ne kadar kolay oluyordu artk. O gece nihayet uyuyabilmi ve gn yla uyanmt. Yar effaf duvarlarn aydnlatt odada, bir bulutun zerinde gzlerini am gibiydi. Noys baucunda glyordu. "Zaman iyiliini versin, seni uyandrmak ne zormu." Harlan akl bana gelir gelmez, hemen zerinde olmas gereken yatak kyafetini yoklad. Hibir ey bulamad, plakt. Sonra hatrlad, kza bn bn bakt. Kulaklarna kadar kzard. Ne dneceini bilemedi. Sonra birden kendine geldi ve dorulup yatakta oturdu. "Saat biri gemedi, deil mi? Byk zaman!" "Henz saat on bir. Kahvaltn seni bekliyor ve daha vaktin var." "Teekkr ederim," diye mrldand Harlan.

"Duunu ayarladm, giysilerin de hazr." Ne diyebilirdi ki? "Teekkr ederim," diye mrldand. Kahvalt boyunca kzn gzlerinden kamaya alt. Kars- na oturmu, yemiyor, enesini bir avucuna gmm, seyrediyor- du. Sa bir yana doru skca taranmt, kirpikleri de normal- den ok uzundu. O gzlerini masaya dikmi, duyduu tatl utangaln zevkine varrken, kz da her hareketini dikkatle izliyordu. "Bir'de nereye gideceksin?" "Havatopu mana," diye mrldand, "Bilet almtm da." "yi bir spordur. Btn sezonu da kardm. Malm aym , kaybettim ya. Kim kazanacak dersin, Andrew?" lk ismiyle arldn duyunca iyice bzld. Bilmiyorum, anlamnda ban sallad. "Nasl olur, bilmen lazm. Btn bu dnemi incelemitin, deil mi?" Olaan koullarda souk ve sert bir tavrla, bu soruya olumsuz bir cevap vermesi gerekirdi ama zayf bir ses tonuyla izah etti: "Kapsanan yer ve zaman ok geniti, ma skorlar gibi ufak ayrntlar bilmem." "Haydi, haydi, bana sylemek istemiyorsun." Harlan cevap vermedi. atal olarak kullanlan aleti sulu bir meyveye saplad, azna gtrd. Biraz sonra Noys tekrar konutu, "Sen gelmeden nce bu blgede neler olduunu grdn m?" "Ayrntsna kadar deil, N-noys." (smini syleyebilmek iin kendini zorlamt.) Kz yumuak bir sesle sordu, "Bizi grmedin mi? Burada olanlar bilemi..." Harlan kekelemeye balad. "Hayr, hayr, ben kendimi g-remezdim. Ben eyde yokum ki, Ger... yani buraya gelene kadar burada deildim. zah edemem." yice arm, altst olmutu. Kz ok steliyordu. Ve az daha, lmllerle konuurken kullanlmas yasaklanm olanlarn en bata geleni, "Gereklik" kelimesini, azndan karyordu. Kz kalarn kaldrd, gzlerini kocaman kocaman aarak, "Utanyor musun sen?" dedi. "Yaptmz doru deildi." "Neden?" 482.'ye ait bir insann anlamas mmkn deildi. "Sonsuzlara izin verilmiyor mu?" yle alayc bir ifade kullanmt ki, Sonsuzlarn yemek yemelerine izin verilip verilmediini sorar gibiydi. "O kelimeyi kullanma," dedi Harlan, "Aslna bakarsan, biz, bir bakma yapamayz." "O zaman onlara syleme. Ben de sylemeyeceim."

Yerinden kalkt, masann etrafndan dolap, geldi Har-lan'n kucana oturdu. Masay bir kala darbesiyle itti. Harlan kaskat kesildi. Kz uzaklatrmak iin kollarn kaldrd. Yapamad. Kz eildi ve dudaklarndan pt; artk bu utanlacak bir ey deildi. Noys'u ve kendisini ilgilendiren hibir eyden utanmyordu. Bir gzlemcinin ahlaki adan hakk olmayan eyler yapmaya baladnda, pek emin deildi. Yaanan Gereklik ve planlanan Gereklik Deitirmesi'ni kapsayan sorunun yaps zerinde dnmeye balad. Sonsuzluu rahatsz eden, bu yzyln dk ahlak deerleri, sakat ocuk doumlar ya da anaerkil toplum yaps deildi. nk btn bunlar ayn eski Gereklik'te olduu gibi devam ediyordu, yleyse Btnzamanlar Meclisi'nin zerinde nemle durduu noktalar deildi. Finge bunun ok ayrntda kalan bir ey olduunu sylemiti. O halde deiiklik ufak bir ayrntda yaplacak ve u anda gzledii sosyal snfla ilgili olacakt. Buraya kadarm aka grebiliyordu. Aristokrasiyi, mutlu aznl, st snflar ilgilendiren bir Deitirme yaplacakt.

Hatta byk bir olaslkla, deitirmenin Noys'la ilgili olabilecei onu ok rahatsz ediyordu. Kalan gn boyunca, Noys'un neeli arkadal bile bulutlarn toplanmasn engelleyememiti. Kz, "Ne oldu? Bir sre, Sons... her ne ise o yerdekinden ok farklydn. Kat kiiliinden syrlmtn. imdi yine eski Harlan oldun. Dnmek zorunda olduun iin mi?" "Biraz." "Dnmek zorunda msn?" "Mecburum." "Peki biraz geciksen ne olur?" Harlan bu soruya glmsemedi. "Ge kalmam pek ho karlamayacaklardr," dedi. Yine de epeydir, cetvelin kendisine tand iki gnlk marj kullanmak fikri akln kurcalyordu. Noys, kendine has yaratc tellerinden rastgele nota ve akortlarla, yumuak ve karmak mzik paralar karan bir algnn kontrollerini ayarlad. Bu rastgele seilen notalnn uyumlu bir btnlk iinde mzii oluturabilmesi iin, kark matematik formlleri kullanlyordu. Bylece mziin kar taneleri gibi tekrar edip durmamas salanyor, gzellik kazandrlyordu. Seslerin byleyici etkisi altnda Noys'u seyreden Harlan, ok zgnd. Yeni durum olutuunda bu kza ne olacakt? Bir balknn kars, bir fabrika iisi, alt ocuk anas, iman, irkin, hastalkl, ne olacakt acaba? Her ne olursa olsun, Harlan' hatrlamayacakt. Yeni bir Gereklik'te, kzn hayatnda yeri olmayacakt. Zaten kim olursa olsun, artk o Noys olmayacakt. Onunkisi yalnzca bir kz sevmekten te bir eydi. (Gariptir, ilk kez dncelerinin arasna "sevmek" kelimesi karyordu ve hi yadrgamyordu.) Kzn elbise seimindeki zevkine, yryne, konuma tarzna, ifade gzelliine, ksacas bir etkenler btnne ak olmutu. Yaanan Gereklik'teki eyrek yzyllk hayat ve deneyimin rnyd bu. Bir yl nceki Gereklik De-itirmesi'nden nceki Gereklik'le, bu kz onun Noys'u deildi. Yaplacak deiiklikten sonra da artk onun Noys'u olmayacakt. Yeni Noys belki birok ynden daha mkemmel bir insan olacakt ama, Harlan ne istediini iyi biliyordu. O, buradaki, u anda gzleriyle grd, bu Gereklik'te yaayan Noys'u istiyordu. Kusurlar varsa, onlar da istiyordu. Ne yapabilirdi? Birok ey aklna geliyordu ama hepsi de kurallara aykryd. rnein bunlardan biri, deitirmenin yapsn renip, Noys'u nasl etkileyeceini tam olarak saptamakt. Her eyden nce, insan emin olamazd ki...

Birden ken sessizlik, Harlan' dald hayal aleminden ayrd. Tekrar Yaam-emacs'nn brosundayd. Sosyolog Voy, gz ucuyla onu izliyordu. Fereque'un bir lnnkine benzeyen yz de onu szyordu. Ve sessizlik insann iine iliyordu. Birden bunun anlam imek gibi akverdi. Hesaplaycnn tkrtlar kesilmiti. Harlan atld. "Cevap geldi, Yaam-emacs." Feruque elindeki filme benzeyen eylere bakt. "Eveeet. Tabii. Acayip." "Bakabilir miyim?" Harlan elini uzatt. Gzle grlr bir biimde titriyordu. "Grnen bir ey yok. Zaten acayip olan da bu ya." "Bir ey yok da ne demek?" Harlan, Feruque'a dehet dolu bir bak frlatt. Yaam-emacs acmaszca tane tane konutu. "Bu hanm yeni Gereklik'te yok. Hibir kiilik hareketine rastlanmyor. Yok, hepsi bu. Kaybolmu. Olaslklar 0.0001 basamana kadar indirgedim. Hibir yerde ortaya kmyor. Aslna bakarsanz, alnnda biriken teri uzun parmaklaryla sildi, "verdiiniz etkenlerin oluturduu birleimle, bu hanmn eski Gereklik'te bile nasl yer aldn anlayamadm." Harlan'n kulaklar uulduyordu. "Fakat, fakat Deiiklik o kadar kk ki."

"Biliyorum. Etkenlerin birleimi bir acayip. Buyrun, grmek ister misiniz?" Harlan sonular ald. Noys yok? Noys yaamyor? Nasl olurdu bu? Omuzuna bir elin dokunduunu hissetti ve kulaklarnda Voy'un sesi nlad. "Rahatsz msnz, Teknisyen?" Tesadf de olsa, bir Teknisyen'in vcuduna dokunmu olmaktan piman ol-muasna elini ekti. Harlan btn yz hatlarn oynatan bir gayretle yutkundu. "Olduka iyiyim. Beni seyahat aracna gtrr msn?" Duygularn aa vurmamalyd. Her zaman yapt akademik aratrmalardan birini daha tamamlam gibi davranmalyd. Noys'un yeni Gereklik'te bulunmaynn, onun bir duygu seline boduu gereini saklamalyd. 7 SUA HAZIRLIK 2456.'da Harlan seyahat aracna girdi ve arac Sonsuzluk'tan ayran perdenin gerektiince kapanp kapanmadna bakmak iin ban evirdi; aslnda Voy'un onu gzetlemediinden emin olmak istiyordu. Son haftalarda seyahat aralarna bindiine kimsenin izlemediinden emin olmak iin dnp arkasna bir gz atmay alkanlk haline getirmiti. Ve sonra, zaten ta 2456.'da olmasna ramen kumandalar daha da stzamanlara doru ayarlad. Zamanmetredeki rakamlarn artn seyre koyuldu. Rakamlar sratle artyordu ama dnebilmek iin zaman vard. Yaam-emacs'nm bulgular durumu nasl da deitirmiti! Suunun genel yaps nasl da deiivermiti! Ve btn bunlar Finge'de dmleniyordu. Evet, onda dmleniyordu. 482.'de Noys'la birlikte geen gnlerden sonra Sonsuzlua dndnde Finge'le kiisel temaslarda bulunmaktan kanmt. 482.'deyken hibir anlam yoktu ama, yeminine bal kalmam olmas Sonsuzluk'ta korkun bir eydi. Raporunu kendisi gtrmemi, gerekli kanallar kullanarak yollam ve dairesine kapanmt. Dnmek ve kendisine izdii yeni yolu iyice benimseyip almak iin zamana ihtiyac vard.

Finge buna izin vermemiti. Raporu aldktan sonra bir saat hile gemeden Harlan'la temasa geti. ? Telefon ekrannda Bilgisayar'n silueti belirdi. "Bronda olursun sanmtm." "Raporumu gnderdim, efendim. Yeni bir grev iin nerede beklediimin bir nemi yok." "yle mi?" Finge elinde tuttuu raporu a gzleriyle ince liyordu. "Bana tamam deilmi gibi geldi," diye devam etti. "Odana gelebilir miyim?" Harlan bir an iin tereddt etti. Adam onun amiriydi ve kendisinin davetini geri evirmek serkee bir itaatsizlik olacak-ti. Suunun ortaya kmasna neden olabilirdi ve vicdan buna izin vermezdi. "Memnuniyetle, buyrun Bilgisayar." diyerek kat bir ifadeyle kabul etti. Finge'in yumuak davranlar Harlan'n odasna bunaltc bir sahte nee havas getirmiti. Harlan'n doum zaman olan 95.'de Sparta modas hakimdi ve kendisi de hep bu tarzda demeler kullanyordu. Metal borulu sandalyelerin kaplamalar aa havas verilmek zere cilalanmt (pek de baarl olama-mt ya). Odann bir kesinde kendi zamammn en nemli tem-silcisi olan bir eya yerletirilmiti. Finge'in hemen dikkatini ekti. Yapsn anlamaya alrcasna bodur parmaklaryla yokla-yarak, "Bu maddenin cinsi nedir?" "Aa, efendim," dedi Harlan. "Orijinal mi? Gerek aa m yani? ok artc! Senin do-um yzylnda hep aa kullanlyordu, deil mi?" "Evet." "Anlyorum. Neyse camm, bu kurallara aykr bir ey deil, Teknisyen..." dokunduu eyden tozlanan parman pantolonu-nun yan tarafna sildi, "fakat doum zamammn bir inam etkilemeine izin vermek onaylanr m bilmem. Gerek bir Sonsuz, bu-lunduu toplum ve kltr deerlerine uyum salar. Mesela beni be ylda toplam iki defadan fazla enerji tencerelerinde pimi yemeklerden yemem." Derinden bir i ekti. "Ve yemein maddeye temas hi temiz bir ey deildir. Fakat ne yapalm. Ne yapalm." Gzlerini tekrar aatan yaplm eyaya evirdi fakat bu defa ellerini arkasnda birletirmiti. "Nedir bu? Neye yarar?" "Bir kitaplk," dedi Harlan. Aslnda u anda, Finge'e, elleri arkasndayken kendini daha iyi hissedip hissetmediini sormak istiyordu. Hatta giysileri saf enerjiden yaplm olsa kendini daha da temiz hissederdi herhalde. Finge kalarn kaldrd. "Bir kitaplk. O halde raflarda duran eyler de kitap olmal. Doru mu?" "Evet, efendim." "Sahici rnekler mi?" "Tmyle, Bilgisayar. 24.'den topladm. Birka ise 20.'den. Eer bir gz atmay dnyorsanz, dikkatli olmanz rica edeceim. Her ne kadar, sayfalan restore edilmi ve alanmsa da kaplanmadklar iin ok dikkatli muamele etmek gerekiyor." "Dokunmayacam. Dokunmay dnmyorum. zerlerinde 20. yzyldan gelme tozlar vardr, sannm. Gerek kitaplar!" Gld. "Sayfalar da sellozdan tabii. Byle sylemitin, deil mi?" Harlan bayla onaylad. "Daha uzun sre dayanmalar iin alanma ameliyatlar geirdiler, ama, evet, sellozdan yaplmtr." Azn at, sknetini koruyabilmek iin derin bir nefes ald. Bu kitaplarla kendisini zdeletirmek ok komikti.

"Sylemeden yapamayacam," dedi Finge, hl ayn konu zerinde duruyordu. "Bu kitaplardaki her ey iki metrelik bir filme kaydedilip, bir parman ucu kadar yerde saklanabilir. Nelerden bahsediyor bunlar?" "20.'ye ait bir derginin ciltlenmi saylar." "Sen okudun mu bunlar?" Harlan gururla konutu. "Bunlar benim koleksiyonumun birka cildi. Sonsuzluk'taki baka hibir ktphanede benzeri yoktur."

"Evet, u senin hobin. Bir zamanlar lkel'e olan merakndan bahsettiini hatrlyorum. Nasl oldu da Eitmen'in byle eyler le ilgilenmene izin verdi. Enerji israfndan baka bir ey deil." Harlan'n dudaklar gerildi. Bu adamn onu sinirlendirerek mantk d davranlarda bulunmaya zorladna karar verdi. Eer yleyse, bunu baaramayacakt. "Sanrm raporum hakknda grmek istemitiniz." "Evet, yle." Bilgisayar yle bir etrafna baknd, bir sandalye ye seti, ihtiyatl hareketlerle oturdu. "Haberleme cihazyla grtmzde de sylediim gibi tamam deil." "Ne ynden, efendim?" (Sakin ol! Sakin ol!) Finge sinirli sinirU glmsedi. "Hi deinmediin bir ey ol du mu, Harlan?" "Hibir ey, efendim." Her ne kadar ayakta dimdik duruyorsa da, bandan aa kaynar sular dklmt sanki. "Haydi, Teknisyen. O gen bayann toplumunda bir sr za man harcadn. Eer zamanmekn cetvelini incelersen grrsn. Cetvele uygun hareket ettin deil mi?" Harlan yalnzca, "Uygun hareket ettim," diyebildi. "Ve, ne oldu? Kadnla olan kiisel ilikilerinden hi sz et memisin." "nemli saylacak bir ey yoktu. "Harlan'n dudaklar kurumutu." "te bu ok komik. Senin yanda ve senin deneyimine sa hip birine, neyin nemli, neyin nemsiz olduunu bir Gzlem ci'nin yarglayamayacan anlatmama gerek yok sanrm." Finge'in gzleri itahla Harlan'a dikilmiti. Yumuak sorgu lama tarzna karn, ok daha kat ve hrs doluydu. Harlan bunu fark etti, Finge'in nazik szlerine aldanmaya cakt, fakat i ahlak da bir yandan bask yapyordu. Bir Gzlem ci her eyi rapor etmekle grevlidir. Gzlemci, Sonsuzluk tarafndan Zaman'a uzatlm, tepkileri alglayan bir duyargadan ibarettir. evresini gzler ve geri ekilir. levini yerine getirirken de kiilii olan biri, hatta bir insan olarak dnlmez Harlan raporuna geirmedii eyleri bir kayt cihaz gibi anlatmaya balad. Bunu, bir Gzlemci'nin eitilmi belleinden karak dile getiriyor, kelime kelime konuulanlar anlatyor, ses tonuna ve hareketlere varncaya kadar yaanan olaylar aktaryordu. Anlatrken tekrar yaad iin bu ii severek yapyordu ama, Finge'in sz ve kendisinin rahatlamasndan oluan bileimin onu neredeyse suunu itiraf edecei bir noktaya doru srklediinin farknda deildi. Ancak bu uzun konumann sonuna yaklatnda kekelemeye ve bir Gzlemci'nin o su katlmadk tarafszlndan sapmalar gstermeye balad. Daha ayrntya girmekten Finge'in bir el hareketi ve sert ses tonuyla kurtuldu. "Teekkr ederim. Bu kadar yeter. Neredeyse kadnla nasl sevitiini anlatmaya balayacaktn." Harlan sinirlendi. Finge gerei yaln bir biimde dile getirmiti ama ses tonu olay, ehev, kaba ve daha kts, basit, alelade bir hale sokuyordu. Halbuki bu i iin her ey sylenebilirdi de, alelade olarak deerlendirilemezdi.

Harlan, Finge'in aceleyle szn kesiinin sebebini buldu. Finge kskanyordu! Harlan yemin bile edebilirdi. Ona ait bir kadn elinden almt. Harlan bir zafer kazandn hissediyordu ve bu duygu houna gitti. Hayatnda ilk kez Sonsuzluk'taki souk duygulardan baka bir eyleri tadyordu. Finge artk hep kskanmak zorundayd, nk Noys bundan byle kendisinin olarak kalacakt. Kazanm olmann heyecanyla, daha nceden, drt be skc gnden sonra yapmay planlad bavuruyu hemen yapmaya karar verdi. "Zaman'dan bir insanla iliki kurma izni almak iin bavuracam." Finge, dald hayal aleminden uyanm gibi ban kaldrd. "Sanrm Noys Lambent'le," dedi. "Evet efendim. Blm'n sorumlusu Bilgisayar olarak size bavurulmas gerekiyor..."

Harlan bu bavurunun Finge'e yaplmas gerektiine ok se viniyordu. Ona ac ektirmek istiyordu. Eer kz kendisi istiyor sa, Harlan'a sylemek zorundayd ve o da Noys'a tercihinin olduunun sorulmasn talep edecekti. Normal olarak bir Teknisyen, bir Bilgisayar'n isteklerinin gereklemesini bu tr eylerle engelleyemezdi, ama Harlan Twissell'e gveniyordu. Finge'den ok nce grp onu kandrabileceini dnyordu. Finge ar bir tepki gstermedi. "yle grnyor ki," diye sze balad, "sen zaten bu kzla gayri meru olarak temasta bu lunmusun." Harlan kpkrmz kesildi ve cansz bir halde kendini savunmaya yeltendi. "Zaman-mekn cetveli bizim srekli birlikte olmamz iin ok srarlyd. Olanlarm hibiri yasaklanm eyler deil. Sululuk duymuyorum." Yaland ve Finge'in glmseyen yznden bunun yalan olduunu bildii aka okunuyordu. "Bir Gereklik Deitirmesi yaplacak" dedi. "yleyse ben de Bayan Lambent'le ilgili bavurumu yer Gereklik'te yaparm." "Bana kalrsa pek akllca olmaz. nceden nasl bu kadar emin olabilirsin? Yeni Gereklik'te belki de o evli bir kadn ola-cak, belki de biimsiz biri. Aslnda unu rahata syleyebilirim ki, o kz yeni Gereklik'te seni istemeyecektir. Seni istemeyecektir." Harlan tir tir titriyordu. "Bunu bilemezsiniz." "Sahi mi? Bu byk aknz ruhlarnzn temasndan m oluuyor sanyorsun? Dtan gelen etkilerin tm deise de ayn kalacak, yle mi? Zamanla ilgili romanlar m okuyorsun sen?" Harlan fena halde tahrik edilmiti, saygy falan unuttu. "Bir kere, ben sana inanmyorum." Finge buz gibi sesle, "Ne dedin?" diye sordu. "Yalan sylyorsun." Artk azndan kan kula duymuyordu. "Kskanyorsun. Noys'la ilgili baka planlarn vard ama kz beni seti." "Farknda msn?.." "Her eyin farkndaym. Aptal deilim. Bir Bilgisayar olmayabilirim fakat cahil de deilim. Noys'un yeni Gereklik'te beni istemeyeceini sylyorsun. Nereden biliyorsun? Senin henz yeni Gerekliin nasl bir ey olacandan bile haberin yok. Aslnda yeni bir Gereklie ihtiya olup olmadndan bile haberin yok. Sen sadece benden bir rapor aldn, o kadar. Bir Gereklik Deitirmesi iin ayrntl incelemeler, hesaplar yaplmas gerekir. Hadi onu da brak, onay iin sunulmaldr. Sen ne zaman deiikliin yapsn renme frsat buldun syler misin? Yalan sylyorsun sen." Finge birok ekilde tepki gsterebilirdi. Harlan da bunlarn ounu dnebiliyordu. Ne ekilde davranaca umurunda bile deildi. fkeyle kp gidebilir; bir gvenlik grevlisini arp emre itaatsizlikten hapse attrabilir; ayn Harlan gibi avaz kt kadar barp

tartmay srdrebilir; ivedilikle Twissell'le bir grme talebinde bulunup resmen, ikyet edebilir; ya da herhangi baka bir ey yapabilirdi. Finge bunlarn hibirini yapmad. Sknetle ve yumuak bir ses tonuyla, "Otur, Harlan. Bu konuda biraz konualm," dedi. Ve byle bir davran hi ummayan Harlan, aknlktan az bir kar alm olarak oturdu. Bulduu zm suya dmt. Ne demek oluyordu bu? "Hatrlarsn," dedi Finge, "sana 482. ile olan sorunumuzun, halihazrdaki Gereklik'te yaayan lmllerin bazlarnn Sonsuzlua kar istenmeyen davranlaryla ilgili olduunu anlatmtm. Hatrlyorsun, deil mi?" Geri kalm bir rencisiyle konuan bir retmenin yumuak ifadesiyle hitap ediyordu ama, Harlan gzlerindeki birtakm prltlar da karmamt. "Tabii" dedi Harlan.

"Kesin destek salayacak gzlemler olmadan Btnzaman lar Meclisi'nin incelemelerimi kabullenmek istemediini de sy lemitim. Btn bunlar seni, gerekli Gereklik Deitirmesi'ni hesapladma ikna edemiyor mu?" "Fakat gerekli destei, benim yaptm gzlemler salyor, deil mi?" "Evet, onlar salyor." "Ve bunlar en doru biimde deerlendirmek iin incele mek zaman alr." "Sama. Raporun hibir ey ifade etmiyor. Destekleyici noktalar, biraz nce szl olarak anlattklarnda sakl." "Ne demek istediini anlayamadm." "Bak, Harlan. Sana 482.'yle ilgili sorunu anlataym. Bu yzyln yksek snflar, bilhassa kadnlar arasnda, sonsuzlarn gerekten sonlar olmayan kiiler olduklar inanc yaylm durumda. Yani gerek anlamda, sonsuza dek yaadklar, lmedikleri... Byk Zaman, olum, Noys Lambent de sana bunu sylemiti ya, daha yirmi dakika nce sen bana onun szlerini tekrarlamadn m?" Harlan, Finge'e bo bo bakt. Noys'un yanna uzandnda, kara gzleriyle bakn ve yumuak, okayan sesini hatrlyordu Sen sonsuza dek yaayacaksn. Sen bir Sonsuz'sun. Finge devam etti. "imdi, byle bir inan iyi bir ey deil fakat aslnda ok kt de denemez. Uyumsuzluklara yol aabilir Blm iin baz sorunlar karabilir falan ama, hesaplara gre bu olaylarn ok az Gereklik Deitirmesi'ne ihtiya gsteriyor.; Yine de, bir Deitirme gerekliyse, yzyln konuyla ilgili ahslarnn, yani bu inana sahip olanlarn, Deiiklik'ten en ok etkilenecek kimseler olmas doal. Baka bir deyile aristokrat ka dnlann. Noys'un." "Olabilir, ama ben ansm denemek istiyorum," dedi Har lan. "Hi ansn yok. Senin yakklln ve ekiciliin mi tatl" aristokrat basit bir Teknisyen'in kollarna att sanyorsun? Hadi Harlan, biraz gereki ol." Harlan sabrla dinliyordu. Hibir ey sylemedi. Finge, "Bu insanlarn, Sonsuzlarn lmsz sandklar ya-amlaryla ilgili inanlarna ekledikleri batl itikad tahmin edemiyor musun? Kadnlarn ou, bir Sonsuz'la iliki kurduklar takdirde sonsuza dek yaayacaklarna inanyorlar." Harlan tereddt iindeydi. Noys'un kulaklarna dolan sesi o kadar berrakt ki: Eer bir Sonsuz olsaydm... Ve sonra pckleri.

Finge devam etti. "Byle bir batl itikadn varlna inanmak ok gt Harlan. Hi bylesiyle karlamamtk. Hata pay snrlarnda kald iin bir nceki Deitirme'nin hesaplamalar esnasnda da ortaya kmad. Btnzamanlar Meclisi kesin kantlar, hakiki rnekler istiyordu. Ben de snfnn en iyi rneklerinden biri olan Bayan Lambent'i setim. Deneyin br eleman olarak da seni..." Harlan ayaa frlad. "Beni setin ha? Bir deney eleman olarak?" "zr dilerim," dedi Finge, "ama gerekliydi. Sen iyi bir rnektin." Harlan dosdoru adamn gzlerinin iine bakyordu. Finge bu sessiz bak karsnda kurnazca geri ekilmeye geti. "Anlamyor musun? Hayr, hl anlamyorsun. Bak, Harlan, sen Sonsuzluun dondurulmu balktan farksz bir rnsn. Bir kadna bakamazsm. Kadnlar ahlk d eyler olarak grrsn. Hayr, daha iyi bir kelime var. Onlar gnahkrlk olarak kabul edersin. Bu her halinden belli oluyor ve hibir kadn sana, bir ay nce gebermi bir uskumrudan daha seksi gelemez. te yandan elimizde bir kadn var, sefahate dm bir toplumun ahane bir rn, seni ilk gecenizde batan karp kendisine sahip olman salamaya alan bir yaratk. Anlamyor musun ki bu ok komik, imknsz, ta ki... neyse, ite bizim aradmz destekleyici unsur buydu." Harlan konumakta glk ekiyordu. "Diyorsun ki bu kendini satt..." "Neden bu ifadeyi kullanyorsun? Bu yzylda seksin utan lacak bir taraf yok. Deiik olan yalnzca, kar taraf olarak seni lmsz olabilmek iin semi olmas. Son derece normal." Ve Harlan, kollar havada, elleri pene eklinde kaslm, beyni durmu ya da akl Finge'nin grtlan skp bomakta baka hibir eyi alamayacak durumda olarak, saldrd. Finge abucak geri ekildi. Birden elinde beliren bir silah Harlan'a dorulttu. "Dokunma bana! ekil!" Harlan henz durmay akl edebilecek durumdayd. Salar dimdik olmutu. Gmlei terden srlsklamd. Daralm burun deliklerinden nefesi slk alarak kyordu. Finge'in sesi titriyordu, "Grdn gibi seni ok iyi tanyorum ve tepkinin vahice olabileceini tahmin etmitim. Mecbur kalrsam ekinmeden ate ederim." Harlan, "Defol," dedi. "Tamam, gideceim. Ama nce beni dinleyeceksin. Bir Bil-gisayar'a saldrmak suundan rtbelerini sktrebilirim, fakat ben olay bytmeyeceim. Nasl olsa bir gn yalan sylemediimi anlayacaksn. Yeni Gerekiliin Noys Lambent'inin bu batl inan hakknda hibir bilgisi olmayacak. Deiiklik yalnzca bu inan silmek amacna ynelik olacak. Ve bu inan olmadan Harlan..." konumaktan ok, hrlar gibiydi; "hi Noys gibi bir kadn, senin gibi birini ister mi?" Bodur Bilgisayar, hl silah Harlan'a dnk olarak, geri geri kapya doru yrd. kmadan nce, yznde acmasz bir mutlulukla duraklad, "Tabii onu imdi bulabilirsen, tadn karabilirsin Harlan. likini resmi hale de getirebilirsin. Ama imdi bulabilirsen. Fakat Deiiklie ok az kald Harlan ve sonra onu elde edemeyeceksin. Ne yazk ki, Sonsuzluk'ta bile, imdiki zaman, geip gidiyor, deil mi, Harlan?" Harlan artk ona bakmyordu. Her eye ramen Finge kazanm, sahay galip terk ediyordu. Ban edi, ayaklarna doru bakyor fakat gzleri hibir ey grmyordu. Ban kaldrdnda, be dakika m, on be dakika m gemiti, farknda deildi; Finge gitmiti. Geen saatler strapla doluydu ve Harlan kapana ksldn hissediyordu. Finge'in btn syledikleri tartma gtrmeyecek kadar doruydu. Harlan geriye dnp baktnda, artk ksa, olaan d ilikilerini daha baka bir gzle gryordu. Bu, bir anlk lgnlk deildi. Nasl da byle bir eye inanabilmiti. Onun gibi biri iin bylesine bir zaaf gstermek mmkn myd? Elbette hayr. Gzyalar gzlerini actyordu ve utanyordu. Demek bu duygusal iliki bylesine sinsi bir hesaba dayanyordu. Kzn inkr edilemeyecek fiziksel zellikleri vard ve

bunlar ahlakszca kullanmasna engel olabilecek hibir deer yargs bulunmuyordu. Ve bunlar kullanm, kullanrken de Andrew Har-lan' karsnda bir insan olarak grmemiti. Kzn kafasndaki tahrif edilmi Sonsuzluk imajm temsil etmekten te hibir deeri yoktu. Harlan'n uzun parmaklar kk kitaplm bir robot gibi tarad. Bir kitab ekip ald, at, bakyordu ama grmyordu. Yazlar bulank grnyordu. Resimlerin soluk renkleri irkin, anlamsz kabarcklarla benziyordu. Neden Finge btn bunlar anlatmak zahmetine katlanmt acaba. Byle davranmas iin bir neden yoktu. Bir Gzlemci'nin ya da Gzlemci grevi yapan birinin, gzlemlerinin sonuta nerelere varacan bilmemesi gerekirdi. nk bu, insan ideal tarafszlktan uzaklatrabilirdi. Onu ykmak iindi, doal ki; kskanl yznden intikam almak iin! Elindeki derginin ak duran sayfasnn zerinde parman gezdirdi. Kendini, lkel'de olduu kadar, 45., 182., 590. ve 984.'de de revata olan bir kara tama aracnn, parlak krmz

renkli resmine bakar buldu. ten patlamal motorla alan bir arat bu. lkel ada g kayna olarak bu arata petrol trevleri kullanlyor ve doal kauuktan tekerlekler zerinde hareket ediyordu. Dier yzyllarda bu tr eyler kullanlmyordu doal olarak. Harlan bunu Cooper'a da gstermiti. ok ilgisini ekmiti. Biraz da u mutsuz dakikalarn skntsndan uzaklamak iin o gnleri dnd. "Bu reklamlar," demiti, "bize lkel Zaman'la ilgili bilgi ver-mek asndan, ayn dergideki haber stunlanndan daha faydaldrlar. nk haber stunlarnda kullanlan birok deyim ve kelimeleri anlamak bal bana bir problemdir. 'Golf topu' der mesela, fakat nedir bu anlayamazsn." Harlan byle frsatlar ktnda zevkle kulland retme tavryla, "Aslnda yazy inceleyerek bunun bir tr kk top ol duunu karabiliriz. Bir spor olaynda kullanldn biliriz, nk spor sayfasndaki bir konuda gemektedir. Hatta buna uzun bir sopayla vurulduunu ve amacn yerdeki bir delie sokmak olduunu da bulabiliriz. Fakat byle uramakta anlam yok. Bak u reklama! Tek amac okuyucularn bu topu almasn salamak, ama bu arada btnyle birlikte yapsn da gsteren bir kesiti vermekle bize tm zellikleri sergiliyor." Cooper reklam olaynn lkel zamanlardaki kadar youn olmad bir yzyldan geldii iin anlamakta glk ekiyordu. "Bu biraz sama deil mi?" demiti. "Kim kendi malnn daha iyi olduunu syleyen birine inanacak kadar enayi olabilir? Adam maln ktleyecek deil ya. Bir sr abartma yapmasna engel olunabilir mi?" Kendi zamamnda, grece daha ok reklam kullanlan Harlan, kalarn kaldrd ve, "Bunu olduu gibi kabul etmek zorundasn. Bu onlann sorunu ve biz insanln tmne ciddi bir ekilde zarar vermedike, hibir yzyln ve toplumun iine karmayz." Birden tekrar hayallerinden syrld, imdi yine dergideki reklama bakyordu. Birden heyecanland ve kendi kendine sordu: Biraz nce dndkleri tamamen ilgisiz eyler miydi? Yoksa bu karanlktan kurtulup Noys'a kavuabilmek iin bir yol mu aryordu? Reklam! steksizi harekete geirme arac. Bir kara arac reticisi iin, bir mterinin malna kar eskiden beri ilgi duyuyor olmas ya da o anda birden heveslenmesi fark eder miydi? Eer mteri baz yntemlerle mal almaya itilse, aslnda isteksiz oluu ne anlam ifade ederdi? yleyse Noys'un sevgisinin, duyduu aktan ileri gelmesiyle, birtakm hesaplara dayanmas arasnda da bir fark yoktu. Yeterince uzun bir sre birlikte olabilirlerse, kz onu gerek anlamda sevebilirdi. Kzn kendisini sevmesini salayabilirdi. Keke biraz nceki tartma esnasnda Finge'in alay ederek bahsettii Zaman'la ilgili romanlardan birkan okumu olsaydm, diye dnd.

Birden aklna geliveren bir dnceyle yumruklarn skt. Eer Noys ona, lmszlk iin yaklatysa, henz byle bir mertebeye ulaacak bir ey yapmam demektir. Daha nce hibir Sonsuz'la ak yapmam demektir. Finge'le olan ilikisi de yalnzca ast-st ilikisi eklinde kalm demektir. Yoksa byle bir ama iin Harlan'a yaklar myd? Tabii Finge denemi olmal; yeltenmi olmal... (Bu dncenin sonunu kendi bile bulamad.) Finge bu batl inanc biliyordu. Noys'un da buna inandn bulmutur. yleyse kz onu reddetmi olmalyd. Harlan' kullanmak zorunda kalm ve Harlan baarmt. Finge bu yzden kskanlktan kudurmu ve durumu anlatp, kza hibir zaman sahip olamayacan syleyerek Harlan'a ikence etmeye almt. Fakat ne olursa olsun, Noys Finge'i reddetmi ve Harlan' tercih etmiti. Tercihini Harlan lehine kullanmt. Demek ki mesele yalnzca basit hesaplardan ibaret deildi, duygular da rol oynamt.

Harlan'n kafasndakiler vahice dncelerdi, karmakar kt ve her an daha da kzyordu. Kz almalyd, hem de imdi. Bir Gereklik Deitirmesi yaplmadan. Finge dalga geerek ne demiti: Sonsuzlukta bile, imdiki zaman, geip gidiyor. Doruydu ya. Deil mi? Harlan ne yapmas gerektiini biliyordu artk. Finge'in alayc davranlar onu tahrik edip su ilemeye hazr hale getirmi ve son szleri de, barda tararak, oktandr dndklerini nasl gerekletireceine k tutmu, esin kayna olmutu. Bir dakikay bile harcayamazd. Odasndan hevesle, neeyle kt. Neredeyse koacakt. Sonsuzlua kar byk bir su ile meye gidiyordu. 8 su Kimse bir ey sormamt. Kimse durdurmamt. Bir Tek-nisyen'in toplumdan soyutlanm yaamnn da bu stnl vard ite. Arac kullanp Zaman'a gei iin kullanlan bir kapya vard. Aslnda birisinin resmi bir i iin tesadfen bu kapya gelmesi ve neden kullanlmakta olduunu merak etmesi olasl yok deildi tabii. Bir an iin duraksad ve sonra armasn kapya takmaya karar verdi. zerinde bir Teknisyen'in armas bulununca, kap pek dikkati ekmezdi. Armasn koymazsa, kullanlmakta olan kap btn herkesi bana toplayabilirdi. Kap Finge'in de dikkatini ekebilirdi. Bu olaslk vard. Noys ayn ayrld zamanki yerinde ayakta duruyordu. Aslnda 482.'den ayrldndan beri saatler gemiti ama, o birka saniye farkla tekrar ayn zamana dnmt. Noys'un sann teli bile kprdamad. Biraz armt. "Bir ey mi unuttun, Andrew?" Harlan kza istekle bakt, fakat dokunmak iin teebbs etmedi. Finge'in szlerini hatrlad ve reddedilmek riskini gze alamad. Serbeste, "Ne diyorsam onu yapmalsn," dedi. "Bir yanllk m oldu? Yeni gitmitin. Henz ayrlmtn." "Merak edilecek bir ey yok," dedi. Kzn ellerini tutup her eyi anlatmadan btn yapabilecei buydu. Bunun yerine kabaca tavrlar taknd. Her eyi berbat etmek iin eytann oyununa geliyordu sanki. Ne diye hemen ayrld ana geri dnmt ki? Bu ani dn kz rahatsz etmekten baka bir ie yaramamt. (Aslnda bu sorunun cevabn biliyordu. Zaman-mekn cet-

velince tannm iki gnlk bir marj vard. Bu marjn ilk ksmla rnda yakalanma olasl daha azd. Onun iin ileri bu ilk saat lere sktrma eilimi normaldi. Geri bu ayn zamanda aptalca riske atlmakt. Ufak bir hesap hatas, onu ayrld zamandan saatler ncesinde Zaman'a sokabilirdi. O zaman ne yapard? Gzlemcilik yllarnda rendii ilk kurallardan biri uydu: Ayn Zaman'n ayn Gereinde, Zaman'da iki noktay birden igal eden bir insan, kendisiyle karlamak riskine maruz kalr. Her nedense bu kanlmas gereken bir eydi. Neden? Har lan yalmzca kendisiyle karlamak istemediini biliyordu,Bir baka, nceki (ya da sonraki) Harlan'n gzlerinin iine bakmak istemiyordu. Zaten bu, bir eliki olutururdu ve Twissell'in her frsatta sylemeye bayld gibi, "Zaman'da elikiler yoktur, nk Zaman zenle elikilerden kanr"d. Noys, zek fkran gzlerini kocaman am kendisine ba karken, Harlan da sersem gibi bunlar dnyordu. Sonra kz yaklat ve yumuak bir hareketle ellerini Har lan'n ate gibi yanan yzne dedirdi. "Senin bir eye cann sk lyor." Baklar Harlan'a sevgi doluymu gibi geldi. Ama bu nasl olurdu? stediini elde etmiti. Baka ne kalmt? Kzm bilekle rini yakalad ve bouk bir sesle, "Benimle gelir misin? imdi? Hi soru sormadan? Ne dersem onu yaparak?" "Gerekli mi?" "Yapmalsn, Noys. ok nemli." "yleyse gelirim." O kadar doal bir ifadeyle sylemiti ki sanki byle tekliflerle her gn karlayordu ve kabul etmesinde de bir saknca yoktu. Noys, seyahat aracna binerken bir an iin duraklad ve son ra ieri girdi. "stzaman'a gidiyoruz, Noys." "Yani gelecee, deil mi?" Kz ieri girdiinde ara zaten kalkmaya hazrd ve oturur oturmaz Harlan kumandanlar ayarlad, hareket ettiler. Zaman boyunca harekete gemi olmann tarifsiz duygularyla kzn mide bulantlar falan geireceinden korkan Harlan yanlmt. Noys son derece doal davranyordu. Sessiz sedasz oturuyordu. nsann iini burkacak kadar gzeldi ve Harlan Sonsuzlua, izinsiz olarak, bir lml getirmenin ne kadar alaka bir su olduunu artk hi umursamyordu. "Gstergedekiler, geen yllar m, Andrew?" "Yzyllar." "Bin yl gelecekte miyiz yani? Henz?" "yle." "Bir ey hissedilmiyor." "Biliyorum." Kz akn akn bakt. "yi de biz nasl hareket ediyoruz?" "Bilmiyorum, Noys." "Bilmiyor musun?" "Sonsuzluk'ta anlalmas g olan ok ey vardr." Zaman-metredeki rakamlar hzla ilerliyordu. Gitgide hzland ve sonunda okunamayacak kadar hzl gemeye balad. Harlan hz kolunu sonuna dayamt. Bu aracn ektii enerji, g santrallerindekileri hayrete drm olmalyd ama fark etmezdi. Noys'la birlikte Sonsuzlua dndnde onu kimse beklememiti ve bu da zaten savamn onda dokuzuydu. imdi sadece kz emniyetli bir yere gtrmek kalmt. Harlan tekrar kza dnd. "Sonsuzlar her eyi bilmez."

"Ben bir Sonsuz bile deilim," diye mrldand Noys, "o halde hibir ey bilemem." Harlan'n kalp atlar birden hzland. Hl bir Sonsuz deil mi? Ama Finge demiti ki... Bover, diye dnd. Bover. Seninle geliyor. Sana glmsyor. Daha ne istiyorsun? Fakat yine de konumaktan kendini alamad. "Bir Sonsuz, sonsuza kadar yaar sanyorsun, deil mi?" "ey, adna Sonsuz demiler, biliyorsun ve herkes de yle olduunu sylyor." Glmsedi. "Fakat yaamyorlar, deil mi?"

"Sen yle olduunu dnmyorsun, o halde?" "Sonsuzlukta geirdiim gnlerden sonra yle dnmemem mmkn deil. Orada insanlar hi de lmsz gibi davranmyorlar yrca baya yal kiiler de var." "Yine de bana sonsuza dek yaadm syledin... o gece.'' Kz yanna sokuldu, glrnsyordu, "yle dndm: kim bilir?" Harlan, iinde bulunduu gerginliin sesini etkilemesine en gel olamyordu. "Bir lml nasl Sonsuz olur?" diye sordu. Birden kzn yzndeki glmseme kayboldu ve belki de ona yle gelmiti ama yanaklar da kzarr gibi olmutu. "Neden sor dun?" "Bilmek istiyorum." "Aptalca bir ey bu," dedi. "Bu konuda konumamay tercih ederim." Aracn lo klan altnda ban ne emi ellerine bakyor, parmaklaryla oynuyordu. "Benimle neden sevitin?" Kz salann arkaya atarak ban kaldrd, yz bembeyazd ''Eer mutlaka bilmen gerekiyorsa, ksmen, bu yolla bir Sonsuz olabileceine inandm iindi." "Sanrm buna inanmadn sylemitin." "nanmyordum ama, ansm denesem ne kaybederdim? zellikle..." Harlan donup kalmt. Kendi doum zamannn ahlak deerlerine taban tabana zt bu durumdan ve krlan kalbinin acsndan kurtulmak iin bir k yolu anyordu. "Evet?" "zellikle yapmak istediim bir anda." "Benimle sevimek mi istedin?" "Evet." "Neden ben?" "nk senden holandm. nk seni ok ho buluyordum "Ho mu?" "Ya da, deiik diyelim istersen. Bana bakmamak iin byk bir gayret sarf ettin, ama yine de hep beni gzledin. Benden nefret etmek; iin urayordun ama, beni istediin aka grlyordu. Senin hesabna biraz zlyordum, galiba." "Benim neyime zleceksin?" Yznn yandn hissetti. "Beni arzuluyor ve bunu mesele yapyordun. Sen yalnzca bir kzla, birlikte olmak istiyordun. Bu, ok basit bir ey. Dert etmeye deer mi?"

Harlan bayla onaylad. 482.'de bu, son derece doald. Buruk bir sesle sordu, "Peki imdi benim hakkmda ne d-nyorsun?" "Senin ok tatl olduunu," dedi yumuak bir sesle "ve eer biraz kendini rahat brakrsan... glmse bakaym." "Glecek bir ey yok, Noys." "Ltfen. Bakalm yz hatlannn byle bir eyden haberi var m? dur bakaym." Parmaklarn Harlan'n aznn kenarlarna bastrp geriye doru itti. Biraz geri ekilip arm gibi bakt, glmekten kendini alamad. "Grdn m, yanaklarna bir zarar vermedi. Yakt da. Biraz egzersiz yapsan bu i olacak." Fakat ellerini ekince, glmseme de kayboldu. "Bamz dertte, deil mi?" "Evet yle, Noys. Hem de ok byk dertte." "Yaptmzdan dolay m? Sen ve benim? O gece?" "Pek saylmaz." "Benim hatamd, biliyorsun. stersen onlara anlatrm." "Hayr," dedi Harlan, birden canland. Bu konuda hibir suu stne alma. Sen hibir ey, sulu saylacan hibir ey yapmadn.. Mesele tamamen baka." Noys huzursuzlanarak zamanmetreye bakt. "Neredeyiz? Rakamlar okunmuyor." "Hangi zamandayz?" diye dzeltti Harlan. Hz azaltt ve rakamlar tekrar okunabilecek bir hzla artmaya devam etti. Kzn gzel gzleri dehetle ald. "Doru mu bu?"

Harlan gstergeye yle bir bakt. 72.000.'lerdeydi. "Evet doru." "yi de nereye gidiyoruz?" "Uzak stzamana," dedi, "Yeterince uzaa. Seni bulamaya-caklar bir zamana." Ve sessizce rakamlarn artn seyrettiler. Bu sessizlik esnasnda Harlan defalarca kendine, Finge'in syledikleri yznden kzn sulanamayacan tekrar etti. Her eyi byk itenlikle iti raf etmi ve gsterdii yaknln, o bilinen kuramn yan sra duygusal birtakm temellere de dayandn aka belirtmi, hi bir eyi gizlememiti. Noys'un kprdandn hissetti ve ona doru dnd. Kendi oturduu tarafa ekilen kz, gayet sakin bir biimde, kumanda koluna uzand ve hzla hareket eden arac birden durdurdu. Harlan bu ani duruun etkisiyle midesine giren arnn ge-mesi iin gzlerini kapad, bir an bekledi. "Bir ey mi var?" dedi. Noys'un yz kl gibiydi ve bir an iin cevap veremedi. Sonra, "Daha teye gitmek istemiyorum. Rakamlar ok artt." dedi. Zamanmetrede 111.394 rakam okunuyordu. Harlan, "Bu kadar yeter zaten," dedi. Elini uzatt; "Gel, Noys. Buras bir sre iin senin evin ola cak." Koridorlardan ocuklar gibi koarak getiler, el eleydiler. Ana geitler aydnlkt ve evredeki karanlk duran odalar k landrmak iin bir dmeye dokunmak yeterliydi. Hava temizdi ve bu, canllk iaretiydi, fakat yine de havalandrmann yapay olduu seziliyordu. Noys fsldayarak, "Kimse var m burada?" diye sordu. "Hi kimse yok," dedi Harlan. Kendinden emujn bir biimde ve yksek sesle sylemeye almt. Bir "Gizli Yzyl"da bulunmann verdii korkudan kurtulmak iin byle yapmak istemiti fakat, szler azndan fslt halinde kt. Bu kadar uzak stzamanda neyin nasl yaplacan bile bil miyordu. Bulunduu zaman sylemek iin; Yz on bir bin

yz doksan drt demek bile acayip geliyordu. Bu zamanlar ''Yzbininciler" diye adlandrmt hep. Aslnda dnmek bile aptalcayd ama, imdi bu kadar uzaa gelmi olmann gururu yerine, Sonsuzluk'ta kimsenin ayak bsmad bir blmde dolamann yalnzln duyuyor, hi de houna gitmiyordu. Utanyordu, Noys'un ahit olmas da utancn bir kat daha arttryordu. Utanyordu, nk souktan titri-yormu gibi grnmesine ramen, korkudan titrediini biliyordu. Noys, "Her yer tertemiz. Hi toz yok." "Kendi kendine temizleniyor," dedi Harlan. Byk gayret sarf ederek normale yakn bir ses tonuyla konutu. "Fakat hi kimse yok. st ve altzamana doru binlerce yzyl boyunca kimse bulunmuyor." Noys bunu rahata kabullenmi grnyordu. "Ve her ey yerli yerinde, yle mi? Farkndaysan, biraz nce erzak blmlerini ve bir film ktphanesini getik." "Grdm. Her yer tamamen denmitir. Hepsinde, her blmde bu byledir." "Peki neden, buraya hi kimse gelmeyecekse?" "Bunun bir mantksal aklamas var elbette," dedi Harlan. Konumak, korkulu havay datmakta yararl oluyordu. "Sonsuzluun ilk zamanlarnda, 300.'lerde bir yzylda bir byk oaltc ortaya karld. Nedir bu biliyor musun? Yanstc bir alan oluturularak, atomdan daha kk paralarna ayrlan madde, nce enerji haline getirilir ve sonra tekrar maddeye dntrlr. Sonuta mkemmel bir kopya ortaya kar." "Biz bu aratan Sonsuzluk'la ilgili kendi amalarmz dorultusunda yararlandk. O zamanlar henz yalnzca alt yz, yedi yz kadar Blm ina edilmiti. Genileme almalar da plan hedefleri dorultusunda durmakszn ilerliyordu. Bu ktle oaltc btn almalar birden gereksiz hale getirdi. Yiyecek depolar, g santralleri, suyu ve en mkemmel otomatik eleriyle, rnek bir Blm ina ettik, makineyi kurduk ve Sonsuzluk bo-

yunca her yzyla ayn Blm bu yolla ina ederek oalttk. Ne kadar uzaa gittiini ben de bilmiyorum. Belki milyonlarca yz yl telere kadar gidiyor." "Hepsi burann ayn m, Andrew?" "Hepsi, her eyiyle burann bir eidir. Ve sonsuzluk genile dike, biz de baz ekler yapyoruz. Ait olduu yzylla ilgili baz zel eklentiler. Yalnz bir enerji kkenli yzylla karlarsak., baz sorunlar kabilir. Henz byle bir durumla da karlama-dk." (Sonsuzlarn buras gibi gizli yzyllardan zamana geeme-diklerini anlatmann bir anlam yoktu. Ne fark ederdi ki?) Kza bakt, Noys rahatsz olmua benziyordu. abuk abuk konutu, "Blmler ina edilirken hibir artk madde sz konusu deildir. Sadece enerji harcanr, hepsi bu ve novann ekim gc devam ettii srece..." Kz szn kesti. "Hayr. Ben byle bir ey hatrlamyorum." "Neyi hatrlamyorsun?" "oaltc 300.'lerde bir zamanda ortaya kt dedin. Ben 482'denim ve bizde byle bir ey yoktu. Hatta tarihimizde rast-ladm da sanmyorum..." Harlan dnceye dald. Her ne kadar kz boyca ondan topu topu be santim ksaysa da, u durumda kendisini bir deve ben- zetti O bir ocuktu, bir bebekti ve kendisi Sonsuzluk'tan gelen bir tanryd. Ona retmeli, doruyu gstermeliydi. "Noys, canm gel bir yere oturalm ve... nk sana bir ey izah etmem gerekecek." Deiebilen Gereklik kavram, gerekliin sabit ve sonsuz ve deimez olmad, herhangi birinin kolaylkla anlayp, gayet normal karlayabilecei bir ey deildi.

Harlan bazen uykusu arasnda, raklnn ilk gnlerini, yzylndan ve zamandan koparln hatrlard. Normal olarak raklarn hakikati renmesi ve hibir za-man tekrar evlerine dnemeyeceklerini anlamalar yaklak alt ay srerdi. Onlar durduran yalnzca Sonsuzluun yasalar deil, ayn zamanda bildikleri evlerinin artk ortada bulunmamas olaslnn plak bir hakikat olarak kafalarna sokulmu olmasyd. Bir anlamda hi evleri olmamt. Bu raklarn her birini deiik biimde etkilemiti. Harlan, Bonky Latourette'in, Eitmen Yarrow'un Gereklik hakkndaki kanlmaz son szlerinden sonra bembeyaz olan yzn hatrlad. raklarn hibiri o gece yemek yiyemedi. Bir araya gelip birbirlerinden manevi destek almaya altlar. Bir tek Latourette yoktu, ortadan kaybolmutu. Sahte kahkahalar ve clz, basit esprilerle oyalanmaya alyorlard. lerinden biri, titrek ve kararsz bir sesle, "Sanrm benim hibir zaman bir annem olmad. Eer 95.'ye dnsem, herhalde bana: "Kimsin sen? Biz seni tanmyoruz. Seninle ilgili bir kayt yok. Sen yaamyorsun.' diyecekler," demiti. Hepsi rkek rkek glmsemi, balarn sallayarak onaylamt. Sonsuzluk'tan baka hibir yere ait olmayan yalnz ocuklard hepsi de. Yatma vakti geldiinde Latourette'i buldular. ocuk derin bir uykuya dalmt. Sol kolundaki kpkrmz izden, skt spreyin yapt tahribat aka anlalyordu, neyse ki tam zamannda bulunmutu. Yarrow anld ve bu ran eitimden karlaca sanld. Fakat bir hafta sonra Latourette tekrar aralarndayd. O uursuz gecenin hatrasn, bir kiilik nian gibi hep tad. "Ve imdi Harlan, Gereklik'le ilgili her eyi Noys Lambent'e anlatmak zorundayd; bu kz da o raklardan pek byk deildi ve anlamasn salamak iin fazla zaman yoktu. Yapmalyd. Baka seenei yoktu. Onlar neyin beklediini ve ne yapmas gerektiini tam olarak bilmeliydi. Anlatt. On iki kiilik bir konferans masasnda, konserve et, souk meyve yiyip, st itiler ve orada her eyi anlatt. Mmkn olduunca nazik bir biimde anlatt ama pek de byle davranmasna gerek yoktu. Kz anlattklarn hemen kavr-

yor ve henz konuyu tamamlamadan ak kalan noktalar kendi mantyla birletiriveriyordu. ok ard ama Noys kt grn myordu. Korkmamt. armamt. Yalnzca fkelenmi gi biydi. Yz kzard ve koyu renk gzleri imdi daha da koyula-mt. "Fakat bu dpedz su," dedi. "Sonsuzlar kim oluyorlar da bunu yapabiliyorlar?" "nsanln iyilii iin yaplyor," dedi Harlan. Elbette kz bunu kolay kolay anlayamazd. Bir lml'nn zamana baml dnen kafa yaps yznden ona acd. "yle mi? Sanrm ktle oaltcsnn ortadan kaybedilii de bu sebepten tr." "Biz de kopyalar var. Merak etme. Saklyoruz." "Siz saklyorsunuz. Peki ya biz? 482.'de biz kullanabilirdik." Yumruklarn sallayarak konuuyordu. "Bir yarar olmaz. Bak, heyecanlanma canm ve dinle." Kzn ellerini avular arasna ald. Bir an iin Noys kurtulmaya alt ve sonra sakinleti. Hatta glmeye balad. "Hadi canm. Brak zlmeyi. Seni sulamyorum." "Hi kimseyi sulamamalsn. Bir sulama sz konusu olamaz. Yaplmas gerekeni yaparz biz. u ktle oaltcs da tipik bir rnek. Bu konuyu okulda inceledim. Ktleyi oaltabilirsen, bunu insanlar iin de yapabilirsin. ok karmak sorunlar kabilir." "Sorunlar toplumlar kendileri zmeli."

"yle ama, biz bu rnekteki toplumu zaman iinde inceledik ve grdk ki sorunu tatmin edici bir biimde zemiyorlar. Eer bir toplum hata yaparsa, sonraki toplumlarn da bundan etkileneceini unutma. Aslnda oaltc sorununa tatmin edici bir zm bulmak mmkn deil." "Nasl bu kadar emin olabilirsin?" "Kendi hesaplama makinelerimiz var, Noys; hesap kompleksleri herhangi bir gereklikteki en mkemmel benzerlerinden daha da gelimi aralardr. Binlerce deikeni hesaba katarak, olas gereklikleri ve bunlarn kabul edilebilirlik derecelerini saptarlar." "Makineler!" Kz bunu hakaret edercesine syledi. Harlan kalarn att, sonra tekrar yumuad. "Neden byle yapyorsun? Doal olarak, hayatn senin sandn kadar sabit, deimez olmadn renmek ve kabullenmek zordur. Sen ve yaadn dnya belki de bir yl nce bir olaslktan ibarettiniz ama ne fark eder? Anlarn var deil mi? ocukluunu ve aileni hatrlyorsun?" "Tabii hatrlyorum." "yleyse o gnleri yaam gibisin, deil mi? yle deil mi? Yani, yaadn veya yaamadn. Sen yle hatrlyorsun ya, yetmez mi?" "Bilmiyorum. Bu konu zerinde dnmem lazm. Ya yarn da bir rya lemiyse, glgeyse ya da nasl adlandryorsanz, yle bir eyse?" "O zaman, farkl anlara sahip yeni bir sen ve yeni bir gereklik olacaktr. nsanlar daha mutlu olsun diye bir eyler yaplmtr ve kimse bunun farkna varamaz." "Tatmin edici bir aklama deil bence." "Zaten," dedi Harlan, aceleyle, "imdi sana hibir ey olmaz. Yeni bir gereklik oluacak fakat sen Sonsuzluk'tasn. Sen deimeyeceksin." "Fakat hi fark etmeyeceini sylemitin," dedi Noys, anlamakta glk ektii belliydi. "Bu kadar skntya girmenin ne lzumu var?" "nk seni olduun gibi istiyorum. u anda olduun gibi. Deimeni istemiyorum. Hibir ekilde." Kz biraz korkmua benziyordu, "Yani hep burada m kalacam? Yalnz bama?" "Hayr, hayr. Onu dnme." Harlan'n vahice hareketleri ve kollarn skmas kz iyice korkuttu. "nce 482.'deki yeni ger-

eklikte sana ne olduunu reneyim, sonra kln deitirip tekrar geri gtreceim. Seni kollayacam. Resmi bir iliki iin mracaat edeceim ve daha sonraki deitirmelerden etkilenmemen iin aratrmalar yapacam. Ben bir Teknisyenim, hem de en iyilerinden biri ve deitirmeleri iyi bilirim. "Acmasz bir glmsemeyle ekledi, "Ve ayn zamanda baz baka eyler de biliyorum," ve sustu. Noys, "Peki bu yasak deil mi? Yani, sen bir insan alp sonsuzlukta tutarak deitirmeden etkilenmemesini salayabilir misin? Sonsuzlukla ilgili btn bu anlattklarndan sonra pek doru bir i gibi gelmedi." Bir an iin Harlan, bulunduklar zamandan aaya ve yukarya doru uzanan binlerce yzyln evrelerini saran geni boluunda dn, bzldn hissetti. Bir an iin yegne sadk dostu, yegne evi olan Sonsuzluk'tan ekilip koparldn; yannda yalnzca urunda her eyi feda ettii kadn kalacak ekilde hem Sonsuzluk'tan hem de Zaman'dan koparldn hissetti. Kelimelere gerekli vurgularla anlam kazandrarak konutu. "Hayr, bu bir sutur. Korkun bir sutur ve ok utanyorum. Fakat bir daha yapmak zorunda kalsam, yine yaparm."

"Benim iin mi, Andrew? Benim iin mi?" Gzlerini kaldrp kznkilere bakamad. "Hayr, Noys, kendim iin. Seni kaybetmeye dayanamam." Kz, "Ve eer yakalanrsak?.." dedi. Harlan bu sorunun cevabn biliyordu. Cevab 492.'de geirdii gece kendi kendine bir sr ey dnd andan beri biliyordu. Fakat, ac gerei dnmek bile istemiyordu. "Hi kimseden korkmuyorum. Kendimi koruyabilirim. Ne kadar ok ey bildiimi hayal bile edemezler." 9 GELMELER yle bir geriye dnp baknca, pek de uzun bir sre gememiti. Arada geen haftalar iinde yzlerce ey olmu ve Har-lan'a olduundan daha uzunmu gibi gelmiti. Bunlarn iinde en iirsel olan, elbette ki, Noys'la birlikte geirme frsat elde edebildii saatlerdi. Ve btn dier olaylar perdeliyordu. Bir: 482.'deki kiisel eyalarnn, ou ilkel zamandan gelme sevgili dergilerinin, kitaplarnn, elbiselerinin, filmlerinin toplanp, kendisinin asl oturduu 575.'deki istasyona tanmasna nezaret etti. Son eyalar tama aracna yklenirken, Finge yanna geldi. Szlerini dikkatle seerek, "Bakyorum bizden ayrlyorsun," dedi. Glmsyordu ama dudaklanm skt iin, dileri ancak bir izgi halinde grnyordu. Ellerini arkasnda birletirmi, bodur gvdesi iman bacaklarnn zerinde ne doru eilmiti. Harlan ban evirip amirine bakmad bile. Monoton bir sesle, "Evet efendim," diye mrldand. "482.'deki gzlemlerinin son derece tatminkr sonularyla ilgili olarak Kdemli Bilgisayar Twissell'e rapor vereceim." Harlan basit bir teekkr kelimesi iin bile azn amak istemiyordu. Ses karmamay yeledi. Finge, birden sesini alaltarak, devam etti, "u an iin, bana kar olan o davrann da bildirmeyeceim." Her ne kadar yumuak baklarla glmsyorsa da, zalimce bir tatmin duygusu iinde olduu anlalyordu.

Harlan ban kaldrd, dik dik bakt ve "Nasl arzu ederse niz, Bilgisayar," dedi. ki: tekrar 575.'deki yerine yerleti. lk i olarak Twissell'i grmeye gitti. Bu, zebani suratl bir kafann oturtulduu kk vcudu zlediini fark etti. Hatta iki parma arasna sktrd dumanl silindirini azna gtr n bile zlemiti. "Bilgisayar," dedi. Odasndan kmakta olan Twissell, bir an grmeyen, tan mayan baklarla onu szd. Yznde rkek bir ifade vard ve yorgunluktan gzleri a bakyordu. "Ah, Teknisyen Harlan. 482. 'deki iin bitti mi?" "Evet, efendim." Twissell bir tuhaf davranyordu. Birden saatine bakt. "Tam hedef, olum, tam hedef. Harika. Harika." Harlan kalp atlarnn hzlandn hissetti. Twissell'le daha nceki son grmesinde bu szlere bir anlam veremezdi. imdi ise yal adamn ne demek istediini anladn dnd. Twis sell yorgundu herhalde, yoksa sorunun can alc noktasna dei nen byle eyleri azndan

karmazd. Ya da, bilgisayar, kullan d garip kelimelerden bir ey anlalmayacam dnmt. Harlan, biraz nce Twissell'in szlerine taklmadn hisset-tirircesine, "Benim rak nasl?" diye sordu. "yi, iyi" dedi Twissell. Belli ki bu soruya ilgi gstermemiti. Akl baka eylerdeydi. zmarit haline gelmi sigarasndan acele bir nefes ekti, bayla bir iaret yaparak veda etti ve hzla yrd gitti. : rak. Daha yal grnyordu. Elini uzatp, "Dndne sevindim, Harlan," derken, geen ksa sre iinde baya olgunlat hissini uyandryordu. Belki de onu daha nceleri yalnzca bir renci olarak grd, oysa ki imdi bir rak'tan ok tede bir anlam olduu iin yle sanmt. Adam imdi Sonsuzlarn elindeki devasa bir araca benziyordu. Doal olarak Harlan'n gzne bambaka grnyordu. Harlan bunu, hissettirmemeye alt. Harlan'n odasnday-dlar ve Teknisyen 482.'nin ssl irkefinden kurtulmu, evresini saran zengin porselen yzeylerin gzelliine kavumu olmaktan mutluydu. 482.'nin vahi barokunu Noys'la yaamaya alrken, Finge'le paylamak durumunda kalmt. Noys'la paylaabildii ise, gariptir, gizli yzyllarn pembe satenden afa ve yalnzlyd. Bu tehlikeli eyleri gizlemek istercesine, abuk abuk konutu, "Eee, Cooper, ben uzaklardayken seninle nasl ilgilendiler bakalm?" Cooper gld, iyice uzam olan byyla oynayarak, "Daha fazla matematik. Hep matematik," dedi. "Yaa? imdiye kadar epey ilerlemisindir herhalde." "Olduka." "Nasl buluyorsun?" "imdilik dayanabiliyorum. Kolay zaten, biliyorsun. Houma gidiyor. Fakat bu ara epey yklendiler." Harlan bayla onaylad ve tatmin olduunu hissetti. "Zaman alan matrisleri ve bununla ilgili eyler, deil mi?" Fakat Cooper kitapln raflanndaki ciltlere dnerek, "l-kel'le ilgili eylerden konualm biraz. Soracaklarm var." dedi. "Ne hakknda?" "23.'deki ehir hayat. zellikle, Los Angeles." "lgi ekici bir ehir. Sen de yle dnmyor musun?" dedi Cooper. . . "yle, fakat 21.'ye kadar bir uzansak. O tarihte en ilgin gnlerini yayordu." "Yok, yok, ben 23.'yle ilgileniyorum." "Peki, neden olmasn?" dedi Harlan.

Yznde hibir ifade yoktu. Fakat bu ifadesiz ksm soyula bilse, altndan Harlan'n zevkle glmseyen yz kacakt. Sez gilerine dayanan tahminlerinin doruluu kantlanyordu. Her ey bir bir aydnlanyordu. Drt: Aratrma. ift kat aratrma. nce, kendisi iin. Her gn Twissell'in masasna konan raporlara gizlice gz gezdiriyordu. Programa alnm ya da teklif olarak sunulan Gereklik Deitirmelerine ait raporlard bunlar. Btnzamanlar Meclisi yesi olduu iin her raporun bir kopyas da Twissell'e gnderilirdi ve

Harlan da bunlardan zellikle birini karmak istemiyordu. ncelikle, sras yaklaan 482.'yle ilgili deitirmenin raporunu aryordu. Aynca, sakatlk karabile- cek baka bir deitirme olup olmadn da renmeye al- yordu. Aslnda, elbette ki bunlar okumas doru deildi, fakat bu aralar Twissell brosuna nadiren uruyordu ve zel Teknisye- ni'nin onun odasnda ne yaptn sormak da kimsenin stne vazife deildi. Bu, aratrmalarnn bir parasyd. te yandan, 575.'nin kendisine ait desteleri; her gereklikte biraz daha deimi corafyasn, tarihini, sosyolojisini tam anlamyla ilk kez gzlyordu. Gzleyen ve hesaplayan sonsuzlarn yazd raporlar deildi bunlar, lmller tarafndan hazrlanm yaptlard. Alternatif deiikliklerin deeri zerinde byk tartmalar kmasna yol aan, 575.'nin rn edebi eserler vard burada. Bu bayapt deitirme kapsamna alnmal myd, yoksa deiti-rilmemeli miydi? Eer deitirilecekse, ne ekilde yaplmalyd? Gemi deitirmeler, sanat eserlerini ne ekilde etkilemiti? Sanatla ilgili olarak genel bir fikir birliine varmak olanakl myd? Hesap makineleriyle karar verebilmek iin bu konu, llebilir eyler haline getirebilir miydi? Bu tr eyleri de, August Sennor isimli bir Bilgisayar, Twissell'in ba kartyd. Twissell'in, insan ve dnyas hakknda ilgin

aklamalar, Harlan'n ilgisini ektiinden, oturup Sennor'un baz makalelerini okumu ve fakat rktc bulmutu. Sennor aka, hatta Harlan'a gre rahatsz edici bir tarzda, yeni bir Gereklikte, daha nceden Sonsuzlua alnm olan kii-lerin bir einin bulunup bulunmayacan soruyordu. Bu nokta-dan yola karak, bir Sonsuz'un zaman iinde, bilerek veya bilmeyerek, kendisiyle karlama olasln inceliyor ve her olayn ipular zerinde yorumlar yapyordu. (Bu Sonsuzluk'ta en ok korkulan eylerden biriydi ve Harlan okurken titrediini hisset-ti) Ve tabii konuyu, Gereklik Deitirmeleri'nin cins ve snf -landrmalar boyutunda, sanat ve edebiyatn kaderiyle ilgili ola-rak da tartyordu. Fakat Twissell bu sonuncu konu zerinde tartmak istemiyordu. "Eer sanatn deeri, llebilen bir nesne deilse," diye Sennor'a bararak, "nesini tartacaz?" demi, kestirip atmt. Ve Twissell'in gr, Btnzamanlar Meclisi'nde ounluk tarafndan benimsenmiti. Harlan, Eric Linkollew'un (bu adam 575.'nin en. mkemmel yazar olarak tannyordu) romanlarna ayrlm ksma gelince durdu ve hayret etti. On be deiik, "Btn Eserleri" koleksiyonu vard ve phesiz hepsi farklyd. rnein ilerinden biri, dierlerine nazaran dikkati ekecek kadar az eserden oluuyordu. Herhalde, en az yz sosyolog, her bir gereklikteki sosyolojik gemileri asndan bu eserler arasndaki farklar inceleyen analizler kaleme alm ve ne kavumutur, diye dnd. Ktphanenin, farkl 575.'lerinin ara ve gerelerine ayrlm ksmna geti. Bu ksmdakilerin ou zamandan karlmt ve insan zeksnn rnlerini temsil etmeleri bakmndan, sonsuzlukta muhafaza ediliyordu. nsanolunun kendi ar verimli teknik zeksndan da korunmas gerekiyordu. Hemen her yl, zamann herhangi bir yerinde nkleer enerjinin tehlikeli ynlere doru gelitii ortaya kyordu. Doal olarak bunlara mdahale ediliyordu. Ktphanenin matematik ve matematik tarihine ayrlm

ksmna dnd. sim srasna gre hazrlanm raflara gz gezdir di. Biraz dndkten sonra, yanm dzine kadarn seti, kar mak iin imzalad. Be: Noys. Gelimelerin gerekten en nemli ksm buydu. Hem de iirsel olan. Cooper gittikten sonra, kendine kalan ve yalnzlk iinde ye mek yemek, okumak, uyumak ve ertesi gn beklemek iin kul lanlmas gereken bo saatlerinde, seyahat aralarnn yolunu tuttu. Bir teknisyenin toplumdaki konumunu minnetle anyordu. Bir gn gelip de byle dneceini syleseler inanmazd ama, kimsenin kendisiyle ilgilenmemesine krediyordu. Arata ne ii olduunu, stzamana m, aalara m gittiini kimse sormuyordu. Hibir merakl gz izlemiyor, yardm eli uzanmyor, geveze ene lafa tutmuyordu. Cannn istedii yer ve zamana gidebilirdi. Noys, "Deitin, Andrew. Hayrettir, deitin," dedi. Kza glmseyerek bakt. "Hangi adan, Noys?" "Glmsyorsun deil mi? Birisi bu rnein. Hi aynada kendini glmserken grdn m?" "Bakamyorsun ki, korkuyorum. Benim bu kadar mutlu ol mama imkn yok. Hastaym herhalde. Sayklyor olmalym. Kendimde deilim. Bir rya gryor olmaktan korkuyorum." Noys iyice sokulup bir imdik att. "Bir ey hissettin mi?" Kzn ban kendine doru ekti, yznn yumuak, siyah salara gmldn hissetti. Ayrldklarnda, Noys nefes nefese, "Bu ite de ok deitin. Baya iyisin." "ok iyi bir retmenim var," diye sze balad Harlan, fa kat birden sustu. Yanl bir ey sylemekten korkmutu. Fakat kzn kahkahas, endielenmenin yersiz olduunu gs teriyordu. Yemek yediler ve onun iin getirdii giysilerin iinde, Noys'un lk yumuakln seyretti. Kz gzlerini takip etti ve eteini iaret ederek, "Keke yapmasaydn, Andrew. Hi gerek yoktu," dedi. Harlan, umursamaz bir tavrla, "Bir tehlikesi yok," dedi. "Nasl yok. ocuk olma. Sen ilerini ayarlayana kadar ben buradakilerle idare edebilirim." "Neden kendi elbiselerini, taklarn kullanmayasn?" "nk, benim zamandaki evime gidip yakalanmana demez de ondan. Ya sen oradayken deitirme gerekletirilirse?" "Bana bir ey olmaz. nk, bileimdeki jeneratr beni fiz-yozamanda tutar ve deiiklikten etkilenmem." Noys i ekti. "Ne bileyim. Ben bu ileri hi anlayamayacam galiba." "Anlamayacak bir ey yok ki." Harlan byk bir hevesle anlatt, anlatt ve Noys, eleniyor mu, ilgileniyor mu pek anlalmayan bir tavrla dinledi. Bu, Harlan iin ok byk bir eydi. Konuabilecei biri vard, hayatn, arzularn, dncelerini tartabilecei biri. Noys, onun bir paras gibiydi. Hem de yalnzca, dnceler yoluyla deil, ayn zamanda konuarak iletiim kurabildii, kendinden ayr bir paras gibi. Kendinin olmasna ramen, farkl bir dnce yapsyla cevap verebilen bir paras gibi. Harlan, bir insan nasl olur da, evlilik gibi bir sosyal olguyu gzlerken, ieriindeki yaamsal gereklerin farkna varamaz, diye dnd. Kz iyice sokuldu, koltuunun altna skt. "Matematik almalarn nasl gidiyor?" "Bir gz atmak ister misin?" "Yannda gezdirdiini syleme sakn." "Neden olmasn? Ara gezileri zaman alyor. Bu zaman bo geirilir mi?" Kzdan ayrld, cebinden kk ekranl bir alet kard, filmi takt ve gzlerini ekrana diken Noys'a efkatle glmsedi. Kz, aletin ekran Harlan'a bakacak ekilde tutup evirdi.

Ban sallayarak, "Hi bu kadar kark bir ey grmedim. Keke Zamanlararas bilseydim." "Aslnda," dedi Harlan, "senin Zamanlararas dilde yazl zannettiin bu eri br iaretlerin ou matematiksel simge lerdir." "Sen anlayabiliyorsun ama, deil mi?" Harlan kzn gzlerindeki hayranlk ifadesine baylyordu fa kat mecburen, "Yeteri kadar deil. Arzuladm noktaya gelebil mek iin hl matematik alyorum," demek zorunda kald. Aleti havaya att ve tekrar yakalayp nlerinde duran masa nn zerine koydu. Noys'un gzleri bu hareketi takip ederken, birden Harlan'n akl bana geldi. "Zaman Baba! Sen zamanlararas bilmiyorsun." "Hayr. Tabii bilmiyorum." "O halde, bu blmn ktphanesi hi iine yaramaz, Bu hi aklma gelmemiti. 482.'den kendi filmlerini getirmek lazm. Kz birden telaland. "Hayr. stemem." "Tamam, getireceim." "Bak ok ciddiyim, istemiyorum. Byle bir ey iin riske gir mek aptalca..." "Getireceim!" Tekrar, Noys'un 482.'deki evinin sonsuzluktan ayrld per denin nnde duruyordu. Geen defaki geiinin son olacan dnmt. imdi artk Deitirme yaplmak zereydi ve olay karmamas iin bunu Noys'a sylememiti. Bu son yolculuu yapmak iin karar vermekte fazla zorluk ekmemiti. Bir bakma bu, filmleri aslann azndan alp getire rek Noys'un gznde bymek iin yaplm bir kabadaylk gs terisi; bir bakma da, o lkel'de kullanlan deyimdeki ahsn yeri ne Finge'i koyarak, "spanya Kral'nn sakaln yakmak," gibi bir ey olacakt. Ayn zamanda, mahkm bir evin sihirli ekiciliini tekrar tadabilecekti. Eve bir nceki giriinde de bunu yaamt. Odalar dolap, elbiseleri, ufak sanat eserlerini, kap kaa ve Noys'un makyaj takmlarn toplarken hep bu garip hislerle doluydu. Mahkm bir gerekliin hi grlt karmadan yok oluun zalim sessizlii evresini saryordu. Yeni gereklikte burann ne olacan kestirmek, Harlan iin bile mmkn deildi. D ma-kinelerin bir kk kulbesi ya da ehrin en ilek caddesindeki bir apartman olabilirdi. u anda gzel bir parkn bulunduu bu blge, belki de plk olarak kullanlacakt. Hi deimeyebilir-di de. Ve burada, Noys'un bir benzeri oturabilir ya da oturmaya-bilirdi. Harlan iin ev, tam anlamyla yok olmadan nce, grnp kaybolan bir hayaletten ibaretti. Ve kendisi iin ayr bir yeri ol-duundan, bu can ekimeye benzeyen halin iini burktuunu hissetti. Tekrar bir nceki giriini hatrlad. Kilere girmi, hizmetileri ve dolaysyla byk bir sorunu ortadan kaldrm olan bu Gereklik ve yzyln teknolojisine kretmiti. Gtrebilecei kadar hazr yemek konservelerinden toplarken, Noys'un yapayalnz bekledii blmde bunlar grnce ok sevineceini dnmt. Hatrladklar keyiflenmesini salad ve hatta grltl bir kahkaha att. Tam kahkahann yarsnda, arpan bir eyin kartt bir ses duydu. Donup kald! Ses arkasndan bir yerden gelmiti. Binay ykyor olabilirlerdi ya da etrafta son aratrmalar yapan bir Sonsuz dolayordu; bu ikincisi ok daha tehlikeliydi.

Bu bina ykanlarn ii olamazd. Zaman-mekn cetvelindeki btn dnem, kritik ksmlar da dahil, dikkatle incelenmi ve benzerleri arasndan, etken olabilecek faktrlerin en az olduu, bu zaman dilimi seilmiti. Kalbi arparak, kendini zorlad ve yava yava dnd. Arkasnda duran kapnn kapand son an grm gibi geldi. Gidip kapy amak, evi aramak istedi. Fakat yapamad. Toplayabildii eyalarla birlikte Sonsuzlua dnd ve uzak stzamana doru

hareket etmeden nce iki gn bekledi. Herhangi bir gelime ol maynca da bu olay unutmutu. Fakat imdi, zamana bu son girii iin gerekli ayarlamalar yaparken, yeniden aklna geliyordu. Belki de, artk gerekleme zaman gelmi olan Deitirme'nin, onu bir av gibi bekledii d ncesi, kafasn kartryordu. Daha sonralar dndnde ite bu ruh halinin kontrolleri yanl ayarlamasma sebep olduu na karar verecekti. Baka trl yle bir hata yapmas imknszd Yapt hatann farkna varamad. Doru oday nianlad ve Noys'un ktphanesine girdi. Artk tand film kutularnn dizaynndaki iilik, eskisi ka dar kendini zavall, geri kalm hissetmesine yol amyordu. Doru drst okuyamad kitaplardaki balklar nefis, incecik ilemelerle sslenmiti. Ktphanede, estetiin, faydaclk ve sa delie zaferi kol geziyordu. Harlan raflardan rastgele birka tanesini ekip ald. ard. Balkta, Zamanlarmzn Sosyal ve Ekonomik Tarihi; yazyordu. Noys'un bu tip eylerle uraaca hi aklna gelmemiti,K zn aptal olmadn biliyordu ama, dorusu byle ar eserlerle ilgilenebileceini de tahmin etmemiti. 'Zamanlarmzn Sosyal ve Ekonomik Tarihi' adl u kitaba bir gz atmak iin dayanl maz bir arzu duyuyordu, fakat kendini tuttu. ok isterse, bu ki tabn bir kopyasn 482.'nin blm ktphanesinde bulabilirdi. Finge, Sonsuzluun kaytlar iin, halihazrdaki bu Gerekliin btn ktphanelerinin altn stne getirmitir nasl olsa, diye dnd. Elindekini brakt. abucak dierlerini gzden geirip ro man ve benzeri eyleri seti. ki tane de cep gstericisi ald. Hep sini bir srt antasna yerletirdi. Tam o anda, bir kere daha, evin iinden gelen bir ses duydu. Bu defa yanlmyordu. Bu seferki, kaynan anlayamad bir grlt de deildi. Bir kahkahayd. Bir erkek kahkahas. Evde yalnz deildi. Srt antasnn elinden dtn bile fark edemedi. Yalnz-ca kapana ksldn dnebiliyordu.

10 KAPANDA Her ey ok akt. En katsndan dramatik bir ironiydi bu Zamana son defa girmi, son bir defa daha Finge'in burnunu kstrm, testiyi kuyuya son defa getirmiti. Ve yakalanmt. Kahkahay atan Finge miydi acaba?

Baka kim onu izleyecek, saklanp bekleyecek ve sonra da yandaki odada keyiften patlarcasna kahkaha atacakt. Eee, o halde, her ey boa m gidiyordu? Ve artk her eyin bittiine emin olduu, u insan deli eden dakikada kararn ver di. Bu sefer kamayacak ya da bir kez daha Sonsuzlua snma ya teebbs etmeyecekti. Finge'le yzlemek istiyordu. Gerekirse onu ldrecekti. Harlan, kahkahann geldii yan daki odann kapsna doru seyirtti. Planlad cinayeti ilemeye giden bir katilin kararl admlaryla ilerliyordu. Bir dmeyi tuta rak, kapy otomatik dzeninden kurtard ve eliyle amaya bala d. ki santim. . Kap sessizce hareket etti. Yan odada duran adamn arkas dnkt. Boyu da Finge'e gre ok uzundu ve bu gerek karsnda Harlan olduu yerde kalakald. Sonra felce uramasna kaskat duran sahne hareketlendi ve adam yava hareketlerle dnd. Harlan bu dnn tamamlanmasn gremedi. Son bir gay retle, kendini dehet iinde kapdan geriye doru frlattnda karsndaki henz tam olarak dnmemiti. Mekanizmas serbest kalan kap, kendi kendine kapand. Gzleri karard, yere yuvarland. Nefes alabilmek iin olaanst bir aba sarf ediyor, kalbi yerinden frlayacakm gibi rpyordu. Finge, Twissell ve hatta btn meclis yeleri hep birlikte karsna ksa bile byle dehete dmezdi. Onu rkten, fizik-sel, elle tutulur bir ey deildi. Daha ok, bana gelenin yapsndaki mide bulandran durumdan tr altst olmutu. Kitap filmlerini yn halinde kucaklad ve iki baarsz giriimden sonra, Sonsuzlua geecei kapnn ayarlarn yapmay baarabildi. abucak geti, bacaklar kendiliinden hareket ediyordu. Doru 575.'deki blme gitti ve odasnn yolunu tuttu. Yeni yeni deerini anlayabildii Teknisyenlii onu bir kez daha kurtard. Karlat birka Sonsuz, onu grnce balarn teye evirip her zaman yaptklar gibi gzlerini kardlar. yi ki byle davranyorlard, nk u anda yznde bir l-nnkine benzeyen ifadeyi deitirmesi ya da yzne renk gelmesini salamas mmkn deildi. Fakat kimse ona bakmad ve Harlan, Zaman'a, Sonsuzlua ve kimseyi ona baktrmayan kade-re kretti. Noys'un evinde karlat adamn yzn tam olarak grememiti, ama kim olduunu anlamt. Geen defa eve girdiinde, yan odadan, arpan bir eyin se-sini duyduunun hemen ncesinde, grltl bir kahkaha atm-t. Bu defa ise, yan odadan bir kahkaha atldn duymu ve bunun zerine elindeki srt antasn yere drmt. lk defasnda, sese doru dndnde, kapnn kapandn grm, bu sefer de karsndaki dnerken kapy kapatmt. Kendisiyle karlamt! Ayn zaman ve hemen hemen ayn yerde, kendisi ve birka fizyogn ncesindeki kendisi, yz yze gelmilerdi. Yanl ayarlama yapm, zamann daha nce kulland bir anna denk getirmi ve Harlan, kendisini, Harlan' grmt. O gnden sonra ileriyle urarken, dehetin glgesini hep

zerinde hissetti. Kendini korkaklkla suluyordu ama, bir ie yaramyordu.

Aslnda, o gnden sonra iler hep ktye gitti. Byk Blnmeye parman basabilirdi. 482.'ye. son giriinde yanl ayar-lama yapm, her eyi berbat etmiti. Artk iler ktye, hep ktye gidiyordu. mitsizlik ve yeis iinde geen bir sre zarfnda, 482.'deki deitirme de yaplm, bitmiti. Geen iki haftay, nerilen gereklik deitirmesini inceleyerek harcad. Bu basit projeler den birini seti, fakat harekete gemek iin gerekli gc bir trl kendinde bulamyordu. Birka nedenden dolay, 2456-2781, V-5 kod numaral Gereklik Deiiklii projesini semiti. Bir kere uzak stzamanlarla ilgiliydi, epey uzaktayd. Sonra insanlk iin hayati neme haizdi ama ok basitti, hata yapma ihtimali ok azd. Ayrca, bir ufak antajla, Noys'un yeni Gereklikteki benzerini bulabilme ans vard. Fakat geirdii son korkun deneyim onu altst etmiti. Artk hibir ey eskisi kadar basit, kolay gelmiyordu. Ve diyelim ki Noys'un benzerini bulmutu, ne olacakt? Herhalde Noys'u onun yerine, hizmeti, terzi ya da ii falan gibi bir grevle yer letirecekti. Baka ne yapacakt. Fakat kzn benzeri ne olacakt? Ya evliyse? Ailesi? ocuklar? Daha nce bunlar hi dnmemiti. Dnmek istememiti. "Hele bir o gn gelsin..." diye kendini avutmutu. Fakat artk baka hibir ey dnemiyordu. te, Twissell'in endieli ve biraz da akn sesi onu ardnda, odasnda byle bzlm ve kendinden nefret ederek oturuyordu. "Harlan, hasta msn olum? Cooper'dan duyduuma gre epeydir ders vermiyor musun." Harlan yzndeki ifadeyi yumuatmaya alt, "Hayr, Bilgisayar Twissell. Biraz yorgunum, hepsi bu." "ey, bu affedilmeyecek bir durum deil, olum." Ve glmseyen yzndeki ifade biraz ciddileti. "482.'nin Deitirmesi'nin yapldn duydun mu?" Harlan ksaca, "Evet," diye cevp verdi. "Finge arad," dedi Twissell, "ve Deitirme'nin son derece baarl gerekletirildiini sana bildirmemi rica etti." Harlan omuz silkti, sonra telefon cihaznn ekranndan Twissell'in kendisine baktn hatrlad. Toparlanarak, "Evet, Bilgisayar?" dedi. "Hepsi bu," dedi Twissell. Omuzlarndan aaya doru arlaan yallktand belki ama, her nedense, konuurken strap duyar gibiydi. "Syleyecek bir eylerin olabilir diye dnmtm." "Hayr," dedi Harlan. "Syleyecek bir eyim yok." "Peki, o halde, yarn sabah alma saatinde, hesaplama odasnda grrz, olum. Sana anlatacaklarm var." "Olur, efendim," dedi Harlan. Twissell'in grntsnn kaybolduu ekrana bir sre daha bakt. Tehdit edildiini hissetti. Finge, Twissell'i aramt demek? Neler anlatmt, acaba? Fakat, zaten byle bir tehdide ihtiyac vard. nsann kendi ruh haliyle ilgili bir sorunla uramas, batakla dp, sonra da kurtulmak iin amuru sopayla dvmesine benziyordu. Halbuki Finge'le mcadele etmek bambaka bir duyguydu. Gnlerdir ilk kez, biraz olsun, kendine gven duygusuna kavutuunu hissediyordu. Sanki bir kap kapanm ve bir dieri almt. zerine ken bezginlikten kurtulup, hummal bir faaliyete geti. 2456.'ya gitti ve sosyolog Voy'u kendi istekleri dorultusunda kulland. Bunu en mkemmel ekilde baard. stediini elde etti. Hatta aradndan da fazlasn buldu. ok daha fazlasn. Kazand kendine gven duygusu, gzle grlr bir biimde dllendirilmiti. Doum zamannn ok kullanlan bir deyi-

mi vard: "Sen srgan otunu gerektiince sk kavra; o, dman rahata ezebilecein kaln bir sopa haline gelir." Ksacas, yeni Gereklikte Noys'un bir benzeri yoktu. Artk bu kz, tekrar toplumda gze arpmayacak ve uygun bir biimde yerini alabilir, hatta Sonsuzlukta bile kalabilirdi. Harlan'n iliki-sini yadsmasna gerek yoktu artk. Onu yalnzca, kuramsal olarak yasalara kar gelmekle sulayabilirlerdi ki bu tartmadan nasl galip kacan gayet iyi biliyordu. Bu mkemmel haberleri Noys'a ulatrmak iin hemen yola kt. Birka gn ncesinin ak baarszlklar dolaysyla dt dehet ortamndan sonra, hayal bile edemeyecei bu baar nn mutluluunu paylamaya gidiyordu. Tam o anda bindii ara duruverdi. Hayr, yavalamamt. Dpedz, durmutu. boyutlu uzayda olsa, bu duru uzaygemisinin metalden yapsn kor ha linde bir yumaa evirir, iindeki insan da ufalanm, slak ve ezilmi, etten ve kemikten bir yn haline getirirdi. Normal olarak, midesine giren krampla iki bklm oldu, gsnn ezildiini hissetti. Toparlanp, tekrar grme duyusuna kavutuunda, kadrana bakt. 100.000 rakam okunuyordu. Nedense birden korktuunu hissetti. Aracn kontrollerini elden geirdi. Nerde yanllk vard acaba? Bu defa daha da ok korktu. nk hatal hibir ey bulamad, her ey son derece mkemmel iliyordu. Hareket manivelas yanllkla geri ekilmi falan deildi. Hl stzamanlara doru arac hareket ettirecek ekilde ekili durumdayd. Ksa devre yapan bir yer de yoktu. Btn gstergelerde, siyah, gvenlik ifade eden deerler vard. Gte de azalma yoktu. Ara, sanki hareket ediyormuasna normal enerji tketimine devam ediyordu. Peki, o halde, bu arac durduran neydi? steksiz bir hareketle, yavaa hareket koluna uzand ve geri ald. G gstergesi sfra indi. Arac geriye doru hareket ettirdi. Rakamlar dmeye balad. imdi zamanda geri gidiyordu. 99.983 - 99.972 - 99.959 - 99.997 - 99.998 - 99.999 -100.000 Yine durmutu. l00.000.'yi geemiyordu. Tekrar geri gitti. Hzla ileri atld. Hayr! Dileri kenetlenmi, dudaklar gerilmi, burnundan soluyordu. Hapishanenin parmaklklarna saldran bir mahkma benziyordu. Defalarca denedi ve sonunda bitkin bir halde koltuuna yld. Ara l00.000.'de duruyordu. Buraya kadar. Bir adm daha teye gidemiyordu. Baka bir araca binmeyi dnd. (Bir yarar olacan sanmyordu ama.) 100.000.'deki blmn bombo sessizliinde aratan kt ve rastgele bir bakasna bindi. Bir dakika sonra, bu defa yeni bindii arata, hareket koluna btn gcyle aslm ve gzleri deimeyen 100.000 rakamna dikili halde oturuyordu. fkeden kuduracakt! Nasl olur da, tam imdi, tam her ey lehine dnmken byle bir felaket bana gelebilirdi. 482.'ye girerken yapt hata tekrar aklna geldi. Hrsla kolu, altzamanlara doru itti. Sonuna kadar bastrd ve yle tuttu. Hi deilse bir ynde serbest hareket edebiliyordu. Noys'a ulamasn imknsz hale getiren bu engel varken, ona daha ne yapabilirlerdi ki? Korkacak daha baka ne olabilirdi? 575.'ye gelince, kendini aratan dar att. Hi kimseye metelik vermeden, hi kimseyle muhatap olmadan, doruca blm ktphanesine gitti. Kimsenin onu izleyip izlemediine dikkat bile etmeden, istediini ald. Ne fark ederdi. Araca dnd ve daha altzamanlara doru hareket etti. Ne yapacan gayet iyi biliyordu. Zamanda ilerlerken, standart fiz-yozamann gnlerini ve gnn alma vardiyasn gsteren byk saate bakt. u anda, Finge, kendi zel dairesinde olmalyd ki bu ok daha iyiydi.

482.'ye geldiinde ateinin ykseldiini hissetti. Az kurumu, keelemiti. Gs aryordu. Fakat u anda, yalnzca kolunu bastrdnda, gmleinin altndan sert biimi beliren silah hissedebiliyordu. Asistan Bilgisayar Hobbe Finge ban kaldrp Harlan' hayret dolu baklarla szd. Fakat bu hayret ifadesi yava yava endieye dnt. Harlan bir sre sessizce bekledi. Gzlerdeki endienin korkuya dnmesini grmek istiyordu. Yavaa ilerledi ve Finge ile ekranl telefonun arasnda bir yere gelince durdu. Finge'in belden yukars plakt. Gs pek kll deildi, byk, adeta kadnlannkine benzeyen gsleri vard. Koca gbei kemerinin stnden sarkyordu. Bo baklarla Harlan' izledi. Hibir ey anlayamamt. Harlan sa elini gmleinden ieri soktu ve silah skca kavrad. "Beni kimse grmedi, Finge, o yzden hi kapya bakp durma. Farkndaysan, bir Teknisyen'le ban belada. Bu ne demektir biliyor musun?" Kupkuru bir sesle konuuyordu. Finge'in baklarndaki endienin hl yerini korkuya terk etmemi oluu onu kzdrd. Hatta Finge uzanp gmleini alm, tek kelime bile etmeden giyinmeye balamt. Harlan devam etti, "Bir Teknisyen olmann ayrcalklarn biliyor musun, Finge? Sen hibir zaman bir Teknisyen olmadn, onun iin bilemezsin. Nereye gidersen git, ne yaparsan yap, kimse seni izlemez. Balarn te yana evirir, seni grmemek iin mmkn olduunca ilerine daha canla bala sarlrlar. rnein ben, blm ktphanesine gidip, kitap kaytlarna dalm ve hibir ey grmeye niyetlenmezken, merak ettiim herhangi bir eyi arayabilirim. 482.'nin blm koridorlarnda yrdm. Oradan gemekte olanlar, yoluma kmamak iin ellerinden geleni yapar ve sonra da kimseyi grmediklerine yemin ederler. Byledir bu iler. Yani anlayacan, istediimi yapar, istediim yere gi debilirim. Bir Asistan Bilgisayar'n zel dairesine elimi kolumu sallaya sallaya girer, silah ekip doruyu sylemeye zorlayabilirim ve beni durduracak bir kii kmaz." Finge ilk defa konutu, "Ne var senin elinde?" "Bir silah," dedi Harlan ve saklad yerden kard. "Grebiliyor musun?" Silahn namlusu prl prl parlyordu. "Beni ldrrsen..." diye sze girdi Finge." "Seni ldrmeyeceim," dedi Harlan. "Son karlamalarmzdan birinde sende patlayc bir silah vard. Bu yle bir silah deil. 575.'nin eski gerekliklerinden birine ait bir bulu. Belki de daha nce hi grmemisindir. Halihazrdaki Gereklik de yok. Berbat bir ey. ldrebilir, fakat ayan kslrsa, sinir sisteminin acy alglayan dmlerini etkiliyor ve fel ediyor. Ad da, Sinir Krbac. u anda dolu. Bir parmak zerinde denedim." Sol elinin katlp kalm kk parman gsterdi. "nan hi ho deildi." Finge huzursuzlanarak, kprdand. "Zaman akna, btn bunlar ne demek oluyor?" "100.000.'deki ara artlar arasnda bir tr engel var. Kaldrlmasn istiyorum." "aftlarn arasnda engel mi var?" "Hi arm numaras yapma. Dn Twissell'le grtn. Bugn orada bir engel peydah oldu. Ne halt kartrdnz ve ne yapmay planladnz renmek istiyorum. Bak, Bilgisayar ya anlatrsn ya da bu aleti kullanacam. nanmazsan, bir dene." "Bak imdi, dinle..." Finge'in dili dolayordu, korku belirtileri gstermeye balamt ve mitsiz bir fke iindeydi; "dorusu u: Seninle Noys hakkndaki her eyi biliyoruz." "Neymi o, benimle Noys hakknda bildikleriniz?"

"Rahata her istediini yapabileceini mi sandn?" Bilgisayar gzlerini silaha dikmi, alnnda ter damlacklar parlamaya balamt. "Zaman Akna, Gzlemciliin esnasnda ve sonrasnda yaptklarn bile bile seni takip etmeyeceimizi mi sandn? Byle yapmasam, bir Bilgisayar olarak grevimi yerine getirme-

mi olurdum. Noys'u sonsuzlua getirdiini biliyoruz. Batan beri biliyorduk. Gerei renmek istedin. te gerek." Harlan kendi aptallna lanet etti. "Biliyor muydunuz?" "Evet. Onu gizli yzyllara gtrdn biliyoruz. 482.'ye her giriinde, ona konfor salamak iin gerekli eyler aldn, Sonsuzlukla ilgili yeminini unutarak oynadn btn oyunlar biliyoruz." "Madem yle, neden engel olmadnz?" "Hl gerei istiyor musun?" Finge olaylar hatrlamak iin gemii dnrken, cesareti artyor ve Harlan da her saniye bi raz daha acz iine dyordu. "Devam et." "yleyse, izninle, batan beri senin iyi bir Sonsuz olamayacana karar verdiimi sylemeliyim. Belki parlak bir Gzlemci ve olaylara egemen bir Teknisyen olabilirdin ama hibir zaman drt drtlk bir Sonsuz olman mmkn deildi. u son ite, seni buraya getirdiim zaman, yalnzca kzn, Noys'un ahsnda o toplumu deil, ayn zamanda seni de deniyordum. Ve beni hakl kararak, bir sr hata yaptn. imdi o silah, krba m her neyse onu brak ve defol git." "Ve bir defasnda odama gelip," dedi Harlan, zorlukla nefes alarak, "sana yle davranmam iin beni tahrik ettin." "Evet, yle oldu. Baka bir deyile seni kandrdm. Her ey btn plaklyla anlattm ki, Noys'u geen Gereklikteki haliyle tutmak iin rpnasn. Sen de tabii, bir Sonsuz gibi deil de, smkl bir bebek gibi davrandn. Senden baka bir ey beklenemez zaten." "imdi de olsa aynsn yaparm," dedi Harlan bouk bir ses le, "ve madem ki her ey aa kt, kaybedecek hibir eyim yok." Silah Finge'in tombul gbeine dorulttu, sklm diler ve bembeyaz dudaklar arasndan konutu. "Noys'a ne oldu?" "Hibir fikrim yok." "Palavra atma. Noys'a ne oldu?" "Bilmediimi syledim." Harlan'n silah tutan eli kasld, alak bir sesle, "nce bacan. Epey acyacak." "Zaman akna, dinle. Dur!" "Evet. Ne oldu ona?" "Hayr, dinle. Bak imdiye kadar yaptklarn, yalnzca disiplini bozucu hareketler olarak nitelendirebilir. Gereklik fazla etkilenmemi. Ayrntlar inceledim, bir sorun kmad. Yalnzca rtben indirilecek, o kadar. Eer beni ldrrsen, ya da ldrme kastyla yaralarsan, bu amire kar fiili tecavze girer. Cezas lmdr." Harlan tehdidin abeslii karsnda glmsemekten kendini alamad. Btn olup bitenlerden sonra, lm, ancak, ei benzeri bulunmayan, basit ve sonu getirici bir kurtulu yolu olabilirdi., Finge, bu glmsemeyi baka eye yordu. "Sen hi grmedin diye, Sonsuzluk'ta lm cezas yok sanma. Biz var olduunu biliyoruz, biz, Bilgisayarlar. Hatta bazlarnn infaz ediliine bizzat ahit oldum. ou Gerekliklerde vcutlarn dahi bulunamad korkun kazalar vardr. Roketler havada patlar, uzay gemileri okyanusa gmlr ya da dalara arpp toz olurlar. Katil,

bu gemilerden birine, olaydan birka dakika ya da birka saniye nce konur ve i biter. Sence u yaptn buna deer mi?" Harlan kprdand. "Eer kurtulma umuduyla tp duruyorsan, bilesin ki, bir ie yaramaz. unu kafana sok: Cezalandrlmak umurumda deil. Dahas, Noys'a sahip olmay aklma koydum. Onu imdi istiyorum. u andaki Gereklikte benzeri de yok. Resmi iliki kurabilmemize engel olacak herhangi bir ey gremiyorum." "Kurallara aykrdr. Bir Teknisyen..." "Ona Btnzamanlar Meclisi karar verecek. Olumsuz bir karar kacan da hi sanmyorum. Ben basit bir Teknisyen deilim." "Twissell'in Teknisyen'i olduun iin mi?" imdi Finge'in yuvarlak ter iinde kalm olan yznde, nefret mi, zafer mi,

yoksa her iki duygunun karm m olduu pek anlalamayan bir ifade vard. "Ondan ok daha nemli eyler var. Ve imdi..." Acmasz bir kararllkla silahn dmesine bastrmaya balad. "Madem yle Meclis'e git." bard Finge, "Btnzamanlar Meclisi'ne; onlar biliyorlar. Madem sen bu kadar nemli bir adamsn..." Daha fazla konuamad, nefes nefese kalmt. Harlan'n mekanizmay ateleyecek dmeye basmakta olan parma tereddtle durdu. "Ne?" "Byle bir konuda tek bama m hareket edecektim? Dei-tirme'nin zamanlamasyla birlikte, her eyi Meclis'e rapor ettim. te! te kopyalar." "Dur, kmldama." Fakat Finge bu emre uymad. Kazanm olmann hrsyla frlad ve kaytlarn durduu yere ulat. Bir eliyle, sz konusu kaydn kod kombinasyonunu makineye yklyor, dieriyle de tular zerinde gerekli bilgileri aktaryordu. Bant, gm renkte bir ylan gibi, kvrlarak makineden kmaya balad. zerindeki iaretler plak gzle bile grlebiliyordu. "Seslendirelim istersen?" dedi Finge. Sonra da cevab bekle meden band seslendiriciye sokuverdi. Harlan dinledi, kaskat kesilmiti. ok akt. Finge her eyi rapor etmiti. Harlan'n seyahat aralarndaki her hareketi ay rntlaryla anlatyordu. Rapor sona erdiinde, Finge bard: "imdi, git bakalm Meclis'e. Ben zamana engel falan koymadm. Byle bir ey nasl yaplr bilmiyorum zaten. Fakat Meclistekiler bilir. Dn Twis sell'le grtn syledin. Haklsn. Ama arayan ben deil' dim, o beni ard. Onun iin git; Twissell'e sor. Nasl nemli bir Teknisyen olduunu ona anlat. Ve beni vuracaksan vur, ama sonra kendini de ldr." Harlan Bilgisayar'n sesindeki mutluluun farkndayd. yle hissetti ki, artk ate etse bile yine de Finge kazanmt. Neden? Harlan' ezmek niye onu bu kadar mutlu ediyordu? Noys iin duyduu kskanlk bu kadar derin olabilir miydi? Harlan bu sorularn cevabn bulamyordu. Birden her ey, Finge ve dierleri, anlamn yitirmiti. Silah cebine koydu, kapdan dar frlad ve en yakn seyahat aracna yneldi.

yleyse Meclis'in marifetiydi bu ya da en azndan Twis-sell'in. Hibirinden korkmuyordu, hep birlikte karsna ksalar bile fark etmezdi. u geen, inanlmaz ayn her gn, kendisinin vazgeilmezliine olan inanc biraz daha glenmiti. Basit bir kza kar, Sonsuzluun yaamas sz konusu olunca, Meclis'in yola gelmekten baka aresi yoktu.

11 KAPALI EMBER Teknisyen Andrew Harlan gece vardiyasnn balam oldu unu fark edince ard. Seyahat aralarnn birinden tekine mekik dokurken zamann nasl getiini anlayamamt. Lo ko ridorlara bakt, gece vaktinin geldii byle belli oluyordu. Fakat fkenin penesindeki Harlan, bu lzumsuz baka fazla zaman ayrabilecek durumda deildi. zel daireler tarafna yneldi. Bilgisayarlara ait katta bulunan Twissell'in odasma gidi yordu ve ayn Finge'e giderken olduu gibi, grlmekten ya da durdurulmaktan yana bir korkusu yoktu. Twissell'in kapsna gelince durdu. Silahn yoklad, yerinde duruyordu. Kapdaki sinyali, ierdekini uyarmak zere harekete geirdi. Sesin yanklann dinledi. Arkasndan gelen ve yaklaan bir ayak sesi duydu. Hi umursamad. Nasl olsa gelen her kimse, ona bakmaya bile cesa ret edemeyecekti. (Krmz teknisyen armas saolsun, diye d nd.) Fakat ayak sesleri yaklat, yaklat ve durdu. Bir ses, Tek nisyen Harlan?" diye sordu. Harlan hzla dnd. Bu, bir Kdemsiz Bilgisayard. Blm'e yeni gelmiti. Harlan iinden kfretti. Buras 482.'ye benzemez di. O burada yalnzca basit bir Teknisyen deil, Twissell'in zel Teknisyeni'ydi ve gen Bilgisayarlar Twissell'e yaranmak iin Teknisyeni'ne iyi davranmak zorunda olduklarn dnrlerdi. Bilgisayar, "Kdemli Bilgisayar Twissell'i mi grmek istiyor sunuz?" Harlan tedbirli davranmak zorundayd. "Evet, efendim," dedi. (Salak herif! yle olmasa burada ne iim var?) "Korkarm, gremeyeceksiniz," dedi Bilgisayar. "Kendilerini uyandrmaya deecek kadar nemli ama." "Olabilir ama kendileri burada deiller." "Nereye gittiler acaba?" Bilgisayar'n saf baklar, kibir doluydu imdi. "Bilmiyorum." "Fakat, sabah erkenden gelmemi istemiti." "yle mi," dedi Bilgisayar. Glmeye balad. "Biraz fazla er-kencisiniz." Bayla selamlayp, yrd. Geerken dokunmamak iin zel bir gayret sarf etmiti. Harlan yumruklarn skt. Umutsuzluk iinde, uzaklaan adamn arkasndan bakt. Yapacak bir ey yoktu. Dnd, yrmeye balad. Etrafn grmyordu bile. Odasnn yolunu tuttu. Harlan uykusunda nbetler iinde kvrand. Uyumas gerektiini telkin etmiti. Zorla sakinlemeye alm ve tabii ki baa-ramamt. Gya uyuyordu ama kafas karmakank dncelerle doluydu. Her eyden evvel Noys vard. Ona zarar verecek bir ey yapmaya cesaret edemezlerdi. Yeni Gereklikte meydana getirebilecei deiiklii hesaplama-dan, onu Zaman'a geri gndermeleri mmkn deildi, ki bu da gnler, belki de haftalar srerdi. Yalnz bir seenek olarak, kza, Finge'in kendisini tehdit ederek anlatt ekli uygulayp, bir kazaya yerletirir ve bylece yok edebilirlerdi.

Byle yapabileceklerini sanmyordu. Bu kadar kat bir yol semek iin nemli bir sebep olmas gerekirdi. Ayrca, Harlan'n nefretini kazanma riskini gze almalar gerekecekti. (Karanlk yatak odasnn sessizliinde ve bu tilki uykusu hali iinde insan garip eyler dnebiliyordu. Harlan'a gre, Btnzamanlar

Meclisi'nin, bir Teknisyen'in nefretini kazanma riskini gze ala mayaca hakkndaki kesin kararnn glnecek bir yan yoktu.) Doal ki, hapse kapatlm bir kadnn baz yararlar salaya can dnmek de mmknd. Sefahate dkn yzyllardaki bir gereklikten gelen, gzel bir kadn... Harlan byle dnmemeye aht. Byle bir eyi grmek tense lmeyi yelerdi. Twissell'i dnd. htiyar 575.'de deildi. Uykuda olmas gereken bu saatlerde hangi cehenneme gitmiti acaba? Onun yanda biri uykusundan feragat edemezdi. Harlan bu sorunun cevabn biliyordu. Mec lis'in toplantsna katlm olmalyd. Harlan hakkndaki. Noys hakkndaki. Kimsenin bir trl dokunmaya cesaret edemedii bu vazgeilmez Teknisyen'le nasl baa klabileceinin tartld toplantya. Harlan'n dudaklar gerildi. Finge, Harlan'n o geceki sald rsn rapor etmi olsa bile, bu fazla etkileyici olamazd. imdiye kadar iledii sularn yannda, bu hareketinin ocuk oyuncan dan fark yoktu. Vazgeilmezlii, bu olayda ortadan kalkamazd. Aslnda, Finge'in bu olay rapor edeceini de pek sanmyor du. Bir Teknisyen'in nnde minnet etmeye zorlandn itiraf etmek, bir Asistan Bilgisayar' gln duruma drrd ve Fin ge'in bunu gze alabileceine pek ihtimal vermiyordu. oktandr yapmad bir eyi yapt ve Teknisyenleri yekv cut olarak dnd. Aslnda biraz kurallara aykr olan, Twis sell'in adam ve Yar-Eitmen konumu yznden, dier Teknis yenlere arasna mesafe girmiti. Fakat byle olmasa da, zaten Teknisyenler, pek kaynam, dayanma halinde olan bir grup deildiler. Niye byle oluyordu acaba? 575. ya da 482.'ye gittiinde, dier bir Teknisyen'i arayp konuamaz myd? Birbirlerinden bile kamak zorunda myd lar? Gelenek ve inanlarn getirdii yalnzlklarn, hi deilse kendi aralarnda, biraz olsun yumuatamazlar myd? Meclisten torpilli olduunu varsayyor, imdi de ek destek ler aryordu. nk iin iinde Noys vard. Teknisyenlere, kendilerine ait bir rgt kurma hakk tannmal, dzenli toplantlar yaplmal, yakn arkadalklar kurulup, birbirlerine daha iyi davranmalar salanmalyd. Bu son dncesi, derin bir uykuya dalmadan nce, yannda Noys'u grerek, yapt bir toplumsal devrim saylrd... Kapdaki sinyalin sesiyle uyand. Israrla alyordu. Yatan baucundaki kk saate bakt, grd rakamlara hayret etti. Zaman Baba! Btn olanlardan sonra, nasl bu kadar ok uyuyabilmiti. Yatt yerden bir dmeye uzand ve kapnn stndeki ekran renklendi. Adam tanyamad, fakat her kimse, ok ciddi bir hali vard. Kapy at ve niformasnda dari ler'in armas bulunan adam ieri girdi. "Teknisyen Andrew Harlan?" "Evet, dareci. Ne istiyorsun?" dari ler'in adam, yneltilen sorunun sert ve kavgac anlamn nemsememi gibi davrand. "Kdemli Bilgisayar Twissell'le bir randevunuz var myd?" "Eee, ne olmu?" "Geciktiinizi bildirmeye geldim." Harlan adama dik dik bakt. "Ne demek oluyor bu? Sen 575.'den deilsin galiba?"

"Benim blmn 222.'de. Adm, Asistan dareci Arbut Lemm. Randevulardan sorumluyum ve resmi bildirilerdeki hatalar yznden meydana gelebilecek gereksiz tela nlemeye alyorum." "Ne randevusu? Ne tela? Btn bunlar ne demek oluyor? Dinle, Twissell'le daha nce de birok grme yaptm. Kendisi benim amirimdir. Tela falan diye bir ey sz konusu deil." Adamn batan beri koruduu ifadesiz yz hatlar imdi aknlkla doluydu: "Haberiniz yok mu?"

"Neden?" "Neden, Btnzamanlar Meclisi'nin, burada 575.'de bir alt komite toplants yaptndan. Saatlerdir herkes bunu konuuyor." "Ve beni mi grmek istiyorlar?" Harlan bu soruyu sorduktan sonra dnd: Tabii beni grmek isterler. Benden baka, ne hakknda grecekler? imdi, dn akam TwisseU'in odasnn nnde karlat Bilgisayarn neden keyifli olduunu daha iyi anlyordu. Bilgisayar, kararlatrlm olan bu komite toplantsndan haberdard ve o saatte bir Teknisyen'in Twissell'i grebilmek iin rpnmas, onu epey elendirmi olmalyd. Harlan ii burkularak, ok komik, diye dnd. dareci, "Ben verilen emirleri yerine getiriyorum. Baka bir eyden haberim yok," dedi. Sonra merakn yenemeyerek sordu, "Sizin bundan haberiniz yok muydu?" "Teknisyenler," dedi Harlan, alayc bir ifadeyle, "kabuklar iinde yaarlar." Twissell'den baka, be kii daha vard. Hepsi de Kdemli Bilgisayar rtbesine sahiptiler ve en k otuz be yllk Son suz'du. Alt hafta nce, Harlan byle bir grupla birlikte yemee da vet edilse, temsil ettikleri g ve sorumluluklar karsnda ezilir dili dama kurur, eritii bu onuru yudum yudum tadard. Hep si de en azndan onun iki kat kadar yaam, gn grm kiiler di. Fakat imdi, karsndakiler onun kartlar, hatta daha k ts, karar verecek hakimlerdi. Etki altnda kalnacak zaman de ildi. Bir strateji hazrlamak zorundayd. Noys'u ele geirdiklerini bildiinden haberleri olmayabilir di. Finge son karlamalarn anlatmadysa, nereden bilecekler di. Artk, Finge'in ortaya kp, bir Teknisyen tarafndan tehdit edilip korkutulduunu sylemeyeceine iyice emin olmutu. O halde, imdilik bu olas avantaj iyi kullanabilmek iin, ilk onlarn harekete gemesini, asl muharebe balamadan nce ilk cmleyi onlann sylemesini beklemek, daha akllca olacakt. Hi aceleleri yokmu gibi davranyorlard! Bir yandan yemeklerini yerken, ona, sanki ok ilgin bir canl tryle karlam gibi, baktlar. Harlan da aresizlik iinde onlara bakyordu. nleri dolaysyla ve aylk eitim filmlerindeki boyutlu reprodksiyonlanndan, hepsini tanyordu. Bunlar, Sonsuzluun eitli blmlerinde devaml yaynlanan ve Gzlemci ve daha st rtbedekilerin izlemek zorunda olduklar, eitim programlarnda yer alan kiilerdi. En ok ilgisini, kafas kel olan (bu adamn kalar ve kirpikleri de yoktu) August Sennor ekmiti. plak gz kapaklarnn ardndan bakan kara gzler ve pek sk rastlanmayacak kadar geni bir aln, TwisselPle olan ekimeleri ve u anda da Harlan'la, yzne bakmadan, sert bir biimde konumas, btn dikkatini onun zerinde toplamasna sebep oldu. Durmakszn sorular soruyordu. Sorularnn ou, net bir biimde cevaplandrlacak cinsten eyler deildi. rnein: "Seni lkel tarihle ilgilenmeye iten neydi, gen adam?" "Bu tr eyleri almaya deer mi sence, delikanl?" gibi eyler soruyordu.

En sonunda, doymu olacak ki, taban sakin bir hareketle, imha kabna doru itti ve kt parmaklarn nnde birletirdi. (Elinin tersinde bile hi kl yoktu.) "Hep merak etmiimdir. Belki sen bana yardmc olabilirsin." Harlan, tamam, balyoruz, diye dnd. Yksek perdeden bir sesle, "Bildiim bir eyse, efendim." "Sonsuzluk'ta bulunan bazlarmz; hepimiz ya da yeterince byk bir ounluumuz diyemeyeceim..." (Twissell'in yorgun yzne bir bak frlatt, dierleri daha canl bir ifadeyle dinliyordu,) fakat bazlarmz, Zaman'n felsefesiyle ilgileniyoruz. Belki ne demek istediimi anlyorsun."

"Zamanda seyahatin elikileri mi, efendim?" "Eee, melodramatik bir hava vermek istersen, evet. Fakat tam anlamyla byle deil. Gerekliin asl yaps sorunu var. Gereklik Deitirmeleri yaplrken ktle enerjisinin korunmas sorunu var. Buna benzer baz baka eyler de var. imdi bizler Sonsuzluk'ta, Zaman'da seyahatin ayrntlarn bildiimiz iin, bak alarmz etkileniyor. Senin lkel'deki yaratklarn Zaman'da seyahati bilmezler. Bu tr sorunlar karsnda onlarn dnce tarz nedir?" TwisselPin dudaklarndan kan fslt, masay dolat. "rmcek alar!" Fakat Sennor aldrmad. "Soruma cevap verir misin, Teknisyen?" "lkellerin Zaman'da seyahate ilikin herhangi bir dnce leri yok, efendim." "Byle bir eyin mmkn olabileceini dnmyorlar yani?" "Sanrm yle." "Hayal bile edemiyorlar m?" "ey, hayal rnlerinin sergilendii baz edebi eserler vard sanrm. Bu konuyla pek ilgilenmedim. Fakat Zaman'da geri dnerek, dedesini henz bir ocukken ldrmeyi planlayan biriyle ilgili bir yk var." Sennor istediini ele etmie benziyordu. "Harika! Harika! Her eyden nce, sabit Gereklik kavramn gz nne alrsak, bu, Zaman'da seyahatin temel elikisini ortaya koyan bir rnektir. imdi, senin u lkeller, deimez, sabit ve tek bir Gereklik olduunu sanyorlar. Doru mu?" Harlan cevap vermeden nce biraz bekledi. Bu sohbetin nereye varacan ya da Sennor'un perde arkasndaki amacn anla-yamyordu ve bu da sinirlerini bozmutu. "Bu konuyu, sizi tatmin edecek bir cevap verebilecek kadar iyi bilmiyorum, efendim. Farkl olan gereklikler hakknda baz speklasyonlar vard her-halde. Bilmiyorum." Sennor alt dudan sarktt. "Eminim ki, yanlyorsun. Kendi yorumlarnla aklm kartrmsn. Hayr, tam anlamyla bir Zaman'da seyahat deneyimi yaamadan, insan beyni, gerekliin felsefesini kabul edemez. rnein, neden Gereklik atalet kazanr? Byle olduunu biliyoruz. Bir Deiiklik, tam anlamyla bir Deiiklik olmas iin, ak ierisinde yeterince byk bir mdahale etkisi olmaldr. Hatta yine de, Gereklik'te, kendi zgn haline dnme eilimi mevcuttur.. "rnein, burada, 575.'de bir Deitirme yaptmz dnelim. Gerek, 600.'ye kadar belirtileri grlecek ekilde etkilenecektir. Fakat bu Deitirme'nin ondan sonra hibir etkisi kalmaz. Bunun byle olduunu hepimiz biliyoruz, fakat nedeni hakknda bir fikri olan var m? Mantk, yaplacak bir mdahalenin, Zaman' snrsz bir biimde etkilemesi gerektiini sylyor, fakat yle olmuyor ite.

"Bir baka adan bakalm. Bildiim kadaryla, Teknisyen Harlan, gerekli en kk mdahalelerin seiminde rakipsizmi. ddiaya girerim, bu seimi neye gre yaptn somut bir biimde aklayamaz. "u lkellerin ne kadar zavall olduunu bir dnn. Bir insann kendi dedesini ldrebileceini dnebiliyorlar, nk Gereklik'le ilgili hibir ey bilmiyorlar. Daha olabilir gibi grnen, daha kolay zmlenebilecek bir durumu ele alalm ve bir insann, Zaman'da seyahati esnasnda kendisiyle karlatn..." Harlan bilinsizce atld. "Kendisiyle karlaan bir insana ne olur ki?" Harlan'n bir Bilgisayar'n szn kesmesi zaten yanl bir davrant. Ses tonu da tuz, biber ekmi ve bir skandal yaratmt. Btn gzler ayplayan baklarla Teknisyen'e evrildi. Sennor aldrmam gibi davrand ve saysz glklere ramen yine de nezaketi bozmamaya kararl bir insann, kendisini zorladn belirten ses tonuyla, konumasn srdrd. Yneltilen nezaketsiz soruya dorudan cevap verdiini belli etmekten kanarak, kald yerden devam etti.

"Ve byle bir durumda neler olabileceini dnelim. Konu drt alt grupta incelenebilir. Fiziksel anlamdaki zaman iinde nceki adama A, sonrakine de B, diyelim. Birinci alt grupta A ve B birbirlerini grmeyebilirler ya da birbirlerini nemli bir biimde etkileyecek herhangi bir ey yapmazlar, gerek anlamda karlamamlardr ve bu olasl nemsiz sayabiliriz. "Ya da B, sonraki birey, A'y grm olabilir, fakat A onu grmemitir. Bu olaslk da ciddi sonular meydana gelmeyeceini kabul edebiliriz. B, A'y kendisinin daha nce yapm olduu bir hareket esnasnda grmtr. Bir ncekinden farkl ya da nemli bir durum yoktur denebilir. "nc ve drdnc olaslklarda, A, B'yi grebilir, ama B, A'y grmemitir. Ya da her ikisi de birbirlerini grrler. Her iki olaslkta nemli olan nokta, A'nn B'yi grdr; burada bir insan, fiziki varlnn daha nceki bir halindeyken, kendisini sonraki haliyle grmektedir. Dnn ki A, B halindeki yana gelebileceini, o zamana kadar canl kalabileceini renmektedir. Tank olduu ana kadar yaayacan bilmektedir. imdi, kendi geleceini en ufak ayrntsna kadar bilen biri, bu bilgilerden yola kp geleceini deitirebilir. Bu durumda Gereklik, A ve B'nin karlamayaca ya da en azndan A'nn, B'yi grme sine engel olunacak biimde deitirilmelidir. Gereklik'te bir deiiklik yapldnda bu yaayanlarca fark edilemeyeceinden, A ve B'nin karlamam olduu sylenebilir. Ayn ekilde, Za-man'da seyahat konusunda ortaya kacak elikiler de deitirmelerle yok edilir ve bu yzden eliki diye bir eyin olmad ve olamayaca sonucuna varrz." Sennor yapt aklamalardan gurur duyduunu belirten mutlu bir tavr iindeydi, fakat Twissell ayaa kalkt. "zgnm, beyler, sremiz doldu." Yemek, Harlan'm dnebileceinden ok daha ksa bir srede sona ermiti. Alt komite yeleri balaryla selamlayarak ktlar. Merak ettikleri eyleri renmi, tatmin olmua benziyorlard. ilerinden yalnzca Sennor, ba selamna ek olarak elini uzatt ve bouk bir sesle, "yi gnler, gen adam," dedi. Harlan, karmakank hislerle arkalanndan bakakald. Bu yemein amac neydi acaba? Bu adamlar bir araya getiren ey neydi? Noys'dan hi bahsetmemilerdi. Yoksa yalnzca onu incelemek mi istemilerdi? Tepeden trnaa inceleyip, sonra da Twissell'in kararna m terk etmilerdi?

Twissell, artk zerinde yemek takmlarnn ve yiyeceklerin bulunmad masaya dnd. imdi Harlan'la yalnzdlar ve artk neredeyse onu sembolize eden sigaralarndan bir yenisi elinde belirmiti. "imdi biraz da iimize bakalm, Harlan. Yapacak bir sr ey var." Fakat Harlan artk daha fazla bekleyemeyecekti, bekleye-medi. Mrldanr gibi konutu, "Herhangi bir ie balamadan nce, size sylemem gereken bir ey var." Twisell arm grnyordu. Yznn btn hatlar burutu ve dnceli bir tavrla sigarasnn kll ksmn bir kaba bastrp ezdi. "stiyorsan konu, ama nce, otur, otur olum." Teknisyen Andrew Harlan oturmad. Cmleleri kaynayp, karmalarna zorla engel olurcasna dilerinin arasnda eziyor, konuurken bir yandan da masa boyunca uzun admlarla gidip geliyordu. Kdemli Bilgisayar Twissell'in iyice olgunlam, sapsar bir elmaya benzeyen ba bir o tarafa, bir bu tarafa dnerek Harlan'm sinirli hareketlerini izliyordu. "Haftalardr matematiin ilgili filmleri inceliyorum. 575. 'nin deiik gereklikleriyle ilgili kitaplar. Gereklikleri boverin. Matematik deimiyor. Geliiminde izledii sra da deimiyor. Gerekliklerle istediiniz kadar oynayn, Matematiin tarihi ayn kalyor. Deien yalnzca Matematikiler; farkl bulular deitirmiler, fakat sonular... Neyse, bu konuda kafamda ok ey var. Bu sylediklerim sizin iin bir anlam ifade ediyor mu?"

Twissell kalarn att, "Bir Teknisyen iin garip bir ura gibi geldi bana." "Fakat ben yalnzca basit bir Teknisyen deilim. Bunu biliyorsunuz." "Devam et," dedi Twissell ve kolundaki zaman gsteren araca bakt, parmaklan arasndaki sigarayla allmam, sinirli bir tavrla oynuyordu. "24. yzylda yaam Vikkor Mallansohn adl bir adam vard. Biliyorsunuz bu zaman dilimi lkel an bir parasdr. Bu adamn zellii, bir Zaman Alan'n baanyla kurabilen ilk insan oluu. Doal ki bu, Sonsuzluu da o buldu demektir, nk Sonsuzluk, bildiimiz normal zaman iinde, zamann smrlamalarn-dan bamsz olarak, zaman iinde ksa devreler oluturan kocaman bir Zaman Alan'dr." "Bunlar sana henz bir rakken retilmi eyler, olum." "Fakat 24. yzylda Vikkor Mallansohn'un Zaman Alan'n bulmasna olanak olmad retilmemiti. 24. yzylda o deil hi kimse bulamazd. Gerekli matematik temel yoktu ki. Temel Lefebvre denklemleri yoktu ve zaten 27. yzyldaki Jan Verde-er'in aratrmalanndan nce olamazd da." Kdemli Bilgisayar Twissell armt, sigarasnn elinden dtnn bile farknda deildi. Yzndeki glmseme uup gitmiti. "Sana Lefebvre denklemlerini rettiler mi ki, olum?" "Hayr. Ve anladm da syleyemem. Ama Zaman Alan iin gerekli olduunu biliyorum. Bunu rendim. Ve bu eitlikler 27. yzyla kadar da kefedilmemiti. Bunu da biliyorum." Twissell sigarasm almak iin eildi, bir yandan da Harlan'n yrtt mant rtmek gayreti iinde konuuyordu, "Ya Mallansohn matematiksel dayanaklarndan habersiz olarak, Zaman Alan'na ilikin sorunlar rastlantyla zdyse? Ya bu yalnzca gzlem ve deneylere dayanan bir bulusa? Buna benzer eylere sk rastlanmyor mu?" "Bunu da dndm. Fakat, Alan kefedildikten sonra almalar yzyl srd ve bu sre sonunda hl Mallansohn'un Alan'yla ilgili hesaplar dayandrm olabilecei bir tek yol bile yoktu. Eer bunlar biliyorduysa ya da Verdeer'in almalar olmadan gelitirdiyse, ki bu olamaz, notlarnda neden bahsetmedi?"

"Bir Matematiki gibi konumakta srar ediyorsun demek. Kim anlatt btn bunlar sana?" "Filmleri inceledim." "Baka?" "Ve dndm." "Yksek matematik eitimin olmad halde, yle mi? Seni yllardr yakndan incelerim olum, ama bu zel yeteneini fark etmemitim. Devam et." "Mallansohn'un Zaman Alam kefi olmadan Sonsuzluun kurulmasna imkn yoktu. Mallansohn'un da bu ii, kendisine gre gelecekte bulunan bir matematik bilgisini kullanmadan baarm olmasna olanak yoktu. Bu birincisi. Ayn zamanda, u sralar burada, Sonsuzluk'ta, btn kurallar inenerek, ya gemi ve evli olmasna ramen Sonsuz olarak seilmi bir rak var. Onu matematik ve ilkel sosyoloji zerine eitiyorsunuz. Bu da ikincisi." "Eee?" "Ben diyorum ki, onu, u veya bu ekilde Zaman'a geri, Sonsuzluun en alt istasyonuna, 24. yzyla gndermeyi planlyorsunuz. Gryorsunuz ki, benim lkel Zamanlar konusunda bir uzman olarak konumum ve bu konumumun bilincinde oluum, bana zel muamele isteme hakk kazandryor." "Byk Zaman! diye mrldand Twissell. "Doru, deil mi? emberi bylece kapatrz, benim yardmmla. Yardmm olmazsa..." Kasten cmlesini tamamlad. "Geree ok yaklamsn," dedi Twissell. Fakat yemin edebilirim ki... "Cmlesini yarda kesti. Derin bir dnceye dalm gibiydi. Harlan telala konutu. "Ne demek yaklatn. Gerein ta

kendisini yakaladm." Neden bu kadar kesin konutuunu kendi de aklayabilecek durumda deildi ama, gerekten biraz farkl da olsa yakaladnn deerli bir ey olduunu iddetle umuyordu. "Hayr, hayr. Gerek bu deil. rak Cooper 24. yzyla Mallansohn'a herhangi bir ey retmek iin gitmiyor." "Sana inanmyorum." "yi ama inanmak zorundasn. Bunun nemini anlamalsn Projenin geri kalan ksm iin yardmna ihtiyacm var. Durum senin hayal edebildiinden ok daha kark, olum. rak Brins-ley Sheridan Cooper, Vikkor Mallansohn'un ta kendisidir!" 12 SONSUZLUUN BALANGICI Harlan, o an iin Twissell'in kendisini artacak herhangi bir ey syleyebileceini hi dnmemiti. Yanlyordu. "Mallansohn mu? O..." Twissell sonuna kadar itii sigarann yerine bir yenisini yakt ve "Evet, Mallansohn. Mallansohn'un hayatnn ksa bir zetini ister misin? Dinle. 78.'de dodu, bir sre Sonsuzluk'ta yaad ve 24.'de ld," dedi. Twissell ufack eliyle Harlan'n kolunu tuttu, bir zebaniyi andran yznn hatlar kendine zg glmsemesiyle yumuamt. "Haydi olum, fiziksel zaman bizim iin bile geiyor ve bugn tam anlamyla kendimizin bile egemeni deiliz. Gel alma odama gidelim." ne dt ve Harlan onu takip etti. Alan kaplarn, hareket eden yollarn farknda bile deildi. Bu yeni bilgiyi kendi problemi ve hareket planyla badatrmaya, iliki kurmaya alyordu. lk ann aknl geince tekrar salkl dnmeye balamt. Nasl oluyordu da bu durum,

olaylar, onun Sonsuzluk iin tad nemi daha byterek, deerini daha da arttrarak, isteklerinin yerine getirilmesini daha mmkn klacak ve Noys'un kendisine geri verilmesini istemek iin onu daha da glendirecek biimde etkiliyordu? Noys! Zaman Akna, ona zarar vermemeliydiler! Hayatnda gerek olan bir tek o kalmt. Sonsuzluk bile artk yalmzca bir fan-tazi, nemsiz bir olgudan baka bir ey deildi.

Kendisini Bilgisayar Twissell'in brosunda bulduunda, buraya nasl geldiini hatrlayamadn fark etti. Twissell'in brosu temiz ve yalnzca porselenden yaplm eylerin tayabilecei aseptik zelliklere sahip upuzun bir odayd. Odann bir duvar tamamen mikro hesap niteleriyle kaplanmt. Bu niteler birletirildiinde Sonsuzluun, en byk kiisel Hesapkompleksini oluturuyorlard. Kar duvar tklm tklm referans filmleriyle doluydu. Bu iki duvann arasnda ancak bir koridordan biraz daha genie bir boluk vard ve buraya da bir masa, iki sandalye, projeksiyon aletleri ve bir de Harlan'n, Twis-sell iine sigara izmaritini atana kadar ne ie yaradn anlayamad ve daha nce hi grmedii garip bir anak yerletirilmiti. Twissell kendine has el abukluu numaralarna benzer bir hareketle yeni bir sigara yakt. Harlan dnd: imdi tam zaman. Yksek perdeden, hatta vahice denebilecek bir ses tonuyla konumaya balad, "482.'de bir kz var..." Twissell kalarn att, houna gitmeyen bir eyi kenara iti-yormuasna elini sallad. "Biliyorum, biliyorum. Kz rahatsz edilmeyecek, sen de yle. Her ey yoluna girecek. O ile ilgileneceim." "Yani..." "Meseleyi bildiimi sylyorum. Bu konu seni zdyse, artk dnmene gerek yok, zlme." Harlan yal adama bakakald, iyice afallamt. Hepsi bu muydu yani? Geri artk sahip olduu gcn byklne itenlikle inanyordu ama bylesine aka kabul greceini de beklememiti dorusu. Twissell tekrar konutu. "Dinle bak, sana bir yk anlatacam," Sonsuzlua yeni katlm bir rak'a ders verir gibi davranyordu. "Sana bunlar anlatmaya gerek duyabileceim aklma gelmemiti, belki de hl gerek yok, ama kiisel aratrmalarn ve kendi kendine rendiklerinle bunu hak ettin." Harlan'a kinayeli bir bak frlatt, "Biliyorsun, u bana anlattklarn kendi kendine bulup kardna hl pek inanmyorum," dedi ve devam etti: "Sonsuzluktakilerin ou tarafndan Vikkor Mallansohn olarak bilinen adam, ldnde, arkasnda hayatyla ilgili kaytlar brakt. Bu kaytlar, anlar ya da biyografi olarak adlandrmak zor. Daha ok, bir gn var olacaklarn bildii Sonsuzlara vasiyetini ileten bir rehberdi diyebiliriz. Durgun-Zaman'la ilgili bir dizi kitap cildinden birinde bulunuyordu ve yalnzca Sonsuzluun Bilgisayarlar tarafndan alabilecekti. te bu yzden lmnden sonra yl kimse elini srmedi. Sonra Sonsuzluk kuruldu ve byk Sonsuzlarn ilki Kdemli Bilgisayar Henry Wads-man bu vasiyeti at. Bana gelene kadar Kdemli Bilgisayarlar bu belgeyi son derece gizli tuttu ve birbirlerine devretti. Buna biz Mallansohn'un Anlar diyoruz. Anlarda 78. yzylda doan, yirmi yanda Sonsuzlua rak olarak alnan, evli, ocuksuz, Brinsley Sheridan Cooper adl bir adamn yks anlatlyor. Sonsuzlua katldktan sonra

Cooper, Laban Twissell diye bir Bilgisayar tarafndan Matematik ve Andrew Harlan diye bir Teknisyen tarafndan da lkel Sosyoloji konularnda eitime tabii tutulur. Her iki konuda da yetitikten sonra, Zaman Mhendislii ve benzeri konularda da belirli bir dzeye getirilen bu adam, Viktor Mallansohn adl bir bilim adamna gerekli teknikleri retmek zere 24. yzyla gnderilir. "24.'ye vardktan sonra ncelikle kendini iinde bulunduu topluma uydurma srecine girer. Bu sre boyunca, karlaaca problemleri biliyormuasna onu eitmi bulunan Teknisyen Harlan'n ve Bilgisayar Twissell'in ayrntl tavsiyelerinden ok yararlanr. "ki yl getikten sonra Cooper, Kaliforniya ormanlarnda yalnz yaayan, arkada ve akrabas bulunmayan fakat cretkr

ve allmn dnda bir zekya sahip olan Vikkor Mallansohn adl ahs bulur. Cooper yava yava bu adamla arkadalk kurar ve son derece dikkatli davranarak onu, gelecekten gelen bir sey yahla karlam olduu dncesinin okuna altrr ve Mate matik'le ilgili bilmesi gereken her eyi ona retir. "Fakat zaman gemekte, gelime son derece yava olmakta dr. Cooper zaman zaman mkemmel bir retmen olmad d ncesine kaplmaya balar. Mallansohn huysuz, ibirliine ya namayan bir tutum ierisine girmitir ve bir gn hi beklenme dik bir ekilde lr. Yaadklar vahi, kayalk blgedeki bir kan yona dmtr. Cooper hayatnn en nemli grevinin ve belki de tm Sonsuzluun mahvolduu dncesinin verdii ac ve mitsizlikle haftalarca kvranr ve sonra bir gn lgnca bir giri imde bulunmaya karar verir. Mallansohn'un lmn rapor et mez. Eldeki son derece snrl olanaklarla yava yava bir Zaman Alan kurmaya balar. "Ayrntlarn nemi yok. Dalar gibi glkler, sefalet, ek siklikler ve kendi yetersizliine ramen ii bitirir ve aslnda yllar nce gerek Mallansohn'un yapm olmas gerektii gibi, jenera tr Kaliforniya Teknik niversitesi'ne gtrr. "Bundan sonra, yknn senin almalarna giren ksmn biliyorsun. Karlat ilk olumsuz tepkileri, bir sre gzaltna alnn, jeneratrn neredeyse kaybedildii olay, adn hibir zaman renemediimiz adamn yardmlarn, (kimlii bilinme dii halde bu adam bugn Sonsuzluun kahramanlarndan biri olarak kabul edilmektedir) ve bir beyaz fareyi Zaman'da ileri ge ri hareket ettiren Profesr Zimbalist'in son deneyini hep biliyor sun. Bunlarla seni skmak istemiyorum. "Cooper btn bu ileri yaparken hep Vikkor Mallansohn adn kulland nk, ancak bu sayede 24. yzyla aitmi gibi g rnp, kantlayabilecei bir gemie sahip olabiliyordu. Gerek Mallansohn'un cesedi hibir zaman bulunmad. "Hayatnn geri kalan ksmnda, jeneratrn himaye etti ve aracn oaltlmas hususunda niversitedeki bilim adamlaryla ibirlii yapt. Baka eyler yapmaya cesaret edemedi. nnde uzanan yzyln getirecei matematiksel gelimeler sonunda ortaya kacak olan Lefebvre denklemlerini, bu sreyi bir kenara itip hemen aklayamazd. Gerek kimliini aklayamazd. Gerek Vikkor Mallansohn'un sahip olmas gereken bilgiyle yapabileceklerinden daha fazlasn yapmaya cret edemezdi." "Birlikte alt kimseler, bu son derece zeki adamn kuramlarn aklamakta neden bu kadar aciz kaldn bir trl anlayamyorlard. Kendisi de bunalm iindeydi, nk, balatt almalarn adm adm ilerleyerek Jan Verdeer'in klasik deneylerini yapmasna nasl dayanak tekil edeceini, daha sonra byk Antoine Lefebvre'in gerein temel denklemlerini nasl

kuracan ve sonuta da Sonsuzluun nasl ortaya kacan biliyor, fakat bu olaylar zincirini hzlandrabilmek iin elinden bir ey gelmiyordu." "Yalnz hayatnn son gnlerinde Cooper, bir gn Pasifik'te gurubu seyrederken (anlarda bu sahne olduka ayrntl bir biimde yer alyor) birden, kendisinin onun yerini almayp, Viktor Mallansohn'un ta kendisi olarak kaytlara geebileceini dnd. sim kendisinin olmayabilirdi ama, tarihin Mallansohn olarak bildii kii rahatlkla Brinsley Sheridan Cooper olabilirdi. "Bu dnceyle harekete geti ve Sonsuzluun kurulu srecinin hzlandrlabilmesi, gelitirilebilmesi ve daha gvenli bir hale getirilebilmesi iin sz konusu anlan yazp, alma odasndaki Durgun-Zaman'a ait bir kitap cildinin iine yerletirdi. "Ve bylece ; ember tamamland. Cooper-Mallansohn'un anlarn bu nedenle yazd kabul edilmedi. Cooper normalde hayatn nasl srdrdyse yine ayns gereklemelidir. lkel gereklik, deiime izin vermez. Fiziksel zamann u andaki Co-oper', bildiin gibi kendini nelerin beklediinden habersiz. O, Mallansohn'a bilgi verip dneceini sanyor. Yllar ona durumun byle olmadn retene kadar da byle dnmeye devam edecek ve sonra oturup anlarn yazacak. "Zaman iindeki bu emberin amac, normal sresinden n-

ce Sonsuzluun kurulabilmesi iin gerekli zamanda seyahate ve gerekliin yapsna ilikin bilgilerin derlenmesidir. Burada sz konusu olan sre kendi haline braklrsa, insanlk teknolojik gelimeler sonucunda kendi kendini yok etmeden nce zamana ilikin gerei renemeyecektir." Harlan byk bir dikkatle dinledi. Sonsuzluun ortasndan geen ve zerinde kapanan gl bir emberin varl sz konu suydu. lk olarak, bir an iin, Noys'u hemen hemen unutmutu. "yleyse ne yapmanz gerektiini, benim ne yapmam gerek tiini ve u ana kadar neler yaptm biliyorsunuz," dedi. Anlatt yknn etkisiyle kendisinden gemie benzeyen Twissell'in, mavisi, ttn dumanndan bir bulutun arkasndan bakan gzleri yava yava canland. Yal, zek fkran gzleri Harlan'a dikildi ve su ilemi gibi bir ifadeyle konutu, "Hayr doaldr ki bilmiyorum. Takdir edersin ki, Cooper'n Sonsuz luk'ta geirdii sre ile anlarn kaleme ald an arasnda baya zaman var. Ancak bu kadarm ve tank olduklarn hatrlyor." Twissell iini ekti ve parma havadaki duman bulutunda girdaplar meydana getirecek ekilde elini hareket ettirdi. Zaman geip de bir Kdemli Bilgisayar olduumda, anlar verdiler ve bu konunun tek sorumlusu olduumu sylediler. Byle oldu, nk anlarda byle olmas gerektii yazlyd. Yine bir sre sonra, de itirilip duran Gerekliklerden birinde sen ortaya ktn (senin daha nceki benzerlerini dikkatle gzlemitik) ve son olarak da Cooper. Hesap kompleksine saduyumun sylediklerini de kata rak ayrntlar ben hazrladm. rnein, durumu aklamakszn roln iyi oynayabilmesi iin eitmen Yarrow'u ynlendirirken byk aba ve dikkat sarf ettik. O da son derece byk bir titiz likle seni lkel tarihle ilgilenmen iin tevik etti. Kendisine bir ok eyin anlardan yola klarak retildiini kantlayamasn diye Cooper'n bir ey renmemesi iin adeta rpndk." Tws sell ac ac glmsedi. "Sennor btn bu almalarm alaya al yor. Etki ve tepkinin birbirlerini yok edii olarak adlandryor. Tepkinin ne olduu bilinirse, etkiyi ayarlamak insann elinde olan bir eydir. ok kr ben Sennor gibi a ren bir rmcek deilim." "Senin gerek bir Gzlemci, gerekse Teknisyen olarak gsterdiin performans beni ok sevindirmiti. Cooper senin almalarn izleme ve deerlendirme olanana sahip olmadndan, anlardaki kadaryla senin ne derece baarl biri olduunu anlamak ok zordu. Fakat kendi gzlemlerimden sonra, durumunun ok uygun olduunu anladm. Seni daha sradan, olaan bir greve atayp asl grevinin gizli kalmasn salamam gerekiyordu. Bilgisayar Finge'le birlikte olduun son grevin ite byle bir dncenin rndr. Yalnz,

Cooper'n matematik konusunda olduka byk gelimeler kaydettii ve seninle grmeyi ok arzu ettii sralarda ortadan kayboldun. te o zaman ok korktum." Harlan, Twissell'in szn kesti, "Cooper' seyahat aralarna gtrdm zaman m kastediyorsunuz?" "Nerden anladn?" diye, bu defa Twissell sordu. "Siz beni hep ho tutardmz, oysaki o gn ilk defa bana gerekten ok kzgndnz. Sanrm bu Mallansohn'un anlarna ters den bir olayd." "Pek deil. nemli olan u. Anlarda seyahat aralanndan sz edilmiyor. Mallansohn'un anlarnda Sonsuzluun en nemli paralarndan biri olan bu aralardan bahsetmemesi, bende onun bu konuda pek bilgisi olmad kukusunu uyandrmt. Bu yzden Cooper' mmkn olduu kadar bu aralardan uzak tutmay planlamtm. O gn senin ona aralarla bir seyahat yaptrdn duyunca dnya bama ykld. Fakat sonra hibir anormal durum meydana gelmedi. Olaylar nasl gelimeleri gerekiyorsa yle geliti. O halde, sorun yok diye dndm." Yal Bilgisayar akn ve merakl bir ifadeyle gen Teknis-yen'e bakarak, yava hareketlerle ellerini ovuturdu. "Ve btn bunlar olurken sen, bir eyler dndn seziyordun. ardm dorusu. yi eitilmi bir Bilgisayar'n bile, senin bildiin kada-ryla olaydan phelenemeyeceine dair yemin edebilirdim. Bir

Teknisyen iin ise bu, esrarengiz denebilecek kadar anlalmas g bir ey." leri doru uzand ve Harlan'n dizine okar gibi, hafife vurdu. "Doaldr ki Mallansohn'un Anlarnda senin Co oper gittikten sonraki hayatn hakknda bir ey yok." "Anlyorum efendim." "Bu i bittikten sonra zgr olacaz. Sende harcanmamas gereken erdemler var. Sanrm Teknisyenlik'ten daha yukarda baz grevler seni bekliyor. u anda herhangi bir ey iin sz ver miyorum ama tahmin ediyorum, Bilgisayarlk iin atanman sz konusu." Harlan iin yzn ifadesiz halde tutmak sorun deildi. Bu konuda yllarn deneyimine sahipti. Dnd: Resmen rvet bu. Fakat artk yalnzca dnceler ve tahminlerle yetinemezdi. Balangta dayanaksz ve hatta vahi olarak nitelendirilebilecek sezgileri; allmam, tahrik edici bir gecede merak sonucu ol gunlam, sonra da bir ktphane aratrmas sonunda mantkl bir olaylar zincirinin halkalarn oluturmutu. imdi ise Twis sell'in yksn dinledikten sonra, her ey yerli yerine oturuyor du. Tek bir deiiklikle. Cooper, Mallansohn'du. imdi durumu iyice glenmiti, fakat bu konuda yanlabili yor olabilirdi. Hibir eyi ansa brakamazd. Hemen imdi renmeli, emin olmalyd. Sakin sakin sze girdi, "Sorumluluum ok byk, hem artk gerei de biliyorum." "Evet, gerekten yle." "Sorunun nem derecesi nedir? Diyelim ki beklenmeyen bir ey oldu ve Cooper'a byk nemi olan bir eyler retmem ge reken bir gn derse gelmedim." "Ne demek istediini anlayamadm." (Harlan'a m yle gelmiti, yoksa o yal yorgun gzlerde gerekten bir kvlcm m parlamt?) "Yani, bu ember kesilebilir mi demek istiyorum. Ya da yle syleyeyim. Anlarda shhatli ve aktif olarak belirtildiim sra da beklenmedik bir biimde salm bozulsa, btn her ey yok olur mu? Ya da u veya bu nedenden anlara uygun hareket etmeyi reddettiimi dnn. Ne olur o zaman?" "Fakat byle dnmeye seni iten nedir?"

"Mantkl deil mi? yle sanyorum ki, dikkatsizlik sonucu ya da kastl bir hareketimle ben bu emberi koparabilirim, eee sonra? Sonsuzluk yok olur mu? Bana yle gibi geliyor. Eer yleyse, bileyim ki yanl bir tutum ve davranta bulunmaktan kanaym." Twissell gld, fakat att kahkaha Harlan' etkilemedi, kandramad. "Bu tamamen akademik bir konu, olum. Sylediklerin gereklemediine gre, hibir ey olmayacaktr. ember kopmayacak." "Koparabilir," dedi Harlan. "482.'deki kz..." "Gvencededir" ve Twissell. Hzla ayaa kalkt. "Bu tr konumalarn bir sonu yoktur ve zaten alt komitenin dier yelerinin mantk oyunlaryla yeterince uratm. Bu arada, henz seni armn asl nedenini anlatamadm. ok vakit kaybettik. Benimle gelir misin?" Harlan tatmin olmutu. Sorunun gizli bir yan kalmamt ve gc yadsnamayacak kadar bykt. Twissell, Harlan'n "Co-oper'la yapacak hibir eyim yok," diyebileceini biliyordu. Twissell, Harlan'n Cooper'a anlardan biraz bir eyler anlatarak Sonsuzluu yok edebileceini biliyordu. Aslmda Harlan bir gn nce gcnn bykln renmiti.. imdi Twissell ona grevinin nemine ilikin bilgi vererek gzn boyamaya alyor olabilirdi, ama eer yleyse ok yanlyordu. Harlan, Noys'dan bahsederken aka tehdit savurmu, Twissell de "Gvencede" diyerek bu tehdidin farknda olduunu ortaya koymutu. Ayaa kalkt ve Twissell'i takip etti. Harlan, imdi girdikleri oday daha nce hi grmemiti.

Byk bir odayd. Dar bir koridorun sonundaki g alan perdesinin arkasnda bulunuyordu ve otomatik aygtlar Twissell'in grntsn alglamadan bu perde almyordu. Odann byk bir ksmn, st neredeyse tavana deen bir kre dolduruyordu. n tarafnda ak duran bir kap vard ve ierisinde bir platforma trmanan drt kk basamak grnyordu. eriden birtakm sesler geldi ve kapya bakan Harlan ieriden birinin ktn, arkasndan bir ift bacan daha onu izlediini grd. ndeki btn zamanlar meclisi yesi Sennor, arkadaki de kahvalt masasndaki br Bilgisayarlardan biriydi. Bu durum, Twissell'in pek houna gitmemiti. Yine de kontroll bir ses tonuyla, "Komite hl burada m?" dedi. Umursamaz bir ifadeyle Sennor, "Yalnzca ikimiz, Rice ve ben varz. Bu ok gzel bir aram. Bir uzay gemisi kadar karmak zellikleri var." Rice, hakl olduu halde tartmalarda hep kaybeden tarafta olan insanlarn akn tavrlarna sahip, gbekli bir adamd. Kocaman burnunu sildi ve "Son gnlerde Sennor akln uzay seyahatlerine takt," dedi. Sennor'un kel kafas klar altnda parlyordu. "lgin bir nokta, Twissell, syle bakalm," dedi. "Gerekliin hesaplanmasnda uzay seyahati pozitif bir faktr mdr, yoksa negatif mi?" "Anlamsz bir soru," dedi Twissell, iyice sklmt. "Hangi koullar altnda, hangi toplumda, ne eit bir uzay seyahati?" "Hadi canm. Uzay seyahatleriyle ilgili sylenecek baz soyut eyler vardr." "Soyut olarak yalnzca kendi kendini kstlad sylenebilir. Kendi kendine sona erer ve biter." Sennor ald cevaptan tatmin olmua benziyordu. "yleyse ok gereksiz ve bu yzden de negatif bir faktr. Sylemek istediim de bu zaten."

"zin verirseniz," dedi Twissell, "Birazdan Cooper gelecek. Burada yalnz kalmamz gerekiyor." "Gayet tabii." Sennor, Rice'n koluna girdi ve kapya doru yneldiler. karken hl, onlara duyurarak, nutuk atarcasma konuuyordu. "Sevgili Rice, periyodik olarak zaman boyunca, insanln akl gc doallkla tatmin edici bir sonuca ulaamayan uzay seyahatlerine ynelir. Bunu sen de biliyorsun. Akl fikri uzaya ynelik olunca insanlk, dnya nimetlerini deerlendirmeyi ihmal eder. u anda ben tarih iindeki tm uzay seyahati almalarn ortadan kaldracak ekilde Gereklik Deitirmeleri yaplmas zerine bir tez hazrlyorum." Bu defa Rice'n sesi duyuldu. "Ama bu kadar kat olamazsn. Baz toplumlarda uzay seyahatleri ok deerli emniyet s-baplar olarak deerlendirilmitir. 54. ve 290.'yi dn. O yzyllarda..." Sesler artk duyulmuyordu ve Twissell, "Bu Sennor ok garip bir adam. Zek asndan, meclisteki dier yelerin en az ikisine bedeldir, fakat garip tutkular yznden deerini dryor," diye sylendi. Harlan meraklanmt. "Sizce hakl olabilir mi? Uzay seyahatleri hakknda, yani." "Bilemiyorum. Bakalm, bahsettii tezi hazrlarsa daha ayrntl dnebilme olanan buluruz. Fakat biliyorum ki byle bir tez hazrlamayacak. Daha iin yansndayken, daha deiik bir konuya eilecek ve bunu da unutacak. Neyse bover." Elini azna gtrp sigarasn dudaklarndan ekti. "Bu grdn nedir sence, Teknisyen?" "Bir zaman seyahati aracna benziyor," dedi Harlan. "Doru. Gel iine girelim." Harlan krenin iine giren Twissell'i izledi. Drt, be kii alabilecek kadar geniti, fakat iinde hemen hibir ey yoktu. Dz bir zemin, yuvarlak duvarlarda iki pencere, hepsi bu kadard. Harlan, "Kumanda aletleri yok mu?" diye sordu. "Uzaktan kontrolldr," dedi Twissell. Elini duvarn przsz yzeyinde gezdirerek devam etti, "Duvarlar ift cidarldr.

duvarlar arasnda kalan hacim kendi iinde bir zaman alandr. Bu ara, aftlardan bamsz seyahat etme imknna sahiptir ve Sonsuzluun en alt istasyonundan da daha geriye gidebilir. Dizayn ve yaps Mallansohn'un anlanndaki deerli bilgilere dayanlarak gelitirilmitir. Gel benimle." Aracn kontrol odas, iinde bulunduklar byk odann dier uundayd. Harlan ieri girdi ve muazzam kumanda kollarn incelemeye balad. Twissell, "Beni duyuyor musun, olum?" diye seslendi. Harlan bam kaldrd ve TwisselPe doru bakt. Onunla birlikte ieri girmemi olduunu o zaman fark etti. Twissell kendisine el salhyordu. "Duyuyorum efendim. Yannza m geleyim?" "Hayr. Oraya kilitlenmi bulunuyorsun." Harlan kapya atld ve gsnn daraldn hissetti. Twissell doru sylyordu. yi de neler oluyordu acaba? Twissell, "Artk renebilirsin, olum, sorumluluun sona erdi," dedi. Bu sorumluluunla ilgili endielerin vard, merakl sorular soruyordun ve sanrm ne demek istediini biliyordum. Bu ite senin sorumluluunda olan hibir ey olmamalyd. Tek bama yapmalydm. Ne yazk ki, sen o kumanda odasnda bulunmak zorundasn, nk anlarda orada bulunduun ve ara kumanda ettiin belirtilmi. Cooper seni pencereden grecek ve bu durum onu rahatlatacak.

"Dahas, senden, vereceim talimatlara gre son balantlar yapman isteyeceim. Bunun da senin iin fazla ar bir sorumluluk olduunu dnyorsan, nemli deil. Seninkine paralel bal bir mekanizmayla duruma baka biri tarafndan mdahale edilebilir. Eer herhangi bir nedenden balantlar yapamazsan, dier ahs gerekeni yapacaktr. Ayrca, radyo balantsn keseceim. yle ki sen bizi duyacak fakat darya sesini iletemeye-ceksin. O yzden aksi bir rastlantnn emberi koparmasndan endie duymana hi gerek yok." Harlan aresizlik iinde pencereden darya bakt. Twissell devam etti, "Biraz sonra Cooper burada olacak ve lkel zamanlara yapaca seyahati iki fiziksel saat iinde gerekleecek. Bu i bittikten sonra olum, proje tamamlanacak ve sen de ben de zgr olacaz. Harlan insan uykudan uyandran bir kbusun girdabnda alkalanyordu. Twissell onu oyuna m getirmiti? Her ey, sonunda Harlan' kilitli bir kumanda odasna sokmak iin mi tezghlamt? Harlan'n nemini kavrad renilince eytanca oyunlarla dikkati datlp, sohbetlerle megul edilerek, kelime oyunlaryla duygular etkisiz hale getirilmi ve kilitlenme zaman gelinceye kadar oraya buraya gtrlp oyalanm myd yani? Noys konusunda da ne kadar kolay kandrlmt. Ona dokunulmayacak, demiti Twissell. Her ey yoluna girecek, demiti. Nasl inanabilmiti buna! Eer ona zarar verilmeyecekse, dokunulmayacaksa, 100.000.'deki engelin anlam neydi? Srf bu bile onu uyandrabilirdi. Hayati nemi, bir anda yok olmutu. Btn kozlar ustaca manevralarla deersiz hale getirilmi ve Noys sonsuza dek ondan uzaklatrlmt. Kendisini bekleyen cezalar umurunda bile deildi. Noys yoktu artk. Twissell'in derinden gelen sesini duydu, "u andan itibaren tm balantlar kesilmitir, olum." Harlan yalnz, aresiz, gereksiz bir insand...

13 EN ALT STASYONUN TESNDE Brinsley Cooper ieri girdi. nce yapl yz heyecandan kzarm ve st dudan rten kaln Mallansohn byna ramen ona ocuksu bir hava vermiti. (Harlan onu pencereden grebiliyor ve sesini de ierdeki hoparlrden duyuyordu. Istrap iindeydi: Bir Mallansohn by! Tabii yaa!) Cooper admlarn byk byk atarak Twissell'e doru yrd. "u ana kadar ieri girmeme izin vermediler, Bilgisayar." "Tamam," dedi Twissell. "Onlar emirleri yerine getirdiler." "yleyse vakit tamam. Gidiyor muyum?" "Hemen hemen tamam saylr." "Ve geri dneceim, deil mi? Sonsuzluu tekrar grebileceim." Cooper kendinden emin grnyordu ama, yine de ses tonunda bir tereddt vard. (Kumanda odasndaki Harlan, sklm yumruklarn pence renin krlmaz camlarna dayad, barmak istiyordu: "Durun! Ya isteklerimi yerine getirirsiniz, ya da..." Ne ie yarayacakt ki?) Cooper sorduu soruya TwisseU'in cevap vermediim bile fark etmemi, merakl gzlerle oday inceliyordu. Baklar Har-lan'n bulunduu kumanda odasnn penceresine gelince durdu. Neeyle el sallad. "Teknisyen Harlan! Dar gelsenize. Gitmeden nce elinizi skmak istiyorum." Twissell mdahale etti. "imdi deil, olum, imdi olmaz. Son kontrolleri yapyor."

"Yaa, yle mi? Biliyor musunuz, pek iyi grnmyor." "Projenin gerek yapsm kendisine anlattm. Korkarm yalnzca bu kadar bile bir insan sinirli yapmaya yeter." "Byk zaman, evet! Ben durumu haftalardr biliyorum ama hl alamadm." Glyordu ama, bu yle bir glt ki, grenler onun bir isteri krizi geirmek zere olduunu sanabilirlerdi. "Bu iin yalnzca bana ait olduunu u kaln kafama hl sokamadm. Bi... biraz da korkuyorum." "Bunun iin seni sulayamam." "Daha ok midem, anlatabiliyor muyum? En mutsuz organm o." "Eee, bu ok doal, ama geecektir. Bu arada, yola k zamann belirlendi ve kalan ksa sre iinde sana son bilgilerin de verilmesi gerekiyor. rnein, kullanacan seyahat aracn gerek anlamda hi grmedin." Geen iki saat boyunca Harlan hep dinledi. Kimi zaman onlar grebiliyor, kimi zaman gremeyecei kelere gidiyorlard. Twissell, olmayacak derecede abartlm tavrlarla bilgi veriyor ve Harlan bunun nedenini biliyordu. Cooper'n btn detaylar Mallansohn'un anlarnda yazabilmesi iin byle abartlm bir biimde eitilmesi gerekiyordu. (Tamamlanan bir ember. Tamamlanan bir ember. Ve Harlan bu emberi gl, tapnaklar deviren, Samson yumruuy-la koparabilme olanandan yoksundu. Bu ember, dne dne devam edip gidecekti.) Twissell'in sesi tekrar duyuldu, "Bildiimiz normal seyahat aralar, Zamanlararas gler asndan ele alrsak, hem itilir, hem de ekilirler. Sonsuzluk ierisindeki bir X yzylndan, bir Y yzylna giderken, tam gle yklenmi bir k noktas ve tam gle yklenmi bir var noktas sz konusudur. "Halbuki u andaki durumda elimizde, g ykl bir k noktas bulunan fakat var noktasnda gerekli g bulunmayan

bir seyahat arac sz konusu. Bu yzden, her ynyle enerji, allagelmi aralardan daha fazla kullanmak zorunda. "G transferini gerekletiren zel niteler, seyahat aralarnn yollarna, patlayan gneten (Nova Sol) gerekli ve yeterli younlukta enerji emecek biimde yerletirilmelidir. "Bu zel ara, kumanda tertibat ve g niteleri, muazzam bir bilgi birikimi ve birok teknik zelliin bileiminin bir rn- dr. Birok yzyln deiik gereklikleri, gerekli zel karmlar ve zel teknikler iin dikkatle taranmtr. 222.'nin 13. Gerekli- i anahtar grevi grmtr. Zaman pompas orada gerekleti- rilmi ve onsuz bu ara yaplamaz. 222.'nin 13. Gereklii." Son cmleleri stlerine basa basa sylemiti. (Harlan dnd: Hatrla bunu Cooper! Hatrla ki, 222.'nin 13. Gerekliini Mallansohn'un Anlarna yazasn ve bylece Sonsuzlar nereye bakacaklarn bilebilsinler ve bylece sana ne sylemeleri gerektiini anlasnlar ve bylece sen de anlara... ember tamamlanyordu, dnp duracakt...) Twissell, "Ara, en alt istasyondan daha teye gitme konu-sunda hi denenmemitir, fakat Sonsuzluk bnyesinde birok yolculuk yapmtr. Bu denemeler, bizi, herhangi bir aksaklk olmayacana dair ikna etmi durumda." Cooper, "Herhangi bir aksaklk olamaz deil mi? Yani ben oraya varamazsam, Mallansohn alann kurmay baaramaz; halbuki Sonsuzluk bugn var olduuna gre bu ii baarm demek- tir," diyerek kendini tatmin etmeye alt. "Haklsn. Amerika Birleik Devletleri'nin gneybatsndan pek insan yaamayan, soyutlanm bir blgede zamana gireceksin.

"Amerika," diye dzeltti, Cooper. "Amerika, tabii. Yzyl 24.'dr, ya da tam olarak 23.17. Sa-nrm 2317. yl olarak tanmlamak da mmkn. Grdn gibi ara byktr, hatta sana gerekli olandan da byk. imdi, yiye cek, su, korunma ve barnma iin gerekli ara ve gerelerle dol-durulacak. Ayrntl talimatlar da verilecek, fakat doal ki bunlar senden baka kimsenin anlayamayaca ekilde hazrlanmtr. unu aklndan karma, ilk iin sen oradakilerle karlamaya hazr olmadan, orann sakinlerinin seni bulmamalarn salamak olacaktr. Bir kayala, saklanabilecek bir maara hazrlaman iin gerekli g kazcs verilecek. Oray hazrlar hazrlamaz, arataki her eyi iine tayacaksn. Bu ii kolayca yapabilmen iin her ey uygun biimde paketlenmitir." (Harlan dnd: Tekrarla! Tekrarla! Btn bunlar ona defalarca anlatlmal ve anlara yazlmalar salanmalyd.) Twissell, "15 dakikada boaltma ilemini bitirmelisin. Sonra ara, otomatik olarak, kendiliinden k noktasna, yani buraya geri dnecektir. Ara dndkten sonra artk yalnz bana olacaksn." Cooper, "Aracn bu kadar abuk dnmesi art m?" diye sordu. "abuk dn baar ansn arttracaktr." (Harlan dnd: Ara 15 dakikada dnmeli, nk yle olduu yazl.) Twissell acele ediyordu. "Alverilerinde kullandklar ktlar taklit edemeyiz. Sana kk kleler halinde altn vereceiz. Ayrntl talimat arasnda bu alntlar nasl elde ettiini aklayabilmen iin gerekli bilgileri bulacaksn. Zamana ve yere uygun giysiler de verilecek." "Tamam," dedi Cooper. "imdi, sakn unutma. Aceleye gerek yok. Gerekirse haftalarca bekle. Tedbirli davran. Teknisyen Harlan'n rettikleri sana iyi bir temel tekil edecektir, fakat yeterlidir denemez. Sana bir telsiz alc vereceiz, ki bu da 24. yzyl ilkelerine gre yaplmtr. Bu sayede gnlk olaylar inceleyebilecek ve daha nemlisi, zamann lisann daha iyi telaffuz etmeyi renebileceksin. Bunu ihmal etme. Harlan'n ngilizce bilgisinin mkemmel olduundan kukum yok ama, yerinde renilen telaffuzun yerini hibir ey tutmaz."

Cooper, "Tam istenen noktaya varamazsam ne olacak 23.17.'ye demek istiyorum." "Titizlikle kontrol et tabii. Fakat bu konuda bir sorun k maz." (Harlan dnd: kmaz tabii, nk kmad yazlyd.) Twissell devam etti, "stenen nokta zerinde sabitletirme ilemi dikkatle yaplmtr. Ben de sana yntemimizden bahset mek istiyordum, imdi tam zaman. Harlan'n da kurnandalar anlamasna yardm olacaktr." (Birden Harlan ban evirdi ve gzleri kumanda kollarna takld. mitsizlik perdesinin bir kesi kalkmt. Acaba..) Twissell hl Cooper'a istekli bir retmenin ar dikktli havasyla ders vermeye devam ediyor ve Harlan da aklnn yars orada, dinliyordu. Twissell, "Bilinen bir sorun var ki, o da belirli bir enerji it mesi uyguladktan sonra bir nesnenin lke! zamanlarda ne kadar uzaa gnderilebilecei. Bu soruna zm olarak ilk akla gelen yntem, bir inan bu aralara alt zamanlara gnderirken, dik katle seilmi itme dzeyleri kullanmaktr. Yalnz bu yntemden sonu alabilmek iin, istenen zamann bulunup bulunmadn anlamak zere, adamn her defasnda astronomik gzlemler yapmas ya da

telsiz alc yardmyla bilgi toplamas gerekir ki her defasmda bu almalar iin bir sr vakit kaybedilecektir. ler ok yava ilerleyecektir ve daha kts riski byktr. n k, adam bu tespit almalarnn birinde, bulunduu yerin sa kinlerince fark edilirse, sonucun ne olacam kestiremeyiz. "Bu yzden bizim tercih ettiimiz yol u: Niobium 94 diye anlan ve beta partiklleri yayarak sonuta molibdenum-94 dur gun izotopuna dnen radyoaktif izotoptan belli bir ktleyi za manda geri gnderdik. Bu izotopun durgunlama srecinin yar lanmas yaklak 500 yzyl sryor. Ktlenin balangtaki rad yasyon iddetini biliyoruz. Zamanla azalan bu iddet miktar, ki netikte geen metodlarla, ok duyarl olarak llebilir. "Seyahat arac lkel zamanlardaki hedefine ulatnda, iinde sz konusu izotopun bulunduu bir ampul, topraa gmlr ve ara Sonsuzlua geri dner. Fiziksel zaman da, ampul topraa gmld andan itibaren, o zamamn gerekliinde belirir. 575. yzylda zamana geen bir Teknisyen ampul gmld yerden alr. Radyasyon yayd iin bulunduu yeri saptamak son derece kolaydr. "Radyasyon miktar llr ve bylece gml olduu yerde kald sre saptanr. Ayn ekilde, deiik itme dzeylerinde d zinelerle ampul zamanda geri gnderilir ve bir kalibrasyon erisi oluturulur. Ampuller yalnzca lkel zamanlara deil ayn zamanda, gidip doruluunu kontrol edebileceimiz, Sonsuzluun ilk yzyllarna da gnderilir ki, ortaya kan eriyi dorulayabi-lelim. "Doal olarak, birtakm aksaklklarla karlatk. rnein 575.'ye gelene kadar geecek yzyllarda, meydana gelebilecek jeolojik deiiklikleri hesaba katmadmzdan, ilk birka ampul ortadan kayboldu. tanesini hi bulamadk. En sonunda, denemelerimiz saysal olarak iyice fazlalap, evrede yaayanlarn farkna varabilecekleri kadar fazla radyoaktif madde yerletirme durumuna gelince, bu ii durdurduk. Fakat amacmz iin gerekli miktarda deneme ve inceleme yaptmz iin kesinlikle biliyoruz ki, lkel alarn istediimiz bir yzylna, herhangi birini hata yapmadan gnderebiliriz. "Btn bunlar anladn, deil mi, Cooper?" "Tamamen, Bilgisayar Twissell. Kalibrasyon erisini ilk grdmde kullanma amacn pek anlayamamtm ama imdi hepsi akla kavutu." Bu defa Harlan ziyadesiyle meraklanmt. Yzyllar gsteren kadrana bakt! Gstergede 17.'den 27.'ye kadar olan yzyllar, desiyzyl ve santiyzyllarna kadar belirlenmiti ve ibre, 23.17.'de duruyordu. Daha nce de benzer zaman lerler grmt. Dnmek-

s izin basn kontrol koluna uzand. ekti. Kol kprdamad bile. ibre de ayn yerde duruyordu. Twissell'in kendisine seslendiini duyunca birden heyecan land. "Teknisyen Harlan!" "Evet, Bilgisayar," diye bard. Sonra kendisin duyamayaca aklna geldi. Pencereye yrd ve bayla duyduunu belirtti. Twissell sanki aklndan geenleri okuyormuasna konuu yordu. "Zaman ler 23,17'inciye yaplacak itme iin ayarlan mtr. Herhangi baka bir ayar yapmaya gerek yok. Tek yapaca n i, fiziksel zaman olarak vakit geldiinde gerekli enerjiyi ver mek. Kadrann yannda bir kronometre var. Grnce ban salla.''

Harlan ban sallad. "bre sfra gelecek. Sfra yaklarken, eksi on be saniye noktasnda devreyi kapatacaksn. Bu kadar basit. Nasl yapaca n anladn m?" Harlan tekrar ban sallad. Twissell devam etti. "Tam eksi on be noktasn tutturman da o kadar nemli deil. Eksi 14,13, hatta 5'de de bu ii yapsan olur. Fakat emniyetli olmas iin sen yine de eksi 10'dan nce kolu ekmeye bak. Sen konta kapattktan sonra, senkronize bir g vitesi geri kalan halledecek. Bu arada sen, son enerji itmesi nin tam sfrda yaplp yaplmadna dikkat et. Anladn m?" Harlan bam sallayp duruyordu. Twissell'in sylediinden de fazlasn anlamt. O gerekli hareketleri yapmasa bile, para lel bal baka bir kumanda tertibatnn bandaki adam grevi yerine getirecekti. Twissell, "Otuz dakikamz kald. Ben Cooper'la birlikte, ge-rekli eyalar kontrole gidiyorum," diyerek konumasn bitirdi. ktlar. Kap arkalarndan kapand, Harlan kumanda ko luyla (imdiden sfra doru inen) Zaman'la ve yaplmas gerekli inin kesin bilinciyle ba baa kald. Harlan pencereden ayrld. Elim cebine soktu ve hl orada duran silah tuttu. Btn bu olaylar boyunca silah cebinde kalmt. Bir an iin elleri titredi. Biraz nce aklna gelen bir cmleyi tekrar dnd: Tapnaklar ykan bir Samson yumruu! Ka sonsuz, Samson hakknda bilgi sahibi olabilirdi? Nasl ldn ka Sonsuz biliyordu acaba? Yalnzca yirmi be dakika kalmt. Yapacaklarnn ne kadar zaman alacan kestiremiyordu. stedii gibi alp almayacandan da pek emin deildi. Fakat baka seenei yoktu. Silahn iini ap paralarn ayrrken, elleri terden srlsklam olmutu. Sratle dnd mekanizmay kurdu. u yapt yznden kendisinin de yok olabilecei ihtimali umurunda bile deildi. Eksi birinci dakika geldiinde Harlan kumandalarn bandayd. Hayatnn son dakikasn yayor olabileceini dnd. Gzleri, geen saniyeleri gsteren krmz ibreden baka bir eyi grmyordu. Eksi otuz saniye. Dnd: Hi canm acmayacak. Bu lm deil. Yalnzca Noys'u dnmeye alt. Eksi on be saniye. Noys! Konta kapatmak iin, sol eliyle bir kolu aaya doru ekti. Eksi on iki saniye. Kolu bastrp devreyi kapatt. G vitesi ii devralyordu artk. tme, ibre sfra geldiinde verilecekti. imdi Harlan son kozunu oynayacakt. Samson yumruu! Sa eli kmldad. Eline bakamyordu.

Eksi be saniye. Noys!. Sa eli tekrar, bu defa sarslarak kml... Sfr,., dad. Gzlerini yumdu. Yokolu bu muydu? Hayr. Henz hibir ey yok olmamt. Pencereden dar bakt. Yerinden kmldayamyordu. Za man geiyordu ama onu bile fark edecek durumda deildi.

Oda botu. O kocaman krenin yerinde yeller esiyordu. Odada hareket eden tek ey, ayaklarn srkleyerek bir aa bir yukar dolaan Twissell'in ufack, bodur vcuduydu. Harlan bir sre onu izledi, sonra vazgeti. Derken ara, biraz nce sessizce ayrld rampasnda tekrar belirdi. Yine sessizce. O an iin aracn koca gvdesinin arkasnda kalm olan Twisssell tekrar ne kt. Kouyordu,. Harlan'n hapis bulunduu kumanda odasnn kapsn a mak iin bir el hareketi yetmiti. eri dald. Heyecanla bar yordu. "Oldu. Oldu. emberi tamamladk." Nefesi kesilmiti. Baka bir ey sylemedi. Harlan cevap vermedi. Twissell ellerini cama yaptrm, dar, odann iine bak yordu. Harlan, bu ellerin yallktan tr illerle dolu olduunu fark etti. Twissell'in elleri gzle grlecek ekilde titriyordu. Bitkin bir halde dnd: Ne fark eder? Artk ne fark eder? Twissell konumaya balad (Harlan zorlukla duyuyordu) "Diyebilirim ki, itiraf edebildiimden ok daha endieliydim. Bir defasnda Sennor, btn bunlar yapmann olanaksz olduunu sylemiti. Bir eyin, yaplacaklar engelleyecei hususunda ok srar etmiti... Neyin var?" Harlan'dan kan hrltl sesler dikkatini ekmiti. Harlan ban sallad, ksrerek genzini temizledi. "yiyim." Twissell stnde durmad ve br tarafa dnd. Harlan'a m, duvara m anlatt belli deildi. Yllarn birikmi tm gerginlii kelimeler haline dnyordu. "Sennor," dedi, "ok pheciydi. Durumu beraberce irdeledik ve tarttk. Sonsuzluk'ta, bizden nce yaplm tm aratrmalarn sonularn ortaya koyduk, hesaplar yaptk. O btn bunlar bir kenara brakp-, kendisiyle karlaan insan elikisinin zerine gitti. Sana da bahsetmiti. Akln bu ile bozdu. "Sennor'a gre, bu durumda ben, olduka yal bir insan olmama ve her an lmle karlamam muhtemel olmasna ramen, en azndan Cooper u bilinen.seyahatini yapncaya kadar yaayacam renmi oluyorum. Hatta anlarda benimle ilgili bilgiler olduuna gre, baka ayrntlar hakknda da bilgi sahibi olma durumundaym. "te Sennor'a gre bu imknsz. Hatta emberin hi tamamlanamamas ve Sonsuzluun kurulamamas anlamna gelse bile, Gereklik olmas gerektii gibi geliecektir ve planlar yaparak olaylar kontrol etmemiz mmkn deildir. "Byle bir tartmay neden srdrd bilmiyorum. Belki b tn kalbiyle inanyordu, belki bunu kendisi iin zevkli bir, oyun haline getirmiti, belki de bizi artacak noktalar bulup karmay seviyordu. Her ne hal ise, proje srdrld ve anlarda olanlar birer birer gereklemeye balad. rnein, Cooper' anlarda belirtilen yzyln sylenen Gereklii'nde bulduk. Tek bana bu olay bile Sennor'un tamamen geerliliini ortadan kal-dryordu ama o hi umursamad. Bu arada baka bir konuya merak sarmt. "Fakat, fakat yine de rahat edemiyordum. Bir eyler olabilirdi. Baz geceler uyku tutmazd ve neredeyse Sennor'un hakl olduuna inanasm gelirdi... ve imdi her ey halloldu ve bunak aptallara yakacak korkularma kahkahalarla glyorum." Harlan, son derece zayf bir sesle, "Bilgisayar Sennor haklyd," dedi. Twissell hzla ona doru dnd. "Ne dedin?" "Proje baarszlkla sonuland. ember kapanamad."

"Neler sylyorsun sen?" Twissell'in yal elleri Harlan'n omuzlarna yapt, alacak kadar glyd. "Sen hastasn, olum. Sinirlerin bozulmu." "Hasta falan deilim. Gstergeye bakn." "Gsterge mi?" bre 27. yzyl gsteriyordu. "Ne oldu?" Y zndeki sevin bir anda dehete dnt. Harlan sknetle cevap verdi. "Kilitleme mekanizmasn erittim. tme kumandalar kontrolden kt. Yani dardaki balantdan kurtardm." "Sen bunu nasl..." "Bir silahm vard. ini atm ve enerji blmn tek bir at yapacak ekilde deitirdim. te geriye kalanlar da bunlar." Yerde dank vaziyette duran metal paralarn ayann ucuyla duvara doru itti. Twissell bir trl anlayamyordu. "27.'de mi? Cooper 27 yzylda m?" Harlan, Twissell'e bo bo bakt. "Nerede olduunu bilmiyorum. tme kumandalarn aa doru ektim. 24.'den de daha alt zamana. Bakamadm. Sonra tekrar eski yerine getirdim. Bak maya korktum." Twissell, Harlan'a bakt. Yznn rengi umu, sararmt, dudaklar titriyordu. Harlan tekrar konutu. "u anda nerededir bilmiyorum. lkel Zaman'da kayboldu. Bu ii yaparken her ey yok olacak san dm. Sfr zamannda her ey bitecekmi gibi geldi. Aptalca d nmm. Beklememiz gerekiyor. Bir an gelecek ve Cooper yanl yzylda olduunu fark edecek, anlara aykr bir ey yapa cak, yapnca da..." Sustu, sonra bir kahkaha atp devam etti. "Ne fark eder? Cooper emberi koparncaya kadar bekleyeceiz. Durdurmak mmkn deil artk. Dakikalar, saatler, gnler. Hi fark etmez Cooper yanl bir adm att anda, artk Sonsuzluk diye bir ey olmayacak. Beni duyuyor musun? Bu Sonsuzluun sonu olacak. 14 DAHA NCEK SU "Neden? Neden?" Sesindeki bitkinlik ve aresizlii yanstan gzlerini gstergeden Harlan'a evirdi. Harlan ban kaldrd. Syleyebilecei bir tek kelime vard. "Noys!" "Sonsuzlua getirdiin kadn m?" Harlan yalnzca ac ac glmsedi, cevap vermedi. "O'nun bu ile ne ilgisi var? Zaman Akna, anlayamyorum, olum." "Neyi anlamyorsun?" dedi Harlan, dokunsalar alayacakt. "Benim bir kadnm vard, ikimiz de mutluyduk. Kime zararmz dokundu. Yeni Gereklikte yoktuysa, ne fark etti ki?" Twissell mitsizlik iinde szn kesmeye alt. Harlan bu defa sesini iyice ykseltti. Barmaya balad. "Ama Sonsuzluun kurallar var, deil mi? Hepsini biliyorum. Resmi birlemeler izin gerektirir, resmi birlemeler hesaplamalar gerektirir, resmi birlemeler mevki gerektirir; resmi birlemeler bile gerektirir. iniz bitince Noys'a ne yapmay dnyordunuz? Ona, paralanacak bir rokette rahat bir koltuk mu tahsis etmitiniz? Yoksa deerli Bilgisayarlarmzn istifadesine sunulacak bir metres mi olacakt? Artk hibir ey yapamazsnz, sanrm." Szlerini bitirdi. Ac ekiyordu, bitkindi. Twissell koarak haberleme aygtnn yanna gitti. Aygt tekrar ift tarafl almaya balamt. Bir cevap alana kadar mikrofona bas bas bard. Sonra,

"Ben Twissell. Buraya kimse girmeyecek. Kimse. Hi kimse. Anladnz m? Btnzamanlar Meclisi yeleri de bu emre dahildir. Bu emir zellikle onlar iin geerlidir." Harlan'a dnd. "Benim zavall ve aptal olduumu dnyorlar." Bir an iin sustu. Sonra tekrar konutu. "Sende mi benim aptal olduumu dnyorsun?" Harlan dnd: Eyvah, bu adam deli. okun etkisiyle delir-di. Bir adm geri gitti. Bir deliyle birlikte kapatlm olmaktan rkmt. Sonra sakinleti. Deli bile olsa, karsndaki adam son derece zayf ve elimsizdi, stelik biraz sonra artk deli olmasa da fark etmezdi. Biraz sonra? Sahiden, niye hemen deil? Sonsuzluun sonu neden gecikmiti acaba? Twissell, (artk sigara imiyordu) "Cevap vermedin. Aptal olduumu mu dnyorsun? Sanrm yle. Muhatap olmaya, konumaya demeyecek kadar aptal hem de. Beni kaprisli bir moruk gibi deil de, bir arkada olarak kabul etseydin, endielerini anlatrdn. u yaptklarna da hi gerek kalmazd." Harlan kalarn att. Hayr, hayr, bu adam deli falan deildi ama, Harlan'n delirmi olduunu sanyordu. Sinirlenmiti, "Yaptm doruydu. Aklm bamda benim." Twissell, "Biliyorsun, sana kzn tehlikede olmadn sylemitim," dedi. "Buna bir an iin inanmak aptalln gsterdim zaten. Meclisin basit bir Teknisyen iin bir eyler yapabileceine inanmtm. Ne aptalmm." "Meclis'in bu konudan haberi olduunu ne biliyorsun?" "Finge biliyordu ve Meclis'e durumla ilgili bir rapor gnderdi." "Bunu nerden biliyorsun?" "Bir silah namlusu sayesinde her eyi anlatt. Silahlar ok ey yaptrr." "Bu ii de ayn silahla m yaptn?" Eliyle, mekanizmasnn metal ksmlar erimi bulunan gstergeyi iaret etti. "Evet." "Ne silahm be." Sonra birden sordu. "Finge, konuyu kendisi ele almak yerine neden Meclis'e getirdi, biliyor musun?" "nk, benden nefret ediyor ve btn her eyimi kaybetmem iin urayor. Noys'u istiyor." "Zavallsn! steseydi o kzla hemen bir resmi iliki ayarlayabilirdi. Onun yolunun zerinde duran bir Teknisyen deil. O benden nefret ediyor, olum." (Hl bir sigara yakmamt ve sigarasz hali ona hi yakmyordu.) "Sen?" "Meclis politikas diye bir ey vardr, olum. Her Bilgisayar Meclis'e giremez. Finge Meclis'e atanmak istiyordu. ok hrsldr ve bu i mutlaka olsun istiyordu. Onun Meclis'e girmesini, duygusal adan dengesiz olduu gerekesiyle, ben engelledim. Hakl olup olmadm hususunda kesin bir ey syleyemem... Bak, olum. Senin himayem altnda olduunu biliyordu. Seni, basit bir Gzlemciyken alp, ileri gelen Teknisyenlerden biri olarak atayma ahit olmutu. Srekli benim iin alyordun. Benim daha baka nasl srtm yere getirip, etkisiz brakabilirdi? Eer, zel Teknisyeni'min Sonsuzlua kar byk bir su ilediini kantlayabilirse, ayam kaydrma imkn bulmu olacakt. Belki de bu yzden istifaya zorlanacaktm ve bil bakalm boalan yelie kim getirilecekti?" Bo eli dudaklarna gitti ve olmayan sigarasn imeye alt, sonra da akn akn, aralarnda bir sigara tayor olmalar gereken elinin iaret parmayla orta parmana bakt. Harlan dnd: Grnmeye alt kadar sakin olamaz. yi de btn bu zrvalar imdi anlatmasnn sebebi ne? Sonsuzluk sona ererken? Fakat neden hl sona ermemiti acaba? Twissell tekrar konutu. "Senin Finge'le grmek iin son gidiine izin verdiimde, bir tehlikenin varln seziyordum. Fakat, Mallansohn'un anlarnda son ay ortalardan kaybolduun ve

bu kayboluunun mantkl bir sebebi olmad yazlyd. Neyse ki, Finge kozlarn deerlendiremedi." "Hangi adan?" diye sordu Harlan. Aslnda alaca cevab pek umursad yoktu ama, dinlememek iin aba sarf etmektense sohbete katlmak daha oyalayc olur diye dnmt. "Finge'in hazrlad raporun kapanda unlar yazlyd: 'Teknisyen Andrew Harlan'n meslee aykr yeni davranlar hakknda.' Namuslu Sonsuz rol oynuyordu. Sakin, tarafsz ve, mantkl. fkelenmeyi meclise brakyor ve stme saldrmalar iin elinden geleni ardna koymuyordu. Yalnz bu konuda hi ans yoktu, nk senin gerek nemini bilmiyordu. Senin hakknda gelecek her raporun, yalnzca nemli hususlann altn izmek iin yaplacak basit bir incelemeden sonra, derhal bana havale edildiinden habersizdi." "Bana bunlardan hi sz etmemitiniz." "Nasl sz edebilirdim ki? Elimizdeki projeden etkilenmene sebep olabilecek herhangi bir ey yapmaktan srarla kanyordum. Problemlerini bana getiresin diye sana her frsat verdim." Her frsat ha? Harlan dudaklarn bkt, inanmyordu, fa- kat sonra haberleme cihaznn ekrannda Twissell'in bir ey sylemek isteyip istemediini soran yz gznn nne geldi. Ama bu dnd. Yalnzca dn. Harlan bayla onaylad, fakat bu defa yzn baka tarafa evirdi. Twissell, tatl bir sesle devam etti. "Seni, ona saldrasn diye kasten kkrttn fark ettim." Harlan ona doru dnd. "Bunu biliyor muydunuz?" "ok mu ardn? Finge'in tepeme binmek iin frsat kolladn biliyordum. oktandr biliyordum. Ben yal bir adamm, olum. Bu ileri bilirim. Fakat, kuku duyulan Bilgisayarlar gzaltnda tutmann yollar vardr. Zamandan seilmi baz koruyucu aletler vardr ki, bunlar mzelerde sergilenmez. Bazlar yalnzca Meclis yelerince bilinir." Harlan ii burkularak, l00.000.'deki zaman engelini dnd. "Rapordan ve ayrca benim bildiklerimden, neler olacan karmak pek g deildi." Harlan birden sordu, "Sanrm, Finge sizin casus kullandnzdan pheleniyordu." "Olabilir. amam." Harlan, balangta Twissell'in gen bir Gzlemci'ye anormal bir ilgi gsterdii zamanlarda, Finge'le birlikte olduu gnleri dnd. Demek ki, Finge'in Mallansohn projesinden haberi yoktu ve bu yakn ilginin nedenini merak etmiti. Dndke, "Daha nce Kdemli Bilgisayar Twissell'i hi grdn m?" diye soran Finge'in ses tonundaki ak huzursuzluu o zamanlar fark edememi olduunu hatrlyordu. Ta o zamanlardan beri Finge, Harlan'n Twissell'in casusu olduundan pheleniyor olmalyd. Dmanca hisleri ve nefreti o gnlerde balamt. Harlan, balangta Twissell'in gen bir Gzlemci'ye anormal bir ilgi gsterdii zamanlarda, Finge'le birlikte olduu g nleri dnd. Demek ki, Finge'in Mallansohn projesinden haber i yoktu ve bu yakn ilginin nedenini merak etmiti. Dndke,

grmeye gelmilerdi. Bir gn daha ve sonra proje sona erecekti. Bekledikleri yarn bir gn nceden grmek iin geldiler." "Olum, byle bir ey yok. Yalnzca insan olduklar iin seni grmek istediler. Meclis yeleri de insan. Mallansohn anlar on lara sahnede rol vermedii iin, seyahatin yapld an greme yeceklerdi. Anlarda yer almad iin bu konuda Cooper'la da grlemezdi. te bu yzden, bu karlamay arzu ettiler. Za man akna, olum, bu kadarck bir ey istediler ve seni yakndan grmek iin oraya ardlar." "Sana inanmyorum."

"Ama gerek bu," "Sahi mi? Ve kahvaltda meclis yesi Sennor, kendisiyle karlaan bir insandan bahsetti. 482.'ye yaptm seyahatleri ve neredeyse kendimle karlama durumuna geldiim olay bildii aikr. Benimle alay edip, elendi." "Sennor mu? Sennor'u mu dert ediyorsun? Onun ne acnacak bir halde olduundan haberin var m? O, zaman iinde insanolunun estetik zellikler asndan en zayf olduu, 803. yzyl doumludur. Bu yzyln insanlarnn daha bulu ana ererken salan dklr. "Bu insanln devam asndan ne anlama gelir, biliyor musun? Bilmen gerek. Zayf estetik zelliklere sahip olular dolaysyla atalarndan da torunlarndan da ayr derler. 803.'den Sonsuzlua seilmek olanaksz gibi bir eydir. Sennor bu yzyln meclis yelii kazanm tek temsilcisidir. "Bunun onu nasl etkilediini grmedin mi? Gvensizlik ke-limesinin anlamn biliyorsundur sanrm. Bir meclis yesinin gvensizlik hissedebilecei aklna gelir miydi? "Felsefe yapmay snak olarak kullanr. Tartmalarda, herkese bilinmeyen ve genellikle kabul grmeyen noktalar kastl olarak abartp n plana kmaya alr. Kendisiyle karlaan insan elikisinin stnde durmas da benzer bir davrann rn. Projenin bana bir eyler geleceini iddia ederken tek amac, bizi meclis yelerini huzursuz etmekti. Seninle hi ilgisi yok. Hi!" Twissell atelenmi anlatyor, anlatyordu. inde bulunduklar durumu unutmua benziyordu. Fakat birden durdu, dnd ve Harlan'a bakt. Sanki Har-lan'n biraz nce sylediklerini yeni duymu ve pek anlayamam gibiydi. "Neredeyse kendimle karlama durumuna geldiim olay derken, neyi kastettin?" Harlan btn olay zetledikten sonra, sordu, "Siz bunu bilmiyor muydunuz?" "Hayr." Sessiz birka dakika geti ve Harlan, bandan aa buz gibi sularn dkldn hissetti. Twissell sordu. "Kendinle karlam olsaydn ne olurdu?" "Karlamadm, bilemem." Twissell cevab duymam gibiydi. "Rastlantsal sapmalar her zaman iin mmkndr. Snrsz sayda Gereklik sz konusu olduunda, kesin zm diye bir ey dnlemez. Mallansohn Gereklii'ni dn. emberin bir nceki tamamlannda..." "emberler srekli kapanyor mu?" "Sen sadece iki defa m sanmtn? ki, sihirli bir rakam m? Snrsz sayda emberler sz konusudur. Bir kt zerine kalemle ember izmeye benzer. emberin nceki dnlerinde, sen kendinle karlamyordun. Bu defa, istatistiki belirsizlikler bu rastlantnn gereklemesine neden oldu ve kendinle karlatn. Gerek yanllklar kendi kendine dzelteceinden, yeni gereklikte sen Cooper' 24.'ye gndermedin, fakat..." Harlan birden haykrd, "Btn bu konumalarn bir anlam yok. Ne anlatyorsun? Olan oldu. Her ey bitti. Rahat brak artk beni! Rahat brak!" "Yanl bir i yaptn bilmeni istiyorum. Yaptnn yanl olduunu kavraman istiyorum."

"Yanl deildi. Ayrca yanl bile olsa fark etmez, oldu bir kere." "Hayr, yle deil ite. Biraz daha dinle beni." Twissell adeta yalvaryor, sesi inler gibi kyordu. "O kz senin olacak. Sz ver mitim. Hl szmdeyim. Ona hi kimse bir fenalk yapmaya cak. Sana da kimse dokunmayacak. Sz veriyorum."

Harlan falta gibi alm gzlerle yal adama bakt "Fakat artk ok ge. Ne ie yarar ki?" "ok ge deil. Her eyin aresi bulunur. Yardm edersen, hl baarma ansmz var. Ama yardmna ihtiyacm var. Yanl bir i yaptn anlaman lazm. Sana bunu anlatmaya alyorum. u yaptn yapmamay istemen gerekiyor." Harlan kuru diliyle dudaklarn slatmaya alt. Dnyordu: Evet, kesinlikle delirdi bu adam. Olanlar akl almyor Yoksa Meclis'in bildii baka eyleri mi var? Zaman' durdurabilir ya da tersine evirebilir miydi acaba? "Beni kumanda odasna kilitlediniz ve aklnzca her ey bitene kadar elimi kolumu baladnz." "in senle ilgili ksmnda bir aksaklk olmasndan korktuunu syledin. Bu da yapacaklarn mkemmelen baaramayabile-cein anlamna geliyordu." "Benim szlerim tehdit niteliindeydi." "Ben baka trl anlamm. Bala. Yardmna ihtiyacm var." Ne biim iti bu byle. Mutlaka Harlan'm yardm gerekiyordu. Twissell gerekten delirmi miydi acaba? Yoksa deliren Harlan myd? Ya da deliliin bir anlam var myd? Meclis yardmna ihtiya duyuyordu. Bu yardmna karlk ona her eyi verebilirlerdi. Noys. Bilgisayarlk rtbesi. Fakat szler bir anlam tamyordu. bitince szlerini tutmazlarsa ne olacakt. Hayr, onu ikinci bir defa daha kandramayacaklard. "Hayr!" dedi. "Noys senin olacak." "Yani Meclis, tehlike geene kadar Sonsuzluun kurallarn inemeye raz olacak, deil mi? Sana inanmyorum." Gerekten bu durumun atlatlmas mmkn olabilir miydi ki? Nasl olurdu? "Meclis'in haberi olmayacak." "Sen kendin mi kurallarn inenmesine rza gstereceksin? Sen ideal bir Sonsuz'sun. Tehlike geer gemez yine kurallara uyarsn. Baka trl davranamazsn." Twissell'in yz gzlerine kadar kzarmt. Yal yzndeki kurnaz ve gl ifadenin yerinde yeller esiyordu. Darya yansyan yalnzca duyduu strapt. "Tahmin bile edemeyecein bir nedenden tr, kurallar ineyecektim. Sz veriyorum. Sonsuzluun yok olmasndan nce ne kadar vaktimiz var bilemiyorum. Saatler de kalm olabilir, aylar da. Fakat seni manta davet etmek iin bu kadar vakit kaybettikten sonra, biraz daha uramaya deer. Beni dinleyecek misin? Ltfen?" Harlan bir an iin tereddt etti. Sonra, baka yapacak bir eyi olmadn dnerek, "Devam et," dedi. "Yal olarak doduumu, hesap makinesi yerken diimi krdm, uyurken pijamamn cebinde bulundurduum bir hesap makinesine sarldm, damarlarmda makine ya dolatn sylerler. "Bu tr eyler, arada srada kulama gelir ve sanrm biraz da houma gider. Belki benim bile inanasm gelir. lk bakta yal bir adam iin aptalca eylermi gibi geliyorsa da, hayat biraz daha ekilir hale getirir ite. "Bu seni artt m? Benim gibi bir adamn, hayat daha ekilir hale getirme yollarn aray yani? Kdemli Bilgisayar Twissell'in, Btnzamanlar Meclisi'ni kdemli yesinin? "Belki sigaray da bu yzden iiyorumdur? Hi dnmedim. Bir nedeni olmal. Zamann byk bir ksm ve Sonsuzluun tamam sigara diye bir eyi tanmaz. Bazen bunun Sonsuzlua bir bakaldrma yolu olduunu dnrm. Baka bir konuda tatmin edilemeyen bir isyan arzusunun kendini gstermesi...

"Yok yok, iyiyim. Bir iki gzyann bir zarar yoktur. Yalnz ca bu konular oktandr aklmdan silmitim. Ho eyler deil "in iinde, ayn seninkinde olduu gibi, bir kadn vard. Rastlant deil. Kanlmaz bir durum aslnda bu. Aile hayatnn tatminlerini, birtakm delikli ktlarn uruna brakmak zorun da kalm olan bir Sonsuz zaten byle bir hastala yakalanmak iin uygun durumdadr. te Sonsuzluun halihazrda geerli olan kurallar da bu yzden yrrle konmutur. Doal olarak birok Sonsuz bu kurallarn ak noktalarndan yararlanmak iin akla hayale gelmedik yntemler buldu. "Kadnm hatrlyorum. Belki ok aptalca bir ey bu. O gn lere ait baka hibir ey aklma gelmiyor. Benim akranlarmn ou imdi kitaplarda kaytl anlardan ibaretler. Yaptm tm Gereklik Deitirmeleri, biri dnda, hesap kompleksinde ka ytldr. Kadn gzmn nne geliyor. Sen bunu anlayabilirsin sanrm. "Resmi bir iliki iin uzun sre uratm ve sonunda Bilgisa yarla ilk atandm gnlerde gerekli izin verildi. Bu yzyla, 575.'ye ait bir kzd. zin kana kadar onu gremedim. Akll ve nazikti. Gzel ya da irin deildi fakat genken (sen sylenenle re bakma, ben de bir zamanlar gentim) benim deer yarglar ma uyuyordu. Birbirimiz iin yaradlmtk sanki ve eer bir lml olsaydm, karm olmas beni ok mutlu ederdi. Bunu ona defalarca anlattm. Sanrm anlyordu ve mutluydu. Gerek bu. Her Sonsuz bu kadar ansl olamyor. "inde bulunduu Gereklikte gen yata lmesi gerekiyor du ve sonraki Gerekliklerde ortaya kan benzerlerinin hibiri resmi iliki iin uygun deildi. Balangta filozofa dnmeye altm. Ne olursa olsun, her eyden nce Gerei zararl bir bi imde etkilemeden benimle mutlu olmasnn sebebi hayatnn k sa oluuydu. "imdi, byle dnm olduum iin, hayatnn ksa oluu na sevindiim iin, kendimden utanyorum. Yalnzca balangta bu byleydi. Yalnzca balangta. "Zaman-mekn cetvelinin her izin verdiinde ziyaretine giderdim. Her dakikann tadn karr, boa gitmesin diye kimi zaman yemek yemekle ya da uyumakla vakit geirmezdim. O kadar iyi huyluydu ki, iler benim tahminlerimin tesine gitti ve k oldum. Belki ok kabaca ve basit ifade ediyorum. Sevgi konusunda pek deneyimim yok ve bu konuyu yaamadan kavrayabilmek ok zor. Bildiim ve anladm kadaryla, hissettiklerimin k olmu bir insann duygular olmas gerekiyordu, k olmutum. "Duygusal ve fiziksel ihtiyalarn tatmini amacyla balam olan iliki artk ok daha fazla anlam tayordu. Gitgide yaklamakta olan lm artk benim iin kanlmaz bir olay niteliinde deildi, mthi huzursuz oluyordum. Onun yaam emasnn hesaplarn bizzat kendim yaptm. Sanrm ardn. Bu korkun bir ey ama, daha sonra ilediim sularn yannda hi kalr. "Evet, ben Laban Twissell. Kdemli Bilgisayar Twissell. " defa onun zel gerekliini deitirmek iin elime frsat geti. Tabii ki kurallara aykr olduundan byle bir ey yapmama meclis izin vermezdi ve ben de hibir ey yapamadm. lmnden kendimi sorumlu tutmaya balamtm. "Hamile kald. Aslnda bu konuyla ilgilenmeliydim ama, aldrmadm. Onun yaam emasn kendim yapmtm. Benimle ilikiye girmesini salayacak ekilde durumu ayarlamtm ve hamile kalma ihtimalinin mevcut olduunu biliyordum. Belki bili-yorsundur, kimi zaman lml kadnlarn, alnan nlemlere ramen, Sonsuzlardan hamile kald olur. Normaldir. Ancak, Sonsuzlarn ocuk sahibi olmalar yasaklandndan, bu istenmeyen hamilelikler acsz ve emin birok yntemle halledilir. "Hesaplarma gre kz, doum zaman gelmeden nce lecekti, onun iin herhangi bir nlem almadm. Hamileliinden mutluydu ve ben de onu mutlu grmek istiyordum. Birlikte olduumuz zamanlar, iinde hayatn kprdadn hissettiini sylyor, ben de glmsemeye alyor ve onu seyrediyordum.

"Ve sonra hi beklenmedik bir ey oldu. Doum olay normalden nce gerekleti ve ocuk erken dodu. "Yzme byle bakmana armadm. Bir ocuum olmutu. Bu cmleyi kullanabilecek bir Sonsuz daha bulamazsn. Bu felaketten de te bir olayd. Bu dpedz alaklkt ama bu bile bir ey saylmaz. Hi ummamtm. Doum ve beraberinde getirdii sorunlar elimi ayama dolatrd. Panik iinde Yaam emas blmne gittim ve gzden karm olduum ok kk bir ihtimalin sonucu olan, yaayan bir ocukla kar karya kaldm. Aslnda meslee vakf bir Yaam emacs byle bir hata yapmazd, fakat konuyla bizzat ben ilgilenirken yeteneklerime fazla gvenmek gibi bir hataya dmtm. "imdi ne yapabilirdim? "ocuu ldremezdim. Annesinin de lmne iki hafta kalmt. Brak beraber yaasnlar diye dndm. ki haftalk mutluluk byk bir hediye saylmazd. "Olmas gerektii gibi, anne ld. Yreim paralanarak, zaman-mekn cetvelinin izin verdii btn sre boyunca odasnda oturdum. Kollarmda ikimizin ocuunu tutuyordum. "Evet, yaamasna izin verdim. Neden yle lk attn? Bana ceza m verdireceksin. Kendinden bir paray kollarnda tamann ne demek olduunu biliyor musun sen. Damarlarmda makine ya dolatn iddia edebilirler ama ben bu duyguyu iyi biliyorum. "Yaamasna izin verdim. Bu suu da iledim. Uygun bir yere emanet ettim ve gerekli demeleri yapabilecek duruma gelince ocuunu grmek iin tekrar dndm. "Bylelikle iki yl geti. Zaman zaman ocuun ya am-emasn inceledim (artk kurallara aykr davranmaya iyice almtm) ve sevinerek grdm ki 0.0001 seviyesinde bir olaslkla bile Gereklikte bir etki yaratmyordu. Olan yrmeyi rendi ve at pat konumaya balad. Bana "baba" demesi retil-memiti. Kald yuvadaki insanlar benim iin ne dnyorlard bilmiyorum. Paralarn alyor ve hibir ey sormuyorlard. "kinci yln sonuna doru, 575.'yi de kapsayan baz Deitirmelerle ilgili bir rapor meclise sunuldu. Bu raporun sorumluluu bana verildi. O gnlerde Asistan Bilgisayar rtbesine ykselmitim ve bu, yalnz bama yneteceim ilk Gereklik Deitirmesi projesiydi. "Gurur duyuyordum, doal olarak, ama biraz da ekmiyordum. Bahis konusu Gereklikte olum yayordu ve aslnda yaamamas gerekirdi. O yzden yeni Gereklikte byk bir olaslkla benzeri bulunmayacakt. Yok olaca dncesiyle kahrolu-yordum. "Deitirme zerinde dikkatle altm ve kendime gre kusursuz bir i baardm. lk isimdi. Fakat kendi kendimi kandrdm. ok da kolay oldu, nk ben bir sulu, bir su mptelasydm. Yeni Gereklikteki olumun yaam emasn yaptm, sonu umduum gibiydi. "Fakat yine de yirmi drt saat daha yemeden imeden almalarm gzden geirdim. Bir hata olmasn istemiyordum. "Hibir hata yoktu. "Ertesi gn, Deiiklie ait zmmle birlikte bir zaman-mekn cetveli hazrladm ve ocuumun doumundan otuz yl kadar sonrasnda zamana girdim. "Ben yalardayd, otuz drt yana gelmiti. Kendimi, annesinin ailesiyle ilgili bildiklerimi kullanarak uzak bir akraba diye tanttm. Babasyla ilgili hibir ey bilmiyordu. Bebekliinde onunla ilgilenmek iin yaptm ziyaretleri de hatrlamyordu. "Havaclk mhendisi olmutu. Toplumun baarl bir yesiydi ve mutluydu. Kendisini ok seven bir kzla evlenmiti fakat ocuklar yoktu. O Gereklikte olum yaamasyd, bu kz da kimseyle evlenmeyecekti. Btn bunlar ta batan beri biliyordum. Gereklikte nemli bir etki yaratmayacaklarn da biliyordum. yle olmasa, ocuunun yaamasna engel olurdum. "O gn olumla geirdim. Kendisiyle resmi bir havada konuuyor, nezaketle glmsyordum. Her bir hareketini dikkatle

izliyor, benliimi onunla doldurmaya alyordum. Yarn her ey ortadan kaybolacakt. "Ayn ekilde karm da grebilmi olmay ne kadar ister dim. Fakat o zaman, bana tannan srenin tamamn harcam Zaman'a gemeye bile frsat bulamamtm. "Sonsuzlua dndm ve berbat bir gece daha geirdim. Er tesi sabah, tavsiyelerimi de ieren hesaplamalarm Deitir me'nin yaplabilmesi iin teslim ettim." Twissell'in sesi gitgide zayflam ve son cmleler aznda adeta fslt halinde kmt. imdi susuyordu. Omuzlar kk, baklar dizlerinin arasndan yere dikili, bitkindi. Harlan yal adamn szlerine devam etmesi iin beklerken, ksrerek genzini temizledi. Acyordu, iledii bunca sua ra men ona acdn hissediyordu. "Hepsi bu mu?" Twissell fsldad. "Hayr, en kts... en kts... olumun bir benzeri yeni Gereklikte ortaya kt. Drt yanda ocuk fel ci geiren biri olarak. Bacaklar tutmuyordu. Yatakta geen krk iki yllk bir hayat vard. stelik, 900.'de bu hastaln tedavisi iin gerekli her ey vard ama, mdahale edemiyordum. Hatta acsz bir ekilde hayatn sona erdirmem bile mmkn deildi, elim kolum balyd. "u anda hl bu Gereklik mevcut. Daha sonra baka bir Deitirme yaplmad. Olum orada. Yzylnn ait bulunduu ksmnda yayor. Bunu ona ben yaptm. Bu hayata neden olan benim kafam ve hesaplarmd. Ve Deitirme benim emirlerimle yapld. Onun iin, annesi uruna bir sr su iledim ama bu so nuncusu, en by, asl suumdu." Sylenecek hibir ey yoktu ve Harlan da konumad. "imdi anlyor musun, neden o kz alman salamaya istekli olduumu, nasl olup da seni anlayabildiimi? Sonsuzluun bundan bir zarar grmeyeceini sanyorum. Ayn zamanda suumun kefaretini de demi olacam." Ve Harlan inand. Yrekten inand. Beyni uulduyordu. Dizlerinin stne kt, skl yumruklarn havaya kaldrd. Ban ne edi ve yreini ezen strapla iki bklm oldu. Birini kurtarma onuruna kavuup, dierine de sahip olabilecekken, hem Sonsuzluu frlatp bir kenara atm, hem de Noys'u kaybetmiti.

15 LKEL ALARDA ARATIRMA Twissell, Harlan'n omuzlarndan tutmu sarsyordu. Tela-lanmt. "Harlan! Harlan! Zaman akna, olum." Harlan yava yava kendine geldi. "Ne yapabiliriz?" "Herhalde u senin yaptn deil. mitsizlie kaplmak yok. Balang olarak beni dinleyeceksin. Sonsuzluu bir Teknis-yen'in gzyle grmeyi bir yana brak. Bir Bilgisayar gibi dn meye al. Karlaacan eyler ok daha karmaktr. Zamanda her eyi deitirip, bir Gereklik Deitirmesi meydana getirdiin anda, yeni durum derhal eskisinin yerini alr. Bu neden byle oluyor?" Harlan heyecanla atld. "nk deitirdii ey dolaysyla Gereklik Deiiklii kanlmaz hale gelmitir." "Acaba? Geri dnp, yaptn deiiklii de deitirebilirsin, deil mi?" "Herhalde. Geri ben hi byle bir ey yapmadm ama. Hat ta bakasnn da yaptn duymadm."

"Doru. Bir deiiklii tekrar deitirmek hi dnlmemitir, bu yzden iler hep planland gibi yrtlr. Fakat imdi farkl bir durumla yz yzeyiz. Akla gelmemi, rastlantsal bir deiiklik oldu. Sen Cooper' yanl bir yzyla gnderdin ve ben de ileri tersine evirip onu tekrar buraya getirmeyi dnyorum." "Zaman akna, nasl yapacaksnz bunu?" "Henz pek emin deilim ama, bir yolu olmal. Eer bir zm yolu olmasa, yaptn deiiklik terse evrilemeyecek bir ey olmalyd ve gereklik deitirmesi derhal eski durumun yerini almalyd. Fakat hl eski Gereklikte yayoruz. Hl Mallan-sohn'un anlarndaki Gereklikte'yiz. Deiiklii geri evirme ansmz var demektir." "Ne?" Harlan'n iine dt kbus daha da derinleiyor, girdaplar daha bir gleniyordu. "emberi, zaman iinde tekrar balamann bir yolu olmal ve yeteneklerimiz sayesinde, bu yolu bulacamza inanyorum. inde bulunduumuz Gereklik yok olmad srece, hl ansmz var demektir. Eer sen ya da ben, u andan itibaren tek bir yanl karara dahi varsak, derhal Sonsuzluk yok olacak, kaybolacaktr. Anlyor musun?" Harlan anladndan pek emin deildi. Yavaa ayaa kalkt ve bir sandalyeye doru yrd. "Yani sizce, Cooper' geri getirebiliriz..." "Ve sonra doru yere gnderebiliriz, evet. Arac terk edecei anda yakalayp 24.'deki doru yere gnderdiimizde, ancak birka saat ya da gn daha yal olacaktr. Elbetteki bu da bir deiiklik saylr, fakat ok nemli saylmaz. Gereklik biraz sarslr ama altst olmaz." "yi de onu nasl bulacaz?" "Hemen u anda aklmza gelmeyen, ama mutlaka var olan bir yol olmal, yoksa Sonsuzluk u anda yok olurdu. Bu yolun ne olabileceine gelince, ite bu konuda sana ihtiyacm var, seni kendi tarafma ekebilmek iin uramamn sebebi bu. lkel zaman zerinde uzman olan sensin. Bu sorunun cevabn sen bul." "Yapamam," diye inledi. Twissell srar ediyordu, "Yapabilirsin." Yal adamn sesi, heyecan ve hayat doluydu. Gzleri hrsla parlyor, sigarasn bir sava mzra gibi tutuyordu. Hatta bu oyunun houna gittii bile sylenebilirdi. "Olay tekrar yaayabiliriz," dedi. "te itme kumandalar. Banda duruyor ve gelecek iareti bekliyorsun. areti alyorsun.

Devreyi kapatp, g kolunu aa doru ekiyorsun. Ne kadar aa?" "Syledim size, bilmiyorum. Bilmiyorum." "Sen bilmiyorsun ama kaslarn biliyordur. Orada dur ve kumanda kolunu tut. Hadi, kendine gel artk. Tut kolu. areti bekliyorsun. Benden nefret ediyorsun. Meclisten nefret ediyorsun. Sonsuzluktan nefret ediyorsun. Yrein Noys'la dolu. Tekrar o an yaadn kabul et. Neler hissettiysen tekrarla. imdi, saati yeniden ayarlyorum. Bir dakika vaktin var. Btn benliinle o ana geri dneceksin. Sonra, sfra yaklanca, brak sa elin daha nceki hareketini tekrarlasn. Sonra tekrar elini ek ve daha nce yaptn gibi hareketsiz kal. Hazr msn?" "Yapabileceimi sanmyorum." "Dnsene, baka seenein yok. O kz tekrar elde etmenin baka bir yolu var m?" Yoktu. Harlan kendini zorlayarak kumandalarn bana geti ve o an yaamaya alt. Saatin zerindeki krmz ibre harekete gemiti. Hayatnn son dakikasn yayor olabileceini dnd. Eksi otuz saniye.

Dnd: Hi canm acmayacak. Bu, lm deil. Yalnzca Noys'u dnmeye alt. Eksi on be saniye. Noys! Konta kapatmak iin, sol eliyle bir kolu aaya doru ekti. Eksi on iki saniye. Kolu bastrp devreyi kapatt. G vitesi ii devralyordu artk. Sa eli kmldad. Eksi be saniye. Noys! Sa eli tekrar, bu defa, sarslarak kmldad. Srayp kenara ekildi. Twissell abucak yanna geldi, eilip rakamlar okudu. "Yirminci yzyl," dedi. "Tam olarak, 19.38" Harlan nefes alamyordu. "Bilmiyorum. Ayn an yaamaya altm ama farklyd. Ne yaptm biliyordum. Sonu daha deiik olmu olabilir." "Biliyorum, biliyorum. Belki tamamen yanltr. Bu ilk yaklamd diyelim." Bir an iin durdu, kafasndan bir eyler geiyordu. Cebinden bir hesap makinesi kard, sonra herhangi bir ilem yapmadan tekrar yerine koydu. "Noktadan sonraki rakamlar iin dnelim. 0,99 olaslkla onu 20'incinin ikinci eyreine gnderdin, diyelim. 19.25'le 19.50 arasnda bir yere. Ne dersin?" "Bilmiyorum." "Eee, imdi, bak. Eer ben, lkel alarn bu blmyle ilgili kesin bir karara varrsam ve kararm yanl karsa, zaman iindeki emberi kapatma ansmz kaybetmi olacaz ve Sonsuzluk yok olacak. nemli olan nokta, kararn kendisinde. Kararm veriyorum. Kesin olarak eminim ki..." Harlan sanki, gereklik son derece nazik ve krlganm ve ani bir ba hareketiyle krlp paralanabilirmi gibi, ban yavaa evirerek etrafna baknd. "Sonsuzluun yok olduu falan yok." (Twissell'in davranlar onu da etkilemiti. Kendinden emin bir ses tonuyla konutuunu fark etti.) "Sonsuzluk devam ediyorsa, biz doru karar verdik demektir. imdilik yapacak baka bir ey yok. Odama gidelim. Brakalm buray komite yeleri istila etsinler. Bu odada nefes almak bile onlar mutlu edecektir. Onlara gre proje baaryla tamamland. Eer iimizi halledemezsek, ne olduunu hibir zaman renemeyecekler. Biz de yle, tabii." Twissell, sigarasn inceleyerek, "imdi cevaplandrmamz gereken soru u: Cooper kendisini yanl bir yzylda bulunca ne yapacak?" "Bilmem."

"Bir kere kesinlikle eminiz ki, zeki, hayali geni ve akll bir delikanldr, sence de yle deil mi?" "Eee, ey, bu adam her eyden evvel Mallansohn." "Doru. Ve yanl bir yere gelip gelmediini merak edecektir. Hatrlyor musun? Tam istenen noktaya varamazsam ne olacak, diye sormutu." "Eee?" Harlan bu mantk yrtmenin nereye varacan kes-tiremiyordu.

"Bu yzden, kendini Zaman'da yanl bir yerde bulmaya kar hazrlklyd. Bir eyler yapacak, bize ulamaya alacaktr. Takip edebileceimiz birtakm izler brakacaktr. Unutma ki, bu adam, yaamnn bir blmnde bir Sonsuz'du." Twissell sigarasndan bir nefes ekti ve havaya dumandan bir halka fledi. Parmayla bu halkay bozdu ve kopup daln seyretti. "Zamanda haberleme fikrine alkndr. Zaman iinde kaybolduu dncesine kaplacan sanmyorum. Onu aradmz bilmesi gerekir." "yi ama, 20. yzylda, seyahat aralarmz da, Sonsuzluk da yok. Bizimle nasl temas kurabilir?" "Seninle, Teknisyen, seninle. Bizimle deil. lkel alar uzman olan sensin Zaman'n o blmn Cooper'a sen rettin. Brakaca izleri bulabileceini mit edecei tek insan sensin." "Hangi izleri, Bilgisayar?" Twissell'in yal yz Harlan'a dnd. Btn hatlar buru-mutu. "Cooper'n lkel Zaman'da braklmas planlandndan, Zaman iinde onu koruyup rtecek bir kalkan dnlmedi. Buradan ayrldktan sonra, geri kalan hayat, biz durumu tersine evirinceye kadar, Zaman iinde bir yer kaplayacak. Bu kaplad zaman ierisinde, bize bir mesaj, iaret ya da bulunduu zamana uygun olmayan, dikkati ekecek bir ey brakabilir. 20. yzyl incelerken kullandn zel kaynaklar vardr herhalde. Dokmanlar, arivler, filmler, referans almalar. Zaman'n iinde bulunan temel kaynaklar kastediyorum." "Evet." "Bunlar seninle birlikte o da incelemi miydi?" "Evet." "Bunlarn iinde senin ok beendiin, zel bir ey yok mu? Senin yakndan tandna, iyi bildiine emin olduu bir referans kullanabilir." "imdi ne demek istediini anladm." Harlan dnmeye balad. "Eee?" Twissell sabrszlanyordu. "Tamam, gncel olaylar yanstan dergilerim. Bu dergiler, 20. 'nin ilk yarsnda ok kullanlr. Hele bu tr dergilerden birinin, 20. yzyln balarndan 22. yzyla kadarki btn saylar, tarih srasna gre, bende var." "yi. imdi, sence Cooper'n bu haber dergisinden, bir mesaj iletmek zere, herhangi bir ekilde yararlanmas olanakl m?" "Bilmem." Harlan ban sallad. "Bahsettiim derginin garip bir sistemi vardr. Orada bir yaznn yaynlanmasn planlayarak yola kmak yanl olur. nk kendileri seip yaynlyorlar. Hatta Cooper bu derginin yaz ailesine katlmay ayarlasa bile, ki bu ok zor, yine de yazsnn bir sr editrden kendi istedii gibi geebileceini sanmyorum. imize yarayacak bir ey aklma gelmiyor, Bilgisayar." "Zaman akna, dn! u dergi meselesine biraz daha kafa yor. 20. yzyldasn ve onun ald eitim ve sahip olduu gemile Cooper sensin. ocua sen rettin, Harlan. O'nun dnce yapsn sen ekillendirdin. imdi, ne yapar bu adam, dn. Tam istedii kelimelerle bu dergiye bir eyler yazdramaz m?" Harlan'n gzleri falta gibi ald. "Bir ilan." "Ne?" "Bir ilan. Parasn deyerek, bir eyi tam istediiniz gibi yazdrabilirsiniz. Cooper'la bu konuda epey konumutuk." "Haa evet. 186.'da da byle bir eyler olacak." dedi Twissell. "20. yzyldaki biraz daha farkldr. Bu konuda 20. yzyl tek rnektir. Kltrel bir..."

"imdi bu ilan," diyerek szn kesti Twissell, heyecanlanmt; "nasl bir ey olabilir?" "Nerden bileyim?" Twissell sigarasnn yanan ucuna bakt, ilham gelmesini bekler gibi bir hali vard. "Derdini aka anlatamaz. rnein; '78. yzyldan Cooper, 20. yzyla karaya oturdu ve sonsuzluu aryor...' diyecek hali yok."

"Nasl byle emin olabilirsiniz?" "Olanaksz! 20. yzyla onlarn bilmedii eyleri sylemek, Mattansohn'un anlarna zarar verip emberi koparmak asndan, en az bizim burada yapacamz bir hata kadar kt sonular dourur. Biz hl buradayz ve varz, o halde lkel Zamanlarn u andaki gerekliinde bulunan Cooper byle zarar verecek bir ey yapm olamaz." Harlan sz devrald. "Aslnda, bahsettiim dergi, sama, ya da anlam anlalmayan bir eyi yaynlamay kabul etmez. Hileli bir durumdan ya da kanunsuz bir eyler olduundan phelenecek ve anlamadklar ilere karmaktan kanacaklardr. Bu yzden Cooper, mesajnda Standard Zamanlararas Lisan' kullanamaz." Tekrar Twissell konutu. "Kurnazca bir eyler kullanmas la zm. Dolayl yollardan anlatmaya alr herhalde. lannda, ilkel insana yabanc gelmeyecek bir eyler yazmal. Bize de hitap edebilmeli. Hem de ilk bakta grebileceimiz bir ey olmah, aksi takdirde saylamayacak kadar ok yaznn iinden bulup karmak imkanszlar. Ne byklkte bir ey olur acaba, Harlan? Bu ilanlar pahal mdr?" "Olduka pahaldr sanrm." "Cooper'n parasnn miktarn da belli etmemesi lazm. Za ten yanl bir ekilde bakalarnn dikkatini ekmemek iin k k bir ilan verir herhalde. Dn bakalm. Sence ne byklkte bir ey olur?" Harlan tahmin yrtmenin gln anlatmak iin ellerini aarak, "Yarm stun?" dedi. "Stun mu?" "Bu dergiler biliyorsunuz, baskdan kyor. Kt zerine baslyor. Yazlar stunlar halinde hazrlanyor." "Haa, anladm. imdi baka trl bir yaklamda bulunalm. yle bir yarm stun ilan arayacaz ki, bakar bakmaz ilan verenin ilerki yzyllardan geldii aka anlalacak ve ok normal eylerden bahsettii iin de o yzyln insanlar herhangi bir eyden phelenmeyecek." "Ya byle bir ey bulamazsam?" "Bulacaksn. Sonsuzluk hl devam ediyor deil mi? Devam ettii srece doru yoldayz demektir. Syle bakaym, Cooper'la alrken byle bir ilandan bahsetmi miydin? Gze arpacak, allmam, kurnazca bir ey." "Hayr." "Hemen cevap verme. Dn biraz." "Hayr. Cooper'la birlikte bu dergileri incelerken, o 20. yzylda deildi ki." "Ltfen olum, kafan kullan. Cooper'n 20.'ye gnderildii an, sz konusu ilan derginin ilgili saysnda belirmitir. Bir nceki Gereklikte bu dergiye bakarken sana sanki byle bir ey yokmu gibi gelmitir. Anladn m?" Kendisini zamansal mantn ortamna sokan Twissell'in karsnda Harlan, bir kere daha akna dnmt. Ban sallad. "Hi byle bir ey hatrlamyorum." "Peki, nerede saklyorsun bu dergileri." "Cooper'dan tr tannan ayrcalk sayesinde, ikinci kademede kurduum bir ktphanede." "Gzel," dedi Twissell. "Haydi oraya gidelim. Hemen!" Harlan, Twissell'in ktphanedeki eski, ciltli kitaplara dikkatle bakn ve sonra da ilerinden birini rastgele ekip aln seyretti. Bu kitaplar o kadar eskiydiler ki, kttan yaplm sayfalar zel yntemlerle korunmasa un ufak olabilirdi. Oysa u anda Twissell'in bunu hi umursad yoktu ve elindeki kitaba hi de nazik davranmyordu.

Harlan'n ii gidiyordu. Baka zaman olsa, bir Kdemli Bilgisayar olmasna ramen Twissell'e kitaplardan uzak durmasn sylerdi. Yal adam elinin altnda atrdayan sayfalara gz gezdirdi ve yazlanlar okumaya alt. "Bu, dilbilimcilerin durmadan bahsettikleri ngilizce deil mi?" diye sordu. Bir yandan da iaret parmayla kitaba vuruyordu, "Evet, ngilizce," diye homurdand Harlan. Twissell cildi yerine koydu. "Ar ve kaba." Harlan omuz silkti. Her ne kadar kt ve bask duyulmam bir ey deilse de, Sonsuzluun kapsamndaki yzyllarn bir ksmnda molekler kayt cihazlar, geri kalan hemen hepsinde de filmler kullanlyordu. "Kitaplar, filmler kadar fazla teknolojik yatrm gerektirmiyor," dedi. Twissell enesini ovuturdu. "yle. Balyor muyuz?" Baka bir cildi eline ald ve rasgele at bir sayfaya bakmaya balad. Harlan dnd: Bu adam zm, rastgele at bir sayfada ans eseri bulacan sanyor galiba. Belki de Twissell gerekten yle dnyordu, nk ban kaldrp da Harlan'n acayip acayip kendisine bakan gzleriyle karlanca, kzard ve kitab bir kenara brakt. Harlan 19.25.'nin ilk cildini ald ve sayfalar birer birer evirmeye balad. Yalnzca sa eli ile gzleri hareket ediyordu. Vcudunun geri kalan ksmlar hep birden dikkat kesilmi, kprdamyordu bile. Yalnzca yeni bir cilt alaca zaman nefes alyor gibiydi. Kahve, sandvi ve dier ihtiyalar iin de yalnzca bu duraklamalar kullanlyordu. Harlan yorgun bir sesle, "Burada durup beklemenizin bir anlam yok," dedi. "Seni rahatsz ediyor muyum? "Hayr." "yleyse kalyorum," diye mrldand Twissell. "Raflar dolayor, aresizlik iinde ciltleri seyrediyordu. O lgn sigaralar kimi zaman parmaklarn yakyor, fakat hi aldrmyordu. O gn yle bitti. Gya uyudular, ama uykunun zaman deildi. Sabah saatle-rindeki iki cilt aras molalardan birinde, Twissell kahvesinden son yudumu ald ve konumaya balad. "Bazen, u benim sorundan sonra Bilgisayarlm neden bir kenara frlatp atmadma aarm." Harlan ban sallad. Yal adam devam etti. "Brakacaktm. Aylarca nme bir Deitirme ii kmasn diye dua ettim. Midemi bulandryordu. Bu Deitirmeleri yapyoruz ama, yaptmz doru bir ey mi diye dnmeye baladm. nsann aklna trl eit ey geliyor. "Sen ilkel tarihi iyi bilirsin, Harlan. Nasl bir ey olduunu bilirsin. lkel an Gereklii rastlantlara gre krlemesine akp gider. Eer kaderde bir salgn hastalk varsa ya da on yz yl srecek bir ekonomik bamllk hayat yaanacak, teknolojik bir k sz konusuysa ve hatta bir... bir... rnein, en kts nedir... hatta bir atom sava olacaksa, olur. Bunun hi kimse nne geemez. "Fakat Sonsuzluun balangcndan itibaren olan yzyllarda bunlarn hepsine dur denildi. 28.'den sonraki yzyllarda u say-dklarmn hibiri olamaz. Biz insanla, ilkel alarn hayal bile edemeyecei refah saladk, gvenceyi verdik." Harlan utanarak dnd: "Ne yapmaya alyor ki bu? Beni gayrete mi getirmeye alyor? Elimden geleni yapyorum ben." Twissell devam ediyordu. "imdi ansmz kullanmazsak, Sonsuzluk kaybolacak, belki de btn fiziksel zaman boyunca. Ve muhtemel bir atom sava sonunda insan soyu ortadan kalkacak." Harlan mrldand, "Bir sonraki cilde balasam iyi olacak."

Bir sonraki molada, Twissell aresizlik iinde sordu. "Bu byle bitecek gibi deil. Daha hzl bir yolu yok mu?" "Varsa siz syleyin. Bana kalrsa her bir sayfay tek tek ince-lemem gerekiyor. Bu i bundan daha hzl nasl yaplr, bilmem Sayfalar evirmeye devam etti. "Sonunda," dedi Harlan, "harfler gzmn nnde uuma ya balad. Bu demektir ki biraz uyumam gerekiyor." Bylece ikinci gn de bitti. ,. ? nc gn sabah 10.22'de Harlan bir sayfaya gzlerini diki ti, akn bakt ve "te bu!" dedi. Twissell nce anlayamad. "Ne?" Harlan ban kaldrd, yal Bilgisayar'a bakt, hareketlerin den ok ard anlalyordu. "Biliyor musunuz, inanmamtm Sizin dergiler ve ilanlarla ilgili anlattklarnz deli samas kabul ediyor, gerekten inanmyordum." Twissell ancak imdi durumu kavrayabilmiti. "Buldun!" Harlan'n elindeki cilde saldrd, titreyen elleriyle kitab al mak iin uzand. Harlan kitab ondan uzaklatrd ve birden kapatt. "Bir dakika. Size sayfay gstersem bile yine de bulamazsnz. "Ne yapyorsun?" diye bir lk att. Twissell. "Yerini kay bettin." "Kaybolmaz. Nerede olduunu biliyorum. Ama nce..." "nce ne?" "Bir hususu akla kavuturalm Bilgisayar, Noys'u alabile ceimi sylediniz. Getirin onu buraya o halde. Onu grmemi salayn." Twissell, Harlan'a dik dik bakt, seyrek beyaz salar karma karkt. "aka m ediyorsun?" "Hayr," dedi Harlan, ifadesi sertlemiti. "aka yapmyo rum. Bana bu ii ayarlayacanza dair garanti verdiniz... Siz mi aka yapyorsunuz? Noys'la ben beraber olacaktk. Sz vermitiniz." "Evet, verdim. O i tamam." "O halde getirin onu buraya, hem de canl, salkl ve el srlmemi olarak." "Fakat, seni anlayamyorum. Bende deil ki. Hi kimsenin elinde deil. Hl o stzamanlarda bir yerde duruyor. Kimsenin elini srd yok. Zaman akna, sana o emniyette diyorum." Harlan yal adama bakt, sinirleri iyice gerilmiti. Konumakta glk ekiyordu, "Siz kelime oyunu yapyorsunuz. Tamam, kz o uzak stzamanlarda bir yerde, fakat bunun bana ne faydas var? 100.000.'deki engeli kaldrn." "Neyi?" "Engeli. Ara geemiyor." Twissell birden heyecanland. "Daha nce byle bir eyden bahsetmemitin." "Bahsetmemi miydim?" Harlan armt. Hayret. Gerekten de Twissell'e bu konudan sz edip etmediini hatrlamyordu. Fakat imdi bunu dnmenin zaman deildi. Dnmekten vazgeti.

"Her neyse. imdi sylyorum ite. Kaldrn onu ordan." "Ama bu olanaksz. Aracn yolunu kesen bir engel, yle mi? Zamansal bir engel mi?" "imdi siz bana o eyi oraya sizin koymadnz m sylyorsunuz?" "Ben yapmadm. Zaman adna, yemin ederim." "O halde... o halde..." Harlan vcudundan kann ekildiini hissetti. "O halde Meclis'in ii bu. Her eyi biliyorlard ve bu ii sizden habersiz tezghladlar... ve madem yle, ilanlarn da, Cooperlarn da, Mallansohnlarn da, Sonsuzluklarn da kaybettiler demektir. Kaybettiler. Hepsini." "Dur. Dur." Twissell mitsizlik iinde Harlan'n koluna yapt. "Kendine hkim ol. Dn, olum, dn. Meclis engel falan koymaz." "Orada bir engel var ama." "yi de onlar byle bir engel koyamazlar ki. Hi kimse koyamaz. Byle bir ey kuramsal olarak imknszdr." "Ama var ite." "Fakat eer o..." Ve Harlan, Twissell'in gzlerinde, Cooper'n yanl yere gnderildiini ve Sonsuzluun sona ermek zere olduunu rendiinde bile grmedii kadar ak bir korku ve deheti okuyordu imdi. 16 GZL YZYILLAR Andrew Harlar dalgn baklarla adamlarn almasn seyretti. Onlar hi bakmyor, ileriyle ilgileniyorlard. nk Harlan bir Teknisyen, onlarsa basit bakm ileriyle uraan elemanlard. Fakat u anda Harlan onlar seyrederken neredeyse kskandn hissetti. Zamanlararas Tamaclk Ksmnn servis elemanlarydlar. Gri niformalarnn omuzlarnda siyah zemin zerine krmz iki bal bir oktan oluan amblemleri dikkati ekiyordu. Ara motorlarnn testlerini yaptlar, ara yollarnn durumunu aletlerle kontrol ettiler. Zaman mhendislii ile ilgili pek fazla kuramsal bilgileri yoktu herhalde, fakat konuyla ilgili pratiklerine diyecek yoktu. Harlar, rakl srasnda bakmla ilgili pek fazla bir ey renememiti. Daha dorusu renmek iin pek fazla bir gayret gstermemiti. Yksek puanlar tutturamayan raklara gre bir ksmd bakm ksm. Fakat imdi alrlarken bakyordu da, bunlar, sessiz, sakin, fakat ilerinin ehli ve mutlu insanlard. Neden olmasn? Her bir Uzman Sonsuz'a karlk bu tr alt kademe personelinden on kii vard. Kendilerine gre bir evreleri, yaam tarzlar, deer yarglar vard. saatleri belliydi ve bo zamanlarnda uzmanlk dallarnda fazladan almalar yap-malar iin onlar zorlayan herhangi bir toplumsal bask sz konusu deildi- Uzmanlaan Sonsuzlardan kat kat fazla kendilerine ayracak zamanlar vard ve bu zamanlarn, istedikleri gibi ede-

biyat, deiik gerekliklere ait film gsterileri ve benzeri konularla ilgilenerek deerlendirebilirlerdi. Daha olumlu kiiliklere sahip olduklar kesindi. Bu geri hizmet insanlarnn tatl ve basit yaantlaryla kyaslandnda, uzmanlam sonsuzlarn yaamlar ypranm, zedelenmi ve yapay bir grnm arz; ediyordu.

Geri hizmetler Sonsuzluun temelini tekil ediyordu. Daha nce bu ak gerei pek de umursamam olduunu fark etti. Zaman'dan yiyeceklerin ve suyun getiriliini, plerin imhasn, g merkezlerinin ynetimini hep onlar stlenmiti. Sonsuzluktaki btn makinelerin kusursuz bir mkemmellikte ileyii onlarn eseriydi. Bir kaza sonucu tm uzmanlar toptan yaamlarn yitirse bile bu insanlar Sonsuzluun tekdze varln srdrmesini salard. Fakat herhangi bir nedenden bu kesini ortadan kalksa, uzmanlar birka gn iinde ya Sonsuzluun altn stne getirir ya da yokluk ve bakmszlktan birer birer lp giderdi. Geri hizmetlerde alanlar, kadnsz, ocuksuz ve doum yerlerinden kopuk srdrdkleri bu hayat sevebiliyorlar myd acaba? Sefaletten, hastalktan ve bitmek tkenmek bilmeyen Gereklik Deitirmelerinden paay kurtarm olmak yeterli bir kazan saylabilir miydi? nem verdikleri bir ey var myd? Harlan, iinde bir sosyal reform ateinin canlandn hissetti. Kdemli Bilgisayar Twissell'in hzl admlarla geldiini grnce dnmeyi bir yana brakt. Yal adam ayr kaldklar bir saat iinde, sanki biraz daha km, szlmt. Harlan dnd: Nasl dayanabiliyor? ok yal. almakta olan adamlar dorulup beklediler, Twissell de durumu deerlendirircesine etraf szyordu. "Ara yollar ne alemde?" diye sordu. Adamlardan biri cevap verdi, "Her ey yolunda, efendim. Yollar ak ve temiz, enerji alanlar da aksaksz alyor." "Her eyi kontrol ettiniz mi?" "Evet efendim. stasyonlarn gidebildii en st zamanlara kadar her noktay inceledik." "yleyse gidin." Bu kaba ifade ve davrann yanl olan bir taraf yoktu. Byle olmas gerekiyordu. Saygyla eildiler, dnp hzl admlarla uzaklatlar. Twissell ve Harlan yalnz kalmlard. Twissell ona doru dnd. "Sen burada kalacaksn. Ltfen." Harlan ban sallayarak itiraz etti. "Gitmek zorundaym." "Anla beni. Bana bir ey olursa, sen yine de Cooper' nasl kurtaracan biliyorsun. Sana bir ey olursa, ben ya da baka bir Sonsuz ya da btn Sonsuzlar bir araya gelip hep beraber harekete gese, sensiz hibir ey yaplamaz." Harlan tekrar ban sallad. Twissell dudaklarnn arasna bir sigara yerletirdi. "Sennor ok pheci bir insandr. Son iki gndr defalarca benimle grmek istedi. Neden inzivaya ekildiimi bilmek istiyor. Btn ara yollarn altst edip incelettirdiimi renirse... neyse, artk gitmem gerekiyor, Harlan. Gecikmemeliyim." "Benim kimseyi geciktirdiim yok. Ben hazrm." "Mutlaka geleceksin, yle mi?" "Engel yoksa, tehlike de olmayacaktr. Varsa bile daha nce ben bununla karlatm ve geri dndm. Korkacak ne var, Bilgisayar?" "Gereksiz yere riske atlmann anlam yok ki." "yleyse akln kullan, Bilgisayar. Seninle gelmem iin karar ver. Bu karar verdikten sonra, Sonsuzluk hl varln srdre-bilirse, ember de hl kapatlabilir demektir. Bu da henz ansmz var anlamna gelir. Eer bu yanl bir karara Sonsuzluk o anda yok olur, fakat hi fark etmez, seninle gelmezsem herhalde yok olacak, nk Noys'u elde etmeden Cooper'a ulamak iin parmam bile oynatmayacamdan emin olabilirsin. Her ey zerine yemin ederim." "Onu sana getireceim ama." "Eer bu i bu kadar basitse, benim de gelmemde bir saknca olamaz."

Twissell bir trl karar veremiyordu. En sonunda, bouk bir sesle, "Eee, madem yle, sen de gel bakalm," dedi. Ve Sonsuzluk devam etti. Araca bindikten sonra da Twissell'in yzndeki szgn ifade kaybolmamt. Bir sre Zamanmetrede akp giden rakamla ra bakt. "Gelmemen gerekirdi." Harlan omuz silkti. "Neden?" "Beni rahatsz ediyor. Mantkl bir aklamas yok. Bir batl itikat olarak da adlandrlabilir. Huzursuzum." Ellerini birbirine kenetledi. "Seni anlamyorum." Twissell, kafasnn iindeki eytan kovabilmek midiyle ko numaya arzuluydu. "Belki bunu sen anlayabilirsin. lkel Zaman lar konusunda uzmansn. lkel zaman'da ne kadar sreyle insan yaamtr?" "On bin yzyl. Belki de on be." "Evet. lkel ve maymuna benzeyen bir yaratk olarak balar ve Homo Sapiens'le son bulur. Doru mu?" "Herkesin bildii bir ey bu. Evet." "O halde, evrimin olduka hzl bir ekilde gerekletiini kabul etmemiz gerekir. On be bin yzyldan maymundan Homo Sapiens'e ulalyor." "Eee?" "Eee, ben 30.000.'lerde bir yzyldanm..." (Harlan irkilmekten kendini alamad. Twissell'in doum za mann bugne dek bilmiyordu ve kimsenin de bildiini sanm yordu.) "Ben 30.000.'lerde bir yzyldanm," diye Twissell tekrarlad "ve sen 95.'densin. Doum zamanlarmz arasndaki zaman fark, insanolunun lkel alarda geirdii srenin hemen hemen iki kat, ama senle benim aramda ne fark var? Benim azmda sen den drt tane daha eksik di var, senin gibi sonradan yirmi ya diim de kmyor. Aramzda bundan baka bir fizyolojik fark yok. Metabolizmamz hemen hemen ayn. Tek byk fark, senin vcudun steroidi zmleyebiliyor, benim vcudum bunu yapamyor. Bu yzden ben kolesterol kullanmak zorundaym, sen buna ihtiya duyumsuyorsun. Yani bunca uzun srede trmz farkllamam saylabilir." Harlan pek etkilenmemiti. nsann yzyllar boyunca srm olan kimliiyle hi ilgilenmemiti. Bu olduu gibi kabul edilen, nedeni aratrlmayan bir eydi. Cevap olarak, "Milyonlarca yzyl hibir deiiklie uramadan yaayan trler var," dedi. "Ama saylan ok deil. Ve u bir gerek ki insan evriminin sona eriiyle Sonsuzluun kuruluu ayn zamana rastlyor. Bu sadece bir rastlant m? Aslnda bu, Sennor gibi insanlarn merak edecei bir ey ve ben de Sennor deilim. Speklasyon yapmann yanl olduuna inanrm. Hesap kompleksiyle kontrol edilemeyen bir konuda bir Bilgisayar'n vakit harcamas doru deildir. Fakat yine de, genliimde, bazen dnrdm..." "Neyi?" diye, kendi kendine sordu Harlan. Neyse, dinlemekten baka yapacak bir ey yoktu zaten. "Bazen Sonsuzluu ilk kurulduu zamanlardaki haliyle dnrdm. Yalnzca 30., 40. yzyllara kadar gidilebilirmi ve ounlukla ticaret amacyla hareket edilirmi. Taze su, gerekli kimyasal maddeler, gbre ve benzeri birok ey, o yzyldan bu yzyla tanr dururmu. Tatl, basit gnlermi onlar. "Soma Gereklik Deitirmelerini kefettik. Hepimizin bildii gibi, Kdemli Bilgisayar Henry Wadsman bir kongre yesinin arabasndaki freni bozup, bir sava nledi. Daha sonra, Sonsuzluun amac her geen gn biraz daha, ticaretten Gereklik Deitirmelerine doru kayd. Neden?" Harlan, Twissell'm szn kesti. "Nedeni ok ak. nsanln selameti iin."

"Evet. Evet. Normal olarak ben de yle dnyorum. Fakat ya baka, hi bahsi gemeyen, kimsenin farknda olmad bir nedeni varsa. Snrsz gelecee seyahat eden bir insan, ok uzak

stzamanlarda, karlarnda bir maymun kadar ilkel duruma decei kiilerle karlaabilir. Byle olmamas iin bir neden var m?" "Olabilir. Ama insan insandr..." "Hatta 70.000.'de bile, deil mi? Evet, biliyorum. Ve bizim yaptmz gereklik deitirmelerinin de bunda rol olabilir mi? Normal olmayan, allmn dndaki her eyi ortadan kaldrrz. Hatta hemen hemen zararsz diyebileceimiz, Sennor'un doum zamanndaki sasz insanlar bile srekli tartma konusudur. Belki de, kendi kendimize bile itiraf edemiyoruz ama, biz insanolunun evrimini kastl olarak engelliyoruz, nk ileride sper insanlarla karlamak istemiyoruz." Konuulanlar hl Harlan' pek etkilememiti. "yle diyelim. Ne fark eder?" 'Ta bu sz konusu sper insan, kontrolmz altndakinden daha tedeki zamanlarda, her eye ramen yine de yayorsa? biz 70.000.'ye kadar kontrol edebiliyoruz. Onun tesi Gizli yzyllar diye geiyor! Neden gizli? Gelimi insan bizimle temas etmek istemiyor da, kendi yzyllarna gememizi engelliyor mu yoksa? Neden gizli olarak kalmasn kabulleniyoruz? lk yaplan deneme baarszlkla sonulandktan sonra, baka denemeler yapmadan bu iten vazgememizin gerek nedeni, bizim de onlarla karlamak istemeyiimiz olmasn? Bunu bilinli olarak yapyoruz demiyorum, fakat bilinli ya da bilinsiz, neden bu olabilir." Harlan huzursuzland. "Bo ver. Biz onlara ulaamyoruz onlar da bize. Sen yaamana bak, brak onlar da bildikleri gibi yaasnlar," dedi. "Tamam, yaa, brak yaasnlar. Ama biz rahat durmuyoruz ki. Deitirmeler yapyoruz. Geri deitirmelerin tam anlamyla etkilerini gsterdikleri sre birka yzyldan fazla deil. Hatrlarsan, o kahvaltda Sennor'un doru drst cevab olmayan, zamanla ilgili sorunlarndan biri de bu durumla ilgiliydi. Bunun bir istatistik sorunu olduundan sz etmiti. Baz deitirmelerin etkileri dierlerinden daha telere uzanr. Hatta kuramsal olarak, yaplacak bir deitirmeden, yzyllar snrsz olarak etkilenir. Gizli yzyllarn gelimi insan bu durumun farkndadr herhalde. Bir gn yaplacak bir deitirmenin 200.000.'ye ulama olaslndan rahatsz olduklarn dn." "Byle eylerle kafa yormann bir anlam yok." Harlan, bu szleri, dert edecek ok daha nemli sorunlar olan bir insana zg tavrlarla sarf etmiti. "Fakat dn ki," Twissell imdi adeta fsldayarak konuuyordu, "biz gizli yzyllardaki blmlerimizi bo braktmz srece, seslerini karmyor olabilirler. Yani srtmeye girmediimiz srece bir sorun kmayabilir. Diyelim ki bu anlama ya da nasl adlandrrsan adlandr, bu durum bozuldu ve iimizden biri 70.000.'den daha tedeki blmlerimizden birinde devaml oturmaya balad. Onlar da bunu, ciddi bir istila harektnn balangc olarak deerlendirdiler. Teknolojik adan bizden ok ilerde olduklarn varsayarsak, derhal araya bir engel koyup, onlara ulamamz yasaklam..." Ve bu defa Harlan ayaa frlad, dehet iindeydi. "Noys'u ellerine geirdiler." "Bilemem. Benimkisi yalnzca bir tahmin. Belki de orada bir engel yoktur. Belki senin kullandn ara..." "Orada bir engel vard!" Harlan vargcyle baryordu. "Baka nasl anlataym? Neden bunlan daha nce anlatmadn?" "Sana inanmamtm," diye inledi Twissell. "Hl da inanamyorum. Bu aptalca kuruntularmdan keke sana hi bahsetme-seydim. Kendi sorunlarmla... neyse, birka dakika daha sabret." Zamanmetreyi iaret etti 95.000.'lerle, 96.000.'ler arasnda bir yerlere gelmilerdi.

Twissell arac yavalatt. 99.000.'yi de getiler. imdi gstergede yzyllar bir bir okunabiliyordu. 99.726-99.727-99.728"Ne yapacaz?" diye mrldand Harlan.

Twissell hafife ban sallad. Bu hareketi mit mi veriyordu, yoksa aresizliini mi anlatyordu, belli deildi. 99,851-99.852-99.853Harlan, engelin yarataca oka hazrlkl olabilmek iin btn vcudunu kast, dnyordu: Sonsuzluu, gizli yzyllarn yaratklaryla boumak zere zaman kazanmak iin mi kurtaracakt? Noys'u baka nasl elde edebilirdi? Dn geriye, git 575. yzyla, ura, didin... 99.983-99.939-99.940Harlan nefesini tuttu. Twissell arac iyice yavalatmt. Harlan konutuunun farknda bile olmadan mrldand. "Hayr, imdi, imdi." 99.998 - 99.999 -100.000 -100.002 Rakamlar artmaya devam ediyor, sessizlik iindeki iki adam gzlerini gstergeden ayramyordu. Birden Twissell bard, "Engel falan yok ite." Ve Harlan cevap verdi, "Vard! Vard!" Sonra can ekiir gibi bir halde ekledi, "Belki de onu aldlar ve engele ihtiyalar kalmad." 111.394.! Harlan aratan dar frlad ve barmaya balad. "Noys! Noys!" Sesi bo blmn duvarlarnda yankland. Aratan yava yava kan Twissell, arkasndan seslendi, "Bekle, Harlan..." Harlan' durdurmak mmkn deildi. Daha nceleri, bir ev eklinde hazrladklar blmn koridorlarnda deli gibi kouyordu. Twissell'in sz ettii gelimi insanlardan biriyle karlamak olasl aklna gelince, tyleri diken diken oldu. Fakat Noys'u bulmas gerekiyordu, o garip dnceyi kafasndan sildi. Ve birdenbire, doru drst yzn bile gremeden, kz kollarna atld. Onunlayd, kollarnda scakln duyuyor, gsne yaslanan yznn ve siyah salarnn yumuakln hissediyordu. "Andrew, nerelerdeydin? Gnler geti, ok korktum." Harlan, kzn kollarndan tutarak kendinden ayrd, yzne bakt, "yi misin?" "yiyim. Sana bir ey oldu diye ok korktum. Zannettim ki..." birden sustu, korkudan titreyerek Harlan'n srtnn dnk olduu tarafa bakarak fsldad, "Andrew!" Harlan birden dnd. Gelen Twissell'di. Kz, Harlan'n ifadesinden, nemli bir ey olmadm anlayarak, daha sakin bir sesle sordu, "Onu tamyor musun, Andrew? Her ey yolunda m?" "Korkacak bir ey yok. O, benim amirim, Kdemli Bilgisayar Laban Twissell. Seni biliyor." "Bir Kdemli Bilgisayar, yle mi?" Noys, iyice bzld. Twissell yava yava yaklat. "Size yardm edeceimi, evladm. Her ikinize de yardm edeceim. Teknisyene sz verdim, inanyorsa, doal ki." "Balayn beni, Bilgisayar," dedi Harlan. Fakat bu szleri sylerken ifadesi sertti ve hi de pimanlk duymua benzemiyordu.

"Balandn," dedi Twissell. Elini uzatp, kzn isteksiz elini tuttu. "Anlat bakalm, kzm. Burada iyi vakit geirdin mi?" "Merak iinde kvrandm." "Harlan ayrldktan sonra, burada baka kimseye rastladn m?" "Ha-Hayr, efendim." "Hi kimse ? Hibir ey?" Kz ban sallad. Koyu renk gzleri Harlan' aryordu. "Neden sordunuz?" "Hi, kzm. Sama bir kbus. Gel, seni 575.'ye geri gtreceiz." Geri dnerken, Andrew Harlan, 100.000.'yi grmek iin

gstergeye bakmaya cesaret edemedi. Artan ve derinleen bir sessizlik iinde oturduu yere bzlmt. l00.000.'yi geince, Twissell de bir oh ekti. Noys'la el ele, seyahati tamamladlar. Noys baka bir odada uyurken, iki adam tekrar bir araya geldi. Artk, Twissell'in huzursuzluu da doruk noktasna ulamt. "lan, olum! Sen kadnna kavutun. Anlamann bana ait olan taraf yerine getirildi." Sessizce ve dalgn bir ifadeyle, Harlan, masann zerinde duran cildin sayfalarn evirdi. lgili sayfay buldu. "ok basit," dedi, "fakat, ngilizce. Size okuyacam, sonra da tercme ederim." 30 numaral sayfann sol st kesinde yer alan kk bir iland. Deiik bir ekil meydana getirecek biimde, pek bir anlam tamayan kelimeler, byk harflerle yazlmt. ALL THE TALK OF THE MARKET Altnda, kk harflerle: "Yatrm Haber Blteni, P.K 14, Denver, Colorado" yazlyd. Harlan kelimelerin anlamn tercme ederken, Twissell b yk bir dikkatle dinledi, hibir ey anlamad ve ard belli oluyordu. "Market nedir? Bununla ne demek istiyorlar?" Harlan sabrszland. "Borsa. zel sermayenin i sahalarna aktarld bir sistem. Fakat nemli olan o deil. lann hazrlan eklini grmyor musunuz?" "Evet. Bir Atom bombasmn patlama sonrasndaki mantara benzeyen eklini andryor. Ne var bunda?" Harlan iyice sinirlenmiti, bararak, "Zaman akna, bilgisayar, neyiniz var? Derginin tarihine baksanza."' Sayfa numarasnn yanndaki saylan parmayla gsterdi. 28 Mart 1932 yazyordu. "Bunu tercme etmeme gerek yok. Rakamlar, standart Za-manlararas lisanda da ayndr. O tarihte bir Atom bombasmn patlamas ile ortaya kan mantar kim grm olabilir. Bunu bylesine mkemmel resmedebilmek iin, ancak grm olmak gerekir." "imdi, bir dakika. Bu yalnzca bir ekil. Bu mantar biimi rastlantyla da ortaya km olabilir." "yle mi dersiniz? Kelimelere bir kez daha bakar msnz?" Harlan, parmann ucuyla takip ederek, ksa satrlar bir kez daha okudu. "Al the-talk-of the-market. Satrlardaki ilk harfler bir arada atom kelimesini oluturuyor ki bu da Atom'un ngilizcesi-dir. Bu da m rastlant? Byle rastlant olur mu?" "Bilgisayar, bu ilann sizin dndnz artlara nasl m-kemmelen uyduunu grmyor musunuz? Bakar bakmaz hemen gzme arpt. Cooper bunun ok ak bir tarihsel yanllk olduunu biliyor. Ayn zamanda, bize verdii mesajn dnda hibir anlam yok. 19.32.'den birinin bu ilanla ilgilenmesi olanaksz.

"O halde bu Cooper olmal. Onun mesaj bu. imdi elimizde kesin tarih var. Adresini de biliyoruz. Yaplacak tek ey peinden gidip onu bulmak ve bu ii ilkel alarda ayarlayabilecek tek kii benim." Peki gider misin?" Twissell ocuklar gibi sevinliydi. "Giderim... ama, bir artla." Twissell'in kalar atld. "Yine mi artlar?" "Ayn art. Yeni bir ey eklemiyorum. Noys emniyette olmal. Onun da benimle gelmesini istiyorum. Burada brakamam." "Hl bana inanmyor musun? Seni hi aldattm m? Seni hl rahatsz eden nedir?" "Tek bir ey, Bilgisayar," dedi Harlan, dnceli bir hali var-

di. "Bir eyi hl zemedim. l00.000.'de bir engel vard. Neden? Beni rahatsz eden bu ite." 17 TAMAMLANAN EMBER Rahatsz etmekte devam ediyordu. Hazrlkla geen gnler ilerledike, kafasnn iinde daha da byyor, iyiden iyiye huzursuz edici bir hal alyordu. Bir Twissell'le, bir Noys'la arasna giriyordu. Hareket gn gelip attnda, bu sorunun cevabn hemen hemen bulmutu. Twissell katld meclis toplantsndan dnnce, Harlan merakla sordu, "Nasl gitti?" Twissell bkkn bir ifadeyle cevap verdi. "Hayatmn en tatl konumasn yaptm syleyemem." "Umarm bir ey sylemediniz. u bizim..." "Yok, yok, hayr," diye szn kesti Twissell. "Kzla ilgili olarak ya da Cooper'n yanl yere gnderilmesindeki roln hakknda bir ey sylemedim. anssz bir hata, bir mekanik aksilikti dedim. Btn sorumluluu zerime aldm." Harlan, az da olsa, iinin burkulduunu hissetti. "Bu sizin durumunuzu pek fazla etkilemez," diyebildi. "Ellerinden bir ey gelmez ki. Bana dokunmadan nce, dzeltmenin yaplmasn beklemek zorundalar. Baaramazsak, zaten kimse bizi kurtaramaz. Bu ii halledebilirsek, baarm olmak beni koruyacaktr. Eer koruyamazsa..." yal adam, umursamazlkla omuz silkti, "Sonsuzluktaki faal grevlerimden ayrlp emekli olmay dnyorum zaten." Sigarasn brakt yerden ald ve henz yarmken eliyle bastrp sndrd. Harlan arkasn dnd. Kafasnn iinde, her ey birbirine karmt. Twissell'in kendisine seslendiini duydu, fakat ancak yal adam sorusunu tekrarladktan sonra, "Efendim?" diyebildi. "u senin kadn, diyorum, hazrlkl m olum? Neler olacandan haberi var m?" "O hazr. Her eyi anlattm." "Nasl karlad?" "Ne?.. ey, evet beklediim ekilde davrand. Korkmuyor." " saatten daha az bir zamannz kald." "Biliyorum." O an iin konuacak baka bir ey kalmamt ve artk Har lan, dnceleriyle ve yapmas gerekeni bulmu olmann rahatszl iinde, yapayalnzd. Aracn yklenmesi ve son kontroller tamamlanrken, Harlan ve Noys, 20. yzyl giysileri iinde kp geldiler. Noys, giyecei giysiler konusunda Harlan'n tekliflerini kabul etmemi, giyim ve estetik zerine, yalnz kadnlarn sahip olduunu iddia ettii baz igdlere gre hazrlanmak istemiti. Ciddi ciddi dergileri incelemi ve uygun elbiseleri kendisi semiti. Sonra da, bir

dzine kadar deiik yzyldan getirilen eyalar titizlikle elden geirmi ve hazrlklarn tamamlamt. Bir ara Harlan'n fikrini almak iin, "Nasl buluyorsun?" diye sordu. Harlan da omuz silkip, "Mademki bu i, igdsel bir sorun sana brakyorum." "Ne biim konuuyorsun, Andrew ok garip davranmaya baladn. Neyin var? Kendinde deil gibisin. Gnlerdir bu hep byle." Harlan dalgn dalgn cevap verdi. "yiyim." Twissell, onlar 20. yzyl sakinleri rolnde grnce, isteksiz bir tavrla aka yapmaya alt. "Zaman akna, ne irkin elbiseler, fakat bu korkun eyler bile senin gzelliini perdeleyemiyor, canm." Noys nezaketle glmsedi ve sessizce ayakta duran Harlan da Twissell'in bu zavall nezaket gsterisinde gerek pay bulunduunu kendi kendine itiraf etti. Elbiseleri, her yann rtecek ekilde sarp sarmalyordu. Makyaj, yanaklarnda ve dudaklarnda, akla hayale gelmedik renkler ve kalarna yaplm irkin izgilerle doluydu. Gzelim salar (ki en kts de buydu) acmaszca kesilmiti. Btn bunlara ramen, kz yine de ok gzeldi. Harlan, kzn insan bunaltan kemerine, koltuk altlarn skan, fare derisi gibi renkten nasibim almam kaba kumatan elbisesine, hemen hemen almt. Yzyllara uyabilmek iin garip elbiseler giymek, yabancs olduu bir ey deildi. Twissell konutu. "Aracn iine, kendiniz kumanda edebile-siniz diye aletler koymak istedim ama bunu yapmann bir yolunu bulamadk. Zamansal yer deitirmeler iin, yeterince byk bir g kayna gerekiyor ki bu da sonsuzluun snr dnda maalesef mevcut deil. Btn yapabildiimiz, lkel zamanda yer alnan sre boyunca kullanlabilecek zamansal bir gerilim. Hatta bunun bile bir snr var." Onlar araca soktu. Ynlar halinde duran malzemelerin arasndan glkle geebiliyorlard. Aracn i duvarnn przsz grntsn bozan bir madeni knty gsterdi. "Basit bir svi anahtar taktrdk. Ara otomatik olarak sonsuzlua dnmeyecek, lkel zamanda istenildii kadar kalabilecek. Geri dn iin bu anahtan kullanacaksnz. Ondan sonra i, ikinci ve umarm, son seyahate..." "Bu ikinci bir seyahat mi?" diye atld, Noys. Bu defa Harlan sze kant. "Bunu anlatmamtm. Bak, bu ilk seyahatin amac, Cooper'n tam var zamann saptamak. Bulunduu yere vanyla ilann yaynland tarih arasnda ne kadar sre getiini bilmiyoruz. Posta kutusu araclyla ona ulap, mmknse, oraya varnn tam ya da mmkn olduunca yakn dakikalarn reneceiz. Sonra, o rendiimiz an art on be dakika zamanna dnp, Cooper'n aratan ayrld..." Twissell szn kesti. "Biliyorsun, aracn iki deiik zaman-

da, ayn yer ve anda bulunmas mmkn deil." Glmsemeye alt. Noys durumu kavrama benziyordu. Pek emin bir tavrla olmasa bile, "Anlyorum," dedi. Twissell kza hitap ederek, "Cooper'n tam var annda yakalanmasyla btn deiiklikler ortadan kalkacak. Atom bombas ilan yok olacak ve Cooper yalnzca, ortadan kaybolacan sylediimiz aracn umulmadk bir biimde yeniden belirdiini grecek. Yanl bir yzyla gelmi olduunu bilmeyecek ve bu konuda kimse ona bir ey sylemeyecek. Ona, verilmesi gereken ok nemli bir bilgiyi unuttuumuzu syleyeceiz (bir eyler uyduracaz) ve bu konuya nem vermeyip, ikinci kez gnderildiini gnlnde belirtmemesini mit ederek bekleyeceiz."

Noys yolunarak inceltilmi kalarn kaldrd. "Amma kark i." "Ne yazk ki yle." Twissell ellerini ovuturdu ve karsndakilere bakt. Sonra ban dikletirdi, yeni bir sigara kard ve neeli bir tavr taknarak, "Ve imdi, ocuum, iyi anslar." Twissell, Harlan'n eline dokundu, Noys'u bayla selamlad ve ara tan dar kt. Yalnz kalnca, Noys sordu, "Gidiyor muyuz?" "Birka dakikaya kadar," diye cevap verdi, Harlan. Noys'u yle bir szd. Kz da ona bakyordu, glmseyerek, korkmadan. Bu davran karsnda birden kendini ona ok yakn hissetti. Fakat bu yalnzca duygusal adan geerliydi, mantksal adan deil. Dnerek deil, igdsel olarak. Ba klarn baka yana evirdi. Seyahatin normal aralarla yaptklarndan bir fark yoktu. Yolculuun ortalarna doru, en alt istasyonu geerken olsa gerek, bir an iin aracn hafife sarsldn hissettiler ve belki de bu, tamamen psikosomatik bir durumdu. Yalnzca hisseder gibi olmulard. Ve sonra lkel aa vardlar ve aratan ktlar. Kayalk ve yalnz dnya, muhteem bir le sonras gneinin klaryla prl prl parlyordu. Hafif bir rzgr esiyordu ve her yerde sessizlik hkimdi. Gl, byk, plak kayalar, demir, bakr ve kromdan oluan koyu renkli bir gkkuan andryordu. nsansz ve cansz-m gibi grnen evrenin grkemi karsnda, Harlan kendisinin ok kk kaldn hissetti. Maddesel dnya ile irtibat olmayan Sonsuzlukta gne yoktu, hava da Zaman'dan pompalanyordu. Doum zamannn dnyasn da doru drst hatrlayamyordu. Deiik yzyllarda yapt Gzlemleri esnasnda hep insanlar ve kentleriyle uramt. Byle bir eyi ilk kez yayordu. Noys koluna dokundu. "Andrew! dm." Ryadan uyanrcasna silkinip kza dnd. Kz, "Istcy kursak iyi olacak," dedi. "Evet, Cooper'n maarasnda bu ii yapabiliriz." "Nerede olduunu biliyor musun?" "Tam burada," dedi ksaca. Hi kukusu yoktu. Gnlkte yeri anlatlyordu ve nce Cooper, imdi de kendisinin oray elleriyle koymu gibi bulmalar gerekirdi. Ta raklk gnlerinden beri, Zaman'da yapt seyahatlerde, tam istenen noktay bulma hususunda hi kuku duymamt. Eitmen Yarrow'un ciddi bir ifadeyle anlattklarn hatrlad. "Fakat Dnya gnein etrafnda, gne de galaktik merkezin etrafnda dner ve doallkla galaksi de hareket halindedir. Eer Dnya zerinde bir noktadan yola kp, yz yl geri giderseniz, kendinizi bolukta bulursunuz. nk Dnya'nn o noktaya gelmesine daha yz yl vardr." (Bir yzyl "yz yl" olarak alglad gnlerdi onlar.) Tekrar Yarrow'u hatrlad, "Zaman mekndan soyutlaya-mazsnz. Zaman boyunca hareket ederken, Dnya'nn hareketlerini paylarsnz. Yoksa, havada uan bir ku birdenbire kendini bolukta bulur, nk Dnya Gne'in etrafnda saniyede on

sekiz mil hzla dnmektedir ve bu yaratn altndan kaar gider diye mi dnyorsunuz?" Benzetmelerden yararlanarak tartmak salkl bir yntem deildir, fakat Harlan u son gnlerde daha somut deliller elde etmiti ve u yapt eine ender rastlanan cinsten seyahatten sonra, gven iinde dnp maarann azn bulabilir ve bu da onu hi artmazd. Ta ve akllardan oluan rty kaldrd ve ieri girdi. Karanl bak gibi yaran fenerinin yla ieriyi aratr-maya balad. Duvarlarn, tavann, yerin her santimini uzun uzun inceledi

Hemen arkasndan onu takip eden Noys fsldad, "Bir ey mi aryorsun?" "Bir ey. Herhangi bir ey." Ve buldu. Dz bir tala rtlm, yeilimsi renkli, dzgn ekilli kt paralaryd bunlar. Ta zerlerinden alp bir kenara att ve ktlar avulad. "Nedir bunlar?" diye sordu, Noys. "Banknotlar. Alveri aralar. Para." "Burada olduklarn biliyor muydun?" "Hibir ey bilmiyordum. Yalmzca umuyordum." Bu yalnzca Twissell'in ters mantn kullanma meselesiydi, sonutan yola klp, ulalyordu. Sonsuzluk srdne gre, Cooper da doru kararlar vermeye devam ediyor demekti. lann Harlan' dorulamana ekecei varsaylrken, maarann da fazladan bir haberleme arac olma durumu ortaya kyordu. Aslnda bu, onun umduundan fazlayd. lkel zamana yapa- ca seyahatin hazrlklar srerken, Harlan hep, nne kacak bir yerleme merkezine hibir eyi olmadan gitmesinin phe uyandracam dnmt. Cooper'da ayn sorunla yz yze gelmi olmalyd ama, onun vakti uygundu. Harlan para demetini kucaklayp kaldrd. Vaktini bu paralar biriktirmek iin kullanm olmalyd; iyi i baarmt ufaklk, hem de ok iyi. Ve ember kapanyordu! Batmakta olan gnein kzl klar altnda malzemeler maaraya tand. Ara, ok yaknna gelmeden, grlmesi mmkn olmayacak ekilde yanstc zellii olan bir maddeyle kaplanmt. Grebilecek kadar yakna gelenleri de Harlan'n tad silah halledecekti. Istcy kurdular. nce bir yarktan fkran parlaklkla hem aydnlanyor, hem de snma gereksinimlerini karlyorlard. Darda serin bir mart akam hkm sryordu. Noys dnceli bir tavrla stcdan kan a bakt ve "Andrew, plann nedir?" diye sordu. "Yarn sabah, en yakn yerleme merkezine gideceim. Nerede olduunu ya da olmas gerektiini biliyorum. (Yine Twis-sell'in mantn dnd. Bir sorun kmas olanakszd.) "Ben de seninle geleceim, deil mi?" Harlan, hayr anlamnda ban sallad. "Bir kere, konuulan dili bilmiyorsun. Ve ayrca bu gezi bir ikinci kiiyle paylalmayacak kadar da zor." Noys'un ksa salaryla antika gibi bir grn vard ve gzlerinden taan fke, Harlan'n baklarn karmasna sebep oldu. "Ben aptal deilim, Andrew. Benimle neredeyse ltfen konuuyorsun. Yzme bile bakmyorsun. Ne demek oluyor btn bunlar? Yine doum zamannn ahlak deerleri mi aklna geldi? Sonsuzlua ihanet ettiini dnp, bundan beni mi sorumlu tutuyorsun? Nedir bu halin?" "Neler hissettiini bilemezsin." "Anlat o halde. Yapabilirsin bunu. u andakinden daha uygun bir frsat bulamazsn. Hissettiin ey, ak m? Benim iin mi? Gnahlarnn acsn benden karamazsn, karmamalsn. Ne diye getirdin beni buraya? Syle bana. Bana ihtiyacn yoktu da, yzm grmeye bile tahamml edemeyecektin de, neden beni Sonsuzlukta brakmadn?" Harlan mrldand, "Tehlikeli olurdu."

"Haydi canm, sen de." "Tehlikeden de te bir ey. Bir kbus. Bilgisayar Twissell'in kbusu," dedi Harlan. "Gizli yzyllara panik iinde yaptmz son seyahatte, o yzyllara ait dncelerini anlatt bana. nsanolunun evrimlemi trleriyle ilgili olaslklardan bahsetti. Uzak stzamanlarda yaayan, aralarna karmamz engeller koyarak nleyen ve Gerekliklere yaptmz mdahalelere bir son vermeyi planlayan, yeni trlerden, sper insanlardan. l00.000.'deki engeli de onlarn

koyduunu dnyordu. Sonra seni bulduk ve Bilgisayar Twissell kabusuyla uramay bir kena- ra brakt. Orada, hibir zaman bir engelin varolmadna hk-metti. ok daha ivedi bir sorun olan, Sonsuzluu kurtarma meselesine dald. "Fakat ben, grdn gibi, onun kbusundan etkilenmi bulunuyorum. Engelle ben karlamtm, o yzden varolduunu biliyorum. Twissell bunun kuramsal olarak, olanaksz olduunu sylediine gre, bir sonsuzun ii deildi. Belki de Sonsuzluktaki kuramlar yeterince gelimemiti. Orada bir engel vard. Onu oraya birisi koymutu. Ya da bir ey. "Doal ki Twissell'in yanld baz noktalar vard. O, insanolunun gelimesi gerektiinden yola kyordu, fakat yanl dnyordu. Paleontoloji, Sonsuzlarn ilgilendii bilim dallarndan biri deildir, ama lkel'de geerlidir, o yzden ben de biraz inceledim. u kadarn biliyorum: Trler, yalnzca yeni evrelerin etkilerine kar koymak zorunluluu sebebiyle evrimleirler. Duraan evre artlar iinde, bir canl tr milyonlarca yzyl deimeden kalabilir. lkel insan sratle evrimleti, nk, acmasz ve srekli deien evre artlar iinde yayordu. Bir defa insanolu evresini yaratmay rendikten sonra, onu rahat ve duraan bir hale getirdi ve doal olarak evrimlemesi de sona erdi." "Neden sz ettiini anlamyorum," dedi Noys, yumuam gibi bir hali yoktu. "Ben ikimizle ilgili eylerden konumak istiyorum. Bu konuda tek bir kelime bile ettiin yok." Harlan hislerini belli etmemeye alt. "imdi, neden 100.000.'de bir engel vard? Ne ie yaryordu? Sana zarar verilmemiti. Baka ne iin konmu olabilirdi? Kendi kendime sordum: O engelin varoluu yznden meydana gelen ve eer orada olmasa gereklemeyecek olan bir ey var m?" Bir an iin sustu, gerek deriden imal edilmi ar ve hantal ayakkablarna uzun uzun bakt. Hi deilse akamleyin ayandan karp rahat edebileceini dnd, fakat imdi bunun zaman deildi, zaman deildi... Devam etti. "Bu sorunun bir tek cevab vard. O engelin varl, beni lgnlar gibi geri dnp Finge'e saldrmak iin bir silah edinmeye, sonra da bu silahla seni tekrar elde etmek iin Sonsuzluu riske sokmaya ve baaramadm dnnce de, Sonsuzluu ykmaya itti. Anlyor musun?" Noys, inanmak istemeyen, korkulu gzlerle ona bakt. "Yani, btn bunlar yapmam, stzamanlardaki insanlar m istedi? Onlar m planlad?" "Evet. Bana yle bakma. Evet! Ve bunun her eyi nasl deitirdiini grmyor musun? Kendi bama, kendi mantmla hareket ettiimde, maddi manevi btn sonulara katlanrm. Ama duygularm, birtakm delikli kartlar vastasyla ynetilen bir hesap makinesi gibi, kontrol edip etkileyen insanlar tarafndan kandrlp, aptal yerine konmu olmak..." Harlan, barmakta olduunu fark etti ve sustu. Birka dakika konumadan bekledi ve tekrar devam etti, "Bir trl kabul edemiyorum. Beni kukla gibi oynatp yaptrdklarn, yapmam hale gelmem art. Ancak o zaman huzura kavuabilirim." Ve o duruma gelecekti olanaklysa. nnde uzanan ve arkada kalm olan korkun trajediden sonra, zafere ulamak zere olduunu hissediyordu. ember kapanyordu! Noys, Harlan'n kaskat kesilmi elini tutmak iin uzand. Yine duygularn saklayarak, geri ekildi. "Her ey ayarlanmt. Seninle karlamam. Hepsi. Duygusal yapm iyice incelen-

miti. ok basit. Etki ve tepki. u dmeye bas, adam yle yapsn. Bu dmeye bas, adam byle yapsn."

Harlan konumakta glk ekiyordu, utancndan yerin dibine girecekti. Sudan km bir kpek gibi, ban sallayp kendine gelmeye alt ve devam etti, "Balangta bir noktay anlayamamtm. Nasl olup da, Cooper'n lkel a'a gnderileceini tahmin edebilmitim. Byle bir tahminde bulunmama imkn yoktu. Bu konuyla ilgili hibir ey bilmiyordum ki. Bunu, Twis-sell de anlayamad. Matematik bilgimin bu denli az olmasna ramen, bunu nasl yaptma akl erdiremedi. "Ama bilmitim ite. lk kez o... o gece oldu. Sen uyuyordun, ben henz uyumamtm. Hatrlamam gereken bir ey olduunu hissetmitim bir iaret, bir fikir, gecenin zevk ve heyecan arasnda yakalam olduum bir ey. Dndke, Cooper'n nemi btn boyutlaryla kafamda belirdi ve Sonsuzluu ykacak bir konumda bulunduumu fark ettim. Daha sonra, matematiin tarihini inceleyerek dndklerimi gzden geirip kontrol ettim, ama aslnda buna bile gerek yoktu. Ben zaten biliyordum. Kesinlikle emindim. Nasl? Nasl?" Noys dikkatle Harlan'a bakyordu. Bu kez ona dokunmaya almad "Sence, bunu da Gizli yzyllarn insanlar m tezghlad? Her eyi kafana doldurup, seni ynettiler, yle mi?" "Evet. Evet. Fakat henz ileri bitmedi. Biraz daha ileri vard. ember kapanabilir ama, henz kapanmad." "imdi artk ne yapabilirler ki? Burada yoklar." 'Toklar m? Bu kelimeyi ylesine derinden gelen bir sesle syledi ki, Noys'un yz bembeyaz oldu. "Grnmeyen sper eyler?" diye fsldad. "Sper eyler deil. Grnmez de deil. Sana, insanolunun evre artlarn kontrol altnda tuttuu srece evrimleme gerei duymayacan anlattm. Gizli yzyllarn insanlar da Homo Sapiens. Bildiimiz, normal insanlar." "O halde kesinlikle burada deiller." Harlan znt iinde, "Sen buradasn, Noys," dedi. "Evet. Ve sen. Ve baka kimse de yok." "Sen ve ben ve baka kimse de yok tabii. Gizli yzyllardan bir kadn ve ben... Artk oyun oynamay brak, Noys. Ltfen." Kz korku iinde Harlan'a bakt. "Neler sylyorsun sen, Andrew?" "Sylemem gerekeni. O gece bana iki verirken neler anlatyordun? Benimle konuuyordun. Yumuak sesin... tatl kelimeler... hibir ey duymadm, bilinli olarak, fakat fsldayan tatl sesini hatrlyorum. Nelerden bahsediyordun? Cooper'n altza-mana yapaca seyahat; Sonsuzluu ykacak Samson darbesi. Bunlar myd?" Noys, "Ben Samson darbesinin ne demek olduunu bile bilmiyorum," dedi. "Rahatlkla tahmin edebilirsin, Noys. Syle bakalm, 482.'ye ne zaman girdin? Kiminle yer deitirdin? Yoksa, fazladan ylesine mi giriverdin? 2456.'daki bir uzmana yaam eman karttrdm. Yeni Gereklikte yoksun. Benzerin olan biri de yer almyor. Olanaksz deil belki ama, ufack bir deitirme iin garip bir durum bu. Ve sonra, yaam emacsnn bir laf var, ki onu kalbimle deil yalnzca kulaklarmla dinlemiim. u anda hatrla-yabilmem bile artc. Belki ta o zaman aklm bama gelecekti ama, btn benliim ylesine seninle doluydu ki. Adam yle demiti: 'Verdiiniz faktrlerin oluturduu bileimle, bu hanmn eski Gereklikte bile nasl yer aldn anlayamadm.' "Adam haklyd. Oraya ait deildin. Uzak stzamanlardan gelip, sana kaplmamz iin, beni de Finge'i de etkisi altna alan ve o Gereklikte yeri olmayan biriydin sen." "Andrew..." "Her ey apak ortada, ama gzlerim grmyordu. Evinde 'Sosyal ve Ekonomik Tarih' isimli bir kitap vard. lk grdmde ok armtm. Halbuki, yzyla uygun bir kadn olmay retmesi bakmndan bu tr eylere ihtiyacm vard, deil mi? Sonra, Gizli yzyllara yaptmz ilk seyahati hatrlarsn. Arac 111.394.'de sen durdurmutun. Zarif bir biimde, ustaca yapm-

tn bu ii. Seyahat arac kullanmay nereden rendin. Grndn gibi biri olsaydn, bu senin arala ilk seyahatin olmas gerekirdi. Sonra, neden 111.394.? Doum zamann m, yoksa?" Noys sakin ve yumuak bir sesle sordu. "Beni lkel zamanlara neden getirdin, Andrew?" Harlan birden bard. "Sonsuzluu korumak iin. Orada kimbilir ne ktlkler yapardn. Burada elin, kolun bal, nk kim olduunu biliyorum. Btn bu anlattklarmn doru olduunu itiraf et! tiraf et!" fkeyle doruldu, titriyordu, kolu havaya kalkt. Kz hi kprdamad. Son derece sakindi. Ilk, gzel bir mum heykeli andryordu. Harlan balad hareketi tamamlamad. "tiraf et!" "Btn bu kardn sonulara ramen, emin deil misin? tiraf etmiim, etmemiim ne fark eder?" "Her eye ramen itiraf et ki ac duymama gerek kalmasn." "Ac m?" "nk bir silahm var Noys ve seni ldrmeyi dnyorum." 18 SINIRSIZLIIN BALANGICI Belirsizlik ve kararszlk Harlan'n yiyip bitiriyordu. Silahn kard, Noys'a dorulttu. Fakat neden bu kz hibir ey sylemiyordu? Neden srarla bu edilgen tutumunu srdryordu? Onu nasl ldrebilirdi? Bouk bir sesle, "Eee?" dedi. Kz kprdand, fakat bu hareketi ellerini kucana koyup, daha rahat, daha masum grnebilmek iin yapmt sanki. Konumaya balad ve sesi, insan sesinden farkl zelliklere sahip gibiydi. Bir silahn namlusuna bakyor olmasna ramen, garip bir g sayesinde sknetim koruyor denebilirdi. "Yalnzca Sonsuzluu korumak amacyla beni ldrmek istiyor olamazsn. Tek derdin Sonsuzluu korumak olsayd, beni bayltp skca balar, bu maaraya hapseder ve gerekli gezilerini yapabilirdin. Ya da Bilgisayar Twissell'e sen lkel Zaman'dayken beni tecrit altna almasn syleyebilirdin. Ya da birlikte gtrr, dalarda dolarken kaybolmam salardn. Eer seni tatmin edecek tek ey ldrmekse, bunu sebebi, seni kandrm, nce k edip sonra da ihanete srklemi olduumu dnmendir. Byle yaparak, sylediin eylerin hibirini gerekletirecek deilsin, yalnzca incinen gururunu tedavi edeceine inanyorsun." Harlan kvranyordu. "Gizli yzyllardan msn? Syle." "Evet. Ate edecek misin imdi?" Harlan'n ateleme dmesine temas eden parma titredi. Tereddt iindeydi. Kafasnn iinde kzn davasn bir trl sona

erdiremiyor, beyhude aknn ve zleminin son krntlar ona engel oluyordu. Acaba Harlan tarafndan reddedilmi olmak m onu byle zmt? Bu yzden yalan syleyip, kasten kendisini ldrtmek istiyor olabilir miydi? Harlan kendisinden phelendi diye, mitsizlie kaplp sama bir kahramanlk gsterisi yapyor olabilir miydi? Hayr!

Byle eyler ancak 289.'nun ackl ak romanlarnda olabilir, Noys gibi bir kz iin geerli deildir. O, sahte tarafndan yaralanm vcudundan akan kana mazoist bir zevkle bakarak lm bekleyen biri olamaz. O halde, Harlan'n onu ldrebileceine inanmyordu, ama neden? u anda bile hl, Harlan'n kendisini ekici bulduunu biliyor ve bu zelliinin onu engelleyeceine mi gveniyordu? Parmann dmenin zerindeki basks biraz daha artt. Noys tekrar konutu. "Bekliyorsun. Kendimi savunmak iin aklama yapacam m mit ediyorsun?" "Ne savunmas?" Harlan alayc bir ifade kullanmaya almt ama yine de, kzn bir konu am olmasna sevindi. Bu, kzn paralanm vcuduna, kanl et paras kalntlarna bakmak zorunda kalaca ve gzel Noys'unun bu haline kendi ellerinin sebep olduunu dnp kahrolaca dakikalar mmkn olduu kadar geciktirecekti. Hl ii bitirememi oluuna bahaneler aryordu. Heyecanla dnd: Brak konusun. Brak gizli yzyllar iin anlatabilecei her eyi anlatsn. Ne kadar ok anlatrsa, Sonsuzluu o kadar iyi korumak mmkn olur. Bu dnce tarz, hareketinin nne kat bir politika koydu ve bir an iin kza hemen hemen onun kadar sakin bir yzle bakt. Noys kafasmdan geenleri okurcasna, sordu, "Gizli yzyllara ait bilgi mi elde etmek istiyorsun? Bu bir savunma yerine geecekse, kolay. rnein, 150.000.'den sonra neden yeryznde insanolu yok, renmek ister misin? lgini eker mi?" Harlan bilgi peinde deildi, renmek de istemiyordu. Fakat silah tutan oydu. Zayflk gstermemesi gerekiyordu. "Konu!" dedi. Feryat edercesine syledii bu kelime, Noys'un glmsemesine sebep oldu. "Sonsuzluk henz fazla stzamanlara, hatta daha 10.000.'ye bile ulamadan nce, yzylndaki bizler (haklsn, ben 111.394.'denim) bu olay fark ettik. Bizde de zaman seyahatleri var, fakat sizinkinden ok daha farkl ilkelere dayanr. Kendimiz ktlesel olarak zamanda gezmeyiz, zaman nmzden geiririz. Biz yalnzca gemiimizle, altzamanlarmzla ilgileniriz. "Sonsuzluu dolayl bir yoldan kefettik. nce, Gerekliklerin hesaplarm gelitirdik ve kardmz sonulan kendi Gerekliimize uygulayarak snadk. Vardmz nokta bizi dehete drd. ok kk bir olasln sonucu olan bir Gereklikte yayorduk. ok ciddi bir sorunla kar karyaydk. Neden byleydi?.. Burada deilmi gibisin, Andrew! Hl anlatmam istiyor musun?" Harlan, kzn, kendisine gemite alt scak, efkatli tavryla seslendiini duydu. u anda byle bir davrann onu fkelendirmesi gerekirdi ama elinden gelmiyordu. mitsizlik iinde, "Devam et ve bitir, kadn," diyerek yalandan terslendi. Kzn hitap ederken kulland "Andrew"undaki scakl, souk bir "kadn" kelimesiyle karlk vererek gidermeye almt ama o, yine de solgun bir yzle glmsedi. "Zaman' geriye doru inceledik ve gelimekte olan Sonsuzlukla karlatk. Zaman iinde baka bir Gereklik (bizde de ayn kavram vardr ama ad bakadr) daha bulunduunu hemen anladk. Byk bir olaslkla oluan dier gereklie Temel Hal dedik. Temel Hal bir ihtimalde bizi de kapsam olmalyd ya da en azndan bizim benzerlerimizi. Hibir zaman bu Temel Hal'in yapsn izah edemedik. Bilemiyoruz. "Yalnz bildiimiz bir ey varsa o da, uzak altzamanlarda Sonsuzluk tarafndan yaplan bir Deitirme'nin, Temel Hal'i bi-

zim yzyllarmza ve tesine de uzanacak ekilde farkllatrm olduuydu. Temel Hal'in yapsn aratrmaya baladk. Eer bir yanllk yapldysa, bunu dzeltmemiz gerekiyordu. ncelikle, aa zamanlarmzda 70.000.'den yukarda yer alan, gizli yzyllar dediimiz ksm

karantinaya aldk. ok byk bir olaslkla bu bizi yaplacak Deitirmelerin etkilerinden koruyacakt. Mkemmel bir gvenlik nlemiydi diyemem ama bize zaman kazandrmas asndan deerliydi. "Sonra, normalde kltr ve deerlerimizin izin vermeyecei bir ey yaptk. stzamanlarmz, geleceimizi aratrdk. inde bulunduumuz Gereklikteki insann kaderini rendik. 125.000.'den ksa bir sre sonra, insanolu yldzlar aras seyahatin srlarn zyor. Uzay boluunda sramalar yapmay baaryor. Sonuta da yldzlara ulayor." Harlan gittike artan bir ilgiyle kzn tatl ve ll konumasn dinliyordu. Anlattklarnn ne kadan doruydu acaba? Ne kadar onu aldatmaya ynelikti? Kzn szn keserek, "Ve yldzlara ulama imknna sahip olunca da, dnyay terk edip ayrldlar. Bazlarmz bunu tahmin ediyordu." "yleyse o bazlarnz yanl tahmin etmiler. nsanolu dnyay terk etmeye alt. Ne yazk ki, Galaksi'de yalnz deiliz. Baka dnyalar olan yldzlar yar, biliyorsun. Hatta baka zeklar. Aslnda, en azndan bizim Galaksimizde, hibiri insanlk kadar eski deil ama 125.000 yzyl boyunca insanolu dnyadan kmad. Daha gen zeklar bizim dzeyimize gelip getiler. Yldzlararas seyahati gelitirip, Galaksi'yi koloniletirdiler. "Bizim torunlarmz uzaya ktnda her taraftan gelen birtakm mesajlarla karlat. Dolu! Gemek yasaktr! Yaklamayn! nsanolu aratrmaclarn geri ekti ve yuvaya dnd. Fakat artk dnyann ne olduunu biliyordu: zgrln snrszl-yla kuatlm bir hapishane... ve insan soyu yok oldu!" "Bir anda yok oldu, yle mi? Sama." "Bir anda yok olmad. Binlerce yzyl srd. ni klar oldu ama sonu olarak, bir amaszlk, beyhudelik, mitsizlik insanolunu etkisi altna almt ve baa kamadlar. En sonunda bir ara doum oran dt ve sonra her ey bitti. Senin Sonsuzlu-u'nun marifeti bu." Harlan imdi Sonsuzluu savunabilirdi, daha iddetle, daha tutucu olarak. "Gizli yzyllara gememize izin verin dzeltelim. Ulaabildiimiz yzyllarda en iyisini baardk." "En iyisi mi?" Noys, Harlan' taklit ederek garip bir ses tonuyla onu alaya ald. "Neymi o? Bunu size syleyen makineleriniz. Hesap komplekleriniz. Peki, makinelerin ayarn yapp, onlara neye gre karlatrma yapacaklarn syleyen kim? Makineler, problem zmnde insanlardaki zek kvraklna eriemezler, yalnzca hzldrlar. Sadece hzl! O halde, Sonsuzlarn 'en iyisi' dedikleri nedir? Ben sana syleyeyim. Emniyet ve gvenlik. Arla kamamak. An ularda bulunmamak. Geri dn garantilemeden hibir riske girmemek." Harlan yutkundu. Aratayken Twissell'in Gizli Yzyllarn evrimlemi insanyla ilgili szleri aklna geldi. Ne demiti: Normal olmayan, allmn dndaki her eyi ortadan kaldrrz. Ve gerekten de yle deil miydi? "Eee," dedi Noys, "dnceli grnyorsun. Madem yle, biraz da unu dn. u anda yaanan Gereklikte, neden insanolu srekli uzay seyahatleri yapabilmek iin rpnyor ve her defasnda baarszla uruyor? Her uzay seyahati projesini balatan, gemiteki baarszlklardan haberdar olsa gerek. O halde neden tekrar tekrar deniyorlar?" "Bu konuyu derinlemesine incelemi deilim." Yine de, ister istemez, Mars'ta her defasnda kurulan ve bir trl baarya ulalamayan koloni almalar aklna geldi. Sonsuzlar iin bile her zaman ekiciliini korumu olan uzay uularn dnd. Sosyolog Kantor Voy'un sesi hl kulaklarndayd. Adam, elektroe-kimle yaplan uzay seyahatlerinden yoksun kalma konusunda, derin derin i ekmi ve "ok gzeldi." demiti. Gerekten byle bir ey olabilir miydi? Zeki birtakm yara-

tklarn, da alp yldzlara ulaarak, yeryzndekileri bulunduklar yere hapsetmeleri sz konusu olabilir miydi? nsanlar, defalarca gezegenleraras seyahatler dzenlemeye, ilerinde yalnzca Dnya'nm yaanabilir bir yer olduu gereine ramen, bu l gezegenlere tekrar tekrar gitmeye zorlayan neden bu olabilir miydi? Sonsuzluun durmadan urat yanl uygulamalara neden olan, bu kanlmaz baarszlk, insann her eye ramen bu hapishaneye dnmek zorunda olduunun bilincinde olmas myd? Harlan, elektroekimin gelitirdii yzyllardaki uyuturucu madde kullanma alkanln dnd. "Sonsuzluk, gerekliklerdeki felaketleri nlerken, ayn zamanda zaferleri de yok ediyor. nsanln ycelebilmesi iin byk snavlar verilmelidir. Tehlike ve huzursuzluk, gvensizlie yol aar ve insanl daha yeni, daha grkemli zaferler kazanmaya iter. Bunu anlayabiliyor musun? Sonsuzluk, insan kuatan tuzaklar ve sefaleti bertaraf etmekle onu, daha iyi ve daha etkili zmlerini; kamak yerine, gl yenerek ele geirecei asl zm yollarn bulmaktan alkoyuyor." Harlan tekrar sze girmek isteyerek, "Birok mkemmel i..." dedi. Noys szn kesti. "Sonsuzluun kurulmam olduunu dn." "Eee?" "Neler olacan sana anlataym. Zaman mhendislii iin harcanan enerji, ekirdek ilminin gelimesinde kullanlacakt. Sonsuzluk kurulamayacakt ama, Yldzlararas seyahat gerekleecekti. nsanolu, imdiki Gereklikleri'nden yz bin yzyl, belki de daha nce, yldzlara ulaabilecekti. Yldzlar henz igal edilmemi olduundan, insanolu galaksi boyunca yaylabilecekti. nce davranm olacaktk." "Ve bu bize ne kazandracakt?" diye sordu Harlan. "Daha mutlu olabilecek miydik?" "Biz derken kimi kastediyorsun? nsann tek bir dnyas olmayacakt. Milyonlarca, milyarlarca dnyada yaayacaktk. Snr tanmayacaktk. Her dnya, kendisine ait yzyllara, deerlere, kendisinin olan bir evrede mutluluu arama frsatna sahip olacakt. Bir ok mutluluklar, gzel eyler, ok eitli... nsan neslinin Temel Hal'i bu ite." "Bu, sadece bir tahmin," dedi Harlan ve kzn izdii tabloya ilgi duymaya balad iin sinirlendi. "Neler olacan nasl bilebilirsin?" "Yalnzca bir tek Gereklikten haberdar olan lmller sana komik gelir, deil mi? Bizde de, birok Gereklik mevcuttur ama belli bir anda bunlarn yalnzca biri geerlidir, diye dnen Sonsuzlarn cehaleti karsnda glmsemekten kendimizi alamayz." "Neler samalyorsun?" "Biz, alternatif birtakm Gereklikler hesaplamayz. Hepsini izleriz. Yaanabilecek Gereklerden biri geerlidir, dierleri seenektir. Biz tmn inceleriz." "Ortada olmayan, hayalet Gerekler, yle mi?" "Evet." "Peki bunu nasl yapyorsunuz?" Noys bir an iin tereddt etti, sonra tekrar konutu. "Sana nasl aklasam bilmem ki, Andrew? Ayn senin gibi, birok eyi nasl olduklarn pek anlayamadan rendim. Bir hesap komp-leksi'nin almalarn aklayabilir misin? Halbuki kullanrsn ve alr." "Eee, yani?" "Daha nce anlattm gibi, Gereklikleri gzlemeyi rendik ve Temel Hal ortaya kt. Bu Temel Hal'i yaanan Gereklik olmaktan karan deiikliin ne olduunu da bulmak zor olmad. Deiikliin nedeni, Sonsuzluktakilerin yapt bir Deitirme ilemi deil, bizzat Sonsuzluun kendisiydi, onun varlyd. nsanlara kendi geleceklerini seme olana salayan Sonsuzluk gibi sistemler, gvenlik ve skneti tercih eder ve byle bir Gereklikte yldzlara ulamak olanakszdr. Sonsuzluun varl

galaksi imparatorluunun kurulmasn engelledi. Durumun dzeltilebilmesi iin Sonsuzluun ortadan kalkmas gerekiyor. "Snrsz sayda Gereklik vardr. Gerekliklerin alt gruplar da snrsz saydadr. rnein, iinde Sonsuzluk bulunan Gereklikler snrsz saydadr, Sonsuzluun bulunmad Gereklikler de snrsz saydadr, ayn zamanda, Sonsuzluun var olduu fakat sonradan ortadan kaldrld Gereklikler de snrsz saydadr. Fakat benim insanlarm, bu snrsz Gereklikler arasndan benim bulunduumu setiler. "Benim bir suum yok. Twissell ve sen Cooper' nasl eittiy-seniz, onlar da grevimi yerine getirmem iin beni eittiler. Fakat, benim Sonsuzluu ortadan kaldran ajan durumunda olduum Gereklikler de snrsz saydadr. En az kark olan be seenekten birini sememi istediler. Ben de u anda yaamakta olduumuz, iinde senin bulunduun seenei setim." "Neden bunu setin?" Noys baklarm baka tarafa evirdi. "nk, seni seviyorum. Seninle karlamadan ok nce, sana ktm ben." Harlan iyice armt. Doru sylyor gibiydi. Dnd: Bu kz bir oyuncu... "Ama bu olduka komik," diyebildi. "yle mi? Gereklikleri byk bir dikkatle inceledim. 482.'ye gidip, nce Finge'le sonra da seninle karlatm Gereklii inceledim. Bana geldiin, beni sevdiin, Sonsuzlua ve sonra da uzak stzamanlardaki kendi yzylma gtrdm, Cooper' yanl yere gnderdiin ve birlikte lkel Zaman'a gittiimiz Gereklii. Hayatmzn geri kalan gnlerini lkel Za-man'da geirdik. Birlikte ve mutlu olduumuzu grdm ve seni sevdim. Onun iin hi de komik deil. Akmz gerek olabilir diye bunu setim." "Btn bunlar hep aldatmaca. Dzenbazlk. Beni kandrabi-leceini mi sanyorsun?" Birden sustu, sonra o anda aklna gelmi gibi sordu, "Dur! Btn olacaklar nceden bildiini sylyorsun. Her eyi biliyordun, deil mi?" "Evet." "Yalan sylediin belli ite. Burada, bir silahla karlaacan da bilmen gerekirdi. Baaramayacan da bilmen gerekirdi. Cevap ver bakalm." "Gereklik alt gruplarnn snrsz sayda olduunu sylemitim. Ele aldmz bir Gereklii ne kadar iyi incelesek de, bunun birok benzerini yine de tam olarak saptayamayz. Bulank noktalar vardr. Saptama ilemi ne kadar iyi yaplrsa bulank noktalann says o kadar azaltlabilir. Bulank noktalarn saysnn azaltld oranda, rastlantyla meydana gelecek deiikliklerin sonucu etkileme olasl da azalm olur. Fakat olaslklarn tmnn yok edilmesi olanakszdr. Bir bulank nokta ii bozdu." "Hangisi?" "l00.000.'deki engel ortadan kaldrldktan sonra, uzak st-zamanlara bir kez daha gelmen gerekiyordu ve geldin. Fakat, yalnz gelmen gerekiyordu. Bilgisayar Twissell'i grnce, ite bu yzden ok korktum." Harlan yine kmaza girmiti. Nasl da her eyi yerli yerine oturtuyordu bu kz! "Eer bu farkl durumun gerek nemini kavrayabilseydim, daha da ok korkardm. Yalnz gelmi olsaydn, imdi olduu gibi, yine beni lkel Zaman'a getirecektin. Sonra da, insanlk ak iin, bana duyduun sevgi iin, Cooper'la temasa gemeyecektin. ember kopacak, Sonsuzluk sona erecek ve senle ben burada gvenlik iinde yaayacaktk. "Fakat rastlantsal bir deiiklik gerekleti ve sen Twis-sell'le birlikte geldin. Yolda sana Gizli yzyllarla ilgili dncelerinden bahsetti ve bana olan gveninin sarslmasna yol aan sonulara ulamana sebep oldu. Ve imdi de aramza u silah girdi... ve ite, Andrew, yk bu. Beni vurabilirsin. Hibir ey seni durduramaz." Silah skmaktan Harlan'n eli aryordu. br eline ald. Kzn yksnde tutarsz bir nokta yok muydu? imdi onun Gizli

yzyllardan geldiine kukusu kalmadna gre ne yapmalyd? elikiler iinde kvranyordu ve gne domak zereydi. "Sonsuzluun sona ermesi iin benim Cooper' 20.'ye gnderiim yeterliydi. Neden bir de benim buraya gelmemi istediniz? Ne gerei vard?" "nk," dedi, Noys, "Sonsuzluun sona ermi olmas yeterli deil. Sonsuzluun bir baka biimde tekrar kurulma olasln da mmkn olduu kadar azaltmalydk. Onun iin, burada, ilkel zamanda yaplmas gereken bir ey daha var. Bir kk Deitirme, ok basit bir ey. Gerekli Asgari Deiikliin hayati nemini biliyorsun. Burada, 20. yzylda talya denen bir yarmadaya bir mektup gidecek. imdi 19.32.'deyiz. Birka yl sonra, gndereceim mektuptan yararlanarak, talya'da bir adam, uranyumu ntron bombardmanna tabi tuttuu deneylerine balayacak." Harlan korktuunu hissetti. "lkel Tarih'te deiiklik mi yaratacaksnz?" "Evet. Planmz bu. Yeni, nihai Gereklikte ilk nkleer patlama, 30. yzylda deil, 19.45.'de meydana gelecek." "Fakat bunun ne kadar tehlikeli olduunu biliyor musunuz? Dnebiliyor musunuz?" "Tehlikenin farkndayz. Sonuta ortaya kan gerekler demetini inceledik. ok kk bir olaslkla, dnya radyoaktif bir rtyle kaplanabilir, fakat bundan ok daha byk bir olaslkla..." "Bu riske deecek bir ey var m?" "Bir Galaksi mparatorluu. Temel Hal'in bizzat kendisinin yaama geii." "u yapmay dndnz eye ramen, hl Sonsuzlar mdahale etmekle suluyorsunuz..." "Biz onlar, insan soyunu gvenlik iinde bir hapisanede tutmak iin defalarca mdahale etmekle suluyoruz. Biz yalnzca bir kez mdahale edeceiz ki nkleer gce ynelsin ve bir daha hibir zaman Sonsuzluu kuramasnlar." "Hayr," dedi Harlan mitsizlikle. "Bir Sonsuzluk olmal." "Sen istersen olur. Seecek olan sensin, insanla geleceklerini dikte ettiren psikopatlar olmal diyorsan..." "Psikopatlar!" diye grledi Harlan. "Deiller mi? Sen onlar iyi tanrsn. Dn!" Harlan kza saldrmak zereydi, ama yine de dnmekten kendini alamad. raklarn Gerekliin esaslarn renii ve rak Latourette'in kendini ldrmek istemesi aklna geldi. La-tourette lmemi ve bir Sonsuz olabilmek iin gayret sarf etmiti ama, kimbilir yreinde ne yaralar almt. Sonsuzluk'taki hiyerarik dzeni dnd. Herkesin, duyduu sululuu fke ve nefrete dntrp Teknisyenlerin srtna yklemeye alt anormal hayat dnd. Birbirleriyle bouan Bilgisayarlar dnd. Finge'in Twissell'in arkasndan evirdii dolaplar, Twissell'in de onu gzleyiini dnd. Sennor'un Sonsuzluklarla mcadele ederken, aslnda kendi kel kafasyla uratn dnd. Kendisini dnd. Sonra Twissell'i dnd, byk TwisseH'i, kendi gibi kurallar ineyen Twissell'i. te Sonsuzluu byle tanyordu. Yoksa onu ykmak iin bu kadar istekli olabilir miydi? Yine de, imdiye kadar bunu kendi kendine itiraf edememiti, sona bu kadar yakn olmamt. Ve Sonsuzluun gitgide derinleen psikozlar iine gmldn dnd. Anormal drtlerin kvrand bir kuyu, mitsiz hayatlarn yerlerinden acmaszca kopanlmasyla meydana getirilen bir ktle.

Hibir anlam tamayan, bo gzlerle Noys'a bakt. Kzn tatl yumuak sesi kulaklarn okad. "Anlyor musun? Gel, maarann nne kalm, Andrew." Yepyeni bir gr as kazanm olmann arlyla sersemlemi, bylenmi gibi kzn peinden gitti. Uzun bir zamandr kendisiyle Noys'un kalbi arasndaki bir izgide yer alm olan silah elinden dt.

Gne douyordu, gkyz gri bir renge brnmt ve maarann hemen nnde duran aracn gvdesi soluk klar altnda glge gibi duruyordu. zerini kaplayan rt, hatlarn bulanklatryordu. Noys konutu. "Bu, Dnya ite. Ne sonsuz, ne de insanln tek yuvas, yalnzca snrsz bir macerann balang noktas. Btn yapacan, karar vermek. Sana kalm. Sen, ben ve maara-dakiler, bir fiziksel zaman alanyla Deiikliin etkisinden korunacaz. Cooper ilanyla beraber yok olacak; Sonsuzluk ve benim yzylmn u andaki Gereklii ortadan kalkacak, fakat biz, ocuklar, torunlar grmek zere burada olacaz ve insanlk, yldzlara ulamak zere varln srdrecek." Kzn yzn grmek iin dnd; o da Harlan'a bakyor, g-lmsyordu. Noys'du, her zamanki Noys ve kendi kalbi de ayn eskiden olduu gibi arpyordu. Ara ortadan kaybolup, zerlerine den glgesi yerini gn na brakana kadar, karar vermi olduunun kendi bile farknda deildi. Bu kaybolu, Noys kollarnn arasna kayarken, ona sonun geldiini anlatyordu, Sonsuzluu'nun sonunun... ... Ve bu snrszln balangcyd.

SON

You might also like