You are on page 1of 18

Prefabrikasyon

 Fabrikada sürekli denetim altında yapılan üretimin hızlı, kaliteli ve


ekonomik olması nedeniyle tüm dünyada uygulanmakta olan
prefabrikasyonun önemi bilinmektedir.

Açık, Ağır, Hafif, Kapalı, Kısmi veya Total olarak uygulanan


prefabrikasyon yöntemleri ile ahşap, beton veya çelik prefabrik yapı
sistemlerinin seçiminde birçok etkenle birlikte hammadde fiyatları,
yapıların kullanım amacı, mimari özellikleri ve yöresel koşullar da
etkili olmaktadır.

Çelik Prefabrik Yapılar

Tüm gelişmiş ülkelerde uygulanmakta olan prefabrik çelik çerçeveli yapı


sistemlerinde fabrikada bilgisayar kontrollü makinalar ile sürekli denetim
altında üretilen çelik yapı elemanları şantiyede bulonlar ile birleştirilerek en
tehlikeli deprem bölgelerinde bile kısa sürede çok katlı, büyük açıklıklı ve
ekonomik binalar yapılabilmektedir.

ÇELİK ÇERÇEVELİ YAPI ÜRETİMİ

Bulon birleşimli prefabrik çelik çerçeveli yapılarda;

1. Modüler tasarıma uygunluk,


2. Elemanların taşınabilir olması,
3. Kolay sökülebilmesi,
4. Taşıyıcı sistemden bağımsız tesisat döşenebilmesi ve
5. Merdiven konumunun sınırlanmaması

olarak sıralanan Prefabrik Yapım İlkeleri'nin tümü uygulanabilmektedir.


Sözkonusu yapıların montajının;

6. En kötü hava koşullarında,


7. Genellikle büyük inşaat makinaları gerektirmeden,
8. Vasıfsız işçiler ile
9. Kısa sürede yapılabilmesi

bakımından da ülkemiz koşullarına uygun olduğu görülmektedir.

Ülkemizde prefabrik çelik yapı olarak yalnızca şantiye binaları veya deprem
sonrası acil barınma gereksinimlerini karşılamak amacıyla çoğunlukla
bükme sacdan oluşturulan çelik yapı elemanları ile yapılan ve genellikle tek
katlı olan binalar akla gelmektedir.

Tasarım ve üretimlerinde mühendislerin katkısı yok denecek kadar az


olduğundan, büyük firmalar tarafından yapılanlar da dahil olmak üzere
biribirinin kopyası olan, bu tür yapılardan birçoğu tarafımızca güvenilir
bulunmamaktadır.

Eylül 4th, 2008 | posted by admin


Çelik Yapı

çelik yapı nedir?

YAPI MALZEMESİ OLARAK ÇELİĞİN

ENDÜSTRİ DIŞI BİNALARDA KULLANIMI

1. GİRİŞ

Ülkemizde çelik yapı kullanımı uzun yıllar endüstriyel tesisler ve köprülerle sınırlı
kalmış, çeşitli türde yapıların çatıları için kullanılan uzay kafes çatı sistemi hariç,
alışveriş merkezi, katlı otopark, çok katlı binalar, konutlar, terminal binalarının
yapımında çelik kullanımı yaygınlaşamamıştır. Çelik yapının uygulama alanlarının
sınırlı kalmasının başlıca sebepleri arasında projelendirmenin betonarme yapıya
göre daha çok detay içermesi, çelik yapı mimarisi üzerinde uzmanlaşan yeterli
sayıda mimari proje firmasının olmayışı, çelik yapı tasarımı için gerekli eğitimin
yetersizliği, taşıyıcı sistem için yeterli profil çeşitliliğinin olmayışı, çelik taşıyıcı
sistemli yapılarda kullanılacak yapı elemanları konusunda bilgi eksikliği ve
malzeme yetersizliği, çelik imalat atölyelerinin yetersizliği sayılabilir.
Kullanım yüzdesinin arttırılması için öncelikle çeliğin özellikleri, avantaj ve
dezavantajları, uygulama esasları konusunda aydınlanmamız ve endüstrisini
geliştrimemiz gerekmektedir. Bunun neticesinde ülkemizdeki kullanım oranları
dünyanın gelişmiş ülkelerindeki seviyelere yaklaşacaktır.

2. MALZEME OLARAK ÇELİĞİN YAPILARDA KULLANIM


ALANLARI VE ÖZELLİKLERİ

2.1 Malzeme Olarak Çeliğin Kullanım Alanları

Yapılarda malzeme olarak çelik kullanımını ikiye ayırmak gerekir:

a. Taşıyıcı sistem için çelik malzeme kullanımı,


b. Giydirme elemanları için çelik malzeme kullanımı
Birincide çelik malzeme olarak hadde profilleri, muhtelif kalınlıkta saçlardan
kaynaklanarak oluşturulan yapma profiller, bağlantı plakaları olarak kullanılan
muhtelif saçlar kullanılır. Ayrıca taşıyıcı sistem olarak yada yapılarda ikincil
elemanlar olarak nitelendirdiğimiz aşık, kuşak için ince kalınlıklı profillerin (thin-
walled veya light-weight profiles) kullanımı da sözkonusudur. Taşıyıcı sistem
montajında kullanılan civata, somun,pul vb. birleşim elemanları da bu sınıfa
dahildir.
İkinci de ise çatı ve cephe kaplamalarında, doğrama kasalarında, yağmur olukları
ve benzer şekilde yapı elemanlarında kullanılan kalınlığı 0.5 mm ile 2 mm arasında
değişen çelik levhalar sözkonusudur.

2.2 Çelik Malzeme Kullanımının Sağladığı Yararlar

Yapılarda çeliğin malzeme olarak kullanımının getirdiği üstünlükler 3 başlık altında


toplanabilir:

a. Mimari açıdan üstünlükler

Diğer malzemelerle geçilemeyecek büyük açıklıklar, çelik malzeme kullanılarak


geçilebilir.
Taşıyıcı sistem elemanlarının narinliği ve geniş açıklıkların geçilmesi nedeniyle
mekandan tasarruf sağlar
Yapıda, büyütme veya tadilat yapılmak istendiğinde kolaylıkla yapılabilir.
Çok çeşitli birleşim tekniği sayesinde istenilen geometri ve formda yapı
yapılabilir.
Mekanik ve elektrik tesisat kanalları kirişlerde açılan boşluklardan geçirilebilir, bu
şekilde kat yüksekliğinden kayıp verilmez.

b. Taşıyıcı sistem yönünden üstünlükleri

Yüksek mukavemetli bir malzeme olup öz ağırlığının taşıdığı yüke oranı çok
düşüktür, bu da yapıda hafiflik getirmektedir.
Depreme karşı daha iyi performans gösterirler
Çelik yapıların ağırlıkları betonarme yapılara göre % 50 daha az olması nedeniyle
zayıf zeminlerde çelik yapı yapılması tercih nedenidir.

c. Uygulama ve inşaat açısından üstünlükleri

Malzeme kalitesi üretici tarafından garanti edilir. Ayrıca, imalatı hava ve şantiye
koşullarından etkilenmediğinden ve atölyede yapıldığından büyük ölçüde
otomasyondan yararlanılarak zaman tasarrufu, kalite üstünlüğü sağlanır.
Betonarme gibi kalıp ve iskele istemediğinden montajı kısa sürede yapılabilir.
Çelik bir yapı sökülerek elemanları başka bir yerde aynı amaçla veya daha değişik
bir amaçla kullanılabilir.

3. YAPILARDA TAŞIYICI SİSTEM OLARAK ÇELİK KULLANIMI

3.1. Çelik Malzeme Özellikleri

Taşıyıcı sistemler için kullanılan çelik malzeme yapı çeliği veya yapısal çelik
olarak isimlendirilir. Yapısal çeliği malzeme kalitesine göre normal yapı çeliği ve
yüksek dayanımlı yapı çeliği olarak ikiye ayırabiliriz. Normal yapı çeliği akma sınırı
2400 kg/cm2 olan ve St 37 olarak anılan çeliklerdir. Yüksek dayanımlı çelikler
akma sınırı 3000 kg/cm2 (St 50) ve daha yukarı olan çeliklerdir ve en yaygın
kullanılanı 3600 kg/cm2 akma sınırına sahip St 52 kalitede olanıdır.

3.2. Uygulama Alanları

Yapısal çelik, endüstriyel tesisler yanında aşağıda sıralanan birçok yapı türünün
taşıyıcı sistemi için kullanılabilir.

a. Ofis binaları
b. İş merkezleri
c. Alışveriş merkezleri
d. Terminal binaları
e. Okullar
f. Konutlar
g. Otoparklar
h. Spor ve sergi salonları
i. Stadyumlar
j. Tarihi eserlerin restorasyonu

Dünyada gelişmiş ülkelerde yapısal çeliğin %30 ile % 55 ler arasında değişen
kullanım oranı, ülkemizde maalesef % 5 oranının altındadır. Ülkemizde kullanım
yüzdesinin az olmasında ilk nedenler malzeme çeşitliğinin ve imalatı yapacak
tekniğe sahip yeterli sayıda fabrikanın olmayışıdır. 17 Ağustos 1999 depreminden
sonra çelik yaygın olarak gündeme gelmiş olup, mevcut çelik imalat atölyelerinin
teknolojilerinin geliştirmeye çalışmaları yanında, yeni girişimcilerin sektöre ilgi
duyduğunu görmekteyiz.
Çelik yapıların tümünde sıcakta haddelenmiş profiller kullanılabilmekle birlikte,
özellikle yurtdışında 2 veya 3 kata kadar yapıların taşıyıcı sistemi için hafif yapı
çeliği olarak adlandırılan soğukta şekil verilmiş ince cidarlı profillerin kullanımı
oldukça yaygındır. Sıcakta haddelenmiş profillerin ebatları standart ve belirli
sayıda iken, soğukta şekil verilmiş profiller istenilen ebatlarda üretilebilmektedir.
Ayrıca ağırlıkları çok daha az olduğundan montajı çok daha kolay ve kısa sürede
olmaktadır. Ayrıca bu profiller kullanıldığında yapı taşıyıcı sistemi duvar panelleri
halinde fabrikada üretilebilmekte ve şantiyede çelik kolon kiriş birleşimi şeklinde
değil, duvar panellerinin birleştirilmesiyle çok daha kısa sürede ve stabil bir yapı
oluşturmak mümkün olmaktadır.

Yapıların taşıyıcı sisteminde yapı çeliği kullanarak diğer malzemelerle yapma


olanağı olmayan çok değişik geometri ve formlarda yapı tasarımı yapılabilir. Ayrıca
çok katlı yapıların taşıyıcı sisteminin çelik yapılmasıyla alan ve yükseklikte
kazanımlar sağlanabilir. Örneğin 25 katlı bir yapıda her katta döşeme kirişleri
yüksekliğinin 15 cm daha küçük olması halinde ilave 1 kat kazanılmış olur. Ayrıca
tesisat kanalları çelik kirişlerde açılan boşluklardan geçirilerek kat yüksekliğinden
ayrıca kayıp verilmez. Aynı uygulamayı betonarme taşıyıcı sisteme haiz yapılarda
uygulama şansı yoktur. Ofis binaları, iş merkezleri genellikle şehrin merkezi
yerlerinde yapıldığından arazi fiyatları ve kira bedelleri yüksektir. İnşaatın kısa
sürede bitirilerek yapının kullanılmaya başlaması mal sahiplerinin kısa sürede
gelire kavuşması demektir. Toplam proje maliyetlerinde bu durumunda gözönünde
bulundurulması gerekir ki, çelik yapının hemen hemen tüm elemanlarının
önüretimli olabilmesi nedeniyle inşaat süresinin kısalığı yatırımcının lehine bir
özelliktir.
Çelik diğer malzemelere oranla yükün artmasıyla birlikte geometrik büyüklükleri
en az artan bir malzemedir. Bir kirişi ele aldığımızda kendisine etkiyen yük 2 kat
arttığında betonarme kirişte elde edilen geometrik büyüme oranı çelik kiriştekine
kıyasla daha büyüktür. Bu özellik döşeme yüklerinin büyüklüğü nedeniyle otopark
yapılarında çelik malzemeye avantaj sağlamaktadır. Bu yapılarda çelik taşıyıcı
sistem kullanarak döşeme kirişleri yükseklikleri daha az olacağından daha çok
park katı elde etmek mümkün olacaktır. Aynı zamanda çelik taşıyıcı sistem
kullanımıyla tam otomatik insansız otopark yapıları inşa etmek ve daha çok araç
kapasitesine ulaşmak mümkündür.
Avrupa ülkelerinde tarihi eserlerin restorasyonunda hafif veya normal yapı çeliği
ile oluşturulan taşıyıcı sistemler çok yaygın olarak kullanılmaktadır. Ülkemizinde
tarihi bina zenginliği, yalıları ve köşkleri dikkate alındığında bu tür yapıların
restorasyonunda çelik kullanımı özendirilmelidir. Restorasyonda çelik kullanımı ile
birlikte yapının orjinal formu bozulmadan güçlendirilmesi mümkün olmaktadır.
Estetik formlara, geniş açıklıklara ve mekanlara ihtiyaç duyulan alışveriş
merkezleri, terminal binaları, spor ve sergi salonları, stadyum çatılarında çelik
malzeme kullanımı kaçınılmaz olmaktadır.

3.3. Taşıyıcı Sistemi Çelik Olan Yapıların Depreme Dayanıklılığı


Yapı ağırlığının azalması halinde yapıya gelen deprem kuvveti de azalacaktır. Çelik
yapılarda yapı ağırlığı, betonarme yapılara göre yaklaşık % 50 daha az olduğundan
yapıya etkiyen deprem kuvveti aynı oranda azalacaktır.
Çelik sünek (düktil) bir malzemedir. Betonarmeye göre 18 (onsekiz) kat daha
sünektir. Süneklik, elastik davranışın üzerindeki şekil değiştirmelerde enerji yutma
yeteneği sağladığından bu özellik dinamik yükler altında önem kazanmaktadır.
Tekrarlı yüklemeler altında betonarme yapının tek yönlü ve sınırlı olan enerji
yutma yeteneği her tekrarda azalarak bozulur ve deformasyon oluşmadan kırılma
gerçekleşir. Çelik yapıda ise elastik sınırlar aşıldığında, bir başka deyişle
beklenenin üzerinde yükler yapıya etkidiğinde, çelik yapı elemanları yüksek şekil
değiştirme kapasitesi sayesinde öncelikle şekil değiştirir ve deforme olur. Şekil
değiştirme esnasında oluşan enerji yutulur ve etkiyen yükler altında yapı ayakta
kalarak görevini sürdürmeye devam eder. Ancak enerji yutumunun sağlanması,
yapı elemanlarında deformasyon oluşabilmelsi için yük kiriş ve kolonlar arasında
dağılabilmelidir. Bunun sağlanması için çelik yapılarda kiriş-kolon birleşimlerinin
yük aktarımı için yeterli moment kapasitesine sahip olması gereklidir.

4. ÇELİK YAPILARIN UYGULAMA ESASLARI

4.1. Çelik Yapıda Kalitenin Sağlanması, Projelendirme ve İmalat

Taşıyıcı sistemi çelik olan yapılarda kaliteye etki eden en önemli faktör imalat ve
uygulamaya başlamadan önce tüm projelerin hazırlanma gereğidir. Projelerde
yapıda kullanılacak tüm malzemeler tanımlanmalı, uygulama detayları verilmeli ve
çelik taşıyıcı sisteme ile bağlantıları gösterilmelidir. Çelik yapıda ana prensip, tüm
imalatların fabrika ortamında yapılmasıdır. Şantiyede yada sahada ise bu
elemanların sadece montajı sözkonusu olmalıdır ve şantiyede kaynaklı imalattan
kaçınılmalıdır. Ülkemizde maalesef şantiyede yapılan kaynaklı birleşimlerde
montaj adı altında anılmaktadır. Ancak şantiyede kaynakla yapılan iş montaj
olarak değil, imalat olarak değerlendirilmelidir. Taşıyıcı sistemle ilgili statik
projelerde tüm elemanların imalat ölçüleri, kullanılacak çelik malzemelerin
kalitesi, montaj için gerekli birleşim elemanları ve kalitesi tanımlanmalıdır. Ayrıca
proje yanında işin teknik şartnameleri de hazırlanmalı ve yükleniciler işi bu
şartnamelere uygun olarak gerçekleştirmelidir. Hazırlanacak teknik şartnamelerde
imalat ve montaj esasları, boya kalitesi ve uygulama esasları, kalite test ve
prosedürleri ayrıntılı şekilde yeralmalıdır. İmalat hazırlanan proje ve şartnamelere
uygun olarak fabrika ortamında ve kaynak işleri sertifikalı kaynakçılar tarafından
yapılmalıdır. Yapılan kaynakların kalitesi yapılacak kaynak testleri ile
belgelenmeli ve dosyalanmalıdır.
Taşıyıcı sistem haricindeki yapı elemanlarının taşıyıcı sistemle bağlantı detayları
mimari projelerde yer almalı ve bu detaylara göre taşıyıcı sistem üzerinde
bulunacak bağlantı elemanları statik projelerde yeralarak bu imalatlarında fabrika
ortamında yapılması sağlanmalıdır. Aynı şekilde mekanik ve elektrik tesisatı
uygulaması için taşıyıcı sisteme yapılacak mesnetlemeler için gerekli detaylar
projelendirme esnasında düşünülmeli ve şantiyede çözüme fırsat verilmemelidir.
Yukarıda anlatıldığı üzere çelik yapıda kalite ve sürat, yapılacak projenin
kalitesine önemli ölçüde bağlıdır.

4.2. Döşeme Sistemleri

Çelik yapılarda uygulanan döşeme sistemleri ayrık döşeme ve kompozit döşeme


sistemi olmak üzere iki ana başlıkta incelenebilir.
Ayrık Döşeme Sistem (non-composite)i: Bu döşeme sisteminde döşeme ile döşeme
kirişleri bağımsız çalışır. Üç tür uygulama sözkonusudur. Birincisi çelik döşeme
kirişleri üzerine trapez kesitli levhalar döşenir ve üzerine beton dökülürek döşeme
oluşturulur. İkincisinde döşeme kirişleri üzerine prekast döşeme elemanları
yerleştirilirek döşeme sistemi oluşturulur. Üçüncüsü daha çok hafif çelik yapılarda
sözkonusu olan çelik döşeme kirişleri üzerine ahşap esaslı malzeme ile kaplama
yapılmasıdır.

Ayrık döşeme sisteminde sadece düşey yükler çelik kirişlere aktarılır. Yatay
yüklerin aktarımı için döşeme düzleminde yatay çapraz sistemi oluşturulmalıdır.
Bu sistemde montaj kolaylığı ve yapım hızlılığı olmasına karşın, kirişler ve döşeme
plağı ayrı ayrı boyutlandırıldığından çelik döşeme kirişleri daha büyük kesitli çıkar.
Kompozit döşeme sistemleri: Bu döşeme sisteminde döşeme kirişleri ile döşeme
betonu birlikte çalışır. Birlikte çalışmanın sağlanması için çelik kirişler üzerine
kesme elemanları kaynaklanır. Bu sistemde uygulama sırası genellikle şu
şekildedir:

a. Çelik kirişler üzerine trapez kesitli saçlar döşenir.


b. Kesme elemanları çelik kirişler üzerine kaynaklanır.
c. Döşeme donatısı yerleştirilir
d. Beton dökülür.

Bu sistemde döşeme sistemi daha çok kullanılan trapez şekli ve tipine göre
adlandırılır. Bu sistem örnek iki uygulama Şekil ... ve .... da gösterilmektedir. İkinci
tip uygulamanın birinciye üstünlüğü daha büyük ve geniş açıklıkların geçilebilmesi
avantajıdır. Ayrıca ikinci tip uygulamada kesme elemanları uygulamaya gerek
yoktur.

4.3. Çelik Yapıların Yangına Dayanıklılığı


Tüm çelik malzemeler 400-600 C sıcaklık altında taşıyıcılığını kaybetmektedir. Bu
nedenle yapının önemine ve kullanım amacına göre yapıda yangına karşı önlem
almak gerekebilir. Bunun için öncelikle yapılacak iş yapıda yangına karşı önlem
alınması gerekliliği varmı bunun tesbit edilmesidir. Yapının yangın riski olmayabilir
veya sprinklers kullanımı gibi sebeplerle yapı elemanları için yangına karşı önlem
alınması gerekmeyebilir.
Yapının yangına karşı koruma yöntemi belirlenirken öncelikle yangın sınıfı tayin
edilmelidir. Örneğin bir okulla bir konutun yangın sınfı aynı olmayacaktır. Ayrıca
yapının yüksekliği, bir yangın esnasında yapıdan tahliye olacakların sayısı, yapının
kullanım amacı gibi kriterler yapının yangın sınıfının belirlenmesinde etkendir.
Yapının yangın sınıfı ise alınacak yangına karşı koruma yönteminin seçimini ve
maliyetini etkilemektedir. Başlıca yangın sınıflarını F30, F60, F90 ve F120 olarak
alabiliriz. Örneğin F30, bir yangın esansında yapı elemanlarındaki ısı belirli bir
dereceye ulaşmadan ve göçmeden yapı elemanlarının dayanacağı süreyi gösterir.
Çoğu ülkede olmasına karşın ülkemizde yapılara göre yangın sınıflarını ve
malzemelerin yangın dayanım kriterlerini veren bir yönetmelik bulunmamaktadır.
Yapının yangın hesabını yaparken ENV 1993 Part 1-2 Euro normu , DIN 4102 Alman
normu, BS 5950 Part 8 nolu İngiliz normları dikkate alınabilir.
Çelik taşıyıcı sistem için uygulanabilecek başlıca yangına karşı koruma
yöntemlerini şu şekilde sıralayabiliriz:

a. Yangına karşı dayanıklı boya ile boyanması


b. Tabanca ile püskürtülerek uygulanan koruyucu malzeme ile çelik elemanların
kaplanması Şekil ....
c. Çelik kolon ve kirişlerin beton içine alınması
d. Çelik kolon ve kirişlerin sıva ile kaplanması
e. Çelik kolon ve kirişlerin yangına dayanıklı alçıpan plaklarla kaplanması
f. Çelik kolon ve kirişlerin yangına dayanıklı izolasyon plakaları ile kaplanması

Sıralanan yöntemlerden en uygunu yapının kullanım amacı, estetik, maliyet gibi


kriterler dikkate alınarak seçilmelidir.

4.4. Taşıyıcı Sistemin Korozyona Karşı Korunması

Çelik malzeme atmosferde korumasız bırakılırsa oksitlenir, metalin korozyonu


devam ederek bir süre sonra malzemenin yapısal direncini bozar ve tekrar demire
dönüşür. Oksitlenmenin önlenmesi için gerekli olan yöntem, yüzeye malzemenin
hava ve nem ile bağlantısını kesecek bir kaplamanın uygulanmasıdır. Bu kaplama
yöntemleri organik ve inorganik(metal kaplamalar) olmak üzere iki şekilde şekilde
uygulanabilir. Boya ve plastik esaslı malzemelerle yapılan kaplamalar organik
kaplama sınıfına girerken, yaygın olarak kullanılan galvanizleme (çinko ile
kaplama) inorganik (metal kaplamalar) sınıfına girmektedir. Boya ile yapılan
kaplamalarda çelik malzeme yüzeyinin boya için hazırlığı, boya malzemesinin
uygunluğu ve uygulanan boya kalınlığı dikkat edilmesi gereken faktörlerdir.
Organik kaplamalara bir başka örnek malzemenin plastik (PVC, PVF) esaslı
koruyucularla kaplanmasıdır.
Galvanizle kaplama seçildiğinde çelik taşıyıcı sistem elemanları şantiyede
tamamen bulonlu birleşimler kullanılarak monte edilmeli, montaj esnasında
kaynak kullanımına izin verilmemelidir. Kaynak yapılan yerlerde kaplamanın
özelliği bozulacağından malzeme korozyona maruz bırakılmış olacaktır.

5. SONUÇ

Ülkemizde çelik, sahip olduğu mekanik özellikleri ile birlikte iyi projelendirildiği,
fabrika ortamında imalat yapıldığı ve uygulama esaslarına dikkat edildiği sürece
dünyada olduğu gibi kullanım yüzdesi hızla artacak ve endüstrisi dünya ülkeleri
seviyesine ulaşacaktır. Burada görev proje gelitiren konumunda olan mimarlara
düşmektedir ve tasarladıkları yapılarda çeliği her tür amaç için kullanabilecekleri
bir malzeme olarak düşünmelidirler.

N E D E N Ç E L İ K Y A P I?

Eşsiz bir inşaat malzemesi olmasına karşın eksik veya yanlış bilgiler nedeniyle yıllardır

göz ardı edilen çelik ile bu malzeme kullanılarak çoğu gelişmiş ve özellikle TÜRKİYE gibi

aktif deprem bölgelerinde bulunan ülkelerde yapılmakta olan Çelik Çerçeveli Yapılar'ın

tanıtımı amacıyla hazırlanan bu sitede söz konusu sistemin ülkemiz koşullarındaki

uygulanabilirliği de araştırılmıştır. Önerilen taşıyıcı sistemin avantaj ve zorlukları;

yurtdışındaki uygulamalardan çok sayıda fotoğraf ile örnekler verilip karşılaştırmalar

yapılarak açıklanmaktadır. Amaç, çelik çerçeveli yapıları öğretmek değil tanıtmak

olduğundan zorunlu olmadıkça teknik ayrıntılara girilmemiştir.

Topraklarının %92'si deprem bölgelerinde bulunan ve insanlarının %95'i bu bölgelerde

yaşayan ülkemizde depreme dayanıklı yapıların önemi çoğu inşaat mühendisi tarafından

bilinmekteydi. Bu gerçek; büyük can, mal ve iş kayıplarına neden olan son depremlerden

sonra kamuoyuna da mal olmuştur.

Fay hatlarının yeri konusunda yapılan gereksiz tartışmalar sürerken, tüm bu kayıplarda

asıl suçlunun; depremler değil depreme dayanıksız yapılar olduğu anlaşılarak yapı

türlerinin sorgulanmasına başlanabilmiştir. Ancak, 1-2 kattan yüksek depreme dayanıklı

yapılar konusunda gündeme gelen tüm yapı türlerinde, ne yazık ki, yine betonun öne

çıktığı görülmektedir. Kamuoyuna yansıyan çelik çerçeveli yapı önerilerinin

meslektaşlarımız yerine bir mimar ile eski bir vali'den gelmesi düşündürücü ve üzüntü

vericidir.
Çelik çerçeveli yapı önerimize bazı meslektaşlarımızca verilen ilk yanıt 'Evet ama

betonarme ile de depreme dayanıklı yapılar elde edilebilir.' olmaktadır. Aksini

savunmuyoruz. Ancak, amaç 3-5 katlı ucuz yapılar elde etmek ise; yığma ile de, hem de

betonarmeden çok daha ucuza, depreme dayanıklı yapılar elde edilebilir!

TAŞIYICI SİSTEM MALZEMESİNE GÖRE YAPI TÜRLERİ ( İNGİLTERE )

Kaçamak yanıtlar; çelik çerçeveli yapıların gerek tasarımı, gerekse üretim ve montajı

konusunda yeterli bilgi ve deneyime sahip olmamanın sonucu olan korkulardan

kaynaklanmaktadır. Çelik çerçeveli yapıların tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi

ülkemizde de yapılmasının kaçınılmaz olduğu bilinmelidir. Bunun farkına varılarak bilgi

edinmek için gösterilecek biraz çaba korkulardan kurtulmak için yeterli olacaktır.

Gerçekdışı olmasına karşın betonarme yapılardan pahalı oldukları varsayılsa bile, çelik

çerçeveli yapıların eğitimsiz işçiler ile denetlenemeden yapılan ucuz yığma ve betonarme

yapılarda riske atılan insanların yaşamından çok daha ucuz olacağı yadsınamaz bir

gerçektir. Deprem bölgesi, kullanım amacı veya kat sayısı ayırımı yapılmadan bir an önce

uygulanması gereken çelik çerçeveli yapılar konusunda; üniversitelerimizde kendilerine

tanınan kısıtlı olanaklar ile eğitim ve araştırma yapmaya çalışan azınlıktaki öğretim

üyeleri ile bizlerin sesini duymazlıktan gelerek, aksine karar verenler büyük bir

sorumluluk altındadır.

ÇELİK YAPILAR

• Demirin ilk kez M.Ö. 1500 yıllarında Kuzeydoğu Anadolu ve Kafkasya'da üretilip

kullanıldığının bilinmesine karşın ülkemizde yapı malzemesi olarak yeterince bilinmeyen

çeliğin değerlendirilememesi üzücüdür.

Yapı çeliği, homojen, izotrop ve sürekli denetlenerek üretildiğinden güvenli bir

malzemedir. Yüksek dayanımı nedeniyle öz ağırlığının taşıdığı yararlı yüke oranı küçüktür

ve montajı tamamlandığı anda tam yükle çalışabilme özelliği vardır.

• Çelik çerçeveli yapı sistemleri, çok önemli olan bu üstünlükleri nedeniyle;

Büyük açıklıklı köprüler,

Endüstri yapıları ve

Spor salonları ile

Portatif ve prefabrik,

Taşıyıcı sistemleri özel,

Hızla yapılması gereken,

Temel zemini zayıf nitelikli,

Yatay yüklere dayanıklı,

Çok katlı veya yüksek yapılarda geniş kullanım alanı bulmaktadır.

Ülkemizde çok yaygın olarak kullanılmakta olan betonarme yapıların çoğu çelik çerçeveli

olarak yapılabilmektedir. Öte yandan, çelik çerçeveli yapılardan çoğunun betonarme

çerçeveli olarak yapılması olanaksızdır.

• ABD, Japonya, Almanya, İngiltere, İsveç, İspanya, Fransa ve Finlandiya gibi

gelişmiş ve daha çok deprem bölgelerinde bulunan ülkelerde yapı çeliği kullanımının
önemli oranlara ulaştığı görülmektedir.

TAŞIYICI SİSTEM MALZEMESİNE GÖRE YAPI TÜRLERİ ( JAPONYA )

Söz edilen ülkelerden Japonya'da, sık ve şiddetli depremlerin yok denecek kadar az can

ve mal kaybına neden olmasına karşın ülkemizde verdiği felaket boyutundaki zararları

önlemeye yönelik önemli bir çalışmanın bulunmadığı görülmektedir. Özellikle inşaat

sektörü, az sayıda da olsa bu konuda bilgili elemanların çelik çerçeveli yapı önerilerine

kayıtsız kalmaktadır.

• Ülkemizde yapısal çeliğin kullanım alanları; demiryolu köprüleri, cebri borular,

baraj kapakları ve endüstriyel yapılar ile sınırlı kalmıştır. Bu tür yapılarda bile çeliğin

sunduğu olanaklardan yeterince yararlanılmadığı gözlenmektedir. Çok katlı çelik

çerçeveli konut, işyeri, hastane, otel vb. binaların bulunmamasına, betonarme yapılardan

daha pahalı oldukları savı gerekçe gösterilmektedir. Ancak; çelik çerçeveli yapıların

%50'ye ulaşan hafiflikleri, azalan deprem yükleri ile birlikte taşıyıcı sistem ve temel

boyutlarının da küçülmesini sağladığından sözkonusu gerekçenin geçerli olmadığı ortaya

çıkmaktadır. Asıl nedenin; çelik çerçeveli yapı sistemlerinin sayısız avantajları ile gerek

tasarım gerekse üretim ve montajı konusunda mimar, mühendis ve yüklenicilerin yeterli

bilgi ve deneyime sahip olmamalarından kaynaklanan korkularının olduğu açıktır.

• Ortaya çıkan olumsuz tabloya karşın, çelik çerçeveli yapılar konusunda ileri

ülkelerin deneyimlerinden yararlanılarak yapılacak bir atılım ile pek çok ülkenin önüne

geçme şansının bulunduğu unutulmamalıdır.

AVANTAJLAR

• Mimari Özgürlük

• Narinlik • Hafiflik

• Çok Katlı Bina Yapımı

• Depreme Dayanım

• Prefabrikasyon

• Kolay Denetim

• Hızlı Yapı Üretimi

• Ekonomi

• Değişim

• Dönüşüm

• Güçlendirme ZORLUKLAR

• Eleman Azlığı

• Malzeme

• Korozyon

• Yangına Dayanım Bulonlu Birleşim

• Çelik yapı elemanlarının fabrikada sürekli denetim altında yapımında kullanılan

kaynak bulonlu birleşimlere göre malzemenin %10'a kadar azalmasını sağlamaktadır.

Ancak;

a. Kalifiye işçi gerektirmesi,


b. Yatay ve dikey olarak yapım zorlukları,

c. Soğuk havalarda çatlaması ve

d. Yeterince kontrol edilememesi gibi sakıncaları nedeniyle montaj kolaylığı için

yapılanlar dışında taşıyıcı kaynakların şantiyede yapımı istenmemektedir.

"Shop Welds, Site Bolts - Fabrikada Kaynak, Şantiyede Bulon" genel kuralının aksine

yetersiz veya kötü şantiye koşullarında yapılacak hatalı kaynağın tehlikeli sonuçlara

yolaçabileceği bilinmektedir.

• Bulonlu birleşim sistemi; i. Elektrik veya jeneratöre gereksinim duyulmaması, ii.

Montajın zor hava koşullarında bile kolaylıkla yapılabilmesi ve iii. İşçilik hatalarının en

aza inmesi nedeniyle ülkemiz koşulları bakımından da uygun görülmektedir. Örneğin;

elemanların birleşim bölgelerindeki bulon deliklerinin konumu ve sayısı aynı değil ise,

kullanılmayan delikler işçiyi ve kontrolunu uyaracak, delik konumlarının farklı olması

durumunda ise montaj yapılamayacaktır.

• Öte yandan, çelik çerçeveli yapıların depreme dayanıklı olması bakımından da;

kararlılık bağlantılarının sünek davranışı sağlayacak biçimde düzenlenmesinin yanısıra

elemanların birleşiminde davranış bakımından uygun görülmeyen kaynak yerine öngermeli

yüksek dayanımlı Ülkemizde de üretilmekte olan yüksek dayanımlı (HV) bulonların; a.

Birleşimlerdeki bulon sayısını en az yarıya indirebilmesi ve b. Yeni şartnamelere göre

delik toleransının büyük olması gibi önemli avantajları da bulunmaktadır. Ayrıca,

yeterince sıkıldığında uç bölümü kopan (Çekme Kontrollü) bulonlar denetimi

kolaylaştırmaktadır.

Döşemeler

• Çelik çerçeveli yapılardaki döşemeler sac veya beton ile ya da her ikisi birlikte

kullanılarak oluşturulmaktadır.

I. Çerçeve kirişleri ile bunların arasındaki döşeme kirişleri ve/veya yatay çaprazların

üzerine kaynaklanan saclar ile oluşturulan döşemeler neopren vb. malzeme veya

amortisör gibi çalışan aygıtlarla yapılabilen ses yalıtımını gerektirmesi nedeniyle konut,

işyeri vb. yapılar yerine daha çok endüstri yapılarında kullanılmaktadır.

II. Çerçeve kirişlerinin genişletilen alt veya üst başlıkları üzerinde yerinde dökme donatılı

beton ile oluşturulan döşemeler ise kalıp ve iskele gerektirmesi, bunların hazırlanması,

donatıların yerleştirilmesi ve beton dökümünden sonra beklenerek tekrar sökümü gibi

işler nedeniyle malzeme, işçilik ve inşaat süresi bakımından ekonomik olmadığından

tercih edilmemektedir.

III. Bosluklu veya alt bölümü prefabrik beton plaklarla oluşturulan döşemeler; kalıp ve

taşıyıcı donatı işlerinin fabrikada yapılması nedeniyle geniş bir kullanım alanı bulmuştur.

Ancak, bu tür döşemelerde sınırlı da olsa şantiyede beton dökümü zorunlu olmaktadır.

IV. Çelik çerçeveli yapılarda birçok avantajı nedeniyle yaygın olarak kullanılan döşeme

sistemi, sac ve üzerine şantiyede dökülen donatılı betondan oluşmaktadır. Sözkonusu

sac; yükseklik, kalınlık ve aderans için gereken yüzey bakımından uygun olması

durumunda çekme donatısı olarak ta kullanılabildiğinden toplam donatı miktarı da


azalmaktadır. Özel saclı bileşik döşeme sisteminin önemli avantajlarından bir bölümü:

a. Oluşturulan rijid diyaframın ideale yakın özellikte olması,

b. Uygun özellikte saclar ile bileşik kesit olarak tasarlanan döşemenin kalınlık ve

donatısının azalması,

c. Kesme bağlayıcıları ile kirişe bağlanan döşemelerin bileşik kesit olarak tasarlanacak

kiriş boyutlarını küçültmesi,

d. Eylemsizlik momenti yüksek saclar ile kiriş ve kolon sayısının azaltılıp daha büyük

açıklıkların elde edilebilmesi,

e. Kalıp olarak ta kullanılan sacların iskele gerektirmemesi,

f. İskelesiz alanların çalışma platformu olarak kullanılması,

g. Kalıp ve iskelesiz çalışma ortamında yangın tehlikesinin azalması,

h. Elektrik, yağmurlama suyu vb. tesisat ile klima kanallarının daha kolay yerleştirilmesi,

i. Asma tavan montajının kolaylıkla yapımı,

j. Akustik veya yalıtımlı döşemeye dönüştürme olanağı,

k. İnşaatın yaklaşık %30 oranında hızlanması ile sağlanan ekonomi.

• Kesme Bağlayıcıları Çelik çerçeveli yapılarda kirişler; yatay yüklerin dağıtımında

üstün diyafram özelliği olan betonarme döşemelere kirişlerin üst başlığına kaynaklanan

kesme bağlayıcıları ile bağlanmaktadır. Bu bağlantı ile oluşan bileşik kesitteki çelik

kirişin taşıma kapasitesi artarken ağırlığın da sağlanan ekonomi %20 ile %150 oranları

arasında değişmektedir. Kesme bağlayıcısı olarak genellikle özel çivi, U profil, köşebent,

lama ve U veya helisel biçimli çubuklar kullanılmaktadır. Bağlantısı özel kaynak

tabancaları ile fabrikada veya şantiyede kısa sürede ve kolaylıkla yapılabilen özel çiviler

en yaygın olanıdır.

Duvarlar

• Çelik çerçeveli yapılarda kullanılan duvarlar da taşıyıcı yapı elemanları gibi

çoğunlukla prefabriktir. Bu özellik üretimin hızlanmasına neden olurken yapının daha

ekonomik olmasını da sağlamaktadır. I.

• İç Duvarlar Prefabrik beton paneller, briket veya tuğla ile de yapılabilmektedir.

Ancak, tercih edilen yöntem; galvanizli saclardan kesilip bükülerek elde edilen U ve C

profillere alçı panellerin monte edilmesidir. Kullanım yerlerine göre kalınlık, su

geçirimsizlik ve yangına daha uzun süre dayanım gibi özellikleri olan alçı panellerin

arasında yine kullanım yerlerine göre su ve/veya ısı yalıtımı bulunmaktadır.

ÖZEL YALITIMLI İÇ DUVAR

Önceden delinmiş bükme sac dikmelerden oluşan duvarlara elektrik, telefon, su vb.

tesisat elemanları kısa sürede ve kolaylıkla monte edilebilmektedir. Bükme sac profillerin

fabrikada birleştirilmesi ile oluşturulan ve taşıyıcı da olabilen duvar panelleri inşaat

süresinin kısalmasını sağlamaktadır. II. Dış Duvarlar Genel olarak, iç tarafında alçı panel

dış tarafında hava koşullarına dayanıklı bir kaplama ile aralarındaki yalıtım

malzemesinden oluşmaktadır. Bir bölümünde ayrıca iç kaplama yapılmasına gerek

kalmayan çok çeşitli dış kaplama malzemeleri arasında; o Prefabrik beton veya metal
paneller, o Ahşap veya endüstriyel metal kaplamalar ile o Metal veya cam perde duvar

sistemleri yaygın olarak kullanılmaktadır. Yapılardaki en önemli elemanlardan olan dış

duvarların istendiğinde; iv. Isı, v. Hava, vi. Buhar, vii. Kar ve yağmur, viii. Yapay ve doğal

ışık, ix. Ses ve x. Yangın geçişini engellemesi xi. Güçlü ve rijid, xii. Dayanıklı, xiii.

Estetik ve xiv. Ekonomik olması gibi özelliklerden birkaçına veya tamamına sahip olması

gerekmektedir.

• Taşıyıcı duvar panelleri ile depremsiz bölgelerde 5-6 kat yüksekliğinde binalar

yapılabilmektedir. Tarafımızca "Yığma Çelik" olarak adlandırılan bu tür binaların çoğunda

kolon ve çerçeve kirişleri bulunmamaktadır. Çok sayıda ince elemandan oluşan binaların

deprem bölgeleri için uygun olduğu söylenemez. Ulaşılabilecek kat yüksekliği de sınırlı

olduğundan nüfusları hızla artmakta olan şehirlerimizdeki konut ihtiyacının bu tür

yapılarla karşılanması olanaksızdır.

• Yüksek ve/veya depreme dayanıklı yapılar elde edilmesinde zorunlu olarak hadde

profiller kullanılırken daha ekonomik kesitler için kalın saclar ile oluşturulan yapma

kesitler de kullanılmaktadır. Bu bakımdan; ülkemiz gibi en aktif deprem kuşaklarından

birinde bulunan Japonya'da çoğunluğu çelik ve 2 katlı olan yapılarda hadde profil

kullanımının %46'lara ulaşması dikkat çekicidir.

Kafes Kirişler

• Hafiflikleri ve havalandırma vb. tesisat için uygun boşlukları nedeniyle tercih

edilen kafes kirişlerin basit mesnetli olarak yaygın kullanım alanı; rijid diyafram

oluşturulması ve yanal burkulmanın önlenmesinde aşıklar ve rüzgar bağlantılarından

yararlanılan çatılar olmuştur.

• İki veya üç boyutlu olabilen kafes kirişlerin; genellikle ince sacdan oluşan üst

başlıklarına çeşitli tipteki kesme bağlayıcılarından birçoğu kaynatılamadığından bileşik

kesit içinde kullanımları sınırlıdır. Ayrıca, rijid diyafram oluşturulması ve yanal

burkulmanın önlenebilmesi için kirişlerin ek malzeme, işçilik ve zaman gerektiren

çaprazlar ile biribirine bağlanması zorunlu hale gelmektedir. Hadde profil kirişlerdeki

boşluklar; profil gövdeleri delinerek, petek kiriş (Büyük açıklıklar için ara levhalı)

yapılarak veya "Stub Girder" sistemi ile sağlanmaktadır.

• Hadde profil kiriş ile yapılan karşılaştırma için örnek olarak seçilen R-Tipi

'Döşeme Kirişi' iki katlı bir binada çerçeve kirişine kaynaklanmıştır. 142.5 kg

ağırlığındaki kirişin 8 cm betonarme döşeme ile oluşturulan bileşik kesit içinde profil

olarak karşılığı 134 kg ağırlığındaki NPI 180'dir. %6 daha hafif olan NPI kirişin; Malzeme

çeşit ve ağırlığı, İşçilik, hata Riski ve üretim Süresi de dikkate alındığında çok daha

ekonomik olduğu görülmektedir.

• Verilen örnekte, kafes kirişten daha ekonomik olduğu görülen NPI 180 yerine NPI

160 'tan elde edilecek ara levhasız petek kirişin kullanılması durumunda, kolaylıkla

yapılan kesme ve kaynak işlemlerinin getirdiği ek maliyete karşın, çelik malzemede

sağlanan ekonomi %18'dir. Özellikle düzgün yayılı yüklü büyük açıklıklarda kullanılan ara

levhalı petek kirişler ile sağlanan ekonomi çok daha büyük oranlara ulaşmaktadır.
• Sözkonusu kirişlerin A.B.D.'ndaki üretimi; kullanılan malzeme sayısı, yapım

süresi ve işçilik ile artan hata riskine karşın Steel Joist Institute tarafından

belgelendirilmiş sınırlı sayıdaki fabrika tarafından yapılmaktadır. Çelik çerçeveli yapıların

ülkemizde de yaygınlaşması bakımından ekonomik ve güvenli yapılar elde edilebilmesi

için; tüm yapı elemanlarında olduğu gibi, kafes kirişlerde de kullanım yerlerinin

doğruluğuna ve üretim kalitesine önem verilmelidir.

Konsol Kirişli Çatı Çerçeve Sistemi

• Hadde profil konsol (Gerber) kirişli çatı sisteminin; a. Tek açıklıklarda kullanılan

çelik miktarını çok azaltması, b. Kafes kirişten çok daha kısa sürede, daha az çeşitli

malzeme, daha az işçilik ve hata riski ile üretilmesi, c. Montajının daha az işçi ile daha

kısa sürede yapılması, d. Azalan yükseklikleri nedeniyle duvar giderlerinin de azalması,

( Elektrik, mekanik vb. sistemler kullanılması durumunda "Petek Kirişler"in gövdesindeki

boşluklardan, dolu gövdeli kirişlerin gövdesinde açılan deliklerden veya kiriş altından

geçirilmektedir. Sözkonusu sistemlerin kiriş altından geçirilmesi durumunda bile duvar

yükseklikleri çoğu kez "Kafes Kirişler" ile oluşturulan sistemlere göre daha az

olmaktadır.) e. Azalan bina hacmine bağlı olarak işletme giderlerinin de azalması, f. Tekil

yükleri taşıyabilme esnekliği, g. Değişebilecek yüklere daha kolay uyarlanması gibi

önemli avantajları bulunmaktadır.

• AISC'ın 1994 yılında mimar, mühendis, fabrikatör ve yükleniciler arasında yaptığı

araştırma sonucu kafes kirişlere alternatif olarak tanıttığı sisteme ilişkin "Cantilever

Roof Framing Using Rolled Beams" ve CISC'ın "Roof Framing with Cantilever (Gerber)

Girders & Open Web Steel Joists" isimli kitaplarında sistemin kullanımını kolaylaştırmak

amacıyla hazırlanmış tasarım tabloları bulunmaktadır. Yapılan uygulamalarına karşın pek

bilinmeyen sistemin, özellikle işçilik konusundaki avantajları nedeniyle, ülkemiz

koşullarına da uygun olduğu düşünülmektedir.

Parça Kirişli Çerçeve Sistemi

• İlk kez 1970'li yılların başlarında Dr. J.P. Calaco tarafından (Houston, Texas)

ABD'nde "Stub Girder Floor Framing System" ismi ile tanıtılmıştır. Yapısal sistemin

mekanik, elektrik ve haberleşme sistemleriyle entegrasyonu sonucunda; büyük açıklıklı

yapılarda kullanılan çelik miktarı ve kat yükseklikleri azaltılarak önemli oranda ekonomi

sağlamaktadır. Klasik çerçeve sisteminde uzun yönde üst kotları düşürülen kirişlerin

üzerine yerleştirilen parça kirişler ve kısa yönde uzanan aşıklar ile bileşik döşeme

arasında; havalandırma kanalı, yangın suyu pükürtme sistemine ait borular, elektrik-

telefon hatları gibi sistemlerin geçebieleceği boşluklar kalmaktadır. Sözkonusu sistemler

için ayrıca bir boşluk bırakılmasına gerek kalmadığından sınırlanan kat yükseklikleri,

genel yapı hacmi ile duvar vb. eleman giderlerinin azalmasını sağlamaktadır.

• Kanada, Calgary'de 1982 yılında tamamlanan 70,000 m² döşeme alanı olan 37

katlı Nova Corp. İdare Binası bu sistemin kullanıldığı ilk ve büyük örneklerden biridir. ABD

ve Kanada'da yapılan birçok binadan elde edilen sonuçlar ışığında sistemde; döşeme

donatı hesaplarında yeni yöntemlerin kullanılması, kiriş yüksekliklerinin azaltılması,


parça bağlantılarının basitleştirilmesi ve gibi önemli düzenlemeler yapılmıştır.

Petek Kirişler

• I profilin gövdesi boyunca zig-zaglı olarak kesilmesiyle elde edilen iki parçanın

kaydırılıp uç bölgelerinden istenildiğinde ek parça kullanılarak kaynakla yeniden

birleştirilmesi sonucu oluşturulan Petek Kesitler daha çok düzgün yayılı yüklerin

taşınmasında kiriş olarak kullanılmaktadır. İki profilden elde edilen dört parçanın

birleştirilmesi sonucu ortaya çıkan her iki yöndeki eylemsizlik momentleri eşit kesitlerin

de kolon olarak geniş kullanım alanı bulunmaktadır. Kesim işleminin esnekliği nedeniyle

istenildiğinde delikleri değişken boyutlu olabilen petek kirişlerin; a. Şantiyede yapılan

pahalı güçlendirme işlemlerine gerek kalmadan hafif ve orta büyüklükteki noktasal

yükleri taşıyabilmeleri, b. Üst başlığına kaynatılacak kesme bağlayıcıları ile bileşik

kesitli kiriş olarak ta kullanılabilmeleri, c. Benzer amaçlı elemanlara göre daha az yatay

bağlantı gerektirmeleri, d. Daha yüksek ve daha hafif olan kirişlerin gövdesinde oluşan

deliklerden elektrik, mekanik ve su püskürtme tesisatları geçirilebildiğinden kat

yüksekliklerinin arttırılmasına gerek kalmaması, e. Küçülen kiriş boyutlarının duvar

yükseklikleri ile inşaat maliyetinin azalmasını sağlaması, f. Yangına karşı yalıtımlarının

kolay olması ve g. Açıkta bırakıldıklarında, etkileyici görüntüleri ile mimari tasarımı

güzelleştirmeleri gibi önemli avantajları bulunmaktadır.

Şaşırtmalı Makas Sistemi

• Staggered Truss Steel Framing System / Şaşırtmalı Makas Çelik Çerçeve Sistemi

Massachusetts Institute of Technology - MIT, Mimarlık ve İnşaat Mühendisliği

bölümlerinden bir grup araştırmacının United States Steel - USS Corp. desteği ile yüksek

yapılar için yaptıkları çalışmanın sonucu oluşturulmuştur. 1966 yılında tanıtılan ve ilk

uygulaması 1967 yılında yapılan sistemde, yapılan birçok binadan edinilen deneyimler

sonucu, önemli gelişmeler olmuştur. YATAY YERLEŞİM SEÇENEKLERİ 18.30 m genişlikte,

73.15 m uzunlukta 20 katlı bir yapıda kullanılan çelik miktarının 27.8 kg/m² olması

sözkonusu sistem ile ulaşılan ekonominin göstergesidir. Deprem bölgelerinde bulunanlar

da dahil olmak üzere Apartman tipi yapılar için geliştirilmiş olmasına karşın ince-uzun

dikdörtgen veya çember planlı çok katlı yurt, otel, hastane, işyeri vb. binalarda da

başarıyla uygulanmaktadır.

• Ülkemiz koşulları bakımından da çok uygun görülen bu sistem; yapının kısa

yönünde çevre kolonlar arasına şaşırtmalı olarak yerleştirilen kat yüksekliğindeki

Vierendeel makaslardan oluşmaktadır. Her katta dar yönde iki açıklıkta bir bulunan

makaslar dışında oluşan her türlü kullanıma uygun büyük alanlar; belirli katlarda düşey

yerleşim düzeni değiştirilerek makas aralarının açılması, asma kat yapımı vb. özel

uygulamalar ile çok daha büyük hale getirilmektedir.

You might also like