You are on page 1of 36

ORTAÖĞRETİM 10. SINIF KİMYA 4.

ÜNİTE:
MADDENİN HÂLLERİ
ÜNİTENİN KONU BAŞLIKLARI

• 1. Gazların Genel Özellikleri


• 2. Gaz Kanunları
• 3. Gaz Karışımları
• 4. Gerçek Gazlar
• 5. Sıvıların Özellikleri
• 6. Hâl Değişimleri
• 7. Amorf ve Kristal Katılar
GAZLAR
1. GAZLARIN GENEL ÖZELLİKLERİ

1- Maddenin en yüksek enerjili hâlidir.

• 2- Maddenin en düzensiz hâlidir.

• 3- Tanecikler arası boşlukların en çok olduğu hâldir.

• 4- Gazlar bulundukları kabın her tarafına aynı basıncı uygularlar.

• 5- Gazlar bulundukları kabın hacmini alırlar.


• 6- Akışkandırlar.
• 7- Sıkıştırılabilirler.
• 8- Gaz molekülleri hareketlidir.
• 9- Moleküler hacim ihmal edilebilir düzeydedir.
• 10- Gaz moleküllerinin çarpışması esnek çarpışmadır.
• 11- İdeal gazda moleküller arası etkileşim yoktur. Gerçek
gazlarda ise moleküller arası itme ve çekme vardır.
• 12- Gaz molekülleri farklı hızdadır. Çarpışınca
enerjileri fazlalaşır veya azalır; toplam enerji değişmez.

• 13- Gaz moleküllerinin ortalama kinetik


enerjileri eşittir.

• 14- Gaz moleküllerinin ortalama kinetik enerjisi


sıcaklıkla doğru orantılıdır
GAZLAR İÇİN DÖRT NİCELİK

• Gazlar için 4 niceliğin önemi büyüktür: Bunlar P (basınç), V (hacim),


n (mol sayısı), T (mutlak sıcaklık)
BASINÇ VE ÖLÇÜMÜ
• Basınç ve ölçümü: Birim yüzeye etki eden kuvvete basınç denir.
• 1-Açık hava (atmosfer) basıncının ölçümü
• 2- Kapalı kapta basınç ölçümü
• 1-Açık hava (atmosfer) basıncının ölçümü: Barometre ile
ölçülür.
• Toriçelli cıva ile yaptığı deneyle deniz seviyesinde atmosfer
basıncını 0 °C'ta 76 cm Hg bulunmuştur.
• 76 cm Hg = 760 mm Hg = 1atm
• Sıvılarda basınç formülü: P=hd
• P = 76 cm Hg x13,6 g/cm3
• P=1033,6 g/cm2 (atmosfer basıncı)

• Gaz problemlerinde cıva yerine başka bir sıvı kullanıldığında;


h1d1 = h2d2 formülü kullanılır.

• 2- Kapalı kapta basınç ölçümü: Manometrelerle ölçülür.

BASINÇ BİRİM

• 1 atm = 101 325 Pa

• 1 atm = 760 torr

• 1 atm = 760 mm Hg

• 1 atm = 105 Pa
ÇEVİRİLERİ

KİNETİK TEORİ KULLANILARAK ÇIKARILAN

TEMEL EŞİTLİK

• PV = 1/3 Nmv2

• N: Tanecik sayısı

• m: Molekül kütlesi

• v2: Molekülün hızının karesi


KİNETİK ENERJİ, SADECE SICAKLIĞA BAĞLIDIR

• Ek = 3/2 nRT
SIFIR KELVİNE İNİLMEDİ

• 0 K'e inilmedi.
• Helyum 4 K'de sıvılaştırılmıştır. Günümüzde inilen en düşük
sıcaklık 4 K'dir. 0 K'e yanaşılmıştır.
• 0 K'de gaz kalmaz.
VAN DER WAALS EŞİTLİĞİ

P V = nRT
' düzeltilmiş v düzeltilmiş 11 ^ 1
Eşitlikte basınçta ilave, hacimde ise çıkarma yapılır.
Van der Waals eşitliği, ideal gaz denklemi olarak da bilinir.
2. GAZ KANUNLARI
GAZ KANUNLARI

• 1. P-V İLİŞKİSİ (n, T SABİT) (BÖYLE MARIOTTE


KANUNU): Miktarı ve sıcaklığı sabit tutulan bir gazın hacmi ile
basıncı ters orantılıdır.

• 2. P-n İLİŞKİSİ (V,T SABİT) (DALTON KISMİ BASINÇLAR


KANUNU): Hacmi ve mutlak sıcaklığı sabit tutulan bir gazın
miktarı ile basıncı doğru orantılıdır.
• 3. P-T İLİŞKİSİ (V,n SABİT) (GAY LUSSACC KANUNU):
Hacmi ve miktarı sabit tutulan bir gazın mutlak sıcaklığı ile basıncı
doğru orantılıdır.
• 4. V-n İLİŞKİSİ (P,T SABİT) (AVOGADRO HİPOTEZİ):
Aynı koşullarda (basınç ve sıcaklık aynı) gazların eşit hacimlerinde
eşit sayıda tanecik vardır. Basıncı ve sıcaklığı sabit tutulan bir gazın
mol sayısı ile hacmi doğru orantılıdır.
• ÖNEMLİ NOT: Gazlarla ilgili problem çözümlerinde
sıcaklık birimi mutlaka Kelvin olarak alınmalıdır.
• 5. V-T İLİŞKİSİ (P, n SABİT) (CHARLES KANUNU):
Basıncı ve mol sayısı sabit tutulan bir gazın mutlak sıcaklığı ile
hacmi doğru orantılıdır.
• 6. n-T İLİŞKİSİ (P, V SABİT): Basıncı ve hacmi sabit tutulan
bir gazın mutlak sıcaklığı ile mol sayısı doğru orantılıdır.
DİFÜZYON VE EFÜZYON

• Difüzyon, bir gazın diğer bir gaz içinde yayılmasıdır.


Difüzyon tabiri yaygın olmasa da, sıvılar için de kullanılır.

• Efüzyon ise, bulunduğu kabın duvarındaki küçük bir delikten


gazın kaçışıdır.

• Türkçe kaynaklarda efüzyonu da difüzyon diye anlatılır.


Aslında farklıdır.
3. GAZ KARIŞIMLARI
KISMİ BASINÇ

• Kısmi basınç kapalı bir kapta birden çok gaz bulunduğu durumda
gazlardan her birinin basıncına denir. Kaptaki gazların kısmi basıncı
sıcaklık ve hacim değişiminden aynı oranda etkilenir. Gazların kısmi
basınçlarını farklı oranda etkileyecek tek faktör mol sayısıdır.
KAPLARIN BİRLEŞTİRİLMESİ (GAZLARIN KARIŞTIRILMASI)
• Karıştırılan gazlar tepkimeye girmiyorsa ve sıcaklık sabitse;
+ P2V2 +
P1V1
=PV
4. GERÇEK GAZLAR

İDEAL GAZ
Gaz taneciklerinin öz hacimlerinin ve gaz tanecikleri arasındaki
etkileşimlerin ihmal edildiği, başka bir deyimle O sayıldığı gazdır.
Hiçbir gaz ideal olamaz, ancak ideale yaklaşabilir.
Gazlar yüksek sıcaklık ve düşük basınçta ideale en yakındır.
GERÇEK GAZI İDEAL GAZA YAKLAŞTIRAN ŞARTLAR
1- Düşük basınç
2- Yüksek sıcaklık
3- Küçük mol ağırlığı
İDEAL GAZ VAR MIDIR?
Ulaşılan en düşük sıcaklık -270 0C'tır.
Kinetik teoriye göre ideal gaz -273,15 oC'ta (0 K) olur.
-273,15 oC'ta gazın hacmi ve basıncı 0 olmaktadır. Maddenin
hacminin ve basıncının 0 olması ise maddenin yok olması
anlamına gelmektedir. Bu nedenle madde olduğu sürece bu düşük
sıcaklığa erişmek mümkün değildir. Bundan dolayı ideal gaz
yoktur.

GAZ KANUNLARI İDEAL GAZLAR İÇİN GEÇERLİDİR


Deneylerde kullanılan gazlar, gerçek gazdır. Bu nedenle
sonuçlar hatalı çıkabilir.
Örneğin, PV çarpımının eşit olduğunun gösterildiği deneyde
değerler büyük alınmamalıdır.
GAZLARDA YOĞUNLUK

• Yoğunluk problemlerinin çözümünde d=m/V formülü


kullanılır.

• Ancak bazı gaz problemlerinde PMA=dRT formülü


kullanılır

GAZLARDA KİNETİK ENERJİ VE


DİFÜZYON
EK = 3/2kT Ek= 1/2mv2
• Gazların ortalama kinetik enerjisi yalnızca sıcaklıkla değişir. 1.
formülden de görüleceği gibi mutlak sıcaklık kaç katına çıkarsa
ortalama kinetik enerji o kadar katına çıkar. (Toplam kinetik enerji
ise kütleyle de ilgilidir.)
İki gazın mutlak sıcaklıkları eşitse ortalama kinetik enerjileri de
eşittir.

Buna göre; TA = TB ise

EK(A) (ortalama) = EK(B) (ortalama)

Ortalama kinetik enerjilerde kütle, mol kütlesi olarak alınır.

% MaVA2 = % MbVB2
JOULE - THOMSON OLAYI (JOULE - THOMSON GENLEŞMESİ)
• Ek = 3/2kT formülünde de görüldüğü gibi gazlar düşük
sıcaklıkta düşük ortalama hıza sahiptir. Buna göre gazı
yavaşlatmak, gazı soğutmak anlamına gelir. Gazlar
genleştirildiğinde moleküller birbirlerinden uzaklaşır ve
ortalama hızları düşer.
• Genleşen gazın moleküllerinin arasındaki çekim kuvvetlerinin
yenilmesi için gereken enerji, dış sistem ısıca yalıtılmış olduğundan
ortamdan alınamaz. Bu durumda moleküller enerjiyi, kendi öz ısılarını
kullanarak karşıladıklarından, hızla genleştirilen gaz soğur. Soğuyan
gaz, bulunduğu ortamı da soğutur.

• Joule - Thomson olayı sonucunda genişleme sırasındaki


sıcaklık değişimi ne kadar küçük ise gaz ideale o derece yakındır.

JOULE-THOMSON GENLEŞMESİ KANUNUNDAN


YARARLANARAK HAVANIN SIVILAŞTIRILMASI
• Joule - Thomson olayından yararlanarak 1877 yılında Louis Paul
Cailletet, önce havayı soğutmuş, sonra hızla genleştirmiştir.
Böylece hava, sıvı hâle geçmiştir.
• Daha sonra sıvılaştırılan havanın içindeki azot gazı ve oksijen
gazı damıtma yoluyla birbirinden ayrılarak elde edilmiştir.
JOULE-THOMSON GENLEŞMESİ KANUNUNA GÖRE
BUZDOLAPLARININ SOĞUTMA PRENSİBİNİN

AÇIKLANMASI

• Soğutucularda da Joule - Thomson olayından yararlanarak


amonyak, metil klorür, propan gibi kolay buharlaşabilen akıcı
maddeler kullanılır.
• Sıvı hâle getirilen madde, borularla buzdolabının iç yüzeyine
verilir. Madde borular içinde gaza dönüşürken buzdolabının
içini soğutur. Aynı gaz kompresör tarafından basınç altında
yeniden sıvı duruma getirilir.
JOULE-THOMSON GENLEŞMESİ KANUNUNA GÖRE
KLİMALARIN ISITMA VE SOĞUTMA PRENSİBİNİN

AÇIKLANMASI

• Klimalardaki gaz, kompresör aracılığı ile emilip sıkıştırılarak


sıvılaştırılır. Sıkışma esnasında açığa çıkan ısı, bir fan vasıtasıyla dış
ortama atılır.
Sıvı üzerindeki basınç düşürülünce, sıvı bulunduğu ortamdan ısı
çekerek gaz hâle geçer; böylece dış ortamın sıcaklığını da
düşürmüş olur.
Soğutma akışkanının kompresör tarafından emilmesiyle çevrim
aynı şekilde tekrarlanır.
KRİTİK SICAKLIK
Bir gazın sıcaklığı ne kadar yüksek ise sıvılaşması o kadar
zordur ve gazı sıvılaştırmak için gereken basınç o kadar
yüksektir.
Her bir gaz için farklı değerde olan öyle bir sıcaklık vardır ki bu
sıcaklığın üzerinde bulunan gaz, hiçbir basınç altında
sıvılaştırılamaz.
Her bir gaz için karakteristik olan bu sıcaklığa kritik sıcaklık
denir.
Kritik sıcaklık, bir gazın basınç uygulanarak
sıvılaştırılabileceği en yüksek sıcaklıktır. Kritik sıcaklığın
üzerinde basınç ne kadar arttırılırsa arttırılsın, sıvılaşma
olmaz. H2O(g)'ın kritik sıcaklığı 374,3 °C'tır. H2O(g) 374,3 °C'ın
üzerinde sıkıştırılsa bile sıvılaşmaz.
Kritik sıcaklık, TK ile gösterilir.
BUHAR, GAZ VE KRİTİK
SICAKLIK
• Kaynama noktası ile kritik sıcaklığın arasında buhardan, kritik
sıcaklığın üzerinde ise gazdan söz edilir.
GAZLAR KONUSUNDA
YANLIŞ ANLAŞILAN BAZI
KAVRAMLAR
Bir kapta su ısıtılırken çıkan kabarcıklar, hava kabarcıkları değildir;
H2O(g) molekülleridir, su
buharlarıdır.
Madde hâl değiştirdiğinde, maddenin tanecikleri hâl değiştirmez.
Tanecikler aynen kalır; yalnız aralarındaki uzaklık farklılaşır. İyonik
bileşiklerde
durum farklıdır.
Her maddenin 4 hâli de her an, her yerde vardır. Çok az miktarda
olduğundan fark
etmiyoruz.
BLAISE PASCAL (1623-1662)'IN
HAYATI

• Meşhur Fransız matematikçisi, fizikçisi ve kimyacısıdır. Aynı


zamanda filozof ve yazardır.

• Maddenin boşluklu yapısı üzerinde çalışmalar yaptı. 1647


yılında bu çalışmalarını "Boşlukla İlgili Yeni Deneyler" ve "Boşluk
İncelemesine Giriş" adlı kitaplarında yayınladı.
İlk hesap makinesinin mucididir.
Basınç üzerine çok sayıda çalışmaları vardır. Toriçelli (1608-
1647)'nin varsayımlarını yaptığı deneylerle doğruladı.
Uluslararası sistemde (SI) basınç ölçüsü birimi, pascaldır. Pa
kısaltmasıyla gösterilir. Pa tanımını Pascal (Paskal) şu şekilde
yapmıştır: 1 m2'lik yüzeye dik doğrultuda etki eden kuvvet 1
Newton ise bu yüzeydeki basınç 1 pascal olur.
• 1652'de manastıra kapanarak kendini ilme verdi. 1654'te
yaşadığı birvecd hâlinden sonra kesin kararlar aldı. Bundan sonra
Pascal, bütün varlığıyla Tanrı'ya yöneldi. Hayatındaki bu
kararından sonra yoğun bir şekilde bilimsel araştırmalarına da
devam etti.

• Descartes (Dekart), bilimin konusunu maddeyle


sınırlandırmıştı.
Hıristiyanlık tahrif olduğundan (bozulduğundan) ve tam hayatın
içinde olmadığından kilise teşkilatı ilme karşıydı. Kilise
teşkilatında ilme karşı olmayan, azınlık bazı kişiler de az da olsa
mevcuttu.
Tahrif olmuş din ile bilim arasında Batı'da uzun süren çatışmalar
yaşandı. Sonunda bilim adamlarının bir kısmı yanlış olarak din
ile bilim arasında ayrılık var sandılar. Böylece din-bilim
ayrışması gerçekleşti.
• Aslında kilisenin yanlışlığına karşın bilim adamlarında
oluşan tepki, dine karşı olduklarından değildi, zaruretten ileri
geliyordua. Descartes (Dekart) bu tepkiyi gösterenlerin
başında gelen akılcı insan olmasına rağmen "Allah vardır."
diyordu.

• Dekartçı düşünceye, Kartezyen düşünce başka bir ifade


ile Kartezyenizm denir. Kartezyen felsefe, din ile ilim
ayrılmasını netice vermiştir.
O dönemde Kartezyenizm, pansuman tedavi olarak
mecburiyetten dolayı ortaya atılmıştı.
İlerici ve gerici deyimleri ilk olarak Batı'da kullanılmıştır.
Kilisedekilere ve kilise taraftarlarına gerici, kiliseye karşı
gelenlere de ilerici denilmiştir.
TORİÇELLİ'DEN (1608-1647) ÇOK DAHA ÖNCE AÇIK
HAVA
BASINCINI ÖLÇEN BİLİM ADAMI: İBNİ SİNA (980-
1037)
Eserleri Avrupa üniversitelerinde 600 sene temel kitap
olarak okautulmuştur.
Batılılar ona Avicenna derler.
Zamanının en büyük dâhisidir.
Tıp ve kimya ilminden başka; felsefe, jeoloji, coğrafya,
fizik, matematik, botanik, zooloji, müzik dallarında da çok
araştırma ve keşifleri vardır.
Isı ve gazların basıncı konularında keşifleri olmuştur.
Toriçelli'den (1608-1647) önce açık hava basıncını
ölçmüştür.
İslam hükemasının Eflatun'udur.
Filozofların üstadıdır.
Suların temizlenmesiyle ilgili çalışmalar yapmıştır. İçme suyunun,
sağlık üzerindeki etkisini araştırarak, kalitesinin önemini
belirtmiştir.
Kimya ilmini tıbbın hizmetine sokmada, Razi'yi örnek almıştır; bu
konuda dünyada Razi'den sonra ikincidir diyebiliriz.
Koruyucu hekimlik ve tedavide İbni Sina'nın belirttiği 780 ilacın
istisnasız hepsi günümüzde kullanılmaktadır.
Tıp alanında onlarca hastalığı ilk teşhis ve tedavi etmiştir.
Örneğin; şeker hastalığında, idrarda şeker bulgusunun varlığını
ilk keşfeden odur. Bulaşıcı hastalıklara küçük
mikroorganizmaların sebep olduğunu tespit etmiştir.
Ameliyatlardan önce hastaya anestezik ilaç yapmak da onun
buluşudur. Etil alkolü tıpta steril amaçlı olarak ilk kullanandır.
Damar içine yapılan şırınga da İbni Sina'nın icadıdır.
Doktorların sultanı unvanıyla anılmıştır. En büyük hizmeti tıp
sahasındadır. Çağların en büyük tıp araştırmacısıdır. Tıp noktasında
"Tıp ilmini iki satırda topluyorum. Sözün güzelliği kısalığındadır. Yediğin
vakit az ye. Yedikten sonra dört, beş saat kadar yeme. Şifa hazımdadır.
Kolayca hazmedeceğin miktarı ye. Nefse ve mideye en ağır ve yorucu hâl,
taam taam üzerine yemektir." demiştir.
Yemek konusunda vücuda en zararlı olan, dört, beş saat ara vermeden
yemek yemek veyahut lezzet için çeşitli yemekleri birbiri üstüne
mideye doldurmaktır.
Tıp ve kimya ilminden başka felsefe, jeoloji, coğrafya, fizik,
matematik, botanik, zooloji, müzik dallarında da çok araştırma ve
keşifleri vardır.
Isı ve gaz basıncı konularında keşifleri olmuştur. Toriçelli'den önce
açık hava basıncını ölçmüştür.
Suların temizlenmesiyle ilgili çalışmalar yapmıştır. İçme suyunun,
sağlık üzerindeki etkisini araştırarak suyun kalitesinin önemini
belirtmiştir.
Farklı branşlardaki 29 meselede Avrupalı bilim adamlarına öncülük

You might also like