Professional Documents
Culture Documents
1.GENEL BİLGİLER
1.1. Tanımlar
Kabartma yapıları, bir akarsu yatağı veya vadisinde suyu biriktirmek, belirli bir
seviyeye yükseltmek, belirli bir seviyede tutmak, başka bir yönde çevirmek gibi çok farklı
amaçlara yönelik olarak planlanan sabit veya hareketli kısımları olan yapılardır. Bir kabartma
yapısının memba bölgesindeki su derinliğine kabarma yüksekliği, memba ve mansap su
seviyeleri arasındaki farka düşüm yüksekliği denir.
Kabartma yapıları memba ve mansap su seviyelerinin karşılıklı durumları göz önüne
alındığında baraj, bağlama ve taban eşiği olmak üzere üç gruba ayrılır.
Barajlar yatağından başka tüm vadiyi kapatan ve akarsuyun rejimini etkileyen
yapılardır. Barajlarda suyun mansaba aktarılması için özel yapılara (dip savak, dolu savak,
işletme tesisleri, ... gibi)ihtiyaç vardır. Akarsuyun ancak belirli yerlerinde baraj yapılabilir.
Bağlamalar, genel olarak yalnız akarsuyun yatağını kapatan, suyu biriktirmekten çok,
su seviyesini belirli bir kota kadar yükselten, suyu belirli bir yöne çeviren, istenilen seviyeden
arzu edilen miktarda su almayı sağlayan yapılardır. Bağlamalara savak, regülatör veya daha
geniş anlamda yardımcı yapıları ile birlikte çevirme yapıları da denir.
Taban eşikleri, yapı tepesi ve gövdesi sürekli olarak mansap su seviyesinin altında
kalan yapılardır. Bu durumda batmış bir akım meydana gelir.
1.2. Baraj ile Bağlamanın karşılaştırılması
Baraj ile bağlama karşılaştırıldığında benzer özellikleri bulunması yanında aralarında
önemli bazı farklılıklar da görülür. Bunların başlıcaları:
1. Baraj akarsu yatağından başka tüm vadiyi, bağlama ise genellikle yalnız akarsu
yatağını kapatır.
2. Baraj yapılış amacı ne olursa olsun suyu biriktirmek, bağlama ise suyu
biriktirmekten çok, su seviyesini belirli bir kota kadar yükseltmek için yapılır. Bir kabartma
yapısının hazne hacmi yıllık toplam akımın %20 sinden daha büyük olması durumunda, yapı
baraj olarak isimlendirilir.
3. Baraj, suyu depo ettiğinden akarsuyun akım rejimini düzenleyici bir etki yapar ve
kurak mevsimlerde minimum debiden daha büyük bir debi sağlayabilir. Bağlamanın akım
rejimini düzenleyici etkisi ise çok sınırlıdır ve kurak mevsimlerde minimum debiden daha
büyük bir debi alınması mümkün değildir.
1
4. Baraj sabit bir yapıdır. Baraj tepe kotu daima en yüksek hazne su seviyesinin
üzerinde planlanır. Bağlamalar ise bağlama gövdesi üzerinden su aşacak şekilde sabit veya
hareketli olabilir.
5. Baraj akarsuyun memba bölgelerinde ve bazen orta kesiminde belirli yerlerde
yapılabilir. Bağlama ise akarsuyun mansap bölgesi de dahil genellikle her yerinde inşa
edilebilir.
6. Barajların yıkılması durumunda haznede toplanan sular büyük mal can kaybına
sebep olur. Bağlama gerisinde toplanan su daha az olduğundan, yıkılmaları durumunda
barajlara göre daha az hasar meydana gelir. Bunun sonucu olarak baraj proje ve inşaatlarında
bağlamalara göre daha katı şartnameler ve kurallar geçerlidir.
7. Baraj gövdesi mansap tarafından topuk uç noktasında bitmesine karşılık
bağlamadan geçen suların yapıya ve akarsu yatağına zarar vermemesi için bağlama mansaba
doğru bir düşüm yatağı ile devam eder.
8. Barajların boyutlandırılmasında statik etkiler daha önemlidir. Bağlamalarda ise
statik etkiler yanında dinamik etkilerde önemlidir.
9. Sabit bağlamalarda üstlerinden su aktığından gövde profili hidrolik koşullara uygun
olarak şekillendirilir. Barajlarda ise statik yönden en uygun kesit seçilir.
10. Barajlarda bağlamalara göre kabartma yüksekliği daha büyük olduğundan çevre
etkileri daha fazladır.
4
Mukavemet hesapları:
Temel tipi ve boyutları, bağlamanın boyutları, bağlama altından sızma, düşüm yatağı
kalınlığı belirlenir. Kapakların, kenar ve orta ayakların statik hesapları yapılır ve inşaatına
esas teşkil edecek projeler hazırlanır.
5
1.8. Kabartma Kotunun Belirlenmesi
Her bağlama memba tarafında su seviyesinin yükselmesine sebep olur. Bağlamadan
memba yönüne gidildikçe kabarma yüksekliği azalır ve teorik olarak sonsuzda sıfır olur.
Kabarma su seviyesi ile kabarmadan önceki su seviyesi arasındaki fark 2 cm veya bağlama
yapımından sonraki ve önceki su derinlikleri oranı 1.01 olduğu noktada kabarma etkisinin son
bulduğu kabul edilir. Bu noktaya bağlamanın “kabarma sınırı”,bağlama ile bu nokta
arasındaki mesafeye de “kabarma uzunluğu” denir. Kabarma uzunluğu, bağlama yüksekliği,
akarsuyun eğimi ve o andaki yataktan geçen su miktarına bağlı olarak seçilir.
Bir bağlamada kabartma kotu, kabarma bölgesinin su altında kalma durumu, memba
bölgesindeki yer altı ve yüzeysel su seviyelerinin müsaade edilen mevsimlik en yüksek
değerleri, temel şartları, enerji kırıcıların maliyetleri gibi hususlar dikkate alınarak seçilir.
Özellikle tarım değeri yüksek araziler, kabarma bölgesindeki meskun yerler, bölgenin drenaj
durumu, su temini ve atık su şebekeleri ve bölgedeki mevcut su hakları göz önünde
bulundurularak ve herkese hizmet eden hedefler ön plana alınarak seçim yapılmalıdır.
Bağlamanın memba tarafındaki su seviyesini belirleyen kabartma kotu, iletim kanalı
sonundaki su yüzü kotuna kanaldaki sürekli ve yersel yük kayıplarını ve su alma yerindeki
tüm yersel kayıpları eklemek sureti ile bulunur. Akarsu boyunca kademeli olarak birbirini
takip eden bağlamalar öngörülmesi durumunda, inşaat ve işletme masraflarını azaltmak için
kabartma yüksekliğini mümkün olduğu kadar büyük tutmak gereklidir.
Su alma amaçlı bağlamalarda minimum kabarma yüksekliği çökeltim havuzundaki su
derinliği (h=1,5-4,0m) esas alınarak belirlenmelidir. Ayrıca çökeltim havuzunun sonundaki
yıkama kanalı genellikle bağlamanın mansabında akarsuya bağlandığından belirli bir yıkama
hızı sağlayabilmek için bağlamanın belirli bir yükseklikte planlanması zorunludur.
Alçak bağlamalar katı madde birikmesi sonucu kısa sürede dolarak etkisini
yitireceğinden uygun değildir.
Kabarma seddeleri ile tarım değeri yüksek araziler korunabilir. Bu arada kabarma
bölgesine katı madde birikimi sonucu kabarma kotunun zamanla yükseleceğine dikkat
edilmelidir. Mevsimlik belirlenen kabarma seviyeleri hiçbir şekilde aşılmamalıdır.
Kabarma bölgesinde değişik debilerde oluşacak su seviyeleri kabarma eğrisi hesapları
ile belirlenmelidir.
6
1.9. Bağlama Temelleri
bağlama yerindeki temel zeminleri,
1) Kaya,
2) Kum-Çakıl,
3) Kil ve Çamur,
olmak üzere gruplandırılabilir.
Kaya, bağlama yapıları için en uygun ve ucuz temel zeminidir. Bununla beraber
bağlamalar çoğunlukla kum-çakıl zeminler üzerinde inşa edilmiştir. Kum-çakıl tabakasının
yeterli kalınlıkta olması durumunda yüklerin zemine aktarılması ve yapının stabilitesi
yönünden bir sorunla karşılaşılmaz. Geçirgenliğin büyük olması halinde ise alttan sızma
sonucu önemli sorunlar ile karşılaşılır. Bu durumda sızma boyunu arttırmak için özel önlemler
gereklidir. Kil ve çamur üzerinde planlanan bağlama temelleri en pahalı ve güç olanlarıdır.
Killi zeminler, şişme, büzülme özellikleri ve boşluk suyu basıncı göz önünde bulundurulmak
ve takviye edilmek suretiyle bağlama temeli olarak kullanılabilir. Zeminin çamur olması
durumunda bunun kaldırılarak yerine taşıma gücü yüksek zemin doldurulması genellikle
kaçınılmaz olur.
Bağlama temelleri zemin şartlarına bağlı olarak normal ve kesonlu temeller olarak
ikiye ayrılır. Normal temellerde adi, takviyeli, palplanşlı ve kazıklı temeller olmak üzere dört
grupta incelenir. Kesonlu temeller, normal temel tiplerinin hiçbirinin ekonomik olarak
uygulanamadığı durumlarda seçilir.
8
Çok çeşitli bağlama tipleri geliştirilmiş olmakla birlikte inşaat ve işletme aşamaları
bakımından bütün tipler üç bölüme ayrılabilir.
a) Sabit bağlamalar,
b) Hareketli bağlamalar,
c) Karma bağlamalar.
2.SABİT BAĞLAMALAR :
Sabit bağlama esas itibarı ile suyun önünü kesen, arkasında kabaracak suyun ve
yığılacak katı maddelerin basıncına karşı dayanıklı ve hidrolik bakımdan uygun kesit şekline
haiz bir duvardır. Su alma ağzı önünde sürüntü maddelerinin yığılması zamanla tıkanmaya
sebep olacağı için, bağlamanın, ağız önüne gelen kısmında kapaklı bir bölüm bırakmak
gerekir. Bu bölüme çakıl geçidi denir. Çakıl geçitleri yüksek akımlarda zaman zaman açılmak
sureti ile ağız önü temizlenir.
2.1Genel Bilgiler:
1.Tanımlar:
Kabartma seviyesi ve suların membadan mansaba geçişi, akarsu yatağını boydan boya
kapatan bir dolu gövde ile sağlanan bağlamalardır. Dolu gövdenin tepe noktası sabittir. Debi
değişimlerinde memba bölgesindeki su seviyesi de büyük ölçüde değişir. Bu nedenle sabit
bağlamalar kabarma seviyesi değişimlerinin zararlı etkileri görülmeyen yerlerde planlanır.
Dolu gövde aynı zamanda taşkın sularının mansaba verilmesinde dolu savak görevini de
üstlenir. Sabit bağlamalarda akarsuyun getirdiği katı maddelerin mansaba geçmesine yardımcı
olmak amacıyla su alma ağzının önünde bir de çakıl geçidi öngörülür.
Sabit bağlamalarla ilgili bazı terimler aşağıda verilmiştir.
Su Napı: Sabit bağlama üzerinden geçen su tabakası olup bir alt ve bir üst yüzeyi
vardır.
Savak Yükü: Bağlama üzerinden geçen suyun bağlama tepe kotu ile kabarma kotu
arasındaki yükseklik farkıdır.
Bağlama Tepe Kotu: kabartma kotundan minimum savak yükünü çıkartmak suretiyle
bulunur.
Kabartma Kotu: Bağlama yapımı ile kabartılması istenen suyun minimum kabarma
kotudur.
9
Maksimum Kabarma Kotu: Bağlama tepe kotuna maksimum savak yükünü eklemek
suretiyle bulunur.
Bağlama Yüksekliği: bağlama tepe kotundan akarsu taban kotunu çıkarmak suretiyle
bulunur. Bazen bağlama yüksekliği = Bağlama tepe kotu – Düşüm yatağı kotu olarak
verilmektedir. Yüksekliğin neye göre verildiği belirtilmelidir.
10
3. Sabit Bağlamaların Sınıflandırılması:
Sabit bağlamalar çeşitli yönlerden sınıflandırılabilir.
I) Plandaki durumuna göre
a. Düz bağlama
b. Verev bağlama
c. Kırık bağlama
d. Kavisli bağlama
e. Kısmi bağlama
olarak sınıflandırılabilir.
Bağlama kreti (tepesi) akım doğrultusuna yaklaşık veya tam paralel ise yan savak
(yanal bağlama) olarak isimlendirilir.
II) Bağlama Tepe Kotu ve Mansap Su Seviyesinin Karşılıklı Durumlarına Göre,
a. Serbest akımlı,
b. Batmış akımlı bağlamalar
olmak üzere iki gruba ayrılır. Bağlama tepe kotu mansap su seviyesi üzerinde ise serbest
akımlı, altında ve akım mansap su seviyesinin tesiri altında oluşuyorsa batmış akımlı bağlama
olarak tanımlanır.
III) Bağlama Üzerinden Geçen Suyun Nap Alt Yüzeyinin Bağlama Sırt Yüzeyine
Yapışık Olup Olmadığına Göre:
a. Serbest düşümlü bağlamalar,
b. Yapışık naplı bağlamalar,
c. Kaskatlı bağlamalar
olmak üzere üç gruba ayrılır.
Serbest düşümlü bağlamalarda su napı bağlamaya yapışmamıştır. Bu tip bağlamalar
kabartma yüksekliğinin, 3-4m olduğu ve temel zemininin sağlam olduğu yerlerde uygulanır.
Ayrıca akarsuyun buzlanma tehlikesinin minimum olması gerekir.
Yapışık naplı bağlamalarda su napı bağlamaya yapışmamıştır. En fazla uygulanan
sabit bağlama tipidir. Bağlama gövdesi hidrolik profil esas alınarak şekillendirilir. Bağlama
üzerinden geçen suyun mansaba en iyi şekilde geçişini sağlamak için bağlamanın mansap
yüzeyinden düşüm yatağına geçişi yuvarlatılır.
Kaskatlı sabit bağlamalarda bağlama gövdesi mansaba doğru basamaklı olarak inşa
edilerek düşü birkaç parçaya bölünür. Böylece bağlama üzerinden geçen suyun yönü birkaç
kere değiştirilerek suyun geçişi esnasındaki çarpma kayıpları ile kinetik ve potansiyel
enerjinin büyük bölümü ısı enerjisine dönüşürtürülür.
11
Kapaklı sabit bağlamalarda dolu gövde tepesinde kapaklar öngörülür.
3. HAREKETLİ BAĞLAMALAR
3.1. Genel bilgiler:
1. Hareketli Bağlamanın Kısımları:
Hareketli bağlamalar memba su seviyesini sabit tutmak veya hassas olarak ayarlamak,
yüzen cisimlerin, buzun, sürüntü maddesinin ve taşkın debilerinin mansaba geçişlerini
sağlamak gibi çok farklı amaçlardan biri veya birkaçını gerçekleştirmek için planlanır. Bir
hareketli bağlamanın esas yapı elemanları aşağıda verilmiştir.
a) Kapaklar: Ayaklar arasını kapatarak sabit bağlamalardaki dolu gövdenin görevini üstlenen
hareketli yapı elemanlarıdır. Bir çok tipi vardır.
14
b) Orta Ayaklar: Kapaklara ve servis köprüsüne mesnet görevi yapan ve bunların yüklerini
zemine aktaran sabit yapılardır. Ara mesafeleri kapak tipine bağlı olarak seçilir. Yükseklikleri
kapak yüksekliğinin yaklaşık iki katıdır.
Hareketli bağlamaların diğer yapı elemanları,
c) Kenar Ayaklar,
d) Düşüm Yatağı,
e) Anroşman,
f) Sızdırmazlık Yapıları (saplama duvarı, palplanş, memba örtüsü, ters filtre...gibi) sabit
bağlamalarda olduğu gibidir.
15
4. Kapakların projelendirilmesi:
Kapakların projelendirilmesi çelik yapılarda tecrübe sahibi mühendisler tarafından
yapılır. Kapakların emniyetli olabilmeleri için tesir eden kuvvetlerin önem sırasına göre
dikkate alınması gerekir. Bu kuvvetler şunlardır:
a) Menba su basıncı,
b) Mansap su basıncı,
c) Kapak zati ağırlığı,
d) Kapak veya klape üzerindeki su ağırlığı,
e) Suyun kapağı kaldırma kuvveti,
f) Buz basıncı,
g) Kapak altıdan veya klape üstünden geçen suyun dinamik etkisi,
h) Buz, tomruk ve navigasyon bağlamalarında gemi çarpmaları,
i) Sıcaklık gerilmeleri.
Kaldırma tertibatının projelendirilmesi makine mühendisleri tarafından yapılır.
5. Kapak özellikleri:
Kapaklar aşağıdaki hususları yerine getirecek şekilde planlanır.
a) Don ve taşkın durumu da dahil her zaman işletme emniyeti olmalı,
b) Kapak minimum kuvvetle kolay ve çabuk hareket ettirilmeli,
c) Her kabartma seviyesinde çalışabilmeli,
d) Su seviyesi hassas olarak ayarlanabilmeli,
e) Su kayıpları minimum olmalı,
f) Hidrolik, statik ve dinamik yönden istenilen bütün şartları sağlamalı,
g) Bağlama kapakları aynı açıklıkta ve aynı özellikte olmalı,
h) Kapakların işletme ve bakım masrafları az olmalı,
i) Kapaklar doğa görünümünü bozmamalıdırlar.
Bütün bunların yanında bir kapak her şeyden önce istenilen kabartma yüksekliğini
sağlamalı, belirli bir debiyi emniyetle geçirmeli ve kabarma seviyesini düzenleyecek şekilde
düzenlenmelidir.
6. Kapak Anahtar eğrisi:
Kısmen kaldırılmış kapakların altından geçen su miktarı, kapak ve ayaklar nedeniyle
akım çizgilerindeki büzülme ve suyun mansaba geçişinde bir hidrolik sıçrama meydana gelip
gelmediği gibi hususlar gözönünde bulundurularak hesaplanır.
16
a. Serbest Akım Durumu:
Kapak altından geçen akımın sel rejiminde olduğu ve sürtünmeler sonucu enerjisinin
bir kısmını kaybederek yüzeysel sıçramayla nehir rejimine geçtiği durumdur. Kapak altından
geçen debi,
Q=µ .a.b.√(2gh)
Orifis bağıntısından bulunur.
Burada ,
µ =ε/√(1+ ε.a/H)
bağıntısından bulunan kapak akım kat sayısıdır. Bu değer 0,55-0,60 arasında değişir.Ön
projelendirmede 0,60 değeri alınır.
ε : Kapak arasındaki akım çizgilerinin büzülme derecesini gösteren bir katsayıdır. ε
değerleri , a/H oranına bağlı olarak aşağıda olduğu gibi değişmektedir.
a/H 0,0 0,2 0,4 0,8 1,0
ε 0,61 0,62 0,63 0,72 1,00
Burada,
a: Kapağın açılma miktarı,
b: Kapakların net genişliği,
H: Kabarma yüksekliği,
h1: ε a, olup kapak mansabındaki su yüksekliğidir.
Batmış Akım Durumu:
Sıçramanın kapağı bitişik oluşması durumunda batmış akımdan söz edilir.
Kapak altından geçen debi ,
Q=x.µ .a.b.√(2gh)
Bağıntısından hesaplanır. Daha önce verilen notasyonlara ek olarak ,
x: Batmış akım durumu için debi düzeltme katsayısı olup, tablodan alınır. Şekilde
geçen h2 değeri kapağın mansabındaki su derinliğidir.
7. Kapaklara Etki Eden Kuvvetler:
Kapakların mukavemet hesapları aşağıdaki kuvvetler esas alınarak yapılır ve işletme
mekanizmasının tipi ve boyutları belirlenir.
a. Kapağın kendi ağırlığı,
b. Memba ve mansap su basıncı,
c. Klape veya kapak üzerindeki su yükü,
d. Kaldırma kuvvetleri,
17
e. Buz çarpması, buz yükü,
f. Gemi çarpması, gemi yaslanması,
g. Deprem kuvveti,
h. Titreşimler sonucu oluşan ek kuvvetler,
i. Isı değişimlerinin etkisi,
j. Rüzgar basıncı,
k. Mesnet şartlarında değişme.
Statik hesaplarda normal, özel ve aşırı yükleme durumları gözönüne alınır.
8. Kapakların Sınıflandırılması:
Kapaklar çeşitli yönlerden sınıflandırılabilir.
a) Kabartma sağlayan kısmın yapılış şekline göre,
1. Tek parçalı veya çok parçalı ( basit kiriş ve çubuk iğne),
2. Düz ( sürme kapak gibi) veya eğri yüzeyli ( radyal, sektör ve balık
karnı kapaklar... gibi),
3. Silindir kapaklar olmak üzere gruplandırılabilir.
b) Kapakların hareket şekline göre,
1. Yukarı çekilen ( düşey, radyal ve silindir kapaklar...),
2. Aşağıya indirilen ( sektör, çift kapak, ...),
3. Döner ( silindir kapak),
4. Yatırılan ( balık karnı ve çatı tipi kapaklar, klapeler, ...),
5. 1 ile 4 arsındaki tüm hareket şeklinin değişik kombinasyonları şeklinde
oluşturulan kapaklar olmak üzere sınıflandırılır.
c) Yükleri aktarma şekline göre,
1. Yükleri ayaklara aktaran ( düşey, radyal, silindir kapaklar),
2. Yükleri doğrudan doğruya temele aktaran ( sektör, balık karnı ve çatı
tipi kapaklar, klapeler, ...) kapaklar olarak sınıflandırılır.
Kapaklar,
1. El ile,
2. Elektrikle,
3. Hidrolik,
4. Yarı otomatik,
5. Otomatik,
olmak üzere değişik şekilde hareket ettirilebilir. Son üç işletme şeklinde herhangi bir arızada
el ile çalıştırılabilecek bir düzenin de ön görülmesi gerekmektedir.
18
9. Kapak Tipinin Seçimi :
Kapak tipi seçiminde aşağıdaki faktörler göz önüne alınır.
a. Bağlama yerindeki temel durumu,
b. Bağlamanın brüt uzunluğu, ayaklar arasındaki açıklık,
c. Kabartma yüksekliği,
d. Taşkın debisinin büyüklüğü,
e. Buz geçişi,
f. Yüzen cisimlerin miktarı,
g. Sürüntü maddesi debisi,
h. İklim şartları,
i. Kapakların hareket mekanizması,
j. Bakım ve onarım maliyeti,
k. Bağlamanın doğa ile uyumu,
l. Bağlamanın işletme şartları,
Bağlama alt yapısını mesnet olarak kullanan klape, sektör, balık karnı ve çatı tipi
kapaklar kabarma yüksekliğinin az, kapak açıklığının büyük olduğu yerlerde uygun bir
çözümdür. Yükleri orta ayaklara aktaran düşey, radyal ve silindir kapaklar genellikle küçük
açıklıklarda uygulanır. Düşey kapaklar küçük açıklık ve büyük kabartma yüksekliklerinde
tercih edilirler.
Akarsu seviyesini kabartmak için kapaklar ve bunları tutan ayaklardan teşekkül eden
yapılar da kullanılır. Bunlara hareketli bağlama denir. Kapaklar gelen debiye göre istenildiği
kadar açılarak bağlama havuzundaki su seviyesi kabartma kotunda tutulur. Feyezanlar
kapaklar tamamen açılmak suretiyle tesislere zarar vermeksizin savılabilir.
Hareketli bağlamalar kullanılan kapak tipine göre sınıflandırılırlar. Kapakların tip ve
sayısı, bağlama maliyeti kadar işletme ve bakım masraflarını da etkileyen önemli faktörlerdir.
Kapak tip ve sayısı planlama kademesinde tayin edilir. Karar vermek için farklı kapak
tiplerine göre ön boyutlandırmalar yapılarak maliyetler ampirik formüllerle hesaplanır ve
ekonomik analizler yapılır. Çeşitli tipte kapaklar için gerekli çelik miktarı ve kaldırma
tertibatı gücünü kapak boyutlarının fonksiyonu olarak ifade eden ampirik formüller
geliştirilmiştir.
19
Hareketli bağlamaların proje işleri :
A) Kapak ve kaldırma tertibatının projelendirilmesi,
B) Ayakların biçimlendirilmesi ve statik hesaplarının yapılması,
C) Proje feyezanında ayakların sebep olacağı kabarmanın hesabı,
A) Kapak anahtar eğrilerinin çizimi
Gibi ana bölümlerde toplanabilir.
3.2.Kapak Tipleri:
3.2.1.Düşey Kapaklar:
Düşey kapaklar, bağlama ayaklarında kendi düzleminde bulunan yuvalar içinde dikey
yönde hareket eden tüm dikdörtgen kapaklar için kullanılan genel terimdir. Çok değişik tipleri
mevcuttur.
22
3.2.5. Balıkkarnı Kapaklar:
Kapak açıklığının çok büyük olması durumunda burulma momentlerine karşı
mukavemeti fazla olan balıkkarnı kapaklar tercih edilebilir. Ekonomik olarak
kullanılabilecekleri yükseklik 4,0m mertebesindedir. Balıkkarnı kapaklar genellikle L<55m,
H<6m olan yerlerde kullanılır.
Balıkkarnı kapaklar, su seviyesini hassas şekilde düzenler ve yüzen maddeleri çok az
bir su kaybı ile mansaba verebilir. Don tehlikesi olan ve fazla miktarda ince sürüntü maddesi
taşıyan akarsularda kullanılmaları uygun değildir.
Kapak işletme mekanizması bağlama kretinden aşağıda ise dişli çark sistemi ile,
yukarda ise zincir dişli sistemi ile işletilir.
Orta ayak genişliği büyük ölçüde seçilen kapak tipine bağlı olup minimum genişliği
2m, maksimum genişliği ise 6-7m olarak verilebilir.
Orta ayaklar düşüm yatağının sonuna kadar uzatılarak boyları belirlenir. Bununla
beraber bazı durumlarda düşüm yatağının ortasında da son bulabilirler.
24
2. Ayakların Projelendirilmesi:
Orta ayaklar arasındaki açıklık kapak boyutları ile yakından ilgilidir. Kapak tipi ve
temelin taşıma gücü gözönüne alınarak en büyük açıklık seçilir.
Orta ayakların memba uç kısmı (burnu) suyu karşılayacağı için akıma karşı minimum
direnç gösterecek şekilde projelendirilir. Genellikle daire ve ya daire parçalarının bileşimi
şeklinde yapılır.
Ayaklar arasında büyük akış hızları meydana gelmesi durumunda ayak yüzeyindeki
betonun aşınmasını önlemek için sert taşlar ile kaplama yapmak gerekir.
Orta ayaklarda esas kapak veya yedek kapaklarla ilgili birçok yuva mevcuttur. Kapak
çeşidine bağlı olarak bu yuvaların derinliği 0,7-2 m, genişliği ise 1 ila 4 m arasında değişir ve
bağlama tabanında ayak tepesine kadar devam eder. Yedek kapaklar için yuva boyutları 0,5x
0,5 m olarak seçilir.
Ayaklara düşey yönde etki eden başlıca kuvvetler, ayağın kendi ağırlığı, kapağı
hareket ettiren mekanizmanın ağırlığı, kapak ağırlığı, servis köprüsü ağırlığı ve taban su
basıncıdır. Yatay yönde tesir eden başlıca kuvvetler ise, kapak ve orta ayağa etki eden su
basıncı, buz ve rüzgar basıncı kuvvetleridir.
Ayakların boyutlandırılmasında inşaat, işletme ve onarım esnasındaki yükleme
durumları yarı ayrı gözönüne alınır. Ayaklarda meydana gelen en büyük gerilmeler,
σ=N/A+Mx/Wx+My/Wy
eşitliği ile belirlenir. Burada,
N: Toplam düşey kuvvetler,
A: Ayak enkesit alanı,
MX, WX : Akım doğrultusundaki eğilme momenti ve mukavemet momenti,
My, Wy : Akım doğrultusuna dik eğilme momenti ve mukavemet momentidir.
Ayak tabanındaki farklı gerilmeler nedeniyle yuvalarda kayma ve çekme gerilmeleri
meydana gelir. Bu gerilmeleri minimuma indirmek için kapak yuvaları mümkün olduğu kadar
ayağın memba kısmında teşkil edilir. Yuva kesitlerinde çatlak meydana geleceği göz önüne
alınarak kayma ve çekme gerilmelerinin demir donatı ile karşılanacağı dikkate alınarak hesap
yapılmalıdır.
25
4.KARMA BAĞLAMALAR:
Karma bağlamalar sabit ve hareketli bağlamanın karışımından ibarettir. Akarsu
yatağının bir kısmı sabit bir kısmı da hareketli bağlama ile kapatılır. Bazen da kapaklar sabit
bağlama savağı gibi biçimlendirilen yüksekçe bir eşik üzerine yerleştirilirler. Bu tip bir
bağlama da karma bağlama sayılabilir.
26
Sızmanın borulanma etkisi sızma yolunu uzatmak suretiyle önlenebilir. Taban suyu
basıncını azaltmak için ise ters filitrelerle donatılmış menfes ve dren boruları kullanılır.
Sızma yolunun uzatılması,
a) Bağlama arkasındaki zemin (menba örtüsü) ile kaplanarak,
b) Düşüm yatağı gerekenden daha uzun yapılarak,
c) Palplanş çakılarak veya parafuy (saplama) duvarı yapılarak
gerçekleştirilebilir.
Lane, daha önce yapılan çalışmaları da değerlendirmek suretiyle, borulanma olmaması
için gerekli sızma yolu uzunluğunu menba ve mansap su seviyeleri farkının bir fonksiyonu
olarak
Lg = C.hf
Şeklinde ifade etmiş ve C için tablodaki değerler verilmiştir.
Zemin Cinsi C
Çok ince kum veya silt 8,5
İnce kum 7,0
Orta kum 6,0
Kaba kum 5,0
Küçük çakıl 4,0
Orta çakıl 3,5
Kaba çakıl 3,0
Çakıllı kaya parçaları 2,5
Yumuşak kil 3,0
Orta kil 2,0
Sert kil 1,8
Lane’ nin sızma ile ilgili çalışmalarda ulaştığı sonuçlar şöyle özetlenebilir:
a) Yapılan kritik sızma yolu yatay uzunlukların üçte biri ile düşey uzunluklar
toplamına eşit bir ağırlıklı mesafedir. 450’den büyük açılı uzunluklar düşey
diğerleri yatay kabul edilir.
b) Ters filtreler ile dren menfez veya boruları kullanıldığı takdirde tavsiye edilen C
değerleri %10 küçültülebilir.
27
c) Taban su basınçları, yapı ile zemin arasındaki çizgi boyunca basınç azalmasının
menbadan mansaba doğru ağırlıklı mesafelerle orantılı olduğu kabul edelerek
hesaplanabilir.
(a) daki esaslara göre bulunan ağırlıklı sızma yolu uzunluğu L, gerekli sızma yolu
uzunluğundan küçük çıkarsa aradaki fark menba örtüsü, palplanş v.s. kullanılarak kapatılır.
Gerekli sızma boyunun sağlanması için menba örtüsü kullanılırsa, uzunluğunun 3.(Lg-L)
kadar, palplanş çakılacaksa palplanş boyunun (Lg-L)/2 kadar olması gerekir.
Taban su basıncı dağılımı Lane’nin teklif ettiği gibi basınç düşmesine ağırlıklı
mesafelerle orantılı olduğu kabulüne dayanılarak bulunabileceği gibi akım ağı çizilmek
suretiyle de hesaplanabilir.
Homojen bir zeminde sızma, potansiyel akım kabul edilerek Laplace denklemi diye
bilinen
∂2φ /∂.X2+∂2φ /∂.Z2=0
diferansiyel denklemi ile temsil edilebilir. Bu denklem dik olarak kesişen iki eğri takımını
gösterir. Eğri takımının biri akım çizgilerine tekabül eder. Akım çizgilerine dik eğrilere eş
potansiyel çizgileri denir. Bir eş potansiyel çizgisi üzerinde piyezometrik yükseklik sabittir.
Zemin çizgileri birer eş potansiyel çizgisi ve geçirimsiz tabaka çizgisinin de akım çizgileri
arasında kalan alanların mümkün olduğu kadar kareye yakın olması arzu edilir. Bu dörtgen
alanların köşelerinden geçen çizgilerin de düzgün eğriler olması gerekir. Bu özellik bir kriter
olarak kullanılarak akım ve eş potansiyel çizgileri değiştirilerek ideal bir akım ağı elde
edilmeye çalışılır.
Menba ve mansap su seviyeleri farkı ( toplam hidrolik yük ) hf olsun. Zemin
seviyesinden hc kadar aşağıda bir c noktası düşünelim. Eğer mansapta zemin tamamen
geçirimsiz bir tabaka ile kaplanmış olsa hiç sızma olamayacak ve bu noktada basınç
hidrostatik basınca eşit olacaktır. Sıma dolayısı ile basınç düştüğü için noktadaki basınç
hidrostatik basınçtan potansiyel farkı kadar az olur. Toplam potansiyel çizgisi aralık sayısı Nd
ile gösterilirse bir aralığa tekabül eden potansiyel farkı
∆h = hf / Nd
olur. Menba taraftan c noktasına kadar mevcut potansiyel çizgileri aralık sayısı Nc ile
gösterilirse c de basınç Pc
Pc = hf + h2 + hc –( Nc / Nd ) hf = hf + h2 + hc - ∆h.Nc
şeklinde hesaplanır. Tabanın belirli noktalarında basınç bu şekilde hesaplanarak taban su
basıncı diyagramı çizilir.
28
5.2. Düşüm yatakları:
Sabit bağlama savağı, baraj dolu-savağı, taban eşiği yapıların üstünden akan ve
bağlama kapaklarından veya baraj dip savaklarından çıkan sular büyük potansiyel enerjilerin
çok az kayıpla kinetik enerjiye dönüşmesi dolayısıyla sel rejiminde akarlar. Sel rejiminde
akım yatak taban ve kıyılarında oyulmalara sebep olur. Oyulmalar yapıların stabilitelerinin
bozulmasına dolayısıyla harabolmalarına ve yıkılmalarına yol açar. Zayıf zeminlerde 1m/sn
civarındaki hızlar bile önemli oyulmalar meydana getirir. Kayalar, çoğunlukla oyulmaya karşı
dayanıklı ise de tortul kayalar büyük hızlarda hırpalanır ve zamanla oyulmaya maruz kalır.
Bağlama, dolu-savak, dip-savağı gibi yapıların önlerine oyulmalara mani olmak maksadı ile
inşa edilen yapılara düşüm yatağı denir.
30
eşiğinin sebep olacağı kayıp dikkate alınırsa, havuz derinliğinin 0,75(h2-h3) kadar olması
yeterlidir.
Tali bağlamlı düşüm yataklarında h1 derinliğindeki hızlı akımın etki edeceği
sıçramanın h2 derinliği küçük bir bağlama veya eşik arkasında suyun kabartılması ile temin
edilir. Dolayısıyla tabi bağlamanın yüksekliği tayin edilirken kabartma kotu olarak h2 alınır.
Tali bağlamanın önüne de düşüm yatağı yapılmalıdır. Böylece tam bir sıçrama suni olarak
teşekkül ettirilmiş ve zararlı enerji kırılmış olur; tali bağlama önündeki sıçramanın h 2 derinliği
ise h3 e eşit kılınır.
Küçük yapılarda tali bağlama yerine eşik yapılması uygundur.
Bu durumda sel rejimindeki akımın enerjisini kırarak sıçramanın yakında teşekkülünü
sağlamak için yatak üzerine bloklar yapılır. Blokların şaşırtmalı biçimde tertibi daha iyi sonuç
verebilir.
Sıçramadan sonraki su derinliğinin mansap su derinliğinden fazla olması halinde bir
çözüm de savak uzunluğunu artırarak yükü, dolayısıyla da sıçramadan sonraki derinliği
azaltmaktır.
4. Sınıf: Sıçrama anahtar eğrisinin küçük debilerde mansap anahtar eğrisi üstünde
büyük debilerde ise altında kalması halinde, duruma göre bloklar veya eşiklerle techiz edilmiş
meyilli düşüm yatakları veya tekne tipi düşüm yatakları kullanılabilir.
5.Sınıf: Sıçrama anahtar eğrisi küçük debilerde mansap anahtar eğrisinin altında büyük
debilerde ise üstünde kaldığı takdirde düşüm havuzu veya tali bağlamalı düşüm yatağı uygun
olur. Ancak küçük debilerde sıçramanın boğulmasını önlemek için yatağa yeterli bir eğim
verilmesi gerekebilir.
31
Düz veya dişli eşiklerin blok engellerin konum ve boyutlarının belirlenmesi için de bir
takım ampirik bağıntılar mevcuttur. Tekne tipi düşüm yataklarında profilin eğrilik yarıçapları
da tecrübeye dayanılarak tayin edilir. En güvenilir yöntem model deneyleri yapmaktır.
Düşüm yatağı kalınlığının tayininde ise yatağın zati ağırlığı ve üzerindeki suyun
ağırlığı sayesinde taban su basıncına karşı koyduğu düşünülür. Taban su basıncı dağılımı
bilindiği taktirde yatak kalınlığının hesabı çok kolaydır. Emniyet için hesapta bulunan
kalınlıkların 1,25 katı alınır.
33
Zeminlerde müsaade edilen birim boydaki maksimum basınç değişimi 1/C olmak üzere
borulanma olmaması için minimum sızma boyu,
L=C.H
eşitliği yardımıyla hesaplanır. Burada, L: minimum sızma boyu , C: zemin cinsine bağlı
sızma katsayısı, H: memba ve mansap su seviyeleri arasında oluşabilecek en büyük yükseklik
(basınç) farkıdır.
Daha sonra Lane ,300 civarındaki yapı üzerinde yaptığı inceleme sonucunda
,borulanma olayında,sızma çizgisinin düşey kısımlarının yatay kısımlarından 3 kat daha etkili
olduğunu tespit etmiştir. Bu durum zeminlerde düşey yönde oluşabilecek en büyük
geçirgenliğin yatay yöndeki geçirgenliğe göre daha küçük olmasından kaynaklanmaktadır.
Lane,sızma boyu için L=C.H ,eşitliğini aynen kullanmakla beraber sızma boyu ve C
katsayılarını yeniden tanımlamıştır. Lane metodunda kritik sızma boyu,düşey uzunlukların
kendisi,yatay uzunlukların ise üçte biri esas alınarak,
L=L düşey+ L yatay /3
ifadesi ile hesaplanır. C katsayıları (Lane) için aşağıdaki değerler verilebilir.
35
maliyeti artırır. Böyle durumlarda hareketli bağlama daha ekonomik olabilir. Maksimum debi
ile minimum debinin arasındaki fark çok büyük değilse sabit bağlama daha uygundur.
7.5.Bakım ve işletme:
Hareketli bağlamalar sürekli bakım gerektirir. Kapakların ayda bir defa kontrol
edilmeleri feyezanlar sırasında arıza ihtimalini azaltır. Hareketli bağlamaların işletmeleri için
de daimi personel bulundurulur. İşletme dikkatli takip ister. Sabit bağlamalarda böyle
değildir.
36
8. KAYNAKLAR
37