Professional Documents
Culture Documents
Çocukluk çagi kanserlerinin nedenleri halen bir çok bilim adami tarafindan
arastirilan bir konudur. Bu konuda üzerlerinde durulan en önemli nedenler
asagida siralanmistir.
Sonuç olarak bazi kanser türlerinin haricinde hala kanserin kesin nedeni
bilinmemektedir
LÖSEMILER
Akut Lösemi;
Akut lösemiler lenfoblastik ve myeloblastik olmak üzere iki gruba ayrilir.
Tedavileri ve sonuçlari farklidir. Akut lenfoblastik lösemiler tedaviye daha iyi
yanit verirler.
Klinik : Hastalik solukluk, yorgunluk, kilo kaybi, ates, kemik agrisi, istahsizlik ve
halsizlik gibi genel sikayetler ile basliyabilir. Bazen çok kisa sürede doktora
müracaat edilen bir klinik tablo gelisebilirken , bazen de aylarca süren hafif
belirtiler ile seyredebilir. En fazla romatizma ile karisabilir. Muayenede boyun,
kasik ve koltuk altinda bezeler, karaciger ve dalakda büyüme, vücutta toplu igne
basi büyüklügünde kizarikliklar ve/veya daha büyük morluklak tespit edilebilir.
Laboratuar: Bu sikayetler ile doktora basvuran hastanin yapilan kan sayimi ve
yaymalarindan hastaliktan süphe edilir. Beyaz kürenin bazen 6000 mm3/dl altinda
, bazen de 100.000 mm3/dl üzerinde olabilir. Beyaz kürenin yüksek oldugu
durumlarda hastalik enfeksiyonlar ile karistirilabilir. Ayrica hemoglobin
düzeyinde düsme (kansizlik) ve trombositopeni (kan pulcuklarinin azalmasi)
görülebilir.
Tani : Kesin tani kemik iligi muayenesi ile konur.
Tedavi: Kemoterapi, Radyoterapi ve kemik iligi transplantasyonudur.
TEDAVISI:
Lösemi, son derece uzun, zor ve pahali bir tedavi gerektirmektedir. Lösemi tanisi
alan vakalara haftada, ayda bir damardan verilen çok sayida ilaç ve kemoterapi
tedavisiyle 2.5 yil kadar süren bir tedavi uygulanir. Bu tedavi sonucunda % 70-85
oraninda tamamen iyilesme saglanabilir. Yanlizca % 5 oranindaki vakalarda ve
uygun durumlarda kemik iligi nakli yapilabilir. Türkiye'de kemoterapi ve kemik
iligi nakli bati ülkeleri standartlarinda, basariyla yapilmaktadir.
Trombosit
Kanın pıhtılaşmasını sağlar. Normal koşullarda kanamayı önler. Böylece vurma,
çarpma durumunda kanama durur. Trombositlerin kandaki normal değerleri:
150.000-400.000/mm3 arasındadır.
Beyaz kan hücresi (Lökosit = Akyuvarlar = WBC)
Enfeksiyonlar mücadelede görevlidir. Vücudun bağışıklık sisteminin bir
komponentidir. Bakteri ve virüsler ile mücadelede önemli fonksiyonları vardır.
Enfeksiyon durumunda akyuvar yapımı artar. Sayı çok düşükse enfeksiyonlara
yatkınlık artar.
Akyuvarlar nötrofil, lenfosit, eozinofil, bazofil ve monositlerden oluşur.
Nötrofil
Primer olarak bakterileri öldürür.
Lenfosit
İmmun cevaptan sorumludur. T ve B lenfosit alt grupları vardır.
Eozinofil
Allerjik ve iltihabı reaksiyonlarda rol alır.
Monosit (makrofaj)
İmmun cevaptan özellikle virüs, mantar, tüberküloz gibi etkenlere karşı
sorumludur.
Lösemi nedir?
Kan kanseri olarak da adlandırılan lösemi, kan hücrelerinin yapıldığı ve
kemiklerin ortasını dolduran doku olan kemik iliğinin hastalığıdır. Kan
hücrelerinin hatalı, başı boş, kontrolsüz yapımı sonucu oluşur. Lösemide kan
hücreleri hep genç, ilkel kalır ve durmadan çoğalırlar. Bu ilkel şekildeki hücrelere
blast denir.
Blast Nedir?
Blast hep genç, ilkel kalan ve vazifesini göremeyen beyaz kan hücresine denir.
Löseminin cinsine göre adlandırılırlar: Lenfoblast, miyeloblast, monoblast gibi.
İnsan yaşamında olduğu gibi kemik iliğinde de hücreler yapılır (doğar), büyür,
olgunlaşır, çoğalır, kana verilir, vazifelerini görür ve ölürler. Aslında yeni doğan
hücrede bir blasttır. Ancak bu blastlar kemik iliğinin 100 hücresinin 5'inden azdır
ve olgunlaşmasını sürdürür. Lösemide ise hücrelerin hemen hepsi %20-%100'ü
genç ve sorumsuzdur. Sayı olarak hızla ve dengesiz bir artış gösterir. Mikroskopta
blastlar tipine göre farklı özel bir görünümdedir.
Virüsler
Retroviruslar (RNA tümör viruslar), EBV, HLTV-1 lösemi oluşturabilir.
Tanı (Teşhis)
Yukarıda sıralanan (kansızlık, ateş, kanama vb.) bulgularla doktora getirilen
hastaya kesin tanı için bazı testlerin yapılması gereklidir. Çünkü infeksiyöz
mononükleoz (öpücük hastalığı), bademcik iltihabı, kansızlıklar, romatizma,
menenjit, diğer kanserler, kedi tırmığı hastalığı gibi bazı hastalıklar lösemiyi taklit
edilebilir.
İlk yapılacak işlem "kan sayımıdır". Sıklıkla parmak ucundan, bazen damardan
alınan kandaki hücre sayıları özel yöntemlerle saptanır (kırmızı kan hücresi-bunu
gösteren hemoglobin ve hematokrit, beyaz kan hücresi, trombosit).
Ayrıca bir damla kan lam denen camlara yayılıp boyanarak mikroskopla incelenir.
Uzman bir doktor bu kan hücrelerini inceleyerek belli bir sonuç çıkartabilirse de
esas tanı kemik iliği incelemesi ile konur.
Lomber Ponksiyon
Beyin-omurilik sıvısının incelenmesi beyin dokosunun lösemi hücreleri ile
tutulumunu gösterir. Lomber ponksiyon için hasta oturur veya yatar pozisyonda
ve doktora arkası dönük olarak yerleştirilir. Bel bölgesi temizlenir, uyuşturulur ve
özel bir iğne ile girilerek bel suyundan birkaç damla örnek alınır. Bu sıvıda kan
gibi cama yayılır, boyanır ve mikroskopla bakılarak blast olup olmadığı araştırılır.
Normalde hiç bir hücre yoktur. Varsa beyin-omurilik tutulumundan söz edilir.
Yumurtalıklar (testis) doktor tarafından muayene edilmelidir.
Şişme, renk değiştirme blastların işgaline işaret olabilir.
Kateter Uygulaması
Çocuklara acı veren iğne batırılarak parmak ucundan veya damardan kan alma
işlemi yerine veya ilaçların, kan ve kan ürünlerinin deri-deri altı dokulara
kaçmadan damar yoluyla verilebilmesi için derin damarlara kateter uygulaması
(Hickman, Groschong) yararlıdır. Kateter narkoz altında göğsün sağ veya sol
bölgesinden çıkış noktası bulup boyun kısmından derin damarlara yerleştirilir.
Haftada 1-2 kez bakımı ve pansumanı gereklidir.
Lösemi tedavisi:
Hastalığın tedavisi mümkündür. Ancak mutlak olarak anne/baba, çocuk ile
doktor/hemşire/psiko-sosyal ekibin işbirliği şarttır.
Doktorunuz çocuğunuza uygulayacağı tedaviyi bir çok özelliği göz önüne alarak
seçecektir: tedaviyi kaldırabilmesi, hastalığının tipine göre en uygun tedavi seçimi
v.b. dikkate alınacaktır. Amaç hastalığı iyileştirmektir. Aynı tanıyı alsalar bile
sizin çocuğunuz diğerlerinden farklıdır. Asla hastaları ve hastalıklarını birbirleri
ile mukayese etmeyin.
Saç dökülmesi:
Kimi hastaların saçları tamamen dökülebildiği gibi bazılarının ki daha az
etkilenir. Kaşlar, kirpikler, vücudun muhtelif yerlerindeki tüyler de dökülebilir.
Ancak unutulmamalıdır ki bu durum geçicidir ve saçlar daha gür ve yumuşak
olarak tekrar çıkacaktır.
Saçlar neden dökülür? Aslında saçın kendisi canlı değildir; saçlı deride bulunan
saç hücreleri bu saçları üretir. Sitostatik ilaçlardan bu saç hücreleri zarar gördüğü
için saçlar dökülür. Hücreler yenilenince saçlar tekrar çıkar.
Tedavi sırasında hastanın saçları kesilirse, dökülen saçlar etrafa saçılmaz ve
rahatsızlık vermez. Ancak saçlar psikolojik nedenlerle kestirilmek istenmezse
daha dikkatli bakım ister. Saçlar ılık su ile tahriş etmeyen şampuanlar ile
yıkanmalı, jöle, lastikli toka v.s. kullanılmamalıdır. En iyisi bone takmaktır. Bu
dönemde peruk takılabilir.
İnfeksiyonlara artmış eğilim:
İlaçların başlıca yan etkisi enfeksiyonlara sık ve ağır olarak yakalanmadır.
Tedavi sırasında gerek savunma sisteminin diğer hücreleri, gerekse akyuvarlar
sayıca azalacağı ve fonksiyonları da bozulacağı için vücut direnci bozulur ve
solunum yolu, idrar yolu, barsak, mukoza infeksiyonları da artar. Enfeksiyon
etkenleri olarak viruslar (Herpus uçuk virusu, CMV, EBV, parvovirus) mantarlar
(candida ve aspergillus) ve bakteriler (Gram (+) ve Gram (-), anaerobik)
sayılabilir.
Halsizlik, Yorgunluk
Kemoterapinin geçici yan etkilerindendir. İlaçlar kemik iliğine zarar verir ve daha
az alyuvar üretebilir, daha az oksijen vücuda taşınabilir. Bu kaslarda kuvvetsizlik,
baş dönmesi, baş ağrısı, konsantrasyon bozukluğu yaratabilir.
Yine yetersiz beslenme, azalmış uyku, ağrı, korku, sinirlenme ve psikolojik olarak
etkilenme sonucu da gelişebilir.
İştahsızlık
Tedaviye bağlı tat alma hissinde azalma, çiğneme ve yutma güçlüğüne bağlı
gelişir. Genellikle bulantı ve kusma ile birliktedir. İştahsızlığı azaltmak için
besinler sık sık az miktarlarda yenmelidir.
Kahvaltı ihmal edilmemeli, besinler özenle iştah açıcı şekillerde sunulmalıdır. A
ve C vitaminlerden zengin tablet veya besinler alınmalıdır.
İlaç Sızıntısı
Bazı ilaçlar damara verilirken dışarı sızarlarsa yakarlar ve kötü yaralar açarlar. Bu
tip ilaçlar uygulanırken dikkat edilmeli ve acı hissinde doktor, hemşire
uyarılmalıdır.
Sarılık/Böbrek Sorunları
Nadirdir. Uygun testlerde izlenerek gerekli tedbirler alınır.
Havale
Nadiren hastalarda özellikle bel iğnesi ve radyoterapi esnasında görülür. Uygun
ilaç değişimi ile düzene sokulur. Bazen de beyin tutulumunun işaretidir.
Ağızda yaralar
Uygun ağız bakımı ve ilaçlarla düzeltilir.
Kısırlık
Normal şartlarda çok nadirdir. Ancak yoğun tedaviler, kemik iliği nakli sonrası
kaçınılmazdır.
Katarakt
Kemik iliği nakli sonrası görülebilir. Uygun cerrahi müdahale ile düzeltilir.
Ancak bazen her şey bu kadar düzenli gitmez ve uyuyan lösemi blastları bazen
kemik iliğinde, bazen beyinde, bazen yumurtalıkta yeniden uyanır. Biz buna
"TEKRARLAMA (RELAPS)" dönemi deriz. O zaman kemoterapi yanında kemik
iliği nakli gibi başka yöntemlere de yönelmek genellikle gerekecektir.
C) Destekleme tedavisi:
Büyük bir harbe benzetebileceğimiz ve hem hasta, hem aile, hem de doktor için
büyük bir mücadele dönemi olan hücum ve sağlamlaştırma dönemlerinde sorun
yalnız lösemi değildir. Verilen ilaçların yan etkileri, lösemi ve tedavisi ile boşalan
ve henüz gerekli hücrelerini yapamayan, hırpalanmış bir kemik iliğinin
getirdikleri de problem doğurabilir. Özellikle trombositlerin yokluğu kanamalara
ve beyaz kan hücrelerinin (lökosit) yokluğu da infeksiyona yol açabilir. Bunun
için kan merkezlerinde trombositlerin ayrılması ile elde edilen "trombosit
süspansiyonları" verilerek kanamaların oluşumu önlenebilir. Trombosit
süspansiyonları hücre ayrım cihazları ile (cell seperator) sağlıklı seçilmiş
vericilerden hazırlanır. Ne yazık ki aynı şey lökositler için geçerli değildir.
Eğer infeksiyon ortaya çıkarsa uygun antibiyotikler ve gerekirse mantar ilaçları ile
tedavi yapılmalıdır.
Kemik iliği nakli için öncelikle, bir verici bulunmalıdır. Bu verici ideal olarak
kardeştir. Ancak öncelikle "doku uygunluğu testi" yapılır. Uygun verici aranır.
Bazen hastanın kendi kemik iliği de remisyonda iken alınıp, blastalardan
temizlenip dondurularak saklanır ve gereğinde kullanılır. Verici çok nadiren yakın
akrabalar veya dokusu uygun yabancılar da olabilir. Eğer verici hastanın
kardeşleri veya yakınları ise bu tip kemik iliği nakline "allojenik" kendi kemik
iliği ise "otolog" denir. Bunun yanında bazen verilen kemik iliği hastayı, bazen de
hasta verilen kemik iliğini kendine uygun bulmaz. Bu da ya kemik iliğinin reddi
(graft versus host hastalığı-GVHD) ya da hastanın kemik iliğini reddi ile sonlanır
(rejeksiyon). Bazen de lösemi her şeye rağmen geri gelir (relaps). Yine de şifa
şansı vardır. Kemik iliğini veren kişiye hiç bir zararı yoktur. Sadece 30-45
dakikalık bir anesaaai ile kemik iliği alınır. Bunun dışında normal yaşamını
sürdürür.