Professional Documents
Culture Documents
TEORİSİ
İçindekiler
1 )Difüzyonun Tanımı
2 )Difüzyon Mekanizmaları
3 )Fick Kanunları
4.1 )Sıcaklık
4.2 )Derişme
4.4 )Gayrisafiyetler
6.1 )Karbürleme
6.2 )Karbonitrürleme
6.3 )Nitrürleme
8.1 )Sementasyon
8.2 )Karbürüzasyon
8.5)Diğer Uygulamalar
1.Difüzyonun Tanımı
Difüzyon, ısıl etkenlerle teşvik edilen atomsal mertebedeki parçacıkların (atomların, iyonların
ve küçük moleküllerin ) atomlar arası mesafelerden daha büyük (ve onun tam katları kadar )
uzaklıklara hareket etmesi demektir. Difüzyon, belli bir difüzyon sisteminde sıcaklık ve
zamana bağlı bir atomsal yayınmadır.
Döküm sonrası homojen bir içyapı oluşumu ve belirli bir tane büyüklüğü ve tercihli kristal
yönlenmesi üretmek veya özellikle malzemelerin yüzey bölgesine dışarıdan, bilinçli olarak
seçilen atomların( C;N;B gibi ) nüfuz etmelerini sağlamak için difüzyonun hızlandırılması
istenirken, bazen de belirli bir süreç sırasında difüzyonu kısmen veya tamamen önleyerek de
malzeme özelliklerinin iyileştirilmesi yoluna gidilebilir(su vererek hızlı soğutma ile
difüzyonsuz faz dönüşümünün mantenzitik dönüşümünün sağlanması gibi).
2.Difüzyon Mekanizmaları
Difüzyon farklı atomlar içeren malzemeler arasında meydana geldiği gibi saf katı
malzemelerde de oluşur. Farklı atomlar içeren alaşımlarında boşluk difüzyonu ve ara yer
difüzyonu olmak üzere başlıca iki önemli difüzyon mekanizması görülür. Ayrıca çok nadirde
olsa halka difüzyon mekanizmasına da rastlanır. Saf katı malzemelerde ise kendi kendine
difüzyon mekanizması etkindir.
Saf katı bir malzemede atomlar kendi kafes pozisyonlarından başka bir kafes pozisyonuna
hareket etmeleri olayına kendi kendine difüzyon denir. Kendi kendine difüzyon türü hemen
hemen tüm metallerde meydana gelir.
Farklı atomlar içeren malzemelerin difüzyonuna örnek olarak, çinko atomlarının bakır
içerisine difüzyonunu örnek verebiliriz.
Yüzeyi iyice temizlenmiş bir bakır kütlesi üzerine çinko levhası temas ettirildiğinde ilk etapta
bakır-çinko ara yüzeyinin sol tarafında % 100 çinko atomları ve sağ tarafında ise % 100 bakır
atomları vardır.
Yüksek sıcaklıkta bir süre beklendikten sonra, ara yüzeyden difüzyon nedeniyle soldan sağa
geçen çinko atomları ile sağdan sola geçen bakır atomlarının miktarları hemen hemen eşittir.
Yeterince uzun bir süre beklenirse çinko atomları bakır içersinde gelişi güzel dağılmış hale
gelecektir. Böylece iki element atomlarının karıştığı homojen bir yapı meydana gelmiş
olacaktır. Alttaki şekillerde bu örnek anlatılmıştır.
Eğer kristal kafesi içerisinde bir atom boşluğu varsa komşu atomlardan bir tanesi kendi yerini
terk ederek bu boşluğu doldurur. Hareket eden atomun kendi yeri ise boş kalır. Atomların bu
şekildeki hareketlerine boşluk difüzyonu denir. Kristal kafesi içerinde ne kadar atom boşluğu
varsa, boşluk difüzyonu o kadar çok etkilidir. Metaller yüksek sıcaklıklara çıkartıldıkları
zaman, atom boşluklar artmaktadır. Eğer kristal kafesi içerisinde bir atom boşluğu varsa
komşu atomlardan bir tanesi kendi yerini Dolayısıyla metallerin yüksek sıcaklıklardaki
difüzyonunda, bu mekanizma oldukça önemli bir rol oynar.
Kristal kafesi içerisinde mevcut olan küçük çaplı bir ara yer atomunun kafes ana atomları
arasından geçmesi sonucu meydana gelen atom hareketine ara yer difüzyon mekanizması
denir. Hidrojen, karbon, azot ve oksijen gibi ara yer boşluklarına girebilecek kadar küçük
atomlar, bazı metaller içerisinde ara yer difüzyon mekanizması ile hareket ederler.
Örneğin, karbon HMK kafese sahip demir içersinde ara yer difüzyon mekanizması ile hareket
eder. Ara yer difüzyon mekanizması, boşluk difüzyon mekanizmasından daha hızlıdır. Çünkü
ara yer atom yarıçapları çok küçük olduğu için, çok daha hızlı hareket edebilirler.
Metallerde en yaygın olarak boşluk ve ara yer difüzyon mekanizmaları görüldüğü halde,
nadiren de olsa karşılaşılan diğer bir difüzyon mekanizması ise, halka difüzyonudur. Halka
difüzyonunda, birbirlerine değerek halka şeklinde bulunan atomlar, aynı yönde beraberce
hareket ederek birbirlerinin yerini alırlar. Atomların bu şekildeki hareketlerine halka difüzyon
mekanizması denir.
3. Fick Kanunları
Bir malzeme içinde atomların yayınım hızı, birim zamanda birim düzlem alanı boyunca geçen
atom sayısı olarak tanımlanan akı “J” ile ölçülebilir. 1. Fick kanunu net atom akısını açıklar.
∆𝑐
𝐽 = −𝐷
∆𝑥
J : Atomsal yayınım akısı (atom/(𝑚2 𝑠))
D: yayınım katsayısı (𝑚2 /s)
c: atom konsantrasyonu
Δc/ Δx: konsatrasyon gradyanı
Burada Q aktivasyon enerjisi (kal/mol), R gaz sabiti (8,314 J / molK) ve T mutlak sıcaklıktır.
𝐷0 ve Q yayınım sistemine bağlı sabitler olup deneysel yolla ölçülebilirler.
Difüzyon Sistemleri
Fe ɑ-Fe 5 240
Cu Al 2 136
Zn Al 12 116
Sn Pb 4.1 108
Mg Al 1.2 117
Mo W 6.2𝟏𝟎−𝟒 330
İkinci Fick kanunu atomların dinamik veya durağan olmayan hallerini tanımlar.
𝑑𝑐 𝑑2 𝑐
=𝐷 2
𝑑𝑡 𝑑𝑥
şeklinde bir diferansiyel eşitliktir. Denklemin çözümü belirli bir durum için sınır kurallarına
bağlıdır.
Atom konsantrasyonun yüzeyden içeri doğru zamanla değişimi 2.Fick kanunu ile ifade edilir.
D terimi sabit kaldıkça değişik şartlarda aynı konsantrasyon profili elde edilebilir. Bu özellik,
belirli bir ısıl işlemin
uygulanması için gerekli zaman üzerine sıcaklığın etkisini belirlemeyi sağlar.
2.Fick kanunu, 1.Fick kanununun türevidir.
2.Fick kanununun, yarı sonsuz katıya difüzyon durumunda çözümü:
C x Co x x
1 erf z
Cs Co 2 Dt 2 Dt
x=Yüzeyden uzaklık(m)
t: Difüzyon zamanı(sn)
𝐶𝑠 : yüzey konsantrasyonu
𝐶0 : Hacim konsantrasyonu
𝐶𝑥 : Yüzeyden x uzaklıktaki konsantrasyon
1)1020 çeliğinden bir dişliyi 927°C'de karbonladığınızı düşünün. Yüzeyin 0.50 mm altında
karbon miktarını %0.40'a çıkarmak için gerekli zamanı dakika cinsinden hesaplayın. (Fırın
atmosferindeki karbon miktarının %0.90 ve çeliğin karbon miktarının %0,20 olduğunu kabul
edin.)
Cs C x x
erf
Cs C0 2 Dt
2)1020 çeliğinden bir dişliyi bir önceki problemdeki gibi 927 °C'ta gazla karbonlayacağımızı
düşünelim. Bu kez 5 saatlik karbonlamadan sonra dişli yüzeyinin 0.50 mm altındaki karbon
miktarını hesaplayın.( Atmosferdeki karbon miktarının %0.90, çeliğin karbon miktarının da
%0.20 olduğunu kabul edin)
Z = 0.521 kabul edelim. Şimdi bu Z - 0.521 değerine hangi hata fonksiyonunun uyduğunu
bilmemiz gerekir. Bu sayıyı Tablo‟dan bulmak için verileri aşağıdaki tabloda olduğu gibi ara
değerlememiz gerekir.
Dikkat edilecek olursa, 1020 çeliğinde karbonlama süresini 2,4 saatten 5 saate yükseltmek,
dişli yüzeyinin 0.5 mm altındaki karbon miktarını % 0.4'ten sadece % 0.52'ye
yükseltebilmektedir.
3)1000°C'lik ortam sıcaklığında, demir bir levhanın bir kenarı karbonca zengin bir atmosfere,
diğer kenarı ise karbonca fakir bir atmosfere temas ettirilmektedir. Kararlı hal difüzyonunun
söz konusu olduğu bu durumda, demir levhanın bir kenarından diğer kenarına doğru karbonun
atom yayınım akısını hesaplayınız.(Demir levhanın 2. Mm‟sindeki karbon konsantrasyonu 1
𝑘𝑔/𝑚3 ve 7. Mm‟de ise 0.5 𝑘𝑔/𝑚3 dür. 1000°C deki difüzyon katsayısı 3 × 10−11 𝑚2 /𝑠 dir.)
Yayınma katsayısı D genel olarak bir sabite bağlı değildir. Genellikle D, sıcaklık,yoğunluk ve
kristal yapısı gibi birçok değişkenlerin fonksiyonudur.Örneğin bütün bu değişkenlerin belirli
değerlere sahip oldukları kabul edilirse yayınma katsayısı belirli bir sayı olarak
alınabilir.Ancak bu değere varırken genellikle bir veya daha çok değişkenin teker teker
etkilerini göz önünde tutmak gerekir.
4.1. Sıcaklık
Sıcaklığın difüzyona etkisi oldukça büyüktür. Sıcaklığın yayınma üzerindeki etkisi hakkında
bir fikir vermek için “Sıcaklıktaki her 20 C artış için yayınma katsayısı iki misli olur” cümlesi
yeterlidir. Yayınma katsayısı mutlak sıcaklığa şu denklemle bağlıdır:
−𝑄
𝐷 = 𝐴. 𝑒 𝑅𝑇
Bu denklemde A,Q ve R sıcaklığa bağlı değildir. Q, aktivasyon enerjisi; A,frekans faktörü R
ise gaz sabitidir. Ancak denklemdeki „T‟ değişkeni sıcaklık olup yayınma(difüzyon)
katsayısını doğrudan etkilemektedir.
4.2. Derişme
Yayınma katsayısının derişme ile değişimi üzerinde pek az bilgi vardır.Ancak genel olarak
derişmenin değişmesiyle katsayında büyük değişmeler görülür.Derişmenin etkisi arayer katı
eriyiklerinde daha kolay anlaşılabilir.Bazı örneklerde derişme bölgesinde yayınma
katsayısının değerinin 3 kata kadar değiştiği görülebilmektedir.
Kristal yapısının difüzyona etkisi bir örnek ile kolayca anlatılabilir. Demirin yüksek
sıcaklıklarda hacim merkezli kübikten yüzey merkezli kübiğe allotropik bir dönüşme ile
geçmesi ile demir atomlarının öz yayınması yaklaşık yüz kat daha çabuk gerçekleşir. Kristal
yapısının bir diğer tesiri ise eriten metalin tek bir kristali içinde yayınma katsayısının doğrultu
ile değişmesidir. Kübik metallerde bu anizotropi ya çok hafiftir veya hiç yoktur. Fakat Hacim
kafesi Rombohedral(Trigonal kafes sistemi) olan metalin öz yayınma katsayısının karbon
eksenine paralel ve dik ölçülmüş değerleri arasında yaklaşık bin katlık bir fark vardır. Ayrıca
eğer bir kristal yapısı elastik zorlanmalara veya büyük ölçüde plastik şekil değiştirme ile
distorsiyona uğratılırsa yayınmanın hız artar.
4.4.Gayrisafiyetler
Genellikle az miktarlarda yabancı atomların varlığı eriyen atomların eriten metal içinde
yayınması üzerinde nispeten önemsiz bir tesiri vardır.
4.5.Tane büyüklüğü
Tane sınırı yayınması tane içi yayınmlarından daha süratli olduğundan küçük taneli
metallerde yayınma daha hızlıdır. Ancak genel olarak yayınma hesaplarında tane büyüklüğü
dikkate alınmaz.
Difüzyon olayında atomlar bulundukları konumdan başka bir konuma geçebilmeleri için ilave
bir enerjiye ihtiyaç duyarlar. Atomun difüzyonu için gerekli bu enerjiye aktivasyon enerjisi
adı verilir. Bu duruma difüzyon engeli de denir. Atomların hareket edebilmesi için gerekli
olan aktivasyon enerjisi metallerin ısıtılması ile sağlanabilir.
Bir sonraki sayfadaki şekilde bir yer alan ve ara yer atomunun difüzyonu için gerekli
aktivasyon enerjisi gösterilmektedir. Şekildeki hareket eden yer alan atom yeni yerine
ulaşmak için çevre atomlarını sıkıştırarak geçmek zorundadır.
Bunun için aktivasyon enerjisi gereklidir.(Q ile gösterilmiştir) Aynı şekilde ara yer atomunun
ana kristal atomlarını sıkıştırarak geçebilmesi için enerjiye ihtiyacı vardır. Bu enerji sınırını
aşmak için atomlar ısıtılır.
Şekil 6:Difüzyon için gerekli olan aktivasyon enerjisinin şematik olarak gösterimi
Şekilde ilk konumda kararlı halde olan atomlar istenen hareket için gerekli enerjiye sahip
olduklarında hareket ederler, sonra tekrar kararlı haldeki düşük enerji seviyesine dönerler. Ara
yer difüzyonu için gerekli aktivasyon enerjisi yer alan difüzyonu için gerekli olan enerjiden
düşüktür. Çünkü ara yer atom yarıçapları ana kafes atom yarıçaplarından daha küçük
olduğundan kolayca hareket edebilirler.
6.1.Karbürleme
Soğutma ortamı olarak, çeliğin içerdiği karbon ve alaşım miktarı ile bağlantılı, su ve yağ
kullanılabilir. Alaşım miktarı, yüzeydeki karbon miktarını da belirler. Normal olarak bu
yüzeydeki karbon oranı, %0.65-%1.00 arasındadır. . Bu işlemlerde yüzeydeki difüzyon
bölgesine "toplam karbürlenmiş derinlik" denir Bu işlem sırasında yüzeyde aşınmaya
dayanıklı sert bir yapı elde edilirken, çekirdek/göbek ise darbelere dayanıklı tok orijinal yapı
bir şekilde kalır.
Şekil 7:Karbürleme işlemi yapılmış bir malzeme yüzeyi
Karbürleme işlemi; Katı, sıvı, gaz veya plazma ortamında yapılmaktadır. Karbürleme
ortamının katı, sıvı veya gaz durumunda bulunmasına bağlı olmaksızın, atomsal karbon gaz
fazı (CO) üzerinden meydana gelir. Karbürleme işlemi; dişli, mil, piston, zincir parçaları,
zincir dişlileri ve makaralar, diskler, kılavuz yatakları, rulman yatakları, merdaneler, hesap
makineleri ve daktilo parçalarının
Sertleştirilmesinde kullanılır.
6.2.Karbonitrürleme
Bu, sert, gözenekli ve aşınmaya ve korozyona dayanıklı bir yüzeydir. Bu işlem sırasında
oksidasyon işlemi de uygulanarak, korozyon dayanımı artırılabilir. Çeşitli çeliklere, özellikle
alaşımsız düşük karbonlu çeliklere uygulanabilir.
6.3.Nitrürleme
Nitrürleme, 500-550°C gibi düşük sıcaklıkta, yani demir esaslı malzemelerin ferrit faz
bölgesinde uygulanan bir prosestir. Nitrürleme öncesi parçaların ısıl işlem görmesi (su verme
+ temperleme) ve daha sonra nitrürlenmesi gerekmektedir. Nitrürleme; toz, gaz, sıvı ve
plazma nitrürleme şeklinde uygulanabilir.
Nitrürleme yöntemine bağlı olarak yüzeyde, demir nitrürler ve altlığın içerdiği alaşım
elementlerinin nitrürleri oluşur. Bu proses genellikle, sertleştirilip menevişlenmiş ve
alüminyum, krom ve molibden içeren özel çeliklere uygulanır. Nitrürleme 500°C civarında ve
72 saate kadar sürebilen bir işlemdir. Sertlik derinliği az, fakat çok sert bir yüzey elde edilir.
Nitrürleme ve nitrokarbürleme bir çok gelişmiş ülkede endüstriyel anlamda kullanılan bir
termokimyasal işlemdir. Otomobillerde dişli kutuları, takım elemanlarında (kesme kalıp
takımları, kalıplar), basınçlı döküm parçaları, pres parçalan, hidrolik parçalar, plastik üreten
ve işleyen parçalar kamera ve projektör parçaları gibi küçük parçaların aşınmaya
korunmasında kullanılmaktadır.
Difüzyon işlemi, gittikçe gelişen imalat sanayinde –yüzey işlemleri teknolojisinde- önemli bir
kullanım alanı bulmaktadır. İmalat sanayinde uygulanan yüzey işlemleri özellikle aşınmaya
ve korozyona dayanıklı, çok sert yüzey tabakalarının üretilmesini içerir.Bu çeşit yüzey
tabakalarının üretilmesi ise, difüzyonla yüzey bölgesine karbon, azot ve bor gibi atomların
nüfuz ettirilmesi ve uygun intermetalik fazların oluşturulması esasına dayanır.
İşlem yüzeyi C, N veya B atomlarınca zengin ortamlarla temas ettirilir. Katı-sıvı veya gaz
ortamında (CO, NH, siyanürler, B, C gibi), difüzyon için gerekli yüksek sıcaklık verilir ve
difüzyon derinliği (Xm) sıcaklık ve zaman seçimiyle tayin edilir.
Sementasyonda aktif karbon ortamında az karbonlu çelik yüksek sıcaklıklara ısıtılır. Karbon
atomlarının yayınması sonucu yüzeyde ince bir tabaka boyunca yüksek karbonlu bir yapı
oluşur.
Bu çeliğe su verilirse yüzeyi sert ve aşınmaya dayanıklı, içi yumuşak ve tok bir malzeme elde
edilir.
Örneğin motorların krank millerinin sürtünen yüzeyleri bu yöntemle sertleştirilir.
Demirin korozyona karşı mukavemetini arttırmak için ergimiş çinko banyosuna daldırılır.
Çinko yüzeysel yayınım sonucu demir yüzeyinde ince bir tabaka oluşturur. Böylece
korozyona karşı koruma sağlanır.
8.3.Kaynak ve Lehim
Yüksek sıcaklıkta basınç altında iki metal parçası arasında yayınım sonucu kaynak oluşur.
Buna basınç veya demirci kaynağı denir.
Ergime sıcaklığı 15350C olan demire basınç kaynağı 8000C civarında uygulanır.Ergitmeli
kaynak işleminde de iki metal parçası ergitilerek yüksek sıcaklıkta aralarında uzak mesafeli
bir yayınım sağlanır. En iyi bileşim ergitme kaynağı ile sağlanır.
Difüzyon kaynağı sonuç olarak metaller arası difüzyondan yararlanarak gerçekleştirilen bir
birleştirme yöntemidir. Bu birleştirmede esas olan, birleştirilecek yüzeylerde metal-metal
temasını sağlamak ve temas bölgesinde hızlı difüzyon için gerekli yüksek sıcaklığa, ya
sürtünme ısısı üretilerek (sürtünme kaynağı), ya da basınç altında ısıtarak( basınç veya
demirci kaynağı) ulaştırılmasıdır. Burada öngörülen (ve esas olan ) metal-metal teması, ara
yüzey bölgelerinin oksit, cüruf ve her türlü reaksiyon ve absorpsiyon tabakasından
arındırılmasıyla mümkün olur.
Lehimde dolgu metalinin ergime sıcaklığı birleştirilecek ana metalinkinin çok altındadır.
Lehim metalinin ergime sıcaklığı yükseldikçe yayınım derinliği artar ve daha mukavim bir
bileşim sağlanır.
Pb-Sn : 185° 𝐶
Sn-Zn : 260 ° 𝐶
Pb-Hg : 310 ° 𝐶
Sert lehimde ise
Ag-Cu-Zn : 620° 𝐶
Al-Si : 570 ° 𝐶
Cu-Ni-Zn : 900 ° 𝐶
Sinterleme esnasında difüzyon işlemleri. Temas noktalarında atomlar difüz eder, körüler
oluşturur ve sonunda boşlukları doldurur.
8.5.Diğer Uygulamalar:
Polikristalli bir malzemede farklı yöntemlere sahip kristaller arasındaki düzensiz atomların
enerjileri yüksektir. Komşu kristallerin birisinin kafes düzenine girerek düzenli yapıya
geçmek isterler. Tane sınırlarının ötelenmesi (tane irileşmesi) anlamına gelen bu atomsal yer
değiştirme hareketi için de aktivasyon enerjisine ulaşılması gerekir.
Malzemenin yapısına (difüzyon sistemi) bağlı olarak aktivasyon enerjisinin düşük olması,
yüksek sıcaklık ve bu sıcaklıkta tutma süresini, sonuçta oluşacak tane irileşmesini tayin eder.
Özellikle çeliklerin yüksek sıcaklıkta uzun süre bekletilmesinin söz konusu olduğu ısıl
işlemlerde tane irileşmesi kaçınılmaz olur (difüzyon tavlanmasında olduğu gibi); veya
sıcaklık ve zaman faktörleri amaca ulaştırılacak kadar düşük (sadece gerekli) ölçülerde tutulur
(su verme işleminde ɑ-𝛾 tam dönüşümü için gereken en küçük t ve T değerlerinin seçilmesi
gibi).
Plastik malzemelerde pek çok endüstriyel işlemler uzun makro molekül zincirleri arasına
küçük moleküllerin ve/veya atomların difüzyonunu gerektirir. Tekstil ürünlerinin pek çoğuna
uygulanan boya maddelerinin nüfuziyeti, homojen dağılım ve kalıcılığı etkileyen uygun
difüzyon parametreleri ile sağlanır. Buna karşılık gıda endüstrisinde ve gaz sızdırmaz plastik
makine parçalarının imalinde difüzyon genellikle istenmez: Koruma amaçlı paketlemelerdeki
istenmeyen difüzyon, bozulmalara yol açabilir.