ABD’li General James Guthrie Harbord tarafından düzenlenip 24 Nisan
1920’de ABD Senatosuna sunulan manda ve Ermeni meselesi hakkındaki rapor. I.Dünya Savaşı sırasında Fransa’da savaşan ABD Kuvvetleri Kurmay Başkanlığını yapan General Harbord, ABD Hükûmeti tarafından Türkiye hakkında incelemeler yapmak üzere oluşturulan komisyonun başkanlığına atandıktan sonra 2 Eylül 1919’da İstanbul’a geldi. Kurtuluş Savaşı sırasında Anadolu’ya geçerek 20 Eylül 1919’da Sivas’ta Mustafa Kemal ile görüştü. Bu görüşmede Harbord’a, ulusal örgütlenmeyi ve ortaya çıkış nedenini, yabancı devletlerin propaganda çalışmalarını anlatan Mustafa Kemal; General Harbord’un, her şeye rağmen Ulusal Mücadele’de başarıya ulaşılamazsa ne yapılacağına ilişkin sorusuna, “Bir ulus, varlığını ve bağımsızlığını korumak için, düşünülebilen girişim ve özveriyi yaptıktan sonra başarılı olur. Ya başaramazsa demek, o ulusu ölü saymak demektir. Ulus yaşadıkça ve özverili girişimlerini sürdürdükçe başarısızlık söz konusu olamaz” diyerek cevap verdi. General, 25 Ekim’de Erzurum’a geçerek Kazım Karabekir ile görüştü. Daha sonra Amerikan mandası ve Ermeni sorunları hakkında Doğu Anadolu ve Kafkasya’da incelemelerde bulunan Harbord, Komisyon’un hazırladığı ve Senato’ya sunduğu raporda, olası bir manda kararının şartlarını, gerekçeleriyle birlikte açıkladıktan sonra gerekli koşulları belirledi. Rapora göre,
1) Osmanlı Devleti’nin dış ilişkilerinin tam kontrolü: Osmanlı Devleti
dışarıda temsil edilmeyecek, Osmanlı Devleti’nde dış temsilci bulundurulmayacaktır.
2) ABD’nin çıkarları aleyhine olan ekonomik ayrıcalıklar düzeltilecektir.
Osmanlı Devleti ile diğer devletler arasındaki ticarî anlaşmalara son verilecektir.
3) Osmanlı Devleti üzerindeki ABD hâkimiyetini diğer büyük devletler de
garanti edeceklerdir. İstanbul ve civarı ABD’nin kontrolü altına alınacaktır.
General Harbord manda lehindeki gerekçeleri şöyle açıklar: ABD,
bölgedeki Ermenilerin kurtuluşu için tek umuttur. ABD, bölgenin sorumluluğunu üzerine almazsa Türkiye’nin kötü yönetimi sürecektir. ABD’li generalin manda aleyhine ileri sürdüğü en büyük gerekçe, maddî giderlerdir. Bölgeye 59 bin asker gönderilecek ve beş yılda 756 milyon dolar harcanacağını, bölgeden sağlanacak gelirle bu giderlerin karşılanacağını belirten Harbord, daha sonra gelir planına göre, önemli limanlarda ABD gemilerinin bulundurulmasını ve Osmanlı donanmasından da yararlanılmasını önerdi.