Professional Documents
Culture Documents
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANABİLİM DALI
Hazırlayan
Ahmet Arkın BÖLÜKBAŞI
Tez Danışmanı
Doç. Dr. Mehmet Emin ÇAĞIRAN
Ankara - 2007
Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü’ne
(İmza)
Üye............................................................
Doç. Dr. Mehmet Emin ÇAĞIRAN (Danışman)
(İmza)
Üye............................................................
Prof. Dr. Haydar ÇAKMAK
(İmza)
Üye............................................................
Doç. Dr. Hasan ÜNAL
i
İÇİNDEKİLER
İÇİNDEKİLER................................................................................i
KISALTMALAR..............................................................................v
GİRİŞ.............................................................................................1
BİRİNCİ BÖLÜM
B. Putin Dönemi........................................................................................13
1. Putin’in Reformları............................................................................17
a. Merkezi Otorite..........................................................................18
b. Oligarşi...................................................................................... 23
C. Federal Reformlar...............................................................................33
İKİNCİ BÖLÜM
1. Atlantikçiler...................................................................................41
2. Avrasyacılar..................................................................................46
2. Askeri Doktrin...............................................................................62
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
I. KAFKASYA KAVRAMI...........................................................................77
A. Kafkasya’nın Etnik Yapısı.................................................................78
iii
1. Genel Değerlendirme...................................................................87
a. Dağıstan....................................................................................89
b. Çeçenistan................................................................................92
c. İnguşetya...................................................................................95
d. Kuzey Osetya............................................................................97
e. Kabardey-Balkar.......................................................................98
f. Karaçay-Çerkes.......................................................................100
g. Adigey......................................................................................102
a. Gürcistan..................................................................................115
b. Azerbaycan..............................................................................121
iv
c. Ermenistan...............................................................................123
2. Türkiye.........................................................................................125
3. Batı.............................................................................................127
a. ABD.........................................................................................129
b. Avrupa.....................................................................................131
SONUÇ......................................................................................137
KAYNAKÇA...............................................................................144
ÖZET.........................................................................................155
ABSTRACT...............................................................................157
v
KISALTMALAR
AB : Avrupa Birliği
AK : Avrupa Konseyi
Bkz. : Bakınız
BM : Birleşmiş Milletler
Çev. : Çeviren
Der. : Derleyen
Ed. : Editör
Haz. : Hazırlayan
RF : Rusya Federasyonu
SB : Sovyetler Birliği
II. Dünya Savaşı dünyayı iki kutba bölerek Soğuk Savaş ortamını
doğurdu. Batı Bloku’nun lideri ABD ve Doğu Bloku’nun lideri SSCB arasındaki
bu savaş Doğu Bloku’nun çöküşü ve Sovyetler Birliği’nin dağılması ile sona
erdi. Dünya artık ABD’nin tek başına hakim olduğu tek kutuplu bir dönemi
yaşamaktaydı.
askeri değişim kimlik sorunu şeklinde ortaya çıktı ve Rusya yeni dünya
sisteminde hesaba alınan bir aktör olmanın yollarını aramaya başladı.
1
Akif KEMİK: “Kafkaslarda Türkiye-ABD İşbirliği”, Harp Akademileri Bülteni, Yıl 36, Sayı 196,
(Temmuz 2000), 161.
3
2
Hakan KANTARCI: Kıskaçtaki Bölge Kafkasya, (İstanbul, IQ Kültür Sanat Yayıncılık, 2006), 111.
4
1
“Rusya’nın Siyasi Sistemi”, http://www.rusya.ru/tur/index/siyasi_ve_idari_yapi
7
2
Yaşar ONAY: Rusya ve Değişim, (Ankara, Nobel Yayınları, 2002), 203-204.
3
“Rusya’nın Siyasi Sistemi”, http://www.rusya.ru/tur/index/siyasi_ve_idari_yapi
8
Rusya 17 milyon km² lik bir alan üzerinde yetmişi aşan farklı etnik
grubun yaşadığı ve anayasa ile belirlenen 89 idari birimden oluşan federal bir
devlettir. Bu birimler merkeze bağlı olmakla birlikte kendi yasaları, yasama,
yürütme ve yargı organları vardır. Bunların 21’i cumhuriyet, 2’si özel statü
şehir (Moskova ve St. Petersburg) , 49’u eyalet, 6’sı megabölge, 1’i özerk
bölge ve 10’u özerk yöredir. Ayrıca Putin döneminde getirilen bir uygulama ile
ülke 7 ayrı federal bölgeye ayrılmış ve başlarına doğrudan devlet başkanına
bağlı birer vali atanmıştır. Güç odaklarını merkeze çekmeye yönelik belirlenen
bu bölgeler Merkez (Moskova ve çevresi), Kuzeybatı (St. Petersburg ve
çevresi), Güney (Kuzey Kafkaslar ile Don/Rostov bölgesi), Volga, Urallar,
Sibirya ve Uzak Doğu olarak adlandırılmıştır.5
4
Osman Metin ÖZTÜRK: Ordu ve Politika, (Ankara, Gündoğan Yayınları, 1993), 252.
5
Feryal KALKAVAN: “Rusya Federasyonu'nda Federalizm ve Ünitarizm Tartışmaları”, Değişen
Dünyada Rusya ve Ukrayna, Der. Erhan BÜYÜKAKINCI, (Ankara, Phoenix Yayınları, 2004), 11.
9
A. Yeltsin Dönemi
6
Fikret İ. OLGUN: “Rusya’nın Bugünkü Durumu Üzerine”, Yeni Forum, Sayı 303, (Ağustos 1994),
23.
10
7
Peter RUTLAND: “Putin’in İktidar Yolu”, Kadim Komşumuz Yeni Rusya, Haz. Yılmaz TEZKAN,
(İstanbul, Ülke Kitapları, 2001), 152-153.
8
Peter RUTLAND: a.g.m., 152-153.
9
Abdullah DEMİR: Tarihten Günümüze Rus Yayılmacılığı ve Yeni Kurulan Cumhuriyetler,
(İstanbul, Ötüken Neşriyat, 1998), 168.
11
16 Haziran 1996 Başkanlık seçimlerine çok az bir zaman kala, Rus halkı
geleceğe endişeyle bakmaktaydı. Yaşam standartları Sovyetler Birliği’nin
dağılmasından sonra giderek kötüleşmişti. Halk büyük umutlar bağladığı
reformların bekledikleri refahı getiremediğinden şikayetçiydi. Örgütlü suç
(Mafya) oldukça yaygındı. Eski günlere duyulan özlem giderek artıyordu. Bu
gelişmeler başkanlık seçimlerini daha da önemli bir hale getiriyordu. Böyle bir
ortamda gerçekleştirilen seçimlerin ilk turundan, hiçbir adayın %51 oy
alamaması nedeniyle sonuç alınamadı. Yeltsin %35, Zuganov %31.5, Lebed
%14.9, Yavlinski %7.6, Jirinovski %6 oy almıştı. Temmuz ayında yapılan
10
Yaşar ONAY: a.g.e., 110.
12
ikinci tur oylamada Yeltsin bir kez daha başkan seçildi. Ancak başkanlık
Yeltsin’e pek yaramadı ve kısa süre sonra ciddi sağlık sorunlarıyla karşı
karşıya geldi.11
yoksulluk ve sefalet içine düşmüş, IMF ile yürütülen çalışmalar nedeniyle dış
yardıma olan bağlılık artmıştır. Günden güne dış borç yükünün artması,
ancak bunun devlet kasası yerine özel kişilere aktarılması, devlet dışında
farklı yapılar olduğunu gösteriyordu.15
B. Putin Dönemi
15
Erhan BÜYÜKAKINCI: “Vladimir Putin Döneminde Rus Dış Politikasına Bakış”, Değişen
Dünyada Rusya ve Ukrayna, Der: Erhan BÜYÜKAKINCI, (Ankara, Phoenix Yayınları, 2004), 143.
14
16
“Vladimir Putin”, http://www.kimkimdir.gen.tr/kimkimdir.php?id=387
17
Yaşar ONAY: a.g.e., 141-142.
15
Yeltsin’e zıt bir kişiliğe sahipti. Dürüst, amirlerine sadık, çok konuşmayan,
sakin, kesin kararlar alan, sert şahsiyetli birisi olarak tanımlanan Putin, bu
dönemde Rusya toplumunun içgüdüsel olarak aradığı başkan yapısına
uymaktaydı.18 Her halükarda, Putin’in bütünüyle anayasal kurallar
çerçevesinde seçildiğini, şahıs olarak halkın geniş onayını aldığını ve
seçilmesinin de politik açıdan hiçbir iktidar değişimini ifade etmediğini itiraf
etmek gerekiyor. O daha çok Yeltsin’in, kazanılanı koruyacak ve Rusya’yı
eski büyüklüğüne ulaştıracak olan, seçilmiş bir mirasçısı ve vasisidir.19
18
Asem NAUŞABAYEVA: a.g.m., 169.
19
Wolfgang SEIFFERT: Vladimir V. Putin, Ed. Zerrin YILMAZ, (İstanbul, Gendaş Yayınları, 2004),
32.
20
Yevgeniy PRİMAKOV: Kapalı Kutu Rusya: Üst Düzey Siyaset Koridorlarında Bir Yaşam, Çev.
Nuri EYÜPOĞLU, (Mataş Matbaası, 2002), 11.
16
21
Peter RUTLAND: a.g.m., 152-153.
17
Rus politik tarzının değişmesi kolay olmayacak, resmi düzene geçiş uzun
yıllar alacaktı.22
1. Putin’in Reformları
22
Peter RUTLAND: a.g.m., 152-153.
23
Fevzi USLUBAŞ: SSCB’den Sonra Sıra Rusya’da Mı? Afganistan, Küresel Terör ve ABD
İmparatorlukların Bataklığı, (İstanbul, Toplumsal Dönüşüm Yayınları, 2005), 130.
24
Fevzi USLUBAŞ: a.g.e., 108.
18
a. Merkezi Otorite
Rusya son yüzyılda iki kez dağılma sürecinden geçmiştir. Bunlardan ilki
Çarlık Rusya’sının yıkılışı, ikincisi de SSCB’nin çöküşü olmuştur. Bu
parçalanmanın sebebi, etnik ya da azınlık çatışmalarından çok, merkezi
otoritenin zayıflaması olmuştur. Rusya Devleti’nin ilk Başkanı Boris Yeltsin
döneminde merkezi otorite bir kez daha zayıflamış ve Yeltsin, Rusya’ya bağlı
cumhuriyet ve bölgelere adeta, “alabildiğiniz kadar özgürlük havası alın”
mesajını göndermişti. Hatta Brezezinsky adlı ABD’li sosyolog, Rusya
topraklarının gelecekte sadece Moskova ile sınırlı kalacağını ileri sürmüştü.
Ancak Putin’in devlet başkanı seçilmesiyle, Rusya’nın merkeziyetçi
sisteminde büyük değişikliklere gidilmiştir. Putin ilk iş olarak daha önce 89
idari birimden oluşan Rusya’yı, yeni bir yapılandırmaya tabi tutarak federe
cumhuriyet ve bölgelerin yetkilerini sınırlandırmış, tıpkı devlet kurumlarında
olduğu gibi gücü tek elde toplamıştır. Putin ekonomi alanında da devletin
kontrolü ele almasını sağlamıştır.25 Putin; oligarşiye, medyaya, cumhuriyetlere
ve bölgelere karşı merkezi devlet gücün yeniden tesis etmeyi taahhüt ederek
iş başına gelmiştir.
25
İlyas KAMALOV: Putin’in Rusya’sı: KGB’den Devlet Başkanlığına, (İstanbul, Kaknüs Yayınları,
2004), 117.
26
“Asimetriklik” federal devletin, kendi iç yapısı itibariyle federe birimlerinin coğrafî, ekonomik ve
diğer faktörlere bağlı olarak farklı yetkilerine ve farklı statülerine müsaade edip varlıklarını kabul
etmesidir. Rusya Anayasası’nda asimetrik yapıya doğrudan izin veren herhangi bir kural yoktur. Fakat
anayasanın bir kısım maddelerini ve pratiği analiz ettiğimizde karşımıza asimetrik bir yapı
çıkmaktadır. Örneğin, ”Cumhuriyetlerin kendi anayasa ve yasama faaliyetleri vardır. Kray, oblast,
federal şehirler, özerk oblast ve özerk okruglar tüzük (ustav) ve yasama mevzuatına sahiptirler (md.
5/2)” maddesiyle cumhuriyetler dışındaki diğer birimler devlet olarak kabul edilmemektedirler. Bunun
bir sonucu olarak cumhuriyetler kendilerine ayrı statü garanti eden asimetrik federasyonun
savunucusu olmuşlardır. Bkz. Bekir DEMİR: “1990 Sonrası Rusya’sında Etno-Politik Ayrışma
Süreci”, http://www.academical.org/dergi/makale/s6rusyaetnopolitik2.htm
19
27
Fevzi USLUBAŞ: a.g.e., 131-132.
20
Yeni oyunun kurallarını çabuk kavrayan bölgesel elit, merkezle açık bir
cepheleşmeye gitmemiştir. Milli cumhuriyetlere ve diğer bölgelere gözdağı
verildikten sonra, bölgeler ve hatta milli cumhuriyetler kendi mevzuatlarını
federal mevzuata uyduracaklarını açıklamaya başlamıştır. Bölgelerle ilişkiler
açısından Putin’in giriştiği hareket atak olarak nitelendirilse de, 1998 yılından
beri izlenmeye çalışılan bölgesel politikanın bir devamıydı. O zaman da
ekonomik baskı unsurlarını elinden kaçıran merkez, mahkemeleri, polisi ve
diğer baskı unsurlarını kullanarak bölgeleri etkilemeye çalışıyordu. Putin,
bölgesel liderlerle alakalı birtakım hukuki düzenlemelere gitmesinin yanında,
bölgelerin ekonomik özgürlüklerini kısıtlama girişimlerinde de bulunmaya
başladı.29
28
Archie BROWN: “Vladimir Putin ve Merkezî Devlet Gücünün Yeniden Tesisi”, Kadim Komşumuz
Yeni Rusya, Haz. Yılmaz TEZKAN, (İstanbul, Ülke Kitapları, 2001), 195-196.
29
Anar SOMUNCUOĞLU: “Rusya Federasyonu’nda Merkez-Bölge İlişkilerinin Ekonomik Boyutu”,
Kadim Komşumuz Yeni Rusya, Haz: Yılmaz TEZKAN, (İstanbul, Ülke Kitapları, 2001), 34.
21
30
Financial Times, 13.09.2004 ve 14.09.2004.
31
Financial Times, 13.09.2004.
32
Fevzi USLUBAŞ: a.g.e., 132.
22
hattı gibi dev projeler başlatırken, diğer yandan özellikle Sibirya ve Uzakdoğu
Rusya'daki bölgelerin valiliğine zengin işadamlarını atamıştır.33
33
Altay ATLI: “Rusya'nın Alternatif Yatırım Haritası”, Radikal, (23 Aralık 2005),
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=173704
34
Financial Times, 05.09.2004, 14.09.2004 ve 30.09.2004.
35
Fevzi USLUBAŞ: a.g.e., 137.
23
b. Oligarşi
Oligarşi, sadece belirli bir zümrenin bir ülkeyi yönetmesiyle ortaya çıkan
yönetim biçimidir. Genelde yönetimdeki grup, askeri, siyasi veya maddi olarak
ülkenin önde gelen gruplarından birisidir.
Rus anlayışına göre Oligarşi; sadece zengin olan insan değil, siyasetin
içine giren, yasaları çiğnemek için koşullar hazırlayan, ya da Rus yasama
sisteminin kusurlarından yararlanarak, toplum hesabına akla hayale
sığmayan zenginliklerin yolunu açan iktidarla bütünleşen kişi demektir.
Oligarşi klanına ait olanın temel özelliklerinden biri, kamuoyunu yönlendirmek
amacıyla, kitlesel iletişim araçlarını ele geçirmektir.36
36
Yevgeniy PRİMAKOV: a.g.e., 3.
24
37
Sinan OĞAN: Rusya’da Siyaset ve Oligarşi, (İstanbul, ASAM Yayınları, 2003), 2-3.
38
Sinan OĞAN: a.g.e., 3-4.
25
39
Sinan OĞAN: “Rusya'da Oligarşinin Millileştirilmesi Arzuları”,
http://tr.rutam.org/content/view/29/26/
40
Anar SOMUNCUOĞLU: a.g.m., 22.
41
Muhammet KARADAĞ: “Rus Federalizminin Tarihi Gelişimi ve Geleceği”, Rusya Stratejik
Araştırmaları-1,Ed. İhsan Çomak, (İstanbul, Tasam Yayınları, 2006), 32.
26
42
Teorik planda Rusya federalizmi, diğer ülkelerdeki federalizm modellerinden farklılığı yönüyle
önemli bir tartışma konusu olmaya devam etmektedir. Federalizm; geleneksel manada birkaç
cumhuriyet, eyalet, kanton ve benzeri birimlerin tek bir devlet halinde birleşerek örgütlenmeleriyle
oluşturdukları siyasi-idari yapıdır. Örgütlenen devlet şekline de federasyon adı verilmektedir.
Federasyonun karakteri, yaratılma tarzına bağlıdır. Anlaşma ya da bir Anayasaya bağlı olarak
devletler birleşebilir. (Anlaşma sadece uzlaşmaya varma süreci değil, aynı zamanda hukuki bir
belgedir.) 1922’de RSFSC, Ukrayna, Beyaz Rusya ve Kafkasötesi Cumhuriyeti’nin kurdukları SSCB
anlaşmaya bağlı olarak kurulan federasyonlara örnektir. Anlaşma ile kurulan federasyonlar daha çok
adem-i merkeziyetçidirler. Bir anayasanın kabulü ile ya da anayasada yapılan değişiklikle federasyon
kurulabilir. Hindistan, Pakistan, Etiyopya ve Belçika (1993’te yapılan değişiklikle) anayasa ile
kurulan federasyonlardır. Diğer taraftan bir federasyon bu iki tarzın birleştirilmesiyle, yani “anayasalı-
anlaşmalı” olarak da kurulabilir. Yeni bir federasyon kurulurken seçilen model gelecekteki federal
ilişkileri doğrudan etkilemektedir. 1918-1922 yılları arasında SSCB’nin büyük cumhuriyeti Rusya,
uygulamada farklı olsa da biçimsel olarak özerklik temeli üzerine oturtulmuş anayasal federasyon
olmuştur. 31 Mart 1992’de imzalanan Federal Anlaşma ve 12 Aralık 1993’te kabul edilen Anayasa ile
birlikte “anayasalı-anlaşmalı federasyona” dönüşmeye başlamıştır.
http://www.academical.org/dergi/makale/s6rusyaetnopolitik2.htm
Rus akademisyenler Rusya’daki federal sistemi açıklamak için federalizmi iki kısma
ayırmaktadırlar: Birinci kısım federal devletler adem-i merkezi federasyonlardır; ikinci kısımdaki
federal devletler ise merkezci federasyonlardır. Burada bahsedilen merkezi federalizm, üniter devletin
birçok özelliğini kendisinde toplamış bir sistemdir. Şu anki Rus federalizmini bu ikinci kısım sistem
içerisine dahil etmektedirler.
43
Anar SOMUNCUOĞLU: a.g.m., 23.
44
Kray: Bölge düzeyinde yönetsel birim. (Eyalet) Oblastlar gibi vali tarafından idare edilir. Kray ile
oblast arasında tarihi isimlendirme farkından başka bir fark yoktur.
27
45
Oblast: Özerk yönetim bölgesi. (Bölge) Yeni Anayasa’ya göre Rusya Federasyonu’nda idari-
bölgesel bölünme esasına dayalı olarak kurulmuş ve seçimle veya bazen atamayla başa gelen vali
(gubernatör) tarafından idare edilir.
46
Muhammet KARADAĞ: a.g.m., 34.
47
Okrug: İl düzeyinde yönetsel birim. (Bölge, çevre) Daha çok kuzeyde yaşayan azınlık etnik gruplar
için kurulmuştur, fakat hukuki statüleri diğer birimler kadar belirli değildir. Genel olarak kray ve
oblast sınırları içinde yer almaktadırlar. Nüfuslarının az olmasına karşın özellikle zengin yer altı
kaynaklarıyla yıllarca SSCB ve şimdi Rusya Federasyonu için vazgeçilmez bölgeler olmuşlardır.
48
Bekir DEMİR: “1990 Sonrası Rusya’sında Etno-Politik Ayrışma Süreci”,
http://www.academical.org/dergi/makale/s6rusyaetnopolitik2.htm
28
49
Fahrettin ÇİLOĞLU: Rusya Federasyonu’nda ve Transkafkasya’da Etnik Çatışmalar, (İstanbul,
Sinatle Yayınları, 1998), 13.
50
Bekir DEMİR: a.g.m., http://www.academical.org/dergi/makale/s6rusyaetnopolitik2.htm
51
“The Constitution of the Russian Federation”, Chapter 1, http://www.constitution.ru/en/10003000-
02.htm
29
52
1993 Anayasasında simetrik olarak nitelendirilen federal yapı, federal birimler arasında öngörülen
farklılıklar nedeniyle uygulamada asimetrik özellikler göstermektedir.
53
Peter RUTLAND: a.g.m., 182.
54
Bekir DEMİR: a.g.m., http://www.academical.org/dergi/makale/s6rusyaetnopolitik2.htm
30
A. Bütçe Federalizmi
55
Anar SOMUNCUOĞLU: a.g.m., 24.
56
Anar SOMUNCUOĞLU: a.g.m., 31.
31
57
Anar SOMUNCUOĞLU: a.g.m., 32.
58
Muhammet KARADAĞ: a.g.m.,36-37.
59
Anar SOMUNCUOĞLU: a.g.m., 33.
60
Donorist Birimler: Moskova Şehri, Hantı Mainskiy Özerk Oblastı, Sverdlovsk, Samara, Perm,
Nijniy Novgorod, Moskova Oblastları, Yamala-Nenetskiy Özerk Oblastı, Rezan Oblastı
32
Kısmen Donorist Birimler: Saint Petersburg, Çelabinsk Oblastı, Krasnoyarsk Krayı, Tomsk,
Leningrad, Yaroslav, Belgorod, Novosibirsk, İrkutsk, Omsk, Kalujk, Volgagrad, Tversk, Ulyanovsk
Oblastları, Krasnodar Krayı, Udmur, Orenburg, Tulsk Oblastları
61
Muhammet KARADAĞ: a.g.m., 39-40.
62
S.L.LOGUNOVA: “Türkiye Cumhuriyeti İle Ticari-Ekonomik İşbirliğinin Gelişiminde Rusya
Federasyonu İdari Birimlerinin Rolü: Kuzey Kafkasya Cumhuriyetleri Örneği”, Dünden Bugüne
Türkiye ve Rusya: Politik, Ekonomik ve Kültürel İlişkiler, Der. Gülten KAZGAN, Natalya
ULÇENKO, (İstanbul, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2003), 331.
33
63
S.L.LOGUNOVA: a.g.m., 332.
64
S.L.LOGUNOVA: a.g.m., 332.
34
C. Federal Reformlar
65
Yeltsin, kısa vadeli politikalarında yerel liderlerin desteğini almak için, bazı unsurlara ekonomik ve
siyasi birtakım imtiyazlar sağlamış, siyasi ve hukuki asimetrinin yanında Rusya Federasyonu
ekonomik ve sosyal açıdan da asimetrik bir yapıya bürünmüştür. Başkanla unsurlar arasındaki
pazarlığın temel özelliği; her bir unsurun başkandan kopartabildiği kadar siyasi ve ekonomik imtiyaz
elde etmeye çalışması, ancak pazarlığı da fazla uzatmaması şeklindedir. Bkz. İlker Gökhan ŞEN:
Rusya Federasyonu Siyasal Sistemi, (Eskişehir, T.C. Anadolu Üniversitesi Yayınları, 2004), 154-156.
66
Anar SOMUNCUOĞLU: a.g.m., 34.
35
67
Muhammet KARADAĞ: a.g.m., 41.
68
Bekir DEMİR: “Rusya Federasyonu Cumhuriyetlerindeki Siyasi, Ekonomik ve Etnik Yapının
Federasyon Millî Güvenliği Üzerindeki Etkisi”, Rusya Stratejik Araştırmaları-1, Ed. İhsan Çomak, ,
(İstanbul, Tasam Yayınları, 2006), 57.
69
Wolfgang SEIFFERT: a.g.e., 66.
70
Bekir DEMİR: “1990 Sonrası Rusya’sında Etno-Politik Ayrışma Süreci”,
http://www.academical.org/dergi/makale/s6rusyaetnopolitik2.htm
36
71
Muhammet KARADAĞ: a.g.m., 42.
72
Bekir DEMİR: “Rusya Federasyonu Cumhuriyetlerindeki Siyasi, Ekonomik ve Etnik Yapının
Federasyon Millî Güvenliği Üzerindeki Etkisi”, 60.
73
Muhammet KARADAĞ: a.g.m., 42.
37
74
Bekir DEMİR: “1990 Sonrası Rusya’sında Etno-Politik Ayrışma Süreci”,
http://www.academical.org/dergi/makale/s6rusyaetnopolitik2.htm
75
Bekir DEMİR: “Rusya Federasyonu Cumhuriyetlerindeki Siyasi, Ekonomik ve Etnik Yapının
Federasyon Millî Güvenliği Üzerindeki Etkisi”, 60.
76
Birinci alternatif, bütün federe birimlerin idari toprak yapılanması şeklinde reorganize edilmesidir.
Bu çözüm önerisi devlet yapısının üniter olarak formüle edilmesini gerekli kılmaktadır. İkinci
alternatif, bütün federe birimlerin bağımsız devlet statüsünde kabul edilmesidir. Bu da konfederatif bir
devlet yapısında söz konusu olacaktır. Üçüncü alternatif ise, bütün federe birimlerin eşit haklara sahip
bağımsız federe birimler olarak formülasyonudur. Bu yöntem, mevcut anayasal sistemin korunarak
yeniden yapılanması demektir.
77
Muhammet KARADAĞ: a.g.m., 42.
II. BÖLÜM
1
The Constitution of the Russian Federation,
http://www.departments.bucknell.edu/russian/const/constit.html
39
1990 sonrası Rusya’nın dış politikasının önünde “tarihi miras” ile ilgili
önemli bir sorun vardı. SSCB’nin dağılmasından sonra Rusya
Federasyonu’nun oluşumunun ilk yıllarında eski sistemden gelenlerin,
hangilerinin yeni düzene taşınması, hangilerinin değişmesi gerektiği konusu
gündemi meşgul etmişti. Geçiş dönemi olan bu yıllarda, ülkenin yeni
yönlerinin belirlenmesi ve yeni durumun anlaşılması için zaman gerekiyordu.
1991 yılından başlayarak siyaset uzmanları Rusya’nın dış politikasını üç
döneme ayırmaktadırlar. Bu dönemlerin birincisi, 1991-1993 yıllarına kadar
hüküm sürmüş, bu dönemde liberal ve Batı yanlısı kişiler hükümette
bulunmuş, devletin politikası tamamıyla Batı’ya endeksli bir şekilde gelişmişti.
2
Fevzi USLUBAŞ: SSCB’den Sonra Sıra Rusya’da Mı? Afganistan, Küresel Terör ve ABD
İmparatorlukların Bataklığı, (İstanbul, Toplumsal Dönüşüm Yayınları, 2005), 138.
40
1. Atlantikçiler
6 Zbigniew BRZEZINSKI: The Grand Chessboard: American Primacy and Its Geostrategic
Imperatives, (New York, Basic Books, 1997), 109-111.
42
7 Zbigniev BRZEZENSKİ ve Paige SULLİVAN (Ed.): Russia and the CIS: Documents, Data and
Analysis, M.E.Sharpe, (New York, CSIS, 1997), 3’ten naklen Fırat PURTAŞ, Rusya Federasyonu
Ekseninde Bağımsız Devletler Topluluğu, (İstanbul, Platin Yayınları, 2005), 160.
8 Yalın ALPAY, Yavuz Mehmet ÖZTÜRK: Rusya Ülke Analizi, (İstanbul, TİM Yayınları, 2005), 11.
9 Vera TOLZ: “Forging the Nation: National Identity and Nation Building in Post-Communist
Russia”, Europe-Asia Studies, Cilt 50, Sayı 6, 1998, 1004-1012’den naklen Zeynep DAĞI, Ulusal
Kimlik Bağlamında Rus Milliyetçiliği ve Rus Dış Politikası, Doktora Tezi, (Ankara, 2001), 135.
43
Rusya’nın bir Batı devleti olduğunu ifade eden Batıcı kanaat, ülkedeki
çatışma durumunun güvenlik sorunlarını ön plana çıkardığını ve bu durumun
da toplumun militarizasyonuna yol açtığını ileri sürmüşlerdir. Bu nedenle yeni
dönemde demokratik devlet kurabilmek için çatışmacı dış politikadan
vazgeçilmesini savunmaktadırlar.11 1991 yılındaki olaylar sonrasında
Rusya’nın yeni dış politikasında Batı’ya yaklaşım görülmüştür. Rusya’daki
yeni demokratik güçler, özgür ve gelişmiş bir ülke kurmak için Batı ile
işbirliğinin gerekli olduğu görüşünde idiler. Zira, Batı ile SSCB’nin arasında
uzun yıllar devam eden çekişmenin sebebi Bolşevik ideolojisiydi. Bu nedenle
Rusya’nın güçlü bir devlet konumuna gelmesi Batılılaşmasına bağlıdır.
10 Ilya PRIZEL: National Identity and Foreign Policy, (New York, Cambridge University Pres,
1998), 243.
11 Zeynep DAĞI: “Rusya’nın Güvenlik Politikası ve Türkiye”, Uluslararası Güvenlik Sorunları ve
Türkiye, Ed. Refet YİNANÇ, Hakan TAŞDEMİR, (Ankara, Seçkin Yayınları, 2002), 245.
44
12 Ömer Göksel İŞYAR: Bölgesel ve Global Güvenlik Çıkarları Bağlamında Sovyet-Rus Dış
Politikaları ve Karabağ Sorunu, (İstanbul, Alfa Yayınları, 2004), 10-11.
13 Assem NAUSHABAYEVA: a.g.e., 246.
45
Rusya Devlet Başkanı V.Putin’in de, Batıcı ekolden olmasa bile, zaman
zaman Batı taraftarı politikaları desteklediği bilinmektedir. Bunun temelde iki
olası sebebinin olduğu iddia edilmektedir: Putin’in ‘tepkisel anti-Amerikanizm’i
reddetmesi (Rusya’nın terör karşıtı kampta yer alması bunun iyi bir göstergesi
olmuştur) ve analizci Pavel Felgenhauer’ın da belirttiği üzere, Batının pek çok
açıdan sempatisini kazanmaya çalışması (zira, ülkede basın özgürlüğüne
getirilen kısıtlamalar ve temel insan hakkı ihlalleri devam etmekte ve pek
sağlam bir görüntü vermeyen seçim sistemi hala varlığını sürdürmektedir).
Putin, bu bağlamda daha çok Batı Avrupa ile işbirliğine ağırlık vermiştir. Bu
14 Ümit ÖZDAĞ: “SSCB’den Rusya Federasyonu’na”, Avrasya Dosyası, Cilt 3, Sayı 4, (Kış 1996),
172.
15 Ilya PRIZEL, a.g.e., 243.
16 Zeynep DAĞI: Kimlik, Milliyetçilik ve Dış Politika: Rusya’nın Dönüşümü, (İstanbul, Boyut
yayıncılık, 2002), 155.
46
2. Avrasyacılar
17 Kaliningrad (eski Königsberg), Rusya Federasyonu’nun, Rusya ile sınırı olmayan, Litvanya ile
Polonya arasında Baltık Denizi kıyısında bir toprağıdır. Nüfusunun yüzde 80’i Almandır. 1990
sonrasında SSCB’nin dağılmasına rağmen Kaliningrad özerk (oblast) bir bölge olarak Rusya
Federasyonu’na bağlı kalmıştır.
Kaliningrad, SSCB sonrasında coğrafi olarak Rusya’dan ayrılmasına rağmen Rusya’ya bağlıdır.
Fakat Rusya ile karadan bağlantısı yoktur. Bölge jeopolitik ve ticari önemi dolayısıyla başlı başına bir
öneme haizdir. Rusya’nın Baltık Filosu burada bulunmaktadır. Bölge yoğun askeri nüfuslu
bölgelerden biridir. Bunun yanında AB’nin doğuya genişleme sürecinde Rusya ile AB arasındaki en
önemli sorunlardan biri olarak kendiliğinden ortaya çıkmıştır. Sorunun gündeme gelmesi ise
Avrupa’nın genişleme stratejilerinden dolayıdır.
18 Ömer Göksel İŞYAR: a.g.e., 13.
19 Zbigniew BRZEZINSKI: Büyük Satranç Tahtası: Amerika'nın Önceliği ve Bunun Jeostratejik
Gerekleri, Çev. Ertuğrul DİKBAŞ, Ergun KOCABIYIK, (İstanbul, Sabah Kitapları, 1998), 100.
47
28 Renee de NEVERS: “Russia’s Strategic Renovation”, Adelphi Paper, 289, (London, The
International Institute for Strategic Studies, 1994), 5-6.
29 Yalın ALPAY, Yavuz Mehmet ÖZTÜRK: a.g.e., 13.
50
1991-1996 yılları arası Rus dış Politikası incelendiğinde Batı ile Doğu ya
da Avrupa ile Asya arasında bir salınımın varlığı dikkat çekecektir. Bu salınımı
bir bakıma Rusya’nın tarihten bugüne taşıdığı daha genel bir siyasal kültürün,
bir siyasal kimlik sorununun tezahürü olarak değerlendirmek de mümkündür.
Gerek Çarlık Rusya’sında, gerekse Bolşevik Rusya’sında Rus kültürünün
Asyalı veya Avrupalı kökenlerinin vurgulanması entelektüel yaşamda iki ayrı
gelenek olarak hep varlığını sürdürmüştür. Batıcılık ve Slavcılık akımlarında
ifadesini bulan bu kültürel gerilim, Avrasyacılık ideolojisine de temellik
etmiştir. Bu düşünsel arka plan, Rus kültürünün ayrılmaz bir unsuru olarak,
Rus politik elitinin dünya görüşünü derinlemesine etkilemiştir. Bu kimlik
sorunu dış politikaya tercüme edildiğinde, Avrupa’dan Asya’ya uzanan geniş
bir coğrafya üzerinde Rusların hakim olduğu devletlerin doğudan ve batıdan
sürekli bir tehdit unsuru hissetmelerine neden olmuş ve coğrafyanın dayattığı
bu sorunların ancak doğuya ve batıya doğru sürekli genişleyen bir nüfuz alanı
yaratarak aşılabileceği düşüncesinin hakim olduğu bir politik refleks
yaratmıştır. Bu politik refleks, izlerini bugün de sürdürmektedir.32
1991 sonrası Rusya’yı dış politika açısından kabaca iki döneme ayırmak
mümkündür: Yeltsin dönemi Rus dış politikası ve Putin dönemi Rus dış
politikası...
Soğuk Savaş döneminin, temelde ABD ile rekabete dayalı dış politikanın
sona ermesinden sonra yeni bir oluşum içine giren Rus dış politikası çok
yönlü olarak gelişmiştir. Bağımsızlıkla birlikte hızlanan ekonomik ve siyasi
dönüşüm süreci dış politika alanında da kendini göstermiştir.
33 Utku YAPICI: “Avrasyacılık-Atlantikçilik İkileminde Rus Dış Politikası: Putin Çok Boyutlu
Uygulamalara Yöneliyor”, Cumhuriyet Strateji, Sayı 16, (18 Ekim 2004), 9.
52
34
Fırat PURTAŞ: Rusya Federasyonu Ekseninde Bağımsız Devletler Topluluğu, (İstanbul, Platin
Yayınları, 2005), 136.
35
Ömer Göksel İŞYAR: a.g.e., 11.
36
Ömer Göksel İŞYAR: a.g.e., 11.
53
1993 yılından itibaren Rus dış politikasının yeni eğilimi iyice netlik
kazanmıştır. Eski Sovyet sahasında hamiliğini vurgulayan bu yeni yaklaşım,
Batı ile işbirliğini tamamıyla terk etmeden geleneksel ulusal çıkarlar
doğrultusunda artan bir şekilde Rusya’nın BTD’ye yönelmesini öngörüyordu.
Eski Sovyet sahası hayati çıkarlar bölgesi ilan ediliyor ve BDT’nin
güçlendirilmesi Rus dış politika öncelikleri arasında ilk sıraya yerleştiriliyordu.
Dünya kamuoyu ise, eski Sovyet topraklarında Moskova’nın “özel rolü ve
sorumluluğu”nu tanımaya davet ediliyordu.38 Rusya’nın dış politikadaki yeni
yaklaşımını, yakın çevre politikası ve hedeflerini Nisan 1993’te yayınlanan Dış
politika Konsepti ile Kasım 1993’teki Savunma Doktrini açıkça ortaya
koymuştur.
37
Fırat PURTAŞ: “Hazar Bölgesi'nde Rekabetin Yeni Boyutu: Silahlanma Yarışı”, (1 Ekim 2004),
http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?yazi=21&kat=32
38
Fırat PURTAŞ: a.g.e., s.141
54
39
Zeynep DAĞI: “Rusya’nın Güvenlik Politikası ve Türkiye”, Uluslararası Güvenlik Sorunları ve
Türkiye, Ed. Refet YİNANÇ, Hakan TAŞDEMİR, (Ankara, Seçkin Yayınları, 2002), 178-180.
40
Mediha AKARSLAN: Değişen Dünya Dengeleri: Rusya Federasyonu Yakın Çevre Politikası ve
Türk Cumhuriyetleri, (İstanbul, Ezgi Kitabevi Yayınları, 1994), 149.
41
Osman Metin ÖZTÜRK: Rusya Federasyonu Askeri Doktrini, (Ankara, ASAM Yayınları, 2001),
36.
55
Rusya’nın dünya politikasına büyük bir güç olarak eşit haklarla aktif bir
şekilde katılması gerektiğinin vurgulandığı her iki belgede de yakın çevreyle
ilgili aynı ifadeler yer almaktaydı. Bu belgelerde özet olarak, “Rusya’nın büyük
bir güç olarak kendisi için hayati öneme haiz olan yakın çevredeki milli
çıkarlarını koruma hakkı bulunduğu” ilan ediliyordu. BDT coğrafyasında süren
çatışmalara dikkat çekilerek BDT’nin dış sınırlarının korunması, yeni bağımsız
cumhuriyetlerdeki Rus askeri varlığının sürdürülmesi, Rusya dışında kalan
soydaşların haklarının savunulması bu belgelerde milli çıkarlar olarak
sıralanıyordu. Eski Sovyet sahasının bütünlüğünün korunması Rusya’nın dış
politika öncelikleri sıralamasında en başta geliyordu. Bu şekilde Rusya’nın
BDT ülkelerini kendi etki sahasında tutma isteği resmen açıklanıyordu.44 Bu
çerçevede yakın çevredeki askeri üslerin korunması için girişimler başlatılmış;
diğer cumhuriyetlerdeki Rus azınlığın haklarıyla ilgili çıkışlar yapılmış;
Azerbaycan, Gürcistan ve Moldova’ya baskı ve müdahaleler olmuş; BDT’nin
hukuki yapısı ile ilgili düzenlemeler yapılmıştır. Bosna-Hersek sorunu,
NATO’nun genişlemesi ve Rusya’nın Batı karşıtı ülkelere silah satışı gibi
konularda Batı ile Rusya arasında ciddi ihtilaflar yaşanmakla birlikte, Rusya
bu dönemde bir yandan Batı ile işbirliğini de sürdürmüştür. 1994 yılı
42
Yaşar ONAY: “Türkiye-Rusya İlişkilerinde NATO Gölgesi”,
http://www.tusiad.org/yayin/gorus/32/html/sec9.html
43
Zeynep DAĞI: a.g.m., 182.
44
Osman Metin ÖZTÜRK: a.g.e., 36.
56
45
Fırat PURTAŞ: a.g.e., 146.
46
Nadir ÖZBEK: a.g.m., 9.
47
Zeynep DAĞI: a.g.m., 185.
57
51
Nazım CAFERSOY: “Rusya’da (Yeni) Avrasyacılık Akımı”, (28 Aralık 2005),
http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?yazi=700&kat=44
52
Fırat PURTAŞ: a.g.e., 171-172.
59
Putin dönemi Rus dış politikası üç aşamada ele alınabilir. Buna göre
önceleri ulusçu harekete önem verilmiş, daha sonra devlet başkanı olmasıyla
birlikte tamamen Avrasyacı yaklaşım benimsenmiş ve devletin
merkezileştirilmesine hız verilmiştir. Son olarak 11 Eylül sonrasında da Batılı
53
Mirza ÇETİNKAYA, Müslim YAGİBEKOV: “Eski Süpergücün Yeni Düşleri”, Aksiyon, Sayı 316,
(23 Aralık 2000), http://www.aksiyon.com.tr/detay.php?id=13557
60
54
Yalın ALPAY, Yavuz Mehmet ÖZTÜRK: a.g.e., 16.
55
Mesut Hakkı CAŞIN: Rus İmparatorluk Stratejisi, (Ankara, ASAM Yayınları, 2002), 326.
56
Evren BALTA: “Çöküşten Kaosa Rusya, ABD ve Kafkasya Üçgeni”, Birikim, Sayı 186,
http://www.birikimdergisi.com/birikim/dergiyazi.aspx?did=1&dsid=168&dyid=2844
61
2. Askeri Doktrin
57
Bkz. “Rusya Federasyonu’nun Milli Güvenlik Konsepti”, Kadim Komşumuz Yeni Rusya, Haz.
Yılmaz TEZKAN, (İstanbul, Ülke Kitapları, 2001), 212-223.
58
Osman Metin ÖZTÜRK: a.g.e., 27.
62
2000 yılında açıklanan yeni “Dış Politika” kavramı ile Rusya, 21.
yüzyıldaki dış politika önceliklerini saptamayı amaçlamıştır. Böylece
Rusya’nın eski dönemlerde olduğu gibi bir ‘Süper Güç’ olmasa da ‘Büyük’ ve
‘Etkili’ bir devlet olması gerektiği vurgulanmıştır. Moskova’nın, uluslararası
sistemin ABD ekseninde tek kutupluluğa doğru gitmesinin kendi ulusal
59
Osman Metin ÖZTÜRK: a.g.e., 49.
60
Zeynep DAĞI: a.g.m., 191-192.
63
61
Zeynep DAĞI: a.g.m., 281.
62
Erhan BÜYÜKAKINCI: “Vladimir Putin Dönemi Rus Dış Politikasına Bakış: Söylemler, Arayışlar
ve Fırsatlar”, Değişen Dünyada Rusya ve Ukrayna, Der. Erhan BÜYÜKAKINCI, (Ankara, Phoenix
Yayınevi, 2004), 160.
63
Erhan BÜYÜKAKINCI: a.g.m., 161.
64
Nazım CAFERSOY: “Enerji Diplomasisi: Rus Dış Politikasında Stratejik Araç Değişimi”, (2 Ocak
2006), http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?kat=27&yazi=709
64
65
Osman Metin ÖZTÜRK: a.g.e., 33.
66
Zeynep DAĞI: a.g.m., 192.
65
Rusya’da 11 Eylül’e ilişkin olarak iki görüş belirmiştir. Resmi görüşe göre
11 Eylül, geçmişteki zorlukları ve çatışmaları geride bırakıp Batı’ya tam
entegrasyon için benzersiz bir fırsattı. Bunun aksini savunanlar ise, ABD’nin
Rusya’nın dominant olduğu eski Sovyet sahasına yerleşerek burada varlığını
güçlendirmeye başladığından hareketle, 11 Eylül’ün Rus dış politikası
çıkarları açısından faydadan çok zarar getirdiğini savunmuştur.68 Putin, halkı
karşı olmasına rağmen ABD ile ters düşmeme, Orta Asya ülkeleri üzerinde
etkisini sürdürme, BDT sınırlarını daha iyi kontrol etme, Çeçenistan sorunu
dolayısıyla maruz kalınan iç ve dış baskıyı azaltma,NATO ile yeni
perspektifler oluşturma gibi nedenlerle ABD’yle yardıma ve işbirliğine
gitmiştir.69
67
Sinan OĞAN: “2004 Yılı Türk Dış Politikasında Rusya-Ukrayna Bölgesi ve 2005 Yılı
Beklentileri”, (1 Aralık 2004), http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?kat1=2&yazi=24
68
Bobo LO: Vladimir Putin and the Evolution of Russian Foreign Policy, (London, The Royal
Institute of International Affairs, Blackwell Publishing, 2003), 115-116.
69
Fatma TAŞDEMİR: “Taliban Bağlamında Bölgesel ve Küresel Güvenlik Sorunları Üzerine
Değerlendirme”, Uluslararası Güvenlik Sorunları ve Türkiye, a.g.e., 294.
66
70
Sinan OĞAN: “Mücadelenin Yeni Rekabet Alanı: Karadeniz”, (16 Mayıs 2006),
http://www.netpano.com/haber/705/M%C3%BCcadelenin/Yeni/Rekabet/Alan%C4%B1/Karadeniz-
71
Bkz. Zaman Gazetesi, “Rusya NATO’da...Tekrar Düşünün!”,
http://arsiv.zaman.com.tr/2001/12/04/strateji/strateji.htm
72
Lord ROBERTSON: “NATO’nun Dönüşümü”,
http://hq.nato.int/docu/review/2003/issue1/turkish/art1.html
73
Gökçen EKİCİ: “Moskova Eylemi ve Rusya Federasyonu'nun Çeçenistan Politikasına
Yansımaları”, Stratejik Analiz, (Aralık 2002), http://www.asam.org.tr/temp/temp246.pdf
67
İki bloklu yapının yıkılması ile 11 Eylül arasında geçen zaman zarfında
ABD’nin Rusya Federasyonu ile ilişkileri; Kafkasya ve Orta Asya’da birlikte
davranma, Avrupa ve Balkanlar’da Rusya’nın ABD’siz davranmasına engel
olma ve Ortadoğu’da ABD’nin birincil güç olmasını kabul etme çizgilerinde
geliştirilmiştir. 11 Eylül’ün hemen sonrasında Afganistan’a yapılan müttefikler
müdahalesi sırasında, Rusya Federasyonu-ABD ilişkilerinde henüz açığa
çıkmamış bazı paradoksal durumlar ortaya çıkmaya başlamıştır. Afganistan’a
yapılan müdâhalenin “terörizmle mücadele” -özellikle radikal İslâmi terörle
mücadele- konsepti çerçevesinde Rusya Federasyonu ile ABD’nin
politikalarında önemli bir örtüşme sağlanmıştır. Ancak, mücadelenin yöntem
ve taktikleri konusunda aralarında görüş ayrılıkları doğmaya başlamış, ABD,
Afganistan müdahalesinin meşruiyetinin sağlanması sırasında yanına aldığı
Rusya’ya, Afganistan’ın yeniden yapılandırılmasında aynı oranda yer
vermemiş ve dolayısıyla dünya politikalarında Rusya ile birlikte davranmama
olasılığını açığa çıkarmıştır. ABD’nin Orta Asya, Kafkasya ve Balkanlar’da
askerî bakımlardan kalıcı pozisyonunu sürdüreceğinin ve Rusya
Federasyonu’nun da bu bölgelerde kendisinden bağımsız bir güç olmasına
yanaşmayacağının açıklık kazanması, Rusya Federasyonu’nu AB’nin özellikle
ABD’ye karşı temkinli davranan iki çekirdek ülkesi durumundaki Fransa ve
74
Fehim TAŞTEKİN: “Savaş Yorgunu Bir Ülke”, (Ekim 2001),
http://www.kafkas.org.tr/ajans/Savas_yorgunu_Cecenya.htm
75
Yalın ALPAY, Yavuz Mehmet ÖZTÜRK: a.g.e., 17.
68
76
Beril DEDEOĞLU: “Çatışma-Uzlaşma İkilemi Çerçevesinde Rusya Federasyonu - Amerika
Birleşik Devletleri İlişkileri”, 2023, Yıl 3, Sayı 33, (15 Ocak 2004),
http://www.2023.gen.tr/ocak2004/3beril.htm
77
İlyas KAMALOV: Putin’in Rusya’sı: KGB’den Devlet Başkanlığına, (İstanbul, Kaknüs Yayınları,
2004), 146.
78
Rouben AZİZİAN: “A Marriage of Convenience: Russia and U.S. Foreign Policy”, Asian Affairs,
30, 2, (Summer 2003), 157.
79
Nazım CAFERSOY: “Rusya’da (Yeni) Avrasyacılık Akımı”, (28 Aralık 2005),
http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?yazi=700&kat=44
69
80
“Putin İkinci Kez R.F. Devlet Başkanı”, http://www.rusyaofisi.com/secim2004.htm
81
İlyas KAMALOV: a.g.e., 143.
82
Faruk AKKAN: “Yeni Süper Enerjik Güç”, Aksiyon, Sayı 588, (13 Mart 2006),
http://www.aksiyon.com.tr/detay.php?id=23561
70
Rusya çok yönlü dış politika stratejisinin gereği olarak, ABD ile ilişkilerini
geliştirme yolunda ilerlerken, Şangay İşbirliği Örgütü gibi kurumlar aracılığıyla
da, ABD’nin bölgede daha fazla yayılmasının gerekçelerini ortadan
kaldırmaya çalışmaktadır. Kuzey Osetya’nın Beslan kentinde yaşanan terör
83
Fırat PURTAŞ: a.g.e., 185.
84
Bkz. Fikret ERTAN: “Beslan Soruları”, Zaman, (3 Eylül 2005), http://www.zaman.com.tr/webapp-
tr/yazar.do?yazino=207075
71
85
İngiliz Jeopolitik Ekolü’nün temsilcisi Sir Halford Mackinder (1861-1947), dünya coğrafyasına
politik ve özellikle dünya hakimiyeti açısından değerlendirme çalışmasına girmiş ve bu çalışmaları ile
“Kara Hakimiyet Teorisi”ni geliştirmiştir. Mackinder, yeryüzünde bir tek büyük kara parçasının
olduğunu kabul eder. Bu, “Dünya Adası-World Island” adını verdiği Avrupa-Asya-Afrika kıtalarıdır.
Rusya’nın bulunduğu orta bölge “Heartland-Kalpgah”tır. Mackinder, teknolojideki ve ulaştırma
imkanlarındaki gelişmeler nedeni ile mücadelelerin denizlerde değil, kıtalarda olacağını söylemiş;
Rusya coğrafyasını ve bu coğrafya içinde yer alan ve 'dünyanın en büyük doğal kalesi' olarak
tanımladığı Kalpgah'ı öne çıkararak, Doğu Avrupa'ya hükmedenin Kalpgah'a, Kalpgah'a hükmedenin,
Dünya Adası'na, Dünya Adası'na hükmedenin ise dünyaya egemen olacağını iddia etmiştir. Halfrod J.
Mackinder'in jeopolitik konsepti öncelikle Kalpgah'a, yani Avrasya'nın merkezi 'konumu'na egemen
olmaya dayandırılmıştır.
Kalpgah'ın 'konumu'na dayanarak ve Kalpgah'a hükmederek Avrasya ve dünya egemenliğini
amaçlayan jeopolitik konsept günümüzde, 'Avrasyacı' görüş olarak kabul edilmekte ve genelde
'Atlantikçi' jeopolitiği karşılamak ve dengelemek amacı ile gündemde tutulmaktadır.
86
A.Serdar ERDURMAZ: “ABD’nin Kafkaslar’daki Hedefleri”, Cumhuriyet Strateji, Yıl 1, Sayı 46,
(16 Mayıs 2005), 19.
87
Rezervleri bakımından Rusya, dünya doğal gaz rezervlerinin %32,9’na (en büyük), petrol
rezervlerinin % 4,7’sine, kömürün %15,9’na, hidroenerji kaynaklarının %6,1’ne ve özel enerji
kaynaklarının (odun, hayvan kalıkları, bataklık kömürü) %7,1’ne sahiptir. Üretimi itibariyle
Rusya’nın dünyadaki payı, doğal gazda %23,7, petrolde %8,8 ve kömürde %5,4’dür. Dünya
Bankası’nın verilerine göre Rusya’nın 1998 yılında dünya ihracatındaki yeri petrolde %7, doğal
gazda %56 ve kömürde %2,1 oranında olmuştur. Rusya, dünyanın en büyük enerji üreticilerinden biri
olmanın yanısıra, dünya enerji tüketiminde %7’lik paya sahiptir. Rusya’nın ihracat gelirlerinde %45
ve devlet bütçesi gelirlerinde % 39’luk bir paya sahip olan enerji sektörü en önemli ekonomik güç
olarak öne çıkmaktadır. Bkz. “Russian Federation Energy and Envirorment Review”, The World
Bank Sector Report, (Haziran 2000), www.worldbank.org.ru/eng/statistics/research.htm
72
çok bölgede Batılı ülkelerin politikalarına ayak direyen Rusya yeni bir enerji
süper gücü olarak ortaya çıkmaktadır. Bunun anlamı, Rusya’nın dış
politikasında enerji faktörünün en etkin araç olarak önümüze çıkmasıdır.
Rusya, Avrasya'da yeniden yükselişe geçen bir güç olma özelliğini giderek
geliştirirken, küresel enerji dengeleri içindeki rolünü de artırmaktadır.
88
Erkin EKREM: “Rusya-Ukrayna Doğalgaz Krizi ve Çin”,
http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?yazi=723&kat=29
89
Nazım CAFERSOY: “Enerji Diplomasisi: Rus Dış Politikasında Stratejik Araç Değişimi”,
http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?kat=27&yazi=709
90
Gürcistan’da “Kadife Devrim” olarak adlandırılan rejim değişikliğinin birinci yıldönümünde, bu
defa Batı ile Rusya arasında önemli bir tampon bölge olan Ukrayna’da tartışmalı bir seçim sonucunda
halk ayaklanmaları gündeme gelmiştir. Bu halk hareketi sonucunda Ukrayna’da devrim
gerçekleştirilmiş ve ülkede Batı yanlısı Viktor Yuşenko iktidara getirilmiştir. Yuşenko ve
73
avantajlı ve etkin bir duruma getirilmesi Rus dış politikasında yeni bir
dönemin başladığını göstermektedir.93
93
Nazım CAFERSOY: “Enerji Diplomasisi: Rus Dış Politikasında Stratejik Araç Değişimi”, (2 Ocak
2006), http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?kat=27&yazi=709
94
1993 tarihli Rusya Federasyonu Anayasası’nın 81. maddesi aynı kişinin üst üste iki dönemden fazla
devlet başkanlığı yapamayacağını söyler.
75
95
Ömer KOCAMAN: “Rusya’nın Ermenistan Politikası: Tek Boyutlu Siyasetten Çok Boyutlu
Siyasete Doğru”, (18 Şubat 2006), http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?kat=7&yazi=797
96
A.A.RADUGİN: Politologiya, (Moskova, 2003), 330-331’den naklen Assem NAUSHABAYEVA,
Değişen Uluslararası Dengeler Bağlamında Rusya Federasyonu’nun Dış Politikası, Doktora Tezi,
(Ankara, 2005), 265.
76
97
Ömer KOCAMAN: “Rusya’nın Ermenistan Politikasında Değişim Sinyalleri: Tek Boyutlu
Siyasetten Çok Boyutlu siyasete Mi?”, Rusya Stratejik Araştırmaları-1,Ed. İhsan ÇOMAK, (İstanbul,
Tasam Yayınları, 2006), 249.
III. BÖLÜM
I. Kafkasya Kavramı
1
Ruslar bu bölgeye Kafkasya Ötesi anlamında Zakavkaz demektedirler. Bu kavram, bölgeye yönelik
Rusya merkezli bakış açısı ile bakıldığı izlenimi vermektedir.
2
Ali ÇUREY: “Bilinen Dünyanın Bilinmeyen Ülkesi: Kuzey Kafkasya ve Çerkesler (1)”, Kafkasya
Yazıları Dergisi, Yıl 2, Sayı 5, (Sonbahar, 1998), 57.
3
B.Zakir AVŞAR: “Kafkasya-Rusya Federasyonu ve Türkiye”, Yeni Türkiye,Yıl 3, Sayı 16, Türk
Dünyası Özel Sayısı II, (Temmuz-Ağustos 1997), 1875.
4
Doç.Dr.Ufuk TAVKUL, Kafkasya’nın, “Kafkas Halkları” adı verilen Adige, Abhaz-Abazin,
Kabardey, Karaçay-Malkar, Oset, Çeçen-İnguş ve Dağıstan halklarının yaşadığı etnik ve kültürel
coğrafyanın adı olduğunu söyler. Kafkas halkları yüzyıllar boyunca aynı coğrafyada benzer tarihî,
etnik ve sosyo-kültürel şartlar altında birbirlerinden etkilenmişler ve birbirleriyle karışarak akraba
topluluklar haline gelirken ortak bir Kafkas kültürü etrafında birleşmişlerdir. Bu bakımdan, Kafkasya
halkları toplumsal yapı ve kültür açısından Kafkas Ötesi milletlerinden oldukça farklı özellikler
taşımaktadırlar. Tavkul’a göre; tarihî, etnik ve sosyo-kültürel sınırlar açısından ele aldığımızda bu
bölgeyi Kuzey Kafkasya-Güney Kafkasya biçiminde değil, Kafkasya - Kafkas Ötesi biçiminde
tanımlamak ve değerlendirmek doğru olacaktır. Bkz. Ufuk TAVKUL: “Kafkasya’nın Coğrafi
Konumu ve Stratejik Önemi”,
78
http://www.circassiancanada.com/tr/arastirma/0090_kafkasyanin_cografi_konumu_ve.htm
5
Hasan KANBOLAT: “Gürcistan – Ukrayna – Karadeniz Üçgeni Arasında Kuzeybatı Kafkasya,
Kabardey – Balkar’dan Sonra Sıra Karaçay-Çerkes’te mi?”, Stratejik Analiz, Cilt 6, Sayı 70, (Şubat
2006), 90.
79
Etnik bilinç bütün Kafkasya’da çok güçlüdür ve her etnik grubun kendi
anadiline bağlılık oranının yüksekliği ortak bir özelliktir.10 Kuzey Kafkasya
halklarında , aşırı bir mensubiyet (aidiyet) duygusu ve ırkçılık vardır. Hiçbir
6
Savaş YANAR: Türk-Rus İlişkilerinde Gizli Güç Kafkasya, (İstanbul, IQ Kültür Sanat Yayıncılık,
2002), 28.
7
Paul B. HENZE: “Kafkasya’da Çatışma: Geçmiş, Sorunlar ve Gelecek İçin Öngörüler”,
http://www.bkd.org.tr/analiz_ac.asp?id=2
8
Nadir DEVLET: “Kuzey Kafkasya’nın Dünü Bugünü”, Yeni Türkiye, Yıl 3, Sayı 16, Türk Dünyası
Özel Sayısı II, (Temmuz-Ağustos 1997), 1926.
9
Hakan KANTARCI: Kıskaçtaki Bölge Kafkasya, (İstanbul, IQ Kültür Sanat Yayıncılık, 2006), 39.
10
Paul B. HENZE: a.g.m., http://www.bkd.org.tr/analiz_ac.asp?id=2
80
dağlı, etnik kimliğinin yanı sıra ikinci bir değer ölçüsünü kabul etmez.11 Kuzey
Kafkasya halklarını pek çok ortak değer birleştirir. Onların boy ve sop
yapısına dayanan özerkliği ile ortak yaşamı, Sovyet sistemi tarafından hiçbir
zaman parçalanamamıştır.12 Sovyet sistemi istemeyerek etnik bilinci teşvik
etmiştir. Sistemin çöküşü bu bilinci daha da artırmıştır. Ne olacaklarını
bilmeyen etnik gruplar ve onların liderleri, gelecekleri konusundaki
hassasiyetleri dolayısıyla etnik dayanışma yoluna dönerek, güvensizliklerini
gidermeye çalışmışlardır.13
11
Ali Faik DEMİR: Türk Dış Politikası Perspektifinden Transkafkasya, (İstanbul, Bağlam Yayıncılık,
2003), 97.
12
Christian NEEF: Kafkasya: Rusya’nın Kanayan Yarası, Çev. Özalp GÖNERALP, (İstanbul,
Yenihayat Yayınları, 2004), 23.
13
Paul B. HENZE: a.g.m., http://www.bkd.org.tr/analiz_ac.asp?id=2
14
Ali Faik DEMİR: a.g.e., 70.
81
Kafkasya Rusya için Avrupa ile Orta Asya arasında bir geçiş köprüsü
olmasının yanı sıra, Karadeniz ve Hazar denizine kıyısının olması sebebiyle
Rusya’nın Karadeniz – Boğazlar - Akdeniz yolu ile Süveyş Kanalına
inebilmesine imkân sağlaması yönünden de, Rusya’nın stratejik menfaatleri
açısından son derece önemli bir jeopolitik bölgedir. Rusya’nın hâlihazırda
Karadeniz kıyısında küçük bir çıkış noktasının bulunması sebebiyle,
Kafkasya’da etnik Rus nüfusunun çoğunlukta olduğu Krasnodar, Rostov ve
Stavropol bölgelerinde istikrarlı yapının korunması Rusya’nın menfaatleri
açısından önem taşımaktadır. Kafkaslar’da meydana gelebilecek büyük bir
etnik çatışma ve savaş halinde Rusya’nın Karadeniz’e çıkış noktasını
kaybetmesi durumunda, Karadeniz – Boğazlar – Akdeniz - Süveyş kanalı yolu
ile sıcak denizlere çıkma imkanı ortadan kalkacak ve Rusya dünya
pazarlarına ürün ihracında büyük zararlara ve kayıplara uğrayacaktır.
Karadeniz ve Kafkasların özel jeostratejik konumu sebebiyle Rusya’nın
Kafkasya’yı ve dolayısıyla Karadeniz’e çıkış noktasını elinde bulundurması
15
Ufuk TAVKUL: “Tarihi ve Etnik yapısıyla Kafkasya”, Yeni Türkiye Dergisi, Yıl 3, Sayı 16,
(Temmuz-Ağustos 1997), 1898.
16
Hakan KANTARCI: a.g.e., 61.
17
Sönmez CAN: “Jeopolitik Açıdan Kafkasya”, Avrasya Dosyası, Rusya-Kafkasya Özel, Cilt 3, Sayı
4, (Kış 1996), 209.
18
Osman Metin ÖZTÜRK: Rusya Federasyonu Askeri Doktrini, (Ankara, ASAM Yayınları, 2001), 7-
8.
82
19
Ufuk TAVKUL: Etnik Çatışmaların Gölgesinde Kafkasya, (İstanbul, Ötüken Yayınları, 2002), 17-
18.
20
Yelda DEMİRAĞ: “Kafkasya’da Türk ve Rus Politikası”, Stratejik Analiz, Cilt 4, Sayı 40, (Ağustos
2003), 79-80.
21
Sönmez CAN: a.g.m., 209.
22
Aydın İBRAHİMOV, Mustafa MUTLUER: “Kafkasya’da Desintegrasyondan Bütünleşmeye Doğru
Gelişmeler ve Türkiye’nin Rolü”,
http://www.circassiancanada.com/tr/arastirma/0086_kafkasyada_desintegrasyondan_butunlesmeye_d
ogru.htm
23
Alexandre TOUMARKİNE: “Geçmişte ve Günümüzde Kuzey Kafkasya’nın Jeopolitik Önemi”,
2023, Sayı 31, (Kasım 2003), 40.
83
24
Fehim TAŞTEKİN: “Kafkasya’nın Zor Ekonomi-Politiği”, Kafkas Vakfı Bülten Dergisi,
http://www.kafkas.org.tr/hakkinda/bulten/bulten_8_kafkasyanin_zor_ekonomi_politigi_.htm
25
Kafkas Dernekleri Federasyonu, “Nalçik Olayları ve Düşündürdükleri”, (Kasım 2005),
http://www.circassiancanada.com/tr/arastirma/0104_nalcik_olaylarinin_dusundurdukleri.htm
26
Ömer Göksel İŞYAR: Bölgesel ve Global Güvenlik Çıkarları Bağlamında Sovyet-Rus Dış
Politikaları ve Karabağ Sorunu, (İstanbul, Alfa Yayınları, 2004), 71.
27
Savaş YANAR: a.g.e., 73.
28
Y.Mihayloviç LUZHKOV: Tarihin Tekrarı: 21. Yüzyılın Toplumu ve Rusya'nın Geleceği,
(İstanbul, Bilimsel Yayıncılık, 2003), 174.
84
29
Kafkas Dernekleri Federasyonu, Nalçik Olayları ve Düşündürdükleri, (Kasım 2005),
http://www.circassiancanada.com/tr/arastirma/0104_nalcik_olaylarinin_dusundurdukleri.htm
30
Yelda DEMİRAĞ: a.g.m., 80.
31
Coşkun ŞAHİNOĞLU: “Türkiye ve Rusya Federasyonu Açısından Kafkasya ve Orta Asya’nın
Önemi”, Belgelerle Türk Tarihi Dergisi, Sayı 85, (Şubat 2004), 119.
32
Alexandre TOUMARKİNE: a.g.m., 40.
33
Coşkun ŞAHİNOĞLU: a.g.m., 119.
85
34
Alexandre TOUMARKİNE: a.g.m., 40.
35
Prof. Dr. Anıl Çeçen’e göre; “Kafkasya'nın geleceği Ortadoğu'ya doğru kayarken, Kuzey
Kafkasya'nın konumu değişmektedir. Hâlen devam eden Çeçen Savaşı’nın sürmesinde İsrail
lobilerinin desteği artık açığa çıkmıştır. Büyük İsrail projesinin, Ortadoğu sonrasındaki ana hedefi
Kafkasya’yı ele geçirmektir. Geleceğin petrol ve doğal kaynaklar bölgesi olarak öne çıkmakta olan
Hazar havzasının yeniden Ruslar’a bırakılması ya da Avrupa ile Asya'nın büyük ülkesi olan Çin'in
kontrolü altına geçmesini önlemek için kesinlikle Kafkasya'nın Büyük Ortadoğu bölgesinin içine
alınması gerekmektedir. İsrail Büyük Ortadoğu yapılanmasının sınırları içerisinde Kafkasya'yı da
denetimi altına alacaktır. Çeçen savaşı ile Rusları Kafkasya'nın kuzeyinde oyalayan İsrail lobileri
Ruslar’ın yeniden Gürcistan üzerinden Güney Kafkasya'ya dönmelerini engellemektedirler. Bu
durumda Kafkasya Kuzey ve Güney olarak yeniden ikiye bölünmekte ve gelecekte Kafkasya'nın
bölgesel bir bütünlüğe kavuşmasına izin verilmemektedir.” Bkz. Anıl ÇEÇEN: “Büyük Ortadoğu ve
Kafkasya”, 2023, Sayı 31, (Kasım 2003), 36-37.
36
Amerika’nın Kuzey Kafkasya’ya nasıl baktığını, ona ne kadar önem verdiğini belirlemek güçtür.
Amerika Hem Bakü-Ceyhan’dan geçen Doğu-Batı enerji güzergahını desteklemekte hem de
Rusya’nın enerji hatlarının güvenliğinin sağlanmasının da önemli olduğunu açıklamaktadır. “Kuzey
Kafkasya’da demokratikleşme bir ön şarttır ve kendi politikasının bir unsurudur” demektedir. Bkz.
Alexandre TOUMARKİNE: “Geçmişte ve Günümüzde Kuzey Kafkasya’nın Jeopolitik Önemi”, 2023,
Sayı 31, (Kasım 2003), 40.
37
Anıl ÇEÇEN: “Büyük Ortadoğu ve Kafkasya”, 2023, Sayı 31, (Kasım 2003), 37.
86
Rusya’nın Kuzey Kafkasya politikasına karşı radikal bir görüş Orta Asya
ve Kafkasya uzmanı Boris Sokolov’a aittir. Boris Sokolov’a göre;40 SSCB’nin
yıkılmasıyla jeopolitik durum tamamen değişmiştir. Kafkasya Ötesi
cumhuriyetler bağımsızlıklarını kazanmıştır. Ermenistan dışında Gürcistan ve
Azerbaycan ile ilişkiler soğuktur. Kafkasya Ötesi, Türkiye’ye karşı mücadele
ve Karadeniz ile sıcak denizlere inmedeki köprü görevini çoktan yitirmiştir.
Bunun en belirgin göstergesi, Türkiye’nin artık Rusya’nın potansiyel düşmanı
olmaktan çıkmasıdır. Dolayısıyla günümüzde Kuzey Kafkasya bölgesi
Rusya’nın Kafkasya Ötesi’ne ulaşması bağlamında stratejik önemini
kaybetmiştir. Ekonomik açıdan da söz konusu cumhuriyetlerin büyük değer
arz etmediğini belirten Sokolov’a göre, bölge açısından en kötüsü neredeyse
Kuzey Kafkasya’nın bütün dağlık bölgelerinin bir iç savaş halinde olması ve
bölgenin Rusya içinde kalmasının ancak yüz binlerce askerî ve polis
güçlerinin bulunması sayesinde mümkün olmasıdır. Bu nedenlerle Kuzey
Kafkasya Cumhuriyetleri’nin Rusya Federasyonu içinde kalmalarının rasyonel
bir nedeni yoktur. Sokolov, Rusya’ya yönelen Kuzey Osetya ve Adigey
Cumhuriyeti dışında kalan cumhuriyetlere bağımsızlıkları verilerek
Moskova’nın omuzlarından bu ağır yükün atılması gerektiğini savunmakta,
bugün olmasa bile uzak bir gelecekte Rusya’nın kaçınılmaz olarak Kuzey
Kafkasya Cumhuriyetleri’nden çekileceğini iddia etmektedir.
38
Hakan KANTARCI: a.g.e., 187.
39
Hakan KANTARCI: a.g.e., 189.
40
Boris SOKOLOV: “Kafkasları Düşmana Verecekler”, Çev. İlyas KAMALOV, Stratejik Analiz, Cilt
7, Sayı 74, (Haziran 2006), 69-71.
87
1. Genel Değerlendirme
41
Kafkas Dernekleri Federasyonu, Nalçik Olayları ve Düşündürdükleri, (Kasım 2005),
http://www.circassiancanada.com/tr/arastirma/0104_nalcik_olaylarinin_dusundurdukleri.htm
42
Georgiy CANGAVA: “Kuzey Kafkasya Tarih Tekrarlanır Mı?”, Belgelerle Türk Tarihi Dergisi,
Sayı 60, (Ocak 2002), 105.
43
Hakan KANTARCI: a.g.e., 193.
88
44
Rusya, Kuzey Kafkasya’daki Rus nüfusunu, kendi ekonomik ve siyasi menfaatlerine uygun olduğu
için korumaktadır. Bir bakıma neredeyse ekonomik ve siyasi haklarını yitiren göçmenler, Rus tutucu
bloğunun itici güçleri haline getirilmektedir. Öte yandan, Rusya’nın maddi yardım yapamamasına ve
mevcut ekonomik bağlantılarını geliştirememesine rağmen buralarda geleceğe yönelik olarak kendi
haklarını koruyacak topluluklara sahip olmasının önemli bir anlamı vardır. Bkz. Georgiy CANGAVA:
“Kuzey Kafkasya Tarih Tekrarlanır Mı?”, Belgelerle Türk Tarihi Dergisi, Sayı 60, (Ocak 2002), 106.
45
Hakan KANTARCI: a.g.e., 188.
46
Ufuk TAVKUL: a.g.e., 60-61.
47
Akuşba EROL: “Kafkasya’da Etnik Sorunlar”,
http://www.kafkas.org.tr/bgkafkas/etniksorunlar.html
89
a. Dağıstan
48
Coşkun ŞAHİNOĞLU: a.g.m., 117.
49
Ufuk TAVKUL: a.g.e., 149.
50
Fahrettin ÇİLOĞLU: Rusya Federasyonu’nda ve Transkafkasya’da Etnik Çatışmalar, (İstanbul,
Sinatle Yayınları, 1998), 72.
51
Akuşba EROL: a.g.m., http://www.kafkas.org.tr/bgkafkas/etniksorunlar.html
90
52
Fikret ERTAN: “Dağıstan’da Neler Oluyor?”, http://www.usakgundem.com/haber.php?id=1289
53
Ufuk TAVKUL: a.g.e., 150.
54
Ufuk TAVKUL: a.g.e., 152.
55
Sadval, bağımsız bir “Lezgizistan Devleti” kurulması amacıyla, 1990 yılında Rusya
Federasyonu’nun desteğiyle Dağıstan’da kurulmuştur. Örgüt, Azerbaycan’ın kuzeyindeki Kusar,
Kuba, Haçmaz, Gebele ve diğer kuzey illerinde yaşayan Lezgi etnik grubu menşeili olup, bugüne
kadar Azerbaycan’da, Ermeniler dışında terör saldırısı düzenleyen tek örgüt olma özelliğini
taşımaktadır. Kuruluşundan bugüne Ermenistan tarafından desteklenen örgüt, tek hedefinin, Kuba,
Kusar ve Haçmaz illerinin Azerbaycan’dan silah gücü ile koparılması ve Dağıstan’da yaşayan
Lezgilerle birleştirilmesi olduğunu açıklamaktadır. Bkz. Sabahattin TALU: “Gizli Servislerin
Lezgizistan Faaliyetleri”, Global Yorum, (17 Ekim 2006),
http://www.usakgundem.com/haber.php?id=8113
91
56
Ufuk TAVKUL: a.g.e., 159.
57
Ufuk TAVKUL: a.g.e., 162-63.
58
Bekir DEMİR: a.g.m., 65.
59
V.A. TIŞKOV, E.I.FILIPPOVA: Eski Sovyet Ülkelerinde Etnik İlişkiler ve Sorunlar, (Ankara,
ASAM Yayınları, 2001), 14.
60
İhsan ÇOMAK: “Dağıstan: Kafkasya’da Yeni Bir Filistin Mi Doğuyor?” , (27 Eylül 2005),
http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?yazi=512&kat=8
92
Dağıstan yönetilmesi çok zor bir bölgedir ve Rusya da bu işte bugün çok
zorlanmaktadır, bölgede huzuru, güvenliği ve istikrarı sağlamak için büyük
çabalar sarf etmektedir. Bu çabaların içinde en başta askerî yollara
başvurmayı planlamaktadır. Nitekim, bu çerçevede Rusya, Dağıstan’ın Botlik
bölgesinde yakın zamanda özel bir dağ komando tugayı kurup burada
konuşlandırmak için hazırlık yaparken, aynı tip bir tugayı da Karaçay-Çerkes
bölgesi için düşünmektedir. Rusya ayrıca Dağıstan’daki FSB varlığını da
takviye ederken bölgeye takviye askerî birlikler de sevk etmektedir. Rusya
esasen çoktandır Dağıstan’daki karışıklık ve bununla ilgili gelişmelerden derin
endişe duymaktadır. Bu endişe zaten Başkan Putin’in Güney Federal Bölgesi
Yetkili Temsilcisi Dimitri Kozak’ın basına da yansıyan gizli raporunda açıkça
dile getirilmektedir. Bu raporun bir yerinde Kozak, ‘Olaylar kontrol dışına
çıkabilir ve Dağıstan parçalanma tehdidi ile karşı karşıya kalabilir’
denmektedir.61 Raporda, dini grupların yerel idareler düzeyinde etkilerinin
artmasının, 'şeriat bölgelerinin' oluşmasına sebep olabileceği de
kaydedilmektedir.62 Moskova Dağıstan’ın ikinci bir Çeçenistan olmasından
endişe etmektedir. Bu anlamda Avar, Dargi ve Lakları potansiyel tehlike
olarak gören Moskova, ülkede yaşayan diğer etniklerle bunlar arasında ciddi
bir rekabet yaratarak hiçbir zaman Moskova ile uğraşacak vakitleri olmasını
istemeyecektir.63
b. Çeçenistan
61
Fikret ERTAN: “Dağıstan’da Neler Oluyor?”, http://www.usakgundem.com/haber.php?id=1289
62
“Olaylar Kontrol Edilemez Boyutta”, Tercüman, (11 Temmuz 2005).
63
Cem KUMUK: Kafkasya Aydınlık Günlerini Arıyor: Neredesin Prometeus?, (İstanbul, Alfa
Yayınları, 2004), 301.
93
64
Bekir DEMİR: a.g.m., 53.
65
Hasan KANBOLAT: “Rusya Federasyonu’nun Kafkasya Politikası ve Çeçenistan Savaşı”, Avrasya
Dosyası, Cilt 6, Sayı 4, (Kış 2001), 169.
66
Hakan KANTARCI: a.g.e., 80.
94
67
Zeynep ÖZBEK: “90’larda Çeçen Bağımsızlık Mücadelesi”,
http://cecenistan.ihh.org.tr/varolus/bagimsizlik/index.html
68
Gökçen EKİCİ: “Kafkasya Üzerinde Dönen Küresel Politikalar ve Çeçen Eyleminin Yansımaları”,
2023, Sayı 20, (15 Aralık 2002), 67-68.
95
Bölgedeki Çeçen-Rus mücadelesi 450 yıldır sürüyor olsa da, yakın dönem
itibariyle 1991 yılında başlayan çatışmalar oldukça kanlı geçmiştir. Rus
ordusunun ağır silahlarla giriştiği güç mücadelesi karşılığında Çeçenler bazı
radikal grupların da yardımıyla Rusya’ya yönelik eylemlerde bulunmuşlardır.
Bu saldırıları, uluslararası kamuoyuna terörizm olarak kabul ettirmeye çalışan
Rusya için Beslan baskını iyi bir argüman olmuştur. Putin, şimdiye kadar
BM’de Çeçenlerle ilgili herhangi bir karar alınması aşamasında engelleme
politikası uygularken, birden Beslan olayıyla ilgili olarak BM’den karar
çıkartılması için girişimde bulunmuştur. Bu girişim, Rusya’nın Çeçen
terörünün uluslararası terörizm kapsamında değerlendirilmesi için arkasına
BM’nin desteğini alarak, daha baskıcı politikalar uygulamak için dayanak
oluşturmaya çalıştığı yolunda yorumlara neden olmaktadır.69 Derin bir arka
plana sahip olan Rus-Çeçen mücadelesi Rusya Federasyonu'nun gerek iç
siyaseti gerekse dış siyasetinin ayrılmaz bir parçası olarak değerlendirilebilir.
Öyle ki Çeçenistan sorunu Rus devlet adamları tarafından gerektiğinde bir
amaç gerektiğinde ise bir araç olarak kullanılmaktadır.70
c. İnguşetya
Yaklaşık 300 binlik nüfusunun yanı sıra neredeyse bir o kadar da Çeçen
mülteciyi barındıran İnguşetya Cumhuriyeti’ndeki en önemli sorun Prigorodni
bölgesi ile ilgili İnguş-Oset anlaşmazlığıdır.
69
Hakan KANTARCI: a.g.e., 80.
70
Gökçen EKİCİ: a.g.m., 68.
71
Akuşba EROL: a.g.m., http://www.kafkas.org.tr/bgkafkas/etniksorunlar.html
96
72
Bkz. V.A. TIŞKOV, E.I.FILIPPOVA: a.g.e., 45-56.
97
d. Kuzey Osetya
73
Selim PERÇİNEL: “Kuzey Kafkasya’da Terör ve Savaş: Çeçenistan Savaşı Yayılıyor Mu?”,
http://www.kafkasyaforumu.org/martnisan_cecenistan2.htm
74
Ufuk TAVKUL: a.g.e., 91.
75
Ufuk TAVKUL: a.g.e., 92.
98
2004 yılında kanlı bir şekilde biten okul baskını Kuzey Osetya’nın Beslan
kasabasında gerçekleşmiştir. Bu olayın ardından Rusya, Kafkasya
bölgesindeki hareketlerini meşrulaştırma amacıyla olayı uluslararası terörizm
kapsamına almak için adımlar atmış, kamuoyu desteğini almaya çalışmıştır.
e. Kabardey-Balkar
76
Cem KUMUK: a.g.e., 295-297.
99
77
Fehim TAŞTEKİN: “Kafkasya’nın Yeni Alev Topu Kabardey-Balkar”, Radikal, (24 Ekim 2005),
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=167883
78
Akuşba EROL: a.g.m., http://www.kafkas.org.tr/bgkafkas/etniksorunlar.html
79
Christian NEEF: a.g.e., 39.
80
Ufuk TAVKUL: a.g.e., 182.
100
f. Karaçay-Çerkes
84
Ufuk TAVKUL: a.g.e., 171.
85
Ali Faik DEMİR: “Sorunlar Dağı Kafkasya Kesişmesinde Çatışmalar ve Türkiye’nin Güvenliği
Açısından Önemi”,
http://209.85.135.104/search?q=cache:SP5qpbLgyCUJ:www.harpak.tsk.mil.tr/duyurular/SEMPOZY
UM_MART_2006/01_ALI_FAIK_DEMIR.doc+sorunlar+da%C4%9F%C4%B1+kafkasya&hl=tr&ct
=clnk&cd=6
102
g. Adigey
86
Bekir DEMİR: a.g.m., 65.
87
Adige Cumhuriyet’inde temel seçimli ve atamalı görev yerlerini titüler etnik grubun üyeleri
(Adigeler) işgal etmektedir. Yüksek devlet görev yerlerine gelme gibi bir kısım münferit hallerde ise
etnik eşitlik ve kota (kontenjan) prensipleri geçerlidir. Bkz. Bekir DEMİR: “Rusya Federasyonu
Cumhuriyetlerindeki Siyasi, Ekonomik ve Etnik Yapının Federasyon Millî Güvenliği Üzerindeki
Etkisi”, Rusya Stratejik Araştırmaları-1, Ed. İhsan ÇOMAK, 8İstanbul, Tasam Yayınları, 20069, 65.
88
Ufuk TAVKUL: a.g.e., 184.
89
Hasan KANBOLAT: “Rusya’da Federatif Yapıya Getirilen Kısıtlamalara Geçiş Sancılarında
Adigey Cumhuriyeti Örneği”, Stratejik Analiz, Cilt 2, Sayı 15, (Temmuz 2001), 52.
103
90
Ufuk TAVKUL: a.g.e., 185-188.
91
Hasan KANBOLAT: “21 Mayıs 1864 Anılırken Adigey Cumhuriyeti Tarihe Mi Karışıyor?”,
Stratejik Analiz, Cilt 7, Sayı 73, (Mayıs 2006), 13.
104
94
Ufuk TAVKUL: a.g.e., 18.
95
Sönmez CAN: a.g.m., 209.
96
Sergei KURTUNOV: “Russia’s Way: Natinal Identity and Foreign Policy”, International Affairs
Cilt 44, Sayı 4, (Moskova, 1998), 141’den naklen Zeynep DAĞI, “Rusya’nın Güvenlik Politikası ve
Türkiye”, Uluslararası Güvenlik Sorunları ve Türkiye, Ed. Refet YİNANÇ, Hakan TAŞDEMİR,
(Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2002), 194.
107
1993 yılından itibaren belirgin biçimde ortaya konan yeni dış politika,
‘Yakın Çevre’ doktrini ile kendini SSCB’nin tek yetkili varisi sayan Rusya’nın;
Gürcistan, Azerbaycan ve Çeçenistan’a müdahale ederek bu hakkını pratiğe
dökme gayretine girmesine sebep olmuştur. Bir bütün olarak ele alındığında
1993 tarihli belge, yine aynı tarihli ‘Yakın Çevre Doktrini’, 10 Ocak 2000
tarihinde kabul edilen Rusya Federasyonu’nun Ulusal Güvenlik Doktrini ve 21
Nisan 2000 tarihli Yeni Askerî Doktrini, geleneksel Rus dış politikasının
çağdaş koşullara uygun biçimde biçimlendirilmesinin sonucu ortaya
çıkmıştır.97 Yakın çevre RF’nin kendini güvende hissedebileceği ikinci bir sınır
vazifesi görmektedir. Ancak , bölgedeki etnik ve dinsel kökenli gerginliklerin
ve sınır çatışmalarının federasyona sıçrama olasılığı RF’de dağılma
korkusunu artırmaktadır. Dağılma korkusu, Rusya’nın iç ve dış politikasını
radikalize eden bir faktör olarak karşımıza çıkmakta ve dış tehdit olgusuyla
birleştiğinde daha da yoğunlaşmaktadır. Yakın çevrenin sınırlarını kendi
savunma stratejisi için veri alan Rusya, bölgede yaşayan Rus azınlığın
haklarını korumak ve radikal İslamın yayılmasını önlemek gibi dış politika
öncelikleri ve söylemiyle yakın çevre üzerindeki denetimini mümkün
kılmaktadır. Dolayısıyla, Rusya bu yöntemlerle bölgede askeri ve siyasi
nüfuzunu tesis edip özel sorumluluklar üstlenerek dağılma psikozunu aşmayı
ve emperyal ulusal kimliğini pekiştirmeyi hedeflemektedir.98
97
Yelda DEMİRAĞ: a.g.m., 77.
98
Zeynep DAĞI: “Rusya’nın Güvenlik Politikası ve Türkiye”, Uluslararası Güvenlik Sorunları ve
Türkiye, Ed. Refet YİNANÇ, Hakan TAŞDEMİR, (Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2002), 194.
99
Ali Faik DEMİR, Türk Dış Politikası Perspektifinden Transkafkasya, (İstanbul, Bağlam Yayıncılık,
2003), 91.
108
100
Rus strateji uzmanı Vadim Simburski Kafkasya ile ilgili tezlerinde bölgedeki ‘istikrarlı
istikrarsızlığın’ korunması gerektiğini söylemektedir. Ona göre; "Rusya'nın çıkarlarına direkt tehlike
oluşturan tek bölge Kafkasya'dır. Kafkasya'da milli devlet olarak kalmak isteyen 'Azerbaycan' ve
'Gürcistan' gibi küçük imparatorlukların olması Rusya'nın çıkarlarına uygundur. Söz konusu bölgede,
Rusya'nın çıkarlarının korunması için çalışacak inkılapçı güçler mevcuttur. Bunun için bölgedeki
'İstikrarlı İstikrarsızlık' korunmalıdır. Zaten, böyle bir durum yıllardan beri oluşmakta, Türkiye ve
İran'ın serbest hareketine engel olmaktadır.”, Bkz. “Ermenilerin Azerbaycan’da Bkz. “Ermenilerin
Azerbaycan’da Yaptığı Katliamlar”,
http://www.ermenisorunu.gen.tr/turkce/katliamlar/azerbaycan.html
101
Ufuk TAVKUL: a.g.e., 192.
109
102
Haleddin İBRAHİMLİ: Değişen Avrasya’da Kafkasya, (Ankara, ASAM Yayınları, 2001), 64.
103
Savaş YANAR: a.g.e., 73.
110
104
Ömer Göksel İŞYAR: a.g.e., 548.
111
105
Fevzi USLUBAŞ: SSCB’den Sonra Sıra Rusya’da Mı? Afganistan, Küresel Terör ve ABD,
İmparatorlukların Bataklığı, (İstanbul, Toplumsal Dönüşüm Yayınları, 2005), 161.
106
Marie Bennigsen BROXUP: “The Case for Chechen Independence”, Contrasts and Solutions in the
Caucasus, Ed. Ole HOİRİS, Sefa Martin YÜRÜKEL, (Aarhus, Aarhus University Press, 1998), 397.
107
Robert OLSON: Türkiye’nin Suriye, İsrail ve Rusya ile İlişkileri: 1979-2001, Çev. Süleyman
ELİK, (Ankara, Orient Yayınları, 2005), 108.
108
Anna MATVEEVA: The North Caucasus, Russia’s Fragile Borderland, (Londra, The Royal
Institute of International Affairs, 1999), 82.
112
113
Hakan KANTARCI: a.g.e., 80.
114
Hakan KANTARCI: a.g.e., 198.
115
Savaş YANAR: a.g.e., 74.
114
116
Ariel COHEN: “Avrasya Boru Hatları Stratejisi”, Avrasya Etüdleri, (İlkbahar 1996), 2.
117
Mahmut Niyazi SEZGİN: “Kafkasya’da Büyük Rekabet”, Radikal, (8 Ekim 2002),
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=52571
118
Ömer Göksel İŞYAR: a.g.e., 72.
115
a. Gürcistan
119
Savaş YANAR: a.g.e., 26.
120
Ömer Göksel İŞYAR: a.g.e., 80-81.
116
121
Coşkun ŞAHİNOĞLU: a.g.m., 121.
122
Mehmet Ali BOLAT: “Gürcistan Raporu”,
http://www.chveneburi.net/sp/bpg/publication_view.asp?InfoID=156716&iabspos=5&vjob=vsub,253
123
Okan MERT: Türkiye’nin Kafkasya Politikası ve Gürcistan, (İstanbul, IQ Kültür-Sanat Yayıncılık,
2004), 51-52.
117
124
Hasan KANBOLAT: “Abhazya Nereye Gidiyor?”, (27 Eylül 2006),
http://www.asam.org.tr/tr/yazigoster.asp?ID=1158&kat1=42&kat2=
125
Okan MERT: a.g.e., 53.
118
126
Savaş YANAR: a.g.e., 85.
127
“Güney Osetya Anlaşmazlığı”,
http://www.kafkas.org.tr/bgkafkas/bukaf_gosetya_gosetyaanlasmazligi.html#02
119
128
Kamil AĞACAN: “Saakaşvili'nin Güney Osetya Operasyonu: Bir Hipotezin Testi”, (16 Ocak
2005), http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?yazi=33&kat=6
129
Faruk AKKAN: “Osetya Üzerinden Nüfuz Savaşı”, Aksiyon, Sayı 587, (06.03.2006),
http://www.aksiyon.com.tr/detay.php?id=23504
120
130
Mahmut Niyazi SEZGİN: a.g.m., http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=52571
131
Mehmet Ali BOLAT: a.g.m.,
http://www.chveneburi.net/sp/bpg/publication_view.asp?InfoID=156716&iabspos=5&vjob=vsub,253
132
“ABD’nin Kafkasya’daki Güncel Varlığı ve Türk-Amerikan İlişkilerine Yansıması”,
http://www.azsam.org/modules.php?name=News&file=article&sid=6
121
b. Azerbaycan
133
Gökçen EKİCİ: “Moskova Eylemi ve Rusya Federasyonu'nun Çeçenistan Politikasına
Yansımaları”, Stratejik Analiz, (Aralık 2002), http://www.asam.org.tr/temp/temp246.pdf
122
Kuzey Kafkasya olayları nedeniyle iki ülke arasında artan gerginlik azalmaya
başlamıştır.134
134
Nazım CAFERSOY: Eyalet-Merkez Düzeyinden Eşit Statüye : Azerbaycan-Rusya İlişkileri (1991-
2000), (Ankara, ASAM Yayınları, 2000), 36-42.
135
Ömer Göksel İŞYAR: a.g.e., 548.
123
c. Ermenistan
136
Blanka HANCILOVA: “Prospects and Perils of an Armenian-Azerbaijani Settlement”, The
Analyst, (23 Mayıs 2001), http://www.cacianalyst.org/view_article.php?articleid=104
137
Haleddin İBRAHİMLİ: a.g.e., 66.
138
Kamer KASIM: “Rusya-Ermenistan İlişkileri: Bölgesel Hegemon Güç ile Stratejik Ortağı
Arasındaki İlişki”, Rusya Stratejik Araştırmaları-1,Ed. İhsan ÇOMAK, (İstanbul, Tasam Yayınları,
2006), 237.
124
139
Kamer KASIM: a.g.m., 234.
140
Hatem CABBARLI: Bağımsızlık Sonrası Ermenistan - Rusya İlişkileri, (Ankara, ASAM Yayınları,
2004), 35.
141
Kamer KASIM: a.g.m., 236.
125
2. Türkiye
142
Savaş YANAR: a.g.e., 206.
143
Gülten KAZGAN: “Batı ile İlişkilerin Gölgesinde Türkiye-Rusya lişkileri”, Dünden Bugüne
Türkiye ve Rusya: Politik, Ekonomik ve Kültürel İlişkiler, Der. Gülten KAZGAN, Natalya
ULÇENKO, (İstanbul, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2003), 177.
126
144
Nazım CAFERSOY: “Türkiye-Rusya İlişkileri ve Separatizm Faktörü”, (13 Şubat 2006),
http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?yazi=787&kat=1
145
“Rusya Türkiye’yi Yanında İstiyor”, (18 Ocak 2005), http://www.ntvmsnbc.com/news/305647.asp
146
Nazım CAFERSOY: a.g.m., http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?yazi=787&kat=1
127
3. Batı
zaman Rusya’ya yönelik eleştiriler getirmişseler de bunlar daha ileri bir boyuta
taşınamamıştır. Rusya ise bu eleştirilerden dolayı Batılı devletleri iç işlerine
karışmakla suçlamıştır. Zira, Çeçenistan sorunu Rusya’nın bir iç meselesidir.
150
Zeynep DAĞI: a.g.m., 185.
151
Hakan TAŞDEMİR: “Kafkasya’daki Güvenlik Sorunları”, Uluslararası Güvenlik Sorunları ve
Türkiye, Ed. Refet YİNANÇ, Hakan TAŞDEMİR, (Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2002), 236.
129
a. ABD
152
Alaeddin YALÇINKAYA: “Kafkasya’da Değişmeyen Stratejiler”, (10 Ocak 2007),
http://www.tasam.org/index.php?altid=1539
153
Aziza KHATOON: “ABD Dış Politikasında Çeçenistan”,
http://cecenistan.ihh.org.tr/uluslararasiplatform/abd/index.html
130
154
“Clinton Yönetiminin Çeçenistan Politikası”,
http://cecenistan.ihh.org.tr/uluslararasiplatform/abd/clinton.html
155
Evren BALTA: “Çöküşten Kaosa Rusya, ABD ve Kafkasya Üçgeni”, Birikim, Sayı 186,
http://www.birikimdergisi.com/birikim/dergiyazi.aspx?did=1&dsid=168&dyid=2844
156
Hakan TAŞDEMİR: a.g.m., 206.
131
b. Avrupa
157
İlyas KAMALOV: Putin’in Rusyası: KGB’den Devlet Başkanlığına, , (İstanbul, Kaknüs Yayınları,
2004), 122.
158
Savaş YANAR: a.g.e., 242.
159
Sergei MARKEDONOV: “Possible New Directions in the North Caucasus”, (27 Aralık 2006),
http://www.russiaprofile.org/politics/2006/12/27/4957.wbp
132
160
“HRW: Çeçenistan'daki Kayıplar İnsanlık Suçu”, http://www.bianet.org/2005/03/22/56950.htm
133
161
Nazım CAFERSOY: “Rusya, AB ile Çeçenistan’ı Görüşmeye Hazır”, (27 Aralık 2004),
http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?kat=8&yazi=8
134
162
Nazım CAFERSOY: a.g.m., http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?kat=8&yazi=8
163
Sergei MARKEDONOV: a.g.m., http://www.russiaprofile.org/politics/2006/12/27/4957.wbp
135
164
Sinan OĞAN: “Mücadelenin Yeni Rekabet Alanı: Karadeniz”, (16 Mayıs 2006),
http://www.netpano.com/haber/705/M%C3%BCcadelenin/Yeni/Rekabet/Alan%C4%B1/Karadeniz-
136
165
Sinan OĞAN: a.g.m.,
http://www.netpano.com/haber/705/M%C3%BCcadelenin/Yeni/Rekabet/Alan%C4%B1/Karadeniz-
166
Sinan OĞAN: a.g.m.,
http://www.netpano.com/haber/705/M%C3%BCcadelenin/Yeni/Rekabet/Alan%C4%B1/Karadeniz-
167
Stephen BLANK: Time For A Transatlantic Initiative, New Europe Review, 5’ten naklen Sinan
OĞAN, “Mücadelenin Yeni Rekabet Alanı: Karadeniz”, (16 Mayıs 2006),
http://www.netpano.com/haber/705/M%C3%BCcadelenin/Yeni/Rekabet/Alan%C4%B1/Karadeniz-
SONUÇ
1993’ten itibaren Rus dış politikası, eski Sovyet bölgesini yakın çevresi
ilan ederek önceliğin buraya verilmesi tezini temel alan Dış Politika Konsepti
çerçevesinde biçimlenmiştir. BDT ülkeleri ile ilişkilerin geliştirilmesi, yakın
çevredeki Rus azınlığın haklarının korunması konuları 1993 Savunma
Doktrini’nde de öncelikler olarak sıralanmıştır. Bütün bunlar Rusya’nın yakın
çevresinde yeniden nüfuz sahibi olma çabalarıydı. ‘Arka bahçe’ mantığı ve
‘Rus İmparatorluğu’ düşüncesi bu bölgedeki egemenliğin yeniden kurulmasını
gerekli kılıyordu.
ülkedeki istikrarı bozabilir ve yeni bir dağılma sürecine yol açabilir. Bu açıdan
Rusya’nın bu bölgedeki ayrılıkçı hareketleri baskı altında tutmak istemesi
anlaşılabilir. Rusya’nın bölgeye yönelik politikasını büyük ölçüde güvenlik
sorunları belirlemektedir. Arka bahçesi olarak gördüğü ülkeler üzerindeki
kontrolünü devam ettirme düşüncesiyle askeri açıdan bölgeyi kullanmaktadır.
Dağılma sonrası bağımsızlığını alan ülkelerden çekilen askeri varlığı Kuzey
Kafkasya’ya aktarılmıştır. AKKA çerçevesinde oluşturulan tavanlar
konusunda bölge ülkeleriyle karşı karşıya gelmesine rağmen, Kuzey
Kafkasya’daki güvenliği sağlama bahanelerini ileri sürmüştür. Rusya’nın asıl
amacı Kuzey Kafkasya vasıtasıyla tüm Kafkasya’yı kontrol edebilmektir.
Bunu yapabilmek için de öncelikle bu bölgedeki bağımsızlık hareketlerini
bastırarak istikrarı sağlaması gerekmektedir. Bu sayede, Rus dış politikasının
temel düşüncesi olan yakın çevrede hakim olma arzusunu gerçekleştirme
imkanına kavuşacaktır.
KAYNAKÇA
AĞACAN, Kamil, “Saakaşvili'nin Güney Osetya Operasyonu: Bir Hipotezin
Testi”, http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?yazi=33&kat=6, 16 Ocak 2005.
ATLI, Altay, “Rusya'nın Alternatif Yatırım Haritası”, Radikal, (23 Aralık 2005),
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=173704
ÇEÇEN, Anıl, “Büyük Ortadoğu ve Kafkasya”, 2023, Sayı 31, Kasım 2003.
http://www.azsam.org/modules.php?name=News&file=article&sid=6
http://www.bianet.org/2005/03/22/56950.htm
http://cecenistan.ihh.org.tr/uluslararasiplatform/abd/clinton.html
http://www.circassiancanada.com/tr/arastirma/0104_nalcik_olaylarinin_dusun
durdukleri.htm
http://www.constitution.ru/en/10003000-02.htm
http://www.departments.bucknell.edu/russian/const/constit.html
http://www.ermenisorunu.gen.tr/turkce/katliamlar/azerbaycan.html
http://www.kafkas.org.tr/bgkafkas/bukaf_gosetya_gosetyaanlasmazligi.html#
02
http://www.kimkimdir.gen.tr/kimkimdir.php?id=387
http://www.ntvmsnbc.com/news/305647.asp
http://www.rusya.ru/tur/index/siyasi_ve_idari_yapi
http://www.rusyaofisi.com/secim2004.htm
LO, Bobo, Vladimir Putin and the Evolution of Russian Foreign Policy,
London, The Royal Institute of International Affairs, Blackwell Publishing,
2003.
OĞAN, Sinan, “11 Eylül Sonrası Türk Dış Politikasında Rusya”, Rusya
Stratejik Araştırmaları-1, Ed. İhsan ÇOMAK, İstanbul, Tasam Yayınları, 2006.
OLGUN, Fikret İ., “Rusya’nın Bugünkü Durumu Üzerine”, Yeni Forum, Sayı
303, Ağustos 1994.
PRIZEL, Ilya, National Identity and Foreign Policy, New York, Cambridge
University Pres, 1998.
RUTLAND, Peter, “Putin’in İktidar Yolu”, Kadim Komşumuz Yeni Rusya, Haz.
Yılmaz TEZKAN, İstanbul, Ülke Kitapları, 2001.
TAVKUL, Ufuk, “Tarihi ve Etnik yapısıyla Kafkasya”, Yeni Türkiye Dergisi, Yıl
3, Sayı 16, Temmuz-Ağustos 1997.
TOLZ, Vera, “Forging the Nation: National Identity and Nation Building in
Post-Communist Russia”, Europe-Asia Studies, Cilt 50, Sayı 6, 1998.
ÖZET
ABSTRACT
The approach of Russia in dealing with the problems in North and South
of Caucasian region has appeared as handling the cases without tolerance
occuring in its soils in Northern Caucasia and using the cases as trumps
against the interested countries occuring beyond its boundaries. As Russia
has problems with countries in region and Western countries due to harsh
policies pursued in Chechnya problem, nothing effective could be done
against it. The agitative policies pursued in the indepedendent countries of
Caucasian has been due to the purpose of holding control the region. As
Peripheral regions being in high priority in its foreign policies, Caucasian
158
region in Russian foreign policies has the highest priority regarding to its
geographical position and problems it contains. As the energy starts to have
bigger impact on describing foreign policy, importance of Caucasian region
becomes more important. However, after 9/11, Russia using terrorism as a
justification to freely move in Chechnya could not prevent USA to enter the
region for the very same reasons. USA having close relations with countries
in region and establishing military bases have been the development against
Russia and in the coming future Caucasian and Black Sea will be an
important contention region between two states.