You are on page 1of 14

THEODOR STORM

IMMENSEE
Sayfa 1
Theodor Storm - Immensee ÝKÝNCÝ BASILIÞ
Millî Eðitim Bakanlýðý Yayýmlar ve Basýlý Eðitim Malzemeleri Genel Müdürlüðünün 11/5/19
emriyle Alman Klâsikleri inde ikinci defa olarak 5000 sayý basýlmýþtýr.
ÝSTANBUL 1966 MÝLLÎ EÐÝTÝM BASIMEVÝ
IMMENSE E (ihtiyar)
Sonbahar nihayetine doðru, bir ikindi vakti, temiz giyinmiþ bir ihtiyar yavaþ yavaþ cadd
eden aþaðý doðru iniyordu. Modasý geçmiþ, tokalý ayakkabýlarýnýn tozuna bakýlýrsa, üzerinde
Sayfa 2
Theodor Storm - Immensee gezintiden eve dönüþ hali vardý. Altýn topuzlu uzun kamýþ bastonun
oltuðunun altýnda taþýyordu. Bembeyaz saçlarýyla tezat teþkil eden ve kaybolmuþ bütün gençl
aksettiren siyah gözleriyle kâh sakin sakin etrafýna, kâh akþam güneþinin son ýþýklarý alt
re bakýyordu. Hali, umumiyetle bir yabancýyý andýrýyordu; geçip gidenlerin pek azý onu selâ
bazýlarý ise, gayri ihtiyari, o ciddî gözlere bakmaktan kendini alamýyordu. Nihayet sivri
çatýlý, yüksek bir evin önünde durup bir kere daha þehre doðru baktý ve eve girdi Kapý çýn
bakan gözetleme penceresinin yeþil perdesi açýlýp ihtiyar bir kadýn yüzü göründü. Adam, on
ile iþaret etti ve güneylilere has bir þive ile: "Daha ýþýðý yakmadýn mý?" dedi. Kadýn ise
eyi indirmekle mukabele etti, ihtiyar, geniþ sofadan ilerleyerek, duvarla-
Sayfa 3
Theodor Storm - Immensee IMMENSEE rýnda porselen vazolu meþe dolaplarýn bulunduðu bir ar
a odaya geldi. Hemen karþýdaki kapýdan bir koridora geçti; burada evin arkasýndaki üst kat
dalara giden küçük bir merdiven vardý. Bu merdivenden yavaþ yavaþ yukarý çýktý, bir kapýyý
bir odaya girdi. Burasý sessiz ve tam dinlenilecek bir yerdi. Duvarýn biri hemen he
men dosya ve kitap do-laplarýyla kaplanmýþtý, diðerlerinde ise, insan ve manzara resimleri
asýlý idi. Üzerinde açýk kitaplarýn darmadaðýn bulunduðu yeþil örtülü masanýn önünde kýrmý
koltuk duruyordu, ihtiyar, þapka ve bastonunu bir köþeye koyduktan sonra koltuða oturdu,
kenetlenmiþ elleriyle gezintiden ileri gelen yorgunluðunu gideriyormuþ gibi bir hal a
ldý. O böyle otururken hava yavaþ yavaþ karardý. Nihayet duvardaki tabloyu pencereden gire
n ay ýþýðý aydýnlattý, ve parlak ýþýk þeridi ilerledikçe ihtiyarýn gözleri de, gayri ihtiya
i. Neden sonra bu þerit sade, siyah
Sayfa 4
Theodor Storm - Immensee çerçeveli küçük bir resme kadar uzandý, ihtiyar yavaþça: "Elisabet
edi. Bu sözü söyler söylemez zaman deðiþivermiþti; artýk gençlik günlerini yaþýyordu. ÇOCUK
Bir anda küçük, sevimli bir kýz ona doðru yaklaþtý. Adý Elisabeth, yaþý olsa olsa beþ kadar
n yaþý da kýzýnkinin iki misli
ÝMMENSE
vardý. Kýzýn boynundaki kýrmýzý eþarp, kahverengi gözlerine ne kadar da yakýþýyordu. "Reinh
z, tatil! Bütün gün okul yok; bugün de yok, yarýn da." diye baðýrýyordu. Reinhard, koltuðun
aki yaz-boz tahtasýný sokak kapýsýnýn arkasýna býrakýverdi, sonra ikisi birden evden bahçey
kapýsýndan çayýra koþtular. Beklemedikleri tatil onlar için büyük bir sevinç vesilesi oldu.
rd, Elisabeth'in yardýmý ile, yeþil çalýlardan bir ev yapmýþtý. Bunun içinde
Sayfa 5
Theodor Storm - Immensee yaz akþamlarýný geçirmek istiyorlardý, ama içinde oturacak yer yok
u. Reinhard, hemen iþe koyuldu. Çivi, çekiç ve lüzumlu tahtalar hazýrdý. O, bu iþlerle meþg
Elisabeth, bayýrda geziniyor ve eteðine yüzük þeklinde yabanî ebegümeci tohumlarý topluyord
nlardan kendisine bilezik ve kolye yapacaktý, Reinhard, birkaç çiviyi eðri çaktýysa da, son
nda oturacak bir yer yapabilmiþti. Tekrar dýþarýya çýktýðý zaman kýz ondan çok uzakta, çayý
uyordu. "Elisabeth, Elisabeth!" diye seslendi ve kýz çaðýrýldýðýný duyunca, bukleli saçlarý
eldi. Erkek çocuk: "Gel", dedi. "iþte evimiz bitti. Güneþ altýnda çok durdun, içeri gel, ye
kanapemize oturalým. Sana bak neler anlatacaðým." Sonra her ikisi de, içeri girip yeni k
ana-peye oturdular. Elisabeth, eteðindeki yuvarlak tohumlarý alýp uzun iplere diziyord
u. Reinhard,
Sayfa 6
Theodor Storm - Immensee
IMMENSE E
IMMENSE E
anlatmaya baðladý: "Vaktiyle üç çýkrýkçý kadýn varmýþ..."
Elisabeth: "Oho... Ben bunu ezbere biliyorum; hep ayný þeyleri anlatmasam olmaz mý?" d
edi. Bunun üzerine Reinhard, (Uç Çýkrýkçý Kadýn)
Sayfa 7
Theodor Storm - Immensee hikâyesini anlatmaktan vazgeçti ve bunun yerine (Arslan Tuz
aðýna Düþen Zavallý Adam)' m hikâyesine baþladý:
"Vakit geceymiþ, biliyor musun? Hem de çok karanlýk bir gece: Arslanlar uyuyorlarmýþ, uyku
da arasýra esneyip kýrmýzý dillerini dýþarý çýkarýyorlamuþ. Birara adam irkilmiþ ve sabah o
denbire etrafýnda parlak bir ýþýk belirmiþ, baþýný kaldýrýp bakmýþ... Bir de ne görsün, önü
r mu? Melek, ona eliyle iþaret ederek, hemen bir kayanýn içine girip kaybolmuþ."
Elisabeth, can kulaðýyla dinlemiþti. "Melek mi?" dedi, "Kanadý da var mýymýþ?" Reinhard: "C
bu bir masal, zaten dünyada melek diye bir þey yok ki..." dedi. Kýz: "Sus Reinhard, güna
h" dedi ve arkadaþýnýn yüzüne dik dik baktý. Fakat çocuk buna ýsrarlý bakýþlarla mukabele e
ereddütle sordu: "öyleyse niçin annem, teyzem ve okuldakiler de hep bundan bahsediyorl
ar?"
Sayfa 8
Theodor Storm - Immensee Erkek çocuk: "Ne bileyim ben." diye cevap verdi.
Elisabeth: "Peki, acaba arslanlar da mý yok?" dedi.
"Arslan mý? Hiç arslan olmaz olur mu? Hindistan'da. Oradaki din adamlarý arslanlarý arab
alarýna koþup çölü geçerlermiþ. Büyüyünce ben de oraya gitmek isterim. Orasý buradan bin de
dir, çünkü orada kýþ yoR ki... Sen de oralara benimle beraber gelir misin, ha? Elisabeth:
"Evet, ama benim annemle senin annen de olursa." dedi. Reinhard: "Olmaz, onlar o
zamana kadar kimbilir ne kadar ihtiyar olurlar, bizimle gelemezler ki...
"Evet, ama bana da yalnýz baþýma müsaade etmezler."
"ister istemez edecekler, çünkü o zaman karým olacaksýn ve sana kimse emredemiyecek.':
Sayfa 9
Theodor Storm - Immensee "Fakat annem muhakkak aðlar." Reinhard, sertçe: "Tekrar gel
eceðiz ya... Sen þimdi bana doðruyu söyle: Benimle gelmek ister misin? Yoksa yalnýz gideri
m ve bir daha da dönmem."
Küçük kýz, aðlamaklý olmuþtu:, "öyle dargýn bakma, Hindistan'a beraber gelmek isterim." ded
hard, büyük bir sevinçle kýzý ellerinden yakaladý ve onu dýþarýya çýkardý: "Hindistan'a, Hi
iye þarký söyleyip kýzla beraber döndü, döndü; kýzýn boynundaki mendil uçmuþtu. Reinhard, b
kýp, ciddiyetle: "Verdiðin söz bir þey ifade etmez, ende cesaret ne gezer." dedi.
IMMENSE!:
Tam bu esnada bahçe kapýsýndan: Elisabeth, Reinhard!" diye beslendiler. Çocuklar:
Sayfa 10
Theodor Storm - Immensee "Buradayýz, buradayýz!" dediler ve elek tutuþarak eve doðru koþtu
lar. ORMANDA
Çocuklar, hep böyle beraber yaþýyorlardý: Kýz, erkeðe karþý ekseriya çok sakin, erkek ise o
davranýyordu, fakat bütün bunlar onlarý birbirlerinden ayýramýyordu: Bütün boþ vakitlerini
inin kapalý odasýnda, yazýn kýr ve tarlada olmak üzere bir arada geçiriyorlardý. Bir gün, E
eth, Reinhard'ýn gözü önünde öðretmeni tarafýndan azarlanýnca, öðretmenin nazarý dikkatini
mek için, erkek, yaz-boz tahtasýný öfke ile sýraya vurdu Fakat bu hareketin farkýna bile va
mamýþtý; ama Reinhard da, coðrafya dersine olan alakasýný kaybetmiþti; bunun yerine uzun bi
r karalýyordu: Bu þiirde kendini yavru bir kartala, öðretmeni de bir alakargaya benzetiy
ordu, Elisabeth ise, beyaz bir güvercindi. Kartal, kanatlarý geliþince, alakargadan in
tikam Simaya and içiyordu. Genç þairin gözlerinde þahsýna itimattan doðan yaþlar birikmiþti
ce ilk iþi beyaz yapraklý
Sayfa 11
Theodor Storm - Immensee küçük ve kaim bir defter tedarik etmek oldu. ilk sayfalarýna özde
ne bezene ilk þiirini yazdý. Kýsa bir zaman sonra baþka bir okula kaydoldu, burada haliy
le kendi
IMMENSEE
yaðýndaki erkek çocuklarla arkadaþ oldu fakat bu, Elisabeth'le olan münasebetine halel get
irmedi. Vaktiyle defalarca anlattýðý masallardan kýzýn en çok hoþuna gidenleri þimdi yazmay
dý. Bu esnada onda, bunlara kendi fikirlerinden bir þeyler katmak hevesi de uyanmýþta. F
akat her nedense buna bir türlü muvaffak olamýyordu. Onlarý ancak iþittiði þe-kilde yazýyor
onradan bu yapraklan Elisabeth'e veriyor, o da bunlarý ihtimamla komodinin gözünde sak
lýyordu. Akþamlarý, arasýra, Reinhard'ýn eliyle yazdýðý defterden bunlarý annesine okumasý
sonsuz bir sevinç veriyordu. Aradan yedi yýl geçmiþti. Reinhard, tahsilini tamamlamak içi
n memleketten ayrýlmak
Sayfa 12
Theodor Storm - Immensee mecburiyetindeydi. Elisabeth ise, günlerin Rein-hard'sýz geçe
bileceðini bir türlü kavrayamýyordu. Fakat, bir gün Reinhard'm verdiði þu söz onu sevindird
r zaman olduðu gibi Reinhard, ona masallar yazýp, annesine yazdýðý mektuplarýn içinde gönde
ve Elisabeth de ona, hoþuna gidip gitmediðini yazacaktý. Ayrýlýk günü yaklaþýyordu, fakat
Reinhard'ýn mýsralarý da birbirini takib etmekteydi. Gerçi defteri dolduran bütün þiirlere
lisabeth vesile olmuþtu, ama bütün bunlar Elisabeth için bir muammadan öteye gidemiyordu.
Nihayet haziran geldi, Reinhard'ýn gitmesine bir gün kalmýþtý. Bu vesile ile, bir defa dah
a, eðlenceli bir gün geçirmek istiyorlardý.
IMMENSE E
Sayfa 13
Theodor Storm - Immensee
IMMENSE E
Bu maksatla yakýn bir korulukta kalabalýk bir kýr eðlencesi tertip edildi. Ormanýn kenarýn
kadar birkaç saat süren yolu arabalarla katettikten sonra, komanyalarý sýrtlayarak yürüyüþ
am ettiler, bir çam koruluðundan geçtiler; burasý loþ ve serin bir yerdi, her taraf küçük k
i ile doluydu; yarým saatlik yürüyüþten sonra küçük bir kayýn ormanýna geldiler; burasý ise
ydýnlýk ve yemyeþildi; güneþ ýþýnlan gür yapraklý dallar arasýndan kýrýlarak aksediyor ve b
tünde oradan oraya sýçrýyordu. Nihayet meydan gibi bir yere geldiler, burada kayýn
Sayfa 14
Theodor Storm - Immensee aðaçlarýnýn dallarý birleþerek sanki þeffaf bir kubbe meydana geti
i; oturmak için buradan daha güzel bir yer olamazdý. Elisabeth'in annesi komanyayý daðýtmak
ere sepetlerden birini açtýðý sýrada ihtiyar bir bay, komanyayý eline alarak baðýrdý: "Ey.
azlar, etrafýma toplanýn bakalým, söyliyeceklerimi kulaklarýnýzý açýp dikkatle dinleyin. He
ize ikiþer tane kuru sandviç verilecek, tereyaðýný evde unutmuþuz, herkes katýðýný kendisi
cak. Becerikliler için ormanda kâfi miktarda çilek var. Hiçbir þey bulamayan ekmeðini kuru
uru yemeye mecburdur, zaten hayatta da hep böyle deðil mi? Sözlerimi an-ladýnýz mý?"
Çocuklar: "Evet efendim!" diye cevap verdiler, ihtiyar: "Peki, ama söyliyeceklerim h
enüz bitmedi: Biz ihtiyarlar hayatta çok yorul-
duk, onun için evde kalacaðýz, yani bu aðacýn altýnda; patatesleri soyup ateþ yakacak ve so

Sayfa 15
Theodor Storm - Immensee hazýrlayacaðýz, saat on iki olunca yumurtalarý piþireceðiz. Bütün
ra mukabil her biriniz getireceðiniz çileklerin yarýsýný bize vereceksiniz ki yemeðin üstün
þeyler hazýrlayalým. Artýk istediðiniz yöne gidebilirsiniz, ama hile yapmak yok."
Çocuklar, söylenenleri muzip bir çehre ile dinliyorlardý, ihtiyar, tekrar: "Durun!" diye
bað-ýrdý ve þöyle devam etti: "Þunu da küçük kafalarýnýza iyice yerleþtirin ki, bir þey bu
ler bizden de bir þey ko-paramýyacaktýr, ha!". Gençler de ayný fikirde idiler ve ikiþer iki
daðýlmaya baþladýlar.
Reinhard: "Gel Elisabeth, ben çileklerin yerini biliyorum; ekmeðini kuru kuru yemene
gönlüm razý olmaz." dedi. Elisabeth, hasýr þapkasýnýn yeþil baðlarýný düðümleyerek koluna
elim, sepetimiz de hâzýr." diye cevap verdi. Böylece, birlikte ormanýn derinliklerine da
ldýlar. Burasý, aðaçlarýn gölgelediði ýslak ve ýssýz yerlerdi, sadece ta yukarýlarda yýrtýc
Sayfa 16
Theodor Storm - Immensee iþitiliyor, fakat kendileri görünmüyordu. Bazan bitkiler o kada
r sýklaþýyordu ki, Reinhard, kâh bir dalý kýrarak, kâh yana doðru çekerek Elisabeth'e yol a
en gitmek mecburiyetinde kalýyordu. Fakat çok geçmemiþti ki, arkadan Elisabeth'in ken-
IMMENSEE disini çaðýrdýðýný iþitti, arkasýna döndü. Elisabeth: "Reinhard! Beni bekle." diye
at, Reinhard, onu bir türlü göremiyordu, nihayet epey uzakta çalýlarla mücadele ettiðini fa
etti. Küçücük baþý yaban otlarýnýn üzerinden zorlukla görülebiliyordu. Reinhard, gerisin ge
yaban otlarýnýn arasýndan kurtardý, mavi kelebeklerin çiçekten çiçeðe uçuþtuðu bir boþluða
rýný yüzünden kaldýrdý, hasýr þapkasýný onun istememesine raðmen, baþýna giydirdi.
Elisabeth, nihayet olduðu yerde durup derin
Sayfa 17
Theodor Storm - Immensee bir nefes alarak: "Senin çilekler nerede kaldý ?" demekten
kendini alamadý. Reinhard: "Buradaydý, fakat kaplumbaðalar bizden evvel davranmýþlar, belk
i de sansarlar, o da deðilse cinler." dedi.
Kýz: "Doðru, bak yapraklarý hâlâ duruyor; fakat bir daha cinlerden bahsetme; gel, daha arýy
lým, ben hiç yorulmadým." diyerek ona kuvvet verdi.
Önlerine bir dere çýktý, öte taraf yine ormandý. Reinhard, Elisabeth'i kollarýna alarak öbü
a geçirdi. Bir müddet sonra aðaçlarýn karanlýðýndan kurtularak ýþýða kavuþtular. Kýz bu ara
kak çilek vardýr; burnuma tatlý tatlý kokular geliyor." dedi. Bu güneþli meydanda epey aran
ar, hiçbir þey bulamadýlar. Reinhard: "Yok iþte", dedi, "sadece yaban otlarýnýn kokusu".
Her yer ahududu çalýlýklarý ve diðer dikenlerle
Sayfa 18
Theodor Storm - Immensee doluydu; çayýrlar arasýnda yer yer boþluklarý dolduran yaban otla
rý etrafa keskin bir koku yaymaktaydý. Elisabeth: "Burasý çok ýssýz, acaba bizimkiler nered
ler?" diye sordu. Reinhard ise, bu geliþin bir de dönüþü olduðunu düþünmemiþti: "Biraz bekl
eden geldiðine bakayým." diyerek parmaðýný havaya kaldýrdý. Fakat rüzgârdan eser yoktu. "Hi
i Elisabeth," sus bakayým, onlarýn konuþtuklarýný iþitir gibi oldum. Þu tarafa doðru bir ba
".
Reinhard, ellerini aðzýna koyarak, o tarafa doðru baðýrdý: "Buraya gelin!" Ses karþý taraft
Gelin!" diye aksi seda yapýnca, Elisabeth: "Cevap veriyorlar!" diye sevinerek elle
rini çýrptý. Reinhard: "Hayýr, cevap vermiyorlar, sesim yanký yapýyor." dedi.
Elisabeth, Reinhard'ýn elini tutarak: "Çok korkuyorum." diye sýzlandý. Reinhard: "Hayýr, k
orkmamalýsýn. Burasý .ok güzel!.. Þu çalýlarýn gölgesine otur; biraz
Sayfa 19
Theodor Storm - Immensee dinlenelim, ötekileri nasýl olsa buluruz, merak etme."
Elisabeth, bir kayýn aðacýnýn gölgesine oturarak, dikkatle etrafýný dinlemeye baþladý; Rein
e, ondan birkaç adým ötede bir aðaç kütüðüne iliþmiþ onu süzüyordu. Güneþ tam tepede, vakit
deydi. Altýn sarýsý, mavi böcekler výzýldayarak hava-
IMMENSEE da dolaþýyor, etrafý uðultuya boðuyorlardý. Bazen da, ormanýn ta derinliklerinden,
kanlarýn takýrdýsý ve diðer orman kuþlarýnýn ötüþleri duyuluyordu.
Elisabeth, birdenbire: "Dinle, çan çalýnýyor." dedi.
Reinhard: "Ne tarafta?" diye sordu. "Arkamýzda, iþitmiyor musun? öðle olduðuna iþaret bu."
"Þu halde þehir arkamýzda; dosdoðru bu
Sayfa 20
Theodor Storm - Immensee istikamete gidersek, bizimkilere raslamamýz lâzým."
Bunun üzerine geri döndüler, çilek aramaktan vazgeçmiþlerdi, çünkü Elisabeth, çok yorulmuþt
aðaçlar arasýndan gülüþmeler iþitildi; sonra gözlerine yerdeki beyaz bir örtü çarptý. Kurul
yýðýn yýðýn çilekler duruyordu. Yaþlý bay, önüne bir peçete iliþtirmiþ, bir yandan bir kýza
emirirken bir yandan da gençlere ahlakî öðütlerinin kalan kýsmýný tamamlýyordu.
Reinhard ve Elisabeth'in aðaçlar arasýndan geldiðini gördükleri zaman küçükler: "iþte gerid
r." diye baðrýþtýlar. Yaþlý bay: "Buraya!" diye seslendi, "mendillerinizde ve þapkalarýnýzd
rsa boþaltýn. Gösterin bakalým, neler buldunuz?" "Açlýk ve susuzluk." diye Reinhard cevap v
rdi. .
Sayfa 21
Theodor Storm - Immensee IMMENSEE
Ýhtiyar: "Hepsi bu kadar ise", diye mukabele edip dolu kâseleri onlara doðru kaldýrdý, "ke
ndinize saklayýn, daha iyi. Anlaþmayý biliyorsunuz; tembeller bir þey beklemesin." Ama y
ine de yalvarmalara dayanamadý: Sofra kuruldu, ardýç kuþu da koruluktan ötüyordu. Gün böyle
i. Fakat bu, Reinhard için boþuboþuna harcanmýþ bir zaman olmadý, ormanda çilek bulamamýþtý
e ettiði en kýymetli þeyi ona veren yine de ormandý. Eve döndükten sonra þiir defterine þun
zdý: Bu daðýn yamacýnda Pek sakin eser rüzgâr; Sarkan dallar altýnda Oturan bir çocuk var.
kokularýyle Çevrilirken varlýðý, Böcekler velveleye Verirler ortalýðý. Sessiz duran ormand
Sayfa 22
Theodor Storm - Immensee Bakarken içerlere, Kumral buklelerinden Güneþ süzülür yere. Guguk
zaktan güler, Þu zan geçer aklýmdan; Orman perisi gibi Gözleri var altýndan.
IMMENSEE Böylece o, Reinhard'ýn hayalinde sadece himayesine aldýðý küçük bir çocuk olarak d
a ziyade ilk gençliðine ait en sevimli, en olaðanüstü hâtýralarýn canlý bir sembolü olarak
u.
YOL ÜSTÜNDE BÝRDENBÝRE O ÇOCUK BELÝRDÝ
Noel yaklaþýyordu. Vakit henüz ikindiydi, Reinhard'la okul arkadaþlarý lokalde meþeden yapý
r masanýn etrafýna toplanmýþ otu-ruyorlardý. Duvardaki lâmbalarý yakmýþlardý,
Sayfa 23
Theodor Storm - Immensee çünkü bu altkata karanlýk erken çökerdi. Masalarda pek az müþteri
garsonlar, iþsiz, sütunlara dayanmýþ bekliyorlardý. Salonun bir köþesinde bir kemancý ile b
tarcý kýz oturuyordu. Yüz hatlarýndan kýzýn çingene olduðu anlaþýlýyordu. Çalgýlarýný kucak
þeyle ilgilenmeden Önlerine bakýyorlardý. Üniversitelilerin bulunduðu masada bir þampanya
patlayarak açýldý. Asîl tavýrlý bir genç, dolu bardaðýný kýza uzatarak: "iç benim Bohemyalý
Kýz, hiç istifini bozmadan: "istemem." diye reddetti.
Asilzade, bu defa: "öyleyse þarký söyle!" diyerek kýzýn kucaðýna gümüþ bir lira fýrlattý. K
saçlarýnda yavaþ yavaþ gezdiriyordu. Kemancý kulaðýna bir þeyler fý-
IMMENSEE
sýldadý, o ise buna ehemmiyet vermeden baþým
Sayfa 24
Theodor Storm - Immensee geriye attý ve sonra çenesini gitarýna dayadý: 'Onun için çalmam."
dedi.
Reinhard, elinde içki bardaðý ile yerinden fýrlayýp kýzýn karþýsýna dikildi. Kýz, ters ters
orsun?" diye sordu. "Gözlerini görmek." "Gözlerimden sana ne?"
Reinhard, ateþli nazarlarla ona tepeden bakýyordu: "Çok iyi biliyorum ki, onlar aldatýr
insaný!" Kýz yüzünü avuçlarýnýn içine almýþ onu merakla süzüyordu. Reinhard, bardaðýný duda
ahkâr gözlerin için!" diyerek içkiyi yudumladý. Kýz baþýný kaldýrdý ve kýrýtarak gülümsedi:
yah gözlerini ,onunkilerden ayýrmaksýzýn bardakta kalaný sonuna kadar içti. Sonra, üç sesli
akor meydana getirerek, derinden kopan içli bir sesle söylemeðe baþladý: Bugün bir bugün, b
Gerçekten güzelim, ben; Yarýn, ah yarýn bile, iz
Sayfa 25
Theodor Storm - Immensee kalmaz hiç birinden. Ancak þu an, seni ben, Hep yanýmda bulur
um, ölmeye gelince de... Yapa yalnýz ölürüm.
IMMENSEE Kemancý, seri bir tempoyla aranagmeyi çalarken yeni bir þahýs topluluða katýldý. "
nhard, seni alýp götürmeye geldim" dedi. "Ortalarda yoksun, Noel'i unuttun mu yoksa?".
Reinhard: "Noel mi, onun benimle ne alâkasý var?" dedi.
"Aa! Þuna da bak. Odan baþtanbaþa çam aðacý ve Noel pastasý kokuyor." Reinhard, bardaðý eli
kýp kasketine uzandý.
Kýz: "Nereye böyle?" diye sordu. "Tekrar geleceðim".
Sayfa 26
Theodor Storm - Immensee Kýz, kaþlarýný çattý, yavaþ bir sesle: "Ne olur kal, gitme!" diyer
ona manalý manalý baktý. Reinhard, bir an tereddüt etti ve: "imkânsýz, gitmeliyim." dedi.
Kýz, gülerek ona ayaðýnýn ucu ile þöyle bir dokundu: "Git sen de! Bir iþe yaramazsýn zaten,
piniz aynýsýnýz." diyerek arkasýný döndüðü sýrada Reinhard, merdivenleri çýkýyordu. Dýþarýd
miz kýþ havasýný ateþli alnýnda hissetti. Aydýnlatýlmýþ çam aðaçlarýnýn parlak ýþýklarý yer
aman zaman evlerden büyük ve teneke borazanlarýn gürültüsü ve bu arada neþeli çocuk sesleri
rdu. Bir sürü dilenci çocuk kapýdan kapýya dolaþýyor, merdivenleri týrmanýyor ve kendilerin
olmamýþ
IMMENSEE
zengin evlerine açýk bulduklarý pencerelerden I liran olsun bakmayý kâr sayýyorlardý. Bu ar
bir
Sayfa 27
Theodor Storm - Immensee kapý birdenbire açýlýyor ve azarlayan sesler bu küçük misafirleri
lýk evden karanlýk sokaða doðru uzaklaþtýrýyordu. Bir baþka evin koridorunda da, eski bir N
kýsý terennüm ediliyor, erkek sesleri arasýnda bazen da kýz çocuklarýnýn berrak sesleri iþi
du. Reinhard, bunlarý duymuyordu bile. Evine geldiði zaman ortalýk çoktan kararmýþ bulunuyo
du. Merdivenleri gürültüyle çýktý ve odasýna girdi. Hoþ bir koku genzini doldurdu; evini ha
Odaya, sanki doðduðu evin Noel gecelerine has kokusu sinmiþti. Titreyen elleriyle ýþýðý yak
anýn üstünde oldukça büyük bir paket gördü. Açtýðý zaman paketten çok iyi tanýdýðý çikolata
rýnýn üstünde kendi isminin baþ harfleri þekerle yazýlýydý. Bunu Elisabeth'den baþkasý yapm
a dikilmiþ çamaþýrlar, mendiller ve manþetler bulunan küçük bir paket çýktý. En altta da an
Elisabet'in mektuplarý vardý. Reinhard, evvelâ ikinci mektubu açtý; Elisabeth, þunlarý yazý
:
Sayfa 28
Theodor Storm - Immensee "Ýsminin þekerle yazýlmýþ baþharfleri, pastalar yapýlýrken annene
yardým ettiðini sana elbette hatýrlatacaktýr. Senin için manþetleri diken de yine ondan ba
sý deðildir. Bu seneki Noel'imizin çok sönük geçeceði belli, annem bile çýkrýðýný her gece
a bir köþeye atýyor. Bu kýþ bizden uzaktasýn; ken-
IMMENSEE dimizi çok yalnýz hissediyoruz. Ayrýlýðýn yetmi-yormuþ gibi, hediye ettiðin güzel
eten-, kuþu da geçen pazar ölüvermesin mi? Ona aðladým, halbuki ne kadar iyi bakmýþtým hayv
ep de akþam güneþi kafesine vurduðu zaman öterdi yavrucak. Bilirsin, çok öttüðü zaman annem
n üzerine, sussun diye, bir bez örterdi. Eski arkadaþýn Erich de arasýra ziyaretimize gelm
ese evimiz büsbütün ýssýz olacak. Hatýrlýyor musun,
Sayfa 29
Theodor Storm - Immensee birgün onun için "Týpký pardesüsü gibi kahverengi" demiþtin. O, ka
görünür görünmez hep seni hatýrlarým da, bu sözünü o kadar komik bulurum ki.. Fakat bunlarý
ma, korkarým sonra bana kýzar. -Annene Noel için ne hediye ettim, tahmin et bakalým? Bul
amadýn mý? Ben söyliyeyim: Bizzat kendimi. Senin Erich karakalemle bir portremi yaptý, k
arþýsýnda mecburen üç defa model olarak durdum, hem de her defasýnda tam bir saat. Yabancý
inin yüzümü böyle saatlerce seyretmesi hiç de hoþuma gitmedi. Ben böyle bir þey istemiyordu
, annem arzu etti bunu. Bunun Frau Werner için çok büyük sevinç vesilesi olacaðýný ýsrarla
Fakat sen sözünde durmadýn Reinhard; hani bana masal yazýp gönderecektin? Seni bu yüzden b
rkaç defa annene de þikâyet ettim. O i ise her defasýnda bana, senin böyle çocukça þeylerde
aha mühim iþlerin olduðunu söyledi. Fakat ben bu sözlere pek inanmadým; belki de yanýlýyoru
Sayfa 30
Theodor Storm - Immensee
Bundan sonra Reinhard, annesinin mektubunu da okudu. Her ikisini de itina ile ka
tlýyarak bir tarafa koyduktan sonra evinin hasretini içinde bir defa daha derinden d
erine hissetti. bir müddet odasýnda bir aþaðý bir yukarý gezindi, önce hafifçe, sonra da ya
bir þekilde þunlarý mýrýldandý: Aklý baþýnda deðildi, Þaþýrmýþtý yolunu, Çocuk yolda durmuþ
Reinhard, lokale yaklaþtýðý zaman içerden keman sesi ve gitarcý kýzýn þarkýsýný iþitti. Bu
uldu ve ' karanlýkta birisi sendeleyerek geniþ, yarý aydýnlýk merdivenlerden çýktý. Reinhar
lerin gölgelediði yol boyunca ilerleyerek lokale girmeden geçip gitti. Bir müddet sonra
iyice aydýnlatýlmýþ bir mücevherci
Sayfa 31
Theodor Storm - Immensee dükkânýna girdi. Burada kýrmýzý mercandan yapýlmýþ küçük bir haç s
ayný yoldan geldiði yere döndü.
Hemen evinin yakýnýnda partal kýyafetli küçük bir kýz gördü. Kýz, yüksekçe bir evin önünde
aþýp duruyordu. Reinhard: "Yardým edeyim mi? 'diye sordu. Çocuk hiç sesini çýkarmadý ama, a
kmaðýný býraktý. Reinhard, kapýyý hemen açýverdi ve: "Ev sahipleri seni kovarlar sonra, ben
l, sana Noel pastasýný ben vereyim."
dedi. Sonra kapýyý tekrar kapadý ve küçük kýzý elinden tutarak onunla doðruca evine girdi.
en ýþýðý yanar býrakmýþtý, "iþte pastalar." diyerek kendisince çok kýymetli olan pastalarýn
ttý. Yalnýz, isminin baþ harfleri yazýlý olanlarý vermedi. "Þimdi evine git ve bunlardan an
e de ver." dedi. Çocuk çekingen nazarlarla ona baktý. O ana kadar
Sayfa 32
Theodor Storm - Immensee kimseden böyle bir yakýnlýk görmediði her halinden belli idi ve b
una mukabele edecek görgüsü de yoktu. Reinhard, kapýyý açarak ona ýþýk tuttu, küçük ise, pa
bir kuþ gibi merdivenleri indi ve evinin yolunu tuttu. Reinhard, sobayý karýþtýrdý ve tozl
nmýþ mürekkep þiþesini masaya koydu, sonra oturup bütün gece annesine ve Elisabeth'e sayfal
a mektup yazdý. Elini sürmediði Noel pastasýnýn kalan yarýsý yanýbaþýnda durup duruyordu. B
il Elisabeth'in gönderdiði manþetleri koluna takmýþtý; tüylü ceketinin kollarýndan ne de gü
rdý. Kýþ güneþi buzlu pencere camlarýndan odaya girip de tam karþýsýna düþen aynada soluk v
nin aksini aydýnlatýncaya kadar hep böyle oturdu.
EVDE Paskalya tatili gelince Reinhard, sýlaya döndü. Geldiðinin hemen ertesi günü doðruca E
abet'e gitti. Kendisini güzel ve uzun boylu
Sayfa 33
Theodor Storm - Immensee
IMMENSEE
bir kýzýn gülerek karþýladýðýný görünce: "Ne kadar da büyümüþsün." demekten kendini alamadý
ele etmedi, "Hoþ geldin." derken Reinhard'a uzattýðý elini þimdi onun avuçlarýndan usulca k
a çalýþtý. Erkeðin bakýþlarýnda birdenbire bir tereddüt belirdi; vjünkü kýzýn o ana kadar b
yaptýðý vaki deðildi. Þimdi ise aralarýna bir yabancýlýk, bir soðukluk girmiþ gibiydi. Bu h
ard'ýn her ziyaretinde ve her gün biraz daha kendini belli ediyordu. Ne zaman yalnýz k
alsalar konuþmalarýnýn hep sükûtla bölünmesi Reinhard'a çok dokunuyordu ve bu halin önüne g
likanlý ne lazýmsa yapýyordu. Tatil müddetince muayyen bir sohbet mevzuu bulabilmek için, ü
iversiteye girdiði ilk aylarda fýrsat buldukça meþgul olduðu botanik hakkýnda kýza bir þeyl
eye baþladý. Ona herþeyde itaate alýþkýn olan ve öðrendiði bu yeni þeylere alâka duyan Elis
ilgilerden
Sayfa 34
Theodor Storm - Immensee memnun oluyordu. Hattâ birkaç defa, öðrendik-lerini yerinde tet
kik maksadýyla tarla ve kýrlara da gittiler. Dönüþlerinde bitki ve çiçeklerin çanak yaprakl
getirirler ve birkaç saat sonra Reinhard, bulduklarýný paylaþmak bahanesiyle, tekrar El
isabeth'lere gelirdi. Reinhard, bir ikindi vakti yine böyle bir maksatla geldi. Bu
esnada Elisabeth, pencereye oturmuþ, Reinhard'ýn onlarda hiç görmediði altýn yaldýzlý bir
e kanarya otu takmakla meþguldü. Kafeste, durmadan kanatlarým çýr-
IMMENSEE pan ve cývýldýyarak Elisabet'in elini gagalayan bir kanarya vardý. Bir zamanlar
, Reinhard'ýn hediye ettiði kuþ da, ayný kafesteydi. Reinhard, gülerek: "Yoksa benim zaval
lý keten kuþum öldükten sonra kanarya mý oldu?" diye sordu. Koltuðunda oturmuþ iplik büken
"Hiç keten kuþu kanarya olur mu?" diye söze karýþtý,
Sayfa 35
Theodor Storm - Immensee "Arkadaþýnýz Erich, onu Elisabeth iþin bugün öðleyin çiftliðinden
". "Hangi çiftliðinden?" "Ay, siz bunu bilmiyor musunuz?" "Neyi?"
"Erich'in bir aydanberi babasýnýn Immen-see'deki ikinci çiftliðine taþýndýðýný...'. "Fakat
na hiç bahsetmediniz ki." "Tuhaf doðrusu, siz de arkadaþýnýzý bir ke re olsun sormadýnýz ki
ne sevimli ve ne an layýþlý bir genç." ' . Anne kahve piþirmek için dýþarýya çýktý. El
hard'a sýrtýný dönmüþ, kafesi süslemekle meþguldü. "Bir dakika müsaade edin, hemen bitiyor.
einhard, her zamankinin aksine, sesini çýkarmayýnca kýz ona döndü. Erkeðin gözlerinde hiç r
i bir hüzün ifadesi okunuyordu. Ona yaklaþarak: "Neyin var Reinhard?" diye sordu.
Reinhard: "Benim mi?" dedi ve bakýþlarýný kýzýn gözlerine çevirdi.
Sayfa 36
Theodor Storm - Immensee Kýz: "Çok üzgün görünüyorsun." dedi.
Erkek: "Elisabeth, ben o sarý kuþa hiç tahammül edemiyorum, anladýn mý?" diye cevap verdi.
Kýz onu hayretle süzdü; ne demek istediðini anlamamýþtý: "Ne tuhafsýn." dedi. Reinhard, kýz
ni avuçlarýna almýþtý. Tam bu esnada annesi odaya girdi. Kadýn kahveyi verdikten sonra tekr
r çýkrýðýnýn baþýna oturdu. Reinhard ve Elisabeth, topladýklarý bitkileri tasnif etmek için
a geçtiler. Çiçeklerin erkek organlarýný sayýp, yaprak ve çiçekleri büyük bir özenle ayýrdý
n her cinsten iki tane alarak büyük bir koleksiyon kitabýnýn arasýna yerleþtirdiler. Güneþl
ikindi vaktiydi ve ortalýk sessizliðe bürünmüþtü. Sadece yan odadan annenin çýkrýk gürültü
-sýra da Reinhard'ýn, bitkileri sýnýflandýrýrken veya Elisabeth'in acemice telâffuz ettiði
ce
Sayfa 37
Theodor Storm - Immensee kelimeleri düzeltirken çýkardýðý hafif ses duyulmaktaydý.
Elisabeth, bütün bitki ve çiçekler ayrýlýp yerleþtirildikten sonra: "Bende, aksi gibi, yine
ci çiçeði eksik." dedi.
Reinhard, cebinden küçük, parþümen, ciltli beyaz bir defter çýkardý. Yarý kurumuþ bitkiyi a
e sana bir sap inci çiçeði." dedi. Elisabeth, defterin yazýlý sayfalarým görünce sordu:
a yine masallar mý yazdýn?" Reinhard: "Bunlar, masal deðil." diye cevap vererek defter
i ona uzattý.
ÝMMENSEE
Bunlar, ekserisi en çok bir sayfa tutan mýsralardan ibaretti. Elisabeth, sayfalan a
rka arkaya çevirdi, yalnýz baþlýklarý okumakla iktifa ediyordu: Öðretmen Tarafýndan Azarl
Sayfa 38
Theodor Storm - Immensee Ormanda Yollarýný .Kaybettikleri Zaman, Paskalya Masalý, Ban
a ilk Mektubu Yazdýðý Zaman... Hemen hemen hepsi bu þekilde devam ediyordu. Reinhard, kýzý
tetkike koyuldu: sayfalarý çevirdikçe kýzýn yüzünde mahcubiyetten doðan bir kýzarmanýn beli
bu halin yavaþ yavaþ bütün yüzünü kapladýðýna þahit oldu. Kýzýn gözlerine bakmak istedi, El
ndan kaçýrdý ve sonunda bir þey söylemeden defteri Reinhard'ýn önüne býraktý.
Diðeri: "Onu bana geri verme!" dedi. Kýz, teneke kutudan kahverengi bir çiçek aldý ve: "En
sevdiðin bitkiyi içine koyuyorum." diyerek defteri eline sýkýþtýrdý.
Nihayet tatilin son günü, ayrýlacaklarý sabah geldi çattý. Posta arabasý evlerinden birkaç
ilerdeki duraktan kalkacaktý. Elisabeth, annesine rica ederek, arkadaþýný yolcu etmek üze
re izin aldý. Kapýnýn önüne çýkýnca Reinhard, ona kolunu uzattý, bu þekilde, hiç bir þey ko
a yürüdü. Durak yerine yaklaþtýkça, uzun sürecek
Sayfa 39
Theodor Storm - Immensee ayrýlýða baþlamadan önce, kýza muhakkak bir þeyi açýklamak lâzým g
kuvvetle hissediyordu, öyle bir þey ki, buna, gelecek günlerin bütün saadet ve ümidi baðlý
n... Fakat ne yazýk ki, buna
ÝMMENSEE
baþlangýç olabilecek ilk kelimeyi bir türlü seçe-miyordu. Yol bitecek de o kelimeyi yine bu
a-mýyacaðým hissi onu korkutuyor ve bu yüzden adýmlarýný gittikçe aðýrlaþtýrýyordu. Kýz: "Ç
Marien'in çanlarý saat 10'u vurdu bile." dedi. Bu söz yürüyüþünü deðiþtirmedi. Nihayet heye
liyerek: "Elisabeth, artýk beni iki sene göremiyeceksin, acaba tekrar dönüþümde beni þimdik
adar sevecek misin?" diyebildi. Kýz, evet mânasýnda baþýný sallayarak, dost nazarlarla onun
yüzüne baktý ve bir müddet sonra: "Seni müdafaa bile ettim." dedi.
Sayfa 40
Theodor Storm - Immensee "Beni mi? Kime karþý duydun bu mecburiyeti?".
"Anneme karþý. Dün akþam, sen gittikten sonra, uzun uzun senden bahsettik. Annem, artýk, s
enin eski Reinhard, olmadýðýný söyledi.". Reinhard, bir an sustu ve sonra kýzýn ellerini av
a alarak gözlerini onun çocuk gözlerine dikti! "Ben eskiden ne isem yine oyum. Buna bütün
kalbinle inanmaný istiyorum. Bana inanýyorsun deðil mi, Elisabeth?".
Elisabeth: "Evet." dedi. Delikanlý, kýzýn elini býraktý ve onunla son sokaðý çabucak döndü.
aklaþtýkça yüzündeki sevinç ifadesi daha da artýyordu, öyle ki bir ara acelesinden kýzýn ön
adý. Kýz: "Nen var Reinhard?" demeye mecbur-oldu.
ÝMMENSEE
Reinhard: "içimde bir sýr var, çok güzel bir
Sayfa 41
Theodor Storm - Immensee þey!.. Onu iki sene sonra ben dönünce öðre-neceksin." diyerek, se
vinçten ýþýl ýþýl yanan gözleriyle kýza baktý.
Böyle konuþa konuþa posta arabasýna geldiler. Zaten hareket zamaný da gelmiþti. Reinhard, k
elini bir kere daha ellerine aldý: "Allahaýsmarladýk, Elisabeth!" dedi. "Allahaýsmarladýk,
sözüne sadýk kalacaksýn deðil mi?"
Elisabeth, "olur" der gibi, baþýyle iþaret yaptý ve: "Güle güle!" dedi.
Reinhard, biner binmez araba hareket etti. Araba, köþeyi dönerken Reinhard, geri dönüp yav
aþ yavaþ yürüyen sevgilisine bir defa daha baktý. BÝR MEKTUP
Bundan hemen hemen iki yýl sonra, Reinhard, önünde bir lâmba, bir yýðýn kitap ve kâðýt aras
beraberce ders çalýþtýðý bir arkadaþýný bekliyordu. Bu esnada merdivende ayak sesleri duyu
iriniz!" Gelen pansiyon sahibesiydi. "Size bir mektup var, Bay Werner!" dedi ve
Sayfa 42
Theodor Storm - Immensee mektubu vererek dönüp gitti. Reinhard, sýladan dönüþünden beri Eli
beth'e hiç yazmamýþ ve ondan da mektup almamýþtý. Bu mektup da ondan deðildi, zarftaki anne
in yazýsý idi. Reinhard, açtý ye þunlarý okudu: "Sevgili yavrum, her yaþýn insan üzerinde k
has tesirleri muhakkaktýr; bu sebeple,
ÝMMENSEE
gençlik çaðýnda insan hâdiseler karþýsýnda daha metin olur, burada, ümit ettiðinden baþka þ
r benim tanýdýðým Reinhard isen bu durum seni elbet üzecektir. Erich, son üç ay içinde iki
reddedildikten sonra nihayet dün Elisabeth'den muvafakat cevabý aldý. Elisabeth, bu hu
susta bir türlü karar veremiyordu, fakat nihayet iþ olacaðýna vardý. Yaþý da bu iþ için ne
Düðün hemen yapýlacak ve sonra annesi onlarla gidecek". ÝMMENSEE
Bu hadise üzerinden seneler geçti. Bir ilk-bahar
Sayfa 43
Theodor Storm - Immensee günü öðleden sonra, azimkar çehresi güleçten yanmýþ genç bir adam,
meyilli bir orman yolu boyunca ilerliyordu. Ciddî, gri »özleriyle, biteviye uzayýp gide
n yolda belirmeye niyeti olmayan bir deðiþikliði bekliyormuþ gibi, ýsrarla uzaklara bakýyor
u. Nihayet aþaðýdan bir at arabasýnýn geldiðini gördü. Yolcu, arabanýn yanýnda yürüyen köyl
ba dostum, bu yol doðru Immensee'ye mi gider?" Adam: "Dosdoðru git." diye cevap verd
i ve þapkasýný arkaya itti. "Oraya daha çok var mý?" "Gelmiþsiniz bile. Bir sigaranýn yansý
eye kadar gölü görürsünüz. Efendilerin evi hemen gölün yanýndadýr."
IMMENSEE
IMMENSEE
Sayfa 44
Theodor Storm - Immensee
Köylü geçip gitti, diðeri aðaçlarýn altýnda daha hýzlý yürümeye baþladý. Onbeþ dakika sonra
aðaç gölgeleri birdenbire bitti. Yol, asýrlýk meþelerin yükseldiði bir yamaç boyunca uzanýy
arkasýnda, uzaklarda, güneþli bir düzlük vardý. Tâ aþaðýlarda göl sakin, koyu bir mavilik
yeþil ýþýklý ormanlarla çepeçevre sarýlmýþtý. Yalnýz bir yerde aðaçlar seyrekleþiyor ve gö
mavi daðlarla sýnýrlanýncaya kadar uzayýp gidiyordu. Tam karþýda, ormanlarýn yeþilliði aras
tibaýný veren bir manzara göze çarpýyordu; bu, çiçek açmýþ meyva aðaçlarý idi. Bunlarýn ara
ibinin evi yükseliyordu; damýnýn kýrmýzý kiremitleri binayý daha da beyaz gösteriyordu. Bac
bir leylek havalanarak göl üzerinde bir kavis çizdi. Yolcu: "Immensee!" diye baðýrdý. Sanki
Sayfa 45
Theodor Storm - Immensee yolculuðunun sonuna gelmiþ gibiydi. Çünkü, durmuþ, aðaçlarýn üzeri
ki binayý seyre dalmýþtý. Binanýn aksi suya vurmuþ, titreþip duruyordu. Bir müddet seyretti
sonra ani-bir kararla yoluna devam etti.
Yol buradan itibaren yer yer oldukça meyilli devam ediyor ve aþaðýlarda yeniden aðaçlarýn g
erine bürünüyordu. öyle ki, göl ancak dallar arasýndaki boþluklardan görülebiliyordu. Yol b
birdenbire dikleþiyor, her iki taraftaki aðaçlarýn yerini sýrtlarda yol boyunca uzanan sýk
yapraklý üzüm baðlarý alýyor-
du. Yolun saðýnda ve solunda arýlarýn mütemadiyen
výzýldýyarak konup uçtuklarý çiçek açmýþ meyva
aðaçlarý da vardý. Böyle yürürken, kahverengi ceketli,
iri yapýlý bir adam karþýsýna çýktý. Yaklaþýnca, kasketini
çýkartýp uzaktan, sallayarak samimi bir eda ile: "Hoþ
geldin, kardeþim Reinhard, Immensee'ye hoþ geldin!..."
dedi.
Sayfa 46
Theodor Storm - Immensee Reinhard ona: "Sað ol Erich, beni karþýlamana çok teþekkürler." di
e mukabele etti. Sonra yaklaþýp, el sýkýþtýlar. Erich, eski mektep arkadaþýnýn ciddî yüzüne
arak: "O eski neþ'eli Reinhard, sen misin?" diye sordu. Reinhard: "Tâ kendisi Erich,
sen ise hiç deðiþmemiþsin. Yalnýz her zaman olduðundan biraz daha neþelisin." dedi.
Bu sözler Erich'in basit yüz hatlarýndaki tebessümü bir kat daha arttýrdý. Erich, karþýsýnd
ni bir defa
daha uzatarak: "Evet, kardeþim Reinhard, beni son gördüðünden beri, biliyorsun ya, piyango
yu ben kazandým." dedi ve sonra ellerini memnuniyetle oðuþturdu: "Bu sürpriz olacak! Çünkü
sabeth bunu hiç, hem de hiç beklemiyor!" Reinhard: "Bir sürpriz mi dedin? Kimin için?" d
iye sordu. "Elisabeth için."
"Elisabeth için mi? Sen ona benim geleceðimden bahsetmedin mi?".
"Hayýr, kardeþim Reinhard, seni hiç aklýna
Sayfa 47
Theodor Storm - Immensee getirmiyor, annesi de öyle... Sevincimiz defa
IMMENSEE
büyük olsun diye, seni onlardan habersiz ben davet ettim. Bilirsin ki, benim hep böyle
gizli planlarým vardýr.".
Reinhard'ýn buna caný çok sýkýlmýþtý, çiftliðe yaklaþtýkça nefesi týkanýr gibi oluyordu. Yo
aðlar, yerini tâ gölün kýyýsýna kadar uzayan geniþ sebze bahçelerine terkediyordu. Bu esnad
eylek, sebze arýklarý arasýnda çalýmla dolaþýyordu. Erich, ellerini birbirine vurarak: "Hel
a bak!" dedi. "Uzun bacaklý Mýsýrlý yine benim kýsacýk boylu fasulyelerimi çalmaða gelmiþ!"
, yavaþça havalanarak sebze bahçesinin tâ öbür ucundaki, duvarlarý þeftali ve kayýsý dallar
bir binanýn damýna kondu. Erich: "Gördüðün yeni bina ispirto fabrikasýdýr, iki sene evvel
ttim. Ayný tesisin daha iptidaisini
Sayfa 48
Theodor Storm - Immensee rahmetli babam yaptýrmýþtý. Büyük babamdan ise sadece oturduðumuz
kalmýþtý, iþte zamanla çiftliðe yeni yeni þeyler ilâve ediyoruz.". Böyle konuþa konuþa geni
geldiler. Meydanýn iki tarafýnda iþletme binalarý vardý, arkada da bahçe duvarlarý ile çev
asýl çiftlik binasý görünüyordu. Sýra sýra koyu yeþil porsuk aðaçlarý ve yer yer leylâklar
vluyu gölgelemekteydi. Güneþten yanýk, yüzleri terlemiþ iþçiler meydandan geçerken iki arka
, Erich ise ona buna bazý emirler veriyor veya iþ hususunda sualler soruyordu. Nihay
et eve geldiler. Zeminden oldukça yüksek serin bir verandadan geçerek
IMMENSEE
sol taraftaki loþ bir koridora saptýlar. Erich, bir kapý açtý, buradan geniþ bir salona gir
liyordu. Karþý pencereyi adeta örten sýk yapraklar her iki tarafta yeþil bir loþluk hâsýl e
du. Ardýna kadar
Sayfa 49
Theodor Storm - Immensee açýk iki kanatlý kapý bahar güneþinin ýlýk ýþýklarýný bu yeþillikl
süzüyordu. Ve yine bu kapýdan, içinde bakýmlý çiçek tarhlarý bulunan ve duvarlarý yapraklar
ahçe görünüyordu. Bahçeyi ikiye ayýran yoldan da gölü ve bunun ötesinde de ormanlarý görmek
ordu. Ýki arkadaþ içeriye girince çiçek kokularýný taþýyan bir hava yüzlerine çarptý. Bahçe
ta beyaz elbiseli, henüz genç kýzlýk edasýný kaybetmemiþ olan bir kadýn oturuyordu. Gelenle
rþýlamak üzere yerinden kalktý, fakat yarý yola gelmeden birdenbire olduðu yerde kalakaldý
yabancýya sabit nazarlarla uzun uzun baktý. Diðeri ise ona gülerek elini uzattý. Kadýn: "Re
nhard!" diye baðýrdý, aman Allahým, demek sensin! Çoktandýr birbirimizi görmemiþtik.". Erke
vet çoktandýr." dedi ve baþka bir þey söylemedi. Çünkü onun sesini iþitince yüreðinde derin
u, iþte þu anda, karþýsýnda durup seyrettiði bu güzel varlýk
Sayfa 50
Theodor Storm - Immensee senelerce evvel, son ayrýlýþýnda, Allahaýsmarladýk dediði o genç k
endisi idi.. Sevinci yüzünden okunan Erich, arkada, kapýnýn yanýnda kalmýþtý. Elisabeth'e:
Elisabeth, hiç, ama hiç beklemediðin bir kimse-
IMMENSEE yi getirdim!" Kadýn ona kardeþ þefkati taþýyan nazarlarla baktý ve: "Ne kadar iyis
n, Erich." dedi. O, kadýnýn narin ellerini muhabbetle avuçlarýna aldý ve: "Bak, bizim yaným
bir kere geldi ya artýk onu kolay kolay býrakmayacaðýz." dedi. Çoktandýr ev hayatýndan uza
aþadý, onu buna alýþtýralým. Bak, ne kadar resmî ve yabancý davranýyor. Elisabeth'in ürkek
hard'ýn yüzünde gezindi. Reinhard: "Uzun zaman ayrý yaþadýk, belki ondandýr." dedi. Tam o s
annesi elinde bir sepetle kapýdan girdi, Reinhard'ý görünce: "Aman, Bay Werner gelmiþ," d
edi, "ne kadar þaþýrdýk, ne kadar sevindik". Konuþma,
Sayfa 51
Theodor Storm - Immensee böylece soru *7e cevaplarla normal mecrasýna girerek devam
etti. Kadýnlar iþlerinin baþýna geçmiþler, Rein-hard kendisi için hazýrlanan meyvalardan yi
Erich de, lüle taþý piposunu yakmýþ tüttürerek onunla konuþuyordu.
Ertesi gün Reinhard'ý aldý, tarlalarý, üzüm baðlarýný, þerbetçi otu bahçelerini ve ispirto
ek için evden çýkardý. Her þey iyi düzenlenmiþti: Tarlalarda ve fabrikada çalýþan bütün iþç
sýhhat fýþkýrýyor ve memnuniyet okunuyordu, öðle olunca ev halký bahçeye bakan salonda topl
ek yendikten sonra akþama kadar zaman hep beraber geçirildi, yalnýz akþam yemeðinden birkaç
saat önce Reinhard, öðleden evvel
Olduðu gibi, çalýþmak üzere odasýna çekildi. Halk dilinde yaþayan þiir ve türküleri sen
i toplamakla meþguldü ve þimdi de hazinesini, çevreden aldýðý ilhamlarla zenginleþtirmeye v
düzene koymaya çalýþýyordu. Elisabeth, her zaman sessiz ve
Sayfa 52
Theodor Storm - Immensee
nazikti. Erich'in bir an üzerinden eksik etmediði ilgisini
minnet, hattâ þükranla' karþýlýyordu. Ve Reinhard, eskiden neþe dolu bir çocuk olan Elisa
in bu kadar sakin bir kadýn olmasýna içinden þaþýyordu. Geldiðinin ikinci gününden beri akþ
enarýnda bir gezinti yapmayý âdet edinmiþti. Yol, hemen bahçenin aþaðýsýndan geçiyordu. Yol
tinde, burcun ileri doðru çýkýntý teþkil ettiði bir
yerde yüksek kayýn aðaçlarýnýn gölgelediði bir bank dururdu; Elisabeth'in annesi bunu, "A
nký" diye isimlendirirdi. Çünkü bu bank, güneþin batýþýný seyretmek için ekseri aksaml
n yerdi; batýya bakardý. Bir akþam, Reinhard, böyle bir gezintiden dönerken yaðmura tutuldu
Su kenarýndaki bir ýhlamur aðacýnýn altýna sýðýnmak istedi, fakat az sonra düþmeye baþlaya
an kurtulamadý. Ne yapsa bostu, iliklerine kadar ýslanmýþ olarak gerisin geri geldiði yere
yürümeye baþladý. Hava kararmak üzereydi,
Sayfa 53
Theodor Storm - Immensee yaðmur ise gittikçe hýzýný artýrýyordu. Akþam Banký'na yaklaþýnca
kayýn gövdeleri arasýnda beyaz elbiseli bir kadýn siluetini görür gibi oldu. Sanki birini
IMMENSEE bekliyormuþ gibi bir hali vardý, Reinhard, yaklaþtý, o hâlâ hareketsiz, olduðu yer
duruyordu. Onu Elisabeth'e benzetti. Yetiþmek ve alýp eve götürmek için adýmlarýný çabuklaþ
dönüp karanlýklara karýþtý. Reinhard, buna mâna veremedi. Elisabeth'e kýzar gibi oluyor, so
"Yoksa o deðil miydi?" diye þüpheye düþüyor, fakat bunu ona sormaya da cesaret edemiyordu.
attâ geri dönünce, Elisabeth'in bahçeden geliþini görmemek için salona bile girmedi. "Bunu
em istedi"
Birkaç gün sonra, yine bir akþam vakti, ev halký, her zaman olduðu gibi, bahçeye bakan salo
da oturuyordu. Kapýlar açýktý, güneþ, gölün öbür tarafýndaki ormanýn arkasýnda kaybolmak üz
Sayfa 54
Theodor Storm - Immensee Köyde oturan bir arkadaþýndan, öðleden sonra gelen halk þarkýlarým
asý için Reinhard'a rica ettiler. Odasýna gitti, biraz sonra elinde tertemiz yazýlmýþ sayfa
ardan ibaret bir kâðýt tomarýyle geldi. Elisabeth, Reinhard'ýn yanýnda olmak üzere, herkes
aya oturdu. Reinhard: "Bakalým, ne çýkarsa bahtýmýza; çünkü ben bunlarý henüz okumadým." de
th, elle yazýlmýþ tomarý açtý vs: "Bunlarýn hepsi nota, þarký halinde söylemem lâzým, Reinh
Bunun üzerine Reinhard, evvelâ Tiroller'den birkaç halk türküsü okudu, okurken melodiye bir
kat daha hareket ve canlýlýk katýyordu. Bu küçük topluluðu umumî bir neþe sarmýþtý. Elisabe
küleri kim bestelemiþ acaba?" diye sormaktan kendini ala-madý.
Erich: "Aman caným, kimlere ait olduðunu insan dinlerken anlýyor zaten; terzi çýraklarý, be
berler ve buna benzer ayak takýmýnýn harcý bunlar..." dedi.
Sayfa 55
Theodor Storm - Immensee Reinhard, dayanamadý: "Bunlar bestelenmezler, kendiliðinden
doðarlar; gökten inerler; kýrlarda uçuþan beyaz iplikçikler vardýr haný, tüy gibi her tara
, iþte bu türküler de öyledir; binbir yerde ayný zamanda terennüm edilirler. Istýrap ve sev
imizin en hakiki ifadesini iþte bu türkülerde buluruz; sanki onlarda hepimizden birer
parça vardýr." Baþka bir kâðýt alarak okumaya baþladý: "'Yüksek daðlarýn doruðundaydým..."
Elisabeth, atýldý: "Bu parçayý ben de biliyorum, ver bakayým Reinhard, sana iþtirak etmek i
tiyorum." Beraberce söylemeye baþladýlar. Melodi o kadar büyüleyici idi ki, bir insan tara
fýndan vücuda getirilebileceðine asla inanýlamazdý. Elisabeth, kýsýk çýkýyormuþ hissini ver
iyle, Reinhard'ýn tenoruna ikinci sesi söyleyerek uyuyordu. Anne ise oturmuþ, elindeki
dikiþten baþka þeyle ilgilenmiyordu. Erich, ellerini kenetlemiþ,
ÝMMENSEE
Sayfa 56
Theodor Storm - Immensee hem düþünüyor, hem dinliyordu. Türkü bitince Reinhard, kâðýdý bir
ydu. Akþamýn sessizliðinde göl kýyýsýndan sürülerin çýngýrak sesleri geliyordu; gayri ihtiy
ttýlar: Bir çocuk, güzel sesiyle þu türküyü söylüyordu : . Daðlarýn doruðundan Derin vadiye
Reinhard, gülümsiyerek: "iþitiyor musunuz? Türküler iþte böyle aðýzdan aðýza yayýlýr." dedi
etti: "Bu türkü bu civarda çok söylenir."
Erich ise: "Evet, yine o çoban soytarýsý düveleri gütmekten dönüyor." dedi. Çýngýrak sesler
inalarýnýn arkasýnda kayboluncaya kadar bir müddet daha öylece dinlediler. Reinhard: "Bunl
ar çok eski melodilerdir, ormanýn yeþilinde saklýdýrlar, kim tarafýndan bestelendiklerini d
ancak Allah bilir." diyerek yeni bir yaprak daha çýkardý. Hava artýk kararmaya baþlamýþ, g
bun kýzýllýðý köpük gibi gölün öbür tarafýndaki ormanýn
Sayfa 57
Theodor Storm - Immensee üzerine çökmüþtü. Reinhard, kâðýdý açtý, Elisabeth de kâðýdýn bir
beraberce tetkika baþladýlar. Reinhard, okumaya koyuldu:
ÝMMENSEE
Anamdý bunu isteyen, "ötekine var" diyen. Gönlümce sevdiðimi, Unut diyorlar þimdi; Çýkmýyor
en.
Kabahatlidir annem, Ýyi etti diyemem, Bir yol ki doðru yoldu, Bugün bir günah oldu; Neyl
esem ben, neylesem? Gururumdu, þevkimdi, Bana dert oldu þimdi... Ah, nolaydý kaçaydým, Ah,
varýp el açaydým, Þu boz daðdan ileri. Reinhard, okuduðu müddetçe kâðýdýn hafif hafif titr
iþti. Bitirince, Elisabeth,
Sayfa 58
Theodor Storm - Immensee yavaþça sandalyesini geri çekti ve sessizce bahçeye indi. Annes
i gözleriyle onu takip etmekteydi. Erich, arkasýndan gitmek istediyse de anne: "Elis
abeth'in dýþarda iþi var." deyince bundan vazgeçti.
Akþam, dýþarda yavaþ yavaþ bahçe ve gölün üzerine çökmüþtü. Pervaneler, çiçek kokularýnýn d
kapýlardan uçuþarak geçiyor, dereden kurbaða sesleri yükseliyor, pencerenin hemen altýndan
bahçenin derinliklerinden bülbül þakýmalarý duyu-
IMMENSEE
luyordu. Ay, ýþýklarýný aðaçlar üzerine serpiyordu. Reinhard, Elisabeth'in yapraklar arasýn
olduðu noktaya bir müddet daha baktý. Sonra kâðýtlarýný topladý ve oradakileri selâmlayarak
indi. Ormanlarda mutlak bir sükûnet hâsýl olmuþ ve
Sayfa 59
Theodor Storm - Immensee gölgeler tâ göle kadar uzanmýþtý. Ay ýþýðý gölün ortasýnda gittikç
luyordu. Aðaçlar arasýnda arasýra hafif bir hýþýrtý oluyordu; fakat bu rüzgâr deðildi; bu,
ine has bir nefes alýþtý. Reinhard, mütemadiyen sahil boyunca ilerliyordu. Kýyýdan bir taþ
adar uzakta beyaz bir nilüferin yüzdüðünü gördü. Çiçeði daha yakýndan görmek arzusu bir and
lbiselerini çýkardý ve suya girdi. Göl sýðdý, keskin su bitkileri ve sivri taþlar ayaklarýn
, fakat o hâlâ yüzülebilecek bir derinliðe kavuþamýyordu. Sonra birdenbire ayaðýnýn altýnda
eyda oldu, sular onu ansýzýn örtüverdi. Tekrar su yüzüne çýkýp nefes alýncaya kadar bir müd
l ve bacak hareketleriyle, nereden suya girdiðini anlayýncaya kadar, bir zaman yüzdü. Bu
arada tekrar nilüferi de gördü; çiçek, parlak ve iri yapraklar arasýnda durup duruyordu. Y
vaþ yavaþ ona doðru yüzdü, her kol atýþýnda sýçrayan damlalar ay ýþýðýnda parýl parýl parlý
ki mesafe hep ayný Kalýyormuþ
Sayfa 60
Theodor Storm - Immensee gibi çeldi ona. Arkasýna baktý, sahil hep o belirsiz loþluk içind
eydi. Gayreti elden býrak-
IMMENSE E
mayarak bütün kuvvetiyle ayný istikamette yüzdü. Nihayet çiçeðe o kadar yaklaþtý ki,
ibi parlayan yapraklarýný iyice görebildi. Fakat ayný zamanda kendisini sanki bir aða tutu
lmuþ zannetti; tâ dipten yükselen kaygan bitki saplarý, çýplak vücuduma sarýlýyordu. Yabanc
, simsiyah etrafýný sarmýþtý; birdenbire arkasýnda bir balýðýn sýçrayýþýný iþitti; tanýmadý
issetti. Vücuduna sarýlmýþ bitkileri zorla kopararak, nefes nefese karaya doðru yüzmeye baþ
Sahile çýkýp tekrar göle bakýnca nilüferin eskisi gibi yapa-yalnýz siyah derinliklerin
nde yüzdüðünü gördü. Giyindi ve yavaþ yavaþ eve doðru yürüdü. Bahçeden salona girince, Er
esi gün baþlayacak olan bir seyahatin hazýrlýklarýyle
Sayfa 61
Theodor Storm - Immensee meþgul buldu.
Anne, onu görünce: "Geceleyin böyle geç vakitlere kadar nerelerdeydiniz?" diye sordu. O
ise: "Ben mi? Gölde bir nilüfer vardý, onu yakýndan görmek istedim, ama baþaramadým" diye c
p verdi.
Erich, sordu: "Amma da anlaþýlmaz adam-sýn; nilüferle ne iþin vardý, Allah aþkýna?" Reinhar
ir zamanlar onu tanýrdým, fakat aradan o kadar çok zaman geçti ki..." dedi.
Elisabeth
Ertesi gün öðleden sonra Reinhard ve Elisabeth, gölün karþý kýyýsýnda gezmeye çýkmýþlardý.
geçiyor, bazen da göl seviyesinden oldukça yüksek kýyý boyunca devam ediyordu. Elisabeth, E
ich ve annesinin ayrý bulunacaklarý müddet zarfýnda Reinhard'ý civarda gezdirmek vazifesin
i üzerine almýþtý. Muhitin en güzel manzaralarým, bilhassa diðer kýyýdan çiftliðin nasýl gö
Sayfa 62
Theodor Storm - Immensee gösterecekti. Bunun için durmadan dolaþýyorlardý. Sonunda Elisabe
th yoruldu ve dallarýn gölgelediði bir yer bulup oturdu. Reinhard ise, bir aðaç gövdesine y
slanmýþ, onun karþýsýnda duruyordu. Bir ara ormanýn derinliklerinden bir guguðun ötüþünü iþ
lar, vaktiyle bir defa daha ayný þekilde cereyan etmiþ bir hâtýra halinde zihinde canlandý.
Kadýna garip bir gülümsemeyle baktý ve: "Yine çilek toplayalým mý?" diye sordu.
"Þimdi çilek vakti deðil ki..." "Fakat çilek mevsiminin gelmesine þurada ne kaldý ki?.."
Elisabeth, bir þey söylemeden, hayýr mânasýnda baþýný salladý, sonra ayaða kalktý ye her ik
ilerine devam ettiler. Yanyana yürüdükleri müddetçe erkek gözlerini kadýndan bir .türlü ayý
zira yürüyüþü o kadar güzeldi ki, insanda, elbiseleri kendisini
bir kanat gibi taþýyormuþ hissini uyandýrýyordu.
Sayfa 63
Theodor Storm - Immensee Delikanlý, gayri ihtiyarî, onu tam mânasiyle seyredebilmek için
sýk sýk duraklýyordu. Böylece yabanî çalýlarla örtülü geniþ bir sahaya geldiler. Buradan k
zi düz bir þekilde uzanýyordu. Reinhard, eðilip yerdeki bitkilerden bir tutam kopardý. Tek
rar doðrulduðu zaman yüzünde onu derinden saran bir ýstýrabýn ifadesi okunuyordu. "Bu çiçeð
usun?" diye sordu.
Kadýn, kendisine sual dolu bir bakýþ fýrlatarak: "O mu? Bir Erika1... Bundan ormanda çok t
oplardým." dedi.
Reinhard: "Evde eski bir defterim var, bir zamanlar buna bir sürü þarký ve mýsra karalamayý
et edinmiþtim. Fakat uzun zamandýr mevzu bulamýyorum. Böyle bir Erika da iþte o defterin a
rasýnda var, ama çoktan kurumuþ. Vaktiyle onu bana kim vermiþti biliyor musun?"
Kadýn, bir þey söylemeden, baþýyle evet iþareti yaptý, bu arada gözlerini kaldýrmadan hep e
indeki çiçeðe bakýyordu. Bir müddet de böyle kaldýlar. Kadýn yukarý bakýnca erkek, onun göz
Sayfa 64
Theodor Storm - Immensee yaþ tanelerinin birikmiþ olduðunu gördü. "Elisabeth..." dedi. "Ge
nçliðimiz o mavi daðlarýn ardýnda kaldý. O günler nerede þimdi?..." [1] Erika: Süpürgeot
n bir çiçek.
IMMENSEE
Artýk daha baþka bir þey konuþmadýlar. Yan yana, derin bir sessizlik içinde göle doðru indi
Havada bir sýkýntý vardý; batýdan siyah bir bulut kümesi yükseliyordu. Elisabeth, adýmlarýn
ak: "Neredeyse fýrtýna çýkacak." dedi. Reinhard, bu sözü baþ iþaretiyle tasdik etti. Kýyýda
ayýða bir an önce ulaþmak için acele acele yürüdüler.
Su üstünde ilerlerken Elisabeth elini kayýðýn kenarýna dayamýþ duruyordu. Reinhard, hem k
yor hem de gözlerini ondan ayýrmýyordu. Elisabeth ise gözlerini ondan kaçýrarak hep uzaklar
Sayfa 65
Theodor Storm - Immensee bakýyordu. Erkeðin bakýþlarý hep kadýnýn ellerine kayýyor ve bu el
sahibinin yüzünde gizlenen ifadeyi açýða vuruyordu. Bunlar, muhtemelen, geceleri ýztýrap do
bir kalbin üzerinde kalan ve gizli bir acýnýn izlerini taþýyan ellerdi, iþte Reinhard, o
el ellere bakarken hep bunlar düþünüyordu. Elisabeth, ellerinin seyredildiðini hissedince
, onlarý kayýðýn kenarýndan yavaþça suya býraktý.
Çiftliðe döndükleri zaman kapýnýn önünde bir bileyici arabasiyle karþýlaþtýlar; siyah kývýr
r adam gayretle çarký çeviriyor ve bu arada diþleri arasýndan bir çingene melodisi mýrýldan
Arabayý çeken köpek, hâlâ soluyup duruyordu. Avluda yüz hatlarý þaþkýnlýk ifade eden pejmü
ir kýz da vardý. Elisabeth'i görünce elini açýp bir þeyler istedi.
Reinhard, elini cebine attý, fakat Elisabeth, ondan daha çabuk davranýp kesesinde ne v
arsa
Sayfa 66
Theodor Storm - Immensee dilenci kýzýn açýk avucuna boþalttý. Sonra geri dönüp koþar adýmla
n uzaklaþtý. Reinhard, onun hýçkýra hýçkýra merdivenleri çýktýðýný iþitti. Elisabeth'in ark
yse de bir an durdu ve merdivenlere kadar gelmiþken oracýkta kaldý. Çingene kýz, aldýðý sad
vucünda, olanlara lakayt bir ifade ile hâlâ avluda duruyordu. Reinhard: "Daha ne istiy
orsun?" diye sordu. Kýz, irkildi. "Bir þey istediðim yok" þeklinde cevap verdi ve sonra,
baþýný ona doðru çevirerek, þaþkýn gözlerle onu iyice bir süzdü ve yavaþ yavaþ kapýya doðr
dan seslendiyse de, diðeri oralý olmadý; baþý önünde kollarý göðsü üzerinde çaprazlanmýþ bi
geçip gitti. ölmeye gelince de, Yapayalnýz ölürüm.
O eski þarký genç adamýn kulaðýnda çýnladý. Bir an nefesi kesilir gibi oldu; kýsa bir müdde
yerde kaldýktan sonra dönüp odasýna çýktý. Çalýþmak için oturdu, fakat zihni karma-Sayfa 6
Theodor Storm - Immensee karýþýktý. Kendisini bir saat kadar çalýþmaya, zorladý, ama ne müm
nunda aþaðýdaki oturma odasýna indi. Orada kimsecikler yoktu,.
IMMENSEE
her köþede yalnýz gurup vaktinin serinliði hâkimdi; Elisabeth'in dikiþ masasýnda öðleden so
nuna baðladýðý kýrmýzý kurdele duruyordu. Onu eline aldý, fakat duyduðu acý hisle tekrar ye
Huzursuzluk içinde çýrpýnýyordu, doðru göl kenarýna gidip baðlý duran kayýðý çözdü, karþýy
gezdikleri bütün yollarda tekrar
Sayfa 68
Theodor Storm - Immensee yürüdü. Eve döndüðü zaman hava kararmýþtý; avluda atlarý çayýra gö
acý ile karþýlaþtý; yolcular biraz evvel dönmüþlerdi. Kapýdan girerken Erich'in bahçede bir
rý gezindiðini gördü. Arkadaþýnýn yanýna gitmek istemedi; bir an durakladýktan sonra, merdi
sessizce çýkýp odasýna girdi. Pencerenin yanýndaki koltuða oturdu ve aþaðýda, porsuk aðacý
dan öten bülbülü dinliyormuþ gibi bir hal takýndý; fakat aslýnda kalbinin çarpýþýndan baþka
u. Artýk alt kat tam bir sessizliðe bürünmüþtü ve gece mütemadiyen ilerliyordu, ama o hiçbi
arkýnda deðildi. Saatlerce hep böyle oturdu. Nihayet ayaða kalkýp açýk pencerenin kenarýna
Gece yaðan çið, yapraklardan damlýyordu, bülbül artýk ötüþünü kesmiþti. Gecenin derin mavi
avaþ beliren solgun, sarý ýþýklar kaplýyordu; serin bir rüzgâr çýkmýþ, Reinhard'ýn ateþli a
arla kuþu da yuvasýndan neþeyle dopdolu uçtu. Reinhard, ani bir kararla dönüp çalýþma masas
; bir kalem aradý ve bulunca da
Sayfa 69
Theodor Storm - Immensee
oturup beyaz bir kâðýda birkaç satýr, karaladý. Ýþini bitirince þapkasýný ve bastonunu aldý
aktý ve kapýyý yavaþça açarak alt katýn koridoruna indi. Sabahýn ilk aydýnlýðý her köþede i
oluyordu. Hasýrýn üzerine uzanmýþ uyuyan kediye eski alýþkanlýkla elini uzattý ve kedi ger
döndü, sýrtýný kabartýp kendine uzanan bu ele dayandý. Bahçede ise serçeler, cývýltýlý kons
aþlamýþlar, gecenin geçtiðini her tarafa duyurmak istiyorlardý. Reinhard, bu esnada evde bi
kapýnýn açýldýðýný farketti: merdivenleri inen biri vardý ve baþýný kaldýrýp bakýnca karþý
Elisabetiý, elini onun koluna koydu, dudaklarý kýpýrdadý, fakat hiç bir ses iþitilmedi. Nih
t: "Demek bu, son gidiþin olacak." diyebildi. "Bunu biliyorum,'' beni boþuna teselli
ye kalkýþma; bir daha gelmeyeceksin, deðil mi?"
Reinhard: "Evet, dedi, asla." Elisabeth'in
Sayfa 70
Theodor Storm - Immensee elleri yana sarktý, bir þey söyleyecek takati kalmamýþtý. Erkek, k
ridordan geçerek kapýya doðru ilerledi ve bir kere daha dönüp ona baktý. O ise olduðu yerde
reketsiz kalmýþ, fersiz gözlerle genç adama bakýyordu. Reinhard, ona doðru bir adým atarak
larýný uzattý. Sonra kendini zorlayarak, geriye döndü ve çýkýp gitti. Dýþarda, sabahýn ilk
iat bütün canlýlýðý ile inþam cezbediyor, örümcek aðlarýna asýlý kalan çið taneleri pýrýl p
i dönüp bakmadý; acele
adýmlarla yoluna devam etti; gitgide çiftlik, uzaklarýn karanlýðýnda kayboldu, önünde ise,
ldiðine geniþ bir hayat uzanmaktaydý. ÝHTÝYAR
Artýk ayýn ýþýklarý pencereden çekilmiþ ve tamamen karanlýkta kalmýþtý; fakat ihtiyar hâlâ
Sayfa 71
Theodor Storm - Immensee elleriyle koltuðunda oturuyor ve gözlerini yere dikmiþ düþünüyordu
danýn karanlýðý onu yavaþ yavaþ bir göl manzarasý halinde sarýyordu; karanlýk dalgalar hali
r birbirini kovalayarak uzanýyor ve ihtiyar, bunlarýn nerelere kadar uzandýðýný seçemiyordu
lerinin önünde sadece geniþ yapraklar arasýnda tek baþýna kalmýþ beyaz bir nilüferin hayali
ordu.
Odanýn kapýsý açýldý ve içeriye parlak bir ýþýk doldu, ihtiyar: "iyi ki, geldiniz, Brigitte
lâmbayý masanýn üzerine býrakýn." Sonra koltuðunu masaya yaklaþtýrarak açýk duran kitaplard
line aldý ve bir zamanlar gençliðinin bütün kudretini harcadýðý araþtýrmalarýna dalýp gitti
Sayfa 72

You might also like