You are on page 1of 41

Lânetli Kitaplar

Jacques Bergier
1981
ÝÇÝNDEKÝLER
ÖNSÖZ (Kara Cüppeliler).................................... 7
1 Toth Kitabý ..................................................
. 10
2 Ýskenderiye'de yok olan ....................................
20
3 Dzyan dörtlükleri .....f.......................................
28
4 Rahip Tritheme'in sýrrý.................................... 37
5 John Dee'nin kara aynada gördüðü ..................... 45
6 Voynich elyazmasý ..........................................
53
7 Mathers elyazmasý.................................,.-...... 61
8 Deli eden kitap: £xcalibur................................. 70
9 Profesör Fllippov sorunu.................................... 79
10 Çift sarmal ,;................................................
. 87
Son söz ......................................................... 93
3
ÖNSÖZ
KARA CÜPPELÝLER
Bilgiye karþý bir Kutsal Birleþme Yýin, bazý sýrlarý yok ettirmek için düzenlenmiþ bir birl
min bulunduðunu düþünmek gerçekdýþj gibi gelir. Oysa, bu varsayým büyük nazi komplosundan d
drþý deðildir. Yalnýz þimdi Kara Tarikat örgütünün ne derece tam, üyelerinin dünyanýn tüm ü
ece çok. ve bu komplonun ne derece baþarýya ulaþmýþ olduðunu anlýyoruz.
Bunun içindir ki daha eski bir komplonun varsayýmýný öncel olarak reddetmek gerekmez.
Bütün tarih boyunca düzenlice ortadan kaldýrýlmýþ olan lânetli kitabýn konusu birçok yazarý
ecraft'ý, Sax Rohmer'ir Edgar VVallace'ý esinledi kuþkusuz. Bununla birlikte, bu konu
bir yazýn konusu deðildir yalnýzca. Bu düzenli yok etme o derece deðer taþýr ki in-saýra öz
in çok hýzlý geliþmesini engellemeði amaçlayan sürekli bir komplonun olup olmadýðý sorulabi
ridge böyle bir komplonun olduðuna inanmýþtý ve üyelerine "Porlock'tan kiþiler" diyordu. Bu
ona Poriock köyünden gelen ve onu yaptýðý çok önemli bir iþi sonuçlandýrmasýný engelleyen
aretini düþündürüyordu.
Batý tarihinde olduðu kadar Çin ya da Hint tarihinde de bu entrikanýn izleri bulunur. Bu
ndan dolayý bu lânetli kitaplarýn bazýlarý üzerinde ve bunlarýn düþmanlarý konusunda gerekl
uþturmayý bir araya getirmek bize zorunlu göründü.
Önce lânetli kitaplarýn birkaç saðlam örneðini verelim. 1885'te, yazar Saint-Yves d'Alveydr
on kitabýný ortadan kaldýrmak için bir buyruk alýr, yoksa cezasý ölümdür: Mission de rinde
pe et Mission de !'Europe en Asie. La question des Mahatmas et sa solu-tion. (1)
(1) Avrupa'da Hind Misyonu, Asya'da Hind Misyonu, Mahatmalar Sorunu ve Çözümü
7
LANETLÝ KtTAPLAR
Saint-Yves d'Alveydre bu buyruða boyun eðdi. Bununla birlikte, bir nüsha yýkýmdan kurtuldu
ve yayýncý Dorbon aðabey. 1909'da, bu tek nüshadan baþlayarak bunu, çok sýnýrlý sayýda, ye
tý. Oysa, 1940'da Almanlar, Fransa'ya ve Paris'e geldiklerinde, bulduklarý bu baskýnýn bütü
nüshalarýný yaktýlar.
1897'de, yazar Stanislas de Guaita'nýn mirasçýlarý, arþivlerini olduðu gibi, yazarýn kara b
usunda yayýnlanmamýþ dört elyazma-sýný da yok etmek buyruðunu aldýlar, yoksa cezasý ölümdü.
e getirildi, bu elyazmalarýndan hiçbir þey kalmadý geriye.
1933'te, naziîer Almanya'da Gül-Haçlar üstüne Die Rosenkreu-zer, Zur Geschichte emer Refor
mation (1) kitabýnýn nüshalarýnýn hepsini yakýyorlar.
1970'de bu kitabýn bir baskýsý yeniden çýkýyor ama bu baskýnýn gerçek kitaba benzer olduðun
göstermiyor.
Bu örnekleri çoðaltabilirdim amar bu kitabýn akýþý içinde bunlarý yeterli sayýda bulacaðýz.
Bu lânetli kitaplarýn düþmanlarý kimdir? "Kara Cüppeliler" diyeceðim bir topluluðun varlýðý
n&te- yanlýsý ya da Planete - karþýtý (2) konferanslarýnda, uðursuz görünüþlü bir karanlýk
yný kiþileri görünce bu adlandýrma düþüncesi kafama takýldý. Bu kara cüppelilerin uygarlýk
duklarýný düþü nüyorum; üyeleri arasýnda Fransýz yazarý Joseph de Mafstre'ý ve Rusya'nýn Ni
ayýlabilir sanýrým,
Bence, bunlarýn rolleri bilginin çok hýzlý ve çok geniþ bir yayýlýþýný, bizden önce gelen u
götüren yayýlýþý önlemektir. Bu uygarlýklarýn iziyle birlikte, bize, ilkesî bilginin korku
i olabildiðim ortaya atmaða dayanan bir gelenek kalmýþtýr, bence. Büyünün ve simyanýn sakla
i, sanki, bu görüþle birleþir,
Çaðdaþ bilimin, bugün, bizzat kendisini kimi zaman çok tehlikeli olduðunu kabul ettiði de g
lir. College de France profesörü, Michel Magat, çaðdaþ silahlanmalarla ilgili ortak bir ya
pýtta {Flam-marîon) daha yakýnda þöyle diyordu: "Bütün bilimin lânetli olduðunu kabul etmek
r belki."
Büyük Fransýz matematikçisi A. Grothendýeck Survivre bülteninin son sayýsýnda bilimin olasý
konusunda þunu yazýyor: "Hele
(1) Rozkruva -Güllühaç Tarikatý-
(2) Planete (Gezegen), yazarýn L Pauvvels ile kurduðu bir ayltk derginin adý. Çev.
8
KARA CÜPPELÝLER
gelecek on yýllarda insanlýðýn (üç milyar insan, üç milyar yýllýk biyolojik evrim...) ortad
esinin olasýlýðýný düþünürseniz, bu anlaþýlmayacak kadar korkunç þey, coþku verici kapsam o
boþ. ciddiye alýnmasý öyleyse olanaksýz bir kavramdýr. Ücret artýþlarý için, söz özgürlüðü
kentsoyluluða, içki düþkünlüðüne, ölüm cezasýna, kansere, ýrkçýlýða karþý - gerektiðinde Vi
karþý savaþýyoruz. Ya yeryüzünde yaþamýn ortadan kaldýrýlýþý? Bu herbirimizin anlayýþýný aþ
u arada, bulabildiðimiz en karþý - etki olan bir konuya baþvurarak kolay sonuçlar aramakta
n huylanarak, hemen hemen bundan söz etmekten utanýyoruz."
Ve gene:
"Yeryüzü'nde bütün yaþamýn yok olmasý tehlikesiyle karþýlaþtýðýmýz bugün, bu ayný akýl alma
kleþmesini " ve bütün ülkelerin aydýn ve bilimle uðraþan "seçkinleri de içinde olmak üzere,
nun gerekli savunma tepkilerini engelliyor. Yüksek bir çaba ve böylesi yasaklayýcý iþleyiþl
e bilinçlenmeyle bu tehlikenin atlatýlmýþ olabildiðini umabiliriz yalnýzca."
Bu metnin yazýlmýþ olduðundan bu yana, ve daha yakýnlarda, bilimsel kongrelerde bu çok tehl
keli bulgularýn sansür edilmiþ ya da ortadan kaldýrýlmýþ olmasýnýn gerektiði düþüncesinin y
yýlýn baþlangýcýnda, Association anglaise pour !'savan-cement des sciences (1) toplantýsýn
insan türünün birçok çeþitinln aym biçimde zeki olmadýðr olasýlýðýný sansür edecek ölçüde
erildi. Bütün önde gelen bilginler böyle bir bulgunun yayýnma her yolla engel olmanýn gerek
iði oranlarda ýrkçýlýðý körükleyeceðini bildirdiler, öyleyse günümüzün bazý seçkin bilginle
a katýldýðý oldukça ryi görülecekti.
Uydurma denen bilimlerde, seve seve bilimler - ötesi adýný verdiklerimde olduðu kadar þaþma
denen bilimlerde de bu açýklanmayacak kadar tehlikeli bulgularýn bulunduðu gerçekten orta
ya çýkar.
Ama pek uzun zamandýr tehlikeli bulgularý içeren kitaplarýn ya da belgelerin yöntemfice yo
k ediliþi, önceden ya da tam yaymlanýþlarý sýrasýnda uygulandý. Bütün tarih boyunca bu böyl
çalýþacaðýmýz budur.
(1) Ýngiliz Bilim Geliþtirme Derneði
9
1 TOTH KÝTABI
Ünlü Ýngiliz arkeolog, Sir Mortimer VVheeler, þöyle yazabildi. "Arkeoloji bir bilim deðil
e bîr kangütmedir."
Hiçbir yerde, bu kesmleme romantik arkeologlarla klâsik arkeologlarýn kýyasýya çarpýþtýklar
lojisi alanýndan daha gerçek deðildir. Klâsik arkeologlara göre, Mýsýr arkeolojisi hiçbir s
yaratmaz ve burada neolotikten daha ileri bîr uygarlýk biçimine sürekli bir geçiþ, kesinlik
e doðal biçimde gerçekleþen geçiþ, görülür. Tersine romantik arkeologlar için, resmî arkeol
na baðlý olmayan baðýmsýz araþtýrmacýlar Ýçin de, Mýsýr'ýn eskiliði çok daha önemlidir ve ç
daha fazladýr. Klâsik Mýsýr arkeolojisinin bu düþmanlarý arasýnda, îkî adý, Renâ Schvvaller
C. Dafy Kýng'ý seçeceðim. 1891 'de doðan ve 1961 'de ölen ilki, özellikle, Aor, Adam, î'ho
ouge (piyasa dýþý özel baský, 1925); L'appel dýý fou [piyasa dýþý öze\ baský); Aor, sa vie,
Paris, Colombe Yayýnlan, 1963); Le ror dû la th£ocratie pharaonîque (Paris, Flammcrion,
1961); Le mîracîe Ðgyptien (Paris, Flammarlon, 1963); Le temple de 1'homme, Apel du Su
d â Louksor'u [Dervy'de depoda, Paris, 1957, 3 cilt); Marseiile'de Cahiers du Süd'le
rde, hele 358. sayýdaki deðiþik yazýlar gibi Propos sur ÐsotÐrlsme et symboEîsme'i (Paris,
Colombe, 1960) yazdý. Önce Matisse'in öðrencisi, ressam oldu. Büyük savaþ sýrasýnda, orduda
erdi, kimya da onu simyaya götürdü. Böylece Gececiler Kardeþliði diye bir topluluk kurdu. Ö
likle Henri de R6gnierf Paul Fort, Andre Spire, Henri Barbusse, Vincent d'lndy,
Antoine Bourdel, Fernand L6ger ve George Polti bu topluluðun arasýnda bulunuyordu,
Bu topluluðun içinde, kapalý bir ezoterik kurul, Gizemci Tekrardo-ðuþ Tarikatý Kardeþleri,
an uygarlýklarmki gibi belirli bir sayýda sorunu inceliyordu. Saint - Moritz'e, sonr
a Palma de Majorque'a, daha sonra Loukson'a yerleþen Schvvaller de Lubfcz, Mýsýr'ýn sýrlarý
inceledi.
10
TOTH KÝTABI
AIexandre Varille gibi belli bîr sayýda mýsýrbilimci onun görüþünü izledi; ötekiler, tersin
etle karþý çýktýlar ve þimdiye kadar sürüp gelen bir kangütmedir baþladý.
C. Daly King'e gelince, üstelik çok resmî, maddeci, ruhbilimci, anglo-sakson ülkelerinin
öðretiminde okunan, Beyond Behaviourîsm (1927), Integrative Psychology (W. M. ^e H. E
.H. Marston'la ortaklaþa (1931), bir de The psychology of consciousness (1932) gib
i üç klâsik kitabýn yazarý bir bilgindir bu.
C. Daly King 1946'da Yale'de uykuda oluþan elektromagnetik olgular konusunda bir f
izik doktora tezi verdi. Derken yüksek bilinç durumlarýna, geliþmeleri sýrasýnda insanýn ol
uyanýklýktan çok uyanýk olduðu durumlara eðildi, bu.çalýþma baþka bir klâsik kitapla, The s
man consciousness'le (University Books, N Y 1963) sonuçlandý.
Bu kitabýn provalarýný düzeltirken ve eski Mýsýr'da düþünce bilimleri üzerine önemli bir ya
öldü (1).
Schvvaller de Lubicz'le C. Daly King arasýndaki belki tek ortak nokta, bilimsel bi
lgilerinin yüksek düzeyidir. Bu bakýmdan, bu çok deðiþik iki kafa temel iki sonuçta birleþi
, Mýsýr uygarlýðýnýn, en azýndan 20.000. belki 40.000 yýllýk ilginç eskiliði; öte yandan, e
an zihni konusunda olduðu kadar dýþ evren konusunda da bilgilerin ileri durumu. Bu görüþü r
arkeolojinfnkiyle karþýlaþtýralým. Resmî arkeolojiye göre, 6000 yýl önce Mýsýrlýlar henüz i
iydi. Resmî arkeologlarýn önemli ve tanýnmýþ bir yorumcusu, Leonard Cottrell, The Penguîn b
of lost vvorlds'da, sayfa 18'de, þunlarý yazmada: "Nil kýyýsýnda yaþayan bu yarý-arap oyma
rý yýðýþýmýný, çok kýsa bîr zamanda, 3000 yýl süren çok uygar bîr Devlet'e çeviren birþey o
ince, elbette ki çözmeðe çalýþabiliriz. Ama arkeolojik kanýtlar bize birçok ipucu verir ve
bulgularýn boþluklarý dolduracaklar; umülabilir."
Romantik arkeologlarla aykýrý görüþlü arkeologlar buna karþýlýk olarak hiçbir zaman bu kaba
madýðýný ileri sürüyorlar. Bunlara gpre, Mýsýr uygarlýðýnýn Yeni - Gine'deki ilkellerin çað
(1) Söylentiye göre, savaþtan önce Fransa'da Emprelnte koleksiyonunda çevrilen polis
romanlarýnýn yazarý gene C. Daly King'miþ
11
LANETLÝ KÝTAPLAR
mrz olmalarý gibi, kendi çaðdaþlarý olan ilkellerle kesinlikle hiçbir ilgisi yoktur. Bunlar
göre, Mýsýr uygarlýðýnýn kaynaklarý baþkadýr ve bu kaynaklar henüz bulunmamýþtýr.
Özgür Afrika'daki arkeologlarýn çoðu bu kanýdadýr ve içlerinden kimileri eski Mýsýrlýlarýn
klarýný, Mýsýr'ýn gizli kaynaklarýný Afrika'da da aramak gerektiðini bile düþünürler.
Toth Kitabý sorununu incelemek için bu çok eski bîr Mýsýr - öncesi uygarlýðý varsayýmýna ba
,
Toth, edindiðimiz bütün Mýsýr belgelerine göre, Mýsýr'dan önce gelen insandan daha kutsal b
logya kiþisîdir. Mýsýr uygarlýðýnýn doðuþunun baþlangýcýnda, rahiplerle firavunlarýn elinde
rýný kapsamýþ ve sahiplerine pek büyük güçler vermiþ olacak olan belki de bir tomardan ya d
apraktan oluþma Toth Kitabý olmuþ olacaktý.
Ý.Ö. 2500'de Mýsrrlýlar yazý yazýyorlar ve kitaplar kaleme alýyorlardý. Bu kitaplar papirüs
Kitap demek anlamýna gelen bibi sözcüðü papirüs tomarlarýnýn önemli dýþsatým limaný olan Lü
limanýnýn adýndan gelir, Ý.Ö. 2500'deki Mýsýr yazýnýnda bilim ve týp kitaplarý, dinsel meti
malarý ve kurgu-bilim yapýtlarý bile bulunur.
Hele, Keops'un babasý, firavun SnofruYýun serüvenlerinin öyküsü eþsfz bulgular, devler ve m
naiarla gerçek bir düþgücü romanýdýr. Günümüzde yayýnlanmýþ olabilirdi.
Toth Kitabý öyleyse birçok kez gizli gizli kopya edilen ve eskiliði 10000 ya da belki de
20000 yýla dek uzanan çok eski bir papirüs olarak görülebiliyordu. Ama somut bir nesne hiç
ir biçimde bir simge deðildir.
Daha çok ateþte yakýlmýþ olabilen somut nesne, öyleyse. Baþýna gelenin ne olduðunu göreceði
önce Toth'un kendisini e!e alalým. Baþý bir ibiþ kuþunun baþý olan bir insan yaratýðý olara
Elinde bir kamýþ kalemle parþömen üzerine yazmak için kullanýlan o mürekkebin bir paletini
r. Öteki iki simgesi ay ve þebektir. En eski geleneðe göre, yazýyý bulmuþ ve tanrýlarýn büt
rýnda yazmanlýk etmiþ.
Az þeyi bilinen Hermopolis kentinin ve üzerlerinde daha da az þey
12
TOTH KÝTABI
bilinen yeraltr ülkelerinin üyesidir. Toth sonradan, Hermes'Ie özdeþleþmiþtir (1].
insanlýða yazýyý iletiyor, sonra temel bir kitap, o ünlü Toth Kitabý'm, bütün eski kitaplar
eski, sýnýrsýz gücün gizemini de içeren ki-tabý yazryor.
Okunan ve 1868'de Paris'te yayýnlanan Turis papirüsünde bu kitaba ilk imâ görülür. Bu papir
ravuna karþý büyülü bir entrikayý, yüzlerine göre yapýlmýþ balmumundan heykeller yoluyla ba
duðu gibi firavunu da büyüyle ortadan kaldýrmayý amaçlayan entrikayý anlatýr. Cezalandýrma
lmuþ. Saray'ýn kýrk subayýyla altý soylu kadým ölüme mahkûm olmuþ ve öldürülmüþ. Öbürleri k
Lânetli Toth kitabý ilk kez o zaman yakýlmýþ.
Bu kitap daha sonra Mýsýr tarihinde Ramses ll'nin oðlu, Khanuas'ýn ellerinde görülüyor Bir
mkfnden dfeðil de, Toth'un kendi elinden çýkan gerçek nüshayr ele geçirmiþ olacaktý. Belgel
e bu kitap güneþi yüz yüze görmek olanaðýný veriyormuþ. Yeryüzü, deniz ve gök cisimlerine i
rmuþ. Aralarýnda anlaþmak için hayvanlarýn kullandýklarý,gizli yetenekleri yorumlamak gücün
rmuþ. Ölüleri diriltmek, uzaktan etki yapmak olanaðýný saðlýyormuþ. Tarihsel Mýsýr belgeler
ar bize anlatýlmýþtýr.
Böyle bir kitap, kuþkusuz dayanýlmaz bir tehlikedir, Khanuas gerçek kitabý yakýyor ya da ya
týðrný ileri sürüyor. Ayný metin bu ateþten doðma kitabýn ateþle yok olmaz olduðunu söyledi
eyse çeliþiktir. Ama bu "yok olma" gerçekleþtiyse bile, ancak geçicidir. Kitap Metternich
dikilitaþýnýn, Mehmet Ali Paþa'ca Metternich'e sunulmuþ olduðundan böyle anýlan dikilitaþýn
yazýtlarda gene ortaya çýkýyor. Bu dikilitaþ 1828'de bulunmuþ olup Ý.Ö. 360'dan kalmadýr.
i bakýmýndan, bu öyleyse yeni bir belgedir. Aynca bu dikilitaþýn akreplerin ýsýrmasýna, güç
nabilen etkiye karþý, Avusturya'da az bulunan akrepleri koruduðu görülüyor. Bu dikilitaþ he
alde üç yüzü aþkýn tanrýyý, içlerinde baþka yýldýzlarýn çevresinde dolanan gezegenlerin tan
or - hiçbir þey uydurmu-
(1) "... Ay - tanrý... Mýsýrlýlar CehutJ derlermiþ, Thoth biçiminde de yazýlýyor... Herseyi
tan, yazýyý bulan, ruhlarýn günahlarýný teraziyle tartarý odur. Yunanlýlar onu Hermes'Ie bi
muþlardýr,.. Arab'larda Ýdris peygamber olarak bilinir.
13
LÂNSTLÝ KÝTAPLAR
yorum, Metternich dikilitaþýnýn yani okuyucularýnýn çoðu taþýn kurgu-bilim yazarlarýný ilgi
ileri sürüyor.
Toth ta, bu dikilitaþ üzerinde, kendi kitabýný yaktýðýný ve Set þeytanýný (1} ve kötülüðün
aþtýrdýðýný bildiriyor.
Sorun bu kez sonuca baðlanmýþ görünüyor. Ý.Ö" 360 yýlýnda Toth Kitabý törenle yakýlmýþtýr.
yürüyor. Ý.Ö. aþaðý yukarý 300'den baþlayarak, Toth'un bu kez simyanýn kurucusu, Hermes Tri
s'la (2] özdeþleþmiþ olarak ortaya çýktýðý görülüyor. Özellikle Ýskenderiye'de, her saygý g
tabý olduðunu llerî sürüyor ama, kitabrn kendisinin ortaya çýktýðý hiç görülmüyor : bir büy
rmakla övündü mü, bir terslik Ýþini bozuyor.
Ý.Ö. I. yüzyýlýn baþlangýcýyla Ý. S. ikinci yüzyýlýn sonu arasýnda Cor-pus hermeticum'u bir
sayýda kitap görülüyor. V. yüzyýldan baþlayarak, bu metinler toplanmýþtýr ve bunlarda gene
tabý'na baþvuruþlar görülüyor ama kitabý bulmak olanaðýný saðlayan tek bir özlü ize rastlan
Bu dizinin en ünlü metinleri Asclepîus, Kore Kosmou, ve Pormandres adýný alýr. Hepsi Toth
itabýna baþvururlar ama, hiçbiri hiçbir zaman ne onu doðrudan doðruya anarlar ne de onu inc
lemek yolunu gösterirler.
Bununla birlikte Asclepîus batan uygarlýklarýn gücüne iliþkin garip benzetmeler taþýr:
"Atalarýmýz tanrýlar yaratmak sanatýný bulmuþtu- Heykeller yaptýlar ve canlar yaratmayý bil
lerinden, þeytanlarla meleklerin ruhlarýný çaðýrýp bunlarý kutsal sýr sayesinde tanrýlarýn
leþtirdiler, öyle kr bu heykeller iyilik ve kötülük yapmak gücünü kazandýlar."
Mýsýr tanrýlarý ve Toth'un kendisi de böylece yaratýlmýþ olacaktý.
(1) -Karanlýklar - tanrý,,. Tanrý Gebeb'ln oðlu, Osiris'le Ýsls'in kötülükçü kardeþidir...
s'i kýskanýr ve onu öldürmeðe çalýþýr...*
(2} "Mýsýrlýlarýn ay tanrýsj Thot'a Yunanlýlarýn verdiði ad... Üç kez büyük Hermes anlamýnd
u eski bir Mýsýr kralý, din adamý ve büyücülüðün kurucusu saymýþlardýr. Yunan inançlarýna g
a bilimlerini de o kurmuþ, Tevrat'a göre o altýncý kuþaktan bir peygamberdir... Kalemle ya
zý yazan ve dikiþ diken, terzi, ilk insan odur....
14
TOTH KÝTABI
Kim tarafýndan yaratýlmýþlardý? Bu söylenmiþ deðildir. Mýsýr'dan önce gelen büyük uygarlýkç
Asclepius'a göre bu tanrýlar Ýsa'nýn zamanýnda gene de vardýlar ve etkindiler: "Libya daðla
aki büyük bir kentte yaþýyorlar ama, fazlasýný söylemeyeceðim."
Bu hermetik yazýlar bütünü özellikle Nock ve FestugiÐre'ce bulunmuþ. Corpus hermeticum'da (
e dizisi, Paris, 1945-54) yayýnlanmýþ olabilir. Kurgu - bilime iliþkin olarak düþünülmüþ bi
a düþgücü-nü kamçýlamak özelliði vardýr bu metinlerde. Saint - AugustinusTla baþka birçok t
filozof bununla yakýndan ilgilenmiþlerdir.
Bunlar kuþkusuz Toth Kitabý'ný yayan metinlerdir. Milâdýn V. yüzyýlýndan günümüze dek kitap
görülüyor ki basýmcýlýðýn ve fotoðrafçýiýðýn bulunuþundan önce bunun nasýl yayýlmýþ olduðu
m otuz kez yaktý, ellerinde Toth Kitabý olduðunu ortaya atanlarýn baþýna gelen garip olayla
sýralamak için de bütün bir kitap gerekirdi.
Ne olursa olsun kitabýn basýlmýþ ya da bir yolla çoðaltýlmýþ olduðu görülmedi, hiçbir zaman
yana garip bîr efsane dolaþ* maða baþladý. Bu efsaneye göref Toth Kitabý'ný elinde bulundur
zli topluluk bunun bir özetini, herkesçe anlaþýlabilir bir biçim fiþ takýmýný haika yaymýþ
fiþ takýmý ünlü tarot oyunundan baþkasý olmayacaktý. Bu düþünce ilk kez Antotne Court de G6
r kitabýnda : Le monde primitifte enine boyuna açýklanmýþtýr. Bilim adamý, La Rochelle Kýra
emisi üyesi, Court de Gebelin, bu yapýtý dokuz cilt olarak 1773'den 1783'e kadar yayýnla
ndý. Burada Ýskenderiye yýkýmýndan kurtulan eski bir Mýsýr kitabýna varmýþ olduðunu ortaya
kitap üzerine þunu söyler: "Kitap onlarýn en ilginç konulardaki tamamen gizli bilgilerini
kapsýyordu. Eski Mýsýr'ýn bu kitabý tarotlar oyunudur - bu iskambil kâðýtlarý halinde elim
rdýr."
Bu parça bana açýk gelmiyor. Yazar Ýskenderiye kitaplýðýnda daha önce bir tarot oyunu bulun
mu söylemek Ýstiyor acaba? Ya da Ýskenderiye yýkýmýndan kurtulan bir Mýsýr kitabýnýn tarot
bir fiþ takýmý, Toth Kltabfndaki derslerin bir özeti olduðunu ortaya döktü* günü mü bildirm
r?
E") Geleneklere göre Batýk Ati an ti s Uygarlýðýnýn bir kolonisi olan Mtsrr, at la nt i s
ilimlerini biliyorlardý. [R-M. Notu.)
15
LANETLÝ KÝTAPLAR
Bu konuda hiçbir þey bilmiyoruz. Tarot oyununun* özellikle yeni çaðda, çok ilginç Ýncelemel
bunlar arasýnda da, çaðdaþ ressam Baskine'in yazýk ki basýlmadan kalan incelemesininllbnus
olduðu bellidir kuþkusuz.
Gerçekler alanýnda kalmak üzre, tarot oyununun 1100'e doðru ortaya çýktýðýnýn görüldüðü söy
oluþuyordu ve bugün de gene böyle oluþuyor, 52 kâðýtlýk iskambil oyununun ve fal açýþa yar
buradan geldiði de söylenebilir genel olarak. Bu" kabullenilen düþüncelerin çoðu g&i, yanl
l edilen bir düþüncedir*
Baþlangýçta, bu kâðýtlara nebi deniyordu, peygamber anlamýna gelen Ýtalyanca söz. Tarot söz
nmiyor.
Tarot sözünün Fransýzca söyleniþi, taro'nunT Orta'nýn, ya da ordre du temple'ýn [1) bir çev
olduðu varsayýmý karþýsýnda en büyük kuþkuluiuk gösterilebilir. Çevirmelerle nereye olursa
Tampliye'lerin tarotlarý almýþ ve benimsemiþ olmalarý olasýdýr, ama hiçbir þey onlarýn bunl
ne yaymýþ olduklarýný kanýtlamýyor. Nepotâon III zamanýndaki Millî Eðitim'in kitaplýk memur
n Pi-tois, 1876'da çýkan, Histoire de la Magle'sinde, uygarlýðýnýn ortadan kalkýþýndan önce
li bilimsel sýrlarýnýn tarotlara geçirilmiþ olduðunu ve Toth Kitabý'nýn gerçeðinin burada b
söyler.
Kabul ediyorum ama, insan biraz daha Ýnandýrýcý kanýtlar isterdi. Tarotlarýn gösterdiði gib
derece belirsiz simgelerde, insan ne olursa olsun bulabilir, gerçekten de bulmuþtur
, öyleyse durum deði-þinceye kadar, ta rotlarla özetlenen Toth KÝtabfnýn bu öyküsü bana efs
ndýrýyor geliyor.
XVIII. yüzyýlda, saygý gösterilen her þarlatan elinde Toth Kitabý olduðunu ortaya atýyor. H
bunu göstermedi ve bunun için çoðu 1825'e kadar Engizisyon'un odun yýðýnlarýnda yok olmuþtu
ten 1825'te, Engizisyon Ýspanya'da gene de ortalýðý kasýp kavuruyordu.
XX. yüzyýlda olduðu gibi XIX. yüzyýlda da, ellerinde papirüs ya da (söylentiye göre, Gaston
ux,nun ünlü romanýnda, Le fauteuil han"
(1) "Ordre du tample." Temple [ampliye] Tarikatý. Bu tarikat, 1119*da. Fransýz þövalyesi
Hugues de Payens ve birkaç þövalye arkadaþýnca kurulmuþtur. Tarikatýn amacý, kutsal kenti,
korumakmýþ. Güçleri, varlýklarý 1312'y© kadar sürmüþtür. Çev.
16
t
TOÝH KÝTAHÝ
t6'de, iþin içme karýþtýðý görülen Toth Kitabý olduðunu ileri sürecek kadar çok þarlatan yo
Ama kitabý elinde taþýyanlarýn baþýna gelen olaylar çok karýþýk olduðundan, kimse kitabý ya
azdý.
Sandýðým gibi ve þu kitabýn göstermeðe çalýþtýðý üzre, uluslararasý bîr Kara Cüppeliler ort
ki Mýsýr'la çaðdaþ olmalý ve o zamandan bu yana etkinliðini göstermelidir. Toth Kitabý Yi i
linde bulunduran ve bu sýrJardan yararlanan çaðdaþ topluluklara imâda bulunan C. Daly King
kadar aðýrbaþlý yazarlarda, bu konuda kaynakçalar bulunur. C. Daly King OrageTla Gurdjief
f'irt böylesi topluluklarýn üyesi olduklarýný ileri sürüyor. Orage'i tanýmadým ama, bir yal
Gurdjieff'i tanýdým.
Bu özel durumda, Ç. Daly King'in iyi niyeti þaþkýnlýk uyandýrabil-dî. Bununla birlikte insa
kiþisel çabasýyla Mýsýr yöntemine uygun olarak üstün bilinci kazanmaya ulaþamadýðýný, kendi
ilmiþ olmaksýzýn bu tür bir giriþimi gerçekleþtirmenin son derece tehlikeli olabildiðini ya
Bu giriþim en aðýr sonuçlar doðurabilir" özellikle yaralar açabilir.
Gene ona göre "bu yöntemi yalnýz bjr nitelikli ve etkileyici kiþiler örgütü öðretebilin kaz
em yaimzca böyle bir örgütün içinde uygulanmýþ olabilir. Okuyucuya tek baþýna deneylere, ka
ciddî biçimde haber veriyorum. Bununla birlikte, bu yöntem insan b' linçinin etkinliði içi
pratik bîr yol açar",
Böyle bir örgüt varsa, elinde ister istemez Toth Kitabý ya da kitaptan geriye kalaný olabi
lmelidir. Ve Mýsýrlýlar mumyalara uyguladýklarýnýn ayný koruma yöntemlerini papirüse uygula
bir papirüsün XIX. yüzyýla kadar kalabildiðini, ondan sonra fotoðrafýnýn çýkarýlmýþ olabile
a deðildir. Adý anýlan örgüt XIX. yüzyýldan çok önce fotoðrafçýlýðý tanýmýþ olmadýkça, soru
Cromvvell'in kayýn biraderi ve gizli polisinin baþkaný. Thurloe, karanlýk odasýnda fotoðraf
benzer bir yöntem kullanmýþ gibi görünüyor.
Bu metinler çözüfebildi mi? Burada gene Mýsýrbilimcilerinin uyuþmazlýðýna düþüyoruz. Sax Ro
ilimcileri üstüne þunu yazdý "Ýnsan tümünü kaynatsaydý da böyle elde edilen akýþkaný imbik
I
17
lânetli kitaplar
ten geçirseydi, bir mikrogram düþgücü elde edemezdi." Bu pek doðru görünüyor. Hiç deðilse 1
hiyogrolifleri resmî olmayan gerçekten çözebilir arkeologlar oldu sayýlýr.. Schwiller de Lu
icz bu gibi uzmanlardan ders almrþa benzer. O kadar ki, gizli bilimin birkaç öðesini eli
nde bulunduran küçük bir topluluðun, Ý.Ö. 1971 yýlýnda olduðu kadar Ý. S. 1971 yýlýnda da d
maz.
Ýþte, C. Daly King'e göre, bu gizli bilime iliþkin bir örnek: "Mýsýr'-da, gerçek okullar va
piramitler içinde ders veren okul, Büyük Okul, gerçekten önemliydi, özelliði gerçek evren ü
nel, gerçek bilgiydi. Öðrencilere sunulan olanaklardan biri de, titizlikle hazýr lanan b
ir ders sayesinde, hepimizin olduðu aþaðýlýk - varlýklardan, gerçek varlýklara dönüþtürmek
denlerinin doðal ama kuþ* ku edilemez görevlerini yerine getirmek olanaðýydý.
"Büyük Okul sahip olmadýðýmýz bir bilimi aydýnlýða kavuþturmuþtu : ruhbilimsel optik bîlîml
kendilerine gösterilen bir yüzde yalnýz kötü olaný yansýtan aynalarý incelemek olanaðýný ve
e bir ayna "ankh - en - maat", gerçeðin aynasý adýný alýyordu. Büyük Okul'a kabul edilen ad
^ktitttolan herþeyl eleyinceye kad^ kendini temizknýiþ^^lduðundari ^nadaVtýk hiçbir þey gör
. Böyle bir aday bir duru ayna Ustasý adýný alýyordu."
Bütün bunlar daha fazlasýný öðrenmek isteðini doðuruyor. Ama kimilerinin insanlýðýn bu bilg
eðe hazýr olmadýðýný düþündükleri, Kara Cüppeliler örgütünün de Toth Kitabý'nýn yayýnlanmas
r durumdadýr*
Bu örgüt bugüne kadar bunda çok baþarý göstermiþ gibidir.
Bu kitabýn neyi içerdiðini bilmediðimden, bir düþünce vermek ben-jee^gOÇTTJrT^eFçþkten bili
kadar tehlikeli sýrlar var olabilir, /ruhbilimsel optik ir) sýrrý da bana kuþkusuz yazgýya
baðlý gibi geliyor. ^Am^baðneztHTlfe boþinançlýlar da vardýr.
Bu boþinançlýlara seslenerek, konu dýþýna da çýkarak, Tout Ankh Amon'un mezarýnýn açýlýþýnd
sin ortalama yaþam süresi üzerine saðlam bir sayýlama yapýldýðýný belirtelim; ortalama olar
yaþýtlarýnýnkinden daha uzun sürmüþtü. Öyleyse bütün lânetli mezar ve firavun laneti öyküle
abul etme* yelim. Ama Tout Ankh Amon'un mezarý gerçekten açýlmýþtý,
18
TOTH KÝTABÝ
Öte yandan, "göðün ve yerin bütün sýrlarýný biliþ-i bildiren herhangi bir Mýsýr papirüsü ge
i derece denklemlerin çözümünü tanýmlar.,. Öyleyse Toth Kitabý'nýn düþmanlarýnýn iþi fazla
Haklý olmalarý da mümkündür.
Belli olan þey, gerçek metnin desteðini ve resmîni saðlamakla, Toth Kitabý'nýn bir çevirisi
ydr. her yayýmcýnýn bunu yayýnlamadan önce duraksayacaðýdýr. Ben bile...
Bölüm le ek Nefer-Ka~Ptah, Toth Kitabý'ný nasýl buldu
Lin Carter'ce bir Golden citles, far antolojisinde anýlan bu safyü-rek ama gerçek öyküyü, B
ian Brovvn'nun The vvisdom of the Egyptians'-ýn da (New York, Brentano's, 1928) bu
ldum.
Nefer-Ka-Ptah eski bir Mýsýr rahibi sayesinde Toth Kitabý'nýn izini bulmuþ. Kitap yýlanlarl
akrepler ve özellikle ölümsüz bir yýlanla sak-lartmýþmýþ. Kutulanmýþ bir dizi kaplara konm
bir ýrmaðjn dibinde yatýyormuþ, Isis rahibinin, bir büyücünün yardýmýyla Nefer-Ka-Ptah, bü
kutuyu kaldýrmýþtý. O zaman ölümsüz yýlaný ilci parçaya birbirinden yeterince uzak kuma gö
itabýn Ýlk sayfastný okumuþ, göðü, yer'i, boþluðu, daðlarý ve denizi, kuþlann, balýklarýn v
i kavramýþ böylece. Ýkinci sayfayý okumuþ ve Güneþ'in karanlýk gökte parladýðýný ve Güneþ'i
dilerinin büyük görüntülerini görmüþ.
Bunun üzerine sarayýna dönmüþ, yeni bir papirüsle bir bira çömleði almýþ, papirüse Toth Kit
rini yazmýþ, bunlarý biravla yýkamýþ ve birayý içmiþ .Büyük büyücünün tüm bilgisi böylece o
Ama Toth ölüler ülkesinden çýkagelmiþ ve korkunç bir þekilde öcünü almýþ. Nefer-Ka-Ptal<ýn
a-Ptah'ýn kendisi ve karýsý-ölmüþler. Onu bir kýral oðluna yaraþýr onurlarla gömmüþler ve T
tabý onunla birlikte topraðý boylamýþ.
Kuþkusuz sonsuza dek deðil. Çünkü Toth Kitabý yüzyýllar boyunca gene görülüyor. Nefer-Ka-Pt
, toth Kitabý'nýn çevresini sarmýþ olan sonraki bir efsane onun Tyanalý Apollonlus'ca yenid
n bulunmuþ olacaðýný söylüyor.
<
2
ÝSKENDERÝYE'DE YOK OLAN
Büyük Ýskenderiye kitaplýðýnýn ortadan kaldýrýlýþý milâdýn 646 yýlýnda Araplarla tamamlanmý
ldýrýlýþ baþka yýkýmlarýn önüne geçmiþti ve bu inanýlmaz bilgi koleksiyonunu yok etmeðe yön
nlamlýdýr.
Ýskenderiye kitaplýðý Ptolemaios l'ce ya da Ptolemaios ll'ce kurulmuþ olmalý gibi görünüyor
n kendi de" adýnýn gösterdiði üzre, Ý.ö. 331 'le 330 baþýnda Büyük Ýskender'ce kurulmuþtu.
sýndan önce aradan yaklaþýk 1000 yýl geçti/
Ýskenderiye hiçbir biçimde tahta kullanýlmadan, bütün bütüne taþtan yapýlmýþ bir kent olmak
ilk kenti oldu belki. Kitaplýk, araþtýrýcýlar îçîn ayrýlan on büyük salonla odalardan oluþu
nun tam tarihi ve kurucusunun adý gene de tartýþýlýyor ama, yalnýzca o dönemde saltanat sür
ralýn deðil de kitaplýðýn düzenleyicisi ve yaratýcýsý anlamýnda, gerçek kurucu, Pholerll De
a biri olmuþ olmalý gibi görünüyor.
Baþlangýçta, kurucu yedi yüz bin kýtabr toplamýþ ve sonradan boyuna yenilerini katmýþ. Kita
ralýn isteklerine göre satýn almmýþmýþ.
Bu Ý.ö. 354'le 348 arasýnda doðan Phaler'li Demetrios Aristoteles'in kendisini tanýmýþ olma
324'te halk hatibi olarak ortaya çýkýyor, 317'de Atina valisi seçilmiþtir, Ý.Ö. 317'den 30
kadar, on yýl Atina'yý yönetiyor.
Belli bir sayýda yasa, özellikle cenaze törenlerinde gösteriþin kaldýrýlmasý konusunda bir
rmýþ. Onun zamanýnda, Atina 90000 yurttaþtan, kendini benimsettirmiþ 45000 yabancýdan ve 40
000 köleden oluþuyormuþ. Demetrios'un kendi, kiþiliði konusunda, tarih bize. onu ülkesindek
þýklýðýn hakimi diye gösterir: saçlarýný oksijenli suyla sarýya boyamada ilk Atinalý o olm
20
ÝSKENDERÝYE'DE YOK OLAN
Sonra, valilikten uzaklaþtýrrldý ve Teb'e gitti. ÝBurada, uçan daireler üstüne belki ilk ya
lan. Gökte ýþýk daðýlýmý konusunda diye, bîri garip baþlýklý, birçok kitap yazdý.
î. ö. 297'de, firavun Ptolemaios gelip Ýskenderiye'ye yerleþmesi için onu kandýrýyor. O zam
kitaplýðý kuruyor. Ptolemaios I, Ý. ö, 283'te ölüyor; oðlu Protemaios II de, Demetrlos'u Mý
Busrris'e sürgün ediyor. Demetrios buraca, zehirli bir yýlanca sokuluyor ve bundan ölüyor.
Demetrios Mýsýr'da Ptolemaios I adýna bilimlerin ve sanatlarýn koruyucusu olarak ün salmýþt
Ptolemaios II. bilimler ve özellikle zoolojiyle olduðu kadar kitaplýkla da ilgilenmeði
sürdürüyor. Ý.Ö. 327'de doðan, ve ayrýntýlarý ve ölüm tarihi bilinmeyen Efesli Zenodotus'u
ru olarak atamýþ.
Bundan sonra, bir dizi kitaplýk memuru, yüzyýllar boyunca, parþömenler, papirüsler, gravürl
kimi geleneklere kulak vermek gerekirse basýlý kitaplar bile yýðarak, kitaplýðý geniþletiy
itaplýk öyleyse tamamen paha biçilmez belgeler içeriyor. Özellikle, Roma.daki muhalifleri
topluyor.
Belgeler f. ö. 131'e kadarki kitaplýk memurlarýnýn oldukça gerçeðe yakm bîr çizelgesini çýk
erir.
I.ö. den ye,
Phalerli Demetrios 282
Efesli Zenodotus 282 y- 260
Kurenefi Callimachus y. 260 y< 240
Rodoslu Apollonius y- 240 y- 230
Kureneli Eratostenes y- 230 195
Bizanslý Aristophanes 195 180
Apollonius l'Eidographe ÝSO y- 160
Semadirekli Aristarkus y. 160 131
Bundan sonra, göstergeler belirsizleþiyor. Bîr kitaplýk memurunun Ý.Ö. 47 yýlýnda Culius Ca
ca bir Ýlk kitaplýk soygununa korkunç karþý çýktýðý biliniyor ama, Tarih onun adýný vermemi
n þey, daha Culius Caesar döneminde, Ýskenderiye kitaplýðýnýn hemen hemen
21
LANETLÝ KÝTAPLAR
sýnýrsýz bir güç taþýyan kitaplar bulundurmak gibi pek yerleþmiþ ünü olduðudur.
Caesar'ýn Ýskenderiye'ye geldiðinde kitaplýk en azýndan yedi yüz bin elyazmasýný içeriyor.
Ve neden içlerinden kimilerinden korkulmaða baþlanýyor?
Kalan belgeler bu konuda bize yeterince saðlam bir bilgi verir. Önce Yunanca kitapla
r vardý. Kuþkusuz gömüler: klâsik Yunan yazý-pýndan elimizde bulunmayan bütün o parça. Ama
alarý arasýnda elbette tehlikelileri olmalýydý,
Buna karþýlýk, Beros'un yapýtýnýn tümünde kaygýlandýracak þey vardý. Yunanistan'a sýðýnan B
r bize dünya - dýsýlarla bir karþýlaþmanýn öyküsünü býraktý : balýklara benzeyen, dalgýç ki
e insanlara ilk bilimsel bilgileri getirmiþ olacak olan yaratýklar, kimlikleri karan
lýk Apkalluslar.
Beras Büyük Ýskender zamanýnda ve Ptolemaios I dönemine kadar yaþamýþtý. Babil'de Be!-Mardu
ibi olmuþtu. Tarihçi, müneccim ve gökbilimciydi. Yarým çember güneþ saatini bulmuþtu. Iþýðý
ndaki en yeni çalýþmalarý önceden kestiren Güneþ ýþýklarýyla Ay'mkiler arasýndaki çatýþmala
Yaþamýnýn tarihleri doðumu îçin Ý, Ö. 356 ve ölümü için 261 olarak saptanabilir. Çaðdaþ bir
en ünlü Sibylla'nm (2), onun kýz kardeþi olduðunu söyler.
Beros'un dünya - dýsýlarla ilk iliþkilerini anlatan "Dünya tarihi*, kayýptýr. Geriye birkaç
kalýyor ama, bu yapýtýn tümü Ýskenderiye'deydi. Dünya - dýþýlarýn öðretmiþ olduklarý da içi
Ýskenderiye'de Manethon'un tam yapýtý da bulunuyor. Bu, Ptolemaios I ve ll'nin çaðdaþý, Mýs
p ve tarihçi, Mýsýr'ýn bütün sýrlarýný tanýmýþtý. Adý bile "Toth'un sevgilisi" ya da "Toth'
ulunduran" diye yorumlanabilir.
Bu Mýsýr üstüne herþeyl bilen, hiyogralifleri okuyan, son Mýsýr ra-hlpleriyle iliþkileri ol
sandý. Kendi de sekiz kitap yazmýþ, Mýsýr'ýn bütün sýrlarýný ve belki Toth Kitabý Yýr içind
kle Ýyi
(1) Bablllh tarým tanrýsý. Çey.
(2) Falcý, kadýn peygamberlerden. Çev.
22
ÝSKENDERÝYE'DE YOK OLAN
seçilmiþ kýrk tomar parþömeni de Ýskenderiye'de toplamýþ olacaktý. Bu koleksiyon saklanmýþ
arý üstüne bilinmesi gereken herþeyi bilecektik belki. Engellemek istenilen kuþkusuz budur
.
Ýskenderiye kitaplýðý, fenikeli bir tarihçinin, kendisine atom kuramýnýn buluculuðu konduru
ochus'un yapýtlarýný da bulundurur.
Kitaplýkta son derece a* bulunan ve deðerli Hint elyazmalan da vardýr.
Bütün bu elyazmalarýndan, geriye hiçbir iz kalmýyor. Yýkrm baþladýðýnda tomarlarýn kesin sa
beþ yüz otuz iki bin s^kiz yüz. "Matematik bilimleri" denebilen bir bölümle "Doðal bilimle
" denen baþka bir bölümün bulunduðunu biliyoruz. Genel bir katalog da var* dt. Bu da yýkýma
mýþ oldu.
Bu yýkýmlarý baþlatan Caesar'dýr. Belirli bir sayýda kitabý topladý, bîr bölümünü yaktý ve
em bu olay üzerinde günümüzde de belirli bir kararsýzlýk dolaþýyor ve ölümünden 2000 yýl so
esar yandaþlarýný ve düþmanlarýný elden kaçýrmadý. Yandaþlarý onun kitaplýðýn kendisinde hi
akmadýðým söylüyorlar; olsa olsa, Roma Ýçin gemiye bindirilmiþ olmaya hazýr belirli bir say
Ýskenderiye limanýndaki bir hangarda yanmýþmýþr ama hangarý ateþe veren Romalýlar deðilmiþ
Buna karþýlýk, Caesar'm kimi düþmanlarý kitaplarýn, korkunç sayýda, bile bile yok edilmiþ o
rlar. Tahmini sayý 40000'le 70000 arasýnda deðiþiyor.
Orta bir tez, çarpýþýlan bir mahalleden gelen alevlerin kitaplýða ulaþmýþ ve kaza sonucu ki
acaðýný bildiriyor.
Bu yýkýmýn tam olmadýðý ne olursa olsun belli görünüyor. Caesar'm yandaþlarý gibi düþmanlar
vermiyorlar, çaðdaþlarý hiçbir þey söylemiyor ve olayýn en yakýn öyküleri iki yüzyýl sonrak
Caesar'm kendi de, yapýtlarýnda, bundan söz etmiyor. Kendisine özellikle ilginç gelen kimi
kitaplarý "ayýrýp almýþ"a benziyor.
Mýsýr tarihi uzmanlarýnýn çoðu yedi yüz bin cildi, çalýþma salonlarýný, özel daireleri kaps
büyük çapta olabileceðini, sýrf yangýnýn sýnýrýnda kalan bu önemlilikteki bir aný-
23
LANETLÝ KÝTAPLAR
trn bütün bütüne de yok olmuþ olmadýðýný düþünüyorlar. Yangýnýn iþlenmemiþ papirüs tomarlar
yakýp kül etmiþ olmasý olasýdýr. Yangýnýn kitaplýðýn büyük bir bölümünü yok etmiþ olduðu d
yok etmiþ olmadýðý açýktýr. Ve daha çok tehlikeli gibi görülen bol sayýda kitabýn ortadan k
.
Kitaplýða karþý sonraki en önemli saldýrý imparatorrçe Zenobfa'ca yapýlmýþa benziyor. Bir k
tam olmadý, yalnýz önemli kitaplar ortadan kalkmýþ oldu. Ýmparatoriçeden sonra Ýmparator Di
ianus'un (1.3. 284-305} yaptýðý saldrrýnm nedenini biliyoruz. Çaðdaþ belgeler bu konuda ayn
anýdadýr.
Dîocletîanus altýn ve gümüþ yapýmýnýn püf noktalarýný açýklayan bütün kitaplarý ortadan kal
imle bütün simya kitaplarýný. Mýsýrlýlar dilediklerince altýn ve gümüþ yapabilselerdi, bir
böylece imparatorluða karþý koymanýn yollarýný bulacaklardý, diye düþünüyordu. Köle oðlu o
un kendi, 17 Eylül 284Ttef imparator ilân edilmiþti. O, galiba, bir doðuþtan - zalimdi ve
tahtýný býrakmasýndan önce, 1 Mayýs 305'te imzaladýðý son buyrukla, hýristiyanlrðýn ortadan
du. Diocletianus Mýsýr'da güçlü bir baþkaldýrýyla karþýlaþtý ve 295 Temmuzunda Ýskenderiye'
Kenti ele geçirdi ve bu korkunç kýyýmlarýn nedeni oldu. Bu arada, fethedilmiþ kente girerk
n Diocletianus'un atý tökezledi, Diocletianus ta bu olayý tanrýlarýn ona kente karþý hoþgör
asýný buyuran bir bildirisi diye yorumladý.
Ýskenderiye'nin ele geçiriliþini simyayla ilgili elyazmalarýný topla-mayr amaçlayan düzenli
amalar izlemiþ oldu. Ve bulunan tüm elyaz-malan böylece ortadan kaldýrýlmýþ oldu. Bunlarda,
liba, madensi deðiþikliklerin gerçekleþebilir olduðunu bildiðimize göre, bu bilimin kavranm
n simyanýn elimizde olmayan baþlýca anahtarlarý bulunuyordu. Elimizde yok edilen elyazma
lannýn listesi bulunmuyor ama efsane, içlerinden bazýlarýný Pythagoras'ýn, Süleyman'ýn ve H
'în kendinin yapýtý olduklarýný söyler. Elbette sýnýrlý bir güvenle kabul edilmesi gereken
Ne olursa olsun, gerekli belgeler simyanýn anahtarlarýný Veriyorlardý ve bunlar sonsuzluða
dek yok olmuþtur. Ama kitaplýk yaþadý. Uðradýðý aralýksýz yýkýmlara karþýn, Arapîar'm kend
24
ÝSKENDERÝYE'DE YOK OLAN
tadan kaldýnncaya kadar görevini sürdürdü. Araplar bu yýkýmj gerçekleþtirdiler ama, ne yapt
yorlardý. Bir çýrpýda büyük sayýda gizli büyü, simya ve müneccimlik kitabýný -iran'da olduð
sýnda, ortadan kaldýrmýþlardý.
Fatihlerin parolasý "Kîtap'tan baþka kitaplara gerek yoktur^du, yani Kur'an'dan baþka. B
u bakýmdan !.S. 696'daki yýkým çok genel konulu kitaplardan daha fazla, lânetli kitaplarý a
açlýyordu. fslâm tarihçisi Abdal - Latif tH60-1231) þunu yazar: "Ýskenderiye kitaplýðý Fati
buyruðuna göre davranarak. Amr Ibnî As'ca yangýnlarla ortadan kaldýrýlmýþ oldu." Hz. Ömer
lüman kitaplardakî yazýlaný, hep "Tanrý'nýn kitabý bize yeter" Ýlkesine göre engellemiþti.
aha yeni din deðiþtirmiþ, yaratýlýþ bakýmýndan alabildiðine koyu bir Müsiümandý, baþka kita
du ve peygamberden söz açtýklarý için birçok kez kitap yakmýþtý.
Öyleyse Culius Caesar'ca baþlatýlan, Diocletianus ve baþkalarýnca sürdürülen iþi sonuçlandý
i kadar doðaldýr.
Belgeler bu ateþte yakmalardan kurtuldularsa da, Ý.S. 646'dan bu yana titizlikle sak
landýlar ve bir daha ortaya çýktýklarý hiçbir zaman görülmedi, Ve kimi gizli topluluklarýn
gün Ýskenderiye'den gelen elyazmalarý varsa; bunlarý gözü gibi korurlar.
Þimdi desteklediðimiz tezin ýþýðýnda olaylarýn incelenmesini yapalým gene : Kara Cüppeliler
ve belli bir tür bilginin ortadan kalkmasýný amaçlayan bir birlikte yönetmeyi kuran bu top
luluðun varlýðý.
Bu topluluðun, Diocletianus zamanýnda süreklice arandýklarýndan 391 lde saman altrndan su
yürütmüþ olduðu, simya ve büyü kitaplarýný yakmýþ bulunduðu apaçýk görülür.
Bu topluluðun 646 olaylarýnda yapacak hiçbir þeyi kalmadýðý da gene apaçýk görülür; Ýslâm'ý
i.
1692'de, B. de Maillet adýnda bir Fransýz konsolosu Kahire'ye atan* mýþtýr. Ýskenderiye'nin
hemen hemen boþ ve hepten ýssýz bir kent olduðunu bildirir. Daha çok hýrsýz olan, tek tük k
kýyý köþelerde saklanýyorlar. Yapýlarýn yýkýntýlarý öylece býrakýlmýþtýr. Kitaplar 646 yan
artýk o dönemde Ýskenderiye'de olmamalarý bu durumda çok olasý görünür: kitaplarý alýp götü
25
LANETLÝ KÝTAPLAR
Buradan baþlayarak, varsayýmlara gelinmiþtir.
Bizi ilgilendirenin, yani batýp giden uygarlýklara, simyaya, büyüye ya da artýk bilmediðimi
yöntemlere deðinen kitaplarýn alanýnda kalalým. Öyleyse, yok oluþu kuþkusuz çok üzücü olan
un dýþýnda kalan Yunan klâsiklerini bir yana býrakacaðfz.
Önce Mýsýr'a bakalým. Toth Kitabý'nm bir nüshasý Ýskenderiye'de bulunmuþ olsaydý, Caesar bu
enebilir bir güç kaynaðý olarak dört elle sarýlmýþ olmalýydý. Ama Toth'un kitabý kuþkusuz Ý
tek Mýsýr belgesi deðildi. Nice Mýsýr belgesi yok olmamýþ olsaydý. Mýsýr konusunda þîmdi b
tüm sorunlar belki çözüm yollarýný bulmuþ olabilecekti,
Ve bu belgeler arasýnda, daha çok bunlar amaçfanmýþtý ve özenle gerçek metinleri, sonra kop
sonra da özetleri ortadan yok etmek zorunda kalýndý : bilinen husus Mýsýr'dan önce gelen u
garlýðý bize anlatanlar. Bazý izlerin kalmýþ olmasý olasýdýr, ama öz kayýp, ve bu yýkým öyl
n oldu ki akýlcý arkeologlar þimdi Mýsýr'da uygarlýðýn neolotik çaðdaþ büyük hanedanlara ka
eki uygarlýðýn varlýðýnýn, hiçbir þeyin tanýtlamasý gerekmeden, izlenebildiðini ileri sürüy
Bu önceki uygarlýðýn tarihi, bilimi ve coðrafya konumu, zaten bizim için bütün bütüne bilin
rdir. Bir Zenciler uygarlýðýnýn söz konusu olduðu varsayýmý ortaya atýldý. Bu koþullarda, M
nnýn Afrika'da aranmýþ olmasý gerekiyordu. Bu batan uygarlýktan gelen kayýtlar, papirüsler
da kitaplar belki Ýskenderiye'de yok oldu.
En ayrýntýlý simya el kitaplarý, gerçekten elementlerin deðiþimlerini elde etmek yolunu gös
ler yakýldý. Büyü yapýtlarý yakýldý. Be-ros'un Apkalluslar konusunda sözünü ettiði dünya -
n silinip gitti. Yok oldu... ama bilmediðimiz herþeyin sayýmýný nasýl yapmalý. Ýskenderiye
lýðýnýn böylesine parlak yýkýmý kuþkusuz Kara Cüppelilerin en büyük baþarýsýdýr.
Bölüm Il'ye ek Ya Piramitler?
Ýskenderiye kitaplýðýnýn birçok yýkýlýþýndan kurtulan elyazmalan-nýri piramitler altýndaki
sýðýnak bulduklarýný düþüne-
26
I
ÝSKENDERÝYE'DE YOK OLAN
cek okuyucular olacaktýr kuþkusuz. En ilginç olan nokta okuyucularýn belki tamamen haksýz
olmadýklarýdýr Mýsýr'ýn srrrý kesinlikle çözülmüþ olmaktan uzaktýr.
Bu bakýmdan yalnýzca Fransýz Mýsýrbilimcisi Alexandre Varille'in iki uyarýsýný söyleyelim.
sorumluluðunu Kara Cuppeliler'e yüklemeðe çalýþmýþ olacaðýmýz garip bir kazada 1 Kasým 195
ordu :
Batý anlayýþý bu düþünceyi çözmekte güçsüz göründüðünden firavun felsefesini bilmiyoruz."
Sonra da þunu vurguluyordu :
"Üniversitenin resmî kadrosuna girip meslekten Mýsýrbilîmciler yavaþ yavaþ yetenekli Mýsýrb
erin yerini alýnca Mýsýrbilim kýsýrlaþmaða baþladý."
Varille piramitlere safça ve delice deðer biçmeden uzaktýr. Mýsýr yapýlarýnýn bulunmuþ olab
derece saðlam bir bilimsel anlamý olduklarýný hiç deðilse düþünmüyor.
Bu bilimsel sýrlarýn tümü Keops'ça yazýlmýþ olacak ve hem birçok nüshalý bir kitapta, hem d
tlerin kendi içinde bulunacaktý, Özellikle Gize'dekî iki büyük piramitte.
Bu bilginin en büyük parçasý Ýskenderiye'de yok olmuþ olmalýdýr. Ama hepsi deðil. Caesar'ýn
önce bile, baþlýca birkaç belgenin yok edilmiþ ve saklanmýþ olmasý iþten deðildir. Bugün d
rý tamamen olanaksýz bile deðildir.
Amerikalý fizikçi Luis Alvarez büyük piramiti ýþýnlarla araþtýrmaðý denedi. Ýlk sonuçlar þi
nusu olduðu gizli odalarýn varlýðýný gerçekten ortaya çýkarýyora benziyor. Öbür piramitleri
araþtýrýlmasý yapýlmýþ deðildir. Tout Ankh Amon'un mezarýnýn bulunuþu kadar önemli, ama ar
e belgeler içerecek olan bir bulguyu düþünmemek gerekmez,
27
DZYAN DÖRTLÜKLERÝ
Hindistan'dan getirilen ve Venüs gezegeninden gelen bir kitaba ilk imada bulunanýn k
im olduðunu bilmek güçtür. Bu XVIII. yüzyýlýn sonunda Fransýz .gökbilimcisi Bailly olmalý,
akçalar bulunmasý olasýdýr.
XIX. yüzyýlda, Fransýz Louis Jacolliot, bu kitaba Dzyan Dörtlükleri adýný verecek ilk insan
muþa benzer [t). XIX. yüzyýlýn ortasýnda, ellerinde bu kitabý bulundurduklarýný ileri süren
n baþýna gelen bir dizi olay yazýlabilir. Ama Bn Blavatsky'nin yükseliþi ve düþüþüyle-* dir
tlüklerimin öyküsü olanca geniþliðini kazanýr.
Bn Btavatsky'den tamamen yansýz bir dille söz etmek güçtür Görüþler çok deðiþiktir ve çaðým
alabildiðine sürüp gider.
Fransýzcada konuya iliþkin en iyi kitap Jacques Lantier'ce yazýlmýþ oldu : La thiosophîe (G
L). Dzyan Dörtltikleri'nin inanýlmaz öyküsünü anlamak için bana gerekli gözükeni yalnýz Bn
'den alacaðým.
Helena Petrovna Blavatsky birçok musibet belirtîsiyle, 30 Temmuz 1831'de Rusya'da doða
r. Vaftizinde, uðursuzluk baþlar: papazýn âyin giysisi ateþ alýr, adamcaðýz aðýr biçimde ya
eri-nin çoðu paniðe kapýlmýþtýr. Bu parlak baþlangýçtan sonra, Helena Blavatsky beþ yaþýnda
ipnotize ederek, çevresine dehþet salar: içlerinden biri ýrmaða düþüp boðulur.
15 yaþýnda bütün bütüne beklenmedik durugörü yetiler göstermeðe baþlar ve özellikle polisin
ri bulur.
(1) Ýnsanlara ateþi, yayý, oku öðreten Dzyan Dörtlükleri üstünde duran bu kiþi ikinci impar
eminde, Kalkutta'da konsolostuk yapmýþtýr Çev.
28
nZYAN DÖRTLÜKLERÝ
Þaþkýnlýk alýp yürür, davranýþlarý ve yetileri üstüne doðru dürüst açýklamalar yapýncaya ka
reket versin iþe ailesi karýþýr: yatýþtýrmaðý düþünerek, onu baþgöz ederler, ama kýzcaðýz k
e Odessa'da gemiye biner. Ýstanbul'dan, Mýsýr'a gelir.
I
Bir kez daha ilk bölümde, Toth KitabýYýda, Ýskenderiye yýkýmýndan kurtulan kitaplarla ayný
düþüyoruz.
Ne okursa olsun, Bn Blavatsky Kahire'de, kopt asýllý ve üstelik büyük Ýslâm aydýný bir büyü
na çok tehlikeli, ama durugörü yoluyla incelemeði öðrettiði lânetli bir kitabýn varlýðýný b
gerçek metin, Tibet'teki bir manastýrdadýr.
Kitabýn adý: Dzyan Dörtlükleri'dir.
Kopti büyücüye göre, bu kitap deðiþik gezegenlerden gelen ve yüz milyonlarca yýllýk eski bi
nensýrlarý açýklýyordu.
H. P. Lovecraft'ýn söylediði gibi:
"leozoflar safça olduðu kadar, dokunaklý bir iyimserlikle açýklan* mýþ olmadýklarýnda" kaný
donduracak olaylardan söz ederler.*
Bu dörtlüklerin kaynaðýný araþtýrmak istedik. Dostum Jacques Van Herp Aþiatic Revievv'in Bn
atsky*nin belki hiçbir zaman incelemek olanaðýný bulamadýðý karanlýk bir yazýsýnda, bir kay
mýþ olduðunu sanýyor,
Hiç deðilse, kafasý her zaman çok iþlek olan Bn Blavatsky'nîn, pek eski bir geleneðe uygun
en gerçekdýþý öykülere karþý, zývanadan çýktýðý söylenebilir. Varsayýmý en ileriye vardýrma
lsun düþünülebilirdi" Tamamen ayrýcalýklý durugörü olaylarý vardýr. Baþka bir iyi örnek Edg
. Bn Blavatsky'nîn durugörü yoluyla olaðanüstü bir kitabý gerçekten okumuþ olmasý bütün büt
r.
Daha sonra, bir kitap formasý kadar olan bu Dzyan Dörtlüklerine sahip olduðunu ileri sürer
ek* Kahire'den ayrýlarak, Paris'e gider, babasýnýn para yardýmýyla burada yaþar. Sonra Lond
a'ya, son Amerika' ya geçip burada Mormonlar'la iliþki kurar ve Vaudou'yu inceler.
29
LANETLt KÝTAPLAR
Bundan sonraf Far VVest'te (1) eþkýya olur - abartmýyorum, tarihe uygundur bu.
Sonra gene Londra'ya dönüp burada Kut Humi Lal Sing adýnda birine rastladýðým söyler. Bu ki
ine, ortaya dört varsayým atýlmýþtýr:
1° O hep sadece Bn Blavatsky'nin düþündç yaþadý.
2° Hiçbir zaman yoktu ama Asya'da bulunan müritlerden gelme zihinsel güçlerin bir yansýmasý
3° Bu Bn Blavatsky'yi Hindistan'ýn Baðýmsýzlýðýna âlet etmek için kullanan, gizli bir örgüt
ntliydi. Bu tez-çekirdekten ye-tiþme polis olan Jacques Lantier'nin tercihini kazanmýþa
benziyor.
4° Bu kiþi Intelligence Servicein bir casusuydu.
Bu dördüncü tez Bn Blavatsky'nin ve bütün eyleminin Ýngiliz emperyalizminin bir aracý olara
düðü Sovyet yazýnýnda bulunur.
K. H. baþharfleriyle belirtilen bu kimliði karanlýk kiþi üzerinde olup bitenlerden bir yüzy
sonra, onca baþyazýdan ve yüzlerce kitaptan sonra gene de öykünün baþlangýcýnda bilinenden
ilmediðimizi söylemek korkunçtur, Sanýlara varýlmýþtýr ve daha yukarýda ortaya atý* lan dör
pte uydurma olmasý düþünülmemiþ deðildir.
Ne olursa olsun, K. H. Bn Blavatsky'ye yazmaða baþlýyor. Mektuplarýnýn bir bölümü yayýmlanm
a konular arasýnda, atom enerjisine baðlý silâhlarýn tehlikesinden, sonuç olarak ta, kimi s
arý gizlemenin gerekirliðinden söz açar burada. Yüzyýl önce! Ýçinde maddenin tam enerjiye d
uðumuz, Louis Jacolliot'nun kurgu - bilim, romaný Les mangeurs de feu'de bu mektupla
rýn bîr yankýsýný bulacaðýz.
Bu mektuplar baþka birçok konuyu içerirler. Bn Blavatsky, kitaplýðý yalnýzca garlardan ucuz
atýn alýnma romanlardan oluþan eðitilmemiþ kadýn olduðundan, bu mektuplarý aldýkça, bilimle
da birden XIX. yüzyýlýn en iyi haber alan kiþisi olur. Dilbilimden (eski sanskritçenin anl
ambilîmini incelemekte birincidir) tutun da zamanýnýn, zamanýmýzýn bütün bilgilerinden, dah
unmasý gereken birkaç
(1) "Far West - uzak batý", XIX. yüzyýlda, A.B.D.'Ierinin batý eyaletlerine verilen ad.
Çev.
, ¦ 'a
30
0ZYAN DÖRTÝÜKLEÝU
bilimden geçerek çekirdek fiziðine kadar uzanan geniþ bir kültürü görmek için, La doctrine
, Isis devoîfee, Lç symbolisme archaique des religions gibi kitaplar;, altýna Ýmzasýný attý
plarý okumak yeter.
Sekreterinin, George Robert Stow Mead'ýn, çok kültüriü bir insan olduðu ileri sürüldü. Ama
n Blavatsky'ye ancak 1889'da rastladý ve onunla ancak yaþamýnýn son üç yýlýnda kaldý. Ayrýc
b-ridge'li eski öðrenci gnoztizmle ilgili bütün sorunlarý çok iyi bitmekle birlikte, gene d
Bn Blavatsky'nin yapýtýnda görülen o evrensel, zamanýna göre öylesine ileri kültüre sahip
Bn Blavatsky geliþmesinin, önce uzaktan izlemiþ ve sonra Dýr nüshasýný Hindistan'da almýþ o
an Dörtlüklerinden doðduðunu her zaman ileri sürdü; sanskritçeyi nerede öðrendiði pek bilin
u sýrrýn bir parçasý olur.
1852*de, Bn Blavatsky gene Hindistan'da görünür, sonra yeniden New York'a döner ve iki yýl
yeniden Far VVest'te yaþar. 1855'tet yeniden Kalkutta, sonra Tibet'e girmeðe kalkar
: kendisini þiddetle engellerler. O zaman uyarýlar almaða baþlar: Dzyan Dörtlüklerimi geri
ermezse, basma belâ gelecekmiþ. Gerçekten, 1860'da, hasta olur. Üç yýl boyunca, arkasýndan
alanmýþ gibi Avrupa'da dolaþacak.
1870'der açýlan Süveyþ kanalýný geçen bir gemiyle Doðu'dan döne". Gemi imfilâk eder. Gemini
utu taþýdýðý söylenir ama bu, kanýtlanmýþ olmaktan uzaktýr* Yolcularýn çoðu her halde öyles
müþtür ki cesetlerinden iz bile bulunmaz. Patlamanýn tanýmý baþka þeyden daha çok taktik bi
bombasýnýn patlayýþýný düþündürür. Bn Blavatsky bilinmez hangi mucize eseri kurtulur.
Sonra Londra'da bir basýn konferansý vermeðe kalkar. Delinin biri (?) ona üstüste ateþ eder
tabancayla. Böylece Lee Harvey, Osvvald, Sirhan Sirhan ve Charles Manson'dan önce, u
zaktan yönetilmiþ olduðunu bildirir deli sonra.
Bn Blavatsky bundan kurtulur, ama çok korkmuþtur. Bunun üzerine gözdaðmý ortadan kaldýrmaðý
zyan Dörtlüklerini göstermek için bir basýn konferansý düzenler. Ama elyazmasý yok olur. Bü
telde duran, zamana göre yeni bir para kasasýndan yok olur.
Bn Blavatsky o zaman çok yaman bir gizli topluluða karþý savaþtýðýna tamamen inanmýþtýr Bu
ayý birkaç yýl daha sonra,
3?
LANETLÎ KÝTAPLAR
Bn Blavatsky, Amerika'da, albay olduðunu söyleyen, Amerikalý iþ adamý, Henry Steel Olcott'
a rastlar rastlamaz olmalýydý.
Olcott yabancý kadýna büyük bir ilgi gösteriyordu. Bn Blavatsky ona büyüleyici gelduAdam on
a ilkin bir -mucizeler kulübü- kurdu Bunun arkasýndan önce Mýsýrbilimsel topluluk adýný ver
stediði bir topluluk. Derken deðiþik uyanlar sonunda, adam bu adý "Teozofik Toploluk.a çev
iriyor. 8 Eylül 1875'teyiz. Hemen belirtiler ve mucizeler baþgösterîyor. Topluluk, bu to
pluluðun üyesi ve kimliði karýþýk serüvenci, Palm Baronunun cesedini yaktýrmak istiyor. Ölü
iç deðilse Amerika'da tamamen yenidir. Teozofik topluluðun bir ölü yakýþý düzenleyebilmesi
ir izin gerekiyor. Palm Baronu'nun cesedi yerine yerleþtirilir yerleþtirilmez, Baron
'un sað kolu olmaz olmaz diye havaya kalkýyor. Ayný zamanda, o anda, Brooklyn'de korku
nç bir yangýn çýkýyor : büyük bir tiyatro yanýyor ve iki yüz New York'lu ölüyor. Bütün kent
Bir süre sonra, albay Olcott*la Bn Blavatsky'nin büyük Beyaz Loca Ustalan'yla iliþki kur
mak için Asya'ya gitmelerine karar veriliyor. Görev Birleþik - Devletler hükümetince o kad
ar önemsenmiþtir ki yola çýkýþ anýnda. 1878'de, baþkan Rutherford Hayes Bn Blavatskyle alba
ott'u öze! muhabirleri olarak gösteriyor, onlara kendi eliyle yazýlmýþ iþ buyruklarý ve dip
atik pasaportlar veriyor. Bu belgeler onlarý daha sonra Hindistan'da Sovyet casusu
olarak Ýngilizier'ce cezaevine konmuþ olmaktan kurtaracak : bu olayda pek casusluk
yoktur, o kadar.
Kafile 16 Þubat 1879'da Hindistan'a varýyor. Bn Blavatsky Pandlt Schiamji Krishnavar
ma ve baþka müritlerce karþýlanmýþtýr. Karþýlama töreninin daha az hoþ yaný : varýþ sýrasýn
ri ve bütün parasý çalýnmýþtýr. Ýngiliz polisi parayý bulacak ama belgeleri dünyada ele geç
Acýmasýz bir savaþýn acýyla sonuçlanacak olan baþlangýcýdýr bu. Polisçe tutuklamalar ve ara
rini kovalýyor. Albay Olcott karþý çýkýyor, Birleþik - Devletler baþkanýnýn mektubunu çýkar
e yazýyor: "Hindistan hükümeti hakkýmýzda, bilgisizliðe ya da kötülüðe dayanan iki uydurma
biz de öylesine beceriksizce olan bîr gözetim altýna alýndýk ki bütün ülkenin dikkati buna
ve yerlilerde dostlarýmýz olma iþinin kendilerine yüksek menfurlarýn Hjþ-manlýðýný kazandýr
larýna zarar verebileceðine înan-
32
DZYAN DÖRTLÜKLERÝ
maða yol açýldý. Böylece toplumun övülmeðe deðer ve yardýmsever istekleri ciddî biçimde eng
e bizler uydurma söylentilerle yanýldýðýndan, hükümetin kararýnýn ardýndan kesinlikle haksý
rbaný olduk."
Bunun sonunda, poiis iþkenceleri azaltýyor ama gözdaðlarý çoðalýyor : Bn Blavatsky Dzyan ki
n söz etmekte ayak direrseymiþ, daha beterini beklemeliymrþ. Ayak diriyor.
Þimdi elinde, sanskritçe bile olmayan ama ne kendisinden önce ne de sonra kimsenin kon
uþulduðunu hiç duymadýðý Senzar denen bir dilde kaleme alýnmýþ Ozyan Dörtlükleri vardýr. Bn
tni Ýngiliz-ceye bile çevirdi : bu çeviri Dr. A. S. Raleigh'in bfr önsözüyle, Birleþik-Devl
er'de, San Diego'dakî Hermetîc PublishÝng Company'de çýkacak 1915'te. VVashington'daki Kon
gre kitaplýðýnda bu beigeyi inceleyebildim. Çok ilginçtir ve incelenmiþ olmaða deðiyordu.
BifJnmeyenler'in karþý - düþünce öne sürüþü korkunç; hayranlýða deðercesîne düzenlidir. Ken
noktaya dikkati çekiliyor Bn BlavatskyTnîn : gizlibilime yönelik istekleri. Ýngiliz Ruhs
al Araþtýrmalar Topluluðu Dr. Hodgson'ca kaleme alýnan, kesinlikle ezici, bîr raporu yayýnl
r: Bn Blavatsky tam ortamalý bir gözbaðcýdan baþka birþey deðildir; bütün öyküsü bir doland
n hiçbir zaman belini doðrultamayacak. Ýçler acýsr bîr zihinsel bunalým içinde, ruhsal olar
ice çökmüþ, 1891'e kadar yaþayacak.
Dzyan Dörtlüklerimden söz etmiþ olduðuna üzüldüðünü herkesin önünde bildiriyor, çok sonra.
Hintli araþtýrýcýlar Hodg-son raporunu eleþtirecek ve geçersiz sayacaklar ama, Bn Blavatsky
yi kurtarmaða artýk zaman yoktur.
ölümünden sonra hem Ýngiliz hükümetince, hem Hindistan'daki kýral - naibinin polis daireler
e, hem Hindistan'daki protestan misyo-nerlerce, hem de kimliði saptanamayan, belki
de komplonun en önem* lileri olan baþka kiþilerce, gerçek bir entrikanýn düzenlenmiþ olduð
rilmiþ olacak, Ruhbilimsel savaþ alanýnda, Bn Blavatsky'ye karþý yapýlan iþlem bir þaheserd
Bu dolapr öte yandan, Birleþik - Devletler'in baþkanýnýn bile, koruma hususunda, kendileri
ne karþý kesinlikle hiçbir þey yapamadýðý bazý örgütlerin olduðunu gösterir. Sonuç saðlanmý
33
LANETLÝ KÝTAPLAR
Mohandas Karamchand Gandhlr Bn Blavatsky sayesinde yolunu, ulusal bilinci bulmuþ o
labildiðini, ve onun sayesinde en sonu Hindistan'ý düþman çizmesinden kurtarmýþ olduðunu ka
tti. Gandhi en güç anlarda alsýn diye kendisine soma Ýçkisi (*) veren Bn Blavatsky'nin bir
çömezidir. Ve belki bu iliþkilerden ötürü Gandhi bir kez daha uzaktan yönetilen ve muhbir
baðnazca, 30 Ocak 1948'de, öldürüldü.
Ama Bn Blavatsky'nin düþünceleri aðýr basýyordu. Teozofi topluluðunun, Hindistan'ýn kurtulu
kesin deðilse de önemli bîr rol oyna-dýðr bellidir. Intelligence Servtce'le Ýngiliz emperya
izminin baþka âletlerinin Bn Blavatsky'ye karþý ve Dzyan kitabýna karþý entrikada yer aldýk
açýktýr.
Bununla birlikte Bn Blavatsky'nin konuþmasýný engellemeðe çalýþan, Intelligence Service'ten
daha güçlü, ama siyasal olmayan bîr örgüt bulunduðu izlenimi uyanýyor.
Bana bu örgütün 1915'te metnin yayýnlanýþýný önlemediði söylenecek ama, yayýnlanmýþ parçaný
lgisi olduðunu kim gösterecek? Ne de olsa, San Diego'daki hermetik topluluk üstüne hiçbir þ
y bilmiyorum.
Ne olursa olsun, Bn Blavatsky felâketten sonra kendini yitip bitiriyor. Son bir gölg
esini görmek üzre biz onu gene Paris'te Nötre-Da-me-des-Shamps sokaðýnda buluyoruz. Sonra
1891'de Londra'ya gidiyor, Ölmek için yaþamýný burada tamamlýyor.
Ona düþmanlarýndan birinin, zamanýn bîr dergisinde, Messager de la Russre'de kendisiyle ka
rþýlaþmalarýný anlatan Rus V. S. Solovyoffun gözüyle bakalým. Adam, Bn Blavatsky'nin durmad
ndisine açtýðý sessiz yakýnmalardan þaþýrýp kalmýþ gibidir özellikle. Engellenmiþ olmasýna
gene de garip olgularýn konusuydu. Ýþte Bn Blavatsky'yle çömezlerinden birkaçjna gezide eþl
eden þüpheci Solovyoffun Elberfeid'de (Almanya) baþýna gelen :
"Birden uyandým. Sýcak bir solukla canlandým. Karanlýkta, yanýmda, beyazlar giyinmiþ uzun b
ylu bir insan yüzü duruyordu. Hangi dilden olduðunu söyleyemeyeceðim bir sesin, bana, mumu
yakmamý buyurduðunu duydum. Mum yarýmca, sabahýn saat 2'si olduðunu ve canlý bir insanýn y
a durduðunu gördüm. Bu insan týpatýp Mahatma Mor-
C) Soma içkisi: Hind'in Kutsal Kitabý Veda'da geçen Soma bitkisinden hazýrlanan sarhoþ edi
ci sihirli içki; Tantnzmde özel bir rolü vardýr. Ay Tanrýsýnýn da adýdýr.
34
dzyan dörtlükler!
ya'nýn görmüþ olduðum portresine benziyordu. Benimle bilmediðim. ama gene de anladýðým bir
onuþtu. Bana büyük özel yetilerim olduðunu ve görevimin bunlarý kullanmak olduðunu söyledi.
kýrklara karýþtý. Az sonra yeniden göründü, gülümsedi ve ayný bilinmeyen ama gene de anlaþý
di: "Emin ol, ben bir hayal deðilim, sen de aklýný kaçýrmakta deðilsin." Sonra yeniden yok
ldu. O zaman saat 3'tü. Kapý kitliydi."
Bu olay þüphecilerin baþýna gelen olay cinsindense de Bn Blavatsky'nin kendisinin daha o
laðanüstü denemeler üzerinde yargý yürütmüþ olmasý þaþýrtýcý deðildir elbette. Yazmak için
mýþa benziyor, her halde. Bir Ýngiliz eleþtirmeni, VVilliam Emmett Coleman Bn Blavatsky'
nin Isis devoilee'de, sahîp olmadýðý aþaðý yukarý bin dört yüz kitabý andýðým söylüyor. Anm
Le matin des magtciens'i (1) yazmak için ayný beni gizli biçimde davranmýþ olmakla suçladýl
ama, bu kitabýn da, sonraki kitaplarýmýn da, þu þimdiki kitabýn da, hiçbir alýntýsý uydurma
Yayýnlanmýþ 1915 baskýlý Dzyan Dörtlüklerimden 1947'de çýkarttýrmýþ olduðum fotokopileri bu
fadan aktarma yapmýyorum.
Bn Blavatsky artýk her halde Dzyan Dörtlükleri'ni yayýnlamakla kimseyi korkutmayacak. Ok
uyucu bana çok eski uygarlýklarla ilgili yapýtlarýn, belki gezegenlerarasý kaynaklý yapýtla
indistan'da bulunduðu düþüncesinin nereden aklýma geldiðini sorabilecekti. Bu düþünce yeni
Batý'ya Bn Blavatsky'nin kendisi kadar garip bir kiþice sokuldu : Tyanalý ApoIIonius.
Tyanalý ApoIIonius, sanki beklenmedik biçimde yaþamýnýn son üç yýlýnda Bn Blavatsky'nin so
ný olan George Robert Stow Mead'ca {1863-1933) incelendi özellikle.
Tyanalý ApoIIonius gerçekten yaþamýþa benziyor. Bir yaþamý Fla-vius Philostratus'ca (I. S.
-245} yazýlmýþ oldu. Tyanalý ApoIIonius, çaðdaþlarýný ve gelecek kuþaklan o kadar etkiledi
ile, güvenilir araþtýrmacýlar Ýsa'nýn hiçbir zaman yaþamadýðýný, ama öðretisinin gerçekte T
eldiðini ileri sürerler. Bu yalnýz biraz üþütük akýlcýlarda önem taþýmayan bir tezdir. ApoI
enerji olarak gördüðünü kendî bile yatsýdýðý doðaüstü güçler konduruldu.
(t) Büyücülerin Sabahý. Yazarýn Louis Pauwels'le birlikte yazdýðý bu kitap, Nihal Ünal'c
enin Sahipleri" adýyla dilimize çevrilmiþtir (Altýn Kitaplar). Çev.
35
LANETLÝ KÝTAPLAR
Durugörü yoluyla her halde Roma Ýmparatoru Domitianus'un cinayetini (1)P Ý. S. 96 yýlýnýn 1
ylülünü görmüþe benzer. Kuþkusuz Hin" dîstan'a yolculuk etti. Çok geçkin, yüzün üstünde bir
elki.
Kendisini saran efsaneleri, Özellikle de Tyanalý Apollonius'un gene de aramýzda yaþýyor ol
duðunu ileri süren efsaneyi bir yana býrakalým. Öðretîsîyle Hýristiyanlýk arasýndaki iliþki
ana býrakalým. Bu arada yalnýzca Voitaire'in onu Ýsa'nýn üstünde tuttuðunu, ama bunun kuþku
tiyanlarý sinirlendirmek için olduðunu söyleyelim.
Belli olan þey, Tyanalý Apollonius'un kendi zamanýnda, yani LS. I. yüzyýlda, Hindistan'da,
yok olmuþ çaðlardan, çok eski bir geçmiþten gelen bir bilgelik dolu çok eski olaðanüstü ki
lunduðunu bildirdiðidir. Tyanalý Apolfonius bu kitaplardan bir kaçýný getirmiþe benzer, her
ik yazýnda Upaniþad'lardan ve Bhagavad Gita'dan deðiþmemiþ parçalar bulmamýzý da özellikle
ne borçluyuz.
Baîlly'den önce ve Jacolliot'tan önce, aðýzdan aðýza dolaþmaktan geri kalmayan bu düþünceyi
n odur. Çömezi Damis bu kitaplar üstüne notlar almýþtý, ama not defterleri, sanki beklenmed
biçimde, yok oldu. Mead'ýn kitabýnýn önsözcüsü, Leslie Shepard, 1965 Temmuzunda, yani daha
, Damîs.in not defterlerinin bir gün ortaya çýkmasrnýn olasý olduðunu yazar. Bu çok ilginç
ölü Deniz elyaz-malarýnýn tarihi ne de olsa, en garip nesnelerin ortaya çýkmalarýnýn da ol
uklarýný gösterir.
. Notlarýndan bize kalanda Damis, ApoNonius'la Hint bilgeleri ara* sýnda, düþünmemiþ olduðu
izli baðlardan söz eder. Katkýsýz bir irade etkisiyle, araç yardýmý olmadan levitasyon (2)
parýltýlý doðrudan oluþum olgularý da çizer. Hint bilginlerinde gerçekleþtirilen, bu biçim
hazýr bulunmuþ olmalý. Bu bilginler Apollonius'u kendilerine eþit olarak kabul etmiþ, onu
eðitmiþ ve ona hiçbir zaman, hiçbir Batý-h'ya öðretmediklerinden çoðunu öðretmiþ görünüyor
Apollonius Dzyan Dörtlüklerini okumuþa benziyor Bir nüshasýný Batý'ya getirdi mi? Bunu kim
ecek?
(1} I. S. 64 ve 80 yýllarýndaki yangýnlardan altüst olan Roma'yi yeni baþtan yapan, yahudi
lere korkunç zulümlerde bulunan, tarihe "Kel Neron" adýyla geçen Ýmparator (Ý. S. 51 -96).
.
(2] Olaðandýþý yollardan bedenin ya da cisimlerin yerden yükselmesi. Çev.
36
4 RAHÝP TRÝTHEMEÝN SÝRRÝ
Rahip Trithfcme'in bu kitabýn öbür kiþilerine göre þu üstünlüðü vardýr ki gerçekten yaþadý.
6'da öldü. Birçok tarihçiyi etkiledi ki Paul Chacornac bunlarýn arasýndadýr: Grandeur et ad
-Bite de l'abb£ Trithöme, (Traditîonnelles Yayýnlarý, Paris, 1963). Daha þimdiden söyliyeyi
i bu seçkin tarihçiyle bütün bütüne anlaþmýya-caðým. Bu sözle, kendisinin tarihçi deðerinde
ma B. Chacornac'ýn belki ikincil olarak göreceði, ama elimde hem kriptog-rafîde (1), hem
de yok olan yöntemlerin incelenmesinde uzman olan bana, büyük bir önemi var gibi gelen,
bazý bilgiler bulunduðunu hiç söylemek istemiyorum.
Öte yandan, benim kaynaklarým tümüyle B, Chacornac'ýn kaynakla* rýný kapsamýyor.
Bunu dedikten sonra, iþe baþýndan baþlayalým. Rahip Tritheme adýný alacak olan rahip Jean d
eidelberg, 2 Þubat 1462'de, Tritthenheim*-de dünyaya gelir (2). Öðrenimini yapmak üzere 14
80'de ünlü Heidelberg Üniversitesine girer. Onu öðrenîm giderlerini ödemekten baðýþýk tutan
k belgesi alrr. Jean de Dalberg Rudolphe Huesmann'la x birlikte müneccimlik, sayýlar
daki büyü, diller ve matematik üstüne araþtýrma için gizli bir topluluk kurar. Üyeler takma
r alrrlar, Jean de Dalberg Jean Camerarius, Rudolphe Huesmann Rudolphe Agrîcola. J
ean de Heidenberg de Jean TrithÐme olur.
Takma adlar genellikle rastðele seçilmez ama, üç kiþinin açýkça belli olmasýndan baþka, bu
naðý bilinmiyor. Topluluðun kendisi de çok anlamlý gizli bîr ad alacak : Sodalitas Celtica,
Keltik Derneði. *lk yandaþlara kendilerine kabalayý öðreten Yahudi Paul Ricci katý-
(1) Þifreyle yazý yazma. Çev.
(2) Rahip, "abbâ- karþýlýðýnda verildi. Çev,
37
lânetli kitaplar
lýyor. 2 Þubat 1482.det yirminci doðum yýldönümünde, Jean Tritheme Saînt - Martin * de - Sp
m manastýrýnýn Benediktinleri'nîn yanýnda dine giriyor. Daha sonra Spanheim, derken VVürzbu
g rahibi olacak. Hýristiyanlýk sevgisi kuþku uyandýrýyora benzemiyor.
Müneccimliðe ve büyücülüðe ilgi duyacaðý sýralarda onu þeytana uymaktan kurtaracak olan bu
u ilgi ne zenginlik ne özel saygýnlýk arayan,, yarar gözetmez bir bilîm adamýnýn sevgisi ol
pek benzer. Rahip Trith&me'in durumu evrenin genleþmesi kuramýný bulan Einsteîn'ýn kendisi
nce de beðenilen piskoposluk kurulu üyesi Lemaître de Louvain'in günümüzdeki durumuyla bir
lmuþ gibidir. Bu onu evrenin varsayýlan genleþme olgusunda Tanrýrnýn varlýðýnýn kanýtýný ar
lemiyordu.
Tritheme Sait-Martin manastýrýnda, Almanya'nýn esas olarak ei-yazmalarmdan oluþan en zen
gin kitaplýðýný bir araya getirdi. Basýlý, son zamanlarda uydurulmuþ, üstelik bayaðý bulduð
evmiyordu.
Tam uzman ve tarihçi görevini yerine getirerek, araþtýrmalarýn ardýna düþtü. Çok garip araþ
erinde öç alan ve kendisine engel olan gevezelerin ya da kýskançlannvsaygýsýzca mektuplar y
zmalarýný haklý gördüðü araþtýrmalar. Ýnsanlarý telepatiyle, dilin kimi kullanýmlarý yardým
ze etmek olanaðýný veren bir yönteme dayanýyordu araþtýrmalarý. Dilbilim, matematik, kabala
uhbilim ötesi araþtýrmalarýnda garipçe birbirine karýþýyordu.
Araþtýrmalarýný bir araya getiren, böylece de inanýlmaz bir gücün sýnýrlarýný kapsayan seki
ap, Steganografî adýný taþýyordu. Bu tamamiyle elyazmasý kitap, bunu babasýnýn kitaplýðýnda
korkan Elektör Philippe'in, kont Palatin Philippe H'nin buyruðu ile ateþte yakýlmýþ oldu.
Bu kitabýn tam hiçbir nüshasý yoktur. Buna mim koyalým, çok büyük güçlerin anahtarýný içere
yakýlmýþ oldu. Lovec-raft'ýn öyküsü, L'abomination de Dunwîch'de, þifreli eski yazýlarý çöz
arýndan yararlanan Dr. Armitage, kahramanýnýn tarihsel gerçeði bulabilmiþ olmasýna kesinlik
inanmayan, baþkalarý kadar kuþkusuz kendisinde de tam Steganografi bulunmayan Lovecraf
t'la her parçayý kafadan uydumvermiþ oldu.
Bununla birlikte bütünün aþaðý yukarý sekizde üçünü içeren eksik bîr eyazmasý vardýr, iþte
38
RAHÝP TRlTHEMEÝN SIRRI
Bu Steganografi'de ne vardý? önce Tritheme'in kendisinden birkaç söz aktaralým :
"Þu 1499 yýlýnda bir gün, uzun uzadý ya, bilinmedik sýrlarýn bulunmasýný düþündükten, en so
lduðuna/ inandýktan sonra, olanaksýzý deneyecek kadar iþi deliliðe vardýrmýþ olmamdan biraz
ak, gidip yattým. Geceleyin (düþte) karþýma bana adýmla v seslenerek biri çýktý: Trithdme,
na, bütün bu düþüncelerin boþuna olduðunu sanma. Aradýðýn þeyler ne senin ne de hiçbir insa
lir þeyler deðillerse de, gerçekleþebilirler.
" Öyleyse, dedim, bana baþarmak için ne yapmam gerektiðini öðretir misin? Bunun üzerine, b
serdi ve bana hiçbir þeyin artýk kolay olrhadýðýný gösterdi."
Tritheme o zaman iþe baþlýyor ve iþte gene kendi aðzýndan, bulduðunun öyküsü :
"Eskiden kimse hiçbir zaman benden önce yazmadýðý ya da adýný anmadýðý için, birçok az bili
nlýk noktayý kendisiyle ortaya serdiðim bu kitabýn, herkese, ayrýca bilgisizlere insanüstü,
yranlýða deðer ve inanýlmaz konularý kapsýyora benzeyeceðine dair size inanca verebilirim.
"Ýlk kitap istenecek herþeyi ve gerçek metinden kuþkulamlama* dan, bilinen hangi dilde o
lursa olsun onur metatezsiz yani harflerin yer deðiþtirmesi olmaksýzýn, sýrrýn da hiçbir za
bu bilimi kendisine gizlice öðretmiþ olacaðým kiþiden baþka kiþice tanýnmýþ, ya da ikili s
kendisine gizlice iletilmiþ olacaðý kiþiye varmýþ olmasýndan hiçbir korku ve kuþku olmaksýz
anýn yüzü aþkýn yolunu kapsýyor ve gösteriyor Kullanýlan bütün sözler ve deyimler, hiçbir g
tmayan, sýradan ve belli þeyler olduðundan, denemiþ te olsa, sýrrýmý kendi baþýna çözebilec
r kimse olmayacak bunda, bu da herkese hayran olmaða deðer birþey, bilgisizlere de bir
olanaksýzlýk gibi gelecek.
"Ýkinci kitapta, kendileri sayesinde uzakta da, benden yüz mil ötede de olsa, hünerimin
anlamýný, birtakým simge, biçim ya da harf kullanmýþ olduðumdan benden kuþku edilmeden de k
acak herhangi bir kiþiye, güvenilir biçimde, istemimi benimsetebildiðim kimi yetilere be
nzeyen gene daha olaðanüstü konulardan söz açacaðým, ve bir ulak
39
tANETLt KÝTAPLAR
kullanýrsam ve o da yola çýkmýþ olursa, hiçbir bilgisi olmadýðýndan hiçbir yalvarma, gözdað
det bile bu ulaðý sýrrýmý açmaða zorlamayacak; ve bunun içindir ki hiçbir kimse, uzman da o
yecek sýrrýmý.
"Ve gene bütün bunlarý, hoþuma giderse, bir gece bekçisinin önünde çok kuytu bir yere kapat
utukluyla bile, kimsenin yardýmý da haberi de olmadan, kolayca gerçekleþtirebilirim."
Ýþte korkunç savlardýr bunlar.
Rahip Tritheme tarihçilerinin çoðu onun hiç te birþey bulmamýþ olduðunu ve düþler kurduðunu
ibarca. Bizim düþüncemiz böyle deðildir. Ben TrithÐme'in gerçekten korkunç bir bulgu yapmýþ
bundan söz etmekte yerden göðe haklý olduðunu, kitabýnýn ortadan kaldýrýlýþýnýn da kitabýmý
duðu Kara Cüppelilerin iþleri dizisine hepten doðalca baðlý bulunduðunu düþünüyorum.
Trith&me zamanýna göre çok akýlcýydý ve özellikle müneccimliðe (astrolojiye) saldýrmakta da
u konuda dediði:
"Savulun, kafalarý karýþtýran ve uydurma þeyler üzerinde çene çalan, yürekli kiþiler, boþ a
alancý müneccimler. Çünkü yýldýzlarýn düzeninin ölümsüz ruh üzerinde hiçbir hazýrlýðý, doða
yoktur; bedenin pek pek beden üzerinde gücü olabildiðinden yýldýzlarýn düzeninin ulu-göksel
ikle hiçbir ilgisi yoktur. Ruh özgürdür ve yýldýzlarýn boyunduruðunda deðildir, onlarýn etk
lmaz ve kýpýrdanýþlarmý izlemez, ama yalnýzca kendisince yaratýlmýþ olduðu ve kendisince dö
duðu ulu-göksel Ýlkeyle iletiþimdedir."
Bu uyarýda, Trithfcme'in baþka birçok mektup ve yazýsýnda olduðu gibi, kesinlikle akýlcý bi
ayýþ görülür. Kendisinin doðal büyü dediði, bizim teknik dediðimiz þeydir.
Ona felsefe taþý (1) üstüne kitaplar maledilir, Bu saptanmýþ deðildir. Tritheme'in kitaplar
ikle ; "Yayýnlayamayanlara yalvarýrým" diye yazan Ýngiliz simyacýsý George Ripley'ce uzun u
adýya yorumlanmýþ oldu. RahFp Trith&me'e, ölümünden sonra bir kara büyücü ünü
(1) Eskilerin "hacerî felsefi- dediði, simyacýlara göre, madenleri altýna çeviren taþ. Çev,
40
RAHÝP TRtTHEME'ÎN SIRRI
kondurulmuþtur, Engizisyon'un en gözü dönmüþ cizvitlerlnden biri, Del Rio, ortalýkta gene d
alnýz tamamlanmamýþ biçimde dolaþan Stega-nografî'nin neden yasaklanmýþ ve sansür edilmiþ k
rasýna sokulmamýþ olduðunu soracak. Özetle, denememin konusu olan kitaplar.
Yalnýzca 1610'da, Francfort'ta, Mathias Becker'ce SteganografJ'-den geriye kalanýn bîr
ilk baskýsý yayýnlanmýþtýr. Bu baský "Üstler'in ayrýcalýðý ve izniyle" bilgisini taþýr, ne
ir basma izni görülmüyor. Hangi Üstler'in söz konusu olduðunu sorabilmemizi doðuran nokta.
Kitap sonradan kaldýrýlacak olan, ve içinde þu ilginç sözdizimi bulunan bir önsözü kapsar:
u bilimin gizli kalmasýný istediðine göre, belki biri beni suçlayacak, neden hemen, söz kon
su harflerin anlamýný açýða vurmak istedin?"
"Sana baðlý olduðum bazý insan topluluklarýný bu üstün ilkelerden yararlandýrmak istediðim
yýðýnla tehlikeden kurtarmak için, ve onlarý bazý beklenmedik olaylardan korumak için diye
vereceðim."
Bu tam akla yakýn bir görüþtür. Ne var ki kitap, kuþa çevrilmiþken bile, gene de tehlikeli
. Bundan dolayý, bu baský, bütün bütüne eksik olmasýna karþýn, 7 Eylül 1609'da, Engizisyon
Ku-rulu'nca Jndex'e (t) geçmiþ oldu. Bu yasaklama 1930'a dek sürebiliyordu.
1616'da, rahip Trithâme'in bir savunmasý BavyeraTdaki benediktin C6on manastýrýndan rahi
p Ciglsemonca yayýnlanmýþtýr. Yeni bir baský çýkýyor 1621'de. Bu baský da "Üstler'in izni v
yazýsýný taþýyor. Bu kez, yapýt 1609'dan beri lndex'te olduðuna göre kuþkusuz kilise babal
usu olamaz. Öyleyse bu kimliði karýþýk üstler kimlerdir?
Kitaplýklarda bu baskýlardan belirli bir sayýda vardýr. Burada özellikle görülen, günümüzde
matlýkta ve casuslukta kullanýldýðý gibi transpozisyonlu (2) þifrelere iliþkin genel bir ku
dýr.
Transpozisyonlu metinlere iliþkin belirli bir sayýda örnek, uzmanlara göre, yok olmuþ tam
baskýda bulunan bilgilerin hiç deðilse bir bölümünü oluþtururdu. Bu bilgilerin hiçbiri inan
. Çok daha
(1) lýtdex ya da indox librortým prohîbitorum ; Papalýkça okunmasý yasak ki tap far listes
, ilk Üstenin 1559'da çýktýðý gerçektir. Çev.
(2) Sözcüklerin yerini deðiþtirme. Çev.
41
LANETLÝ KÝTAPLAR
sonra Per eL Brun Steganografi'deki srrlardan yararlanmanýn bir donanýmý kullanmaðý içerdið
belirtiyor: bu donaným, galiba, bugünkü radyomuzdan o denli deðiþik deðildir." Birkaç kiþi
mýknatýslanmýþ iðnelerle, birbirlerine elli mili aþkýn uzaklýktan sýrlar iletmiþ olduðunun
zaman duydum. Ýki arkadaþýn herbiri eline, çevresine alfabe harflerinin kazýlmýþ olduðu bir
la alýyor, arkadaþlardan biri ibreyi harflerden birine yaklaþtýrdýðýnda, çok uzaktaki öteki
n, o saat ayný harfe doðru döndüðü ileri soruluyormuþ."
Çok ilgi uyandýrýcý þey. Tranzistorlar ve ferritler (1) sayesinde bu tür donamýn günümüzde
urdu düpedüz. Ama insanlar XVII. yüzyýlýn baþlangýcýnda bu güçte oldularsa, ellerinde düped
k düpedüz doðal, þeytanla hiçbir anlaþmaya dayanmayan ve yararlanmakta ruhu tehlikeye düþür
ir iletim aracý olmak üstünlüðüne sahiptirler,
Bir topluluk bu sýrlara sahip çýktýðýnda, bunlarý korumak istemiþ olmasý oldukça olasýdýr.
a baþarýya ulaþmýþ görünüyor.
Tritheme'in baþka bir yapýtý, Poligrafi, yalnýz gizli yazýlarý inceler, üstelik son derece
i biçimde. Yapýt 1518'de çýktý ve 1516'da Fransýzca bir çevirisi yapýlmýþ oldu. Yapýt alabi
aklit edilmiþ oldu. Bu yapýtta, gizli biçimde hiç bir sýr olmaksýzýn, yalnýz an krip-tograf
onusudur,
Tamamlamýþ olmak için, 1515'te, Trithfeme'in hem Hint geleneðini, hem de bazý yeni kuramla
rý düþündüren çevrimsel bir insanlýk tarihi kuramýný yayýnladýðým belirtelim. Kitap Yedi ik
ni Zekâlar, ya da Tanrý'dan sonra evrenin Ruhlar'ý, ya da ilgiye deðer olaðanüstü gizleri i
, gizemsel kronoloji baþlýðýný almýþtýr. Yapýt kabalacý ve büyücü Pierre d'Apone'un çalýþma
se'yi öylesine hýrpalamýþtý ki 1313'te Padoua'da öldüðünde Engizisyon, yakmak için cesedini
bulamadý. Pierre d'Apone'un dostlarý bu cesedi Santa Glustina kilisesine gizlemiþlerdi
. Kýzgýnlýktan, Engizisyon, onun yerine, bir kuklayý yaktýrdý,
Tritheme'in bir yapýtýnýn yeni kurgu ve düþgücü romanlarý okuyucusuna büyük bir yararý vard
C. S. Lewis eldila'lar, güneþ dizgesini çalýþtýran melekler, düþüncesini burada buldu. Bunu
ten sonra, çevrimler kuramý çok aðýrbaþlý kiþilerce kabul edilmiþtir,
(1] Ýletiþim yönteminde kuManýlarc bîr seramik. Bu seramikte, gerek magnetlk g&-çirgenli
, gerekse elektrik direncinin yüksek olduðu görülür. Çev.
42
RAHÝP TRITHEME'IN SIRRI
ve Tritheme bir kez daha bize çok yeni düþünceler saðlýyor. Kuþkusuz, kitabýnýn yarattýðý c
özellikle de, 1890Ta doðru, gizli bir topluluðun, Hermetîc Brotherhood of Luxorrun yaptýðý
madan onu sorumlu tutamayýz. Bununla birlikte bu konuda TrithÐme'in müneccimlik üstüne düþü
ni, daha yukarýda deðinmiþ olduðumuz düþünceyi anýmsayabiliriz.
Küçük öykü meraklýlarý için" TrithÐme'in, kitabýnda, kesin tarihi, 1918ri vererek, Ýsrail'd
i Devletimin kuruluþuna iliþkin Bal-four bildirisini önceden söylediðini, ve bu kehanetin
olaydan 400 yi! önce yapýlmýþ olduðunu bildirelim.
Trithöme'm, yazmýþ olduðundan hani emin olmadýðrmýz bulunmayan kitaplarý üzerinde durmayalý
e Steganografi konusundaki varsayýmýmýza dönelim.
Bize göre, Tritheme, dilden yola çýkýp simgeler kullanaraktan, aþýrý uzaklýktaki baþka zihi
saptanmýþ olabilen, ve bu zihinleri denetlemek olanaðým saðlayan ekiler yaratmanýn bir yolu
u bulmuþ olacaktý. Bu olaðanüstü ama pek olasý görünüyor. Trith&me dünyayý yeni gözlerle gö
i birþey bulmuþ olmak yeteneðine sahipti.
Kendisinin pek akla yakýn savlarý oldu ancak: "Ben olaðanüstü güçlü hiçbir þey yapmadým ama
r "büyücü "olduðum dedikodusu çýkarýlýyor, Taklit etmek için deðil, ama çok kötü boþ inançl
kitaplarýnýn çoðunu okudum."
Ýþte bunun için Steganografi'nin, Tritheme'in üzerlerinde durduðu, bütün bütüne doðal güçle
ldukça eðilimliyim. Böyle bir güç kuþkusuz tehlikelidir. Trithfcme hemen çok sakýncalý olab
içbir zaman çömezi olmuþa benzemeyen ama "yetiþkin felsefe"si için coþkunlukla kutladýðr, A
adlý, Heinrich Cornelius'a (1) da sakinimi öneriyor* Ona bilgece salýk veriyor :
"Öküzlere kuru ot, ama papaðanlara, þeker verin yalnýzca."
Paracelsus'a (2) gelince, Tritheme öldüðünde ancak on iki yaþýndaydý, öyleyse ona hiç te ra
Ayrýca, Paraceisus ondan hiçbfr
(1) Agrippa Von Nettesheim (Heinrich Cornelfus), Alman hekimi, simyacýsý ve filoz
ofu (1486/1535), Çev.
(2) Gerçek adý Thephrastus Bombastus von Hohenheim. Ünlü hekim, kimyact (1493 -1541). Çev
.
43
v LANETLÝ KÝTAPLAR
^
esin almýþ olamazdý. Paracelsus pek pek onun kitaplarým okumuþ olabilir Bundan baþka, deste
lediðimiz gibi, TrithÐme bu kadar güven uyandýrabildiðine göre, gerçekten uzaktan bir telep
k denetim yolunu buldu. Hangi papa, hangi Ýmparator böyle bir güce sahip olacak kadar
bilgeydi? Tritheme'in susturulmuþ olmasý anlaþýlýyor Elyazmasýnýn ortadan kaldýrýlmýþ olduð
n baskýlarýn ancak "Üstler'in izni"yle çýkabilmiþ olduðu da anlaþýlýyor/
Gene mektuplarýndan bîrini analým, bîr an için de gerçeði söylediðini düþünelim. "Çünkü bu
bir biçimde anlayamadýðý sonsuz bir derinlikle dolu bir karýþýklýktýr, çünkü bu sanatýn ola
deneyimine karþýn, elde etmiþ olacaðýn þey bütün bilmediðin arta kalana göre haydi haydi ç
her zaman. Bu derin ve çok gizli sanatýn gerçekten þu özelliði vardýr ki çömez ustasýndan d
li olacak kolayca, bu çömez doðuþtan ilerlemeler göstermeðe iyice hazýrsa, ve yahudi Kabala
n-da bulunan konularda büyük çaba gösterirse. Kitabýmýn birkaç okurunun düþüncelere yönelik
rin adý, düzeni ve özelliðiyle sarsýlmýþ olmadýðý, benim bir büyücü, ruh çaðýrýcýsý olduðum
ptýðýmý ve þu ya da bu üstünlüðü gösterdiðimi de sandýðý anda, bu önsözde tumturaklý bir it
lece, ünümü ve adýmý böyle bir bataða karþý korumak kanýsýna vardým açýkça."
[cinde bütün bu bilgiyi bulduðumuz karanlýk, daha sonra ortak bilinçaltý dediðimiz þey deði
Trithöme'Ýn gizinin yok olmasý belki Ýyidir ama ben Tritheme'in gerçekten büyük ve korkunç
rý bulduðundan kuþku etmiyorum.
44
5 JOHN DEE'NÝN KARA AYNADA GÖRDÜÐÜ
Rahip Tritheme gibi, John Dee de gerçekten yaþadý. 1527'de doðdu, 1608'de öldü. Ve yaþamý o
r þaþýlasý oldu ki düþgücüne ilîþkin yapýtlarda bunu yaþam öyküsünün yazarlarýnýn çoðundan
rdýr. Bu romancrlar Jean Ray'la Gustav Meyrink'-tir. Seçkin matematikçi, klâsikler uzmaný
John Dee, bir ana meridyen düþüncesini buldu : Greenvvlch meridyeni. Denizcilik araçlarý g
ibi Mer-cator (1) yerkürelerinden Ikisfni, Louvain'de (2) bulduktan sonra Ýngiltere'
ye getirdi. Böylece Ýngiltere denizciliðinin geliþmesinin nedenJ oldu.
Kýralîçe Elîzabeth hesabýna Ýngiltere'ye çok sayýda denizcilik sýrrý ve yapým sýrrý getirdi
n Dee'nin sanayi casusluðu yapmakta baþta geldiði -bu düþünceyi paylaþmýyorum- söylendi. Ku
m ilk sýradandýr fenci, ayný zamanda bir klâsikler uzmaný oldu, XVI. yüzyýlda, þimdi olduðu
irbirinden belkî ayrýlmýþ olmayan iki kültür arasýndaki geçiþi de gösterir.
Göreceðimiz gibi, bambaþka þey de oldu. Cambridge'teki parlak çalýþmalarý sýrasýnda, kendis
azýk, aralarýnda, tiyatrovarî bir gösteride ortaya salýverdiði ve panik yaratan mekanik bir
bokböceði bulunan robotlar yapmaða baþladý. Büyücülükten ötürü Cambridge'ten kovulunca, 154
vain'de aldý. Ýþte Mercator'la burada Miski kurdu. Müneccim oldu ve falcý olarak geçimini s
adý, sonra kirali-çe Mary Tudor'un yaþamýna karþý büyüse! komplodan ötürü tutuklandý. Daha
eth onu cezaevinden kurtardý ve kendisini Ýngiltere'ye iliþkin karanlýk iþlerle görevlendir
i*
Büyüye ve büyücülüðe karþý belli tutkusunun gerçek fonksiyonu : casusluk iþi için ancak bir
man yazýldý. Ben buna pek inanmýþ deðilim.
(t) Flaman matematikçisi, coðrafyacý (1512-1594). Çev. (2) Belçika'da, Leuven kenti. Çev.
45
iANETLÝ KÝTAPLAR
1563'te, Anvers'deki bir kitapçýda, Tritheme'in Steganografi'sinin, her halde eksik
bîr elyazmasýný buldu. Bunu tamamladý ve hemen hemen Trîthöme'in kendisininki kadar etkili
yöntemi ortaya koymuþ gibi oldu.
Eukleides'in ilk Ýngilizce çevirisini yayýnlayarak, Ýngiliz ordusu için teleskoplarýn ve dü
erin askeri kullanýmýný da inceleyerek, Stega-nografi konusunda çalýþmalarýný sürdürdü. Ve
'de, çalýþmalarý bütün umutlarý aþtý.
Iþýkla çevrili, insanüstü, ya da, en azýndan insan olmayan bir var-Irk çýktý karþýsýna. Joh
k için buna melek adýný verdi. Bu melek ona þimdi British Museum'da bulunan bir kara ayn
a býraktý. Bu çok parlak bir antrasit parçasýdýr. Melek ona, bu kristale bakýnca, baþka dün
eceðini ve insanmkînden baþka zekâlarla iliþki kurabileceðini söyledi, çok yeni düþünce. Bu
yan varlýklarla yaptýðý konuþmalarý kaleme aldý, Meriç Casaubon'ca 1659'da, A true and fait
relation of what passed betvveen Dr John Dee and some sprits baþlýðýnda belli bir sayýda
yayýnlandý.
Öbür belli bir sayýda konuþmalar çýkmamýþtýr ve elyazmalarý British Museum'da bulunur.
John Dee'ce tutulan notlarýn en hüyük bölümü ve hazýrladýðý kitaplar, göreceðimiz üzre, yok
birlikte, bu varlýklarýn konuþtuðu ve Dee'nîn enoþiyen dili dediði dili yeniden kurabilmemi
n bize yeteri kadar parça kalýr.
Bu ilk bireþimsel dil, bildiðimiz ilk insanca olmayan dil olmalý. Bu her halde bir alf
abesi ve bir dilbilgisi olan bir dildir. Bize kalan enoþiyen dilinden bütün metinler a
rasýnda, kimileri John Dee'nîn yaþadýðý zamanda olmadýðýndan daha ileri matematiði içerir.
Enoþiyen di! XIX. yüzyýlýn sonunda, ünlü Golden Dawn derneðinin gizli öðretisinin kaynaðý o
Dee garip ziyaretçilerfyle yapmýþ olduðu konuþmalarý anýmsayama-dýðýný çabuk gördü, O zaman
li hiç bir mekanik kayýt düzeni yoktu. Bir fonograftan ya da bir magnetefondan yararla
nabilmiþ olsaydý, Dee'nin yazgýsý, belki de dünyanýn yazgýsý bile, deðiþmiþ olacaktý.
46
JOHN DEE'NÝN KARA AYNADA GÖRDÜÐÜ
Yazýk ki, Dee'nin aklýna kendisini yýkýmýna sürükleyen bir düþünce geldi. Bu düþünce akla y
ee'nin notlar aldýðý sýrada büyülü aynaya bakan ve dünya -'dýþýlarla konuþmalar yapan birin
olarak, bu düþünce bütün bütüne yalýndý. Yazýk ki, Dee'nin yanýna aldýðý iki keþif sahibi,
ward Talbott, birbiri ardýndan korkunç rezil insan olduklarýný ortaya koydular. Düþmanlarýn
lýklý bir casusu olmuþa benzeyen Saul'den çabuk yakasýný sýyýrdý. Buna karþýlýk, adýný, Kel
lbott, takýlýp kaidý. O kadar takýlýp kaldý ki Dee'yi mahvetti, karýsýný baþtan çýkardý, bi
zip tozmak bahanesiyle adamcaðýzý Avrupa'da her yerde dolaþtýrdý, en sonu da yaþamýný olduð
dü. Dee bitkin ve bütün bütüne gözden düþmüþ, 1608'de öldü sonunda. Elizabeth'in ardýndan g
lT ona bir pansiyonu çok gördü ve adamcaðýz yoksulluk içinde öldü. Bulunabilen tek avuntu T
t'un, öbür adýyla Kally'-nin, Prag'daki bir cezaevinden kaçmaða kaikarken 1595 Þubatýnda öl
Adam çok iri yarý ve çok etki butlu olduðundan, hazýrlamýþ olduðu ip koptu, böylece bacakl
ollarýný kýrdý. Ta-rih'in o zamana kadar tanýdýðý en uðursuz alçaklarýndan biri için haklý
Elizabeth'in kol kanat germesine karþýn, Dee ezilmiþ olmaðý sürdürdü, notlarýnýn büyük bîr
rý da böylece çalýnmýþ oldu.
Yoksulluk içinde olmayý bir bakýma hak etmiþti, bunu kabul ede-Jim. Gerçekten, kýraliçe Elî
h'e simyacý olduðunu açýklamýþ olduktan sonra, ondan paraca bir yardým istemiþti. Ýngiltere
izabeth'i ona, pek zekice, altýn yapmaðý bildiðinden, özel gereksinimlerini saðlamak zorund
olmadýðý karþýlýðýný verdi. Son olarak, John Dee yaþayabilmek için koca kitaplýðýný satmak
kýsmen açlýktan öldü.
Tarih onun Kelly'le çok ilginç olan serüvenlerinin inanýlmasý güç olaylarýný özellikle sakl
- Devletler'de bugün o kadar halka yönelik olmuþ olan kadýnlarýn deðiþ - tokuþu burada ilk
görülebilir, özellikle.
Ama þu Epinal resim ticareti enoþiyen dilinin sorunu, Dr, John Dee'nin hiçbir zaman ya
yýnlanmamýþ olan kitaplarýnýn sorunu gerçek sorunu karartýyor.
47
LAbRjLt KÝTAPLAR
Jacques Sadoul, Dr Dee'yle Kelly'nin serüvenlerinin tam simyayla ilgili bölümünü kitabýnda.
Le tresor des alchimlstes'te pek îyi anlatýr. Öyleyse okura bu kitabý salýk vereyim.
Biz gene enoþiyen diline ve bundan sonra gelene dönelim. Ve kendisi insan olmayan *m
elek"lerle konuþmalarýný yayýnlayacaðýný bildirmeðe kalkar kalkmaz, John Dee'ye yapýlan iþk
edelim ön* ce. 1597'de, yokluðu sýrasýnda, bilinmeyen kiþiler kalabalýðý kýþkýrttý, kalaba
z bulunur dört bin kitap ve beþ elyazmasý kesinlikle yok oldur birçok not yandý. Sonra Ýngi
tere kýraliçesinin koruyuculuðuna karþýn sürüp gitti iþkence. Gönlü kýrýk, daha sonra Bn Bl
baþýna geleceði gibi, gözden düþmüþ, 81 yaþýnda, 1608'de, MortIakefda öldü. Bir kez daha,
'in entrikasý baþarýya ulaþmýþa benziyor.
Eþsiz Ýngiliz ansiklopedisi, Man, Myth and Magic, John Dee üstüne yazýsýnda pek haklý olara
noktayý göz önünde tutar: "Beefnin yaþamý üzerine belgelerin bol olmasýna karþýn, kendisini
yorumlamak için az þey yapýldý." Bu tamamen doðrudur.
Buna karþýlýk, Dee'ye karþý iftiralarýn arkasý kesilmiyor. Boþ înanç dönemlerinde, onun bir
söylendi1 Bizim akýlcý dönemde, onun, simyayý ve kara büyüyü gerçek çalýþma alanlarýnýn bi
e getiren bir casus olduðu ortaya atýlýyor. Bu sav özellikle daha yukarýda adýný andýðýmýz
nin savýdýr.
Bununla birlikte, olaylarý incelediðimizde, herþeyden önce çok yetenekli, 24 saatte 22 saa
t çalýþabilen, çok hýzlý okuyucu, ilk sýradan pra* tik matematikçi bir insan görüyoruz. Bun
kendi kendine iþleyen nesneler yapýyor, optik dalýnda ve optiðin askerî uygulamalarýnda, ki
yada bir uzmandýr.
Pek kötülük düþünmez ve saf olmuþ olmasý, olasýdýr. Kelly'nin serüveni bunu gösterir. Ama ç
tarihînin belki de en önemli bir buluþunu yapmýþ olmasý, büsbütün yabana atýlýr þey deðild
an olmayan varlýklarla telepati, durugörü ya da bambaþka parapsiþik yolla iliþki kurmuþ olm
bütüne olasý gibime geliyor. Baþka bir gezegenden ya da baþka bir boyuttan getirtmektense
, bu varlýklarý meleksi bir kaynaða baðlamýþ o!masýt çaðýn anlayýþý bakýmýndan, doðaldý. Am
ili öðrenmek için onlarla yeteri kadar haber leþti.
48
JOHN DEE'NÝN KARA AYNADA GÜRÝ>UGÜ
Bütün bütüne yeni bîr dil bulma düþüncesi Dee'nin çaðma özgü deðildir, onun anlayýþýnýn par
sonra Wil-kins ilk bireþimsel dîli bulacak. Enoþlyen dil bütünüyle tamdýr, ve Ýnsanca hiçb
benzemez.
Dee'nin bu dili tamamen kendi bilinçaltýndan ya da ortak billnçal* týndan çrkarmýþ olmasý o
ama bu varsayým dünya - dýþýlarla iletiþim varsayýmý kadar uydurmadýr. Ne yazýk ki, Kelly'n
giriþinden sonra, konuþmalar açýkça bozulmuþtur, Kelly bu konuþmalarý olduðu gibi uyduruyor
eklere ya da ruhlara iþine geleni söyletiyor. Zekâ ve düþgücü bakýmrndan da Kelly az yetene
i. Kendisine bir on beþ günlüðüne beþ sterling borç verilirse "ruhlardýn birinden istediði
uþma üzerine notlar alýnýr.
Bununla birlikte Kelly'yi tanýmadan önce" Dee garip bir kitap yayýnlamýþtý : La Monade hiÐr
phique. Bu kitap üzerinde yedi yýl çatýþ* mýþtý, ama Steganografl'yi okumuþ olduktan sonra,
n Ýki gün içinde tamamladý. Çaðdaþ bir Devlet adamý, Sir William Cecil, o zaman'þunlarý ded
nade hiÐrogtyphiquevde bulunan sýrlar kýral-lýðýn güvenliði açýsýndan en büyük önemde sýrla
Kuþkusuz, bu sýrlar kriptografîye baðlanmak istendi, bu oldukça olasýdýr. Ama John Dee için
ille de casusluða yorulmak istenirse, bu fazla gibime geliyor, çünkü simyacýlar ve büyücül
lptografi-yi casuslarýn yararlanmadýðýndan daha çetrefil biçimde bol bol kullanýyorlardý. D
olduðu gibi kabul etmek ve aynasýyla saðlanan kendi kendine-ipnotizmayla, ya da baþka b
ilinmedik yollarla gezegenler arasýndaki ya da boyutlar arasýndaki bir sýnýrý aþmaðý baþard
deyîm.
Kendi dediðine göre, yazýk ki, o, olaðan - ötesi her yetiden yoksundu. -Medyumlarla düþe ka
hasta oldu, bu da bîr yýkýmla sonuçlandý.
Ayrýca La Monade hi6roglyphlque'te þifreyle söylemiþ olduðunu açýk açýk yayýnlamasýný istem
kýþkýrtýlan, alaya alman, çoðaltýlan yýkým. Dee'nin iþkencesi 1587'de baþladý ve ölümüne d
nce Avrupa'da da sürdü, Polonya kiralýyla imparator Rodolphe II "ruhlardan gelen- bild
irilerden ötürü Dee'ye karþý uyarýlmýþ oldular, 6 Mayýs 1586'da, papanýn büyük elçisi, Ýmpa
John Dee'yi ruh çaðýrmayla suçlayan bir belge sundu.
49
LANETLÝ KÝTAPLAR
Belgeyi yayýnlamaktan vazgeçerek, Ýngiltere'ye dönen ve 1595'ten 1605'e kadar sürdürdüðü, v
bar kendisini doyurmayan görevle, Manchester'deki Ýsa Kolejinin müdürü olarak ölen, cesaret
kýrýk bir Ýnsandýr bu.
Ayrýca, geriye bu görev konusunda, çözülmüþ olmayan bir sorun kalýyor. Gene bu sýralarda Ru
Dee'yî bilim danýþmaný unvanýyla Moskova'ya çaðýrýyordu. Yýlda iki bin sterling lira, bugü
en iki yüz bin lira tutan çok büyük para, prenslere yaraþýr bir evr ve Çar'ýn (1] mektubuna
onu Rusya'rfýn en önde gelen kiþilerinden biri durumuna getirebilen" bir durum alabili
rdi. Bununla bfrlikte John Dee istemiyor. Buna karþý çýkan Ýngiltere'nin Elizabeth'i mi Göz
aðlar, mr aldý?
Bilinmiyor, belgeler çok karýþýktýr Ne olursa olsun, türlü iftiralar çýkýyor, bu iftiralara
tamamen Kelly'nîn egemenliðine giren Dee, prenslerle zenginleri, arka arkayar soyup
sovana çevirerek Avrupa'da dolaþýyormuþ, bu red dikkate alýnýrsa sýnamayý aklýnýn ucundan b
yor. Çar'rn onu bulmuþ olduðu sýrlarý uygulamaða zorlamasýndan ve böylece Rusya'ya dünyanýn
ni saðlamasýndan belki korkuyordu.
Ne olursa olsun Dee, bize, insan olmayan varlýklarýn ziyaretini kabul eden, onlarýn di
llerini öðrenen ve onlarla düzenli bir iletiþim kurmaða çalýþan bir insan olarak görünüyor.
Dee'nin zihinsel deðerinde bir insan söz konusu olduðunda, durum bütün bütüne eþsizdir.
Dee'nin bizlere býraktýðýndan baþlayarak, yazýk ki, ne bu varlýklarýn bulunduklarý yer konu
ne de kendilerinin bedensel nitelikleri üzerine hiçbir þey çýkaramýyoruz, O yalnýzca onlarý
epat olduklarýný, sonra geçmiþte ve gelecekte dolaþabildiklerini söylüyor. Bu zamanda yolcu
düþüncesi, bildiðim kadarýyla, ilk kez ortaya çýkýyor.
Dee bu yaratýklardan doðal yasalarýn hepsini, matematiðin gelecekteki tüm geliþimini öðrene
umuyordu. Ne ruh çaðýrma söz konusuydu ne de ruhçuluk. Dee'de sýrlar" doðasý herþeyden önce
olan gizler öðrenmek isteyen bfr bilginin anlayýþý vardý. Sonra kendini Ýkide bir matemati
ilozofu diye tanýmlýyor.
(1) Korkunç Ývan. Çqv. 50
JOHN DEE'NlN KARA AYNADA GÖRDÜÐÜ
Evinin yangýnýnda notlarýn büyük parçasý yok oldu, ötekiler pek deðiþik kiþilerce birçok ke
dýrýldý. Bizlere La vâritable rela-tion de Casaubon'daki ve henüz bulunan kimi notlardaki
birkaç ima kalýyor. Bu bilgiler çok ilginçtir. Dee, özellikle, Mercator projeksiyonunun (c
oðrafyada) ilk yaklaþtýrýrýndan baþka birþey olmadýðýný bildiriyor. Ona görer dünya tam yuv
a da en azýndan baþka bir boyut boyunca sýralanmýþ üstüste konma birçok küreden oluþmadýr.
Bu küreler arasýnda, noktalar, daha doðrusu iletiþim yüzeyleri vardý, iþte böylece de Groen
bizimkinden baþka topraklarda sonsuzluða kadar uzanýr. Krraliçe Elizabeth'e birçok lütuf di
ekçesinde, bunun Ýçindir kî. diye israr ediyor Dee, Ýngiltere'nin baþka dünyanýn kapýlarýný
eçirecek biçimde Groenland'ý fethetmesi yerinde olurdu.
Baþka bilgi: matematik henüz baþlangýcýndadýr, Dee'nin, anýmsayalým, Ingllizceye çevirmede
uðu Euklýdes'ten çok daha ileri de gidilebilir. Dee'nîn bunu söylemekte yerden göðe hakký v
aha sonra görülebilen euklides iþi olmayan geometri de, kendisinin görüþünü doðrular,
Ýnsanýn her iþini görecek olan bütün bütüne kendi kendine çalýþan makinalar yapmak olasýdýr
ohn Dee. Bu, dîye ekliyor, 1585'te gerçekleþmiþ oldu hem çoktan - nerede olduðunu bilmeði ç
terdik-
Sayýlarýn önemi ve yüksek matematiðin pek büyük güçlüðü üzerinde de duruyor. Bir kez daha,
kuramý, matematiðin cebirden ya da geometriden çok daha en güç dalý olarak doðmuþtur,
John Dee'nin dikkati çektirdiði üzre, hem iç dünyamýzý, hem de dýþ dünyalarý açýklayan düþl
idir. Bu bütün bütüne jung'cu görüþ zamanýna göre çok ileridir üstelik. Gene dikkati çektir
ikeli olabilen sýrlarý toplumdan gizlemek önemlidir. Burada da yeni,bir düþünceye rastlýyor
Dee'nin özel günlüðü-nün bu temelli konusunda bir düþüncesini daha bulduðumuz üzre, çok do
niteliðinin bilinmesinden çýkarýlabileni, ama araþtýrmaya kum gibi para dökmenin gerektiðin
mek.
Bu parayý bulmak için büyüklerin yardýmýný ve altýn yapýmýný aradý. Onun için ne o ne de öt
ca bîr bilim koruyucusu bulabilmiþ olsaydý, dünya pek deðiþmiþ olurdu.
Rastladýðý tüm kiþiler arasýnda, William Shakespeare'ý (1564-1616) tanýdý mý? Buna inanmak
Belirti bir sayýda shakespeare'cý
51
LANETU KÝTAPLAR
*
eleþtirmen John Dee'nin Fýrtýna'dakî Prospera adýndaki kiþinin kendisi olduðunu kabul etmek
eþ kanýdadýr. Oysa, bildiðim kadarýyla, Shakes-peare'ýn yapýtýný kaleme alanýn John Dee old
adar kaçýk shakespeare - karþýtý ortaya çýkmýþ deðildir henüz. Bununla birlikte, Dee bana F
n.dan daha îyj bir aday gibi geliyor,
Ýngiliz mizahçýsý A.A, Milne'în bu kuramýný dile dolamanýn keyfine de dayanamýyorum. Ona gö
speare yalnýz Shakespeare'm yapýtýný deðif, hepten okumasý yazmasý olmayan Francis Bacon he
a Novum Organum'u da yazmýþ! Bu kuram bacon'cularr, yani Shakespeare'm yapýtýný kaleme ala
nýn Francis Bacon olduðunu yumurtlayanlarý öfkeden kudurttu.
Bu arada baþka bir efsaneyi öldürelim, John Dee hiçbir zaman Abdul Al Azred'in lânetli kit
abýný, Necronomicon'u çevirmedi, adý geçen yapýtýn hiçbir zaman olmadýðý hoþ nedenden ötürü
'in pek haklý olarak dediði üzre, Necronomicon olmuþ olsaydý, Dee, bunu saðlayabilecek ve ç
rebilecek tek insan olmuþ olurdu, her halde.
Yazýk ki, bu Necronomicon, bana bir mektupla bunu þahsen doðrulayan Lovecraft'ca bulun
muþ oldu olduðu gibi. Yazýk.
Baþka bir evrenden gelen, kara taþ, kont de Peterborough, sonra Horace Walpole'ca (1
) ele geçirilmiþ olduktan sonra, British Museum'-da bulunuyor þimdi. Müze ne bu taþýn kulla
masýna irin veriyor, ne de bazý çözümlemeler yapýlmasýna. Çok yazýk. Ama bu taþýn yapýlmýþ
leri yeryüzü karbonununkinden baþka, böylece bu taþýn deðiþik yerden geldiðini kanýtlayan i
uygunluk gösterseydi, herkes çok þaþýrmýþ olacaktý.
Dee'nin La Monade hiÐroglyphique'l bulunmuþ ya da fotokopi yoluyla saðlanmýþ olabilir. Ama
yapýtýn çeþitli þifrelerine uygun gelen anahtarlar olmadan, John Dee'nin kýral James Tin b
yruðu üzre Mort-lake'da yakýlmýþ ya da yok edilmiþ olan öteki elyazmalarý da olmadan, bu pe
ye yarayamaz. Bununla birlikte Dr. John Dee'nin öyküsü son bulmuþ deðildir ve gerisini anl
atmak Ýçin bana iki bölüm gerekli olacak.
[1] Peterborough Ýngiliz generali (1658-1736), Horace VValpole ise ingiliz
yazarý 0717-1797] .Çev.
52
6 VOYNÝCH ELYAZMASI
Dr. John Dee garip elyazmalarýna düþkün bîr koleksiyoncuydu, 1584Tle 1588 arasýnda, garip V
ynich elyazmasmý imparator Rudolphe ll'ye sunan odur.
Bu elyaimasýnýn Öyküsü bir kez daha, özellikle de bence L'homme âternel'de ve Les extra - t
estres dans l'histoire'da anlatýlmýþ oldu. Bununla birlikte bunu gene baþlangýçtan ele alma
yararlýdýr.
[Northumberland dükü (1) Henry VIII zamanýnda büyük bir sayýda manastýrý yaðma etmiþti. Bu
birinde, bir elyazmasý buldu ki ailesi bunu garip olaylara ve gizemli metinler
e karþý ilgisi pek belli olan John Dee'ye verdi. Bunlarýn belgelere göre, söz konusu ely
azmasý Roger Bacon.m kendisince yazýlmýþtý. Roger Bacon (1214-1294) sonraki kuþaklarca büyü
büyücü diye sayýlmýþ oldu. Gerçekten, öncülerinden biri olduðu bilimsel inceleme dediðimiz
lgi duyuyordu.
Mikroskopla teleskopu, motorlarla çalýþtýrýlan gemileri, otomobilleri, büyük çarklý makinal
bildirdi. L'epitre sur les oeuvres secrötes de Tart et la nullltâ de la magie'de sözünü e
ttiði kriptografi-ye de ilgi duyuyordu. Dee tam böylece Roger Bacon'ýn yayýnlanmamýþ ve þif
i bir elyazmasmýn ilginç sýrlarý kapsamak olasýlýklarý olduðunu düþünebildi. Prag'da John D
an söz açan, oðlu, Dr. Arthur Dee, "babamýn boþuna çözmeðe çalýþtýðý anlaþýlmaz bir metni i
der. Dee böylece elyazmasmý Ýmparator Rudolphe'a verecek. Karýþýk serüvenlerden sonra, belg
ew York'taki Hans P. Kraus kitabevine varacak, 1962'den beri burada 160000 dolar
gibi önemli fiyata satýþtadýr Kitabýn dünyanýn tüm sýrlarýný içerip içer-
di John Dudley de denen Ýngiliz siyasetçisi (1502-1553). Çev,
53
LANETLÝ KÝTAPLAR
memesi önemli deðildir, içinde yalnýzca XIII. yüzyýlýn bilimsel bilgilerinin özeti bulunuyo
önemlidir.
Daha önce þu. ilke olarak, "karanlýklarýn tüm sýrlarý"ný aydýnlata-bilen, okuyucuya yalnýzc
dereceden denklemlerin çözüm yöntemini göstermeðe de çalýþan Mýsýr papirüsünden söz etmiþt
asý için de, böylece kuþkulu davranmak gerekir. Ben, kendi hesabýma, bu Voynich elyazmasýný
alnýzca kendisini çözmeði ba* þaramadýklarý, bu bakýmdan, anî bir tehlike meydana getirmedi
n kurtulan lânetli kitabýn güzel bir örneðini verdiðini düþünüyorum.
Kapaksýz, 27'ye 15 cm.lik bir sekiz yaprak olarak görünür ve sayfa numaralamasýna göre, yir
i sekiz sayfa yitiktir. Metin mavi, sarý. kýrmýzý, kara ve yeþil renkle boyanmýþtýr. Desenl
boylu çýplak kadýnlarý, diyagramlarý (astronomik?) ve hemen hemen düþsel dört yüz bitkiyi
Yazý bütün bütüne her zamanki bir ortaçað yazýsýna benzer. Yazýsal iþleme yazýcýnýn kullan
u çýkarmaða olanak verir: noktasý noktasýna deðil de iþlek bir biçimde kopya yapmýþ.
Kullanýlan-þifre kolaya benziyor ama, insan bunu çözmeði baþaramýyor.
Elyazmasý 19 Aðustos 1666'da çýkýnca, Prag Üniversitesi rektörü, Joannes Marcus Marci bunu,
kle kriptografi, Mýsýr hiyeroglifleri, ayrýca yiten anakaralar üzerinde uzman olan, ünlü ci
vit Athanase Kircher'e gönderiyor. Bu tam bu metni kendisine göndermenin uygun olduðu
insandý, ama metni çözmeði baþaramadý,
Elyazmasý sonra Rodolphe ll'nin gÖ2desi, çek bilgini Johannes de Tepenecz'ce incelenmiþ
oldu. Sayfa kenarýnda Tepenecz'in bir imzasý bulunuyor, ama o da sim çözmeðe ulaþmýþ deðild
cher de, iþin üstesinden gelememiþ olduðundan, elyazmasmý, bîr cizvit kitaplýðýna veriyor.
, VVilfred Voynich admda bir kitapçý elyazmasmý Ýtalya'da, Frascati'de, Mondragone cizvi
t okulunda bultjyor. Bunu Birleþik -Devletler'e getiriyor, burada bir sürü uzman dört el
le iþe sarýlýyor. Bitkilerin çoðunun kimliðini saptamaðý baþaramýyorlar. Astronomik diyagra
ldebaran ve Hyade takýmyýldýzlarýnýn kimliði saptanýyor, bu da pek birþey göstermiyor. Gene
eli, ama bilinmeyen bir
54
VOYNtîCH ELYAZMASI
dilden bîr metnin söz konusu olduðudur. Vatikan'ýn ünlü arþivleri araþtýrmaya yardýmcý olma
ene iþin içinden çýkýlamýyor.
Bir sürü fotoðraf basýlýyor, bunlar büyük þifre uzmanlarýnýn ellerine verilmiþtir. Toptan b
1919'da, fotokopiler Pennsylvanya üniversitesi dekaný, Prof. Wil-liam Romaine Newbol
d'a ulaþýyor, Nevvbold bu sýrada 54 yaþýndadýr, Hem dilbilim, hem de kriptografi uzmanýdýr.
1920'de, bu ara Deniz Bakanlýðýnda çalýþan Franklln Rcosevelt, casuslar arasýnda, sýrrý VVa
n'daki uzmanlaþmýþ dairelerin hiçbirin-ce çözülememiþ oian bir haberleþmeyi çözmüþ olduðund
kür ediyor. Nevvbold gitgide Gral efsanesiyle ve gnostizmle ilgileniyor, Voynich e
lyazmasýný çözmekte, dünyada yetenekli biri varsa, bu kuþkusuz derin kültürlü, yetenekli bi
dýr.
O iki yýl buna çalýþýyor. Bir anahtar bulmuþ olduðunu, gene de gariptir, bunu yolda yitirmi
uðunu ileri sürüyor. 1921'de, buluþlarý üzerine konferanslar vermeðe baþlýyor. Bu konferans
en az söy-lenebilen, bunlarýn eþsiz olduklarýdýr.
Nevvbold'a göre, Roger Bacon Andromeda nebülözünün týpký bizimki gibi bir gökada olduðunu b
uþ. Gene ona göre, Bacon hücre yapýsýný ve bir spermayla bir yumurtacýktan baþlayarak bîr o
uþumunu biliyormuþ. Coþku dünya çapýndadýr.
Yalnýz bilginler ortamýnda deðil, geniþ halk arasýnda coþku. Bir kadýn Roger Bacon'ýn yönte
kullanarak, kendisine iþkence eden þeytaný kovmasý için Newbold'a yalvarmak üzre bütün Ame
kýt'asý-na geçiyor.
Bundan dolayý itirazlar vardýr. Nevvbold'un yöntemi anlaþýlmýyor, savlarýný geri aldýðr san
yöntemi kullanýlarak yeni bildiriler Ýletmekte baþarý saðlanamýyor. Oysa, bîr kriptografi d
inin iki yönde Ýþlemesinin gerektiði ortadadýr. Ýnsan bir þifreyi bulursa, bu þifreye göre
leri çözebilirdi, ama açýk bildirileri bu þifreye çevirebil-mesi de gerekirdi. Coþku sürüp
, ama Nevvbold gitgide belirssz-leþiyor, gitgide daha az kabul edilir oluyor. 1926
'da ölüyor. Ýþ arkadaþý ve dostu, Roland Grubb Kent, onun çalýþmalarýný yayýnlýyor. Dünyada
s
55
lanetli kitaplar
Sonra, özellikle Prof. Manly'ce yürütülen bir karþý - saldýrý baþlýyor O Nevvbold'un þifrey
da ayný düþüncede deðildir. Kimi yardýmcr belirtilerin ancak kâðýdýn özünü deðiþtirmeler ol
la da, elyazmasýndan artýk söz edilmiyor.
îþte sorunu inceleyen birçok derin bilgiliden, özellikle de, hayranlýða deðer kitabý The Co
eakers'ýn krîptografi uzmanlarýnýn yeni incili olan David Kahn'dan bu sýrada ayrýlýyorum. K
grafi alanýndaki kiþisel serüvenlerimden birini anmýþ olduðundan Davîd Kahn'a teþekkür etme
attan yararlanayým. Alman iþgali sýrasýnda, bir tel kafesi tamamlamak için, beþ harfe gerek
inmen) varken, itfaiyeciler gibi sigara içen, ama sigaralarý olmayan gençlerin baþýnda bul
unurken de, bildiriye TA B AC harflerin* [1) kattým. Londra anladý ve ertesi ay paraþütl
e, indirme alanýnda, baþýma 150 kilo tütün düþtü.
Yaymsða çalýþacaðým varsayým kiþiseldir. Hiç deðilse, öyle gibime geliyor ki, kendisini hiç
miþ olduðumu sanýyorum ve tfoynlch elyazmasrný içeren herþeyi okumuþ olduðumu da sanýyorum.
e, Nevvbold gözdaðý almýþ olduðundan, ortalýðý bile bile karýþtýrdý. Kendisinin her türlü t
liþkileri vardý. Kimi gizli örgütlerin gerçekten tehlikeli olduklarýný anlayacak kadar çok
iyordu. Ve 1923'ten baþlayarak, korkutulmuþ olduðu, aðýr misillemelerden çekinerek te, savl
rýný geriye aldýðý kanýsýndayým. Yönteminin özünü sakladý, baþlýca anahtarý da henüz bulunm
Vovnich elyazmasmýn içeriðine Ýliþkin düþündüðüme dönmeden önce, ilkin hemen Nevvbold'dan s
riþimlerini özetlemek gerekir. Çoðu gülünçtür. Ama 1944'ten baþlayarak, 1970'te ölen, büyük
fi uzmaný, William F. Friedman, sorunla ilgilendi. R.C. A. 301 örneði bir bilgisayarý ku
llandý. Friedman'a göre, bildiri yalnýz þifreli deðil, ayný zamanda bütün bütüne uydurma bi
r. John Dee'nin enoþîyen dili gibi. Bu bir gün belki kanýtlanmýþ olacak olan ilginç bir var
dýr.
Vovnich'in ölümünden sonra, karýsýnýn mirasçýlarý elyazmasýný kitapçý Kraus'a satýyorlar. B
e'yi bu kadar etkilediy-se. onun, Trithâme'in Steganografi'sinde olduðu giblr bunda
bildiði ve belki insanca bir dil olmayan bir dilin þifrelenmesin" gördüðü içindir.
[1] Tabac, tütün. Çev.
56
VOYNÝCH ELYAZMASI
Roger Bacon, kendinden önce ve kendisinden sonra baþkalarý gibi, gerek batan bir uygar
lýktan, gerek baþka zekâlardan gelen bir bilgiye sahipti.
Bir kez daha, kimileri, çok erken bizimkinden üstün bir bilginin deðiþik sýrlarýndan gelen
vahyin, uygarlýðýmýzý yok edeceðini düþündüler, gene de düþünüyorlar.
Bu durumda, sorulacak, Voynich elyazmasý ne diye ortadan kaldýrýlmýþ olmadý? Bence, varlýðý
sonra, 1920'ye doðru haber alýndý, o zaman da metnin fotoðraflarý öylesine elden ele dolaþý
ki bunlarýn hepsini yok etmek olanaksýzdý. Ýþte ilk kez lânetli bir kitap iþinde fotoðraf
giriyor, fotoðrafýn, sonradan. Kara Cüppelilerin iþini çok zorlaþtýracaðý da belli görülüy
bir kez yayýlýnca, Nevvbold'u susturmaktan baþka yapacak þey kalmýyordu, bu da, aman aman
kuþku uyandýrmadan yapýlamazdý. Ýþte bunun içindir ki New-bold'un baþýna "iþ" gelmedi, o d
ölümle bu dünyadan göçüp gitti. Ama kendisini gözden düþürmeði ve elyazmasýndan gülünç çev
savaþým çok iyi düzenlenmiþ oldu.
Ýþ olsun diye ve doðum denetimiyle ilgilenen kiþiler için, bu uydurma çevirilerden birinin,
Dr. Leonell C. Strong'un çevirisinin, Voy nich elyazmasýndan bir doðum önleyici hapýn veri
len bir formülünü özetlediðini bildirelim. Ama gerçek sorun öylece kalýyor.
Yeni soruþturmalara ayrýlan, INFO Amerikan dergisinin amaçlarýn* dan biri, Voynich elyaz
masýnýn þifresinin çözümüne dayanýr. Þimdiye kadar, bu þifre çözümü geliþmeler gösteriyora
türden baþka sorunlardan daha çok Voynich elyazmasý üzerinde durmak uygun olurdu, Trithöme'
n elyazmalarý ya da John Dee'nln tamamlanmamýþ elyazmalarý söz konusu olsun. Voynich elyaz
masý olayinda, elimizde tam yasaklanmýþ bir metin bulunuyor gibidir. Nevvbold'un yayýnla
rýnda geçen kimi sözler arasýnda, bir gerçek özellikle düþündürüyor insaný. Þöyle diyen Rog
ir aynada salyangoz biçiminde bir yýldýz gördüm. Bu yýldýz Pegasus'un merkezif Andro-meda'n
esi ve Cassîopeia'mn baþý arasýna yerleþmiþtir,
Büvük Andromeda nebülözü, öteden beri tanýnmýþ olan ilk gökada* dýþý nebülöz iþte tam burad
metin yorumlamasýna göre etki altýnda kalmýþ olmayan Newbold'un yayýnýndan sonra bunun kaný
bulunmayan bir gerçekle bildirilmiþ oldu.
Nevvbold'un baþka sözleri "yeni yýldýzlarýn sýrrýna" imada bulunur.
57
LANETLÝ KÝTAPLAR
Voynich elyazmasý gerçekten novalarm ve kuasarslarm sýrlarýný içeriyorsa, çözülmeden kalmas
u olurdu, çünkü hidrojen bombasýndan üstün ve XIII. yüzyýldaki bir insanýn kavrayabileceði
lanýlmasý yeterince kolay bîr enerji kaynaðý, uygarlrðýmrzýn hepten gereksinimini duymadýðý
. bombasýna egemen olmaðý hemen hemen baþardýðýmýz için ancak, güçlükle, yaþýyoruz. Yüksek
olasýysa, bunu bilmemiz deðil, bilmememiz daha doðrudur. Yoksa, bir üstünnovaYýýn kýsa ve
k alevinde gezegenimiz çok çabuk yok olurdu,
Voynich elyazmasmýn çözülmesi, bence, yayýnlanmýþ olmadan önce iyi bir sansürden sonra gerç
lýydý öyleyse. Ama bu sansürü kim yaptý? Lâtin atasözünün dediði gibi, bekçileri kim gözete
yazmasmýn bir fotokopisini Edgar Cayce gibi, ken^ dini harý! hani bir þifre çözme iþine kap
madan çeviri yapabilmiþ olacak olan sezgisi gücü büyük birine verildi mi diye soruyorum ken
i kendime. Anahtarýný bulmasý yetmiþ olurdu zaten, bilgisayarlar gerisini getirirdi. Dah
a önce anýlan David Kahn'ýn, VVeidenfeld ve Nlcholson baskýsý kitabýnýn 855. sayfasýnda Voy
elyazmasmýn bir sayfasýnýn fotokopisi bulunabilir. Ne olursa olsun, kuþkusuz, ayrýntýlarýyl
nlatýlamaz. Yalnýzca insan yinemelerin sayýsýndan þaþýrýr kalýr. Bu ylnemeler çeliþkili son
an birçok krîptografi uzmanýnca gösterilmiþ oldu hem.
Ama fotoðraflarýn bulunabilmesinin yalýn gerçeði Kara Cüppeliler içfn þimdiden önemli bir b
. Ve bu biçim bir belgeyi elinde bulunduran herhangi birinin, yýkýmýný önleyecek biçimde, b
elverdiðince bol fotoðrafla yaymasýnýn istenmesi gerekecekti. Avrupa farmasonluðu 1939-19
45 savaþýndan önce böyle önlemler almýþ olsaydý, biricik belgeler yok olmuþ olmayacaktý. Ma
lerinin bu yýkýmý özel komandolarla gerçekleþtirilmiþ oldu. Bu komandolarýn fýerbirr Fransý
lçikalý'dan ya da yýkýmýn gerçekleþtiði ülkenin baþka yurttaþlarýnda yardým gören bir nazic
mandolar çok saðlam bilgiliydiler. Ve belirtmek gerekir ki bu iþe karýþan Fransýzlar, 1944
urtuluþunu izleyen tasfiye sýrasýnda çok garip bir dokunulmazlýktan yararlandýlar. Yalnýz b
içim Ýþbirlikçilere uygulanmýþ olduðundan, gerçekten garip dokunulmazlýk. Ozan Robert Brasi
gibi, daha çok aydýn iþbirlikçiler, pek sertçe cezalandýrýlýrken, karþý-mason eyleminin uzm
kunulmadý.
58
VOYNtCH ELYAZMASI
Voynich elyazmasýna dönmek üzre, bu elyazmasýnýn açýkça bir çevrisinin yok olmuþ olduðuna i
yerinde nedenlerim var, Gerçekten, Roger Bacon'rn elinde, kendisine bakýlýrsa, kýral Süle
yma'-ýn malý olan, büyük sýrlarýn anahtarlarýný da kapsayan bir belge varmýþ. Parþömen toma
bu kitap, papa Innocent Ifnin buyruðu üzre 1350'de yakýlmýþ. Ýleri sürülen neden bu belgen
anlarý yardýma çaðýrmak yolunda bir yöntemi kapsadýðýydý.
Þeytan yerine meleði, melek yerine de dünya - dýlýþýlýyý geçirebilir, bu yýkýmýn nedenini o
layabiliriz. Katolik kilisesi, 1350'de, Voynich elyazmasýnýn nerede bulunduðunu bilmiþ o
lsaydý, muhtemelen bunu ortadan yok ettirmiþ olurdu,
Ama bu elyazmasýnýn bir manastýrda saklanmýþ olduðunu, yalnýz bu manastrrýn Northumberland
aðmalanmasý sýrasýnda yeniden ortaya çýktýðýný, böylece John DeeYýin bilgisine ulaþmýþ oldu
oger Bacon'ýn birkaç notuna göre, elinde bulunan ve Süleyman'dan gelen belge, ne kodlu n
e de þifreliydi, ama yalnýzca Ýb-ranice yazýlmýþtý. Roger Bacon bu konuda bu belgenin büyüc
a çok doða felsefesine uygun geldiðini söylüyor.
Bacon þunu da yazýyor: "Sýrlar konusunda halka gizli olmayan biçimde kalem oynatan, tehl
ikeli bîr delidir." Bunu þöyle böyle 1250'de yazýyor. Sonra özellikle hiçbir alfabede bulun
an harflerin bulunmasýný kapsayan bu gizli yazý yöntemini açýklýyor. Süleyman'ýn belgesi di
eðimiz, ama Voynîch elyazmasý demenin daha uygun olduðu þeyin þifreli çevirisi için yaptýðý
Bu elyazmasýnýn ana dili John Dee'nin kara aynasýnýn aracýlýðýyla öðrenebildiði, ve gelecek
Dawn tarikatý konusunda söz edileceðini de çok iþiteceðimiz ayný enoþiyen dilidir belki.
Flavius Josephe'te (1) bu kitaptan izler bulunuyordu daha önce. Bunu ne Clavicule
de Salomon'la, ne Testament de Salomon'la. ne de Lemegeton'la karýþtýrmamah. Bütün bu inti
haller XVI. yüzyýldan öncedirler, kimileri de XVIII. yüzyýldan önce.
Çoðu hem ilginçlikte tamamen yoksundurlar ve yalnýzca þeytanlara iliþkin listeler verirler.
(1) Yahudi tarihçisi (37-100]. Çev.
59
LANETLÝ KtTAPLAR
"Süleyman'ýn kitabý", Roger Bacon'ýn elinde bulunan ve 1350'de yakýlmýþ olan kitap, bambaþk
r kuþkusuz, ovecraft'rn dediði üz-re belirli bir sayýda baþka "kuþku götürmez ve yasak kayn
"! olduðu gibi, Roger Bacon'ýn bilinmeyen bir dile çevirdiði, ayrýca da þifrelediði bu yapý
lki. Zavallý IMewbold, bekli gözdaðý verildiðinden ve çok korkutulduðundan, þifre çözmede y
lmak ve özellikle kuþkusuz lâtince deðil, ancak enoþiyen dilinde olmasýna karþýn, metnin lâ
lduðu varsayýmýný sürdürmek zorunda kaldý.
Bacon bu belgeyi nasýl edindi? Bu konuda þimdilik uzun uzun düþünülebilir ve Kara Cüppelile
türdeþ bir birlik oluþturmadýklarýný, ama aralarýndan kimilerinin sýrlarý açýklamak istedi
en azýndan bunun kýsmen üstesinden geldiklerini tasarlayabiliriz. Bü Kara Cüppelilerin pek
sýnýrlý bir dünyasal örgüt olduklarýný, dünyadýþý varlýklarýn deneme amacýyla kimi zaman y
ni de tasarlayabiliriz. Ve bu konuda Gîordano Bruno'nun durumuna dikkati çekmek iste
dim.
Akýlcýlar bu kurbaný kendilerine mal ettiler ve ondan Kilisevnin en gerici inançlýlarýnýn k
aný bir bilim adamý yarattýlar. Hiçbir þey artýk uydurma deðildir. Gîordano Bruno herþeyden
düþkün ve büyüyü uygulayan bir büyücüydü. Büyüyü, yetenekli bir kiþinin ellerinde, mucizele
kýlýca benzetiyor, matematiðin büyüdeki rolü üzerinde de ayak diriyor. Ona göre, baþka gez
in varlýðý ve Yer'in Güneþ çevresinde dönmesi çoðu büyüsel, altmýþ bir kitaptan oluþan yapý
r Ýçinde oturulan baþka gezegenlerin varlýðý ona göre büyüye baðlýdýr. Ve bu konuda çok þey
kendisini efendilerine teslim eden Giovanno Morenigo adýnda bir Engizisyon casusun
ca Venedik'e çekilmiþtr.
Büyüye ve Yeryüzü'nden baþka gezegenlerin kiþilerine inandýðý Ýçindir ki, Gîordano Bruno ha
ve dediði dedik sapkýn diye hüküm giymiþ, 17 Þubat 1600'de Roma'da Campo die Fîori'de yakýl
3'ten 1585'e kadar Ýngiltere'de yaþadý, John Dee'nin çalýþmalarýndan ve Voynich elyazmasýnd
berli olmasý da bir yana atýlmýþ deðildir. Gîordano Bruno üstüne edindiðimiz bütün bilgiler
n ve gözünü budaktan sakýnmayan bir insandý bu. Açýkça çok konuþmuþtu,
60
7 MATHERS ELYAZMASI
Mathers elyazmasý, Steganografi ve Voynich elyazmasý gibi, þifrelidir. Ama bu elyazmasýn
da bir dereceye kadar kolay bir çift transpo-zisyonlu þifreyle uðraþmak gibi tatlý taraf v
ardýr, bu oldukça çabuk þifre çözümüne olanak verir. Bu þifre çözümü zamanýmýzýn en olaðanü
Dawn rarikatý'nm serüvenine burdan ulaþtý.
Bildiðim kadarýyla, gene de yayýnlanmýþ olmayan ama daha önceden çok yýkýma yol açan, lânet
ar büyülü bir belgeler bütününün kaleme alýnmasýna da neden oldu.
Ýþe baþýndan baþlayalým.
Bir Ýngiliz rahibi, saygýdeðer A.F.A. VVoodford Londra'da Farrington Caddesi boyunca d
olaþýyor. Bir elden düþme Tcitaplar satýcýsýna giriyor, burada þifreli elyazmalarýyla Alman
mektup buluyor. Bu olay 1880'de geçiyordu. Saygýdeðer VVoodford mektubu okumakla iþe baþlýy
r. Bu mektup elyazmasýný çözenin Anna Sprengel adýndaki bir kadýnýn aracýlýðýyla Alman gizl
iens Donabitur Astris'le (S. D. AJ görüþüp konuþabileceðini bildiriyor. Buna layýksa baþka
ler verilecekmiþ, o zaman.
Mason ve Gül -Haç (Rozkruva) üyesi, saygýdeðer VVoodford, arkadaþlarýndan ikisine, her ikis
e seçkin bilgin, üstelik "Kabalacý" olan Dr. VVoodman'lâ, Dr. VVinn VVestcott'a gidip, b
uluþundan söz edecek. Dr, VVinn VVestcott Ýngiliz polis romanlarý okurlarýnýn bildiði bir g
e koroner'dir. Bir koroner hem yasal hâkim, hem de sorgu yargýcý olur Karanlýk ölüm olayýnd
gerektiðinde mahkemenin ve polisin araya girmesini saðlayabilecek bir yargý veren bir
jüriyi toplar. XIX. yüzyýlda koroner in yargýlarýndan biri ünlü olmuþtur: jüri bir Londra p
!ü bulunan bir bilinmeyen kiþinin "bilinmeyen insanlar ya da seyler.ce" öldürülmüþ olduðuna
r vermiþti. Bu yargýyý gerçekten
61
LANBTÜ KÝTAPLAR
özel bir biçimde kaleme alanýn. Dr. VVestcott olduðunu söyleyebilmek hoþ olurdu. Elimizde k
nýt, bulunmuyor ama, daha ilerde göreceðiz ki Dr. VVestcott garip koþullar içinde koroner
görevini yitirdi.
a.. ."î " "î!" °'SUn' Woodman,a VVestcott. Sapiens Donabitur Astrisden SDA) söz edildiðini
duydula* Özellikle simyacýlardan oluþ-ma bir gizli Alman derneði söz konusudur. S.radan he
kimlerin iyileþtirmek istemedikleri Goethe'nin yaþamýn,, simya ilâçlar, sayesinde kurtaran
, bu dernektir. .
/""""
Olay gerçekten olmuþtur, Oxford Üniversitesi de "Goathe, l'alchi-miste" adlý bîr kitap bil
e yayýnladý. SDA günümüzde de yaþýyora ben-ziyor; þimdi, Stephan George'ca kurulan ve Hitie
eviren "kozmik merkezlere baðlýydý. 20 Temmuz 1944 suikastýnýn düzenleyicisi, Kont Von Stau
fenberg. bu kozmik merkezlerdendi. SDA'n.n tanýnmýþ son temsilcisi, yakýnlarda ölen Alexan
der Von Bernus oldu.
Vvestcott'la VVoodman elyazmasýný çözmeði oldukça çabuk baþarý-yorlar ve Bn. Anna Sprengel'
lar. Çalýþmalarýný sürdürmek için bilgiler ediniyorlar. Bunun üzerine baþka bîr Masondan, S
ll Mathers adýnda, Henri Bergson'un kýz kardeþiyle evli, kararsýz mý kararsýz bir kiþiden y
görüyorlar. Þaþýlacak derecede kültürlü ayrýca oldukça karanlýk düþünceli bîr insandýr bu.
rýnýn henüz yayýnlanmamýþ bütününü kaleme alýyor. Bu tören kitaplarý özgün Alman belgesinin
s'in elindeki baþka belgelerden, bir de durugörü yoluyla Sn. Mathers'ce alýnmýþ bildirilerd
n oluþuyor. Almanya'da, küçük Ýngiliz topluluðuna dýþa dönük, yani açýk bir gizli bilim der
naðýný veren SDA'nýn elindedir. Derneðin adý Order of the Golden Dawn in the outer: "Dýþtak
Þafak Tarikatý, olacak. Bu yetki 1 Mart 1888'de, VVoodman, Mac Gre-gor Mathers ve Dr
. Westcott*a verilmiþtir. Samuel Liddell Mathers bu arada Mac Gregor'un adýna kont u
nvanýný ekledi, ve þimdi onun tam yarým-düzüne Iskoçyalý soylu ve büyücünün yeniden doðumu
or.
1889'da, bu derneðin doðuþu resmen bildirilmiþtir. Þunu gözönün-de tutmak gerekir kî XX. yü
duðu gibi XIX. yüzyýlda da ilk kez ezoterik nitelikli bir güç, SDA, dýþa açýk bir dernek ku
kisini veriyor. Bu yetki hiç bir zaman bir daha verilmiþ olmadý ve bu tur bir derneði ye
tkim olmadan kimseye salýk vermem : çok aðýr belâlar açmak olurdu böylesi.
62
MATHERS ELYAZMASI
Dr. Woodman'ýn,,tamamen doðal bir ölümden sonra, Tarikat gali* ba, Westcottrla Mathers'c
e yönetilmiþtir, 1S97'de VVestcott'un baþýna Tarikat'ýn fþleriyle ilgili belgeleri bir taks
de unutmak kazasý geldi. Bu belgeler, yetkisinde bulunan cesetleri ruh çaðýrma iþleri için
ullanmaða kalkmýþ olduðu içinT bir koronerin bu gibi davranýþlarda bulunmasýný kötü karþýla
ne geçiyor. Böylesinin kendisi için daha iyi olduðuna inanarak, Tarikat'tan çekiliyor VVes
tcott
Dernek büyümeðe baþlýyor ve zekâsý ve kültürü tartýþýlmaz olan kiþileri kendine çekiyor Nob
n Yeats'ý, Arthur Machen'i, Algernon Blackwood'u, Sax Bohmer'i, tarihçi A. E. Walte'ý,
ünlü kadýn oyuncu Fîorence FarrTý ve daha birçoðunu sayalým. Zekâ ve düþgücü bakýmýndan, Ý
saðlam kafalý insanlarý Golden Davvn'un üyesi oluyorlar. Ana loca Londra'dadýr. Baþkanýt Ým
or, W. B. Yeats'dýr,
Ýngiliz taþrasýnda ve Mathers'in gitgide konakladýðý Paris'te, baþka localar vardýr.
Tarikat'ýn iki düzeyi var;
dokuz dereceye bölünen, ders verilen, birincisi;
derecesiz rütbesiz, araþtýrma yapýlan, ikincisi,
Öðrenim ilk düzeyin birinci derecesinden baþlayarak bir çevirisi yapýlan John Dee'nin enoþi
diline dayanýr. Yazýk ki bu çeviriler ya yok edildi ya da saklanmýþ oldu. Enoþiyen metinle
inden geriye, "insana görünmez olma olanaðým" veren bir metin kalýyor daha çok: "Ol sonuf v
orsag goho iad balt, lon£h caiz vonpho, Sobra Z-oI ror I ta nazps." Bilinen hiçbir d
ile benzemiyor. Ýnsan bu tekerlemeyi tam olarak söyleyebilirse, bedenden ortalama 45
santimetre uzaklýkta bir görü nmezl i k halkasýyla çevrilmiþ gibidir. Buna karþý çýkmýyoru
öðrenim, öyleyse, enoþiyen diline, simyacýlýða, daha çok da kendi* kendine egemen oluþa day
Birinci düzeyin ikinci derecesinden baþlayarak çýraða öyle bakýlýyor ki tüm zihinsel hastal
zayýflýklarý ortadan kalkýyordu. Bu türden çok iyi baþarýya ulaþmýþ görünen elli kadar ted
Beþ altý yýi içinde, Tarikat herkese hoþnutluk veriyor, buraya giren bütün kiþiler de zihin
den zenginleþmiþ olduklarýný söylü-
63
LANETLt KÎTAFLAR
yorlar. Sonra Mathers yakýþýksýz iþler yapmaða baþlýyor. 29 Ekim 1896 da, Tarikat'ýn bir üç
u açýklayan bir bildiri yayýnlýyor. Bu üçüncü düzey, ona göre, tanýmýný verdiði insanüstü v
"Beni ilgilendiren konuda inanýyorum ki bunlar insandýrlar ve bu Yeryüzünde yaþýyorlar. Ama
ellerinde insanüstü korkunç güçler var. Kalabalýk yerlerde onlara rastladýðýmda, aþkýn saðl
aðlamlýk izlenimi dýþýnda, görünüþlerinde ya da giyiniþlerinde hiçbir þey onlarý sýradan ki
"Baþka deyimle, geleneðe göre uzun yaþam iksirini içmenin verdiði bedensel görünüþ. Buna ka
enin yanýna yaklaþýla-maz bir yerinde buluþma olduðunda, simgesel giysiler giyiyor ve sýnýf
rozetlerini taþýyorlardý."
Bu bildirinin içeriðine gelince kuþkusuz türlü biçimde düþünülebilir, Mathers'in deliliði d
rýþtýrýlabilir, ama yalan söylemediðini düþünmek gerekir belki. Bizim diyebileceðimiz þey,
daha yi etmiþ olacaðýdýr. Bildirisi bir yandan, onu 1917'de ölüme sürükleyen bir iþkencenin
oldu. Öte yandan, bildirisi dernekte ünlü Aleîster Crowley gibi, çok az iyi diye bilinebi
len kiþileri çekti.
Hepten uðursuz ve elbetteki büyüklük hastasý ve de her halükârda çýlgýn bir kiþi olan Crowl
, günün birinde, Londra Loca'sýnda ortaya çýktý. Yüzünde kara bir maske ve üzerinde bir Ýsk
vardý. Mathers'in elçisi olduðunu, Loca'nýn yönetimini eline almak için seçilmiþ bulunduðun
rdi. Tepki korkunç oldu. Loca'nýn Ýmparatordu, Yeats, Mathers'i tahtýndan indirdi ve Cro
vvley'i dýþarý attýrdý. A. E. VVaÝte üçüncü düzeyin ve bilinmeyen üstlerin varlýðýný kuþkul
1903'te, VVaite'la belirli bir sayýda arkadaþý çekildiler ve gene Golden Dawn denen baþka
bir tarikat kurdular. Bu tarikat 1915'e kadar iþlerini sürdürdüler, sonra Yeats, Arthur
Machen ve VVl'nn West-cott çekildiler.
Tarikat Dr Felkin denen birinin yönetiminde iyi kötü yürüdü, derken kadýnlarýn eline geçip
aþ söndü. Böylece Yeats'm ¦ruhun zekâya karþý son deðil, ilk baþkaldýrýsý" demiþ olduðu þey
imi olgularýn ortaya çýkmasýna yol açan tören kitaplarýnýn hepsini geriye almýþa benziyor.
rý öfkeli yazýlar olduðundan ya da kendisi hasta düþtüðünden bunlarý yayýmlamak için bü-
64
MATHERS ELYA2MASÝ
tün giriþimler suya düþmüþ oldu. 1917'de gönlü hepten kýrrk öldü. Kimileri Çrovvley'in onun
olduðunu söylüyor, ama Crovvley gerçekten ancak oldukça az tehlikeli bir büyüklük hastasý o
ziyor.
Mathers'in tören kitaplarýnýn tümü yok olduysa da; belirli bir sa-yrda tören belgesi ya da
olden Dawn'ca verilen dersler yayýmlanmýþ oldu. Özellikle Birleþik ¦ Devletlerce Dr. Ýsrael
gardie tarafýndan dört ciltte ve bu 1971 yýlýnýn baþýnda, R. G. Torrens BA'nýn The Golden D
Inner teachings'î (yayýncý Neville Spearman, Londra).
Bu son kitabýn akýlcý biçimde yazýlmýþ olmak, (kýrk sekiz bölüm vardýr), ve her bölümün son
ir kaynakça da vermek gibi iki ayrýcalýðý vardýr.
Bundan baþka. Golden Dawn konusunda elimizde çok kanýt var.
Bunun için durum saptamasý yapmak olanaklýdýr. Herþeyden önce göze çarpan nokta, üyelerinin
ginç zekâ ve kültür düzeyidir. Golden Dawn yalnýzca büyük yazarlardan deðil, üstelik fizikç
tematikçilerden, askerî uzmanlardan, hekimlerden de oluþuyordu. Belli olan þey, Golden D
awn denemesi yapan tüm kiþilerin bu denemeden zenginleþmiþ olarak çýktýklarýdýr. Hepsi yaþa
leþtiriliþi üzerinde, yeni içsel dolgunluk üzerinde, Golden Dawn'm kendilerine aþýlamýþ old
ve güzellik üzerinde duruyor.
Gustav Meyrink þöyle yazdý: "Ölümsüz BenTin bir uyanýþý olduðunu biliyoruz."
Açýk görünüyordu ki Golden Dawn bu uyanýþý kýþkýrtabiliyordu, ayrrca yalnýz birkaç araþtýrm
in deðiþimini belirtmek üzre, simyacýlarýn, gnostiklerin, kabalacýlarýn ve Gül - Haç'-cýlar
rçekleþtirmiþti.
Büyüye karþý gösterilebilen kuþkuculuk ne olursa olsun, -kiþisel kuþkuculuðum oldukça öneml
n Dawn'ýn bildiðimiz kadarýyla, insanlýk tarihinde görülenden daha saðlam bir büyüse! deney
dýðý daha az geçerli sayýlmaz. Bunu yalnýzca daha iyi baþarmakla kalmadý üstelik büyüyü öðr
oldu.
Ýnsan binlerce yýldýr, uyanýþýn kendisinden çok, uyanýk bilinç durumunu düþledi. Golden Daw
ir. Bu açýk. Açýk ta, en
65
LANETLÝ KtTAPLAR
azýndan pek olabilir görünen bir noktada, Golden Davvn'ýn John Dee'nin enoþiyen alfabesini
çevirmeði baþardýðý, bir de yöneticilerinin John Dee'nin yapýtýný, Trithâme'inkini ve elle
eði varsa belki Voynich elyazmasýný okuduklarýdýr. John Dee çoðunu yapabildiðinden. bunu dü
maz.
Bunu böylece kabul ettikten sonra, gerçek sorun böyle bir bilgi ve güç,birikiminin neden b
ir gerçek enerji merkezi, XX. yüzyýla egemen olacak olan bir ýþýyan kale kurmaða ulaþmadýðý
rtaya çýkýyor. Bellidir ki Golden Dawn düþmanlýklar yarattý, ama gene bellidir ki dýþarýdan
n daha çok içeriden çöktü.
Bu yýkýlýþýn sorumluluðu Aleister Crowley'e yüklenmek istendi. Bu sözümona büyücünün zýrdel
e bellidir. Oldukça klâsik bir cinsel taþkýnlýk biçiminde belirmiþ olan deliliðinden baþka,
z öykülere karýþmaða kalkmak gibi olaðanüstü bir yeteneði vardý Crovvley'in. Birinci Dünya
iltere'yi zorla ele vererek Almanya'nýn yanýný tuttu. Kimileri, gizli Alman servisleri
nden saðlanan bilgilerle bir denizaltýnýn. Birleþik Devletler'in savaþa girmesine yol aça
merikan transatlantiði Lusitania'yý torpilleyerek batýrma* sýna olanak saðlayanýn o olduðun
leri sürerler. Crovvley Birleþik -Devletler'in baþýna belli bir sayýda [þ açtý ve böylece S
ya kaçýp orada Cefalu'da lânetli bir manastýr kurdu (þimdi bu yerde Akdeniz kulübünün bir k
.
Crowley'in manastýrýnda acýklý bir olay oldu. Raoul Loveday adýnda Oksfortlu bir þair* bîr
a âyin töreninde, bir kedinin kanýný Ýçti, o saat ta bundan öldü; adamcaðýz bu ölümü hak et
ir kýzýlca kýyamet kopardý, basýnýn etkisiyle de, Crovvley 1923'te Sicilya'dan kovulmuþ old
Daha sonra Ýngiltere'de yaþayýp burada iftira diye basýný mahkemeye vermeðe kalktý. Yargýçl
ley'in ömürlerinde rastladýklarý "en iðrenç kiþi" olduðuna karar verdiler, ona az da olsa z
- ziyan parasý vermeði de reddettiler. Daha sonra, 1947'de, Hastings'te bir aile pan
siyonunda ölünceye kadar gitgide derin bir yoksulluk içinde süründü, yaþamýndan ve yapýtýnd
etki, tehlikeli bir kiþiden daha çok, iyice kol kanat gerebileceðimiz bir mutsuzun etk
isidir. Zaten Crovvley Mathers'in ellerine düþen tek dolandýrýcý da deðildi.
1900'e doðru, kendini, bilinmeyen Üstlenn temsilcisi diye taný-
66
MATHERS ELYAZMASI
tan, ertesi yýl tamamen olaðan dolandýrýcýlar gibi de hüküm giymiþ olan, Horos adlý bir çif
ný oldu. O zaman basýnda bol bol Golden Dawn'dan söz edildi ve bu, kimilerinin Tarikat
tan çekilmelerine sebep oldu.
Basýn, 1910'da. Golden Davvn'la ilgilenmeðe baþladýðýnda da Mat-hers, Golden Davvn'ýn tören
plarýný izinsiz yayýnlayan Crovvley'in Equinox gazetesinin çýkýþýný önlemeðe çalýþtý. Ýngil
sine denk bir mahkeme, müdahaleyi kaldýrdý ve gazete çýktý.
Kuþkusuz bu Mathers'in saygýnlýðým düzeltmeyecek bir þey; Mathers'in elinde gerçekten bir g
saydý, Crovviey'i yok etmiþ olabileceðini, ya da Crovvley'in elinde bir güç olsaydý Mathers
i ortadan kaldýrmýþ olabileceðini saptayanlar çoktur. Genellikle büyük sonuçlar vermeyen bü
osunun yeni bir çok örneðini de biliyoruz. Bellidir ki Mathers'in açýk yürekliliði hayli za
gördü, ama bunun Golden Davvn'ýn çökmesinin temel nedeni olduðu sanýlmaz.
Özel kaynaklardan baþlayarak toplayabildiðime göre, belirli bir sayýda gücün, hele de durug
rliði Tarikat'ýn üyeleri için gerçek bir ilâç olmuþtur, 1905'ten baþlayarak da her türlü ar
Olmadýðýndan daha çok olaðanüstü olabilmiþ olan bu serüvenin baþarýsýzlýðýnýn nedenini bur
bime geliyor.
Dr. Felkin tarafýndan kurulan Stella Matutina, Aleîster Crovvley'in kurduðu Argenteum
Astrum, Bn. Vioiette Firth takma adlý, yazar Dion Fortune'un kurduðu Sociâte de la Lum
iere Intârieure gibi, yetkisiz, deðiþik görüþlü kiþilerce kurulan çeþitli ikincil önemde to
ileri gitmiþ görünmüyorlar.
Bu son topluluk gene de vardýr, ve Bn. Firth öyküler ve çok ilginç romanlar yazdý.
Eksiksiz olmak için, Golden Davvn'da anglikan katolik kilisesine baðlý hýristiyan kiþileri
n, özellikle La guerre du Graal'm yaratýcýsý, büyük yazar Charles Williams'ýn, bir de gizem
Evelyn Underhill'in bulunduðunu belirtmek gerekir.
Golden Davvn'ýn belgelerinin kimileri ezoterizme deðinir ve bu alanýn uzmanlarýnca oldukça
önemli olarak sayýlmýþlardýr.
Ayrýca Mathers'in gizemci yapýtlarý ya da çevirileri kalýyor geriye : La cabale (1889), Sa
lomon le roi (1889), La magie sacrÐ d'Abra-
67
LÂNETLÝ KÝTAPLAR
melin (1898). Bu son kitap Mathers'in garip belgelerin ana kaynaðý. Arsenal Kitaplýðý'nda
bulduðu bir elyazmasmm çevirisidir. Oldukça tam bir metni yakýnlarda, 1962'ye doðru Paris'
te yeniden basýlmýþtý.
Öyleyse elimizde bol sayýda çok ilginç parça bulunuyor, ama biz de olmayan Mathers'in tam
tören kitabýdýr. Bu tören kitabý, lânetli kitaplarýn, bu kitaplarýn çoðunu özetleyen ve tam
apýlar açan, doruðu olabilirdi. Mathers'in bilinmeyen üstlerle bir iliþki olarak yorumladýð
ir bilinç biçimini böylece gerçekleþtirmiþ olmasý saçma görünmüyor, Mathers'e saldýrýlmýþ o
Bununla birlikte, bütün bu olay çaðýmýzda geçiyor \te Mathers fotoðraftan yararlanýyordu. Y
bir sayýda fotoðraf almf| olmasý, bütün bu fotoðraflarýn da yok olmuþ olmamasý öyleyse olan
r. 1967'de, bütün Mathers belgelerinin yeniden bulunmuþ olacaðý umulabildi. Bu yýl, Manche
daki bir tepe sularla kemir ildiðinden çöktü, Golden Davvn'dan kalan, toprak altýnda yatan
eþyalar dar denizin kýyýsýna vurdu. Ne yazýk ki bu eþyalarýn incelenmesi, dersler sýrasýnd
notlar gibi çalýþma araçlarýnýn ve ders metinlerinin söz konusu olduðunu gösterdi. Belgele
iri Mathers'ten gelmiyordu.
Golden Davvn'un çeþitli derslerinin kaleme alýnýþýnda görülen etkiler üzerinde çok tartýþýl
stiyan etkilerirtî bildirdik. Kuþkusuz Yeats'ca getirilmiþ, Blake'ýn büyük bir sayýda düþün
ulunur. Kuþkusuz, açýkça Mathers'in incelemelerinden' gelen, büyük bîr sayýda Kabala'ya baþ
da bulunur.
Bulunmayan, enoþiyen dilinin günlük dile çevirisi ve bunun denemelerle ilgili uygulamasýdýr
Enoþiyen deyiminin kendisi de ilginçtir. Çeþitli "Enok kitaplarý" peygamber Enok'un baþka
ezegenlerdeki, da* hasý da baþka evrenlerdeki inanýlmaz yolculuklarýný anlatan bir derecey
e kadar yeni sahtelerdir. 1883 ve 1896'dan kalma baskýlarý bulunur.
John Dee'nin enoþiyen dili tamamen baþka bir öyküdür. Dee ýþýklý bir yaratýkça baþka gezege
k'un efsanesini biliyordu ve karþýsýna çýkan ýþýklý yaratýðýn diirne enoþiyen dili adýný ve
llerin inandýklarý gibi, Ýncil'le çaðdaþ Enoþ kitabý yoktur. Ýki Enoþ kitabýnýn gnostiklerd
na Ýnanmak için önemli nedenler de yoktur. Elyazmasý durumunda bile, bunlarýn XVIII. yüzyýl
önce ortaya çýktýklarý görülmez.
68
MATHERS ELYAZMASI
Golden Davvn'ýn yaþayan birkaç tanýðý, enoþiyen dilinfn uygulamalarý konusunda, inanmak zor
kalmýþ olmadýðýmýz çok ilginç þey* ler anlatýrlar. Söz gelimi bir oyundan, "enoþiyen satran
a benzeyen ama taþlarý Mýsýr tanrýlarýný andýran bir oyundan söz ederler. Taþlar bir tür sa
bir yanlarýsý üzerinde tek baþlarýna yer deðiþtirirlerken, sanki görünmeyen bîr düþmana kar
un.
Bu deneme bir otomatik yazý ve telekinezi karýþýmý olarak tanýmlanýrsa bile, gene de belirl
þairane güzelliði vardýr. Bütün bunlar bize Mathers belgelerinin yok oluþunu pek o kadar a
maz.
- Umabileceðimiz þey, yok oluþun belki kesin olmadýðýdýr. Mathers önlemlerini aldýysa, bir
den ortaya çýkmýþ olacak olan fotoðraf kâðýtlarýný Londra'da ya da Paris'te saklamak zorund
r ki gizemli Alma derneði SDA da ortaya çýkmasýn.
Alexandre Von Bernus, Alchimte et midecine'de, bu Derneðin ölmediðini gösterir gibidir.
Bu tür sorunlarý en iyi bîlen Avrupa adamý, zavallý dostum Henrî Hunwa!d'ýn düþüncesi de bö
ki bir gün, yeni bir dýþa açýk bir dernek kurma izni verilebilir.
8 DELÝ EDEN KÝTAP: EXCAÜBUR
Þu satýrlarý yazdýðýmýz sýrada, {1970-7Vlerde) çok gösteriþli bir yat dünyanýn denizlerini
bilinmeyen hiçbir ülkenin olmayan bir bayrak taþýyor yat. Güvertesinde belirli bir sayýda k
ruyucu var, çünkü daha önceden çok kez, kaptanýn para kasasý zorlanarak açýlmaða kalkýþýlmý
okunmasý insaný deli eden, adýna da Excalibur denen tehlikeli bir kitap bulunuyor.
Bu öykünün anlaþýlabilir olmasý içinr yatýn sahibinin yaþamýna deðinmek gerekir: Adý Lafaye
rd, diyanetik ve siyantolojl gibi, iki buluþu da bulunan bir Amerikalý. Hubbard'ýn öyküsü g
nellikle, Martin Gardner'ce Les magîciens d§masqu s'de, bence de Rire avec les savants
'da alaylý bir biçimde anlatýlmýþ oldu. Ama son iki yýl içinde görülen, belirli bir sayýda
, bunun yalnýzca garip bîr öykü olmadýðýný kabul ettirmek istiyor. Bunu elden geldiðince en
içimde anlatmaða çalýþacaðým.
Lafayette Ron Hubbard bir bulucu ve çok yürekli bir Amerikan de-niz subayýdýr, kesinlikl
e. Üstelik - bu türde artýk pek yazmýyor - en iyi Amerikan kurgu - bilim ve fantastik ya
zarlarýndan bîri oldu. Fransýzca-ya çevrilen romanlarý arasýnda, Le bras droit de la mort'u
(Hachette) analým.
Kurgu-bilim ve fantastik konusunda* yapýtýnýn en iyi bölümü, 1940 savaþýndan önce yazýlmýþt
da, Japonlarla olan bir. çarpýþmada, almýþ olduðu bir yaranýn sonunda Hubbard, Klinik ölüm
geçirdi. Yeniden kendine geldi, ama, hiç bîr zaman olaðan biçimde bir insan olamayacaðýný a
lamýþ, hiçbir zaman tam açýklanamayan algýlar ya da duyumlar edinmiþti.
Gene savaþtan sonra, düzenlice insanýn sinir sistemi üzerinde düþünmeðe baþladý. Sonunda di
dýný verdiði yeni bir kuramý düzenledi ve ünlü kurgu - bilim basýcýsý, John CampbeM'e bildi
70
DELÎ EDEN KÝTAP
Diyanetik tamamiyle Amerikalýlara ayartmak için yapýrmýþ bir ruh çözüm biçimiydi. Amerikalý
en "bunu siz - kendiniz yapýnca düþkün kiþilerdir ve diyanetik önceden hiçbir deneme geçirm
dan insanýn kendi yetilerini bfri üzerinde denemek olanaðýný verir
Genel diyanetik kuramý, Freud gibi. bîr bilinçaltýný kabul eder ama Freud'ca bilinçaltýnýn
likeli - þeytandan kopya edilmiþ - olmasýna karþýn, Hubbard'ýn bilinçaltý tamamen saçmadýr.
ltý anlamlýyý aþmaktan uzak, tümüyle yazýya dayalý olduðundan, kayýtlar ya da engram'larla
ubbard bu bilimsel deyimi hiç te olaðan biçimde kendi anlamýnda olmayan bir anlamda kull
anýyor gerçekten) kurulmuþ bulunduðundan bizlere en kötü çýlgýnlýklar yaptýrýyor.
Hubbard'ýn bilinçaltý çok erkenden, özellikle dölütün (fötüs) yaþamý sýrasýnda oluþur. Ve,
cuðun ergînleþince kolaylýkla en aþýrý solculuða düþmesi Ýçin, karný burnunda bir kadýna "s
ayak diriyorsun" denmesi yeter!
Beyni bütün engram'larýndan kurtarmakta baþarý saðlanýrsa, Hubbard'ýn açýkça bildirdiðine g
"aydýnlýk" bir insan yaratýlacak. Her karmaþadan uzak, zihince tümüyle saðlam bu "aydýnlýk
, (2) insanüstüne yakýn, yeni bir insan türünün çekirdeðini oluþturacak. Hubbard'ýn Astound
ce - Fiction'daki yazýlarýnda ya da, çýkar çýkmaz, en çok okunan bfr kitap olan Dianetîcs k
a tanýmladýðý yöntemlerden yararlanarak kiþiyle yalýn bir konuþma yoluyla bu saðlanmýþ olab
Hubbard karýsýný tedavi etmekle iþe baþladý. Kadýn "aydýnlýk" olur olmaz, boþanmak istedi v
de etti. Daha sonra arkadaþlarýndan birini tedavi etti, hemen "aydýnlýk" olan adam karýsýný
intihar etti. Bunun üzerine diyanetiðrn sevilip tutulmasý büyük oldu. 1955'e doðru, Amerika
ar binlerce kiþiyi dîyanetikle tedavi ediyorlardý. Sonuçlar baþlangýçtaki kadar coþku veric
adý ama, bu küçük salon oyunu çabucak ruhçözümle (psikanalizle) yarýþtý.
Ruhçözümün kuþkusuz hayvanlara uygulanmak ayrýcalýðý vardýr. Köpeklere göre diyanetik uygul
en, köpeklere göre
J"-1 ' ¦* '¦' '¦"¦ '
(1) Engram; Fiziksel ve bilinçdýþý anlar sýrasýnda kaybedilen zihinsel imge resmi, Taným
rak, bir sarsýntý ya da yaralanmayý içerir. (R. Hubbard'a göre)
[2) Aydýnlýk (Clear); aydýnlanma: Bireysel hayatýn bütün fiziksel acýlarýný ve ýstýraplý
silmek. [R. Hubbard'a göre)
71
LANETLÝ KÝTAPLAR
ruhçözümcüleri vardýr, Birleþik - Devletler'de. Buna karþýlýk, diyanetiðin, hýzlý, az tehli
ir de, insan ruhunu karýþýk deyimlerle deðil de size bir elektrik zilini evinize yerleþtir
mek olanaðýný verenlere oldukça benzer diyagramlarla sergilemek üstünlüðü vardýr. Böylesi n
aha rahatlatýcýdýr,
Ruhçözümcüler ayrýca bunun kendilerine büyük iyilik yaptýðýný incelemiþ oldular, kesinlikle
sýzýn daT anladýlar. Hub-bard'r okuyunca, onun Reich ya da Ferenczi'den fi) daha çok del
i olduðunu sanmayýz. Daha az delidir. Ve döiütün canlýlýðý sýrasýnda oluþmuþ anýlar konusun
ordu. Qlay klinik açýsýndan doðrulanmýþa benziyor, ortaya böylece çözümlenmiþ olmayan bir s
a Ýþitme sistemi olmayan dölüt, nasýl oluyor da, çevresinde söyleneni duyabiliyor? Ama dölü
or, bu bilgi þimdi saðlamdýr.
Ne olursa olsun, diyanetiðin ruhçözûmden az çok saçma olduðu söylenemez. Ýkisi, ilkel þaman
nden daha az saðlam "iþ görüyor", ama görüyor. Her ruhta dengeye doðru öyle bir çaba vardýr
angi bir yol kusurlubir ruhsalhðý geçici olarak iyileþtirebilir, Bu iyileþtirme kuþkusuz sü
li deðildir, yalnýz kimyasal yöntemler gerçekten iyileþtirebillr,
Diyanetik bu ancak olabildiðince ilginç yöntemlerden biri olmaða özgü görünüyordu, herkes t
böylece düþündü. Ama, iþ yürüyordu durmadan. Hubbard diyanetiðîn eksikliklerini düþündükten
ancak bu dünya yaþamýndaki psiþik bozukluklarý giderdiði, ama hiç bir durumda geçmiþ yaþam
n ruhsal yanlanmalarý iyi-. (eþtirmediði sonucuna vardý. Böylece yeni bir bilim dalýný, siy
olo-jiyi yarattý.
Dîyanetik bir parlayýp söndü ama, siyantploji, aðýr ve yavaþ yavaþ artýcý bir geliþimle, 19
toloji akýmýnýn birçok kiþiyi kaygýlandýran dünya çapýnda bir güç yarattýðýný gösteren söz
yýðýnla parasý vardý, hangi kaynaktan geldiði pek bilinmiyor. Hubbard'ýn ilk müteþebbis his
bir tutar karþýlýðýnda elinden satýn alýnmýþ olabilir, on milyon dolar filân deniyor
(1) Reich [Wilhe'm] Avusturya kökenli ruhçözümcü (1897-1967); Ferenczi (Sandor) Macar ruhçö
1873-1933}. Çev,
72
DELÝ EDEN KÝTAP
Hubbard Scientology (1) diye, baþka kitaplar yazdý. Ve birkaç yakýn dostun okumasriçin, ke
ndi önceki yaþamlarýnýn anýlarýný kaleme aldý. Bu anýlar, ona göre, yitik bir sömürgesi old
-laktik uygarlýktan geliyormuþ.
Anýlarýný, birkaç gönüllüye okuttuðu Excalibur isimli bir kitapta topladý. Bunlarý okuyanla
iler ve, bildiðim kadarýyla, hep deliler evine kapatýldýlar.
Ne diyanetik, ne ruhçözümü, ne siyantoloji, ne de bildiðimiz ilâçlar onlara hiçbir þey yapa
bbard denizlerde dolaþmaðý sürdürürken, bilinmeyen kiþiler kasasýný zorlayarak açmaða ve Ex
kumaða kalkýyorlar. Bu sýradar siyantoloji çok kiþiyi hayli kaygýlandý-rýyora benzeyen bir
da yayýlýyor. Sharon Tate'ýn katili, Charles Manþon, siyantolojinin yerel temsilcisi old
uðunu söylüyor böylece. Si-yantologlar bunu inkâr ediyorlar ve Hubbard Manson'u tehlîkeli b
r þeytancý insan diye FBI'ya bildirmiþ olduðunu bile söylüyor, Siyanto-toglar insanlara ege
en olmakla, insanlarý denetlemekle ve insanlarý uzaktan yönetmekle ve yeryüzünü elegeçfrmey
maçlamakla suçlanmýþlardýr.
Onlar, ilk hýristiyanlarýn yaptýðý gibi, sükûnetle karþýlýk veriyorlar,
Rakamlarla ifade edilemeyecek kadar kalabalýktýrlar. Ama 1969'da, daha akýlcý bir hekiml
ik için, ve resmî hekimliðe paralel hekimliklerin en aðýr þekilde mahkûmiyeti için mücadele
ir Ýngiliz derneði, onlarý herkese duyurdu. Bütün Ýngiliz siyantologlarý derneðe yazýlmaða
urada da çok çabuk çoðunluðu ele geçirdiler. Bu olay onlarýn oldukça kalabalýk olduklarrný
Kimi ülkeler siyantolojiyi yasaklamaktan söz ediyorlar ama, bildiðim kadarýyla bu. hîç bir
erde gerçekleþmedi. Siyantologlann yararlandýklarý parasal büyük kaynaklar gazetelerle, der
ilerle ve belgelerle dünyayý tam anlamýyla doldurmak olanaðýný saðlýyor onlara. Bir siyanto
kursuna yazýlma masraflý deðildir, akýmýn kaynaklarý buradan da gelmiyor. Derneðin, birçok
yerel yasaya uygun olarak saptanmýþ olan yönetim kurulu, bunun çok saðlam bir iþ olduðunu
iyor, Ama bu çok saðlam iþin nasýl yürüdüðünü açýkça aydýnlatmýyor.
(1) Scîentology: Uygulamalý dinsel felsefe. Dünyanýn birçok yerinde kiliseler halind
e örgütlenmiþtir.
73
LANETLÝ KÝTAPLAR
Ýngiliz siyantoloji yöneticilerinden biri basýna þunu açýkladý: "Bîri bize sataþmaða kalkar
hakkýnda, araþtýrmalar yapar, kuþkusuz aykýrý birþey bulup bunu kamunun bilgisine sunarýz i
Bu gerçekten olmuþtur, siyantolojinin elinde hem çok saðlam bir casusluk aðý bulunduðunu, h
el dedektiflerden oluþma en iyi casuslarý kullanmak yollan olduðunu bu bize gösterir.
Zaman zaman yeni bir nazizm gibi. ya da en azýndan bir ruhsal silâhlanma türü gibi gösteri
lmesine karþýn, siyantoloji siyaset yapar görünmüyor. Bu kanýtlanmýþ gibi deðildir. Buna ka
olarak benimsenmiþ görünen þey, siyantolojinin yalnýz kýyýda köþede kalmýþ dinlerin ve ufa
li mezheplerin müþterilerini deðil, ama hýris-tiyanlýk ya da marksizm gibi iyi kurulmuþ din
erin müþterilerini de kendine çektiðidir, Siyantoloji hem sayý bakýmýndan, hem de güç bakým
yayýlmadadýr. Ýçinde ben oe olmak üzre, Hubbard'ý alaya alanlar, belki çok erken güldüler,
loji olgusu alabildiðine ilginçtir, henüz yeteri kadar da incelenmiþ de deðildir.
Siyantoloji birçok kurgu - bilim yazarýný, hele, artýk sadece siyan-tolojiyle uðraþmak için
elli bir süredir, kurgu - bilimi bir yana býrakmýþ bulunan Van Vogt'u aðýna düþürdü. Siyant
anetiði inkâr et* miyor, ama gönül gözüyle görüþ denebilen ek bir içerik katýyor. Ve Hubbar
enci ve bilgili mühendis dýþ görünüþü altýnda, hiç kuþkusuz, gönül gözüyle gören bir kiþidi
rada bir rüyet görmüþ, o zamandan bu yana baþka görüntüler de edinmiþ gibidir. Aralarýnda i
ma belki baþka kiþilerin de bulunduðu siyantoloji yöneticileri hakkýnda, ne yazýk ki artýk
birþey denmiyor.
Siyantolojinin halkla iliþkisi düzeyinde, kolay öðrenimi düzeyinde de, çok inanmýþ, tüm gör
e, samimi kiþilere rastlanýr. Üst düzeyde olaný tam olarak söyleyemeyeceðim. Filozof Max VV
r'in (1) ardýndan, bir insan varlýðýnýn bir baþkasýna etkisine genellikle "þeytanî etki" de
2), Siyantoloji çok yüksek þeytanî etkilere sahip olan kiþileri topluyor.
Ne olursa olsun, bir siyantoloji topluluðunun üyelerinin baþkan-
(1) Dinler Sosyolojisi üstüne araþtýrmalarý bulunan Alman iktisatçýsý (1864-1920].
[2) Þeytanî etki: "effet Charismatlque": Cezbeden etki, sinirleyen etki de denir,
74
DELÝ EDEN KÝTAP
larýna, genellikle de sîyantolojinîn durumuna baðlýlýðý tam baðnaz bir niteliktedir. O kada
pluluklara karþý yýðýnla yakýnma ortaya çýktý.
Golden Dawn'un tersine, oldukça kaygýlandýrýcý gerçek bir gücü belirten bir enerji merkezi
r siyantolojl. Diyanetiðin baþýna gelmeyen þey. Gücü azalan Psikanalizin ayrý ve yalýnlaþtm
dan daha ilerde olmayan bir akýmýn yapýsýna birþey þýrýnga edilmiþ oldu ve bu akým henüz s
için kullanýlan bir aygýta dönüþtü. Þakanýn zamaný geçmiþtir ve öyleyse siyantoloji kadar
inliði göstermek için diyanetiðe getirilmiþ olan ne diye sorulabilir.
Bütün dinlerin baþlangýcýnda olduðu gibi, bir kitap vardýr. Hemen hemen bunun içindir ki Ex
, yeni dinin gizli týlsýmý diye özenle saklý tutulmuþtur. Olay ilginçtir, çünkü Mormon'lar
r gibi benzer durumlarda, temel kitabý - Mormon'lar için Joseph Smith'in kitabý, Bâbi'le
r için Bab'ýn kehanetleri - bol bol yayýnlanmýþ oldu. Siyantoloji konusunda, hem çok yeni b
r propaganda çabasý, hem de lânetli diyebileceðimiz gizli bir kitabý saklayan bir örgüt kar
ulunuyoruz. Bu kitabý okuyan insanlarýn baþýna geleni pek bilmiyoruz; kitabý okurlarken ya
lnýz deli mi oldular, yoksa bazý deneyimlere mi giriþtiler?
(Burada bana sýk sýk sorulan bir soruya karþýlýk vereyim : Matin des magîciens'Ie Planete'd
n doðan akýmý neden bir din - ötesi türe dönüþtürmeðe kalktým? Yalnýzca þu karþýlýðý verece
namiðini bütünüyle bilemeyiþimiz gözönüne alýndýðýnda din - ötesi yeni, akýmlar çýkarmak ba
r. Nouveau Planöte'in 2. sayýsý için Fransýzcaya çevirdiðim Catherlne Mac Lean'rn L'effet b
e de neîge (1) adlý güzelim bir öyküsünde, küçük bir Ame* rika kentinde, giysiler toplamak,
onarmak, sonra yoksullara da* ðýtmakla uðraþan bir öbek evde kalmýþ kýz görülür. Düþüncesiz
bu öbeðe çýð gibi büyüyen, baþka topluluklarý da çeken dinamik bir yapý ekliyorlar. Ve bu
sonunda dünyayý ele geçiriyor.. Bu tür olaylar, bence, bütünüyle olanaklýdýr, iþte bunun iç
dan baþlayarak bütün bir din - ötesine iliþkin giriþimi özenle kýsa kestim,)
Halk düzeyinde, siyantolojik öðrenim daha akla yakýn bir biçimde,
H) Çýð gibi büyüyen etki. Çev.
75
LANETLÝ KÝTAPLAR
oldukça ilkel diyanetiðe benziyor. Tedavi gören insanlarda bilincin yoðunluðunu artýrdýðýný
r( buna befki de eriþiyor. Böylesi her zaman görülmez. Söz gelîmi, Amerikan kurgu - bilim y
zan Barry Malzberg 1971 yýlýnýn baþlangýcýnda, New York metrosunda siyantolo-ji propagandas
fiþlerini görünce, nasýl dersler almaða gittiðini açýkladý. Bu kendisinde hiç te birþey yar
lkide baþlangýçta iyi tesirleri yoktu...
Üst düzeyde öðretilen þeyi, bilmiyorum. Ýlerfeme edebiyatý Dün-ya'nýn henüz yitik bir sömür
k büyük galaktik insanlýk akýmýna baðlj bulunduðu çaðdan gelen bilgilere inanýyor. Bu kuþku
bilime çok benzer, ama hidrojen bombasý ve Ay'a yolculuk ta buna benziyor. Olayý, dah
a yakýndan görmek gerekirdi.
Siyantolojinin Kara Cüppeliler dediðim, varlýklarýný bu kitapta sergilediðim kiþilere gerçe
oldukça benzer insanlarca hýrpalanmýþ olarak ortaya çýktýðýný belirtmek te ilginçtir.
Gönüllü ya da gönülsüz, devreden çýkmýþ görünen Hubbard'ýn dýþýnda, siyantolojinin arkasýnd
bilinmiyor. Burada oldukça ilginç bir paradoksa düþüyoruz : Golden Davvn'ýn, o kadar parla
ve bazan o kadar dahî erkek ve kadýnlan, neden bir enerji merkezi yaratmayý baþaramadýlar
? Ve siyantolojinin adý belirsiz kiþileri neden bunun üstesinden gelemediler?
Bunda topluluklarýn dinamiðinden doðmuþ nedenler olabilir. Hepsi güçlü bir kiþiliðe sahip o
anlardan oluþmuþ bir topluluk yaratýlamaz belki. Sîyantolojide var olduðu izlenimi býrakan,
Golden Da.wn'-da kendisini saydýrmakta baþarýya ulaþmýþ görünmeyen bir sýra düzeni (hiyerar
or belki.
Belirli bir alayla, siyantoloji orta düzeydeki kiþilere seslenirken, Golden Davvn'ýn çok
sýnýrlý bir ayrýcalýklý insanlar katýna seslendiði de söylenebilir.
Siyantolojik topluluklarýn üyeleri bana gene üçüncü bir karþýlýk verdiler: onfara göre, Gol
yalnýz bir boþ inançlar ve büyü-sel uygulamalar yýðýmvken, siyantoloji, bilimsel olduðundan
laþmýþmýþ.
Siyantolojinin kendisinin yayýmladýðý belgenin okunmasý en azýndan genellikle bu sözcüðü ve
da, hiç te bilimin söz konusu
76
DEL! EDEN KtTAP
olmadýðjný gösterdiðinden, bu karþýlýðý geçerli saymak bence güçtür. Bu freudcülüðe oldukça
reudcülükte olduðu gibi, elimizde hiç bîr kanýt türünün bulunmadýðý kesinlemeleri tartýþ* m
gerekir. Ayrýca, Golden Dawn uyanýþýn büyük sýrrýný çözmeðe karar vermiþ görünürken, siyant
k görülmüyor. Ama gene de geliþip büyüyor siyantoloji, Golden Davvn'ýn yöneldiðine benzeyen
pýya göre de ilerliyor.
Golden Dawn'da olduðu gîbi, günlük, dahasý Jung'la geliþtirilmiþ ruhbilim eriþemediði ve va
iði alanlarda bulunan derin ve bilinmedik güçlere baþvurmak söz konusudur. Golden Dawn açýs
, uyanýþýn üstünde bulunan" üstün plânlar"dandý bunlar. Siyan-tolojiye göre, akla uygun hiç
k yasanýn açýklayamadýðý sürelere iliþkin geçmiþe uzanan bir üstün yüksek - bilinçdiþý söz
lojik belgeler yetmiþ milyon yýldan söz ediyorlar. Çok gibi geliyor.
Bu biçim düþünceyi yanýlgý diye suçlamak kuþkusuz kolaydýr, ben iþte bunu yapmaða kalktým.
kte, olgunun varlýðý kuþkulu deðildir, nereye kadar geliþeceði sorulabilir.
Tarih'in marksist dinamiðinin, Nobei ödülü almýþ Jacques Monod'-un Le hasard et la rrecessî
de çok kez gösterdiði gîbi, bilimsel tabaný da yoktur. Ýki kiþiden birinin marksist düzende
sýný engelleyen þey, budur.
Ay'a yolculuklar üstüne bir açýk oturumda, bîr ÝsÝâm bilginin Ay'da yaþamldýðýný söylediðin
uðu bunu kanýtlamadý ama, bu yolculuk Ýslâm'ý sarsmadý da.
Bir insan topluluðu herþeyini bilmediðimiz dinamik güçlerin etkisinde çýð gibi büyümeðe baþ
urmak çok güç, belk! de olanaksýzdýr. Siyantolojinin belirli bir gençliðe solculuðun ve LSD
veremediðini verdiði ve siyantolojinin belki de silâhlarýn desteðinde yayýldýðý ne olursa o
iþ deðildir.
Bunun için, þu Excaliburvda tam ne olduðunu bilmek, siyantolojinin, varsa, gizli öðretisin
in ne dereceye kadar lânetli bir kitaptan doðduðunu da bilmek sorunu, incelenmiþ olmaða deð
r. Ve yalnýzca Tanrý'-nýn öldüðünü, birþeyin ya da bir kimsenin onun yerini almasýnýn açýkç
eyerek bu tür sorunu aydýnlatýlabilsîn sanmýyorum. Atomun, dalga mekaniðine dayanan kesin k
mya kuramýnýn da bulunmasýndan önce de simyacýlarýn olduðunu düþünüyorum.
77
lanetli kitaplar
Benzer biçimde, þöyle böyle toplumbilimci elli kiþilik bir köyde kendisini saydýracak durum
olmayacakken, yaptýklarýný açýklayama-yan, ama gene de sonuçlar alan topluluk dinamiði uygu
arý oldu* ðunu sanýyorum.
Düþünüyorum ki Hitler ya da Hubbard tamamen görgül biçimde þaþýrtýcý sonuçlar alan o amatör
dendir.
Bununla birlikte, bu uygulayýcýlar bence arkalarýnda bir örgütçüler ve plânlamacýlar takýmý
iliyorlar yalnýz. Hitier'in arkasýnda bulunan topluluðun ne olduðunu þimdi oldukça iyi bili
oruz, buna karþýlýk Hubbard'ýn arkasýnda bulunan takýma ait hele de iþlem için, kesin amaçl
rekli para üstüne olaný biteni bilmiyoruz. Hubbard'ýn arkasýnda gerçekten lânetli bir kitap
rsa, bunun birçok fotokopisini almasý, dünyada biraz tehlikeden uzak bir yerlerde bunl
arý saklamasý arzu edilir. Yoksa, bir gün yatýnýn baþýna bir Ýþ gelmesinden þaþýrmýþ olmaya
Hubbard'ýn kuramý kuþkusuz uydurma sayýlabilir, ama belki doðru sonuçlar verebilir. Bu biçi
erin olmasý ilk kez deðildir.
Siyantolojinin kendine çektiði insanlara ait henüz toplumbilimsel araþtýrma yapýlmadý. Diya
ik, psikanaliz gibi, daha çok deliler! çekti. Freud'un kendisi, mesleðinin ilk döneminde
, zýrdeli olmuþa benziyordu : nümerolojiyi [1) uyguluyor ve en kötü boþ inançlara inanýyord
na onun ikinci bir dönemde, kendi - kendini çözümledikten sonra aklýný baþtna devþirmiþ old
i, ama bundan kuþku ediyorum.
G. K. Chesterton'un (2) pek haklý olarak dediði gibi "Deli aklýný yitiren kiþi deðildir, de
i aklýndan baþka herþeyini yitiren kiþidir.* Si-yantolojt olaðan diyebileceðimiz kiþileri y
nde çektiði bir evreye girmeðe baþlamýyor mu? Hangi oranda? Ýlginç olurdu bunu bilmek.
Tehlikelerine ve korkularýna karþýn, ben de Excalibur'a þöyle bir göz atmaðý pek isterdim.
(1) Sayýlarýn büyülü etkisini derinlemesine açýklayan fnamþ. Çev.
(2) Ýngiliz romancýsý, þairi, eleþtirmeni ve denemecisi (1874-1936). Çev.
78
g
PROFESÖR FÝLÝPPOV SORUNU
1903 Ekiminin 17'l 18*e baðlayan gecesi, Rus bilgini Mihail Mîhay-loviç Filippov lâborat
uvarýnda ölü bulunmuþ oldu. Kuþkusuz çarýn gizli polisi, Ohrana'nm buyruðu üzerine öldürülm
n bütün dosyalarýna, özellikle de 301. baskýsý yapýlabilen bir kitabýn elyaz-masma el koydu
arator Nicolas II, dosyayý eliyle inceledi, sonra lâboratuvar olduðu gibi yok edildi v
e kâðýtlar yakýldý.
Ele geçen kitap þu adý taþýyordu : Bilimde devrim ya da savaþlar rýn sonu. Bu yalnýzca kura
bir kitap deðildi. Filippov dostlarýna -mektuplarý polisçe açýlýp okunmuþ olmalý- inanýlmaz
yapmýþ olduðunu yazmýþtý. Yönetilen bir kýsa dalgalar demeti üzerinde, radyoyla, bir patlam
sini iletmek olanaðýný bulmuþtu gerçekten, Gerçekten yeniden bulunan mektuplardan birinde k
ndisi þunu yazýyordu : "Bir kýsa dalgalar demeti üzerinde bir patlamanýn olanca gücünü ilet
rim- Patlayýcý dalga bütünüyle taþýyýcý elektro-magnetik dalga boyunca geçer, bu Moskova'da
bir dinamit kutusunun Ýstanbul'a kadar etkisini iletebildiðim gösterir. Yaptýðým denemeler
bu olgunun binlerce kilometre uzakta meydana gelebildiðini gösteriyor Devrimde böyle b
ir silâhýn kullanýlmasý halklarýn ortadan kalkacaklarýný ve savaþlarýn bütün bütüne kökünün
cek,"
Bu tür bir gözdaðýmn imparatoru coþturmuþ olduðu ve gerekenin çok çabuk ve çok etkili biçim
etirilmiþ bulunduðu anlaþýlýyor.
Ýþin ayrýntýlarýna girmeden önce, Filippov'un kendisi üzerine birkaç aydýnlatýcý bilgi vere
Bütünüyle seçkin bir bilgin olarak, Konstantin Tsilkovski'nin çalýþmasýný yayýnlamýþtý : Te
kozmik uzayýn ele geçiriliþi. Fi-
79
LANETLÝ KITAPU&
lippov olmasaydý, Tsllkovski öylesine meçhul kalmýþ olacaktý ki Sput-nik \"ý ve yeni astron
(1) dolaylý olarak Filippov'a borçluyuz. Fi lippov Mendeleev'in temel yapýtýný, içinde ele
entlerin sürekli bir tablosunu veren ünlü Mendeleev yasasýnýn açýklanmýþ bulunduðu, Kimyaný
'ni Fransýzcaya çevirdi ve böylece dünyaya tanýttý.
Filippov Rusya'da Ýlk kez, Revue de la science adýnda, çok yüksek bir düzeyde halka indiri
lmiþ çok Önemli bir bilimsel dergi de çýkarmýþtý.
Ama Filippov bir bilgin olmakla yetinmedi, büyük Rus yazarlarýndan biri de oldu. 1880'
e doðru, Tolstoy'la Gorki'nin hayranlýða deðer bulmakla birleþtikleri romaný. Sivastopol Ku
masýný, yayýmladý.
Bu denli kýsa bir ömrün -Filippov kýrk beþ yaþýnda öldürülmüþdü-nasýl bu kadar dolu olabild
bir ansiklopediyi kaleme aldý, tüm Rus bilginlerini bir araya toplayan ve Tolstoy'la
Gorki gibi yazarlarýn vazýlarýný da basan bir dergi çýkardý. Bütün ömrünce, yalnýz bilimin
, bilimsel yöntemin yayýlmasý için de çalýþtý.
Henüz yaþayan oðlu, Boris Filippov, babasý üstüne, bir yaþam öyküsü yayýnladý : Moskova'dak
la Science'de. 1960 ve 1969 da iki kez yayýnlanan Dikenlerle. Dolu Vol.
Filippov marksîst düzeyde estetiði de incelemiþti ve çalýþmasý, baþka birçok alanda olduðu
nda da, klâsik diye kalmýþtýr. Lenln'l çok etkiledi ve ünlü : "Komünizm Ruslar için elektri
ir de" sö2ün söyleyicisi olduðunu düþünmekte haklýyýz. Lenin'de ileri bilimsel araþtýrmaya
dýrmýþtý, Rus biliminin yayýlýþýndan da özellikle sorumludur.
Kiþilik olarak : halkýn anlayacaðý dilde bilim yayýmcýsý, büyük yazar, denemeci, bilimle ma
arasýndaki iliþkilerin kuramcýsý, imparator Alexandre ll'nin öldürülüþünden beri polisçe ko
insan.
Buluþunun gerçekliði üstüne ne düþünmeli? Herþeyden önce, çok benzer bir buluþun : yanlýþ o
sý denilen bombanýn Birleþik - Devletlerde yapýlmýþ olduðunu anýmsayalým.
Bu buluþun ilkesi bellidir: bir dinamit kutusunun ya da bir kuars tüpü içindeki bir parça
plâstik maddesinin patlamasýyla elde edilen
(1) Ver atmosferi dýþýndaki yolculuklarýn bilimsel incelenmesi. Çev.
80
PROF. FÝLÝPPOV SORUNU
enerji yoðunca ýþýk saçan argon gazýný sýkarak hacmini küçültür. Bu ýþýklý enerji bfr Jazer
ece, ýþýk biçiminde, aþýrý uzaklýða iletilmiþ enerjidir.
Alüminyumdan bir uçak maketini binlerce metrelik bîr yükseklikte ateþlemek daha þimdiden ba
dý. Birleþik - Devletlerdin kimi bölgelerinde, bugün buralarda bu tür denemelere girlþiidið
en, uçaklara uçuþ yasaktýr. Bu donanýmýn füzelere konabileceði ve baþka füzeleri .ateþlemek
an yararlanýlabileceði umuluyor, H bombasý.taþýyan deðiþik füzenin karþýsýnda bile, etkili
yaratacaktýr bu.
Filfppov'un aygýtýnýn tamamlanmamýþ bir biçimi böylece daha þimdiden gerçekleþtirilmiþ oldu
Filippov kuþkusuz lazeri bilmiyordu ama, kývýlcýmlý bir jeneratör aracýlýðýyla elde ettiði,
ilimetre uzunluðunda, çok -kýsa dalgalarý inceliyordu. Bu konuda birkaç inceleme yayýnlamýþ
a, bugün bile, bu tür dalgalarýn özellikleri bütünüyle bilinmiþ deðildir ve Filippov bir pa
enerjisini dar "çok - kýsa dalgalar" demetine çevirmenin yolunu çok iyi bulabildi.
Tek baþýna kalmýþ bir bilginin bu kadar önemli bir buluþ, tümden yitik buluþ, yapabilmesi þ
r. Ama bu itiraza karþý birçok kanýt vardýr.
Herþeyden öncef Filippov bütün bütüne tek baþýna yaþayan bir bilgin deðildi. Bütün dünyanýn
falarýyla iliþkideydi, tüm dergileri okuyordu ve birçok bilim dalý sýnýrýnda fþ görmeðe ve
ini yapmaða uygun ansiklopedik bir kafasý vardý.
öte yandan, bilimsel topluluk üzerine anlatýlan herþeye karþýn, buluþlarýn henüz bireylerce
asý gene de gerçek kalýr. VVinston Churchill'in dediði gibi : "Bir deve bir kurulca açýklan
n bir attýr."
Çaðýmýzýn* özellikle fizik alanýndaki büyük buluþlarý, bireylerin yaratýsý oldu: Çok küçük
le ölçülmesini saðlayan, Mössbauer etkisi, küçük evrenlerde saðýn Ve solun nesnel gerçekler
rerek bütün evren kavramýmýzý altüst eden tam eþitliðin korunamazlýðý ilkesi, bellekti merc
k olanaðýný veren Ovsanski etkisi. Oysa ki C.E.A. ya da C.E.R.N. gibi büyük topluluklar, yü
milyonlarca para harcamýþ olmalarýna karþýn, gene de hiçbir þey bulmadýlar. Filippov'un pe
asý yoktu, ama bir donanýmý eide
81
LÂMiLÎ KÝTAPLAR
etmek için yerine getirilmesi gereken formalitede yoktu, bu ona tez ilerleme olanaðýný v
eriyordu.
Öte yandan, Filippov'un çalýþtýðý sýrada yüksek frekanslar bilimi ancak baþlangýçlarýndaydr
nellikle, ancak daha yüzlerce yýl sonra keþfedilen ülkeler hakkýnda açýk bir rüyetleri vard
Bense, Filippov'un inandýrýcý, yönteminin yaygýnlaþmýþ olabildiðini kanýtlayan denemeleri l
a gerçekleþtirmiþ olduðuna inandým,
Bir an þeytanýn avukatlýðýný yapalým, sonra Rusya'nýn imparator Nicolas ITsinÝn, Fi!ippovru
ve kitabýyla dosyalarýný yok ettirerek, dünyayý yýkýlýþtan kurtarýp kurtarmadýðýný soralým.
Soru sorulmaya deðer. Filîppov 1903'te öldürülmüþdü. Yöntemini eðer yayýnlamýþ olsaydý, tam
18 savaþý sýrasýnda, kullanýlmaða hazýr olmuþ olacaktý. Ve Avrupa'nýn, belki de Amerika'nýn
yerle bir edilmiþ olabilecekti.
Ya 1939-1945 savaþý sýrasýnda? Hitier, elinde Filippov'un yöntemi, Ýngiltere'yi" Amerikalýl
da Japonya'yý olduðu gibi ortadan kal* dýrmýþ olmayacak mýydý?
Çekindiðimizden bu sorulara evet yollu karþýlýk veremiyoruz. Genellikle ipliði pazara çýkar
mparator Nicolas Ifnin, insanlýðýn kurtarýcýlarý arasýnda sayýlmýþ olamamasý demek ki düþün
Biri nükleer patlamalarýn, A ve H bombalarýnýn enerjisini uzaktan iletmek için Filippov yön
emini kullanmanýn bir yolunu bulursa, bugün, 1971'de ne olacak? Bu kuþkusuz dünyanýn felâke
i ve tümden ortadan kalkýþý olurdu.
Ve Filippov'un buluþu ya da baþka buluþlar söz konusu olsun, bu görüþ, geniþçe paylaþýlmýþ
bilim kendisinin bugün çok tehlikeli olduðunu kabul ediyor, seçkin bilginlerde^ gelen u
yarýlardan da öndeyiþimizde söz açtýk.
Ýþte bunlar önemli uyarýlardandýr. "Survivre" akýmýnýn yöneticileri, Prof. Grothendieck'le
hevalley bu noktada pek anlaþamýyorlar ama, bilimi bütün bütüne tek baþýna býrakmaða ve bil
as-kerler arasýndaki olancajþbirliðini önlemeðe çalýþýyorlar, insan anladýkça, aralarýnda b
yrýlýðý da olsa, bilginlerin devrimcilerle iþbirliðini önlemek zorundaydý ayný zamanda. Bom
yapýlarýn ka-
82
*ROF< FÝLÝPPOV SORUNU
pjlarýný havaya uçuracak yerdet Filippov yönteminin sayesinde, Elysee'-yl-ya da Matignon
'u patlatacak olan çalýþmalarý düþünelim!
Filippov'un buluþu, kullanýlýþý askerî ya da devrimci olsun, bir uygarlýðý bütün bütüne ort
buluþlar arasýnda bulunuyor gibime geliyor. Bu tür buluþlar tek kalmýþ olmalýdýr.
Ve bununla birlikte, bu buluþlarýn barýþçýl uygulamalarý da olabilirmiþ. GorkÝ Filippov'Ia
bir söyleþiyi yayýnladý, yazarý herþeyden çok þaþýrtan nokta da, uzaktan enerji iletmek ve
gereksinimleri olan ülkeleri böylece pek çabuk sanayileþmek olana-ðýymýþ. Ama bilgin hiç a
uygulamadan söz etmîyormuþ.
Amerikan atom enerjisi komisyonu baþkaný, Gleen Seaborg, geçen yýl bu gibi olanaklardan
söz etti: bir dalga demeti üzerinde gökten gelip hiç bir kirletme yapmaksýzýn, geliþme yolu
ki bir ülkeyi hemen o anda sanayileþtirmek olanaðýný verecek olan bir enerji Baþkan da artý
ama kuþkusuz hakký olmadýðýndan, askerî uygulamalardan söz açmýyor.
Filippov'un þaþýrtýcý kiþiliði Rus halkýný ve yazarlarý her gün daha bir ilgilendirmeðe baþ
d Martinov son yýllarda ona Saint"PÐtersbourg Baladý adlý bir þiir adadý.
Sýk sýk yeni olaylar görülüyor. Ýçlerinden, 1969'da baþ gösteren biri, bîr efsaneyi gene de
.
Revue de la science'da V. Ul imzalý kitap özetleri çýkýyor, bu Ýmzanýn da Vladimir Ulianov'
yani Lenin'în ta kendisini gösterdiði sanýlýyordu. Lenin'le Filippov arasýnda böyle doðruda
baðlantý kurmak ilginç olmuþ olurdu. Yazýk ki, yeni araþtýrma bu özetlerin V. D. Ulriþ adý
in iþi olduðunu ortaya koydu.
Ama Lenin Filippov'un kuþkusuz kendisini çok etkileyen yapýtým gerçekten biliyordu. Elektr
onun bitip tükenmeyen niteliði konusunda MatörÝalisme et empiriocrîticisme'in ünlü parçasý
doðruya Filippov'un bir çalrþmasýna baðlýdýr.
Filippov gerçekten hem yayýnlamaða can atan bir bilgin, hem de bir devrimciydi. Daha y
ukarýda belirttiðimiz gibi, patlama enerjisinin iletisi konusundaki buluþu 301, baskýsrný
yapabiliyordu, dünyayý böylece ortadan kaldýracaðýný hesaba katmaksýzýn, bunu kuþkusuz yapm
.
Çünkü, onun ellerine verdiði silâhla donatýlmýþ halklarrn. krallarý ve zorbalarý silip süpü
e; marksizm sayesinde, evrensel
83
LÂNETLÝ KÝTAPLAR
barýþý saðlayacaklarýný düþünmek, söylemek gerekirmiþ gibi, oldukça aptalca görünüyor. Bugü
e, S.S.C.B. ve Çin arasýnda çýkacak bir savaþla korkutulmuþ bulunuyoruz.
Her ikisi füzeyle iletilen bir H bombasýn" kullanýrsa, zararlar korkunç olacak. Her ikis
i yeniden Filippov aygýtýný bulursa, karþýlýklýca birbirini yok edecek. Oysa, argon bombasý
ilippov arasýnda dar geçit büyük deðildir.
Ýþte bunun içindir ki, kimilerinin gene de kaçýnýlmaz diye gördükleri. S.S.C.B. - Çin çatýþ
gerekir.
Ama bilimlerin ve tekniklerin savaþa uygulanmasý sorunu olduðu gibi kalýyor. Bilimsel ku
rultaylarýn çoðu gitgide daha sýk kimi buluþlarý saklamanýn gerektiði sonucuna varýyor ve g
gide eski simyacýlarýn durumuna düþüyorlar; yoksa dünya yok olacak.
Bu Kara CüppeMler'in düþüncelerinin doðruluðu deðil, ancak yaþayan bir sorunun belirtisidir
Fred Hoyle, sorunu baþka bir açýdan ele alarak, Des hommes et galaxies'de (Buchet Chas
tel) þunu yazýyor:
"Uygarlýðý silip süpürecek olan çok deðil beþ satýr yazmanýn yeterli olduðuna inandým."
Hoyle, kuþkusuz, bugün yeni bilim konusunda, hele yeni bilimin yapmaðý baþarabildiði konuda
gezegenimizde en iyi habere sahip olan insandýr
Filippov sorunu, öylece, lânetli kitaplar serüveninin yeni, önemli bir evresini oluþturuyo
r gibime geliyor.
Filippov elyazmasý çok eski bir bilgiye uzanacak yerde, deneye ve Marx'ýn genel kuraml
arýna da dayanan çok yeni buluþlarýn anahtarý-ný veriyordu. Filippov 1903'te bilimler üstün
inebilen herþeyi kuþkusuz bilen, tam ansiklopedik bir insandý. Ýþte buluþunu, ölümünü getir
unun için yaptý.
Bu türden baþka buluþlarýn, bilinçli olarak, saklanmýþ ve ortadan kaldýrýlmýþ olup olmadýðý
Baþkan Richard Nixon mikroplarýn ve viruslarýn kullanýlmasýna dayanan bütün bakteriyolojik
larýn ortadan kaldýrýlmasýný buyurmuþtu. Bu konuda arþivlerin de yok edilmesini acaba buyur
u Ýdi? Hiç bir þey daha az emin deðildir, belki de bir gün özgürlüðü seçecek ve Sir Richie
kýyamet mikrobu" dediði þeyi böylece ger-
84
PROF. FÝLÎPPOV SORUNU
çekleþtlrmek olanaðýný verdiðinden, incelemelerini anlatacak olan bir Amerikalý bilgin orta
cak.
Bu elyazmalarýný yok edenlerin Ýnsanlýðýn iyilikçilerinden olacaklarýný kabul etmek gerekir
Askerî sýr konusunda çok alay edildi. Bu sýr kimi zaman gülünçtür ama, kimi zaman da alabil
tehlikeli silâhlarýn açýða vurulmasýný önleyebilir.
Benzer biçimde, simya sýrlarýnýn yayýlmrþ olmadýðý gerçektir. Bir gaz fýrýnýnda bir hidroje
irse" kiþisel olarak bu yapýlabilir sanýyorum, yapým yolunun ortalýða yayýlmýþ olmamasý dah
Bu tartýþmanýn açabildiði zararlarýn sýnýrlý olmasý koþuluyla bir tartýþma evresinde yaþama
opluluk, ya da her tartýþmacý küçük ülke, karþý çýkmak üzre, Paris'i ve New York'u ortadan
uygarlýk çok uzun zaman yaþamayacak,
Çünkü unutmayalým kî günümüzde kim olursa olsun, çok küçük yatýrýmlarla, Curie'nin ya da Pa
aklarý bir lâboratuvar kurabilir Ýnsanlar daha þimdiden kendi evlerinde LSDVî. ya da çok da
a bir tehlikeli ilâcý, fenilsiklidini yapýyorlar.
Bugün, biri, Filippov'un sýrrýný bitseydi, aygýtý gerçekleþtirmek için gerekli tüm küçük pa
labilir ve, kiþisel hiçbir tehlikeye uðramadan, hoþuna gitmeyen kiþileri kilometrelerce uz
aktan havaya uçurtabilirdi.
,
Kiþisel olarak elimde, hoþuma gitmeyen insanlarý ve iðrenç bulduðum, böylece elemeði çok is
apýlarý gösterir listem de var. lAnetU kitaplar
Ama herkes yapým iþliklerinde uçan bombayla ve onarýlmýþ bir Filip-pov projektörüyle bu son
laþabilirse, ayakta kalmakta zorluk çekeceðiz.
Söylendiðine göre, elde, çok tehlikeli buluþlarýn listeleri var. içlerinden, Fransýz askerl
e yapýlan biri, 805'ten daha aþaðý kalmazdý. Biri bütün bunlarý açýklayan bir yazî yazýp bu
tli kitaplarýn rekorunu kýrmýþ olacak.
Tehlikeli buluþlarý deðil, ancak þu dünyayý deðiþtirebilen "beþ satýrlýk cümleler" gibi, te
içeren Fred Hoyie yollu bir elyazmasý da düþünülebilir. Biri bu elyazmasým kaleme alýrsa,
fhayloviç Filippov'un anýsýna armaðan edebilir.
85
m
ÇÝFT SARMAL
Prof. James D. VVatson'un yapýtý, "Çift Sarmal" bütün kitapçýlarda rahatça bulunur. Robert
nt yayýnlarýnda Fransýzcaya çevrildi. Yeniden basýlmýþ Ýngilizce baský/an, ayrýca bir cep k
a vardýr
Lânetli kitaplar konusunda bir denemeyi tamamlamak Ýçin o halde bu yapýtý seçmek neden? Az
alsýn iki kez ortalýktan kaldýrýlacaktý : Çünkü önce kimse onu basmak Ýstemiyordu, ve sonra
bunu açýklamak istemiyordu.
Ve bu yapýtýn serüveninin bizleri sansürün özelliði, yasaklamalann püf noktalarý ve bilimin
inin özelliði konusunda aydýnlattýðý için de seçtik.
Ýþe kiþiden baþlayalým; James D. Watson 1928'de Chicago'da dünyaya geldi; 1950'de, Indiana
versitesînde Ph. D. bilim doktorasýný veriyor, sonra Copenhague'da ve, kalýtým alanýnda ola
tü buluþlarda bulunduðu Cambridge'de çalýþýyor. 1962'de, * kalýtsal asit" DMV-nýn molekül y
uluþlarýndan dolayý, Prof, Crick ve Pfof. Maurice Wilkins'le Nobel ödülünü paylaþýyor. Bu a
olekülü çift sarmalý oluþturur (belirtelim ki, burada uyarý Ýþte benim kiþisel uyarýmdýr ve
son'a kondurulmuþ olmamalýdýr, bu sarmal hekimliðin eski simgesi, kadüs'e (1) çok benziyor.
Bu buluþ genellikle yüzyýlýn en önemli buluþlarýndan biri olarak sayýlmýþtýr Jenetik yasaný
, kalýtýmýn ve deðiþmelerin (2) insan zekâsýyla bir denetimine de kapý açar.
[1] Sihirbaz deðneði. Tanrýlarýn habercisi olarak Hermes'ln taþýdýðý deðnek. Týp biliminin
yýlanlý deðnek. Çev,
(2) Bir karakterin birden, kalýtsal olarak deðiþmesi, jendekr deðiþiklik. Mu tas yon. Çev.
86
ÇÝFT SARMAL
Molekül biyolojisi adý altýnda toplanan, bu biçim araþtýrmalar konusunda, Fred Hoyle iþte þ
azabildi : "Yirmi yýl sonra yalnýz zararsýz hidrojen bombasý yapan fizikçiler özgürlük için
Ama molekül biyolojistleri elektriklendirilmiþ dikenli teller arkasýnda iþ görecekler."
Bu büyük buluþun, yaratýklarýndan birince kaleme alýnan bir öyküsü, hiç kuþkusuz, büyük bir
irdi. Ama Atlantic Monthly'de kitaptan parçalar çýkýnca, þaþkýnlýk pek yaygýn oldu. Elyazma
ca da, öfkeye dönüþtü bu þaþkýnlýk.
Çünkü Prof. VVatson çam devirip keyifle piþmiþ aþa su katýyordu. Kitabýnda, bilimsel ortam,
eþinde bir soylu kiþiler birliði olarak görünmek þöyle dursun, içinde herbirinin komþularýn
yunlarý oynadýðý bir batakhaneyi andýrýyordu. Düþünüldüðü gibi bilimsel daha çok bolþevik p
denmiþ olacaktý,
Bu tür savlar yeni deðildi. Daha önce George Duhamel'le Jules Romains bu düzenin tanýmlarýn
apmýþtý. Ama ilk kezdi-ki güvenilir ve dahi, Nobel kazanan bir bilgin, gizli tutulmasý ger
ekeni açýklýyordu. Üstelik, kitap kýpýr kýpýr gerçeðin görkemlice bir dile getiriliþi üzeri
Saint - Germaîn - des - Pres'de kýz tavlamaða kalkan Prof. VVatson'un görüntüsü üzerinde s
ordu.
Yayýmcýlara yapýlabilecek olanca baskýlar yapýlmaða baþlandý. Sonuç alýnamadý. Bunun üzerin
anýtma yazýsý yazmamakta aðýz birliði ettiler. Seçkin bir bilgin büyük Ýngiliz dergisi Natu
eçte bulundu : "Pornografik kitaptan söz edecek bir din adamýný Çift Sarmal'dan söz edecek
ir bilginden daha kolayca bulursunuz,"
Kitap gene de tuttu. Bir Amerikan baskýsý, VVeindenfeld ve Nichol-son'da 1968'de yen
iden bir Ýngiliz baskisr, 1970'de Penguin Books'ta bir baskýsý, Fransa'da bîr çevirisi, büt
dünyada çevirileri çýktý.
Çift Sarmai'ý okumak gerek. , ,
Bu bakýmdan, kitaptan çok uzun alýntýlar yapmayacaðým.
Prof. James ve D. VVatson'un pek yerinde olarak þunu dediðini belirtelim yalnýzca :
¦ Gazetelerin ve bilginlerin analarýnýn desteklediði halk düþüncesinin tersine, bu bilginle
kabarýk bir sayýsý yalnýz dar kafalý ve re-
LANETLÝ KÝTAPLAR
zil deðil, üstelik sýrsýklam aptaldýr da." Bu bana 18 Nobel ödülünün daðýtýldýðý Nobel vakf
dönüþünde : "Nobel ödülleri alanlar arasýnda þapþallarýn sayýsý baþka yerdekiierin aynýdýr"
dostun uyarýsýný anýmsatýyor.
Çift Sarmalýda, yalnýz þapþallar da görülmez. Burada güce karþý savaþan, yeni düþünceleri o
kabuðu koyan, bilimin yararlarýndan daha çok kiþisel kinlerine önem veren utanmaz arlanma
z kiþiler de görülebilir. Onlar için önemli olan tek þey, para hesaplan ve ödüllerdir.
Genç Prof. VVatson.a gelince -buluþu sýrasýnda yirmi besindedir-çalýþmasýnýn çoðunu boðaz t
ingiltere'ye gelen göz kamaþtýrýcý genç kýzlara ayýrmýþ olduðunu gizlemiyor.
Prof. Watson'u seve seve öldürecek birçok bilim adamý tanýyorum ama, ne yazýk ki çok geç. K
asýraltý etmek giriþimleri suya düþtü ve VVatson açýk yürekle kurdunu dökebildi. Önsözde, X
ve X ýþýnlarýnýn kýrýlmasýný bulan bilginin oðlu, Sýr Lavý/rence Bragg, durumu kurtarmaða ç
ulunan kiþiler, diye yazýyor, kitabý baðýþlama dolu bir düþünceyle okumalýdýrlar. Durum çok
arýþýktý ve iþi düþtüðü kiþilerin güdüleri Wat-son'un anlamadýðýndan daha az iþkenceliydi."
Pek mümkündür. Bu kitabýn içe dokunan bir açýk yüreklilikte olmasýnýn önemi yok. Watson, Ýþ
rick için : "Onu hiçbir zaman bir çekingenlik anýnda görmedim" diye yazýyor. Ve daha ilerid
, gene Crick için ; "Çabuk çabuk ve herhangi bir baþka kiþiden daha gürültülü bir sesle kon
Cambrfdge'de hangi cehennemde ol* duðunu anlamak için de konuþtuðunu iþitmek yeter" diyor
.
Bu türden belirli bir sayýda portre kuþkusuz herkesi sevindirdi, ama, tanýtma amacý güden d
lden bir sözcük kullanmak için, bilimin ve bilginlerin belirgin görüntüsü, baþarý kazansa d
endini toparlayacaðý bir darbe yedi özellikle.
Baþka bir çaðda, ya da baþka siyasa! koþullarda, baþka yönetim biçimlerinde, kitap çýkmýþ o
atson da S.S.C.B.'de jenetik-çi Vavilov'un baþýna geldiði, gibf kendini bir toplama kampýn
da bulmuþ
olacaktý.
Watson bu arada belirli bir sayýda beylik sözü yýkýyor Söz gelimi, imece halinde çalýþma ef
i: en çok az gereçli ve az diplomalý
88
ÇtFT SARMAL
(VVatson'la birlikte DNA'nm yapýsýný bulduðunda Francis Crick doktor bile deðildi) iki üç b
in bütün zamanlarýn en büyük buluþlarýndan birini gerçekleþtirdi.
Uygulamalý matematik efsanesi de çöküyor: Crick'le VVatson çok saðduyuyla, üç kuralýný (1)
saplardan, sonra bir makina-cýda yaptýrdýklarý mekanik stilde kþlrplardan yararlandýlar. Ku
suz, hiçbir bilgisayar tipini kullanmadýlar.
Prof. VVatson belki cam çerçeve birbirine katmaða devam ettiði Harvard (ABD) Üniversitesin
de, þimdi, molekül biyolojisi ve biyokimya okutuyor. Ýnsanlýðýn bugün kullandýðý en güçlü a
yapýsýný deðiþtirmeði ve, bunu bir insan organizmasýna böylece deðiþik olarak sokarak, ger
insan varlýklarý, gerek üstün aþamayý, insaný örnek tutarak insandan sonra Ýnsaný, insanüst
yaratmaðý umabiliriz.
VVatson'da cana yakýn olan taraf, hiçbir uydurma çekingenlik göstermediðidir. Þunu yazýyor
enlikle: "Biz yaþamýn sýrrýný bulduk." Haklýdýr da, insan soyuna kendi soyaçekimini denetle
lanaðýný verecek olan büyük sýrdýr bu düpedüz.
Kimi bilginler VVatson'un yalnýz halk iþi kitabýnýn deðil, tam anlamýyla bilimsel çalýþmasý
edilmiþ olabileceðini sanýyorlar. Seçkin bir biyolojisi Sir McFarlane Burnet þunu yazýyor:
insan için çok tehlikeli olduklarýndan bilinmeleri gerekmeyen þeyler vardýr." Buna karþýlýk
jenetikçiler, hrzlý davranmak düþüncesindedirler. No-bel kazanmýþ MarshalI W. Nirenberg þu
zýyor : "Yirmi beþ yýl sonra yapay bildirilerle insan hücrelerini, bundan pek beþ yýl sonra
bakteri hücrelerini programlayacaðýz."
Bunu 1969'da yazýyordu, ve herþey, çok az gereçle, iki insanca yapýlmýþ çalýþmalardan doðuy
arýn yürekleri ve düþünceleri vardý. Ve Çift Sarmal saygýdeðer bilime ve bitim yükselten de
sermayeli bilim ticaretine bununla çok aðýr bîr darbe indiriyor.
Bu kitap önemli olanýn para hesaplarý deðil -VVatson aþaðý yukarý beþ yüz dolar alýyor- ama
u gösteriyor. Ve birkaç delikanlý) Bir orantý meydana getiren dört nicelikten üçü bilindiði
dördüncüyü bulma kurair. Çev. [2) Deðiþime uðramýþ. Biyolojik deyim. Çev.
89
LANfiTLt KÝTAPLAR
lý Cavendish'in ünlü ve büyülü adýný taþýyan saygýdeðer bir lâboratu-varda dünyayý deðiþtir
r harcayan büyük bilim yükselten örgütlerin neden hiçbir sonuç alamadýklarý sorulamaz mý?
Crick herkes baþýný alýp giderken konuþan, aralýksýz konuþan, 2000 biyokimyacýnýn o bir ara
buluþmalar konusunda alay ediyor. Ve uyutucu olmayan eþsiz akademi üyeteri arasýnda, o gün
bugündür, Nobel ödülü alan ve daha önce adýnr anmak olanaðýnr bulduðum ilginç bir kitabý :
la necessite'yi yazan, Fransýz Jacques Monod'u sayýyor,
VVatson'un yepyeni birþeyi, bakterilerin o zamana kadar varlýðýný bilmediðimiz cinsliklerin
bulduðunu da söyleyelim;Tüm kitaplarý, tüm yayýnlarý yeni düþüncelerle doludur.
Ve burada Çift Sarmal1 m kendisini aþan gerçek bir sorun çýkýyor ortaya : buluþlarýn bastýr
ansürü sorunu. Kara Cüppelilerdin sorunu. Bertrand Russel þunu yazmada pek haklý : "Ýnsanla
Dünya'da-ki herhangi birþeyden daha çok, yýkýmdan daha çok, ölümün kendisinden daha çok öz
orkarlar." Oysa, bu özgün düþünce baþka hiçbir yeni kitapta bulunmayandan daha çok güçle Çi
da kendini gösteriyor, bana öyle geliyor ki, bilim dünyasýndaki öfkelerin ve çalýþmalarýn t
aha çok, kaygýlandýran ve gene kaygýlandýran da, iþte bu,
VVatson'la arkadaþlarýnýn buluþunun sonuçlarý uzman topluluklarýn-ca incelenmiþ ve G. Rattr
ylor'm kitabý, La revolutîon biologique'-te (Robert Laffont Yaymlan) bulunan bir çizel
gesi çýkarýlmýþ. Oldukça benzer bir çizelge Rank Corporation'un uzmanlarýnca düzenlenmiþ.
Buradan 1975'e kadarki ilk aþama :
El ve kollarýn ve organlarýn düzenli nakli.
Ýnsan yumurtacýklarýnýn deney tüplerinde verimlileþtirilmesL
Verimlileþtirilmiþ yumurtacýklarýn bir kadýna nakli.
Yumurtacýklarýn ve eþeylik hücrelerinin sonsuz saklanmasý.
Cinselliðin istenildiðinde belirlenmesi.
Klinik ölümün sonsuz gecikmesi.
i Ýlâçlarla düþüncenin deðiþimi ve isteklerin düzeRÝeniþi,
Belleðin siliniþi,
30
çtFTSAkMA^
Yapay plesenta (döl yataðý)
Yapay vîrüslar,
Buradan 2000'e kadarki ikinci aþama:
Düþüncenin deðiþmesi ve kiþiliðin yeniden düzenleniþi.
Bellek þýrýngasý ve belleðin yeni biçimi.
Sanayice "yaratýlmýþ" çocuklar.
Tam yeniden yaratýlmýþ organizmalar.
Dondurma.
Gençliðin uzatýlmasý.
Çelikleme yoluyla yaratýlmýþ hayvanlar.
Sentez yoluyla yaratýlmýþ moleküler organizmalar.
Organlarýn yeniden canlandýrýlmasý.
Þimer (1) tipten insan-hayvan melezleri.
1
2000'den sonraki üçüncü aþama :
Yaþlýlýðýn ortadan kaldýrýlýþý.
Tam canlý organizmalarýn sentezi,
Bedenden ayrýlmýþ beyinler.
Beyinle bilgisayar arasýnda ortaklýk.
Tohumlarýn alýnýþlarý ve ekleniþferi.
Çelikleme yoluyla yaratýlmýþ insan varlýklarý.
Beyinler arasý iliþkiler.
Ýnsan-makine melezleri.
Ölümsüzlük.
Bu öngörüler okununca akla ilk gelen þey, þudur: cesaret edemeyecekler. Ama Çift Sarmal'ýn
nmasý haklý olarak VVatson gibi kiþilerin herþeyi kývýrabilir olduklarýný gösterir. Bu kita
ttiðim kiþilerin kimilerinde rastlanan, az çok baþarýyla bastýrýlmýþ olan pro-meteuscu ve f
zekâ þimdi olanca ýþýðýyla parlýyor. Ve, Ýki sarmal simgesiyle, dünyanýn fethine çýkýyor.
J.B.S. Haldane þöyle yazar: "Olmayan olur ve bundan kimse uzak kalmaz."
'
(1) Mitologyada geçen, aðzýndan ateþ fýþkýran canavar. Baþý arslan, gövdesi keçf, kuyruðu y
Çev.
¦9f
LANETLÝ KÝTAPLAR
Yarýnýn tarihçileri belki, burada söz konusu edilmiþ olan bütün lânetli kitaplardan daha ço
kendisine göre çok büyük güçlere eriþmemesini önlemek için, sansür edilip ortadan kaldýrýlm
caðý þeyin Çift Sarmal olduðuna karar verecekler. Belki de tersine Kara Cüppelilerin son sö
emeyeceklerine, ilerleyiþin durdurulmak yerine yavaþlatýlablleceðine, böylesine karþý çýkan
olursa olsun, insanýn da sonunda insanlýk þartlarýnda üstün güçler edineceðine karar verile
Çift Sarmal felsefî ve ahlaksal düþüncelerden uzak bir kitaptýr. Yazar alay ettiði eskimiþ
nlerden daha kafalýdýr ama, Ýnsanlýða karþý sorumluluðunun hiçbir yönünü kanýtlamýyor. Ötek
arýný ancak gizlice ve dar bir ortamda ortaya dökmekte düpedüz anlaþýrlarken, VVatson yayýn
yalnýz. Kendisine karþý uyandýrdýðý öfke, bu yüzden. Parayý, ünü, sonra gücü, doðal olarak
bunlarý ararken, bütün insanlara þa" þýrtýcý kapýlar açýyor.
Kuþkusuz geriye insanlýðýn listesini verdiðimiz ve az çok tümü Çift Sarmal'dan doðan buluþl
eremeyeceðini bilmek kalýyor.
Kendim, insanlýðýn neye olursa olsun göðüs görebileceðine ve andýðým lânetli kitaplarý yok
dildiðine inanýyorum. Ama bu kiþisel, öyleyse su götürür bir düþüncedir. Prof. VVatson'un r
l evrimini, insanlara karþý sorumluluðunu anlamanýn zamanla aklýna gelip gelmeyeceðini de ö
ek ilginç olacak. Bugün, simyacýlarýn ve Dr. Faust'un düþüncesinden esinlenen, üne susamýþ
r bu.
Gelecek bize VVatson'la arkadaþlarýnýn özgürce çalýþacak son mole-küler biyolojistleri olup
caklarýný, arkalarýndan geleceklerinin en büyük sýrda zorlanmýþ olup olmayacaklarýný ve çal
asýna önemli sýnýrlamalarýn getirilmiþ olup olmayacaðýný da söyleyecek.
Ne olursa olsun, çaðýmýzýn sonu ilginçlikten yoksun kalmayacak,
92
SONSÖZ
Paranoya ya da eziyet manisi hepimizi pusuda bekleyen bir zihin hastalýðýdýr. Ýþte bunun Ýç
ki bütün Tarihlimiz boyunca yeýyüzünün dört bir köþesine yayýlan büyük komplolarý düþünürk
ordu.
Bununla birlikte, bizimkinden önce baþka uygarlýklar yaþadýlar ve bilim ve teknikteki güçle
i kötüye kullanarak yýkýldýlarsa, bu uygarlýk" larýn ve ölümlerinin anýsý böylesi yýkýmlarý
ayan bir komployu çok iyi doðurabilir gibime geliyor.
Bu türden bir ideoloji Joseph de Maistre'in, Saint - Yves d'Alveyd-re'Ýn, ya da Renö G
uÐnon'un yazýlarýnda güçlük çekilmeden bulunmuþ olabilir. Bu ideoloji Tarlh'ten daha eski b
leneðin, bu Geleneði elde tutan merkezlerin ve büyük ölçüde korunan kiþilerin varlýðýný kab
; bu ideolojiye göre, bilim, teknikler ve bütün doðayla ilgili bilgiler sürekli bir tehlik
e yaratýrlar.
Ýþte bu tamamen gerici bir ideolojidir. Ama gizli bir örgütün kendilerini eyleme geçirdiðin
k için bu yüksek - geleneksel kuramlarý destekleyen güçlü Ýnsanlarýn ya da örgütlerin, Tari
eri kadar örnekleri vardýr.
Bu örgütün önemli gösterileri Engizisyon'da, nazizmde ya da lisen* kizmde görülebiliyordu.
son konuda, Medvedev'Ýn kitabýný, Gran" deur et chute de Lyssenko'yu (Gallimard) okuma
k gerekir. Yalnýzca yayýnlanmýþ olamadýðý için deðil, yazarý 29 Mayýs 1970'de tutuklan* mýþ
yken bir psikiatri hastanesine yatýrýlmýþ olduðu için de kendi ülkesine göre lânetli kitap.
bütün Rus bilgin* lerinin ortaklaþa bir eylemi sayesinde ayný yýlýn 18 Haziranýnda salýveri
Bu kitapta anlatýlan olaylarýn geçtiði o az çok uzak geçmiþte deðil de, 1970'de, günümüzde
Görüldüðü gibi, Kara Cüppeliler eylem yeteneklerinden yoksun kalmýþ deðillerdir.
93
/
Gözde Rus biyolojîsti, Jaures Medvedev'ln suçu, onlara göre, U-senkizmin geçersizliðini bil
irmek olmuþ. Neydi söz konusu? Kendi kendini yetiþtiren ve baðnaz, siyaset adamlarýnca ve
hele Stalin'ce desteklenen þarlatan. T. D. Lyssenko, kafasýndan uydurma bir biyoloji
yaratmýþ, böylece S.S.C.B.'nde jenetik bilimini yýkmýþtý. Özellikle, Ruslarýn yaklaþtýklar
sarmalýnýn S.S.C.B.'de bulunuþunu engelledi. Rus jenetikçileri toplama kamplarýna atýldý. Ç
sanýn Prof. Watson'la arkadaþlarýna uygun gördükleri bir yazgý bu.
Rus jenetiði ancak çok yakýnlarda gene belini doðrultmaða, baþladý ve LyssenkoYýün kurbanla
n saygýnlýða kavuþmuþ oldu. Lyssenko, ona gelince, o gene özgürlükteydi ve sýkýntýlarý olma
Devlet Korosu onun onuruna þu ilfihiyr söylüyordu :
"Çal keyfince, akordeonum,
Söyliyeyim dostumla bengi zaferini
Skademi üyesi Lyssenko'nun,
Kararlý bir adýmla izlediði
Yolu Mîtþurin açtý
Onun sayesinde, olmayacaðýz artýk
Mendelcilerîn - morgancýlann kurbanlarý." (1)
Bu sýrada, Stalin kamplarýnda jenetikçiler topluca öldürülüyordu.
Lyssenko'hun bir Kara Cüppeliler örgütünden olduðunu kesinlikle söyleyemezdim. Çok güçlü bi
her halde. Ve böyle bir örgütün var olduðuna inandým.
Þimdi bu örgütün gücünün bir dereceye kadar yeni bir gösterisi üzerinde soruþturma yapmak ü
e dek elde ettiðim sonuçlar tam ve kesin deðilse bile - hiçbir zaman böyle olmayacaklar mý?
-ilginçlikle doludur her halde.
1943'ün sonundan 8 Mayýs 1945'teki ateþkese kadar, Ýtalya'da Mussolini tarafýndan yönetilen
bîr Ýtalyan Cumhuriyeti oldu. Bu Cumhuriyetin gizli tarihi Reich IM'ünkinden çok daha az
bellidir Mussolini, Httler gibi, elinin altýnda gizli akýl hocalarý, kara büyücüler bulund
ruyordu. Bunlar yaþadýlar ve Ýftira yasalarý onlarýn adlarýný vermeðe engel oluyor.
(1) Mltþurln tarýmbllîmci (1855-1935); Mendeleev kimyacý (1834-1907}; Morgan Ame
rikalý biyolojist (1866-1945), Çev.
94
SON SÖZ
Ýçlerinden ikisinin buyruðu üzerine, öze) bir faþist birlik, 1944'de, Sociötö Royale-du Sav
e Naples'ýn malý olan 80000 kitap ve et-yazmasýný yaktý.. Giriþimin amacý pek büyük bir öne
gelerin müttefiklerin ellerine geçmesini önlemekmiþ,
-1
Bu belgelerin kimileri eskiydi; ötekiler, yeniler, Mussolini'nin zamanýnda yapýlan büyü ar
aþtýrmalarýna dayanýyordu, benim bu araþtýrmalar, konusunda öðrenebildiðim þey de kitaplýðý
kopilerini bulmak için elimden geleni yapmaya çalýþacak derecede ilginçtir. Bu araþtýrmalar
deðilse bîrinin bütün bütüne özgün olmak deðeri vardýr, bü, bu alanda az bulunur þeydir. Bi
yardýmýyla bir yýldýzdan gelen ýþýðý su üzerinde toplayýp böylece Slrius - suyunu, Vega - s
s - suyunu, Aldebaran - suyunu, v.b. elde etmiþti. Daha sonra bu suda örneðin uranif n
itrat gibi meteorolojik ve kozmik etkilere karþý özellikle duyarlý cevherleri billûrlaþtýrm
liyordu. Bunda baþkalarý de vardý.
Hepten önemli kimi bilimsel örgütler bu türden olgularý inceliyorlar. Ama büyücü hiç te bil
lmayan sonuçlar elde ediyor. Yýldýzlarýn ýþýðýna serilmiþ suda biliûrlaþân tuzlar yýðmalar
ar, gördüðüm biçimlerine göre, söz konusu yýldýzlarýn ezo-terik simgelerine çok benziyordu-
Bu olayýn açýklamasýný bana sormayýn, bilmiyorum bunu.
Napoli kitaplýðýnýn bu türden fantastik, eski ve yen! buluþlarla dolu olduðu, içinde Leonar
Vînci'nin yasaklanmýþ elyazmalarýnýn, faþist polis Sicilya'daki Cefalu manastýnm-ortadan k
dýðýnda Aleis-ter CrowleyTin ützerinde ele geçen belgelerin de bulunduðu sanýlmaktadýr.
O, Mart 1944 gününde, Kara Cüppeliler kara gömleklilerin müttefikleriydi. Korkunç birleþme.
Kuþkusuz, bütün lânetli kitaplar bilimsel ya da büyüse) deðildir. 7 Nisan 1971 Çarþamba gün
nchaîne'den þu ilginç alýntýnýn gösterdiði üzre, siyasal olanlarý da vardýr;
"Fildiþi Kýyýsý'nda, Yammassokro'ys sýðýnan, biafra ordularýnýn eski kumandanr, Alexander M
birkaç hafta örice, anýlarýnýn yazýlýþýný bitirdi. Ýçlerinde yýðýnla olayý açýkladýðý anýl
geçit yerleri, Biafra'yla uzlaþma içindeki Foccart*-ýn casuslarýnýn adlarý, v.b.
95
LANETLÝ KÝTAPLAR
"Hele SAFRAP-ERAP'ýn kâr etmesinin gerektiði kimi petrol sözleþmeleri, üstelik ter eski-Bia
ra topraðýnda kurulmuþ maden yatak* lan açýsýnda Nijerya'yla tartýþýldýðý bir zamanda, bu i
i ve kimseyi sevindirmedi.
-Hoþ deðil ama, kalem özgürdür, deðil mi? Öyleyse... öyleysþ üstüste gelen bir rastlantýyý
ndimizi alamýyoruz: bir centilmen topluluðu Fildiþi Kýyýst'na gidecek uçaða binip MadieboYý
llâsýnda, kurala uygun, bir araþtýrma yapmaða gitti. Görevleri, doðrusunu söylemek gerekirs
rýyla sonuçlandý ve lânetli elyazmasý ortadan yok oldu. Talihsizlik: general MadieboYýun el
nde bu anýlarýn Londra'da bir kasada saðlam yere de yerleþtirdiði bir kopyasý varmýþ.
"Çok rezilce þey, kuþkulanma..."
Canard Enchaîne'yle her ne kadar dostluðum varsa da, bu yazý benim deðildir.
Ama "lânetli elyazmasý" deyimini oldukça seviyorum ve günümüzde, özellikle de bu kitabýn al
düþünülmediðinden daha çok Ýpliðinin pazara çýkarýldýðýna inandým.
96

You might also like