You are on page 1of 59

Rektal Muayene

Tekniği
 Rektal muayene (Rektal Palpasyon),
çiftleşme yaşına gelmiş düve ve ineklerde,
başta üreme organları olmak üzere, karın
organlarının rektumdan muayenesine
olanak sağlayan pratik bir tanı yöntemidir.
 İneklerde rektal palpasyon, tohumlamadan
45-60 gün sonra gebelik tanısı, gebe
olmayan hayvanlarda seksüel siklusun
dönemi veya üreme organlarında infertilite
nedeni olabilecek patolojik olguların
teşhisine imkan sağlamaktadır.
 Rektal muayenenin saha şartlarında kısa
süre içerisinde, masrafsız ve herhangi bir
yardımcı gerece ihtiyaç duyulmaksızın
uygulanabilir olması, jinekolojik
muayenelerde bu yöntemi vazgeçilmez
kılmaktadır.
 Rektal muayene öncesinde; ineğin son
buzağılama tarihi, tohumlama sayı ve ta­
rihleri, üreme organlarını etkileyen
hastalıklar konusunda mutlaka anamnez
alınmalıdır.
Rektal Muayeneye Hazırlık

 Omuza kadar uzanan, kullanılıp atılabilir


plastik eldiven
 Tırnaklar kısa kesilmiş olmalıdır.
 Muayeneyi yapan kişi daima atik olmalı,
dirsek, omuz, kalça ve dizleri serbest ve
rahat bir pozisyonda olmalıdır.
 İneğin tam arkasında durulmalı
 Muayene yapan kişinin gevşek halde
olmalı
İneğin Zaptı Raptı

 Rektal muayenesi yapılacak inek, 1 ya da 2


yardımcı tarafından üç şekilde tutulabilir.

1-Sakin huylu bir inek, sol tarafında yönü


ineğe dönük vaziyette bulunan bir yardımcı
sağ eli ile ineğin kavramından sıkı bir şekilde
tutarak yukarıya doğru çeker, diğer eli ile
kuyruğu ineğin sağ tarafından alarak sol
tuber coxae üzerinde tutar.
Sakin bir
ineğin
rektal
muayene
için zaptı
raptı
2-Huysuz bir ineğin zaptı raptı; bir
yardımcı hayvanın sol ön ayak hizasında
sırtı hayvana dönük vaziyette durur, sağ
elinin baş ve işaret parmakları ile ineğin
burnunu sıkar, diğer el ile ineğin
kuyruğunu sağ taraftan alarak sol tuber
coxae üzerinde tutar.
Huysuz
bir
ineğin
zaptı
raptı
3- Aşırı huysuz ineklerin zaptı raptı için
iki yardımcı gerekmektedir.
Yardımcılardan biri ineğin sağ tarafında
durarak sol eli ile hayvanın boynuzundan
tutar, sağ elinin baş ve orta parmakları ile
ineğin burnundan tutarak, ineğin boynunu
sağa doğru bükerek sıkı bir şekilde tular.
Diğer bir yardımcı ineğin sol tarafında
durur ve kuyruğu soldan alarak sağ tuber
coxae hizasında tular.
1- Rektal muayeneye başlamadan önce
ineğin genel durumu ve anamnez
alınarak hayvan hakkında bilgi edinilmeye
çalışılmalıdır.
a) Hayvanın genel durumu değerlendirilmeli
özellikle besi, tırnak, meme ve ağrı
durumları değerlendirilmelidir.
 Hayvanda stres oluşturan tüm etmenler
ovaryum fonksiyonlarını olumsuz yönde
etkiler.
b) Anamnezde özellikle hayvanın yaşı, yavru
sayısı, son doğumunu nasıl yaptığı,
puerperal dönemi, yavrunun durumu,
yapılan tedaviler, tohumlama sayısı ve
tarihi, östrüs semptomları, östrüs süresi ve
aralığı hakkında bilgi alınmalıdır.
 Çünkü yöneltilen bu sorular ile yavru
verimi arasında doğrudan ilişki mevcuttur.
 Rektuma giriş öncesi dış genital organlar
vulav, vestibulum vagina büyüklük ve
konum yönünden değerlendirilmeli, kuyruğa
bulaşmış herhangi bir akıntının varlığı
araştırılmalıdır.
 Elin rektuma girişi sırasında güçlükle
karşılaşılmıyorsa kayganlaştırıcı
kullanılmamalıdır. İhtiyaç duyulduğunda az
miktarda kayganlaştırıcı jel anal bölgeye
sürülerek giriş kolaylaştırabilir.
 Taze dışkı
 Sabun, deterjan veya dezenfektan katkılı
maddeler kesinlikle kayganlaştırıcı olarak
kullanılmamalıdır. Bu tip kayganlaştırıcı
maddeler rektumu irrite ederler, vaginaya
bulaşması halinde spermatozoitler için
toksik etkileri vardır.
 Kasları gevşetmek için anal bölge hafif
şekilde ovulur.
 Parmak uçlarının birleştirilmesi ile konik bir
biçime getirilen el ile hafif çevirme hareketi
sırasında ileri doğru yapılan basınçla anal
sifinkter geçilir.
 Elin ampulla recti'ye sokulması ile
defekasyon refleksi uyarılmış olur.
 Ikınma ve peristaltik şeklinde oluşan
defekasyon hareketleri bazen muayeneyi
imkansız kılacak kadar güçlüdür.
 Kısa bir süre beklenirse peristaltik yavaşlar
ve bundan sonra muayeneye devam
edilebilir.
 Rektumdaki gaitanın yumuşak olması ve
muayeneye engel olmaması halinde
gaitanın boşaltılmasından vazgeçilebilir
 Gaitanın dışarı alınması barsak
peristaltiğini uyaracağından gereğinden
fazla gaitanın dışarı alınmasından
kaçınılmalıdır.
 Ancak rektal muayenede ovaryumların
muayenesi amaç­lanıyor ise gaitanın
boşaltılmasında fayda vardır.
 Aksi takdirde ovaryumlar ile muayeneyi
yapan elin arasında gaita ve eldivenin
bulunması tanıyı güçleştirir.
 Gaitanın boşaltılması sırasında
rektumda bulunan kolun dışarı
ve içeri doğru olan aşırı
Havanın
hareketlerinden kaçınılması
boşaltılması, gerekir.
rektumdaki elin
parmakları
birleştirilip avuç
içine doğru
büküldüklen
sonra, rektum
duvarı boyunca
dorsalden geriye
doğru özenli ve
ritmik çekme
hareketleri ile
sağlanır.
 Rektumdaki havanın dışarı alınmasında
kullanılan diğer bir yöntemde rektumun ön
ucuna ulaşılarak rektum duvarının kıvrım
yapılıp hafif bir şekilde kavramak ve
kuvvetli bir şekilde geriye doğru çekmektir.
 Rektumun yaralanması, derecesine göre
eldivene kanın bulaşması ya da dışkının
kanlı gelmesi ile kendini gösterir.
 Rek­tum yaralanmasının nedenleri
arasında, muayene sırasında aşırı
zorlamalar, peristaltik hareketler ve
ıkınmalar sırasında muayeneye devam
edilmesi, rektum hava ile dolu iken
palpasyon, gerektiğinden uzun süren
muayeneler, muayeneyi yapan kişinin
tırnaklarının uzun olması ve haşin
davranışlar sayılabilir.
 Rektal muayene esnasında dışkı ile bulaşık
olmayan 15-30 ml ya da daha fazla kan
veya taze kan pıhtısının görülmesi, büyük
ihtimalle rektum yırtılmasına işaret eder.
 Böyle durumlarda rektum hemen kontrol
edilir. Şayet rektumda yırtılma söz konusu
ise muayeneye son verilerek gerekli
tedaviye başlanır.
 Bu amaçla öncelikle penisilin, streptomisin,
tetrasiklin ya da sulfonamidler ve atropin
ile destekleyici te­daviye başlanılmalıdır.
 Hayvan damızlık özelliği taşımıyorsa
kesime sevk edilmelidir.
 İnek ve düvelerde üreme organlarının
muayenesine serviks uteri bulunarak
başlanılabilir.

 Muayene sırası
– serviks,
– uterus,
– Ovidukt
– ovaryumlar
şeklinde olmalıdır.
Serviksin Muayenesi
 Serviks ineklerde 7-10 cm, dü­velerde 5-6
cm uzunluğunda silindirik ve uterusa
kıyasla daha sert yapıdadır.
 Gebe olmayan inek ve düvelerde genellikle
pelvisin tabanında, orta çizginin biraz
sağında şayet sidik kesesi dolu ise daha
sağda, uterusun büyüklüğüne bağlı olarak
da bazen pubisin üzerinde, kısmen veya
tamamen karın boşluğuna sarkmış
konumlarda olabilir.
 Serviksin muayenesinde öncelikle simetrik olup
olmadığına bakılmalıdır.
 Simetrik olarak aşırı büyüklüğü, akut veya
kronik yangıya veya yeni oluşmuş bir abortun
belirlisi olabilir.
 Asimetrik büyüklüğü ise apseye, yaralanmaya
ya da daha önceden oluşmuş yaralanmadan
dolayı sikatriks dokusunun gelişmesine bağlı
olabilir.
 Beyaz düve hastalığı (White short-horn heifer
disease) gibi kalıtsal hastalıklarda serviksin
bulunmaması, hipoplazisi ve serviks dubleks gibi
oluşumlara dikkat edilmelidir
 Gebe olmayan hayvanlarda serviks sağa, sola,
ileriye ve geriye doğru serbestçe hareket et­
melidir.
 Serviksin serbest hareket etmemesi halinde;
– 70 gün veya daha uzun süreli gebelik,
– içeriği 2 lt'den daha fazla olan pyometra veya
mukometra,
– fötusun mumifikasyonu veya maserasyonu,
– uterusun çevre dokulara yapışması,
– büyük ovaryum tümörleri
– pelvis flegmonları
nedenler olarak düşünülmelidir. Ayırıcı tanının
yapılması zorunludur
Uterusun Muayenesi
 Serviksin bulunmasına müteakip el
ilerletilerek bifurkasyon noktasına kadar
gidilir.
 Uterusun muayenesine bifurkasyon
noktasından başlanarak cornulara doğru
gidilir.
 Gebe olmayan veya gebeliğin erken
döneminde bulunan ineklerde uterus
serbest olmalıdır.
 Serviksi takiben yaklaşık 5 cm
uzunluğunda corpus uteri yer alır.
 Uterusun bifurkasyon bölgesi pelvisin
hemen kranialinde yer alır.
 Cornu uteriler venirale doğru bükülmüş
olup 20-40 cm uzunluğundadır.
 Serviks uteri ve onu izleyen uterus
belirlendikten sonra muayene için pelvis
boşluğuna alınması en iyisidir.
 Karın boşluğuna doğru sarkık olan uterusu pelvis
boşluğuna almak için üç yöntem denenebilir.
1- Serviks uteri sıkıca
kavrandıkdan sonra
kaudal yönde çekilerek
ya da işaret ve orta
parmaklar intercornual
ligamentlere takılıp ve
uterusun çekilmesi ile
pelvis boşluğuna
alınması sağlanır.
Boş ve invole
olmuş uterus en kolay
bu yöntemle
toparlanabilir.
2- Serviks geriye doğru çekildikten sonra baş
ve işaret parmağı ile sabit tutulurken diğer
parmakla cornulardan bir tanesine ait
mezometrium yakalanır, önce dorsal daha
sonra caudal yönde çekilir. Daha sonra el
cornunun medialinden kaydırılarak
intercornual ligarnent yakalanır ve
buradan çekilerek uterus pelvise alınır.

 Büyük ve ağır uteruslar için bu yöntem


daha uygundur.
3- Kol rektuma iyice sokulduktan sonra el
karın boşluğuna ilerletilip dolu, ancak
çekilebilir büyüklükte olan uterus
bütünüyle avuçla kavranarak pelvise
alınır.

 İçinde bir miktar sıvı bulunan uterus


(pyometra, erken gebelik, vb.)
 Uterus pelvis boşluğuna alındıktan sonra
– uterusun büyüklüğüne,
– simetrisine,
– kıvamına,
– kontraksiyonuna,
– serbest hareket edip etmediğine
– içeriğine
dikkat edilmelidir.
 Uterusun büyüklüğünün değerlendirilmesi
sırasında avuç içinde toplanmasına ve
cornularm kalınlığına bakılmalıdır.
 Boş uterusun cornuları, intercornual
ligamentin bitiminden itibaren palpe
edildiklerinde tubuler ve et
kıvamındadırlar.
 Gebelikte ve bazı patolojik durumlarda
(pyo­metra, mukomeira, hydrometra, vb.)
bir veya her iki cornuda fluktuasyon
farkedilir.
 Cornular arasında düşük dereceli asimetrilerin
bulunabileceği göz önünde tutulmalıdır. Özellikle
gebeliğin oluştuğu cornuda doğum sonrası fizyolojik
olarak asimetri şekillenebilir.

Cornu uterinin palpasyonu


 Östrüs esnasında myometrium’un duyarlılığının
artması ve ritmik kontraksiyonlar sonucu uterus
duvarında tonus artışı gözlenir.
 Retiküler bağdokunun subepitel lamina
propria’sında glikozaminoglikan ve hyalurinik asit
birikir. Hyalurinik asitin özelliği hacminin 1000
katı kadar su toplayabilmesidir. Bunun sonucu
olarak endometrial ödem ve uterus duvarının 3
kat kalınlaşması söz konusudur.
 Endometrial ödem ve myometrium
kontraksiyonlarındaki artış uterusu östrüsten 3
gün önce ve östrüsten 2 gün sonrasına kadar
dokunmalara karşı duyarlı hale getirir.
 Ovulasyondan hemen sonra uterusun
kontraksıyon yeteneği azalarak 48. saatte
tamamen kaybolur.
 Ancak muayeneye direkt olarak,
ovaryumların palpasyonundan başlanması
halinde uterus kontraksiyonlarının
uyarılabileceği göz önünde tutulmalıdır.
 Ödem ise östrüsten 48-72 saat sonrasında
dahi palpe edilebilir.
Uterusun acuç içerisinde toplanması
 Uterusun büyüklüğünün (UB) tanımlan­masında aşağıdaki
tanımlamalar kullanılabilir.
UB I; uterus avuç içinde toplanabilir, cornular parmak
kalınlığındadır.
UB II; uterus avuç içinde toplanabilir, cornular iki parmak
kalınlığındadır.
UB III; uterus avuç içinde toplanabilir, cornular iki ile üç
parmak kalınlığındadır.
UB IV; uterusun avuç içerisinde top­lanamaz, ancak el ile
sınırlarının tayin edilmesi mümkün olabilir
UB V; uterusun el ile sınırlarının belirlenmesi güçlenmiştir,
büyük kurvaturanın tamamen palpe edilmesi mümkün
değildir.
UB VI; uterusun sınırlarının el ile belirlenmesi mümkün
değildir, büyük kurvaturaya ulaşılamaz.
Ovidukt Muayenesi
 Ortalama uzunluğu ineklerde
20-25 cm civarındadır.
 Sağlıklı hayvanlarda
oviductun palpasyonu
oldukça güçtür.
 Kıvamı infundibuluma kadar
hafif serttir.
 Yangısı halinde danada
sertleserek büyüklüğü
parmak kalınlığına kadar
ulaşabilir. Hidrosalpinx,
pyosalpinx ve hemosalpinx
halinde ise kıvamı
fluktuandır.
Ovaryumların Muayenesi
 İneğin yaşına, seksüel siklusun ve gebeliğin
dönemine göre ovaryumların büyüklük, şekil ve
konumları değişebilir.
 Gebe olmayan ineklerde çoğunlukla pelvisin
cranial girişinin ventralinde, büyük kruvatur
hizasında, orta çiz­ginin bir el genişliği lateralinde,
pelvis kemeri ile aynı düzeyde veya hafif
aşağısında yer alırlar.
 Bazen de ovaryumlar lig. lata uterilerin altında
yer alabilirler.
 Uterusun büyümesine neden olan her olgu
ovaryumların kraniale doğru yer değiştirmesine
neden olur.
 Rektal yolla ovaryumları palpe etmek için
cornuların dış bükey kenarları boyunca
gidilerek, mesometriumun ucundan
kaydırılan el ile iki yanlarda yer alan
ovaryumlar bulunur.

 Ovaryumlar serbest hareket etmeli, işaret


ve orta parmaklar arasında tespit edilerek
baş parmak ile kıvam ve üzerinde bulunan
oluşumlar yönünden palpe edilmelidir.
Ovaryumların muayenesi
 Ovaryumların bulunmasından sonra
büyüklüğü, yüzeyinin kayganlığı, üzerinde
bulunan oluşumlar ile kıvamı yönünden
muayene edilir.
 Ovaryum üzerindeki fonksiyonel yapıları
belirtmek için; anterior-posterior kutupları,
lateral-medial yüzleri ve bağlantılı serbest
kenarları şeklinde tanımlamalar yapılabilir.
 Ovaryumun büyüklüğü;
– üzerinde bulunan patolojik oluşumlara (kist,
tümör, hematom gibi),
– bakım ve beslenmesine (kaşektik inek­lerde
ovaryumlar küçüktür),
– hayvanın ırkına,
– yaşına (yaşlı hayvanlarda daha büyük),
– sek­süel siklusun evresine (proöstrüsün
başlangıcında ve puerperal dönemde küçük)
bağlı olarak değişebilir
 Ovaryumlarda yer alan fonksiyonel yapılar,
çeşitli aşamalardaki folliküller ve corpus
luteum'lardır.
 Folliküller ovaryum üzerinde kabarık,
fluktuan dış cidarı düzgün ve yuvarlak
olarak siklusun her döneminde palpe
edilebilir.
 Normal folliküller 1-2.5 cm çapındadırlar.
Çapı 1 cm'den küçük follikülleri palpe
etmek güç olabilir.
 Östrüs evresindeki Graaf follikülünün çapı
2-2,5 cm ye kadar ulaşabilir.
 Follikülün, Graaf follikülü olarak
tanımlanabilmesi için büyüklüğünün yanı
sıra uterusun tonusu ve
kontraksiyonlarındaki artışın da palpe
edilmesi gerekir.
 Ovulasyona yakın zamanda yapılacak
palpasyon sırasında fazla basınç yapılırsa
follikül kolayca patlatılabilir.
 Düzensiz siklusa sahip ineklerde, çapı 1.5-
2.5 cm arasında ve birden fazla bulunan
kalın çeperli folliküllere dikkat edilmesi
gerekir. Bu folliküllerin 8-14 gün sonra
yapılan mu­ayenelerinde, yapılarının
değişmemesi veya daha da büyümesi
ovaryumların kistik de­jenerasyonunu akla
getirmelidir.
 Ovulasyondan 12-24 saat sonra, follikül çu­
kurluğu yumuşak bir çöküntü halinde
palpe edilebilir.
 Ovulasyondan 24 saat sonra yerini
belirlemek güç olacağı gibi 48 saat sonra
ovulasyon çukurluğu kanla dolacağından
fark edilmez.
 Ovulasyonu izleyen 5-7 günde luteal
hücrelerin çoğalması ve hipertrofisiyle bu
bölgede corpus luteum şekillenir ve
siklusun ortalarında maksimum ölçülere
ulaşır.
a; Siklusun l. gününde
ovaryum ve Graf
follikülü, b; Siklusun 3.
gününde ovıılasyon
sonrası ovaryum,c; Şekil
b' de görülen ovaryumun
enlemesine kesiti, d;
Siklusun 7. gününde
büyümekte olan corpus
luteum ve ovaryum
kesiti, e; Siklusun 9.
gününde corpus luteum
ve ovaryum kesiti, f;
Siklusun 11. gününde
corpus luteumun
görünümü ve bir önceki
sıkluslan kalan rcgrese
corptıs luteumun kesil
görünümü, g; Siklusun
13. gü­nünde taç yapmış,
corpus luteum, h; Şekil g'
de görülen ovaryumun
kesiti, i, Siklusun 16.
gününde regrese corpus
luieum ile büyük ve
küçük tersiyer folliküller,
k; Şekil i' de görülen
ovaryumun kesiti, l:
Siklusun 19, gününde
regrese corpus luıeum ile
gelişmekte olan follikül
 Corpus luteum, başlangıç devresinde
yumuşak karaciğer kıvamında, gelişme
döneminde ovaryum ile aynı kıvamda ve
regresyona uğramaya başladıktan sonra
daha sert kıvamdadır.
 Olgun bir corpus luteumun hacmi tüm
ovaryumun 2/3’sine ulaşabilir, genellikle 2-
3 cm çapındadır.
 Corpus luteum'un bulunduğu ovaryum
diğerine göre daha bü­yüktür.
 Corpus luteum ovaryumun yüzeyinde bir
boyun ve taç oluşturur.
 Düvelerde ve post-partum ilk ovulasyonu
gösteren ineklerde biraz daha küçük
olabilir.
 Fonksiyonel bir cor­pus luteum ovaryumun
biçimini değiştirir
Corpus luteum
çoğunlukla
ovulasyon
çukurluğunun
çapından daha
geniş olarak,
yanlara doğru
taç şeklinde
bir çıkıntı
yapar.
 Sik­lusun 17. gününden sonra corpus
luteum küçülmeye başlar, bir sonraki
sıklusta bu corpus luteum küçülmüş ve
sertleşmiş olarak palpe edilir.
 Gerileme dönemindeki corpus luteum
ovaryumun yüzeyinde sert şekilde
hissedilmesine karşılık gelişme halindeki
corpus luteum ovaryumun dışına taşıp şişe
tıpası veya mantar tarzında bir taç
oluşturur. Bu dönemdeki corpus luteum’un
kıvamı ovaryum kıvamı ile aynı olması
nedeniyle ovaryum ile corpus luteumun
sınırlarının belirlenmesi oldukça güçtür.
Ovaryum yüzeyinden
corpus luteumun
taşma şekilleri.
a; Ovaryumun
yüzeyine mantar
şeklinde küçük bir
taşma,
b; Ovaryum yüzeyine
daha geniş, taşma,
c; Corpus luteum
tamamen ovaryum
yüzeyinde,
d; Corpus luteumun
yarısı ovaryumun
dışına taşmış,
e; Cor­pus luteumun
tümü ovaryum
içerisinde yer almakta
 Regresyonun başlaması ile birlikte
ovaryum dokusu ile corpus luteum
arasındaki kıvam farkı belirginleşir ve bu
dönemde corpus luteum ovaryum
dokusuna göre daha sert hissedilir.
 Regresyon döneminde ovaryum ile corpus
luteum arasındaki sınırda ince bir çukurluk
(çizgi) oluşur.
 Östrüsteki ineklerde uterusun tonusunda
ve kontraksiyonlarında artış ve ödem palpe
edilir.
 Ovaryumların muayenesinde folliküllerin
büyüklüğüne göre tohumlama konusunda
fikir edinilebilir.
 Ancak tohumlama zamanmın be­
lirlenmesinde tüm östrüs semptomlarının
değerlendirilmesinde büyük yarar vardır.
 Follikülün nohut büyüklüğüne ulaşması,
tepesinin kubbemsi hal alması ve fluktuasyonun
hissedilmesinden sonra tohumlama yapılmalıdır.

 Follikülün ovaryumun yüzeyine taştığı, ortalama


kiraz büyüklüğüne ulaştığı, fluktuan veya
hematom kıvamında bir yapı arz ettiği olgularda
tohumlama hemen yapılmalıdır

 Follikülün aşırı fluktuan olduğu ovulasyona


yakın dö­nemlerde, tohumlama için geç kalınmış
olup gebelik şansı azalmıştır.
 Özellikle follikülün daha küçük olduğu ve
fluktuasyonun hissedilmediği dönemler
tohumlama için erken olup, gebelik oluşması
ihtimali oldukça düşüktür

 Ovulasyondan sonra ovaryumlar üzerinde


sadece bir önceki dönemden kalan corpus
luteum sert kıvamda hissedilir.

 Rektal muayenede ovaryum bulguları


konusunda tereddüde düşülmesi halinde
muayene bir hafta sonra tekrarlanmalıdır.

You might also like