You are on page 1of 318

Eserin Özgün Adı: Children Freedom to be Yourself

TeMHakkı
©1996 Osho International Foundation, İsviçre, www.osho.com
© 2006 O W O Basım Yayın ve Tanıtım Hiz. San. Tic. Ltd. Şti.

Bu kitabın Türkçe yayın hakları


O W O Basım Yayın ve Tan. Hiz. San. Tic. Ltd. Şti.'ne aiittir.
Tanıtım için yapılacak kısa alıntılar haricinde
yayıncının izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz.

Bu kitaptaki içerik Osho'nun otuz yıllık bir zaman süresince dinleyiciler önünde
yaptığı çeşitli canlı konuşmalardan seçilmiş bir derlemedir. Osho'nun yapmış
olduğu tüm bu konuşmalar kitap olarak basılmıştır ve ayrıca (diğer dillerde)
ses kaydı olarak da sunulmaktadır. Ses kayıtları ve tüm yazılı metin arşivi
online olarak www.osho.com adresindeki Osho Kütüphanesinde bulunabilir.

OSHO, Osho International Foundation un tescilli markasıdır ve


Osho International Foundation'un izniyle bu kitapta kullanılmıştır.
Daha fazla bilgi için: w w w . o s h o . c o m

Çeşitli dillerde sunulan bu kapsamlı web sitesi aracılığıyla


meditasyon beldesinde online gezinti yapabilir, ulaşım bilgilerini bulabilir,
kitap ve kasetler hakkında bilgi alabilir, dünya çapındaki
Osho bilgi merkezlerine ulaşabilir ve
Osho'nun konuşmalarından seçmeler dinleyebilirsiniz.

Osho International % New York


E%posta: oshointernational@oshointernational.com
www.osho.com/oshointernational

Çeviren: Sangeet
Editör: Neslihan Şemsiyeci
Yayına Hazırlayan: Neslihan Şemsiyeci
Kapak Resmi: Çağla Turgul
Iç Tasarım: Girişim Dizgi / (0%212) 513 28 29
Basım: Kitap Matbaacılık / (0%212) 501 46 36

ISBN: 975%8817%21%3

0 W 0

Basım Y a y ı n ve T a n . H i z . San. Tic. Ltd. Şti.

Sangül Sokak No: 12/1 Caddebostan % İstanbul


Tel : (0%216) 385 94 42 • Faks: (0%216) 385 94 42
e%mail: kitap@ganjkitap.com • web: www.ganjkitap.com
İÇİNDEKİLE
R

Çocuğu n Nitelikleri 5
Neşel i Olmak 6
Zekâ 8
Masumiyet 13
Hamilelik, D o ğ u m ve Bebeklik 25
Çocuğu Sevmek ve Doyurmak 41
Çocuğu n Ağlamasına İzin Vermek 48
Tuvalet Eğitimi 49
Çocuk Hasta Olduğunda 50
Seksin Üç Aşaması 52
Koşullanm a 57
Yeni Çocuğa Anne Babalık Etmek 82
Hayatın Yedi Yıllık Döngüleri 98
Atın Babalar İçin Tavsiye 117
Gençler 157
Eğiti m 193
Beş Boyutlu Eğitim 217
Anne Babayla Barışmak 257
Meditasyon 281
Meditasyonlar 295
Gibberish Meditasyonu 295
Yeniden Doğuş 297
Anne Karnına Geri Dönmek 298
A n n e K a r n ı n ı n Sessizliğini H i s s e t 299
N e g a t i f t e n Pozitife G e ç m e k 300
Kahkaha Meditasyonu 302
Yüzdeki Gerginliği Serbest B ı r a k m a k 303
Kafadan Kalbe Geçmek 304

G e v şem e 305
O n İki Yaşına K a d a r Ç o c u k l a r İçin

Meditasyon 307
O n İki Y a ş ı n d a n B ü y ü k Ç o c u k l a r İçin
Meditasyon 308
K a v u şula n C e n n e t 309
Yazar Hakkında 317
Meditasyon Merkezi 319
Ço c u ğ u n Nitelikleri

Z e k i insanların t ü m hayatları b o y u n c a aklından


ç ı k a r a m a d ı ğ ı şey, ç o c u ğ u n d e n e y i m l e r i d i r . O n u y e n i -
d e n isterler; aynı m a s u m i y e t , a y n ı güzellik, aynı m e -
rak. O şimdi çok uzaktaki bir yankıdır; o n u sanki rü-
y a n d a g ö r m ü ş s ü n gibi gelir.

Ancak dinin tümü, ço-


Boyun eğen çocuk,
cuklukta yaşanan hayretin,
anne babası
hakikatin, hayatın içindeki
tarafından,
güzel d a n s d e n e y i m i n i n akıl-
öğretmenleri
dan çıkmamasından doğmuş-
tarafından,
tur. Kuşların şarkılarında,
herkes tarafından
g ö k k u şağını n r e n k l e r i n d e , çi-
övülür ve
çeklerin taze kokularında ço-
eğlenen çocuk
cuk, varlığının derinliklerinde
eleştirilir.
kaybetmiş olduğu bir cenneti
hatırlamaya devam eder.

D ü n y a d a k i t ü m dinlerin bir zamanlar insanların


c e n n e t t e yaşadığı, bir şekilde, bir n e d e n l e c e n n e t t e n k o -
vulmuş olduğu hikâyesindeki bu fikre sahip olması

5
ÇOCUK

rastlantı değildir. O n l a r farklı öyküler, farklı meseller-


dir a m a t e k bir basit gerçeği v u r g u l a r : B u ö y k ü l e r insa-
n ı n c e n n e t t e d o ğ d u ğ u v e b u n u y i t i r d i ğ i n i ş a i r a n e b i r şe-
kilde anlatır. Z e k i olmayanlar, geri zekâlılar o n u t a m a -
m e n u n u t u r . A n c a k zeki, duyarlı, y a r a t ı c ı olanla r b i r
z a m a n l a r b i l d i k l e r i v e a r t ı k silik b i r a n ı o l a n , k e n d i l e -
riyle birlikte kalmış, m u a z z a m c e n n e t t a r a f ı n d a n h i ç ra-
h a t bırakılmazlar. O n l a r y e n i d e n o n u a r a m a y a başlar.
C e n n e t arayışı senin ç o c u k l u ğ u n u y e n i d e n ara$
m a n d ı r . E l b e t t e b e d e n i n a r t ı k b i r ç o c u ğ u n b e d e n i ol-
m a y a c a k t ı r a m a bilincin b i r ç o c u ğ u n k i k a d a r saf b i r
bilinç olabilir. T ü m m i s t ik y o l u n sırrı b u d u r : S e n i y e -
n i d e n b i r ç o c u k y a p m a k t ı r ; m a s u m , hiçbir bilgi tara-
fından kirletilmemiş y a p m a k ; seni hiçbir şey bilmeyen,
hâlâ gizemi y o k edilemez hale getirmek; derin bir hay-
ret ve gizem d u y g u s u içerisinde ç e v r e n d e k i h e r şeyin
farkında yapmak.

Neşel i Olmak

Kimse çocuklarının dans etmesine, şarkı söyleme-


sine, b a ğ ı r m a s ı n a v e z ı p l a m a s ı n a izin v e r m e z . Ö n e m s i z
n e d e n l e r y ü z ü n d e n — b e l k i b i r şey kırılabilir, e ğ e r y a ğ -
m u r d a dışarı fırlarlarsa elbiseleri ıslanabilir— b u k ü -
ç ü k şeyler için m u h t e ş e m b i r m a n e v i nitelik, n e ş e ta-
m a m ı y l a y o k edilir.
B o y u n eğen çocuk, a n n e babası tarafından, öğret-
m e n l e r i t a r a f ı n d a n , h e r k e s t a r a f ı n d a n ö v ü l ü r v e eğle-
n e n ç o c u k eleştirilir. O n u n m u z i p l i ğ i b e l k i t a m a m e n z a $

6
Ç O C U ĞU N NİTELİKLERİ

rarsız olabilir ama o eleştirilir


çünkü potansiyel olarak bir Cennet arayışı
başkaldır ı tehlikesi vardır. Şa- senin çocukluğunu
yet çocuk muzip olma özgür- yeniden aramandır.

lüğün e tamamıyla sahip olarak Elbette bedenin

büyümeye devam ederse, o bir artık bir çocuğun

asiye dönüşecektir. O kolay- bedeni olmayacaktır

lıkla köleleştirilemez; insanları ama bilincin


bir çocuğunki kadar
yok etmek için ya da kendisini
saf bir bilinç olabilir.
y o k etmek için kolaylıkla or-
duya alınamayacaktır.
Asi çocuk asi bir gence dönüşecektir. O zaman
ona evliliği dayatamazsın; o zaman ona belirli bir işi
dayatamazsın; o zaman çocuğa anne babasının yerine
getirilmemiş arzularını ve özlemlerini yerine getirmesi
için dayatma yapamazsın. Asi genç kendi yolundan gi-
decektir. O hayatını en derindeki kendi arzularına gö-
re yaşayacaktır; başka birisinin ideallerine göre değil.
Tüm bu nedenler için muziplik bastırılır, en başın-
dan ezilir. Senin doğana asla söz hakkı verilmez. Ya-
vaş, yavaş kendi içinde ölü bir çocuk taşımaya başlar-
sın, içindeki bu ölü çocuk senin espri anlayışını y o k
eder: Tüm kalbinle gülemezsin, oynayamazsın, hayatın
küçük şeylerinden keyif alamazsın. O kadar ciddileşir%
sin ki hayatın genişlemektense büzüşmeye başlar.
Hayat her an kıymetli bir yaratıcılık olmalı. Ne
yarattığı n önemli değildir —deniz kıyısında kumdan
bir kale olabilir— amayaptığı n şey ne olursa olsun se-
nin neşenden ve coşkundan çıkmalıdır.

7
ÇOCUK

Zekâ

Zekâ. e l d e edilen bir şey


Zekâ elde edilen d e ğildir , o d o ğ u ş t a n d ı r , o ö z e
bir şey değildir, aittir , o h a y a t ı n y a p ı t a ş ı d ı r . S a -
o doğuştandır, dece çocuklar zeki değildir,
o öze aittir, h a y v a n l a r k e n d i t a r z ı n d a zeki-
o hayatın dir, a ğ a ç l a r k e n d i t a r z ı n d a ze-
yapıtaşıdır. kidir. E l b e t t e onların ihtiyaçla-
rı farklı olduğundan değişik
t ü r d e zekâlara sahiptirler a m a şu artık k a b u l edilmiş bir
gerçektir k i y a ş a y a n h e r şey zekidir. H a y a t z e k â olma-
d a n var olamaz; canlı olmak ve zeki olmak eş anlamlıdır.

A n c a k i n s a n s a d e c e zeki değil aynı z a m a n d a zekâ$


sının da farkında olması gibi basit bir n e d e n y ü z ü n d e n
bir ç ı k m a z d a d ı r . B u i n s a n ı n ayrıcalığı, g u r u r u , imtiya-
z ı d ı r , o n a h a s b i r ş e y d i r . A n c a k b u o n u n k o l a y l ı k l a ıs-
tırabına dönüşebilir. İnsan zeki o l d u ğ u n u n bilincinde-
dir; b u bilinç k e n d i s o r u n l a r ı nı y a r a t ı r . İlk p r o b l e m b u -
n u n egoyu yaratmasıdır.

Ego insanlar dışında hiçbir yerde var olmaz ve


ego ç o c u k b ü y ü d ü k ç e b ü y ü m e y e başlar. A n n e babalar,
okullar, kolejler, üniversiteler, o n l a r ı n h e p s i e g o n u n
güçlenmesine y a r d ı m ederler. B u n u n basit bir nedeni
v a r d ı r : İ n s a n y ü z y ı l l a r d ı r h a y a t t a k a l m a k için m ü c a d e -
le etmek zorundaydı ve sadece güçlü egoların y a ş a m
m ü c a d e l e s i n d e h a y a t t a k a l a b i l e c e ğ i fikri s a b i d e n d i , d e -
rin bir bilinçaltı k o ş u l l a n m a s ı haline geldi. H a y a t sade$

8
ÇOCUĞU N NITELIKLERI

ce bir hayatta kalma mücadelesine dönüşmüştür. Ve


bilim a d a m l a r ı b u n u , e n u y u m l u o l a n ı n h a y a t t a kaldığı
t e o r i s i ile d a h a d a i k n a e d i c i h a l e g e t i r m i ş l e r d i r . B u n e -
denle biz h e r ç o c u ğ u n g i d e r e k d a h a güçlü bir ego sahi-
bi olmasına y a r d ı m ederiz ve sorunların başladığı nok-
ta da burasıdır.

Ego güçlendikçe zekâyı


Zekâ ışıktır,
kaim, k a r a n l ı k bir k a t m a n ola-
ego karanlıktır.
rak çevrelemeye başlar. Zekâ Zekâ çok narindir,
ışıktır , ego karanlıktır. Zekâ ego çok serttir.
çok narindir, ego çok serttir
Zekâ. b i r ç i ç e k g i b i d i r , e g o b i r t a ş g i b i d i r . V e ş a y e t h a -
y a t t a k a l m a k i s t i y o r s a n s a n a — s ö z d e b i l e n l e r — t a ş gi-
bi olmak zorundasın, güçlü olmak zorundasın, kırılgan
olmamalısın derler. Senin bir kale haline, kapalı bir ka-
le haline gelmen gereklidir, böylelikle d ı ş a r d a n sana
saldırılamaz. S a n a nüfuz edilemez hale gelmelisin.

Fakat o zaman kapanırsın. O zaman zekân düşü-


n ü l d ü ğünd e ö l m e y e b a ş l a r s ı n ç ü n k ü z e k â n ı n a ç ı k g ö k -
yüzüne, rüzgâra, havaya, güneşe gelişmek, genişle-
mek, çiçek a ç m a k için ihtiyacı v a r d ı r . Y a ş a m a s ı için
o n u n devamlı bir akışa ihtiyacı vardır; eğer o durağan$
l a şırs a y a v a ş y a v a ş ö l ü b i r ş e y h a l i n e g e l i r .
Biz ç o c u k l a r ı n zeki k a l m a s ı n a izin v e r m e y i z . İlk
şey eğer onlar zeki olursa kırılgan olacaklar, hassas
olacaklar, açık olacaklar. E ğ e r onlar zeki olursa top-
l u m d a k i , devletteki, kilisedeki, eğitim sistemindeki p e k
çok yanlışlığı görebilecekler. O n l a r asi olacak. O n l a r
bireyler olacak; onlar kolaylıkla g ü d ü l e n m e y e c e k . O n $

9
ÇOCUK

l a n ezebilirsin a m a onları esir alamazsın. O n l a r ı y o k


edebilirsin a m a onları b o y u n eğmeye zorlayamazsın.
Bir a n l a m d a z e k â ç o k y u m u ş a k t ı r , bir gül gibidir,
d i ğe r b i r a n l a m d a i s e o n u n k e n d i n e a i t g ü c ü v a r d ı r . B u
güç incedir, k a b a değildir. Bu g ü ç başkaldırının gücü-
d ü r , b o y u n e ğ m e m e t a v r ı n ı n g ü c ü d ü r . Kişi r u h u n u sat-
m a y a razı değildir.

K ü ç ü k ç o c u k l a r ı izle v e o z a m a n b a n a s o r m a y a -
caksın; o n l a r ı n z e k â s ı n ı g ö r e c e k s i n . Evet, o n l a r bilgi
sahibi değildir. E ğ e r o n l a r ı n bilgi sahibi o l m a s ı n ı ister-
sen o z a m a n onları n zeki olmadığını d ü ş ü n e c e k s i n . Şa-
y e t o n l a r a bilgiye dayalı s o r u l a r s o r a r s a n , o z a m a n on-
lar zeki g ö z ü k m e y e c e k . F a k a t o n l a r a bilgiyle h i ç alaka-
sı olmayan, ani yanıtlar gerektiren gerçek sorular sor
ve bak: O n l a r s e n d e n çok d a h a zekidirler. Elbette
e g o n b u n u k a b u l e t m e n e izin v e r m e y e c e k t i r a m a şayet
b u n u k a b u l edebilirsen b u s a n a m u a z z a m bir şekilde
y a r d ı m c ı olacak. B u s a n a y a r d ı m edecek, b u senin ço-
cuklarına y a r d ı m edecek ç ü n k ü şayet onların zekâsını
görebilirsen o n l a r d a n p e k çok şey öğrenebilirsin.

T o p l u m s e n i n z e k â n ı m a h v e t m i ş bile olsa o n u ta-


m a m e n y o k e d e m e z ; sadece o n u p e k ç o k bilgi k a t m a n ı
ile ö r t e r .

V e m e d i t a s y o n u n t ü m işlevi b u d u r : S e n i k e n d i içi-
ne d a h a derinlere götürmek. O, kendi zekânın yeral-
tında kalan su kaynağını bulacağın noktaya k a d a r kaz-
d ı ğın , k e n d i z e k â n ı n ç a ğ l a y a n ı n ı k e ş f e d e n e k a d a r iler-
l e y e c e ği n b i r y ö n t e m d i r . Ç o c u ğ u n u y e n i d e n k e ş f e t t i -
ğin z a m a n , y a l n ı z c a o z a m a n y e n i d e n ve y e n i d e n ço$

10
ÇOCUĞU N NITELIKLERI

cukların gerçekten zeki o l d u ğ u n u vurgularken ne de-


mek istediğimi anlayacaksın.

A n n e s i k ü ç ü k P e d r o ' y u b i r p a r t i y e g ö t ü r m e k için
hazırlıyordu. Saçını taramayı bitirdiğinde gömlek ya-
kasını d ü z e l t t i ve "Artı k git o ğ l u m . İyi v a k i t g e ç i r . . . v e
uslu d u r ! " dedi.
" H a d i a n n e ! " dedi Pedro. "Lütfen ben ayrılmadan
önce hangisinin olacağına k a r a r ver!"

Arılayabildin mi? A n n e , "İyi vakit geçir ve uslu


d u r " d i y o r d u . Ş i m d i , b u ikisi birlikte y a p ı l a m a z . V e ço-
c u ğu n y a n ı t ı s o n d e r e c e ö n e m l i d i r . " L ü t f e n b e n a y r ı l -
m a d a n ö n c e h a n g i s i n i n o l a c a ğ ı n a k a r a r v e r ! E ğ e r iyi
vakit g e ç i r m e m e izin v e r i r s e n o z a m a n uslu o l a m a m ;
e ğe r u s l u o l m a m ı i s t e r s e n o z a m a n iyi v a k i t g e ç i r e $
m e m " diyor. Ç o c u k çatışmayı çok net görebilir; b u an-
ne için ç o k görülebilir olmayabilir.

Y o l d a n geçen birisi b i r çocuğa, "Evlat, saatin k a ç


o l d u ğun u b a n a s ö y l e y e b i l i r m i s i n ? " d i y e s o r a r .
"Evet, elbette," diye yanıtlar çocuk, " A m a niye
b u n a ihtiyacınız v a r ki? O sürekli değişip d u r u r ! "

O k u l u n ö n ü n e y e n i bir trafik işareti k o n u l m u ş t u .


Ü z e r i n d e şöyle y a z ı y o r d u : "Yavaş s ü r ü n . B i r öğrenci-
yi ezmeyin."
E r t e s i g ü n b u n u n a l t ı n a ç o c u k s u b i r e l y a z ı s ı ile
ş öyl e y a z ı l m ı ş t ı : " Ö ğ r e t m e n i b e k l e y i n ! "

11
ÇOCUK

K ü ç ü k P i e r i n o y ü z ü n d e b ü y ü k b i r g ü l ü m s e m e ile
okuldan eve döner.
"Ah! Canım çok mutlu gözüküyorsun. O k u l d a n
h o şlanıyorsu n d e m e k ki, ö y l e d e ğ i l m i ? "
" S a ç m a l a m a A n n e , " diye yanıtlar çocuk. "Gitmek-
le, g e r i g e l m e y i k a r ı ş t ı r m a y a l ı m . "

Küçük çocuk okula yavaşça yürüyerek giderken


d u a eder: "Sevgili T a n r ı m , lütfen o k u l a geç k a l m a m a
izin v e r m e . Y a l v a r ı y o r u m s a n a T a n r ı m , o k u l a z a m a -
n ı n d a v a r m a m a izin v e r . . . "
O an bir m u z k a b u ğ u n a basıp, b i r k a ç m e t r e ka-
yar. Kendisini toparlayıp, canı sıkkın bir şekilde göğe
bakar ve " T a m a m , t a m a m Tanrım, itmene gerek yok,"
der.

G e n ç ö ğ r e t m e n k a r a t a h t a y a şöyle y a z a r : " B ü t ü n
yaz b o y u n c a hiç eğlenmedim" sonra çocuklara sorar:
"Bu cümlede yanlış olan şey nedir ve o n u d ü z e l t m e m
için n e y a p m a m l a z ı m ? "
K ü ç ü k Ernie, a r k a taraftan bağırır: "Bir e r k e k ar7
kadaş bul."

Küçük çocuğa bir psikolog test uyguluyordu.


"Büyüyünce ne y a p m a k istiyorsun?"
"Bir doktor, y a d a bir ressam y a d a bir p e n c e r e te-
mizleyicisi o l m a k i s t i y o r u m " diye y a n ı t l a r ç o c u k . Kafa-
sı karışmış bir şekilde psikolog sorar, " F a k a t . . . p e k net
d e ğilsi n d e ğ i l m i ? "

12
ÇOCUĞU N NITELIKLERI

" N i ç i n olmasın ki? S o n derece netim. Çıplak ka-


dın g ö r m e k i s t i y o r u m . "

A k şa m y e m e ğ i n d e n s o n r a b a b a s ı o ğ u l l a r ı n a o t u r -
ma odasında öyküler anlatıyordu. " B ü y ü k b ü y ü k ba-
ltam R o s a l a r ' a k a r ş ı savaşmıştı, a m c a m K a i s e r ' e k a r ş ı
s a v a şmıştı , dedem İspanya savaşında Cumhuriyetçi$
ler'e k a r ş ı s a v a ş t ı v e b a b a m İ k i n c i D ü n y a S a v a ş ı ' n d a
Almanlara karşı savaştı."
E n k ü ç ü k oğlan b u n a şöyle bir y a n ı t verdi: " K a h r e t-
s i n ! B u a i l e n i n n e s i v a r ? H i ç k i m s e ile g e ç i n e m e z l e r m i ? "

Masumiyet

K ü ç ü k çocuklar m a s u m d u r ; fakat onlar b u n u ka-


z a n m a m ı şlardır , o d o ğ a l d ı r . O n l a r a s l ı n d a c a h i l d i r fa-
kat onların cehaleti, s ö z d e ö ğ r e n m e k t e n d a h a iyidir
ç ü n k ü bilmiş kişi basitçe cehaletini sözcüklerle, teori-
lerle, ideolojilerle, felsefelerle , dogmalarla, inançlarla
gizler. O c e h a l e t i n i g i z l e m e y e çalışıyor a m a o n u biraz-
cık k a z ı v e i ç e r d e k a r a n l ı k t a n b a ş k a h i ç b i r şey, c e h a -
letten b a ş k a hiçbir şey b u l a m a y a c a k s ı n .
B i r ç o c u k bilmiş b i r k i ş i d e n ç o k d a h a iyi b i r hal-
d e d i r ç ü n k ü o n l a r h e r ş e y i g ö r e b i l i r . O n l a r c a h i l d e ol-
salar, spontanedirler, o n l a r cahil de olsalar onların
k a v r a y ı şlar ı m u a z z a m b i r d e ğ e r e s a h i p t i r .

Hıçkırık t u t m u ş k ü ç ü k bir çocuk ağlayarak, "An-


ne, içeriye d o ğ ru h a p ş ı r ı y o r u m " dedi.

13
ÇOCUK

K ü ç ü k b ir ç o c u k p s i k o l o g u n ofisine ç o k g e v e z e
olan annesi tarafından götürülmüştü. Psikolog k ü ç ü k
a d a m ı inceledi ve sorulara çok zor bir şekilde dikkati-
ni verebildiğini g ö r ü p şaşırdı.
Psikolog ona, " D u y m a k l a ilgili b i r s o r u n u n m u
v a r ? " diye s o r d u . " H a y ı r " diye yanıtladı ufaklık. " D i n -
l e m e k l e ilgili b i r s o r u n u m v a r . "

Kavrayışı görebiliyor m u s u n ? D i n l e m e k ve duy-


m a k t a m a m ı y l a farklıdır. Ç o c u k şöyle diyor: "Duy-
m a k l a ilgili b i r z o r l u k y a ş a m ı y o r u m a m a d i n l e m e k t e n
bıktım. Duymak zorundasm —geveze anne orada-
d ı r — a m a d i n l e m e k l e ilgili s o r u n u m v a r . D i k k a t i m i
veremiyorum."
A n n e v e o n u n g e v e z e l i ğ i ç o c u k t a k i k ı y m e t l i b i r şe-
y i m a h v e t m i ş t i r : O n u n d i k k a t i . O s o n d e r e c e s ı k ı l m ı ş t ı r.

i k i n c i sınıf ö ğ r e t m e n i , ç o c u k l a r ı a r i t m e t i k p r o b l e -
mi üzerinde uğraşmaları için tahtaya kaldırmıştı.
U f a k l ı ğı n b i r i , " T e b e ş i r s i z i m " d e d i .
" B u d o ğ r u değil" d e d i ö ğ r e t m e n . " B u n u d o ğ r u şe-
kilde söylemenin y ö n t e m i ş u d u r : Benim hiç tebeşirim
yok, senin hiç tebeşirin yok, bizim hiç tebeşirimiz yok,
onların hiç tebeşirleri y o k ' şimdi anlaşıldı m ı ? "
" H a y ı r " dedi k ü ç ü k oğlan. " T ü m bu tebeşirlere ne
oldu?"

P a p a z ı n e r g e n k ı z ı d a n s t a n d ö n d ü ğ ü n d e s a a t sa-
b a h ı n ü ç ü n ü gösteriyordu. P a p a z ve karısı kızı bekle$

14
Ç O C U ĞU N NİTELİKLERİ

inekteydiler ve kız ön kapıya geldiğinde, babası ona


hor görür şekilde, "Günaydın Şeytan'ın çocuğu" dedi.
Herhangi bir çocuğun yapması gerektiği gibi tatlı bir
şekild e konuşan kız, "Günaydın Baba" dedi.

Öğretme n çıkarma yapmayı öğretmeye çalışıyor-


du, "Şimdi Hugh," dedi "eğer baban haftada 180 do-
lar kazansaydı ve 6 dolarını sigorta için, 10.8 dolarını
sosyal güvenlik için ve 24 dolarını vergiler için kesse%
lerdi ve sonra da kalanı annene verseydi annene ne ka-
lırdı?"
"Bir kalp krizi "dedi çocuk.

Akşa m yemeği bitmişti, baba ve dokuz yaşındaki


oğl u oturma odasında televizyon seyrediyordu. Anne
ve kızı mutfakta bulaşık yıkıyordu. Ansızın baba ve
oğul , mutfakta bir şeylerin kırılmasından çıkan berbat
bir ses duydular. Şaşkın bir şekilde bir an beklediler
ama bir ses duymadılar.
"Tabağı kıran Annemdi" dedi çocuk.
"Nereden biliyorsun diye?" sordu babası.
"Çünkü hiç dırdır etmiyor" diye yanıtladı oğlan.

Mutfaktan kırılmış bir bardak ya da kırılmış bir


porselenin sesi geldi.
"Willy, Tanrı aşkına mutfakta ne yapıyorsun? "di-
ye bağırdı oturma odasından annesi.
"Hiç, zaten yaptım!" dedi Willy.

15
ÇOCUK

N e w E n g l a n d b ö l g e s i n d e çalışan b i r satıcı, Kali-


forniya'ya gönderiliyordu. Haftalardır evdeki belli
b a şl ı k o n u ş m a m e v z u s u b u y d u .
T a s ı n m a d a n ö n c e k i gece, beş y a ş ı n d a k i kızı d u a
e d e r k e n şöyle dedi: "Ve T a n r ı m , artık s a n a s o n s u z a
d e k elveda d e m e m gerekiyor ç ü n k ü y a r ı n Kaliforni-
ya'ya taşınıyoruz!"

Bir çocuk olarak kendi saflığınızı korumayı ve


etraftaki yetişkinler tarafından sindirilmeye
izin vermemeyi nasıl başardınız?
Bu cesareti nereden edindiniz?

M a s u m i y e t , c e s a r e t v e saflığın h e r i k i s i d i r . Ş a y e t
m a s u m s a n cesarete ihtiyacın y o k t u r . Saflığa d a ihtiyaç
y o k t u r ç ü n k ü m a s u m i y e t t e n d a h a saf, k r i s t a l n e t l i ğ i n -
de b a ş k a hiçbir şey olamaz. Yani t ü m mesele kişinin
m a s u m i y e t i n i n a s d k o r u y a c a ğ ı d ı r. M a s u m i y e t elde edi-
lecek bir şey değildir. O öğrenilecek bir şey değildir. O
y e t e n e k gibi bir şey değildir: Resim, m ü z i k , heykel; bu
ş eyle r g i b i d e ğ i l d i r . D a h a ç o k
nefes almak gibidir, birlikte
Masumiyet,
d ü n y a y a geldiğin bir şeydir.
herkesin doğasıdır.
Hiç kimse masum Masumiyet herkesin do$

olmadan doğmaz. ğ asıdır . H i ç k i m s e m a s u m ol-

Nasıl bir kimse m a d a n doğmaz. Nasıl bir kim-

masum olmadan se m a s u m olmadan doğabilir?

doğabilir? D o ğum , dünyaya bir tabula


rasa o l a r a k , ü z e r i n e h i ç b i r ş e y

16
ÇOCUĞU N NITELIKLERI

yazılmadan gelmişsin demektir. Yalnızca geleceğin


var, geçmiş y o k . M a s u m i y e t i n a n l a m ı b u d u r . B u ne-
d e n l e öncelikli o l a r a k m a s u m i y e t i n n e a n l a m l a r a geldi-
ğ in i a n l a m a y a ç a l ı ş .
ilk olarak geçmiş yok, sadece gelecek. D ü n y a y a
m a s u m b i r i z l e y i c i ile b i r l i k t e g e l d i n . H e r k e s a y n ı ş e -
k i l d e gelir, a y n ı bilin ç niteliğiyle.
S o r u ş u d u r ; bi ç k i m s e n i n m a s u m i y e t i m i , saflığımı
b o z m a m a s ı n ı nasıl sağladım, bu cesarete n e r e d e n sahip
o l d u m ? Yetişkinler ve onların d ü n y a s ı t a r a f ı n d an nasıl
a şağılanmamay ı başardım?
B e n hiçbir şey y a p m a d ı m , o n e d e n l e n a s d sorusu-
n u n bir anlamı y o k . B u sadece oldu, b u y ü z d e n b e n
bunu üzerime alamam.
M u h t e m e l e n b u h e r k e s i n b a ş ı n a gelir a m a sen
b a şk a ş e y l e r l e i l g i l e n i r s i n . S e n y e t i ş k i n d ü n y a s ı ile p a -
zarlık y a p m a y a başlarsın. Onların sana verebilecek
p e k çok şeyi vardır . S e n i n s e verebileceğin t e k bir şey
vardır ve o da kendine saygındır, dürüstlüğündür.
S e n i n f a z l a b i r ş e y i n y o k , t e k b i r şey; o n u i s t e d i ğ i n
ş ekild e a d l a n d ı r a b i l i r s i n : M a s u m i y e t , z e k â , ö z g ü n l ü k ,
sadece tek bir şeyin var.
Ve ç o c u k doğal olarak etrafından g ö r d ü ğ ü h e r şey
ile s o n d e r e c e ilgilidir. O s ü r e k l i o l a r a k ş u n a s a h i p ol-
mayı, b u n a sahip olmayı istiyor; b u insan doğasının bir
parçasıdır. Eğer k ü ç ü k bir çocuğa bakarsan; yeni doğ-
m u ş bir ç o c u ğ a bile b a k t ı ğ ı n d a bir şeylere t u t u n m a y a
b a şladığın ı görebilirsin; e l l e r i b i r ş e y b u l m a y a çalışı-
yor. Yolculuğa başlamıştır.

17
ÇOCUK

Yolculukta kendisini kay-


Senin
bedecek çünkü bu dünyada
fazla bir şeyin yok,
tek bir şey; bedelini ö d e m e d e n hiçbir şeye

onu istediğin şekilde s a h i p o l a m a z s ı n. Ve zavallı ço-

adlandırabilirsin. c u k verdiği şeyin n e k a d a r kıy-

Masumiyet, metli olduğunu anlayamaz. O


zekâ, özgünlük, sadece k a d a r ki, t ü m d ü n y a b i r taraf-
tek bir şeyin var. ta olsa ve o n u n b ü t ü n l ü ğ ü de
d i ğe r t a r a f t a o l s a, o z a m a n b i l e
b ü t ü n l ü ğ ü d a h a ağırdır d a h a kıymetlidir. Ç o c u ğ u n bu-
n u b i l m e olasılığı y o k t u r . S o r u n b u d u r ç ü n k ü o s a h i p
o l d u ğ u şeye basitçe sahiptir. O b u n u kanıksamıştır.

B a n a m a s u m i y e t i m i v e saflığım ı n a s ı l k a y b e t m e -
meyi başardığımı soruyorsun. Ben hiçbir şey y a p m a -
dım; sadece basitçe, en b a ş ı n d a n beri.. . B e n yalnız bir
çocuktum çünkü anneannem ve dedem tarafından ye-
t i ştirildim . A n n e m ve b a b a m l a birlikte değildim. Bu iki
y a şl ı i n s a n y a l n ı z l a r d ı v e o n l a r s o n g ü n l e r i n i n n e ş e s i
olacak bir ç o c u k istediler. A n n e m v e b a b a m onlarla
h e m f i k i r o l d u : B e n o n l a r ı n e n b ü y ü k ç o c u ğ u y d u m , ilk
d o ğa n b e n d i m ; b e n i g ö n d e r d i l e r . Ç o c u k l u ğ u m u n i l k
y ı l l a r ı n d a b a b a m ı n a i l e s i ile h i ç ilişki k u r d u ğ u m u h a t ı r -
l a m ı y o r u m . B u iki a d a m l a — d e d e m v e g e r ç e k t e n güzel
bir a d a m olan o n u n yaşlı hizmetçisi— ve yaşlı annean-
n e m . . . b u üç insan. Ve boşluk çok b ü y ü k t ü . . . b e n ke-
sinlikle t e k b a s m a y d ı m . A r k a d a ş ı m y o k t u , a r k a d a ş l ı k
olamazdı. O n l a r b a n a karşı m ü m k ü n olduğunca çok
a r k a d a şç a d a v r a n m a y a ç a l ı ş t ı l a r a m a b u m ü m k ü n d e -
ğildi .

18
Ç O C U ĞU N NİTELİKLERİ

T e k b a ş ı m a k a l m ı ş t ı m . O n l a r a b a z ı şeyleri söyle-
yemezdim. Başk a hiç kimse y o k t u ç ü n k ü ailemin en
z e n g i n i o l d u ğ u k ü ç ü k b i r k ö y d ü . V e o , h e p s i iki y ü z ki-
ş ide n f a z l a o l m a y a n o k a d a r k ü ç ü k b i r k ö y d ü v e o k a -
dar yoksullardı ki a n n e a n n e m ve d e d e m k ö y ü n çocuk-
l a r ı ile k a y n a ş m a m a i z i n v e r m e z l e r d i . O n l a r k i r l i y d i v e
elbette onlar neredeyse dilenciydi. Yani a r k a d a ş sahibi
olmanın hiçbir yolu yoktu. Bu m u a z z a m bir etki yarat-
tı. T ü m y a ş a m ı m b o y u n c a h i ç a r k a d a ş o l m a d ı m , a r k a -
d a şı m o l a r a k k i m s e y i t a n ı m a d ı m . E v e t , t a n ı ş ı k l ı k l a r ı m
oldu.
B u ilk, e r k e n y a ş l a r d a o k a d a r y a l n ı z d ı m k i b u n -
d a n h o ş l a n m a y a başladım; ve o gerçekten bir coşku-
d u r . Y a n i b u b e n i m için b i r l a n e t değildi, o n u n b i r rah-
met olduğu kanıtlandı. O n d a n hoşlanmaya başladım
v e k e n d i k e n d i m e yeterli o l d u ğ u m u hissetmeye başla-
dım; hiç k i m s e y e bağımlı değildim. H i ç b i r z a m a n , ço-
c u k l u ğumda n i t i b a r e n o y n a m a k i ç i n h i ç b i r y o l o l m a d ı -
ğı, o y n a y a c a k h i ç k i m s e o l m a d ı ğ ı g i b i b a s i t n e d e n l e r l e
h i ç o y u n l a r l a i l g i l e n m e d i m . H â l â b u e r k e n y a ş l a r d a sa-
dece otururken kendimi görebiliyorum.
H e m e n b i r g ö l ü n ö n ü n d e k i güzel bir y e r d e , evimiz
vardı. K i l o m e t r e l e r c e u z a k t a , göl... Ve o, o k a d a r gü-
zel ve o k a d a r sessizdi ki. S a d e c e a r a d a s ı r a d a b e y a z
t u r n a l a r ı n u ç a r k e n o l u ş t u r d u ğ u b i r çizgi g ö r ü r s ü n y a
da aşk şarkıları söylerler ve h u z u r bozulur; aksi taktir-
d e orası m e d i t a s y o n için t a m a m ı y l a d o ğ r u y e r d i r . V e
onlar h u z u r u b o z d u ğ u n d a — b ir k u ş u n aşk çağrısı—
o n u n çağrısından s o n r a h u z u r derinleşirdi, d a h a derin
olurdu.

19
ÇOCUK

Göl, nilüferlerle d o l u y d u ve saatler b o y u n c a ken-


di b a ş ı m a öylesine m u t l u b i r şekilde o t u r u r d u m ki san-
k i d ü n y a u m u r u m d a değildi: Nilüferler, beyaz t u r n a -
lar, sessizlik.

Ve anneannem ve dedem
b i r şeyin; t e k b a ş ı n a o l m a k t a n
Daha iyi bir dünyada
h o şlandığımı n s o n d e r e c e far-
her aile çocuklarından
öğren ecektir. kındaydı. O n l a r sürekli olarak

Onlara öğretmek için benim köye gidip birileriyle

çok acele ediyorsun. b u l u şmay a ya da birileriyle


Öyle görünüyor ki k o n u şmay a h i ç i s t e k d u y m a -
hiç kimse onlardan d ı ğım ı görüyorlardı. Onlar
öğrenmiyor ve onların k o n u şma k i s t e s e l e r b i l e b e n i m
ne kadar çok yanıtım evet ya da hayırdı;
öğretecek şeyi var. b e n d e p e k k o n u ş m a k l a ilgi-
Ve onlara öğretecek lenmiyordum. Böylelikle on-
senin hiçbir lar tek başına kalmaktan hoş-
şeyin yok. l a n d ı ğımı n f a r k ı n a v a r d ı l a r v e
beni rahatsız etmemek onların
k u t s a l göreviydi. Ç o c u k l a r a , "Sessiz ol ç ü n k ü b a b a n
d ü şünüyor , b ü y ü k b a b a n d i n l e n i y o r . S e s s i z ol, s e s çı-
k a r m a d a n otur" dersin. Benim çocukluğumda b u n u n
t a m tersi gerçekleşti. Ş i m di niçin y a d a nasıl o l d u ğ u n u
cevaplayamam ; bu basitçe gerçekleşti. Bu nedenl e bu-
n u n basitçe böyle o l d u ğ u n u söylerim; b u b e n i m başa-
r ı m değildir.

Bu üç yaşlı insan sürekli birbirlerine işaretler ya-


p a r a k , " O n u rahatsız etme; b u n d a n çok keyif alıyor"
d e r d i . V e o n l a r b e n i m sessizliğimi s e v m e y e b a ş l a d ı .

20
Ç O C U ĞU N NİTELİKLERİ

Sessizliği n bir titreşimi vardır; özellikle de zorla


dayatılmamışsa , sen "Eğer bir sorun ya da ses çıkarır-
san seni döverim" dediğin için değilse, o bulaşıcıdır.
Hayır, bu sessizlik değildir. Bu, benim bahsettiğim ne-
şe dolu titreşimi yaratmayacaktır. Bir çocuk kendi ba-
şına sessiz olduğunda, hiçbir neden y o k k e n keyif aldı-
ğında , sebepsiz yere mutlu olduğunda her tarafta mu-
azzam dalgalar yaratır.
D a h a iyi bir dünyada her aile çocuklarından öğre-
necektir. Onlara öğretmek için çok acele ediyorsun.
Öyle görünüyor ki hiç kimse onlardan öğrenmiyor ve
onların ne kadar çok öğretecek şeyi var. Ve onlara öğ-
retecek senin hiçbir şeyin yok.
Sırf onlardan daha yaşlı ve daha güçlü olduğun
için ne olduğunu, nereye ulaştığını, iç dünyadaki ko-
numunun ne olduğunu hiç düşünmeden onu tıpkı ken-
dine benzetiyorsun. Sen bir zavallısın; ve çocuğunun
da aynısı olmasını mı istiyorsun?
Ancak hiç kimse düşünmez; aksi taktirde insanlar
küçük çocuklardan öğrenirlerdi. Çocuklar öte dünya-
dan o kadar çok, pek çok şey getirir ki çünkü onlar
çok yeni gelmişlerdir. Onlar hâlâ rahmin sessizliğini,
varoluşu n kendi sessizliğini taşırlar.
Yani yedi yıl boyunca rahatsız edilmeden; başımın
etini yiyecek, iş hayatı, siyaset, diplomasi dünyasına
beni hazırlayacak kimse olmadan kalabilmem sadece
bir rastlantıdır. Anneannem ve dedem —özellikle de
anneannem— beni mümkün olduğu kadar doğal ha-
limde bırakmakla daha çok ilgileniyorlardı. Annean%

21
ÇOCUK

n e m sebeplerden bir tanesidir —böylesi k ü ç ü k şeyler


t ü m y a ş a m döngülerini etkiler— o b e n i m t ü m kadınlı-
ğa d u y d u ğ u m saygının nedenlerinden bir tanesidir.
O basit bir kadındı, eğitimsizdi a m a m u a z z a m de-
r e c e d e d u y a r l ı i d i . D e d e m e v e h i z m e t ç i s i n e n e t b i r şe$
kilde ş u n u gösterdi: " H e p i m i z bizi hiçbir y e r e ulaştır-
m a y a n belirli bir h a y a t y a ş a d ı k . H e r z a m a n o l d u ğ u ka-
d a r b o ş u z ve ölüm yaklaşıyor." Israrla; "Bırakın bu ço-
cuk bizim tarafımızdan etki altında kalmasın. Ne etki-
miz olabilir ki...? S a d e c e o n u k e n d i m i z gibi yapabili-
r i z v e b i z h i ç b i r ş e y d e ğ i l i z . O n a k e n d i s i o l m a s ı içi n b i r
fırsat t a n ı y ı n " d e d i.
Bu yaşlı k a d ı n a son derece minnettarım. D e d e m
s ü r e k l i v e s ü r e k l i o l a r a k e r y a d a g e ç k e n d i s i n i n so-
rumlu olacağından endişeleniyordu: "Bize, 'Çocuğu-
m u z u s i z e b ı r a k t ı k v e siz o n a h i ç b i r ş e y ö ğ r e t m e m i ş s i $
niz' diyecekler."

A n n e a n n e m b u n a izin d a h i v e r m e d i . . . ç ü n k ü k ö y -
d e b a n a e n a z ı n d a n dili, m a t e m a t i ğ i n b a ş l a n g ı c ı n ı , b i r a z
c o ğrafyay ı ö ğ r e t e b i l e c e k b i r a d a m v a r d ı . O, Hindis-
t a n ' d a i l k ö ğ r e t i m o l a r a k a d l a n d ı r ı l a n e ğ i t i m i n ilk d ö r t
yılını t a m a m l a m ı ş t ı a m a o k ö y d e k i en eğitimli insandı .

D e d e m t ü m g ü c ü y l e çabaladı: " B u a d a m gelip o n a


ö ğretebilir , en a z ı n d a n alfabeyi, b i r a z m a t e m a t i ğ i bile-
c e k , b ö y l e c e a n n e b a b a s ı n a g i t t i ğ i n d e o n l a r y e d i yılı t a -
mamıyla boşa harcadığımızı söylemeyecekler."
F a k a t A n n e a n n e m şöyle dedi: " B ı r a k onlar n e yap-
m a k istiyorlarsa y e d i y a ş ı n d a n s o n r a yapsınlar. Y e d i yıl
süresince o n u n sadece k e n d i doğası olmalı ve biz o n a

22
Ç O C U ĞU N NİTELİKLERİ

müdahale etmeyeceğiz." Ve o hep şunu öne sürerdi: "Sen


alfabeyi biliyorsun da ne oluyor? Sen matematik biliyor-
sun da ne oluyor? Sen birazcık para kazandın; onun da
azıcık para kazanıp senin gibi yaşamasını mı istiyorsun? "
Yaşl ı adamı susturmak için bu yeterliydi. Ne yap-
malı? O zorda kalıyordu çünkü tartışamıyordu ve bili-
yordu ki o değil, kendisi sorumlu tutulacaktı çünkü ba-
bam ona, " N e yaptınız?" diye soracaktı. Ve gerçekten
de bu durum gerçekleşecekti ama neyse ki dedem ba-
bam soramadan öldü.
Ancak babam sürekli olarak, "Şu yaşlı adam so-
rumlu, o bu çocuğu şımarttı" diyordu. Ancak artık ben
yeterince güçlüydüm ve ona net bir şekilde, "Benim
yanımda asla dedeme karşı bir şey, tek bir söz bile söy-
leme. O beni senin tarafından şımartılmaktan kurtardı;
gerçek kızgınlığın buna ama başka çocukların var on-
ları şımart. Ve en son sahnede kimin şımartıldığını sen
söyleyeceksin," dedim.
O n u n başka çocukları vardı ve daha çok ve daha
çok çocuk gelmeye devam etti. Ona, "Lütfen bir çocuk
daha yap, bir düzine olsun" diye takılırdım. "On bir
çocuk? insanlar, kaç çocuk var diye soruyor. On bir
doğr u gelmiyor, bir düzine daha etkileyici."
Ve sonraki yıllarda ona, "Tüm çocuklarını şımart-
maya devam ediyorsun; ben vahşiyim ve vahşi olarak
kalacağım " derdim.
Senin masumiyet olarak gördüğün şey vahşi ol-
maktan başka bir şey değildir. Senin saflık olarak gör-
düğü n şey vahşi olmaktan başka bir şey değildir. Bir
şekild e medeniyetin pençelerinin dışında kaldım.

23
ÇOCUK

V e b i r k e z y e t e r i n c e g ü ç lü o l d u ğ u m d a . . . V e in-
s a n l a r b u y ü z d e n , " Ç o c u ğ u n m ü m k ü n o l d u ğ u n c a ça-
b u k bir şekilde y a k a s ı n a yapış, vakit k a y b e t m e ç ü n k ü
çocuğu ne kadar erken kontrol edersen o kadar kolay
olur. Bir kez çocuk yeterince güçlenirse o z a m a n o n u
isteklerin d o ğ r u l t u s u n d a b o y u n eğdirmek zor olacak-
tır" diye ısrar eder.
V e h a y a t ı n y e d i yıllık d ö n g ü l e r i v a r d ı r . Y e d i n c i
yıla gelindiğinde çocuk m ü k e m m e l bir şekilde güçlen-
m i ştir ; a r t ı k o n a b i r ş e y y a p a m a z s ı n . A r t ı k o n e r e y e gi-
d e c e ğini , n e y a p a c a ğ ı n ı bilir. T a r t ı ş m a y a g i r e b i l i r . N e -
y i n doğru, neyin yanlış o l d u ğ u n u görebilir. Ve o n u n
saflığı y e d i y a ş ı n d a y k e n zirvesinde olacaktır. Şayet
o n u e r k e n y a ş l a r ı n d a rahatsız etmezsen, o h e r şey hak-
k ı n d a o k a d a r kristal gibi n e t o l u r ki hayatı , h i ç b i r piş-
manlık olmadan yaşanacaktır.

H i ç p i ş m a n l ı k d u y m a d a n y a ş a d ı m . B u l m a y a çalış-
tım: H i ç , yanlış bir şey y a p t ı m mı? insanların yaptığım
h e r şeyin d o ğ r u o l m a d ı ğ ı nı d ü ş ü n m e s i değil; ö n e m l i
olan bu değil: Y a p t ı ğ ı m hiçbir şeyin asla y a n l ı ş o l d u ğ u -
nu düşünmedim. T ü m d ü n ya onun yanlış olduğunu
d ü şüneb i lir a m a b a n a g ö r e o n u n d o ğ r u o l d u ğ u k e s i n
bir şekilde ortadadır; o y a p d m a s ı g e r e k e n d o ğ r u şeydi.

24
Hamilelik, Doğum ve Bebeklik

Eğer aydınlanmış varlıklar çocuk sahibi


olmuyorsa ve nevrozlu insanlar
anne babalık için uygun değilse,
o halde doğru zaman nedir?

A y d ı n l a n m ı ş kişilerin ç o c u ğ u y o k t u r ; n e v r o z l u ki-
ş ileri n ise ç o c u k s a h i b i o l m a m a s ı g e r e k i r . T a m i k i s i n i n
a r a s ı n d a , zihinsel o l a r a k sağlıklı, n e v r o z s u z o l m a hali
vardır: Ne nevrozlusun ne de aydınlanmış d u r u m d a -
sın, b a s i t ç e s a ğ l ı k l ı s ı n . T a m o r t a s ı ; e b e v e y n o l m a k için,
bir a n n e y a d a b i r b a b a o l m a k için d o ğ r u z a m a n b u d u r .

Sorun şudur: N e v r o z l u kişiler ç o k ç o c u k sahibi


olma eğilimindedir. N e v r o z l u kimseler, nevrozlarının
içinde, etraflarında, çok d o l d u r u l m u ş bir b o ş l u k yarat -
m a k isterler. Böyle y a p m a m a l ı l a r ç ü n k ü bu kaçıştır.
O n l a r n e v r o z g e r ç e ğ i ile y ü z l e ş m e l i l e r v e o n u n ö t e s i n e
geçmeliler.
A y d ı n l a n m ı ş b i r k i m s e n i n ç o c u k s a h i b i o l m a y a ih-
tiyacı y o k t u r . O kendisini nihai olarak d o ğ u r m u ş t u r .

25
ÇOCUK

A r t ı k b a ş k a h i ç b i r şeyi d o ğ u r m a y a g e r e k y o k t u r . O
kendisine bir anne ve b a b a olmuştur. O kendisine bir
r a h i m haline gelmiştir ve o y e n i d e n d o ğ m u ş t u r .
Ancak ikisinin arasında,
nevroz yokken meditasyon
Çocuklar senin
yaparsan, biraz uyanık, far-
aracılığınla gelir
k ı n d a olursun. Y a ş a m ı n sade-
ama sana ait değildir.
ce k a r a n l ı k t a n o l u ş m a z . Işık,
Onlara sevgini
b i r k i m s e b i r B u d a h a l i n e gel$
verebilirsin ama
d i ğindek i kadar içeri sızmı$
onlara fikirlerini
y o r d u r a m a s o l u k b i r m u m ışı-
dayatmamalısm.
ğı mevcuttur.
Ç o c u k s a h i b i o l m a k için
d o ğr u z a m a n b u d u r ç ü n k ü o z a m a n k e n d i f a r k ı n d a l ı $
ğ ında n b i r ş e y i ç o c u k l a r ı n a v e r e b i l e c e k s i n . A k s i t a k t i r -
de onlara armağan olarak ne vereceksin? Nevrozlarını
vereceksin.

Bir hikâye d u y m u ş t u m : O n sekiz ç o c u ğ u olan bir


a d a m onlar ı p a n a y ı r a g ö t ü r d ü . P a n a y ı r d a k i ödül, sekiz
b i n s t e r l i n d e ğ e r i n d e b i r b o ğ a y d ı v e o n u g ö r m e k içi n ay-
r ı c a b e ş pençe ö d e m e k g e r e k i y o r d u . A d a m bu ücretin
fahiş o l d u ğ u n u d ü ş ü n d ü a m a ç o c u k l a r ı h a y v a n ı g ö r m e k
istedi v e h e p s i girişin ö n ü n d e k i b a r i y e r l e r e yaklaştı. G ö -
revli, " E f e n d i m t ü m b u ç o c u k l a r s i z i n m i ? " d i y e s o r d u .
" E v e t öyle," diye yanıtladı a d a m . " N i ç i n ? "
G ö r e v l i y a n ı t l a d ı ; " Ş e y , siz b u r a d a b i r d a k i k a d u -
r u n , b e n b o ğ a y ı sizi g ö r m e s i i ç i n g e t i r e c e ğ i m ! "

O n sekiz ç o c u k ! B o ğ a bile k ı s k a n a c a k t ı r .

26
HAMİLELİK , D O Ğ U M V E BEBEKLİK

Bilinçsizce k e n d i kopyalarını y e n i d e n ü r e t i p du-


ruyorsun. Önce düşün: Şayet bir çocuk doğurursan
dünyaya bir armağan sunuyor olacak halde misin?
D ü n y a için b i r k u t s a m a mısın y o k s a bir lanet misin?
Ve sonra d ü ş ü n : Bir çocuğa annelik ya da babalık y a p -
m a y a h a z ı r mısın? K o ş u l s u z o l a r a k sevgi v e r m e y e ha-
zır m ı s ı n ? Ç ü n k ü ç o c u k l a r s e n i n aracılığınla gelir a m a
s a n a ait değildir. O n l a r a sevgini verebilirsi n a m a onla-
r a fikirlerini d a y a t m a m a l ı s ı n . O n l a r a n e v r o z l u yönleri-
ni vermemelisin. O n l a r ı n k e n d i tarzlarınd a çiçek aç-
m a s ı n a izin v e r e c e k misin? O n l a r ı n kendiler i o l m a s ı n a
izin v e r e c e k misin? E ğ e r h a z ı r s a n o z a m a n t a m a m . Ak-
si taktirde bekle; hazırlan.
i n s a n l a birlikte y e r y ü z ü n e bilinçli e v r i m gelmiştir.
H a y v a n l a r gibi sadece bilinçsiz bir şekilde ü r e m e . Ço-
cuk sahibi olmayı istemeden önce şimdi hazırlan, d a h a
ç o k m e d i t a s y o n h a l i n e gir, d a h a s e s s i z v e h u z u r l u ol.
içindeki t ü m nevrozlardan kurtul. Tamamıyla temiz
o l d u ğu n a n ı b e k l e , o n d a n s o n r a b i r ç o c u k d o ğ u r . O z a -
m a n ç o c u ğ a h a y a t ı n ı , s e v g i n i v e r . D a h a iyi b i r d ü n y a -
nın yaratılmasına yardım edeceksin.

Hamileyim. Kürtaj yaptırmaya karar vermiştim


ve bu karardan memnun olduğumu
düşünmüştüm ama o zamandan beri bunu
ne zaman düşünsem üzülüyorum.

B u a n l ı k b i r ü z ü n t ü o l a c a k t ı r . E ğ e r b i r a n n e ol-
m a k i s t e r s e n o z a m a n d a h a b ü y ü k s o r u n l a r ı n i ç i n e gir$

27
ÇOCUK

m e k i s t i y o r s u n d e m e k t i r ç ü n k ü b u b i r k e z ç o c u k ol-
d u k t a n s o n r a k o l a y c a ç ö z ü l e b i l e c e k b i r mesele değil-
dir.
A n n e k e n d i gelişimini sağlayamaz, çalışamaz; ço-
cuklara bakmak zorundadır. Ve sonra da zorluklar
b a şlar .
Bir k e z k e n d i gelişim işini
bitirdikten sonra bu son dere-
insanla birlikte
c e iyidir. Bir ç o c u k b o ş z a m a -
yeryüzüne bilinçli
na ait b i r şey olmalıdır, o en
evrim gelmiştir.
son lüks olmalıdır. O zaman
Hayvanlar gibi
a n n e olmanın tadını çıkarabi-
sadece bilinçsiz bir
lirsin, a k s i t a k t i r d e b u k a r m a -
şekilde üreme.
şa y a r a t a c a k t ı r. O y ü z d e n sen
k a r a r ver. Seni kimse zorlamı-
y o r , b u s e n i n k a r a r ı n a k a l m ı ş : E ğ e r b i r a n n e o l m a k is-
tiyorsan o z a m a n bir a n n e olmak istiyorsundur. Ancak
o z a m a n sonuçlarına da katlanırsın.

i n s a n l a r d ü n y a y a bir çocuk g e t i r m e k istediklerin-


de ne yaptıklarının farkında değildir. Aksi taktirde
k ü r t a j a ü z ü l e c e k l e r i ne b u n u n için ü z ü l ü r l e r d i . H e r iki
olasılığı d a s a d e c e d ü ş ü n : Ç o c u ğ a n e v e r e c e k s i n ? Ç o -
cuğa verecek neyin var?

Onun varlığına kendi gerginliklerini yerleştire-


ceksin ve o seninkiyle aynı t ü r d e n bir hayatı tekra r
edecek. Psikanalizciye gidecek, psikiyatra gidecek ve
t ü m hayatı boyunca bir p r o b l e m olacak. Tıpkı herkese
o l d u ğ u gibi. B i r kişiye b ü t ü n v e sağlıklı b i r v a r l ı k ve$
remiyorsan, bir r u h u dünyaya getirmeye ne hakkın

28
HAMİLELİK , D O Ğ U M V E BEBEKLİK

var. Bu bir suçtur! İnsanlar tersini d ü ş ü n ü r : Onlar


kürtajın bir suç olduğunu düşünüyor. Ancak çocuk
b a şk a b i r a n n e b u l a c a k t ı r ç ü n k ü h i ç b i r ş e y ö l m e z . V e
ç o c u ğ a sahip o l u n c a m u t l u olacak çok, p e k çok k a d ı n
vardır; sen b u n d a n sorumlu olmayacaksın.
S a n a bir anne olma demiyorum; bir a n n e olmanın
çok b ü y ü k bir sanat olduğunu söylüyorum, çok b ü y ü k
b i r b a ş a r ı d ı r . Ö n c e b u niteliği, içindeki b u yaratıcılığı,
bu coşkuyu, bu kutlamayı yarat ve sonra çocuğu davet
et. O z a m a n s e n i n ç o c u ğ a v e r e c e k b i r şeyin o l a c a k t ı r
— k u t l a m a n , şarkın, d a n s ı n — ve sen hastalıklı bir var-
lık y a r a t m a y a c a k s ı n . D ü n y a z a t e n h a s t a l ı k l ı v a r l ı k l a r -
la fazlasıyla dolu. Bırak b a ş k a gezegenler acı çeksin!
Niçin bu gezegen? D ü n y a açlık çekiyor v e i n s a n l ar
ö l ü y o r v e y i y e c e k yok, t ü m ekoloji b o z u l d u v e h a y a t
giderek d a h a çok çirkinleşiyor ve cehenneme dönüyor;
b u d o ğ r u z a m a n değil.

Ve h a t t a b u n u n s o r u n olmadığını, d ü n y a n ı n ken-
dine bakabileceğini, onların bir yol bulacağını düşünü-
yorsan, yine de kendi çocuğunu düşünmek zorunda-
sın. B i r a n n e o l m a y a h a z ı r m ı s ı n ? Ö n e m l i o l a n b u d u r .
E ğe r h a z ı r o l d u ğ u n u d ü ş ü n ü -
Çocuk sahibi olmayı
yorsan devam et: Çocuğu
istemeden önce,
yap. Hazır olduğunda çocuk
şimdi hazırlan,
sahibi o l m a k t a n m u t l u olacak-
daha çok meditasyon
sın ve ç o c u k senin gibi b i r a n -
haline gir,
neye sahip olma şansına sahip
daha sessiz ve
olduğu için mutlu olacaktır.
huzurlu ol.
Aksi t a k t i r d e b i r p s i k i y a t r a git

29
ÇOCUK

ve " İ n s a n l a r ı n s o r u n u n e d i r ? " diye sor. Bu tek bir şeye


indirgenebilir: A n n e . Ç ü n k ü a n n e psikolojik bir r a h i m
s u n m a y a yeterli değildi, a n n e m a n e v i bir r a h i m s u n m a -
y a yeterli değildi. Psikolojik olarak n e v r o z l u y d u, m a -
nevi olarak boştu. O y ü z d e n çocuk için m a n e v i besin
y o k t u , b e s l e n m i y o r d u . Ç o c u k d ü n y a y a fiziksel b i r v a r -
lık o l a r a k gelir, b i r r u h u o l m a d a n , m e r k e z i o l m a d a n .
A n n e m e r k e z d e değildi; ç o c u k nasıl m e r k e z d e olsun?
Ç o c u k basitçe bir devamdı, a n ne n in varlığının bir de-
vamı.

Ş aye t b i r k i m s e b u n u n n e i f a d e e t t i ğ i n i a n l a y a b i $
lirse ç o k d a h a a z i n s a n a n n e v e b a b a o l m a y a k a r a r v e -
recektir. Ve çok d a h a az insan anne ve b a b a olmaya
k a r a r v e r s e y d i ç o k d a h a iyi b i r d ü n y a o l u r d u . O d a h a
az kalabalık, d a h a az nevrozlu, d a h a az hastalıklı, da-
ha az deli o l u r d u .

Henüz bir çocuğumuz yok ve içimde bir çocuk


sahibi olma isteği var. Şu an otuz iki
yaşındayım ve hazır hissediyorum ama sizin
tavsiyenizi almak isterim.

S a d e c e bir şey. N e z a m a n sevişecek o l u r s a n h e r


z a m a n için m e d i t a s y o n d a n s o n r a seviş. Meditasyon
y a p ve enerji m e d i t a s y o n haline y e t e r i n c e ulaştığında,
s a d e c e o z a m a n seviş. S e n ç o k d e r i n b i r m e d i t a s y o n
h a l i n d e y k e n v e enerji a k ı y o r k e n , d a h a y ü k s e k kalitede
bir r u h a gebe kalırsın. N e t ü r bir r u h u n geleceği senin
n e r e d e o l d u ğ u n a bağlıdır.

30
HAMİLELİK , D O Ğ U M V E BEBEKLİK

Bu neredeyse her zaman


Sen çok derin
olur; insanlar cinsel arzuları
bir meditasyon
olduğund a sevişir. Cinsellik
halindeyken ve
düşü k bir merkezdir. Bazen
enerji akıyorken,
insanlar kızgınken ve kavga
daha yüksek kalitede
ederken sevişirler. Bu da çok bir ruha gebe kalırsın.
düşüktür . Kapını çok düşük Ne tür bir ruhun
bir ruha açıyorsun. Yahut in- geleceği,
sanlar rutin, mekanik bir alış- senin nerede olduğuna
kanlık olarak sevişirler; her bağlıdır.
gün ya da haftada iki ya da
her neyse yapılan bir şey. Onlar bunu mekanik bir ru-
tin olarak ya da fiziksel sağlığın bir parçası olarak ya-
pıyorlar ama o zaman bu çok mekaniktir. O n u n içinde
kalbinden hiçbir şey yoktur ve o zaman sen çok düşük
seviyeli ruhların sana girmesine izin veriyorsun. Sevgi
neredeyse ibadet gibi olmalıdır. Sevgi kutsaldır. O in-
sanda var olan en kutsal şeydir.
O y ü z d e n ilk olarak kişi kendisini sevginin içine
girmeye hazırlamalıdır. D u a et, meditasyon yap ve fi-
ziksel olanla hiçbir alakası olmayan, aslında cinsellikle
hiçbir ilişkisi olmayan farklı türden bir enerji ile doldu-
ğunda , o zaman sen yüksek kalitede bir ruha açık hale
gelirsin. Yani pek çok şey anneye bağlıdır.
Eğe r bunun için çok uyanık olmazsan, son derece
sıradan bir ruha karışacaksın, insanlar neredeyse ne
yaptıklarını bilmiyorlar. Araba almaya gittiğinde, o za-
man bile daha çok düşünüyorsun. Odana eşya almaya
gittiğinde , bin bir tane alternatifi düşünüyorsun ve
hangisinin yakışacağını, şunu ve bunu düşünüyorsun

31
ÇOCUK

a m a ç o c u k l a r söz k o n u s u o l d u ğ u n d a , asla n e t ü r b i r
ç o c u k sahibi o l m a k istediğini, n e t ü r d e n b i r r u h u d a v e t
e t t i ğini , ç a ğ ı r d ı ğ ı n ı d ü ş ü n m ü y o r s u n .
Ve milyonlarca alternatif v a r . . . M u s a ' d a n isa'ya,
en karanlık r u h t a n en kutsalına, milyonlarca alternatif
v a r ve senin tavrın belirleyecek. S e n i n tavrın ne olursa
o t ü r d e n bir r u h a kendini açacaksın.

Hamile olduğumu hissediyorum.


Bebek için ya da ikimiz için faydalı olacak bir
meditasyon ya da herhangi bir şey var mıdır?

S a d e c e m ü m k ü n o l d u ğ u n c a m u t l u v e sevgi dolu
kal. Negatifliklerden u z a k dur; ç o c u ğ u n zihnini m a h -
v e d e n şey b u d u r . Çocuk oluşma halindeyken sadece
b e d e n i n i izlemez, o senin zihnini de izler ç ü n k ü b u n l a r
t a s l a k l a r d ı r . O y ü z d e n e ğ e r s e n n e g a t i f s e n , b u negatif$
lik t a e n b a ş ı n d a n ç o c u ğ u n y a p ı t a ş ı n a n ü f u z e t m e y e
b a şlar . O z a m a n b u n d a n k u r t u l m a k ç o k u z u n , z o r l u ,
ç e t i n b i r y o l c u l u k t u r . A n n e l e r b i r a z c ı k d a h a ö z e n l i ol-
salardı, h i ç b i r primal scream (ilk ç ı ğ l ı k ) t e r a p i s i n e ih-
tiyaç olmazdı. A n n e l e r birazcık d a h a özenli olsalardı,
bir meslek olarak psikanaliz kaybolurdu .
P s i k a n a l i z a n n e l e r y ü z ü n d e n ç o k iyi b i r iştir. A n -
ne gerçekte n çok b ü y ü k bir ö n e m e sahiptir ç ü n k ü ço-
cuk dokuz ay süresince annenin ikliminde yaşayacak-
tır; a n n e n i n z i h n i n i , t ü m z i h n i n i ö z ü m s e y e c e k t i r .
O y ü z d e n n e g a t i f o l m a . A r a d a b i r z o r d a g e l s e gi-
d e r e k d a h a çok, "evet" r u h haline gir. A m a b u k a d a r

32
HAMİLELİK , D O Ğ U M VE BEBEKLİK

f e d a k â r l ı k ç o c u k için y a p ı l m a k z o r u n d a d ı r . Ş a y e t ço-
c u ğu n b i r a z d e ğ e r e , b i r a z saflığa, b i r a z b i r e y s e l l i ğ e sa-
h i p o l m a s ı n ı v e m u t l u b i r ç o c u k o l m a s ı n ı g e r ç e k t e n is-
tiyorsan o z a m a n bu k a d a r fedakârlık yapılmak zorun-
dadır. Bu fedakârlık anne olmanın bir parçasıdır, o
y ü z d e n hiç negatif olma; t ü m olumsuzluklardan uzak
dur. Öfkeden uzak dur, kıskançlıktan uzak dur, sahip-
lenmekten, dırdır etmekten, kavgadan uzak dur, bu
hallerden uzak dur. Bunların bedelini ödeyemezsin;
sen y e n i bir varlık y a r a t ı y o r s u n ! Bu iş o k a d a r önemli-
dir ki, kişi a p t a l ve s a l a k o l a m a z .

D a h a ç o k v e d a h a ç o k z e v k al, d u a et, d a n s et, ş a r -


k ı söyle, — p o p m ü z i k d e ğ i l — m u h t e ş e m m ü z i k l e r din-
le. H a k i k i v e b i l i n ç a l t ı n ı n e n d e r i n i n e i n e n k l a s i k m ü -
zikler dinle ç ü n k ü ç o c u k sadece o r a d a n duyabilir.

M ü m k ü n o l d u ğ u n c a ç o k sessiz b i r ş e k i l d e o t u r ,
d o ğanı n t a d ı n ı ç ı k a r . A ğ a ç l a r l a , k u ş l a r l a , h a y v a n l a r l a
birlikte ol ç ü n k ü onlar gerçekten m a s u m d u r . Ç ü n k ü
onlar hâlâ cennet bahçesinin parçasıdırlar; yalnızca
A d e m ile H a v v a k o v u l m u ş t u r . B i l g i a ğ a c ı b i l e c e n n e t
bahçesindedir. Sadece Adem kovulmuştur. Bu nedenle
d a h a ç o k d o ğ a y la birlikte ol ve gevşe böylece ç o c u k ra-
h a t l a m ı ş , g e r g i n o l m a y a n b i r r a h m i n içinde gelişir aksi
taktirde ta en başından çocuk nevrozlu olmaya başlar.

(Babaya): V e b u g ü n l e r d e o n a y a r d ı m c ı o l k i b ö y -
l e l i k l e o d a d a h a p o z i t i f o l a b i l s i n . O n u n e g a t i f l i ğ e sü-
r ü k l e y e c e k şekilde kışkırtma. O n a giderek d a h a çok
z a m a n t a n ı ki böylelikle o yalnız, sessizce oturabilsin,
a ğaçlarl a olabilsin, kuşları, müziği dinleyebilsin. O n u

33
ÇOCUK

negati f hale getirebilecek olduğunu d ü ş ü n d ü ğ ü n her


t ü r l ü u y a r ı m d a n k a ç ı n . D a h a ç o k s e v g i d o l u ol, b i r b i -
r i n i z i n s e s s i z l i ğ i n d e n d a h a ç o k k e y i f a l ı n ç ü n k ü h e r iki-
niz de kutsal olan bir şeye h a y a t v e r i y o r s u n u z . H e r ço-
cuk kutsaldır ve m u h t e ş e m bir şey gerçekleşecekse,
çok b ü y ü k bir misafir evinize gelecekse k a v g a etmezsi-
niz v e b u b e l k i d e size gelecek o l a n e n ö n e m l i k o n u k -
tur. O y ü z d e n bu d o k u z ay b o y u n c a dikkatli, özenli
olun, g ö z ü n ü z ü dört açın.

D a h a çok sevgi v e d a h a a z cinsellik hissedin. E ğ e r


sevgi dolu o l m a n ı n içindeyken seks gerçekleşirse iyidir
a m a sırf s e k s için değil. T a e n b a ş ı n d a n b u , ç o c u ğ a d e -
rinlerde kökleşmiş b i r cinsellik verir. Sevgi bağlamı
içinde, sevginin bir p a r ç a s ı olarak seks; tıpkı sevginin
p a r ç a s ı o l a r a k el ele t u t u ş m a n ı z ve b i r b i r i n i z e sarılma-
nız gibi son d e r e c e iyidir. Bir g ü n sevişeceksin de a m a
sevginin bir p a r ç a s ı o l a r a k . O, o z a m a n cinsellik değil-
dir; o, o z a m a n s a d e c e b i r p a y l a ş ı m d ı r .
Ş aye t b u d o k u z a y s ü r e s i n c e s e k s t e n s a d e c e s e k s
o l a r a k u z a k d u r a b i l i r s e n b u ç o c u k için m u h t e ş e m b i r
a r m a ğa n o l a c a k t ı r . O zaman o n u n hayatı insanların
h a y a t l a r ı n d a o l d u ğ u gibi sekse takıntılı olmayacaktır.

Çocuk için doğum sürecini mümkün olduğunca


kolaylaştırmak için annenin yapacağı
bir şey var mıdır?

Kesinlikle annenin yapabileceği çok şey vardır:


F a k a t sadece "bir şey y a p m a y a r a k " b u n u yapabilirsin.

34
HAMİLELİK , D O Ğ U M V E BEBEKLİK

Yani basitçe gevşe. Müdahale etmemeyi hatırlamak


g e r e k i r v e ağrıyı h i s s e t m e y e b a ş l a d ı ğ ı n d a b a s i t ç e ağ-
r ı y l a b i r l i k t e h a r e k e t et. R a h i m d e h a r e k e t l e r i h i s s e t m e -
y e başladığında v e b e d e n d o ğ u m a h a z ı r l a n m a y a başla-
dığında ve içerde ritmik bir kasılma o l d u ğ u n d a . . . İn-
sanlar bu k a s ı l m a n ı n acı v e r d i ğ i ni d ü ş ü n ü r ; o acı ver-
mez: O n u acı verir hale getiren bizim yanlış y o r u m u $
muzdur.

O y ü z d e n kasılmalar çoğaldığında basitçe o n u ka-


b u l et, o n u n l a b i r l i k t e a k . B u t ı p k ı n e f e s a l m a k , n e f e s
v e r m e k gibidir. Y a n i r a h i m v e d o ğ u m kanalı genişle-
meye, b ü z ü l m e y e başlıyor. Bu çocuğa bir geçit yarat-
m a n ı n s a d e c e b i r y o l u d u r . B u n u n ağır o l d u ğ u n u his-
s e t t i ğinde , o n u n bir ağrı o l d u ğ u n a karar verdiğinde,
onunla savaşmaya başlarsın ç ü n k ü a ğ r ı ile s a v a ş m a -
m a k çok zor bir şeydir. M ü c a d e l e etmeye başladığında
ritme müdahale etmeye başlarsın. Bu m ü d a h a l e çocuk
için s o n d e r e c e zararlıdır. E ğ e r a n n e b a s i t ç e ç o c u ğ a
y a r d ı m ederse, eğer her ne olursa olsun a n n e bedenle
birlikte h a r e k e t ederse — b e d e n l e birlikte genişler, be-
d e n l e birlikte b ü z ü l ü r s e , k a s ı l m a y a izin v e r i r s e v e b u n -
dan basitçe zevk alırsa— bu gerçekten m u h t e ş e m bir
k e y i f t i r. A n c a k b u s e n i n o n u n a s ı l g ö r d ü ğ ü n e b a ğ l ı d ı r .

Ö r n e ği n e n a z ı n d a n B a t ı ' d a , i n s a n l a r s e k s l e ilgili
daha ileri düzeyde fikirlere sahiptir y o k s a geçmişte
asırlar b o y u n c a k a d ı n için ilk cinsel d e n e y i m s o n d e r e -
ce acı verici o l m u ş t u r . O s a d e c e titriyordu ç ü n k ü ço-
c u k l u ğunda n i t i b a r e n o n u n s o n d e r e c e ç i r k i n b i r ş e y
o l d u ğu , h a y v a n c a o l d u ğ u ö ğ r e t i l m i ş t i . B u y ü z d e n k a $

35
ÇOCUK

dm korkuyl a titriyordu. Balayı yaklaşıyordu ve k a d m


ise t i t r i y o r d u . İ ş k e n c e d e n g e ç m e s i g e r e k i y o r d u : O b i r
i şkenceyd i ve elbette acı vericiydi. Ancak şimdi en
a z ı n d a n Batı'da acı o r t a d a n kalkmıştır. O güzel bir de-
neyimdir, orgazmiktir.

B u çocuk d o ğ u r m a k l a t a m a m ı y l a aynı şeydir. B u


cinsel o r g a z m d a n d a h a b ü y ü k t ü r ç ü n k ü cinsel o r g a z m -
d a v ü c u t r i t m i ele alır: G e n i ş l e r , b ü z ü l ü r , g e n i ş l e r b ü -
zülür a m a bu bir çocuğu d o ğ u r m a k l a kıyaslandığında
hiçbir şeydir. Bir ç o c u ğ u d o ğ u r m a k bir milyon k a t da-
h a b ü y ü k bir o r g a z m d ı r. E ğ e r b u n u bi r o r g a z m gibi
y a şayabilirse n — m u t l u , keyifli, t a d ı n ı ç ı k a r a r a k ; h e p s i
bu k a d a r d ı r — o z a m a n çocuk basitçe senin yardımın-
la geçitten geçer. Aksi taktirde k a d ı n m ü c a d e l e ediyor-
sa — ç o c u k dışarı gelmek istiyorsa ve a n n e mücadele
e d i y o r s a v e b u n u n için gerekli olan, y a r a r l ı olan h a r e -
k e t e izin v e r m i y o r s a — b a z e n ç o c u k takılır, kafası t a k ı -
lır. E ğ e r k a f a s ı t a k ı l ı r s a ç o c u k t ü m h a y a t ı b o y u n c a a c ı
çeker. O olabileceği k a d a r zeki o l m a y a c a k t ır ç ü n k ü
o n u n başı çok y u m u ş a k t ı r ve beyin hâlâ gelişmektedir.
S a d e c e birazcık şok, b i r a zc ık k a p a n m a v e beyi n olabi-
leceği k a d a r sağlıklı değildir artık.
O y ü z d e n y a r d ı m et, k e y i f al. S a d e c e b u n u b ü y ü k
bir o r g a z m a giriyormuşsun ve b a ş k a da bir şey değilmiş
gibi y a ş a . S e n i n t a r a f ı n d a n h i ç b i r m ü d a h a l e o l m a m a s ı
b i r ç o c u k için e n b ü y ü k y a r d ı m o l a c a k t ı r . O z a m a n ç o -
c u k kolaylıkla, r a h a t b i r şekilde, k e n d i n i b ı r a k a r a k ge-
lir. V e o z a m a n ç o c u ğ u n p r i m a l t e r a p i y e i h t i y a ç d u y m a -
yacaktır ç ü n k ü herkes bir d o ğ u m t r a v m a s ı n d an geçmiş$

36
HAMİLELİK , D O Ğ U M VE BEBEKLİK

t i r v e b u ç o c u k içi n o k a d a r a c ı v e r i c i o l m u ş t u r k i . B u ilk
d e n e y i m d i r v e ilk d e n e y i m s o n d e r e c e ç i r k i n , b o ğ u c u ,
n e r e d e y s e ç o c u k için ö l d ü r ü c ü d ü r : G e ç i t d a r d ı r v e a n n e
gergindir ve çocuk geçitten dışarı çıkamaz.

O n u n i l k d e n e y i m i b u d u r . B ö y l e l i k l e ilk d e n e y i m
c e h e n n e m d e n çıkmadır ve t ü m y a ş a m bir k â b u s a dö-
n e r . B ı r a k ilk d e n e y i m g ü z e l b i r akış o l s u n v e b u ç o c u k
için b i r t e m e l o l u ş t u r a c a k t ı r .

Nasıl bir çocuğun doğumu


mümkün olduğunca yumuşatılabilir?

Ç o c u k rahimden çıktığında bu onun yaşamının en


b ü y ü k ş o k u d u r . Ö l ü m b i l e b u k a d a r b ü y ü k b i r ş o k ol-
m a y a c a k t ı r ç ü n k ü ö l ü m , h i ç b i r u y a r ı o l m a k s ı z ı n gele-
cektir. Ö l ü m b ü y ü k ihtimalle o bilinçsizken gelecektir.
A m a o a n n e n i n r a h m i n d e n ç ı k a r k e n bilinçlidir. O n u n
d o k u z aylık u z u n u y k u s u, h u z u r l u u y k u s u bozulur. V e
sonra sen o n u annesine bağlayan bağı kesersin.
O n u a n n e s i ile b i r l e ş t i r e n b a ğ ı k e s t i ğ i n a n k o r k u
dolu bir birey yaratmışsındır.
D o ğr u o l a n ş e y b u d e ğ i l -
Çocuk
dir; a n c a k b u g ü n e k a d a r y a p ı -
rahimden çıktığında
lan şey b u d u r . Ç o c u k a n n e d e n
bu onun yaşamının
daha yavaşça, aşamalı olarak
en büyük şokudur.
u z a k l a ştırılmalıdır . B u ş o k ol- Ölüm bile
mamalıdır ve bu ayarlanabilir. bu kadar büyük
Bilimsel bir a y a r l a m a y a p m a k bir şok olmayacaktır.
mümkündür.

37
ÇOCUK

O d a d a göz alıcı parlaklıkta ışıklar olmamalıdır


ç ü n k ü çocuk dokuz ay süresince t a m bir karanlıkta ya-
ş amıştı r v e ışığı h i ç g ö r m e m i ş , ç o k h a s s a s g ö z l e r i v a r -
d ı r . V e s e n i n t ü m h a s t a n e l e r i n d e g ö z a l ı c ı ışıklar, f l o r e $
san ışıklar v a r d ı r ve ç o c u k ansızın ışıkla karşılaşır...
Zayıf gözlere sahip çoğu insan bu y ü z d e n m u z d a r i p
oluyor; s o n r a d a n gözlük k u l l a n m a k z o r u n d a kalıyor-
lar. H i ç b i r h a y v a n ı n b u n a ihtiyacı y o k t u r . S e n hiç göz-
l ü k l e r i ile g a z e t e o k u y a n b i r h a y v a n g ö r d ü n m ü ? O n -
ların gözleri t ü m hayatları boyunca, ölüm a n m a d e k
mükemmeldir. Sadece insan... Ve başlangıcı ta en ba-
ş ındadır . Hayır, çocuk karanlıkta ya da çok y u m u ş a k
b i r ışıkta, belki m u m ışığında d o ğ m a l ı d ı r . K a r a n l ı k e n
iyisi o l a c a k t ı r a m a ş a y e t b i r a z ışık i h t i y a c ı v a r s a o z a -
m a n m u m l a r b u işi g ö r e c e k t i r .

Ve doktorlar şu ana kadar ne yapmaktadırlar?


Ç o c u ğu n y e n i g e r ç e k l i ğ e a l ı ş m a s ı i ç i n a z ı c ı k b i r z a m a n
d a h i v e r m i y o r l a r . O n l a r ı n ç o c u ğ u b u y u r edişleri ç o k
çirkindir. Elleriyle ç o c u ğ u a y a k l a r ı n d a n baş aşağı tu-
t u p , p o p o s u n u tokatlıyorlar. B u aptal merasimi n ar-
d ı n d a k i fikir, ç o c u ğ u n n e f e s a l m a s ı n a y a r d ı m e d e c e ğ i -
ni düşünmeleridir çünkü annesinin rahminde kendi
k e n d i n e nefes a l m ı y o r d u ; o n u n için a n n e s i nefes alıyor,
o n u n için yiyor, o n u n için h e r şeyi y a p ı y o r d u .

D ü n y a y a baş aşağı asılırken p o p o n a bir t o k at yi-


y e r e k b u y u r e d i l m e k ç o k iyi b i r b a ş l a n g ı ç d e ğ i l d i r .

A m a d o k t o r u n acelesi v a r d ı r aksi t a k t i r d e ç o c u k
k e n d i k e n d i n e nefes a l m a y a başlayacaktır; o n u a n n e n i n
k a r n ı n a , g ö b e ğ i n i n ü s t ü n e b ı r a k m a l a r ı gerekir. Birleşti$

38
HAMİLELİK , D O Ğ U M V E BEBEKLİK

ren bağ kesilmeden önce o annenin göbeğinde bırakıl-


malıdır. O göbeğin içindeydi, altındaydı; artık o dışarı-
da. Bu o kadar büyük bir değişiklik değil: Anne orada-
dır, anneye dokunabilir, anneyi hissedebilir. O titreşimi
biliyor. O mükemmel bir şekilde bunun kendi evi oldu-
ğunu n farkındadır. O dışarı çıkmıştır ama bu onun evi-
dir. Bırak annesiyle biraz daha birlikte olsun, böylelik-
le o anneye dışardan alışabilir; onu içerden biliyor.

Ve onu bağlayan bağı,


kendi başına nefes almaya
Çocuk
başlayan a kadar kesme.
karanlıkta ya da
Şimd i ne yapılıyor? Bağı çok yumuşak
kesiyoruz ve çocuğa tokat atı- bir ışıkta,
yoruz ki nefes almak zorunda belki mum ışığında
kalsın. Ama bu onu zorlamak- doğmalıdır.
tır, bu vahşicedir ve kesinlikle
bilim dışıdır ve doğal değildir.
Bırak ilk olarak o kendiliğinden nefes alsın. Bu
birkaç dakika alacaktır. O kadar acele etme. Bu bir in-
sanın tüm hayatı ile ilgili bir meseledir. Sigaranı iki ya
da üç dakika sonra içebilirsin, sevgiline birkaç dakika
sonra tatlı sözler fısıldayabilirsin. Bunun kimseye bir
zararı olmayacak. Bu acele nedir? O n a üç dakika ve-
remez misin? Bir çocuğun bundan daha fazlasına ihti-
yacı yoktur. Sadece onu kendi başına bırak, üç dakika
içinde nefes almaya başlayacaktır. Nefes almaya başla-
dığında , kendi kendine yaşayabileceğine güvenmeye
başlar . O zaman bağı kesebilirsin, şimdi bu gereksiz-
dir; bu çocuğu şoka sokacak.

39
ÇOCUK

S o n r a e n ö n e m l i şey: O n u b i r b a t t a n i y e y e s a r ı p
yatağa koyma. Hayır, dokuz ay b o y u n c a o battaniye$
siz, ç ı p l a k , y a s t ı k s ı z , y a t a k ç a r ş a f ı o l m a d a n , b i r y a t a k
o l m a d a n kalmıştı; böylesi bir değişikliği o k a d a r ç a b u k
y a p m a . O n u n , a n n e s i n i n k a r n ı n d a k i y l e aynı çözeltiye
sahip suyla dolu bir k ü v e t e ihtiyacı var: Bu t a m olarak
okyanus suyudur; aynı m i k t a r d a tuz, aynı miktarda
kimyasallar, t a m o l a r a k aynısı.

Bu hayatın okyanusta başladığının diğer bir kanı-


tı olmalı. O hâlâ o k y a n u s s u y u n u n içinde gerçekleşi-
yor.
B u y ü z d e n b i r k a d ı n h a m i l e k a l d ı ğ ı n d a t u z l u şey-
ler y e m e ğ e başlar ç ü n k ü r a h i m t u z u e m m e y e d e v a m
eder; ç o c u k o k y a n u s l a r d a v a r ola n t u z l u s u y u n aynısı-
na ihtiyaç duyar. Y a n i k ü ç ü k bir küvette aynı suyu ha-
zırla ve b ı r a k ç o c u k k ü v e t t e u z a n s ı n ve son derece gü-
zel b i r ş e k i l d e k a r ş ı l a n d ı ğ ı n ı h i s s e d e c e k t i r . O n u n alış-
kın olduğu d u r u m b u d u r .
J a p o n y a ' d a bir Z e n rahibi m u a z z a m bir deney
y a p m ı ştır : U ç a y l ı k b i r ç o c u ğ u n y ü z m e s i n e y a r d ı m et-
m i ştir . Y a v a ş y a v a ş a ş a ğ ı d o ğ r u i n i y o r . İ l k ö n c e o d o -
k u z aylık ç o c u k l a r l a d e n e d i , s o n r a altı aylık ç o c u k l a r -
la, ş i m d i ise ü ç a y l ı k ç o c u k l a r l a . V e b e n o n a d i y o r u m
ki sen hâlâ çok uzaklardasın. H e n ü z d o ğ m u ş bir b e b ek
bile y ü z m e y e m u k t e d i r d i r ç ü n k ü o a n n e s i n i n k a r n ı n d a
yüzmekteydi.

O y ü z d e n ç o c u ğ a bi r şans ver; a n n e n i n r a h m i n e
benzesin.

40
HAMİLELİK . D O Ğ U M VE BEBEKLİK

Çocuğu Sevmek ve Doyurmak

Bir a n n e ç o c u ğ u nu beslerken her z a m a n düşünül-


d ü ğ ü gibi sadece süt v e r m e z . Şimdi biyologlar d a h a
derin bir gerçekle uğraşmaktalar ve onlar annenin
e n e r j i y l e b e s l e d i ğ i n i s ö y l ü y o r l a r ; s ü t s a d e c e fiziksel kı-
sımdır. Ve onlar çok sayıda d e n e y yaptılar: Bir çocuk
b ü y ü t ü l d ü ; tıp biliminin bulgulamış olduğ u h e r ne var-
sa o n a u y g u n olarak, m ü k e m m e l bir şekilde büyütül-
dü. H e r şey verildi a m a ç o c u k sevilmedi, k u c a k l a n m a -
dı; a n n e o n a d o k u n m a d ı . S ü t m e k a n i k a l e t l e r l e v e r i l d i ,
i ğn e y a p ı l d ı , v i t a m i n l e r v e r i l d i ; h e r ş e y m ü k e m m e l d i .
Ancak çocuğun büyümesi durur, yaşam o n d a n uzak-
l a şmay a b a ş l a m ı ş gibi ufalmaya başlar. Ne oluyor?
Ç ü n k ü a n n e n i n verdiği her şey veriliyordu.

Savaş z a m a n ı n d a A l m a n y a ' da kimsesiz bebekler


bir hastaneye konulmuştu. Birkaç hafta içinde nere-
deyse ölüyorlardı. Yarısı öldü ve t ü m b a k ı m sunulu-
y o r d u : Bilimsel olarak t a m a m ı y l a haklıydılar, gerekli
o l a n h e r şeyi y a p ı y o r l a r d ı . F a k a t b u ç o c u k l a r niçin ölü-
y o r d u ? S o n r a bir psikanalist, onların biraz kucaklan-
m a y a , o n l a r a b i r i s i n i n s a r ı l m a s ı n a , o n l a r ı n ö n e m l i ol-
d u ğun u h i s s e t t i r m e s i n e i h t i y a ç l a r ı o l d u k l a r ı n ı g ö z l e m -
ledi. Yiyecek, y e t e r li besin değildir. İçsel b i r besine,
g ö r ü n m e z bir besine ihtiyaç vardır. Bu nedenle psika-
nalist, o d a y a k i m gelirse gelsin — b i r h e m ş i r e , b i r dok-
tor, bir h i z m e t l i — o d a d a en azından beş d a k i k a kalıp
ç o c u k l a r l a o y n a m a s ı n ı v e s a r ı l m a s ı n ı k u r a l h a l i n e ge$

41
ÇOCUK

tirdi. Ve ansızın ölmüyorlardı, gelişmeye başladılar. Ve


o z a m a n d a n beri pek çok deney yapıldı.
Bir a n n e b i r ç o c u ğ a sarıl-
d ı ğ ı n d a enerji a k a r . Enerji gö-
Bir anne
r ü n m e z d i r ; b i z o n a sevgi, sı-
bir çocuğa sarıldığında
caklık dedik. A n n e d e n çocuğa
enerji akar.
ve sadece a n n e d e n çocuğa de-
Enerji görünmezdir;
ğil , çocuktan anneye de bir
biz ona sevgi,
şey sıçrar. Bu y ü z d e n bir ka-
sıcaklık dedik.
dın anne olduğundaki kadar
asla güzel olamaz. D a h a önce
bir şey eksikti, o t a m değildi, daire t a m a m l a n m a m ı ş t ı .
Ne z a m a n bir kadın a n n e olursa daire tamamlanır.
S a n k i b i l i n m e y e n bir k a y n a k t a n b i r z a r a f e t o n a gelir.
Bu nedenle o sadece çocuğu beslemiyor, çocuk da an-
n e y i b e s l i y o r . O n l a r b i r b i r l e r i ile m u t l u l a r .

V e b u k a d a r y a k ı n b a ş k a b i r ilişki y o k t u r . S e v g i -
liler b i l e b u k a d a r y a k ı n d e ğ i l d i r ç ü n k ü ç o c u k a n n e d e n
gelir, o n u n k a n ı n d a n , o n u n e t i n d e n v e k e m i k l e r i n d e n ;
çocuk o n u n varlığının bir uzantısıdır. Bu bir d a h a asla
olmayacak ç ü n k ü hiç kimse bu k a d a r y a k ı n olamaz.
Bir sevgili s e n i n k a l b i n e y a k ı n olabilir a m a ç o c u k kal-
b i n içinde y a ş a m ı ş t ı r. D o k u z a y b o y u n c a o r g a n i k ola-
r a k bağlı ve bir olarak a n n e n i n parçası oldu. A n n e n i n
hayatı o n u n hayatıydı, annenin ölümü onun ölümü
o l u r d u . S o n r a s ı n d a bile bu sürer: Bir enerji transferi,
b i r enerji iletişimi v a r d ı r .

Ç o c u k e n b a ş ı n d a n i t i b a r e n y i y e c e k v e s e v g i fik-
rini eşleştirir. O n l a r n e r e d e y s e aynı m a d a l y o n u n iki

42
HAMİLELİK . D O Ğ U M V E BEBEKLİK

y ü z ü h a l i n e gelir. O n u n sevgi n e s n e s i v e b e s i n n e s n e si
a y n ı d ı r. Y a l n ı z c a a n n e değil, özellikle m e m e de: O , be-
sini ve sıcaklığı ve sevgi hissini m e m e d e n alır. B i r fark
vardır: Anne ç o c u ğ u s e v d i ğ i n d e m e m e n i n farklı bir
hissiyatı ve farklı bir titreşimi vardır. A n n e ç o c u ğ u m e -
m e s i n d e n d o y u r m a k t a n h o ş l a n ı r ; b u a n n e n i n cinselli -
ğ in i u y a r ı r . E ğ e r a n n e ç o c u ğ u n u g e r ç e k t e n s e v i y o r s a
n e r e d e y s e o r g a z m i k b i r keyif alır. M e m e l e r i ç o k has-
sastır; o n l a r b e d e n i n i n e n e r o t i k bölgeleridir. U y a r ı l -
m a y a başlar ve çocuk da b u n u hisseder. Ç o c u k anne-
nin keyif aldığı gerçeğinin farkına varır. O sadece o n u
beslemiyor, keyif de alıyor.

F a k a t a n n e m e m e y i s a d e c e g e r e k l i o l d u ğ u için
v e r d i ğinde , m e m e s i s o ğ u k t u r ; s ı c a k l ı k y o k t u r . A n n e is-
tekli değil, acelesi v a r . M e m e y i e n k ı s a s ü r e d e g e r i çek-
m e k i s t e r . V e ç o c u k b u n u h i s s e d e r , a n n e n i n s o ğ u k ol-
d u ğu , s e v g i d o l u o l m a d ı ğ ı , s ı c a k o l m a d ı ğ ı ç o k b e l i r g i n -
dir. O g e r ç e k t e n bir a n n e değildir. Ç o c u k istenmediği-
ni görür, istenmediğini hisseder.
Ç o c u k sadece, a n n e m e m e s i n d e n ç o c u ğ u besle-
m e k t e n h o ş l a n d ı ğ ı z a m a n , b u n e r e d e y s e b i r a ş k ilişki-
sine, n e r e d e y s e o r g a z m i k b i r ilişkiye d ö n ü ş t ü ğ ü z a m a n
i s t e n d i ğin i h i s s e d e r . S a d e c e o z a m a n ç o c u k a n n e d e n
sevgi hisseder, a n n e t a r a f ı n d a n ihtiyaç d u y u l d u ğ u n u
hisseder. Ve a n n e tarafından ihtiyaç d u y u l m a k varoluş
tarafından ihtiyaç d u y u l m a k t ır ç ü n k ü anne o n u n t ü m
v a r o l u şudur ; o v a r o l u ş u a n n e s i a r a c ı l ı ğ ı y l a bilir. A n n e
h a k k ı n d a k i düşüncesi her neyse, bu o n u n d ü n y a hak-
k ı n d a k i fikr i o l a c a k t ı r .

43
ÇOCUK

Annesi tarafından sevilmemiş bir ç o c u k kendisini


v a r o l u şt a y a b a n c ı l a ş m ı ş olarak bulacaktır; kendisini
b i r y a b a n c ı gibi, d ı ş l a n m ı ş h i s s e d e c e k t i r . V a r o l u ş a gü -
v e n e m e z . K e n d i a n n e s i n e bile g ü v e n e m e z k e n b a ş k a bi-
risine nasıl g ü v e n e b i l s i n . G ü v e n i m k â n s ı z h a l e gelir.
Ş üphelenir , kuşku duyar; sürekli s a v u n m a halinde,
k o r k m u ş , endişelidir. H e r y e r d e d ü ş m a n l a r , rakipler
bulur. H e r an ezilmekten ve y o k olmaktan korkar.
D ü n y a o n a eviymiş gibi gelmez.
Ş aye t a n n e m u t l u y s a , ç o c u ğ u e m z i r m e k t e n k e y i f
alırsa o z a m a n ç o c u k asla çok y e m e z ç ü n k ü güvenir;
a n n e s i n i n h e r z a m a n o r a d a o l d u ğ u n u bilir. N e z a m a n
aç hissetse ihtiyacı giderilir o asla çok fazla y e m e z .
i y i sevilmiş ç o c u k sağlıklı kalır. O ne zayıftır ne
ş işmandır ; o dengeyi korur.

K ü ç ü k bir çocuğa bak. N e z a m a n gergin hissetse


e l i n i a ğ z ı n a k o y a r , k e n d i elin i ç i ğ n e m e y e b a ş l a r . V e o
n i ç i n p a r m a ğ ı a ğ z ı n d a y k e n iyi
Çocuk h i s s e d e r ? N i ç i n ç o c u k iyi h i s -
en başından itibaren seder ve uykuya dalar? Nere-
yiyecek ve sevgi deyse t ü m çocukların yöntemi
fikrini eşleştirir.
budur. Ne zaman uykularının
Onlar neredeyse
g e l m e d i ğin i hissederlerse baş
aynı madalyonun
p a r m a ğın ı ağzına sokar, ra-
iki yüzü haline gelir.
hatlamış hisseder ve uykuya
Onun sevgi nesnesi
dalar. Niçin? Baş p a r m a k an-
ve besin nesnesi
nenin memesinin yerine geçer
aynıdır.
ve besin rahatlatıcıdır. Aç bir

44
HAMİLELİK , D O Ğ U M VE BEBEKLİK

karınla u y k u y a dalamazsm, u y k u y a d a l m a k zor olur.


K a r n ı n d o l u o l d u ğ u n d a u y k u n gelir, b e d e n i n d i n l e n -
m e y e i h t i y a c ı v a r d ı r . B a ş p a r m a k m e m e n i n y e r i n e ge-
çen bir şeydir sadece; o süt v e r m i y o r o sahte bir şey
a m a y i n e d e d u y g u y u sağlar.

Bu çocuk b ü y ü d ü ğ ü n d e eğer herkesin içinde par-


m a ğın ı e m e r s e o n u n b i r a p t a l o l d u ğ u n u d ü ş ü n e c e k s i n
o y ü z d e n de o, sigara içer. S i g a r a a p t a l c a değildir o ka-
b u l edilir. O s a d e c e b i r p a r m a k v e p a r m a k t a n d a h a za-
r a r l ı d ı r . B a ş p a r m a ğ ı n ı i ç s e n d a h a iyidir , m e z a r a k a d a r
i ç m e y e d e v a m et; o z a r a r l ı d e ğ i l d i r d a h a i y i d i r .
E m z i r m e n i n bittiği ü l k e l e r d e o t o m a t i k olara k da-
h a çok sigara içilmeye b a ş l a n a c a k t ı r . B u y ü z d e n Batı,
D o ğu'da n d a h a ç o k sigara içer ç ü n k ü şekli b o z u l d u ğ u
için h i ç b i r a n n e m e m e s i n i ç o c u ğ a v e r m e y e h a z ı r değil-
dir. O y ü z d e n B a t ı ' d a sigara i ç m e k g i d e r e k d a h a da ço-
ğ alıyor ; k ü ç ü k ç o c u k l a r b i l e s i g a r a i ç i y o r . K ü ç ü k ç o -
cuklar sigara içiyor v e a n n e b u n u n nedeninin, memesi-
ni sakınması o l d u ğ u n u n f a r k ı n d a değildir.
İ lke l t o p l u m l a r d a y e d i y a ş ı n d a b i r ç o c u k y a d a se-
kiz v e y a d o k u z y a ş ı n d a bi r ç o c u k e m m e y e d e v a m ede-
cektir. O z a m a n t a t m i n v a r d ı r ve sigara i ç m e k ç o k ge-
rekli olmayacaktır. B u y ü z d e n ilke l t o p l u m l a r d a er-
k e k l e r k a d ı n l a r ı n m e m e l e r i ile f a z l a ilgili d e ğ i l d i r . Biri -
sinin o n l a r a saldıracağı gibi bir s o r u n y o k t u r kimse
memelere bakmaz.

E ğe r s a n a s ü r e k l i o l a r a k o n y ı l b o y u n c a m e m e v e -
r i l m i ş o l s a y d ı , sıkılır v e b ı k a r d ı n , "Artık y e t e r ! " der-
din. Ancak her çocuk memeden zamanından önce

45
ÇOCUK

u z a k l a ştırılmıştı r ve bu bir u k d e olarak kalır. Bu yüz-


d e n t ü m m e d e n i ülkeler m e m e l e r e takıntılıdır. Çocuk-
lara m e m e verilmelidir y o k s a onlar o n a bağımlı hale
gelecektir, t ü m h a y a t b o y u n c a o n u arayıp duracaktır.
Bilim a d a m l a r ı k ü ç ü k ç o c u k l a r l a d e n e y y a p ı p , yi-
yeceklere yakın bırakıldıklarında ne yapacaklarını
g ö r m e k istemişlerdir. O n l a r ı n aşırı yiyeceğini d ü ş ü n e -
ceksin. Y a n ı l ı y o r s u n o n l a r aşırı y e m e z . A n n e v e b a b a
onları aşırı besleyip, " D a h a ç o k y e . Ye, b i r a z d a h a g ü ç -
len. Biraz d a h a canlan, şu haline b a k ? Biraz d a h a çok
ye," derler. A n n e g ö ğ s ü n e o t u r u p " D a h a çok ye, biraz-
cık d a h a y e " der. Ç o c u k ağlıyor v e b i r şekilde y e m e y i
b a şarıyor . Çocukların sıklıkla ağladığını görürsün.
O n u n b e d e n i h a y ı r diyor. O n u n b e d e n i dışarı çık v e
b i r az h o p l a ve zıpla, git a ğ a ç l a r a t ı r m a n diyor. Ve sen-
s e o n u b e s l e m e y e d e v a m e d i y o r s u n . D o k t o r h e r ü ç sa-
atte bir ç o c u ğ a süt v e r m e k gerekir diyor. Ç o c u k içmi-
y o r v e b a ş ı n ı bir o y a n a bir b u y a n a sallıyor. A n c a k an-
n e ü ç saat geçtiği için o n a s ü t v e r m e y e d e v a m ediyor.
B u o r t a l a m a z a m a n ı t a k i p e t m e k işe y a r a m a z . Ç o c u k
a c ı k t ı ğınd a a ğ l a y a c a k t ı r , o k e n d i l i ğ i n d e n s e n i h a b e r -
d a r eder. Saate b a k m a y a gerek yok. Çocuğun kendi
b e d e n i n d e içsel saati v a r . A m a sen o n u n saatini b o z m a -
y a d e v a m ediyorsun. V e h e r ç o c uk b a ş k a bir şekilde
acıkacaktır. Biri d ö r t saatte bir acıkacaktır, diğeri üç
s a a t t e , b i r b a ş k a s ı ise i k i s a a t t e . Ş i m d i b u b ü y ü k b i r
problemdir, bir kural oluşturuldu; o r t a l a m a kuralı.

O r t a l a m a k u r a l ı n a d i k k a t et. B e d e n i n k e n d i içse l
saati vardır.

46
HAMİLELİK , D O Ğ U M VE BEBEKLİK

B e d e n i d i n l e . B e d e n i izle.
H i ç b i r ş e k i l d e asla, a s l a b e d e n e Bedeni dinle.

hükmetmeye çalışma. Beden Bedeni izle.

senin temelindir. Bir kez bede- Hiçbir şekilde;

nini anlamaya başladığında, asla ve asla


bedene hükmetmeye
mutsuzluklarının yüzde doksan
çalışma.
dokuzu basitçe kaybolacak.
Ancak sen dinlemiyorsun.

Ç o c u k l u ğumuzda n itibaren bedenimizden uzak-


l a ştırıldık , b e d e n d e n ayrı t u t u l d u k . Ç o c u k ağlıyor, ço-
c u k a ç v e a n n e ise s a a t e b a k ı y o r . O ç o c u ğ a b a k m ı y o r .
E ğe r ç o c u ğ a y i y e c e k t a m ş i m d i v e r i l m e z s e , o n u b e d e -
ninden ayırmış olursun. O n a yiyecek vermek yerine
emzik verirsin. Şimdi onu kandırıyorsun o n a ihanet
ediyorsun. Ve sen sahte, plastik bir şey veriyorsun ve
b e d e n i n duyarlılığını y o k ediyor ve kesintiye u ğ r a t m a -
y a çalışıyorsun. B e d e n i n bilgeliğinin k o n u ş m a s ı n a izin
verilmiyor ve zihin a r a y a giriyor.

Ç o c u k e m z i k t a r a f ı n d a n p a s i f l e ş t i r i l i r, u y k u y a d a -
lar. Ş i m d i saat, ü ç saatin geçtiğini v e ç o c u ğ a s ü t ver-
m e n gerektiğini söyler. Şimdi, ç o c u k d e r in b i r u y k u
uyuyor, şimdi o n u n bedeni uyuyor; o n u uyandırırsın,
yine o n u n ritmini yok ediyorsun. Yavaş yavaş onun
t ü m varlığın ı b o z a r s ı n . B e d e n i y l e t ü m ilişkisini k a y b e t -
tiği b i r a n gelir. B e d e n i n i n n e istediğini b i l m e z ; b e d e n
y e m e k i s t i y o r m u i s t e m i y o r m u b i l m e z ; b e d e n seviş-
m e k istiyor m u istemiyor m u bilmez. H e r şey dışarıda-
k i b i r şey t a r a f ı n d a n m a n i p l e edilir.

47
ÇOCUK

Çocuğun Ağlamasına İzin Vermek

E n b a ş ı n d a n i t i b a r e n ç o c u k a ğ l a m a k , k a h k a h a at-
m a k ister. A ğ l a m a k o n d a d e r i n b i r ihtiyaçtır. Ağlaya-
r ak o, h e r g ü n katarsisten geçer.
Ç o c u ğu n p e k ç o k e n g e l $
l e n m i şliğ i vardır. Bunun ol-
En başından
m a s ı k a ç ı n ı l m a z d ı r bu bir ge-
itibaren çocuk
rekliliktir. Ç o c u k bir şey ister
ağlamak, kahkaha
a m a ne o l d u ğ u n u söyleyemez,
atmak ister.
o n u ifade e d e m e z . Ç o c u k b i r
Ağlamak onda
şey ister a m a a n n e b a b a sı o n u
derin bir ihtiyaçtır.
tatmin edecek d u r u m d a olma-
yabilir. A n n e m e v c u t olmaya-
bilir. O b a ş k a b i r işle m e ş g u l o l a b i l i r v e o n a ö z e n g ö s -
t e r i l m e m i ş o l a b i l i r . O a n d a b u ilgi o n a v e r i l m e m i ş o l a -
bilir, b u y ü z d e n o a ğ l a m a y a b a ş l a r . A n n e o n u i k n a e t -
m e y e çalışır, y a t ı ş t ı r m a y a ç a l ı ş ı r ç ü n k ü r a h a t s ı z o l m u ş -
t u r , b a b a r a h a t s ı z o l m u ş t u r , t ü m aile r a h a t s ı z o l m u ş -
tur. Kimse o n u n ağlamasını istemez, a ğ l a m a k rahatsız-
lık v e r i c i d i r ; h e r k e s o n u n d i k k a t i n i d a ğ ı t m a y a ç a l ı ş ı r k i
bu sayede ağlamayabilir. O n a rüşvet veririz. A n n e o n a
bir o y u n c a k verir; a n n e o n a süt verebilir — o n u teselli
edecek ya da dikkatini dağıtacak h e r h a n g i bir şey—
ama o ağlamamalıdır.

A n c a k ağlamak derin bir ihtiyaçtır. E ğ e r o ağlaya$


bilirse ve a ğ l a m a s ı n a izin verilirse y e n i d e n tazelene$
cektir; engellenmişlik ağlayarak atılır. Aksi taktirde

48
HAMİLELİK , DOĞUM v E BEBEKLİK

d u r d u r u l m u ş bir ağlamayla engellenmişlik d u r d u r u l u r .


Artık o b u n u üst üste yığmaya devam edecektir. Ve
sen üst üste yığılmış bir ağlamasın. Artık psikologlar
senin "bir ilk çığlığa" (primal scream) ihtiyacın oldu-
ğ un u s ö y l ü y o r . Ş i m d i l e r d e B a t ı d a , s e n i n b e d e n i n d e k i
t ü m hücrelerinin d e katıldığı b ü t ü n l ü k t e b a ğ ı r m a n a
y a r d ı m c ı o l a c a k bir t e r a p i geliştiriliyor. T ü m b e d e n i n i n
içinde bağırabileceği k a d a r çılgıncasına bağırabilirsen,
b i r i k m i ş o l a n p e k ç o k acı, p e k ç o k eziyet ö z g ü r l e ş i r.

Tuvalet Eğitimi

T u v a l e t e ğ i t i m i ile ç o k b ü y ü k b i r z a r a r v e r i l i r . Ç o -
cukla r belirli bir z a m a n d a tuvalete gitmeye zorlanır.
Ş imdi , ç o c u k b a ğ ı r s a k k a s l a r ı n ı k o n t r o l e d e m e z ; b u z a -
m a n a l ı r . O n l a r ı n b u k o n t r o l ü s a ğ l a m a s ı y ı l l a r alır . B u
d u r u m d a onlar ne y a p a r ? O n l a r basitçe zorlarlar, ba-
sitçe a n a l m e k a n i z m a l a r ı n ı k a p a t ı r l a r v e b u y ü z d e n on-
lar anal olarak takılı kalırlar.
B u y ü z d e n çok fazla kabızlık v a r d ı r . K a b ı z l ı k t a n
m u z d a r i p o l a n t e k kişi i n s a n d ı r . H i ç b i r h a y v a n kabız-
lıktan m u z d a r i p olmaz; vahşi d o ğ a d a hiçbir h a y v a n ka-
bızlıktan m u z d a r i p değildir. Kabızlık d a h a ç o k psiko-
l o j i k t i r; o muladhar'a. ( Ç . N : i l k ç a k r a ) zarar v e r m e k t i r .
Ve kabızlık y ü z ü n d e n insan zihninde p e k çok başka
şey gelişir.

i n s a n b i r b i r i k t i r e n h a l i n e gelir —bilgi biriktiren,


p a r a biriktiren, sevap biriktiren — bir biriktirici olur ve

49
ÇOCUK

m u t s u z olur. O h i ç b i r şeyi b ı r a k a m a z ! N e y i y a k a l a r s a
onu t u t a r . V e b u a n a l a o l a n v u r g u y ü z ü n d e n mulad!
h a r ' a ç o k b ü y ü k bir z a r a r verilir ç ü n k ü e r k e k y a d a ka-
dın cinsel o r g a n l a r ı n a g i t m e k z o r u n d a d ı r . E ğ e r o n l ar
oral y a d a a n a l d a takılırsa asla cinsel o r g a n a gitmezler.

O z a m a n anal takıntı o k a d a r ö n e m l i hale gelir ki


cinsel organlar d a h a az önemli o l m a y a başlar. Bu y ü z -
d e n ç o k fazla eşcinsellik v a r d ı r . A n a l m e r k e z l i o l m a k
o r t a d a n k a l k a n a k a d a r v e k a l k m a d ı ğ ı sürece eşcinsel-
lik y e r y ü z ü n d e n s i l i n m e y e c e k t i r . Tuvalet eğitimi ç o k
b ü y ü k ve tehlikeli bir eğitimdir.

Çocuk Hasta Olduğunda

En başından beri, çocukluktan itibaren bir şey ne-


redeyse h e r z a m a n yanlış gider. V e b u d a ç o c u k n e za-
m a n h a s t a o l u r s a o n a d a h a ç o k ilgi g ö s t e r i l m e s i d i r . B u
yanlış bir çağrışım y a p a r : A n n e o n u d a h a çok sever,
b a b a o n a d a h a ç o k ö z e n gösterir; t ü m aile o n u m e r k e -
ze k o y a r , o en ö n e m l i kişi h a l i n e gelir. A k s i h a l d e h i ç
k i m s e o n u u m u r s a m a z ; o iyi m i d i r , d e ğ i l m i d i r ?
H a s t a o l d u ğ u n d a o d i k t a t ö r h a l i n i alır, k e n d i k u -
r a l l a r ı n ı d a y a t ı r . B i r k e z b u hile ö ğ r e n i l d i ğ i n d e — y a n i
h a s t a o l d u ğ u n d a b i r şekilde özel o l u r s u n — o zaman
h e r k e s d i k k a t e t m e k z o r u n d a ç ü n k ü e ğ e r d i k k a t et-
m e z l e r s e o n l a r ı s u ç l u hissettirebilirsi n v e h i ç k i m s e sa-
na bir şey söyleyemez ç ü n k ü hastalığından k e n d i n i n
sorumlu olduğunu kimse sana söyleyemez.

50
HAMİLELİK , D O Ğ U M V E BEBEKLİK

E ğe r ç o c u k b i r ş e y i y a n l ı ş y a p a r s a o n a , "Bunun
s o r u m l u s u s e n s i n " d i y e b i l i r s i n . A m a e ğ e r o h a s t a ise
hiçbir şey söyleyemezsin ç ü n k ü hastalık hiçbir şekilde
o n a bağlı değildir. O ne y a p a b i l i r ki? A n c a k sen ger-
çekleri bilmiyorsun: Hastalıkların y ü z d e d o k s a n ı ken-
di k e n d i n e yaratılır, ilgi ç e k m e k i ç i n , şefkat almak,
önemli h i s s e t m e k için senin t a r a f ı n d a n üretilir. Ve bir
ç o c u k hileyi ç ok k o l ay ö ğ r e n i r ç ü n k ü ç o c u k için en te-
mel p r o b l e m çaresiz olmasıdır. S ü r e k l i olarak hissetti-
ğ i t e m e l p r o b l e m o n u n g ü ç s ü z v e h e r k e s i n ise g ü ç l ü ol-
d u ğudur . F a k a t h a s t a l a n d ı ğ ı n d a o g ü ç l e n i r v e h e r k e s
güçsüzdür. O b u n u anlar.

Bir ç o c u k bir şeyleri b i l m ek k o n u s u n d a çok du-


yarlıdır. O ş u n u bilir: " H a s t a o l d u ğ u m d a b e n i m ya-
n ı m d a hiç k i m s e a n n e m bile, b a b a m bile h i ç b i r şeydir."
H a s t a l ı k ç o k a n l a m l ı b i r şey, b i r y a t ı r ı m h a l i n e gelir.
N e z a m a n kendisini i h m a l edilmiş hissetse, n e z a m a n
" Ç a r e s i z i m " diye hissetse, h a s t a olacaktır, o n u y a r a t a -
caktır. Ve bu bir s o r u n d u r , derin bir s o r u n d u r . Ne ya-
p a b i l i r s i n ? B i r ç o c u k h a s t a o l d u ğ u n d a h e r k e s ilgi g ö s -
termek zorundadır.

Ancak psikologlar bir çocuk hasta o l d u ğ u n da ona


b a k m a n ı z ı a m a o n a ç o k f a z l a ilgi g ö s t e r m e m e n i z i ö n e -
riyor. O n a psikolojik o l a r a k değil tıbbı o l a r ak özen
göstermelidir. H a s t a l ı ğ ı n bir getirişi o l d u ğ u n u zihnin-
de eşleştireceği hiçbir şey y a r a t m a . Aksi taktirde t ü m
y a şam ı b o y u n c a n e z a m a n b i r ş e y i n y a n l ı ş o l d u ğ u n u
h i s s e t s e h a s t a o l a c a k t ı r . O z a m a n k a r ı s ı h i ç b i r ş e y söy-
leyemez, o z a m a n o n a h a s t a o l d u ğ u için s u ç l a m a d a b u $

51
ÇOCUK

l u n a m a z . V e h e r k e s o n a ü z ü l m e k v e şefkat g ö s t e r m ek
zorundadır.

Seksin Üç Aşamas ı

ilk aşam a otoseksüelliktir.


Ç o c u k d o ğ d u ğ u n d a o bir narsistir. O bedenini
m u a z z a m şekilde sever ve o güzeldir; o yalnızca k e n d i
b e d e n i n i bilir. S a d e c e k e n d i p a r m a ğ ı n ı e m e r v e b u öy-
lesine b ü y ü k bir keyiftir k i! Bir ç o c u ğ u n k e n d i p a r m a -
ğ ın ı e m d i ğ i n i g ö r ü r s ü n ; s a d e c e k e n d i b e d e n i y l e o y n a -
y a r a k , ayak p a r m a ğ ı n ı ağzına g ö t ü r m e y e çalışarak, bir
enerji ç e m b e r i y a p a r a k , y ü z ü n d e n e b ü y ü k bir keyif
vardır. Çocuk ayak parmağını ağzına götürdüğünde
b i r d a i r e y a r a t ı l ı r v e enerji d a i r e s e l o l a r a k h a r e k e t et-
meye başlar. Enerji ç o c u ğ u n içinde doğal olarak dön-
m e y e b a ş l a r v e o z e v k a l ı r ç ü n k ü ışık d ö n m e y e b a ş l a -
d ı ğınd a i ç e r d e b ü y ü k b i r c o ş k u v a r d ı r .
Ç o c u k k e n d i cinsel o r g a n ı y l a o n l a r ı n cinsel o r g a n
olduğunu bilmeden oynar. O h e n üz koşullandırılma$
mıştır; o b e d e n i n i bir b ü t ü n o l a r a k biliyor. Ve kesinlik-
le cinsel o r g a n l a r b e d e n i n i n en hassas kısımlarıdır.
Onlarla oynamaktan onlara d o k u n m a k t a n büyük zevk
alır.

Ve t o p l u m u n ç o c u ğ u n r u h u n a girdiği y e r burası-
d ı r : " D o k u n m a ! " ' Y a p m a ' ilk k i r l i s ö z c ü k t ü r . V e b u ilk
kirli s ö z c ü k t e n s o n r a p e k ç o k d i ğ e r i gelir: Y a p a m a z s ı n ,
y a p m a y a c a k s ı n ; b u n l a r ı n h e p s i kirli sözcüklerdir . Bir

52
HAMİLELİK , D O Ğ U M V E BEBEKLİK

kez çocuğa "Yapma!" söylendiğinde ve kızgın ebe-


veynler, a n n e ya da b a b a ve o gözler... Ç o c u ğ u n eli
n o r m a l d e s o n d e r e c e keyifli o l a n c i n s e l o r g a n l a r ı n d a n
u z a k l a ştırılır . O gerçekten bundan hoşlanıyordu ve
o n u n cinsellik ya da b e n z e r i bir şey y a ş a d ı ğ ı y o k t u . O
s a d e c e b e d e n i n i n e n d u y a r l ı , b e d e n i n i n e n c a n l ı kıs-
mıydı, hepsi bu.

A n c a k bizim k o ş u l l a n m ı ş zihinlerimiz... O cinsel


bir organa dokunuyor; bu kötüdür. Onun ellerini
u z a k l a ştıralım . Çocukta suçluluk yaratıyoruz.

Ş imd i o n u n d o ğ a l c i n s e l l i -
ğ in i mahvetmeye başladık. Çocuk

Ş imd i o n u n o r i j i n a l z e v k kay- dünyadaki

n a ğını , v a r l ı ğ ı n ı n k a y n a ğ ı n ı z e - en çok söm ürülen

hirlemeye başladık. Şimdi o n d a şeydir.

ikiyüzlülük yaratıyoruz; o bir Başka hiçbir sınıf


çocuk kadar
diplomat olacak. Anne babası
sömürülmez.
o l m a d ı ğınd a c i n s e l o r g a n l a r ı ile
o y n a y a c a k . Ş i m d i ilk y a l a n g e r -
ç e k l e şti ; o h a k i k i o l a m a z . Ş i m d i o b i l i y o r k i ş a y e t k e n -
disine karşı d ü r ü s t olursa, kendisine saygı duyarsa,
k e n d i zevkine saygı duyarsa, k e n d i i ç g ü d ü s ü n e saygı
duyarsa, o z a m a n anne babası kızar.

Ç o c u k d ü n y a d a k i en çok sömürülen şeydir. Başka


h i ç b i r sınıf ç o c u k k a d a r s ö m ü r ü l m e z . O h i ç b i r şey ya-
p a m a z : A n n e b a b a s ı ile m ü c a d e l e e t m e k i ç i n s e n d i k a
k u r a m a z , m a h k e m e y e gidemez, devlete gidemez. A n n e
babasının saldırılarına karşı kendisini hiçbir şekilde
koruyamaz.

53
ÇOCUK

ilk t r a v m a gerçekleşmiştir. Artık ç o c u k asla k e n d i


c i n s e l l i ğin i doğallıkla, keyifle kabul edemeyecektir.
B e d e n i n bazı bölgeleri kabul edilemez. Bedenin bazı
bölgeleri çirkindir. Bedenin bazı bölgeleri o n u n bede-
n i n i n p a r ç a s ı olmayı h a k etmez; o b u n u r e d d e d e r . Psi-
kolojisinin derinliklerinde k e n d i k e n d i n i h a d ı m e d e r ve
enerjisi geri çekilir. E n e r j i b u ' Y a p m a ' g e r ç e k l e ş m e d e n
ö n c e k i gibi doğal bir şekilde a k m a y a c a k t ı r .

Bu otoseksüel haldir: P e k çok insan b u r a d a takı-


lı p k a l ı r . B u y ü z d e n d ü n y a ç a p ı n d a b u k a d a r ç o k m a s -
t ü r b a s y o n d e v a m etmektedir. Bu kendiliğinden geçe-
cekti, o bir gelişme aşamasıydı a m a a n n e b a b a l a r ener-
jinin gelişme a ş a m a s ı n a m ü d a h a l e etti.

Bir kez o mastürbasyon y a p m a y a başlamışsa bu


bir alışkanlık, m e k a n i k bir alışkanlık h a l i n e gelebilir ve
o z a m a n o asla ikinci a ş a m a y a geçemeyecektir. O, ç o k
ç o c u k ç a olan bu a ş a m a d a takılabilir. O h i ç b i r z a m a n
t a m a m e n yetişki n cinselliğine erişemeyecektir. O asla
y e t i şki n b i r c i n s e l v a r l ı ğ ı n e r i ş e b i l e c e ğ i s a a d e t i b i l e m e -
yecektir. Ve ironik olan şey ş u d u r ki m a s t ü r b a s y o n u
kötüleyen ve patırtı kopartan insanlar bunlardır. O n -
lar i n s a n l a r a e ğ e r m a s t ü r b a s y o n y a p a r s a n ı z k ö r ola-
caksınız, m a s t ü r b a s y o n yaparsanı z bir z o m b i olacaksı-
nız, m a s t ü r b a s y o n y a p a r s a n ı z asla zeki o l m a y a c a k s ı -
nız, a p t a l kalacaksınız derler. Artık b ü t ü n bilimsel bul-
gular tek bir n o k t a d a hemfikir olmuştur: M a s t ü r b a s -
y o n asla kimseye zarar vermez fakat bu öneriler verir.

E ğe r ç o c u k l a r a d o ğ a l o l a n o t o s e k s ü e l l i k a ş a m a -
s ı n d a izi n v e r i l i r s e , o k e n d i l i ğ i n d e n i k i n c i a ş a m a y a h o $

54
HAMİLELİK . D O Ğ U M V E BEBEKLİK

moseksüelliğe geçer. A n c a k çok az insan ikinci aşama-


y a g e ç e r. Ç o ğ u n l u k ilk a ş a m a d a kalır. B i r k a d ı n l a y a
da bir e r k e k l e sevişirken bile karşılıklı m a s t ü r b a s y o n -
dan b a ş k a bir şey y a p m ı y o r olabilirsin.

ikinci aşama homoseksüelliktir. Az sayıda insan


ikinci a ş a m a y a geçer; o doğal bir aşamadır. Ç o c u k ken-
di bedenini sever. E ğ e r ç o c u k bir erkekse, o bir erkeğin
bedenini, k e n d i b e d e n i n i seviyor. Bir kadının, bir kızm
bedenine atlamak, çok b ü y ü k bir boşluktan geçmek
olacaktır. D o ğ a l olarak o diğer erkek çocukların bede-
n i n i s e v e r ; y a d a o b i r k ı z ise d o ğ a l o l a n ilk g ü d ü , d i ğ e r
kızları sevmektir ç ü n k ü onların da aynı çeşitten bedeni
vardır, aynı t ü r d e n varlığı vardır. O kızları erkeklerden
d a h a iyi a n l a y a b i l i r . E r k e k ç o c u k l a r a y r ı b i r d ü n y a d ı r .

H o m o s e k s ü e l a ş a m a doğal bir aşamadır. T o p l u m


orada da insanların takılmasına yardım eder çünkü o
e r k e k ve kadın, kız ve e r k e k çocuk a r a s ı n d a engeller
yaratır. Bu engeller olmazsa er ya da geç homoseksüel
a şam a s i l i n i p g i d e r ; k a r ş ı c i n s e ilgi o l u ş m a y a b a ş l a r .
A n c a k b u n u n i ç i n t o p l u m ş a n s t a n ı m a z . K o l e j l e r d e ay-
rı yurtlarda kalmak zorundadırlar. Onların buluşması,
onların birlikteliği k a b u l edilemez.

Homoseksüellik toplum tarafından sürdürülür ve


aynı t o p l u m t a r a f ı n d a n k ö t ü l e n i r . Bu stratejileri anla-
mak gerekir. Aynı toplum homoseksüelliği sapıklık
olarak, suç olarak adlandırır, kötüler. H â l â homosek-
süellerin cezalandırıldığı ülkeler vardır. Yıllar b o y u n c a
hapishaneye gönderilebilirsin. Ve onu yaratan aynı
toplumdur.

55
ÇOCUK

Ve ü ç ü n c ü a ş a m a heteroseksüelliktir.
Bir insan gerçekten otoseks v e homoseksin dışına
ç ı k t ı ğında , o z a m a n o b i r k a d ı n a â ş ı k o l a b i l e c e k o l g u n -
l u k v e k a p a s i t e d e d i r . B u t a m a m ı y l a farklı bir d ü n y a -
dır, farklı b i r k i m y a d ı r , farklı b i r psikolojidir, farklı bir
m a n e v i y a t t ı r . O z a m a n o , b u f a r k l ı d ü n y a ile b u f a r k l ı
o r g a n i z m a ile o y n a y a b i l i r .

56
Koşullanma

Anne babasının kendi ebeveyn


koşullanmasından özgür olma ve
mahremiyet bekleme gibi haklara sahipken,
bir çocuğun da bunlara hakkı yok mudur?

Bu insanlığın b u g ü n yüzleştiği en temel meseleler-


d e n bir tanesidir. G e l e c e k b u n u nasıl çözebildiğimize
b a ğlıdır . D a h a ö n c e h i ç b ö y l e b i r ş e y ile y ü z y ü z e k a -
l ı n m a m ı ştı . İ l k k e z i n s a n b ü y ü m ü ş t ü r , b e l l i b i r o l g u n -
luk gerçekleşmiştir. Ve sen olgunlaştıkça y e n i prob-
lemlerle yüzleşmek zorunda
kalırsın.
Hiç kimse
Y a v a ş y a v a ş i n s a n ilerle-
çocuktan daha fazla
dikçe pek çok t ü r d e n esaretin
sömürülmemiş tir.
farkına vardı. Batı'da henüz
Ve elbette o,
yeni yeni en büyük esaretin sevgi maskesinin
ç o c u ğu n y a ş a d ı ğ ı olduğunun ardına gizlenerek
farkına vardık. Bu d a h a önce- söm ürülm üş tür.
d e n hiç düşünülmemişti; dün$

57
ÇOCUK

y a d a k i hiçbir belgede y e r almamıştı. Bir çocuk ve bir


k ö l e . . . k i m düşünebilirdi ki? O n u seven, ç o c u k için
kendilerinden fedakârlık yapan, kendi anne babasının
bir kölesi? Bu ç o k komik, t a m a m ı y l a saçmalık olarak
g ö z ü k m ü ş olmalı. A n c a k şimdi insan z i h n i n d e k i psiko-
lojik k a v r a y ı ş d e r i n l e ş m i ş t i r v e o n u n i ş l e y i ş i ile ç o c u -
ğ u n e n çok s ö m ü r ü l e n kişi o l d u ğ u t a m a m ı y l a netleş-
m i ştir ; h i ç k i m s e ç o c u k t a n d a h a f a z l a s ö m ü r ü l m e m i ş $
tir. Ve elbette o sevgi m a s k e s i n i n a r d ı n a g i z l e n e r e k sö$
m ü r ü l m ü ştür .

Ve anne babalar çocuğu sömürdüklerinin, çocuğa


esaret dayattıklarının, çocuğu mahvettiklerinin, onu
aptal, geri zekâlı yaptıklarının, onların ç o c u ğ u bir H i n -
du, bir M ü s l ü m a n , bir Hıristiyan, bir Budist olarak
k o şullandırm a ç a b a s ı n ı n t a m a m ı y l a i n s a n l ı k dışı oldu-
ğ unu n f a r k ı n d a o l d u k l a r ı n ı s ö y l e m i y o r u m ; onlar bu-
n u n farkında değildir a m a gerçekler d ü ş ü n ü l d ü ğ ü n d e
b u n u n hiçbir önemi yoktur. Ç o c u k a n n e babalar tara-
fından çirkin şekillerde koşullandırılıyor ve elbette ço-
c u k çaresizdir: O a n n e babasına bağımlıdır. O başkal$
dıramaz, o kaçamaz, o kendisini k o r u y a m a z . O kesin-
likle k o r u n m a s ı z d ı r ; b u y ü z d e n d e o k o l a y l ı k l a s ö m ü $
rülebilir.

Anne baba koşullandırması dünyadaki en büyük


köleliktir. Bu t a m a m ı y l a o r t a d a n kaldırılmalıdır, sade-
c e o z a m a n i n s a n ilk d e f a g e r ç e k t e n ö z g ü r , h a k i k a t e n
ö z g ü r , s o n u n a k a d a r ö z g ü r o l a c a k t ı r ç ü n k ü ç o c u k in-
sanın babasıdır. Şayet çocuk yanlış bir şekilde büyütü$
lürse o z a m a n t ü m insanlık yanlış y ö n e gider. Ç o c u k

58
K O ŞULLANM A

t o h u m d u r . Ş a y e t t o h u m u n k e n d i s i iyi n i y e t l i i n s a n l a r ,
iyi d i l e k l e r e sahip insanlar tarafından zehirlenmişse,
b o z u l m u şsa , o z a m a n ö z g ü r b i r i n s a n b i r e y i i ç i n h i ç b i r
u m u t y o k t u r , o z a m a n bu r ü y a asla gerçek olamaz.

Bireysellik olarak sahip


o l d u ğ u n u d ü ş ü n d ü ğ ü n ş e y sa- Çocuk

d e c e kişiliktir. O senin içinde, anne babalar

senin doğanın içinde a n n e ba- tarafından

ban, t o p l u m , din a d a m ı , politi- çirkin şekillerde

kacı, eğiticiler t a r a f ı n d a n ü r e - koşullandırılıyor


ve elbette çocuk
t i l m i ştir . Eğitici, anaokulun-
çaresizdir:
dan üniversiteye k a d a r menfa-
O anne babasına
at sahiplerinin hizmetindedir,
bağımlıdır
toplumu yönetenlerin hizme-
tindedir. Onun tüm amacı,
h e r ç o c u ğ u k u r u m s a l l a ş m ı ş t o p l u m a a d a p t e o l a c a k şe-
kilde sakatlamaktır, h e r ç o c u ğ u mahvetmektir.

Bir k o r k u vardır. K o r k u şudur, şayet ç o c uk en ba-


ş ında n i t i b a r e n k o ş u l l a n m a d a n b ı r a k ı l ı r s a o öylesine
zeki olacak, öylesine tetikte, farkında olacaktır ki o n u n
t ü m y a ş a m t a r z ı b a ş k a l d ı r ı o l a c a k t ı r . V e h i ç k i m s e asi-
leri istemez; h e r k e s b o y u n e ğ e n insanlar ister.

Anne babalar boyun eğen çocukları sever. Ve


u n u t m a k i b o y u n eğen ç o c u k n e r e d e y s e e n a p t a l olan-
dır. B a ş k a l d ı r a n ç o c u k zeki o l a n d ı r a m a o n a saygı du-
y u l m a z ya da o sevilmez. Ö ğ r e t m e n l e r o n u sevmez,
t o p l u m o n a saygı göstermez; o kötülenir. O, t o p l u m l a
u z l a şma k z o r u n d a d ı r y o k s a b i r ç e ş i t i ç s u ç l u l u k l a y a -
ş ama k z o r u n d a d ı r . D o ğ a l o l a r a k o , a n n e b a b a s ı n a iyi

59
ÇOCUK

d a v r a n m a m ış o l d u ğ u n u hisseder, onları mutlu etme-


m i ştir .

Ş un u çok iyi hatırla,


İ sa'nı n anne babası, İsa'dan
Anne babalar
m e m n u n değildi, G a u t a m Bu$
boyun eğen
da'nm anne babası, Gautam
çocukları sever.
Buda'dan memnun değildi.
Ve unutma ki
Bu i n s a n l a r o k a d a r zeki, o ka-
boyun eğen çocuk
d a r asilerdi ki a n n e ve babala-
neredeyse
r ı o n l a r d a n n a s ı l m e m n u n ol-
en aptal olandır.
sun?

Ve h e r ç o c u k öylesine bü-
y ü k b i r p o t a n s i y e l l e d o ğ a r ki... v e ş a y e t b u p o t a n s i y e l e
izin verilirse ve kimse bireyselliğine engel olmadan
o n u n geliştirilmesine destek olunursa, güzel bir dünya-
y a s a h i p olacağız, m u a z z a m b i r d e h a çeşitliliğine s a h i p
o l a c a ğız . D a h i l e r ç o k e n d e r o l a r a k o r t a y a ç ı k a r , d e h a -
lar e n d e r o l a r a k d o ğ d u ğ u için değil, hayır ; d a h i l e r ç o k
ender olarak ortaya çıkar ç ü n k ü t o p l u m u n koşullan-
dırma sürecinden k a ç m a k çok zordur. Sadece arada
bir, b i r ç o c u k o n u n c e n d e r e s i n d e n k a ç m a y ı başarabi -
lir.

H e r çocuk anne babalar tarafından, toplum tara-


fından, ö ğ r e t m e n l e r tarafından, din a d a m l a r ı tarafın-
dan, t ü m menfaat sahipleri tarafından örtülüyor; p e k
çok koşullanma katmanı tarafından örtülüyor. Ona
belli b i r dinsel ideoloji verilir. Bu o n u n seçimi değildir.
N e z a m a n birisi k e n d i seçimi o l m a d a n bir şeye zorla-
nırs a o kişiyi sakatlıyorsun, onun zekâsını mahvedi$

60
K O ŞULLANM A

yorsun; o n a seçme şansı vermiyorsun, o n u n zeki bir


ş ekild e ç a l ı ş m a s ı n a izin v e r m i y o r s u n ; o n u ö y l e b i r ş e -
kilde y ö n e t i y o r s u n ki o s a d e c e m e k a n i k o l a r a k işleye-
biliyor. O b i r H ı r i s t i y a n o l a c a k a m a o s e ç e r e k H ı r i s t i -
y a n olmamıştır. Ve şayet bu senin seçimin değilse H ı -
ristiyan o l m a n ı n n e a n l a m ı v a r d ı r .

Ç o k az insan İsa'yı t a k i p etmiştir. O n u n l a birlikte


yiden insanlar cesur insanlardır. O n l a r y e g â n e Hıristi$
yanlardı: O n l a r hayatlarını riske soktu, onlar akıntıya
k a r ş ı g i t t i , o n l a r t e h l i k e l i b i r ş e k i l d e y a ş a d ı ; o n l a r öl-
meye hazırdı a m a b o y u n e ğ m e y e hazır değildi.

G a u t a m B u d a ile b i r l i k t e h a r e k e t e d e n a z s a y ı d a
insanlar g e r ç e k B u d i s t l e r d i a m a d ü n y a ç a p ı n d a mil-
yonlarca Hıristiyan ve d ü n y a çapında milyonlarca Bu-
dist v a r d ı r v e o n l a r ı n h e p s i s a h t e d i r , o n l a r y a p a y d ı r .
Onların sahte olması kaçınılmazdır; bu onlara dayatıl-
dı. O n l a r b e l i r l i b i r d i n s e l i d e o l o j i ile sarılır , s o n r a o n -
lar b e l i r l i b i r s i y a s i i d e o l o j i ile s a r ı l ı r — o n l a r a H i n t l i ol-
dukları söylenir, o n l a r a İ r a n l ı
o l d u k l a r ı , Ç i n l i o l d u k l a r ı , Al- Bireysellik olarak
sahip olduğunu
m a n o l d u k l a rı söylenir— belli
düşündüğün şey
bir milliyet onlara dayatılır.
sadece kişiliktir.
Ve insanlık tektir, yeryüzü
O senin içinde,
tektir. Ancak politikacılar
senin doğanın içinde,
onun tek olmasını istemezler
anne baban, toplum,
çünkü eğer d ü n y a tek olursa o
din adamı, politikacı,
z a m a n t ü m politikalarıyla bir-
eğiticiler tarafından
likte politikacıların h e p s i y o k
üretilmiştir.
olmak zorundadır. O zaman

61
ÇOCUK

t ü m bu başkanlar ve başbakanlar nereye gidecektir?


O n l a r s a d e c e d ü n y a b ö l ü n m ü ş k a l ı r s a v a r olabilir.
D i n tektir a m a o z a m a n Polonyalı P a p a y a , t ü m
bu aptal shankaracharyalara, Ayetullah Hu$manyağa
ne olacaktır? Bu insanların bepsine ne olacaktır? O n -
l a r s a d e c e p e k ç o k d i n , p e k ç o k kilise , p e k ç o k t a r i k a t ,
p e k ç ok i n a n ç o l u r s a v a r olabilirler.
Yeryüzünde üç y ü z tane din ve en azından bu din-
lerin üç bin tane m e z h e b i vardır. O z a m a n elbette p e k
çok sayıda rahip, pek çok piskopos, başpiskopos, yük-
sek rahipler, shankaracharyalar için bir olasılık var
o l u r . B u o l a s ı l ık o r t a d a n k a l k a c a k t ı r .
Ve ben sana diyorum ki dindarlık tektir! Onun
h i ç b i r İ n c i l ' l e , h i ç b i r V e d a ile h i ç b i r G i t a ile a l a k a s ı
y o k t u r . O n u n s e v e c en b i r kalple, z e k i b i r v a r l ı k l a ala-
kası vardır. O n u n farkmdalıkla, m e d i t a s y o n haliyle bir
alakası vardır. A n c a k o z a m a n t ü m menfaat grupları
acı çekecektir.
B u y ü z d e n belli b i r ç ı k a r g r u b u n a , belli b i r ulusa,
belli b i r dine, belli b i r h ü k ü m r a n l ı ğ a ait o l a n a n n e ba-
baların kendi fikirlerini ço-
cuklara dayatmaları kaçınıl-
Çocuklar
her zaman için, mazdır. Ve garip olan ş u d u r ki

anne babalarından ç o c u k l a r h e r z a m a n içi n a n n e

daha zekidir babalarından daha zekidir

çünkü anne babalar çünkü anne babalar geçmişe

geçmişe aittir ve aittir ve çocuklarsa geleceğe

çocuklarsa geleceğe aittir. A n n e b a b a l a r zaten ko-


aittir. ş ullanmıştır , sarmalanmıştır,
k a p l a n m ı ştır . O n l a r ı n a y n a l a $

62
K O ŞULLANM A

n o k a d a r ç o k tozlanmıştır ki hiçbir şey yansıtamazlar,


onlar kördür.
Sadece kör bir a d a m bir H i n d u ya da bir Müslü-
m a n y a d a b i r J a i n a y a d a b i r H ı r i s t i y a n olabilir. G ö z -
leri o l a n b i r i n s a n b a s i t ç e d i n d a r d ı r . O kiliseye y a d a
tapınağa ya da camiye gitmez; o her çeşidinden aptal
simgelere tapınmaz. H e r türden tanrılar her türden
hurafeler! A n n e b a b a l a r b u n l a r ı n hepsini taşırlar. Ço-
c u k d o ğ d u ğ u n d a o b o ş b i r t a h t a d ı r , b i r tabula. r a s a ' d ı r ;
ü z e r i n d e h i ç b i r ş e y y a z m a z . O n u n g ü z e l l i ğ i b u d u r : Ay-
na t o z s u z d u r . O d a h a n e t bir şekilde görebilir.

Anne: " J i m m y , y e n i p a n t o l o n u n l a y e r e m i düş$


tün?"
J i m m y : "Evet Anne, o n u çıkaracak vakit yoktu."

B i r i n c i sınıf ö ğ r e t m e n i s ı n ı f a d o ğ a h a k k ı n d a k o -
n u şuyord u ve onu, 'Etrafınızdaki D ü n y a ' olarak ad-
l a n d ı r m ı ştı . Ö ğ r e t m e n i l k s ı r a d a k i k ü ç ü k H e l e n ' e s o r -
d u : " H e l e n , ş i m d i b ü t ü n sınıfa söyle, s e n b i r h a y v a n
mısın, bitki misin, y o k s a m i n e r a l m i s i n ? ! "
H e l e n " B u n l a r ı n hiçbirisi değilim" diye c e v a p ver-
di. " B e n g e r ç e k , canlı b i r kızım."

i s k e l e n i n u c u n d a balık t u t a n bir ç o c u k bir balığı


k a r a y a ç e k e r k e n d e n g e s i ni k a y b e t t i v e göle d ü ş t ü . Ya-
kınlarda balık tutan p e k çok a d a m ona y a r d ı m etmek
için k o ş u p o n u kıyıya çıkardılar.

63
ÇOCUK

"Nasıl dalgınlığına geldi?" diye bir a d a m sordu.


" D a l m a y a gelmedim, balık t u t m a y a geldim" dedi
çocuk.

G e n i ş b i r aile e n s o n u n d a d a h a b ü y ü k b i r e v e t a $
ş ınabilmişti . Bir süre sonra amcalardan biri yeğenine,
"Yeni evinden hoşlanıyor m u s u n ? " diye sordu.
" Ç o k iyi" diye c e v a p v e r d i oğlan. " E r k e k k a r d e -
şim v e b e n i m k e n d i o d a m ı z v a r v e kız k a r d e ş l e r i m i n d e
öyle a m a zavallı a n n e m h â l â b a b a m l a aynı o d a d a m a h -
sur kaldı!"

H e r ç o c u k z e k i , t e m i z , saf d o ğ a r a m a b i z o n u n
ü z e r i n e pislik a t m a y a başlarız.
O a n n e b a b a s ı n d a n ç o k d a h a fazlasını h a k e d e r
ç ü n k ü o h a y a t ı n a başlıyor. A n n e b a b a l a r z a t e n y ü k ta-
ş ıyor , o n l a r z a t e n s a k a t l a n m ı ş d u r u m d a , o n l a r z a t e n
koltuk değneğine mahkûm. Çocuğun kendisi olmaya
d a h a çok hakkı var. O n u n m a h r e m i y e te ihtiyacı v a r
a m a anne babalar ona hiç mahremiyet tanımaz; onlar
ç o c u ğu n m a h r e m i y e t i n d e n ç o k k o r k a r . O n l a r s ü r e k l i
olara k ç o c u ğ u n işlerine b u r u n l a r ı n ı sokar; onların h e r
şey h a k k ı n d a söyleyecekleri bir şey vardır.

Ç o c u ğu n m a h r e m i y e t e i h t i y a c ı v a r d ı r ç ü n k ü g ü z e l
o l a n h e r ş e y m a h r e m i y e t i n i ç i n d e g e l i ş i r. H a t ı r l a : B u
hayatın en temel k a n u n l a r ı n d a n bir tanesidir. Kökler
y e r a l t ı n d a gelişir; e ğ e r o n l a r ı t o p r a k t a n ç ı k a r ı r s a n öl-
meye başlarlar. Onların mahremiyete, t a m mahremi-
yete ihtiyacı vardır. Ç o c u k a n n e n i n r a h m i n d e k i k a r a n $

64
K O ŞULLANM A

lıkta, mahremiyetin içinde gelişir. Eğer çocuğu ışığın


altına, toplumun içerisine getirirsen ölecektir. Onun
dokuz aylık tam mahremiyete ihtiyacı vardır. Gelişme-
ye ihtiyacı olan her şeyin mahremiyete gereksinimi
vardır. Yetişkin bir kimsenin çok fazla mahremiyete
ihtiyacı yoktur çünkü o zaten yetişmiştir ancak bir ço-
cuğu n çok daha fazla mahremiyete ihtiyacı vardır. An-
cak o hiç yalnız bırakılmaz.
Anne babalar ne zaman
çocuğu içine kapalı ya da tek Çocuğun
başın a görseler endişelenirler; mahremiyete
hemen müdahil olurlar. Kor- ihtiyacı var ama

karlar; eğer çocuk tek başına anne babalar

olursa kendi bireyselliğini ge- ona hiç


mahremiyet tanımaz;
liştirmey e başlayacaktır. O
onlar çocuğun
her zaman sınırların içinde tu-
mahremiyetinden
tulmalıdır ki bu sayede anne
çok korkar...
babalar izlemeye devam ede-
Gelişmeye ihtiyacı olan
bilsinler çünkü onların izleme-
her şeyin
si onun bireyselliğinin geliş-
mahremiyete
mesine izin vermez; onların iz-
gereksinimi vardır.
lemesi çocuğu kaplar, onu bir
kişilikl e sarmalar.

Kişili k bir sargıdan başka bir şey değildir. Kişilik


(personality) güzel bir sözcükten, persona'dan gelir;
persona'nın anlamı maskedir. Eski Yunan tragedyala-
rında aktörler maske kullanırdı. Sona ses demektir,
per içinden demektir. Onlar maskelerinin içinden ko-
nuşuyorlardı ; onların gerçek yüzlerini göremezdin, on%

65
ÇOCUK

ların sadece seslerini duyabilirdin . B u y ü z d e n maske ,


persona o l a r a k a d l a n d ı r ı l ı r d ı ç ü n k ü s e s o n u n içinden
duyulurdu v e persona sözcüğünden de personality (ki-
ş ilik ) g e l i r .

Ç o c u k sürekli s a v u n m a halinde o l m a k zorundadır


ç ü n k ü izleniyor. B u n u k e n d i n d e görebilirsin: B a n y o
y a p ı y o r s a n t a m a m ı y l a farklı bir kişisindir; b a n y o n d a
maskeni bir kenara bırakabilirsin. S o n derece ciddi
olan yetişki n insanlar bile m ı r ı l d a n m a y a , şarkı söyle-
m e y e başlar. Yetişkin i n s a n l a r bile a y n a d a m a y m u n l u k
yapar. Tek basmasın — k a p ı y ı kilitlemiş olduğunun
m ü k e m m e l bir şekilde f a r k ı n d a s ı n — a n c a k ansızın bi-
risinin a n a h t a r d e l i ğ i n d e n izlediğini fark edersen, h e -
m e n s e n d e bir değişiklik olacaktır. Y e n i d e n ciddileşe$
ceksin, şarkı kaybolacak, a y n a n ı n ö n ü n d e m a y m u n l u k
yapmayacaksın, s e n d en beklendiği şekilde d a v r a n m a-
y a b a ş l a y a c a k s ı n . B u kişiliktir; y e n i d e n sargının içine
girdin.

Bir çocuk mahremiyete, muazzam bir şekilde,


m ü m k ü n olduğunc a çok, m a k s i m u m d ü z e y d e ihtiyaç
duyar, böylelikle k e n d i bireyselliğini m ü d a h a l e edilme-
d e n geliştirebilir. A n c a k b i z ç o c u ğ u n a l a n ı n a giriyoruz,
sürekli ihlal e d i y o r u z . A n n e b a b a l a r s ü r e k l i " N e y a p ı -
y o r s u n ? N e d ü ş ü n ü y o r s u n ? " diye sorar. D ü ş ü n m e y i
bile! Z i h n i n i n içine bile b a k m a k z o r u n d a l a r !

U z a k Doğu'da, her çocuğun sabahleyin anne ba-


basına rüyasını anlatmak zorunda olduğu birkaç kabi-
le v a r d ı r ç ü n k ü o r ü y a l a r ı n d a bile t e k b a ş ı n a bırakıla-
maz. Belki de o yanlış rüyalar g ö r ü y o r d u r , belki o, dü$

66
K O ŞULLANM A

şünmemes i gereken şeyleri düşünüyor; anne babalara


rapor edilmek zorunda.
Sabahın erken saatindeki ayin, kahvaltıdan önce-
ki ilk iş rüyalarıyla; geceleyin ne gördüğüyle ilişki kur-
mak zorunda olmasıdır.
Psikanaliz B a t ı d a çok geç kalmış bir gelişmedir
ama D o ğ u d a , bu U z a k D o ğ u kabilelerinde psikanaliz
anne babalar tarafından binlerce yıldır uygulanmakta-
dır. Ve zavallı çocuk, sembolleri bilmez o y ü z d e n o ba-
sitçe rüyaları olduğu haliyle algılar. Onun ne anlama
geldiğin i bilmez; sadece anne babalar bilir. Ancak bu
çok ileri gitmektir. Bu onun üstüne çullanmaktır, bu
insanlık dışıdır; bu birisinin alanını kaplamaktır.
Sadece çocuk sana yiyecek için, giyecek için ba-
rınma için bağımlı diye bunu yapmaya hakkın olduğu-
nu mu düşünüyorsun? Çünkü şayet çocuk rüyasında
uçtuğun u gördüğünü söylerse anne babalar hemen bu-
nun cinsel bir rüya olduğunu bilir. Artık onlar çocu-
ğun davranışlarını daha çok kontrol edecek, onu daha
çok disipline edecektir. O n u sabahın erken saatinde
soğu k bir duşa sokacaklardır. O n a cinsellikten uzak
durmasını daha çok öğütleyeceklerdir. Ona, "Eğer cin-
sellikten uzak durmazsan her şey ters gidecektir. Eğer
seks hakkında düşünürsen tüm zekânı yitireceksin,
kör olacaksın," gibi saçma sapan şeyler öğretirler.
Bir çocuğun mahremiyete son derece ihtiyacı var-
dır. Anne babalar ona yalnızca yardım etmek için git-
meliler, müdahale etmek için değil. Onun bir şeyleri
yapmasına ya da yapmamasına izin verilmelidir. Anne

67
ÇOCUK

babalar yalnızca o n u n kendisine y a d a b a ş k a birisine


z ar ar v e r m e m e si k o n u s u n d a dikkatli olmalılar hepsi
b u . B u n d a n d a h a fazlası çirkindir .

Bir turist k ü ç ü k bir k a s a b a n ı n içine d o ğ r u ilerledi


ve postanenin önündeki bankta oturan çocukla konuş-
m a y a başladı.

"Ne kadar zamandır burada yaşıyorsun?" diye


s o r d u turist. " O n iki y d k a d a r " diye cevapladı çocuk.

"Burası k e n a r d a kalmış bir y e r değil m i ? " diye


sordu turist.

"Kesinlikle öyle" diye yanıtladı çocuk.

" B u r a d a pek bir şey olmuyor" dedi turist. "Seni


b u r a d a meşgul edecek bir şey olmadığını g ö r ü y o r u m . "

" B e n de g ö r m ü y o r u m " dedi çocuk. "Böylesi hoşu-


ma gidiyor."

Çocuklar tek başlarına


Bir çocuk kalmaktan çok hoşlanırlar;
kendine saygı
o n l a r ı n gelişimi için ferahlığa
duymadığı sürece
ihtiyaç vardır. Evet, a n n e ba-
başka hiç kimseye
balar dikkatli, tetikte olmak
saygı duyamaz.
z o r u n d a l a r ki böylelikle çocu-
ğa hiçbir zarar gelmesin a m a
bu negatif bir dikkattir; pozitif olarak m ü d a h a l e etme-
melidirler. O n l a r ç o c u ğ a h a k i k a t a r a y ı ş ı y l a ilgili b ü -
yük b i r ö z l e m v e r m e l i l e r a m a o n a h a k i k a t e ilişkin b ir
fikir v e r e c e k b i r i d e o l o j i v e r m e m e l i d i r l e r . O n a haki$
K O ŞULLANM A

kat hakkında öğüt vermemeli-


ler, o n a h a k i k a t e ilişkin nasıl Gerçek bir baba.,

arayışa girileceğini öğretmeli- gerçek bir anne;

ler. A r a y ı ş öğretilmeli, incele- gerçek ebeveynler,


bir çocuk için
me öğretilmeli, m a c e r a öğre-
kutsama olacaktır.
tilmeli.
Çocuklara soru sorabile-
cekleri şekilde y a r d ı m edilmeli v e a n n e b a b a l a r b u so-
ruları gerçekten bilmedikleri sürece yanıtlamamalılar.
H a t t a bilseler bile B u d a ' n m m ü r i t l e r i n e söylediği gibi
söylemeliler: "Söylediğim şeye i n a n m a y ı n ! Benim de-
n e y i m i m b u a m a o n u size söylediğim a n d a o y a n l ı ş h a -
le gelir ç ü n k ü o sizin için b i r d e n e y i m değildir. B e n i
dinleyin a m a inanmayın. Deneyin, sorgulayın, araştı-
rın. K e n d i n i z bilmediğiniz sürece bilginizin bir y a r a r ı
y o k t u r ; o tehlikelidir. Ö d ü n ç alınmış bir bilgi engel-
dir."
A n c a k a n n e babaların yaptığı şey şudur: Onlar
ç o c u k l a r ı k o ş u l l a n d ı r ı p d u r u y o r l a r . Ç o c u k l a r için hiç-
b i r k o ş u l l a n d ı r m a y a g e r e k y o k t u r ; o n l a r a h i ç b i r tali-
m a t v e r m e y e g e r e k y o k . O n l a r a k e n d i l e r i o l m a l a r ı için
y a r d ı m edilmeli, o n l ar desteklenmeli, beslenmeli, güç-
lendirilmeli. G e r ç e k bir baba, gerçek bir a n n e , gerçek
e b e v e y n l e r b i r ç o c u k için b i r k u t s a m a o l a c a k t ı r . Ç o c u k
onlar tarafından yardım edildiğini hissedecektir ve
böylelikle k e n d i doğasının içinde d a h a çok köklene$
cek, d a h a ç o k t o p r a k l a n a c a k , d a h a ç o k m e r k e z l e n e $
cektir. Bu sayede o, kendisi h a k k ı n d a suçluluk duy$
maktansa kendisini sevmeye başlayacak, kendisine
saygı d u y a c a k t ı r. Hatırla, bir kimse kendisini sevme$

69
ÇOCUK

diği sürece d ü n y a d a k i b a ş k a hiç kimseyi sevemez. Bir


ç o c u k k e n d i n e saygı d u y m a d ı ğ ı sürece b a ş k a hiç kim-
seye saygı d u y a m a z . B u y ü z d e n senin t ü m sevgin sah-
tedir ve t ü m saygın düzmecedir, yapaydır. S e n kendi-
ne saygı d u y m u y o r s u n , nasıl b a ş k a birisine saygı duya-
caksın. Varlığının içinde doğmuş olan k e n d i özünü
s e v m e d i ği n s ü r e c e o , b a ş k a l a r ı n a ışık s a ç m a z . Önce
s e n k e n d i ü z e r i n e b i r ı ş ı k o l m a l ı s ı n , o n d a n s o n r a ışık
yayılacaktır, başkalarına ulaşacaktır.

O k u l d a sınav g ü n ü y d ü ve huysuz bir öğretmen


k ü ç ü k b i r ç o c u ğ u n b i t k i l e r v e ç i ç e k l e r h a k k ı n d a k i bil-
gisini s ı n ı y o r d u. Ç o c u k hiçbir soruyu d o ğ r u cevapla$
yamadı.
Kızgın bir şekilde öğretmen, y ar dımcısın a d ö n d ü
ve bağırarak, "Git ve b a n a bir avuç ot getir!" dedi.
Yardımcı dışarı gitmek üzere d ö n d ü ğ ü n d e k ü ç ü k
ç o c u k seslendi, "Ve b e n i m için d e k ü ç ü k b i r fincan
kahve lütfen."

B i r P o l o n y a l ı , k ı r s a l y e r l e r d e a r a b a s ı ile g i d e r k e n
arabası b o z u l d u. Arabay ı t a m i r e d e r k e n k ü ç ü k bir ço-
cuk yaklaştı ve sordu. "Bu nedir?"
"O bir kriko" dedi Polonyalı.
" B a b a m d a b u n l a r d a n iki t a n e v a r " d e d i ç o c u k .
İki dakika sonra yine sordu "Peki ya bu n e ? "
"O bir el feneri".
" B u n d a n d a b a b a m d a iki t a n e var. P e k i y a o r a d a -
ki? O bir İngiliz a n a h t a r ı m ı ? "

70
K O ŞULLANM A

" E v e t " dedi a d a m irkilerek.


Ç o c u k " B u n d a n b a b a m d a iki t a n e v a r " d e d i .
M u h a b b e t b i r s ü r e d a h a b ö y l e s ü r ü p gitti. E n so-
n u n d a tamirat bitmişti ve Polonyalı ayağa kalktı ve yo-
l u n k e n a r ı n a i ş e m e y e gitti.
i şerke n üreme makinesini işaret ederek sordu,
" B u n d a n d a b a b a n d a iki t a n e v a r m ı ? "
" E l b e t t e h a y ı r ! " d e d i ç o c u k . " A m a o n d a b u n u n iki
katı u z u n l u ğ u n d a bir tane var."

Çocuklar son derece zekidir, onlara sadece bir


ş an s t a n ı m a k yeterli. Onların gelişmek için fırsata,
d o ğr u a t m o s f e r e i h t i y â c ı v a r . H e r ç o c u k a y d ı n l a n m a
potansiyeliyle, u y a n m a p o t a n s i y e l i ile d o ğ a r a m a b i z
onu y o k ederiz.
B u , t ü m i n s a n l ı k t a r i h i n d e k i e n b ü y ü k f e l a k e t ol-
m u ştur . B a ş k a h i ç b i r e s a r e t ç o c u ğ u n e s a r e t i k a d a r k ö -
tü değildir ve b a ş k a hiçbir esaret ç o c u ğ u n esaretinde$
ki k a d a r insanlığın öz s u y u n u çekmemiştir ve bu insan-
l ı ğı n e n zor görevi olacaktır:
Bundan kurtulmak. Başka
hiçbir esaret
Toplumun tümünü tama-
çocuğun esareti kadar
mıyla b a ş k a bir şekilde d ü z e n -
kötü değildir ve
l e m e d i ğimi z s ü r e c e , r a d i k a l b i r
başka hiçbir esaret
d e ğişikli k gerçekleşmediği ve
çocuğun esaretindeki
aile y o k olup yerini komüne
kadar insanlığın
terk etmediği sürece bu m ü m -
öz suyunu
k ü n olmayacaktır. Bir kez eski
çekmemiştir.
aile k a l ı b ı o r t a d a n k a l k ı p d a h a

71
ÇOCUK

çok boyutlu bir y a p ı y a d ö n ü ş t ü ğ ü n d e insanlığın y e n i bir


d o ğum u o l a b i l i r. Y e n i b i r i n s a n a i h t i y a ç v a r d ı r , y e n i in-
san geçmişte, b a ş k a bir yerlerdeki hayatlardan u m d u ğ u -
m u z c e n n e t i getirecektir. C e n n e t şimdi b u r a d a olabilir
a m a bizim y e n i bir ç o c u k oluşturmamız gerekiyor.

Niçin insanlar kendilerini gönüllü olarak


bastırır ve sakat bırakan savunma
mekanizmalarını kendilerine uyarlarlar?

H a y a t t a k a l m a k için.
Ç o c u k o k a d a r narindir ki kendi b a s m a v a r olamaz.
B u n u s ö m ü r e b i l i r s i n . Ç o c u ğ a n e y i ö ğ r e n m e s i n i istiyor-
s a n d a y a t a b i l i r s i n ; B . F . S k i n n e r g i b i d a v r a n ı ş ç ı l a r ı n la-
b o r a t u a r ı n d a y a p ı p d u r d u ğ u şey b u d u r . O, güvercinle-
re p i n p o n oynamayı öğretir a m a n u m a r a aynıdır: Ö d ü l
ve ceza. E ğ e r o y n a r l a r s a ödüllendirilirler; eğer oyna$
mazlarsa, eğer gönülsüzlerse, cezalandırılırlar. Eğer
d o ğr u h a r e k e t i y a p a r l a r s a ö d ü l l e n d i r i l i r l e r , y i y e c e k v e -
rilir; e ğ e r y a n l ı ş h a r e k e t i y a p a r l a r s a e l e k t r i k ş o k u v e r i -
lir. G ü v e r c i n l e r b i l e p i n p o n o y n a m a y ı ö ğ r e n i r l e r .

Sirkte olan şey h e r z a m a n b u d u r . G i d i p görebilir-


s i n . A s l a n l a r , g ü z e l a s l a n l a r b i l e k a f e s t e d i r v e filler s i r k
yıldızının kamçısına göre h a r e k e t eder. O n l a r aç bıra-
k ı l m ı ştı r v e s o n r a d a ö d ü l l e n d i r i l m i ş t i r ; ö d ü l v e c e z a .
Tüm numara budur.

S i r k t e h a y v a n l a r l a y a p t ı ğ ı n şeyi ç o c u k l a r l a y a p ı p
d u r u y o r s u n . A n c a k b u n u son derece bilinçsizce yapı-
yorsun ç ü n k ü bu sana da yapılmıştır; çocukları yetiş$

72
K O ŞULLANM A

t i r m e k v e e ğ i t m e k için bildiğin
tek yol budur. Senin 'büyüt- Bir çocuk

mek' olarak adlandırdığın şey neyin doğru

budur. Aslında bu küçültmek- neyin yanlış

tir, b u o n l a r ı d a h a y ü k s e k b i r olduğunu bilmez,

varoluşa doğru büyütmekten$ ona. biz öğretiriz.

se d a h a alt d ü z e y d e bir varo- Biz ona


kendi zihinlerimize
luşa zorlamaktır. Bunların
dayanarak öğretiriz.
hepsi, Skinner'ci teknikler ve
hilelerdir bunların yüzünden
gönüllü olarak kendimizi baskılamaya başlar ve sakat
bıraka n s a v u n m a mekanizmalarını kendimize uyarla-
rız.

B i r ç o c u k n e y i n d o ğ r u n e y i n y a n l ı ş o l d u ğ u n u bil-
m e z, o n a biz öğretiriz. Biz o n a k e n d i z i h i n l e r i m i z e da-
y a n a r a k öğretiriz. Aynı şey Tibet'te d o ğ r u olabilir ve
H i n d i s t a n ' d a ise y a n l ı ş t ı r ; a y n ı ş e y s e n i n e v i n d e d o ğ r u
olabilir v e k o m ş u n u n e v i n d e ise y a n l ı ş olabilir. A n c a k
sen çocuğu n üzerine baskı uygularsın: Bu doğrudur,
bunu yapmak zorundasın. Çocuk onu yaptığında
onaylanır ve y a p m a d ı ğ ı n d a da onaylanmaz. O senin
y o l u n d a n gittiğinde m u t l u o l u r s u n v e ç o c u ğ u n sırtını
sıvazlarsın; senin y o l u n d a n gitmediğinde kızarsın ve
ç o c u ğ a eziyet edersin, ç o c u ğ u döversin, ç o c u ğ u a ç bı-
rakırsın, o n a sevgini vermezsin.

D o ğa l o l a r a k ç o c u k h a y a t t a k a l m a s ı n ı n t e h l i k e d e
o l d u ğun u a n l a m a y a b a ş l a r . E ğ e r b u a n n e y i v e b u b a -
bayı dinlerse h e r şey y o l u n d a d ı r ; değilse o n u öldüre-
ceklerdir. Ve çocuk ne yapabilir? Bu güçlü insanlara

73
ÇOCUK

karşı k e n d i n i nasıl ifade etsin? O n l a r devleşirler. O n -


lar çok b ü y ü k t ü r ve m u a z z a m d ı r ve çok güçlüdür ve
o n l a r her şeyi y a p a b i l i r .

Ç o c u k güçlü bale geldiğinde çoktan koşullanmış-


tır. K o ş u l l a n m a o z a m a n o n u n içinde o k a d a r d e r i n e
i n m i şti r k i a r t ı k a n n e v e b a b a n ı n o n u t a k i p e t m e s i n e
g e r e k y o k t u r . O n l a r ı n v i c d a n o l a r a k a d l a n d ı r d ı ğ ı içsel
k o şullanm a çocuğa eziyet etmeye d e v a m edecektir.

Ö r n e ğin , ş a y e t ç o c u k c i n s e l o r g a n l a r ı y l a o y n a m a -
ya başlarsa — k i b u ç o c u k için bir keyiftir, d o ğ al b i r
zevktir ç ü n k ü çocuğun b e d e n i çok duyarlıdır— o biç
d e s e n i n k u l l a n d ı ğ ı n a n l a m ı ile c i n s e l l i k d e ğ i l d i r . Ç o -
c u k g e r ç e k t e n çok, ç o k canlıdır ve doğal o l a r a k ç o c u k
canlı o l d u ğ u n d a o n u n cinsel organları b e d e n i n i n diğer
k ı s ı m l a r ı n d a n d a h a canlıdır. Y a ş a m enerjisinin birikti-
ği y e r burasıdır; o en hassas bölgedir. Cinsel organlara
d o k u n m a k t a n v e o y n a m a k t a n ç o c u k , m u a z z a m b i r şe-
kilde mutluluk hisseder a m a korkar. Bu senin proble-
mindir. O n u n m a s t ü r b a s y o n y a d a b a ş k a bir şey yaptı-
ğ ında n k o r k m a y a b a ş l a r s ı n . O ö n e m l i b i r ş e y d e ğ i l d i r .
O k i ş i n i n b e d e n i y l e o y n a m a s ı n d a n saf m u t l u o l m a s ı -
dır. O m a s t ü r b a s y o n ya da b a ş k a bir şey değildir. O
k i şini n b e d e n i n i s e v m e s i d i r .

B u s e n i n s u ç l u l u ğ u n , s e n i n k o r k u n d u r . Birisi oğ-
l u n u n b u n u yaptığını görebilir ve senin çocuklarını na-
sıl yetiştirdiğini düşünecektir. Onları medenileştir.
O n l a r a bir şey öğret. Bu nedenle o n u d u r d u r , çocuğa
b a ğır . O n a , " D u r ! " d i y e y e n i d e n v e y e n i d e n v e y e n i -
den bağır. Ve yavaş yavaş vicdan ortaya çıkar. D u r ,

74
K O ŞULLANM A

d u r , d u r ; b u d a h a d e r i n e d a h a d e r i n e , d a h a d e r i n e gi-
der. Ve ç o c u ğ u n bilinçsiz b i r p a r ç a s ı h a l i n e gelir.

Artık sana ihtiyaç y o k t u r . O cinsel organlarıyla


o y n a d ı ğınd a i ç i n d e n b i r ş e y " D u r ! " d i y e c e k t i r . V e o
korkacaktır —belki babası bakıyordur ya da annesi
b a k ı y o r d u r — ve o suçluluk hissedecektir. Ve biz o n a
h e r z a m a n h e r y e r d e , b a n y o d a bile b a k a n b i r Allah ba-
ba olduğunu öğretiriz. O her yere bakmaya devam
eder.

Bu Allah t a n ı m ı s a k a t bırakır. O z a m a n sen b a n-


y o n d a bile ö z g ü r değilsin. S e n hiçbir y e r d e ö z g ü r de-
ğ ilsin . B u d o ğ a ü s t ü A l l a h b i r d e d e k t i f g i b i s e n i h e r y e r -
de takip eder. Sen bir kadınla sevişirken o, o r a d a du$
r u y o r d u r . O s a n a i z i n v e r m e y e c e k t i r . O b i r s ü p e r $ po $
listir. O , — a n n e babanın yaratmış olduğu vicdana —
bir s ü p e r polistir.

Bu y ü z d e n Buda, a n n e b a b a n ı öldürmediğin süre-


ce asla özgürleşmeyeceksin der. A n n e b a b a y ı öldür-
m e k d e m e k i ç i n d e k i a n n e b a b a s e s i n i ö l d ü r m e k , için-
deki vicdanı öldürmek, şu s a ç m a fikirlerden kurtul-
m a k ve hayatını kendi bilincine göre y a ş a m a k demek-
tir. U n u t m a , bilinç d a h a çok olmalıdır, v i c d a n d a h a a z
olmalıdır. Yavaş yavaş v i c d a n tamamıyl a y o k olmalı ve
saf bilinç y a ş a n m a l ı d ı r .

Bilinç k a n u n d u r ; bilinç y e g â n e k a n u n olsun. O


z a m a n ne hissedersen hisset bu senin yaşadığındır. Ka-
rar v e r m e k zorundasın. Bu b a ş k a hiç kimsenin hayatı
d e ğildir ; b a ş k a h i ç k i m s e n i n k a r a r v e r m e y e h a k k ı y o k -
tur.

75
ÇOCUK

S e n i n h e r z a m a n d o ğ r u olanı y a p a c a ğ ı n ı söylemi-
y o r u m ; b a z e n yanlış y a p a c a k s ı n . A n c a k b u da, senin
ö z g ü r l ü ğünü n b i r p a r ç a s ı d ı r v e s e n i n g e l i ş i m i n i n p a r -
çasıdır. P e k ç o k kez yanlış y ö n e gideceksin a m a o ta-
mamıyla d o ğ r u d u r ; yanlış y o l a s a p m a k eve geri d ö n -
mektir. Asla yanlış y a p m a y a n bir kimse asla eve d ö n e -
mez, o çoktan ölmüştür. Yanlış hiçbir şey y a p m a y a n
bir k i m s e asla d o ğ r u bir şey y a p m a n ı n keyfini çıkara-
maz. O sadece bir köledir. Zihinsel bir kölelik yaratıl-
m ı ştır .

Bir insan evladı, a n n e ba-


Toplum basına çok u z u n süre bağımlı-
anne babanın dır; e n a z ı n d a n y i r m i b i r ila
iradesinin y i r m i b e ş yıl. B u ç o k u z u n b i r
geniş halidir; süredir, hayatının üçte biridir.
anne baba Y a şamını n üçte biri b o y u n c a
bu toplumun
k o şullanmıştır . Sadece bir dü-
ajanlarından başka
ş ün , y i r m i b e ş y ı l l ı k k o ş u l l a n -
bir şey değildir.
m a ! O n a h e r şey dayatılabilir.
Ve bir kez bu n u m a r a l a r ı
ö ğrendiğind e onları u n u t m a k çok zordur. Bu y ü z d e n
g e r ç e k l i ği n i ç i n e d a l ı p k e n d i h a y a t ı n ı y a ş a m a y a b a ş l a -
mak çok zordur. Elbette başlangıçta bu çok ü r k ü t ü c ü-
dür, pek çok kez dizlerin titrer ç ü n k ü doğaldır ki a n n e
babanın karşısında olacaksın, toplumun karşısında
olacaksın. T o p l u m a n n e b a b a n ı n iradesinin geniş hali-
dir; a n n e b a b a b u t o p l u m u n a j a n l a r ı n d a n b a ş k a b i r şey
d e ğildir . B u gizli b i r i t t i f a k t ı r — a n n e babalar, öğret-
m e n l e r , polis, y a r g ı ç , b a ş b a k a n — b u gizli b i r ittifaktır,

76
K O ŞULLANM A

o n l a r ı n h e p s i birliktedir. V e o n l a r ı n h e p s i ç o c u ğ u n ge-
leceğini elinde t u t u y o r .
Bir kez öğrendiğinde, öğrendiklerini u n u t m a k çok
z o r l a şı r ç ü n k ü y i r m i b e ş y ı l b o y u n c a s ü r e k l i t e k r a r s o -
n u n d a sen t a m a m ı y l a h i p n o t i z e edilirsin. H i p n o z d a n
ç ı k m a n gerekir; t ü m bu koşullanmaları b ı r a k m a k zo-
rundasın.
Evet, bu basitçe h a y a t t a k a l m a ihtiyacıdır. Ç o c u k
y a şama k i s t e r , bu y ü z d e n uzlaşmaya başlar. Pazarlık
yapar. H e r k e s ölüm kalım meselesi o l d u ğ u n d a pazarlık
eder. E ğ e r bir çölde ölüyorsan ve birisinde su v a r s a ve
s e n s u s a m ı ş s a n v e ö l ü y o r s a n , o i s t e d i ğ i fiyatı t a l e p e d e -
bilir. O h e r şeyi b a ş a r a b i l i r, s a n a h e r şeyi d a y a t a b i l i r .
Şu a n a k a d a r bizim çocuklara yaptığımız şey b u d u r .

Niçin insanlar kendilerini gönüllü olarak bastırır


ve sakat bırakan savunma mekanizmalarım kendileri-
ne uyarlarlar?
Bu gönüllülük değildir. O g ö n ü l l ü l ü k m ü ş gibi gö-
z ü k ü r ç ü n k ü uyanık hale geçtiğinde o neredeyse senin
kanına ve iliklerine k a d a r işlemiştir. A n c a k o gönüllü-
l ü k değildir. H i ç b i r ç o c u k g ö n ü l l ü o l a r a k bir şey öğ-
r e n m e z ; o dayatılır, o vahşettir.

H e r h a n g i b i r ç o c u ğ u i z l e y e b i l i r s i n . H e r ç o c u k d i-
renir, h e r ç o c u k s o n u n a k a d a r savaşır, h e r ç o c u k a n n e
b a b a l a r ı için s o r u n y a r a t ı r , h e r ç o c u k ş u y a d a b u şe-
k i l d e b u s a k a t b ı r a k m a m e k a n i z m a s ı n d a n k a ç m a y a ça-
lışır . A n c a k e n i n d e s o n u n d a a n n e b a b a l a r o n u y a k a l a r
çünkü onlar daha güçlüdür. Bu basitçe bir güçlü ve
güçsüz meselesidir.

77
ÇOCUK

Ve bu yüzden çocuklar büyüdüğünd e anne baba-


l a r ı n d a n i n t i k a m a l m a y a başlamaları a n o r m a l değildir.
B u t e p k i doğaldır. A n n e b a b a n ı affetmek z o r d u r ; b u
y ü z d e n t ü m t o p l u m l a r s a n a o n l a r a saygı göstermeyi
ö ğretir . E ğ e r o n l a r ı a f f e d e m i y o r s a n e n a z ı n d a n o n l a r a
saygı duy; eğer onları sevemiyorsan en a z ı n d a n o n la ra
saygı d u y. A n c a k bu saygı resmidir, sahtedir. D e r i n d e
ö f k e l i k a l ı r s ı n . Ş a y e t b e n i m d e d i k l e r i m d u y u l u r s a , şa-
y e t s ö y l e d i k l e r i m b i r g ü n d ü n y a d a y a y g ı n l a ş ı r s a o za-
m a n çocuklar a n n e babalarını gerçekten sevecektir, o
z a m a n ç o c u k l a r a n n e b a b a l a r ı ile g e r ç e k t e n u y u m l u
olacaktır ç ü n k ü a n n e babalar, onlara d ü ş m a n olmaya-
caktır, dost olacaktır.

i n s a n o ğl u t ü m v a r o l u ş t a k i e n z a y ı f ç o c u k t u r a m a
o n u n zayıflığı k ı l ı k d e ğ i ş t i r m i ş b i r k u t s a n m ı ş l ı k t ı r .

Ancak o, sömürülebilir

insanoğlu de; ve asırlardır yapılmış olan

tüm varoluştaki şey b u d u r . A n n e b a b a l a r asla


en zayıf çocuktur ç o c u ğu n z a y ı f l ı ğ ı n ı n , ç a r e s i z l i -
ama onun zayıflığı ğ ini n v e b a ğ ı m l ı l ı ğ ı n ı n b a ğ ı m -
kılık değiştirmiş sızlığa , kuvvete, bireyselliğe,
bir kutsanmışlıktır. b ü t ü n s e l l i ğ e d ö n ü ş m e s i n e izin
v e r m e m i ştir ; onlar çocuğun
boyun eğer şekilde k a l m a s ı n d a n m u t l u olmuşlardır.
D o ğa l o l a r a k b o y u n e ğ e n b i r ç o c u k , b i r b e l a d e ğ i l d i r . .
Baş eğmeyen bir çocuk sürekli beladır a m a baş eğme-
y e n çocuk gerçek bir insanoğludur.

B o y u n eğen ç o c u k s a d e c e basit bir i n e k pisliğidir.

78
K O ŞULLANM A

Hayır diyemeyen çocuğun hiçbir bütünlüğü y o k t u r ve


hiçbir şeye hayır diyemeyen bir ç o c u ğ u n eveti anlam-
s ı z d ı r . E v e t , s a d e c e ç o c u k h a y ı r d e m e y e m u k t e d i r ol-
d u ğund a a n l a m t a ş ı r . O z a m a n b u o n u n z e k â s ı n ı n a l a -
cağı k a r a r a bağlıdır.

A n c a k a n n e b a b a l a r için bir ç o c u ğ u n h e r z a m a n
evet d e m e s i d a h a kolaydır. O b o y u n eğdiği için ödül-
lendirilir; o n u n b o y u n eğmemesi cezalandırılır. Aynı
d u r u m okullarda da geçerlidir: Ö ğ r e t m e n l e r senin bo-
y u n e ğ m e n i ister; o n l a r için seni k o n t r o l e t m e k , s a n a
h ü k m e t m e k d a h a kolaydır.

B e n i m t ü m öğretmenlerim b a b a m a şikâyet ediyor-


lardı ve b a b a m onlara, " B e n kime şikâyet edeyim? Be-
nim güç sahibi o l d u ğ u m u m u d ü ş ü n ü y o r s u n u z ? Beni
d i n l e y e c e ğin i m i z a n n e d i y o r s u n u z ? N e y a p m a k i s t i y o r -
sanız y a p ı n : O n u cezalandırın, o k u l d a n uzaklaştırın; n e
y a p m a k istiyorsanız sizinle t a m o l a r a k h e m f i k i r i m a m a
beni bu işe karıştırmayın çünkü bütün gün boyun-
c a . . . y a p a c a k b a ş k a bir işim y o k m u ? Y o k s a o n u n ş u
ö ğretmene , bu öğretmene, şu komşuya, bu komşuya ne
y a p t ı ğın ı d i n l e m e k z o r u n d a m ı y ı m ? " d e r d i .

V e o b a n a , " C a n ı n n e i s t i y o r s a y a p a m a b e n i m işi-
mi b o z m a . H e r k e s geliyor ve b e n onların m ü ş t e r i oldu-
ğ un u z a n n e d i y o r u m . . . a m a g ö r ü y o r u m k i o n l a r s e n i n
m ü şterilerin " dedi. Ben de babama, "Şöyle yapalım,
b ü y ü k d ü k k â n ı n içinde bir köşeye k ü ç ü k bir tabelaya
' Şikâyetle r Buraya' diye yazabilirsin. Sen kurtulur-
s u n . . . v e b e n de bu insanları g ö r ü r ü m . Bırak gelsinler"
diye ö n e r i d e b u l u n d u m .

79
ÇOCUK

O d a , " F i k i r g ü z e l a m a s e n h i ç b i r d ü k k â n d a şikâ-
yet k u t u s u g ö r d ü n m ü ? insanlar b u şikâyetlerin b a n a
ve d ü k k â n a karşı olduğunu düşünecektir; hiç kimse
onların s a n a karşı o l d u ğ u n u d ü ş ü n m e y e c e k t i r . Ve sen
ş ikâye t e t m e y e g e l e n b u z a v a l l ı i n s a n l a r l a d a h a ç o k y a -
ramazlık yapacaksın" dedi.

" B u sadece s a n a y a r d ı m e t m e k için b i r öneriydi"


dedim.

B u a n n e b a b a l a r i ç i n z o r d u r . B u ö ğ r e t m e n l e r için
z o r d u r . B u din a d a m l a r ı için z o r d u r . Ç o c u ğ u n h a n g i
türden olursa olsun b o y u n eğmemesine izin v e r m e k
h e r k e s için z o r d u r . T a n r ı bile — h e r şeye g ü c ü yeten,
h e r ş e y d e n ü s t ü n olan, e n b ü y ü k despot, e n b ü y ü k dik-
t a t ö r — izin v e r e m e z d i ; o bile A d e m ve H a v v a ' n ı n kü-
ç ü k bir söz dinlememesini tolere edememiştir. O n l a r
c e n n e t b a h ç e s i n d e n k o v u l m u ş t u v e h i ç b i r g ü n a h işle-
m e m i şlerdi . Aslında onun bir elma ağacı olduğunu
d u y d u ğumda n beri ben m ü m k ü n olduğunca çok elma
yiyorum, bir elma ağacından meyve yiyerek herhangi
bir günahın ortaya çıkmasını anlamıyorum.
A n c a k mesele elma ağacı değildir.

E s a s m e s e l e söz d i n l e m e m e k t i r .

B u n e d e n l e ilk o l a r a k b o y u n e ğ m e k d a y a t ı l m a k
z o r u n d a d ı r ; söz d i n l e t m e k için k o r k u k u l l a n ı l m a k zo-
r u n d a d ı r . K o r k u d i n i t e r i m l e r d e c e h e n n e m h a l i n i alır.
S ö z d i n l e t m e k için ö d ü l k u l l a n ı l m a k z o r u n d a d ı r , dini
t e r i m l e r d e b u c e n n e t h a l i n i a l ı r . V e h e r ş e y i k o n t r o l al-
t ı n a a l m a k için b i r b a b a f i g ü r ü n e ihtiyaç v a r d ı r ; b u n e -
denle T a n r ı b a b a olur.

80
K O ŞULLANM A

O n l a r ı n T a n r ı y ı n i ç i n b i r a n n e y a p m a d ı ğ ı n ı bili-
yorum. K e n d i deneyimime dayanarak biliyorum ki b e n
bir ş e y y a p m ı ş o l d u ğ u m d a , b a b a m ç o k k ı z g ı n o l d u ğ u
İçi n e v d e b e n i a r a r k e n a n n e m b e n i s a k l a r d ı . Y a s a k l a -
mış o l d u ğ u b i r ş e y i y a p t ı ğ ı m i ç i n b a b a m b a n a p a r a v e r -
meyi r e d d e t t i ğ i n d e , a n n e m b a n a p a r a v e r m e y i b a ş a r ı r-
dı. B u y ü z d e n a n n e n i n b a b a n ı n o l d u ğ u k a d a r d i s i p l i n -
ci o l a m a y a c a ğ ı n ı b i l i y o r u m .

V e a n n e ç o k k o l a y i k n a edilebilir ç ü n k ü o , sevgi-
den b a ş k a bir şey değildir. O k a l p t e n b a ş k a bir şey de-
ğildir . B a b a k a f a d ı r , m a n t ı k t ı r , n e d e n l e r d i r , d i s i p l i n -
dir. B a b a e r k e k t i r v e t o p l u m e r k e k y a p ı m ı d ı r . B e n o n a
gidip, " B i r ş e y y a p t ı m v e acil y a r d ı m a i h t i y a c ı m v a r "
d e d i ğimd e h a t t a o n u n b u n d a n h o ş l a n d ı ğ ı n ı b i l i y o r u m .

" A m a ö n c e b a n a n e y a p t ı ğ ı n ı söyle, seni k u r t a r a -


c a ğım , e l i m d e n g e l e n i n e n i y i s i n i y a p m a y a ç a l ı ş a c a ğ ı m
a m a ö n c e b a n a t ü m h i k â y e y i a n l a t . S e n öyle keyifli hi-
kâyeler getiriyorsun ki b a b a n ı n niçin kızdığını m e r a k
ediyorum. O n u n bunlardan hoşlanması gerekir" derdi.

D i n adamları, cennetteki baba, yeryüzündeki an-


ne b a b a l a r , ö ğ r e t m e n l e r , siyasi liderler; o n l a r ı n h e p s i
lıerkesten kesin bir itaat bek-
lerler. Böylelikle hiçbir baş- itaat eden çocuk
kaldırı, hiçbir değişiklik söz her zaman
konusu olmaz, böylelikle onla- sıradandır;
rın ç ı k a r l a r ı k o r u n u r . Hepi- itaatsiz olmak demek,
miz onların menfaatlerinin biraz zekâya
kurbanıyız. Artık bazı şeyle- ihtiyaç duyar.
rin d e ğ i ş m e s i g e r e k i y o r .

81
ÇOCUK

i t a a t e d e n ç o c u k h e r z a m a n s ı r a d a n d ı r ; i t a a t s i z ol-
m a k d e m e k , biraz z e k â y a ihtiyaç duyar, i t a a t k â r ço-
c u k iyi b i r v a t a n d a ş h a l i n e gelir, h e r p a z a r k i l i s e y e gi-
der; itaatsiz ç o c u k güvenilmezdir. O h a y a t ı n d a ne ya-
p a c a k ? O b i r r e s s a m olabilir, o b i r m ü z i s y e n olabilir, o
bir d a n s ç ı olabilir — k i b u n l a r çok kârlı meslekler de-
ğ ildir — y a h u t o h i ç k i m s e o l m a y a b i l i r , ö z g ü r l ü ğ ü n ü n
t a d ı n ı ç ı k a r a n b i r serseri olabilir.

Senin bu çemberin dışına çıkmanı istiyorum. T ü m


k o r k u l a r ı bırak. K o r k u l a c a k hiçbir şey y o k t u r . Endişe-
lenecek bir cehennem y o k t u r ve arzulaman gereken
bir cennet yoktur.
Cennet buradadır. Ve şayet ö l ü m ü n ötesindeki
c e n n e t fikrini bırakırsak, b u c e n n e t i b i n k a t d a h a güzel
hale getirebiliriz.

Yeni Çocuğa
Anne Babalık Etmek

Ç o c u k l a r taze olarak geldiklerinde, onların yüzle-


rine b a k a r s a n adlandırılamayan; adlandırılamayacak,
t a n ı m l a n a m a y a c a k olan belli b i r m e v c u d i y e t g ö r ü r s ü n .
Ç o c u k canlıdır. O n u n canlılığını t a n ı m l a y a m a z s ı n
a m a o oradadır , o n u hissedebilirsin. O, o k a d a r çok
o r a d a d ı r k i n e k a d a r k ö r o l u r s a n ol, b u n u k a ç ı r a m a z $
sın. O tazedir. Ç o c u ğ u n etrafındaki tazeliği koklayabi$
lirsin. Bu güzel k o k u yavaş yavaş kaybolur. Ve şayet
b u ç o c u k maalesef başarılı h a l e gelirse, m e ş h u r o l u r s a

82
KOŞULLANM A

—bir başkan bir başbakan, bir p a p a — o zaman aynı


çocuk k ö t ü kokar.

O ölçülemez, tanımlanamaz, isimlendirilemez,


m u a z z a m b i r k o k u y l a gelmiştir. Bir ç o c u ğ u n gözleri-
nin içine b a k : B u n d a n d a h a d e r i n bir şey b u l a m a z s ı n .
Bir ç o c u ğ u n g ö z l e r i d i p s i z b i r u ç u r u m d u r , o n l a r ı n d i b i
y o k t u r . M a a l e s e f t o p l u m u n o n u m a h v e t m e y ö n t e m i sa-
yesinde kısa süre sonra o n u n gözleri sığlaşacaktır. Kat-
man k a t m a n k o ş u l l a n m a y ü z ü n d e n b u derinlik, b u m u -
azzam derinlik kısa sürede k a y b o l m u ş olacaktır. Ve bu
onun gerçek yüzüydü. Ç o c u ğ u n hiçbir düşüncesi yok$
t u r . N e h a k k ı n d a d ü ş ü n e b i l i r ? D ü ş ü n m e k g e ç m i ş e ih-
tiyaç duyar, düşünmek problemlere ihtiyaç duyar.
O n u n hiç geçmişi yok, o n u n sadece geleceği var. O n u n
henüz hiç problemi yok, o sorunsuzdur. O n u n düşün-
mesi m ü m k ü n değildir. N e d ü ş ü n e b i l i r ?
Ç o c u k bilinçlidir a m a d ü ş ü n c e l e r i o l m a d a n .
Ç o c u ğu n o r i j i n a l y ü z ü b u d u r .
Bir zamanlar senin y ü z ü n de b u y d u ve b u n u unut-
muş bile olsan o hâlâ senin
içindedir, bir gün yeniden Cennet buradadır.

k e şfedilmey i bekliyor. Yeni- Ve şayet

den keşfedilmek diyorum çün- ölümün ötesindeki

kü sen o n u önceki hayatların- cennet fikrini


bırakırsak,
da pek ç o k kez keşfetmişsin$
bu cenneti
dir v e y e n i d e n v e y e n i d e n o n u
bin kat daha
unutuyorsun.
güzel hale
Belki bu hayatında bile
getirebiliriz.
onu bilmeye, onu hissetmeye,

83
ÇOCUK

o olmaya çok yaklaştığın anlar olmuştur. A n c a k d ü n y a


bizim için ağır basar. O n u n çekimi ç ok b ü y ü k t ü r v e
d ü n y a d a seni bin bir y ö n d e ç e k e n şeyler vardır. O seni
o k a d a r ç o k y ö n d e ç e k i y o r ki, s e n d a ğ ı l ı r s ı n , i n s a n l a r ı n
kendilerini bir a r a d a t u t m a y ı nasıl başardığı bir muci-
zedir. Aksi t a k t i r d e b i r el k u z e y e gidecekti, diğer el gü-
neye; onların başı cennete d o ğ r u gidiyor olmalıdır: O n -
ların t ü m parçaları her y a n d a u ç u ş u y o r olacaktır.

Senin k e n d i n i nasıl b â l â bir a r a d a t u t u y o r oldu-


ğ u n kesinlikle bir mucizedir. M u h t e m e l e n h e r y ö n d e n
gelen b a s ı n ç o k a d a r ç o k t u r ki ellerin ve b a c a k l a r ı n ve
b a şı n u ç a m a z . H e r y ö n d e n b a s ı n ç a l t ı n d a s ı n . Ş a n s ese-
r i orijinal y ü z ü n l e k a r ş ı l a ş m ı ş olsan bile, o n u t a n ı y a $
m a y a c a k s ı n , o senin için o k a d a r y a b a n c ı olacak. Belki
o n u n l a k a z a eseri a r a d a bir karşılaşıyorsun a m a ona
bir m e r h a b a bile d e m i y o r s u n . O b i r y a b a n c ı ve m u h t e -
m e l e n d e r i n d e belli b i r k o r k u v a r d ı r ; b u h e r z a m a n
tüm yabancılarla oradadır.

S e n b a n a ç o c u k l a r ı m ı z ı n orijinal y ü z ü n ü nasıl k o -
r u y a c a ğımız ı s o r u y o r s u n . D o ğ r u d a n hiçbir şey yap-
m a n gerekmiyor. D o ğ r u d a n yapılacak her şey rahatsız
edici olacaktır. Bir şey y a p m a m a sanatını ö ğ r e n m e k
zorundasın.

Bu çok zor bir sanattır. Bu ç o c u ğ u n orijinal y ü z ü -


n ü k o r u m a k , k u r t a r m a k için y a p m a k z o r u n d a o l d u ğ u n
b i r şey değildir. N e y a p a r s a n y a p , orijinal y ü z ü çarpı-
tacaksın. H i ç b i r şey y a p m a m a y ı ö ğ r e n m e k z o r u n d a -
sın; u z a k d u r m a y ı , ç o c u ğ u n y o l u n d a n ç e k i l m e y i ö ğ r e n -
mek zorundasın. Son derece cesur olmak zorundasın

84
K O ŞULLANM A

ç ü n k ü ç o c u ğ u k e n d i b a ş ı n a b ı r a k m a k risklidir. Binler-
ce yıldır bize şayet çocuğu k e n d i başına bırakırsak bir
vahşi olacağı söylenmiştir.

Bu t a m bir saçmalıktır. B e n senin ö n ü n d e oturu-


yorum ; benim bir vahşi olduğumu mu düşünüyorsun?
Ve b e n ailemin müdahalesi olmadan yaşadım. Evet,
onlar için bayağı bir dert o l d u m ve senin de b a ş ı n e p e y
derde girecek a m a b u n a değer.

Ç o c u ğu n o r i j i n a l y ü z ü o k a d a r k ı y m e t l i d i r k i h e r
türlü belaya girmeye değer. O, o k a d a r p a h a biçilmez-
dir ki ne k a d a r ödersen öde hâlâ ucuzdur; o n u bedava-
y a g e t i r i y o r s u n . V e ç o c u ğ u n u n orijinal y ü z ü n ü n d ü n -
y a y a getirmiş o l d u ğ u aynı güzellikle, aynı m a s u m i y e t -
le, a y n ı saflıkla, a y n ı c o ş k u y l a , a y n ı n e ş e y l e , a y n ı c a n -
lılıkla b o z u l m a d a n k a l d ı ğ ı n ı fark ettiğin g ü n k ü m u t l u -
l u k . . . D a h a fazla n e isteyebilirsin.

Ç o c u ğ a hiçbir şey v e r e m e z s i n sadece alabilirsin.


E ğe r ç o c u ğ a g e r ç e k t e n b i r a r m a ğ a n v e r m e k i s t i y o r s a n ,
m ü m k ü n olan yegâne a r m a ğ a n b u d u r : M ü d a h a l e etme.
R i s k a l v e b ı r a k ç o c u ğ u n b i l i n m e y e n i n içine, m e ç h u l ü n
i ç i n e g i t m e s i n e izi n v e r . M u a z z a m b i r k o r k u a n n e b a -
b a l a r ı ele g e ç i r i r ; ç o c u ğ a n e o l a c a ğ ı n ı k i m b i l e b i l i r ?

B u k o r k u y ü z ü n d e n ç o c u ğ u belli b i r y a ş a m kalıbı-
n a d ö k m e y e çalışırlar. K o r k u l a r ı y ü z ü n d e n o n u belli
b i r yola, belli bir a m a c a d o ğ r u y ö n l e n d i r m e y e başlar-
lar a m a onlar korkular ı y ü z ü n d e n çocuğu ö l d ü r d ü k l e-
r i n i b i l m e z l e r . O a s l a m u t l u o l a m a y a c a k . V e o a s l a sa-
na minnettar olmayacak; o her zaman sana karşı kin
besleyecek.

85
ÇOCUK

Sigmund Freud'un bu
Çocuğun konuda derin bir iç görüsü
orijinal yüzü vardır: "Her kültür babaya
o kadar kıymetlidir ki saygı duyar. Dünyada var
her türlü
olan ya da var olmuş hiçbir
belaya girmeye
k ü l t ü r y o k t u r k i b a b a y a saygı
değer.
d u y u l m a s ı g e r e k t i ğ i f i k r i n i sa-
v u n m a s ı n , ileri s ü r m e s i n " d e r .
S i g m u n d F r e u d , " B u saygı o r t a y a çıkmıştır ç ü n k ü ta-
rih öncesindeki bir z a m a n d a çocuklar, sakat bırakıl-
maktan kendilerini k o r u m a k için b a b a l a r ı n ı ö l d ü r m ü ş
olmalıdır" der.

G a r i p a m a s o n d e r e c e ö n e m l i b i r fikir. D i y o r k i
s u ç l u l u k t a n bu saygı b a b a y a gösteriliyor. Bu suçluluk
binlerce yıldır taşınmaktadır. Bir y e r d e . . . b u tarihsel
bir olay değildir a m a anlamlı bir mittir: G e n ç insanlar
babalarını ö l d ü r m ü ş olmalı ve doğal olarak s o n r a d a n
p i şma n o l m u ş l a r ç ü n k ü o , o n l a r ı n b a b a s ı y d ı a m a o n l a -
rı m e m n u n olmadıkları şeylere d o ğ r u s ü r ü k l ü y o r d u .

O n u öldürdüler a m a sonra pişman oldular. S o n r a


atalarının, babalarının, büyükbabalarının ruhlarına
k o r k u d a n tapınmaya başladılar çünkü bunların haya-
letleri i n t i k a m alabilirdi. Ve s o n r a y a v a ş y a v a ş yaşlıla-
r a saygı d u y m a k bir g e l e n e k h a l i ne geldi. A m a n i y e ?

B e n senin ç o c u k l a r a saygı göstermeni isterim.

Ç o c u k l a r senin verebileceğin t ü m saygıyı h a k edi-


yor. Ç ü n k ü onlar o k a d a r taze, o k a d a r m a s u m , Tanrı-
sallığa o k a d a r y a k ı n d ı r l a r k i ! H e r çeşidinden —kur-
naz, n a m u s s u z , pislik dolu, ç ü r ü m ü ş — i n s a n a sadece

86
K O ŞULLANM A

y a şl ı o l d u ğ u i ç i n s a y g ı g ö s t e r m e y e ç o c u k l a r ı z o r l a m a k $
tansa, o n l a r a saygı g ö s t e r m e z a m a n ı gelmiştir.
T ü m b u şeyleri t e r s i n e ç e v i r m e k isterim: Ç o c u k -
lara saygı göster ç ü n k ü onla r k a y n a ğ a d a h a y a k ı n d ı r
s e n ç o k u z a ğ ı n d a s ı n . O n l a r h â l â orijinal, s e n ş i m d i d e n
bir k a r b o n kopyasın. Ve şayet ç o c u k l a ra saygı d u y a r-
san b u n u n ne yapabileceğini anlayabiliyor m u s u n ? O
z a m a n s e v g i v e s a y g ı s a y e s i n d e o n l a r ı y a n l ı ş y ö n e git-
mekten kurtaracaksın; k o r k u y l a değil sevgin ve say-
gınla.
Büyükbabam... b ü y ü k b a b a m a t e k b i r y a l a n söy-
l e y e m e z d i m ç ü n k ü o b a n a o k a d a r saygı d u y a r d ı ki.
T ü m aile b a n a k a r ş ı o l d u ğ u n d a e n a z ı n d a n b u y a ş l ı
a d a m a güvenebilirdim. B a n a karşı öne sürülen kanıtla-
r ı hiç u m u r s a m a z d ı . " O n u n n e yaptığı u m u r u m d a de-
ğil , eğer o yapmışsa doğr u olmalı. O n u tanıyorum,
yanlış yapmış olamaz" derdi.

V e o b e n i m y a n ı m d a o l d u ğ u z a m a n e l b e t t e t ü m ai-
l e geri ç e k i l m e k z o r u n d a y d ı . O n a h e r şeyi a n l a t ı r d ı m ,
o da "Endişelenmeye gerek yok. Nasıl doğru olduğunu
h i s s e d i y o r s an öyle y a p . Ç ü n k ü b a ş k a k i m k a r a r v e r e $
bilir? S e n i n d u r u m u n d a , s e n i n o l d u ğ u n y e r d e , s a d e c e
sen k a r a r verebilirsin. N e y i n d o ğ r u o l d u ğ u n u hissedi-
y o r s a n y a p v e h e r z a m a n seni d e s t e k l e m e k için b u r a d a
o l d u ğum u h a t ı r l a ç ü n k ü b e n s a d e c e s e n i s e v m i y o r u m ,
s a n a saygı d a d u y u y o r u m " d e r d i .

O n u n b a n a karşı olan saygısı almış o l d u ğ u m e n


m u h t e şe m h a z i n e y d i . O ölürken yüz otuz kilometre
u z a ğındaydım . H e m e n o r a y a g i t m e m i ç ü n k ü fazla za$

87
ÇOCUK

manı olmadığını b a n a bildirdi. H e m e n gittim; iki saat


içinde oradaydım.

S a n k i b e n i bekliyor gibiydi. Gözlerini açtı v e " N e -


fes a l m a y a d e v a m e t m e y e ç a l ı ş ı y o r d u m k i s e n b a n a y e $
t i şebilesin , s ö y l e m e k i s t e d i ğ i m t e k b i r ş e y v a r : A r t ı k se-
n i d e s t e k l e m e k için b u r a d a o l m a y a c a ğ ı m v e s e n i n des-
t e ğ e i h t i y a c ı n o l a c a k . A m a h a t ı r l a , n e r e d e o l u r s a m , ola-
y ı m s a n a olan sevgim ve saygım seninle birlikte kala-
cak. H i ç kimsede n k o r k m a , d ü n y a d a n k o r k m a " dedi.

O n u n son sözleri b u y d u : " D ü n y a d a n k o r k m a . "


Ç o c u k l a r a saygı d u y , o n l a r ı k o r k u s u z kıl.
A n c a k ş a y e t s e n k e n d i n k o r k u ile d o l u y s a n n a s ı l
onları k o r k u s u z kılabilirsin?

O n u n b a b a s ı o l d u ğ u n için, o n u n a n n e s i o l d u ğ u n
için, ş u y a d a b u o l d u ğ u n için s a n a saygı d u y m a y a o n -
ları zorlama.

Bu tavrı değiştir ve b u n u n ç o c u ğ u n a nasıl bir dö-


n ü şü m s a ğ l a d ı ğ ı n ı g ö r .

Ş aye t o n l a r a s a y g ı g ö s t e r i r s e n s e n i d a h a d i k k a t l i -
ce dinleyecekler. E ğ e r o n l a r a saygı d u y a r s a n seni ve
senin zihnini d a h a dikkatlice anlamaya çalışacaklar.
Öyle y a p m a k zorundalar. Ve sen onlara hiçbir şekilde
bir şey d a y a t m ı y o r s u n ; o z a m a n a n l a y a r a k s e n i n haklı
o l d u ğun u h i s s e d e r l e r s e s e n i i z l e r l e r , orijinal y ü z l e r i n i
kaybetmeyecekler.

Belirli b i r y o l d a n g i t m e k le orijinal y ü z k a y b e d i l -
mez. O çocuklar zorlandığında, kendi iradelerine kar-
şı dayatıldığında kaybolur.

88
K O ŞULLANM A

S e v g i v e saygı, o n l a r ı d ü n y a y a k a r ş ı t a t l ı b i r şekil-
d e d a h a anlayışlı hale getirebilir, o n l a r ı n d a h a dikkatli,
farkında, tetikte olmalarına y a r d ı m edebilir ç ü n k ü h a y a t
kıymetlidir ve o varoluştan bir armağandır. O n u h e b a
e t m e m e l i y i z . Ö l ü m a n ı n d a d ü n y a y ı d a h a iyi, d a h a g ü z e l ,
d a h a z a r i f b ı r a k t ı ğ ı m ı z ı s ö y l e y e b i l m e l i y i z . A n c a k b u sa-
dece biz d ü n y a y ı k e n d i orijinal y ü z ü m ü z l e , geldiğimiz
zamanki aynı yüzle terk edebilirsek m ü m k ü n d ü r .
Bana göre çocuklarınla
sadece tek bir şey yapabilirsin Çocuklarını sev,
ve bu da k e n d i hayatını paylaş- onların
maktır. O n l a r a a n n e b a b a n ta- özgürlüğün den
rafından koşullandırılmış oldu- zevk al.
ğ unu , b e l i r l i l i m i t l e r i ç i n d e , b e l - Bırak onlar
li ideallere göre y a ş a m ı ş oldu- hata işlesin,
ğ un u v e b u l i m i t l e r v e i d e a l l e r onların nerede
y ü z ü n d e n h a y a t ı t a m a m ı y l a ıs- hata işlediklerini

k a l a d ı ğın ı v e ç o c u k l a r ı n ı n h a - görmelerine

yatlarını m a h v e t m e k istemedi- yardımcı ol.

ğ in i a n l a t . Onların bütünüyle
özgür; s e n d e n bağımsız olmalarını istiyorsun ç ü n k ü on-
lara göre sen b ü t ü n geçmişi temsil ediyorsun. Bir a n n e
de, b i r b a b a d a ç o c u k l a r ı n a, " B i z d e n ö z g ü r l e ş m e n gerek.
Bize itaat etme; k e n d i z e k â n a güven. Yanlış y ö n e gitsen
b i l e b i r k ö l e o l a r a k k a l m a n d a n v e h e r z a m a n d o ğ r u ol-
m a n d a n ç o k d a h a iyidir . K e n d i b a ş ı n a h a t a y a p ı p o n l a r -
d a n ö ğ r e n m e n , b a ş k a birisini izleyip h a t a y a p m a m a n d a n
d a h a iyidir . A n c a k o z a m a n t a k i p e t m e k d ı ş ı n d a b i r şeyi
a s l a ö ğ r e n e m e y e c e k s i n v e b u z e h i r d i r , saf z e h i r " d e m e k
cesaret ister ve m u a z z a m bir sevgi gerektirir.

89
ÇOCUK

E ğe r s e v e r s e n b u ç o k k o l a y d ı r . " N a s ı l ? " d i y e s o r m a
ç ü n k ü "nasıl" d e m e k bir metot, bir sistematik, bir t e k n i k
i s t i y o r s u n d e m e k t i r v e s e v g i ise b i r t e k n i k d e ğ i l d i r .
Ç o c u k l a r ı n ı sev, o n l a r ı n ö z g ü r l ü ğ ü n d e n z e v k al.
B ı r a k o n l a r h a t a işlesin, o n l a r ı n n e r e d e h a t a i ş l e d i k l e -
rini g ö r m e l e r i n e y a r d ı m c ı ol. O n l a r a , " H a t a y a p m a k
yanlış değildir; m ü m k ü n o l d u ğ u n c a ç o k h a t a y a p ç ü n -
k ü b u s a y e d e se n d a h a ç o k ö ğ r e n e b i l e c e k s i n . A m a ay-
nı hatayı t e k r a r tekrar y a p m a ç ü n k ü bu seni aptallaştı$
rır" de.
Çocuklarınla an be an yaşamanın, k ü ç ü k şeylerde,
m ü m k ü n olan her türlü şeyde onların özgürlüklerine
izin v e r m e n i n y o l u n u b u l m a k z o r u n d a s ı n .
Benim çocukluğum...çocuklara, "Yatağa erken
git v e s a b a h e r k e n kalk, b u s e n i akıllı y a p a r " d i y e öğ-
retilirdi ve yüzyıllardır bu böyle olmuştur.
B a b a m a " B u garip geliyor: U y k u m olmadığında
a k şa m e r k e n d e n b e n i u y u m a y a z o r l u y o r s u n , " d e d i m .
V e J a i n a evlerinde a k ş a m e r k e n d e m e k , g e r ç e k t e n er-
k e n d i r ç ü n k ü a k ş a m y e m e ğ i s a a t beşte, e n fazla altıda-
dır. V e s o n r a s ı n d a y a p a c a k h i ç b ir şey y o k t u r ; ç o c u k l a r
uyumalıdır.

O n a şöyle d e d i m : " E n e r j i m u y u m a y a h a z ı r değil-


ken beni u y u m a y a zorluyorsun. Ve sabahleyin u y k u m
v a r k e n b e n i y a t a ğ ı n d ı ş ı n a s ü r ü k l ü y o r s u n . B e n i akıllı
y a p m a n ı n g a r i p bir y o l u y m u ş gibi g ö z ü k ü y o r ! V e ara-
daki bağlantıyı göremiyorum: U y k u m y o k k e n u y u m a -
y a z o r l a n d ı ğ ı m d a n a s ı l d a h a akıll ı o l a c a ğ ı m ? V e y a t a k -
ta, k a r a n l ı k i ç i n d e . . . b i r ş e k i l d e k u l l a n ı l a b i l e c e k , y a r a $

90
K O ŞULLANM A

tıcı o l u n a b i l e c e k z a m a n d a s a a t l e r c e u z a n ı y o r u m . V e
s e n b e n i u y u m a y a z o r l u y o r s u n f a k a t u y k u s e n i n elle-
rinde olan bir şey değildir. S a d e c e gözlerini k a p a y ı p
u y k u y a d a l a m a z s m . U y k u k e n d i l i ğ i n d e n gelir; o s e n i n
emrini ya da b e n i m emrimi dinlemez, y a n i saatlerce
vaktimi harcıyorum.

V e s o n r a sabahleyin g e r ç e k t e n u y k u m v a r k e n be-
ni u y a n m a y a zorluyorsun — s a a t beşte, sabahın k ö r ü n -
d e — v e b e n i o r m a n ı n içine d o ğ r u bir s a b a h y ü r ü y ü ş ü
içi n d ı ş a r ı s ü r ü k l ü y o r s u n . U y k u m v a r v e s e n b e n i sü$
r ü k l ü y o r s u n . V e t ü m b u n l a r ı n b e n i nasıl akıllı y a p a c a -
ğ ın ı a n l a y a m ı y o r u m . L ü t f e n b a n a b u n u a ç ı k l a .

V e b u işlem aracılığıyla k a ç kişi akıllanmıştır. Ba-


n a s a d e c e b i r k a ç t a n e akıll ı a d a m g ö s t e r ; e t r a f t a k i m s e -
yi görmüyorum. Ve büyükbabamla konuşuyordum ve
o bunun t a m a m ı y l a bir saçmalık olduğunu söyledi.
T ü m bu evdeki tek dürüst a d a m odur. O başkalarının
ne söyleyeceğini u m u r s a m ı y o r a m a o b a n a b u n u n bir
s a ç m a l ı k o l d u ğ u n u söyledi: 'Bilgelik a k ş a m y a t a ğ a er-
ken giderek gelmez. Tüm yaşamım boyunca erken
uyudum — y e t m i ş y ı l — v e b i l g e l i k h e n ü z o r t a y a çık-
m a d ı v e geleceğini d e z a n n e t m i y o r u m ! Artık bilgeliğin
d e ği l ö l ü m ü n g e l m e z a m a n ı . B u g i b i a t a s ö z l e r i y l e k e n -
dini k a n d ı r m a . ' "

B a b a m a , " B u n u bir d ü ş ü n v e lütfen d ü r ü s t v e ha-


k i k i ol. B a n a b u k a d a r ö z g ü r l ü k t a n ı : U y k u m u n g e l m e -
ye başladığını hissettiğimde y a t m a y a gidebileyim ve
vakit geldiğini hissettiğimde ve artık u y k u m kalmadı-
ğ ınd a k a l k a b i l e y i m " d e d i m .

91
ÇOCUK

Bir g ü n d ü ş ü n d ü ve ertesi g ü n bana, "Tamam,


belki de haklısın. B u n u k e n d i istediğin şekilde y a p . Be-
ni dinlemektense bedenini dinle" dedi.
P r e n s i p b u olmalı, çocukların kendi bedenlerini
dinlemesine, kendi ihtiyaçlarını dinlemesine y a r d ı m
e d i l m e l i . A n n e b a b a l a r i ç i n t e m e l şey, ç o c u k l a r ı b i r ç u -
k u r a d ü ş m e m e l e r i için k o r u m a k t ı r . O n l a r ı n disiplini-
n i n işlevi n e g a t i f t i r .

"Negatif" s ö z c ü ğ ü n ü hatır-
Çocuklar la...pozitif programlama yok
çok alıcıdır a m a negatif bir k o r u m a ç ü n k ü
ve şayet onlara ç o c u k l a r ç o c u k t u r v e o n l a r a za-
saygı duyarsan rar verecek, onları sakat bıraka-
seni dinlemeye, c a k bir şeyin içine girebilirler.
anlamaya O z a m a n da onlara gitmemesini
hazırdırlar. emretme ama onlara açıklama
y a p . B u n u bir itaat meselesi ha$
line g e t i r m e ; b ı r a k o n l a r y i n e d e seçim y a p s ı n . S e n b a -
s i t ç e t ü m d u r u m u i z a h et.
Ç o c u k l a r çok alıcıdır ve şayet o n l a r a saygı d u y a r -
san seni dinlemeye, a n l a m a y a hazırdırlar; s o n r a onla-
r ı k e n d i a n l a y ı ş l a r ı ile b ı r a k . V e b u s a d e c e b a ş l a n g ı ç t a -
k i b i r k a ç y ı l d a bir meseledir; k ı s a süre s o n r a k e n d i ze-
kâları y e r l e ş m i ş olacaktır v e senin k o r u m a n a p e k ihti-
y a ç kalmayacaktır. Kısa sürede onlar kendi kendileri-
ne hareket edebileceklerdir.
Anne babaların çocukların kendilerinin hoşlan-
mayacağı yönlere gidebileceklerinden korkmalarını
anlayabiliyorum ancak bu senin problemindir. Çocuk$

92
KOŞULLANM A

ların s e n i n h o ş l a n d ı ğ ı n v e h o ş l a n m a d ı ğ ı n şeyler için


d o ğmadı . O n l a r , k e n d i h a y a t l a r ı n ı y a ş a m a k d u r u m u n -
dalar. Ve sen onların k e n d i hayatlarını — o h e r ne olur-
sa o l s u n — y a ş a m a l a r ı n d a n m u t l u olmalısın.
N e z a m a n k e n d i potansiyelin i izlersen, h e r z a m a n
en iyisi olursun. Ne zaman kendi potansiyelinden
u z a k l a şırsa n s ı r a d a n o l u r s u n .
T ü m t o p l u m , hiç k i m s e alınyazısında y a z a n kişi
olmadığı gibi basit bir n e d e n y ü z ü n d e n s ı r a d a n insan-
lardan oluşur; o b a ş k a birisidir. Ve o, ne y a p a r s a y a p -
s ı n e n iyisi o l a m a y a c a k t ı r v e o t a t m i n o l a m a z , m u t l u
hissedemez.
Bu yüzden anne babala-
r ı n işi ç o k h a s s a s t ı r v e k ı y m e t - Ne zaman
lidir ç ü n k ü ç o c u ğ u n t ü m y a ş a - kendi potansiyelini
m ı b u n a bağlıdır. O n a pozitif izlersen,
hiçbir p r o g r a m verme; müm- her zaman

k ü n o l a n h e r ş e k i l d e o n u n is- en iyisi olursun.

t e ğin e y a r d ı m c ı ol. Ne zaman


kendi potansiyelinden
Ö r n e ği n b e n a ğ a ç l a r a t ı r -
uzaklaşırsan
manırdım. Şimdi, t ı r m a n m a k
sıradan olursun.
için g ü v e n l i o l a n b i r k a ç a ğ a ç
vardır; dalları güçlüdür, göv-
desi g ü ç l ü d ü r . E n t e p e s i n e bile çıkabilirsin v e y i n e d e
bir dal k o p a c a k diye k o r k m a n a gerek y o k t u r . A n c a k
çok y u m u ş a k olan bazı ağaçlar vardır. M a n g o , j a m u n
— güzel b i r b a ş k a m e y v e — t o p l a m a k için a ğ a ç l a r a tır-
m a n m a m y ü z ü n d e n a i l e m ç o k e n d i ş e l i y di v e h e r za-
m a n b e n i e n g e l l e m e k için birisini g ö n d e r i r l e r d i .

93
ÇOCUK

B a b a m a şöyle dedim: " B e n i engelleyeceğine lütfen


h a n g i ağaçların tehlikeli o l d u ğ u n u b a n a izah et — b ö y -
lelikle o n l a r d a n u z a k d u r a b i l i r i m — v e h a n g i a ğ a ç l a r
tehlikeli değildir, b u sayede o n l a r a t ı r m a n a b i l i r i m .
A m a e ğ e r b e n i m t ı r m a n m a m a e n g e l o l m a y a çalı-
ş ırsa n b i r t e h l i k e v a r d ı r . Y a n l ı ş b i r a ğ a c a t ı r m a n a b i l i -
rim ve sorumluluk senin olacaktır. T ı r m a n m a k t a n vaz-
g e ç m e y e c e ğim , b u n u s e v i y o r u m . "
Bir ağacın tepesinde, güneşin altında, tepedeki
r ü z g â r l a o l m a k g e r ç e k t e n e n güzel d e n e y i m l e r d e n biri-
sidir. V e t ü m a ğ a ç d a n s e d i y o r d u r ; m u h t e ş e m b i r d e n e -
yimdir.
" B u n d a n vazgeçmeyeceğim, s e n i n işin b a n a t a m
olarak h a n g i a ğ a ç l a r a t ı r m a n m a m a m gerektiğin i söyle-
mektir ç ü n k ü o n l a r d a n düşebilirim, bir y e r i m i kırabili-
rim, bedenime zarar verebilirim. A m a b a n a boş bir
emir verme: 'Tırmanmayı bırak.' B u n u bırakmayaca-
ğ ım. " V e k a s a b a d a d o l a ş ı p , b a n a h a n g i a ğ a ç l a r ı n t e h l i -
keli o l d u ğ u n u g ö s t e r m e k için b e n i m l e g e l m e k z o r u n d a
kaldı. O z a m a n o n a ikinci s o r u m u s o r d u m . " K e n t t e , bu
t e h l i k e l i a ğ a ç l a r a d a t ı r m a n m a y ı ö ğ r e t e b i l e c e k iyi b i r
tırmanıcı biliyor m u s u n ? "

" A r t ı k ç o k o l u y o r s u n ! A r t ı k b u k a d a r ı ç o k fazla.
B a n a söyledin, anlayış gösterdim..." dedi. " O n a sadık
k a l a c a ğı m ç ü n k ü b u n u b e n k e n d i m ö n e r d i m a m a s e n i n
tehlikeli o l d u ğ u n u söylediğin ağaçlar d a y a n ı l m a z çün-
kü jamun —bir Hindistan meyvesi— onların üzerinde
y e t i şiyor . O g e r ç e k t e n l e z z e t l i d i r v e o l g u n l a ş t ı ğ ı n d a b u
arzuya engel olamayabilirim. Sen benim b a b a m s ı n bu

94
KOŞULLANM A

senin g ö r e v i n . . . b a n a y a r d ı m edebilecek birisini biliyor


olmalısın" dedim. Bana, "Şayet bir b a b a olmanın bu
k a d a r zor olacağını bilmiş olsaydım, asla bir b a b a — e n
a z m d a n s e n i n k i — olmazdım. Evet, birisini biliyorum"
dedi. Ve b e n i çok zor b u l u n a n bir tırmanıcıyla, alanın-
d a e n iyisi o l a n y a ş l ı b i r a d a m l a t a n ı ş t ı r d ı .

O b i r o d u n c u y d u ve o k a d a r y a ş l ı y d ı ki, nasıl
odun kesebiliyor olduğuna inanamazdın. O sadece
b a şk a h i ç k i m s e n i n y a p m a y a i s t e k l i o l m a d ı ğ ı z o r i ş l e r i
yapardı: Evlerin üzerine doğru genişleyen b ü y ü k ağaç-
lar; o d a l l a r ı n ı k e s e r d i . O t a m b i r u z m a n d ı v e o b u n u
onların köklerine ya da evlere zarar v e r m e d e n yapar-
dı. Ö n c e d a l l a r ı d i ğ e r d a l l a r a iplerle b a ğ l a r d ı , s o n r a b u
dalları k e s e r d i ve s o n r a iplerle diğer dalları e v d e n uza-
ğa d o ğ r u ç e k e r ve y e r e d ü ş m e l e r i n e izin verirdi.

Ve o öylesine yaşlıydı ki! A n c a k ne z a m a n böyle


bir d u r u m olsa, d i ğ e r o d u n c u l a r y a p m a k i s t e m e d i ğ i n -
d e o b u n a h a z ı r d ı . B u y ü z d e n b a b a m ona, " O n a tehli-
keli, k ı r ı l a b i l e c e k a ğ a ç l a r l a ilgili b i r ş e y l e r ö ğ r e t " d e d i .
D a l l a r kırılabilir...v e b e n iki ü ç k e z d ü ş m ü ş t ü m bile:
H â l â b a c a ğ ı m d a izleri v a r d ı r .

B u y a ş l ı a d a m b a n a b a k t ı ve, " H i ç k i m s e gelme-


mişti , ö z e l l i k l e d e b i r b a b a o ğ l u n u g e t i r m e m i ş t i . . . ! B u
tehlikeli b i r şeydir a m a eğer b u n u seviyorsa o n a öğre-
t e c e ğim " d e d i . V e o t e h l i k e l i a ğ a ç l a r a nasıl t ı r m a n m a -
yı başaracağımı öğretiyordu. Bana kendimi k o r u m a k
için h e r t ü r l ü s t r a t e j i y i g ö s t e r d i : E ğ e r a ğ a c ı n y ü k s e k l e -
rine ç ı k m a k i s t e r s e n v e y e r e d ü ş m e k i s t e m i y o r s a n , o
z a m a n ilk o l a r a k a ğ a c ı n y e t e r i n c e g ü ç l ü o l d u ğ u n u his$

95
ÇOCUK

s e t t i ği n b i r n o k t a s ı n d a n k e n d i n i a ğ a c a b a ğ l a v e s o n r a
y u k a r ı ç ı k . D ü ş e r s e n i p t e asılı k a l a c a k s ı n v e y e r e d ü ş -
meyeceksin. Ve bu gerçekten b a n a yardımcı oldu; o
günden beridir düşmedim!
A n n e y a d a b a b a n ı n işlevi ç o k b ü y ü k t ü r ç ü n k ü
d ü n y a y a hiçbir şey bilmeyen a m a içinde bir potansiyel-
le gelen y e n i bir k o n u k getiriyorlar. Ve o n u n potansi-
yeli gelişmedikçe o m u t s u z kalacaktır.
Hiçbir a n n e b a b a çocuklarının mutsuz olmasını
istemez; o n l a r ı n m u t l u olmasını ister. S a d e c e o n l a r ı n
d ü şünm e t a r z ı y a n l ı ş t ı r . O n l a r ş a y e t ç o c u k l a r d o k t o r
olursa, profesör, m ü h e n d i s , bilim adamı olursa onların
mutlu olacağını düşünürler. Bilmiyorlar! O n l a r sadece
ne o l m a k için gelmişlerse o o l d u k l a r ı n d a m u t l u olabi-
lirler. O n l a r s a d e c e i ç l e r i n d e t a ş ı d ı k l a r ı t o h u m olabilir-
ler.

Bu yüzden özgürlük vermek içi n fırsat v e r m e k


i ç i n m ü m k ü n o l a n h e r ş e k i l d e y a r d ı m et. N o r m a l d e b i r
ç o c u k a n n e d e n bir şey isterse ç o c u ğ u d i n l e m e d e n , n e
i s t e d i ğin i s o r m a d a n a n n e b a s i t ç e h a y ı r d e r . "Hayır"
otoriter bir sözcüktür . " E v e t " değildir. O t o r i t e sahibi
olan n e b a b a n e a n n e n e d e b a ş k a birisi, s ı r a d a n h e r -
hangi bir şeye evet d e m e k istemez.
Ç o c u k evin d ı ş ı n d a o y n a m a k ister, " H a y ı r ! " Yağ-
m u r y a ğ a r k e n çocuk dışarı çıkmak ve y a ğ m u r d a dans
e t m e k ister: " H a y ı r ! H a s t a olacaksın." Ü ş ü t m e k k a n -
ser değildir a m a bir çocu k y a ğ m u r d a d a n s e t m e k t e n
a l ı k o n u l m u ştu r v e b i r d a h a a s l a d a n s e d e m e y e c e k t i r ,
g e r ç e k t e n g ü z e l b i r şeyi, m u h t e ş e m b i r ş e y i k a ç ı r m ı ş $

96
KOŞULLANM A

tır. Ü ş ü t m e y e d e ğ e b i l i r d i ; v e i l l a k i ü ş ü t e c e k a n l a m ı n d a
bir şey de y o k t u r . A s l ı n d a o n u ne k a d a r k o r u r s a n o ka-
d a r k ı r ı l g a n h a l e gelir. O n a n e k a d a r ç o k izin v e r i r s e n
o k a d a r bağışıklığı olur.
A n n e babalar evet demeyi ö ğ r e n m e k zorundadır.
Normalde hayır dedikleri durumların yüzde doksan
d o k u z u n d a sadece otorite göstermek dışında bir n e d e n
yoktur. H e r k e s bir ülkenin b a ş k a n ı olamaz, milyonlar-
ca insan üzerinde otorite sahibi olamaz. Ancak herkes
bir k o c a olabilir, k a r ı s ı n ı n ü z e r i n d e o t o r i t e kurabilir ;
h e r k a d ı n b i r a n n e olabilir, ç o c u k ü z e r i n d e o t o r i t e k u -
rabilir; h e r ç o c u k o y u n c a k b i r ayı sahibi olabilir ve
o y u n c ak ayı ü z e r i n d e otorite kurabilir... Bir k ö ş e d e n
d i ğe r k ö ş e y e t e k m e l e y e b i l i r , o n u b i r g ü z e l t o k a t l a y a b i -
lir; a s l ı n d a a n n e s i n e y a d a b a b a s ı n a a t m a k i s t e d i ğ i t o -
kad ı atabilir. Ve zavallı o y u n c a k ayının k e n d i s i n d e n
a şağıd a k i m s e s i y o k t u r .
Bu otoriter bir toplumdur. Söylemek istediğim
şey şudur, ö z g ü r l ü k sahibi, " E v e t " d u y m u ş ve ç o k en-
der olarak "Hayır" d u y m u ş çocuklar yaratarak otoriter
toplum y o k olacaktır. D a h a insancıl bir t o p l u m a sahip
o l a c a ğız .
Y a n i b u s a d e c e ç o c u k l a r l a ilgili b i r m e s e l e d e ğ i l -
dir. Ç o c u k l a r y a r ı n ı n t o p l u m u olacaktır. Ç o c u k insa-
nın babasıdır.

97
ÇOCUK
i

Hayatın Yedi Yıllık Döngüleri

Bazı gelişim kalıplarını a n l a m a k z o r u n d a kalacak-


sın. H a y a t ı n y e d i yıllık d ö n g ü l e r i v a r d ı r : O t ı p k ı d ü n -
y a n ı n k e n d i ekseninde yirmi d ö r t saatte bir d ö n ü ş yap-
m a s ı gibi y e d i yıllık h a r e k e t l e r y a p a r . Ş i m d i , b i ç k i m s e
niçin y i r m i üç olmadığını, niçin y i r m i beş olmadığını
bilmiyor. B u n u y a n ı t l a m a n ı n bir y o l u yok; bu basitçe
bir gerçektir.

Ve şayet bu yedi yıllık

İlk yedi yıl, d ö n g ü l e r i a n l a r s a n , i n s a n geli-

en önemli olanıdır ş im i hakkında pek çok şeyi

çünkü hayatın a n l a y a c a k s ı n . İ l k y e d i yıl, e n

temelleri önemli olanıdır ç ü n k ü hayatın


burada yatar. temelleri burada yatar. Bu
Bu yüzden yüzden tüm dinler çocukları
tüm dinler çocukları mümkün olduğunca çabucak
mümkün olduğunca ele g e ç i r m e k l e b u k a d a r ilgile-
çabucak ele nirler.
geçirmekle bu kadar Yahudiler çocuğu sünnet
ilgilenirler.
edecektir. Ne saçmalık! Ama
o n l a r ç o c u ğ u b i r Y a h u d i ola-
r a k d a m g a l ı y o r l a r ; b u d a m g a l a m a n ı n ilkel b i r y o l u d u r .
Buralarda onu hâlâ ineklere yapıyorsun; damgalar
g ö r m ü ştüm . T ü m s a h i p l e r i i n e k l e r i d a m g a l a r a k s i h a l -
de onlar karışabilir. Bu zalimce bir şeydir. İneğin deri-
sine d a m g a v u r m a k için kızgın d e m i r l e r k u l l a n ı l m a k
zorundadır; bu deriyi y a k a r fakat o z a m a n o senin ma-
lın o l u r ; o k a y b o l m a z , o ç a l ı n a m a z .

98
K O ŞULLANM A

Sünnet nedir? O inekleri damgalamaktır a n c ak


bu inekler Yahudi'dir.
H i n d u l a r ı n kendi yöntemleri vardır. T ü m dinlerin
kendi yöntemleri vardır fakat senin kimin ineği oldu-
ğ un u b i l m e k g e r e k i r , s e n i n ç o b a n ı n k i m ? İ s a ? M u s a ?
M u h a m m e d ? S e n k e n d i n i n efendisi değilsin.
B u ilk y e d i yıl, s e n i n t ü m y a ş a m ı n b o y u n c a y a k a -
n ı b ı r a k m a y a c a k h e r t ü r d e n f i k i r l e d o l d u r u l d u ğ u n , se-
ni potansiyelinden uzaklaştırmaya d e v a m edecek, seni
b o z a c a k bir d a h a asla n e t o l a r a k g ö r m e n e izin v e r m e -
yecek şekilde koşullandığın yıllardır. O n l a r h e r z a m a n
g ö z l e r i n i n ö n ü n e sis p e r d e s i g i b i g e ç e c e k , h e r ş e y i k a r $
m a şıklaştıracak .
H e r şey nettir, çok nettir — v a r o l u ş kesinlikle net-
t i r — fakat senin gözlerinde k a t m a n k a t m a n toz var.
V e t ü m b u toz, senin son d e r e c e m a s u m , s o n dere-
c e g ü v e n d o l u o l d u ğ u n ; öyle k i s a n a s ö y l e n e n h e r şeyi
h a k i k a t o l a r a k k a b u l e t t i ğ i n h a y a t ı n ı n ilk y e d i y ı l ı n d a
y e r l e ştirilmiştir . Ve senin temellerine yerleşmiş olan her
ne olursa olsun sonradan bulması çok zor olacaktır: O
n e r e d e y s e s e n i n i l i k l e r i n e k a d a r işlemiş , n e r e d e y s e k a -
nın haline gelmiştir. B a ş k a b i n t a n e soru s o r a c a k s ı n
a m a asla inancının temelleri h a k k ı n d a s o r m a y a c a k s ı n.
Ç o c u ğ a k a r ş ı ilk s e v g i i f a d e s i o n u n ilk y e d i y ı l ı n ı
tamamıyla masum, koşullanmamış olarak bırakmaktır,
o n u y e d i y ı l l ı ğ ı n a t a m a m ı y l a v a h ş i b i r p a g a n o l a r a k bı-
rakmaktır.

E ğe r b i r ç o c u k y e d i y a ş ı n a k a d a r m a s u m , b a ş k a l a -
r ı n ı n fikri ile k i r l e t i l m e d e n b ı r a k ı l a b i l i r s e , o z a m a n o n u n

99
ÇOCUK

potansiyelinin gelişmesinden
Eğer bir çocuk
onu alıkoymak imkânsız hale
yedi yaşına kadar
gelir. Ç o c u ğ u n ilk y e d i y ı l ı e n
masum,
korunması z olandır. Ve onlar
başkalarının
anne babaların, öğretmenlerin,
fikri ile kirletilmeden
rahiplerin ellerindedir...
bırakılabilirse, o zaman
onun potansiyelinin E ğe r bir çocuğun varsa
gelişmesinden onu çocuğu kendinden koru. Ço-
alıkoymak imkânsız c u ğ u o n u etkileyebilecek olan-
hale gelir. lardan koru: En azından yedi
y a şın a k a d a r o n u k o r u .
Ç o c u k t ı p k ı k ü ç ü k b i r b i t k i gibidir. Zayıf, y u m u -
ş ak : S a d e c e g ü ç l ü b i r r ü z g â r o n u m a h v e d e b i l i r , h e r -
h a n g i bir h a y v a n o n u yiyebilir. O n u n etrafına k o r u y u -
c u teller ö r a m a b u h a p s e t m e k değildir, sen b a s i t ç e k o -
r u y o r s u n . Bitki b ü y ü d ü ğ ü n d e teller kaldırılacak.
Çocuğu her türlü etkiden koru ki bu sayede ken-
disi o l a r a k kalabilsin. V e b u s a d e c e y e d i yıllık b i r şey
ç ü n k ü ilk d ö n g ü t a m a m l a n a c a k t ı r . Y e d i y ı l i ç e r i s i n d e
g a y e t iyi t o p r a k l a n a c a k , m e r k e z l e n e c e k , y e t e r i n c e g ü ç -
lenecektir.

Y e di y a ş ı n d a bir ç o c u ğ u n n e k a d a r güçlü olabile-


c e ğin i b i l m i y o r s u n ç ü n k ü s e n b o z u l m a m ı ş ç o c u k g ö r -
medin, sen yalnızca b o z u l m u ş çocuklar g ö r d ü n . O n l a r
babalarının, annelerinin, ailelerinin korkularını, kor-
k a k l ı ğın ı t a ş ı y o r l a r . O n l a r k e n d i l e r i d e ğ i l .
Ş aye t b i r ç o c u k y e d i y ı l b o z u l m a d a n k a l ı r s a . . . b ö y -
le bir ç o c u k l a b u l u ş m a k seni şaşırtacaktır. O b i r kılıç
k a d a r keskin olacaktır. O n u n gözleri net olacaktır, o n u n

100
K O ŞULLANM A

görüşü k e s k in olacaktır. Ve sen onda, temelleri sarsıntı-


d a olan y e t m i ş y a ş ı n d a k i b i r y e t i ş k i n d e bile b u l a m a y a -
c a ğı n m u a z z a m b i r k u d r e t g ö r e c e k s i n . A s l ı n d a b i n a gi-
d e r e k y ü k s e l d i k ç e , g i d e r e k d a h a fazla s a r s d m a y a b a ş l a r .
E ğe r s e n b i r e b e v e y n s e n b u k a d a r c ı k c e s a r e t e i h -
tiyacın olacak: M ü d a h a l e e t m e m e k . Ç o c u ğ a bilinme-
y e n y ö n l e r i n kapısını aç ki keşif yapabilsin. O kendi-
sinde ne o l d u ğ u n u bilmiyor, hiç kimse bilmiyor.
O karanlıkta el yordamıyla aramak zorunda. O n u
karanlıkla korkutma, onu hata yapmakla korkutma.
O n u b i l i n m e y e n l e k o r k u t m a . O n a d e s t e k ol. O b i l i n -
meyen bir yolculuğa giderken o n u t ü m desteğinle, t ü m
sevginle, t ü m k u t s a y ı ş ı n l a g ö n d e r .
O n u n senin k o r k u l a r ı n d a n etkilenmesine izin ver-
me.
S e n i n k o r k u l a r ı n olabilir a m a o n l a r ı k e n d i n e sak-
la. B u k o r k u l a r ı ç o c u ğ u n ü z e r i n e b o ş a l t m a ç ü n k ü b u
müdahale etmek olacaktır.
Yedi yıldan sonra; y e d i yaşından on dört y a ş m a
k a d a r olan bir s o n r a k i y e d i yıllık d ö n g ü , h a y a t a y e n i
b i r k a t k ı d ı r : Ç o c u ğ u n c i n s e l e n e r j i l e r i n i n ilk k ı p ı r d a y ı $
şıdır ; a n c a k b u n l a r s a d e c e b i r t ü r p r o v a d ı r .
A r t ı k çocuk, cinsel o y u n l a r ı p r o v a etmeye başladı-
ğ ında , k e n d i l e r i n e m ü d a h a l e e d i l m i ş o l d u ğ u i ç i n a n n e
babaların e n çok m ü d a h a l e ettiği d ö n e m d i r . O n l a r ı n t ü m
bildiği k e n d i l e r i n e y a p ı l m ı ş o l a n d ı r b u y ü z d e n o n l a r b a -
sitçe b u n u k e n d i ç o c u k l a r ı n a y a p m a y a d e v a m e d e r l e r .
T o p l u m l a r cinsel t e c r ü b e l e r e izin v e r m e z , e n azın-
dan bu yüzyıla kadar vermemişti; yalnızca son yirmi

101
ÇOCUK

otuz yıldır izin veriliyor v e b u d a sadece ç o k gelişmiş


ülkelerdedir. Artık ç o c u k l a r a y a r d ı m c ı eğitim veriliyor
a m a H i n d i s t a n gibi bir ü l k e d e y a r d ı m c ı eğitim, sadece
ş imdilerd e üniversite düzeyinde verilmeye başlanıyor.

Y e d i y a ş ı n d a k i e r k e k ço-
c u k ve y e d i yaşındaki kız çocuk
ikinci yedi yıl,
aynı yatdı okulda bulunamaz.
hayattaki
V e b u o n l a r i ç i n — h i ç r i s k ol-
ikinci döngü,
m a d a n , kız hamile kalmayaca-
bir prova olarak
ğ ından , a i l e l e r i n e h e r h a n g i b i r
önemlidir.
s o r u n ç ı k a r m a y a c a k l a r ı için —
d o ğr u z a m a n d ı r , o n l a r ı n o y u n
o y n a m a l a r ı n a izi n v e r i l m e s i g e r e k e n z a m a n d ı r .

Evet, o n d a cinsel bir r e n k olacaktır a m a b u sade-


ce provadır; gerçek d r a m a değildir. Ve şayet onların
p r o v a y a p m a s ı n a bile izin v e r m e z s e n v e b i r g ü n ansı-
zın p e r d e açılır v e g e r ç e k d r a m a b a ş l a r . . . V e b u insan-
lar n e o l d u ğ u n u bilmiyor; o n l a r a n e y a p m a l a r ı gerekti-
ğ in i s ö y l e y e b i l e c e k b i r s u f l ö r b i l e o l m a y a c a k . O n l a r ı n
hayatını tamamıyla berbat ettin.

i k i n c i y e d i yıl, h a y a t t a k i i k i n c i d ö n g ü , b i r p r o v a
olarak önemlidir. O n l a r buluşacak, karışacak, oynaya-
cak, alışacaklar. V e b u insanlığın n e r e d e y s e sapıklıkları-
nın y ü z d e d o k s a n ı n d a n k u r t u l m a s ı n a y a r d ı m edecektir.

E ğe r ç o c u k l a r ı n y e d i y a ş ı n d a n o n d ö r t y a ş m a k a -
dar birlikte olmalarına; birlikte yüzmelerine, birbirleri-
n i n ö n ü n d e çıplak o l m a l a r ı n a izin verilirse sapıklıkla-
rın y ü z d e d o k s a n ı ve pornografinin y ü z d e d o k s a n ı ba-
sitçe o r t a d a n k a l k a c a k t ı r . B u n l a r ı k i m u m u r s a y a c a k ?

102
K O ŞULLANM A

Bir oğla n ç o c u ğ u , p e k ç o k s a y ı d a çıplak kız bildi-


ğ ind e P l a y b o y g i b i b i r d e r g i y e n i ç i n ilgi g ö s t e r s i n ? B i r
kız p e k ç o k s a y ı d a e r k e k ç o c u ğ u g ö r d ü ğ ü n d e , d i ğ e r i n i
m e r a k e t m e s i için hiçbir olasılık g ö r e m i y o r u m ; b u ba-
sitçe o r t a d a n k a l k a r . O n l a r b i r l i k t e d o ğ a l o l a r a k b ü -
yür, farklı t ü r d e k i iki h a y v a n gibi değil. Ş u a n b ö y l e
y e t i şiyorlar : İki ayrı t ü r d e n h a y v a n olarak, onlar tek
bir insanlığa ait değiller; o n l a r ayr ı t u t u l u y o r . O n l a r ı n
a r a s ı n d a b i n b i r t a n e e n g e l y a r a t ı l ı y o r k i b ö y l e l i k l e gel-
m e k t e o l a n c i n s e l h a y a t l a r ı ile ilgili h e r h a n g i b i r p r o v a
yapamasınlar.
A n c a k çocukların yetiştirilme tarzı neredeyse on-
ların t ü m y a ş a m ı n ı k a t l e t m e k t i r . B u y e d i yıllık cinsel
prova kesinlikle gereklidir. Kızlar ve oğlanlar okullar-
da, y u r t l a r d a , y ü z m e h a v u z l a r ı n d a v e y a t a k l a r d a bir-
likte o l m a l ı d ı r. O n l a r g e l m e k t e o l a n h a y a t için p r o v a
yapmalılar; o n a hazırlanmalılar. Ve çocuğa gelişmekte
olan cinsel enerjisine ilişkin t a m a m ı y l a b i r ö z g ü r l ü k
verilmesinin ve bastırılmamasının, kötülenmemesinin
hiçbir tehlikesi, hiçbir s o r u n u y o k t u r . Şu an yapılansa
budur.

İ çind e y a ş a d ı ğ ı n b u d ü n y a , ç o k g a r i p b i r d ü n y a -
dır. S e n s e k s t e n o r t a y a çıktın, s e k s için y a ş a y a c a k s ı n ,
çocukların seksten ortaya çıkacak. Ve seks en çok kö$
tülenen şeydir, bir g ü n a h t ı r . Ve t ü m dinler, bu saçma-
lığı s e n i n z i h n i n e d o l d u r m a y a d e v a m e d i y o r .
Y e r y ü z ü n d e k i t ü m bu insanlar, aklına gelebilecek
h e r t ü r l ü ç ü r ü m ü ş şeyle d o l u d u r . B u n u n b a s i t n e d e n i
o n l a r ı n d o ğ a l b i r şekilde gelişmesine izin v e r i l m e m i ş

103
ÇOCUK

olmasıdır. O n l a r ı n k e n d i l e r i n i k a b u l e t m e s i n e izin ve-


r i l m e m i ştir . O n l a r ı n h e p s i h a y a l e t l e r h a l i n e g e l m i ş t i r .
O n l a r h a k i k a t e n g e r ç e k i n s a n l ar değildir, o n l a r sadece
olabilecekleri bir k i m s e n i n gölgesidirler; o n l a r sadece
gölgedir.

ikinci yedi yıl döngüsü son derece önemlidir çün$


kü o seni gelecek olan y e d i yıla hazırlar. E ğ e r ev öde-
vini d o ğ r u bir şekilde y a p m ı ş s a n , şayet cinsel enerjinle
sportmen bir ruhla —ve bu d ö n e m o sahip olacağın ye-
gâne r u h t u r — oynamışsan bir sapık haline, bir h o m o -
seksüel haline gelmeyeceksin.
H e r çeşidinden garip şeyler aklına gelmeyecektir
ç ü n k ü karşı cinsle doğal bir şekilde h a r e k e t edebiliyor-
sun, karşı cins seninle birlikte h a r e k e t ediyor; bir engel
y o k ve sen hiç kimseye yanlış bir şey y a p m ı y o r s u n . Se-
nin vicdanın temiz çünkü hiç kimse senin vicdanına
n e y i n d o ğ r u n e y i n y a n l ı ş o l d u ğ u fikrini k o y m a m ı ş t ı r :
S e n basitçe h e r ne isen osun.

S o n r a , o n d ö r t t e n y i r m i bire cinselliğin olgunlaşır.


V e ş u n u a n l a m a k ö n e m l i d i r : Ş a y e t s e n i n p r o v a n i y i git-
tiyse, s a n a ş a n s t a n ı n m a m ı ş o l d u ğ u için d a h a ö n c e h i ç
a k l ı n a g e l m e m i ş o l a n ç o k g a r i p b i r şey, c i n s e l l i ğ i n i n ol-
g u n l a ştığ ı b u y e d i y d d a g e r ç e k l e ş i r .

ikinci yedi yılda, y e d i d e n


Üçüncü yedi yıl
on d ö r d e olan d ö n e m i n sana
sana sevişme
ö n s e v i ş m e h a k k ı n d a b i r fikir
sonrası hakkında
v e r e c e ğin i s ö y l e m i ş t i m . Ü ç ü n -
bir fikir verecek...
cü y e d i yıl s a n a sevişme sonra-
şık olmaya başlarsın.
s ı h a k k ı n d a b i r fikir v e r e c e k .

104
KOŞULLANM A

S e n h â l â e r k e k l er y a d a kızlarla birliktesin a m a varlı-


ğ ınd a y e n i b i r a ş a m a b a ş l a r : Âşık olmaya başlarsın.
B u h â l â biyolojik bir ilgidir. Ç o c u k y a p m a k l a , k a r ı y a
da koca olmakla ilgilenmiyorsun, hayır. B u n l a r r o m a n -
tik o y u n y ı l l a r ı d ı r . Sen d a h a çok hepsi romantizmin
f a r k l ı a ş a m a l a r ı o l a n g ü z e l l i k l e , a ş k l a , şiirle, h e y k e l l e
ilgilisin. V e b i r i n s a n r o m a n t i k n i t e l i k l e r e sahip olma-
dığı s ü r e c e asla sevişme s o n r a s ı n d a k i o y u n l a r ı bilme-
yecektir. Seks sadece ortadadır.

S e v i şm e s o n r a s ı o y u n n e k a d a r u z u n o l u r s a d o r u -
ğ a u l a ş m a olasılığı o k a d a r y ü k s e k olur; d o r u ğ a u l a ş m a
olasılığı n e k a d a r y ü k s e k s e s e v i ş m e s o n r a s ı o y u n i ç i n
a ç ı k o l m a k o k a d a r i y i d i r . V e b i r çift s e v i ş m e s o n r a s ı
oyunları bilmiyorsa seksi b ü t ü n ü y l e asla bilmeyecek-
tir.

Artık sevişme sonrası oyunları öğreten seksolog-


lar vardır. Öğretilmiş bir sevişme sonrası oyun, g e r ç e k
olan şey değildir ç ü n k ü o n l a r öğretiyor; en a z ı n d a n on-
lar sevişme s o n r a s ı n d a k i o y u n l a r o l m a d a n seksin d o r u -
ğ a u l a ş a m a y a c a ğ ı n ı f a r k e t m i ş l e r d i r . A n c a k o n l a r se-
v i şm e s o n r a s ı o y u n l a r ı n a s ı l ö ğ r e t e c e k l e r i k o n u s u n d a
çaresiz kalmışlardı. Ç ü n k ü bir kimse d o r u k t a y k e n ar-
tık ilgilenmez: O bitmiştir, iş t a m a m l a n m ı ş t ı r . B u n u n
için r o m a n t i k b i r zihne, ş a i r a n e b i r zihne, ş ü k r a n d u y -
mayı bilen bir zihne, m i n n e t d u y m a y ı bilen bir zihne
ihtiyaç vardır.

Böylesi bir d o r u ğ a seni ulaştırmış olan kişinin, ka-


dının ya da erkeğin bir miktar ş ü k r a n a ihtiyacı vardır;
s e v i şm e s o n r a s ı n d a k i o y u n s e n i n d u y d u ğ u n ş ü k r a n d ı r .

105
ÇOCUK

Ve sevişme sonrası 0yun y o k s a b u n u n anlamı, basitçe


seksinin t a m a m l a n m a m ı ş olmasıdır; ve insanın yaşadı-
ğı en b ü y ü k belanın n e d e n i t a m a m l a n m a m ı ş sekstir.

Seks sadece sevişme ön-


Seks sadece cesi ve sevişme sonrası oyun-
sevişme öncesi ve lar tamamıyla dengelendiğin-
sevişme sonrası d e o r g a z m i k o l a b i l i r. Y a l n ı z c a
oyunlar tamamıyla
onların dengesi sağlandığında
dengelendiğinde
d o r u k bir o r g a z m a d ö n ü ş ü r .
orgazmik olabilir.
Ve "orgazm" sözcüğünün
Yalnızca onların
dengesi sağlandığında a n l a şılmas ı g e r e k i r .

doruk bir orgazma O n u n anlamı şudur: T ü m


dönüşür. v a r l ı ğı n —beden, zihin, ruh
h e r ş e y — k a t ı l ı r , o r g a n i k ola-
r a k işin i ç i n d e d i r . O z a m a n o , b i r m e d i t a s y o n a n ı h a l i -
n e gelir .

B a n a göre şayet seksin s o n u n d a bir meditasyon


anı haline gelmezse o n u n ne o l d u ğ u nu bilmemişsindir.
Sadece onu duymuşsun, onun hakkında okumuşsun;
v e o n u n h a k k ı n d a y a z a n i n s a n l a r o n u n l a ilgili h i ç b i r
şey bilmiyor.

Seksoloji h a k k ı n d a b ü y ü k u z m a n l a r olduğu düşü-


nülen insanlar tarafından yazılmış yüzlerce kitap oku-
dum. Ve onlar gerçekten uzmanlar a m a onlar meditas$
y o n u n çiçek açtığı e n d e r i n d e k i m a b e t h a k k ı n d a h i ç b i r
şey bilmiyorlar.

T ı p k ı ç o c u k l a r ı n olağa n seksten d o ğ d u ğ u gibi m e -


ditasyon da olağanüstü seksten doğar.

106
K O ŞULLANM A

H a y v a n l a r ç o c u k yapabilir; b u n d a özel olan hiçbir


şey y o k t u r . O r g a z m duygusunu n merkezinde, medi$
tasyon deneyimini yalnızca insan yaratabilir. Bu yal-
nızca genç insanların r o m a n t ik özgürlüklerine on dört
ila y i r m i b i r y a ş l a n a r a s ı n d a i z i n v e r i l i r s e m ü m k ü n d ü r .

Y i r m i b i r ila y i r m i sekiz
onların yerleşebileceği zaman- Yirmi bir ila
dır. Bir eş seçebilirler. Ve o n - yirmi sekiz arasında
lar artık seçmeye muktedirler; bir yerde
geçmiş iki döngü esnasında şayet her şey
y a şadıklar ı deneyimlerle doğ-
yumuşak, kimsenin
r u eşi seçebilirler. B u n u s e n i n
müdahalesi olmadan
için yapabilecek hiç kimse
devam ederse
yoktur . O d a h a çok bir önsezi
sen yerleşirsin.
gibidir; a r i t m e t i k değil, a s t r o -
loji d e ğ i l , el falı d e ğ i l , I $ C h i n g
d e ğil ; h i ç b i r ş e y işe y a r a m a y a c a k t ı r . O bir önsezidir:
Çok, p e k ç o k insanla t e m a s k u r a r k e n , d a h a ö n c e hiç
kimse ile gerçekleşmemiş olan bir şey ansızın fark
eder. Ve o, o k a d a r kesin ve şaşmaz bir şekilde ortaya
çıkar ki o n d a n şüpheye dahi düşemezsin. Ş ü p h e etme-
y e çalışsan bile y a p a m a z s ı n , son d e r e c e k e s i n d i r . B u
fark edişle birlikte s e n yerleşirsin.

Y i r m i b i r ila y i r m i s e k i z a r a s ı n d a b i r y e r d e ş a y e t
h e r şey söylediğim gibi y u m u ş a k , k i m s e n i n m ü d a h a l e s i
o l m a d a n d e v a m ederse sen yerleşirsin. Ve h a y a t ın en
m u t l u l u k v e r i c i d ö n e m i y i r m i s e k i z ila o t u z b e ş y a ş a r a -
s ı n d a o r t a y a ç ı k a r : E n keyifli, e n h u z u r l u v e u y u m l u
d ö n e m ç ü n k ü iki kişi b i r b i r l e r i n i n içinde eriyip birleşir.

107
ÇOCUK

Sizin çocukluğunuzla ilgili olarak gerçekten


şaşırtıcı bulduğum şey, anne babanızın gerçeği
yorumlaması ve sizin gerçekliği tecrübe etmenizin
çoğunlukla iki farklı şey olduğunu içgüdüsel olarak
anlıyor gibi gözükmenizdir.
Yorumlarsanız minnettar kalırım.

H e r ç o c u k d ü n y a y ı a n n e b a b a s ı n d a n f a r k l ı b i r şe-
kilde g ö r d ü ğ ü n ü anlar. G ö r m e k söz k o n u s u o l d u ğ u n -
da bu kesinlikle böyledir. O n u n değerleri farklıdır. O
k u m s a l da deniz kabukları toplayabilir ve a n n e babası
" O n l a r ı a t gitsin. N i ç i n v a k t i n i b o ş a h a r c ı y o r s u n ? " di-
y e c e k l e r d i r . V e o n u n i ç i n s e o n l a r ç o k g ü z e l d i r . B u far-
kı görebilir; onların değerinin farklı o l d u ğ u n u görebi-
lir. A n n e b a b a p a r a n ı n p e ş i n d e n k o ş u y o r ; o ise k e l e -
b e k l e r i t o p l a m a k istiyor. O s e n i n niçin p a r a y l a bu ka-
d a r ilgilendiğini g ö r e m e z. O n u n l a n e y a p a c a k s ı n ? An-
ne babası o n u n bu kelebeklerle ya da bu çiçeklerle ne
y a p a c a ğın ı g ö r e m e z .

H e r ç o c u k farklılıklar o l d u ğ u n u bilir. T e k m e s e l e
ş udur : O k e n d i s i n i n d o ğ r u o l d u ğ u n u i f a d e e t m e k t e n
k o r k a r . Ç o c u k söz k o n u s u o l d u ğ u n d a o t e k b a ş ı n a bı-
rakılmalıdır. Bu sadece birazcık cesarete bağlıdır ki bu
d a ç o c u k t a o l m a y a n bir şey değildir. A n c a k t ü m t o p -
l u m ö y l e b i r ş e k i l d e i d a r e e d i l i r k i ç o c u k t a k i c e s a r e t gi-
bi güzel b i r nitelik bile k ö t ü l e n e c e k t i r .
T a p m a k t a k i t a ş t a n b i r h e y k e l i n ö n ü n d e diz çök-
meye istekli değildim. V e b e n o n l a r a şöyle dedim:
" E ğe r i s t e r s e n i z b e n i z o r l a y a b i l i r s i n i z , b e n d e n d a h a
ç o k fiziksel g ü c e s a h i p s i n i z , b e n k ü ç ü ğ ü m b e n i z o r l a $

10 8
K O ŞULLANM A

yabilirsiniz a m a hatırlayın, çirkin bir eylemde b u l u n u -


y o r s u n u z . B u b e n i m i b a d e t i m o l m a y a c a k v e b u sizin
i b a d e t i n i z i b i l e m a h v e d e c e k ç ü n k ü siz fiziksel o l a r a k
karşı koyamayacak k ü ç ük bir çocuğa şiddet uygulu-
yorsunuz."
Bir g ü n onlar tapınağın içinde d u a e d e r k e n tapı-
n a ğı n t e p e s i n e — k i b u t e h l i k e l i b i r ş e y d i — t ı r m a n d ı m .
Sadece yılda bir kez bir boyacı onun üzerine tırmanır-
d ı a m a b e n boyacının b u n u nasıl başarmış o l d u ğ u n u
g ö r m ü ştüm . O a r k a t a r a f a m e r d i v e n o l a r a k ç i v i l e r y e r -
l e ştirmişti . O n u takip ettim ve tapınağın tepesinde otu-
ruyordum. Dışarı çıktıklarında beni orada otururken
g ö r d ü l e r ve, " O r a d a n e y a p ı y o r s u n ? D a h a d a önemlisi
intihar e t m e k mi istiyorsun?" dediler.
"Hayır, sadece şayet beni zorlarsanız g ü c ü m dahi-
l i n d e k i h e r h a n g i b i r ş e y i y a p a b i l e c e ğ i m h a k k ı n d a sizi
u y a r m ı ş o l m a k istedim. B e n i h e r h a n g i bir şeye zorla$
y a m a y a c a ğınız ı h a t ı r l a t m a k i ç i n size c e v a b ı m b u d u r "
dedim.
B a n a y a l v a r d ı l a r , " S e s s i z ol, s e n i a ş a ğ ı y a i n d i r e b i -
lecek birisini bulacağız."
" E n d i şelenmeyin . Şayet yukarı çıkabiliyorsam
a şağıy a d a i n e b i l i r i m " d e d i m .
O n l a r ı n ş u ç i v i l e r l e ilgili h i ç b i r fikr i y o k t u . B o y a -
cıyı b u n u n a s ı l b e c e r d i ğ i k o n u s u n d a ö z e l l i k l e i z l e m i ş -
tim ç ü n k ü herkes şu boyacının gerçekten m u h t e ş e m
olduğu k o n u s u n d a hemfikirdi.
A şağ ı i n d i m . " S e n i h i ç b i r ş e y e z o r l a m a y a c a ğ ı z a m a
böyle şeyler y a p m a ! K e n d i n i öldürebilirdin" dediler.

109
ÇOCUK

" S o r u m l u l u k sizin o l u r d u " d e d i m .


Mesele çocuklarda zekânın olmaması değildir.
M e s e l e o n l a r ı n k e n d i l e r i n i ifade e t m e m e l e r i d i r ç ü n k ü
b u h e r k e s t a r a f ı n d a n kötülenir. Şimdi, h e r k e s ailemi
t a p ı n a ğı n tepesine çıkmış olduğum için ayıplamıştı
ç ü n k ü bu onların tanrısının ötesine geçmek demekti.
Bu onların tanrısına hakarettir.

T ü m aile b i r t o p l a n t ı y a p t ı , " O n u k e n d i b a ş ı n a b ı -
rakın; o g e r ç e k t e n tehlikeli." Bu son o l m u ş t u . . . ! Sessiz
kaldılar; asla t a p ı n a ğ a gitmem gerektiğini söylemedi-
ler. Asla t a p ı n a ğ a g i t m e d i m . Y a v a ş y a v a ş b e n i m tehli-
keli olmadığımı, sadece beni köşeye sıkıştırmamaları
g e r e k t i ğin i a n l a d ı l a r .
H e r ç o c u k k e n d i n i ifade etmelidir, t e k şey b u d u r .
Ve kaybedilecek ne var? A n c a k çocuklar son derece
b a ğımlıdı r v e b e n o n l a r ı n b u k a d a r b a ğ ı m l ı o l m a m a l a -
rı gerektiğini g ö r ü y o r u m . B a n a p e k çok kez, " S a n a ye-
m e k vermeyeceğiz" dediler.

"Yapın öyleyse, b e n de bu şehrin içinde dilenme-


ye başlarım. H a y a t t a k a l m a k zorundayım, bir şey y a p -
m a k z o r u n d a y ı m . B a n a yiyecek vermeyi kesebilirsiniz
a m a dilenmeme engel olamazsınız. D i l e n m e k herkesin
d o ğuşta n h a k k ı d ı r " d e d i m .
Z e k â d a h e r h a n g i bir fark y o k t u r fakat ifade ediş-
te farklılıklar g ö r ü y o r u m ç ü n k ü itaat e d e n ç o c u k l a r
pohpohlanır.
Bir g ü n b a b a m bana, " G e c e saat d o k u z o l m a d a n
önce evde olmak zorundasın" dedi.
Ben de, "Gelmezse m ne olacak?" dedim.

110
K O ŞULLANM A

"O z a m a n kapılar açık olmayacak" dedi.


"O z a m a n kapıların kapalı kalsın. Kapıyı çalma-
y a c a ğı m b i l e v e s a a t d o k u z d a n ö n c e d e g e l m i y o r u m .
D ı şarıd a o t u r a c a ğ ı m v e herkese söyleyeceğim! Kim
geçerse soracak: 'Bu soğuk gecede niçin dışarıda otu-
r u y o r s u n ? ' Ve b e n onlara, ' D u r u m b u d u r . . . ' diyece-
ğ im " d e d i m .

O da, " B u d e m e k t i r ki b e n i m başımı d e r d e soka-


caksın" dedi.
" B u n u b e n y a r a t m ı y o r u m , böyle b i r şeyi e m r e d e n
sensin. B u n u d a h a önce hiç d ü ş ü n m e m i ş t i m a m a sen
' D o k u z sınırdır' dediğinde, o z a m a n b e n d o k u z d a n ön-
ce gelemem. Bu basitçe b e n i m zekâmın karşısındadır.
Ve ben hiçbir şey y a p m ı y o r u m ; basitçe dışarıda otura-
c a ğım . V e e ğ e r b i r i s i s o r a r s a , Niye oturuyorsun...?'
Ve herkes soracaktır. E ğ e r sokakta o t u r u y o r s a n ora-
dan geçen herkes soracaktır. 'Niçin b u r a d a soğukta
oturuyorsun?' O zaman açıklamak z o r u n d a kalaca-
ğ ım . ' D u r u m b u d u r . . . ' " d e d i m .
" B u sınırı u n u t . Ne z a m a n istersen o z a m a n gel"
dedi.
Ve ben de "Kapıyı çalmayacağım. K a p ı l a r açık
k a l m a k z o r u n d a . N i ç i n k a p ı l a r k a p a l ı o l s u n ? B e n i bık-
t ı r m a k için m i ? K a p ı l a r ı k a p a t m a k için b i r n e d e n y o k "
dedim.
H i n d i s t a n ' ı n b e n i m y a ş a d ı ğ ı m k ı s m ı n d a şehir, o n
ikiye k a d a r uyanıktı r ç ü n k ü o k a d a r sıcaktır ki sadece
s a a t o n i k i d e n s o n r a s e r i n l e m e y e b a ş l a r . O y ü z d e n in-
s a n l a r u y a n ı k kalır, işler s ü r e r . G ü n d ü z o k a d a r sıcak $

111
ÇOCUK

tır ki g ü n d ü z dinlenebilirler ve gece çalışırlar. "Sen


i ç e r d e o t u r u p ç a l ı ş ı y o r k en k a p ı l a r ı k a p a t m a n ı n b i r âle-
mi yok. Kapıları açık bırak. N i y e kapıyı çalayım ki?"
dedim.

" T a m a m , kapılar açık kalacak. S a n a herkes do-


k u z d a n ö n c e geldiği için ' D o k u z d a n ö n c e gel' d e m e k
benim hatamdı."

" B e n h e r k e s değilim. E ğ e r o n l a r için d o k u z d a n


önce gelme k u y g u n s a gelebilirler. E ğ e r b e n i m için uy-
guns a geleceğim. A m a b e n i m ö z g ü r l ü ğ ü m ü kısıtlama,
benim bireyliğimi mahvetme. Bırak sadece k e n d i m
olayım" dedim.
B u y a l n ı z c a g ü c e s a h i p o l a n l a r a k a r ş ı k e n d i n i ifa-
de etme meselesidir. A n c a k o n l a r a karşı kullanabilece-
ğin ince güçler vardır. Ö r n e ğ i n , "Öylece s o k a k t a otu-
r a c a ğım, " d e r k e n b e n d e g ü ç k u l l a n ı y o r u m . T a p ı n a ğ ı n
tepesinde otururken ben de güç kullanıyorum. Eğer
onlar beni tehdit edebiliyorsa b e n de onları tehdit ede-
b i l i r i m . A m a ç o c u k l a r b a s i t b i r ş e k i l d e s a y g ı d e ğ e r ol-
manın, itaatkâr olmanın doğru yolda olmanın tuzağına
d ü şüyorlar . Ve d o ğ r u yol, a n n e b a b a l a r ı n ı n o n l a r a gös-
t e r m i ş o l d u ğ u y o l a n l a m ı n a gelir.

Haklısın, biraz farklıydım. A n c a k o n u n bir üstün-


l ü k o l d u ğ u n u z a n n e t m i y o r u m . K ü ç ü k bir farklılık. V e
bir ke z b u sanatı ö ğ r e n d i k t e n s o n r a o n u iyileştirdim.
Bir kez güce sahip insanlarla —ve senin g ü c ü n olma-
d ı ğında — n a s ı l s a v a ş ı l d ı ğ ı n ı ö ğ r e n d i ğ i m d e , o n u geliş-
t i r d i m v e m ü k e m m e l b i r ş e k i l d e u y g u l a d ı m . H e r za-
m a n bir y o l u n u b u l d u m . Ve onlar her z a m a n şaşıp ka$

112
KOŞULLANM A

lıyorlardı ç ü n k ü onlar "Artık b u n a k a r ş ı hiçbir şey ya-


p a m a z " diye d ü ş ü n ü y o r l a r d ı . Ç ü n k ü onlar h e r z a m a n
mantıklı olarak düşünüyorlardı.

B e n i m m a n t ı ğ a bir bağlılığım y o k t u r .
B e n k e n d i m i basitçe özgürlüğe adamış d u r u m d a -
yım.
O n u n n e şekilde elde edildiğinin ö n e m i y o k t u r .
Ş aye t sana özgürlük, s a n a bireysellik getiriyorsa ve
sen esir değilsen h e r t ü r l ü a r a ç iyidir. Ç o c u k l a r ı n s a d e -
c e f i k r i y o k . O n l a r a n n e b a b a l a r ı n ı n o n l a r i ç i n h e r şe-
yi yaptıklarını zannediyor.
O n l a r a h e r z a m a n net bir şekilde, "Sizin niyetiniz-
d e n ş ü p h e m y o k v e u m a r ı m sizin d e b e n i m n i y e t i m d e n
ş üpheni z y o k t u r a n c a k h e m f i k i r o l m a d ı ğ ı m ı z b i r ş e y l e r
var. Sizinle h e r k o n u d a — d o ğ r u d a y a p s a n ı z yanlış d a
y a p s a n ı z — aynı fikirde o l m a m ı m ı istiyorsunuz? H a k l ı
o l d u ğ u n u z d a n kesinlikle e m i n misiniz? Şayet o k a d a r
da emin değilseniz o z a m a n b ı r a k ı n k e n d i b a ş ı m a k a r a r
v e r m e ö z g ü r l ü ğ ü m olsun. E n a z ı n d a n k e n d i kararımın
y a n l ı ş o l m a s ı n ı n t a d ı n ı ç ı k a r a c a ğ ı m . V e sizi s o r u m l u
k ı l m a y a c a ğı m v e s u ç l u h i s s e t t i r m e y e c e ğ i m " d e d i m .

Kişi t e k bir k o n u d a ç o k dikkatli olmalıdır: A n n e


b a b a n sana ne derse desin y a p a m a z . O n l a r sana zarar
veremez, seni öldüremez, seni sadece tehdit edebilirler.
Bir k e z seni s a d e c e t e h d i t e d e b i l e c e k l e r i n i bildiğin za-
m a n o n l a r ı n t e h d i d i h i ç b i r işe y a r a m a z ; s e n d e o n l a r ı
t e h d i t edebilirsin. Ve sen onları öyle bir şekilde t e h d i t
edebilirsin ki senin ne y a p m a k istediğini seçme hakkı-
nı kabul etmek zorunda kalacaklardır.

113
ÇOCUK

O n e d e n l e farklılıklar v a r d ı r a m a özel y a da ü s t ü n
bir şey y o k t u r . Ve ç o c u k l a r a öğretilebilir. A y nı şeyi ya-
pabilirler ç ü n k ü ç o c u k l u ğ u m d a bile b u n u d a d e n e m i ş -
tim. Ö ğ r e n c i l e r i n kafası karışmıştı: Ö ğ r e t m e n l e r i bez-
dirdim, m ü d ü r ü bezdirdim ve yine de b a n a karşı biçbir
şey y a p a m a d ı l a r . Ve onlar yanlış bir şey y a p t ı k l a r ı n d a
h e m e n b a ş l a r ı d e r d e g i r e r d i. B a n a " B u işin sırrı n e -
d i r ? " diye s o r m a y a başladılar.

Onlara, "Sırrı yok, haklı olduğunuz k o n u s u n d a çok


n e t olmalısınız ve o n u destekleyece k bir s e b e p bulmalı-
sınız. O z a m a n size k a r ş ı k i m o l u r s a o l s u n g ö r e c e k t i r .
Bir ö ğ r e t m e n y a d a m ü d ü r olması fark e t m e z " d e d i m .
Ö ğretmenlerimde n birisi m ü d ü r ü n o d a s ı n d a çok
b ü y ü k bir öfkeye kapıldı ve u y g u n s u z davranışım yü-
zünden b a n a on rupi ceza verdi. O n u n tam arkasın$
daydım ve b a n a ceza yazarken onun y a n ı n d a duruyor-
dum. Uzaklaştığında aynı kalemle onun uygunsuz
d a v r a n ı şlar ı i ç i n b e n d e o n a 2 0 r u p i c e z a y a z d ı m .

" N e yapıyorsun? Bu kayıt öğretmenlerin öğrenci-


lere ceza y a z m a s ı içindir" dedi.
" N e r e d e yazıyor? Bu kayıtta, hiçbir y e r d e sadece
ö ğretmenle r öğrencilere ceza yazabilir diye yazmıyor.
Bence bu kayıt uygunsuz davranan herkese ceza yaz-
m a k i ç i n d i r . E ğ e r b a ş k a b i r y e r d e ise n e r e d e y a z ı l ı ,
g ö r m e k isterim" diye s o r d u m .
O s ı r a d a m ü d ü r içeri girdi. " N e l e r o l u y o r ? " dedi.
V e ö ğ r e t m e n de, "O kaydı mahvetti. Uygunsuz
d a v r a n ı şları m y ü z ü n d e n b a n a y i r m i r u p i c e z a k e s t i "
d e d i . M ü d ü r ise, " B u d o ğ r u d e ğ i l " d e d i .

114
KOŞULLANM A

" Ö ğretme n u y g u n s u z d a v r a n m ı ş bile olsa h i ç b i r


ö ğrencini n bir öğretmene ceza kesemeyeceğini yazan
bir b e l g e n i z v a r m ı ? " d e d i m .
M ü d ü r , "Bu zor bir d u r u m . Hiçbir belgemiz yok.
Ö ğretmenleri n ceza vermesi bir gelenektir" dedi.
"Bu değişmek zorunda. Ceza vermek tamamıyla
d o ğrudu r a m a t e k t a r a f l ı o l m a m a l ı . B u o n r u p i y i s a d e -
ce şu adam yirmi rupi öderse ödeyeceğim" dedim. M ü -
d ü r o n d a n y i r m i r u p i y i i s t e y e m e d i ğ i içi n b e n d e n d e b u
on rupiyi isteyemedi ve c e z a h â l â o r a d a d ı r . B i r k a ç yıl
sonra okulu ziyaret ettiğimde "Senin cezan hâlâ bura-
da" diye gösterdi.
" D i ğe r ö ğ r e n c i l e r i n g ö r m e s i i ç i n o r a d a b ı r a k ı n "
dedim.
Kişi sadece yollarını a r a m a l ı d ı r . . . !
Kısaca bazı farklar vardır ama bu üstünlükten
kaynaklanmaz. Bu sadece cesaretini, zekânı kullan-
m a k v e r i s k a l m a k l a ilgili b i r ş e y d i r . T e h l i k e n e d i r ? B u
insanlar neyi mahvedebilirlerdi? En k ö t ü ihtimalle be-
n i sınıfta b ı r a k ı r l a r d ı k i b u n d a n k o r k u y o r l a r d ı ç ü n k ü
b u n u n a n l a m ı gelecek yıl d a o n l a r ı n sınıfında olaca$
ğ ımdı ! B u y ü z d e n b u b e n i m i ç i n g e r ç e k t e n u y g u n d u .
B e n d e n m ü m k ü n o l d u ğ u n c a ç a b u k bir şekilde kurtul-
m a k istediler. Ö ğ r e t m e n i n e l i n d e k i y e g â n e g ü ç, b i r öğ-
renciyi bırakmaktır.
H e r öğretmene şunu net bir şekilde söyledim:
" B e n i sınıfta bırakabilirsiniz b u n u n bir ö n e m i y o k . Bir
sınıfı i k i y a d a ü ç y ı l d a g e ç m e n i n b i r ö n e m i y o k . B u h a -
y a t ı n t ü m ü o k a d a r gereksiz ki; h a y a t ı m ı bir y e r l e r d e

115
ÇOCUK

geçirmek z o r u n d a y ı m . B u o k u l d a t ü m hayatımı geçire-


bilirim a m a hayatınızı bir c e h e n n e m e d ö n d ü r e c e ğ i m
ç ü n k ü b i r k e z sınıfta k a l m a k o r k u s u k a y b o l d u ğ u n d a
,artık h e r ş e y i y a p a b i l i r i m . " B ö y l e c e b a n a k a r ş ı o l a n ö ğ -
r e t m e n l e r b i l e b a ş k a b i r s ı n ı f a g e ç m e m e y a r d ı m c ı ol-
m a k için g e r e k e n d e n d a h a ç ok n o t u b a n a veriyorlardı
ki bu sayede onlara y ü k olmayayım.

Ş aye t a n n e b a b a l a r ç o c u k l a r ı n ı g e r ç e k t e n s e v i y o r -
sa o n l a r ı n c e s u r olmalarına; k e n d i l e r i n e k a r ş ı d a h i ce-
sur olmalarına yardım edeceklerdir. Öğretmenlere
k a r şı , t o p l u m a k a r ş ı , o n l a r ı n b i r e y s e l l i ğ i n i m a h v e d e c e k
h e r k e s e k a r ş ı cesur olmaları için o n l a r a y a r d ı m e d e -
ceklerdir.

Ve söylemek istediğim
Şayet anne babalar
şey şudur: Yeni zihin bu nite-
çocuklarını gerçekten
liklere sahip olacaktır. Yeni
seviyorsa onların
cesur olmalarına; zihnin içinde ve yeni insanın

kendilerine karşı içinde doğmuş olan çocuklara


dahi cesur olmalarına asırlardır davranıldığı gibi
yardım edeceklerdir. davranılmayacaktır. Onların
Öğretmenlere karşı, kendileri olmaları, kendilerini
topluma karşı, ifade etmeleri, kendilerine
onların bireyselliğini saygı duymaları cesaretlendi$
mahvedecek herkese rilecektir. Ve bu hayatın t ü m
karşı cesur olmaları
n i t e l i ğin i değiştirecektir. O
için onlara
d a h a parlak, d a h a canlı ve ne-
yardım edeceklerdir.
şel i h a l e g e l e c e k t i r .

116
A na Babalar İ çin Ta v s i y e

Altı yaşındaki kızını için endişeleniyorum.


Mutlu olduğunu söylüyor ama ben onun mutlu
olmadığını hissediyorum; onu mutlu
edemiyormuşum gibi geliyor.

A şır ı ilgi g ö s t e r i y o r s u n g i b i g e l d i ; a ş ı r ı ilgi t e h l i k e -


l i o l a b i l i r . B i r i n i m u t l u e t m e d ü ş ü n c e s i a s l a b a ş a r ı l ı ola-
m a z . B u y a s a l a r a aykırıdır. Birisini m u t l u e t m e k istedi-
ğ ind e o n u m u t s u z e d e r s i n ç ü n k ü m u t l u l u k b a ş k a b i r i -
s i t a r a f ı n d a n v e r i l e b i l e c e k b i r ş e y d e ğ i l d i r . E n iyi i h t i -
malle m u t l u l u ğ u n çiçek açabileceği, açamayabileceği
bir o r t a m y a r a t m a k t ı r ; d a h a fazlası y a p ı l a m a z .

G ö r ü n ü y o r k i o n u m u t l u e t m e k için fazlasıyla en-


d i şelisi n v e b a ş a r ı s ı z o l d u ğ u n i ç i n m u t s u z s u n . V e s e n
m u t s u z o l d u ğ u n d a kızın da m u t s u z olacaktır. Birisini
mutsuz etmek çok kolaydır. M u t s u z l u k çok bulaşıcıdır
o bir hastalık gibidir. E ğ e r sen m u t s u z s a n seninle bağ-
l a n t ı s ı o l a n , ilişkis i o l a n , ö z e l l i k l e d e ç o c u k l a r ç o k m u t -
suz olurlar. Ve çocuklar çok duyarlı, çok kırılgandır.

117
ÇOCUK

Mutsuz olduğunu söylemeyebilirsin ama bunun


bir faydası olmaz; ç o c u k l a r son derec e sezgiseldir: O n -
lar h e n ü z sezgilerini yitirmemiştir. O n l a r ı n bâlâ ente-
l e k t t e n d a h a d e r i n d e h e r ş e y i a n ı n d a h i s s e d e n b i r şey-
leri v a r d ı r.
Entelekt zaman alır ve
Çocuklar entelekt her z a m a n iner$çıkar;
sezgiseldir ve o asla emin olamaz. Sen mut-
onlar çok inceden, suz olsan ve bir insan senin
telepatik bir şekilde h a k k ı n d a d ü ş ü n ü y o r olsa, s e n
ilişki kurarlar. mutsuz m u s u n y o k s a rol m ü
Senin nasıl y a p ı y o r s u n asla e m i n olamaz.
görün düğün e Belki de bu senin alışkanlığın-
bakmazlar; onlar dır, y a d a y ü z ü n böyledir. E n -
hemen hisseder. t e l e k t asla kesin b i r s o n u c a va-
ramaz.

A n c a k sezgi kesindir, koşulsuzdur; o basitçe du-


r u m u n n e o l d u ğ u n u söyler. Ç o c u k l a r sezgiseldir v e on-
l a r ç o k i n c e d e n , t e l e p a t i k b i r ş e k i l d e ilişki k u r a r l a r . S e -
nin nasıl g ö r ü n d ü ğ ü n e b a k m a z l a r ; onlar h e m e n hisse-
der.

B a z e n a n n e n i n biraz s o n r a hissedeceği olur v e ço-


c u k a n n e n i n k e n d i s i n d e n bile önce hissetmiştir. A n n e
m u t s u z olabilir a m a h e n ü z f a r k ı n d a değildir. O h â l â bi$
l i n ç a l t m d a n bilince geliyor a m a b i l i n ç a l t m d a n ç o c u ğ a
d o ğruda n b i r g e ç i t v a r d ı r .

Bilincine u l a ş m a k için o n u n p e k ç ok k o ş u l l a n m a
k a t m a n ı n d a n , p e k çok deneyim k a t m a n ı n d a n entelekt-
ten, ş u n d a n v e b u n d a n g e ç m e s i v e p e k ç o k algılayıcı$

118
A N N E BABALAR İÇİN TAVSİYE

d a n geçmes i gerekir. Bu algılayıcılar mesajı değiştire-


cektir, o n u farklı şekillerde y o r u m l a y a c a k , b o y a y a c a k $
tır. Ve s e n i n b i l i n c i n e u l a ş t ı ğ ı n d a o g e r ç e k t e o l d u ğ u n -
d a n t a m a m ı y l a farklı b i r şey olacaktır. A n c a k ç o c u ğ u n
anlık bir erişimi vardır.

Belli b i r y a ş a k a d a r ç o c u k l a r s e n i n i ç i n d e s o n d e -
r e c e k ö k l e ş m i ş t i r v e n e o l d u ğ u n u bilir.
S a d e c e biraz rahatla. Bıra k o b a ş k a çocuklarla ka-
rışsın, b ı r a k o y n a s ı n . V e m u t l u l u k v e m u t s u z l u k h a k -
kında konuşma.
D a h a ç o k s e n m u t l u ol. S e n i m u t l u g ö r e r e k o m u t -
lu hissedecektir. M u t l u l u k bizim doğrudan aramamız
g e r e k e n b i r şey değildir: O b i r y a n ü r ü n d ü r . Çocukla-
ra, " M u t l u m u s u n ? " diye s o r d u ğ u n d a kafaları ç o k ka-
r ı şır . A s l ı n d a o n u n a s ı l c e v a p l a y a c a k l a r ı n ı b i l m e z l e r .
Ve benim hissiyatım odur ki haklılar! Bir çocuğa
" M u t l u m u s u n ? " diye s o r d u ğ u n d a , basitçe omuzlarını
kaldırır...çünkü ne d e m e k istiyorsun?
Ç o c u k sadece o n u n farkına varmadığında mutlu-
dur. Hiç kimse farkında olduğunda mutlu olamaz:
M u t l u l u k o k a d a r ince bir şeydir ki sadece sen tama-
mıyla b a ş k a bir şeyin içinde k a y b o l d u ğ u n d a gerçekle-
şir .
Çocuk oynuyor ve o mutludur çünkü çocuk tüm
bu a n l a r d a kendisini bilmiyor; o kayıptır! Mutluluk
yalnızca sen kayıpsan var olur. Geri d ö n d ü ğ ü n d e mut-
luluk kaybolur.
Bir dansçı, dans o r a d a o l d u ğ u n da ve dansçı y o k
o l d u ğund a m u t l u d u r . B i r ş a r k ı c ı , ş a r k ı s o n d e r e c e b a s $

119
ÇOCUK

km bir şekilde o r a d a o l d u ğ u n d a ve şarkıcı artık olma-


d ı ğınd a m u t l u d u r . B i r r e s s a m s a d e c e r e s i m y a p a r k e n
mutludur. Bir çocuk oynarken mutludur; belki anlam-
sız b i r o y u n , d e n i z k ı y ı s ı n d a ö y l e c e d e n i z k a b u ğ u t o p -
lamak, anlamsız a m a t a m a m ı y l a içine girmiş.

Hiç, bir çocuğu deniz ka-


buğu toplarken ya da taş top-
Hiç kimse
larken seyrettin mi? Sadece
farkında olduğunda
kayboluş u izle...sadece ne ka-
mutlu olamaz:
Mutluluk o kadar ince dar derinden içine girdiğini,

bir şeydir ki nasıl tamamıyla kaybolduğunu

sadece sen tamamıyla izle. Ve bu esrime niteliğidir,

başka bir şeyin içinde hayret etme niteliğidir, dini


kaybolduğunda tecrübelerin niteliğidir. Anne
gerçekleşir. babalar onları mutsuz etmedi-
ği sürece t ü m çocuklar dindar-
dır ve t ü m çocuklar m u t l u d u r .
Ancak mutluluk doğrudan aranmamalıdır. Başka
bir şey y a p ve m u t l u l u k bir gölge gibi t a k i p edecektir;
o bir s o n u ç t u r s e b e p değil.

Ne kadar anne babamın bana neler yaptığını


görsem de hâlâ aynı şeyleri kendi çocuğuma
yapıyorum. Pek çok kez benim kendi
ihtiyaçlarım onun ihtiyaçlarının önüne geçiyor.
Görünen o ki ona hiç yardım edemiyorum.

Bir şeyin anlaşılması gerekiyor: D o ğ a l o l a r a k an-


ne b a b a n tarafından yapılmış olan h e r şey iliklerine ka$

120
A N N E BABALAR İÇİN TAVSİYE

d a r işleyen bir kalıba d ö n ü ş ü r . A n n e n i n s a n a y a p m ı ş


o l d u ğ u h e r şey, s e n i n ç o c u ğ u n l a o l m a k için b i l d i ğ i n y e -
gâne yoldur. Bu yüzden bu doğaldır —endişelenecek
h i ç b i r ş e y y o k — a m a b u n u n b i l i n c i n d e o l m a n iyi b i r
şey $
V e aşırı b i r ş e k i l d e telafi e t m e y e çalışma; z a n n e d i -
y o r u m b u n u y a p m a y a çalışıyorsun. Şimdi kendini ye-
tersiz hissediyorsun — y e t e r i n c e sevgi, y e t e r i n c e ö z e n
g ö s t e r m i y o r s u n — a m a ne verebiliyorsan o n u verebilir-
sin! D a h a fazlasını n a s d v e r e c e k s i n . E l i n d e n geleni
y a p v e d a h a f a z l a y a p a m ı y o r s a n o n u n i ç i n m u t s u z ol-
ma, aksi taktird e senin d e p r e s y o n u n çocuğa z a r ar ve-
recektir.

Ş imd i s a d e c e f a r k ı n d a ol, h e p s i b u . V e e s k i b i r k a -
lıbı u y g u l a m a y a b a ş l a d ı ğ ı n d a , r a h a t l a ; o n u y a p m a !
Ş imd i b a z ı i d e a l l e r e s a h i p o l m a l ı s ı n . S e n i n a n n e n
bu ideal şeyleri y a p m a m ı ş ; şimdi senin idealin var ve
b u n u ç o c u ğ u n a u y g u l a m a l ı s ı n . . . v e t ü m idealler tehli-
kelidir.
O y ü z d e n gerçekçi ol. Bir kurgu yaratma. Bir
k u r g u n u n i ç i n d e y a ş ı y o r o l m a l ı s ı n . A s l a b i r "—meli" ile
y a şama . O l a n l a y a şa ; v a r o l a n h e r ş e y b u d u r . O l a n h e r
şey , o l a n d ı r .
Basitçe kendin ol. Kendini kabul et! Tüm bu
"—meliler" suçlayıcıdır, i n s a n l a r b ö y l e b i r u ç t a n diğeri-
n e s a v r u l u r . E s k i k u ş a k l a r , a n n e l e r ç o c u k l a r ı içi n b ü y ü k
fedakârlıklarda bulunduklarını düşünüyorlardı. Onlar
h e r z a m a n ş u n u yaptıklarını, b u n u yaptıkların ı gösteri-
y o r l a r d ı . B u z a r a r v e r i c i d i r ç ü n k ü s e v g i b i r g ö r e v ol$

121
ÇOCUK

manialıdır v e o n u n h a k k ı n d a k o n u ş u l m a m a l ı d ı r . Sevi-
y o r s u n ç ü n k ü mutlu hissediyorsun. Çocuğa hiçbir şey
y a p m ı y o r s u n ; b i r ş e y y a p ı y o r s u n ç ü n k ü y a p m a y ı sevi-
y o r s u n . Ç o c u k s a n a b o r ç l u değil, s a n a geri ö d e m e k zo-
r u n d a değil. S e n b i r a n n e o l m a y ı s e v i y o r s u n v e ç o c u ğ a
minnet duymalısın.

Fakat eski kuşaklar çocuğa minnet duymuyor.


O n l a r h e r z a m a n için ç o c u ğ u n ç o k m i n n e t t a r olmasını
umut ediyorlardı ve çocuğun minnettar olmadığını
gördüklerinde son derece m u t s uz oluyorlardı.

Ş imd i s e n d i ğ e r u c a s a v r u l m u ş d u r u m d a s ı n . S a d e -
c e d o ğ a l ol; b u u ç n o k t a l a r iyi d e ğ i l d i r . G e ç m i ş z a m a n -
larda çocuklar anne babalarından korkardı. Artık an-
ne babalar çocuklarından korkuyor ama korku hâlâ
ortada. Tekerlek hareket etmiştir a m a o aynı k o r k u d u r
v e b i r ilişki y a l n ı z c a k o r k u y o k s a v a r o l a b i l i r . S e v g i sa-
dece k o r k u olmadığında m ü m k ü n d ü r .

V e s e n i n i ç i n v e d i ğ e r h e r k e s içi n b i r ş e y v a r : A n n e
v e ç o c u k a r a s ı n d a k i ilişki m ü k e m m e l o l a m a y a c a k b i r
ş eydir . B u m ü m k ü n d e ğ i l d i r . B a z ı p r o b l e m l e r h e r za-
m a n olacaktır. Bir problem i değiştir ve b a ş k a bir tanesi
o r t a y a çıkacaktır ç ü n k ü ilişkinin t a k e n d i s i böyledir.

B a s i t ç e ç o c u ğ u s e v v e d i-
Anne ve çocuk
ğer h e r şeyi v a r o l u ş a bırak. S e n
arasındaki ilişki
bir insansın ve bir insanın t ü m
mükemmel
s ı n ı r l a m a l a r ı v e g e l g i t l e r i n e sa-
olamayacak bir şeydir.
hipsin ve ne yapabilirsin. Ço-
Bu mümkün
cuk seni annesi olarak seçmiş-
değildir.
tir; b u s a d e c e s e n i n s o r u m l u l u $

122
A N N E BABALAR İÇİN TAVSİYE

ğ u n değildir. Ç o c u k d a s o r u m l u d u r . H e r z a m a n a l m a ya
h a z ı r p e k ç o k k a d ı n v a r d ı r . O özellikle s e n i s e ç m i ş t i r .
Y a n i sadece sen s o r u m l u değilsin o da s o r u m l u d u r .
Ş imd i s a d e c e d o ğ a l v e m u t l u o l ! Ç o c u k l a d a n s et,
ç o c u ğ u sev, ç o c u ğ a s a r ı l .
Hiçbir ideal taşıma. U z m a n l a r ı dinleme; u z m a n l a r
d ü n y a d a k i en zararlı insanlardır. Sadece kalbini dinle.
E ğe r sarılmak istersen sarıl. Bazen çocuğa vurmak
içinden gelirse vur. Ve b i r t a k ı m b ü y ü k psikanalizcile-
rin çocuğa v u r m a demesini u m u r s a m a . O kim ki sana
h ü k m e d i y o r ? Otoritesini n e r e d e n alıyor?
B a z e n ö f k e l e n m e k iyidir. Ç o c u k a n n e y a d a b a b a -
sının bir insan o l d u ğ u n u ö ğ r e n m e k z o r u n d a d ı r . Ve o
da kızabilir. Ve eğer sen kızarsan, ç o c uk da k ı z m a k t a
özgür hissedecektir. E ğ e r sen asla kızmazsan ç o c u k
suçlu hisseder. H e r z a m a n b u k a d a r tatlı olan bir an-
neye nasıl kızmalıdır?
A n n e l e r o k a d a r tatlı o l m a y a çabaladılar ki t ü m
t a t l a r ı k a ç t ı ; s a k a r i n g i b i o l d u l a r . . . o n l a r y a p a y b i r şe-
k e r hastalığı y a r a t t ı . S a d e c e tatlı olma; r u h halin değiş-
tikçe b a z e n acı, b a z e n tatlı ol. V e b ı r a k ç o c u k a n n e s i -
nin k e n d i n e ait r u h halleri ve değişik iklimleri oldu-
ğ unda n h a b e r d a r o l s u n ; o d a k e n d i s i g i b i b i r i n s a n .

Kızım doğduğundan beridir


dokuz yaşındaki oğluma sıklıkla öfkeleniyorum.
Onu pek de sevmiyorum.

T e k bir şey y a p : O n a n e z a m a n kızarsan, o d aya


git v e o n a k ı z a c a ğ ı n a ö f k e n i b i r m i n d e r e a k ı t ; m i n d e r i

123
ÇOCUK

d ö v , m i n d e r i ısır. B u n u b i r k a ç k e z d e n e v e ş a ş ı r a c a k -
sın: Ç o c u k l a o l a n ilişkini d e ğ i ş t i r e c e k t i r .
B u n u n ç o c u ğ u s e v m e k l e y a d a s e v m e m e k l e ilgisi
yoktur. Şayet o n u sevmiyorsan o zaman öfkelenme-
m e n d a h a h a y a t i d i r. E ğ e r o n u s e v e r s e n o z a m a n öfke-
y e t a h a m m ü l edilebilir ç ü n k ü o n u sevgiyle telafi e d e r -
s i n a m a e ğ e r o n u s e v m i y o r s a n o z a m a n ö f k e affedile -
mez. Beni takip ediyor m u s u n ?
E ğe r k i ş i s e v i y o r s a o z a m a n e v e t , ö f k e d e k a b u l
e d i l e b i l i r ç ü n k ü o n u telafi e d e c e k s i n : Ö f k e d e n s o n r a
onu d a h a çok seveceksin ve sorun olmayacak ve çocuk
a n l a y a c a k t ı r. A n c a k eğer ç o c u ğ u s e v m i y o r s a n v e kızı-
y o r s a n b u g e r ç e k t e n affedilemez.
i h t i y a c ı n o l a n t e k ş e y öfkeyi ifade e t m e k . O için-
de birikiyor. Ve çocuk sadece bir b a h a n e y e d ö n ü ş m ü ş :
Onu akıtacak b a ş k a hiç kimseyi bulamıyorsun. Ve
o n u n ü z e r i n e akıtıyorsun. Ç o c u k l a r genellikle çaresiz
o l d u k l a r ı için g ü n a h keçisi h a l i n e gelirler. Belki k o c a -
na öfkelenmişsindir a m a o çaresiz değildir. Belki b a b a -
na kızmışsındı r a m a o çaresiz değildir. T ü m bu öfke bi-
rikmiştir; şimdi bu, şu çaresiz ç o c u ğ a yönelmiştir.

O n e d e n l e b u n u b i r a y u y g u l a : O n a n e z a m a n kı-
z a r s a n , o n u o r a d a bırak, o d a y a git m i n d e r i döv, m i n d e -
r i fırlat, m i n d e r i ısır. B e ş d a k i k a i ç i n d e ö f k e n i n g i t t i ğ i -
n i h i s s e d e c e k s i n . V e b u ö f k e d e n s o n r a ç o c u ğ a ç o k faz-
l a şefkat d u y m a y a başladığını hissedeceksin. Bu yüz-
d e n sadece bir aylığına d e n e ve çok basitleşecek. Bir
a y l ı ğın a b i r ç a b a g e r e k e c e k ç ü n k ü b u a l ı ş k a n l ı k , " Ç o -
c u ğ a öfkelen" diyecek ve zihin, "Bu, m i n d e r e k ı z m a k

124
A N N E B A B A L AR İÇİN TAVSİYE

aptalca, çılgınlık" diyecek. Bir kez onun güzelliğini


g ö r d ü k t e n s o n r a ; k i m s e incinmiyor, öfke serbest kalı-
y o r ve aksine ç o c u ğ a şefkat d u y u y o r s u n ve sevgi orta-
ya çıkıyor.

Ve sen çocuğunu sevmediğini söylerken senin an-


l a y ı şı n d o ğ r u d e ğ i l d i r . O n u s e v m e s e y d i n o n a k ı z m a y a $
caktın da; onlar birlikte giderler.

Ö f k e t e r s i n e d ö n m ü ş s e v g i d e n b a ş k a bir şey değil-


dir: T a d ı k a ç m ı ş sevgi, h e p s i b u . O n u d ü z e l t m e k g e r e -
k i r ve o sevgiye d ö n ü ş ü r . Bu n e d e n l e öfke ve nefret
gerçekten sevginin zıddı değillerdir. Sevginin gerçek
zıddı, kayıtsızlıktır, u m u r s a m a z l ı k t ı r . Çocuğu sevme-
seydin kayıtsız kalacaktın; kimin u m u r u n d a ? Ve be-
n i m h i s s e t t i ğ i m ş e y b u n u n ç o c u k l a h i ç b i r i l g i s i n i n ol-
m a d ı ğı ; o n u n k o c a n l a , b a b a n l a , a n n e n l e ilgisi v a r .

Ç o c u ğ u bir düşün: Senin öfkenden hiçbir n e d e n


olmamasına r a ğ m e n azap çekiyor. O şu an sana kızma-
nın bedelini ö d e y e m ez ç ü n k ü yenileceğini, d a ha çok
acı çekeceğini biliyor. O öfkeyi b a s t ı r m a y a d e v a m ede-
cektir ve bu öfke bir g ü n birisinin ü z e r i n e akıtılacaktır.
E ğe r o b i r k a d ı n b u l a b i l i r s e o n a e z i y e t e d e c e k . A n c a k
e ğe r k a d ı n g ü ç l ü y s e k i k a d ı n -
Öfke ve nefret
lar h e r z a m a n öyledir, o za-
gerçekten sevginin
m a n o k a r ı s ı na eziyet e d e m e -
zıddı değillerdir.
yecek; ç o c u ğ a eziyet edecek.
Sevginin
Bir bahane bulmak için bir
gerçek zıddı,
yerlere bakacak ve onu kus-
kayıtsızlıktır,
mak zorunda kalacak. Eğer
umursamazlıktır.
ç o c u ğun , karısının üzerine

125
ÇOCUK

k u s a m a z s a o z a m a n h i z m e t ç i n i n ü z e r i n e y a d a ofiste
kusacak. Eğer o patronsa kendisinden aşağıdaki her-
h a n g i birine eziyet edecek. Ve bu adaletsizlik olacaktır
ç ü n k ü o gerçekte s a n a eziyet e t m e k istedi a m a b u n u
y a p a m a d ı , işler böyle y ü r ü r .
i şt e k u ş a k t a n k u ş a ğ a ö f k e b ö y l e g e ç e r , n e f r e t b ö y -
le geçer, kıskançlık böyle geçer; h e r türlü zehir bir ku-
ş akt a t o p l a n m a y a d e v a m e d e r . V e o n u d i ğ e r k u ş a ğ a
miras olarak bırakır. Bu y ü z d e n insanlık h e r g ü n d a h a
çok v e d a h a ç o k y ü k taşır. B u n u ç o c u ğ a y a p m a ç ü n k ü
o n u n t ü m hayatını mahvedeceksin ve o sana yanlış hiç-
bir şey y a p m a d ı .
S a d e c e b i r a y için d e n e v e şaşıracaksın: B u b i r a y
t ü m kalıbı değiştirecek.

Kocamla ben oğlumuzu yetiştirirken


çatışma yaşıyoruz. O daha katı olmak istiyor
ve bense daha sevgi dolu olmak istiyorum.

O hald e b ı r ak o k e n d i istediğini y a p s ı n ve s e n de
k e n d i i s t e d i ğ i n i y a p m a y a d e v a m et; s o r u n y o k . Ç o c u -
ğ u n h e r ikisine de ihtiyacı v a r d ı r ç ü n k ü h a y a t böyledir:
Ç o c u k s a d e c e sevgi alırsa acı çeker; eğer o s a d e c e sert-
lik g ö r ü r s e o z a m a n d a a c ı ç e k e c e k t i r . O n u n h e r i k i s i -
n e d e i h t i y a c ı v a r . A n n e n i n v e b a b a n ı n işlevi b u d u r :
A n n e ç o c u ğ a s e v g i v e r m e y e d e v a m e t m e l i d i r k i b u sa-
y e d e ç o c u k sevginin m ü m k ü n o l d u ğ u n u bilir v e b a b a
sert kalır ki böylelikle ç o c u k h a y a t ı n çok kolay olmadı-
ğ ın ı b i l i r . H a y a t b ö y l e d i r !

126
A N N E BABALAR İÇİN TAVSİYE

G ü l l e r v a r d ı r v e d i k e n l e r v a r d ı r v e ç o c u k h e r ikisi-
n e d e hazır olmalıdır. D ü n y a bir a n n e olmayacak; d ü n -
ya sert bir m ü c a d e l e olacak. Y a n i eğer o n a sadece sevgi
vermeye d e v a m edersen o n u n hiç kemiği olmayacak.
Gerçek hayatla karşılaştığında o basitçe çökecektir çün-
kü o anneyi bekleyecek ve anne o r a d a olmayacak; hayat
onu umursamıyor. O zaman o babasına şükran duyacak
ç ü n k ü hayat o n u p e k çok kez kapı dışına koyacaktır,
o n a b a ğ ı r a c a k t ı r ve o z a m a n o, b u n u n l a da b a ş a çıkabi-
l e c e ğin i b i l e c e k t i r ; o b u n u n i ç i n d e h a z ı r l a n m ı ş t ı r .

Bir ç o c u k y u m u ş a k l ı ğ a ve s e r t l i ğ e , yin v e yang'a.


hazırlıklı o l m a k z o r u n d a d ı r . D u r u m n e olursa olsun,
k a r şılı k v e r e b i l m e l i d i r . E ğ e r b a y a t z o r s a o d a z o r ola-
bilir; e ğ e r h a y a t s e v e c e n s e , o d a s e v e c e n o l a b i l i r; h e r -
hangi bir sabitlenme olmayacaktır. Şimdi, eğer sadece
babası o n u eğitirse o sabitlenecektir. O sert bir kişi
olacaktır, o m ü k e m m e l bir A l m a n olacaktır a m a o asla
sevemeyecektir ve asla sevgiyi kabul edemeyecektir
ç ü n k ü o s e v g i n i n n e o l d u ğ u n u b i l m e z . O b i r a s k e r ola-
c a k t ı r , o s a v a ş m a y a , ö l d ü r m e y e y a d a ö l m e y e h a z ı r ola-
caktır. Bu o n u n y e g â n e mantığı olacaktır, o b a ş k a bir
şey bilmeyecektir. B u d a tehlikelidir. A l m a n u l u s u n a
olan şey b u d u r , Adolf H i t l e r b u n a hizmet etmiştir. İki
D ü n y a Savaşı, A l m a n annelerinin olması gerektiği ka-
d a r sevgi d o l u o l m a d ı ğ ı n ı v e A l m a n b a b a l a r ı n aşırı di-
siplinci o l d u k l a r ı n ı kanıtlamıştır. B u y ü z d e n t ü m d ü n -
y a A l m a n y a y ü z ü n d e n azap çekmiştir.

Yani eğer çocuk, babasıyla bırakılırsa herhangi


bir zamanda , herhangi bir Adolf Hitler in k u r b a n ı ha$

127
ÇOCUK

line gelecektir; b u tehlikelidir. E ğ e r ç o c u k s a n a bırakı-


l ı r s a, ç o c u k f a z l a s ı y l a H i n t l i o l a c a k t ı r . B u y ü z d e n o n e -
r e d e bir ç a t ı ş m a olsa h e m e n kaçacaktır, teslim olacak-
tır; h a t t a k a v g a b a ş l a m a d a n teslim o l a c a k t ı r ! O b i r k ö -
le o l a c a k t ı r .
H e r iki şekilde de o sabitlenecekti r ve g e r ç e k t e n
canlı bir k i m s e n i n hiçbir sabitliği y o k t u r . O sıvıdır: O
h a r e k e t e d e b i l i r v e k o ş u l l a r o n u n b i r ç e l i k g i b i s e r t ol-
m a s ı n ı g e r e k t i r d i ğ i n d e s e r t o l u r . V e k o ş u l l a r b i r g ü l gi-
bi y u m u ş a k ve kırılgan olmasını gerektirdiğinde, yu$
m u şayabilir .

T ü m b u yelpaze ç o c u ğ u n bilincine sunulmalıdır k i


bu sayede o kolaylıkla h a r e k e t edebilsin. Bu y ü z d e n
h e r ikisi d e iyidir.

Bir baba olarak sorumluluklarım nelerdir?


Karımdan ayrılıyorum ve üç oğlumun benimle
yaşamasına ve kızınsa annesiyle
yaşamasına karar verdik.

Çok şey y a p m a k gerekecek ç ü n k ü anne olmadı-


ğ ınd a s e n i n s o r u m l u l u k l a r ı n d a h a b ü y ü k , d a h a a ğ ı r h a -
l e gelir. H e m a n n e h e m b a b a o l m a n g e r e k e c e k . A n c a k
bir a n l a m d a b u s e n i n için ç o k m u a z z a m b i r m e y d a n
o k u m a ve gelişme olacaktır.
S a d e c e b i r b a b a o l d u ğ u n d a , e n i ç t e k i ö z ü n i ş i n içi-
ne girmez, sadece çeper. B a b a dışta kalan bir şeydir. O
kurumsaldır; o doğal değildir. Babalar sadece insan
t o p l u m l a r ı n d a v a r olur; o n u t o p l u m yaratmıştır. O n u n

128
A N N E BABALAR İÇİN TAVSİYE

d o ğa l b i r i ç g ü d ü s ü y o k t u r ; o s a d e c e b i r k o ş u l l a n m a d ı r .
Bir k a d ı n bir a n n e haline geldiğinde, son d e r e ce an-
lamlı bir şey o n u n b a ş ı n a gelmiştir. A n c a k b a b a olan
bir a d a m a çok b ü y ü k bir şey olmamıştır.

Bir k a d ı n için b u n e r e d e y s e y e n i bir d o ğ u m d u r .


S a d e c e ç o c u k değil, a n n e d e d o ğ m u ş t u r . A n n e ç o c u ğ u
d o ğurur , ç o c u k a n n e y i d o ğ u r u r .

Bir k a d ı n bir ç o c u k do-


ğ urduğunda , bu hayattır. O Anne çocuğun
ç o c u ğu n g ö z l e r i n i n i ç i n e b a k - gözlerinin içine
tığı zaman, kendi varlığının baktığı zaman,

içine b a k a r . Ç o c u k b ü y ü m e y e kendi varlığının

b a şladığında , o da çocukla içine bakar.

birlikte büyür. Yani şu ana Çocuk büyümeye

k a d a r sen yalnızca bir babay- başladığında, o da


çocukla birlikte büyür.
dın. Bu bir görevdi. Ama
o n u n içinde p e k d e fazla b i r
ş e y y o k t u . A r t ı k h e r ikis i d e o l a c a k s ı n . H e r i k i s i d e o l a -
caksın ; a n n e d e . V e s e n ş a y e t ç o c u k l a r ı n a b i r a n n e ola-
bilirsen, o z a m a n s o r u m l u l u k l a r seni rahatsı z etmesin;
onlar yerine getirilecektir. Sadece bir a n n e olarak dü-
ş ünmey e b a ş l a . D a h a k a d ı n s ı ol, d a h a a l ı c ı . . . g i d e r e k
d a h a az ve d a h a az bir b a b a ve d a h a çok ve d a h a çok
b i r a n n e h a l i n e g e l e c e k s i n . B u s e n i n için m u a z z a m b i r
m e y d a n o k u m a ve m u a z z a m bir d ö n ü ş ü m olacak.

Ş aye t fırsatı kullanabilirsen, bunun aracılığıyla


neredeyse m u a z z a m bir satori'ye erişebilirsin. B u n u n
a r a c ı l ı ğıyl a i ç i n b i r u z l a ş m a y a v a r a c a k . U z l a ş m a s e n i n
içinde olacak; içindeki e r k e k ve kadın, içindeki y i n ve

129
ÇOCUK

yang bir buluşmaya, bir kristalleşmeye ulaşacak. Ve


yavaş yavaş kim olduğun — e r k ek ya da k a d ı n — kav-
ramını yitireceksin ç ü n k ü d a h a çok a n n e gibi olacaksın
ve yine de bir b a b a olacaksın. Bu son derece simyasal
b i r d u r u m olabilir.

Ve benim tüm çabam sana bir kavrayış sunmaktır.


H a n g i k o ş u l d a olursan ol bu bir gelişme k o n u s u haline
gelebilir. O n e d e n l e ç o c u k l a r ı n a s a d e c e s a n k i s e n b i r
a n n e y m i şçesin e b a k m a y a ç a l ı ş . E ğ e r b u n u y i r m i d ö r t
saat b o y u n c a y a p a m a z s a n o z a m a n en a z ı n d a n birkaç
s a a t l i ğin e y a p . V e o z a m a n e r k e ğ i y a k a l a ç ü n k ü o t a -
m a m ı y l a farklı.

S e n b i r b a b a o l d u ğ u n d a ç o c u k l a r a h ü k m e t m e k is-
teyeceksin. Onları kendin gibi y a p m a k isteyeceksin.
Bir a n n e o l d u ğ u n d a k e n d i l e r i o l m a l a r ı için o n l a r a öz-
gürlük v e r m e k isteyeceksin.

Z i h n i n d e belli bir p r o g r a m y a p a b i l i r s i n: G ü n batı-


n ı m d an gün d o ğ u m u n a k a d a r bir anne olacaksın. Bü-
t ü n g ü n b o y u n c a bir b a b a olabilirsin. T ü m gece b o -
y u n c a b i r a n n e ol. K a d ı n d a h a ç o k g e c e g i b i d i r . O se-
n i ç e v r e l e r , i ç i n e alır, o s e n i b o ğ a r . V e b u n l a r ı s a n a k ı z -
m a d a n , h a t t a sana hiç d o k u n m a d a n y a p a r . K a r a n l ı k
seni çevrelediğinde o n a d o k u n a m a z s ı n bile. O o r a d a -
dır a m a o sanki neredeyse y o k t u r . O n u n mevcudiyeti-
nin kendisi y o k l u k sayesindedir.

O y ü z d e n bir anne olduğun z a m a n m ü m k ü n oldu-


ğ unc a o r t a l ı k t a o l m a . H i ç b i r ş e y i k a n ı t l a m a y a ç a l ı ş m a .
Sadece destek ol ve b u n u da son derece dolaylı şekilde
y a p . S o r u m l u l u k terimleriyle d ü ş ü n m e . İçsel gelişim

130
A N N E BABALAR İÇİN TAVSİYE

terimleriyle d ü ş ü n . S o r u m l u l u k , görev terimleriyle bir


k e z d ü ş ü n d ü ğ ü n d e ç o k t a n k a y g ı n ı n içine g i r m i ş olu-
y o r s u n . Ş i m d i d e n b ü y ü k b i r fırsatı y i t i r i y o r s u n . Yanlış
bir a d ı m attın. S o r u m l u l u k : Kişi ağırlık altında kalmış
hisseder. G ö r e v : Kişi o n u y a p m a k z o r u n d a hisseder.
G ö r e v pis b i r s ö z c ü k t ü r , b e ş harfli bir s ö z c ü k t ü r . Sev-
gi, g ö r e v d e ğ i l . H o ş u n a g i d i y o r v e s e v i y o r s u n .

V e g e r ç e k l e ş m i ş o l a n t ü m b u d u r u m u n t a d ı n ı çı-
kar. O z a m a n bir g ü n k a r ı n a seni t e r k ettiği ve bir an-
ne o l m a n a izin verdiği için ş ü k r a n duyabilirsin aksi
taktirde bu m ü m k ü n olamazdı. Ve sadece bu olayda
değil , h a y a t t a k i h e r d u r u m d a , h e r z a m a n b u n u g e l i ş m e
i ç i n n a s ı l k u l l a n a c a ğ ı n ı b u l m a y a çalış; o n u n a r a c ı l ı ğ ı y -
la nasıl d a h a ç o k k e n d i n olabilirsin.
Ve derinden meditasyon yap: Bu seni d u r u m l a
y ü z l e şme k i ç i n y e t e r i n c e g ü ç l ü k ı l a c a k v e o n u n s a y e -
sinde gelişmeni sağlayacaktır.

Kocam ve ben ayrılmak istiyoruz ama


kızımız için endişeleniyoruz%

O a n l a y a c a k t ı r ç ü n k ü b a b a s ı o n u n için m e v c u t
olacaktır; b u n d a bir s o r u n y o k t u r . P e k çok ç o c u k . . . v e
ç o c u k l a r çok anlayışlıdır. E ğ e r sen m u t s u z s a n o çok
m u t s u z hissedecektir. A n c a k eğer annesini m u t l u gö-
r ü r s e , b i r k a ç g ü n i ç i n d e h e r ş e y i n m ü k e m m e l b i r şekil-
de güzel o l d u ğ u n u , hiçbir şeyin yanlış olmadığını göre-
cektir. S e n o n u n için m u t s u z o l d u ğ u n u z a n n e d i y o r s u n
v e o ise s e n i n y ü z ü n d e n m u t s u z o l a c a k ç ü n k ü ç o c u k

131
ÇOCUK

a n n e s i n i n d u y g u l a r ı n a çok hassastır. E ğ e r senin m u t l u


o l d u ğun u g ö r ü r s e , h e p s i n i u n u t a c a k t ı r . B u o n u n a ş k
ilişkis i d e ğ i l d i r v e a n n e b a ş k a b i r ç o c u k s e ç m e m i ş t i r ,
b a şk a b i r ç o c u k e v l a t e d i n m e m i ş t i r .

S o r u n yoktur; p r o b l e m sende, içinde, derinlerde


onu m u t s uz g ö r m e k istiyorsun ki bu sayede erkeğin
içi n d a h a ç o k m u t s u z l u k y a r a t a b i l e s i n : " B a k ç o c u ğ a n e
yaptın. Bana b u n u yaptın ve çocuğa da bunu yaptın ve
sen çok neşeli hissediyorsun ve keyif alıyorsun senin
m u t l u l u ğun u z e h i r l e y e c e ğ i z . "

Asla birisinin mutluluğu -

Asla. birisinin nu zehirleme çünkü birisinin


mutluluğunu m u t l u l u ğun u z e h i r l e y e r e k k e n -
zehirleme çünkü d i iyiliğini z e h i r l i y o r s u n ç ü n k ü
birisinin mutluluğunu b a şkaların a yaptığın her şey
zehirleyerek kendi sana yapılacaktır.
iyiliğini zehirliyorsun Sadece benim reçetemi
çünkü başkalarına d e n e : H e r şeyi u n u t v e d a n s et-
yaptığın her şey m e y e git v e kızına şöyle de:
sana yapılacaktır " B u ç o k iyi; o ö z g ü r , b e n ö z g ü -
r ü m ve bu son derece güzel."

V e b e n i m ç o c u k l a r ı anlayışım şöyledir: O n l a r son


derece anlayışlıdır. Onlar anne babaların kavgasına
gereksiz y e r e katılıyor, içine çekiliyor. A n n e ç e k m e k
ister v e b a b a ç e k m e k ister v e ç o c u ğ u n hayatı bir k â b u s
haline gelir. O y a v a ş y a v a ş b i r politikacı h a l i n e gelir: O
a n n e s i n e b i r ş e y s ö y l e r v e b a b a s ı n a ise b a ş k a b i r ş e y
söyler. A n n e s i y l e a n n e s i n i n y a n ı n d a olacaktır, b a b a -
sıyla b a b a s ı n ı n y a n ı n d a o l a c a k t ı r. O bu k a d a r politik

132
A N N E BABALAR İÇİN TAVSİYE

Kale g e l e c e k t i r ç ü n k ü o b u i k i k i ş i a r a s ı n d a d ı r . B u y ü z -
den b u n u yaratma. B u n u n anlamı yoktur. O anlaya-
caktır; çocuklar kısa s ü r e d e u n u t u r .

Bana çok bağlı olduğu için iki yaşındaki


çocuğumla problemlerim var.

Ş imd i o n u u z a k l a ş t ı r m a a k s i t a k t i r d e t ü m b a y a t ı
b o y u n c a negatif olacaktır. Asla çocuğu uzaklaştırma.

S e v e b i l d i ği n k a d a r s e v o n u . O n u n k e n d i s i n i n s e n -
d e n u z a k l a ş m a y a başlayacağı bir an gelecek. O z a m a n
y a p ı şma . B u n l a r doğal şeylerdir.. .tıpkı meyve olgun-
l a ştığınd a a ğ a ç t a n o t o m a t i k m a n d ü ş m e s i g i b i . H a m i l e -
lik d o k u z a y l ı k o l d u ğ u n d a ç o c u k r a h i m d e n o t o m a t i k
olarak çıkar. Ve bu aynısıdır; o b ü y ü d ü ğ ü n d e diğer ço-
cuklarla gitmeye başlar. S o n r a bir g ü n bir eş b u l a c ak
ve seni tamamıyla u n u t a c a k .

O y ü z d e n e n d i ş e l e n m e ! S a d e c e o n u sev. V e şayet
o n u sevebilirsen, y a l n ı z c a seni bir g ü n u n u t m a y a c a k ,
h a t t a seni affedebilecek bile. B ı r a k şimdi s a n a yapışsın.
S e n i n sıcaklığına, senin sevgine ihtiyacı var. O n u itme,
a k s i t a k t i r d e g e l i ş m e s i d u r a c a k t ı r . A n n e t a r a f ı n d a n iti$
l i r s e ç o c u k r e d d e d i l d i ğ i n i h i s s e d e r . A s l a r e d d e t m e , sa-
dece o n a izin ver. Bu son d e r e c e doğaldır o ç o k çare-
siz; b u y ü z d e n y a p ı ş ı r . B a ğ l a n m a k d i y e b i r ş e y y o k t u r .
Olgun, yeterince güçlü o l d u ğ u n d a hareket etmeye baş-
layacaktır. O z a m a n o n u h a r e k e t e t m e m e s i için zorla-
m a y a çalışma. S a d e c e o n a izin ver.

133
ÇOCUK

Kızım ölmek hakkında sorular soruyor.


Öldüğünde her şeyin nereye gittiğini bilmek istiyor.

B u ç o k iyi... T ü m ç o c u k l a r ö l ü m l e ilgilidir; b u d o -
ğal m e r a k l a r d a n bir tanesidir. A n c a k onları yanıtla$
m a k t a n s a . . . ç ü n k ü t ü m cevaplar yanlış olacaktır...
Bu yüzden asla cevaplama; sadece bilmediğini,
ö l e c e ğimiz i v e g ö r e c e ğ i m i z i s ö y l e . V e b u n u n c e v a b ı n ı
b i l m e d i ği n h e r ş e y i ç i n s e s s i z b i r k a b u l o l m a s ı n a izi n
ver.
Ç o c u k senin bilmediğin bir şey s o r d u ğ u z a m a n
cehaletin i k a b u l et. A n n e b a b a l a r , h e r z a m a n b i l m e d i k -
lerini k a b u l e t m e n i n zararlı olacağını, ç o c u ğ u n gözün-
de imajlarının zedeleneceğini z a n n e d e r l e r a m a t a m ter-
si geçerlidir. Er ya da geç ç o c u k , senin hiç b i l m e d e n bi-
l i y o r m uş gibi cevaplamış o l d u ğ u n u b u l a c a k t ı r . V e b u
fark edildiği g ü n ç o c u k kandırıldığını hissedecektir ve
o z a m a n t ü m saygı y o k olacaktır. E r ya d a geç ç o c u ğ u n
a n n e b a b a s ı n ı n h e r k e s k a d a r cahil, h e r k e s k a d a r g ü ç -
süz, h e r k e s k a d a r k a r a n l ı k t a el y o r d a m ı y l a dolaştığını
b u l m a s ı kaçınılmazdır. F a k a t o n l a r rol y a p m ı ş t ı r . V e
bu gösteri çok t a h r ip edicidir. Bu y ü z d e n bilmediğin
bir şey o l d u ğ u n d a , "Bilmiyorum; a r ı y o r u m ve b u l m a y a
ç a l ı şıyorum " de. Ve ölüm hakkında, tek bir şey —eve
d ö n d ü ğümüz , g e l d i ğ i m i z y e r e g i t t i ğ i m i z — h a r i ç h i ç b i r
ş eyi n s ö y l e n e m e y e c e ğ i ş e y l e r d e n b i r i s i d i r . B i z d e bil-
m i y o r u z . B i l i n m e y e n bir k a y n a k t a n geliyoruz v e bilin-
m e y e n b u k a y n a ğ a geri d ö n ü y o r u z . Ö l ü m , d a i r e n i n ta-
m a m l a n m a s ı d ı r a m a h e r iki u ç , b a ş l a n g ı ç v e s o n gizem-
li bir şekilde saklanmıştır.

134
A N N E BABALAR IÇIN TAVSİYE

B u tıpkı b i r k u ş u n b i r p e n c e r e d e n o d a n ı n içine
girmesi, o r a d a b i r k a ç saniye k a n a t çırpması v e b a ş k a
b i r p e n c e r e d e n d ı ş a r ı k a ç m a s ı gibidir. Biz s a d e c e k u -
ş u n i ç e r d e o l d u ğ u z a m a n ı biliriz. O n u n n e r e d e n geldi-
ğ in i b i l m e y i z ; o n u n n e r e y e g i t t i ğ i n i b i l m e y i z . B i l d i ğ i -
m i z t e k şey, b u k ü ç ü k z a m a n d a b u a r a l ı k t a k u ş u n o d a -
nın içinde olduğu süredir.

Ve t ü m bayatın d u r u m u b u d u r . Bir ç o c u ğ u n doğ-


d u ğun u g ö r ü r ü z ; k u ş g i r m i ş t i r ; n e r e d e n b i ç k i m s e bil-
mez. Ve bir g ü n bir kimse ölür; k u ş u ç m u ş t u r . Ve b a y a t
yalnızca d o ğ u m v e ö l ü m a r a s ı n d a . . . k ü ç ü k bir geçittir.

Çocuğu bu gizemden haberdar et. C e v a b ı ver-


mektense h e r taraftaki bu gizem k o n u s u n d a çocuğu
f a r k ı n d a kıl, ç o c u k d a h a ç o k h a y r a n l ı k , d a h a ç o k h a y -
ret duyar. D ü z bir cevap v e r m e k t e n s e bir arayış yarat-
m a k d a h a iyidir. Ç o c u ğ u n d a h a m e r a k l ı o l m a s ı n a y a r -
d ı m c ı ol, ç o c u ğ u n d a h a ç o k a r a y ı ş i ç i n d e o l m a s ı n a y a r -
d ı m c ı ol. Ç o c u ğ u y a n ı t l a m a k t a n s a ç o c u ğ u n d a h a ç o k
s o r u s o r m a s ı n ı sağla. Eğer çocuğun kalbi d a h a çok
arayışa yönelirse bu yeterlidir; a n n e babaların çocuk
için y a p a b i l e c e ğ i t ü m şey b u d u r . O n d a n s o n r a çocuk,
k e n d i tarzıyla k e n d i cevaplarını arayacaktır. Biz haya-
tın bilinmeden kalacağını; bir 'x' olarak kalacağını
u n u t u r u z . Biz o n u y a ş a r ı z ve o y i n e de b i l i n m e d e n ka-
lır. İ n s a n b i l g i d e ç o k i l e r l e m i ş t i r , h e r g ü n p e k ç o k ş e y
biliniyor; i n s a n bilgisine b i n l e r c e a r a ş t ı r m a k â ğ ı d ı ek-
leniyor, binlerce kitap eklenmey e d e v a m ediyor. An-
c a k t e m e l o l a n a y n ı k a l ı r . T e m e l o l a n ı n ö n ü n d e b i z ça-
resiziz ve önemsiziz.

135
ÇOCUK

Bu n e d e n l e o n u n giderek d a h a çok gizemi hisset-


m e s i n e y a r d ı m et.

Altı yaşındaki oğlum için endişeleniyorum.


Benim hoşlanmayacağım türden şeyler,
kavga etmek gibi ve küfretmek ve
yalan söylemek gibi şeyler yapıyor.

E n d i şelenme : O s o n r a d a n yüzleşme terapisi y a p -


m a y a i h t i y a ç d u y m a y a c a k ! B u s o n d e r e c e iyi. O n l a r ı n
k a v g a etmesi ve bağırması ve k ö t ü şeyler söylemesi ve
y a l a n s ö y l e m e s i için d o ğ r u z a m a n b u d u r ; b u sahiciliği
yaratacak . B u n l a r kaybolacak; eğer b u n l a r bastırılırsa
kalırlar. O n l a r s a d e c e bastırıldığı için kalır, aksi t a k t i r -
de onların mevsimi geçtiğinde gidecektir.
H e r k e s ç o c u k s u g ö z ü k ü y o r ç ü n k ü ç o c u ğ a izin ve-
r i l m e m i ştir . B u n e d e n l e k ı r k y a d a elli h a t t a y e t m i ş y a -
ş ınd a b i r a d a m h â l â b i r ö f k e n ö b e t i n e g i r e b i l i r . K ü ç ü -
cük bir şey o n u üzebilir ve son derece çocuksu bir ha-
l e girebilir. S a d e c e k ü ç ü c ü k bir şok, birazcık ü z ü n t ü
ve o, ona katlanamaz. O n u n kendi çocukluğunu yaşa-
m a s ı n a izin verilmemiştir; b u y a ş a n m a m ı ş ç o c u k l u k
sürer gider.

H e r z a m a n temel bir kural olarak hatırla: Yaşan-


m ı ş o l a n l a i ş i m i z b i t m i ş t i r ; y a ş a n m a m ı ş k a l a n ş e y l e r ıs-
r a r e t m e y e d e v a m eder, y a ş a n m a k ister. Ç o c u k l u k t a
iyi o l a n ş e y l e r v a r d ı r . A y n ı ş e y ç o c u k l u k g i t t i ğ i n d e ,
çok tehlikeli olacaktır. Ö r n e ğ i n eğer o bağırırsa bu an-
laşılabilir , e ğ e r o ç ı ğ l ı k a t a r s a b u a n l a ş ı l a b i l i r a m a şa$

136
A N N E BABALAR İÇİN TAVSİYE

y e t o k ı r k y a d a elli y a ş ı n d a y s a v e o b a ğ ı r ı p ç a ğ ı r ı y o r -
sa a n l a m a k zorlaşır; o z a m a n o n u n kendisi u t a n a c a k t ı r .

B u y ü z d e n d ü n y a d a p e k ç o k g r u p ç a l ı ş m a s ı geliş-
tirilmektedir. O n l a r a özellikle d e Hıristiyanlı k y ü z ü n -
d e n i h t i y a ç v a r d ı r . H ı r i s t i y a n l ı k b a s t ı r m a y ı , i k i b i n yıl-
lık b a s t ı r m a y ı v e H ı r i s t i y a n a ğ ı r b a ş l ı l ı ğ ı f i k r i n i ö ğ r e t -
mektedir . B u y ü z d e n hiç k i m s e y e izin verilmez.. . b u
ş eyle r s e n i n i ç i n d e d e r i n l e r d e k a l ı r . O n l a r b e k l e r : E ğ e r
bazı fırsatlar o r t a y a ç ı k a r s a infilak e d e c e k l e r d i r , şayet
hiç fırsat ç ı k m a z s a kişi b i r t a k ı m fırsatları k o l l a m a y a
d e v e m edecektir. S a r h o ş olabilir ve bir şeyler y a p a c a k -
t ı r . Affedilir; i n s a n o n u n s a r h o ş o l d u ğ u n u s ö y l e y e c e k -
tir. O da a y r ı c a " S a r h o ş t u m , ö z ü r d i l e r i m " diyebilir,
i n s a n l a r s a v a ş a gider, i n s a n l ar c i n a y et filmlerine gider.
B i r c i n a y e t filmini s e y r e t m e k t e n n a s ı l k e y i f a l ı n ı r ? D e -
dektif hikâyesi o k u m a k t a n nasıl keyif alınır? O başka-
sının senin y e r i n e y a p t ı ğ ı b i r ş e y d e n keyif almaktır : Se-
nin y a p a m a d ı ğ ı n bir şeyi b a ş k a l a r ı aracılığıyla y a p ı y o r-
sun, v e k â l e t e n . Katille y a d a ö l d ü r ü l e n l e özdeşleşirsin
ve heyecanlanırsın. Niçin insanlar b o ğ a güreşini seyre-
der? N i ç i n insanlar hayvanlarla savaşıp ava gider? Bu
ç o k v a h ş i c e v e gereksiz gelir. A m a b i r n e d e n i v a r d ı r ;
bir şey ifade edilmelidir, b i r şekilde bir y o l b u l u n m a l ı -
dır.

H i ç , b i r futbol maçı s e y r e t m e d i n mi? Nasıl bir


k a v g a çıkar, i k i t a r a f v e iki t a r a f t a n a r k a d a ş l a r k a v g a -
y a t u t u ş u r v e kaos vardır. Sadece bir futbol m a ç ı ! Ç o k
aptalcadır a m a devam eder. Bu onların yaşanmamış
ç o c u k l u ğudur .

137
ÇOCUK

O n a izin ver, korkma.


Çocuğunda, K o r k u n senin bastırılmışlığın$
hoşuna gitmeyen dan kaynaklanıyor; o n u n yü-
bir şeyler bulursan z ü n d e n değil. S e n bastırılmış-
kendi içine bak, sın; sana bu şeyler için asla
onu orada bulacaksın; izin v e r i l m e m i ş ve o n a izin ve-
o çocuğa yansıtıhr. riliyor. D e r i n l e r d e b i r a z kıs-
Çocuk sadece k a n ı y o r olmalısın ve bir şeyin
duyarlı bir yanıttır. yanlış gideceği korkusu var.
Bu şeylerin yanlış olduğu sana
ö ğretilmi ş olmalı.

S a d e c e o n a izin v e r . B u n u n l a o g e l i ş e c e k t i r v e o ço-
c u k l u ğu n ö t e s i n e g e l i ş e c e k t i r . O o l g u n l a ş t ı ğ ı n d a , g e r ç e k -
ten olgun olacak. O n u n Yüzleşme, Geştalt, P s i k o d r a m a
gibi hiçbir şeye asla ihtiyacı o l m a y a c a k . O h e p k e n d i s i
olarak yaşamış. Ve gerçekten yaşayabilirsen o z a m a n bu
ç o k d e r i n e işler.

Çocuğumun hoşlanmadığım özellikleri var.

Ş ayet , b a z e n ç o c u ğ u n d a h o ş u n a g i t m e y e n b i r şey-
ler b u l u r s a n k e n d i içine bak, o n u o r a d a b u l a c a k s ı n ; o
çocuğa yansıtılır. Çocuk sadece duyarlı bir yanıttır.
Ç o c u k basitçe seni ö z ü m s e m e k , seni taklit etmek, seni
t e k r a r e t m e k için vardır. Y a n i e ğ e r ç o c u k t a y a n l ı ş b i r
şey o r t a y a çıkarsa b u n u o r t a y a k o y m a k t a n s a , o n u ken-
d i içine y e r l e ş t ir v e şaşıracaksın: Ç o c u k b u n u o t o m a $
tikman bırakacaktır. Ç o c u k y a l n ı z c a a n n e y e fizikse l
besin için bağlı değildir, o a n n e y e h e r şekilde bağlıdır;

138
A N N E BABALAR İÇİN TAVSİYE

ruhsal besin için de. Bu y ü z d e n şayet sen dinginleşir$


sen, ç o c u k s e n i t a k i p e d e c e k t i r , o b u n u b i l m e d e n ö ğ r e -
nir; eğer s e n m e d i t a s y o n h a l i n d e olursan, o m e d i t a s y o n
haline girecektir.

Anne babalar çocukları


hakkında şikâyet ederken ne Çocukta
yaptıklarının farkında değil- yanlış bir şey varsa
dirler ç ü n k ü b e n i m gözlemime bu anne babadan
göre çocukta yanlış bir şey geliyor olmalıdır.
v a r s a b u a n n e b a b a d a n geliyor Bu her zaman
olmalıdır. B u h e r z a m a n böy- böyledir.
ledir: Bunun yüzde doksan
dokuzu anne babadan gelir;
çocuk ne kadar küçükse oran o kadar büyüktür. Çocuk
biraz b ü y ü d ü ğ ü n d e v e t o p l u m u n içine g i r m e y e başladı-
ğ ınd a o z a m a n e l b e t t e b a ş k a l a r ı n d a n d a ö ğ r e n i r a n c a k
nihai hesaba göre neredeyse y ü z d e doksan oranında
a n n e b a b a d a n k a y n a k l a n ı r . O y ü z d e n ç o c u ğ u n n e ol-
m a s ı n ı i s t i y o r s a n , ol. D i n g i n ol, ş e f k a t l i ol, s e v g i d o l u ol,
n e şel i ol. V e s a d e c e b u o l a r a k ç o c u ğ u n b u n i t e l i k l e r i
ö z ü m s e m e y e başladığı için şaşıracaksın. Ve şayet o din-
g i n l i ğ i i ç s e l l e ş t i r e b i l i r s e b u o n u n için e n b ü y ü k ş e y ola-
caktır.

Küçük oğlum çok güzel ve zengin bir çocuk


ama benden çok fazla enerji talep ediyor
ve çok fazla ilgime ihtiyacı var
Suçluluk duymak ve kendinden fedakârlıkta
bulunmak arasında mücadele ediyorum.
Dengeyi bulmak mümkün müdür?

139
ÇOCUK

E v e t m ü m k ü n d ü r . S a d e c e b i r şeyin anlaşılması ge-


r e k i y o r . E ğ e r ç o c u k l a r a izin v e r i r s e n g e r ç e k t e n ç o k d i k -
t a t ö r gibi olabilirler; seni g e r ç e k t e n sömürebilirler . Bu
s e n i n içi n z a r a r l ı d ı r v e o n l a r içi n d e iyi d e ğ i l d i r ç ü n k ü
b i r k e z s ö m ü r ü l m e n e izin v e r i r s e n v e ilgi g ö s t e r m e k z o $
r u n d a y s a n ve sınırlarının ötesinde sevmen g e r e k i y o r s a
v e b u n u n ç o k fazla o l d u ğ u n u h i s s e t m e y e b a ş l a r s a n , o
z a m a n bir şekilde intikam alacaksın. D a h a s o n r a ç o c u k
kendisini ö n e m s e m e y e n bir d ü n y a n ı n içine girecek ve o
h e r z a m a n d i ğ e r h e r k e s t e n a y n ı şeyi bekleyecek. O n u n
beklentileri aşırı olacak. Ve b u n l a r hayal kırıklıkları ya-
ratacak. O z a m a n seni suçlayacaktır —ve mantıklı olan
d a b u d u r — v e " B a b a m beni mahvetti" diyecektir.

Sevgi v e r a m a k e n d i n e h ü k m e d i l m e s i n e izin ver-


me. Aradaki ayrım incedir a m a anlaşılması gerekir.
V e r m e k istediğind e sevgi ver. Vermek istemediğinde,
u m u r s a m a ç ü n k ü s e n s a d e c e ç o c u ğ u n u n a r z u l a r ı n ı gi-
d e r m e k için b u r a d a değilsin. V e sen o n a yanlış ö r n e k
s u n u y o r s u n ; o d a a y n ı şeyi k e n d i ç o c u k l a r ı n a y a p a c a k .

V e h e r z a m a n h a t ı r l a : F e d a k â r l ı k iyi d e ğ i l d i r ç ü n -
kü asla o ğ l u n u affedemeyeceksin.
A n c a k o s o r u m l u t u t u l a m a z . O u y a n ı k değil, o bu
k a d a r bilinçli değil. S e n d a h a bilinçlisin. S e n i n s o r u m -
l u l u ğu n ç o k d a h a b ü y ü k . S e v g i n i v e r a m a h ü k m e d i l -
m e . V e ç o c u k l a r ı n algısı ç o k g e l i ş k i n d i r .
B i r s e f e r i n d e b i r a r k a d a ş t a k a l ı y o r d u m v e çift d ı-
ş ar ı ç ı k t ı v e b a n a k ü ç ü k o ğ u l l a r ı n ı n o r a d a o l d u ğ u n u
söyledi, y a n i o n a b a k m a m g e r e k i y o r d u . " B ı r a k ı n o y n a -
sın" dedim. M e r d i v e n l e r d e n d ü ş tü ve canı y a n d ı .

140
A N N E BABALAR İÇİN TAVSİYE

B a n a b a k t ı v e b e n s e o r a d a b i r B u d a gibi o t u r d u m .
O da b a n a baktı, y a k ı n d a n izledi ve s o n r a " H i ç y a r a r ı
yok; ağlayıp zırlamak anlamsız ç ü n k ü g ö r ü n e n o ki bu
a d a m neredeyse bir heykel gibi" diye d ü ş ü n d ü . O y n a -
maya başladı...

Y a r ı m s a a t s o n r a a n n e b a b a s ı g e r i g e l d i ğ i n d e ağ-
lamaya başladı. O z a m a n b e n de ona, "Bu mantıksız
ç ü n k ü şu an bir p r o b l e m yok. Acı ya da biraz incinme
olsaydı y a r ı m saat geçti; d a h a ö n c e a ğ l a m a l ı y d ı n " de-
dim. " N e a n l a m ı v a r d ı ki? G a y e t iyi b i l i y o r d u m k i
umursamayacaktın. Beklemek zorundaydım" dedi.
Çocuklar çok pratiktir.

B u n e d e n l e ş u a n d a n iti-
baren bu k o n u d a biraz d a h a Çocuklar
uyanık ol. On günlüğüne yanlış stratejiler
onun seni zorlamasına izin öğrenir ve sonra,

verme, anlayacaktır. Çocuklar tüm yaşamları boyunca

k e n d i çıkarı için insanları kul- bu stratejileri

lanabilir. O n l a r y a n l ı ş strateji- tekrarlar.

ler ö ğ r e n i r v e s o n r a t ü m ya-
ş amlar ı b o y u n c a b u s t r a t e j i l e r i t e k r a r l a r l a r : K a n l a r ı y -
la, k o c a l a r ı y l a , ç o c u k l a r ı y l a . B i r k e z o n l a r ı n s e n i y ö -
n e t m e s i n e i z i n v e r i r s e n b i r d a h a k i s e f e r e d a h a fazlası-
nı yapacaklardır. Senin onların gücü altında olduğunu
bilirler. V e h e r k e s g ü c ü n t a d ı n ı ç ı k a r m a k ister, h e r k e s
p a t r o n o l m a k ister.

A ğlayabilirler , zırlayabilirler. Bırak ağlasınlar, on-


lar t e k b a ş ı n a b ı r a k ı l m a l ı. V e o n l a r b u n d a n b i r ş e y öğ-
r e n e c e k l e r d i r . B a ş k a l a r ı n ı n ö z g ü r l ü ğ ü n e saygı.

141
ÇOCUK

Bir a n n e aynı z a m a n d a bir k a d ı n d ı r ; bir bireydir.


A n n e l i k h e r şey değildir, o s a d e c e senin bir p a r ç a n d ı r .
B u y ü z d e n d ü n y a d a , özellikle d e B a t ı d a p e k ç o k k a d ı n
anne olmaktan çok korkar. Kadının hiç özgürlüğü
y o k t u r . A n n e o l d u ğ u n d a işi b i t m i ş t i r , eli k o l u b a ğ l a n -
m ı ştı r v e ç o c u ğ u n s o r u n l a r ı y l a o k a d a r y ü k l e n m i ş t i r k i
k e n d i s i n e a l a n k a l m a z . V e ç o c u k l a r s a h i p o l m a k ister;
sahiplenmek doğuştandır. Bu hastalığı, sahiplenmeyi
v e t u t u n m a y ı v e y a k a l a m a y ı v e y a p ı ş m a y ı d o ğ u ş t a n iti-
b a r e n getiririz.
Pek çok kadın anne olmaktan korkar. Sorunu
ç ö z m e n i n y ö n t e m i b u değildir. B u n u ç ö z m e n i n yolu,
a n n e l i ği n s e n i n b i r p a r ç a n o l d u ğ u n u g ö r m e k t i r . O se-
ninle eşanlamlı değildir; sen b i r b i r e y olara k kalırsın.
Aynı şekilde eş olmak da senin bir parçandır. Seninle
e ş a n l a m l ı değildir; se n b i r b i r e y o l a r a k kalırsın. V e bi-
reysellik h i ç b i r şey için k u r b a n e d i l m e m e l i d i r . N e olur-
sa olsun: Annelik, karılık, kocalık, babalık. Bireysellik
f e d a e d i l m e m e l i d i r ç ü n k ü o n u n i ç i n d e d a h a b ü y ü k şey-
ler vardır.

Annelik y i r m i d ö r t saatlik bir iş değildir. Ç o c u k l a -


ra, " A n n e l i k y a p a r k e n a n n e l i k y a p ı y o r u m v e b a ş k a bir
şey y a p a r k e n d e b a ş k a bir şey y a p ı y o r u m v e b u şeyle-
rin üst üste binmesini istemiyorum" de. O n l a r a güçlü
h a l e g e l m e l e ri v e b u n u a n l a m a l a r ı için y a r d ı m et. V e
onlar hayatlarında, büyüdüklerinde sana minnet duya-
caklar ve sen asla öfkelenmeyeceksin. Bu k o n u l a r üze-
r i n d e y a v a ş y a v a ş çalış . Ç o c u k l a r k ı r ı l g a n d ı r a m a ç o k
g ü ç l ü d ü r l e r d e . Ve o n l a r ısrar edecektir, kolaylıkla izin

142
A N N E BABALAR İÇİN TAVSİYE

vermeyeceklerdir çünkü seni tanıyorlar: Sen onlara


teslim olmaktaydın. Bu y ü z d e n s a n a kolaylıkla izin
v e r m e y e c e k l e r d i r . A n c a k b i r ila ü ç hafta i ç i n d e b u k a -
dının değişmiş olduğunu anlayacaklar; bu kadın artık
aynı değil.

Oğlumun yememesinden endişeleniyorum,


belki de bu bronşite neden oluyor ve
onun diğer çocuklarla ilişki kurma şeklinden de
endişeleniyorum.

Nasıl yapıyor? Zannedi-


yorum sorun, onunla oldu- Bizim yapabileceğimiz
ğ unda n ç o k s e n i n l e ilgili! tek şey, sevebilir
ve özgürlük
Göründüğü kadarıyla
verebiliriz.
o n u n h a k k ı n d a aşırı endişeli-
Ve sevgi özgürlük
sin. B a z e n b u bile o n u n zih-
verebilir sadece,
ninde gerginlik yaratabilir.
o zaman o sevgidir.
O n a h e r şekilde özen göster
a m a e n d i ş e l e n m ek özen gös-
t e r m e k değildir. E n d i ş e ç o k t a h r i p edicidir. S e n i n için
t a h r i p edicidir, o n u n için t a h r i p edicidir ç ü n k ü şayet
o n u n h a k k ı n d a çok endişeli o l d u ğ u n u anlarsa suçlu
h i s s e t m e y e b a ş l a y a c a k t ı r . B r o n ş i t e b u n e d e n olabilir,
a s t ı m a b u n e d e n olabilir. D a h a a z y e m e y e başlayabi-
lir; k e n d i s i n i c e z a l a n d ı r m a y a b a ş l a y a b i l i r .

H i ç b i r ilgi k ö t ü d e ğ i l d i r a m a a ş ı r ı ilgi k ö t ü d ü r .
Aşırılıklar h e r z a m a n k ö t ü d ü r ; o r t a d a o l m a k iyidir.
O n u çok, aşırı k o r u y o r s u n . O n a n e r e d e y s e b o ğ u l d u $

143
ÇOCUK

ğ un u h i s s e t t i r i y o r s u n ; b r o n ş i t v e a s t ı m b u d u r . A s t ı m
kişi boğulduğunu hissediyorsa başlayabilir ve senin
y a r a t t ı ğı n ş e y b u d u r .
Y a n i s e n i n n i y e t i n k ö t ü d e ğ i l a m a y a p t ı ğ ı n ş e y iyi
d e ğil .
S a d e c e o n u k e n d i b a ş ı n a bırak. O n u sev a m a o n u
bırak. O n u n k e n d i hayatı var. O n a sadece d a h a çok
özgürlük ver ve astım kaybolacaktır. O n u n kendi ya-
ş a m t a r z ı n a izin ver; o n a aşırı b i r şekilde yol g ö s t e r m e -
y e ç a l ı ş m a . B i z i m y a p a b i l e c e ğ i m i z t e k şey, s e v e b i l i r v e
ö z g ü r l ü k verebiliriz. Ve sevgi ö z g ü r l ü k verebilir sade-
ce, o z a m a n o s e v g i d i r .
B u n e d e n l e ilgini kes, e n d i ş e n i k e s. B u s e n i n b i r
ç e şi t k e n d i n d e n k a ç m a y ö n t e m i n o l a b i l i r . O n u n l a ilgi-
leniyorsun böylelikle k e n d i endişelerinden kaçınıyor-
s u n . B u iyi b i r b a h a n e h a l i n e g e l i r , b u b i r n e d e n b u l m a
h a l i n e gelir. K e n d i i ç k a o s u n d a n k a ç a b i l i r s i n ; o n u n l a
ilgilenebilirsin. M i l y o n l a r c a i n s a n ı n yaptığ ı şey b u d u r .
Ç o c u k l a r g ü n a h keçisi h a l i n e gelir. T ü m p r o b l e m l e r i
o n u n sırtına yüklersin.

E ğe r t e k b a ş ı n a b ı r a k ı l ı r s a n , e ğ e r h a k k ı n d a e n d i -
ş eleneceği n biç kimse olmazsa o z a m a n bu problemler-
le yüzleşmek zorunda kalacaksın. Bu problemlerle
yüzleş; onlar aşılmak z o r u n d a .
Ve eğer derinlerde bir y e r d e o n u n hasta olmasın-
da, o n u n b a ş ı n ı n d e r t te o l m a s ı n d a b i r t a k ı m çıkarların
v a r s a . . . B u b i r y a t ı r ı m d ı r ç ü n k ü o m ü k e m m e l b i r şe-
kilde sağlıklıysa o z a m a n sen ne y a p a c a k s ı n ? S e n k e n -
di içine fırlatılacaksın. O y ü z d e n bilinçaltının derinle$

144
A N N E BABALAR İÇİN TAVSİYE

r i n d e b i r y e r d e s e n o n u n o l d u ğ u h a l i y l e k a l m a s ı n ı is-
t e r s i n. V e b u n u h i s s e d e c e k t i r ; ç o c u k l a r s o n d e r e c e sez-
giseldir. B u n u h i s s e d e c e k t i r v e s e n i n a r z u n u y e r i n e ge-
tirecektir. B a ş k a ne yapabilir ki? O senin bilinçaltı ar-
z u n u yerine getirecektir ve seni meşgul edecektir. A m a
o n u n hayatı mahvolacaktır. Ve sen de kendinle yüzleş-
me fırsatını k a ç ı r a c a k s ı n .

B e n i m h i s s i y a t ı m o ki, senin çözülmesi gereken


çok derin bazı problemlerin var: Bu yüzden, o n u n üze-
r i n e h e r ş e y i a k ı t m a k t a n s a b i r sevgili, b i r a r k a d a ş b u l .
P e k çok kez bir annenin çocuğun etrafında dolan-
dığı olur. " N e y a p a b i l i r i m ? H e r h a n g i b i r ilişkiye gire-
bilecek z a m a n ı m yok, b u n u n l a u ğ r a ş a m a m " diyebilir.
H a y ı r , k e n d i h a y a t ı n a y ö n e l m e l i s i n böylelikle o n u bi-
razcık k e n d i başına bırakabilirsin.
O n a bir yetişkinmiş gibi saygı d u y. H e r ç o c u ğ a
aynı d ü z e y d e y m i ş gibi saygı d u y u l m a k z o r u n d a d ı r .
O y ü z d e n ilk o l a r a k o n a ö z g ü r l ü ğ ü n ü v e r . Onu
b o ğma . O n u n astımının s a n a söylediği şey b u d u r . O
bir mesajdır. Ve o n u hiçbir şey y e m e y e z o r l a m a aksi
h a l d e o r e d d e d e c e k . B u n a g e r e k y o k ! B i r ç o c u k n e za-
m a n a ç o l d u ğ u n u bilir. A ç o l d u ğ u n d a y i y e c e k t i r . E ğ e r
aç değilse y e m e ğ e gerek y o k t u r . Ve hiçbir ç o c u ğ u n aç
kalmayacağı o k a d a r doğal bir şeydir ki!
E ğe r b i r g ü n b i r ö ğ ü n ü a t l a r s a e n d i ş e l e n m e b u g a -
y e t iyidir. A r a d a bir, b i r tatil iyidir. B ı r a k ö ğ ü n ü atla-
sın. O n u n g e r ç e k açlığı g e l d i ğ i n d e k o ş a r a k g e l e c e k t i r .
P e k çok anne çocuğu y e m e k yemeye zorlar ve b u n u
y a p a r a k p e k ç o k şeyi m a h v e d e r . B i r k e z ç o c u ğ u n d o $

145
ÇOCUK

ğ a l i ş t a h ı n ı y o k e t t i k l e r i n d e y a v a ş y a v a ş , o t a m a m e n il-
gisiz h a l e g e l e c e k t i r ; a ç o l d u ğ u z a m a n ı , a ç o l m a d ı ğ ı z a -
m a n ı bilmez. H i ç b i r h a y v a n açlık çekmez. Hayvan
a c ı k t ı ğınd a y i y e c e k t i r ; a ç o l m a d ı ğ ı n d a y e m e y e c e k t i r .
Ve hiçbir a n n e b u n u önemsemiyor; hiç kimse o n a yol
g ö s t e r m i y o r . V e ç o c u k l a r h a y v a n d ı r , saf h a y v a n d ı r l a r .

Sadece onu rahat bırak.


Ve bir ay içinde o kendiliğin-
Bir anne
den yemeğe başlayacaktır.
çocuklarıyla
Canı ne isterse bırak yesin.
aşırı ilgilendiği zaman
Bir ç o c u ğ u n nasıl yetiştirilece-
bunun anlamı,
ği planlarını ve bilgini k e n d i n e
onun çocukta
sakla. Ve eğer r e h b e r kitapla-
hem çocuğu
rın varsa onları y a k ! Çünkü
hem kocayı bulmaya
B a t ı ' d a i n s a n l a r ı n r e h b e r ki-
çalışması demektir.
tapları var. Onlar kitapları
okuyor ve bilgili insanların,
u z m a n l a r ı n y a p ı l m a s ı gerekli dediği şeyleri y a p m a y a
ç a l ı şıyorlar . B u n a h i ç g e r e k y o k ; d o ğ a y e t e r l i d i r ! Ve
o n a ö z g ü r l ü k t a n ı : B ı r a k h a r e k e t etsin, b ı r a k b a z ı şey-
leri k e n d i istediği şekilde y a p s ı n . U ç a y içinde p r o b -
lemlerin o r t a d a n kalkacak a m a sen problemlerinle uğ-
r a şma k z o r u n d a s ı n .

Bir a n n e çocuklarıyla aşırı ilgilendiği z a m a n b u -


n u n anlamı, o n u n çocukta h e m çocuğu h e m kocayı
b u l m a y a çalışması d e m e k t i r . Bu tehlikelidir. Bir a r k a -
daş a r a m a y a başlamalısın. Bu zihnini o n u n ü z e r i n d e n
b a şk a b i r y ö n e ç e k e c e k t i r v e o n u k u r t a r a c a k t ı r .

146
A N N E BABALAR İÇİN TAVSİYE

Genç oğlumun çok güçlü olduğunu


hissediyorum bense hiç güçlü hissetmiyorum
bazı durumlarda ne yapacağımı bilmiyorum.

Bırak o güçlü olsun! Niçin onun gücü hakkında


endişe edesi n ki? Bu iyidir. O g ü ç l ü o l m a k d u r u m u n -
d a d ı r v e a n n e ise y u m u ş a k o l m a k d u r u m u n d a d ı r . O
güçlü olmak zorundadır; sadece o zaman o bir birey
o l a r a k gelişebilir. E ğ e r o y u m u ş a k s a ve a n n e g ü ç l ü y s e
o ölecektir. P e k çok insanın b a ş ı n a gelen b u d u r : A n n e
a şır ı g ü ç l ü d ü r v e o n l a r y u m u ş a k t ı r y a d a a n n e o n l a r ı n
g ü ç l ü o l m a s ı n a izin v e r m e z . O z a m a n o n l a r t ü m h a y a t -
ları b o y u n c a a n n e l e r i n etrafında dolanırlar. O n l a r yaş$
l a n s a bile, a n n e ö l m ü ş v e g i t m i ş olsa bile h â l â ö n l ü ğ ü -
n ü n iplerine t u t u n u r l a r ; d e r i n d e onlar hâlâ psikolojik
o l a r a k a n n e y e b a ğ ı m l ı d ı r . B u p a t o l o j i k b i r h a l alır . O
z a m a n a d a m k a r ı s ı n a a n n e s i y m i ş gibi b a k m a y a başla-
yabilir. O bir a n n e o l m a d a n y a ş a y a m a z . O kendisine
annelik y a p a c a k birisine ihtiyaç duyar.

B u e ğ i l i m y ü z ü n d e n m e m e l e r ç o k ö n e m l i h a l e gel-
m i ştir . S a n a t ç ı l a r m e m e l e r i r e s m e t m e y e d e v a m e d e r ,
h e y k e l t ı r a şla r m e m e l e r i n h e y k e l i n i y a p a r , ş a i r l e r m e -
m e l e r h a k k ı n d a y a z m a y a d e v a m eder; öyle g ö r ü n ü y o r
ki bu gerçekten çok b ü y ü k bir takıntıdır. Temelde bu,
s a d e c e b u i n s a n l a r ı n h â l â a n n e için y a n ı p t u t u ş t u ğ u -
n u n bir göstergesidir; m e m e anneyi temsil eder. Ço-
c u k l a r a n n e d e n ö z g ü r o l u r s a m e m e l e r ş i i r d e n v e film-
lerden ve resimden kaybolacaktır. Onlar doğru orantı$

147
ÇOCUK

y a s a h i p o l a c a k t ı r , o n l a r b e d e n i n d o ğ a l bir p a r ç a s ı ola-
caktır. Şimdi g ö r ü n e n o ki m e m e l e r e sahip olan k a d ı n
d e ğildir , m e m e l e r k a d ı n a s a h i p t i r ; k a d ı n i k i n c i p l a n d a
gibidir. Bu çok patolojik bir d u r u m d u r .
Çocuklar çok güçlü olmalıdır. O yüzden onun
g ü ç l ü o l m a s ı n a y a r d ı m et. S e n i n i ç i n b u n u n l a b a ş a çık-
m a k z o r o l a c a k t ı r . Ç ü n k ü o n e k a d a r g ü ç l ü o l u r s a se-
n i n için o k a d a r b e l a y a r a t a c a k t ı r ; şayet zayıf o l u r s a so-
r u n y o k t u r . A n c a k bir kimse h a y a t t a güçlü o l m a k zo-
rundadır: H a y a t bela getirir, h a y a t risklidir. O bir
m e y d a n o k u m a d ı r . E ğ e r o d o n u k s a ve d u r g u n s a ve ölü
gibiyse b i r k ö ş e d e o t u r a c a k t ı r ve s a n a hiç rahatsızlık
v e r m e y e c e k t i r ama, o z a m a n o canlı değildir. E ğ e r can$
l ı y s a senin için p e k ç ok p r o b l e m y a r a t a c a k t ı r . O n l a r l a
y ü z l e şme k z o r u n d a s ı n . A n n e o l m a k b u d e m e k t i r : B u
problemlerle yüzleşmektir. Ve bunlarl a yüzleşerek sen
de büyüyeceksin, o n a özgürlük ve güç vererek sen de
büyüyeceksin. A n n e ve çocuk birlikte büyürler.

K ı l ı m a bağırdığım için endişeleniyorum.


Bazen beni kızdırıyor ve yapmaması için
ona bağırıyorum.

Hayır, bağırma konusunda endişelenme; gerek


y o k . Bu doğaldır. S a d e c e bir şeyi h a t ı r l a m a n gereki-
y o r ; o n u s e v g i n l e d e n g e l e . B a z e n i n s a n ı n b a ğ ı r m a k is-
tediği anlar v a r d ı r ve çocuklar b u n u anlarlar ç ü n k ü
o n l a r k e n d i l e r i d e bağırır. B u g e r ç e k t e n o n l a r ı n lisanı-
dır. E ğ e r i ç e r d e b i r şeylerin k a y n a d ı ğ ı n ı h i s s e d i y o r s a n
ve b a ğ ı r m ı y o r s a n , ç o c u k olan şeyden çok rahatsız his$

148
A N N E BABALAR İÇİN TAVSİYE

s e d e r ç ü n k ü b u o n u n a n l a y a c a ğ ı n ı n ö t e s i n d e b i r şey-
dir. O hissedebilir... senin b ü t ü n titreşimlerin bağırı$
y o r d u r v e s e n ise b a ğ ı r m ı y o r s u n v e b a t t a s e n g ü l ü m s ü $
yorsun ve kontrol ediyorsun. Çocu k b u n d a n son dere-
ce rahatsız olur ç ü n k ü o annesinin aldattığını hisseder
ve onlar asla aldatmayı affetmezler.

Onlar her zaman hakika-


ti kabul etmeye hazırdır. Ço-
Çocuklar her zaman
cuklar çok yaşama bağlıdır,
hakikati
ayakları yere basar. O y ü z d e n
kabul etmeye
ne zaman hissedersen bağır. hazırdır,
H a t ı r l a n a c a k t e k ş e y ise o n u onların ayakları
s e v g i ile d e n g e l e m e k t i r . Son- yere basar.
rasında çılgınca sev. Onlara
b a ğırdığınd a a y n ı çılgın ş e k i l -
d e o n l a r ı s e v m e n d e g e r e k i r . O n l a r a s a r ı l, o n l a r l a d a n s
et. A n n e l e r i n i n v a h ş i o l d u ğ u n u a n l a y a c a k l a r v e o n l a r
o n u n k e n d i l e r i n i s e v d i ğ i n i v e b a ğ ı r m a y a d a h a k k ı ol-
d u ğun u b i l i r l e r . Ş a y e t o n l a r a s a d e c e b a ğ ı r ı r s a n v e o n -
l a r ı y o ğ u n b i r ş e k i l d e v e t u t k u ile s e v m e z s e n o z a m a n
bir s o r u n vardır. B u y ü z d e n p r o b l e m b a ğ ı r m a k t a n or-
t a y a ç ı k m a z . O , o n u s e v g i y l e d e n g e l e m e z s e n o r t a y a çı-
kar. Bir ç o c u k yanlış bir şey yaptığında, dövülmeye,
t o k a t l a n m a y a h a z ı r h a l d e gelir. E ğ e r o n a v u r m a z s a n
o n u n beklentileri gerçekleşmez. O hayal kırıklığına
u ğrayacaktır . Eğer ona sertçe v u r u r s a n yanlış bir şey
y o k t u r s a d e c e o sıcak olmalıdır. Bu d a r b e sıcak olma-
lıdır, s o ğ u k d e ğ i l . V e i k i s i n i n a r a s ı n d a ç o k b ü y ü k b i r
fark v a r d ı r . S o ğ u k bir t o k a t , s a d e c e sen b a s t ı r ı r s a n ge$
lir.

149
ÇOCUK

Ö r n e ği n b i r ç o c u k b i r ş e y y a p t ı v e s e n ö f k e n i b a s -
tırdın. Bu sıcak andı. E ğ e r o n a v u r m u ş o n a bağırmış
olsaydın her şey sıcak ve canlı olacaktı a m a sen o n u
bastırdın. D a h a s o n r a ç o c u k hiçbir şey y a p m a z k e n —
altı saat g e ç m i ş t i r ve o t a m a m e n u n u t m u ş t u r — sen
unutamazsın; sen o n u bastırdın. Artık h e r şey soğu-
m u ştur . Ş i m d i s e n b i r b a h a n e b u l u r s u n : " Ö d e v i n i y a p -
m a m ı şsın! " ş i m d i b u s o ğ u k t u r v e s e n i n t i k a m a l ı y o r -
sun. Bir şey y a p m a n gerekiyor aksi taktirde b u n d a n
kurtulamayacaksın.

Mantıksal bir bahane buluyorsun. Bağırmak son


d e r e c e m a n t ı k s ı z d ı r a m a d o ğ a l d ı r . S e n ise d o ğ a l o l m a -
y a n a m a mantıklı bir b a h a n e bulacaksın: Ödevin i yap-
m a m ış o l d u ğ u y a d a elbiselerinin kirli olduğu y a d a bu-
g ü n d u ş a l m a m ı ş o l d u ğ u gibi. Ş i m d i kızgınsın a m a kız-
g ı n l ı ğı n s o ğ u k . O n d a n k u r t u l a b i l i r s i n ; b u d a ç i r k i n o l a -
caktır.

B u t ı p k ı s o ğ u k y e m e k y e m e k gibi; h a z m e t m e s i d a -
h a ç o k z a m a n alır; m i d e n d e a ğ ı r l ı k y a p a r .

Ç o c u k a n l a y a m a z . O y ü z d e n s ı c a k ol. P s i k o l o g l a -
rın neler söylediğine kulak asma; neredeyse o n u n yüz-
d e ellisi ç ö p l ü k t ü r . O n l a r d ü n y a d a k i p e k ç o k g ü z e l ş e -
yi mahvetmiştir. Artık anneler ve babalar çocuklarına
nasıl d a v r a n a c a ğ ı h a k k ı n d a kullanım kılavuzları oku-
y o r l a r . N e a p t a l l ı k ! Kişi b a s i t ç e bilir...bir a n n e o l a r a k
nasıl d a v r a n a c a ğ ı n ı bilirsin. H i ç k i m s e d e n ö ğ r e n m e y e
i h t i y a ç y o k s a d e c e d o ğ a l ol.

H i ç b i r k e d i n a s ı l f a r e y a k a l a y a c a ğ ı h a k k ı n d a gi-
dip bir kılavuza danışmaz. O basitçe zıplar ve y a k a l a r .

150
A N N E BABALAR, İÇİN TAVSİYE

O bir kedidir; bu k a d a r ı yeterlidir. H i ç b i r sertifikaya


ihtiyaç y o k t u r , hiçbir d a n ı ş m a n a ihtiyaç y o k t u r . Sen
bir annesin. Bitti! Senin anne doğan gerekeni yapa-
caktır. E ğ e r sen doğalsan o kendin i dengeleyecektir.

A r a d a b i r ş a r k ı söyle v e d a n s d a e t ç ü n k ü ç o k gü-
z e l b i r ç o c u ğ u n v a r . B a z e n o n a s a r ı l o n u y a k ı n ı n a al.
B ı r a k s e n i n b e d e n i n i v e k e n d i b e d e n i n i h i s s e t s i n . O se-
nin b e d e n i n i n parçası. S e n i n sıcaklığına ihtiyacı var.
B a z e n e l i n d e n t u t v e e v i n i ç i n d e k o ş . . . y ü z m e y e git.
B a z e n o n u d u ş a sok v e çıplak d u r , ikiniz d e çıplak du-
r u n d u ş u n altında ve o z a m a n o m ü k e m m e l bir şekilde
annesinin doğal olduğunu anlayacaktır. O ne y a p a r s a
yapsın doğrudur.

Çocuklarım zapt edilemez, başa çıkılamaz


hale geldi. Ne yapmalıyım?

Sadece onları kendi başlarına bırak. Sadece rahat-


la ve bir kez senin tamamıyla rahatlamış olduğunu ve
onların ne yaptığı h a k k ı n d a hiç de endişelenmediğini
gördüklerinde çok sakin olacaklardır ve kendi kendile-
r i n e a n l a y a c a k l a r d ı r . Ç o c u k l a r ı k o n t r o l e t m e n i n e n iyi
y o l u . . . e ğe r sen birazcık kaotik hale gelirsen; onlar
kontrollü hale geleceklerdir. Zıpla ve dans et ve şarkı
s ö y l e v e o n l a r " A n n e m i z e n e o l d u ? D e l i r d i m i n e ol-
du?" diye düşünmeye başlayacaklardır. Ve onlar
" K o m şula r ö ğ r e n i r s e n e d ü ş ü n e c e k l e r ? " d i y e d ü ş ü n -
m e y e başlarlar. O n l a r seni kontrol etmeye başlayacak-
l a r v e s e n i s u s t u r m a y a ç a l ı ş a c a k l a r ! O n l a r ı k o n t r o l et$

151
ÇOCUK

m e n i n e n iyi y o l u ş u d u r : S e n c a n ı n n e i s t i y o r s a y a p v e
b ı r a k o n l a r d a c a n l a r ı n e i s t i y o r l a r s a y a p s ı n l a r . V e şa-
ş ıracaksın . Küçük çocuklar bile —bu her zaman
o l u r — eğer hiç kimsenin onların peşinden koşmadığı-
nı görürlerse ve hatta onların annelerine dikkat etme-
leri g e r e k i y o r s a ç o k sessiz ve disiplinli hale gelirler.
O n l a r a n n e b a b a r o l ü n ü o y n a m a y a başlar. Bırak onlar
b a n a gelip, " A n n e m i z i k o n t r o l e t m e k g i d e r e k ç o k zor-
l a şıyor " d e s i n l e r . S e n e n d i ş e l e n m e !

O n l a r s a d e c e h i p p i b a ş k a b i r şey değiller.

Çocuklarımız nasıl ciddi olmadan kalabilirler?

O n a d a h a çok ve daha çok gülmeyi öğret. Ve


onunla oynarken o n u n etrafındaki gülme atmosferini
koru. Eğer sen ciddiyetten kaçınabilirsen görevini ye-
rine getirmiş olacaksın. Ç o c u k l a r ciddiyetin altında
ezilirler. Şurası kesindir ki d a h a yaşlı insanlar d a h a
c i d d i d i r v e ç o c u k l a r ise k a h k a h a g i b i d i r a m a y a v a ş y a -
vaş taklit etmeye başlarlar; onlar sanki gülmek yanlış
b i r ş e y m i ş g i b i h i s s e t m e y e b a ş l a r . V e d a h a y a ş l ı l a r zi-
h i n l e r i n d e c i d d i o l m a n ı n , sessiz k a l m a n ı n d i n g i n k a l -
m a n ı n iyi b i r şey, a h l a k l ı b i r ş e y o l d u ğ u i m a j ı n ı y a r a t ı r -
lar. B u y a n l ı ş t ı r ç ü n k ü b i r k e z ç o c u k k a h k a h a y l a b a ğ -
lantısını yitirirse bu bağı y e n i d e n o l u ş t u r m a k çok zor-
dur. Ç o k sayıda terapiye ihtiyaç olur ve o z a m a n bile
ç o c u k l u ğun u g e r i g e t i r m e k z o r d u r . Ç o k s a y ı d a d i n e i h -
tiyaç vardır. Aslına b a k a r s a n d ü n y a d a hiçbir dine ge-
rek yoktur.

152
A N N E BABALAR İÇİN TAVSİYE

Çocukların doğallığına,
Çocukların
kahkahasına izin verilirse,
doğallığına,
k e n d i l i ğindenliklerine , eğlen-
kahkahasına
celerine izin verilirse hiçbir di-
izin verilirse,
ne, hiçbir kiliseye ihtiyaç y o k -
kendiliğindenliklerine,
tur, insanlar hiçbir din olma-
eğlencelerine
dan dindar olacaklardır. Ve
izin verilirse
i n s a n l a r h i ç b i r kilise o l m a d a n
hiçbir dine, hiçbir
dindar olacaktır.
kiliseye ihtiyaç yoktur,
Onların tüm hayatı bir insanlar
ibadet olacaktır ç ü n kü kahka- hiçbir din olmadan
ha bir duadır. dindar olacaklardır.

Çocuk eğlenceyi yitirdiği Ve insanlar

an, ölüm yerleşmiştir ve üç ya- hiçbir kilise olmadan

ş ın a y a k l a ş t ı ğ ı n d a bir çocuk dindar olacaktır.

ölmeye başlar. Bu y ü z d e n yaş-


lı insanlar bile ç o c u k l u k t a bir c e n n e t o l d u ğ u n u ; çocuk-
l u ğu n c e n n e t o l d u ğ u n u h a t ı r l a r l a r . B u b i r ş e y i y i t i r m i ş $
lik d u y g u s u s ü r e r ; c e n n e t b a h ç e s i y i t i r i l m i ş t i r , A d e m
k o v u l m u ştur .

O y ü z d e n bir ç o c u ğ u n o l d u ğ u n d a senin etrafında


bir c e n n e t bahçes i vardır. O y ü z d e n o n u ciddileşmeye
zorlama. O n u n yerine o n u n l a birlikteyken sen ciddiye-
t i n i b ı r a k m a l ı s ı n . K a h k a h a a t v e b i r ç o c u k ol. B u k a $
d a r c ı k y a r d ı m ı n d o k u n a b i l i r s e , o g ü z e l b i r k i ş i l i k geliş-
tirecektir.

Yaşlarına bakmaksınız çocuklara hayatın


tüm gerçekleri söylenmeli midir?

153
ÇOCUK

Çocuklara ne söylenip ne söylenmemesi gerektiği


asırlardır h e p s o r u n o l m u ş t u r . G e ç m i ş t e k i strateji, ço-
c u k l a r a h a y a t ı n g e r ç e k l e r i n i s ö y l e m e k t e n m ü m k ü n ol-
d u ğunc a k a ç ı n m a k t ı ç ü n k ü i n s a n l a r , h a y a t ı n g e r ç e k l e -
rinden çok korkuyorlardı.

"Hayatın gerçekleri" deyiminin kendisi bir örtbas


etmedir; o basitçe t e k b i r şeyi gizler. S e k s h a k k ı n d a
hiçbir şeyi s ö y l e m e m e k , h a t t a " s e k s " s ö z c ü ğ ü n d e n bile
k a ç ı n m a k için b u m e t a f o r u " h a y a t ı n g e r ç e k l e r i n i " uy-
d u r m u şlardır .

H a y a t ı n hangi gerçekleri? Bu sadece seks hakkın-


da hiçbir şey söylememektir.

İ nsanlığı n t ü m g e ç m i ş i b u k a n d ı r m a c a ile y a ş a n -
m ı ştı r a m a ç o c u k l a r e r y a d a g e ç k e ş f e d e r l e r . V e a s l ı n -
d a o n l a r e r y a d a g e ç k e ş f e d e r l e r v e ç o k y a n l ı ş b i r şe -
kilde keşfederler. Ç ü n k ü d o ğ r u insanların hiçbirisi on-
l a r a a n l a t m a y a istekli değildir, o n l a r k e n d i işlerini k e n -
dileri h a l l e t m e k z o r u n d a d ı r . O n l a r toplar, o n l a r dikiz-
c i h a l i n e gelir; v e o n l a r ı d i k i z c i l e r h a l i n e i n d i r g e m e k -
ten sen sorumlusun. O n l a r t ü m yanlış k a y n a k l a r d a n ,
çirkin insanlardan toplar. O n l a r bu yanlış kavramlar ı
tüm yaşamları boyunca taşıyacaktır ve b u n u n sebebi
sensin. O n l a r ı n t ü m cinsel h a y a t ı t o p l a m ı ş o l d u k l a r ı b u
yanlış bilgiler t a r a f ı n d a n etkilenecektir.

Artık d ü n y a d a seks h a k k ı n d a m ü m k ü n olabilecek


e n y ü k s e k m i k t a r d a yanlı ş bilgi yayılmış d u r u m d a d ı r .
Ş u y i r m i n c i yüzyıl insanları bile seks h a k k ı n d a b ü y ü k
b i r c e h a l e t i ç i n d e y a ş a m a k t a d ı r . H a t t a s e n i n d a h a iyi
bilmesi gerektiğini düşündüğün insanlar bile; senin

154
A N N E BABALAR İÇİN TAVSİYE

d o k t o r u n bile gerçekte n seksin ne o l d u ğ u n u bilmez,


o n u n karmaşıklığını bilmez. O bilmelidir a m a doktor-
lar bile s o n d e r e c e yüzeysel y a ş a r ; o n l a r da bildiklerini
p a z a r d a n alırlar. H i ç b i r tıp fakültesinde seks ayrı bir
k o n u olarak öğretilmez. Bu k a d a r muazzam, güçlü bir
k o n u v e h â l â o n u n l a ilgili h i ç b i r ş e y ö ğ r e t i l m e z . E v e t ,
s e k s i n fizyolojisi d o k t o r t a r a f ı n d a n b i l i n i r a m a fizyolo-
j i h e r şey değildir. D a h a d e r i n k a t m a n l a r v a r d ı r : Psi-
koloji v a r d ı r , ruhsallık vardır. S e k s i n b i r psikolojisi
v a r d ı r v e s e k s i n b i r r u h s a l l ı ğ ı v a r d ı r ; fizyoloji s a d e c e
yüzeydedir. P e k çok araştırma b u r a d a yapılmıştır ve
b u y ü z y ı l d a hiç olmadığı k a d a r çok şey biliyoruz a m a
bilgi y a y ı l m ı y o r .

insanlar korkuyor çünkü onların anne babaları


k o r k u y o r d u ve k o r k u bulaşmıştır. Ç o c u ğ u n a b u n d a n
b a h s e t m e k zorundasın, b u n u onlara borçlusun. Ve ha-
kikati konuşmalısın.

" A n n e yiyeceğimizi Tanrı'dan mı alıyoruz?"


" E v e t , öyle y a p ı y o r u z B a r b a r a . "
"Ve N o e l z a m a n ı t ü m hediyelerimizi N o e l B a b a
mı getiriyor?"

"Bu doğru."

" V e d o ğ u m g ü n ü m d e iyi p e r i l e r h e d i y e l e r i g e t i r i -
yor?"

"Hı hı..."

"Ve k ü ç ü k kardeşimi leylek mi getirdi?"

D o ğru .

155
ÇOCUK

" O z a m a n ş u k a h r o l a s ı b a b a m n e halt e t m e y e et-


rafta dolanıyor?"

D o ğruy u söylemek daha iyidir! Ama çocuğun


ü z e r i n e atlayıp o n l a r istese de istemese de h e r şey h a k -
kında doğru söylemeye başlamalısın demiyorum. Artık
b u oluyor — d i ğ e r u ç — özellikle d e B a t ı ' d a ç ü n k ü psi-
kologlar sürekli olarak gerçeğin söylenmesi gerektiğini
ifade ediyor, i n s a n l a r sürekli o l a r a k ç o c u k o n u s o r s a
d a s o r m a s a d a gerçeği söyleyip d u r u y o r . B u d a yanlış-
t ı r . B e k l e ! E ğ e r ç o c u k s o r u y o r s a d ü r ü s t ol; e ğ e r s o r -
m u y o r s a gerek yok, h e n ü z ilgilenmiyor.

Sekiz yaşındaki küçük oğlu y e m e k masasında,


"Baba b e n nereden geldim?" diye s o r d u ğ u n d a yaşlı
a d a m n e r e d e y s e balyoz y e m i ş gibi o l d u .
Babası kızararak, " H ı m m , zannediyorum seninle
erkek erkeğe g ö r ü ş m e y a p m a vakti gelmiş. Y e m e k t e n
s o n r a sana kuşlar ve arılar h a k k ı n d a bir şeyler anlata-
c a ğım " d e d i .
Çocuk, " N e kuşları ve arıları? D i ğ e r a p a r t m a n d a -
k i k ü ç ü k F r a n k i e b a n a C h i c a g o ' d a n geldiğini söyledi.
B e n sadece n e r e d e n geldiğimi bilmek istiyorum!"

O y ü z d e n biraz bekle. O n l a r kendisi soracaktır,


çok acele etme. Ve hiçbir şekilde çocukları k a n d ı r m a -
y a çalışma. Tehlikeli olabilir.

156
Ge nçle r

Niçin yeni kuşak, anne babalar için


bu kadar problem oluyor?

Ç ü n k ü y e n i k u ş a k d a h a zekidir. Z e k â p r o b l e m ya-
ratır. Ve y e n i kuşağın d a h a zeki olması doğaldır. Ev-
rim böyle gerçekleşir. H e r y e n i kuşak ö n c e k i n d en zeki
olacaktır. Ç o c u k l a r ı n s e n d e n d a h a zeki olacaktır ve ço-
cuklarının çocukları da senin çocuklarından d a h a zeki
olacaktır.
Bu bir devinimdir, artan bir devinimdir. Sen Bu$
daların o m u z l a r ı n d a d u r u y o r s u n ; t ü m kısımlar senin-
dir. Ö r n e ğ i n b e n i m v a r l ı ğ ı m d a B u d a bir p a r ç a d ı r , İsa
bir parçadır, Abraham bir parçadır, Krishna bir parça-
dır, M u h a m m e d bir p a r ç a d ı r . . . B u şekilde B u d a b e n -
den daha yoksuldur, İsa benden daha yoksuldur. Ve
gelecekteki aydınlanmış kimi kimseler b e n d e n daha
zengin olacaktır ç ü n k ü b e n o n u n bir parçası olacağım
a m a o b e n i m p a r ç a m olmayacak. E v r i m sürekli hız ka-
zanır.

157
ÇOCUK

H e r ç o c u k a n n e b a b a s ı n d a n d a h a akıll ı o l m a l ı d ı r
a m a b u s o r u n y a r a t ı r ç ü n k ü b u a n n e babaları aşağılar.
A n n e b a b a l a r h e r şeyi biliyormu ş gibi y a p m a k isterler.
G e ç m i şt e b ö y l e y m i ş g i b i y a p m a k ç o k k o l a y d ı ç ü n k ü
ç o c u k l a r a a n n e b a b a l a r ı n d a n gelen sözel iletişimden
b a şk a b i l g i a k t a r m a y o l u y o k t u .

Ö r n e ği n b i r m a r a n g o z u n o ğ l u , ö ğ r e n e b i l e c e ğ i h e r
ş ey i b a b a s ı n d a n ö ğ r e n i r d i . Baba sadece b a b a olmaz,
ö ğretme n de olurdu. Ve oğlu h e r z a m a n o n a hayranlık
d u y a r ve saygı gösterirdi ç ü n k ü b a b a ç o k şey bilirdi; o
h e r çeşit a ğ a ç v e o d u n v e ş u v e b u k o n u d a k i h e r şeyi
bilirdi. V e oğulsa hiçbir şey bilmezdi. O n u n çok b ü y ü k
bir saygısı o l u r d u .

Y a ş a saygı d u y u l u r d u : E s k i g ü n l e r d e bir a d a m n e
k a d a r yaşlıysa elbette deneyimi nedeniyle d a h a bil-
geydi. A n c a k a r t ı k bizler d a h a iyi iletişim a r a ç l a r ı ge-
l i ştirdik . B a b a a r t ı k ö ğ r e t m e n d e ğ i l d i r ; a r t ı k ö ğ r e t m e
mesleği t a m a m ı y l a farklı b i r m e s l e k t i r . Çocuk okula
gider. B a b a o k u l a otuz y a d a k ı r k yıl önce gitmiştir.
B u o t u z k ı r k y ı l d a b i r bilgi p a t l a m a s ı g e r ç e k l e ş m i ş t i r .
Ç o c u k b a b a n ı n farkında olmadığı şeyleri ö ğ r e n e c e k t i r
ve ç o c u k eve geldiğinde nasıl h a y r a n l ı k duyabilsin?
Ç ü n k ü o b a b a d a n d a h a ç o k ş e y bilir, b a b a d a n d a h a
çok en son bilgilere sahiptir. B a b a n ı n m o d a s ı geçmiş
gibi g ö r ü n ü r .

Sorun budur. Ve bu giderek d a h a da çok artacak-


tır ç ü n k ü bizim beklentilerimiz eskidir ve h â l â çocu-
ğ u n eskiden o l d u ğ u gibi a n n e b a b a s ı n a saygı göster-
mesini isteriz. F a k a t artık t ü m k o ş u l l a r değişmiştir. Ar$

158
GENÇLER

tık y e n i bir şey ö ğ r e n m e k z o r u n d a s ı n : Ç o c u ğ a saygı


d u y m a y a başla. Artık yeniye eskiden d a h a ç o k saygı
gösterilmesi gerekiyor. Çocuktan öğrenmeye başla
ç ü n k ü o s e n d e n d a h a iyi b i l i y o r . O ğ l u n ü n i v e r s i t e d e n
g e l d i ğind e k e s i n l i k l e o s e n d e n d a h a iyi b i l i y o r d u r .

Benim üniversitedeki deneyimim de b u d u r . Felse-


fe p r o f e s ö r l e r i m d e n bir t a n e s i ç o k s a ç m a şeyler söyler-
di v e b u n u n n e d e n i o n u n üniversitede otuz yıl ö n c e bu$
l u n m a s ı y d ı. O g ü n l e r d e , o bir öğrenci iken H e g e l ve
B r a d l e y felsefe d ü n y a s ı n d a k i e n ö n e m l i i s i m l e r d i . A r -
tık hiç k i m s e H e g e l ve Bradley'i u m u r s a m ı y o r . Artık
Wittgenstein ve G . E . M o o r e onların yerini almıştır.
B u p r o f e s ö r ü n W i t t g e n s t e i n h a k k ı n d a h i ç b i r fikr i
y o k t u , G . E . M o o r e h a k k ı n d a h i ç b i r fikri y o k t u . O , o
k a d a r g e r i d e kalmıştı k i ona, " O k a d a r yaşlı, o k a d a r
g e r e k s i z s i n k i y a ş u a n felsefede n e l e r o l d u ğ u n u o k u -
m a y a başla, y a ö ğ r e t m e k t e n v a z g e ç ! " d e m e k z o r u n d a
kaldım.

D o ğa l o l a r a k k ı z d ı . Ü n i v e r s i t e d e n u z a k l a ş t ı r ı l d ı m .
Rektöre bir m e k t u p yazıp, "Ya bu öğrenci üniversite-
de kalacak ya da ben öğretmeye devam edeceğim a ma
her ikimiz bir a r a d a kalamayız, o bir baş belası" dedi.

O Wittgenstein o k u m a y a hazır değildi. Aslında


b e n o n u n p r o b l e m i n i a n l a y a b i l i y o r u m : O k u m u ş olsay-
d ı bile a n l a y a m a z d ı . W i t t g e n s t e i n , H e g e l ' d e n t a m a m ı y -
l a f a r k l ı b i r d ü n y a d ı r . V e o ise H u m e v e B e r k e l e y h a k -
k ı n d a k o n u ş u r d u . . . k i b u n l a r k o k u ş m u ş isimlerdir, ar-
tık hiçbir önemleri yoktur. Tarih olmuşlardır, dipnot
o l m u şlardır .

159
ÇOCUK

S o r u n b u d u r . Y a ş ı n k e n d i s i saygı d u y m a k için ar-


tık bir s e b e p değildir. Z e k â y a , bilince saygı duyulmalı -
dır. V e sen şayet ç o c u k l a r ı n a saygı d u y a r s a n o n l a r d a
s a n a saygı d u y a c a k t ı r . F a k a t sadece, sen çocuklara
saygı duyarsan, sana saygı duyacaklardır. Eskiden
yöntem çocuğunu sürekli aşağılamandı, çocuklarına
h e r şekilde h a k a r e t e t m e n d i . Ve onlar s a n a saygı duy-
m a k zorundaydı; artık bu böyle olamaz.

"Babanla yatmadan önce hiç b a ş k a bir erkekle


y a t m a m ı ştım, " d i y e i l a n e t t i a n n e s i v a h ş i k ı z ı n a . " S e n
kızına aynı şeyi söyleyebilecek m i s i n ? "
" E v e t , " diye y a n ı t l a d ı kız, " a m a b u k a d a r ciddi b i r
yüzle değil!"

Y a şl ı R u b i n s t e i n , " B a n a b i r b a k ! " d i y e s e s l e n d i .
"Sigara içmiyorum, içki i ç m i y o r u m y a d a k a d ı n l a r ı n
p e şinde n k o ş m u y o r u m v e y a r ı n s e k s e n i n c i y a ş g ü n ü -
mü kutlayacağım" dedi.

" Ö y l e m i ? " diye sordu oğlu ciddi bir şekilde. " N a -


sıl? N e s i g a r a i ç i y o r s u n , n e i ç k i i ç i y o r s u n , n e d e k a d ı n -
ların p e ş i n d en k o ş u y o r s u n. Nasıl k u t l a y a c a k s ı n ?"

Gençler nasıl anne babalan ile bir


köprü oluşturabilirler?

İlk olarak gençler s o n u ç n e olursa olsun d o ğ r u v e


d ü r ü s t olmalıdır. O n l a r a n n e b a b a l a r ı n a n e hissediyor-
l a r s a u k a l a değil, alçakgönüllü olarak söylemelidirler.

160
GENÇLER

A n n e b a b a l a r ı n d a n hiçbir şey gizlememelidirler. K o p u ş u


y a r a t a n şey şudur: A n n e babalar çocuklarından p e k çok
şey i gizler, ç o c u k l a r a n n e b a b a l a r ı n d a n p e k ç o k şeyi giz-
ler v e a r a d a k i k o p u k l u k b ü y ü r v e g i d e r e k d a h a b ü y ü r .
Bir g ü n b a b a m a g i t t i m v e d e d i m ki, " S i g a r a içme -
ye başlamak istiyorum."
" N e ? " dedi.
" B u n u n için b a n a p a r a v e r m e k z o r u n d a s ı n ç ü n k ü
ç a l m a k i s t e m i y o r u m . E ğ e r b a n a p a r a v e r m e z s e n çala-
c a ğı m a m a s o r u m l u l u k s e n i n o l a c a k . E ğ e r s i g a r a i ç m e -
m e i z i n v e r m e z s e n i ç e c e ğ i m a m a gizli ş e k i l d e i ç e c e ğ i m .
V e s e n b e n i b i r h ı r s ı z y a p a c a k s ı n ; b e n i m b i r ş e y l e r giz-
lememi ve dürüs t o l m a m a m ı sağlayacaksın. Pek çok
i n s a n ı n s i g a r a i ç t i ğ i n i g ö r ü y o r u m v e t a d ı n a b a k m a k is-
tiyorum. Mevcut o l a n e n iyi s i g a r a y ı i s t i y o r u m v e i l k
sigarayı senin ö n ü n d e içeceğim" d e d i m .
" B u garip a m a i d d i a n d a haklısın. E ğ e r seni engel-
l e r s e m ç a l a c a k s ı n . E ğ e r sen i e n g e l l e r s e m y i n e d e içe-
ceksin, y a n i seni engelleme m sende d a h a çok suç u n s u -
ru y a r a t a c a k . Bu b e n i incitiyor. S e n i n sigaraya başla-
m a n ı istemiyorum" dedi.
" S o r u n b u değil, i n s a n l a r ı s i g a r a i ç e r k e n g ö r d ü -
ğ ümd e i ç i m d e b i r a r z u y ü k s e l d i . B u n a d e ğ e c e k m i b i r
denemek istiyorum. E ğ e r b u n a değerse o z a m a n b a n a
sürekli olarak sigara sağlaman gerekecek. E ğ e r b u n a
d e ğmezs e o z a m a n o n u n l a i ş i m b i t e r . A m a s e n r e d d e -
d e n e k a d a r hiçbir şey y a p m a k istemiyorum o z a m a n
t ü m s o r u m l u l u k senin olacaktır ç ü n k ü b e n suçlu his-
setmek istemiyorum" dedim.

161
ÇOCUK

i s t e m e y e r e k d e o l s a ş e h i r d e k i m e v c u t o l a n e n iyi
sigarayı satın almak z o r u n d a kaldı. Amcalarım, büyük-
babam, " N e yapıyorsun? Bu yapılmadı," dediler. Israr
ettiler...

A m a o, "Biliyorum böyle bir şey y a p ı l m a d ı a m a


siz o n u b e n i m t a n ı d ı ğ ı m k a d a r t a n ı m ı y o r s u n u z . O s ö y -
l e d i ğin i a y n e n y a p a c a k t ı r v e b e n o n u n d ü r ü s t l ü ğ ü n e v e
h a k i k i olmasına saygı d u y u y o r u m . O b ü t ü n planını ba-
n a n e t b i r şekilde ifade etti: Beni zorlama ve beni en-
gelleme ç ü n k ü bu beni suçlu hissettirecek.' "

S i g a r a y ı i ç t i m , ö k s ü r d ü m , g ö z l e r i m d e n y a ş l a r gel-
di; t e k b i r sigarayı bile b i t i r e m e d i m . V e o n u b ı r a k t ı m .
B a b a m a , " B u i ş bitti, a r t ı k e n d i ş e l e n m e n e g e r e k y o k ,
a m a s e n i n a n l a m a n ı i s t i y o r u m k i n e h i s s e d i y o r s a m sa-
n a söyleyeceğim. Böylelikle s e n d e n h i ç b i r şeyi sakla-
m a m a g e r e k y o k . V e şayet b a b a m d a n bile g i z l e y e c e k
o l u r s a m k i m i n l e ilişki k u r a c a ğ ı m ? H a y ı r , s e n i n l e b e -
nim a r a m d a hiçbir kopukluk y a r a t m a k istemiyorum"
dedim.

Ve benim sigaraları bıraktığımı g ö r d ü ğ ü n d e gö-


z ü n d e n y a ş l a r geldi. " H e r k e s b u n a k a r ş ı g e l d i a m a se-
nin samimiyetin beni sigaraları getirmeye zorladı" de-
di. Aksi t a k t i r d e H i n d i s t a n ' d a b e l k i d e h i ç b i r b a b a as-
l a o ğ l u n a s i g a r a s u n m a m ı ş t ı r ; b u d u y u l m a m ı ş b i r şey-
dir. B a b a l a r ç o c u k l a r ı n ı n ö n ü n d e sigara bile içmezler
k i b u s a y e d e s i g a r a i ç m e fikri o r t a y a ç ı k m a s ı n .

Gençler çok zor bir d u r u m d a d ı r . O n l a r değişiyor;


onlar çocukluğu geride bırakıyor ve genç olmaya baş-
lıyorlar. H e r g ü n onlar için h a y a t ı n y e n i b o y u t l a r ı açı$

162
GENÇLER

lıyor. O n l a r b i r d ö n ü ş ü m içindeler. A n n e b a b a l a r ı n d a n
m u a z z a m bir desteğe ihtiyaçları var. A n c a k şu anki du-
rum, a n n e babalarıyla neredeyse hiç b u l u ş m a m a l a r ı $
d ı r . A y n ı e v d e y a ş ı y o r l a r a m a b i r b i r l e r i ile k o n u ş m u -
y o r l a r ç ü n k ü birbirlerinin dilini anlayamazlar, birbir-
lerinin bakış açılarını anlayamazlar. Sadece oğlan ya
da kız p a r a y a ihtiyaç d u y d u ğ u z a m a n buluşurlar; aksi
halde buluşma yoktur. Kopukluk büyümeye devam
eder; onlar bir kimsenin hayal edebileceğinin maksi-
m u m u n d a yabancılaşmışlardır. B u g e r ç e k b i r felaket-
tir.

G e n ç l e r i n h e r şeyi h i ç b i r k o r k u o l m a d a n a n n e ba-
balarına söylemesi cesaretlendirilmelidir. Bu sadece
çocuklara y a r d ı m etmeyecektir, bu anne babalara da
y a r d ı m edecektir. H a k i k a t i n k e n d i n e h a s bir güzelliği
vardır; d ü r ü s t l ü ğ ü n k e n d i n e ö z g ü bir güzelliği vardır.
G e n ç l e r a n n e b a b a l a r ı n a d ü r ü s t ç e , samimi bir şekilde,
hakiki bir şekilde yaklaştığında ve sadece kalplerini
açtıklarında bu, a n n e babaların da kalplerini açmaları
için b i r şeyleri tetikler. Ç ü n k ü o n l a r d a s ö y l e m e k iste-
dikleri a m a söyleyemedikler i p e k çok şeyle d o l u d u r .
Toplum yasaklar, din yasaklar, gelenek yasaklar.

F a k a t eğer onlar gençlerin tamamıyl a açık ve n e t


o l d u ğ u n u görürlerse bu onların da açık ve net olması-
na y a r d ı m edecektir. Ve hep üzerinde durulan, sözde
k u şa k ç a t ı ş m a s ı b a s i t b i r ş e k i l d e b ı r a k ı l a b i l i r ; o k e n d i -
l i ğinde n b u h a r o l u p g i d e b i l i r .

E n belalı p r o b l e m seks h a k k ı n d a olandır. Ç o c u k -


lar z i h i n l e r i n d e n neler geçtiğini t a m o l a r a k söyleyebil$

163
ÇOCUK

melidir; hiçbir şeyi gizlemeye g e r e k y o k t u r ç ü n k ü on-


ların akıllarından geçen her ne olursa olsun doğaldır.
Onlar anne b a b a l a r ı n ın tavsiyelerini isteyebilmeliler.
Ne yapılmalı? O n l a r sorunlu bir haldedir ve y a r d ı m a
ihtiyaç v a r d ı r . Ve a n n e babaları dışında k i m e gidebilir-
ler? N e z a m a n b i r s o r u n olsa b a s i t ç e a n n e b a b a m a söy-
l e d i m . V e b e n i m ö n e r i m şu, g e n ç l e r a n n e b a b a l a r ı n -
dan, öğretmenlerinden hiçbir şeyi gizlememelidir...
O n l a r t a m a m e n samimi olmalılar v e b u k o p u k l u k bu$
h a r l a şacak . V e b u k o p u k l u ğ u n b u h a r l a ş m a s ı g e r e k i y o r
ç ü n k ü bu nasıl bir t o p l u m d u r ? Çocuklar ve a n n e baba-
lar a r a s ı n d a bir k o p u k l u k var, k a r ı v e k o c a a r a s ı n d a
bir k o p u k l u k var, öğretmenler ve öğrettikleri a r a s ı n da
bir k o p u k l u k var. Sadece k o p u k l u k var ve kopukluk-
lar h e r tarafta.

Herkes her çeşidinden kopukluklarla çevrelen-


m i ştir . S a n k i t ü m i l e t i ş i m k o p m u ş t u r . B u b i r t o p l u m
d e ğildir . B u b i r k o m ü n d e ğ i l d i r ç ü n k ü h i ç b i r i l e t i ş i m
y o k t u r . H i ç kimse d o ğ r u y u söyleyemez, h e r k e s bastı-
r ı l m ı ştır . H e r k e s arzularını bastırıyor, h e r k e s öfkeli.
Ve herkes yalnız, hayal kırıklığına uğramış hissediyor.
Ö f k e l i b i r k u ş a k y a r a t t ı k ; a n l a m s ı z l ı k felsefeleri y a r a t -
tık.

V e t ü m b u n l a r ı n sebebi, çocukların a n n e babala-


rıyla temasını yitirmiş olmasıdır. Çocuklar muazzam
bir iş başarabilir ve onlarda b u n u y a p a c ak cesaret var.
Belki a n n e b a b a l a r b u n u yapamayabilir; onlar aşırı de-
recede koşullanmıştır. Gençler diri ve tazedir; sadece
onlara anne babalarına karşı samimi olmayı öğret.

164
GENÇLER

Babamla bir arılaşma


yaptım. O n a , "Seninle bir an- Tüm utangaçlık

l a şm a y a p m a k i s t i y o r u m " d e - temelde seksle

dim. ilişkilidir.
Bir kez çocuklar
" N e h a k k ı n d a ? " dedi.
tam olarak
" A n l a şm a şu, eğer sana
cinsel ilişki
d o ğruy u s ö y l e r s e m , b e n i ö d ü l -
yapmakta özgür
lendireceksin, cezalandırma-
olduğunda,
yacaksın ç ü n k ü şayet beni ce$
muazzam bir değişim
zalandırırsan gelecek sefer
göreceksin.
gerçeği söylemeyeceğim" de-
dim.
Ve t ü m d ü n y a d a olan şey b u d u r : H a k i k a t cezalan-
dırılır, b ö y l e l i k l e k i ş i o n u s ö y l e m e k t e n v a z g e ç e r . O z a -
m a n o yala n söylemeye başlar ç ü n k ü yala n söylemek
ödüllendirilir.
Bu nedenl e ona, " S e n k a r a r verebilirsin. B e n i m
yalan söylememi istiyorsan yalan söyleyebilirim...şa-
y e t ödüllendirme k istediğin şey buysa. A n c a k eğer ha-
kikati ödüllendirmeye hazırsa n s a n a gerçeği söyleyece-
ğim a m a b u n u n için b e n i c e z a l a n d ı r a m a z s ı n " d e d i m .
O da, "Anlaşmayı k a b u l e d i y o r u m " dedi. Bu çok
basit bir y ö n t e m d i r . Şayet kendini, k e n d i a n n e ve ba-
b a n a gösteremiyorsan...tü m b u d ü n y a d a k i h e r k e s on-
lardan d a h a çok yabancı olacaktır. A n n e n ve b a b a n da
yabancıdırlar a m a onlar en yakındaki yabancılardır, en
samimi olduğun yabancılardır.

Kendini onlara göster ki hiçbir k o p u k l u k olmasın.


Bu onların da sana karşı samimi olmalarına yardım

165
ÇOCUK

edecektir. Bu h a t ı r l a n m a sı g e r e k e n bir şeydir: S a m i m i -


yet, dürüstlük, h a k i k a t aynı nitelikleri diğer kişide de
tetikler.

Bu genç yaşta karar vermekle ilgili olarak


çok fazla utangaçlık ve güvensizlik var.
Anne babalar çoğunlukla yardımcı olmuyor.
Nasıl içsel güç geliştirilmelidir?

T ü m u t a n g a ç l ı k t e m e l d e s e k s l e ilişkilidir. B i r k e z
ç o c u k l a r t a m o l a r a k c i n s e l ilişki y a p m a k t a ö z g ü r o l d u -
ğ unda , m u a z z a m b i r d e ğ i ş i m g ö r e c e k s i n . O n l a r a r t ı k
u t a n g a ç d e ğ i l d i r . O n l a r ilk d e f a k a r a r l ı o l m a k i ç i n h i ç -
bir eğitim a l m a d a n kararlı hale gelirler ç ü n k ü onların
sırtından çok b ü y ü k bir biyolojik y ü k kalkmıştır, b ü -
y ü k bir psikolojik gerginlik rahatlamıştır.
Ç o c u k l a r a nasıl kararlı olunacağını ö ğ r e t m e ye bir
i h t i y a ç g ö r m ü y o r u m . O n l a r ı n i h t i y a c ı o l a n t e k şey, a ş k
söz k o n u s u o l d u ğ u n d a ö z g ü r l ü k t a n ı m a k t ı r . V e a r t ı k
haplar mevcuttur. H e r h a n g i bir kızın hamile kalacağı
k o r k u s u y o k t u r ; o basittir, bir o y u n d u r , eğlencedir. Bu
kızlar ve o ğ l a n l a r a o n l a r ı n cinselliğiyle bağlantılı o l d u -
ğ un u d ü ş ü n e m e y e c e ğ i n b e l i r l i b i r k u v v e t g e t i r e c e k t i r .
i n s a n l a r bastırılırsa seks h a k k ı n d a sinirli o l u r l a r ;
e ğe r o n l a r c i n s e l l i ğ i b a s t ı r m ı ş l a r s a h e r ş e y h a k k ı n d a
çekingen olurlar. N e y i n doğru neyin yanlış olduğunu,
ne yapılacağını, ne yapılmayacağını bilmezler ç ü n k ü
çok basit bir şey h a k k ı n d a k a r a r v e r m e l e r i n e izin veril-
mez. Bu basit şey çok temeldir ç ü n k ü o hayatın kendi-
sini i l g i l e n d i r i r .

166
GENÇLER

B e n i m a n l a y ı ş ı m , b i r k e z ç o c u k l a r a s e k s l e ilgili ö z -
gürlük verildiğinde ve seks son derece n o r m a l bir şey
o l a r a k k a b u l e d i l d i ğ i n d e — k i b u b ö y l e d i r — b a ş k a şey-
ler h a k k ı n d a m u a z z a m bir kararlılık o r t a y a çıkacaktır
ç ü n k ü ilk d e f a o n l a r b a s t ı r ı l m a y a c a k . H e r t ü r d e n s o r u -
nu, utangaçlığı, kararsızlığı yaratan bastırmak-
tır... ç ü n k ü içlerinde, derinliklerde onlar k e n d i doğala$
rıyla sürekli savaşıyorlar.

İ çse l b i r s a v a ş v e içsel b i r b ö l ü n m e o l m a d ı ğ ı n d a
— t e k , s o m u t bir b i r e y — t a m a m ı y l a y e n i t ü r d e n bir ço-
cuğu ö n ü n d e göreceksin: Kararlı, kudretli, utangaç de-
ğil .
O n e d e n l e b u s o r u n , e ğ e r ilk s o r u n h e r h a n g i b i r
mesele ç ı k m a d a n çözülebilirse çözümlenir.

Gençlerin bir gruba, herhangi bir şeye ait


olmak için güçlü bir arzusu vardır.
Bu ihtiyaç neyi yansıtır?

B u n u n t e k n e d e n i o n l a r ı n a r t ık aileye ait o l m a m a -
sıdır v e o n l a r d ü n y a d a yalnız k a l m a k için ç ok gençler-
dir.
Ş aye t o n l a r l a a n n e b a b a l a r ı a r a s ı n d a b u k o p u k l u k
olmasaydı, herhangi bir g r u b a ihtiyaç olmayacaktı. Bu
tarz şeylerin —hippilerin ya da punklar ın ya da daz-
lakların— gerçekleşmediğini Doğu'da görebilirsin.
Ç o c u k l a r ı n aileye ait olması gibi basit bir n e d e n y ü-
z ü n d e n bu tarz şeylerin olmadığını görebilirsin. O n l a-
r ı n k ö k l e r i a i l e d e d i r , o n l a r y a l n ı z d e ğ i l d i r ; B a t ı d a ol$

167
ÇOCUK

d u ğ u gibi bi r k o p u k l u k y o k t u r . T ü m p r o b l e m i Batı'da$
ki bu k o p u k l u k oluşturuyor. O z a m a n o n l a r herhangi
bir g r u b a ait o l m a k istiyorlar ç ü n k ü yalnız b a ş ı n a kal-
m a k t a n korkuyorlar. O n l a r çok genç, çok kırılgandır.
Bu y ü z d e n de çevrelerinde m e v c u t olan h e r h a n g i bir
g r u b a ait o l m a y a başlıyorlar. V e h e r k e s o n l a r ı s ö m ü r e $
bilir. S u ç işlemeye m e c b u r bırakılabilirler — o n l a r s u ç
i şliyorlar — onlar uyuşturucu kullanmaya, uyuşturucu
satmaya m e c b u r kalabilirler ve onlar b u n u yapıyor. Ve
kurnaz insanlar bu grupları yönetebilir ve genç insan-
ları onların ait o l m a ihtiyaçları y ü z ü n d e n sömürebilir$
ler. B u n u n için d e öncelikle k o p u k l u k o r t a d a n k a l k m a -
lıdır.

ikinci olarak sen b a ş k a gruplar yaratmalısın. Ta-


rih b o y u n c a p e k çokları olmuştur. Örneğin, Sokra$
tes'in o k u l u n a ait olan insanlar, hakikati a r a y a n g e n ç
insanlar vardı. Atina'daki biraz zekâ sahibi herkes
S o k r a t e s ' i n etkisine girdi. V e y a l n ı z değildi: D o ğ u n u n
h e r y e r i n d e t ü m işi i n s a n l a r a n a s ı l t a r t ı ş ı l a c a ğ ı n ı ö ğ r e t -
m e k o l a n p e k ç o k sofist v a r d ı . B i n l e r c e g e n ç i n s a n s ı r f
t a r t ı şmayı , ç o k i n c e d e n t a r t ı ş m a y ı ö ğ r e n m e k i ç i n b u
sofist o k u l l a r ı n a k a t ı l m ı ş l a r d ı .

H i n d i s t a n ' d a p e k ç o k o k u l u m u z v a r d ı — f a r k l ı fel-
s e f e c i l e r i n f a r k l ı felsefeleri s u n d u ğ u — v e g e n ç i n s a n l a r
ilgileniyordu. Yaşlı insanlar ç o k t a n yerli y e r i n e otur-
m u ştu ; genç insanlar hareket halindeki kuşaklardı.
Onları hiç kimse engellemiyordu; herhangi bir öğret-
mene gidebiliyorlardı. Öğretmenleri değiştirebiliyor$
lardı. B u g ü n ü n ölü ve d o n u k üniversitelerinde bulaca$

168
GENÇLER

ğ ı n t ü r d e n , orijinal olmayıp s a d e c e p a p a ğ a n gibi t e k r a r


e d e n p r o f e s ö r l e r gibi değil, orijinal d ü ş ü n ü r l e r d e n p e k
çok şey öğrenebiliyorlardı.

H e r orijinal d ü ş ü n ü r ü n k e n d i s i bir üniversit e idi


ve o n u n etrafındaki binlerce müridi, hayat hakkındak i
h e r şeyi belli b i r a ç ı d a n ö ğ r e n i y o r l a r d ı . V e s a d e c e o n u
ö ğrenmiyorlar , hayatlarını bir düzene k o y m a d a n önce
onu yaşıyor, deneyimliyorlardı. Y a n i dazlak olmaktan-
sa, o n l a r N a g a r j u n a y a d a B o s h o ile y a d a C h u a n g T z u
ile P y t h a g o r a s y a d a H e r a c l i t u s y a d a E p i c u r u s ile o l u -
yorlardı. Ve bu çok güzel bir şeydi.

G e n ç insanlar b a n a geldi v e d ü n y a n ı n h e r tarafın-


d a b ü y ü k b i r aile o r t a y a çıktı. Belli bi r ait o l m a var,
çok gevşek. Böylelikle hiç k i m s e e s a r e t a l t ı n d a değil;
h e r k e s ö z g ü r v e y i n e d e b i n l e r c e i n s a n l a birlikte b i r çe-
şit e ş z a m a n l ı l ı k h i s s e d i y o r .

T ü m b u teröristleri, t ü m b u dazlakları h i ç b ir zor-


luk o l m a d a n değiştirebilirim. P e k ç o k hippiyi değiştir-
dim; artık onları tanıyamazsın. H a t t a onlar bile b a n a
ilk g e l d i k l e r i z a m a n ı h a t ı r l a m a y a b i l i r l e r . . . D ü n y a n ı n
h e r t a r a f ı n d a d o l a ş a n d a h a ç o k felsefeciye, dünyanın
etrafında dolaşan d a h a çok ö ğ r e t m e n e ihtiyacımız var.
Böylelikle g e n ç insanlar o n l a r a katılıp bir şey öğrene-
bilir ve bir şey yaşayabilir.

Yeniyetmeler sıklıkla geleceklerine ilişkin


olarak hayaller ve fanteziler kuruyor.
Onlar nasıl daha gerçekçi olabilir?

169
ÇOCUK

Öyle olmalarına gerek yok. Fantezinin, hayallerin


bir zamanı vardır ve yeniyetmeleri gerçekçi y a p m a k -
t a n s a onların hayal k u r m a s ı ve fantezilere sahip olma-
s ı d a h a iyidir. B u n u n a n l a m ı s e n i n o n l a r ı n gençlikleri-
ni mahvettiğin ve onları z a m a n ı n d a n önce yetişkin
y a p t ı ğındır .

Hayır, bu hayaller ve fanteziler gelişimin parçası-


dır; o n l a r k e n d i l i ğ i n d e n y o k o l a c a k . H a y a t ı n k e n d i s i
onları g e r ç e k ç i y a p a c a k t ı r ; h a y a t a a t ı l m a d a n ö n c e bı-
rak onlar hayallerinin tadını çıkarsın. Ç ü n k ü hayatın
içinde sadece kâbuslar, sadece mutsuzluklar ve acı
vardır. O n l a r son derece gerçekçi hale gelecek a m a on-
lar bu hayal ve fantezi günlerini h e r z a m a n en güzel
anlar olarak hatırlayacaklar. S e n i n gerçekliğin, hayal-
lerin ve fantezilerin y e r i n e geçecek ne sunabilir?

Gençlerin meditasyona yönelmesine kendini hazır


e t m e d i ği n s ü r e c e . . . B u o n l a r ı g e r ç e k ç i y a p a c a k t ı r , b u
onlar ı ü t o p y a c ı y a p a c a k t ı r . B u , o n l a r ı n h a y a l l e r v e fan-
t e z i l e r d e n ç o k d a h a fazla, s e n i n ç ü r ü m ü ş t o p l u m u n a
u y u m sağlamalarını zorlaştıracaktır.

Bu hayaller ve fantezilerin hiçbir zararı olamaz.


O n l a r h a y a t ı n p a r ç a s ı d ı r ; g e n ç l i k h e r z a m a n b u şekil-
de hayal k u r m u ş , fantezi üretmiştir.

Bırak onlar hayal k u r s u n ve fantezi yaratsın, s a n a


z a r a r v e r m i y o r l a r . V e b i r s ü r e s o n r a görevlerle, işlerle,
çocuklarla, eşlerle m e ş g ul olacaklardır. B u n d a n ö n c e
b i r a z c ı k z a m a n l a r ı v a r ; b ı r a k b u n u f a n t e z i ile k u l l a n -
sınlar, b u n u n b ir z a r a r ı y o k . B a n a göre, b u h a y a l za-
manını deneyimlemeleri onların b a y a t ı n d a h a farklı

170
GENÇLER

o l a b i l e c e ğin i — m u t s u z o l m a s ı g e r e k m e d i ğ i n i , a c ı d o l u
olması g e r e k m e d i ğ i n i — hatırlamalarına y a r d ı m ede-
cektir diye hissediyorum. O n u n bir a z a p olması gerek-
miyor. O n l a r güzel şeyler yaşamıştır; ve b u n l a r sadece
hayaldi. H i ç b i r hayalin sana veremeyeceği çok d a h a
güzel d e n e y i m l e r e sahip olabileceğin bilinçli bir d ö n ü -
ş ü m y a ş a m a k m ü m k ü n d ü r . A n c a k hayalin tadı güzel-
dir; o seni m u t s u z l u ğ u n h e r şey o l m a d ı ğ ı k o n u s u n d a
uyanık tutar. Başka bir şey m ü m k ü n d ü r . Gençlik ha-
yal ve u m u t zamanıdır ve sen sözde gerçek d ü n y a n ı n
içinde k a y b o l d u ğ u n d a bu anlar sana ş u n u hatırlata-
caktır: " G e r ç e k t e n var olmanın, h u z u r u n , dinginliğin,
s e s s i z l i ğin , c o ş k u n u n o l d u ğ u b i r h a l i b u l m a n ı n b i r y o -
lu var mıdır?"

Bu y ü z d e n b u n u değiştirmeye ihtiyaç o l d u ğ u n u
sanmıyorum.

Bugün genç insanların hayatında


büyük etkisi olan gençlik ve spor hakkında
konuşabilir misiniz?

S p o r ç o k iyidir v e gençlerin sadece b a ş k a insanla-


rın oynamasını izlemelerindense katılmaları da teşvik
edilmelidir. O l a n şey binlerce insanın sadece seyretme-
si ve sadece b i r k a ç insanın, profesyonelin oynamasıdır.
B u iyi b i r d u r u m d e ğ i l d i r . H e r g e n ç , k a t ı l ı m c ı o l m a l ı -
d ı r ç ü n k ü b u o n a fiziksel s a ğ l ı k v e r e c e k t i r , o n a b e l l i b i r
çeviklik sağlayacaktır, o n a belli bir z e k â sağlayacaktır.
Ve m ü k e m m e l bir şekilde gençleştirir.

171
ÇOCUK

Ancak sadece bir gözlemci olmak —ve televizyon


önünde bunu yapmak— d o ğ r u değildir. Başkalarını
futbol o y n a r k e n ya da h e r h a n g i bir sporu, televizyo-
n u n ö n ü n d e k i b i r s a n d a l y e y e b e ş altı s a a t y a p ı ş m ı ş ola-
r a k s e y r e t m e k d o ğ r u değildir. B u s a n a hiçbir gelişme
s a ğlamaz . A k s i n e b u s e n i , d e r i n d e n b i r ş e k i l d e b i r k a -
t ı l ı m c ı , ilgili, a d a n m ı ş o l m a n g e r e k t i ğ i n d e h e r ş e y e y a -
b a n c ı olan asla k a t ı l m a y a n birisi y a p a r .

Ö ğrenme k için a r a d a b i r u z m a n l a r ı g ö r m e k —
a m a s a d e c e ö ğ r e n m e k içi n — i y i d i r ; b u n u n d ı ş ı n d a h e r -
kes s a h a d a olmalıdır. S o r u n u n ne o l d u ğ u n u anlayamı-
y o r u m . G e n ç insanlar oynamalıdır; hatta zaman bula-
b i l i r l e r s e d a h a y a şl ı o l a n l a r b i l e o y n a m a l ı d ı r . H a t t a b i -
raz d a h a çok y a ş a m a k isteyen emekli olmuş insanlar
bile oynamalıdır. Yaşlarına göre, kuvvetlerine g ö r e h e r
y a ş g r u b u için o y u n l a r b u l m a l ı y ı z k i b u s a y e d e t ü m in-
sanlar hayatları b o y u n c a o y u n c u olsunlar.

H a y a t b i r s p o r olmalı.

S p o r u n h a t ı r l a m a n ı istediğim çok güzel b i r şeyi


vardır: O s a n a y e n i l m e n i n ya da zafer k a z a n m a n ı n
ö n e m l i o l m a d ı ğ ı n ı ö ğ r e t i r . Ö n e m l i o l a n şey, s e n i n iyi
oynaman, senin b ü t ü n olarak oynaman, senin y o ğ u n
o l a r a k o y n a m a n , hiçbir şeyi s a k ı n m a d a n h e r şeyini or-
t a y a k o y m a n d ı r . S p o r t m e n l i k b u d u r . Başkaları zafer
kazanabilir, kıskançlık yok; onları kutlayabilirsin ve
o n l a r ı n z a f e r i n i k u t l a y a b i l i r s i n . G e r e k l i o l a n t e k ş e y se-
n i n s a k ı n m a m a n , t ü m enerjini o n u n içine k o y m a n d ı r .

T ü m y a ş a m ı n bir oyun olmalıdır.

172
GENÇLER

Bu nedenle gençlerin sporla ilgilenmesinde yanlış


bir şey y o k t u r . S o r u y u s o r a n kişi sanki gençlerin okul-
l a r d a s a d e c e coğrafya, t a r i h ve bu gibi h a y a t t a h i ç b i r
k u l l a n ı m a l a n ı o l m a y a n ş e y l e r i n ö ğ r e n i l m e s i y l e ilgiliy-
miş gibi geliyor. S p o r ç o k d a h a önemli, ç o k d a h a sağ-
lıklı, ç o k d a h a c a n l ı d ı r .

Pek çok genç insan çirkin görünmeyi


tercih ediyor. Punk ya da dazlak gibi giyiniyor,
saçlarının bir kısmını tıraş ediyor ve kalanını
şaşırtıcı renklerde boyuyor. Ayrıca onlar komik
kıyafetler giymeyi tercih ediyorlar.
Bu garip olay hakkında yorum
yapabilir misiniz lütfen?

B u hiç d e garip değil. Bu


senin y o r u m u n . O n l a r senin
Punklar ve
Batılı y a ş a m tarzından sıkıl-
dazlaklar sadece
m ı şlardır . Onlar sadece bık-
senin
kınlıklarını gösteriyorlar. O n -
başarısız olduğunun
lar sana toplumu hakikate hatırlatıcılarıdır.
d o ğru , h u z u r a d o ğ r u , Tanrı- Batı medeniyeti
sallığa doğru yönlendirmedi- sonuna ulaşmıştır.
ğ ini ; toplumu ölüme doğru
y ö n l e n d i r d i ğin i gösteriyorlar.

P u n k l a r ve dazlaklar sadece senin başarısız oldu-


ğ unu n h a t ı r l a t ı c ı l a r ı d ı r . B a t ı m e d e n i y e t i s o n u n a u l a ş -
m ı ştır . D o ğ a l o l a r a k h e r z a m a n i ç i n g e n ç l i k , g e l e c e k
o l a n a en hassas, en algıları açık olanlardır. O n l a r ölü$

173
ÇOCUK

m ü n geldiğini, t ü m Batılı bilim a d a m l a r ı n ı n Batılı p o -


litikacıların, Batılı kiliselerin t ü m insanlık için b ü y ü k
bir mezarlık h a z ı r l a m a k t a olduklarını görüyorlar. Şa-
ş ırtıc ı k ı y a f e t l e r i y l e , komik kıyafetleriyle, saçlarının
yarısını k e s e r e k o n l a r b a s i t ç e b u g ü n e k a d a r t a k i p etti-
ğin çizgiyi t e r k e t m e k için h â l â z a m a n o l d u ğ u n u gös-
teriyorlar.

Böyle bir şey hiçbir z a m a n D o ğ u d a olmamıştır.


B u n u n b a s i t n e d e n i D o ğ u n u n d a h a y ü k s e k b i r şeyi;
i n s a n d a n d a h a y ü k s e k t e b i r şeyi araştırıyor olmasıdır.
D o ğul u d e h a , y ı l d ı z l a r a u l a ş m a y a ç a l ı ş ı y o r v e B a t ı l ı z e -
k â ise b a s i t ç e ö l ü m i ç i n h a z ı r l a n ı y o r . B u p u n k l a r v e b u
d a z l a k l a r s a d e c e s a n a b i r şey s ö y l e m e y e çalışıyor. O n -
lar semboliktir. O n l a r senin sağır o l d u ğ u n u ve dinle-
m e y e c e ğin i b i l i y o r .

Ç a r p ı c ı bir şey yapılmal ı ki sen d ü ş ü n m e y e başla$


yabilesin: " N e y i yanlış y a p t ı m ? N i ç i n çocuklarımız bu
ş ekild e d a v r a n ı y o r ? " N e b e k l i y o r s u n ? N ü k l e e r s a v a ş
için h a z ı r l a n ı y o r s u n ; b u d ü n y a d a k i t ü m y a ş a m ı n ölü-
m ü n ü hazırlıyorsun.

B u i n s a n l a r g a r ip b i r olgu değiller: G a r i p b i r olgu


olan sensin. O n l a r basitçe s a n a karşı baş kaldırıyor ve
o n l a r ı d i n l e m e n iyi o l a c a k . V e B a t ı ' n ı n ş i m d i y e k a d a r
i z l e d i ğ i y o l u , m a d d e c i l i k y o l u n u d e ğ i ş t i r m e k iyi o l a -
cak. Ben maddeciliğe karşı değilim a m a tek başına
maddecilik seni sadece ölüme götürebilir ç ü n k ü mad-
de ölüdür.

E ğe r o m a n e v i i h t i y a ç l a r a h i z m e t e d e r s e k e s i n l i k -
le maddeciliğin y a n ı n d a y ı m . Şayet maddecilik efendi

174
GENÇLER

d e ği l d e b i r k ö l e ise, o z a m a n o s o n d e r e c e i y i d i r . O i n -
s a n l ı ğı n b i l i n c i n i y ü k s e l t m e s i n d e , m u t l u o l m a s ı n d a , i n -
sanlığı insanlığın ötesine y ü k s e l t m e k t e m u c i z e l e r y a r a -
tabilir.

Charles Darwin'in hatalı olduğunu kanıtlıyorsun


ç ü n k ü m a y m u n l a r senden d a h a zekiydi. E n a z ı n d a n
onlar kendilerini aştı ve insanlığı yarattı. S e n ne y a r a t -
tın? Kendini aş ve Budalar yarat; ancak o z a m a n Char-
les D a r w i n h a k l ı o l a c a k t ı r v e e v r i m t e o r i s i d o ğ r u ola-
caktır. İ n s a n takılıp kalmıştır. Ve gençlik basitçe sana
gösteriyor. Ve onlar şaşırtıcı o l m a k z o r u n d a d ı r ç ü n k ü
sen sağduyuyu, zekâyı dinlemeyeceksin. B e n bu insan-
l a r a ç o k s e m p a t i d u y u y o r u m . O n l a r l a t a n ı ş m a k iste-
rim. Onlarla hemen anlaşabileceğim çünkü onların
m u t s u z l u ğunu , o n l a r ı n ç e k t i ğ i a z a b ı a n l a y a b i l i y o r u m .
O n l a r senin kurtarıcıların olabilirler. O n l a r a gülme;
sen k e n d i n e gül. O n l a r senin çocukların; onları sen
ürettin. S o r u m l u l u ğ u sen almak zorundasın.

Tıpkı bir ağacın meyveleriyle t a n ı n m a s ı gibi bir


b a b a ç o c u k l a r ı n d a n anlaşılır. E ğ e r m e y v e zehirli hale
d ö n ü şürs e a ğ a c ı m ı s u ç l a r s ı n y o k s a m e y v e y i m i ? S e n
a ğaçsı n v e b u ç ı l g ın g ö r ü n ü m l ü g e n ç i n s a n l a r s e n i n
meyvelerin. Bir y e r d e sen sorumlusun. O n l a r senin
ü z e r i n d e k i bir soru işaretidir. O n l a r ı a n l a m a k amacıy-
la değerlendir.

B e n i m anlayışıma göre Batı s o n u n a ulaştı. M u a z -


z a m bir m a n e v i h a r e k e t Batı d ü n y a s ı ü z e r i n d e yayıl$
mazsa onu kurtarmanın hiçbir yolu y o k t u r ve benim
y a p m a y a çalıştığım şey d e b u d u r .

175
ÇOCUK

Benim sannyasinlerim de
Batı sonuna ulaştı. gençtir; onlar sannyasin olma-
Muazzam bir salard ı m u h t e m e l e n p u n k ola-
manevi hareket caktı, d a z l ak olacaktı. A n c a k
Batı dünyası üzerinde o n l a r v a r l ı ğ ı n d a h a y ü k s e k se-
yayılmazsa onu
viyelerinde y a ş a m a n ı n bir yo-
kurtarmanın
lunu bulmuşlardır. Onlar da
hiçbir yolu yoktur
isyandalar. A m a onların isyanı
ve benim yapmaya
r e a k s i y o n değil, o n l a r ı n i s y a n ı
çalıştığım şey de
devrimdir. Onlar huzurlu,
budur.
sevgi dolu, dingin, ışıklı bir
hayatı y a ş a m a y a çalışıyor.
O n l a r y e n i bir y a ş a m biçimini seçtiler.
B a t ı ' n ı n a c i l e n y e n i b i r y a ş a m t a r z ı n a i h t i y a c ı ol-
d u ğun u a n l a m a d ı ğ ı n s ü r e c e d a h a ç o k v e d a h a ç o k şa-
ş ırtıc ı t e p k i e t r a f ı n d a o l a c a k t ı r v e b u n d a n s e n s o r u m l u
olacaksın.

Genç kuşak her çeşidinden keyif verici


maddeyi hayatı daha yaşanılır kılmak için
kullanıyor. Bizim doğal bir şekilde
mutluluktan kendinden geçme kapasitemiz
hakkında konuşabilir misiniz?

Mutluluktan kendinden geçmek tamamıyla unu-


tulmuş bir lisandır. O, b u n u u n u t m a y a zorlanmıştır;
b u n u u n u t m a k z o r u n d a bırakılmıştır. T o p l u m o n a kar-
şıdır , m e d e n i y e t o n a k a r ş ı d ı r . T o p l u m u n m u t s u z l u ğ a
o l a ğanüst ü b i r y a t ı r ı m ı v a r d ı r . O m u t s u z l u ğ a b a ğ l ı d ı r ,

176
GENÇLER

o m u t s u z l u k t a n beslenir. O m u t s u z l u k sayesinde ba-


y a t t a kalır. T o p l u m insanla r için değildir. T o p l u m ken-
disi için i n s a n l a r ı b i r a r a ç o l a r a k k u l l a n ı r . T o p l u m in-
sanlıktan d a b a önemli bale gelmiştir. Kültür, medeni-
yet, kilise: B u n l a r ı n h e p s i d a h a ö n e m l i hale gelmiştir.
B u n l a r ı n i n s a n l a r için olması tasarlanmıştır a m a artık
onlar insan için y o k t u r . O n l a r t ü m süreci tersine d ö n -
d ü r m ü ştür ; a r t ı k i n s a n o n l a r i ç i n v a r o l u y o r .

M u t l u l u k t a n k e n d i n d e n geçmek her çocukta do-


ğ uşta n v a r d ı r . M u t l u l u k t a n k e n d i n d e n g e ç m e k d o ğ a l -
dır. Bu sadece b ü y ü k ermişlerin b a ş ı n a gelmez. O her-
kesin dünyaya birlikte getirdiği bir şeydir. Herkes
o n u n l a b i r l i k t e gelir. O h a y a t ı n ö z ü n d e v a r d ı r . O can -
lı olmanın parçasıdır. Hayatın kendisi baş döndürücü-
dür. H e r ç o c u k o n u d ü n y a y a getirir a m a t o p l u m o n u n
ü z e r i n e ç u l l a n ı r , k e n d i n d e n g e ç m e o l a s ı l ı ğ ı n ı y o k et-
m e y e başlar, ç o c u ğ u m u t s u z l a ş t ı r m a ya başlar, çocuğu
k o şullandırmay a başlar.

T o p l u m h a s t a d ı r ve o m u t l u l u k t a n k e n d i n d e n ge-
ç e n i n s a n l a r a izin v e r e m e z . O n l a r t o p l u m için tehlike-
l i d i r . M e k a n i z m a y ı a n l a m a y a çalış; o z a m a n h e r ş e y
d a h a kolay olacaktır. K e n d i n d e n geçen bir insanı kont-
rol edemezsin; m ü m k ü n değildir. S en sadece m u t s u z
bir insanı kontro l edebilirsin. M u t l u l u k t a n k e n d i n d e n
geçen bir insanın özgür olması kaçınılmazdır. M u t l u -
luktan kendinden geçmek özgürlüktür. O n u o kadar
kolay mahvedemezsin; onu bir hapishanede yaşamaya
i k n a e d e m e z s i n . O y ı l d ı z l a r ı n a l t ı n d a d a n s e t m e k iste-
y e c e k t i r ve o r ü z g â r d a y ü r ü m e k isteyecektir . Ve o gü$

177
ÇOCUK

nesle ve ayla k o n u ş m a k isteyecektir. O engin olana,


sonsuz olana, geniş olana, m u a z z a m olana ihtiyaç du-
yar. O karanlık bir hücrede yaşamaya kandırılamaz.
O n d a n bir köle yaratamazsın. O kendi hayatını yaşa-
y a c a k t ı r v e k e n d i işine b a k a c a k t ı r , b u t o p l u m için ç o k
z o r d u r . E ğ e r ç o k fazla k e n d i n d e n g e ç e n i n s a n o l u r s a
toplum, dağılmaya başladığını hissedecektir, o n u n ya-
pısı d a h a fazla a y a k t a k a l a m a y a c a k t ı r .

Bu nedenle ç o c u ğ u n ço-
c u k l u ğunda n itibaren özgür-
Toplum hastadır
l ü ğ ü t a t m a s ı n a izin v e r i l m e z .
ve o mutluluktan
Ç ü n k ü bir kez özgürlüğün ne
kendinden geçen
o l d u ğun u b i l i r s e , o z a m a n k a -
insanlara
bul etmeyecektir. O zaman
izin veremez.
ödün vermeyecektir. O kendi-
Onlar toplum için
ni ifade edecektir. Ç o c u k bir
tehlikelidir.
kez ö z g ü r l ü ğ ü n t a d ı n ı alırsa, o
asla hiçbir toplumun, hiçbir
kilisenin, h i ç b i r k u l ü b ü n , h i ç b i r siyasi p a r t i n i n p a r ç a s ı
olmayacaktır. O bir birey olarak kalacaktır, o özgür
kalacaktır. Ve o etrafında ö z g ü r l ü ğ ü n nabız atışlarını
yaratacaktır.

O n u n v a r l ı ğ ı n ı n k e n d i s i ö z g ü r l ü ğ e b i r k a p ı ola-
caktır.

Mutluluktan kendinden geçmek nedir? Ulaşıla-


cak bir şey midir ? H a y ı r . K a z a n m a m g e r e k e n bir şey
midir? Hayır. O l m a n gereken bir şey midir? H a y ı r .
M u t l u l u k t a n k e n d i n d e n g e ç m e k olmaktır ve bir şey
h a l i n e g e l m e k s e a z a p t ı r . E ğ e r b i r ş e y h a l i n e g e l m e k is$

178
GENÇLER

tersen m u t s u z olacaksın. Bir şey haline gelmek mut-


s u z l u ğu n k ö k ü n d e k i s e b e p t i r . Ş a y e t m u t l u l u k t a n k e n -
dinden g e ç m e k istersen o z a m a n o sadece şimdidir.
Ş imdi$buradadır , tam şu andır. Bana bak. T a m şu an
— k i m s e y o l u t ı k a m ı y o r — m u t l u olabilirsin. M u t l u l u k
o k a d a r açık ve o k a d a r k o l a y d ı r . O senin d o ğ a n d ı r .
S e n o n u z a t e n t a ş ı y o r s u n . O n u n çiçek a ç m a s ı n a , çiçek$
lenmesine sadece bir şans tanı.
Hatırla, mutluluktan ken-
d i n d e n g e ç m e k k a f a y a ait de- Daha çok kalbe,
ğ ildir . M u t l u l u k t a n k e n d i n d e n daha az kafaya
g e ç m e k k a l b e aittir. M u t l u l u k - ait ol.
tan kendinden geçmek düşün- Kafa sadece
ceye ait değildir; o duyguya bir kısımdır;

aittir. Ve sen hissetmekten kalp ise senin

y o k s u n kaldın. Hissetmen ke- tüm varlığındır.

sintiye uğratıldı. H i s s e t m e n i n
ne olduğunu bilmiyorsun. "Hissediyorum" d e d i ğ i n za-
m a n bile s a d e c e s e n hissettiğini d ü ş ü n ü y o r s u n . " M u t l u
hissediyorum" dediğin z a m a n gözlemle, analiz et ve his-
s e t t i ğin i d ü ş ü n d ü ğ ü n ü g ö r e c e k s i n . H i s s e t m e k b i l e d ü -
ş üncede n geçmek zorundadır. O düşüncenin sansürün-
den geçmek zorundadır; sadece düşünce o n u onayladı-
ğ ınd a o n a izi n v a r d ı r . Ş a y e t d ü ş ü n c e o n u o n a y l a m a z s a
o b i l i n ç a l t ı n a atılır, v a r l ı ğ ı n ı n b o d r u m u n a g ö n d e r i l i r v e
u n u t u l u r . D a h a ç o k kalbe, d a h a a z k a f a y a ait ol. Kafa
s a d e c e b i r k ı s ı m d ı r ; k a l p ise s e n i n t ü m v a r l ı ğ ı n d ı r . K a l p
senin b ü t ü n l ü ğ ü n d ü r . O y ü z d e n herhangi bir şeyde
k e n d i n i b ü t ü n h i s s e t t i ğ i n z a m a n d u y g u l a r ı n d a n işliyor-
sun. N e z a m a n h e r h a n g i bir şeyin k ı s m e n içindeysen

179

J
ÇOCUK

k a f a n d a n işliyorsun. N e z a m a n bir şeyin içinde b ü t ü n


olarak varsan k e n d i n d e n geçersin. M u t l u l u k t a n ken-
d i n d e n g e ç m e k k a l b e aittir, b ü t ü n e aittir.

İnsanlar niçin uyuşturucu kullanır?

U y u şturucula r insanlığın kendisi k a d a r eskidir ve


o n l a r k e s i n l i k l e s o n d e r e c e d e ğ e r l i b i r şeyi y e r i n e g e t i r i r .
Ben uyuşturuculara karşıyım a m a benim uyuşturucula-
ra karşı olmamın nedeni, binlerce yıldır u y u ş t u r u c u y a
b a ğıml ı o l a n i n s a n l a r ı n k i y l e a y n ı d ı r . B u ç o k g a r i p g e l e -
bilir. U y u ş t u r u c u l a r s a n a s ı r a d a n d ü n y a n ı n ö t e s i n d e h a $
lüsinatif d e n e y i m l e r y a ş a t m a y a m u k t e d i r d i r . Meditas$
yon aracılığıyla ulaşılmaya çalışılan deneyim budur.
M e d i t a s y o n s a n a gerçek d e n e y i m i getirir ve u y u ş t u r u c u
s a n a s a d e c e halüsinatif, h a y a l g i b i b i r d e n e y i m v e r i r a m a
çok benzerdir. Meditasyon y a p m a k zordur, uyuşturucu
u c u z d u r a m a u y u ş t u r u c u n u n cazibesi manevidir.

i n s a n s ı r a d a n v a r o l u ş t a n t a t m i n o l m a z . O d a h a faz-
lasını b i l m e k ister. O d a h a ç o k b i r şey o l m a k ister. Yal-
nızca sıradan hayat çok düz,
ç o k a n l a m s ı z gelir. Ö y l e k i şa-
insan
yet hepsi buysa b u n u n dışına
sıradan varoluştan
çıkmanın tek yolu intihardır.
tatmin olmaz.
O hiç mutluluk, coşku vermez.
O daha fazlasını
bilmek ister. T a m tersine senin üzerine d a h a

O daha çok çok ve daha çok mutsuzluk,

bir şey olmak ister. kaygı, hastalık, yaşlılık ve so-


n u n d a d a ölüm yığar.

180
GENÇLER

En başından beri insanı uyuşturuculara çeken ne-


d e n b u d u r . V e o n l a r e n a z ı n d a n geçici bir r a h a t l a m a
s a ğlar . S a d e c e ç o k a z s a y ı d a i n s a n m e d i t a s y o n u d e n e d i .

D o ğr u r e h b e r l i k — t ı b b i , m e d i t a s y o n l a i l g i l i — al-
t ı n d a u y u ş t u r u c u l a r s o n d e r e c e y a r a r l ı olabilir. U y u ş -
turuculara karşı o l d u ğ u m u söyledim ç ü n k ü şayet onlar
b a ğımlılı k y a r a t ı r s a o z a m a n s e n i n k e n d i n e d o ğ r u o l a n
y o l c u l u ğun a e n ç o k z a r a r ı o l a n ş e y h a l i n e g e l e b i l i r l e r .
O z a m a n k e n d i n i h a l ü s i n a s y o n l a r a kaptırabilirsin ve o
u c u z o l d u ğ u için, hiç ç a b a sarf e d i l m e k z o r u n d a o l m a -
dığı için g i d e r e k d a h a ç o k v e d a h a ç o k d o z d a a l m a y a
devam etmen gerekecektir...

Binlerce yıldır insanlar uyuşturuc u kullanmakta-


dır. Ahlakçılar, d i n d a r insanlar, h ü k ü m e t l e r kesinlikle
b a şarısı z b i r ş e k i l d e y a s a k l a m a y a ç a l ı ş ı y o r . V e o n l a r ı n
hiçbir z a m a n başardı olamayacağını görebiliyorum.

B a şarmanı n tek yolu benim önerdiğim şeydir.


U y u şturucular ı y a s a k l a m a k t a n sa bırakın bilim adam-
ları, d a h a d e r i n v e d a h a r e n k l i v e d a h a u ç u k , d a h a k e n -
d i n d e n geçirici d e n e y i m l e r v e r e n ilaçlar b u l s u n l a r ve
hiçbir y a n etkisi ve hiçbir bağımlılığı olmasın. Ve b u n -
l a r ü n i v e r s i t e l e r d e , k o l e j l e r d e , h a s t a n e l e r d e m e v c u t ol-
malı. K i ş i n i n c a n ı n ı n istediği h e r şeyi b i r çeşit r e h b e r -
l i ği n m e v c u t o l d u ğ u h e r y e r d e ö z g ü r c e k u l l a n m a s ı n a
izin verilmeli, y a s a k l a n m a m a k . V e biz o n u n d e n e y i m i -
ni, o n u n h a k i k i bir s ü r e c e d o ğ r u gelişmesine y a r d ı m
e t m e k için kullanacağız. Böylece o h e r h a n g i bir m a d -
denin sağlayabileceği h e r h a n g i bir şeyden çok d a h a
b ü y ü k bir şeyi d e n e y i m l e m e y e başlayabilir. Ve yalnız$

181
çocuk

ca o z a m a n o, ilkinin sadece bir hayal o l d u ğ u n u kıyas-


l a y ı p g ö r e b i l i r . V e b u g e r ç e k t i r . V e ilki s a d e c e b e n i m
k e n d i k e n d i m i k i m y a a r a c ı l ı ğ ı y l a k a n d ı r m a m d ı r . V e il-
k i m a n e v i g e l i ş m e m d e b a n a y a r d ı m e t m i y o r d u . Aslın-
da o gelişimi engelliyordu, b e n i bağımlı ve iş g ö r e m e z
halde t u t u y o r d u , ikincisi gelişmeye d e v a m e d er ve ar-
tık p, d a h a fazlasını k e ş f e t m e k için cesaret t o p l a m a y a
b a şlıyor . O h i ç b i r z a m a n b u d e n e y i m l e r i n m ü m k ü n ol-
d u ğunu n f a r k ı n d a d e ğ i l d i , b u d e n e y i m l e r s a d e c e u y d u -
r u l m u ş değildir.
Kısacası bu maddelerle

Aptallık ilgili o l a r a k i n s a n l ı ğ ı n p a r a n o -
Tanrı'nın Adem yas ı faydalı değildir. Uyuştu-
ve Havva'ya yaptığı rucu maddeleri yasaklayabi-
şeyden beri lirsin, bu hiçbir şeyi değiştir-
sürmektedir: mez. Aslında onlar d a h a cazip,
Yasaklamak. d a h a h e y e c a n verici hale gelir.
Bu ağacın Özellikle de gençlik için bir
meyvesini yeme... m e y d a n o k u m a haline gelir.
Fakat bu bir B a z e n şaşırıp kalıyorum;
davet haline gelir. i n s a n o ğl u b i r g ü n , i n s a n p s i -
kolojisinin A B C ' s i ni öğrenebi-
lecek mi? Aynı aptallık T a n r ı ' n ı n A d e m ve H a v v a ' y a
yaptığı şeyden beri sürmektedir : Y a s a k l a m a k . Bu ağa-
cın m e y v e s i n i y e m e . F a k a t b u bir d a v e t h a l i n e gelir. B u
b i r m e y d a n o k u m a h a l i n e gelir. V e b i n l e r c e yıl g e ç m i ş -
tir a m a otorite figürleri h â lâ a y n ı r u h halindedir: U y u ş -
t u r u c u k u l l a n m a y o k s a b e ş yıl, y e d i yıl h a p i s . V e h i ç
kimse uyuşturucuların hapishanede mevcut olmasın-
d a n rahatsız olmaz. S a d e c e biraz d a h a çok ö d e m e k zo$

182
GENÇLER

r u n d a s ı n . Ve h a p i s h a n e d e n ç ı k an insanlar iyileşmezler.
O n l a r yeniden geri döner...sebep uyuşturucu m a d d e-
n i n o n l a r a s e n i n t o p l u m u n u n v e r m e d i ğ i bir şeyi v e r m e -
sidir. O n l a r sağlıklarını, b e d e n l e r i n i m a h v e t m e y e h a -
zırdır, onların t ü m y a ş a m ı bir çöplüğe d ö n e r a m a y i n e
de u y u ş t u r u c u onlara senin t o p l u m u n u n vermediği bir
şey sunar.

O n l a r ı ö n l e m e k t e n s e d a h a iyi b i r ş e y s u n a n b i r
t o p l u m yarat. Senin hayatın onlara hiçbir şey s u n m u -
yor. Onların kanını emiyorsun ve karşılığında onlar ne
alıyor? Keyif yok, sadece sıkıntı üzerine sıkıntı. G ü -
v e n l i alkol o n l a r ı b i r k a ç saatliğine r a h a t l a t ı y o r , b i r şar-
kı söyletiyor ya da biraz d a n s ettiriyor. Veya birahane-
de kavga ettiriyor.

Fakat birkaç saatliğine onlar seni dünyandan


u z a k l a ştırmıştır . Bu cazibenin kendisi alkolün değil,
senin t o p l u m u n u n yanlış olduğunu kanıtlar.

T o p l u m u n insanlara, d a h a çok dans etmede, şarkı


söylemede, k u t l a m a d a , sevgide y a r d ı m c ı olmalı.

Ben uyuşturuculara karşıyım çünkü onlar bağım-


lılık y a r a t a b i l i r v e r u h s a l g e l i ş i m i e n g e l l e y e b i l i r . A r a d ı -
ğ ı n ş e y i e l d e e t t i ğ i n i s a n m a y a b a ş l a y a b i l i r s i n . V e elle-
r i n ise b o ş t u r . S a d e c e h a y a l k u r u y o r s u n .

A n c a k diğer taraftan b e n son derece bilimsel bir


zihinim. Bir y a n d a n bu m a d d e l e r i n y a s a k l a n m a s ı nı de-
ğil , k u l l a n ı l m a s ı n ı i s t e r d i m . A n c a k m e d i t a s y o n a d o ğ r u
bir atlama taşı olarak uygun rehberlik altında.

H ü k ü m e t l e r , insanları engellemektense d a h a çok


u y u şturuc u m a d d e n i n geliştirilmesine d a h a çok dikkat

183
ÇOCUK

etmelidir. E ğ e r d a h a gelişkin m a d d e l e r m e v c u t olursa


o zaman diğer uyuşturucular piyasadan kalkacaktır.
D ü n y a d a h i ç b i r şeyi y a s a k l a m a y a g e r e k y o k . Y a l n ı z c a
d a h a i y i s i n i ü r e t ; d a h a iyi, d a h a u c u z , y a s a l b i r ş e y . O
z a m a n esrarı, haşhaşı, eroini k i m u m u r s a y a c a k ? N e
için? H i ç b i r n e d e n y o k t u r .

E c z a n e d e r e ç e t e s i z o l a r a k d a h a iyi b i r ş e y m e v -
cuttur. H a t t a hastanede sen uyuşturucu deneyiminin
içindeyke n d o k t o r l a r ı n s a n a b a k a b i l e c e ğ i bir y e r ayır-
tabilirsin. M e d i t a s y o n y a p a n l a r s e n i n b a ş ı n a g e l e n şe-
yi anlamana yardım edebilirler. V e b u m e d i t a s y o n la
çok d a h a kolay bir şekilde m ü m k ü n d ü r . Sadece bir
rehberle b i r k a ç saat yeterli olacaktır. Kişi m e d i t a s y o n a
d o ğr u y ö n e l e b i l i r . V e o b i r k e z m e d i t a s y o n a y ö n e l d i -
ğ ind e u y u ş t u r u c u l a r ı n h i ç b i r ö n e m i o l m a z .

Bilim a d a m l a r ı n ı n v e h ü k ü m e t i n t ü m çabası, belli


bir şey t ü m insanlık t a r i h i n d e b u k a d a r çekici olabili$
yorsa ve hiçbir hükümet o n u y a s a k l a m a k t a başarılı
o l a m a m ı şs a o z a m a n o n u n k a r ş ı l a d ı ğ ı b e l i r l i b i r i h t i y a ç
olması gerektiğini a n l a m a k olmalıdır. Bu ihtiyaç b a ş k a
bir şekilde giderilmediği sürece u y u ş t u r u c u l a r d ü n y a -
da k a l m a y a d e v a m edecektir. Ve onlar t a h r ip edicidir.

Ve hükümetler ona ne k a d a r karşı çıkarsa onlar o


k a d a r t a h r i p edici olur ç ü n k ü hiç kimse onlar ü z e r i n d e
g e l i ştirm e y a p a m a z , k i m s e o n l a r ı n ü z e r i n d e h e r h a n g i
bir deney y a p a m a z , h a t t a b e n i m söylediğimi söyleme-
ye kimseye izin verilmez.

Ancak b e n söyleyebilirim ç ü n k ü b e n u y u ş t u r u c u -
lara karşıyım. F a k a t bu onların kullanılamayacağı an$

184
GENÇLER

l a m m a gelmez. O n l a r bir a r a ç olarak kullanılabilir, on-


lar a m a ç değildir.

Ve şayet uyuşturuculardan arınmış bir gelecek


u m u t edebilirsek, eğer insan doğal bir şekilde meditas$
y o n halinde olabilirse... V e b u m ü m k ü n d ü r . E ğ e r bir
çocuk babasının meditasyon yaptığını, annesinin medi$
tasyon yaptığını, herkesin meditasyon yaptığını görür-
se, o n u m e r a k e t m e y e b a ş l a y a c a k t ı r . O d a m e d i t a s y o n
yapmak isteyecektir.

V e b u y a ş m e d i t a s y o n u n ç o k b a s i t o l d u ğ u b i r za-
mandır çünkü o henüz toplum tarafından bozulmamış-
tır. O h e n ü z m a s u m d u r . Ş a y e t o n u n e t r a f ı n d a k i h e r k e s
bir şey y a p ı y o r s a ve y a p m a k t a n zevk alıyorsa, o geride
kalamaz. O gözleri kapalı bir şekilde oturacaktır. Ö n -
c e o n a gülebilirler, b u ç o c u k l a r için m ü m k ü n değildir.
A n c a k o n l a r a n l a m a z l a r . B u ç o c u k l a r içi n s ö z d e y e t i ş -
kinlerden d a h a çok m ü m k ü n d ü r .

O k u l l a r d a k i , kolejlerdeki, üniversitelerdeki medi-


t a s y o n atmosferi; kişi n e r e y e gitse o n u n k e n d i m e d i t a s -
y o n halini besleyen bir atmosfer bulur.
D ü n y a d a hiç u y u ş t u r u c u ya ihtiyaç duyulmadığını
g ö r m e k beni sevindirirdi. A n c a k y a s a k l a m a k l a değil
de, d a h a i y i b i r şey, d a h a gerçek bir şey y a r a t a r a k
u y u şturucula r hiçbir zorluk olmadan mağlup olurdu
ama bu aptal hükümetler uyuşturuculara ö n e m verme-
ye d e v a m ediyor ve onlar dünyanın her tarafındaki
gençleri m a h v e t m e y e d e v a m ediyor.

H a y a t ı n e n d e ğ e r l i z a m a n ı h a l ü s i n a s y o n l a r ı n için-
de boşa harcanıyor ve onlar kendilerine ne yaptıkları$

185
ÇOCUK

nı fark ettiklerinde m u h t e m e l e n ç o k geç olur. N o r m a l


b i r h a l e g e r i d ö n e m e z l e r . B e d e n l e r i belli k i m y a s a l l a r ı n
içinde o l m a s ı n a alışmıştır. O z a m a n i s t e m e y e r e k bile
olsa h e r t ü r l ü zehr i kendilerine enjekte e t m e y e d e v a m
ederler.

Y a d a şayet birisi güçlü u y u ş t u r u c u l a r k u l l a n m ı -


y o r s a geri döner. O z a m a n o, hayatı çok d o n u k , d a h a
d o n u k g ö r ü r ç ü n k ü o, güzel bir şey g ö r m ü ş t ü r . H e r za-
m a n b i r k a r ş ı l a ş t ı r m a kalır.

O u y u ş t u r u c u etkisi a l t ı n d a y k e n aşk y a p m ı ş t ı r ve
d ü n y a n ı n zirvesinde hissetmiştir. Ve o şimdi sevişir ve
o n u n bir çeşit h a p ş ı r ı k t a n farkı olmadığını g ö r ü r , iyi
h i s s e t t i r i r . H a p ş ı r ı r s ı n v e iyi h i s s e t t i r i r a m a o u ğ r u n a
y a şayacağı n bir şey değildir. H i ç kimse, " H a p ş ı r m a k
içi n b u r a d a y ı m " d i y e m e z .

Benim tüm çabam uyuşturuculardan daha büyük


b i r ş e y g e t i r m e k i ç i n d i r v e o z a m a n b u b e l i r l e y i c i fak-
t ö r d ü r . E ğ e r b i r şey m e d i t a s y o n aracılığıyla, s a n n y a s
a r a c ı l ı ğıyla , grup çalışmaları aracılığıyla olabiliyorsa,
b u n l a r s a n a hiçbir bedel o l m a d a n bir ipucu verebili-
y o r s a . . . O n u n b e d e l i n i sağlığınla, k i m y a n l a , b e d e n i n i
v e b a ş k a şeyleri m a h v e d e r e k ö d e m i y o r s u n . O n u n için
hiçbir şey ö d e m i y o r s u n ve o gerçekleşiyor! Sen onun
e f e n d i s i s i n : O n a b a ğ ı m l ı d e ğ i l s i n , i s t e d i ğ i n a n , o n u el-
de edebilirsin. Bir kez a n a h t a r ı n ne o l d u ğ u n u bilirsen
kapıyı istediğin z a m a n açabilirsin. D a h a b ü y ü k , d a h a
y ü k s e k bir şey s a n a s u n u l m a k z o r u n d a .

D ü n y a n ı n her yerinde asırlardır bu bir p r o b l e m


o l m u ştur : i n s a n l a r d i ğ e r l e r i n i n u y u ş t u r u c u d e n e y i m i $

186
GENÇLER

nin dışına ç ı k m a s ı n a y a r d ı m e t m e y e çalıştı a m a b u n e -


r e d e y s e h e r z a m a n b a ş a r ı s ı z o l u r ç ü n k ü d a h a iyi b i r
şey s u n a m a z , i n s a n l a r d a o n d a n k u r t u l m a k ister; h e r -
kes o n d a n k u r t u l m a k ister ç ü n k ü o bir esarettir ve her-
kes, giderek b ü y ü y e c e k v e d a h a b ü y ü y e c e k v e bir g ü n
k e n d i s i n i d u v a r l a r l a , Ç i n S e t t i ile ç e v r e l e n m i ş b u l a c a ğ ı
ve o n u n dışına ç ı k m a n ı n z o r olacağı, fark edilmesi g ü ç
o l a n b i r e s a r e t y a r a t t ı ğ ı n ı a n l a r . Kişi, k e n d i ç a b a s ı ile
b ü y ü k bir d u v a r yaratıyor ve sonrada n onu y o k etmek
zor olacaktır; kişi o n u n içinde kıstırılacaktır, i n s a n ı n
t ü m h a y a t ı b i r çeşit hastalık h a l i n e gelecektir.

Ve bu kısır bir d ö n g ü d ü r . U y u ş t u r u c u aldığında


o n u n etkisindeyken her şey çok güzel görünür. S o n r a
o n u n dışına ç ı k t ı ğ ı n d a h e r şey ç o k d o n u k algılanır, o
k a d a r a n l a m s ı z gelir k i u y u ş t u r u c u y e n i d e n v e y e n i d e n
y e g â n e olasılık gibi g ö z ü k ü r . O n d a n s o n r a u y u ş t u r u -
cunun miktarı artırılmak zorundadır ve yavaş yavaş
kişi k a y b o l u r . U y u ş t u r u c u l a r o k a d a r g ü ç l ü d ü r ki bey-
ninin t ü m kimyasını m a h v e d e r . Beyin çok hassastır; o
böylesine v a h ş i c e z o r l a m a l a r a l t ı n d a y a ş a y a m a z . Veril-
diği an i n c e sinirler t a h r i p o l m a y a b a ş l a r . O z a m a n ki-
şi farkmdalığı, zekâyı kaybeder . Donuklaşır, duyarsız$
laşır . O z a m a n u y u ş t u r u c u y e g â n e o l a s ı l ı k o l a r a k k a l ı r .
K i şini n e d i n e b i l e c e ğ i y e g â n e a n l a m o l u r .

Ancak b u n u sadece dile getirmenin bir faydası


yoktur, vaaz v e r m e n i n bir faydası y o k t u r . B u n u n k ö t ü
o l d u ğun u v e b u n u n b i r g ü n a h o l d u ğ u n u s ö y l e m e n i n
bir faydası y o k t u r ; aslında b u p r o b l e m i d a h a d a kötü$
l e ştirir ! Kişi zaten acı çekiyor, şimdi sen b a ş k a bir

187
ÇOCUK

problem d a h a getiriyorsun —bunun günah olduğu-


n u — böylelikle o suçlu d a hisseder. O n u m a h v e t m e k
için u y u ş t u r u c u yeterliydi; a r t ı k s u ç l u l u k d a o n u m a h -
vedecek. P r o b l e m e d a h a çok zehir kattın. Kişinin ah-
laksız, suçlu h i s s e t m e s i n e n e d e n o l d u n . V e b u n l a r y a n -
lış t a v ı r l a r d ı r .

K i şini n y a r d ı m a i h t i y a c ı v a r d ı r , kişinin sempati


d u y u l m a y a ihtiyacı vardır, kişinin sevgiye ihtiyacı var-
dır. Belki kişi sevgi özlemi çekiyor, b u y ü z d e n b u y ö n e
y ö n e l m i ştir . B e l k i d e t o p l u m i h t i y a ç d u y u l a n ş e y i v e r -
m e m i ştir . A n n e b a b a l a r i h t i y a ç d u y u l a n ş e y i s u n m a $
m ı ştır . B u y ü z d e n k i ş i y o l d a n ç ı k m ı ş t ı r . K i ş i n i n t ü m il-
giye, sevgiye, d i k k a t e ihtiyacı v a r d ı r . A n c a k b u bile ki-
şi herhangi bir uyuşturucunu n sunabileceğinden d a h a
büyük, d a h a görkemli bir şeyin o l d u ğ u n u b i l m e d e n ve
hissetmeden yardımcı olmayacaktır.

Niçin kendi sorumluluğumuzu almaktan


korkuyoruz ve hatta bazen buna kızıyoruz?

Ç ü n k ü çocukluğundan itibaren sorumlu olmamak


ö ğretilmiştir . Bağımlı olman öğretilmiştir. S a n a baba-
na karşı, a n n e n e karşı, ailene karşı, a n a v a t a n ı n a karşı,
t ü m bu saçmalıklara karşı sorumlu olman öğretilmiştir.
Ancak kendine karşı sorumlu olman gerektiği, hiç
k i m s e n i n s e n i n s o r u m l u l u ğ u n u a l m a y a c a ğ ı s a n a söy-
l e n m e m i ştir .

Hayır, aksine anne b a b a n senin sorumluluklarını


alıyordu, ailen senin sorumluluğunu alıyordu. Din

188
GENÇLER

a d a m ı senin m a n e v i gelişiminin s o r u m l u l u ğ u n u alıyor-


du. Sen sadece t ü m bu insanları takip ediyordun ve
onlar ne derse yapıyordun. B ü y ü d ü ğ ü n d e ve artık bir
çocuk olmadığında, çok b ü y ü k bir k o r ku ortaya çıkar
ç ü n k ü s o r u m l u l u k a l m a k z o r u n d a s ı n v e b u n u n için
e ğitilmedin .

G ü n a h ı n ı itiraf e t m e k i ç i n r a h i b e g i d e r s i n . . . n a s ı l
bir aptallık y a p ı y o r s u n? İlki g ü n a h işlemiş o l d u ğ u n u
d ü şünmen , ikincisi o n u işlediğin için suçlulu k d u y m a n ,
üçüncüsüyse, şimdi rahibe gidip g ü n a h çıkarmak zorun-
da olman, böylelikle o T a n r ı y a seni affetmesi için d u a
edebilir. Basit bir şey çok karmaşıklaşmıştır, s o n derec e
gereksiz bir şekilde u z a m ı ş ve dolambaçlı hale gelmiştir.

Y a p m ı ş o l d u ğ u n ş e y h e r n e ise o n u y a p m a k i s t e -
din, b u y ü z d e n o n u y a p t ı n . V e n e y i n g ü n a h n e y i n gü-
n a h değil o l d u ğ u n a kim k a r a r v e r e c e k ? H i ç b i r y e r d e
b i r k r i t e r y o k t u r , işlediğin şe-
y i t a r t a c a k — b i r kilo, iki kilo, Ben sana
üç kilo — b i r t a r t ı y o k t u r . İşle- hiç kimseye karşı
d i ği n günah ne kadar uzun- sorumlu olmamayı
dur. Bir kilometre, iki kilo- öğretiyorum.
metre, üç kilometre? Ve bu Babaya, anneye,
g ü n a h n e d i r ? V e g ü n a h çıka- ülkeye, dine,
r a c a ğı n r a h i p k i m d i r ? siyasi partiye;
hiç kimseye karşı
Ben sana hiç kimseye
sorumlu olma.
karşı sorumlu olmamayı öğre-
Sorumlu değilsin.
tiyorum . Babaya, anneye, ül-
Yalnızca kendine karşı
k e y e , d i n e , siyasi partiye; h i ç
sorumlusun.
kimseye karşı sorumlu olma.

189
ÇOCUK

S o r u m l u değilsin. Yalnızca k e n d i n e k a r ş ı s o r u m l u s u n .
C a n ı n n e istiyorsa y a p . Ş a y e t yanlışsa cezası h e m e n ge-
lecektir. Ş a y e t d o ğ r u y sa ödül h e m e n , a n ı n d a gelecek-
tir. B a ş k a bir y o l u y o k t u r .

Bu şekilde sen neyin d o ğ ru neyin yanlış olduğu-


nu kendi k e n d i ne bulmaya başlarsın. Yeni bir duyar-
lılık g e l i ş t i r e c e k s i n . Y e n i b i r b a k ı ş a ç ı s ı ile g ö r m e y e
b a şlayacaksın . H e m e n neyin yanlış o l d u ğ u n u bilecek-
sin ç ü n k ü g e ç m i ş t e p e k ç o k k e z o n u y a p m ı ş s ı n d ı r v e
her zaman sonuçlarından ıstırap çekmişsindir. N e y i n
d o ğr u o l d u ğ u n u b i l e c e k s i n ç ü n k ü n e z a m a n o n u y a p -
san varoluş üzerine büyü k rahmet yağdırmıştır. Se-
b e p ve s o n u ç bir aradadır, onlar yıllar ve hayatlarla
a y r ı l m a m ı ştır . O z a m a n s e n s o r u m l u s u n d u r . B e l l i b i r
eylem sana ıstırap da getirse şayet istiyorsan ve keyif
alıyorsan o z a m a n o n u y a p . O n d a n keyif aldığın için
o i y i d i r . Ç e k t i ğ i n acı, e y l e m i n i n s a ğ l a d ı ğ ı z e v k t e n s e -
n i alıkoyacak k a d a r b ü y ü k değildir. A n c a k b u s a n a
b a ğlıdır , t a m a m ı y l a v e y a l n ı z c a s e n i n k a r a r ı n a b a ğ l ı -
dır. Şayet çektiğin acı çok fazlaysa ve eylem hiçbir
şey , h i ç b i r z e v k v e r m i y o r s a v e k a ç ı n ı l m a z o l a r a k b ü -
y ü k b i r m u t s u z l u k o n u t a k i p e d i y o r s a , o z a m a n b u sa-
na kalmıştır: S e n tam bir salaksan kim bir şey yapa-
bilir?

K e n d i ne karşı sorumlu olmaktan kastettiğim şey


b u d u r . K e n d i s o r u m l u l u ğ u n u atabileceğin hiç kimse
y o k t u r a n c a k s e n h e r z a m a n ü z e r i n e a t m a k için birisi-
ni a r ı y o r s u n ; b e n i m gibi h i ç b i r şeyden, hiç k i m s e d e n
sorumlu olmadığını devamlı olarak söyleyen zavallı

190
GENÇLER

a d a m a bile. H â l â bir şekilde d e r i n d e bir y e r d e b e n i m


ş ak a y a p ı y o r o l d u ğ u m y a n ı l g ı s ı n ı t a ş ı y o r s u n .
Ş ak a y a p m ı y o r u m . O b i z i m u s t a m ı z d i y e d ü ş ü n ü -
y o r olmalısın: N a s ı l o l u r d a s o r u m l u o l m a d ı ğ ı n ı söyle-
yebilir. Fakat anlamıyorsun. Sorumluluğunu benim
ü z e r i m e a t a r a k s e n işe y a r a m a z , ç o c u k ç a k a l ı y o r s u n .
Asla b ü y ü m e y e c e k s i n . Büyü-
menin y e g â n e yolu, t ü m iyi, Yalnızca
kötü, mutlu, üzüntü verici kendine karşı
ş eyler i k a b u l e t m e k t i r . B a ş ı n a sorumlusun.
gelen h e r şeyden s o r u m l u s u n. Canın ne istiyorsa yap.
Bu sana çok b ü y ü k bir özgür- Şayet yanlışsa
lük verir. Bu özgürlüğün tadı- cezası
n ı çıkar. H a y a t ı n d a k i h e r şey- hemen gelecektir.
den sorumlu olduğun bu Şayet doğruysa
b ü y ü k a n l a y ı ş t a n m u t l u ol. B u ödül hemen,
seni b e n i m b i r e y dediğim şey anında gelecektir.
yapacak.

191

J
Eğitim

Öğrenme nedir?

Ö ğrenme k b i l g i d e ğ i l d i r . Ö ğ r e n m e k f a z l a s ı y l a bil-
giyle ö z d e ş l e ş m i ş t i r . O b i l g i n i n t a m z ı d d ı d ı r . B i r i n s a n
n e k a d a r bilgiliyse ö ğ r e n m e k a p a s i t e s i o k a d a r d ü ş ü k -
t ü r . B u y ü z d e n ç o c u k l a r y e t i ş k i n l e r d e n d a h a ç o k öğ-
r e n m e k a p a s i t e s i n e sahiptir. V e şayet y e t i ş k i n l e r d e öğ-
renenler olarak kalmak isti-
y o r l a r s a ö ğ r e n d i k l e r i h e r şeyi
Öğrenmek
sürekli olarak unutmalıdırlar.
bilgi değildir.
O n l a r d a bilgi halini almış n e
Öğrenmek fazlasıyla
varsa sürekli olarak onları y o k
bilgiyle özdeşleşmiştir.
etmelidirler. E ğ e r bilgini t o p $
O bilginin
l a r s a n iç d ü n y a n geçmişle aşı-
tam zıddıdır.
rı bir şekilde ağırlaşır. Çok
Bir insan ne kadar
fazla ç ö p l ü k biriktirirsin.
bilgiliyse öğrenme
Ö ğrenm e sadece boşluk kapasitesi o kadar
o l d u ğund a g e r ç e k l e ş i r . Ç o c u - düşüktür.
ğun bu boşluğu, masumiyeti

193
ÇOCUK

vardır. Ç o c u ğ u n güzelliği b i l m e m e hali içinde işleme-


s i n d e n g e l i r v e ö ğ r e n m e n i n t e m e l i n d e k i sır b u d u r : Bil-
m e m e halinde iş görmek.
G ö z l e m l e , g ö r , izle a m a a s l a b i r s o n u ç t a n d e ğ i l .
E ğe r z a t e n b i r s o n u c a v a r d ı y s a n ö ğ r e n m e d u r u r . E ğ e r
z a t e n biliyorsan ö ğ r e n i l e c e k n e v a r d ı r ? Asla k u t s a l ki-
taplardan, üniversitelerden, öğretmenlerden, anne ba-
b a l a r d a n y a d a belki k e n d i d e n e y i m i n d e n ulaştığın ha-
zır c e v a p l a r d a n y o l a ç ı k m a .
B i l d i ği n h e r şey, ö ğ r e n m e u ğ r u n a t e r k e d i l m e l i d i r .
O z a m a n g e l i ş m e y e d e v a m e d e c e k s i n , o z a m a n geliş-
menin sonu y o k t u r . O z a m a n bir kimse çocuk olarak,
masum, h a y r e t ve hayranlık içerisinde s o n u n a k a d a r
k a l m a y a d e v a m e d e r. Ö l ü r k e n bile ö ğ r e n m e y e d e v a m
eder. H a y a t ı öğrenir, ö l ü m ü öğrenir. Ve hayatı öğren-
miş olan ve ö l ü m ü ö ğ r e n m i ş olan kimse h e r ikisinin de
ötesine geçer; aşkın hale geçer.
Ö ğrenme k alıcı olmaktır, öğrenmek tehlikelere
açık olmaktır. Ö ğ r e n m e k açıklıktır, u c u açık olmaktır.

İ nsa n b i r t o h u m o l a r a k d o ğ a r . O b i r p o t a n s i y e l
olarak doğar. O bir gerçeklik olarak doğmaz. Ve bu
çok özeldir, b u ç o k sıra dışıdır. Ç ü n k ü v a r o l u ş u n tü-
m ü n d e y a l n ı z c a i n s a n bir p o t a n s i y e l o l a r a k d o ğ a r ; di-
ğer t ü m hayvanlar gerçeklik olarak doğar.
Bir k ö p e k , k ö p e k olarak doğar, t ü m hayatı b o y u n -
ca aynı kalacaktır. Bir aslan, aslan olarak doğar. İnsan,
b ir i n s a n o l a r a k d o ğ m a z , i n s a n s a d e c e b i r t o h u m ola-
rak doğar: Belki olacaktır, belki de olmayacaktır. İnsa$

194
EĞITIM

n ı n bir geleceği vardır; b a ş k a h i ç b i r h a y v a n ı n b i r gele-


ceği y o k t u r . T ü m h a y v a n l a r i ç g ü d ü s e l o l a r a k m ü k e m -
mel doğar. İnsan m ü k e m m e l olmayan yegâne hayvan-
dır. Böylelikle gelişme, evrim m ü m k ü n olur. Eğitim
potansiyel olanla, gerçekleşmiş olan arasındaki bir
k ö p r ü d ü r . Eğitim, t o h u m f o r m u n d a y k e n o l d u ğ u n şey
haline gelmene yardımcıdır.

Ve benim burada yaptı-


ğ ı m şey b u d u r . B u r a s ı b i r eği-
Eğitim
tim yeridir. Sıradan okullarda potansiyel olanla,
ve kolejlerde ve üniversiteler- gerçekleşmiş olan
de yapılan şey eğitim değildir. arasındaki
O s a d e c e s e n i iyi b i r iş, iyi b i r bir köprüdür.
gelir sahibi o l m a y a hazırlar; o
gerçek eğitim değildir. O s a n a
h a y a t v e r m e z . O b e l k i s a n a d a h a iyi b i r y a ş a m s t a n d a r -
d ı s a ğ l a r . A n c a k iyi b i r y a ş a m s t a n d a r d ı , d a h a iyi b i r
hayat standardı değildir; onlar eşanlamlı değildir.
D ü n y a d a d e v a m eden sözde eğitim seni sadece ekme-
ğ in i k a z a n m a y a h a z ı r l a r . V e İ s a d e r ki, " İ n s a n s a d e c e
ekmekle yaşayamaz." Ve senin üniversitelerinin yap-
m a k t a o l d u ğ u ş e y b u d u r : O n l a r s e n i e k m e ğ i n i d a h a iyi
bir şekilde, d a h a kolay bir şekilde, d a h a konforlu bir
ş ekilde , d a h a a z ç a b a y l a , d a h a a z z o r l u k l a k a z a n m a y a
h a z ı r l a r . B u ç o k ilke l t ü r d e n b i r e ğ i t i m d i r : O s e n i b a -
yata hazırlamaz.

B u y ü z d e n etrafta p e k ç o k y ü r ü y e n r o b o t görür-
s ü n . O n l a r k â t i p o l a r a k , i s t a s y o n şefi o l a r a k , v e r g i m ü -
d ü r ü olarak mükemmeldirler. O n l a r m ü k e m m e l d i r , on$

195
ÇOCUK

lar beceriklidir a m a eğer onla-


Eğitim
r a d e r i n l e m e s i n e b a k a r s a n di-
sana içsel
zenginlik sunar. lenciden başka bir şey değil-

O sadece seni dirler. H a y a t ı n u c u n d a n bile

daha bilgili yapmaz; tadına bakmamışlardır. Onlar

bu çok ilkel bir hayatın ne olduğunu, sevginin

eğitim fikridir. n e o l d u ğ u n u , ışığın n e o l d u ğ u -


Bunu ilkel olarak nu bilmemişlerdir. O n l a r Tan-
adlandırıyorum r ı s a l l ı k h a k k ı n d a h i ç b i r ş e y bil-
çünkü onun m e m i şlerdir . Onlar varoluşun
kökleri korkudadır. tadına hiç bakmamışlardır, on-
lar şarkı söylemeyi, d a n s e t m e -
y i v e k u t l a m a y ı b i l m e z l e r . O n l a r h a y a t ı n g r a m e r i n i bil-
mezler; onlar son derece aptaldır. Evet onlar kazanır;
— o n l a r diğerlerinden d a h a çok kazanır, onlar d a h a be-
ceriklidir ve o n l a r b a ş a r ı m e r d i v e n l e r i n d e giderek d a h a
yükseğe ve daha yükseğe çıkmaya devam eder— ancak
d e r i n d e o n l a r b o ş , y o k s u l k a l ı r . E ğ i t i m s a n a içse l z e n -
g i n l i k s u n a r . O s a d e c e s e n i d a h a bilgili y a p m a z ; b u ç o k
ilkel b i r e ğ i t i m f i k r i d i r . B u n u ilke l o l a r a k a d l a n d ı r ı y o -
r u m ç ü n k ü o n u n k ö k l e r i k o r k u d a d ı r . " E ğ e r iyi e ğ i t i m
görmezsem hayatta kalamam" düşüncesinde kökleşmiş-
tir. O n u ilkel o l a r a k a d l a n d ı r ı y o r u m ç ü n k ü d e r i n d e o
ço k şiddet içerir: O s a n a r e k a b e t e t m e y i öğretir, o seni
hırslı y a p a r . O seni, h e r k e s i n b i r b i r i n i n b o ğ a z ı n ı kesti-
ği, h e r k e s i n b i r b i r i n e d ü ş m a n o l d u ğ u r e k a b e t ç i d ü n y a -
ya h a z ı r l a m a k t a n b a ş k a bir şey değildir.

B u n e d e n l e d ü n y a bir t ı m a r h a n e halini almıştır.


S e v g i g e r ç e k l e ş e m e z . H e r k e s i n b i r b i r i n i n b o ğ a z ı n a sa$

196
EĞİTİ M

rıldığı vahşi, hırslı, r e k a b e t ç i b i r d ü n y a d a sevgi nasıl


g e r ç e k l e şebilir ? B u ç o k i l k e l d i r ç ü n k ü o n u n t e m e l i n d e ,
" E ğe r i y i e ğ i t i l m e z s e m , iyi k o r u n m a z s a m , ç o k bilgili
olmazsam y a ş a m mücadelesinde kalamayabilirim" kor-
k u s u v a r d ı r . O h a y a t ı s a d e c e bir m ü c a d e l e o l a r a k alır.

Benim eğitim vizyonum hayatın ayakta kalmak


için bir m ü c a d e l e olarak görülmemesidir; hayat bir
kutlama olarak görülmelidir. H a y a t sadece bir rekabet
olmamalı, h a y a t bir keyif de olmalı. Ş a r k ı söylemek ve
d a n s e t m e k v e şiir v e m ü z i k v e r e s i m . V e d ü n y a d a
m e v c u t o l a n h e r ş e y — e ğ i t i m , s e n i b u n l a r l a u y u m l u ol-
maya hazırlamalı— ağaçlarla, kuşlarla, gökyüzüyle,
G ü n e ş'l e v e A y ' l a . E ğ i t i m s e n i k e n d i n o l m a y a h a z ı r l a -
malı. Şu an o seni bir taklitçi o l m a y a hazırlıyor; o s a n a
nasıl b a ş k a l a r ı gibi o l u n a c a ğ ı n ı öğretiyor. Bu yanlış
e ğitimdir , d o ğ r u eğitim s a n a k e n d i n olmanı, hakiki
k e n d i n o l m a y ı ö ğ r e t e c e k t i r . S e n eşsizsin, s e n i n gibi h i ç
kimse yok, asla olmadı, hiç olmayacak. Bu varoluşun
senin ü z e r i n e yağdırdığı m u h t e ş e m bir saygıdır. Eşsiz
olman senin o n u r u n d u r . Taklitçi haline gelme, k a r b o n
k o p y a haline gelme.

A n c a k senin sözde eğitiminin yapıp d u r d u ğ u şey


b u d u r : O sen i k a r b o n k o p y a s ı y a p a r ; o s e n i n orijinal
y ü z ü n ü y o k e d e r . " E ğ i t i m " s ö z c ü ğ ü n ü n iki a n l a m ı v a r -
d ı r , ikisi d e g ü z e l d i r . N e k a d a r u y g u l a n m a s a d a b i r a n -
l a m ı g a y e t i y i b i l i n i r . O d a ş u d u r : S e n d e n b i r ş e y çı-
k a r t m a k . " E ğ i t i m " ş u a n l a m a gelir: T ı p k ı b i r k u y u d a n
su ç e k m e k gibi senin içinde olanı dışına çıkarmak, p o -
tansiyelini gerçekleştirmek.

197
ÇOCUK

A n c a k b u u y g u l a n m a z . A k s i n e s e n d e n b i r ş e y çı-
kartılmaz, senin üzerine bir şeyler dökülür. Coğrafya
ve t a r i h ve fen ve m a t e m a t i k ; onlar b u n l a r ı senin içine
a k ı t ı p d u r u r . S e n p a p a ğ a n h a l i n e g e l i r s i n . S a n a b i r bil-
gisayarmı ş sın gibi davranılmıştır; bir bilgisayarı nasıl
besliyorlars a seni de öyle besliyorlar. S e n i n eğitim k u -
rumların kafana bir şeylerin tıkıştırıldığı y e r l e r d i r .
G e r ç e k eğitim s e n d e saklı olan şeyi — v a r o l u ş u n s a n a
bir hazine olarak k o y m u ş olduğu şey— çıkaracaktır,
o n u keşfedecektir, o n u serbest bırakacaktır, seni parıl-
tılı h a l e g e t i r e c e k t i r .

Ve s ö z c ü ğ ü n diğer bir anlamı çok d a h a derinde-


dir: "Eğitim" (education) sözcüğü educare'den gelir.
Bu seni karanlıktan aydınlığa götürmek demektir.
M u a z z a m ö n e m e s a h i p b i r a n l a m : S e n i k a r a n l ı k t a n ay-
dınlığa ç ı k a r m a k .

İ nsa n k a r a n l ı ğ ı n i ç i n d e , b i l i n ç s i z l i ğ i n i ç i n d e y a ş a r .
Ve insanın ışıkla dolu o l m a kapasitesi vardır. Ateş ora-
dadır; o canlandırılmalıdır. Bilinç oradadır fakat o
u y a n d ı r ı l m a l ı d ı r. S a n a h e r şey verilmiştir, sen o n u b e -
raberinde getirdin; ancak yalnızca bir insan bedenine
sahip o l d u ğ u n için bir i n s a n haline gelmiş o l d u ğ u n d ü -
ş ünces i t o p t a n y a n l ı ş t ı r . V e b u fikir a s ı r l a r d ı r m u a z -
zam m i k t a r d a yanlışlıkların n e d e n i olmuştur.

İ nsa n s a d e c e b i r f ı r s a t o l a r a k , v e s i l e o l a r a k d o -
ğ ar . V e ç o k a z i n s a n e r i ş i r : B i r İ s a , b i r B u d a , b i r M u $
h a m m e d , bir B a h a d d i n . Ç o k az sayıda insan, çok az
v e ç o k u z u n a r a l a r l a g e r ç e k t e n b i r i n s a n haline gelir:
O n l a r ışıkla d o l u hale geldiğinde ve hiç k a r a n l ı k kal$

198
EĞİTİ M

m a ç l ı ğında , r u h u n u n h i ç b i r y e r i n d e d o l a n ı p d u r a n b i -
linçsizlik o l m a d ı ğ ı n d a , h e r ş e y ışık o l d u ğ u n d a , sen
yalnızca farkındalık olduğunda; o z a m a n hayat bir
r a h m e t olur.

E ğiti m seni karanlıktan


Eğitim seni
ı şığ a getirir. Benim burada kendin olmaya
y a p t ı ğı m ş e y b u d u r . B e n s a n a hazırlamalı.
kendin olmayı öğretiyorum. Şu an o seni
B e n s a n a k o r k u s u z olmayı öğ- bir taklitçi olmaya
retiyorum; ben sana toplumsal hazırlıyor; o sana
baskılara boyun eğmemeyi nasıl başkaları gibi
ö ğretiyorum . B e n sana uzlaş- olunacağını

macı olmamayı öğretiyorum. öğretiyor.

Ben sana konfor ve rahatlık


için ö z l e m d u y m a m a y ı ö ğ r e t i y o r u m ç ü n k ü e ğ e r sen
konfor ve rahatlık özlemi çekersen t o p l u m s a n a b u n u
v e r e ce kt ir a m a b i r b e d e l karşılığı. V e b u b e d e l çok b ü -
yüktür: Rahatlık edinirsin ama bilincini yitirirsin.
Konfor elde edersin a m a r u h u n u kaybedersin.

Saygınlığa sahip olabilirsin a m a o z a m a n k e n d i n e


karşı d ü r ü s t olmazsın; sahte bir insan olursun; varolu-
şa ve k e n d i ne ihanet etmiş olursun. A n c a k t o p l u m bu-
n u ister, s e n k e n d i n e i h a n e t etmelisin. T o p l u m seni b i r
m a k i n e g i b i k u l l a n m a k i s t e r, t o p l u m s e n i n i t a a t k â r ol-
m a n ı i s t e r . T o p l u m u n s e n i n z e k i b i r v a r l ı k o l a r a k işle-
m e n e i h t i y a c ı y o k t u r ç ü n k ü z e k i b i r v a r l ı k z e k i b i r şe-
kilde d a v r a n a c a k t ı r ve "Hayır, b u n u y a p a m a m " diye-
ceği a n l a r olacaktır.

199
ÇOCUK

Ö r n e ği n e ğ e r s e n g e r ç e k t e n z e k i y s e n v e f a r k ı n $
daysan hiçbir o r d u n u n parçası olamazsın, imkânsız-
dır. H e r h a n g i b i r o r d u n u n p a r ç a s ı o l m a k için t e m e l ge-
reklilik o l a r a k zeki o l m a m a n lazımdır. B u y ü z d e n or-
d u d a h e r şekilde senin zekânı m a h v e t m e y e uğraşırlar.
Z e k â n ı y o k e t m e k için yıllara ihtiyaç vardır; onlar b u -
na "eğitim" derler. Aptal emirlere uyulmak zorunda-
dır. S a ğ a d ö n , sola d ö n , ileri m a r ş , geriye m a r ş — ş u ,
b u — ve onlar her gün sabah akşam b u n a devam edip
d u r u r l a r . Y a v a ş y a v a ş kişi b i r r o b o t h a l i n e gelir, b i r
m a k i n e gibi işlemeye başlar.

Bir g ü n bir k a d ı n psikanaliste gitmiş ve " Ç o k en-


d i şeliyim , u y u y a m ı y o r u m . K o c a m o r d u d a a l b a y . N e
z a m a n tatil o l u p eve gelse b e n i m için bir k â b u s a d ö n ü -
ş üyor . N e z a m a n s a ğ t a r a f a y a t ı p u y u ş a , h o r l a r v e ö y -
l e y ü k s e k sesle h o r l a r k i s a d e c e b e n değil k o m ş u l a r bi-
le rahatsız olur. B a n a bir şey önerebilir misiniz? Ne
y a p m a l ı y ı m ? " diye sorar.
Psikanalist biraz d ü ş ü n ü r ve şöyle der: " Ş u n u ya-
p ı n . B u g e ce b i r d e n e y i n b e l ki işe y a r a r , " d e r v e o n a b i r
r e ç e t e v e r i r ve o işe y a r a r .
Ve reçete çok basit bir şeydi. O n a sadece ş u n u
s ö y l e m i şti : " H o r l a m a y a b a ş l a d ı ğ ı n d a s a d e c e o n a Sola
dön!' de."
K a d ı n b u n a i n a n a m a m ı ş t ı a m a b u n u y a p t ı ğ ı n d a işe
y a r a d ı ; u y k u s u n d a i k e n bile. O s a d e c e s a ğ t a r a f ı n d a y $
k e n h o r l u y o r d u v e k u l a ğ ı n a y a v a ş ç a , y ü k s e k sesle d e ğ i l
y u m u şakç a " S o l a d ö n " d e d i . E s k i b i r a l ı ş k a n l ı k o l d u ğ u
için s o l a d ö n d ü . H o r l a m a d u r d u . U y k u s u n d a y k e n b i l e .

200
EĞİTİ M

O r d u d a k i t ü m eğitim se-
n i n bilincini y o k e t m e k için, Ordudaki

seni otomatik bir m a k i n e y a p - tüm eğitim


senin bilincini
m a k i ç i n d i r . O z a m a n g i d i p öl-
yok etmek için,
dürebilirsin. Aksi taktirde eğer
seni otomatik bir
hâlâ birazcık zekâ taşıyorsan,
makine yapmak
ö l d ü r d ü ğü n diğer kimsenin
içindir.
masum olduğunu göreceksin;
O zaman gidip
o ne s a n a ne de bir b a ş k a biri-
öldürebilirsin.
sine hiçbir şey yapmamıştır.
Ve o n u n evde geri d ö n ü ş ü n ü
b e k l e y e n b i r karısı olmalı. V e o n u n k ü ç ü k ç o c u k l a r ı
olabilir. V e o n l a r dilenci h a l i n e d ü ş e c e k l e r v e o n u n y a ş -
l ı b i r a n n e s i y a d a y a ş l ı b i r b a b a s ı o l a b i l i r. O n l a r çılgı-
n a d ö n e c e k t i r . "Ve b e n niçin b u a d a m ı ö l d ü r ü y o r u m ?
S u b a y , ' Ö l d ü r m e y e b a ş l a , a t e ş ! ' d e d i ğ i içi n m i ? "

Z e k i bir kimse ateş edemeyecektir. Z e k i bir insan


m a s u m insanları ö l d ü r m e k t e n s e kendisi ölmeyi seçebi-
lir. K i m i a p t a l p o l i t i k a c ı l a r s a v a ş a g i r m e k i s t e d i d i y e ,
kimi politikacılar biraz g ü ç istedi diye; politikacılar ta-
r a f ı n d a n v e r i l m i ş k i m i a p t a l b e y a n a t l a r y ü z ü n d e n sa-
vaş başlamıştır. O öldürmeyecektir!

B e n b u n a eğitim derim: İnsanları d a h a zeki y a p -


m a k . B e n i m b u r a d a yaptığım şey d e b u d u r . E ğ e r b u
alev yayılırsa bu k ö h n e , k o k u ş m u ş toplum a y a k t a ka-
l a m a z . O s e n i n bilinçsizliğin s a y e s i n d e h a y a t t a kalır, o
senin bilinçsizliğin sayesinde yaşar.

B u g ü n e k a d a r v a r o l m u ş o l a n eğitim h a k i k i değil-
dir. O insanlığa h i z m et etmemiştir; aksine o m e n f a a t

201
ÇOCUK

gruplarına hizmet eder. O


Bugüne kadar geçmişe hizmet etmiştir. Öğ-
var olmuş olan r e t m e n geçmişin ajanı olmuş-
eğitim, hakiki değildir. tur. O geçmiş inançları, varsa-
O insanlığa yımları, yönlendirmeleri gel-
hizmet etmemiştir; mekte olan kuşağa vermek
aksine o, i ç i n b i r a r a c ı o l a r a k işlev g ö -
menfaat gruplarına r ü r : U f u k t a y ü k s e l e n y e n i bi-
hizmet eder. linci k i r l e t m e k için, b u l a n d ı r -
m a k için.

V e eğitim y ü z ü n d e n i n s a n ı n d e v r i m i ç o k gelişigü-
zel, z i g $ z a g l ı o l m u ş t u r . F a k a t b u g ü n e k a d a r b a ş k a b i r
y o l u y o k t u . Ç ü n k ü g e ç m i ş t e b i r şey v a r d ı : Bilgi o ka-
d a r y a v a ş gelişti ki o asırlar b o y u n c a n e r e d e y s e aynı
k a l d ı . B u n e d e n l e ö ğ r e t m e n y a p t ı ğ ı işte ç o k v e r i m l i y d i .
Bilinen h e r şey n e r e d e y s e sabitti; gelişmiyordu.

A n c a k ş i m d i b i r bilgi p a t l a m a s ı v a r d ı r . H e r şey o
k a d a r hızla değişiyor ki t ü m eğitim sisteminin m o d a s ı
geçti ve çağdışı kaldı. O bırakılmak z o r u n d a ve t a m a -
mıyla y e n i b i r eğitim sistemi, o r t a y a çıkmalı. B u sade -
ce şimdi m ü m k ü n d ü r ; b u g ü n e k a d a r bu m ü m k ü n de-
ğildi . B e n i m " b i l g i p a t l a m a s ı " d e r k e n n e d e m e k i s t e d i -
ğ im i a n l a m a n g e r e k i y o r .

Ü z e r i n d e altmış dakika olan bir d u v a r saati dü-


ş ün . B u a l t m ı ş d a k i k a i n s a n t a r i h i n i n ü ç b i n y ı l ı n ı t e m -
sil e d i y o r . Y a h u t h e r d a k i k a elli y ı l y a d a h e r s a n i y e
y a k l a şı k b i r y ı l . B u ö l ç e ğ i n ü z e r i n d e d o k u z d a k i k a ö n -
cesine k a d a r ö n e m l i hiçbir m e d y a değişikliği y o k t u .
D o k u z d a k i k a önce baskı makinesi devreye girdi. Üç

202
EĞİTİ M

d a k i k a ö n c e telgraf, f o t o ğ r a f v e lokomotif. İ k i d a k i k a
ö n c e t e l e f o n , film, r o t a t i f b a s k ı . B i r d a k i k a ö n c e sesli
film, t e l e v i z y o n s o n o n s a n i y e d e , b i l g i s a y a r s o n b e ş v e
i l e t i şi m u y d u l a r ı s o n s a n i y e d e o r t a y a ç ı k m ı ş t ı r . L a z e r
ı şın ı b i r s a n i y e d e n d e k ı s a b i r s ü r e ö n c e o r t a y a ç ı k m ı ş -
tır.

İ nsanları n "bilgi p a t l a m a s ı " dediği şey b u d u r . D e -


ğ işi m y e n i d e ğ i l d i r ; y e n i o l a n ş e y d e ğ i ş i m i n d e r e c e s i d i r .
V e t ü m farklılığı y a r a t a n ş e y b u d u r ç ü n k ü belli b i r
n o k t a d a y k e n niceliksel değişiklikler niteliksel değişik-
likler haline gelir.

E ğe r s u y u d o k s a n d o k u z d e r e c e y e k a d a r ı s ı t ı r s a n
o hâlâ sudur; belki sıcaktır a m a h â l â s u d u r . S a d e c e on-
da bir dereceye d a h a ihtiyaç vardır ve su buharlaşma-
ya başlar ve niteliksel bir değişim vardır. S a d e c e bir-
k a ç s a n i y e ö n c e s u g ö r ü n ü r h a l d e y d i ş i m d i ise g ö r ü n -
m e z . S a d e c e b i r k a ç s a n i y e ö n c e s u aşağıya d o ğ r u akı-
y o r d u , ş i m d i ise y u k a r ı d o ğ r u y ü k s e l i y o r . O y e r ç e k i -
mini aşmıştır, artık o ç e k i m kuvvetinin etkisi altında
d e ğildir .

Hatırla. Niceliksel deği-


Artık değişim
şikli k b e l l i b i r n o k t a d a n i t e l i k - o kadar
sel h a l e g e ç e r . V e o l a n ş e y b u - muazzamdır ki,
d u r . D e ğ i ş i m y e n i değildir, b u - öğretmen
n u n bir h a b er değeri yoktur; eski tarzda
d e ğişi m h e r z a m a n g e r ç e k l e ş i - hizmet veremez.
yor. A n c a k değişim oranı son Eğitim geçmiş haliyle
derece yenidir; o hiçbir z a m a n hizmet veremez.
böyle olmamıştır.

203
ÇOCUK

Strikninin, tedavi edici ve ö l d ü r ü c ü dozajı arasın-


daki fark sadece bir derece meselesidir; N o r b e r t Wi$
ner'in söylediği şey b u d u r . Z e h i r d a h a d ü ş ü k bir doz-
d a y k e n b i r ilaç o l a r a k işlev görebilir. A n c a k a y n ı ilaç
e ğe r d a h a b ü y ü k b i r d o z d a v e r i l i r s e ö l ü m c ü l o l a c a k t ı r .
B e l l i b i r n o k t a d a o a r t ı k ilaç d e ğ i l z e h i r d i r .

Artık değişim o k a d a r m u a z z a m d ı r ki öğretmen


eski t a r z d a h i z m e t veremez . Eğitim geçmiş haliyle hiz-
met veremez. Geçmişteki y ö n t e m insanların hatırlama-
sına y a r d ı m etmekti. Eğitim şimdiye k a d a r zekânın
e ğitim i d e ğ i l , h a f ı z a n ı n , a n ı m s a m a n ı n e ğ i t i m i o l m u ş t u r .
G e ç m i ş k u ş a k t ü m bilgisini y e n i k u ş a ğ a a k t a r m ı ş t ı r .
V e y e n i k u ş a k o n u h a t ı r l a y a b i l i y o r . B u y ü z d e n iyi h a -
fızası o l a n l a r ı n z e k i o l d u ğ u d ü ş ü n ü l ü y o r d u .

Bu böyle o l m a k z o r u n d a değildir. Hafızası n e r e -


deyse hiç olmayan dehalar olmuştur. Albert Einstein'ın
iyi b i r h a f ı z a s ı y o k t u . H a f ı z a s ı m u c i z e v i o l a n i n s a n l a r
o l m u ştu r a m a o n l a r ı n h i ç z e k â s ı y o k t u . H a f ı z a z i h i n d e -
k i m e k a n i k bir şeydir. Z e k â bilinçtir. Z e k â r u h u n u n bir
parçasıdır, hafıza beynin bir parçasıdır. Hafıza b e d e n e
aittir. Z e k â s a n a aittir.

Artık zekâ öğretilmelidir ç ü n k ü değişim o k a d a r


hızlıdır k i ha fıza işe y a r a m a y a c a k t ı r . S e n b i r şeyi a n ı m -
sayana k a d a r o ç o k t a n eskimiştir. Ve olan şey b u d u r :
E ğiti m b a ş a r ı s ı z o l u y o r , ü n i v e r s i t e l e r b a ş a r ı s ı z o l u y o r
ç ü n k ü onlar eski y ö n t e m l e r i n d e ısrar ediyor. O n l a r bir
n u m a r a öğrenmişlerdir; üç bin yıldır b u n u yapıyorlar
ve artık onlar b u n u o k a d a r derinlemesine öğrenmiştir
ki d a h a başka ne yapabileceklerini bilmiyorlar.

204
EĞİTİ M

Ş imdi , o n l a r ı g e l e c e k t e y a ş a m a y a m u k t e d i r k ı l a n
bir eğitim v e r m e k t e n s e onların gelişimini engelleyecek
eski bilgileri ç o c u k l a r a v e r m e k tehlikelidir. A r t ı k onla-
r ı n g e r ç e k l e ş m e k t e o l a n hızlı değişimle y a ş a m a l a r ı için
zekâya ihtiyaçları vardır. Sadece y ü z yıl önce kasaba-
l a r ı n d a n dışarı hiç ç ı k m a m ı ş y a d a k a s a b a l a r ı n d a n as-
l a elli k i l o m e t r e d e n d a h a u z a ğ a g i t m e m i ş m i l y o n l a r c a
insan vardı. Milyonlarca insan h e p aynı y e r d e yaşadı.
D o ğumda n ölüme dek. Artık h e r şey değişiyor, Ameri-
ka'da ortalama insan bir y e r d e sadece üç yıl yaşıyor.
V e b u t a m o l a r a k evlilik için d e sınırdır; ü ç yıl. O za-
m a n k i ş i k a s a b a s ı n ı , işini, k a r ı s ı n ı , k o c a s ı n ı d e ğ i ş t i r m e -
ye başlar.

içinde yaşadığın tamamıyla yeni bir dünyadır. Ve


senin eğitimin seni y ü r ü y e n a m a k u l l a n ı m d a n k a l k m ı ş
ansikloped i y a p a r . Farklılık y e n i değildir; y e n i olan şey
d e ğişimi n d e r e c e s i d i r .

D u v a r saatimizde, y a k l a ş ı k ü ç d a k i k a ö n c e değişi-
m i n y a p ı s ı n d a niteliksel b i r farklılık oluştu: D e ğ i ş i m
d e ğişti .
Artık zekâyı ö ğ r e t m e k z o r u n d a y ı z . Böylelikle ço-
cukları h e r g ü n gerçekleşen y e n i şeylerle y a ş a m a bece-
risine sahip kılabiliriz. O n l a r ı gelecekte hiçbir kulla-
n ı m alan ı o l m a y a n şeylerle y ü k l e m e . E s k i k u ş a k , öğ-
r e n m i ş o l d u ğ u şeyi ö ğ r e t m e m e l i d i r . E s k i k u ş a k çocu-
ğun d a h a zeki olmasına y a r d ı m etmek zorundadır,
böylelikle o, gelecek olan y e n i gerçekliklere a n ı n d a ya-
n ı t v e r m e y e m u k t e d i r olabilir. E s k i k u ş a k , b u g e r ç e k -
liklerin neler olabileceğini h a y al bile e d e m e z .

205
ÇOCUK

Senin çocukların belki de Ay'da yaşıyor olacak;


onların içinde y a ş a m a k için b a m b a ş k a bir atmosferi
olacak. Çocukların yeryüzü aşırı kalabalıklaştığı için
g ö k y ü z ü n d e yaşayabilir. Çocukların yeraltında ya da
s u y u n altında y a ş a m a k z o r u n d a kalabilir. Hiç kimse
ç o c u k l a r ı n ı n n a s ı l y a ş a m a k z o r u n d a k a l a c a ğ ı n ı bile-
mez. O n l a r belki de sadece tabletlerle, vitamin hapla$
rıyla y a ş a y a c a k t ı r . . . o n l a r t a m a m ı y l a farklı b i r d ü n y a -
da yaşıyor olacaklar. Bu y ü z d e n onlara geçmişin an-
siklopedik bilgilerini verip d u r m a n ı n hiçbir y a r a r ı yok-
tur.

Onları y e n i gerçekliklerle yüzleşmeye hazırlama-


mız gerekiyor.

Onları farkındalıkla, m e d i t a s y o n haliyle hazırla-


m a k zorundayız. O z a m a n eğitim doğru olacaktır. O
z a m a n o g e ç m i ş e ve ölü o l a n a h i z m e t e t m e y e c e k t i r ; o
geleceğe h i z m e t edecektir. O y a ş a m a k t a olana h i z m e t
edecektir.

B e n i m g ö r ü ş ü m e g ö r e g e r ç e k eğitim, b a ş k a l d ı r a n ,
altüst edici olmalıdır. Şimdiye k a d a r o, O r t o d o k s o l m u ş -
tur, şimdiye k a d a r o düzenin parçası olmuştur. G e r ç e k
e ğiti m b a ş k a h i ç b i r k u r u m u n ö ğ r e t m e d i ğ i ş e y l e r i ö ğ r e t -
m e l i d i r . O , e n t r o p i k a r ş ı t ı b i r işin p a r ç a s ı o l m a l ı d ı r .

Devletin, düzenin ve t o p l u m u n kurumlarının hep-


s i n i n g e l i ş i m i e n g e l l e d i ğ i n i u n u t m a . O n l a r n i ç i n gelişi-
m i engelliyor? Ç ü n k ü h e r gelişme m e y d a n o k u m a geti-
r i r v e o n l a r y e r l e ş m i ş t i r . D ü z e n i n i n b o z u l m a s ı n ı k i m is-
t e r ? i k t i d a r d a o l a n l a r y e n i h i ç b i r ş e y i n o l m a s ı n ı iste$

206
EĞITIM

mezler ç ü n k ü bu güç dengesi-


ni değiştirecektir, iktidarda Eğitim, devrime
hizmet etmelidir.
olanlar y e n i hiçbir şeyin orta-
Ancak o, bu haliyle
y a çıkmasını istemezler, ç ü n k ü
hükümete ve
yeni şey y e n i insanları güçlü
din adamına ve
h a l e g e t i r e c e k t i r . H e r y e n i bil-
kiliseye
gi, d ü n y a y a y e n i b i r g ü ç k a t a r .
hizmet eder.
Ve eski k u ş a k h ü k ü m r a n l ı ğ ı n ı ,
elindekini yitirmek istemez.

E ğiti m d e v r i m e h i z m e t e t m e l i d i r . A n c a k o b u h a -
liyle h ü k ü m e t e v e d i n a d a m ı n a v e k i l i s e y e h i z m e t e d e r .
Ç o k z o r f a r k edilir b i r şekilde köleler hazırlar: D e v l e -
tin köleleri, kilisenin köleleri. E ğ i t i m i n g e r ç e k hedefi,
artık insanın gelişimine h i z m e t e t m e y e n ve zararlı ve
k e n d i k e n d i n i y o k etmeye y a r a y a n modası geçmiş dav-
r a n ı şları , i n a n ç l a r ı v e v a r s a y ı m l a r ı y e r l e b i r e t m e l i d i r .

Bir g ö r ü ş m e d e , E r n e s t H e m i n g w a y ' e "iyi bir ya-


zarı o l u ş t u r a n o l m a z sa olmaz bir şey t a n ı m l a y a m a z mı-
sınız?" diye sorulmuştur.

" E v e t , v a r d ı r . B ü y ü k b i r y a z a r o l m a k için kişinin


d o ğuşta n b i r p i s l i k d e t e k t ö r ü o l m a s ı g e r e k i r . Ş o k a d a -
y a n ı k l ı b i r pislik d e t e k t ö r ü olması g e r e k i r " diye yanıt-
l a m ı ştı .

Ve b e n i m gerçek eğitim d ü ş ü n c e m de b u d u r . Ço-


c u k l a r pisliği ayırt e d e b i l e c e k şekilde eğitilmeli, disip-
line edilmelidir. G e r ç e k t e n zeki bir i n s a n b i r pislik de-
tektörüdür. Bir şey söylediğinde h e m e n o n u n önemli
b i r ş e y m i y o k s a g ü b r e m i o l d u ğ u n u bilir.

207
ÇOCUK

insan bilincinin evrimi, pisliğe saygı duymaya


karşı verilen mücadelenin u z u n tarihinden b a ş k a bir
şey değildir, i n s a n l a r pisliğe saygı d u y u p , i b a d e t e d i p
duruyor. Onların inançlarının yüzde doksan dokuzu
sadece yalandır. O n l a r ı n inancının y ü z d e d o k s a n do-
k u z u insanlık karşıtı, h a y a t karşıtıdır. O n l a r ı n inancı-
n ı n y ü z d e d o k s a n d o k u z u o k a d a r ilkel o k a d a r b a r b a r -
ca, o k a d a r t a m a m ı y l a c a h i l c e d i r k i i n s a n l a r ı n h â l â o n -
lara inanıyor olması i n a n d a c a k gibi değildir.

H a k i k i eğitim — n e k a d a r
Hakiki eğitim eski, saygın, itibarlı olsa d a —
—ne kadar eski, tüm saçmalıkları bırakmana
saygın, itibarlı y a r d ı m edecektir. O s a n a ger-
olsa da— çeği öğretecek. O s a n a hiçbir
tüm saçmalıkları h u r a f e y i değil, nasıl d a h a n e -
bırakmana ş eyl e y a ş a n a b i l e c e ğ i n i ö ğ r e t e -
yardım edecektir. cektir. O sana hayatı onayla-
O sana gerçeği mayı öğretecektir. O sana ha-
öğretecektir. y a t a saygı d u y m a y ı ve b a ş k a
d a h i ç b i r şeye d u y m a m a y ı öğ-
retecektir. O s a n a h a y a t a saygı d u y m a y ı öğretecektir
ve b a ş k a bir şey değil. O s a n a nasıl v a r o l u ş a d e r i n b i r
a şkl a b a ğ l a n a c a ğ ı n ı ö ğ r e t e c e k . O s a d e c e z i h n e a i t ol-
m a y a c a k , o a y n ı z a m a n d a k a l b e de ait olacak.

O s a n a bir zihinsizlik o l m a n d a da y a r d ı m e d e c e k .
E ğitimd e e k s i k o l a n b o y u t b u d u r . O s a d e c e s a n a z i h i n -
sel k a v r a m l a r ı n i ç i n d e d a h a ç o k t a k ı l ı p z i h i n d e k a y b o l -
m a y ı ö ğ r e t i r . Z i h i n iyidir, k u l l a n ı ş l ı d ı r a m a o s e n i n b ü -
t ü n l ü ğü n d e ğ i l d i r . K a l p d e v a r d ı r . A s l ı n d a o z i h i n d e n

208
EĞİTİ M

ç o k d a h a ö n e m l i d i r ç ü n k ü z i h i n d a h a iyi t e k n o l o j i y a r a -
t a b i l i r , s a n a d a h a iyi m a k i n e l e r , d a h a iyi e v l e r , d a h a iyi
y o l l a r s u n a b i l i r a m a sen i d a h a iyi b i r i n s a n y a p a m a z . O
seni d a h a çok sevecen, d a h a ç o k şairane, d a h a zarif ya-
pamaz. O sana hayatın coşkusunu, kutlamayı sunamaz.
O senin bir şarkı ve bir dans o l m a n a y a r d ı m edemez.

G e r ç e k eğitim sana kalbin yöntemlerini de öğre-


tir. V e g e r ç e k eğitim s a n a a ş k ı n olanı d a öğretir. Z i h i n
b i l i m i ç i n d i r , k a l p s a n a t , şiir, m ü z i k v e d i n i n a ş k ı n h a -
le gelmesi içindir. Bir eğitim t ü m b u n l a r a h i z m e t etme-
diği sürece d o ğ r u değildir. Ve hiçbir eğitim sistemi he-
nüz bunu yapmamıştır.

P e k ç o k g e n ç i n s a n ı n senin kolejlerini, s e n i n ü n i -
versitelerini t e r k etmesi şaşırtıcı değildir ç ü n k ü o n u n
t o p t a n saçmalık o l d u ğ u n u görebilir, o n u n t o p t a n aptal-
lık o l d u ğ u n u g ö r e b i l i r .

B a şk a h i ç b i r k u r u m b u n u y a p a m a z , s a d e c e e ğ i t i m
b u n u yapabilir: Üniversiteler mutasyonun tohumlarını
ekmelidir ç ü n k ü yeni insan d ü n y a y a gelmek zorunda-
dır.
İlk ışıklar şimdiden ulaşmıştır. Yeni insan h e r g ü n
geliyor ve biz d ü n y a y ı o n a h a z ı r l a m a k z o r u n d a y ı z . Ve
y e n i insanla birlikte y e n i bir insanlık ve y e n i bir d ü n -
ya. Ve eğitim dışında y e n i insanı kabul edecek, o n u n
için o r t a m ı h a z ı r l a y a c a k b a ş k a b i r olasılık y o k t u r . V e
ş aye t b i z o n u n i ç i n o r t a m ı h a z ı r l a y a m a z s a k y o k o l u ş ,
kıyamet kopacaktır.

Bizim b u r a d a yaptığımız deneyler, gerçekten y e n i


bir üniversite y a r a t m a çabasıdır. Ve bu y a p ı l m a k zo$

209
ÇOCUK

rundadır. Ve bu, dünyanın her yerindeki pek çok yer-


de yapılmak zorundadır. Bu d e n e y her ülkede yapıl-
malıdır. V e ç o k azı b u m e y d a n o k u m a y ı k a b u l e d e c e k -
tir a m a b u n l a r h a b e r c i l e r o l a c a k t ı r . B u b i r k a ç ı y e n i ça-
ğı ve y e n i insanı ve y e n i insanlığı ilan edecektir.

Walt Whitman şöyle y a z m ı ş t ı r :

Bilgili astronomu duyduğumda;

Kanıtlar, sayılar önümde sütunlar halinde sıralandığında;


Tablolar ve diyagramlar bana;
Onları ölçmem, toplamam, çıkarmam için gösterildiğinde.
Astronomun ders verdiği toplantı odasında coşkuyla
alkışlandığını,
Oturduğum yerde duyduğum zaman
Ayağa kalkıp sessizce dışarı çıktım,
Gizemli gecenin mistik havasında
Etrafta dolaşmaya başlayana kadar
Ne kadar da çabuk, beklenmedik bir şekilde
Bitkin ve hasta düştüm;
Ve arada sırada yıldızların mükemmel
Sessizliğine başımı kaldırıp baktım.

Y e n i eğitim, h a k i k i eğitim s a n a s ad e c e m a t e m a t i k ,
t a r i h , coğrafya, fen ö ğ r e t m e m e l i d i r ; o a y n ı z a m a n d a
s a n a gerçek ahlakı da öğretmelidir: Estetik. B e n ger-
çek ahlakı estetik olarak adlandırıyorum: G ü z e l olanı
hissetme duyarlılığı. Ç ü n k ü Tanrısallık güzellik o l a r a k

210
EĞITIM

gelir: B i r g ü l d e y a d a b i r n i l ü -
ferde; gün doğumunda ya da Ben
g ü n b a t ı m ı n d a , y ı l d ı z l a r d a ; sa- gerçek ahlakı
bahın erken saatlerinde kuşlar estetik olarak

ş ark ı s ö y l ü y o r . Y a d a d a m l a - adlandırıyorum :

lar, k a n a t l a n m ı ş b i r k u ş . . . h a - Güzel olanı

kiki eğitim seni doğay a d a h a hissetme duyarlılığı.

çok ve d a h a çok yakınlaştır$


m a l ı d ı r ç ü n k ü s a d e c e d o ğ a y a g i d e r e k y a k ı n l a ş a r a k ila-
hi olana giderek daha çok yakınlaşacaksın.

Eğe r entelekt kendini tanıma yolculuğunda


böylesi bir engelse o zaman onu eğitmek ve
onu keskinleştirmek anlamsız değil midir?
Onların, masumiyeti ve kendilerini
ifade edebilmeleri yüzünden çocukları
entelektlerini eğitmeye göndermeden önce
doğrudan meditasyona yönelmelerine
yardım edilmesi mümkün değil midir?

B u d ü ş ü n ü l m e y e d e ğ e r , b u ö n e m l i . V e d o ğ a l ola-
r a k ş a y e t e n t e l e k t b u k a d a r b ü y ü k b i r e n g e l s e h e r şey-
d e n ö n c e o n u niye eğitmeliyiz sorus u o r t a y a çıkar. N i -
çin çocuklar, o n l a r h â l â m a s u m v e b a s i t k e n üniversite-
ye gönderilmektense meditasyonla tanıştırılmasın? O n -
ların mantığını ve düşüncelerini fakültede oluşturmak$
tansa, o n l a r ı e ğ i t m e k t e n s e ne için onları masumiyetleri-
nin ve sadeliklerinin içinde meditasyona daldırmaya-
lım. E ğ e r e n t e l e k t b i r engelse niçin gelişmesine y a r d ı m
edilsin? N i ç i n gelişmeden ö n c e o n d a n k u r t u l m a y a l ı m ?

211
ÇOCUK

E n t e l e k t s a d e c e b i r e n g e l o l s a y d ı , o z a m a n b u iyi
olurdu. A n c a k bir engel aynı z a m a n d a bir atlam a taşı
d a olabilir. B i r p a t i k a d a y ü r ü y o r s u n v e p a t i k a n ı n o r t a -
sında k o c a m a n bir k a y a d u r u y o r . Şimdi, bu bir engel-
dir. Ve sen p a t i k a b u r a d a n biçbir y e r e gitmiyor diye
d ü şünere k g e r i dönebilirsin. A n c a k şayet k a y a y a tır-
m a n ı r s a n , ö n c e k i n d e n t a m a m ı y l a d a b a farklı seviyede
y e n i b i r p a t i k a o r t a y a çıkar. Y e n i b ir b o y u t açılır.

Z e k i o l m a y a n kişi k a y a y ı b i r engel o l a r a k g ö r ü p
geriye d ö n e c e k t i r . Z e k i olan k a y a y ı b i r m e r d i v e n gibi
k u l l a n a c a k t ı r. Ve zekâ, bilgelik bizim entelekt dediği-
miz ş e y d e n t a m a m ı y l a farklı bir şeydir.

E n t e l e k t i e ğ i t m e d e n ç o c u k l a r h a y v a n l a r gibi kala-
caktır. O n l a r bilge olmayacaklardır, onlar v a h ş i hay-
v a n l a r gibi kalacaktır. E l b e t t e engelleri o l m a y a c a k t ı r
a m a d a h a y ü k s e ğ e t ı r m a n m a k i ç i n h i ç b i r a r a ç l a r ı d a ol-
mayacaktır. K e n d i içinde ne k a y a bir engeldir, ne de
merdiven bir destektir.

Bu yüzden her çocuğun entelektüel eğitimden


geçmesi bir gerekliliktir. Ve bu eğitim ne k a d a r güzel-
se, b u e ğ i t i m n e k a d a r k e s k i n s e , e n t e l e k t k a y a s ı d a o
k a d a r güçlü, engin, b ü y ü k t ü r ; o k a d a r iyidir ç ü n k ü bu,
o o r a n d a d a h a y ü k s e k y e r l e r e u l a ş m a k için b i r a r a ç t ı r .
Bu k a y a n ı n a l t ı n d a ezilen kişi a k a d e m i s y e n d i r . Bu ka-
y a n ı n t e p e s i n d e d u r a n kişi ise ermiştir. V e k o r k u s u n -
d a n k a y a y a y a k l a ş a m a y a n kişi cahildir.

Cahil k i m s e n i n entelekti asla eğitilmemiştir; aka-


d e m i s y e n i n entelekti eğitilmiştir a m a o n u n ötesine ge-
ç e m e m i ştir ; b i l g e k i m s e n i n e n t e l e k t i s a d e c e e ğ i t i l m e $

212
EĞİTİ M

mişti r a y n ı z a m a n d a o, o n u n
ötesine geçmeyi de başarmış- Mantık,

tır. sadece bir araçtır.


Onu hayatı
Kaçmanın yararı olmaz;
yok etmek için
kişi içinden ve ötesine g e ç m e -
kullanabiliriz:
l i d i r . V e d e n e y i m n e o l u r s a ol-
O zaman o
sun kişi içinden geçerse bu
tahrip edicidir;
onu yoğunlaştırır, bu kişiyi
onu hayat yaratmak
parlatır.
için kullanabiliriz:
Bu yüzden çocuğun ente- O zaman o
lekti eğitilmek z o r u n d a kala- yaratıcıdır.
caktır, onun mantığı keskin$
l e ştirilme k zorunda kalacak-
t ı r . B ö y l e l i k l e o b i r kılıç g i b i o l u r . V e s o n r a s ı n d a o n u n
kılıçla k e n d i s i n i m i keseceği, i n t i h a r m ı e d e c e ğ i y a d a
birisinin h a y a t ı n ı m ı k u r t a r a c a ğ ı t a m a m ı y l a k e n d i ze-
kâsına bağlıdır.

M a n t ı k sadece bir araçtır. O n u hayatı y o k etmek


için kullanabiliriz: O z a m a n o t a h r i p edicidir; o n u h a -
y a t y a r a t m a k için kullanabiliriz : O z a m a n o y a r a t ı c ı d ı r .
A n c a k kesin olan bir şey vardır: Çocukları entelektten
m a h r u m bırakmak, onları zeki yapmayacaktır. O n l a r
h a y v a n l a r gibi m a s u m olacaktır a m a ermişler gibi m e $
ditasyon halinde olmayacaklardır.

P e k ç o k k e z b i r ç o c u ğ u n b i r k u r t t a r a f ı n d a n or-
m a n a g ö t ü r ü l d ü ğ ü o l m u ş t u r . K ı r k yıl k a d a r ö n c e Kal$
k ü t a y a k ı n l a r ı n d a k i o r m a n l a r d a böyle iki kız b u l u n -
m u ştu . O n y ı l k a d a r ö n c e L u c k n o w y a k ı n l a r ı n d a k i b i r
o r m a n d a k u r t l a r tarafından b ü y ü t ü l m ü ş b a ş k a bir ço$

213
ÇOCUK

cuk bulundu. Bu çocuk epey büyümüştü; yaklaşık on


d ö r t y a ş ı n d a y d ı . Bu ç o c u k hiç insan eğitimi almamıştı,
okul nedir bilmiyordu, hiçbir insanla arkadaş olmamış-
tı; o k u r t l a r t a r a f ı n d a n h e n ü z b e ş i ğ i n d e k i b i r b e b e k k e n
a l ı n m ı ştı . Y a n i o k u r t l a r l a b i r l i k t e b ü y ü m ü ş t ü . O iki
ayağı üzerinde dahi d u r a m ı y o r du çünkü bu da insan
e ğitimini n b i r p a r ç a s ı d ı r . S e n s a d e c e k e n d i k e n d i n e iki
a y a ğını n ü z e r i n d e d u r d u ğ u n u a s l a d ü ş ü n m e , o sana
ö ğretilmiştir .

insan bedeni, dört ayak üzerinde y ü r ü m e y e göre


y a p ı l a n m ı ştır . Hiçbir çocuk doğumundan s o n r a iki
a y a ğ ı ü z e r i n d e y ü r ü m e z , d ö r d ü n ü n ü z e r i n d e y ü r ü r ; iki
a y a k ü z e r i n d e y ü r ü m e k bir ö ğ r e n m e d i r . Bilim a d a m l a -
rına, fizyologlara s o r a r s a n s a n a ç o k g a r i p b i r şey söy-
lerler. O n l a r i n s a n b e d e n i n i n a s l a h a y v a n l a r gibi sağ-
lıklı o l a m a y a c a ğ ı n ı s ö y l e r l e r ç ü n k ü i n s a n b e d e n i d ö r t
a y a k ü z e r i n d e y ü r ü m e y e g ö r e y a r a t ı l m ı ş t ı r v e o h e r şe-
y i m a h v e t m i ş t i r ; o iki a y a k ü z e r i n d e y ü r ü y o r b u y ü z -
d e n d e t ü m sistem bozulur. B u bir d a ğ a ç ı k m a k için ta-
s a r l a n m a m ı ş bir a r a b a gibidir; y e r ç e k i m i k a n u n l a r ı b o -
zulur. Ç ü n k ü d ö r t ayakla y e r d e y ü r ü r s e n dengeli olur-
sun, ağırlığın eşit bir şekilde d ö r t a y a ğ a dağılır ve be-
d e n i n y e r ç e k i m i n e p a r a l e l h a l e gelir, t ü m o m u r g a n b o -
y u n c a eşit m i k t a r d a y e r ç e k i m i k u v v e t i dağılır v e s o r u n
olmaz. F a k a t iki b a c a ğ ı n ü z e r i n d e a y a k t a d u r d u ğ u n d a
h e r ş e y a l t ü s t o l u r . K a n zıt y ö n d e , y u k a r ı d o ğ r u a k m a k
z o r u n d a d ı r ; ciğerler g e r e k s i z b i r b i ç i m d e f a z l a d a n ça-
l ı şma k z o r u n d a d ı r . H e r z a m a n y e r ç e k i m i ile b i r m ü c a -
dele vardır. D ü n y a aşağı d o ğ r u çekiyor. Bu yüzden

214
EĞİTİ M

e ğe r b i r i n s a n k a l p r a h a t s ı z l ı ğ ı n d a n ö l ü r s e b u n d a şaşı -
lacak hiçbir şey y o k t u r . H i ç b i r hayvan k a l p rahatsızlı-
ğ ında n ö l m e z ; k a l p r a h a t s ı z l ı ğ ı h a y v a n l a r d a g e l i ş m e z
ve o i n s a n l a r d a k a ç ı n ı l m a z bir şeydir. O n u n b a z ı in-
sanlarda gerçekleşmemesi bir mucizedir; aksi taktirde
normalde o n u n olması kaçındmazdı r ç ü n k ü k a n ı ters
y ö n d e p o m p a l a m a işi s ü r e k l i o l a r a k y a p ı l m a k t a d ı r : B u
bir z o r u n l u l u k t u r a m a d o ğ a bazı şeyleri b u şekilde ta$
sarlamamıştır.

S o n u ç t a b u ç o c u k iki a y a k ü z e r i n d e y ü r ü y e m e d i ,
o sadece dört ayak üzerinde koşabiliyordu. Ve o n u n
k o şmas ı i n s a n l a r ı n k i g i b i d e ğ i l d i , o k u r t l a r ı n k i g i b i y d i .
A y r ı c a o k u r t l a r gibi çiğ et y i y o r d u . O ç o k g ü ç l ü y d ü —
sekiz t a n e g ü ç l ü a d a m o n u t u t m a k t a z o r l u k çekiyor-
d u — ve o, n e r e d e y se bir k u r t t u . Isırabilirdi, etinden
bir p a r ç a kopartabilirdi. Yırtıcı! O meditasyon halin-
deki bir azize d ö n ü ş e m e m i ş t i , o n u n olabildiği t e k şey
v a h ş i b i r h a y v a n d ı . V e b e n z e r v a k a l a r B a t ı ' d a d a ol-
m u ştur : O r m a n d a hayvanlar tarafından çocuklar ye-
t i ştirilmiştir , onlar hayvan olarak bulunmuştur.

S o n r a s ı n d a b u ç o c u ğ u e ğ i t m e k i ç i n ç a b a s a r f edil -
di. Altı a y b o y u n c a h e r t ü r d e n masajlar v e elektri k te-
davileri y a p ı l d ı . V e o n u n z a r z o r iki a y a ğ ı ü z e r i n d e
durması sağlandı. Ve k ü ç ü c ü k bir yalpa ve dört ayak
üzerin e d ö n ü y o r d u ç ü n k ü iki a y a k ü z e r i n d e d u r m a k
çok zor bir şeydi. D ö r t a y a k ü z e r i n d e d u r m a n ı n ne ka-
d a r eğlenceli bir şey o l d u ğ u h a k k ı n d a hiçbir fikrin y o k ,
b u y ü z d e n s e n iki a y a k ü z e r i n d e d u r u y o r s u n v e a z a p
çekiyorsun.

215
ÇOCUK

Ç o c u ğ a bir isim verildi. O n u eğitmeye çalışmak-


tan y o r g u n düştüler ve ölmeden önce o n u n öğrenebil-
diği ve söyleyebildiği t e k bir s ö z c ü k vardı: Rama. O
s a d e c e k e n d i a d ı n ı söyleyebiliyordu. Bir b u ç u k y ı l için-
de öldü. Bu çocuk üzerinde çalışan bilim a d a m l a r ı
o n u n bu eğitim y ü z ü n d e n ö l d ü ğ ü n ü söyledi ç ü n k ü o
v a h ş i b i r h a y v a n ı n y a v r u s u n d a n d a h a fazla b i r ş e y d e -
ğ ildi .

Bu aynı z a m a n d a bir çocuğu okula göndererek


h a y a t ı n d a n e k a d a r çok şeyi basitçe ö l d ü r d ü ğ ü m ü z ü
gösteriyor. Onların coşkularını öldürüyoruz, onların
v a h şiliğin i ö l d ü r ü y o r u z . O k u l l a r d a k i b ü t ü n s o r u n b u -
d u r . O t u z ç o c u k t a n o l u ş a n b i r sınıfı —şu otuz tane
vahşi hayvanı — tek bir öğretmene teslim ediyoruz.
Ö ğretmeni n ellerine onları medenileştirme görevi d ü -
ş er . B u y ü z d e n ö ğ r e t m e n l i k m e s l e ğ i n d e n d a h a c a n sı-
kıcı bir meslek y o k t u r . Bir ö ğ r e t m e n d e n d a h a çok stres
s a h i b i b i r i n s a n y o k t u r . O n l a r ı n işi g e r ç e k t e n z o r d u r .
A n c a k b u ç o c u k l a r ı n eğitilmesi gerekecek; aksi taktir-
de onlar insan haline gelemeyecektir. M a s u m olacak-
lardır a m a bu masumiyet cahdlikten kaynaklanacaktır.
Bir a d a m d a bilmediği için m a s u m d u r a m a b ü d i k t e n
s o n r a m a s u m h a l i ne gelirse o z a m a n y a ş a m çiçeği a ç a r .

E n t e l e k t i n eğitimi gereklidir; s o n r a s ı n d a entelek-


tin aşılması gereklidir. Ve sahip olmadığın bir şeyi nasıl yitireceksin? E i n s t e i
y a c a ğı h u z u r u nası l deneyimleyeceksin? B u h u z u r kı-
yaslanamayacaktır çünkü o fırtınadan sonraki h u z u r
olacaktır. Fırtına henü z gelmemiştir. Ç o k m i k t a r d a en$

216
EĞİTİ M

t e l e k t ü e l j i m n a s t i k t e n s o n r a e n t e l e k t i b i r k e n a r a fırlat-
m a k t a n bir kimsenin alacağı tat tıpkı kişinin bir hasta-
l ı k t a n i y i l e ş t i k t e n s o n r a h i s s e d e c e ğ i s a f s a ğ l ı ğ ı n t a d ı gi-
bidir.
Ö n c e s i n d e çok b ü y ü k b i r ıstırap olan, d ü ş k ü n l ü k
anlamına gelen bir şeyden vazgeçmek b ü y ü k bir mut-
luluktur.
Entelektin ıstırabından geç, böylelikle bilgeliğin
saadetine erişebilirsin. Dünyanın kederinin içinden
geç, böylelikle n i h a i k e n d i n d e n geçiş, ilahi olanı fark
ediş senin olabilsin.
Zıtlıkların içinden geçmek z o r u n d a kalacaksın,
tek yol b u d u r .

Beş Boyutlu Eğitim

Ş imdiy e k a d a r e ğ i t i m s o n u ç o d a k l ı o l m u ş t u r : N e
ö ğrendiğini n ö n e m i y o k t u r ; ö n e m l i o l a n şey, b i r y a d a
iki yıl s o n r a g e l e c e k o l a n s ı n a v d ı r . B u geleceği ö n e m l i
kılar, şimdiki z a m a n d a n d a h a ö n e m l i kılar. B u şimdi-
k i anı gelecek için k u r b a n e d e r . V e b u senin y a ş a m tar-
zın h a l i n e gelir; sen h e r z a m a n anı, o a n m e v c u t olma-
y a n bir ş e y için k u r b a n e d e r s i n . B u h a y a t t a m u a z z a m
bir boşluk yaratır.
B e n i m v i z y o n u m d a k i k o m ü n d e b e ş b o y u t l u eği-
tim olacaktır.
B u b e ş b o y u t a g i r m e d e n ö n c e b i r k a ç ş e y i n o t et-
m e k gerekir. Bir: E ğ i t i m in p a r ç a s ı olarak hiçbir t ü r d e n

217
ÇOCUK

sınav değil, h e r g ü n h e r saat ö ğ r e t m e n l e r t a r a f ı n d a n


g ö z l e m o l m a l ı d ı r . Ö ğ r e t m e n l e r i n y ı l b o y u n c a f a r k et-
t i k l e r i ş e y l e r d a h a ileri m i g i d e c e ğ i n e y o k s a b i r a z d a h a
a y n ı sınıfta m ı k a l a c a ğ ı n a k a r a r v e r e c e k t i r .

H i ç kimse kalmaz, hiç kimse geçmez: Sadece bazı


insanlar d a h a hızlıdır ve bazı insanlar birazcık tembel-
d i r ç ü n k ü b a ş a r ı s ı z l ı k fikri ç o k d e r i n b i r a ş a ğ ı l ı k d u y -
g u s u y a r a t ı r v e başarılı o l m a fikri d e b a ş k a t ü r d e n b i r
h a s t a l ı ğı , ü s t ü n o l m a y ı y a r a t ı r .

H i ç k i m s e a ş a ğ ı d a değildir, hiç k i m s e ü s t ü n değil-


dir.

Kişi sadece kendisidir, kıyaslanamaz . Bu n e d e n l e


sınavların bir yeri olmayacaktır. Bu t ü m perspektifi
gelecekten şimdiki a n a çevirecektir. Senin t a m şimdiki
a n d a n e y a p t ı ğ ı n belirleyici olacaktır , iki yılın s o n u n -
d a k i b e ş t a n e s o r u değil, i k i y ı l s ü r e s i n c e i ç i n d e n g e ç e -
c e ği n b i n l e r c e ş e y i n h e r b i r i b e l i r l e y i c i o l a c a k t ı r ; b ö y -
lelikle e ğ i t i m s o n u ç o d a k l ı o l m a y a c a k t ı r .

G e ç m i şt e ö ğ r e t m e n i n m u a z z a m ö n e m i o l m u ş t u r
ç ü n k ü o , t ü m s ı n a v l a r ı g e ç m i ş o l d u ğ u n u bilir, o b i l g i
t o p l a m ı ştır . A n c a k d u r u m d e ğ i ş m i ş t i r . V e s o r u n l a r d a n
biri de b u d u r : D u r u m l a r değişir a m a bizim tepkileri-
miz eski o l a r a k kalır. Artık bilgi p a t l a m a s ı o k a d a r b ü -
yük, o k a d a r m u a z z a m , o k a d a r hızlıdır ki hiçbir bilim-
sel k o n u h a k k ı n d a b ü y ü k b i r k o n u y a z a m a z s ı n ç ü n k ü
kitap t a m a m l a n a n a k a d a r eskimiş olacaktır; y e n i bul-
gular, y e n i gerçekler o n u geçersiz kılacaktır. Bu y ü z -
d e n a r t ı k bilim, k i t a p l a r a değil, m a k a l e l e r e , p e r i y o d i k
yayınlara bağlıdır.

218
EĞİTİ M

Ö ğretme n o t u z yıl ö n c e eğitilmiştir. O t u z yılda


h e r şey değişmiştir ve o h â l â o n a öğretilen şeyi t e k r a r
ediyor. O eski kalmıştır ve öğrencileri de eski yapıyor.
Bu yüzden benim vizyonumda öğretmene yer yoktur,
ö ğretmenle r y e r i n e , r e h b e r l e r o l a c a k t ı r v e a r a d a k i far-
kı anlamak gerekiyor: R e h b e r sana k ü t ü p h a n e d e k o n u
h a k k ı n d a k i e n s o n bilgiyi n e r e d e b u l a c a ğ ı n ı söyleye-
cektir.

V e ö ğ r e t m e k e s k i m o d a ş e k l i ile y a p d m a m a l ı d ı r
ç ü n k ü t e l e v i z y o n b u n u ç o k d a h a iyi b i r ş e k i l d e y a p a b i -
lir, en son bilgiyi hiçbir s o r u n o l m a d a n sağlayabilir.
Ö ğretme n senin kulaklarına seslenir; televizyon ise
d o ğruda n g ö z l e r i n e h i t a p e d e r v e b u e t k i ç o k d a h a b ü -
y ü k t ü r . Ç ü n k ü gözle r h a y a t t a k i d u r u m l a r ı n y ü z d e sek-
senini emer; onlar en canlı kısımdır.

E ğe r b i r ş e y i g ö r e b i l i r s e n o n u h a t ı r l a m a n a g e r e k
y o k t u r ; a n c a k eğer bir şeyi d i n l e r s e n o n u a n ı m s a m a k
zorundasın. E ğ i t i m i n n e r e d e y s e y ü z d e d o k s a n sekizi
televizyon aracılığıyla verilebilir ve ç o c u k l a r ı n soraca-
ğı sorular bir bilgisayar tarafından cevaplanabilir. Öğ-
r e t m e n s a d e c e s a n a d o ğ r u k a n a l ı g ö s t e r m e k i ç i n , bilgi-
sayarı nasıl kullanacağını, en son kitabı nasıl bulacağı-
n ı g ö s t e r e n b i r r e h b e r o l m a l ı d ı r . O n u n i ş l e vi t a m a m e n
farklı olacaktır. O s a n a bilgi a k t a r m ı y o r , o seni ç a ğ d a ş
bilgi h a k k ı n d a , e n son bilgi h a k k ı n d a bilinçli h a l e geti-
riyor. O sadece bir r e h b e r.

B u n l a r ı göz ö n ü n d e t u t a r a k eğitimi b e ş b o y u t a
a y ı r ı y o r u m . B i r i n c i s i b i l g i l e n d i r i c i o l a n : T a r i h , coğraf-
y a gibi. T e l e v i z y o n v e b i l g i s a y a r aracılığıyla halledile$

219
ÇOCUK

bilecek p e k ç o k diğer k o n u l a r , i k i n c i kısım: F e n bilim-


l e r i d i r . O n l a r d a t e l e v i z y o n v e b i l g i s a y a r ile a k t a r ı l a b i -
lir a n c a k o n l a r d a h a k a r m a ş ı k t ı r v e i n s a n l a r ı n r e h b e r -
liği d a h a g e r e k l i o l a c a k t ı r . İ l k b o y u t t a dil d e o l a c a k t ı r .
D ü n y a d a k i h e r i n s a n e n a z ı n d a n i k i dil b i l m e l i d i r ; b i -
r i n c i s i a n a dil, d i ğ e r i d e u l u s l a r a r a s ı i l e t i ş i m dili o l a r a k
İ ngilizce . B u n l a r d a t e l e v i z y o n a r a c ı l ı ğ ı y l a d a h a d o ğ r u
bir şekilde öğretilebilir: Aksan, g r a m e r , h e r şey insan-
l a r d a n d a h a d ü z g ü n bir şekilde öğretilebilir.

D ü n y a d a bir kardeşlik atmosferi yaratabiliriz: Dil


insanları birbirine bağlar; aynı z a m a n d a ayırır da. Şu
a n u l u s l a r a r a s ı b i r dil y o k t u r .
İ ngilizc e e n y a y g ı n d i l d i r . V e i n s a n l a r ö n y a r g ı l a -
rını bırakmalıdır; insanlar gerçeğe bakmalıdır. Ö n y a r -
g ı l a r d a n k a ç ı n m a k i ç i n p e k ç o k d d y a r a t m a ç a b a s ı ol-
m u ştur ; İ s p a n y o l c a k o n u ş a n i n s a n l a r k e n d i d i l l e r i i ç i n
u l u s l a r a r a s ı dil olmalı diyebilirler ç ü n k ü o n e r e d e y s e
d i ğe r t ü m d i l l e r d e n d a h a ç o k i n s a n t a r a f ı n d a n k u l l a n ı -
lıyor... B u tip ö n y a r g ı l a r d a n k u r t u l m a k için E s p e r a n -
t o g i b i d i l l e r y a r a t ı l m ı ş t ı r . A n c a k h i ç b i r y a r a t ı l m ı ş dil,
iş görmemiştir. Y a r a t ı l a m a y a c a k olan, gelişmesi gere-
k e n b a z ı şeyler v a r d ı r ; b i r dil b i n l e r c e yıllık b i r geliş-
medir. E s p e r a n t o , o k a d a r y a p a y gelir ki t ü m bu çaba-
lar başarısız o l m u ş t u r .

A n c a k iki dil y a r a t m a k k e s i n b i r gerekliliktir: Bi-


rincisi a n a dildir ç ü n k ü sadece a n a dilinde söyleyebile-
c e ği n h i s l e r v e n ü a n s l a r v a r d ı r .

P e k ç o k ü l k e d e felsefe p r o f e s ö r l ü ğ ü y a p m ı ş , d ü n -
yayı gezmiş bir h o c a m vardı. O y a b a n c ı bir dilde h e r

220
EĞITIM

şey yapabilirsin a m a k a v g a e t m e y e y a d a sevmeye sıra


g e l d i ğind e d u y g u l a r ı n a k a r ş ı s a m i m i v e d ü r ü s t o l a m a d ı -
ğ ın ı h i s s e d e r s i n d e r d i . B u n e d e n l e d u y g u l a r ı n v e i ç t e n -
liği n i ç i n a n n e s ü t ü y l e b i r l i k t e ö z ü m s e d i ğ i n , s e n i n i l i ğ i n
ve kemiğinin parçası haline gelmiş olan a n a dilin... An-
cak b u yeterli değildir. B u k ü ç ü k insan grupları y a r a t ı r
ve diğerlerini yabancılaştırır. Bir uluslararası dil, tek bir
dünya, t e k bir insanlığın temeli olarak kesin bir gerek-
liliktir. B u y ü z d e n iki dil, h e r k e s i ç i n o l m a z s a o l m a z b i r
gerekliliktir. B u i l k b o y u t u n içinde olacaktır.

i k i n c i s i ise, — d ı ş a r ı d a k i — g e r ç e k l i ğ i n y a r ı s ı ol-
d u ğ u için s o n d e r e c e ö n e m l i olan bilimsel k o n u l a r ı n
sorgulanmasıdır.

Ve ü ç ü n c ü s ü g ü n ü m ü z eğitiminde, eksik olan ya-


şam sanatı olacaktır, insanlar sevginin ne o l d u ğ u n u
bildiklerini sanırlar. Bilmiyorlar...ve onlar bildiklerin$
d e ise ç o k g e ç t i r . H e r ç o c u ğ u n ö f k e s i n i , n e f r e t i n i , k ı s -
k a n ç l ı ğın ı s e v g i y e d ö n ü ş t ü r m e s i n e y a r d ı m e d i l m e l i d i r .

Ü ç ü n c ü b o y u t u n önemli bir kısmı d a espri anlayı-


şı olmalıdır. Bizim sözde eğitimimiz insanları, ciddi ve
asık suratlı y a p a r . Ve şayet y a ş a m ı n ı n üçte biri bir üni-
v e r s i t e d e m u t s u z v e c i d d i o l a r a k h e b a e d i l i r s e b u içsel$
l e ştirilir ; k a h k a h a n ı n d i l i n i u n u t u r s u n v e k a h k a h a n ı n
dilini u n u t m u ş bir k i m s e h a y a t ı n ç o ğ u n u u n u t m u ş t u r .

B u n e d e n l e sevgi, k a h k a h a h a y a t l a v e o n u n h a r i -
k a l a r ı v e o n u n g i z e m l e r i ile t a n ı ş ı k l ı k . . . a ğ a ç l a r d a ş a r k ı
söyleyen şu kuşlar d u y u l m a d a n kalmamalıdır. Ağaçlar
ve çiçekler ve yıldızların senin kalbinle bir bağlantısı
olmalı. G ü n d o ğ u m u v e g ü n batımı s a d e ce dışsal şeyler

221
ÇOCUK

o l m a y a c a k t ı r ; o n l a r içse l ş e y l e r d e o l m a l ı d ı r . Ü ç ü n c ü
b o y u t u n temeli y a ş a m a saygı olmalıdır.

i n s a n l a r h a y a t a çok kayıtsız.

O n l a r h â l â h a y v a n l a r ı y e m e k için ö l d ü r m e y e d e -
v a m ediyor; onlar b u n a o y u n diyorlar. Peki y a bir hay-
v a n onları yerse, o z a m a n b u n a felaket diyorlar. G a -
r i p . . . b i r o y u n d a h e r iki t a r a f a d a eşit ş a n s t a n ı n m a l ı -
dır. H a y v a n l a r ı n silahları y o k t u r ve seninse m a k i n e l i
tüfeklerin ya da okların var. H a y a t a çok b ü y ü k bir
saygı öğretilmelidir ç ü n k ü h a y a t T a n r ı ' d ı r v e h a y a t ı n
kendisinden b a ş k a bir T a n r ı y o k t u r : Ve coşku, k a h k a -
ha, espri anlayışı; kısaca d a n s e d e n bir r u h .

D ö r d ü n c ü boyut, yaratı-

Bu evrenin cılık v e sanat olmalıdır: Re-

bir çocuğu sim, müzik, çömlekçilik, du-

olduğunu bil ve varcılık, zanaatkârlık; y a r a t ı c ı

bu evren olan h e r şey. Yaratıcılığı n t ü m

eğer seni a l a n l a r ı n a izin verilmeli; öğ-

doğurduysa renciler seçebilmelidir. S a d e c e

sana bakacaktır da. birkaç şey zorunlu olmalıdır:


Ö r n e ği n uluslararası bir dil
z o r u n l u olmalıdır; hayatın ı ka-
z a n a b i l e c e ği n b e l l i b i r y e t e r l i l i k s a h i b i o l m a k z o r u n l u
olmalıdır; belli b i r y a r a t ı c ı s a n a t z o r u n l u olmalıdır.
T ü m yaratıcı sanatlardan oluşma gökkuşağının içinden
seçebilmelisin ç ü n k ü b ir i n s a n nasıl y a r a t a c a ğ ı n ı öğ-
r e n m e d e n asla sürekli yaratıcı olan v a r o l u ş u n bir par-
ç a s ı h a l i n e g e l e m e z . Y a r a t ı c ı o l a r a k kişi, i l a h i b i r h a l e
gelir; y a r a t ı c ı l ı k y e g â n e i b a d e t t i r .

222
EĞİTİ M

Ve beşinci boyut, ö l ü m sanatı olmalıdır. Beşinci


b o y u t t a t ü m m e d i t a s y o n l a r olacaktır böylelikle ö l ü m
o l m a d ı ğın ı b i l e b i l e s i n ; b ö y l e l i k l e s e n i ç i n d e k i ö l ü m s ü z
y a şamı n f a r k ı n a v a r a b i l i r s i n . Bu kesinlikle gereklidir
ç ü n k ü h e r k e s ölmek z o r u n d a d ı r ; hiç kimse b u n d a n ka$
çınamaz. Ve m e d i t a s y o n un b ü y ü k şemsiyesinin altında
s e n Z e n ile, T a o ile, Y o g a d e , H a s s i d i z m ile v e v a r ol-
m u ş a m a eğitimin hiç özen göstermemiş olduğu t ü m
t ü r l e r v e o l a s ı l ı k l a r ile t a n ı ş t ı r d a b i l i r s i n . B u b e ş i n c i b o -
y u t t a a y r ı c a a i k i d o , j u j i t s u , j u d o — s i l a h s ı z s a v u n m a sa-
n a t l a r ı — sadece s a v u n m a sanatı değd, aynı z a m a n d a
bir m e d i t a s y o n d a olan b u gibi dövüş s a n a t l a r ı n d an d a
h a b e r d a r edilmelisin.

Y e n i k o m ü n ü n d o l u bir, t a m b i r eğitimi olacaktır.


Gerekli olan h e r şey z o r u n l u olacaktır ve gerekli olma-
y a n h e r şey seçime bağlı olacaktır. P e k çok sayıda olan
s e ç e n e k l e r d e n kişi istediğini seçebilir. Ve b i r k e z teme l
olanlar y e r i n e getirildiğinde o z a m a n sen keyif aldığın
bir şey öğrenmelisin; müzik, dans, resim, içine gidece-
ğin , k e n d i n i t a n ı y a c a ğ ı n b i r ş e y b i l m e n g e r e k i r . V e t ü m
b u n l a r hiçbir z o r l a n m a o l m a d a n kolaylıkla yapılabilir.
Ben k e n d i m de bir profesördüm ve üniversiteden, "Bu
e ğiti m d e ğ i l d i r , b u s a d e c e a p t a l l ı k t ı r ; ö n e m l i o l a n h i ç -
b i r ş e y i ö ğ r e t m i y o r s u n u z " y a z a n b i r n o t b ı r a k a r a k isti-
fa ettim.

A n c a k ö n e m s i z olan b u eğitim, t ü m d ü n y a y a ya$


yılmıştır; R u s y a ' d a y a d a A m e r i k a ' d a o l m a s ı f a r k et-
mez. H i ç kimse d a h a b ü t ü n , d a h a t a m bir eğitim ara-
m a m ı ştır . B u a n l a m d a n e r e d e y s e h e r k e s e ğ i t i m s i z d i r ;

223
ÇOCUK

b ü y ü k d e r e c e l e re sahip i n s a n l a r bile y a s a n ı m d a h a ge-


niş a l a n l a r ı n d a eğitimsizdir. Bazıları d a h a az eğitimsiz-
dir, b a z ı l a rı d a h a ç o k eğitimsizdir a m a h e r k e s eğitim-
sizdir. F a k a t eğitilmiş bir i n s a n b u l m a k i m k â n s ı z d ı r .
Ç ü n k ü b ü t ü n olan bir eğitim hiçbir y e r d e y o k t u r .

N o r m a l d e eğitim denilen şey neredeyse meditas$


y o n a karşıdır. Bu böyle olmamalıdır a m a böyledir.
E ğiti m s ö z c ü ğ ü n ü n o r i j i n a l a n l a m ı m e d i t a s y o n u n k a r -
ş ısınd a d e ğ i l d i r . E ğ i t m e k , b i r e y d e s a k l ı o l a n n e v a r s a
d ı şar ı ç ı k a r m a k d e m e k t i r . B i r e y ç i ç e k a ç m a l ı d ı r ; e ğ i t i -
m i n orijinal a n l a m ı b u d u r .

Meditasyonun anlamı da b u d u r : Kendi varlığında


çiçek açmalısın. Ne olacağını bilmiyorsun, h a n g i çiçek-
lerin san a geleceğini bilmiyorsun, onların renkleri ne
o l a c a k v e o n l a r ı n k o k u s u n e o l a c a k b i l m i y o r s u n . Bilin-
m e y e n i n içine giriyorsun. Basitçe y a ş a m enerjisine gü-
veniyorsun. O seni d o ğ u r m u ş t u r , o senin temelindir, o
senin varlığındır. O n a güven. Bu evrenin bir çocuğu
o l d u ğun u b i l v e b u e v r e n e ğ e r s e n i d o ğ u r d u y s a s a n a
bakacaktır da. Kendine güvendiğinde t ü m evrene de
g ü v e n i r s i n v e b u e v r e n g ü z e l d i r . S a d e c e b a k . . . b u ev-
r e n d e o k a d a r çok çiçek d o ğ m u ş t u r ki o n a nasıl güve-
nemezsin. Öylesine m u a z z a m güzellikler h e r tarafta-
dır; o n a nasıl g ü v e n e m e z s i n . Yıldızların k ü ç ü k b i r toz
p a r ç a c ı ğında n b ö y l e s i i h t i ş a m , b ö y l e s i z a r a f e t ; b ö y l e s i
simetri, böylesi a h e n k ; o n a nasıl güvenemezsin. B a s h o
ş öyl e d e m i ş t i r : " E ğ e r b u e v r e n i n i ç i n d e n ç i ç e k l e r d o ğ -
duysa o zaman ona güvenirim." D o ğ r u değil m i ? Bu
mantık yeterlidir, çok b ü y ü k bir a r g ü m a n : "Şayet bu

224
EĞİTİ M

evren b u k a d a r ç o k sayıda güzel çiçeği doğurabiliyor$


sa, ş a y e t b i r g ü l m ü m k ü n s e o n a g ü v e n i r i m . E ğ e r b i r n i -
lüfer m ü m k ü n s e o n a g ü v e n i r i m . "

E ğiti m k e n d i n e v e v a r o -
luşa d u y d u ğ u n güvendir, sen- Eğitim,
d e s a k l ı o l a n h e r n e ise o n u n kendine ve varoluşa
o r t a y a ç ı k m a s ı n a izin v e r m e k - duyduğun güvendir,
tir; i ç e r d e o l a n h e r ş e y i d ı ş a r ı sende saklı olan
getirmektir. F a k a t hiç kimse her ne ise
seni u m u r s a m a z . T o p l u m k e n - onun ortaya
d i fikirleri, i d e o l o j i l e r i , ö n y a r - çıkmasına izin

gıları, t e k n o l o j i l e r i y l e i l g i l i d i r ; vermektir;

onlar bunu sana dayatmaya içerde olan

devam ederler. Senin kafan her şeyi dışarı


getirmektir.
boş bir y e r olarak kullanılır ki
böylelikle onlar eşyaları yer-
l e ştirebilirler . N o r m a l eğitim ya da eğitim adı altında
m e v c u t o l a n h e r n e ise s e n i n z i h n i n i b i l g i y l e d o l d u r -
m a k t a n b a ş k a b i r ş e y d e ğ i l d i r ç ü n k ü b i l g i n i n b a z ı fay-
d a l a r ı v a r d ı r . H i ç k i m s e s e n i u m u r s a m a z , h i ç k i m s e se-
n i n k a d e r i n i u m u r s a m a z . O n l a r ı n d a h a ç o k d o k t o r a ih-
tiyacı var, onların d a h a çok m ü h e n d i s e ihtiyacı var, on-
ların d a h a çok generallere ihtiyacı var, onların d a h a
çok teknisyene, tesisatçıya, elektrikçiye ihtiyacı var.
O n l a r a ihtiyaçları o l d u ğ u için seni bir tesisatçı olmaya
zorlarlar ya da seni bir d o k t o r olmaya zorlarlar ya da
seni bir m ü h e n d i s o l m a y a zorlarlar.

Bir m ü h e n d i s olmakta ya da bir doktor olmakta


y a n l ı ş b i r ş e y o l d u ğ u n u s ö y l e m i y o r u m a m a ş a y e t o dı$

225
ÇOCUK

ş arda n d a y a t ı l ı r s a k e s i n l i k l e y a n l ı ş b i r ş e y v a r d ı r . Ş a -
y e t birisi bir d o k t o r olarak çiçek açarsa, o z a m a n o n u n
çevresinde m u h t e ş e m bir şifanın gerçekleştiğini göre-
c e k s i n . O z a m a n o d o ğ u ş t a n b i r şifacı o l a c a k t ı r . O g e r -
çekten bir d o k t o r olacaktır, o n u n d o k u n u ş u altından
olacaktır. O b u n u o l m a k için d o ğ d u . A n c a k o kişi ha-
y a t t a k a l m a k z o r u n d a o l d u ğ u ve kişinin hayatını ka-
z a n m a y ı ö ğ r e n m e k z o r u n d a o l d u ğ u için d ı ş a r d a n da-
yatıldığı z a m a n v e kişi b u n u bir meslek olarak g ö r d ü -
ğ ünde , o z a m a n k i ş i b u a ğ ı r l ı ğ ı n a l t ı n d a s a k a t l a n ı r v e
ezilir. K i ş i b a s i t ç e s ü r ü k l e n i r v e s ü r ü k l e n i r d u r u r . V e
bir g ü n ölür. Bu hayatta tek bir k u t l a m a anı olmamış-
tır. E l b e t t e o, çocuklarının k e n d i sıraları geldiğinde
üniversiteye, kendisinin mahvedildiği aynı üniversite-
ye gidip d o k t o r olabilmesi için bir sürü p a r a bıraka-
caktır. V e o n u n çocukları a y n ı şeyi k e n d i ç o c u k l a r ı n a
yapacaktır. Ve böylelikle bir k u ş a k t a n diğerine h e r şey
aktarılır. Hayır , b e n b u n a eğitim d e m i y o r u m . B u suç-
tur. Bu eğitime r a ğ m e n b a z e n bir Buda'nın d ü n y a d a
çiçek açması gerçekten bir mucizedir. Bu bir mucize-
dir. B u n u n dışına birisinin kaçabilmesi g e r ç e k t e n ina-
nılmazdır: O bir öldürme, sistemli bir ö l d ü r m e y ö n t e -
midir, o bu şekilde düzenlenmiştir. Ve k ü ç ü k çocuklar
nereye gittiklerini bilmeden, onlarla ne yapılacağını
b i l m e d e n o n u n m e k a n i z m a s ı n a y a k a l a n ı r . O n l a r farkı-
na vardıklarında tamamıyla bozulmuş, mahvedilmiş$
lerdir. H a y a t l a r ı y l a n e y a p a c a k l a r ı n ı d ü ş ü n e b i l i r ol-
duklarında onlar neredeyse hiçbir y ö n d e hareket ede-
mez haldedirler.

226
EĞITIM

Sen yirmi beş ya d a otuz y a ş m a geldiğinde hayatın


y a r ı s ı g i t m i ş t i r . A r t ı k d e ğ i ş m e k ç o k r i s k l i gelir. S e n b i r
d o k t o r o l m u ş s u n , u y g u l a m a l a r ı n ç o k iyi g i d i y o r ; b i r g ü n
b i r d e n o l m a n g e r e k e n şeyin bu olmadığını fark ediyor-
s u n . B u s e n i n için d e ğ i l a m a ş i m d i n e y a p m a l ı ? B u y ü z -
d e n b i r d o k t o r m u ş s u n g i b i y a p m a y a d e v a m et. V e ş a y e t
bir d o k t o r , d o k t o r o l m a k t a n m u t l u değilse hiçbir hasta-
ya y a r d ı m etmeyecektir. O h a s t a ya h a p verebilir a m a o
g e r ç e k t e n b i r şifa g ü c ü o l m a y a c a k t ı r . B i r d o k t o r g e r ç e k -
ten bir doktor, doğuştan bir d o k t o r o l d u ğ u n d a . . . v e her-
kes d o ğ u ş t a n bir şeydir. O n u ıskalayabilirsin, o n u belki
d e b i l m e y e b i l i r s i n . B i r k i m s e ş a i r d o ğ a r v e s e n b i r şairi
y a p a m a z s ı n . Ş a i r ü r e t m e n i n b i r y o l u y o k t u r . Birisi d o -
ğ uşta n r e s s a m d ı r ; r e s s a m l a r ı ü r e t e m e z s i n .

A n c a k h e r şey çok yanlış yerlerdedir: R e s s a m bir


d o k t o r o l a r a k ç a l ı ş ı y o r , d o k t o r b i r r e s s a m o l a r a k çalı-
ş ıyor . P o l i t i k a c ı v a r d ı r : O b e l k i iyi b i r t e s i s a t ç ı o l a c a k -
t ı a m a o , b i r b a ş b a k a n y a d a bir b a ş k a n haline gelmiş-
tir. Ve b i r b a ş b a k a n olabilecek b i r kişi tesisatçıdır.

B u y ü z d e n d ü n y a d a ç o k fazla k a o s v a r d ı r : H e r k e s
yanlış yerdedir, hiç kimse t a m olarak olması gerektiği
y e r d e değildir. D o ğ r u eğitim, t a m olarak m e d i t a s y o n a
bir yol açacaktır. Yanlış eğitim, m e d i t a s y o n için bir en-
geldir ç ü n k ü yanlış eğitim s a n a u y g u n o l m a y a n şeyleri
ö ğretir . V e b i r ş e y s a n a u y m a d ı ğ ı v e s e n d e o n a u y m a -
d ı ğı n s ü r e c e a s l a s a ğ l ı k l ı v e b ü t ü n o l a m a z s ı n . I s t ı r a p
çekeceksin.

B u y ü z d e n n o r m a l d e eğitilmiş bir i n s a n m e d i t a s $
y o n l a ilgilenir hale geldiğinde öğrendiği h e r şeyi u n u t $

227
ÇOCUK

mak zorundadır.' O yeniden


Kendi hayatının ç o c u k l u ğun a d ö n m e k v e o r a -
sorumluluğunu al,
dan, ABC'den başlamak zo-
kendi hayatının
rundadır. Bu yüzden ben,
efendisi ol.
y a p t ı ğınd a y e n i d e n b i r ç o c u k
o l a b i l e c e ği n b e l l i m e d i t a s y o n $
lar ü z e r i n d e ısrar ediyorum. D a n s ettiğinde sen bir y e -
t i şki n k i m s e d e n d a h a ç o k b i r ç o c u k g i b i s i n d i r .

Biraz saygınlığı olan a d a m l a r hiçbir şey y a p a m a -


dıkları için takılmış h a l d e kalırlar; o n l a r saygınlıkların ı
riske edemezler . O n l a r k o r k a r . O n l a r m u t l u değiller,
onlar saadetin ne o l d u ğ u n u bilmezler, onlar t a m olarak
canlı o l m a n ı n n e d e m e k o l d u ğ u n u bilmezler a m a o n l a r
s a y g ı d e ğerdir . Bu y ü z d e n onlar, saygınlıklarına yapı-
ş ırla r s o n r a ö l ü r l e r . O n l a r a s l a y a ş a m a z ; o n l a r h i ç y a -
ş amay a b a ş l a m a d a n ö n c e ö l ü r . H i ç y a ş a m a d a n ölen
pek çok insan vardır.

Benim meditasyonlarım seni saygıdeğer olmadığın


z a m a n a, çılgınca şeyler yapabildiği n z a m a n a , m a s u m
o l d u ğun , t o p l u m t a r a f ı n d a n b o z u l m a d ı ğ ı n z a m a n a , h a -
yatın hiçbir numarasını öğrenmemiş olduğun zamana,
b u d ü n y a y a değil, cennetlik o l d u ğ u n z a m a n a ; ç o c u k l u -
ğ un a g e r i g ö t ü r ü r . B e n s e n i n b u n o k t a y a g e r i d ö n m e n i ;
o r a d a n y e n i d e n başlamanı isterim. Ve senin hayatın
b u d u r . Saygınlık y a d a p a r a b u b i tuzağı gibi ödüllerdir,
onlar gerçek ödüller değildir. O n l a r a k a n m a .

S a y g ı d e ğerliğ i yiyemezsin ve parayı yiyemezsin


v e prestiji y i y e m e z s i n . O n l a r s a d e c e o y u n d u r : A n l a m -
sız, s ı r a d a n , a p t a l . E ğ e r s e n y e t e r i n c e z e k i y s e n h a y a t ı $

228
EĞITIM

n ı y a ş a m a k z o r u n d a o l d u ğ u n u v e diğer şeyleri u m u r s a -
m a m a n gerektiğini anlayacaksın. T ü m kaygılar anlam-
s ı z d ı r . O s e n i n h a y a t ı n d ı r . O n u k e n d i n e h a s b i r şekil -
de, sevgi d o l u olarak, b ü y ü k b i r şefkatle v e b ü y ü k bir
t u t k u ile, b ü y ü k b i r e n e r j i ile y a ş a m a n g e r e k i r . B i r sa-
a d e t d a l g a s ı h a l i n e g e l m e n g e r e k i r . O n u y a p m a k için
ne gerekiyorsa yap.
Unuttuklarını öğrenmen gerekecek. Öğrendikle-
rini u n u t m a n bu yanlış rotayı d u r d u r m a n , t o p l u m u n
s a n a dayattığı, seni i k n a ettiği, seni içine g i r m e y e kış-
kırttığı b u yanlış y o l d a d e r l e m e n i d u r d u r m a n d e m e k -
t i r . K e n d i h a y a t ı n ı n s o r u m l u l u ğ u n u al; k e n d i h a y a t ı n ı n
e f e n d i s i ol. S a n n y a s ' ı n a n l a m ı b u d u r . G e r ç e k b i r s a n n $
y a s i n b a ş k a l a r ı n ı n fikrini u m u r s a m a y a n , h a y a t ı n ı c a n ı
istediği gibi y a ş a m a y a k a r a r v e r m i ş olan kişidir. S e n i n
s o r u m l u o l m a n gerektiğin i s ö y l e m i y o r u m . H a y a t ı n ı so-
rumlu olarak yaşamaya başladığında, sadece kendini
u m u r s a m a z s ı n , b a ş k a l a r ı n ı n k i n i d e u m u r s a r s ı n a m a ta-
m a m ı y l a farklı bir şekilde.
Artık hiç kimsenin hayatına karışmama k o n u s u n -
da her türlü özeni göstereceksin: Sorumluluk b u d u r .
H i ç k i m s e n i n senin h a y a t ı n a k a r ı ş m a s ı n a izin v e r m e z -
sin ve d o ğ a l o l a r a k sen de hiç k i m s e n i n h a y a t ı n a karış-
m a y a c a k s ı n . H a y a t ı n a r e h b e r l i k e d e c e k h i ç k i m s e y i is-
temiyorsun, hayatını n rehberlik edilmiş bir t u r olması-
nı istemiyorsun. Rehberlik edilen bir tur, bir t u r bile
d e ğildir . S e n k e n d i k e n d i n e keşfetmek istersin. Or-
m a n d a h i ç b i r h a r i t a o l m a d a n d o l a ş m a k istersin, böyle-
c e s e n d e b i r k â ş i f o l a b i l i r s i n , b ö y l e l i k l e s e n d e ilk k e z
gidilen bazı bölgelere ulaşabilirsin.

229

L
ÇOCUK

E ğe r b i r h a r i t a t a ş ı y o r s a n p e k ç o k l a r ı n ı n d a h a ö n -
ceden gelmiş olduğu n o k t a l a r a varırsın. O asla y e n i de-
ğ ildir , o a s l a o r i j i n a l d e ğ i l d i r , o a s l a b a k i r e d e ğ i l d i r . O
ç o k t a n b o z u l m u ş , kirletilmiştir. P e k çokları o r a d a d o -
l a şmıştır : B i r h a r i t a s ı b i l e v a r d ı r .
B e n bir ç o c u k k e n ailemin ziyaret ettiği t a p ı n a k t a
ş aşırmıştım : Cennetin ve cehennemin ve moksha'nm
haritaları vardı. Bir gün babama, "Eğer moksha'nm
haritaları varsa o zaman onunl a ilgilenmiyorum" de-
dim.
" N i y e ? " d e d i . B e n d e " E ğ e r h a r i t a l a r v a r s a o za-
m a n o çoktan ç ü r ü m ü ş t ü r . P e k çok insan oray a ulaş-
m ı ştır , h a r i t a y a p ı c ı l a r b i l e o r a y a u l a ş m ı ş , h e r ş e y ö l ç ü l -
m ü ş v e o n l a r h e r n o k t a y ı b i l i y o r , i s i m l e n d i r m i ş v e eti-
ketlemiş. G ö r ü n e n o ki bildiğimiz eski d ü n y a n ı n sadece
bir uzantısı. O y e n i bir şey değil. B e n haritası o l m a y a n
y e n i b i r d ü n y a y a g i t m e k i s t e r i m . B e n b i r k â ş i f o l m a k is-
terim," dedim. O gün t a p m a ğ a gitmeyi bıraktım. Ba-
b a m b a n a " N i ç i n artık geliniyorsun ? " diye sordu.
O n a , " B u haritaları kal-
dır. B u h a r i t a l a ra o r a d a daya-
Tüm Budalar
n a m ı y o r u m . O n l a r çok aşağı-
hakikatin
layıcı. Bu k o n u d a bir düşün:
ölçülemeyeceğini
söylemiştir; moksha bile ölçüldü mü? O

tüm Budalar z a m a n ölçülemez olan bir şey

hakikatin sadece yok m u ? " dedim.

bilinmediğini değil, Ve t ü m Budalar hakika-


bilinemeyeceğini de tin ölçülemeyeceğini söylemiş-
söylemiştir. t i r ; t ü m B u d a l a r h a k i k a t i n sa-
d e c e b i l i n m e d i ğ i n i d e ğ i l , bili$

230
EĞİTİ M

n e m e y e c e ğin i d e s ö y l e m i ş t i r . O meçhul bir denizdir:


K ü ç ü k t e k n e n i alırsın v e m e ç h u l denize açılırsın. M a -
c e r a y a atılırsın. O risklidir, o tehlikelidir a n c a k risk ve
tehlikenin içinde r u h u n çiçek açar, bütünleşir.

B a n a göre, eğer eğitim doğruysa o sadece medi$


tasyonu n bir parçası olacaktır; meditasyon ondaki en
son n o k t a olacaktır. E ğ e r eğitim doğruysa o z a m a n
üniversiteler evrene karşı olmamalıdır. O n l a r sadece
e v r e n i n içine g i d e n a t l a m a taşları, eğitim y e r l e r i ola-
caktır. E ğ e r eğitim d o ğ r u y s a o senin saadetin, mutlu-
l u ğun , m ü z i ğ i n , s e v g i n , ş i i r i n , d a n s ı n l a i l g i l e n e c e k t i r .
O san a nasıl serbest bırakacağını öğretecektir. O senin
k e n d i v a r l ı ğ ı n ı n d ı ş ı n a ç ı k m a n a , ç i ç e k a ç m a n a , geliş-
mene, genişlemene, yayılmana y a r d ı m edecektir.

Ş aye t s e n i k e n d i n i k a b u l e d e c e k v e h a y a t ı n ı y a ş a -
y a c a k k a d a r cesur y a p a r s a v e s a n a özgü bir şekilde,
k e n d i t a r z ı n d a varoluşa k e n d i n i s u n a r s a n eğitim din-
dardır.

K u şlar ı d i n l e r k e n a k l ı m a g e l d i . . . L i s e d e k i sınıfı-
mın hemen dışında güzel m a n g o ağaçları vardı. Ve
mango ağaçları guguk kuşlarının yuvalarını yaptıkları
yerlerdir. Bu çağıran guguk kuşudu r ve guguk kuşu
s e s i n d en d a h a tatlı bir şey y o k t u r .

Bu y ü z d e n ben pencerenin kenarında kuşlara,


a ğaçlar a b a k a r a k o t u r u r d u m v e ö ğ r e t m e n l e r i m ç o k r a -
hatsız olurlardı. " T a h t a y a b a k m a k zorundasın" derler$
di.
B e n de, " B u b e n i m hayatım ve nereye bakacağıma
k a r a r v e r m e y e h e r türlü h a k k a sahibim. Dışarısı o k a d a r

231
ÇOCUK

güzel ki — k u ş l a r şarkı söylüyor ve çiçekler ve ağaçlar


v e g ü n e ş a ğ a ç l a r ı n a r a s ı n d a n s ü z ü l ü y o r — sizin k a r a t a h -
tanızın bir r a k i p olabileceğini s a n m ı y o r u m " d e d i m .
Ç o k kızdı ve bana, "O z a m a n dışarı çıkıp k a r a t a h -
taya b a k m a y a hazır hissedene k a d a r dışarıda durabi-
l i r s i n ç ü n k ü b e n s a n a m a t e m a t i k ö ğ r e t i y o r u m s e n ise
k u şlar a v e a ğ a ç l a r a b a k ı y o r s u n " d e d i .
"Siz b a n a b i r c e z a değil, ç o k b ü y ü k b i r ö d ü l v e r i -
y o r s u n u z " dedim. Ve ona elveda dedim.
" N e d e m e k istiyorsun?" diye sordu.
"Asla içeri girmeyeceğim, h e r g ü n p e n c e r e n i n dı-
ş ınd a d u r u y o r o l a c a ğ ı m " d e d i m .
O da, " S e n delirmiş olmalısın. B a b a n a , ailene bu-
n u ileteceğim: 'Paranızı b o ş u n a o n a y a t ı r ı y o r s u n u z v e
o dışarıda duruyor.'" dedi.
" N e istiyorsanı z yapabilirsiniz. B a b a m l a b a z ı şey-
leri nasıl h a l l e d e c e ğ i m i b i l i y o r u m ve o g a y e t iyi b i l i y o r
ki eğer k a r a r vermişsem o z a m a n p e n c e r e n in dışında
k a l a c a ğım ; h i ç b i r ş e y b u n u d e ğ i ş t i r e m e z " d e d i m .
M ü d ü r h e r g ü n b e n i etrafı d o l a ş m a y a ç ı k t ı ğ ı n d a
pencerenin dışında dururken görüyordu. Benim her gün
o r a d a n e y a p ı y o r o l d u ğ u m kafasını karıştırmıştı. Ü ç ü n c ü
y a d a d ö r d ü n c ü g ü n b a n a geldi, " N e y a p ı y o r s u n ? N i y e
b u r a d a sürekli ayakta d u r u y o r s u n ? " diye sordu.
"Ödüllendirildim" dedim.
"Ödüllendirildin mi? N i ç i n ? " dedi.
"Sadece yanımda durun ve kuşların şarkılarını
dinleyin. Ve ağaçların güzelliği... Sizce k a r a t a h t a y a ve
aptal öğretmene b a k m a k . . . ç ü n k ü sadece aptal insanlar

232
EĞİTİ M

ö ğretme n olur; onlar b a ş k a bir iş bulamazlar. Ç o ğ u n -


lukla onlar üçüncü sınıf ü n i v e r s i t e l e r d e n mezundur.
Bu y ü z d e n ne öğretmene b a k m a k istiyorum ne de ka-
ratahtaya b a k m a k istiyorum. M a t e m a t i k söz k o n u s u
o l d u ğund a e n d i ş e l e n m e n i z e g e r e k y o k ; o n u h a l l e d e c e -
ğim a m a b u güzelliği k a ç ı r a m a m " d e d i m .

Y a n ı m d a d u r d u v e " B u kesinlikle güzel, b u okul-


da yirmi yıldır m ü d ü r ü m ve b u r a y a hiç gelmemiştim ve
b u n u n bir ödül olduğu k o n u s u n d a seninle hemfikirim.
Matematiğe gelince, benim m a t e m a t i k y ü k s e k lisans
d e r e c e m v a r . İ s t e d i ğ i n z a m a n e v i m e gel v e s a n a m a t e -
matik öğreteceğim. A m a sen dışarıda d u r m a y a devam
et" dedi.
B e n i m d e d a h a iyi b i r ö ğ r e t m e n i m o l d u . D a h a i yi
bir matematikçi olan o k u l u n m ü d ü r ü benim öğretme-
nim oldu. Ve m a t e m a t i k ö ğ r e t m e n i m i n kafası çok ka-
r ı ştı . O b e n i m b i r k a ç g ü n s o n r a y o r u l a c a ğ ı m ı d ü ş ü n d ü
a m a b ü t ü n ay geçmişti. D ı ş a r ı geldi ve " Ö z ü r dilerim
ç ü n k ü sınıfta o l d u ğ u m t ü m s ü r e b o y u n c a seni d ı ş a r ı d a
d u r m a y a z o r l a m a k b e n i incitiyor. Ve sen hiç kimseye
zarar vermedin. İçerde o t u r u p nereye istersen bakabi-
lirsin" dedi. "Artık ç o k geç d e d i m "

" N e d e m e k istiyorsun?" dedi.

" D e m e k i s t e d i ğ i m o ki, a r t ı k d ı ş a r ı d a o l m a k h o ş u -
ma gidiyor. P e n c e r e n i n a r k a s ı n d a o t u r u r k e n , ağaçların
ve kuşların k ü ç ü k bir kısmı gözüküyor; b u r a d a binler-
ce mango ağacı duruyor. Ve matematik k o n u s u n da da
m ü d ü r ü n k e n d i s i b a n a ö ğ r e t i y o r ; h e r a k ş a m o n a gidi -
y o r u m " d e d i m . " N e ? " diye sordu.

233
ÇOCUK

"Evet, çünk ü o da b u n u n bir ödül olduğunda


hemfikir" dedim.
D o ğruda n m ü d ü r e g i t t i v e " B u h i ç iyi d e ğ i l . B e n
o n u c e z a l a n d ı r m ı ş ı m , siz i s e o n u c e s a r e t l e n d i r i y o r s u -
n u z " dedi. M ü d ü r , "Cezayı ve cesaretlendirmeyi u n u -
t u n : A r a d a b i r siz d e d ı ş a r ı d a d u r m a l ı s ı n ı z . A r t ı k , z o r
bekliyorum; eskiden etrafta dolaşmayı sıradan bir iş
o l a r a k y a p ı y o r d u m , ş i m d i ise z o r b e k l i y o r u m . Y a p t ı -
ğ ı m ilk şey, d o l a ş m a y a ç ı k m a k v e ş u o ğ l a n l a b i r l i k t e
d u r up ağaçlara bakmak.
İlk d e f a m a t e m a t i k t e n d a h a iyi şeyler o l d u ğ u n u
ö ğrendim : K u ş l a r ı n sesi, ç i ç e k l e r , y e ş i l a ğ a ç l a r , g ü n e ş
ı şınları , a ğ a ç l a r ı n a r a s ı n d a n g e ç e r k e n ş a r k ı s ı n ı s ö y l e -
y e n rüzgâr, a r a d a bir sen de gidip o n a arkadaşlık etme-
lisin" dedi.
Ç o k ü z g ü n bir şekilde ge-
Her çocuk r i gelip m ü d ü r b a n a n e olduğu-
belirli bir dinin n u söyledi, " Ş i m d i n e y a p m a l ı -
içinde yetiştirilmiş, y ı m ? " d i y e s o r d u . " T ü m sınıfı
koşullandırılmıştır. d ı şar ı m ı ç ı k a r m a l ı y ı m ? " d e d i .
Bu insanlığa karşı " B u ç o k iyi o l u r . B u a ğ a ç -
işlenmiş en büyük l a r ı n a l t ı n d a o t u r a b i l i r i z v e siz
suçlardan birisidir.
d e m a t e m a t i k ö ğ r e t i r s i n i z fa-
kat beni matematikten bırak$
s a n ı z b i l e — k i b u n u y a p a m a z s ı n ı z ç ü n k ü a r t ı k b e n sı-
nıftaki t ü m ö ğ r e n c i l e r d e n d a h a ç o k m a t e m a t i k biliyo-
r u m — içeri g e l m e y e c e ğ i m . V e b e n i m d a h a iyi b i r öğ-
r e t m e n i m v a r . Siz ü ç ü n c ü sınıf b i r lisans m e z u n u s u n u z
v e o ise a l t ı n m a d a l y a s a h i b i b i r i n c i sınıf b i r l i s a n s ü s t ü
mezunu" dedim.

234
EĞİTİ M

Birkaç g ü n s o n r a bu aklıma geldi ve bir s a b a h


o r a y a g i t t i ğ i m d e , t ü m sınıfı a ğ a ç l a r ı n a l t ı n d a o t u r u r -
k e n g ö r d ü m . " K a l b i n i z h â l â c a n l ı m a t e m a t i k o n u öl-
dürmemiş" dedim.

Önceden sahip olduğumuz din hakkındaki


tüm fikirlerimizi bırakmalı mıyız?
Dini eğitim hakkında konuşur musunuz?

H e r ç o c u k belirli b ir d i n i n içinde yetiştirilmiş, ko$


ş ullandırılmıştır .
B u i n s a n l ı ğ a k a r ş ı i ş l e n m i ş e n b ü y ü k s u ç l a r d a n bi-
risidir. B i r ç o c u ğ u n m a s u m z i h n i n i o n u n h a y a t ı keşfet-
m e s i n d e e n g e l y a r a t a c a k fikirlerle k i r l e t m e k t e n d a h a
büyü k bir suç olamaz.
Bir şeyi keşfetmek istediğin an, t a m a m ı y l a önyar-
gısız o l m a k z o r u n d a s ı n d ı r . B i r M ü s l ü m a n , b i r H ı r i s t i -
yan, bir H i n d u olarak dini keşfedemezsin, hayır. Bun-
lar seni dini keşfetmekten alıkoyan yollardır.
H e r toplum bu güne k a d a r her çocuğun beynini
y ı k a m a y a ç a l ı ş m ı ş t ı r . Ç o c u k s o r u s o r m a b e c e r i s i n e sa-
hip o l m a d a n ö n c e o n a cevaplar veriliyor. B u n u n aptal-
l ı ğın ı g ö r e b i l i y o r m u s u n ? Ç o c u k h e n ü z s o r u y u s o r m a -
m ı ştı r v e s e n o n a c e v a p s u n u y o r s u n . G e r ç e k t e y a p t ı ğ ı n
şey s o r u n u n o r t a y a ç ı k m a olasılığının kendisini öldür-
mektir.
O n u n zihnini cevapla doldurmuşsundur. Ve onun
kendi sorusu olmadığı sürece nasıl kendi cevaplarına
s a h i p o l a b i l s i n ? S o r u s a m i m i o l a r a k k e n d i s i n e a i t ol-
malıdır. O ö d ü n ç alınamaz, o miras bırakılamaz.

235
ÇOCUK

A n c a k bu saçmalık asırlar-
Dini sorular dır sürmüştür.
başka birisi Sen kim olduğunu keşfe$
tarafından d e m e d e n ö n c e s e n d e n bir şey
cevaplanabilen
yapmakla din adamı ilgilidir,
bir şey değildir.
p o l i t i k a c ı ilgilidir, a n n e b a b a l a r
Hiç kimse senin
ilgilidir. Eğer kim olduğunu
yerine sevemez.
keşfedersen bir asi olacağın-
Hiç kimse
dan, çıkar çevrelerinin menfa-
senin yerine
atleri için tehlikeli o l a c a ğ ı n d a n
yaşayamaz.
korkarlar. O zaman ödünç
alınmış bir hayatı yaşamayıp,
k e n d i doğrularıyla yaşaya n bir birey olacaksın.
Onlar o kadar korkarlar ki çocuk soru sormaya,
a r a ştırmay a gücü y e t m e d e n önce o n u n zihnini her tür-
lü saçmalıkla d o l d u r m a y a başlarlar. Ç o c u k çaresizdir.
O doğal olarak annesine, babasına inanır ve elbette
babasının ve a n n e s i n i n inandığı din a d a m ı n a da ina-
nır. B ü y ü k bir olgu olan ş ü p h e h e n ü z ortaya çıkma-
m ı ştır .
Ve hayattaki en değerli şeylerden bir tanesi ş ü p h e
etmektir ç ü n k ü şüphe etmediğin sürece asla keşfede$
mezsin.

Ş üph e e d e n g ü ç l e r i n i k e s k i n l e ş t i r m e k z o r u n d a s ı n ,
böylelikle tüm saçmalıkları kesip atabilirsin ve hiç
kimsenin cevaplayamayacağı sorular sorabilirsin. Sa-
dece senin k e n d i sorgulaman, araştırman onları fark
etmene y a r d ı m edecektir.

236
EĞITIM

D i n i sorular b a ş k a birisi t a r a f ı n d a n cevaplanabi$


len bir şey değildir. H i ç k i m s e senin y e r i n e sevemez.
Hiç kimse senin yerine yaşayamaz.
H a y a t ı n ı y a ş a m a k z o r u n d a s ı n ve a r a ş t ı r m a k zo-
rundasın ve bayatın temel sorularını a r a m a k zorunda-
sın.
Ve sen kendini keşfetmediğin sürece mutluluk
yoktur, coşku yoktur.
E ğe r T a n r ı s a n a k u l l a n ı m a h a z ı r b i r ş e k i l d e ö y l e -
ce verilseydi o n u n hiçbir değeri olmazdı, o değersiz
o l u r d u . A n c a k b u böyle yapılır, senin dini fikirler dedi-
ğin şeyler dini değildir. O n l a r sadece asırlardır taşınan
hurafelerdir; o k a d a r u z u n süredir taşınır ki sadece on-
ların eskiliği o n l a r h a k i k i y m i ş gibi gösterir.

Ç o c u ğu n ş ü p h e e t m e s i m ü m k ü n d e ğ i l d i r ; t ü m b u
insanlar yanlış mı? Ve sadece bu insanlar da değd. O n -
ların a n n e babaları ve onların a n n e babalarının anne
babaları binlerce yıldır bu gerçeklere inanıyorlar. O n -
ların hepsi yanlış olamaz. "Ve ben, k ü ç ü k bir ç o c u k
t ü m insanlığın karşısında..." O cesaretini toplayamaz.
O t ü m ş ü p h e olasılığını bastırır. V e d i ğ e r h e r k e s o n u n
ş üphey i b a s t ı r m a s ı n a y a r d ı m e d e r ç ü n k ü " Ş ü p h e şey-
t a n d a n gelir, ş ü p h e b ü y ü k b i r g ü n a h t ı r b e l ki d e e n b ü -
yük. İ n a n ç sevaptır. İ n a n ve bulacaksın; şüphe et ve
d a h a ilk a d ı m d a ı s k a l a m ı ş s ı n d ı r . " H a k i k a t b u n u n t a m
tersidir. İ n a n ve asla b u l a m a y a c a k s ı n . Ve bulduğun
h e r n e ise k e n d i i n a n c ı n ı n y a n s ı m a s ı n d a n b a ş k a b i r ş e y
olmayacaktır; o hakikat olmayacaktır.
H a k i k a t i n s e n i n i n a n c ı n l a n e ilgisi o l a b i l i r ?

237
ÇOCUK

Ş üph e e t v e t a m a m ı y l a ş ü p h e e t ç ü n k ü ş ü p h e b i r
a r ı n m a s ü r e c i d i r. O z i h n i n d e k i t ü m pisliği ç ı k a r ır.
O seni y e n i d e n m a s u m yapacaktır . A n n e b a b a l a r
tarafından din adamları tarafından, politikacılar tara-
fından, p e d a g o g l a r tarafından m a h v e d i l m e m i ş olan ço-
cuk olmanı yeniden sağlayacaktır.
Ben bir J a i n a ailesinde d o ğ d u m . J a i n i z m ' d e T a n -
r ı y a inanılmaz; yaratıcı olarak bir Tanrı yoktur. J a $
inizm'in k o ş u l l a n m a s ı k e n d i ç o c u k l a r ı n a T a n r ı fikrini
d a y a t m a d ı ğ ı için hiçbir J a i n a ç o c u ğ u y a d a yaşlı bir
J a i n a , " D ü n y a y ı kim y a r a t t ı ? " diye asla sormaz. Ç ü n -
kü en başından itibaren onlar dünyanın sonsuzluktan
sonsuzluğa kadar var olduğu şeklinde koşullandırıl$
d ı k l a r ı için y a r a t ı c ı o l a n b i r k i m s e y o k t u r . V e b u n a ge-
rek yoktur. Bu nedenle soru ortaya çıkmaz.
Budizm Tanrıya inanmadığı için Budist asla
" T a n r ı nedir, T a n r ı n e r e d e d i r ? " s o r u s u n u sormaz. Bu
y ü z d e n ç o c u k b u şekilde koşullandırılmaz. S e n T a n r ı
ile ilgili s o r u s o r d u ğ u n d a b u n u n k e n d i s o r u n o l d u ğ u n u
z a n n e d e r s i n ; öyle değildir. Bir
Hindu ailesinde, bir Hıristi-
İna n ve asla
y a n ailesinde, b i r Y a h u d i aile-
bulamayacaksın.
sinde doğmuş olabilirsin ve
Ve bulduğun
her ne ise onlar senin zihnini bir T a n r ı

kendi inancının o l d u ğun a koşullandırmıştır.

yansımasından başka O n l a r . b e l i r l i b i r T a n r ı i m a j ı,

bir şey olmayacaktır; belirli b i r T a n r ı fikri v e r m i ş -


o hakikat lerdir. Ve onlar sende şüphe
olmayacaktır. e t m e n i n tehlikeli o l d u ğ u gibi
bir k o r k u yaratmışlardır.

238
EĞITIM

K ü ç ü k , m i n n a c ı k b i r ç o c u k c a n l ı o l a r a k a t e ş i n içi-
ne atılacağın ve y a n a c a ğ ı n a m a ölmeyeceğin sonsuz bir
c e h e n n e m ile k o r k u t u l u r . D o ğ a l o l a r a k ş ü p h e , ö y l e b i r
riski a l a c a k k a d a r ö n e m l i g ö z ü k m e z . Ve sen eğer ina-
nırsan, basitçe inanırsan hayatın t ü m zevklerinin, t ü m
keyiflerinin senin olduğu şeklinde motive edilirsin.
İ na n v e s e n T a n r ı n ı n t a r a f ı n d a s ı n ; ş ü p h e d u y v e s e n
ş eytanı n t a r a f ı n d a s ı n .

K ü ç ü k ç o c u ğ u n u n sen ona ne saçmalık verirsen


ver satın alması kaçınılmazdır.

O korkuyor. O geceleyin evde yalnız k a l m a k t a n


k o r k u y o r ve sen o n a ebedi c e h e n n e m d e n bahsediyor-
sun: "Sürekli karanlığın içine ve d a h a derin karanlığın
içine d ü ş ü y o r s u n v e d ü ş ü y o r s u n . V e o n u n bir s o n u y o k
ve o n u n dışına asla çıkmayacaksın." D o ğ a l d ı r ki çocuk
basitçe ş ü p h e e t m e k t e n çekinir, o k a d a r k o r k a r ki b u n a
d e ğmez . V e i n a n ç ç o k b a s i t t i r . S e n d e n h i ç b i r ş e y b e k -
lenmiyor; sadece T a n r ı y a , Oğula, Kutsal R u h ' a inan...
sadece İsa'nın Tanrı'nın oğlu o l d u ğ u n a ve M e s i h oldu-
ğ un a i n a n . . . v e o t ü m i n s a n l ı ğ ı k u r t a r m a y a g e l m i ş t i r . . .
ve o seni de k u r t a r a c a k t ı r .

Niçin bu k a d a r u c u z bir şekilde k u r t u l m a y a s ı n ?


S e n d e n fazla bir şey i s t e n m i y o r s a d e c e i n a n ve h e r şey
senin istediğin şekilde yerli y e r i n e oturacak.

O h a l d e niye ş ü p h e y i seçesin. D o ğ a l olarak inan-


cı seçmelisin. Ve bu öylesine k ü ç ü k bir y a ş t a gerçekle-
şir k i v e s e n b ü y ü m e y e d e v a m e d e r s i n . V e i n a n ç v e k o -
ş ullanm a v e f i k i r l e r v e felsefe, h e p s i o n u n t e p e s i n d e d i r .
B i r g ü n s e n i n d e ş ü p h e ile d o l u o l d u ğ u n b i r z a m a n ol$

239
ÇOCUK

d u ğun u k a z ı p b u l m a k ç o k z o r d u r . A n c a k ş ü p h e ezil-
m i şti r v e g ö z d e n u z a k l a ş t ı r ı l m ı ş t ı r , i n a n m a y a d i r e n d i -
ğin bir g ü n v a r d ı a m a sen i k n a edildin. H e r çeşidinden
ö d ü l ö n ü n e serildi.
K ü ç ü k b i r ç o c u ğ u s a d e c e b i r o y u n c a k v e r e r e k ik-
n a e d e b i l i r s i n v e s e n ise o n a t ü m c e n n e t i v e r d i n . Ş a y e t
o n u i n a n m a y a i k n a ettiysen, b ü y ü k bir mucize gerçek$
l e ştirmemişsindir . Bu çok basit bir s ö m ü r ü d ü r .
M u h t e m e l e n sen b u n u bilmeden yapıyorsun; sen
de aynı süreçten geçirilmişsindir.
Ve sen bir kez şüphenin kapılarını kapattığında,
m a n t ı ğın , d ü ş ü n m e n i n , s o r m a n ı n , s o r g u l a m a n ı n d a k a -
pılarını kapatmışsındır. Sen artık gerçekten bir insan
d e ğilsin .
Ş üpheni n kapıları kapalıdır. Sen sadece hipnotize
edilmiş, koşullandırılmış ve k o r k u t u l a r a k i k n a edilmiş$
sindir. K o r k u t u l a r a k , açgözlülükle, t ü m b u şeyler dü-
z e n l e n m e m i ş o l s a, n o r m a l d e h i ç b i r ç o c u ğ u n i n a n m a y a -
cağı şeylere inandırılmış bir zombisin.
Ve ş ü p h e etmekten ve d ü ş ü n m e k t e n bir kez vaz-
g e ç t i ğinde , o z a m a n n e o l u r s a o l s u n h e r ş e y e i n a n a b i -
lirsin. O z a m a n s o r u y o k t u r .
Sadece senin m a s u m ç o c u k l u ğ u n d a n gerçek bir
hakikat arayışı başlar. Sadece o r a d a n din m ü m k ü n d ü r .

Küçü k bir çocuk Pazar günü okulunda gördüğü


dersin özetini aşağıdaki gibi vermişti.
"Mısır'daki toplama k a m p ı n d a n kaçmış olan şu
Yahudiler vardı. O n l a r geniş b i r göle u l a ş a n a k a d a r
k o ştula r v e k o ş t u l a r . H a p i s h a n e g a r d i y a n l a r ı y a k l a ş ı $

240
EĞİTİ M

y o r d u . B u y ü z d e n Y a h u d i l e r s u y u n içine a d a d ı l a r v e
onları beklemekte olan bazı teknelere doğru yüzdüler.
Gardiyanlar denizaltına bindiler ve teknelere torpido
a t m a y a çalıştılar a m a Y a h u d i l e r sualtı silahlarını ateş-
lediler ve t ü m denizaltıları hatırdılar ve diğer tarafa
s a ğ s a l i m g e ç t i l e r . H e r k e s a m i r a l i i l k i s m i o l a n M u s a ile
ç a ğırmay a başladı."
Ç o c u ğu n b a b a s ı s o r d u : " E v l a t , ö ğ r e t m e n i n i n b u -
nu söylediğinden emin misin?"
"Baba", diye yanıtladı çocuk, "eğer b e n i m hikâye-
me i n a n a m ı y o r s an ö ğ r e t m e n i n anlattığına asla inanma-
yacaksın."

Ş imd i ç o c u k l a r a a p t a l c a h i k â y e l e r a n l a t m a n ı n o n -
ların d i n d a r olmasına bir faydası olmuyor; t a m tersine
onların dindarlığa karşı olmasına yardım ediyorsun.
Onla r b ü y ü d ü ğ ü n d e t ü m bu dini doktrinlerin peri ma-
salları o l d u ğ u n u bileceklerdir.
Senin Tanrı n, senin Isa Mesih'in, hepsi sonradan
ç o c u ğu n z i h n i n d e b i r N o e l B a b a y a d ö n ü ş e c e k : Ço-
cukları meşgul eden masallar, kandırmacalar. Ve bir
kez çocuklar senin onlara değişmez gerçekler olarak
a n l a t m a k t a o l d u ğ u n şeyin sadece y a l a n d a n b a ş k a bir
şey o l m a d ı ğ ı n ı b i l d i ğ i n d e o n l a r ı n v a r l ı ğ ı n d a k i ç o k kıy-
m e t l i b i r ş e y i m a h v e t m i ş s i n d i r . O n l a r a s l a d i n l e ilgilen -
meyeceklerdir.
B e n i m gözlemime göre dini eğitim y ü z ü n d e n d ü n -
y a g i d e r e k d a h a ç o k v e d a h a ç o k dinsiz hale geliyor.
Sana öğretilenlerin ne kadarını hatırlıyorsun?
K i m s e h a t ı r l a m a z b d e ; h e r ş e y ç ö p e atılır.

241
ÇOCUK

Sen öğretmeye devam


Dini eğitim edebilirsin...hiç kimse dinlemi-
yüzünden yor. Ç o c u k l a r çaresizdir; onlar
dünya giderek Pazar günü okullarına gitmek
daha çok ve z o r u n d a d ı r ve gidiyorlar. On-
daha çok lar dinlemek zorundadır, bu
dinsiz hale y ü z d e n dinliyorlar; a n c a k onlar
geliyor. o r a d a değil. V e s o n r a d a n onlar,
t ü m bunların sadece saçmalık
o l d u ğun u bildiklerini söylüyorlar. Artık bir çocuğa
T a n r ı ' n ı n d ü n y a y ı s a d e c e İ s a ' d a n $4004 y ı l ö n c e y a r a t -
t ı ğın ı s ö y l e v e ç o c u k s a n a g ü l e c e k t i r . V e ç o c u k ş u n u
bilir: " Y a s e n b e n i a p t a l y e r i n e k o y u y o r s u n y a d a s e n
t a m bir cahilsin."
D ü n y a m i l y o n l a r ca yıl ö n c e v a r o l m u ş t u r . A s l ı n d a
hiçbir başlangıç olmamıştır. Gerçekte Tanrı yaratıcı
d e ğildi r a m a y a r a t ı c ı l ı k t ı r . Bir ç o c u ğ a T a n r ı d ü n y a y ı
altı g ü n d e bitirdi v e y e d i n c i g ü n d i n l e n d i d e m e k . . . ş i m -
di b u n u n a n l a m ı şudur; o z a m a n d a n beri bizi p e k de
umursamıyor.

Bir a d a m terzisine gitti ve s o r d u : " T a k ı m elbise-


m i n h a z ı r o l m a s ı n e k a d a r s ü r e r ? B a n a altı h a f t a ö n c e
s ö z v e r m i ş t i n a m a d e f a l a r d ı r , ' S o n r a gel, s o n r a g e l . . . '
d e d i n . V e biliyor m u s u n k i T a n r ı d ü n y a y ı s a d e c e altı
g ü n d e y a r a t m ı ş t ı r ? V e s e n i s e a l t ı h a f t a d ı r b i r t a k ı m el-
biseyi bile y a r a t a m a d ı n . "

Ve terzinin ne dediğini biliyor m u s u n ? T e r z i şöy-


le dedi: " Evet biliyorum. Ve d ü n y a y a bir bak, s o n r a da

242
EĞITIM

b e n i m elbiseme bir b a k a r a d a k i farkı göreceksin. D ü n -


y a b e r b a t b i r h a l d e , altı g ü n d e b i r şey y a r a t ı r s a n olaca-
ğı şey b u d u r . "

Eisenbergler R o m a ' y a taşındığında, k ü ç ü k H y m i e


o k u l d a n gözyaşları içinde geldi. Annesine, r a h i b e l e r in
sürekli Katolik sorular s o r d u ğ u n u ve k ü ç ü k bir Y a h u -
d i ç o c u ğ u o l a r a k o n u n b u soruların yanıtların ı nasıl
vermesinin beklendiğini sordu. Bayan Eisenberg'in
k a l b i a n n e l i k d u y g u s u ile t i t r e y i p , " H y m i e , c e v a p l a r ı
g ö m l e ğini n y a n l a r ı n a i ş l e y e c e ğ i m v e s e n s a d e c e b u r a -
hibeler seni seçtiğinde aşağı b a k ve oku" dedi.

" S a ğo l a n n e " d e d i H y m i e v e r a h i b e M i c h è l e d ü n -
y a n ı n e n m e ş h u r b a k i r e s i k i m d i diye s o r d u ğ u n d a gö-
z ü n ü bile k ı r p m a d ı . " M e r y e m , " d i y e y a n ı t l a d ı .

" Ç o k iyi " d e d i r a h i b e . " V e o n u n k o c a s ı k i m d i ? "

" J o s e p h " diye yanıtladı çocuk.

" G ö r ü y o r u m k i çalışmışsın, b a n a oğullarının adını


söyleyebilir misin?"

"Elbette" dedi Hymie. "Calvin Klein"

K ü ç ü k Ernie, kilisedeki u z u n ayinden çok yorulu-


yordu. Annesine duyulabilecek şekilde, fısıldayarak
sordu, " O n a p a r a y ı şimdi v e r i r s e k g i t m e m i z e izin verir
mit

243
ÇOCUK

Çocuklara nasıl ahlaklı, ve


dindar olmalarını öğretebiliriz?

T ü m dindarlığın v e ahla-
Tüm dindarlığın kın kaynağı zekâdır. Ve ço-
ve ahlâkın cuklar senden daha zekidir.
kaynağı zekâdır. Onlara öğretmeye çalışacağı-
Ve çocuklar na onlardan öğrenmek daha
senden daha zekidir. iyidir. Onlara öğretmek zo-
Onlara öğretmeye r u n d a o l d u ğ u n ş u a p t a l fikrini
çalışacağına b ı r a k . O n l a r ı izle, o n l a r ı n ö z -
onlardan öğrenmek g ü n l ü ğün ü g ö r , o n l a r ı n k e n d i $
daha iyidir. l i ğindenliğin i gör, o n l a r ı n uya-
n ı k l ı ğın ı g ö r , o n l a r ı n n e k a d a r
farkında, yaşamla ve coşkuyla ne k a d a r dolu olduğu-
n u , n e k a d a r neşeli, n e k a d a r h a y r e t v e h a y r a n l ı k l a d o -
lu olduklarını gör.
D i n hayret ve hayranlıktan doğar. Eğer hayret
duyabilirsen, eğer hayranlık duyabilirsen dindarsındır.
İ ncil' i y a d a G i t a ' y ı y a d a K u r a n ' ı o k u y a r a k d e ğ i l , h a y -
ranlığı yaşayarak gökyüzünü yıldızlarla dolu halde
g ö r d ü ğünd e k a l b i n d e b i r d a n s h i s s e d i y o r m u s u n ? V a r -
l ı ğını n i ç i n d e b i r ş a r k ı n ı n y ü k s e l d i ğ i n i g ö r e b i l i y o r m u -
sun? Yıldızlarla bir olma duygusunu hissedebiliyor
m u s u n ? O z a m a n dindarsın. Kiliseye giderek ya da ta-
p ı n a ğ a g i d e r e k v e k a l b i n l e h i ç b i r ilişkisi o l m a y a n s a d e -
ce kafanın yarattığı bir şey olan ö d ü n ç alınmış duaları
t e k r a r e d e r e k d i n d a r değilsindir.
D i n b i r a ş k ilişkisidir; v a r o l u ş l a y a ş a n a n b i r a ş k iliş-
kisi. V e ç o c u k l a r z a t e n b u i l i ş k i n i n i ç i n d e d i r . S e n i n t a r a $

244
EĞİTİ M

fından ihtiyaç d u y u l a n tek şey onları m a h v e t m e m e k t i r .


O n l a r ı n h a y r e t d u y g u l a r ı n ı n c a n l ı k a l m a s ı n a y a r d ı m et,
onların içten ve kendine özgü ve zeki kalmalarına yar-
d ı m et. A m a s e n o n l a r ı m a h v e d e r s i n . " N a s ı l ö ğ r e t e b i l i $
r i z . . . ? " diye s o r a r a k aslında sen b u n u istiyorsun.
D i n asla öğretilemez, o yakalanabilir. S e n d i n d a r
mısın? Etrafında dinin titreşimi v a r mı? O z a m a n böy-
le aptalca sorular sormayacaksın. O z a m a n çocuklar
sadece seninle birlikte olarak öğrenecektir. E ğ e r onlar
s e n i n g ü n b a t ı m ı n ı m u t l u l u k g ö z y a ş l a r ı i ç e r i s i n d e izle-
d i ğin i g ö r ü r s e , o n l a r ı n e t k i l e n m e s i k a ç ı n ı l m a z d ı r . O n -
lar sessizleşecektir. O n l a r a sessiz olmaların ı s ö y l e m e n e
g e r e k y o k ; o n l a r g ö z y a ş l a r ı n ı g ö r e c e k t i r v e b u dili a n -
layacaktır.
Ç o c u k l a r ı n z e k â s ı n ı izle. V e n e z a m a n z e k â b u l u r -
san, o n u n t a d ı n ı çıkar v e o n l a r a y a r d ı m e t v e o n l a r a
ş öyl e d e : " B u ş e k i l d e d e v a m e t m e l i s i n . "

B a b a ayini eleştirdi. A n n e o r g c u n u n p e k ç o k h a t a
y a p t ı ğın ı d ü ş ü n ü y o r d u . K ı z k a r d e ş i k o r o n u n ş a r k ı s ı n ı
b e ğenmedi . A n c a k k ü ç ü k oğul, "Yine d e y i r m i k u r u ş a
o l d u k ç a iyi b i r g ö s t e r i y d i " d i y e o r t a y a b i r fikir a t ı n c a
yeniden düşündüler.

T a v u k çiftliğini n s a h i b i o ğ l u n u n d a h a iyi d a v r a n -
m a s ı n ı istiyordu. B u y ü z d e n o n a bir ders v e r m e k istedi.
" G ö r ü y o r m u s u n evlat? K ö t ü t a v u k l a r bir tilki ta-
rafından yendi."
" N e o l m u ş ? " diye yanıtladı. "İyi olsalardı onları
biz yiyecektik!'

245
ÇOCUK

Altı y a ş ı n d a k i iki ç o c u k b i r h e d i y e d ü k k â n ı n d a
soyut bir resmi inceliyorlardı. Lekelerden oluşan bir
resme b a k a r k e n bir tanesi, "Onları bizim yaptığımızı
kimse söylemeden önce k a ç a l ı m ! " dedi.

Bir b a b a ofisteki n o r m a l bir g ü n d e n s o n r a eve


d ö n d ü ve k ü ç ü k oğlunu merdivenlerin ö n ü n d e çok üz-
g ü n bir şekilde buldu.
" N e oldu evlat?" diye sordu.
" A r a m ı z d a kalsın," d e d i ç o c u k , " k a r ı n l a h i ç geçi-
nemiyorum."

B i r b a b a k ü ç ü k o ğ l u n u ilk def a b i r o p e r a y a g ö t ü r -
m ü ştü . Şef, sopasını sallamaya ve soprano aryasını
söylemeye başladı. Ç o c u k s o n u n d a sordu, "Niçi n kadı-
n a sopasıyla v u r u y o r ? "
" K a d ı n a v u r m u y o r sadece h a v a d a sallıyor" diye
yanıtladı baba.
"O z a m a n niye kadın bağırıyor?"

S a d e c e k ü ç ü k ç o c u k l a r ı b i r a z c ı k izle, s a d e c e o n l a -
rın zekâsını gör.

J o h n n y o k u l d a k i ilk g ü n ü n d e n s o n r a e v e y e n i
d ö n m ü ştü . A n n e s i s o r d u , " T a t l ı m , s a n a n e ö ğ r e t t i l e r ? "
" P e k bir şey değil," diye y a n ı t l a d ı çocuk. " Y a r ı n
yine gitmem gerekiyor."

E ğe r k ü ç ü k ç o c u k l a r ı , o n l a r ı n i c a t ç ı l ı k l a r ı n ı , z e -
k â l a r ı n ı , o n l a r ı n s ü r e k l i b i l i n m e y e n i n i ç i n d e k i keşifle$

246
EĞİTİ M

rini, onları n m e r a k ı n ı , o n l a r ı n
a r a ştırmaların ı izlersen onlara Din bir aşk

hiçbir inanç öğretmen gerek- ilişkisidir;


varoluşla yaşanan
meyecek.
bir aşk ilişkisi.
Onların anlamasına yar-
Ve çocuklar
dım et ve onlara k e n d i dinleri-
zaten bu ilişkinin
ni b u l m a l a r ı gerektiğini söyle.
içindedir.
Çocukların oy kullanmasına
izin v e r m i y o r s u n ; politik ide-
oloji i ç i n y i r m i b i r y a ş ı n a k a d a r b e k l e m e k z o r u n d a l a r .
O z a m a n o n l a r ı n o y k u l l a n m a k i ç i n y e t e r i n c e o l g u n ol-
d u ğun u d ü ş ü n ü y o r s u n . V e d i n i i d e o l o j i i ç i n s e o n l a r
dört ya da beş yaşındayken yeterince olgunlar! Dini
e ğitimi n p o l i t i k e ğ i t i m d e n d a h a a l t s ı n ı f t a m ı o l d u ğ u n u
d ü şünüyorsun ? Siyasi b i r p a r t i y e ait o l m a n ı n b i r d i n e
ait o l m a k t a n d a h a fazla o l g u n l u ğ a , d a h a fazla z e k â y a
i h t i y a ç d u y d u ğ u n u m u d ü ş ü n ü y o r s u n ? Ş a y e t s i y a s i ol-
g u n l u k için y i r m i b i r y a ş u y g u n s a o z a m a n dini olgun-
l a şm a i ç i n e n a z ı n d a n k ı r k i k i y a ş u y g u n o l m a l ı d ı r .
K ı r k iki y a ş ı n d a n ö n c e hiç k i m s e h e r h a n g i b i r d i n seç$
m e m e l i d i r. Araştır, sorgula, keşfet v e h e r y e r d e keşfet,
olası h e r y ö n d e keşfet.

Ve dinine kendi kendine karar verdiğin zaman


o n u n ö n e m i v a r d ı r: O s a n a dayatıldığınd a b i r kölelik$
tir; s e n s e ç t i ğ i n d e o b i r t a a h h ü t t ü r , o b i r b a ğ l ı l ı k t ı r .

V e a h l a k d i n i n b i r y a n ü r ü n ü d ü r . Kişi k a l b i n d e di-
nin yükseldiğini hissettiğinde, varoluşla bir bütünleş-
m e , bir ilişki o l d u ğ u n d a kişi ahlaklı h a l e gelir. O n u n
emirlerle alakası y o k t u r, o n u n yapmal ı ve y a p m a m a l ı $

247
ÇOCUK

l a r l a a l a k a s ı y o k t u r ; o n u n s e v g i y l e v e Şefkatle a l a k a s ı
vardır.

S e s s i z o l d u ğ u n d a , b ü t ü n v a r o l u ş i ç i n d e r i n b i r şef-
k a t y ü k s e l i r ve bu şefkat sayesinde kişi ahlaklı olur.
Kişi s a l d ı r g a n olamaz, kişi ö l d ü r e m e z , kişi y o k e d e m e z .
Sessiz o l d u ğ u n d a , saade t d o l u o l d u ğ u n d a diğer h e r k e s
için bir k u t s a m a h a l i n e g e l m e y e başlarsın. Bu diğer
herkese karşı bir k u t s a m a olma olgusu gerçek ahlaktır.

Ahlakın sözde ahlaki prensiplerle hiçbir alakası


yoktur. Bu sözde ahlaki prensipler sadece ikiyüzlüler
y a r a t ı r : O n l a r s a d e c e s a h t e i n s a n l a r , b ö l ü n m ü ş kişilik-
ler y a r a t ı r . Binlerce d in a d a m ı , s ö z d e azizler ve m a h a t $
malar ve onların sürekli ş u n u yap, b u n u y a p m a diyen
ö ğretiler i y ü z ü n d e n şizofren bir insanlık o r t a y a çıkmış-
tır. F a r k ı n d a olmana, n e y i n d o ğ r u neyi n yanlış o l d u ğ u -
n u g ö r m e n e y a r d ı m e d i l m e z . S a n a g ö z v e r i l m i y o r , sa-
na basitçe talimat veriliyor.

Benim buradaki çabam


s a n a g ö z ü n ü açabilmene, göz-
Binlerce
lerindeki örtüyü kaldırmana,
din adamı,
sözde azizler gözündeki her çeşit perdeyi

ve mahatmalar kaldırmana yardım etmek ve

ve onların bu sayede senin d o ğ r u y u gö$

sürekli şunu yap, rebilmendir. Ve sen doğru

bunu yapma diyen olanı gördüğünde onu yap-


öğretileri yüzünden m a n kaçınılmazdır, başka tür-
şizofren bir insanlık lüsünü yapamazsın. Yanlış
ortaya çıkmıştır. olanı g ö r d ü ğ ü n d e onu yapa-
mazsın b u m ü m k ü n değildir.

248
EĞİTİ M

D i n s a n a netlik v e r i r v e n e t l i k s e n i n kişiliğini d ö -
n ü ştürür .

Sıklıkla kendimizi ve diğer insanları


yargılamamamızı söylüyorsunuz%
Ben bir öğretmenim ve işim yüzünden çocukları
yargılamak zorundayım. Şimdi işimi nasıl
yürütebileceğim konusunda endişeleniyorum.
Bana biraz yardım edebilir misiniz?

Beni yargılamamalısın demem, öğretmen oldu-


ğ u n için bir öğrenciye, "Verdiğin c e v a p d o ğ r u değil"
diyememen anlamına gelmiyor.
Bu kişiyi y a r g ı l a m a k değil eylemi y a r g ı l a m a k t ı r .
Ve ben sana eylemi yargılama demiyorum; bu tama-
mıyla farklı bir şey.
Ö r n e ği n b i r i s i h ı r s ı z o l a b i l i r ; ç a l m a n ı n y a n l ı ş o l d u -
ğ u y a r g ı s ı n a varabilirsin. A n c a k kişiyi y a r g ı l a m a . Kişi
çok engin bir o l g u d u r ve eylem k ü ç ü k bir şeydir. Eylem,
ç o k k ü ç ü k bir p a r ç a d ı r . . . b u k ü ç ü k p a r ç a , t ü m kişi h a k -
k ı n d a k i bir y a r g ı haline gelmemelidir. Bir hırsızın p e k
ç o k g ü z e l d e ğ e r i olabilir; o s ö z ü n d e d u r a n birisi olabilir.
O i ç t e n olabilir, o ç o k s e v g i d o l u b i r k i ş i o l a b i l i r .
A n c a k çoğunlukla olan şey t a m tersidir: insanlar
e y l e m d e n çok kişiyi y a r g ı l a m a y a başlar. E y l e m l e r d ü -
zeltilmelidir. Ve özellikle de ö ğ r e t m e n l i k gibi bir m e s -
lekte d ü z e l t m e k z o r u n d a s ı n ; öğrencilerin yanlış şeyleri
y a p ı p d u r m a s ı n a izin v e r e m e z s i n . Bu çok vahşice olur,
ş efkatsizli k olur.

249

i
ÇOCUK

A n c a k onları geleneğe, törelere, sözde a h l a k a gö-


re, k e n d i önyargıların a göre d ü z e l t m e . N e z a m a n biri-
s i n i d ü z e l t i r s e n ç o k m e d i t a s y o n h a l i n d e , ç o k s e s s i z ol;
olayın b ü t ü n ü n e h e r y ö n d e n bak. M u h t e m e l e n onların
yaptığı şey d o ğ r u şeydir ve senin engellemen hiç de
d o ğr u o l m a y a c a k .

Y a n i b e n " Y a r g ı l a m a d e r k e n basitç e h i ç b i r eyle-


m i n s a n a kişiyi y a r g ı l a m a h a k k ı n ı v e r m e d i ğ i n i söyle-
m e k i s t i y o r u m . E ğ e r e y l e m d o ğ r u değilse, kişiye eyle-
min niçin d o ğ r u olmadığını bulmasında y a r d ı m et a m a
y a r g ı l a m a k söz k o n u s u değildir. Kişinin o n u r u n u kır-
ma, o n u aşağılama, o n u suçlu hissettirme: "Yargılama"
d e r k e n kastettiğim şey b u d u r .

A n c a k d ü z e l t m e söz k o n u s u o l d u ğ u n d a ; önyargı-
sız, sessiz, f a r k ı n d a l ı ğ ı n ı n i ç i n d e y k e n e ğ e r y a n l ı ş b i r
şey o l d u ğ u n u v e b u n u n kişinin zekâsını m a h v e d e c e ğ i-
ni, b u n u n o n u h a y a t t a y a n l ı ş y o l a s o k a c a ğ ı n ı g ö r ü r s e n ,
o n a y a r d ı m et.

Ö ğretmeni n işi s a d e c e f a y d a s ı z ş e y l e r i ; c o ğ r a f y a
v e tarih v e t ü m b u s a ç m a şeyleri ö ğ r e t m e k değildir.
O n u n t e m e l i ş l e v i ö ğ r e n c i l e r i d a h a iyi b i r b i l i n c e , d a h a
y ü k s e k b i r bilince g e t i r m e k t i r . S e n i n sevgin v e şefka-
tin b u olmalıdır v e h e r h a n g i bir eylemi d o ğ r u y a d a
yanlış olarak y a r g ı l a r k e n tek değerin bu olmalıdır.

A n c a k asla t e k bir an bile kişinin kötülendiğini


h i s s e t m e s i n e izin v e r m e . T a m t e r s i n e b ı r a k o sevildiği-
ni hissetsin; sevgin y ü z ü n d e n o n u d ü z e l t m e y e çalışmış-
tın.

250
EĞİTİ M

Bir a d a m h a s t a n e d e ki y a t a ğ ı n d a y a t a r k e n aneste-
ziden uyandığında doktoru y a n ı n d a o t u r u r k e n bulur,
" S e n i n i ç i n iyi v e k ö t ü h a b e r l e r i m v a r " d e r d o k t o r . " İ l k
ö n c e iyiyi m i k ö t ü y ü m ü d u y m a k i s t e r s i n ? "
"Ah" diye inler a d a m , " k ö t ü olanı söyle."
" P e k i " d e r d o k t o r , "dizlerinin ü s t ü n d e n iki bacağı-
nı da kesmek zorunda kaldım."
"Ah" diye inler a d a m , " b u gerçekten k ö t ü y m ü ş . "
Ş ok u a t l a t t ı k t a n s o n r a iyi h a b e r i n n e o l d u ğ u n u s o -
rar,
" Şey " d e r d o k t o r , " y a n d a - Herkes
ki yataktaki a d a m senin panto- yapabileceğinin
lonlarını satın almak istiyor!" en iyisini yapıyor.
Eğer birisinden
Sadece ciddi olma! Bir rahatsız hissediyorsan
ö ğretme n olduğunu ve bu bu senin sorunun,
y ü z d e n çok ciddi bir iş yaptı- onun değil,

ğ ın ı düşünme. Hayata daha ilk önce

n e şel i gözlerle bak...gerçek- kendini düzelt.

ten çok neşeli. Yargılayacak


hiçbir şey y o k ; h e r k e s y a p a b i l e c e ğ i n i n e n iyisini y a p ı -
yor. Eğer birisinden rahatsız hissediyorsan bu senin
s o r u n u n , o n u n değil, i l k ö n c e k e n d i n i d ü z e l t .

Ben bir anaokulunda öğretmenim, dört beş


yaşındaki çocuklara öğretmenlik yapıyorum.

Çocuklarla olmak en güzel şeylerden biridir. A n c a k


kişi b u n u ö ğ r e n m e l i d i r a k s i t a k t i r d e o d ü n y a d a k i e n y ı l $

251
ÇOCUK

d ı r ı c ı ş e y o l a b i l i r. Kişi o n u s e v m e l i y o k s a o e n sıkıcı şey-


lerden biridir. S e n i delirtebilir. Sinir krizi yaratabilir
çünkü çocuklar o kadar gürültülü, o kada r medenileş$
m e m i ş , k ü l t ü r s ü z d ü r k i . . . h a y v a n l a r ; o n l a r h e r k e s i delir-
tebilir. T e k b i r ç o c u k h e r h a n g i b i r i s i n i ç ı l d ı r t a b i l i r, b u
y ü z d e n b i r s ü r ü ç o c u k , b i r sınıf d o l u s u ç o c u k g e r ç e k t e n
zordur. A n c a k şayet seversen o çok b ü y ü k bir öğretidir.
Bu y ü z d e n onlara sadece öğretme; sen de ö ğ r e n
ç ü n k ü onlarda senin kaybetmiş olduğun bir şey hâlâ
vardır. O n l a r da er ya da geç o n u kaybedecektir. Kay-
b e t m e d e n önce onlardan öğren. O n l a r hâlâ kendiliğin-
den haldedir, onlar hâlâ k o r k u s u z d u r . O n l a r hâlâ ma-
s u m d u r . O n l a r b u n u d a h a hızlı b i r şekilde k a y b e d i y o r .
M e d e n i y e t geliştikçe, ç o c u k l u k d a h a e r k e n s o n a eri-
y o r . Ö n c e d e n o , o n d ö r t , o n b e ş , o n alt ı c i v a r ı n d a b i r
y e r d e son b u l u y o r d u . Artık, y e d i y a ş ı n d a k i bir ç o c u k
bile b i r ç o c u k değildir. O o l g u n l a ş m a y a b a ş l a r . A r t ı k
o l g u n l u k d a h a e r k e n gelir ç ü n k ü biz k o ş u l l a n d ı r m a k
için, y a p ı l a n d ı r m a k i ç i n d a h a iyi y ö n t e m l e r b i l i y o r u z .
O y ü z d e n b u iyidir: D ö r t b e ş y a ş ı n d a k i l e r l e bir-
l i k t e d ö r t b e ş y a ş ı n d a ol. V e s e n i n b i l d i ğ i n i v e o n l a r ı n
b i l m e d i ğin i z a n n e t m e . Dinle: O n l a r bir şey biliyor.
O n l a r d a h a ç o k sezgisel o l a r a k biliyor. O n l a r bilgili
d e ği l a m a o n l a r ı n b i r v i z y o n u , n e t b i r v i z y o n u v a r . O n -
ların gözleri hâlâ p e r d e l e n m e m i ş t i r ve onların kalbi hâ-
lâ akıyor. O n l a r hâlâ kirlenmemiştir. Z e h i r h e n ü z baş-
lamadı. O n l a r h â l â doğa".
B u y ü z d e n o n l a r l a y k e n bilgili o l m a . B i r ö ğ r e t m e n
o l m a ; b i r d o s t ol. O n l a r l a d o s t l u k k u r v e m a s u m i y e t i n ,
kendiliğindenliğin, zekânın ipuçlarını a r a m a y a başla.

252
EĞİTİ M

S a n a m u a z z a m bir y a r d ı m gelecek ve meditasyonun


çok derine işleyecek.

Sen sadece onların çevresinde özen gösteren bir


a t m o s f e r o l k i b ö y l e l i k l e n e y a p m a k i s t e r l e r s e d a h a iyi
y a p m a l a r ı için o n l a r a y a r d ı m edebilesin. S a d e c e o n l a r a
d a h a iyi y a p m a l a r ı i ç i n y a r d ı m e t . V e o n l a r h e r h a n g i
bir o y u n u n , hırs o y u n u n u n içinde değildir.

O n l a r ı n çok güçlü, ü n l ü zengin, h a y a t l a r ı n d a şu


y a d a b u o l m a l a r ı n a ç a l ı ş m ı y o r u z , h a y ı r . B i z i m t ü m ça-
b a m ı z o n l a r ı n d a h a canlı, k e n d i n e has, sevgi dolu, a k a r
halde olmaların a y a r d ı m etmektir ve hayat gerisini hal-
leder. H a y a t a güven: Onların çevresinde yaratılması
gereken şey b u d u r . Böylece onlar hayata güvenebilir-
ler. M ü c a d e l e e t m e k z o r u n d a değiller a m a r a h a t l a y a b i -
l i r l e r . V e e ğ i t i m o l a r a k s a d e c e o n l a r ı n d a h a y a r a t ı c ı ol-
m a l a r ı n a y a r d ı m et. R e s i m iyidir — r e s i m y a p m a y ı de-
nemeliler— y a h u t b a ş k a bir şey y a r a t m a k a m a bırak
yaratıcı olsun; b ı r a k k e n d i kendilerine bir şeyler y a p -
sınlar. Ve k e n d i kriterlerini k o y m a .

Bir çocuk resim y a p a r k e n yetişkin kriterlerini


koyma; b u n u n bir Picasso olmadığını söyleme. E ğ e r
ç o c u k b u n d a n keyif aldıysa ve resim y a p a r k e n tama-
mıyla içinde kaybolduysa bu yeterlidir. Resim m u h t e -
ş emdir ! H e r h a n g i b i r n e s n e l k r i t e r y ü z ü n d e n değil:
R e s i m b e l k i s a d e c e s a ç m a s a p a n o l a b i l i r; b e l k i s a d e c e
o sıçratılmış boyalar, k a r m a n ç o r m a n bir şey olabilir...
bu böyle olmalıdır ç ü n k ü bir çocuk, ç o c u k gibidir;
o n u n h e r şey h a k k ı n d a farklı b i r v i z y o n u v a r d ı r .

253
ÇOCUK

Ö r n e ği n b i r ç o c u k b i r a d a m ı n y ü z ü n ü y a p t ı ğ ı n d a
farklı bir v i z y o n u v a r d ı r. Ç o k b ü y ü k gözler y a p a c a k -
tır; b u r u n ç o k k ü ç ü k o l a c a k t ı r. K u l a k l a r k a y ı p o l a c a k -
tır — o hiç o n l a r a b a k m a m ı ş t ı r — a m a gözler o n u n için
çok önemlidir. E ğ e r o, bir insan y a p a r s a başı y a p a r ve
elleri y a p a r v e b a c a k l a r ı y a p a r v e g ö v d e o l m a y a c a k t ı r ;
onun görüşü böyledir. Senin için bu yanlıştır ama
o n u n bakış açısından insanı nasıl g ö r d ü ğ ü böyledir:
Bacaklar, eller ve kafa.

B u n e d e n l e s e n i n r e s m i iyi y a d a k ö t ü o l a r a k d e -
ğ erlendirme n söz k o n u s u değildir. H a y ı r , hiç yargıla-
m a y a c a k s ı n . Ç o c u ğ u n o n u n i ç i n iyi y a d a k ö t ü h i s s e t -
mesini sağlama. Şayet çocuk resmin içinde t a m a m e n
kaybolursa bu yeterlidir. O derin bir meditasyondaydı,
o resmin içine b ü t ü n ü y l e girmişti...onu n içinde kay-
b o l m u ştu ! R e s m e d e n k a y b o l d u ğ u i ç i n r e s i m i y i d i r .

Ç o c u ğu n t a m a m ı y l a k a y b o l m a s ı n a y a r d ı m e t v e
ne zama n bir çocuk kendi kendine resim y a p a r s a kay-
bolacaktır.

E ğe r r e s i m y a p m a y a z o r l a r s a n , o z a m a n o r a h a t s ı z
olacaktır. B u y ü z d e n ç o c u k n e y a p m a k isterse istesin
b ı r a k y a p s ı n . O n l a r a s a d e c e y a r d ı m et. O n a p e k ç o k
teknik y o l d a n y a r d ı m edebilirsin. O n a boyaları nasıl
k a r ı ştıracağını , tuvali n a s d yerleştireceğini, fırçayı n a -
sıl kullanacağını söyleyebilirsin. Bu konuda yardım
e d e b i l i r s i n . B u k o n u d a y a r d ı m c ı ol; r e h b e r l i k e t m e k -
t e n s e y a r d ı m c ı ol.

Tıpkı bir bahçıvanın ağaca y a r d ı m etmesi gibi...


A ğac ı d a h a h ı z l ı b ü y ü s ü n d i y e ç e k e m e z s i n ; b u ş e k i l d e

254
EĞİTİ M

hiçbir şey y a p a m a z s ı n , pozitif olarak hiçbir şey yapıla-


m a z . T o h u m u ek, sula, g ü b r e k o y v e b e k l e ! A ğ a ç k e n -
d i l i ğinde n o l u r . A ğ a ç o l u r k e n k i m s e n i n o n u i n c i t m e -
mesini y a d a o n a z a r a r v e r m e m e s i n i sağla. Ö ğ r e t m e n i n
işlev i b u d u r : Ö ğ r e t m e n b i r b a h ç ı v a n o l m a l ı d ı r . Ç o c u -
ğ u y a r a t m a k z o r u n d a değilsin; ç o c u k k e n d i l i ğ i n d e n ge-
liyor. Y a r a t ı c ı o l a n v a r o l u ş t u r .

S o k r a t e s , " B e n bir e b e y i m " d e r k e n d e m e k istediği


şey b u d u r . Bir ebe çocuğu y a r a t m a z . Ç o c u k zaten ora-
dadır. Gelmey e hazırdır; ebe y a r d ı m eder.

B u y ü z d e n o n l a r a y a r a t ı c ı o l m a k içi n y a r d ı m e t .
O n l a r a c o ş k u dolu olmaları için y a r d ı m e t ç ü n k ü b u
okullardan kayboldu. Çocuklar çok üzgün ve üzgün
ç o c u k l a r ü z g ü n bir d ü n y a y a r a t ı r . O n l a r d ü n y a y ı dol-
d u r a c a k ve biz onların c o ş k u s u n u y o k ediyoruz. Onla-
r ı n c o ş k u s u n a y a r d ı m et. O n l a r ı n k u t l a m a s ı n a y a r d ı m
et, o n l a r ı d a h a ç o k v e d a h a ç o k n e ş e l i k ı l . H i ç b i r ş e y
b u n d a n d a h a kıymetli değildir.

İ nsa n s a d e c e t o p l u m o k u l s u z l a ş t ı r ı l ı r s a y a d a o k u l
olarak adlandırılamayacak tamamıyla farklı türden
okullar gelişirse kurtulabilir; sadece o z a m a n insanlık
kurtulabilir.

Bu y ü z d e n hiçbir hırs, hiçbir şekilde kıyaslama


o l m a m a l ı d ı r . A s l a b i r ç o c u ğ u b i r d i ğ e r i ile k ı y a s l a y ı p ,
" B a k d i ğ e r i d a h a iyi r e s i m y a p m ı ş ! . . . " d e m e . B u çir-
kindir, vahşicedir, tahripkârdır. H e r iki ç o c u ğ u d a
m a h v e d i y o r s u n . D a h a iyi r e s i m y a p m ı ş o l d u ğ u n u s ö y -
l e d i ği n ç o c u k e g o , ü s t ü n l ü k f i k r i n i e l d e e t m e y e b a ş l a r
ve kötülenen çocuksa aşağılanmış hissetmeye başlar.

255
ÇOCUK

Ve bunlar hastalıktır — ü s t ü n l ü k ve aşağıda olmak —


bu y ü z d e n asla kıyaslama.
B u sen v e d i ğ e r ö ğ r e t m e n l e r için z o r o l a c a k t ı r
ç ü n k ü k ı y a s l a m a k h e p i m i z in içinde ç o k fazla v a r d ı r .
Asla k ı y a s l a m a h e r ç o c u k k e n d i s i olarak saygı g ö r m e -
lidir. H e r ç o c u k , ö z g ü n o l d u ğ u için saygı d u y u l m a l ı d ı r .

256
A nne Babayla Barışmak

İlk kez anne babama öfkeliyim.


Öfkem ve sevgim öylesine bir çatışma halinde ki
canımı acıtıyor. Yardım edebilir misiniz?

H e r ç o c u k şayet zavallı a n n e b a b a l a r ı n k e n d i s i n e
bilmeden, bilinçsizce ne y a p m a k t a o l d u ğ u n u anlarsa
k ı z a c a k t ı r . O n l a r ı n t ü m ç a b a s ı ç o c u ğ u n iyiliği i ç i n d i r .
O n l a r ı n niyetleri iyidir a m a o n l a r ı n bilinci b o ş t u r . Ve
bilinçsiz insanların ellerindeki iyi niyet tehlikelidir.
O n l a r niyet ettikleri sonucu oluşturamazlar. Onlar
tam zıddını yaratabilirler.
H e r a n n e baba, d ü n y a y a güzel bir çocuk getirme-
y e çalışıyor a m a d ü n y a y a b a k ı n c a sanki bir kimsesizler
y u r d u y m u ş gibi geliyor. H i ç a n n e b a b a olmamıştır. As-
l ı n d a ş a y e t o b i r k i m s e s i z l e r y u r d u o l s a y d ı ç o k d a h a iyi
olabilirdi ç ü n k ü e n a z ı n d a n k e n d i n olabilirdin. H i ç b i r
anne b a b a sana karışmazdı.
B u n e d e n l e öfke d o ğ a l d ı r a m a faydasızdır. Öfkeli
olmak a n n e b a b a n a y a r d ı m etmez v e sana z a r a r verir.

257
ÇOCUK

G a u t a m B u d a ' n ı n çok garip bir ifadede b u l u n d u ğ u


söylenmektedir: Öfkenin içinde sen b a ş k a birisinin ha-
tası için k e n d i n i c e z a l a n d ı r ı r s ı n . Ö f k e n i n i ç i n d e b a ş k a
b i r i s i i ç i n k e n d i n i c e z a l a n d ı r ı y o r s u n i f a d e s i ile i l k k e z
k a r şılaştığınd a çok garip görünür.

A n n e b a b a n y i r m i yıl ö n c e , o t u z yıl ö n c e bi r şey


y a p m ı ştı r v e s e n ş i m d i k ı z g ı n s ı n . Senin öfkenin hiç
kimseye bir yararı olmayacak; o basitçe sende d a h a
çok y a r a oluşturacak. Ben s a n a çocukların nasıl yetiş-
t i r i l d i ğ i ile ilgili b ü t ü n m e k a n i z m a y ı a ç ı k l a m a y a çalışı-
yorum. H e r ne olmuşsa olup bitmiş olduğunu d a h a çok
anlayabilmelisin. A n n e b a b a n onların a n n e b a b a l a r ı ta-
r a f ı n d a n koşullandırılmıştır. G e r ç e k t e n b a ş l a n g ı ç t a ki-
min sorumlu olduğunu bulamazsın. Bu bir kuşaktan
d i ğerin e a k t a r ı l m ı ş t ı r . A n n e b a b a n k e n d i l e r i n e y a p ı l -
mış olan şeyi birebir u y g u l u y o r l a r . O n l a r k u r b a n d ı r .
O n l a r içi n ş e f k a t d u y a c a k s ı n v e a y n ı ş e y i k e n d i h a y a -
tında tekrar etmeyeceğin için mutlu hissedeceksin.
E ğe r ç o c u k s a h i b i o l m a y a k a r a r v e r i r s e n k ı s ı r d ö n g ü -
yü kıracağın, kendin çıkmaz sokak haline geleceğin
içi n m u t l u h i s s e d e c e k s i n . O n u k e n d i ç o c u k l a r ı n a y a d a
b a şk a b i r i s i n i n ç o c u k l a r ı n a y a p m a y a c a k s ı n .

Anne babalar ve çocuklar arasında neler olduğunu


— k a r m a ş ı k y e t i ş t i r m e t a r z l a r ı , iyi n i y e t l e r , k ö t ü s o n u ç -
lar, h e r k e s i n e n iyiyi y a p m a y a çalıştığı v e d ü n y a n ı n s a gi-
derek daha kötü ve d a h a da kötü o l d u ğ u n u — açıklayan
b i r u s t a n o l d u ğ u içi n k e n d i n i ş a n s l ı h i s s e d e c e k s i n .

A n n e b a b a n bir ustası olacak k a d a r şanslı değildi.


V e s e n ise o n l a r a k ı z ı y o r s u n . N a z i k , ş e f k a t l i v e s e v e c e n

258
A N N E BABAYLA B A R I Ş M A K

hissetmelisin. Y a p t ı k l a r ı h e r şey bilinçsizdi. Aksi tak-


tirde y a p m a z l a r d ı . Bildikleri h e r şeyi ü z e r i n d e denedi -
ler. O n l a r ıstırap i ç i n d e y d i v e o n l a r d ü n y a d a acı ç e k e n
b a şk a b i r i n s a n y a r a t t ı l a r .

O n l a r ı n niçin ıstırap içinde olduklarını kavraya-


cak anlayışları y o k t u . Seninse niçin bir insanın ıstırap
ç e k e c e ğin i a n l a y a c a k k a v r a y ı ş ı n v a r . V e b i r k e z s e n ıs-
tırabın nasıl yaratıldığını a n l a r s a n , aynı şeye b a ş k a bi-
risinde sebep olmaktan kaçınabilirsin.

A n c a k a n n e b a b a n a a c ı . O n l a r ç o k çalıştı ; y a p a b i -
lecekleri h e r şeyi y a p t ı l a r a m a o n l a r psikolojinin nasıl
i şlediğ i h a k k ı n d a h i ç b i r f i k r e s a h i p d e ğ i l l e r d i . O n l a r a
nasıl b i r a n n e y a d a nasıl b i r b a b a olunacağının öğre-
tilmesi y e r i n e o n l a r a nasıl bir Hıristiyan olunacağı, na-
sıl b i r M a r k s i s t o l u n a c a ğ ı , n a s ı l b i r t e r z i o l u n a c a ğ ı , n a -
sıl b i r t e s i s a t ç ı o l u n a c a ğ ı , n a s ı l b i r felsefeci o l u n a c a ğ ı
ö ğretilmişti . T ü m bu şeyler iyidir ve gereklidir fakat te-
m e l b i r ş e y e k s i k t i r . E ğ e r o n l a r ç o c u k y a p a c a k s a , o za-
m a n onların en önemli eğitimi nasıl bir a n n e olunacağı,
nasıl b i r b a b a olunacağı olmalıdır.

D o ğurduğu n için nasıl b i r a n n e v e nasıl b i r b a b a


olunacağını bildiğin varsayılır. Evet, bir ç o c u k doğur-
m a k söz k o n u s u o l d u ğ u n d a . . . o biyolojik b i r eylemdir,
o n u n için psikolojik o l a r a k eğitilmen g e r e k m e z . H a y -
v a n l a r b u n u g a y e t iyi y a p ı y o r , k u ş l a r g a y e t i y i y a p ı y o r .
A ğaçla r g a y e t iyi y a p ı y o r . A n c a k b i r ç o c u ğ u b i y o l o j i k
olarak d o ğ u r m a k bir şeydir. Bir a n n e ya da bir b a b a
o l m a k s a t a m a m ı y l a b a ş k a b i r ş e y d i r . B u b ü y ü k b i r eği-
tim ister ç ü n k ü sen bir insan evladı y a r a t ı y o r s u n .

259
ÇOCUK

Hayvanlar hiçbir şey yaratmıyor, onlar basitçe


k a r b o n k o p y a l a r ü r e t i y o r . V e a r t ı k bilim, gerçekten
karbon kopyaları üretebileceği şeyleri keşfettiği bir
n o k t a ya gelmiştir! B u ç o k tehlikeli b i r fikirdir. E ğ e r
bankalar yapabilirsek; ve er ya da geç onları yapaca-
ğız . B i r k e z fikir o l u ş t u ğ u n d a , o b i r g e r ç e k l i k o l a c a k -
tır. V e bilimsel olara k b u n u n y ü z d e y ü z m ü m k ü n oldu$
ğ u k a n ı t l a n m ı ş t ı r . . .bir s o r u n y o k t u r .

Hastanelerde erkek spermleri ve kadın yumurta-


l a r ı için b a n k a l a r ı m ı z olabilir. V e b i z t a m a m ı y l a a y n ı iki
s p e r m v e t a m a m ı y l a a y n ı iki y u m u r t a y a r a t a b i l i r i z . B ö y -
lelikle t a m a m ı y l a a y n ı ş e k i l d e iki ç o c u k d o ğ a r . B i r ç o -
c u k d ü n y a y a salınacaktır; diğeri b u z d o l a b ı n ı n içinde,
bilinçsizce gelişecektir a m a o n u n t ü m kısımları d i ğ e r ki-
ş i ile t a m o l a r a k a y n ı o l a c a k t ı r . V e ş a y e t b i r i n c i ş a h ı s b i r
k a z a geçirirse v e bir bacağını y a d a bir böbreğin i kaybe -
d e r s e y a d a a m e l i y a t e d i l m e k z o r u n d a k a l ı r s a s o r u n ol-
maz: O n u n k a r b o n kopyası h a s t a n e d e bekliyor. K a r b o n
k o p y a d a n b i r b ö b r e k alınabilir; o t a m a m ı y l a a y n ı o r a n -
da b ü y ü y o r , o s a d e c e bilinçsiz. Ve o k a y b e d i l e n b ö b r e -
ğin b i r e b ir aynısı olacaktır. O n u n y e r i n i alabilir.

B u k a r b o n k o p y a s a h i b i o l m a fikri, b i r y a n d a n t ı p
biliminde b ü y ü k bir gelişme o l a r a k görülebilir a m a o
tehlikelidir: i n s a n ı n h e r h a n g i bir m a k i n e gibi değiştire-
bilen parçaları olan bir m a k i n e haline gelmesi anlamın-
da tehlikelidir. Bir şey yanlış giderse, p a r ç a y ı değişti-
rirsin. Ve ş a y e t p a r ç a l a r değiştirilebilirse o z a m a n in-
san manevi gelişimden giderek d a h a uzağa düşecektir.
Ç ü n k ü o k e n d i s i ni tıpkı bir m a k i n e gibi z a n n e t m e y e

260
A N N E BABAYLA B A R I Ş M A K

b a şlayacaktır . D ü n y a n ı n yarısının, komünist dünyanın


d ü şündüğ ü şey b u d u r : İnsan bir makinedir.

Sen a n n e b a b a n ı n nasıl bir d u r u m d a o l d u ğ u n u an-


l a y a b i l d i ği n i ç i n ş a n s l ı s ı n . O n l a r ö z e l l i k l e s a n a b i r ş e y
y a p m a m ı ştır ; o n l a r a y n ı ş e y i o n l a r ı n ç o c u ğ u o l a b i l e c e k
h e r h a n g i birisine y a p a r l a r d ı . O n l a r b u n u n için p r o g -
r a m l a n m ı ştı . O n l a r ç a r e s i z d i . V e ç a r e s i z i n s a n l a r a k ı z -
mak doğru değildir. Bu adil değildir, haksızlıktır ve
d a h a d a ö t e s i n d e senin için zararlıdır.

S e n o n l a r a b e n i m b a h s e t t i ğ i m b i r e y h a l i n e gele-
r e k y a r d ı m edebilirsin: D a h a bilinçli, d a h a u y a n ı k , da-
ha sevgi dolu. S a d e c e seni g ö r m e k onları değiştirebilir.
Senin bu k a d a r keskin bir şekilde değiştiğini görmek,
sadece onları bir kez d a h a düşündürebilir: Belki de ha-
talılardı.

B a şk a b i r y o l u y o k t u r . E n t e l e k t ü e l o l a r a k o n l a r ı
ikna edemezsin. Entelektüel olarak tartışabilirsin ve
t a r t ı şm a a s l a b i ç k i m s e y i d e ğ i ş t i r m e z , i n s a n l a r ı d e ğ i ş t i -
r e c e k y e g â n e şey seni n bireyselliğinin karizması , çeki-
ciliği , b ü y ü s ü d ü r . O z a m a n d o k u n d u ğ u n h e r ş e y a l t ı n
haline gelir. Bu y ü z d e n artık v a r olmayan geçmişle
m ü c a d e l e e t m e k ve kızmakla zamanını ve enerjini he-
b a e t m e k t e n s e t ü m enerjini bireyliğinin b ü y ü s ü olma-
y a a k t a r . B u s a y e d e a n n e b a b a n , s e n i g ö r d ü ğ ü n d e , se-
nin geliştirmiş o l d u ğ u n y e n i nitelikler, o t o m a t i k olarak
etkileyici olan nitelikler —tazeliğin, anlayışın, koşul-
suz sevecenliğin, öfkenin d a h a u y g u n bile düşebileceğ i
bir d u r u m d a k i nezaketin— karşısında etkilenmeden
kalamazlar.

261
ÇOCUK

S a d e c e b u n l a r g e r ç e k i d d i a l a r d ı r . T e k b i r s ö z söy-
lemene gerek y o k . Gözlerin, y ü z ü n , eylemlerin, davra-
nışın, t e p k i n o n l a r d a değişiklik y a r a t a c a k t ı r . S a n a n e
o l d u ğunu , b u n u n n a s ı l o l d u ğ u n u s o r m a y a b a ş l a y a c a k -
lardır ç ü n k ü h e r k e s b u nitelikleri ister. B u n l a r g e r ç e k
z e n g i n l i k l e r d i r . S a n a s ö y l e d i ğ i m b u ş e y l e r e s a h i p ol-
m a m a n ı n bedelini ödeyebilecek k a d a r hiç kimse zen-
gin değildir.

B u n e d e n l e enerjisini k e n d i n i d ö n ü ş t ü r m e y e h a r -
ca. B u s a n a y a r d ı m e d e c e k , b u a n n e b a b a n a y a r d ı m
edecek. M u h t e m e l e n bu zincirleme bir reaksiyon yara-
t a c a k . A n n e b a b a n ı n b a ş k a ç o c u k l a r ı o l a b i l i r, o n l a r ı n
a r k a d a şlar ı o l a b i l i r v e b u b ö y l e s ü r ü p g i d e c e k t i r .

Bu tıpkı sen dingin bir gölün kıyısında oturuyor-


s u n ve g ö l ü n içine k ü ç ü k bir taş a t ı y o r m u ş s u n gibidir.
Taş o k a d a r k ü ç ü k t ür ki başlangıçta küçük bir daire
yaratır a m a daireler ardından daireler...ve onlar en
uzak noktaya, gölün onları götürebileceği yere k a d a r
yayılmaya d e v a m eder. Ve o sadece k ü ç ü c ü k bir taştı.

Biz y e n i t ü r d e n bir k ü r e n i n , n e y a p a r s a n y a p etra-


fında belli titreşimler y a r a t a c a k olan y e n i bir psikolojik
gölün içinde y a ş ı y o r u z . Bu insanları etkiler, bilinme-
y e n k a y n a k l a r a ulaşır.

Sadece d o ğ r u bireysellikten bir dalga y a r a t ve o p e k


çok insana ulaşacaktır: Ve kesinlikle s a n a en y a k ı n p l a n
insanlarla, ilk önce onlar görecektir ve b ü y ü k bir hay-
r a n l ı k l a a n l a y a c a k l a r d ı r . B u y ü z d e n m u t l u h i s s e t. T a m a -
mıyla d ö n ü ş m e şansın v a r v e a n n e b a b a n a y a r d ı m e t
ç ü n k ü o n l a r ı n b ö y l e b i r ş a n s ı o l m a m ı ş t ı ; o n l a r için ü z ü l .

262
A N N E BABAYLA B A R I Ş M A K

Anne ve babam benden yana o kadar çok


hayal kırıklığına uğradılar ki sürekli
benim hakkımda endişeleniyorlar.
Onlara ne borçluyum?

A i l e ile ilgili s o r u n ş u d u r ,
çocuklar çocukluktan çıkar Çocuklar

ama anne babalar asla ebe$ çocukluktan çıkar

veynlikten çıkmazlar, insan- ama anne babalar

lar, e b e v e y n l i ğ i n s o n s u z a k a - asla ebeveynlikten


çıkmazlar.
d a r y a p ı ş m ak z o r u n d a olma-
d ı ğı n b i r ş e y o l d u ğ u n u h e n ü z
ö ğrenememiştir . Ç o c u k bir yetişkin olduğunda, ebe-
v e y n l i ği n b i t e r . Ç o c u ğ u n o n a i h t i y a c ı v a r d ı r ; o ç a r e s i z -
di. O n u n a n n e y e , b a b a y a , o n l a r ı n k o r u m a s ı n a ihtiyac ı
v a r d ı . A n c a k ç o c u k k e n d i b a ş ı n a a y a k t a d u r a b i l i r ol-
d u ğund a e b e v e y n l e r ç o c u ğ u n h a y a t ı n d a n n a s ı l ç e k i l e -
ceklerini ö ğ r e n m e k z o r u n d a d ı r l a r. Ve a n n e b a b a l a r as-
la ç o c u ğ u n h a y a t ı n d a n çekilmediği için k e n d i l e r i ve ço-
cukla r sürekli endişeli kalırlar. M a h v e d e r l e r , suçluluk
yaratırlar; belli bir sınırdan s o n r a y a r d ı m etmezler.

A n n e b a b a o l m a k b ü y ü k b i r s a n a t t ı r ; ç o k a z sayı-
d a i n s a n g e r ç e k t e n a n n e b a b a o l m a k için yeterlidir.

H i ç e n d i ş e l e n m e ; t ü m a n n e b a b a l a r ç o c u k l a r ı ile
ilgili h a y a l k ı r ı k l ı ğ ı y a ş a r ! V e b e n h i ç i s t i s n a s ı o l m a d a n
hepsi diyorum. Gautam B u d a ' n m a n n e b a b a s ı bile
o n u n l a ilgili ç o k h a y a l k ı r ı k l ı ğ ı h i s s e t m i ş t i r . I s a M e -
sih'in a n n e b a b a s ı açıktır k i o n d a n , ç o k h a y a l kırıklığı
d u y m u şlardır . O n l a r belli bir t ü r d e h a y a t y a ş a m ı ş t ı r

263
ÇOCUK

—ve onlar Ortodoks Y a h u d i idi — ve bu oğlan, bu


İsa p e k ç o k g e l e n e k s e l fikrin, g e l e n e ğ i n k a r ş ı s ı n a çıkı-
yor, İsa'nın babası Joseph, artık yaşlandığını, oğlunun
m a r a n g o z l u k t a , işinde, d ü k k â n ı n d a o n a y a r d ı m e d e c e-
ğ in i u m u t e t m i ş o l m a l ı . V e b u a p t a l o ğ u l s a T a n r ı ' n ı n
K r a l l ı ğı'nda n k o n u ş m a y a b a ş l a d ı ! O n u n b u i h t i y a r y a -
ş ınd a ç o k m u t l u o l d u ğ u n u m u d ü ş ü n ü y o r s u n .

G a u t a m B u d a ' n m babası çok yaşlıydı ve sadece


tek bir oğlu vardı. Ve o da kendisi çok yaşlı iken doğ-
m u ştu . T ü m h a y a t ı b o y u n c a b i r e r k e k e v l a t s a h i b i o l a -
b i l m e k için beklemişti ve d u a etmişti ve ibadet etmişti
ve h e r çeşidinden dini ritüeli y a p m ı ş t ı ç ü n k ü o n u n b ü -
y ü k krallığına k i m göz k u l a k olacaktı? V e s o n r a b i r
g ü n o ğ l u s a r a y d a n y o k o l u v e r d i . O n u n ç o k m u t l u ol-
d u ğun u m u z a n n e d i y o r s u n ? Ç o k k ı z m ı ş t ı , v a h ş i c e s i n e
öfkeliydi, e ğ e r b u l a b i l s e y d i G a u t a m B u d a ' y ı ö l d ü r e b i -
lirdi! Polisleri, dedektifleri t ü m krallık içinde arıyor-
lardı. " O n e r e d e saklanıyor? O n u b a n a getirin."
V e B u d a babasının ajanları tarafından y a k a l a n a -
c a ğın ı b i l i y o r d u b u y ü z d e n ilk y a p t ı ğ ı ş e y b a b a s ı n ı n
k r a l l ı ğını n d ı ş ı n a ç ı k m a k t ı ; b a ş k a b i r k r a l l ı ğ a k a ç t ı v e
o n iki y ı l s ü r e s i n c e o n u n h a k k ı n d a h i ç b i r ş e y d u y u l m a -
dı.
A y d ı n l a n d ı ğınd a m u t l u l u ğ u n u p a y l a ş m a k i ç i n b a -
basına, " E v e v a r d ı m " demek, " F a r k ı n a vardım, " de-
mek, "Hakikati tanıdım ve onun yöntemi b u " d e m e k
için eve geri d ö n d ü .
F a k a t b a b a ç o k ö f k e l i y d i, t i t r i y o r v e s a r s ı l ı y o r d u .
Y a şlıydı , ç o k y a ş l ı y d ı . B u d a ' y a b a ğ ı r d ı v e " S e n b e n i m

264
A N N E BABAYLA B A R I Ş M A K

içi n b i r y ü z k a r a s ı s ı n ! " d e d i . B u d a ' y ı g ö r d ü — o r a d a b i r


d i l e n c i e l b i s e s i v e d i l e n m e t a s ı ile d u r u y o r d u — v e şöy-
le dedi: " Ö n ü m d e b i r dilenci gibi d u r m a y a nasıl cesa-
r e t e d e b i l i y o r s u n ? S e n b i r i m p a r a t o r u n o ğ l u s u n v e ai-
lemizde hiçbir z a m a n bir dilenci olmamıştır! Babam
bir i m p a r a t o r d u v e o n u n b a b a s ı d a öyleydi v e asırlar-
dır bizler i m p a r a t o r u z ! Sen t ü m bu mirasın yüzkarası$
sın!

B u d a y a r ı m s a a t b o y u n c a d i n l e d i , t e k b i r s ö z söy-
lemedi. B a b a n ı n benzini bittiğinde, biraz d a h a sakin-
leştiğin d e . . . g ö z l e r i n d e n y a ş l a r geliyordu. Ö f k e , h ü s -
r a n g ö z y a ş l a r ı . O z a m a n B u d a ş ö y l e d e d i : " S e n d e n sa-
d e c e t e k b i r iyilik i s t i y o r u m . L ü t f e n g ö z y a ş l a r ı n ı sil v e
b a n a b a k : B e n evi t e r k e d e n kişi değdim, b e n t a m a m ı y -
la d ö n ü ş m ü ş bir insanım fakat senin gözlerin gözyaşla-
r ı ile o k a d a r d o l u k i g ö r e m i y o r s u n . V e s e n h â l â a r t ı k
var olmayan birisine k o n u ş u y o r s u n ! O öldü."

B u b a ş k a b i r öfkeyi t e t i k l e d i v e ba bası, " B a n a öğ-


retmeye mi çalışıyorsun? B e n i m bir aptal o l d u ğ u m u
mu zannediyorsun? Kendi oğlumu tanıyamaz mıyım?
Senin d a m a r l a r ı n d a b e n i m k a n ı m akıyor. Ve b e n seni
t a n ı y a m a m ?" dedi.

B u d a , " L ü t f e n b e n i yanlış a n l a m a b e d e n kesinlik-


l e s a n a ait, a n c a k b i l i n c i m d e ğ i l . V e b e n i m g e r ç e k l i ğ i m
b e d e n i m değil, bilincimdir. V e senin b a b a n ı n v e o n u n
babasının d a bir i m p a r a t o r olduğu k o n u s u n d a haklı-
sın. A n c a k k e n d i m h a k k ı n d a d ü ş ü n ü l d ü ğ ü n d e g e ç m i ş
hayatımda b e n bir dilenciydim ve önceki y a ş a m ı m d a
da bir dilenciydim ç ü n k ü b e n hakikati a r ı y o r d u m . Be$

265
ÇOCUK

d e n i m s e n i n a r a c ı l ı ğ ı n l a g e l m i ş t i r a m a seri s a d e c e b i r
geçit gibiydin. S e n b e n i y a r a t m a d ı n , sen bir a r a c ı y d ı n .
Ve b e n i m bilincimin senin bilincinle hiçbir alakası y o k .
Ve b e n i m söylediğim şey ş u d u r , şimdi eve y e n i b i r bi-
linç olarak geldim, y e n i d e n d o ğ u m süreci y a ş a d ı m . Sa-
dece b a n a bir bak, benim m u t l u l u ğ u m a ! " dedi.

Ve babası o n u n söylediğine i n a n m a y a r a k oğluna


baktı. A n c a k kesinlikle bir şey v a r d ı : Kendisi ç o k öfke-
liydi a m a oğlu h i ç t e p k i v e r m e m i ş t i , b u kesinlikle y e -
niydi. O o ğ l u n u t a n ı y o r d u . O a y n ı kişi olsaydı, en az
babası kadar, hatta d a h a çok kızardı çünkü o gençti ve
o n u n k a n ı b a b a s ı n ı n k i n d e n d a h a sıcaktı. A n c a k o kız-
gın bile değildi, o n u n y ü z ü n d e k e s i n bir h u z u r , b ü y ü k
b i r sessizlik v a r d ı . O b a b a s ı n ı n öfkesi t a r a f ı n d a n ra-
hatsız edilmemiş, çileden çıkmamıştı. B a b a o n u taciz
e t m i ş t i f a k a t o n u n ü z e r i n d e h e r h a n g i b i r e t k i s i y o k gi-
biydi.

Y a şl ı gözlerinden gözyaşlarını sildi ve yeniden


baktı, yeni zarafeti g ö r d ü . . .

A n n e b a b a n ı hayal kırıklığına uğratacaksın ç ü n k ü


onlar senin aracılığınla b i r t a k ı m beklentileri y e r i n e ge-
tirmeye çalışıyor olmalılar. A n c a k b u y ü z d e n suçluluk
d u y m a aksi t a k t i r d e s e n i n c o ş k u n u , s e n i n sessizliğini,
senin gelişimini m a h v e d e c e k l e r d i r . S e n endişelenme-
den, rahatsız o l m a d a n kal. H i ç suçluluk hissetme. H a -
y a t ı n s e n i n d i r v e s e n k e n d i ışığın d o ğ r u l t u s u n d a y a ş a -
mak zorundasın.

V e s e n c o ş k u n u n k a y n a ğ ı n a , içse l s a a d e t i n e u l a ş t ı -
ğ ında , p a y l a ş m a k i ç i n o n l a r a git. Ö f k e l i o l a c a k l a r : B e k $

266
A N N E BABAYLA B A R I Ş M A K

le ç ü n k ü öfke sürekli bir şey


d e ğildir ; o b i r b u l u t g i b i g e l i r Hiç
v e g e ç e r . B e k l e ! O r a y a git, o n - suçluluk hissetme.
l a r l a b i r l i k t e ol: A n c a k s a d e c e Hayatın senindir
yine de sakin kalabileceğinden ve sen kendi
emin olduğunda, sadece hiçbir ışığın doğrultusunda
ş eyi n s e n d e b i r t e p k i y a r a t m a - yaşamak

y a c a ğın ı b i l d i ğ i n d e v e s a d e c e zorundasın.

onlar kızgın bile olsa o n l a r a


sevginle t e p k i verebileceğini bildiğinde. Ve bu o n l a r a
y a r d ı m etmenin yegâne yolu olacaktır.

Sürekli benim için endişeleniyorlar diyorsun.

B u o n l a r ı n i ş i d i r ! V e z a n n e t m e k i o n l a r ı n f i k i r l e r i-
ni takip etmiş olsaydın endişelenmeyeceklerdi. O n l a r
yine de endişeleneceklerdi. Onların koşullanması bu.
O n l a r ı n a n n e babas ı endişelenmiş olmalı ve onların an-
n e b a b a l a r ı n ı n a n n e b a b a l a r ı endişelenmiş olmalı; on-
ların genlerinde bu var. Ve sen artık endişelenmediğin
için onları h a y a l kırıklığına u ğ r a t t ı n . S e n y o l d a n sapı-
y o r s u n ! O n l a r ı s t ı r a p i ç i n d e , o n l a r ı n a n n e b a b a l a r ı ıs-
t ı r a p i ç i n d e y d i . V e b u A d e m ile H a v v a ' y a k a d a r b ö y -
leydi! Ve sen yoldan sapıyorsun, bu y ü z d e n b ü y ü k bir
endişe vardır.

A n c a k şayet e n d i ş e l e n i r s e n b ü y ü k b i r fırsatı kaçı-


rırsın ve o z a m a n onlar seni y e n i d e n a y n ı b a t a k l ı ğ a ge-
ri çekmiş olurlar. O n l a r sen eski geleneksel, konforlu
y o l a g e r i d ö n d ü ğ ü n i ç i n iyi h i s s e d e c e k l e r , m u t l u ola-
caklardır a m a b u n u n ne sana ne de onlara bir yararı
yoktur.

267
ÇOCUK

E ğe r b a ğ ı m s ı z k a l a b i l i r s e n , e ğ e r ö z g ü r l ü ğ ü n g ü z e l
kokularını edinebilirsen, eğer d a h a çok meditasyon ha-
l i n d e olabilirsen k i b u n u n için — d a h a ç o k m e d i t a s y o n
h a l i n d e o l m a k i ç i n , d a h a s e s s i z o l m a k için, d a h a s e v g i
d o l u o l m a k için, d a h a m u t l u o l m a k için — b u r a d a s ı n , o
z a m a n bir g ü n kendi saadetini paylaşabilirsin. Paylaş-
m a k için ö n c e o n a s a h i p o l m a k z o r u n d a s ı n ; s a d e c e za-
t e n s a h i p o l d u ğ u n şeyi paylaşabilirsin.
Şu an sen de endişelenebilirsin a m a endişelenen
iki kişi b a s i t ç e e n d i ş e l e r i ikiye k a t l a r ; b i r b i r l e r i n e y a r -
dım edemezler.
Bu onların koşullanması haline gelmiş olmalı. Bu,
dünyadaki herkesin koşullanmasıdır.

B i r aile b i r h a h a m ı k o n u k e d i y o r d u v e e v i n reisi
b u n u n o n u r u y l a çocuklarını b ü y ü k bir h a h a m geleceği
için y e m e k m a s a s ı n d a ciddi d a v r a n m a l a r ı için u y a r d ı .
A n c a k y e m e k sırasında bir şeye güldükleri için o n l a r a
masadan kalkmalarını emretti. B u n u n üzerine h a h a m
da ayağa kalktı ve ayrılmaya hazırlandı.

"Bir şey mi o l d u ? " diye s o r d u endişeli şekilde ba-


ba. "Şey, b e n d e g ü l d ü m ! " d e d i h a h a m .

O n l a r ı n senin h a k k ı n d a k i endişeleri, ciddiyetleri


için kaygı d u y m a . O n l a r bilinçsizce seni suçlu hisset-
t i r m e y e çalışıyorlar. O n l a r ı n başarılı o l m a s ı n a izin ver-
me ç ü n k ü eğer onlar başarılı olursa seni m a h v e d e c e k -
ler v e a y n ı z a m a n d a senin aracılığınla o n l a r için m ü m -
k ü n olabilecek b i r fırsatı d a m a h v e d e c e k l e r .

268
A N N E BABAYLA B A R I Ş M A K

Anne babama ne borcum var d i y e soruyorsun.


Ş un u b o r ç l u s u n : K e n d i n o l m a k z o r u n d a s ı n . Y i n e
ş un u b o r ç l u s u n : M u t l u o l m a y ı , m u t l u l u k t a n k e n d i n -
d e n geçmeyi, k e n d i içinde bir k u t l a m a haline gelmeyi,
k a h k a h a a t m a y ı v e k e y i f a l m a y ı ö ğ r e n m e y i . O n l a r sa-
n a fiziksel o l a r a k y a r d ı m e t m i ş t i r , s e n o n l a r a m a n e v i
olarak y a r d ı m etmelisin. O n l a r a geri ö d e m e n i n tek y o -
lu budur.

Annem için suçluluk hissediyorum.


Anneme sevgi, ilgi gösteremiyorum ve
aynı evde yaşadığımız için giderek kötüleşti.
Ve onunla ne yapacağımı bilemiyorum.

Birkaç şey var. ilki: An-


neler, b a b a l a r çok fazla şey ta- Anneler, babalar

lep eder, çocukların vermesi çok fazla şey

m ü m k ü n olandan d a h a çoğu- talep eder,


çocukların vermesi
n u isterler. Ç ü n k ü d o ğ a l eği-
mümkün olandan
lim ş u d u r : O n l a r sen onları n
daha çoğunu
ç o c u ğ u o l d u ğ u n için s e n i se-
isterler.
v e r l e r a m a s en o n l a r ı a y n ı şe-
kilde sevemezsin ç ü n k ü onlar
senin ç o c u k l a r ı n değildir. S e n k e n d i ç o c u k l a r ı nı seve-
ceksin v e a y n ı şey y e n i d e n olacak: Ç o c u k l a r ı n s e n i ay-
nı şekilde sevemeyecekler çünkü nehir ileri doğru
a k a r , g e r i y e d o ğ r u d e ğ i l . D o ğ a l o l a n şey, a n n e b a b a l a -
rın çocuklarını sevecek olması ve çocukların da kendi
çocuklarını sevecek olmasıdır; bu geriye d o ğ r u gide$

269
ÇOCUK

mez. A n c a k talep doğal gibi g ö z ü k ü r . A n n e seni sevdi-


ği için s e n i n de o n u a y n ı şekilde sevebileceğini z a n n e -
der. Ve o ne k a d a r talep e d e r s e sen sevgiyi o n a d ö n -
d ü r m e y e muktedir olacaksın. Ve o, sende suçluluk
d u y g u s u y a r a t a c a k . O y ü z d e n b u fikri b i r k e n a r a k o y ,
o n u tamamıyla bırak; bu doğaldır. Sen onu, o n u n seni
sevdiği şekilde sevemezsin. Ve sende yanlış bir şey
yok, yanlış hiçbir şey yok. H e r çocuğun başına gelen
şey b u d u r ; d o ğ a n ı n olmasını istediği şey b u d u r .

Ş aye t ç o c u k l a r a n n e b a b a l a r ı n ı ç o k s e v e r s e k e n d i
ç o c u k l a r ı n ı s e v e m e y e c e k l e r d i r . B u d a h a tehlikeli ola-
caktır: O z a m a n türlerin h a y a t ta kalması riske girecek-
tir. S e n i n a n n e n d e k e n d i a n n e s i n i s e v m e m i ş t i r . E n iyi
ihtimalle kişi kibar, saygılı olabilir a m a sevgi geriye
d o ğr u a k m a z . K i ş i s a y g ı l ı o l a b i l i r , b u d o ğ r u d u r ; k i ş i
saygılı o l m a l ı d ı r a m a sevgi m ü m k ü n değildir. B i r k e z
sevginin imkânsız o l d u ğ u n u anlarsan suçluluk duygu-
su kaybolacaktır.

A n n e b a b a s ı n a aşırı bağlı, aşırı takıntılı b a z ı in-


sanlar vardır; onlar psikolojik olarak hastadır. Şayet
bir k a d ı n a n n e s i n i ç o k fazla severse bir e r k e ğ i s e v e m e -
yecektir ç ü n k ü h e r z a m a n a n n e s i n i n acı çekeceğini gö-
recektir. B u b i r çeşit ç a t ı ş m a y a r a t a c a k t ı r . E ğ e r k a d ı n
bir e r k e ğ i s e v e r s e o n u n sevgisi, e r k e ğ e d o ğ r u a k a c a k -
tır ve o suçluluk hissedecektir. O n l a r asla h a y a t t a n
zevk almayacaktır ve aynı z a m a n d a ann e babalarına
d a öfkeli o l a c a k l a r d ı r . İ ç l e r i n d e n , h i ç k i m s e y e söyle-
meyecek; h a t t a kendilerine bile söylemeyecek olsalar
da, " E ğ e r b i r g ü n a n n e m ö l ü r s e y a d a b a b a m ö l ü r s e o
A N N E BABAYLA B A R I Ş M A K

z a m a n ö z g ü r o l a c a ğ ı m " d i y e u m u t e d e c e k l e r d i r . O , bi$
linçaltlarında d o l a n ı p d u r a c a k t ı r ç ü n k ü b u y e g â n e öz-
g ü r l ü k o l a s ı l ı ğ ı y m ı ş g i b i g ö z ü k ü r . B u iyi d e ğ i l d i r — a n -
n e b a b a n ı ölü olarak d ü ş ü n m e k — a m a eğer aşırı bağlı
bale gelirsen olan şey b u d u r .
B u n a g e r e k y o k ; s a d e c e saygılı ol, h e p s i b u . Ö z e n
göster, n e yapabiliyorsa n y a p a m a hiç suçluluk hissetme.
V e şayet a n n e b a b a l a r anlayışlıysa b u n u anlayacak-
tır. B u h a y v a n l a r d a böyledir. H a y v a n l a r d a b ö y l e bir m e -
sele y o k t u r : Ç o c u k k e n d i b a s m a d u r a b i l d i ğ i a n , ç o c u k
anne babasını terk eder. A n n e babalar ç o cuğu n peşinden
gidip, " D i n l e n e r e y e g i d i y o r s u n ? S e n i n için b u k a d a r şey
yaptık..." demezler. D o ğ a d a bu hiç sorulmaz.

V e a n n e v e b a b a h i ç b i r şey y a p m a m ı ş değildir; on-


lar çok şey yapmıştır. Özellikle de a n n e ç o k şey y a p -
m ı ştı r a m a b u o n u n m u t l u l u ğ u d u r . S e n i r a h m i n d e t a ş ı -
m a k o n u n m u t l u l u ğ u y d u , seni beslemek, seni yetiştir-
mek onun mutluluğuydu. O zaten ödüllendirilmiştir.
O n a d a h a fazla b i r şey v e r i l m e s i n e g e r e k y o k ; v e r m e k
söz k o n u s u değildir. O bu a n l a r d a n keyif aldı — h a m i -
leyken b u n d a n keyif a l d ı — d o ğ u m y a p t ı ğ ı n d a mutluy-
d u ç ü n k ü o b i r a n n e o l d u , dileği y e r i n e g e l d i. S o n r a se-
ni yetiştirdi ve o mutluydu: O bir ç o c u k yetiştiri-
y o r .. . d o ğ al bir mutluluk. O şimdiden ödüllendirilmiş-
tir. D o ğ a h e r z a m a n a n ı n d a ö d ü l l e n d i r i r . O a s l a d o s y a -
ları s ü r ü n c e m e d e b ı r a k m a z .

Bu n e d e n l e suçlu h i s s e t m e ; fikrini d e ğ i ş t i r m e n ge-


r e k e n y e r b u d u r . S u ç l u l u ğ u bırak v e s o n r a gelen deği-
ş im i g ö r .

271
ÇOCUK

E ğe r o n a g i t m e k s e n i i y i h i s s e t t i r m i y o r s a g e r e k
y o k t u r . S a d e c e iyi h i s s e t t i ğ i n d e g i t ! A s l a g ö r e v o l a r a k
g i t m e . Asla g i t m e k z o r u n d a o l d u ğ u n için g i t m e . S a d e -
c e g e r ç e k t e n iyi h i s s e t t i ğ i n z a m a n v e a n n e n l e b i r s ü r e
b i r l i k t e o l m a k i s t e d i ğ i n z a m a n git. M u t l u o l d u ğ u n d a ,
sadece birkaç dakikalığına o r a d a olman, b e r b a t hisse-
dip saatlerce o r a d a o l m a n d a n , o n u n için v e k e n d i n
için ıstırap y a r a t m a n d a n d a h a iyidir. Biraz d a h a u y a -
n ı k ol.

Anne babamı görmek aklıma geldiğinde


midemde bir düğümlenme oluyor.
Onlarla birlikteyken ya çok mesafeli, mekanik
hale geliyorum ya da çok savunma halinde
ya da saldırgan oluyorum.
Onlara şefkat duymuyorum.
Terapiye gitmeli miyim?

G e r e k yok. Bu sadece geçmişten gelen bir k o r k u .


E n e r j i n g a y e t iyi: E n e r j i n d e b i r d ü ğ ü m y o k , d ü ğ ü m sa-
d e c e a n ı l a r ı n d a d ı r . B u n l a r iki a y r ı şeydir.

Ş aye t d ü ğ ü m e n e r j i n d e o l s a y d ı o z a m a n z o r b i r
şey olurdu . E ğ e r d ü ğ ü m sadec e
hafızadaysa çok basit bir şey-
Anne baba demek
dir, o n u h e m e n bırakabilirsin.
suçluluk demektir.
B e n i m ö n e r i m h e r h a n g i b i r şe-
Onlar
temel suçluluğu y i n içine g i r m e d e n ö n c e iki ü ç

yaratmıştır a y l ı ğın a s a d e c e m u t l u o l . Y a l -
nızca hiçbir engel olmadan,

272
A N N E BABAYLA B A R I Ş M A K

hiçbir suçluluk olmadan, hiçbir mecburiyet o l m a d a n


hayatın tadını çıkar. Şayet h a y a t t a n hiç suçluluk duy-
m a d a n v e ö z g ü r c e z e v k alabilirsen a n n e b a b a n için b ü -
y ü k bir şefkat içinde yükselecek.

A s l ı n d a h i ç b i r ç o c u k , s u ç l u l u k d u y m a z h a l e gele-
n e k a d a r a n n e babasını asla affedemez. Ç ü n k ü a n n e
baba demek suçluluk demektir. Onlar temel suçluluğu
y a r a t m ı ştır : Ş u n u y a p , b u n u y a p m a ; ş u n u n g i b i ol, b u -
n u n gibi o l m a . O n l a r ilk y a r a t ı c ı ö ğ e l e r d i v e o n l a r ay-
n ı z a m a n d a y o k edici olmuşlardır. O n l a r ç o c u ğ u n bü-
y ü m e s i n e y a r d ı m etti, ç o c u ğ u s e v d i a m a o n l a r ı n k e n d i
zihinleri ve koşullanmaları v a r d ı ve onlar bu koşullan-
m a l a r ı ç o c u ğ a d a y a t m a y a çalıştı. B u y ü z d e n h e r ç o c u k
a n n e b a b a s ı n d a n nefret eder. A n n e b a b a n a k a r ş ı hisse-
diyorsun, onlardan korkuyorsun çünkü onlar senin
k e n d i n o l m a n a izin v e r m i y o r : B u y ü z d e n n e z a m a n on-
lar v a r s a k r a m p l a r g i r m e y e başlıyor, k a r n ı n d a d ü ğ ü m
h i s s e d i y o r s u n ç ü n k ü o n l a r s e n i n k e n d i n o l m a n a izin
vermiyor. Onların mevcudiyetinde yeniden bir çocuk
haline geliyorsun. Geçmiş y e n i d e n canlanıyor. Yeni-
d e n çaresizsin v e artık b i r ç o c u k değilsin. B u y ü z d e n
d o ğa l o l a r a k t a r t ı ş m a y a g i r i y o r s u n , ö ç a l ı y o r s u n , k ı z ı -
yorsun ya da savunmaya geçiyorsun. Ya da kaçmaya
b a şlıyorsun...anca k bunların hepsi bir mesafe y a r a t a n
ş eylerdir .

V e a n n e b a b a n ı s e v m e k için çok d e r i n b i r özlem


var; b u h e r k e s için böyledir . O n l a r d a n geldin, h a y a t ı n ı
onlara borçlusun. H e r k e s bu kaynağı sever a m a kay-
n a k y a k ı n l a ş m a y a , iletişime izin v e r m e y e n bir şey y a p $

273
ÇOCUK

m ı ştı r b u y ü z d e n y a k ı n l a ş t ı ğ ı n d a b i r s o r u n v a r d ı r . Y a $
k ı n l a şmazsa n d e r i n d e n b i r b i r l e ş m e , a f f e t m e , y e n i k ö p -
r ü l e r k u r m a isteği vardır.

U ç aylığına c a n ı n ı n istediği gibi y a ş a v e b u hafı$


z a n d a k i b u k ı s m ı t e m i z l e y e c e k t i r . S a d e c e y a ş a m a k is-
t e d i ği n ş e k i l d e y a ş a . A n n e b a b a n a r t ı k s e n i e n g e l l e m i -
yor. A n n e b a b a n senin içinden p e k çok kez konuşacak-
tır: S e n bir şey y a p ı y o r o l a c a k s ı n v e a n n e b a b a sesi ge-
lip, " B u n u y a p m a " d i y e c e k t i r . B u a n n e b a b a s e s i n e g ü l
ve artık özgür olduğunu ve a n n e babanın hayatını ya-
ş ayaca k k a d a r v e o n u n s o r u m l u l u ğ u n u a l a c a k k a d a r
seni olgunlaştırdığını hatırla. O n e d e n l e bu sese ihtiyaç
y o k t u r : Artı k s e n i n k e n d i bilincin var, o n u n y e r i n e ge-
çecek bir şeye ihtiyacın y o k . A r t ı k a n n e b a b a n ı n senin
için k o n u ş m a s ı n a g e r e k y o k , s e n k e n d i k e n d i n e k o n u -
ş abilirsin .

U ç aylığına b u n u dene; ü ç a y içinde d ü ğ ü m kay-


b o l a c a k . O ç o k kolaylıkla temizlenebilir, silinebilir. Ve
b u n u k e n d i b a ş ı n a yapabilirsin, o z a m a n t e r a p i y e ihti-
yaç yoktur.

E ğe r y a p a m a z s a n v e b u n u n z o r o l d u ğ u n u h i s s e -
diyorsan o z a m a n terapi y a r d ı m c ı olacaktır. O aynı
ş ey i y a p a c a k t ı r : A n ı y ı s i l e c e k t i r . Ş a y e t t e k b a ş ı n a y a -
p a m a z s a n her z a m a n nasıl y a p a c a ğ ı n ı bilen bir uzma-
nın desteğini a l m a k iyidir a m a ö n c e k e n d i b a ş ı n a de-
ne.

Aksi taktirde bazen olan şey şudur; terapistin an-


n e b a b a n d a n k u r t u l m a n için y a r d ı m edebilir a m a o n u n
k e n d i s i s e n in a n n e b a b a n h a l i n e gelir. Z i h i n o k a d a r

274
A N N E BABAYLA B A R I Ş M A K

b e c e r i k s i z , o k a d a r ş a ş k ı n d ı r k i e ğ e r t u t u n d u ğ u b i r şe-
yi kaybetmeye başlarsa h e m e n başka bir y ö n d e n o n u n
y e r i n e geçecek b a ş k a bir şeye t u t u n m a y a başlar. Bu
y ü z d e n pek çok insan terapiste gider ve yavaş yavaş
problemlerinden kurtulur a m a sonra terapist sorun ha-
line gelir. O z a m a n t e r a p i s t i k a y b e t m e y i g ö z e a l a m a z -
lar; o z a m a n t e r a p i y i b ı r a k a m a z l a r . T e r a p i s t i d e ğ i ş t i r e -
bilirler, terapiyi değiştirebilir-
ler, b i r t e r a p i ç e ş i d i n d e n d i ğ e r
terapi çeşidine gidebilirler a m a Tamamıyla

o n l a r t e r a p i bağımlısı haline ge- rahat ve özgür ol


ve sanki
lirler.
ilk kez doğmuşsun
Bazen problemlerinin ken-
gibi hayattan
di başına üstesinden gelmen
keyif al.
iyidir: B u s a n a d a h a ç o k özgü-
ven verir.
V e işlem şudur: C a n ı n n e istiyorsa y a p . İyi y a d a
k ö t ü ö n e m l i o l a n b u değil. B u ü ç aylığına c a n ı n n e y a p -
m a k istiyorsa iyidir v e c a n ı n n e y a p m a k i s t e m i y o r sa d a
kötüdür. Bu yüzden onu yapma. Tamamıyla rahat ve
ö z g ü r ol ve s a n k i ilk kez d o ğ m u ş s u n gibi h a y a t t a n ke-
yif al ve bu s a n n y a s aracılığıyla olan şeydir. S e n y e n i
b i r ç o c u k s u n , b u y e n i b i r d o ğ u m d u r . S e n y e n i b i r çiz-
gide, b ü y ü m e y e başlayabilirsin ve o z a m a n bu a n n e ba-
b a sesleri v e a n n e b a b a k o ş u l l a n m a s ı y o l u n a h i ç çıkma-
yacaktır. Bu yeni bir büyümedir.

Babam ansızın öldü ve bir şekilde bazı şeyleri


bitirmek için gidip annemle birlikte olmam ge-
rektiğini hissediyorum. Duygusal olarak onunla

275
ÇOCUK

bitmemiş olduğunu hissettiğim bir şey var ve


görünüyor ki bunun zamanı geldi.

A n n e b a b a l a r l a b u h e p b ö y l e d i r . İlişki ö y le b i r şey-
dir ki o n u bitirmek b ü y ü k bir farkındalık gerektirir. Sa-
d e c e o z a m a n b i t e b i l i r . O n u b i t i r m e fikri bile o n u n bit-
m e s i n e e n g e l olabilir. B u n e d e n l e b u fikri t a ş ı m a . S a d e c e
o r a d a ol.. .doğal b ir şekilde, sevgi dolu bir şekilde o r a d a .
Ne yapabiliyorsan y a p çünkü anne babalar pek
ç o k şey y a p m ı ş t ı r v e B a t ı ' d a b u n u n için o n l a r a t e ş e k -
k ü r bile e d i l m e z . H i ç k i m s e m i n n e t h i s s e t m e z .
D o ğud a b u t a m a m ı y l a f a r k l ı o l m u ş t u r . D o ğ u ' d a
bu asla b i t m e m i ş bir d u r u m değildir. O h e r z a m a n ta-
m a m l a n m ı ştı r ç ü n k ü a n n e b a b a l a r ç o k ş e y v e r m i ş t i r v e
çocuklarsa h e r z a m a n m ü m k ü n o l d u ğ u n c a çok saygı
g ö s t e r m i şlerdir . Bu D o ğ u ' d a çok doğal bir hale gelmiş-
tir ve b u n u n böyle olmasında çok derin bir n e d e n var-
dır. Şayet anne babanla uyumlu olmazsan kendinle
u y u m l u olamazsın. Ç ü n k ü a n n e babalar sadece rast-
lantısal olgular değildir; onlar d e r i n bir şekilde senin
köklerindedir...sen onlardan geliyorsun. Varlığının
y a r ı s ı a n n e n d e n gelir, v a r l ı ğ ı n ı n d i ğ e r y a r ı s ı b a b a n d a n
gelir. H e r i k i s i d e s e n d e d e v a m e d e c e k t i r . O n l a r ı n t ü m
ç a t ı şmas ı s e n d e d e v a m e d e ç e k t i r . . . o n l a r ı n t ü m k a y g ı -
l a r ı d e r i n d e d e v a m e d e c e k t i r . O n l a r l a u y u m l u h a l e gel-
m e k s e n i n iyiliğin i ç i n d i r . V e e n k o l a y y o l u , b u n u n i ç i n
hiç çaba sarf etmemektir.

Ç a b a asla y a r d ı m c ı olmayacaktır: O çok y a p a y d ı r .


B u y ü z d e n b u fikri b ı r a k a k s i t a k t i r d e b i r ş e y l e r i n ta$

276
A N N E BABAYLA B A R I Ş M A K

m a m l a n m a d a n kalmış olduğunu hissederek yeniden


geriye döneceksin.

S a d e c e o r a y a git, o r a d a o l v e o s a n a ş i m d i i h t i y a ç
duyacaktır. Baban öldüğünde o çok büyük bir ü z ü n t ü
içinde olacaktır; s a n a ihtiyacı olacaktır. B u n e d e n l e bi-
linçli b i r ç a b a i ç i n d e o l m a s a d e c e o n u n l a ol. O n a y u -
m u şa k d a v r a n , o n a ö z e n g ö s t e r . . . b a z e n o n u n l a b i r l i k -
te meditasyon yap. Eğer yapabilirse o n u n meditasyon
y a p m a s ı n a y a r d ı m et. Y o k s a o n a s a d e c e o n u n o d a s ı n -
da m e d i t a s y o n y a p a c a ğ ı n ı söyle. O sadece y a t a ğ ı n d a
dinlenebilir; sen m e d i t a s y o n y a p a c a k s ı n . Ve bu titreşi-
min kendisi ona y a r d ı m edecektir.

M u t l u ol. B ö y l e b i r d u r u m d a , b u d u r u m d a b u z o r
o l a c a k t ı r a m a y i n e d e m u t l u ol.
O n a n e ş e g ö t ü r . . . a ğ ı r l ı ğ ı hafif-
Eğer biz
let, o n u n d u r u m u k a b u l e t m e s i -
sevgi dolu olabilirsek
n e y a r d ı m et.
hiçbir ilişki
Ve ilişkini umursama ve sürüncemede kalmaz.
b i r d e n g ö r e c e k s i n ki iyileşmiş. O, her an
O dolaylıdır; d o ğ r u d a n üzerin- tamamlanmıştır.
de çalışamazsın. Ve şayet iki üç
h a f t a l ı ğın a çok sevgi dolu ve
y a r d ı m c ı olabilirsen ve o geldiğin için m u t l u olursa,
o n u n ihtiyacı olan, o n u n için bir destek olacak, t a m a -
mıyla farklı t ü r d e n bir enerjiye sahip olduğun için
m e m n u n olacaktır. Bu k a d a r ı yeterlidir. Bir u y u m u n
g e l d i ğin i h i s s e d e c e k s i n .

E ğe r b i z s e v g i d o l u o l a b i l i r s e k h i ç b i r i l i ş k i s ü r ü n -
cemede kalmaz. O, her an tamamlanmıştır.

277
ÇOCUK

Babamdan şüpheleniyorum. Onun benim gerçek


babam olduğunu zannetmiyorum.
Bu şüpheden kurtulmama yardım eder misiniz?

Bu çok zor bir soru. H e r şeyden önce bu önemli


d e ğildir . B a b a n ı n A o l m a s ı y a d a B o l m a s ı k o n u d ı ş ı -
dır. N a s ı l ö n e m l i o l s u n ? S e n sensin, s e n o l d u ğ u n şey-
sin. İlk h ü c r e n i n n e r e d e n geldiği, h a n g i k a y n a k t a n , n e -
r e d e n geldiğinin artık hiçbir ö n e m i yok.
Niçin bu konuda bu kadar endişelisin? Ancak
b ö y l e şeyler b a z e n t a k ı n t ı h a l i n i alır. Bilse m bile, " B a -
b a n ş u a d a m d ı r " d e s e m bile; ö r n e ğ i n e ğ e r b a b a n P a $
u l ' d u r d e s e m ne o l a c a k ? B a n a i n a n a c a k mısın? O za-
m a n benden şüphelenmeye başlayacaksın, bu y ü z d e n
senin b a b a n d a n ş ü p h e l e n m e n d a h a iyidir! Yahut bu
k o n u ile h i ç a l a k a s ı o l m a y a n z a v a l l ı P a u l ' d e n ş ü p h e l e n -
meye başlayabilirsin.
Yalnızca a n n e n cevaplayabilir. B a b a n bile c e v a p $
l a y a m a z . B a b a n bile d o ğ r u olmayabilir. A n n e n e sor.

B i r g e n ç b a b a s ı n a g i t t i v e " B a b a , S u s y ile e v l e n -
m e k istiyorum" dedi. " O n u n l a evlenme oğlum" dedi
y a şl ı a d a m . " B e n b i r g e n ç k e n b i r a z ç a p k ı n c a y a ş a d ı m .
Ve biliyorsun bu tip şeyler nasıldır."
Bir hafta k a d a r s o n r a ç o c u k gelip b a b a s ı n a " B a b a ,
Mildred'a âşık o l d u m ve o n u n l a evlenme k i s t i y o r u m "
dedi.
Y a şl ı s a t ı c ı , " O s e n i n ü v e y k ı z k a r d e ş i n . O n u n l a
evlenemezsin" dedi.
"Peki ya M a b e l ? " diye s o r d u çocuk birkaç hafta
sonra.

278
ANNE BABAYLA BARıŞMAK

" O d a senin üvey kız k a r d e ş i n " dedi babası.


E v l e n m e k için ç o k istekli o l a n g e n ç a n n e s i n e gitti
v e ş i k â y e t e t t i : " B a b a m S u s y ile, M i l d r e d ile y a d a M a $
b e l ile ü v e y k ı z k a r d e ş l e r i m o l d u k l a r ı i ç i n e v l e n m e m e m
g e r e k t i ğin i s ö y l ü y o r . N e y a p m a l ı y ı m ? "
Annesi, o ğ l u n a sarıldı ve o n u yatıştırdı: "Onlar-
d a n istediğinle evlenebilirsin, o senin b a b a n d e ğ i l ! "

Bu nedenle a n n e n sana gerçeği söylemediği süre-


ce bu çok zor bir şeydir. H i ç k i m s e s a n a garant i vere-
mez.
Faka t I B M ' i n üretmiş olduğu bir makine duymuş-
t u m . D o ğ r u olup olmadığını bilmiyorum a m a araştıra$
bilirsin.

I B M makinelerinin n e k a d a r fantastik o l d u ğ u nu
d u y m u ş o l a n b i r k a d ı n , I B M satış m a ğ a z a s ı n a girdi v e
etrafa bakındı.
Satıcı, " M a k i n e y e istediğiniz s o r u y u sorabilirsiniz
v e size d o ğ r u c e v a b ı v e r e c e k t i r " d i y e a ç ı k l a d ı .
Kadın, "Babam nerede?" diye soruyu yazdı ve
m a k i n e ye girdi.
C e v a p geldi: " B a b a n ı z F l o r i d a ' n ı n batı kıyısında
balık t u t u y o r . "
" K o m i k ! " diye çığlık attı k a d ı n . " B a b a m y i r m i yıl
önce öldü."
" M a k i n e asla b a t a y a p m a z " diye d a n etti satıcı.
"Basit bir yanlış a n l a m a var, s o r u n u z u y e n i d e n oluştu-
rup sorun."

279
ÇOCUK

Kadın makineye şöyle y a z d ı , "Annemin kocası


nerde?"
I B M m a k i n e s i c e v a p verdi, " O y i r m i yıl ö n c e ö l d ü
a m a b a b a n Florida'nın batı kıyısında balık t u t u y o r . "

A m a lütfen b a n a böyle sorular sorma, b e n ne bir


I B M makinesiyim, ne de senin a n n e n i m !

280
i

M edit asyon

Meditasyon bizim yitirmiş olduğumuz doğal bir


haldir. O yitirilmiş bir cennettir a m a bu c e n n e t yeni-
d e n kazanılabilir. Ç o c u ğ u n gözlerinin içine b a k v e m u -
a z z a m b i r sessizlik v e m a s u m i y e t g ö r e c e k s i n . H e r ço-
c u k bir m e d i t a s y o n haliyle gelir. F a k a t o n u n t o p l u m u n
y ö n t e m l e r i n e ayak u y d u r m a s ı gerekir. O n a nasıl dü-
ş ünmes i g e r e k t i ğ i , n a s ı l h e s a p y a p m a s ı , n a s ı l m a n t ı k
yürütmesi, n a s d tartışması gerektiği öğretilmelidir; o n a
sözcükler, dü, k a v r a m l a r öğretilmelidir. Ve yavaş ya-
v a ş o k e n d i m a s u m i y e t i ile t e m a s ı n ı y i t i r i r . O t o p l u m
tarafından bozulur, o yararlı
bir m e k a n i z m a haline gelir. O
Meditasyon
artık bir insan değildir.
bizim yitirmiş
G e r e k l i o l a n t e k şey, b u
olduğumuz
hale yeniden kavuşmaktır. doğal bir haldir.
O n u ö n c e d e n tanımıştın. Bu O yitirilmiş
n e d e n l e m e d i t a s y o n l a ilk k e z bir cennettir ama
t a n ı ştığınd a şaşıracaksın çün- bu cennet yeniden
k ü s a n k i o n u d a h a ö n c e d e n bi$ kazandabilir.
l i y o r m u şsu n gibi büyük bir

281
ÇOCUK

duygu içinde yükselecek. Ve bu duyg u gerçektir. O n u


önceden tanımıştın. U n u t m u ş t u n . Elmas, çöp yığınları
i ç i n d e k a y ı p t ı . F a k a t e ğ e r o n u ç ı k a r a b i l i r s e n , y i n e el-
ması bulacaksın; o senindir.
O gerçekten kaybedilemez: O yalnızca unutulabi-
lir. B i z m e d i t a s y o n c u l a r o l a r a k d o ğ d u k , o n d a n s o n r a
zihnin yöntemlerini öğrendik. A n c a k bizim gerçek do-
ğ amı z d e r i n d e b i r y e r d e b i r y e r a l t ı n e h r i g i b i gizli d u -
ruyor. H e r h a n g i bir gün, birazcık kaz ve kaynağın hâ-
lâ aktığını bulacaksın, taze su kaynakları. Ve hayatta-
ki en büyük mutluluk onu bulmaktır.

Şurası kesin ki meditasyon mistikler içindir.


Niçin onu sıradan insanlar ve
onların çocukları için öneriyorsunuz?

Elbette o mistikler içindir. F a k a t herkes bir mis-


t i k t i r ç ü n k ü h e r k e s f a r k e d i l m e s i g e r e k e n b ü y ü k b i r gi-
zemi içinde taşır, h e r k e s h a y a t a geçirilmesi g e r e k e n
b ü y ü k bir potansiyeli taşır. H e r k e s bir gelecekle do-
ğ ar . H e r k e s i n u m u d u v a r d ı r . B i r m i s t i k d e r k e n n e d e -
m e k i s t i y o r s u n ? B i r m i s t i k , y a ş a m ı n g i z e m i n i f a r k et-
meye çalışandır, bilinmeyenin içine yönelendir, meç-
h u l ü n içine girendir. H a y a t ı b i r m a c e r a , bir keşif olan-
dır.

A n c a k h e r çocuk bu şekilde başlar: Hayretle, hay-


ranlıkla, k a l b i n d e ki b ü y ü k soruyla. H e r ç o c u k bir mis-
tiktir. Senin sözde b ü y ü m e n sırasında bir yerlerde
i ç i n d e k i b i r m i s t i k o l m a o l a s ı l ı ğ ı ile t e m a s ı n ı y i t i r i r s i n .

282
M E D İTASYO N

V e b i r i ş a d a m ı y a h u t b i r şef
yahut bir memur yahut bir Herkes

m ü d ü r haline gelirsin. Başka bir mistiktir

bir şey haline gelirsin. Ve bu çünkü herkes

o l d u ğun u düşünmeye başlar- fark edilmesi gereken

sın. Ve o n a i n a n d ı ğ ı n d a o öyle büyük bir


gizemi içinde taşır,
olur.
herkes
Benim buradaki çabam,
hayata geçirilmesi
senin k e n d i h a k k ı n d a k i yanlış
gereken büyük bir
fikirleri y o k e t m e k v e s e n d e k i
potansiyeli taşır.
g i z e m i ö z g ü r l e ş t i r m e k t i r . Me$
ditasyon gizemi özgürleştir-
m e n i n b i r y o l u d u r v e o h e r k e s i ç i n d i r ; h i ç b i r i s t i s n a ol-
m a d a n , o hiçbir istisnayı t a n ı m a z .

Ve çocuklar b u n a en çok m u k t e d i r olanlardır. O n -


lar doğal mistiklerdir. Ve onlar toplum tarafından
mahvedilmeden, diğer robotlar, diğer bozulmuş insan-
lar tarafından mahvedilmeden önce onların biraz me$
d i t a s y o n l a t a n ı ş m a l a r ı n a y a r d ı m e t m e k d a h a iyidir.

M e d i t a s y o n bir koşullanma değildir ç ü n k ü medi$


tasyon bir beyin y ı k a m a değildir. Meditasyon onlara
h e r h a n g i bir i n a n ç v e r m e k değildir. Şayet bir ç o c u ğ a
bir H ı r i s t i y a n olmayı öğretirsen b e y n i ni y ı k a m a k zo-
rundasın; n o r m a l d e s a ç m a gözüke n şeylere i n a n m a y a
onu zorlarsın. Ç o c u ğ a İsa'nın bakire bir a n n e d e n doğ-
d u ğun u s ö y l e m e k z o r u n d a s ı n . B u b i r t e m e l t e ş k i l e d e r .
Ç o c u ğu n d o ğ a l z e k â s ı n ı a r t ı k m a h v e d i y o r s u n .

Ancak bir çocuğa meditasyon öğretirsen onun


b e y n i n i y ı k a m ı y o r s u n . O n a bir şeye i n a n m a k z o r u n d a $

283
ÇOCUK

sın demiyorsun. Onu sadece düşüncenin olmadığı bir


deneyim içine davet ediyorsun. D ü ş ü n ce olmaması, bir
doktrin değil, bir deneyimdir. Ve çocuklar, buna çok,
çok muktedirdir çünkü onlar kaynağa çok yakındır.
Onlar hâlâ bu gizemden bir şeyi hatırlıyor. Onlar he-
nüz öteki dünyadan gelmişlerdir. Onlar daha henüz
onu tamamıyla unutmamıştır. Er ya da geç unutacak-
lardır. Fakat güzel kokular hâlâ onların çevresindedir.
Bu yüzden tüm çocuklar, çok güzeldir, çok zariftir.
Sen hiç çirkin bir çocuk gördün mü?

Sonra bu güzel çocuklara ne olur? Onlar nereye


kaybolur? Sonradan hayatta bu güzel insanları bul-
mak çok enderdir. Sonradan tüm bu güzel çocuklara
ne olur? Niçin onlar çirkin kişilere dönüşürler? Bu
yolda hangi kaza, hangi felaket gerçekleşir?
Onlar zekâlarını yitirme-
ye başladıkları gün zarafetle-
Meditasyon
rini kaybetmeye başlarlar.
bir koşullanma
Onlar doğal ritimlerini, doğal
değildir çünkü
nezaketlerini kaybetmeye baş-
meditasyon
larlar ve plastik davranışları
bir beyin yıkama
öğrenmey e başlarlar. Onlar
değildir.
artık kendiliğinden kahkaha
atmaz, onlar artık kendiliğin-
den ağlamaz, onlar artık kendiliğinden dans etmez.
Onları bir mağaranın içine hapsettin, deli gömleği giy-
dirdin. Onları hapsettin.
Zincirler çok ince, çok görünebilir değil. Zincirler
düşüncelerde n yapılmadır: Hıristiyan, Hindu, Müslü%

284
M E D İTASYO N

m a n . S e n ç o c u ğ u zincirledin ve o zincirleri göremez,


bu y ü z d e n o nasıl zincirlendiğini g ö r e m e y e c e k t i r . Ve o
t ü m y a ş a m ı b o y u n c a azap çekecektir. O böyle bir ha-
p i s h a n e d i r . B u bir a d a m ı h a p s e a t m a k gibi değildir. B u
bir a d a m ı n etrafına h a p i s h a n e ö r m e k gibidir. B u y ü z -
d e n o n e r e y e gitse, h a p i s h a n e o n u n etrafında d e v a m
eder. O H i m a l a y a l a r a gidebilir ve bir m a ğ a r a d a otura-
bilir. V e o b i r H i n d u o l a r a k k a l a c a k t ı r , b i r H ı r i s t i y a n
o l a r a k k a l a c a k t ı r . Ve o h â l â d ü ş ü n c e l e r i a k l ı n d a n geçi-
recektir.

M e d i t a s y o n k e n d i içinde, düşüncelerin olmadığı


derinliklere k a d a r gitmenin bir yöntemidir. Bu y ü z d e n
o, beyin y ı k a m a değildir. O s a n a bir şey ö ğ r e t m e k de$
ğ ildir . A s l ı n d a o , s a d e c e s e n i n içse l d ü n y a n ı d ü ş ü n c e
olmadan, zihin o l m a d a n va r olabilme kapasitesi hak-
k ı n d a s e n i u y a n d ı r m a k t ı r . V e e n iyi z a m a n ç o c u ğ u n
hâlâ bozulmamış olduğu zamandır.

Muhtemelen on bir yaşında küçük bir kızken


başıma gelen bir şeyi merak ediyorum.
Okulda teneffüsteyken tuvaletteydim ve
aynaya düzgün müyüm diye baktım.
Sonra ansızın bedenim ve ayna arasında tam
ortada kendimi dururken buldum.
Aynadaki yansımama bakarken kendimi
buldum. Üç adet kendimi görmek beni şaşırttı
ve onun herkesin öğrenebileceği bir numara
olduğunu düşündüm. Ben de bunun üzerine
başarısız bir şekilde kız arkadaşıma göstermeye
çalıştım ve kendi üzerimde yeniden denedim.

285
ÇOCUK

Gerçek özümün fiziksel şeklimin


dışına çıktığını hissetmiştim. Bu küçük kıza
ne olduğunu anlamanın bir kıymeti var mıdır?

B u p e k ç o k ç o c u ğ u n b a ş ı n a gelir a m a etraftaki at-


m o s f e r f a r k ı n d a l ı ğ ı d e s t e k l e m e d i ğ i içi n b u d e n e y i m l e r
anne babalar, okul, arkadaşlar, öğretmenler tarafından
desteklenmez. Ve şayet b u n u n senin başına geldiğini
s ö y l e r s e n i n s a n l a r g ü l e c e k t i r. V e s e n k e n d i n bile b i r şe-
y i n y a n l ış gittiğini, b u n u n d o ğ r u b i r şey o l m a d ı ğ ı n ı d ü -
ş üneceksin .

Ö r n e ğin , d ü n y a n ı n h e r t a r a f ı n d a k i k ü l t ü r l e r d e ç o -
cuklar d ö n m e y i sever. V e h e r a n n e b a b a onların dö-
n ü şlerin i d u r d u r u r , " D ü ş e c e k s i n " d e r . D o ğ r u , o n l a r ı n
d ü şm e o l a s ı l ı ğ ı v a r d ı r . A n c a k b u d ü ş ü ş fazla c a n y a k -
maz.

İyi a m a ç o c u k l a r niçin d ö n m e k t e n hoşlanır. Be-


d e n d ö n e r k e n k ü ç ü k çocuklar, o n u d ö n e r k e n görebilir.
Artık onunla özdeşleşmemişlerdir çünkü bu yeni bir
deneyimdir.

H e r şeyle o n l a r özdeşleşir; y ü r ü m e k l e özdeşleşir$


ler, y e m e k l e ö z d e ş l e ş i r l e r , y a p t ı k l a r ı h e r ş e y l e g e n e l l i k -
le özdeşleşirler. D ö n m e k öylesine bir deneyimdir ki
b e d e n n e k a d a r hızlı h a r e k e t e d e r s e, o n l a r d a n geri ka-
l a n k ı s m ı n ö z d e ş l e ş m e olasılığı o k a d a r k ü ç ü k t ü r .

Kısa süre sonra onlar geride kalacaktır; b e d e n dö-


nüyor ama varlık dönemez. O bir n o k t a d a d u r u r ve
k e n d i b e d e n i n i n d ö n d ü ğ ü n ü g ö r ü r . B a z e n b e d e n i n dı-
ş ın a d a ç ı k a r . Ş a y e t ç o c u k b i r y e r d e d u r m a y ı p h a r e k e t

286
MEDITASYON

etmeye d e v a m ederse — d ö n e r e k etrafta d o l a n ı r s a — o


z a m a n o n u n g e r ç e k özü, d ı ş a r ı ç ı k a r v e o n u izler.

Böyle etkinliklere y a r d ı m edilmeli, d e s t e k l e n m e l i


ve çocuğa, " N e deneyimliyorsun? " diye sorulmalı ve
" B u hayattaki en önemli d e n e y i m l e r d e n biridir. Bu
y ü z d e n o n u u n u t m a . D ü ş s e n bile z a r a r ı y o k; s a n a z a r a r
v e r e c e k f a z l a b i r ş e y y o k a n c a k e d i n e b i l e c e ğ i n ş e y ise
p a h a biçilmezdir" denmeli. A n c a k onlar b u n u y a p a r k e n
v e p e k ç o k b a ş k a şeyleri y a p a r k e n d u r d u r u l u r l a r .

Ç o c u k l u ğumdak i benim deneyimim...kasabadaki


t a şa n n e h i r : T a ş t ı ğ ı n d a k i m s e o n u y ü z e r e k g e ç m e z d i .
O d a ğ d a n gelen bir nehirdi. N o r m a l d e k ü ç ü k bir ne-
hirdi ama yağmurlu zamanlarda en azından bir buçuk
kilometre uzunluktaydı. Suyun akıntısı m u a z z a m d ı ;
o n a d a y a n a m a z d ı m . V e s u ç o k d e r i n d i , y a n i h i ç b i r şe-
kilde ayakta d u r a m a z d ı m .

O n u çok seviyordum. Y a ğ m u r mevsimini bekler-


dim ç ü n k ü h e r z a m a n y a r d ı m ı o l u r d u . . . ö l d ü ğ ü m ü his-
s e t t i ği m b i r a n g e l i r d i ç ü n k ü y o r g u n o l u r d u m v e d i ğ e r
kıyıyı g ö r e m e z d i m ve dalgalar çok y ü k s e k t i ve akıntı
çok g ü ç l ü y d ü . . .ve geriye dönmek mümkün değildi
ç ü n k ü geldiğim kıyı d a ç o k u z a k t a y d ı m u h t e m e l e n or-
t a l a r d a bir y e r d e y d i m , h e r iki t a r a f d a aynıydı. Öylesi-
ne bitkin hissederdim ve su b e n i öylesine b ü y ü k bir
güçle aşağı iterdi k i " A r t ı k d a h a fazla y a ş a m a n ı n ihti-
mali y o k " diye hissettiğim b i r an gelirdi. Ve o an k e n -
d i m i b i r d e n s u y u n v e s u d a k i v ü c u d u m u n ü z e r i n d e gö-
r ü r d ü m . İlk k e z o l d u ğ u n d a b u çok k o r k u t u c u b i r d e n e -
yimdi. Ölmüş olduğumu düşündüm. Öldüğünde ruhun

287
ÇOCUK

b e d e n i n dışına çıktığını d u y m u ş t u m : " B e d e n i n dışına


ç ı k t ı ğım a g ö r e , ölüyüm." F a k a t hâlâ bedenin kıyıya
u l a şmay a ç a l ı ş t ı ğ ı n ı g ö r e b i l i y o r d u m b u y ü z d e n b e d e n i
izledim.

B u ilk d e f a g e r ç e k v a r l ı ğ ı n v e b e d e n i n a r a s ı n d a k i
b a ğlantını n farkına vardığım zamandı. O tam göbek
d e l i ğini n a l t ı n d a n — g ö b e k d e l i ğ i n i n b e ş s a n t i m a l t ı —
g ü m ü ş bir bağ, g ü m ü ş ip gibi b i r şeyle bağlıydı. O
m a d d i b i r şey değil a m a g ü m ü ş gibi parlıyor . D i ğ e r kı-
yıya h e r varışımda, diğer kıyıya h e r vardığım an, var-
l ı ğı m b e d e n i n i ç i n e g i r e r d i , i l k s e f e r i n d e k o r k u t u c u y -
du sonradan çok b ü y ü k bir eğlenceye dönüştü.
A n n e b a b a m a söylediğimde, " B i r g ü n n e h i r d e öle-
ceksin. Bu yeterli bir işarettir. N e h i r taştığında o r a y a
gitmekten vazgeç" dediler.
Fakat ben "Ben b u n d a n çok hoşlanıyorum...öz-
gürlük, yerçekimi kuvveti yok ve kendi bedenini tama-
mıyla u z a k t a n seyretmek" dedim.
S e n i n b a ş ı n a g e l e n şey, k a z a e s e r i o l m u ş . O n u t a -
k i p etmiş olsaydın geri gelebilirdi.
A m a iyi o l m u ş . . . b u p e k ç o k ç o c u ğ a o l u r a m a k i m -
se ısrar etmez. Y a n i a r a d a bir o gerçekleşir ve s o n r a
u n u t u l u r y a d a kişi o n u n bir hayal, belki d e o n u n tatlı
bir r ü y a o l d u ğ u n u düşünür. A n c a k o gerçektir. Sen
k e n d i n i n d ı ş ı n a y ü r ü d ü n v e g ö r d ü ğ ü n şey, b e d e n d ı ş ı
bir farkındalıktı.

Çocukların meditasyona başlaması için


kolay bir yol var mıdır?

288
M E D İTASYO N

Ç o c u k l a r m e d i t a s y o n a ç o k k o l a y girer; kişinin on-


lara nasıl y a r d ı m edeceğini bilmesi gerekir. O n l a r ı zor-
layamazsın; bu imkânsızdır. Hiç kimse meditasyona
zorlanamaz ç ü n k ü zorlamak şiddettir. N a s ıl bir kimse
m e d i t a s y o n a z o r l a n ı r ? O g e l d i ğ i n d e g e l i r . A m a o n u ik-
na edebilirsin.

Ç o c u ğ u sadece b ü y ü k bir saygıyla davet edebilir-


s i n . O n u n l a d a n s et, o n u n l a ş a r k ı s ö y l e , o n u n l a b i r l i k -
te sessizce o t u r . Y a v a ş y a v a ş o b u n u ö z ü m s e y e c e k . Ya-
vaş y a v a ş o, meditasyon o y u n u n d a n keyif almaya baş-
l a y a c a k . B u o n u n i ç i n b i r i ş o l a m a z . B u o n u n i ç i n cid-
di bir şey olamaz; bu kimse için olmamalıdır. O sadece
bir o y u n olabilir. B u n e d e n l e o n u n m e d i t a s y o n o y u n u
o y n a m a s ı n a y a r d ı m et. B ı r a k b i r o y u n o l s u n . O n u b i r
oyun haline getir ve yavaş yavaş o n u sevmeye başlaya-
caktır. S a n a " N e z a m a n m e d i t a s y o n o y n a y a c a ğ ı z ? " di-
y e s o r a c a k t ı r . V e b a z ı sessizlik y ö n t e m l e r i ö ğ r e n m e y e
b a şladığında , o z a m a n m e d i t a s y o n o n u n ü z e r i n d e işle-
meye başlamıştır ve bir gün
göreceksin ki senin hiçbir za- Çocuklar
m a n beklemediğin k a d a r me$ hiçbir zaman
d i t a s y o n d a derinleşmiştir. Ya- senin söylediğini
ni senin meditasyon atmosferi umursamaz.
y a r a t m a n gerekir. Sen ne isen onlar
ona saygı gösterirler.
Ve benim gözlemim şu-
Ve onların
dur: E ğ e r yetişkinler biraz da$
çok derin bir
ha m e d i t a s y o n halinde olursa
algıları, nitelikleri,
çocuklar bu ruhu kolaylıkla sezgileri vardır.
özümserler. O n l a r çok hassas$

289
ÇOCUK

tırlar. O n l a r atmosferde, h e r ne v a r s a öğrenir; onlar


o n u n titreşimini öğrenir.

O n l a r hiçbir z a m a n senin söylediğini u m u r s a m a z .


S e n ne isen o n l a r o n a saygı gösterirler. Ve onların çok
d e r i n b i r algıları, netlikleri, sezgileri vardır.

O n u s e v v e o n u n b i r a z c ı k m e d i t a s y o n h a l i n d e ol-
m a s ı n a izin v e r v e p e k ç o k şey m ü m k ü n d ü r .

E ğe r k ü ç ü k ç o c u k l a r m e d i t a s y o n y a p m a y a b a ş l a r -
larsa toplum tamamıyla dönüştürülebilir. O n l a r ciddi
d e ğildi r b u y ü z d e n o n l a r m e d i t a s y o n i ç i n ç o k h a z ı r d ı r .
O n l a r neşelidir, oyuncudur. O n l a r h e r şeyi eğlenc e
o l a r a k alır. B a z e n b i r ç o c u ğ a , " G ö z l e r i n i k a p a t " d e d i -
ğin olur. Gözlerini kapatır ve b a ş k a hiç kimsenin keyif
a l m a d ı ğ ı k a d a r ç o k keyif alır. K e n d i s i n i n b u k a d a r cid-
diye alındığı fikri bile o n u m u t l u e d e r . Sessizce o t u r u r .
Bazen yetişkin insanların neler o l d u ğ u n u birazcık gör-
m e k için g ö z l e r i n i açtığını, b a k ı n d ı ğ ı n ı g ö r m ü ş ü m d ü r .
F a k a t k ü ç ü k ç o c u k l a r gözlerini k a p a t t ı k l a r ı n da ger-
ç e k t e n k a p a t ı r l a r . O n l a r g ö z l e r i n i ç o k sıkı k a p a t ı r l a r
ç ü n k ü eğer sıkı k a p a t m a z l a r s a a ç ı l a c a k l a r ı n d a n k o r -
k a r l a r . O n l a r g e r ç e k t e n sıkı b i r şekilde y a p a r l a r . B ü -
t ü n enerjilerini o r t a y a k o y a r l a r ç ü n k ü şayet t a m o l a r a k
y a p m a z l a r s a gözler açılacaktır ve neler o l d u ğ u n u gör-
mek için etrafa b a k m a y a başlayacaklardır. Onların
gözlerini gerçekten kapattığını g ö r m ü ş ü m d ü r . Ve bir
ç o c u ğ u sessiz b i r şekilde o t u r u r k e n g ö r m e k k a r ş ı l a ş a-
b i l e c e ği n e n g ü z e l ş e y l e r d e n b i r t a n e s i d i r .

Ç o c u k l a r a meditasyon çok kolay bir şekilde öğre-


tilebilir ç ü n k ü o n l a r h e n ü z b o z u l m a m ı ş t ı r . S e n b o z u l $

290
MEDITASYON

d u ğund a b u n u u n u t m a n a y a r d ı m e t m e k i ç i n ç o k s ı k ı
ç a l ı şma n g e r e k i r .
B ü y ü k besteci ve m ü z i s y e n M o z a r t ' a birisi geldiği
zaman, " D a h a önce başka bir y e r d e müzik öğrenmiş
miydin?" diye s o r d u ğ u nu d u y m u ş t u m . Eğer öğrenmiş$
s e o z a m a n iki k a t ı p a r a i s t i y o r d u . Ş a y e t m ü z i ğ i b i ç ö ğ $
r e n m e m i şs e o z a m a n , " T a m a m d ı r . Ü c r e t i n y a r ı s ı b i l e
olur" derdi.
İ nsanla r çok şaşkın haldedir ç ü n k ü bu mantıksız-
dır: " A c e m i birisi, m ü z i k h a k k ı n d a h i ç b i r şey b i l m e y e n
b i r i s i g e l d i ğ i n d e , y a r ı ü c r e t d i y o r s u n v e o n y ı l d ı r çalış-
m ı ş o l a n b i r i s i g e l d i ğ i n d e ise i k i k a t ı ü c r e t d i y o r s u n ! "
M o z a r t , " B u n u n bir n e d e n i var. İlk önce geçmiş-
t e k i h a t a l a r ı t e m i z l e m e m g e r e k i y o r , b u d a h a z o r b i r iş.
B u kişinin t a ş ı m a k t a o l d u ğ u h e r şeyi y o k e t m e k , öğret-
mekten d a h a zordur," derdi.
E ğe r s e n k e n d i n i a ç a r s a n ö ğ r e t m e k ç o k k o l a y d ı r .
B a k i r e b i r k a l p ile ö ğ r e t m e k ç o k b a s i t t i r . V e b i r ç o c u k
bakire bir kalptir.

On iki yaşındayım.
Meditasyona başlayabilir miyim?

Tam on dört yaşına yaklaşıyorken meditasyona


b a şlama n g e r e k e n d o ğ r u y a ş b u d u r . S e n o n i k i y a ş ı n -
dasın; b u iki yıl senin için m u a z z a m b i r d e ğ e r e s a h i p .
H e r y e d i y ı l d a n s o n r a z i h i n d e ğ i ş i r . O n d ö r d ü n c ü yıl-
d a ç o k b ü y ü k b i r d e ğ i ş i m o l a c a k , o y ü z d e n ş a y e t kişi
hazır o l u r s a p e k çok şey m ü m k ü n d ü r ; eğer kişi hazır

291
ÇOCUK

d e ğils e o z a m a n d e ğ i ş i m i k a ç ı r m a y a d e v a m e d e r . V e
g ü z e l o l a n h e r şey, h e r z a m a n b u d e ğ i ş i m p e r i y o d u n u
geçersen gerçekleşir.

Bu n e d e n l e meditasyon y a p m a y a başla. Ve m e d i $
t a s y o n d e r k e n s ö y l e m e k i s t e d i ğ i m şey, n e z a m a n s e s -
sizce o t u r u y o r o l u r s a n a y n ı ş i m d i y a p t ı ğ ı n gibi hafifçe
s a ğ a sola d o ğ r u sallan. Bir a ğ a ç gibi hisset ve sallan.
S a l l a n ı r k e n ve bi r a ğ a ç gibi h i s s e d e r k e n bir i n s a n ola-
rak kaybolacaksın, bu kayboluş meditasyondur. Kay-
b o l m a n ı n b i n bir çeşit y o l u vardır . S a n a en basit olanı-
nı çok kolay bir şekilde yapabilecek olduğun bir tane-
sini v e r i y o r u m . D a n s e t v e d a n s ı n içinde kaybol; k e n d i
etrafında d ö n ve d ö n m e n i n içinde kaybol. Koş ve koş-
m a n ı n içinde k a y b o l : K o ş m a o r a d a o l s u n v e k e n d i n i ise
unut. Bu u n u t m a , meditasyondur. Ve bu, bu yaşta
mümkündür.

S o n r a m e d i t a s y o na açılan farklı kapılar v a r d ı r .


Onlar sonradan mümkün olur a m a bir çocuk için
u n u t m a k m e d i t a s y o n d u r . B u y ü z d e n h e r h a n g i b i r şe-
y i n içinde k e n d i n i u n u t v e m e d i t a s y o n u n s a n a geldiği-
ni göreceksin.

Ç o c u k l a r m e d i t a s y o n a d a n s aracılığıyla çok k o l a y
girebilirler ç ü n k ü d a n s doğal o l m a y a n , y a p a y b i r şey
d e ğildir ; i n s a n d a n s ı n g e r ç e k l i ğ i ile d o ğ a r . Doğal bir
ş ekild e d a n s e t m e k t e n v a z g e ç m i ş o l d u ğ u m u z i ç i n b e -
d e n çok acı ç e k m e k t e d i r . D a n s sayesinde gerçekleşebi-
lecek birkaç şey vardır: Akış sadece m e d i t a s y o n saye-
sinde m ü m k ü n d ü r . Bu nedenle ç o c u ğ u n dans meditas$

292
MEDITASYON

y o n l a r ı n a katılmasına y a r d ı m et. Ş a y et o, d a n s a katıla-


bilirse, m e d i t a s y o n k e n d i l i ğ i n d e n gerçekleşir.

Okuldaki çocuklarım bazen gürültü yapmak


ve koşmak istiyor ve ben artık onları durmaya
ve sessiz kalmaya zorlamak istemiyorum.

Ş un u y a p : H e r g ü n e n a z ı n d a n i k i k e z , o n l a r ı n o n
beş y a d a y i r m i d a k i k a k u d u r m a l a r ı n a , t a m a m ı y l a de-
lirmelerine ve canları ne isterse —atlamak, bağırmak
ve çağırmak— yapmalarına, sadece sabahleyin derse
b a şlamada n ö n c e y i r m i d a k i k a l ı ğ ı n a izin ver. S e n d e
katıl, o z a m a n b u n d a n ç o k keyif alacaklardır . S e n de
b a ğı r v e z ı p l a , k a t ı l . O z a m a n g e r ç e k t e n i ç i n e g i r e c e k -
lerdir. Ö ğ r e t m e n l e r i n i n de içinde o l d u ğ u n u g ö r d ü k l e ri
an, bu yolculuğun t ü m ü n d e n basitçe zevk alacaklardır.
On beş dakika yeterli olacaktır. O n l a r a olabildikleri
k a d a r çok gürültü çıkarmalarını ve canları ne istiyorsa
y a p m a l a r ı n ı söyle. O n l a r a d u r m a l a r ı n ı v e beş d a k i k a
sessiz k a l m a l a r ı n ı söyle; b u o n l a r için m u h t e ş e m b i r
meditasyon olacaktır.

V e b u n u n işe y a r a d ı ğ ı n ı h i s s e d e r s e n o z a m a n o n -
lar a y r ı l m a d a n ö n c e bir kez d a h a , öğleden s o n r a her-
h a n g i b i r z a m a n d a b i r k e z d a h a y a p . V e b i r k a ç a y için-
de ç o c u k l a r a çok b ü y ü k bir değişim geldiğini görecek-
sin... inanılmaz.

Onların bastırılmış enerjisi açığa çıkarılmalıdır.


Aslında o n l a r ı n o k a d a r çok enerjileri v a r ve biz onla-
rı oturmaya zorluyoruz ve onlar oturamaz. Bu yüzden

293
ÇOCUK

kaynıyorlar! Herhangi bir fırsat bulduklarında yara-


mazlık yapmaya başlayacaklardır. Sadece onlara izin
ver. Büyük bir yararı olacaktır ve göreceksin: Zekâla-
rı iyileşecektir, konsantrasyonları daha iyi olacaktır,
duyma kapasiteleri daha iyi olacaktır, anlayışları daha
iyi olacaktır çünkü bunlar artık bir ağırlık olmayacak-
tır. Sana olan sevgileri ve saygıları muazzam bir şekil-
de artacaktır ve o zaman seni dinleyeceklerdir. Ve on-
ları zorlamaya gerek kalmayacaktır: Sadece senin söy-
lemen yeterli olacaktır.
Onlara, "Bekleyin! Birazdan yaramazlık y a p m a
vaktiniz gelecek, sadece bir saat daha bekleyin" diye-
bileceksin. Onları sonsuza kadar engellemediğini anla-
yacaklardır. Kısa süre sonra kuralı öğreneceklerdir:
Yaramazlık yapabilecekleri, gürültü yapabilecekleri ve
canları ne isterse yapabilecekleri zamanlar vardır ve
sonra elbette okumak ve ders çalışmak için zamanlar
vardır.
Ve şayet okul yönetimi ile sorunlar çıkarsa, onlar-
la konuş ve onlara yavaş yavaş açıkla. Onlara da çok
yardımı dokunacaktır; diğer sınıflara da yararı doku-
nacaktır. Onlara sadece bunun bir deney olduğunu
söyle ve altı aylığına izin iste. Ondan sonra gelip ço-
cuklara ne olduğunu görebilirler; notları daha mı iyi,
zekâları gelişmiş mi, anlama kapasiteleri daha mı de-
rin? Onlara izlemelerini söyle ve sonra iyi olduğunu
hissederlerse bu, bütün okul için uygun bir şey haline
gelebilir. Tüm okul günde iki kez yirmi dakikalığına
bir araya gelir ve bu çok keyifli olur.

294
Meditasyonlar

Y etişkinler İçin Çocukluğu İle


Temas Kurma Meditasyonları

Gibberish Meditasyonu

B u b e d e n h a r e k e t l e r i n i ifade e t m e y i c e s a r e t l e n d i -
ren bir rahatlama tekniğidir.
T e k başına ya da g r u p halinde gözlerini k a p a ve
anlamsız sesler söylemeye başla: Gibberish. "Gibbe$
r i s h " s ö z c ü ğ ü , C a b b a r a d ı n d a b i r Sufi m i s t i k t e n gelir.
C a b b a r asla b i r dil k o n u ş m a m ı ş t ı r , o s a d e c e a n l a m s ı z
sözler sarf etmiştir, y i n e de binlerce m ü r i d i v a r d ı ç ü n -
kü söylediği şey şuydu: Z i h n i n gibberish'den b a ş k a b i r
şey değildi. O n u bir k e n a r a k o y v e k e n d i varlığının ta-
dını alacaksın."
G i b b e r i s h ' i k u l l a n m a k için anlamlı şeyler söyleme,
b i l d i ği n b i r dili k u l l a n m a . Ç i n c e b i l m i y o r s a n Ç i n c e ' y i
k u l l a n . J a p o n c a ' y ı b i l m i y o r s a n J a p o n c a ' y ı k u l l a n . Al-
m a n c a b i l i y o r s a n A l m a n c a k u l l a n m a . H a y a t ı n d a ilk

295
ÇOCUK

k e z ö z g ü r ol: T ü m k u ş l a r ı n s a h i p o l d u ğ u g i b i . B a s i t ç e
z i h n i n e n e gelirse, o n u n mantığını, s a ğ d u y u s u n u , anla -
mını, ö n e m i n i u m u r s a m a d a n izin ver; tıpkı k u ş l a r ı n
y a p t ı ğ ı gibi.

İlk aşama : On b e ş dakika

Tamamıyla gibberish'in içine gir. İstediğin her


sesi ç ı k a r t a m a b i r dilde k o n u ş m a . İ ç i n d e ifade edil-
m e s i g e r e k e n n e v a r s a ifade e d i l m e s i n e izin ver. K u s
onu. T a m bir farkındalıkla, fırtınanın merkezi olarak
çıldır.

Zihin her zaman sözcüklerle düşünür, gibberish


b u sürekli söze d ö k m e kalıbını k ı r m a y a y a r d ı m eder.
D ü şüncelerin i bastırmadan gibberish'le onları dışarı
çıkarabilirsin. B e d e n i n i n de a y n ı şekilde ifade e t m e s i -
ne izin ver.

İkinc i aşama : On beş dakika

K a r n ı n ı n ü z e r i n d e y e r e y a t v e d ü n y a a n a ile b ü $
t ü n l e şiyormuşsu n gibi hisset. H e r nefes verişte altında-
k i y e r ile b ü t ü n l e ş t i ğ i n i h i s s e t .

296
MEDITASYONLAR

Yeniden Doğuş

O y u n c u ol. Z o r o l a c a k b u ç ü n k ü f a z l a s ı y l a y a p ı -
landın. Ç e v r e n d e bir zırh var ve o n u gevşetmek, rahat-
latmak çok zordur.

Bilgiyi bir k e n a r a koy, ciddiyeti bir k e n a r a k o y .


B u g ü n l e r b o y u n c a t a m b i r şekild e o y u n c u ol. K a y b e -
decek hiçbir şeyin y o k . Bir şey elde etmezsen de hiçbir
şey k a y b e t m e m i ş olacaksın. O y u n c u olmakla ne kay-
b e d e b i l i r s i n ki? A m a b e n s a n a d e r i m ki: Bir d a h a asla
aynı olmayacaksın.

Bu günlerde ben seni doğal olmanın karşısında


"iyi" o l m a y a b a ş l a d ı ğ ı n o a n a geri g ö n d e r m e k istiyo-
rum. O y u n c u ol ve çocukluğuna yeniden kavuş. Z o r
olacak ç ü n k ü maskelerini, yüzlerini bir k e n a r a koy-
m a k z o r u n d a k a l a c a k s ı n ; kişiliğini b i r k e n a r a k o y m a k
z o r u n d a kalacaksın. Ancak unutma , öz kendisini sade-
c e k i ş i l i ğ i n o r a d a y o k k e n o r t a y a k o y a b i l i r ç ü n k ü kişili-
ğin bir h a p i s h a n e y e d ö n ü ş m ü ş t ü r .

Ç o c u k l u ğun a k a v u ş . H e r k e s o n u n i ç i n c a n a t ı y o r
a m a h i ç k i m s e o n a k a v u ş m a k içi n h i ç b i r ş e y y a p m ı y o r .
H e r k e s o n u n içi n y a n ı p t u t u ş u r ! İ n s a n l a r s ü r e k l i o l a -
r a k ç o c u k l u ğ u n c e n n et o l d u ğ u n u söyler ve şairler ço-
c u k l u ğu n güzelliği hakkında şiirler y a z m a y a devam
e d e r . S e n i o n a k a v u ş m a k t a n k i m a l ı k o y u y o r ? B e n sa-
n a o n a k a v u ş m a k için b u fırsatı t a n ı y o r u m .

297
ÇOCUK

Birinci aşama: Bir saat

B i r ç o c u k g i b i d a v r a n . Y a l n ı z c a ç o c u k l u ğ u n u n içi-
n e gir. Y a p m a k i s t e d i ğ i n h e r n e y s e y a p : D a n s e t m e k ,
ş ark ı s ö y l e m e k , z ı p l a m a k , a ğ l a m a k , b a ğ ı r m a k , h e r h a n -
g i b i r şey, h e r h a n g i b i r b i ç i m d e . D i ğ e r i n s a n l a r a d o -
k u n m a k ve rahatsız etmek dışında hiçbir kısıtlama yok.

İkinc i aşama: Bir saat

İ kinc i s a a t t e s a d e c e s e s s i z c e o t u r . D a h a f a z l a t a z e -
lenmiş, m a s u m olacaksın ve meditasyon d a h a kolayla-
ş acak .

Anne Karnına Geri Dönmek

U y u m a d a n önce y a t a ğ ı n d a otur: rahat bir şekilde


otur ve gözlerini kapa. B e d e n i n i n rahatladığını his-
s e t . . . şaye t b e d e n ö n e d o ğ r u e ğ i l i r s e izin v e r ; ö n e d o ğ -
r u eğilebilir. A n n e k a r n ı n d a k i pozisyonu a l m a k isteye-
b i l i r ; t ı p k ı b i r ç o c u ğ u n a n n e s i n i n k a r n ı n d a o l d u ğ u gi-
bi. E ğ e r böyle hissedersen a n n e k a r n ı n d a k i p o z i s y o n a
geç, a n n e s i n i n k a r n ı n d a k i k ü ç ü k bir ç o c u k h a l i ne gel.
S o n r a n e f e s i n d ı ş ı n d a k i h i ç b i r şeyi d i n l e m e . S a d e -
ce o n u dinle: N e f e s içeri giriyor, nefes dışarı çıkıyor.
B u n u s ö y l e m i ş o l m a k için s ö y l e m i y o r u m : S a d e c e giri-
ş in i h i s s e t ; d ı ş a r ı ç ı k a r k e n , d ı ş a r ı ç ı k ı ş ı n ı h i s s e t . V e b u
h i s s e t m e n i n i ç i n d e m u a z z a m b i r sessizlik v e netliğin
y ü k s e l d i ğin i hissedeceksin.

298
M E D İTASYONLA R

B u s a d e c e o n ila y i r m i d a k i k a y a p ı l ı r — m i n i m u m
on, m a k s i m u m y i r m i — s o n r a u y u .

Anne Karnının Sessizliğini Hisset

S e s s i z l i ği n s e n i n m e d i t a s y o n u n o l m a s ı n a i z i n v e r .
N e z a m a n vaki t b u l u r s a n , sessizliğin içinde dağıl. V e
tam olarak b u n u söylemek istiyorum: Dağıl. Sanki an-
n e s i n i n k a r n ı n d a k i k ü ç ü k b i r ç o c u k m u ş g i b i . B u şekil-
d e o t u r v e s o n r a y a v a ş y a v a ş b a ş ı n ı y e r e k o y m a k iste-
meye başlayacaksın. O z a m a n başını yere koy. Anne
karnındaki pozisyonu, sanki çocuk annesinin karnınd a
k ı v r ı l ı p k a l ı y o r m u ş ç a s ı n a a l v e a n s ı z ı n s e s s i z l i ğ i n gel-
d i ğin i h i s s e d e c e k s i n : A n n e k a r n ı n d a k i s e s s i z l i ğ i n a y n ı -
sı. Y a t a ğ ı n a o t u r u r k e n b a t t a n i y e n i n a l t ı n a g i r v e k ı v r ı l
ve tam bir hareketsizliğin içinde kal, hiçbir şey y a p m a -
dan.
B a z en b i r k a ç d ü ş ü n c e gelecektir, bırak geçsinler.
S e n k a y ı t s ı z k a l , h i ç i l g i l e n m e : G e l i r l e r s e i y i d i r ; gel-
mezlerse iyidir. Savaşma, onları uzaklaştırma. Eğer
mücadele edersen rahatsız olacaksın, eğer onları uzağa
itersen, ısrarcı olursan, eğer onları istemezsen gitme-
m e k k o n u s u n d a onlar çok inatçı olacaklardır. Sen ba-
sitçe i l g i l e n m e d e n kal, t ı p k ı trafik g ü r ü l t ü s ü n ü n olma-
sı gibi b ı r a k o n l a r ç e p e r d e kalsınlar. Ve o n l a r gerçek-
ten trafik g ü r ü l t ü s ü d ü r : M i l y o n l a r c a h ü c r e n i n birbiri
ile k o n u ş m a s ı n d a n v e e n e r j i n i n h a r e k e t e t m e s i n d e n v e
e l e k t r i ği n b i r h ü c r e d e n d i ğ e r i n e a t l a m a s ı n d a n d o ğ a n

299
ÇOCUK

b e y n i n trafiği. O s a d e c e m u a z z a m bir m a k i n e n i n gü$


rültüsüdür o y ü z d e n bırak o r a d a olsun.
S e n o n a t a m a m ı y l a kayıtsız kal, o seni ilgilendir-
miyor, o senin p r o b l e m i n değil. Belki b a ş k a birisinin
p r o b l e m i d i r a m a senin değil. O n u n e y a p a b i l i r s i n ki?
Ve şaşıracaksın: G ü r ü l t ü n ü n kaybolacağı ve senin tek
b a şın a k a l a c a ğ ı n a n g e l e c e k t i r .

Negatiften Pozitife Geçmek

Negatiflik çok çok doğaldır. Böyle olmamalıdır


a m a öyledir ç ü n k ü h e r ç o c u k ç o k negatif a n l a r ı n için-
den geçer.
Y e t i ştirilirke n herkes ona, o sanki bir kişi değilmiş
gibi, n e y a p ı p n e y a p m a y a c a ğ ı n ı s ö y l e r . O k ü ç ü k , d e v -
lerin d ü n y a s ı n d a k i zayıf b i r v a r l ı k t ı r v e h e r k e s onu
m a n i p l e e t m e y e çalışıyor. İ ç i n d e s ü r e k li o l a r a k " H a y ı r ,
hayır, h a y ı r ! " d e m e y e d e v a m ediyor. D ı ş a r ı d a "Evet,
evet, e v e t ! " d e m e k z o r u n d a d ı r . O b i r i k i y ü z l ü o l u r .

Bu nedenle bu y ö n t e m i h e r gece altmış d a k i k a de-


n e . K ı r k d a k i k a b o y u n c a s a d e c e n e g a t i f ol, m ü m k ü n ol-
d u ğ u n c a ç o k negatif. K a p ı l a r ı k a p a t , o d a n ı n h e r y e r i n e
m i n d e r k o y , t e l e f o n u n fişini ç e k v e h e r k e s e b i r s a a t s ü -
resince r a h a t s ı z e d i l m e m e n gerektiğini söyle. K a p ı y a bir
saat b o y u n c a tamamıyla tek b a ş ına bırakılman gerekti-
ğ in i b i l d i r e n b i r n o t y a z . O r t a m ı m ü m k ü n o l d u ğ u n c a l o ş
y a p , kasvetli bir m ü z i k k o y v e ölü gibi hisset. O r a d a
o t u r v e negatif hisset. M a n t r a o l a r a k " H a y ı r " ı t e k r a r l a .

300
MEDITASYONLAR

G e ç m i şte n e n s t a n t a n e l e r h a t ı r l a — ç o k d o n u k v e
ö l ü v e i n t i h a r e t m e k i s t e d i ğ i n v e h a y a t ı n h i ç t a d ı n ı n ol-
madığı z a m a n l a r ı — ve onları abart. Etrafında t ü m bu
d u r u mu yarat, zihnin seni rahatsız hissettirecektir.
" N e y a p ı y o r s u n ? G e c e ç o k g ü z e l v e d o l u n a y v a r ! " di-
yecektir. Z i h n i dinleme. O n u n y e n i d e n geleceğini a m a
b u z a m a n ı t a m a m ı y l a negatifliğe adadığını söyle ona.
D i n d a r b i r ş e k i l d e n e g a t i f ol. Ağla, g ö z y a ş ı d ö k , b a ğ ı r ,
ç ı ğlı k at, k ü f r e t ; n a s ı l h i s s e d i y o r s a n . A m a b i r ş e y i h a -
tırla, m u t l u olma, ( k a h k a h a ) . H i ç b i r m u t l u l u ğ a izin
verme. E ğ e r kendine yakalarsan h e m e n kendine bir to-
kat at! K e n d i n i negatifliğe geri g ö t ü r ve m i n d e r l e r i
d ö v m e y e b a ş l a , o n l a r l a k a v g a et, z ı p l a , i ğ r e n ç o l ! V e
bu kırk dakik a b o y u n c a negatif olmanın çok zor oldu-
ğ un u g ö r e c e k s i n .

B u z i h n i n t e m e l k a n u n l a r ı n d a n b i r t a n e s i d i r : Bi-
linçli o l a r a k n e y a p m a k i s t e r s e n iste, y a p a m a z s ı n . A m a
sen o n u y a p ; ve bilinçli o l a r a k y a p , bir ayrılık hissede-
ceksin. O n u y a p ı y o r s u n a m a y i n e d e bir tanıksın; o n u n
içinde kaybolmazsın. Bir mesafe oluşur ve bu mesafe
s o n d e r e c e g ü z e l d i r . F a k a t b u m e s a f e yi y a r a t m a n ı söy-
l e m i y o r u m . B u b i r y a n ü r ü n d ü r ; o n u n için endişelen-
m e n e g e r e k y o k . K ı r k d a k i k a s o n r a s ı n d a negatifliğin
d ı şın a a n s ı z ı n z ı p l a .

M i n d e r l e r i fırlat, ı ş ı k l a r ı a ç , g ü z e l b i r m ü z i k k o y
v e y i r m i d a k i k a d a n s et, s a d e c e " E v e t ! E v e t ! E v e t ! "
d e . B u s e n i n m a n t r a n o l s u n . V e iyi b i r d u ş a l . O t ü m
negatifliği s ö k ü p a t a c a k t ı r v e s a n a y e n i b i r evet d e m e
hissi v e r e c e k t i r .

301
ÇOCUK

B u s a y e d e b u seni t a m a m ı y l a arındıracaktır . Bir


k e z b u k a y a l a r k a l d ı r ı l d ı ğ ı n d a g ü z el b i r akışın olabilir.

Kahkaha Meditasyonu

U y u m a d a n önce geceleyin ve sabah bu meditas-


y o n u o n ila k ı r k d a k i k a l ı ğ ı n a d e n e . S e s s i z c e o t u r u r k e n
v a r l ı ğınd a k ı k ı r d a m a y a r a t , s a n k i t ü m b e d e n k ı k ı r d ı -
yor, g ü l ü y o r m u ş gibi. K a h k a h a y l a sallanmaya başla;
a y a k l a r ı n a v e e l l e r i n e y a y ı l s ı n . B ü y ü k b i r g ü r ü l t ü ile
gelirse izin ver; sessizce gelirse izin ver. B ü t ü n b e d e n i n
içind e olsun; s a d e c e d u d a k l a r v e b o ğ a z değil, a y a k l a r ı -
nın t a b a n l a r ı n d a n yükselip göbeğin e d o ğ r u çıksın.
K e n d i n i bir k ü ç ü k ç o c u k gibi zihinde canlandır.
E ğe r c a n ı n i s t e r s e y e r l e r d e y u v a r l a n m a y a b a ş l a . K a t ı l -
m a k g ü r ü l t ü d e n d a h a önemlidir. Kasılıp kalma; rahat -
la, o n u n l a i ş b i r l i ğ i y a p . B a ş l a n g ı ç t a b i r a z c ı k a b a r t s a n
bile faydası olacaktır.

S o n r a s ı n d a y e r d e y ü z ü s t ü u z a n . Y e r y ü z ü ile t e -
mas kur, y e r y ü z ü n ü n a n n e n o l d u ğ u n u ve senin çocuk
o l d u ğun u h i s s e t ; b u d u y g u n u n i ç i n d e k a y b o l . Y e r y ü z ü
ile n e f e s al, y e r y ü z ü ile b i r h i s s e t . T o p r a k t a n g e l i y o r u z
ve bir gün geri döneceğiz.
Y e r y ü z ü ile b u t e m a s ı k u r d u k t a n s o n r a d a n s ı n d a
farklı bir nitelik olacaktır.
Bu, gece u y u m a d a n öncesi içindir. O n d a k i k a y e -
t e r l i o l a c a k t ı r v e s o n r a u y k u y a d a l . V e s a b a h l e y i n ilk ş e y
olarak o n u y a t a ğ ı n d a yapabilirsin. Y a n i geceleyin en son

302
MEDITASYONLAR

ş e y v e s a b a h l e y i n ilk ş e y o l a c a k t ı r . G e c e l e y i n k a h k a h a
u y k u n d a b i r a k ı m y a r a t a c a k t ı r . R ü y a l a r ı n d a h a neşeli,
d a h a şamatacı olacaktır ve onlar sabah k a h k a h a n a yar-
dım edecektir; onlar zemini yaratacaktır. S a b a h kahka-
hası b ü t ü n g ü n ü n akımını oluşturacaktır. B ü t ü n g ü n bo-
y u n c a n e z a m a n fırsat o l u r s a k a ç ı r m a : K a h k a h a at.

Yüzdeki Gerginliği Serbest Bırakmak

H e r gece u y u m a d a n önce y a t a ğ ı n d a o t ur ve yüzü-


nü şekillere sok; tıpkı ç o c u k l a r ı n y a p m a k t a n hoşlandı-
ğ ı g i b i . H e r ç e ş i d i n d e n s u r a t l a r y a p ; iyi, k ö t ü , ç i r k i n ,
güzel. Böylece t ü m y ü z ve y ü z kasları h a r e k e t etmeye
b a şlar . S a d e c e o n ila o n b e ş d a k i k a l ı ğ ı n a s e s l e r ç ı k a r ,
a n l a m s ı z s e s l e r işe y a r a y a c a k t ı r v e s a ğ a s o l a s a l l a n v e
s o n r a u y u . S a b a h l e y i n d u ş u n u a l m a d a n ö n c e y i n e ay-
n a n ı n ö n ü n d e d u r v e o n dakikalığına y ü z ü n ü şekillere
sok. A y n a n ı n ö n ü n d e d u r m a k d a h a ç o k y a r d ı m ede-
cektir: G ö r e b ü e c e k s i n ve tepki verebileceksin.
Ç o c u k l u ğund a y ü z ü n ü a ş ı r ı m i k t a r d a k o n t r o l et$
m i şsindir . H e r t ü r d e n d u y g u y u b a s t ı r m ı ş s ı n d ı r . Y ü z ü -
n ü t a m a m ı y l a ifadesiz h a l e g e t i r m i ş s i n d i r ; h i ç k i m s e
yüzüne bakarak duygularının ne olduğunu anlayamaz.
B u y ü z d e n geceleyin o n d a k i k a y ü z ü n ü şekillere sok,
ses ç ı k a r v e b u n d a n k ü ç ü k b i r ç o c u k gibi keyif al. V e
sabahleyin de aynanın ö n ü n d e y a p böylece bir u z m a n
haline geleceksin. İki üç ay içerisinde t a m a m ı y l a ger-
ginlik gitmiş olacak.

303
ÇOCUK

Kafadan Kalbe Geçmek%

D ü şüncede n h i s s e t m e y e g e ç . V e b u n u n e n iyi y o -
lu k a l b i n d e n nefes almaya b a ş l a m a k olacaktır.
G ü n b o y u n c a hatırlayabildiğin k a d a r derin nefes
al; n e f e s i n t a m g ö ğ s ü n o r t a s ı n a ç a r p t ı ğ ı n ı h i s s e t . S a n k i
t ü m v a r o l u ş içine, kalbini n t a m o r t a s ı n a — s o l a değil,
sağa d e ğ i l . . . t a m olarak o r t a s ı n a — a k ı y o r m u ş gibi his-
set. K a l p m e r k e z i n i n o l d u ğ u y e r b u r a s ı d ı r .
B u n u n fiziksel k a l p l e h i ç b i r a l a k a s ı y o k t u r . O t a -
m a m ı y l a farklı b i r şeydir; o g ö r ü n e n i n a r d ı n d a k i b e d e -
ne aittir.
B u n e d e n l e d e r i n b i r şekilde nefes a l v e n e z a m a n
b u n u yaparsan en azından beş kez d e r i n nefes al: içi-
n e al, k a l b i n i d o l d u r . S a d e c e o n u o r t a d a h i s s e t . V a r o -
luş k a l b i n aracılığıyla canlılık, y a ş a m , Tanrısallık, d o -
ğa a k ı t ı y o r . . . h e r şey içeri akıyor.
Ve s o n r a derin bir şekilde nefes ver, y i n e k a l p t e n
ve s a n a akıtılan şeyi v a r o l u ş a geri verdiğin i hisset. B u -
nu g ü n d e p e k çok kez y a p .
V e g i d e r e k d a h a çok v e d a h a ç ok duyarlı hale ge-
leceksin, p e k çok şeyin d a h a çok farkında olacaksın.
D a h a çok k o k u duyacaksın, d a h a çok tat alacaksın,
d a h a çok dokunacaksın, d a h a çok göreceksin, daha
çok d u y a c a k s ı n , h e r şey d a h a y o ğ u n olacak. Y a ş a m ı n
senin içinde gerçekten titreştiğini hissetmeye başlaya-
caksın.

304
M E D İTASYONLA R

Gevşem e

S a d e c e b i r ç o c u ğ u izle: O r a h a t t ı r , o k e n d i n i bı-
r a k m ı ş h a l d e d i r . Ve g e v ş e m e k için ç ok bilge o l m a y a
gerek yoktur; o basit bir sanattır ç ü n k ü sen zaten doğ-
d u ğund a o n u b i l i y o r d u n ; o z a t e n v a r d ı r . S a d e c e o n u
d u r a ğa n h a l i n d e n a k t i v e e t m e k g e r e k i r , o n u u y a r m a k
gerekir.

T ü m meditasyon teknikleri senin kendini bırakma


sanatını h a t ı r l a m a n a y a r d ı m e t m e k t e n b a ş k a bir şey
değildir.
Basit ilkeler hatırlanmalıdır. B e d e n d e n başlanıl-
malıdır. Yatağında yatarken uykun gelmeden önce
a y a ğında n itibaren kapalı gözlerle enerjiyi izlemeye
b a şla . O r a d a n b a ş l a ; s a d e c e i ç e r d e n izle : B i r y e r d e b i r
gerginlik v a r mı? Bacaklarda, baldırlarda, k a r ı n d a bir
y e r d e bir gerginlik, k a s ı l m a v a r mı? Ve bir y e r d e bir
g e r g i n l i k b u l u r s a n b a s i t ç e o n u r a h a t l a t m a y a çalış . V e
r a h a t l a m a hissi gelmediği sürece b u n o k t a d a n b a ş k a
bir y e r e h a r e k e t etme.
E l l e r e d o ğ r u git ç ü n k ü ellerin seni n z i h n i n d i r ; o n -
lar z i h n i n e bağlıdır. Ş a y e t s ağ elin g e r g i n s e b e y n i n i n
sol t a r a f ı g e r g i n o l a c a k t ı r . E ğ e r s o l elin g e r g i n s e b e y n i -
n i n s a ğ t a r a f ı g e r g i n o l a c a k t ı r . B u n e d e n l e ilk ö n c e el-
l e r e d o ğ r u g i t — o n l a r n e r e d e y s e z i h n i n i n d a l l a r ı gibi-
d i r — ve s o n r a en s o n u n d a zihne ulaş.

T ü m b e d e n gevşediğinde zihin neredeyse y ü z d e


doksan oranında rahatlamıştır çünkü beden zihnin
u z a n t ı s ı n d an b a ş k a bir şey değildir. O z a m a n y ü z d e on

305
ÇOCUK

g e r g i n l i k z i h n i n d e d i r . . . b a s i t ç e izle o n u v e s a d e c e izle-
y e r e k b u l u t l a r k a y b o l a c a k t ı r . O s e n i n için b i r k a ç g ü n
sürecektir; o bir yatkınlıktır. Ve bu senin çocukluk de-
neyimini, çok raha t olduğun zamanı canlandıracaktır.
Birkaç gün içinde bu yatkınlığı yakalayabilecek-
sin. V e b i r k e z b u sırrı bildiğinde — b u n u k i m s e s a n a
ö ğretmez , o n u k e n d i b e d e n i n i n içinde a r a ş t ı r m a k zo-
runda kalacaksın— g ü n içinde bile istediğin z a m a n
g e v şeyebileceksin . Ve gevşemenin efendisi olmak,
d ü n y a d a k i en güzel deneyimlerden bir tanesidir. Bu,
ruhsallığa doğru b ü y ü k bir yolculuğun başlangıcıdır
ç ü n k ü tam olarak bir rahatlık içinde olduğunda artık
bir b e d e n değilsindir.

E ğe r t ü m b e d e n i n g e v ş e k s e b a s i t ç e b i r b e d e n ol-
d u ğun u u n u t u r s u n . V e b u , b e d e n i u n u t m a n ı n i ç i n d e y -
k e n , b e d e n i n i ç i n d e gizli k a l m ı ş o l a n y e n i b i r ş e y i n ,
ruhsal varlığın hatırlanmasıdır.

R a h a t bırakmak, beden olmadığını a m a ölümsüz,


sonsuz bir şey o l d u ğ u n u bilmenin b i r y o l u d u r .
K e n d i n i doğal bir şekilde bırakmış o l d u ğ u n d e n e -
yimleri bulabileceğin hayatına bir bak. Yüzerken yaşa-
d ı ğı n a n l a r v a r d ı r , e ğ e r g e r ç e k b i r y ü z ü c ü y s e n y ü z m e -
den, sadece su ü s t ü n d e kalmayı başarabilirsin ve mu-
azzam bir bırakmışlık duygusu fark edeceksin. N e h i r -
le birlikte gitmek, akıntıya karşı hiçbir h a r e k e t y a p m a -
mak, akıntının bir parçası olmak.
K e n d i n i b ı r a k m a d e n e y i m l e r i n i farklı k a y n a k l a r -
d a n toplayabilirsin ve kısa süre içerisinde t ü m sırrı
avuçlarının içerisinde tutuyor olacaksın.

306
M E D İTASYONLA R

Çocuklar İçin Meditasyonlar

On İki Yaşına Kadar Çocuklar İçin Meditasyon

Bu her okul g ü n ü n ü n başlangıcında öğretmenler


ve çocukların birlikte y a p m a s ı için bir m e d i t a s y o n d u r
ancak bu zorunlu kılınmamalıdır.

İlk aşama:

B e ş d a k i k a g i b b e r i s h : Ç o c u k l a r a b a ğ ı r m a k , çığlık
a t m a k ve d u y g u l a r ı n ı n ifadesi için t a m bir ö z g ü r l ü k
verilmelidir.

İkinc i aşama:

Beş d a k i k a k a h k a h a , t a m o l a r a k k a h k a h a atmala-
r ı n a izin verilmelidir. B u n u n s a y e s i n d e o n l a r ı n zihin-
leri d a h a saf v e t a z e o l a c a k t ı r .

Üçüncü aşama:

Gibberish'ten ve k a h k a h a d a n s o n r a beş dakikalı-


ğ ın a y e r e u z a n m a l ı l a r . Ö l ü g i b i h a r e k e t s i z v e d i n g i n .
Sadece nefes gelip gidiyor.

307
ÇOCUK

On İki Yaşından Büyük Çocuklar İçin


Meditasyon

O s h o s o n r a d a n o n iki y a ş ı n d a n b ü y ü k ç o c u k l a r
için b i r a d ı m d a h a eklemiştir. K a h k a h a d a n s o n r a k i v e
sessizlikten ö n c e k i a ş a m a y a b e ş dakikalık a ğ l a m a ek-
l e m i ştir .

5 Dakika$ Gibberish
5 Dakika$ Kahkaha
5 Dakika$ Ağlama
5 D a k i k a $ Ö l ü gibi y a t m a

308
K a vuş ula n Cennet

Sizin mevcudiyetinizde otururken


pek çok kez kendimi son derece çocuksu bir
duygu ile kaplanmış olarak buluyorum.
Bu çok uzun zaman öncesinden de olsa
tanıdık geliyor. Bu önemli midir?

B u r a d a içinden geçtiğin bu b ü y ü k deneyim, teme-


l i n d e s e n i n k a y b e t t i ğ i n ç o c u k l u ğ u n u y e n i d e n e l d e et-
mendir.
"Kaybolmuş çocukluğun" dediğimde, senin ma-
sumiyetin, h a y r e t dolu gözlerin, bir şey b i l m e m e n , hiç-
bir şeye s a h i p o l m a m a n a m a y i n e d e d ü n y a n ı n zirve-
sinde hissetmen d e m e k istiyorum. Bu hayret, coşku,
g e r g i n l i ği n o l m a m a s ı , e n d i ş e n i n o l m a m a s ı , k a y g ı n ı n ol-
maması, p a r l a k e n s t a n t a n e l e r y e n i d e n keşfedilmeli, on-
lara yeniden kavuşulmalıdır.
E l b e t t e ikinci ç o c u k l u k , i l k i n d e n ç o k d a h a fazla
önemli ve kıymetlidir, ilkinde masumiyet, cehalet yü$

309
ÇOCUK

zünden vardı. Bu yüzden o, saf ve temiz ve sana ait de-


ğildi ; o sadece doğal olarak her çocuğun başına gelen
bir şeydi, ikinci çocukluk senin en büyük kazanımın
olacaktır: O herkesin başına gelmez, ikinci çocukluk
seni cahillik olmadan masum kılar, ikinci çocukluk her
türlü deneyim aracılığıyla gelir. O olgundur, merkez-
dedir, olmuştur.
Böyle hissettiğin için kutsanmış hissetmelisin,
ikinci çocukluk tam olarak meditasyonun varoluşsal
anlamı demektir. Ve oradan gerçekte hiç terk etmedi-
ğin, terk etmenin imkânsız olduğu çünkü onun sen ol-
duğu n evine geri dönme yolculuğu gerçekleşir. Nere-
ye gidersen git kendini orada bulacaksın.
Sende, koşulsuz bir şekilde her yerde seninle bir-
likte olacak, tek bir gerçek varlık vardır. Cehennemde
bile olsan fark etmez, o seninle birlikte olacaktır; cen-
nette bile olsan fark etmez, o seninle birlikte olacaktır.
Varlığını n gerçek özünü bulmak, bir elde saf ma-
sumiyet ve diğer elde de yer-
yüzünde var olmuş en büyük
Bedenin
bilgelik olması demektir.
yaşlanıyor olabilir
ama şayet O yüzden bedenin yaşla-
sessiz olmanın ve nıyor olabilir ama şayet sessiz
huzurlu ve olmanın ve huzurlu ve medi%
meditasyon halinde tasyon halinde ve sevgi dolu
ve sevgi dolu olmanın olmanın yollarını öğrenebilir%
yollarını öğrenebilirsen sen yaşlanmayacaksın. Saba-
yaşlanmayacaksın hın güzel gün ışığında parla-
yan, tüm incilerden daha de%

310
K A V U ŞULA N C E N N E T

ğ erl i g ö z ü k e n ç i ğ t a n e l e r i k a d e r t a z e v e g e n ç k a l a c a k -
sın.

Ç o c u k l u ğunu n i ç i n d e m u t l u v e k e y i f l i o l m a l ı s ı n .
İ sa'nı n d e f a l a r c a , " S e n y e n i d e n d o ğ m a d ı ğ ı n s ü r e c e . . . "
d e r k e n söyleme k istediği b u d u r . H ı r i s t i y a n l a r bile b u
ifadenin anlamını çözememiştir. O n l a r birebir düşüne-
r e k , " S e n y e n i d e n d o ğ m a d ı ğ ı n s ü r e c e . . . " y i ö n c e öle-
ceksin ve sonra t e k r a r doğacaksın ve kıyamet g ü n ü n-
de İsa seni cennete götürece k diye anlamışlardır. Ada-
m ı n söylemek istediği bu değildir.

S ö y l e m e k i s t e d i ğ i ş e y ş u d u r : T a m ş u a n b i r kişilik
o l a r a k ö l m e d i ğ i n v e t o p l u m v e i n s a n l a r t a r a f ı n d a n kir-
letilmemiş, z a r a r g ö r m e m i ş m a s u m bir b i r e y o l a r a k or-
taya çıkmadığın sürece... Senin yeni d o ğ u m u n budur.
Dirilmek budur.

Bayan Meyer, komşusu Bayan Jones'a, "Artık


o ğlunu z E r n i e ' n i n b i z i m y ü z m e h a v u z u m u z d a y ü z m e -
sini i s t e m i y o r u m " d e d i .
" A m a b e n i m zavallı E r n i e ' m n e y a p m ı ş ? " d i y e sor-
du Bayan Jones.
B a y a n M e y e r kızgın bir şekilde, " S ü r e k l i h a v u z a
i şiyor, " d e d i .
" O n u n üzerine bu k a d a r gitmeyin" dedi Bayan
Jones, "bu yaştaki bütün çocuklar bunu y a p a r ! "
" B e l k i d e y a p a r l a r , " d e d i B a y a n M e y e r , " a m a at-
l a m a t a h t a s ı n ın ü z e r i n d e n değil."

311
ÇOCUK

Ç o c u k l u ğu n k e n d i n e ai t g ü z e l l i k l e r i v a r d ı r ç ü n k ü
o, görgü kurallarını, kibarlığı ve t ü m bu saçmalıkları
bilmez. O çok basittir, m a s u m d u r ve çok doğaldır.

B i r a d a m b a r a girdi v e b i r k ö p e ğ i n iki ü ç a d a m l a
b i r l i k t e m a s a d a o t u r u p p o k e r o y n a d ı ğ ı n ı g ö r ü n c e şa-
ş ırdı . A d a m o r a y a g i t t i v e " B u k ö p e k g e r ç e k t e n i s k a m -
bil k â ğ ı t l a r ı n ı a n l a y a b i l i y o r m u ? " d i y e s o r d u .
Adamlardan biri, "Elbette yapabiliyor" dedi.
" A m a gerçekten bir oyuncu olduğu söylenemez. Ne
z a m a n e l i n d e iyi b i r k â ğ ı t o l s a k u y r u ğ u n u s a l l a m a y a
b a şlıyor! "

Bu kesinlikle m a s u m i y e t t i r . . . k ö p e k m u t l u l u ğ u n u
gizleyemez.

İki k a r a f a t m a , ç ö p yığınının t e p e s i n d e k i lezzetli


ş eyler i k ı t ı r k ı t ı r y e r k e n b i r t a n e s i , y a k ı n d a k i b i r a p a r t -
m a n a t a ş m a n y e n i kiracılar h a k k ı n d a bir şey anlatma-
y a başladı.
" D u y d u m ki buzdolaplarında leke y o k m u ş , yerle-
r i ışıl ışılmış v e t ü m e v d e t e k b i r t o z z e r r e c i ğ i b i l e y o k -
m u ş " dedi. "Lütfen, lütfen" d e d i diğer karafatma, "ye-
m e k y e r k e n değil."

Ne kötü haber...!
K u şların , a r ı l a r ı n , k a r a f a t m a l a r ı n d i l i n i ö ğ r e n m e -
ye başladığımız g ü n m u a z z a m bir devrim olacaktır.
O n l a r ı n h e p s i n i n k e n d i l e r i n e h a s iletişimi v a r d ı r . A n $

312
KAVUŞULA N C E N N E T

cak o z a m a n kalp bir h ü z ü n hisseder ç ü n k ü biz h e n ü z


insanlarl a bile iletişim k u r m a y ı b a ş a r a m a d ı k v e biz
milyonlarca yıldır b u r a d a y ı z . Bu nasıl bir aptallıktır ki
t ü m i n s a n l ı ğ ı n b i z e a i t o l d u ğ u n u v e b i z i m d e o n a a i t ol-
d u ğumuz u b i l m i y o r u z , i n s a n ı n t ü m y a p t ı ğ ı şey, s a d e c e
k e s m e k , ö l d ü r m e k , s a v a ş m a k t ı r . A y n ı enerji, a y n ı ç a b a
b u d ü n y a y ı t ü m e v r e n d e k i e n b ü y ü k m u c i z e h a l i n e ge-
t i r e b i l i r d i . A n c a k b i z b i r b i r i m i z i a n l a m ı y o r u z . A y n ı d i-
l i d a h i k o n u ş u y o r olabiliriz a m a a n l a m a k ş a r t değil;
beklenen şey yanlış anlamadır. Bu yüzde n insanlar
k e n d i l e r i n i gizliyor, ç o c u k l u ğ u n u gizliyor, m a s u m i y e -
tini gizliyor, kendisini herkesten savunma amacıyla
koruyor; aksi taktirde genç ve yaşlı t ü m çocukların bu
y e r y ü z ü c e n n e t i n d e k ı k ı r d a y ı p , g ü l ü p , zevk alıp o y n a -
d ı ğın ı g ö r e c e k t i n . B u c i d d i y e t n e d e n ? i n s a n b u c i d d i -
y e t t e n h i ç b i r ş e y elde e t m e m i ş t i r , o b a s i t ç e h e r şeyi yi-
t i r m i şti r a m a o , c i d d i o l m a y a d e v a m e d e r .

Ben tamamıyla ciddiyetin karşısındayım. B e n o n u


psikolojik bir hastalık olarak adlandırıyorum.

Sadece oyuncu, çocuksu, masum bir davranış


d o ğr u d a v r a n ı ş t ı r . O b e n i m se-
v a p olarak, dindar, r u h a n i dav- Ben tamamıyla
ranış olarak adlandıracağım ciddiyetin
ş eydir. . . s a d e c e i n s a n i d e ğ i l , ila- karşısındayım.
hidir. Ben onu
Bir çocuk kadar masum psikolojik bir
o l d u ğu n a n i n s a n l ı ğ ı a ş m ı ş s ı n $ hastalık olarak
dır, Tanrısallığın dünyasına adlandırıyorum.

g i r m i şsindir .

313
ÇOCUK

Ben bir çocukken hiç gerçek bir çocuk


olamadım ama bu son günlerde sıklıkla
küçük bir çocuk gibi hissediyorum.

Bu gerçekten bir mucizedir, gerçek bir mucizedir!


Y e n i d e n bir ç o c u k gibi h i s s e t m e k g e r ç e k bir d ö n ü ş ü m -
d ü r . O n a izin v e r . . . o n u n için u t a n ç d u y m a . Y a ş ı n ı v e
zihnini bir k e n a r a koy. E ğ e r b u n u yapabilirsen b i r d e n
v ü c u d u n d a y e n i bir enerjinin yükseldiğini hissedecek-
sin. Y a ş ı n e n a z ı n d a n y i r m i yıl a z a l a c a k . H e m e n g e n ç $
l e şeceksi n v e d a h a u z u n y a ş a y a c a k s ı n . B u y ü z d e n o n a
izin ver, o güzeldir .
Bir kimse y e n i d e n bir ç o c u k haline gelmelidir. Ve
o z a m a n h a y a t tamamlanır. Ç o c u k l u k t a başlarız ve ço-
c u k l u k t a b i t i r i r i z . E ğ e r b i r k i m s e b i r ç o c u k h a l i n e gel-
m e d e n ölürse o n u n y a ş a m döngüsü tamamlanmamış-
tır. O n u n y e n i d e n d o ğ m a s ı g e r e k e c e k t i r .
D o ğunu n t ü m y e n i d e n d o ğ u m fikri b u d u r . E ğ e r
yeniden doğabiliyorsan — b u hayatında yeniden doğa$
biliyorsan — y e n i d e n d o ğ m a n a gerek kalmaz. E ğ e r bu
b e d e n d e g e r ç e k t e n bir ç o c u k haline gelebilirsen, y e n i -
den dünyada d o ğ m a n a gerek yoktur. V a r o l u ş u n kal-
binde yaşayabilirsin. O zaman geri dönmene gerek
yoktur. Dersin i almışsındır ve

Benim döngü tamamlanmıştır. Benim

tüm çabam budur; t ü m ç a b a m budur; senin yeni-

senin yeniden den bir çocuk olmana y a r d ı m

bir çocuk olmana etmek. Bu zordur, çok zordur

yardım etmek. ç ü n k ü s e n i n t ü m d e n e y i m i n , se-


nin t ü m kalıbın, senin t ü m ka$

314
KAVUŞULA N C E N N E T

rakterin direnir v e " N e y a p ı y o r s u n ? B u çok aptalca gö-


r ü n ü y o r " der. A m a sen aptal ol ve bırak o kendiliğinden
ç ı k s ı n . O k a d a r y e n i , o k a d a r hafiflemiş h i s s e d e c e k s i n
k i o n a izin v e r . B u ç o k ö n e m l i b i r ş e y d i r a m a o n u k a y -
bedebilirsin. O n a y a r d ı m etmezsen kolaylıkla kaybola-
bilir ç ü n k ü s e n i n t ü m kişiliğin o n u n k a r ş ı s ı n d a olacak-
t ı r . O n a i z i n v e r m e k için, o n a b i r y o l b u l m a k i ç i n b i l i n ç -
li olarak çalışman gerekecek. Senin t ü m geçmişin bir
k a y a g i b i o r a d a o l a c a k t ı r v e b u y e n i olgu, s a d e c e d a m -
l a y a n bir su, k ü ç ü k bir a k ı n t ı gibi olacaktır. Y a r d ı m
e d e b i l i r s e n o b i r n e h i r olabilir; a k s i t a k t i r d e k a y a ç o k
b ü y ü k t ü r . F a k a t nihai olarak kişi destek olmaya, y u m u -
şak olmaya, s u gibi o l m a y a d e v a m ederse d a h a güçl ü
olan, d a h a taşlaşmış gibi olan şeyler kaybolacaktır.

U z u n v a d e d e k a y a h e r z a m a n suya m a ğ l u p olur.
Y a şl ı a d a m h e r z a m a n ç o c u k t a r a f ı n d a n y e n i l g i y e u ğ -
ratılır. Ö l ü m h e r z a m a n y a ş a m a m a ğ l u p olur. Kişi h e r
z a m a n h a t ı r l a m a l ı d ı r v e kişi h e r z a m a n d a h a y u m u ş ak,
d a h a taze, d a h a g e n ç şeylere y a r d ı m c ı olmalıdır.

Çocuklarla arkadaş ol ve onların etrafında dolan.


O n l a r ne y a p a r s a sen de y a p . O n l a r b u n d a n hoşlana-
caktır. Ç o c u k l a r ç o k alıcıdır v e h e r z a m a n anlarlar. O n -
lar h e m e n senin yaşlı g ö z ü k t ü ğ ü n ü a m a olmadığını an-
larlar. S a d e c e ç o c u k l a r a karış v e b ü y ü k insanları u n u t .

H e r z a m a n için iki ü ç y a ş ı n d a bir ç o c u k l a y ü r ü y ü -


şe ç ı k m a k ve o n u n l a d o s t l u k e t m e k ve ne y a p t ı ğ ı n ı gör-
m e k , n a s ı l y ü r ü d ü ğ ü n ü g ö r m e k v e h e r ş e y l e n a s ı l ilgi-
l e n d i ğin i g ö r m e k ç o k iyidir . B i r k e l e b e k y a d a b i r ç i ç e k

315
ÇOCUK

ya da havlayan bir köpek ve çocuk her an tam olarak


o n u n içindedir. S a d e c e ç o c u k nası l y a ş a n a c a ğ ı n ı bilir
y a d a kişi y e n i d e n b i r ç o c u k haline geldiği z a m a n nasıl
y a şanacağın ı bilir. B u ikisinin a r a s ı n d a s a d e c e ı s t ı r a p
ve cehennem vardır.
B u n e d e n l e ü ç y a ş ı n d a k i b i r ç o c u ğ u n fikrini k o r u ,
bırak senin gerçekliğin bu olsun ve kronolojik yaşın,
sadece t o p l u m s a l b i r olgu, s a d e ce bir s u r a t olsun. Sa-
d e c e d ı ş a r d a n b i r y e t i ş k i n ol, i ç e r d e n b i r ç o c u k o l a r a k
kal. V e t e k b a ş ı n a y k e n t ü m yetişkinliğini bir k e n a r a bı-
r a k ; b u g e r e k l i d i r , b i r ç o c u k g i b i d a v r a n . V e b u iyi o l a -
caktır. K ü ç ü k çocuklarla oyna.
B a z e n o n l a r ı al, k u m s a l d a b i r y ü r ü y ü ş e ç ı k y a d a
herhangi bir yerde —bir b a h ç e d e — y ü r ü y ü ş e çık. V e
tıpkı onlar gibi d a v r a n ; onları senin gibi d a v r a n m a y a
z o r l a m a . S a d e c e o n l a r ı izle v e i ç i n d e y e n i f a r k ı n d a l ı k $
ların yükseldiğini göreceksin.

B a z e n b ir ç o c u k gibi h i s s e t m e k çok k o r k u t u c u ola-


caktır ç ü n k ü o z a m a n çok k o r u n m a s ı z , çok açık ve her-
k e s seni incitebilirmiş gibi hissedeceksin. Yine ç o k ç a r e -
siz h a l e g e l e c e k s i n . . . a m a b u ç a r e s i z l i k g ü z e l d i r . K o r u n -
masız olmak güzeldir; b a z e n incinmek güzeldir. S a d e c e
b u a c ı l a r d a n u z a k d u r m a k içi n k a t ı l a ş ı r ı z , çelik g i b i b i r
kabuk, bir zırh ediniriz. O güvenlidir a m a ölüdür.

Ç o k güzel bir halin içindesin! O n u n içinde kal ve


y e n i d e n v e y e n i d e n d a v e t et.
N e z a m a n b i r fırsat b u l u r s a n h e m e n b i r ç o c u k ol.
B a n y o n d a y k e n , küvette o t u r u r k e n tıpkı bir çocuk gibi
ol. T ü m o y u n c a k l a r ı n e t r a f ı n d a o l s u n !

316
YAZAR HAKKINDA

Osho'nun öğretileri,
bireysel anlam arayışın-
dan, t o p l u m u n yüzleştiği
en acil sosyal ve siyasi
meselelere k a d a r geniş bir
alanı kapsadığı içi n h e r -
hangi bir kategoriye so$
kulamamaktadır. Kitapla-
rı yazılmamış , otuz beş yı-
lık b i r s ü r e z a r f ı n d a u l u s -
l a r a r a s ı b i r izleyici kitlesi-
n e y a p t ı ğı k o n u ş m a l a r ı n ses v e g ö r ü n t ü k a y ı t l a r ı n d a n
yazıya dökülerek derlenmiştir. Osho, L o n d r a ' d a ya-
yınlanan, S u n d a y Times t a r a f ı n d a n Y i r m i n c i Y ü z y ı l ' m
bin ö n e m l i i n s a n ı n d a n birisi ve Amerikalı y a z a r T i m
R o b b i n s t a r a f ı n d a n " İ s a M e s i h ' t e n b u y a n a h a y a t a gel-
miş en tehlikeli insan" olarak tanımlanmıştır.

O s h o , k e n d i çalışmaları h a k k ı n d a , y e n i t ü r b i r in-
sanın d o ğ u m u için u y g u n şartları o l u ş t u r m a y a k a t k ı
y a p t ı ğın ı s ö y l e m i ş t i r . Bu y e n i insanı sıklıkla " Z o r b a $
B u d a " o l a r a k t a n ı m l a r. H e m Y u n a n l ı Z o r b a gibi d ü n $

317
y e v i z e v k l e r d e n , h e m d e G u a t a m B u d a ' n ı n sessiz d i n -
g i n l i ğinde n z e v k a l a b i l e n b i r i n s a n . O s h o ' n u n b ü t ü n
ç a l ı şmaların a derinlemesine işlemiş olan vizyon h e m
D o ğunu n s o n s u z bilgeliğini, h e m d e B a t ı bilim v e t e k -
nolojisinin en y ü k s e k potansiyelini kavrar.

O s h o ayrıca çağdaş hayatın hızlanmış t e m p o s u n u


k a b u l e d e n m e d i t a s y o n y a k l a ş ı m ı v e içsel d ö n ü ş ü m b i -
limine y a p t ı ğ ı çığır a ç a n katkılarıyla tanınmıştır. O n u n
özgün, aktif meditasyonları b e d e n ve zihnin birikmiş
stresini a t m a k için tasarlanmıştır. B u sayede d ü ş ü n c e -
d e n özgürleşmek ve meditasyonun dingin r u h halini
y a şama k d a h a k o l a y o l u r .

Yazarın otobiyografi olarak T ü r k ç e ' d e yayınlan-


mış bir kitabı mevcuttur:
"Osho ! Provakatör Mistik: Aykırı bir Spiritüelin
Gerçek Yaşam Öyküsü" O m e g a Yayınları, 2004, İs-
tanbul

318
ULUSLARARASI
O S H O MEDİTASYON BELDESİ

Uluslararası O s h o Meditasyon Beldesi tatiller için


muhteşe m bir yerdir ve orada insanlar yeni bir yaşam
biçimini daha çok farkında olarak, rahatlamış ve eğlen-
celi bir şekilde doğrudan tecrübe edebilirler. Hindis-
tan'daki Mumbai (Bombay) kentinin yaklaşık olarak
160 km güneydoğusundaki Pune'da y er alan belde,
dünyanın y ü z ülkesinden her yıl gelen binlerce ziyaret-
çiye çok çeşitli programlar sunar.
Orijinal olarak Maharajalar ve varlıklı ingiliz sö-
mürgeciler için yazlık bir dinlence yeri olarak kurulan
Pune, şimdilerde çok sayıda üniversiteye, yüksek tek-
nolojiye ve endüstriye sahip modern bir kent olarak
gelişmektedir .
Meditasyon beldesi, Koregaon Park olarak bili-
nen banliyösündeki 160.000 m 2 'lik bir alana yayılmış-
tır. Beldenin yerleşkesinde yeni açılan otel, sınırlı sayı-
da ziyaretçiye kalma olanağı sunabilmektedir. Ayrıca,
yakınlarda çok sayıda otel ve özel apartman dairesi
birkaç günden birkaç aya kadar kalınabilecek olanak-
ları son derece uygun koşullarda sunabilmektedir.

319

You might also like