You are on page 1of 11

ŞTRAYHGARN İPLİKÇİLİK

Kendisinden ştrayhgarn ipliği imal edilecek bir elyaf harmanına tatbik edilecek temel

işlemler şunlardır: açma, temizleme, karıştırma, tül ve fitil haline getirme, nihayet bu fitili

istenen iplik numarasına kadar inceltip büküm vermekten ibrettir. Bunlardan bilhassa

sonuncusu ; atkı, çözgü, bobinleme, dokuma, terbiye ve boya işlemlerinin istediği özelliklere

uygun olarak gerçekleştirilmelidir. Bu istekler, imalatta karşılaşılan durumlara göre değişirse

de esas olarak: mukavemet, elastiklik, ipliğin birim boyunun ağırlığının düzgünlüğü ve

muntazam bir büküm dağılımından ibarettir.

Taranmamış iplik imalinde( ştraygarn iplikçilik) taraklanmadan sonra hemen iplik

eğirme işlemi gelir ve bu durumda temizleme ve harmanlama veya karıştırmaya artık müsait

değildir. Sadece fitili çekip inceltmek ve ona büküm vermek mümkündür. Bu işlem

sırasındaki inceltme de ancak %50 ye kadar uygulanailir. Bu sebepten, taraklanmış fitil; bütün

kirlerden temizlenmiş, eltaf dağılım ve bileşimi bakımından homojen, birim boyca ağırlık

değişimi bakımından mümkün olduğu kadar düzgün olmalıdır. İplik kalitesini ve

düzgünsüzlüğünü istenen seviyeye getirebilmek için eğirme işlemi esnasında eldeki imkanlar

yukarıda sayılanlardan ibarettir ve mevcut çekim imkanı oldukça sınırlıdır.

Taranmamış ştrayhgarn iplik eğirme; ister seyyar ister sabit vargel eğirmesi olsun üç

temel işleme dayanır. Bunlar;

1) Çekme

2) Bükme veya büküm verme

3) Sarma, bobinleme veya paketleme


Çekme veya çekim; fitilin, ipliğin gerektirdiği kalınlık veya birim boyca ağırlığa kadar

inceltilebilmesi için son işlemdir. Seyyar vargelde bu durum silindir çekmesi yerine iğ

çekmesi ile gerçekleştirilir.

Çekilip incelmiş fitil, iplik, dokuma veya örme için gerekli mukavemeti kazanıncaya

kadar bükülür. Seyyar vargelde bükümün bir kısmı çekim esnasında, fakat asıl kısım

doğrudan doğruya iğ tarafından verilir. Sabit vargelde ise ipliğe verilecek büküm bir bilezik-

kopça çifti kullanılarak gerçekleştirilir. Buna ring büküm denir.

Sarma işlemi ise eğrilmiş ipliği bir masura veya bir bobin üzerine üst üste katlar

halinde dolamaktan ibarettir.

SEYYAR VARGEL

Hemen hemen her numarada ipliği istenilen şartlara uygun olarak eğirebilen seyyar

vargele, pratik bakımdan tamamen otomatik olduğundan, kendiliğinden çalışan seyyar

vargelde denir. Birçokları bu makinayı; esas mekanizma ve araba diye iki kısma ayırır.

Bunlardan birincisi ana milden aldığı hareketi, seyyar vargelin çalışıp istenilen işlemleri

yapması için gerekli hareketlere çevirir. Makinenin bu kısmı genellikle sabittir. Fakat araba,

adından da anlaşılacağı üzere hareketli olup fitili çekip incelterek ona büküm veren iğ ile

eğrilmiş ipliğin sarıldığı masura veya bobini taşır. Masuralar iğ üzerine takılmıştır. Araba

eğirme sırasında esas mekanizmadan uzaklaşıp ona yaklaşır bu hareket makine enince olup

açılıp kapanmalar oldukça yavaştır.

İşlemi kolayca açıklayabilmek için ana hareketler aşağıdaki gibi sıralanabilir;


1) Fitil sağılırken arabanın açılması,

2)Fitilin biraz bükülüp çekilmesi,

3)Gevşeme ve bırakma hareketi,

4)Uç kurtarma hareketi,

5)Sarma,

6)Kapanma.

H-G-H besleme veya sağma silindirleri ; arabadaki her bir iğe, önceden belirlenen

uzunluktaki taraklanmış fitili belli zaman aralıklarında M yumaklarından çekip sağar. Seyyar

vargelin çalışmasının bu bölümünde iğ sabit hızla dönerek , besleme silindirlerinden gelen

fitili biraz bükerken , arabada yavaş yavaş sağılma hızına uygun olarak açılır.İstenilen

uzunluktaki fitil sağılınca sağma silindirleri durur ancak araba açılmaya, iğlerde dönerek

büküm vermeye devam eder. Fitil istenilen inceliğe gelince iğ çekmesi denilen hareket biter

ve araba da durur. Bu işlem sırasında çekilmekte olan iplikteki gerilme gittikçe artar. Bu

durum karşısında elyafın durumunu kendisinin elastiklik ve sürtünme özelliği belirler. Elyafı,

birbirine tutunma kuvvetleri ile verilen büküm tarafından ortaya çıkan yan basınç kontrol

eder.

Fitile istenilen çekim verilip, gereken numarada iplik eğrilmeye uygun inceliğe gelince

araba durur ama iğler daha da hızlanarak dönmeye devam eder ve iplik istenildiği kadar

büküm alınca da durur. Bu arada iplik kısalacağından bunu dengelemek ve aşırı gerilme

yüzünden kopmayı önlemek için araba bir miktar sabit kısma yaklaşır. Böylece istenen

mukavemette iplik eğrilmiş olur. Bu işlemler sırasında iplik ekseni iğ eksenine dik

olmadığından sarılma meydana gelmez ve iplik her devirde tepesinden sıçrayıp kurtulur, bu

yüzden de devir başına bir büküm alır. Yani büküm verme işleminde iplikte 8-10 cm
civarında kısalma ve aşırı gerilme olur. Bunu önlemek için araba yavaş yavaş kapanır buna da

gevşetme (bırakma) denir.

Büküm verme işlemi tamamlandıktan sonra iğler durur, iğin çıplak ucuna sarılmış

ipliği boşaltmak için iğ birkaç devir geri döner ve buna da uç kurtarma denir. Araba sabit

kısma doğru yaklaşırken iplik de iğe takılmış bulunan C masurasına konik olarak sarılır.

Sarılma, araba yavaş yavaş kapanırken iğin de buna uygun bir devirle dönmesiyle

gerçekleştirilir. Sarılma esnasında D ve D’ kılıçları ipliğe eşlik ederek onu iğ eksenine dik

tutarlar ve bu arada da istenilen şekilde sarılmasını sağlarlar. İplik konik olan C masurasına iç

içe geçmiş kesik koniler şeklinde sarılır. İpliğin masuraya sarılma hızı kıyasla sabit olan

arabanın kapanma hızı tarafından belirlendiğinden, masura doldukça sarma hızını sabit tutup

düzgün gerginlikte sarılmayı sağlamak için iğ devrinin de gittikçe düşmesi gerekir. Fakat iğ

devrindeki bu değişimin gerçekleştirilmesi için oldukça karmaşık bir mekanizmaya ihtiyaç

vardır.

Seyyar vargele eğirme sırasında yapılması gereken çeşitli işlemlerin gerçekleştirilmesi

için gerekli hareketlerin birbirine girmesi takibi ve anlaşılması zor bir durumda olmaları

nedeniyle karmakarışık mekanizmaya sahip bir makinanın geliştirilmesini gerektirmiştir.

Fakat eğirme işlemi adım adım takip edilirse basit basit üç hareketin ardı ardına ve birbiri

içine girmiş olarak yapıldığı görülür. Bunlar araba hareketi, iğin dönmesi ve sağma

silindirlerinin fitili sağmasıdır. Ancak bu hareketlerin teker teker iyi ayarlanması ve birbiriyle

çok iyi bir şekilde koordine edilmesi gerekir. Böylece de ipliğin istenilen şekilde eğrilmesi

sağlanır. Bu hareketlerin hiçbiri karmaşık değildir. Zor olan bunların birbirleri ardınca

birbirine uygun şekilde ve gerektiğince gerçekleştirilmesidir. Asıl önemlisi gerektiğince az

iplik hatasının ortaya çıkmasını sağlamaktır.


Yukarıda anlatıldığı gibi hareket bakımından makina üç kısımdan oluştuğundan,

bunların yaptıkları işler çekme, bükme ve sarma şeklinde sıralanabilir. Sağmaya çekimin

hazırlığı, gevşetmeye bükümün, kapamaya da sarmanın gerektirdiği bir hareket olarak

bakılabilir.

ÇEKİM

Çekim sırasında hafifçe büküm verilmiş fitil gerilir ; bu sırada elyafın davranışı şöyle

olur : iplikçiler tarafından senelerdir edinilen tecrübe ve gözlemlere dayanarak ; bükümün

önce ince yerlere dağıldığı, bu nedenle de çekim sırasında kalın ve yumuşak yerlerin ilk önce

inceldiği kabul edilmiştir. Bunlara ek olarak önce kalın yerlerin incelmesi nedeniyle iplikteki

bükümünde yeniden dağılıp incelen yerlerin yavaş yavaş büküm aldığı ve bükümün iplik

boyunca iyi bir şekilde dengelenip düzgünleştiğine ve ince yerlerin azla bükümlü olmaları

nedeniyle çekmeye daha dayanıklı olduğuna inanılmıştır. Bu sebepten iplikteki kalın yer

çekilip incelince bir büküm akışına maruz kalır, dolayısıyla bu bölgenin çekim nedeniyle

incelmesi durur ve bir başka kalın yerde yeniden başlar. Eğer olayın gerçekten oluş tarzı bu

kadar basitse iğ çekmesi eğrilmek üzere hazırlanmış fitili oldukça düzgün bir iplik elde

etmeye uygun hale getirir. Buna ek olarak inceltme sırasında liflerin birbirine tutunmasını

devam ettirecek kadar büküm verilmiş olduğu kabul edilmek şartıyla bu teoriye göre çekim

hemen hemen sonsuz olarak devam ettirilebilir gibi görünüyor.

Bununla beraber pratikte her ne kadar iyi eğrilmiş bir iplikte düzgünleşme tesirinin

bulunduğunda anlaşılıyorsa da eğer uygulanan büküm aşırı derecede ise elde edilecek ipliğin

düzgünsüzlüğünün pek o kadar iyi olmadığı bilinir. Ayrıca kopmalar başlar ve imalat aksar.

Seyyar vargelde eğirmenin bu bölümünde iplikçilerin düşüncesi mümkün olduğu kadar

düzgün bir iplik elde etmek ve bu arada da kopmaları mümkün olan en az sayıya indirmek
için gerekli şartları en uygun şekilde ayarlamak ve en uygun bükümü belirlemektir. Bunları

gerçekleştirmek için kontrolü mümkün olan şartlar şunlardır; çekimden önce verilmesi

gereken büküm miktarı, çekim sırasında verilecek bükümün değişim hızı, işlemin yapılış hızı

ve uygulanacak çekim miktarıdır. Bunlar harman özelliklerine bağlıdır. Bütün bu faktörlerin

büyüklük ve birbirleriyle olan ilişkilerini ayarlamak iplikçilik sanatı olup bilgi bakımından

tam anlamıyla açıklanabilmiş değildir.

İplikçinin kolayca kontrol altına alamadığı fakat nasıl olması gerektiğini tam olarak

biliyorsa isteğine göre ayarlayabileceği diğer faktörler şunlardır. Yüne verilmesi gereken yağ

miktarı ve bunun özellikleri, ovalama hortumlarının fitile vermesi gereken sürtünme, daha

doğrusu ovalama miktarı, yıkama ve boyama sırasında değişebilen fiziki özellikler

bunlardandır. Burada işaret edilmek istenen fiziki özelliklerden amaç lifin sürtünme ve elastik

özellikleridir. Bunlardan ilki liflerin birbirine göre hareketine etki eder, ikincisi ise bükümle

birlikte liflerin birbirlerine tutunmalarını düzenler. Çünkü sert elyaf birbirine aynı derecede

tutunabilmek için kolayca eğilip bükülebilenlerden daha fazla büküme ihtiyaç uyar.

İĞ ÇEKMESİNİN İNCELENMESİ

Angus ve Martindale deneyim şartları altında bir tek iğle yaptıkları denemelerde bir

seyyar vargelde çekilmekte olan fitilin davranışlarını incelemişlerdir. McNair de Chamberlain

tarafından geliştirilip gerçekleştirilmiş olan elektronik seyyar vargeli bir çekim aracı olarak

kullanarak bu gibi çalışmalar yapmıştır.

Angus ve Martindale dikkatlerini işlemin iki ana noktasında toplamışlardır.

Çekilmekte olan fitilde meydana gelen gerilme ve fitil düzgünsüzlüğünde ortaya çıkan

değişme. Gerilmenin artmasının incelenmesine fitildeki liflerin çekim esnasındaki davranışı

hakkında bir fikir vereceği hissedildiği için gerekli görülmüştür.


Kısmen büküm almış bir fitilde çekim başladığı zaman gerilme sıfırdır. Verilen bu

gerilme veya çekim kuvveti hızla artar ve çekimin ilk safhalarında bu artış oranı hayli

yüksektir. Sonra artış hızı sıfıra iner, dolayısıyla kuvvet-uzama eğrisi bir büküm ve

maksimum noktasından geçer. Çekim ve uzama artmaya devam ettikçe kuvvet yeniden

azalmaya başlar ve bu durum iplik kopup kuvvet sıfır oluncaya kadar sürer.

Büküm noktasındaki ve en büyük kuvvetteki yüzde uzama değerleri şartlara göre

değişmektedir. %25 ile %50 arasındaki değerlerin işlenen yapağının tipine, çekim sırasında

ipliğe verilen büküm şartlarına iğ ekseni ile çekilmekte olan iplik ekseni arasındaki açıya ve

taraklamadan önceki sulu işlemlerin etki ettiği elyafın fiziki özelliklerine de bağlıdır. Bütün

bu faktörler en büyük kuvvetle meydana gelen uzama değerine ve aynı zamanda verilen bir

uzamada ortaya çıkan kuvvetin büyüklüğüne de etki eder. Mesela ; bütün şartlar aynı kalmak

üzere iğ ekseni ile iplik ekseni arasında bir açı bulunduğunda iki eksenin üst üste olması

haline göre daha küçük maksimum kuvvet meydana gelir, aynı zamanda da maksimum

kuvvete erişmeden önce en büyük uzama elde edilir. Bu sonuçların anlamı henüz tam olarak

anlaşılmış değildir.

SABİT VARGEL

1960 a kadar bütün dünya da ştrayhgarn sanayinde en çok kullanılan ipik eğirme

makinesi yine seyyar vargeldi. Ancak bu durumdan abd istisna olup 1935 den 1961 e kadar

bunların sayısında görülen devamlı azalma sonunda seyyar vargel sayısının ring

makinelerinkine oranı 1/3 olmuştur. Karmakarışık elyaftan meydana gelmiş harmanlardan

eğrilecek ştrayhgarn iplikleri için bu makinelerin duruma uygun şekilde ayarlanmasının en

kolay olduğunu idda etmektedir. Fakat bütün bu mühim avantajlarına rağmen seyyar vargel

senelerdir devam edegelen yapısıyla imal edildiği takdirde son çıkan makinelerle rekabet
edebileceği oldukça şüphelidir. Bununla beraber en son çıkan mak standspinner 644 tipiyle,

bunlar hayli modernleştirilmiş olarak piyasaya yeni bir görünüşle tekrar çıkmış bulunmakta

olup seyyar vargeldeki eğirme prensibini koruyarak yeni iğlerle techiz edildiğinden

ştrayhgarn iplikçilerinin ciddiyetle göz önüne alıp inceleyecekleri oldukça kuvvetli bir

duruma gelmişlerdir. Almanlar tarafından geliştirilmiş olan bu model istenilen birçok

özelliklere sahiptir. Bunlar arasında iğlerin doğrudan doğruya dişliler tarafından tahriki olup

bununla ilgili mekanizma tamamen kapalı bir halde sabitleştirilmişiğ taşıyıcının içine

gizlenmiştir. Eski seyyar vargellerin aksine bunlarda iğ taşıyıcı araba sabit olup bunun yerine

bobin taşıyıcı kısım hareketli hale getirilmiştir. Böylece daha yüksek bir eğirme hızına

erişmek mümkün olmuştur. Gerçekten son imal edilen bir sabit vargelin, bir tarağın

üretiminin hemen eğirilebilecek kapasitede olduğu söylenir. Daha büyük masuralar elde

edilmekte olup alışılagelmiş esas makanizma kısmı tamamen değiştirilmiş ve ana kontrol

mekanizmaları iğlerin ön ve altında olmak üzere makinenin merkezine yerleştirilmiştir.

Ayarlar el yardımıyla makineler çalışırken de yapılabilir. Eskilerde ise bu dişli çarklar

yardımıyla gerçekleştirilmekte veoldukça zor ve zaman alıcıydı. Sarma ve germe kılıçlarının

milleri eski ağırlık sistemi yerine yaylarla donatılmış bulunmaktadır. Seyyar vargellerin hız ve

ivme eğrilerini büküm katsayısı özelliklrini ve büküm eğrilerini bu makinelere has iplik

kopma sayısı üretim kabiliyeti ve taraklanmış harmanlardan farklı iğ devirlerinde eğrilmiş

ipliklerin özellikleriyle birlikte incelemişlerdir.

ŞTRAYHGARN RİNGLERİ

Ştrayhgarn sanayii bakımından gelişmesi ve ştraygarn iplikçileri tarafından kabulü

kamgarn sanayiidekinlere nazaran daha uzun zaman almıştır. Bu durumun izahı şu şekilde

yapılabilir. Kamgarn iplikçilerinin sahip olduğu malzeme ştrayhgarn iplikçisininkine kıyasla


daha düzgün olduğundan bandı inceltmek için lüzumlu çekim mekanizması herhangi bir temel

değişikliğe ihtiyaç olmaksızın seyyar vargelden bilezikli mekanizmaya aktarılabilir. Burada

üstesinde gelinmesi gereken tek problem iğdir.

Ringli ştrayhgarn iplik eğirme makinelerindeki eğirme öncesi hazırlık tertibatları

seyyar vargelinkinden daha farklıdır. Seyyar vargelin iğ çekimi esnasında fitil

düzgünsüzlüklerini giderme etkisine hemen hemen aynı etkisi bulunan bir çekim tertibatı fitili

inceltip onu düzgünleştirebilecek şekilde imal edilmiş ve hazırlanmış olup çeşitli hammadde

harmanlarına uygun olarak istenen ipik kalitesine göre ayarlayıp çalıştırmak mümkündür. Bu

duruma yalancı büküm tüpleriyle birlikte çalışan çekim tertibatı ile ulaşılmıştır. 1960- 1964

arasında ortaya çıkan balon kırıcı halkalar, taç başlı iğlerle birlikte havalı emme tertibatı ve

değişebilir devirli motorlar gibi gelişmeler ştrayhgarn iplikçiliğine hayli büyük hamleler

yaptırmıştır. Kopça hızı 1853 mil/dakika iken balonsuz eğirmede 2606 mil/dak çıkmıştır. İğ

bağlantıları ipliğe verilen bükümün iplik boyunca hızla yayılıp akarak besleme silindirlerine

kadar çabucak erişmesine uygun olduğundan kritik bir bölge olan besleme silindirlerinin

önünde iplik mukavetli olacağı için kopmalar hayli azalmıştır. Böyelece yüksek hızlı ve

büyük masuralı iplik makineleri problemsiz kullanılmaya başlanmıştır. Ayrıca çeşitli bilezik

çaplarına sahip ve değişik boyda masuralar takılabilen bu suretlede kamgarndaki eğirme

imkanlarına sahip farklı numaralarda iplik eğirebilecek makineler geliştirilmiş ve piyasaya

sunulmuştur.

Ştrayhgarn ipliğinin ringlerde sürekli bir şekilde eğrilebilmesi kesikli çalışna seyyar

vargelde eğirmenin aksine son zamanlarda meydana gelen bir gelişmedir. Kullanılması

halinde artan rekabet şartlarından doğan ihtiyaçların çabuk karşılanması mümkün olduğundan

ring iplik makinesi sonradan ştrayhgarn iplikçilerince birdenbire kabul dilmiş ve bu ticari

sahada süratle yayılmıştır. Bunlarda hemen hemen her kalitedeki yapı ile bunların birbirleriyle

pamuk ve insan yapısı elyafla harmanlarından kalın halı ve örgü ipliklerine eğirmenin
mümkün olmasıyla birlikte daha kaliteli tvid( tweed) ipliklerini de imal etmek mümkündür.

Kısacası bu makinelerde hemen hemen her kalitede elyaf ve bunların harmanları işlenebilir.

Ştrayhgarn iplikçiliğinde ringlerin başta gelen avantajları aşağıdaki gibi sıralanır.

1) Üretimi seyyar vargelinkinin 2 ile 4,5 mislidir.

2) Aynı üretimi yapacak makine farkının kapladığı saha %60 daha küçüktür.

3) Bir çok hallerde işçilik daha ucuzdur.

4) Daha büyük masura takılabildiğinden takım değiştirmede daha az zaman kaybı olur.

5) İplik kalitesi hemen hemen aynı olup ringden elde edilen iplikler seyyar

vargelinkinden daha elastiktir.

6) Çözgü ipliklerinde daha az düğüm olur.

7) Eğirmeden sonraki işlemlerin maliyeti düşer.


KAYNAKLAR

Feather, E. E., Ştrayhgarn ve Kamgarn Yün İplikçiliği, 4, 215 (2000)

Bergen, W. V., Yün İplikçiliği (1991)

Strang, P. M., Whitin Rev., No. 1 (1958)

You might also like