Professional Documents
Culture Documents
MEGEP
(MESLEKÎ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN
GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ)
KİMYA TEKNOLOJİSİ
BOYA ÜRETİMİ
ANKARA, 2009
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından geliştirilen modüller;
• Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığının 05.09.2008 tarih ve 186 sayılı Kararı ile
onaylanan, Mesleki ve Teknik Eğitim Okul ve Kurumlarında kademeli olarak
yaygınlaştırılan çerçeve öğretim programlarında amaçlanan mesleki yeterlikleri
kazandırmaya yönelik geliştirilmiş öğretim materyalleridir (Ders Notlarıdır).
• Modüller, bireylere mesleki yeterlik kazandırmak ve bireysel öğrenmeye
rehberlik etmek amacıyla öğrenme materyali olarak hazırlanmış, denenmek ve
geliştirilmek üzere Mesleki ve Teknik Eğitim Okul ve Kurumlarında
uygulanmaya başlanmıştır.
• Modüller teknolojik gelişmelere paralel olarak, amaçlanan yeterliği
kazandırmak koşulu ile eğitim öğretim sırasında geliştirilebilir ve yapılması
önerilen değişiklikler Bakanlıkta ilgili birime bildirilir.
• Örgün ve yaygın eğitim kurumları, işletmeler ve kendi kendine mesleki yeterlik
kazanmak isteyen bireyler modüllere internet üzerinden ulaşılabilirler.
• Basılmış modüller, eğitim kurumlarında öğrencilere ücretsiz olarak dağıtılır.
• Modüller hiçbir şekilde ticari amaçla kullanılamaz ve ücret karşılığında
satılamaz.
İÇİNDEKİLER
AÇIKLAMALAR ....................................................................................................................ii
GİRİŞ ....................................................................................................................................... 1
ÖĞRENME FAALİYETİ–1 .................................................................................................... 3
1. PLASTİK BOYA ÜRETMEK............................................................................................. 3
1.1. Genel Bilgi .................................................................................................................... 3
1.1.1. İlk Karıştırma Prosesi ............................................................................................ 5
1.1.2. Dispersiyon............................................................................................................ 6
1.1.3. Alt İlave Prosesi..................................................................................................... 7
1.1.4. Üretim Ekipmanları ............................................................................................... 8
1.2. Boyaların Kuruma Mekanizması .................................................................................. 9
1.2.1. Solvent Evaporasyonu ile Kuruma ........................................................................ 9
1.2.2. Kimyasal Reaksiyon ile Kuruma ........................................................................... 9
1.3. Plastik Boyanın Üretilmesi ......................................................................................... 10
1.3.1. Örnek Reçeteler ................................................................................................... 12
1.3.2. Plastik Boyadan Beklenen Özellikler .................................................................. 14
1.4. Plastik Boya Üretim Makineleri ................................................................................. 14
1.4.1. Karıştırıcılar (mikserler) ...................................................................................... 14
1.4.2. Boya Ezme Makinesi........................................................................................... 17
1.4.3. Filtrasyon Makinesi ............................................................................................. 19
1.5. Su Bazlı Boyaların Özellikleri .................................................................................... 20
1.5.1. Mat Boyalar (Plastik Boya) ................................................................................. 20
1.5.2. Yarı Mat Boyalar (Saten Boya) ........................................................................... 20
UYGULAMA FAALİYETİ .............................................................................................. 21
ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME .................................................................................... 23
ÖĞRENME FAALİYETİ–2 .................................................................................................. 25
2. SENTETİK BOYA ÜRETMEK ........................................................................................ 25
2.1. Sentetik Boyaların Üretilmesi ..................................................................................... 25
2.1.1. Örnek Reçeteler ................................................................................................... 29
2.2. Sentetik Boyadan Beklenen Özellikler ....................................................................... 30
2.3. Yaş Boya Üzerinde Yapılan Testler ve Kontroller ..................................................... 31
2.3.1. Gözle İnceleme .................................................................................................... 31
2.3.2. Viskozite.............................................................................................................. 31
2.3.3. Yoğunluk ............................................................................................................. 32
2.4. Sentetik Boya Üretim Makineleri ............................................................................... 33
2.4.1. Disolverler ........................................................................................................... 33
2.4.2. Boncuk Değirmenleri (Perl Mili)......................................................................... 37
2.4.3. Üçlü Silindirler .................................................................................................... 41
2.5. Solvent Bazlı Boyaların Özellikleri ............................................................................ 42
UYGULAMA FAALİYETİ .............................................................................................. 43
ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME .................................................................................... 45
MODÜL DEĞERLENDİRME .............................................................................................. 47
CEVAP ANAHTARLARI ..................................................................................................... 49
KAYNAKÇA ......................................................................................................................... 50
i
AÇIKLAMALAR
AÇIKLAMALAR
KOD 524KI0064
ii
GİRİŞ
GİRİŞ
Sevgili Öğrenci,
Bu modül, kimya ve işleme alanında yer alan boya üretimi ve uygulama dalı içerisinde
“Boya Üretimi” adı altında sizleri bilgi ve beceri sahibi yapacaktır.
1
2
ÖĞRENME FAALİYETİ–1
ÖĞRENME FAALİYETİ–1
AMAÇ
Gerekli ortam sağlandığında, kuralına uygun olarak plastik boya üretebilecek bilgi ve
beceriye sahip olabileceksiniz.
ARAŞTIRMA
3
¾ Dispersiyon stabilizasyonu: Elde edilen mamuldeki pigmentlerin dispers
hâlinin korunmasıdır. Stabilizasyonun sağlanması için katı taneciklerin birbirine
çok fazla yaklaşması önlenir.
Boyanın istenilen niteliğe uygun ve istenilen renkte imali için daha önceden
hazırlanmış, belirlenmiş kodları olan maddelerin ve miktarlarının yazılı olduğu üretim
kartları vardır. Bu kartlar; kullanılacak malzemenin stoktan alınmasını, üretim işlemlerinin
yapılmasını ve ambalajlanabilir duruma gelinceye kadar boyanın takip edilmesini sağlar.
Boyanın oluştuğu kimyasalların her birinin boyaya sağladığı bir özellik vardır. Ancak
bu katkının sağlanabilmesi için uygun ortam ve uygun oranda homojen karışımına dikkat
edilmelidir.
Özellikle boya, üretim sırasında viskozitesinin ve yoğunluğunun istenilen aralıklarda
olması için testlerden geçirilir. Boya üretim aşamaları aşağıdaki gibidir:
¾ İlk karıştırma
¾ Makine geçiş (MG)
¾ Renk (alt ilave)
İlk karıştırma aşamasında reçine, pigment varsa dolgu malzemesi belli oranlarda
karıştırılıp, buradan homojen bir solüsyon eldilir. Ayrıca katkı maddelerinin reçine içine
karışabilmesi sağlanır. İlk amaç, pigmentleri reçineye yedirmektir. İlk aşamada 20-50 µ tane
büyüklüğünü 5-10 µ’luk bir büyüklüğe taşımak gerekir. Bunun için karışım makine geçişten
3–4 pas geçer.
Reçine Reçine
Pigment DYNO Katkı Kalite
(Dolgu) MİLL Solvent Kontrol
4
¾ İlk karıştırma:
Pigmentin yeterli bağlayıcı ile karıştırılarak dispersiyon için uygun viskoziteye
getirilmesidir (pasta).
¾ Dispersiyon:
Pastanın Mill’den geçirilerek pigment partiküllerinin hedeflenen tane iriliğine
düşürülmesidir.
¾ Alt ilave:
Dispersiyonu tamamlanan pastanın varsa alt ilavelerinin verilerek formülün
tamamlanmasıdır.
¾ Renk yapma:
Renk komponentlerini kullanarak istenen renge ulaşılmasıdır.
¾ Kalite kontrol:
Fiziksel özelliklerin ve performans gereksinimlerinin belirlenmesi için testlerin
yapılmasıdır.
R
Resim1.1: Karıştırıcı
5
1.1.2. Dispersiyon
¾ Dispersiyonun stabilizasyonu
6
Genelde dispersiyonda primer parçacıklara kadar ezilme istenir. Ancak bazen eldeki
şartlar buna olanak vermez ve dispersiyonda agregatlardan öteye gidilemez. Bu durumda
dispersiyon istenilen şartları yerine getiriyorsa agregatla yetinilir. Aksi hâlde uygun
dispersiyon makinesi ve viskozite seçimi, uygun katkı maddelerinin (ıslatıcılar) ilavesi
gerekir.
İlk iki aşamanın iyi bir performansla yerine getirilmesi, dispersiyona iyi bir
stabilizasyon kazandırır. Ayrıca gereken aditif ilaveleriyle mükemmel bir stabilizasyon
sağlanır.
İyi bir boya imalatı, uygun bir ham madde seçimi, iyi bir ezme (dispersiyon) ve iyi bir
formülasyonu gerektirir. Bu üç parametrenin optimumu oluşturduğu zaman, iyi bir pigment
dispersiyonundan söz edebiliriz.
İyi bir dispersiyon, uygun makine ve ona uygun reçete ile yapılır.
Bu aparatlar:
¾ Mikserler (karıştırıcılar)
¾ Yüksek devirli karıştırıcılar
¾ Boncuk değirmenleri
¾ Üçlü silindirler
¾ Bilyalı değirmenler
İlave edilen yarı ürün ve ham maddeler arasında minimum düzeyde viskozite ve
sıcaklık farkı olmalıdır.
Kuvvetli çözücüler alt ilavede girilmelidir.
Yüksek viskoziteli yarı ürünler ilave edilmeden önce nihai formülde yer alan uygun
çözücü veya bağlayıcı ile akışkan hâle getirilmelidir.
¾ Stok tankları
¾ Üretim tankları
¾ Toz yükleme sistemi (reimelt)
¾ Dispensing sistem (füll)
¾ Scada otomasyon sistemi
¾ Dissolverler
¾ Karıştırıcılar
¾ Bead-mill’ler
¾ Dolum makineleri
8
1.2. Boyaların Kuruma Mekanizması
Genel olarak boyaların kurutulmasında solvent evaporasyonu ile kuruma ve kimyasal
reaksiyon ile kuruma yöntemleri uygulanır.
Boya, ihtiva ettiği uçucu sıvıların (solvent) buharlaşması ve polimerleşme ile kurur.
Solvent içinde çözünmüş hâlde bulunan lineer polimer, solvent uçunca bir film oluşturur.
Selülozik boyalan ve PVA bazlı emülsiyonları örnek olarak gösterebiliriz.
Bu çeşit boyalar film meydana getirdikten sonra ihtiva ettikleri solvent karışımı ile
temas ettikleri zaman tekrar çözünebilirler.
Boya üretiminde kullanılan bağlayıcılar çapraz bağ yapma özelliğine sahip ise boya
filmine sağlamlık ve sertlik kazandırılır. Sertleşen boya filmi kendi solventi ile tekrar
çözünmez. Bu durumda boyanın performansı yükselir veya azalır.
¾ Oksidasyon polimerizasyonu
¾ Polimerizasyon
R.OOH →RO. + OH
Diğer bir ester molekülü diğer serbest hidroksil radikali ile birleşebilir ve alkali
radikali oluşturur.
RH + OH → R. + H2O
Aynı zamanda başka bir ester molekülü diğer serbest radikalle reaksiyona girebilir.
RH + RO → ROH + R.
9
Boyanın kuruması esnasında aşağıdaki serbest radikaller oluşur. Bu radikaller yağdaki
konjuge ve izole bağların bulunduğu karbonda gerçekleşir.
RO. , R., .OH
Bu şekilde birleşen moleküller, gittikçe büyüyerek polimer meydana getirirler.
Reaksiyon başladıktan bir müddet sonra peroksit ve hidroperoksit miktarı maksimuma ulaşır
ve sonra düşmeye başlar. Oksijen miktarı boya filmi üzerinde fazladır. Polimerizasyon başlar
ve viskozite kuru bir film tabakası teşekkül edene kadar yükselir. Oksijen
konsantrasyonunun yüksek olması nedeniyle ilk kuruma yüzeyde olur. Oksijen içerlere nüfuz
ettikçe iç taraflarda kurumaya başlar. Bağlayıcı ağırlığının hemen hemen % 10–12’si kadar
oksijen absorbe edilir. Bu şekilde kuruyan boyalarda kullanılan kurutucuların esas
fonksiyonu katalitiktir ve iki yönde etki eder.
Kobalt ve mangan naftanat gibi kurutucular ise her iki fonksiyonu da gösterirler ve
bunlara primer kurutucular denir. Kurşun naftanat ise sadece oksijen geçişini hızlandırır. Bu
çeşit kurutuculara da sekonder kurutucular denir. Kalsiyum naftanat da bu gruba girer.
1.1.2.2. Polimerizasyon
Bazı boya bağlayıcılarının polimerizasyonu yüksek sıcaklıklarda olur. Bu çeşit
boyalara fırın boyalar denir. Polimerizasyonun olabilmesi için sıcaklığın, boya cinsine göre
90-200oC’ ye yükseltilmesi gerekir. Buna malenin formaldehit ihtiva eden boyaları örnek
verebiliriz. Diğer taraftan normal sıcaklıkta katılma polimerizasyonu ile kuruyan boyalar da
mevcuttur. Bunlar çift veya üç komponentli boyalardır. Kullanılmadan önce karıştırılır.
Bunlara örnek olarak Epoksi- Poliamid sistemleri verebiliriz.
Bütün koruma çeşitlerinde ortak olan ve kurumaya etken olan diğer faktörler boya
filminin kalınlığı, tatbik edilen yüzeyin cinsi, rutubet, sıcaklık ve ışıktır.
Boyada köpük oluşmuşsa 100–150 devirde yarım saat ya da bir saat karıştırılarak
köpük atılabilir.
Plastik boyaların imalatında dolgu maddeleri, bilhassa çok ince kalsiyum karbonatlar
kullanılmaktadır. Bu dolgu maddelerinin boya ezme makineleri(karıştırıcı) tarafından suyun
içerisinde topakçık oluşturmadan ve kıvamı zamanla artmayacak şekilde kolayca ve iyice
dağılmaları mutlaka sağlanmalıdır.
Parlak plastik boya imal edebilmek için mutlaka özel kalınlaştırıcılar kullanmak
gerekmektedir. Kalınlaştırıcı; dolgun film, rahat sürülme ve filmin iyi yayılması gibi
özellikler katar.
İnşaat boyaları üretiminde oluşturulacak mamuller yapı itibarı ile sentetik boyalar,
emülsiye boyalar, vernikler, dış cephe kaplamaları, tiner, renk pastaları ve renk pınarı bazları
olmak üzere ayrılmaktadırlar. Sentetik veya emülsiye boya üretiminde ilk işlem "ilk
karıştırma"dır.
İlk karıştırma işleminde hangi grup ürün üretilecek ise bu ürünün formül kartı
oluşturulur. Formül kartında bulunan ham maddeler ya manüel olarak üretim kazanı
platformuna alınır ya da silo baslar ile istenilen kazanlara alınır. Bu işlemde ilk karıştırma
kazanlarına sıvı ham maddeler alındıktan sonra katı ham maddeler ilave edilerek karıştırma
işlemi yapılır. İlk karıştırma bittiğinde dispersiyon durumu kontrol edilmelidir. Sentetik ve
emülsiye boyaların ilk karıştırma işlemleri aynı sırayı takip ederken daha sonraki işlemler
farklılık göstermektedir (Şema 1.1).
TOPLAM………………………………………~1000 KG
12
Plastik boya başlangıç reçetesi(antibakteriyel--lüks)
TOPLAM…………………………………….~1000 KG
Su bazlı plastik boyalar, her türlü yüzeye mükemmel bir yapışma gösterir. Esnek
yapısı sayesinde çatlama, dökülme yapmaz. Mükemmel beyazlığa ve örtücülüğe sahiptir. Su
ile silinme ve yıkanmaya dayanıklıdır. Teneffüs edebilme özelliği ile duvardaki rutubetin
dışarı atılmasını sağlar. Kolay uygulanır. Çabuk kurur. Renkleri solmaz.
13
Resim 1.4: Boyaların depolanması
DEĞİŞKEN DİSPERSİYON
Bıçak çapı D
Disperser kabının çapı 2.8D
Kap içindeki pastanın yüksekliği D-2D
Bıçağın kabın dibinden yüksekliği 0.5D-D
Bıçağın çevresel hızı 23-30m/sn
Vernik solidi %25-55
Pasta PVC %42-46
Dispersiyon zamanı 10-15 dakika
Tabo1.3: Dispersiyonu kontrol eden değişkenler
15
Dispersiyon verimi, dispersiyonun başlangıcında düşük temperatür, yüksek viskozite
ve kuvvetli kesme dolayısıyla yüksektir. Sonunda bu verim belirgin şekilde düşer.
Pastanın iyi karıştırılması iyi bir dispersiyon için şarttır. Dispersiyon zamanı ne kadar
uzun olursa olsun, iyi bir karıştırma sağlanamazsa istenilen netice alınamaz. Disperserin
çalışması sırasında, içindeki pastanın yuvarlanarak karışması, herhangi bir sıçrama ve
çarpmanın görülmemesi gerekir. Karıştırma sırasında bıçağın bir kısmı da görülmelidir.
Pastanın dönme yönü öyle olmalıdır ki üst dış tarafta olan bir pigment taneciği karıştırma
kabında bir dönüşü tamamlamadan önce girdabın altına inmelidir. İyi bir karıştırmanın
olabilmesi için genel olarak bıçak, kabın ihtiva ettiği pastanın takriben orta mesafesinde
bulunmalıdır. Diğer taraftan pasta viskozitesi arttıkça kap içindeki pasta yüksekliğinin
azalması ve kap çapının küçültülmesi gerekir.
17
Ürün çıkışı / bilye ayrımı, rotor / stator hareketli tungsten karbür mal çıkış ağızları
vasıtası ile sağlanmaktadır. Çıkış aralığı, kullanılan bilye çapına göre kolaylıkla
ayarlanabilmektedir.
Makine önüne kolaylıkla akuple edilebilen ray sistemi sayesinde makine detaylı iç
temizliği, bilye ve makine bakımı, parça değişimi gibi işlemler sadece birkaç adet somun ve
cıvata sökülerek kolaylıkla yapılabilmektedir.
¾ Disk uç hızı
¾ Disk tipi
¾ Kum doluluk oranı
¾ Kum çapı
¾ Dispersiyon debisi
¾ Soğutma suyu debisi
¾ Pas sayısı
¾ Elek aralık boyu
¾ Harcanan güç
¾ Dispersiyon sıcaklığı
¾ Basınç
¾ Makine aşınması
¾ Kum aşınması
¾ Ürün kalitesi
18
1.4.3. Filtrasyon Makinesi
¾ Kartuş
¾ İpek elek
¾ Polyester torba
¾ Gaf filtre torbası
Tekerlekli bir şase üzerine monteli, tek veya çift filtre gruplu olarak imal
edilebilmektedirler. Çift filtre grubunun avantajı, işlem yapılan grupta herhangi bir tıkanma,
kirlenme gibi bir problem yaşandığı anda, işlemi durdurmadan diğer gruba by-pass yapılarak
sürekliliğin sağlanmasıdır.
Makine filtre gruplarına ürün, redaktörlü motor tahrikli, frekans konvektörü vasıtası
ile hız kontrollü, dolayısı ile debi kontrollü olan dişli tip bir pompa vasıtası ile basınçlı
olarak verilmektedir.
Proses güvenliği açısından, basınç değeri kontaklı bir manometre vasıtası ile kontrol
altında tutulmakta, set edilen basınç değerine ulaşıldığında makinenin otomatik olarak
durması sağlanabilmektedir.
İpek filtre elemanlarının ürün basıncına dayanabilmesi için paslanmaz çelik, delikli
filtre kartuşları kullanılmaktadır. İpek filtre elemanı öncelikle kartuşa geçirilmekte ve bu
kartuşla beraber makineye akuple edilmektedir.
Küresel vana kontrollü by-pass sistemi sayesinde işlem esnasında bir gruptan diğerine
geçiş son derece hızlıdır.
Filtre elemanı olarak ağız kısmı çelik çember takviyeli keçe olan ipek torbalar
kullanılmaktadır. Süzülecek ürünün özelliğine ve nihai süzme değerine göre çeşitli mikron
mertebelerindeki geçirgenlikler de seçilebilmektedir.
19
1.5. Su Bazlı Boyaların Özellikleri
Su ile inceltilen boyalara su bazlı boyalar denir. Çünkü su bazlı boyalar kokusuzdur.
Uygulamadan kısa bir süre sonra boyanan mekânlar kullanıma açılabilir.
Avantajları şunlardır:
¾ Çevreye ve insan sağlığına zarar vermez.
¾ Çabuk kurur. İkinci kat boya bir kaç saat içinde sürülebilir.
¾ Silinebilir.
¾ Teneffüs etme özelliğine sahiptir.
¾ Uygulanması kolaydır.
¾ Su ile kolayca temizlenir.
Su bazlı boyalar, parlaklık derecelerine göre mat, yarı mat ve parlak olarak
sınıflandırılabilir.
Su bazlı mat boyalara halk arasında “plastik boya” denir. Plastik boyalar kaygan bir
yapıya sahip değildir ve tam silinebilme özellikleri yoktur. Bu yüzden, plastik boya ile
boyanmış duvarların çok sık ve ıslak bezle silinmesi boyanın renk kaybına uğramasına ya da
lekelerin boya üzerinde iz bırakmasına neden olabilir.
Tavanlar için, özel üretilmiş su bazlı mat boyaların kullanılması tavsiye edilir.
Kapatma gücü yüksek olan ve teneffüs etme özelliğine sahip su bazlı plastik tavan
boyalarıdır.
Yarı mat boyalara halk arasında “saten boya” denir. Saten boyalar, yüzey hatalarını
gizleme özelliklerinden dolayı macun ya da alçı ile düzeltilmiş yüzeylerde dekoratif amaçlı
uygulanır.
Kaygan bir yapıda olan saten boyalar, tam silinebilme özelliğine sahiptir. Su itme ve
buhar geçirgenliği özellikleri sayesinde suyun boya tarafından emilmesine ve lekelerin
silinirken boyaya bulaşmasına izin vermezler.
20
UYGULAMAFAALİYETİ
UYGULAMA FAALİYETİ
¾ Çalışma ortamınızı
hazırlayınız.
¾ Laboratuvar veya çalışma
önlüğünüzü giyiniz.
¾ Laboratuvar veya atölye
güvenlik kurallarına uygun
hareket ediniz ve dikkatli
çalışınız.
21
¾ Dolgu maddeleri ve pigment ilave ederek yüksek
hızla dispersiyon işlemini yapınız.
22
ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME
ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME
DEĞERLENDİRME
23
UYGULAMAI TEST
DEĞERLENDİRME
24
ÖĞRENME FAALİYETİ–2
ÖĞRENME FAALİYETİ–2
AMAÇ
ARAŞTIRMA
Sentetik boya üretimi için gerekli olan malzemelerin uygun zamanda, uygun miktarda
dispersiyonu ile gerçekleşir. Prosesin tamamı üç aşamada meydana gelir.
25
İlaveler tamamlandıktan sonra renk ve viskozite gibi özellikleri sabitlenmiş
malzemeden alınan numune, kalite kontrol laboratuvarına gönderilir. Kalite kontrol
laboratuvarında boyanın karakteristik özelliklerinin standart olup olmadığı yapılan testlerle
denetlenir. Bu özellikler viskozite, yoğunluk, parlaklık, çizilme direnci, darbe dayanımı gibi
özelliklerdir. Standartlara uygun olduğu belirlenen ürün dolum aşamasına geçer.
Bu gruba giren boyaların ham maddesi, maden kömüründen elde edilen katrandır. Bu
madde her zaman kok(maden) kömüründen sağlanmaz. Turf ve linyit kömürlerinden de kuru
damıtma yoluyla elde edilir. Ayrıca gürgen (kayın) ve ardıç ağaçlarının kuru damıtılmasıyla
kazanda toplanan buhar soğutulur. Siyah, kıvamlı bir madde elde edilir.
Katran, çok eskiden beri bilinen bir malzeme olup empirme ve eski Mısırlılarda boya
işlerinde kullanılırdı.
Kömür katranı, hava gazı fabrikasyonundan sonra bulunmuştur. Önceleri bu damıtma
artığının ne yapılacağı bilinmediğinden belirli bir kısmı empirme yapımında kullanılır, geri
kalanı ise fabrikalar için önemli sorun oluştururdu. Katran, kimyasal olarak organik
hidrokarbon sınıfına girer. İçinde asitli maddeler toz kireçle nötrleştirilerek pas boyası olarak
kullanılır. Yeni araştırmalar sonucu; hiçbir ekonomik yük getirmeksizin, yüzlerce maddenin
ana maddesi olmuştur. Bu maddeler, katranın aşamalı damıtılması sonucu elde edilir.
Araştırmalar, aromat (aromatik solvent- koku) ve kurşun içeren sentetik boyaların,
insan vücudunda birikerek ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını göstermektedir. Aromatik
solvent/ koku birikiminin, ileri vakalarda kansere, sinir sistemi problemlerine ve hamilelerde
düşüğe neden olabileceği; kurşun birikiminin ise sinir sistemine, metabolizmanın gelişimine,
üreme sistemine büyük zararları olduğu iddia edilmektedir. Kurşundan en çok etkilenenler,
kurşun içeren maddelerle karşı karşıya gelinen meslek gruplarıdır. Bu grupların başında boya
uygulayıcıları gelmektedir. Kurşun bu mekânlarda yaşayanlar için de tehlike
oluşturmaktadır.
Özellikle çocuklar, sinir sistemlerinin gelişim hâlinde olmasından dolayı, kurşun
zehirlenmelerinde yetişkinlerden daha duyarlıdırlar. Avrupa boya endüstrisi son yıllarda
sentetik boyaları aromatik solventsiz ve kurşunsuz üretme yönünde çalışmalar yapmakta,
ürünlerini bu yönde geliştirmektedir. Günümüzde, Avrupa’da, aromatik solvent ve kurşun
içeren sentetik boyaların kullanımına ilişkin yasal kısıtlamalar getirilmiştir.
26
Sentetik boyalar, alkid bağlayıcı esaslı boyalardır. Duvar, ahşap, metal, alçı gibi her
türlü yüzeyler üzerine son kat olarak uygulanabilir.
Aşağıdaki sırayla anka üç ayrı hattan pigment, dolgu, bağlayıcı solvent karıştırma
işlemi yapılır (doğal olarak bunların miktarı, disolver optimum dispers formülasyonuna
uygun olmalıdır).
Bağlayıcı çözeltisi için solvent ve aditifleri takiben pigment ve dolgu (toz hâlinde)
karıştırılır ve ön dispersiyon yapılır.
Disolverde dispersiyon tamamlandıktan sonra aynı tankta, eğer hacim yeterli değilse
bir başka büyük mikser tankına alınır. Boncuk değirmeni optimum dispers formülasyonuna
uygun gelecek şekilde karıştırma altında bağlayıcı çözeltisi ve solvent ilave edilir.
Boncuk değirmeninden ezilmiş olarak çıkan dispersiyon, diğer tanka gelir. Burada son
ürüne (reçeteye) uyacak miktarda bağlayıcı çözeltisi, karıştırma altında, ayrıca solvent ve
gerekiyorsa renk tonu pastaları ilave edilir.
Doluma geçilir.
Görüldüğü gibi disolver, genel olarak son dispersiyon cihazı olmayıp yalnız bir ön
dispersiyon makinesidir. Bazı özel hâllerde ( örneğin plastik boya) imalatında son disperse
cihazı olarak kullanılır.
Dispersiyon işleminden sonra sentetik boyalar ara depolama tanklarına alınır ve ezme
makinelerinden geçirilir. Bu işlemde temel amaç, partikül boyutlarının 5 mikronun altına
inmesidir. Böylece parlak veya yarı mat olan sentetik boyalarda uygulama sonrası kusursuz
bir yüzey elde edilmesi sağlanmaktadır. İlk karıştırma işleminden sonra sentetik boyaların
işlemleri şemada görüldüğü gibi devam etmektedir.
28
Şema 2.2: Sentetik boya üretimi
TOPLAM………………….~1000 KG
Solvent bazlı boya kalın bir film oluşturarak duvarın nefes almasını asgariye indirir.
Su bazlı boyada bu tam tersidir. Solvent bazlı boya daha parlak bir görünümde olup boya
sonrası kısa bir süre için, kullanılan yerde boya kokusu bırakır. Su bazlı boya kokusuzdur.
Solvent bazlı boyalar duvarın nefes alma özelliğini asgariye indirir. Kuruma sırasında
içindeki solvent buharlaşacağından ortamda boya kokusu bırakır. Tamamen kuruma
gerçekleştikten sonra koku kalmaz.
29
Mat sentetik boya – beyaz ( İYİ KALİTE)
TOPLAM……………………1000 Kg
30
2.3. Yaş Boya Üzerinde Yapılan Testler ve Kontroller
2.3.1. Gözle İnceleme
¾ Ambalajda boş hacmin tespiti: Boya ambalajı içinde hava boşluğunun
yaklaşık hacmi ambalajın toplam hacminin %'si olarak belirlenmelidir.
¾ Kaymaklaşma: Ambalajı içinde bulunan boyanın yüzeyinde kaymak tabakası
olup olmadığı, varsa bu tabakanın kalınlığı, sert veya yumuşak olduğu tespit
edilmelidir. Eğer kaymaklaşma varsa ve çok kalın değilse kaymak tabakası
bozulmadan alınmalı ve boya süzüldükten sonra kullanılmalıdır.
¾ Jel oluşumu: Boyanın kıvamı kontrol edilerek jel olup olmadığı kontrol
edilmelidir. Kontrol sırasında jelleşme ile "tiksotropi"yi ayırt etmek gerekir.
Jelleşme yönünde olan bir boyayı karıştırarak akıcı hâle getirmek mümkün
değildir, öte yandan jelimsi bir görünümü olan tiksotropik boyalar karıştırma ile
akıcı bir özellik kazanırlar.
¾ Faz ayrışması: Boya içinde nitelikleri çok farklı maddelerin bulunduğu bilinir.
Bunların fazlar hâlinde birbirlerinden ayrılıp ayrılmadığı not edilir.
¾ Çökme: Boyada çökme olup olmadığı bir spatula ile kontrol edilir. Çökme
varsa çökmenin niteliği "sert" veya "yumuşak" çökme olarak belirtilir. Çökme
yapan bir boya, çökelek iyice karıştırılıp homojenize edilmeden
kullanılmamalıdır. Bu işlem sırasında yine çökmenin niteliği "kolay
karıştırılabilir", "zor karıştırılabilir" veya "karıştırılamaz" olarak belirtilmelidir.
¾ Yabancı maddeler: Boya içinde yabancı madde olup olmadığı, süzme yapılıp
yapılmadığı belirtilir.
¾ Etiketler: Etiketler üzerinde boyanın kod numarası, üretim tarihi ve parti
numarası, müşteri ismi gibi bilgiler bulunmalıdır.
2.3.2. Viskozite
Boyanın ilk akla gelen önemli bir özelliği olup her zaman spesifikasyonlarda belirtilen
bir değerdir. Satın almada karşılaştırma bakımından gerekli bir özellik olduğu gibi boyanın
kullanılabilme niteliklerini de belirler.
Boya kuruma ve/veya dekorasyon amacıyla belirli bir yüzeye belirli bir araçla
uygulanacaktır. Bu nedenle boyanın bu özelliğinin (viskozite, akıcılık, kıvam), boyanın
amaca uygun şekilde kullanılmasını sağlaması gerekir. İlave olarak boyanın viskozitesi
özellikle uygulama sırasında fonksiyonel olan yayılma, sarkma, akma, fırça veya tabanca ile
uygulanabilirliği vb. özelliklerini etkilediğinden önemi yukarıda belirtilenden daha fazladır.
Gelişen boya teknolojisi ile birlikte viskozite ve buna bağlı bulunan diğer boya
özelliklerini ölçmek için birçok araç geliştirilmiştir. Bu araç ve yöntemlerin bir kısmı çok
özel ve kısıtlı bir çevrede kullanılırken bir kısmı da çok karmaşık cihazların kullanımını
gerektirir ki ancak boya araştırma laboratuvarında kullanılır.
31
Viskozite ölçümünde kullanılan araç türleri şunlardır:
¾ Kapiler viskometreler
¾ Akış tipi viskometreler
¾ Dönülü viskometreler
¾ Bilyalı viskometreler
¾ Diğer viskometreler
Bunlar arasında boya ve astar söz konusu olduğunda DÎN CUP (DÎN), FORD CUP
(astm-D 1200) EMILA, ICI Cone and Plate viskometreleri yaygın olarak kullanılan tiplerdir.
Ancak hangi yöntem veya araç kullanılırsa kullanılsın viskozite ölçümü sırasında sıcaklığın
kontrolü son derece önemlidir. Bilindiği gibi viskozite, sıcaklığa büyük ölçüde bağlı olup
özellikle yüksek viskozitelerde 2–3 derecelik sıcaklık farkı, sonucu % 10–20 etkiler.
¾ Yöntem (DİN CUP ile viskozite ölçümü): Hangi viskozimetre kullanılırsa
kullanılsın viskozite ölçme cihazı temiz olmalı, arka arkaya ölçümler
yapılıyorsa temizlenmelidir. Özellikle deliğin temizliğine dikkat edilmelidir.
Su banyosunda boyanın sıcaklığı 20 ± 0,5°C'ye (veya üretici ile alıcının anlaştığı
başka bir sıcaklık değerine) getirilir, iyice karıştırılan ve içinde hava kabarcığı olmayan
boya, tam yatay olarak sehpası üzerinde duran DÎN CUP içine deliği parmakla kapatılarak
tamamen doluncaya kadar doldurulur. Kap içine hava kabarcığı girmemeli, girmişse bunların
çıkışı için bir süre beklenmelidir. Parmak delikten çekildiği anda kronometre çalıştırılır ve
devamlı, kesintisiz boya akışı bitip boya damlamaya başladığı anda kronometre durdurulur.
Mümkünse akış sırasında veya ölçümden hemen sonra boya sıcaklığı tekrar kontrol edilir.
Bu şekilde kabın boşalması için geçen süre saniye olarak tespit edilir ve en az iki ölçüm
yapılır.
Sonuç: Ölçümden elde edilen değer, ölçümün yapıldığı sıcaklık ve viskozimetrenin
tipi belirtilerek verilir. 63"/DÎN CUP 4/20°C, 96"/FORD CUP 4/25°C vb.
2.3.3. Yoğunluk
Ağırlık ve hacim arasındaki ilişkiyi gösteren bu değer boyanın fonksiyonel özellikleri
arasına girmemekle birlikte boya tüketiminin hesaplanabilmesi için gerekli olabilir. Ancak
boyanın formülasyonu ve ambalajlanması (ambalaj büyüklüğü ve tipinin seçimi) sırasında,
gerek ham maddelerin, gerekse bitmiş boyanın yoğunlukları önemlidir. Ayrıca dünyanın
büyük kısmında hacim esasına göre pazarlanan boyaların ülkemizde de ağırlık esasından
vazgeçilerek hacim esasında pazarlanması söz konusu olduğunda, bu değerin
spesifikasyonlarda verilmesi gereklidir.
Yöntem: Yoğunluk genellikle 100 ml hacminde özel olarak yapılmış yoğunluk
kabında (piknometre) ölçülür. Yoğunluk kabı, darası alındıktan sonra çok az taşacak şekilde
boya ile doldurulur. Kapağı kapatılarak taşan boya temizlenir ve tekrar tartılır, iki tartım
arasındaki fark 100 ml boyanın ağırlığı olup boyanın yoğunluğu hesaplanır. Ölçümler
yapılırken boya sıcaklığı yine 20°C’ olmalı ve kullanılan terazi en az 0,01 g hassasiyetinde
olmalıdır.
Sonuç: Boya yoğunluğu gr/cm3 olarak, ölçümün yapıldığı sıcaklık belirtilerek verilir:
"1.163 gr/cm3 20°C’ de" vb.
32
2.4. Sentetik Boya Üretim Makineleri
2.4.1. Disolverler
Disolverler yüksek devirli ön dispers edicilerdir, öğütücü küreleri yoktur. Çevresel hız
20-25 m/sn. ve dispersiyon süresi 20 m/sn.lik hıza ulaştıktan itibaren 15 dakikadır. Viskozite
alanı 10.000 mPas ve üzeridir. Disolverler kademesiz devir ayarlı olduklarından, düşük
devirlerde karıştırıcı, yüksek devirlerde de (20–25 m/sn.lik çevresel hızlarda) disperzer
olarak kullanılır.
Disolver ana tahrik motorunu içeren, yüksekliği ayarlanabilir köprüye sahiptir.
Köprünün bir ucu silindirik ana gövdeye monte edilmiş olup köprü bu gövde üzerinde
hidrolik olarak yukarı ve aşağıya hareket eder. Köprünün diğer ucunda mil ve milin ucunda
disolver organı bulunmaktadır. Ana motordan mile tahrik, variatör kayışıyla geçer ve
buradaki kayış/ kasnak düzeneği ile kademesiz devir ayar yapılır.
Disolverler zemin üzerinde kullanılabilir veya bir üst kata monta edilip tavana asılı
dört tanka kadar servis verebilir.
Laboratuvar çapında 1-2 kW motordan başlayıp işletme çapında 150-180 kW motora
kadar çeşitli güçte olanları vardır. İşletme çapında olan disolverin motor gücü disolver
organına bağlı olarak 40 kW’dan aşağı olmamalıdır.
Disolver ile yapılacak bir dispersiyonda üç parametre söz konusudur.
Didisolver organı ile kazan arasındaki geometri
20–25 m/san.lik çevresel hız ve 20m/sn.ye ulaştıktan sonra 15 dakikalık bir
dispersiyon süresi
İdeal bir laminer akımı temin edecek dispers formülasyonu
Disolver dispers formülasyonu, öğütücü küreler olmadığı için mutlaka laminer akım
göstermelidir, kesinlikle turbulenz akım olmamalıdır. Laminer akımda katmanlar birbiri
üzerinden kayarak geçer ve içerdikleri pigment partikülleri birbirine sürterek kendi
kendilerini ezer. Laminer akım için, sistemin akışkanlığı dilatant karakter göstermektedir.
Türbülans akımda katmanların birbiri üzerinden kaymaları söz konusu değildir ve türbülans
akım boncuk değirmeninde istenen akışkanlık karakteridir.
Eğer sistemde 10.000 mPas ve üzeri bir değer yakalanamıyorsa o sistemde ezilme
olmaz. Disolverdeezilme, vurma şeklinde düşünülemez, tam aksine sürtme olarak
düşünülmelidir. Boncuk değirmeninde vurma, disolverde sürtme söz konusudur.
Disolverde çalışırken uygulanan dispers formülasyonu ile laminer akımın oluşup
oluşmadığı kontrol edilmelidir.
Çevresel hız ve ezilecek boyanın kap içindeki sirkülasyonu sonucu, iyi bir dispers
formülasyonunda dispersiyon kazanına üstten bakılınca sıvının yukarıdan aşağı doğru
daralan bir koni oluşturduğu görülür. Buna "trombe" (girdap) adı verilir. Trombe laminer
akımda ortaya çıkarken türbulans akımda trombe meydana gelmez.
Daha önce de belirttiğimiz gibi dispersiyon esnasında kazan içinde laminer akım
teşkili ile katmanların birbirine sürtünmesinin sonucu, ısınma ortaya çıkacak ve bu ısı
viskozitenin düşmesine neden olacaktır.
Toz komponentlerin ilavesinden hemen sonra, 20–25 m/sn. ilk çevresel hıza
ulaşılamaz. 3–5 dakika içinde sıcaklığın artması, viskozitenin düşmesi ve buna bağlı olarak
ana tahrik motorunun çektiği akımın (amperin) düşmesiyle yavaş yavaş devir sayısı artar ve
20 m/sn.ye ulaşıldığı andan itibaren 15 dakika sayılır. 15 dakikanın sonunda dispersiyona
son verilir.
Ortalama olarak sıcaklık, 50–60 °C’dır. Ancak bazı durumlarda 70°C hatta 80 °C’ a
çıkabilir. Bundan dolayı dispers edilecek boyanın karakteri önceden iyi bilinmelidir.
Disolverde laminer akım, geometri ve 20–25 m/sn.lik çevresel hız (15 dakika süreli)
çok önemli parametrelerdir ve mutlaka uyulması gerekir. Birinin farklı olması tüm
dispersiyonu bozar. Disolverin mekanik parametrelerinin yanında, tüm bu şartlara uygun
boyu dispers formülasyonu (mill-base) ile optimum dispersiyon gerçekleştirilir.
Bunun yanı sıra dispersiyon süresinin çok kısa olması (15 dakika), seri hâlde çalışma
imkânını vermesi, öğütücü kürelere ihtiyaç göstermemesi, temizlenmesinin az bir zaman
alması, bunlara ek olarak alçak devirden yüksek devre, dolayısıyla düşük çevresel hızdan,
yüksek çevresel hıza kadar istenen hızda çalışma olanağını vermesi vb. birçok yararlı
yönleri vardır. Ezilecek boyanın 15 dakika dissolverde ve bir ön dispersiyondan sonra, kum
değirmeninde son öğütülmesine geçilir. İkinci aparatın kapasitesi ortalama 50 % oranında
artar. Ancak su bazlı ve pigment olarak yalnız titandioksit içeren inşaat boyalarında, disolver
tek başına kullanılabilir.
35
Bu miller birbirlerine ters yönde döner ve her iki milin üzerindeki organların meydana
getirdiği akımın birleştiği noktada çevresel hız 30 m/sn.nin üzerine çıkar.
Bu ortaya çıkan sürat 25 m/sn.den daha iyi dispersiyon yapmayacaktır ama disolver
organlarının kesişme noktasında ortaya çıkan diferenz hız, tüm kazanın içinde dispers
edilecek boyanın, çok daha iyi bir sirkülasyonunu sağlayacak, çok daha az ölü noktanın
oluşmasına neden olacak ve dispersiyonun kalitesini yükseltecektir.
Pratikte çift milli disolverlerin tek milli disolverlere oranla 5–10% daha etkin
dispersiyon aparatı oldukları tespit edilmiştir.
2.4.1.3. Kapalı Sistemde Çalışan Disolverler
Günümüzde tamamen kapalı sistemde çalışan disolverler, gittikçe daha fazla kullanım
alanı bulmaktadır.
Tüm disolver birimleri kapalı bir kazana monte edilmiş olup kazanla birlikte komple
bir ünite oluşturur. Kazan üstü bombede üç tahrik motoru vardır. Bunlar; karıştırma mili(
sağ), disolver mili(sol) ve sıyırıcı mildir.
Katı komponentlerin dolumu esnasında karıştırıcı mili çalışır, daha sonra disolver mili
devreye girip dispersiyon tamamlanır.
Resim 2.5: Daire kesitli boncuk değirmeni ve çift kamaralı kare kesitli boncuk değirmeni
Yukarıdaki resimde görüldüğü gibi boncuk değirmenleri seri bir şekilde çalışır ve
aşağıdaki dört ana parçadan oluşur.
37
Seri çalışan boncuk değirmeninde pompa ayarı çok önemlidir. Zira pompa ayarı
malın kazan içinde kalış süresini, dolayısıyla ezilme süresini etkiler. Hızlı geçiş kısa ezilme
süresini; ağır geçiş, uzun ezilme süresini meydana getirir. Bu itibarla istenen inceliğe
ulaştıktan sonra kazan çıkışından kronometre ile örneğin dakikada kaç litre, dolayısıyla
saatte kaç litre mal geçtiği belirlenir. Bundan sonra pompa ayarına dokunulmaz ve geçişin
hep aynı debide olup olmadığı belli aralıklarla kontrol edilir. Herhangi bir nedenle debi
değişirse, yeniden yukarıda anlatıldığı şekilde debi tespiti yapılır ve bir daha
değiştirmeksizin imalata devam edilir. İmalat muhakkak sabit debide sürdürülmelidir.
Debi ayarı yapılırken değirmenden geçen boya ayrı bir kazana alınır. Debi ayarını
yaptıktan sonra da öğütme haznesi iç hacmi kadar boya (örneğin hazne 100 lt ise,
değirmenden ilk geçen 100 lt), yukarıdaki ayrı kazana alınır. Ancak bundan sonra değirmen
çıkışı ezilen boya mal kazanına verilir. Öncekiler yeniden değirmen girişine verilerek bir
daha disperze edilir.
Milin tahrikiyle üzerindeki dilimler, 8-12 m/sn.lik bir çevresel hızla dönmeğe başlar.
Ezilecek boyayla öğütme kürelerini bir karışım olarak kabul edersek bu karışım
öğütme dilimler kenarlarından haznenin iç yüzeyine doğru süratle itilir. Bu sürat dilim
kenarlarında maksimum, hazne iç yüzeyinde minimumdur. Bunun sonucu, uyguladığımız
mekanik enerjinin büyüklüğüne ve disklerin toplam yüzeyine bağlı olarak kesme kuvveti ve
kanatların haznenin iç yüzüne olan uzaklıklarıyla orantılı olarak kesme eğimi ortaya çıkar.
Ayrıca her iki disk arasında bir ezilme kamarası oluşur ve burada turbulenz akım söz
konusudur. Aglomeratlar, iki faktöre (kesme kuvveti ve kesme eğimi) bağlı olarak
kazandıkları süratle karşılarına gelen bir kütle ile çarpışmaları sonucu parçalanır. Bu
karşılarına gelen kütle öğütücü boncuklardır. Öğütücü boncuk kum olduğu gibi çeşitli
büyüklükteki ve çeşitli kimyasal bileşimdeki küreler de olabilir. Ancak aglomeratların
kendisi de bir öğütücü kütle gibi birbirleriyle çarpışarak ezmeye yardım eder. İşte bu anda
ezilen boyanın, başka bir deyimle dispersiyon maddesinin göstereceği akışkanlık özelliği
önemli bir rol oynamağa başlar.
Çarpışmanın sıklığı ve şiddeti oranında iyi bir ezilme yapılmış olur. Bu da uygulanan
mekanik enerjinin yüksekliği ve aparatın geometrik büyüklüklerinin ortaya çıkardığı
kesme kuvveti ve kesme eğimi ile sistemin göstereceği akışkanlık özelliğine sıkı sıkıya
bağlıdır.
38
2.4.2.3. Kapalı Boncuk Değirmenleri
Bazı kapalı boncuk değirmeni imalatçıları öğütme kazanını yatay konumda, bazıları
dikey konumda imal etmektedir. Yatay ve dikey konumda olmasının dispersiyon efektine
çok etkili olduğu saptanmamıştır.
Olsa olsa dikey konumda olanların belli bir avantajı olabilir. Disperze edilecek boya,
pompayla aşağıdan verilip yukarıya doğru çıkarken hâliyle öğütücü küreler kendi
ağırlıklarıyla aşağıya doğru basacak ve böylece ilave karşı bir basınç oluşacaktır. Bunun
sonucu dispersiyon kalitesine pozitif bir katkı sağlanır.
39
Resim 2.6: Dikey öğütme hazneli Pearl-Mill
Çift kamaralı boncuk değirmenlerinde tavsiye edilen zirkon boncukları; 1. kamara için
0 1.6 - 2,5 mm; 2. kamara için 0 1,0 - 1,6 mm’dir.
Zirkon boncukların çalışma ömürleri cam boncuklara oranla üç defa daha uzundur.
Gerek konvansiyonel gerekse kapalı tip boncuk değirmenlerinde de disolverde olduğu gibi
ilerleyen dispersiyon süresiyle ısı açığa çıkacaktır. Tüm kazanlar çift cidarlı olup dışta
soğutma ceketi vardır ve su ile soğutulur. Soğutma suyu hattının montaj şekli çok önemlidir.
Giriş suyu, genellikle pompayla beslenen 5-6 bardaki sirkülasyon suyu olmaktadır. Bu
basınçtaki su, soğutma ceketine verilirse şişme veya çatlamalar olabilir. Bunu önlemek için
giriş flanşı her zaman çıkış flanşının yarısı kadar olmalıdır. Örneğin 1 inch boru (veya
flanşla) ile giriş yapılıyorsa, çıkış minimum 2 inch olmalıdır.
Üçlü silindirlerde ezme aşağıdaki resimde görüldüğü gibi öğütülecek boyanın valsler
arasından geçerken ezilmesiyle meydana gelir.
Tane iriliğinin 10 mikron ve altına inmesi istendiğine göre, vals aralıklarının da tüm
eksen boyunca 10 mikronun altında tutulması gerekir. Bu da üçlü silindirlerin ne derece
hassas cihazlar olmaları gerektiğini ortaya çıkarıyor.
Besleme silindiri, disperze edilecek boyayı merkez silindire taşır. Burada besleme
silindiriyle merkez silindir arasında ortaya çıkan çok yüksek bir kesme kuvveti ile boyanın
ezilmesi söz konusudur. Aynı düşünce tarzı toplama silindiri için de geçerlidir.
41
Resim.2.8: Üçlü silindir
Her ne kadar üçlü silindirler bugün boya sanayisinde çok az kullanım alanına sahiptir.
Ancak yüksek viskoziteli malzemelerin, örneğin macunların dispersiyonunda ve ezilmesinde
üçlü silindirler bugün hâla vazgeçilmez dispersiyon makineleridir. Kapalı tip boncuk
değirmenleri besleme pompasının basabileceği en yüksek viskozitede boya karışımını
basabilir ama macunlar için üçlü silindir gerekir. Üçlü silindirin viskozite alanı
konsantrasyon üçgeninde Daniel akışkanlık eğrisinin hemen sol tarafındadır ve bu çalışma
aralığı üçlü silindirlerde bir pompanın basamadığı yüksek viskozitedeki bir boya veya macun
karışımının ezilmesine olanak sağlar.
Solvent bazlı boyaların kuruması için uzun bir süreye ihtiyaç vardır. Temizliği ise
kimyasal çözücülerin yardımı olmaksızın kolayca gerçekleşmediğinden zararlı yan etkiler
içerir. Özellikle çocuk sahibi ailelerin, astım hastaları ve alerjisi olan evlerin solvent bazlı
boyalar ile boyanmaması önerilir.
Günümüzde, duvar boyalarında saten ve plastik boyalar tercih edilmekte, solvent bazlı
boyalar ahşap kapı pencere ve metalleri boyamak için kullanılmaktadır.
Son yıllarda nanoteknolojisinin gelişmesiyle boya sektörü de büyük bir gelişme içine
girmiştir.
42
UYGULAMA FAALİYETİ
UYGULAMA FAALİYETİ
¾ Çalışma ortamınızı
hazırlayınız.
¾ Laboratuvar veya çalışma
önlüğünüzü giyiniz.
¾ Laboratuvar veya atölye
güvenlik kurallarına
uygunhareket ediniz ve
dikkatli çalışınız.
43
¾ Ezme ve renk ayarı dispers edilen ham boya
permillden kum değirmenlerinden istenilen ezilme
derecesine gelinceye kadar birkaç defa geçirmek
suretiyle ezme işlemi yapınız.
DEĞERLENDİRME
45
UYGULAMALI TEST
DEĞERLENDİRME
46
MODÜL DEĞERLENDİRME
MODÜL DEĞERLENDİRME
Aşağıdaki soruları dikkatlice okuyunuz ve doğru seçeneği işaretleyiniz.
47
8. Aşağıdaki malzemelerden hangisi filtrasyon amaçlı kullanılır?
A) Kartuş
B) İpek elek
C) Polyester torba
D) Hepsi
9. Sentetik boyalar üretilirken ara depolama tankına alınıp ezme makinelerinden geçirilir.
Bu işlemde partikül boyutu, kaç mikronun altına indirilmesi amaçlanır?
A) 5
B) 10
C) 20
D) 50
DEĞERLENDİRME
Yapılan değerlendirme sonunda yanlış cevaplarınızla ilgili konuları bir daha gözden
geçiriniz. Kendinizi yeterli görmüyorsanız modülü tekrar ediniz.
48
CEVAP ANAHTARLARI
CEVAP ANAHTARLARI
ÖĞRENME FAALİYETİ 1’İN CEVAP ANAHTARI
1. D
2. B
3. D
4. A
5. C
1. D
2. B
3. A
4. C
5. B
1. B
2. A
3. C
4. B
5. B
6. D
7. C
8. D
9. A
10. C
49
KAYNAKÇA
KAYNAKÇA
¾ GERÇEK Selahattin, Boya Laboratuvarı, Milli Eğitim Yayınları, İstanbul,
1987.
50