You are on page 1of 14

Önsöz kendinize işkence haline getirdiğiniz bir işten zevk

alır duruma geleceksiniz inşallah.

Risale-i Nur’u sadece ilmî ve imanî meselelerin ve İlk Kurâ’n öğrenmeye başladığımız günleri
problemlerin bir çözüm kaynağı olarak hatırlayalım. Arapçada harfler ve harekeler var.
değerlendirmek yanlış olur. Belki de onun bu yönü, Harekeler harf değil normalde.. Ama Arapça bir
onda var olan bir çok yönden sadece biridir. kelimeyi Türkçe yazacak olsak o harekelerin
karşılığını da yazarız. Yani üstün, ötre ve esre için
Onun belki de en önemli yönü Rahmet-i İlâhinin bir A-e, u-ü, ı-i seslerini.. Bu şu demektir: Türkçe
davetçisi olmasıdır. (Bunu, herkes kendine göre olarak yazılmış Arapça kelimelerdeki bu harfler
%90 harekedir ve kelimenin asıl harflerinden biri
değerlendirebilir.) Önemli olan; farkında olsanız da değildir. Yani asıl harfleri bulmak istiyorsak sesli
olmasanız da, anlasanız da anlamasanız da siz onu harfleri çıkartıp, kalanlar üzerinde düşünmeliyiz.
okurken Rahmet-i İlahinin kapısını aralıksız çalıyor Peki asıl harfleri bulup ne yapacağız? Arapçada aynı
oluşunuzdur. kökten gelen bütün kelimelerde bu asıl harfler
olmak zorunda.. yani bunlardan birinin anlamını
Yani siz risale okurken aslında sabırla kutsi bir bilmek, büyük oranında diğerlerini de bilmeyi
kapının önünde bekleyip, sürekli kapıyı tıklayan bir sağlayacak. (Tabii ki kelime yapılarını bilmenin de
bunda payı var; yeri geldiğinde bahsedilecek.)
insan olarak kendinizi düşünebilirsiniz.
Ama bu hazineden anlam olarak da istifade etmek
Şimdi bir misâlle konuya girebiliriz:
için 'sözcük sorunu' nu aşmanız gerekli. Aşağıda
size sunduğumuz metinleri 2-3 saat dikkatle
Meselâ: Arapça “ْ‫ذأ‬ َ ْ‫ ”رَﺎﻛ‬kelimesini Türkçe
incelerseniz büyük ölçüde anlama problemini de
harflerle “ezkâr” şeklinde ifade ederiz. Bu
aşabilirsiniz. kelimedeki ünlü harfler olan “e” ile “a” harfleri,
harekeleri ifade ettiğinden, kök harflerini yani asıl
İhlasla bu sabır imtihanını aştığınızda o kapının harfleri bulmak için bu harfleri kaldırıyoruz, geriye
hem anlama hem de feyiz yönüyle size açıldığını kalan “z-k-r” harflerinin asıl kök harfleri olduğunu
sevinçle göreceksiniz. buluyoruz.

Aşağıdaki metinleri hazırlayan ilahiyatçı İşte buradan itibaren pratiğe başlıyor ve kendimize
arkadaşlara teşekkür eder, Say'lerinin meşkûr soruyoruz:
olmasını Allah(cc)'ın engin Rahmetinden niyaz
“Ben bu kelimenin manasını biliyor muyum? Hayır..
ederiz.
Peki bilemez miyim?”

Türkçe Metinlere Arapça Ve Bakalım: Kelimenin kök harfleri olan “z-k-r”


harfleri bana bir şeyler çağrıştırıyor mu?
Farsçadan Geçen Kelimeleri Düşünüyorum ve anlamını bildiğim “zikir” kelimesi
Anlama aklıma geliyor. O halde zikirle ilgili bir manası
olabilir diye tahmin ediyorum. Peki doğru mu?
Bu çalışma, hiç Arapça veya Farsça bilmeyen bir Evet, %100 doğru.. Tamam “ezkâr” zikirle ilgili bir
kişi düşünülerek ele alınmış, elden geldiğince kelime.. iyi ama tam olarak ne? İşte bunu
teferruata inilmeden, sadece en çok karşılaşılan bilebilmek için bazı pratik bilgilere ihtiyaç var.
belli-başlı kalıplar, bunlar arasındaki anlam Fakat, bilmediğim bir sürü kelime var ve ben her
irtibatı vs.. yollar göz önüne serilerek “imkana kelimede bu kadar bilgiyle uğraşırsam bu işin astarı
göre en iyiyi yakalama” hedeflenmiştir. Bu şu yüzünü geçer; daha zor hale gelir. Böyle
demektir: Normal şartlardaancak sözlüğe yapacağıma yine babadan kalma usûlle her
bakmak suretiyle anlamını bilebileceğiniz pek çok kelimenin anlamını görmek için sözlüğe bakarım
kelimeyi, sözü edilen bazı pratik bilgiler daha kestirme...
sayesinde, zaten belli oranda bildiğinizi ortaya
koyabilmektir. Bu sağlanabildiği takdirde; Hayır! Tam aksine... düşündüğünüz şekilde olursa
normalde sanki yabancı dilde bir metni okuyor her kelimeye sözlüğe bakmak lazım ve hem de
gibi sürekli sözlüğe bakma ihtiyacı hissettiğiniz anlamını tam ezberleyene kadar sözlüğe her
bir Risale-i Nur sayfası için, zamanla daha da az defasında yeniden bakmak lazım. Fakat sözünü
kelimeye bakmakla yetinecek; gözünüzde dağ ettiğimiz pratik bilgiler sayesinde; yeni
gibi büyütüp “Anlayamıyoruz ki!” diyerek karşılaştığınız bir kelimede küçük bir dikkat, basit
bir fikir jimnastiğiyle, aynı kökten gelen bildiğiniz

www.bizimwebsite.com
bir başka kelimeyle yakınlıklar kuracak ve
anlamı

www.bizimwebsite.com
büyük oranda doğru bir şekilde tahmin
edebileceksiniz. Bu metodu kullandıkça
bilmiyorum zannettiğiniz pek çok kelimeyi Tabloda, yakın anlamdaki kelimenin tahmini her
bildiğinizi görecek; daha hızlı ve daha iyi zaman çok kolay olmayabilir tabii ki. Fakat en fazla
anlayacak, anladıkça kelime hazinenizi kullanılan kelime yapıları hakkında birazcık bilgi
zenginleştireceksiniz. Hatta daha da ötesi, belli sahibi oldukça bunun daha da kolaylaştığı
oranda Arapça biliyor olacak; Arapça öğrenmeye görülecektir.
karar verirseniz geniş bir kelime hazinesine
sahip olarak başlayacaksınız.
Bu çalışmada hareket noktamız, Türkçe harflerle
yazılmış metinler olacaktır. Bir miktar Farsçadan ve
Bu misâli çoğaltmak mümkün. Meselâ aşağıdaki ağırlıklı olarak da Arapçadan alınmış kelimelerin
tabloda bilinmeyen bazı kelimeler ve karşısında yoğunca yer aldığı Türkçe metinler... Dolayısıyla bu
onların çağrıştırdığı (aynı kökten gelen) başka çalışma Türkçe metinler üzerinden yapılacak,
kelimeler verilmiştir. Böylelikle bilinmeyen Arapça yazılışlara sadece ihtiyaç oldukça yer
kelimenin, bildiğiniz bir kelimeyle en azından verilecektir.
yakın veya ilgili bir anlamı olduğu
anlaşılabiliyor.
Türkçe bir metinde Arapça ve Farsçadan geçmiş
kelimelerin genel yapısına göz atmakla başlayalım:
Bilinmeyenler Bilinenler
Bu kelimeler ya isim ya fiil ya da bunlardan
icbâr mecbur türetilmiş yeni kelimelerdir. Bunların anlamını
idhâl dahil bilmek 2 yolla olabilir: Ya doğrudan sözlük
yardımıyla.. veyahut da aynı kökten gelmiş ve
teşkîl şekil
anlamı bilinen bir başka kelimeyle karşılaştırmak
muhârebe harp suretiyle... Yukarıda da bahsedildiği gibi “doğrudan
sözlük yardımıyla anlam öğrenme” metodu, bu
mükâleme kelâm
çalışmanın çerçevesine girmiyor. O halde 2. şık
intikâl nakil üzerinde durmamız gerekiyor. Yani “aynı kökten
gelmiş ve anlamı bilinen bir başka kelimeyle
iktidâr kudret
karşılaştırmak.”
tekebbür kibir
teşekkül şekil Şu durumda, yeni karşılaştığımız bir kelimenin %90
ihtimalle Arapçadan, %10 ihtimalle de Farsçadan
tecâhül cahil geçmiş olduğu ihtimaliyle işe başlayabiliriz. Bundan
tekâmül mükemmel sonraki adım; “kelimenin kök harflerini tahmin
edebilmek” ki bu, çok önemli bir husus. Çünkü bu
temâyül meyil kökten gelen hemen bütün kelimelerde aynı harfler
istihkâr hakaret yer almakta. Yani sadece kök harflerini doğru tespit
etmekle, aynı kökten gelen pek çok kelimenin
Bilinmeyenler Bilinenler anlamı hakkında en az %50 doğru tahminde
istimdâd medet bulunabileceksiniz. Peki kalan kısmı? Yani daha
doğru bilgiye nasıl ulaşabiliriz? İşte bu da büyük
mürettib tertip ölçüde şuna bağlı: “Kelimenin yapısını bilmek.”
münekkid tenkit Buraya kadarki işlemler uzmanlık istemiyor. Ve
bütün bu uzmanlık istemeyen kısımlar işin %80-
müsekkin teskin
90’ını oluşturduğundan, uzmanlık isteyen kısmın
muhârip harp ise %20’yi geçmeyeceğinden emin olabilirsiniz.
muhâbir haber
İşte şimdi, uzmanlık gerektirmeyen ve bize en az
muhâtap hitap %80 çözüm getirecek olan pratik bilgilere
müftehirâne iftihar başlayabiliriz:

müttefik ittifak Çoğul ( Arapça’da Türkçeden farklı olarak; tekil ve


müstehzî istihzâ çoğul arasında “tesniye” vardır ki “iki” adet olan
şeyleri ifade eder. “Tarafeyn=İki taraf” gibi. Fakat
istimdât medet
bunun Türkçe metinlerde kullanımı yok denecek
istintâc netice kadar azdır.)
istihsâl mahsul
3

www.bizimwebsite.com
Karşılaştığımız kelimenin çoğul olduğunu 2 Fualâ (‫ﻌﻓ‬
ُ ‫ﻼ‬
َ ‫ )َء‬fukarâ fakir
şekilde anlayabiliriz:
cühelâ cahil
hükemâ hâkim
1-Sonu –ât ile bitiyorsa: (Arapça’da –ûn, –în,
Farsça’da –ân ekleri de çoğul yapmakta vüzerâ vezir
kullanılıyor. Ancak Türkçe’de bunların kullanımı gurebâ garib
yok denecek kadar az. Siyasiyyûn, hâzırûn, ulemâ âlim
mukarrabîn, dâllîn, muallimîn, müslimân.) Bu ukâlâ âkıl
eki atıldığında geriye tekil bir kelime kalıyorsa,
%99 bu kelime onun çoğuludur: İhtiyâcât, ruesâ reîs
mevcudât, zulümât, temsilât, mucizât, vukûât... ümerâ emîr
Ef’ile (‫ﻓأ‬
َ ‫ﺔِﻠْﻌ‬
َ ) emsile misâl
Sadece bu kadarcık bir bilgiyle, bilmiyorum Es’ile suâl
zannettiğiniz pek çok kelimenin, aslında bildiğiniz
emkine mekan
bir kelimenin çoğulu olduğunu fark edeceksiniz.
ezmine zaman
2-Arapçada bir kurala göre yapılan çoğul esliha silah
kalıplardan birine uyuyorsa. elbise libas
Ef’ilâ (‫ﻓأ‬
َ ‫ﻼْﻌ‬
ِ ‫ )َء‬enbiyâ nebî
Arapçada oldukça fazla çoğul kalıbı vardır.
evliyâ velî
Bunların belli başlıları, bazı misâlleriyle birlikte
aşağıda tablo halinde verilmiştir. Ancak bu eşkiyâ şakî
kalıpların doğru bir şekilde ezberlenmesi ve ağniyâ ğanî
pratikte kullanılması oldukça zordur. Bu zorluğa Mefâil
girmek yerine, işin çok kolay tarafını kullanalım. mesâcid mescid
(ْ‫ﻞﻋَﺎﻔَﻣ‬
ِ )
Tabloda da dikkatten kaçmayan bu önemli nokta
şudur: Kelimelerin tekil ve çoğul hallerindeki makâsıd maksad
sessiz harfler çok azı hariç aynıdır. Değişen memâlik memleket
sadece sıralama ve araya giren sesli harflerdir. mesâkin mesken
Zaten çok kullanılan kalıplara biraz dikkat edildiği Feâil (ْ‫ﻞﺋَﺎﻌَﻓ‬
ِ ) hakâik hakikat
takdirde, zamanla o kalıptaki bir kelimenin çoğul
olduğuna kesin bir şekilde hükmedilmeye resâil risale
başlanacaktır. fezail fazilet
akâid akîde
Burada bizim yapacağımız; çoğul olduğunu Fuul (ْ‫ﻌﻓ‬
ُ ُ‫)ﻞ‬ kütüb kitab
tahmin ettiğimiz bir kelimenin sessiz harflerinden
rusül resul
hareketle, aynı sessiz harflerin yer aldığı tekil
halini bulabilmek. turuk tarik
sübül sebîl
Vezin Çoğul Tekil
Fual (ْ‫ﻌﻓ‬
ُ َ‫)ﻞ‬ ümem ümmet
Ef’âl (ْ‫ﻓأ‬
َ ‫ )لﺎَْﻌ‬ahkâm hükm
cümel cümle
ezvâk zevk
Fu’’âl (ْ‫ﻌﻓ‬
ُ ‫ )لﺎﱠ‬tüccâr tacir
esbâb sebeb
tullâb tâlib
evhâm vehim
füccâr fâcir
aksâm kısım
hukkâm hâkim
ecdâd cedd
ağyâr gayr Fiâl (ْ‫ﻌﻓ‬
ِ ‫)لَﺎ‬ ricâl racül
cibâl cebel
Fuûl (ْ‫ﻌﻓ‬
ُ ‫ﻮ‬
ُ ‫)ل‬ ulûm ilm
fünûn fenn Fial (ْ‫ﻌﻓ‬
ِ َ‫)ﻞ‬ niam nimet

kubûr kabir fiten fitne


mülûk melik ilel illet
nüfûs nefs Feale (‫)ﺔََﻠﻌَﻓ‬ kefere kâfir
usûl asl aceze âciz
ukûl akl amele âmil
umûr emr Ef’ul (ْ‫ﻓأ‬
َ ‫)ﻞُْﻌ‬ enfüs nefs

www.bizimwebsite.com
encüm necm sadâkat
Efâ’il (ْ‫ﻓأ‬
َ ‫ )ﻞِﻋَﺎ‬ekâbir ekber sarâhat
esâfil esfel melâhet
Efâîl (ْ‫ﻓأ‬
َ ‫ )ﻞﯿِﻋَﺎ‬esâtîr üsture şecâat
denâet
Fevâil(ْ‫ﻮﻓ‬ َ ‫ﻋا‬
َ ِ‫ ﻞ‬kavâid kâide
şikâyet
) avâlim âlem
rivâyet
cevânib cânib
kırâat
şevâhid şâhid
zirâat
Tefâîl(ْ‫ ﻞِﯿﻋَﺎﻔَﺗ‬tesâvîr tasvir Fiâlet (‫ﺔﻟَﺎﻌِﻓ‬ َ ) hilâfet
) temâsîl timsâl ticâret
tesâbîh tesbîh imâmet
tevârîh tarih riyâset
Fi’lân (ْ‫ﻼﻌِﻓ‬
ْ ‫ن‬
َ ) sıbyân sabî suhûlet
ihvân ahî suûbet
Fuûlet (‫ﻮﻌُﻓ‬ ُ ‫ﺔﻟ‬ َ ) hükûmet
husûmet
Masdar (fiil isimler) huzûr
hücûm
Arapça fiiller Türkçede fiil olarak kullanılmazlar.
hurûc
Onun yerine masdar halleri Türkçe’de genelde Fuûl (ْ‫ﻮﻌُﻓ‬ ُ ‫)ل‬
isim olarak kullanılırlar. Bu yüzden Arapça fiil usûl
çekimleri bu çalışmanın dışında kalmaktadır. tulû’
Burada sadece değişik fiil yapılarının mastar vücûd
kalıpları üzerinde durulacaktır. emr
kesb
En kolay anlaşılacak masdar, bir kelimenin Fa’l (ْ‫ﻞﻌَﻓ‬ ْ ) katl
sonuna –iye/–iyet getirilerek yapılan “yapma
fehm
masdar”dır. Sonunda bu eklerin olduğu bir
kelime genelde mastardır: Cahil-cahiliye, Mesul- zann
mesuliyet, Bedevi-bedeviyet, Sâfi-sâfiyet. cereyân
heyecân
Bunun dışındaki masdarlar, değişik fiil yapılarının Fealân (ْ‫ﻼﻌَﻓ‬ َ ‫ن‬ َ ) cevelân
bir kurala bağlı mastarlarıdır. Bunlar hakkında feyezân
fikir edinmek için şu temel bilgilere ihtiyaç halecân
bulunmaktadır:
ilm
Fi’l (ْ‫ﻌﻓ‬
ِ ْ‫)ﻞ‬ fikr
Arapça kelimelerdeki kök harflerine aslî harf
denir. Arapça kelime kökleri üç, dört veya beş
hiss
aslî harf ihtiva ederler. Dörtlü ve beşli kökler çok hükm
azdır. Köklerin tamamına yakını üçlüdür. Fiilin Fu’l (ْ‫ﻌﻓ‬ُ ْ‫)ﻞ‬ şükr
herhangi bir harf ilave edilmemiş hâline zulm
“mücerred (ilâvesiz) fiil” denir. Arapçada pek çok talep
kelime bu köklerden türetilerek elde edilir. Yeni
ferah
kelimeler türetilirken, kelimenin kalıbına ve
kurala göre bazı yeni harfler eklenir ki bunlara Faal (ْ‫ﻌﻓ‬ َ َ‫)ﻞ‬ kerem
zâit (ilâve) harfler denir. Bunlar eklenmek zarar
suretiyle elde edilen yeni kalıptaki fiillere “mezîd gazap
(ilâveli) fiil” adı verilir. merhamet
Mücerred (ilâvesiz) fiil masdarları Mef’alet ( ‫ﻔ‬ َ ْ‫ ﺔََﻠﻌ‬maslahat
‫)ﻣ‬ mes’ele
selâmet ma’rifet
Mef’ilet ( َ‫ﻌﻔ‬ ْ ‫ﺔِﻠ‬ َ mev’ize
nedâmet
Feâlet ( ‫ﻌ‬
َ ‫ﺔَﻟَﺎ‬ ‫)ﻣ‬ sıgar
nezâfet Fial (ْ‫ﻞﻌِﻓ‬ َ )
‫)ﻓ‬ letâfet kiber

www.bizimwebsite.com
sikal genelde (’ = apostrof) ile ifade edildiğinden onlar
rahmet da aslî harflerden sayılmalıdır.
Fa’let (‫ﻌﻓ‬ َ ‫ﺔْﻠ‬ َ ) nedret
kesret Yanıltacak husus: Ayrıca “‫=ع‬Ayn” ve “‫= أ‬Elif”
hidmet harfleri “a, e, u, ü” harfleriyle ifade edilebildiğinden
(hizmet) aslî harf karşılığı kullanılan bu harfler hareke
Fi’let (‫)ﺔَْﻠﻌِﻓ‬ zannedilip hesaptan ayrı tutulursa hesap yanlış
ni’met çıkar. Ama kelimenin aslını tam olarak bilmek
iffet uzman işi olduğuna göre, yapacak bir şey yok tabii
kudret ki.
Fu’let (‫ﻌﻓ‬ ُ ‫ﺔْﻠ‬ َ ) sür’at
hürmet Mezîd (ilâveli) fiil masdarları
kemâl
Faâl (ْ‫ﻌﻓ‬َ ‫)لَﺎ‬ Bu mastarlar üçlü köklerden bir kurala bağlı olarak
karâr
türetilmiş mastarlardır. En yaygın sekiz kalıbı
firâr vardır.
Fiâl (ْ‫)لَﺎﻌِﻓ‬ visâl
ikâb
suâl
Fuâl (ْ‫ﻌﻓ‬ ُ ‫)لَﺎ‬ türâb Bunlar:
gaybûbet
İf’âl Tef’îl Müfâale İnfiâl
Fa’lûlet ( َ‫ﻮْﻠﻌ‬ ُ ‫ ﺔَﻟ‬beytûtet
şeyhûhat
(ْ‫)لَﺎِﻌﻔِْﻧاْ( )ﺔََﻠﻋَﺎﻔُﻣ( ﻞِﯿْﻌﻔَﺗْ( لﺎَْﻌِﻓإ‬
‫)ﻓ‬ )
İcbâr )
Teşkîl Muhârebe İnkılâb
fıkdân
Masdarİdrâk Tahsîn Mükâleme İnşirâh
Fi’lân (ْ‫ﻌﻓ‬ ِ ‫ﻼ‬ْ َ‫ )ن‬irfân
nisyân İdhâl Te’dîb Münâkaşa İntihâr
şükrân
Fu’lân (ْ‫ﻼﻌُﻓ‬ ْ ‫ن‬ َ ) küfrân İftiâl Tefe’’ul Tefâul İstif’âl
hüsrân (ْ‫)ﻞﱡَﻌﻔَﺗْ( )لَﺎِﻌﺘِْﻓا‬
(ْ‫ﺳ ْ( )ﻞُﻋَﺎﻔَﺗ‬
ِ ‫لَﺎﻌْﻔِﺘ‬
enîn ‫)ا‬
İntikâl Tekebbür Tecâhül İstihkâr
Faîl (ْ‫ﻌﻓ‬
َ ِ‫)ﻞﯿ‬ Masdar İktidâr Tahakkuk Tekâmül İstiklâl
yemîn
Faûl (ْ‫ﻌﻓ‬ َ ‫ﻮ‬ ُ ‫)ل‬ kabûl İftihâr Teşekkül Temâyül İstimdâd
tekrâr
Tef’âl (ْ‫ﻔﺗ‬ َ ْ‫ )لَﺎﻌ‬ta’dâd Tabloda ilk bakışta dahi gözden kaçmayan bir
husus şudur: Aynı kalıptaki bütün kelimelerin harf
mantık sayıları eşittir. Aslî kök harflerinin sıralaması da
Mef’il (ْ‫ﻌﻔَﻣ‬ ْ ِ‫ )ﻞ‬mevlid birbiriyle tamamen aynıdır.
mevhib Kök harflerini bulma konusunda yukarıda verilen
ölçü burada da aynen geçerlidir. Burada kurala
uymayan sadece şu vardır: İftiâl (ْ‫)لﺎَﻌِْﺘِﻓا‬
kalıbında
Tabloda kelimenin aslî kök harfleri renkli ve kalın sondan 3. sessiz harf olan “t” harfi, kalıp gereği yer
yapılmıştır. Bilmiyor dahi olsak bu KÖK alan bir zâit harf olduğundan, aslî harf o değil,
HARFLERİNİ BULMAK bakın ne kadar kolay: onun solundakidir.

Kelimenin en sonundan sırayla 3 sessiz harfi İf’âl (ْ‫ﻓإ‬


ِ ْ‫ )لَﺎﻌ‬kalıbı
(aradaki çiftler tek sayılır) tespit ediyoruz; işte
bu kadar. Bunların baştan 1.’si kelimenin ilk kök Yakın
Masdar Anlamı
harfini, 2.’si 2., 3.’sü de 3. kök harfini gösterir. kelimeler
İcbâr Mecbur etmek Mecburiyet
Bu kurala uymayan sadece şudur: Bazı İdhâl Dahil etmek Duhûl, dehâlet
masdarların sonundaki –ât, –et, –ân ekleri kalıp İhrâc Harice çıkarmak Hurûc, istihrac
gereği zâit harf olduklarından, onlar sayılmadan İhzâr Hazır etmek Huzur
geçilmesi lazım. Bir de Arapça kelime kökünde İfhâm Fehmettirmek Mefhum
İntâk Nutuk attırmak İstintak
aslî harflerden olan “ ‫=ع‬Ayn” ve “‫=أ‬Elif”
Müdrik,
harflerinin cezimli hâlleri Türkçede yazılırken İdrâk Derk etmek
istidrâk
Îmân Îmân etmek Mü’min
Îkâz Îkâz etmek Teyakkuz (yayılmak)
Îcâd etmek (vücud Cem’ olmak
Îcâd Mûcit İctimâ’ Câmi
vermek) (toplanmak)
Fenâ, fâni, Cehd etmek
İfnâ Fânî yapmak İctihâd Cihâd, müctehid
tefânî (çabalamak)
İcrâ İcrâ etmek Cârî, cereyân Kudret, kâdir,
İktidâr Kudret sahibi olmak
İrzâ Râzı etmek Rıza, razı muktedir
İrâde Murâd etmek Mürid, murad Fahirlenmek Fahir, müftehir,
İftihâr
İcâzet Cevâz vermek Câiz, cevaz, (övünmek) tefahhur
Vahdet (birlik) Vâhid, vahdet,
İttihâd
sağlamak tevhid
Tef’îl (ْ‫ﻌﻔَﺗ‬
ْ ِ‫ )ﻞﯿ‬kalıbı Vifâk (uyum)
Yakın İttifâk Vifak, muvafakat
sağlamak
Masdar Anlamı
kelimeler İbtidâ Başlamak Mübtedi
Teşkîl Şekillendirmek Şekil İntihâ Bitirmek Müntehi
İlimlendirmek İlim, âlim, İhtiyâc Muhtaç olmak Muhtaç
Ta’lîm
(öğretmek) malum, Muztarr (çaresiz)
Iztırâr Zarar, muztarr
Te’dîb Edeplendirmek Edep kalmak
Tasnîf Sınıflandırmak Sınıf, musannif
Hüsünlendirmek Tefe’’ul (ْ‫ﻔﺗ‬
َ َ‫ )ﻞﱡﻌ‬kalıbı
Tahsîn Hüsün
(güzelleştirmek)
Büyük saymak, Kebîr, ekber, Yakın
Tekbîr Masdar Anlamı
büyültmek kübrâ kelimeler
Küçük saymak, Sağîr, asğar, Kibir,
Tasğîr Tekebbür Kibirlenmek
küçültmek suğrâ mütekebbir
Kemâle erdirmek Kemâl, kâmil, Hak, hakikat,
Tekmîl Tahakkuk Gerçekleşmek
(sonlandırmak) mükemmel muhakkak
Takrîb Yaklaştırmak Takrîben, karâbet Teşekkül Şekillenmek Şekil
Tecziye Cezalandırmak Ceza İlim, malum,
Ta’allüm İlme ulaşmak (öğrenmek)
Tesviye Seviyeyi düzeltmek Seviye âlim
Tahattur Hatırlatmak Hatır
Temennî Temenni etmek
Müfâale (‫ﻠﻋَﺎﻔُﻣ‬
َ ‫ﺔ‬
َ ) kalıbı
Masdar Anlamı Yakın kelimeler
Harb etmek
Muharebe Harp, muharip
(savaşmak)
Kelime, kelâm, Tefâul (ْ‫ﻞﻋَﺎﻔَﺗ‬
ُ ) kalıbı
Mükâleme Kelâm etmek
tekellüm Masdar Anlamı Yakın kelimeler
Kitâbetleşmek Kitap, kitabet, Temâyül Meyletmek Meyil
Mükâtebe
(yazışmak) mektep, kütüphane Tecâhül Câhil görünmek Cahil, cehalet
Kıtâle girişmek Kemâl bulma,
Katl, kıtâl, kâtil, Tekâmül Kâmil, mükemmel
Mukâtele (ölümüne olgunlaşma
maktûl
savaşmak) Tenâsüp Münasip olma Nasip, münasip, tensip
Aynı seviyeye Seviye, müsavi, Biri diğerine lâzım
Müsâvât Telâzum Lazım, lüzûm, iltizam
gelme tesviye olmak
Tedâvî Devâ için çalışmak Devâ
İnfiâl (ْ‫ﻧا‬
ِ ْ‫ﻌﻔ‬
ِ ‫)لَﺎ‬
kalıbı
Masdar Anlamı Yakın kelimeler İstif’âl (ْ‫ﺳا‬
ِ ‫ﻔﺘ‬
ِ ْ‫ )لَﺎﻌ‬kalıbı
İncizâp Cezbeye kapılmak
Cezbe, câzibe, Yakın
meczup Masdar Anlamı
kelimeler
İnkısâm Kısımlara ayrılmak Kısım, taksîm İstihkâr Hakir görme Hakir, hakaret
İnfitâh Fetholmak, açılmak Fetih, fâtih İstihsâl Hâsıl etme Hâsıl, mahsul
Şakkolmak İstintâc Netice çıkarma Hâsıl, mahsul
İnşikâk Şakk-ı kamer
(yarılmak) İstihrâc Çıkarımda bulunma Hâriç, hurûc
İstimdâd Meded isteme Medet, imdat
İftiâl (ْ‫ﻓا‬
ِ ‫ )لَﺎﻌِْﺘ‬kalıbı İstihfâf Hafife alma Hafif, tahfîf
Masdar Anlamı Yakın kelimeler Nutka zorlama
İstintâk Nutuk, nâtık
İntişâr Neşr olmak Neşir, nâşir (sorgulama)
İstimlâk Birinin mülkünü Mülk, mülkiyet,
satın alma temlik, âlim ilm
müstemleke
İstifâde Faydalanmak Fayda, müstefîd
İstibkâ Bekâsını istemek Bâki, bekâ Dörtlü mücerred fiil olan “fa’lele”nin ism-i fâili
İstîfâ Affını istemek Aff, mustafî
“ْ‫ﻞْﻠَﻌﻔُﻣ‬
ِ =müfa’lil” vezninde olur. Türkçedeki
yansıması şöyledir:
İsm-i fâil Kök
mütercim terceme
İsm-i fâil müvesvis vesvese
Fiilin sahibini belirtmek için kullanılan kalıptır.
“Fetih” fiilinin ism-i fâili “Fâtih=fetheden”, b. Mezîd (ilâveli) fiillerde
“Muharebe” fiilinin ism-i fâili
“muharib=harbeden” olur. Ancak unutmayın; her Aşağıdaki tabloda her kalıptan bir miktar ism-i fâil
fiilin ism-i fâili olacak diye bir kural yok. gösterilmiştir. Ancak unutmayın; her fiilin her
kalıptan ism-i fâili olamaz, bazılarının olsa bile
a. Mücerred (ilâvesiz) fiillerde kullanımda yok gibidir. Zaten bizim işimiz de her
fiilin her kalıbını bulmak değil, doğru kullanılmış bir
Bütün üçlü mücerred fiillerin ism-i fâilleri kalıptaki kelimenin anlamını bulmak. Dolayısıyla
mevdudun üzerinden gideceğimize göre problem
“ْ‫ﻞﻋَﺎﻓ‬
ِ =fâil” vezninde olur. 1. kök harfinden yok demektir.
sonra bir elif eklenerek yapılır. Türkçedeki
yansıması İf’âl Tef’îl Müfâale İnfiâl
şöyledir: (ْ‫لﺎﻌِْﻓإ‬
َ (ْ‫)ﻞِﯿْﻌﻔَﺗ‬ ( ُ‫ﺔَﻠﻋَﺎﻔ‬
َ (ْ‫)لَﺎﻌِﻔِْﻧا‬
)
Muhbir ‫)ﻣ‬
İsm-i fâil Kök Muhlis
fâtih fetih Müflis
câhil cehl Müfsid
sâlim selâmet Müşebbih
Müşrik
nâdim nedâmet Muhsin Muhassin Muhârib
sâdık sadâkat İsm- Mücbir Münakkış Mutâbık Münkalib
i Müdrik Müderris Müdâhil Münşerih
tâcir ticâret
hâzır huzûr fâil Müdhil Müfettiş Müdâfi’ Müntesib
hâric hurûc
kâtil katl Muzırr Mübelliğ
hâkim hükm Mu’cib Müeddib
şâkir şükr Mu’ciz
zâlim zulm Mûcid
tâlip talep Mukîm
sâlih maslahat
nâdir nedret
hidmet
hâdim
(hizmet)
kâdir kudret İstif’âl
kâmil kemâl İftiâl Tefe’’ul Tefâul
vâsıl visâl (ْ‫ﻔﺗْ( )لَﺎﻌِْﺘِﻓا‬
َ َ‫)ﻞﱡﻌ‬ (ْ‫)ﻞُﻋَﺎﻔَﺗ‬
şâkir şükrân
(ْ‫ﺳا‬
ِ ‫)لَﺎْﻌﻔِﺘ‬
kâfir küfrân Müstahkir
Müntakil
sâil suâl Mütekebbir
Muktedir
ârif irfân İsm- Mütehakkık Mütecâhil Müstakill
Müftehir
âşık aşk i Mütehakkim Mütekâmil
sâik sevk Muktebis
fâil Müteşekkil Mütemâyil Müstemidd
ârif ma’rifet Mu’teriz
Müteşebbis
vâiz mev’ize Mu’tedil
Müstefîd
cârî cereyân
râvî rivâyet
kâri kırâat
İsm-i mef’ûl
(ْ‫ﻔﺗْ( )لَﺎِﻌﺘِْﻓا‬
َ َ‫)ﻞﱡﻌ‬ (ْ‫ﻞﻋَﺎﻔَﺗ‬
ُ ) (ْ‫ﺳا‬
ِ ‫)لَﺎﻌْﻔِﺘ‬
Fiilden etkileneni belirtmek için kullanılan Müstahkar
kalıptır. “Cehl” fiilinin ism-i mef’ûlü
“mechûl=bilinmeyen”, “tescil” fiilinin ism-i Müstahdem
mef’ûlü “müseccel=tescil edilmiş” gibi. Ancak
Muktebes
unutmayın; her fiilin ism-i mef’ûlü olacak diye bir İsm-i Mütehayyer Müstehakk
Mükteseb ?
kural yok. mef’ûl Mütehayyel
Mu’temed
Müstemedd
a. Mücerred (ilâvesiz) fiillerde
Müstefâd
Bütün üçlü mücerred fiillerin ism-i mef’ûlleri
“ْ‫ﻮْﻌﻔَﻣ‬
ُ ‫=ل‬mef’ûl” vezninde olur. 1. kök
harfinin başına “mim”, son harfinden evvel İsm-i mekan
de “vav”
ilâvesiyle yapılır. Türkçedeki yansıması şöyledir: Bir fiilin işlendiği yeri gösteren isimlerdir.
“ْ‫ﻔﻣ‬
َ ‫ﻞْﻌ‬
َ =mef’al” veya “ْ‫ﻔﻣ‬َ ‫ﻞْﻌ‬
ِ =mef’il” vezninde
İsm-i fâil Kök olur. Türkçedeki yansıması şöyledir:
mechûl cehl
ma’lûm ilm
mahdûd hadd
Kök
masdûk sadâkat İsm-i mekân
maktûl katl mekteb kitâbet
mahkûm hükm meslek sülûk
meşkûr şükr medrese ders
mazlûm zulm mahkeme hukm
matlûp talep menzil nüzûl
meşkûr şükrân mescid secde
mes’ûl suâl meclis cülûs
me'mûr emr
me'zûn izn
ma’rûf irfân İsm-i mensûb
ma’dûd add
ma’şûk aşk İsm-i mensûb, bir şeye mensup olmayı veya ilgili
bulunmayı ifade eder. Arapça ismin sonuna şeddeli
Dörtlü mücerred fiil olan “fa’lele”nin ism-i bir “ّ‫=ي‬yâ” eklemek suretiyle elde edilir. Türkçede
mef’ûlü “ْ‫ﻌﻔُﻣ‬
َ ‫ﻞْﻠ‬
َ =müfa’lel” vezninde metinde ise, kelimenin sonuna –î eklenmiştir
olur. Türkçedeki yansıması şöyledir: (sonda sesli bir harf var idiyse o kaldırılır).
İsm-i mef’ûl Kök
mücevher cevhere İsm-i Mânâsı
müdebdeb debdebe mekân
mutantan tantana Mekkî Mekkeli
Nursî Nurs’lu
b. Mezîd (ilâveli) fiillerde
Şemsî Şems’le ilgili
İf’âl Tef’îl Müfâale İnfiâl Kamerî Kamer’le ilgili
(ْ‫لﺎﻌِْﻓإ‬
َ ) (ْ‫لَﺎﻌِﻔِْﻧاْ( ﺔََﻠﻋَﺎﻔُﻣ( )ﻞﯿِْﻌﻔَﺗ‬ Rahmânî Rahmân’a ait
Mücber ) ) Manevî Manaya ait olan
Müsbet
Müsned Münakkaş Mecazî Mecaza ait olan
İsm-i Müdhal Mücessem
Muhâtab ?
mef’ûl Muhkem Müşekkel
Mühmel Müeddeb Mübalağa sigası
Münker
Murâd Bunlar mübalağa (yalan değil pekiştirme) ifade
ederler. Meselâ “Râzık” sadece “rızık veren” iken
“Rezzâk” kelimesi, “bol ve sınırsız verme” gibi
anlamları da katar. Başlıca vezinleri:
İftiâl Tefe’’ul Tefâul İstif’âl
8

www.bizimwebsite.com
Çemen-zâr (çimenlik)
gül-zâr (gül bahçesi)
Rezzâk
–gede: yer ismi yapar.
Mey-gede (meyhane)
Vehhâb ateş-gede (ateş mabedi, ateşlik)
–sâr: yer ismi yapar.
Cerrâh Kuh-sâr (dağlık)
Fa’âl (ْ‫)لﺎﻌﱠ َﻓ‬ çeşme-sâr (çeşmelik)
Hammâl –bân: meslek sahibi ve muhafaza edici isimler yapar.
Bağ-bân (bahçıvan)
Sehhâr nigeh-bân (bekçi)
saye-bân (gölgelik, şemsiye)
Dessâs –mend: sıfat yapar.
Hıred-mend (akıllı)
Allâme hüner-mend (hünerli)
Fe’âle (‫ﺔﻟﺎﻌﱠ َﻓ‬
َ ) –vend: sıfat yapar.
Fehhâme Hudâ-vend (sahip, malik, efendi)
Alîm –vâr, –ver: sıfat yapar.
Ümid-vâr (ümitli)
Faîl (ْ‫ﻌﻓ‬
َ ِ‫)ﻞﯿ‬ Rahîm nam-ver (namlı)
–yâr: sıfat yapar.
Kerîm Baht-yâr (talihli)
Sabûr huş-yâr (akıllı, uyanık)
–veş: benzerlik ekidir.
Meh-veş (ay gibi)
Fa’ûl (ْ‫ﻮﻌَﻓ‬
ُ ‫)ل‬ Sadûk saye-veş (gölge gibi)
–âsâ, –sâ: benzerlik ekidir.
Şekûr Dev-âsâ (dev gibi)
Fi’’îl (ْ‫)ﻞﯿﱢﻌِﻓ‬ Sıddîk humayun-sâ (şâhâne)
–fâm: renk ekidir.
Fuâl (ْ‫ﻌﻓ‬ ُ ‫)لَﺎ‬ Şücâ’
Siyeh-fâm (siyah renkli)
Mif’îl (ْ‫ﻌﻔِﻣ‬ ْ ِ‫)ﻞﯿ‬ Miskîn gül-fâm (gül renkli)
–kâr, –gâr, –ger: meslek sahibi ve meslek kılıcı isimleri yapar.
Günah-kâr (ziyan-kâr)
İsm-i tafdîl sitem-gâr (sitem edici)
–âne: sıfat ve zarf yapar.
Dost-âne
“ْ‫ﻞﻌْﻓأ‬
َ =ef’al” vezninde olur. peder-âne
Echel (en/daha cahil=bilgisiz) âciz-âne
Eslem (en/daha
sâlim=selâmetli)
Elzem (en/daha lazım=lüzumlu) Olumsuzluk ekleri :
Elyak (en/daha layık=liyâkatli)
Ef’al (ْ ‫ﻓ‬
َ ْ‫ﻞﻌ‬
َ Esfel (en/daha süflî=sefîl)
-Osmanlıca’da olumsuzluk ekleri “lâ” “nâ” “bî” ekleridir. Bu
Ekber (en/daha kebîr=büyük)
‫)أ‬ Ekser (en/daha kesîr=çok) ekler kelimenin önüne gelir.
Asğar (en/daha sağîr=küçük) Lâ-yemût
Esahh (en/daha sahih=sıhhatli) Nâ-mütenâhî
Ekall (en/daha kalîl=az) Bî-çâre
Eşedd (en/daha şedîd=şiddetli)
-Bazen iki ek üst üste gelebilir. Bu durumda olumsuzluğun
Kelimenin Sonuna Gelen Farsça derecesi artırılmış olur.
Bilâ-istisna = hiç istisnasız
Ekler : Bilâ-tereddüd = hiç tereddüdsüz

–dân: âlet ismi yapar -Olumsuzluk eki olan “bî” ile karıştırılmaması gereken ve ve
şam-dân (mumluk) kısa telaffuz edilen “bi” ön eki ise, “birlikte” anlamındadır.
çay-dân (çaydanlık) Bit-tabî
nemek-dân (tuzluk) Biz-zat
–sitân, –istân: yer ismi yapar. Bil-fiilBiz-zarure
Gül-istân
bahar-istan
–zâr: yer ismi yapar.
kelime ile karşılaşıverirsiniz:
Kelme tamlamaları :
Osmanlıca’da tamlamaların kelimeleri (Türkçe’ye
göre) ters gelirler.
“salih amel” tamlaması “amel-i salih”
alem-i kabir (kabir alemi)
nur-u iman(iman nuru)
kitab-ı mukaddes(mukaddes kitab)
daire-i imkan(imkan dairesi)
dava-i nübüvvet(nübüvvet davası)

Kelimedeki Ek ve Kök’ü ayırma :


Arapça’da bir şeyin sonuna şeddeli “‫(”ﻰ‬ye) gelirse, bu bir
şeye aitliği ve mensubiyeti ifade eder. Mesela, “Mekke’li”
veya “Mekke’ye ait olan” manalarına gelen “Mekkiyyün”
kelimesi gibi… “Mekkiyyün” kelimesi “Mekki” şeklinde de
ifade
edilir. Bütün mensubiyet ifade eden isimlerde de bu
geçerlidir. Misaller: İmaniyye (imanla ilgili, imana ait),
ebediyye, akliyye…/ Buhari (Buhara’lı), İslami, Nebevi,
cismani…

“Kemal” ve “mutlak” kelimeleri, Risale’de bolca kullanılan


terimlerdendir. “Kemal” tamlığı ve mükemmelliği ifade
eder. Misaller: Kemal-i emniyet (mükemmel, tam bir
emniyet), kemal-i ciddiyet, kemal-i intizam, kemal-i rahat,
kemal-i hüsün…

“Mutlak” kelimesi ise; bütünüyle, tam tamına, her


yönüyle, son derece manalarına gelir. Misaller: Aciz-i
mutlak (her yönüyle aciz), fakr-ı mutlak, abesiyet-i
mutlaka, kudret-i mutlaka…

Risale’de bazı İsm-i tafdil’ler de kullanılır. Mesela, “Kebir”


büyük demektir. “Ekber” ise daha büyük manasına gelir.
Misaller: Cemil-ecmel, karib-akreb, layık-elyak, lazım-
elzem, kamil-ekmel…

Not: Arkadaşlarımıza şöyle bir ipucu da verebiliriz: Size


yabancı gibi görülen bir kelime aslında üzerinde
yoğunlaşarak düşünüldüğünde ve o kelimenin kökü üzerinde
bilinçaltı arşiv araştırması yapıldığında kısa zamanda bazı
aşina olduğunuz kelimelerin hemen üşüştüğünü görebilirsiniz.

Bunun için öncelikle zor gibi görünen bir kelimenin kök


harfleri üzerinde durmaya çalışınız. Bunu tesbit için de
öncelikle ek harfleri çıkarmak bu konuda son derece
yardımcı olacaktır.

Ek harfler ise genellikle kelimelerin başlarında bulunan


“mim” “M” harfleridir. Bazen “elif” ve bazen de “t” harfi de
olabilir. Bu konudaki detay arapça gramer bilgisini bilmeye
bağlıdır şüphesiz. İmam Hatipte okuyanların böyle bir avantajı
vardır. Ne var ki herkes için belli kolaylık da sağlamaktadır bu
yöntem.

Misal: Mütereddid. Buradaki “m” harfini, sesli harfle


birlikte tabi ki, kaldırdığınız zaman, çok aşina olduğunuz bir
“Tereddüd” Yarışmalarda hece kelime verilip yeni kelimeler türetilmesi
istenmesi gibi. Eminim ki “shr” kelimesi öncelikle size “Sihir”
“Te” harfini de kaldırırsanız hep bildiğimiz kullandığımız
“Red” kök harflerini elde ederiz. Reddetmek geri çevirmek
kabul etmemek onaylamamak çekimserlik anlamları ile yola
çıkılarak fikir sahibi olunabilir.

Anlarsınız ki mütereddid kavramı tereddüt etmekle ilgilidir,


mütereddid tereddüd eden şüpheye düşen çekimser kalan
demektir. Böylece en azından cümlenin genel anlamı
hakkında bir fikir sahibi olabilirsiniz.

MİSAL:

Münevvir, Tenevvür, Mütenevvir

“Mü” “Te” “Mü-te” harflerini kaldırınız, seslileri yok

sayınız. karşınıza “NVR” kök harfleri gelir. Yani “NUR”

olur.

Anlarsınız ki bu iki kelime nur ile ilgili, vermek veya


almakla alakalıdır. Cümlenin bütünlüğü içinde
düşündüğünüzde anlam kendiliğinden oluşuverir.

Tenevvür ettim, nurlandım aydınlandım


Münevvir, nur verici nurlandırıcı, aydınlatıcı
Mütenevvir, nurlanmış aydınlanmış gibi anlamlar yerine

oturur. MİSAL: Tahmil, Mütehammil

Diyeceksiniz ki hiç duymadığım iki kelime… Hayır!. Çok


iyi bildiğiniz iki kelime!

Köküne ininiz. “Ta” ve “Mü-te” harflerini atınız.


“Hmil” ve “Hammil” kelimeleri kalır. Bu ne
demektir? Tedai ile sık kullandığımız kelimelere
ulaşınız burdan.
“Hammal” gibi… “Hamile” gibi… Yani ağır yük taşımakla
ilgili bir anlam ihtiva ettiği çok açık.

Mütehammil kelimesi demek ki ağır yüke karşı dayanmakla


ilgili bir anlam taşıyor. Burdan belki de anlamı bilinemeyen
“Hamele-i Arş” mefhumu da anlaşılmış olacaktır. Arş gibi
ağır bir yükü taşıyan melekleri anlayabileceğiz.

Bu arada “Hamule” kelimesini de duymadım


bilemiyorum diyemeyeceksiniz bakın artık!

Çok da ağır(!) kelimeler, hamuleler değilmiş risale-i


nur’un sözleri demek ki bakınız! Dilimize kondurulmuş
nice ağır kelimeler kavramlar yabancı sözcükler dolaşıp
durmuyor mu zaten!

MİSAL: “Musahhar” ayetlerde ve eserlerde sıkça geçer

“Mu” ekini ve seslileri atalım. Çift harfleri tek kabul edelim,


kök
“Shr” olur.
Ne çağrıştırıyor size bu üç harften kelimeler türetin.
kelimesini hatırlatacaktır. Büyülemek büyülenmek etkilemek cansiperane (canını feda
etkilenmek anlamları zihninizde uçuşacaktır. Büyülenmiş edercesine)
insan adeta iradesini kaybetmiş bir emre uyup peşisıra “-vari” eki: 'tarzında, usülünde' anlamına gelir
gitmektedir. “Yerleri gökleri de Rabbimiz adeta büyülenmiş türkvari (türklerin tarzında)
bir hizmetkar gibi bizim peşimizden koşturmaktadır” gibi
melekvari (melek tarzında)
engin bir düşünce ile “Musahhar” kavramını daha bir lezzetli
“-gah” ve Yer belirtmek için kullanılır.
anlamanız da mümkün olabilecektir. “Teshir” kelimesi de
geçtiği cümle bütünlüğü içinde benzer manayı ifade edecektir. “-istan” İbadethag (ibadet yeri)
Hep köke asla temele ana ifadeye yöneliyoruz oradan çıkış ekleri: Mezaristan (mezar yeri)
yapıyoruz demek ki! "zî" eki: x sahibi anlamına gelir.
zîhayat (hayat sahibi, canlı)
MİSAL: “Mugayyebat” kelimesini ilk duyanlarndan zîşuur (şuur sahibi, şuurlu)
olabilirsiniz. Ama bu yöntemle bildiğiniz kelimeleri de içinde "maal-" ile, birlikte anlamlarına gelir.
sakladığını keşfedebilirsiniz. “Mu” ekini atar, bilinmezlik eki: maalesef (üzüntü ile)
madde ötesi veya gelecek gibi anlamları ifade eden “gayb” maaliftihar (iftihar ile)
kelimesini hemen farkedebilirsiniz ki türkçemize gayıb-kayıp "-perver" bir şeyin düşkünü, onun taraftarı
olarak yerleşmiş bir kelimedir. Yukarda açıklandığı gibi eki: ve o şeyin koruyup gözeteni
kelime sonlarındaki “at” ekinin çoğul anlamını ifade ettiğini olduğu anlamlarına gelir.
de bilmeniz işi kolaylaştırır. Bir ayetten iktibas edilerek hürriyetperver (hürriyeti çok
sorulan “Mugayyebat-ı Hamse”ye yabancı değilsiniz artık. seven)
intizamperver (intizamı çok seven)
Kelime türetme eklerine bazı "-ât" eki: çoğul olma anlamı katar.
mevcudât (mevcudlar, var olan
örnekler : herşey)
ibadât (ibadetler)
"alel-" eki: x ile, x yoluyla anlamlarına gelir. "-î" eki: o şeye ait olma, ona dair olma
alelacele (acele ile) anlamı verir.
alelittifak (ittifak ile) maddî (madde cinsinden olan)
"bila-" eki: olumsuzluk anlamı verir. (-siz, - ebedî (ebed özelliği olan)
suz) nereli ve nereye mensub olduğunu
bilaistisna (istisnasız) ifade eder
bilabedel (bedelsiz) mekkî (mekkeli)
"bî-" eki: "bila" ekiyle aynı anlamı verir. konevî (konyalı)
bîçare (çaresiz) “hem-” aynı manasını katar.
bîhaber (habersiz) eki: hemzaman (aynı asırdan olan)
"pür-" eki: kelimeye olumlu anlam katar, hemcins (aynı cinsden olan)
güçlendirir.(-li, -lu) “-daş” eki: eşlik, refakat ve ortaklık bildirir.
pürdikkat (dikkatli) arka-daş
pürkusur (kusurlu) “-a-” eki: nida edatı olup, kelimenin sonuna
"bil-" eki: ile, olarak anlamlarını katar. gelir "ey" mânası verir. aynı veya
bilbedahe (bedahetle) farklı iki kelime arasına gelirse,
bilcümle (cümlesi ile, umumiyet sözün manasını kuvvetlendirir.
ile) Rengârenk (çeşit çeşit renkleri
"na-" eki: zit anlam ortaya cikarir. olan)
namahdud (hudutsuz) Lebaleb (ağızdan ağıza)
namadud (adedsiz) "-endiş" x için kaygılanan, x'i düşünen
“ser-” eki: baş anlamına gelen eki: anlamını katar.
serasker (baş asker, komutan) hakendiş (Hakkı düşünen, Hakkı
seraser (baştan başa) arayan)
“yek-” eki: tek anlamına gelir gayrendiş (başkalarını düşünen)
yekpare (tek parça, bütün) "-efşan" "saçan" anlamı katar.
yeksan (beraber, bir) eki: nurefşan (nur saçan)
yeknesak (değişmez tek halde zehrefşan (zehir saçan)
olan) "-efzâ" "artıran" manasını katar.
“-kâr” eki: 'yapan, eden' anlamını verir eki: ferahefzâ (ferah arttıran)
bestekâr (beste yapan) şevkefza (şevk arttıran)
güftekâr (güfte yapan) "-engiz" "koparan, veren" manalarını katar.
sahtekâr (sahtecilik yapan) eki: dehşetengiz (dehşet veren)
“-ane” eki: sıfat ve zarf türetmede kullanılır şevkengiz (şevk veren)
dostane (dostça)
“-meşrep” huylu, mizaçlı anlamlarını katar.
eki hoşmeşrep (sevimli, güzel huylu)
pakmeşrep (temiz huylu)
“-e” veya Dişileştirme ekidir.
“-a” eki şair -> şaire (nisa olan şair)
muallim -> muallime (nisa olan
alim)
müdür -> müdire (nisa olan
müdür)
“ilâ-“ eki: -a kadar anlamını katar
ile’l ebed (ebediyete, sonsuza
kadar)
ilâ mâşâ’ allah (allah isteyene
kadar)
ile’n-nihâye (sonuna kadar)
“ba’d-“ sonra anlamını katar.
eki: ba’de harâbi’l-basra (basra harap
olduktan sonra)
badehu (ondan sonra)
"beyn-“ arası, ortası anlamını katar.
eki: beynelmilel (milletler arasında)
beyne’l-ülema (alimler, ulema
arasında)
“alâ-“ eki: üzere, üzerine, üzerinde anlamını
katar
ale’d-devâm (devam etmek üzere,
devamlı)
alelade (alışıldığı üzere, olağan)
“an-“ eki: -den anlamını katar.
an-karîb (yakında, az sonra)
an-aslin (aslından, menşeinden)
“fî-“ eki: içinde, -de anlamını katar
filhakika (gerçekte)
filvaki (gerçekten)
fi’l-asl (aslında)
“kabl-“ önce anlamını katar
eki: kable’l-vuku (vukuundan,
olmasından önce)
kable’t-tarih (tarih öncesi)
“li-“ eki: için, -den dolayı anlamını katar
ligarazin (garez sebebiyle, kasıtlı
olarak)
li-maslahatin (bir iş için)
“lâ-“ eki: yok, değil anlamını katar
lâ-şey (hiç, cüzi)
lâ-yemut (ölmez)
lâlettayin (belli olmayan,
herhangi)
“ma’a-“ ile, beraber anlamını katar
eki: maatteessüf ()
ma’el âile ()
“min-“ eki: -den, -den beri anlamını katar.
mine’l-kadim (eskiden beri)
mine’l-evvel (önceden beri)
“ber-“ eki: üzerine, üzerinde anlamını katar
berkemâl (kemâl üzere,
mükemmel)

12

www.bizimwebsite.com

You might also like