Professional Documents
Culture Documents
QRG+
p^$^0.lxFV
M9991.01001
(Bu numarayı c evap k âğıdınızdaki ilgili alana kodlama yı unut mayınız.)
ADI
SOYADI
DİKKAT!
SINAV BAŞLAMADAN ÖNCE AŞAĞIDAKİ UYARILARI MUTLAKA OKUYUNUZ.
1. Adınız, soyadınız, T.C. Kimlik Numaranız ve sınav salon numaranız yukarıdakilerden farklı ve
kitapçık üzerine basılı olan fotoğraf size ait değilse bunu salon başkanına belirterek size ait
soru kitapçığının verilmesini sağlayınız.
1. Bu kitapçıkta sırasıyla Türkçe Testi, Sosyal Bilimler 4. Bu testler puanlanırken her testteki doğru cevap-
Testi, Temel Matematik Testi, Fen Bilimleri Testi larınızın sayısından yanlış cevaplarınızın sayısının
bulunmaktadır. dörtte biri düşülecek ve kalan sayı o testle ilgili ham
puanınız olacaktır. Bu nedenle, hakkında hiçbir
2. Bu testler için verilen toplam cevaplama süresi 160
fikriniz olmayan soruları boş bırakınız. Ancak,
dakikadır. Bu süreyi, cevaplayacağınız testleri dik-
soruda verilen seçeneklerden birkaçını eleyebiliyor-
kate alarak kullanınız.
sanız kalanlar arasında doğru cevabı kestirmeye
3. Bu kitapçıktaki testlerde yer alan her sorunun sade- çalışmanız yararınıza olabilir.
ce bir doğru cevabı vardır. Bir soru için birden çok
5. Sınavda uyulacak kurallar bu kitapçığın arka kapa-
cevap yeri işaretlenmişse o soru yanlış cevaplan-
ğında belirtilmiştir.
mış sayılacaktır.
SINAVDA UYULACAK KURALLAR
1. Cep telefonu ile sınava girmek kesinlikle yasaktır. Çağrı cihazı, telsiz, fotoğraf makinesi vb. araçlarla; cep
bilgisayarı, kol ya da cep saati, her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlarla; silah ve benzeri teçhizatla;
müsvedde kâğıdı, defter, kitap, sözlük, sözlük işlevi olan elektronik aygıt, hesap cetveli, hesap makinesi, pergel,
açıölçer, cetvel vb. araçlarla sınava girmek kesinlikle yasaktır. Bu araçlarla sınava girmiş adaylar mutlaka Salon
Sınav Tutanağına yazılacak, bu adayların sınavı geçersiz sayılacaktır. Sınava kalem, silgi, kalemtıraş, saat
vb. araçla ve kulaklık, küpe, broş vb. takı, herhangi bir metal eşyayla girmek de kesinlikle yasaktır.
Yiyecek, içecek vb. tüketim malzemeleri de sınava getirilemez. Adaylar sınava şeffaf şişe içerisinde su
getirebileceklerdir.
2. Bu sınavda verilen toplam cevaplama süresi 160 dakikadır. Sınav başladıktan sonra ilk 120 ve son 15 dakika
içinde adayın sınavdan çıkmasına kesinlikle izin verilmeyecektir.
3. Sınav evrakını teslim ederek salonu terk eden aday, her ne sebeple olursa olsun, tekrar sınava alınma-
yacaktır.
4. Sınav süresince görevlilerle konuşmak, görevlilere soru sormak yasaktır. Aynı şekilde görevlilerin de adaylarla
yakından ve alçak sesle konuşmaları ayrıca, adayların birbirinden kalem, silgi vb. şeyleri istemeleri kesinlikle
yasaktır.
5. Sınav sırasında, görevlilerin her türlü uyarılarına uymak zorundasınız. Sınavınızın geçerli sayılması, her şeyden
önce, sınav kurallarına uymanıza bağlıdır. Kurallara aykırı davranışta bulunanların ve yapılacak uyarılara
uymayanların kimlik bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve sınavları geçersiz sayılacaktır.
6. Sınav sırasında kopya çeken, çekmeye kalkışan, kopya veren, kopya çekilmesine yardım edenlerin kimlik
bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve bu adayların sınavları geçersiz sayılacaktır. Görevliler kopya
çekmeye ya da vermeye kalkışanları uyarmak zorunda değildir; sorumluluk size aittir.
Adayların test sorularına verdikleri cevapların dağılımları bilgi işlem yöntemleriyle incelenecek, bu
incelemelerden elde edilen bulgular bireysel ya da toplu olarak kopya çekildiğini gösterirse kopya eylemine
katılan adayın/adayların cevaplarının bir kısmı ya da tamamı iptal edilecektir.
Sınav görevlileri bir salondaki sınavın, kurallara uygun biçimde yapılmadığını, toplu kopya girişiminde
bulunulduğunu raporlarında bildirdiği takdirde, ÖSYM takdir hakkını kullanarak bu salonda sınava giren tüm
adayların sınavını geçersiz sayabilir.
7. Cevap kâğıdında doldurmanız gereken alanlar bulunmaktadır. Bu alanları doldurunuz. Cevap kâğıdınızı
başkaları tarafından görülmeyecek şekilde tutmanız gerekmektedir. Cevap kâğıdına yazılacak her türlü yazıda
ve yapılacak bütün işaretlemelerde kurşun kalem kullanılacaktır. Sınav süresi bittiğinde cevapların cevap
kâğıdına işaretlenmiş olması gerekir. Soru kitapçığına işaretlenen cevaplar geçerli değildir.
8. Soru kitapçığınızı alır almaz, sayfaların eksik olup olmadığını, kitapçıkta basım hatalarının bulunup bulun-
madığını ve soru kitapçığının her sayfasında basılı bulunan soru kitapçığı numarasının, kitapçığın ön kapağında
basılı soru kitapçığı numarasıyla aynı olup olmadığını kontrol ediniz. Soru kitapçığınızın sayfası eksik ya da
basımı hatalıysa değiştirilmesi için salon başkanına başvurunuz.
9. Size verilen soru kitapçığının numarasını cevap kâğıdınızdaki “Soru Kitapçığı No” alanına kodlayınız.
10. Sınav sonunda soru kitapçıkları toplanacak ve ÖSYM’de tek tek incelenecektir. Soru kitapçığının bir sayfası bile
eksik çıkarsa sınavınız geçersiz sayılacaktır.
11. Cevap kâğıdına ve soru kitapçığına yazılması ve işaretlenmesi gereken bilgilerde bir eksiklik ve/veya yanlışlık
olması hâlinde sınavınızın değerlendirilmesi mümkün olamamaktadır. Tarafınızdan yazılması ve işaretlenmesi
gereken bu bilgilerde eksiklik ve/veya yanlışlık olduğunda durumunuz Sınav Salon Tutanağında belirtilecektir.
12. Soru kitapçığının sayfalarındaki boş yerleri müsvedde için kullanabilirsiniz.
13. Soruları ve/veya bu sorulara verdiğiniz cevapları ayrı bir kâğıda yazıp bu kâğıdı dışarı çıkarmanız kesinlikle
yasaktır.
14. Her testin cevaplarını cevap kâğıdındaki ilgili alana işaretlemeye dikkat ediniz.
15. Sınav salonundan ayrılmadan önce, soru kitapçığınızı ve cevap kâğıdınızı salon görevlilerine teslim etmeyi
unutmayınız.
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimi zin yazılı i zni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu
ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
1. Yahya Kemal’i ve Nazım Hikmet’i ayrı tutarsak küçük 3. Bir sanatçımız şöyle diyor: “Dergiler, edebiyatın yeral-
mutluluklar Türk şiirine Garip döneminde bir uğrayıp tı haritasıdır.” Nitekim bu dergilerde ilk ürünleri yayım-
geçmiştir, diyebiliriz. Biraz Ziya Osman, çok az Cahit lanan genç şairlerin çoğu, bir süre sonra çalışmalarını
Sıtkı… Onun dışında “Hüzün ki en çok yakışandır bi- kitaplaştırarak şairliklerinin ilk kilometre taşlarını ko-
ze.” anlayışı egemendir. Cemal Süreya’nın, Garip- yarlar.
çilerin izine basarak yürüdüğü kimi şiirlerinde de bu
anlayışın yansımalarını görürüz. Ne var ki onun şiirle- Bu parçada geçen “edebiyatın yeraltı haritası olma”
rinde genel olarak ince bir hüzün söz konusudur. sözüyle, dergilerin hangi özelliği belirtilmek isten-
miştir?
Bu parçada geçen “izine basarak yürüme” sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarları, yeni yazınsal türlere yönlendirme
C) Yenilerini eskilerinden ayırabilmek A) İyi şiirler, şairlerinden zengin bir birikim ister.
5. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraç 7. (I) Yaşadığı dönemin şiir anlayışından uzaklaşarak
içindeki sözün anlamını içermemektedir? uçlarda dolaşan, alışılmadık bağdaştırmaları ve imge-
leriyle zaman zaman, bilinen söylemin dışına taşan
şair, sürekli yenilikler peşinde koşmuştur. (II) Karşı-
A) Öykünüzü, yaşamın akışını düşündüren bir do- laştığı insanlık durumlarına yeni duygu ve anlamlar
ğallıkla yazın, bunu yapabilecek güçlü bir kalemi- yükleyerek onları yeniden yazmıştır. (III) Şiirlerini
niz var. (yazarlık yeteneği olmak) oluştururken boş alanlar bırakmış, uzun dizeleri kır-
mıştır. (IV) Şiirde bir yenilik gerçekleştirmek için dilin
yerleşik söz değerlerini olduğu gibi kullanmaktan ka-
B) Öykünüzdeki bilinmeyenlerden kurtulmak için öy- çınmış, dili yeniden kurmaya yönelmiştir. (V) Şiirle-
küdeki kadının kim olduğunu, nasıl bir yaşam rinin çoğunda, çok anlamlı sözcükler kullanarak deği-
sürdüğünü, ne iş yaptığını görünür kılın. (belir- şik çağrışımlar uyandırmıştır.
ginlik kazandırmak)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi,
C) Sizin yaptığınız gibi, bir dönemi küçük bir öyküye
sözü edilen şairin şiirlerinin içeriğiyle ilgilidir?
sığdırmak herkesin üstesinden gelebileceği bir iş
değildir. (zorluğu yenmek)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışı- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangile-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? ri anlamca birbirine en yakındır?
9. (I) Berna Moran’ın deyişiyle “huzursuzluğun romanı”, 11. Şairler arasında öteden beri süregelen açık ya da giz-
Fethi Naci’ye göre de “Türkçenin en güzel aşk roma- li bir yarış vardır. Oysa aynı gözeden su içen, aynı
nı” olan Huzur’un yayımlanışının üzerinden yaklaşık güneş altında ısınan, aynı ağacın gölgesinde oturan
elli yıl geçti. (II) Bu romanda olaylar, bir ağustos günü insanlardır onlar. Birbirlerine, sanıldığından daha çok
başlar ve radyodan İkinci Dünya Savaşı’nın başladı- ihtiyaçları vardır. Ölmüş şairlerle, onların anıları üze-
ğını haber veren bir anonsla biter. (III) Her ne kadar rinde yaşatılan dostluklar da dâhildir buna. ----? Kıs-
ilk bakışta aşk romanı gibi görünse de günahın ve ka- kanmalar, görmezden gelmeler, kara çalmalar… Neyi
vuşmanın değil, Doğu’yla Batı’nın, huzursuzluğun, paylaşamazlar? Herkesin kabı kendine göredir, ala-
zaman ve müziğin romanı olarak kabul edilir. (IV) Hu- cağı su miktarı bellidir oysa. Paylaşmanın, el ele ve-
zur, hiçbir zaman Madam Bovary’nin yarattığı etkiye rerek yaratacakları eleştiri ortamının sağlayacağı ya-
benzer bir etki yaratmamıştır. (V) Madam Bovary gibi rarlar üstünde durmak ve bunu geliştirmek varken ne-
can sıkıcı taşranın romanı değildir Huzur; tam tersine dir bu yok edici yarış?
çok eski, çok köklü bir kentin, İstanbul’un, Boğazi-
çi’nin romanıdır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de değerlendirme söz konusu değildir? A) Şairler arasındaki bütün bu çatışmalar gerçekte
şiirimizin tematik haritasını daraltır mı
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
B) Bunu bilmelerine karşın nedir bu sevgisizlik şair-
ler arasında
C) Öyleyse neden şiirin kolaya kaçma sanatı olduğu
izlenimi yaratılıyor
D) Şairler, birbirlerini değerlendirirken şiirsel ölçütler
kullanırlar mı
10. (I) Günümüzde, yeni yetişen genç yazarlar kendinden E) Oysa her şair, şiirini kendi yaşam serüveninden
öncekileri tanımadıkları, okumadıkları için bir eksiklik çıkarmaz mı
duymuyor sanki. (II) Bunlar deneyimli, usta yazarların
önünde yaprak gibi titremiyor artık, kendine çok güve-
niyor. (III) Bununla birlikte yapıtları ilgiyle karşılanan,
geniş okur kitlelerine seslenen sanatçının çok iyi ya-
zar olduğu yanılgısına düşüyor. (IV) Yeni kuşağın “Ne
olacaksa çabucak olsun.” düşüncesinden doğan bu
gözü kara yarış, bence oldukça tehlikeli. (V) Çünkü
bu, bireyciliğin, “ben ben”ciliğin egemenliği anlamına
gelir.
12. Sokrates’ten önceki ilk Batılı filozoflar, geçmişten iki 13. Türküler, şiirler iç dünyamızın sesi olarak yazılmış ol-
büyük kopuşu aynı anda gerçekleştirdiler. İlk önce, salar da bizden çıktıkları anda topluma mal olmuştur
kendi akıllarını kullanarak dünyayı anlamaya çalıştı- artık. Yalnız topluma mal olmakla kalsa iyi. Yerelden
lar. Bu tek başına, tümüyle yeni bir şeydi ve insanın ulusala, ulusaldan evrensele bir değişme ve gelişme
gelişmesinde en önemli köşe taşlarından birini oluş- çizgisi izleyerek bütün insanlığın ortak değeri hâline
turdu. Aynı zamanda insanlara, akıllarını nasıl kulla- gelir. Örneğin Yunus Emre’nin şiirlerinde yansıtılan
nacaklarını ve kendi başlarına nasıl düşüneceklerini duygular salt bize mi özgüdür? Neruda, yalnızca Şi-
de öğrettiler. ----. Onlar bilgi birikimlerini olduğu gibi li’nin acılarını yansıtmıştır, deyip dışlayabilir miyiz onu?
öğrencilerine aktarmak yerine, onları tartışmaya, Acısı acımız olmuştur, halkı da halkımız. Kısaca ----.
düşünce alışverişinde bulunmaya, kendi düşüncele-
rini ileri sürmeye ve savlarını kanıtlamaya özendiren Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
öğretmenlerdi. aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
14. Gerek edebiyat dergilerinde gerekse gazetelerin sa- 15. Yayınevlerinin tercihi her zaman romandan yana ol-
nat-edebiyat sayfalarında yer alan söyleşilerde, ne- muştur. Yalnız bizde değil, dünyada da böyle. Öykü-
dense hep aynı konular konuşuluyor ve bundan bir ler ise daha çok dergilerde varlıklarını sürdürüyor.
türlü vazgeçilmiyor. Bir yazarın yeni bir romanı mı Öykü kitabı yayımlamakta direnen genç yeteneklere
çıkmış, sorusu hemen hazır: “Bu yapıtınızı yazarken olanak sağlayan yayınevleri - neyse ki - var. Şu da bir
neyi amaçladınız?” ya da “Yapıtınız yaşadıklarınız- gerçek ki beş altı yıldır durağan bir ortamda kendini
dan izler taşıyor mu?” Cevaplar da üç aşağı beş yu- yineliyor öykü ama yenileyemiyor. Bu nereye kadar
karı aynı düşünceler etrafında dönüyor. Peki neden sürer, kestirmek güç; ardından bir yükselişin, belki de
bu sınırlılık? Bence bu, yazardan değil, soruyu so- sıçramanın yaşanacağı kesin.
randan kaynaklanıyor. Çünkü söyleşilerde asıl yön-
lendirici, soruyu sorandır. Bu nedenle sanatçının dü- Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
şünce üreterek sanatını geliştirmesinde ve yapıtları- olarak söylenmiş olabilir?
nın değerlendirilmesinde ona sorulacak soruların
önemli bir payı vardır. ----.
A) Yayınevleri öykü seçiminde hangi ölçütlere bağlı
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre kalıyor?
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
B) Roman türündeki kalıplaşmaya gidiş konusunda
ne düşünüyorsunuz?
A) Bütün bunlara bakarak eleştirel yaklaşımın ne
C) Öykücülerin soyut konulara ağırlık verişini neye
denli önemli olduğunu söylemek hiç de yanlış ol-
bağlıyorsunuz?
maz
D) Türk edebiyatında romanın yükselişi karşısında
B) Bu sorun bence temelde birbirini izleyen aynı öykünün konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
nitelikteki durumların art arda sıralanmasından
doğuyor E) Genç yazarları öykü yazmaya yönlendirmek için
neler yapılabilir?
C) Hangi yazara sorarsanız sorun, hepsi kendine
özgü yazma yöntemlerinin olduğunu söyleyecek-
tir
D) Üstelik yapıtın niteliğini yazarın donanımı belirler
ve bunun üzerine söylenebilecek çok söz vardır 16. Modayı sevmem. Örneğin herkesin aynı anda, aynı
şeyleri giymesi, bana nedense ters gelir. Benim pus-
lu, gözlerden uzak ve reklamı çok yapılmamış olan
E) Kısaca hem eleştirmenlerin hem de sanatçılarla hoşuma gider her zaman. Çünkü yönlendirilmeyi de-
söyleşi yapanların, her düzeyden insanın ilgisini ğil, özgürce keşfetmeyi severim. Bilinçaltıma baskı
çekecek nitelikte sorular sorması gerekiyor yapılmasını istemem.
17. Ödüller, genç bir şairin adının altı fosforlu bir kalemle 19. İnsanlar, toplu hâlde yaşama gereksinimi duyarlar.
çizilerek şiirlerinin tanınmasına olanak sağlıyorsa az Bunun için herkesin üzerinde anlaştığı, gittikçe yay-
şey mi bu? Ya da usta bir şairin, şiire verdiği emeğin gınlaşan ortak bir değerler sistemi gerekir. İşte ahlak,
ödülle taçlandırılmasının ne sakıncası olabilir ki? Üs- bu türden bir değerler sistemidir. Toplumda çekişen
telik şiir kitaplarının hemen hemen hiç satılmadığı, ve çatışan tarafların hiçbir ortak yanı kalmadığı du-
dolayısıyla kitapçıların, bu kitapları raflarına koymaya rumlarda bile birleştirici bir güç durumundadır. Ör-
yanaşmadığı ve dağıtımcıların, “şiir” sözcüğünü duy- neğin, dürüstlüğü değil de yalancılığı ya da sahte-
duğunda yüzlerini buruşturduğu günümüzde… Şiirin kârlığı kimse öneremiyor. Sadakat yerine ihanet, ada-
bu konumuna gönlü razı olmayan şairlerin verdiği let yerine haksızlık değerli gösterilemiyor. Çünkü ah-
emekleri, bütün şiirseverlerin takdirle karşılaması ge- lak, bir insan topluluğunun, üzerinde birleştiği ortak
rektiği kanısındayım. paydayı oluşturuyor.
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden ya- Bu parçadan ahlakla ilgili olarak aşağıdakilerin
kınmaktadır? hangisi çıkarılabilir?
A) Ödüllere karşı çıkılmasından A) İlkelerinin kişiden kişiye değişen, göreceli bir ni-
telik taşıdığı
B) Ödüllerin gelişigüzel dağıtılmasından B) Davranışları ve ilişkileri düzenleyen ana kurallar
olduğu
C) Günümüzde değer yargılarının değişmesinden C) Toplumdan topluma farklı özellikler taşıdığı
D) Genç şairlerin ödül alınca ustalaştıklarına inan- D) Yasaların öngördüğü yaptırımları içerdiği
malarından
E) Sanatçıların, yaratılarını oluştururken gerekli E) Kişileri değerlendirmede ayırıcı bir ölçüt olduğu
özeni göstermeyişlerinden
20. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından bu yana nostalji, 21. Bir zamanlar edebiyatın gücüne, bir şeyleri değiştire-
başka bir deyişle eskiye duyulan özlem gittikçe yay- bileceğine inanırdım. Benim için edebiyat, yaşam bo-
gınlaşıyor. Bu, bir bakıma insanların yaşamlarından yu temiz kalmanın, vicdani ve ahlaki çürümeye karşı
giderek daha fazla yakındıklarının bir göstergesi. Ar- durmanın göstergelerinden biriydi. Yıllarım, bu inan-
tık her kuşak yaşamın daha az mekanik, doğallığın cın etkisiyle gelişen bir tutkunun peşinden koşmakla
daha yaygın olduğu bir dönemi özlüyor. Bu özlem hiç geçti. Ama artık kabul edelim, bugünün insanı sözün
bitmeyecek gibi görünüyor. Çünkü teknolojik geliş- değerini bilmiyor. Okumayı sevdiğini söylüyor ama iyi
meler yaşamı kolaylaştırdığı ölçüde daraltıyor da. Bu romanlardan, öykülerden, gerçek şiirden habersiz.
yüzden günümüz insanı gözlerini geçmişe çeviriyor. Ömrünü edebiyata vermiş, köşesinde sessiz sessiz
Söz gelimi eski trenler böyle miydi, diye başlıyor, in- yaşayan gerçek yazarlara sırtını dönmüş. Yalnızca,
sanların atlı arabalarla yolculuk ettikleri günlere kadar yapıtları çok sattığı için kimi yazarların önünde uzun
gidiyor. kuyruklar oluştururken edebiyatın insanı çağırdığı o
gerçek dünyayı aşındırdığının farkında bile değil. Pe-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? ki, o zaman edebiyat ne işe yarıyor? Söylemesi zor
ama edebiyat bugün, yaratıları ilgi görmeyen üç beş
A) kişinin sığındığı, kuşatılmış bir kale.
İçinde bulunduğumuz koşulların geçmişi güzel-
leştiren çağrışımlar yarattığı Aşağıdakilerden hangisi edebiyatla ilgili olarak bu
B) İnsanlar arasındaki içtenlikli ilişkilerin yitip gittiği parçada yakınılan durumlardan biri değildir?
22. Çocukluğumuzda kaç kez duyduk kim bilir: “Çok oku- 23. Benim ansiklopediyle tanışmam, ortaokulda ödev
yan mı bilir, çok gezen mi?” Cevaptan çok, sorunun yapmak için kütüphaneye gittiğim günlere rastlar. Bir
kendisi önemliydi sanki. Ortada derin bir ikilem var- ansiklopediye sahip olmak o yıllarda, hayal edilemez
mış gibi ciddiyetle yöneltilirdi soru. Her seferinde bir şeydi. O, ancak bir kütüphanede bulunur ve belli
“Çok okuyan!” dememiz beklenirdi. Galiba ilköğ- bir süreliğine alınıp bakılabilir, dokunulabilir bir nes-
retimdeki öğretmenlerimiz, okuma sevgimizi böyle ar- neydi. Kocaman cüssesiyle bir ansiklopediyi kucakla-
tırmaya çalışırdı. Çok okumakla çok gezmek asla yan mak, sayfalarını karıştırmak, bir maddeyi arayıp bul-
yana gelemezmiş gibi… Bense okumayı da gezmeyi mak, başka bir gezegene inmek ve orada keşiflerde
de tutkuyla seven biri olarak ikiye bölünürdüm. Hiçbir bulunmaktan farksızdı. Ne yazık ki şimdiki çocuklar
zaman ısınamadım bu yapay ikileme, okumanın da ansiklopedi bile karıştırmıyorlar. O büyülü dünyadan,
içten içe bir seyahat olduğuna inandığımdan, her ki- o heyecandan habersiz yaşıyorlar. Öğretmenler ödev
tabın bizi başka bir yolculuğa çıkardığını düşündü- verirken “İnternetten bulun.” diyorlar. Onlar da hiçbir
ğümden. Okuyarak gezmek, her kitabı başlı başına çaba göstermeden İnternetten buldukları bilgiyi kop-
bir serüven sayarak bir başka ortama, bir başka ya- yalıyor; okuyup değerlendirmeden, hiçbir şey öğren-
şama uzanan bir yolculuk yapmak mümkündür çün- meden götürüp veriyorlar.
kü. Gezerken de her insanı ve her hayatı bir kitap gibi
düşünerek dünyayı okumak da mümkün. Okumak ve Bu parçada belirtilenler arasında aşağıdakilerden
gezmek aslında o kadar iç içe ki… hangisi yoktur?
24. Hemen hepimiz yazılarımızda, yerli yersiz alıntılar 25. Bazı sanatçılar, yaratıcılıklarını kamçılayan büyülü
yapmaktan, özellikle sözü, alçak gönüllülükle yabancı I
ozanlara, çağdaş düşünürlere bırakmaktan fazlasıyla
hoşlanıyoruz. Kimi zaman bunu öyle abartıyoruz ki anları “beyaz an” diye adlandırırmış. Yakalandığı
yazar olarak konuyla ilgili ne düşündüğümüz anlaşıl- II
mıyor. Ayrıca aynı alıntıların değişik yazarlarca da
kullanıldığını görüyoruz. Böylece tekrarın tekrarı bir sırada “Sonra devam ederim.” diyerek asla kesinti-
okuma, zaman kaybına, okuma ediminin yavanlaş- III
masına yol açıyor. Bu nedenle kendi özgün düşünce-
mizi dayanaklarıyla işlemeliyiz yazılarımızda. Yüzey- ye uğratılmaması, ertelenmemesi gerekirmiş bu
sellikten olabildiğince kaçınmalıyız. Kendi düşüncele-
rimizin de örneğin bir Valéry’ninki, Deleuze’ünki kadar
anın. Çünkü dönüp bakıldığında yerinde bulunama-
önemli olduğuna inanarak bir öz güven geliştirmeliyiz.
IV
Bu parçada alıntıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
yabilirmiş. Tükeninceye değin hakkının verilmesi
hangisine değinilmemiştir?
A) Yazılarda kullanılırken aslına bağlı kalınmadığına gerekirmiş, her zaman karşılaşılamayan bu beyaz
V
B) Belirli örneklere sık sık başvurulduğuna anların.
26. (I) Rengi uçmuş, sıradan yaşamımızda kendimize bir 28. (I) Yatılı olarak okuduğum ortaokul yıllarında, yaz ta-
ziyafet çekmek istediğimiz zaman kitapların kapağını tillerinde Kozlu’ya, ailemin yanına özlemle dönerdim.
aralarız. (II) Büyük bir açlıkla sayfaları çeviririz. (II) O yaşlarda evden yedi-sekiz ay uzakta kalmak ko-
(III) Gözlerimiz sözcükleri iştahla birer birer yerken lay değildi. (III) Arkadaşlarımı, okulumu çok seviyor-
zamandan ve mekândan kopuveririz. (IV) Başka in- dum, bugün de süren dostlukların temeli o yıllarda
sanların, başka diyarların görünmez konukları oluve- atılmıştı ama aile özlemi bir başka şeydi. (IV) Evimiz,
ririz. (V) Bu deneyimin ardından yaşadığımız ana geri denizin hemen kıyısındaki bir tepenin yamacındaydı.
döndüğümüzde ise ruhumuzda kopan fırtınalar ya (V) Dalga sesleri odamda sürekli yankılanırdı ve ben
şiddetlenir ya da dinginleşir ama her zaman bir şeyler doyamadığım o denizi, dalgaları büyük bir hazla izler-
değişir içimizde. dim. (VI) Hâlâ Kozlu’yu, o evi ve o dalga seslerini, öz-
lemin içimi sızlatan acısıyla anımsarım.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-
rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de ögelerin dizilişi “zarf tümleci, nesne, zarf tümleci
A) I. cümlede, nesne, belirtili isim tamlamasından ve yüklem” biçimindedir?
oluşmuştur.
A) I. B) II. C) III. D) V. E) VI.
B) II. cümlede, durum zarfı kullanılmıştır.
B) Ünlü düşmesi
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden
hangisi yanlıştır? C) Sürerlik fiili
30. Bir uğultu başlıyor söz dağarcığımda, sözcükler 32. Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Medet Köyü’nde ya-
Bu cümledeki altı çizili sözcüklerin hangisinde tanır. Usta derme çatma köy evinde yumurta kabu-
ünsüz benzeşmesi vardır?
33. Eğer o şiirler, o romanlar, o öyküler, o tiyatro yapıtları 35. (I) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz; onlar, metinlerde
olmasaydı, söylemek bile fazla, duygularımız daha az geçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın büyüsün-
bilinecek, bilgilerimiz daha az olacaktı. Çünkü ede- den çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denen
biyat, daha iyi duymamızı, daha iyi düşünmemizi sağ- bir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (III) Çünkü
lar. Daha doğru, daha insanca yaşamamıza yardımcı “olay” onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim,
olur. çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup getirmeme,
okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiir-
Bu parçada, virgülün işlevleriyle ilgili olarak aşa- lerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz.
ğıda verilenlerden hangisine uygun bir örnek (V) Bu da bize, Borges’in de dediği gibi, şiirin
yoktur? öğretilemeyecek ama duyumsatılabilecek bir tür oldu-
ğunu gösteriyor.
A) Ara sözleri ayırma Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
B) Sıralı cümleleri birbirinden ayırma
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
C) Özel olarak vurgulanması gereken bir ögeyi be-
lirtme
D) Tırnak içinde verilmeyen aktarma cümlelerini be-
lirtme
E) Art arda sıralanan eş görevli sözcük kümelerini
ayırma
36. (I) Editör, bir yayınevinin olmazsa olmazlarındandır.
(II) Yayımlanacak bir yapıtı düzenlemek, yayıma ha-
zırlamak ve yayımlamak gibi birçok işi ve işlevi var.
(III) Yazarın ve eserinin seçilmesinden, nasıl yayımla-
nacağına değin yayımlama işinin bütün aşamalarını
34. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bo- kapsayan zorlu bir iştir bu. (IV) Günümüzde editörlük,
zukluğu vardır? yayıncılık alanında kurumsallaşamamış işlerden.
(V) Yazarların çoğu, editörün yaptığı işi küçümseyip
onu yalnızca bir düzeltmen olarak algılıyor. (VI) Bu
A) Diplomalarını alacak öğrenciler salona sırayla gi- yüzden de editörlüğü böyle algılayan birçok yazarın
riş yaptılar. yayımlanan kitaplarında yanlışlardan geçilmiyor.
B) Müjdeyi vermek için mutfağa, annesinin yanına
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa-
heyecanla koştu.
ragraf hangi cümleyle başlar?
C) Konuşmasına başlamadan önce dinleyicilere
şöyle bir baktı. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
D) Eski öğrencilerin de katıldığı büyük bir toplantı
düzenlediler.
E) Yarıyıl tatilinde yapılacak olan Amasra gezisi er-
telendi.
37. (I) İnsan ilişkilerinin öneminin yeterince kavranmamış 39. Yazınsal yaratıcılığın gizi, ana dilde, ana dilin söz de-
olması, çocuk gelişimiyle ilgili birtakım sorunları da ğerlerindedir. Buna erişmesi, yazarın, ozanın önce-
beraberinde getirdi. (II) Söz gelimi günümüzde, kendi likle ana dilini, onun söz değerlerini sevmesine bağlı-
kendine oyun kuramadığı için üretken olamayan, edil- dır. Bu sevgiden yoksunsa kişi, gerçek anlamda yara-
gen, çevreye karşı ilgisiz, evlere hapsolmuş çocuklar tıcı olamaz. Büyük bir ozan da yaratıcılığın dilde, söz-
yetişiyor. (III) Bunların hayal güçleri, erken yaşta ta- cüklerde olduğunu söylüyor. Şöyle diyor sözcükler
nıştıkları ve hayatlarının doğal bir parçası olan tele- için: “Onların önünde ben diz çökerim, bana kalk de-
vizyonla ve bilgisayar oyunlarıyla sınırlanmış durum- yinceye değin kıpırdamam. Kısaca, değer veririm on-
da. (IV) Televizyondaki reklamlar çocukları ticari birer lara, arkalarından giderim sözcüklerin, izlerim onları.
araç olarak görüyor. (V) Kaba kuvveti ve silah kullan- İşte ben böylesine severim sözcükleri.”
mayı özendiren, sanat değeri düşük filmler ve kimi
yayınlar yüzünden özellikle çocuklar, çeşitli psikolojik Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
sorunlarla yüz yüze geliyorlar. (VI) den hangisi söylenemez?
E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
1. Bu testte sırasıyla, Tarih (1–17), Coğrafya (18–31), Felsefe (32–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Sosyal Bilimler Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
D) I ve II E) I, II ve III
5. XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti, iltizam usulünde yap- 7. Aşağıdakilerden hangisinin Osmanlı Devleti’nde
tığı değişiklikle yüklü bir peşin ödemeyi de öngören yerli tüccar kesiminin güçlenmesini engellediği
malikâne usulünü getirmiştir. Buna göre mukaatalar savunulamaz?
mültezimlere daha önceki gibi üç yıllık sürelerle değil,
sürekli olarak ihale edilmeye başlanmıştır. A) Yabancılara kapitülasyonlarla ayrıcalıklar tanın-
ması
Yapılan bu değişiklikle güdülen amaç aşağıdaki-
lerden hangisidir? B) Üretimin tarıma dayalı olması
A) Yeniçeri Ocağının kaldırılmasına ortam hazır- C) Osmanlı deniz taşımacılığının yetersiz olması
lamak
B) Tek hazine sisteminden çoklu hazine sistemine D) Osmanlı sanayisinin rekabet gücünü giderek yi-
geçmek tirmesi
C) Hazineye daha fazla gelir sağlamak E) İpek ve Baharat yollarının önemini kaybetmesi
D) İşgaller karşısında halkın desteğini almak Onur, yukarıdaki azınlıklardan hangilerini söyle-
seydi Ahmet’e doğru bilgi vermiş olurdu?
E) Mebuslar Meclisini kapatmak
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
13. Sakarya Savaşı kazanılmasına karşın Yunan or- 15. Hindistan’daki bir tarikatın lideri olan Ağa Han ile İn-
dusunu kesin yenilgiye uğratan Başkomutan giltere Kralı’nın özel danışmanı Hintli Emir Ali, Baş-
Meydan Savaşı’nın yaklaşık bir yıl sonra yapılma- bakan İsmet Paşa’ya bir mektup yollayarak halifelik
sına aşağıdakilerden hangisinin neden olduğu sa- kurumuna dokunulmamasını rica etmişlerdir.
vunulabilir?
Bu durumun, halifelikle ilgili olarak
A) Doğu Cephesi’nde fiili mücadelenin sona erme- I. bu kurumun, tüm Müslümanlar üzerinde siyasal
sinin beklenmesi gücünün olduğu,
B) Ayaklanan Çerkez Ethem birliklerinin dağıtılması II. yabancıların, bu kurumu Türkiye’nin içişlerine
müdahale amacıyla kullanmak istedikleri,
C) İtalyanların birliklerini Anadolu’dan çekmeye baş- III. bu kurumun varlığının ülkede tartışma konusu
laması olduğu
D) Türk ordusunun eksiklerinin tamamlanması durumlarından hangilerine kanıt olduğu savunu-
labilir?
E) Ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için Tekâlif-i
Milliye Emirlerinin çıkarılması A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
C) Devletçilik D) Laiklik
E) Cumhuriyetçilik
17. Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti sadece iki şeye güve- 19. Türkiye’de, enerji tasarrufu sağlamak amacıyla yaz ve
nir. Biri millet kararı, diğeri en elim ve güç şartlar için- kış saati uygulanmaktadır. Bu uygulama kapsamında
de dünyanın takdirlerine hakkıyla layık olan ordumu- yılın yaklaşık beş aylık döneminde 30º Doğu meridye-
zun kahramanlığı; bu iki şeye güvenir.” demiştir. ninin, diğer dönemde ise 45º Doğu meridyeninin yerel
saati ulusal saat olarak kullanılmaktadır.
Atatürk’ün, bu sözüyle millî gücün
Buna göre, 45º Doğu meridyeninin yerel saatinin
I. siyasi, ulusal saat olarak kullanıldığı dönemde, Türkiye’ de,
aşağıdakilerden hangisi yaşanmaz?
II. askerî,
D) I ve II E) II ve III E) En sıcak ay
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
Aşağıdakilerden hangisi yapılırsa bu hata gideril-
miş olur?
21. Aşağıdaki haritada beş farklı doğrultu numaralarla 23. Orografik yağışlar, denizden gelen nemli hava kütle-
gösterilmiştir. lerinin kıyı çizgisine paralel uzanan dağ sıralarına
çarparak yükselmesi sonucu meydana gelir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Buna göre, bu tatil beldesinin aşağıdakilerden D) Karbon ve Perm dönemlerinde, bu kıtalarda daha
hangisinde yer alması beklenir? ılıman bir iklimin olduğunu
A) Datça Yarımadası’nda
E) Bu kıtalardaki yer şekillerinin, Karbon ve Perm
B) Gelibolu Yarımadası’nda dönemlerindekiyle aynı olduğunu
C) Bolu Dağları’nda
D) Çukurova’da
E) Çandarlı Körfezi’nde
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
28. Aşağıdaki grafikte, 1750-2000 yılları arasında Avrupa 30. I. Siyasi bölgeler zamanla işlevini yitirebilir.
ve Afrika kıtalarının nüfusu gösterilmiştir.
II. Siyasi bölgeyi oluşturan ülkelerde dil, din ve ırk
birliği vardır.
A) I ve III B) II ve IV C) III ve V
D) I, II ve V E) I, III ve IV
A) 1750-1900 yılları arasında Afrika’dan kıta dışına 31. Aşağıdakilerden hangisi, insanın doğaya olan et-
yoğun göç olmuştur. kisine örnek gösterilemez?
B) Üniversite kurulması
32. Zekânın ve bilgeliğin ölçütünün zenginlik olduğunu 34. Nesnenin bilgisinin söz konusu olabilmesi için önce
düşünen kişiler, Thales’le yoksul olduğu için alay nesnenin var olması gerekir. Örneğin ağacın ne oldu-
ederler. O da bunun üzerine zeytinin az olduğu o yıl, ğundan, türlerinden, yararlarından söz edebilmek için
elindeki bütün parayla, ihtiyaç olmadığı için ucuzlamış öncelikle “ağaç” denilen bir şey var olmalıdır.
olan ve zeytinyağı üretiminde kullanılan tüm presleri
satın alır. Sonraki hasat mevsimi geldiğinde ihtiyacı Bu parça aşağıdaki yargılardan hangisini destek-
olanlara bu presleri kendi belirlediği fiyattan kiralayarak ler?
çok para kazanır.
36. Filler neden büyük, gri ve kırışıktır? Çünkü ufak, beyaz 38. Nasrettin Hoca bir gün oğluyla birlikte şehre gitmek
ve yuvarlak olsalardı aspirin olurlardı. Ufak bir fil hayal üzere yola çıkar. Şehre birçok köyün içinden geçilerek
ederek ona “ufak bir fil” diyebiliriz. Beyaz bir fil hayal gidilmektedir. Hoca eşeğin üzerinde, oğlu da yürüyerek
ederek ona “beyaz bir fil” diyebiliriz. Kırışıksız bir fil de onu takip eder. İlk köyden geçerken köylüler “Koskoca
“kırışıksız bir fil” olur. Başka bir deyişle büyüklük, grilik adam eşeğe binmiş, küçücük çocuğu yürütmeye utan-
ve kırışıklılık, Aristoteles’in bir fili fil yapan şeyin ne mıyor!” diye kınarlar. Sonraki köyden geçerken Hoca
olduğunu tanımlama sınavını geçemez. Çünkü aspirin yürür, oğlu da eşeğin üzerindedir. Oradaki köylüler de
gibi ufak, beyaz ve yuvarlak bir şey bir fil olamaz ve “Görüyor musun saygısız çocuğu, koca adamı yürütü-
böyle bir nesneyle karşılaştığımızda aklımıza “Hey, yor.” derler. Üçüncü köyde Hoca ve çocuk eşeğe birlikte
ağzına attığın bir aspirin mi yoksa alışılmamış türden bir biner, bu kez de eşeğe acımıyorlar diye suçlanırlar.
fil mi?” diye sormak gelmez. Dördüncü köyde çocuk da Hoca da yürür, kınanmaktan
nasiplerini alırlar. Beşinci köyde Hoca ve oğlu eşeği
Bu parçada varlıkla ilgili aşağıda verilenlerden birlikte taşımalarına karşın kınanma durumu değişmez.
hangisi sorgulanmaktadır?
Bu parça ahlak felsefesinin temel problemlerinden
A) Ana maddenin neliği hangisinin soruşturulmasında örnek verilebilir?
E) Zorunlu varlık/mümkün varlık ayrımı C) Ahlakta her zaman iyi niyet yeterli midir?
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Temel Matematik Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 6 B) 2 C) 0 D) E)
2.
D) 1006 E) 1008
A) 4 B) 8 C) 9 D) 15 E) 16
8.
6.
A) 3 B) 4 C) 6 D) 8 E) 9
olduğuna göre, aşağıdaki sıralamalardan hangisi
doğrudur?
A) B) C)
D) E)
9.
A) B) C) 1 D) 2 E) 4
A) 9 B) 11 C) 12 D) 13 E) 15
A) x B) C)
D) E)
A) 8 B) 9 C) 10 D) 12 E) 15
olduğuna göre, ifadesinin değeri kaçtır?
A) B) C) 0 D) 1 E) 4
15.
a bir pozitif tam sayı ve ’tir. p bir asal sayı
olduğuna göre,
16. n bir pozitif tam sayı olmak üzere, n’yi kalansız bölen 19. Rasyonel sayılar kümesinde bildiğimiz toplama ve
pozitif tam sayıların kümesi S(n) ile gösteriliyor. çarpma işlemleri tanımlanıyor.
Buna göre, kesişim kümesinin ele- Buna göre, aşağıdakilerden hangisinin hem top-
man sayısı kaçtır? lama hem de çarpma işlemine göre tersi bir tam
sayıdır?
A) 4 B) 5 C) 6 D) 8 E) 9
A) B) C) 0
D) 2 E)
fonksiyonları veriliyor.
18.
A) B) C)
önermeleri veriliyor. D) E)
A) B) C)
21. Gerçel sayılar kümesinde tanımlı
D) E) I.
II.
III.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) I, II ve III
22. Bir işi 5 kadın işçi 20 günde, 5 erkek işçi ise 30 günde 24. Bir fabrikada üretilen iş makinelerinin sayısı gün so-
bitiriyor. nunda kayıt altına alınıyor. Tutulan kayıtlar o günle
birlikte o günden önce üretilmiş olan iş makinelerinin
toplam sayısıdır. Beş iş gününde tutulan kayıtlar aşa-
Buna göre, 2 kadın ve 2 erkek işçi aynı işi birlikte
ğıda verilmiştir.
kaç günde bitirir?
Pazartesi ve öncesi : 20
A) 20 B) 30 C) 40 D) 45 E) 50
Salı ve öncesi: x
Çarşamba ve öncesi: 90
Perşembe ve öncesi: 140
Cuma ve öncesi: y
A) 10 B) 11 C) 12 D) 13 E) 14
25. Bir yatırımcı, hesabındaki z TL’nin bir kısmıyla altın,
kalan kısmıyla da döviz alıyor. Yatırımcı bir süre son-
ra altınlarını % 20 kâr elde ederek x TL’ye, dövizlerini
ise % 20 zarar ederek y TL’ye satıyor.
A) B)
C) D)
E)
26. Beş öğrencinin aday olduğu sınıf başkanlığı seçimin- 29. Ali, ağzına kadar suyla dolu olan bir şişedeki suyun
de adayların aldıkları oy sayıları olan A, B, C, D, E yarısını elde etmek istiyor. Bunun için aynı şişeden
arasında boş bir tane alıyor ve şişelerdeki su yükseklikleri eşit
olana kadar dolu şişeden diğerine su aktarıyor.
Suyun yarısını elde etmek için yaptığı üç farklı dene-
eşitliği vardır. me aşağıda gösterilmiştir.
Seçim sonucu dairesel grafikte gösterildiğinde
C tane oy alan adaya ait daire diliminin merkez
açısı kaç derece olur?
A) 45 B) 60 C) 90 D) 120 E) 180
A) 5 B) 4 C) 3 D) 2 E) 1
31. Bir depoda bulunan portakal ve mandalinaların mik- 34. ABC bir ikizkenar
tarı toplam 50 tondur. Portakalların % 7’si, manda- üçgen
linaların ise % 8’i çürümüştür. Çürüyen portakal ve
mandalina miktarı toplam 3,8 tondur.
32.
Bir otobüse 3 kadın binerse yolcuların ’ü kadın
’ü erkek olacaktı.
A) 21 B) 24 C) 28 D) 30 E) 32 35.
ABC bir üçgen
A) B) C) D) E)
37. 39.
Buna göre, taralı bölgenin alanı a, b ve c türünden y eksenine göre simetriği alınıyor ve A ile , B ile ,
aşağıdakilerin hangisine eşittir? C ile simetrik nokta çiftleri olacak şekilde
üçgeni elde ediliyor. Elde edilen bu üçgen de
A) B) C)
D) E)
A) B) C) D) E)
1. Bu testte sırasıyla, Fizik (1–14), Kimya (15–27), Biyoloji (28–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Fen Bilimleri Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 1 B) C) D) E)
2.
D) N’de E) P’de
4. 5.
A) 1 B) C) 2 D) E)
6. 7.
A)
(Bu işlemler sırasında sıvıların sıcaklıkları değişme-
mektedir.)
B)
C) A) B) 1 C) D) E) 2
D)
E)
8. 10.
A) K L
11. 12.
oranı kaçtır? A) B) C)
D) E)
A) B) C) 1 D) E)
13.
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
18. Uçucu olmayan bir X katısı 100 gram suda en fazla, 20. bileşiğiyle ilgili bazı bilgiler şöyledir:
’de 17 gram,
bileşiğinin 0,1 molü 12 gramdır.
’de 27 gram,
Bileşikteki X, Y, Z atomlarının kütlece birleşme
’de 39 gram oranları (X:Y:Z) sırasıyla 3:4:8’dir.
D) 21. Atom kuramına göre, baş kuantum sayısı (n) ile ilgili
’de 20 gram X katısının 100 gram suda
aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
E) ’de 30 gram X katısının 100 gram suda A) Baş kuantum sayısı, temel enerji düzeyini belirtir
ve sıfırdan büyük tam sayıdır.
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
D) Stronsiyum karbonat
22. Periyodik çizelgeyle ilgili aşağıdaki ifadelerden 23. X, Y, Z elementleriyle ilgili bilgiler şöyledir:
hangisi yanlıştır?
X’in, iyonunun elektron dağılımı ile
A) IA grubu elementlerinin elektron dağılımındaki bitmektedir.
son orbital s orbitalidir.
Y elementi, 4. periyot ve IIA grubundadır.
B) VIA grubu elementlerinin elektron dağılımı Z, VIIA grubunda ve atom numarası en küçük o-
lan elementtir.
ile biter.
Buna göre X, Y, Z elementlerinin periyodik
C) VA grubu elementlerinin elektron dağılımı çizelgedeki yerleri aşağıdakilerin hangisinde doğ-
ile biter. ru olarak verilmiştir?
B)
X
Y
Z
C) Z
D)
Z
X
Y
E)
Z
Y X
− +
A) X + ve Y3− B) Y3 ve Z C) X ve Z
− + 2+
D) Y3 ve Q 2 E) Z ve Q
Buna göre,
D) II ve III E) I, II ve III
26. X, Y, Z elementlerinden oluşan ya- 28. Bir proteinin, yüksek sıcaklıkta, düşük pH koşulunda ya
da çeşitli kimyasal maddelerin bulunduğu ortamda, üç
pılarındaki bağ türleri, aşağıdakilerin hangisinde boyutlu yapısı bozulmuş, ancak bu durumdan peptid
doğru olarak verilmiştir? bağları etkilenmemiştir.
ulaşılır.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) II ve III
Buna göre, bu makromoleküller aşağıdakilerin
hangisinde doğru olarak verilmiştir?
X Y Z
30. Hücre ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi 32. Aşağıdaki olaylardan hangisi mitoz ve mayoz II
yanlıştır? bölünmenin her ikisinde de kural olarak gerçek-
leşir?
A) Ökaryotik hücrelerde zarlı organeller bulunur.
A) Sinapsis olması
B) Yeni bir hücre ancak başka bir hücrenin bölün- B) Krossing over olması
mesiyle oluşur.
C) Haploid kromozomlu yavru hücre oluşması
C) Hücre büyüdükçe yüzey alanı/hacim oranı aza-
lır. D) Kardeş kromatitlerin birbirinden ayrılması
D) Hücre canlılığın temel birimidir.
E) Homolog kromozomların birbirinden ayrılması
A) B)
Zaman Zaman
A) 1. bireyin genotipi: OO Rr
B) 2. bireyin genotipi: AO rr
C) 3. bireyin genotipi: AA rr
Zaman Zaman
D) 4. bireyin genotipi: BO Rr
E) E) 5. bireyin genotipi: AO Rr
Zaman
34. Balıkların solungacında kılcal damarlardaki kan akışı ile 35. İnsanda, işaretlenmiş bir alyuvar, akciğer atardamarı
su akış yönü birbirine terstir. Bu iki ortam arasın- içine veriliyor; bu işaretli alyuvara bir süre sonra alt ana
daki oksijen difüzyonu Şekil 1’de şematize edilmiştir. toplardamarında rastlanıyor.
Difüzyon sonunda kanın oksijen doygunluğunda (%)
meydana gelen değişimin grafiği de altında verilmiştir. Bu alyuvar kalpten bir kez geçtiğine göre, aşağıdaki
yapıların hangisinden geçmemiştir?
E) Akciğer toplardamarı
A) B)
100 100
Su Su
50 50
Kan Kan
0 0
C) D)
Su Su
100 100
Kan Kan
50 50
Buna göre fotosentez ürünlerinin taşındığı yapı,
şekilde hangi numarayla gösterilmiştir?
0 0
A) I B) II C) III D) IV E) V
E)
Su
100
Kan
50
37. Bitkiler, çiçeklenme için gereksinim duydukları ışık 38. Çiçekli bir bitkinin üremesindeki bazı evreler aşağı-
alma sürelerine göre uzun gün bitkisi ya da kısa gün daki şekilde numaralandırılmıştır.
bitkisi olarak isimlendirilir. Bir uzun gün bitkisiyle bir
kısa gün bitkisi farklı ışık alma sürelerine tabi tutul-
duğunda gerçekleşen çiçeklenme durumları aşağı-
daki şekilde gösterilmiştir.
Bu deneyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi Bu evrelerin hangisinin sonunda meydana gelen
söylenemez? hücrelerin genotipi, bu hücreleri üreten hücre-
ninkinden farklıdır?
A) Kısa gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten az
(Bu üreme döngüsünde mutasyon gerçekleşmediği
olduğunda çiçeklenmiştir.
kabul edilecektir.)
B) Uzun gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
fazla olduğunda çiçeklenmiştir.
D) I ve II E) I ve III
C) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi, ışık
alma süresi 12 saatten az olsa da uzun gün
bitkisinin çiçeklenmesini sağlamıştır.
D) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi kısa
gün bitkisinin çiçeklenmesini önlemiştir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
47 Test Bitti.
Cevaplarınızı Kontrol Ediniz.
;e*U;T'BG+
t6^rpFRHxFV
M9991.01002
(Bu numarayı c evap k âğıdınızdaki ilgili alana kodlama yı unut mayınız.)
ADI
SOYADI
DİKKAT!
SINAV BAŞLAMADAN ÖNCE AŞAĞIDAKİ UYARILARI MUTLAKA OKUYUNUZ.
1. Adınız, soyadınız, T.C. Kimlik Numaranız ve sınav salon numaranız yukarıdakilerden farklı ve
kitapçık üzerine basılı olan fotoğraf size ait değilse bunu salon başkanına belirterek size ait
soru kitapçığının verilmesini sağlayınız.
1. Bu kitapçıkta sırasıyla Türkçe Testi, Sosyal Bilimler 4. Bu testler puanlanırken her testteki doğru cevap-
Testi, Temel Matematik Testi, Fen Bilimleri Testi larınızın sayısından yanlış cevaplarınızın sayısının
bulunmaktadır. dörtte biri düşülecek ve kalan sayı o testle ilgili ham
puanınız olacaktır. Bu nedenle, hakkında hiçbir
2. Bu testler için verilen toplam cevaplama süresi 160
fikriniz olmayan soruları boş bırakınız. Ancak,
dakikadır. Bu süreyi, cevaplayacağınız testleri dik-
soruda verilen seçeneklerden birkaçını eleyebiliyor-
kate alarak kullanınız.
sanız kalanlar arasında doğru cevabı kestirmeye
3. Bu kitapçıktaki testlerde yer alan her sorunun sade- çalışmanız yararınıza olabilir.
ce bir doğru cevabı vardır. Bir soru için birden çok
5. Sınavda uyulacak kurallar bu kitapçığın arka kapa-
cevap yeri işaretlenmişse o soru yanlış cevaplan-
ğında belirtilmiştir.
mış sayılacaktır.
SINAVDA UYULACAK KURALLAR
1. Cep telefonu ile sınava girmek kesinlikle yasaktır. Çağrı cihazı, telsiz, fotoğraf makinesi vb. araçlarla; cep
bilgisayarı, kol ya da cep saati, her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlarla; silah ve benzeri teçhizatla;
müsvedde kâğıdı, defter, kitap, sözlük, sözlük işlevi olan elektronik aygıt, hesap cetveli, hesap makinesi, pergel,
açıölçer, cetvel vb. araçlarla sınava girmek kesinlikle yasaktır. Bu araçlarla sınava girmiş adaylar mutlaka Salon
Sınav Tutanağına yazılacak, bu adayların sınavı geçersiz sayılacaktır. Sınava kalem, silgi, kalemtıraş, saat
vb. araçla ve kulaklık, küpe, broş vb. takı, herhangi bir metal eşyayla girmek de kesinlikle yasaktır.
Yiyecek, içecek vb. tüketim malzemeleri de sınava getirilemez. Adaylar sınava şeffaf şişe içerisinde su
getirebileceklerdir.
2. Bu sınavda verilen toplam cevaplama süresi 160 dakikadır. Sınav başladıktan sonra ilk 120 ve son 15 dakika
içinde adayın sınavdan çıkmasına kesinlikle izin verilmeyecektir.
3. Sınav evrakını teslim ederek salonu terk eden aday, her ne sebeple olursa olsun, tekrar sınava alınma-
yacaktır.
4. Sınav süresince görevlilerle konuşmak, görevlilere soru sormak yasaktır. Aynı şekilde görevlilerin de adaylarla
yakından ve alçak sesle konuşmaları ayrıca, adayların birbirinden kalem, silgi vb. şeyleri istemeleri kesinlikle
yasaktır.
5. Sınav sırasında, görevlilerin her türlü uyarılarına uymak zorundasınız. Sınavınızın geçerli sayılması, her şeyden
önce, sınav kurallarına uymanıza bağlıdır. Kurallara aykırı davranışta bulunanların ve yapılacak uyarılara
uymayanların kimlik bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve sınavları geçersiz sayılacaktır.
6. Sınav sırasında kopya çeken, çekmeye kalkışan, kopya veren, kopya çekilmesine yardım edenlerin kimlik
bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve bu adayların sınavları geçersiz sayılacaktır. Görevliler kopya
çekmeye ya da vermeye kalkışanları uyarmak zorunda değildir; sorumluluk size aittir.
Adayların test sorularına verdikleri cevapların dağılımları bilgi işlem yöntemleriyle incelenecek, bu
incelemelerden elde edilen bulgular bireysel ya da toplu olarak kopya çekildiğini gösterirse kopya eylemine
katılan adayın/adayların cevaplarının bir kısmı ya da tamamı iptal edilecektir.
Sınav görevlileri bir salondaki sınavın, kurallara uygun biçimde yapılmadığını, toplu kopya girişiminde
bulunulduğunu raporlarında bildirdiği takdirde, ÖSYM takdir hakkını kullanarak bu salonda sınava giren tüm
adayların sınavını geçersiz sayabilir.
7. Cevap kâğıdında doldurmanız gereken alanlar bulunmaktadır. Bu alanları doldurunuz. Cevap kâğıdınızı
başkaları tarafından görülmeyecek şekilde tutmanız gerekmektedir. Cevap kâğıdına yazılacak her türlü yazıda
ve yapılacak bütün işaretlemelerde kurşun kalem kullanılacaktır. Sınav süresi bittiğinde cevapların cevap
kâğıdına işaretlenmiş olması gerekir. Soru kitapçığına işaretlenen cevaplar geçerli değildir.
8. Soru kitapçığınızı alır almaz, sayfaların eksik olup olmadığını, kitapçıkta basım hatalarının bulunup bulun-
madığını ve soru kitapçığının her sayfasında basılı bulunan soru kitapçığı numarasının, kitapçığın ön kapağında
basılı soru kitapçığı numarasıyla aynı olup olmadığını kontrol ediniz. Soru kitapçığınızın sayfası eksik ya da
basımı hatalıysa değiştirilmesi için salon başkanına başvurunuz.
9. Size verilen soru kitapçığının numarasını cevap kâğıdınızdaki “Soru Kitapçığı No” alanına kodlayınız.
10. Sınav sonunda soru kitapçıkları toplanacak ve ÖSYM’de tek tek incelenecektir. Soru kitapçığının bir sayfası bile
eksik çıkarsa sınavınız geçersiz sayılacaktır.
11. Cevap kâğıdına ve soru kitapçığına yazılması ve işaretlenmesi gereken bilgilerde bir eksiklik ve/veya yanlışlık
olması hâlinde sınavınızın değerlendirilmesi mümkün olamamaktadır. Tarafınızdan yazılması ve işaretlenmesi
gereken bu bilgilerde eksiklik ve/veya yanlışlık olduğunda durumunuz Sınav Salon Tutanağında belirtilecektir.
12. Soru kitapçığının sayfalarındaki boş yerleri müsvedde için kullanabilirsiniz.
13. Soruları ve/veya bu sorulara verdiğiniz cevapları ayrı bir kâğıda yazıp bu kâğıdı dışarı çıkarmanız kesinlikle
yasaktır.
14. Her testin cevaplarını cevap kâğıdındaki ilgili alana işaretlemeye dikkat ediniz.
15. Sınav salonundan ayrılmadan önce, soru kitapçığınızı ve cevap kâğıdınızı salon görevlilerine teslim etmeyi
unutmayınız.
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimi zin yazılı i zni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu
ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
1. Yahya Kemal’i ve Nazım Hikmet’i ayrı tutarsak küçük 3. Bir sanatçımız şöyle diyor: “Dergiler, edebiyatın yeral-
mutluluklar Türk şiirine Garip döneminde bir uğrayıp tı haritasıdır.” Nitekim bu dergilerde ilk ürünleri yayım-
geçmiştir, diyebiliriz. Biraz Ziya Osman, çok az Cahit lanan genç şairlerin çoğu, bir süre sonra çalışmalarını
Sıtkı… Onun dışında “Hüzün ki en çok yakışandır bi- kitaplaştırarak şairliklerinin ilk kilometre taşlarını ko-
ze.” anlayışı egemendir. Cemal Süreya’nın, Garip- yarlar.
çilerin izine basarak yürüdüğü kimi şiirlerinde de bu
anlayışın yansımalarını görürüz. Ne var ki onun şiirle- Bu parçada geçen “edebiyatın yeraltı haritası olma”
rinde genel olarak ince bir hüzün söz konusudur. sözüyle, dergilerin hangi özelliği belirtilmek isten-
miştir?
Bu parçada geçen “izine basarak yürüme” sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarları, yeni yazınsal türlere yönlendirme
C) Yenilerini eskilerinden ayırabilmek A) İyi şiirler, şairlerinden zengin bir birikim ister.
5. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraç 7. (I) Yaşadığı dönemin şiir anlayışından uzaklaşarak
içindeki sözün anlamını içermemektedir? uçlarda dolaşan, alışılmadık bağdaştırmaları ve imge-
leriyle zaman zaman, bilinen söylemin dışına taşan
şair, sürekli yenilikler peşinde koşmuştur. (II) Karşı-
A) Öykünüzü, yaşamın akışını düşündüren bir do- laştığı insanlık durumlarına yeni duygu ve anlamlar
ğallıkla yazın, bunu yapabilecek güçlü bir kalemi- yükleyerek onları yeniden yazmıştır. (III) Şiirlerini
niz var. (yazarlık yeteneği olmak) oluştururken boş alanlar bırakmış, uzun dizeleri kır-
mıştır. (IV) Şiirde bir yenilik gerçekleştirmek için dilin
yerleşik söz değerlerini olduğu gibi kullanmaktan ka-
B) Öykünüzdeki bilinmeyenlerden kurtulmak için öy- çınmış, dili yeniden kurmaya yönelmiştir. (V) Şiirle-
küdeki kadının kim olduğunu, nasıl bir yaşam rinin çoğunda, çok anlamlı sözcükler kullanarak deği-
sürdüğünü, ne iş yaptığını görünür kılın. (belir- şik çağrışımlar uyandırmıştır.
ginlik kazandırmak)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi,
C) Sizin yaptığınız gibi, bir dönemi küçük bir öyküye
sözü edilen şairin şiirlerinin içeriğiyle ilgilidir?
sığdırmak herkesin üstesinden gelebileceği bir iş
değildir. (zorluğu yenmek)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışı- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangile-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? ri anlamca birbirine en yakındır?
9. (I) Berna Moran’ın deyişiyle “huzursuzluğun romanı”, 11. Şairler arasında öteden beri süregelen açık ya da giz-
Fethi Naci’ye göre de “Türkçenin en güzel aşk roma- li bir yarış vardır. Oysa aynı gözeden su içen, aynı
nı” olan Huzur’un yayımlanışının üzerinden yaklaşık güneş altında ısınan, aynı ağacın gölgesinde oturan
elli yıl geçti. (II) Bu romanda olaylar, bir ağustos günü insanlardır onlar. Birbirlerine, sanıldığından daha çok
başlar ve radyodan İkinci Dünya Savaşı’nın başladı- ihtiyaçları vardır. Ölmüş şairlerle, onların anıları üze-
ğını haber veren bir anonsla biter. (III) Her ne kadar rinde yaşatılan dostluklar da dâhildir buna. ----? Kıs-
ilk bakışta aşk romanı gibi görünse de günahın ve ka- kanmalar, görmezden gelmeler, kara çalmalar… Neyi
vuşmanın değil, Doğu’yla Batı’nın, huzursuzluğun, paylaşamazlar? Herkesin kabı kendine göredir, ala-
zaman ve müziğin romanı olarak kabul edilir. (IV) Hu- cağı su miktarı bellidir oysa. Paylaşmanın, el ele ve-
zur, hiçbir zaman Madam Bovary’nin yarattığı etkiye rerek yaratacakları eleştiri ortamının sağlayacağı ya-
benzer bir etki yaratmamıştır. (V) Madam Bovary gibi rarlar üstünde durmak ve bunu geliştirmek varken ne-
can sıkıcı taşranın romanı değildir Huzur; tam tersine dir bu yok edici yarış?
çok eski, çok köklü bir kentin, İstanbul’un, Boğazi-
çi’nin romanıdır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de değerlendirme söz konusu değildir? A) Şairler arasındaki bütün bu çatışmalar gerçekte
şiirimizin tematik haritasını daraltır mı
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
B) Bunu bilmelerine karşın nedir bu sevgisizlik şair-
ler arasında
C) Öyleyse neden şiirin kolaya kaçma sanatı olduğu
izlenimi yaratılıyor
D) Şairler, birbirlerini değerlendirirken şiirsel ölçütler
kullanırlar mı
10. (I) Günümüzde, yeni yetişen genç yazarlar kendinden E) Oysa her şair, şiirini kendi yaşam serüveninden
öncekileri tanımadıkları, okumadıkları için bir eksiklik çıkarmaz mı
duymuyor sanki. (II) Bunlar deneyimli, usta yazarların
önünde yaprak gibi titremiyor artık, kendine çok güve-
niyor. (III) Bununla birlikte yapıtları ilgiyle karşılanan,
geniş okur kitlelerine seslenen sanatçının çok iyi ya-
zar olduğu yanılgısına düşüyor. (IV) Yeni kuşağın “Ne
olacaksa çabucak olsun.” düşüncesinden doğan bu
gözü kara yarış, bence oldukça tehlikeli. (V) Çünkü
bu, bireyciliğin, “ben ben”ciliğin egemenliği anlamına
gelir.
12. Sokrates’ten önceki ilk Batılı filozoflar, geçmişten iki 13. Türküler, şiirler iç dünyamızın sesi olarak yazılmış ol-
büyük kopuşu aynı anda gerçekleştirdiler. İlk önce, salar da bizden çıktıkları anda topluma mal olmuştur
kendi akıllarını kullanarak dünyayı anlamaya çalıştı- artık. Yalnız topluma mal olmakla kalsa iyi. Yerelden
lar. Bu tek başına, tümüyle yeni bir şeydi ve insanın ulusala, ulusaldan evrensele bir değişme ve gelişme
gelişmesinde en önemli köşe taşlarından birini oluş- çizgisi izleyerek bütün insanlığın ortak değeri hâline
turdu. Aynı zamanda insanlara, akıllarını nasıl kulla- gelir. Örneğin Yunus Emre’nin şiirlerinde yansıtılan
nacaklarını ve kendi başlarına nasıl düşüneceklerini duygular salt bize mi özgüdür? Neruda, yalnızca Şi-
de öğrettiler. ----. Onlar bilgi birikimlerini olduğu gibi li’nin acılarını yansıtmıştır, deyip dışlayabilir miyiz onu?
öğrencilerine aktarmak yerine, onları tartışmaya, Acısı acımız olmuştur, halkı da halkımız. Kısaca ----.
düşünce alışverişinde bulunmaya, kendi düşüncele-
rini ileri sürmeye ve savlarını kanıtlamaya özendiren Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
öğretmenlerdi. aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
14. Gerek edebiyat dergilerinde gerekse gazetelerin sa- 15. Yayınevlerinin tercihi her zaman romandan yana ol-
nat-edebiyat sayfalarında yer alan söyleşilerde, ne- muştur. Yalnız bizde değil, dünyada da böyle. Öykü-
dense hep aynı konular konuşuluyor ve bundan bir ler ise daha çok dergilerde varlıklarını sürdürüyor.
türlü vazgeçilmiyor. Bir yazarın yeni bir romanı mı Öykü kitabı yayımlamakta direnen genç yeteneklere
çıkmış, sorusu hemen hazır: “Bu yapıtınızı yazarken olanak sağlayan yayınevleri - neyse ki - var. Şu da bir
neyi amaçladınız?” ya da “Yapıtınız yaşadıklarınız- gerçek ki beş altı yıldır durağan bir ortamda kendini
dan izler taşıyor mu?” Cevaplar da üç aşağı beş yu- yineliyor öykü ama yenileyemiyor. Bu nereye kadar
karı aynı düşünceler etrafında dönüyor. Peki neden sürer, kestirmek güç; ardından bir yükselişin, belki de
bu sınırlılık? Bence bu, yazardan değil, soruyu so- sıçramanın yaşanacağı kesin.
randan kaynaklanıyor. Çünkü söyleşilerde asıl yön-
lendirici, soruyu sorandır. Bu nedenle sanatçının dü- Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
şünce üreterek sanatını geliştirmesinde ve yapıtları- olarak söylenmiş olabilir?
nın değerlendirilmesinde ona sorulacak soruların
önemli bir payı vardır. ----.
A) Yayınevleri öykü seçiminde hangi ölçütlere bağlı
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre kalıyor?
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
B) Roman türündeki kalıplaşmaya gidiş konusunda
ne düşünüyorsunuz?
A) Bütün bunlara bakarak eleştirel yaklaşımın ne
C) Öykücülerin soyut konulara ağırlık verişini neye
denli önemli olduğunu söylemek hiç de yanlış ol-
bağlıyorsunuz?
maz
D) Türk edebiyatında romanın yükselişi karşısında
B) Bu sorun bence temelde birbirini izleyen aynı öykünün konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
nitelikteki durumların art arda sıralanmasından
doğuyor E) Genç yazarları öykü yazmaya yönlendirmek için
neler yapılabilir?
C) Hangi yazara sorarsanız sorun, hepsi kendine
özgü yazma yöntemlerinin olduğunu söyleyecek-
tir
D) Üstelik yapıtın niteliğini yazarın donanımı belirler
ve bunun üzerine söylenebilecek çok söz vardır 16. Modayı sevmem. Örneğin herkesin aynı anda, aynı
şeyleri giymesi, bana nedense ters gelir. Benim pus-
lu, gözlerden uzak ve reklamı çok yapılmamış olan
E) Kısaca hem eleştirmenlerin hem de sanatçılarla hoşuma gider her zaman. Çünkü yönlendirilmeyi de-
söyleşi yapanların, her düzeyden insanın ilgisini ğil, özgürce keşfetmeyi severim. Bilinçaltıma baskı
çekecek nitelikte sorular sorması gerekiyor yapılmasını istemem.
17. Ödüller, genç bir şairin adının altı fosforlu bir kalemle 19. İnsanlar, toplu hâlde yaşama gereksinimi duyarlar.
çizilerek şiirlerinin tanınmasına olanak sağlıyorsa az Bunun için herkesin üzerinde anlaştığı, gittikçe yay-
şey mi bu? Ya da usta bir şairin, şiire verdiği emeğin gınlaşan ortak bir değerler sistemi gerekir. İşte ahlak,
ödülle taçlandırılmasının ne sakıncası olabilir ki? Üs- bu türden bir değerler sistemidir. Toplumda çekişen
telik şiir kitaplarının hemen hemen hiç satılmadığı, ve çatışan tarafların hiçbir ortak yanı kalmadığı du-
dolayısıyla kitapçıların, bu kitapları raflarına koymaya rumlarda bile birleştirici bir güç durumundadır. Ör-
yanaşmadığı ve dağıtımcıların, “şiir” sözcüğünü duy- neğin, dürüstlüğü değil de yalancılığı ya da sahte-
duğunda yüzlerini buruşturduğu günümüzde… Şiirin kârlığı kimse öneremiyor. Sadakat yerine ihanet, ada-
bu konumuna gönlü razı olmayan şairlerin verdiği let yerine haksızlık değerli gösterilemiyor. Çünkü ah-
emekleri, bütün şiirseverlerin takdirle karşılaması ge- lak, bir insan topluluğunun, üzerinde birleştiği ortak
rektiği kanısındayım. paydayı oluşturuyor.
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden ya- Bu parçadan ahlakla ilgili olarak aşağıdakilerin
kınmaktadır? hangisi çıkarılabilir?
A) Ödüllere karşı çıkılmasından A) İlkelerinin kişiden kişiye değişen, göreceli bir ni-
telik taşıdığı
B) Ödüllerin gelişigüzel dağıtılmasından B) Davranışları ve ilişkileri düzenleyen ana kurallar
olduğu
C) Günümüzde değer yargılarının değişmesinden C) Toplumdan topluma farklı özellikler taşıdığı
D) Genç şairlerin ödül alınca ustalaştıklarına inan- D) Yasaların öngördüğü yaptırımları içerdiği
malarından
E) Sanatçıların, yaratılarını oluştururken gerekli E) Kişileri değerlendirmede ayırıcı bir ölçüt olduğu
özeni göstermeyişlerinden
20. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından bu yana nostalji, 21. Bir zamanlar edebiyatın gücüne, bir şeyleri değiştire-
başka bir deyişle eskiye duyulan özlem gittikçe yay- bileceğine inanırdım. Benim için edebiyat, yaşam bo-
gınlaşıyor. Bu, bir bakıma insanların yaşamlarından yu temiz kalmanın, vicdani ve ahlaki çürümeye karşı
giderek daha fazla yakındıklarının bir göstergesi. Ar- durmanın göstergelerinden biriydi. Yıllarım, bu inan-
tık her kuşak yaşamın daha az mekanik, doğallığın cın etkisiyle gelişen bir tutkunun peşinden koşmakla
daha yaygın olduğu bir dönemi özlüyor. Bu özlem hiç geçti. Ama artık kabul edelim, bugünün insanı sözün
bitmeyecek gibi görünüyor. Çünkü teknolojik geliş- değerini bilmiyor. Okumayı sevdiğini söylüyor ama iyi
meler yaşamı kolaylaştırdığı ölçüde daraltıyor da. Bu romanlardan, öykülerden, gerçek şiirden habersiz.
yüzden günümüz insanı gözlerini geçmişe çeviriyor. Ömrünü edebiyata vermiş, köşesinde sessiz sessiz
Söz gelimi eski trenler böyle miydi, diye başlıyor, in- yaşayan gerçek yazarlara sırtını dönmüş. Yalnızca,
sanların atlı arabalarla yolculuk ettikleri günlere kadar yapıtları çok sattığı için kimi yazarların önünde uzun
gidiyor. kuyruklar oluştururken edebiyatın insanı çağırdığı o
gerçek dünyayı aşındırdığının farkında bile değil. Pe-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? ki, o zaman edebiyat ne işe yarıyor? Söylemesi zor
ama edebiyat bugün, yaratıları ilgi görmeyen üç beş
A) kişinin sığındığı, kuşatılmış bir kale.
İçinde bulunduğumuz koşulların geçmişi güzel-
leştiren çağrışımlar yarattığı Aşağıdakilerden hangisi edebiyatla ilgili olarak bu
B) İnsanlar arasındaki içtenlikli ilişkilerin yitip gittiği parçada yakınılan durumlardan biri değildir?
22. Çocukluğumuzda kaç kez duyduk kim bilir: “Çok oku- 23. Benim ansiklopediyle tanışmam, ortaokulda ödev
yan mı bilir, çok gezen mi?” Cevaptan çok, sorunun yapmak için kütüphaneye gittiğim günlere rastlar. Bir
kendisi önemliydi sanki. Ortada derin bir ikilem var- ansiklopediye sahip olmak o yıllarda, hayal edilemez
mış gibi ciddiyetle yöneltilirdi soru. Her seferinde bir şeydi. O, ancak bir kütüphanede bulunur ve belli
“Çok okuyan!” dememiz beklenirdi. Galiba ilköğ- bir süreliğine alınıp bakılabilir, dokunulabilir bir nes-
retimdeki öğretmenlerimiz, okuma sevgimizi böyle ar- neydi. Kocaman cüssesiyle bir ansiklopediyi kucakla-
tırmaya çalışırdı. Çok okumakla çok gezmek asla yan mak, sayfalarını karıştırmak, bir maddeyi arayıp bul-
yana gelemezmiş gibi… Bense okumayı da gezmeyi mak, başka bir gezegene inmek ve orada keşiflerde
de tutkuyla seven biri olarak ikiye bölünürdüm. Hiçbir bulunmaktan farksızdı. Ne yazık ki şimdiki çocuklar
zaman ısınamadım bu yapay ikileme, okumanın da ansiklopedi bile karıştırmıyorlar. O büyülü dünyadan,
içten içe bir seyahat olduğuna inandığımdan, her ki- o heyecandan habersiz yaşıyorlar. Öğretmenler ödev
tabın bizi başka bir yolculuğa çıkardığını düşündü- verirken “İnternetten bulun.” diyorlar. Onlar da hiçbir
ğümden. Okuyarak gezmek, her kitabı başlı başına çaba göstermeden İnternetten buldukları bilgiyi kop-
bir serüven sayarak bir başka ortama, bir başka ya- yalıyor; okuyup değerlendirmeden, hiçbir şey öğren-
şama uzanan bir yolculuk yapmak mümkündür çün- meden götürüp veriyorlar.
kü. Gezerken de her insanı ve her hayatı bir kitap gibi
düşünerek dünyayı okumak da mümkün. Okumak ve Bu parçada belirtilenler arasında aşağıdakilerden
gezmek aslında o kadar iç içe ki… hangisi yoktur?
24. Hemen hepimiz yazılarımızda, yerli yersiz alıntılar 25. Bazı sanatçılar, yaratıcılıklarını kamçılayan büyülü
yapmaktan, özellikle sözü, alçak gönüllülükle yabancı I
ozanlara, çağdaş düşünürlere bırakmaktan fazlasıyla
hoşlanıyoruz. Kimi zaman bunu öyle abartıyoruz ki anları “beyaz an” diye adlandırırmış. Yakalandığı
yazar olarak konuyla ilgili ne düşündüğümüz anlaşıl- II
mıyor. Ayrıca aynı alıntıların değişik yazarlarca da
kullanıldığını görüyoruz. Böylece tekrarın tekrarı bir sırada “Sonra devam ederim.” diyerek asla kesinti-
okuma, zaman kaybına, okuma ediminin yavanlaş- III
masına yol açıyor. Bu nedenle kendi özgün düşünce-
mizi dayanaklarıyla işlemeliyiz yazılarımızda. Yüzey- ye uğratılmaması, ertelenmemesi gerekirmiş bu
sellikten olabildiğince kaçınmalıyız. Kendi düşüncele-
rimizin de örneğin bir Valéry’ninki, Deleuze’ünki kadar
anın. Çünkü dönüp bakıldığında yerinde bulunama-
önemli olduğuna inanarak bir öz güven geliştirmeliyiz.
IV
Bu parçada alıntıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
yabilirmiş. Tükeninceye değin hakkının verilmesi
hangisine değinilmemiştir?
A) Yazılarda kullanılırken aslına bağlı kalınmadığına gerekirmiş, her zaman karşılaşılamayan bu beyaz
V
B) Belirli örneklere sık sık başvurulduğuna anların.
26. (I) Rengi uçmuş, sıradan yaşamımızda kendimize bir 28. (I) Yatılı olarak okuduğum ortaokul yıllarında, yaz ta-
ziyafet çekmek istediğimiz zaman kitapların kapağını tillerinde Kozlu’ya, ailemin yanına özlemle dönerdim.
aralarız. (II) Büyük bir açlıkla sayfaları çeviririz. (II) O yaşlarda evden yedi-sekiz ay uzakta kalmak ko-
(III) Gözlerimiz sözcükleri iştahla birer birer yerken lay değildi. (III) Arkadaşlarımı, okulumu çok seviyor-
zamandan ve mekândan kopuveririz. (IV) Başka in- dum, bugün de süren dostlukların temeli o yıllarda
sanların, başka diyarların görünmez konukları oluve- atılmıştı ama aile özlemi bir başka şeydi. (IV) Evimiz,
ririz. (V) Bu deneyimin ardından yaşadığımız ana geri denizin hemen kıyısındaki bir tepenin yamacındaydı.
döndüğümüzde ise ruhumuzda kopan fırtınalar ya (V) Dalga sesleri odamda sürekli yankılanırdı ve ben
şiddetlenir ya da dinginleşir ama her zaman bir şeyler doyamadığım o denizi, dalgaları büyük bir hazla izler-
değişir içimizde. dim. (VI) Hâlâ Kozlu’yu, o evi ve o dalga seslerini, öz-
lemin içimi sızlatan acısıyla anımsarım.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-
rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de ögelerin dizilişi “zarf tümleci, nesne, zarf tümleci
A) I. cümlede, nesne, belirtili isim tamlamasından ve yüklem” biçimindedir?
oluşmuştur.
A) I. B) II. C) III. D) V. E) VI.
B) II. cümlede, durum zarfı kullanılmıştır.
B) Ünlü düşmesi
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden
hangisi yanlıştır? C) Sürerlik fiili
30. Bir uğultu başlıyor söz dağarcığımda, sözcükler 32. Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Medet Köyü’nde ya-
Bu cümledeki altı çizili sözcüklerin hangisinde tanır. Usta derme çatma köy evinde yumurta kabu-
ünsüz benzeşmesi vardır?
33. Eğer o şiirler, o romanlar, o öyküler, o tiyatro yapıtları 35. (I) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz; onlar, metinlerde
olmasaydı, söylemek bile fazla, duygularımız daha az geçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın büyüsün-
bilinecek, bilgilerimiz daha az olacaktı. Çünkü ede- den çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denen
biyat, daha iyi duymamızı, daha iyi düşünmemizi sağ- bir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (III) Çünkü
lar. Daha doğru, daha insanca yaşamamıza yardımcı “olay” onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim,
olur. çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup getirmeme,
okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiir-
Bu parçada, virgülün işlevleriyle ilgili olarak aşa- lerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz.
ğıda verilenlerden hangisine uygun bir örnek (V) Bu da bize, Borges’in de dediği gibi, şiirin
yoktur? öğretilemeyecek ama duyumsatılabilecek bir tür oldu-
ğunu gösteriyor.
A) Ara sözleri ayırma Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
B) Sıralı cümleleri birbirinden ayırma
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
C) Özel olarak vurgulanması gereken bir ögeyi be-
lirtme
D) Tırnak içinde verilmeyen aktarma cümlelerini be-
lirtme
E) Art arda sıralanan eş görevli sözcük kümelerini
ayırma
36. (I) Editör, bir yayınevinin olmazsa olmazlarındandır.
(II) Yayımlanacak bir yapıtı düzenlemek, yayıma ha-
zırlamak ve yayımlamak gibi birçok işi ve işlevi var.
(III) Yazarın ve eserinin seçilmesinden, nasıl yayımla-
nacağına değin yayımlama işinin bütün aşamalarını
34. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bo- kapsayan zorlu bir iştir bu. (IV) Günümüzde editörlük,
zukluğu vardır? yayıncılık alanında kurumsallaşamamış işlerden.
(V) Yazarların çoğu, editörün yaptığı işi küçümseyip
onu yalnızca bir düzeltmen olarak algılıyor. (VI) Bu
A) Diplomalarını alacak öğrenciler salona sırayla gi- yüzden de editörlüğü böyle algılayan birçok yazarın
riş yaptılar. yayımlanan kitaplarında yanlışlardan geçilmiyor.
B) Müjdeyi vermek için mutfağa, annesinin yanına
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa-
heyecanla koştu.
ragraf hangi cümleyle başlar?
C) Konuşmasına başlamadan önce dinleyicilere
şöyle bir baktı. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
D) Eski öğrencilerin de katıldığı büyük bir toplantı
düzenlediler.
E) Yarıyıl tatilinde yapılacak olan Amasra gezisi er-
telendi.
37. (I) İnsan ilişkilerinin öneminin yeterince kavranmamış 39. Yazınsal yaratıcılığın gizi, ana dilde, ana dilin söz de-
olması, çocuk gelişimiyle ilgili birtakım sorunları da ğerlerindedir. Buna erişmesi, yazarın, ozanın önce-
beraberinde getirdi. (II) Söz gelimi günümüzde, kendi likle ana dilini, onun söz değerlerini sevmesine bağlı-
kendine oyun kuramadığı için üretken olamayan, edil- dır. Bu sevgiden yoksunsa kişi, gerçek anlamda yara-
gen, çevreye karşı ilgisiz, evlere hapsolmuş çocuklar tıcı olamaz. Büyük bir ozan da yaratıcılığın dilde, söz-
yetişiyor. (III) Bunların hayal güçleri, erken yaşta ta- cüklerde olduğunu söylüyor. Şöyle diyor sözcükler
nıştıkları ve hayatlarının doğal bir parçası olan tele- için: “Onların önünde ben diz çökerim, bana kalk de-
vizyonla ve bilgisayar oyunlarıyla sınırlanmış durum- yinceye değin kıpırdamam. Kısaca, değer veririm on-
da. (IV) Televizyondaki reklamlar çocukları ticari birer lara, arkalarından giderim sözcüklerin, izlerim onları.
araç olarak görüyor. (V) Kaba kuvveti ve silah kullan- İşte ben böylesine severim sözcükleri.”
mayı özendiren, sanat değeri düşük filmler ve kimi
yayınlar yüzünden özellikle çocuklar, çeşitli psikolojik Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
sorunlarla yüz yüze geliyorlar. (VI) den hangisi söylenemez?
E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
1. Bu testte sırasıyla, Tarih (1–17), Coğrafya (18–31), Felsefe (32–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Sosyal Bilimler Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
D) I ve II E) I, II ve III
5. XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti, iltizam usulünde yap- 7. Aşağıdakilerden hangisinin Osmanlı Devleti’nde
tığı değişiklikle yüklü bir peşin ödemeyi de öngören yerli tüccar kesiminin güçlenmesini engellediği
malikâne usulünü getirmiştir. Buna göre mukaatalar savunulamaz?
mültezimlere daha önceki gibi üç yıllık sürelerle değil,
sürekli olarak ihale edilmeye başlanmıştır. A) Yabancılara kapitülasyonlarla ayrıcalıklar tanın-
ması
Yapılan bu değişiklikle güdülen amaç aşağıdaki-
lerden hangisidir? B) Üretimin tarıma dayalı olması
A) Yeniçeri Ocağının kaldırılmasına ortam hazır- C) Osmanlı deniz taşımacılığının yetersiz olması
lamak
B) Tek hazine sisteminden çoklu hazine sistemine D) Osmanlı sanayisinin rekabet gücünü giderek yi-
geçmek tirmesi
C) Hazineye daha fazla gelir sağlamak E) İpek ve Baharat yollarının önemini kaybetmesi
D) İşgaller karşısında halkın desteğini almak Onur, yukarıdaki azınlıklardan hangilerini söyle-
seydi Ahmet’e doğru bilgi vermiş olurdu?
E) Mebuslar Meclisini kapatmak
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
13. Sakarya Savaşı kazanılmasına karşın Yunan or- 15. Hindistan’daki bir tarikatın lideri olan Ağa Han ile İn-
dusunu kesin yenilgiye uğratan Başkomutan giltere Kralı’nın özel danışmanı Hintli Emir Ali, Baş-
Meydan Savaşı’nın yaklaşık bir yıl sonra yapılma- bakan İsmet Paşa’ya bir mektup yollayarak halifelik
sına aşağıdakilerden hangisinin neden olduğu sa- kurumuna dokunulmamasını rica etmişlerdir.
vunulabilir?
Bu durumun, halifelikle ilgili olarak
A) Doğu Cephesi’nde fiili mücadelenin sona erme- I. bu kurumun, tüm Müslümanlar üzerinde siyasal
sinin beklenmesi gücünün olduğu,
B) Ayaklanan Çerkez Ethem birliklerinin dağıtılması II. yabancıların, bu kurumu Türkiye’nin içişlerine
müdahale amacıyla kullanmak istedikleri,
C) İtalyanların birliklerini Anadolu’dan çekmeye baş- III. bu kurumun varlığının ülkede tartışma konusu
laması olduğu
D) Türk ordusunun eksiklerinin tamamlanması durumlarından hangilerine kanıt olduğu savunu-
labilir?
E) Ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için Tekâlif-i
Milliye Emirlerinin çıkarılması A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
C) Devletçilik D) Laiklik
E) Cumhuriyetçilik
17. Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti sadece iki şeye güve- 19. Türkiye’de, enerji tasarrufu sağlamak amacıyla yaz ve
nir. Biri millet kararı, diğeri en elim ve güç şartlar için- kış saati uygulanmaktadır. Bu uygulama kapsamında
de dünyanın takdirlerine hakkıyla layık olan ordumu- yılın yaklaşık beş aylık döneminde 30º Doğu meridye-
zun kahramanlığı; bu iki şeye güvenir.” demiştir. ninin, diğer dönemde ise 45º Doğu meridyeninin yerel
saati ulusal saat olarak kullanılmaktadır.
Atatürk’ün, bu sözüyle millî gücün
Buna göre, 45º Doğu meridyeninin yerel saatinin
I. siyasi, ulusal saat olarak kullanıldığı dönemde, Türkiye’ de,
aşağıdakilerden hangisi yaşanmaz?
II. askerî,
D) I ve II E) II ve III E) En sıcak ay
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
Aşağıdakilerden hangisi yapılırsa bu hata gideril-
miş olur?
21. Aşağıdaki haritada beş farklı doğrultu numaralarla 23. Orografik yağışlar, denizden gelen nemli hava kütle-
gösterilmiştir. lerinin kıyı çizgisine paralel uzanan dağ sıralarına
çarparak yükselmesi sonucu meydana gelir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Buna göre, bu tatil beldesinin aşağıdakilerden D) Karbon ve Perm dönemlerinde, bu kıtalarda daha
hangisinde yer alması beklenir? ılıman bir iklimin olduğunu
A) Datça Yarımadası’nda
E) Bu kıtalardaki yer şekillerinin, Karbon ve Perm
B) Gelibolu Yarımadası’nda dönemlerindekiyle aynı olduğunu
C) Bolu Dağları’nda
D) Çukurova’da
E) Çandarlı Körfezi’nde
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
28. Aşağıdaki grafikte, 1750-2000 yılları arasında Avrupa 30. I. Siyasi bölgeler zamanla işlevini yitirebilir.
ve Afrika kıtalarının nüfusu gösterilmiştir.
II. Siyasi bölgeyi oluşturan ülkelerde dil, din ve ırk
birliği vardır.
A) I ve III B) II ve IV C) III ve V
D) I, II ve V E) I, III ve IV
A) 1750-1900 yılları arasında Afrika’dan kıta dışına 31. Aşağıdakilerden hangisi, insanın doğaya olan et-
yoğun göç olmuştur. kisine örnek gösterilemez?
B) Üniversite kurulması
32. Zekânın ve bilgeliğin ölçütünün zenginlik olduğunu 34. Nesnenin bilgisinin söz konusu olabilmesi için önce
düşünen kişiler, Thales’le yoksul olduğu için alay nesnenin var olması gerekir. Örneğin ağacın ne oldu-
ederler. O da bunun üzerine zeytinin az olduğu o yıl, ğundan, türlerinden, yararlarından söz edebilmek için
elindeki bütün parayla, ihtiyaç olmadığı için ucuzlamış öncelikle “ağaç” denilen bir şey var olmalıdır.
olan ve zeytinyağı üretiminde kullanılan tüm presleri
satın alır. Sonraki hasat mevsimi geldiğinde ihtiyacı Bu parça aşağıdaki yargılardan hangisini destek-
olanlara bu presleri kendi belirlediği fiyattan kiralayarak ler?
çok para kazanır.
36. Filler neden büyük, gri ve kırışıktır? Çünkü ufak, beyaz 38. Nasrettin Hoca bir gün oğluyla birlikte şehre gitmek
ve yuvarlak olsalardı aspirin olurlardı. Ufak bir fil hayal üzere yola çıkar. Şehre birçok köyün içinden geçilerek
ederek ona “ufak bir fil” diyebiliriz. Beyaz bir fil hayal gidilmektedir. Hoca eşeğin üzerinde, oğlu da yürüyerek
ederek ona “beyaz bir fil” diyebiliriz. Kırışıksız bir fil de onu takip eder. İlk köyden geçerken köylüler “Koskoca
“kırışıksız bir fil” olur. Başka bir deyişle büyüklük, grilik adam eşeğe binmiş, küçücük çocuğu yürütmeye utan-
ve kırışıklılık, Aristoteles’in bir fili fil yapan şeyin ne mıyor!” diye kınarlar. Sonraki köyden geçerken Hoca
olduğunu tanımlama sınavını geçemez. Çünkü aspirin yürür, oğlu da eşeğin üzerindedir. Oradaki köylüler de
gibi ufak, beyaz ve yuvarlak bir şey bir fil olamaz ve “Görüyor musun saygısız çocuğu, koca adamı yürütü-
böyle bir nesneyle karşılaştığımızda aklımıza “Hey, yor.” derler. Üçüncü köyde Hoca ve çocuk eşeğe birlikte
ağzına attığın bir aspirin mi yoksa alışılmamış türden bir biner, bu kez de eşeğe acımıyorlar diye suçlanırlar.
fil mi?” diye sormak gelmez. Dördüncü köyde çocuk da Hoca da yürür, kınanmaktan
nasiplerini alırlar. Beşinci köyde Hoca ve oğlu eşeği
Bu parçada varlıkla ilgili aşağıda verilenlerden birlikte taşımalarına karşın kınanma durumu değişmez.
hangisi sorgulanmaktadır?
Bu parça ahlak felsefesinin temel problemlerinden
A) Ana maddenin neliği hangisinin soruşturulmasında örnek verilebilir?
E) Zorunlu varlık/mümkün varlık ayrımı C) Ahlakta her zaman iyi niyet yeterli midir?
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Temel Matematik Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 6 B) 2 C) 0 D) E)
2.
D) 1006 E) 1008
A) 4 B) 8 C) 9 D) 15 E) 16
8.
6.
A) 3 B) 4 C) 6 D) 8 E) 9
olduğuna göre, aşağıdaki sıralamalardan hangisi
doğrudur?
A) B) C)
D) E)
9.
A) B) C) 1 D) 2 E) 4
A) 9 B) 11 C) 12 D) 13 E) 15
A) x B) C)
D) E)
A) 8 B) 9 C) 10 D) 12 E) 15
olduğuna göre, ifadesinin değeri kaçtır?
A) B) C) 0 D) 1 E) 4
15.
a bir pozitif tam sayı ve ’tir. p bir asal sayı
olduğuna göre,
16. n bir pozitif tam sayı olmak üzere, n’yi kalansız bölen 19. Rasyonel sayılar kümesinde bildiğimiz toplama ve
pozitif tam sayıların kümesi S(n) ile gösteriliyor. çarpma işlemleri tanımlanıyor.
Buna göre, kesişim kümesinin ele- Buna göre, aşağıdakilerden hangisinin hem top-
man sayısı kaçtır? lama hem de çarpma işlemine göre tersi bir tam
sayıdır?
A) 4 B) 5 C) 6 D) 8 E) 9
A) B) C) 0
D) 2 E)
fonksiyonları veriliyor.
18.
A) B) C)
önermeleri veriliyor. D) E)
A) B) C)
21. Gerçel sayılar kümesinde tanımlı
D) E) I.
II.
III.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) I, II ve III
22. Bir işi 5 kadın işçi 20 günde, 5 erkek işçi ise 30 günde 24. Bir fabrikada üretilen iş makinelerinin sayısı gün so-
bitiriyor. nunda kayıt altına alınıyor. Tutulan kayıtlar o günle
birlikte o günden önce üretilmiş olan iş makinelerinin
toplam sayısıdır. Beş iş gününde tutulan kayıtlar aşa-
Buna göre, 2 kadın ve 2 erkek işçi aynı işi birlikte
ğıda verilmiştir.
kaç günde bitirir?
Pazartesi ve öncesi : 20
A) 20 B) 30 C) 40 D) 45 E) 50
Salı ve öncesi: x
Çarşamba ve öncesi: 90
Perşembe ve öncesi: 140
Cuma ve öncesi: y
A) 10 B) 11 C) 12 D) 13 E) 14
25. Bir yatırımcı, hesabındaki z TL’nin bir kısmıyla altın,
kalan kısmıyla da döviz alıyor. Yatırımcı bir süre son-
ra altınlarını % 20 kâr elde ederek x TL’ye, dövizlerini
ise % 20 zarar ederek y TL’ye satıyor.
A) B)
C) D)
E)
26. Beş öğrencinin aday olduğu sınıf başkanlığı seçimin- 29. Ali, ağzına kadar suyla dolu olan bir şişedeki suyun
de adayların aldıkları oy sayıları olan A, B, C, D, E yarısını elde etmek istiyor. Bunun için aynı şişeden
arasında boş bir tane alıyor ve şişelerdeki su yükseklikleri eşit
olana kadar dolu şişeden diğerine su aktarıyor.
Suyun yarısını elde etmek için yaptığı üç farklı dene-
eşitliği vardır. me aşağıda gösterilmiştir.
Seçim sonucu dairesel grafikte gösterildiğinde
C tane oy alan adaya ait daire diliminin merkez
açısı kaç derece olur?
A) 45 B) 60 C) 90 D) 120 E) 180
A) 5 B) 4 C) 3 D) 2 E) 1
31. Bir depoda bulunan portakal ve mandalinaların mik- 34. ABC bir ikizkenar
tarı toplam 50 tondur. Portakalların % 7’si, manda- üçgen
linaların ise % 8’i çürümüştür. Çürüyen portakal ve
mandalina miktarı toplam 3,8 tondur.
32.
Bir otobüse 3 kadın binerse yolcuların ’ü kadın
’ü erkek olacaktı.
A) 21 B) 24 C) 28 D) 30 E) 32 35.
ABC bir üçgen
A) B) C) D) E)
37. 39.
Buna göre, taralı bölgenin alanı a, b ve c türünden y eksenine göre simetriği alınıyor ve A ile , B ile ,
aşağıdakilerin hangisine eşittir? C ile simetrik nokta çiftleri olacak şekilde
üçgeni elde ediliyor. Elde edilen bu üçgen de
A) B) C)
D) E)
A) B) C) D) E)
1. Bu testte sırasıyla, Fizik (1–14), Kimya (15–27), Biyoloji (28–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Fen Bilimleri Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 1 B) C) D) E)
2.
D) N’de E) P’de
4. 5.
A) 1 B) C) 2 D) E)
6. 7.
A)
(Bu işlemler sırasında sıvıların sıcaklıkları değişme-
mektedir.)
B)
C) A) B) 1 C) D) E) 2
D)
E)
8. 10.
A) K L
11. 12.
oranı kaçtır? A) B) C)
D) E)
A) B) C) 1 D) E)
13.
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
18. Uçucu olmayan bir X katısı 100 gram suda en fazla, 20. bileşiğiyle ilgili bazı bilgiler şöyledir:
’de 17 gram,
bileşiğinin 0,1 molü 12 gramdır.
’de 27 gram,
Bileşikteki X, Y, Z atomlarının kütlece birleşme
’de 39 gram oranları (X:Y:Z) sırasıyla 3:4:8’dir.
D) 21. Atom kuramına göre, baş kuantum sayısı (n) ile ilgili
’de 20 gram X katısının 100 gram suda
aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
E) ’de 30 gram X katısının 100 gram suda A) Baş kuantum sayısı, temel enerji düzeyini belirtir
ve sıfırdan büyük tam sayıdır.
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
D) Stronsiyum karbonat
22. Periyodik çizelgeyle ilgili aşağıdaki ifadelerden 23. X, Y, Z elementleriyle ilgili bilgiler şöyledir:
hangisi yanlıştır?
X’in, iyonunun elektron dağılımı ile
A) IA grubu elementlerinin elektron dağılımındaki bitmektedir.
son orbital s orbitalidir.
Y elementi, 4. periyot ve IIA grubundadır.
B) VIA grubu elementlerinin elektron dağılımı Z, VIIA grubunda ve atom numarası en küçük o-
lan elementtir.
ile biter.
Buna göre X, Y, Z elementlerinin periyodik
C) VA grubu elementlerinin elektron dağılımı çizelgedeki yerleri aşağıdakilerin hangisinde doğ-
ile biter. ru olarak verilmiştir?
B)
X
Y
Z
C) Z
D)
Z
X
Y
E)
Z
Y X
− +
A) X + ve Y3− B) Y3 ve Z C) X ve Z
− + 2+
D) Y3 ve Q 2 E) Z ve Q
Buna göre,
D) II ve III E) I, II ve III
26. X, Y, Z elementlerinden oluşan ya- 28. Bir proteinin, yüksek sıcaklıkta, düşük pH koşulunda ya
da çeşitli kimyasal maddelerin bulunduğu ortamda, üç
pılarındaki bağ türleri, aşağıdakilerin hangisinde boyutlu yapısı bozulmuş, ancak bu durumdan peptid
doğru olarak verilmiştir? bağları etkilenmemiştir.
ulaşılır.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) II ve III
Buna göre, bu makromoleküller aşağıdakilerin
hangisinde doğru olarak verilmiştir?
X Y Z
30. Hücre ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi 32. Aşağıdaki olaylardan hangisi mitoz ve mayoz II
yanlıştır? bölünmenin her ikisinde de kural olarak gerçek-
leşir?
A) Ökaryotik hücrelerde zarlı organeller bulunur.
A) Sinapsis olması
B) Yeni bir hücre ancak başka bir hücrenin bölün- B) Krossing over olması
mesiyle oluşur.
C) Haploid kromozomlu yavru hücre oluşması
C) Hücre büyüdükçe yüzey alanı/hacim oranı aza-
lır. D) Kardeş kromatitlerin birbirinden ayrılması
D) Hücre canlılığın temel birimidir.
E) Homolog kromozomların birbirinden ayrılması
A) B)
Zaman Zaman
A) 1. bireyin genotipi: OO Rr
B) 2. bireyin genotipi: AO rr
C) 3. bireyin genotipi: AA rr
Zaman Zaman
D) 4. bireyin genotipi: BO Rr
E) E) 5. bireyin genotipi: AO Rr
Zaman
34. Balıkların solungacında kılcal damarlardaki kan akışı ile 35. İnsanda, işaretlenmiş bir alyuvar, akciğer atardamarı
su akış yönü birbirine terstir. Bu iki ortam arasın- içine veriliyor; bu işaretli alyuvara bir süre sonra alt ana
daki oksijen difüzyonu Şekil 1’de şematize edilmiştir. toplardamarında rastlanıyor.
Difüzyon sonunda kanın oksijen doygunluğunda (%)
meydana gelen değişimin grafiği de altında verilmiştir. Bu alyuvar kalpten bir kez geçtiğine göre, aşağıdaki
yapıların hangisinden geçmemiştir?
E) Akciğer toplardamarı
A) B)
100 100
Su Su
50 50
Kan Kan
0 0
C) D)
Su Su
100 100
Kan Kan
50 50
Buna göre fotosentez ürünlerinin taşındığı yapı,
şekilde hangi numarayla gösterilmiştir?
0 0
A) I B) II C) III D) IV E) V
E)
Su
100
Kan
50
37. Bitkiler, çiçeklenme için gereksinim duydukları ışık 38. Çiçekli bir bitkinin üremesindeki bazı evreler aşağı-
alma sürelerine göre uzun gün bitkisi ya da kısa gün daki şekilde numaralandırılmıştır.
bitkisi olarak isimlendirilir. Bir uzun gün bitkisiyle bir
kısa gün bitkisi farklı ışık alma sürelerine tabi tutul-
duğunda gerçekleşen çiçeklenme durumları aşağı-
daki şekilde gösterilmiştir.
Bu deneyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi Bu evrelerin hangisinin sonunda meydana gelen
söylenemez? hücrelerin genotipi, bu hücreleri üreten hücre-
ninkinden farklıdır?
A) Kısa gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten az
(Bu üreme döngüsünde mutasyon gerçekleşmediği
olduğunda çiçeklenmiştir.
kabul edilecektir.)
B) Uzun gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
fazla olduğunda çiçeklenmiştir.
D) I ve II E) I ve III
C) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi, ışık
alma süresi 12 saatten az olsa da uzun gün
bitkisinin çiçeklenmesini sağlamıştır.
D) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi kısa
gün bitkisinin çiçeklenmesini önlemiştir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
47 Test Bitti.
Cevaplarınızı Kontrol Ediniz.
;e*U;Q#tG+
XjxLPVptHV
M9991.01003
(Bu numarayı c evap k âğıdınızdaki ilgili alana kodlama yı unut mayınız.)
ADI
SOYADI
DİKKAT!
SINAV BAŞLAMADAN ÖNCE AŞAĞIDAKİ UYARILARI MUTLAKA OKUYUNUZ.
1. Adınız, soyadınız, T.C. Kimlik Numaranız ve sınav salon numaranız yukarıdakilerden farklı ve
kitapçık üzerine basılı olan fotoğraf size ait değilse bunu salon başkanına belirterek size ait
soru kitapçığının verilmesini sağlayınız.
1. Bu kitapçıkta sırasıyla Türkçe Testi, Sosyal Bilimler 4. Bu testler puanlanırken her testteki doğru cevap-
Testi, Temel Matematik Testi, Fen Bilimleri Testi larınızın sayısından yanlış cevaplarınızın sayısının
bulunmaktadır. dörtte biri düşülecek ve kalan sayı o testle ilgili ham
puanınız olacaktır. Bu nedenle, hakkında hiçbir
2. Bu testler için verilen toplam cevaplama süresi 160
fikriniz olmayan soruları boş bırakınız. Ancak,
dakikadır. Bu süreyi, cevaplayacağınız testleri dik-
soruda verilen seçeneklerden birkaçını eleyebiliyor-
kate alarak kullanınız.
sanız kalanlar arasında doğru cevabı kestirmeye
3. Bu kitapçıktaki testlerde yer alan her sorunun sade- çalışmanız yararınıza olabilir.
ce bir doğru cevabı vardır. Bir soru için birden çok
5. Sınavda uyulacak kurallar bu kitapçığın arka kapa-
cevap yeri işaretlenmişse o soru yanlış cevaplan-
ğında belirtilmiştir.
mış sayılacaktır.
SINAVDA UYULACAK KURALLAR
1. Cep telefonu ile sınava girmek kesinlikle yasaktır. Çağrı cihazı, telsiz, fotoğraf makinesi vb. araçlarla; cep
bilgisayarı, kol ya da cep saati, her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlarla; silah ve benzeri teçhizatla;
müsvedde kâğıdı, defter, kitap, sözlük, sözlük işlevi olan elektronik aygıt, hesap cetveli, hesap makinesi, pergel,
açıölçer, cetvel vb. araçlarla sınava girmek kesinlikle yasaktır. Bu araçlarla sınava girmiş adaylar mutlaka Salon
Sınav Tutanağına yazılacak, bu adayların sınavı geçersiz sayılacaktır. Sınava kalem, silgi, kalemtıraş, saat
vb. araçla ve kulaklık, küpe, broş vb. takı, herhangi bir metal eşyayla girmek de kesinlikle yasaktır.
Yiyecek, içecek vb. tüketim malzemeleri de sınava getirilemez. Adaylar sınava şeffaf şişe içerisinde su
getirebileceklerdir.
2. Bu sınavda verilen toplam cevaplama süresi 160 dakikadır. Sınav başladıktan sonra ilk 120 ve son 15 dakika
içinde adayın sınavdan çıkmasına kesinlikle izin verilmeyecektir.
3. Sınav evrakını teslim ederek salonu terk eden aday, her ne sebeple olursa olsun, tekrar sınava alınma-
yacaktır.
4. Sınav süresince görevlilerle konuşmak, görevlilere soru sormak yasaktır. Aynı şekilde görevlilerin de adaylarla
yakından ve alçak sesle konuşmaları ayrıca, adayların birbirinden kalem, silgi vb. şeyleri istemeleri kesinlikle
yasaktır.
5. Sınav sırasında, görevlilerin her türlü uyarılarına uymak zorundasınız. Sınavınızın geçerli sayılması, her şeyden
önce, sınav kurallarına uymanıza bağlıdır. Kurallara aykırı davranışta bulunanların ve yapılacak uyarılara
uymayanların kimlik bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve sınavları geçersiz sayılacaktır.
6. Sınav sırasında kopya çeken, çekmeye kalkışan, kopya veren, kopya çekilmesine yardım edenlerin kimlik
bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve bu adayların sınavları geçersiz sayılacaktır. Görevliler kopya
çekmeye ya da vermeye kalkışanları uyarmak zorunda değildir; sorumluluk size aittir.
Adayların test sorularına verdikleri cevapların dağılımları bilgi işlem yöntemleriyle incelenecek, bu
incelemelerden elde edilen bulgular bireysel ya da toplu olarak kopya çekildiğini gösterirse kopya eylemine
katılan adayın/adayların cevaplarının bir kısmı ya da tamamı iptal edilecektir.
Sınav görevlileri bir salondaki sınavın, kurallara uygun biçimde yapılmadığını, toplu kopya girişiminde
bulunulduğunu raporlarında bildirdiği takdirde, ÖSYM takdir hakkını kullanarak bu salonda sınava giren tüm
adayların sınavını geçersiz sayabilir.
7. Cevap kâğıdında doldurmanız gereken alanlar bulunmaktadır. Bu alanları doldurunuz. Cevap kâğıdınızı
başkaları tarafından görülmeyecek şekilde tutmanız gerekmektedir. Cevap kâğıdına yazılacak her türlü yazıda
ve yapılacak bütün işaretlemelerde kurşun kalem kullanılacaktır. Sınav süresi bittiğinde cevapların cevap
kâğıdına işaretlenmiş olması gerekir. Soru kitapçığına işaretlenen cevaplar geçerli değildir.
8. Soru kitapçığınızı alır almaz, sayfaların eksik olup olmadığını, kitapçıkta basım hatalarının bulunup bulun-
madığını ve soru kitapçığının her sayfasında basılı bulunan soru kitapçığı numarasının, kitapçığın ön kapağında
basılı soru kitapçığı numarasıyla aynı olup olmadığını kontrol ediniz. Soru kitapçığınızın sayfası eksik ya da
basımı hatalıysa değiştirilmesi için salon başkanına başvurunuz.
9. Size verilen soru kitapçığının numarasını cevap kâğıdınızdaki “Soru Kitapçığı No” alanına kodlayınız.
10. Sınav sonunda soru kitapçıkları toplanacak ve ÖSYM’de tek tek incelenecektir. Soru kitapçığının bir sayfası bile
eksik çıkarsa sınavınız geçersiz sayılacaktır.
11. Cevap kâğıdına ve soru kitapçığına yazılması ve işaretlenmesi gereken bilgilerde bir eksiklik ve/veya yanlışlık
olması hâlinde sınavınızın değerlendirilmesi mümkün olamamaktadır. Tarafınızdan yazılması ve işaretlenmesi
gereken bu bilgilerde eksiklik ve/veya yanlışlık olduğunda durumunuz Sınav Salon Tutanağında belirtilecektir.
12. Soru kitapçığının sayfalarındaki boş yerleri müsvedde için kullanabilirsiniz.
13. Soruları ve/veya bu sorulara verdiğiniz cevapları ayrı bir kâğıda yazıp bu kâğıdı dışarı çıkarmanız kesinlikle
yasaktır.
14. Her testin cevaplarını cevap kâğıdındaki ilgili alana işaretlemeye dikkat ediniz.
15. Sınav salonundan ayrılmadan önce, soru kitapçığınızı ve cevap kâğıdınızı salon görevlilerine teslim etmeyi
unutmayınız.
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimi zin yazılı i zni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu
ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
1. Yahya Kemal’i ve Nazım Hikmet’i ayrı tutarsak küçük 3. Bir sanatçımız şöyle diyor: “Dergiler, edebiyatın yeral-
mutluluklar Türk şiirine Garip döneminde bir uğrayıp tı haritasıdır.” Nitekim bu dergilerde ilk ürünleri yayım-
geçmiştir, diyebiliriz. Biraz Ziya Osman, çok az Cahit lanan genç şairlerin çoğu, bir süre sonra çalışmalarını
Sıtkı… Onun dışında “Hüzün ki en çok yakışandır bi- kitaplaştırarak şairliklerinin ilk kilometre taşlarını ko-
ze.” anlayışı egemendir. Cemal Süreya’nın, Garip- yarlar.
çilerin izine basarak yürüdüğü kimi şiirlerinde de bu
anlayışın yansımalarını görürüz. Ne var ki onun şiirle- Bu parçada geçen “edebiyatın yeraltı haritası olma”
rinde genel olarak ince bir hüzün söz konusudur. sözüyle, dergilerin hangi özelliği belirtilmek isten-
miştir?
Bu parçada geçen “izine basarak yürüme” sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarları, yeni yazınsal türlere yönlendirme
C) Yenilerini eskilerinden ayırabilmek A) İyi şiirler, şairlerinden zengin bir birikim ister.
5. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraç 7. (I) Yaşadığı dönemin şiir anlayışından uzaklaşarak
içindeki sözün anlamını içermemektedir? uçlarda dolaşan, alışılmadık bağdaştırmaları ve imge-
leriyle zaman zaman, bilinen söylemin dışına taşan
şair, sürekli yenilikler peşinde koşmuştur. (II) Karşı-
A) Öykünüzü, yaşamın akışını düşündüren bir do- laştığı insanlık durumlarına yeni duygu ve anlamlar
ğallıkla yazın, bunu yapabilecek güçlü bir kalemi- yükleyerek onları yeniden yazmıştır. (III) Şiirlerini
niz var. (yazarlık yeteneği olmak) oluştururken boş alanlar bırakmış, uzun dizeleri kır-
mıştır. (IV) Şiirde bir yenilik gerçekleştirmek için dilin
yerleşik söz değerlerini olduğu gibi kullanmaktan ka-
B) Öykünüzdeki bilinmeyenlerden kurtulmak için öy- çınmış, dili yeniden kurmaya yönelmiştir. (V) Şiirle-
küdeki kadının kim olduğunu, nasıl bir yaşam rinin çoğunda, çok anlamlı sözcükler kullanarak deği-
sürdüğünü, ne iş yaptığını görünür kılın. (belir- şik çağrışımlar uyandırmıştır.
ginlik kazandırmak)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi,
C) Sizin yaptığınız gibi, bir dönemi küçük bir öyküye
sözü edilen şairin şiirlerinin içeriğiyle ilgilidir?
sığdırmak herkesin üstesinden gelebileceği bir iş
değildir. (zorluğu yenmek)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışı- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangile-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? ri anlamca birbirine en yakındır?
9. (I) Berna Moran’ın deyişiyle “huzursuzluğun romanı”, 11. Şairler arasında öteden beri süregelen açık ya da giz-
Fethi Naci’ye göre de “Türkçenin en güzel aşk roma- li bir yarış vardır. Oysa aynı gözeden su içen, aynı
nı” olan Huzur’un yayımlanışının üzerinden yaklaşık güneş altında ısınan, aynı ağacın gölgesinde oturan
elli yıl geçti. (II) Bu romanda olaylar, bir ağustos günü insanlardır onlar. Birbirlerine, sanıldığından daha çok
başlar ve radyodan İkinci Dünya Savaşı’nın başladı- ihtiyaçları vardır. Ölmüş şairlerle, onların anıları üze-
ğını haber veren bir anonsla biter. (III) Her ne kadar rinde yaşatılan dostluklar da dâhildir buna. ----? Kıs-
ilk bakışta aşk romanı gibi görünse de günahın ve ka- kanmalar, görmezden gelmeler, kara çalmalar… Neyi
vuşmanın değil, Doğu’yla Batı’nın, huzursuzluğun, paylaşamazlar? Herkesin kabı kendine göredir, ala-
zaman ve müziğin romanı olarak kabul edilir. (IV) Hu- cağı su miktarı bellidir oysa. Paylaşmanın, el ele ve-
zur, hiçbir zaman Madam Bovary’nin yarattığı etkiye rerek yaratacakları eleştiri ortamının sağlayacağı ya-
benzer bir etki yaratmamıştır. (V) Madam Bovary gibi rarlar üstünde durmak ve bunu geliştirmek varken ne-
can sıkıcı taşranın romanı değildir Huzur; tam tersine dir bu yok edici yarış?
çok eski, çok köklü bir kentin, İstanbul’un, Boğazi-
çi’nin romanıdır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de değerlendirme söz konusu değildir? A) Şairler arasındaki bütün bu çatışmalar gerçekte
şiirimizin tematik haritasını daraltır mı
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
B) Bunu bilmelerine karşın nedir bu sevgisizlik şair-
ler arasında
C) Öyleyse neden şiirin kolaya kaçma sanatı olduğu
izlenimi yaratılıyor
D) Şairler, birbirlerini değerlendirirken şiirsel ölçütler
kullanırlar mı
10. (I) Günümüzde, yeni yetişen genç yazarlar kendinden E) Oysa her şair, şiirini kendi yaşam serüveninden
öncekileri tanımadıkları, okumadıkları için bir eksiklik çıkarmaz mı
duymuyor sanki. (II) Bunlar deneyimli, usta yazarların
önünde yaprak gibi titremiyor artık, kendine çok güve-
niyor. (III) Bununla birlikte yapıtları ilgiyle karşılanan,
geniş okur kitlelerine seslenen sanatçının çok iyi ya-
zar olduğu yanılgısına düşüyor. (IV) Yeni kuşağın “Ne
olacaksa çabucak olsun.” düşüncesinden doğan bu
gözü kara yarış, bence oldukça tehlikeli. (V) Çünkü
bu, bireyciliğin, “ben ben”ciliğin egemenliği anlamına
gelir.
12. Sokrates’ten önceki ilk Batılı filozoflar, geçmişten iki 13. Türküler, şiirler iç dünyamızın sesi olarak yazılmış ol-
büyük kopuşu aynı anda gerçekleştirdiler. İlk önce, salar da bizden çıktıkları anda topluma mal olmuştur
kendi akıllarını kullanarak dünyayı anlamaya çalıştı- artık. Yalnız topluma mal olmakla kalsa iyi. Yerelden
lar. Bu tek başına, tümüyle yeni bir şeydi ve insanın ulusala, ulusaldan evrensele bir değişme ve gelişme
gelişmesinde en önemli köşe taşlarından birini oluş- çizgisi izleyerek bütün insanlığın ortak değeri hâline
turdu. Aynı zamanda insanlara, akıllarını nasıl kulla- gelir. Örneğin Yunus Emre’nin şiirlerinde yansıtılan
nacaklarını ve kendi başlarına nasıl düşüneceklerini duygular salt bize mi özgüdür? Neruda, yalnızca Şi-
de öğrettiler. ----. Onlar bilgi birikimlerini olduğu gibi li’nin acılarını yansıtmıştır, deyip dışlayabilir miyiz onu?
öğrencilerine aktarmak yerine, onları tartışmaya, Acısı acımız olmuştur, halkı da halkımız. Kısaca ----.
düşünce alışverişinde bulunmaya, kendi düşüncele-
rini ileri sürmeye ve savlarını kanıtlamaya özendiren Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
öğretmenlerdi. aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
14. Gerek edebiyat dergilerinde gerekse gazetelerin sa- 15. Yayınevlerinin tercihi her zaman romandan yana ol-
nat-edebiyat sayfalarında yer alan söyleşilerde, ne- muştur. Yalnız bizde değil, dünyada da böyle. Öykü-
dense hep aynı konular konuşuluyor ve bundan bir ler ise daha çok dergilerde varlıklarını sürdürüyor.
türlü vazgeçilmiyor. Bir yazarın yeni bir romanı mı Öykü kitabı yayımlamakta direnen genç yeteneklere
çıkmış, sorusu hemen hazır: “Bu yapıtınızı yazarken olanak sağlayan yayınevleri - neyse ki - var. Şu da bir
neyi amaçladınız?” ya da “Yapıtınız yaşadıklarınız- gerçek ki beş altı yıldır durağan bir ortamda kendini
dan izler taşıyor mu?” Cevaplar da üç aşağı beş yu- yineliyor öykü ama yenileyemiyor. Bu nereye kadar
karı aynı düşünceler etrafında dönüyor. Peki neden sürer, kestirmek güç; ardından bir yükselişin, belki de
bu sınırlılık? Bence bu, yazardan değil, soruyu so- sıçramanın yaşanacağı kesin.
randan kaynaklanıyor. Çünkü söyleşilerde asıl yön-
lendirici, soruyu sorandır. Bu nedenle sanatçının dü- Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
şünce üreterek sanatını geliştirmesinde ve yapıtları- olarak söylenmiş olabilir?
nın değerlendirilmesinde ona sorulacak soruların
önemli bir payı vardır. ----.
A) Yayınevleri öykü seçiminde hangi ölçütlere bağlı
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre kalıyor?
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
B) Roman türündeki kalıplaşmaya gidiş konusunda
ne düşünüyorsunuz?
A) Bütün bunlara bakarak eleştirel yaklaşımın ne
C) Öykücülerin soyut konulara ağırlık verişini neye
denli önemli olduğunu söylemek hiç de yanlış ol-
bağlıyorsunuz?
maz
D) Türk edebiyatında romanın yükselişi karşısında
B) Bu sorun bence temelde birbirini izleyen aynı öykünün konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
nitelikteki durumların art arda sıralanmasından
doğuyor E) Genç yazarları öykü yazmaya yönlendirmek için
neler yapılabilir?
C) Hangi yazara sorarsanız sorun, hepsi kendine
özgü yazma yöntemlerinin olduğunu söyleyecek-
tir
D) Üstelik yapıtın niteliğini yazarın donanımı belirler
ve bunun üzerine söylenebilecek çok söz vardır 16. Modayı sevmem. Örneğin herkesin aynı anda, aynı
şeyleri giymesi, bana nedense ters gelir. Benim pus-
lu, gözlerden uzak ve reklamı çok yapılmamış olan
E) Kısaca hem eleştirmenlerin hem de sanatçılarla hoşuma gider her zaman. Çünkü yönlendirilmeyi de-
söyleşi yapanların, her düzeyden insanın ilgisini ğil, özgürce keşfetmeyi severim. Bilinçaltıma baskı
çekecek nitelikte sorular sorması gerekiyor yapılmasını istemem.
17. Ödüller, genç bir şairin adının altı fosforlu bir kalemle 19. İnsanlar, toplu hâlde yaşama gereksinimi duyarlar.
çizilerek şiirlerinin tanınmasına olanak sağlıyorsa az Bunun için herkesin üzerinde anlaştığı, gittikçe yay-
şey mi bu? Ya da usta bir şairin, şiire verdiği emeğin gınlaşan ortak bir değerler sistemi gerekir. İşte ahlak,
ödülle taçlandırılmasının ne sakıncası olabilir ki? Üs- bu türden bir değerler sistemidir. Toplumda çekişen
telik şiir kitaplarının hemen hemen hiç satılmadığı, ve çatışan tarafların hiçbir ortak yanı kalmadığı du-
dolayısıyla kitapçıların, bu kitapları raflarına koymaya rumlarda bile birleştirici bir güç durumundadır. Ör-
yanaşmadığı ve dağıtımcıların, “şiir” sözcüğünü duy- neğin, dürüstlüğü değil de yalancılığı ya da sahte-
duğunda yüzlerini buruşturduğu günümüzde… Şiirin kârlığı kimse öneremiyor. Sadakat yerine ihanet, ada-
bu konumuna gönlü razı olmayan şairlerin verdiği let yerine haksızlık değerli gösterilemiyor. Çünkü ah-
emekleri, bütün şiirseverlerin takdirle karşılaması ge- lak, bir insan topluluğunun, üzerinde birleştiği ortak
rektiği kanısındayım. paydayı oluşturuyor.
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden ya- Bu parçadan ahlakla ilgili olarak aşağıdakilerin
kınmaktadır? hangisi çıkarılabilir?
A) Ödüllere karşı çıkılmasından A) İlkelerinin kişiden kişiye değişen, göreceli bir ni-
telik taşıdığı
B) Ödüllerin gelişigüzel dağıtılmasından B) Davranışları ve ilişkileri düzenleyen ana kurallar
olduğu
C) Günümüzde değer yargılarının değişmesinden C) Toplumdan topluma farklı özellikler taşıdığı
D) Genç şairlerin ödül alınca ustalaştıklarına inan- D) Yasaların öngördüğü yaptırımları içerdiği
malarından
E) Sanatçıların, yaratılarını oluştururken gerekli E) Kişileri değerlendirmede ayırıcı bir ölçüt olduğu
özeni göstermeyişlerinden
20. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından bu yana nostalji, 21. Bir zamanlar edebiyatın gücüne, bir şeyleri değiştire-
başka bir deyişle eskiye duyulan özlem gittikçe yay- bileceğine inanırdım. Benim için edebiyat, yaşam bo-
gınlaşıyor. Bu, bir bakıma insanların yaşamlarından yu temiz kalmanın, vicdani ve ahlaki çürümeye karşı
giderek daha fazla yakındıklarının bir göstergesi. Ar- durmanın göstergelerinden biriydi. Yıllarım, bu inan-
tık her kuşak yaşamın daha az mekanik, doğallığın cın etkisiyle gelişen bir tutkunun peşinden koşmakla
daha yaygın olduğu bir dönemi özlüyor. Bu özlem hiç geçti. Ama artık kabul edelim, bugünün insanı sözün
bitmeyecek gibi görünüyor. Çünkü teknolojik geliş- değerini bilmiyor. Okumayı sevdiğini söylüyor ama iyi
meler yaşamı kolaylaştırdığı ölçüde daraltıyor da. Bu romanlardan, öykülerden, gerçek şiirden habersiz.
yüzden günümüz insanı gözlerini geçmişe çeviriyor. Ömrünü edebiyata vermiş, köşesinde sessiz sessiz
Söz gelimi eski trenler böyle miydi, diye başlıyor, in- yaşayan gerçek yazarlara sırtını dönmüş. Yalnızca,
sanların atlı arabalarla yolculuk ettikleri günlere kadar yapıtları çok sattığı için kimi yazarların önünde uzun
gidiyor. kuyruklar oluştururken edebiyatın insanı çağırdığı o
gerçek dünyayı aşındırdığının farkında bile değil. Pe-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? ki, o zaman edebiyat ne işe yarıyor? Söylemesi zor
ama edebiyat bugün, yaratıları ilgi görmeyen üç beş
A) kişinin sığındığı, kuşatılmış bir kale.
İçinde bulunduğumuz koşulların geçmişi güzel-
leştiren çağrışımlar yarattığı Aşağıdakilerden hangisi edebiyatla ilgili olarak bu
B) İnsanlar arasındaki içtenlikli ilişkilerin yitip gittiği parçada yakınılan durumlardan biri değildir?
22. Çocukluğumuzda kaç kez duyduk kim bilir: “Çok oku- 23. Benim ansiklopediyle tanışmam, ortaokulda ödev
yan mı bilir, çok gezen mi?” Cevaptan çok, sorunun yapmak için kütüphaneye gittiğim günlere rastlar. Bir
kendisi önemliydi sanki. Ortada derin bir ikilem var- ansiklopediye sahip olmak o yıllarda, hayal edilemez
mış gibi ciddiyetle yöneltilirdi soru. Her seferinde bir şeydi. O, ancak bir kütüphanede bulunur ve belli
“Çok okuyan!” dememiz beklenirdi. Galiba ilköğ- bir süreliğine alınıp bakılabilir, dokunulabilir bir nes-
retimdeki öğretmenlerimiz, okuma sevgimizi böyle ar- neydi. Kocaman cüssesiyle bir ansiklopediyi kucakla-
tırmaya çalışırdı. Çok okumakla çok gezmek asla yan mak, sayfalarını karıştırmak, bir maddeyi arayıp bul-
yana gelemezmiş gibi… Bense okumayı da gezmeyi mak, başka bir gezegene inmek ve orada keşiflerde
de tutkuyla seven biri olarak ikiye bölünürdüm. Hiçbir bulunmaktan farksızdı. Ne yazık ki şimdiki çocuklar
zaman ısınamadım bu yapay ikileme, okumanın da ansiklopedi bile karıştırmıyorlar. O büyülü dünyadan,
içten içe bir seyahat olduğuna inandığımdan, her ki- o heyecandan habersiz yaşıyorlar. Öğretmenler ödev
tabın bizi başka bir yolculuğa çıkardığını düşündü- verirken “İnternetten bulun.” diyorlar. Onlar da hiçbir
ğümden. Okuyarak gezmek, her kitabı başlı başına çaba göstermeden İnternetten buldukları bilgiyi kop-
bir serüven sayarak bir başka ortama, bir başka ya- yalıyor; okuyup değerlendirmeden, hiçbir şey öğren-
şama uzanan bir yolculuk yapmak mümkündür çün- meden götürüp veriyorlar.
kü. Gezerken de her insanı ve her hayatı bir kitap gibi
düşünerek dünyayı okumak da mümkün. Okumak ve Bu parçada belirtilenler arasında aşağıdakilerden
gezmek aslında o kadar iç içe ki… hangisi yoktur?
24. Hemen hepimiz yazılarımızda, yerli yersiz alıntılar 25. Bazı sanatçılar, yaratıcılıklarını kamçılayan büyülü
yapmaktan, özellikle sözü, alçak gönüllülükle yabancı I
ozanlara, çağdaş düşünürlere bırakmaktan fazlasıyla
hoşlanıyoruz. Kimi zaman bunu öyle abartıyoruz ki anları “beyaz an” diye adlandırırmış. Yakalandığı
yazar olarak konuyla ilgili ne düşündüğümüz anlaşıl- II
mıyor. Ayrıca aynı alıntıların değişik yazarlarca da
kullanıldığını görüyoruz. Böylece tekrarın tekrarı bir sırada “Sonra devam ederim.” diyerek asla kesinti-
okuma, zaman kaybına, okuma ediminin yavanlaş- III
masına yol açıyor. Bu nedenle kendi özgün düşünce-
mizi dayanaklarıyla işlemeliyiz yazılarımızda. Yüzey- ye uğratılmaması, ertelenmemesi gerekirmiş bu
sellikten olabildiğince kaçınmalıyız. Kendi düşüncele-
rimizin de örneğin bir Valéry’ninki, Deleuze’ünki kadar
anın. Çünkü dönüp bakıldığında yerinde bulunama-
önemli olduğuna inanarak bir öz güven geliştirmeliyiz.
IV
Bu parçada alıntıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
yabilirmiş. Tükeninceye değin hakkının verilmesi
hangisine değinilmemiştir?
A) Yazılarda kullanılırken aslına bağlı kalınmadığına gerekirmiş, her zaman karşılaşılamayan bu beyaz
V
B) Belirli örneklere sık sık başvurulduğuna anların.
26. (I) Rengi uçmuş, sıradan yaşamımızda kendimize bir 28. (I) Yatılı olarak okuduğum ortaokul yıllarında, yaz ta-
ziyafet çekmek istediğimiz zaman kitapların kapağını tillerinde Kozlu’ya, ailemin yanına özlemle dönerdim.
aralarız. (II) Büyük bir açlıkla sayfaları çeviririz. (II) O yaşlarda evden yedi-sekiz ay uzakta kalmak ko-
(III) Gözlerimiz sözcükleri iştahla birer birer yerken lay değildi. (III) Arkadaşlarımı, okulumu çok seviyor-
zamandan ve mekândan kopuveririz. (IV) Başka in- dum, bugün de süren dostlukların temeli o yıllarda
sanların, başka diyarların görünmez konukları oluve- atılmıştı ama aile özlemi bir başka şeydi. (IV) Evimiz,
ririz. (V) Bu deneyimin ardından yaşadığımız ana geri denizin hemen kıyısındaki bir tepenin yamacındaydı.
döndüğümüzde ise ruhumuzda kopan fırtınalar ya (V) Dalga sesleri odamda sürekli yankılanırdı ve ben
şiddetlenir ya da dinginleşir ama her zaman bir şeyler doyamadığım o denizi, dalgaları büyük bir hazla izler-
değişir içimizde. dim. (VI) Hâlâ Kozlu’yu, o evi ve o dalga seslerini, öz-
lemin içimi sızlatan acısıyla anımsarım.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-
rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de ögelerin dizilişi “zarf tümleci, nesne, zarf tümleci
A) I. cümlede, nesne, belirtili isim tamlamasından ve yüklem” biçimindedir?
oluşmuştur.
A) I. B) II. C) III. D) V. E) VI.
B) II. cümlede, durum zarfı kullanılmıştır.
B) Ünlü düşmesi
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden
hangisi yanlıştır? C) Sürerlik fiili
30. Bir uğultu başlıyor söz dağarcığımda, sözcükler 32. Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Medet Köyü’nde ya-
Bu cümledeki altı çizili sözcüklerin hangisinde tanır. Usta derme çatma köy evinde yumurta kabu-
ünsüz benzeşmesi vardır?
33. Eğer o şiirler, o romanlar, o öyküler, o tiyatro yapıtları 35. (I) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz; onlar, metinlerde
olmasaydı, söylemek bile fazla, duygularımız daha az geçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın büyüsün-
bilinecek, bilgilerimiz daha az olacaktı. Çünkü ede- den çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denen
biyat, daha iyi duymamızı, daha iyi düşünmemizi sağ- bir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (III) Çünkü
lar. Daha doğru, daha insanca yaşamamıza yardımcı “olay” onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim,
olur. çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup getirmeme,
okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiir-
Bu parçada, virgülün işlevleriyle ilgili olarak aşa- lerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz.
ğıda verilenlerden hangisine uygun bir örnek (V) Bu da bize, Borges’in de dediği gibi, şiirin
yoktur? öğretilemeyecek ama duyumsatılabilecek bir tür oldu-
ğunu gösteriyor.
A) Ara sözleri ayırma Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
B) Sıralı cümleleri birbirinden ayırma
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
C) Özel olarak vurgulanması gereken bir ögeyi be-
lirtme
D) Tırnak içinde verilmeyen aktarma cümlelerini be-
lirtme
E) Art arda sıralanan eş görevli sözcük kümelerini
ayırma
36. (I) Editör, bir yayınevinin olmazsa olmazlarındandır.
(II) Yayımlanacak bir yapıtı düzenlemek, yayıma ha-
zırlamak ve yayımlamak gibi birçok işi ve işlevi var.
(III) Yazarın ve eserinin seçilmesinden, nasıl yayımla-
nacağına değin yayımlama işinin bütün aşamalarını
34. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bo- kapsayan zorlu bir iştir bu. (IV) Günümüzde editörlük,
zukluğu vardır? yayıncılık alanında kurumsallaşamamış işlerden.
(V) Yazarların çoğu, editörün yaptığı işi küçümseyip
onu yalnızca bir düzeltmen olarak algılıyor. (VI) Bu
A) Diplomalarını alacak öğrenciler salona sırayla gi- yüzden de editörlüğü böyle algılayan birçok yazarın
riş yaptılar. yayımlanan kitaplarında yanlışlardan geçilmiyor.
B) Müjdeyi vermek için mutfağa, annesinin yanına
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa-
heyecanla koştu.
ragraf hangi cümleyle başlar?
C) Konuşmasına başlamadan önce dinleyicilere
şöyle bir baktı. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
D) Eski öğrencilerin de katıldığı büyük bir toplantı
düzenlediler.
E) Yarıyıl tatilinde yapılacak olan Amasra gezisi er-
telendi.
37. (I) İnsan ilişkilerinin öneminin yeterince kavranmamış 39. Yazınsal yaratıcılığın gizi, ana dilde, ana dilin söz de-
olması, çocuk gelişimiyle ilgili birtakım sorunları da ğerlerindedir. Buna erişmesi, yazarın, ozanın önce-
beraberinde getirdi. (II) Söz gelimi günümüzde, kendi likle ana dilini, onun söz değerlerini sevmesine bağlı-
kendine oyun kuramadığı için üretken olamayan, edil- dır. Bu sevgiden yoksunsa kişi, gerçek anlamda yara-
gen, çevreye karşı ilgisiz, evlere hapsolmuş çocuklar tıcı olamaz. Büyük bir ozan da yaratıcılığın dilde, söz-
yetişiyor. (III) Bunların hayal güçleri, erken yaşta ta- cüklerde olduğunu söylüyor. Şöyle diyor sözcükler
nıştıkları ve hayatlarının doğal bir parçası olan tele- için: “Onların önünde ben diz çökerim, bana kalk de-
vizyonla ve bilgisayar oyunlarıyla sınırlanmış durum- yinceye değin kıpırdamam. Kısaca, değer veririm on-
da. (IV) Televizyondaki reklamlar çocukları ticari birer lara, arkalarından giderim sözcüklerin, izlerim onları.
araç olarak görüyor. (V) Kaba kuvveti ve silah kullan- İşte ben böylesine severim sözcükleri.”
mayı özendiren, sanat değeri düşük filmler ve kimi
yayınlar yüzünden özellikle çocuklar, çeşitli psikolojik Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
sorunlarla yüz yüze geliyorlar. (VI) den hangisi söylenemez?
E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
1. Bu testte sırasıyla, Tarih (1–17), Coğrafya (18–31), Felsefe (32–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Sosyal Bilimler Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
D) I ve II E) I, II ve III
5. XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti, iltizam usulünde yap- 7. Aşağıdakilerden hangisinin Osmanlı Devleti’nde
tığı değişiklikle yüklü bir peşin ödemeyi de öngören yerli tüccar kesiminin güçlenmesini engellediği
malikâne usulünü getirmiştir. Buna göre mukaatalar savunulamaz?
mültezimlere daha önceki gibi üç yıllık sürelerle değil,
sürekli olarak ihale edilmeye başlanmıştır. A) Yabancılara kapitülasyonlarla ayrıcalıklar tanın-
ması
Yapılan bu değişiklikle güdülen amaç aşağıdaki-
lerden hangisidir? B) Üretimin tarıma dayalı olması
A) Yeniçeri Ocağının kaldırılmasına ortam hazır- C) Osmanlı deniz taşımacılığının yetersiz olması
lamak
B) Tek hazine sisteminden çoklu hazine sistemine D) Osmanlı sanayisinin rekabet gücünü giderek yi-
geçmek tirmesi
C) Hazineye daha fazla gelir sağlamak E) İpek ve Baharat yollarının önemini kaybetmesi
D) İşgaller karşısında halkın desteğini almak Onur, yukarıdaki azınlıklardan hangilerini söyle-
seydi Ahmet’e doğru bilgi vermiş olurdu?
E) Mebuslar Meclisini kapatmak
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
13. Sakarya Savaşı kazanılmasına karşın Yunan or- 15. Hindistan’daki bir tarikatın lideri olan Ağa Han ile İn-
dusunu kesin yenilgiye uğratan Başkomutan giltere Kralı’nın özel danışmanı Hintli Emir Ali, Baş-
Meydan Savaşı’nın yaklaşık bir yıl sonra yapılma- bakan İsmet Paşa’ya bir mektup yollayarak halifelik
sına aşağıdakilerden hangisinin neden olduğu sa- kurumuna dokunulmamasını rica etmişlerdir.
vunulabilir?
Bu durumun, halifelikle ilgili olarak
A) Doğu Cephesi’nde fiili mücadelenin sona erme- I. bu kurumun, tüm Müslümanlar üzerinde siyasal
sinin beklenmesi gücünün olduğu,
B) Ayaklanan Çerkez Ethem birliklerinin dağıtılması II. yabancıların, bu kurumu Türkiye’nin içişlerine
müdahale amacıyla kullanmak istedikleri,
C) İtalyanların birliklerini Anadolu’dan çekmeye baş- III. bu kurumun varlığının ülkede tartışma konusu
laması olduğu
D) Türk ordusunun eksiklerinin tamamlanması durumlarından hangilerine kanıt olduğu savunu-
labilir?
E) Ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için Tekâlif-i
Milliye Emirlerinin çıkarılması A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
C) Devletçilik D) Laiklik
E) Cumhuriyetçilik
17. Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti sadece iki şeye güve- 19. Türkiye’de, enerji tasarrufu sağlamak amacıyla yaz ve
nir. Biri millet kararı, diğeri en elim ve güç şartlar için- kış saati uygulanmaktadır. Bu uygulama kapsamında
de dünyanın takdirlerine hakkıyla layık olan ordumu- yılın yaklaşık beş aylık döneminde 30º Doğu meridye-
zun kahramanlığı; bu iki şeye güvenir.” demiştir. ninin, diğer dönemde ise 45º Doğu meridyeninin yerel
saati ulusal saat olarak kullanılmaktadır.
Atatürk’ün, bu sözüyle millî gücün
Buna göre, 45º Doğu meridyeninin yerel saatinin
I. siyasi, ulusal saat olarak kullanıldığı dönemde, Türkiye’ de,
aşağıdakilerden hangisi yaşanmaz?
II. askerî,
D) I ve II E) II ve III E) En sıcak ay
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
Aşağıdakilerden hangisi yapılırsa bu hata gideril-
miş olur?
21. Aşağıdaki haritada beş farklı doğrultu numaralarla 23. Orografik yağışlar, denizden gelen nemli hava kütle-
gösterilmiştir. lerinin kıyı çizgisine paralel uzanan dağ sıralarına
çarparak yükselmesi sonucu meydana gelir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Buna göre, bu tatil beldesinin aşağıdakilerden D) Karbon ve Perm dönemlerinde, bu kıtalarda daha
hangisinde yer alması beklenir? ılıman bir iklimin olduğunu
A) Datça Yarımadası’nda
E) Bu kıtalardaki yer şekillerinin, Karbon ve Perm
B) Gelibolu Yarımadası’nda dönemlerindekiyle aynı olduğunu
C) Bolu Dağları’nda
D) Çukurova’da
E) Çandarlı Körfezi’nde
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
28. Aşağıdaki grafikte, 1750-2000 yılları arasında Avrupa 30. I. Siyasi bölgeler zamanla işlevini yitirebilir.
ve Afrika kıtalarının nüfusu gösterilmiştir.
II. Siyasi bölgeyi oluşturan ülkelerde dil, din ve ırk
birliği vardır.
A) I ve III B) II ve IV C) III ve V
D) I, II ve V E) I, III ve IV
A) 1750-1900 yılları arasında Afrika’dan kıta dışına 31. Aşağıdakilerden hangisi, insanın doğaya olan et-
yoğun göç olmuştur. kisine örnek gösterilemez?
B) Üniversite kurulması
32. Zekânın ve bilgeliğin ölçütünün zenginlik olduğunu 34. Nesnenin bilgisinin söz konusu olabilmesi için önce
düşünen kişiler, Thales’le yoksul olduğu için alay nesnenin var olması gerekir. Örneğin ağacın ne oldu-
ederler. O da bunun üzerine zeytinin az olduğu o yıl, ğundan, türlerinden, yararlarından söz edebilmek için
elindeki bütün parayla, ihtiyaç olmadığı için ucuzlamış öncelikle “ağaç” denilen bir şey var olmalıdır.
olan ve zeytinyağı üretiminde kullanılan tüm presleri
satın alır. Sonraki hasat mevsimi geldiğinde ihtiyacı Bu parça aşağıdaki yargılardan hangisini destek-
olanlara bu presleri kendi belirlediği fiyattan kiralayarak ler?
çok para kazanır.
36. Filler neden büyük, gri ve kırışıktır? Çünkü ufak, beyaz 38. Nasrettin Hoca bir gün oğluyla birlikte şehre gitmek
ve yuvarlak olsalardı aspirin olurlardı. Ufak bir fil hayal üzere yola çıkar. Şehre birçok köyün içinden geçilerek
ederek ona “ufak bir fil” diyebiliriz. Beyaz bir fil hayal gidilmektedir. Hoca eşeğin üzerinde, oğlu da yürüyerek
ederek ona “beyaz bir fil” diyebiliriz. Kırışıksız bir fil de onu takip eder. İlk köyden geçerken köylüler “Koskoca
“kırışıksız bir fil” olur. Başka bir deyişle büyüklük, grilik adam eşeğe binmiş, küçücük çocuğu yürütmeye utan-
ve kırışıklılık, Aristoteles’in bir fili fil yapan şeyin ne mıyor!” diye kınarlar. Sonraki köyden geçerken Hoca
olduğunu tanımlama sınavını geçemez. Çünkü aspirin yürür, oğlu da eşeğin üzerindedir. Oradaki köylüler de
gibi ufak, beyaz ve yuvarlak bir şey bir fil olamaz ve “Görüyor musun saygısız çocuğu, koca adamı yürütü-
böyle bir nesneyle karşılaştığımızda aklımıza “Hey, yor.” derler. Üçüncü köyde Hoca ve çocuk eşeğe birlikte
ağzına attığın bir aspirin mi yoksa alışılmamış türden bir biner, bu kez de eşeğe acımıyorlar diye suçlanırlar.
fil mi?” diye sormak gelmez. Dördüncü köyde çocuk da Hoca da yürür, kınanmaktan
nasiplerini alırlar. Beşinci köyde Hoca ve oğlu eşeği
Bu parçada varlıkla ilgili aşağıda verilenlerden birlikte taşımalarına karşın kınanma durumu değişmez.
hangisi sorgulanmaktadır?
Bu parça ahlak felsefesinin temel problemlerinden
A) Ana maddenin neliği hangisinin soruşturulmasında örnek verilebilir?
E) Zorunlu varlık/mümkün varlık ayrımı C) Ahlakta her zaman iyi niyet yeterli midir?
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Temel Matematik Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 6 B) 2 C) 0 D) E)
2.
D) 1006 E) 1008
A) 4 B) 8 C) 9 D) 15 E) 16
8.
6.
A) 3 B) 4 C) 6 D) 8 E) 9
olduğuna göre, aşağıdaki sıralamalardan hangisi
doğrudur?
A) B) C)
D) E)
9.
A) B) C) 1 D) 2 E) 4
A) 9 B) 11 C) 12 D) 13 E) 15
A) x B) C)
D) E)
A) 8 B) 9 C) 10 D) 12 E) 15
olduğuna göre, ifadesinin değeri kaçtır?
A) B) C) 0 D) 1 E) 4
15.
a bir pozitif tam sayı ve ’tir. p bir asal sayı
olduğuna göre,
16. n bir pozitif tam sayı olmak üzere, n’yi kalansız bölen 19. Rasyonel sayılar kümesinde bildiğimiz toplama ve
pozitif tam sayıların kümesi S(n) ile gösteriliyor. çarpma işlemleri tanımlanıyor.
Buna göre, kesişim kümesinin ele- Buna göre, aşağıdakilerden hangisinin hem top-
man sayısı kaçtır? lama hem de çarpma işlemine göre tersi bir tam
sayıdır?
A) 4 B) 5 C) 6 D) 8 E) 9
A) B) C) 0
D) 2 E)
fonksiyonları veriliyor.
18.
A) B) C)
önermeleri veriliyor. D) E)
A) B) C)
21. Gerçel sayılar kümesinde tanımlı
D) E) I.
II.
III.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) I, II ve III
22. Bir işi 5 kadın işçi 20 günde, 5 erkek işçi ise 30 günde 24. Bir fabrikada üretilen iş makinelerinin sayısı gün so-
bitiriyor. nunda kayıt altına alınıyor. Tutulan kayıtlar o günle
birlikte o günden önce üretilmiş olan iş makinelerinin
toplam sayısıdır. Beş iş gününde tutulan kayıtlar aşa-
Buna göre, 2 kadın ve 2 erkek işçi aynı işi birlikte
ğıda verilmiştir.
kaç günde bitirir?
Pazartesi ve öncesi : 20
A) 20 B) 30 C) 40 D) 45 E) 50
Salı ve öncesi: x
Çarşamba ve öncesi: 90
Perşembe ve öncesi: 140
Cuma ve öncesi: y
A) 10 B) 11 C) 12 D) 13 E) 14
25. Bir yatırımcı, hesabındaki z TL’nin bir kısmıyla altın,
kalan kısmıyla da döviz alıyor. Yatırımcı bir süre son-
ra altınlarını % 20 kâr elde ederek x TL’ye, dövizlerini
ise % 20 zarar ederek y TL’ye satıyor.
A) B)
C) D)
E)
26. Beş öğrencinin aday olduğu sınıf başkanlığı seçimin- 29. Ali, ağzına kadar suyla dolu olan bir şişedeki suyun
de adayların aldıkları oy sayıları olan A, B, C, D, E yarısını elde etmek istiyor. Bunun için aynı şişeden
arasında boş bir tane alıyor ve şişelerdeki su yükseklikleri eşit
olana kadar dolu şişeden diğerine su aktarıyor.
Suyun yarısını elde etmek için yaptığı üç farklı dene-
eşitliği vardır. me aşağıda gösterilmiştir.
Seçim sonucu dairesel grafikte gösterildiğinde
C tane oy alan adaya ait daire diliminin merkez
açısı kaç derece olur?
A) 45 B) 60 C) 90 D) 120 E) 180
A) 5 B) 4 C) 3 D) 2 E) 1
31. Bir depoda bulunan portakal ve mandalinaların mik- 34. ABC bir ikizkenar
tarı toplam 50 tondur. Portakalların % 7’si, manda- üçgen
linaların ise % 8’i çürümüştür. Çürüyen portakal ve
mandalina miktarı toplam 3,8 tondur.
32.
Bir otobüse 3 kadın binerse yolcuların ’ü kadın
’ü erkek olacaktı.
A) 21 B) 24 C) 28 D) 30 E) 32 35.
ABC bir üçgen
A) B) C) D) E)
37. 39.
Buna göre, taralı bölgenin alanı a, b ve c türünden y eksenine göre simetriği alınıyor ve A ile , B ile ,
aşağıdakilerin hangisine eşittir? C ile simetrik nokta çiftleri olacak şekilde
üçgeni elde ediliyor. Elde edilen bu üçgen de
A) B) C)
D) E)
A) B) C) D) E)
1. Bu testte sırasıyla, Fizik (1–14), Kimya (15–27), Biyoloji (28–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Fen Bilimleri Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 1 B) C) D) E)
2.
D) N’de E) P’de
4. 5.
A) 1 B) C) 2 D) E)
6. 7.
A)
(Bu işlemler sırasında sıvıların sıcaklıkları değişme-
mektedir.)
B)
C) A) B) 1 C) D) E) 2
D)
E)
8. 10.
A) K L
11. 12.
oranı kaçtır? A) B) C)
D) E)
A) B) C) 1 D) E)
13.
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
18. Uçucu olmayan bir X katısı 100 gram suda en fazla, 20. bileşiğiyle ilgili bazı bilgiler şöyledir:
’de 17 gram,
bileşiğinin 0,1 molü 12 gramdır.
’de 27 gram,
Bileşikteki X, Y, Z atomlarının kütlece birleşme
’de 39 gram oranları (X:Y:Z) sırasıyla 3:4:8’dir.
D) 21. Atom kuramına göre, baş kuantum sayısı (n) ile ilgili
’de 20 gram X katısının 100 gram suda
aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
E) ’de 30 gram X katısının 100 gram suda A) Baş kuantum sayısı, temel enerji düzeyini belirtir
ve sıfırdan büyük tam sayıdır.
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
D) Stronsiyum karbonat
22. Periyodik çizelgeyle ilgili aşağıdaki ifadelerden 23. X, Y, Z elementleriyle ilgili bilgiler şöyledir:
hangisi yanlıştır?
X’in, iyonunun elektron dağılımı ile
A) IA grubu elementlerinin elektron dağılımındaki bitmektedir.
son orbital s orbitalidir.
Y elementi, 4. periyot ve IIA grubundadır.
B) VIA grubu elementlerinin elektron dağılımı Z, VIIA grubunda ve atom numarası en küçük o-
lan elementtir.
ile biter.
Buna göre X, Y, Z elementlerinin periyodik
C) VA grubu elementlerinin elektron dağılımı çizelgedeki yerleri aşağıdakilerin hangisinde doğ-
ile biter. ru olarak verilmiştir?
B)
X
Y
Z
C) Z
D)
Z
X
Y
E)
Z
Y X
− +
A) X + ve Y3− B) Y3 ve Z C) X ve Z
− + 2+
D) Y3 ve Q 2 E) Z ve Q
Buna göre,
D) II ve III E) I, II ve III
26. X, Y, Z elementlerinden oluşan ya- 28. Bir proteinin, yüksek sıcaklıkta, düşük pH koşulunda ya
da çeşitli kimyasal maddelerin bulunduğu ortamda, üç
pılarındaki bağ türleri, aşağıdakilerin hangisinde boyutlu yapısı bozulmuş, ancak bu durumdan peptid
doğru olarak verilmiştir? bağları etkilenmemiştir.
ulaşılır.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) II ve III
Buna göre, bu makromoleküller aşağıdakilerin
hangisinde doğru olarak verilmiştir?
X Y Z
30. Hücre ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi 32. Aşağıdaki olaylardan hangisi mitoz ve mayoz II
yanlıştır? bölünmenin her ikisinde de kural olarak gerçek-
leşir?
A) Ökaryotik hücrelerde zarlı organeller bulunur.
A) Sinapsis olması
B) Yeni bir hücre ancak başka bir hücrenin bölün- B) Krossing over olması
mesiyle oluşur.
C) Haploid kromozomlu yavru hücre oluşması
C) Hücre büyüdükçe yüzey alanı/hacim oranı aza-
lır. D) Kardeş kromatitlerin birbirinden ayrılması
D) Hücre canlılığın temel birimidir.
E) Homolog kromozomların birbirinden ayrılması
A) B)
Zaman Zaman
A) 1. bireyin genotipi: OO Rr
B) 2. bireyin genotipi: AO rr
C) 3. bireyin genotipi: AA rr
Zaman Zaman
D) 4. bireyin genotipi: BO Rr
E) E) 5. bireyin genotipi: AO Rr
Zaman
34. Balıkların solungacında kılcal damarlardaki kan akışı ile 35. İnsanda, işaretlenmiş bir alyuvar, akciğer atardamarı
su akış yönü birbirine terstir. Bu iki ortam arasın- içine veriliyor; bu işaretli alyuvara bir süre sonra alt ana
daki oksijen difüzyonu Şekil 1’de şematize edilmiştir. toplardamarında rastlanıyor.
Difüzyon sonunda kanın oksijen doygunluğunda (%)
meydana gelen değişimin grafiği de altında verilmiştir. Bu alyuvar kalpten bir kez geçtiğine göre, aşağıdaki
yapıların hangisinden geçmemiştir?
E) Akciğer toplardamarı
A) B)
100 100
Su Su
50 50
Kan Kan
0 0
C) D)
Su Su
100 100
Kan Kan
50 50
Buna göre fotosentez ürünlerinin taşındığı yapı,
şekilde hangi numarayla gösterilmiştir?
0 0
A) I B) II C) III D) IV E) V
E)
Su
100
Kan
50
37. Bitkiler, çiçeklenme için gereksinim duydukları ışık 38. Çiçekli bir bitkinin üremesindeki bazı evreler aşağı-
alma sürelerine göre uzun gün bitkisi ya da kısa gün daki şekilde numaralandırılmıştır.
bitkisi olarak isimlendirilir. Bir uzun gün bitkisiyle bir
kısa gün bitkisi farklı ışık alma sürelerine tabi tutul-
duğunda gerçekleşen çiçeklenme durumları aşağı-
daki şekilde gösterilmiştir.
Bu deneyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi Bu evrelerin hangisinin sonunda meydana gelen
söylenemez? hücrelerin genotipi, bu hücreleri üreten hücre-
ninkinden farklıdır?
A) Kısa gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten az
(Bu üreme döngüsünde mutasyon gerçekleşmediği
olduğunda çiçeklenmiştir.
kabul edilecektir.)
B) Uzun gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
fazla olduğunda çiçeklenmiştir.
D) I ve II E) I ve III
C) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi, ışık
alma süresi 12 saatten az olsa da uzun gün
bitkisinin çiçeklenmesini sağlamıştır.
D) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi kısa
gün bitkisinin çiçeklenmesini önlemiştir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
47 Test Bitti.
Cevaplarınızı Kontrol Ediniz.
;e*U:
TdG+
L2jRh>RDtHV
M9991.01004
(Bu numarayı c evap k âğıdınızdaki ilgili alana kodlama yı unut mayınız.)
ADI
SOYADI
DİKKAT!
SINAV BAŞLAMADAN ÖNCE AŞAĞIDAKİ UYARILARI MUTLAKA OKUYUNUZ.
1. Adınız, soyadınız, T.C. Kimlik Numaranız ve sınav salon numaranız yukarıdakilerden farklı ve
kitapçık üzerine basılı olan fotoğraf size ait değilse bunu salon başkanına belirterek size ait
soru kitapçığının verilmesini sağlayınız.
1. Bu kitapçıkta sırasıyla Türkçe Testi, Sosyal Bilimler 4. Bu testler puanlanırken her testteki doğru cevap-
Testi, Temel Matematik Testi, Fen Bilimleri Testi larınızın sayısından yanlış cevaplarınızın sayısının
bulunmaktadır. dörtte biri düşülecek ve kalan sayı o testle ilgili ham
puanınız olacaktır. Bu nedenle, hakkında hiçbir
2. Bu testler için verilen toplam cevaplama süresi 160
fikriniz olmayan soruları boş bırakınız. Ancak,
dakikadır. Bu süreyi, cevaplayacağınız testleri dik-
soruda verilen seçeneklerden birkaçını eleyebiliyor-
kate alarak kullanınız.
sanız kalanlar arasında doğru cevabı kestirmeye
3. Bu kitapçıktaki testlerde yer alan her sorunun sade- çalışmanız yararınıza olabilir.
ce bir doğru cevabı vardır. Bir soru için birden çok
5. Sınavda uyulacak kurallar bu kitapçığın arka kapa-
cevap yeri işaretlenmişse o soru yanlış cevaplan-
ğında belirtilmiştir.
mış sayılacaktır.
SINAVDA UYULACAK KURALLAR
1. Cep telefonu ile sınava girmek kesinlikle yasaktır. Çağrı cihazı, telsiz, fotoğraf makinesi vb. araçlarla; cep
bilgisayarı, kol ya da cep saati, her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlarla; silah ve benzeri teçhizatla;
müsvedde kâğıdı, defter, kitap, sözlük, sözlük işlevi olan elektronik aygıt, hesap cetveli, hesap makinesi, pergel,
açıölçer, cetvel vb. araçlarla sınava girmek kesinlikle yasaktır. Bu araçlarla sınava girmiş adaylar mutlaka Salon
Sınav Tutanağına yazılacak, bu adayların sınavı geçersiz sayılacaktır. Sınava kalem, silgi, kalemtıraş, saat
vb. araçla ve kulaklık, küpe, broş vb. takı, herhangi bir metal eşyayla girmek de kesinlikle yasaktır.
Yiyecek, içecek vb. tüketim malzemeleri de sınava getirilemez. Adaylar sınava şeffaf şişe içerisinde su
getirebileceklerdir.
2. Bu sınavda verilen toplam cevaplama süresi 160 dakikadır. Sınav başladıktan sonra ilk 120 ve son 15 dakika
içinde adayın sınavdan çıkmasına kesinlikle izin verilmeyecektir.
3. Sınav evrakını teslim ederek salonu terk eden aday, her ne sebeple olursa olsun, tekrar sınava alınma-
yacaktır.
4. Sınav süresince görevlilerle konuşmak, görevlilere soru sormak yasaktır. Aynı şekilde görevlilerin de adaylarla
yakından ve alçak sesle konuşmaları ayrıca, adayların birbirinden kalem, silgi vb. şeyleri istemeleri kesinlikle
yasaktır.
5. Sınav sırasında, görevlilerin her türlü uyarılarına uymak zorundasınız. Sınavınızın geçerli sayılması, her şeyden
önce, sınav kurallarına uymanıza bağlıdır. Kurallara aykırı davranışta bulunanların ve yapılacak uyarılara
uymayanların kimlik bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve sınavları geçersiz sayılacaktır.
6. Sınav sırasında kopya çeken, çekmeye kalkışan, kopya veren, kopya çekilmesine yardım edenlerin kimlik
bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve bu adayların sınavları geçersiz sayılacaktır. Görevliler kopya
çekmeye ya da vermeye kalkışanları uyarmak zorunda değildir; sorumluluk size aittir.
Adayların test sorularına verdikleri cevapların dağılımları bilgi işlem yöntemleriyle incelenecek, bu
incelemelerden elde edilen bulgular bireysel ya da toplu olarak kopya çekildiğini gösterirse kopya eylemine
katılan adayın/adayların cevaplarının bir kısmı ya da tamamı iptal edilecektir.
Sınav görevlileri bir salondaki sınavın, kurallara uygun biçimde yapılmadığını, toplu kopya girişiminde
bulunulduğunu raporlarında bildirdiği takdirde, ÖSYM takdir hakkını kullanarak bu salonda sınava giren tüm
adayların sınavını geçersiz sayabilir.
7. Cevap kâğıdında doldurmanız gereken alanlar bulunmaktadır. Bu alanları doldurunuz. Cevap kâğıdınızı
başkaları tarafından görülmeyecek şekilde tutmanız gerekmektedir. Cevap kâğıdına yazılacak her türlü yazıda
ve yapılacak bütün işaretlemelerde kurşun kalem kullanılacaktır. Sınav süresi bittiğinde cevapların cevap
kâğıdına işaretlenmiş olması gerekir. Soru kitapçığına işaretlenen cevaplar geçerli değildir.
8. Soru kitapçığınızı alır almaz, sayfaların eksik olup olmadığını, kitapçıkta basım hatalarının bulunup bulun-
madığını ve soru kitapçığının her sayfasında basılı bulunan soru kitapçığı numarasının, kitapçığın ön kapağında
basılı soru kitapçığı numarasıyla aynı olup olmadığını kontrol ediniz. Soru kitapçığınızın sayfası eksik ya da
basımı hatalıysa değiştirilmesi için salon başkanına başvurunuz.
9. Size verilen soru kitapçığının numarasını cevap kâğıdınızdaki “Soru Kitapçığı No” alanına kodlayınız.
10. Sınav sonunda soru kitapçıkları toplanacak ve ÖSYM’de tek tek incelenecektir. Soru kitapçığının bir sayfası bile
eksik çıkarsa sınavınız geçersiz sayılacaktır.
11. Cevap kâğıdına ve soru kitapçığına yazılması ve işaretlenmesi gereken bilgilerde bir eksiklik ve/veya yanlışlık
olması hâlinde sınavınızın değerlendirilmesi mümkün olamamaktadır. Tarafınızdan yazılması ve işaretlenmesi
gereken bu bilgilerde eksiklik ve/veya yanlışlık olduğunda durumunuz Sınav Salon Tutanağında belirtilecektir.
12. Soru kitapçığının sayfalarındaki boş yerleri müsvedde için kullanabilirsiniz.
13. Soruları ve/veya bu sorulara verdiğiniz cevapları ayrı bir kâğıda yazıp bu kâğıdı dışarı çıkarmanız kesinlikle
yasaktır.
14. Her testin cevaplarını cevap kâğıdındaki ilgili alana işaretlemeye dikkat ediniz.
15. Sınav salonundan ayrılmadan önce, soru kitapçığınızı ve cevap kâğıdınızı salon görevlilerine teslim etmeyi
unutmayınız.
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimi zin yazılı i zni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu
ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
1. Yahya Kemal’i ve Nazım Hikmet’i ayrı tutarsak küçük 3. Bir sanatçımız şöyle diyor: “Dergiler, edebiyatın yeral-
mutluluklar Türk şiirine Garip döneminde bir uğrayıp tı haritasıdır.” Nitekim bu dergilerde ilk ürünleri yayım-
geçmiştir, diyebiliriz. Biraz Ziya Osman, çok az Cahit lanan genç şairlerin çoğu, bir süre sonra çalışmalarını
Sıtkı… Onun dışında “Hüzün ki en çok yakışandır bi- kitaplaştırarak şairliklerinin ilk kilometre taşlarını ko-
ze.” anlayışı egemendir. Cemal Süreya’nın, Garip- yarlar.
çilerin izine basarak yürüdüğü kimi şiirlerinde de bu
anlayışın yansımalarını görürüz. Ne var ki onun şiirle- Bu parçada geçen “edebiyatın yeraltı haritası olma”
rinde genel olarak ince bir hüzün söz konusudur. sözüyle, dergilerin hangi özelliği belirtilmek isten-
miştir?
Bu parçada geçen “izine basarak yürüme” sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarları, yeni yazınsal türlere yönlendirme
C) Yenilerini eskilerinden ayırabilmek A) İyi şiirler, şairlerinden zengin bir birikim ister.
5. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraç 7. (I) Yaşadığı dönemin şiir anlayışından uzaklaşarak
içindeki sözün anlamını içermemektedir? uçlarda dolaşan, alışılmadık bağdaştırmaları ve imge-
leriyle zaman zaman, bilinen söylemin dışına taşan
şair, sürekli yenilikler peşinde koşmuştur. (II) Karşı-
A) Öykünüzü, yaşamın akışını düşündüren bir do- laştığı insanlık durumlarına yeni duygu ve anlamlar
ğallıkla yazın, bunu yapabilecek güçlü bir kalemi- yükleyerek onları yeniden yazmıştır. (III) Şiirlerini
niz var. (yazarlık yeteneği olmak) oluştururken boş alanlar bırakmış, uzun dizeleri kır-
mıştır. (IV) Şiirde bir yenilik gerçekleştirmek için dilin
yerleşik söz değerlerini olduğu gibi kullanmaktan ka-
B) Öykünüzdeki bilinmeyenlerden kurtulmak için öy- çınmış, dili yeniden kurmaya yönelmiştir. (V) Şiirle-
küdeki kadının kim olduğunu, nasıl bir yaşam rinin çoğunda, çok anlamlı sözcükler kullanarak deği-
sürdüğünü, ne iş yaptığını görünür kılın. (belir- şik çağrışımlar uyandırmıştır.
ginlik kazandırmak)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi,
C) Sizin yaptığınız gibi, bir dönemi küçük bir öyküye
sözü edilen şairin şiirlerinin içeriğiyle ilgilidir?
sığdırmak herkesin üstesinden gelebileceği bir iş
değildir. (zorluğu yenmek)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışı- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangile-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? ri anlamca birbirine en yakındır?
9. (I) Berna Moran’ın deyişiyle “huzursuzluğun romanı”, 11. Şairler arasında öteden beri süregelen açık ya da giz-
Fethi Naci’ye göre de “Türkçenin en güzel aşk roma- li bir yarış vardır. Oysa aynı gözeden su içen, aynı
nı” olan Huzur’un yayımlanışının üzerinden yaklaşık güneş altında ısınan, aynı ağacın gölgesinde oturan
elli yıl geçti. (II) Bu romanda olaylar, bir ağustos günü insanlardır onlar. Birbirlerine, sanıldığından daha çok
başlar ve radyodan İkinci Dünya Savaşı’nın başladı- ihtiyaçları vardır. Ölmüş şairlerle, onların anıları üze-
ğını haber veren bir anonsla biter. (III) Her ne kadar rinde yaşatılan dostluklar da dâhildir buna. ----? Kıs-
ilk bakışta aşk romanı gibi görünse de günahın ve ka- kanmalar, görmezden gelmeler, kara çalmalar… Neyi
vuşmanın değil, Doğu’yla Batı’nın, huzursuzluğun, paylaşamazlar? Herkesin kabı kendine göredir, ala-
zaman ve müziğin romanı olarak kabul edilir. (IV) Hu- cağı su miktarı bellidir oysa. Paylaşmanın, el ele ve-
zur, hiçbir zaman Madam Bovary’nin yarattığı etkiye rerek yaratacakları eleştiri ortamının sağlayacağı ya-
benzer bir etki yaratmamıştır. (V) Madam Bovary gibi rarlar üstünde durmak ve bunu geliştirmek varken ne-
can sıkıcı taşranın romanı değildir Huzur; tam tersine dir bu yok edici yarış?
çok eski, çok köklü bir kentin, İstanbul’un, Boğazi-
çi’nin romanıdır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de değerlendirme söz konusu değildir? A) Şairler arasındaki bütün bu çatışmalar gerçekte
şiirimizin tematik haritasını daraltır mı
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
B) Bunu bilmelerine karşın nedir bu sevgisizlik şair-
ler arasında
C) Öyleyse neden şiirin kolaya kaçma sanatı olduğu
izlenimi yaratılıyor
D) Şairler, birbirlerini değerlendirirken şiirsel ölçütler
kullanırlar mı
10. (I) Günümüzde, yeni yetişen genç yazarlar kendinden E) Oysa her şair, şiirini kendi yaşam serüveninden
öncekileri tanımadıkları, okumadıkları için bir eksiklik çıkarmaz mı
duymuyor sanki. (II) Bunlar deneyimli, usta yazarların
önünde yaprak gibi titremiyor artık, kendine çok güve-
niyor. (III) Bununla birlikte yapıtları ilgiyle karşılanan,
geniş okur kitlelerine seslenen sanatçının çok iyi ya-
zar olduğu yanılgısına düşüyor. (IV) Yeni kuşağın “Ne
olacaksa çabucak olsun.” düşüncesinden doğan bu
gözü kara yarış, bence oldukça tehlikeli. (V) Çünkü
bu, bireyciliğin, “ben ben”ciliğin egemenliği anlamına
gelir.
12. Sokrates’ten önceki ilk Batılı filozoflar, geçmişten iki 13. Türküler, şiirler iç dünyamızın sesi olarak yazılmış ol-
büyük kopuşu aynı anda gerçekleştirdiler. İlk önce, salar da bizden çıktıkları anda topluma mal olmuştur
kendi akıllarını kullanarak dünyayı anlamaya çalıştı- artık. Yalnız topluma mal olmakla kalsa iyi. Yerelden
lar. Bu tek başına, tümüyle yeni bir şeydi ve insanın ulusala, ulusaldan evrensele bir değişme ve gelişme
gelişmesinde en önemli köşe taşlarından birini oluş- çizgisi izleyerek bütün insanlığın ortak değeri hâline
turdu. Aynı zamanda insanlara, akıllarını nasıl kulla- gelir. Örneğin Yunus Emre’nin şiirlerinde yansıtılan
nacaklarını ve kendi başlarına nasıl düşüneceklerini duygular salt bize mi özgüdür? Neruda, yalnızca Şi-
de öğrettiler. ----. Onlar bilgi birikimlerini olduğu gibi li’nin acılarını yansıtmıştır, deyip dışlayabilir miyiz onu?
öğrencilerine aktarmak yerine, onları tartışmaya, Acısı acımız olmuştur, halkı da halkımız. Kısaca ----.
düşünce alışverişinde bulunmaya, kendi düşüncele-
rini ileri sürmeye ve savlarını kanıtlamaya özendiren Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
öğretmenlerdi. aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
14. Gerek edebiyat dergilerinde gerekse gazetelerin sa- 15. Yayınevlerinin tercihi her zaman romandan yana ol-
nat-edebiyat sayfalarında yer alan söyleşilerde, ne- muştur. Yalnız bizde değil, dünyada da böyle. Öykü-
dense hep aynı konular konuşuluyor ve bundan bir ler ise daha çok dergilerde varlıklarını sürdürüyor.
türlü vazgeçilmiyor. Bir yazarın yeni bir romanı mı Öykü kitabı yayımlamakta direnen genç yeteneklere
çıkmış, sorusu hemen hazır: “Bu yapıtınızı yazarken olanak sağlayan yayınevleri - neyse ki - var. Şu da bir
neyi amaçladınız?” ya da “Yapıtınız yaşadıklarınız- gerçek ki beş altı yıldır durağan bir ortamda kendini
dan izler taşıyor mu?” Cevaplar da üç aşağı beş yu- yineliyor öykü ama yenileyemiyor. Bu nereye kadar
karı aynı düşünceler etrafında dönüyor. Peki neden sürer, kestirmek güç; ardından bir yükselişin, belki de
bu sınırlılık? Bence bu, yazardan değil, soruyu so- sıçramanın yaşanacağı kesin.
randan kaynaklanıyor. Çünkü söyleşilerde asıl yön-
lendirici, soruyu sorandır. Bu nedenle sanatçının dü- Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
şünce üreterek sanatını geliştirmesinde ve yapıtları- olarak söylenmiş olabilir?
nın değerlendirilmesinde ona sorulacak soruların
önemli bir payı vardır. ----.
A) Yayınevleri öykü seçiminde hangi ölçütlere bağlı
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre kalıyor?
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
B) Roman türündeki kalıplaşmaya gidiş konusunda
ne düşünüyorsunuz?
A) Bütün bunlara bakarak eleştirel yaklaşımın ne
C) Öykücülerin soyut konulara ağırlık verişini neye
denli önemli olduğunu söylemek hiç de yanlış ol-
bağlıyorsunuz?
maz
D) Türk edebiyatında romanın yükselişi karşısında
B) Bu sorun bence temelde birbirini izleyen aynı öykünün konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
nitelikteki durumların art arda sıralanmasından
doğuyor E) Genç yazarları öykü yazmaya yönlendirmek için
neler yapılabilir?
C) Hangi yazara sorarsanız sorun, hepsi kendine
özgü yazma yöntemlerinin olduğunu söyleyecek-
tir
D) Üstelik yapıtın niteliğini yazarın donanımı belirler
ve bunun üzerine söylenebilecek çok söz vardır 16. Modayı sevmem. Örneğin herkesin aynı anda, aynı
şeyleri giymesi, bana nedense ters gelir. Benim pus-
lu, gözlerden uzak ve reklamı çok yapılmamış olan
E) Kısaca hem eleştirmenlerin hem de sanatçılarla hoşuma gider her zaman. Çünkü yönlendirilmeyi de-
söyleşi yapanların, her düzeyden insanın ilgisini ğil, özgürce keşfetmeyi severim. Bilinçaltıma baskı
çekecek nitelikte sorular sorması gerekiyor yapılmasını istemem.
17. Ödüller, genç bir şairin adının altı fosforlu bir kalemle 19. İnsanlar, toplu hâlde yaşama gereksinimi duyarlar.
çizilerek şiirlerinin tanınmasına olanak sağlıyorsa az Bunun için herkesin üzerinde anlaştığı, gittikçe yay-
şey mi bu? Ya da usta bir şairin, şiire verdiği emeğin gınlaşan ortak bir değerler sistemi gerekir. İşte ahlak,
ödülle taçlandırılmasının ne sakıncası olabilir ki? Üs- bu türden bir değerler sistemidir. Toplumda çekişen
telik şiir kitaplarının hemen hemen hiç satılmadığı, ve çatışan tarafların hiçbir ortak yanı kalmadığı du-
dolayısıyla kitapçıların, bu kitapları raflarına koymaya rumlarda bile birleştirici bir güç durumundadır. Ör-
yanaşmadığı ve dağıtımcıların, “şiir” sözcüğünü duy- neğin, dürüstlüğü değil de yalancılığı ya da sahte-
duğunda yüzlerini buruşturduğu günümüzde… Şiirin kârlığı kimse öneremiyor. Sadakat yerine ihanet, ada-
bu konumuna gönlü razı olmayan şairlerin verdiği let yerine haksızlık değerli gösterilemiyor. Çünkü ah-
emekleri, bütün şiirseverlerin takdirle karşılaması ge- lak, bir insan topluluğunun, üzerinde birleştiği ortak
rektiği kanısındayım. paydayı oluşturuyor.
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden ya- Bu parçadan ahlakla ilgili olarak aşağıdakilerin
kınmaktadır? hangisi çıkarılabilir?
A) Ödüllere karşı çıkılmasından A) İlkelerinin kişiden kişiye değişen, göreceli bir ni-
telik taşıdığı
B) Ödüllerin gelişigüzel dağıtılmasından B) Davranışları ve ilişkileri düzenleyen ana kurallar
olduğu
C) Günümüzde değer yargılarının değişmesinden C) Toplumdan topluma farklı özellikler taşıdığı
D) Genç şairlerin ödül alınca ustalaştıklarına inan- D) Yasaların öngördüğü yaptırımları içerdiği
malarından
E) Sanatçıların, yaratılarını oluştururken gerekli E) Kişileri değerlendirmede ayırıcı bir ölçüt olduğu
özeni göstermeyişlerinden
20. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından bu yana nostalji, 21. Bir zamanlar edebiyatın gücüne, bir şeyleri değiştire-
başka bir deyişle eskiye duyulan özlem gittikçe yay- bileceğine inanırdım. Benim için edebiyat, yaşam bo-
gınlaşıyor. Bu, bir bakıma insanların yaşamlarından yu temiz kalmanın, vicdani ve ahlaki çürümeye karşı
giderek daha fazla yakındıklarının bir göstergesi. Ar- durmanın göstergelerinden biriydi. Yıllarım, bu inan-
tık her kuşak yaşamın daha az mekanik, doğallığın cın etkisiyle gelişen bir tutkunun peşinden koşmakla
daha yaygın olduğu bir dönemi özlüyor. Bu özlem hiç geçti. Ama artık kabul edelim, bugünün insanı sözün
bitmeyecek gibi görünüyor. Çünkü teknolojik geliş- değerini bilmiyor. Okumayı sevdiğini söylüyor ama iyi
meler yaşamı kolaylaştırdığı ölçüde daraltıyor da. Bu romanlardan, öykülerden, gerçek şiirden habersiz.
yüzden günümüz insanı gözlerini geçmişe çeviriyor. Ömrünü edebiyata vermiş, köşesinde sessiz sessiz
Söz gelimi eski trenler böyle miydi, diye başlıyor, in- yaşayan gerçek yazarlara sırtını dönmüş. Yalnızca,
sanların atlı arabalarla yolculuk ettikleri günlere kadar yapıtları çok sattığı için kimi yazarların önünde uzun
gidiyor. kuyruklar oluştururken edebiyatın insanı çağırdığı o
gerçek dünyayı aşındırdığının farkında bile değil. Pe-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? ki, o zaman edebiyat ne işe yarıyor? Söylemesi zor
ama edebiyat bugün, yaratıları ilgi görmeyen üç beş
A) kişinin sığındığı, kuşatılmış bir kale.
İçinde bulunduğumuz koşulların geçmişi güzel-
leştiren çağrışımlar yarattığı Aşağıdakilerden hangisi edebiyatla ilgili olarak bu
B) İnsanlar arasındaki içtenlikli ilişkilerin yitip gittiği parçada yakınılan durumlardan biri değildir?
22. Çocukluğumuzda kaç kez duyduk kim bilir: “Çok oku- 23. Benim ansiklopediyle tanışmam, ortaokulda ödev
yan mı bilir, çok gezen mi?” Cevaptan çok, sorunun yapmak için kütüphaneye gittiğim günlere rastlar. Bir
kendisi önemliydi sanki. Ortada derin bir ikilem var- ansiklopediye sahip olmak o yıllarda, hayal edilemez
mış gibi ciddiyetle yöneltilirdi soru. Her seferinde bir şeydi. O, ancak bir kütüphanede bulunur ve belli
“Çok okuyan!” dememiz beklenirdi. Galiba ilköğ- bir süreliğine alınıp bakılabilir, dokunulabilir bir nes-
retimdeki öğretmenlerimiz, okuma sevgimizi böyle ar- neydi. Kocaman cüssesiyle bir ansiklopediyi kucakla-
tırmaya çalışırdı. Çok okumakla çok gezmek asla yan mak, sayfalarını karıştırmak, bir maddeyi arayıp bul-
yana gelemezmiş gibi… Bense okumayı da gezmeyi mak, başka bir gezegene inmek ve orada keşiflerde
de tutkuyla seven biri olarak ikiye bölünürdüm. Hiçbir bulunmaktan farksızdı. Ne yazık ki şimdiki çocuklar
zaman ısınamadım bu yapay ikileme, okumanın da ansiklopedi bile karıştırmıyorlar. O büyülü dünyadan,
içten içe bir seyahat olduğuna inandığımdan, her ki- o heyecandan habersiz yaşıyorlar. Öğretmenler ödev
tabın bizi başka bir yolculuğa çıkardığını düşündü- verirken “İnternetten bulun.” diyorlar. Onlar da hiçbir
ğümden. Okuyarak gezmek, her kitabı başlı başına çaba göstermeden İnternetten buldukları bilgiyi kop-
bir serüven sayarak bir başka ortama, bir başka ya- yalıyor; okuyup değerlendirmeden, hiçbir şey öğren-
şama uzanan bir yolculuk yapmak mümkündür çün- meden götürüp veriyorlar.
kü. Gezerken de her insanı ve her hayatı bir kitap gibi
düşünerek dünyayı okumak da mümkün. Okumak ve Bu parçada belirtilenler arasında aşağıdakilerden
gezmek aslında o kadar iç içe ki… hangisi yoktur?
24. Hemen hepimiz yazılarımızda, yerli yersiz alıntılar 25. Bazı sanatçılar, yaratıcılıklarını kamçılayan büyülü
yapmaktan, özellikle sözü, alçak gönüllülükle yabancı I
ozanlara, çağdaş düşünürlere bırakmaktan fazlasıyla
hoşlanıyoruz. Kimi zaman bunu öyle abartıyoruz ki anları “beyaz an” diye adlandırırmış. Yakalandığı
yazar olarak konuyla ilgili ne düşündüğümüz anlaşıl- II
mıyor. Ayrıca aynı alıntıların değişik yazarlarca da
kullanıldığını görüyoruz. Böylece tekrarın tekrarı bir sırada “Sonra devam ederim.” diyerek asla kesinti-
okuma, zaman kaybına, okuma ediminin yavanlaş- III
masına yol açıyor. Bu nedenle kendi özgün düşünce-
mizi dayanaklarıyla işlemeliyiz yazılarımızda. Yüzey- ye uğratılmaması, ertelenmemesi gerekirmiş bu
sellikten olabildiğince kaçınmalıyız. Kendi düşüncele-
rimizin de örneğin bir Valéry’ninki, Deleuze’ünki kadar
anın. Çünkü dönüp bakıldığında yerinde bulunama-
önemli olduğuna inanarak bir öz güven geliştirmeliyiz.
IV
Bu parçada alıntıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
yabilirmiş. Tükeninceye değin hakkının verilmesi
hangisine değinilmemiştir?
A) Yazılarda kullanılırken aslına bağlı kalınmadığına gerekirmiş, her zaman karşılaşılamayan bu beyaz
V
B) Belirli örneklere sık sık başvurulduğuna anların.
26. (I) Rengi uçmuş, sıradan yaşamımızda kendimize bir 28. (I) Yatılı olarak okuduğum ortaokul yıllarında, yaz ta-
ziyafet çekmek istediğimiz zaman kitapların kapağını tillerinde Kozlu’ya, ailemin yanına özlemle dönerdim.
aralarız. (II) Büyük bir açlıkla sayfaları çeviririz. (II) O yaşlarda evden yedi-sekiz ay uzakta kalmak ko-
(III) Gözlerimiz sözcükleri iştahla birer birer yerken lay değildi. (III) Arkadaşlarımı, okulumu çok seviyor-
zamandan ve mekândan kopuveririz. (IV) Başka in- dum, bugün de süren dostlukların temeli o yıllarda
sanların, başka diyarların görünmez konukları oluve- atılmıştı ama aile özlemi bir başka şeydi. (IV) Evimiz,
ririz. (V) Bu deneyimin ardından yaşadığımız ana geri denizin hemen kıyısındaki bir tepenin yamacındaydı.
döndüğümüzde ise ruhumuzda kopan fırtınalar ya (V) Dalga sesleri odamda sürekli yankılanırdı ve ben
şiddetlenir ya da dinginleşir ama her zaman bir şeyler doyamadığım o denizi, dalgaları büyük bir hazla izler-
değişir içimizde. dim. (VI) Hâlâ Kozlu’yu, o evi ve o dalga seslerini, öz-
lemin içimi sızlatan acısıyla anımsarım.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-
rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de ögelerin dizilişi “zarf tümleci, nesne, zarf tümleci
A) I. cümlede, nesne, belirtili isim tamlamasından ve yüklem” biçimindedir?
oluşmuştur.
A) I. B) II. C) III. D) V. E) VI.
B) II. cümlede, durum zarfı kullanılmıştır.
B) Ünlü düşmesi
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden
hangisi yanlıştır? C) Sürerlik fiili
30. Bir uğultu başlıyor söz dağarcığımda, sözcükler 32. Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Medet Köyü’nde ya-
Bu cümledeki altı çizili sözcüklerin hangisinde tanır. Usta derme çatma köy evinde yumurta kabu-
ünsüz benzeşmesi vardır?
33. Eğer o şiirler, o romanlar, o öyküler, o tiyatro yapıtları 35. (I) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz; onlar, metinlerde
olmasaydı, söylemek bile fazla, duygularımız daha az geçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın büyüsün-
bilinecek, bilgilerimiz daha az olacaktı. Çünkü ede- den çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denen
biyat, daha iyi duymamızı, daha iyi düşünmemizi sağ- bir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (III) Çünkü
lar. Daha doğru, daha insanca yaşamamıza yardımcı “olay” onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim,
olur. çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup getirmeme,
okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiir-
Bu parçada, virgülün işlevleriyle ilgili olarak aşa- lerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz.
ğıda verilenlerden hangisine uygun bir örnek (V) Bu da bize, Borges’in de dediği gibi, şiirin
yoktur? öğretilemeyecek ama duyumsatılabilecek bir tür oldu-
ğunu gösteriyor.
A) Ara sözleri ayırma Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
B) Sıralı cümleleri birbirinden ayırma
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
C) Özel olarak vurgulanması gereken bir ögeyi be-
lirtme
D) Tırnak içinde verilmeyen aktarma cümlelerini be-
lirtme
E) Art arda sıralanan eş görevli sözcük kümelerini
ayırma
36. (I) Editör, bir yayınevinin olmazsa olmazlarındandır.
(II) Yayımlanacak bir yapıtı düzenlemek, yayıma ha-
zırlamak ve yayımlamak gibi birçok işi ve işlevi var.
(III) Yazarın ve eserinin seçilmesinden, nasıl yayımla-
nacağına değin yayımlama işinin bütün aşamalarını
34. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bo- kapsayan zorlu bir iştir bu. (IV) Günümüzde editörlük,
zukluğu vardır? yayıncılık alanında kurumsallaşamamış işlerden.
(V) Yazarların çoğu, editörün yaptığı işi küçümseyip
onu yalnızca bir düzeltmen olarak algılıyor. (VI) Bu
A) Diplomalarını alacak öğrenciler salona sırayla gi- yüzden de editörlüğü böyle algılayan birçok yazarın
riş yaptılar. yayımlanan kitaplarında yanlışlardan geçilmiyor.
B) Müjdeyi vermek için mutfağa, annesinin yanına
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa-
heyecanla koştu.
ragraf hangi cümleyle başlar?
C) Konuşmasına başlamadan önce dinleyicilere
şöyle bir baktı. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
D) Eski öğrencilerin de katıldığı büyük bir toplantı
düzenlediler.
E) Yarıyıl tatilinde yapılacak olan Amasra gezisi er-
telendi.
37. (I) İnsan ilişkilerinin öneminin yeterince kavranmamış 39. Yazınsal yaratıcılığın gizi, ana dilde, ana dilin söz de-
olması, çocuk gelişimiyle ilgili birtakım sorunları da ğerlerindedir. Buna erişmesi, yazarın, ozanın önce-
beraberinde getirdi. (II) Söz gelimi günümüzde, kendi likle ana dilini, onun söz değerlerini sevmesine bağlı-
kendine oyun kuramadığı için üretken olamayan, edil- dır. Bu sevgiden yoksunsa kişi, gerçek anlamda yara-
gen, çevreye karşı ilgisiz, evlere hapsolmuş çocuklar tıcı olamaz. Büyük bir ozan da yaratıcılığın dilde, söz-
yetişiyor. (III) Bunların hayal güçleri, erken yaşta ta- cüklerde olduğunu söylüyor. Şöyle diyor sözcükler
nıştıkları ve hayatlarının doğal bir parçası olan tele- için: “Onların önünde ben diz çökerim, bana kalk de-
vizyonla ve bilgisayar oyunlarıyla sınırlanmış durum- yinceye değin kıpırdamam. Kısaca, değer veririm on-
da. (IV) Televizyondaki reklamlar çocukları ticari birer lara, arkalarından giderim sözcüklerin, izlerim onları.
araç olarak görüyor. (V) Kaba kuvveti ve silah kullan- İşte ben böylesine severim sözcükleri.”
mayı özendiren, sanat değeri düşük filmler ve kimi
yayınlar yüzünden özellikle çocuklar, çeşitli psikolojik Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
sorunlarla yüz yüze geliyorlar. (VI) den hangisi söylenemez?
E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
1. Bu testte sırasıyla, Tarih (1–17), Coğrafya (18–31), Felsefe (32–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Sosyal Bilimler Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
D) I ve II E) I, II ve III
5. XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti, iltizam usulünde yap- 7. Aşağıdakilerden hangisinin Osmanlı Devleti’nde
tığı değişiklikle yüklü bir peşin ödemeyi de öngören yerli tüccar kesiminin güçlenmesini engellediği
malikâne usulünü getirmiştir. Buna göre mukaatalar savunulamaz?
mültezimlere daha önceki gibi üç yıllık sürelerle değil,
sürekli olarak ihale edilmeye başlanmıştır. A) Yabancılara kapitülasyonlarla ayrıcalıklar tanın-
ması
Yapılan bu değişiklikle güdülen amaç aşağıdaki-
lerden hangisidir? B) Üretimin tarıma dayalı olması
A) Yeniçeri Ocağının kaldırılmasına ortam hazır- C) Osmanlı deniz taşımacılığının yetersiz olması
lamak
B) Tek hazine sisteminden çoklu hazine sistemine D) Osmanlı sanayisinin rekabet gücünü giderek yi-
geçmek tirmesi
C) Hazineye daha fazla gelir sağlamak E) İpek ve Baharat yollarının önemini kaybetmesi
D) İşgaller karşısında halkın desteğini almak Onur, yukarıdaki azınlıklardan hangilerini söyle-
seydi Ahmet’e doğru bilgi vermiş olurdu?
E) Mebuslar Meclisini kapatmak
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
13. Sakarya Savaşı kazanılmasına karşın Yunan or- 15. Hindistan’daki bir tarikatın lideri olan Ağa Han ile İn-
dusunu kesin yenilgiye uğratan Başkomutan giltere Kralı’nın özel danışmanı Hintli Emir Ali, Baş-
Meydan Savaşı’nın yaklaşık bir yıl sonra yapılma- bakan İsmet Paşa’ya bir mektup yollayarak halifelik
sına aşağıdakilerden hangisinin neden olduğu sa- kurumuna dokunulmamasını rica etmişlerdir.
vunulabilir?
Bu durumun, halifelikle ilgili olarak
A) Doğu Cephesi’nde fiili mücadelenin sona erme- I. bu kurumun, tüm Müslümanlar üzerinde siyasal
sinin beklenmesi gücünün olduğu,
B) Ayaklanan Çerkez Ethem birliklerinin dağıtılması II. yabancıların, bu kurumu Türkiye’nin içişlerine
müdahale amacıyla kullanmak istedikleri,
C) İtalyanların birliklerini Anadolu’dan çekmeye baş- III. bu kurumun varlığının ülkede tartışma konusu
laması olduğu
D) Türk ordusunun eksiklerinin tamamlanması durumlarından hangilerine kanıt olduğu savunu-
labilir?
E) Ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için Tekâlif-i
Milliye Emirlerinin çıkarılması A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
C) Devletçilik D) Laiklik
E) Cumhuriyetçilik
17. Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti sadece iki şeye güve- 19. Türkiye’de, enerji tasarrufu sağlamak amacıyla yaz ve
nir. Biri millet kararı, diğeri en elim ve güç şartlar için- kış saati uygulanmaktadır. Bu uygulama kapsamında
de dünyanın takdirlerine hakkıyla layık olan ordumu- yılın yaklaşık beş aylık döneminde 30º Doğu meridye-
zun kahramanlığı; bu iki şeye güvenir.” demiştir. ninin, diğer dönemde ise 45º Doğu meridyeninin yerel
saati ulusal saat olarak kullanılmaktadır.
Atatürk’ün, bu sözüyle millî gücün
Buna göre, 45º Doğu meridyeninin yerel saatinin
I. siyasi, ulusal saat olarak kullanıldığı dönemde, Türkiye’ de,
aşağıdakilerden hangisi yaşanmaz?
II. askerî,
D) I ve II E) II ve III E) En sıcak ay
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
Aşağıdakilerden hangisi yapılırsa bu hata gideril-
miş olur?
21. Aşağıdaki haritada beş farklı doğrultu numaralarla 23. Orografik yağışlar, denizden gelen nemli hava kütle-
gösterilmiştir. lerinin kıyı çizgisine paralel uzanan dağ sıralarına
çarparak yükselmesi sonucu meydana gelir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Buna göre, bu tatil beldesinin aşağıdakilerden D) Karbon ve Perm dönemlerinde, bu kıtalarda daha
hangisinde yer alması beklenir? ılıman bir iklimin olduğunu
A) Datça Yarımadası’nda
E) Bu kıtalardaki yer şekillerinin, Karbon ve Perm
B) Gelibolu Yarımadası’nda dönemlerindekiyle aynı olduğunu
C) Bolu Dağları’nda
D) Çukurova’da
E) Çandarlı Körfezi’nde
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
28. Aşağıdaki grafikte, 1750-2000 yılları arasında Avrupa 30. I. Siyasi bölgeler zamanla işlevini yitirebilir.
ve Afrika kıtalarının nüfusu gösterilmiştir.
II. Siyasi bölgeyi oluşturan ülkelerde dil, din ve ırk
birliği vardır.
A) I ve III B) II ve IV C) III ve V
D) I, II ve V E) I, III ve IV
A) 1750-1900 yılları arasında Afrika’dan kıta dışına 31. Aşağıdakilerden hangisi, insanın doğaya olan et-
yoğun göç olmuştur. kisine örnek gösterilemez?
B) Üniversite kurulması
32. Zekânın ve bilgeliğin ölçütünün zenginlik olduğunu 34. Nesnenin bilgisinin söz konusu olabilmesi için önce
düşünen kişiler, Thales’le yoksul olduğu için alay nesnenin var olması gerekir. Örneğin ağacın ne oldu-
ederler. O da bunun üzerine zeytinin az olduğu o yıl, ğundan, türlerinden, yararlarından söz edebilmek için
elindeki bütün parayla, ihtiyaç olmadığı için ucuzlamış öncelikle “ağaç” denilen bir şey var olmalıdır.
olan ve zeytinyağı üretiminde kullanılan tüm presleri
satın alır. Sonraki hasat mevsimi geldiğinde ihtiyacı Bu parça aşağıdaki yargılardan hangisini destek-
olanlara bu presleri kendi belirlediği fiyattan kiralayarak ler?
çok para kazanır.
36. Filler neden büyük, gri ve kırışıktır? Çünkü ufak, beyaz 38. Nasrettin Hoca bir gün oğluyla birlikte şehre gitmek
ve yuvarlak olsalardı aspirin olurlardı. Ufak bir fil hayal üzere yola çıkar. Şehre birçok köyün içinden geçilerek
ederek ona “ufak bir fil” diyebiliriz. Beyaz bir fil hayal gidilmektedir. Hoca eşeğin üzerinde, oğlu da yürüyerek
ederek ona “beyaz bir fil” diyebiliriz. Kırışıksız bir fil de onu takip eder. İlk köyden geçerken köylüler “Koskoca
“kırışıksız bir fil” olur. Başka bir deyişle büyüklük, grilik adam eşeğe binmiş, küçücük çocuğu yürütmeye utan-
ve kırışıklılık, Aristoteles’in bir fili fil yapan şeyin ne mıyor!” diye kınarlar. Sonraki köyden geçerken Hoca
olduğunu tanımlama sınavını geçemez. Çünkü aspirin yürür, oğlu da eşeğin üzerindedir. Oradaki köylüler de
gibi ufak, beyaz ve yuvarlak bir şey bir fil olamaz ve “Görüyor musun saygısız çocuğu, koca adamı yürütü-
böyle bir nesneyle karşılaştığımızda aklımıza “Hey, yor.” derler. Üçüncü köyde Hoca ve çocuk eşeğe birlikte
ağzına attığın bir aspirin mi yoksa alışılmamış türden bir biner, bu kez de eşeğe acımıyorlar diye suçlanırlar.
fil mi?” diye sormak gelmez. Dördüncü köyde çocuk da Hoca da yürür, kınanmaktan
nasiplerini alırlar. Beşinci köyde Hoca ve oğlu eşeği
Bu parçada varlıkla ilgili aşağıda verilenlerden birlikte taşımalarına karşın kınanma durumu değişmez.
hangisi sorgulanmaktadır?
Bu parça ahlak felsefesinin temel problemlerinden
A) Ana maddenin neliği hangisinin soruşturulmasında örnek verilebilir?
E) Zorunlu varlık/mümkün varlık ayrımı C) Ahlakta her zaman iyi niyet yeterli midir?
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Temel Matematik Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 6 B) 2 C) 0 D) E)
2.
D) 1006 E) 1008
A) 4 B) 8 C) 9 D) 15 E) 16
8.
6.
A) 3 B) 4 C) 6 D) 8 E) 9
olduğuna göre, aşağıdaki sıralamalardan hangisi
doğrudur?
A) B) C)
D) E)
9.
A) B) C) 1 D) 2 E) 4
A) 9 B) 11 C) 12 D) 13 E) 15
A) x B) C)
D) E)
A) 8 B) 9 C) 10 D) 12 E) 15
olduğuna göre, ifadesinin değeri kaçtır?
A) B) C) 0 D) 1 E) 4
15.
a bir pozitif tam sayı ve ’tir. p bir asal sayı
olduğuna göre,
16. n bir pozitif tam sayı olmak üzere, n’yi kalansız bölen 19. Rasyonel sayılar kümesinde bildiğimiz toplama ve
pozitif tam sayıların kümesi S(n) ile gösteriliyor. çarpma işlemleri tanımlanıyor.
Buna göre, kesişim kümesinin ele- Buna göre, aşağıdakilerden hangisinin hem top-
man sayısı kaçtır? lama hem de çarpma işlemine göre tersi bir tam
sayıdır?
A) 4 B) 5 C) 6 D) 8 E) 9
A) B) C) 0
D) 2 E)
fonksiyonları veriliyor.
18.
A) B) C)
önermeleri veriliyor. D) E)
A) B) C)
21. Gerçel sayılar kümesinde tanımlı
D) E) I.
II.
III.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) I, II ve III
22. Bir işi 5 kadın işçi 20 günde, 5 erkek işçi ise 30 günde 24. Bir fabrikada üretilen iş makinelerinin sayısı gün so-
bitiriyor. nunda kayıt altına alınıyor. Tutulan kayıtlar o günle
birlikte o günden önce üretilmiş olan iş makinelerinin
toplam sayısıdır. Beş iş gününde tutulan kayıtlar aşa-
Buna göre, 2 kadın ve 2 erkek işçi aynı işi birlikte
ğıda verilmiştir.
kaç günde bitirir?
Pazartesi ve öncesi : 20
A) 20 B) 30 C) 40 D) 45 E) 50
Salı ve öncesi: x
Çarşamba ve öncesi: 90
Perşembe ve öncesi: 140
Cuma ve öncesi: y
A) 10 B) 11 C) 12 D) 13 E) 14
25. Bir yatırımcı, hesabındaki z TL’nin bir kısmıyla altın,
kalan kısmıyla da döviz alıyor. Yatırımcı bir süre son-
ra altınlarını % 20 kâr elde ederek x TL’ye, dövizlerini
ise % 20 zarar ederek y TL’ye satıyor.
A) B)
C) D)
E)
26. Beş öğrencinin aday olduğu sınıf başkanlığı seçimin- 29. Ali, ağzına kadar suyla dolu olan bir şişedeki suyun
de adayların aldıkları oy sayıları olan A, B, C, D, E yarısını elde etmek istiyor. Bunun için aynı şişeden
arasında boş bir tane alıyor ve şişelerdeki su yükseklikleri eşit
olana kadar dolu şişeden diğerine su aktarıyor.
Suyun yarısını elde etmek için yaptığı üç farklı dene-
eşitliği vardır. me aşağıda gösterilmiştir.
Seçim sonucu dairesel grafikte gösterildiğinde
C tane oy alan adaya ait daire diliminin merkez
açısı kaç derece olur?
A) 45 B) 60 C) 90 D) 120 E) 180
A) 5 B) 4 C) 3 D) 2 E) 1
31. Bir depoda bulunan portakal ve mandalinaların mik- 34. ABC bir ikizkenar
tarı toplam 50 tondur. Portakalların % 7’si, manda- üçgen
linaların ise % 8’i çürümüştür. Çürüyen portakal ve
mandalina miktarı toplam 3,8 tondur.
32.
Bir otobüse 3 kadın binerse yolcuların ’ü kadın
’ü erkek olacaktı.
A) 21 B) 24 C) 28 D) 30 E) 32 35.
ABC bir üçgen
A) B) C) D) E)
37. 39.
Buna göre, taralı bölgenin alanı a, b ve c türünden y eksenine göre simetriği alınıyor ve A ile , B ile ,
aşağıdakilerin hangisine eşittir? C ile simetrik nokta çiftleri olacak şekilde
üçgeni elde ediliyor. Elde edilen bu üçgen de
A) B) C)
D) E)
A) B) C) D) E)
1. Bu testte sırasıyla, Fizik (1–14), Kimya (15–27), Biyoloji (28–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Fen Bilimleri Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 1 B) C) D) E)
2.
D) N’de E) P’de
4. 5.
A) 1 B) C) 2 D) E)
6. 7.
A)
(Bu işlemler sırasında sıvıların sıcaklıkları değişme-
mektedir.)
B)
C) A) B) 1 C) D) E) 2
D)
E)
8. 10.
A) K L
11. 12.
oranı kaçtır? A) B) C)
D) E)
A) B) C) 1 D) E)
13.
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
18. Uçucu olmayan bir X katısı 100 gram suda en fazla, 20. bileşiğiyle ilgili bazı bilgiler şöyledir:
’de 17 gram,
bileşiğinin 0,1 molü 12 gramdır.
’de 27 gram,
Bileşikteki X, Y, Z atomlarının kütlece birleşme
’de 39 gram oranları (X:Y:Z) sırasıyla 3:4:8’dir.
D) 21. Atom kuramına göre, baş kuantum sayısı (n) ile ilgili
’de 20 gram X katısının 100 gram suda
aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
E) ’de 30 gram X katısının 100 gram suda A) Baş kuantum sayısı, temel enerji düzeyini belirtir
ve sıfırdan büyük tam sayıdır.
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
D) Stronsiyum karbonat
22. Periyodik çizelgeyle ilgili aşağıdaki ifadelerden 23. X, Y, Z elementleriyle ilgili bilgiler şöyledir:
hangisi yanlıştır?
X’in, iyonunun elektron dağılımı ile
A) IA grubu elementlerinin elektron dağılımındaki bitmektedir.
son orbital s orbitalidir.
Y elementi, 4. periyot ve IIA grubundadır.
B) VIA grubu elementlerinin elektron dağılımı Z, VIIA grubunda ve atom numarası en küçük o-
lan elementtir.
ile biter.
Buna göre X, Y, Z elementlerinin periyodik
C) VA grubu elementlerinin elektron dağılımı çizelgedeki yerleri aşağıdakilerin hangisinde doğ-
ile biter. ru olarak verilmiştir?
B)
X
Y
Z
C) Z
D)
Z
X
Y
E)
Z
Y X
− +
A) X + ve Y3− B) Y3 ve Z C) X ve Z
− + 2+
D) Y3 ve Q 2 E) Z ve Q
Buna göre,
D) II ve III E) I, II ve III
26. X, Y, Z elementlerinden oluşan ya- 28. Bir proteinin, yüksek sıcaklıkta, düşük pH koşulunda ya
da çeşitli kimyasal maddelerin bulunduğu ortamda, üç
pılarındaki bağ türleri, aşağıdakilerin hangisinde boyutlu yapısı bozulmuş, ancak bu durumdan peptid
doğru olarak verilmiştir? bağları etkilenmemiştir.
ulaşılır.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) II ve III
Buna göre, bu makromoleküller aşağıdakilerin
hangisinde doğru olarak verilmiştir?
X Y Z
30. Hücre ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi 32. Aşağıdaki olaylardan hangisi mitoz ve mayoz II
yanlıştır? bölünmenin her ikisinde de kural olarak gerçek-
leşir?
A) Ökaryotik hücrelerde zarlı organeller bulunur.
A) Sinapsis olması
B) Yeni bir hücre ancak başka bir hücrenin bölün- B) Krossing over olması
mesiyle oluşur.
C) Haploid kromozomlu yavru hücre oluşması
C) Hücre büyüdükçe yüzey alanı/hacim oranı aza-
lır. D) Kardeş kromatitlerin birbirinden ayrılması
D) Hücre canlılığın temel birimidir.
E) Homolog kromozomların birbirinden ayrılması
A) B)
Zaman Zaman
A) 1. bireyin genotipi: OO Rr
B) 2. bireyin genotipi: AO rr
C) 3. bireyin genotipi: AA rr
Zaman Zaman
D) 4. bireyin genotipi: BO Rr
E) E) 5. bireyin genotipi: AO Rr
Zaman
34. Balıkların solungacında kılcal damarlardaki kan akışı ile 35. İnsanda, işaretlenmiş bir alyuvar, akciğer atardamarı
su akış yönü birbirine terstir. Bu iki ortam arasın- içine veriliyor; bu işaretli alyuvara bir süre sonra alt ana
daki oksijen difüzyonu Şekil 1’de şematize edilmiştir. toplardamarında rastlanıyor.
Difüzyon sonunda kanın oksijen doygunluğunda (%)
meydana gelen değişimin grafiği de altında verilmiştir. Bu alyuvar kalpten bir kez geçtiğine göre, aşağıdaki
yapıların hangisinden geçmemiştir?
E) Akciğer toplardamarı
A) B)
100 100
Su Su
50 50
Kan Kan
0 0
C) D)
Su Su
100 100
Kan Kan
50 50
Buna göre fotosentez ürünlerinin taşındığı yapı,
şekilde hangi numarayla gösterilmiştir?
0 0
A) I B) II C) III D) IV E) V
E)
Su
100
Kan
50
37. Bitkiler, çiçeklenme için gereksinim duydukları ışık 38. Çiçekli bir bitkinin üremesindeki bazı evreler aşağı-
alma sürelerine göre uzun gün bitkisi ya da kısa gün daki şekilde numaralandırılmıştır.
bitkisi olarak isimlendirilir. Bir uzun gün bitkisiyle bir
kısa gün bitkisi farklı ışık alma sürelerine tabi tutul-
duğunda gerçekleşen çiçeklenme durumları aşağı-
daki şekilde gösterilmiştir.
Bu deneyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi Bu evrelerin hangisinin sonunda meydana gelen
söylenemez? hücrelerin genotipi, bu hücreleri üreten hücre-
ninkinden farklıdır?
A) Kısa gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten az
(Bu üreme döngüsünde mutasyon gerçekleşmediği
olduğunda çiçeklenmiştir.
kabul edilecektir.)
B) Uzun gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
fazla olduğunda çiçeklenmiştir.
D) I ve II E) I ve III
C) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi, ışık
alma süresi 12 saatten az olsa da uzun gün
bitkisinin çiçeklenmesini sağlamıştır.
D) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi kısa
gün bitkisinin çiçeklenmesini önlemiştir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
47 Test Bitti.
Cevaplarınızı Kontrol Ediniz.
;e*U<}V0JG+
NjH~&PxHV
M9991.01005
(Bu numarayı c evap k âğıdınızdaki ilgili alana kodlama yı unut mayınız.)
ADI
SOYADI
DİKKAT!
SINAV BAŞLAMADAN ÖNCE AŞAĞIDAKİ UYARILARI MUTLAKA OKUYUNUZ.
1. Adınız, soyadınız, T.C. Kimlik Numaranız ve sınav salon numaranız yukarıdakilerden farklı ve
kitapçık üzerine basılı olan fotoğraf size ait değilse bunu salon başkanına belirterek size ait
soru kitapçığının verilmesini sağlayınız.
1. Bu kitapçıkta sırasıyla Türkçe Testi, Sosyal Bilimler 4. Bu testler puanlanırken her testteki doğru cevap-
Testi, Temel Matematik Testi, Fen Bilimleri Testi larınızın sayısından yanlış cevaplarınızın sayısının
bulunmaktadır. dörtte biri düşülecek ve kalan sayı o testle ilgili ham
puanınız olacaktır. Bu nedenle, hakkında hiçbir
2. Bu testler için verilen toplam cevaplama süresi 160
fikriniz olmayan soruları boş bırakınız. Ancak,
dakikadır. Bu süreyi, cevaplayacağınız testleri dik-
soruda verilen seçeneklerden birkaçını eleyebiliyor-
kate alarak kullanınız.
sanız kalanlar arasında doğru cevabı kestirmeye
3. Bu kitapçıktaki testlerde yer alan her sorunun sade- çalışmanız yararınıza olabilir.
ce bir doğru cevabı vardır. Bir soru için birden çok
5. Sınavda uyulacak kurallar bu kitapçığın arka kapa-
cevap yeri işaretlenmişse o soru yanlış cevaplan-
ğında belirtilmiştir.
mış sayılacaktır.
SINAVDA UYULACAK KURALLAR
1. Cep telefonu ile sınava girmek kesinlikle yasaktır. Çağrı cihazı, telsiz, fotoğraf makinesi vb. araçlarla; cep
bilgisayarı, kol ya da cep saati, her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlarla; silah ve benzeri teçhizatla;
müsvedde kâğıdı, defter, kitap, sözlük, sözlük işlevi olan elektronik aygıt, hesap cetveli, hesap makinesi, pergel,
açıölçer, cetvel vb. araçlarla sınava girmek kesinlikle yasaktır. Bu araçlarla sınava girmiş adaylar mutlaka Salon
Sınav Tutanağına yazılacak, bu adayların sınavı geçersiz sayılacaktır. Sınava kalem, silgi, kalemtıraş, saat
vb. araçla ve kulaklık, küpe, broş vb. takı, herhangi bir metal eşyayla girmek de kesinlikle yasaktır.
Yiyecek, içecek vb. tüketim malzemeleri de sınava getirilemez. Adaylar sınava şeffaf şişe içerisinde su
getirebileceklerdir.
2. Bu sınavda verilen toplam cevaplama süresi 160 dakikadır. Sınav başladıktan sonra ilk 120 ve son 15 dakika
içinde adayın sınavdan çıkmasına kesinlikle izin verilmeyecektir.
3. Sınav evrakını teslim ederek salonu terk eden aday, her ne sebeple olursa olsun, tekrar sınava alınma-
yacaktır.
4. Sınav süresince görevlilerle konuşmak, görevlilere soru sormak yasaktır. Aynı şekilde görevlilerin de adaylarla
yakından ve alçak sesle konuşmaları ayrıca, adayların birbirinden kalem, silgi vb. şeyleri istemeleri kesinlikle
yasaktır.
5. Sınav sırasında, görevlilerin her türlü uyarılarına uymak zorundasınız. Sınavınızın geçerli sayılması, her şeyden
önce, sınav kurallarına uymanıza bağlıdır. Kurallara aykırı davranışta bulunanların ve yapılacak uyarılara
uymayanların kimlik bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve sınavları geçersiz sayılacaktır.
6. Sınav sırasında kopya çeken, çekmeye kalkışan, kopya veren, kopya çekilmesine yardım edenlerin kimlik
bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve bu adayların sınavları geçersiz sayılacaktır. Görevliler kopya
çekmeye ya da vermeye kalkışanları uyarmak zorunda değildir; sorumluluk size aittir.
Adayların test sorularına verdikleri cevapların dağılımları bilgi işlem yöntemleriyle incelenecek, bu
incelemelerden elde edilen bulgular bireysel ya da toplu olarak kopya çekildiğini gösterirse kopya eylemine
katılan adayın/adayların cevaplarının bir kısmı ya da tamamı iptal edilecektir.
Sınav görevlileri bir salondaki sınavın, kurallara uygun biçimde yapılmadığını, toplu kopya girişiminde
bulunulduğunu raporlarında bildirdiği takdirde, ÖSYM takdir hakkını kullanarak bu salonda sınava giren tüm
adayların sınavını geçersiz sayabilir.
7. Cevap kâğıdında doldurmanız gereken alanlar bulunmaktadır. Bu alanları doldurunuz. Cevap kâğıdınızı
başkaları tarafından görülmeyecek şekilde tutmanız gerekmektedir. Cevap kâğıdına yazılacak her türlü yazıda
ve yapılacak bütün işaretlemelerde kurşun kalem kullanılacaktır. Sınav süresi bittiğinde cevapların cevap
kâğıdına işaretlenmiş olması gerekir. Soru kitapçığına işaretlenen cevaplar geçerli değildir.
8. Soru kitapçığınızı alır almaz, sayfaların eksik olup olmadığını, kitapçıkta basım hatalarının bulunup bulun-
madığını ve soru kitapçığının her sayfasında basılı bulunan soru kitapçığı numarasının, kitapçığın ön kapağında
basılı soru kitapçığı numarasıyla aynı olup olmadığını kontrol ediniz. Soru kitapçığınızın sayfası eksik ya da
basımı hatalıysa değiştirilmesi için salon başkanına başvurunuz.
9. Size verilen soru kitapçığının numarasını cevap kâğıdınızdaki “Soru Kitapçığı No” alanına kodlayınız.
10. Sınav sonunda soru kitapçıkları toplanacak ve ÖSYM’de tek tek incelenecektir. Soru kitapçığının bir sayfası bile
eksik çıkarsa sınavınız geçersiz sayılacaktır.
11. Cevap kâğıdına ve soru kitapçığına yazılması ve işaretlenmesi gereken bilgilerde bir eksiklik ve/veya yanlışlık
olması hâlinde sınavınızın değerlendirilmesi mümkün olamamaktadır. Tarafınızdan yazılması ve işaretlenmesi
gereken bu bilgilerde eksiklik ve/veya yanlışlık olduğunda durumunuz Sınav Salon Tutanağında belirtilecektir.
12. Soru kitapçığının sayfalarındaki boş yerleri müsvedde için kullanabilirsiniz.
13. Soruları ve/veya bu sorulara verdiğiniz cevapları ayrı bir kâğıda yazıp bu kâğıdı dışarı çıkarmanız kesinlikle
yasaktır.
14. Her testin cevaplarını cevap kâğıdındaki ilgili alana işaretlemeye dikkat ediniz.
15. Sınav salonundan ayrılmadan önce, soru kitapçığınızı ve cevap kâğıdınızı salon görevlilerine teslim etmeyi
unutmayınız.
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimi zin yazılı i zni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu
ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
1. Yahya Kemal’i ve Nazım Hikmet’i ayrı tutarsak küçük 3. Bir sanatçımız şöyle diyor: “Dergiler, edebiyatın yeral-
mutluluklar Türk şiirine Garip döneminde bir uğrayıp tı haritasıdır.” Nitekim bu dergilerde ilk ürünleri yayım-
geçmiştir, diyebiliriz. Biraz Ziya Osman, çok az Cahit lanan genç şairlerin çoğu, bir süre sonra çalışmalarını
Sıtkı… Onun dışında “Hüzün ki en çok yakışandır bi- kitaplaştırarak şairliklerinin ilk kilometre taşlarını ko-
ze.” anlayışı egemendir. Cemal Süreya’nın, Garip- yarlar.
çilerin izine basarak yürüdüğü kimi şiirlerinde de bu
anlayışın yansımalarını görürüz. Ne var ki onun şiirle- Bu parçada geçen “edebiyatın yeraltı haritası olma”
rinde genel olarak ince bir hüzün söz konusudur. sözüyle, dergilerin hangi özelliği belirtilmek isten-
miştir?
Bu parçada geçen “izine basarak yürüme” sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarları, yeni yazınsal türlere yönlendirme
C) Yenilerini eskilerinden ayırabilmek A) İyi şiirler, şairlerinden zengin bir birikim ister.
5. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraç 7. (I) Yaşadığı dönemin şiir anlayışından uzaklaşarak
içindeki sözün anlamını içermemektedir? uçlarda dolaşan, alışılmadık bağdaştırmaları ve imge-
leriyle zaman zaman, bilinen söylemin dışına taşan
şair, sürekli yenilikler peşinde koşmuştur. (II) Karşı-
A) Öykünüzü, yaşamın akışını düşündüren bir do- laştığı insanlık durumlarına yeni duygu ve anlamlar
ğallıkla yazın, bunu yapabilecek güçlü bir kalemi- yükleyerek onları yeniden yazmıştır. (III) Şiirlerini
niz var. (yazarlık yeteneği olmak) oluştururken boş alanlar bırakmış, uzun dizeleri kır-
mıştır. (IV) Şiirde bir yenilik gerçekleştirmek için dilin
yerleşik söz değerlerini olduğu gibi kullanmaktan ka-
B) Öykünüzdeki bilinmeyenlerden kurtulmak için öy- çınmış, dili yeniden kurmaya yönelmiştir. (V) Şiirle-
küdeki kadının kim olduğunu, nasıl bir yaşam rinin çoğunda, çok anlamlı sözcükler kullanarak deği-
sürdüğünü, ne iş yaptığını görünür kılın. (belir- şik çağrışımlar uyandırmıştır.
ginlik kazandırmak)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi,
C) Sizin yaptığınız gibi, bir dönemi küçük bir öyküye
sözü edilen şairin şiirlerinin içeriğiyle ilgilidir?
sığdırmak herkesin üstesinden gelebileceği bir iş
değildir. (zorluğu yenmek)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışı- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangile-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? ri anlamca birbirine en yakındır?
9. (I) Berna Moran’ın deyişiyle “huzursuzluğun romanı”, 11. Şairler arasında öteden beri süregelen açık ya da giz-
Fethi Naci’ye göre de “Türkçenin en güzel aşk roma- li bir yarış vardır. Oysa aynı gözeden su içen, aynı
nı” olan Huzur’un yayımlanışının üzerinden yaklaşık güneş altında ısınan, aynı ağacın gölgesinde oturan
elli yıl geçti. (II) Bu romanda olaylar, bir ağustos günü insanlardır onlar. Birbirlerine, sanıldığından daha çok
başlar ve radyodan İkinci Dünya Savaşı’nın başladı- ihtiyaçları vardır. Ölmüş şairlerle, onların anıları üze-
ğını haber veren bir anonsla biter. (III) Her ne kadar rinde yaşatılan dostluklar da dâhildir buna. ----? Kıs-
ilk bakışta aşk romanı gibi görünse de günahın ve ka- kanmalar, görmezden gelmeler, kara çalmalar… Neyi
vuşmanın değil, Doğu’yla Batı’nın, huzursuzluğun, paylaşamazlar? Herkesin kabı kendine göredir, ala-
zaman ve müziğin romanı olarak kabul edilir. (IV) Hu- cağı su miktarı bellidir oysa. Paylaşmanın, el ele ve-
zur, hiçbir zaman Madam Bovary’nin yarattığı etkiye rerek yaratacakları eleştiri ortamının sağlayacağı ya-
benzer bir etki yaratmamıştır. (V) Madam Bovary gibi rarlar üstünde durmak ve bunu geliştirmek varken ne-
can sıkıcı taşranın romanı değildir Huzur; tam tersine dir bu yok edici yarış?
çok eski, çok köklü bir kentin, İstanbul’un, Boğazi-
çi’nin romanıdır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de değerlendirme söz konusu değildir? A) Şairler arasındaki bütün bu çatışmalar gerçekte
şiirimizin tematik haritasını daraltır mı
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
B) Bunu bilmelerine karşın nedir bu sevgisizlik şair-
ler arasında
C) Öyleyse neden şiirin kolaya kaçma sanatı olduğu
izlenimi yaratılıyor
D) Şairler, birbirlerini değerlendirirken şiirsel ölçütler
kullanırlar mı
10. (I) Günümüzde, yeni yetişen genç yazarlar kendinden E) Oysa her şair, şiirini kendi yaşam serüveninden
öncekileri tanımadıkları, okumadıkları için bir eksiklik çıkarmaz mı
duymuyor sanki. (II) Bunlar deneyimli, usta yazarların
önünde yaprak gibi titremiyor artık, kendine çok güve-
niyor. (III) Bununla birlikte yapıtları ilgiyle karşılanan,
geniş okur kitlelerine seslenen sanatçının çok iyi ya-
zar olduğu yanılgısına düşüyor. (IV) Yeni kuşağın “Ne
olacaksa çabucak olsun.” düşüncesinden doğan bu
gözü kara yarış, bence oldukça tehlikeli. (V) Çünkü
bu, bireyciliğin, “ben ben”ciliğin egemenliği anlamına
gelir.
12. Sokrates’ten önceki ilk Batılı filozoflar, geçmişten iki 13. Türküler, şiirler iç dünyamızın sesi olarak yazılmış ol-
büyük kopuşu aynı anda gerçekleştirdiler. İlk önce, salar da bizden çıktıkları anda topluma mal olmuştur
kendi akıllarını kullanarak dünyayı anlamaya çalıştı- artık. Yalnız topluma mal olmakla kalsa iyi. Yerelden
lar. Bu tek başına, tümüyle yeni bir şeydi ve insanın ulusala, ulusaldan evrensele bir değişme ve gelişme
gelişmesinde en önemli köşe taşlarından birini oluş- çizgisi izleyerek bütün insanlığın ortak değeri hâline
turdu. Aynı zamanda insanlara, akıllarını nasıl kulla- gelir. Örneğin Yunus Emre’nin şiirlerinde yansıtılan
nacaklarını ve kendi başlarına nasıl düşüneceklerini duygular salt bize mi özgüdür? Neruda, yalnızca Şi-
de öğrettiler. ----. Onlar bilgi birikimlerini olduğu gibi li’nin acılarını yansıtmıştır, deyip dışlayabilir miyiz onu?
öğrencilerine aktarmak yerine, onları tartışmaya, Acısı acımız olmuştur, halkı da halkımız. Kısaca ----.
düşünce alışverişinde bulunmaya, kendi düşüncele-
rini ileri sürmeye ve savlarını kanıtlamaya özendiren Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
öğretmenlerdi. aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
14. Gerek edebiyat dergilerinde gerekse gazetelerin sa- 15. Yayınevlerinin tercihi her zaman romandan yana ol-
nat-edebiyat sayfalarında yer alan söyleşilerde, ne- muştur. Yalnız bizde değil, dünyada da böyle. Öykü-
dense hep aynı konular konuşuluyor ve bundan bir ler ise daha çok dergilerde varlıklarını sürdürüyor.
türlü vazgeçilmiyor. Bir yazarın yeni bir romanı mı Öykü kitabı yayımlamakta direnen genç yeteneklere
çıkmış, sorusu hemen hazır: “Bu yapıtınızı yazarken olanak sağlayan yayınevleri - neyse ki - var. Şu da bir
neyi amaçladınız?” ya da “Yapıtınız yaşadıklarınız- gerçek ki beş altı yıldır durağan bir ortamda kendini
dan izler taşıyor mu?” Cevaplar da üç aşağı beş yu- yineliyor öykü ama yenileyemiyor. Bu nereye kadar
karı aynı düşünceler etrafında dönüyor. Peki neden sürer, kestirmek güç; ardından bir yükselişin, belki de
bu sınırlılık? Bence bu, yazardan değil, soruyu so- sıçramanın yaşanacağı kesin.
randan kaynaklanıyor. Çünkü söyleşilerde asıl yön-
lendirici, soruyu sorandır. Bu nedenle sanatçının dü- Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
şünce üreterek sanatını geliştirmesinde ve yapıtları- olarak söylenmiş olabilir?
nın değerlendirilmesinde ona sorulacak soruların
önemli bir payı vardır. ----.
A) Yayınevleri öykü seçiminde hangi ölçütlere bağlı
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre kalıyor?
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
B) Roman türündeki kalıplaşmaya gidiş konusunda
ne düşünüyorsunuz?
A) Bütün bunlara bakarak eleştirel yaklaşımın ne
C) Öykücülerin soyut konulara ağırlık verişini neye
denli önemli olduğunu söylemek hiç de yanlış ol-
bağlıyorsunuz?
maz
D) Türk edebiyatında romanın yükselişi karşısında
B) Bu sorun bence temelde birbirini izleyen aynı öykünün konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
nitelikteki durumların art arda sıralanmasından
doğuyor E) Genç yazarları öykü yazmaya yönlendirmek için
neler yapılabilir?
C) Hangi yazara sorarsanız sorun, hepsi kendine
özgü yazma yöntemlerinin olduğunu söyleyecek-
tir
D) Üstelik yapıtın niteliğini yazarın donanımı belirler
ve bunun üzerine söylenebilecek çok söz vardır 16. Modayı sevmem. Örneğin herkesin aynı anda, aynı
şeyleri giymesi, bana nedense ters gelir. Benim pus-
lu, gözlerden uzak ve reklamı çok yapılmamış olan
E) Kısaca hem eleştirmenlerin hem de sanatçılarla hoşuma gider her zaman. Çünkü yönlendirilmeyi de-
söyleşi yapanların, her düzeyden insanın ilgisini ğil, özgürce keşfetmeyi severim. Bilinçaltıma baskı
çekecek nitelikte sorular sorması gerekiyor yapılmasını istemem.
17. Ödüller, genç bir şairin adının altı fosforlu bir kalemle 19. İnsanlar, toplu hâlde yaşama gereksinimi duyarlar.
çizilerek şiirlerinin tanınmasına olanak sağlıyorsa az Bunun için herkesin üzerinde anlaştığı, gittikçe yay-
şey mi bu? Ya da usta bir şairin, şiire verdiği emeğin gınlaşan ortak bir değerler sistemi gerekir. İşte ahlak,
ödülle taçlandırılmasının ne sakıncası olabilir ki? Üs- bu türden bir değerler sistemidir. Toplumda çekişen
telik şiir kitaplarının hemen hemen hiç satılmadığı, ve çatışan tarafların hiçbir ortak yanı kalmadığı du-
dolayısıyla kitapçıların, bu kitapları raflarına koymaya rumlarda bile birleştirici bir güç durumundadır. Ör-
yanaşmadığı ve dağıtımcıların, “şiir” sözcüğünü duy- neğin, dürüstlüğü değil de yalancılığı ya da sahte-
duğunda yüzlerini buruşturduğu günümüzde… Şiirin kârlığı kimse öneremiyor. Sadakat yerine ihanet, ada-
bu konumuna gönlü razı olmayan şairlerin verdiği let yerine haksızlık değerli gösterilemiyor. Çünkü ah-
emekleri, bütün şiirseverlerin takdirle karşılaması ge- lak, bir insan topluluğunun, üzerinde birleştiği ortak
rektiği kanısındayım. paydayı oluşturuyor.
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden ya- Bu parçadan ahlakla ilgili olarak aşağıdakilerin
kınmaktadır? hangisi çıkarılabilir?
A) Ödüllere karşı çıkılmasından A) İlkelerinin kişiden kişiye değişen, göreceli bir ni-
telik taşıdığı
B) Ödüllerin gelişigüzel dağıtılmasından B) Davranışları ve ilişkileri düzenleyen ana kurallar
olduğu
C) Günümüzde değer yargılarının değişmesinden C) Toplumdan topluma farklı özellikler taşıdığı
D) Genç şairlerin ödül alınca ustalaştıklarına inan- D) Yasaların öngördüğü yaptırımları içerdiği
malarından
E) Sanatçıların, yaratılarını oluştururken gerekli E) Kişileri değerlendirmede ayırıcı bir ölçüt olduğu
özeni göstermeyişlerinden
20. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından bu yana nostalji, 21. Bir zamanlar edebiyatın gücüne, bir şeyleri değiştire-
başka bir deyişle eskiye duyulan özlem gittikçe yay- bileceğine inanırdım. Benim için edebiyat, yaşam bo-
gınlaşıyor. Bu, bir bakıma insanların yaşamlarından yu temiz kalmanın, vicdani ve ahlaki çürümeye karşı
giderek daha fazla yakındıklarının bir göstergesi. Ar- durmanın göstergelerinden biriydi. Yıllarım, bu inan-
tık her kuşak yaşamın daha az mekanik, doğallığın cın etkisiyle gelişen bir tutkunun peşinden koşmakla
daha yaygın olduğu bir dönemi özlüyor. Bu özlem hiç geçti. Ama artık kabul edelim, bugünün insanı sözün
bitmeyecek gibi görünüyor. Çünkü teknolojik geliş- değerini bilmiyor. Okumayı sevdiğini söylüyor ama iyi
meler yaşamı kolaylaştırdığı ölçüde daraltıyor da. Bu romanlardan, öykülerden, gerçek şiirden habersiz.
yüzden günümüz insanı gözlerini geçmişe çeviriyor. Ömrünü edebiyata vermiş, köşesinde sessiz sessiz
Söz gelimi eski trenler böyle miydi, diye başlıyor, in- yaşayan gerçek yazarlara sırtını dönmüş. Yalnızca,
sanların atlı arabalarla yolculuk ettikleri günlere kadar yapıtları çok sattığı için kimi yazarların önünde uzun
gidiyor. kuyruklar oluştururken edebiyatın insanı çağırdığı o
gerçek dünyayı aşındırdığının farkında bile değil. Pe-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? ki, o zaman edebiyat ne işe yarıyor? Söylemesi zor
ama edebiyat bugün, yaratıları ilgi görmeyen üç beş
A) kişinin sığındığı, kuşatılmış bir kale.
İçinde bulunduğumuz koşulların geçmişi güzel-
leştiren çağrışımlar yarattığı Aşağıdakilerden hangisi edebiyatla ilgili olarak bu
B) İnsanlar arasındaki içtenlikli ilişkilerin yitip gittiği parçada yakınılan durumlardan biri değildir?
22. Çocukluğumuzda kaç kez duyduk kim bilir: “Çok oku- 23. Benim ansiklopediyle tanışmam, ortaokulda ödev
yan mı bilir, çok gezen mi?” Cevaptan çok, sorunun yapmak için kütüphaneye gittiğim günlere rastlar. Bir
kendisi önemliydi sanki. Ortada derin bir ikilem var- ansiklopediye sahip olmak o yıllarda, hayal edilemez
mış gibi ciddiyetle yöneltilirdi soru. Her seferinde bir şeydi. O, ancak bir kütüphanede bulunur ve belli
“Çok okuyan!” dememiz beklenirdi. Galiba ilköğ- bir süreliğine alınıp bakılabilir, dokunulabilir bir nes-
retimdeki öğretmenlerimiz, okuma sevgimizi böyle ar- neydi. Kocaman cüssesiyle bir ansiklopediyi kucakla-
tırmaya çalışırdı. Çok okumakla çok gezmek asla yan mak, sayfalarını karıştırmak, bir maddeyi arayıp bul-
yana gelemezmiş gibi… Bense okumayı da gezmeyi mak, başka bir gezegene inmek ve orada keşiflerde
de tutkuyla seven biri olarak ikiye bölünürdüm. Hiçbir bulunmaktan farksızdı. Ne yazık ki şimdiki çocuklar
zaman ısınamadım bu yapay ikileme, okumanın da ansiklopedi bile karıştırmıyorlar. O büyülü dünyadan,
içten içe bir seyahat olduğuna inandığımdan, her ki- o heyecandan habersiz yaşıyorlar. Öğretmenler ödev
tabın bizi başka bir yolculuğa çıkardığını düşündü- verirken “İnternetten bulun.” diyorlar. Onlar da hiçbir
ğümden. Okuyarak gezmek, her kitabı başlı başına çaba göstermeden İnternetten buldukları bilgiyi kop-
bir serüven sayarak bir başka ortama, bir başka ya- yalıyor; okuyup değerlendirmeden, hiçbir şey öğren-
şama uzanan bir yolculuk yapmak mümkündür çün- meden götürüp veriyorlar.
kü. Gezerken de her insanı ve her hayatı bir kitap gibi
düşünerek dünyayı okumak da mümkün. Okumak ve Bu parçada belirtilenler arasında aşağıdakilerden
gezmek aslında o kadar iç içe ki… hangisi yoktur?
24. Hemen hepimiz yazılarımızda, yerli yersiz alıntılar 25. Bazı sanatçılar, yaratıcılıklarını kamçılayan büyülü
yapmaktan, özellikle sözü, alçak gönüllülükle yabancı I
ozanlara, çağdaş düşünürlere bırakmaktan fazlasıyla
hoşlanıyoruz. Kimi zaman bunu öyle abartıyoruz ki anları “beyaz an” diye adlandırırmış. Yakalandığı
yazar olarak konuyla ilgili ne düşündüğümüz anlaşıl- II
mıyor. Ayrıca aynı alıntıların değişik yazarlarca da
kullanıldığını görüyoruz. Böylece tekrarın tekrarı bir sırada “Sonra devam ederim.” diyerek asla kesinti-
okuma, zaman kaybına, okuma ediminin yavanlaş- III
masına yol açıyor. Bu nedenle kendi özgün düşünce-
mizi dayanaklarıyla işlemeliyiz yazılarımızda. Yüzey- ye uğratılmaması, ertelenmemesi gerekirmiş bu
sellikten olabildiğince kaçınmalıyız. Kendi düşüncele-
rimizin de örneğin bir Valéry’ninki, Deleuze’ünki kadar
anın. Çünkü dönüp bakıldığında yerinde bulunama-
önemli olduğuna inanarak bir öz güven geliştirmeliyiz.
IV
Bu parçada alıntıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
yabilirmiş. Tükeninceye değin hakkının verilmesi
hangisine değinilmemiştir?
A) Yazılarda kullanılırken aslına bağlı kalınmadığına gerekirmiş, her zaman karşılaşılamayan bu beyaz
V
B) Belirli örneklere sık sık başvurulduğuna anların.
26. (I) Rengi uçmuş, sıradan yaşamımızda kendimize bir 28. (I) Yatılı olarak okuduğum ortaokul yıllarında, yaz ta-
ziyafet çekmek istediğimiz zaman kitapların kapağını tillerinde Kozlu’ya, ailemin yanına özlemle dönerdim.
aralarız. (II) Büyük bir açlıkla sayfaları çeviririz. (II) O yaşlarda evden yedi-sekiz ay uzakta kalmak ko-
(III) Gözlerimiz sözcükleri iştahla birer birer yerken lay değildi. (III) Arkadaşlarımı, okulumu çok seviyor-
zamandan ve mekândan kopuveririz. (IV) Başka in- dum, bugün de süren dostlukların temeli o yıllarda
sanların, başka diyarların görünmez konukları oluve- atılmıştı ama aile özlemi bir başka şeydi. (IV) Evimiz,
ririz. (V) Bu deneyimin ardından yaşadığımız ana geri denizin hemen kıyısındaki bir tepenin yamacındaydı.
döndüğümüzde ise ruhumuzda kopan fırtınalar ya (V) Dalga sesleri odamda sürekli yankılanırdı ve ben
şiddetlenir ya da dinginleşir ama her zaman bir şeyler doyamadığım o denizi, dalgaları büyük bir hazla izler-
değişir içimizde. dim. (VI) Hâlâ Kozlu’yu, o evi ve o dalga seslerini, öz-
lemin içimi sızlatan acısıyla anımsarım.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-
rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de ögelerin dizilişi “zarf tümleci, nesne, zarf tümleci
A) I. cümlede, nesne, belirtili isim tamlamasından ve yüklem” biçimindedir?
oluşmuştur.
A) I. B) II. C) III. D) V. E) VI.
B) II. cümlede, durum zarfı kullanılmıştır.
B) Ünlü düşmesi
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden
hangisi yanlıştır? C) Sürerlik fiili
30. Bir uğultu başlıyor söz dağarcığımda, sözcükler 32. Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Medet Köyü’nde ya-
Bu cümledeki altı çizili sözcüklerin hangisinde tanır. Usta derme çatma köy evinde yumurta kabu-
ünsüz benzeşmesi vardır?
33. Eğer o şiirler, o romanlar, o öyküler, o tiyatro yapıtları 35. (I) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz; onlar, metinlerde
olmasaydı, söylemek bile fazla, duygularımız daha az geçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın büyüsün-
bilinecek, bilgilerimiz daha az olacaktı. Çünkü ede- den çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denen
biyat, daha iyi duymamızı, daha iyi düşünmemizi sağ- bir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (III) Çünkü
lar. Daha doğru, daha insanca yaşamamıza yardımcı “olay” onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim,
olur. çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup getirmeme,
okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiir-
Bu parçada, virgülün işlevleriyle ilgili olarak aşa- lerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz.
ğıda verilenlerden hangisine uygun bir örnek (V) Bu da bize, Borges’in de dediği gibi, şiirin
yoktur? öğretilemeyecek ama duyumsatılabilecek bir tür oldu-
ğunu gösteriyor.
A) Ara sözleri ayırma Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
B) Sıralı cümleleri birbirinden ayırma
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
C) Özel olarak vurgulanması gereken bir ögeyi be-
lirtme
D) Tırnak içinde verilmeyen aktarma cümlelerini be-
lirtme
E) Art arda sıralanan eş görevli sözcük kümelerini
ayırma
36. (I) Editör, bir yayınevinin olmazsa olmazlarındandır.
(II) Yayımlanacak bir yapıtı düzenlemek, yayıma ha-
zırlamak ve yayımlamak gibi birçok işi ve işlevi var.
(III) Yazarın ve eserinin seçilmesinden, nasıl yayımla-
nacağına değin yayımlama işinin bütün aşamalarını
34. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bo- kapsayan zorlu bir iştir bu. (IV) Günümüzde editörlük,
zukluğu vardır? yayıncılık alanında kurumsallaşamamış işlerden.
(V) Yazarların çoğu, editörün yaptığı işi küçümseyip
onu yalnızca bir düzeltmen olarak algılıyor. (VI) Bu
A) Diplomalarını alacak öğrenciler salona sırayla gi- yüzden de editörlüğü böyle algılayan birçok yazarın
riş yaptılar. yayımlanan kitaplarında yanlışlardan geçilmiyor.
B) Müjdeyi vermek için mutfağa, annesinin yanına
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa-
heyecanla koştu.
ragraf hangi cümleyle başlar?
C) Konuşmasına başlamadan önce dinleyicilere
şöyle bir baktı. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
D) Eski öğrencilerin de katıldığı büyük bir toplantı
düzenlediler.
E) Yarıyıl tatilinde yapılacak olan Amasra gezisi er-
telendi.
37. (I) İnsan ilişkilerinin öneminin yeterince kavranmamış 39. Yazınsal yaratıcılığın gizi, ana dilde, ana dilin söz de-
olması, çocuk gelişimiyle ilgili birtakım sorunları da ğerlerindedir. Buna erişmesi, yazarın, ozanın önce-
beraberinde getirdi. (II) Söz gelimi günümüzde, kendi likle ana dilini, onun söz değerlerini sevmesine bağlı-
kendine oyun kuramadığı için üretken olamayan, edil- dır. Bu sevgiden yoksunsa kişi, gerçek anlamda yara-
gen, çevreye karşı ilgisiz, evlere hapsolmuş çocuklar tıcı olamaz. Büyük bir ozan da yaratıcılığın dilde, söz-
yetişiyor. (III) Bunların hayal güçleri, erken yaşta ta- cüklerde olduğunu söylüyor. Şöyle diyor sözcükler
nıştıkları ve hayatlarının doğal bir parçası olan tele- için: “Onların önünde ben diz çökerim, bana kalk de-
vizyonla ve bilgisayar oyunlarıyla sınırlanmış durum- yinceye değin kıpırdamam. Kısaca, değer veririm on-
da. (IV) Televizyondaki reklamlar çocukları ticari birer lara, arkalarından giderim sözcüklerin, izlerim onları.
araç olarak görüyor. (V) Kaba kuvveti ve silah kullan- İşte ben böylesine severim sözcükleri.”
mayı özendiren, sanat değeri düşük filmler ve kimi
yayınlar yüzünden özellikle çocuklar, çeşitli psikolojik Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
sorunlarla yüz yüze geliyorlar. (VI) den hangisi söylenemez?
E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
1. Bu testte sırasıyla, Tarih (1–17), Coğrafya (18–31), Felsefe (32–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Sosyal Bilimler Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
D) I ve II E) I, II ve III
5. XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti, iltizam usulünde yap- 7. Aşağıdakilerden hangisinin Osmanlı Devleti’nde
tığı değişiklikle yüklü bir peşin ödemeyi de öngören yerli tüccar kesiminin güçlenmesini engellediği
malikâne usulünü getirmiştir. Buna göre mukaatalar savunulamaz?
mültezimlere daha önceki gibi üç yıllık sürelerle değil,
sürekli olarak ihale edilmeye başlanmıştır. A) Yabancılara kapitülasyonlarla ayrıcalıklar tanın-
ması
Yapılan bu değişiklikle güdülen amaç aşağıdaki-
lerden hangisidir? B) Üretimin tarıma dayalı olması
A) Yeniçeri Ocağının kaldırılmasına ortam hazır- C) Osmanlı deniz taşımacılığının yetersiz olması
lamak
B) Tek hazine sisteminden çoklu hazine sistemine D) Osmanlı sanayisinin rekabet gücünü giderek yi-
geçmek tirmesi
C) Hazineye daha fazla gelir sağlamak E) İpek ve Baharat yollarının önemini kaybetmesi
D) İşgaller karşısında halkın desteğini almak Onur, yukarıdaki azınlıklardan hangilerini söyle-
seydi Ahmet’e doğru bilgi vermiş olurdu?
E) Mebuslar Meclisini kapatmak
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
13. Sakarya Savaşı kazanılmasına karşın Yunan or- 15. Hindistan’daki bir tarikatın lideri olan Ağa Han ile İn-
dusunu kesin yenilgiye uğratan Başkomutan giltere Kralı’nın özel danışmanı Hintli Emir Ali, Baş-
Meydan Savaşı’nın yaklaşık bir yıl sonra yapılma- bakan İsmet Paşa’ya bir mektup yollayarak halifelik
sına aşağıdakilerden hangisinin neden olduğu sa- kurumuna dokunulmamasını rica etmişlerdir.
vunulabilir?
Bu durumun, halifelikle ilgili olarak
A) Doğu Cephesi’nde fiili mücadelenin sona erme- I. bu kurumun, tüm Müslümanlar üzerinde siyasal
sinin beklenmesi gücünün olduğu,
B) Ayaklanan Çerkez Ethem birliklerinin dağıtılması II. yabancıların, bu kurumu Türkiye’nin içişlerine
müdahale amacıyla kullanmak istedikleri,
C) İtalyanların birliklerini Anadolu’dan çekmeye baş- III. bu kurumun varlığının ülkede tartışma konusu
laması olduğu
D) Türk ordusunun eksiklerinin tamamlanması durumlarından hangilerine kanıt olduğu savunu-
labilir?
E) Ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için Tekâlif-i
Milliye Emirlerinin çıkarılması A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
C) Devletçilik D) Laiklik
E) Cumhuriyetçilik
17. Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti sadece iki şeye güve- 19. Türkiye’de, enerji tasarrufu sağlamak amacıyla yaz ve
nir. Biri millet kararı, diğeri en elim ve güç şartlar için- kış saati uygulanmaktadır. Bu uygulama kapsamında
de dünyanın takdirlerine hakkıyla layık olan ordumu- yılın yaklaşık beş aylık döneminde 30º Doğu meridye-
zun kahramanlığı; bu iki şeye güvenir.” demiştir. ninin, diğer dönemde ise 45º Doğu meridyeninin yerel
saati ulusal saat olarak kullanılmaktadır.
Atatürk’ün, bu sözüyle millî gücün
Buna göre, 45º Doğu meridyeninin yerel saatinin
I. siyasi, ulusal saat olarak kullanıldığı dönemde, Türkiye’ de,
aşağıdakilerden hangisi yaşanmaz?
II. askerî,
D) I ve II E) II ve III E) En sıcak ay
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
Aşağıdakilerden hangisi yapılırsa bu hata gideril-
miş olur?
21. Aşağıdaki haritada beş farklı doğrultu numaralarla 23. Orografik yağışlar, denizden gelen nemli hava kütle-
gösterilmiştir. lerinin kıyı çizgisine paralel uzanan dağ sıralarına
çarparak yükselmesi sonucu meydana gelir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Buna göre, bu tatil beldesinin aşağıdakilerden D) Karbon ve Perm dönemlerinde, bu kıtalarda daha
hangisinde yer alması beklenir? ılıman bir iklimin olduğunu
A) Datça Yarımadası’nda
E) Bu kıtalardaki yer şekillerinin, Karbon ve Perm
B) Gelibolu Yarımadası’nda dönemlerindekiyle aynı olduğunu
C) Bolu Dağları’nda
D) Çukurova’da
E) Çandarlı Körfezi’nde
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
28. Aşağıdaki grafikte, 1750-2000 yılları arasında Avrupa 30. I. Siyasi bölgeler zamanla işlevini yitirebilir.
ve Afrika kıtalarının nüfusu gösterilmiştir.
II. Siyasi bölgeyi oluşturan ülkelerde dil, din ve ırk
birliği vardır.
A) I ve III B) II ve IV C) III ve V
D) I, II ve V E) I, III ve IV
A) 1750-1900 yılları arasında Afrika’dan kıta dışına 31. Aşağıdakilerden hangisi, insanın doğaya olan et-
yoğun göç olmuştur. kisine örnek gösterilemez?
B) Üniversite kurulması
32. Zekânın ve bilgeliğin ölçütünün zenginlik olduğunu 34. Nesnenin bilgisinin söz konusu olabilmesi için önce
düşünen kişiler, Thales’le yoksul olduğu için alay nesnenin var olması gerekir. Örneğin ağacın ne oldu-
ederler. O da bunun üzerine zeytinin az olduğu o yıl, ğundan, türlerinden, yararlarından söz edebilmek için
elindeki bütün parayla, ihtiyaç olmadığı için ucuzlamış öncelikle “ağaç” denilen bir şey var olmalıdır.
olan ve zeytinyağı üretiminde kullanılan tüm presleri
satın alır. Sonraki hasat mevsimi geldiğinde ihtiyacı Bu parça aşağıdaki yargılardan hangisini destek-
olanlara bu presleri kendi belirlediği fiyattan kiralayarak ler?
çok para kazanır.
36. Filler neden büyük, gri ve kırışıktır? Çünkü ufak, beyaz 38. Nasrettin Hoca bir gün oğluyla birlikte şehre gitmek
ve yuvarlak olsalardı aspirin olurlardı. Ufak bir fil hayal üzere yola çıkar. Şehre birçok köyün içinden geçilerek
ederek ona “ufak bir fil” diyebiliriz. Beyaz bir fil hayal gidilmektedir. Hoca eşeğin üzerinde, oğlu da yürüyerek
ederek ona “beyaz bir fil” diyebiliriz. Kırışıksız bir fil de onu takip eder. İlk köyden geçerken köylüler “Koskoca
“kırışıksız bir fil” olur. Başka bir deyişle büyüklük, grilik adam eşeğe binmiş, küçücük çocuğu yürütmeye utan-
ve kırışıklılık, Aristoteles’in bir fili fil yapan şeyin ne mıyor!” diye kınarlar. Sonraki köyden geçerken Hoca
olduğunu tanımlama sınavını geçemez. Çünkü aspirin yürür, oğlu da eşeğin üzerindedir. Oradaki köylüler de
gibi ufak, beyaz ve yuvarlak bir şey bir fil olamaz ve “Görüyor musun saygısız çocuğu, koca adamı yürütü-
böyle bir nesneyle karşılaştığımızda aklımıza “Hey, yor.” derler. Üçüncü köyde Hoca ve çocuk eşeğe birlikte
ağzına attığın bir aspirin mi yoksa alışılmamış türden bir biner, bu kez de eşeğe acımıyorlar diye suçlanırlar.
fil mi?” diye sormak gelmez. Dördüncü köyde çocuk da Hoca da yürür, kınanmaktan
nasiplerini alırlar. Beşinci köyde Hoca ve oğlu eşeği
Bu parçada varlıkla ilgili aşağıda verilenlerden birlikte taşımalarına karşın kınanma durumu değişmez.
hangisi sorgulanmaktadır?
Bu parça ahlak felsefesinin temel problemlerinden
A) Ana maddenin neliği hangisinin soruşturulmasında örnek verilebilir?
E) Zorunlu varlık/mümkün varlık ayrımı C) Ahlakta her zaman iyi niyet yeterli midir?
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Temel Matematik Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 6 B) 2 C) 0 D) E)
2.
D) 1006 E) 1008
A) 4 B) 8 C) 9 D) 15 E) 16
8.
6.
A) 3 B) 4 C) 6 D) 8 E) 9
olduğuna göre, aşağıdaki sıralamalardan hangisi
doğrudur?
A) B) C)
D) E)
9.
A) B) C) 1 D) 2 E) 4
A) 9 B) 11 C) 12 D) 13 E) 15
A) x B) C)
D) E)
A) 8 B) 9 C) 10 D) 12 E) 15
olduğuna göre, ifadesinin değeri kaçtır?
A) B) C) 0 D) 1 E) 4
15.
a bir pozitif tam sayı ve ’tir. p bir asal sayı
olduğuna göre,
16. n bir pozitif tam sayı olmak üzere, n’yi kalansız bölen 19. Rasyonel sayılar kümesinde bildiğimiz toplama ve
pozitif tam sayıların kümesi S(n) ile gösteriliyor. çarpma işlemleri tanımlanıyor.
Buna göre, kesişim kümesinin ele- Buna göre, aşağıdakilerden hangisinin hem top-
man sayısı kaçtır? lama hem de çarpma işlemine göre tersi bir tam
sayıdır?
A) 4 B) 5 C) 6 D) 8 E) 9
A) B) C) 0
D) 2 E)
fonksiyonları veriliyor.
18.
A) B) C)
önermeleri veriliyor. D) E)
A) B) C)
21. Gerçel sayılar kümesinde tanımlı
D) E) I.
II.
III.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) I, II ve III
22. Bir işi 5 kadın işçi 20 günde, 5 erkek işçi ise 30 günde 24. Bir fabrikada üretilen iş makinelerinin sayısı gün so-
bitiriyor. nunda kayıt altına alınıyor. Tutulan kayıtlar o günle
birlikte o günden önce üretilmiş olan iş makinelerinin
toplam sayısıdır. Beş iş gününde tutulan kayıtlar aşa-
Buna göre, 2 kadın ve 2 erkek işçi aynı işi birlikte
ğıda verilmiştir.
kaç günde bitirir?
Pazartesi ve öncesi : 20
A) 20 B) 30 C) 40 D) 45 E) 50
Salı ve öncesi: x
Çarşamba ve öncesi: 90
Perşembe ve öncesi: 140
Cuma ve öncesi: y
A) 10 B) 11 C) 12 D) 13 E) 14
25. Bir yatırımcı, hesabındaki z TL’nin bir kısmıyla altın,
kalan kısmıyla da döviz alıyor. Yatırımcı bir süre son-
ra altınlarını % 20 kâr elde ederek x TL’ye, dövizlerini
ise % 20 zarar ederek y TL’ye satıyor.
A) B)
C) D)
E)
26. Beş öğrencinin aday olduğu sınıf başkanlığı seçimin- 29. Ali, ağzına kadar suyla dolu olan bir şişedeki suyun
de adayların aldıkları oy sayıları olan A, B, C, D, E yarısını elde etmek istiyor. Bunun için aynı şişeden
arasında boş bir tane alıyor ve şişelerdeki su yükseklikleri eşit
olana kadar dolu şişeden diğerine su aktarıyor.
Suyun yarısını elde etmek için yaptığı üç farklı dene-
eşitliği vardır. me aşağıda gösterilmiştir.
Seçim sonucu dairesel grafikte gösterildiğinde
C tane oy alan adaya ait daire diliminin merkez
açısı kaç derece olur?
A) 45 B) 60 C) 90 D) 120 E) 180
A) 5 B) 4 C) 3 D) 2 E) 1
31. Bir depoda bulunan portakal ve mandalinaların mik- 34. ABC bir ikizkenar
tarı toplam 50 tondur. Portakalların % 7’si, manda- üçgen
linaların ise % 8’i çürümüştür. Çürüyen portakal ve
mandalina miktarı toplam 3,8 tondur.
32.
Bir otobüse 3 kadın binerse yolcuların ’ü kadın
’ü erkek olacaktı.
A) 21 B) 24 C) 28 D) 30 E) 32 35.
ABC bir üçgen
A) B) C) D) E)
37. 39.
Buna göre, taralı bölgenin alanı a, b ve c türünden y eksenine göre simetriği alınıyor ve A ile , B ile ,
aşağıdakilerin hangisine eşittir? C ile simetrik nokta çiftleri olacak şekilde
üçgeni elde ediliyor. Elde edilen bu üçgen de
A) B) C)
D) E)
A) B) C) D) E)
1. Bu testte sırasıyla, Fizik (1–14), Kimya (15–27), Biyoloji (28–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Fen Bilimleri Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 1 B) C) D) E)
2.
D) N’de E) P’de
4. 5.
A) 1 B) C) 2 D) E)
6. 7.
A)
(Bu işlemler sırasında sıvıların sıcaklıkları değişme-
mektedir.)
B)
C) A) B) 1 C) D) E) 2
D)
E)
8. 10.
A) K L
11. 12.
oranı kaçtır? A) B) C)
D) E)
A) B) C) 1 D) E)
13.
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
18. Uçucu olmayan bir X katısı 100 gram suda en fazla, 20. bileşiğiyle ilgili bazı bilgiler şöyledir:
’de 17 gram,
bileşiğinin 0,1 molü 12 gramdır.
’de 27 gram,
Bileşikteki X, Y, Z atomlarının kütlece birleşme
’de 39 gram oranları (X:Y:Z) sırasıyla 3:4:8’dir.
D) 21. Atom kuramına göre, baş kuantum sayısı (n) ile ilgili
’de 20 gram X katısının 100 gram suda
aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
E) ’de 30 gram X katısının 100 gram suda A) Baş kuantum sayısı, temel enerji düzeyini belirtir
ve sıfırdan büyük tam sayıdır.
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
D) Stronsiyum karbonat
22. Periyodik çizelgeyle ilgili aşağıdaki ifadelerden 23. X, Y, Z elementleriyle ilgili bilgiler şöyledir:
hangisi yanlıştır?
X’in, iyonunun elektron dağılımı ile
A) IA grubu elementlerinin elektron dağılımındaki bitmektedir.
son orbital s orbitalidir.
Y elementi, 4. periyot ve IIA grubundadır.
B) VIA grubu elementlerinin elektron dağılımı Z, VIIA grubunda ve atom numarası en küçük o-
lan elementtir.
ile biter.
Buna göre X, Y, Z elementlerinin periyodik
C) VA grubu elementlerinin elektron dağılımı çizelgedeki yerleri aşağıdakilerin hangisinde doğ-
ile biter. ru olarak verilmiştir?
B)
X
Y
Z
C) Z
D)
Z
X
Y
E)
Z
Y X
− +
A) X + ve Y3− B) Y3 ve Z C) X ve Z
− + 2+
D) Y3 ve Q 2 E) Z ve Q
Buna göre,
D) II ve III E) I, II ve III
26. X, Y, Z elementlerinden oluşan ya- 28. Bir proteinin, yüksek sıcaklıkta, düşük pH koşulunda ya
da çeşitli kimyasal maddelerin bulunduğu ortamda, üç
pılarındaki bağ türleri, aşağıdakilerin hangisinde boyutlu yapısı bozulmuş, ancak bu durumdan peptid
doğru olarak verilmiştir? bağları etkilenmemiştir.
ulaşılır.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) II ve III
Buna göre, bu makromoleküller aşağıdakilerin
hangisinde doğru olarak verilmiştir?
X Y Z
30. Hücre ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi 32. Aşağıdaki olaylardan hangisi mitoz ve mayoz II
yanlıştır? bölünmenin her ikisinde de kural olarak gerçek-
leşir?
A) Ökaryotik hücrelerde zarlı organeller bulunur.
A) Sinapsis olması
B) Yeni bir hücre ancak başka bir hücrenin bölün- B) Krossing over olması
mesiyle oluşur.
C) Haploid kromozomlu yavru hücre oluşması
C) Hücre büyüdükçe yüzey alanı/hacim oranı aza-
lır. D) Kardeş kromatitlerin birbirinden ayrılması
D) Hücre canlılığın temel birimidir.
E) Homolog kromozomların birbirinden ayrılması
A) B)
Zaman Zaman
A) 1. bireyin genotipi: OO Rr
B) 2. bireyin genotipi: AO rr
C) 3. bireyin genotipi: AA rr
Zaman Zaman
D) 4. bireyin genotipi: BO Rr
E) E) 5. bireyin genotipi: AO Rr
Zaman
34. Balıkların solungacında kılcal damarlardaki kan akışı ile 35. İnsanda, işaretlenmiş bir alyuvar, akciğer atardamarı
su akış yönü birbirine terstir. Bu iki ortam arasın- içine veriliyor; bu işaretli alyuvara bir süre sonra alt ana
daki oksijen difüzyonu Şekil 1’de şematize edilmiştir. toplardamarında rastlanıyor.
Difüzyon sonunda kanın oksijen doygunluğunda (%)
meydana gelen değişimin grafiği de altında verilmiştir. Bu alyuvar kalpten bir kez geçtiğine göre, aşağıdaki
yapıların hangisinden geçmemiştir?
E) Akciğer toplardamarı
A) B)
100 100
Su Su
50 50
Kan Kan
0 0
C) D)
Su Su
100 100
Kan Kan
50 50
Buna göre fotosentez ürünlerinin taşındığı yapı,
şekilde hangi numarayla gösterilmiştir?
0 0
A) I B) II C) III D) IV E) V
E)
Su
100
Kan
50
37. Bitkiler, çiçeklenme için gereksinim duydukları ışık 38. Çiçekli bir bitkinin üremesindeki bazı evreler aşağı-
alma sürelerine göre uzun gün bitkisi ya da kısa gün daki şekilde numaralandırılmıştır.
bitkisi olarak isimlendirilir. Bir uzun gün bitkisiyle bir
kısa gün bitkisi farklı ışık alma sürelerine tabi tutul-
duğunda gerçekleşen çiçeklenme durumları aşağı-
daki şekilde gösterilmiştir.
Bu deneyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi Bu evrelerin hangisinin sonunda meydana gelen
söylenemez? hücrelerin genotipi, bu hücreleri üreten hücre-
ninkinden farklıdır?
A) Kısa gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten az
(Bu üreme döngüsünde mutasyon gerçekleşmediği
olduğunda çiçeklenmiştir.
kabul edilecektir.)
B) Uzun gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
fazla olduğunda çiçeklenmiştir.
D) I ve II E) I ve III
C) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi, ışık
alma süresi 12 saatten az olsa da uzun gün
bitkisinin çiçeklenmesini sağlamıştır.
D) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi kısa
gün bitkisinin çiçeklenmesini önlemiştir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
47 Test Bitti.
Cevaplarınızı Kontrol Ediniz.
;e*U9}WZ G+
d"NPZ<HrdxHV
M9991.01006
(Bu numarayı c evap k âğıdınızdaki ilgili alana kodlama yı unut mayınız.)
ADI
SOYADI
DİKKAT!
SINAV BAŞLAMADAN ÖNCE AŞAĞIDAKİ UYARILARI MUTLAKA OKUYUNUZ.
1. Adınız, soyadınız, T.C. Kimlik Numaranız ve sınav salon numaranız yukarıdakilerden farklı ve
kitapçık üzerine basılı olan fotoğraf size ait değilse bunu salon başkanına belirterek size ait
soru kitapçığının verilmesini sağlayınız.
1. Bu kitapçıkta sırasıyla Türkçe Testi, Sosyal Bilimler 4. Bu testler puanlanırken her testteki doğru cevap-
Testi, Temel Matematik Testi, Fen Bilimleri Testi larınızın sayısından yanlış cevaplarınızın sayısının
bulunmaktadır. dörtte biri düşülecek ve kalan sayı o testle ilgili ham
puanınız olacaktır. Bu nedenle, hakkında hiçbir
2. Bu testler için verilen toplam cevaplama süresi 160
fikriniz olmayan soruları boş bırakınız. Ancak,
dakikadır. Bu süreyi, cevaplayacağınız testleri dik-
soruda verilen seçeneklerden birkaçını eleyebiliyor-
kate alarak kullanınız.
sanız kalanlar arasında doğru cevabı kestirmeye
3. Bu kitapçıktaki testlerde yer alan her sorunun sade- çalışmanız yararınıza olabilir.
ce bir doğru cevabı vardır. Bir soru için birden çok
5. Sınavda uyulacak kurallar bu kitapçığın arka kapa-
cevap yeri işaretlenmişse o soru yanlış cevaplan-
ğında belirtilmiştir.
mış sayılacaktır.
SINAVDA UYULACAK KURALLAR
1. Cep telefonu ile sınava girmek kesinlikle yasaktır. Çağrı cihazı, telsiz, fotoğraf makinesi vb. araçlarla; cep
bilgisayarı, kol ya da cep saati, her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlarla; silah ve benzeri teçhizatla;
müsvedde kâğıdı, defter, kitap, sözlük, sözlük işlevi olan elektronik aygıt, hesap cetveli, hesap makinesi, pergel,
açıölçer, cetvel vb. araçlarla sınava girmek kesinlikle yasaktır. Bu araçlarla sınava girmiş adaylar mutlaka Salon
Sınav Tutanağına yazılacak, bu adayların sınavı geçersiz sayılacaktır. Sınava kalem, silgi, kalemtıraş, saat
vb. araçla ve kulaklık, küpe, broş vb. takı, herhangi bir metal eşyayla girmek de kesinlikle yasaktır.
Yiyecek, içecek vb. tüketim malzemeleri de sınava getirilemez. Adaylar sınava şeffaf şişe içerisinde su
getirebileceklerdir.
2. Bu sınavda verilen toplam cevaplama süresi 160 dakikadır. Sınav başladıktan sonra ilk 120 ve son 15 dakika
içinde adayın sınavdan çıkmasına kesinlikle izin verilmeyecektir.
3. Sınav evrakını teslim ederek salonu terk eden aday, her ne sebeple olursa olsun, tekrar sınava alınma-
yacaktır.
4. Sınav süresince görevlilerle konuşmak, görevlilere soru sormak yasaktır. Aynı şekilde görevlilerin de adaylarla
yakından ve alçak sesle konuşmaları ayrıca, adayların birbirinden kalem, silgi vb. şeyleri istemeleri kesinlikle
yasaktır.
5. Sınav sırasında, görevlilerin her türlü uyarılarına uymak zorundasınız. Sınavınızın geçerli sayılması, her şeyden
önce, sınav kurallarına uymanıza bağlıdır. Kurallara aykırı davranışta bulunanların ve yapılacak uyarılara
uymayanların kimlik bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve sınavları geçersiz sayılacaktır.
6. Sınav sırasında kopya çeken, çekmeye kalkışan, kopya veren, kopya çekilmesine yardım edenlerin kimlik
bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve bu adayların sınavları geçersiz sayılacaktır. Görevliler kopya
çekmeye ya da vermeye kalkışanları uyarmak zorunda değildir; sorumluluk size aittir.
Adayların test sorularına verdikleri cevapların dağılımları bilgi işlem yöntemleriyle incelenecek, bu
incelemelerden elde edilen bulgular bireysel ya da toplu olarak kopya çekildiğini gösterirse kopya eylemine
katılan adayın/adayların cevaplarının bir kısmı ya da tamamı iptal edilecektir.
Sınav görevlileri bir salondaki sınavın, kurallara uygun biçimde yapılmadığını, toplu kopya girişiminde
bulunulduğunu raporlarında bildirdiği takdirde, ÖSYM takdir hakkını kullanarak bu salonda sınava giren tüm
adayların sınavını geçersiz sayabilir.
7. Cevap kâğıdında doldurmanız gereken alanlar bulunmaktadır. Bu alanları doldurunuz. Cevap kâğıdınızı
başkaları tarafından görülmeyecek şekilde tutmanız gerekmektedir. Cevap kâğıdına yazılacak her türlü yazıda
ve yapılacak bütün işaretlemelerde kurşun kalem kullanılacaktır. Sınav süresi bittiğinde cevapların cevap
kâğıdına işaretlenmiş olması gerekir. Soru kitapçığına işaretlenen cevaplar geçerli değildir.
8. Soru kitapçığınızı alır almaz, sayfaların eksik olup olmadığını, kitapçıkta basım hatalarının bulunup bulun-
madığını ve soru kitapçığının her sayfasında basılı bulunan soru kitapçığı numarasının, kitapçığın ön kapağında
basılı soru kitapçığı numarasıyla aynı olup olmadığını kontrol ediniz. Soru kitapçığınızın sayfası eksik ya da
basımı hatalıysa değiştirilmesi için salon başkanına başvurunuz.
9. Size verilen soru kitapçığının numarasını cevap kâğıdınızdaki “Soru Kitapçığı No” alanına kodlayınız.
10. Sınav sonunda soru kitapçıkları toplanacak ve ÖSYM’de tek tek incelenecektir. Soru kitapçığının bir sayfası bile
eksik çıkarsa sınavınız geçersiz sayılacaktır.
11. Cevap kâğıdına ve soru kitapçığına yazılması ve işaretlenmesi gereken bilgilerde bir eksiklik ve/veya yanlışlık
olması hâlinde sınavınızın değerlendirilmesi mümkün olamamaktadır. Tarafınızdan yazılması ve işaretlenmesi
gereken bu bilgilerde eksiklik ve/veya yanlışlık olduğunda durumunuz Sınav Salon Tutanağında belirtilecektir.
12. Soru kitapçığının sayfalarındaki boş yerleri müsvedde için kullanabilirsiniz.
13. Soruları ve/veya bu sorulara verdiğiniz cevapları ayrı bir kâğıda yazıp bu kâğıdı dışarı çıkarmanız kesinlikle
yasaktır.
14. Her testin cevaplarını cevap kâğıdındaki ilgili alana işaretlemeye dikkat ediniz.
15. Sınav salonundan ayrılmadan önce, soru kitapçığınızı ve cevap kâğıdınızı salon görevlilerine teslim etmeyi
unutmayınız.
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimi zin yazılı i zni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu
ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
1. Yahya Kemal’i ve Nazım Hikmet’i ayrı tutarsak küçük 3. Bir sanatçımız şöyle diyor: “Dergiler, edebiyatın yeral-
mutluluklar Türk şiirine Garip döneminde bir uğrayıp tı haritasıdır.” Nitekim bu dergilerde ilk ürünleri yayım-
geçmiştir, diyebiliriz. Biraz Ziya Osman, çok az Cahit lanan genç şairlerin çoğu, bir süre sonra çalışmalarını
Sıtkı… Onun dışında “Hüzün ki en çok yakışandır bi- kitaplaştırarak şairliklerinin ilk kilometre taşlarını ko-
ze.” anlayışı egemendir. Cemal Süreya’nın, Garip- yarlar.
çilerin izine basarak yürüdüğü kimi şiirlerinde de bu
anlayışın yansımalarını görürüz. Ne var ki onun şiirle- Bu parçada geçen “edebiyatın yeraltı haritası olma”
rinde genel olarak ince bir hüzün söz konusudur. sözüyle, dergilerin hangi özelliği belirtilmek isten-
miştir?
Bu parçada geçen “izine basarak yürüme” sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarları, yeni yazınsal türlere yönlendirme
C) Yenilerini eskilerinden ayırabilmek A) İyi şiirler, şairlerinden zengin bir birikim ister.
5. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraç 7. (I) Yaşadığı dönemin şiir anlayışından uzaklaşarak
içindeki sözün anlamını içermemektedir? uçlarda dolaşan, alışılmadık bağdaştırmaları ve imge-
leriyle zaman zaman, bilinen söylemin dışına taşan
şair, sürekli yenilikler peşinde koşmuştur. (II) Karşı-
A) Öykünüzü, yaşamın akışını düşündüren bir do- laştığı insanlık durumlarına yeni duygu ve anlamlar
ğallıkla yazın, bunu yapabilecek güçlü bir kalemi- yükleyerek onları yeniden yazmıştır. (III) Şiirlerini
niz var. (yazarlık yeteneği olmak) oluştururken boş alanlar bırakmış, uzun dizeleri kır-
mıştır. (IV) Şiirde bir yenilik gerçekleştirmek için dilin
yerleşik söz değerlerini olduğu gibi kullanmaktan ka-
B) Öykünüzdeki bilinmeyenlerden kurtulmak için öy- çınmış, dili yeniden kurmaya yönelmiştir. (V) Şiirle-
küdeki kadının kim olduğunu, nasıl bir yaşam rinin çoğunda, çok anlamlı sözcükler kullanarak deği-
sürdüğünü, ne iş yaptığını görünür kılın. (belir- şik çağrışımlar uyandırmıştır.
ginlik kazandırmak)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi,
C) Sizin yaptığınız gibi, bir dönemi küçük bir öyküye
sözü edilen şairin şiirlerinin içeriğiyle ilgilidir?
sığdırmak herkesin üstesinden gelebileceği bir iş
değildir. (zorluğu yenmek)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışı- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangile-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? ri anlamca birbirine en yakındır?
9. (I) Berna Moran’ın deyişiyle “huzursuzluğun romanı”, 11. Şairler arasında öteden beri süregelen açık ya da giz-
Fethi Naci’ye göre de “Türkçenin en güzel aşk roma- li bir yarış vardır. Oysa aynı gözeden su içen, aynı
nı” olan Huzur’un yayımlanışının üzerinden yaklaşık güneş altında ısınan, aynı ağacın gölgesinde oturan
elli yıl geçti. (II) Bu romanda olaylar, bir ağustos günü insanlardır onlar. Birbirlerine, sanıldığından daha çok
başlar ve radyodan İkinci Dünya Savaşı’nın başladı- ihtiyaçları vardır. Ölmüş şairlerle, onların anıları üze-
ğını haber veren bir anonsla biter. (III) Her ne kadar rinde yaşatılan dostluklar da dâhildir buna. ----? Kıs-
ilk bakışta aşk romanı gibi görünse de günahın ve ka- kanmalar, görmezden gelmeler, kara çalmalar… Neyi
vuşmanın değil, Doğu’yla Batı’nın, huzursuzluğun, paylaşamazlar? Herkesin kabı kendine göredir, ala-
zaman ve müziğin romanı olarak kabul edilir. (IV) Hu- cağı su miktarı bellidir oysa. Paylaşmanın, el ele ve-
zur, hiçbir zaman Madam Bovary’nin yarattığı etkiye rerek yaratacakları eleştiri ortamının sağlayacağı ya-
benzer bir etki yaratmamıştır. (V) Madam Bovary gibi rarlar üstünde durmak ve bunu geliştirmek varken ne-
can sıkıcı taşranın romanı değildir Huzur; tam tersine dir bu yok edici yarış?
çok eski, çok köklü bir kentin, İstanbul’un, Boğazi-
çi’nin romanıdır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de değerlendirme söz konusu değildir? A) Şairler arasındaki bütün bu çatışmalar gerçekte
şiirimizin tematik haritasını daraltır mı
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
B) Bunu bilmelerine karşın nedir bu sevgisizlik şair-
ler arasında
C) Öyleyse neden şiirin kolaya kaçma sanatı olduğu
izlenimi yaratılıyor
D) Şairler, birbirlerini değerlendirirken şiirsel ölçütler
kullanırlar mı
10. (I) Günümüzde, yeni yetişen genç yazarlar kendinden E) Oysa her şair, şiirini kendi yaşam serüveninden
öncekileri tanımadıkları, okumadıkları için bir eksiklik çıkarmaz mı
duymuyor sanki. (II) Bunlar deneyimli, usta yazarların
önünde yaprak gibi titremiyor artık, kendine çok güve-
niyor. (III) Bununla birlikte yapıtları ilgiyle karşılanan,
geniş okur kitlelerine seslenen sanatçının çok iyi ya-
zar olduğu yanılgısına düşüyor. (IV) Yeni kuşağın “Ne
olacaksa çabucak olsun.” düşüncesinden doğan bu
gözü kara yarış, bence oldukça tehlikeli. (V) Çünkü
bu, bireyciliğin, “ben ben”ciliğin egemenliği anlamına
gelir.
12. Sokrates’ten önceki ilk Batılı filozoflar, geçmişten iki 13. Türküler, şiirler iç dünyamızın sesi olarak yazılmış ol-
büyük kopuşu aynı anda gerçekleştirdiler. İlk önce, salar da bizden çıktıkları anda topluma mal olmuştur
kendi akıllarını kullanarak dünyayı anlamaya çalıştı- artık. Yalnız topluma mal olmakla kalsa iyi. Yerelden
lar. Bu tek başına, tümüyle yeni bir şeydi ve insanın ulusala, ulusaldan evrensele bir değişme ve gelişme
gelişmesinde en önemli köşe taşlarından birini oluş- çizgisi izleyerek bütün insanlığın ortak değeri hâline
turdu. Aynı zamanda insanlara, akıllarını nasıl kulla- gelir. Örneğin Yunus Emre’nin şiirlerinde yansıtılan
nacaklarını ve kendi başlarına nasıl düşüneceklerini duygular salt bize mi özgüdür? Neruda, yalnızca Şi-
de öğrettiler. ----. Onlar bilgi birikimlerini olduğu gibi li’nin acılarını yansıtmıştır, deyip dışlayabilir miyiz onu?
öğrencilerine aktarmak yerine, onları tartışmaya, Acısı acımız olmuştur, halkı da halkımız. Kısaca ----.
düşünce alışverişinde bulunmaya, kendi düşüncele-
rini ileri sürmeye ve savlarını kanıtlamaya özendiren Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
öğretmenlerdi. aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
14. Gerek edebiyat dergilerinde gerekse gazetelerin sa- 15. Yayınevlerinin tercihi her zaman romandan yana ol-
nat-edebiyat sayfalarında yer alan söyleşilerde, ne- muştur. Yalnız bizde değil, dünyada da böyle. Öykü-
dense hep aynı konular konuşuluyor ve bundan bir ler ise daha çok dergilerde varlıklarını sürdürüyor.
türlü vazgeçilmiyor. Bir yazarın yeni bir romanı mı Öykü kitabı yayımlamakta direnen genç yeteneklere
çıkmış, sorusu hemen hazır: “Bu yapıtınızı yazarken olanak sağlayan yayınevleri - neyse ki - var. Şu da bir
neyi amaçladınız?” ya da “Yapıtınız yaşadıklarınız- gerçek ki beş altı yıldır durağan bir ortamda kendini
dan izler taşıyor mu?” Cevaplar da üç aşağı beş yu- yineliyor öykü ama yenileyemiyor. Bu nereye kadar
karı aynı düşünceler etrafında dönüyor. Peki neden sürer, kestirmek güç; ardından bir yükselişin, belki de
bu sınırlılık? Bence bu, yazardan değil, soruyu so- sıçramanın yaşanacağı kesin.
randan kaynaklanıyor. Çünkü söyleşilerde asıl yön-
lendirici, soruyu sorandır. Bu nedenle sanatçının dü- Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
şünce üreterek sanatını geliştirmesinde ve yapıtları- olarak söylenmiş olabilir?
nın değerlendirilmesinde ona sorulacak soruların
önemli bir payı vardır. ----.
A) Yayınevleri öykü seçiminde hangi ölçütlere bağlı
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre kalıyor?
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
B) Roman türündeki kalıplaşmaya gidiş konusunda
ne düşünüyorsunuz?
A) Bütün bunlara bakarak eleştirel yaklaşımın ne
C) Öykücülerin soyut konulara ağırlık verişini neye
denli önemli olduğunu söylemek hiç de yanlış ol-
bağlıyorsunuz?
maz
D) Türk edebiyatında romanın yükselişi karşısında
B) Bu sorun bence temelde birbirini izleyen aynı öykünün konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
nitelikteki durumların art arda sıralanmasından
doğuyor E) Genç yazarları öykü yazmaya yönlendirmek için
neler yapılabilir?
C) Hangi yazara sorarsanız sorun, hepsi kendine
özgü yazma yöntemlerinin olduğunu söyleyecek-
tir
D) Üstelik yapıtın niteliğini yazarın donanımı belirler
ve bunun üzerine söylenebilecek çok söz vardır 16. Modayı sevmem. Örneğin herkesin aynı anda, aynı
şeyleri giymesi, bana nedense ters gelir. Benim pus-
lu, gözlerden uzak ve reklamı çok yapılmamış olan
E) Kısaca hem eleştirmenlerin hem de sanatçılarla hoşuma gider her zaman. Çünkü yönlendirilmeyi de-
söyleşi yapanların, her düzeyden insanın ilgisini ğil, özgürce keşfetmeyi severim. Bilinçaltıma baskı
çekecek nitelikte sorular sorması gerekiyor yapılmasını istemem.
17. Ödüller, genç bir şairin adının altı fosforlu bir kalemle 19. İnsanlar, toplu hâlde yaşama gereksinimi duyarlar.
çizilerek şiirlerinin tanınmasına olanak sağlıyorsa az Bunun için herkesin üzerinde anlaştığı, gittikçe yay-
şey mi bu? Ya da usta bir şairin, şiire verdiği emeğin gınlaşan ortak bir değerler sistemi gerekir. İşte ahlak,
ödülle taçlandırılmasının ne sakıncası olabilir ki? Üs- bu türden bir değerler sistemidir. Toplumda çekişen
telik şiir kitaplarının hemen hemen hiç satılmadığı, ve çatışan tarafların hiçbir ortak yanı kalmadığı du-
dolayısıyla kitapçıların, bu kitapları raflarına koymaya rumlarda bile birleştirici bir güç durumundadır. Ör-
yanaşmadığı ve dağıtımcıların, “şiir” sözcüğünü duy- neğin, dürüstlüğü değil de yalancılığı ya da sahte-
duğunda yüzlerini buruşturduğu günümüzde… Şiirin kârlığı kimse öneremiyor. Sadakat yerine ihanet, ada-
bu konumuna gönlü razı olmayan şairlerin verdiği let yerine haksızlık değerli gösterilemiyor. Çünkü ah-
emekleri, bütün şiirseverlerin takdirle karşılaması ge- lak, bir insan topluluğunun, üzerinde birleştiği ortak
rektiği kanısındayım. paydayı oluşturuyor.
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden ya- Bu parçadan ahlakla ilgili olarak aşağıdakilerin
kınmaktadır? hangisi çıkarılabilir?
A) Ödüllere karşı çıkılmasından A) İlkelerinin kişiden kişiye değişen, göreceli bir ni-
telik taşıdığı
B) Ödüllerin gelişigüzel dağıtılmasından B) Davranışları ve ilişkileri düzenleyen ana kurallar
olduğu
C) Günümüzde değer yargılarının değişmesinden C) Toplumdan topluma farklı özellikler taşıdığı
D) Genç şairlerin ödül alınca ustalaştıklarına inan- D) Yasaların öngördüğü yaptırımları içerdiği
malarından
E) Sanatçıların, yaratılarını oluştururken gerekli E) Kişileri değerlendirmede ayırıcı bir ölçüt olduğu
özeni göstermeyişlerinden
20. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından bu yana nostalji, 21. Bir zamanlar edebiyatın gücüne, bir şeyleri değiştire-
başka bir deyişle eskiye duyulan özlem gittikçe yay- bileceğine inanırdım. Benim için edebiyat, yaşam bo-
gınlaşıyor. Bu, bir bakıma insanların yaşamlarından yu temiz kalmanın, vicdani ve ahlaki çürümeye karşı
giderek daha fazla yakındıklarının bir göstergesi. Ar- durmanın göstergelerinden biriydi. Yıllarım, bu inan-
tık her kuşak yaşamın daha az mekanik, doğallığın cın etkisiyle gelişen bir tutkunun peşinden koşmakla
daha yaygın olduğu bir dönemi özlüyor. Bu özlem hiç geçti. Ama artık kabul edelim, bugünün insanı sözün
bitmeyecek gibi görünüyor. Çünkü teknolojik geliş- değerini bilmiyor. Okumayı sevdiğini söylüyor ama iyi
meler yaşamı kolaylaştırdığı ölçüde daraltıyor da. Bu romanlardan, öykülerden, gerçek şiirden habersiz.
yüzden günümüz insanı gözlerini geçmişe çeviriyor. Ömrünü edebiyata vermiş, köşesinde sessiz sessiz
Söz gelimi eski trenler böyle miydi, diye başlıyor, in- yaşayan gerçek yazarlara sırtını dönmüş. Yalnızca,
sanların atlı arabalarla yolculuk ettikleri günlere kadar yapıtları çok sattığı için kimi yazarların önünde uzun
gidiyor. kuyruklar oluştururken edebiyatın insanı çağırdığı o
gerçek dünyayı aşındırdığının farkında bile değil. Pe-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? ki, o zaman edebiyat ne işe yarıyor? Söylemesi zor
ama edebiyat bugün, yaratıları ilgi görmeyen üç beş
A) kişinin sığındığı, kuşatılmış bir kale.
İçinde bulunduğumuz koşulların geçmişi güzel-
leştiren çağrışımlar yarattığı Aşağıdakilerden hangisi edebiyatla ilgili olarak bu
B) İnsanlar arasındaki içtenlikli ilişkilerin yitip gittiği parçada yakınılan durumlardan biri değildir?
22. Çocukluğumuzda kaç kez duyduk kim bilir: “Çok oku- 23. Benim ansiklopediyle tanışmam, ortaokulda ödev
yan mı bilir, çok gezen mi?” Cevaptan çok, sorunun yapmak için kütüphaneye gittiğim günlere rastlar. Bir
kendisi önemliydi sanki. Ortada derin bir ikilem var- ansiklopediye sahip olmak o yıllarda, hayal edilemez
mış gibi ciddiyetle yöneltilirdi soru. Her seferinde bir şeydi. O, ancak bir kütüphanede bulunur ve belli
“Çok okuyan!” dememiz beklenirdi. Galiba ilköğ- bir süreliğine alınıp bakılabilir, dokunulabilir bir nes-
retimdeki öğretmenlerimiz, okuma sevgimizi böyle ar- neydi. Kocaman cüssesiyle bir ansiklopediyi kucakla-
tırmaya çalışırdı. Çok okumakla çok gezmek asla yan mak, sayfalarını karıştırmak, bir maddeyi arayıp bul-
yana gelemezmiş gibi… Bense okumayı da gezmeyi mak, başka bir gezegene inmek ve orada keşiflerde
de tutkuyla seven biri olarak ikiye bölünürdüm. Hiçbir bulunmaktan farksızdı. Ne yazık ki şimdiki çocuklar
zaman ısınamadım bu yapay ikileme, okumanın da ansiklopedi bile karıştırmıyorlar. O büyülü dünyadan,
içten içe bir seyahat olduğuna inandığımdan, her ki- o heyecandan habersiz yaşıyorlar. Öğretmenler ödev
tabın bizi başka bir yolculuğa çıkardığını düşündü- verirken “İnternetten bulun.” diyorlar. Onlar da hiçbir
ğümden. Okuyarak gezmek, her kitabı başlı başına çaba göstermeden İnternetten buldukları bilgiyi kop-
bir serüven sayarak bir başka ortama, bir başka ya- yalıyor; okuyup değerlendirmeden, hiçbir şey öğren-
şama uzanan bir yolculuk yapmak mümkündür çün- meden götürüp veriyorlar.
kü. Gezerken de her insanı ve her hayatı bir kitap gibi
düşünerek dünyayı okumak da mümkün. Okumak ve Bu parçada belirtilenler arasında aşağıdakilerden
gezmek aslında o kadar iç içe ki… hangisi yoktur?
24. Hemen hepimiz yazılarımızda, yerli yersiz alıntılar 25. Bazı sanatçılar, yaratıcılıklarını kamçılayan büyülü
yapmaktan, özellikle sözü, alçak gönüllülükle yabancı I
ozanlara, çağdaş düşünürlere bırakmaktan fazlasıyla
hoşlanıyoruz. Kimi zaman bunu öyle abartıyoruz ki anları “beyaz an” diye adlandırırmış. Yakalandığı
yazar olarak konuyla ilgili ne düşündüğümüz anlaşıl- II
mıyor. Ayrıca aynı alıntıların değişik yazarlarca da
kullanıldığını görüyoruz. Böylece tekrarın tekrarı bir sırada “Sonra devam ederim.” diyerek asla kesinti-
okuma, zaman kaybına, okuma ediminin yavanlaş- III
masına yol açıyor. Bu nedenle kendi özgün düşünce-
mizi dayanaklarıyla işlemeliyiz yazılarımızda. Yüzey- ye uğratılmaması, ertelenmemesi gerekirmiş bu
sellikten olabildiğince kaçınmalıyız. Kendi düşüncele-
rimizin de örneğin bir Valéry’ninki, Deleuze’ünki kadar
anın. Çünkü dönüp bakıldığında yerinde bulunama-
önemli olduğuna inanarak bir öz güven geliştirmeliyiz.
IV
Bu parçada alıntıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
yabilirmiş. Tükeninceye değin hakkının verilmesi
hangisine değinilmemiştir?
A) Yazılarda kullanılırken aslına bağlı kalınmadığına gerekirmiş, her zaman karşılaşılamayan bu beyaz
V
B) Belirli örneklere sık sık başvurulduğuna anların.
26. (I) Rengi uçmuş, sıradan yaşamımızda kendimize bir 28. (I) Yatılı olarak okuduğum ortaokul yıllarında, yaz ta-
ziyafet çekmek istediğimiz zaman kitapların kapağını tillerinde Kozlu’ya, ailemin yanına özlemle dönerdim.
aralarız. (II) Büyük bir açlıkla sayfaları çeviririz. (II) O yaşlarda evden yedi-sekiz ay uzakta kalmak ko-
(III) Gözlerimiz sözcükleri iştahla birer birer yerken lay değildi. (III) Arkadaşlarımı, okulumu çok seviyor-
zamandan ve mekândan kopuveririz. (IV) Başka in- dum, bugün de süren dostlukların temeli o yıllarda
sanların, başka diyarların görünmez konukları oluve- atılmıştı ama aile özlemi bir başka şeydi. (IV) Evimiz,
ririz. (V) Bu deneyimin ardından yaşadığımız ana geri denizin hemen kıyısındaki bir tepenin yamacındaydı.
döndüğümüzde ise ruhumuzda kopan fırtınalar ya (V) Dalga sesleri odamda sürekli yankılanırdı ve ben
şiddetlenir ya da dinginleşir ama her zaman bir şeyler doyamadığım o denizi, dalgaları büyük bir hazla izler-
değişir içimizde. dim. (VI) Hâlâ Kozlu’yu, o evi ve o dalga seslerini, öz-
lemin içimi sızlatan acısıyla anımsarım.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-
rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de ögelerin dizilişi “zarf tümleci, nesne, zarf tümleci
A) I. cümlede, nesne, belirtili isim tamlamasından ve yüklem” biçimindedir?
oluşmuştur.
A) I. B) II. C) III. D) V. E) VI.
B) II. cümlede, durum zarfı kullanılmıştır.
B) Ünlü düşmesi
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden
hangisi yanlıştır? C) Sürerlik fiili
30. Bir uğultu başlıyor söz dağarcığımda, sözcükler 32. Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Medet Köyü’nde ya-
Bu cümledeki altı çizili sözcüklerin hangisinde tanır. Usta derme çatma köy evinde yumurta kabu-
ünsüz benzeşmesi vardır?
33. Eğer o şiirler, o romanlar, o öyküler, o tiyatro yapıtları 35. (I) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz; onlar, metinlerde
olmasaydı, söylemek bile fazla, duygularımız daha az geçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın büyüsün-
bilinecek, bilgilerimiz daha az olacaktı. Çünkü ede- den çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denen
biyat, daha iyi duymamızı, daha iyi düşünmemizi sağ- bir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (III) Çünkü
lar. Daha doğru, daha insanca yaşamamıza yardımcı “olay” onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim,
olur. çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup getirmeme,
okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiir-
Bu parçada, virgülün işlevleriyle ilgili olarak aşa- lerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz.
ğıda verilenlerden hangisine uygun bir örnek (V) Bu da bize, Borges’in de dediği gibi, şiirin
yoktur? öğretilemeyecek ama duyumsatılabilecek bir tür oldu-
ğunu gösteriyor.
A) Ara sözleri ayırma Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
B) Sıralı cümleleri birbirinden ayırma
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
C) Özel olarak vurgulanması gereken bir ögeyi be-
lirtme
D) Tırnak içinde verilmeyen aktarma cümlelerini be-
lirtme
E) Art arda sıralanan eş görevli sözcük kümelerini
ayırma
36. (I) Editör, bir yayınevinin olmazsa olmazlarındandır.
(II) Yayımlanacak bir yapıtı düzenlemek, yayıma ha-
zırlamak ve yayımlamak gibi birçok işi ve işlevi var.
(III) Yazarın ve eserinin seçilmesinden, nasıl yayımla-
nacağına değin yayımlama işinin bütün aşamalarını
34. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bo- kapsayan zorlu bir iştir bu. (IV) Günümüzde editörlük,
zukluğu vardır? yayıncılık alanında kurumsallaşamamış işlerden.
(V) Yazarların çoğu, editörün yaptığı işi küçümseyip
onu yalnızca bir düzeltmen olarak algılıyor. (VI) Bu
A) Diplomalarını alacak öğrenciler salona sırayla gi- yüzden de editörlüğü böyle algılayan birçok yazarın
riş yaptılar. yayımlanan kitaplarında yanlışlardan geçilmiyor.
B) Müjdeyi vermek için mutfağa, annesinin yanına
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa-
heyecanla koştu.
ragraf hangi cümleyle başlar?
C) Konuşmasına başlamadan önce dinleyicilere
şöyle bir baktı. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
D) Eski öğrencilerin de katıldığı büyük bir toplantı
düzenlediler.
E) Yarıyıl tatilinde yapılacak olan Amasra gezisi er-
telendi.
37. (I) İnsan ilişkilerinin öneminin yeterince kavranmamış 39. Yazınsal yaratıcılığın gizi, ana dilde, ana dilin söz de-
olması, çocuk gelişimiyle ilgili birtakım sorunları da ğerlerindedir. Buna erişmesi, yazarın, ozanın önce-
beraberinde getirdi. (II) Söz gelimi günümüzde, kendi likle ana dilini, onun söz değerlerini sevmesine bağlı-
kendine oyun kuramadığı için üretken olamayan, edil- dır. Bu sevgiden yoksunsa kişi, gerçek anlamda yara-
gen, çevreye karşı ilgisiz, evlere hapsolmuş çocuklar tıcı olamaz. Büyük bir ozan da yaratıcılığın dilde, söz-
yetişiyor. (III) Bunların hayal güçleri, erken yaşta ta- cüklerde olduğunu söylüyor. Şöyle diyor sözcükler
nıştıkları ve hayatlarının doğal bir parçası olan tele- için: “Onların önünde ben diz çökerim, bana kalk de-
vizyonla ve bilgisayar oyunlarıyla sınırlanmış durum- yinceye değin kıpırdamam. Kısaca, değer veririm on-
da. (IV) Televizyondaki reklamlar çocukları ticari birer lara, arkalarından giderim sözcüklerin, izlerim onları.
araç olarak görüyor. (V) Kaba kuvveti ve silah kullan- İşte ben böylesine severim sözcükleri.”
mayı özendiren, sanat değeri düşük filmler ve kimi
yayınlar yüzünden özellikle çocuklar, çeşitli psikolojik Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
sorunlarla yüz yüze geliyorlar. (VI) den hangisi söylenemez?
E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
1. Bu testte sırasıyla, Tarih (1–17), Coğrafya (18–31), Felsefe (32–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Sosyal Bilimler Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
D) I ve II E) I, II ve III
5. XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti, iltizam usulünde yap- 7. Aşağıdakilerden hangisinin Osmanlı Devleti’nde
tığı değişiklikle yüklü bir peşin ödemeyi de öngören yerli tüccar kesiminin güçlenmesini engellediği
malikâne usulünü getirmiştir. Buna göre mukaatalar savunulamaz?
mültezimlere daha önceki gibi üç yıllık sürelerle değil,
sürekli olarak ihale edilmeye başlanmıştır. A) Yabancılara kapitülasyonlarla ayrıcalıklar tanın-
ması
Yapılan bu değişiklikle güdülen amaç aşağıdaki-
lerden hangisidir? B) Üretimin tarıma dayalı olması
A) Yeniçeri Ocağının kaldırılmasına ortam hazır- C) Osmanlı deniz taşımacılığının yetersiz olması
lamak
B) Tek hazine sisteminden çoklu hazine sistemine D) Osmanlı sanayisinin rekabet gücünü giderek yi-
geçmek tirmesi
C) Hazineye daha fazla gelir sağlamak E) İpek ve Baharat yollarının önemini kaybetmesi
D) İşgaller karşısında halkın desteğini almak Onur, yukarıdaki azınlıklardan hangilerini söyle-
seydi Ahmet’e doğru bilgi vermiş olurdu?
E) Mebuslar Meclisini kapatmak
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
13. Sakarya Savaşı kazanılmasına karşın Yunan or- 15. Hindistan’daki bir tarikatın lideri olan Ağa Han ile İn-
dusunu kesin yenilgiye uğratan Başkomutan giltere Kralı’nın özel danışmanı Hintli Emir Ali, Baş-
Meydan Savaşı’nın yaklaşık bir yıl sonra yapılma- bakan İsmet Paşa’ya bir mektup yollayarak halifelik
sına aşağıdakilerden hangisinin neden olduğu sa- kurumuna dokunulmamasını rica etmişlerdir.
vunulabilir?
Bu durumun, halifelikle ilgili olarak
A) Doğu Cephesi’nde fiili mücadelenin sona erme- I. bu kurumun, tüm Müslümanlar üzerinde siyasal
sinin beklenmesi gücünün olduğu,
B) Ayaklanan Çerkez Ethem birliklerinin dağıtılması II. yabancıların, bu kurumu Türkiye’nin içişlerine
müdahale amacıyla kullanmak istedikleri,
C) İtalyanların birliklerini Anadolu’dan çekmeye baş- III. bu kurumun varlığının ülkede tartışma konusu
laması olduğu
D) Türk ordusunun eksiklerinin tamamlanması durumlarından hangilerine kanıt olduğu savunu-
labilir?
E) Ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için Tekâlif-i
Milliye Emirlerinin çıkarılması A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
C) Devletçilik D) Laiklik
E) Cumhuriyetçilik
17. Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti sadece iki şeye güve- 19. Türkiye’de, enerji tasarrufu sağlamak amacıyla yaz ve
nir. Biri millet kararı, diğeri en elim ve güç şartlar için- kış saati uygulanmaktadır. Bu uygulama kapsamında
de dünyanın takdirlerine hakkıyla layık olan ordumu- yılın yaklaşık beş aylık döneminde 30º Doğu meridye-
zun kahramanlığı; bu iki şeye güvenir.” demiştir. ninin, diğer dönemde ise 45º Doğu meridyeninin yerel
saati ulusal saat olarak kullanılmaktadır.
Atatürk’ün, bu sözüyle millî gücün
Buna göre, 45º Doğu meridyeninin yerel saatinin
I. siyasi, ulusal saat olarak kullanıldığı dönemde, Türkiye’ de,
aşağıdakilerden hangisi yaşanmaz?
II. askerî,
D) I ve II E) II ve III E) En sıcak ay
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
Aşağıdakilerden hangisi yapılırsa bu hata gideril-
miş olur?
21. Aşağıdaki haritada beş farklı doğrultu numaralarla 23. Orografik yağışlar, denizden gelen nemli hava kütle-
gösterilmiştir. lerinin kıyı çizgisine paralel uzanan dağ sıralarına
çarparak yükselmesi sonucu meydana gelir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Buna göre, bu tatil beldesinin aşağıdakilerden D) Karbon ve Perm dönemlerinde, bu kıtalarda daha
hangisinde yer alması beklenir? ılıman bir iklimin olduğunu
A) Datça Yarımadası’nda
E) Bu kıtalardaki yer şekillerinin, Karbon ve Perm
B) Gelibolu Yarımadası’nda dönemlerindekiyle aynı olduğunu
C) Bolu Dağları’nda
D) Çukurova’da
E) Çandarlı Körfezi’nde
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
28. Aşağıdaki grafikte, 1750-2000 yılları arasında Avrupa 30. I. Siyasi bölgeler zamanla işlevini yitirebilir.
ve Afrika kıtalarının nüfusu gösterilmiştir.
II. Siyasi bölgeyi oluşturan ülkelerde dil, din ve ırk
birliği vardır.
A) I ve III B) II ve IV C) III ve V
D) I, II ve V E) I, III ve IV
A) 1750-1900 yılları arasında Afrika’dan kıta dışına 31. Aşağıdakilerden hangisi, insanın doğaya olan et-
yoğun göç olmuştur. kisine örnek gösterilemez?
B) Üniversite kurulması
32. Zekânın ve bilgeliğin ölçütünün zenginlik olduğunu 34. Nesnenin bilgisinin söz konusu olabilmesi için önce
düşünen kişiler, Thales’le yoksul olduğu için alay nesnenin var olması gerekir. Örneğin ağacın ne oldu-
ederler. O da bunun üzerine zeytinin az olduğu o yıl, ğundan, türlerinden, yararlarından söz edebilmek için
elindeki bütün parayla, ihtiyaç olmadığı için ucuzlamış öncelikle “ağaç” denilen bir şey var olmalıdır.
olan ve zeytinyağı üretiminde kullanılan tüm presleri
satın alır. Sonraki hasat mevsimi geldiğinde ihtiyacı Bu parça aşağıdaki yargılardan hangisini destek-
olanlara bu presleri kendi belirlediği fiyattan kiralayarak ler?
çok para kazanır.
36. Filler neden büyük, gri ve kırışıktır? Çünkü ufak, beyaz 38. Nasrettin Hoca bir gün oğluyla birlikte şehre gitmek
ve yuvarlak olsalardı aspirin olurlardı. Ufak bir fil hayal üzere yola çıkar. Şehre birçok köyün içinden geçilerek
ederek ona “ufak bir fil” diyebiliriz. Beyaz bir fil hayal gidilmektedir. Hoca eşeğin üzerinde, oğlu da yürüyerek
ederek ona “beyaz bir fil” diyebiliriz. Kırışıksız bir fil de onu takip eder. İlk köyden geçerken köylüler “Koskoca
“kırışıksız bir fil” olur. Başka bir deyişle büyüklük, grilik adam eşeğe binmiş, küçücük çocuğu yürütmeye utan-
ve kırışıklılık, Aristoteles’in bir fili fil yapan şeyin ne mıyor!” diye kınarlar. Sonraki köyden geçerken Hoca
olduğunu tanımlama sınavını geçemez. Çünkü aspirin yürür, oğlu da eşeğin üzerindedir. Oradaki köylüler de
gibi ufak, beyaz ve yuvarlak bir şey bir fil olamaz ve “Görüyor musun saygısız çocuğu, koca adamı yürütü-
böyle bir nesneyle karşılaştığımızda aklımıza “Hey, yor.” derler. Üçüncü köyde Hoca ve çocuk eşeğe birlikte
ağzına attığın bir aspirin mi yoksa alışılmamış türden bir biner, bu kez de eşeğe acımıyorlar diye suçlanırlar.
fil mi?” diye sormak gelmez. Dördüncü köyde çocuk da Hoca da yürür, kınanmaktan
nasiplerini alırlar. Beşinci köyde Hoca ve oğlu eşeği
Bu parçada varlıkla ilgili aşağıda verilenlerden birlikte taşımalarına karşın kınanma durumu değişmez.
hangisi sorgulanmaktadır?
Bu parça ahlak felsefesinin temel problemlerinden
A) Ana maddenin neliği hangisinin soruşturulmasında örnek verilebilir?
E) Zorunlu varlık/mümkün varlık ayrımı C) Ahlakta her zaman iyi niyet yeterli midir?
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Temel Matematik Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 6 B) 2 C) 0 D) E)
2.
D) 1006 E) 1008
A) 4 B) 8 C) 9 D) 15 E) 16
8.
6.
A) 3 B) 4 C) 6 D) 8 E) 9
olduğuna göre, aşağıdaki sıralamalardan hangisi
doğrudur?
A) B) C)
D) E)
9.
A) B) C) 1 D) 2 E) 4
A) 9 B) 11 C) 12 D) 13 E) 15
A) x B) C)
D) E)
A) 8 B) 9 C) 10 D) 12 E) 15
olduğuna göre, ifadesinin değeri kaçtır?
A) B) C) 0 D) 1 E) 4
15.
a bir pozitif tam sayı ve ’tir. p bir asal sayı
olduğuna göre,
16. n bir pozitif tam sayı olmak üzere, n’yi kalansız bölen 19. Rasyonel sayılar kümesinde bildiğimiz toplama ve
pozitif tam sayıların kümesi S(n) ile gösteriliyor. çarpma işlemleri tanımlanıyor.
Buna göre, kesişim kümesinin ele- Buna göre, aşağıdakilerden hangisinin hem top-
man sayısı kaçtır? lama hem de çarpma işlemine göre tersi bir tam
sayıdır?
A) 4 B) 5 C) 6 D) 8 E) 9
A) B) C) 0
D) 2 E)
fonksiyonları veriliyor.
18.
A) B) C)
önermeleri veriliyor. D) E)
A) B) C)
21. Gerçel sayılar kümesinde tanımlı
D) E) I.
II.
III.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) I, II ve III
22. Bir işi 5 kadın işçi 20 günde, 5 erkek işçi ise 30 günde 24. Bir fabrikada üretilen iş makinelerinin sayısı gün so-
bitiriyor. nunda kayıt altına alınıyor. Tutulan kayıtlar o günle
birlikte o günden önce üretilmiş olan iş makinelerinin
toplam sayısıdır. Beş iş gününde tutulan kayıtlar aşa-
Buna göre, 2 kadın ve 2 erkek işçi aynı işi birlikte
ğıda verilmiştir.
kaç günde bitirir?
Pazartesi ve öncesi : 20
A) 20 B) 30 C) 40 D) 45 E) 50
Salı ve öncesi: x
Çarşamba ve öncesi: 90
Perşembe ve öncesi: 140
Cuma ve öncesi: y
A) 10 B) 11 C) 12 D) 13 E) 14
25. Bir yatırımcı, hesabındaki z TL’nin bir kısmıyla altın,
kalan kısmıyla da döviz alıyor. Yatırımcı bir süre son-
ra altınlarını % 20 kâr elde ederek x TL’ye, dövizlerini
ise % 20 zarar ederek y TL’ye satıyor.
A) B)
C) D)
E)
26. Beş öğrencinin aday olduğu sınıf başkanlığı seçimin- 29. Ali, ağzına kadar suyla dolu olan bir şişedeki suyun
de adayların aldıkları oy sayıları olan A, B, C, D, E yarısını elde etmek istiyor. Bunun için aynı şişeden
arasında boş bir tane alıyor ve şişelerdeki su yükseklikleri eşit
olana kadar dolu şişeden diğerine su aktarıyor.
Suyun yarısını elde etmek için yaptığı üç farklı dene-
eşitliği vardır. me aşağıda gösterilmiştir.
Seçim sonucu dairesel grafikte gösterildiğinde
C tane oy alan adaya ait daire diliminin merkez
açısı kaç derece olur?
A) 45 B) 60 C) 90 D) 120 E) 180
A) 5 B) 4 C) 3 D) 2 E) 1
31. Bir depoda bulunan portakal ve mandalinaların mik- 34. ABC bir ikizkenar
tarı toplam 50 tondur. Portakalların % 7’si, manda- üçgen
linaların ise % 8’i çürümüştür. Çürüyen portakal ve
mandalina miktarı toplam 3,8 tondur.
32.
Bir otobüse 3 kadın binerse yolcuların ’ü kadın
’ü erkek olacaktı.
A) 21 B) 24 C) 28 D) 30 E) 32 35.
ABC bir üçgen
A) B) C) D) E)
37. 39.
Buna göre, taralı bölgenin alanı a, b ve c türünden y eksenine göre simetriği alınıyor ve A ile , B ile ,
aşağıdakilerin hangisine eşittir? C ile simetrik nokta çiftleri olacak şekilde
üçgeni elde ediliyor. Elde edilen bu üçgen de
A) B) C)
D) E)
A) B) C) D) E)
1. Bu testte sırasıyla, Fizik (1–14), Kimya (15–27), Biyoloji (28–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Fen Bilimleri Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 1 B) C) D) E)
2.
D) N’de E) P’de
4. 5.
A) 1 B) C) 2 D) E)
6. 7.
A)
(Bu işlemler sırasında sıvıların sıcaklıkları değişme-
mektedir.)
B)
C) A) B) 1 C) D) E) 2
D)
E)
8. 10.
A) K L
11. 12.
oranı kaçtır? A) B) C)
D) E)
A) B) C) 1 D) E)
13.
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
18. Uçucu olmayan bir X katısı 100 gram suda en fazla, 20. bileşiğiyle ilgili bazı bilgiler şöyledir:
’de 17 gram,
bileşiğinin 0,1 molü 12 gramdır.
’de 27 gram,
Bileşikteki X, Y, Z atomlarının kütlece birleşme
’de 39 gram oranları (X:Y:Z) sırasıyla 3:4:8’dir.
D) 21. Atom kuramına göre, baş kuantum sayısı (n) ile ilgili
’de 20 gram X katısının 100 gram suda
aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
E) ’de 30 gram X katısının 100 gram suda A) Baş kuantum sayısı, temel enerji düzeyini belirtir
ve sıfırdan büyük tam sayıdır.
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
D) Stronsiyum karbonat
22. Periyodik çizelgeyle ilgili aşağıdaki ifadelerden 23. X, Y, Z elementleriyle ilgili bilgiler şöyledir:
hangisi yanlıştır?
X’in, iyonunun elektron dağılımı ile
A) IA grubu elementlerinin elektron dağılımındaki bitmektedir.
son orbital s orbitalidir.
Y elementi, 4. periyot ve IIA grubundadır.
B) VIA grubu elementlerinin elektron dağılımı Z, VIIA grubunda ve atom numarası en küçük o-
lan elementtir.
ile biter.
Buna göre X, Y, Z elementlerinin periyodik
C) VA grubu elementlerinin elektron dağılımı çizelgedeki yerleri aşağıdakilerin hangisinde doğ-
ile biter. ru olarak verilmiştir?
B)
X
Y
Z
C) Z
D)
Z
X
Y
E)
Z
Y X
− +
A) X + ve Y3− B) Y3 ve Z C) X ve Z
− + 2+
D) Y3 ve Q 2 E) Z ve Q
Buna göre,
D) II ve III E) I, II ve III
26. X, Y, Z elementlerinden oluşan ya- 28. Bir proteinin, yüksek sıcaklıkta, düşük pH koşulunda ya
da çeşitli kimyasal maddelerin bulunduğu ortamda, üç
pılarındaki bağ türleri, aşağıdakilerin hangisinde boyutlu yapısı bozulmuş, ancak bu durumdan peptid
doğru olarak verilmiştir? bağları etkilenmemiştir.
ulaşılır.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) II ve III
Buna göre, bu makromoleküller aşağıdakilerin
hangisinde doğru olarak verilmiştir?
X Y Z
30. Hücre ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi 32. Aşağıdaki olaylardan hangisi mitoz ve mayoz II
yanlıştır? bölünmenin her ikisinde de kural olarak gerçek-
leşir?
A) Ökaryotik hücrelerde zarlı organeller bulunur.
A) Sinapsis olması
B) Yeni bir hücre ancak başka bir hücrenin bölün- B) Krossing over olması
mesiyle oluşur.
C) Haploid kromozomlu yavru hücre oluşması
C) Hücre büyüdükçe yüzey alanı/hacim oranı aza-
lır. D) Kardeş kromatitlerin birbirinden ayrılması
D) Hücre canlılığın temel birimidir.
E) Homolog kromozomların birbirinden ayrılması
A) B)
Zaman Zaman
A) 1. bireyin genotipi: OO Rr
B) 2. bireyin genotipi: AO rr
C) 3. bireyin genotipi: AA rr
Zaman Zaman
D) 4. bireyin genotipi: BO Rr
E) E) 5. bireyin genotipi: AO Rr
Zaman
34. Balıkların solungacında kılcal damarlardaki kan akışı ile 35. İnsanda, işaretlenmiş bir alyuvar, akciğer atardamarı
su akış yönü birbirine terstir. Bu iki ortam arasın- içine veriliyor; bu işaretli alyuvara bir süre sonra alt ana
daki oksijen difüzyonu Şekil 1’de şematize edilmiştir. toplardamarında rastlanıyor.
Difüzyon sonunda kanın oksijen doygunluğunda (%)
meydana gelen değişimin grafiği de altında verilmiştir. Bu alyuvar kalpten bir kez geçtiğine göre, aşağıdaki
yapıların hangisinden geçmemiştir?
E) Akciğer toplardamarı
A) B)
100 100
Su Su
50 50
Kan Kan
0 0
C) D)
Su Su
100 100
Kan Kan
50 50
Buna göre fotosentez ürünlerinin taşındığı yapı,
şekilde hangi numarayla gösterilmiştir?
0 0
A) I B) II C) III D) IV E) V
E)
Su
100
Kan
50
37. Bitkiler, çiçeklenme için gereksinim duydukları ışık 38. Çiçekli bir bitkinin üremesindeki bazı evreler aşağı-
alma sürelerine göre uzun gün bitkisi ya da kısa gün daki şekilde numaralandırılmıştır.
bitkisi olarak isimlendirilir. Bir uzun gün bitkisiyle bir
kısa gün bitkisi farklı ışık alma sürelerine tabi tutul-
duğunda gerçekleşen çiçeklenme durumları aşağı-
daki şekilde gösterilmiştir.
Bu deneyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi Bu evrelerin hangisinin sonunda meydana gelen
söylenemez? hücrelerin genotipi, bu hücreleri üreten hücre-
ninkinden farklıdır?
A) Kısa gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten az
(Bu üreme döngüsünde mutasyon gerçekleşmediği
olduğunda çiçeklenmiştir.
kabul edilecektir.)
B) Uzun gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
fazla olduğunda çiçeklenmiştir.
D) I ve II E) I ve III
C) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi, ışık
alma süresi 12 saatten az olsa da uzun gün
bitkisinin çiçeklenmesini sağlamıştır.
D) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi kısa
gün bitkisinin çiçeklenmesini önlemiştir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
47 Test Bitti.
Cevaplarınızı Kontrol Ediniz.
;e*U;}Z `G+
`B68f,8V,tFV
M9991.01007
(Bu numarayı c evap k âğıdınızdaki ilgili alana kodlama yı unut mayınız.)
ADI
SOYADI
DİKKAT!
SINAV BAŞLAMADAN ÖNCE AŞAĞIDAKİ UYARILARI MUTLAKA OKUYUNUZ.
1. Adınız, soyadınız, T.C. Kimlik Numaranız ve sınav salon numaranız yukarıdakilerden farklı ve
kitapçık üzerine basılı olan fotoğraf size ait değilse bunu salon başkanına belirterek size ait
soru kitapçığının verilmesini sağlayınız.
1. Bu kitapçıkta sırasıyla Türkçe Testi, Sosyal Bilimler 4. Bu testler puanlanırken her testteki doğru cevap-
Testi, Temel Matematik Testi, Fen Bilimleri Testi larınızın sayısından yanlış cevaplarınızın sayısının
bulunmaktadır. dörtte biri düşülecek ve kalan sayı o testle ilgili ham
puanınız olacaktır. Bu nedenle, hakkında hiçbir
2. Bu testler için verilen toplam cevaplama süresi 160
fikriniz olmayan soruları boş bırakınız. Ancak,
dakikadır. Bu süreyi, cevaplayacağınız testleri dik-
soruda verilen seçeneklerden birkaçını eleyebiliyor-
kate alarak kullanınız.
sanız kalanlar arasında doğru cevabı kestirmeye
3. Bu kitapçıktaki testlerde yer alan her sorunun sade- çalışmanız yararınıza olabilir.
ce bir doğru cevabı vardır. Bir soru için birden çok
5. Sınavda uyulacak kurallar bu kitapçığın arka kapa-
cevap yeri işaretlenmişse o soru yanlış cevaplan-
ğında belirtilmiştir.
mış sayılacaktır.
SINAVDA UYULACAK KURALLAR
1. Cep telefonu ile sınava girmek kesinlikle yasaktır. Çağrı cihazı, telsiz, fotoğraf makinesi vb. araçlarla; cep
bilgisayarı, kol ya da cep saati, her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlarla; silah ve benzeri teçhizatla;
müsvedde kâğıdı, defter, kitap, sözlük, sözlük işlevi olan elektronik aygıt, hesap cetveli, hesap makinesi, pergel,
açıölçer, cetvel vb. araçlarla sınava girmek kesinlikle yasaktır. Bu araçlarla sınava girmiş adaylar mutlaka Salon
Sınav Tutanağına yazılacak, bu adayların sınavı geçersiz sayılacaktır. Sınava kalem, silgi, kalemtıraş, saat
vb. araçla ve kulaklık, küpe, broş vb. takı, herhangi bir metal eşyayla girmek de kesinlikle yasaktır.
Yiyecek, içecek vb. tüketim malzemeleri de sınava getirilemez. Adaylar sınava şeffaf şişe içerisinde su
getirebileceklerdir.
2. Bu sınavda verilen toplam cevaplama süresi 160 dakikadır. Sınav başladıktan sonra ilk 120 ve son 15 dakika
içinde adayın sınavdan çıkmasına kesinlikle izin verilmeyecektir.
3. Sınav evrakını teslim ederek salonu terk eden aday, her ne sebeple olursa olsun, tekrar sınava alınma-
yacaktır.
4. Sınav süresince görevlilerle konuşmak, görevlilere soru sormak yasaktır. Aynı şekilde görevlilerin de adaylarla
yakından ve alçak sesle konuşmaları ayrıca, adayların birbirinden kalem, silgi vb. şeyleri istemeleri kesinlikle
yasaktır.
5. Sınav sırasında, görevlilerin her türlü uyarılarına uymak zorundasınız. Sınavınızın geçerli sayılması, her şeyden
önce, sınav kurallarına uymanıza bağlıdır. Kurallara aykırı davranışta bulunanların ve yapılacak uyarılara
uymayanların kimlik bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve sınavları geçersiz sayılacaktır.
6. Sınav sırasında kopya çeken, çekmeye kalkışan, kopya veren, kopya çekilmesine yardım edenlerin kimlik
bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve bu adayların sınavları geçersiz sayılacaktır. Görevliler kopya
çekmeye ya da vermeye kalkışanları uyarmak zorunda değildir; sorumluluk size aittir.
Adayların test sorularına verdikleri cevapların dağılımları bilgi işlem yöntemleriyle incelenecek, bu
incelemelerden elde edilen bulgular bireysel ya da toplu olarak kopya çekildiğini gösterirse kopya eylemine
katılan adayın/adayların cevaplarının bir kısmı ya da tamamı iptal edilecektir.
Sınav görevlileri bir salondaki sınavın, kurallara uygun biçimde yapılmadığını, toplu kopya girişiminde
bulunulduğunu raporlarında bildirdiği takdirde, ÖSYM takdir hakkını kullanarak bu salonda sınava giren tüm
adayların sınavını geçersiz sayabilir.
7. Cevap kâğıdında doldurmanız gereken alanlar bulunmaktadır. Bu alanları doldurunuz. Cevap kâğıdınızı
başkaları tarafından görülmeyecek şekilde tutmanız gerekmektedir. Cevap kâğıdına yazılacak her türlü yazıda
ve yapılacak bütün işaretlemelerde kurşun kalem kullanılacaktır. Sınav süresi bittiğinde cevapların cevap
kâğıdına işaretlenmiş olması gerekir. Soru kitapçığına işaretlenen cevaplar geçerli değildir.
8. Soru kitapçığınızı alır almaz, sayfaların eksik olup olmadığını, kitapçıkta basım hatalarının bulunup bulun-
madığını ve soru kitapçığının her sayfasında basılı bulunan soru kitapçığı numarasının, kitapçığın ön kapağında
basılı soru kitapçığı numarasıyla aynı olup olmadığını kontrol ediniz. Soru kitapçığınızın sayfası eksik ya da
basımı hatalıysa değiştirilmesi için salon başkanına başvurunuz.
9. Size verilen soru kitapçığının numarasını cevap kâğıdınızdaki “Soru Kitapçığı No” alanına kodlayınız.
10. Sınav sonunda soru kitapçıkları toplanacak ve ÖSYM’de tek tek incelenecektir. Soru kitapçığının bir sayfası bile
eksik çıkarsa sınavınız geçersiz sayılacaktır.
11. Cevap kâğıdına ve soru kitapçığına yazılması ve işaretlenmesi gereken bilgilerde bir eksiklik ve/veya yanlışlık
olması hâlinde sınavınızın değerlendirilmesi mümkün olamamaktadır. Tarafınızdan yazılması ve işaretlenmesi
gereken bu bilgilerde eksiklik ve/veya yanlışlık olduğunda durumunuz Sınav Salon Tutanağında belirtilecektir.
12. Soru kitapçığının sayfalarındaki boş yerleri müsvedde için kullanabilirsiniz.
13. Soruları ve/veya bu sorulara verdiğiniz cevapları ayrı bir kâğıda yazıp bu kâğıdı dışarı çıkarmanız kesinlikle
yasaktır.
14. Her testin cevaplarını cevap kâğıdındaki ilgili alana işaretlemeye dikkat ediniz.
15. Sınav salonundan ayrılmadan önce, soru kitapçığınızı ve cevap kâğıdınızı salon görevlilerine teslim etmeyi
unutmayınız.
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimi zin yazılı i zni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu
ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
1. Yahya Kemal’i ve Nazım Hikmet’i ayrı tutarsak küçük 3. Bir sanatçımız şöyle diyor: “Dergiler, edebiyatın yeral-
mutluluklar Türk şiirine Garip döneminde bir uğrayıp tı haritasıdır.” Nitekim bu dergilerde ilk ürünleri yayım-
geçmiştir, diyebiliriz. Biraz Ziya Osman, çok az Cahit lanan genç şairlerin çoğu, bir süre sonra çalışmalarını
Sıtkı… Onun dışında “Hüzün ki en çok yakışandır bi- kitaplaştırarak şairliklerinin ilk kilometre taşlarını ko-
ze.” anlayışı egemendir. Cemal Süreya’nın, Garip- yarlar.
çilerin izine basarak yürüdüğü kimi şiirlerinde de bu
anlayışın yansımalarını görürüz. Ne var ki onun şiirle- Bu parçada geçen “edebiyatın yeraltı haritası olma”
rinde genel olarak ince bir hüzün söz konusudur. sözüyle, dergilerin hangi özelliği belirtilmek isten-
miştir?
Bu parçada geçen “izine basarak yürüme” sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarları, yeni yazınsal türlere yönlendirme
C) Yenilerini eskilerinden ayırabilmek A) İyi şiirler, şairlerinden zengin bir birikim ister.
5. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraç 7. (I) Yaşadığı dönemin şiir anlayışından uzaklaşarak
içindeki sözün anlamını içermemektedir? uçlarda dolaşan, alışılmadık bağdaştırmaları ve imge-
leriyle zaman zaman, bilinen söylemin dışına taşan
şair, sürekli yenilikler peşinde koşmuştur. (II) Karşı-
A) Öykünüzü, yaşamın akışını düşündüren bir do- laştığı insanlık durumlarına yeni duygu ve anlamlar
ğallıkla yazın, bunu yapabilecek güçlü bir kalemi- yükleyerek onları yeniden yazmıştır. (III) Şiirlerini
niz var. (yazarlık yeteneği olmak) oluştururken boş alanlar bırakmış, uzun dizeleri kır-
mıştır. (IV) Şiirde bir yenilik gerçekleştirmek için dilin
yerleşik söz değerlerini olduğu gibi kullanmaktan ka-
B) Öykünüzdeki bilinmeyenlerden kurtulmak için öy- çınmış, dili yeniden kurmaya yönelmiştir. (V) Şiirle-
küdeki kadının kim olduğunu, nasıl bir yaşam rinin çoğunda, çok anlamlı sözcükler kullanarak deği-
sürdüğünü, ne iş yaptığını görünür kılın. (belir- şik çağrışımlar uyandırmıştır.
ginlik kazandırmak)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi,
C) Sizin yaptığınız gibi, bir dönemi küçük bir öyküye
sözü edilen şairin şiirlerinin içeriğiyle ilgilidir?
sığdırmak herkesin üstesinden gelebileceği bir iş
değildir. (zorluğu yenmek)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışı- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangile-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? ri anlamca birbirine en yakındır?
9. (I) Berna Moran’ın deyişiyle “huzursuzluğun romanı”, 11. Şairler arasında öteden beri süregelen açık ya da giz-
Fethi Naci’ye göre de “Türkçenin en güzel aşk roma- li bir yarış vardır. Oysa aynı gözeden su içen, aynı
nı” olan Huzur’un yayımlanışının üzerinden yaklaşık güneş altında ısınan, aynı ağacın gölgesinde oturan
elli yıl geçti. (II) Bu romanda olaylar, bir ağustos günü insanlardır onlar. Birbirlerine, sanıldığından daha çok
başlar ve radyodan İkinci Dünya Savaşı’nın başladı- ihtiyaçları vardır. Ölmüş şairlerle, onların anıları üze-
ğını haber veren bir anonsla biter. (III) Her ne kadar rinde yaşatılan dostluklar da dâhildir buna. ----? Kıs-
ilk bakışta aşk romanı gibi görünse de günahın ve ka- kanmalar, görmezden gelmeler, kara çalmalar… Neyi
vuşmanın değil, Doğu’yla Batı’nın, huzursuzluğun, paylaşamazlar? Herkesin kabı kendine göredir, ala-
zaman ve müziğin romanı olarak kabul edilir. (IV) Hu- cağı su miktarı bellidir oysa. Paylaşmanın, el ele ve-
zur, hiçbir zaman Madam Bovary’nin yarattığı etkiye rerek yaratacakları eleştiri ortamının sağlayacağı ya-
benzer bir etki yaratmamıştır. (V) Madam Bovary gibi rarlar üstünde durmak ve bunu geliştirmek varken ne-
can sıkıcı taşranın romanı değildir Huzur; tam tersine dir bu yok edici yarış?
çok eski, çok köklü bir kentin, İstanbul’un, Boğazi-
çi’nin romanıdır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de değerlendirme söz konusu değildir? A) Şairler arasındaki bütün bu çatışmalar gerçekte
şiirimizin tematik haritasını daraltır mı
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
B) Bunu bilmelerine karşın nedir bu sevgisizlik şair-
ler arasında
C) Öyleyse neden şiirin kolaya kaçma sanatı olduğu
izlenimi yaratılıyor
D) Şairler, birbirlerini değerlendirirken şiirsel ölçütler
kullanırlar mı
10. (I) Günümüzde, yeni yetişen genç yazarlar kendinden E) Oysa her şair, şiirini kendi yaşam serüveninden
öncekileri tanımadıkları, okumadıkları için bir eksiklik çıkarmaz mı
duymuyor sanki. (II) Bunlar deneyimli, usta yazarların
önünde yaprak gibi titremiyor artık, kendine çok güve-
niyor. (III) Bununla birlikte yapıtları ilgiyle karşılanan,
geniş okur kitlelerine seslenen sanatçının çok iyi ya-
zar olduğu yanılgısına düşüyor. (IV) Yeni kuşağın “Ne
olacaksa çabucak olsun.” düşüncesinden doğan bu
gözü kara yarış, bence oldukça tehlikeli. (V) Çünkü
bu, bireyciliğin, “ben ben”ciliğin egemenliği anlamına
gelir.
12. Sokrates’ten önceki ilk Batılı filozoflar, geçmişten iki 13. Türküler, şiirler iç dünyamızın sesi olarak yazılmış ol-
büyük kopuşu aynı anda gerçekleştirdiler. İlk önce, salar da bizden çıktıkları anda topluma mal olmuştur
kendi akıllarını kullanarak dünyayı anlamaya çalıştı- artık. Yalnız topluma mal olmakla kalsa iyi. Yerelden
lar. Bu tek başına, tümüyle yeni bir şeydi ve insanın ulusala, ulusaldan evrensele bir değişme ve gelişme
gelişmesinde en önemli köşe taşlarından birini oluş- çizgisi izleyerek bütün insanlığın ortak değeri hâline
turdu. Aynı zamanda insanlara, akıllarını nasıl kulla- gelir. Örneğin Yunus Emre’nin şiirlerinde yansıtılan
nacaklarını ve kendi başlarına nasıl düşüneceklerini duygular salt bize mi özgüdür? Neruda, yalnızca Şi-
de öğrettiler. ----. Onlar bilgi birikimlerini olduğu gibi li’nin acılarını yansıtmıştır, deyip dışlayabilir miyiz onu?
öğrencilerine aktarmak yerine, onları tartışmaya, Acısı acımız olmuştur, halkı da halkımız. Kısaca ----.
düşünce alışverişinde bulunmaya, kendi düşüncele-
rini ileri sürmeye ve savlarını kanıtlamaya özendiren Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
öğretmenlerdi. aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
14. Gerek edebiyat dergilerinde gerekse gazetelerin sa- 15. Yayınevlerinin tercihi her zaman romandan yana ol-
nat-edebiyat sayfalarında yer alan söyleşilerde, ne- muştur. Yalnız bizde değil, dünyada da böyle. Öykü-
dense hep aynı konular konuşuluyor ve bundan bir ler ise daha çok dergilerde varlıklarını sürdürüyor.
türlü vazgeçilmiyor. Bir yazarın yeni bir romanı mı Öykü kitabı yayımlamakta direnen genç yeteneklere
çıkmış, sorusu hemen hazır: “Bu yapıtınızı yazarken olanak sağlayan yayınevleri - neyse ki - var. Şu da bir
neyi amaçladınız?” ya da “Yapıtınız yaşadıklarınız- gerçek ki beş altı yıldır durağan bir ortamda kendini
dan izler taşıyor mu?” Cevaplar da üç aşağı beş yu- yineliyor öykü ama yenileyemiyor. Bu nereye kadar
karı aynı düşünceler etrafında dönüyor. Peki neden sürer, kestirmek güç; ardından bir yükselişin, belki de
bu sınırlılık? Bence bu, yazardan değil, soruyu so- sıçramanın yaşanacağı kesin.
randan kaynaklanıyor. Çünkü söyleşilerde asıl yön-
lendirici, soruyu sorandır. Bu nedenle sanatçının dü- Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
şünce üreterek sanatını geliştirmesinde ve yapıtları- olarak söylenmiş olabilir?
nın değerlendirilmesinde ona sorulacak soruların
önemli bir payı vardır. ----.
A) Yayınevleri öykü seçiminde hangi ölçütlere bağlı
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre kalıyor?
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
B) Roman türündeki kalıplaşmaya gidiş konusunda
ne düşünüyorsunuz?
A) Bütün bunlara bakarak eleştirel yaklaşımın ne
C) Öykücülerin soyut konulara ağırlık verişini neye
denli önemli olduğunu söylemek hiç de yanlış ol-
bağlıyorsunuz?
maz
D) Türk edebiyatında romanın yükselişi karşısında
B) Bu sorun bence temelde birbirini izleyen aynı öykünün konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
nitelikteki durumların art arda sıralanmasından
doğuyor E) Genç yazarları öykü yazmaya yönlendirmek için
neler yapılabilir?
C) Hangi yazara sorarsanız sorun, hepsi kendine
özgü yazma yöntemlerinin olduğunu söyleyecek-
tir
D) Üstelik yapıtın niteliğini yazarın donanımı belirler
ve bunun üzerine söylenebilecek çok söz vardır 16. Modayı sevmem. Örneğin herkesin aynı anda, aynı
şeyleri giymesi, bana nedense ters gelir. Benim pus-
lu, gözlerden uzak ve reklamı çok yapılmamış olan
E) Kısaca hem eleştirmenlerin hem de sanatçılarla hoşuma gider her zaman. Çünkü yönlendirilmeyi de-
söyleşi yapanların, her düzeyden insanın ilgisini ğil, özgürce keşfetmeyi severim. Bilinçaltıma baskı
çekecek nitelikte sorular sorması gerekiyor yapılmasını istemem.
17. Ödüller, genç bir şairin adının altı fosforlu bir kalemle 19. İnsanlar, toplu hâlde yaşama gereksinimi duyarlar.
çizilerek şiirlerinin tanınmasına olanak sağlıyorsa az Bunun için herkesin üzerinde anlaştığı, gittikçe yay-
şey mi bu? Ya da usta bir şairin, şiire verdiği emeğin gınlaşan ortak bir değerler sistemi gerekir. İşte ahlak,
ödülle taçlandırılmasının ne sakıncası olabilir ki? Üs- bu türden bir değerler sistemidir. Toplumda çekişen
telik şiir kitaplarının hemen hemen hiç satılmadığı, ve çatışan tarafların hiçbir ortak yanı kalmadığı du-
dolayısıyla kitapçıların, bu kitapları raflarına koymaya rumlarda bile birleştirici bir güç durumundadır. Ör-
yanaşmadığı ve dağıtımcıların, “şiir” sözcüğünü duy- neğin, dürüstlüğü değil de yalancılığı ya da sahte-
duğunda yüzlerini buruşturduğu günümüzde… Şiirin kârlığı kimse öneremiyor. Sadakat yerine ihanet, ada-
bu konumuna gönlü razı olmayan şairlerin verdiği let yerine haksızlık değerli gösterilemiyor. Çünkü ah-
emekleri, bütün şiirseverlerin takdirle karşılaması ge- lak, bir insan topluluğunun, üzerinde birleştiği ortak
rektiği kanısındayım. paydayı oluşturuyor.
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden ya- Bu parçadan ahlakla ilgili olarak aşağıdakilerin
kınmaktadır? hangisi çıkarılabilir?
A) Ödüllere karşı çıkılmasından A) İlkelerinin kişiden kişiye değişen, göreceli bir ni-
telik taşıdığı
B) Ödüllerin gelişigüzel dağıtılmasından B) Davranışları ve ilişkileri düzenleyen ana kurallar
olduğu
C) Günümüzde değer yargılarının değişmesinden C) Toplumdan topluma farklı özellikler taşıdığı
D) Genç şairlerin ödül alınca ustalaştıklarına inan- D) Yasaların öngördüğü yaptırımları içerdiği
malarından
E) Sanatçıların, yaratılarını oluştururken gerekli E) Kişileri değerlendirmede ayırıcı bir ölçüt olduğu
özeni göstermeyişlerinden
20. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından bu yana nostalji, 21. Bir zamanlar edebiyatın gücüne, bir şeyleri değiştire-
başka bir deyişle eskiye duyulan özlem gittikçe yay- bileceğine inanırdım. Benim için edebiyat, yaşam bo-
gınlaşıyor. Bu, bir bakıma insanların yaşamlarından yu temiz kalmanın, vicdani ve ahlaki çürümeye karşı
giderek daha fazla yakındıklarının bir göstergesi. Ar- durmanın göstergelerinden biriydi. Yıllarım, bu inan-
tık her kuşak yaşamın daha az mekanik, doğallığın cın etkisiyle gelişen bir tutkunun peşinden koşmakla
daha yaygın olduğu bir dönemi özlüyor. Bu özlem hiç geçti. Ama artık kabul edelim, bugünün insanı sözün
bitmeyecek gibi görünüyor. Çünkü teknolojik geliş- değerini bilmiyor. Okumayı sevdiğini söylüyor ama iyi
meler yaşamı kolaylaştırdığı ölçüde daraltıyor da. Bu romanlardan, öykülerden, gerçek şiirden habersiz.
yüzden günümüz insanı gözlerini geçmişe çeviriyor. Ömrünü edebiyata vermiş, köşesinde sessiz sessiz
Söz gelimi eski trenler böyle miydi, diye başlıyor, in- yaşayan gerçek yazarlara sırtını dönmüş. Yalnızca,
sanların atlı arabalarla yolculuk ettikleri günlere kadar yapıtları çok sattığı için kimi yazarların önünde uzun
gidiyor. kuyruklar oluştururken edebiyatın insanı çağırdığı o
gerçek dünyayı aşındırdığının farkında bile değil. Pe-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? ki, o zaman edebiyat ne işe yarıyor? Söylemesi zor
ama edebiyat bugün, yaratıları ilgi görmeyen üç beş
A) kişinin sığındığı, kuşatılmış bir kale.
İçinde bulunduğumuz koşulların geçmişi güzel-
leştiren çağrışımlar yarattığı Aşağıdakilerden hangisi edebiyatla ilgili olarak bu
B) İnsanlar arasındaki içtenlikli ilişkilerin yitip gittiği parçada yakınılan durumlardan biri değildir?
22. Çocukluğumuzda kaç kez duyduk kim bilir: “Çok oku- 23. Benim ansiklopediyle tanışmam, ortaokulda ödev
yan mı bilir, çok gezen mi?” Cevaptan çok, sorunun yapmak için kütüphaneye gittiğim günlere rastlar. Bir
kendisi önemliydi sanki. Ortada derin bir ikilem var- ansiklopediye sahip olmak o yıllarda, hayal edilemez
mış gibi ciddiyetle yöneltilirdi soru. Her seferinde bir şeydi. O, ancak bir kütüphanede bulunur ve belli
“Çok okuyan!” dememiz beklenirdi. Galiba ilköğ- bir süreliğine alınıp bakılabilir, dokunulabilir bir nes-
retimdeki öğretmenlerimiz, okuma sevgimizi böyle ar- neydi. Kocaman cüssesiyle bir ansiklopediyi kucakla-
tırmaya çalışırdı. Çok okumakla çok gezmek asla yan mak, sayfalarını karıştırmak, bir maddeyi arayıp bul-
yana gelemezmiş gibi… Bense okumayı da gezmeyi mak, başka bir gezegene inmek ve orada keşiflerde
de tutkuyla seven biri olarak ikiye bölünürdüm. Hiçbir bulunmaktan farksızdı. Ne yazık ki şimdiki çocuklar
zaman ısınamadım bu yapay ikileme, okumanın da ansiklopedi bile karıştırmıyorlar. O büyülü dünyadan,
içten içe bir seyahat olduğuna inandığımdan, her ki- o heyecandan habersiz yaşıyorlar. Öğretmenler ödev
tabın bizi başka bir yolculuğa çıkardığını düşündü- verirken “İnternetten bulun.” diyorlar. Onlar da hiçbir
ğümden. Okuyarak gezmek, her kitabı başlı başına çaba göstermeden İnternetten buldukları bilgiyi kop-
bir serüven sayarak bir başka ortama, bir başka ya- yalıyor; okuyup değerlendirmeden, hiçbir şey öğren-
şama uzanan bir yolculuk yapmak mümkündür çün- meden götürüp veriyorlar.
kü. Gezerken de her insanı ve her hayatı bir kitap gibi
düşünerek dünyayı okumak da mümkün. Okumak ve Bu parçada belirtilenler arasında aşağıdakilerden
gezmek aslında o kadar iç içe ki… hangisi yoktur?
24. Hemen hepimiz yazılarımızda, yerli yersiz alıntılar 25. Bazı sanatçılar, yaratıcılıklarını kamçılayan büyülü
yapmaktan, özellikle sözü, alçak gönüllülükle yabancı I
ozanlara, çağdaş düşünürlere bırakmaktan fazlasıyla
hoşlanıyoruz. Kimi zaman bunu öyle abartıyoruz ki anları “beyaz an” diye adlandırırmış. Yakalandığı
yazar olarak konuyla ilgili ne düşündüğümüz anlaşıl- II
mıyor. Ayrıca aynı alıntıların değişik yazarlarca da
kullanıldığını görüyoruz. Böylece tekrarın tekrarı bir sırada “Sonra devam ederim.” diyerek asla kesinti-
okuma, zaman kaybına, okuma ediminin yavanlaş- III
masına yol açıyor. Bu nedenle kendi özgün düşünce-
mizi dayanaklarıyla işlemeliyiz yazılarımızda. Yüzey- ye uğratılmaması, ertelenmemesi gerekirmiş bu
sellikten olabildiğince kaçınmalıyız. Kendi düşüncele-
rimizin de örneğin bir Valéry’ninki, Deleuze’ünki kadar
anın. Çünkü dönüp bakıldığında yerinde bulunama-
önemli olduğuna inanarak bir öz güven geliştirmeliyiz.
IV
Bu parçada alıntıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
yabilirmiş. Tükeninceye değin hakkının verilmesi
hangisine değinilmemiştir?
A) Yazılarda kullanılırken aslına bağlı kalınmadığına gerekirmiş, her zaman karşılaşılamayan bu beyaz
V
B) Belirli örneklere sık sık başvurulduğuna anların.
26. (I) Rengi uçmuş, sıradan yaşamımızda kendimize bir 28. (I) Yatılı olarak okuduğum ortaokul yıllarında, yaz ta-
ziyafet çekmek istediğimiz zaman kitapların kapağını tillerinde Kozlu’ya, ailemin yanına özlemle dönerdim.
aralarız. (II) Büyük bir açlıkla sayfaları çeviririz. (II) O yaşlarda evden yedi-sekiz ay uzakta kalmak ko-
(III) Gözlerimiz sözcükleri iştahla birer birer yerken lay değildi. (III) Arkadaşlarımı, okulumu çok seviyor-
zamandan ve mekândan kopuveririz. (IV) Başka in- dum, bugün de süren dostlukların temeli o yıllarda
sanların, başka diyarların görünmez konukları oluve- atılmıştı ama aile özlemi bir başka şeydi. (IV) Evimiz,
ririz. (V) Bu deneyimin ardından yaşadığımız ana geri denizin hemen kıyısındaki bir tepenin yamacındaydı.
döndüğümüzde ise ruhumuzda kopan fırtınalar ya (V) Dalga sesleri odamda sürekli yankılanırdı ve ben
şiddetlenir ya da dinginleşir ama her zaman bir şeyler doyamadığım o denizi, dalgaları büyük bir hazla izler-
değişir içimizde. dim. (VI) Hâlâ Kozlu’yu, o evi ve o dalga seslerini, öz-
lemin içimi sızlatan acısıyla anımsarım.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-
rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de ögelerin dizilişi “zarf tümleci, nesne, zarf tümleci
A) I. cümlede, nesne, belirtili isim tamlamasından ve yüklem” biçimindedir?
oluşmuştur.
A) I. B) II. C) III. D) V. E) VI.
B) II. cümlede, durum zarfı kullanılmıştır.
B) Ünlü düşmesi
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden
hangisi yanlıştır? C) Sürerlik fiili
30. Bir uğultu başlıyor söz dağarcığımda, sözcükler 32. Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Medet Köyü’nde ya-
Bu cümledeki altı çizili sözcüklerin hangisinde tanır. Usta derme çatma köy evinde yumurta kabu-
ünsüz benzeşmesi vardır?
33. Eğer o şiirler, o romanlar, o öyküler, o tiyatro yapıtları 35. (I) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz; onlar, metinlerde
olmasaydı, söylemek bile fazla, duygularımız daha az geçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın büyüsün-
bilinecek, bilgilerimiz daha az olacaktı. Çünkü ede- den çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denen
biyat, daha iyi duymamızı, daha iyi düşünmemizi sağ- bir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (III) Çünkü
lar. Daha doğru, daha insanca yaşamamıza yardımcı “olay” onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim,
olur. çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup getirmeme,
okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiir-
Bu parçada, virgülün işlevleriyle ilgili olarak aşa- lerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz.
ğıda verilenlerden hangisine uygun bir örnek (V) Bu da bize, Borges’in de dediği gibi, şiirin
yoktur? öğretilemeyecek ama duyumsatılabilecek bir tür oldu-
ğunu gösteriyor.
A) Ara sözleri ayırma Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
B) Sıralı cümleleri birbirinden ayırma
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
C) Özel olarak vurgulanması gereken bir ögeyi be-
lirtme
D) Tırnak içinde verilmeyen aktarma cümlelerini be-
lirtme
E) Art arda sıralanan eş görevli sözcük kümelerini
ayırma
36. (I) Editör, bir yayınevinin olmazsa olmazlarındandır.
(II) Yayımlanacak bir yapıtı düzenlemek, yayıma ha-
zırlamak ve yayımlamak gibi birçok işi ve işlevi var.
(III) Yazarın ve eserinin seçilmesinden, nasıl yayımla-
nacağına değin yayımlama işinin bütün aşamalarını
34. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bo- kapsayan zorlu bir iştir bu. (IV) Günümüzde editörlük,
zukluğu vardır? yayıncılık alanında kurumsallaşamamış işlerden.
(V) Yazarların çoğu, editörün yaptığı işi küçümseyip
onu yalnızca bir düzeltmen olarak algılıyor. (VI) Bu
A) Diplomalarını alacak öğrenciler salona sırayla gi- yüzden de editörlüğü böyle algılayan birçok yazarın
riş yaptılar. yayımlanan kitaplarında yanlışlardan geçilmiyor.
B) Müjdeyi vermek için mutfağa, annesinin yanına
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa-
heyecanla koştu.
ragraf hangi cümleyle başlar?
C) Konuşmasına başlamadan önce dinleyicilere
şöyle bir baktı. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
D) Eski öğrencilerin de katıldığı büyük bir toplantı
düzenlediler.
E) Yarıyıl tatilinde yapılacak olan Amasra gezisi er-
telendi.
37. (I) İnsan ilişkilerinin öneminin yeterince kavranmamış 39. Yazınsal yaratıcılığın gizi, ana dilde, ana dilin söz de-
olması, çocuk gelişimiyle ilgili birtakım sorunları da ğerlerindedir. Buna erişmesi, yazarın, ozanın önce-
beraberinde getirdi. (II) Söz gelimi günümüzde, kendi likle ana dilini, onun söz değerlerini sevmesine bağlı-
kendine oyun kuramadığı için üretken olamayan, edil- dır. Bu sevgiden yoksunsa kişi, gerçek anlamda yara-
gen, çevreye karşı ilgisiz, evlere hapsolmuş çocuklar tıcı olamaz. Büyük bir ozan da yaratıcılığın dilde, söz-
yetişiyor. (III) Bunların hayal güçleri, erken yaşta ta- cüklerde olduğunu söylüyor. Şöyle diyor sözcükler
nıştıkları ve hayatlarının doğal bir parçası olan tele- için: “Onların önünde ben diz çökerim, bana kalk de-
vizyonla ve bilgisayar oyunlarıyla sınırlanmış durum- yinceye değin kıpırdamam. Kısaca, değer veririm on-
da. (IV) Televizyondaki reklamlar çocukları ticari birer lara, arkalarından giderim sözcüklerin, izlerim onları.
araç olarak görüyor. (V) Kaba kuvveti ve silah kullan- İşte ben böylesine severim sözcükleri.”
mayı özendiren, sanat değeri düşük filmler ve kimi
yayınlar yüzünden özellikle çocuklar, çeşitli psikolojik Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
sorunlarla yüz yüze geliyorlar. (VI) den hangisi söylenemez?
E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
1. Bu testte sırasıyla, Tarih (1–17), Coğrafya (18–31), Felsefe (32–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Sosyal Bilimler Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
D) I ve II E) I, II ve III
5. XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti, iltizam usulünde yap- 7. Aşağıdakilerden hangisinin Osmanlı Devleti’nde
tığı değişiklikle yüklü bir peşin ödemeyi de öngören yerli tüccar kesiminin güçlenmesini engellediği
malikâne usulünü getirmiştir. Buna göre mukaatalar savunulamaz?
mültezimlere daha önceki gibi üç yıllık sürelerle değil,
sürekli olarak ihale edilmeye başlanmıştır. A) Yabancılara kapitülasyonlarla ayrıcalıklar tanın-
ması
Yapılan bu değişiklikle güdülen amaç aşağıdaki-
lerden hangisidir? B) Üretimin tarıma dayalı olması
A) Yeniçeri Ocağının kaldırılmasına ortam hazır- C) Osmanlı deniz taşımacılığının yetersiz olması
lamak
B) Tek hazine sisteminden çoklu hazine sistemine D) Osmanlı sanayisinin rekabet gücünü giderek yi-
geçmek tirmesi
C) Hazineye daha fazla gelir sağlamak E) İpek ve Baharat yollarının önemini kaybetmesi
D) İşgaller karşısında halkın desteğini almak Onur, yukarıdaki azınlıklardan hangilerini söyle-
seydi Ahmet’e doğru bilgi vermiş olurdu?
E) Mebuslar Meclisini kapatmak
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
13. Sakarya Savaşı kazanılmasına karşın Yunan or- 15. Hindistan’daki bir tarikatın lideri olan Ağa Han ile İn-
dusunu kesin yenilgiye uğratan Başkomutan giltere Kralı’nın özel danışmanı Hintli Emir Ali, Baş-
Meydan Savaşı’nın yaklaşık bir yıl sonra yapılma- bakan İsmet Paşa’ya bir mektup yollayarak halifelik
sına aşağıdakilerden hangisinin neden olduğu sa- kurumuna dokunulmamasını rica etmişlerdir.
vunulabilir?
Bu durumun, halifelikle ilgili olarak
A) Doğu Cephesi’nde fiili mücadelenin sona erme- I. bu kurumun, tüm Müslümanlar üzerinde siyasal
sinin beklenmesi gücünün olduğu,
B) Ayaklanan Çerkez Ethem birliklerinin dağıtılması II. yabancıların, bu kurumu Türkiye’nin içişlerine
müdahale amacıyla kullanmak istedikleri,
C) İtalyanların birliklerini Anadolu’dan çekmeye baş- III. bu kurumun varlığının ülkede tartışma konusu
laması olduğu
D) Türk ordusunun eksiklerinin tamamlanması durumlarından hangilerine kanıt olduğu savunu-
labilir?
E) Ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için Tekâlif-i
Milliye Emirlerinin çıkarılması A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
C) Devletçilik D) Laiklik
E) Cumhuriyetçilik
17. Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti sadece iki şeye güve- 19. Türkiye’de, enerji tasarrufu sağlamak amacıyla yaz ve
nir. Biri millet kararı, diğeri en elim ve güç şartlar için- kış saati uygulanmaktadır. Bu uygulama kapsamında
de dünyanın takdirlerine hakkıyla layık olan ordumu- yılın yaklaşık beş aylık döneminde 30º Doğu meridye-
zun kahramanlığı; bu iki şeye güvenir.” demiştir. ninin, diğer dönemde ise 45º Doğu meridyeninin yerel
saati ulusal saat olarak kullanılmaktadır.
Atatürk’ün, bu sözüyle millî gücün
Buna göre, 45º Doğu meridyeninin yerel saatinin
I. siyasi, ulusal saat olarak kullanıldığı dönemde, Türkiye’ de,
aşağıdakilerden hangisi yaşanmaz?
II. askerî,
D) I ve II E) II ve III E) En sıcak ay
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
Aşağıdakilerden hangisi yapılırsa bu hata gideril-
miş olur?
21. Aşağıdaki haritada beş farklı doğrultu numaralarla 23. Orografik yağışlar, denizden gelen nemli hava kütle-
gösterilmiştir. lerinin kıyı çizgisine paralel uzanan dağ sıralarına
çarparak yükselmesi sonucu meydana gelir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Buna göre, bu tatil beldesinin aşağıdakilerden D) Karbon ve Perm dönemlerinde, bu kıtalarda daha
hangisinde yer alması beklenir? ılıman bir iklimin olduğunu
A) Datça Yarımadası’nda
E) Bu kıtalardaki yer şekillerinin, Karbon ve Perm
B) Gelibolu Yarımadası’nda dönemlerindekiyle aynı olduğunu
C) Bolu Dağları’nda
D) Çukurova’da
E) Çandarlı Körfezi’nde
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
28. Aşağıdaki grafikte, 1750-2000 yılları arasında Avrupa 30. I. Siyasi bölgeler zamanla işlevini yitirebilir.
ve Afrika kıtalarının nüfusu gösterilmiştir.
II. Siyasi bölgeyi oluşturan ülkelerde dil, din ve ırk
birliği vardır.
A) I ve III B) II ve IV C) III ve V
D) I, II ve V E) I, III ve IV
A) 1750-1900 yılları arasında Afrika’dan kıta dışına 31. Aşağıdakilerden hangisi, insanın doğaya olan et-
yoğun göç olmuştur. kisine örnek gösterilemez?
B) Üniversite kurulması
32. Zekânın ve bilgeliğin ölçütünün zenginlik olduğunu 34. Nesnenin bilgisinin söz konusu olabilmesi için önce
düşünen kişiler, Thales’le yoksul olduğu için alay nesnenin var olması gerekir. Örneğin ağacın ne oldu-
ederler. O da bunun üzerine zeytinin az olduğu o yıl, ğundan, türlerinden, yararlarından söz edebilmek için
elindeki bütün parayla, ihtiyaç olmadığı için ucuzlamış öncelikle “ağaç” denilen bir şey var olmalıdır.
olan ve zeytinyağı üretiminde kullanılan tüm presleri
satın alır. Sonraki hasat mevsimi geldiğinde ihtiyacı Bu parça aşağıdaki yargılardan hangisini destek-
olanlara bu presleri kendi belirlediği fiyattan kiralayarak ler?
çok para kazanır.
36. Filler neden büyük, gri ve kırışıktır? Çünkü ufak, beyaz 38. Nasrettin Hoca bir gün oğluyla birlikte şehre gitmek
ve yuvarlak olsalardı aspirin olurlardı. Ufak bir fil hayal üzere yola çıkar. Şehre birçok köyün içinden geçilerek
ederek ona “ufak bir fil” diyebiliriz. Beyaz bir fil hayal gidilmektedir. Hoca eşeğin üzerinde, oğlu da yürüyerek
ederek ona “beyaz bir fil” diyebiliriz. Kırışıksız bir fil de onu takip eder. İlk köyden geçerken köylüler “Koskoca
“kırışıksız bir fil” olur. Başka bir deyişle büyüklük, grilik adam eşeğe binmiş, küçücük çocuğu yürütmeye utan-
ve kırışıklılık, Aristoteles’in bir fili fil yapan şeyin ne mıyor!” diye kınarlar. Sonraki köyden geçerken Hoca
olduğunu tanımlama sınavını geçemez. Çünkü aspirin yürür, oğlu da eşeğin üzerindedir. Oradaki köylüler de
gibi ufak, beyaz ve yuvarlak bir şey bir fil olamaz ve “Görüyor musun saygısız çocuğu, koca adamı yürütü-
böyle bir nesneyle karşılaştığımızda aklımıza “Hey, yor.” derler. Üçüncü köyde Hoca ve çocuk eşeğe birlikte
ağzına attığın bir aspirin mi yoksa alışılmamış türden bir biner, bu kez de eşeğe acımıyorlar diye suçlanırlar.
fil mi?” diye sormak gelmez. Dördüncü köyde çocuk da Hoca da yürür, kınanmaktan
nasiplerini alırlar. Beşinci köyde Hoca ve oğlu eşeği
Bu parçada varlıkla ilgili aşağıda verilenlerden birlikte taşımalarına karşın kınanma durumu değişmez.
hangisi sorgulanmaktadır?
Bu parça ahlak felsefesinin temel problemlerinden
A) Ana maddenin neliği hangisinin soruşturulmasında örnek verilebilir?
E) Zorunlu varlık/mümkün varlık ayrımı C) Ahlakta her zaman iyi niyet yeterli midir?
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Temel Matematik Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 6 B) 2 C) 0 D) E)
2.
D) 1006 E) 1008
A) 4 B) 8 C) 9 D) 15 E) 16
8.
6.
A) 3 B) 4 C) 6 D) 8 E) 9
olduğuna göre, aşağıdaki sıralamalardan hangisi
doğrudur?
A) B) C)
D) E)
9.
A) B) C) 1 D) 2 E) 4
A) 9 B) 11 C) 12 D) 13 E) 15
A) x B) C)
D) E)
A) 8 B) 9 C) 10 D) 12 E) 15
olduğuna göre, ifadesinin değeri kaçtır?
A) B) C) 0 D) 1 E) 4
15.
a bir pozitif tam sayı ve ’tir. p bir asal sayı
olduğuna göre,
16. n bir pozitif tam sayı olmak üzere, n’yi kalansız bölen 19. Rasyonel sayılar kümesinde bildiğimiz toplama ve
pozitif tam sayıların kümesi S(n) ile gösteriliyor. çarpma işlemleri tanımlanıyor.
Buna göre, kesişim kümesinin ele- Buna göre, aşağıdakilerden hangisinin hem top-
man sayısı kaçtır? lama hem de çarpma işlemine göre tersi bir tam
sayıdır?
A) 4 B) 5 C) 6 D) 8 E) 9
A) B) C) 0
D) 2 E)
fonksiyonları veriliyor.
18.
A) B) C)
önermeleri veriliyor. D) E)
A) B) C)
21. Gerçel sayılar kümesinde tanımlı
D) E) I.
II.
III.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) I, II ve III
22. Bir işi 5 kadın işçi 20 günde, 5 erkek işçi ise 30 günde 24. Bir fabrikada üretilen iş makinelerinin sayısı gün so-
bitiriyor. nunda kayıt altına alınıyor. Tutulan kayıtlar o günle
birlikte o günden önce üretilmiş olan iş makinelerinin
toplam sayısıdır. Beş iş gününde tutulan kayıtlar aşa-
Buna göre, 2 kadın ve 2 erkek işçi aynı işi birlikte
ğıda verilmiştir.
kaç günde bitirir?
Pazartesi ve öncesi : 20
A) 20 B) 30 C) 40 D) 45 E) 50
Salı ve öncesi: x
Çarşamba ve öncesi: 90
Perşembe ve öncesi: 140
Cuma ve öncesi: y
A) 10 B) 11 C) 12 D) 13 E) 14
25. Bir yatırımcı, hesabındaki z TL’nin bir kısmıyla altın,
kalan kısmıyla da döviz alıyor. Yatırımcı bir süre son-
ra altınlarını % 20 kâr elde ederek x TL’ye, dövizlerini
ise % 20 zarar ederek y TL’ye satıyor.
A) B)
C) D)
E)
26. Beş öğrencinin aday olduğu sınıf başkanlığı seçimin- 29. Ali, ağzına kadar suyla dolu olan bir şişedeki suyun
de adayların aldıkları oy sayıları olan A, B, C, D, E yarısını elde etmek istiyor. Bunun için aynı şişeden
arasında boş bir tane alıyor ve şişelerdeki su yükseklikleri eşit
olana kadar dolu şişeden diğerine su aktarıyor.
Suyun yarısını elde etmek için yaptığı üç farklı dene-
eşitliği vardır. me aşağıda gösterilmiştir.
Seçim sonucu dairesel grafikte gösterildiğinde
C tane oy alan adaya ait daire diliminin merkez
açısı kaç derece olur?
A) 45 B) 60 C) 90 D) 120 E) 180
A) 5 B) 4 C) 3 D) 2 E) 1
31. Bir depoda bulunan portakal ve mandalinaların mik- 34. ABC bir ikizkenar
tarı toplam 50 tondur. Portakalların % 7’si, manda- üçgen
linaların ise % 8’i çürümüştür. Çürüyen portakal ve
mandalina miktarı toplam 3,8 tondur.
32.
Bir otobüse 3 kadın binerse yolcuların ’ü kadın
’ü erkek olacaktı.
A) 21 B) 24 C) 28 D) 30 E) 32 35.
ABC bir üçgen
A) B) C) D) E)
37. 39.
Buna göre, taralı bölgenin alanı a, b ve c türünden y eksenine göre simetriği alınıyor ve A ile , B ile ,
aşağıdakilerin hangisine eşittir? C ile simetrik nokta çiftleri olacak şekilde
üçgeni elde ediliyor. Elde edilen bu üçgen de
A) B) C)
D) E)
A) B) C) D) E)
1. Bu testte sırasıyla, Fizik (1–14), Kimya (15–27), Biyoloji (28–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Fen Bilimleri Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 1 B) C) D) E)
2.
D) N’de E) P’de
4. 5.
A) 1 B) C) 2 D) E)
6. 7.
A)
(Bu işlemler sırasında sıvıların sıcaklıkları değişme-
mektedir.)
B)
C) A) B) 1 C) D) E) 2
D)
E)
8. 10.
A) K L
11. 12.
oranı kaçtır? A) B) C)
D) E)
A) B) C) 1 D) E)
13.
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
18. Uçucu olmayan bir X katısı 100 gram suda en fazla, 20. bileşiğiyle ilgili bazı bilgiler şöyledir:
’de 17 gram,
bileşiğinin 0,1 molü 12 gramdır.
’de 27 gram,
Bileşikteki X, Y, Z atomlarının kütlece birleşme
’de 39 gram oranları (X:Y:Z) sırasıyla 3:4:8’dir.
D) 21. Atom kuramına göre, baş kuantum sayısı (n) ile ilgili
’de 20 gram X katısının 100 gram suda
aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
E) ’de 30 gram X katısının 100 gram suda A) Baş kuantum sayısı, temel enerji düzeyini belirtir
ve sıfırdan büyük tam sayıdır.
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
D) Stronsiyum karbonat
22. Periyodik çizelgeyle ilgili aşağıdaki ifadelerden 23. X, Y, Z elementleriyle ilgili bilgiler şöyledir:
hangisi yanlıştır?
X’in, iyonunun elektron dağılımı ile
A) IA grubu elementlerinin elektron dağılımındaki bitmektedir.
son orbital s orbitalidir.
Y elementi, 4. periyot ve IIA grubundadır.
B) VIA grubu elementlerinin elektron dağılımı Z, VIIA grubunda ve atom numarası en küçük o-
lan elementtir.
ile biter.
Buna göre X, Y, Z elementlerinin periyodik
C) VA grubu elementlerinin elektron dağılımı çizelgedeki yerleri aşağıdakilerin hangisinde doğ-
ile biter. ru olarak verilmiştir?
B)
X
Y
Z
C) Z
D)
Z
X
Y
E)
Z
Y X
− +
A) X + ve Y3− B) Y3 ve Z C) X ve Z
− + 2+
D) Y3 ve Q 2 E) Z ve Q
Buna göre,
D) II ve III E) I, II ve III
26. X, Y, Z elementlerinden oluşan ya- 28. Bir proteinin, yüksek sıcaklıkta, düşük pH koşulunda ya
da çeşitli kimyasal maddelerin bulunduğu ortamda, üç
pılarındaki bağ türleri, aşağıdakilerin hangisinde boyutlu yapısı bozulmuş, ancak bu durumdan peptid
doğru olarak verilmiştir? bağları etkilenmemiştir.
ulaşılır.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) II ve III
Buna göre, bu makromoleküller aşağıdakilerin
hangisinde doğru olarak verilmiştir?
X Y Z
30. Hücre ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi 32. Aşağıdaki olaylardan hangisi mitoz ve mayoz II
yanlıştır? bölünmenin her ikisinde de kural olarak gerçek-
leşir?
A) Ökaryotik hücrelerde zarlı organeller bulunur.
A) Sinapsis olması
B) Yeni bir hücre ancak başka bir hücrenin bölün- B) Krossing over olması
mesiyle oluşur.
C) Haploid kromozomlu yavru hücre oluşması
C) Hücre büyüdükçe yüzey alanı/hacim oranı aza-
lır. D) Kardeş kromatitlerin birbirinden ayrılması
D) Hücre canlılığın temel birimidir.
E) Homolog kromozomların birbirinden ayrılması
A) B)
Zaman Zaman
A) 1. bireyin genotipi: OO Rr
B) 2. bireyin genotipi: AO rr
C) 3. bireyin genotipi: AA rr
Zaman Zaman
D) 4. bireyin genotipi: BO Rr
E) E) 5. bireyin genotipi: AO Rr
Zaman
34. Balıkların solungacında kılcal damarlardaki kan akışı ile 35. İnsanda, işaretlenmiş bir alyuvar, akciğer atardamarı
su akış yönü birbirine terstir. Bu iki ortam arasın- içine veriliyor; bu işaretli alyuvara bir süre sonra alt ana
daki oksijen difüzyonu Şekil 1’de şematize edilmiştir. toplardamarında rastlanıyor.
Difüzyon sonunda kanın oksijen doygunluğunda (%)
meydana gelen değişimin grafiği de altında verilmiştir. Bu alyuvar kalpten bir kez geçtiğine göre, aşağıdaki
yapıların hangisinden geçmemiştir?
E) Akciğer toplardamarı
A) B)
100 100
Su Su
50 50
Kan Kan
0 0
C) D)
Su Su
100 100
Kan Kan
50 50
Buna göre fotosentez ürünlerinin taşındığı yapı,
şekilde hangi numarayla gösterilmiştir?
0 0
A) I B) II C) III D) IV E) V
E)
Su
100
Kan
50
37. Bitkiler, çiçeklenme için gereksinim duydukları ışık 38. Çiçekli bir bitkinin üremesindeki bazı evreler aşağı-
alma sürelerine göre uzun gün bitkisi ya da kısa gün daki şekilde numaralandırılmıştır.
bitkisi olarak isimlendirilir. Bir uzun gün bitkisiyle bir
kısa gün bitkisi farklı ışık alma sürelerine tabi tutul-
duğunda gerçekleşen çiçeklenme durumları aşağı-
daki şekilde gösterilmiştir.
Bu deneyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi Bu evrelerin hangisinin sonunda meydana gelen
söylenemez? hücrelerin genotipi, bu hücreleri üreten hücre-
ninkinden farklıdır?
A) Kısa gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten az
(Bu üreme döngüsünde mutasyon gerçekleşmediği
olduğunda çiçeklenmiştir.
kabul edilecektir.)
B) Uzun gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
fazla olduğunda çiçeklenmiştir.
D) I ve II E) I ve III
C) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi, ışık
alma süresi 12 saatten az olsa da uzun gün
bitkisinin çiçeklenmesini sağlamıştır.
D) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi kısa
gün bitkisinin çiçeklenmesini önlemiştir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
47 Test Bitti.
Cevaplarınızı Kontrol Ediniz.
;e*U:}[+P
G+
Df6|x>VtFV
M9991.01008
(Bu numarayı c evap k âğıdınızdaki ilgili alana kodlama yı unut mayınız.)
ADI
SOYADI
DİKKAT!
SINAV BAŞLAMADAN ÖNCE AŞAĞIDAKİ UYARILARI MUTLAKA OKUYUNUZ.
1. Adınız, soyadınız, T.C. Kimlik Numaranız ve sınav salon numaranız yukarıdakilerden farklı ve
kitapçık üzerine basılı olan fotoğraf size ait değilse bunu salon başkanına belirterek size ait
soru kitapçığının verilmesini sağlayınız.
1. Bu kitapçıkta sırasıyla Türkçe Testi, Sosyal Bilimler 4. Bu testler puanlanırken her testteki doğru cevap-
Testi, Temel Matematik Testi, Fen Bilimleri Testi larınızın sayısından yanlış cevaplarınızın sayısının
bulunmaktadır. dörtte biri düşülecek ve kalan sayı o testle ilgili ham
puanınız olacaktır. Bu nedenle, hakkında hiçbir
2. Bu testler için verilen toplam cevaplama süresi 160
fikriniz olmayan soruları boş bırakınız. Ancak,
dakikadır. Bu süreyi, cevaplayacağınız testleri dik-
soruda verilen seçeneklerden birkaçını eleyebiliyor-
kate alarak kullanınız.
sanız kalanlar arasında doğru cevabı kestirmeye
3. Bu kitapçıktaki testlerde yer alan her sorunun sade- çalışmanız yararınıza olabilir.
ce bir doğru cevabı vardır. Bir soru için birden çok
5. Sınavda uyulacak kurallar bu kitapçığın arka kapa-
cevap yeri işaretlenmişse o soru yanlış cevaplan-
ğında belirtilmiştir.
mış sayılacaktır.
SINAVDA UYULACAK KURALLAR
1. Cep telefonu ile sınava girmek kesinlikle yasaktır. Çağrı cihazı, telsiz, fotoğraf makinesi vb. araçlarla; cep
bilgisayarı, kol ya da cep saati, her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlarla; silah ve benzeri teçhizatla;
müsvedde kâğıdı, defter, kitap, sözlük, sözlük işlevi olan elektronik aygıt, hesap cetveli, hesap makinesi, pergel,
açıölçer, cetvel vb. araçlarla sınava girmek kesinlikle yasaktır. Bu araçlarla sınava girmiş adaylar mutlaka Salon
Sınav Tutanağına yazılacak, bu adayların sınavı geçersiz sayılacaktır. Sınava kalem, silgi, kalemtıraş, saat
vb. araçla ve kulaklık, küpe, broş vb. takı, herhangi bir metal eşyayla girmek de kesinlikle yasaktır.
Yiyecek, içecek vb. tüketim malzemeleri de sınava getirilemez. Adaylar sınava şeffaf şişe içerisinde su
getirebileceklerdir.
2. Bu sınavda verilen toplam cevaplama süresi 160 dakikadır. Sınav başladıktan sonra ilk 120 ve son 15 dakika
içinde adayın sınavdan çıkmasına kesinlikle izin verilmeyecektir.
3. Sınav evrakını teslim ederek salonu terk eden aday, her ne sebeple olursa olsun, tekrar sınava alınma-
yacaktır.
4. Sınav süresince görevlilerle konuşmak, görevlilere soru sormak yasaktır. Aynı şekilde görevlilerin de adaylarla
yakından ve alçak sesle konuşmaları ayrıca, adayların birbirinden kalem, silgi vb. şeyleri istemeleri kesinlikle
yasaktır.
5. Sınav sırasında, görevlilerin her türlü uyarılarına uymak zorundasınız. Sınavınızın geçerli sayılması, her şeyden
önce, sınav kurallarına uymanıza bağlıdır. Kurallara aykırı davranışta bulunanların ve yapılacak uyarılara
uymayanların kimlik bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve sınavları geçersiz sayılacaktır.
6. Sınav sırasında kopya çeken, çekmeye kalkışan, kopya veren, kopya çekilmesine yardım edenlerin kimlik
bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve bu adayların sınavları geçersiz sayılacaktır. Görevliler kopya
çekmeye ya da vermeye kalkışanları uyarmak zorunda değildir; sorumluluk size aittir.
Adayların test sorularına verdikleri cevapların dağılımları bilgi işlem yöntemleriyle incelenecek, bu
incelemelerden elde edilen bulgular bireysel ya da toplu olarak kopya çekildiğini gösterirse kopya eylemine
katılan adayın/adayların cevaplarının bir kısmı ya da tamamı iptal edilecektir.
Sınav görevlileri bir salondaki sınavın, kurallara uygun biçimde yapılmadığını, toplu kopya girişiminde
bulunulduğunu raporlarında bildirdiği takdirde, ÖSYM takdir hakkını kullanarak bu salonda sınava giren tüm
adayların sınavını geçersiz sayabilir.
7. Cevap kâğıdında doldurmanız gereken alanlar bulunmaktadır. Bu alanları doldurunuz. Cevap kâğıdınızı
başkaları tarafından görülmeyecek şekilde tutmanız gerekmektedir. Cevap kâğıdına yazılacak her türlü yazıda
ve yapılacak bütün işaretlemelerde kurşun kalem kullanılacaktır. Sınav süresi bittiğinde cevapların cevap
kâğıdına işaretlenmiş olması gerekir. Soru kitapçığına işaretlenen cevaplar geçerli değildir.
8. Soru kitapçığınızı alır almaz, sayfaların eksik olup olmadığını, kitapçıkta basım hatalarının bulunup bulun-
madığını ve soru kitapçığının her sayfasında basılı bulunan soru kitapçığı numarasının, kitapçığın ön kapağında
basılı soru kitapçığı numarasıyla aynı olup olmadığını kontrol ediniz. Soru kitapçığınızın sayfası eksik ya da
basımı hatalıysa değiştirilmesi için salon başkanına başvurunuz.
9. Size verilen soru kitapçığının numarasını cevap kâğıdınızdaki “Soru Kitapçığı No” alanına kodlayınız.
10. Sınav sonunda soru kitapçıkları toplanacak ve ÖSYM’de tek tek incelenecektir. Soru kitapçığının bir sayfası bile
eksik çıkarsa sınavınız geçersiz sayılacaktır.
11. Cevap kâğıdına ve soru kitapçığına yazılması ve işaretlenmesi gereken bilgilerde bir eksiklik ve/veya yanlışlık
olması hâlinde sınavınızın değerlendirilmesi mümkün olamamaktadır. Tarafınızdan yazılması ve işaretlenmesi
gereken bu bilgilerde eksiklik ve/veya yanlışlık olduğunda durumunuz Sınav Salon Tutanağında belirtilecektir.
12. Soru kitapçığının sayfalarındaki boş yerleri müsvedde için kullanabilirsiniz.
13. Soruları ve/veya bu sorulara verdiğiniz cevapları ayrı bir kâğıda yazıp bu kâğıdı dışarı çıkarmanız kesinlikle
yasaktır.
14. Her testin cevaplarını cevap kâğıdındaki ilgili alana işaretlemeye dikkat ediniz.
15. Sınav salonundan ayrılmadan önce, soru kitapçığınızı ve cevap kâğıdınızı salon görevlilerine teslim etmeyi
unutmayınız.
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimi zin yazılı i zni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu
ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
1. Yahya Kemal’i ve Nazım Hikmet’i ayrı tutarsak küçük 3. Bir sanatçımız şöyle diyor: “Dergiler, edebiyatın yeral-
mutluluklar Türk şiirine Garip döneminde bir uğrayıp tı haritasıdır.” Nitekim bu dergilerde ilk ürünleri yayım-
geçmiştir, diyebiliriz. Biraz Ziya Osman, çok az Cahit lanan genç şairlerin çoğu, bir süre sonra çalışmalarını
Sıtkı… Onun dışında “Hüzün ki en çok yakışandır bi- kitaplaştırarak şairliklerinin ilk kilometre taşlarını ko-
ze.” anlayışı egemendir. Cemal Süreya’nın, Garip- yarlar.
çilerin izine basarak yürüdüğü kimi şiirlerinde de bu
anlayışın yansımalarını görürüz. Ne var ki onun şiirle- Bu parçada geçen “edebiyatın yeraltı haritası olma”
rinde genel olarak ince bir hüzün söz konusudur. sözüyle, dergilerin hangi özelliği belirtilmek isten-
miştir?
Bu parçada geçen “izine basarak yürüme” sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarları, yeni yazınsal türlere yönlendirme
C) Yenilerini eskilerinden ayırabilmek A) İyi şiirler, şairlerinden zengin bir birikim ister.
5. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraç 7. (I) Yaşadığı dönemin şiir anlayışından uzaklaşarak
içindeki sözün anlamını içermemektedir? uçlarda dolaşan, alışılmadık bağdaştırmaları ve imge-
leriyle zaman zaman, bilinen söylemin dışına taşan
şair, sürekli yenilikler peşinde koşmuştur. (II) Karşı-
A) Öykünüzü, yaşamın akışını düşündüren bir do- laştığı insanlık durumlarına yeni duygu ve anlamlar
ğallıkla yazın, bunu yapabilecek güçlü bir kalemi- yükleyerek onları yeniden yazmıştır. (III) Şiirlerini
niz var. (yazarlık yeteneği olmak) oluştururken boş alanlar bırakmış, uzun dizeleri kır-
mıştır. (IV) Şiirde bir yenilik gerçekleştirmek için dilin
yerleşik söz değerlerini olduğu gibi kullanmaktan ka-
B) Öykünüzdeki bilinmeyenlerden kurtulmak için öy- çınmış, dili yeniden kurmaya yönelmiştir. (V) Şiirle-
küdeki kadının kim olduğunu, nasıl bir yaşam rinin çoğunda, çok anlamlı sözcükler kullanarak deği-
sürdüğünü, ne iş yaptığını görünür kılın. (belir- şik çağrışımlar uyandırmıştır.
ginlik kazandırmak)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi,
C) Sizin yaptığınız gibi, bir dönemi küçük bir öyküye
sözü edilen şairin şiirlerinin içeriğiyle ilgilidir?
sığdırmak herkesin üstesinden gelebileceği bir iş
değildir. (zorluğu yenmek)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışı- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangile-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? ri anlamca birbirine en yakındır?
9. (I) Berna Moran’ın deyişiyle “huzursuzluğun romanı”, 11. Şairler arasında öteden beri süregelen açık ya da giz-
Fethi Naci’ye göre de “Türkçenin en güzel aşk roma- li bir yarış vardır. Oysa aynı gözeden su içen, aynı
nı” olan Huzur’un yayımlanışının üzerinden yaklaşık güneş altında ısınan, aynı ağacın gölgesinde oturan
elli yıl geçti. (II) Bu romanda olaylar, bir ağustos günü insanlardır onlar. Birbirlerine, sanıldığından daha çok
başlar ve radyodan İkinci Dünya Savaşı’nın başladı- ihtiyaçları vardır. Ölmüş şairlerle, onların anıları üze-
ğını haber veren bir anonsla biter. (III) Her ne kadar rinde yaşatılan dostluklar da dâhildir buna. ----? Kıs-
ilk bakışta aşk romanı gibi görünse de günahın ve ka- kanmalar, görmezden gelmeler, kara çalmalar… Neyi
vuşmanın değil, Doğu’yla Batı’nın, huzursuzluğun, paylaşamazlar? Herkesin kabı kendine göredir, ala-
zaman ve müziğin romanı olarak kabul edilir. (IV) Hu- cağı su miktarı bellidir oysa. Paylaşmanın, el ele ve-
zur, hiçbir zaman Madam Bovary’nin yarattığı etkiye rerek yaratacakları eleştiri ortamının sağlayacağı ya-
benzer bir etki yaratmamıştır. (V) Madam Bovary gibi rarlar üstünde durmak ve bunu geliştirmek varken ne-
can sıkıcı taşranın romanı değildir Huzur; tam tersine dir bu yok edici yarış?
çok eski, çok köklü bir kentin, İstanbul’un, Boğazi-
çi’nin romanıdır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de değerlendirme söz konusu değildir? A) Şairler arasındaki bütün bu çatışmalar gerçekte
şiirimizin tematik haritasını daraltır mı
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
B) Bunu bilmelerine karşın nedir bu sevgisizlik şair-
ler arasında
C) Öyleyse neden şiirin kolaya kaçma sanatı olduğu
izlenimi yaratılıyor
D) Şairler, birbirlerini değerlendirirken şiirsel ölçütler
kullanırlar mı
10. (I) Günümüzde, yeni yetişen genç yazarlar kendinden E) Oysa her şair, şiirini kendi yaşam serüveninden
öncekileri tanımadıkları, okumadıkları için bir eksiklik çıkarmaz mı
duymuyor sanki. (II) Bunlar deneyimli, usta yazarların
önünde yaprak gibi titremiyor artık, kendine çok güve-
niyor. (III) Bununla birlikte yapıtları ilgiyle karşılanan,
geniş okur kitlelerine seslenen sanatçının çok iyi ya-
zar olduğu yanılgısına düşüyor. (IV) Yeni kuşağın “Ne
olacaksa çabucak olsun.” düşüncesinden doğan bu
gözü kara yarış, bence oldukça tehlikeli. (V) Çünkü
bu, bireyciliğin, “ben ben”ciliğin egemenliği anlamına
gelir.
12. Sokrates’ten önceki ilk Batılı filozoflar, geçmişten iki 13. Türküler, şiirler iç dünyamızın sesi olarak yazılmış ol-
büyük kopuşu aynı anda gerçekleştirdiler. İlk önce, salar da bizden çıktıkları anda topluma mal olmuştur
kendi akıllarını kullanarak dünyayı anlamaya çalıştı- artık. Yalnız topluma mal olmakla kalsa iyi. Yerelden
lar. Bu tek başına, tümüyle yeni bir şeydi ve insanın ulusala, ulusaldan evrensele bir değişme ve gelişme
gelişmesinde en önemli köşe taşlarından birini oluş- çizgisi izleyerek bütün insanlığın ortak değeri hâline
turdu. Aynı zamanda insanlara, akıllarını nasıl kulla- gelir. Örneğin Yunus Emre’nin şiirlerinde yansıtılan
nacaklarını ve kendi başlarına nasıl düşüneceklerini duygular salt bize mi özgüdür? Neruda, yalnızca Şi-
de öğrettiler. ----. Onlar bilgi birikimlerini olduğu gibi li’nin acılarını yansıtmıştır, deyip dışlayabilir miyiz onu?
öğrencilerine aktarmak yerine, onları tartışmaya, Acısı acımız olmuştur, halkı da halkımız. Kısaca ----.
düşünce alışverişinde bulunmaya, kendi düşüncele-
rini ileri sürmeye ve savlarını kanıtlamaya özendiren Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
öğretmenlerdi. aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
14. Gerek edebiyat dergilerinde gerekse gazetelerin sa- 15. Yayınevlerinin tercihi her zaman romandan yana ol-
nat-edebiyat sayfalarında yer alan söyleşilerde, ne- muştur. Yalnız bizde değil, dünyada da böyle. Öykü-
dense hep aynı konular konuşuluyor ve bundan bir ler ise daha çok dergilerde varlıklarını sürdürüyor.
türlü vazgeçilmiyor. Bir yazarın yeni bir romanı mı Öykü kitabı yayımlamakta direnen genç yeteneklere
çıkmış, sorusu hemen hazır: “Bu yapıtınızı yazarken olanak sağlayan yayınevleri - neyse ki - var. Şu da bir
neyi amaçladınız?” ya da “Yapıtınız yaşadıklarınız- gerçek ki beş altı yıldır durağan bir ortamda kendini
dan izler taşıyor mu?” Cevaplar da üç aşağı beş yu- yineliyor öykü ama yenileyemiyor. Bu nereye kadar
karı aynı düşünceler etrafında dönüyor. Peki neden sürer, kestirmek güç; ardından bir yükselişin, belki de
bu sınırlılık? Bence bu, yazardan değil, soruyu so- sıçramanın yaşanacağı kesin.
randan kaynaklanıyor. Çünkü söyleşilerde asıl yön-
lendirici, soruyu sorandır. Bu nedenle sanatçının dü- Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
şünce üreterek sanatını geliştirmesinde ve yapıtları- olarak söylenmiş olabilir?
nın değerlendirilmesinde ona sorulacak soruların
önemli bir payı vardır. ----.
A) Yayınevleri öykü seçiminde hangi ölçütlere bağlı
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre kalıyor?
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
B) Roman türündeki kalıplaşmaya gidiş konusunda
ne düşünüyorsunuz?
A) Bütün bunlara bakarak eleştirel yaklaşımın ne
C) Öykücülerin soyut konulara ağırlık verişini neye
denli önemli olduğunu söylemek hiç de yanlış ol-
bağlıyorsunuz?
maz
D) Türk edebiyatında romanın yükselişi karşısında
B) Bu sorun bence temelde birbirini izleyen aynı öykünün konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
nitelikteki durumların art arda sıralanmasından
doğuyor E) Genç yazarları öykü yazmaya yönlendirmek için
neler yapılabilir?
C) Hangi yazara sorarsanız sorun, hepsi kendine
özgü yazma yöntemlerinin olduğunu söyleyecek-
tir
D) Üstelik yapıtın niteliğini yazarın donanımı belirler
ve bunun üzerine söylenebilecek çok söz vardır 16. Modayı sevmem. Örneğin herkesin aynı anda, aynı
şeyleri giymesi, bana nedense ters gelir. Benim pus-
lu, gözlerden uzak ve reklamı çok yapılmamış olan
E) Kısaca hem eleştirmenlerin hem de sanatçılarla hoşuma gider her zaman. Çünkü yönlendirilmeyi de-
söyleşi yapanların, her düzeyden insanın ilgisini ğil, özgürce keşfetmeyi severim. Bilinçaltıma baskı
çekecek nitelikte sorular sorması gerekiyor yapılmasını istemem.
17. Ödüller, genç bir şairin adının altı fosforlu bir kalemle 19. İnsanlar, toplu hâlde yaşama gereksinimi duyarlar.
çizilerek şiirlerinin tanınmasına olanak sağlıyorsa az Bunun için herkesin üzerinde anlaştığı, gittikçe yay-
şey mi bu? Ya da usta bir şairin, şiire verdiği emeğin gınlaşan ortak bir değerler sistemi gerekir. İşte ahlak,
ödülle taçlandırılmasının ne sakıncası olabilir ki? Üs- bu türden bir değerler sistemidir. Toplumda çekişen
telik şiir kitaplarının hemen hemen hiç satılmadığı, ve çatışan tarafların hiçbir ortak yanı kalmadığı du-
dolayısıyla kitapçıların, bu kitapları raflarına koymaya rumlarda bile birleştirici bir güç durumundadır. Ör-
yanaşmadığı ve dağıtımcıların, “şiir” sözcüğünü duy- neğin, dürüstlüğü değil de yalancılığı ya da sahte-
duğunda yüzlerini buruşturduğu günümüzde… Şiirin kârlığı kimse öneremiyor. Sadakat yerine ihanet, ada-
bu konumuna gönlü razı olmayan şairlerin verdiği let yerine haksızlık değerli gösterilemiyor. Çünkü ah-
emekleri, bütün şiirseverlerin takdirle karşılaması ge- lak, bir insan topluluğunun, üzerinde birleştiği ortak
rektiği kanısındayım. paydayı oluşturuyor.
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden ya- Bu parçadan ahlakla ilgili olarak aşağıdakilerin
kınmaktadır? hangisi çıkarılabilir?
A) Ödüllere karşı çıkılmasından A) İlkelerinin kişiden kişiye değişen, göreceli bir ni-
telik taşıdığı
B) Ödüllerin gelişigüzel dağıtılmasından B) Davranışları ve ilişkileri düzenleyen ana kurallar
olduğu
C) Günümüzde değer yargılarının değişmesinden C) Toplumdan topluma farklı özellikler taşıdığı
D) Genç şairlerin ödül alınca ustalaştıklarına inan- D) Yasaların öngördüğü yaptırımları içerdiği
malarından
E) Sanatçıların, yaratılarını oluştururken gerekli E) Kişileri değerlendirmede ayırıcı bir ölçüt olduğu
özeni göstermeyişlerinden
20. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından bu yana nostalji, 21. Bir zamanlar edebiyatın gücüne, bir şeyleri değiştire-
başka bir deyişle eskiye duyulan özlem gittikçe yay- bileceğine inanırdım. Benim için edebiyat, yaşam bo-
gınlaşıyor. Bu, bir bakıma insanların yaşamlarından yu temiz kalmanın, vicdani ve ahlaki çürümeye karşı
giderek daha fazla yakındıklarının bir göstergesi. Ar- durmanın göstergelerinden biriydi. Yıllarım, bu inan-
tık her kuşak yaşamın daha az mekanik, doğallığın cın etkisiyle gelişen bir tutkunun peşinden koşmakla
daha yaygın olduğu bir dönemi özlüyor. Bu özlem hiç geçti. Ama artık kabul edelim, bugünün insanı sözün
bitmeyecek gibi görünüyor. Çünkü teknolojik geliş- değerini bilmiyor. Okumayı sevdiğini söylüyor ama iyi
meler yaşamı kolaylaştırdığı ölçüde daraltıyor da. Bu romanlardan, öykülerden, gerçek şiirden habersiz.
yüzden günümüz insanı gözlerini geçmişe çeviriyor. Ömrünü edebiyata vermiş, köşesinde sessiz sessiz
Söz gelimi eski trenler böyle miydi, diye başlıyor, in- yaşayan gerçek yazarlara sırtını dönmüş. Yalnızca,
sanların atlı arabalarla yolculuk ettikleri günlere kadar yapıtları çok sattığı için kimi yazarların önünde uzun
gidiyor. kuyruklar oluştururken edebiyatın insanı çağırdığı o
gerçek dünyayı aşındırdığının farkında bile değil. Pe-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? ki, o zaman edebiyat ne işe yarıyor? Söylemesi zor
ama edebiyat bugün, yaratıları ilgi görmeyen üç beş
A) kişinin sığındığı, kuşatılmış bir kale.
İçinde bulunduğumuz koşulların geçmişi güzel-
leştiren çağrışımlar yarattığı Aşağıdakilerden hangisi edebiyatla ilgili olarak bu
B) İnsanlar arasındaki içtenlikli ilişkilerin yitip gittiği parçada yakınılan durumlardan biri değildir?
22. Çocukluğumuzda kaç kez duyduk kim bilir: “Çok oku- 23. Benim ansiklopediyle tanışmam, ortaokulda ödev
yan mı bilir, çok gezen mi?” Cevaptan çok, sorunun yapmak için kütüphaneye gittiğim günlere rastlar. Bir
kendisi önemliydi sanki. Ortada derin bir ikilem var- ansiklopediye sahip olmak o yıllarda, hayal edilemez
mış gibi ciddiyetle yöneltilirdi soru. Her seferinde bir şeydi. O, ancak bir kütüphanede bulunur ve belli
“Çok okuyan!” dememiz beklenirdi. Galiba ilköğ- bir süreliğine alınıp bakılabilir, dokunulabilir bir nes-
retimdeki öğretmenlerimiz, okuma sevgimizi böyle ar- neydi. Kocaman cüssesiyle bir ansiklopediyi kucakla-
tırmaya çalışırdı. Çok okumakla çok gezmek asla yan mak, sayfalarını karıştırmak, bir maddeyi arayıp bul-
yana gelemezmiş gibi… Bense okumayı da gezmeyi mak, başka bir gezegene inmek ve orada keşiflerde
de tutkuyla seven biri olarak ikiye bölünürdüm. Hiçbir bulunmaktan farksızdı. Ne yazık ki şimdiki çocuklar
zaman ısınamadım bu yapay ikileme, okumanın da ansiklopedi bile karıştırmıyorlar. O büyülü dünyadan,
içten içe bir seyahat olduğuna inandığımdan, her ki- o heyecandan habersiz yaşıyorlar. Öğretmenler ödev
tabın bizi başka bir yolculuğa çıkardığını düşündü- verirken “İnternetten bulun.” diyorlar. Onlar da hiçbir
ğümden. Okuyarak gezmek, her kitabı başlı başına çaba göstermeden İnternetten buldukları bilgiyi kop-
bir serüven sayarak bir başka ortama, bir başka ya- yalıyor; okuyup değerlendirmeden, hiçbir şey öğren-
şama uzanan bir yolculuk yapmak mümkündür çün- meden götürüp veriyorlar.
kü. Gezerken de her insanı ve her hayatı bir kitap gibi
düşünerek dünyayı okumak da mümkün. Okumak ve Bu parçada belirtilenler arasında aşağıdakilerden
gezmek aslında o kadar iç içe ki… hangisi yoktur?
24. Hemen hepimiz yazılarımızda, yerli yersiz alıntılar 25. Bazı sanatçılar, yaratıcılıklarını kamçılayan büyülü
yapmaktan, özellikle sözü, alçak gönüllülükle yabancı I
ozanlara, çağdaş düşünürlere bırakmaktan fazlasıyla
hoşlanıyoruz. Kimi zaman bunu öyle abartıyoruz ki anları “beyaz an” diye adlandırırmış. Yakalandığı
yazar olarak konuyla ilgili ne düşündüğümüz anlaşıl- II
mıyor. Ayrıca aynı alıntıların değişik yazarlarca da
kullanıldığını görüyoruz. Böylece tekrarın tekrarı bir sırada “Sonra devam ederim.” diyerek asla kesinti-
okuma, zaman kaybına, okuma ediminin yavanlaş- III
masına yol açıyor. Bu nedenle kendi özgün düşünce-
mizi dayanaklarıyla işlemeliyiz yazılarımızda. Yüzey- ye uğratılmaması, ertelenmemesi gerekirmiş bu
sellikten olabildiğince kaçınmalıyız. Kendi düşüncele-
rimizin de örneğin bir Valéry’ninki, Deleuze’ünki kadar
anın. Çünkü dönüp bakıldığında yerinde bulunama-
önemli olduğuna inanarak bir öz güven geliştirmeliyiz.
IV
Bu parçada alıntıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
yabilirmiş. Tükeninceye değin hakkının verilmesi
hangisine değinilmemiştir?
A) Yazılarda kullanılırken aslına bağlı kalınmadığına gerekirmiş, her zaman karşılaşılamayan bu beyaz
V
B) Belirli örneklere sık sık başvurulduğuna anların.
26. (I) Rengi uçmuş, sıradan yaşamımızda kendimize bir 28. (I) Yatılı olarak okuduğum ortaokul yıllarında, yaz ta-
ziyafet çekmek istediğimiz zaman kitapların kapağını tillerinde Kozlu’ya, ailemin yanına özlemle dönerdim.
aralarız. (II) Büyük bir açlıkla sayfaları çeviririz. (II) O yaşlarda evden yedi-sekiz ay uzakta kalmak ko-
(III) Gözlerimiz sözcükleri iştahla birer birer yerken lay değildi. (III) Arkadaşlarımı, okulumu çok seviyor-
zamandan ve mekândan kopuveririz. (IV) Başka in- dum, bugün de süren dostlukların temeli o yıllarda
sanların, başka diyarların görünmez konukları oluve- atılmıştı ama aile özlemi bir başka şeydi. (IV) Evimiz,
ririz. (V) Bu deneyimin ardından yaşadığımız ana geri denizin hemen kıyısındaki bir tepenin yamacındaydı.
döndüğümüzde ise ruhumuzda kopan fırtınalar ya (V) Dalga sesleri odamda sürekli yankılanırdı ve ben
şiddetlenir ya da dinginleşir ama her zaman bir şeyler doyamadığım o denizi, dalgaları büyük bir hazla izler-
değişir içimizde. dim. (VI) Hâlâ Kozlu’yu, o evi ve o dalga seslerini, öz-
lemin içimi sızlatan acısıyla anımsarım.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-
rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de ögelerin dizilişi “zarf tümleci, nesne, zarf tümleci
A) I. cümlede, nesne, belirtili isim tamlamasından ve yüklem” biçimindedir?
oluşmuştur.
A) I. B) II. C) III. D) V. E) VI.
B) II. cümlede, durum zarfı kullanılmıştır.
B) Ünlü düşmesi
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden
hangisi yanlıştır? C) Sürerlik fiili
30. Bir uğultu başlıyor söz dağarcığımda, sözcükler 32. Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Medet Köyü’nde ya-
Bu cümledeki altı çizili sözcüklerin hangisinde tanır. Usta derme çatma köy evinde yumurta kabu-
ünsüz benzeşmesi vardır?
33. Eğer o şiirler, o romanlar, o öyküler, o tiyatro yapıtları 35. (I) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz; onlar, metinlerde
olmasaydı, söylemek bile fazla, duygularımız daha az geçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın büyüsün-
bilinecek, bilgilerimiz daha az olacaktı. Çünkü ede- den çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denen
biyat, daha iyi duymamızı, daha iyi düşünmemizi sağ- bir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (III) Çünkü
lar. Daha doğru, daha insanca yaşamamıza yardımcı “olay” onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim,
olur. çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup getirmeme,
okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiir-
Bu parçada, virgülün işlevleriyle ilgili olarak aşa- lerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz.
ğıda verilenlerden hangisine uygun bir örnek (V) Bu da bize, Borges’in de dediği gibi, şiirin
yoktur? öğretilemeyecek ama duyumsatılabilecek bir tür oldu-
ğunu gösteriyor.
A) Ara sözleri ayırma Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
B) Sıralı cümleleri birbirinden ayırma
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
C) Özel olarak vurgulanması gereken bir ögeyi be-
lirtme
D) Tırnak içinde verilmeyen aktarma cümlelerini be-
lirtme
E) Art arda sıralanan eş görevli sözcük kümelerini
ayırma
36. (I) Editör, bir yayınevinin olmazsa olmazlarındandır.
(II) Yayımlanacak bir yapıtı düzenlemek, yayıma ha-
zırlamak ve yayımlamak gibi birçok işi ve işlevi var.
(III) Yazarın ve eserinin seçilmesinden, nasıl yayımla-
nacağına değin yayımlama işinin bütün aşamalarını
34. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bo- kapsayan zorlu bir iştir bu. (IV) Günümüzde editörlük,
zukluğu vardır? yayıncılık alanında kurumsallaşamamış işlerden.
(V) Yazarların çoğu, editörün yaptığı işi küçümseyip
onu yalnızca bir düzeltmen olarak algılıyor. (VI) Bu
A) Diplomalarını alacak öğrenciler salona sırayla gi- yüzden de editörlüğü böyle algılayan birçok yazarın
riş yaptılar. yayımlanan kitaplarında yanlışlardan geçilmiyor.
B) Müjdeyi vermek için mutfağa, annesinin yanına
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa-
heyecanla koştu.
ragraf hangi cümleyle başlar?
C) Konuşmasına başlamadan önce dinleyicilere
şöyle bir baktı. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
D) Eski öğrencilerin de katıldığı büyük bir toplantı
düzenlediler.
E) Yarıyıl tatilinde yapılacak olan Amasra gezisi er-
telendi.
37. (I) İnsan ilişkilerinin öneminin yeterince kavranmamış 39. Yazınsal yaratıcılığın gizi, ana dilde, ana dilin söz de-
olması, çocuk gelişimiyle ilgili birtakım sorunları da ğerlerindedir. Buna erişmesi, yazarın, ozanın önce-
beraberinde getirdi. (II) Söz gelimi günümüzde, kendi likle ana dilini, onun söz değerlerini sevmesine bağlı-
kendine oyun kuramadığı için üretken olamayan, edil- dır. Bu sevgiden yoksunsa kişi, gerçek anlamda yara-
gen, çevreye karşı ilgisiz, evlere hapsolmuş çocuklar tıcı olamaz. Büyük bir ozan da yaratıcılığın dilde, söz-
yetişiyor. (III) Bunların hayal güçleri, erken yaşta ta- cüklerde olduğunu söylüyor. Şöyle diyor sözcükler
nıştıkları ve hayatlarının doğal bir parçası olan tele- için: “Onların önünde ben diz çökerim, bana kalk de-
vizyonla ve bilgisayar oyunlarıyla sınırlanmış durum- yinceye değin kıpırdamam. Kısaca, değer veririm on-
da. (IV) Televizyondaki reklamlar çocukları ticari birer lara, arkalarından giderim sözcüklerin, izlerim onları.
araç olarak görüyor. (V) Kaba kuvveti ve silah kullan- İşte ben böylesine severim sözcükleri.”
mayı özendiren, sanat değeri düşük filmler ve kimi
yayınlar yüzünden özellikle çocuklar, çeşitli psikolojik Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
sorunlarla yüz yüze geliyorlar. (VI) den hangisi söylenemez?
E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
1. Bu testte sırasıyla, Tarih (1–17), Coğrafya (18–31), Felsefe (32–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Sosyal Bilimler Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
D) I ve II E) I, II ve III
5. XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti, iltizam usulünde yap- 7. Aşağıdakilerden hangisinin Osmanlı Devleti’nde
tığı değişiklikle yüklü bir peşin ödemeyi de öngören yerli tüccar kesiminin güçlenmesini engellediği
malikâne usulünü getirmiştir. Buna göre mukaatalar savunulamaz?
mültezimlere daha önceki gibi üç yıllık sürelerle değil,
sürekli olarak ihale edilmeye başlanmıştır. A) Yabancılara kapitülasyonlarla ayrıcalıklar tanın-
ması
Yapılan bu değişiklikle güdülen amaç aşağıdaki-
lerden hangisidir? B) Üretimin tarıma dayalı olması
A) Yeniçeri Ocağının kaldırılmasına ortam hazır- C) Osmanlı deniz taşımacılığının yetersiz olması
lamak
B) Tek hazine sisteminden çoklu hazine sistemine D) Osmanlı sanayisinin rekabet gücünü giderek yi-
geçmek tirmesi
C) Hazineye daha fazla gelir sağlamak E) İpek ve Baharat yollarının önemini kaybetmesi
D) İşgaller karşısında halkın desteğini almak Onur, yukarıdaki azınlıklardan hangilerini söyle-
seydi Ahmet’e doğru bilgi vermiş olurdu?
E) Mebuslar Meclisini kapatmak
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
13. Sakarya Savaşı kazanılmasına karşın Yunan or- 15. Hindistan’daki bir tarikatın lideri olan Ağa Han ile İn-
dusunu kesin yenilgiye uğratan Başkomutan giltere Kralı’nın özel danışmanı Hintli Emir Ali, Baş-
Meydan Savaşı’nın yaklaşık bir yıl sonra yapılma- bakan İsmet Paşa’ya bir mektup yollayarak halifelik
sına aşağıdakilerden hangisinin neden olduğu sa- kurumuna dokunulmamasını rica etmişlerdir.
vunulabilir?
Bu durumun, halifelikle ilgili olarak
A) Doğu Cephesi’nde fiili mücadelenin sona erme- I. bu kurumun, tüm Müslümanlar üzerinde siyasal
sinin beklenmesi gücünün olduğu,
B) Ayaklanan Çerkez Ethem birliklerinin dağıtılması II. yabancıların, bu kurumu Türkiye’nin içişlerine
müdahale amacıyla kullanmak istedikleri,
C) İtalyanların birliklerini Anadolu’dan çekmeye baş- III. bu kurumun varlığının ülkede tartışma konusu
laması olduğu
D) Türk ordusunun eksiklerinin tamamlanması durumlarından hangilerine kanıt olduğu savunu-
labilir?
E) Ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için Tekâlif-i
Milliye Emirlerinin çıkarılması A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
C) Devletçilik D) Laiklik
E) Cumhuriyetçilik
17. Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti sadece iki şeye güve- 19. Türkiye’de, enerji tasarrufu sağlamak amacıyla yaz ve
nir. Biri millet kararı, diğeri en elim ve güç şartlar için- kış saati uygulanmaktadır. Bu uygulama kapsamında
de dünyanın takdirlerine hakkıyla layık olan ordumu- yılın yaklaşık beş aylık döneminde 30º Doğu meridye-
zun kahramanlığı; bu iki şeye güvenir.” demiştir. ninin, diğer dönemde ise 45º Doğu meridyeninin yerel
saati ulusal saat olarak kullanılmaktadır.
Atatürk’ün, bu sözüyle millî gücün
Buna göre, 45º Doğu meridyeninin yerel saatinin
I. siyasi, ulusal saat olarak kullanıldığı dönemde, Türkiye’ de,
aşağıdakilerden hangisi yaşanmaz?
II. askerî,
D) I ve II E) II ve III E) En sıcak ay
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
Aşağıdakilerden hangisi yapılırsa bu hata gideril-
miş olur?
21. Aşağıdaki haritada beş farklı doğrultu numaralarla 23. Orografik yağışlar, denizden gelen nemli hava kütle-
gösterilmiştir. lerinin kıyı çizgisine paralel uzanan dağ sıralarına
çarparak yükselmesi sonucu meydana gelir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Buna göre, bu tatil beldesinin aşağıdakilerden D) Karbon ve Perm dönemlerinde, bu kıtalarda daha
hangisinde yer alması beklenir? ılıman bir iklimin olduğunu
A) Datça Yarımadası’nda
E) Bu kıtalardaki yer şekillerinin, Karbon ve Perm
B) Gelibolu Yarımadası’nda dönemlerindekiyle aynı olduğunu
C) Bolu Dağları’nda
D) Çukurova’da
E) Çandarlı Körfezi’nde
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
28. Aşağıdaki grafikte, 1750-2000 yılları arasında Avrupa 30. I. Siyasi bölgeler zamanla işlevini yitirebilir.
ve Afrika kıtalarının nüfusu gösterilmiştir.
II. Siyasi bölgeyi oluşturan ülkelerde dil, din ve ırk
birliği vardır.
A) I ve III B) II ve IV C) III ve V
D) I, II ve V E) I, III ve IV
A) 1750-1900 yılları arasında Afrika’dan kıta dışına 31. Aşağıdakilerden hangisi, insanın doğaya olan et-
yoğun göç olmuştur. kisine örnek gösterilemez?
B) Üniversite kurulması
32. Zekânın ve bilgeliğin ölçütünün zenginlik olduğunu 34. Nesnenin bilgisinin söz konusu olabilmesi için önce
düşünen kişiler, Thales’le yoksul olduğu için alay nesnenin var olması gerekir. Örneğin ağacın ne oldu-
ederler. O da bunun üzerine zeytinin az olduğu o yıl, ğundan, türlerinden, yararlarından söz edebilmek için
elindeki bütün parayla, ihtiyaç olmadığı için ucuzlamış öncelikle “ağaç” denilen bir şey var olmalıdır.
olan ve zeytinyağı üretiminde kullanılan tüm presleri
satın alır. Sonraki hasat mevsimi geldiğinde ihtiyacı Bu parça aşağıdaki yargılardan hangisini destek-
olanlara bu presleri kendi belirlediği fiyattan kiralayarak ler?
çok para kazanır.
36. Filler neden büyük, gri ve kırışıktır? Çünkü ufak, beyaz 38. Nasrettin Hoca bir gün oğluyla birlikte şehre gitmek
ve yuvarlak olsalardı aspirin olurlardı. Ufak bir fil hayal üzere yola çıkar. Şehre birçok köyün içinden geçilerek
ederek ona “ufak bir fil” diyebiliriz. Beyaz bir fil hayal gidilmektedir. Hoca eşeğin üzerinde, oğlu da yürüyerek
ederek ona “beyaz bir fil” diyebiliriz. Kırışıksız bir fil de onu takip eder. İlk köyden geçerken köylüler “Koskoca
“kırışıksız bir fil” olur. Başka bir deyişle büyüklük, grilik adam eşeğe binmiş, küçücük çocuğu yürütmeye utan-
ve kırışıklılık, Aristoteles’in bir fili fil yapan şeyin ne mıyor!” diye kınarlar. Sonraki köyden geçerken Hoca
olduğunu tanımlama sınavını geçemez. Çünkü aspirin yürür, oğlu da eşeğin üzerindedir. Oradaki köylüler de
gibi ufak, beyaz ve yuvarlak bir şey bir fil olamaz ve “Görüyor musun saygısız çocuğu, koca adamı yürütü-
böyle bir nesneyle karşılaştığımızda aklımıza “Hey, yor.” derler. Üçüncü köyde Hoca ve çocuk eşeğe birlikte
ağzına attığın bir aspirin mi yoksa alışılmamış türden bir biner, bu kez de eşeğe acımıyorlar diye suçlanırlar.
fil mi?” diye sormak gelmez. Dördüncü köyde çocuk da Hoca da yürür, kınanmaktan
nasiplerini alırlar. Beşinci köyde Hoca ve oğlu eşeği
Bu parçada varlıkla ilgili aşağıda verilenlerden birlikte taşımalarına karşın kınanma durumu değişmez.
hangisi sorgulanmaktadır?
Bu parça ahlak felsefesinin temel problemlerinden
A) Ana maddenin neliği hangisinin soruşturulmasında örnek verilebilir?
E) Zorunlu varlık/mümkün varlık ayrımı C) Ahlakta her zaman iyi niyet yeterli midir?
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Temel Matematik Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 6 B) 2 C) 0 D) E)
2.
D) 1006 E) 1008
A) 4 B) 8 C) 9 D) 15 E) 16
8.
6.
A) 3 B) 4 C) 6 D) 8 E) 9
olduğuna göre, aşağıdaki sıralamalardan hangisi
doğrudur?
A) B) C)
D) E)
9.
A) B) C) 1 D) 2 E) 4
A) 9 B) 11 C) 12 D) 13 E) 15
A) x B) C)
D) E)
A) 8 B) 9 C) 10 D) 12 E) 15
olduğuna göre, ifadesinin değeri kaçtır?
A) B) C) 0 D) 1 E) 4
15.
a bir pozitif tam sayı ve ’tir. p bir asal sayı
olduğuna göre,
16. n bir pozitif tam sayı olmak üzere, n’yi kalansız bölen 19. Rasyonel sayılar kümesinde bildiğimiz toplama ve
pozitif tam sayıların kümesi S(n) ile gösteriliyor. çarpma işlemleri tanımlanıyor.
Buna göre, kesişim kümesinin ele- Buna göre, aşağıdakilerden hangisinin hem top-
man sayısı kaçtır? lama hem de çarpma işlemine göre tersi bir tam
sayıdır?
A) 4 B) 5 C) 6 D) 8 E) 9
A) B) C) 0
D) 2 E)
fonksiyonları veriliyor.
18.
A) B) C)
önermeleri veriliyor. D) E)
A) B) C)
21. Gerçel sayılar kümesinde tanımlı
D) E) I.
II.
III.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) I, II ve III
22. Bir işi 5 kadın işçi 20 günde, 5 erkek işçi ise 30 günde 24. Bir fabrikada üretilen iş makinelerinin sayısı gün so-
bitiriyor. nunda kayıt altına alınıyor. Tutulan kayıtlar o günle
birlikte o günden önce üretilmiş olan iş makinelerinin
toplam sayısıdır. Beş iş gününde tutulan kayıtlar aşa-
Buna göre, 2 kadın ve 2 erkek işçi aynı işi birlikte
ğıda verilmiştir.
kaç günde bitirir?
Pazartesi ve öncesi : 20
A) 20 B) 30 C) 40 D) 45 E) 50
Salı ve öncesi: x
Çarşamba ve öncesi: 90
Perşembe ve öncesi: 140
Cuma ve öncesi: y
A) 10 B) 11 C) 12 D) 13 E) 14
25. Bir yatırımcı, hesabındaki z TL’nin bir kısmıyla altın,
kalan kısmıyla da döviz alıyor. Yatırımcı bir süre son-
ra altınlarını % 20 kâr elde ederek x TL’ye, dövizlerini
ise % 20 zarar ederek y TL’ye satıyor.
A) B)
C) D)
E)
26. Beş öğrencinin aday olduğu sınıf başkanlığı seçimin- 29. Ali, ağzına kadar suyla dolu olan bir şişedeki suyun
de adayların aldıkları oy sayıları olan A, B, C, D, E yarısını elde etmek istiyor. Bunun için aynı şişeden
arasında boş bir tane alıyor ve şişelerdeki su yükseklikleri eşit
olana kadar dolu şişeden diğerine su aktarıyor.
Suyun yarısını elde etmek için yaptığı üç farklı dene-
eşitliği vardır. me aşağıda gösterilmiştir.
Seçim sonucu dairesel grafikte gösterildiğinde
C tane oy alan adaya ait daire diliminin merkez
açısı kaç derece olur?
A) 45 B) 60 C) 90 D) 120 E) 180
A) 5 B) 4 C) 3 D) 2 E) 1
31. Bir depoda bulunan portakal ve mandalinaların mik- 34. ABC bir ikizkenar
tarı toplam 50 tondur. Portakalların % 7’si, manda- üçgen
linaların ise % 8’i çürümüştür. Çürüyen portakal ve
mandalina miktarı toplam 3,8 tondur.
32.
Bir otobüse 3 kadın binerse yolcuların ’ü kadın
’ü erkek olacaktı.
A) 21 B) 24 C) 28 D) 30 E) 32 35.
ABC bir üçgen
A) B) C) D) E)
37. 39.
Buna göre, taralı bölgenin alanı a, b ve c türünden y eksenine göre simetriği alınıyor ve A ile , B ile ,
aşağıdakilerin hangisine eşittir? C ile simetrik nokta çiftleri olacak şekilde
üçgeni elde ediliyor. Elde edilen bu üçgen de
A) B) C)
D) E)
A) B) C) D) E)
1. Bu testte sırasıyla, Fizik (1–14), Kimya (15–27), Biyoloji (28–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Fen Bilimleri Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 1 B) C) D) E)
2.
D) N’de E) P’de
4. 5.
A) 1 B) C) 2 D) E)
6. 7.
A)
(Bu işlemler sırasında sıvıların sıcaklıkları değişme-
mektedir.)
B)
C) A) B) 1 C) D) E) 2
D)
E)
8. 10.
A) K L
11. 12.
oranı kaçtır? A) B) C)
D) E)
A) B) C) 1 D) E)
13.
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
18. Uçucu olmayan bir X katısı 100 gram suda en fazla, 20. bileşiğiyle ilgili bazı bilgiler şöyledir:
’de 17 gram,
bileşiğinin 0,1 molü 12 gramdır.
’de 27 gram,
Bileşikteki X, Y, Z atomlarının kütlece birleşme
’de 39 gram oranları (X:Y:Z) sırasıyla 3:4:8’dir.
D) 21. Atom kuramına göre, baş kuantum sayısı (n) ile ilgili
’de 20 gram X katısının 100 gram suda
aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
E) ’de 30 gram X katısının 100 gram suda A) Baş kuantum sayısı, temel enerji düzeyini belirtir
ve sıfırdan büyük tam sayıdır.
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
D) Stronsiyum karbonat
22. Periyodik çizelgeyle ilgili aşağıdaki ifadelerden 23. X, Y, Z elementleriyle ilgili bilgiler şöyledir:
hangisi yanlıştır?
X’in, iyonunun elektron dağılımı ile
A) IA grubu elementlerinin elektron dağılımındaki bitmektedir.
son orbital s orbitalidir.
Y elementi, 4. periyot ve IIA grubundadır.
B) VIA grubu elementlerinin elektron dağılımı Z, VIIA grubunda ve atom numarası en küçük o-
lan elementtir.
ile biter.
Buna göre X, Y, Z elementlerinin periyodik
C) VA grubu elementlerinin elektron dağılımı çizelgedeki yerleri aşağıdakilerin hangisinde doğ-
ile biter. ru olarak verilmiştir?
B)
X
Y
Z
C) Z
D)
Z
X
Y
E)
Z
Y X
− +
A) X + ve Y3− B) Y3 ve Z C) X ve Z
− + 2+
D) Y3 ve Q 2 E) Z ve Q
Buna göre,
D) II ve III E) I, II ve III
26. X, Y, Z elementlerinden oluşan ya- 28. Bir proteinin, yüksek sıcaklıkta, düşük pH koşulunda ya
da çeşitli kimyasal maddelerin bulunduğu ortamda, üç
pılarındaki bağ türleri, aşağıdakilerin hangisinde boyutlu yapısı bozulmuş, ancak bu durumdan peptid
doğru olarak verilmiştir? bağları etkilenmemiştir.
ulaşılır.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) II ve III
Buna göre, bu makromoleküller aşağıdakilerin
hangisinde doğru olarak verilmiştir?
X Y Z
30. Hücre ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi 32. Aşağıdaki olaylardan hangisi mitoz ve mayoz II
yanlıştır? bölünmenin her ikisinde de kural olarak gerçek-
leşir?
A) Ökaryotik hücrelerde zarlı organeller bulunur.
A) Sinapsis olması
B) Yeni bir hücre ancak başka bir hücrenin bölün- B) Krossing over olması
mesiyle oluşur.
C) Haploid kromozomlu yavru hücre oluşması
C) Hücre büyüdükçe yüzey alanı/hacim oranı aza-
lır. D) Kardeş kromatitlerin birbirinden ayrılması
D) Hücre canlılığın temel birimidir.
E) Homolog kromozomların birbirinden ayrılması
A) B)
Zaman Zaman
A) 1. bireyin genotipi: OO Rr
B) 2. bireyin genotipi: AO rr
C) 3. bireyin genotipi: AA rr
Zaman Zaman
D) 4. bireyin genotipi: BO Rr
E) E) 5. bireyin genotipi: AO Rr
Zaman
34. Balıkların solungacında kılcal damarlardaki kan akışı ile 35. İnsanda, işaretlenmiş bir alyuvar, akciğer atardamarı
su akış yönü birbirine terstir. Bu iki ortam arasın- içine veriliyor; bu işaretli alyuvara bir süre sonra alt ana
daki oksijen difüzyonu Şekil 1’de şematize edilmiştir. toplardamarında rastlanıyor.
Difüzyon sonunda kanın oksijen doygunluğunda (%)
meydana gelen değişimin grafiği de altında verilmiştir. Bu alyuvar kalpten bir kez geçtiğine göre, aşağıdaki
yapıların hangisinden geçmemiştir?
E) Akciğer toplardamarı
A) B)
100 100
Su Su
50 50
Kan Kan
0 0
C) D)
Su Su
100 100
Kan Kan
50 50
Buna göre fotosentez ürünlerinin taşındığı yapı,
şekilde hangi numarayla gösterilmiştir?
0 0
A) I B) II C) III D) IV E) V
E)
Su
100
Kan
50
37. Bitkiler, çiçeklenme için gereksinim duydukları ışık 38. Çiçekli bir bitkinin üremesindeki bazı evreler aşağı-
alma sürelerine göre uzun gün bitkisi ya da kısa gün daki şekilde numaralandırılmıştır.
bitkisi olarak isimlendirilir. Bir uzun gün bitkisiyle bir
kısa gün bitkisi farklı ışık alma sürelerine tabi tutul-
duğunda gerçekleşen çiçeklenme durumları aşağı-
daki şekilde gösterilmiştir.
Bu deneyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi Bu evrelerin hangisinin sonunda meydana gelen
söylenemez? hücrelerin genotipi, bu hücreleri üreten hücre-
ninkinden farklıdır?
A) Kısa gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten az
(Bu üreme döngüsünde mutasyon gerçekleşmediği
olduğunda çiçeklenmiştir.
kabul edilecektir.)
B) Uzun gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
fazla olduğunda çiçeklenmiştir.
D) I ve II E) I ve III
C) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi, ışık
alma süresi 12 saatten az olsa da uzun gün
bitkisinin çiçeklenmesini sağlamıştır.
D) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi kısa
gün bitkisinin çiçeklenmesini önlemiştir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
47 Test Bitti.
Cevaplarınızı Kontrol Ediniz.
;e*U<
]fG+
xR**x~"xFV
M9991.01009
(Bu numarayı c evap k âğıdınızdaki ilgili alana kodlama yı unut mayınız.)
ADI
SOYADI
DİKKAT!
SINAV BAŞLAMADAN ÖNCE AŞAĞIDAKİ UYARILARI MUTLAKA OKUYUNUZ.
1. Adınız, soyadınız, T.C. Kimlik Numaranız ve sınav salon numaranız yukarıdakilerden farklı ve
kitapçık üzerine basılı olan fotoğraf size ait değilse bunu salon başkanına belirterek size ait
soru kitapçığının verilmesini sağlayınız.
1. Bu kitapçıkta sırasıyla Türkçe Testi, Sosyal Bilimler 4. Bu testler puanlanırken her testteki doğru cevap-
Testi, Temel Matematik Testi, Fen Bilimleri Testi larınızın sayısından yanlış cevaplarınızın sayısının
bulunmaktadır. dörtte biri düşülecek ve kalan sayı o testle ilgili ham
puanınız olacaktır. Bu nedenle, hakkında hiçbir
2. Bu testler için verilen toplam cevaplama süresi 160
fikriniz olmayan soruları boş bırakınız. Ancak,
dakikadır. Bu süreyi, cevaplayacağınız testleri dik-
soruda verilen seçeneklerden birkaçını eleyebiliyor-
kate alarak kullanınız.
sanız kalanlar arasında doğru cevabı kestirmeye
3. Bu kitapçıktaki testlerde yer alan her sorunun sade- çalışmanız yararınıza olabilir.
ce bir doğru cevabı vardır. Bir soru için birden çok
5. Sınavda uyulacak kurallar bu kitapçığın arka kapa-
cevap yeri işaretlenmişse o soru yanlış cevaplan-
ğında belirtilmiştir.
mış sayılacaktır.
SINAVDA UYULACAK KURALLAR
1. Cep telefonu ile sınava girmek kesinlikle yasaktır. Çağrı cihazı, telsiz, fotoğraf makinesi vb. araçlarla; cep
bilgisayarı, kol ya da cep saati, her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlarla; silah ve benzeri teçhizatla;
müsvedde kâğıdı, defter, kitap, sözlük, sözlük işlevi olan elektronik aygıt, hesap cetveli, hesap makinesi, pergel,
açıölçer, cetvel vb. araçlarla sınava girmek kesinlikle yasaktır. Bu araçlarla sınava girmiş adaylar mutlaka Salon
Sınav Tutanağına yazılacak, bu adayların sınavı geçersiz sayılacaktır. Sınava kalem, silgi, kalemtıraş, saat
vb. araçla ve kulaklık, küpe, broş vb. takı, herhangi bir metal eşyayla girmek de kesinlikle yasaktır.
Yiyecek, içecek vb. tüketim malzemeleri de sınava getirilemez. Adaylar sınava şeffaf şişe içerisinde su
getirebileceklerdir.
2. Bu sınavda verilen toplam cevaplama süresi 160 dakikadır. Sınav başladıktan sonra ilk 120 ve son 15 dakika
içinde adayın sınavdan çıkmasına kesinlikle izin verilmeyecektir.
3. Sınav evrakını teslim ederek salonu terk eden aday, her ne sebeple olursa olsun, tekrar sınava alınma-
yacaktır.
4. Sınav süresince görevlilerle konuşmak, görevlilere soru sormak yasaktır. Aynı şekilde görevlilerin de adaylarla
yakından ve alçak sesle konuşmaları ayrıca, adayların birbirinden kalem, silgi vb. şeyleri istemeleri kesinlikle
yasaktır.
5. Sınav sırasında, görevlilerin her türlü uyarılarına uymak zorundasınız. Sınavınızın geçerli sayılması, her şeyden
önce, sınav kurallarına uymanıza bağlıdır. Kurallara aykırı davranışta bulunanların ve yapılacak uyarılara
uymayanların kimlik bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve sınavları geçersiz sayılacaktır.
6. Sınav sırasında kopya çeken, çekmeye kalkışan, kopya veren, kopya çekilmesine yardım edenlerin kimlik
bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve bu adayların sınavları geçersiz sayılacaktır. Görevliler kopya
çekmeye ya da vermeye kalkışanları uyarmak zorunda değildir; sorumluluk size aittir.
Adayların test sorularına verdikleri cevapların dağılımları bilgi işlem yöntemleriyle incelenecek, bu
incelemelerden elde edilen bulgular bireysel ya da toplu olarak kopya çekildiğini gösterirse kopya eylemine
katılan adayın/adayların cevaplarının bir kısmı ya da tamamı iptal edilecektir.
Sınav görevlileri bir salondaki sınavın, kurallara uygun biçimde yapılmadığını, toplu kopya girişiminde
bulunulduğunu raporlarında bildirdiği takdirde, ÖSYM takdir hakkını kullanarak bu salonda sınava giren tüm
adayların sınavını geçersiz sayabilir.
7. Cevap kâğıdında doldurmanız gereken alanlar bulunmaktadır. Bu alanları doldurunuz. Cevap kâğıdınızı
başkaları tarafından görülmeyecek şekilde tutmanız gerekmektedir. Cevap kâğıdına yazılacak her türlü yazıda
ve yapılacak bütün işaretlemelerde kurşun kalem kullanılacaktır. Sınav süresi bittiğinde cevapların cevap
kâğıdına işaretlenmiş olması gerekir. Soru kitapçığına işaretlenen cevaplar geçerli değildir.
8. Soru kitapçığınızı alır almaz, sayfaların eksik olup olmadığını, kitapçıkta basım hatalarının bulunup bulun-
madığını ve soru kitapçığının her sayfasında basılı bulunan soru kitapçığı numarasının, kitapçığın ön kapağında
basılı soru kitapçığı numarasıyla aynı olup olmadığını kontrol ediniz. Soru kitapçığınızın sayfası eksik ya da
basımı hatalıysa değiştirilmesi için salon başkanına başvurunuz.
9. Size verilen soru kitapçığının numarasını cevap kâğıdınızdaki “Soru Kitapçığı No” alanına kodlayınız.
10. Sınav sonunda soru kitapçıkları toplanacak ve ÖSYM’de tek tek incelenecektir. Soru kitapçığının bir sayfası bile
eksik çıkarsa sınavınız geçersiz sayılacaktır.
11. Cevap kâğıdına ve soru kitapçığına yazılması ve işaretlenmesi gereken bilgilerde bir eksiklik ve/veya yanlışlık
olması hâlinde sınavınızın değerlendirilmesi mümkün olamamaktadır. Tarafınızdan yazılması ve işaretlenmesi
gereken bu bilgilerde eksiklik ve/veya yanlışlık olduğunda durumunuz Sınav Salon Tutanağında belirtilecektir.
12. Soru kitapçığının sayfalarındaki boş yerleri müsvedde için kullanabilirsiniz.
13. Soruları ve/veya bu sorulara verdiğiniz cevapları ayrı bir kâğıda yazıp bu kâğıdı dışarı çıkarmanız kesinlikle
yasaktır.
14. Her testin cevaplarını cevap kâğıdındaki ilgili alana işaretlemeye dikkat ediniz.
15. Sınav salonundan ayrılmadan önce, soru kitapçığınızı ve cevap kâğıdınızı salon görevlilerine teslim etmeyi
unutmayınız.
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimi zin yazılı i zni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu
ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
1. Yahya Kemal’i ve Nazım Hikmet’i ayrı tutarsak küçük 3. Bir sanatçımız şöyle diyor: “Dergiler, edebiyatın yeral-
mutluluklar Türk şiirine Garip döneminde bir uğrayıp tı haritasıdır.” Nitekim bu dergilerde ilk ürünleri yayım-
geçmiştir, diyebiliriz. Biraz Ziya Osman, çok az Cahit lanan genç şairlerin çoğu, bir süre sonra çalışmalarını
Sıtkı… Onun dışında “Hüzün ki en çok yakışandır bi- kitaplaştırarak şairliklerinin ilk kilometre taşlarını ko-
ze.” anlayışı egemendir. Cemal Süreya’nın, Garip- yarlar.
çilerin izine basarak yürüdüğü kimi şiirlerinde de bu
anlayışın yansımalarını görürüz. Ne var ki onun şiirle- Bu parçada geçen “edebiyatın yeraltı haritası olma”
rinde genel olarak ince bir hüzün söz konusudur. sözüyle, dergilerin hangi özelliği belirtilmek isten-
miştir?
Bu parçada geçen “izine basarak yürüme” sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarları, yeni yazınsal türlere yönlendirme
C) Yenilerini eskilerinden ayırabilmek A) İyi şiirler, şairlerinden zengin bir birikim ister.
5. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraç 7. (I) Yaşadığı dönemin şiir anlayışından uzaklaşarak
içindeki sözün anlamını içermemektedir? uçlarda dolaşan, alışılmadık bağdaştırmaları ve imge-
leriyle zaman zaman, bilinen söylemin dışına taşan
şair, sürekli yenilikler peşinde koşmuştur. (II) Karşı-
A) Öykünüzü, yaşamın akışını düşündüren bir do- laştığı insanlık durumlarına yeni duygu ve anlamlar
ğallıkla yazın, bunu yapabilecek güçlü bir kalemi- yükleyerek onları yeniden yazmıştır. (III) Şiirlerini
niz var. (yazarlık yeteneği olmak) oluştururken boş alanlar bırakmış, uzun dizeleri kır-
mıştır. (IV) Şiirde bir yenilik gerçekleştirmek için dilin
yerleşik söz değerlerini olduğu gibi kullanmaktan ka-
B) Öykünüzdeki bilinmeyenlerden kurtulmak için öy- çınmış, dili yeniden kurmaya yönelmiştir. (V) Şiirle-
küdeki kadının kim olduğunu, nasıl bir yaşam rinin çoğunda, çok anlamlı sözcükler kullanarak deği-
sürdüğünü, ne iş yaptığını görünür kılın. (belir- şik çağrışımlar uyandırmıştır.
ginlik kazandırmak)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi,
C) Sizin yaptığınız gibi, bir dönemi küçük bir öyküye
sözü edilen şairin şiirlerinin içeriğiyle ilgilidir?
sığdırmak herkesin üstesinden gelebileceği bir iş
değildir. (zorluğu yenmek)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışı- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangile-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? ri anlamca birbirine en yakındır?
9. (I) Berna Moran’ın deyişiyle “huzursuzluğun romanı”, 11. Şairler arasında öteden beri süregelen açık ya da giz-
Fethi Naci’ye göre de “Türkçenin en güzel aşk roma- li bir yarış vardır. Oysa aynı gözeden su içen, aynı
nı” olan Huzur’un yayımlanışının üzerinden yaklaşık güneş altında ısınan, aynı ağacın gölgesinde oturan
elli yıl geçti. (II) Bu romanda olaylar, bir ağustos günü insanlardır onlar. Birbirlerine, sanıldığından daha çok
başlar ve radyodan İkinci Dünya Savaşı’nın başladı- ihtiyaçları vardır. Ölmüş şairlerle, onların anıları üze-
ğını haber veren bir anonsla biter. (III) Her ne kadar rinde yaşatılan dostluklar da dâhildir buna. ----? Kıs-
ilk bakışta aşk romanı gibi görünse de günahın ve ka- kanmalar, görmezden gelmeler, kara çalmalar… Neyi
vuşmanın değil, Doğu’yla Batı’nın, huzursuzluğun, paylaşamazlar? Herkesin kabı kendine göredir, ala-
zaman ve müziğin romanı olarak kabul edilir. (IV) Hu- cağı su miktarı bellidir oysa. Paylaşmanın, el ele ve-
zur, hiçbir zaman Madam Bovary’nin yarattığı etkiye rerek yaratacakları eleştiri ortamının sağlayacağı ya-
benzer bir etki yaratmamıştır. (V) Madam Bovary gibi rarlar üstünde durmak ve bunu geliştirmek varken ne-
can sıkıcı taşranın romanı değildir Huzur; tam tersine dir bu yok edici yarış?
çok eski, çok köklü bir kentin, İstanbul’un, Boğazi-
çi’nin romanıdır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de değerlendirme söz konusu değildir? A) Şairler arasındaki bütün bu çatışmalar gerçekte
şiirimizin tematik haritasını daraltır mı
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
B) Bunu bilmelerine karşın nedir bu sevgisizlik şair-
ler arasında
C) Öyleyse neden şiirin kolaya kaçma sanatı olduğu
izlenimi yaratılıyor
D) Şairler, birbirlerini değerlendirirken şiirsel ölçütler
kullanırlar mı
10. (I) Günümüzde, yeni yetişen genç yazarlar kendinden E) Oysa her şair, şiirini kendi yaşam serüveninden
öncekileri tanımadıkları, okumadıkları için bir eksiklik çıkarmaz mı
duymuyor sanki. (II) Bunlar deneyimli, usta yazarların
önünde yaprak gibi titremiyor artık, kendine çok güve-
niyor. (III) Bununla birlikte yapıtları ilgiyle karşılanan,
geniş okur kitlelerine seslenen sanatçının çok iyi ya-
zar olduğu yanılgısına düşüyor. (IV) Yeni kuşağın “Ne
olacaksa çabucak olsun.” düşüncesinden doğan bu
gözü kara yarış, bence oldukça tehlikeli. (V) Çünkü
bu, bireyciliğin, “ben ben”ciliğin egemenliği anlamına
gelir.
12. Sokrates’ten önceki ilk Batılı filozoflar, geçmişten iki 13. Türküler, şiirler iç dünyamızın sesi olarak yazılmış ol-
büyük kopuşu aynı anda gerçekleştirdiler. İlk önce, salar da bizden çıktıkları anda topluma mal olmuştur
kendi akıllarını kullanarak dünyayı anlamaya çalıştı- artık. Yalnız topluma mal olmakla kalsa iyi. Yerelden
lar. Bu tek başına, tümüyle yeni bir şeydi ve insanın ulusala, ulusaldan evrensele bir değişme ve gelişme
gelişmesinde en önemli köşe taşlarından birini oluş- çizgisi izleyerek bütün insanlığın ortak değeri hâline
turdu. Aynı zamanda insanlara, akıllarını nasıl kulla- gelir. Örneğin Yunus Emre’nin şiirlerinde yansıtılan
nacaklarını ve kendi başlarına nasıl düşüneceklerini duygular salt bize mi özgüdür? Neruda, yalnızca Şi-
de öğrettiler. ----. Onlar bilgi birikimlerini olduğu gibi li’nin acılarını yansıtmıştır, deyip dışlayabilir miyiz onu?
öğrencilerine aktarmak yerine, onları tartışmaya, Acısı acımız olmuştur, halkı da halkımız. Kısaca ----.
düşünce alışverişinde bulunmaya, kendi düşüncele-
rini ileri sürmeye ve savlarını kanıtlamaya özendiren Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
öğretmenlerdi. aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
14. Gerek edebiyat dergilerinde gerekse gazetelerin sa- 15. Yayınevlerinin tercihi her zaman romandan yana ol-
nat-edebiyat sayfalarında yer alan söyleşilerde, ne- muştur. Yalnız bizde değil, dünyada da böyle. Öykü-
dense hep aynı konular konuşuluyor ve bundan bir ler ise daha çok dergilerde varlıklarını sürdürüyor.
türlü vazgeçilmiyor. Bir yazarın yeni bir romanı mı Öykü kitabı yayımlamakta direnen genç yeteneklere
çıkmış, sorusu hemen hazır: “Bu yapıtınızı yazarken olanak sağlayan yayınevleri - neyse ki - var. Şu da bir
neyi amaçladınız?” ya da “Yapıtınız yaşadıklarınız- gerçek ki beş altı yıldır durağan bir ortamda kendini
dan izler taşıyor mu?” Cevaplar da üç aşağı beş yu- yineliyor öykü ama yenileyemiyor. Bu nereye kadar
karı aynı düşünceler etrafında dönüyor. Peki neden sürer, kestirmek güç; ardından bir yükselişin, belki de
bu sınırlılık? Bence bu, yazardan değil, soruyu so- sıçramanın yaşanacağı kesin.
randan kaynaklanıyor. Çünkü söyleşilerde asıl yön-
lendirici, soruyu sorandır. Bu nedenle sanatçının dü- Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
şünce üreterek sanatını geliştirmesinde ve yapıtları- olarak söylenmiş olabilir?
nın değerlendirilmesinde ona sorulacak soruların
önemli bir payı vardır. ----.
A) Yayınevleri öykü seçiminde hangi ölçütlere bağlı
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre kalıyor?
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
B) Roman türündeki kalıplaşmaya gidiş konusunda
ne düşünüyorsunuz?
A) Bütün bunlara bakarak eleştirel yaklaşımın ne
C) Öykücülerin soyut konulara ağırlık verişini neye
denli önemli olduğunu söylemek hiç de yanlış ol-
bağlıyorsunuz?
maz
D) Türk edebiyatında romanın yükselişi karşısında
B) Bu sorun bence temelde birbirini izleyen aynı öykünün konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
nitelikteki durumların art arda sıralanmasından
doğuyor E) Genç yazarları öykü yazmaya yönlendirmek için
neler yapılabilir?
C) Hangi yazara sorarsanız sorun, hepsi kendine
özgü yazma yöntemlerinin olduğunu söyleyecek-
tir
D) Üstelik yapıtın niteliğini yazarın donanımı belirler
ve bunun üzerine söylenebilecek çok söz vardır 16. Modayı sevmem. Örneğin herkesin aynı anda, aynı
şeyleri giymesi, bana nedense ters gelir. Benim pus-
lu, gözlerden uzak ve reklamı çok yapılmamış olan
E) Kısaca hem eleştirmenlerin hem de sanatçılarla hoşuma gider her zaman. Çünkü yönlendirilmeyi de-
söyleşi yapanların, her düzeyden insanın ilgisini ğil, özgürce keşfetmeyi severim. Bilinçaltıma baskı
çekecek nitelikte sorular sorması gerekiyor yapılmasını istemem.
17. Ödüller, genç bir şairin adının altı fosforlu bir kalemle 19. İnsanlar, toplu hâlde yaşama gereksinimi duyarlar.
çizilerek şiirlerinin tanınmasına olanak sağlıyorsa az Bunun için herkesin üzerinde anlaştığı, gittikçe yay-
şey mi bu? Ya da usta bir şairin, şiire verdiği emeğin gınlaşan ortak bir değerler sistemi gerekir. İşte ahlak,
ödülle taçlandırılmasının ne sakıncası olabilir ki? Üs- bu türden bir değerler sistemidir. Toplumda çekişen
telik şiir kitaplarının hemen hemen hiç satılmadığı, ve çatışan tarafların hiçbir ortak yanı kalmadığı du-
dolayısıyla kitapçıların, bu kitapları raflarına koymaya rumlarda bile birleştirici bir güç durumundadır. Ör-
yanaşmadığı ve dağıtımcıların, “şiir” sözcüğünü duy- neğin, dürüstlüğü değil de yalancılığı ya da sahte-
duğunda yüzlerini buruşturduğu günümüzde… Şiirin kârlığı kimse öneremiyor. Sadakat yerine ihanet, ada-
bu konumuna gönlü razı olmayan şairlerin verdiği let yerine haksızlık değerli gösterilemiyor. Çünkü ah-
emekleri, bütün şiirseverlerin takdirle karşılaması ge- lak, bir insan topluluğunun, üzerinde birleştiği ortak
rektiği kanısındayım. paydayı oluşturuyor.
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden ya- Bu parçadan ahlakla ilgili olarak aşağıdakilerin
kınmaktadır? hangisi çıkarılabilir?
A) Ödüllere karşı çıkılmasından A) İlkelerinin kişiden kişiye değişen, göreceli bir ni-
telik taşıdığı
B) Ödüllerin gelişigüzel dağıtılmasından B) Davranışları ve ilişkileri düzenleyen ana kurallar
olduğu
C) Günümüzde değer yargılarının değişmesinden C) Toplumdan topluma farklı özellikler taşıdığı
D) Genç şairlerin ödül alınca ustalaştıklarına inan- D) Yasaların öngördüğü yaptırımları içerdiği
malarından
E) Sanatçıların, yaratılarını oluştururken gerekli E) Kişileri değerlendirmede ayırıcı bir ölçüt olduğu
özeni göstermeyişlerinden
20. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından bu yana nostalji, 21. Bir zamanlar edebiyatın gücüne, bir şeyleri değiştire-
başka bir deyişle eskiye duyulan özlem gittikçe yay- bileceğine inanırdım. Benim için edebiyat, yaşam bo-
gınlaşıyor. Bu, bir bakıma insanların yaşamlarından yu temiz kalmanın, vicdani ve ahlaki çürümeye karşı
giderek daha fazla yakındıklarının bir göstergesi. Ar- durmanın göstergelerinden biriydi. Yıllarım, bu inan-
tık her kuşak yaşamın daha az mekanik, doğallığın cın etkisiyle gelişen bir tutkunun peşinden koşmakla
daha yaygın olduğu bir dönemi özlüyor. Bu özlem hiç geçti. Ama artık kabul edelim, bugünün insanı sözün
bitmeyecek gibi görünüyor. Çünkü teknolojik geliş- değerini bilmiyor. Okumayı sevdiğini söylüyor ama iyi
meler yaşamı kolaylaştırdığı ölçüde daraltıyor da. Bu romanlardan, öykülerden, gerçek şiirden habersiz.
yüzden günümüz insanı gözlerini geçmişe çeviriyor. Ömrünü edebiyata vermiş, köşesinde sessiz sessiz
Söz gelimi eski trenler böyle miydi, diye başlıyor, in- yaşayan gerçek yazarlara sırtını dönmüş. Yalnızca,
sanların atlı arabalarla yolculuk ettikleri günlere kadar yapıtları çok sattığı için kimi yazarların önünde uzun
gidiyor. kuyruklar oluştururken edebiyatın insanı çağırdığı o
gerçek dünyayı aşındırdığının farkında bile değil. Pe-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? ki, o zaman edebiyat ne işe yarıyor? Söylemesi zor
ama edebiyat bugün, yaratıları ilgi görmeyen üç beş
A) kişinin sığındığı, kuşatılmış bir kale.
İçinde bulunduğumuz koşulların geçmişi güzel-
leştiren çağrışımlar yarattığı Aşağıdakilerden hangisi edebiyatla ilgili olarak bu
B) İnsanlar arasındaki içtenlikli ilişkilerin yitip gittiği parçada yakınılan durumlardan biri değildir?
22. Çocukluğumuzda kaç kez duyduk kim bilir: “Çok oku- 23. Benim ansiklopediyle tanışmam, ortaokulda ödev
yan mı bilir, çok gezen mi?” Cevaptan çok, sorunun yapmak için kütüphaneye gittiğim günlere rastlar. Bir
kendisi önemliydi sanki. Ortada derin bir ikilem var- ansiklopediye sahip olmak o yıllarda, hayal edilemez
mış gibi ciddiyetle yöneltilirdi soru. Her seferinde bir şeydi. O, ancak bir kütüphanede bulunur ve belli
“Çok okuyan!” dememiz beklenirdi. Galiba ilköğ- bir süreliğine alınıp bakılabilir, dokunulabilir bir nes-
retimdeki öğretmenlerimiz, okuma sevgimizi böyle ar- neydi. Kocaman cüssesiyle bir ansiklopediyi kucakla-
tırmaya çalışırdı. Çok okumakla çok gezmek asla yan mak, sayfalarını karıştırmak, bir maddeyi arayıp bul-
yana gelemezmiş gibi… Bense okumayı da gezmeyi mak, başka bir gezegene inmek ve orada keşiflerde
de tutkuyla seven biri olarak ikiye bölünürdüm. Hiçbir bulunmaktan farksızdı. Ne yazık ki şimdiki çocuklar
zaman ısınamadım bu yapay ikileme, okumanın da ansiklopedi bile karıştırmıyorlar. O büyülü dünyadan,
içten içe bir seyahat olduğuna inandığımdan, her ki- o heyecandan habersiz yaşıyorlar. Öğretmenler ödev
tabın bizi başka bir yolculuğa çıkardığını düşündü- verirken “İnternetten bulun.” diyorlar. Onlar da hiçbir
ğümden. Okuyarak gezmek, her kitabı başlı başına çaba göstermeden İnternetten buldukları bilgiyi kop-
bir serüven sayarak bir başka ortama, bir başka ya- yalıyor; okuyup değerlendirmeden, hiçbir şey öğren-
şama uzanan bir yolculuk yapmak mümkündür çün- meden götürüp veriyorlar.
kü. Gezerken de her insanı ve her hayatı bir kitap gibi
düşünerek dünyayı okumak da mümkün. Okumak ve Bu parçada belirtilenler arasında aşağıdakilerden
gezmek aslında o kadar iç içe ki… hangisi yoktur?
24. Hemen hepimiz yazılarımızda, yerli yersiz alıntılar 25. Bazı sanatçılar, yaratıcılıklarını kamçılayan büyülü
yapmaktan, özellikle sözü, alçak gönüllülükle yabancı I
ozanlara, çağdaş düşünürlere bırakmaktan fazlasıyla
hoşlanıyoruz. Kimi zaman bunu öyle abartıyoruz ki anları “beyaz an” diye adlandırırmış. Yakalandığı
yazar olarak konuyla ilgili ne düşündüğümüz anlaşıl- II
mıyor. Ayrıca aynı alıntıların değişik yazarlarca da
kullanıldığını görüyoruz. Böylece tekrarın tekrarı bir sırada “Sonra devam ederim.” diyerek asla kesinti-
okuma, zaman kaybına, okuma ediminin yavanlaş- III
masına yol açıyor. Bu nedenle kendi özgün düşünce-
mizi dayanaklarıyla işlemeliyiz yazılarımızda. Yüzey- ye uğratılmaması, ertelenmemesi gerekirmiş bu
sellikten olabildiğince kaçınmalıyız. Kendi düşüncele-
rimizin de örneğin bir Valéry’ninki, Deleuze’ünki kadar
anın. Çünkü dönüp bakıldığında yerinde bulunama-
önemli olduğuna inanarak bir öz güven geliştirmeliyiz.
IV
Bu parçada alıntıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
yabilirmiş. Tükeninceye değin hakkının verilmesi
hangisine değinilmemiştir?
A) Yazılarda kullanılırken aslına bağlı kalınmadığına gerekirmiş, her zaman karşılaşılamayan bu beyaz
V
B) Belirli örneklere sık sık başvurulduğuna anların.
26. (I) Rengi uçmuş, sıradan yaşamımızda kendimize bir 28. (I) Yatılı olarak okuduğum ortaokul yıllarında, yaz ta-
ziyafet çekmek istediğimiz zaman kitapların kapağını tillerinde Kozlu’ya, ailemin yanına özlemle dönerdim.
aralarız. (II) Büyük bir açlıkla sayfaları çeviririz. (II) O yaşlarda evden yedi-sekiz ay uzakta kalmak ko-
(III) Gözlerimiz sözcükleri iştahla birer birer yerken lay değildi. (III) Arkadaşlarımı, okulumu çok seviyor-
zamandan ve mekândan kopuveririz. (IV) Başka in- dum, bugün de süren dostlukların temeli o yıllarda
sanların, başka diyarların görünmez konukları oluve- atılmıştı ama aile özlemi bir başka şeydi. (IV) Evimiz,
ririz. (V) Bu deneyimin ardından yaşadığımız ana geri denizin hemen kıyısındaki bir tepenin yamacındaydı.
döndüğümüzde ise ruhumuzda kopan fırtınalar ya (V) Dalga sesleri odamda sürekli yankılanırdı ve ben
şiddetlenir ya da dinginleşir ama her zaman bir şeyler doyamadığım o denizi, dalgaları büyük bir hazla izler-
değişir içimizde. dim. (VI) Hâlâ Kozlu’yu, o evi ve o dalga seslerini, öz-
lemin içimi sızlatan acısıyla anımsarım.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-
rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de ögelerin dizilişi “zarf tümleci, nesne, zarf tümleci
A) I. cümlede, nesne, belirtili isim tamlamasından ve yüklem” biçimindedir?
oluşmuştur.
A) I. B) II. C) III. D) V. E) VI.
B) II. cümlede, durum zarfı kullanılmıştır.
B) Ünlü düşmesi
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden
hangisi yanlıştır? C) Sürerlik fiili
30. Bir uğultu başlıyor söz dağarcığımda, sözcükler 32. Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Medet Köyü’nde ya-
Bu cümledeki altı çizili sözcüklerin hangisinde tanır. Usta derme çatma köy evinde yumurta kabu-
ünsüz benzeşmesi vardır?
33. Eğer o şiirler, o romanlar, o öyküler, o tiyatro yapıtları 35. (I) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz; onlar, metinlerde
olmasaydı, söylemek bile fazla, duygularımız daha az geçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın büyüsün-
bilinecek, bilgilerimiz daha az olacaktı. Çünkü ede- den çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denen
biyat, daha iyi duymamızı, daha iyi düşünmemizi sağ- bir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (III) Çünkü
lar. Daha doğru, daha insanca yaşamamıza yardımcı “olay” onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim,
olur. çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup getirmeme,
okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiir-
Bu parçada, virgülün işlevleriyle ilgili olarak aşa- lerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz.
ğıda verilenlerden hangisine uygun bir örnek (V) Bu da bize, Borges’in de dediği gibi, şiirin
yoktur? öğretilemeyecek ama duyumsatılabilecek bir tür oldu-
ğunu gösteriyor.
A) Ara sözleri ayırma Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
B) Sıralı cümleleri birbirinden ayırma
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
C) Özel olarak vurgulanması gereken bir ögeyi be-
lirtme
D) Tırnak içinde verilmeyen aktarma cümlelerini be-
lirtme
E) Art arda sıralanan eş görevli sözcük kümelerini
ayırma
36. (I) Editör, bir yayınevinin olmazsa olmazlarındandır.
(II) Yayımlanacak bir yapıtı düzenlemek, yayıma ha-
zırlamak ve yayımlamak gibi birçok işi ve işlevi var.
(III) Yazarın ve eserinin seçilmesinden, nasıl yayımla-
nacağına değin yayımlama işinin bütün aşamalarını
34. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bo- kapsayan zorlu bir iştir bu. (IV) Günümüzde editörlük,
zukluğu vardır? yayıncılık alanında kurumsallaşamamış işlerden.
(V) Yazarların çoğu, editörün yaptığı işi küçümseyip
onu yalnızca bir düzeltmen olarak algılıyor. (VI) Bu
A) Diplomalarını alacak öğrenciler salona sırayla gi- yüzden de editörlüğü böyle algılayan birçok yazarın
riş yaptılar. yayımlanan kitaplarında yanlışlardan geçilmiyor.
B) Müjdeyi vermek için mutfağa, annesinin yanına
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa-
heyecanla koştu.
ragraf hangi cümleyle başlar?
C) Konuşmasına başlamadan önce dinleyicilere
şöyle bir baktı. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
D) Eski öğrencilerin de katıldığı büyük bir toplantı
düzenlediler.
E) Yarıyıl tatilinde yapılacak olan Amasra gezisi er-
telendi.
37. (I) İnsan ilişkilerinin öneminin yeterince kavranmamış 39. Yazınsal yaratıcılığın gizi, ana dilde, ana dilin söz de-
olması, çocuk gelişimiyle ilgili birtakım sorunları da ğerlerindedir. Buna erişmesi, yazarın, ozanın önce-
beraberinde getirdi. (II) Söz gelimi günümüzde, kendi likle ana dilini, onun söz değerlerini sevmesine bağlı-
kendine oyun kuramadığı için üretken olamayan, edil- dır. Bu sevgiden yoksunsa kişi, gerçek anlamda yara-
gen, çevreye karşı ilgisiz, evlere hapsolmuş çocuklar tıcı olamaz. Büyük bir ozan da yaratıcılığın dilde, söz-
yetişiyor. (III) Bunların hayal güçleri, erken yaşta ta- cüklerde olduğunu söylüyor. Şöyle diyor sözcükler
nıştıkları ve hayatlarının doğal bir parçası olan tele- için: “Onların önünde ben diz çökerim, bana kalk de-
vizyonla ve bilgisayar oyunlarıyla sınırlanmış durum- yinceye değin kıpırdamam. Kısaca, değer veririm on-
da. (IV) Televizyondaki reklamlar çocukları ticari birer lara, arkalarından giderim sözcüklerin, izlerim onları.
araç olarak görüyor. (V) Kaba kuvveti ve silah kullan- İşte ben böylesine severim sözcükleri.”
mayı özendiren, sanat değeri düşük filmler ve kimi
yayınlar yüzünden özellikle çocuklar, çeşitli psikolojik Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
sorunlarla yüz yüze geliyorlar. (VI) den hangisi söylenemez?
E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
1. Bu testte sırasıyla, Tarih (1–17), Coğrafya (18–31), Felsefe (32–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Sosyal Bilimler Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
D) I ve II E) I, II ve III
5. XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti, iltizam usulünde yap- 7. Aşağıdakilerden hangisinin Osmanlı Devleti’nde
tığı değişiklikle yüklü bir peşin ödemeyi de öngören yerli tüccar kesiminin güçlenmesini engellediği
malikâne usulünü getirmiştir. Buna göre mukaatalar savunulamaz?
mültezimlere daha önceki gibi üç yıllık sürelerle değil,
sürekli olarak ihale edilmeye başlanmıştır. A) Yabancılara kapitülasyonlarla ayrıcalıklar tanın-
ması
Yapılan bu değişiklikle güdülen amaç aşağıdaki-
lerden hangisidir? B) Üretimin tarıma dayalı olması
A) Yeniçeri Ocağının kaldırılmasına ortam hazır- C) Osmanlı deniz taşımacılığının yetersiz olması
lamak
B) Tek hazine sisteminden çoklu hazine sistemine D) Osmanlı sanayisinin rekabet gücünü giderek yi-
geçmek tirmesi
C) Hazineye daha fazla gelir sağlamak E) İpek ve Baharat yollarının önemini kaybetmesi
D) İşgaller karşısında halkın desteğini almak Onur, yukarıdaki azınlıklardan hangilerini söyle-
seydi Ahmet’e doğru bilgi vermiş olurdu?
E) Mebuslar Meclisini kapatmak
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
13. Sakarya Savaşı kazanılmasına karşın Yunan or- 15. Hindistan’daki bir tarikatın lideri olan Ağa Han ile İn-
dusunu kesin yenilgiye uğratan Başkomutan giltere Kralı’nın özel danışmanı Hintli Emir Ali, Baş-
Meydan Savaşı’nın yaklaşık bir yıl sonra yapılma- bakan İsmet Paşa’ya bir mektup yollayarak halifelik
sına aşağıdakilerden hangisinin neden olduğu sa- kurumuna dokunulmamasını rica etmişlerdir.
vunulabilir?
Bu durumun, halifelikle ilgili olarak
A) Doğu Cephesi’nde fiili mücadelenin sona erme- I. bu kurumun, tüm Müslümanlar üzerinde siyasal
sinin beklenmesi gücünün olduğu,
B) Ayaklanan Çerkez Ethem birliklerinin dağıtılması II. yabancıların, bu kurumu Türkiye’nin içişlerine
müdahale amacıyla kullanmak istedikleri,
C) İtalyanların birliklerini Anadolu’dan çekmeye baş- III. bu kurumun varlığının ülkede tartışma konusu
laması olduğu
D) Türk ordusunun eksiklerinin tamamlanması durumlarından hangilerine kanıt olduğu savunu-
labilir?
E) Ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için Tekâlif-i
Milliye Emirlerinin çıkarılması A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
C) Devletçilik D) Laiklik
E) Cumhuriyetçilik
17. Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti sadece iki şeye güve- 19. Türkiye’de, enerji tasarrufu sağlamak amacıyla yaz ve
nir. Biri millet kararı, diğeri en elim ve güç şartlar için- kış saati uygulanmaktadır. Bu uygulama kapsamında
de dünyanın takdirlerine hakkıyla layık olan ordumu- yılın yaklaşık beş aylık döneminde 30º Doğu meridye-
zun kahramanlığı; bu iki şeye güvenir.” demiştir. ninin, diğer dönemde ise 45º Doğu meridyeninin yerel
saati ulusal saat olarak kullanılmaktadır.
Atatürk’ün, bu sözüyle millî gücün
Buna göre, 45º Doğu meridyeninin yerel saatinin
I. siyasi, ulusal saat olarak kullanıldığı dönemde, Türkiye’ de,
aşağıdakilerden hangisi yaşanmaz?
II. askerî,
D) I ve II E) II ve III E) En sıcak ay
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
Aşağıdakilerden hangisi yapılırsa bu hata gideril-
miş olur?
21. Aşağıdaki haritada beş farklı doğrultu numaralarla 23. Orografik yağışlar, denizden gelen nemli hava kütle-
gösterilmiştir. lerinin kıyı çizgisine paralel uzanan dağ sıralarına
çarparak yükselmesi sonucu meydana gelir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Buna göre, bu tatil beldesinin aşağıdakilerden D) Karbon ve Perm dönemlerinde, bu kıtalarda daha
hangisinde yer alması beklenir? ılıman bir iklimin olduğunu
A) Datça Yarımadası’nda
E) Bu kıtalardaki yer şekillerinin, Karbon ve Perm
B) Gelibolu Yarımadası’nda dönemlerindekiyle aynı olduğunu
C) Bolu Dağları’nda
D) Çukurova’da
E) Çandarlı Körfezi’nde
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
28. Aşağıdaki grafikte, 1750-2000 yılları arasında Avrupa 30. I. Siyasi bölgeler zamanla işlevini yitirebilir.
ve Afrika kıtalarının nüfusu gösterilmiştir.
II. Siyasi bölgeyi oluşturan ülkelerde dil, din ve ırk
birliği vardır.
A) I ve III B) II ve IV C) III ve V
D) I, II ve V E) I, III ve IV
A) 1750-1900 yılları arasında Afrika’dan kıta dışına 31. Aşağıdakilerden hangisi, insanın doğaya olan et-
yoğun göç olmuştur. kisine örnek gösterilemez?
B) Üniversite kurulması
32. Zekânın ve bilgeliğin ölçütünün zenginlik olduğunu 34. Nesnenin bilgisinin söz konusu olabilmesi için önce
düşünen kişiler, Thales’le yoksul olduğu için alay nesnenin var olması gerekir. Örneğin ağacın ne oldu-
ederler. O da bunun üzerine zeytinin az olduğu o yıl, ğundan, türlerinden, yararlarından söz edebilmek için
elindeki bütün parayla, ihtiyaç olmadığı için ucuzlamış öncelikle “ağaç” denilen bir şey var olmalıdır.
olan ve zeytinyağı üretiminde kullanılan tüm presleri
satın alır. Sonraki hasat mevsimi geldiğinde ihtiyacı Bu parça aşağıdaki yargılardan hangisini destek-
olanlara bu presleri kendi belirlediği fiyattan kiralayarak ler?
çok para kazanır.
36. Filler neden büyük, gri ve kırışıktır? Çünkü ufak, beyaz 38. Nasrettin Hoca bir gün oğluyla birlikte şehre gitmek
ve yuvarlak olsalardı aspirin olurlardı. Ufak bir fil hayal üzere yola çıkar. Şehre birçok köyün içinden geçilerek
ederek ona “ufak bir fil” diyebiliriz. Beyaz bir fil hayal gidilmektedir. Hoca eşeğin üzerinde, oğlu da yürüyerek
ederek ona “beyaz bir fil” diyebiliriz. Kırışıksız bir fil de onu takip eder. İlk köyden geçerken köylüler “Koskoca
“kırışıksız bir fil” olur. Başka bir deyişle büyüklük, grilik adam eşeğe binmiş, küçücük çocuğu yürütmeye utan-
ve kırışıklılık, Aristoteles’in bir fili fil yapan şeyin ne mıyor!” diye kınarlar. Sonraki köyden geçerken Hoca
olduğunu tanımlama sınavını geçemez. Çünkü aspirin yürür, oğlu da eşeğin üzerindedir. Oradaki köylüler de
gibi ufak, beyaz ve yuvarlak bir şey bir fil olamaz ve “Görüyor musun saygısız çocuğu, koca adamı yürütü-
böyle bir nesneyle karşılaştığımızda aklımıza “Hey, yor.” derler. Üçüncü köyde Hoca ve çocuk eşeğe birlikte
ağzına attığın bir aspirin mi yoksa alışılmamış türden bir biner, bu kez de eşeğe acımıyorlar diye suçlanırlar.
fil mi?” diye sormak gelmez. Dördüncü köyde çocuk da Hoca da yürür, kınanmaktan
nasiplerini alırlar. Beşinci köyde Hoca ve oğlu eşeği
Bu parçada varlıkla ilgili aşağıda verilenlerden birlikte taşımalarına karşın kınanma durumu değişmez.
hangisi sorgulanmaktadır?
Bu parça ahlak felsefesinin temel problemlerinden
A) Ana maddenin neliği hangisinin soruşturulmasında örnek verilebilir?
E) Zorunlu varlık/mümkün varlık ayrımı C) Ahlakta her zaman iyi niyet yeterli midir?
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Temel Matematik Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 6 B) 2 C) 0 D) E)
2.
D) 1006 E) 1008
A) 4 B) 8 C) 9 D) 15 E) 16
8.
6.
A) 3 B) 4 C) 6 D) 8 E) 9
olduğuna göre, aşağıdaki sıralamalardan hangisi
doğrudur?
A) B) C)
D) E)
9.
A) B) C) 1 D) 2 E) 4
A) 9 B) 11 C) 12 D) 13 E) 15
A) x B) C)
D) E)
A) 8 B) 9 C) 10 D) 12 E) 15
olduğuna göre, ifadesinin değeri kaçtır?
A) B) C) 0 D) 1 E) 4
15.
a bir pozitif tam sayı ve ’tir. p bir asal sayı
olduğuna göre,
16. n bir pozitif tam sayı olmak üzere, n’yi kalansız bölen 19. Rasyonel sayılar kümesinde bildiğimiz toplama ve
pozitif tam sayıların kümesi S(n) ile gösteriliyor. çarpma işlemleri tanımlanıyor.
Buna göre, kesişim kümesinin ele- Buna göre, aşağıdakilerden hangisinin hem top-
man sayısı kaçtır? lama hem de çarpma işlemine göre tersi bir tam
sayıdır?
A) 4 B) 5 C) 6 D) 8 E) 9
A) B) C) 0
D) 2 E)
fonksiyonları veriliyor.
18.
A) B) C)
önermeleri veriliyor. D) E)
A) B) C)
21. Gerçel sayılar kümesinde tanımlı
D) E) I.
II.
III.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) I, II ve III
22. Bir işi 5 kadın işçi 20 günde, 5 erkek işçi ise 30 günde 24. Bir fabrikada üretilen iş makinelerinin sayısı gün so-
bitiriyor. nunda kayıt altına alınıyor. Tutulan kayıtlar o günle
birlikte o günden önce üretilmiş olan iş makinelerinin
toplam sayısıdır. Beş iş gününde tutulan kayıtlar aşa-
Buna göre, 2 kadın ve 2 erkek işçi aynı işi birlikte
ğıda verilmiştir.
kaç günde bitirir?
Pazartesi ve öncesi : 20
A) 20 B) 30 C) 40 D) 45 E) 50
Salı ve öncesi: x
Çarşamba ve öncesi: 90
Perşembe ve öncesi: 140
Cuma ve öncesi: y
A) 10 B) 11 C) 12 D) 13 E) 14
25. Bir yatırımcı, hesabındaki z TL’nin bir kısmıyla altın,
kalan kısmıyla da döviz alıyor. Yatırımcı bir süre son-
ra altınlarını % 20 kâr elde ederek x TL’ye, dövizlerini
ise % 20 zarar ederek y TL’ye satıyor.
A) B)
C) D)
E)
26. Beş öğrencinin aday olduğu sınıf başkanlığı seçimin- 29. Ali, ağzına kadar suyla dolu olan bir şişedeki suyun
de adayların aldıkları oy sayıları olan A, B, C, D, E yarısını elde etmek istiyor. Bunun için aynı şişeden
arasında boş bir tane alıyor ve şişelerdeki su yükseklikleri eşit
olana kadar dolu şişeden diğerine su aktarıyor.
Suyun yarısını elde etmek için yaptığı üç farklı dene-
eşitliği vardır. me aşağıda gösterilmiştir.
Seçim sonucu dairesel grafikte gösterildiğinde
C tane oy alan adaya ait daire diliminin merkez
açısı kaç derece olur?
A) 45 B) 60 C) 90 D) 120 E) 180
A) 5 B) 4 C) 3 D) 2 E) 1
31. Bir depoda bulunan portakal ve mandalinaların mik- 34. ABC bir ikizkenar
tarı toplam 50 tondur. Portakalların % 7’si, manda- üçgen
linaların ise % 8’i çürümüştür. Çürüyen portakal ve
mandalina miktarı toplam 3,8 tondur.
32.
Bir otobüse 3 kadın binerse yolcuların ’ü kadın
’ü erkek olacaktı.
A) 21 B) 24 C) 28 D) 30 E) 32 35.
ABC bir üçgen
A) B) C) D) E)
37. 39.
Buna göre, taralı bölgenin alanı a, b ve c türünden y eksenine göre simetriği alınıyor ve A ile , B ile ,
aşağıdakilerin hangisine eşittir? C ile simetrik nokta çiftleri olacak şekilde
üçgeni elde ediliyor. Elde edilen bu üçgen de
A) B) C)
D) E)
A) B) C) D) E)
1. Bu testte sırasıyla, Fizik (1–14), Kimya (15–27), Biyoloji (28–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Fen Bilimleri Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 1 B) C) D) E)
2.
D) N’de E) P’de
4. 5.
A) 1 B) C) 2 D) E)
6. 7.
A)
(Bu işlemler sırasında sıvıların sıcaklıkları değişme-
mektedir.)
B)
C) A) B) 1 C) D) E) 2
D)
E)
8. 10.
A) K L
11. 12.
oranı kaçtır? A) B) C)
D) E)
A) B) C) 1 D) E)
13.
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
18. Uçucu olmayan bir X katısı 100 gram suda en fazla, 20. bileşiğiyle ilgili bazı bilgiler şöyledir:
’de 17 gram,
bileşiğinin 0,1 molü 12 gramdır.
’de 27 gram,
Bileşikteki X, Y, Z atomlarının kütlece birleşme
’de 39 gram oranları (X:Y:Z) sırasıyla 3:4:8’dir.
D) 21. Atom kuramına göre, baş kuantum sayısı (n) ile ilgili
’de 20 gram X katısının 100 gram suda
aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
E) ’de 30 gram X katısının 100 gram suda A) Baş kuantum sayısı, temel enerji düzeyini belirtir
ve sıfırdan büyük tam sayıdır.
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
D) Stronsiyum karbonat
22. Periyodik çizelgeyle ilgili aşağıdaki ifadelerden 23. X, Y, Z elementleriyle ilgili bilgiler şöyledir:
hangisi yanlıştır?
X’in, iyonunun elektron dağılımı ile
A) IA grubu elementlerinin elektron dağılımındaki bitmektedir.
son orbital s orbitalidir.
Y elementi, 4. periyot ve IIA grubundadır.
B) VIA grubu elementlerinin elektron dağılımı Z, VIIA grubunda ve atom numarası en küçük o-
lan elementtir.
ile biter.
Buna göre X, Y, Z elementlerinin periyodik
C) VA grubu elementlerinin elektron dağılımı çizelgedeki yerleri aşağıdakilerin hangisinde doğ-
ile biter. ru olarak verilmiştir?
B)
X
Y
Z
C) Z
D)
Z
X
Y
E)
Z
Y X
− +
A) X + ve Y3− B) Y3 ve Z C) X ve Z
− + 2+
D) Y3 ve Q 2 E) Z ve Q
Buna göre,
D) II ve III E) I, II ve III
26. X, Y, Z elementlerinden oluşan ya- 28. Bir proteinin, yüksek sıcaklıkta, düşük pH koşulunda ya
da çeşitli kimyasal maddelerin bulunduğu ortamda, üç
pılarındaki bağ türleri, aşağıdakilerin hangisinde boyutlu yapısı bozulmuş, ancak bu durumdan peptid
doğru olarak verilmiştir? bağları etkilenmemiştir.
ulaşılır.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) II ve III
Buna göre, bu makromoleküller aşağıdakilerin
hangisinde doğru olarak verilmiştir?
X Y Z
30. Hücre ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi 32. Aşağıdaki olaylardan hangisi mitoz ve mayoz II
yanlıştır? bölünmenin her ikisinde de kural olarak gerçek-
leşir?
A) Ökaryotik hücrelerde zarlı organeller bulunur.
A) Sinapsis olması
B) Yeni bir hücre ancak başka bir hücrenin bölün- B) Krossing over olması
mesiyle oluşur.
C) Haploid kromozomlu yavru hücre oluşması
C) Hücre büyüdükçe yüzey alanı/hacim oranı aza-
lır. D) Kardeş kromatitlerin birbirinden ayrılması
D) Hücre canlılığın temel birimidir.
E) Homolog kromozomların birbirinden ayrılması
A) B)
Zaman Zaman
A) 1. bireyin genotipi: OO Rr
B) 2. bireyin genotipi: AO rr
C) 3. bireyin genotipi: AA rr
Zaman Zaman
D) 4. bireyin genotipi: BO Rr
E) E) 5. bireyin genotipi: AO Rr
Zaman
34. Balıkların solungacında kılcal damarlardaki kan akışı ile 35. İnsanda, işaretlenmiş bir alyuvar, akciğer atardamarı
su akış yönü birbirine terstir. Bu iki ortam arasın- içine veriliyor; bu işaretli alyuvara bir süre sonra alt ana
daki oksijen difüzyonu Şekil 1’de şematize edilmiştir. toplardamarında rastlanıyor.
Difüzyon sonunda kanın oksijen doygunluğunda (%)
meydana gelen değişimin grafiği de altında verilmiştir. Bu alyuvar kalpten bir kez geçtiğine göre, aşağıdaki
yapıların hangisinden geçmemiştir?
E) Akciğer toplardamarı
A) B)
100 100
Su Su
50 50
Kan Kan
0 0
C) D)
Su Su
100 100
Kan Kan
50 50
Buna göre fotosentez ürünlerinin taşındığı yapı,
şekilde hangi numarayla gösterilmiştir?
0 0
A) I B) II C) III D) IV E) V
E)
Su
100
Kan
50
37. Bitkiler, çiçeklenme için gereksinim duydukları ışık 38. Çiçekli bir bitkinin üremesindeki bazı evreler aşağı-
alma sürelerine göre uzun gün bitkisi ya da kısa gün daki şekilde numaralandırılmıştır.
bitkisi olarak isimlendirilir. Bir uzun gün bitkisiyle bir
kısa gün bitkisi farklı ışık alma sürelerine tabi tutul-
duğunda gerçekleşen çiçeklenme durumları aşağı-
daki şekilde gösterilmiştir.
Bu deneyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi Bu evrelerin hangisinin sonunda meydana gelen
söylenemez? hücrelerin genotipi, bu hücreleri üreten hücre-
ninkinden farklıdır?
A) Kısa gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten az
(Bu üreme döngüsünde mutasyon gerçekleşmediği
olduğunda çiçeklenmiştir.
kabul edilecektir.)
B) Uzun gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
fazla olduğunda çiçeklenmiştir.
D) I ve II E) I ve III
C) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi, ışık
alma süresi 12 saatten az olsa da uzun gün
bitkisinin çiçeklenmesini sağlamıştır.
D) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi kısa
gün bitkisinin çiçeklenmesini önlemiştir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
47 Test Bitti.
Cevaplarınızı Kontrol Ediniz.
;e*V;
U5RE+
`>&6`VPtFV
M9991.01010
(Bu numarayı c evap k âğıdınızdaki ilgili alana kodlama yı unut mayınız.)
ADI
SOYADI
DİKKAT!
SINAV BAŞLAMADAN ÖNCE AŞAĞIDAKİ UYARILARI MUTLAKA OKUYUNUZ.
1. Adınız, soyadınız, T.C. Kimlik Numaranız ve sınav salon numaranız yukarıdakilerden farklı ve
kitapçık üzerine basılı olan fotoğraf size ait değilse bunu salon başkanına belirterek size ait
soru kitapçığının verilmesini sağlayınız.
1. Bu kitapçıkta sırasıyla Türkçe Testi, Sosyal Bilimler 4. Bu testler puanlanırken her testteki doğru cevap-
Testi, Temel Matematik Testi, Fen Bilimleri Testi larınızın sayısından yanlış cevaplarınızın sayısının
bulunmaktadır. dörtte biri düşülecek ve kalan sayı o testle ilgili ham
puanınız olacaktır. Bu nedenle, hakkında hiçbir
2. Bu testler için verilen toplam cevaplama süresi 160
fikriniz olmayan soruları boş bırakınız. Ancak,
dakikadır. Bu süreyi, cevaplayacağınız testleri dik-
soruda verilen seçeneklerden birkaçını eleyebiliyor-
kate alarak kullanınız.
sanız kalanlar arasında doğru cevabı kestirmeye
3. Bu kitapçıktaki testlerde yer alan her sorunun sade- çalışmanız yararınıza olabilir.
ce bir doğru cevabı vardır. Bir soru için birden çok
5. Sınavda uyulacak kurallar bu kitapçığın arka kapa-
cevap yeri işaretlenmişse o soru yanlış cevaplan-
ğında belirtilmiştir.
mış sayılacaktır.
SINAVDA UYULACAK KURALLAR
1. Cep telefonu ile sınava girmek kesinlikle yasaktır. Çağrı cihazı, telsiz, fotoğraf makinesi vb. araçlarla; cep
bilgisayarı, kol ya da cep saati, her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlarla; silah ve benzeri teçhizatla;
müsvedde kâğıdı, defter, kitap, sözlük, sözlük işlevi olan elektronik aygıt, hesap cetveli, hesap makinesi, pergel,
açıölçer, cetvel vb. araçlarla sınava girmek kesinlikle yasaktır. Bu araçlarla sınava girmiş adaylar mutlaka Salon
Sınav Tutanağına yazılacak, bu adayların sınavı geçersiz sayılacaktır. Sınava kalem, silgi, kalemtıraş, saat
vb. araçla ve kulaklık, küpe, broş vb. takı, herhangi bir metal eşyayla girmek de kesinlikle yasaktır.
Yiyecek, içecek vb. tüketim malzemeleri de sınava getirilemez. Adaylar sınava şeffaf şişe içerisinde su
getirebileceklerdir.
2. Bu sınavda verilen toplam cevaplama süresi 160 dakikadır. Sınav başladıktan sonra ilk 120 ve son 15 dakika
içinde adayın sınavdan çıkmasına kesinlikle izin verilmeyecektir.
3. Sınav evrakını teslim ederek salonu terk eden aday, her ne sebeple olursa olsun, tekrar sınava alınma-
yacaktır.
4. Sınav süresince görevlilerle konuşmak, görevlilere soru sormak yasaktır. Aynı şekilde görevlilerin de adaylarla
yakından ve alçak sesle konuşmaları ayrıca, adayların birbirinden kalem, silgi vb. şeyleri istemeleri kesinlikle
yasaktır.
5. Sınav sırasında, görevlilerin her türlü uyarılarına uymak zorundasınız. Sınavınızın geçerli sayılması, her şeyden
önce, sınav kurallarına uymanıza bağlıdır. Kurallara aykırı davranışta bulunanların ve yapılacak uyarılara
uymayanların kimlik bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve sınavları geçersiz sayılacaktır.
6. Sınav sırasında kopya çeken, çekmeye kalkışan, kopya veren, kopya çekilmesine yardım edenlerin kimlik
bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve bu adayların sınavları geçersiz sayılacaktır. Görevliler kopya
çekmeye ya da vermeye kalkışanları uyarmak zorunda değildir; sorumluluk size aittir.
Adayların test sorularına verdikleri cevapların dağılımları bilgi işlem yöntemleriyle incelenecek, bu
incelemelerden elde edilen bulgular bireysel ya da toplu olarak kopya çekildiğini gösterirse kopya eylemine
katılan adayın/adayların cevaplarının bir kısmı ya da tamamı iptal edilecektir.
Sınav görevlileri bir salondaki sınavın, kurallara uygun biçimde yapılmadığını, toplu kopya girişiminde
bulunulduğunu raporlarında bildirdiği takdirde, ÖSYM takdir hakkını kullanarak bu salonda sınava giren tüm
adayların sınavını geçersiz sayabilir.
7. Cevap kâğıdında doldurmanız gereken alanlar bulunmaktadır. Bu alanları doldurunuz. Cevap kâğıdınızı
başkaları tarafından görülmeyecek şekilde tutmanız gerekmektedir. Cevap kâğıdına yazılacak her türlü yazıda
ve yapılacak bütün işaretlemelerde kurşun kalem kullanılacaktır. Sınav süresi bittiğinde cevapların cevap
kâğıdına işaretlenmiş olması gerekir. Soru kitapçığına işaretlenen cevaplar geçerli değildir.
8. Soru kitapçığınızı alır almaz, sayfaların eksik olup olmadığını, kitapçıkta basım hatalarının bulunup bulun-
madığını ve soru kitapçığının her sayfasında basılı bulunan soru kitapçığı numarasının, kitapçığın ön kapağında
basılı soru kitapçığı numarasıyla aynı olup olmadığını kontrol ediniz. Soru kitapçığınızın sayfası eksik ya da
basımı hatalıysa değiştirilmesi için salon başkanına başvurunuz.
9. Size verilen soru kitapçığının numarasını cevap kâğıdınızdaki “Soru Kitapçığı No” alanına kodlayınız.
10. Sınav sonunda soru kitapçıkları toplanacak ve ÖSYM’de tek tek incelenecektir. Soru kitapçığının bir sayfası bile
eksik çıkarsa sınavınız geçersiz sayılacaktır.
11. Cevap kâğıdına ve soru kitapçığına yazılması ve işaretlenmesi gereken bilgilerde bir eksiklik ve/veya yanlışlık
olması hâlinde sınavınızın değerlendirilmesi mümkün olamamaktadır. Tarafınızdan yazılması ve işaretlenmesi
gereken bu bilgilerde eksiklik ve/veya yanlışlık olduğunda durumunuz Sınav Salon Tutanağında belirtilecektir.
12. Soru kitapçığının sayfalarındaki boş yerleri müsvedde için kullanabilirsiniz.
13. Soruları ve/veya bu sorulara verdiğiniz cevapları ayrı bir kâğıda yazıp bu kâğıdı dışarı çıkarmanız kesinlikle
yasaktır.
14. Her testin cevaplarını cevap kâğıdındaki ilgili alana işaretlemeye dikkat ediniz.
15. Sınav salonundan ayrılmadan önce, soru kitapçığınızı ve cevap kâğıdınızı salon görevlilerine teslim etmeyi
unutmayınız.
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimi zin yazılı i zni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu
ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
1. Yahya Kemal’i ve Nazım Hikmet’i ayrı tutarsak küçük 3. Bir sanatçımız şöyle diyor: “Dergiler, edebiyatın yeral-
mutluluklar Türk şiirine Garip döneminde bir uğrayıp tı haritasıdır.” Nitekim bu dergilerde ilk ürünleri yayım-
geçmiştir, diyebiliriz. Biraz Ziya Osman, çok az Cahit lanan genç şairlerin çoğu, bir süre sonra çalışmalarını
Sıtkı… Onun dışında “Hüzün ki en çok yakışandır bi- kitaplaştırarak şairliklerinin ilk kilometre taşlarını ko-
ze.” anlayışı egemendir. Cemal Süreya’nın, Garip- yarlar.
çilerin izine basarak yürüdüğü kimi şiirlerinde de bu
anlayışın yansımalarını görürüz. Ne var ki onun şiirle- Bu parçada geçen “edebiyatın yeraltı haritası olma”
rinde genel olarak ince bir hüzün söz konusudur. sözüyle, dergilerin hangi özelliği belirtilmek isten-
miştir?
Bu parçada geçen “izine basarak yürüme” sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarları, yeni yazınsal türlere yönlendirme
C) Yenilerini eskilerinden ayırabilmek A) İyi şiirler, şairlerinden zengin bir birikim ister.
5. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraç 7. (I) Yaşadığı dönemin şiir anlayışından uzaklaşarak
içindeki sözün anlamını içermemektedir? uçlarda dolaşan, alışılmadık bağdaştırmaları ve imge-
leriyle zaman zaman, bilinen söylemin dışına taşan
şair, sürekli yenilikler peşinde koşmuştur. (II) Karşı-
A) Öykünüzü, yaşamın akışını düşündüren bir do- laştığı insanlık durumlarına yeni duygu ve anlamlar
ğallıkla yazın, bunu yapabilecek güçlü bir kalemi- yükleyerek onları yeniden yazmıştır. (III) Şiirlerini
niz var. (yazarlık yeteneği olmak) oluştururken boş alanlar bırakmış, uzun dizeleri kır-
mıştır. (IV) Şiirde bir yenilik gerçekleştirmek için dilin
yerleşik söz değerlerini olduğu gibi kullanmaktan ka-
B) Öykünüzdeki bilinmeyenlerden kurtulmak için öy- çınmış, dili yeniden kurmaya yönelmiştir. (V) Şiirle-
küdeki kadının kim olduğunu, nasıl bir yaşam rinin çoğunda, çok anlamlı sözcükler kullanarak deği-
sürdüğünü, ne iş yaptığını görünür kılın. (belir- şik çağrışımlar uyandırmıştır.
ginlik kazandırmak)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi,
C) Sizin yaptığınız gibi, bir dönemi küçük bir öyküye
sözü edilen şairin şiirlerinin içeriğiyle ilgilidir?
sığdırmak herkesin üstesinden gelebileceği bir iş
değildir. (zorluğu yenmek)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışı- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangile-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? ri anlamca birbirine en yakındır?
9. (I) Berna Moran’ın deyişiyle “huzursuzluğun romanı”, 11. Şairler arasında öteden beri süregelen açık ya da giz-
Fethi Naci’ye göre de “Türkçenin en güzel aşk roma- li bir yarış vardır. Oysa aynı gözeden su içen, aynı
nı” olan Huzur’un yayımlanışının üzerinden yaklaşık güneş altında ısınan, aynı ağacın gölgesinde oturan
elli yıl geçti. (II) Bu romanda olaylar, bir ağustos günü insanlardır onlar. Birbirlerine, sanıldığından daha çok
başlar ve radyodan İkinci Dünya Savaşı’nın başladı- ihtiyaçları vardır. Ölmüş şairlerle, onların anıları üze-
ğını haber veren bir anonsla biter. (III) Her ne kadar rinde yaşatılan dostluklar da dâhildir buna. ----? Kıs-
ilk bakışta aşk romanı gibi görünse de günahın ve ka- kanmalar, görmezden gelmeler, kara çalmalar… Neyi
vuşmanın değil, Doğu’yla Batı’nın, huzursuzluğun, paylaşamazlar? Herkesin kabı kendine göredir, ala-
zaman ve müziğin romanı olarak kabul edilir. (IV) Hu- cağı su miktarı bellidir oysa. Paylaşmanın, el ele ve-
zur, hiçbir zaman Madam Bovary’nin yarattığı etkiye rerek yaratacakları eleştiri ortamının sağlayacağı ya-
benzer bir etki yaratmamıştır. (V) Madam Bovary gibi rarlar üstünde durmak ve bunu geliştirmek varken ne-
can sıkıcı taşranın romanı değildir Huzur; tam tersine dir bu yok edici yarış?
çok eski, çok köklü bir kentin, İstanbul’un, Boğazi-
çi’nin romanıdır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de değerlendirme söz konusu değildir? A) Şairler arasındaki bütün bu çatışmalar gerçekte
şiirimizin tematik haritasını daraltır mı
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
B) Bunu bilmelerine karşın nedir bu sevgisizlik şair-
ler arasında
C) Öyleyse neden şiirin kolaya kaçma sanatı olduğu
izlenimi yaratılıyor
D) Şairler, birbirlerini değerlendirirken şiirsel ölçütler
kullanırlar mı
10. (I) Günümüzde, yeni yetişen genç yazarlar kendinden E) Oysa her şair, şiirini kendi yaşam serüveninden
öncekileri tanımadıkları, okumadıkları için bir eksiklik çıkarmaz mı
duymuyor sanki. (II) Bunlar deneyimli, usta yazarların
önünde yaprak gibi titremiyor artık, kendine çok güve-
niyor. (III) Bununla birlikte yapıtları ilgiyle karşılanan,
geniş okur kitlelerine seslenen sanatçının çok iyi ya-
zar olduğu yanılgısına düşüyor. (IV) Yeni kuşağın “Ne
olacaksa çabucak olsun.” düşüncesinden doğan bu
gözü kara yarış, bence oldukça tehlikeli. (V) Çünkü
bu, bireyciliğin, “ben ben”ciliğin egemenliği anlamına
gelir.
12. Sokrates’ten önceki ilk Batılı filozoflar, geçmişten iki 13. Türküler, şiirler iç dünyamızın sesi olarak yazılmış ol-
büyük kopuşu aynı anda gerçekleştirdiler. İlk önce, salar da bizden çıktıkları anda topluma mal olmuştur
kendi akıllarını kullanarak dünyayı anlamaya çalıştı- artık. Yalnız topluma mal olmakla kalsa iyi. Yerelden
lar. Bu tek başına, tümüyle yeni bir şeydi ve insanın ulusala, ulusaldan evrensele bir değişme ve gelişme
gelişmesinde en önemli köşe taşlarından birini oluş- çizgisi izleyerek bütün insanlığın ortak değeri hâline
turdu. Aynı zamanda insanlara, akıllarını nasıl kulla- gelir. Örneğin Yunus Emre’nin şiirlerinde yansıtılan
nacaklarını ve kendi başlarına nasıl düşüneceklerini duygular salt bize mi özgüdür? Neruda, yalnızca Şi-
de öğrettiler. ----. Onlar bilgi birikimlerini olduğu gibi li’nin acılarını yansıtmıştır, deyip dışlayabilir miyiz onu?
öğrencilerine aktarmak yerine, onları tartışmaya, Acısı acımız olmuştur, halkı da halkımız. Kısaca ----.
düşünce alışverişinde bulunmaya, kendi düşüncele-
rini ileri sürmeye ve savlarını kanıtlamaya özendiren Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
öğretmenlerdi. aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
14. Gerek edebiyat dergilerinde gerekse gazetelerin sa- 15. Yayınevlerinin tercihi her zaman romandan yana ol-
nat-edebiyat sayfalarında yer alan söyleşilerde, ne- muştur. Yalnız bizde değil, dünyada da böyle. Öykü-
dense hep aynı konular konuşuluyor ve bundan bir ler ise daha çok dergilerde varlıklarını sürdürüyor.
türlü vazgeçilmiyor. Bir yazarın yeni bir romanı mı Öykü kitabı yayımlamakta direnen genç yeteneklere
çıkmış, sorusu hemen hazır: “Bu yapıtınızı yazarken olanak sağlayan yayınevleri - neyse ki - var. Şu da bir
neyi amaçladınız?” ya da “Yapıtınız yaşadıklarınız- gerçek ki beş altı yıldır durağan bir ortamda kendini
dan izler taşıyor mu?” Cevaplar da üç aşağı beş yu- yineliyor öykü ama yenileyemiyor. Bu nereye kadar
karı aynı düşünceler etrafında dönüyor. Peki neden sürer, kestirmek güç; ardından bir yükselişin, belki de
bu sınırlılık? Bence bu, yazardan değil, soruyu so- sıçramanın yaşanacağı kesin.
randan kaynaklanıyor. Çünkü söyleşilerde asıl yön-
lendirici, soruyu sorandır. Bu nedenle sanatçının dü- Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
şünce üreterek sanatını geliştirmesinde ve yapıtları- olarak söylenmiş olabilir?
nın değerlendirilmesinde ona sorulacak soruların
önemli bir payı vardır. ----.
A) Yayınevleri öykü seçiminde hangi ölçütlere bağlı
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre kalıyor?
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
B) Roman türündeki kalıplaşmaya gidiş konusunda
ne düşünüyorsunuz?
A) Bütün bunlara bakarak eleştirel yaklaşımın ne
C) Öykücülerin soyut konulara ağırlık verişini neye
denli önemli olduğunu söylemek hiç de yanlış ol-
bağlıyorsunuz?
maz
D) Türk edebiyatında romanın yükselişi karşısında
B) Bu sorun bence temelde birbirini izleyen aynı öykünün konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
nitelikteki durumların art arda sıralanmasından
doğuyor E) Genç yazarları öykü yazmaya yönlendirmek için
neler yapılabilir?
C) Hangi yazara sorarsanız sorun, hepsi kendine
özgü yazma yöntemlerinin olduğunu söyleyecek-
tir
D) Üstelik yapıtın niteliğini yazarın donanımı belirler
ve bunun üzerine söylenebilecek çok söz vardır 16. Modayı sevmem. Örneğin herkesin aynı anda, aynı
şeyleri giymesi, bana nedense ters gelir. Benim pus-
lu, gözlerden uzak ve reklamı çok yapılmamış olan
E) Kısaca hem eleştirmenlerin hem de sanatçılarla hoşuma gider her zaman. Çünkü yönlendirilmeyi de-
söyleşi yapanların, her düzeyden insanın ilgisini ğil, özgürce keşfetmeyi severim. Bilinçaltıma baskı
çekecek nitelikte sorular sorması gerekiyor yapılmasını istemem.
17. Ödüller, genç bir şairin adının altı fosforlu bir kalemle 19. İnsanlar, toplu hâlde yaşama gereksinimi duyarlar.
çizilerek şiirlerinin tanınmasına olanak sağlıyorsa az Bunun için herkesin üzerinde anlaştığı, gittikçe yay-
şey mi bu? Ya da usta bir şairin, şiire verdiği emeğin gınlaşan ortak bir değerler sistemi gerekir. İşte ahlak,
ödülle taçlandırılmasının ne sakıncası olabilir ki? Üs- bu türden bir değerler sistemidir. Toplumda çekişen
telik şiir kitaplarının hemen hemen hiç satılmadığı, ve çatışan tarafların hiçbir ortak yanı kalmadığı du-
dolayısıyla kitapçıların, bu kitapları raflarına koymaya rumlarda bile birleştirici bir güç durumundadır. Ör-
yanaşmadığı ve dağıtımcıların, “şiir” sözcüğünü duy- neğin, dürüstlüğü değil de yalancılığı ya da sahte-
duğunda yüzlerini buruşturduğu günümüzde… Şiirin kârlığı kimse öneremiyor. Sadakat yerine ihanet, ada-
bu konumuna gönlü razı olmayan şairlerin verdiği let yerine haksızlık değerli gösterilemiyor. Çünkü ah-
emekleri, bütün şiirseverlerin takdirle karşılaması ge- lak, bir insan topluluğunun, üzerinde birleştiği ortak
rektiği kanısındayım. paydayı oluşturuyor.
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden ya- Bu parçadan ahlakla ilgili olarak aşağıdakilerin
kınmaktadır? hangisi çıkarılabilir?
A) Ödüllere karşı çıkılmasından A) İlkelerinin kişiden kişiye değişen, göreceli bir ni-
telik taşıdığı
B) Ödüllerin gelişigüzel dağıtılmasından B) Davranışları ve ilişkileri düzenleyen ana kurallar
olduğu
C) Günümüzde değer yargılarının değişmesinden C) Toplumdan topluma farklı özellikler taşıdığı
D) Genç şairlerin ödül alınca ustalaştıklarına inan- D) Yasaların öngördüğü yaptırımları içerdiği
malarından
E) Sanatçıların, yaratılarını oluştururken gerekli E) Kişileri değerlendirmede ayırıcı bir ölçüt olduğu
özeni göstermeyişlerinden
20. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından bu yana nostalji, 21. Bir zamanlar edebiyatın gücüne, bir şeyleri değiştire-
başka bir deyişle eskiye duyulan özlem gittikçe yay- bileceğine inanırdım. Benim için edebiyat, yaşam bo-
gınlaşıyor. Bu, bir bakıma insanların yaşamlarından yu temiz kalmanın, vicdani ve ahlaki çürümeye karşı
giderek daha fazla yakındıklarının bir göstergesi. Ar- durmanın göstergelerinden biriydi. Yıllarım, bu inan-
tık her kuşak yaşamın daha az mekanik, doğallığın cın etkisiyle gelişen bir tutkunun peşinden koşmakla
daha yaygın olduğu bir dönemi özlüyor. Bu özlem hiç geçti. Ama artık kabul edelim, bugünün insanı sözün
bitmeyecek gibi görünüyor. Çünkü teknolojik geliş- değerini bilmiyor. Okumayı sevdiğini söylüyor ama iyi
meler yaşamı kolaylaştırdığı ölçüde daraltıyor da. Bu romanlardan, öykülerden, gerçek şiirden habersiz.
yüzden günümüz insanı gözlerini geçmişe çeviriyor. Ömrünü edebiyata vermiş, köşesinde sessiz sessiz
Söz gelimi eski trenler böyle miydi, diye başlıyor, in- yaşayan gerçek yazarlara sırtını dönmüş. Yalnızca,
sanların atlı arabalarla yolculuk ettikleri günlere kadar yapıtları çok sattığı için kimi yazarların önünde uzun
gidiyor. kuyruklar oluştururken edebiyatın insanı çağırdığı o
gerçek dünyayı aşındırdığının farkında bile değil. Pe-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? ki, o zaman edebiyat ne işe yarıyor? Söylemesi zor
ama edebiyat bugün, yaratıları ilgi görmeyen üç beş
A) kişinin sığındığı, kuşatılmış bir kale.
İçinde bulunduğumuz koşulların geçmişi güzel-
leştiren çağrışımlar yarattığı Aşağıdakilerden hangisi edebiyatla ilgili olarak bu
B) İnsanlar arasındaki içtenlikli ilişkilerin yitip gittiği parçada yakınılan durumlardan biri değildir?
22. Çocukluğumuzda kaç kez duyduk kim bilir: “Çok oku- 23. Benim ansiklopediyle tanışmam, ortaokulda ödev
yan mı bilir, çok gezen mi?” Cevaptan çok, sorunun yapmak için kütüphaneye gittiğim günlere rastlar. Bir
kendisi önemliydi sanki. Ortada derin bir ikilem var- ansiklopediye sahip olmak o yıllarda, hayal edilemez
mış gibi ciddiyetle yöneltilirdi soru. Her seferinde bir şeydi. O, ancak bir kütüphanede bulunur ve belli
“Çok okuyan!” dememiz beklenirdi. Galiba ilköğ- bir süreliğine alınıp bakılabilir, dokunulabilir bir nes-
retimdeki öğretmenlerimiz, okuma sevgimizi böyle ar- neydi. Kocaman cüssesiyle bir ansiklopediyi kucakla-
tırmaya çalışırdı. Çok okumakla çok gezmek asla yan mak, sayfalarını karıştırmak, bir maddeyi arayıp bul-
yana gelemezmiş gibi… Bense okumayı da gezmeyi mak, başka bir gezegene inmek ve orada keşiflerde
de tutkuyla seven biri olarak ikiye bölünürdüm. Hiçbir bulunmaktan farksızdı. Ne yazık ki şimdiki çocuklar
zaman ısınamadım bu yapay ikileme, okumanın da ansiklopedi bile karıştırmıyorlar. O büyülü dünyadan,
içten içe bir seyahat olduğuna inandığımdan, her ki- o heyecandan habersiz yaşıyorlar. Öğretmenler ödev
tabın bizi başka bir yolculuğa çıkardığını düşündü- verirken “İnternetten bulun.” diyorlar. Onlar da hiçbir
ğümden. Okuyarak gezmek, her kitabı başlı başına çaba göstermeden İnternetten buldukları bilgiyi kop-
bir serüven sayarak bir başka ortama, bir başka ya- yalıyor; okuyup değerlendirmeden, hiçbir şey öğren-
şama uzanan bir yolculuk yapmak mümkündür çün- meden götürüp veriyorlar.
kü. Gezerken de her insanı ve her hayatı bir kitap gibi
düşünerek dünyayı okumak da mümkün. Okumak ve Bu parçada belirtilenler arasında aşağıdakilerden
gezmek aslında o kadar iç içe ki… hangisi yoktur?
24. Hemen hepimiz yazılarımızda, yerli yersiz alıntılar 25. Bazı sanatçılar, yaratıcılıklarını kamçılayan büyülü
yapmaktan, özellikle sözü, alçak gönüllülükle yabancı I
ozanlara, çağdaş düşünürlere bırakmaktan fazlasıyla
hoşlanıyoruz. Kimi zaman bunu öyle abartıyoruz ki anları “beyaz an” diye adlandırırmış. Yakalandığı
yazar olarak konuyla ilgili ne düşündüğümüz anlaşıl- II
mıyor. Ayrıca aynı alıntıların değişik yazarlarca da
kullanıldığını görüyoruz. Böylece tekrarın tekrarı bir sırada “Sonra devam ederim.” diyerek asla kesinti-
okuma, zaman kaybına, okuma ediminin yavanlaş- III
masına yol açıyor. Bu nedenle kendi özgün düşünce-
mizi dayanaklarıyla işlemeliyiz yazılarımızda. Yüzey- ye uğratılmaması, ertelenmemesi gerekirmiş bu
sellikten olabildiğince kaçınmalıyız. Kendi düşüncele-
rimizin de örneğin bir Valéry’ninki, Deleuze’ünki kadar
anın. Çünkü dönüp bakıldığında yerinde bulunama-
önemli olduğuna inanarak bir öz güven geliştirmeliyiz.
IV
Bu parçada alıntıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
yabilirmiş. Tükeninceye değin hakkının verilmesi
hangisine değinilmemiştir?
A) Yazılarda kullanılırken aslına bağlı kalınmadığına gerekirmiş, her zaman karşılaşılamayan bu beyaz
V
B) Belirli örneklere sık sık başvurulduğuna anların.
26. (I) Rengi uçmuş, sıradan yaşamımızda kendimize bir 28. (I) Yatılı olarak okuduğum ortaokul yıllarında, yaz ta-
ziyafet çekmek istediğimiz zaman kitapların kapağını tillerinde Kozlu’ya, ailemin yanına özlemle dönerdim.
aralarız. (II) Büyük bir açlıkla sayfaları çeviririz. (II) O yaşlarda evden yedi-sekiz ay uzakta kalmak ko-
(III) Gözlerimiz sözcükleri iştahla birer birer yerken lay değildi. (III) Arkadaşlarımı, okulumu çok seviyor-
zamandan ve mekândan kopuveririz. (IV) Başka in- dum, bugün de süren dostlukların temeli o yıllarda
sanların, başka diyarların görünmez konukları oluve- atılmıştı ama aile özlemi bir başka şeydi. (IV) Evimiz,
ririz. (V) Bu deneyimin ardından yaşadığımız ana geri denizin hemen kıyısındaki bir tepenin yamacındaydı.
döndüğümüzde ise ruhumuzda kopan fırtınalar ya (V) Dalga sesleri odamda sürekli yankılanırdı ve ben
şiddetlenir ya da dinginleşir ama her zaman bir şeyler doyamadığım o denizi, dalgaları büyük bir hazla izler-
değişir içimizde. dim. (VI) Hâlâ Kozlu’yu, o evi ve o dalga seslerini, öz-
lemin içimi sızlatan acısıyla anımsarım.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-
rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de ögelerin dizilişi “zarf tümleci, nesne, zarf tümleci
A) I. cümlede, nesne, belirtili isim tamlamasından ve yüklem” biçimindedir?
oluşmuştur.
A) I. B) II. C) III. D) V. E) VI.
B) II. cümlede, durum zarfı kullanılmıştır.
B) Ünlü düşmesi
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden
hangisi yanlıştır? C) Sürerlik fiili
30. Bir uğultu başlıyor söz dağarcığımda, sözcükler 32. Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Medet Köyü’nde ya-
Bu cümledeki altı çizili sözcüklerin hangisinde tanır. Usta derme çatma köy evinde yumurta kabu-
ünsüz benzeşmesi vardır?
33. Eğer o şiirler, o romanlar, o öyküler, o tiyatro yapıtları 35. (I) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz; onlar, metinlerde
olmasaydı, söylemek bile fazla, duygularımız daha az geçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın büyüsün-
bilinecek, bilgilerimiz daha az olacaktı. Çünkü ede- den çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denen
biyat, daha iyi duymamızı, daha iyi düşünmemizi sağ- bir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (III) Çünkü
lar. Daha doğru, daha insanca yaşamamıza yardımcı “olay” onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim,
olur. çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup getirmeme,
okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiir-
Bu parçada, virgülün işlevleriyle ilgili olarak aşa- lerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz.
ğıda verilenlerden hangisine uygun bir örnek (V) Bu da bize, Borges’in de dediği gibi, şiirin
yoktur? öğretilemeyecek ama duyumsatılabilecek bir tür oldu-
ğunu gösteriyor.
A) Ara sözleri ayırma Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
B) Sıralı cümleleri birbirinden ayırma
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
C) Özel olarak vurgulanması gereken bir ögeyi be-
lirtme
D) Tırnak içinde verilmeyen aktarma cümlelerini be-
lirtme
E) Art arda sıralanan eş görevli sözcük kümelerini
ayırma
36. (I) Editör, bir yayınevinin olmazsa olmazlarındandır.
(II) Yayımlanacak bir yapıtı düzenlemek, yayıma ha-
zırlamak ve yayımlamak gibi birçok işi ve işlevi var.
(III) Yazarın ve eserinin seçilmesinden, nasıl yayımla-
nacağına değin yayımlama işinin bütün aşamalarını
34. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bo- kapsayan zorlu bir iştir bu. (IV) Günümüzde editörlük,
zukluğu vardır? yayıncılık alanında kurumsallaşamamış işlerden.
(V) Yazarların çoğu, editörün yaptığı işi küçümseyip
onu yalnızca bir düzeltmen olarak algılıyor. (VI) Bu
A) Diplomalarını alacak öğrenciler salona sırayla gi- yüzden de editörlüğü böyle algılayan birçok yazarın
riş yaptılar. yayımlanan kitaplarında yanlışlardan geçilmiyor.
B) Müjdeyi vermek için mutfağa, annesinin yanına
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa-
heyecanla koştu.
ragraf hangi cümleyle başlar?
C) Konuşmasına başlamadan önce dinleyicilere
şöyle bir baktı. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
D) Eski öğrencilerin de katıldığı büyük bir toplantı
düzenlediler.
E) Yarıyıl tatilinde yapılacak olan Amasra gezisi er-
telendi.
37. (I) İnsan ilişkilerinin öneminin yeterince kavranmamış 39. Yazınsal yaratıcılığın gizi, ana dilde, ana dilin söz de-
olması, çocuk gelişimiyle ilgili birtakım sorunları da ğerlerindedir. Buna erişmesi, yazarın, ozanın önce-
beraberinde getirdi. (II) Söz gelimi günümüzde, kendi likle ana dilini, onun söz değerlerini sevmesine bağlı-
kendine oyun kuramadığı için üretken olamayan, edil- dır. Bu sevgiden yoksunsa kişi, gerçek anlamda yara-
gen, çevreye karşı ilgisiz, evlere hapsolmuş çocuklar tıcı olamaz. Büyük bir ozan da yaratıcılığın dilde, söz-
yetişiyor. (III) Bunların hayal güçleri, erken yaşta ta- cüklerde olduğunu söylüyor. Şöyle diyor sözcükler
nıştıkları ve hayatlarının doğal bir parçası olan tele- için: “Onların önünde ben diz çökerim, bana kalk de-
vizyonla ve bilgisayar oyunlarıyla sınırlanmış durum- yinceye değin kıpırdamam. Kısaca, değer veririm on-
da. (IV) Televizyondaki reklamlar çocukları ticari birer lara, arkalarından giderim sözcüklerin, izlerim onları.
araç olarak görüyor. (V) Kaba kuvveti ve silah kullan- İşte ben böylesine severim sözcükleri.”
mayı özendiren, sanat değeri düşük filmler ve kimi
yayınlar yüzünden özellikle çocuklar, çeşitli psikolojik Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
sorunlarla yüz yüze geliyorlar. (VI) den hangisi söylenemez?
E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
1. Bu testte sırasıyla, Tarih (1–17), Coğrafya (18–31), Felsefe (32–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Sosyal Bilimler Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
D) I ve II E) I, II ve III
5. XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti, iltizam usulünde yap- 7. Aşağıdakilerden hangisinin Osmanlı Devleti’nde
tığı değişiklikle yüklü bir peşin ödemeyi de öngören yerli tüccar kesiminin güçlenmesini engellediği
malikâne usulünü getirmiştir. Buna göre mukaatalar savunulamaz?
mültezimlere daha önceki gibi üç yıllık sürelerle değil,
sürekli olarak ihale edilmeye başlanmıştır. A) Yabancılara kapitülasyonlarla ayrıcalıklar tanın-
ması
Yapılan bu değişiklikle güdülen amaç aşağıdaki-
lerden hangisidir? B) Üretimin tarıma dayalı olması
A) Yeniçeri Ocağının kaldırılmasına ortam hazır- C) Osmanlı deniz taşımacılığının yetersiz olması
lamak
B) Tek hazine sisteminden çoklu hazine sistemine D) Osmanlı sanayisinin rekabet gücünü giderek yi-
geçmek tirmesi
C) Hazineye daha fazla gelir sağlamak E) İpek ve Baharat yollarının önemini kaybetmesi
D) İşgaller karşısında halkın desteğini almak Onur, yukarıdaki azınlıklardan hangilerini söyle-
seydi Ahmet’e doğru bilgi vermiş olurdu?
E) Mebuslar Meclisini kapatmak
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
13. Sakarya Savaşı kazanılmasına karşın Yunan or- 15. Hindistan’daki bir tarikatın lideri olan Ağa Han ile İn-
dusunu kesin yenilgiye uğratan Başkomutan giltere Kralı’nın özel danışmanı Hintli Emir Ali, Baş-
Meydan Savaşı’nın yaklaşık bir yıl sonra yapılma- bakan İsmet Paşa’ya bir mektup yollayarak halifelik
sına aşağıdakilerden hangisinin neden olduğu sa- kurumuna dokunulmamasını rica etmişlerdir.
vunulabilir?
Bu durumun, halifelikle ilgili olarak
A) Doğu Cephesi’nde fiili mücadelenin sona erme- I. bu kurumun, tüm Müslümanlar üzerinde siyasal
sinin beklenmesi gücünün olduğu,
B) Ayaklanan Çerkez Ethem birliklerinin dağıtılması II. yabancıların, bu kurumu Türkiye’nin içişlerine
müdahale amacıyla kullanmak istedikleri,
C) İtalyanların birliklerini Anadolu’dan çekmeye baş- III. bu kurumun varlığının ülkede tartışma konusu
laması olduğu
D) Türk ordusunun eksiklerinin tamamlanması durumlarından hangilerine kanıt olduğu savunu-
labilir?
E) Ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için Tekâlif-i
Milliye Emirlerinin çıkarılması A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
C) Devletçilik D) Laiklik
E) Cumhuriyetçilik
17. Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti sadece iki şeye güve- 19. Türkiye’de, enerji tasarrufu sağlamak amacıyla yaz ve
nir. Biri millet kararı, diğeri en elim ve güç şartlar için- kış saati uygulanmaktadır. Bu uygulama kapsamında
de dünyanın takdirlerine hakkıyla layık olan ordumu- yılın yaklaşık beş aylık döneminde 30º Doğu meridye-
zun kahramanlığı; bu iki şeye güvenir.” demiştir. ninin, diğer dönemde ise 45º Doğu meridyeninin yerel
saati ulusal saat olarak kullanılmaktadır.
Atatürk’ün, bu sözüyle millî gücün
Buna göre, 45º Doğu meridyeninin yerel saatinin
I. siyasi, ulusal saat olarak kullanıldığı dönemde, Türkiye’ de,
aşağıdakilerden hangisi yaşanmaz?
II. askerî,
D) I ve II E) II ve III E) En sıcak ay
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
Aşağıdakilerden hangisi yapılırsa bu hata gideril-
miş olur?
21. Aşağıdaki haritada beş farklı doğrultu numaralarla 23. Orografik yağışlar, denizden gelen nemli hava kütle-
gösterilmiştir. lerinin kıyı çizgisine paralel uzanan dağ sıralarına
çarparak yükselmesi sonucu meydana gelir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Buna göre, bu tatil beldesinin aşağıdakilerden D) Karbon ve Perm dönemlerinde, bu kıtalarda daha
hangisinde yer alması beklenir? ılıman bir iklimin olduğunu
A) Datça Yarımadası’nda
E) Bu kıtalardaki yer şekillerinin, Karbon ve Perm
B) Gelibolu Yarımadası’nda dönemlerindekiyle aynı olduğunu
C) Bolu Dağları’nda
D) Çukurova’da
E) Çandarlı Körfezi’nde
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
28. Aşağıdaki grafikte, 1750-2000 yılları arasında Avrupa 30. I. Siyasi bölgeler zamanla işlevini yitirebilir.
ve Afrika kıtalarının nüfusu gösterilmiştir.
II. Siyasi bölgeyi oluşturan ülkelerde dil, din ve ırk
birliği vardır.
A) I ve III B) II ve IV C) III ve V
D) I, II ve V E) I, III ve IV
A) 1750-1900 yılları arasında Afrika’dan kıta dışına 31. Aşağıdakilerden hangisi, insanın doğaya olan et-
yoğun göç olmuştur. kisine örnek gösterilemez?
B) Üniversite kurulması
32. Zekânın ve bilgeliğin ölçütünün zenginlik olduğunu 34. Nesnenin bilgisinin söz konusu olabilmesi için önce
düşünen kişiler, Thales’le yoksul olduğu için alay nesnenin var olması gerekir. Örneğin ağacın ne oldu-
ederler. O da bunun üzerine zeytinin az olduğu o yıl, ğundan, türlerinden, yararlarından söz edebilmek için
elindeki bütün parayla, ihtiyaç olmadığı için ucuzlamış öncelikle “ağaç” denilen bir şey var olmalıdır.
olan ve zeytinyağı üretiminde kullanılan tüm presleri
satın alır. Sonraki hasat mevsimi geldiğinde ihtiyacı Bu parça aşağıdaki yargılardan hangisini destek-
olanlara bu presleri kendi belirlediği fiyattan kiralayarak ler?
çok para kazanır.
36. Filler neden büyük, gri ve kırışıktır? Çünkü ufak, beyaz 38. Nasrettin Hoca bir gün oğluyla birlikte şehre gitmek
ve yuvarlak olsalardı aspirin olurlardı. Ufak bir fil hayal üzere yola çıkar. Şehre birçok köyün içinden geçilerek
ederek ona “ufak bir fil” diyebiliriz. Beyaz bir fil hayal gidilmektedir. Hoca eşeğin üzerinde, oğlu da yürüyerek
ederek ona “beyaz bir fil” diyebiliriz. Kırışıksız bir fil de onu takip eder. İlk köyden geçerken köylüler “Koskoca
“kırışıksız bir fil” olur. Başka bir deyişle büyüklük, grilik adam eşeğe binmiş, küçücük çocuğu yürütmeye utan-
ve kırışıklılık, Aristoteles’in bir fili fil yapan şeyin ne mıyor!” diye kınarlar. Sonraki köyden geçerken Hoca
olduğunu tanımlama sınavını geçemez. Çünkü aspirin yürür, oğlu da eşeğin üzerindedir. Oradaki köylüler de
gibi ufak, beyaz ve yuvarlak bir şey bir fil olamaz ve “Görüyor musun saygısız çocuğu, koca adamı yürütü-
böyle bir nesneyle karşılaştığımızda aklımıza “Hey, yor.” derler. Üçüncü köyde Hoca ve çocuk eşeğe birlikte
ağzına attığın bir aspirin mi yoksa alışılmamış türden bir biner, bu kez de eşeğe acımıyorlar diye suçlanırlar.
fil mi?” diye sormak gelmez. Dördüncü köyde çocuk da Hoca da yürür, kınanmaktan
nasiplerini alırlar. Beşinci köyde Hoca ve oğlu eşeği
Bu parçada varlıkla ilgili aşağıda verilenlerden birlikte taşımalarına karşın kınanma durumu değişmez.
hangisi sorgulanmaktadır?
Bu parça ahlak felsefesinin temel problemlerinden
A) Ana maddenin neliği hangisinin soruşturulmasında örnek verilebilir?
E) Zorunlu varlık/mümkün varlık ayrımı C) Ahlakta her zaman iyi niyet yeterli midir?
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Temel Matematik Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 6 B) 2 C) 0 D) E)
2.
D) 1006 E) 1008
A) 4 B) 8 C) 9 D) 15 E) 16
8.
6.
A) 3 B) 4 C) 6 D) 8 E) 9
olduğuna göre, aşağıdaki sıralamalardan hangisi
doğrudur?
A) B) C)
D) E)
9.
A) B) C) 1 D) 2 E) 4
A) 9 B) 11 C) 12 D) 13 E) 15
A) x B) C)
D) E)
A) 8 B) 9 C) 10 D) 12 E) 15
olduğuna göre, ifadesinin değeri kaçtır?
A) B) C) 0 D) 1 E) 4
15.
a bir pozitif tam sayı ve ’tir. p bir asal sayı
olduğuna göre,
16. n bir pozitif tam sayı olmak üzere, n’yi kalansız bölen 19. Rasyonel sayılar kümesinde bildiğimiz toplama ve
pozitif tam sayıların kümesi S(n) ile gösteriliyor. çarpma işlemleri tanımlanıyor.
Buna göre, kesişim kümesinin ele- Buna göre, aşağıdakilerden hangisinin hem top-
man sayısı kaçtır? lama hem de çarpma işlemine göre tersi bir tam
sayıdır?
A) 4 B) 5 C) 6 D) 8 E) 9
A) B) C) 0
D) 2 E)
fonksiyonları veriliyor.
18.
A) B) C)
önermeleri veriliyor. D) E)
A) B) C)
21. Gerçel sayılar kümesinde tanımlı
D) E) I.
II.
III.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) I, II ve III
22. Bir işi 5 kadın işçi 20 günde, 5 erkek işçi ise 30 günde 24. Bir fabrikada üretilen iş makinelerinin sayısı gün so-
bitiriyor. nunda kayıt altına alınıyor. Tutulan kayıtlar o günle
birlikte o günden önce üretilmiş olan iş makinelerinin
toplam sayısıdır. Beş iş gününde tutulan kayıtlar aşa-
Buna göre, 2 kadın ve 2 erkek işçi aynı işi birlikte
ğıda verilmiştir.
kaç günde bitirir?
Pazartesi ve öncesi : 20
A) 20 B) 30 C) 40 D) 45 E) 50
Salı ve öncesi: x
Çarşamba ve öncesi: 90
Perşembe ve öncesi: 140
Cuma ve öncesi: y
A) 10 B) 11 C) 12 D) 13 E) 14
25. Bir yatırımcı, hesabındaki z TL’nin bir kısmıyla altın,
kalan kısmıyla da döviz alıyor. Yatırımcı bir süre son-
ra altınlarını % 20 kâr elde ederek x TL’ye, dövizlerini
ise % 20 zarar ederek y TL’ye satıyor.
A) B)
C) D)
E)
26. Beş öğrencinin aday olduğu sınıf başkanlığı seçimin- 29. Ali, ağzına kadar suyla dolu olan bir şişedeki suyun
de adayların aldıkları oy sayıları olan A, B, C, D, E yarısını elde etmek istiyor. Bunun için aynı şişeden
arasında boş bir tane alıyor ve şişelerdeki su yükseklikleri eşit
olana kadar dolu şişeden diğerine su aktarıyor.
Suyun yarısını elde etmek için yaptığı üç farklı dene-
eşitliği vardır. me aşağıda gösterilmiştir.
Seçim sonucu dairesel grafikte gösterildiğinde
C tane oy alan adaya ait daire diliminin merkez
açısı kaç derece olur?
A) 45 B) 60 C) 90 D) 120 E) 180
A) 5 B) 4 C) 3 D) 2 E) 1
31. Bir depoda bulunan portakal ve mandalinaların mik- 34. ABC bir ikizkenar
tarı toplam 50 tondur. Portakalların % 7’si, manda- üçgen
linaların ise % 8’i çürümüştür. Çürüyen portakal ve
mandalina miktarı toplam 3,8 tondur.
32.
Bir otobüse 3 kadın binerse yolcuların ’ü kadın
’ü erkek olacaktı.
A) 21 B) 24 C) 28 D) 30 E) 32 35.
ABC bir üçgen
A) B) C) D) E)
37. 39.
Buna göre, taralı bölgenin alanı a, b ve c türünden y eksenine göre simetriği alınıyor ve A ile , B ile ,
aşağıdakilerin hangisine eşittir? C ile simetrik nokta çiftleri olacak şekilde
üçgeni elde ediliyor. Elde edilen bu üçgen de
A) B) C)
D) E)
A) B) C) D) E)
1. Bu testte sırasıyla, Fizik (1–14), Kimya (15–27), Biyoloji (28–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Fen Bilimleri Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 1 B) C) D) E)
2.
D) N’de E) P’de
4. 5.
A) 1 B) C) 2 D) E)
6. 7.
A)
(Bu işlemler sırasında sıvıların sıcaklıkları değişme-
mektedir.)
B)
C) A) B) 1 C) D) E) 2
D)
E)
8. 10.
A) K L
11. 12.
oranı kaçtır? A) B) C)
D) E)
A) B) C) 1 D) E)
13.
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
18. Uçucu olmayan bir X katısı 100 gram suda en fazla, 20. bileşiğiyle ilgili bazı bilgiler şöyledir:
’de 17 gram,
bileşiğinin 0,1 molü 12 gramdır.
’de 27 gram,
Bileşikteki X, Y, Z atomlarının kütlece birleşme
’de 39 gram oranları (X:Y:Z) sırasıyla 3:4:8’dir.
D) 21. Atom kuramına göre, baş kuantum sayısı (n) ile ilgili
’de 20 gram X katısının 100 gram suda
aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
E) ’de 30 gram X katısının 100 gram suda A) Baş kuantum sayısı, temel enerji düzeyini belirtir
ve sıfırdan büyük tam sayıdır.
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
D) Stronsiyum karbonat
22. Periyodik çizelgeyle ilgili aşağıdaki ifadelerden 23. X, Y, Z elementleriyle ilgili bilgiler şöyledir:
hangisi yanlıştır?
X’in, iyonunun elektron dağılımı ile
A) IA grubu elementlerinin elektron dağılımındaki bitmektedir.
son orbital s orbitalidir.
Y elementi, 4. periyot ve IIA grubundadır.
B) VIA grubu elementlerinin elektron dağılımı Z, VIIA grubunda ve atom numarası en küçük o-
lan elementtir.
ile biter.
Buna göre X, Y, Z elementlerinin periyodik
C) VA grubu elementlerinin elektron dağılımı çizelgedeki yerleri aşağıdakilerin hangisinde doğ-
ile biter. ru olarak verilmiştir?
B)
X
Y
Z
C) Z
D)
Z
X
Y
E)
Z
Y X
− +
A) X + ve Y3− B) Y3 ve Z C) X ve Z
− + 2+
D) Y3 ve Q 2 E) Z ve Q
Buna göre,
D) II ve III E) I, II ve III
26. X, Y, Z elementlerinden oluşan ya- 28. Bir proteinin, yüksek sıcaklıkta, düşük pH koşulunda ya
da çeşitli kimyasal maddelerin bulunduğu ortamda, üç
pılarındaki bağ türleri, aşağıdakilerin hangisinde boyutlu yapısı bozulmuş, ancak bu durumdan peptid
doğru olarak verilmiştir? bağları etkilenmemiştir.
ulaşılır.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) II ve III
Buna göre, bu makromoleküller aşağıdakilerin
hangisinde doğru olarak verilmiştir?
X Y Z
30. Hücre ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi 32. Aşağıdaki olaylardan hangisi mitoz ve mayoz II
yanlıştır? bölünmenin her ikisinde de kural olarak gerçek-
leşir?
A) Ökaryotik hücrelerde zarlı organeller bulunur.
A) Sinapsis olması
B) Yeni bir hücre ancak başka bir hücrenin bölün- B) Krossing over olması
mesiyle oluşur.
C) Haploid kromozomlu yavru hücre oluşması
C) Hücre büyüdükçe yüzey alanı/hacim oranı aza-
lır. D) Kardeş kromatitlerin birbirinden ayrılması
D) Hücre canlılığın temel birimidir.
E) Homolog kromozomların birbirinden ayrılması
A) B)
Zaman Zaman
A) 1. bireyin genotipi: OO Rr
B) 2. bireyin genotipi: AO rr
C) 3. bireyin genotipi: AA rr
Zaman Zaman
D) 4. bireyin genotipi: BO Rr
E) E) 5. bireyin genotipi: AO Rr
Zaman
34. Balıkların solungacında kılcal damarlardaki kan akışı ile 35. İnsanda, işaretlenmiş bir alyuvar, akciğer atardamarı
su akış yönü birbirine terstir. Bu iki ortam arasın- içine veriliyor; bu işaretli alyuvara bir süre sonra alt ana
daki oksijen difüzyonu Şekil 1’de şematize edilmiştir. toplardamarında rastlanıyor.
Difüzyon sonunda kanın oksijen doygunluğunda (%)
meydana gelen değişimin grafiği de altında verilmiştir. Bu alyuvar kalpten bir kez geçtiğine göre, aşağıdaki
yapıların hangisinden geçmemiştir?
E) Akciğer toplardamarı
A) B)
100 100
Su Su
50 50
Kan Kan
0 0
C) D)
Su Su
100 100
Kan Kan
50 50
Buna göre fotosentez ürünlerinin taşındığı yapı,
şekilde hangi numarayla gösterilmiştir?
0 0
A) I B) II C) III D) IV E) V
E)
Su
100
Kan
50
37. Bitkiler, çiçeklenme için gereksinim duydukları ışık 38. Çiçekli bir bitkinin üremesindeki bazı evreler aşağı-
alma sürelerine göre uzun gün bitkisi ya da kısa gün daki şekilde numaralandırılmıştır.
bitkisi olarak isimlendirilir. Bir uzun gün bitkisiyle bir
kısa gün bitkisi farklı ışık alma sürelerine tabi tutul-
duğunda gerçekleşen çiçeklenme durumları aşağı-
daki şekilde gösterilmiştir.
Bu deneyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi Bu evrelerin hangisinin sonunda meydana gelen
söylenemez? hücrelerin genotipi, bu hücreleri üreten hücre-
ninkinden farklıdır?
A) Kısa gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten az
(Bu üreme döngüsünde mutasyon gerçekleşmediği
olduğunda çiçeklenmiştir.
kabul edilecektir.)
B) Uzun gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
fazla olduğunda çiçeklenmiştir.
D) I ve II E) I ve III
C) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi, ışık
alma süresi 12 saatten az olsa da uzun gün
bitkisinin çiçeklenmesini sağlamıştır.
D) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi kısa
gün bitkisinin çiçeklenmesini önlemiştir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
47 Test Bitti.
Cevaplarınızı Kontrol Ediniz.
;e*V9}S
|E+
l
$DFXbDxFV
M9991.01011
(Bu numarayı c evap k âğıdınızdaki ilgili alana kodlama yı unut mayınız.)
ADI
SOYADI
DİKKAT!
SINAV BAŞLAMADAN ÖNCE AŞAĞIDAKİ UYARILARI MUTLAKA OKUYUNUZ.
1. Adınız, soyadınız, T.C. Kimlik Numaranız ve sınav salon numaranız yukarıdakilerden farklı ve
kitapçık üzerine basılı olan fotoğraf size ait değilse bunu salon başkanına belirterek size ait
soru kitapçığının verilmesini sağlayınız.
1. Bu kitapçıkta sırasıyla Türkçe Testi, Sosyal Bilimler 4. Bu testler puanlanırken her testteki doğru cevap-
Testi, Temel Matematik Testi, Fen Bilimleri Testi larınızın sayısından yanlış cevaplarınızın sayısının
bulunmaktadır. dörtte biri düşülecek ve kalan sayı o testle ilgili ham
puanınız olacaktır. Bu nedenle, hakkında hiçbir
2. Bu testler için verilen toplam cevaplama süresi 160
fikriniz olmayan soruları boş bırakınız. Ancak,
dakikadır. Bu süreyi, cevaplayacağınız testleri dik-
soruda verilen seçeneklerden birkaçını eleyebiliyor-
kate alarak kullanınız.
sanız kalanlar arasında doğru cevabı kestirmeye
3. Bu kitapçıktaki testlerde yer alan her sorunun sade- çalışmanız yararınıza olabilir.
ce bir doğru cevabı vardır. Bir soru için birden çok
5. Sınavda uyulacak kurallar bu kitapçığın arka kapa-
cevap yeri işaretlenmişse o soru yanlış cevaplan-
ğında belirtilmiştir.
mış sayılacaktır.
SINAVDA UYULACAK KURALLAR
1. Cep telefonu ile sınava girmek kesinlikle yasaktır. Çağrı cihazı, telsiz, fotoğraf makinesi vb. araçlarla; cep
bilgisayarı, kol ya da cep saati, her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlarla; silah ve benzeri teçhizatla;
müsvedde kâğıdı, defter, kitap, sözlük, sözlük işlevi olan elektronik aygıt, hesap cetveli, hesap makinesi, pergel,
açıölçer, cetvel vb. araçlarla sınava girmek kesinlikle yasaktır. Bu araçlarla sınava girmiş adaylar mutlaka Salon
Sınav Tutanağına yazılacak, bu adayların sınavı geçersiz sayılacaktır. Sınava kalem, silgi, kalemtıraş, saat
vb. araçla ve kulaklık, küpe, broş vb. takı, herhangi bir metal eşyayla girmek de kesinlikle yasaktır.
Yiyecek, içecek vb. tüketim malzemeleri de sınava getirilemez. Adaylar sınava şeffaf şişe içerisinde su
getirebileceklerdir.
2. Bu sınavda verilen toplam cevaplama süresi 160 dakikadır. Sınav başladıktan sonra ilk 120 ve son 15 dakika
içinde adayın sınavdan çıkmasına kesinlikle izin verilmeyecektir.
3. Sınav evrakını teslim ederek salonu terk eden aday, her ne sebeple olursa olsun, tekrar sınava alınma-
yacaktır.
4. Sınav süresince görevlilerle konuşmak, görevlilere soru sormak yasaktır. Aynı şekilde görevlilerin de adaylarla
yakından ve alçak sesle konuşmaları ayrıca, adayların birbirinden kalem, silgi vb. şeyleri istemeleri kesinlikle
yasaktır.
5. Sınav sırasında, görevlilerin her türlü uyarılarına uymak zorundasınız. Sınavınızın geçerli sayılması, her şeyden
önce, sınav kurallarına uymanıza bağlıdır. Kurallara aykırı davranışta bulunanların ve yapılacak uyarılara
uymayanların kimlik bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve sınavları geçersiz sayılacaktır.
6. Sınav sırasında kopya çeken, çekmeye kalkışan, kopya veren, kopya çekilmesine yardım edenlerin kimlik
bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve bu adayların sınavları geçersiz sayılacaktır. Görevliler kopya
çekmeye ya da vermeye kalkışanları uyarmak zorunda değildir; sorumluluk size aittir.
Adayların test sorularına verdikleri cevapların dağılımları bilgi işlem yöntemleriyle incelenecek, bu
incelemelerden elde edilen bulgular bireysel ya da toplu olarak kopya çekildiğini gösterirse kopya eylemine
katılan adayın/adayların cevaplarının bir kısmı ya da tamamı iptal edilecektir.
Sınav görevlileri bir salondaki sınavın, kurallara uygun biçimde yapılmadığını, toplu kopya girişiminde
bulunulduğunu raporlarında bildirdiği takdirde, ÖSYM takdir hakkını kullanarak bu salonda sınava giren tüm
adayların sınavını geçersiz sayabilir.
7. Cevap kâğıdında doldurmanız gereken alanlar bulunmaktadır. Bu alanları doldurunuz. Cevap kâğıdınızı
başkaları tarafından görülmeyecek şekilde tutmanız gerekmektedir. Cevap kâğıdına yazılacak her türlü yazıda
ve yapılacak bütün işaretlemelerde kurşun kalem kullanılacaktır. Sınav süresi bittiğinde cevapların cevap
kâğıdına işaretlenmiş olması gerekir. Soru kitapçığına işaretlenen cevaplar geçerli değildir.
8. Soru kitapçığınızı alır almaz, sayfaların eksik olup olmadığını, kitapçıkta basım hatalarının bulunup bulun-
madığını ve soru kitapçığının her sayfasında basılı bulunan soru kitapçığı numarasının, kitapçığın ön kapağında
basılı soru kitapçığı numarasıyla aynı olup olmadığını kontrol ediniz. Soru kitapçığınızın sayfası eksik ya da
basımı hatalıysa değiştirilmesi için salon başkanına başvurunuz.
9. Size verilen soru kitapçığının numarasını cevap kâğıdınızdaki “Soru Kitapçığı No” alanına kodlayınız.
10. Sınav sonunda soru kitapçıkları toplanacak ve ÖSYM’de tek tek incelenecektir. Soru kitapçığının bir sayfası bile
eksik çıkarsa sınavınız geçersiz sayılacaktır.
11. Cevap kâğıdına ve soru kitapçığına yazılması ve işaretlenmesi gereken bilgilerde bir eksiklik ve/veya yanlışlık
olması hâlinde sınavınızın değerlendirilmesi mümkün olamamaktadır. Tarafınızdan yazılması ve işaretlenmesi
gereken bu bilgilerde eksiklik ve/veya yanlışlık olduğunda durumunuz Sınav Salon Tutanağında belirtilecektir.
12. Soru kitapçığının sayfalarındaki boş yerleri müsvedde için kullanabilirsiniz.
13. Soruları ve/veya bu sorulara verdiğiniz cevapları ayrı bir kâğıda yazıp bu kâğıdı dışarı çıkarmanız kesinlikle
yasaktır.
14. Her testin cevaplarını cevap kâğıdındaki ilgili alana işaretlemeye dikkat ediniz.
15. Sınav salonundan ayrılmadan önce, soru kitapçığınızı ve cevap kâğıdınızı salon görevlilerine teslim etmeyi
unutmayınız.
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimi zin yazılı i zni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu
ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
1. Yahya Kemal’i ve Nazım Hikmet’i ayrı tutarsak küçük 3. Bir sanatçımız şöyle diyor: “Dergiler, edebiyatın yeral-
mutluluklar Türk şiirine Garip döneminde bir uğrayıp tı haritasıdır.” Nitekim bu dergilerde ilk ürünleri yayım-
geçmiştir, diyebiliriz. Biraz Ziya Osman, çok az Cahit lanan genç şairlerin çoğu, bir süre sonra çalışmalarını
Sıtkı… Onun dışında “Hüzün ki en çok yakışandır bi- kitaplaştırarak şairliklerinin ilk kilometre taşlarını ko-
ze.” anlayışı egemendir. Cemal Süreya’nın, Garip- yarlar.
çilerin izine basarak yürüdüğü kimi şiirlerinde de bu
anlayışın yansımalarını görürüz. Ne var ki onun şiirle- Bu parçada geçen “edebiyatın yeraltı haritası olma”
rinde genel olarak ince bir hüzün söz konusudur. sözüyle, dergilerin hangi özelliği belirtilmek isten-
miştir?
Bu parçada geçen “izine basarak yürüme” sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarları, yeni yazınsal türlere yönlendirme
C) Yenilerini eskilerinden ayırabilmek A) İyi şiirler, şairlerinden zengin bir birikim ister.
5. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraç 7. (I) Yaşadığı dönemin şiir anlayışından uzaklaşarak
içindeki sözün anlamını içermemektedir? uçlarda dolaşan, alışılmadık bağdaştırmaları ve imge-
leriyle zaman zaman, bilinen söylemin dışına taşan
şair, sürekli yenilikler peşinde koşmuştur. (II) Karşı-
A) Öykünüzü, yaşamın akışını düşündüren bir do- laştığı insanlık durumlarına yeni duygu ve anlamlar
ğallıkla yazın, bunu yapabilecek güçlü bir kalemi- yükleyerek onları yeniden yazmıştır. (III) Şiirlerini
niz var. (yazarlık yeteneği olmak) oluştururken boş alanlar bırakmış, uzun dizeleri kır-
mıştır. (IV) Şiirde bir yenilik gerçekleştirmek için dilin
yerleşik söz değerlerini olduğu gibi kullanmaktan ka-
B) Öykünüzdeki bilinmeyenlerden kurtulmak için öy- çınmış, dili yeniden kurmaya yönelmiştir. (V) Şiirle-
küdeki kadının kim olduğunu, nasıl bir yaşam rinin çoğunda, çok anlamlı sözcükler kullanarak deği-
sürdüğünü, ne iş yaptığını görünür kılın. (belir- şik çağrışımlar uyandırmıştır.
ginlik kazandırmak)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi,
C) Sizin yaptığınız gibi, bir dönemi küçük bir öyküye
sözü edilen şairin şiirlerinin içeriğiyle ilgilidir?
sığdırmak herkesin üstesinden gelebileceği bir iş
değildir. (zorluğu yenmek)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışı- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangile-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? ri anlamca birbirine en yakındır?
9. (I) Berna Moran’ın deyişiyle “huzursuzluğun romanı”, 11. Şairler arasında öteden beri süregelen açık ya da giz-
Fethi Naci’ye göre de “Türkçenin en güzel aşk roma- li bir yarış vardır. Oysa aynı gözeden su içen, aynı
nı” olan Huzur’un yayımlanışının üzerinden yaklaşık güneş altında ısınan, aynı ağacın gölgesinde oturan
elli yıl geçti. (II) Bu romanda olaylar, bir ağustos günü insanlardır onlar. Birbirlerine, sanıldığından daha çok
başlar ve radyodan İkinci Dünya Savaşı’nın başladı- ihtiyaçları vardır. Ölmüş şairlerle, onların anıları üze-
ğını haber veren bir anonsla biter. (III) Her ne kadar rinde yaşatılan dostluklar da dâhildir buna. ----? Kıs-
ilk bakışta aşk romanı gibi görünse de günahın ve ka- kanmalar, görmezden gelmeler, kara çalmalar… Neyi
vuşmanın değil, Doğu’yla Batı’nın, huzursuzluğun, paylaşamazlar? Herkesin kabı kendine göredir, ala-
zaman ve müziğin romanı olarak kabul edilir. (IV) Hu- cağı su miktarı bellidir oysa. Paylaşmanın, el ele ve-
zur, hiçbir zaman Madam Bovary’nin yarattığı etkiye rerek yaratacakları eleştiri ortamının sağlayacağı ya-
benzer bir etki yaratmamıştır. (V) Madam Bovary gibi rarlar üstünde durmak ve bunu geliştirmek varken ne-
can sıkıcı taşranın romanı değildir Huzur; tam tersine dir bu yok edici yarış?
çok eski, çok köklü bir kentin, İstanbul’un, Boğazi-
çi’nin romanıdır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de değerlendirme söz konusu değildir? A) Şairler arasındaki bütün bu çatışmalar gerçekte
şiirimizin tematik haritasını daraltır mı
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
B) Bunu bilmelerine karşın nedir bu sevgisizlik şair-
ler arasında
C) Öyleyse neden şiirin kolaya kaçma sanatı olduğu
izlenimi yaratılıyor
D) Şairler, birbirlerini değerlendirirken şiirsel ölçütler
kullanırlar mı
10. (I) Günümüzde, yeni yetişen genç yazarlar kendinden E) Oysa her şair, şiirini kendi yaşam serüveninden
öncekileri tanımadıkları, okumadıkları için bir eksiklik çıkarmaz mı
duymuyor sanki. (II) Bunlar deneyimli, usta yazarların
önünde yaprak gibi titremiyor artık, kendine çok güve-
niyor. (III) Bununla birlikte yapıtları ilgiyle karşılanan,
geniş okur kitlelerine seslenen sanatçının çok iyi ya-
zar olduğu yanılgısına düşüyor. (IV) Yeni kuşağın “Ne
olacaksa çabucak olsun.” düşüncesinden doğan bu
gözü kara yarış, bence oldukça tehlikeli. (V) Çünkü
bu, bireyciliğin, “ben ben”ciliğin egemenliği anlamına
gelir.
12. Sokrates’ten önceki ilk Batılı filozoflar, geçmişten iki 13. Türküler, şiirler iç dünyamızın sesi olarak yazılmış ol-
büyük kopuşu aynı anda gerçekleştirdiler. İlk önce, salar da bizden çıktıkları anda topluma mal olmuştur
kendi akıllarını kullanarak dünyayı anlamaya çalıştı- artık. Yalnız topluma mal olmakla kalsa iyi. Yerelden
lar. Bu tek başına, tümüyle yeni bir şeydi ve insanın ulusala, ulusaldan evrensele bir değişme ve gelişme
gelişmesinde en önemli köşe taşlarından birini oluş- çizgisi izleyerek bütün insanlığın ortak değeri hâline
turdu. Aynı zamanda insanlara, akıllarını nasıl kulla- gelir. Örneğin Yunus Emre’nin şiirlerinde yansıtılan
nacaklarını ve kendi başlarına nasıl düşüneceklerini duygular salt bize mi özgüdür? Neruda, yalnızca Şi-
de öğrettiler. ----. Onlar bilgi birikimlerini olduğu gibi li’nin acılarını yansıtmıştır, deyip dışlayabilir miyiz onu?
öğrencilerine aktarmak yerine, onları tartışmaya, Acısı acımız olmuştur, halkı da halkımız. Kısaca ----.
düşünce alışverişinde bulunmaya, kendi düşüncele-
rini ileri sürmeye ve savlarını kanıtlamaya özendiren Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
öğretmenlerdi. aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
14. Gerek edebiyat dergilerinde gerekse gazetelerin sa- 15. Yayınevlerinin tercihi her zaman romandan yana ol-
nat-edebiyat sayfalarında yer alan söyleşilerde, ne- muştur. Yalnız bizde değil, dünyada da böyle. Öykü-
dense hep aynı konular konuşuluyor ve bundan bir ler ise daha çok dergilerde varlıklarını sürdürüyor.
türlü vazgeçilmiyor. Bir yazarın yeni bir romanı mı Öykü kitabı yayımlamakta direnen genç yeteneklere
çıkmış, sorusu hemen hazır: “Bu yapıtınızı yazarken olanak sağlayan yayınevleri - neyse ki - var. Şu da bir
neyi amaçladınız?” ya da “Yapıtınız yaşadıklarınız- gerçek ki beş altı yıldır durağan bir ortamda kendini
dan izler taşıyor mu?” Cevaplar da üç aşağı beş yu- yineliyor öykü ama yenileyemiyor. Bu nereye kadar
karı aynı düşünceler etrafında dönüyor. Peki neden sürer, kestirmek güç; ardından bir yükselişin, belki de
bu sınırlılık? Bence bu, yazardan değil, soruyu so- sıçramanın yaşanacağı kesin.
randan kaynaklanıyor. Çünkü söyleşilerde asıl yön-
lendirici, soruyu sorandır. Bu nedenle sanatçının dü- Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
şünce üreterek sanatını geliştirmesinde ve yapıtları- olarak söylenmiş olabilir?
nın değerlendirilmesinde ona sorulacak soruların
önemli bir payı vardır. ----.
A) Yayınevleri öykü seçiminde hangi ölçütlere bağlı
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre kalıyor?
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
B) Roman türündeki kalıplaşmaya gidiş konusunda
ne düşünüyorsunuz?
A) Bütün bunlara bakarak eleştirel yaklaşımın ne
C) Öykücülerin soyut konulara ağırlık verişini neye
denli önemli olduğunu söylemek hiç de yanlış ol-
bağlıyorsunuz?
maz
D) Türk edebiyatında romanın yükselişi karşısında
B) Bu sorun bence temelde birbirini izleyen aynı öykünün konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
nitelikteki durumların art arda sıralanmasından
doğuyor E) Genç yazarları öykü yazmaya yönlendirmek için
neler yapılabilir?
C) Hangi yazara sorarsanız sorun, hepsi kendine
özgü yazma yöntemlerinin olduğunu söyleyecek-
tir
D) Üstelik yapıtın niteliğini yazarın donanımı belirler
ve bunun üzerine söylenebilecek çok söz vardır 16. Modayı sevmem. Örneğin herkesin aynı anda, aynı
şeyleri giymesi, bana nedense ters gelir. Benim pus-
lu, gözlerden uzak ve reklamı çok yapılmamış olan
E) Kısaca hem eleştirmenlerin hem de sanatçılarla hoşuma gider her zaman. Çünkü yönlendirilmeyi de-
söyleşi yapanların, her düzeyden insanın ilgisini ğil, özgürce keşfetmeyi severim. Bilinçaltıma baskı
çekecek nitelikte sorular sorması gerekiyor yapılmasını istemem.
17. Ödüller, genç bir şairin adının altı fosforlu bir kalemle 19. İnsanlar, toplu hâlde yaşama gereksinimi duyarlar.
çizilerek şiirlerinin tanınmasına olanak sağlıyorsa az Bunun için herkesin üzerinde anlaştığı, gittikçe yay-
şey mi bu? Ya da usta bir şairin, şiire verdiği emeğin gınlaşan ortak bir değerler sistemi gerekir. İşte ahlak,
ödülle taçlandırılmasının ne sakıncası olabilir ki? Üs- bu türden bir değerler sistemidir. Toplumda çekişen
telik şiir kitaplarının hemen hemen hiç satılmadığı, ve çatışan tarafların hiçbir ortak yanı kalmadığı du-
dolayısıyla kitapçıların, bu kitapları raflarına koymaya rumlarda bile birleştirici bir güç durumundadır. Ör-
yanaşmadığı ve dağıtımcıların, “şiir” sözcüğünü duy- neğin, dürüstlüğü değil de yalancılığı ya da sahte-
duğunda yüzlerini buruşturduğu günümüzde… Şiirin kârlığı kimse öneremiyor. Sadakat yerine ihanet, ada-
bu konumuna gönlü razı olmayan şairlerin verdiği let yerine haksızlık değerli gösterilemiyor. Çünkü ah-
emekleri, bütün şiirseverlerin takdirle karşılaması ge- lak, bir insan topluluğunun, üzerinde birleştiği ortak
rektiği kanısındayım. paydayı oluşturuyor.
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden ya- Bu parçadan ahlakla ilgili olarak aşağıdakilerin
kınmaktadır? hangisi çıkarılabilir?
A) Ödüllere karşı çıkılmasından A) İlkelerinin kişiden kişiye değişen, göreceli bir ni-
telik taşıdığı
B) Ödüllerin gelişigüzel dağıtılmasından B) Davranışları ve ilişkileri düzenleyen ana kurallar
olduğu
C) Günümüzde değer yargılarının değişmesinden C) Toplumdan topluma farklı özellikler taşıdığı
D) Genç şairlerin ödül alınca ustalaştıklarına inan- D) Yasaların öngördüğü yaptırımları içerdiği
malarından
E) Sanatçıların, yaratılarını oluştururken gerekli E) Kişileri değerlendirmede ayırıcı bir ölçüt olduğu
özeni göstermeyişlerinden
20. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından bu yana nostalji, 21. Bir zamanlar edebiyatın gücüne, bir şeyleri değiştire-
başka bir deyişle eskiye duyulan özlem gittikçe yay- bileceğine inanırdım. Benim için edebiyat, yaşam bo-
gınlaşıyor. Bu, bir bakıma insanların yaşamlarından yu temiz kalmanın, vicdani ve ahlaki çürümeye karşı
giderek daha fazla yakındıklarının bir göstergesi. Ar- durmanın göstergelerinden biriydi. Yıllarım, bu inan-
tık her kuşak yaşamın daha az mekanik, doğallığın cın etkisiyle gelişen bir tutkunun peşinden koşmakla
daha yaygın olduğu bir dönemi özlüyor. Bu özlem hiç geçti. Ama artık kabul edelim, bugünün insanı sözün
bitmeyecek gibi görünüyor. Çünkü teknolojik geliş- değerini bilmiyor. Okumayı sevdiğini söylüyor ama iyi
meler yaşamı kolaylaştırdığı ölçüde daraltıyor da. Bu romanlardan, öykülerden, gerçek şiirden habersiz.
yüzden günümüz insanı gözlerini geçmişe çeviriyor. Ömrünü edebiyata vermiş, köşesinde sessiz sessiz
Söz gelimi eski trenler böyle miydi, diye başlıyor, in- yaşayan gerçek yazarlara sırtını dönmüş. Yalnızca,
sanların atlı arabalarla yolculuk ettikleri günlere kadar yapıtları çok sattığı için kimi yazarların önünde uzun
gidiyor. kuyruklar oluştururken edebiyatın insanı çağırdığı o
gerçek dünyayı aşındırdığının farkında bile değil. Pe-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? ki, o zaman edebiyat ne işe yarıyor? Söylemesi zor
ama edebiyat bugün, yaratıları ilgi görmeyen üç beş
A) kişinin sığındığı, kuşatılmış bir kale.
İçinde bulunduğumuz koşulların geçmişi güzel-
leştiren çağrışımlar yarattığı Aşağıdakilerden hangisi edebiyatla ilgili olarak bu
B) İnsanlar arasındaki içtenlikli ilişkilerin yitip gittiği parçada yakınılan durumlardan biri değildir?
22. Çocukluğumuzda kaç kez duyduk kim bilir: “Çok oku- 23. Benim ansiklopediyle tanışmam, ortaokulda ödev
yan mı bilir, çok gezen mi?” Cevaptan çok, sorunun yapmak için kütüphaneye gittiğim günlere rastlar. Bir
kendisi önemliydi sanki. Ortada derin bir ikilem var- ansiklopediye sahip olmak o yıllarda, hayal edilemez
mış gibi ciddiyetle yöneltilirdi soru. Her seferinde bir şeydi. O, ancak bir kütüphanede bulunur ve belli
“Çok okuyan!” dememiz beklenirdi. Galiba ilköğ- bir süreliğine alınıp bakılabilir, dokunulabilir bir nes-
retimdeki öğretmenlerimiz, okuma sevgimizi böyle ar- neydi. Kocaman cüssesiyle bir ansiklopediyi kucakla-
tırmaya çalışırdı. Çok okumakla çok gezmek asla yan mak, sayfalarını karıştırmak, bir maddeyi arayıp bul-
yana gelemezmiş gibi… Bense okumayı da gezmeyi mak, başka bir gezegene inmek ve orada keşiflerde
de tutkuyla seven biri olarak ikiye bölünürdüm. Hiçbir bulunmaktan farksızdı. Ne yazık ki şimdiki çocuklar
zaman ısınamadım bu yapay ikileme, okumanın da ansiklopedi bile karıştırmıyorlar. O büyülü dünyadan,
içten içe bir seyahat olduğuna inandığımdan, her ki- o heyecandan habersiz yaşıyorlar. Öğretmenler ödev
tabın bizi başka bir yolculuğa çıkardığını düşündü- verirken “İnternetten bulun.” diyorlar. Onlar da hiçbir
ğümden. Okuyarak gezmek, her kitabı başlı başına çaba göstermeden İnternetten buldukları bilgiyi kop-
bir serüven sayarak bir başka ortama, bir başka ya- yalıyor; okuyup değerlendirmeden, hiçbir şey öğren-
şama uzanan bir yolculuk yapmak mümkündür çün- meden götürüp veriyorlar.
kü. Gezerken de her insanı ve her hayatı bir kitap gibi
düşünerek dünyayı okumak da mümkün. Okumak ve Bu parçada belirtilenler arasında aşağıdakilerden
gezmek aslında o kadar iç içe ki… hangisi yoktur?
24. Hemen hepimiz yazılarımızda, yerli yersiz alıntılar 25. Bazı sanatçılar, yaratıcılıklarını kamçılayan büyülü
yapmaktan, özellikle sözü, alçak gönüllülükle yabancı I
ozanlara, çağdaş düşünürlere bırakmaktan fazlasıyla
hoşlanıyoruz. Kimi zaman bunu öyle abartıyoruz ki anları “beyaz an” diye adlandırırmış. Yakalandığı
yazar olarak konuyla ilgili ne düşündüğümüz anlaşıl- II
mıyor. Ayrıca aynı alıntıların değişik yazarlarca da
kullanıldığını görüyoruz. Böylece tekrarın tekrarı bir sırada “Sonra devam ederim.” diyerek asla kesinti-
okuma, zaman kaybına, okuma ediminin yavanlaş- III
masına yol açıyor. Bu nedenle kendi özgün düşünce-
mizi dayanaklarıyla işlemeliyiz yazılarımızda. Yüzey- ye uğratılmaması, ertelenmemesi gerekirmiş bu
sellikten olabildiğince kaçınmalıyız. Kendi düşüncele-
rimizin de örneğin bir Valéry’ninki, Deleuze’ünki kadar
anın. Çünkü dönüp bakıldığında yerinde bulunama-
önemli olduğuna inanarak bir öz güven geliştirmeliyiz.
IV
Bu parçada alıntıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
yabilirmiş. Tükeninceye değin hakkının verilmesi
hangisine değinilmemiştir?
A) Yazılarda kullanılırken aslına bağlı kalınmadığına gerekirmiş, her zaman karşılaşılamayan bu beyaz
V
B) Belirli örneklere sık sık başvurulduğuna anların.
26. (I) Rengi uçmuş, sıradan yaşamımızda kendimize bir 28. (I) Yatılı olarak okuduğum ortaokul yıllarında, yaz ta-
ziyafet çekmek istediğimiz zaman kitapların kapağını tillerinde Kozlu’ya, ailemin yanına özlemle dönerdim.
aralarız. (II) Büyük bir açlıkla sayfaları çeviririz. (II) O yaşlarda evden yedi-sekiz ay uzakta kalmak ko-
(III) Gözlerimiz sözcükleri iştahla birer birer yerken lay değildi. (III) Arkadaşlarımı, okulumu çok seviyor-
zamandan ve mekândan kopuveririz. (IV) Başka in- dum, bugün de süren dostlukların temeli o yıllarda
sanların, başka diyarların görünmez konukları oluve- atılmıştı ama aile özlemi bir başka şeydi. (IV) Evimiz,
ririz. (V) Bu deneyimin ardından yaşadığımız ana geri denizin hemen kıyısındaki bir tepenin yamacındaydı.
döndüğümüzde ise ruhumuzda kopan fırtınalar ya (V) Dalga sesleri odamda sürekli yankılanırdı ve ben
şiddetlenir ya da dinginleşir ama her zaman bir şeyler doyamadığım o denizi, dalgaları büyük bir hazla izler-
değişir içimizde. dim. (VI) Hâlâ Kozlu’yu, o evi ve o dalga seslerini, öz-
lemin içimi sızlatan acısıyla anımsarım.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-
rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de ögelerin dizilişi “zarf tümleci, nesne, zarf tümleci
A) I. cümlede, nesne, belirtili isim tamlamasından ve yüklem” biçimindedir?
oluşmuştur.
A) I. B) II. C) III. D) V. E) VI.
B) II. cümlede, durum zarfı kullanılmıştır.
B) Ünlü düşmesi
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden
hangisi yanlıştır? C) Sürerlik fiili
30. Bir uğultu başlıyor söz dağarcığımda, sözcükler 32. Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Medet Köyü’nde ya-
Bu cümledeki altı çizili sözcüklerin hangisinde tanır. Usta derme çatma köy evinde yumurta kabu-
ünsüz benzeşmesi vardır?
33. Eğer o şiirler, o romanlar, o öyküler, o tiyatro yapıtları 35. (I) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz; onlar, metinlerde
olmasaydı, söylemek bile fazla, duygularımız daha az geçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın büyüsün-
bilinecek, bilgilerimiz daha az olacaktı. Çünkü ede- den çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denen
biyat, daha iyi duymamızı, daha iyi düşünmemizi sağ- bir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (III) Çünkü
lar. Daha doğru, daha insanca yaşamamıza yardımcı “olay” onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim,
olur. çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup getirmeme,
okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiir-
Bu parçada, virgülün işlevleriyle ilgili olarak aşa- lerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz.
ğıda verilenlerden hangisine uygun bir örnek (V) Bu da bize, Borges’in de dediği gibi, şiirin
yoktur? öğretilemeyecek ama duyumsatılabilecek bir tür oldu-
ğunu gösteriyor.
A) Ara sözleri ayırma Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
B) Sıralı cümleleri birbirinden ayırma
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
C) Özel olarak vurgulanması gereken bir ögeyi be-
lirtme
D) Tırnak içinde verilmeyen aktarma cümlelerini be-
lirtme
E) Art arda sıralanan eş görevli sözcük kümelerini
ayırma
36. (I) Editör, bir yayınevinin olmazsa olmazlarındandır.
(II) Yayımlanacak bir yapıtı düzenlemek, yayıma ha-
zırlamak ve yayımlamak gibi birçok işi ve işlevi var.
(III) Yazarın ve eserinin seçilmesinden, nasıl yayımla-
nacağına değin yayımlama işinin bütün aşamalarını
34. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bo- kapsayan zorlu bir iştir bu. (IV) Günümüzde editörlük,
zukluğu vardır? yayıncılık alanında kurumsallaşamamış işlerden.
(V) Yazarların çoğu, editörün yaptığı işi küçümseyip
onu yalnızca bir düzeltmen olarak algılıyor. (VI) Bu
A) Diplomalarını alacak öğrenciler salona sırayla gi- yüzden de editörlüğü böyle algılayan birçok yazarın
riş yaptılar. yayımlanan kitaplarında yanlışlardan geçilmiyor.
B) Müjdeyi vermek için mutfağa, annesinin yanına
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa-
heyecanla koştu.
ragraf hangi cümleyle başlar?
C) Konuşmasına başlamadan önce dinleyicilere
şöyle bir baktı. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
D) Eski öğrencilerin de katıldığı büyük bir toplantı
düzenlediler.
E) Yarıyıl tatilinde yapılacak olan Amasra gezisi er-
telendi.
37. (I) İnsan ilişkilerinin öneminin yeterince kavranmamış 39. Yazınsal yaratıcılığın gizi, ana dilde, ana dilin söz de-
olması, çocuk gelişimiyle ilgili birtakım sorunları da ğerlerindedir. Buna erişmesi, yazarın, ozanın önce-
beraberinde getirdi. (II) Söz gelimi günümüzde, kendi likle ana dilini, onun söz değerlerini sevmesine bağlı-
kendine oyun kuramadığı için üretken olamayan, edil- dır. Bu sevgiden yoksunsa kişi, gerçek anlamda yara-
gen, çevreye karşı ilgisiz, evlere hapsolmuş çocuklar tıcı olamaz. Büyük bir ozan da yaratıcılığın dilde, söz-
yetişiyor. (III) Bunların hayal güçleri, erken yaşta ta- cüklerde olduğunu söylüyor. Şöyle diyor sözcükler
nıştıkları ve hayatlarının doğal bir parçası olan tele- için: “Onların önünde ben diz çökerim, bana kalk de-
vizyonla ve bilgisayar oyunlarıyla sınırlanmış durum- yinceye değin kıpırdamam. Kısaca, değer veririm on-
da. (IV) Televizyondaki reklamlar çocukları ticari birer lara, arkalarından giderim sözcüklerin, izlerim onları.
araç olarak görüyor. (V) Kaba kuvveti ve silah kullan- İşte ben böylesine severim sözcükleri.”
mayı özendiren, sanat değeri düşük filmler ve kimi
yayınlar yüzünden özellikle çocuklar, çeşitli psikolojik Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
sorunlarla yüz yüze geliyorlar. (VI) den hangisi söylenemez?
E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
1. Bu testte sırasıyla, Tarih (1–17), Coğrafya (18–31), Felsefe (32–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Sosyal Bilimler Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
D) I ve II E) I, II ve III
5. XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti, iltizam usulünde yap- 7. Aşağıdakilerden hangisinin Osmanlı Devleti’nde
tığı değişiklikle yüklü bir peşin ödemeyi de öngören yerli tüccar kesiminin güçlenmesini engellediği
malikâne usulünü getirmiştir. Buna göre mukaatalar savunulamaz?
mültezimlere daha önceki gibi üç yıllık sürelerle değil,
sürekli olarak ihale edilmeye başlanmıştır. A) Yabancılara kapitülasyonlarla ayrıcalıklar tanın-
ması
Yapılan bu değişiklikle güdülen amaç aşağıdaki-
lerden hangisidir? B) Üretimin tarıma dayalı olması
A) Yeniçeri Ocağının kaldırılmasına ortam hazır- C) Osmanlı deniz taşımacılığının yetersiz olması
lamak
B) Tek hazine sisteminden çoklu hazine sistemine D) Osmanlı sanayisinin rekabet gücünü giderek yi-
geçmek tirmesi
C) Hazineye daha fazla gelir sağlamak E) İpek ve Baharat yollarının önemini kaybetmesi
D) İşgaller karşısında halkın desteğini almak Onur, yukarıdaki azınlıklardan hangilerini söyle-
seydi Ahmet’e doğru bilgi vermiş olurdu?
E) Mebuslar Meclisini kapatmak
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
13. Sakarya Savaşı kazanılmasına karşın Yunan or- 15. Hindistan’daki bir tarikatın lideri olan Ağa Han ile İn-
dusunu kesin yenilgiye uğratan Başkomutan giltere Kralı’nın özel danışmanı Hintli Emir Ali, Baş-
Meydan Savaşı’nın yaklaşık bir yıl sonra yapılma- bakan İsmet Paşa’ya bir mektup yollayarak halifelik
sına aşağıdakilerden hangisinin neden olduğu sa- kurumuna dokunulmamasını rica etmişlerdir.
vunulabilir?
Bu durumun, halifelikle ilgili olarak
A) Doğu Cephesi’nde fiili mücadelenin sona erme- I. bu kurumun, tüm Müslümanlar üzerinde siyasal
sinin beklenmesi gücünün olduğu,
B) Ayaklanan Çerkez Ethem birliklerinin dağıtılması II. yabancıların, bu kurumu Türkiye’nin içişlerine
müdahale amacıyla kullanmak istedikleri,
C) İtalyanların birliklerini Anadolu’dan çekmeye baş- III. bu kurumun varlığının ülkede tartışma konusu
laması olduğu
D) Türk ordusunun eksiklerinin tamamlanması durumlarından hangilerine kanıt olduğu savunu-
labilir?
E) Ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için Tekâlif-i
Milliye Emirlerinin çıkarılması A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
C) Devletçilik D) Laiklik
E) Cumhuriyetçilik
17. Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti sadece iki şeye güve- 19. Türkiye’de, enerji tasarrufu sağlamak amacıyla yaz ve
nir. Biri millet kararı, diğeri en elim ve güç şartlar için- kış saati uygulanmaktadır. Bu uygulama kapsamında
de dünyanın takdirlerine hakkıyla layık olan ordumu- yılın yaklaşık beş aylık döneminde 30º Doğu meridye-
zun kahramanlığı; bu iki şeye güvenir.” demiştir. ninin, diğer dönemde ise 45º Doğu meridyeninin yerel
saati ulusal saat olarak kullanılmaktadır.
Atatürk’ün, bu sözüyle millî gücün
Buna göre, 45º Doğu meridyeninin yerel saatinin
I. siyasi, ulusal saat olarak kullanıldığı dönemde, Türkiye’ de,
aşağıdakilerden hangisi yaşanmaz?
II. askerî,
D) I ve II E) II ve III E) En sıcak ay
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
Aşağıdakilerden hangisi yapılırsa bu hata gideril-
miş olur?
21. Aşağıdaki haritada beş farklı doğrultu numaralarla 23. Orografik yağışlar, denizden gelen nemli hava kütle-
gösterilmiştir. lerinin kıyı çizgisine paralel uzanan dağ sıralarına
çarparak yükselmesi sonucu meydana gelir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Buna göre, bu tatil beldesinin aşağıdakilerden D) Karbon ve Perm dönemlerinde, bu kıtalarda daha
hangisinde yer alması beklenir? ılıman bir iklimin olduğunu
A) Datça Yarımadası’nda
E) Bu kıtalardaki yer şekillerinin, Karbon ve Perm
B) Gelibolu Yarımadası’nda dönemlerindekiyle aynı olduğunu
C) Bolu Dağları’nda
D) Çukurova’da
E) Çandarlı Körfezi’nde
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
28. Aşağıdaki grafikte, 1750-2000 yılları arasında Avrupa 30. I. Siyasi bölgeler zamanla işlevini yitirebilir.
ve Afrika kıtalarının nüfusu gösterilmiştir.
II. Siyasi bölgeyi oluşturan ülkelerde dil, din ve ırk
birliği vardır.
A) I ve III B) II ve IV C) III ve V
D) I, II ve V E) I, III ve IV
A) 1750-1900 yılları arasında Afrika’dan kıta dışına 31. Aşağıdakilerden hangisi, insanın doğaya olan et-
yoğun göç olmuştur. kisine örnek gösterilemez?
B) Üniversite kurulması
32. Zekânın ve bilgeliğin ölçütünün zenginlik olduğunu 34. Nesnenin bilgisinin söz konusu olabilmesi için önce
düşünen kişiler, Thales’le yoksul olduğu için alay nesnenin var olması gerekir. Örneğin ağacın ne oldu-
ederler. O da bunun üzerine zeytinin az olduğu o yıl, ğundan, türlerinden, yararlarından söz edebilmek için
elindeki bütün parayla, ihtiyaç olmadığı için ucuzlamış öncelikle “ağaç” denilen bir şey var olmalıdır.
olan ve zeytinyağı üretiminde kullanılan tüm presleri
satın alır. Sonraki hasat mevsimi geldiğinde ihtiyacı Bu parça aşağıdaki yargılardan hangisini destek-
olanlara bu presleri kendi belirlediği fiyattan kiralayarak ler?
çok para kazanır.
36. Filler neden büyük, gri ve kırışıktır? Çünkü ufak, beyaz 38. Nasrettin Hoca bir gün oğluyla birlikte şehre gitmek
ve yuvarlak olsalardı aspirin olurlardı. Ufak bir fil hayal üzere yola çıkar. Şehre birçok köyün içinden geçilerek
ederek ona “ufak bir fil” diyebiliriz. Beyaz bir fil hayal gidilmektedir. Hoca eşeğin üzerinde, oğlu da yürüyerek
ederek ona “beyaz bir fil” diyebiliriz. Kırışıksız bir fil de onu takip eder. İlk köyden geçerken köylüler “Koskoca
“kırışıksız bir fil” olur. Başka bir deyişle büyüklük, grilik adam eşeğe binmiş, küçücük çocuğu yürütmeye utan-
ve kırışıklılık, Aristoteles’in bir fili fil yapan şeyin ne mıyor!” diye kınarlar. Sonraki köyden geçerken Hoca
olduğunu tanımlama sınavını geçemez. Çünkü aspirin yürür, oğlu da eşeğin üzerindedir. Oradaki köylüler de
gibi ufak, beyaz ve yuvarlak bir şey bir fil olamaz ve “Görüyor musun saygısız çocuğu, koca adamı yürütü-
böyle bir nesneyle karşılaştığımızda aklımıza “Hey, yor.” derler. Üçüncü köyde Hoca ve çocuk eşeğe birlikte
ağzına attığın bir aspirin mi yoksa alışılmamış türden bir biner, bu kez de eşeğe acımıyorlar diye suçlanırlar.
fil mi?” diye sormak gelmez. Dördüncü köyde çocuk da Hoca da yürür, kınanmaktan
nasiplerini alırlar. Beşinci köyde Hoca ve oğlu eşeği
Bu parçada varlıkla ilgili aşağıda verilenlerden birlikte taşımalarına karşın kınanma durumu değişmez.
hangisi sorgulanmaktadır?
Bu parça ahlak felsefesinin temel problemlerinden
A) Ana maddenin neliği hangisinin soruşturulmasında örnek verilebilir?
E) Zorunlu varlık/mümkün varlık ayrımı C) Ahlakta her zaman iyi niyet yeterli midir?
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Temel Matematik Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 6 B) 2 C) 0 D) E)
2.
D) 1006 E) 1008
A) 4 B) 8 C) 9 D) 15 E) 16
8.
6.
A) 3 B) 4 C) 6 D) 8 E) 9
olduğuna göre, aşağıdaki sıralamalardan hangisi
doğrudur?
A) B) C)
D) E)
9.
A) B) C) 1 D) 2 E) 4
A) 9 B) 11 C) 12 D) 13 E) 15
A) x B) C)
D) E)
A) 8 B) 9 C) 10 D) 12 E) 15
olduğuna göre, ifadesinin değeri kaçtır?
A) B) C) 0 D) 1 E) 4
15.
a bir pozitif tam sayı ve ’tir. p bir asal sayı
olduğuna göre,
16. n bir pozitif tam sayı olmak üzere, n’yi kalansız bölen 19. Rasyonel sayılar kümesinde bildiğimiz toplama ve
pozitif tam sayıların kümesi S(n) ile gösteriliyor. çarpma işlemleri tanımlanıyor.
Buna göre, kesişim kümesinin ele- Buna göre, aşağıdakilerden hangisinin hem top-
man sayısı kaçtır? lama hem de çarpma işlemine göre tersi bir tam
sayıdır?
A) 4 B) 5 C) 6 D) 8 E) 9
A) B) C) 0
D) 2 E)
fonksiyonları veriliyor.
18.
A) B) C)
önermeleri veriliyor. D) E)
A) B) C)
21. Gerçel sayılar kümesinde tanımlı
D) E) I.
II.
III.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) I, II ve III
22. Bir işi 5 kadın işçi 20 günde, 5 erkek işçi ise 30 günde 24. Bir fabrikada üretilen iş makinelerinin sayısı gün so-
bitiriyor. nunda kayıt altına alınıyor. Tutulan kayıtlar o günle
birlikte o günden önce üretilmiş olan iş makinelerinin
toplam sayısıdır. Beş iş gününde tutulan kayıtlar aşa-
Buna göre, 2 kadın ve 2 erkek işçi aynı işi birlikte
ğıda verilmiştir.
kaç günde bitirir?
Pazartesi ve öncesi : 20
A) 20 B) 30 C) 40 D) 45 E) 50
Salı ve öncesi: x
Çarşamba ve öncesi: 90
Perşembe ve öncesi: 140
Cuma ve öncesi: y
A) 10 B) 11 C) 12 D) 13 E) 14
25. Bir yatırımcı, hesabındaki z TL’nin bir kısmıyla altın,
kalan kısmıyla da döviz alıyor. Yatırımcı bir süre son-
ra altınlarını % 20 kâr elde ederek x TL’ye, dövizlerini
ise % 20 zarar ederek y TL’ye satıyor.
A) B)
C) D)
E)
26. Beş öğrencinin aday olduğu sınıf başkanlığı seçimin- 29. Ali, ağzına kadar suyla dolu olan bir şişedeki suyun
de adayların aldıkları oy sayıları olan A, B, C, D, E yarısını elde etmek istiyor. Bunun için aynı şişeden
arasında boş bir tane alıyor ve şişelerdeki su yükseklikleri eşit
olana kadar dolu şişeden diğerine su aktarıyor.
Suyun yarısını elde etmek için yaptığı üç farklı dene-
eşitliği vardır. me aşağıda gösterilmiştir.
Seçim sonucu dairesel grafikte gösterildiğinde
C tane oy alan adaya ait daire diliminin merkez
açısı kaç derece olur?
A) 45 B) 60 C) 90 D) 120 E) 180
A) 5 B) 4 C) 3 D) 2 E) 1
31. Bir depoda bulunan portakal ve mandalinaların mik- 34. ABC bir ikizkenar
tarı toplam 50 tondur. Portakalların % 7’si, manda- üçgen
linaların ise % 8’i çürümüştür. Çürüyen portakal ve
mandalina miktarı toplam 3,8 tondur.
32.
Bir otobüse 3 kadın binerse yolcuların ’ü kadın
’ü erkek olacaktı.
A) 21 B) 24 C) 28 D) 30 E) 32 35.
ABC bir üçgen
A) B) C) D) E)
37. 39.
Buna göre, taralı bölgenin alanı a, b ve c türünden y eksenine göre simetriği alınıyor ve A ile , B ile ,
aşağıdakilerin hangisine eşittir? C ile simetrik nokta çiftleri olacak şekilde
üçgeni elde ediliyor. Elde edilen bu üçgen de
A) B) C)
D) E)
A) B) C) D) E)
1. Bu testte sırasıyla, Fizik (1–14), Kimya (15–27), Biyoloji (28–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Fen Bilimleri Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 1 B) C) D) E)
2.
D) N’de E) P’de
4. 5.
A) 1 B) C) 2 D) E)
6. 7.
A)
(Bu işlemler sırasında sıvıların sıcaklıkları değişme-
mektedir.)
B)
C) A) B) 1 C) D) E) 2
D)
E)
8. 10.
A) K L
11. 12.
oranı kaçtır? A) B) C)
D) E)
A) B) C) 1 D) E)
13.
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
18. Uçucu olmayan bir X katısı 100 gram suda en fazla, 20. bileşiğiyle ilgili bazı bilgiler şöyledir:
’de 17 gram,
bileşiğinin 0,1 molü 12 gramdır.
’de 27 gram,
Bileşikteki X, Y, Z atomlarının kütlece birleşme
’de 39 gram oranları (X:Y:Z) sırasıyla 3:4:8’dir.
D) 21. Atom kuramına göre, baş kuantum sayısı (n) ile ilgili
’de 20 gram X katısının 100 gram suda
aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
E) ’de 30 gram X katısının 100 gram suda A) Baş kuantum sayısı, temel enerji düzeyini belirtir
ve sıfırdan büyük tam sayıdır.
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
D) Stronsiyum karbonat
22. Periyodik çizelgeyle ilgili aşağıdaki ifadelerden 23. X, Y, Z elementleriyle ilgili bilgiler şöyledir:
hangisi yanlıştır?
X’in, iyonunun elektron dağılımı ile
A) IA grubu elementlerinin elektron dağılımındaki bitmektedir.
son orbital s orbitalidir.
Y elementi, 4. periyot ve IIA grubundadır.
B) VIA grubu elementlerinin elektron dağılımı Z, VIIA grubunda ve atom numarası en küçük o-
lan elementtir.
ile biter.
Buna göre X, Y, Z elementlerinin periyodik
C) VA grubu elementlerinin elektron dağılımı çizelgedeki yerleri aşağıdakilerin hangisinde doğ-
ile biter. ru olarak verilmiştir?
B)
X
Y
Z
C) Z
D)
Z
X
Y
E)
Z
Y X
− +
A) X + ve Y3− B) Y3 ve Z C) X ve Z
− + 2+
D) Y3 ve Q 2 E) Z ve Q
Buna göre,
D) II ve III E) I, II ve III
26. X, Y, Z elementlerinden oluşan ya- 28. Bir proteinin, yüksek sıcaklıkta, düşük pH koşulunda ya
da çeşitli kimyasal maddelerin bulunduğu ortamda, üç
pılarındaki bağ türleri, aşağıdakilerin hangisinde boyutlu yapısı bozulmuş, ancak bu durumdan peptid
doğru olarak verilmiştir? bağları etkilenmemiştir.
ulaşılır.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) II ve III
Buna göre, bu makromoleküller aşağıdakilerin
hangisinde doğru olarak verilmiştir?
X Y Z
30. Hücre ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi 32. Aşağıdaki olaylardan hangisi mitoz ve mayoz II
yanlıştır? bölünmenin her ikisinde de kural olarak gerçek-
leşir?
A) Ökaryotik hücrelerde zarlı organeller bulunur.
A) Sinapsis olması
B) Yeni bir hücre ancak başka bir hücrenin bölün- B) Krossing over olması
mesiyle oluşur.
C) Haploid kromozomlu yavru hücre oluşması
C) Hücre büyüdükçe yüzey alanı/hacim oranı aza-
lır. D) Kardeş kromatitlerin birbirinden ayrılması
D) Hücre canlılığın temel birimidir.
E) Homolog kromozomların birbirinden ayrılması
A) B)
Zaman Zaman
A) 1. bireyin genotipi: OO Rr
B) 2. bireyin genotipi: AO rr
C) 3. bireyin genotipi: AA rr
Zaman Zaman
D) 4. bireyin genotipi: BO Rr
E) E) 5. bireyin genotipi: AO Rr
Zaman
34. Balıkların solungacında kılcal damarlardaki kan akışı ile 35. İnsanda, işaretlenmiş bir alyuvar, akciğer atardamarı
su akış yönü birbirine terstir. Bu iki ortam arasın- içine veriliyor; bu işaretli alyuvara bir süre sonra alt ana
daki oksijen difüzyonu Şekil 1’de şematize edilmiştir. toplardamarında rastlanıyor.
Difüzyon sonunda kanın oksijen doygunluğunda (%)
meydana gelen değişimin grafiği de altında verilmiştir. Bu alyuvar kalpten bir kez geçtiğine göre, aşağıdaki
yapıların hangisinden geçmemiştir?
E) Akciğer toplardamarı
A) B)
100 100
Su Su
50 50
Kan Kan
0 0
C) D)
Su Su
100 100
Kan Kan
50 50
Buna göre fotosentez ürünlerinin taşındığı yapı,
şekilde hangi numarayla gösterilmiştir?
0 0
A) I B) II C) III D) IV E) V
E)
Su
100
Kan
50
37. Bitkiler, çiçeklenme için gereksinim duydukları ışık 38. Çiçekli bir bitkinin üremesindeki bazı evreler aşağı-
alma sürelerine göre uzun gün bitkisi ya da kısa gün daki şekilde numaralandırılmıştır.
bitkisi olarak isimlendirilir. Bir uzun gün bitkisiyle bir
kısa gün bitkisi farklı ışık alma sürelerine tabi tutul-
duğunda gerçekleşen çiçeklenme durumları aşağı-
daki şekilde gösterilmiştir.
Bu deneyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi Bu evrelerin hangisinin sonunda meydana gelen
söylenemez? hücrelerin genotipi, bu hücreleri üreten hücre-
ninkinden farklıdır?
A) Kısa gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten az
(Bu üreme döngüsünde mutasyon gerçekleşmediği
olduğunda çiçeklenmiştir.
kabul edilecektir.)
B) Uzun gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
fazla olduğunda çiçeklenmiştir.
D) I ve II E) I ve III
C) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi, ışık
alma süresi 12 saatten az olsa da uzun gün
bitkisinin çiçeklenmesini sağlamıştır.
D) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi kısa
gün bitkisinin çiçeklenmesini önlemiştir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
47 Test Bitti.
Cevaplarınızı Kontrol Ediniz.
;e*V<}R:lE+
x.^j~6pxFV
M9991.01012
(Bu numarayı c evap k âğıdınızdaki ilgili alana kodlama yı unut mayınız.)
ADI
SOYADI
DİKKAT!
SINAV BAŞLAMADAN ÖNCE AŞAĞIDAKİ UYARILARI MUTLAKA OKUYUNUZ.
1. Adınız, soyadınız, T.C. Kimlik Numaranız ve sınav salon numaranız yukarıdakilerden farklı ve
kitapçık üzerine basılı olan fotoğraf size ait değilse bunu salon başkanına belirterek size ait
soru kitapçığının verilmesini sağlayınız.
1. Bu kitapçıkta sırasıyla Türkçe Testi, Sosyal Bilimler 4. Bu testler puanlanırken her testteki doğru cevap-
Testi, Temel Matematik Testi, Fen Bilimleri Testi larınızın sayısından yanlış cevaplarınızın sayısının
bulunmaktadır. dörtte biri düşülecek ve kalan sayı o testle ilgili ham
puanınız olacaktır. Bu nedenle, hakkında hiçbir
2. Bu testler için verilen toplam cevaplama süresi 160
fikriniz olmayan soruları boş bırakınız. Ancak,
dakikadır. Bu süreyi, cevaplayacağınız testleri dik-
soruda verilen seçeneklerden birkaçını eleyebiliyor-
kate alarak kullanınız.
sanız kalanlar arasında doğru cevabı kestirmeye
3. Bu kitapçıktaki testlerde yer alan her sorunun sade- çalışmanız yararınıza olabilir.
ce bir doğru cevabı vardır. Bir soru için birden çok
5. Sınavda uyulacak kurallar bu kitapçığın arka kapa-
cevap yeri işaretlenmişse o soru yanlış cevaplan-
ğında belirtilmiştir.
mış sayılacaktır.
SINAVDA UYULACAK KURALLAR
1. Cep telefonu ile sınava girmek kesinlikle yasaktır. Çağrı cihazı, telsiz, fotoğraf makinesi vb. araçlarla; cep
bilgisayarı, kol ya da cep saati, her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlarla; silah ve benzeri teçhizatla;
müsvedde kâğıdı, defter, kitap, sözlük, sözlük işlevi olan elektronik aygıt, hesap cetveli, hesap makinesi, pergel,
açıölçer, cetvel vb. araçlarla sınava girmek kesinlikle yasaktır. Bu araçlarla sınava girmiş adaylar mutlaka Salon
Sınav Tutanağına yazılacak, bu adayların sınavı geçersiz sayılacaktır. Sınava kalem, silgi, kalemtıraş, saat
vb. araçla ve kulaklık, küpe, broş vb. takı, herhangi bir metal eşyayla girmek de kesinlikle yasaktır.
Yiyecek, içecek vb. tüketim malzemeleri de sınava getirilemez. Adaylar sınava şeffaf şişe içerisinde su
getirebileceklerdir.
2. Bu sınavda verilen toplam cevaplama süresi 160 dakikadır. Sınav başladıktan sonra ilk 120 ve son 15 dakika
içinde adayın sınavdan çıkmasına kesinlikle izin verilmeyecektir.
3. Sınav evrakını teslim ederek salonu terk eden aday, her ne sebeple olursa olsun, tekrar sınava alınma-
yacaktır.
4. Sınav süresince görevlilerle konuşmak, görevlilere soru sormak yasaktır. Aynı şekilde görevlilerin de adaylarla
yakından ve alçak sesle konuşmaları ayrıca, adayların birbirinden kalem, silgi vb. şeyleri istemeleri kesinlikle
yasaktır.
5. Sınav sırasında, görevlilerin her türlü uyarılarına uymak zorundasınız. Sınavınızın geçerli sayılması, her şeyden
önce, sınav kurallarına uymanıza bağlıdır. Kurallara aykırı davranışta bulunanların ve yapılacak uyarılara
uymayanların kimlik bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve sınavları geçersiz sayılacaktır.
6. Sınav sırasında kopya çeken, çekmeye kalkışan, kopya veren, kopya çekilmesine yardım edenlerin kimlik
bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve bu adayların sınavları geçersiz sayılacaktır. Görevliler kopya
çekmeye ya da vermeye kalkışanları uyarmak zorunda değildir; sorumluluk size aittir.
Adayların test sorularına verdikleri cevapların dağılımları bilgi işlem yöntemleriyle incelenecek, bu
incelemelerden elde edilen bulgular bireysel ya da toplu olarak kopya çekildiğini gösterirse kopya eylemine
katılan adayın/adayların cevaplarının bir kısmı ya da tamamı iptal edilecektir.
Sınav görevlileri bir salondaki sınavın, kurallara uygun biçimde yapılmadığını, toplu kopya girişiminde
bulunulduğunu raporlarında bildirdiği takdirde, ÖSYM takdir hakkını kullanarak bu salonda sınava giren tüm
adayların sınavını geçersiz sayabilir.
7. Cevap kâğıdında doldurmanız gereken alanlar bulunmaktadır. Bu alanları doldurunuz. Cevap kâğıdınızı
başkaları tarafından görülmeyecek şekilde tutmanız gerekmektedir. Cevap kâğıdına yazılacak her türlü yazıda
ve yapılacak bütün işaretlemelerde kurşun kalem kullanılacaktır. Sınav süresi bittiğinde cevapların cevap
kâğıdına işaretlenmiş olması gerekir. Soru kitapçığına işaretlenen cevaplar geçerli değildir.
8. Soru kitapçığınızı alır almaz, sayfaların eksik olup olmadığını, kitapçıkta basım hatalarının bulunup bulun-
madığını ve soru kitapçığının her sayfasında basılı bulunan soru kitapçığı numarasının, kitapçığın ön kapağında
basılı soru kitapçığı numarasıyla aynı olup olmadığını kontrol ediniz. Soru kitapçığınızın sayfası eksik ya da
basımı hatalıysa değiştirilmesi için salon başkanına başvurunuz.
9. Size verilen soru kitapçığının numarasını cevap kâğıdınızdaki “Soru Kitapçığı No” alanına kodlayınız.
10. Sınav sonunda soru kitapçıkları toplanacak ve ÖSYM’de tek tek incelenecektir. Soru kitapçığının bir sayfası bile
eksik çıkarsa sınavınız geçersiz sayılacaktır.
11. Cevap kâğıdına ve soru kitapçığına yazılması ve işaretlenmesi gereken bilgilerde bir eksiklik ve/veya yanlışlık
olması hâlinde sınavınızın değerlendirilmesi mümkün olamamaktadır. Tarafınızdan yazılması ve işaretlenmesi
gereken bu bilgilerde eksiklik ve/veya yanlışlık olduğunda durumunuz Sınav Salon Tutanağında belirtilecektir.
12. Soru kitapçığının sayfalarındaki boş yerleri müsvedde için kullanabilirsiniz.
13. Soruları ve/veya bu sorulara verdiğiniz cevapları ayrı bir kâğıda yazıp bu kâğıdı dışarı çıkarmanız kesinlikle
yasaktır.
14. Her testin cevaplarını cevap kâğıdındaki ilgili alana işaretlemeye dikkat ediniz.
15. Sınav salonundan ayrılmadan önce, soru kitapçığınızı ve cevap kâğıdınızı salon görevlilerine teslim etmeyi
unutmayınız.
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimi zin yazılı i zni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu
ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
1. Yahya Kemal’i ve Nazım Hikmet’i ayrı tutarsak küçük 3. Bir sanatçımız şöyle diyor: “Dergiler, edebiyatın yeral-
mutluluklar Türk şiirine Garip döneminde bir uğrayıp tı haritasıdır.” Nitekim bu dergilerde ilk ürünleri yayım-
geçmiştir, diyebiliriz. Biraz Ziya Osman, çok az Cahit lanan genç şairlerin çoğu, bir süre sonra çalışmalarını
Sıtkı… Onun dışında “Hüzün ki en çok yakışandır bi- kitaplaştırarak şairliklerinin ilk kilometre taşlarını ko-
ze.” anlayışı egemendir. Cemal Süreya’nın, Garip- yarlar.
çilerin izine basarak yürüdüğü kimi şiirlerinde de bu
anlayışın yansımalarını görürüz. Ne var ki onun şiirle- Bu parçada geçen “edebiyatın yeraltı haritası olma”
rinde genel olarak ince bir hüzün söz konusudur. sözüyle, dergilerin hangi özelliği belirtilmek isten-
miştir?
Bu parçada geçen “izine basarak yürüme” sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarları, yeni yazınsal türlere yönlendirme
C) Yenilerini eskilerinden ayırabilmek A) İyi şiirler, şairlerinden zengin bir birikim ister.
5. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraç 7. (I) Yaşadığı dönemin şiir anlayışından uzaklaşarak
içindeki sözün anlamını içermemektedir? uçlarda dolaşan, alışılmadık bağdaştırmaları ve imge-
leriyle zaman zaman, bilinen söylemin dışına taşan
şair, sürekli yenilikler peşinde koşmuştur. (II) Karşı-
A) Öykünüzü, yaşamın akışını düşündüren bir do- laştığı insanlık durumlarına yeni duygu ve anlamlar
ğallıkla yazın, bunu yapabilecek güçlü bir kalemi- yükleyerek onları yeniden yazmıştır. (III) Şiirlerini
niz var. (yazarlık yeteneği olmak) oluştururken boş alanlar bırakmış, uzun dizeleri kır-
mıştır. (IV) Şiirde bir yenilik gerçekleştirmek için dilin
yerleşik söz değerlerini olduğu gibi kullanmaktan ka-
B) Öykünüzdeki bilinmeyenlerden kurtulmak için öy- çınmış, dili yeniden kurmaya yönelmiştir. (V) Şiirle-
küdeki kadının kim olduğunu, nasıl bir yaşam rinin çoğunda, çok anlamlı sözcükler kullanarak deği-
sürdüğünü, ne iş yaptığını görünür kılın. (belir- şik çağrışımlar uyandırmıştır.
ginlik kazandırmak)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi,
C) Sizin yaptığınız gibi, bir dönemi küçük bir öyküye
sözü edilen şairin şiirlerinin içeriğiyle ilgilidir?
sığdırmak herkesin üstesinden gelebileceği bir iş
değildir. (zorluğu yenmek)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışı- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangile-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? ri anlamca birbirine en yakındır?
9. (I) Berna Moran’ın deyişiyle “huzursuzluğun romanı”, 11. Şairler arasında öteden beri süregelen açık ya da giz-
Fethi Naci’ye göre de “Türkçenin en güzel aşk roma- li bir yarış vardır. Oysa aynı gözeden su içen, aynı
nı” olan Huzur’un yayımlanışının üzerinden yaklaşık güneş altında ısınan, aynı ağacın gölgesinde oturan
elli yıl geçti. (II) Bu romanda olaylar, bir ağustos günü insanlardır onlar. Birbirlerine, sanıldığından daha çok
başlar ve radyodan İkinci Dünya Savaşı’nın başladı- ihtiyaçları vardır. Ölmüş şairlerle, onların anıları üze-
ğını haber veren bir anonsla biter. (III) Her ne kadar rinde yaşatılan dostluklar da dâhildir buna. ----? Kıs-
ilk bakışta aşk romanı gibi görünse de günahın ve ka- kanmalar, görmezden gelmeler, kara çalmalar… Neyi
vuşmanın değil, Doğu’yla Batı’nın, huzursuzluğun, paylaşamazlar? Herkesin kabı kendine göredir, ala-
zaman ve müziğin romanı olarak kabul edilir. (IV) Hu- cağı su miktarı bellidir oysa. Paylaşmanın, el ele ve-
zur, hiçbir zaman Madam Bovary’nin yarattığı etkiye rerek yaratacakları eleştiri ortamının sağlayacağı ya-
benzer bir etki yaratmamıştır. (V) Madam Bovary gibi rarlar üstünde durmak ve bunu geliştirmek varken ne-
can sıkıcı taşranın romanı değildir Huzur; tam tersine dir bu yok edici yarış?
çok eski, çok köklü bir kentin, İstanbul’un, Boğazi-
çi’nin romanıdır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de değerlendirme söz konusu değildir? A) Şairler arasındaki bütün bu çatışmalar gerçekte
şiirimizin tematik haritasını daraltır mı
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
B) Bunu bilmelerine karşın nedir bu sevgisizlik şair-
ler arasında
C) Öyleyse neden şiirin kolaya kaçma sanatı olduğu
izlenimi yaratılıyor
D) Şairler, birbirlerini değerlendirirken şiirsel ölçütler
kullanırlar mı
10. (I) Günümüzde, yeni yetişen genç yazarlar kendinden E) Oysa her şair, şiirini kendi yaşam serüveninden
öncekileri tanımadıkları, okumadıkları için bir eksiklik çıkarmaz mı
duymuyor sanki. (II) Bunlar deneyimli, usta yazarların
önünde yaprak gibi titremiyor artık, kendine çok güve-
niyor. (III) Bununla birlikte yapıtları ilgiyle karşılanan,
geniş okur kitlelerine seslenen sanatçının çok iyi ya-
zar olduğu yanılgısına düşüyor. (IV) Yeni kuşağın “Ne
olacaksa çabucak olsun.” düşüncesinden doğan bu
gözü kara yarış, bence oldukça tehlikeli. (V) Çünkü
bu, bireyciliğin, “ben ben”ciliğin egemenliği anlamına
gelir.
12. Sokrates’ten önceki ilk Batılı filozoflar, geçmişten iki 13. Türküler, şiirler iç dünyamızın sesi olarak yazılmış ol-
büyük kopuşu aynı anda gerçekleştirdiler. İlk önce, salar da bizden çıktıkları anda topluma mal olmuştur
kendi akıllarını kullanarak dünyayı anlamaya çalıştı- artık. Yalnız topluma mal olmakla kalsa iyi. Yerelden
lar. Bu tek başına, tümüyle yeni bir şeydi ve insanın ulusala, ulusaldan evrensele bir değişme ve gelişme
gelişmesinde en önemli köşe taşlarından birini oluş- çizgisi izleyerek bütün insanlığın ortak değeri hâline
turdu. Aynı zamanda insanlara, akıllarını nasıl kulla- gelir. Örneğin Yunus Emre’nin şiirlerinde yansıtılan
nacaklarını ve kendi başlarına nasıl düşüneceklerini duygular salt bize mi özgüdür? Neruda, yalnızca Şi-
de öğrettiler. ----. Onlar bilgi birikimlerini olduğu gibi li’nin acılarını yansıtmıştır, deyip dışlayabilir miyiz onu?
öğrencilerine aktarmak yerine, onları tartışmaya, Acısı acımız olmuştur, halkı da halkımız. Kısaca ----.
düşünce alışverişinde bulunmaya, kendi düşüncele-
rini ileri sürmeye ve savlarını kanıtlamaya özendiren Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
öğretmenlerdi. aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
14. Gerek edebiyat dergilerinde gerekse gazetelerin sa- 15. Yayınevlerinin tercihi her zaman romandan yana ol-
nat-edebiyat sayfalarında yer alan söyleşilerde, ne- muştur. Yalnız bizde değil, dünyada da böyle. Öykü-
dense hep aynı konular konuşuluyor ve bundan bir ler ise daha çok dergilerde varlıklarını sürdürüyor.
türlü vazgeçilmiyor. Bir yazarın yeni bir romanı mı Öykü kitabı yayımlamakta direnen genç yeteneklere
çıkmış, sorusu hemen hazır: “Bu yapıtınızı yazarken olanak sağlayan yayınevleri - neyse ki - var. Şu da bir
neyi amaçladınız?” ya da “Yapıtınız yaşadıklarınız- gerçek ki beş altı yıldır durağan bir ortamda kendini
dan izler taşıyor mu?” Cevaplar da üç aşağı beş yu- yineliyor öykü ama yenileyemiyor. Bu nereye kadar
karı aynı düşünceler etrafında dönüyor. Peki neden sürer, kestirmek güç; ardından bir yükselişin, belki de
bu sınırlılık? Bence bu, yazardan değil, soruyu so- sıçramanın yaşanacağı kesin.
randan kaynaklanıyor. Çünkü söyleşilerde asıl yön-
lendirici, soruyu sorandır. Bu nedenle sanatçının dü- Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
şünce üreterek sanatını geliştirmesinde ve yapıtları- olarak söylenmiş olabilir?
nın değerlendirilmesinde ona sorulacak soruların
önemli bir payı vardır. ----.
A) Yayınevleri öykü seçiminde hangi ölçütlere bağlı
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre kalıyor?
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
B) Roman türündeki kalıplaşmaya gidiş konusunda
ne düşünüyorsunuz?
A) Bütün bunlara bakarak eleştirel yaklaşımın ne
C) Öykücülerin soyut konulara ağırlık verişini neye
denli önemli olduğunu söylemek hiç de yanlış ol-
bağlıyorsunuz?
maz
D) Türk edebiyatında romanın yükselişi karşısında
B) Bu sorun bence temelde birbirini izleyen aynı öykünün konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
nitelikteki durumların art arda sıralanmasından
doğuyor E) Genç yazarları öykü yazmaya yönlendirmek için
neler yapılabilir?
C) Hangi yazara sorarsanız sorun, hepsi kendine
özgü yazma yöntemlerinin olduğunu söyleyecek-
tir
D) Üstelik yapıtın niteliğini yazarın donanımı belirler
ve bunun üzerine söylenebilecek çok söz vardır 16. Modayı sevmem. Örneğin herkesin aynı anda, aynı
şeyleri giymesi, bana nedense ters gelir. Benim pus-
lu, gözlerden uzak ve reklamı çok yapılmamış olan
E) Kısaca hem eleştirmenlerin hem de sanatçılarla hoşuma gider her zaman. Çünkü yönlendirilmeyi de-
söyleşi yapanların, her düzeyden insanın ilgisini ğil, özgürce keşfetmeyi severim. Bilinçaltıma baskı
çekecek nitelikte sorular sorması gerekiyor yapılmasını istemem.
17. Ödüller, genç bir şairin adının altı fosforlu bir kalemle 19. İnsanlar, toplu hâlde yaşama gereksinimi duyarlar.
çizilerek şiirlerinin tanınmasına olanak sağlıyorsa az Bunun için herkesin üzerinde anlaştığı, gittikçe yay-
şey mi bu? Ya da usta bir şairin, şiire verdiği emeğin gınlaşan ortak bir değerler sistemi gerekir. İşte ahlak,
ödülle taçlandırılmasının ne sakıncası olabilir ki? Üs- bu türden bir değerler sistemidir. Toplumda çekişen
telik şiir kitaplarının hemen hemen hiç satılmadığı, ve çatışan tarafların hiçbir ortak yanı kalmadığı du-
dolayısıyla kitapçıların, bu kitapları raflarına koymaya rumlarda bile birleştirici bir güç durumundadır. Ör-
yanaşmadığı ve dağıtımcıların, “şiir” sözcüğünü duy- neğin, dürüstlüğü değil de yalancılığı ya da sahte-
duğunda yüzlerini buruşturduğu günümüzde… Şiirin kârlığı kimse öneremiyor. Sadakat yerine ihanet, ada-
bu konumuna gönlü razı olmayan şairlerin verdiği let yerine haksızlık değerli gösterilemiyor. Çünkü ah-
emekleri, bütün şiirseverlerin takdirle karşılaması ge- lak, bir insan topluluğunun, üzerinde birleştiği ortak
rektiği kanısındayım. paydayı oluşturuyor.
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden ya- Bu parçadan ahlakla ilgili olarak aşağıdakilerin
kınmaktadır? hangisi çıkarılabilir?
A) Ödüllere karşı çıkılmasından A) İlkelerinin kişiden kişiye değişen, göreceli bir ni-
telik taşıdığı
B) Ödüllerin gelişigüzel dağıtılmasından B) Davranışları ve ilişkileri düzenleyen ana kurallar
olduğu
C) Günümüzde değer yargılarının değişmesinden C) Toplumdan topluma farklı özellikler taşıdığı
D) Genç şairlerin ödül alınca ustalaştıklarına inan- D) Yasaların öngördüğü yaptırımları içerdiği
malarından
E) Sanatçıların, yaratılarını oluştururken gerekli E) Kişileri değerlendirmede ayırıcı bir ölçüt olduğu
özeni göstermeyişlerinden
20. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından bu yana nostalji, 21. Bir zamanlar edebiyatın gücüne, bir şeyleri değiştire-
başka bir deyişle eskiye duyulan özlem gittikçe yay- bileceğine inanırdım. Benim için edebiyat, yaşam bo-
gınlaşıyor. Bu, bir bakıma insanların yaşamlarından yu temiz kalmanın, vicdani ve ahlaki çürümeye karşı
giderek daha fazla yakındıklarının bir göstergesi. Ar- durmanın göstergelerinden biriydi. Yıllarım, bu inan-
tık her kuşak yaşamın daha az mekanik, doğallığın cın etkisiyle gelişen bir tutkunun peşinden koşmakla
daha yaygın olduğu bir dönemi özlüyor. Bu özlem hiç geçti. Ama artık kabul edelim, bugünün insanı sözün
bitmeyecek gibi görünüyor. Çünkü teknolojik geliş- değerini bilmiyor. Okumayı sevdiğini söylüyor ama iyi
meler yaşamı kolaylaştırdığı ölçüde daraltıyor da. Bu romanlardan, öykülerden, gerçek şiirden habersiz.
yüzden günümüz insanı gözlerini geçmişe çeviriyor. Ömrünü edebiyata vermiş, köşesinde sessiz sessiz
Söz gelimi eski trenler böyle miydi, diye başlıyor, in- yaşayan gerçek yazarlara sırtını dönmüş. Yalnızca,
sanların atlı arabalarla yolculuk ettikleri günlere kadar yapıtları çok sattığı için kimi yazarların önünde uzun
gidiyor. kuyruklar oluştururken edebiyatın insanı çağırdığı o
gerçek dünyayı aşındırdığının farkında bile değil. Pe-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? ki, o zaman edebiyat ne işe yarıyor? Söylemesi zor
ama edebiyat bugün, yaratıları ilgi görmeyen üç beş
A) kişinin sığındığı, kuşatılmış bir kale.
İçinde bulunduğumuz koşulların geçmişi güzel-
leştiren çağrışımlar yarattığı Aşağıdakilerden hangisi edebiyatla ilgili olarak bu
B) İnsanlar arasındaki içtenlikli ilişkilerin yitip gittiği parçada yakınılan durumlardan biri değildir?
22. Çocukluğumuzda kaç kez duyduk kim bilir: “Çok oku- 23. Benim ansiklopediyle tanışmam, ortaokulda ödev
yan mı bilir, çok gezen mi?” Cevaptan çok, sorunun yapmak için kütüphaneye gittiğim günlere rastlar. Bir
kendisi önemliydi sanki. Ortada derin bir ikilem var- ansiklopediye sahip olmak o yıllarda, hayal edilemez
mış gibi ciddiyetle yöneltilirdi soru. Her seferinde bir şeydi. O, ancak bir kütüphanede bulunur ve belli
“Çok okuyan!” dememiz beklenirdi. Galiba ilköğ- bir süreliğine alınıp bakılabilir, dokunulabilir bir nes-
retimdeki öğretmenlerimiz, okuma sevgimizi böyle ar- neydi. Kocaman cüssesiyle bir ansiklopediyi kucakla-
tırmaya çalışırdı. Çok okumakla çok gezmek asla yan mak, sayfalarını karıştırmak, bir maddeyi arayıp bul-
yana gelemezmiş gibi… Bense okumayı da gezmeyi mak, başka bir gezegene inmek ve orada keşiflerde
de tutkuyla seven biri olarak ikiye bölünürdüm. Hiçbir bulunmaktan farksızdı. Ne yazık ki şimdiki çocuklar
zaman ısınamadım bu yapay ikileme, okumanın da ansiklopedi bile karıştırmıyorlar. O büyülü dünyadan,
içten içe bir seyahat olduğuna inandığımdan, her ki- o heyecandan habersiz yaşıyorlar. Öğretmenler ödev
tabın bizi başka bir yolculuğa çıkardığını düşündü- verirken “İnternetten bulun.” diyorlar. Onlar da hiçbir
ğümden. Okuyarak gezmek, her kitabı başlı başına çaba göstermeden İnternetten buldukları bilgiyi kop-
bir serüven sayarak bir başka ortama, bir başka ya- yalıyor; okuyup değerlendirmeden, hiçbir şey öğren-
şama uzanan bir yolculuk yapmak mümkündür çün- meden götürüp veriyorlar.
kü. Gezerken de her insanı ve her hayatı bir kitap gibi
düşünerek dünyayı okumak da mümkün. Okumak ve Bu parçada belirtilenler arasında aşağıdakilerden
gezmek aslında o kadar iç içe ki… hangisi yoktur?
24. Hemen hepimiz yazılarımızda, yerli yersiz alıntılar 25. Bazı sanatçılar, yaratıcılıklarını kamçılayan büyülü
yapmaktan, özellikle sözü, alçak gönüllülükle yabancı I
ozanlara, çağdaş düşünürlere bırakmaktan fazlasıyla
hoşlanıyoruz. Kimi zaman bunu öyle abartıyoruz ki anları “beyaz an” diye adlandırırmış. Yakalandığı
yazar olarak konuyla ilgili ne düşündüğümüz anlaşıl- II
mıyor. Ayrıca aynı alıntıların değişik yazarlarca da
kullanıldığını görüyoruz. Böylece tekrarın tekrarı bir sırada “Sonra devam ederim.” diyerek asla kesinti-
okuma, zaman kaybına, okuma ediminin yavanlaş- III
masına yol açıyor. Bu nedenle kendi özgün düşünce-
mizi dayanaklarıyla işlemeliyiz yazılarımızda. Yüzey- ye uğratılmaması, ertelenmemesi gerekirmiş bu
sellikten olabildiğince kaçınmalıyız. Kendi düşüncele-
rimizin de örneğin bir Valéry’ninki, Deleuze’ünki kadar
anın. Çünkü dönüp bakıldığında yerinde bulunama-
önemli olduğuna inanarak bir öz güven geliştirmeliyiz.
IV
Bu parçada alıntıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
yabilirmiş. Tükeninceye değin hakkının verilmesi
hangisine değinilmemiştir?
A) Yazılarda kullanılırken aslına bağlı kalınmadığına gerekirmiş, her zaman karşılaşılamayan bu beyaz
V
B) Belirli örneklere sık sık başvurulduğuna anların.
26. (I) Rengi uçmuş, sıradan yaşamımızda kendimize bir 28. (I) Yatılı olarak okuduğum ortaokul yıllarında, yaz ta-
ziyafet çekmek istediğimiz zaman kitapların kapağını tillerinde Kozlu’ya, ailemin yanına özlemle dönerdim.
aralarız. (II) Büyük bir açlıkla sayfaları çeviririz. (II) O yaşlarda evden yedi-sekiz ay uzakta kalmak ko-
(III) Gözlerimiz sözcükleri iştahla birer birer yerken lay değildi. (III) Arkadaşlarımı, okulumu çok seviyor-
zamandan ve mekândan kopuveririz. (IV) Başka in- dum, bugün de süren dostlukların temeli o yıllarda
sanların, başka diyarların görünmez konukları oluve- atılmıştı ama aile özlemi bir başka şeydi. (IV) Evimiz,
ririz. (V) Bu deneyimin ardından yaşadığımız ana geri denizin hemen kıyısındaki bir tepenin yamacındaydı.
döndüğümüzde ise ruhumuzda kopan fırtınalar ya (V) Dalga sesleri odamda sürekli yankılanırdı ve ben
şiddetlenir ya da dinginleşir ama her zaman bir şeyler doyamadığım o denizi, dalgaları büyük bir hazla izler-
değişir içimizde. dim. (VI) Hâlâ Kozlu’yu, o evi ve o dalga seslerini, öz-
lemin içimi sızlatan acısıyla anımsarım.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-
rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de ögelerin dizilişi “zarf tümleci, nesne, zarf tümleci
A) I. cümlede, nesne, belirtili isim tamlamasından ve yüklem” biçimindedir?
oluşmuştur.
A) I. B) II. C) III. D) V. E) VI.
B) II. cümlede, durum zarfı kullanılmıştır.
B) Ünlü düşmesi
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden
hangisi yanlıştır? C) Sürerlik fiili
30. Bir uğultu başlıyor söz dağarcığımda, sözcükler 32. Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Medet Köyü’nde ya-
Bu cümledeki altı çizili sözcüklerin hangisinde tanır. Usta derme çatma köy evinde yumurta kabu-
ünsüz benzeşmesi vardır?
33. Eğer o şiirler, o romanlar, o öyküler, o tiyatro yapıtları 35. (I) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz; onlar, metinlerde
olmasaydı, söylemek bile fazla, duygularımız daha az geçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın büyüsün-
bilinecek, bilgilerimiz daha az olacaktı. Çünkü ede- den çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denen
biyat, daha iyi duymamızı, daha iyi düşünmemizi sağ- bir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (III) Çünkü
lar. Daha doğru, daha insanca yaşamamıza yardımcı “olay” onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim,
olur. çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup getirmeme,
okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiir-
Bu parçada, virgülün işlevleriyle ilgili olarak aşa- lerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz.
ğıda verilenlerden hangisine uygun bir örnek (V) Bu da bize, Borges’in de dediği gibi, şiirin
yoktur? öğretilemeyecek ama duyumsatılabilecek bir tür oldu-
ğunu gösteriyor.
A) Ara sözleri ayırma Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
B) Sıralı cümleleri birbirinden ayırma
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
C) Özel olarak vurgulanması gereken bir ögeyi be-
lirtme
D) Tırnak içinde verilmeyen aktarma cümlelerini be-
lirtme
E) Art arda sıralanan eş görevli sözcük kümelerini
ayırma
36. (I) Editör, bir yayınevinin olmazsa olmazlarındandır.
(II) Yayımlanacak bir yapıtı düzenlemek, yayıma ha-
zırlamak ve yayımlamak gibi birçok işi ve işlevi var.
(III) Yazarın ve eserinin seçilmesinden, nasıl yayımla-
nacağına değin yayımlama işinin bütün aşamalarını
34. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bo- kapsayan zorlu bir iştir bu. (IV) Günümüzde editörlük,
zukluğu vardır? yayıncılık alanında kurumsallaşamamış işlerden.
(V) Yazarların çoğu, editörün yaptığı işi küçümseyip
onu yalnızca bir düzeltmen olarak algılıyor. (VI) Bu
A) Diplomalarını alacak öğrenciler salona sırayla gi- yüzden de editörlüğü böyle algılayan birçok yazarın
riş yaptılar. yayımlanan kitaplarında yanlışlardan geçilmiyor.
B) Müjdeyi vermek için mutfağa, annesinin yanına
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa-
heyecanla koştu.
ragraf hangi cümleyle başlar?
C) Konuşmasına başlamadan önce dinleyicilere
şöyle bir baktı. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
D) Eski öğrencilerin de katıldığı büyük bir toplantı
düzenlediler.
E) Yarıyıl tatilinde yapılacak olan Amasra gezisi er-
telendi.
37. (I) İnsan ilişkilerinin öneminin yeterince kavranmamış 39. Yazınsal yaratıcılığın gizi, ana dilde, ana dilin söz de-
olması, çocuk gelişimiyle ilgili birtakım sorunları da ğerlerindedir. Buna erişmesi, yazarın, ozanın önce-
beraberinde getirdi. (II) Söz gelimi günümüzde, kendi likle ana dilini, onun söz değerlerini sevmesine bağlı-
kendine oyun kuramadığı için üretken olamayan, edil- dır. Bu sevgiden yoksunsa kişi, gerçek anlamda yara-
gen, çevreye karşı ilgisiz, evlere hapsolmuş çocuklar tıcı olamaz. Büyük bir ozan da yaratıcılığın dilde, söz-
yetişiyor. (III) Bunların hayal güçleri, erken yaşta ta- cüklerde olduğunu söylüyor. Şöyle diyor sözcükler
nıştıkları ve hayatlarının doğal bir parçası olan tele- için: “Onların önünde ben diz çökerim, bana kalk de-
vizyonla ve bilgisayar oyunlarıyla sınırlanmış durum- yinceye değin kıpırdamam. Kısaca, değer veririm on-
da. (IV) Televizyondaki reklamlar çocukları ticari birer lara, arkalarından giderim sözcüklerin, izlerim onları.
araç olarak görüyor. (V) Kaba kuvveti ve silah kullan- İşte ben böylesine severim sözcükleri.”
mayı özendiren, sanat değeri düşük filmler ve kimi
yayınlar yüzünden özellikle çocuklar, çeşitli psikolojik Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
sorunlarla yüz yüze geliyorlar. (VI) den hangisi söylenemez?
E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
1. Bu testte sırasıyla, Tarih (1–17), Coğrafya (18–31), Felsefe (32–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Sosyal Bilimler Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
D) I ve II E) I, II ve III
5. XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti, iltizam usulünde yap- 7. Aşağıdakilerden hangisinin Osmanlı Devleti’nde
tığı değişiklikle yüklü bir peşin ödemeyi de öngören yerli tüccar kesiminin güçlenmesini engellediği
malikâne usulünü getirmiştir. Buna göre mukaatalar savunulamaz?
mültezimlere daha önceki gibi üç yıllık sürelerle değil,
sürekli olarak ihale edilmeye başlanmıştır. A) Yabancılara kapitülasyonlarla ayrıcalıklar tanın-
ması
Yapılan bu değişiklikle güdülen amaç aşağıdaki-
lerden hangisidir? B) Üretimin tarıma dayalı olması
A) Yeniçeri Ocağının kaldırılmasına ortam hazır- C) Osmanlı deniz taşımacılığının yetersiz olması
lamak
B) Tek hazine sisteminden çoklu hazine sistemine D) Osmanlı sanayisinin rekabet gücünü giderek yi-
geçmek tirmesi
C) Hazineye daha fazla gelir sağlamak E) İpek ve Baharat yollarının önemini kaybetmesi
D) İşgaller karşısında halkın desteğini almak Onur, yukarıdaki azınlıklardan hangilerini söyle-
seydi Ahmet’e doğru bilgi vermiş olurdu?
E) Mebuslar Meclisini kapatmak
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
13. Sakarya Savaşı kazanılmasına karşın Yunan or- 15. Hindistan’daki bir tarikatın lideri olan Ağa Han ile İn-
dusunu kesin yenilgiye uğratan Başkomutan giltere Kralı’nın özel danışmanı Hintli Emir Ali, Baş-
Meydan Savaşı’nın yaklaşık bir yıl sonra yapılma- bakan İsmet Paşa’ya bir mektup yollayarak halifelik
sına aşağıdakilerden hangisinin neden olduğu sa- kurumuna dokunulmamasını rica etmişlerdir.
vunulabilir?
Bu durumun, halifelikle ilgili olarak
A) Doğu Cephesi’nde fiili mücadelenin sona erme- I. bu kurumun, tüm Müslümanlar üzerinde siyasal
sinin beklenmesi gücünün olduğu,
B) Ayaklanan Çerkez Ethem birliklerinin dağıtılması II. yabancıların, bu kurumu Türkiye’nin içişlerine
müdahale amacıyla kullanmak istedikleri,
C) İtalyanların birliklerini Anadolu’dan çekmeye baş- III. bu kurumun varlığının ülkede tartışma konusu
laması olduğu
D) Türk ordusunun eksiklerinin tamamlanması durumlarından hangilerine kanıt olduğu savunu-
labilir?
E) Ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için Tekâlif-i
Milliye Emirlerinin çıkarılması A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
C) Devletçilik D) Laiklik
E) Cumhuriyetçilik
17. Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti sadece iki şeye güve- 19. Türkiye’de, enerji tasarrufu sağlamak amacıyla yaz ve
nir. Biri millet kararı, diğeri en elim ve güç şartlar için- kış saati uygulanmaktadır. Bu uygulama kapsamında
de dünyanın takdirlerine hakkıyla layık olan ordumu- yılın yaklaşık beş aylık döneminde 30º Doğu meridye-
zun kahramanlığı; bu iki şeye güvenir.” demiştir. ninin, diğer dönemde ise 45º Doğu meridyeninin yerel
saati ulusal saat olarak kullanılmaktadır.
Atatürk’ün, bu sözüyle millî gücün
Buna göre, 45º Doğu meridyeninin yerel saatinin
I. siyasi, ulusal saat olarak kullanıldığı dönemde, Türkiye’ de,
aşağıdakilerden hangisi yaşanmaz?
II. askerî,
D) I ve II E) II ve III E) En sıcak ay
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
Aşağıdakilerden hangisi yapılırsa bu hata gideril-
miş olur?
21. Aşağıdaki haritada beş farklı doğrultu numaralarla 23. Orografik yağışlar, denizden gelen nemli hava kütle-
gösterilmiştir. lerinin kıyı çizgisine paralel uzanan dağ sıralarına
çarparak yükselmesi sonucu meydana gelir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Buna göre, bu tatil beldesinin aşağıdakilerden D) Karbon ve Perm dönemlerinde, bu kıtalarda daha
hangisinde yer alması beklenir? ılıman bir iklimin olduğunu
A) Datça Yarımadası’nda
E) Bu kıtalardaki yer şekillerinin, Karbon ve Perm
B) Gelibolu Yarımadası’nda dönemlerindekiyle aynı olduğunu
C) Bolu Dağları’nda
D) Çukurova’da
E) Çandarlı Körfezi’nde
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
28. Aşağıdaki grafikte, 1750-2000 yılları arasında Avrupa 30. I. Siyasi bölgeler zamanla işlevini yitirebilir.
ve Afrika kıtalarının nüfusu gösterilmiştir.
II. Siyasi bölgeyi oluşturan ülkelerde dil, din ve ırk
birliği vardır.
A) I ve III B) II ve IV C) III ve V
D) I, II ve V E) I, III ve IV
A) 1750-1900 yılları arasında Afrika’dan kıta dışına 31. Aşağıdakilerden hangisi, insanın doğaya olan et-
yoğun göç olmuştur. kisine örnek gösterilemez?
B) Üniversite kurulması
32. Zekânın ve bilgeliğin ölçütünün zenginlik olduğunu 34. Nesnenin bilgisinin söz konusu olabilmesi için önce
düşünen kişiler, Thales’le yoksul olduğu için alay nesnenin var olması gerekir. Örneğin ağacın ne oldu-
ederler. O da bunun üzerine zeytinin az olduğu o yıl, ğundan, türlerinden, yararlarından söz edebilmek için
elindeki bütün parayla, ihtiyaç olmadığı için ucuzlamış öncelikle “ağaç” denilen bir şey var olmalıdır.
olan ve zeytinyağı üretiminde kullanılan tüm presleri
satın alır. Sonraki hasat mevsimi geldiğinde ihtiyacı Bu parça aşağıdaki yargılardan hangisini destek-
olanlara bu presleri kendi belirlediği fiyattan kiralayarak ler?
çok para kazanır.
36. Filler neden büyük, gri ve kırışıktır? Çünkü ufak, beyaz 38. Nasrettin Hoca bir gün oğluyla birlikte şehre gitmek
ve yuvarlak olsalardı aspirin olurlardı. Ufak bir fil hayal üzere yola çıkar. Şehre birçok köyün içinden geçilerek
ederek ona “ufak bir fil” diyebiliriz. Beyaz bir fil hayal gidilmektedir. Hoca eşeğin üzerinde, oğlu da yürüyerek
ederek ona “beyaz bir fil” diyebiliriz. Kırışıksız bir fil de onu takip eder. İlk köyden geçerken köylüler “Koskoca
“kırışıksız bir fil” olur. Başka bir deyişle büyüklük, grilik adam eşeğe binmiş, küçücük çocuğu yürütmeye utan-
ve kırışıklılık, Aristoteles’in bir fili fil yapan şeyin ne mıyor!” diye kınarlar. Sonraki köyden geçerken Hoca
olduğunu tanımlama sınavını geçemez. Çünkü aspirin yürür, oğlu da eşeğin üzerindedir. Oradaki köylüler de
gibi ufak, beyaz ve yuvarlak bir şey bir fil olamaz ve “Görüyor musun saygısız çocuğu, koca adamı yürütü-
böyle bir nesneyle karşılaştığımızda aklımıza “Hey, yor.” derler. Üçüncü köyde Hoca ve çocuk eşeğe birlikte
ağzına attığın bir aspirin mi yoksa alışılmamış türden bir biner, bu kez de eşeğe acımıyorlar diye suçlanırlar.
fil mi?” diye sormak gelmez. Dördüncü köyde çocuk da Hoca da yürür, kınanmaktan
nasiplerini alırlar. Beşinci köyde Hoca ve oğlu eşeği
Bu parçada varlıkla ilgili aşağıda verilenlerden birlikte taşımalarına karşın kınanma durumu değişmez.
hangisi sorgulanmaktadır?
Bu parça ahlak felsefesinin temel problemlerinden
A) Ana maddenin neliği hangisinin soruşturulmasında örnek verilebilir?
E) Zorunlu varlık/mümkün varlık ayrımı C) Ahlakta her zaman iyi niyet yeterli midir?
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Temel Matematik Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 6 B) 2 C) 0 D) E)
2.
D) 1006 E) 1008
A) 4 B) 8 C) 9 D) 15 E) 16
8.
6.
A) 3 B) 4 C) 6 D) 8 E) 9
olduğuna göre, aşağıdaki sıralamalardan hangisi
doğrudur?
A) B) C)
D) E)
9.
A) B) C) 1 D) 2 E) 4
A) 9 B) 11 C) 12 D) 13 E) 15
A) x B) C)
D) E)
A) 8 B) 9 C) 10 D) 12 E) 15
olduğuna göre, ifadesinin değeri kaçtır?
A) B) C) 0 D) 1 E) 4
15.
a bir pozitif tam sayı ve ’tir. p bir asal sayı
olduğuna göre,
16. n bir pozitif tam sayı olmak üzere, n’yi kalansız bölen 19. Rasyonel sayılar kümesinde bildiğimiz toplama ve
pozitif tam sayıların kümesi S(n) ile gösteriliyor. çarpma işlemleri tanımlanıyor.
Buna göre, kesişim kümesinin ele- Buna göre, aşağıdakilerden hangisinin hem top-
man sayısı kaçtır? lama hem de çarpma işlemine göre tersi bir tam
sayıdır?
A) 4 B) 5 C) 6 D) 8 E) 9
A) B) C) 0
D) 2 E)
fonksiyonları veriliyor.
18.
A) B) C)
önermeleri veriliyor. D) E)
A) B) C)
21. Gerçel sayılar kümesinde tanımlı
D) E) I.
II.
III.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) I, II ve III
22. Bir işi 5 kadın işçi 20 günde, 5 erkek işçi ise 30 günde 24. Bir fabrikada üretilen iş makinelerinin sayısı gün so-
bitiriyor. nunda kayıt altına alınıyor. Tutulan kayıtlar o günle
birlikte o günden önce üretilmiş olan iş makinelerinin
toplam sayısıdır. Beş iş gününde tutulan kayıtlar aşa-
Buna göre, 2 kadın ve 2 erkek işçi aynı işi birlikte
ğıda verilmiştir.
kaç günde bitirir?
Pazartesi ve öncesi : 20
A) 20 B) 30 C) 40 D) 45 E) 50
Salı ve öncesi: x
Çarşamba ve öncesi: 90
Perşembe ve öncesi: 140
Cuma ve öncesi: y
A) 10 B) 11 C) 12 D) 13 E) 14
25. Bir yatırımcı, hesabındaki z TL’nin bir kısmıyla altın,
kalan kısmıyla da döviz alıyor. Yatırımcı bir süre son-
ra altınlarını % 20 kâr elde ederek x TL’ye, dövizlerini
ise % 20 zarar ederek y TL’ye satıyor.
A) B)
C) D)
E)
26. Beş öğrencinin aday olduğu sınıf başkanlığı seçimin- 29. Ali, ağzına kadar suyla dolu olan bir şişedeki suyun
de adayların aldıkları oy sayıları olan A, B, C, D, E yarısını elde etmek istiyor. Bunun için aynı şişeden
arasında boş bir tane alıyor ve şişelerdeki su yükseklikleri eşit
olana kadar dolu şişeden diğerine su aktarıyor.
Suyun yarısını elde etmek için yaptığı üç farklı dene-
eşitliği vardır. me aşağıda gösterilmiştir.
Seçim sonucu dairesel grafikte gösterildiğinde
C tane oy alan adaya ait daire diliminin merkez
açısı kaç derece olur?
A) 45 B) 60 C) 90 D) 120 E) 180
A) 5 B) 4 C) 3 D) 2 E) 1
31. Bir depoda bulunan portakal ve mandalinaların mik- 34. ABC bir ikizkenar
tarı toplam 50 tondur. Portakalların % 7’si, manda- üçgen
linaların ise % 8’i çürümüştür. Çürüyen portakal ve
mandalina miktarı toplam 3,8 tondur.
32.
Bir otobüse 3 kadın binerse yolcuların ’ü kadın
’ü erkek olacaktı.
A) 21 B) 24 C) 28 D) 30 E) 32 35.
ABC bir üçgen
A) B) C) D) E)
37. 39.
Buna göre, taralı bölgenin alanı a, b ve c türünden y eksenine göre simetriği alınıyor ve A ile , B ile ,
aşağıdakilerin hangisine eşittir? C ile simetrik nokta çiftleri olacak şekilde
üçgeni elde ediliyor. Elde edilen bu üçgen de
A) B) C)
D) E)
A) B) C) D) E)
1. Bu testte sırasıyla, Fizik (1–14), Kimya (15–27), Biyoloji (28–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Fen Bilimleri Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 1 B) C) D) E)
2.
D) N’de E) P’de
4. 5.
A) 1 B) C) 2 D) E)
6. 7.
A)
(Bu işlemler sırasında sıvıların sıcaklıkları değişme-
mektedir.)
B)
C) A) B) 1 C) D) E) 2
D)
E)
8. 10.
A) K L
11. 12.
oranı kaçtır? A) B) C)
D) E)
A) B) C) 1 D) E)
13.
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
18. Uçucu olmayan bir X katısı 100 gram suda en fazla, 20. bileşiğiyle ilgili bazı bilgiler şöyledir:
’de 17 gram,
bileşiğinin 0,1 molü 12 gramdır.
’de 27 gram,
Bileşikteki X, Y, Z atomlarının kütlece birleşme
’de 39 gram oranları (X:Y:Z) sırasıyla 3:4:8’dir.
D) 21. Atom kuramına göre, baş kuantum sayısı (n) ile ilgili
’de 20 gram X katısının 100 gram suda
aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
E) ’de 30 gram X katısının 100 gram suda A) Baş kuantum sayısı, temel enerji düzeyini belirtir
ve sıfırdan büyük tam sayıdır.
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
D) Stronsiyum karbonat
22. Periyodik çizelgeyle ilgili aşağıdaki ifadelerden 23. X, Y, Z elementleriyle ilgili bilgiler şöyledir:
hangisi yanlıştır?
X’in, iyonunun elektron dağılımı ile
A) IA grubu elementlerinin elektron dağılımındaki bitmektedir.
son orbital s orbitalidir.
Y elementi, 4. periyot ve IIA grubundadır.
B) VIA grubu elementlerinin elektron dağılımı Z, VIIA grubunda ve atom numarası en küçük o-
lan elementtir.
ile biter.
Buna göre X, Y, Z elementlerinin periyodik
C) VA grubu elementlerinin elektron dağılımı çizelgedeki yerleri aşağıdakilerin hangisinde doğ-
ile biter. ru olarak verilmiştir?
B)
X
Y
Z
C) Z
D)
Z
X
Y
E)
Z
Y X
− +
A) X + ve Y3− B) Y3 ve Z C) X ve Z
− + 2+
D) Y3 ve Q 2 E) Z ve Q
Buna göre,
D) II ve III E) I, II ve III
26. X, Y, Z elementlerinden oluşan ya- 28. Bir proteinin, yüksek sıcaklıkta, düşük pH koşulunda ya
da çeşitli kimyasal maddelerin bulunduğu ortamda, üç
pılarındaki bağ türleri, aşağıdakilerin hangisinde boyutlu yapısı bozulmuş, ancak bu durumdan peptid
doğru olarak verilmiştir? bağları etkilenmemiştir.
ulaşılır.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) II ve III
Buna göre, bu makromoleküller aşağıdakilerin
hangisinde doğru olarak verilmiştir?
X Y Z
30. Hücre ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi 32. Aşağıdaki olaylardan hangisi mitoz ve mayoz II
yanlıştır? bölünmenin her ikisinde de kural olarak gerçek-
leşir?
A) Ökaryotik hücrelerde zarlı organeller bulunur.
A) Sinapsis olması
B) Yeni bir hücre ancak başka bir hücrenin bölün- B) Krossing over olması
mesiyle oluşur.
C) Haploid kromozomlu yavru hücre oluşması
C) Hücre büyüdükçe yüzey alanı/hacim oranı aza-
lır. D) Kardeş kromatitlerin birbirinden ayrılması
D) Hücre canlılığın temel birimidir.
E) Homolog kromozomların birbirinden ayrılması
A) B)
Zaman Zaman
A) 1. bireyin genotipi: OO Rr
B) 2. bireyin genotipi: AO rr
C) 3. bireyin genotipi: AA rr
Zaman Zaman
D) 4. bireyin genotipi: BO Rr
E) E) 5. bireyin genotipi: AO Rr
Zaman
34. Balıkların solungacında kılcal damarlardaki kan akışı ile 35. İnsanda, işaretlenmiş bir alyuvar, akciğer atardamarı
su akış yönü birbirine terstir. Bu iki ortam arasın- içine veriliyor; bu işaretli alyuvara bir süre sonra alt ana
daki oksijen difüzyonu Şekil 1’de şematize edilmiştir. toplardamarında rastlanıyor.
Difüzyon sonunda kanın oksijen doygunluğunda (%)
meydana gelen değişimin grafiği de altında verilmiştir. Bu alyuvar kalpten bir kez geçtiğine göre, aşağıdaki
yapıların hangisinden geçmemiştir?
E) Akciğer toplardamarı
A) B)
100 100
Su Su
50 50
Kan Kan
0 0
C) D)
Su Su
100 100
Kan Kan
50 50
Buna göre fotosentez ürünlerinin taşındığı yapı,
şekilde hangi numarayla gösterilmiştir?
0 0
A) I B) II C) III D) IV E) V
E)
Su
100
Kan
50
37. Bitkiler, çiçeklenme için gereksinim duydukları ışık 38. Çiçekli bir bitkinin üremesindeki bazı evreler aşağı-
alma sürelerine göre uzun gün bitkisi ya da kısa gün daki şekilde numaralandırılmıştır.
bitkisi olarak isimlendirilir. Bir uzun gün bitkisiyle bir
kısa gün bitkisi farklı ışık alma sürelerine tabi tutul-
duğunda gerçekleşen çiçeklenme durumları aşağı-
daki şekilde gösterilmiştir.
Bu deneyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi Bu evrelerin hangisinin sonunda meydana gelen
söylenemez? hücrelerin genotipi, bu hücreleri üreten hücre-
ninkinden farklıdır?
A) Kısa gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten az
(Bu üreme döngüsünde mutasyon gerçekleşmediği
olduğunda çiçeklenmiştir.
kabul edilecektir.)
B) Uzun gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
fazla olduğunda çiçeklenmiştir.
D) I ve II E) I ve III
C) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi, ışık
alma süresi 12 saatten az olsa da uzun gün
bitkisinin çiçeklenmesini sağlamıştır.
D) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi kısa
gün bitkisinin çiçeklenmesini önlemiştir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
47 Test Bitti.
Cevaplarınızı Kontrol Ediniz.
;e*V<~S>Z
E+
T6xDT8nbHtHV
M9991.01013
(Bu numarayı c evap k âğıdınızdaki ilgili alana kodlama yı unut mayınız.)
ADI
SOYADI
DİKKAT!
SINAV BAŞLAMADAN ÖNCE AŞAĞIDAKİ UYARILARI MUTLAKA OKUYUNUZ.
1. Adınız, soyadınız, T.C. Kimlik Numaranız ve sınav salon numaranız yukarıdakilerden farklı ve
kitapçık üzerine basılı olan fotoğraf size ait değilse bunu salon başkanına belirterek size ait
soru kitapçığının verilmesini sağlayınız.
1. Bu kitapçıkta sırasıyla Türkçe Testi, Sosyal Bilimler 4. Bu testler puanlanırken her testteki doğru cevap-
Testi, Temel Matematik Testi, Fen Bilimleri Testi larınızın sayısından yanlış cevaplarınızın sayısının
bulunmaktadır. dörtte biri düşülecek ve kalan sayı o testle ilgili ham
puanınız olacaktır. Bu nedenle, hakkında hiçbir
2. Bu testler için verilen toplam cevaplama süresi 160
fikriniz olmayan soruları boş bırakınız. Ancak,
dakikadır. Bu süreyi, cevaplayacağınız testleri dik-
soruda verilen seçeneklerden birkaçını eleyebiliyor-
kate alarak kullanınız.
sanız kalanlar arasında doğru cevabı kestirmeye
3. Bu kitapçıktaki testlerde yer alan her sorunun sade- çalışmanız yararınıza olabilir.
ce bir doğru cevabı vardır. Bir soru için birden çok
5. Sınavda uyulacak kurallar bu kitapçığın arka kapa-
cevap yeri işaretlenmişse o soru yanlış cevaplan-
ğında belirtilmiştir.
mış sayılacaktır.
SINAVDA UYULACAK KURALLAR
1. Cep telefonu ile sınava girmek kesinlikle yasaktır. Çağrı cihazı, telsiz, fotoğraf makinesi vb. araçlarla; cep
bilgisayarı, kol ya da cep saati, her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlarla; silah ve benzeri teçhizatla;
müsvedde kâğıdı, defter, kitap, sözlük, sözlük işlevi olan elektronik aygıt, hesap cetveli, hesap makinesi, pergel,
açıölçer, cetvel vb. araçlarla sınava girmek kesinlikle yasaktır. Bu araçlarla sınava girmiş adaylar mutlaka Salon
Sınav Tutanağına yazılacak, bu adayların sınavı geçersiz sayılacaktır. Sınava kalem, silgi, kalemtıraş, saat
vb. araçla ve kulaklık, küpe, broş vb. takı, herhangi bir metal eşyayla girmek de kesinlikle yasaktır.
Yiyecek, içecek vb. tüketim malzemeleri de sınava getirilemez. Adaylar sınava şeffaf şişe içerisinde su
getirebileceklerdir.
2. Bu sınavda verilen toplam cevaplama süresi 160 dakikadır. Sınav başladıktan sonra ilk 120 ve son 15 dakika
içinde adayın sınavdan çıkmasına kesinlikle izin verilmeyecektir.
3. Sınav evrakını teslim ederek salonu terk eden aday, her ne sebeple olursa olsun, tekrar sınava alınma-
yacaktır.
4. Sınav süresince görevlilerle konuşmak, görevlilere soru sormak yasaktır. Aynı şekilde görevlilerin de adaylarla
yakından ve alçak sesle konuşmaları ayrıca, adayların birbirinden kalem, silgi vb. şeyleri istemeleri kesinlikle
yasaktır.
5. Sınav sırasında, görevlilerin her türlü uyarılarına uymak zorundasınız. Sınavınızın geçerli sayılması, her şeyden
önce, sınav kurallarına uymanıza bağlıdır. Kurallara aykırı davranışta bulunanların ve yapılacak uyarılara
uymayanların kimlik bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve sınavları geçersiz sayılacaktır.
6. Sınav sırasında kopya çeken, çekmeye kalkışan, kopya veren, kopya çekilmesine yardım edenlerin kimlik
bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve bu adayların sınavları geçersiz sayılacaktır. Görevliler kopya
çekmeye ya da vermeye kalkışanları uyarmak zorunda değildir; sorumluluk size aittir.
Adayların test sorularına verdikleri cevapların dağılımları bilgi işlem yöntemleriyle incelenecek, bu
incelemelerden elde edilen bulgular bireysel ya da toplu olarak kopya çekildiğini gösterirse kopya eylemine
katılan adayın/adayların cevaplarının bir kısmı ya da tamamı iptal edilecektir.
Sınav görevlileri bir salondaki sınavın, kurallara uygun biçimde yapılmadığını, toplu kopya girişiminde
bulunulduğunu raporlarında bildirdiği takdirde, ÖSYM takdir hakkını kullanarak bu salonda sınava giren tüm
adayların sınavını geçersiz sayabilir.
7. Cevap kâğıdında doldurmanız gereken alanlar bulunmaktadır. Bu alanları doldurunuz. Cevap kâğıdınızı
başkaları tarafından görülmeyecek şekilde tutmanız gerekmektedir. Cevap kâğıdına yazılacak her türlü yazıda
ve yapılacak bütün işaretlemelerde kurşun kalem kullanılacaktır. Sınav süresi bittiğinde cevapların cevap
kâğıdına işaretlenmiş olması gerekir. Soru kitapçığına işaretlenen cevaplar geçerli değildir.
8. Soru kitapçığınızı alır almaz, sayfaların eksik olup olmadığını, kitapçıkta basım hatalarının bulunup bulun-
madığını ve soru kitapçığının her sayfasında basılı bulunan soru kitapçığı numarasının, kitapçığın ön kapağında
basılı soru kitapçığı numarasıyla aynı olup olmadığını kontrol ediniz. Soru kitapçığınızın sayfası eksik ya da
basımı hatalıysa değiştirilmesi için salon başkanına başvurunuz.
9. Size verilen soru kitapçığının numarasını cevap kâğıdınızdaki “Soru Kitapçığı No” alanına kodlayınız.
10. Sınav sonunda soru kitapçıkları toplanacak ve ÖSYM’de tek tek incelenecektir. Soru kitapçığının bir sayfası bile
eksik çıkarsa sınavınız geçersiz sayılacaktır.
11. Cevap kâğıdına ve soru kitapçığına yazılması ve işaretlenmesi gereken bilgilerde bir eksiklik ve/veya yanlışlık
olması hâlinde sınavınızın değerlendirilmesi mümkün olamamaktadır. Tarafınızdan yazılması ve işaretlenmesi
gereken bu bilgilerde eksiklik ve/veya yanlışlık olduğunda durumunuz Sınav Salon Tutanağında belirtilecektir.
12. Soru kitapçığının sayfalarındaki boş yerleri müsvedde için kullanabilirsiniz.
13. Soruları ve/veya bu sorulara verdiğiniz cevapları ayrı bir kâğıda yazıp bu kâğıdı dışarı çıkarmanız kesinlikle
yasaktır.
14. Her testin cevaplarını cevap kâğıdındaki ilgili alana işaretlemeye dikkat ediniz.
15. Sınav salonundan ayrılmadan önce, soru kitapçığınızı ve cevap kâğıdınızı salon görevlilerine teslim etmeyi
unutmayınız.
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimi zin yazılı i zni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu
ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
1. Yahya Kemal’i ve Nazım Hikmet’i ayrı tutarsak küçük 3. Bir sanatçımız şöyle diyor: “Dergiler, edebiyatın yeral-
mutluluklar Türk şiirine Garip döneminde bir uğrayıp tı haritasıdır.” Nitekim bu dergilerde ilk ürünleri yayım-
geçmiştir, diyebiliriz. Biraz Ziya Osman, çok az Cahit lanan genç şairlerin çoğu, bir süre sonra çalışmalarını
Sıtkı… Onun dışında “Hüzün ki en çok yakışandır bi- kitaplaştırarak şairliklerinin ilk kilometre taşlarını ko-
ze.” anlayışı egemendir. Cemal Süreya’nın, Garip- yarlar.
çilerin izine basarak yürüdüğü kimi şiirlerinde de bu
anlayışın yansımalarını görürüz. Ne var ki onun şiirle- Bu parçada geçen “edebiyatın yeraltı haritası olma”
rinde genel olarak ince bir hüzün söz konusudur. sözüyle, dergilerin hangi özelliği belirtilmek isten-
miştir?
Bu parçada geçen “izine basarak yürüme” sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarları, yeni yazınsal türlere yönlendirme
C) Yenilerini eskilerinden ayırabilmek A) İyi şiirler, şairlerinden zengin bir birikim ister.
5. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraç 7. (I) Yaşadığı dönemin şiir anlayışından uzaklaşarak
içindeki sözün anlamını içermemektedir? uçlarda dolaşan, alışılmadık bağdaştırmaları ve imge-
leriyle zaman zaman, bilinen söylemin dışına taşan
şair, sürekli yenilikler peşinde koşmuştur. (II) Karşı-
A) Öykünüzü, yaşamın akışını düşündüren bir do- laştığı insanlık durumlarına yeni duygu ve anlamlar
ğallıkla yazın, bunu yapabilecek güçlü bir kalemi- yükleyerek onları yeniden yazmıştır. (III) Şiirlerini
niz var. (yazarlık yeteneği olmak) oluştururken boş alanlar bırakmış, uzun dizeleri kır-
mıştır. (IV) Şiirde bir yenilik gerçekleştirmek için dilin
yerleşik söz değerlerini olduğu gibi kullanmaktan ka-
B) Öykünüzdeki bilinmeyenlerden kurtulmak için öy- çınmış, dili yeniden kurmaya yönelmiştir. (V) Şiirle-
küdeki kadının kim olduğunu, nasıl bir yaşam rinin çoğunda, çok anlamlı sözcükler kullanarak deği-
sürdüğünü, ne iş yaptığını görünür kılın. (belir- şik çağrışımlar uyandırmıştır.
ginlik kazandırmak)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi,
C) Sizin yaptığınız gibi, bir dönemi küçük bir öyküye
sözü edilen şairin şiirlerinin içeriğiyle ilgilidir?
sığdırmak herkesin üstesinden gelebileceği bir iş
değildir. (zorluğu yenmek)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışı- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangile-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? ri anlamca birbirine en yakındır?
9. (I) Berna Moran’ın deyişiyle “huzursuzluğun romanı”, 11. Şairler arasında öteden beri süregelen açık ya da giz-
Fethi Naci’ye göre de “Türkçenin en güzel aşk roma- li bir yarış vardır. Oysa aynı gözeden su içen, aynı
nı” olan Huzur’un yayımlanışının üzerinden yaklaşık güneş altında ısınan, aynı ağacın gölgesinde oturan
elli yıl geçti. (II) Bu romanda olaylar, bir ağustos günü insanlardır onlar. Birbirlerine, sanıldığından daha çok
başlar ve radyodan İkinci Dünya Savaşı’nın başladı- ihtiyaçları vardır. Ölmüş şairlerle, onların anıları üze-
ğını haber veren bir anonsla biter. (III) Her ne kadar rinde yaşatılan dostluklar da dâhildir buna. ----? Kıs-
ilk bakışta aşk romanı gibi görünse de günahın ve ka- kanmalar, görmezden gelmeler, kara çalmalar… Neyi
vuşmanın değil, Doğu’yla Batı’nın, huzursuzluğun, paylaşamazlar? Herkesin kabı kendine göredir, ala-
zaman ve müziğin romanı olarak kabul edilir. (IV) Hu- cağı su miktarı bellidir oysa. Paylaşmanın, el ele ve-
zur, hiçbir zaman Madam Bovary’nin yarattığı etkiye rerek yaratacakları eleştiri ortamının sağlayacağı ya-
benzer bir etki yaratmamıştır. (V) Madam Bovary gibi rarlar üstünde durmak ve bunu geliştirmek varken ne-
can sıkıcı taşranın romanı değildir Huzur; tam tersine dir bu yok edici yarış?
çok eski, çok köklü bir kentin, İstanbul’un, Boğazi-
çi’nin romanıdır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de değerlendirme söz konusu değildir? A) Şairler arasındaki bütün bu çatışmalar gerçekte
şiirimizin tematik haritasını daraltır mı
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
B) Bunu bilmelerine karşın nedir bu sevgisizlik şair-
ler arasında
C) Öyleyse neden şiirin kolaya kaçma sanatı olduğu
izlenimi yaratılıyor
D) Şairler, birbirlerini değerlendirirken şiirsel ölçütler
kullanırlar mı
10. (I) Günümüzde, yeni yetişen genç yazarlar kendinden E) Oysa her şair, şiirini kendi yaşam serüveninden
öncekileri tanımadıkları, okumadıkları için bir eksiklik çıkarmaz mı
duymuyor sanki. (II) Bunlar deneyimli, usta yazarların
önünde yaprak gibi titremiyor artık, kendine çok güve-
niyor. (III) Bununla birlikte yapıtları ilgiyle karşılanan,
geniş okur kitlelerine seslenen sanatçının çok iyi ya-
zar olduğu yanılgısına düşüyor. (IV) Yeni kuşağın “Ne
olacaksa çabucak olsun.” düşüncesinden doğan bu
gözü kara yarış, bence oldukça tehlikeli. (V) Çünkü
bu, bireyciliğin, “ben ben”ciliğin egemenliği anlamına
gelir.
12. Sokrates’ten önceki ilk Batılı filozoflar, geçmişten iki 13. Türküler, şiirler iç dünyamızın sesi olarak yazılmış ol-
büyük kopuşu aynı anda gerçekleştirdiler. İlk önce, salar da bizden çıktıkları anda topluma mal olmuştur
kendi akıllarını kullanarak dünyayı anlamaya çalıştı- artık. Yalnız topluma mal olmakla kalsa iyi. Yerelden
lar. Bu tek başına, tümüyle yeni bir şeydi ve insanın ulusala, ulusaldan evrensele bir değişme ve gelişme
gelişmesinde en önemli köşe taşlarından birini oluş- çizgisi izleyerek bütün insanlığın ortak değeri hâline
turdu. Aynı zamanda insanlara, akıllarını nasıl kulla- gelir. Örneğin Yunus Emre’nin şiirlerinde yansıtılan
nacaklarını ve kendi başlarına nasıl düşüneceklerini duygular salt bize mi özgüdür? Neruda, yalnızca Şi-
de öğrettiler. ----. Onlar bilgi birikimlerini olduğu gibi li’nin acılarını yansıtmıştır, deyip dışlayabilir miyiz onu?
öğrencilerine aktarmak yerine, onları tartışmaya, Acısı acımız olmuştur, halkı da halkımız. Kısaca ----.
düşünce alışverişinde bulunmaya, kendi düşüncele-
rini ileri sürmeye ve savlarını kanıtlamaya özendiren Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
öğretmenlerdi. aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
14. Gerek edebiyat dergilerinde gerekse gazetelerin sa- 15. Yayınevlerinin tercihi her zaman romandan yana ol-
nat-edebiyat sayfalarında yer alan söyleşilerde, ne- muştur. Yalnız bizde değil, dünyada da böyle. Öykü-
dense hep aynı konular konuşuluyor ve bundan bir ler ise daha çok dergilerde varlıklarını sürdürüyor.
türlü vazgeçilmiyor. Bir yazarın yeni bir romanı mı Öykü kitabı yayımlamakta direnen genç yeteneklere
çıkmış, sorusu hemen hazır: “Bu yapıtınızı yazarken olanak sağlayan yayınevleri - neyse ki - var. Şu da bir
neyi amaçladınız?” ya da “Yapıtınız yaşadıklarınız- gerçek ki beş altı yıldır durağan bir ortamda kendini
dan izler taşıyor mu?” Cevaplar da üç aşağı beş yu- yineliyor öykü ama yenileyemiyor. Bu nereye kadar
karı aynı düşünceler etrafında dönüyor. Peki neden sürer, kestirmek güç; ardından bir yükselişin, belki de
bu sınırlılık? Bence bu, yazardan değil, soruyu so- sıçramanın yaşanacağı kesin.
randan kaynaklanıyor. Çünkü söyleşilerde asıl yön-
lendirici, soruyu sorandır. Bu nedenle sanatçının dü- Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
şünce üreterek sanatını geliştirmesinde ve yapıtları- olarak söylenmiş olabilir?
nın değerlendirilmesinde ona sorulacak soruların
önemli bir payı vardır. ----.
A) Yayınevleri öykü seçiminde hangi ölçütlere bağlı
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre kalıyor?
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
B) Roman türündeki kalıplaşmaya gidiş konusunda
ne düşünüyorsunuz?
A) Bütün bunlara bakarak eleştirel yaklaşımın ne
C) Öykücülerin soyut konulara ağırlık verişini neye
denli önemli olduğunu söylemek hiç de yanlış ol-
bağlıyorsunuz?
maz
D) Türk edebiyatında romanın yükselişi karşısında
B) Bu sorun bence temelde birbirini izleyen aynı öykünün konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
nitelikteki durumların art arda sıralanmasından
doğuyor E) Genç yazarları öykü yazmaya yönlendirmek için
neler yapılabilir?
C) Hangi yazara sorarsanız sorun, hepsi kendine
özgü yazma yöntemlerinin olduğunu söyleyecek-
tir
D) Üstelik yapıtın niteliğini yazarın donanımı belirler
ve bunun üzerine söylenebilecek çok söz vardır 16. Modayı sevmem. Örneğin herkesin aynı anda, aynı
şeyleri giymesi, bana nedense ters gelir. Benim pus-
lu, gözlerden uzak ve reklamı çok yapılmamış olan
E) Kısaca hem eleştirmenlerin hem de sanatçılarla hoşuma gider her zaman. Çünkü yönlendirilmeyi de-
söyleşi yapanların, her düzeyden insanın ilgisini ğil, özgürce keşfetmeyi severim. Bilinçaltıma baskı
çekecek nitelikte sorular sorması gerekiyor yapılmasını istemem.
17. Ödüller, genç bir şairin adının altı fosforlu bir kalemle 19. İnsanlar, toplu hâlde yaşama gereksinimi duyarlar.
çizilerek şiirlerinin tanınmasına olanak sağlıyorsa az Bunun için herkesin üzerinde anlaştığı, gittikçe yay-
şey mi bu? Ya da usta bir şairin, şiire verdiği emeğin gınlaşan ortak bir değerler sistemi gerekir. İşte ahlak,
ödülle taçlandırılmasının ne sakıncası olabilir ki? Üs- bu türden bir değerler sistemidir. Toplumda çekişen
telik şiir kitaplarının hemen hemen hiç satılmadığı, ve çatışan tarafların hiçbir ortak yanı kalmadığı du-
dolayısıyla kitapçıların, bu kitapları raflarına koymaya rumlarda bile birleştirici bir güç durumundadır. Ör-
yanaşmadığı ve dağıtımcıların, “şiir” sözcüğünü duy- neğin, dürüstlüğü değil de yalancılığı ya da sahte-
duğunda yüzlerini buruşturduğu günümüzde… Şiirin kârlığı kimse öneremiyor. Sadakat yerine ihanet, ada-
bu konumuna gönlü razı olmayan şairlerin verdiği let yerine haksızlık değerli gösterilemiyor. Çünkü ah-
emekleri, bütün şiirseverlerin takdirle karşılaması ge- lak, bir insan topluluğunun, üzerinde birleştiği ortak
rektiği kanısındayım. paydayı oluşturuyor.
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden ya- Bu parçadan ahlakla ilgili olarak aşağıdakilerin
kınmaktadır? hangisi çıkarılabilir?
A) Ödüllere karşı çıkılmasından A) İlkelerinin kişiden kişiye değişen, göreceli bir ni-
telik taşıdığı
B) Ödüllerin gelişigüzel dağıtılmasından B) Davranışları ve ilişkileri düzenleyen ana kurallar
olduğu
C) Günümüzde değer yargılarının değişmesinden C) Toplumdan topluma farklı özellikler taşıdığı
D) Genç şairlerin ödül alınca ustalaştıklarına inan- D) Yasaların öngördüğü yaptırımları içerdiği
malarından
E) Sanatçıların, yaratılarını oluştururken gerekli E) Kişileri değerlendirmede ayırıcı bir ölçüt olduğu
özeni göstermeyişlerinden
20. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından bu yana nostalji, 21. Bir zamanlar edebiyatın gücüne, bir şeyleri değiştire-
başka bir deyişle eskiye duyulan özlem gittikçe yay- bileceğine inanırdım. Benim için edebiyat, yaşam bo-
gınlaşıyor. Bu, bir bakıma insanların yaşamlarından yu temiz kalmanın, vicdani ve ahlaki çürümeye karşı
giderek daha fazla yakındıklarının bir göstergesi. Ar- durmanın göstergelerinden biriydi. Yıllarım, bu inan-
tık her kuşak yaşamın daha az mekanik, doğallığın cın etkisiyle gelişen bir tutkunun peşinden koşmakla
daha yaygın olduğu bir dönemi özlüyor. Bu özlem hiç geçti. Ama artık kabul edelim, bugünün insanı sözün
bitmeyecek gibi görünüyor. Çünkü teknolojik geliş- değerini bilmiyor. Okumayı sevdiğini söylüyor ama iyi
meler yaşamı kolaylaştırdığı ölçüde daraltıyor da. Bu romanlardan, öykülerden, gerçek şiirden habersiz.
yüzden günümüz insanı gözlerini geçmişe çeviriyor. Ömrünü edebiyata vermiş, köşesinde sessiz sessiz
Söz gelimi eski trenler böyle miydi, diye başlıyor, in- yaşayan gerçek yazarlara sırtını dönmüş. Yalnızca,
sanların atlı arabalarla yolculuk ettikleri günlere kadar yapıtları çok sattığı için kimi yazarların önünde uzun
gidiyor. kuyruklar oluştururken edebiyatın insanı çağırdığı o
gerçek dünyayı aşındırdığının farkında bile değil. Pe-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? ki, o zaman edebiyat ne işe yarıyor? Söylemesi zor
ama edebiyat bugün, yaratıları ilgi görmeyen üç beş
A) kişinin sığındığı, kuşatılmış bir kale.
İçinde bulunduğumuz koşulların geçmişi güzel-
leştiren çağrışımlar yarattığı Aşağıdakilerden hangisi edebiyatla ilgili olarak bu
B) İnsanlar arasındaki içtenlikli ilişkilerin yitip gittiği parçada yakınılan durumlardan biri değildir?
22. Çocukluğumuzda kaç kez duyduk kim bilir: “Çok oku- 23. Benim ansiklopediyle tanışmam, ortaokulda ödev
yan mı bilir, çok gezen mi?” Cevaptan çok, sorunun yapmak için kütüphaneye gittiğim günlere rastlar. Bir
kendisi önemliydi sanki. Ortada derin bir ikilem var- ansiklopediye sahip olmak o yıllarda, hayal edilemez
mış gibi ciddiyetle yöneltilirdi soru. Her seferinde bir şeydi. O, ancak bir kütüphanede bulunur ve belli
“Çok okuyan!” dememiz beklenirdi. Galiba ilköğ- bir süreliğine alınıp bakılabilir, dokunulabilir bir nes-
retimdeki öğretmenlerimiz, okuma sevgimizi böyle ar- neydi. Kocaman cüssesiyle bir ansiklopediyi kucakla-
tırmaya çalışırdı. Çok okumakla çok gezmek asla yan mak, sayfalarını karıştırmak, bir maddeyi arayıp bul-
yana gelemezmiş gibi… Bense okumayı da gezmeyi mak, başka bir gezegene inmek ve orada keşiflerde
de tutkuyla seven biri olarak ikiye bölünürdüm. Hiçbir bulunmaktan farksızdı. Ne yazık ki şimdiki çocuklar
zaman ısınamadım bu yapay ikileme, okumanın da ansiklopedi bile karıştırmıyorlar. O büyülü dünyadan,
içten içe bir seyahat olduğuna inandığımdan, her ki- o heyecandan habersiz yaşıyorlar. Öğretmenler ödev
tabın bizi başka bir yolculuğa çıkardığını düşündü- verirken “İnternetten bulun.” diyorlar. Onlar da hiçbir
ğümden. Okuyarak gezmek, her kitabı başlı başına çaba göstermeden İnternetten buldukları bilgiyi kop-
bir serüven sayarak bir başka ortama, bir başka ya- yalıyor; okuyup değerlendirmeden, hiçbir şey öğren-
şama uzanan bir yolculuk yapmak mümkündür çün- meden götürüp veriyorlar.
kü. Gezerken de her insanı ve her hayatı bir kitap gibi
düşünerek dünyayı okumak da mümkün. Okumak ve Bu parçada belirtilenler arasında aşağıdakilerden
gezmek aslında o kadar iç içe ki… hangisi yoktur?
24. Hemen hepimiz yazılarımızda, yerli yersiz alıntılar 25. Bazı sanatçılar, yaratıcılıklarını kamçılayan büyülü
yapmaktan, özellikle sözü, alçak gönüllülükle yabancı I
ozanlara, çağdaş düşünürlere bırakmaktan fazlasıyla
hoşlanıyoruz. Kimi zaman bunu öyle abartıyoruz ki anları “beyaz an” diye adlandırırmış. Yakalandığı
yazar olarak konuyla ilgili ne düşündüğümüz anlaşıl- II
mıyor. Ayrıca aynı alıntıların değişik yazarlarca da
kullanıldığını görüyoruz. Böylece tekrarın tekrarı bir sırada “Sonra devam ederim.” diyerek asla kesinti-
okuma, zaman kaybına, okuma ediminin yavanlaş- III
masına yol açıyor. Bu nedenle kendi özgün düşünce-
mizi dayanaklarıyla işlemeliyiz yazılarımızda. Yüzey- ye uğratılmaması, ertelenmemesi gerekirmiş bu
sellikten olabildiğince kaçınmalıyız. Kendi düşüncele-
rimizin de örneğin bir Valéry’ninki, Deleuze’ünki kadar
anın. Çünkü dönüp bakıldığında yerinde bulunama-
önemli olduğuna inanarak bir öz güven geliştirmeliyiz.
IV
Bu parçada alıntıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
yabilirmiş. Tükeninceye değin hakkının verilmesi
hangisine değinilmemiştir?
A) Yazılarda kullanılırken aslına bağlı kalınmadığına gerekirmiş, her zaman karşılaşılamayan bu beyaz
V
B) Belirli örneklere sık sık başvurulduğuna anların.
26. (I) Rengi uçmuş, sıradan yaşamımızda kendimize bir 28. (I) Yatılı olarak okuduğum ortaokul yıllarında, yaz ta-
ziyafet çekmek istediğimiz zaman kitapların kapağını tillerinde Kozlu’ya, ailemin yanına özlemle dönerdim.
aralarız. (II) Büyük bir açlıkla sayfaları çeviririz. (II) O yaşlarda evden yedi-sekiz ay uzakta kalmak ko-
(III) Gözlerimiz sözcükleri iştahla birer birer yerken lay değildi. (III) Arkadaşlarımı, okulumu çok seviyor-
zamandan ve mekândan kopuveririz. (IV) Başka in- dum, bugün de süren dostlukların temeli o yıllarda
sanların, başka diyarların görünmez konukları oluve- atılmıştı ama aile özlemi bir başka şeydi. (IV) Evimiz,
ririz. (V) Bu deneyimin ardından yaşadığımız ana geri denizin hemen kıyısındaki bir tepenin yamacındaydı.
döndüğümüzde ise ruhumuzda kopan fırtınalar ya (V) Dalga sesleri odamda sürekli yankılanırdı ve ben
şiddetlenir ya da dinginleşir ama her zaman bir şeyler doyamadığım o denizi, dalgaları büyük bir hazla izler-
değişir içimizde. dim. (VI) Hâlâ Kozlu’yu, o evi ve o dalga seslerini, öz-
lemin içimi sızlatan acısıyla anımsarım.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-
rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de ögelerin dizilişi “zarf tümleci, nesne, zarf tümleci
A) I. cümlede, nesne, belirtili isim tamlamasından ve yüklem” biçimindedir?
oluşmuştur.
A) I. B) II. C) III. D) V. E) VI.
B) II. cümlede, durum zarfı kullanılmıştır.
B) Ünlü düşmesi
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden
hangisi yanlıştır? C) Sürerlik fiili
30. Bir uğultu başlıyor söz dağarcığımda, sözcükler 32. Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Medet Köyü’nde ya-
Bu cümledeki altı çizili sözcüklerin hangisinde tanır. Usta derme çatma köy evinde yumurta kabu-
ünsüz benzeşmesi vardır?
33. Eğer o şiirler, o romanlar, o öyküler, o tiyatro yapıtları 35. (I) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz; onlar, metinlerde
olmasaydı, söylemek bile fazla, duygularımız daha az geçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın büyüsün-
bilinecek, bilgilerimiz daha az olacaktı. Çünkü ede- den çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denen
biyat, daha iyi duymamızı, daha iyi düşünmemizi sağ- bir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (III) Çünkü
lar. Daha doğru, daha insanca yaşamamıza yardımcı “olay” onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim,
olur. çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup getirmeme,
okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiir-
Bu parçada, virgülün işlevleriyle ilgili olarak aşa- lerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz.
ğıda verilenlerden hangisine uygun bir örnek (V) Bu da bize, Borges’in de dediği gibi, şiirin
yoktur? öğretilemeyecek ama duyumsatılabilecek bir tür oldu-
ğunu gösteriyor.
A) Ara sözleri ayırma Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
B) Sıralı cümleleri birbirinden ayırma
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
C) Özel olarak vurgulanması gereken bir ögeyi be-
lirtme
D) Tırnak içinde verilmeyen aktarma cümlelerini be-
lirtme
E) Art arda sıralanan eş görevli sözcük kümelerini
ayırma
36. (I) Editör, bir yayınevinin olmazsa olmazlarındandır.
(II) Yayımlanacak bir yapıtı düzenlemek, yayıma ha-
zırlamak ve yayımlamak gibi birçok işi ve işlevi var.
(III) Yazarın ve eserinin seçilmesinden, nasıl yayımla-
nacağına değin yayımlama işinin bütün aşamalarını
34. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bo- kapsayan zorlu bir iştir bu. (IV) Günümüzde editörlük,
zukluğu vardır? yayıncılık alanında kurumsallaşamamış işlerden.
(V) Yazarların çoğu, editörün yaptığı işi küçümseyip
onu yalnızca bir düzeltmen olarak algılıyor. (VI) Bu
A) Diplomalarını alacak öğrenciler salona sırayla gi- yüzden de editörlüğü böyle algılayan birçok yazarın
riş yaptılar. yayımlanan kitaplarında yanlışlardan geçilmiyor.
B) Müjdeyi vermek için mutfağa, annesinin yanına
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa-
heyecanla koştu.
ragraf hangi cümleyle başlar?
C) Konuşmasına başlamadan önce dinleyicilere
şöyle bir baktı. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
D) Eski öğrencilerin de katıldığı büyük bir toplantı
düzenlediler.
E) Yarıyıl tatilinde yapılacak olan Amasra gezisi er-
telendi.
37. (I) İnsan ilişkilerinin öneminin yeterince kavranmamış 39. Yazınsal yaratıcılığın gizi, ana dilde, ana dilin söz de-
olması, çocuk gelişimiyle ilgili birtakım sorunları da ğerlerindedir. Buna erişmesi, yazarın, ozanın önce-
beraberinde getirdi. (II) Söz gelimi günümüzde, kendi likle ana dilini, onun söz değerlerini sevmesine bağlı-
kendine oyun kuramadığı için üretken olamayan, edil- dır. Bu sevgiden yoksunsa kişi, gerçek anlamda yara-
gen, çevreye karşı ilgisiz, evlere hapsolmuş çocuklar tıcı olamaz. Büyük bir ozan da yaratıcılığın dilde, söz-
yetişiyor. (III) Bunların hayal güçleri, erken yaşta ta- cüklerde olduğunu söylüyor. Şöyle diyor sözcükler
nıştıkları ve hayatlarının doğal bir parçası olan tele- için: “Onların önünde ben diz çökerim, bana kalk de-
vizyonla ve bilgisayar oyunlarıyla sınırlanmış durum- yinceye değin kıpırdamam. Kısaca, değer veririm on-
da. (IV) Televizyondaki reklamlar çocukları ticari birer lara, arkalarından giderim sözcüklerin, izlerim onları.
araç olarak görüyor. (V) Kaba kuvveti ve silah kullan- İşte ben böylesine severim sözcükleri.”
mayı özendiren, sanat değeri düşük filmler ve kimi
yayınlar yüzünden özellikle çocuklar, çeşitli psikolojik Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
sorunlarla yüz yüze geliyorlar. (VI) den hangisi söylenemez?
E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
1. Bu testte sırasıyla, Tarih (1–17), Coğrafya (18–31), Felsefe (32–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Sosyal Bilimler Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
D) I ve II E) I, II ve III
5. XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti, iltizam usulünde yap- 7. Aşağıdakilerden hangisinin Osmanlı Devleti’nde
tığı değişiklikle yüklü bir peşin ödemeyi de öngören yerli tüccar kesiminin güçlenmesini engellediği
malikâne usulünü getirmiştir. Buna göre mukaatalar savunulamaz?
mültezimlere daha önceki gibi üç yıllık sürelerle değil,
sürekli olarak ihale edilmeye başlanmıştır. A) Yabancılara kapitülasyonlarla ayrıcalıklar tanın-
ması
Yapılan bu değişiklikle güdülen amaç aşağıdaki-
lerden hangisidir? B) Üretimin tarıma dayalı olması
A) Yeniçeri Ocağının kaldırılmasına ortam hazır- C) Osmanlı deniz taşımacılığının yetersiz olması
lamak
B) Tek hazine sisteminden çoklu hazine sistemine D) Osmanlı sanayisinin rekabet gücünü giderek yi-
geçmek tirmesi
C) Hazineye daha fazla gelir sağlamak E) İpek ve Baharat yollarının önemini kaybetmesi
D) İşgaller karşısında halkın desteğini almak Onur, yukarıdaki azınlıklardan hangilerini söyle-
seydi Ahmet’e doğru bilgi vermiş olurdu?
E) Mebuslar Meclisini kapatmak
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
13. Sakarya Savaşı kazanılmasına karşın Yunan or- 15. Hindistan’daki bir tarikatın lideri olan Ağa Han ile İn-
dusunu kesin yenilgiye uğratan Başkomutan giltere Kralı’nın özel danışmanı Hintli Emir Ali, Baş-
Meydan Savaşı’nın yaklaşık bir yıl sonra yapılma- bakan İsmet Paşa’ya bir mektup yollayarak halifelik
sına aşağıdakilerden hangisinin neden olduğu sa- kurumuna dokunulmamasını rica etmişlerdir.
vunulabilir?
Bu durumun, halifelikle ilgili olarak
A) Doğu Cephesi’nde fiili mücadelenin sona erme- I. bu kurumun, tüm Müslümanlar üzerinde siyasal
sinin beklenmesi gücünün olduğu,
B) Ayaklanan Çerkez Ethem birliklerinin dağıtılması II. yabancıların, bu kurumu Türkiye’nin içişlerine
müdahale amacıyla kullanmak istedikleri,
C) İtalyanların birliklerini Anadolu’dan çekmeye baş- III. bu kurumun varlığının ülkede tartışma konusu
laması olduğu
D) Türk ordusunun eksiklerinin tamamlanması durumlarından hangilerine kanıt olduğu savunu-
labilir?
E) Ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için Tekâlif-i
Milliye Emirlerinin çıkarılması A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
C) Devletçilik D) Laiklik
E) Cumhuriyetçilik
17. Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti sadece iki şeye güve- 19. Türkiye’de, enerji tasarrufu sağlamak amacıyla yaz ve
nir. Biri millet kararı, diğeri en elim ve güç şartlar için- kış saati uygulanmaktadır. Bu uygulama kapsamında
de dünyanın takdirlerine hakkıyla layık olan ordumu- yılın yaklaşık beş aylık döneminde 30º Doğu meridye-
zun kahramanlığı; bu iki şeye güvenir.” demiştir. ninin, diğer dönemde ise 45º Doğu meridyeninin yerel
saati ulusal saat olarak kullanılmaktadır.
Atatürk’ün, bu sözüyle millî gücün
Buna göre, 45º Doğu meridyeninin yerel saatinin
I. siyasi, ulusal saat olarak kullanıldığı dönemde, Türkiye’ de,
aşağıdakilerden hangisi yaşanmaz?
II. askerî,
D) I ve II E) II ve III E) En sıcak ay
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
Aşağıdakilerden hangisi yapılırsa bu hata gideril-
miş olur?
21. Aşağıdaki haritada beş farklı doğrultu numaralarla 23. Orografik yağışlar, denizden gelen nemli hava kütle-
gösterilmiştir. lerinin kıyı çizgisine paralel uzanan dağ sıralarına
çarparak yükselmesi sonucu meydana gelir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Buna göre, bu tatil beldesinin aşağıdakilerden D) Karbon ve Perm dönemlerinde, bu kıtalarda daha
hangisinde yer alması beklenir? ılıman bir iklimin olduğunu
A) Datça Yarımadası’nda
E) Bu kıtalardaki yer şekillerinin, Karbon ve Perm
B) Gelibolu Yarımadası’nda dönemlerindekiyle aynı olduğunu
C) Bolu Dağları’nda
D) Çukurova’da
E) Çandarlı Körfezi’nde
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
28. Aşağıdaki grafikte, 1750-2000 yılları arasında Avrupa 30. I. Siyasi bölgeler zamanla işlevini yitirebilir.
ve Afrika kıtalarının nüfusu gösterilmiştir.
II. Siyasi bölgeyi oluşturan ülkelerde dil, din ve ırk
birliği vardır.
A) I ve III B) II ve IV C) III ve V
D) I, II ve V E) I, III ve IV
A) 1750-1900 yılları arasında Afrika’dan kıta dışına 31. Aşağıdakilerden hangisi, insanın doğaya olan et-
yoğun göç olmuştur. kisine örnek gösterilemez?
B) Üniversite kurulması
32. Zekânın ve bilgeliğin ölçütünün zenginlik olduğunu 34. Nesnenin bilgisinin söz konusu olabilmesi için önce
düşünen kişiler, Thales’le yoksul olduğu için alay nesnenin var olması gerekir. Örneğin ağacın ne oldu-
ederler. O da bunun üzerine zeytinin az olduğu o yıl, ğundan, türlerinden, yararlarından söz edebilmek için
elindeki bütün parayla, ihtiyaç olmadığı için ucuzlamış öncelikle “ağaç” denilen bir şey var olmalıdır.
olan ve zeytinyağı üretiminde kullanılan tüm presleri
satın alır. Sonraki hasat mevsimi geldiğinde ihtiyacı Bu parça aşağıdaki yargılardan hangisini destek-
olanlara bu presleri kendi belirlediği fiyattan kiralayarak ler?
çok para kazanır.
36. Filler neden büyük, gri ve kırışıktır? Çünkü ufak, beyaz 38. Nasrettin Hoca bir gün oğluyla birlikte şehre gitmek
ve yuvarlak olsalardı aspirin olurlardı. Ufak bir fil hayal üzere yola çıkar. Şehre birçok köyün içinden geçilerek
ederek ona “ufak bir fil” diyebiliriz. Beyaz bir fil hayal gidilmektedir. Hoca eşeğin üzerinde, oğlu da yürüyerek
ederek ona “beyaz bir fil” diyebiliriz. Kırışıksız bir fil de onu takip eder. İlk köyden geçerken köylüler “Koskoca
“kırışıksız bir fil” olur. Başka bir deyişle büyüklük, grilik adam eşeğe binmiş, küçücük çocuğu yürütmeye utan-
ve kırışıklılık, Aristoteles’in bir fili fil yapan şeyin ne mıyor!” diye kınarlar. Sonraki köyden geçerken Hoca
olduğunu tanımlama sınavını geçemez. Çünkü aspirin yürür, oğlu da eşeğin üzerindedir. Oradaki köylüler de
gibi ufak, beyaz ve yuvarlak bir şey bir fil olamaz ve “Görüyor musun saygısız çocuğu, koca adamı yürütü-
böyle bir nesneyle karşılaştığımızda aklımıza “Hey, yor.” derler. Üçüncü köyde Hoca ve çocuk eşeğe birlikte
ağzına attığın bir aspirin mi yoksa alışılmamış türden bir biner, bu kez de eşeğe acımıyorlar diye suçlanırlar.
fil mi?” diye sormak gelmez. Dördüncü köyde çocuk da Hoca da yürür, kınanmaktan
nasiplerini alırlar. Beşinci köyde Hoca ve oğlu eşeği
Bu parçada varlıkla ilgili aşağıda verilenlerden birlikte taşımalarına karşın kınanma durumu değişmez.
hangisi sorgulanmaktadır?
Bu parça ahlak felsefesinin temel problemlerinden
A) Ana maddenin neliği hangisinin soruşturulmasında örnek verilebilir?
E) Zorunlu varlık/mümkün varlık ayrımı C) Ahlakta her zaman iyi niyet yeterli midir?
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Temel Matematik Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 6 B) 2 C) 0 D) E)
2.
D) 1006 E) 1008
A) 4 B) 8 C) 9 D) 15 E) 16
8.
6.
A) 3 B) 4 C) 6 D) 8 E) 9
olduğuna göre, aşağıdaki sıralamalardan hangisi
doğrudur?
A) B) C)
D) E)
9.
A) B) C) 1 D) 2 E) 4
A) 9 B) 11 C) 12 D) 13 E) 15
A) x B) C)
D) E)
A) 8 B) 9 C) 10 D) 12 E) 15
olduğuna göre, ifadesinin değeri kaçtır?
A) B) C) 0 D) 1 E) 4
15.
a bir pozitif tam sayı ve ’tir. p bir asal sayı
olduğuna göre,
16. n bir pozitif tam sayı olmak üzere, n’yi kalansız bölen 19. Rasyonel sayılar kümesinde bildiğimiz toplama ve
pozitif tam sayıların kümesi S(n) ile gösteriliyor. çarpma işlemleri tanımlanıyor.
Buna göre, kesişim kümesinin ele- Buna göre, aşağıdakilerden hangisinin hem top-
man sayısı kaçtır? lama hem de çarpma işlemine göre tersi bir tam
sayıdır?
A) 4 B) 5 C) 6 D) 8 E) 9
A) B) C) 0
D) 2 E)
fonksiyonları veriliyor.
18.
A) B) C)
önermeleri veriliyor. D) E)
A) B) C)
21. Gerçel sayılar kümesinde tanımlı
D) E) I.
II.
III.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) I, II ve III
22. Bir işi 5 kadın işçi 20 günde, 5 erkek işçi ise 30 günde 24. Bir fabrikada üretilen iş makinelerinin sayısı gün so-
bitiriyor. nunda kayıt altına alınıyor. Tutulan kayıtlar o günle
birlikte o günden önce üretilmiş olan iş makinelerinin
toplam sayısıdır. Beş iş gününde tutulan kayıtlar aşa-
Buna göre, 2 kadın ve 2 erkek işçi aynı işi birlikte
ğıda verilmiştir.
kaç günde bitirir?
Pazartesi ve öncesi : 20
A) 20 B) 30 C) 40 D) 45 E) 50
Salı ve öncesi: x
Çarşamba ve öncesi: 90
Perşembe ve öncesi: 140
Cuma ve öncesi: y
A) 10 B) 11 C) 12 D) 13 E) 14
25. Bir yatırımcı, hesabındaki z TL’nin bir kısmıyla altın,
kalan kısmıyla da döviz alıyor. Yatırımcı bir süre son-
ra altınlarını % 20 kâr elde ederek x TL’ye, dövizlerini
ise % 20 zarar ederek y TL’ye satıyor.
A) B)
C) D)
E)
26. Beş öğrencinin aday olduğu sınıf başkanlığı seçimin- 29. Ali, ağzına kadar suyla dolu olan bir şişedeki suyun
de adayların aldıkları oy sayıları olan A, B, C, D, E yarısını elde etmek istiyor. Bunun için aynı şişeden
arasında boş bir tane alıyor ve şişelerdeki su yükseklikleri eşit
olana kadar dolu şişeden diğerine su aktarıyor.
Suyun yarısını elde etmek için yaptığı üç farklı dene-
eşitliği vardır. me aşağıda gösterilmiştir.
Seçim sonucu dairesel grafikte gösterildiğinde
C tane oy alan adaya ait daire diliminin merkez
açısı kaç derece olur?
A) 45 B) 60 C) 90 D) 120 E) 180
A) 5 B) 4 C) 3 D) 2 E) 1
31. Bir depoda bulunan portakal ve mandalinaların mik- 34. ABC bir ikizkenar
tarı toplam 50 tondur. Portakalların % 7’si, manda- üçgen
linaların ise % 8’i çürümüştür. Çürüyen portakal ve
mandalina miktarı toplam 3,8 tondur.
32.
Bir otobüse 3 kadın binerse yolcuların ’ü kadın
’ü erkek olacaktı.
A) 21 B) 24 C) 28 D) 30 E) 32 35.
ABC bir üçgen
A) B) C) D) E)
37. 39.
Buna göre, taralı bölgenin alanı a, b ve c türünden y eksenine göre simetriği alınıyor ve A ile , B ile ,
aşağıdakilerin hangisine eşittir? C ile simetrik nokta çiftleri olacak şekilde
üçgeni elde ediliyor. Elde edilen bu üçgen de
A) B) C)
D) E)
A) B) C) D) E)
1. Bu testte sırasıyla, Fizik (1–14), Kimya (15–27), Biyoloji (28–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Fen Bilimleri Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 1 B) C) D) E)
2.
D) N’de E) P’de
4. 5.
A) 1 B) C) 2 D) E)
6. 7.
A)
(Bu işlemler sırasında sıvıların sıcaklıkları değişme-
mektedir.)
B)
C) A) B) 1 C) D) E) 2
D)
E)
8. 10.
A) K L
11. 12.
oranı kaçtır? A) B) C)
D) E)
A) B) C) 1 D) E)
13.
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
18. Uçucu olmayan bir X katısı 100 gram suda en fazla, 20. bileşiğiyle ilgili bazı bilgiler şöyledir:
’de 17 gram,
bileşiğinin 0,1 molü 12 gramdır.
’de 27 gram,
Bileşikteki X, Y, Z atomlarının kütlece birleşme
’de 39 gram oranları (X:Y:Z) sırasıyla 3:4:8’dir.
D) 21. Atom kuramına göre, baş kuantum sayısı (n) ile ilgili
’de 20 gram X katısının 100 gram suda
aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
E) ’de 30 gram X katısının 100 gram suda A) Baş kuantum sayısı, temel enerji düzeyini belirtir
ve sıfırdan büyük tam sayıdır.
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
D) Stronsiyum karbonat
22. Periyodik çizelgeyle ilgili aşağıdaki ifadelerden 23. X, Y, Z elementleriyle ilgili bilgiler şöyledir:
hangisi yanlıştır?
X’in, iyonunun elektron dağılımı ile
A) IA grubu elementlerinin elektron dağılımındaki bitmektedir.
son orbital s orbitalidir.
Y elementi, 4. periyot ve IIA grubundadır.
B) VIA grubu elementlerinin elektron dağılımı Z, VIIA grubunda ve atom numarası en küçük o-
lan elementtir.
ile biter.
Buna göre X, Y, Z elementlerinin periyodik
C) VA grubu elementlerinin elektron dağılımı çizelgedeki yerleri aşağıdakilerin hangisinde doğ-
ile biter. ru olarak verilmiştir?
B)
X
Y
Z
C) Z
D)
Z
X
Y
E)
Z
Y X
− +
A) X + ve Y3− B) Y3 ve Z C) X ve Z
− + 2+
D) Y3 ve Q 2 E) Z ve Q
Buna göre,
D) II ve III E) I, II ve III
26. X, Y, Z elementlerinden oluşan ya- 28. Bir proteinin, yüksek sıcaklıkta, düşük pH koşulunda ya
da çeşitli kimyasal maddelerin bulunduğu ortamda, üç
pılarındaki bağ türleri, aşağıdakilerin hangisinde boyutlu yapısı bozulmuş, ancak bu durumdan peptid
doğru olarak verilmiştir? bağları etkilenmemiştir.
ulaşılır.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) II ve III
Buna göre, bu makromoleküller aşağıdakilerin
hangisinde doğru olarak verilmiştir?
X Y Z
30. Hücre ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi 32. Aşağıdaki olaylardan hangisi mitoz ve mayoz II
yanlıştır? bölünmenin her ikisinde de kural olarak gerçek-
leşir?
A) Ökaryotik hücrelerde zarlı organeller bulunur.
A) Sinapsis olması
B) Yeni bir hücre ancak başka bir hücrenin bölün- B) Krossing over olması
mesiyle oluşur.
C) Haploid kromozomlu yavru hücre oluşması
C) Hücre büyüdükçe yüzey alanı/hacim oranı aza-
lır. D) Kardeş kromatitlerin birbirinden ayrılması
D) Hücre canlılığın temel birimidir.
E) Homolog kromozomların birbirinden ayrılması
A) B)
Zaman Zaman
A) 1. bireyin genotipi: OO Rr
B) 2. bireyin genotipi: AO rr
C) 3. bireyin genotipi: AA rr
Zaman Zaman
D) 4. bireyin genotipi: BO Rr
E) E) 5. bireyin genotipi: AO Rr
Zaman
34. Balıkların solungacında kılcal damarlardaki kan akışı ile 35. İnsanda, işaretlenmiş bir alyuvar, akciğer atardamarı
su akış yönü birbirine terstir. Bu iki ortam arasın- içine veriliyor; bu işaretli alyuvara bir süre sonra alt ana
daki oksijen difüzyonu Şekil 1’de şematize edilmiştir. toplardamarında rastlanıyor.
Difüzyon sonunda kanın oksijen doygunluğunda (%)
meydana gelen değişimin grafiği de altında verilmiştir. Bu alyuvar kalpten bir kez geçtiğine göre, aşağıdaki
yapıların hangisinden geçmemiştir?
E) Akciğer toplardamarı
A) B)
100 100
Su Su
50 50
Kan Kan
0 0
C) D)
Su Su
100 100
Kan Kan
50 50
Buna göre fotosentez ürünlerinin taşındığı yapı,
şekilde hangi numarayla gösterilmiştir?
0 0
A) I B) II C) III D) IV E) V
E)
Su
100
Kan
50
37. Bitkiler, çiçeklenme için gereksinim duydukları ışık 38. Çiçekli bir bitkinin üremesindeki bazı evreler aşağı-
alma sürelerine göre uzun gün bitkisi ya da kısa gün daki şekilde numaralandırılmıştır.
bitkisi olarak isimlendirilir. Bir uzun gün bitkisiyle bir
kısa gün bitkisi farklı ışık alma sürelerine tabi tutul-
duğunda gerçekleşen çiçeklenme durumları aşağı-
daki şekilde gösterilmiştir.
Bu deneyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi Bu evrelerin hangisinin sonunda meydana gelen
söylenemez? hücrelerin genotipi, bu hücreleri üreten hücre-
ninkinden farklıdır?
A) Kısa gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten az
(Bu üreme döngüsünde mutasyon gerçekleşmediği
olduğunda çiçeklenmiştir.
kabul edilecektir.)
B) Uzun gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
fazla olduğunda çiçeklenmiştir.
D) I ve II E) I ve III
C) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi, ışık
alma süresi 12 saatten az olsa da uzun gün
bitkisinin çiçeklenmesini sağlamıştır.
D) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi kısa
gün bitkisinin çiçeklenmesini önlemiştir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
47 Test Bitti.
Cevaplarınızı Kontrol Ediniz.
;e*V9~
R JE+
P*6R^x6ltHV
M9991.01014
(Bu numarayı c evap k âğıdınızdaki ilgili alana kodlama yı unut mayınız.)
ADI
SOYADI
DİKKAT!
SINAV BAŞLAMADAN ÖNCE AŞAĞIDAKİ UYARILARI MUTLAKA OKUYUNUZ.
1. Adınız, soyadınız, T.C. Kimlik Numaranız ve sınav salon numaranız yukarıdakilerden farklı ve
kitapçık üzerine basılı olan fotoğraf size ait değilse bunu salon başkanına belirterek size ait
soru kitapçığının verilmesini sağlayınız.
1. Bu kitapçıkta sırasıyla Türkçe Testi, Sosyal Bilimler 4. Bu testler puanlanırken her testteki doğru cevap-
Testi, Temel Matematik Testi, Fen Bilimleri Testi larınızın sayısından yanlış cevaplarınızın sayısının
bulunmaktadır. dörtte biri düşülecek ve kalan sayı o testle ilgili ham
puanınız olacaktır. Bu nedenle, hakkında hiçbir
2. Bu testler için verilen toplam cevaplama süresi 160
fikriniz olmayan soruları boş bırakınız. Ancak,
dakikadır. Bu süreyi, cevaplayacağınız testleri dik-
soruda verilen seçeneklerden birkaçını eleyebiliyor-
kate alarak kullanınız.
sanız kalanlar arasında doğru cevabı kestirmeye
3. Bu kitapçıktaki testlerde yer alan her sorunun sade- çalışmanız yararınıza olabilir.
ce bir doğru cevabı vardır. Bir soru için birden çok
5. Sınavda uyulacak kurallar bu kitapçığın arka kapa-
cevap yeri işaretlenmişse o soru yanlış cevaplan-
ğında belirtilmiştir.
mış sayılacaktır.
SINAVDA UYULACAK KURALLAR
1. Cep telefonu ile sınava girmek kesinlikle yasaktır. Çağrı cihazı, telsiz, fotoğraf makinesi vb. araçlarla; cep
bilgisayarı, kol ya da cep saati, her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlarla; silah ve benzeri teçhizatla;
müsvedde kâğıdı, defter, kitap, sözlük, sözlük işlevi olan elektronik aygıt, hesap cetveli, hesap makinesi, pergel,
açıölçer, cetvel vb. araçlarla sınava girmek kesinlikle yasaktır. Bu araçlarla sınava girmiş adaylar mutlaka Salon
Sınav Tutanağına yazılacak, bu adayların sınavı geçersiz sayılacaktır. Sınava kalem, silgi, kalemtıraş, saat
vb. araçla ve kulaklık, küpe, broş vb. takı, herhangi bir metal eşyayla girmek de kesinlikle yasaktır.
Yiyecek, içecek vb. tüketim malzemeleri de sınava getirilemez. Adaylar sınava şeffaf şişe içerisinde su
getirebileceklerdir.
2. Bu sınavda verilen toplam cevaplama süresi 160 dakikadır. Sınav başladıktan sonra ilk 120 ve son 15 dakika
içinde adayın sınavdan çıkmasına kesinlikle izin verilmeyecektir.
3. Sınav evrakını teslim ederek salonu terk eden aday, her ne sebeple olursa olsun, tekrar sınava alınma-
yacaktır.
4. Sınav süresince görevlilerle konuşmak, görevlilere soru sormak yasaktır. Aynı şekilde görevlilerin de adaylarla
yakından ve alçak sesle konuşmaları ayrıca, adayların birbirinden kalem, silgi vb. şeyleri istemeleri kesinlikle
yasaktır.
5. Sınav sırasında, görevlilerin her türlü uyarılarına uymak zorundasınız. Sınavınızın geçerli sayılması, her şeyden
önce, sınav kurallarına uymanıza bağlıdır. Kurallara aykırı davranışta bulunanların ve yapılacak uyarılara
uymayanların kimlik bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve sınavları geçersiz sayılacaktır.
6. Sınav sırasında kopya çeken, çekmeye kalkışan, kopya veren, kopya çekilmesine yardım edenlerin kimlik
bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve bu adayların sınavları geçersiz sayılacaktır. Görevliler kopya
çekmeye ya da vermeye kalkışanları uyarmak zorunda değildir; sorumluluk size aittir.
Adayların test sorularına verdikleri cevapların dağılımları bilgi işlem yöntemleriyle incelenecek, bu
incelemelerden elde edilen bulgular bireysel ya da toplu olarak kopya çekildiğini gösterirse kopya eylemine
katılan adayın/adayların cevaplarının bir kısmı ya da tamamı iptal edilecektir.
Sınav görevlileri bir salondaki sınavın, kurallara uygun biçimde yapılmadığını, toplu kopya girişiminde
bulunulduğunu raporlarında bildirdiği takdirde, ÖSYM takdir hakkını kullanarak bu salonda sınava giren tüm
adayların sınavını geçersiz sayabilir.
7. Cevap kâğıdında doldurmanız gereken alanlar bulunmaktadır. Bu alanları doldurunuz. Cevap kâğıdınızı
başkaları tarafından görülmeyecek şekilde tutmanız gerekmektedir. Cevap kâğıdına yazılacak her türlü yazıda
ve yapılacak bütün işaretlemelerde kurşun kalem kullanılacaktır. Sınav süresi bittiğinde cevapların cevap
kâğıdına işaretlenmiş olması gerekir. Soru kitapçığına işaretlenen cevaplar geçerli değildir.
8. Soru kitapçığınızı alır almaz, sayfaların eksik olup olmadığını, kitapçıkta basım hatalarının bulunup bulun-
madığını ve soru kitapçığının her sayfasında basılı bulunan soru kitapçığı numarasının, kitapçığın ön kapağında
basılı soru kitapçığı numarasıyla aynı olup olmadığını kontrol ediniz. Soru kitapçığınızın sayfası eksik ya da
basımı hatalıysa değiştirilmesi için salon başkanına başvurunuz.
9. Size verilen soru kitapçığının numarasını cevap kâğıdınızdaki “Soru Kitapçığı No” alanına kodlayınız.
10. Sınav sonunda soru kitapçıkları toplanacak ve ÖSYM’de tek tek incelenecektir. Soru kitapçığının bir sayfası bile
eksik çıkarsa sınavınız geçersiz sayılacaktır.
11. Cevap kâğıdına ve soru kitapçığına yazılması ve işaretlenmesi gereken bilgilerde bir eksiklik ve/veya yanlışlık
olması hâlinde sınavınızın değerlendirilmesi mümkün olamamaktadır. Tarafınızdan yazılması ve işaretlenmesi
gereken bu bilgilerde eksiklik ve/veya yanlışlık olduğunda durumunuz Sınav Salon Tutanağında belirtilecektir.
12. Soru kitapçığının sayfalarındaki boş yerleri müsvedde için kullanabilirsiniz.
13. Soruları ve/veya bu sorulara verdiğiniz cevapları ayrı bir kâğıda yazıp bu kâğıdı dışarı çıkarmanız kesinlikle
yasaktır.
14. Her testin cevaplarını cevap kâğıdındaki ilgili alana işaretlemeye dikkat ediniz.
15. Sınav salonundan ayrılmadan önce, soru kitapçığınızı ve cevap kâğıdınızı salon görevlilerine teslim etmeyi
unutmayınız.
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimi zin yazılı i zni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu
ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
1. Yahya Kemal’i ve Nazım Hikmet’i ayrı tutarsak küçük 3. Bir sanatçımız şöyle diyor: “Dergiler, edebiyatın yeral-
mutluluklar Türk şiirine Garip döneminde bir uğrayıp tı haritasıdır.” Nitekim bu dergilerde ilk ürünleri yayım-
geçmiştir, diyebiliriz. Biraz Ziya Osman, çok az Cahit lanan genç şairlerin çoğu, bir süre sonra çalışmalarını
Sıtkı… Onun dışında “Hüzün ki en çok yakışandır bi- kitaplaştırarak şairliklerinin ilk kilometre taşlarını ko-
ze.” anlayışı egemendir. Cemal Süreya’nın, Garip- yarlar.
çilerin izine basarak yürüdüğü kimi şiirlerinde de bu
anlayışın yansımalarını görürüz. Ne var ki onun şiirle- Bu parçada geçen “edebiyatın yeraltı haritası olma”
rinde genel olarak ince bir hüzün söz konusudur. sözüyle, dergilerin hangi özelliği belirtilmek isten-
miştir?
Bu parçada geçen “izine basarak yürüme” sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarları, yeni yazınsal türlere yönlendirme
C) Yenilerini eskilerinden ayırabilmek A) İyi şiirler, şairlerinden zengin bir birikim ister.
5. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraç 7. (I) Yaşadığı dönemin şiir anlayışından uzaklaşarak
içindeki sözün anlamını içermemektedir? uçlarda dolaşan, alışılmadık bağdaştırmaları ve imge-
leriyle zaman zaman, bilinen söylemin dışına taşan
şair, sürekli yenilikler peşinde koşmuştur. (II) Karşı-
A) Öykünüzü, yaşamın akışını düşündüren bir do- laştığı insanlık durumlarına yeni duygu ve anlamlar
ğallıkla yazın, bunu yapabilecek güçlü bir kalemi- yükleyerek onları yeniden yazmıştır. (III) Şiirlerini
niz var. (yazarlık yeteneği olmak) oluştururken boş alanlar bırakmış, uzun dizeleri kır-
mıştır. (IV) Şiirde bir yenilik gerçekleştirmek için dilin
yerleşik söz değerlerini olduğu gibi kullanmaktan ka-
B) Öykünüzdeki bilinmeyenlerden kurtulmak için öy- çınmış, dili yeniden kurmaya yönelmiştir. (V) Şiirle-
küdeki kadının kim olduğunu, nasıl bir yaşam rinin çoğunda, çok anlamlı sözcükler kullanarak deği-
sürdüğünü, ne iş yaptığını görünür kılın. (belir- şik çağrışımlar uyandırmıştır.
ginlik kazandırmak)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi,
C) Sizin yaptığınız gibi, bir dönemi küçük bir öyküye
sözü edilen şairin şiirlerinin içeriğiyle ilgilidir?
sığdırmak herkesin üstesinden gelebileceği bir iş
değildir. (zorluğu yenmek)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışı- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangile-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? ri anlamca birbirine en yakındır?
9. (I) Berna Moran’ın deyişiyle “huzursuzluğun romanı”, 11. Şairler arasında öteden beri süregelen açık ya da giz-
Fethi Naci’ye göre de “Türkçenin en güzel aşk roma- li bir yarış vardır. Oysa aynı gözeden su içen, aynı
nı” olan Huzur’un yayımlanışının üzerinden yaklaşık güneş altında ısınan, aynı ağacın gölgesinde oturan
elli yıl geçti. (II) Bu romanda olaylar, bir ağustos günü insanlardır onlar. Birbirlerine, sanıldığından daha çok
başlar ve radyodan İkinci Dünya Savaşı’nın başladı- ihtiyaçları vardır. Ölmüş şairlerle, onların anıları üze-
ğını haber veren bir anonsla biter. (III) Her ne kadar rinde yaşatılan dostluklar da dâhildir buna. ----? Kıs-
ilk bakışta aşk romanı gibi görünse de günahın ve ka- kanmalar, görmezden gelmeler, kara çalmalar… Neyi
vuşmanın değil, Doğu’yla Batı’nın, huzursuzluğun, paylaşamazlar? Herkesin kabı kendine göredir, ala-
zaman ve müziğin romanı olarak kabul edilir. (IV) Hu- cağı su miktarı bellidir oysa. Paylaşmanın, el ele ve-
zur, hiçbir zaman Madam Bovary’nin yarattığı etkiye rerek yaratacakları eleştiri ortamının sağlayacağı ya-
benzer bir etki yaratmamıştır. (V) Madam Bovary gibi rarlar üstünde durmak ve bunu geliştirmek varken ne-
can sıkıcı taşranın romanı değildir Huzur; tam tersine dir bu yok edici yarış?
çok eski, çok köklü bir kentin, İstanbul’un, Boğazi-
çi’nin romanıdır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de değerlendirme söz konusu değildir? A) Şairler arasındaki bütün bu çatışmalar gerçekte
şiirimizin tematik haritasını daraltır mı
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
B) Bunu bilmelerine karşın nedir bu sevgisizlik şair-
ler arasında
C) Öyleyse neden şiirin kolaya kaçma sanatı olduğu
izlenimi yaratılıyor
D) Şairler, birbirlerini değerlendirirken şiirsel ölçütler
kullanırlar mı
10. (I) Günümüzde, yeni yetişen genç yazarlar kendinden E) Oysa her şair, şiirini kendi yaşam serüveninden
öncekileri tanımadıkları, okumadıkları için bir eksiklik çıkarmaz mı
duymuyor sanki. (II) Bunlar deneyimli, usta yazarların
önünde yaprak gibi titremiyor artık, kendine çok güve-
niyor. (III) Bununla birlikte yapıtları ilgiyle karşılanan,
geniş okur kitlelerine seslenen sanatçının çok iyi ya-
zar olduğu yanılgısına düşüyor. (IV) Yeni kuşağın “Ne
olacaksa çabucak olsun.” düşüncesinden doğan bu
gözü kara yarış, bence oldukça tehlikeli. (V) Çünkü
bu, bireyciliğin, “ben ben”ciliğin egemenliği anlamına
gelir.
12. Sokrates’ten önceki ilk Batılı filozoflar, geçmişten iki 13. Türküler, şiirler iç dünyamızın sesi olarak yazılmış ol-
büyük kopuşu aynı anda gerçekleştirdiler. İlk önce, salar da bizden çıktıkları anda topluma mal olmuştur
kendi akıllarını kullanarak dünyayı anlamaya çalıştı- artık. Yalnız topluma mal olmakla kalsa iyi. Yerelden
lar. Bu tek başına, tümüyle yeni bir şeydi ve insanın ulusala, ulusaldan evrensele bir değişme ve gelişme
gelişmesinde en önemli köşe taşlarından birini oluş- çizgisi izleyerek bütün insanlığın ortak değeri hâline
turdu. Aynı zamanda insanlara, akıllarını nasıl kulla- gelir. Örneğin Yunus Emre’nin şiirlerinde yansıtılan
nacaklarını ve kendi başlarına nasıl düşüneceklerini duygular salt bize mi özgüdür? Neruda, yalnızca Şi-
de öğrettiler. ----. Onlar bilgi birikimlerini olduğu gibi li’nin acılarını yansıtmıştır, deyip dışlayabilir miyiz onu?
öğrencilerine aktarmak yerine, onları tartışmaya, Acısı acımız olmuştur, halkı da halkımız. Kısaca ----.
düşünce alışverişinde bulunmaya, kendi düşüncele-
rini ileri sürmeye ve savlarını kanıtlamaya özendiren Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
öğretmenlerdi. aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
14. Gerek edebiyat dergilerinde gerekse gazetelerin sa- 15. Yayınevlerinin tercihi her zaman romandan yana ol-
nat-edebiyat sayfalarında yer alan söyleşilerde, ne- muştur. Yalnız bizde değil, dünyada da böyle. Öykü-
dense hep aynı konular konuşuluyor ve bundan bir ler ise daha çok dergilerde varlıklarını sürdürüyor.
türlü vazgeçilmiyor. Bir yazarın yeni bir romanı mı Öykü kitabı yayımlamakta direnen genç yeteneklere
çıkmış, sorusu hemen hazır: “Bu yapıtınızı yazarken olanak sağlayan yayınevleri - neyse ki - var. Şu da bir
neyi amaçladınız?” ya da “Yapıtınız yaşadıklarınız- gerçek ki beş altı yıldır durağan bir ortamda kendini
dan izler taşıyor mu?” Cevaplar da üç aşağı beş yu- yineliyor öykü ama yenileyemiyor. Bu nereye kadar
karı aynı düşünceler etrafında dönüyor. Peki neden sürer, kestirmek güç; ardından bir yükselişin, belki de
bu sınırlılık? Bence bu, yazardan değil, soruyu so- sıçramanın yaşanacağı kesin.
randan kaynaklanıyor. Çünkü söyleşilerde asıl yön-
lendirici, soruyu sorandır. Bu nedenle sanatçının dü- Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
şünce üreterek sanatını geliştirmesinde ve yapıtları- olarak söylenmiş olabilir?
nın değerlendirilmesinde ona sorulacak soruların
önemli bir payı vardır. ----.
A) Yayınevleri öykü seçiminde hangi ölçütlere bağlı
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre kalıyor?
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
B) Roman türündeki kalıplaşmaya gidiş konusunda
ne düşünüyorsunuz?
A) Bütün bunlara bakarak eleştirel yaklaşımın ne
C) Öykücülerin soyut konulara ağırlık verişini neye
denli önemli olduğunu söylemek hiç de yanlış ol-
bağlıyorsunuz?
maz
D) Türk edebiyatında romanın yükselişi karşısında
B) Bu sorun bence temelde birbirini izleyen aynı öykünün konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
nitelikteki durumların art arda sıralanmasından
doğuyor E) Genç yazarları öykü yazmaya yönlendirmek için
neler yapılabilir?
C) Hangi yazara sorarsanız sorun, hepsi kendine
özgü yazma yöntemlerinin olduğunu söyleyecek-
tir
D) Üstelik yapıtın niteliğini yazarın donanımı belirler
ve bunun üzerine söylenebilecek çok söz vardır 16. Modayı sevmem. Örneğin herkesin aynı anda, aynı
şeyleri giymesi, bana nedense ters gelir. Benim pus-
lu, gözlerden uzak ve reklamı çok yapılmamış olan
E) Kısaca hem eleştirmenlerin hem de sanatçılarla hoşuma gider her zaman. Çünkü yönlendirilmeyi de-
söyleşi yapanların, her düzeyden insanın ilgisini ğil, özgürce keşfetmeyi severim. Bilinçaltıma baskı
çekecek nitelikte sorular sorması gerekiyor yapılmasını istemem.
17. Ödüller, genç bir şairin adının altı fosforlu bir kalemle 19. İnsanlar, toplu hâlde yaşama gereksinimi duyarlar.
çizilerek şiirlerinin tanınmasına olanak sağlıyorsa az Bunun için herkesin üzerinde anlaştığı, gittikçe yay-
şey mi bu? Ya da usta bir şairin, şiire verdiği emeğin gınlaşan ortak bir değerler sistemi gerekir. İşte ahlak,
ödülle taçlandırılmasının ne sakıncası olabilir ki? Üs- bu türden bir değerler sistemidir. Toplumda çekişen
telik şiir kitaplarının hemen hemen hiç satılmadığı, ve çatışan tarafların hiçbir ortak yanı kalmadığı du-
dolayısıyla kitapçıların, bu kitapları raflarına koymaya rumlarda bile birleştirici bir güç durumundadır. Ör-
yanaşmadığı ve dağıtımcıların, “şiir” sözcüğünü duy- neğin, dürüstlüğü değil de yalancılığı ya da sahte-
duğunda yüzlerini buruşturduğu günümüzde… Şiirin kârlığı kimse öneremiyor. Sadakat yerine ihanet, ada-
bu konumuna gönlü razı olmayan şairlerin verdiği let yerine haksızlık değerli gösterilemiyor. Çünkü ah-
emekleri, bütün şiirseverlerin takdirle karşılaması ge- lak, bir insan topluluğunun, üzerinde birleştiği ortak
rektiği kanısındayım. paydayı oluşturuyor.
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden ya- Bu parçadan ahlakla ilgili olarak aşağıdakilerin
kınmaktadır? hangisi çıkarılabilir?
A) Ödüllere karşı çıkılmasından A) İlkelerinin kişiden kişiye değişen, göreceli bir ni-
telik taşıdığı
B) Ödüllerin gelişigüzel dağıtılmasından B) Davranışları ve ilişkileri düzenleyen ana kurallar
olduğu
C) Günümüzde değer yargılarının değişmesinden C) Toplumdan topluma farklı özellikler taşıdığı
D) Genç şairlerin ödül alınca ustalaştıklarına inan- D) Yasaların öngördüğü yaptırımları içerdiği
malarından
E) Sanatçıların, yaratılarını oluştururken gerekli E) Kişileri değerlendirmede ayırıcı bir ölçüt olduğu
özeni göstermeyişlerinden
20. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından bu yana nostalji, 21. Bir zamanlar edebiyatın gücüne, bir şeyleri değiştire-
başka bir deyişle eskiye duyulan özlem gittikçe yay- bileceğine inanırdım. Benim için edebiyat, yaşam bo-
gınlaşıyor. Bu, bir bakıma insanların yaşamlarından yu temiz kalmanın, vicdani ve ahlaki çürümeye karşı
giderek daha fazla yakındıklarının bir göstergesi. Ar- durmanın göstergelerinden biriydi. Yıllarım, bu inan-
tık her kuşak yaşamın daha az mekanik, doğallığın cın etkisiyle gelişen bir tutkunun peşinden koşmakla
daha yaygın olduğu bir dönemi özlüyor. Bu özlem hiç geçti. Ama artık kabul edelim, bugünün insanı sözün
bitmeyecek gibi görünüyor. Çünkü teknolojik geliş- değerini bilmiyor. Okumayı sevdiğini söylüyor ama iyi
meler yaşamı kolaylaştırdığı ölçüde daraltıyor da. Bu romanlardan, öykülerden, gerçek şiirden habersiz.
yüzden günümüz insanı gözlerini geçmişe çeviriyor. Ömrünü edebiyata vermiş, köşesinde sessiz sessiz
Söz gelimi eski trenler böyle miydi, diye başlıyor, in- yaşayan gerçek yazarlara sırtını dönmüş. Yalnızca,
sanların atlı arabalarla yolculuk ettikleri günlere kadar yapıtları çok sattığı için kimi yazarların önünde uzun
gidiyor. kuyruklar oluştururken edebiyatın insanı çağırdığı o
gerçek dünyayı aşındırdığının farkında bile değil. Pe-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? ki, o zaman edebiyat ne işe yarıyor? Söylemesi zor
ama edebiyat bugün, yaratıları ilgi görmeyen üç beş
A) kişinin sığındığı, kuşatılmış bir kale.
İçinde bulunduğumuz koşulların geçmişi güzel-
leştiren çağrışımlar yarattığı Aşağıdakilerden hangisi edebiyatla ilgili olarak bu
B) İnsanlar arasındaki içtenlikli ilişkilerin yitip gittiği parçada yakınılan durumlardan biri değildir?
22. Çocukluğumuzda kaç kez duyduk kim bilir: “Çok oku- 23. Benim ansiklopediyle tanışmam, ortaokulda ödev
yan mı bilir, çok gezen mi?” Cevaptan çok, sorunun yapmak için kütüphaneye gittiğim günlere rastlar. Bir
kendisi önemliydi sanki. Ortada derin bir ikilem var- ansiklopediye sahip olmak o yıllarda, hayal edilemez
mış gibi ciddiyetle yöneltilirdi soru. Her seferinde bir şeydi. O, ancak bir kütüphanede bulunur ve belli
“Çok okuyan!” dememiz beklenirdi. Galiba ilköğ- bir süreliğine alınıp bakılabilir, dokunulabilir bir nes-
retimdeki öğretmenlerimiz, okuma sevgimizi böyle ar- neydi. Kocaman cüssesiyle bir ansiklopediyi kucakla-
tırmaya çalışırdı. Çok okumakla çok gezmek asla yan mak, sayfalarını karıştırmak, bir maddeyi arayıp bul-
yana gelemezmiş gibi… Bense okumayı da gezmeyi mak, başka bir gezegene inmek ve orada keşiflerde
de tutkuyla seven biri olarak ikiye bölünürdüm. Hiçbir bulunmaktan farksızdı. Ne yazık ki şimdiki çocuklar
zaman ısınamadım bu yapay ikileme, okumanın da ansiklopedi bile karıştırmıyorlar. O büyülü dünyadan,
içten içe bir seyahat olduğuna inandığımdan, her ki- o heyecandan habersiz yaşıyorlar. Öğretmenler ödev
tabın bizi başka bir yolculuğa çıkardığını düşündü- verirken “İnternetten bulun.” diyorlar. Onlar da hiçbir
ğümden. Okuyarak gezmek, her kitabı başlı başına çaba göstermeden İnternetten buldukları bilgiyi kop-
bir serüven sayarak bir başka ortama, bir başka ya- yalıyor; okuyup değerlendirmeden, hiçbir şey öğren-
şama uzanan bir yolculuk yapmak mümkündür çün- meden götürüp veriyorlar.
kü. Gezerken de her insanı ve her hayatı bir kitap gibi
düşünerek dünyayı okumak da mümkün. Okumak ve Bu parçada belirtilenler arasında aşağıdakilerden
gezmek aslında o kadar iç içe ki… hangisi yoktur?
24. Hemen hepimiz yazılarımızda, yerli yersiz alıntılar 25. Bazı sanatçılar, yaratıcılıklarını kamçılayan büyülü
yapmaktan, özellikle sözü, alçak gönüllülükle yabancı I
ozanlara, çağdaş düşünürlere bırakmaktan fazlasıyla
hoşlanıyoruz. Kimi zaman bunu öyle abartıyoruz ki anları “beyaz an” diye adlandırırmış. Yakalandığı
yazar olarak konuyla ilgili ne düşündüğümüz anlaşıl- II
mıyor. Ayrıca aynı alıntıların değişik yazarlarca da
kullanıldığını görüyoruz. Böylece tekrarın tekrarı bir sırada “Sonra devam ederim.” diyerek asla kesinti-
okuma, zaman kaybına, okuma ediminin yavanlaş- III
masına yol açıyor. Bu nedenle kendi özgün düşünce-
mizi dayanaklarıyla işlemeliyiz yazılarımızda. Yüzey- ye uğratılmaması, ertelenmemesi gerekirmiş bu
sellikten olabildiğince kaçınmalıyız. Kendi düşüncele-
rimizin de örneğin bir Valéry’ninki, Deleuze’ünki kadar
anın. Çünkü dönüp bakıldığında yerinde bulunama-
önemli olduğuna inanarak bir öz güven geliştirmeliyiz.
IV
Bu parçada alıntıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
yabilirmiş. Tükeninceye değin hakkının verilmesi
hangisine değinilmemiştir?
A) Yazılarda kullanılırken aslına bağlı kalınmadığına gerekirmiş, her zaman karşılaşılamayan bu beyaz
V
B) Belirli örneklere sık sık başvurulduğuna anların.
26. (I) Rengi uçmuş, sıradan yaşamımızda kendimize bir 28. (I) Yatılı olarak okuduğum ortaokul yıllarında, yaz ta-
ziyafet çekmek istediğimiz zaman kitapların kapağını tillerinde Kozlu’ya, ailemin yanına özlemle dönerdim.
aralarız. (II) Büyük bir açlıkla sayfaları çeviririz. (II) O yaşlarda evden yedi-sekiz ay uzakta kalmak ko-
(III) Gözlerimiz sözcükleri iştahla birer birer yerken lay değildi. (III) Arkadaşlarımı, okulumu çok seviyor-
zamandan ve mekândan kopuveririz. (IV) Başka in- dum, bugün de süren dostlukların temeli o yıllarda
sanların, başka diyarların görünmez konukları oluve- atılmıştı ama aile özlemi bir başka şeydi. (IV) Evimiz,
ririz. (V) Bu deneyimin ardından yaşadığımız ana geri denizin hemen kıyısındaki bir tepenin yamacındaydı.
döndüğümüzde ise ruhumuzda kopan fırtınalar ya (V) Dalga sesleri odamda sürekli yankılanırdı ve ben
şiddetlenir ya da dinginleşir ama her zaman bir şeyler doyamadığım o denizi, dalgaları büyük bir hazla izler-
değişir içimizde. dim. (VI) Hâlâ Kozlu’yu, o evi ve o dalga seslerini, öz-
lemin içimi sızlatan acısıyla anımsarım.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-
rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de ögelerin dizilişi “zarf tümleci, nesne, zarf tümleci
A) I. cümlede, nesne, belirtili isim tamlamasından ve yüklem” biçimindedir?
oluşmuştur.
A) I. B) II. C) III. D) V. E) VI.
B) II. cümlede, durum zarfı kullanılmıştır.
B) Ünlü düşmesi
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden
hangisi yanlıştır? C) Sürerlik fiili
30. Bir uğultu başlıyor söz dağarcığımda, sözcükler 32. Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Medet Köyü’nde ya-
Bu cümledeki altı çizili sözcüklerin hangisinde tanır. Usta derme çatma köy evinde yumurta kabu-
ünsüz benzeşmesi vardır?
33. Eğer o şiirler, o romanlar, o öyküler, o tiyatro yapıtları 35. (I) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz; onlar, metinlerde
olmasaydı, söylemek bile fazla, duygularımız daha az geçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın büyüsün-
bilinecek, bilgilerimiz daha az olacaktı. Çünkü ede- den çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denen
biyat, daha iyi duymamızı, daha iyi düşünmemizi sağ- bir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (III) Çünkü
lar. Daha doğru, daha insanca yaşamamıza yardımcı “olay” onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim,
olur. çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup getirmeme,
okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiir-
Bu parçada, virgülün işlevleriyle ilgili olarak aşa- lerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz.
ğıda verilenlerden hangisine uygun bir örnek (V) Bu da bize, Borges’in de dediği gibi, şiirin
yoktur? öğretilemeyecek ama duyumsatılabilecek bir tür oldu-
ğunu gösteriyor.
A) Ara sözleri ayırma Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
B) Sıralı cümleleri birbirinden ayırma
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
C) Özel olarak vurgulanması gereken bir ögeyi be-
lirtme
D) Tırnak içinde verilmeyen aktarma cümlelerini be-
lirtme
E) Art arda sıralanan eş görevli sözcük kümelerini
ayırma
36. (I) Editör, bir yayınevinin olmazsa olmazlarındandır.
(II) Yayımlanacak bir yapıtı düzenlemek, yayıma ha-
zırlamak ve yayımlamak gibi birçok işi ve işlevi var.
(III) Yazarın ve eserinin seçilmesinden, nasıl yayımla-
nacağına değin yayımlama işinin bütün aşamalarını
34. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bo- kapsayan zorlu bir iştir bu. (IV) Günümüzde editörlük,
zukluğu vardır? yayıncılık alanında kurumsallaşamamış işlerden.
(V) Yazarların çoğu, editörün yaptığı işi küçümseyip
onu yalnızca bir düzeltmen olarak algılıyor. (VI) Bu
A) Diplomalarını alacak öğrenciler salona sırayla gi- yüzden de editörlüğü böyle algılayan birçok yazarın
riş yaptılar. yayımlanan kitaplarında yanlışlardan geçilmiyor.
B) Müjdeyi vermek için mutfağa, annesinin yanına
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa-
heyecanla koştu.
ragraf hangi cümleyle başlar?
C) Konuşmasına başlamadan önce dinleyicilere
şöyle bir baktı. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
D) Eski öğrencilerin de katıldığı büyük bir toplantı
düzenlediler.
E) Yarıyıl tatilinde yapılacak olan Amasra gezisi er-
telendi.
37. (I) İnsan ilişkilerinin öneminin yeterince kavranmamış 39. Yazınsal yaratıcılığın gizi, ana dilde, ana dilin söz de-
olması, çocuk gelişimiyle ilgili birtakım sorunları da ğerlerindedir. Buna erişmesi, yazarın, ozanın önce-
beraberinde getirdi. (II) Söz gelimi günümüzde, kendi likle ana dilini, onun söz değerlerini sevmesine bağlı-
kendine oyun kuramadığı için üretken olamayan, edil- dır. Bu sevgiden yoksunsa kişi, gerçek anlamda yara-
gen, çevreye karşı ilgisiz, evlere hapsolmuş çocuklar tıcı olamaz. Büyük bir ozan da yaratıcılığın dilde, söz-
yetişiyor. (III) Bunların hayal güçleri, erken yaşta ta- cüklerde olduğunu söylüyor. Şöyle diyor sözcükler
nıştıkları ve hayatlarının doğal bir parçası olan tele- için: “Onların önünde ben diz çökerim, bana kalk de-
vizyonla ve bilgisayar oyunlarıyla sınırlanmış durum- yinceye değin kıpırdamam. Kısaca, değer veririm on-
da. (IV) Televizyondaki reklamlar çocukları ticari birer lara, arkalarından giderim sözcüklerin, izlerim onları.
araç olarak görüyor. (V) Kaba kuvveti ve silah kullan- İşte ben böylesine severim sözcükleri.”
mayı özendiren, sanat değeri düşük filmler ve kimi
yayınlar yüzünden özellikle çocuklar, çeşitli psikolojik Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
sorunlarla yüz yüze geliyorlar. (VI) den hangisi söylenemez?
E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
1. Bu testte sırasıyla, Tarih (1–17), Coğrafya (18–31), Felsefe (32–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Sosyal Bilimler Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
D) I ve II E) I, II ve III
5. XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti, iltizam usulünde yap- 7. Aşağıdakilerden hangisinin Osmanlı Devleti’nde
tığı değişiklikle yüklü bir peşin ödemeyi de öngören yerli tüccar kesiminin güçlenmesini engellediği
malikâne usulünü getirmiştir. Buna göre mukaatalar savunulamaz?
mültezimlere daha önceki gibi üç yıllık sürelerle değil,
sürekli olarak ihale edilmeye başlanmıştır. A) Yabancılara kapitülasyonlarla ayrıcalıklar tanın-
ması
Yapılan bu değişiklikle güdülen amaç aşağıdaki-
lerden hangisidir? B) Üretimin tarıma dayalı olması
A) Yeniçeri Ocağının kaldırılmasına ortam hazır- C) Osmanlı deniz taşımacılığının yetersiz olması
lamak
B) Tek hazine sisteminden çoklu hazine sistemine D) Osmanlı sanayisinin rekabet gücünü giderek yi-
geçmek tirmesi
C) Hazineye daha fazla gelir sağlamak E) İpek ve Baharat yollarının önemini kaybetmesi
D) İşgaller karşısında halkın desteğini almak Onur, yukarıdaki azınlıklardan hangilerini söyle-
seydi Ahmet’e doğru bilgi vermiş olurdu?
E) Mebuslar Meclisini kapatmak
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
13. Sakarya Savaşı kazanılmasına karşın Yunan or- 15. Hindistan’daki bir tarikatın lideri olan Ağa Han ile İn-
dusunu kesin yenilgiye uğratan Başkomutan giltere Kralı’nın özel danışmanı Hintli Emir Ali, Baş-
Meydan Savaşı’nın yaklaşık bir yıl sonra yapılma- bakan İsmet Paşa’ya bir mektup yollayarak halifelik
sına aşağıdakilerden hangisinin neden olduğu sa- kurumuna dokunulmamasını rica etmişlerdir.
vunulabilir?
Bu durumun, halifelikle ilgili olarak
A) Doğu Cephesi’nde fiili mücadelenin sona erme- I. bu kurumun, tüm Müslümanlar üzerinde siyasal
sinin beklenmesi gücünün olduğu,
B) Ayaklanan Çerkez Ethem birliklerinin dağıtılması II. yabancıların, bu kurumu Türkiye’nin içişlerine
müdahale amacıyla kullanmak istedikleri,
C) İtalyanların birliklerini Anadolu’dan çekmeye baş- III. bu kurumun varlığının ülkede tartışma konusu
laması olduğu
D) Türk ordusunun eksiklerinin tamamlanması durumlarından hangilerine kanıt olduğu savunu-
labilir?
E) Ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için Tekâlif-i
Milliye Emirlerinin çıkarılması A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
C) Devletçilik D) Laiklik
E) Cumhuriyetçilik
17. Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti sadece iki şeye güve- 19. Türkiye’de, enerji tasarrufu sağlamak amacıyla yaz ve
nir. Biri millet kararı, diğeri en elim ve güç şartlar için- kış saati uygulanmaktadır. Bu uygulama kapsamında
de dünyanın takdirlerine hakkıyla layık olan ordumu- yılın yaklaşık beş aylık döneminde 30º Doğu meridye-
zun kahramanlığı; bu iki şeye güvenir.” demiştir. ninin, diğer dönemde ise 45º Doğu meridyeninin yerel
saati ulusal saat olarak kullanılmaktadır.
Atatürk’ün, bu sözüyle millî gücün
Buna göre, 45º Doğu meridyeninin yerel saatinin
I. siyasi, ulusal saat olarak kullanıldığı dönemde, Türkiye’ de,
aşağıdakilerden hangisi yaşanmaz?
II. askerî,
D) I ve II E) II ve III E) En sıcak ay
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
Aşağıdakilerden hangisi yapılırsa bu hata gideril-
miş olur?
21. Aşağıdaki haritada beş farklı doğrultu numaralarla 23. Orografik yağışlar, denizden gelen nemli hava kütle-
gösterilmiştir. lerinin kıyı çizgisine paralel uzanan dağ sıralarına
çarparak yükselmesi sonucu meydana gelir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Buna göre, bu tatil beldesinin aşağıdakilerden D) Karbon ve Perm dönemlerinde, bu kıtalarda daha
hangisinde yer alması beklenir? ılıman bir iklimin olduğunu
A) Datça Yarımadası’nda
E) Bu kıtalardaki yer şekillerinin, Karbon ve Perm
B) Gelibolu Yarımadası’nda dönemlerindekiyle aynı olduğunu
C) Bolu Dağları’nda
D) Çukurova’da
E) Çandarlı Körfezi’nde
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
28. Aşağıdaki grafikte, 1750-2000 yılları arasında Avrupa 30. I. Siyasi bölgeler zamanla işlevini yitirebilir.
ve Afrika kıtalarının nüfusu gösterilmiştir.
II. Siyasi bölgeyi oluşturan ülkelerde dil, din ve ırk
birliği vardır.
A) I ve III B) II ve IV C) III ve V
D) I, II ve V E) I, III ve IV
A) 1750-1900 yılları arasında Afrika’dan kıta dışına 31. Aşağıdakilerden hangisi, insanın doğaya olan et-
yoğun göç olmuştur. kisine örnek gösterilemez?
B) Üniversite kurulması
32. Zekânın ve bilgeliğin ölçütünün zenginlik olduğunu 34. Nesnenin bilgisinin söz konusu olabilmesi için önce
düşünen kişiler, Thales’le yoksul olduğu için alay nesnenin var olması gerekir. Örneğin ağacın ne oldu-
ederler. O da bunun üzerine zeytinin az olduğu o yıl, ğundan, türlerinden, yararlarından söz edebilmek için
elindeki bütün parayla, ihtiyaç olmadığı için ucuzlamış öncelikle “ağaç” denilen bir şey var olmalıdır.
olan ve zeytinyağı üretiminde kullanılan tüm presleri
satın alır. Sonraki hasat mevsimi geldiğinde ihtiyacı Bu parça aşağıdaki yargılardan hangisini destek-
olanlara bu presleri kendi belirlediği fiyattan kiralayarak ler?
çok para kazanır.
36. Filler neden büyük, gri ve kırışıktır? Çünkü ufak, beyaz 38. Nasrettin Hoca bir gün oğluyla birlikte şehre gitmek
ve yuvarlak olsalardı aspirin olurlardı. Ufak bir fil hayal üzere yola çıkar. Şehre birçok köyün içinden geçilerek
ederek ona “ufak bir fil” diyebiliriz. Beyaz bir fil hayal gidilmektedir. Hoca eşeğin üzerinde, oğlu da yürüyerek
ederek ona “beyaz bir fil” diyebiliriz. Kırışıksız bir fil de onu takip eder. İlk köyden geçerken köylüler “Koskoca
“kırışıksız bir fil” olur. Başka bir deyişle büyüklük, grilik adam eşeğe binmiş, küçücük çocuğu yürütmeye utan-
ve kırışıklılık, Aristoteles’in bir fili fil yapan şeyin ne mıyor!” diye kınarlar. Sonraki köyden geçerken Hoca
olduğunu tanımlama sınavını geçemez. Çünkü aspirin yürür, oğlu da eşeğin üzerindedir. Oradaki köylüler de
gibi ufak, beyaz ve yuvarlak bir şey bir fil olamaz ve “Görüyor musun saygısız çocuğu, koca adamı yürütü-
böyle bir nesneyle karşılaştığımızda aklımıza “Hey, yor.” derler. Üçüncü köyde Hoca ve çocuk eşeğe birlikte
ağzına attığın bir aspirin mi yoksa alışılmamış türden bir biner, bu kez de eşeğe acımıyorlar diye suçlanırlar.
fil mi?” diye sormak gelmez. Dördüncü köyde çocuk da Hoca da yürür, kınanmaktan
nasiplerini alırlar. Beşinci köyde Hoca ve oğlu eşeği
Bu parçada varlıkla ilgili aşağıda verilenlerden birlikte taşımalarına karşın kınanma durumu değişmez.
hangisi sorgulanmaktadır?
Bu parça ahlak felsefesinin temel problemlerinden
A) Ana maddenin neliği hangisinin soruşturulmasında örnek verilebilir?
E) Zorunlu varlık/mümkün varlık ayrımı C) Ahlakta her zaman iyi niyet yeterli midir?
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Temel Matematik Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 6 B) 2 C) 0 D) E)
2.
D) 1006 E) 1008
A) 4 B) 8 C) 9 D) 15 E) 16
8.
6.
A) 3 B) 4 C) 6 D) 8 E) 9
olduğuna göre, aşağıdaki sıralamalardan hangisi
doğrudur?
A) B) C)
D) E)
9.
A) B) C) 1 D) 2 E) 4
A) 9 B) 11 C) 12 D) 13 E) 15
A) x B) C)
D) E)
A) 8 B) 9 C) 10 D) 12 E) 15
olduğuna göre, ifadesinin değeri kaçtır?
A) B) C) 0 D) 1 E) 4
15.
a bir pozitif tam sayı ve ’tir. p bir asal sayı
olduğuna göre,
16. n bir pozitif tam sayı olmak üzere, n’yi kalansız bölen 19. Rasyonel sayılar kümesinde bildiğimiz toplama ve
pozitif tam sayıların kümesi S(n) ile gösteriliyor. çarpma işlemleri tanımlanıyor.
Buna göre, kesişim kümesinin ele- Buna göre, aşağıdakilerden hangisinin hem top-
man sayısı kaçtır? lama hem de çarpma işlemine göre tersi bir tam
sayıdır?
A) 4 B) 5 C) 6 D) 8 E) 9
A) B) C) 0
D) 2 E)
fonksiyonları veriliyor.
18.
A) B) C)
önermeleri veriliyor. D) E)
A) B) C)
21. Gerçel sayılar kümesinde tanımlı
D) E) I.
II.
III.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) I, II ve III
22. Bir işi 5 kadın işçi 20 günde, 5 erkek işçi ise 30 günde 24. Bir fabrikada üretilen iş makinelerinin sayısı gün so-
bitiriyor. nunda kayıt altına alınıyor. Tutulan kayıtlar o günle
birlikte o günden önce üretilmiş olan iş makinelerinin
toplam sayısıdır. Beş iş gününde tutulan kayıtlar aşa-
Buna göre, 2 kadın ve 2 erkek işçi aynı işi birlikte
ğıda verilmiştir.
kaç günde bitirir?
Pazartesi ve öncesi : 20
A) 20 B) 30 C) 40 D) 45 E) 50
Salı ve öncesi: x
Çarşamba ve öncesi: 90
Perşembe ve öncesi: 140
Cuma ve öncesi: y
A) 10 B) 11 C) 12 D) 13 E) 14
25. Bir yatırımcı, hesabındaki z TL’nin bir kısmıyla altın,
kalan kısmıyla da döviz alıyor. Yatırımcı bir süre son-
ra altınlarını % 20 kâr elde ederek x TL’ye, dövizlerini
ise % 20 zarar ederek y TL’ye satıyor.
A) B)
C) D)
E)
26. Beş öğrencinin aday olduğu sınıf başkanlığı seçimin- 29. Ali, ağzına kadar suyla dolu olan bir şişedeki suyun
de adayların aldıkları oy sayıları olan A, B, C, D, E yarısını elde etmek istiyor. Bunun için aynı şişeden
arasında boş bir tane alıyor ve şişelerdeki su yükseklikleri eşit
olana kadar dolu şişeden diğerine su aktarıyor.
Suyun yarısını elde etmek için yaptığı üç farklı dene-
eşitliği vardır. me aşağıda gösterilmiştir.
Seçim sonucu dairesel grafikte gösterildiğinde
C tane oy alan adaya ait daire diliminin merkez
açısı kaç derece olur?
A) 45 B) 60 C) 90 D) 120 E) 180
A) 5 B) 4 C) 3 D) 2 E) 1
31. Bir depoda bulunan portakal ve mandalinaların mik- 34. ABC bir ikizkenar
tarı toplam 50 tondur. Portakalların % 7’si, manda- üçgen
linaların ise % 8’i çürümüştür. Çürüyen portakal ve
mandalina miktarı toplam 3,8 tondur.
32.
Bir otobüse 3 kadın binerse yolcuların ’ü kadın
’ü erkek olacaktı.
A) 21 B) 24 C) 28 D) 30 E) 32 35.
ABC bir üçgen
A) B) C) D) E)
37. 39.
Buna göre, taralı bölgenin alanı a, b ve c türünden y eksenine göre simetriği alınıyor ve A ile , B ile ,
aşağıdakilerin hangisine eşittir? C ile simetrik nokta çiftleri olacak şekilde
üçgeni elde ediliyor. Elde edilen bu üçgen de
A) B) C)
D) E)
A) B) C) D) E)
1. Bu testte sırasıyla, Fizik (1–14), Kimya (15–27), Biyoloji (28–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Fen Bilimleri Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 1 B) C) D) E)
2.
D) N’de E) P’de
4. 5.
A) 1 B) C) 2 D) E)
6. 7.
A)
(Bu işlemler sırasında sıvıların sıcaklıkları değişme-
mektedir.)
B)
C) A) B) 1 C) D) E) 2
D)
E)
8. 10.
A) K L
11. 12.
oranı kaçtır? A) B) C)
D) E)
A) B) C) 1 D) E)
13.
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
18. Uçucu olmayan bir X katısı 100 gram suda en fazla, 20. bileşiğiyle ilgili bazı bilgiler şöyledir:
’de 17 gram,
bileşiğinin 0,1 molü 12 gramdır.
’de 27 gram,
Bileşikteki X, Y, Z atomlarının kütlece birleşme
’de 39 gram oranları (X:Y:Z) sırasıyla 3:4:8’dir.
D) 21. Atom kuramına göre, baş kuantum sayısı (n) ile ilgili
’de 20 gram X katısının 100 gram suda
aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
E) ’de 30 gram X katısının 100 gram suda A) Baş kuantum sayısı, temel enerji düzeyini belirtir
ve sıfırdan büyük tam sayıdır.
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
D) Stronsiyum karbonat
22. Periyodik çizelgeyle ilgili aşağıdaki ifadelerden 23. X, Y, Z elementleriyle ilgili bilgiler şöyledir:
hangisi yanlıştır?
X’in, iyonunun elektron dağılımı ile
A) IA grubu elementlerinin elektron dağılımındaki bitmektedir.
son orbital s orbitalidir.
Y elementi, 4. periyot ve IIA grubundadır.
B) VIA grubu elementlerinin elektron dağılımı Z, VIIA grubunda ve atom numarası en küçük o-
lan elementtir.
ile biter.
Buna göre X, Y, Z elementlerinin periyodik
C) VA grubu elementlerinin elektron dağılımı çizelgedeki yerleri aşağıdakilerin hangisinde doğ-
ile biter. ru olarak verilmiştir?
B)
X
Y
Z
C) Z
D)
Z
X
Y
E)
Z
Y X
− +
A) X + ve Y3− B) Y3 ve Z C) X ve Z
− + 2+
D) Y3 ve Q 2 E) Z ve Q
Buna göre,
D) II ve III E) I, II ve III
26. X, Y, Z elementlerinden oluşan ya- 28. Bir proteinin, yüksek sıcaklıkta, düşük pH koşulunda ya
da çeşitli kimyasal maddelerin bulunduğu ortamda, üç
pılarındaki bağ türleri, aşağıdakilerin hangisinde boyutlu yapısı bozulmuş, ancak bu durumdan peptid
doğru olarak verilmiştir? bağları etkilenmemiştir.
ulaşılır.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) II ve III
Buna göre, bu makromoleküller aşağıdakilerin
hangisinde doğru olarak verilmiştir?
X Y Z
30. Hücre ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi 32. Aşağıdaki olaylardan hangisi mitoz ve mayoz II
yanlıştır? bölünmenin her ikisinde de kural olarak gerçek-
leşir?
A) Ökaryotik hücrelerde zarlı organeller bulunur.
A) Sinapsis olması
B) Yeni bir hücre ancak başka bir hücrenin bölün- B) Krossing over olması
mesiyle oluşur.
C) Haploid kromozomlu yavru hücre oluşması
C) Hücre büyüdükçe yüzey alanı/hacim oranı aza-
lır. D) Kardeş kromatitlerin birbirinden ayrılması
D) Hücre canlılığın temel birimidir.
E) Homolog kromozomların birbirinden ayrılması
A) B)
Zaman Zaman
A) 1. bireyin genotipi: OO Rr
B) 2. bireyin genotipi: AO rr
C) 3. bireyin genotipi: AA rr
Zaman Zaman
D) 4. bireyin genotipi: BO Rr
E) E) 5. bireyin genotipi: AO Rr
Zaman
34. Balıkların solungacında kılcal damarlardaki kan akışı ile 35. İnsanda, işaretlenmiş bir alyuvar, akciğer atardamarı
su akış yönü birbirine terstir. Bu iki ortam arasın- içine veriliyor; bu işaretli alyuvara bir süre sonra alt ana
daki oksijen difüzyonu Şekil 1’de şematize edilmiştir. toplardamarında rastlanıyor.
Difüzyon sonunda kanın oksijen doygunluğunda (%)
meydana gelen değişimin grafiği de altında verilmiştir. Bu alyuvar kalpten bir kez geçtiğine göre, aşağıdaki
yapıların hangisinden geçmemiştir?
E) Akciğer toplardamarı
A) B)
100 100
Su Su
50 50
Kan Kan
0 0
C) D)
Su Su
100 100
Kan Kan
50 50
Buna göre fotosentez ürünlerinin taşındığı yapı,
şekilde hangi numarayla gösterilmiştir?
0 0
A) I B) II C) III D) IV E) V
E)
Su
100
Kan
50
37. Bitkiler, çiçeklenme için gereksinim duydukları ışık 38. Çiçekli bir bitkinin üremesindeki bazı evreler aşağı-
alma sürelerine göre uzun gün bitkisi ya da kısa gün daki şekilde numaralandırılmıştır.
bitkisi olarak isimlendirilir. Bir uzun gün bitkisiyle bir
kısa gün bitkisi farklı ışık alma sürelerine tabi tutul-
duğunda gerçekleşen çiçeklenme durumları aşağı-
daki şekilde gösterilmiştir.
Bu deneyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi Bu evrelerin hangisinin sonunda meydana gelen
söylenemez? hücrelerin genotipi, bu hücreleri üreten hücre-
ninkinden farklıdır?
A) Kısa gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten az
(Bu üreme döngüsünde mutasyon gerçekleşmediği
olduğunda çiçeklenmiştir.
kabul edilecektir.)
B) Uzun gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
fazla olduğunda çiçeklenmiştir.
D) I ve II E) I ve III
C) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi, ışık
alma süresi 12 saatten az olsa da uzun gün
bitkisinin çiçeklenmesini sağlamıştır.
D) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi kısa
gün bitkisinin çiçeklenmesini önlemiştir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
47 Test Bitti.
Cevaplarınızı Kontrol Ediniz.
;e*V; X1dE+
|jFBhxHV
M9991.01015
(Bu numarayı c evap k âğıdınızdaki ilgili alana kodlama yı unut mayınız.)
ADI
SOYADI
DİKKAT!
SINAV BAŞLAMADAN ÖNCE AŞAĞIDAKİ UYARILARI MUTLAKA OKUYUNUZ.
1. Adınız, soyadınız, T.C. Kimlik Numaranız ve sınav salon numaranız yukarıdakilerden farklı ve
kitapçık üzerine basılı olan fotoğraf size ait değilse bunu salon başkanına belirterek size ait
soru kitapçığının verilmesini sağlayınız.
1. Bu kitapçıkta sırasıyla Türkçe Testi, Sosyal Bilimler 4. Bu testler puanlanırken her testteki doğru cevap-
Testi, Temel Matematik Testi, Fen Bilimleri Testi larınızın sayısından yanlış cevaplarınızın sayısının
bulunmaktadır. dörtte biri düşülecek ve kalan sayı o testle ilgili ham
puanınız olacaktır. Bu nedenle, hakkında hiçbir
2. Bu testler için verilen toplam cevaplama süresi 160
fikriniz olmayan soruları boş bırakınız. Ancak,
dakikadır. Bu süreyi, cevaplayacağınız testleri dik-
soruda verilen seçeneklerden birkaçını eleyebiliyor-
kate alarak kullanınız.
sanız kalanlar arasında doğru cevabı kestirmeye
3. Bu kitapçıktaki testlerde yer alan her sorunun sade- çalışmanız yararınıza olabilir.
ce bir doğru cevabı vardır. Bir soru için birden çok
5. Sınavda uyulacak kurallar bu kitapçığın arka kapa-
cevap yeri işaretlenmişse o soru yanlış cevaplan-
ğında belirtilmiştir.
mış sayılacaktır.
SINAVDA UYULACAK KURALLAR
1. Cep telefonu ile sınava girmek kesinlikle yasaktır. Çağrı cihazı, telsiz, fotoğraf makinesi vb. araçlarla; cep
bilgisayarı, kol ya da cep saati, her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlarla; silah ve benzeri teçhizatla;
müsvedde kâğıdı, defter, kitap, sözlük, sözlük işlevi olan elektronik aygıt, hesap cetveli, hesap makinesi, pergel,
açıölçer, cetvel vb. araçlarla sınava girmek kesinlikle yasaktır. Bu araçlarla sınava girmiş adaylar mutlaka Salon
Sınav Tutanağına yazılacak, bu adayların sınavı geçersiz sayılacaktır. Sınava kalem, silgi, kalemtıraş, saat
vb. araçla ve kulaklık, küpe, broş vb. takı, herhangi bir metal eşyayla girmek de kesinlikle yasaktır.
Yiyecek, içecek vb. tüketim malzemeleri de sınava getirilemez. Adaylar sınava şeffaf şişe içerisinde su
getirebileceklerdir.
2. Bu sınavda verilen toplam cevaplama süresi 160 dakikadır. Sınav başladıktan sonra ilk 120 ve son 15 dakika
içinde adayın sınavdan çıkmasına kesinlikle izin verilmeyecektir.
3. Sınav evrakını teslim ederek salonu terk eden aday, her ne sebeple olursa olsun, tekrar sınava alınma-
yacaktır.
4. Sınav süresince görevlilerle konuşmak, görevlilere soru sormak yasaktır. Aynı şekilde görevlilerin de adaylarla
yakından ve alçak sesle konuşmaları ayrıca, adayların birbirinden kalem, silgi vb. şeyleri istemeleri kesinlikle
yasaktır.
5. Sınav sırasında, görevlilerin her türlü uyarılarına uymak zorundasınız. Sınavınızın geçerli sayılması, her şeyden
önce, sınav kurallarına uymanıza bağlıdır. Kurallara aykırı davranışta bulunanların ve yapılacak uyarılara
uymayanların kimlik bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve sınavları geçersiz sayılacaktır.
6. Sınav sırasında kopya çeken, çekmeye kalkışan, kopya veren, kopya çekilmesine yardım edenlerin kimlik
bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve bu adayların sınavları geçersiz sayılacaktır. Görevliler kopya
çekmeye ya da vermeye kalkışanları uyarmak zorunda değildir; sorumluluk size aittir.
Adayların test sorularına verdikleri cevapların dağılımları bilgi işlem yöntemleriyle incelenecek, bu
incelemelerden elde edilen bulgular bireysel ya da toplu olarak kopya çekildiğini gösterirse kopya eylemine
katılan adayın/adayların cevaplarının bir kısmı ya da tamamı iptal edilecektir.
Sınav görevlileri bir salondaki sınavın, kurallara uygun biçimde yapılmadığını, toplu kopya girişiminde
bulunulduğunu raporlarında bildirdiği takdirde, ÖSYM takdir hakkını kullanarak bu salonda sınava giren tüm
adayların sınavını geçersiz sayabilir.
7. Cevap kâğıdında doldurmanız gereken alanlar bulunmaktadır. Bu alanları doldurunuz. Cevap kâğıdınızı
başkaları tarafından görülmeyecek şekilde tutmanız gerekmektedir. Cevap kâğıdına yazılacak her türlü yazıda
ve yapılacak bütün işaretlemelerde kurşun kalem kullanılacaktır. Sınav süresi bittiğinde cevapların cevap
kâğıdına işaretlenmiş olması gerekir. Soru kitapçığına işaretlenen cevaplar geçerli değildir.
8. Soru kitapçığınızı alır almaz, sayfaların eksik olup olmadığını, kitapçıkta basım hatalarının bulunup bulun-
madığını ve soru kitapçığının her sayfasında basılı bulunan soru kitapçığı numarasının, kitapçığın ön kapağında
basılı soru kitapçığı numarasıyla aynı olup olmadığını kontrol ediniz. Soru kitapçığınızın sayfası eksik ya da
basımı hatalıysa değiştirilmesi için salon başkanına başvurunuz.
9. Size verilen soru kitapçığının numarasını cevap kâğıdınızdaki “Soru Kitapçığı No” alanına kodlayınız.
10. Sınav sonunda soru kitapçıkları toplanacak ve ÖSYM’de tek tek incelenecektir. Soru kitapçığının bir sayfası bile
eksik çıkarsa sınavınız geçersiz sayılacaktır.
11. Cevap kâğıdına ve soru kitapçığına yazılması ve işaretlenmesi gereken bilgilerde bir eksiklik ve/veya yanlışlık
olması hâlinde sınavınızın değerlendirilmesi mümkün olamamaktadır. Tarafınızdan yazılması ve işaretlenmesi
gereken bu bilgilerde eksiklik ve/veya yanlışlık olduğunda durumunuz Sınav Salon Tutanağında belirtilecektir.
12. Soru kitapçığının sayfalarındaki boş yerleri müsvedde için kullanabilirsiniz.
13. Soruları ve/veya bu sorulara verdiğiniz cevapları ayrı bir kâğıda yazıp bu kâğıdı dışarı çıkarmanız kesinlikle
yasaktır.
14. Her testin cevaplarını cevap kâğıdındaki ilgili alana işaretlemeye dikkat ediniz.
15. Sınav salonundan ayrılmadan önce, soru kitapçığınızı ve cevap kâğıdınızı salon görevlilerine teslim etmeyi
unutmayınız.
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimi zin yazılı i zni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu
ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
1. Yahya Kemal’i ve Nazım Hikmet’i ayrı tutarsak küçük 3. Bir sanatçımız şöyle diyor: “Dergiler, edebiyatın yeral-
mutluluklar Türk şiirine Garip döneminde bir uğrayıp tı haritasıdır.” Nitekim bu dergilerde ilk ürünleri yayım-
geçmiştir, diyebiliriz. Biraz Ziya Osman, çok az Cahit lanan genç şairlerin çoğu, bir süre sonra çalışmalarını
Sıtkı… Onun dışında “Hüzün ki en çok yakışandır bi- kitaplaştırarak şairliklerinin ilk kilometre taşlarını ko-
ze.” anlayışı egemendir. Cemal Süreya’nın, Garip- yarlar.
çilerin izine basarak yürüdüğü kimi şiirlerinde de bu
anlayışın yansımalarını görürüz. Ne var ki onun şiirle- Bu parçada geçen “edebiyatın yeraltı haritası olma”
rinde genel olarak ince bir hüzün söz konusudur. sözüyle, dergilerin hangi özelliği belirtilmek isten-
miştir?
Bu parçada geçen “izine basarak yürüme” sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarları, yeni yazınsal türlere yönlendirme
C) Yenilerini eskilerinden ayırabilmek A) İyi şiirler, şairlerinden zengin bir birikim ister.
5. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraç 7. (I) Yaşadığı dönemin şiir anlayışından uzaklaşarak
içindeki sözün anlamını içermemektedir? uçlarda dolaşan, alışılmadık bağdaştırmaları ve imge-
leriyle zaman zaman, bilinen söylemin dışına taşan
şair, sürekli yenilikler peşinde koşmuştur. (II) Karşı-
A) Öykünüzü, yaşamın akışını düşündüren bir do- laştığı insanlık durumlarına yeni duygu ve anlamlar
ğallıkla yazın, bunu yapabilecek güçlü bir kalemi- yükleyerek onları yeniden yazmıştır. (III) Şiirlerini
niz var. (yazarlık yeteneği olmak) oluştururken boş alanlar bırakmış, uzun dizeleri kır-
mıştır. (IV) Şiirde bir yenilik gerçekleştirmek için dilin
yerleşik söz değerlerini olduğu gibi kullanmaktan ka-
B) Öykünüzdeki bilinmeyenlerden kurtulmak için öy- çınmış, dili yeniden kurmaya yönelmiştir. (V) Şiirle-
küdeki kadının kim olduğunu, nasıl bir yaşam rinin çoğunda, çok anlamlı sözcükler kullanarak deği-
sürdüğünü, ne iş yaptığını görünür kılın. (belir- şik çağrışımlar uyandırmıştır.
ginlik kazandırmak)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi,
C) Sizin yaptığınız gibi, bir dönemi küçük bir öyküye
sözü edilen şairin şiirlerinin içeriğiyle ilgilidir?
sığdırmak herkesin üstesinden gelebileceği bir iş
değildir. (zorluğu yenmek)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışı- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangile-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? ri anlamca birbirine en yakındır?
9. (I) Berna Moran’ın deyişiyle “huzursuzluğun romanı”, 11. Şairler arasında öteden beri süregelen açık ya da giz-
Fethi Naci’ye göre de “Türkçenin en güzel aşk roma- li bir yarış vardır. Oysa aynı gözeden su içen, aynı
nı” olan Huzur’un yayımlanışının üzerinden yaklaşık güneş altında ısınan, aynı ağacın gölgesinde oturan
elli yıl geçti. (II) Bu romanda olaylar, bir ağustos günü insanlardır onlar. Birbirlerine, sanıldığından daha çok
başlar ve radyodan İkinci Dünya Savaşı’nın başladı- ihtiyaçları vardır. Ölmüş şairlerle, onların anıları üze-
ğını haber veren bir anonsla biter. (III) Her ne kadar rinde yaşatılan dostluklar da dâhildir buna. ----? Kıs-
ilk bakışta aşk romanı gibi görünse de günahın ve ka- kanmalar, görmezden gelmeler, kara çalmalar… Neyi
vuşmanın değil, Doğu’yla Batı’nın, huzursuzluğun, paylaşamazlar? Herkesin kabı kendine göredir, ala-
zaman ve müziğin romanı olarak kabul edilir. (IV) Hu- cağı su miktarı bellidir oysa. Paylaşmanın, el ele ve-
zur, hiçbir zaman Madam Bovary’nin yarattığı etkiye rerek yaratacakları eleştiri ortamının sağlayacağı ya-
benzer bir etki yaratmamıştır. (V) Madam Bovary gibi rarlar üstünde durmak ve bunu geliştirmek varken ne-
can sıkıcı taşranın romanı değildir Huzur; tam tersine dir bu yok edici yarış?
çok eski, çok köklü bir kentin, İstanbul’un, Boğazi-
çi’nin romanıdır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de değerlendirme söz konusu değildir? A) Şairler arasındaki bütün bu çatışmalar gerçekte
şiirimizin tematik haritasını daraltır mı
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
B) Bunu bilmelerine karşın nedir bu sevgisizlik şair-
ler arasında
C) Öyleyse neden şiirin kolaya kaçma sanatı olduğu
izlenimi yaratılıyor
D) Şairler, birbirlerini değerlendirirken şiirsel ölçütler
kullanırlar mı
10. (I) Günümüzde, yeni yetişen genç yazarlar kendinden E) Oysa her şair, şiirini kendi yaşam serüveninden
öncekileri tanımadıkları, okumadıkları için bir eksiklik çıkarmaz mı
duymuyor sanki. (II) Bunlar deneyimli, usta yazarların
önünde yaprak gibi titremiyor artık, kendine çok güve-
niyor. (III) Bununla birlikte yapıtları ilgiyle karşılanan,
geniş okur kitlelerine seslenen sanatçının çok iyi ya-
zar olduğu yanılgısına düşüyor. (IV) Yeni kuşağın “Ne
olacaksa çabucak olsun.” düşüncesinden doğan bu
gözü kara yarış, bence oldukça tehlikeli. (V) Çünkü
bu, bireyciliğin, “ben ben”ciliğin egemenliği anlamına
gelir.
12. Sokrates’ten önceki ilk Batılı filozoflar, geçmişten iki 13. Türküler, şiirler iç dünyamızın sesi olarak yazılmış ol-
büyük kopuşu aynı anda gerçekleştirdiler. İlk önce, salar da bizden çıktıkları anda topluma mal olmuştur
kendi akıllarını kullanarak dünyayı anlamaya çalıştı- artık. Yalnız topluma mal olmakla kalsa iyi. Yerelden
lar. Bu tek başına, tümüyle yeni bir şeydi ve insanın ulusala, ulusaldan evrensele bir değişme ve gelişme
gelişmesinde en önemli köşe taşlarından birini oluş- çizgisi izleyerek bütün insanlığın ortak değeri hâline
turdu. Aynı zamanda insanlara, akıllarını nasıl kulla- gelir. Örneğin Yunus Emre’nin şiirlerinde yansıtılan
nacaklarını ve kendi başlarına nasıl düşüneceklerini duygular salt bize mi özgüdür? Neruda, yalnızca Şi-
de öğrettiler. ----. Onlar bilgi birikimlerini olduğu gibi li’nin acılarını yansıtmıştır, deyip dışlayabilir miyiz onu?
öğrencilerine aktarmak yerine, onları tartışmaya, Acısı acımız olmuştur, halkı da halkımız. Kısaca ----.
düşünce alışverişinde bulunmaya, kendi düşüncele-
rini ileri sürmeye ve savlarını kanıtlamaya özendiren Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
öğretmenlerdi. aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
14. Gerek edebiyat dergilerinde gerekse gazetelerin sa- 15. Yayınevlerinin tercihi her zaman romandan yana ol-
nat-edebiyat sayfalarında yer alan söyleşilerde, ne- muştur. Yalnız bizde değil, dünyada da böyle. Öykü-
dense hep aynı konular konuşuluyor ve bundan bir ler ise daha çok dergilerde varlıklarını sürdürüyor.
türlü vazgeçilmiyor. Bir yazarın yeni bir romanı mı Öykü kitabı yayımlamakta direnen genç yeteneklere
çıkmış, sorusu hemen hazır: “Bu yapıtınızı yazarken olanak sağlayan yayınevleri - neyse ki - var. Şu da bir
neyi amaçladınız?” ya da “Yapıtınız yaşadıklarınız- gerçek ki beş altı yıldır durağan bir ortamda kendini
dan izler taşıyor mu?” Cevaplar da üç aşağı beş yu- yineliyor öykü ama yenileyemiyor. Bu nereye kadar
karı aynı düşünceler etrafında dönüyor. Peki neden sürer, kestirmek güç; ardından bir yükselişin, belki de
bu sınırlılık? Bence bu, yazardan değil, soruyu so- sıçramanın yaşanacağı kesin.
randan kaynaklanıyor. Çünkü söyleşilerde asıl yön-
lendirici, soruyu sorandır. Bu nedenle sanatçının dü- Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
şünce üreterek sanatını geliştirmesinde ve yapıtları- olarak söylenmiş olabilir?
nın değerlendirilmesinde ona sorulacak soruların
önemli bir payı vardır. ----.
A) Yayınevleri öykü seçiminde hangi ölçütlere bağlı
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre kalıyor?
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
B) Roman türündeki kalıplaşmaya gidiş konusunda
ne düşünüyorsunuz?
A) Bütün bunlara bakarak eleştirel yaklaşımın ne
C) Öykücülerin soyut konulara ağırlık verişini neye
denli önemli olduğunu söylemek hiç de yanlış ol-
bağlıyorsunuz?
maz
D) Türk edebiyatında romanın yükselişi karşısında
B) Bu sorun bence temelde birbirini izleyen aynı öykünün konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
nitelikteki durumların art arda sıralanmasından
doğuyor E) Genç yazarları öykü yazmaya yönlendirmek için
neler yapılabilir?
C) Hangi yazara sorarsanız sorun, hepsi kendine
özgü yazma yöntemlerinin olduğunu söyleyecek-
tir
D) Üstelik yapıtın niteliğini yazarın donanımı belirler
ve bunun üzerine söylenebilecek çok söz vardır 16. Modayı sevmem. Örneğin herkesin aynı anda, aynı
şeyleri giymesi, bana nedense ters gelir. Benim pus-
lu, gözlerden uzak ve reklamı çok yapılmamış olan
E) Kısaca hem eleştirmenlerin hem de sanatçılarla hoşuma gider her zaman. Çünkü yönlendirilmeyi de-
söyleşi yapanların, her düzeyden insanın ilgisini ğil, özgürce keşfetmeyi severim. Bilinçaltıma baskı
çekecek nitelikte sorular sorması gerekiyor yapılmasını istemem.
17. Ödüller, genç bir şairin adının altı fosforlu bir kalemle 19. İnsanlar, toplu hâlde yaşama gereksinimi duyarlar.
çizilerek şiirlerinin tanınmasına olanak sağlıyorsa az Bunun için herkesin üzerinde anlaştığı, gittikçe yay-
şey mi bu? Ya da usta bir şairin, şiire verdiği emeğin gınlaşan ortak bir değerler sistemi gerekir. İşte ahlak,
ödülle taçlandırılmasının ne sakıncası olabilir ki? Üs- bu türden bir değerler sistemidir. Toplumda çekişen
telik şiir kitaplarının hemen hemen hiç satılmadığı, ve çatışan tarafların hiçbir ortak yanı kalmadığı du-
dolayısıyla kitapçıların, bu kitapları raflarına koymaya rumlarda bile birleştirici bir güç durumundadır. Ör-
yanaşmadığı ve dağıtımcıların, “şiir” sözcüğünü duy- neğin, dürüstlüğü değil de yalancılığı ya da sahte-
duğunda yüzlerini buruşturduğu günümüzde… Şiirin kârlığı kimse öneremiyor. Sadakat yerine ihanet, ada-
bu konumuna gönlü razı olmayan şairlerin verdiği let yerine haksızlık değerli gösterilemiyor. Çünkü ah-
emekleri, bütün şiirseverlerin takdirle karşılaması ge- lak, bir insan topluluğunun, üzerinde birleştiği ortak
rektiği kanısındayım. paydayı oluşturuyor.
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden ya- Bu parçadan ahlakla ilgili olarak aşağıdakilerin
kınmaktadır? hangisi çıkarılabilir?
A) Ödüllere karşı çıkılmasından A) İlkelerinin kişiden kişiye değişen, göreceli bir ni-
telik taşıdığı
B) Ödüllerin gelişigüzel dağıtılmasından B) Davranışları ve ilişkileri düzenleyen ana kurallar
olduğu
C) Günümüzde değer yargılarının değişmesinden C) Toplumdan topluma farklı özellikler taşıdığı
D) Genç şairlerin ödül alınca ustalaştıklarına inan- D) Yasaların öngördüğü yaptırımları içerdiği
malarından
E) Sanatçıların, yaratılarını oluştururken gerekli E) Kişileri değerlendirmede ayırıcı bir ölçüt olduğu
özeni göstermeyişlerinden
20. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından bu yana nostalji, 21. Bir zamanlar edebiyatın gücüne, bir şeyleri değiştire-
başka bir deyişle eskiye duyulan özlem gittikçe yay- bileceğine inanırdım. Benim için edebiyat, yaşam bo-
gınlaşıyor. Bu, bir bakıma insanların yaşamlarından yu temiz kalmanın, vicdani ve ahlaki çürümeye karşı
giderek daha fazla yakındıklarının bir göstergesi. Ar- durmanın göstergelerinden biriydi. Yıllarım, bu inan-
tık her kuşak yaşamın daha az mekanik, doğallığın cın etkisiyle gelişen bir tutkunun peşinden koşmakla
daha yaygın olduğu bir dönemi özlüyor. Bu özlem hiç geçti. Ama artık kabul edelim, bugünün insanı sözün
bitmeyecek gibi görünüyor. Çünkü teknolojik geliş- değerini bilmiyor. Okumayı sevdiğini söylüyor ama iyi
meler yaşamı kolaylaştırdığı ölçüde daraltıyor da. Bu romanlardan, öykülerden, gerçek şiirden habersiz.
yüzden günümüz insanı gözlerini geçmişe çeviriyor. Ömrünü edebiyata vermiş, köşesinde sessiz sessiz
Söz gelimi eski trenler böyle miydi, diye başlıyor, in- yaşayan gerçek yazarlara sırtını dönmüş. Yalnızca,
sanların atlı arabalarla yolculuk ettikleri günlere kadar yapıtları çok sattığı için kimi yazarların önünde uzun
gidiyor. kuyruklar oluştururken edebiyatın insanı çağırdığı o
gerçek dünyayı aşındırdığının farkında bile değil. Pe-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? ki, o zaman edebiyat ne işe yarıyor? Söylemesi zor
ama edebiyat bugün, yaratıları ilgi görmeyen üç beş
A) kişinin sığındığı, kuşatılmış bir kale.
İçinde bulunduğumuz koşulların geçmişi güzel-
leştiren çağrışımlar yarattığı Aşağıdakilerden hangisi edebiyatla ilgili olarak bu
B) İnsanlar arasındaki içtenlikli ilişkilerin yitip gittiği parçada yakınılan durumlardan biri değildir?
22. Çocukluğumuzda kaç kez duyduk kim bilir: “Çok oku- 23. Benim ansiklopediyle tanışmam, ortaokulda ödev
yan mı bilir, çok gezen mi?” Cevaptan çok, sorunun yapmak için kütüphaneye gittiğim günlere rastlar. Bir
kendisi önemliydi sanki. Ortada derin bir ikilem var- ansiklopediye sahip olmak o yıllarda, hayal edilemez
mış gibi ciddiyetle yöneltilirdi soru. Her seferinde bir şeydi. O, ancak bir kütüphanede bulunur ve belli
“Çok okuyan!” dememiz beklenirdi. Galiba ilköğ- bir süreliğine alınıp bakılabilir, dokunulabilir bir nes-
retimdeki öğretmenlerimiz, okuma sevgimizi böyle ar- neydi. Kocaman cüssesiyle bir ansiklopediyi kucakla-
tırmaya çalışırdı. Çok okumakla çok gezmek asla yan mak, sayfalarını karıştırmak, bir maddeyi arayıp bul-
yana gelemezmiş gibi… Bense okumayı da gezmeyi mak, başka bir gezegene inmek ve orada keşiflerde
de tutkuyla seven biri olarak ikiye bölünürdüm. Hiçbir bulunmaktan farksızdı. Ne yazık ki şimdiki çocuklar
zaman ısınamadım bu yapay ikileme, okumanın da ansiklopedi bile karıştırmıyorlar. O büyülü dünyadan,
içten içe bir seyahat olduğuna inandığımdan, her ki- o heyecandan habersiz yaşıyorlar. Öğretmenler ödev
tabın bizi başka bir yolculuğa çıkardığını düşündü- verirken “İnternetten bulun.” diyorlar. Onlar da hiçbir
ğümden. Okuyarak gezmek, her kitabı başlı başına çaba göstermeden İnternetten buldukları bilgiyi kop-
bir serüven sayarak bir başka ortama, bir başka ya- yalıyor; okuyup değerlendirmeden, hiçbir şey öğren-
şama uzanan bir yolculuk yapmak mümkündür çün- meden götürüp veriyorlar.
kü. Gezerken de her insanı ve her hayatı bir kitap gibi
düşünerek dünyayı okumak da mümkün. Okumak ve Bu parçada belirtilenler arasında aşağıdakilerden
gezmek aslında o kadar iç içe ki… hangisi yoktur?
24. Hemen hepimiz yazılarımızda, yerli yersiz alıntılar 25. Bazı sanatçılar, yaratıcılıklarını kamçılayan büyülü
yapmaktan, özellikle sözü, alçak gönüllülükle yabancı I
ozanlara, çağdaş düşünürlere bırakmaktan fazlasıyla
hoşlanıyoruz. Kimi zaman bunu öyle abartıyoruz ki anları “beyaz an” diye adlandırırmış. Yakalandığı
yazar olarak konuyla ilgili ne düşündüğümüz anlaşıl- II
mıyor. Ayrıca aynı alıntıların değişik yazarlarca da
kullanıldığını görüyoruz. Böylece tekrarın tekrarı bir sırada “Sonra devam ederim.” diyerek asla kesinti-
okuma, zaman kaybına, okuma ediminin yavanlaş- III
masına yol açıyor. Bu nedenle kendi özgün düşünce-
mizi dayanaklarıyla işlemeliyiz yazılarımızda. Yüzey- ye uğratılmaması, ertelenmemesi gerekirmiş bu
sellikten olabildiğince kaçınmalıyız. Kendi düşüncele-
rimizin de örneğin bir Valéry’ninki, Deleuze’ünki kadar
anın. Çünkü dönüp bakıldığında yerinde bulunama-
önemli olduğuna inanarak bir öz güven geliştirmeliyiz.
IV
Bu parçada alıntıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
yabilirmiş. Tükeninceye değin hakkının verilmesi
hangisine değinilmemiştir?
A) Yazılarda kullanılırken aslına bağlı kalınmadığına gerekirmiş, her zaman karşılaşılamayan bu beyaz
V
B) Belirli örneklere sık sık başvurulduğuna anların.
26. (I) Rengi uçmuş, sıradan yaşamımızda kendimize bir 28. (I) Yatılı olarak okuduğum ortaokul yıllarında, yaz ta-
ziyafet çekmek istediğimiz zaman kitapların kapağını tillerinde Kozlu’ya, ailemin yanına özlemle dönerdim.
aralarız. (II) Büyük bir açlıkla sayfaları çeviririz. (II) O yaşlarda evden yedi-sekiz ay uzakta kalmak ko-
(III) Gözlerimiz sözcükleri iştahla birer birer yerken lay değildi. (III) Arkadaşlarımı, okulumu çok seviyor-
zamandan ve mekândan kopuveririz. (IV) Başka in- dum, bugün de süren dostlukların temeli o yıllarda
sanların, başka diyarların görünmez konukları oluve- atılmıştı ama aile özlemi bir başka şeydi. (IV) Evimiz,
ririz. (V) Bu deneyimin ardından yaşadığımız ana geri denizin hemen kıyısındaki bir tepenin yamacındaydı.
döndüğümüzde ise ruhumuzda kopan fırtınalar ya (V) Dalga sesleri odamda sürekli yankılanırdı ve ben
şiddetlenir ya da dinginleşir ama her zaman bir şeyler doyamadığım o denizi, dalgaları büyük bir hazla izler-
değişir içimizde. dim. (VI) Hâlâ Kozlu’yu, o evi ve o dalga seslerini, öz-
lemin içimi sızlatan acısıyla anımsarım.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-
rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de ögelerin dizilişi “zarf tümleci, nesne, zarf tümleci
A) I. cümlede, nesne, belirtili isim tamlamasından ve yüklem” biçimindedir?
oluşmuştur.
A) I. B) II. C) III. D) V. E) VI.
B) II. cümlede, durum zarfı kullanılmıştır.
B) Ünlü düşmesi
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden
hangisi yanlıştır? C) Sürerlik fiili
30. Bir uğultu başlıyor söz dağarcığımda, sözcükler 32. Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Medet Köyü’nde ya-
Bu cümledeki altı çizili sözcüklerin hangisinde tanır. Usta derme çatma köy evinde yumurta kabu-
ünsüz benzeşmesi vardır?
33. Eğer o şiirler, o romanlar, o öyküler, o tiyatro yapıtları 35. (I) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz; onlar, metinlerde
olmasaydı, söylemek bile fazla, duygularımız daha az geçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın büyüsün-
bilinecek, bilgilerimiz daha az olacaktı. Çünkü ede- den çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denen
biyat, daha iyi duymamızı, daha iyi düşünmemizi sağ- bir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (III) Çünkü
lar. Daha doğru, daha insanca yaşamamıza yardımcı “olay” onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim,
olur. çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup getirmeme,
okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiir-
Bu parçada, virgülün işlevleriyle ilgili olarak aşa- lerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz.
ğıda verilenlerden hangisine uygun bir örnek (V) Bu da bize, Borges’in de dediği gibi, şiirin
yoktur? öğretilemeyecek ama duyumsatılabilecek bir tür oldu-
ğunu gösteriyor.
A) Ara sözleri ayırma Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
B) Sıralı cümleleri birbirinden ayırma
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
C) Özel olarak vurgulanması gereken bir ögeyi be-
lirtme
D) Tırnak içinde verilmeyen aktarma cümlelerini be-
lirtme
E) Art arda sıralanan eş görevli sözcük kümelerini
ayırma
36. (I) Editör, bir yayınevinin olmazsa olmazlarındandır.
(II) Yayımlanacak bir yapıtı düzenlemek, yayıma ha-
zırlamak ve yayımlamak gibi birçok işi ve işlevi var.
(III) Yazarın ve eserinin seçilmesinden, nasıl yayımla-
nacağına değin yayımlama işinin bütün aşamalarını
34. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bo- kapsayan zorlu bir iştir bu. (IV) Günümüzde editörlük,
zukluğu vardır? yayıncılık alanında kurumsallaşamamış işlerden.
(V) Yazarların çoğu, editörün yaptığı işi küçümseyip
onu yalnızca bir düzeltmen olarak algılıyor. (VI) Bu
A) Diplomalarını alacak öğrenciler salona sırayla gi- yüzden de editörlüğü böyle algılayan birçok yazarın
riş yaptılar. yayımlanan kitaplarında yanlışlardan geçilmiyor.
B) Müjdeyi vermek için mutfağa, annesinin yanına
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa-
heyecanla koştu.
ragraf hangi cümleyle başlar?
C) Konuşmasına başlamadan önce dinleyicilere
şöyle bir baktı. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
D) Eski öğrencilerin de katıldığı büyük bir toplantı
düzenlediler.
E) Yarıyıl tatilinde yapılacak olan Amasra gezisi er-
telendi.
37. (I) İnsan ilişkilerinin öneminin yeterince kavranmamış 39. Yazınsal yaratıcılığın gizi, ana dilde, ana dilin söz de-
olması, çocuk gelişimiyle ilgili birtakım sorunları da ğerlerindedir. Buna erişmesi, yazarın, ozanın önce-
beraberinde getirdi. (II) Söz gelimi günümüzde, kendi likle ana dilini, onun söz değerlerini sevmesine bağlı-
kendine oyun kuramadığı için üretken olamayan, edil- dır. Bu sevgiden yoksunsa kişi, gerçek anlamda yara-
gen, çevreye karşı ilgisiz, evlere hapsolmuş çocuklar tıcı olamaz. Büyük bir ozan da yaratıcılığın dilde, söz-
yetişiyor. (III) Bunların hayal güçleri, erken yaşta ta- cüklerde olduğunu söylüyor. Şöyle diyor sözcükler
nıştıkları ve hayatlarının doğal bir parçası olan tele- için: “Onların önünde ben diz çökerim, bana kalk de-
vizyonla ve bilgisayar oyunlarıyla sınırlanmış durum- yinceye değin kıpırdamam. Kısaca, değer veririm on-
da. (IV) Televizyondaki reklamlar çocukları ticari birer lara, arkalarından giderim sözcüklerin, izlerim onları.
araç olarak görüyor. (V) Kaba kuvveti ve silah kullan- İşte ben böylesine severim sözcükleri.”
mayı özendiren, sanat değeri düşük filmler ve kimi
yayınlar yüzünden özellikle çocuklar, çeşitli psikolojik Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
sorunlarla yüz yüze geliyorlar. (VI) den hangisi söylenemez?
E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
1. Bu testte sırasıyla, Tarih (1–17), Coğrafya (18–31), Felsefe (32–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Sosyal Bilimler Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
D) I ve II E) I, II ve III
5. XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti, iltizam usulünde yap- 7. Aşağıdakilerden hangisinin Osmanlı Devleti’nde
tığı değişiklikle yüklü bir peşin ödemeyi de öngören yerli tüccar kesiminin güçlenmesini engellediği
malikâne usulünü getirmiştir. Buna göre mukaatalar savunulamaz?
mültezimlere daha önceki gibi üç yıllık sürelerle değil,
sürekli olarak ihale edilmeye başlanmıştır. A) Yabancılara kapitülasyonlarla ayrıcalıklar tanın-
ması
Yapılan bu değişiklikle güdülen amaç aşağıdaki-
lerden hangisidir? B) Üretimin tarıma dayalı olması
A) Yeniçeri Ocağının kaldırılmasına ortam hazır- C) Osmanlı deniz taşımacılığının yetersiz olması
lamak
B) Tek hazine sisteminden çoklu hazine sistemine D) Osmanlı sanayisinin rekabet gücünü giderek yi-
geçmek tirmesi
C) Hazineye daha fazla gelir sağlamak E) İpek ve Baharat yollarının önemini kaybetmesi
D) İşgaller karşısında halkın desteğini almak Onur, yukarıdaki azınlıklardan hangilerini söyle-
seydi Ahmet’e doğru bilgi vermiş olurdu?
E) Mebuslar Meclisini kapatmak
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
13. Sakarya Savaşı kazanılmasına karşın Yunan or- 15. Hindistan’daki bir tarikatın lideri olan Ağa Han ile İn-
dusunu kesin yenilgiye uğratan Başkomutan giltere Kralı’nın özel danışmanı Hintli Emir Ali, Baş-
Meydan Savaşı’nın yaklaşık bir yıl sonra yapılma- bakan İsmet Paşa’ya bir mektup yollayarak halifelik
sına aşağıdakilerden hangisinin neden olduğu sa- kurumuna dokunulmamasını rica etmişlerdir.
vunulabilir?
Bu durumun, halifelikle ilgili olarak
A) Doğu Cephesi’nde fiili mücadelenin sona erme- I. bu kurumun, tüm Müslümanlar üzerinde siyasal
sinin beklenmesi gücünün olduğu,
B) Ayaklanan Çerkez Ethem birliklerinin dağıtılması II. yabancıların, bu kurumu Türkiye’nin içişlerine
müdahale amacıyla kullanmak istedikleri,
C) İtalyanların birliklerini Anadolu’dan çekmeye baş- III. bu kurumun varlığının ülkede tartışma konusu
laması olduğu
D) Türk ordusunun eksiklerinin tamamlanması durumlarından hangilerine kanıt olduğu savunu-
labilir?
E) Ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için Tekâlif-i
Milliye Emirlerinin çıkarılması A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
C) Devletçilik D) Laiklik
E) Cumhuriyetçilik
17. Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti sadece iki şeye güve- 19. Türkiye’de, enerji tasarrufu sağlamak amacıyla yaz ve
nir. Biri millet kararı, diğeri en elim ve güç şartlar için- kış saati uygulanmaktadır. Bu uygulama kapsamında
de dünyanın takdirlerine hakkıyla layık olan ordumu- yılın yaklaşık beş aylık döneminde 30º Doğu meridye-
zun kahramanlığı; bu iki şeye güvenir.” demiştir. ninin, diğer dönemde ise 45º Doğu meridyeninin yerel
saati ulusal saat olarak kullanılmaktadır.
Atatürk’ün, bu sözüyle millî gücün
Buna göre, 45º Doğu meridyeninin yerel saatinin
I. siyasi, ulusal saat olarak kullanıldığı dönemde, Türkiye’ de,
aşağıdakilerden hangisi yaşanmaz?
II. askerî,
D) I ve II E) II ve III E) En sıcak ay
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
Aşağıdakilerden hangisi yapılırsa bu hata gideril-
miş olur?
21. Aşağıdaki haritada beş farklı doğrultu numaralarla 23. Orografik yağışlar, denizden gelen nemli hava kütle-
gösterilmiştir. lerinin kıyı çizgisine paralel uzanan dağ sıralarına
çarparak yükselmesi sonucu meydana gelir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Buna göre, bu tatil beldesinin aşağıdakilerden D) Karbon ve Perm dönemlerinde, bu kıtalarda daha
hangisinde yer alması beklenir? ılıman bir iklimin olduğunu
A) Datça Yarımadası’nda
E) Bu kıtalardaki yer şekillerinin, Karbon ve Perm
B) Gelibolu Yarımadası’nda dönemlerindekiyle aynı olduğunu
C) Bolu Dağları’nda
D) Çukurova’da
E) Çandarlı Körfezi’nde
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
28. Aşağıdaki grafikte, 1750-2000 yılları arasında Avrupa 30. I. Siyasi bölgeler zamanla işlevini yitirebilir.
ve Afrika kıtalarının nüfusu gösterilmiştir.
II. Siyasi bölgeyi oluşturan ülkelerde dil, din ve ırk
birliği vardır.
A) I ve III B) II ve IV C) III ve V
D) I, II ve V E) I, III ve IV
A) 1750-1900 yılları arasında Afrika’dan kıta dışına 31. Aşağıdakilerden hangisi, insanın doğaya olan et-
yoğun göç olmuştur. kisine örnek gösterilemez?
B) Üniversite kurulması
32. Zekânın ve bilgeliğin ölçütünün zenginlik olduğunu 34. Nesnenin bilgisinin söz konusu olabilmesi için önce
düşünen kişiler, Thales’le yoksul olduğu için alay nesnenin var olması gerekir. Örneğin ağacın ne oldu-
ederler. O da bunun üzerine zeytinin az olduğu o yıl, ğundan, türlerinden, yararlarından söz edebilmek için
elindeki bütün parayla, ihtiyaç olmadığı için ucuzlamış öncelikle “ağaç” denilen bir şey var olmalıdır.
olan ve zeytinyağı üretiminde kullanılan tüm presleri
satın alır. Sonraki hasat mevsimi geldiğinde ihtiyacı Bu parça aşağıdaki yargılardan hangisini destek-
olanlara bu presleri kendi belirlediği fiyattan kiralayarak ler?
çok para kazanır.
36. Filler neden büyük, gri ve kırışıktır? Çünkü ufak, beyaz 38. Nasrettin Hoca bir gün oğluyla birlikte şehre gitmek
ve yuvarlak olsalardı aspirin olurlardı. Ufak bir fil hayal üzere yola çıkar. Şehre birçok köyün içinden geçilerek
ederek ona “ufak bir fil” diyebiliriz. Beyaz bir fil hayal gidilmektedir. Hoca eşeğin üzerinde, oğlu da yürüyerek
ederek ona “beyaz bir fil” diyebiliriz. Kırışıksız bir fil de onu takip eder. İlk köyden geçerken köylüler “Koskoca
“kırışıksız bir fil” olur. Başka bir deyişle büyüklük, grilik adam eşeğe binmiş, küçücük çocuğu yürütmeye utan-
ve kırışıklılık, Aristoteles’in bir fili fil yapan şeyin ne mıyor!” diye kınarlar. Sonraki köyden geçerken Hoca
olduğunu tanımlama sınavını geçemez. Çünkü aspirin yürür, oğlu da eşeğin üzerindedir. Oradaki köylüler de
gibi ufak, beyaz ve yuvarlak bir şey bir fil olamaz ve “Görüyor musun saygısız çocuğu, koca adamı yürütü-
böyle bir nesneyle karşılaştığımızda aklımıza “Hey, yor.” derler. Üçüncü köyde Hoca ve çocuk eşeğe birlikte
ağzına attığın bir aspirin mi yoksa alışılmamış türden bir biner, bu kez de eşeğe acımıyorlar diye suçlanırlar.
fil mi?” diye sormak gelmez. Dördüncü köyde çocuk da Hoca da yürür, kınanmaktan
nasiplerini alırlar. Beşinci köyde Hoca ve oğlu eşeği
Bu parçada varlıkla ilgili aşağıda verilenlerden birlikte taşımalarına karşın kınanma durumu değişmez.
hangisi sorgulanmaktadır?
Bu parça ahlak felsefesinin temel problemlerinden
A) Ana maddenin neliği hangisinin soruşturulmasında örnek verilebilir?
E) Zorunlu varlık/mümkün varlık ayrımı C) Ahlakta her zaman iyi niyet yeterli midir?
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Temel Matematik Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 6 B) 2 C) 0 D) E)
2.
D) 1006 E) 1008
A) 4 B) 8 C) 9 D) 15 E) 16
8.
6.
A) 3 B) 4 C) 6 D) 8 E) 9
olduğuna göre, aşağıdaki sıralamalardan hangisi
doğrudur?
A) B) C)
D) E)
9.
A) B) C) 1 D) 2 E) 4
A) 9 B) 11 C) 12 D) 13 E) 15
A) x B) C)
D) E)
A) 8 B) 9 C) 10 D) 12 E) 15
olduğuna göre, ifadesinin değeri kaçtır?
A) B) C) 0 D) 1 E) 4
15.
a bir pozitif tam sayı ve ’tir. p bir asal sayı
olduğuna göre,
16. n bir pozitif tam sayı olmak üzere, n’yi kalansız bölen 19. Rasyonel sayılar kümesinde bildiğimiz toplama ve
pozitif tam sayıların kümesi S(n) ile gösteriliyor. çarpma işlemleri tanımlanıyor.
Buna göre, kesişim kümesinin ele- Buna göre, aşağıdakilerden hangisinin hem top-
man sayısı kaçtır? lama hem de çarpma işlemine göre tersi bir tam
sayıdır?
A) 4 B) 5 C) 6 D) 8 E) 9
A) B) C) 0
D) 2 E)
fonksiyonları veriliyor.
18.
A) B) C)
önermeleri veriliyor. D) E)
A) B) C)
21. Gerçel sayılar kümesinde tanımlı
D) E) I.
II.
III.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) I, II ve III
22. Bir işi 5 kadın işçi 20 günde, 5 erkek işçi ise 30 günde 24. Bir fabrikada üretilen iş makinelerinin sayısı gün so-
bitiriyor. nunda kayıt altına alınıyor. Tutulan kayıtlar o günle
birlikte o günden önce üretilmiş olan iş makinelerinin
toplam sayısıdır. Beş iş gününde tutulan kayıtlar aşa-
Buna göre, 2 kadın ve 2 erkek işçi aynı işi birlikte
ğıda verilmiştir.
kaç günde bitirir?
Pazartesi ve öncesi : 20
A) 20 B) 30 C) 40 D) 45 E) 50
Salı ve öncesi: x
Çarşamba ve öncesi: 90
Perşembe ve öncesi: 140
Cuma ve öncesi: y
A) 10 B) 11 C) 12 D) 13 E) 14
25. Bir yatırımcı, hesabındaki z TL’nin bir kısmıyla altın,
kalan kısmıyla da döviz alıyor. Yatırımcı bir süre son-
ra altınlarını % 20 kâr elde ederek x TL’ye, dövizlerini
ise % 20 zarar ederek y TL’ye satıyor.
A) B)
C) D)
E)
26. Beş öğrencinin aday olduğu sınıf başkanlığı seçimin- 29. Ali, ağzına kadar suyla dolu olan bir şişedeki suyun
de adayların aldıkları oy sayıları olan A, B, C, D, E yarısını elde etmek istiyor. Bunun için aynı şişeden
arasında boş bir tane alıyor ve şişelerdeki su yükseklikleri eşit
olana kadar dolu şişeden diğerine su aktarıyor.
Suyun yarısını elde etmek için yaptığı üç farklı dene-
eşitliği vardır. me aşağıda gösterilmiştir.
Seçim sonucu dairesel grafikte gösterildiğinde
C tane oy alan adaya ait daire diliminin merkez
açısı kaç derece olur?
A) 45 B) 60 C) 90 D) 120 E) 180
A) 5 B) 4 C) 3 D) 2 E) 1
31. Bir depoda bulunan portakal ve mandalinaların mik- 34. ABC bir ikizkenar
tarı toplam 50 tondur. Portakalların % 7’si, manda- üçgen
linaların ise % 8’i çürümüştür. Çürüyen portakal ve
mandalina miktarı toplam 3,8 tondur.
32.
Bir otobüse 3 kadın binerse yolcuların ’ü kadın
’ü erkek olacaktı.
A) 21 B) 24 C) 28 D) 30 E) 32 35.
ABC bir üçgen
A) B) C) D) E)
37. 39.
Buna göre, taralı bölgenin alanı a, b ve c türünden y eksenine göre simetriği alınıyor ve A ile , B ile ,
aşağıdakilerin hangisine eşittir? C ile simetrik nokta çiftleri olacak şekilde
üçgeni elde ediliyor. Elde edilen bu üçgen de
A) B) C)
D) E)
A) B) C) D) E)
1. Bu testte sırasıyla, Fizik (1–14), Kimya (15–27), Biyoloji (28–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Fen Bilimleri Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 1 B) C) D) E)
2.
D) N’de E) P’de
4. 5.
A) 1 B) C) 2 D) E)
6. 7.
A)
(Bu işlemler sırasında sıvıların sıcaklıkları değişme-
mektedir.)
B)
C) A) B) 1 C) D) E) 2
D)
E)
8. 10.
A) K L
11. 12.
oranı kaçtır? A) B) C)
D) E)
A) B) C) 1 D) E)
13.
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
18. Uçucu olmayan bir X katısı 100 gram suda en fazla, 20. bileşiğiyle ilgili bazı bilgiler şöyledir:
’de 17 gram,
bileşiğinin 0,1 molü 12 gramdır.
’de 27 gram,
Bileşikteki X, Y, Z atomlarının kütlece birleşme
’de 39 gram oranları (X:Y:Z) sırasıyla 3:4:8’dir.
D) 21. Atom kuramına göre, baş kuantum sayısı (n) ile ilgili
’de 20 gram X katısının 100 gram suda
aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
E) ’de 30 gram X katısının 100 gram suda A) Baş kuantum sayısı, temel enerji düzeyini belirtir
ve sıfırdan büyük tam sayıdır.
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
D) Stronsiyum karbonat
22. Periyodik çizelgeyle ilgili aşağıdaki ifadelerden 23. X, Y, Z elementleriyle ilgili bilgiler şöyledir:
hangisi yanlıştır?
X’in, iyonunun elektron dağılımı ile
A) IA grubu elementlerinin elektron dağılımındaki bitmektedir.
son orbital s orbitalidir.
Y elementi, 4. periyot ve IIA grubundadır.
B) VIA grubu elementlerinin elektron dağılımı Z, VIIA grubunda ve atom numarası en küçük o-
lan elementtir.
ile biter.
Buna göre X, Y, Z elementlerinin periyodik
C) VA grubu elementlerinin elektron dağılımı çizelgedeki yerleri aşağıdakilerin hangisinde doğ-
ile biter. ru olarak verilmiştir?
B)
X
Y
Z
C) Z
D)
Z
X
Y
E)
Z
Y X
− +
A) X + ve Y3− B) Y3 ve Z C) X ve Z
− + 2+
D) Y3 ve Q 2 E) Z ve Q
Buna göre,
D) II ve III E) I, II ve III
26. X, Y, Z elementlerinden oluşan ya- 28. Bir proteinin, yüksek sıcaklıkta, düşük pH koşulunda ya
da çeşitli kimyasal maddelerin bulunduğu ortamda, üç
pılarındaki bağ türleri, aşağıdakilerin hangisinde boyutlu yapısı bozulmuş, ancak bu durumdan peptid
doğru olarak verilmiştir? bağları etkilenmemiştir.
ulaşılır.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) II ve III
Buna göre, bu makromoleküller aşağıdakilerin
hangisinde doğru olarak verilmiştir?
X Y Z
30. Hücre ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi 32. Aşağıdaki olaylardan hangisi mitoz ve mayoz II
yanlıştır? bölünmenin her ikisinde de kural olarak gerçek-
leşir?
A) Ökaryotik hücrelerde zarlı organeller bulunur.
A) Sinapsis olması
B) Yeni bir hücre ancak başka bir hücrenin bölün- B) Krossing over olması
mesiyle oluşur.
C) Haploid kromozomlu yavru hücre oluşması
C) Hücre büyüdükçe yüzey alanı/hacim oranı aza-
lır. D) Kardeş kromatitlerin birbirinden ayrılması
D) Hücre canlılığın temel birimidir.
E) Homolog kromozomların birbirinden ayrılması
A) B)
Zaman Zaman
A) 1. bireyin genotipi: OO Rr
B) 2. bireyin genotipi: AO rr
C) 3. bireyin genotipi: AA rr
Zaman Zaman
D) 4. bireyin genotipi: BO Rr
E) E) 5. bireyin genotipi: AO Rr
Zaman
34. Balıkların solungacında kılcal damarlardaki kan akışı ile 35. İnsanda, işaretlenmiş bir alyuvar, akciğer atardamarı
su akış yönü birbirine terstir. Bu iki ortam arasın- içine veriliyor; bu işaretli alyuvara bir süre sonra alt ana
daki oksijen difüzyonu Şekil 1’de şematize edilmiştir. toplardamarında rastlanıyor.
Difüzyon sonunda kanın oksijen doygunluğunda (%)
meydana gelen değişimin grafiği de altında verilmiştir. Bu alyuvar kalpten bir kez geçtiğine göre, aşağıdaki
yapıların hangisinden geçmemiştir?
E) Akciğer toplardamarı
A) B)
100 100
Su Su
50 50
Kan Kan
0 0
C) D)
Su Su
100 100
Kan Kan
50 50
Buna göre fotosentez ürünlerinin taşındığı yapı,
şekilde hangi numarayla gösterilmiştir?
0 0
A) I B) II C) III D) IV E) V
E)
Su
100
Kan
50
37. Bitkiler, çiçeklenme için gereksinim duydukları ışık 38. Çiçekli bir bitkinin üremesindeki bazı evreler aşağı-
alma sürelerine göre uzun gün bitkisi ya da kısa gün daki şekilde numaralandırılmıştır.
bitkisi olarak isimlendirilir. Bir uzun gün bitkisiyle bir
kısa gün bitkisi farklı ışık alma sürelerine tabi tutul-
duğunda gerçekleşen çiçeklenme durumları aşağı-
daki şekilde gösterilmiştir.
Bu deneyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi Bu evrelerin hangisinin sonunda meydana gelen
söylenemez? hücrelerin genotipi, bu hücreleri üreten hücre-
ninkinden farklıdır?
A) Kısa gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten az
(Bu üreme döngüsünde mutasyon gerçekleşmediği
olduğunda çiçeklenmiştir.
kabul edilecektir.)
B) Uzun gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
fazla olduğunda çiçeklenmiştir.
D) I ve II E) I ve III
C) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi, ışık
alma süresi 12 saatten az olsa da uzun gün
bitkisinin çiçeklenmesini sağlamıştır.
D) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi kısa
gün bitkisinin çiçeklenmesini önlemiştir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
47 Test Bitti.
Cevaplarınızı Kontrol Ediniz.
;e*V:UtE+
h:P$@.LxHV
M9991.01016
(Bu numarayı c evap k âğıdınızdaki ilgili alana kodlama yı unut mayınız.)
ADI
SOYADI
DİKKAT!
SINAV BAŞLAMADAN ÖNCE AŞAĞIDAKİ UYARILARI MUTLAKA OKUYUNUZ.
1. Adınız, soyadınız, T.C. Kimlik Numaranız ve sınav salon numaranız yukarıdakilerden farklı ve
kitapçık üzerine basılı olan fotoğraf size ait değilse bunu salon başkanına belirterek size ait
soru kitapçığının verilmesini sağlayınız.
1. Bu kitapçıkta sırasıyla Türkçe Testi, Sosyal Bilimler 4. Bu testler puanlanırken her testteki doğru cevap-
Testi, Temel Matematik Testi, Fen Bilimleri Testi larınızın sayısından yanlış cevaplarınızın sayısının
bulunmaktadır. dörtte biri düşülecek ve kalan sayı o testle ilgili ham
puanınız olacaktır. Bu nedenle, hakkında hiçbir
2. Bu testler için verilen toplam cevaplama süresi 160
fikriniz olmayan soruları boş bırakınız. Ancak,
dakikadır. Bu süreyi, cevaplayacağınız testleri dik-
soruda verilen seçeneklerden birkaçını eleyebiliyor-
kate alarak kullanınız.
sanız kalanlar arasında doğru cevabı kestirmeye
3. Bu kitapçıktaki testlerde yer alan her sorunun sade- çalışmanız yararınıza olabilir.
ce bir doğru cevabı vardır. Bir soru için birden çok
5. Sınavda uyulacak kurallar bu kitapçığın arka kapa-
cevap yeri işaretlenmişse o soru yanlış cevaplan-
ğında belirtilmiştir.
mış sayılacaktır.
SINAVDA UYULACAK KURALLAR
1. Cep telefonu ile sınava girmek kesinlikle yasaktır. Çağrı cihazı, telsiz, fotoğraf makinesi vb. araçlarla; cep
bilgisayarı, kol ya da cep saati, her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlarla; silah ve benzeri teçhizatla;
müsvedde kâğıdı, defter, kitap, sözlük, sözlük işlevi olan elektronik aygıt, hesap cetveli, hesap makinesi, pergel,
açıölçer, cetvel vb. araçlarla sınava girmek kesinlikle yasaktır. Bu araçlarla sınava girmiş adaylar mutlaka Salon
Sınav Tutanağına yazılacak, bu adayların sınavı geçersiz sayılacaktır. Sınava kalem, silgi, kalemtıraş, saat
vb. araçla ve kulaklık, küpe, broş vb. takı, herhangi bir metal eşyayla girmek de kesinlikle yasaktır.
Yiyecek, içecek vb. tüketim malzemeleri de sınava getirilemez. Adaylar sınava şeffaf şişe içerisinde su
getirebileceklerdir.
2. Bu sınavda verilen toplam cevaplama süresi 160 dakikadır. Sınav başladıktan sonra ilk 120 ve son 15 dakika
içinde adayın sınavdan çıkmasına kesinlikle izin verilmeyecektir.
3. Sınav evrakını teslim ederek salonu terk eden aday, her ne sebeple olursa olsun, tekrar sınava alınma-
yacaktır.
4. Sınav süresince görevlilerle konuşmak, görevlilere soru sormak yasaktır. Aynı şekilde görevlilerin de adaylarla
yakından ve alçak sesle konuşmaları ayrıca, adayların birbirinden kalem, silgi vb. şeyleri istemeleri kesinlikle
yasaktır.
5. Sınav sırasında, görevlilerin her türlü uyarılarına uymak zorundasınız. Sınavınızın geçerli sayılması, her şeyden
önce, sınav kurallarına uymanıza bağlıdır. Kurallara aykırı davranışta bulunanların ve yapılacak uyarılara
uymayanların kimlik bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve sınavları geçersiz sayılacaktır.
6. Sınav sırasında kopya çeken, çekmeye kalkışan, kopya veren, kopya çekilmesine yardım edenlerin kimlik
bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve bu adayların sınavları geçersiz sayılacaktır. Görevliler kopya
çekmeye ya da vermeye kalkışanları uyarmak zorunda değildir; sorumluluk size aittir.
Adayların test sorularına verdikleri cevapların dağılımları bilgi işlem yöntemleriyle incelenecek, bu
incelemelerden elde edilen bulgular bireysel ya da toplu olarak kopya çekildiğini gösterirse kopya eylemine
katılan adayın/adayların cevaplarının bir kısmı ya da tamamı iptal edilecektir.
Sınav görevlileri bir salondaki sınavın, kurallara uygun biçimde yapılmadığını, toplu kopya girişiminde
bulunulduğunu raporlarında bildirdiği takdirde, ÖSYM takdir hakkını kullanarak bu salonda sınava giren tüm
adayların sınavını geçersiz sayabilir.
7. Cevap kâğıdında doldurmanız gereken alanlar bulunmaktadır. Bu alanları doldurunuz. Cevap kâğıdınızı
başkaları tarafından görülmeyecek şekilde tutmanız gerekmektedir. Cevap kâğıdına yazılacak her türlü yazıda
ve yapılacak bütün işaretlemelerde kurşun kalem kullanılacaktır. Sınav süresi bittiğinde cevapların cevap
kâğıdına işaretlenmiş olması gerekir. Soru kitapçığına işaretlenen cevaplar geçerli değildir.
8. Soru kitapçığınızı alır almaz, sayfaların eksik olup olmadığını, kitapçıkta basım hatalarının bulunup bulun-
madığını ve soru kitapçığının her sayfasında basılı bulunan soru kitapçığı numarasının, kitapçığın ön kapağında
basılı soru kitapçığı numarasıyla aynı olup olmadığını kontrol ediniz. Soru kitapçığınızın sayfası eksik ya da
basımı hatalıysa değiştirilmesi için salon başkanına başvurunuz.
9. Size verilen soru kitapçığının numarasını cevap kâğıdınızdaki “Soru Kitapçığı No” alanına kodlayınız.
10. Sınav sonunda soru kitapçıkları toplanacak ve ÖSYM’de tek tek incelenecektir. Soru kitapçığının bir sayfası bile
eksik çıkarsa sınavınız geçersiz sayılacaktır.
11. Cevap kâğıdına ve soru kitapçığına yazılması ve işaretlenmesi gereken bilgilerde bir eksiklik ve/veya yanlışlık
olması hâlinde sınavınızın değerlendirilmesi mümkün olamamaktadır. Tarafınızdan yazılması ve işaretlenmesi
gereken bu bilgilerde eksiklik ve/veya yanlışlık olduğunda durumunuz Sınav Salon Tutanağında belirtilecektir.
12. Soru kitapçığının sayfalarındaki boş yerleri müsvedde için kullanabilirsiniz.
13. Soruları ve/veya bu sorulara verdiğiniz cevapları ayrı bir kâğıda yazıp bu kâğıdı dışarı çıkarmanız kesinlikle
yasaktır.
14. Her testin cevaplarını cevap kâğıdındaki ilgili alana işaretlemeye dikkat ediniz.
15. Sınav salonundan ayrılmadan önce, soru kitapçığınızı ve cevap kâğıdınızı salon görevlilerine teslim etmeyi
unutmayınız.
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimi zin yazılı i zni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu
ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
1. Yahya Kemal’i ve Nazım Hikmet’i ayrı tutarsak küçük 3. Bir sanatçımız şöyle diyor: “Dergiler, edebiyatın yeral-
mutluluklar Türk şiirine Garip döneminde bir uğrayıp tı haritasıdır.” Nitekim bu dergilerde ilk ürünleri yayım-
geçmiştir, diyebiliriz. Biraz Ziya Osman, çok az Cahit lanan genç şairlerin çoğu, bir süre sonra çalışmalarını
Sıtkı… Onun dışında “Hüzün ki en çok yakışandır bi- kitaplaştırarak şairliklerinin ilk kilometre taşlarını ko-
ze.” anlayışı egemendir. Cemal Süreya’nın, Garip- yarlar.
çilerin izine basarak yürüdüğü kimi şiirlerinde de bu
anlayışın yansımalarını görürüz. Ne var ki onun şiirle- Bu parçada geçen “edebiyatın yeraltı haritası olma”
rinde genel olarak ince bir hüzün söz konusudur. sözüyle, dergilerin hangi özelliği belirtilmek isten-
miştir?
Bu parçada geçen “izine basarak yürüme” sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarları, yeni yazınsal türlere yönlendirme
C) Yenilerini eskilerinden ayırabilmek A) İyi şiirler, şairlerinden zengin bir birikim ister.
5. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraç 7. (I) Yaşadığı dönemin şiir anlayışından uzaklaşarak
içindeki sözün anlamını içermemektedir? uçlarda dolaşan, alışılmadık bağdaştırmaları ve imge-
leriyle zaman zaman, bilinen söylemin dışına taşan
şair, sürekli yenilikler peşinde koşmuştur. (II) Karşı-
A) Öykünüzü, yaşamın akışını düşündüren bir do- laştığı insanlık durumlarına yeni duygu ve anlamlar
ğallıkla yazın, bunu yapabilecek güçlü bir kalemi- yükleyerek onları yeniden yazmıştır. (III) Şiirlerini
niz var. (yazarlık yeteneği olmak) oluştururken boş alanlar bırakmış, uzun dizeleri kır-
mıştır. (IV) Şiirde bir yenilik gerçekleştirmek için dilin
yerleşik söz değerlerini olduğu gibi kullanmaktan ka-
B) Öykünüzdeki bilinmeyenlerden kurtulmak için öy- çınmış, dili yeniden kurmaya yönelmiştir. (V) Şiirle-
küdeki kadının kim olduğunu, nasıl bir yaşam rinin çoğunda, çok anlamlı sözcükler kullanarak deği-
sürdüğünü, ne iş yaptığını görünür kılın. (belir- şik çağrışımlar uyandırmıştır.
ginlik kazandırmak)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi,
C) Sizin yaptığınız gibi, bir dönemi küçük bir öyküye
sözü edilen şairin şiirlerinin içeriğiyle ilgilidir?
sığdırmak herkesin üstesinden gelebileceği bir iş
değildir. (zorluğu yenmek)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışı- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangile-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? ri anlamca birbirine en yakındır?
9. (I) Berna Moran’ın deyişiyle “huzursuzluğun romanı”, 11. Şairler arasında öteden beri süregelen açık ya da giz-
Fethi Naci’ye göre de “Türkçenin en güzel aşk roma- li bir yarış vardır. Oysa aynı gözeden su içen, aynı
nı” olan Huzur’un yayımlanışının üzerinden yaklaşık güneş altında ısınan, aynı ağacın gölgesinde oturan
elli yıl geçti. (II) Bu romanda olaylar, bir ağustos günü insanlardır onlar. Birbirlerine, sanıldığından daha çok
başlar ve radyodan İkinci Dünya Savaşı’nın başladı- ihtiyaçları vardır. Ölmüş şairlerle, onların anıları üze-
ğını haber veren bir anonsla biter. (III) Her ne kadar rinde yaşatılan dostluklar da dâhildir buna. ----? Kıs-
ilk bakışta aşk romanı gibi görünse de günahın ve ka- kanmalar, görmezden gelmeler, kara çalmalar… Neyi
vuşmanın değil, Doğu’yla Batı’nın, huzursuzluğun, paylaşamazlar? Herkesin kabı kendine göredir, ala-
zaman ve müziğin romanı olarak kabul edilir. (IV) Hu- cağı su miktarı bellidir oysa. Paylaşmanın, el ele ve-
zur, hiçbir zaman Madam Bovary’nin yarattığı etkiye rerek yaratacakları eleştiri ortamının sağlayacağı ya-
benzer bir etki yaratmamıştır. (V) Madam Bovary gibi rarlar üstünde durmak ve bunu geliştirmek varken ne-
can sıkıcı taşranın romanı değildir Huzur; tam tersine dir bu yok edici yarış?
çok eski, çok köklü bir kentin, İstanbul’un, Boğazi-
çi’nin romanıdır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de değerlendirme söz konusu değildir? A) Şairler arasındaki bütün bu çatışmalar gerçekte
şiirimizin tematik haritasını daraltır mı
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
B) Bunu bilmelerine karşın nedir bu sevgisizlik şair-
ler arasında
C) Öyleyse neden şiirin kolaya kaçma sanatı olduğu
izlenimi yaratılıyor
D) Şairler, birbirlerini değerlendirirken şiirsel ölçütler
kullanırlar mı
10. (I) Günümüzde, yeni yetişen genç yazarlar kendinden E) Oysa her şair, şiirini kendi yaşam serüveninden
öncekileri tanımadıkları, okumadıkları için bir eksiklik çıkarmaz mı
duymuyor sanki. (II) Bunlar deneyimli, usta yazarların
önünde yaprak gibi titremiyor artık, kendine çok güve-
niyor. (III) Bununla birlikte yapıtları ilgiyle karşılanan,
geniş okur kitlelerine seslenen sanatçının çok iyi ya-
zar olduğu yanılgısına düşüyor. (IV) Yeni kuşağın “Ne
olacaksa çabucak olsun.” düşüncesinden doğan bu
gözü kara yarış, bence oldukça tehlikeli. (V) Çünkü
bu, bireyciliğin, “ben ben”ciliğin egemenliği anlamına
gelir.
12. Sokrates’ten önceki ilk Batılı filozoflar, geçmişten iki 13. Türküler, şiirler iç dünyamızın sesi olarak yazılmış ol-
büyük kopuşu aynı anda gerçekleştirdiler. İlk önce, salar da bizden çıktıkları anda topluma mal olmuştur
kendi akıllarını kullanarak dünyayı anlamaya çalıştı- artık. Yalnız topluma mal olmakla kalsa iyi. Yerelden
lar. Bu tek başına, tümüyle yeni bir şeydi ve insanın ulusala, ulusaldan evrensele bir değişme ve gelişme
gelişmesinde en önemli köşe taşlarından birini oluş- çizgisi izleyerek bütün insanlığın ortak değeri hâline
turdu. Aynı zamanda insanlara, akıllarını nasıl kulla- gelir. Örneğin Yunus Emre’nin şiirlerinde yansıtılan
nacaklarını ve kendi başlarına nasıl düşüneceklerini duygular salt bize mi özgüdür? Neruda, yalnızca Şi-
de öğrettiler. ----. Onlar bilgi birikimlerini olduğu gibi li’nin acılarını yansıtmıştır, deyip dışlayabilir miyiz onu?
öğrencilerine aktarmak yerine, onları tartışmaya, Acısı acımız olmuştur, halkı da halkımız. Kısaca ----.
düşünce alışverişinde bulunmaya, kendi düşüncele-
rini ileri sürmeye ve savlarını kanıtlamaya özendiren Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
öğretmenlerdi. aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
14. Gerek edebiyat dergilerinde gerekse gazetelerin sa- 15. Yayınevlerinin tercihi her zaman romandan yana ol-
nat-edebiyat sayfalarında yer alan söyleşilerde, ne- muştur. Yalnız bizde değil, dünyada da böyle. Öykü-
dense hep aynı konular konuşuluyor ve bundan bir ler ise daha çok dergilerde varlıklarını sürdürüyor.
türlü vazgeçilmiyor. Bir yazarın yeni bir romanı mı Öykü kitabı yayımlamakta direnen genç yeteneklere
çıkmış, sorusu hemen hazır: “Bu yapıtınızı yazarken olanak sağlayan yayınevleri - neyse ki - var. Şu da bir
neyi amaçladınız?” ya da “Yapıtınız yaşadıklarınız- gerçek ki beş altı yıldır durağan bir ortamda kendini
dan izler taşıyor mu?” Cevaplar da üç aşağı beş yu- yineliyor öykü ama yenileyemiyor. Bu nereye kadar
karı aynı düşünceler etrafında dönüyor. Peki neden sürer, kestirmek güç; ardından bir yükselişin, belki de
bu sınırlılık? Bence bu, yazardan değil, soruyu so- sıçramanın yaşanacağı kesin.
randan kaynaklanıyor. Çünkü söyleşilerde asıl yön-
lendirici, soruyu sorandır. Bu nedenle sanatçının dü- Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
şünce üreterek sanatını geliştirmesinde ve yapıtları- olarak söylenmiş olabilir?
nın değerlendirilmesinde ona sorulacak soruların
önemli bir payı vardır. ----.
A) Yayınevleri öykü seçiminde hangi ölçütlere bağlı
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre kalıyor?
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
B) Roman türündeki kalıplaşmaya gidiş konusunda
ne düşünüyorsunuz?
A) Bütün bunlara bakarak eleştirel yaklaşımın ne
C) Öykücülerin soyut konulara ağırlık verişini neye
denli önemli olduğunu söylemek hiç de yanlış ol-
bağlıyorsunuz?
maz
D) Türk edebiyatında romanın yükselişi karşısında
B) Bu sorun bence temelde birbirini izleyen aynı öykünün konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
nitelikteki durumların art arda sıralanmasından
doğuyor E) Genç yazarları öykü yazmaya yönlendirmek için
neler yapılabilir?
C) Hangi yazara sorarsanız sorun, hepsi kendine
özgü yazma yöntemlerinin olduğunu söyleyecek-
tir
D) Üstelik yapıtın niteliğini yazarın donanımı belirler
ve bunun üzerine söylenebilecek çok söz vardır 16. Modayı sevmem. Örneğin herkesin aynı anda, aynı
şeyleri giymesi, bana nedense ters gelir. Benim pus-
lu, gözlerden uzak ve reklamı çok yapılmamış olan
E) Kısaca hem eleştirmenlerin hem de sanatçılarla hoşuma gider her zaman. Çünkü yönlendirilmeyi de-
söyleşi yapanların, her düzeyden insanın ilgisini ğil, özgürce keşfetmeyi severim. Bilinçaltıma baskı
çekecek nitelikte sorular sorması gerekiyor yapılmasını istemem.
17. Ödüller, genç bir şairin adının altı fosforlu bir kalemle 19. İnsanlar, toplu hâlde yaşama gereksinimi duyarlar.
çizilerek şiirlerinin tanınmasına olanak sağlıyorsa az Bunun için herkesin üzerinde anlaştığı, gittikçe yay-
şey mi bu? Ya da usta bir şairin, şiire verdiği emeğin gınlaşan ortak bir değerler sistemi gerekir. İşte ahlak,
ödülle taçlandırılmasının ne sakıncası olabilir ki? Üs- bu türden bir değerler sistemidir. Toplumda çekişen
telik şiir kitaplarının hemen hemen hiç satılmadığı, ve çatışan tarafların hiçbir ortak yanı kalmadığı du-
dolayısıyla kitapçıların, bu kitapları raflarına koymaya rumlarda bile birleştirici bir güç durumundadır. Ör-
yanaşmadığı ve dağıtımcıların, “şiir” sözcüğünü duy- neğin, dürüstlüğü değil de yalancılığı ya da sahte-
duğunda yüzlerini buruşturduğu günümüzde… Şiirin kârlığı kimse öneremiyor. Sadakat yerine ihanet, ada-
bu konumuna gönlü razı olmayan şairlerin verdiği let yerine haksızlık değerli gösterilemiyor. Çünkü ah-
emekleri, bütün şiirseverlerin takdirle karşılaması ge- lak, bir insan topluluğunun, üzerinde birleştiği ortak
rektiği kanısındayım. paydayı oluşturuyor.
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden ya- Bu parçadan ahlakla ilgili olarak aşağıdakilerin
kınmaktadır? hangisi çıkarılabilir?
A) Ödüllere karşı çıkılmasından A) İlkelerinin kişiden kişiye değişen, göreceli bir ni-
telik taşıdığı
B) Ödüllerin gelişigüzel dağıtılmasından B) Davranışları ve ilişkileri düzenleyen ana kurallar
olduğu
C) Günümüzde değer yargılarının değişmesinden C) Toplumdan topluma farklı özellikler taşıdığı
D) Genç şairlerin ödül alınca ustalaştıklarına inan- D) Yasaların öngördüğü yaptırımları içerdiği
malarından
E) Sanatçıların, yaratılarını oluştururken gerekli E) Kişileri değerlendirmede ayırıcı bir ölçüt olduğu
özeni göstermeyişlerinden
20. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından bu yana nostalji, 21. Bir zamanlar edebiyatın gücüne, bir şeyleri değiştire-
başka bir deyişle eskiye duyulan özlem gittikçe yay- bileceğine inanırdım. Benim için edebiyat, yaşam bo-
gınlaşıyor. Bu, bir bakıma insanların yaşamlarından yu temiz kalmanın, vicdani ve ahlaki çürümeye karşı
giderek daha fazla yakındıklarının bir göstergesi. Ar- durmanın göstergelerinden biriydi. Yıllarım, bu inan-
tık her kuşak yaşamın daha az mekanik, doğallığın cın etkisiyle gelişen bir tutkunun peşinden koşmakla
daha yaygın olduğu bir dönemi özlüyor. Bu özlem hiç geçti. Ama artık kabul edelim, bugünün insanı sözün
bitmeyecek gibi görünüyor. Çünkü teknolojik geliş- değerini bilmiyor. Okumayı sevdiğini söylüyor ama iyi
meler yaşamı kolaylaştırdığı ölçüde daraltıyor da. Bu romanlardan, öykülerden, gerçek şiirden habersiz.
yüzden günümüz insanı gözlerini geçmişe çeviriyor. Ömrünü edebiyata vermiş, köşesinde sessiz sessiz
Söz gelimi eski trenler böyle miydi, diye başlıyor, in- yaşayan gerçek yazarlara sırtını dönmüş. Yalnızca,
sanların atlı arabalarla yolculuk ettikleri günlere kadar yapıtları çok sattığı için kimi yazarların önünde uzun
gidiyor. kuyruklar oluştururken edebiyatın insanı çağırdığı o
gerçek dünyayı aşındırdığının farkında bile değil. Pe-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? ki, o zaman edebiyat ne işe yarıyor? Söylemesi zor
ama edebiyat bugün, yaratıları ilgi görmeyen üç beş
A) kişinin sığındığı, kuşatılmış bir kale.
İçinde bulunduğumuz koşulların geçmişi güzel-
leştiren çağrışımlar yarattığı Aşağıdakilerden hangisi edebiyatla ilgili olarak bu
B) İnsanlar arasındaki içtenlikli ilişkilerin yitip gittiği parçada yakınılan durumlardan biri değildir?
22. Çocukluğumuzda kaç kez duyduk kim bilir: “Çok oku- 23. Benim ansiklopediyle tanışmam, ortaokulda ödev
yan mı bilir, çok gezen mi?” Cevaptan çok, sorunun yapmak için kütüphaneye gittiğim günlere rastlar. Bir
kendisi önemliydi sanki. Ortada derin bir ikilem var- ansiklopediye sahip olmak o yıllarda, hayal edilemez
mış gibi ciddiyetle yöneltilirdi soru. Her seferinde bir şeydi. O, ancak bir kütüphanede bulunur ve belli
“Çok okuyan!” dememiz beklenirdi. Galiba ilköğ- bir süreliğine alınıp bakılabilir, dokunulabilir bir nes-
retimdeki öğretmenlerimiz, okuma sevgimizi böyle ar- neydi. Kocaman cüssesiyle bir ansiklopediyi kucakla-
tırmaya çalışırdı. Çok okumakla çok gezmek asla yan mak, sayfalarını karıştırmak, bir maddeyi arayıp bul-
yana gelemezmiş gibi… Bense okumayı da gezmeyi mak, başka bir gezegene inmek ve orada keşiflerde
de tutkuyla seven biri olarak ikiye bölünürdüm. Hiçbir bulunmaktan farksızdı. Ne yazık ki şimdiki çocuklar
zaman ısınamadım bu yapay ikileme, okumanın da ansiklopedi bile karıştırmıyorlar. O büyülü dünyadan,
içten içe bir seyahat olduğuna inandığımdan, her ki- o heyecandan habersiz yaşıyorlar. Öğretmenler ödev
tabın bizi başka bir yolculuğa çıkardığını düşündü- verirken “İnternetten bulun.” diyorlar. Onlar da hiçbir
ğümden. Okuyarak gezmek, her kitabı başlı başına çaba göstermeden İnternetten buldukları bilgiyi kop-
bir serüven sayarak bir başka ortama, bir başka ya- yalıyor; okuyup değerlendirmeden, hiçbir şey öğren-
şama uzanan bir yolculuk yapmak mümkündür çün- meden götürüp veriyorlar.
kü. Gezerken de her insanı ve her hayatı bir kitap gibi
düşünerek dünyayı okumak da mümkün. Okumak ve Bu parçada belirtilenler arasında aşağıdakilerden
gezmek aslında o kadar iç içe ki… hangisi yoktur?
24. Hemen hepimiz yazılarımızda, yerli yersiz alıntılar 25. Bazı sanatçılar, yaratıcılıklarını kamçılayan büyülü
yapmaktan, özellikle sözü, alçak gönüllülükle yabancı I
ozanlara, çağdaş düşünürlere bırakmaktan fazlasıyla
hoşlanıyoruz. Kimi zaman bunu öyle abartıyoruz ki anları “beyaz an” diye adlandırırmış. Yakalandığı
yazar olarak konuyla ilgili ne düşündüğümüz anlaşıl- II
mıyor. Ayrıca aynı alıntıların değişik yazarlarca da
kullanıldığını görüyoruz. Böylece tekrarın tekrarı bir sırada “Sonra devam ederim.” diyerek asla kesinti-
okuma, zaman kaybına, okuma ediminin yavanlaş- III
masına yol açıyor. Bu nedenle kendi özgün düşünce-
mizi dayanaklarıyla işlemeliyiz yazılarımızda. Yüzey- ye uğratılmaması, ertelenmemesi gerekirmiş bu
sellikten olabildiğince kaçınmalıyız. Kendi düşüncele-
rimizin de örneğin bir Valéry’ninki, Deleuze’ünki kadar
anın. Çünkü dönüp bakıldığında yerinde bulunama-
önemli olduğuna inanarak bir öz güven geliştirmeliyiz.
IV
Bu parçada alıntıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
yabilirmiş. Tükeninceye değin hakkının verilmesi
hangisine değinilmemiştir?
A) Yazılarda kullanılırken aslına bağlı kalınmadığına gerekirmiş, her zaman karşılaşılamayan bu beyaz
V
B) Belirli örneklere sık sık başvurulduğuna anların.
26. (I) Rengi uçmuş, sıradan yaşamımızda kendimize bir 28. (I) Yatılı olarak okuduğum ortaokul yıllarında, yaz ta-
ziyafet çekmek istediğimiz zaman kitapların kapağını tillerinde Kozlu’ya, ailemin yanına özlemle dönerdim.
aralarız. (II) Büyük bir açlıkla sayfaları çeviririz. (II) O yaşlarda evden yedi-sekiz ay uzakta kalmak ko-
(III) Gözlerimiz sözcükleri iştahla birer birer yerken lay değildi. (III) Arkadaşlarımı, okulumu çok seviyor-
zamandan ve mekândan kopuveririz. (IV) Başka in- dum, bugün de süren dostlukların temeli o yıllarda
sanların, başka diyarların görünmez konukları oluve- atılmıştı ama aile özlemi bir başka şeydi. (IV) Evimiz,
ririz. (V) Bu deneyimin ardından yaşadığımız ana geri denizin hemen kıyısındaki bir tepenin yamacındaydı.
döndüğümüzde ise ruhumuzda kopan fırtınalar ya (V) Dalga sesleri odamda sürekli yankılanırdı ve ben
şiddetlenir ya da dinginleşir ama her zaman bir şeyler doyamadığım o denizi, dalgaları büyük bir hazla izler-
değişir içimizde. dim. (VI) Hâlâ Kozlu’yu, o evi ve o dalga seslerini, öz-
lemin içimi sızlatan acısıyla anımsarım.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-
rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de ögelerin dizilişi “zarf tümleci, nesne, zarf tümleci
A) I. cümlede, nesne, belirtili isim tamlamasından ve yüklem” biçimindedir?
oluşmuştur.
A) I. B) II. C) III. D) V. E) VI.
B) II. cümlede, durum zarfı kullanılmıştır.
B) Ünlü düşmesi
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden
hangisi yanlıştır? C) Sürerlik fiili
30. Bir uğultu başlıyor söz dağarcığımda, sözcükler 32. Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Medet Köyü’nde ya-
Bu cümledeki altı çizili sözcüklerin hangisinde tanır. Usta derme çatma köy evinde yumurta kabu-
ünsüz benzeşmesi vardır?
33. Eğer o şiirler, o romanlar, o öyküler, o tiyatro yapıtları 35. (I) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz; onlar, metinlerde
olmasaydı, söylemek bile fazla, duygularımız daha az geçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın büyüsün-
bilinecek, bilgilerimiz daha az olacaktı. Çünkü ede- den çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denen
biyat, daha iyi duymamızı, daha iyi düşünmemizi sağ- bir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (III) Çünkü
lar. Daha doğru, daha insanca yaşamamıza yardımcı “olay” onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim,
olur. çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup getirmeme,
okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiir-
Bu parçada, virgülün işlevleriyle ilgili olarak aşa- lerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz.
ğıda verilenlerden hangisine uygun bir örnek (V) Bu da bize, Borges’in de dediği gibi, şiirin
yoktur? öğretilemeyecek ama duyumsatılabilecek bir tür oldu-
ğunu gösteriyor.
A) Ara sözleri ayırma Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
B) Sıralı cümleleri birbirinden ayırma
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
C) Özel olarak vurgulanması gereken bir ögeyi be-
lirtme
D) Tırnak içinde verilmeyen aktarma cümlelerini be-
lirtme
E) Art arda sıralanan eş görevli sözcük kümelerini
ayırma
36. (I) Editör, bir yayınevinin olmazsa olmazlarındandır.
(II) Yayımlanacak bir yapıtı düzenlemek, yayıma ha-
zırlamak ve yayımlamak gibi birçok işi ve işlevi var.
(III) Yazarın ve eserinin seçilmesinden, nasıl yayımla-
nacağına değin yayımlama işinin bütün aşamalarını
34. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bo- kapsayan zorlu bir iştir bu. (IV) Günümüzde editörlük,
zukluğu vardır? yayıncılık alanında kurumsallaşamamış işlerden.
(V) Yazarların çoğu, editörün yaptığı işi küçümseyip
onu yalnızca bir düzeltmen olarak algılıyor. (VI) Bu
A) Diplomalarını alacak öğrenciler salona sırayla gi- yüzden de editörlüğü böyle algılayan birçok yazarın
riş yaptılar. yayımlanan kitaplarında yanlışlardan geçilmiyor.
B) Müjdeyi vermek için mutfağa, annesinin yanına
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa-
heyecanla koştu.
ragraf hangi cümleyle başlar?
C) Konuşmasına başlamadan önce dinleyicilere
şöyle bir baktı. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
D) Eski öğrencilerin de katıldığı büyük bir toplantı
düzenlediler.
E) Yarıyıl tatilinde yapılacak olan Amasra gezisi er-
telendi.
37. (I) İnsan ilişkilerinin öneminin yeterince kavranmamış 39. Yazınsal yaratıcılığın gizi, ana dilde, ana dilin söz de-
olması, çocuk gelişimiyle ilgili birtakım sorunları da ğerlerindedir. Buna erişmesi, yazarın, ozanın önce-
beraberinde getirdi. (II) Söz gelimi günümüzde, kendi likle ana dilini, onun söz değerlerini sevmesine bağlı-
kendine oyun kuramadığı için üretken olamayan, edil- dır. Bu sevgiden yoksunsa kişi, gerçek anlamda yara-
gen, çevreye karşı ilgisiz, evlere hapsolmuş çocuklar tıcı olamaz. Büyük bir ozan da yaratıcılığın dilde, söz-
yetişiyor. (III) Bunların hayal güçleri, erken yaşta ta- cüklerde olduğunu söylüyor. Şöyle diyor sözcükler
nıştıkları ve hayatlarının doğal bir parçası olan tele- için: “Onların önünde ben diz çökerim, bana kalk de-
vizyonla ve bilgisayar oyunlarıyla sınırlanmış durum- yinceye değin kıpırdamam. Kısaca, değer veririm on-
da. (IV) Televizyondaki reklamlar çocukları ticari birer lara, arkalarından giderim sözcüklerin, izlerim onları.
araç olarak görüyor. (V) Kaba kuvveti ve silah kullan- İşte ben böylesine severim sözcükleri.”
mayı özendiren, sanat değeri düşük filmler ve kimi
yayınlar yüzünden özellikle çocuklar, çeşitli psikolojik Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
sorunlarla yüz yüze geliyorlar. (VI) den hangisi söylenemez?
E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
1. Bu testte sırasıyla, Tarih (1–17), Coğrafya (18–31), Felsefe (32–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Sosyal Bilimler Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
D) I ve II E) I, II ve III
5. XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti, iltizam usulünde yap- 7. Aşağıdakilerden hangisinin Osmanlı Devleti’nde
tığı değişiklikle yüklü bir peşin ödemeyi de öngören yerli tüccar kesiminin güçlenmesini engellediği
malikâne usulünü getirmiştir. Buna göre mukaatalar savunulamaz?
mültezimlere daha önceki gibi üç yıllık sürelerle değil,
sürekli olarak ihale edilmeye başlanmıştır. A) Yabancılara kapitülasyonlarla ayrıcalıklar tanın-
ması
Yapılan bu değişiklikle güdülen amaç aşağıdaki-
lerden hangisidir? B) Üretimin tarıma dayalı olması
A) Yeniçeri Ocağının kaldırılmasına ortam hazır- C) Osmanlı deniz taşımacılığının yetersiz olması
lamak
B) Tek hazine sisteminden çoklu hazine sistemine D) Osmanlı sanayisinin rekabet gücünü giderek yi-
geçmek tirmesi
C) Hazineye daha fazla gelir sağlamak E) İpek ve Baharat yollarının önemini kaybetmesi
D) İşgaller karşısında halkın desteğini almak Onur, yukarıdaki azınlıklardan hangilerini söyle-
seydi Ahmet’e doğru bilgi vermiş olurdu?
E) Mebuslar Meclisini kapatmak
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
13. Sakarya Savaşı kazanılmasına karşın Yunan or- 15. Hindistan’daki bir tarikatın lideri olan Ağa Han ile İn-
dusunu kesin yenilgiye uğratan Başkomutan giltere Kralı’nın özel danışmanı Hintli Emir Ali, Baş-
Meydan Savaşı’nın yaklaşık bir yıl sonra yapılma- bakan İsmet Paşa’ya bir mektup yollayarak halifelik
sına aşağıdakilerden hangisinin neden olduğu sa- kurumuna dokunulmamasını rica etmişlerdir.
vunulabilir?
Bu durumun, halifelikle ilgili olarak
A) Doğu Cephesi’nde fiili mücadelenin sona erme- I. bu kurumun, tüm Müslümanlar üzerinde siyasal
sinin beklenmesi gücünün olduğu,
B) Ayaklanan Çerkez Ethem birliklerinin dağıtılması II. yabancıların, bu kurumu Türkiye’nin içişlerine
müdahale amacıyla kullanmak istedikleri,
C) İtalyanların birliklerini Anadolu’dan çekmeye baş- III. bu kurumun varlığının ülkede tartışma konusu
laması olduğu
D) Türk ordusunun eksiklerinin tamamlanması durumlarından hangilerine kanıt olduğu savunu-
labilir?
E) Ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için Tekâlif-i
Milliye Emirlerinin çıkarılması A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
C) Devletçilik D) Laiklik
E) Cumhuriyetçilik
17. Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti sadece iki şeye güve- 19. Türkiye’de, enerji tasarrufu sağlamak amacıyla yaz ve
nir. Biri millet kararı, diğeri en elim ve güç şartlar için- kış saati uygulanmaktadır. Bu uygulama kapsamında
de dünyanın takdirlerine hakkıyla layık olan ordumu- yılın yaklaşık beş aylık döneminde 30º Doğu meridye-
zun kahramanlığı; bu iki şeye güvenir.” demiştir. ninin, diğer dönemde ise 45º Doğu meridyeninin yerel
saati ulusal saat olarak kullanılmaktadır.
Atatürk’ün, bu sözüyle millî gücün
Buna göre, 45º Doğu meridyeninin yerel saatinin
I. siyasi, ulusal saat olarak kullanıldığı dönemde, Türkiye’ de,
aşağıdakilerden hangisi yaşanmaz?
II. askerî,
D) I ve II E) II ve III E) En sıcak ay
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
Aşağıdakilerden hangisi yapılırsa bu hata gideril-
miş olur?
21. Aşağıdaki haritada beş farklı doğrultu numaralarla 23. Orografik yağışlar, denizden gelen nemli hava kütle-
gösterilmiştir. lerinin kıyı çizgisine paralel uzanan dağ sıralarına
çarparak yükselmesi sonucu meydana gelir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Buna göre, bu tatil beldesinin aşağıdakilerden D) Karbon ve Perm dönemlerinde, bu kıtalarda daha
hangisinde yer alması beklenir? ılıman bir iklimin olduğunu
A) Datça Yarımadası’nda
E) Bu kıtalardaki yer şekillerinin, Karbon ve Perm
B) Gelibolu Yarımadası’nda dönemlerindekiyle aynı olduğunu
C) Bolu Dağları’nda
D) Çukurova’da
E) Çandarlı Körfezi’nde
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
28. Aşağıdaki grafikte, 1750-2000 yılları arasında Avrupa 30. I. Siyasi bölgeler zamanla işlevini yitirebilir.
ve Afrika kıtalarının nüfusu gösterilmiştir.
II. Siyasi bölgeyi oluşturan ülkelerde dil, din ve ırk
birliği vardır.
A) I ve III B) II ve IV C) III ve V
D) I, II ve V E) I, III ve IV
A) 1750-1900 yılları arasında Afrika’dan kıta dışına 31. Aşağıdakilerden hangisi, insanın doğaya olan et-
yoğun göç olmuştur. kisine örnek gösterilemez?
B) Üniversite kurulması
32. Zekânın ve bilgeliğin ölçütünün zenginlik olduğunu 34. Nesnenin bilgisinin söz konusu olabilmesi için önce
düşünen kişiler, Thales’le yoksul olduğu için alay nesnenin var olması gerekir. Örneğin ağacın ne oldu-
ederler. O da bunun üzerine zeytinin az olduğu o yıl, ğundan, türlerinden, yararlarından söz edebilmek için
elindeki bütün parayla, ihtiyaç olmadığı için ucuzlamış öncelikle “ağaç” denilen bir şey var olmalıdır.
olan ve zeytinyağı üretiminde kullanılan tüm presleri
satın alır. Sonraki hasat mevsimi geldiğinde ihtiyacı Bu parça aşağıdaki yargılardan hangisini destek-
olanlara bu presleri kendi belirlediği fiyattan kiralayarak ler?
çok para kazanır.
36. Filler neden büyük, gri ve kırışıktır? Çünkü ufak, beyaz 38. Nasrettin Hoca bir gün oğluyla birlikte şehre gitmek
ve yuvarlak olsalardı aspirin olurlardı. Ufak bir fil hayal üzere yola çıkar. Şehre birçok köyün içinden geçilerek
ederek ona “ufak bir fil” diyebiliriz. Beyaz bir fil hayal gidilmektedir. Hoca eşeğin üzerinde, oğlu da yürüyerek
ederek ona “beyaz bir fil” diyebiliriz. Kırışıksız bir fil de onu takip eder. İlk köyden geçerken köylüler “Koskoca
“kırışıksız bir fil” olur. Başka bir deyişle büyüklük, grilik adam eşeğe binmiş, küçücük çocuğu yürütmeye utan-
ve kırışıklılık, Aristoteles’in bir fili fil yapan şeyin ne mıyor!” diye kınarlar. Sonraki köyden geçerken Hoca
olduğunu tanımlama sınavını geçemez. Çünkü aspirin yürür, oğlu da eşeğin üzerindedir. Oradaki köylüler de
gibi ufak, beyaz ve yuvarlak bir şey bir fil olamaz ve “Görüyor musun saygısız çocuğu, koca adamı yürütü-
böyle bir nesneyle karşılaştığımızda aklımıza “Hey, yor.” derler. Üçüncü köyde Hoca ve çocuk eşeğe birlikte
ağzına attığın bir aspirin mi yoksa alışılmamış türden bir biner, bu kez de eşeğe acımıyorlar diye suçlanırlar.
fil mi?” diye sormak gelmez. Dördüncü köyde çocuk da Hoca da yürür, kınanmaktan
nasiplerini alırlar. Beşinci köyde Hoca ve oğlu eşeği
Bu parçada varlıkla ilgili aşağıda verilenlerden birlikte taşımalarına karşın kınanma durumu değişmez.
hangisi sorgulanmaktadır?
Bu parça ahlak felsefesinin temel problemlerinden
A) Ana maddenin neliği hangisinin soruşturulmasında örnek verilebilir?
E) Zorunlu varlık/mümkün varlık ayrımı C) Ahlakta her zaman iyi niyet yeterli midir?
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Temel Matematik Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 6 B) 2 C) 0 D) E)
2.
D) 1006 E) 1008
A) 4 B) 8 C) 9 D) 15 E) 16
8.
6.
A) 3 B) 4 C) 6 D) 8 E) 9
olduğuna göre, aşağıdaki sıralamalardan hangisi
doğrudur?
A) B) C)
D) E)
9.
A) B) C) 1 D) 2 E) 4
A) 9 B) 11 C) 12 D) 13 E) 15
A) x B) C)
D) E)
A) 8 B) 9 C) 10 D) 12 E) 15
olduğuna göre, ifadesinin değeri kaçtır?
A) B) C) 0 D) 1 E) 4
15.
a bir pozitif tam sayı ve ’tir. p bir asal sayı
olduğuna göre,
16. n bir pozitif tam sayı olmak üzere, n’yi kalansız bölen 19. Rasyonel sayılar kümesinde bildiğimiz toplama ve
pozitif tam sayıların kümesi S(n) ile gösteriliyor. çarpma işlemleri tanımlanıyor.
Buna göre, kesişim kümesinin ele- Buna göre, aşağıdakilerden hangisinin hem top-
man sayısı kaçtır? lama hem de çarpma işlemine göre tersi bir tam
sayıdır?
A) 4 B) 5 C) 6 D) 8 E) 9
A) B) C) 0
D) 2 E)
fonksiyonları veriliyor.
18.
A) B) C)
önermeleri veriliyor. D) E)
A) B) C)
21. Gerçel sayılar kümesinde tanımlı
D) E) I.
II.
III.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) I, II ve III
22. Bir işi 5 kadın işçi 20 günde, 5 erkek işçi ise 30 günde 24. Bir fabrikada üretilen iş makinelerinin sayısı gün so-
bitiriyor. nunda kayıt altına alınıyor. Tutulan kayıtlar o günle
birlikte o günden önce üretilmiş olan iş makinelerinin
toplam sayısıdır. Beş iş gününde tutulan kayıtlar aşa-
Buna göre, 2 kadın ve 2 erkek işçi aynı işi birlikte
ğıda verilmiştir.
kaç günde bitirir?
Pazartesi ve öncesi : 20
A) 20 B) 30 C) 40 D) 45 E) 50
Salı ve öncesi: x
Çarşamba ve öncesi: 90
Perşembe ve öncesi: 140
Cuma ve öncesi: y
A) 10 B) 11 C) 12 D) 13 E) 14
25. Bir yatırımcı, hesabındaki z TL’nin bir kısmıyla altın,
kalan kısmıyla da döviz alıyor. Yatırımcı bir süre son-
ra altınlarını % 20 kâr elde ederek x TL’ye, dövizlerini
ise % 20 zarar ederek y TL’ye satıyor.
A) B)
C) D)
E)
26. Beş öğrencinin aday olduğu sınıf başkanlığı seçimin- 29. Ali, ağzına kadar suyla dolu olan bir şişedeki suyun
de adayların aldıkları oy sayıları olan A, B, C, D, E yarısını elde etmek istiyor. Bunun için aynı şişeden
arasında boş bir tane alıyor ve şişelerdeki su yükseklikleri eşit
olana kadar dolu şişeden diğerine su aktarıyor.
Suyun yarısını elde etmek için yaptığı üç farklı dene-
eşitliği vardır. me aşağıda gösterilmiştir.
Seçim sonucu dairesel grafikte gösterildiğinde
C tane oy alan adaya ait daire diliminin merkez
açısı kaç derece olur?
A) 45 B) 60 C) 90 D) 120 E) 180
A) 5 B) 4 C) 3 D) 2 E) 1
31. Bir depoda bulunan portakal ve mandalinaların mik- 34. ABC bir ikizkenar
tarı toplam 50 tondur. Portakalların % 7’si, manda- üçgen
linaların ise % 8’i çürümüştür. Çürüyen portakal ve
mandalina miktarı toplam 3,8 tondur.
32.
Bir otobüse 3 kadın binerse yolcuların ’ü kadın
’ü erkek olacaktı.
A) 21 B) 24 C) 28 D) 30 E) 32 35.
ABC bir üçgen
A) B) C) D) E)
37. 39.
Buna göre, taralı bölgenin alanı a, b ve c türünden y eksenine göre simetriği alınıyor ve A ile , B ile ,
aşağıdakilerin hangisine eşittir? C ile simetrik nokta çiftleri olacak şekilde
üçgeni elde ediliyor. Elde edilen bu üçgen de
A) B) C)
D) E)
A) B) C) D) E)
1. Bu testte sırasıyla, Fizik (1–14), Kimya (15–27), Biyoloji (28–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Fen Bilimleri Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 1 B) C) D) E)
2.
D) N’de E) P’de
4. 5.
A) 1 B) C) 2 D) E)
6. 7.
A)
(Bu işlemler sırasında sıvıların sıcaklıkları değişme-
mektedir.)
B)
C) A) B) 1 C) D) E) 2
D)
E)
8. 10.
A) K L
11. 12.
oranı kaçtır? A) B) C)
D) E)
A) B) C) 1 D) E)
13.
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
18. Uçucu olmayan bir X katısı 100 gram suda en fazla, 20. bileşiğiyle ilgili bazı bilgiler şöyledir:
’de 17 gram,
bileşiğinin 0,1 molü 12 gramdır.
’de 27 gram,
Bileşikteki X, Y, Z atomlarının kütlece birleşme
’de 39 gram oranları (X:Y:Z) sırasıyla 3:4:8’dir.
D) 21. Atom kuramına göre, baş kuantum sayısı (n) ile ilgili
’de 20 gram X katısının 100 gram suda
aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
E) ’de 30 gram X katısının 100 gram suda A) Baş kuantum sayısı, temel enerji düzeyini belirtir
ve sıfırdan büyük tam sayıdır.
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
D) Stronsiyum karbonat
22. Periyodik çizelgeyle ilgili aşağıdaki ifadelerden 23. X, Y, Z elementleriyle ilgili bilgiler şöyledir:
hangisi yanlıştır?
X’in, iyonunun elektron dağılımı ile
A) IA grubu elementlerinin elektron dağılımındaki bitmektedir.
son orbital s orbitalidir.
Y elementi, 4. periyot ve IIA grubundadır.
B) VIA grubu elementlerinin elektron dağılımı Z, VIIA grubunda ve atom numarası en küçük o-
lan elementtir.
ile biter.
Buna göre X, Y, Z elementlerinin periyodik
C) VA grubu elementlerinin elektron dağılımı çizelgedeki yerleri aşağıdakilerin hangisinde doğ-
ile biter. ru olarak verilmiştir?
B)
X
Y
Z
C) Z
D)
Z
X
Y
E)
Z
Y X
− +
A) X + ve Y3− B) Y3 ve Z C) X ve Z
− + 2+
D) Y3 ve Q 2 E) Z ve Q
Buna göre,
D) II ve III E) I, II ve III
26. X, Y, Z elementlerinden oluşan ya- 28. Bir proteinin, yüksek sıcaklıkta, düşük pH koşulunda ya
da çeşitli kimyasal maddelerin bulunduğu ortamda, üç
pılarındaki bağ türleri, aşağıdakilerin hangisinde boyutlu yapısı bozulmuş, ancak bu durumdan peptid
doğru olarak verilmiştir? bağları etkilenmemiştir.
ulaşılır.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) II ve III
Buna göre, bu makromoleküller aşağıdakilerin
hangisinde doğru olarak verilmiştir?
X Y Z
30. Hücre ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi 32. Aşağıdaki olaylardan hangisi mitoz ve mayoz II
yanlıştır? bölünmenin her ikisinde de kural olarak gerçek-
leşir?
A) Ökaryotik hücrelerde zarlı organeller bulunur.
A) Sinapsis olması
B) Yeni bir hücre ancak başka bir hücrenin bölün- B) Krossing over olması
mesiyle oluşur.
C) Haploid kromozomlu yavru hücre oluşması
C) Hücre büyüdükçe yüzey alanı/hacim oranı aza-
lır. D) Kardeş kromatitlerin birbirinden ayrılması
D) Hücre canlılığın temel birimidir.
E) Homolog kromozomların birbirinden ayrılması
A) B)
Zaman Zaman
A) 1. bireyin genotipi: OO Rr
B) 2. bireyin genotipi: AO rr
C) 3. bireyin genotipi: AA rr
Zaman Zaman
D) 4. bireyin genotipi: BO Rr
E) E) 5. bireyin genotipi: AO Rr
Zaman
34. Balıkların solungacında kılcal damarlardaki kan akışı ile 35. İnsanda, işaretlenmiş bir alyuvar, akciğer atardamarı
su akış yönü birbirine terstir. Bu iki ortam arasın- içine veriliyor; bu işaretli alyuvara bir süre sonra alt ana
daki oksijen difüzyonu Şekil 1’de şematize edilmiştir. toplardamarında rastlanıyor.
Difüzyon sonunda kanın oksijen doygunluğunda (%)
meydana gelen değişimin grafiği de altında verilmiştir. Bu alyuvar kalpten bir kez geçtiğine göre, aşağıdaki
yapıların hangisinden geçmemiştir?
E) Akciğer toplardamarı
A) B)
100 100
Su Su
50 50
Kan Kan
0 0
C) D)
Su Su
100 100
Kan Kan
50 50
Buna göre fotosentez ürünlerinin taşındığı yapı,
şekilde hangi numarayla gösterilmiştir?
0 0
A) I B) II C) III D) IV E) V
E)
Su
100
Kan
50
37. Bitkiler, çiçeklenme için gereksinim duydukları ışık 38. Çiçekli bir bitkinin üremesindeki bazı evreler aşağı-
alma sürelerine göre uzun gün bitkisi ya da kısa gün daki şekilde numaralandırılmıştır.
bitkisi olarak isimlendirilir. Bir uzun gün bitkisiyle bir
kısa gün bitkisi farklı ışık alma sürelerine tabi tutul-
duğunda gerçekleşen çiçeklenme durumları aşağı-
daki şekilde gösterilmiştir.
Bu deneyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi Bu evrelerin hangisinin sonunda meydana gelen
söylenemez? hücrelerin genotipi, bu hücreleri üreten hücre-
ninkinden farklıdır?
A) Kısa gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten az
(Bu üreme döngüsünde mutasyon gerçekleşmediği
olduğunda çiçeklenmiştir.
kabul edilecektir.)
B) Uzun gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
fazla olduğunda çiçeklenmiştir.
D) I ve II E) I ve III
C) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi, ışık
alma süresi 12 saatten az olsa da uzun gün
bitkisinin çiçeklenmesini sağlamıştır.
D) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi kısa
gün bitkisinin çiçeklenmesini önlemiştir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
47 Test Bitti.
Cevaplarınızı Kontrol Ediniz.
;e*V<\vE+
\Zj8.4PnftFV
M9991.01017
(Bu numarayı c evap k âğıdınızdaki ilgili alana kodlama yı unut mayınız.)
ADI
SOYADI
DİKKAT!
SINAV BAŞLAMADAN ÖNCE AŞAĞIDAKİ UYARILARI MUTLAKA OKUYUNUZ.
1. Adınız, soyadınız, T.C. Kimlik Numaranız ve sınav salon numaranız yukarıdakilerden farklı ve
kitapçık üzerine basılı olan fotoğraf size ait değilse bunu salon başkanına belirterek size ait
soru kitapçığının verilmesini sağlayınız.
1. Bu kitapçıkta sırasıyla Türkçe Testi, Sosyal Bilimler 4. Bu testler puanlanırken her testteki doğru cevap-
Testi, Temel Matematik Testi, Fen Bilimleri Testi larınızın sayısından yanlış cevaplarınızın sayısının
bulunmaktadır. dörtte biri düşülecek ve kalan sayı o testle ilgili ham
puanınız olacaktır. Bu nedenle, hakkında hiçbir
2. Bu testler için verilen toplam cevaplama süresi 160
fikriniz olmayan soruları boş bırakınız. Ancak,
dakikadır. Bu süreyi, cevaplayacağınız testleri dik-
soruda verilen seçeneklerden birkaçını eleyebiliyor-
kate alarak kullanınız.
sanız kalanlar arasında doğru cevabı kestirmeye
3. Bu kitapçıktaki testlerde yer alan her sorunun sade- çalışmanız yararınıza olabilir.
ce bir doğru cevabı vardır. Bir soru için birden çok
5. Sınavda uyulacak kurallar bu kitapçığın arka kapa-
cevap yeri işaretlenmişse o soru yanlış cevaplan-
ğında belirtilmiştir.
mış sayılacaktır.
SINAVDA UYULACAK KURALLAR
1. Cep telefonu ile sınava girmek kesinlikle yasaktır. Çağrı cihazı, telsiz, fotoğraf makinesi vb. araçlarla; cep
bilgisayarı, kol ya da cep saati, her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlarla; silah ve benzeri teçhizatla;
müsvedde kâğıdı, defter, kitap, sözlük, sözlük işlevi olan elektronik aygıt, hesap cetveli, hesap makinesi, pergel,
açıölçer, cetvel vb. araçlarla sınava girmek kesinlikle yasaktır. Bu araçlarla sınava girmiş adaylar mutlaka Salon
Sınav Tutanağına yazılacak, bu adayların sınavı geçersiz sayılacaktır. Sınava kalem, silgi, kalemtıraş, saat
vb. araçla ve kulaklık, küpe, broş vb. takı, herhangi bir metal eşyayla girmek de kesinlikle yasaktır.
Yiyecek, içecek vb. tüketim malzemeleri de sınava getirilemez. Adaylar sınava şeffaf şişe içerisinde su
getirebileceklerdir.
2. Bu sınavda verilen toplam cevaplama süresi 160 dakikadır. Sınav başladıktan sonra ilk 120 ve son 15 dakika
içinde adayın sınavdan çıkmasına kesinlikle izin verilmeyecektir.
3. Sınav evrakını teslim ederek salonu terk eden aday, her ne sebeple olursa olsun, tekrar sınava alınma-
yacaktır.
4. Sınav süresince görevlilerle konuşmak, görevlilere soru sormak yasaktır. Aynı şekilde görevlilerin de adaylarla
yakından ve alçak sesle konuşmaları ayrıca, adayların birbirinden kalem, silgi vb. şeyleri istemeleri kesinlikle
yasaktır.
5. Sınav sırasında, görevlilerin her türlü uyarılarına uymak zorundasınız. Sınavınızın geçerli sayılması, her şeyden
önce, sınav kurallarına uymanıza bağlıdır. Kurallara aykırı davranışta bulunanların ve yapılacak uyarılara
uymayanların kimlik bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve sınavları geçersiz sayılacaktır.
6. Sınav sırasında kopya çeken, çekmeye kalkışan, kopya veren, kopya çekilmesine yardım edenlerin kimlik
bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve bu adayların sınavları geçersiz sayılacaktır. Görevliler kopya
çekmeye ya da vermeye kalkışanları uyarmak zorunda değildir; sorumluluk size aittir.
Adayların test sorularına verdikleri cevapların dağılımları bilgi işlem yöntemleriyle incelenecek, bu
incelemelerden elde edilen bulgular bireysel ya da toplu olarak kopya çekildiğini gösterirse kopya eylemine
katılan adayın/adayların cevaplarının bir kısmı ya da tamamı iptal edilecektir.
Sınav görevlileri bir salondaki sınavın, kurallara uygun biçimde yapılmadığını, toplu kopya girişiminde
bulunulduğunu raporlarında bildirdiği takdirde, ÖSYM takdir hakkını kullanarak bu salonda sınava giren tüm
adayların sınavını geçersiz sayabilir.
7. Cevap kâğıdında doldurmanız gereken alanlar bulunmaktadır. Bu alanları doldurunuz. Cevap kâğıdınızı
başkaları tarafından görülmeyecek şekilde tutmanız gerekmektedir. Cevap kâğıdına yazılacak her türlü yazıda
ve yapılacak bütün işaretlemelerde kurşun kalem kullanılacaktır. Sınav süresi bittiğinde cevapların cevap
kâğıdına işaretlenmiş olması gerekir. Soru kitapçığına işaretlenen cevaplar geçerli değildir.
8. Soru kitapçığınızı alır almaz, sayfaların eksik olup olmadığını, kitapçıkta basım hatalarının bulunup bulun-
madığını ve soru kitapçığının her sayfasında basılı bulunan soru kitapçığı numarasının, kitapçığın ön kapağında
basılı soru kitapçığı numarasıyla aynı olup olmadığını kontrol ediniz. Soru kitapçığınızın sayfası eksik ya da
basımı hatalıysa değiştirilmesi için salon başkanına başvurunuz.
9. Size verilen soru kitapçığının numarasını cevap kâğıdınızdaki “Soru Kitapçığı No” alanına kodlayınız.
10. Sınav sonunda soru kitapçıkları toplanacak ve ÖSYM’de tek tek incelenecektir. Soru kitapçığının bir sayfası bile
eksik çıkarsa sınavınız geçersiz sayılacaktır.
11. Cevap kâğıdına ve soru kitapçığına yazılması ve işaretlenmesi gereken bilgilerde bir eksiklik ve/veya yanlışlık
olması hâlinde sınavınızın değerlendirilmesi mümkün olamamaktadır. Tarafınızdan yazılması ve işaretlenmesi
gereken bu bilgilerde eksiklik ve/veya yanlışlık olduğunda durumunuz Sınav Salon Tutanağında belirtilecektir.
12. Soru kitapçığının sayfalarındaki boş yerleri müsvedde için kullanabilirsiniz.
13. Soruları ve/veya bu sorulara verdiğiniz cevapları ayrı bir kâğıda yazıp bu kâğıdı dışarı çıkarmanız kesinlikle
yasaktır.
14. Her testin cevaplarını cevap kâğıdındaki ilgili alana işaretlemeye dikkat ediniz.
15. Sınav salonundan ayrılmadan önce, soru kitapçığınızı ve cevap kâğıdınızı salon görevlilerine teslim etmeyi
unutmayınız.
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimi zin yazılı i zni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu
ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
1. Yahya Kemal’i ve Nazım Hikmet’i ayrı tutarsak küçük 3. Bir sanatçımız şöyle diyor: “Dergiler, edebiyatın yeral-
mutluluklar Türk şiirine Garip döneminde bir uğrayıp tı haritasıdır.” Nitekim bu dergilerde ilk ürünleri yayım-
geçmiştir, diyebiliriz. Biraz Ziya Osman, çok az Cahit lanan genç şairlerin çoğu, bir süre sonra çalışmalarını
Sıtkı… Onun dışında “Hüzün ki en çok yakışandır bi- kitaplaştırarak şairliklerinin ilk kilometre taşlarını ko-
ze.” anlayışı egemendir. Cemal Süreya’nın, Garip- yarlar.
çilerin izine basarak yürüdüğü kimi şiirlerinde de bu
anlayışın yansımalarını görürüz. Ne var ki onun şiirle- Bu parçada geçen “edebiyatın yeraltı haritası olma”
rinde genel olarak ince bir hüzün söz konusudur. sözüyle, dergilerin hangi özelliği belirtilmek isten-
miştir?
Bu parçada geçen “izine basarak yürüme” sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarları, yeni yazınsal türlere yönlendirme
C) Yenilerini eskilerinden ayırabilmek A) İyi şiirler, şairlerinden zengin bir birikim ister.
5. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraç 7. (I) Yaşadığı dönemin şiir anlayışından uzaklaşarak
içindeki sözün anlamını içermemektedir? uçlarda dolaşan, alışılmadık bağdaştırmaları ve imge-
leriyle zaman zaman, bilinen söylemin dışına taşan
şair, sürekli yenilikler peşinde koşmuştur. (II) Karşı-
A) Öykünüzü, yaşamın akışını düşündüren bir do- laştığı insanlık durumlarına yeni duygu ve anlamlar
ğallıkla yazın, bunu yapabilecek güçlü bir kalemi- yükleyerek onları yeniden yazmıştır. (III) Şiirlerini
niz var. (yazarlık yeteneği olmak) oluştururken boş alanlar bırakmış, uzun dizeleri kır-
mıştır. (IV) Şiirde bir yenilik gerçekleştirmek için dilin
yerleşik söz değerlerini olduğu gibi kullanmaktan ka-
B) Öykünüzdeki bilinmeyenlerden kurtulmak için öy- çınmış, dili yeniden kurmaya yönelmiştir. (V) Şiirle-
küdeki kadının kim olduğunu, nasıl bir yaşam rinin çoğunda, çok anlamlı sözcükler kullanarak deği-
sürdüğünü, ne iş yaptığını görünür kılın. (belir- şik çağrışımlar uyandırmıştır.
ginlik kazandırmak)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi,
C) Sizin yaptığınız gibi, bir dönemi küçük bir öyküye
sözü edilen şairin şiirlerinin içeriğiyle ilgilidir?
sığdırmak herkesin üstesinden gelebileceği bir iş
değildir. (zorluğu yenmek)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışı- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangile-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? ri anlamca birbirine en yakındır?
9. (I) Berna Moran’ın deyişiyle “huzursuzluğun romanı”, 11. Şairler arasında öteden beri süregelen açık ya da giz-
Fethi Naci’ye göre de “Türkçenin en güzel aşk roma- li bir yarış vardır. Oysa aynı gözeden su içen, aynı
nı” olan Huzur’un yayımlanışının üzerinden yaklaşık güneş altında ısınan, aynı ağacın gölgesinde oturan
elli yıl geçti. (II) Bu romanda olaylar, bir ağustos günü insanlardır onlar. Birbirlerine, sanıldığından daha çok
başlar ve radyodan İkinci Dünya Savaşı’nın başladı- ihtiyaçları vardır. Ölmüş şairlerle, onların anıları üze-
ğını haber veren bir anonsla biter. (III) Her ne kadar rinde yaşatılan dostluklar da dâhildir buna. ----? Kıs-
ilk bakışta aşk romanı gibi görünse de günahın ve ka- kanmalar, görmezden gelmeler, kara çalmalar… Neyi
vuşmanın değil, Doğu’yla Batı’nın, huzursuzluğun, paylaşamazlar? Herkesin kabı kendine göredir, ala-
zaman ve müziğin romanı olarak kabul edilir. (IV) Hu- cağı su miktarı bellidir oysa. Paylaşmanın, el ele ve-
zur, hiçbir zaman Madam Bovary’nin yarattığı etkiye rerek yaratacakları eleştiri ortamının sağlayacağı ya-
benzer bir etki yaratmamıştır. (V) Madam Bovary gibi rarlar üstünde durmak ve bunu geliştirmek varken ne-
can sıkıcı taşranın romanı değildir Huzur; tam tersine dir bu yok edici yarış?
çok eski, çok köklü bir kentin, İstanbul’un, Boğazi-
çi’nin romanıdır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de değerlendirme söz konusu değildir? A) Şairler arasındaki bütün bu çatışmalar gerçekte
şiirimizin tematik haritasını daraltır mı
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
B) Bunu bilmelerine karşın nedir bu sevgisizlik şair-
ler arasında
C) Öyleyse neden şiirin kolaya kaçma sanatı olduğu
izlenimi yaratılıyor
D) Şairler, birbirlerini değerlendirirken şiirsel ölçütler
kullanırlar mı
10. (I) Günümüzde, yeni yetişen genç yazarlar kendinden E) Oysa her şair, şiirini kendi yaşam serüveninden
öncekileri tanımadıkları, okumadıkları için bir eksiklik çıkarmaz mı
duymuyor sanki. (II) Bunlar deneyimli, usta yazarların
önünde yaprak gibi titremiyor artık, kendine çok güve-
niyor. (III) Bununla birlikte yapıtları ilgiyle karşılanan,
geniş okur kitlelerine seslenen sanatçının çok iyi ya-
zar olduğu yanılgısına düşüyor. (IV) Yeni kuşağın “Ne
olacaksa çabucak olsun.” düşüncesinden doğan bu
gözü kara yarış, bence oldukça tehlikeli. (V) Çünkü
bu, bireyciliğin, “ben ben”ciliğin egemenliği anlamına
gelir.
12. Sokrates’ten önceki ilk Batılı filozoflar, geçmişten iki 13. Türküler, şiirler iç dünyamızın sesi olarak yazılmış ol-
büyük kopuşu aynı anda gerçekleştirdiler. İlk önce, salar da bizden çıktıkları anda topluma mal olmuştur
kendi akıllarını kullanarak dünyayı anlamaya çalıştı- artık. Yalnız topluma mal olmakla kalsa iyi. Yerelden
lar. Bu tek başına, tümüyle yeni bir şeydi ve insanın ulusala, ulusaldan evrensele bir değişme ve gelişme
gelişmesinde en önemli köşe taşlarından birini oluş- çizgisi izleyerek bütün insanlığın ortak değeri hâline
turdu. Aynı zamanda insanlara, akıllarını nasıl kulla- gelir. Örneğin Yunus Emre’nin şiirlerinde yansıtılan
nacaklarını ve kendi başlarına nasıl düşüneceklerini duygular salt bize mi özgüdür? Neruda, yalnızca Şi-
de öğrettiler. ----. Onlar bilgi birikimlerini olduğu gibi li’nin acılarını yansıtmıştır, deyip dışlayabilir miyiz onu?
öğrencilerine aktarmak yerine, onları tartışmaya, Acısı acımız olmuştur, halkı da halkımız. Kısaca ----.
düşünce alışverişinde bulunmaya, kendi düşüncele-
rini ileri sürmeye ve savlarını kanıtlamaya özendiren Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
öğretmenlerdi. aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
14. Gerek edebiyat dergilerinde gerekse gazetelerin sa- 15. Yayınevlerinin tercihi her zaman romandan yana ol-
nat-edebiyat sayfalarında yer alan söyleşilerde, ne- muştur. Yalnız bizde değil, dünyada da böyle. Öykü-
dense hep aynı konular konuşuluyor ve bundan bir ler ise daha çok dergilerde varlıklarını sürdürüyor.
türlü vazgeçilmiyor. Bir yazarın yeni bir romanı mı Öykü kitabı yayımlamakta direnen genç yeteneklere
çıkmış, sorusu hemen hazır: “Bu yapıtınızı yazarken olanak sağlayan yayınevleri - neyse ki - var. Şu da bir
neyi amaçladınız?” ya da “Yapıtınız yaşadıklarınız- gerçek ki beş altı yıldır durağan bir ortamda kendini
dan izler taşıyor mu?” Cevaplar da üç aşağı beş yu- yineliyor öykü ama yenileyemiyor. Bu nereye kadar
karı aynı düşünceler etrafında dönüyor. Peki neden sürer, kestirmek güç; ardından bir yükselişin, belki de
bu sınırlılık? Bence bu, yazardan değil, soruyu so- sıçramanın yaşanacağı kesin.
randan kaynaklanıyor. Çünkü söyleşilerde asıl yön-
lendirici, soruyu sorandır. Bu nedenle sanatçının dü- Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
şünce üreterek sanatını geliştirmesinde ve yapıtları- olarak söylenmiş olabilir?
nın değerlendirilmesinde ona sorulacak soruların
önemli bir payı vardır. ----.
A) Yayınevleri öykü seçiminde hangi ölçütlere bağlı
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre kalıyor?
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
B) Roman türündeki kalıplaşmaya gidiş konusunda
ne düşünüyorsunuz?
A) Bütün bunlara bakarak eleştirel yaklaşımın ne
C) Öykücülerin soyut konulara ağırlık verişini neye
denli önemli olduğunu söylemek hiç de yanlış ol-
bağlıyorsunuz?
maz
D) Türk edebiyatında romanın yükselişi karşısında
B) Bu sorun bence temelde birbirini izleyen aynı öykünün konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
nitelikteki durumların art arda sıralanmasından
doğuyor E) Genç yazarları öykü yazmaya yönlendirmek için
neler yapılabilir?
C) Hangi yazara sorarsanız sorun, hepsi kendine
özgü yazma yöntemlerinin olduğunu söyleyecek-
tir
D) Üstelik yapıtın niteliğini yazarın donanımı belirler
ve bunun üzerine söylenebilecek çok söz vardır 16. Modayı sevmem. Örneğin herkesin aynı anda, aynı
şeyleri giymesi, bana nedense ters gelir. Benim pus-
lu, gözlerden uzak ve reklamı çok yapılmamış olan
E) Kısaca hem eleştirmenlerin hem de sanatçılarla hoşuma gider her zaman. Çünkü yönlendirilmeyi de-
söyleşi yapanların, her düzeyden insanın ilgisini ğil, özgürce keşfetmeyi severim. Bilinçaltıma baskı
çekecek nitelikte sorular sorması gerekiyor yapılmasını istemem.
17. Ödüller, genç bir şairin adının altı fosforlu bir kalemle 19. İnsanlar, toplu hâlde yaşama gereksinimi duyarlar.
çizilerek şiirlerinin tanınmasına olanak sağlıyorsa az Bunun için herkesin üzerinde anlaştığı, gittikçe yay-
şey mi bu? Ya da usta bir şairin, şiire verdiği emeğin gınlaşan ortak bir değerler sistemi gerekir. İşte ahlak,
ödülle taçlandırılmasının ne sakıncası olabilir ki? Üs- bu türden bir değerler sistemidir. Toplumda çekişen
telik şiir kitaplarının hemen hemen hiç satılmadığı, ve çatışan tarafların hiçbir ortak yanı kalmadığı du-
dolayısıyla kitapçıların, bu kitapları raflarına koymaya rumlarda bile birleştirici bir güç durumundadır. Ör-
yanaşmadığı ve dağıtımcıların, “şiir” sözcüğünü duy- neğin, dürüstlüğü değil de yalancılığı ya da sahte-
duğunda yüzlerini buruşturduğu günümüzde… Şiirin kârlığı kimse öneremiyor. Sadakat yerine ihanet, ada-
bu konumuna gönlü razı olmayan şairlerin verdiği let yerine haksızlık değerli gösterilemiyor. Çünkü ah-
emekleri, bütün şiirseverlerin takdirle karşılaması ge- lak, bir insan topluluğunun, üzerinde birleştiği ortak
rektiği kanısındayım. paydayı oluşturuyor.
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden ya- Bu parçadan ahlakla ilgili olarak aşağıdakilerin
kınmaktadır? hangisi çıkarılabilir?
A) Ödüllere karşı çıkılmasından A) İlkelerinin kişiden kişiye değişen, göreceli bir ni-
telik taşıdığı
B) Ödüllerin gelişigüzel dağıtılmasından B) Davranışları ve ilişkileri düzenleyen ana kurallar
olduğu
C) Günümüzde değer yargılarının değişmesinden C) Toplumdan topluma farklı özellikler taşıdığı
D) Genç şairlerin ödül alınca ustalaştıklarına inan- D) Yasaların öngördüğü yaptırımları içerdiği
malarından
E) Sanatçıların, yaratılarını oluştururken gerekli E) Kişileri değerlendirmede ayırıcı bir ölçüt olduğu
özeni göstermeyişlerinden
20. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından bu yana nostalji, 21. Bir zamanlar edebiyatın gücüne, bir şeyleri değiştire-
başka bir deyişle eskiye duyulan özlem gittikçe yay- bileceğine inanırdım. Benim için edebiyat, yaşam bo-
gınlaşıyor. Bu, bir bakıma insanların yaşamlarından yu temiz kalmanın, vicdani ve ahlaki çürümeye karşı
giderek daha fazla yakındıklarının bir göstergesi. Ar- durmanın göstergelerinden biriydi. Yıllarım, bu inan-
tık her kuşak yaşamın daha az mekanik, doğallığın cın etkisiyle gelişen bir tutkunun peşinden koşmakla
daha yaygın olduğu bir dönemi özlüyor. Bu özlem hiç geçti. Ama artık kabul edelim, bugünün insanı sözün
bitmeyecek gibi görünüyor. Çünkü teknolojik geliş- değerini bilmiyor. Okumayı sevdiğini söylüyor ama iyi
meler yaşamı kolaylaştırdığı ölçüde daraltıyor da. Bu romanlardan, öykülerden, gerçek şiirden habersiz.
yüzden günümüz insanı gözlerini geçmişe çeviriyor. Ömrünü edebiyata vermiş, köşesinde sessiz sessiz
Söz gelimi eski trenler böyle miydi, diye başlıyor, in- yaşayan gerçek yazarlara sırtını dönmüş. Yalnızca,
sanların atlı arabalarla yolculuk ettikleri günlere kadar yapıtları çok sattığı için kimi yazarların önünde uzun
gidiyor. kuyruklar oluştururken edebiyatın insanı çağırdığı o
gerçek dünyayı aşındırdığının farkında bile değil. Pe-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? ki, o zaman edebiyat ne işe yarıyor? Söylemesi zor
ama edebiyat bugün, yaratıları ilgi görmeyen üç beş
A) kişinin sığındığı, kuşatılmış bir kale.
İçinde bulunduğumuz koşulların geçmişi güzel-
leştiren çağrışımlar yarattığı Aşağıdakilerden hangisi edebiyatla ilgili olarak bu
B) İnsanlar arasındaki içtenlikli ilişkilerin yitip gittiği parçada yakınılan durumlardan biri değildir?
22. Çocukluğumuzda kaç kez duyduk kim bilir: “Çok oku- 23. Benim ansiklopediyle tanışmam, ortaokulda ödev
yan mı bilir, çok gezen mi?” Cevaptan çok, sorunun yapmak için kütüphaneye gittiğim günlere rastlar. Bir
kendisi önemliydi sanki. Ortada derin bir ikilem var- ansiklopediye sahip olmak o yıllarda, hayal edilemez
mış gibi ciddiyetle yöneltilirdi soru. Her seferinde bir şeydi. O, ancak bir kütüphanede bulunur ve belli
“Çok okuyan!” dememiz beklenirdi. Galiba ilköğ- bir süreliğine alınıp bakılabilir, dokunulabilir bir nes-
retimdeki öğretmenlerimiz, okuma sevgimizi böyle ar- neydi. Kocaman cüssesiyle bir ansiklopediyi kucakla-
tırmaya çalışırdı. Çok okumakla çok gezmek asla yan mak, sayfalarını karıştırmak, bir maddeyi arayıp bul-
yana gelemezmiş gibi… Bense okumayı da gezmeyi mak, başka bir gezegene inmek ve orada keşiflerde
de tutkuyla seven biri olarak ikiye bölünürdüm. Hiçbir bulunmaktan farksızdı. Ne yazık ki şimdiki çocuklar
zaman ısınamadım bu yapay ikileme, okumanın da ansiklopedi bile karıştırmıyorlar. O büyülü dünyadan,
içten içe bir seyahat olduğuna inandığımdan, her ki- o heyecandan habersiz yaşıyorlar. Öğretmenler ödev
tabın bizi başka bir yolculuğa çıkardığını düşündü- verirken “İnternetten bulun.” diyorlar. Onlar da hiçbir
ğümden. Okuyarak gezmek, her kitabı başlı başına çaba göstermeden İnternetten buldukları bilgiyi kop-
bir serüven sayarak bir başka ortama, bir başka ya- yalıyor; okuyup değerlendirmeden, hiçbir şey öğren-
şama uzanan bir yolculuk yapmak mümkündür çün- meden götürüp veriyorlar.
kü. Gezerken de her insanı ve her hayatı bir kitap gibi
düşünerek dünyayı okumak da mümkün. Okumak ve Bu parçada belirtilenler arasında aşağıdakilerden
gezmek aslında o kadar iç içe ki… hangisi yoktur?
24. Hemen hepimiz yazılarımızda, yerli yersiz alıntılar 25. Bazı sanatçılar, yaratıcılıklarını kamçılayan büyülü
yapmaktan, özellikle sözü, alçak gönüllülükle yabancı I
ozanlara, çağdaş düşünürlere bırakmaktan fazlasıyla
hoşlanıyoruz. Kimi zaman bunu öyle abartıyoruz ki anları “beyaz an” diye adlandırırmış. Yakalandığı
yazar olarak konuyla ilgili ne düşündüğümüz anlaşıl- II
mıyor. Ayrıca aynı alıntıların değişik yazarlarca da
kullanıldığını görüyoruz. Böylece tekrarın tekrarı bir sırada “Sonra devam ederim.” diyerek asla kesinti-
okuma, zaman kaybına, okuma ediminin yavanlaş- III
masına yol açıyor. Bu nedenle kendi özgün düşünce-
mizi dayanaklarıyla işlemeliyiz yazılarımızda. Yüzey- ye uğratılmaması, ertelenmemesi gerekirmiş bu
sellikten olabildiğince kaçınmalıyız. Kendi düşüncele-
rimizin de örneğin bir Valéry’ninki, Deleuze’ünki kadar
anın. Çünkü dönüp bakıldığında yerinde bulunama-
önemli olduğuna inanarak bir öz güven geliştirmeliyiz.
IV
Bu parçada alıntıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
yabilirmiş. Tükeninceye değin hakkının verilmesi
hangisine değinilmemiştir?
A) Yazılarda kullanılırken aslına bağlı kalınmadığına gerekirmiş, her zaman karşılaşılamayan bu beyaz
V
B) Belirli örneklere sık sık başvurulduğuna anların.
26. (I) Rengi uçmuş, sıradan yaşamımızda kendimize bir 28. (I) Yatılı olarak okuduğum ortaokul yıllarında, yaz ta-
ziyafet çekmek istediğimiz zaman kitapların kapağını tillerinde Kozlu’ya, ailemin yanına özlemle dönerdim.
aralarız. (II) Büyük bir açlıkla sayfaları çeviririz. (II) O yaşlarda evden yedi-sekiz ay uzakta kalmak ko-
(III) Gözlerimiz sözcükleri iştahla birer birer yerken lay değildi. (III) Arkadaşlarımı, okulumu çok seviyor-
zamandan ve mekândan kopuveririz. (IV) Başka in- dum, bugün de süren dostlukların temeli o yıllarda
sanların, başka diyarların görünmez konukları oluve- atılmıştı ama aile özlemi bir başka şeydi. (IV) Evimiz,
ririz. (V) Bu deneyimin ardından yaşadığımız ana geri denizin hemen kıyısındaki bir tepenin yamacındaydı.
döndüğümüzde ise ruhumuzda kopan fırtınalar ya (V) Dalga sesleri odamda sürekli yankılanırdı ve ben
şiddetlenir ya da dinginleşir ama her zaman bir şeyler doyamadığım o denizi, dalgaları büyük bir hazla izler-
değişir içimizde. dim. (VI) Hâlâ Kozlu’yu, o evi ve o dalga seslerini, öz-
lemin içimi sızlatan acısıyla anımsarım.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-
rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de ögelerin dizilişi “zarf tümleci, nesne, zarf tümleci
A) I. cümlede, nesne, belirtili isim tamlamasından ve yüklem” biçimindedir?
oluşmuştur.
A) I. B) II. C) III. D) V. E) VI.
B) II. cümlede, durum zarfı kullanılmıştır.
B) Ünlü düşmesi
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden
hangisi yanlıştır? C) Sürerlik fiili
30. Bir uğultu başlıyor söz dağarcığımda, sözcükler 32. Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Medet Köyü’nde ya-
Bu cümledeki altı çizili sözcüklerin hangisinde tanır. Usta derme çatma köy evinde yumurta kabu-
ünsüz benzeşmesi vardır?
33. Eğer o şiirler, o romanlar, o öyküler, o tiyatro yapıtları 35. (I) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz; onlar, metinlerde
olmasaydı, söylemek bile fazla, duygularımız daha az geçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın büyüsün-
bilinecek, bilgilerimiz daha az olacaktı. Çünkü ede- den çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denen
biyat, daha iyi duymamızı, daha iyi düşünmemizi sağ- bir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (III) Çünkü
lar. Daha doğru, daha insanca yaşamamıza yardımcı “olay” onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim,
olur. çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup getirmeme,
okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiir-
Bu parçada, virgülün işlevleriyle ilgili olarak aşa- lerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz.
ğıda verilenlerden hangisine uygun bir örnek (V) Bu da bize, Borges’in de dediği gibi, şiirin
yoktur? öğretilemeyecek ama duyumsatılabilecek bir tür oldu-
ğunu gösteriyor.
A) Ara sözleri ayırma Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
B) Sıralı cümleleri birbirinden ayırma
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
C) Özel olarak vurgulanması gereken bir ögeyi be-
lirtme
D) Tırnak içinde verilmeyen aktarma cümlelerini be-
lirtme
E) Art arda sıralanan eş görevli sözcük kümelerini
ayırma
36. (I) Editör, bir yayınevinin olmazsa olmazlarındandır.
(II) Yayımlanacak bir yapıtı düzenlemek, yayıma ha-
zırlamak ve yayımlamak gibi birçok işi ve işlevi var.
(III) Yazarın ve eserinin seçilmesinden, nasıl yayımla-
nacağına değin yayımlama işinin bütün aşamalarını
34. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bo- kapsayan zorlu bir iştir bu. (IV) Günümüzde editörlük,
zukluğu vardır? yayıncılık alanında kurumsallaşamamış işlerden.
(V) Yazarların çoğu, editörün yaptığı işi küçümseyip
onu yalnızca bir düzeltmen olarak algılıyor. (VI) Bu
A) Diplomalarını alacak öğrenciler salona sırayla gi- yüzden de editörlüğü böyle algılayan birçok yazarın
riş yaptılar. yayımlanan kitaplarında yanlışlardan geçilmiyor.
B) Müjdeyi vermek için mutfağa, annesinin yanına
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa-
heyecanla koştu.
ragraf hangi cümleyle başlar?
C) Konuşmasına başlamadan önce dinleyicilere
şöyle bir baktı. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
D) Eski öğrencilerin de katıldığı büyük bir toplantı
düzenlediler.
E) Yarıyıl tatilinde yapılacak olan Amasra gezisi er-
telendi.
37. (I) İnsan ilişkilerinin öneminin yeterince kavranmamış 39. Yazınsal yaratıcılığın gizi, ana dilde, ana dilin söz de-
olması, çocuk gelişimiyle ilgili birtakım sorunları da ğerlerindedir. Buna erişmesi, yazarın, ozanın önce-
beraberinde getirdi. (II) Söz gelimi günümüzde, kendi likle ana dilini, onun söz değerlerini sevmesine bağlı-
kendine oyun kuramadığı için üretken olamayan, edil- dır. Bu sevgiden yoksunsa kişi, gerçek anlamda yara-
gen, çevreye karşı ilgisiz, evlere hapsolmuş çocuklar tıcı olamaz. Büyük bir ozan da yaratıcılığın dilde, söz-
yetişiyor. (III) Bunların hayal güçleri, erken yaşta ta- cüklerde olduğunu söylüyor. Şöyle diyor sözcükler
nıştıkları ve hayatlarının doğal bir parçası olan tele- için: “Onların önünde ben diz çökerim, bana kalk de-
vizyonla ve bilgisayar oyunlarıyla sınırlanmış durum- yinceye değin kıpırdamam. Kısaca, değer veririm on-
da. (IV) Televizyondaki reklamlar çocukları ticari birer lara, arkalarından giderim sözcüklerin, izlerim onları.
araç olarak görüyor. (V) Kaba kuvveti ve silah kullan- İşte ben böylesine severim sözcükleri.”
mayı özendiren, sanat değeri düşük filmler ve kimi
yayınlar yüzünden özellikle çocuklar, çeşitli psikolojik Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
sorunlarla yüz yüze geliyorlar. (VI) den hangisi söylenemez?
E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
1. Bu testte sırasıyla, Tarih (1–17), Coğrafya (18–31), Felsefe (32–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Sosyal Bilimler Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
D) I ve II E) I, II ve III
5. XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti, iltizam usulünde yap- 7. Aşağıdakilerden hangisinin Osmanlı Devleti’nde
tığı değişiklikle yüklü bir peşin ödemeyi de öngören yerli tüccar kesiminin güçlenmesini engellediği
malikâne usulünü getirmiştir. Buna göre mukaatalar savunulamaz?
mültezimlere daha önceki gibi üç yıllık sürelerle değil,
sürekli olarak ihale edilmeye başlanmıştır. A) Yabancılara kapitülasyonlarla ayrıcalıklar tanın-
ması
Yapılan bu değişiklikle güdülen amaç aşağıdaki-
lerden hangisidir? B) Üretimin tarıma dayalı olması
A) Yeniçeri Ocağının kaldırılmasına ortam hazır- C) Osmanlı deniz taşımacılığının yetersiz olması
lamak
B) Tek hazine sisteminden çoklu hazine sistemine D) Osmanlı sanayisinin rekabet gücünü giderek yi-
geçmek tirmesi
C) Hazineye daha fazla gelir sağlamak E) İpek ve Baharat yollarının önemini kaybetmesi
D) İşgaller karşısında halkın desteğini almak Onur, yukarıdaki azınlıklardan hangilerini söyle-
seydi Ahmet’e doğru bilgi vermiş olurdu?
E) Mebuslar Meclisini kapatmak
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
13. Sakarya Savaşı kazanılmasına karşın Yunan or- 15. Hindistan’daki bir tarikatın lideri olan Ağa Han ile İn-
dusunu kesin yenilgiye uğratan Başkomutan giltere Kralı’nın özel danışmanı Hintli Emir Ali, Baş-
Meydan Savaşı’nın yaklaşık bir yıl sonra yapılma- bakan İsmet Paşa’ya bir mektup yollayarak halifelik
sına aşağıdakilerden hangisinin neden olduğu sa- kurumuna dokunulmamasını rica etmişlerdir.
vunulabilir?
Bu durumun, halifelikle ilgili olarak
A) Doğu Cephesi’nde fiili mücadelenin sona erme- I. bu kurumun, tüm Müslümanlar üzerinde siyasal
sinin beklenmesi gücünün olduğu,
B) Ayaklanan Çerkez Ethem birliklerinin dağıtılması II. yabancıların, bu kurumu Türkiye’nin içişlerine
müdahale amacıyla kullanmak istedikleri,
C) İtalyanların birliklerini Anadolu’dan çekmeye baş- III. bu kurumun varlığının ülkede tartışma konusu
laması olduğu
D) Türk ordusunun eksiklerinin tamamlanması durumlarından hangilerine kanıt olduğu savunu-
labilir?
E) Ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için Tekâlif-i
Milliye Emirlerinin çıkarılması A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
C) Devletçilik D) Laiklik
E) Cumhuriyetçilik
17. Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti sadece iki şeye güve- 19. Türkiye’de, enerji tasarrufu sağlamak amacıyla yaz ve
nir. Biri millet kararı, diğeri en elim ve güç şartlar için- kış saati uygulanmaktadır. Bu uygulama kapsamında
de dünyanın takdirlerine hakkıyla layık olan ordumu- yılın yaklaşık beş aylık döneminde 30º Doğu meridye-
zun kahramanlığı; bu iki şeye güvenir.” demiştir. ninin, diğer dönemde ise 45º Doğu meridyeninin yerel
saati ulusal saat olarak kullanılmaktadır.
Atatürk’ün, bu sözüyle millî gücün
Buna göre, 45º Doğu meridyeninin yerel saatinin
I. siyasi, ulusal saat olarak kullanıldığı dönemde, Türkiye’ de,
aşağıdakilerden hangisi yaşanmaz?
II. askerî,
D) I ve II E) II ve III E) En sıcak ay
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
Aşağıdakilerden hangisi yapılırsa bu hata gideril-
miş olur?
21. Aşağıdaki haritada beş farklı doğrultu numaralarla 23. Orografik yağışlar, denizden gelen nemli hava kütle-
gösterilmiştir. lerinin kıyı çizgisine paralel uzanan dağ sıralarına
çarparak yükselmesi sonucu meydana gelir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Buna göre, bu tatil beldesinin aşağıdakilerden D) Karbon ve Perm dönemlerinde, bu kıtalarda daha
hangisinde yer alması beklenir? ılıman bir iklimin olduğunu
A) Datça Yarımadası’nda
E) Bu kıtalardaki yer şekillerinin, Karbon ve Perm
B) Gelibolu Yarımadası’nda dönemlerindekiyle aynı olduğunu
C) Bolu Dağları’nda
D) Çukurova’da
E) Çandarlı Körfezi’nde
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
28. Aşağıdaki grafikte, 1750-2000 yılları arasında Avrupa 30. I. Siyasi bölgeler zamanla işlevini yitirebilir.
ve Afrika kıtalarının nüfusu gösterilmiştir.
II. Siyasi bölgeyi oluşturan ülkelerde dil, din ve ırk
birliği vardır.
A) I ve III B) II ve IV C) III ve V
D) I, II ve V E) I, III ve IV
A) 1750-1900 yılları arasında Afrika’dan kıta dışına 31. Aşağıdakilerden hangisi, insanın doğaya olan et-
yoğun göç olmuştur. kisine örnek gösterilemez?
B) Üniversite kurulması
32. Zekânın ve bilgeliğin ölçütünün zenginlik olduğunu 34. Nesnenin bilgisinin söz konusu olabilmesi için önce
düşünen kişiler, Thales’le yoksul olduğu için alay nesnenin var olması gerekir. Örneğin ağacın ne oldu-
ederler. O da bunun üzerine zeytinin az olduğu o yıl, ğundan, türlerinden, yararlarından söz edebilmek için
elindeki bütün parayla, ihtiyaç olmadığı için ucuzlamış öncelikle “ağaç” denilen bir şey var olmalıdır.
olan ve zeytinyağı üretiminde kullanılan tüm presleri
satın alır. Sonraki hasat mevsimi geldiğinde ihtiyacı Bu parça aşağıdaki yargılardan hangisini destek-
olanlara bu presleri kendi belirlediği fiyattan kiralayarak ler?
çok para kazanır.
36. Filler neden büyük, gri ve kırışıktır? Çünkü ufak, beyaz 38. Nasrettin Hoca bir gün oğluyla birlikte şehre gitmek
ve yuvarlak olsalardı aspirin olurlardı. Ufak bir fil hayal üzere yola çıkar. Şehre birçok köyün içinden geçilerek
ederek ona “ufak bir fil” diyebiliriz. Beyaz bir fil hayal gidilmektedir. Hoca eşeğin üzerinde, oğlu da yürüyerek
ederek ona “beyaz bir fil” diyebiliriz. Kırışıksız bir fil de onu takip eder. İlk köyden geçerken köylüler “Koskoca
“kırışıksız bir fil” olur. Başka bir deyişle büyüklük, grilik adam eşeğe binmiş, küçücük çocuğu yürütmeye utan-
ve kırışıklılık, Aristoteles’in bir fili fil yapan şeyin ne mıyor!” diye kınarlar. Sonraki köyden geçerken Hoca
olduğunu tanımlama sınavını geçemez. Çünkü aspirin yürür, oğlu da eşeğin üzerindedir. Oradaki köylüler de
gibi ufak, beyaz ve yuvarlak bir şey bir fil olamaz ve “Görüyor musun saygısız çocuğu, koca adamı yürütü-
böyle bir nesneyle karşılaştığımızda aklımıza “Hey, yor.” derler. Üçüncü köyde Hoca ve çocuk eşeğe birlikte
ağzına attığın bir aspirin mi yoksa alışılmamış türden bir biner, bu kez de eşeğe acımıyorlar diye suçlanırlar.
fil mi?” diye sormak gelmez. Dördüncü köyde çocuk da Hoca da yürür, kınanmaktan
nasiplerini alırlar. Beşinci köyde Hoca ve oğlu eşeği
Bu parçada varlıkla ilgili aşağıda verilenlerden birlikte taşımalarına karşın kınanma durumu değişmez.
hangisi sorgulanmaktadır?
Bu parça ahlak felsefesinin temel problemlerinden
A) Ana maddenin neliği hangisinin soruşturulmasında örnek verilebilir?
E) Zorunlu varlık/mümkün varlık ayrımı C) Ahlakta her zaman iyi niyet yeterli midir?
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Temel Matematik Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 6 B) 2 C) 0 D) E)
2.
D) 1006 E) 1008
A) 4 B) 8 C) 9 D) 15 E) 16
8.
6.
A) 3 B) 4 C) 6 D) 8 E) 9
olduğuna göre, aşağıdaki sıralamalardan hangisi
doğrudur?
A) B) C)
D) E)
9.
A) B) C) 1 D) 2 E) 4
A) 9 B) 11 C) 12 D) 13 E) 15
A) x B) C)
D) E)
A) 8 B) 9 C) 10 D) 12 E) 15
olduğuna göre, ifadesinin değeri kaçtır?
A) B) C) 0 D) 1 E) 4
15.
a bir pozitif tam sayı ve ’tir. p bir asal sayı
olduğuna göre,
16. n bir pozitif tam sayı olmak üzere, n’yi kalansız bölen 19. Rasyonel sayılar kümesinde bildiğimiz toplama ve
pozitif tam sayıların kümesi S(n) ile gösteriliyor. çarpma işlemleri tanımlanıyor.
Buna göre, kesişim kümesinin ele- Buna göre, aşağıdakilerden hangisinin hem top-
man sayısı kaçtır? lama hem de çarpma işlemine göre tersi bir tam
sayıdır?
A) 4 B) 5 C) 6 D) 8 E) 9
A) B) C) 0
D) 2 E)
fonksiyonları veriliyor.
18.
A) B) C)
önermeleri veriliyor. D) E)
A) B) C)
21. Gerçel sayılar kümesinde tanımlı
D) E) I.
II.
III.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) I, II ve III
22. Bir işi 5 kadın işçi 20 günde, 5 erkek işçi ise 30 günde 24. Bir fabrikada üretilen iş makinelerinin sayısı gün so-
bitiriyor. nunda kayıt altına alınıyor. Tutulan kayıtlar o günle
birlikte o günden önce üretilmiş olan iş makinelerinin
toplam sayısıdır. Beş iş gününde tutulan kayıtlar aşa-
Buna göre, 2 kadın ve 2 erkek işçi aynı işi birlikte
ğıda verilmiştir.
kaç günde bitirir?
Pazartesi ve öncesi : 20
A) 20 B) 30 C) 40 D) 45 E) 50
Salı ve öncesi: x
Çarşamba ve öncesi: 90
Perşembe ve öncesi: 140
Cuma ve öncesi: y
A) 10 B) 11 C) 12 D) 13 E) 14
25. Bir yatırımcı, hesabındaki z TL’nin bir kısmıyla altın,
kalan kısmıyla da döviz alıyor. Yatırımcı bir süre son-
ra altınlarını % 20 kâr elde ederek x TL’ye, dövizlerini
ise % 20 zarar ederek y TL’ye satıyor.
A) B)
C) D)
E)
26. Beş öğrencinin aday olduğu sınıf başkanlığı seçimin- 29. Ali, ağzına kadar suyla dolu olan bir şişedeki suyun
de adayların aldıkları oy sayıları olan A, B, C, D, E yarısını elde etmek istiyor. Bunun için aynı şişeden
arasında boş bir tane alıyor ve şişelerdeki su yükseklikleri eşit
olana kadar dolu şişeden diğerine su aktarıyor.
Suyun yarısını elde etmek için yaptığı üç farklı dene-
eşitliği vardır. me aşağıda gösterilmiştir.
Seçim sonucu dairesel grafikte gösterildiğinde
C tane oy alan adaya ait daire diliminin merkez
açısı kaç derece olur?
A) 45 B) 60 C) 90 D) 120 E) 180
A) 5 B) 4 C) 3 D) 2 E) 1
31. Bir depoda bulunan portakal ve mandalinaların mik- 34. ABC bir ikizkenar
tarı toplam 50 tondur. Portakalların % 7’si, manda- üçgen
linaların ise % 8’i çürümüştür. Çürüyen portakal ve
mandalina miktarı toplam 3,8 tondur.
32.
Bir otobüse 3 kadın binerse yolcuların ’ü kadın
’ü erkek olacaktı.
A) 21 B) 24 C) 28 D) 30 E) 32 35.
ABC bir üçgen
A) B) C) D) E)
37. 39.
Buna göre, taralı bölgenin alanı a, b ve c türünden y eksenine göre simetriği alınıyor ve A ile , B ile ,
aşağıdakilerin hangisine eşittir? C ile simetrik nokta çiftleri olacak şekilde
üçgeni elde ediliyor. Elde edilen bu üçgen de
A) B) C)
D) E)
A) B) C) D) E)
1. Bu testte sırasıyla, Fizik (1–14), Kimya (15–27), Biyoloji (28–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Fen Bilimleri Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 1 B) C) D) E)
2.
D) N’de E) P’de
4. 5.
A) 1 B) C) 2 D) E)
6. 7.
A)
(Bu işlemler sırasında sıvıların sıcaklıkları değişme-
mektedir.)
B)
C) A) B) 1 C) D) E) 2
D)
E)
8. 10.
A) K L
11. 12.
oranı kaçtır? A) B) C)
D) E)
A) B) C) 1 D) E)
13.
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
18. Uçucu olmayan bir X katısı 100 gram suda en fazla, 20. bileşiğiyle ilgili bazı bilgiler şöyledir:
’de 17 gram,
bileşiğinin 0,1 molü 12 gramdır.
’de 27 gram,
Bileşikteki X, Y, Z atomlarının kütlece birleşme
’de 39 gram oranları (X:Y:Z) sırasıyla 3:4:8’dir.
D) 21. Atom kuramına göre, baş kuantum sayısı (n) ile ilgili
’de 20 gram X katısının 100 gram suda
aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
E) ’de 30 gram X katısının 100 gram suda A) Baş kuantum sayısı, temel enerji düzeyini belirtir
ve sıfırdan büyük tam sayıdır.
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
D) Stronsiyum karbonat
22. Periyodik çizelgeyle ilgili aşağıdaki ifadelerden 23. X, Y, Z elementleriyle ilgili bilgiler şöyledir:
hangisi yanlıştır?
X’in, iyonunun elektron dağılımı ile
A) IA grubu elementlerinin elektron dağılımındaki bitmektedir.
son orbital s orbitalidir.
Y elementi, 4. periyot ve IIA grubundadır.
B) VIA grubu elementlerinin elektron dağılımı Z, VIIA grubunda ve atom numarası en küçük o-
lan elementtir.
ile biter.
Buna göre X, Y, Z elementlerinin periyodik
C) VA grubu elementlerinin elektron dağılımı çizelgedeki yerleri aşağıdakilerin hangisinde doğ-
ile biter. ru olarak verilmiştir?
B)
X
Y
Z
C) Z
D)
Z
X
Y
E)
Z
Y X
− +
A) X + ve Y3− B) Y3 ve Z C) X ve Z
− + 2+
D) Y3 ve Q 2 E) Z ve Q
Buna göre,
D) II ve III E) I, II ve III
26. X, Y, Z elementlerinden oluşan ya- 28. Bir proteinin, yüksek sıcaklıkta, düşük pH koşulunda ya
da çeşitli kimyasal maddelerin bulunduğu ortamda, üç
pılarındaki bağ türleri, aşağıdakilerin hangisinde boyutlu yapısı bozulmuş, ancak bu durumdan peptid
doğru olarak verilmiştir? bağları etkilenmemiştir.
ulaşılır.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) II ve III
Buna göre, bu makromoleküller aşağıdakilerin
hangisinde doğru olarak verilmiştir?
X Y Z
30. Hücre ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi 32. Aşağıdaki olaylardan hangisi mitoz ve mayoz II
yanlıştır? bölünmenin her ikisinde de kural olarak gerçek-
leşir?
A) Ökaryotik hücrelerde zarlı organeller bulunur.
A) Sinapsis olması
B) Yeni bir hücre ancak başka bir hücrenin bölün- B) Krossing over olması
mesiyle oluşur.
C) Haploid kromozomlu yavru hücre oluşması
C) Hücre büyüdükçe yüzey alanı/hacim oranı aza-
lır. D) Kardeş kromatitlerin birbirinden ayrılması
D) Hücre canlılığın temel birimidir.
E) Homolog kromozomların birbirinden ayrılması
A) B)
Zaman Zaman
A) 1. bireyin genotipi: OO Rr
B) 2. bireyin genotipi: AO rr
C) 3. bireyin genotipi: AA rr
Zaman Zaman
D) 4. bireyin genotipi: BO Rr
E) E) 5. bireyin genotipi: AO Rr
Zaman
34. Balıkların solungacında kılcal damarlardaki kan akışı ile 35. İnsanda, işaretlenmiş bir alyuvar, akciğer atardamarı
su akış yönü birbirine terstir. Bu iki ortam arasın- içine veriliyor; bu işaretli alyuvara bir süre sonra alt ana
daki oksijen difüzyonu Şekil 1’de şematize edilmiştir. toplardamarında rastlanıyor.
Difüzyon sonunda kanın oksijen doygunluğunda (%)
meydana gelen değişimin grafiği de altında verilmiştir. Bu alyuvar kalpten bir kez geçtiğine göre, aşağıdaki
yapıların hangisinden geçmemiştir?
E) Akciğer toplardamarı
A) B)
100 100
Su Su
50 50
Kan Kan
0 0
C) D)
Su Su
100 100
Kan Kan
50 50
Buna göre fotosentez ürünlerinin taşındığı yapı,
şekilde hangi numarayla gösterilmiştir?
0 0
A) I B) II C) III D) IV E) V
E)
Su
100
Kan
50
37. Bitkiler, çiçeklenme için gereksinim duydukları ışık 38. Çiçekli bir bitkinin üremesindeki bazı evreler aşağı-
alma sürelerine göre uzun gün bitkisi ya da kısa gün daki şekilde numaralandırılmıştır.
bitkisi olarak isimlendirilir. Bir uzun gün bitkisiyle bir
kısa gün bitkisi farklı ışık alma sürelerine tabi tutul-
duğunda gerçekleşen çiçeklenme durumları aşağı-
daki şekilde gösterilmiştir.
Bu deneyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi Bu evrelerin hangisinin sonunda meydana gelen
söylenemez? hücrelerin genotipi, bu hücreleri üreten hücre-
ninkinden farklıdır?
A) Kısa gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten az
(Bu üreme döngüsünde mutasyon gerçekleşmediği
olduğunda çiçeklenmiştir.
kabul edilecektir.)
B) Uzun gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
fazla olduğunda çiçeklenmiştir.
D) I ve II E) I ve III
C) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi, ışık
alma süresi 12 saatten az olsa da uzun gün
bitkisinin çiçeklenmesini sağlamıştır.
D) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi kısa
gün bitkisinin çiçeklenmesini önlemiştir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
47 Test Bitti.
Cevaplarınızı Kontrol Ediniz.
;e*V9 Y6fE+
H~j4 20tFV
M9991.01018
(Bu numarayı c evap k âğıdınızdaki ilgili alana kodlama yı unut mayınız.)
ADI
SOYADI
DİKKAT!
SINAV BAŞLAMADAN ÖNCE AŞAĞIDAKİ UYARILARI MUTLAKA OKUYUNUZ.
1. Adınız, soyadınız, T.C. Kimlik Numaranız ve sınav salon numaranız yukarıdakilerden farklı ve
kitapçık üzerine basılı olan fotoğraf size ait değilse bunu salon başkanına belirterek size ait
soru kitapçığının verilmesini sağlayınız.
1. Bu kitapçıkta sırasıyla Türkçe Testi, Sosyal Bilimler 4. Bu testler puanlanırken her testteki doğru cevap-
Testi, Temel Matematik Testi, Fen Bilimleri Testi larınızın sayısından yanlış cevaplarınızın sayısının
bulunmaktadır. dörtte biri düşülecek ve kalan sayı o testle ilgili ham
puanınız olacaktır. Bu nedenle, hakkında hiçbir
2. Bu testler için verilen toplam cevaplama süresi 160
fikriniz olmayan soruları boş bırakınız. Ancak,
dakikadır. Bu süreyi, cevaplayacağınız testleri dik-
soruda verilen seçeneklerden birkaçını eleyebiliyor-
kate alarak kullanınız.
sanız kalanlar arasında doğru cevabı kestirmeye
3. Bu kitapçıktaki testlerde yer alan her sorunun sade- çalışmanız yararınıza olabilir.
ce bir doğru cevabı vardır. Bir soru için birden çok
5. Sınavda uyulacak kurallar bu kitapçığın arka kapa-
cevap yeri işaretlenmişse o soru yanlış cevaplan-
ğında belirtilmiştir.
mış sayılacaktır.
SINAVDA UYULACAK KURALLAR
1. Cep telefonu ile sınava girmek kesinlikle yasaktır. Çağrı cihazı, telsiz, fotoğraf makinesi vb. araçlarla; cep
bilgisayarı, kol ya da cep saati, her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlarla; silah ve benzeri teçhizatla;
müsvedde kâğıdı, defter, kitap, sözlük, sözlük işlevi olan elektronik aygıt, hesap cetveli, hesap makinesi, pergel,
açıölçer, cetvel vb. araçlarla sınava girmek kesinlikle yasaktır. Bu araçlarla sınava girmiş adaylar mutlaka Salon
Sınav Tutanağına yazılacak, bu adayların sınavı geçersiz sayılacaktır. Sınava kalem, silgi, kalemtıraş, saat
vb. araçla ve kulaklık, küpe, broş vb. takı, herhangi bir metal eşyayla girmek de kesinlikle yasaktır.
Yiyecek, içecek vb. tüketim malzemeleri de sınava getirilemez. Adaylar sınava şeffaf şişe içerisinde su
getirebileceklerdir.
2. Bu sınavda verilen toplam cevaplama süresi 160 dakikadır. Sınav başladıktan sonra ilk 120 ve son 15 dakika
içinde adayın sınavdan çıkmasına kesinlikle izin verilmeyecektir.
3. Sınav evrakını teslim ederek salonu terk eden aday, her ne sebeple olursa olsun, tekrar sınava alınma-
yacaktır.
4. Sınav süresince görevlilerle konuşmak, görevlilere soru sormak yasaktır. Aynı şekilde görevlilerin de adaylarla
yakından ve alçak sesle konuşmaları ayrıca, adayların birbirinden kalem, silgi vb. şeyleri istemeleri kesinlikle
yasaktır.
5. Sınav sırasında, görevlilerin her türlü uyarılarına uymak zorundasınız. Sınavınızın geçerli sayılması, her şeyden
önce, sınav kurallarına uymanıza bağlıdır. Kurallara aykırı davranışta bulunanların ve yapılacak uyarılara
uymayanların kimlik bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve sınavları geçersiz sayılacaktır.
6. Sınav sırasında kopya çeken, çekmeye kalkışan, kopya veren, kopya çekilmesine yardım edenlerin kimlik
bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve bu adayların sınavları geçersiz sayılacaktır. Görevliler kopya
çekmeye ya da vermeye kalkışanları uyarmak zorunda değildir; sorumluluk size aittir.
Adayların test sorularına verdikleri cevapların dağılımları bilgi işlem yöntemleriyle incelenecek, bu
incelemelerden elde edilen bulgular bireysel ya da toplu olarak kopya çekildiğini gösterirse kopya eylemine
katılan adayın/adayların cevaplarının bir kısmı ya da tamamı iptal edilecektir.
Sınav görevlileri bir salondaki sınavın, kurallara uygun biçimde yapılmadığını, toplu kopya girişiminde
bulunulduğunu raporlarında bildirdiği takdirde, ÖSYM takdir hakkını kullanarak bu salonda sınava giren tüm
adayların sınavını geçersiz sayabilir.
7. Cevap kâğıdında doldurmanız gereken alanlar bulunmaktadır. Bu alanları doldurunuz. Cevap kâğıdınızı
başkaları tarafından görülmeyecek şekilde tutmanız gerekmektedir. Cevap kâğıdına yazılacak her türlü yazıda
ve yapılacak bütün işaretlemelerde kurşun kalem kullanılacaktır. Sınav süresi bittiğinde cevapların cevap
kâğıdına işaretlenmiş olması gerekir. Soru kitapçığına işaretlenen cevaplar geçerli değildir.
8. Soru kitapçığınızı alır almaz, sayfaların eksik olup olmadığını, kitapçıkta basım hatalarının bulunup bulun-
madığını ve soru kitapçığının her sayfasında basılı bulunan soru kitapçığı numarasının, kitapçığın ön kapağında
basılı soru kitapçığı numarasıyla aynı olup olmadığını kontrol ediniz. Soru kitapçığınızın sayfası eksik ya da
basımı hatalıysa değiştirilmesi için salon başkanına başvurunuz.
9. Size verilen soru kitapçığının numarasını cevap kâğıdınızdaki “Soru Kitapçığı No” alanına kodlayınız.
10. Sınav sonunda soru kitapçıkları toplanacak ve ÖSYM’de tek tek incelenecektir. Soru kitapçığının bir sayfası bile
eksik çıkarsa sınavınız geçersiz sayılacaktır.
11. Cevap kâğıdına ve soru kitapçığına yazılması ve işaretlenmesi gereken bilgilerde bir eksiklik ve/veya yanlışlık
olması hâlinde sınavınızın değerlendirilmesi mümkün olamamaktadır. Tarafınızdan yazılması ve işaretlenmesi
gereken bu bilgilerde eksiklik ve/veya yanlışlık olduğunda durumunuz Sınav Salon Tutanağında belirtilecektir.
12. Soru kitapçığının sayfalarındaki boş yerleri müsvedde için kullanabilirsiniz.
13. Soruları ve/veya bu sorulara verdiğiniz cevapları ayrı bir kâğıda yazıp bu kâğıdı dışarı çıkarmanız kesinlikle
yasaktır.
14. Her testin cevaplarını cevap kâğıdındaki ilgili alana işaretlemeye dikkat ediniz.
15. Sınav salonundan ayrılmadan önce, soru kitapçığınızı ve cevap kâğıdınızı salon görevlilerine teslim etmeyi
unutmayınız.
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimi zin yazılı i zni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu
ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
1. Yahya Kemal’i ve Nazım Hikmet’i ayrı tutarsak küçük 3. Bir sanatçımız şöyle diyor: “Dergiler, edebiyatın yeral-
mutluluklar Türk şiirine Garip döneminde bir uğrayıp tı haritasıdır.” Nitekim bu dergilerde ilk ürünleri yayım-
geçmiştir, diyebiliriz. Biraz Ziya Osman, çok az Cahit lanan genç şairlerin çoğu, bir süre sonra çalışmalarını
Sıtkı… Onun dışında “Hüzün ki en çok yakışandır bi- kitaplaştırarak şairliklerinin ilk kilometre taşlarını ko-
ze.” anlayışı egemendir. Cemal Süreya’nın, Garip- yarlar.
çilerin izine basarak yürüdüğü kimi şiirlerinde de bu
anlayışın yansımalarını görürüz. Ne var ki onun şiirle- Bu parçada geçen “edebiyatın yeraltı haritası olma”
rinde genel olarak ince bir hüzün söz konusudur. sözüyle, dergilerin hangi özelliği belirtilmek isten-
miştir?
Bu parçada geçen “izine basarak yürüme” sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarları, yeni yazınsal türlere yönlendirme
C) Yenilerini eskilerinden ayırabilmek A) İyi şiirler, şairlerinden zengin bir birikim ister.
5. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraç 7. (I) Yaşadığı dönemin şiir anlayışından uzaklaşarak
içindeki sözün anlamını içermemektedir? uçlarda dolaşan, alışılmadık bağdaştırmaları ve imge-
leriyle zaman zaman, bilinen söylemin dışına taşan
şair, sürekli yenilikler peşinde koşmuştur. (II) Karşı-
A) Öykünüzü, yaşamın akışını düşündüren bir do- laştığı insanlık durumlarına yeni duygu ve anlamlar
ğallıkla yazın, bunu yapabilecek güçlü bir kalemi- yükleyerek onları yeniden yazmıştır. (III) Şiirlerini
niz var. (yazarlık yeteneği olmak) oluştururken boş alanlar bırakmış, uzun dizeleri kır-
mıştır. (IV) Şiirde bir yenilik gerçekleştirmek için dilin
yerleşik söz değerlerini olduğu gibi kullanmaktan ka-
B) Öykünüzdeki bilinmeyenlerden kurtulmak için öy- çınmış, dili yeniden kurmaya yönelmiştir. (V) Şiirle-
küdeki kadının kim olduğunu, nasıl bir yaşam rinin çoğunda, çok anlamlı sözcükler kullanarak deği-
sürdüğünü, ne iş yaptığını görünür kılın. (belir- şik çağrışımlar uyandırmıştır.
ginlik kazandırmak)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi,
C) Sizin yaptığınız gibi, bir dönemi küçük bir öyküye
sözü edilen şairin şiirlerinin içeriğiyle ilgilidir?
sığdırmak herkesin üstesinden gelebileceği bir iş
değildir. (zorluğu yenmek)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışı- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangile-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? ri anlamca birbirine en yakındır?
9. (I) Berna Moran’ın deyişiyle “huzursuzluğun romanı”, 11. Şairler arasında öteden beri süregelen açık ya da giz-
Fethi Naci’ye göre de “Türkçenin en güzel aşk roma- li bir yarış vardır. Oysa aynı gözeden su içen, aynı
nı” olan Huzur’un yayımlanışının üzerinden yaklaşık güneş altında ısınan, aynı ağacın gölgesinde oturan
elli yıl geçti. (II) Bu romanda olaylar, bir ağustos günü insanlardır onlar. Birbirlerine, sanıldığından daha çok
başlar ve radyodan İkinci Dünya Savaşı’nın başladı- ihtiyaçları vardır. Ölmüş şairlerle, onların anıları üze-
ğını haber veren bir anonsla biter. (III) Her ne kadar rinde yaşatılan dostluklar da dâhildir buna. ----? Kıs-
ilk bakışta aşk romanı gibi görünse de günahın ve ka- kanmalar, görmezden gelmeler, kara çalmalar… Neyi
vuşmanın değil, Doğu’yla Batı’nın, huzursuzluğun, paylaşamazlar? Herkesin kabı kendine göredir, ala-
zaman ve müziğin romanı olarak kabul edilir. (IV) Hu- cağı su miktarı bellidir oysa. Paylaşmanın, el ele ve-
zur, hiçbir zaman Madam Bovary’nin yarattığı etkiye rerek yaratacakları eleştiri ortamının sağlayacağı ya-
benzer bir etki yaratmamıştır. (V) Madam Bovary gibi rarlar üstünde durmak ve bunu geliştirmek varken ne-
can sıkıcı taşranın romanı değildir Huzur; tam tersine dir bu yok edici yarış?
çok eski, çok köklü bir kentin, İstanbul’un, Boğazi-
çi’nin romanıdır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de değerlendirme söz konusu değildir? A) Şairler arasındaki bütün bu çatışmalar gerçekte
şiirimizin tematik haritasını daraltır mı
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
B) Bunu bilmelerine karşın nedir bu sevgisizlik şair-
ler arasında
C) Öyleyse neden şiirin kolaya kaçma sanatı olduğu
izlenimi yaratılıyor
D) Şairler, birbirlerini değerlendirirken şiirsel ölçütler
kullanırlar mı
10. (I) Günümüzde, yeni yetişen genç yazarlar kendinden E) Oysa her şair, şiirini kendi yaşam serüveninden
öncekileri tanımadıkları, okumadıkları için bir eksiklik çıkarmaz mı
duymuyor sanki. (II) Bunlar deneyimli, usta yazarların
önünde yaprak gibi titremiyor artık, kendine çok güve-
niyor. (III) Bununla birlikte yapıtları ilgiyle karşılanan,
geniş okur kitlelerine seslenen sanatçının çok iyi ya-
zar olduğu yanılgısına düşüyor. (IV) Yeni kuşağın “Ne
olacaksa çabucak olsun.” düşüncesinden doğan bu
gözü kara yarış, bence oldukça tehlikeli. (V) Çünkü
bu, bireyciliğin, “ben ben”ciliğin egemenliği anlamına
gelir.
12. Sokrates’ten önceki ilk Batılı filozoflar, geçmişten iki 13. Türküler, şiirler iç dünyamızın sesi olarak yazılmış ol-
büyük kopuşu aynı anda gerçekleştirdiler. İlk önce, salar da bizden çıktıkları anda topluma mal olmuştur
kendi akıllarını kullanarak dünyayı anlamaya çalıştı- artık. Yalnız topluma mal olmakla kalsa iyi. Yerelden
lar. Bu tek başına, tümüyle yeni bir şeydi ve insanın ulusala, ulusaldan evrensele bir değişme ve gelişme
gelişmesinde en önemli köşe taşlarından birini oluş- çizgisi izleyerek bütün insanlığın ortak değeri hâline
turdu. Aynı zamanda insanlara, akıllarını nasıl kulla- gelir. Örneğin Yunus Emre’nin şiirlerinde yansıtılan
nacaklarını ve kendi başlarına nasıl düşüneceklerini duygular salt bize mi özgüdür? Neruda, yalnızca Şi-
de öğrettiler. ----. Onlar bilgi birikimlerini olduğu gibi li’nin acılarını yansıtmıştır, deyip dışlayabilir miyiz onu?
öğrencilerine aktarmak yerine, onları tartışmaya, Acısı acımız olmuştur, halkı da halkımız. Kısaca ----.
düşünce alışverişinde bulunmaya, kendi düşüncele-
rini ileri sürmeye ve savlarını kanıtlamaya özendiren Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
öğretmenlerdi. aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
14. Gerek edebiyat dergilerinde gerekse gazetelerin sa- 15. Yayınevlerinin tercihi her zaman romandan yana ol-
nat-edebiyat sayfalarında yer alan söyleşilerde, ne- muştur. Yalnız bizde değil, dünyada da böyle. Öykü-
dense hep aynı konular konuşuluyor ve bundan bir ler ise daha çok dergilerde varlıklarını sürdürüyor.
türlü vazgeçilmiyor. Bir yazarın yeni bir romanı mı Öykü kitabı yayımlamakta direnen genç yeteneklere
çıkmış, sorusu hemen hazır: “Bu yapıtınızı yazarken olanak sağlayan yayınevleri - neyse ki - var. Şu da bir
neyi amaçladınız?” ya da “Yapıtınız yaşadıklarınız- gerçek ki beş altı yıldır durağan bir ortamda kendini
dan izler taşıyor mu?” Cevaplar da üç aşağı beş yu- yineliyor öykü ama yenileyemiyor. Bu nereye kadar
karı aynı düşünceler etrafında dönüyor. Peki neden sürer, kestirmek güç; ardından bir yükselişin, belki de
bu sınırlılık? Bence bu, yazardan değil, soruyu so- sıçramanın yaşanacağı kesin.
randan kaynaklanıyor. Çünkü söyleşilerde asıl yön-
lendirici, soruyu sorandır. Bu nedenle sanatçının dü- Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
şünce üreterek sanatını geliştirmesinde ve yapıtları- olarak söylenmiş olabilir?
nın değerlendirilmesinde ona sorulacak soruların
önemli bir payı vardır. ----.
A) Yayınevleri öykü seçiminde hangi ölçütlere bağlı
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre kalıyor?
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
B) Roman türündeki kalıplaşmaya gidiş konusunda
ne düşünüyorsunuz?
A) Bütün bunlara bakarak eleştirel yaklaşımın ne
C) Öykücülerin soyut konulara ağırlık verişini neye
denli önemli olduğunu söylemek hiç de yanlış ol-
bağlıyorsunuz?
maz
D) Türk edebiyatında romanın yükselişi karşısında
B) Bu sorun bence temelde birbirini izleyen aynı öykünün konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
nitelikteki durumların art arda sıralanmasından
doğuyor E) Genç yazarları öykü yazmaya yönlendirmek için
neler yapılabilir?
C) Hangi yazara sorarsanız sorun, hepsi kendine
özgü yazma yöntemlerinin olduğunu söyleyecek-
tir
D) Üstelik yapıtın niteliğini yazarın donanımı belirler
ve bunun üzerine söylenebilecek çok söz vardır 16. Modayı sevmem. Örneğin herkesin aynı anda, aynı
şeyleri giymesi, bana nedense ters gelir. Benim pus-
lu, gözlerden uzak ve reklamı çok yapılmamış olan
E) Kısaca hem eleştirmenlerin hem de sanatçılarla hoşuma gider her zaman. Çünkü yönlendirilmeyi de-
söyleşi yapanların, her düzeyden insanın ilgisini ğil, özgürce keşfetmeyi severim. Bilinçaltıma baskı
çekecek nitelikte sorular sorması gerekiyor yapılmasını istemem.
17. Ödüller, genç bir şairin adının altı fosforlu bir kalemle 19. İnsanlar, toplu hâlde yaşama gereksinimi duyarlar.
çizilerek şiirlerinin tanınmasına olanak sağlıyorsa az Bunun için herkesin üzerinde anlaştığı, gittikçe yay-
şey mi bu? Ya da usta bir şairin, şiire verdiği emeğin gınlaşan ortak bir değerler sistemi gerekir. İşte ahlak,
ödülle taçlandırılmasının ne sakıncası olabilir ki? Üs- bu türden bir değerler sistemidir. Toplumda çekişen
telik şiir kitaplarının hemen hemen hiç satılmadığı, ve çatışan tarafların hiçbir ortak yanı kalmadığı du-
dolayısıyla kitapçıların, bu kitapları raflarına koymaya rumlarda bile birleştirici bir güç durumundadır. Ör-
yanaşmadığı ve dağıtımcıların, “şiir” sözcüğünü duy- neğin, dürüstlüğü değil de yalancılığı ya da sahte-
duğunda yüzlerini buruşturduğu günümüzde… Şiirin kârlığı kimse öneremiyor. Sadakat yerine ihanet, ada-
bu konumuna gönlü razı olmayan şairlerin verdiği let yerine haksızlık değerli gösterilemiyor. Çünkü ah-
emekleri, bütün şiirseverlerin takdirle karşılaması ge- lak, bir insan topluluğunun, üzerinde birleştiği ortak
rektiği kanısındayım. paydayı oluşturuyor.
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden ya- Bu parçadan ahlakla ilgili olarak aşağıdakilerin
kınmaktadır? hangisi çıkarılabilir?
A) Ödüllere karşı çıkılmasından A) İlkelerinin kişiden kişiye değişen, göreceli bir ni-
telik taşıdığı
B) Ödüllerin gelişigüzel dağıtılmasından B) Davranışları ve ilişkileri düzenleyen ana kurallar
olduğu
C) Günümüzde değer yargılarının değişmesinden C) Toplumdan topluma farklı özellikler taşıdığı
D) Genç şairlerin ödül alınca ustalaştıklarına inan- D) Yasaların öngördüğü yaptırımları içerdiği
malarından
E) Sanatçıların, yaratılarını oluştururken gerekli E) Kişileri değerlendirmede ayırıcı bir ölçüt olduğu
özeni göstermeyişlerinden
20. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından bu yana nostalji, 21. Bir zamanlar edebiyatın gücüne, bir şeyleri değiştire-
başka bir deyişle eskiye duyulan özlem gittikçe yay- bileceğine inanırdım. Benim için edebiyat, yaşam bo-
gınlaşıyor. Bu, bir bakıma insanların yaşamlarından yu temiz kalmanın, vicdani ve ahlaki çürümeye karşı
giderek daha fazla yakındıklarının bir göstergesi. Ar- durmanın göstergelerinden biriydi. Yıllarım, bu inan-
tık her kuşak yaşamın daha az mekanik, doğallığın cın etkisiyle gelişen bir tutkunun peşinden koşmakla
daha yaygın olduğu bir dönemi özlüyor. Bu özlem hiç geçti. Ama artık kabul edelim, bugünün insanı sözün
bitmeyecek gibi görünüyor. Çünkü teknolojik geliş- değerini bilmiyor. Okumayı sevdiğini söylüyor ama iyi
meler yaşamı kolaylaştırdığı ölçüde daraltıyor da. Bu romanlardan, öykülerden, gerçek şiirden habersiz.
yüzden günümüz insanı gözlerini geçmişe çeviriyor. Ömrünü edebiyata vermiş, köşesinde sessiz sessiz
Söz gelimi eski trenler böyle miydi, diye başlıyor, in- yaşayan gerçek yazarlara sırtını dönmüş. Yalnızca,
sanların atlı arabalarla yolculuk ettikleri günlere kadar yapıtları çok sattığı için kimi yazarların önünde uzun
gidiyor. kuyruklar oluştururken edebiyatın insanı çağırdığı o
gerçek dünyayı aşındırdığının farkında bile değil. Pe-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? ki, o zaman edebiyat ne işe yarıyor? Söylemesi zor
ama edebiyat bugün, yaratıları ilgi görmeyen üç beş
A) kişinin sığındığı, kuşatılmış bir kale.
İçinde bulunduğumuz koşulların geçmişi güzel-
leştiren çağrışımlar yarattığı Aşağıdakilerden hangisi edebiyatla ilgili olarak bu
B) İnsanlar arasındaki içtenlikli ilişkilerin yitip gittiği parçada yakınılan durumlardan biri değildir?
22. Çocukluğumuzda kaç kez duyduk kim bilir: “Çok oku- 23. Benim ansiklopediyle tanışmam, ortaokulda ödev
yan mı bilir, çok gezen mi?” Cevaptan çok, sorunun yapmak için kütüphaneye gittiğim günlere rastlar. Bir
kendisi önemliydi sanki. Ortada derin bir ikilem var- ansiklopediye sahip olmak o yıllarda, hayal edilemez
mış gibi ciddiyetle yöneltilirdi soru. Her seferinde bir şeydi. O, ancak bir kütüphanede bulunur ve belli
“Çok okuyan!” dememiz beklenirdi. Galiba ilköğ- bir süreliğine alınıp bakılabilir, dokunulabilir bir nes-
retimdeki öğretmenlerimiz, okuma sevgimizi böyle ar- neydi. Kocaman cüssesiyle bir ansiklopediyi kucakla-
tırmaya çalışırdı. Çok okumakla çok gezmek asla yan mak, sayfalarını karıştırmak, bir maddeyi arayıp bul-
yana gelemezmiş gibi… Bense okumayı da gezmeyi mak, başka bir gezegene inmek ve orada keşiflerde
de tutkuyla seven biri olarak ikiye bölünürdüm. Hiçbir bulunmaktan farksızdı. Ne yazık ki şimdiki çocuklar
zaman ısınamadım bu yapay ikileme, okumanın da ansiklopedi bile karıştırmıyorlar. O büyülü dünyadan,
içten içe bir seyahat olduğuna inandığımdan, her ki- o heyecandan habersiz yaşıyorlar. Öğretmenler ödev
tabın bizi başka bir yolculuğa çıkardığını düşündü- verirken “İnternetten bulun.” diyorlar. Onlar da hiçbir
ğümden. Okuyarak gezmek, her kitabı başlı başına çaba göstermeden İnternetten buldukları bilgiyi kop-
bir serüven sayarak bir başka ortama, bir başka ya- yalıyor; okuyup değerlendirmeden, hiçbir şey öğren-
şama uzanan bir yolculuk yapmak mümkündür çün- meden götürüp veriyorlar.
kü. Gezerken de her insanı ve her hayatı bir kitap gibi
düşünerek dünyayı okumak da mümkün. Okumak ve Bu parçada belirtilenler arasında aşağıdakilerden
gezmek aslında o kadar iç içe ki… hangisi yoktur?
24. Hemen hepimiz yazılarımızda, yerli yersiz alıntılar 25. Bazı sanatçılar, yaratıcılıklarını kamçılayan büyülü
yapmaktan, özellikle sözü, alçak gönüllülükle yabancı I
ozanlara, çağdaş düşünürlere bırakmaktan fazlasıyla
hoşlanıyoruz. Kimi zaman bunu öyle abartıyoruz ki anları “beyaz an” diye adlandırırmış. Yakalandığı
yazar olarak konuyla ilgili ne düşündüğümüz anlaşıl- II
mıyor. Ayrıca aynı alıntıların değişik yazarlarca da
kullanıldığını görüyoruz. Böylece tekrarın tekrarı bir sırada “Sonra devam ederim.” diyerek asla kesinti-
okuma, zaman kaybına, okuma ediminin yavanlaş- III
masına yol açıyor. Bu nedenle kendi özgün düşünce-
mizi dayanaklarıyla işlemeliyiz yazılarımızda. Yüzey- ye uğratılmaması, ertelenmemesi gerekirmiş bu
sellikten olabildiğince kaçınmalıyız. Kendi düşüncele-
rimizin de örneğin bir Valéry’ninki, Deleuze’ünki kadar
anın. Çünkü dönüp bakıldığında yerinde bulunama-
önemli olduğuna inanarak bir öz güven geliştirmeliyiz.
IV
Bu parçada alıntıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
yabilirmiş. Tükeninceye değin hakkının verilmesi
hangisine değinilmemiştir?
A) Yazılarda kullanılırken aslına bağlı kalınmadığına gerekirmiş, her zaman karşılaşılamayan bu beyaz
V
B) Belirli örneklere sık sık başvurulduğuna anların.
26. (I) Rengi uçmuş, sıradan yaşamımızda kendimize bir 28. (I) Yatılı olarak okuduğum ortaokul yıllarında, yaz ta-
ziyafet çekmek istediğimiz zaman kitapların kapağını tillerinde Kozlu’ya, ailemin yanına özlemle dönerdim.
aralarız. (II) Büyük bir açlıkla sayfaları çeviririz. (II) O yaşlarda evden yedi-sekiz ay uzakta kalmak ko-
(III) Gözlerimiz sözcükleri iştahla birer birer yerken lay değildi. (III) Arkadaşlarımı, okulumu çok seviyor-
zamandan ve mekândan kopuveririz. (IV) Başka in- dum, bugün de süren dostlukların temeli o yıllarda
sanların, başka diyarların görünmez konukları oluve- atılmıştı ama aile özlemi bir başka şeydi. (IV) Evimiz,
ririz. (V) Bu deneyimin ardından yaşadığımız ana geri denizin hemen kıyısındaki bir tepenin yamacındaydı.
döndüğümüzde ise ruhumuzda kopan fırtınalar ya (V) Dalga sesleri odamda sürekli yankılanırdı ve ben
şiddetlenir ya da dinginleşir ama her zaman bir şeyler doyamadığım o denizi, dalgaları büyük bir hazla izler-
değişir içimizde. dim. (VI) Hâlâ Kozlu’yu, o evi ve o dalga seslerini, öz-
lemin içimi sızlatan acısıyla anımsarım.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-
rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de ögelerin dizilişi “zarf tümleci, nesne, zarf tümleci
A) I. cümlede, nesne, belirtili isim tamlamasından ve yüklem” biçimindedir?
oluşmuştur.
A) I. B) II. C) III. D) V. E) VI.
B) II. cümlede, durum zarfı kullanılmıştır.
B) Ünlü düşmesi
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden
hangisi yanlıştır? C) Sürerlik fiili
30. Bir uğultu başlıyor söz dağarcığımda, sözcükler 32. Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Medet Köyü’nde ya-
Bu cümledeki altı çizili sözcüklerin hangisinde tanır. Usta derme çatma köy evinde yumurta kabu-
ünsüz benzeşmesi vardır?
33. Eğer o şiirler, o romanlar, o öyküler, o tiyatro yapıtları 35. (I) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz; onlar, metinlerde
olmasaydı, söylemek bile fazla, duygularımız daha az geçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın büyüsün-
bilinecek, bilgilerimiz daha az olacaktı. Çünkü ede- den çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denen
biyat, daha iyi duymamızı, daha iyi düşünmemizi sağ- bir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (III) Çünkü
lar. Daha doğru, daha insanca yaşamamıza yardımcı “olay” onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim,
olur. çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup getirmeme,
okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiir-
Bu parçada, virgülün işlevleriyle ilgili olarak aşa- lerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz.
ğıda verilenlerden hangisine uygun bir örnek (V) Bu da bize, Borges’in de dediği gibi, şiirin
yoktur? öğretilemeyecek ama duyumsatılabilecek bir tür oldu-
ğunu gösteriyor.
A) Ara sözleri ayırma Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
B) Sıralı cümleleri birbirinden ayırma
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
C) Özel olarak vurgulanması gereken bir ögeyi be-
lirtme
D) Tırnak içinde verilmeyen aktarma cümlelerini be-
lirtme
E) Art arda sıralanan eş görevli sözcük kümelerini
ayırma
36. (I) Editör, bir yayınevinin olmazsa olmazlarındandır.
(II) Yayımlanacak bir yapıtı düzenlemek, yayıma ha-
zırlamak ve yayımlamak gibi birçok işi ve işlevi var.
(III) Yazarın ve eserinin seçilmesinden, nasıl yayımla-
nacağına değin yayımlama işinin bütün aşamalarını
34. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bo- kapsayan zorlu bir iştir bu. (IV) Günümüzde editörlük,
zukluğu vardır? yayıncılık alanında kurumsallaşamamış işlerden.
(V) Yazarların çoğu, editörün yaptığı işi küçümseyip
onu yalnızca bir düzeltmen olarak algılıyor. (VI) Bu
A) Diplomalarını alacak öğrenciler salona sırayla gi- yüzden de editörlüğü böyle algılayan birçok yazarın
riş yaptılar. yayımlanan kitaplarında yanlışlardan geçilmiyor.
B) Müjdeyi vermek için mutfağa, annesinin yanına
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa-
heyecanla koştu.
ragraf hangi cümleyle başlar?
C) Konuşmasına başlamadan önce dinleyicilere
şöyle bir baktı. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
D) Eski öğrencilerin de katıldığı büyük bir toplantı
düzenlediler.
E) Yarıyıl tatilinde yapılacak olan Amasra gezisi er-
telendi.
37. (I) İnsan ilişkilerinin öneminin yeterince kavranmamış 39. Yazınsal yaratıcılığın gizi, ana dilde, ana dilin söz de-
olması, çocuk gelişimiyle ilgili birtakım sorunları da ğerlerindedir. Buna erişmesi, yazarın, ozanın önce-
beraberinde getirdi. (II) Söz gelimi günümüzde, kendi likle ana dilini, onun söz değerlerini sevmesine bağlı-
kendine oyun kuramadığı için üretken olamayan, edil- dır. Bu sevgiden yoksunsa kişi, gerçek anlamda yara-
gen, çevreye karşı ilgisiz, evlere hapsolmuş çocuklar tıcı olamaz. Büyük bir ozan da yaratıcılığın dilde, söz-
yetişiyor. (III) Bunların hayal güçleri, erken yaşta ta- cüklerde olduğunu söylüyor. Şöyle diyor sözcükler
nıştıkları ve hayatlarının doğal bir parçası olan tele- için: “Onların önünde ben diz çökerim, bana kalk de-
vizyonla ve bilgisayar oyunlarıyla sınırlanmış durum- yinceye değin kıpırdamam. Kısaca, değer veririm on-
da. (IV) Televizyondaki reklamlar çocukları ticari birer lara, arkalarından giderim sözcüklerin, izlerim onları.
araç olarak görüyor. (V) Kaba kuvveti ve silah kullan- İşte ben böylesine severim sözcükleri.”
mayı özendiren, sanat değeri düşük filmler ve kimi
yayınlar yüzünden özellikle çocuklar, çeşitli psikolojik Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
sorunlarla yüz yüze geliyorlar. (VI) den hangisi söylenemez?
E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
1. Bu testte sırasıyla, Tarih (1–17), Coğrafya (18–31), Felsefe (32–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Sosyal Bilimler Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
D) I ve II E) I, II ve III
5. XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti, iltizam usulünde yap- 7. Aşağıdakilerden hangisinin Osmanlı Devleti’nde
tığı değişiklikle yüklü bir peşin ödemeyi de öngören yerli tüccar kesiminin güçlenmesini engellediği
malikâne usulünü getirmiştir. Buna göre mukaatalar savunulamaz?
mültezimlere daha önceki gibi üç yıllık sürelerle değil,
sürekli olarak ihale edilmeye başlanmıştır. A) Yabancılara kapitülasyonlarla ayrıcalıklar tanın-
ması
Yapılan bu değişiklikle güdülen amaç aşağıdaki-
lerden hangisidir? B) Üretimin tarıma dayalı olması
A) Yeniçeri Ocağının kaldırılmasına ortam hazır- C) Osmanlı deniz taşımacılığının yetersiz olması
lamak
B) Tek hazine sisteminden çoklu hazine sistemine D) Osmanlı sanayisinin rekabet gücünü giderek yi-
geçmek tirmesi
C) Hazineye daha fazla gelir sağlamak E) İpek ve Baharat yollarının önemini kaybetmesi
D) İşgaller karşısında halkın desteğini almak Onur, yukarıdaki azınlıklardan hangilerini söyle-
seydi Ahmet’e doğru bilgi vermiş olurdu?
E) Mebuslar Meclisini kapatmak
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
13. Sakarya Savaşı kazanılmasına karşın Yunan or- 15. Hindistan’daki bir tarikatın lideri olan Ağa Han ile İn-
dusunu kesin yenilgiye uğratan Başkomutan giltere Kralı’nın özel danışmanı Hintli Emir Ali, Baş-
Meydan Savaşı’nın yaklaşık bir yıl sonra yapılma- bakan İsmet Paşa’ya bir mektup yollayarak halifelik
sına aşağıdakilerden hangisinin neden olduğu sa- kurumuna dokunulmamasını rica etmişlerdir.
vunulabilir?
Bu durumun, halifelikle ilgili olarak
A) Doğu Cephesi’nde fiili mücadelenin sona erme- I. bu kurumun, tüm Müslümanlar üzerinde siyasal
sinin beklenmesi gücünün olduğu,
B) Ayaklanan Çerkez Ethem birliklerinin dağıtılması II. yabancıların, bu kurumu Türkiye’nin içişlerine
müdahale amacıyla kullanmak istedikleri,
C) İtalyanların birliklerini Anadolu’dan çekmeye baş- III. bu kurumun varlığının ülkede tartışma konusu
laması olduğu
D) Türk ordusunun eksiklerinin tamamlanması durumlarından hangilerine kanıt olduğu savunu-
labilir?
E) Ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için Tekâlif-i
Milliye Emirlerinin çıkarılması A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
C) Devletçilik D) Laiklik
E) Cumhuriyetçilik
17. Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti sadece iki şeye güve- 19. Türkiye’de, enerji tasarrufu sağlamak amacıyla yaz ve
nir. Biri millet kararı, diğeri en elim ve güç şartlar için- kış saati uygulanmaktadır. Bu uygulama kapsamında
de dünyanın takdirlerine hakkıyla layık olan ordumu- yılın yaklaşık beş aylık döneminde 30º Doğu meridye-
zun kahramanlığı; bu iki şeye güvenir.” demiştir. ninin, diğer dönemde ise 45º Doğu meridyeninin yerel
saati ulusal saat olarak kullanılmaktadır.
Atatürk’ün, bu sözüyle millî gücün
Buna göre, 45º Doğu meridyeninin yerel saatinin
I. siyasi, ulusal saat olarak kullanıldığı dönemde, Türkiye’ de,
aşağıdakilerden hangisi yaşanmaz?
II. askerî,
D) I ve II E) II ve III E) En sıcak ay
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
Aşağıdakilerden hangisi yapılırsa bu hata gideril-
miş olur?
21. Aşağıdaki haritada beş farklı doğrultu numaralarla 23. Orografik yağışlar, denizden gelen nemli hava kütle-
gösterilmiştir. lerinin kıyı çizgisine paralel uzanan dağ sıralarına
çarparak yükselmesi sonucu meydana gelir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Buna göre, bu tatil beldesinin aşağıdakilerden D) Karbon ve Perm dönemlerinde, bu kıtalarda daha
hangisinde yer alması beklenir? ılıman bir iklimin olduğunu
A) Datça Yarımadası’nda
E) Bu kıtalardaki yer şekillerinin, Karbon ve Perm
B) Gelibolu Yarımadası’nda dönemlerindekiyle aynı olduğunu
C) Bolu Dağları’nda
D) Çukurova’da
E) Çandarlı Körfezi’nde
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
28. Aşağıdaki grafikte, 1750-2000 yılları arasında Avrupa 30. I. Siyasi bölgeler zamanla işlevini yitirebilir.
ve Afrika kıtalarının nüfusu gösterilmiştir.
II. Siyasi bölgeyi oluşturan ülkelerde dil, din ve ırk
birliği vardır.
A) I ve III B) II ve IV C) III ve V
D) I, II ve V E) I, III ve IV
A) 1750-1900 yılları arasında Afrika’dan kıta dışına 31. Aşağıdakilerden hangisi, insanın doğaya olan et-
yoğun göç olmuştur. kisine örnek gösterilemez?
B) Üniversite kurulması
32. Zekânın ve bilgeliğin ölçütünün zenginlik olduğunu 34. Nesnenin bilgisinin söz konusu olabilmesi için önce
düşünen kişiler, Thales’le yoksul olduğu için alay nesnenin var olması gerekir. Örneğin ağacın ne oldu-
ederler. O da bunun üzerine zeytinin az olduğu o yıl, ğundan, türlerinden, yararlarından söz edebilmek için
elindeki bütün parayla, ihtiyaç olmadığı için ucuzlamış öncelikle “ağaç” denilen bir şey var olmalıdır.
olan ve zeytinyağı üretiminde kullanılan tüm presleri
satın alır. Sonraki hasat mevsimi geldiğinde ihtiyacı Bu parça aşağıdaki yargılardan hangisini destek-
olanlara bu presleri kendi belirlediği fiyattan kiralayarak ler?
çok para kazanır.
36. Filler neden büyük, gri ve kırışıktır? Çünkü ufak, beyaz 38. Nasrettin Hoca bir gün oğluyla birlikte şehre gitmek
ve yuvarlak olsalardı aspirin olurlardı. Ufak bir fil hayal üzere yola çıkar. Şehre birçok köyün içinden geçilerek
ederek ona “ufak bir fil” diyebiliriz. Beyaz bir fil hayal gidilmektedir. Hoca eşeğin üzerinde, oğlu da yürüyerek
ederek ona “beyaz bir fil” diyebiliriz. Kırışıksız bir fil de onu takip eder. İlk köyden geçerken köylüler “Koskoca
“kırışıksız bir fil” olur. Başka bir deyişle büyüklük, grilik adam eşeğe binmiş, küçücük çocuğu yürütmeye utan-
ve kırışıklılık, Aristoteles’in bir fili fil yapan şeyin ne mıyor!” diye kınarlar. Sonraki köyden geçerken Hoca
olduğunu tanımlama sınavını geçemez. Çünkü aspirin yürür, oğlu da eşeğin üzerindedir. Oradaki köylüler de
gibi ufak, beyaz ve yuvarlak bir şey bir fil olamaz ve “Görüyor musun saygısız çocuğu, koca adamı yürütü-
böyle bir nesneyle karşılaştığımızda aklımıza “Hey, yor.” derler. Üçüncü köyde Hoca ve çocuk eşeğe birlikte
ağzına attığın bir aspirin mi yoksa alışılmamış türden bir biner, bu kez de eşeğe acımıyorlar diye suçlanırlar.
fil mi?” diye sormak gelmez. Dördüncü köyde çocuk da Hoca da yürür, kınanmaktan
nasiplerini alırlar. Beşinci köyde Hoca ve oğlu eşeği
Bu parçada varlıkla ilgili aşağıda verilenlerden birlikte taşımalarına karşın kınanma durumu değişmez.
hangisi sorgulanmaktadır?
Bu parça ahlak felsefesinin temel problemlerinden
A) Ana maddenin neliği hangisinin soruşturulmasında örnek verilebilir?
E) Zorunlu varlık/mümkün varlık ayrımı C) Ahlakta her zaman iyi niyet yeterli midir?
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Temel Matematik Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 6 B) 2 C) 0 D) E)
2.
D) 1006 E) 1008
A) 4 B) 8 C) 9 D) 15 E) 16
8.
6.
A) 3 B) 4 C) 6 D) 8 E) 9
olduğuna göre, aşağıdaki sıralamalardan hangisi
doğrudur?
A) B) C)
D) E)
9.
A) B) C) 1 D) 2 E) 4
A) 9 B) 11 C) 12 D) 13 E) 15
A) x B) C)
D) E)
A) 8 B) 9 C) 10 D) 12 E) 15
olduğuna göre, ifadesinin değeri kaçtır?
A) B) C) 0 D) 1 E) 4
15.
a bir pozitif tam sayı ve ’tir. p bir asal sayı
olduğuna göre,
16. n bir pozitif tam sayı olmak üzere, n’yi kalansız bölen 19. Rasyonel sayılar kümesinde bildiğimiz toplama ve
pozitif tam sayıların kümesi S(n) ile gösteriliyor. çarpma işlemleri tanımlanıyor.
Buna göre, kesişim kümesinin ele- Buna göre, aşağıdakilerden hangisinin hem top-
man sayısı kaçtır? lama hem de çarpma işlemine göre tersi bir tam
sayıdır?
A) 4 B) 5 C) 6 D) 8 E) 9
A) B) C) 0
D) 2 E)
fonksiyonları veriliyor.
18.
A) B) C)
önermeleri veriliyor. D) E)
A) B) C)
21. Gerçel sayılar kümesinde tanımlı
D) E) I.
II.
III.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) I, II ve III
22. Bir işi 5 kadın işçi 20 günde, 5 erkek işçi ise 30 günde 24. Bir fabrikada üretilen iş makinelerinin sayısı gün so-
bitiriyor. nunda kayıt altına alınıyor. Tutulan kayıtlar o günle
birlikte o günden önce üretilmiş olan iş makinelerinin
toplam sayısıdır. Beş iş gününde tutulan kayıtlar aşa-
Buna göre, 2 kadın ve 2 erkek işçi aynı işi birlikte
ğıda verilmiştir.
kaç günde bitirir?
Pazartesi ve öncesi : 20
A) 20 B) 30 C) 40 D) 45 E) 50
Salı ve öncesi: x
Çarşamba ve öncesi: 90
Perşembe ve öncesi: 140
Cuma ve öncesi: y
A) 10 B) 11 C) 12 D) 13 E) 14
25. Bir yatırımcı, hesabındaki z TL’nin bir kısmıyla altın,
kalan kısmıyla da döviz alıyor. Yatırımcı bir süre son-
ra altınlarını % 20 kâr elde ederek x TL’ye, dövizlerini
ise % 20 zarar ederek y TL’ye satıyor.
A) B)
C) D)
E)
26. Beş öğrencinin aday olduğu sınıf başkanlığı seçimin- 29. Ali, ağzına kadar suyla dolu olan bir şişedeki suyun
de adayların aldıkları oy sayıları olan A, B, C, D, E yarısını elde etmek istiyor. Bunun için aynı şişeden
arasında boş bir tane alıyor ve şişelerdeki su yükseklikleri eşit
olana kadar dolu şişeden diğerine su aktarıyor.
Suyun yarısını elde etmek için yaptığı üç farklı dene-
eşitliği vardır. me aşağıda gösterilmiştir.
Seçim sonucu dairesel grafikte gösterildiğinde
C tane oy alan adaya ait daire diliminin merkez
açısı kaç derece olur?
A) 45 B) 60 C) 90 D) 120 E) 180
A) 5 B) 4 C) 3 D) 2 E) 1
31. Bir depoda bulunan portakal ve mandalinaların mik- 34. ABC bir ikizkenar
tarı toplam 50 tondur. Portakalların % 7’si, manda- üçgen
linaların ise % 8’i çürümüştür. Çürüyen portakal ve
mandalina miktarı toplam 3,8 tondur.
32.
Bir otobüse 3 kadın binerse yolcuların ’ü kadın
’ü erkek olacaktı.
A) 21 B) 24 C) 28 D) 30 E) 32 35.
ABC bir üçgen
A) B) C) D) E)
37. 39.
Buna göre, taralı bölgenin alanı a, b ve c türünden y eksenine göre simetriği alınıyor ve A ile , B ile ,
aşağıdakilerin hangisine eşittir? C ile simetrik nokta çiftleri olacak şekilde
üçgeni elde ediliyor. Elde edilen bu üçgen de
A) B) C)
D) E)
A) B) C) D) E)
1. Bu testte sırasıyla, Fizik (1–14), Kimya (15–27), Biyoloji (28–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Fen Bilimleri Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 1 B) C) D) E)
2.
D) N’de E) P’de
4. 5.
A) 1 B) C) 2 D) E)
6. 7.
A)
(Bu işlemler sırasında sıvıların sıcaklıkları değişme-
mektedir.)
B)
C) A) B) 1 C) D) E) 2
D)
E)
8. 10.
A) K L
11. 12.
oranı kaçtır? A) B) C)
D) E)
A) B) C) 1 D) E)
13.
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
18. Uçucu olmayan bir X katısı 100 gram suda en fazla, 20. bileşiğiyle ilgili bazı bilgiler şöyledir:
’de 17 gram,
bileşiğinin 0,1 molü 12 gramdır.
’de 27 gram,
Bileşikteki X, Y, Z atomlarının kütlece birleşme
’de 39 gram oranları (X:Y:Z) sırasıyla 3:4:8’dir.
D) 21. Atom kuramına göre, baş kuantum sayısı (n) ile ilgili
’de 20 gram X katısının 100 gram suda
aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
E) ’de 30 gram X katısının 100 gram suda A) Baş kuantum sayısı, temel enerji düzeyini belirtir
ve sıfırdan büyük tam sayıdır.
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
D) Stronsiyum karbonat
22. Periyodik çizelgeyle ilgili aşağıdaki ifadelerden 23. X, Y, Z elementleriyle ilgili bilgiler şöyledir:
hangisi yanlıştır?
X’in, iyonunun elektron dağılımı ile
A) IA grubu elementlerinin elektron dağılımındaki bitmektedir.
son orbital s orbitalidir.
Y elementi, 4. periyot ve IIA grubundadır.
B) VIA grubu elementlerinin elektron dağılımı Z, VIIA grubunda ve atom numarası en küçük o-
lan elementtir.
ile biter.
Buna göre X, Y, Z elementlerinin periyodik
C) VA grubu elementlerinin elektron dağılımı çizelgedeki yerleri aşağıdakilerin hangisinde doğ-
ile biter. ru olarak verilmiştir?
B)
X
Y
Z
C) Z
D)
Z
X
Y
E)
Z
Y X
− +
A) X + ve Y3− B) Y3 ve Z C) X ve Z
− + 2+
D) Y3 ve Q 2 E) Z ve Q
Buna göre,
D) II ve III E) I, II ve III
26. X, Y, Z elementlerinden oluşan ya- 28. Bir proteinin, yüksek sıcaklıkta, düşük pH koşulunda ya
da çeşitli kimyasal maddelerin bulunduğu ortamda, üç
pılarındaki bağ türleri, aşağıdakilerin hangisinde boyutlu yapısı bozulmuş, ancak bu durumdan peptid
doğru olarak verilmiştir? bağları etkilenmemiştir.
ulaşılır.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) II ve III
Buna göre, bu makromoleküller aşağıdakilerin
hangisinde doğru olarak verilmiştir?
X Y Z
30. Hücre ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi 32. Aşağıdaki olaylardan hangisi mitoz ve mayoz II
yanlıştır? bölünmenin her ikisinde de kural olarak gerçek-
leşir?
A) Ökaryotik hücrelerde zarlı organeller bulunur.
A) Sinapsis olması
B) Yeni bir hücre ancak başka bir hücrenin bölün- B) Krossing over olması
mesiyle oluşur.
C) Haploid kromozomlu yavru hücre oluşması
C) Hücre büyüdükçe yüzey alanı/hacim oranı aza-
lır. D) Kardeş kromatitlerin birbirinden ayrılması
D) Hücre canlılığın temel birimidir.
E) Homolog kromozomların birbirinden ayrılması
A) B)
Zaman Zaman
A) 1. bireyin genotipi: OO Rr
B) 2. bireyin genotipi: AO rr
C) 3. bireyin genotipi: AA rr
Zaman Zaman
D) 4. bireyin genotipi: BO Rr
E) E) 5. bireyin genotipi: AO Rr
Zaman
34. Balıkların solungacında kılcal damarlardaki kan akışı ile 35. İnsanda, işaretlenmiş bir alyuvar, akciğer atardamarı
su akış yönü birbirine terstir. Bu iki ortam arasın- içine veriliyor; bu işaretli alyuvara bir süre sonra alt ana
daki oksijen difüzyonu Şekil 1’de şematize edilmiştir. toplardamarında rastlanıyor.
Difüzyon sonunda kanın oksijen doygunluğunda (%)
meydana gelen değişimin grafiği de altında verilmiştir. Bu alyuvar kalpten bir kez geçtiğine göre, aşağıdaki
yapıların hangisinden geçmemiştir?
E) Akciğer toplardamarı
A) B)
100 100
Su Su
50 50
Kan Kan
0 0
C) D)
Su Su
100 100
Kan Kan
50 50
Buna göre fotosentez ürünlerinin taşındığı yapı,
şekilde hangi numarayla gösterilmiştir?
0 0
A) I B) II C) III D) IV E) V
E)
Su
100
Kan
50
37. Bitkiler, çiçeklenme için gereksinim duydukları ışık 38. Çiçekli bir bitkinin üremesindeki bazı evreler aşağı-
alma sürelerine göre uzun gün bitkisi ya da kısa gün daki şekilde numaralandırılmıştır.
bitkisi olarak isimlendirilir. Bir uzun gün bitkisiyle bir
kısa gün bitkisi farklı ışık alma sürelerine tabi tutul-
duğunda gerçekleşen çiçeklenme durumları aşağı-
daki şekilde gösterilmiştir.
Bu deneyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi Bu evrelerin hangisinin sonunda meydana gelen
söylenemez? hücrelerin genotipi, bu hücreleri üreten hücre-
ninkinden farklıdır?
A) Kısa gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten az
(Bu üreme döngüsünde mutasyon gerçekleşmediği
olduğunda çiçeklenmiştir.
kabul edilecektir.)
B) Uzun gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
fazla olduğunda çiçeklenmiştir.
D) I ve II E) I ve III
C) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi, ışık
alma süresi 12 saatten az olsa da uzun gün
bitkisinin çiçeklenmesini sağlamıştır.
D) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi kısa
gün bitkisinin çiçeklenmesini önlemiştir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
47 Test Bitti.
Cevaplarınızı Kontrol Ediniz.
;e*V;~
_P E+
tJN*bpFF$xFV
M9991.01019
(Bu numarayı c evap k âğıdınızdaki ilgili alana kodlama yı unut mayınız.)
ADI
SOYADI
DİKKAT!
SINAV BAŞLAMADAN ÖNCE AŞAĞIDAKİ UYARILARI MUTLAKA OKUYUNUZ.
1. Adınız, soyadınız, T.C. Kimlik Numaranız ve sınav salon numaranız yukarıdakilerden farklı ve
kitapçık üzerine basılı olan fotoğraf size ait değilse bunu salon başkanına belirterek size ait
soru kitapçığının verilmesini sağlayınız.
1. Bu kitapçıkta sırasıyla Türkçe Testi, Sosyal Bilimler 4. Bu testler puanlanırken her testteki doğru cevap-
Testi, Temel Matematik Testi, Fen Bilimleri Testi larınızın sayısından yanlış cevaplarınızın sayısının
bulunmaktadır. dörtte biri düşülecek ve kalan sayı o testle ilgili ham
puanınız olacaktır. Bu nedenle, hakkında hiçbir
2. Bu testler için verilen toplam cevaplama süresi 160
fikriniz olmayan soruları boş bırakınız. Ancak,
dakikadır. Bu süreyi, cevaplayacağınız testleri dik-
soruda verilen seçeneklerden birkaçını eleyebiliyor-
kate alarak kullanınız.
sanız kalanlar arasında doğru cevabı kestirmeye
3. Bu kitapçıktaki testlerde yer alan her sorunun sade- çalışmanız yararınıza olabilir.
ce bir doğru cevabı vardır. Bir soru için birden çok
5. Sınavda uyulacak kurallar bu kitapçığın arka kapa-
cevap yeri işaretlenmişse o soru yanlış cevaplan-
ğında belirtilmiştir.
mış sayılacaktır.
SINAVDA UYULACAK KURALLAR
1. Cep telefonu ile sınava girmek kesinlikle yasaktır. Çağrı cihazı, telsiz, fotoğraf makinesi vb. araçlarla; cep
bilgisayarı, kol ya da cep saati, her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlarla; silah ve benzeri teçhizatla;
müsvedde kâğıdı, defter, kitap, sözlük, sözlük işlevi olan elektronik aygıt, hesap cetveli, hesap makinesi, pergel,
açıölçer, cetvel vb. araçlarla sınava girmek kesinlikle yasaktır. Bu araçlarla sınava girmiş adaylar mutlaka Salon
Sınav Tutanağına yazılacak, bu adayların sınavı geçersiz sayılacaktır. Sınava kalem, silgi, kalemtıraş, saat
vb. araçla ve kulaklık, küpe, broş vb. takı, herhangi bir metal eşyayla girmek de kesinlikle yasaktır.
Yiyecek, içecek vb. tüketim malzemeleri de sınava getirilemez. Adaylar sınava şeffaf şişe içerisinde su
getirebileceklerdir.
2. Bu sınavda verilen toplam cevaplama süresi 160 dakikadır. Sınav başladıktan sonra ilk 120 ve son 15 dakika
içinde adayın sınavdan çıkmasına kesinlikle izin verilmeyecektir.
3. Sınav evrakını teslim ederek salonu terk eden aday, her ne sebeple olursa olsun, tekrar sınava alınma-
yacaktır.
4. Sınav süresince görevlilerle konuşmak, görevlilere soru sormak yasaktır. Aynı şekilde görevlilerin de adaylarla
yakından ve alçak sesle konuşmaları ayrıca, adayların birbirinden kalem, silgi vb. şeyleri istemeleri kesinlikle
yasaktır.
5. Sınav sırasında, görevlilerin her türlü uyarılarına uymak zorundasınız. Sınavınızın geçerli sayılması, her şeyden
önce, sınav kurallarına uymanıza bağlıdır. Kurallara aykırı davranışta bulunanların ve yapılacak uyarılara
uymayanların kimlik bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve sınavları geçersiz sayılacaktır.
6. Sınav sırasında kopya çeken, çekmeye kalkışan, kopya veren, kopya çekilmesine yardım edenlerin kimlik
bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve bu adayların sınavları geçersiz sayılacaktır. Görevliler kopya
çekmeye ya da vermeye kalkışanları uyarmak zorunda değildir; sorumluluk size aittir.
Adayların test sorularına verdikleri cevapların dağılımları bilgi işlem yöntemleriyle incelenecek, bu
incelemelerden elde edilen bulgular bireysel ya da toplu olarak kopya çekildiğini gösterirse kopya eylemine
katılan adayın/adayların cevaplarının bir kısmı ya da tamamı iptal edilecektir.
Sınav görevlileri bir salondaki sınavın, kurallara uygun biçimde yapılmadığını, toplu kopya girişiminde
bulunulduğunu raporlarında bildirdiği takdirde, ÖSYM takdir hakkını kullanarak bu salonda sınava giren tüm
adayların sınavını geçersiz sayabilir.
7. Cevap kâğıdında doldurmanız gereken alanlar bulunmaktadır. Bu alanları doldurunuz. Cevap kâğıdınızı
başkaları tarafından görülmeyecek şekilde tutmanız gerekmektedir. Cevap kâğıdına yazılacak her türlü yazıda
ve yapılacak bütün işaretlemelerde kurşun kalem kullanılacaktır. Sınav süresi bittiğinde cevapların cevap
kâğıdına işaretlenmiş olması gerekir. Soru kitapçığına işaretlenen cevaplar geçerli değildir.
8. Soru kitapçığınızı alır almaz, sayfaların eksik olup olmadığını, kitapçıkta basım hatalarının bulunup bulun-
madığını ve soru kitapçığının her sayfasında basılı bulunan soru kitapçığı numarasının, kitapçığın ön kapağında
basılı soru kitapçığı numarasıyla aynı olup olmadığını kontrol ediniz. Soru kitapçığınızın sayfası eksik ya da
basımı hatalıysa değiştirilmesi için salon başkanına başvurunuz.
9. Size verilen soru kitapçığının numarasını cevap kâğıdınızdaki “Soru Kitapçığı No” alanına kodlayınız.
10. Sınav sonunda soru kitapçıkları toplanacak ve ÖSYM’de tek tek incelenecektir. Soru kitapçığının bir sayfası bile
eksik çıkarsa sınavınız geçersiz sayılacaktır.
11. Cevap kâğıdına ve soru kitapçığına yazılması ve işaretlenmesi gereken bilgilerde bir eksiklik ve/veya yanlışlık
olması hâlinde sınavınızın değerlendirilmesi mümkün olamamaktadır. Tarafınızdan yazılması ve işaretlenmesi
gereken bu bilgilerde eksiklik ve/veya yanlışlık olduğunda durumunuz Sınav Salon Tutanağında belirtilecektir.
12. Soru kitapçığının sayfalarındaki boş yerleri müsvedde için kullanabilirsiniz.
13. Soruları ve/veya bu sorulara verdiğiniz cevapları ayrı bir kâğıda yazıp bu kâğıdı dışarı çıkarmanız kesinlikle
yasaktır.
14. Her testin cevaplarını cevap kâğıdındaki ilgili alana işaretlemeye dikkat ediniz.
15. Sınav salonundan ayrılmadan önce, soru kitapçığınızı ve cevap kâğıdınızı salon görevlilerine teslim etmeyi
unutmayınız.
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimi zin yazılı i zni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu
ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
1. Yahya Kemal’i ve Nazım Hikmet’i ayrı tutarsak küçük 3. Bir sanatçımız şöyle diyor: “Dergiler, edebiyatın yeral-
mutluluklar Türk şiirine Garip döneminde bir uğrayıp tı haritasıdır.” Nitekim bu dergilerde ilk ürünleri yayım-
geçmiştir, diyebiliriz. Biraz Ziya Osman, çok az Cahit lanan genç şairlerin çoğu, bir süre sonra çalışmalarını
Sıtkı… Onun dışında “Hüzün ki en çok yakışandır bi- kitaplaştırarak şairliklerinin ilk kilometre taşlarını ko-
ze.” anlayışı egemendir. Cemal Süreya’nın, Garip- yarlar.
çilerin izine basarak yürüdüğü kimi şiirlerinde de bu
anlayışın yansımalarını görürüz. Ne var ki onun şiirle- Bu parçada geçen “edebiyatın yeraltı haritası olma”
rinde genel olarak ince bir hüzün söz konusudur. sözüyle, dergilerin hangi özelliği belirtilmek isten-
miştir?
Bu parçada geçen “izine basarak yürüme” sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarları, yeni yazınsal türlere yönlendirme
C) Yenilerini eskilerinden ayırabilmek A) İyi şiirler, şairlerinden zengin bir birikim ister.
5. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraç 7. (I) Yaşadığı dönemin şiir anlayışından uzaklaşarak
içindeki sözün anlamını içermemektedir? uçlarda dolaşan, alışılmadık bağdaştırmaları ve imge-
leriyle zaman zaman, bilinen söylemin dışına taşan
şair, sürekli yenilikler peşinde koşmuştur. (II) Karşı-
A) Öykünüzü, yaşamın akışını düşündüren bir do- laştığı insanlık durumlarına yeni duygu ve anlamlar
ğallıkla yazın, bunu yapabilecek güçlü bir kalemi- yükleyerek onları yeniden yazmıştır. (III) Şiirlerini
niz var. (yazarlık yeteneği olmak) oluştururken boş alanlar bırakmış, uzun dizeleri kır-
mıştır. (IV) Şiirde bir yenilik gerçekleştirmek için dilin
yerleşik söz değerlerini olduğu gibi kullanmaktan ka-
B) Öykünüzdeki bilinmeyenlerden kurtulmak için öy- çınmış, dili yeniden kurmaya yönelmiştir. (V) Şiirle-
küdeki kadının kim olduğunu, nasıl bir yaşam rinin çoğunda, çok anlamlı sözcükler kullanarak deği-
sürdüğünü, ne iş yaptığını görünür kılın. (belir- şik çağrışımlar uyandırmıştır.
ginlik kazandırmak)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi,
C) Sizin yaptığınız gibi, bir dönemi küçük bir öyküye
sözü edilen şairin şiirlerinin içeriğiyle ilgilidir?
sığdırmak herkesin üstesinden gelebileceği bir iş
değildir. (zorluğu yenmek)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışı- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangile-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? ri anlamca birbirine en yakındır?
9. (I) Berna Moran’ın deyişiyle “huzursuzluğun romanı”, 11. Şairler arasında öteden beri süregelen açık ya da giz-
Fethi Naci’ye göre de “Türkçenin en güzel aşk roma- li bir yarış vardır. Oysa aynı gözeden su içen, aynı
nı” olan Huzur’un yayımlanışının üzerinden yaklaşık güneş altında ısınan, aynı ağacın gölgesinde oturan
elli yıl geçti. (II) Bu romanda olaylar, bir ağustos günü insanlardır onlar. Birbirlerine, sanıldığından daha çok
başlar ve radyodan İkinci Dünya Savaşı’nın başladı- ihtiyaçları vardır. Ölmüş şairlerle, onların anıları üze-
ğını haber veren bir anonsla biter. (III) Her ne kadar rinde yaşatılan dostluklar da dâhildir buna. ----? Kıs-
ilk bakışta aşk romanı gibi görünse de günahın ve ka- kanmalar, görmezden gelmeler, kara çalmalar… Neyi
vuşmanın değil, Doğu’yla Batı’nın, huzursuzluğun, paylaşamazlar? Herkesin kabı kendine göredir, ala-
zaman ve müziğin romanı olarak kabul edilir. (IV) Hu- cağı su miktarı bellidir oysa. Paylaşmanın, el ele ve-
zur, hiçbir zaman Madam Bovary’nin yarattığı etkiye rerek yaratacakları eleştiri ortamının sağlayacağı ya-
benzer bir etki yaratmamıştır. (V) Madam Bovary gibi rarlar üstünde durmak ve bunu geliştirmek varken ne-
can sıkıcı taşranın romanı değildir Huzur; tam tersine dir bu yok edici yarış?
çok eski, çok köklü bir kentin, İstanbul’un, Boğazi-
çi’nin romanıdır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de değerlendirme söz konusu değildir? A) Şairler arasındaki bütün bu çatışmalar gerçekte
şiirimizin tematik haritasını daraltır mı
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
B) Bunu bilmelerine karşın nedir bu sevgisizlik şair-
ler arasında
C) Öyleyse neden şiirin kolaya kaçma sanatı olduğu
izlenimi yaratılıyor
D) Şairler, birbirlerini değerlendirirken şiirsel ölçütler
kullanırlar mı
10. (I) Günümüzde, yeni yetişen genç yazarlar kendinden E) Oysa her şair, şiirini kendi yaşam serüveninden
öncekileri tanımadıkları, okumadıkları için bir eksiklik çıkarmaz mı
duymuyor sanki. (II) Bunlar deneyimli, usta yazarların
önünde yaprak gibi titremiyor artık, kendine çok güve-
niyor. (III) Bununla birlikte yapıtları ilgiyle karşılanan,
geniş okur kitlelerine seslenen sanatçının çok iyi ya-
zar olduğu yanılgısına düşüyor. (IV) Yeni kuşağın “Ne
olacaksa çabucak olsun.” düşüncesinden doğan bu
gözü kara yarış, bence oldukça tehlikeli. (V) Çünkü
bu, bireyciliğin, “ben ben”ciliğin egemenliği anlamına
gelir.
12. Sokrates’ten önceki ilk Batılı filozoflar, geçmişten iki 13. Türküler, şiirler iç dünyamızın sesi olarak yazılmış ol-
büyük kopuşu aynı anda gerçekleştirdiler. İlk önce, salar da bizden çıktıkları anda topluma mal olmuştur
kendi akıllarını kullanarak dünyayı anlamaya çalıştı- artık. Yalnız topluma mal olmakla kalsa iyi. Yerelden
lar. Bu tek başına, tümüyle yeni bir şeydi ve insanın ulusala, ulusaldan evrensele bir değişme ve gelişme
gelişmesinde en önemli köşe taşlarından birini oluş- çizgisi izleyerek bütün insanlığın ortak değeri hâline
turdu. Aynı zamanda insanlara, akıllarını nasıl kulla- gelir. Örneğin Yunus Emre’nin şiirlerinde yansıtılan
nacaklarını ve kendi başlarına nasıl düşüneceklerini duygular salt bize mi özgüdür? Neruda, yalnızca Şi-
de öğrettiler. ----. Onlar bilgi birikimlerini olduğu gibi li’nin acılarını yansıtmıştır, deyip dışlayabilir miyiz onu?
öğrencilerine aktarmak yerine, onları tartışmaya, Acısı acımız olmuştur, halkı da halkımız. Kısaca ----.
düşünce alışverişinde bulunmaya, kendi düşüncele-
rini ileri sürmeye ve savlarını kanıtlamaya özendiren Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
öğretmenlerdi. aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
14. Gerek edebiyat dergilerinde gerekse gazetelerin sa- 15. Yayınevlerinin tercihi her zaman romandan yana ol-
nat-edebiyat sayfalarında yer alan söyleşilerde, ne- muştur. Yalnız bizde değil, dünyada da böyle. Öykü-
dense hep aynı konular konuşuluyor ve bundan bir ler ise daha çok dergilerde varlıklarını sürdürüyor.
türlü vazgeçilmiyor. Bir yazarın yeni bir romanı mı Öykü kitabı yayımlamakta direnen genç yeteneklere
çıkmış, sorusu hemen hazır: “Bu yapıtınızı yazarken olanak sağlayan yayınevleri - neyse ki - var. Şu da bir
neyi amaçladınız?” ya da “Yapıtınız yaşadıklarınız- gerçek ki beş altı yıldır durağan bir ortamda kendini
dan izler taşıyor mu?” Cevaplar da üç aşağı beş yu- yineliyor öykü ama yenileyemiyor. Bu nereye kadar
karı aynı düşünceler etrafında dönüyor. Peki neden sürer, kestirmek güç; ardından bir yükselişin, belki de
bu sınırlılık? Bence bu, yazardan değil, soruyu so- sıçramanın yaşanacağı kesin.
randan kaynaklanıyor. Çünkü söyleşilerde asıl yön-
lendirici, soruyu sorandır. Bu nedenle sanatçının dü- Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
şünce üreterek sanatını geliştirmesinde ve yapıtları- olarak söylenmiş olabilir?
nın değerlendirilmesinde ona sorulacak soruların
önemli bir payı vardır. ----.
A) Yayınevleri öykü seçiminde hangi ölçütlere bağlı
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre kalıyor?
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
B) Roman türündeki kalıplaşmaya gidiş konusunda
ne düşünüyorsunuz?
A) Bütün bunlara bakarak eleştirel yaklaşımın ne
C) Öykücülerin soyut konulara ağırlık verişini neye
denli önemli olduğunu söylemek hiç de yanlış ol-
bağlıyorsunuz?
maz
D) Türk edebiyatında romanın yükselişi karşısında
B) Bu sorun bence temelde birbirini izleyen aynı öykünün konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
nitelikteki durumların art arda sıralanmasından
doğuyor E) Genç yazarları öykü yazmaya yönlendirmek için
neler yapılabilir?
C) Hangi yazara sorarsanız sorun, hepsi kendine
özgü yazma yöntemlerinin olduğunu söyleyecek-
tir
D) Üstelik yapıtın niteliğini yazarın donanımı belirler
ve bunun üzerine söylenebilecek çok söz vardır 16. Modayı sevmem. Örneğin herkesin aynı anda, aynı
şeyleri giymesi, bana nedense ters gelir. Benim pus-
lu, gözlerden uzak ve reklamı çok yapılmamış olan
E) Kısaca hem eleştirmenlerin hem de sanatçılarla hoşuma gider her zaman. Çünkü yönlendirilmeyi de-
söyleşi yapanların, her düzeyden insanın ilgisini ğil, özgürce keşfetmeyi severim. Bilinçaltıma baskı
çekecek nitelikte sorular sorması gerekiyor yapılmasını istemem.
17. Ödüller, genç bir şairin adının altı fosforlu bir kalemle 19. İnsanlar, toplu hâlde yaşama gereksinimi duyarlar.
çizilerek şiirlerinin tanınmasına olanak sağlıyorsa az Bunun için herkesin üzerinde anlaştığı, gittikçe yay-
şey mi bu? Ya da usta bir şairin, şiire verdiği emeğin gınlaşan ortak bir değerler sistemi gerekir. İşte ahlak,
ödülle taçlandırılmasının ne sakıncası olabilir ki? Üs- bu türden bir değerler sistemidir. Toplumda çekişen
telik şiir kitaplarının hemen hemen hiç satılmadığı, ve çatışan tarafların hiçbir ortak yanı kalmadığı du-
dolayısıyla kitapçıların, bu kitapları raflarına koymaya rumlarda bile birleştirici bir güç durumundadır. Ör-
yanaşmadığı ve dağıtımcıların, “şiir” sözcüğünü duy- neğin, dürüstlüğü değil de yalancılığı ya da sahte-
duğunda yüzlerini buruşturduğu günümüzde… Şiirin kârlığı kimse öneremiyor. Sadakat yerine ihanet, ada-
bu konumuna gönlü razı olmayan şairlerin verdiği let yerine haksızlık değerli gösterilemiyor. Çünkü ah-
emekleri, bütün şiirseverlerin takdirle karşılaması ge- lak, bir insan topluluğunun, üzerinde birleştiği ortak
rektiği kanısındayım. paydayı oluşturuyor.
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden ya- Bu parçadan ahlakla ilgili olarak aşağıdakilerin
kınmaktadır? hangisi çıkarılabilir?
A) Ödüllere karşı çıkılmasından A) İlkelerinin kişiden kişiye değişen, göreceli bir ni-
telik taşıdığı
B) Ödüllerin gelişigüzel dağıtılmasından B) Davranışları ve ilişkileri düzenleyen ana kurallar
olduğu
C) Günümüzde değer yargılarının değişmesinden C) Toplumdan topluma farklı özellikler taşıdığı
D) Genç şairlerin ödül alınca ustalaştıklarına inan- D) Yasaların öngördüğü yaptırımları içerdiği
malarından
E) Sanatçıların, yaratılarını oluştururken gerekli E) Kişileri değerlendirmede ayırıcı bir ölçüt olduğu
özeni göstermeyişlerinden
20. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından bu yana nostalji, 21. Bir zamanlar edebiyatın gücüne, bir şeyleri değiştire-
başka bir deyişle eskiye duyulan özlem gittikçe yay- bileceğine inanırdım. Benim için edebiyat, yaşam bo-
gınlaşıyor. Bu, bir bakıma insanların yaşamlarından yu temiz kalmanın, vicdani ve ahlaki çürümeye karşı
giderek daha fazla yakındıklarının bir göstergesi. Ar- durmanın göstergelerinden biriydi. Yıllarım, bu inan-
tık her kuşak yaşamın daha az mekanik, doğallığın cın etkisiyle gelişen bir tutkunun peşinden koşmakla
daha yaygın olduğu bir dönemi özlüyor. Bu özlem hiç geçti. Ama artık kabul edelim, bugünün insanı sözün
bitmeyecek gibi görünüyor. Çünkü teknolojik geliş- değerini bilmiyor. Okumayı sevdiğini söylüyor ama iyi
meler yaşamı kolaylaştırdığı ölçüde daraltıyor da. Bu romanlardan, öykülerden, gerçek şiirden habersiz.
yüzden günümüz insanı gözlerini geçmişe çeviriyor. Ömrünü edebiyata vermiş, köşesinde sessiz sessiz
Söz gelimi eski trenler böyle miydi, diye başlıyor, in- yaşayan gerçek yazarlara sırtını dönmüş. Yalnızca,
sanların atlı arabalarla yolculuk ettikleri günlere kadar yapıtları çok sattığı için kimi yazarların önünde uzun
gidiyor. kuyruklar oluştururken edebiyatın insanı çağırdığı o
gerçek dünyayı aşındırdığının farkında bile değil. Pe-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? ki, o zaman edebiyat ne işe yarıyor? Söylemesi zor
ama edebiyat bugün, yaratıları ilgi görmeyen üç beş
A) kişinin sığındığı, kuşatılmış bir kale.
İçinde bulunduğumuz koşulların geçmişi güzel-
leştiren çağrışımlar yarattığı Aşağıdakilerden hangisi edebiyatla ilgili olarak bu
B) İnsanlar arasındaki içtenlikli ilişkilerin yitip gittiği parçada yakınılan durumlardan biri değildir?
22. Çocukluğumuzda kaç kez duyduk kim bilir: “Çok oku- 23. Benim ansiklopediyle tanışmam, ortaokulda ödev
yan mı bilir, çok gezen mi?” Cevaptan çok, sorunun yapmak için kütüphaneye gittiğim günlere rastlar. Bir
kendisi önemliydi sanki. Ortada derin bir ikilem var- ansiklopediye sahip olmak o yıllarda, hayal edilemez
mış gibi ciddiyetle yöneltilirdi soru. Her seferinde bir şeydi. O, ancak bir kütüphanede bulunur ve belli
“Çok okuyan!” dememiz beklenirdi. Galiba ilköğ- bir süreliğine alınıp bakılabilir, dokunulabilir bir nes-
retimdeki öğretmenlerimiz, okuma sevgimizi böyle ar- neydi. Kocaman cüssesiyle bir ansiklopediyi kucakla-
tırmaya çalışırdı. Çok okumakla çok gezmek asla yan mak, sayfalarını karıştırmak, bir maddeyi arayıp bul-
yana gelemezmiş gibi… Bense okumayı da gezmeyi mak, başka bir gezegene inmek ve orada keşiflerde
de tutkuyla seven biri olarak ikiye bölünürdüm. Hiçbir bulunmaktan farksızdı. Ne yazık ki şimdiki çocuklar
zaman ısınamadım bu yapay ikileme, okumanın da ansiklopedi bile karıştırmıyorlar. O büyülü dünyadan,
içten içe bir seyahat olduğuna inandığımdan, her ki- o heyecandan habersiz yaşıyorlar. Öğretmenler ödev
tabın bizi başka bir yolculuğa çıkardığını düşündü- verirken “İnternetten bulun.” diyorlar. Onlar da hiçbir
ğümden. Okuyarak gezmek, her kitabı başlı başına çaba göstermeden İnternetten buldukları bilgiyi kop-
bir serüven sayarak bir başka ortama, bir başka ya- yalıyor; okuyup değerlendirmeden, hiçbir şey öğren-
şama uzanan bir yolculuk yapmak mümkündür çün- meden götürüp veriyorlar.
kü. Gezerken de her insanı ve her hayatı bir kitap gibi
düşünerek dünyayı okumak da mümkün. Okumak ve Bu parçada belirtilenler arasında aşağıdakilerden
gezmek aslında o kadar iç içe ki… hangisi yoktur?
24. Hemen hepimiz yazılarımızda, yerli yersiz alıntılar 25. Bazı sanatçılar, yaratıcılıklarını kamçılayan büyülü
yapmaktan, özellikle sözü, alçak gönüllülükle yabancı I
ozanlara, çağdaş düşünürlere bırakmaktan fazlasıyla
hoşlanıyoruz. Kimi zaman bunu öyle abartıyoruz ki anları “beyaz an” diye adlandırırmış. Yakalandığı
yazar olarak konuyla ilgili ne düşündüğümüz anlaşıl- II
mıyor. Ayrıca aynı alıntıların değişik yazarlarca da
kullanıldığını görüyoruz. Böylece tekrarın tekrarı bir sırada “Sonra devam ederim.” diyerek asla kesinti-
okuma, zaman kaybına, okuma ediminin yavanlaş- III
masına yol açıyor. Bu nedenle kendi özgün düşünce-
mizi dayanaklarıyla işlemeliyiz yazılarımızda. Yüzey- ye uğratılmaması, ertelenmemesi gerekirmiş bu
sellikten olabildiğince kaçınmalıyız. Kendi düşüncele-
rimizin de örneğin bir Valéry’ninki, Deleuze’ünki kadar
anın. Çünkü dönüp bakıldığında yerinde bulunama-
önemli olduğuna inanarak bir öz güven geliştirmeliyiz.
IV
Bu parçada alıntıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
yabilirmiş. Tükeninceye değin hakkının verilmesi
hangisine değinilmemiştir?
A) Yazılarda kullanılırken aslına bağlı kalınmadığına gerekirmiş, her zaman karşılaşılamayan bu beyaz
V
B) Belirli örneklere sık sık başvurulduğuna anların.
26. (I) Rengi uçmuş, sıradan yaşamımızda kendimize bir 28. (I) Yatılı olarak okuduğum ortaokul yıllarında, yaz ta-
ziyafet çekmek istediğimiz zaman kitapların kapağını tillerinde Kozlu’ya, ailemin yanına özlemle dönerdim.
aralarız. (II) Büyük bir açlıkla sayfaları çeviririz. (II) O yaşlarda evden yedi-sekiz ay uzakta kalmak ko-
(III) Gözlerimiz sözcükleri iştahla birer birer yerken lay değildi. (III) Arkadaşlarımı, okulumu çok seviyor-
zamandan ve mekândan kopuveririz. (IV) Başka in- dum, bugün de süren dostlukların temeli o yıllarda
sanların, başka diyarların görünmez konukları oluve- atılmıştı ama aile özlemi bir başka şeydi. (IV) Evimiz,
ririz. (V) Bu deneyimin ardından yaşadığımız ana geri denizin hemen kıyısındaki bir tepenin yamacındaydı.
döndüğümüzde ise ruhumuzda kopan fırtınalar ya (V) Dalga sesleri odamda sürekli yankılanırdı ve ben
şiddetlenir ya da dinginleşir ama her zaman bir şeyler doyamadığım o denizi, dalgaları büyük bir hazla izler-
değişir içimizde. dim. (VI) Hâlâ Kozlu’yu, o evi ve o dalga seslerini, öz-
lemin içimi sızlatan acısıyla anımsarım.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-
rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de ögelerin dizilişi “zarf tümleci, nesne, zarf tümleci
A) I. cümlede, nesne, belirtili isim tamlamasından ve yüklem” biçimindedir?
oluşmuştur.
A) I. B) II. C) III. D) V. E) VI.
B) II. cümlede, durum zarfı kullanılmıştır.
B) Ünlü düşmesi
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden
hangisi yanlıştır? C) Sürerlik fiili
30. Bir uğultu başlıyor söz dağarcığımda, sözcükler 32. Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Medet Köyü’nde ya-
Bu cümledeki altı çizili sözcüklerin hangisinde tanır. Usta derme çatma köy evinde yumurta kabu-
ünsüz benzeşmesi vardır?
33. Eğer o şiirler, o romanlar, o öyküler, o tiyatro yapıtları 35. (I) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz; onlar, metinlerde
olmasaydı, söylemek bile fazla, duygularımız daha az geçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın büyüsün-
bilinecek, bilgilerimiz daha az olacaktı. Çünkü ede- den çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denen
biyat, daha iyi duymamızı, daha iyi düşünmemizi sağ- bir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (III) Çünkü
lar. Daha doğru, daha insanca yaşamamıza yardımcı “olay” onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim,
olur. çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup getirmeme,
okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiir-
Bu parçada, virgülün işlevleriyle ilgili olarak aşa- lerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz.
ğıda verilenlerden hangisine uygun bir örnek (V) Bu da bize, Borges’in de dediği gibi, şiirin
yoktur? öğretilemeyecek ama duyumsatılabilecek bir tür oldu-
ğunu gösteriyor.
A) Ara sözleri ayırma Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
B) Sıralı cümleleri birbirinden ayırma
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
C) Özel olarak vurgulanması gereken bir ögeyi be-
lirtme
D) Tırnak içinde verilmeyen aktarma cümlelerini be-
lirtme
E) Art arda sıralanan eş görevli sözcük kümelerini
ayırma
36. (I) Editör, bir yayınevinin olmazsa olmazlarındandır.
(II) Yayımlanacak bir yapıtı düzenlemek, yayıma ha-
zırlamak ve yayımlamak gibi birçok işi ve işlevi var.
(III) Yazarın ve eserinin seçilmesinden, nasıl yayımla-
nacağına değin yayımlama işinin bütün aşamalarını
34. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bo- kapsayan zorlu bir iştir bu. (IV) Günümüzde editörlük,
zukluğu vardır? yayıncılık alanında kurumsallaşamamış işlerden.
(V) Yazarların çoğu, editörün yaptığı işi küçümseyip
onu yalnızca bir düzeltmen olarak algılıyor. (VI) Bu
A) Diplomalarını alacak öğrenciler salona sırayla gi- yüzden de editörlüğü böyle algılayan birçok yazarın
riş yaptılar. yayımlanan kitaplarında yanlışlardan geçilmiyor.
B) Müjdeyi vermek için mutfağa, annesinin yanına
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa-
heyecanla koştu.
ragraf hangi cümleyle başlar?
C) Konuşmasına başlamadan önce dinleyicilere
şöyle bir baktı. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
D) Eski öğrencilerin de katıldığı büyük bir toplantı
düzenlediler.
E) Yarıyıl tatilinde yapılacak olan Amasra gezisi er-
telendi.
37. (I) İnsan ilişkilerinin öneminin yeterince kavranmamış 39. Yazınsal yaratıcılığın gizi, ana dilde, ana dilin söz de-
olması, çocuk gelişimiyle ilgili birtakım sorunları da ğerlerindedir. Buna erişmesi, yazarın, ozanın önce-
beraberinde getirdi. (II) Söz gelimi günümüzde, kendi likle ana dilini, onun söz değerlerini sevmesine bağlı-
kendine oyun kuramadığı için üretken olamayan, edil- dır. Bu sevgiden yoksunsa kişi, gerçek anlamda yara-
gen, çevreye karşı ilgisiz, evlere hapsolmuş çocuklar tıcı olamaz. Büyük bir ozan da yaratıcılığın dilde, söz-
yetişiyor. (III) Bunların hayal güçleri, erken yaşta ta- cüklerde olduğunu söylüyor. Şöyle diyor sözcükler
nıştıkları ve hayatlarının doğal bir parçası olan tele- için: “Onların önünde ben diz çökerim, bana kalk de-
vizyonla ve bilgisayar oyunlarıyla sınırlanmış durum- yinceye değin kıpırdamam. Kısaca, değer veririm on-
da. (IV) Televizyondaki reklamlar çocukları ticari birer lara, arkalarından giderim sözcüklerin, izlerim onları.
araç olarak görüyor. (V) Kaba kuvveti ve silah kullan- İşte ben böylesine severim sözcükleri.”
mayı özendiren, sanat değeri düşük filmler ve kimi
yayınlar yüzünden özellikle çocuklar, çeşitli psikolojik Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
sorunlarla yüz yüze geliyorlar. (VI) den hangisi söylenemez?
E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
1. Bu testte sırasıyla, Tarih (1–17), Coğrafya (18–31), Felsefe (32–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Sosyal Bilimler Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
D) I ve II E) I, II ve III
5. XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti, iltizam usulünde yap- 7. Aşağıdakilerden hangisinin Osmanlı Devleti’nde
tığı değişiklikle yüklü bir peşin ödemeyi de öngören yerli tüccar kesiminin güçlenmesini engellediği
malikâne usulünü getirmiştir. Buna göre mukaatalar savunulamaz?
mültezimlere daha önceki gibi üç yıllık sürelerle değil,
sürekli olarak ihale edilmeye başlanmıştır. A) Yabancılara kapitülasyonlarla ayrıcalıklar tanın-
ması
Yapılan bu değişiklikle güdülen amaç aşağıdaki-
lerden hangisidir? B) Üretimin tarıma dayalı olması
A) Yeniçeri Ocağının kaldırılmasına ortam hazır- C) Osmanlı deniz taşımacılığının yetersiz olması
lamak
B) Tek hazine sisteminden çoklu hazine sistemine D) Osmanlı sanayisinin rekabet gücünü giderek yi-
geçmek tirmesi
C) Hazineye daha fazla gelir sağlamak E) İpek ve Baharat yollarının önemini kaybetmesi
D) İşgaller karşısında halkın desteğini almak Onur, yukarıdaki azınlıklardan hangilerini söyle-
seydi Ahmet’e doğru bilgi vermiş olurdu?
E) Mebuslar Meclisini kapatmak
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
13. Sakarya Savaşı kazanılmasına karşın Yunan or- 15. Hindistan’daki bir tarikatın lideri olan Ağa Han ile İn-
dusunu kesin yenilgiye uğratan Başkomutan giltere Kralı’nın özel danışmanı Hintli Emir Ali, Baş-
Meydan Savaşı’nın yaklaşık bir yıl sonra yapılma- bakan İsmet Paşa’ya bir mektup yollayarak halifelik
sına aşağıdakilerden hangisinin neden olduğu sa- kurumuna dokunulmamasını rica etmişlerdir.
vunulabilir?
Bu durumun, halifelikle ilgili olarak
A) Doğu Cephesi’nde fiili mücadelenin sona erme- I. bu kurumun, tüm Müslümanlar üzerinde siyasal
sinin beklenmesi gücünün olduğu,
B) Ayaklanan Çerkez Ethem birliklerinin dağıtılması II. yabancıların, bu kurumu Türkiye’nin içişlerine
müdahale amacıyla kullanmak istedikleri,
C) İtalyanların birliklerini Anadolu’dan çekmeye baş- III. bu kurumun varlığının ülkede tartışma konusu
laması olduğu
D) Türk ordusunun eksiklerinin tamamlanması durumlarından hangilerine kanıt olduğu savunu-
labilir?
E) Ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için Tekâlif-i
Milliye Emirlerinin çıkarılması A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
C) Devletçilik D) Laiklik
E) Cumhuriyetçilik
17. Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti sadece iki şeye güve- 19. Türkiye’de, enerji tasarrufu sağlamak amacıyla yaz ve
nir. Biri millet kararı, diğeri en elim ve güç şartlar için- kış saati uygulanmaktadır. Bu uygulama kapsamında
de dünyanın takdirlerine hakkıyla layık olan ordumu- yılın yaklaşık beş aylık döneminde 30º Doğu meridye-
zun kahramanlığı; bu iki şeye güvenir.” demiştir. ninin, diğer dönemde ise 45º Doğu meridyeninin yerel
saati ulusal saat olarak kullanılmaktadır.
Atatürk’ün, bu sözüyle millî gücün
Buna göre, 45º Doğu meridyeninin yerel saatinin
I. siyasi, ulusal saat olarak kullanıldığı dönemde, Türkiye’ de,
aşağıdakilerden hangisi yaşanmaz?
II. askerî,
D) I ve II E) II ve III E) En sıcak ay
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
Aşağıdakilerden hangisi yapılırsa bu hata gideril-
miş olur?
21. Aşağıdaki haritada beş farklı doğrultu numaralarla 23. Orografik yağışlar, denizden gelen nemli hava kütle-
gösterilmiştir. lerinin kıyı çizgisine paralel uzanan dağ sıralarına
çarparak yükselmesi sonucu meydana gelir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Buna göre, bu tatil beldesinin aşağıdakilerden D) Karbon ve Perm dönemlerinde, bu kıtalarda daha
hangisinde yer alması beklenir? ılıman bir iklimin olduğunu
A) Datça Yarımadası’nda
E) Bu kıtalardaki yer şekillerinin, Karbon ve Perm
B) Gelibolu Yarımadası’nda dönemlerindekiyle aynı olduğunu
C) Bolu Dağları’nda
D) Çukurova’da
E) Çandarlı Körfezi’nde
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
28. Aşağıdaki grafikte, 1750-2000 yılları arasında Avrupa 30. I. Siyasi bölgeler zamanla işlevini yitirebilir.
ve Afrika kıtalarının nüfusu gösterilmiştir.
II. Siyasi bölgeyi oluşturan ülkelerde dil, din ve ırk
birliği vardır.
A) I ve III B) II ve IV C) III ve V
D) I, II ve V E) I, III ve IV
A) 1750-1900 yılları arasında Afrika’dan kıta dışına 31. Aşağıdakilerden hangisi, insanın doğaya olan et-
yoğun göç olmuştur. kisine örnek gösterilemez?
B) Üniversite kurulması
32. Zekânın ve bilgeliğin ölçütünün zenginlik olduğunu 34. Nesnenin bilgisinin söz konusu olabilmesi için önce
düşünen kişiler, Thales’le yoksul olduğu için alay nesnenin var olması gerekir. Örneğin ağacın ne oldu-
ederler. O da bunun üzerine zeytinin az olduğu o yıl, ğundan, türlerinden, yararlarından söz edebilmek için
elindeki bütün parayla, ihtiyaç olmadığı için ucuzlamış öncelikle “ağaç” denilen bir şey var olmalıdır.
olan ve zeytinyağı üretiminde kullanılan tüm presleri
satın alır. Sonraki hasat mevsimi geldiğinde ihtiyacı Bu parça aşağıdaki yargılardan hangisini destek-
olanlara bu presleri kendi belirlediği fiyattan kiralayarak ler?
çok para kazanır.
36. Filler neden büyük, gri ve kırışıktır? Çünkü ufak, beyaz 38. Nasrettin Hoca bir gün oğluyla birlikte şehre gitmek
ve yuvarlak olsalardı aspirin olurlardı. Ufak bir fil hayal üzere yola çıkar. Şehre birçok köyün içinden geçilerek
ederek ona “ufak bir fil” diyebiliriz. Beyaz bir fil hayal gidilmektedir. Hoca eşeğin üzerinde, oğlu da yürüyerek
ederek ona “beyaz bir fil” diyebiliriz. Kırışıksız bir fil de onu takip eder. İlk köyden geçerken köylüler “Koskoca
“kırışıksız bir fil” olur. Başka bir deyişle büyüklük, grilik adam eşeğe binmiş, küçücük çocuğu yürütmeye utan-
ve kırışıklılık, Aristoteles’in bir fili fil yapan şeyin ne mıyor!” diye kınarlar. Sonraki köyden geçerken Hoca
olduğunu tanımlama sınavını geçemez. Çünkü aspirin yürür, oğlu da eşeğin üzerindedir. Oradaki köylüler de
gibi ufak, beyaz ve yuvarlak bir şey bir fil olamaz ve “Görüyor musun saygısız çocuğu, koca adamı yürütü-
böyle bir nesneyle karşılaştığımızda aklımıza “Hey, yor.” derler. Üçüncü köyde Hoca ve çocuk eşeğe birlikte
ağzına attığın bir aspirin mi yoksa alışılmamış türden bir biner, bu kez de eşeğe acımıyorlar diye suçlanırlar.
fil mi?” diye sormak gelmez. Dördüncü köyde çocuk da Hoca da yürür, kınanmaktan
nasiplerini alırlar. Beşinci köyde Hoca ve oğlu eşeği
Bu parçada varlıkla ilgili aşağıda verilenlerden birlikte taşımalarına karşın kınanma durumu değişmez.
hangisi sorgulanmaktadır?
Bu parça ahlak felsefesinin temel problemlerinden
A) Ana maddenin neliği hangisinin soruşturulmasında örnek verilebilir?
E) Zorunlu varlık/mümkün varlık ayrımı C) Ahlakta her zaman iyi niyet yeterli midir?
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Temel Matematik Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 6 B) 2 C) 0 D) E)
2.
D) 1006 E) 1008
A) 4 B) 8 C) 9 D) 15 E) 16
8.
6.
A) 3 B) 4 C) 6 D) 8 E) 9
olduğuna göre, aşağıdaki sıralamalardan hangisi
doğrudur?
A) B) C)
D) E)
9.
A) B) C) 1 D) 2 E) 4
A) 9 B) 11 C) 12 D) 13 E) 15
A) x B) C)
D) E)
A) 8 B) 9 C) 10 D) 12 E) 15
olduğuna göre, ifadesinin değeri kaçtır?
A) B) C) 0 D) 1 E) 4
15.
a bir pozitif tam sayı ve ’tir. p bir asal sayı
olduğuna göre,
16. n bir pozitif tam sayı olmak üzere, n’yi kalansız bölen 19. Rasyonel sayılar kümesinde bildiğimiz toplama ve
pozitif tam sayıların kümesi S(n) ile gösteriliyor. çarpma işlemleri tanımlanıyor.
Buna göre, kesişim kümesinin ele- Buna göre, aşağıdakilerden hangisinin hem top-
man sayısı kaçtır? lama hem de çarpma işlemine göre tersi bir tam
sayıdır?
A) 4 B) 5 C) 6 D) 8 E) 9
A) B) C) 0
D) 2 E)
fonksiyonları veriliyor.
18.
A) B) C)
önermeleri veriliyor. D) E)
A) B) C)
21. Gerçel sayılar kümesinde tanımlı
D) E) I.
II.
III.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) I, II ve III
22. Bir işi 5 kadın işçi 20 günde, 5 erkek işçi ise 30 günde 24. Bir fabrikada üretilen iş makinelerinin sayısı gün so-
bitiriyor. nunda kayıt altına alınıyor. Tutulan kayıtlar o günle
birlikte o günden önce üretilmiş olan iş makinelerinin
toplam sayısıdır. Beş iş gününde tutulan kayıtlar aşa-
Buna göre, 2 kadın ve 2 erkek işçi aynı işi birlikte
ğıda verilmiştir.
kaç günde bitirir?
Pazartesi ve öncesi : 20
A) 20 B) 30 C) 40 D) 45 E) 50
Salı ve öncesi: x
Çarşamba ve öncesi: 90
Perşembe ve öncesi: 140
Cuma ve öncesi: y
A) 10 B) 11 C) 12 D) 13 E) 14
25. Bir yatırımcı, hesabındaki z TL’nin bir kısmıyla altın,
kalan kısmıyla da döviz alıyor. Yatırımcı bir süre son-
ra altınlarını % 20 kâr elde ederek x TL’ye, dövizlerini
ise % 20 zarar ederek y TL’ye satıyor.
A) B)
C) D)
E)
26. Beş öğrencinin aday olduğu sınıf başkanlığı seçimin- 29. Ali, ağzına kadar suyla dolu olan bir şişedeki suyun
de adayların aldıkları oy sayıları olan A, B, C, D, E yarısını elde etmek istiyor. Bunun için aynı şişeden
arasında boş bir tane alıyor ve şişelerdeki su yükseklikleri eşit
olana kadar dolu şişeden diğerine su aktarıyor.
Suyun yarısını elde etmek için yaptığı üç farklı dene-
eşitliği vardır. me aşağıda gösterilmiştir.
Seçim sonucu dairesel grafikte gösterildiğinde
C tane oy alan adaya ait daire diliminin merkez
açısı kaç derece olur?
A) 45 B) 60 C) 90 D) 120 E) 180
A) 5 B) 4 C) 3 D) 2 E) 1
31. Bir depoda bulunan portakal ve mandalinaların mik- 34. ABC bir ikizkenar
tarı toplam 50 tondur. Portakalların % 7’si, manda- üçgen
linaların ise % 8’i çürümüştür. Çürüyen portakal ve
mandalina miktarı toplam 3,8 tondur.
32.
Bir otobüse 3 kadın binerse yolcuların ’ü kadın
’ü erkek olacaktı.
A) 21 B) 24 C) 28 D) 30 E) 32 35.
ABC bir üçgen
A) B) C) D) E)
37. 39.
Buna göre, taralı bölgenin alanı a, b ve c türünden y eksenine göre simetriği alınıyor ve A ile , B ile ,
aşağıdakilerin hangisine eşittir? C ile simetrik nokta çiftleri olacak şekilde
üçgeni elde ediliyor. Elde edilen bu üçgen de
A) B) C)
D) E)
A) B) C) D) E)
1. Bu testte sırasıyla, Fizik (1–14), Kimya (15–27), Biyoloji (28–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Fen Bilimleri Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 1 B) C) D) E)
2.
D) N’de E) P’de
4. 5.
A) 1 B) C) 2 D) E)
6. 7.
A)
(Bu işlemler sırasında sıvıların sıcaklıkları değişme-
mektedir.)
B)
C) A) B) 1 C) D) E) 2
D)
E)
8. 10.
A) K L
11. 12.
oranı kaçtır? A) B) C)
D) E)
A) B) C) 1 D) E)
13.
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
18. Uçucu olmayan bir X katısı 100 gram suda en fazla, 20. bileşiğiyle ilgili bazı bilgiler şöyledir:
’de 17 gram,
bileşiğinin 0,1 molü 12 gramdır.
’de 27 gram,
Bileşikteki X, Y, Z atomlarının kütlece birleşme
’de 39 gram oranları (X:Y:Z) sırasıyla 3:4:8’dir.
D) 21. Atom kuramına göre, baş kuantum sayısı (n) ile ilgili
’de 20 gram X katısının 100 gram suda
aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
E) ’de 30 gram X katısının 100 gram suda A) Baş kuantum sayısı, temel enerji düzeyini belirtir
ve sıfırdan büyük tam sayıdır.
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
D) Stronsiyum karbonat
22. Periyodik çizelgeyle ilgili aşağıdaki ifadelerden 23. X, Y, Z elementleriyle ilgili bilgiler şöyledir:
hangisi yanlıştır?
X’in, iyonunun elektron dağılımı ile
A) IA grubu elementlerinin elektron dağılımındaki bitmektedir.
son orbital s orbitalidir.
Y elementi, 4. periyot ve IIA grubundadır.
B) VIA grubu elementlerinin elektron dağılımı Z, VIIA grubunda ve atom numarası en küçük o-
lan elementtir.
ile biter.
Buna göre X, Y, Z elementlerinin periyodik
C) VA grubu elementlerinin elektron dağılımı çizelgedeki yerleri aşağıdakilerin hangisinde doğ-
ile biter. ru olarak verilmiştir?
B)
X
Y
Z
C) Z
D)
Z
X
Y
E)
Z
Y X
− +
A) X + ve Y3− B) Y3 ve Z C) X ve Z
− + 2+
D) Y3 ve Q 2 E) Z ve Q
Buna göre,
D) II ve III E) I, II ve III
26. X, Y, Z elementlerinden oluşan ya- 28. Bir proteinin, yüksek sıcaklıkta, düşük pH koşulunda ya
da çeşitli kimyasal maddelerin bulunduğu ortamda, üç
pılarındaki bağ türleri, aşağıdakilerin hangisinde boyutlu yapısı bozulmuş, ancak bu durumdan peptid
doğru olarak verilmiştir? bağları etkilenmemiştir.
ulaşılır.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) II ve III
Buna göre, bu makromoleküller aşağıdakilerin
hangisinde doğru olarak verilmiştir?
X Y Z
30. Hücre ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi 32. Aşağıdaki olaylardan hangisi mitoz ve mayoz II
yanlıştır? bölünmenin her ikisinde de kural olarak gerçek-
leşir?
A) Ökaryotik hücrelerde zarlı organeller bulunur.
A) Sinapsis olması
B) Yeni bir hücre ancak başka bir hücrenin bölün- B) Krossing over olması
mesiyle oluşur.
C) Haploid kromozomlu yavru hücre oluşması
C) Hücre büyüdükçe yüzey alanı/hacim oranı aza-
lır. D) Kardeş kromatitlerin birbirinden ayrılması
D) Hücre canlılığın temel birimidir.
E) Homolog kromozomların birbirinden ayrılması
A) B)
Zaman Zaman
A) 1. bireyin genotipi: OO Rr
B) 2. bireyin genotipi: AO rr
C) 3. bireyin genotipi: AA rr
Zaman Zaman
D) 4. bireyin genotipi: BO Rr
E) E) 5. bireyin genotipi: AO Rr
Zaman
34. Balıkların solungacında kılcal damarlardaki kan akışı ile 35. İnsanda, işaretlenmiş bir alyuvar, akciğer atardamarı
su akış yönü birbirine terstir. Bu iki ortam arasın- içine veriliyor; bu işaretli alyuvara bir süre sonra alt ana
daki oksijen difüzyonu Şekil 1’de şematize edilmiştir. toplardamarında rastlanıyor.
Difüzyon sonunda kanın oksijen doygunluğunda (%)
meydana gelen değişimin grafiği de altında verilmiştir. Bu alyuvar kalpten bir kez geçtiğine göre, aşağıdaki
yapıların hangisinden geçmemiştir?
E) Akciğer toplardamarı
A) B)
100 100
Su Su
50 50
Kan Kan
0 0
C) D)
Su Su
100 100
Kan Kan
50 50
Buna göre fotosentez ürünlerinin taşındığı yapı,
şekilde hangi numarayla gösterilmiştir?
0 0
A) I B) II C) III D) IV E) V
E)
Su
100
Kan
50
37. Bitkiler, çiçeklenme için gereksinim duydukları ışık 38. Çiçekli bir bitkinin üremesindeki bazı evreler aşağı-
alma sürelerine göre uzun gün bitkisi ya da kısa gün daki şekilde numaralandırılmıştır.
bitkisi olarak isimlendirilir. Bir uzun gün bitkisiyle bir
kısa gün bitkisi farklı ışık alma sürelerine tabi tutul-
duğunda gerçekleşen çiçeklenme durumları aşağı-
daki şekilde gösterilmiştir.
Bu deneyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi Bu evrelerin hangisinin sonunda meydana gelen
söylenemez? hücrelerin genotipi, bu hücreleri üreten hücre-
ninkinden farklıdır?
A) Kısa gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten az
(Bu üreme döngüsünde mutasyon gerçekleşmediği
olduğunda çiçeklenmiştir.
kabul edilecektir.)
B) Uzun gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
fazla olduğunda çiçeklenmiştir.
D) I ve II E) I ve III
C) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi, ışık
alma süresi 12 saatten az olsa da uzun gün
bitkisinin çiçeklenmesini sağlamıştır.
D) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi kısa
gün bitkisinin çiçeklenmesini önlemiştir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
47 Test Bitti.
Cevaplarınızı Kontrol Ediniz.
;f)U;~Z?IF+
D2NFjtpV |FV
M9991.01020
(Bu numarayı c evap k âğıdınızdaki ilgili alana kodlama yı unut mayınız.)
ADI
SOYADI
DİKKAT!
SINAV BAŞLAMADAN ÖNCE AŞAĞIDAKİ UYARILARI MUTLAKA OKUYUNUZ.
1. Adınız, soyadınız, T.C. Kimlik Numaranız ve sınav salon numaranız yukarıdakilerden farklı ve
kitapçık üzerine basılı olan fotoğraf size ait değilse bunu salon başkanına belirterek size ait
soru kitapçığının verilmesini sağlayınız.
1. Bu kitapçıkta sırasıyla Türkçe Testi, Sosyal Bilimler 4. Bu testler puanlanırken her testteki doğru cevap-
Testi, Temel Matematik Testi, Fen Bilimleri Testi larınızın sayısından yanlış cevaplarınızın sayısının
bulunmaktadır. dörtte biri düşülecek ve kalan sayı o testle ilgili ham
puanınız olacaktır. Bu nedenle, hakkında hiçbir
2. Bu testler için verilen toplam cevaplama süresi 160
fikriniz olmayan soruları boş bırakınız. Ancak,
dakikadır. Bu süreyi, cevaplayacağınız testleri dik-
soruda verilen seçeneklerden birkaçını eleyebiliyor-
kate alarak kullanınız.
sanız kalanlar arasında doğru cevabı kestirmeye
3. Bu kitapçıktaki testlerde yer alan her sorunun sade- çalışmanız yararınıza olabilir.
ce bir doğru cevabı vardır. Bir soru için birden çok
5. Sınavda uyulacak kurallar bu kitapçığın arka kapa-
cevap yeri işaretlenmişse o soru yanlış cevaplan-
ğında belirtilmiştir.
mış sayılacaktır.
SINAVDA UYULACAK KURALLAR
1. Cep telefonu ile sınava girmek kesinlikle yasaktır. Çağrı cihazı, telsiz, fotoğraf makinesi vb. araçlarla; cep
bilgisayarı, kol ya da cep saati, her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlarla; silah ve benzeri teçhizatla;
müsvedde kâğıdı, defter, kitap, sözlük, sözlük işlevi olan elektronik aygıt, hesap cetveli, hesap makinesi, pergel,
açıölçer, cetvel vb. araçlarla sınava girmek kesinlikle yasaktır. Bu araçlarla sınava girmiş adaylar mutlaka Salon
Sınav Tutanağına yazılacak, bu adayların sınavı geçersiz sayılacaktır. Sınava kalem, silgi, kalemtıraş, saat
vb. araçla ve kulaklık, küpe, broş vb. takı, herhangi bir metal eşyayla girmek de kesinlikle yasaktır.
Yiyecek, içecek vb. tüketim malzemeleri de sınava getirilemez. Adaylar sınava şeffaf şişe içerisinde su
getirebileceklerdir.
2. Bu sınavda verilen toplam cevaplama süresi 160 dakikadır. Sınav başladıktan sonra ilk 120 ve son 15 dakika
içinde adayın sınavdan çıkmasına kesinlikle izin verilmeyecektir.
3. Sınav evrakını teslim ederek salonu terk eden aday, her ne sebeple olursa olsun, tekrar sınava alınma-
yacaktır.
4. Sınav süresince görevlilerle konuşmak, görevlilere soru sormak yasaktır. Aynı şekilde görevlilerin de adaylarla
yakından ve alçak sesle konuşmaları ayrıca, adayların birbirinden kalem, silgi vb. şeyleri istemeleri kesinlikle
yasaktır.
5. Sınav sırasında, görevlilerin her türlü uyarılarına uymak zorundasınız. Sınavınızın geçerli sayılması, her şeyden
önce, sınav kurallarına uymanıza bağlıdır. Kurallara aykırı davranışta bulunanların ve yapılacak uyarılara
uymayanların kimlik bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve sınavları geçersiz sayılacaktır.
6. Sınav sırasında kopya çeken, çekmeye kalkışan, kopya veren, kopya çekilmesine yardım edenlerin kimlik
bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve bu adayların sınavları geçersiz sayılacaktır. Görevliler kopya
çekmeye ya da vermeye kalkışanları uyarmak zorunda değildir; sorumluluk size aittir.
Adayların test sorularına verdikleri cevapların dağılımları bilgi işlem yöntemleriyle incelenecek, bu
incelemelerden elde edilen bulgular bireysel ya da toplu olarak kopya çekildiğini gösterirse kopya eylemine
katılan adayın/adayların cevaplarının bir kısmı ya da tamamı iptal edilecektir.
Sınav görevlileri bir salondaki sınavın, kurallara uygun biçimde yapılmadığını, toplu kopya girişiminde
bulunulduğunu raporlarında bildirdiği takdirde, ÖSYM takdir hakkını kullanarak bu salonda sınava giren tüm
adayların sınavını geçersiz sayabilir.
7. Cevap kâğıdında doldurmanız gereken alanlar bulunmaktadır. Bu alanları doldurunuz. Cevap kâğıdınızı
başkaları tarafından görülmeyecek şekilde tutmanız gerekmektedir. Cevap kâğıdına yazılacak her türlü yazıda
ve yapılacak bütün işaretlemelerde kurşun kalem kullanılacaktır. Sınav süresi bittiğinde cevapların cevap
kâğıdına işaretlenmiş olması gerekir. Soru kitapçığına işaretlenen cevaplar geçerli değildir.
8. Soru kitapçığınızı alır almaz, sayfaların eksik olup olmadığını, kitapçıkta basım hatalarının bulunup bulun-
madığını ve soru kitapçığının her sayfasında basılı bulunan soru kitapçığı numarasının, kitapçığın ön kapağında
basılı soru kitapçığı numarasıyla aynı olup olmadığını kontrol ediniz. Soru kitapçığınızın sayfası eksik ya da
basımı hatalıysa değiştirilmesi için salon başkanına başvurunuz.
9. Size verilen soru kitapçığının numarasını cevap kâğıdınızdaki “Soru Kitapçığı No” alanına kodlayınız.
10. Sınav sonunda soru kitapçıkları toplanacak ve ÖSYM’de tek tek incelenecektir. Soru kitapçığının bir sayfası bile
eksik çıkarsa sınavınız geçersiz sayılacaktır.
11. Cevap kâğıdına ve soru kitapçığına yazılması ve işaretlenmesi gereken bilgilerde bir eksiklik ve/veya yanlışlık
olması hâlinde sınavınızın değerlendirilmesi mümkün olamamaktadır. Tarafınızdan yazılması ve işaretlenmesi
gereken bu bilgilerde eksiklik ve/veya yanlışlık olduğunda durumunuz Sınav Salon Tutanağında belirtilecektir.
12. Soru kitapçığının sayfalarındaki boş yerleri müsvedde için kullanabilirsiniz.
13. Soruları ve/veya bu sorulara verdiğiniz cevapları ayrı bir kâğıda yazıp bu kâğıdı dışarı çıkarmanız kesinlikle
yasaktır.
14. Her testin cevaplarını cevap kâğıdındaki ilgili alana işaretlemeye dikkat ediniz.
15. Sınav salonundan ayrılmadan önce, soru kitapçığınızı ve cevap kâğıdınızı salon görevlilerine teslim etmeyi
unutmayınız.
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimi zin yazılı i zni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu
ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
1. Yahya Kemal’i ve Nazım Hikmet’i ayrı tutarsak küçük 3. Bir sanatçımız şöyle diyor: “Dergiler, edebiyatın yeral-
mutluluklar Türk şiirine Garip döneminde bir uğrayıp tı haritasıdır.” Nitekim bu dergilerde ilk ürünleri yayım-
geçmiştir, diyebiliriz. Biraz Ziya Osman, çok az Cahit lanan genç şairlerin çoğu, bir süre sonra çalışmalarını
Sıtkı… Onun dışında “Hüzün ki en çok yakışandır bi- kitaplaştırarak şairliklerinin ilk kilometre taşlarını ko-
ze.” anlayışı egemendir. Cemal Süreya’nın, Garip- yarlar.
çilerin izine basarak yürüdüğü kimi şiirlerinde de bu
anlayışın yansımalarını görürüz. Ne var ki onun şiirle- Bu parçada geçen “edebiyatın yeraltı haritası olma”
rinde genel olarak ince bir hüzün söz konusudur. sözüyle, dergilerin hangi özelliği belirtilmek isten-
miştir?
Bu parçada geçen “izine basarak yürüme” sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarları, yeni yazınsal türlere yönlendirme
C) Yenilerini eskilerinden ayırabilmek A) İyi şiirler, şairlerinden zengin bir birikim ister.
5. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraç 7. (I) Yaşadığı dönemin şiir anlayışından uzaklaşarak
içindeki sözün anlamını içermemektedir? uçlarda dolaşan, alışılmadık bağdaştırmaları ve imge-
leriyle zaman zaman, bilinen söylemin dışına taşan
şair, sürekli yenilikler peşinde koşmuştur. (II) Karşı-
A) Öykünüzü, yaşamın akışını düşündüren bir do- laştığı insanlık durumlarına yeni duygu ve anlamlar
ğallıkla yazın, bunu yapabilecek güçlü bir kalemi- yükleyerek onları yeniden yazmıştır. (III) Şiirlerini
niz var. (yazarlık yeteneği olmak) oluştururken boş alanlar bırakmış, uzun dizeleri kır-
mıştır. (IV) Şiirde bir yenilik gerçekleştirmek için dilin
yerleşik söz değerlerini olduğu gibi kullanmaktan ka-
B) Öykünüzdeki bilinmeyenlerden kurtulmak için öy- çınmış, dili yeniden kurmaya yönelmiştir. (V) Şiirle-
küdeki kadının kim olduğunu, nasıl bir yaşam rinin çoğunda, çok anlamlı sözcükler kullanarak deği-
sürdüğünü, ne iş yaptığını görünür kılın. (belir- şik çağrışımlar uyandırmıştır.
ginlik kazandırmak)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi,
C) Sizin yaptığınız gibi, bir dönemi küçük bir öyküye
sözü edilen şairin şiirlerinin içeriğiyle ilgilidir?
sığdırmak herkesin üstesinden gelebileceği bir iş
değildir. (zorluğu yenmek)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışı- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangile-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? ri anlamca birbirine en yakındır?
9. (I) Berna Moran’ın deyişiyle “huzursuzluğun romanı”, 11. Şairler arasında öteden beri süregelen açık ya da giz-
Fethi Naci’ye göre de “Türkçenin en güzel aşk roma- li bir yarış vardır. Oysa aynı gözeden su içen, aynı
nı” olan Huzur’un yayımlanışının üzerinden yaklaşık güneş altında ısınan, aynı ağacın gölgesinde oturan
elli yıl geçti. (II) Bu romanda olaylar, bir ağustos günü insanlardır onlar. Birbirlerine, sanıldığından daha çok
başlar ve radyodan İkinci Dünya Savaşı’nın başladı- ihtiyaçları vardır. Ölmüş şairlerle, onların anıları üze-
ğını haber veren bir anonsla biter. (III) Her ne kadar rinde yaşatılan dostluklar da dâhildir buna. ----? Kıs-
ilk bakışta aşk romanı gibi görünse de günahın ve ka- kanmalar, görmezden gelmeler, kara çalmalar… Neyi
vuşmanın değil, Doğu’yla Batı’nın, huzursuzluğun, paylaşamazlar? Herkesin kabı kendine göredir, ala-
zaman ve müziğin romanı olarak kabul edilir. (IV) Hu- cağı su miktarı bellidir oysa. Paylaşmanın, el ele ve-
zur, hiçbir zaman Madam Bovary’nin yarattığı etkiye rerek yaratacakları eleştiri ortamının sağlayacağı ya-
benzer bir etki yaratmamıştır. (V) Madam Bovary gibi rarlar üstünde durmak ve bunu geliştirmek varken ne-
can sıkıcı taşranın romanı değildir Huzur; tam tersine dir bu yok edici yarış?
çok eski, çok köklü bir kentin, İstanbul’un, Boğazi-
çi’nin romanıdır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de değerlendirme söz konusu değildir? A) Şairler arasındaki bütün bu çatışmalar gerçekte
şiirimizin tematik haritasını daraltır mı
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
B) Bunu bilmelerine karşın nedir bu sevgisizlik şair-
ler arasında
C) Öyleyse neden şiirin kolaya kaçma sanatı olduğu
izlenimi yaratılıyor
D) Şairler, birbirlerini değerlendirirken şiirsel ölçütler
kullanırlar mı
10. (I) Günümüzde, yeni yetişen genç yazarlar kendinden E) Oysa her şair, şiirini kendi yaşam serüveninden
öncekileri tanımadıkları, okumadıkları için bir eksiklik çıkarmaz mı
duymuyor sanki. (II) Bunlar deneyimli, usta yazarların
önünde yaprak gibi titremiyor artık, kendine çok güve-
niyor. (III) Bununla birlikte yapıtları ilgiyle karşılanan,
geniş okur kitlelerine seslenen sanatçının çok iyi ya-
zar olduğu yanılgısına düşüyor. (IV) Yeni kuşağın “Ne
olacaksa çabucak olsun.” düşüncesinden doğan bu
gözü kara yarış, bence oldukça tehlikeli. (V) Çünkü
bu, bireyciliğin, “ben ben”ciliğin egemenliği anlamına
gelir.
12. Sokrates’ten önceki ilk Batılı filozoflar, geçmişten iki 13. Türküler, şiirler iç dünyamızın sesi olarak yazılmış ol-
büyük kopuşu aynı anda gerçekleştirdiler. İlk önce, salar da bizden çıktıkları anda topluma mal olmuştur
kendi akıllarını kullanarak dünyayı anlamaya çalıştı- artık. Yalnız topluma mal olmakla kalsa iyi. Yerelden
lar. Bu tek başına, tümüyle yeni bir şeydi ve insanın ulusala, ulusaldan evrensele bir değişme ve gelişme
gelişmesinde en önemli köşe taşlarından birini oluş- çizgisi izleyerek bütün insanlığın ortak değeri hâline
turdu. Aynı zamanda insanlara, akıllarını nasıl kulla- gelir. Örneğin Yunus Emre’nin şiirlerinde yansıtılan
nacaklarını ve kendi başlarına nasıl düşüneceklerini duygular salt bize mi özgüdür? Neruda, yalnızca Şi-
de öğrettiler. ----. Onlar bilgi birikimlerini olduğu gibi li’nin acılarını yansıtmıştır, deyip dışlayabilir miyiz onu?
öğrencilerine aktarmak yerine, onları tartışmaya, Acısı acımız olmuştur, halkı da halkımız. Kısaca ----.
düşünce alışverişinde bulunmaya, kendi düşüncele-
rini ileri sürmeye ve savlarını kanıtlamaya özendiren Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
öğretmenlerdi. aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
14. Gerek edebiyat dergilerinde gerekse gazetelerin sa- 15. Yayınevlerinin tercihi her zaman romandan yana ol-
nat-edebiyat sayfalarında yer alan söyleşilerde, ne- muştur. Yalnız bizde değil, dünyada da böyle. Öykü-
dense hep aynı konular konuşuluyor ve bundan bir ler ise daha çok dergilerde varlıklarını sürdürüyor.
türlü vazgeçilmiyor. Bir yazarın yeni bir romanı mı Öykü kitabı yayımlamakta direnen genç yeteneklere
çıkmış, sorusu hemen hazır: “Bu yapıtınızı yazarken olanak sağlayan yayınevleri - neyse ki - var. Şu da bir
neyi amaçladınız?” ya da “Yapıtınız yaşadıklarınız- gerçek ki beş altı yıldır durağan bir ortamda kendini
dan izler taşıyor mu?” Cevaplar da üç aşağı beş yu- yineliyor öykü ama yenileyemiyor. Bu nereye kadar
karı aynı düşünceler etrafında dönüyor. Peki neden sürer, kestirmek güç; ardından bir yükselişin, belki de
bu sınırlılık? Bence bu, yazardan değil, soruyu so- sıçramanın yaşanacağı kesin.
randan kaynaklanıyor. Çünkü söyleşilerde asıl yön-
lendirici, soruyu sorandır. Bu nedenle sanatçının dü- Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
şünce üreterek sanatını geliştirmesinde ve yapıtları- olarak söylenmiş olabilir?
nın değerlendirilmesinde ona sorulacak soruların
önemli bir payı vardır. ----.
A) Yayınevleri öykü seçiminde hangi ölçütlere bağlı
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre kalıyor?
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
B) Roman türündeki kalıplaşmaya gidiş konusunda
ne düşünüyorsunuz?
A) Bütün bunlara bakarak eleştirel yaklaşımın ne
C) Öykücülerin soyut konulara ağırlık verişini neye
denli önemli olduğunu söylemek hiç de yanlış ol-
bağlıyorsunuz?
maz
D) Türk edebiyatında romanın yükselişi karşısında
B) Bu sorun bence temelde birbirini izleyen aynı öykünün konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
nitelikteki durumların art arda sıralanmasından
doğuyor E) Genç yazarları öykü yazmaya yönlendirmek için
neler yapılabilir?
C) Hangi yazara sorarsanız sorun, hepsi kendine
özgü yazma yöntemlerinin olduğunu söyleyecek-
tir
D) Üstelik yapıtın niteliğini yazarın donanımı belirler
ve bunun üzerine söylenebilecek çok söz vardır 16. Modayı sevmem. Örneğin herkesin aynı anda, aynı
şeyleri giymesi, bana nedense ters gelir. Benim pus-
lu, gözlerden uzak ve reklamı çok yapılmamış olan
E) Kısaca hem eleştirmenlerin hem de sanatçılarla hoşuma gider her zaman. Çünkü yönlendirilmeyi de-
söyleşi yapanların, her düzeyden insanın ilgisini ğil, özgürce keşfetmeyi severim. Bilinçaltıma baskı
çekecek nitelikte sorular sorması gerekiyor yapılmasını istemem.
17. Ödüller, genç bir şairin adının altı fosforlu bir kalemle 19. İnsanlar, toplu hâlde yaşama gereksinimi duyarlar.
çizilerek şiirlerinin tanınmasına olanak sağlıyorsa az Bunun için herkesin üzerinde anlaştığı, gittikçe yay-
şey mi bu? Ya da usta bir şairin, şiire verdiği emeğin gınlaşan ortak bir değerler sistemi gerekir. İşte ahlak,
ödülle taçlandırılmasının ne sakıncası olabilir ki? Üs- bu türden bir değerler sistemidir. Toplumda çekişen
telik şiir kitaplarının hemen hemen hiç satılmadığı, ve çatışan tarafların hiçbir ortak yanı kalmadığı du-
dolayısıyla kitapçıların, bu kitapları raflarına koymaya rumlarda bile birleştirici bir güç durumundadır. Ör-
yanaşmadığı ve dağıtımcıların, “şiir” sözcüğünü duy- neğin, dürüstlüğü değil de yalancılığı ya da sahte-
duğunda yüzlerini buruşturduğu günümüzde… Şiirin kârlığı kimse öneremiyor. Sadakat yerine ihanet, ada-
bu konumuna gönlü razı olmayan şairlerin verdiği let yerine haksızlık değerli gösterilemiyor. Çünkü ah-
emekleri, bütün şiirseverlerin takdirle karşılaması ge- lak, bir insan topluluğunun, üzerinde birleştiği ortak
rektiği kanısındayım. paydayı oluşturuyor.
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden ya- Bu parçadan ahlakla ilgili olarak aşağıdakilerin
kınmaktadır? hangisi çıkarılabilir?
A) Ödüllere karşı çıkılmasından A) İlkelerinin kişiden kişiye değişen, göreceli bir ni-
telik taşıdığı
B) Ödüllerin gelişigüzel dağıtılmasından B) Davranışları ve ilişkileri düzenleyen ana kurallar
olduğu
C) Günümüzde değer yargılarının değişmesinden C) Toplumdan topluma farklı özellikler taşıdığı
D) Genç şairlerin ödül alınca ustalaştıklarına inan- D) Yasaların öngördüğü yaptırımları içerdiği
malarından
E) Sanatçıların, yaratılarını oluştururken gerekli E) Kişileri değerlendirmede ayırıcı bir ölçüt olduğu
özeni göstermeyişlerinden
20. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından bu yana nostalji, 21. Bir zamanlar edebiyatın gücüne, bir şeyleri değiştire-
başka bir deyişle eskiye duyulan özlem gittikçe yay- bileceğine inanırdım. Benim için edebiyat, yaşam bo-
gınlaşıyor. Bu, bir bakıma insanların yaşamlarından yu temiz kalmanın, vicdani ve ahlaki çürümeye karşı
giderek daha fazla yakındıklarının bir göstergesi. Ar- durmanın göstergelerinden biriydi. Yıllarım, bu inan-
tık her kuşak yaşamın daha az mekanik, doğallığın cın etkisiyle gelişen bir tutkunun peşinden koşmakla
daha yaygın olduğu bir dönemi özlüyor. Bu özlem hiç geçti. Ama artık kabul edelim, bugünün insanı sözün
bitmeyecek gibi görünüyor. Çünkü teknolojik geliş- değerini bilmiyor. Okumayı sevdiğini söylüyor ama iyi
meler yaşamı kolaylaştırdığı ölçüde daraltıyor da. Bu romanlardan, öykülerden, gerçek şiirden habersiz.
yüzden günümüz insanı gözlerini geçmişe çeviriyor. Ömrünü edebiyata vermiş, köşesinde sessiz sessiz
Söz gelimi eski trenler böyle miydi, diye başlıyor, in- yaşayan gerçek yazarlara sırtını dönmüş. Yalnızca,
sanların atlı arabalarla yolculuk ettikleri günlere kadar yapıtları çok sattığı için kimi yazarların önünde uzun
gidiyor. kuyruklar oluştururken edebiyatın insanı çağırdığı o
gerçek dünyayı aşındırdığının farkında bile değil. Pe-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? ki, o zaman edebiyat ne işe yarıyor? Söylemesi zor
ama edebiyat bugün, yaratıları ilgi görmeyen üç beş
A) kişinin sığındığı, kuşatılmış bir kale.
İçinde bulunduğumuz koşulların geçmişi güzel-
leştiren çağrışımlar yarattığı Aşağıdakilerden hangisi edebiyatla ilgili olarak bu
B) İnsanlar arasındaki içtenlikli ilişkilerin yitip gittiği parçada yakınılan durumlardan biri değildir?
22. Çocukluğumuzda kaç kez duyduk kim bilir: “Çok oku- 23. Benim ansiklopediyle tanışmam, ortaokulda ödev
yan mı bilir, çok gezen mi?” Cevaptan çok, sorunun yapmak için kütüphaneye gittiğim günlere rastlar. Bir
kendisi önemliydi sanki. Ortada derin bir ikilem var- ansiklopediye sahip olmak o yıllarda, hayal edilemez
mış gibi ciddiyetle yöneltilirdi soru. Her seferinde bir şeydi. O, ancak bir kütüphanede bulunur ve belli
“Çok okuyan!” dememiz beklenirdi. Galiba ilköğ- bir süreliğine alınıp bakılabilir, dokunulabilir bir nes-
retimdeki öğretmenlerimiz, okuma sevgimizi böyle ar- neydi. Kocaman cüssesiyle bir ansiklopediyi kucakla-
tırmaya çalışırdı. Çok okumakla çok gezmek asla yan mak, sayfalarını karıştırmak, bir maddeyi arayıp bul-
yana gelemezmiş gibi… Bense okumayı da gezmeyi mak, başka bir gezegene inmek ve orada keşiflerde
de tutkuyla seven biri olarak ikiye bölünürdüm. Hiçbir bulunmaktan farksızdı. Ne yazık ki şimdiki çocuklar
zaman ısınamadım bu yapay ikileme, okumanın da ansiklopedi bile karıştırmıyorlar. O büyülü dünyadan,
içten içe bir seyahat olduğuna inandığımdan, her ki- o heyecandan habersiz yaşıyorlar. Öğretmenler ödev
tabın bizi başka bir yolculuğa çıkardığını düşündü- verirken “İnternetten bulun.” diyorlar. Onlar da hiçbir
ğümden. Okuyarak gezmek, her kitabı başlı başına çaba göstermeden İnternetten buldukları bilgiyi kop-
bir serüven sayarak bir başka ortama, bir başka ya- yalıyor; okuyup değerlendirmeden, hiçbir şey öğren-
şama uzanan bir yolculuk yapmak mümkündür çün- meden götürüp veriyorlar.
kü. Gezerken de her insanı ve her hayatı bir kitap gibi
düşünerek dünyayı okumak da mümkün. Okumak ve Bu parçada belirtilenler arasında aşağıdakilerden
gezmek aslında o kadar iç içe ki… hangisi yoktur?
24. Hemen hepimiz yazılarımızda, yerli yersiz alıntılar 25. Bazı sanatçılar, yaratıcılıklarını kamçılayan büyülü
yapmaktan, özellikle sözü, alçak gönüllülükle yabancı I
ozanlara, çağdaş düşünürlere bırakmaktan fazlasıyla
hoşlanıyoruz. Kimi zaman bunu öyle abartıyoruz ki anları “beyaz an” diye adlandırırmış. Yakalandığı
yazar olarak konuyla ilgili ne düşündüğümüz anlaşıl- II
mıyor. Ayrıca aynı alıntıların değişik yazarlarca da
kullanıldığını görüyoruz. Böylece tekrarın tekrarı bir sırada “Sonra devam ederim.” diyerek asla kesinti-
okuma, zaman kaybına, okuma ediminin yavanlaş- III
masına yol açıyor. Bu nedenle kendi özgün düşünce-
mizi dayanaklarıyla işlemeliyiz yazılarımızda. Yüzey- ye uğratılmaması, ertelenmemesi gerekirmiş bu
sellikten olabildiğince kaçınmalıyız. Kendi düşüncele-
rimizin de örneğin bir Valéry’ninki, Deleuze’ünki kadar
anın. Çünkü dönüp bakıldığında yerinde bulunama-
önemli olduğuna inanarak bir öz güven geliştirmeliyiz.
IV
Bu parçada alıntıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
yabilirmiş. Tükeninceye değin hakkının verilmesi
hangisine değinilmemiştir?
A) Yazılarda kullanılırken aslına bağlı kalınmadığına gerekirmiş, her zaman karşılaşılamayan bu beyaz
V
B) Belirli örneklere sık sık başvurulduğuna anların.
26. (I) Rengi uçmuş, sıradan yaşamımızda kendimize bir 28. (I) Yatılı olarak okuduğum ortaokul yıllarında, yaz ta-
ziyafet çekmek istediğimiz zaman kitapların kapağını tillerinde Kozlu’ya, ailemin yanına özlemle dönerdim.
aralarız. (II) Büyük bir açlıkla sayfaları çeviririz. (II) O yaşlarda evden yedi-sekiz ay uzakta kalmak ko-
(III) Gözlerimiz sözcükleri iştahla birer birer yerken lay değildi. (III) Arkadaşlarımı, okulumu çok seviyor-
zamandan ve mekândan kopuveririz. (IV) Başka in- dum, bugün de süren dostlukların temeli o yıllarda
sanların, başka diyarların görünmez konukları oluve- atılmıştı ama aile özlemi bir başka şeydi. (IV) Evimiz,
ririz. (V) Bu deneyimin ardından yaşadığımız ana geri denizin hemen kıyısındaki bir tepenin yamacındaydı.
döndüğümüzde ise ruhumuzda kopan fırtınalar ya (V) Dalga sesleri odamda sürekli yankılanırdı ve ben
şiddetlenir ya da dinginleşir ama her zaman bir şeyler doyamadığım o denizi, dalgaları büyük bir hazla izler-
değişir içimizde. dim. (VI) Hâlâ Kozlu’yu, o evi ve o dalga seslerini, öz-
lemin içimi sızlatan acısıyla anımsarım.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-
rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de ögelerin dizilişi “zarf tümleci, nesne, zarf tümleci
A) I. cümlede, nesne, belirtili isim tamlamasından ve yüklem” biçimindedir?
oluşmuştur.
A) I. B) II. C) III. D) V. E) VI.
B) II. cümlede, durum zarfı kullanılmıştır.
B) Ünlü düşmesi
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden
hangisi yanlıştır? C) Sürerlik fiili
30. Bir uğultu başlıyor söz dağarcığımda, sözcükler 32. Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Medet Köyü’nde ya-
Bu cümledeki altı çizili sözcüklerin hangisinde tanır. Usta derme çatma köy evinde yumurta kabu-
ünsüz benzeşmesi vardır?
33. Eğer o şiirler, o romanlar, o öyküler, o tiyatro yapıtları 35. (I) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz; onlar, metinlerde
olmasaydı, söylemek bile fazla, duygularımız daha az geçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın büyüsün-
bilinecek, bilgilerimiz daha az olacaktı. Çünkü ede- den çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denen
biyat, daha iyi duymamızı, daha iyi düşünmemizi sağ- bir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (III) Çünkü
lar. Daha doğru, daha insanca yaşamamıza yardımcı “olay” onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim,
olur. çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup getirmeme,
okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiir-
Bu parçada, virgülün işlevleriyle ilgili olarak aşa- lerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz.
ğıda verilenlerden hangisine uygun bir örnek (V) Bu da bize, Borges’in de dediği gibi, şiirin
yoktur? öğretilemeyecek ama duyumsatılabilecek bir tür oldu-
ğunu gösteriyor.
A) Ara sözleri ayırma Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
B) Sıralı cümleleri birbirinden ayırma
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
C) Özel olarak vurgulanması gereken bir ögeyi be-
lirtme
D) Tırnak içinde verilmeyen aktarma cümlelerini be-
lirtme
E) Art arda sıralanan eş görevli sözcük kümelerini
ayırma
36. (I) Editör, bir yayınevinin olmazsa olmazlarındandır.
(II) Yayımlanacak bir yapıtı düzenlemek, yayıma ha-
zırlamak ve yayımlamak gibi birçok işi ve işlevi var.
(III) Yazarın ve eserinin seçilmesinden, nasıl yayımla-
nacağına değin yayımlama işinin bütün aşamalarını
34. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bo- kapsayan zorlu bir iştir bu. (IV) Günümüzde editörlük,
zukluğu vardır? yayıncılık alanında kurumsallaşamamış işlerden.
(V) Yazarların çoğu, editörün yaptığı işi küçümseyip
onu yalnızca bir düzeltmen olarak algılıyor. (VI) Bu
A) Diplomalarını alacak öğrenciler salona sırayla gi- yüzden de editörlüğü böyle algılayan birçok yazarın
riş yaptılar. yayımlanan kitaplarında yanlışlardan geçilmiyor.
B) Müjdeyi vermek için mutfağa, annesinin yanına
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa-
heyecanla koştu.
ragraf hangi cümleyle başlar?
C) Konuşmasına başlamadan önce dinleyicilere
şöyle bir baktı. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
D) Eski öğrencilerin de katıldığı büyük bir toplantı
düzenlediler.
E) Yarıyıl tatilinde yapılacak olan Amasra gezisi er-
telendi.
37. (I) İnsan ilişkilerinin öneminin yeterince kavranmamış 39. Yazınsal yaratıcılığın gizi, ana dilde, ana dilin söz de-
olması, çocuk gelişimiyle ilgili birtakım sorunları da ğerlerindedir. Buna erişmesi, yazarın, ozanın önce-
beraberinde getirdi. (II) Söz gelimi günümüzde, kendi likle ana dilini, onun söz değerlerini sevmesine bağlı-
kendine oyun kuramadığı için üretken olamayan, edil- dır. Bu sevgiden yoksunsa kişi, gerçek anlamda yara-
gen, çevreye karşı ilgisiz, evlere hapsolmuş çocuklar tıcı olamaz. Büyük bir ozan da yaratıcılığın dilde, söz-
yetişiyor. (III) Bunların hayal güçleri, erken yaşta ta- cüklerde olduğunu söylüyor. Şöyle diyor sözcükler
nıştıkları ve hayatlarının doğal bir parçası olan tele- için: “Onların önünde ben diz çökerim, bana kalk de-
vizyonla ve bilgisayar oyunlarıyla sınırlanmış durum- yinceye değin kıpırdamam. Kısaca, değer veririm on-
da. (IV) Televizyondaki reklamlar çocukları ticari birer lara, arkalarından giderim sözcüklerin, izlerim onları.
araç olarak görüyor. (V) Kaba kuvveti ve silah kullan- İşte ben böylesine severim sözcükleri.”
mayı özendiren, sanat değeri düşük filmler ve kimi
yayınlar yüzünden özellikle çocuklar, çeşitli psikolojik Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
sorunlarla yüz yüze geliyorlar. (VI) den hangisi söylenemez?
E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
1. Bu testte sırasıyla, Tarih (1–17), Coğrafya (18–31), Felsefe (32–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Sosyal Bilimler Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
D) I ve II E) I, II ve III
5. XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti, iltizam usulünde yap- 7. Aşağıdakilerden hangisinin Osmanlı Devleti’nde
tığı değişiklikle yüklü bir peşin ödemeyi de öngören yerli tüccar kesiminin güçlenmesini engellediği
malikâne usulünü getirmiştir. Buna göre mukaatalar savunulamaz?
mültezimlere daha önceki gibi üç yıllık sürelerle değil,
sürekli olarak ihale edilmeye başlanmıştır. A) Yabancılara kapitülasyonlarla ayrıcalıklar tanın-
ması
Yapılan bu değişiklikle güdülen amaç aşağıdaki-
lerden hangisidir? B) Üretimin tarıma dayalı olması
A) Yeniçeri Ocağının kaldırılmasına ortam hazır- C) Osmanlı deniz taşımacılığının yetersiz olması
lamak
B) Tek hazine sisteminden çoklu hazine sistemine D) Osmanlı sanayisinin rekabet gücünü giderek yi-
geçmek tirmesi
C) Hazineye daha fazla gelir sağlamak E) İpek ve Baharat yollarının önemini kaybetmesi
D) İşgaller karşısında halkın desteğini almak Onur, yukarıdaki azınlıklardan hangilerini söyle-
seydi Ahmet’e doğru bilgi vermiş olurdu?
E) Mebuslar Meclisini kapatmak
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
13. Sakarya Savaşı kazanılmasına karşın Yunan or- 15. Hindistan’daki bir tarikatın lideri olan Ağa Han ile İn-
dusunu kesin yenilgiye uğratan Başkomutan giltere Kralı’nın özel danışmanı Hintli Emir Ali, Baş-
Meydan Savaşı’nın yaklaşık bir yıl sonra yapılma- bakan İsmet Paşa’ya bir mektup yollayarak halifelik
sına aşağıdakilerden hangisinin neden olduğu sa- kurumuna dokunulmamasını rica etmişlerdir.
vunulabilir?
Bu durumun, halifelikle ilgili olarak
A) Doğu Cephesi’nde fiili mücadelenin sona erme- I. bu kurumun, tüm Müslümanlar üzerinde siyasal
sinin beklenmesi gücünün olduğu,
B) Ayaklanan Çerkez Ethem birliklerinin dağıtılması II. yabancıların, bu kurumu Türkiye’nin içişlerine
müdahale amacıyla kullanmak istedikleri,
C) İtalyanların birliklerini Anadolu’dan çekmeye baş- III. bu kurumun varlığının ülkede tartışma konusu
laması olduğu
D) Türk ordusunun eksiklerinin tamamlanması durumlarından hangilerine kanıt olduğu savunu-
labilir?
E) Ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için Tekâlif-i
Milliye Emirlerinin çıkarılması A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
C) Devletçilik D) Laiklik
E) Cumhuriyetçilik
17. Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti sadece iki şeye güve- 19. Türkiye’de, enerji tasarrufu sağlamak amacıyla yaz ve
nir. Biri millet kararı, diğeri en elim ve güç şartlar için- kış saati uygulanmaktadır. Bu uygulama kapsamında
de dünyanın takdirlerine hakkıyla layık olan ordumu- yılın yaklaşık beş aylık döneminde 30º Doğu meridye-
zun kahramanlığı; bu iki şeye güvenir.” demiştir. ninin, diğer dönemde ise 45º Doğu meridyeninin yerel
saati ulusal saat olarak kullanılmaktadır.
Atatürk’ün, bu sözüyle millî gücün
Buna göre, 45º Doğu meridyeninin yerel saatinin
I. siyasi, ulusal saat olarak kullanıldığı dönemde, Türkiye’ de,
aşağıdakilerden hangisi yaşanmaz?
II. askerî,
D) I ve II E) II ve III E) En sıcak ay
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
Aşağıdakilerden hangisi yapılırsa bu hata gideril-
miş olur?
21. Aşağıdaki haritada beş farklı doğrultu numaralarla 23. Orografik yağışlar, denizden gelen nemli hava kütle-
gösterilmiştir. lerinin kıyı çizgisine paralel uzanan dağ sıralarına
çarparak yükselmesi sonucu meydana gelir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Buna göre, bu tatil beldesinin aşağıdakilerden D) Karbon ve Perm dönemlerinde, bu kıtalarda daha
hangisinde yer alması beklenir? ılıman bir iklimin olduğunu
A) Datça Yarımadası’nda
E) Bu kıtalardaki yer şekillerinin, Karbon ve Perm
B) Gelibolu Yarımadası’nda dönemlerindekiyle aynı olduğunu
C) Bolu Dağları’nda
D) Çukurova’da
E) Çandarlı Körfezi’nde
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
28. Aşağıdaki grafikte, 1750-2000 yılları arasında Avrupa 30. I. Siyasi bölgeler zamanla işlevini yitirebilir.
ve Afrika kıtalarının nüfusu gösterilmiştir.
II. Siyasi bölgeyi oluşturan ülkelerde dil, din ve ırk
birliği vardır.
A) I ve III B) II ve IV C) III ve V
D) I, II ve V E) I, III ve IV
A) 1750-1900 yılları arasında Afrika’dan kıta dışına 31. Aşağıdakilerden hangisi, insanın doğaya olan et-
yoğun göç olmuştur. kisine örnek gösterilemez?
B) Üniversite kurulması
32. Zekânın ve bilgeliğin ölçütünün zenginlik olduğunu 34. Nesnenin bilgisinin söz konusu olabilmesi için önce
düşünen kişiler, Thales’le yoksul olduğu için alay nesnenin var olması gerekir. Örneğin ağacın ne oldu-
ederler. O da bunun üzerine zeytinin az olduğu o yıl, ğundan, türlerinden, yararlarından söz edebilmek için
elindeki bütün parayla, ihtiyaç olmadığı için ucuzlamış öncelikle “ağaç” denilen bir şey var olmalıdır.
olan ve zeytinyağı üretiminde kullanılan tüm presleri
satın alır. Sonraki hasat mevsimi geldiğinde ihtiyacı Bu parça aşağıdaki yargılardan hangisini destek-
olanlara bu presleri kendi belirlediği fiyattan kiralayarak ler?
çok para kazanır.
36. Filler neden büyük, gri ve kırışıktır? Çünkü ufak, beyaz 38. Nasrettin Hoca bir gün oğluyla birlikte şehre gitmek
ve yuvarlak olsalardı aspirin olurlardı. Ufak bir fil hayal üzere yola çıkar. Şehre birçok köyün içinden geçilerek
ederek ona “ufak bir fil” diyebiliriz. Beyaz bir fil hayal gidilmektedir. Hoca eşeğin üzerinde, oğlu da yürüyerek
ederek ona “beyaz bir fil” diyebiliriz. Kırışıksız bir fil de onu takip eder. İlk köyden geçerken köylüler “Koskoca
“kırışıksız bir fil” olur. Başka bir deyişle büyüklük, grilik adam eşeğe binmiş, küçücük çocuğu yürütmeye utan-
ve kırışıklılık, Aristoteles’in bir fili fil yapan şeyin ne mıyor!” diye kınarlar. Sonraki köyden geçerken Hoca
olduğunu tanımlama sınavını geçemez. Çünkü aspirin yürür, oğlu da eşeğin üzerindedir. Oradaki köylüler de
gibi ufak, beyaz ve yuvarlak bir şey bir fil olamaz ve “Görüyor musun saygısız çocuğu, koca adamı yürütü-
böyle bir nesneyle karşılaştığımızda aklımıza “Hey, yor.” derler. Üçüncü köyde Hoca ve çocuk eşeğe birlikte
ağzına attığın bir aspirin mi yoksa alışılmamış türden bir biner, bu kez de eşeğe acımıyorlar diye suçlanırlar.
fil mi?” diye sormak gelmez. Dördüncü köyde çocuk da Hoca da yürür, kınanmaktan
nasiplerini alırlar. Beşinci köyde Hoca ve oğlu eşeği
Bu parçada varlıkla ilgili aşağıda verilenlerden birlikte taşımalarına karşın kınanma durumu değişmez.
hangisi sorgulanmaktadır?
Bu parça ahlak felsefesinin temel problemlerinden
A) Ana maddenin neliği hangisinin soruşturulmasında örnek verilebilir?
E) Zorunlu varlık/mümkün varlık ayrımı C) Ahlakta her zaman iyi niyet yeterli midir?
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Temel Matematik Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 6 B) 2 C) 0 D) E)
2.
D) 1006 E) 1008
A) 4 B) 8 C) 9 D) 15 E) 16
8.
6.
A) 3 B) 4 C) 6 D) 8 E) 9
olduğuna göre, aşağıdaki sıralamalardan hangisi
doğrudur?
A) B) C)
D) E)
9.
A) B) C) 1 D) 2 E) 4
A) 9 B) 11 C) 12 D) 13 E) 15
A) x B) C)
D) E)
A) 8 B) 9 C) 10 D) 12 E) 15
olduğuna göre, ifadesinin değeri kaçtır?
A) B) C) 0 D) 1 E) 4
15.
a bir pozitif tam sayı ve ’tir. p bir asal sayı
olduğuna göre,
16. n bir pozitif tam sayı olmak üzere, n’yi kalansız bölen 19. Rasyonel sayılar kümesinde bildiğimiz toplama ve
pozitif tam sayıların kümesi S(n) ile gösteriliyor. çarpma işlemleri tanımlanıyor.
Buna göre, kesişim kümesinin ele- Buna göre, aşağıdakilerden hangisinin hem top-
man sayısı kaçtır? lama hem de çarpma işlemine göre tersi bir tam
sayıdır?
A) 4 B) 5 C) 6 D) 8 E) 9
A) B) C) 0
D) 2 E)
fonksiyonları veriliyor.
18.
A) B) C)
önermeleri veriliyor. D) E)
A) B) C)
21. Gerçel sayılar kümesinde tanımlı
D) E) I.
II.
III.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) I, II ve III
22. Bir işi 5 kadın işçi 20 günde, 5 erkek işçi ise 30 günde 24. Bir fabrikada üretilen iş makinelerinin sayısı gün so-
bitiriyor. nunda kayıt altına alınıyor. Tutulan kayıtlar o günle
birlikte o günden önce üretilmiş olan iş makinelerinin
toplam sayısıdır. Beş iş gününde tutulan kayıtlar aşa-
Buna göre, 2 kadın ve 2 erkek işçi aynı işi birlikte
ğıda verilmiştir.
kaç günde bitirir?
Pazartesi ve öncesi : 20
A) 20 B) 30 C) 40 D) 45 E) 50
Salı ve öncesi: x
Çarşamba ve öncesi: 90
Perşembe ve öncesi: 140
Cuma ve öncesi: y
A) 10 B) 11 C) 12 D) 13 E) 14
25. Bir yatırımcı, hesabındaki z TL’nin bir kısmıyla altın,
kalan kısmıyla da döviz alıyor. Yatırımcı bir süre son-
ra altınlarını % 20 kâr elde ederek x TL’ye, dövizlerini
ise % 20 zarar ederek y TL’ye satıyor.
A) B)
C) D)
E)
26. Beş öğrencinin aday olduğu sınıf başkanlığı seçimin- 29. Ali, ağzına kadar suyla dolu olan bir şişedeki suyun
de adayların aldıkları oy sayıları olan A, B, C, D, E yarısını elde etmek istiyor. Bunun için aynı şişeden
arasında boş bir tane alıyor ve şişelerdeki su yükseklikleri eşit
olana kadar dolu şişeden diğerine su aktarıyor.
Suyun yarısını elde etmek için yaptığı üç farklı dene-
eşitliği vardır. me aşağıda gösterilmiştir.
Seçim sonucu dairesel grafikte gösterildiğinde
C tane oy alan adaya ait daire diliminin merkez
açısı kaç derece olur?
A) 45 B) 60 C) 90 D) 120 E) 180
A) 5 B) 4 C) 3 D) 2 E) 1
31. Bir depoda bulunan portakal ve mandalinaların mik- 34. ABC bir ikizkenar
tarı toplam 50 tondur. Portakalların % 7’si, manda- üçgen
linaların ise % 8’i çürümüştür. Çürüyen portakal ve
mandalina miktarı toplam 3,8 tondur.
32.
Bir otobüse 3 kadın binerse yolcuların ’ü kadın
’ü erkek olacaktı.
A) 21 B) 24 C) 28 D) 30 E) 32 35.
ABC bir üçgen
A) B) C) D) E)
37. 39.
Buna göre, taralı bölgenin alanı a, b ve c türünden y eksenine göre simetriği alınıyor ve A ile , B ile ,
aşağıdakilerin hangisine eşittir? C ile simetrik nokta çiftleri olacak şekilde
üçgeni elde ediliyor. Elde edilen bu üçgen de
A) B) C)
D) E)
A) B) C) D) E)
1. Bu testte sırasıyla, Fizik (1–14), Kimya (15–27), Biyoloji (28–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Fen Bilimleri Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 1 B) C) D) E)
2.
D) N’de E) P’de
4. 5.
A) 1 B) C) 2 D) E)
6. 7.
A)
(Bu işlemler sırasında sıvıların sıcaklıkları değişme-
mektedir.)
B)
C) A) B) 1 C) D) E) 2
D)
E)
8. 10.
A) K L
11. 12.
oranı kaçtır? A) B) C)
D) E)
A) B) C) 1 D) E)
13.
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
18. Uçucu olmayan bir X katısı 100 gram suda en fazla, 20. bileşiğiyle ilgili bazı bilgiler şöyledir:
’de 17 gram,
bileşiğinin 0,1 molü 12 gramdır.
’de 27 gram,
Bileşikteki X, Y, Z atomlarının kütlece birleşme
’de 39 gram oranları (X:Y:Z) sırasıyla 3:4:8’dir.
D) 21. Atom kuramına göre, baş kuantum sayısı (n) ile ilgili
’de 20 gram X katısının 100 gram suda
aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
E) ’de 30 gram X katısının 100 gram suda A) Baş kuantum sayısı, temel enerji düzeyini belirtir
ve sıfırdan büyük tam sayıdır.
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
D) Stronsiyum karbonat
22. Periyodik çizelgeyle ilgili aşağıdaki ifadelerden 23. X, Y, Z elementleriyle ilgili bilgiler şöyledir:
hangisi yanlıştır?
X’in, iyonunun elektron dağılımı ile
A) IA grubu elementlerinin elektron dağılımındaki bitmektedir.
son orbital s orbitalidir.
Y elementi, 4. periyot ve IIA grubundadır.
B) VIA grubu elementlerinin elektron dağılımı Z, VIIA grubunda ve atom numarası en küçük o-
lan elementtir.
ile biter.
Buna göre X, Y, Z elementlerinin periyodik
C) VA grubu elementlerinin elektron dağılımı çizelgedeki yerleri aşağıdakilerin hangisinde doğ-
ile biter. ru olarak verilmiştir?
B)
X
Y
Z
C) Z
D)
Z
X
Y
E)
Z
Y X
− +
A) X + ve Y3− B) Y3 ve Z C) X ve Z
− + 2+
D) Y3 ve Q 2 E) Z ve Q
Buna göre,
D) II ve III E) I, II ve III
26. X, Y, Z elementlerinden oluşan ya- 28. Bir proteinin, yüksek sıcaklıkta, düşük pH koşulunda ya
da çeşitli kimyasal maddelerin bulunduğu ortamda, üç
pılarındaki bağ türleri, aşağıdakilerin hangisinde boyutlu yapısı bozulmuş, ancak bu durumdan peptid
doğru olarak verilmiştir? bağları etkilenmemiştir.
ulaşılır.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) II ve III
Buna göre, bu makromoleküller aşağıdakilerin
hangisinde doğru olarak verilmiştir?
X Y Z
30. Hücre ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi 32. Aşağıdaki olaylardan hangisi mitoz ve mayoz II
yanlıştır? bölünmenin her ikisinde de kural olarak gerçek-
leşir?
A) Ökaryotik hücrelerde zarlı organeller bulunur.
A) Sinapsis olması
B) Yeni bir hücre ancak başka bir hücrenin bölün- B) Krossing over olması
mesiyle oluşur.
C) Haploid kromozomlu yavru hücre oluşması
C) Hücre büyüdükçe yüzey alanı/hacim oranı aza-
lır. D) Kardeş kromatitlerin birbirinden ayrılması
D) Hücre canlılığın temel birimidir.
E) Homolog kromozomların birbirinden ayrılması
A) B)
Zaman Zaman
A) 1. bireyin genotipi: OO Rr
B) 2. bireyin genotipi: AO rr
C) 3. bireyin genotipi: AA rr
Zaman Zaman
D) 4. bireyin genotipi: BO Rr
E) E) 5. bireyin genotipi: AO Rr
Zaman
34. Balıkların solungacında kılcal damarlardaki kan akışı ile 35. İnsanda, işaretlenmiş bir alyuvar, akciğer atardamarı
su akış yönü birbirine terstir. Bu iki ortam arasın- içine veriliyor; bu işaretli alyuvara bir süre sonra alt ana
daki oksijen difüzyonu Şekil 1’de şematize edilmiştir. toplardamarında rastlanıyor.
Difüzyon sonunda kanın oksijen doygunluğunda (%)
meydana gelen değişimin grafiği de altında verilmiştir. Bu alyuvar kalpten bir kez geçtiğine göre, aşağıdaki
yapıların hangisinden geçmemiştir?
E) Akciğer toplardamarı
A) B)
100 100
Su Su
50 50
Kan Kan
0 0
C) D)
Su Su
100 100
Kan Kan
50 50
Buna göre fotosentez ürünlerinin taşındığı yapı,
şekilde hangi numarayla gösterilmiştir?
0 0
A) I B) II C) III D) IV E) V
E)
Su
100
Kan
50
37. Bitkiler, çiçeklenme için gereksinim duydukları ışık 38. Çiçekli bir bitkinin üremesindeki bazı evreler aşağı-
alma sürelerine göre uzun gün bitkisi ya da kısa gün daki şekilde numaralandırılmıştır.
bitkisi olarak isimlendirilir. Bir uzun gün bitkisiyle bir
kısa gün bitkisi farklı ışık alma sürelerine tabi tutul-
duğunda gerçekleşen çiçeklenme durumları aşağı-
daki şekilde gösterilmiştir.
Bu deneyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi Bu evrelerin hangisinin sonunda meydana gelen
söylenemez? hücrelerin genotipi, bu hücreleri üreten hücre-
ninkinden farklıdır?
A) Kısa gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten az
(Bu üreme döngüsünde mutasyon gerçekleşmediği
olduğunda çiçeklenmiştir.
kabul edilecektir.)
B) Uzun gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
fazla olduğunda çiçeklenmiştir.
D) I ve II E) I ve III
C) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi, ışık
alma süresi 12 saatten az olsa da uzun gün
bitkisinin çiçeklenmesini sağlamıştır.
D) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi kısa
gün bitkisinin çiçeklenmesini önlemiştir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
47 Test Bitti.
Cevaplarınızı Kontrol Ediniz.
;f)U9`cF+
xj~<hnFV
M9991.01021
(Bu numarayı c evap k âğıdınızdaki ilgili alana kodlama yı unut mayınız.)
ADI
SOYADI
DİKKAT!
SINAV BAŞLAMADAN ÖNCE AŞAĞIDAKİ UYARILARI MUTLAKA OKUYUNUZ.
1. Adınız, soyadınız, T.C. Kimlik Numaranız ve sınav salon numaranız yukarıdakilerden farklı ve
kitapçık üzerine basılı olan fotoğraf size ait değilse bunu salon başkanına belirterek size ait
soru kitapçığının verilmesini sağlayınız.
1. Bu kitapçıkta sırasıyla Türkçe Testi, Sosyal Bilimler 4. Bu testler puanlanırken her testteki doğru cevap-
Testi, Temel Matematik Testi, Fen Bilimleri Testi larınızın sayısından yanlış cevaplarınızın sayısının
bulunmaktadır. dörtte biri düşülecek ve kalan sayı o testle ilgili ham
puanınız olacaktır. Bu nedenle, hakkında hiçbir
2. Bu testler için verilen toplam cevaplama süresi 160
fikriniz olmayan soruları boş bırakınız. Ancak,
dakikadır. Bu süreyi, cevaplayacağınız testleri dik-
soruda verilen seçeneklerden birkaçını eleyebiliyor-
kate alarak kullanınız.
sanız kalanlar arasında doğru cevabı kestirmeye
3. Bu kitapçıktaki testlerde yer alan her sorunun sade- çalışmanız yararınıza olabilir.
ce bir doğru cevabı vardır. Bir soru için birden çok
5. Sınavda uyulacak kurallar bu kitapçığın arka kapa-
cevap yeri işaretlenmişse o soru yanlış cevaplan-
ğında belirtilmiştir.
mış sayılacaktır.
SINAVDA UYULACAK KURALLAR
1. Cep telefonu ile sınava girmek kesinlikle yasaktır. Çağrı cihazı, telsiz, fotoğraf makinesi vb. araçlarla; cep
bilgisayarı, kol ya da cep saati, her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlarla; silah ve benzeri teçhizatla;
müsvedde kâğıdı, defter, kitap, sözlük, sözlük işlevi olan elektronik aygıt, hesap cetveli, hesap makinesi, pergel,
açıölçer, cetvel vb. araçlarla sınava girmek kesinlikle yasaktır. Bu araçlarla sınava girmiş adaylar mutlaka Salon
Sınav Tutanağına yazılacak, bu adayların sınavı geçersiz sayılacaktır. Sınava kalem, silgi, kalemtıraş, saat
vb. araçla ve kulaklık, küpe, broş vb. takı, herhangi bir metal eşyayla girmek de kesinlikle yasaktır.
Yiyecek, içecek vb. tüketim malzemeleri de sınava getirilemez. Adaylar sınava şeffaf şişe içerisinde su
getirebileceklerdir.
2. Bu sınavda verilen toplam cevaplama süresi 160 dakikadır. Sınav başladıktan sonra ilk 120 ve son 15 dakika
içinde adayın sınavdan çıkmasına kesinlikle izin verilmeyecektir.
3. Sınav evrakını teslim ederek salonu terk eden aday, her ne sebeple olursa olsun, tekrar sınava alınma-
yacaktır.
4. Sınav süresince görevlilerle konuşmak, görevlilere soru sormak yasaktır. Aynı şekilde görevlilerin de adaylarla
yakından ve alçak sesle konuşmaları ayrıca, adayların birbirinden kalem, silgi vb. şeyleri istemeleri kesinlikle
yasaktır.
5. Sınav sırasında, görevlilerin her türlü uyarılarına uymak zorundasınız. Sınavınızın geçerli sayılması, her şeyden
önce, sınav kurallarına uymanıza bağlıdır. Kurallara aykırı davranışta bulunanların ve yapılacak uyarılara
uymayanların kimlik bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve sınavları geçersiz sayılacaktır.
6. Sınav sırasında kopya çeken, çekmeye kalkışan, kopya veren, kopya çekilmesine yardım edenlerin kimlik
bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve bu adayların sınavları geçersiz sayılacaktır. Görevliler kopya
çekmeye ya da vermeye kalkışanları uyarmak zorunda değildir; sorumluluk size aittir.
Adayların test sorularına verdikleri cevapların dağılımları bilgi işlem yöntemleriyle incelenecek, bu
incelemelerden elde edilen bulgular bireysel ya da toplu olarak kopya çekildiğini gösterirse kopya eylemine
katılan adayın/adayların cevaplarının bir kısmı ya da tamamı iptal edilecektir.
Sınav görevlileri bir salondaki sınavın, kurallara uygun biçimde yapılmadığını, toplu kopya girişiminde
bulunulduğunu raporlarında bildirdiği takdirde, ÖSYM takdir hakkını kullanarak bu salonda sınava giren tüm
adayların sınavını geçersiz sayabilir.
7. Cevap kâğıdında doldurmanız gereken alanlar bulunmaktadır. Bu alanları doldurunuz. Cevap kâğıdınızı
başkaları tarafından görülmeyecek şekilde tutmanız gerekmektedir. Cevap kâğıdına yazılacak her türlü yazıda
ve yapılacak bütün işaretlemelerde kurşun kalem kullanılacaktır. Sınav süresi bittiğinde cevapların cevap
kâğıdına işaretlenmiş olması gerekir. Soru kitapçığına işaretlenen cevaplar geçerli değildir.
8. Soru kitapçığınızı alır almaz, sayfaların eksik olup olmadığını, kitapçıkta basım hatalarının bulunup bulun-
madığını ve soru kitapçığının her sayfasında basılı bulunan soru kitapçığı numarasının, kitapçığın ön kapağında
basılı soru kitapçığı numarasıyla aynı olup olmadığını kontrol ediniz. Soru kitapçığınızın sayfası eksik ya da
basımı hatalıysa değiştirilmesi için salon başkanına başvurunuz.
9. Size verilen soru kitapçığının numarasını cevap kâğıdınızdaki “Soru Kitapçığı No” alanına kodlayınız.
10. Sınav sonunda soru kitapçıkları toplanacak ve ÖSYM’de tek tek incelenecektir. Soru kitapçığının bir sayfası bile
eksik çıkarsa sınavınız geçersiz sayılacaktır.
11. Cevap kâğıdına ve soru kitapçığına yazılması ve işaretlenmesi gereken bilgilerde bir eksiklik ve/veya yanlışlık
olması hâlinde sınavınızın değerlendirilmesi mümkün olamamaktadır. Tarafınızdan yazılması ve işaretlenmesi
gereken bu bilgilerde eksiklik ve/veya yanlışlık olduğunda durumunuz Sınav Salon Tutanağında belirtilecektir.
12. Soru kitapçığının sayfalarındaki boş yerleri müsvedde için kullanabilirsiniz.
13. Soruları ve/veya bu sorulara verdiğiniz cevapları ayrı bir kâğıda yazıp bu kâğıdı dışarı çıkarmanız kesinlikle
yasaktır.
14. Her testin cevaplarını cevap kâğıdındaki ilgili alana işaretlemeye dikkat ediniz.
15. Sınav salonundan ayrılmadan önce, soru kitapçığınızı ve cevap kâğıdınızı salon görevlilerine teslim etmeyi
unutmayınız.
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimi zin yazılı i zni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu
ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
1. Yahya Kemal’i ve Nazım Hikmet’i ayrı tutarsak küçük 3. Bir sanatçımız şöyle diyor: “Dergiler, edebiyatın yeral-
mutluluklar Türk şiirine Garip döneminde bir uğrayıp tı haritasıdır.” Nitekim bu dergilerde ilk ürünleri yayım-
geçmiştir, diyebiliriz. Biraz Ziya Osman, çok az Cahit lanan genç şairlerin çoğu, bir süre sonra çalışmalarını
Sıtkı… Onun dışında “Hüzün ki en çok yakışandır bi- kitaplaştırarak şairliklerinin ilk kilometre taşlarını ko-
ze.” anlayışı egemendir. Cemal Süreya’nın, Garip- yarlar.
çilerin izine basarak yürüdüğü kimi şiirlerinde de bu
anlayışın yansımalarını görürüz. Ne var ki onun şiirle- Bu parçada geçen “edebiyatın yeraltı haritası olma”
rinde genel olarak ince bir hüzün söz konusudur. sözüyle, dergilerin hangi özelliği belirtilmek isten-
miştir?
Bu parçada geçen “izine basarak yürüme” sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarları, yeni yazınsal türlere yönlendirme
C) Yenilerini eskilerinden ayırabilmek A) İyi şiirler, şairlerinden zengin bir birikim ister.
5. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraç 7. (I) Yaşadığı dönemin şiir anlayışından uzaklaşarak
içindeki sözün anlamını içermemektedir? uçlarda dolaşan, alışılmadık bağdaştırmaları ve imge-
leriyle zaman zaman, bilinen söylemin dışına taşan
şair, sürekli yenilikler peşinde koşmuştur. (II) Karşı-
A) Öykünüzü, yaşamın akışını düşündüren bir do- laştığı insanlık durumlarına yeni duygu ve anlamlar
ğallıkla yazın, bunu yapabilecek güçlü bir kalemi- yükleyerek onları yeniden yazmıştır. (III) Şiirlerini
niz var. (yazarlık yeteneği olmak) oluştururken boş alanlar bırakmış, uzun dizeleri kır-
mıştır. (IV) Şiirde bir yenilik gerçekleştirmek için dilin
yerleşik söz değerlerini olduğu gibi kullanmaktan ka-
B) Öykünüzdeki bilinmeyenlerden kurtulmak için öy- çınmış, dili yeniden kurmaya yönelmiştir. (V) Şiirle-
küdeki kadının kim olduğunu, nasıl bir yaşam rinin çoğunda, çok anlamlı sözcükler kullanarak deği-
sürdüğünü, ne iş yaptığını görünür kılın. (belir- şik çağrışımlar uyandırmıştır.
ginlik kazandırmak)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi,
C) Sizin yaptığınız gibi, bir dönemi küçük bir öyküye
sözü edilen şairin şiirlerinin içeriğiyle ilgilidir?
sığdırmak herkesin üstesinden gelebileceği bir iş
değildir. (zorluğu yenmek)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışı- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangile-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? ri anlamca birbirine en yakındır?
9. (I) Berna Moran’ın deyişiyle “huzursuzluğun romanı”, 11. Şairler arasında öteden beri süregelen açık ya da giz-
Fethi Naci’ye göre de “Türkçenin en güzel aşk roma- li bir yarış vardır. Oysa aynı gözeden su içen, aynı
nı” olan Huzur’un yayımlanışının üzerinden yaklaşık güneş altında ısınan, aynı ağacın gölgesinde oturan
elli yıl geçti. (II) Bu romanda olaylar, bir ağustos günü insanlardır onlar. Birbirlerine, sanıldığından daha çok
başlar ve radyodan İkinci Dünya Savaşı’nın başladı- ihtiyaçları vardır. Ölmüş şairlerle, onların anıları üze-
ğını haber veren bir anonsla biter. (III) Her ne kadar rinde yaşatılan dostluklar da dâhildir buna. ----? Kıs-
ilk bakışta aşk romanı gibi görünse de günahın ve ka- kanmalar, görmezden gelmeler, kara çalmalar… Neyi
vuşmanın değil, Doğu’yla Batı’nın, huzursuzluğun, paylaşamazlar? Herkesin kabı kendine göredir, ala-
zaman ve müziğin romanı olarak kabul edilir. (IV) Hu- cağı su miktarı bellidir oysa. Paylaşmanın, el ele ve-
zur, hiçbir zaman Madam Bovary’nin yarattığı etkiye rerek yaratacakları eleştiri ortamının sağlayacağı ya-
benzer bir etki yaratmamıştır. (V) Madam Bovary gibi rarlar üstünde durmak ve bunu geliştirmek varken ne-
can sıkıcı taşranın romanı değildir Huzur; tam tersine dir bu yok edici yarış?
çok eski, çok köklü bir kentin, İstanbul’un, Boğazi-
çi’nin romanıdır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de değerlendirme söz konusu değildir? A) Şairler arasındaki bütün bu çatışmalar gerçekte
şiirimizin tematik haritasını daraltır mı
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
B) Bunu bilmelerine karşın nedir bu sevgisizlik şair-
ler arasında
C) Öyleyse neden şiirin kolaya kaçma sanatı olduğu
izlenimi yaratılıyor
D) Şairler, birbirlerini değerlendirirken şiirsel ölçütler
kullanırlar mı
10. (I) Günümüzde, yeni yetişen genç yazarlar kendinden E) Oysa her şair, şiirini kendi yaşam serüveninden
öncekileri tanımadıkları, okumadıkları için bir eksiklik çıkarmaz mı
duymuyor sanki. (II) Bunlar deneyimli, usta yazarların
önünde yaprak gibi titremiyor artık, kendine çok güve-
niyor. (III) Bununla birlikte yapıtları ilgiyle karşılanan,
geniş okur kitlelerine seslenen sanatçının çok iyi ya-
zar olduğu yanılgısına düşüyor. (IV) Yeni kuşağın “Ne
olacaksa çabucak olsun.” düşüncesinden doğan bu
gözü kara yarış, bence oldukça tehlikeli. (V) Çünkü
bu, bireyciliğin, “ben ben”ciliğin egemenliği anlamına
gelir.
12. Sokrates’ten önceki ilk Batılı filozoflar, geçmişten iki 13. Türküler, şiirler iç dünyamızın sesi olarak yazılmış ol-
büyük kopuşu aynı anda gerçekleştirdiler. İlk önce, salar da bizden çıktıkları anda topluma mal olmuştur
kendi akıllarını kullanarak dünyayı anlamaya çalıştı- artık. Yalnız topluma mal olmakla kalsa iyi. Yerelden
lar. Bu tek başına, tümüyle yeni bir şeydi ve insanın ulusala, ulusaldan evrensele bir değişme ve gelişme
gelişmesinde en önemli köşe taşlarından birini oluş- çizgisi izleyerek bütün insanlığın ortak değeri hâline
turdu. Aynı zamanda insanlara, akıllarını nasıl kulla- gelir. Örneğin Yunus Emre’nin şiirlerinde yansıtılan
nacaklarını ve kendi başlarına nasıl düşüneceklerini duygular salt bize mi özgüdür? Neruda, yalnızca Şi-
de öğrettiler. ----. Onlar bilgi birikimlerini olduğu gibi li’nin acılarını yansıtmıştır, deyip dışlayabilir miyiz onu?
öğrencilerine aktarmak yerine, onları tartışmaya, Acısı acımız olmuştur, halkı da halkımız. Kısaca ----.
düşünce alışverişinde bulunmaya, kendi düşüncele-
rini ileri sürmeye ve savlarını kanıtlamaya özendiren Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
öğretmenlerdi. aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
14. Gerek edebiyat dergilerinde gerekse gazetelerin sa- 15. Yayınevlerinin tercihi her zaman romandan yana ol-
nat-edebiyat sayfalarında yer alan söyleşilerde, ne- muştur. Yalnız bizde değil, dünyada da böyle. Öykü-
dense hep aynı konular konuşuluyor ve bundan bir ler ise daha çok dergilerde varlıklarını sürdürüyor.
türlü vazgeçilmiyor. Bir yazarın yeni bir romanı mı Öykü kitabı yayımlamakta direnen genç yeteneklere
çıkmış, sorusu hemen hazır: “Bu yapıtınızı yazarken olanak sağlayan yayınevleri - neyse ki - var. Şu da bir
neyi amaçladınız?” ya da “Yapıtınız yaşadıklarınız- gerçek ki beş altı yıldır durağan bir ortamda kendini
dan izler taşıyor mu?” Cevaplar da üç aşağı beş yu- yineliyor öykü ama yenileyemiyor. Bu nereye kadar
karı aynı düşünceler etrafında dönüyor. Peki neden sürer, kestirmek güç; ardından bir yükselişin, belki de
bu sınırlılık? Bence bu, yazardan değil, soruyu so- sıçramanın yaşanacağı kesin.
randan kaynaklanıyor. Çünkü söyleşilerde asıl yön-
lendirici, soruyu sorandır. Bu nedenle sanatçının dü- Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
şünce üreterek sanatını geliştirmesinde ve yapıtları- olarak söylenmiş olabilir?
nın değerlendirilmesinde ona sorulacak soruların
önemli bir payı vardır. ----.
A) Yayınevleri öykü seçiminde hangi ölçütlere bağlı
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre kalıyor?
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
B) Roman türündeki kalıplaşmaya gidiş konusunda
ne düşünüyorsunuz?
A) Bütün bunlara bakarak eleştirel yaklaşımın ne
C) Öykücülerin soyut konulara ağırlık verişini neye
denli önemli olduğunu söylemek hiç de yanlış ol-
bağlıyorsunuz?
maz
D) Türk edebiyatında romanın yükselişi karşısında
B) Bu sorun bence temelde birbirini izleyen aynı öykünün konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
nitelikteki durumların art arda sıralanmasından
doğuyor E) Genç yazarları öykü yazmaya yönlendirmek için
neler yapılabilir?
C) Hangi yazara sorarsanız sorun, hepsi kendine
özgü yazma yöntemlerinin olduğunu söyleyecek-
tir
D) Üstelik yapıtın niteliğini yazarın donanımı belirler
ve bunun üzerine söylenebilecek çok söz vardır 16. Modayı sevmem. Örneğin herkesin aynı anda, aynı
şeyleri giymesi, bana nedense ters gelir. Benim pus-
lu, gözlerden uzak ve reklamı çok yapılmamış olan
E) Kısaca hem eleştirmenlerin hem de sanatçılarla hoşuma gider her zaman. Çünkü yönlendirilmeyi de-
söyleşi yapanların, her düzeyden insanın ilgisini ğil, özgürce keşfetmeyi severim. Bilinçaltıma baskı
çekecek nitelikte sorular sorması gerekiyor yapılmasını istemem.
17. Ödüller, genç bir şairin adının altı fosforlu bir kalemle 19. İnsanlar, toplu hâlde yaşama gereksinimi duyarlar.
çizilerek şiirlerinin tanınmasına olanak sağlıyorsa az Bunun için herkesin üzerinde anlaştığı, gittikçe yay-
şey mi bu? Ya da usta bir şairin, şiire verdiği emeğin gınlaşan ortak bir değerler sistemi gerekir. İşte ahlak,
ödülle taçlandırılmasının ne sakıncası olabilir ki? Üs- bu türden bir değerler sistemidir. Toplumda çekişen
telik şiir kitaplarının hemen hemen hiç satılmadığı, ve çatışan tarafların hiçbir ortak yanı kalmadığı du-
dolayısıyla kitapçıların, bu kitapları raflarına koymaya rumlarda bile birleştirici bir güç durumundadır. Ör-
yanaşmadığı ve dağıtımcıların, “şiir” sözcüğünü duy- neğin, dürüstlüğü değil de yalancılığı ya da sahte-
duğunda yüzlerini buruşturduğu günümüzde… Şiirin kârlığı kimse öneremiyor. Sadakat yerine ihanet, ada-
bu konumuna gönlü razı olmayan şairlerin verdiği let yerine haksızlık değerli gösterilemiyor. Çünkü ah-
emekleri, bütün şiirseverlerin takdirle karşılaması ge- lak, bir insan topluluğunun, üzerinde birleştiği ortak
rektiği kanısındayım. paydayı oluşturuyor.
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden ya- Bu parçadan ahlakla ilgili olarak aşağıdakilerin
kınmaktadır? hangisi çıkarılabilir?
A) Ödüllere karşı çıkılmasından A) İlkelerinin kişiden kişiye değişen, göreceli bir ni-
telik taşıdığı
B) Ödüllerin gelişigüzel dağıtılmasından B) Davranışları ve ilişkileri düzenleyen ana kurallar
olduğu
C) Günümüzde değer yargılarının değişmesinden C) Toplumdan topluma farklı özellikler taşıdığı
D) Genç şairlerin ödül alınca ustalaştıklarına inan- D) Yasaların öngördüğü yaptırımları içerdiği
malarından
E) Sanatçıların, yaratılarını oluştururken gerekli E) Kişileri değerlendirmede ayırıcı bir ölçüt olduğu
özeni göstermeyişlerinden
20. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından bu yana nostalji, 21. Bir zamanlar edebiyatın gücüne, bir şeyleri değiştire-
başka bir deyişle eskiye duyulan özlem gittikçe yay- bileceğine inanırdım. Benim için edebiyat, yaşam bo-
gınlaşıyor. Bu, bir bakıma insanların yaşamlarından yu temiz kalmanın, vicdani ve ahlaki çürümeye karşı
giderek daha fazla yakındıklarının bir göstergesi. Ar- durmanın göstergelerinden biriydi. Yıllarım, bu inan-
tık her kuşak yaşamın daha az mekanik, doğallığın cın etkisiyle gelişen bir tutkunun peşinden koşmakla
daha yaygın olduğu bir dönemi özlüyor. Bu özlem hiç geçti. Ama artık kabul edelim, bugünün insanı sözün
bitmeyecek gibi görünüyor. Çünkü teknolojik geliş- değerini bilmiyor. Okumayı sevdiğini söylüyor ama iyi
meler yaşamı kolaylaştırdığı ölçüde daraltıyor da. Bu romanlardan, öykülerden, gerçek şiirden habersiz.
yüzden günümüz insanı gözlerini geçmişe çeviriyor. Ömrünü edebiyata vermiş, köşesinde sessiz sessiz
Söz gelimi eski trenler böyle miydi, diye başlıyor, in- yaşayan gerçek yazarlara sırtını dönmüş. Yalnızca,
sanların atlı arabalarla yolculuk ettikleri günlere kadar yapıtları çok sattığı için kimi yazarların önünde uzun
gidiyor. kuyruklar oluştururken edebiyatın insanı çağırdığı o
gerçek dünyayı aşındırdığının farkında bile değil. Pe-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? ki, o zaman edebiyat ne işe yarıyor? Söylemesi zor
ama edebiyat bugün, yaratıları ilgi görmeyen üç beş
A) kişinin sığındığı, kuşatılmış bir kale.
İçinde bulunduğumuz koşulların geçmişi güzel-
leştiren çağrışımlar yarattığı Aşağıdakilerden hangisi edebiyatla ilgili olarak bu
B) İnsanlar arasındaki içtenlikli ilişkilerin yitip gittiği parçada yakınılan durumlardan biri değildir?
22. Çocukluğumuzda kaç kez duyduk kim bilir: “Çok oku- 23. Benim ansiklopediyle tanışmam, ortaokulda ödev
yan mı bilir, çok gezen mi?” Cevaptan çok, sorunun yapmak için kütüphaneye gittiğim günlere rastlar. Bir
kendisi önemliydi sanki. Ortada derin bir ikilem var- ansiklopediye sahip olmak o yıllarda, hayal edilemez
mış gibi ciddiyetle yöneltilirdi soru. Her seferinde bir şeydi. O, ancak bir kütüphanede bulunur ve belli
“Çok okuyan!” dememiz beklenirdi. Galiba ilköğ- bir süreliğine alınıp bakılabilir, dokunulabilir bir nes-
retimdeki öğretmenlerimiz, okuma sevgimizi böyle ar- neydi. Kocaman cüssesiyle bir ansiklopediyi kucakla-
tırmaya çalışırdı. Çok okumakla çok gezmek asla yan mak, sayfalarını karıştırmak, bir maddeyi arayıp bul-
yana gelemezmiş gibi… Bense okumayı da gezmeyi mak, başka bir gezegene inmek ve orada keşiflerde
de tutkuyla seven biri olarak ikiye bölünürdüm. Hiçbir bulunmaktan farksızdı. Ne yazık ki şimdiki çocuklar
zaman ısınamadım bu yapay ikileme, okumanın da ansiklopedi bile karıştırmıyorlar. O büyülü dünyadan,
içten içe bir seyahat olduğuna inandığımdan, her ki- o heyecandan habersiz yaşıyorlar. Öğretmenler ödev
tabın bizi başka bir yolculuğa çıkardığını düşündü- verirken “İnternetten bulun.” diyorlar. Onlar da hiçbir
ğümden. Okuyarak gezmek, her kitabı başlı başına çaba göstermeden İnternetten buldukları bilgiyi kop-
bir serüven sayarak bir başka ortama, bir başka ya- yalıyor; okuyup değerlendirmeden, hiçbir şey öğren-
şama uzanan bir yolculuk yapmak mümkündür çün- meden götürüp veriyorlar.
kü. Gezerken de her insanı ve her hayatı bir kitap gibi
düşünerek dünyayı okumak da mümkün. Okumak ve Bu parçada belirtilenler arasında aşağıdakilerden
gezmek aslında o kadar iç içe ki… hangisi yoktur?
24. Hemen hepimiz yazılarımızda, yerli yersiz alıntılar 25. Bazı sanatçılar, yaratıcılıklarını kamçılayan büyülü
yapmaktan, özellikle sözü, alçak gönüllülükle yabancı I
ozanlara, çağdaş düşünürlere bırakmaktan fazlasıyla
hoşlanıyoruz. Kimi zaman bunu öyle abartıyoruz ki anları “beyaz an” diye adlandırırmış. Yakalandığı
yazar olarak konuyla ilgili ne düşündüğümüz anlaşıl- II
mıyor. Ayrıca aynı alıntıların değişik yazarlarca da
kullanıldığını görüyoruz. Böylece tekrarın tekrarı bir sırada “Sonra devam ederim.” diyerek asla kesinti-
okuma, zaman kaybına, okuma ediminin yavanlaş- III
masına yol açıyor. Bu nedenle kendi özgün düşünce-
mizi dayanaklarıyla işlemeliyiz yazılarımızda. Yüzey- ye uğratılmaması, ertelenmemesi gerekirmiş bu
sellikten olabildiğince kaçınmalıyız. Kendi düşüncele-
rimizin de örneğin bir Valéry’ninki, Deleuze’ünki kadar
anın. Çünkü dönüp bakıldığında yerinde bulunama-
önemli olduğuna inanarak bir öz güven geliştirmeliyiz.
IV
Bu parçada alıntıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
yabilirmiş. Tükeninceye değin hakkının verilmesi
hangisine değinilmemiştir?
A) Yazılarda kullanılırken aslına bağlı kalınmadığına gerekirmiş, her zaman karşılaşılamayan bu beyaz
V
B) Belirli örneklere sık sık başvurulduğuna anların.
26. (I) Rengi uçmuş, sıradan yaşamımızda kendimize bir 28. (I) Yatılı olarak okuduğum ortaokul yıllarında, yaz ta-
ziyafet çekmek istediğimiz zaman kitapların kapağını tillerinde Kozlu’ya, ailemin yanına özlemle dönerdim.
aralarız. (II) Büyük bir açlıkla sayfaları çeviririz. (II) O yaşlarda evden yedi-sekiz ay uzakta kalmak ko-
(III) Gözlerimiz sözcükleri iştahla birer birer yerken lay değildi. (III) Arkadaşlarımı, okulumu çok seviyor-
zamandan ve mekândan kopuveririz. (IV) Başka in- dum, bugün de süren dostlukların temeli o yıllarda
sanların, başka diyarların görünmez konukları oluve- atılmıştı ama aile özlemi bir başka şeydi. (IV) Evimiz,
ririz. (V) Bu deneyimin ardından yaşadığımız ana geri denizin hemen kıyısındaki bir tepenin yamacındaydı.
döndüğümüzde ise ruhumuzda kopan fırtınalar ya (V) Dalga sesleri odamda sürekli yankılanırdı ve ben
şiddetlenir ya da dinginleşir ama her zaman bir şeyler doyamadığım o denizi, dalgaları büyük bir hazla izler-
değişir içimizde. dim. (VI) Hâlâ Kozlu’yu, o evi ve o dalga seslerini, öz-
lemin içimi sızlatan acısıyla anımsarım.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-
rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de ögelerin dizilişi “zarf tümleci, nesne, zarf tümleci
A) I. cümlede, nesne, belirtili isim tamlamasından ve yüklem” biçimindedir?
oluşmuştur.
A) I. B) II. C) III. D) V. E) VI.
B) II. cümlede, durum zarfı kullanılmıştır.
B) Ünlü düşmesi
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden
hangisi yanlıştır? C) Sürerlik fiili
30. Bir uğultu başlıyor söz dağarcığımda, sözcükler 32. Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Medet Köyü’nde ya-
Bu cümledeki altı çizili sözcüklerin hangisinde tanır. Usta derme çatma köy evinde yumurta kabu-
ünsüz benzeşmesi vardır?
33. Eğer o şiirler, o romanlar, o öyküler, o tiyatro yapıtları 35. (I) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz; onlar, metinlerde
olmasaydı, söylemek bile fazla, duygularımız daha az geçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın büyüsün-
bilinecek, bilgilerimiz daha az olacaktı. Çünkü ede- den çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denen
biyat, daha iyi duymamızı, daha iyi düşünmemizi sağ- bir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (III) Çünkü
lar. Daha doğru, daha insanca yaşamamıza yardımcı “olay” onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim,
olur. çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup getirmeme,
okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiir-
Bu parçada, virgülün işlevleriyle ilgili olarak aşa- lerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz.
ğıda verilenlerden hangisine uygun bir örnek (V) Bu da bize, Borges’in de dediği gibi, şiirin
yoktur? öğretilemeyecek ama duyumsatılabilecek bir tür oldu-
ğunu gösteriyor.
A) Ara sözleri ayırma Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
B) Sıralı cümleleri birbirinden ayırma
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
C) Özel olarak vurgulanması gereken bir ögeyi be-
lirtme
D) Tırnak içinde verilmeyen aktarma cümlelerini be-
lirtme
E) Art arda sıralanan eş görevli sözcük kümelerini
ayırma
36. (I) Editör, bir yayınevinin olmazsa olmazlarındandır.
(II) Yayımlanacak bir yapıtı düzenlemek, yayıma ha-
zırlamak ve yayımlamak gibi birçok işi ve işlevi var.
(III) Yazarın ve eserinin seçilmesinden, nasıl yayımla-
nacağına değin yayımlama işinin bütün aşamalarını
34. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bo- kapsayan zorlu bir iştir bu. (IV) Günümüzde editörlük,
zukluğu vardır? yayıncılık alanında kurumsallaşamamış işlerden.
(V) Yazarların çoğu, editörün yaptığı işi küçümseyip
onu yalnızca bir düzeltmen olarak algılıyor. (VI) Bu
A) Diplomalarını alacak öğrenciler salona sırayla gi- yüzden de editörlüğü böyle algılayan birçok yazarın
riş yaptılar. yayımlanan kitaplarında yanlışlardan geçilmiyor.
B) Müjdeyi vermek için mutfağa, annesinin yanına
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa-
heyecanla koştu.
ragraf hangi cümleyle başlar?
C) Konuşmasına başlamadan önce dinleyicilere
şöyle bir baktı. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
D) Eski öğrencilerin de katıldığı büyük bir toplantı
düzenlediler.
E) Yarıyıl tatilinde yapılacak olan Amasra gezisi er-
telendi.
37. (I) İnsan ilişkilerinin öneminin yeterince kavranmamış 39. Yazınsal yaratıcılığın gizi, ana dilde, ana dilin söz de-
olması, çocuk gelişimiyle ilgili birtakım sorunları da ğerlerindedir. Buna erişmesi, yazarın, ozanın önce-
beraberinde getirdi. (II) Söz gelimi günümüzde, kendi likle ana dilini, onun söz değerlerini sevmesine bağlı-
kendine oyun kuramadığı için üretken olamayan, edil- dır. Bu sevgiden yoksunsa kişi, gerçek anlamda yara-
gen, çevreye karşı ilgisiz, evlere hapsolmuş çocuklar tıcı olamaz. Büyük bir ozan da yaratıcılığın dilde, söz-
yetişiyor. (III) Bunların hayal güçleri, erken yaşta ta- cüklerde olduğunu söylüyor. Şöyle diyor sözcükler
nıştıkları ve hayatlarının doğal bir parçası olan tele- için: “Onların önünde ben diz çökerim, bana kalk de-
vizyonla ve bilgisayar oyunlarıyla sınırlanmış durum- yinceye değin kıpırdamam. Kısaca, değer veririm on-
da. (IV) Televizyondaki reklamlar çocukları ticari birer lara, arkalarından giderim sözcüklerin, izlerim onları.
araç olarak görüyor. (V) Kaba kuvveti ve silah kullan- İşte ben böylesine severim sözcükleri.”
mayı özendiren, sanat değeri düşük filmler ve kimi
yayınlar yüzünden özellikle çocuklar, çeşitli psikolojik Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
sorunlarla yüz yüze geliyorlar. (VI) den hangisi söylenemez?
E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
1. Bu testte sırasıyla, Tarih (1–17), Coğrafya (18–31), Felsefe (32–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Sosyal Bilimler Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
D) I ve II E) I, II ve III
5. XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti, iltizam usulünde yap- 7. Aşağıdakilerden hangisinin Osmanlı Devleti’nde
tığı değişiklikle yüklü bir peşin ödemeyi de öngören yerli tüccar kesiminin güçlenmesini engellediği
malikâne usulünü getirmiştir. Buna göre mukaatalar savunulamaz?
mültezimlere daha önceki gibi üç yıllık sürelerle değil,
sürekli olarak ihale edilmeye başlanmıştır. A) Yabancılara kapitülasyonlarla ayrıcalıklar tanın-
ması
Yapılan bu değişiklikle güdülen amaç aşağıdaki-
lerden hangisidir? B) Üretimin tarıma dayalı olması
A) Yeniçeri Ocağının kaldırılmasına ortam hazır- C) Osmanlı deniz taşımacılığının yetersiz olması
lamak
B) Tek hazine sisteminden çoklu hazine sistemine D) Osmanlı sanayisinin rekabet gücünü giderek yi-
geçmek tirmesi
C) Hazineye daha fazla gelir sağlamak E) İpek ve Baharat yollarının önemini kaybetmesi
D) İşgaller karşısında halkın desteğini almak Onur, yukarıdaki azınlıklardan hangilerini söyle-
seydi Ahmet’e doğru bilgi vermiş olurdu?
E) Mebuslar Meclisini kapatmak
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
13. Sakarya Savaşı kazanılmasına karşın Yunan or- 15. Hindistan’daki bir tarikatın lideri olan Ağa Han ile İn-
dusunu kesin yenilgiye uğratan Başkomutan giltere Kralı’nın özel danışmanı Hintli Emir Ali, Baş-
Meydan Savaşı’nın yaklaşık bir yıl sonra yapılma- bakan İsmet Paşa’ya bir mektup yollayarak halifelik
sına aşağıdakilerden hangisinin neden olduğu sa- kurumuna dokunulmamasını rica etmişlerdir.
vunulabilir?
Bu durumun, halifelikle ilgili olarak
A) Doğu Cephesi’nde fiili mücadelenin sona erme- I. bu kurumun, tüm Müslümanlar üzerinde siyasal
sinin beklenmesi gücünün olduğu,
B) Ayaklanan Çerkez Ethem birliklerinin dağıtılması II. yabancıların, bu kurumu Türkiye’nin içişlerine
müdahale amacıyla kullanmak istedikleri,
C) İtalyanların birliklerini Anadolu’dan çekmeye baş- III. bu kurumun varlığının ülkede tartışma konusu
laması olduğu
D) Türk ordusunun eksiklerinin tamamlanması durumlarından hangilerine kanıt olduğu savunu-
labilir?
E) Ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için Tekâlif-i
Milliye Emirlerinin çıkarılması A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
C) Devletçilik D) Laiklik
E) Cumhuriyetçilik
17. Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti sadece iki şeye güve- 19. Türkiye’de, enerji tasarrufu sağlamak amacıyla yaz ve
nir. Biri millet kararı, diğeri en elim ve güç şartlar için- kış saati uygulanmaktadır. Bu uygulama kapsamında
de dünyanın takdirlerine hakkıyla layık olan ordumu- yılın yaklaşık beş aylık döneminde 30º Doğu meridye-
zun kahramanlığı; bu iki şeye güvenir.” demiştir. ninin, diğer dönemde ise 45º Doğu meridyeninin yerel
saati ulusal saat olarak kullanılmaktadır.
Atatürk’ün, bu sözüyle millî gücün
Buna göre, 45º Doğu meridyeninin yerel saatinin
I. siyasi, ulusal saat olarak kullanıldığı dönemde, Türkiye’ de,
aşağıdakilerden hangisi yaşanmaz?
II. askerî,
D) I ve II E) II ve III E) En sıcak ay
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
Aşağıdakilerden hangisi yapılırsa bu hata gideril-
miş olur?
21. Aşağıdaki haritada beş farklı doğrultu numaralarla 23. Orografik yağışlar, denizden gelen nemli hava kütle-
gösterilmiştir. lerinin kıyı çizgisine paralel uzanan dağ sıralarına
çarparak yükselmesi sonucu meydana gelir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Buna göre, bu tatil beldesinin aşağıdakilerden D) Karbon ve Perm dönemlerinde, bu kıtalarda daha
hangisinde yer alması beklenir? ılıman bir iklimin olduğunu
A) Datça Yarımadası’nda
E) Bu kıtalardaki yer şekillerinin, Karbon ve Perm
B) Gelibolu Yarımadası’nda dönemlerindekiyle aynı olduğunu
C) Bolu Dağları’nda
D) Çukurova’da
E) Çandarlı Körfezi’nde
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
28. Aşağıdaki grafikte, 1750-2000 yılları arasında Avrupa 30. I. Siyasi bölgeler zamanla işlevini yitirebilir.
ve Afrika kıtalarının nüfusu gösterilmiştir.
II. Siyasi bölgeyi oluşturan ülkelerde dil, din ve ırk
birliği vardır.
A) I ve III B) II ve IV C) III ve V
D) I, II ve V E) I, III ve IV
A) 1750-1900 yılları arasında Afrika’dan kıta dışına 31. Aşağıdakilerden hangisi, insanın doğaya olan et-
yoğun göç olmuştur. kisine örnek gösterilemez?
B) Üniversite kurulması
32. Zekânın ve bilgeliğin ölçütünün zenginlik olduğunu 34. Nesnenin bilgisinin söz konusu olabilmesi için önce
düşünen kişiler, Thales’le yoksul olduğu için alay nesnenin var olması gerekir. Örneğin ağacın ne oldu-
ederler. O da bunun üzerine zeytinin az olduğu o yıl, ğundan, türlerinden, yararlarından söz edebilmek için
elindeki bütün parayla, ihtiyaç olmadığı için ucuzlamış öncelikle “ağaç” denilen bir şey var olmalıdır.
olan ve zeytinyağı üretiminde kullanılan tüm presleri
satın alır. Sonraki hasat mevsimi geldiğinde ihtiyacı Bu parça aşağıdaki yargılardan hangisini destek-
olanlara bu presleri kendi belirlediği fiyattan kiralayarak ler?
çok para kazanır.
36. Filler neden büyük, gri ve kırışıktır? Çünkü ufak, beyaz 38. Nasrettin Hoca bir gün oğluyla birlikte şehre gitmek
ve yuvarlak olsalardı aspirin olurlardı. Ufak bir fil hayal üzere yola çıkar. Şehre birçok köyün içinden geçilerek
ederek ona “ufak bir fil” diyebiliriz. Beyaz bir fil hayal gidilmektedir. Hoca eşeğin üzerinde, oğlu da yürüyerek
ederek ona “beyaz bir fil” diyebiliriz. Kırışıksız bir fil de onu takip eder. İlk köyden geçerken köylüler “Koskoca
“kırışıksız bir fil” olur. Başka bir deyişle büyüklük, grilik adam eşeğe binmiş, küçücük çocuğu yürütmeye utan-
ve kırışıklılık, Aristoteles’in bir fili fil yapan şeyin ne mıyor!” diye kınarlar. Sonraki köyden geçerken Hoca
olduğunu tanımlama sınavını geçemez. Çünkü aspirin yürür, oğlu da eşeğin üzerindedir. Oradaki köylüler de
gibi ufak, beyaz ve yuvarlak bir şey bir fil olamaz ve “Görüyor musun saygısız çocuğu, koca adamı yürütü-
böyle bir nesneyle karşılaştığımızda aklımıza “Hey, yor.” derler. Üçüncü köyde Hoca ve çocuk eşeğe birlikte
ağzına attığın bir aspirin mi yoksa alışılmamış türden bir biner, bu kez de eşeğe acımıyorlar diye suçlanırlar.
fil mi?” diye sormak gelmez. Dördüncü köyde çocuk da Hoca da yürür, kınanmaktan
nasiplerini alırlar. Beşinci köyde Hoca ve oğlu eşeği
Bu parçada varlıkla ilgili aşağıda verilenlerden birlikte taşımalarına karşın kınanma durumu değişmez.
hangisi sorgulanmaktadır?
Bu parça ahlak felsefesinin temel problemlerinden
A) Ana maddenin neliği hangisinin soruşturulmasında örnek verilebilir?
E) Zorunlu varlık/mümkün varlık ayrımı C) Ahlakta her zaman iyi niyet yeterli midir?
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Temel Matematik Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 6 B) 2 C) 0 D) E)
2.
D) 1006 E) 1008
A) 4 B) 8 C) 9 D) 15 E) 16
8.
6.
A) 3 B) 4 C) 6 D) 8 E) 9
olduğuna göre, aşağıdaki sıralamalardan hangisi
doğrudur?
A) B) C)
D) E)
9.
A) B) C) 1 D) 2 E) 4
A) 9 B) 11 C) 12 D) 13 E) 15
A) x B) C)
D) E)
A) 8 B) 9 C) 10 D) 12 E) 15
olduğuna göre, ifadesinin değeri kaçtır?
A) B) C) 0 D) 1 E) 4
15.
a bir pozitif tam sayı ve ’tir. p bir asal sayı
olduğuna göre,
16. n bir pozitif tam sayı olmak üzere, n’yi kalansız bölen 19. Rasyonel sayılar kümesinde bildiğimiz toplama ve
pozitif tam sayıların kümesi S(n) ile gösteriliyor. çarpma işlemleri tanımlanıyor.
Buna göre, kesişim kümesinin ele- Buna göre, aşağıdakilerden hangisinin hem top-
man sayısı kaçtır? lama hem de çarpma işlemine göre tersi bir tam
sayıdır?
A) 4 B) 5 C) 6 D) 8 E) 9
A) B) C) 0
D) 2 E)
fonksiyonları veriliyor.
18.
A) B) C)
önermeleri veriliyor. D) E)
A) B) C)
21. Gerçel sayılar kümesinde tanımlı
D) E) I.
II.
III.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) I, II ve III
22. Bir işi 5 kadın işçi 20 günde, 5 erkek işçi ise 30 günde 24. Bir fabrikada üretilen iş makinelerinin sayısı gün so-
bitiriyor. nunda kayıt altına alınıyor. Tutulan kayıtlar o günle
birlikte o günden önce üretilmiş olan iş makinelerinin
toplam sayısıdır. Beş iş gününde tutulan kayıtlar aşa-
Buna göre, 2 kadın ve 2 erkek işçi aynı işi birlikte
ğıda verilmiştir.
kaç günde bitirir?
Pazartesi ve öncesi : 20
A) 20 B) 30 C) 40 D) 45 E) 50
Salı ve öncesi: x
Çarşamba ve öncesi: 90
Perşembe ve öncesi: 140
Cuma ve öncesi: y
A) 10 B) 11 C) 12 D) 13 E) 14
25. Bir yatırımcı, hesabındaki z TL’nin bir kısmıyla altın,
kalan kısmıyla da döviz alıyor. Yatırımcı bir süre son-
ra altınlarını % 20 kâr elde ederek x TL’ye, dövizlerini
ise % 20 zarar ederek y TL’ye satıyor.
A) B)
C) D)
E)
26. Beş öğrencinin aday olduğu sınıf başkanlığı seçimin- 29. Ali, ağzına kadar suyla dolu olan bir şişedeki suyun
de adayların aldıkları oy sayıları olan A, B, C, D, E yarısını elde etmek istiyor. Bunun için aynı şişeden
arasında boş bir tane alıyor ve şişelerdeki su yükseklikleri eşit
olana kadar dolu şişeden diğerine su aktarıyor.
Suyun yarısını elde etmek için yaptığı üç farklı dene-
eşitliği vardır. me aşağıda gösterilmiştir.
Seçim sonucu dairesel grafikte gösterildiğinde
C tane oy alan adaya ait daire diliminin merkez
açısı kaç derece olur?
A) 45 B) 60 C) 90 D) 120 E) 180
A) 5 B) 4 C) 3 D) 2 E) 1
31. Bir depoda bulunan portakal ve mandalinaların mik- 34. ABC bir ikizkenar
tarı toplam 50 tondur. Portakalların % 7’si, manda- üçgen
linaların ise % 8’i çürümüştür. Çürüyen portakal ve
mandalina miktarı toplam 3,8 tondur.
32.
Bir otobüse 3 kadın binerse yolcuların ’ü kadın
’ü erkek olacaktı.
A) 21 B) 24 C) 28 D) 30 E) 32 35.
ABC bir üçgen
A) B) C) D) E)
37. 39.
Buna göre, taralı bölgenin alanı a, b ve c türünden y eksenine göre simetriği alınıyor ve A ile , B ile ,
aşağıdakilerin hangisine eşittir? C ile simetrik nokta çiftleri olacak şekilde
üçgeni elde ediliyor. Elde edilen bu üçgen de
A) B) C)
D) E)
A) B) C) D) E)
1. Bu testte sırasıyla, Fizik (1–14), Kimya (15–27), Biyoloji (28–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Fen Bilimleri Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 1 B) C) D) E)
2.
D) N’de E) P’de
4. 5.
A) 1 B) C) 2 D) E)
6. 7.
A)
(Bu işlemler sırasında sıvıların sıcaklıkları değişme-
mektedir.)
B)
C) A) B) 1 C) D) E) 2
D)
E)
8. 10.
A) K L
11. 12.
oranı kaçtır? A) B) C)
D) E)
A) B) C) 1 D) E)
13.
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
18. Uçucu olmayan bir X katısı 100 gram suda en fazla, 20. bileşiğiyle ilgili bazı bilgiler şöyledir:
’de 17 gram,
bileşiğinin 0,1 molü 12 gramdır.
’de 27 gram,
Bileşikteki X, Y, Z atomlarının kütlece birleşme
’de 39 gram oranları (X:Y:Z) sırasıyla 3:4:8’dir.
D) 21. Atom kuramına göre, baş kuantum sayısı (n) ile ilgili
’de 20 gram X katısının 100 gram suda
aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
E) ’de 30 gram X katısının 100 gram suda A) Baş kuantum sayısı, temel enerji düzeyini belirtir
ve sıfırdan büyük tam sayıdır.
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
D) Stronsiyum karbonat
22. Periyodik çizelgeyle ilgili aşağıdaki ifadelerden 23. X, Y, Z elementleriyle ilgili bilgiler şöyledir:
hangisi yanlıştır?
X’in, iyonunun elektron dağılımı ile
A) IA grubu elementlerinin elektron dağılımındaki bitmektedir.
son orbital s orbitalidir.
Y elementi, 4. periyot ve IIA grubundadır.
B) VIA grubu elementlerinin elektron dağılımı Z, VIIA grubunda ve atom numarası en küçük o-
lan elementtir.
ile biter.
Buna göre X, Y, Z elementlerinin periyodik
C) VA grubu elementlerinin elektron dağılımı çizelgedeki yerleri aşağıdakilerin hangisinde doğ-
ile biter. ru olarak verilmiştir?
B)
X
Y
Z
C) Z
D)
Z
X
Y
E)
Z
Y X
− +
A) X + ve Y3− B) Y3 ve Z C) X ve Z
− + 2+
D) Y3 ve Q 2 E) Z ve Q
Buna göre,
D) II ve III E) I, II ve III
26. X, Y, Z elementlerinden oluşan ya- 28. Bir proteinin, yüksek sıcaklıkta, düşük pH koşulunda ya
da çeşitli kimyasal maddelerin bulunduğu ortamda, üç
pılarındaki bağ türleri, aşağıdakilerin hangisinde boyutlu yapısı bozulmuş, ancak bu durumdan peptid
doğru olarak verilmiştir? bağları etkilenmemiştir.
ulaşılır.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) II ve III
Buna göre, bu makromoleküller aşağıdakilerin
hangisinde doğru olarak verilmiştir?
X Y Z
30. Hücre ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi 32. Aşağıdaki olaylardan hangisi mitoz ve mayoz II
yanlıştır? bölünmenin her ikisinde de kural olarak gerçek-
leşir?
A) Ökaryotik hücrelerde zarlı organeller bulunur.
A) Sinapsis olması
B) Yeni bir hücre ancak başka bir hücrenin bölün- B) Krossing over olması
mesiyle oluşur.
C) Haploid kromozomlu yavru hücre oluşması
C) Hücre büyüdükçe yüzey alanı/hacim oranı aza-
lır. D) Kardeş kromatitlerin birbirinden ayrılması
D) Hücre canlılığın temel birimidir.
E) Homolog kromozomların birbirinden ayrılması
A) B)
Zaman Zaman
A) 1. bireyin genotipi: OO Rr
B) 2. bireyin genotipi: AO rr
C) 3. bireyin genotipi: AA rr
Zaman Zaman
D) 4. bireyin genotipi: BO Rr
E) E) 5. bireyin genotipi: AO Rr
Zaman
34. Balıkların solungacında kılcal damarlardaki kan akışı ile 35. İnsanda, işaretlenmiş bir alyuvar, akciğer atardamarı
su akış yönü birbirine terstir. Bu iki ortam arasın- içine veriliyor; bu işaretli alyuvara bir süre sonra alt ana
daki oksijen difüzyonu Şekil 1’de şematize edilmiştir. toplardamarında rastlanıyor.
Difüzyon sonunda kanın oksijen doygunluğunda (%)
meydana gelen değişimin grafiği de altında verilmiştir. Bu alyuvar kalpten bir kez geçtiğine göre, aşağıdaki
yapıların hangisinden geçmemiştir?
E) Akciğer toplardamarı
A) B)
100 100
Su Su
50 50
Kan Kan
0 0
C) D)
Su Su
100 100
Kan Kan
50 50
Buna göre fotosentez ürünlerinin taşındığı yapı,
şekilde hangi numarayla gösterilmiştir?
0 0
A) I B) II C) III D) IV E) V
E)
Su
100
Kan
50
37. Bitkiler, çiçeklenme için gereksinim duydukları ışık 38. Çiçekli bir bitkinin üremesindeki bazı evreler aşağı-
alma sürelerine göre uzun gün bitkisi ya da kısa gün daki şekilde numaralandırılmıştır.
bitkisi olarak isimlendirilir. Bir uzun gün bitkisiyle bir
kısa gün bitkisi farklı ışık alma sürelerine tabi tutul-
duğunda gerçekleşen çiçeklenme durumları aşağı-
daki şekilde gösterilmiştir.
Bu deneyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi Bu evrelerin hangisinin sonunda meydana gelen
söylenemez? hücrelerin genotipi, bu hücreleri üreten hücre-
ninkinden farklıdır?
A) Kısa gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten az
(Bu üreme döngüsünde mutasyon gerçekleşmediği
olduğunda çiçeklenmiştir.
kabul edilecektir.)
B) Uzun gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
fazla olduğunda çiçeklenmiştir.
D) I ve II E) I ve III
C) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi, ışık
alma süresi 12 saatten az olsa da uzun gün
bitkisinin çiçeklenmesini sağlamıştır.
D) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi kısa
gün bitkisinin çiçeklenmesini önlemiştir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
47 Test Bitti.
Cevaplarınızı Kontrol Ediniz.
;f)U<]4sF+
l"j\&0(~:@FV
M9991.01022
(Bu numarayı c evap k âğıdınızdaki ilgili alana kodlama yı unut mayınız.)
ADI
SOYADI
DİKKAT!
SINAV BAŞLAMADAN ÖNCE AŞAĞIDAKİ UYARILARI MUTLAKA OKUYUNUZ.
1. Adınız, soyadınız, T.C. Kimlik Numaranız ve sınav salon numaranız yukarıdakilerden farklı ve
kitapçık üzerine basılı olan fotoğraf size ait değilse bunu salon başkanına belirterek size ait
soru kitapçığının verilmesini sağlayınız.
1. Bu kitapçıkta sırasıyla Türkçe Testi, Sosyal Bilimler 4. Bu testler puanlanırken her testteki doğru cevap-
Testi, Temel Matematik Testi, Fen Bilimleri Testi larınızın sayısından yanlış cevaplarınızın sayısının
bulunmaktadır. dörtte biri düşülecek ve kalan sayı o testle ilgili ham
puanınız olacaktır. Bu nedenle, hakkında hiçbir
2. Bu testler için verilen toplam cevaplama süresi 160
fikriniz olmayan soruları boş bırakınız. Ancak,
dakikadır. Bu süreyi, cevaplayacağınız testleri dik-
soruda verilen seçeneklerden birkaçını eleyebiliyor-
kate alarak kullanınız.
sanız kalanlar arasında doğru cevabı kestirmeye
3. Bu kitapçıktaki testlerde yer alan her sorunun sade- çalışmanız yararınıza olabilir.
ce bir doğru cevabı vardır. Bir soru için birden çok
5. Sınavda uyulacak kurallar bu kitapçığın arka kapa-
cevap yeri işaretlenmişse o soru yanlış cevaplan-
ğında belirtilmiştir.
mış sayılacaktır.
SINAVDA UYULACAK KURALLAR
1. Cep telefonu ile sınava girmek kesinlikle yasaktır. Çağrı cihazı, telsiz, fotoğraf makinesi vb. araçlarla; cep
bilgisayarı, kol ya da cep saati, her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlarla; silah ve benzeri teçhizatla;
müsvedde kâğıdı, defter, kitap, sözlük, sözlük işlevi olan elektronik aygıt, hesap cetveli, hesap makinesi, pergel,
açıölçer, cetvel vb. araçlarla sınava girmek kesinlikle yasaktır. Bu araçlarla sınava girmiş adaylar mutlaka Salon
Sınav Tutanağına yazılacak, bu adayların sınavı geçersiz sayılacaktır. Sınava kalem, silgi, kalemtıraş, saat
vb. araçla ve kulaklık, küpe, broş vb. takı, herhangi bir metal eşyayla girmek de kesinlikle yasaktır.
Yiyecek, içecek vb. tüketim malzemeleri de sınava getirilemez. Adaylar sınava şeffaf şişe içerisinde su
getirebileceklerdir.
2. Bu sınavda verilen toplam cevaplama süresi 160 dakikadır. Sınav başladıktan sonra ilk 120 ve son 15 dakika
içinde adayın sınavdan çıkmasına kesinlikle izin verilmeyecektir.
3. Sınav evrakını teslim ederek salonu terk eden aday, her ne sebeple olursa olsun, tekrar sınava alınma-
yacaktır.
4. Sınav süresince görevlilerle konuşmak, görevlilere soru sormak yasaktır. Aynı şekilde görevlilerin de adaylarla
yakından ve alçak sesle konuşmaları ayrıca, adayların birbirinden kalem, silgi vb. şeyleri istemeleri kesinlikle
yasaktır.
5. Sınav sırasında, görevlilerin her türlü uyarılarına uymak zorundasınız. Sınavınızın geçerli sayılması, her şeyden
önce, sınav kurallarına uymanıza bağlıdır. Kurallara aykırı davranışta bulunanların ve yapılacak uyarılara
uymayanların kimlik bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve sınavları geçersiz sayılacaktır.
6. Sınav sırasında kopya çeken, çekmeye kalkışan, kopya veren, kopya çekilmesine yardım edenlerin kimlik
bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve bu adayların sınavları geçersiz sayılacaktır. Görevliler kopya
çekmeye ya da vermeye kalkışanları uyarmak zorunda değildir; sorumluluk size aittir.
Adayların test sorularına verdikleri cevapların dağılımları bilgi işlem yöntemleriyle incelenecek, bu
incelemelerden elde edilen bulgular bireysel ya da toplu olarak kopya çekildiğini gösterirse kopya eylemine
katılan adayın/adayların cevaplarının bir kısmı ya da tamamı iptal edilecektir.
Sınav görevlileri bir salondaki sınavın, kurallara uygun biçimde yapılmadığını, toplu kopya girişiminde
bulunulduğunu raporlarında bildirdiği takdirde, ÖSYM takdir hakkını kullanarak bu salonda sınava giren tüm
adayların sınavını geçersiz sayabilir.
7. Cevap kâğıdında doldurmanız gereken alanlar bulunmaktadır. Bu alanları doldurunuz. Cevap kâğıdınızı
başkaları tarafından görülmeyecek şekilde tutmanız gerekmektedir. Cevap kâğıdına yazılacak her türlü yazıda
ve yapılacak bütün işaretlemelerde kurşun kalem kullanılacaktır. Sınav süresi bittiğinde cevapların cevap
kâğıdına işaretlenmiş olması gerekir. Soru kitapçığına işaretlenen cevaplar geçerli değildir.
8. Soru kitapçığınızı alır almaz, sayfaların eksik olup olmadığını, kitapçıkta basım hatalarının bulunup bulun-
madığını ve soru kitapçığının her sayfasında basılı bulunan soru kitapçığı numarasının, kitapçığın ön kapağında
basılı soru kitapçığı numarasıyla aynı olup olmadığını kontrol ediniz. Soru kitapçığınızın sayfası eksik ya da
basımı hatalıysa değiştirilmesi için salon başkanına başvurunuz.
9. Size verilen soru kitapçığının numarasını cevap kâğıdınızdaki “Soru Kitapçığı No” alanına kodlayınız.
10. Sınav sonunda soru kitapçıkları toplanacak ve ÖSYM’de tek tek incelenecektir. Soru kitapçığının bir sayfası bile
eksik çıkarsa sınavınız geçersiz sayılacaktır.
11. Cevap kâğıdına ve soru kitapçığına yazılması ve işaretlenmesi gereken bilgilerde bir eksiklik ve/veya yanlışlık
olması hâlinde sınavınızın değerlendirilmesi mümkün olamamaktadır. Tarafınızdan yazılması ve işaretlenmesi
gereken bu bilgilerde eksiklik ve/veya yanlışlık olduğunda durumunuz Sınav Salon Tutanağında belirtilecektir.
12. Soru kitapçığının sayfalarındaki boş yerleri müsvedde için kullanabilirsiniz.
13. Soruları ve/veya bu sorulara verdiğiniz cevapları ayrı bir kâğıda yazıp bu kâğıdı dışarı çıkarmanız kesinlikle
yasaktır.
14. Her testin cevaplarını cevap kâğıdındaki ilgili alana işaretlemeye dikkat ediniz.
15. Sınav salonundan ayrılmadan önce, soru kitapçığınızı ve cevap kâğıdınızı salon görevlilerine teslim etmeyi
unutmayınız.
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimi zin yazılı i zni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu
ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
1. Yahya Kemal’i ve Nazım Hikmet’i ayrı tutarsak küçük 3. Bir sanatçımız şöyle diyor: “Dergiler, edebiyatın yeral-
mutluluklar Türk şiirine Garip döneminde bir uğrayıp tı haritasıdır.” Nitekim bu dergilerde ilk ürünleri yayım-
geçmiştir, diyebiliriz. Biraz Ziya Osman, çok az Cahit lanan genç şairlerin çoğu, bir süre sonra çalışmalarını
Sıtkı… Onun dışında “Hüzün ki en çok yakışandır bi- kitaplaştırarak şairliklerinin ilk kilometre taşlarını ko-
ze.” anlayışı egemendir. Cemal Süreya’nın, Garip- yarlar.
çilerin izine basarak yürüdüğü kimi şiirlerinde de bu
anlayışın yansımalarını görürüz. Ne var ki onun şiirle- Bu parçada geçen “edebiyatın yeraltı haritası olma”
rinde genel olarak ince bir hüzün söz konusudur. sözüyle, dergilerin hangi özelliği belirtilmek isten-
miştir?
Bu parçada geçen “izine basarak yürüme” sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarları, yeni yazınsal türlere yönlendirme
C) Yenilerini eskilerinden ayırabilmek A) İyi şiirler, şairlerinden zengin bir birikim ister.
5. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraç 7. (I) Yaşadığı dönemin şiir anlayışından uzaklaşarak
içindeki sözün anlamını içermemektedir? uçlarda dolaşan, alışılmadık bağdaştırmaları ve imge-
leriyle zaman zaman, bilinen söylemin dışına taşan
şair, sürekli yenilikler peşinde koşmuştur. (II) Karşı-
A) Öykünüzü, yaşamın akışını düşündüren bir do- laştığı insanlık durumlarına yeni duygu ve anlamlar
ğallıkla yazın, bunu yapabilecek güçlü bir kalemi- yükleyerek onları yeniden yazmıştır. (III) Şiirlerini
niz var. (yazarlık yeteneği olmak) oluştururken boş alanlar bırakmış, uzun dizeleri kır-
mıştır. (IV) Şiirde bir yenilik gerçekleştirmek için dilin
yerleşik söz değerlerini olduğu gibi kullanmaktan ka-
B) Öykünüzdeki bilinmeyenlerden kurtulmak için öy- çınmış, dili yeniden kurmaya yönelmiştir. (V) Şiirle-
küdeki kadının kim olduğunu, nasıl bir yaşam rinin çoğunda, çok anlamlı sözcükler kullanarak deği-
sürdüğünü, ne iş yaptığını görünür kılın. (belir- şik çağrışımlar uyandırmıştır.
ginlik kazandırmak)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi,
C) Sizin yaptığınız gibi, bir dönemi küçük bir öyküye
sözü edilen şairin şiirlerinin içeriğiyle ilgilidir?
sığdırmak herkesin üstesinden gelebileceği bir iş
değildir. (zorluğu yenmek)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışı- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangile-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? ri anlamca birbirine en yakındır?
9. (I) Berna Moran’ın deyişiyle “huzursuzluğun romanı”, 11. Şairler arasında öteden beri süregelen açık ya da giz-
Fethi Naci’ye göre de “Türkçenin en güzel aşk roma- li bir yarış vardır. Oysa aynı gözeden su içen, aynı
nı” olan Huzur’un yayımlanışının üzerinden yaklaşık güneş altında ısınan, aynı ağacın gölgesinde oturan
elli yıl geçti. (II) Bu romanda olaylar, bir ağustos günü insanlardır onlar. Birbirlerine, sanıldığından daha çok
başlar ve radyodan İkinci Dünya Savaşı’nın başladı- ihtiyaçları vardır. Ölmüş şairlerle, onların anıları üze-
ğını haber veren bir anonsla biter. (III) Her ne kadar rinde yaşatılan dostluklar da dâhildir buna. ----? Kıs-
ilk bakışta aşk romanı gibi görünse de günahın ve ka- kanmalar, görmezden gelmeler, kara çalmalar… Neyi
vuşmanın değil, Doğu’yla Batı’nın, huzursuzluğun, paylaşamazlar? Herkesin kabı kendine göredir, ala-
zaman ve müziğin romanı olarak kabul edilir. (IV) Hu- cağı su miktarı bellidir oysa. Paylaşmanın, el ele ve-
zur, hiçbir zaman Madam Bovary’nin yarattığı etkiye rerek yaratacakları eleştiri ortamının sağlayacağı ya-
benzer bir etki yaratmamıştır. (V) Madam Bovary gibi rarlar üstünde durmak ve bunu geliştirmek varken ne-
can sıkıcı taşranın romanı değildir Huzur; tam tersine dir bu yok edici yarış?
çok eski, çok köklü bir kentin, İstanbul’un, Boğazi-
çi’nin romanıdır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de değerlendirme söz konusu değildir? A) Şairler arasındaki bütün bu çatışmalar gerçekte
şiirimizin tematik haritasını daraltır mı
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
B) Bunu bilmelerine karşın nedir bu sevgisizlik şair-
ler arasında
C) Öyleyse neden şiirin kolaya kaçma sanatı olduğu
izlenimi yaratılıyor
D) Şairler, birbirlerini değerlendirirken şiirsel ölçütler
kullanırlar mı
10. (I) Günümüzde, yeni yetişen genç yazarlar kendinden E) Oysa her şair, şiirini kendi yaşam serüveninden
öncekileri tanımadıkları, okumadıkları için bir eksiklik çıkarmaz mı
duymuyor sanki. (II) Bunlar deneyimli, usta yazarların
önünde yaprak gibi titremiyor artık, kendine çok güve-
niyor. (III) Bununla birlikte yapıtları ilgiyle karşılanan,
geniş okur kitlelerine seslenen sanatçının çok iyi ya-
zar olduğu yanılgısına düşüyor. (IV) Yeni kuşağın “Ne
olacaksa çabucak olsun.” düşüncesinden doğan bu
gözü kara yarış, bence oldukça tehlikeli. (V) Çünkü
bu, bireyciliğin, “ben ben”ciliğin egemenliği anlamına
gelir.
12. Sokrates’ten önceki ilk Batılı filozoflar, geçmişten iki 13. Türküler, şiirler iç dünyamızın sesi olarak yazılmış ol-
büyük kopuşu aynı anda gerçekleştirdiler. İlk önce, salar da bizden çıktıkları anda topluma mal olmuştur
kendi akıllarını kullanarak dünyayı anlamaya çalıştı- artık. Yalnız topluma mal olmakla kalsa iyi. Yerelden
lar. Bu tek başına, tümüyle yeni bir şeydi ve insanın ulusala, ulusaldan evrensele bir değişme ve gelişme
gelişmesinde en önemli köşe taşlarından birini oluş- çizgisi izleyerek bütün insanlığın ortak değeri hâline
turdu. Aynı zamanda insanlara, akıllarını nasıl kulla- gelir. Örneğin Yunus Emre’nin şiirlerinde yansıtılan
nacaklarını ve kendi başlarına nasıl düşüneceklerini duygular salt bize mi özgüdür? Neruda, yalnızca Şi-
de öğrettiler. ----. Onlar bilgi birikimlerini olduğu gibi li’nin acılarını yansıtmıştır, deyip dışlayabilir miyiz onu?
öğrencilerine aktarmak yerine, onları tartışmaya, Acısı acımız olmuştur, halkı da halkımız. Kısaca ----.
düşünce alışverişinde bulunmaya, kendi düşüncele-
rini ileri sürmeye ve savlarını kanıtlamaya özendiren Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
öğretmenlerdi. aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
14. Gerek edebiyat dergilerinde gerekse gazetelerin sa- 15. Yayınevlerinin tercihi her zaman romandan yana ol-
nat-edebiyat sayfalarında yer alan söyleşilerde, ne- muştur. Yalnız bizde değil, dünyada da böyle. Öykü-
dense hep aynı konular konuşuluyor ve bundan bir ler ise daha çok dergilerde varlıklarını sürdürüyor.
türlü vazgeçilmiyor. Bir yazarın yeni bir romanı mı Öykü kitabı yayımlamakta direnen genç yeteneklere
çıkmış, sorusu hemen hazır: “Bu yapıtınızı yazarken olanak sağlayan yayınevleri - neyse ki - var. Şu da bir
neyi amaçladınız?” ya da “Yapıtınız yaşadıklarınız- gerçek ki beş altı yıldır durağan bir ortamda kendini
dan izler taşıyor mu?” Cevaplar da üç aşağı beş yu- yineliyor öykü ama yenileyemiyor. Bu nereye kadar
karı aynı düşünceler etrafında dönüyor. Peki neden sürer, kestirmek güç; ardından bir yükselişin, belki de
bu sınırlılık? Bence bu, yazardan değil, soruyu so- sıçramanın yaşanacağı kesin.
randan kaynaklanıyor. Çünkü söyleşilerde asıl yön-
lendirici, soruyu sorandır. Bu nedenle sanatçının dü- Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
şünce üreterek sanatını geliştirmesinde ve yapıtları- olarak söylenmiş olabilir?
nın değerlendirilmesinde ona sorulacak soruların
önemli bir payı vardır. ----.
A) Yayınevleri öykü seçiminde hangi ölçütlere bağlı
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre kalıyor?
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
B) Roman türündeki kalıplaşmaya gidiş konusunda
ne düşünüyorsunuz?
A) Bütün bunlara bakarak eleştirel yaklaşımın ne
C) Öykücülerin soyut konulara ağırlık verişini neye
denli önemli olduğunu söylemek hiç de yanlış ol-
bağlıyorsunuz?
maz
D) Türk edebiyatında romanın yükselişi karşısında
B) Bu sorun bence temelde birbirini izleyen aynı öykünün konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
nitelikteki durumların art arda sıralanmasından
doğuyor E) Genç yazarları öykü yazmaya yönlendirmek için
neler yapılabilir?
C) Hangi yazara sorarsanız sorun, hepsi kendine
özgü yazma yöntemlerinin olduğunu söyleyecek-
tir
D) Üstelik yapıtın niteliğini yazarın donanımı belirler
ve bunun üzerine söylenebilecek çok söz vardır 16. Modayı sevmem. Örneğin herkesin aynı anda, aynı
şeyleri giymesi, bana nedense ters gelir. Benim pus-
lu, gözlerden uzak ve reklamı çok yapılmamış olan
E) Kısaca hem eleştirmenlerin hem de sanatçılarla hoşuma gider her zaman. Çünkü yönlendirilmeyi de-
söyleşi yapanların, her düzeyden insanın ilgisini ğil, özgürce keşfetmeyi severim. Bilinçaltıma baskı
çekecek nitelikte sorular sorması gerekiyor yapılmasını istemem.
17. Ödüller, genç bir şairin adının altı fosforlu bir kalemle 19. İnsanlar, toplu hâlde yaşama gereksinimi duyarlar.
çizilerek şiirlerinin tanınmasına olanak sağlıyorsa az Bunun için herkesin üzerinde anlaştığı, gittikçe yay-
şey mi bu? Ya da usta bir şairin, şiire verdiği emeğin gınlaşan ortak bir değerler sistemi gerekir. İşte ahlak,
ödülle taçlandırılmasının ne sakıncası olabilir ki? Üs- bu türden bir değerler sistemidir. Toplumda çekişen
telik şiir kitaplarının hemen hemen hiç satılmadığı, ve çatışan tarafların hiçbir ortak yanı kalmadığı du-
dolayısıyla kitapçıların, bu kitapları raflarına koymaya rumlarda bile birleştirici bir güç durumundadır. Ör-
yanaşmadığı ve dağıtımcıların, “şiir” sözcüğünü duy- neğin, dürüstlüğü değil de yalancılığı ya da sahte-
duğunda yüzlerini buruşturduğu günümüzde… Şiirin kârlığı kimse öneremiyor. Sadakat yerine ihanet, ada-
bu konumuna gönlü razı olmayan şairlerin verdiği let yerine haksızlık değerli gösterilemiyor. Çünkü ah-
emekleri, bütün şiirseverlerin takdirle karşılaması ge- lak, bir insan topluluğunun, üzerinde birleştiği ortak
rektiği kanısındayım. paydayı oluşturuyor.
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden ya- Bu parçadan ahlakla ilgili olarak aşağıdakilerin
kınmaktadır? hangisi çıkarılabilir?
A) Ödüllere karşı çıkılmasından A) İlkelerinin kişiden kişiye değişen, göreceli bir ni-
telik taşıdığı
B) Ödüllerin gelişigüzel dağıtılmasından B) Davranışları ve ilişkileri düzenleyen ana kurallar
olduğu
C) Günümüzde değer yargılarının değişmesinden C) Toplumdan topluma farklı özellikler taşıdığı
D) Genç şairlerin ödül alınca ustalaştıklarına inan- D) Yasaların öngördüğü yaptırımları içerdiği
malarından
E) Sanatçıların, yaratılarını oluştururken gerekli E) Kişileri değerlendirmede ayırıcı bir ölçüt olduğu
özeni göstermeyişlerinden
20. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından bu yana nostalji, 21. Bir zamanlar edebiyatın gücüne, bir şeyleri değiştire-
başka bir deyişle eskiye duyulan özlem gittikçe yay- bileceğine inanırdım. Benim için edebiyat, yaşam bo-
gınlaşıyor. Bu, bir bakıma insanların yaşamlarından yu temiz kalmanın, vicdani ve ahlaki çürümeye karşı
giderek daha fazla yakındıklarının bir göstergesi. Ar- durmanın göstergelerinden biriydi. Yıllarım, bu inan-
tık her kuşak yaşamın daha az mekanik, doğallığın cın etkisiyle gelişen bir tutkunun peşinden koşmakla
daha yaygın olduğu bir dönemi özlüyor. Bu özlem hiç geçti. Ama artık kabul edelim, bugünün insanı sözün
bitmeyecek gibi görünüyor. Çünkü teknolojik geliş- değerini bilmiyor. Okumayı sevdiğini söylüyor ama iyi
meler yaşamı kolaylaştırdığı ölçüde daraltıyor da. Bu romanlardan, öykülerden, gerçek şiirden habersiz.
yüzden günümüz insanı gözlerini geçmişe çeviriyor. Ömrünü edebiyata vermiş, köşesinde sessiz sessiz
Söz gelimi eski trenler böyle miydi, diye başlıyor, in- yaşayan gerçek yazarlara sırtını dönmüş. Yalnızca,
sanların atlı arabalarla yolculuk ettikleri günlere kadar yapıtları çok sattığı için kimi yazarların önünde uzun
gidiyor. kuyruklar oluştururken edebiyatın insanı çağırdığı o
gerçek dünyayı aşındırdığının farkında bile değil. Pe-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? ki, o zaman edebiyat ne işe yarıyor? Söylemesi zor
ama edebiyat bugün, yaratıları ilgi görmeyen üç beş
A) kişinin sığındığı, kuşatılmış bir kale.
İçinde bulunduğumuz koşulların geçmişi güzel-
leştiren çağrışımlar yarattığı Aşağıdakilerden hangisi edebiyatla ilgili olarak bu
B) İnsanlar arasındaki içtenlikli ilişkilerin yitip gittiği parçada yakınılan durumlardan biri değildir?
22. Çocukluğumuzda kaç kez duyduk kim bilir: “Çok oku- 23. Benim ansiklopediyle tanışmam, ortaokulda ödev
yan mı bilir, çok gezen mi?” Cevaptan çok, sorunun yapmak için kütüphaneye gittiğim günlere rastlar. Bir
kendisi önemliydi sanki. Ortada derin bir ikilem var- ansiklopediye sahip olmak o yıllarda, hayal edilemez
mış gibi ciddiyetle yöneltilirdi soru. Her seferinde bir şeydi. O, ancak bir kütüphanede bulunur ve belli
“Çok okuyan!” dememiz beklenirdi. Galiba ilköğ- bir süreliğine alınıp bakılabilir, dokunulabilir bir nes-
retimdeki öğretmenlerimiz, okuma sevgimizi böyle ar- neydi. Kocaman cüssesiyle bir ansiklopediyi kucakla-
tırmaya çalışırdı. Çok okumakla çok gezmek asla yan mak, sayfalarını karıştırmak, bir maddeyi arayıp bul-
yana gelemezmiş gibi… Bense okumayı da gezmeyi mak, başka bir gezegene inmek ve orada keşiflerde
de tutkuyla seven biri olarak ikiye bölünürdüm. Hiçbir bulunmaktan farksızdı. Ne yazık ki şimdiki çocuklar
zaman ısınamadım bu yapay ikileme, okumanın da ansiklopedi bile karıştırmıyorlar. O büyülü dünyadan,
içten içe bir seyahat olduğuna inandığımdan, her ki- o heyecandan habersiz yaşıyorlar. Öğretmenler ödev
tabın bizi başka bir yolculuğa çıkardığını düşündü- verirken “İnternetten bulun.” diyorlar. Onlar da hiçbir
ğümden. Okuyarak gezmek, her kitabı başlı başına çaba göstermeden İnternetten buldukları bilgiyi kop-
bir serüven sayarak bir başka ortama, bir başka ya- yalıyor; okuyup değerlendirmeden, hiçbir şey öğren-
şama uzanan bir yolculuk yapmak mümkündür çün- meden götürüp veriyorlar.
kü. Gezerken de her insanı ve her hayatı bir kitap gibi
düşünerek dünyayı okumak da mümkün. Okumak ve Bu parçada belirtilenler arasında aşağıdakilerden
gezmek aslında o kadar iç içe ki… hangisi yoktur?
24. Hemen hepimiz yazılarımızda, yerli yersiz alıntılar 25. Bazı sanatçılar, yaratıcılıklarını kamçılayan büyülü
yapmaktan, özellikle sözü, alçak gönüllülükle yabancı I
ozanlara, çağdaş düşünürlere bırakmaktan fazlasıyla
hoşlanıyoruz. Kimi zaman bunu öyle abartıyoruz ki anları “beyaz an” diye adlandırırmış. Yakalandığı
yazar olarak konuyla ilgili ne düşündüğümüz anlaşıl- II
mıyor. Ayrıca aynı alıntıların değişik yazarlarca da
kullanıldığını görüyoruz. Böylece tekrarın tekrarı bir sırada “Sonra devam ederim.” diyerek asla kesinti-
okuma, zaman kaybına, okuma ediminin yavanlaş- III
masına yol açıyor. Bu nedenle kendi özgün düşünce-
mizi dayanaklarıyla işlemeliyiz yazılarımızda. Yüzey- ye uğratılmaması, ertelenmemesi gerekirmiş bu
sellikten olabildiğince kaçınmalıyız. Kendi düşüncele-
rimizin de örneğin bir Valéry’ninki, Deleuze’ünki kadar
anın. Çünkü dönüp bakıldığında yerinde bulunama-
önemli olduğuna inanarak bir öz güven geliştirmeliyiz.
IV
Bu parçada alıntıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
yabilirmiş. Tükeninceye değin hakkının verilmesi
hangisine değinilmemiştir?
A) Yazılarda kullanılırken aslına bağlı kalınmadığına gerekirmiş, her zaman karşılaşılamayan bu beyaz
V
B) Belirli örneklere sık sık başvurulduğuna anların.
26. (I) Rengi uçmuş, sıradan yaşamımızda kendimize bir 28. (I) Yatılı olarak okuduğum ortaokul yıllarında, yaz ta-
ziyafet çekmek istediğimiz zaman kitapların kapağını tillerinde Kozlu’ya, ailemin yanına özlemle dönerdim.
aralarız. (II) Büyük bir açlıkla sayfaları çeviririz. (II) O yaşlarda evden yedi-sekiz ay uzakta kalmak ko-
(III) Gözlerimiz sözcükleri iştahla birer birer yerken lay değildi. (III) Arkadaşlarımı, okulumu çok seviyor-
zamandan ve mekândan kopuveririz. (IV) Başka in- dum, bugün de süren dostlukların temeli o yıllarda
sanların, başka diyarların görünmez konukları oluve- atılmıştı ama aile özlemi bir başka şeydi. (IV) Evimiz,
ririz. (V) Bu deneyimin ardından yaşadığımız ana geri denizin hemen kıyısındaki bir tepenin yamacındaydı.
döndüğümüzde ise ruhumuzda kopan fırtınalar ya (V) Dalga sesleri odamda sürekli yankılanırdı ve ben
şiddetlenir ya da dinginleşir ama her zaman bir şeyler doyamadığım o denizi, dalgaları büyük bir hazla izler-
değişir içimizde. dim. (VI) Hâlâ Kozlu’yu, o evi ve o dalga seslerini, öz-
lemin içimi sızlatan acısıyla anımsarım.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-
rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de ögelerin dizilişi “zarf tümleci, nesne, zarf tümleci
A) I. cümlede, nesne, belirtili isim tamlamasından ve yüklem” biçimindedir?
oluşmuştur.
A) I. B) II. C) III. D) V. E) VI.
B) II. cümlede, durum zarfı kullanılmıştır.
B) Ünlü düşmesi
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden
hangisi yanlıştır? C) Sürerlik fiili
30. Bir uğultu başlıyor söz dağarcığımda, sözcükler 32. Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Medet Köyü’nde ya-
Bu cümledeki altı çizili sözcüklerin hangisinde tanır. Usta derme çatma köy evinde yumurta kabu-
ünsüz benzeşmesi vardır?
33. Eğer o şiirler, o romanlar, o öyküler, o tiyatro yapıtları 35. (I) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz; onlar, metinlerde
olmasaydı, söylemek bile fazla, duygularımız daha az geçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın büyüsün-
bilinecek, bilgilerimiz daha az olacaktı. Çünkü ede- den çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denen
biyat, daha iyi duymamızı, daha iyi düşünmemizi sağ- bir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (III) Çünkü
lar. Daha doğru, daha insanca yaşamamıza yardımcı “olay” onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim,
olur. çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup getirmeme,
okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiir-
Bu parçada, virgülün işlevleriyle ilgili olarak aşa- lerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz.
ğıda verilenlerden hangisine uygun bir örnek (V) Bu da bize, Borges’in de dediği gibi, şiirin
yoktur? öğretilemeyecek ama duyumsatılabilecek bir tür oldu-
ğunu gösteriyor.
A) Ara sözleri ayırma Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
B) Sıralı cümleleri birbirinden ayırma
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
C) Özel olarak vurgulanması gereken bir ögeyi be-
lirtme
D) Tırnak içinde verilmeyen aktarma cümlelerini be-
lirtme
E) Art arda sıralanan eş görevli sözcük kümelerini
ayırma
36. (I) Editör, bir yayınevinin olmazsa olmazlarındandır.
(II) Yayımlanacak bir yapıtı düzenlemek, yayıma ha-
zırlamak ve yayımlamak gibi birçok işi ve işlevi var.
(III) Yazarın ve eserinin seçilmesinden, nasıl yayımla-
nacağına değin yayımlama işinin bütün aşamalarını
34. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bo- kapsayan zorlu bir iştir bu. (IV) Günümüzde editörlük,
zukluğu vardır? yayıncılık alanında kurumsallaşamamış işlerden.
(V) Yazarların çoğu, editörün yaptığı işi küçümseyip
onu yalnızca bir düzeltmen olarak algılıyor. (VI) Bu
A) Diplomalarını alacak öğrenciler salona sırayla gi- yüzden de editörlüğü böyle algılayan birçok yazarın
riş yaptılar. yayımlanan kitaplarında yanlışlardan geçilmiyor.
B) Müjdeyi vermek için mutfağa, annesinin yanına
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa-
heyecanla koştu.
ragraf hangi cümleyle başlar?
C) Konuşmasına başlamadan önce dinleyicilere
şöyle bir baktı. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
D) Eski öğrencilerin de katıldığı büyük bir toplantı
düzenlediler.
E) Yarıyıl tatilinde yapılacak olan Amasra gezisi er-
telendi.
37. (I) İnsan ilişkilerinin öneminin yeterince kavranmamış 39. Yazınsal yaratıcılığın gizi, ana dilde, ana dilin söz de-
olması, çocuk gelişimiyle ilgili birtakım sorunları da ğerlerindedir. Buna erişmesi, yazarın, ozanın önce-
beraberinde getirdi. (II) Söz gelimi günümüzde, kendi likle ana dilini, onun söz değerlerini sevmesine bağlı-
kendine oyun kuramadığı için üretken olamayan, edil- dır. Bu sevgiden yoksunsa kişi, gerçek anlamda yara-
gen, çevreye karşı ilgisiz, evlere hapsolmuş çocuklar tıcı olamaz. Büyük bir ozan da yaratıcılığın dilde, söz-
yetişiyor. (III) Bunların hayal güçleri, erken yaşta ta- cüklerde olduğunu söylüyor. Şöyle diyor sözcükler
nıştıkları ve hayatlarının doğal bir parçası olan tele- için: “Onların önünde ben diz çökerim, bana kalk de-
vizyonla ve bilgisayar oyunlarıyla sınırlanmış durum- yinceye değin kıpırdamam. Kısaca, değer veririm on-
da. (IV) Televizyondaki reklamlar çocukları ticari birer lara, arkalarından giderim sözcüklerin, izlerim onları.
araç olarak görüyor. (V) Kaba kuvveti ve silah kullan- İşte ben böylesine severim sözcükleri.”
mayı özendiren, sanat değeri düşük filmler ve kimi
yayınlar yüzünden özellikle çocuklar, çeşitli psikolojik Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
sorunlarla yüz yüze geliyorlar. (VI) den hangisi söylenemez?
E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
1. Bu testte sırasıyla, Tarih (1–17), Coğrafya (18–31), Felsefe (32–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Sosyal Bilimler Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
D) I ve II E) I, II ve III
5. XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti, iltizam usulünde yap- 7. Aşağıdakilerden hangisinin Osmanlı Devleti’nde
tığı değişiklikle yüklü bir peşin ödemeyi de öngören yerli tüccar kesiminin güçlenmesini engellediği
malikâne usulünü getirmiştir. Buna göre mukaatalar savunulamaz?
mültezimlere daha önceki gibi üç yıllık sürelerle değil,
sürekli olarak ihale edilmeye başlanmıştır. A) Yabancılara kapitülasyonlarla ayrıcalıklar tanın-
ması
Yapılan bu değişiklikle güdülen amaç aşağıdaki-
lerden hangisidir? B) Üretimin tarıma dayalı olması
A) Yeniçeri Ocağının kaldırılmasına ortam hazır- C) Osmanlı deniz taşımacılığının yetersiz olması
lamak
B) Tek hazine sisteminden çoklu hazine sistemine D) Osmanlı sanayisinin rekabet gücünü giderek yi-
geçmek tirmesi
C) Hazineye daha fazla gelir sağlamak E) İpek ve Baharat yollarının önemini kaybetmesi
D) İşgaller karşısında halkın desteğini almak Onur, yukarıdaki azınlıklardan hangilerini söyle-
seydi Ahmet’e doğru bilgi vermiş olurdu?
E) Mebuslar Meclisini kapatmak
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
13. Sakarya Savaşı kazanılmasına karşın Yunan or- 15. Hindistan’daki bir tarikatın lideri olan Ağa Han ile İn-
dusunu kesin yenilgiye uğratan Başkomutan giltere Kralı’nın özel danışmanı Hintli Emir Ali, Baş-
Meydan Savaşı’nın yaklaşık bir yıl sonra yapılma- bakan İsmet Paşa’ya bir mektup yollayarak halifelik
sına aşağıdakilerden hangisinin neden olduğu sa- kurumuna dokunulmamasını rica etmişlerdir.
vunulabilir?
Bu durumun, halifelikle ilgili olarak
A) Doğu Cephesi’nde fiili mücadelenin sona erme- I. bu kurumun, tüm Müslümanlar üzerinde siyasal
sinin beklenmesi gücünün olduğu,
B) Ayaklanan Çerkez Ethem birliklerinin dağıtılması II. yabancıların, bu kurumu Türkiye’nin içişlerine
müdahale amacıyla kullanmak istedikleri,
C) İtalyanların birliklerini Anadolu’dan çekmeye baş- III. bu kurumun varlığının ülkede tartışma konusu
laması olduğu
D) Türk ordusunun eksiklerinin tamamlanması durumlarından hangilerine kanıt olduğu savunu-
labilir?
E) Ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için Tekâlif-i
Milliye Emirlerinin çıkarılması A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
C) Devletçilik D) Laiklik
E) Cumhuriyetçilik
17. Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti sadece iki şeye güve- 19. Türkiye’de, enerji tasarrufu sağlamak amacıyla yaz ve
nir. Biri millet kararı, diğeri en elim ve güç şartlar için- kış saati uygulanmaktadır. Bu uygulama kapsamında
de dünyanın takdirlerine hakkıyla layık olan ordumu- yılın yaklaşık beş aylık döneminde 30º Doğu meridye-
zun kahramanlığı; bu iki şeye güvenir.” demiştir. ninin, diğer dönemde ise 45º Doğu meridyeninin yerel
saati ulusal saat olarak kullanılmaktadır.
Atatürk’ün, bu sözüyle millî gücün
Buna göre, 45º Doğu meridyeninin yerel saatinin
I. siyasi, ulusal saat olarak kullanıldığı dönemde, Türkiye’ de,
aşağıdakilerden hangisi yaşanmaz?
II. askerî,
D) I ve II E) II ve III E) En sıcak ay
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
Aşağıdakilerden hangisi yapılırsa bu hata gideril-
miş olur?
21. Aşağıdaki haritada beş farklı doğrultu numaralarla 23. Orografik yağışlar, denizden gelen nemli hava kütle-
gösterilmiştir. lerinin kıyı çizgisine paralel uzanan dağ sıralarına
çarparak yükselmesi sonucu meydana gelir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Buna göre, bu tatil beldesinin aşağıdakilerden D) Karbon ve Perm dönemlerinde, bu kıtalarda daha
hangisinde yer alması beklenir? ılıman bir iklimin olduğunu
A) Datça Yarımadası’nda
E) Bu kıtalardaki yer şekillerinin, Karbon ve Perm
B) Gelibolu Yarımadası’nda dönemlerindekiyle aynı olduğunu
C) Bolu Dağları’nda
D) Çukurova’da
E) Çandarlı Körfezi’nde
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
28. Aşağıdaki grafikte, 1750-2000 yılları arasında Avrupa 30. I. Siyasi bölgeler zamanla işlevini yitirebilir.
ve Afrika kıtalarının nüfusu gösterilmiştir.
II. Siyasi bölgeyi oluşturan ülkelerde dil, din ve ırk
birliği vardır.
A) I ve III B) II ve IV C) III ve V
D) I, II ve V E) I, III ve IV
A) 1750-1900 yılları arasında Afrika’dan kıta dışına 31. Aşağıdakilerden hangisi, insanın doğaya olan et-
yoğun göç olmuştur. kisine örnek gösterilemez?
B) Üniversite kurulması
32. Zekânın ve bilgeliğin ölçütünün zenginlik olduğunu 34. Nesnenin bilgisinin söz konusu olabilmesi için önce
düşünen kişiler, Thales’le yoksul olduğu için alay nesnenin var olması gerekir. Örneğin ağacın ne oldu-
ederler. O da bunun üzerine zeytinin az olduğu o yıl, ğundan, türlerinden, yararlarından söz edebilmek için
elindeki bütün parayla, ihtiyaç olmadığı için ucuzlamış öncelikle “ağaç” denilen bir şey var olmalıdır.
olan ve zeytinyağı üretiminde kullanılan tüm presleri
satın alır. Sonraki hasat mevsimi geldiğinde ihtiyacı Bu parça aşağıdaki yargılardan hangisini destek-
olanlara bu presleri kendi belirlediği fiyattan kiralayarak ler?
çok para kazanır.
36. Filler neden büyük, gri ve kırışıktır? Çünkü ufak, beyaz 38. Nasrettin Hoca bir gün oğluyla birlikte şehre gitmek
ve yuvarlak olsalardı aspirin olurlardı. Ufak bir fil hayal üzere yola çıkar. Şehre birçok köyün içinden geçilerek
ederek ona “ufak bir fil” diyebiliriz. Beyaz bir fil hayal gidilmektedir. Hoca eşeğin üzerinde, oğlu da yürüyerek
ederek ona “beyaz bir fil” diyebiliriz. Kırışıksız bir fil de onu takip eder. İlk köyden geçerken köylüler “Koskoca
“kırışıksız bir fil” olur. Başka bir deyişle büyüklük, grilik adam eşeğe binmiş, küçücük çocuğu yürütmeye utan-
ve kırışıklılık, Aristoteles’in bir fili fil yapan şeyin ne mıyor!” diye kınarlar. Sonraki köyden geçerken Hoca
olduğunu tanımlama sınavını geçemez. Çünkü aspirin yürür, oğlu da eşeğin üzerindedir. Oradaki köylüler de
gibi ufak, beyaz ve yuvarlak bir şey bir fil olamaz ve “Görüyor musun saygısız çocuğu, koca adamı yürütü-
böyle bir nesneyle karşılaştığımızda aklımıza “Hey, yor.” derler. Üçüncü köyde Hoca ve çocuk eşeğe birlikte
ağzına attığın bir aspirin mi yoksa alışılmamış türden bir biner, bu kez de eşeğe acımıyorlar diye suçlanırlar.
fil mi?” diye sormak gelmez. Dördüncü köyde çocuk da Hoca da yürür, kınanmaktan
nasiplerini alırlar. Beşinci köyde Hoca ve oğlu eşeği
Bu parçada varlıkla ilgili aşağıda verilenlerden birlikte taşımalarına karşın kınanma durumu değişmez.
hangisi sorgulanmaktadır?
Bu parça ahlak felsefesinin temel problemlerinden
A) Ana maddenin neliği hangisinin soruşturulmasında örnek verilebilir?
E) Zorunlu varlık/mümkün varlık ayrımı C) Ahlakta her zaman iyi niyet yeterli midir?
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Temel Matematik Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 6 B) 2 C) 0 D) E)
2.
D) 1006 E) 1008
A) 4 B) 8 C) 9 D) 15 E) 16
8.
6.
A) 3 B) 4 C) 6 D) 8 E) 9
olduğuna göre, aşağıdaki sıralamalardan hangisi
doğrudur?
A) B) C)
D) E)
9.
A) B) C) 1 D) 2 E) 4
A) 9 B) 11 C) 12 D) 13 E) 15
A) x B) C)
D) E)
A) 8 B) 9 C) 10 D) 12 E) 15
olduğuna göre, ifadesinin değeri kaçtır?
A) B) C) 0 D) 1 E) 4
15.
a bir pozitif tam sayı ve ’tir. p bir asal sayı
olduğuna göre,
16. n bir pozitif tam sayı olmak üzere, n’yi kalansız bölen 19. Rasyonel sayılar kümesinde bildiğimiz toplama ve
pozitif tam sayıların kümesi S(n) ile gösteriliyor. çarpma işlemleri tanımlanıyor.
Buna göre, kesişim kümesinin ele- Buna göre, aşağıdakilerden hangisinin hem top-
man sayısı kaçtır? lama hem de çarpma işlemine göre tersi bir tam
sayıdır?
A) 4 B) 5 C) 6 D) 8 E) 9
A) B) C) 0
D) 2 E)
fonksiyonları veriliyor.
18.
A) B) C)
önermeleri veriliyor. D) E)
A) B) C)
21. Gerçel sayılar kümesinde tanımlı
D) E) I.
II.
III.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) I, II ve III
22. Bir işi 5 kadın işçi 20 günde, 5 erkek işçi ise 30 günde 24. Bir fabrikada üretilen iş makinelerinin sayısı gün so-
bitiriyor. nunda kayıt altına alınıyor. Tutulan kayıtlar o günle
birlikte o günden önce üretilmiş olan iş makinelerinin
toplam sayısıdır. Beş iş gününde tutulan kayıtlar aşa-
Buna göre, 2 kadın ve 2 erkek işçi aynı işi birlikte
ğıda verilmiştir.
kaç günde bitirir?
Pazartesi ve öncesi : 20
A) 20 B) 30 C) 40 D) 45 E) 50
Salı ve öncesi: x
Çarşamba ve öncesi: 90
Perşembe ve öncesi: 140
Cuma ve öncesi: y
A) 10 B) 11 C) 12 D) 13 E) 14
25. Bir yatırımcı, hesabındaki z TL’nin bir kısmıyla altın,
kalan kısmıyla da döviz alıyor. Yatırımcı bir süre son-
ra altınlarını % 20 kâr elde ederek x TL’ye, dövizlerini
ise % 20 zarar ederek y TL’ye satıyor.
A) B)
C) D)
E)
26. Beş öğrencinin aday olduğu sınıf başkanlığı seçimin- 29. Ali, ağzına kadar suyla dolu olan bir şişedeki suyun
de adayların aldıkları oy sayıları olan A, B, C, D, E yarısını elde etmek istiyor. Bunun için aynı şişeden
arasında boş bir tane alıyor ve şişelerdeki su yükseklikleri eşit
olana kadar dolu şişeden diğerine su aktarıyor.
Suyun yarısını elde etmek için yaptığı üç farklı dene-
eşitliği vardır. me aşağıda gösterilmiştir.
Seçim sonucu dairesel grafikte gösterildiğinde
C tane oy alan adaya ait daire diliminin merkez
açısı kaç derece olur?
A) 45 B) 60 C) 90 D) 120 E) 180
A) 5 B) 4 C) 3 D) 2 E) 1
31. Bir depoda bulunan portakal ve mandalinaların mik- 34. ABC bir ikizkenar
tarı toplam 50 tondur. Portakalların % 7’si, manda- üçgen
linaların ise % 8’i çürümüştür. Çürüyen portakal ve
mandalina miktarı toplam 3,8 tondur.
32.
Bir otobüse 3 kadın binerse yolcuların ’ü kadın
’ü erkek olacaktı.
A) 21 B) 24 C) 28 D) 30 E) 32 35.
ABC bir üçgen
A) B) C) D) E)
37. 39.
Buna göre, taralı bölgenin alanı a, b ve c türünden y eksenine göre simetriği alınıyor ve A ile , B ile ,
aşağıdakilerin hangisine eşittir? C ile simetrik nokta çiftleri olacak şekilde
üçgeni elde ediliyor. Elde edilen bu üçgen de
A) B) C)
D) E)
A) B) C) D) E)
1. Bu testte sırasıyla, Fizik (1–14), Kimya (15–27), Biyoloji (28–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Fen Bilimleri Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 1 B) C) D) E)
2.
D) N’de E) P’de
4. 5.
A) 1 B) C) 2 D) E)
6. 7.
A)
(Bu işlemler sırasında sıvıların sıcaklıkları değişme-
mektedir.)
B)
C) A) B) 1 C) D) E) 2
D)
E)
8. 10.
A) K L
11. 12.
oranı kaçtır? A) B) C)
D) E)
A) B) C) 1 D) E)
13.
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
18. Uçucu olmayan bir X katısı 100 gram suda en fazla, 20. bileşiğiyle ilgili bazı bilgiler şöyledir:
’de 17 gram,
bileşiğinin 0,1 molü 12 gramdır.
’de 27 gram,
Bileşikteki X, Y, Z atomlarının kütlece birleşme
’de 39 gram oranları (X:Y:Z) sırasıyla 3:4:8’dir.
D) 21. Atom kuramına göre, baş kuantum sayısı (n) ile ilgili
’de 20 gram X katısının 100 gram suda
aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
E) ’de 30 gram X katısının 100 gram suda A) Baş kuantum sayısı, temel enerji düzeyini belirtir
ve sıfırdan büyük tam sayıdır.
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
D) Stronsiyum karbonat
22. Periyodik çizelgeyle ilgili aşağıdaki ifadelerden 23. X, Y, Z elementleriyle ilgili bilgiler şöyledir:
hangisi yanlıştır?
X’in, iyonunun elektron dağılımı ile
A) IA grubu elementlerinin elektron dağılımındaki bitmektedir.
son orbital s orbitalidir.
Y elementi, 4. periyot ve IIA grubundadır.
B) VIA grubu elementlerinin elektron dağılımı Z, VIIA grubunda ve atom numarası en küçük o-
lan elementtir.
ile biter.
Buna göre X, Y, Z elementlerinin periyodik
C) VA grubu elementlerinin elektron dağılımı çizelgedeki yerleri aşağıdakilerin hangisinde doğ-
ile biter. ru olarak verilmiştir?
B)
X
Y
Z
C) Z
D)
Z
X
Y
E)
Z
Y X
− +
A) X + ve Y3− B) Y3 ve Z C) X ve Z
− + 2+
D) Y3 ve Q 2 E) Z ve Q
Buna göre,
D) II ve III E) I, II ve III
26. X, Y, Z elementlerinden oluşan ya- 28. Bir proteinin, yüksek sıcaklıkta, düşük pH koşulunda ya
da çeşitli kimyasal maddelerin bulunduğu ortamda, üç
pılarındaki bağ türleri, aşağıdakilerin hangisinde boyutlu yapısı bozulmuş, ancak bu durumdan peptid
doğru olarak verilmiştir? bağları etkilenmemiştir.
ulaşılır.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) II ve III
Buna göre, bu makromoleküller aşağıdakilerin
hangisinde doğru olarak verilmiştir?
X Y Z
30. Hücre ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi 32. Aşağıdaki olaylardan hangisi mitoz ve mayoz II
yanlıştır? bölünmenin her ikisinde de kural olarak gerçek-
leşir?
A) Ökaryotik hücrelerde zarlı organeller bulunur.
A) Sinapsis olması
B) Yeni bir hücre ancak başka bir hücrenin bölün- B) Krossing over olması
mesiyle oluşur.
C) Haploid kromozomlu yavru hücre oluşması
C) Hücre büyüdükçe yüzey alanı/hacim oranı aza-
lır. D) Kardeş kromatitlerin birbirinden ayrılması
D) Hücre canlılığın temel birimidir.
E) Homolog kromozomların birbirinden ayrılması
A) B)
Zaman Zaman
A) 1. bireyin genotipi: OO Rr
B) 2. bireyin genotipi: AO rr
C) 3. bireyin genotipi: AA rr
Zaman Zaman
D) 4. bireyin genotipi: BO Rr
E) E) 5. bireyin genotipi: AO Rr
Zaman
34. Balıkların solungacında kılcal damarlardaki kan akışı ile 35. İnsanda, işaretlenmiş bir alyuvar, akciğer atardamarı
su akış yönü birbirine terstir. Bu iki ortam arasın- içine veriliyor; bu işaretli alyuvara bir süre sonra alt ana
daki oksijen difüzyonu Şekil 1’de şematize edilmiştir. toplardamarında rastlanıyor.
Difüzyon sonunda kanın oksijen doygunluğunda (%)
meydana gelen değişimin grafiği de altında verilmiştir. Bu alyuvar kalpten bir kez geçtiğine göre, aşağıdaki
yapıların hangisinden geçmemiştir?
E) Akciğer toplardamarı
A) B)
100 100
Su Su
50 50
Kan Kan
0 0
C) D)
Su Su
100 100
Kan Kan
50 50
Buna göre fotosentez ürünlerinin taşındığı yapı,
şekilde hangi numarayla gösterilmiştir?
0 0
A) I B) II C) III D) IV E) V
E)
Su
100
Kan
50
37. Bitkiler, çiçeklenme için gereksinim duydukları ışık 38. Çiçekli bir bitkinin üremesindeki bazı evreler aşağı-
alma sürelerine göre uzun gün bitkisi ya da kısa gün daki şekilde numaralandırılmıştır.
bitkisi olarak isimlendirilir. Bir uzun gün bitkisiyle bir
kısa gün bitkisi farklı ışık alma sürelerine tabi tutul-
duğunda gerçekleşen çiçeklenme durumları aşağı-
daki şekilde gösterilmiştir.
Bu deneyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi Bu evrelerin hangisinin sonunda meydana gelen
söylenemez? hücrelerin genotipi, bu hücreleri üreten hücre-
ninkinden farklıdır?
A) Kısa gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten az
(Bu üreme döngüsünde mutasyon gerçekleşmediği
olduğunda çiçeklenmiştir.
kabul edilecektir.)
B) Uzun gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
fazla olduğunda çiçeklenmiştir.
D) I ve II E) I ve III
C) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi, ışık
alma süresi 12 saatten az olsa da uzun gün
bitkisinin çiçeklenmesini sağlamıştır.
D) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi kısa
gün bitkisinin çiçeklenmesini önlemiştir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
47 Test Bitti.
Cevaplarınızı Kontrol Ediniz.
;f)U<`8AF+
P^*<nn|HV
M9991.01023
(Bu numarayı c evap k âğıdınızdaki ilgili alana kodlama yı unut mayınız.)
ADI
SOYADI
DİKKAT!
SINAV BAŞLAMADAN ÖNCE AŞAĞIDAKİ UYARILARI MUTLAKA OKUYUNUZ.
1. Adınız, soyadınız, T.C. Kimlik Numaranız ve sınav salon numaranız yukarıdakilerden farklı ve
kitapçık üzerine basılı olan fotoğraf size ait değilse bunu salon başkanına belirterek size ait
soru kitapçığının verilmesini sağlayınız.
1. Bu kitapçıkta sırasıyla Türkçe Testi, Sosyal Bilimler 4. Bu testler puanlanırken her testteki doğru cevap-
Testi, Temel Matematik Testi, Fen Bilimleri Testi larınızın sayısından yanlış cevaplarınızın sayısının
bulunmaktadır. dörtte biri düşülecek ve kalan sayı o testle ilgili ham
puanınız olacaktır. Bu nedenle, hakkında hiçbir
2. Bu testler için verilen toplam cevaplama süresi 160
fikriniz olmayan soruları boş bırakınız. Ancak,
dakikadır. Bu süreyi, cevaplayacağınız testleri dik-
soruda verilen seçeneklerden birkaçını eleyebiliyor-
kate alarak kullanınız.
sanız kalanlar arasında doğru cevabı kestirmeye
3. Bu kitapçıktaki testlerde yer alan her sorunun sade- çalışmanız yararınıza olabilir.
ce bir doğru cevabı vardır. Bir soru için birden çok
5. Sınavda uyulacak kurallar bu kitapçığın arka kapa-
cevap yeri işaretlenmişse o soru yanlış cevaplan-
ğında belirtilmiştir.
mış sayılacaktır.
SINAVDA UYULACAK KURALLAR
1. Cep telefonu ile sınava girmek kesinlikle yasaktır. Çağrı cihazı, telsiz, fotoğraf makinesi vb. araçlarla; cep
bilgisayarı, kol ya da cep saati, her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlarla; silah ve benzeri teçhizatla;
müsvedde kâğıdı, defter, kitap, sözlük, sözlük işlevi olan elektronik aygıt, hesap cetveli, hesap makinesi, pergel,
açıölçer, cetvel vb. araçlarla sınava girmek kesinlikle yasaktır. Bu araçlarla sınava girmiş adaylar mutlaka Salon
Sınav Tutanağına yazılacak, bu adayların sınavı geçersiz sayılacaktır. Sınava kalem, silgi, kalemtıraş, saat
vb. araçla ve kulaklık, küpe, broş vb. takı, herhangi bir metal eşyayla girmek de kesinlikle yasaktır.
Yiyecek, içecek vb. tüketim malzemeleri de sınava getirilemez. Adaylar sınava şeffaf şişe içerisinde su
getirebileceklerdir.
2. Bu sınavda verilen toplam cevaplama süresi 160 dakikadır. Sınav başladıktan sonra ilk 120 ve son 15 dakika
içinde adayın sınavdan çıkmasına kesinlikle izin verilmeyecektir.
3. Sınav evrakını teslim ederek salonu terk eden aday, her ne sebeple olursa olsun, tekrar sınava alınma-
yacaktır.
4. Sınav süresince görevlilerle konuşmak, görevlilere soru sormak yasaktır. Aynı şekilde görevlilerin de adaylarla
yakından ve alçak sesle konuşmaları ayrıca, adayların birbirinden kalem, silgi vb. şeyleri istemeleri kesinlikle
yasaktır.
5. Sınav sırasında, görevlilerin her türlü uyarılarına uymak zorundasınız. Sınavınızın geçerli sayılması, her şeyden
önce, sınav kurallarına uymanıza bağlıdır. Kurallara aykırı davranışta bulunanların ve yapılacak uyarılara
uymayanların kimlik bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve sınavları geçersiz sayılacaktır.
6. Sınav sırasında kopya çeken, çekmeye kalkışan, kopya veren, kopya çekilmesine yardım edenlerin kimlik
bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve bu adayların sınavları geçersiz sayılacaktır. Görevliler kopya
çekmeye ya da vermeye kalkışanları uyarmak zorunda değildir; sorumluluk size aittir.
Adayların test sorularına verdikleri cevapların dağılımları bilgi işlem yöntemleriyle incelenecek, bu
incelemelerden elde edilen bulgular bireysel ya da toplu olarak kopya çekildiğini gösterirse kopya eylemine
katılan adayın/adayların cevaplarının bir kısmı ya da tamamı iptal edilecektir.
Sınav görevlileri bir salondaki sınavın, kurallara uygun biçimde yapılmadığını, toplu kopya girişiminde
bulunulduğunu raporlarında bildirdiği takdirde, ÖSYM takdir hakkını kullanarak bu salonda sınava giren tüm
adayların sınavını geçersiz sayabilir.
7. Cevap kâğıdında doldurmanız gereken alanlar bulunmaktadır. Bu alanları doldurunuz. Cevap kâğıdınızı
başkaları tarafından görülmeyecek şekilde tutmanız gerekmektedir. Cevap kâğıdına yazılacak her türlü yazıda
ve yapılacak bütün işaretlemelerde kurşun kalem kullanılacaktır. Sınav süresi bittiğinde cevapların cevap
kâğıdına işaretlenmiş olması gerekir. Soru kitapçığına işaretlenen cevaplar geçerli değildir.
8. Soru kitapçığınızı alır almaz, sayfaların eksik olup olmadığını, kitapçıkta basım hatalarının bulunup bulun-
madığını ve soru kitapçığının her sayfasında basılı bulunan soru kitapçığı numarasının, kitapçığın ön kapağında
basılı soru kitapçığı numarasıyla aynı olup olmadığını kontrol ediniz. Soru kitapçığınızın sayfası eksik ya da
basımı hatalıysa değiştirilmesi için salon başkanına başvurunuz.
9. Size verilen soru kitapçığının numarasını cevap kâğıdınızdaki “Soru Kitapçığı No” alanına kodlayınız.
10. Sınav sonunda soru kitapçıkları toplanacak ve ÖSYM’de tek tek incelenecektir. Soru kitapçığının bir sayfası bile
eksik çıkarsa sınavınız geçersiz sayılacaktır.
11. Cevap kâğıdına ve soru kitapçığına yazılması ve işaretlenmesi gereken bilgilerde bir eksiklik ve/veya yanlışlık
olması hâlinde sınavınızın değerlendirilmesi mümkün olamamaktadır. Tarafınızdan yazılması ve işaretlenmesi
gereken bu bilgilerde eksiklik ve/veya yanlışlık olduğunda durumunuz Sınav Salon Tutanağında belirtilecektir.
12. Soru kitapçığının sayfalarındaki boş yerleri müsvedde için kullanabilirsiniz.
13. Soruları ve/veya bu sorulara verdiğiniz cevapları ayrı bir kâğıda yazıp bu kâğıdı dışarı çıkarmanız kesinlikle
yasaktır.
14. Her testin cevaplarını cevap kâğıdındaki ilgili alana işaretlemeye dikkat ediniz.
15. Sınav salonundan ayrılmadan önce, soru kitapçığınızı ve cevap kâğıdınızı salon görevlilerine teslim etmeyi
unutmayınız.
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimi zin yazılı i zni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu
ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
1. Yahya Kemal’i ve Nazım Hikmet’i ayrı tutarsak küçük 3. Bir sanatçımız şöyle diyor: “Dergiler, edebiyatın yeral-
mutluluklar Türk şiirine Garip döneminde bir uğrayıp tı haritasıdır.” Nitekim bu dergilerde ilk ürünleri yayım-
geçmiştir, diyebiliriz. Biraz Ziya Osman, çok az Cahit lanan genç şairlerin çoğu, bir süre sonra çalışmalarını
Sıtkı… Onun dışında “Hüzün ki en çok yakışandır bi- kitaplaştırarak şairliklerinin ilk kilometre taşlarını ko-
ze.” anlayışı egemendir. Cemal Süreya’nın, Garip- yarlar.
çilerin izine basarak yürüdüğü kimi şiirlerinde de bu
anlayışın yansımalarını görürüz. Ne var ki onun şiirle- Bu parçada geçen “edebiyatın yeraltı haritası olma”
rinde genel olarak ince bir hüzün söz konusudur. sözüyle, dergilerin hangi özelliği belirtilmek isten-
miştir?
Bu parçada geçen “izine basarak yürüme” sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarları, yeni yazınsal türlere yönlendirme
C) Yenilerini eskilerinden ayırabilmek A) İyi şiirler, şairlerinden zengin bir birikim ister.
5. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraç 7. (I) Yaşadığı dönemin şiir anlayışından uzaklaşarak
içindeki sözün anlamını içermemektedir? uçlarda dolaşan, alışılmadık bağdaştırmaları ve imge-
leriyle zaman zaman, bilinen söylemin dışına taşan
şair, sürekli yenilikler peşinde koşmuştur. (II) Karşı-
A) Öykünüzü, yaşamın akışını düşündüren bir do- laştığı insanlık durumlarına yeni duygu ve anlamlar
ğallıkla yazın, bunu yapabilecek güçlü bir kalemi- yükleyerek onları yeniden yazmıştır. (III) Şiirlerini
niz var. (yazarlık yeteneği olmak) oluştururken boş alanlar bırakmış, uzun dizeleri kır-
mıştır. (IV) Şiirde bir yenilik gerçekleştirmek için dilin
yerleşik söz değerlerini olduğu gibi kullanmaktan ka-
B) Öykünüzdeki bilinmeyenlerden kurtulmak için öy- çınmış, dili yeniden kurmaya yönelmiştir. (V) Şiirle-
küdeki kadının kim olduğunu, nasıl bir yaşam rinin çoğunda, çok anlamlı sözcükler kullanarak deği-
sürdüğünü, ne iş yaptığını görünür kılın. (belir- şik çağrışımlar uyandırmıştır.
ginlik kazandırmak)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi,
C) Sizin yaptığınız gibi, bir dönemi küçük bir öyküye
sözü edilen şairin şiirlerinin içeriğiyle ilgilidir?
sığdırmak herkesin üstesinden gelebileceği bir iş
değildir. (zorluğu yenmek)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışı- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangile-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? ri anlamca birbirine en yakındır?
9. (I) Berna Moran’ın deyişiyle “huzursuzluğun romanı”, 11. Şairler arasında öteden beri süregelen açık ya da giz-
Fethi Naci’ye göre de “Türkçenin en güzel aşk roma- li bir yarış vardır. Oysa aynı gözeden su içen, aynı
nı” olan Huzur’un yayımlanışının üzerinden yaklaşık güneş altında ısınan, aynı ağacın gölgesinde oturan
elli yıl geçti. (II) Bu romanda olaylar, bir ağustos günü insanlardır onlar. Birbirlerine, sanıldığından daha çok
başlar ve radyodan İkinci Dünya Savaşı’nın başladı- ihtiyaçları vardır. Ölmüş şairlerle, onların anıları üze-
ğını haber veren bir anonsla biter. (III) Her ne kadar rinde yaşatılan dostluklar da dâhildir buna. ----? Kıs-
ilk bakışta aşk romanı gibi görünse de günahın ve ka- kanmalar, görmezden gelmeler, kara çalmalar… Neyi
vuşmanın değil, Doğu’yla Batı’nın, huzursuzluğun, paylaşamazlar? Herkesin kabı kendine göredir, ala-
zaman ve müziğin romanı olarak kabul edilir. (IV) Hu- cağı su miktarı bellidir oysa. Paylaşmanın, el ele ve-
zur, hiçbir zaman Madam Bovary’nin yarattığı etkiye rerek yaratacakları eleştiri ortamının sağlayacağı ya-
benzer bir etki yaratmamıştır. (V) Madam Bovary gibi rarlar üstünde durmak ve bunu geliştirmek varken ne-
can sıkıcı taşranın romanı değildir Huzur; tam tersine dir bu yok edici yarış?
çok eski, çok köklü bir kentin, İstanbul’un, Boğazi-
çi’nin romanıdır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de değerlendirme söz konusu değildir? A) Şairler arasındaki bütün bu çatışmalar gerçekte
şiirimizin tematik haritasını daraltır mı
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
B) Bunu bilmelerine karşın nedir bu sevgisizlik şair-
ler arasında
C) Öyleyse neden şiirin kolaya kaçma sanatı olduğu
izlenimi yaratılıyor
D) Şairler, birbirlerini değerlendirirken şiirsel ölçütler
kullanırlar mı
10. (I) Günümüzde, yeni yetişen genç yazarlar kendinden E) Oysa her şair, şiirini kendi yaşam serüveninden
öncekileri tanımadıkları, okumadıkları için bir eksiklik çıkarmaz mı
duymuyor sanki. (II) Bunlar deneyimli, usta yazarların
önünde yaprak gibi titremiyor artık, kendine çok güve-
niyor. (III) Bununla birlikte yapıtları ilgiyle karşılanan,
geniş okur kitlelerine seslenen sanatçının çok iyi ya-
zar olduğu yanılgısına düşüyor. (IV) Yeni kuşağın “Ne
olacaksa çabucak olsun.” düşüncesinden doğan bu
gözü kara yarış, bence oldukça tehlikeli. (V) Çünkü
bu, bireyciliğin, “ben ben”ciliğin egemenliği anlamına
gelir.
12. Sokrates’ten önceki ilk Batılı filozoflar, geçmişten iki 13. Türküler, şiirler iç dünyamızın sesi olarak yazılmış ol-
büyük kopuşu aynı anda gerçekleştirdiler. İlk önce, salar da bizden çıktıkları anda topluma mal olmuştur
kendi akıllarını kullanarak dünyayı anlamaya çalıştı- artık. Yalnız topluma mal olmakla kalsa iyi. Yerelden
lar. Bu tek başına, tümüyle yeni bir şeydi ve insanın ulusala, ulusaldan evrensele bir değişme ve gelişme
gelişmesinde en önemli köşe taşlarından birini oluş- çizgisi izleyerek bütün insanlığın ortak değeri hâline
turdu. Aynı zamanda insanlara, akıllarını nasıl kulla- gelir. Örneğin Yunus Emre’nin şiirlerinde yansıtılan
nacaklarını ve kendi başlarına nasıl düşüneceklerini duygular salt bize mi özgüdür? Neruda, yalnızca Şi-
de öğrettiler. ----. Onlar bilgi birikimlerini olduğu gibi li’nin acılarını yansıtmıştır, deyip dışlayabilir miyiz onu?
öğrencilerine aktarmak yerine, onları tartışmaya, Acısı acımız olmuştur, halkı da halkımız. Kısaca ----.
düşünce alışverişinde bulunmaya, kendi düşüncele-
rini ileri sürmeye ve savlarını kanıtlamaya özendiren Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
öğretmenlerdi. aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
14. Gerek edebiyat dergilerinde gerekse gazetelerin sa- 15. Yayınevlerinin tercihi her zaman romandan yana ol-
nat-edebiyat sayfalarında yer alan söyleşilerde, ne- muştur. Yalnız bizde değil, dünyada da böyle. Öykü-
dense hep aynı konular konuşuluyor ve bundan bir ler ise daha çok dergilerde varlıklarını sürdürüyor.
türlü vazgeçilmiyor. Bir yazarın yeni bir romanı mı Öykü kitabı yayımlamakta direnen genç yeteneklere
çıkmış, sorusu hemen hazır: “Bu yapıtınızı yazarken olanak sağlayan yayınevleri - neyse ki - var. Şu da bir
neyi amaçladınız?” ya da “Yapıtınız yaşadıklarınız- gerçek ki beş altı yıldır durağan bir ortamda kendini
dan izler taşıyor mu?” Cevaplar da üç aşağı beş yu- yineliyor öykü ama yenileyemiyor. Bu nereye kadar
karı aynı düşünceler etrafında dönüyor. Peki neden sürer, kestirmek güç; ardından bir yükselişin, belki de
bu sınırlılık? Bence bu, yazardan değil, soruyu so- sıçramanın yaşanacağı kesin.
randan kaynaklanıyor. Çünkü söyleşilerde asıl yön-
lendirici, soruyu sorandır. Bu nedenle sanatçının dü- Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
şünce üreterek sanatını geliştirmesinde ve yapıtları- olarak söylenmiş olabilir?
nın değerlendirilmesinde ona sorulacak soruların
önemli bir payı vardır. ----.
A) Yayınevleri öykü seçiminde hangi ölçütlere bağlı
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre kalıyor?
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
B) Roman türündeki kalıplaşmaya gidiş konusunda
ne düşünüyorsunuz?
A) Bütün bunlara bakarak eleştirel yaklaşımın ne
C) Öykücülerin soyut konulara ağırlık verişini neye
denli önemli olduğunu söylemek hiç de yanlış ol-
bağlıyorsunuz?
maz
D) Türk edebiyatında romanın yükselişi karşısında
B) Bu sorun bence temelde birbirini izleyen aynı öykünün konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
nitelikteki durumların art arda sıralanmasından
doğuyor E) Genç yazarları öykü yazmaya yönlendirmek için
neler yapılabilir?
C) Hangi yazara sorarsanız sorun, hepsi kendine
özgü yazma yöntemlerinin olduğunu söyleyecek-
tir
D) Üstelik yapıtın niteliğini yazarın donanımı belirler
ve bunun üzerine söylenebilecek çok söz vardır 16. Modayı sevmem. Örneğin herkesin aynı anda, aynı
şeyleri giymesi, bana nedense ters gelir. Benim pus-
lu, gözlerden uzak ve reklamı çok yapılmamış olan
E) Kısaca hem eleştirmenlerin hem de sanatçılarla hoşuma gider her zaman. Çünkü yönlendirilmeyi de-
söyleşi yapanların, her düzeyden insanın ilgisini ğil, özgürce keşfetmeyi severim. Bilinçaltıma baskı
çekecek nitelikte sorular sorması gerekiyor yapılmasını istemem.
17. Ödüller, genç bir şairin adının altı fosforlu bir kalemle 19. İnsanlar, toplu hâlde yaşama gereksinimi duyarlar.
çizilerek şiirlerinin tanınmasına olanak sağlıyorsa az Bunun için herkesin üzerinde anlaştığı, gittikçe yay-
şey mi bu? Ya da usta bir şairin, şiire verdiği emeğin gınlaşan ortak bir değerler sistemi gerekir. İşte ahlak,
ödülle taçlandırılmasının ne sakıncası olabilir ki? Üs- bu türden bir değerler sistemidir. Toplumda çekişen
telik şiir kitaplarının hemen hemen hiç satılmadığı, ve çatışan tarafların hiçbir ortak yanı kalmadığı du-
dolayısıyla kitapçıların, bu kitapları raflarına koymaya rumlarda bile birleştirici bir güç durumundadır. Ör-
yanaşmadığı ve dağıtımcıların, “şiir” sözcüğünü duy- neğin, dürüstlüğü değil de yalancılığı ya da sahte-
duğunda yüzlerini buruşturduğu günümüzde… Şiirin kârlığı kimse öneremiyor. Sadakat yerine ihanet, ada-
bu konumuna gönlü razı olmayan şairlerin verdiği let yerine haksızlık değerli gösterilemiyor. Çünkü ah-
emekleri, bütün şiirseverlerin takdirle karşılaması ge- lak, bir insan topluluğunun, üzerinde birleştiği ortak
rektiği kanısındayım. paydayı oluşturuyor.
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden ya- Bu parçadan ahlakla ilgili olarak aşağıdakilerin
kınmaktadır? hangisi çıkarılabilir?
A) Ödüllere karşı çıkılmasından A) İlkelerinin kişiden kişiye değişen, göreceli bir ni-
telik taşıdığı
B) Ödüllerin gelişigüzel dağıtılmasından B) Davranışları ve ilişkileri düzenleyen ana kurallar
olduğu
C) Günümüzde değer yargılarının değişmesinden C) Toplumdan topluma farklı özellikler taşıdığı
D) Genç şairlerin ödül alınca ustalaştıklarına inan- D) Yasaların öngördüğü yaptırımları içerdiği
malarından
E) Sanatçıların, yaratılarını oluştururken gerekli E) Kişileri değerlendirmede ayırıcı bir ölçüt olduğu
özeni göstermeyişlerinden
20. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından bu yana nostalji, 21. Bir zamanlar edebiyatın gücüne, bir şeyleri değiştire-
başka bir deyişle eskiye duyulan özlem gittikçe yay- bileceğine inanırdım. Benim için edebiyat, yaşam bo-
gınlaşıyor. Bu, bir bakıma insanların yaşamlarından yu temiz kalmanın, vicdani ve ahlaki çürümeye karşı
giderek daha fazla yakındıklarının bir göstergesi. Ar- durmanın göstergelerinden biriydi. Yıllarım, bu inan-
tık her kuşak yaşamın daha az mekanik, doğallığın cın etkisiyle gelişen bir tutkunun peşinden koşmakla
daha yaygın olduğu bir dönemi özlüyor. Bu özlem hiç geçti. Ama artık kabul edelim, bugünün insanı sözün
bitmeyecek gibi görünüyor. Çünkü teknolojik geliş- değerini bilmiyor. Okumayı sevdiğini söylüyor ama iyi
meler yaşamı kolaylaştırdığı ölçüde daraltıyor da. Bu romanlardan, öykülerden, gerçek şiirden habersiz.
yüzden günümüz insanı gözlerini geçmişe çeviriyor. Ömrünü edebiyata vermiş, köşesinde sessiz sessiz
Söz gelimi eski trenler böyle miydi, diye başlıyor, in- yaşayan gerçek yazarlara sırtını dönmüş. Yalnızca,
sanların atlı arabalarla yolculuk ettikleri günlere kadar yapıtları çok sattığı için kimi yazarların önünde uzun
gidiyor. kuyruklar oluştururken edebiyatın insanı çağırdığı o
gerçek dünyayı aşındırdığının farkında bile değil. Pe-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? ki, o zaman edebiyat ne işe yarıyor? Söylemesi zor
ama edebiyat bugün, yaratıları ilgi görmeyen üç beş
A) kişinin sığındığı, kuşatılmış bir kale.
İçinde bulunduğumuz koşulların geçmişi güzel-
leştiren çağrışımlar yarattığı Aşağıdakilerden hangisi edebiyatla ilgili olarak bu
B) İnsanlar arasındaki içtenlikli ilişkilerin yitip gittiği parçada yakınılan durumlardan biri değildir?
22. Çocukluğumuzda kaç kez duyduk kim bilir: “Çok oku- 23. Benim ansiklopediyle tanışmam, ortaokulda ödev
yan mı bilir, çok gezen mi?” Cevaptan çok, sorunun yapmak için kütüphaneye gittiğim günlere rastlar. Bir
kendisi önemliydi sanki. Ortada derin bir ikilem var- ansiklopediye sahip olmak o yıllarda, hayal edilemez
mış gibi ciddiyetle yöneltilirdi soru. Her seferinde bir şeydi. O, ancak bir kütüphanede bulunur ve belli
“Çok okuyan!” dememiz beklenirdi. Galiba ilköğ- bir süreliğine alınıp bakılabilir, dokunulabilir bir nes-
retimdeki öğretmenlerimiz, okuma sevgimizi böyle ar- neydi. Kocaman cüssesiyle bir ansiklopediyi kucakla-
tırmaya çalışırdı. Çok okumakla çok gezmek asla yan mak, sayfalarını karıştırmak, bir maddeyi arayıp bul-
yana gelemezmiş gibi… Bense okumayı da gezmeyi mak, başka bir gezegene inmek ve orada keşiflerde
de tutkuyla seven biri olarak ikiye bölünürdüm. Hiçbir bulunmaktan farksızdı. Ne yazık ki şimdiki çocuklar
zaman ısınamadım bu yapay ikileme, okumanın da ansiklopedi bile karıştırmıyorlar. O büyülü dünyadan,
içten içe bir seyahat olduğuna inandığımdan, her ki- o heyecandan habersiz yaşıyorlar. Öğretmenler ödev
tabın bizi başka bir yolculuğa çıkardığını düşündü- verirken “İnternetten bulun.” diyorlar. Onlar da hiçbir
ğümden. Okuyarak gezmek, her kitabı başlı başına çaba göstermeden İnternetten buldukları bilgiyi kop-
bir serüven sayarak bir başka ortama, bir başka ya- yalıyor; okuyup değerlendirmeden, hiçbir şey öğren-
şama uzanan bir yolculuk yapmak mümkündür çün- meden götürüp veriyorlar.
kü. Gezerken de her insanı ve her hayatı bir kitap gibi
düşünerek dünyayı okumak da mümkün. Okumak ve Bu parçada belirtilenler arasında aşağıdakilerden
gezmek aslında o kadar iç içe ki… hangisi yoktur?
24. Hemen hepimiz yazılarımızda, yerli yersiz alıntılar 25. Bazı sanatçılar, yaratıcılıklarını kamçılayan büyülü
yapmaktan, özellikle sözü, alçak gönüllülükle yabancı I
ozanlara, çağdaş düşünürlere bırakmaktan fazlasıyla
hoşlanıyoruz. Kimi zaman bunu öyle abartıyoruz ki anları “beyaz an” diye adlandırırmış. Yakalandığı
yazar olarak konuyla ilgili ne düşündüğümüz anlaşıl- II
mıyor. Ayrıca aynı alıntıların değişik yazarlarca da
kullanıldığını görüyoruz. Böylece tekrarın tekrarı bir sırada “Sonra devam ederim.” diyerek asla kesinti-
okuma, zaman kaybına, okuma ediminin yavanlaş- III
masına yol açıyor. Bu nedenle kendi özgün düşünce-
mizi dayanaklarıyla işlemeliyiz yazılarımızda. Yüzey- ye uğratılmaması, ertelenmemesi gerekirmiş bu
sellikten olabildiğince kaçınmalıyız. Kendi düşüncele-
rimizin de örneğin bir Valéry’ninki, Deleuze’ünki kadar
anın. Çünkü dönüp bakıldığında yerinde bulunama-
önemli olduğuna inanarak bir öz güven geliştirmeliyiz.
IV
Bu parçada alıntıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
yabilirmiş. Tükeninceye değin hakkının verilmesi
hangisine değinilmemiştir?
A) Yazılarda kullanılırken aslına bağlı kalınmadığına gerekirmiş, her zaman karşılaşılamayan bu beyaz
V
B) Belirli örneklere sık sık başvurulduğuna anların.
26. (I) Rengi uçmuş, sıradan yaşamımızda kendimize bir 28. (I) Yatılı olarak okuduğum ortaokul yıllarında, yaz ta-
ziyafet çekmek istediğimiz zaman kitapların kapağını tillerinde Kozlu’ya, ailemin yanına özlemle dönerdim.
aralarız. (II) Büyük bir açlıkla sayfaları çeviririz. (II) O yaşlarda evden yedi-sekiz ay uzakta kalmak ko-
(III) Gözlerimiz sözcükleri iştahla birer birer yerken lay değildi. (III) Arkadaşlarımı, okulumu çok seviyor-
zamandan ve mekândan kopuveririz. (IV) Başka in- dum, bugün de süren dostlukların temeli o yıllarda
sanların, başka diyarların görünmez konukları oluve- atılmıştı ama aile özlemi bir başka şeydi. (IV) Evimiz,
ririz. (V) Bu deneyimin ardından yaşadığımız ana geri denizin hemen kıyısındaki bir tepenin yamacındaydı.
döndüğümüzde ise ruhumuzda kopan fırtınalar ya (V) Dalga sesleri odamda sürekli yankılanırdı ve ben
şiddetlenir ya da dinginleşir ama her zaman bir şeyler doyamadığım o denizi, dalgaları büyük bir hazla izler-
değişir içimizde. dim. (VI) Hâlâ Kozlu’yu, o evi ve o dalga seslerini, öz-
lemin içimi sızlatan acısıyla anımsarım.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-
rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de ögelerin dizilişi “zarf tümleci, nesne, zarf tümleci
A) I. cümlede, nesne, belirtili isim tamlamasından ve yüklem” biçimindedir?
oluşmuştur.
A) I. B) II. C) III. D) V. E) VI.
B) II. cümlede, durum zarfı kullanılmıştır.
B) Ünlü düşmesi
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden
hangisi yanlıştır? C) Sürerlik fiili
30. Bir uğultu başlıyor söz dağarcığımda, sözcükler 32. Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Medet Köyü’nde ya-
Bu cümledeki altı çizili sözcüklerin hangisinde tanır. Usta derme çatma köy evinde yumurta kabu-
ünsüz benzeşmesi vardır?
33. Eğer o şiirler, o romanlar, o öyküler, o tiyatro yapıtları 35. (I) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz; onlar, metinlerde
olmasaydı, söylemek bile fazla, duygularımız daha az geçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın büyüsün-
bilinecek, bilgilerimiz daha az olacaktı. Çünkü ede- den çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denen
biyat, daha iyi duymamızı, daha iyi düşünmemizi sağ- bir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (III) Çünkü
lar. Daha doğru, daha insanca yaşamamıza yardımcı “olay” onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim,
olur. çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup getirmeme,
okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiir-
Bu parçada, virgülün işlevleriyle ilgili olarak aşa- lerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz.
ğıda verilenlerden hangisine uygun bir örnek (V) Bu da bize, Borges’in de dediği gibi, şiirin
yoktur? öğretilemeyecek ama duyumsatılabilecek bir tür oldu-
ğunu gösteriyor.
A) Ara sözleri ayırma Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
B) Sıralı cümleleri birbirinden ayırma
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
C) Özel olarak vurgulanması gereken bir ögeyi be-
lirtme
D) Tırnak içinde verilmeyen aktarma cümlelerini be-
lirtme
E) Art arda sıralanan eş görevli sözcük kümelerini
ayırma
36. (I) Editör, bir yayınevinin olmazsa olmazlarındandır.
(II) Yayımlanacak bir yapıtı düzenlemek, yayıma ha-
zırlamak ve yayımlamak gibi birçok işi ve işlevi var.
(III) Yazarın ve eserinin seçilmesinden, nasıl yayımla-
nacağına değin yayımlama işinin bütün aşamalarını
34. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bo- kapsayan zorlu bir iştir bu. (IV) Günümüzde editörlük,
zukluğu vardır? yayıncılık alanında kurumsallaşamamış işlerden.
(V) Yazarların çoğu, editörün yaptığı işi küçümseyip
onu yalnızca bir düzeltmen olarak algılıyor. (VI) Bu
A) Diplomalarını alacak öğrenciler salona sırayla gi- yüzden de editörlüğü böyle algılayan birçok yazarın
riş yaptılar. yayımlanan kitaplarında yanlışlardan geçilmiyor.
B) Müjdeyi vermek için mutfağa, annesinin yanına
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa-
heyecanla koştu.
ragraf hangi cümleyle başlar?
C) Konuşmasına başlamadan önce dinleyicilere
şöyle bir baktı. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
D) Eski öğrencilerin de katıldığı büyük bir toplantı
düzenlediler.
E) Yarıyıl tatilinde yapılacak olan Amasra gezisi er-
telendi.
37. (I) İnsan ilişkilerinin öneminin yeterince kavranmamış 39. Yazınsal yaratıcılığın gizi, ana dilde, ana dilin söz de-
olması, çocuk gelişimiyle ilgili birtakım sorunları da ğerlerindedir. Buna erişmesi, yazarın, ozanın önce-
beraberinde getirdi. (II) Söz gelimi günümüzde, kendi likle ana dilini, onun söz değerlerini sevmesine bağlı-
kendine oyun kuramadığı için üretken olamayan, edil- dır. Bu sevgiden yoksunsa kişi, gerçek anlamda yara-
gen, çevreye karşı ilgisiz, evlere hapsolmuş çocuklar tıcı olamaz. Büyük bir ozan da yaratıcılığın dilde, söz-
yetişiyor. (III) Bunların hayal güçleri, erken yaşta ta- cüklerde olduğunu söylüyor. Şöyle diyor sözcükler
nıştıkları ve hayatlarının doğal bir parçası olan tele- için: “Onların önünde ben diz çökerim, bana kalk de-
vizyonla ve bilgisayar oyunlarıyla sınırlanmış durum- yinceye değin kıpırdamam. Kısaca, değer veririm on-
da. (IV) Televizyondaki reklamlar çocukları ticari birer lara, arkalarından giderim sözcüklerin, izlerim onları.
araç olarak görüyor. (V) Kaba kuvveti ve silah kullan- İşte ben böylesine severim sözcükleri.”
mayı özendiren, sanat değeri düşük filmler ve kimi
yayınlar yüzünden özellikle çocuklar, çeşitli psikolojik Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
sorunlarla yüz yüze geliyorlar. (VI) den hangisi söylenemez?
E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
1. Bu testte sırasıyla, Tarih (1–17), Coğrafya (18–31), Felsefe (32–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Sosyal Bilimler Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
D) I ve II E) I, II ve III
5. XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti, iltizam usulünde yap- 7. Aşağıdakilerden hangisinin Osmanlı Devleti’nde
tığı değişiklikle yüklü bir peşin ödemeyi de öngören yerli tüccar kesiminin güçlenmesini engellediği
malikâne usulünü getirmiştir. Buna göre mukaatalar savunulamaz?
mültezimlere daha önceki gibi üç yıllık sürelerle değil,
sürekli olarak ihale edilmeye başlanmıştır. A) Yabancılara kapitülasyonlarla ayrıcalıklar tanın-
ması
Yapılan bu değişiklikle güdülen amaç aşağıdaki-
lerden hangisidir? B) Üretimin tarıma dayalı olması
A) Yeniçeri Ocağının kaldırılmasına ortam hazır- C) Osmanlı deniz taşımacılığının yetersiz olması
lamak
B) Tek hazine sisteminden çoklu hazine sistemine D) Osmanlı sanayisinin rekabet gücünü giderek yi-
geçmek tirmesi
C) Hazineye daha fazla gelir sağlamak E) İpek ve Baharat yollarının önemini kaybetmesi
D) İşgaller karşısında halkın desteğini almak Onur, yukarıdaki azınlıklardan hangilerini söyle-
seydi Ahmet’e doğru bilgi vermiş olurdu?
E) Mebuslar Meclisini kapatmak
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
13. Sakarya Savaşı kazanılmasına karşın Yunan or- 15. Hindistan’daki bir tarikatın lideri olan Ağa Han ile İn-
dusunu kesin yenilgiye uğratan Başkomutan giltere Kralı’nın özel danışmanı Hintli Emir Ali, Baş-
Meydan Savaşı’nın yaklaşık bir yıl sonra yapılma- bakan İsmet Paşa’ya bir mektup yollayarak halifelik
sına aşağıdakilerden hangisinin neden olduğu sa- kurumuna dokunulmamasını rica etmişlerdir.
vunulabilir?
Bu durumun, halifelikle ilgili olarak
A) Doğu Cephesi’nde fiili mücadelenin sona erme- I. bu kurumun, tüm Müslümanlar üzerinde siyasal
sinin beklenmesi gücünün olduğu,
B) Ayaklanan Çerkez Ethem birliklerinin dağıtılması II. yabancıların, bu kurumu Türkiye’nin içişlerine
müdahale amacıyla kullanmak istedikleri,
C) İtalyanların birliklerini Anadolu’dan çekmeye baş- III. bu kurumun varlığının ülkede tartışma konusu
laması olduğu
D) Türk ordusunun eksiklerinin tamamlanması durumlarından hangilerine kanıt olduğu savunu-
labilir?
E) Ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için Tekâlif-i
Milliye Emirlerinin çıkarılması A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
C) Devletçilik D) Laiklik
E) Cumhuriyetçilik
17. Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti sadece iki şeye güve- 19. Türkiye’de, enerji tasarrufu sağlamak amacıyla yaz ve
nir. Biri millet kararı, diğeri en elim ve güç şartlar için- kış saati uygulanmaktadır. Bu uygulama kapsamında
de dünyanın takdirlerine hakkıyla layık olan ordumu- yılın yaklaşık beş aylık döneminde 30º Doğu meridye-
zun kahramanlığı; bu iki şeye güvenir.” demiştir. ninin, diğer dönemde ise 45º Doğu meridyeninin yerel
saati ulusal saat olarak kullanılmaktadır.
Atatürk’ün, bu sözüyle millî gücün
Buna göre, 45º Doğu meridyeninin yerel saatinin
I. siyasi, ulusal saat olarak kullanıldığı dönemde, Türkiye’ de,
aşağıdakilerden hangisi yaşanmaz?
II. askerî,
D) I ve II E) II ve III E) En sıcak ay
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
Aşağıdakilerden hangisi yapılırsa bu hata gideril-
miş olur?
21. Aşağıdaki haritada beş farklı doğrultu numaralarla 23. Orografik yağışlar, denizden gelen nemli hava kütle-
gösterilmiştir. lerinin kıyı çizgisine paralel uzanan dağ sıralarına
çarparak yükselmesi sonucu meydana gelir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Buna göre, bu tatil beldesinin aşağıdakilerden D) Karbon ve Perm dönemlerinde, bu kıtalarda daha
hangisinde yer alması beklenir? ılıman bir iklimin olduğunu
A) Datça Yarımadası’nda
E) Bu kıtalardaki yer şekillerinin, Karbon ve Perm
B) Gelibolu Yarımadası’nda dönemlerindekiyle aynı olduğunu
C) Bolu Dağları’nda
D) Çukurova’da
E) Çandarlı Körfezi’nde
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
28. Aşağıdaki grafikte, 1750-2000 yılları arasında Avrupa 30. I. Siyasi bölgeler zamanla işlevini yitirebilir.
ve Afrika kıtalarının nüfusu gösterilmiştir.
II. Siyasi bölgeyi oluşturan ülkelerde dil, din ve ırk
birliği vardır.
A) I ve III B) II ve IV C) III ve V
D) I, II ve V E) I, III ve IV
A) 1750-1900 yılları arasında Afrika’dan kıta dışına 31. Aşağıdakilerden hangisi, insanın doğaya olan et-
yoğun göç olmuştur. kisine örnek gösterilemez?
B) Üniversite kurulması
32. Zekânın ve bilgeliğin ölçütünün zenginlik olduğunu 34. Nesnenin bilgisinin söz konusu olabilmesi için önce
düşünen kişiler, Thales’le yoksul olduğu için alay nesnenin var olması gerekir. Örneğin ağacın ne oldu-
ederler. O da bunun üzerine zeytinin az olduğu o yıl, ğundan, türlerinden, yararlarından söz edebilmek için
elindeki bütün parayla, ihtiyaç olmadığı için ucuzlamış öncelikle “ağaç” denilen bir şey var olmalıdır.
olan ve zeytinyağı üretiminde kullanılan tüm presleri
satın alır. Sonraki hasat mevsimi geldiğinde ihtiyacı Bu parça aşağıdaki yargılardan hangisini destek-
olanlara bu presleri kendi belirlediği fiyattan kiralayarak ler?
çok para kazanır.
36. Filler neden büyük, gri ve kırışıktır? Çünkü ufak, beyaz 38. Nasrettin Hoca bir gün oğluyla birlikte şehre gitmek
ve yuvarlak olsalardı aspirin olurlardı. Ufak bir fil hayal üzere yola çıkar. Şehre birçok köyün içinden geçilerek
ederek ona “ufak bir fil” diyebiliriz. Beyaz bir fil hayal gidilmektedir. Hoca eşeğin üzerinde, oğlu da yürüyerek
ederek ona “beyaz bir fil” diyebiliriz. Kırışıksız bir fil de onu takip eder. İlk köyden geçerken köylüler “Koskoca
“kırışıksız bir fil” olur. Başka bir deyişle büyüklük, grilik adam eşeğe binmiş, küçücük çocuğu yürütmeye utan-
ve kırışıklılık, Aristoteles’in bir fili fil yapan şeyin ne mıyor!” diye kınarlar. Sonraki köyden geçerken Hoca
olduğunu tanımlama sınavını geçemez. Çünkü aspirin yürür, oğlu da eşeğin üzerindedir. Oradaki köylüler de
gibi ufak, beyaz ve yuvarlak bir şey bir fil olamaz ve “Görüyor musun saygısız çocuğu, koca adamı yürütü-
böyle bir nesneyle karşılaştığımızda aklımıza “Hey, yor.” derler. Üçüncü köyde Hoca ve çocuk eşeğe birlikte
ağzına attığın bir aspirin mi yoksa alışılmamış türden bir biner, bu kez de eşeğe acımıyorlar diye suçlanırlar.
fil mi?” diye sormak gelmez. Dördüncü köyde çocuk da Hoca da yürür, kınanmaktan
nasiplerini alırlar. Beşinci köyde Hoca ve oğlu eşeği
Bu parçada varlıkla ilgili aşağıda verilenlerden birlikte taşımalarına karşın kınanma durumu değişmez.
hangisi sorgulanmaktadır?
Bu parça ahlak felsefesinin temel problemlerinden
A) Ana maddenin neliği hangisinin soruşturulmasında örnek verilebilir?
E) Zorunlu varlık/mümkün varlık ayrımı C) Ahlakta her zaman iyi niyet yeterli midir?
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Temel Matematik Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 6 B) 2 C) 0 D) E)
2.
D) 1006 E) 1008
A) 4 B) 8 C) 9 D) 15 E) 16
8.
6.
A) 3 B) 4 C) 6 D) 8 E) 9
olduğuna göre, aşağıdaki sıralamalardan hangisi
doğrudur?
A) B) C)
D) E)
9.
A) B) C) 1 D) 2 E) 4
A) 9 B) 11 C) 12 D) 13 E) 15
A) x B) C)
D) E)
A) 8 B) 9 C) 10 D) 12 E) 15
olduğuna göre, ifadesinin değeri kaçtır?
A) B) C) 0 D) 1 E) 4
15.
a bir pozitif tam sayı ve ’tir. p bir asal sayı
olduğuna göre,
16. n bir pozitif tam sayı olmak üzere, n’yi kalansız bölen 19. Rasyonel sayılar kümesinde bildiğimiz toplama ve
pozitif tam sayıların kümesi S(n) ile gösteriliyor. çarpma işlemleri tanımlanıyor.
Buna göre, kesişim kümesinin ele- Buna göre, aşağıdakilerden hangisinin hem top-
man sayısı kaçtır? lama hem de çarpma işlemine göre tersi bir tam
sayıdır?
A) 4 B) 5 C) 6 D) 8 E) 9
A) B) C) 0
D) 2 E)
fonksiyonları veriliyor.
18.
A) B) C)
önermeleri veriliyor. D) E)
A) B) C)
21. Gerçel sayılar kümesinde tanımlı
D) E) I.
II.
III.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) I, II ve III
22. Bir işi 5 kadın işçi 20 günde, 5 erkek işçi ise 30 günde 24. Bir fabrikada üretilen iş makinelerinin sayısı gün so-
bitiriyor. nunda kayıt altına alınıyor. Tutulan kayıtlar o günle
birlikte o günden önce üretilmiş olan iş makinelerinin
toplam sayısıdır. Beş iş gününde tutulan kayıtlar aşa-
Buna göre, 2 kadın ve 2 erkek işçi aynı işi birlikte
ğıda verilmiştir.
kaç günde bitirir?
Pazartesi ve öncesi : 20
A) 20 B) 30 C) 40 D) 45 E) 50
Salı ve öncesi: x
Çarşamba ve öncesi: 90
Perşembe ve öncesi: 140
Cuma ve öncesi: y
A) 10 B) 11 C) 12 D) 13 E) 14
25. Bir yatırımcı, hesabındaki z TL’nin bir kısmıyla altın,
kalan kısmıyla da döviz alıyor. Yatırımcı bir süre son-
ra altınlarını % 20 kâr elde ederek x TL’ye, dövizlerini
ise % 20 zarar ederek y TL’ye satıyor.
A) B)
C) D)
E)
26. Beş öğrencinin aday olduğu sınıf başkanlığı seçimin- 29. Ali, ağzına kadar suyla dolu olan bir şişedeki suyun
de adayların aldıkları oy sayıları olan A, B, C, D, E yarısını elde etmek istiyor. Bunun için aynı şişeden
arasında boş bir tane alıyor ve şişelerdeki su yükseklikleri eşit
olana kadar dolu şişeden diğerine su aktarıyor.
Suyun yarısını elde etmek için yaptığı üç farklı dene-
eşitliği vardır. me aşağıda gösterilmiştir.
Seçim sonucu dairesel grafikte gösterildiğinde
C tane oy alan adaya ait daire diliminin merkez
açısı kaç derece olur?
A) 45 B) 60 C) 90 D) 120 E) 180
A) 5 B) 4 C) 3 D) 2 E) 1
31. Bir depoda bulunan portakal ve mandalinaların mik- 34. ABC bir ikizkenar
tarı toplam 50 tondur. Portakalların % 7’si, manda- üçgen
linaların ise % 8’i çürümüştür. Çürüyen portakal ve
mandalina miktarı toplam 3,8 tondur.
32.
Bir otobüse 3 kadın binerse yolcuların ’ü kadın
’ü erkek olacaktı.
A) 21 B) 24 C) 28 D) 30 E) 32 35.
ABC bir üçgen
A) B) C) D) E)
37. 39.
Buna göre, taralı bölgenin alanı a, b ve c türünden y eksenine göre simetriği alınıyor ve A ile , B ile ,
aşağıdakilerin hangisine eşittir? C ile simetrik nokta çiftleri olacak şekilde
üçgeni elde ediliyor. Elde edilen bu üçgen de
A) B) C)
D) E)
A) B) C) D) E)
1. Bu testte sırasıyla, Fizik (1–14), Kimya (15–27), Biyoloji (28–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Fen Bilimleri Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 1 B) C) D) E)
2.
D) N’de E) P’de
4. 5.
A) 1 B) C) 2 D) E)
6. 7.
A)
(Bu işlemler sırasında sıvıların sıcaklıkları değişme-
mektedir.)
B)
C) A) B) 1 C) D) E) 2
D)
E)
8. 10.
A) K L
11. 12.
oranı kaçtır? A) B) C)
D) E)
A) B) C) 1 D) E)
13.
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
18. Uçucu olmayan bir X katısı 100 gram suda en fazla, 20. bileşiğiyle ilgili bazı bilgiler şöyledir:
’de 17 gram,
bileşiğinin 0,1 molü 12 gramdır.
’de 27 gram,
Bileşikteki X, Y, Z atomlarının kütlece birleşme
’de 39 gram oranları (X:Y:Z) sırasıyla 3:4:8’dir.
D) 21. Atom kuramına göre, baş kuantum sayısı (n) ile ilgili
’de 20 gram X katısının 100 gram suda
aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
E) ’de 30 gram X katısının 100 gram suda A) Baş kuantum sayısı, temel enerji düzeyini belirtir
ve sıfırdan büyük tam sayıdır.
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
D) Stronsiyum karbonat
22. Periyodik çizelgeyle ilgili aşağıdaki ifadelerden 23. X, Y, Z elementleriyle ilgili bilgiler şöyledir:
hangisi yanlıştır?
X’in, iyonunun elektron dağılımı ile
A) IA grubu elementlerinin elektron dağılımındaki bitmektedir.
son orbital s orbitalidir.
Y elementi, 4. periyot ve IIA grubundadır.
B) VIA grubu elementlerinin elektron dağılımı Z, VIIA grubunda ve atom numarası en küçük o-
lan elementtir.
ile biter.
Buna göre X, Y, Z elementlerinin periyodik
C) VA grubu elementlerinin elektron dağılımı çizelgedeki yerleri aşağıdakilerin hangisinde doğ-
ile biter. ru olarak verilmiştir?
B)
X
Y
Z
C) Z
D)
Z
X
Y
E)
Z
Y X
− +
A) X + ve Y3− B) Y3 ve Z C) X ve Z
− + 2+
D) Y3 ve Q 2 E) Z ve Q
Buna göre,
D) II ve III E) I, II ve III
26. X, Y, Z elementlerinden oluşan ya- 28. Bir proteinin, yüksek sıcaklıkta, düşük pH koşulunda ya
da çeşitli kimyasal maddelerin bulunduğu ortamda, üç
pılarındaki bağ türleri, aşağıdakilerin hangisinde boyutlu yapısı bozulmuş, ancak bu durumdan peptid
doğru olarak verilmiştir? bağları etkilenmemiştir.
ulaşılır.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) II ve III
Buna göre, bu makromoleküller aşağıdakilerin
hangisinde doğru olarak verilmiştir?
X Y Z
30. Hücre ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi 32. Aşağıdaki olaylardan hangisi mitoz ve mayoz II
yanlıştır? bölünmenin her ikisinde de kural olarak gerçek-
leşir?
A) Ökaryotik hücrelerde zarlı organeller bulunur.
A) Sinapsis olması
B) Yeni bir hücre ancak başka bir hücrenin bölün- B) Krossing over olması
mesiyle oluşur.
C) Haploid kromozomlu yavru hücre oluşması
C) Hücre büyüdükçe yüzey alanı/hacim oranı aza-
lır. D) Kardeş kromatitlerin birbirinden ayrılması
D) Hücre canlılığın temel birimidir.
E) Homolog kromozomların birbirinden ayrılması
A) B)
Zaman Zaman
A) 1. bireyin genotipi: OO Rr
B) 2. bireyin genotipi: AO rr
C) 3. bireyin genotipi: AA rr
Zaman Zaman
D) 4. bireyin genotipi: BO Rr
E) E) 5. bireyin genotipi: AO Rr
Zaman
34. Balıkların solungacında kılcal damarlardaki kan akışı ile 35. İnsanda, işaretlenmiş bir alyuvar, akciğer atardamarı
su akış yönü birbirine terstir. Bu iki ortam arasın- içine veriliyor; bu işaretli alyuvara bir süre sonra alt ana
daki oksijen difüzyonu Şekil 1’de şematize edilmiştir. toplardamarında rastlanıyor.
Difüzyon sonunda kanın oksijen doygunluğunda (%)
meydana gelen değişimin grafiği de altında verilmiştir. Bu alyuvar kalpten bir kez geçtiğine göre, aşağıdaki
yapıların hangisinden geçmemiştir?
E) Akciğer toplardamarı
A) B)
100 100
Su Su
50 50
Kan Kan
0 0
C) D)
Su Su
100 100
Kan Kan
50 50
Buna göre fotosentez ürünlerinin taşındığı yapı,
şekilde hangi numarayla gösterilmiştir?
0 0
A) I B) II C) III D) IV E) V
E)
Su
100
Kan
50
37. Bitkiler, çiçeklenme için gereksinim duydukları ışık 38. Çiçekli bir bitkinin üremesindeki bazı evreler aşağı-
alma sürelerine göre uzun gün bitkisi ya da kısa gün daki şekilde numaralandırılmıştır.
bitkisi olarak isimlendirilir. Bir uzun gün bitkisiyle bir
kısa gün bitkisi farklı ışık alma sürelerine tabi tutul-
duğunda gerçekleşen çiçeklenme durumları aşağı-
daki şekilde gösterilmiştir.
Bu deneyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi Bu evrelerin hangisinin sonunda meydana gelen
söylenemez? hücrelerin genotipi, bu hücreleri üreten hücre-
ninkinden farklıdır?
A) Kısa gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten az
(Bu üreme döngüsünde mutasyon gerçekleşmediği
olduğunda çiçeklenmiştir.
kabul edilecektir.)
B) Uzun gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
fazla olduğunda çiçeklenmiştir.
D) I ve II E) I ve III
C) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi, ışık
alma süresi 12 saatten az olsa da uzun gün
bitkisinin çiçeklenmesini sağlamıştır.
D) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi kısa
gün bitkisinin çiçeklenmesini önlemiştir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
47 Test Bitti.
Cevaplarınızı Kontrol Ediniz.
;f)U9]QF+
T&^&:H:<|HV
M9991.01024
(Bu numarayı c evap k âğıdınızdaki ilgili alana kodlama yı unut mayınız.)
ADI
SOYADI
DİKKAT!
SINAV BAŞLAMADAN ÖNCE AŞAĞIDAKİ UYARILARI MUTLAKA OKUYUNUZ.
1. Adınız, soyadınız, T.C. Kimlik Numaranız ve sınav salon numaranız yukarıdakilerden farklı ve
kitapçık üzerine basılı olan fotoğraf size ait değilse bunu salon başkanına belirterek size ait
soru kitapçığının verilmesini sağlayınız.
1. Bu kitapçıkta sırasıyla Türkçe Testi, Sosyal Bilimler 4. Bu testler puanlanırken her testteki doğru cevap-
Testi, Temel Matematik Testi, Fen Bilimleri Testi larınızın sayısından yanlış cevaplarınızın sayısının
bulunmaktadır. dörtte biri düşülecek ve kalan sayı o testle ilgili ham
puanınız olacaktır. Bu nedenle, hakkında hiçbir
2. Bu testler için verilen toplam cevaplama süresi 160
fikriniz olmayan soruları boş bırakınız. Ancak,
dakikadır. Bu süreyi, cevaplayacağınız testleri dik-
soruda verilen seçeneklerden birkaçını eleyebiliyor-
kate alarak kullanınız.
sanız kalanlar arasında doğru cevabı kestirmeye
3. Bu kitapçıktaki testlerde yer alan her sorunun sade- çalışmanız yararınıza olabilir.
ce bir doğru cevabı vardır. Bir soru için birden çok
5. Sınavda uyulacak kurallar bu kitapçığın arka kapa-
cevap yeri işaretlenmişse o soru yanlış cevaplan-
ğında belirtilmiştir.
mış sayılacaktır.
SINAVDA UYULACAK KURALLAR
1. Cep telefonu ile sınava girmek kesinlikle yasaktır. Çağrı cihazı, telsiz, fotoğraf makinesi vb. araçlarla; cep
bilgisayarı, kol ya da cep saati, her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlarla; silah ve benzeri teçhizatla;
müsvedde kâğıdı, defter, kitap, sözlük, sözlük işlevi olan elektronik aygıt, hesap cetveli, hesap makinesi, pergel,
açıölçer, cetvel vb. araçlarla sınava girmek kesinlikle yasaktır. Bu araçlarla sınava girmiş adaylar mutlaka Salon
Sınav Tutanağına yazılacak, bu adayların sınavı geçersiz sayılacaktır. Sınava kalem, silgi, kalemtıraş, saat
vb. araçla ve kulaklık, küpe, broş vb. takı, herhangi bir metal eşyayla girmek de kesinlikle yasaktır.
Yiyecek, içecek vb. tüketim malzemeleri de sınava getirilemez. Adaylar sınava şeffaf şişe içerisinde su
getirebileceklerdir.
2. Bu sınavda verilen toplam cevaplama süresi 160 dakikadır. Sınav başladıktan sonra ilk 120 ve son 15 dakika
içinde adayın sınavdan çıkmasına kesinlikle izin verilmeyecektir.
3. Sınav evrakını teslim ederek salonu terk eden aday, her ne sebeple olursa olsun, tekrar sınava alınma-
yacaktır.
4. Sınav süresince görevlilerle konuşmak, görevlilere soru sormak yasaktır. Aynı şekilde görevlilerin de adaylarla
yakından ve alçak sesle konuşmaları ayrıca, adayların birbirinden kalem, silgi vb. şeyleri istemeleri kesinlikle
yasaktır.
5. Sınav sırasında, görevlilerin her türlü uyarılarına uymak zorundasınız. Sınavınızın geçerli sayılması, her şeyden
önce, sınav kurallarına uymanıza bağlıdır. Kurallara aykırı davranışta bulunanların ve yapılacak uyarılara
uymayanların kimlik bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve sınavları geçersiz sayılacaktır.
6. Sınav sırasında kopya çeken, çekmeye kalkışan, kopya veren, kopya çekilmesine yardım edenlerin kimlik
bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve bu adayların sınavları geçersiz sayılacaktır. Görevliler kopya
çekmeye ya da vermeye kalkışanları uyarmak zorunda değildir; sorumluluk size aittir.
Adayların test sorularına verdikleri cevapların dağılımları bilgi işlem yöntemleriyle incelenecek, bu
incelemelerden elde edilen bulgular bireysel ya da toplu olarak kopya çekildiğini gösterirse kopya eylemine
katılan adayın/adayların cevaplarının bir kısmı ya da tamamı iptal edilecektir.
Sınav görevlileri bir salondaki sınavın, kurallara uygun biçimde yapılmadığını, toplu kopya girişiminde
bulunulduğunu raporlarında bildirdiği takdirde, ÖSYM takdir hakkını kullanarak bu salonda sınava giren tüm
adayların sınavını geçersiz sayabilir.
7. Cevap kâğıdında doldurmanız gereken alanlar bulunmaktadır. Bu alanları doldurunuz. Cevap kâğıdınızı
başkaları tarafından görülmeyecek şekilde tutmanız gerekmektedir. Cevap kâğıdına yazılacak her türlü yazıda
ve yapılacak bütün işaretlemelerde kurşun kalem kullanılacaktır. Sınav süresi bittiğinde cevapların cevap
kâğıdına işaretlenmiş olması gerekir. Soru kitapçığına işaretlenen cevaplar geçerli değildir.
8. Soru kitapçığınızı alır almaz, sayfaların eksik olup olmadığını, kitapçıkta basım hatalarının bulunup bulun-
madığını ve soru kitapçığının her sayfasında basılı bulunan soru kitapçığı numarasının, kitapçığın ön kapağında
basılı soru kitapçığı numarasıyla aynı olup olmadığını kontrol ediniz. Soru kitapçığınızın sayfası eksik ya da
basımı hatalıysa değiştirilmesi için salon başkanına başvurunuz.
9. Size verilen soru kitapçığının numarasını cevap kâğıdınızdaki “Soru Kitapçığı No” alanına kodlayınız.
10. Sınav sonunda soru kitapçıkları toplanacak ve ÖSYM’de tek tek incelenecektir. Soru kitapçığının bir sayfası bile
eksik çıkarsa sınavınız geçersiz sayılacaktır.
11. Cevap kâğıdına ve soru kitapçığına yazılması ve işaretlenmesi gereken bilgilerde bir eksiklik ve/veya yanlışlık
olması hâlinde sınavınızın değerlendirilmesi mümkün olamamaktadır. Tarafınızdan yazılması ve işaretlenmesi
gereken bu bilgilerde eksiklik ve/veya yanlışlık olduğunda durumunuz Sınav Salon Tutanağında belirtilecektir.
12. Soru kitapçığının sayfalarındaki boş yerleri müsvedde için kullanabilirsiniz.
13. Soruları ve/veya bu sorulara verdiğiniz cevapları ayrı bir kâğıda yazıp bu kâğıdı dışarı çıkarmanız kesinlikle
yasaktır.
14. Her testin cevaplarını cevap kâğıdındaki ilgili alana işaretlemeye dikkat ediniz.
15. Sınav salonundan ayrılmadan önce, soru kitapçığınızı ve cevap kâğıdınızı salon görevlilerine teslim etmeyi
unutmayınız.
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimi zin yazılı i zni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu
ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
1. Yahya Kemal’i ve Nazım Hikmet’i ayrı tutarsak küçük 3. Bir sanatçımız şöyle diyor: “Dergiler, edebiyatın yeral-
mutluluklar Türk şiirine Garip döneminde bir uğrayıp tı haritasıdır.” Nitekim bu dergilerde ilk ürünleri yayım-
geçmiştir, diyebiliriz. Biraz Ziya Osman, çok az Cahit lanan genç şairlerin çoğu, bir süre sonra çalışmalarını
Sıtkı… Onun dışında “Hüzün ki en çok yakışandır bi- kitaplaştırarak şairliklerinin ilk kilometre taşlarını ko-
ze.” anlayışı egemendir. Cemal Süreya’nın, Garip- yarlar.
çilerin izine basarak yürüdüğü kimi şiirlerinde de bu
anlayışın yansımalarını görürüz. Ne var ki onun şiirle- Bu parçada geçen “edebiyatın yeraltı haritası olma”
rinde genel olarak ince bir hüzün söz konusudur. sözüyle, dergilerin hangi özelliği belirtilmek isten-
miştir?
Bu parçada geçen “izine basarak yürüme” sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarları, yeni yazınsal türlere yönlendirme
C) Yenilerini eskilerinden ayırabilmek A) İyi şiirler, şairlerinden zengin bir birikim ister.
5. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraç 7. (I) Yaşadığı dönemin şiir anlayışından uzaklaşarak
içindeki sözün anlamını içermemektedir? uçlarda dolaşan, alışılmadık bağdaştırmaları ve imge-
leriyle zaman zaman, bilinen söylemin dışına taşan
şair, sürekli yenilikler peşinde koşmuştur. (II) Karşı-
A) Öykünüzü, yaşamın akışını düşündüren bir do- laştığı insanlık durumlarına yeni duygu ve anlamlar
ğallıkla yazın, bunu yapabilecek güçlü bir kalemi- yükleyerek onları yeniden yazmıştır. (III) Şiirlerini
niz var. (yazarlık yeteneği olmak) oluştururken boş alanlar bırakmış, uzun dizeleri kır-
mıştır. (IV) Şiirde bir yenilik gerçekleştirmek için dilin
yerleşik söz değerlerini olduğu gibi kullanmaktan ka-
B) Öykünüzdeki bilinmeyenlerden kurtulmak için öy- çınmış, dili yeniden kurmaya yönelmiştir. (V) Şiirle-
küdeki kadının kim olduğunu, nasıl bir yaşam rinin çoğunda, çok anlamlı sözcükler kullanarak deği-
sürdüğünü, ne iş yaptığını görünür kılın. (belir- şik çağrışımlar uyandırmıştır.
ginlik kazandırmak)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi,
C) Sizin yaptığınız gibi, bir dönemi küçük bir öyküye
sözü edilen şairin şiirlerinin içeriğiyle ilgilidir?
sığdırmak herkesin üstesinden gelebileceği bir iş
değildir. (zorluğu yenmek)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışı- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangile-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? ri anlamca birbirine en yakındır?
9. (I) Berna Moran’ın deyişiyle “huzursuzluğun romanı”, 11. Şairler arasında öteden beri süregelen açık ya da giz-
Fethi Naci’ye göre de “Türkçenin en güzel aşk roma- li bir yarış vardır. Oysa aynı gözeden su içen, aynı
nı” olan Huzur’un yayımlanışının üzerinden yaklaşık güneş altında ısınan, aynı ağacın gölgesinde oturan
elli yıl geçti. (II) Bu romanda olaylar, bir ağustos günü insanlardır onlar. Birbirlerine, sanıldığından daha çok
başlar ve radyodan İkinci Dünya Savaşı’nın başladı- ihtiyaçları vardır. Ölmüş şairlerle, onların anıları üze-
ğını haber veren bir anonsla biter. (III) Her ne kadar rinde yaşatılan dostluklar da dâhildir buna. ----? Kıs-
ilk bakışta aşk romanı gibi görünse de günahın ve ka- kanmalar, görmezden gelmeler, kara çalmalar… Neyi
vuşmanın değil, Doğu’yla Batı’nın, huzursuzluğun, paylaşamazlar? Herkesin kabı kendine göredir, ala-
zaman ve müziğin romanı olarak kabul edilir. (IV) Hu- cağı su miktarı bellidir oysa. Paylaşmanın, el ele ve-
zur, hiçbir zaman Madam Bovary’nin yarattığı etkiye rerek yaratacakları eleştiri ortamının sağlayacağı ya-
benzer bir etki yaratmamıştır. (V) Madam Bovary gibi rarlar üstünde durmak ve bunu geliştirmek varken ne-
can sıkıcı taşranın romanı değildir Huzur; tam tersine dir bu yok edici yarış?
çok eski, çok köklü bir kentin, İstanbul’un, Boğazi-
çi’nin romanıdır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de değerlendirme söz konusu değildir? A) Şairler arasındaki bütün bu çatışmalar gerçekte
şiirimizin tematik haritasını daraltır mı
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
B) Bunu bilmelerine karşın nedir bu sevgisizlik şair-
ler arasında
C) Öyleyse neden şiirin kolaya kaçma sanatı olduğu
izlenimi yaratılıyor
D) Şairler, birbirlerini değerlendirirken şiirsel ölçütler
kullanırlar mı
10. (I) Günümüzde, yeni yetişen genç yazarlar kendinden E) Oysa her şair, şiirini kendi yaşam serüveninden
öncekileri tanımadıkları, okumadıkları için bir eksiklik çıkarmaz mı
duymuyor sanki. (II) Bunlar deneyimli, usta yazarların
önünde yaprak gibi titremiyor artık, kendine çok güve-
niyor. (III) Bununla birlikte yapıtları ilgiyle karşılanan,
geniş okur kitlelerine seslenen sanatçının çok iyi ya-
zar olduğu yanılgısına düşüyor. (IV) Yeni kuşağın “Ne
olacaksa çabucak olsun.” düşüncesinden doğan bu
gözü kara yarış, bence oldukça tehlikeli. (V) Çünkü
bu, bireyciliğin, “ben ben”ciliğin egemenliği anlamına
gelir.
12. Sokrates’ten önceki ilk Batılı filozoflar, geçmişten iki 13. Türküler, şiirler iç dünyamızın sesi olarak yazılmış ol-
büyük kopuşu aynı anda gerçekleştirdiler. İlk önce, salar da bizden çıktıkları anda topluma mal olmuştur
kendi akıllarını kullanarak dünyayı anlamaya çalıştı- artık. Yalnız topluma mal olmakla kalsa iyi. Yerelden
lar. Bu tek başına, tümüyle yeni bir şeydi ve insanın ulusala, ulusaldan evrensele bir değişme ve gelişme
gelişmesinde en önemli köşe taşlarından birini oluş- çizgisi izleyerek bütün insanlığın ortak değeri hâline
turdu. Aynı zamanda insanlara, akıllarını nasıl kulla- gelir. Örneğin Yunus Emre’nin şiirlerinde yansıtılan
nacaklarını ve kendi başlarına nasıl düşüneceklerini duygular salt bize mi özgüdür? Neruda, yalnızca Şi-
de öğrettiler. ----. Onlar bilgi birikimlerini olduğu gibi li’nin acılarını yansıtmıştır, deyip dışlayabilir miyiz onu?
öğrencilerine aktarmak yerine, onları tartışmaya, Acısı acımız olmuştur, halkı da halkımız. Kısaca ----.
düşünce alışverişinde bulunmaya, kendi düşüncele-
rini ileri sürmeye ve savlarını kanıtlamaya özendiren Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
öğretmenlerdi. aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
14. Gerek edebiyat dergilerinde gerekse gazetelerin sa- 15. Yayınevlerinin tercihi her zaman romandan yana ol-
nat-edebiyat sayfalarında yer alan söyleşilerde, ne- muştur. Yalnız bizde değil, dünyada da böyle. Öykü-
dense hep aynı konular konuşuluyor ve bundan bir ler ise daha çok dergilerde varlıklarını sürdürüyor.
türlü vazgeçilmiyor. Bir yazarın yeni bir romanı mı Öykü kitabı yayımlamakta direnen genç yeteneklere
çıkmış, sorusu hemen hazır: “Bu yapıtınızı yazarken olanak sağlayan yayınevleri - neyse ki - var. Şu da bir
neyi amaçladınız?” ya da “Yapıtınız yaşadıklarınız- gerçek ki beş altı yıldır durağan bir ortamda kendini
dan izler taşıyor mu?” Cevaplar da üç aşağı beş yu- yineliyor öykü ama yenileyemiyor. Bu nereye kadar
karı aynı düşünceler etrafında dönüyor. Peki neden sürer, kestirmek güç; ardından bir yükselişin, belki de
bu sınırlılık? Bence bu, yazardan değil, soruyu so- sıçramanın yaşanacağı kesin.
randan kaynaklanıyor. Çünkü söyleşilerde asıl yön-
lendirici, soruyu sorandır. Bu nedenle sanatçının dü- Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
şünce üreterek sanatını geliştirmesinde ve yapıtları- olarak söylenmiş olabilir?
nın değerlendirilmesinde ona sorulacak soruların
önemli bir payı vardır. ----.
A) Yayınevleri öykü seçiminde hangi ölçütlere bağlı
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre kalıyor?
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
B) Roman türündeki kalıplaşmaya gidiş konusunda
ne düşünüyorsunuz?
A) Bütün bunlara bakarak eleştirel yaklaşımın ne
C) Öykücülerin soyut konulara ağırlık verişini neye
denli önemli olduğunu söylemek hiç de yanlış ol-
bağlıyorsunuz?
maz
D) Türk edebiyatında romanın yükselişi karşısında
B) Bu sorun bence temelde birbirini izleyen aynı öykünün konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
nitelikteki durumların art arda sıralanmasından
doğuyor E) Genç yazarları öykü yazmaya yönlendirmek için
neler yapılabilir?
C) Hangi yazara sorarsanız sorun, hepsi kendine
özgü yazma yöntemlerinin olduğunu söyleyecek-
tir
D) Üstelik yapıtın niteliğini yazarın donanımı belirler
ve bunun üzerine söylenebilecek çok söz vardır 16. Modayı sevmem. Örneğin herkesin aynı anda, aynı
şeyleri giymesi, bana nedense ters gelir. Benim pus-
lu, gözlerden uzak ve reklamı çok yapılmamış olan
E) Kısaca hem eleştirmenlerin hem de sanatçılarla hoşuma gider her zaman. Çünkü yönlendirilmeyi de-
söyleşi yapanların, her düzeyden insanın ilgisini ğil, özgürce keşfetmeyi severim. Bilinçaltıma baskı
çekecek nitelikte sorular sorması gerekiyor yapılmasını istemem.
17. Ödüller, genç bir şairin adının altı fosforlu bir kalemle 19. İnsanlar, toplu hâlde yaşama gereksinimi duyarlar.
çizilerek şiirlerinin tanınmasına olanak sağlıyorsa az Bunun için herkesin üzerinde anlaştığı, gittikçe yay-
şey mi bu? Ya da usta bir şairin, şiire verdiği emeğin gınlaşan ortak bir değerler sistemi gerekir. İşte ahlak,
ödülle taçlandırılmasının ne sakıncası olabilir ki? Üs- bu türden bir değerler sistemidir. Toplumda çekişen
telik şiir kitaplarının hemen hemen hiç satılmadığı, ve çatışan tarafların hiçbir ortak yanı kalmadığı du-
dolayısıyla kitapçıların, bu kitapları raflarına koymaya rumlarda bile birleştirici bir güç durumundadır. Ör-
yanaşmadığı ve dağıtımcıların, “şiir” sözcüğünü duy- neğin, dürüstlüğü değil de yalancılığı ya da sahte-
duğunda yüzlerini buruşturduğu günümüzde… Şiirin kârlığı kimse öneremiyor. Sadakat yerine ihanet, ada-
bu konumuna gönlü razı olmayan şairlerin verdiği let yerine haksızlık değerli gösterilemiyor. Çünkü ah-
emekleri, bütün şiirseverlerin takdirle karşılaması ge- lak, bir insan topluluğunun, üzerinde birleştiği ortak
rektiği kanısındayım. paydayı oluşturuyor.
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden ya- Bu parçadan ahlakla ilgili olarak aşağıdakilerin
kınmaktadır? hangisi çıkarılabilir?
A) Ödüllere karşı çıkılmasından A) İlkelerinin kişiden kişiye değişen, göreceli bir ni-
telik taşıdığı
B) Ödüllerin gelişigüzel dağıtılmasından B) Davranışları ve ilişkileri düzenleyen ana kurallar
olduğu
C) Günümüzde değer yargılarının değişmesinden C) Toplumdan topluma farklı özellikler taşıdığı
D) Genç şairlerin ödül alınca ustalaştıklarına inan- D) Yasaların öngördüğü yaptırımları içerdiği
malarından
E) Sanatçıların, yaratılarını oluştururken gerekli E) Kişileri değerlendirmede ayırıcı bir ölçüt olduğu
özeni göstermeyişlerinden
20. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından bu yana nostalji, 21. Bir zamanlar edebiyatın gücüne, bir şeyleri değiştire-
başka bir deyişle eskiye duyulan özlem gittikçe yay- bileceğine inanırdım. Benim için edebiyat, yaşam bo-
gınlaşıyor. Bu, bir bakıma insanların yaşamlarından yu temiz kalmanın, vicdani ve ahlaki çürümeye karşı
giderek daha fazla yakındıklarının bir göstergesi. Ar- durmanın göstergelerinden biriydi. Yıllarım, bu inan-
tık her kuşak yaşamın daha az mekanik, doğallığın cın etkisiyle gelişen bir tutkunun peşinden koşmakla
daha yaygın olduğu bir dönemi özlüyor. Bu özlem hiç geçti. Ama artık kabul edelim, bugünün insanı sözün
bitmeyecek gibi görünüyor. Çünkü teknolojik geliş- değerini bilmiyor. Okumayı sevdiğini söylüyor ama iyi
meler yaşamı kolaylaştırdığı ölçüde daraltıyor da. Bu romanlardan, öykülerden, gerçek şiirden habersiz.
yüzden günümüz insanı gözlerini geçmişe çeviriyor. Ömrünü edebiyata vermiş, köşesinde sessiz sessiz
Söz gelimi eski trenler böyle miydi, diye başlıyor, in- yaşayan gerçek yazarlara sırtını dönmüş. Yalnızca,
sanların atlı arabalarla yolculuk ettikleri günlere kadar yapıtları çok sattığı için kimi yazarların önünde uzun
gidiyor. kuyruklar oluştururken edebiyatın insanı çağırdığı o
gerçek dünyayı aşındırdığının farkında bile değil. Pe-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? ki, o zaman edebiyat ne işe yarıyor? Söylemesi zor
ama edebiyat bugün, yaratıları ilgi görmeyen üç beş
A) kişinin sığındığı, kuşatılmış bir kale.
İçinde bulunduğumuz koşulların geçmişi güzel-
leştiren çağrışımlar yarattığı Aşağıdakilerden hangisi edebiyatla ilgili olarak bu
B) İnsanlar arasındaki içtenlikli ilişkilerin yitip gittiği parçada yakınılan durumlardan biri değildir?
22. Çocukluğumuzda kaç kez duyduk kim bilir: “Çok oku- 23. Benim ansiklopediyle tanışmam, ortaokulda ödev
yan mı bilir, çok gezen mi?” Cevaptan çok, sorunun yapmak için kütüphaneye gittiğim günlere rastlar. Bir
kendisi önemliydi sanki. Ortada derin bir ikilem var- ansiklopediye sahip olmak o yıllarda, hayal edilemez
mış gibi ciddiyetle yöneltilirdi soru. Her seferinde bir şeydi. O, ancak bir kütüphanede bulunur ve belli
“Çok okuyan!” dememiz beklenirdi. Galiba ilköğ- bir süreliğine alınıp bakılabilir, dokunulabilir bir nes-
retimdeki öğretmenlerimiz, okuma sevgimizi böyle ar- neydi. Kocaman cüssesiyle bir ansiklopediyi kucakla-
tırmaya çalışırdı. Çok okumakla çok gezmek asla yan mak, sayfalarını karıştırmak, bir maddeyi arayıp bul-
yana gelemezmiş gibi… Bense okumayı da gezmeyi mak, başka bir gezegene inmek ve orada keşiflerde
de tutkuyla seven biri olarak ikiye bölünürdüm. Hiçbir bulunmaktan farksızdı. Ne yazık ki şimdiki çocuklar
zaman ısınamadım bu yapay ikileme, okumanın da ansiklopedi bile karıştırmıyorlar. O büyülü dünyadan,
içten içe bir seyahat olduğuna inandığımdan, her ki- o heyecandan habersiz yaşıyorlar. Öğretmenler ödev
tabın bizi başka bir yolculuğa çıkardığını düşündü- verirken “İnternetten bulun.” diyorlar. Onlar da hiçbir
ğümden. Okuyarak gezmek, her kitabı başlı başına çaba göstermeden İnternetten buldukları bilgiyi kop-
bir serüven sayarak bir başka ortama, bir başka ya- yalıyor; okuyup değerlendirmeden, hiçbir şey öğren-
şama uzanan bir yolculuk yapmak mümkündür çün- meden götürüp veriyorlar.
kü. Gezerken de her insanı ve her hayatı bir kitap gibi
düşünerek dünyayı okumak da mümkün. Okumak ve Bu parçada belirtilenler arasında aşağıdakilerden
gezmek aslında o kadar iç içe ki… hangisi yoktur?
24. Hemen hepimiz yazılarımızda, yerli yersiz alıntılar 25. Bazı sanatçılar, yaratıcılıklarını kamçılayan büyülü
yapmaktan, özellikle sözü, alçak gönüllülükle yabancı I
ozanlara, çağdaş düşünürlere bırakmaktan fazlasıyla
hoşlanıyoruz. Kimi zaman bunu öyle abartıyoruz ki anları “beyaz an” diye adlandırırmış. Yakalandığı
yazar olarak konuyla ilgili ne düşündüğümüz anlaşıl- II
mıyor. Ayrıca aynı alıntıların değişik yazarlarca da
kullanıldığını görüyoruz. Böylece tekrarın tekrarı bir sırada “Sonra devam ederim.” diyerek asla kesinti-
okuma, zaman kaybına, okuma ediminin yavanlaş- III
masına yol açıyor. Bu nedenle kendi özgün düşünce-
mizi dayanaklarıyla işlemeliyiz yazılarımızda. Yüzey- ye uğratılmaması, ertelenmemesi gerekirmiş bu
sellikten olabildiğince kaçınmalıyız. Kendi düşüncele-
rimizin de örneğin bir Valéry’ninki, Deleuze’ünki kadar
anın. Çünkü dönüp bakıldığında yerinde bulunama-
önemli olduğuna inanarak bir öz güven geliştirmeliyiz.
IV
Bu parçada alıntıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
yabilirmiş. Tükeninceye değin hakkının verilmesi
hangisine değinilmemiştir?
A) Yazılarda kullanılırken aslına bağlı kalınmadığına gerekirmiş, her zaman karşılaşılamayan bu beyaz
V
B) Belirli örneklere sık sık başvurulduğuna anların.
26. (I) Rengi uçmuş, sıradan yaşamımızda kendimize bir 28. (I) Yatılı olarak okuduğum ortaokul yıllarında, yaz ta-
ziyafet çekmek istediğimiz zaman kitapların kapağını tillerinde Kozlu’ya, ailemin yanına özlemle dönerdim.
aralarız. (II) Büyük bir açlıkla sayfaları çeviririz. (II) O yaşlarda evden yedi-sekiz ay uzakta kalmak ko-
(III) Gözlerimiz sözcükleri iştahla birer birer yerken lay değildi. (III) Arkadaşlarımı, okulumu çok seviyor-
zamandan ve mekândan kopuveririz. (IV) Başka in- dum, bugün de süren dostlukların temeli o yıllarda
sanların, başka diyarların görünmez konukları oluve- atılmıştı ama aile özlemi bir başka şeydi. (IV) Evimiz,
ririz. (V) Bu deneyimin ardından yaşadığımız ana geri denizin hemen kıyısındaki bir tepenin yamacındaydı.
döndüğümüzde ise ruhumuzda kopan fırtınalar ya (V) Dalga sesleri odamda sürekli yankılanırdı ve ben
şiddetlenir ya da dinginleşir ama her zaman bir şeyler doyamadığım o denizi, dalgaları büyük bir hazla izler-
değişir içimizde. dim. (VI) Hâlâ Kozlu’yu, o evi ve o dalga seslerini, öz-
lemin içimi sızlatan acısıyla anımsarım.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-
rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de ögelerin dizilişi “zarf tümleci, nesne, zarf tümleci
A) I. cümlede, nesne, belirtili isim tamlamasından ve yüklem” biçimindedir?
oluşmuştur.
A) I. B) II. C) III. D) V. E) VI.
B) II. cümlede, durum zarfı kullanılmıştır.
B) Ünlü düşmesi
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden
hangisi yanlıştır? C) Sürerlik fiili
30. Bir uğultu başlıyor söz dağarcığımda, sözcükler 32. Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Medet Köyü’nde ya-
Bu cümledeki altı çizili sözcüklerin hangisinde tanır. Usta derme çatma köy evinde yumurta kabu-
ünsüz benzeşmesi vardır?
33. Eğer o şiirler, o romanlar, o öyküler, o tiyatro yapıtları 35. (I) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz; onlar, metinlerde
olmasaydı, söylemek bile fazla, duygularımız daha az geçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın büyüsün-
bilinecek, bilgilerimiz daha az olacaktı. Çünkü ede- den çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denen
biyat, daha iyi duymamızı, daha iyi düşünmemizi sağ- bir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (III) Çünkü
lar. Daha doğru, daha insanca yaşamamıza yardımcı “olay” onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim,
olur. çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup getirmeme,
okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiir-
Bu parçada, virgülün işlevleriyle ilgili olarak aşa- lerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz.
ğıda verilenlerden hangisine uygun bir örnek (V) Bu da bize, Borges’in de dediği gibi, şiirin
yoktur? öğretilemeyecek ama duyumsatılabilecek bir tür oldu-
ğunu gösteriyor.
A) Ara sözleri ayırma Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
B) Sıralı cümleleri birbirinden ayırma
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
C) Özel olarak vurgulanması gereken bir ögeyi be-
lirtme
D) Tırnak içinde verilmeyen aktarma cümlelerini be-
lirtme
E) Art arda sıralanan eş görevli sözcük kümelerini
ayırma
36. (I) Editör, bir yayınevinin olmazsa olmazlarındandır.
(II) Yayımlanacak bir yapıtı düzenlemek, yayıma ha-
zırlamak ve yayımlamak gibi birçok işi ve işlevi var.
(III) Yazarın ve eserinin seçilmesinden, nasıl yayımla-
nacağına değin yayımlama işinin bütün aşamalarını
34. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bo- kapsayan zorlu bir iştir bu. (IV) Günümüzde editörlük,
zukluğu vardır? yayıncılık alanında kurumsallaşamamış işlerden.
(V) Yazarların çoğu, editörün yaptığı işi küçümseyip
onu yalnızca bir düzeltmen olarak algılıyor. (VI) Bu
A) Diplomalarını alacak öğrenciler salona sırayla gi- yüzden de editörlüğü böyle algılayan birçok yazarın
riş yaptılar. yayımlanan kitaplarında yanlışlardan geçilmiyor.
B) Müjdeyi vermek için mutfağa, annesinin yanına
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa-
heyecanla koştu.
ragraf hangi cümleyle başlar?
C) Konuşmasına başlamadan önce dinleyicilere
şöyle bir baktı. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
D) Eski öğrencilerin de katıldığı büyük bir toplantı
düzenlediler.
E) Yarıyıl tatilinde yapılacak olan Amasra gezisi er-
telendi.
37. (I) İnsan ilişkilerinin öneminin yeterince kavranmamış 39. Yazınsal yaratıcılığın gizi, ana dilde, ana dilin söz de-
olması, çocuk gelişimiyle ilgili birtakım sorunları da ğerlerindedir. Buna erişmesi, yazarın, ozanın önce-
beraberinde getirdi. (II) Söz gelimi günümüzde, kendi likle ana dilini, onun söz değerlerini sevmesine bağlı-
kendine oyun kuramadığı için üretken olamayan, edil- dır. Bu sevgiden yoksunsa kişi, gerçek anlamda yara-
gen, çevreye karşı ilgisiz, evlere hapsolmuş çocuklar tıcı olamaz. Büyük bir ozan da yaratıcılığın dilde, söz-
yetişiyor. (III) Bunların hayal güçleri, erken yaşta ta- cüklerde olduğunu söylüyor. Şöyle diyor sözcükler
nıştıkları ve hayatlarının doğal bir parçası olan tele- için: “Onların önünde ben diz çökerim, bana kalk de-
vizyonla ve bilgisayar oyunlarıyla sınırlanmış durum- yinceye değin kıpırdamam. Kısaca, değer veririm on-
da. (IV) Televizyondaki reklamlar çocukları ticari birer lara, arkalarından giderim sözcüklerin, izlerim onları.
araç olarak görüyor. (V) Kaba kuvveti ve silah kullan- İşte ben böylesine severim sözcükleri.”
mayı özendiren, sanat değeri düşük filmler ve kimi
yayınlar yüzünden özellikle çocuklar, çeşitli psikolojik Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
sorunlarla yüz yüze geliyorlar. (VI) den hangisi söylenemez?
E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
1. Bu testte sırasıyla, Tarih (1–17), Coğrafya (18–31), Felsefe (32–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Sosyal Bilimler Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
D) I ve II E) I, II ve III
5. XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti, iltizam usulünde yap- 7. Aşağıdakilerden hangisinin Osmanlı Devleti’nde
tığı değişiklikle yüklü bir peşin ödemeyi de öngören yerli tüccar kesiminin güçlenmesini engellediği
malikâne usulünü getirmiştir. Buna göre mukaatalar savunulamaz?
mültezimlere daha önceki gibi üç yıllık sürelerle değil,
sürekli olarak ihale edilmeye başlanmıştır. A) Yabancılara kapitülasyonlarla ayrıcalıklar tanın-
ması
Yapılan bu değişiklikle güdülen amaç aşağıdaki-
lerden hangisidir? B) Üretimin tarıma dayalı olması
A) Yeniçeri Ocağının kaldırılmasına ortam hazır- C) Osmanlı deniz taşımacılığının yetersiz olması
lamak
B) Tek hazine sisteminden çoklu hazine sistemine D) Osmanlı sanayisinin rekabet gücünü giderek yi-
geçmek tirmesi
C) Hazineye daha fazla gelir sağlamak E) İpek ve Baharat yollarının önemini kaybetmesi
D) İşgaller karşısında halkın desteğini almak Onur, yukarıdaki azınlıklardan hangilerini söyle-
seydi Ahmet’e doğru bilgi vermiş olurdu?
E) Mebuslar Meclisini kapatmak
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
13. Sakarya Savaşı kazanılmasına karşın Yunan or- 15. Hindistan’daki bir tarikatın lideri olan Ağa Han ile İn-
dusunu kesin yenilgiye uğratan Başkomutan giltere Kralı’nın özel danışmanı Hintli Emir Ali, Baş-
Meydan Savaşı’nın yaklaşık bir yıl sonra yapılma- bakan İsmet Paşa’ya bir mektup yollayarak halifelik
sına aşağıdakilerden hangisinin neden olduğu sa- kurumuna dokunulmamasını rica etmişlerdir.
vunulabilir?
Bu durumun, halifelikle ilgili olarak
A) Doğu Cephesi’nde fiili mücadelenin sona erme- I. bu kurumun, tüm Müslümanlar üzerinde siyasal
sinin beklenmesi gücünün olduğu,
B) Ayaklanan Çerkez Ethem birliklerinin dağıtılması II. yabancıların, bu kurumu Türkiye’nin içişlerine
müdahale amacıyla kullanmak istedikleri,
C) İtalyanların birliklerini Anadolu’dan çekmeye baş- III. bu kurumun varlığının ülkede tartışma konusu
laması olduğu
D) Türk ordusunun eksiklerinin tamamlanması durumlarından hangilerine kanıt olduğu savunu-
labilir?
E) Ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için Tekâlif-i
Milliye Emirlerinin çıkarılması A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
C) Devletçilik D) Laiklik
E) Cumhuriyetçilik
17. Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti sadece iki şeye güve- 19. Türkiye’de, enerji tasarrufu sağlamak amacıyla yaz ve
nir. Biri millet kararı, diğeri en elim ve güç şartlar için- kış saati uygulanmaktadır. Bu uygulama kapsamında
de dünyanın takdirlerine hakkıyla layık olan ordumu- yılın yaklaşık beş aylık döneminde 30º Doğu meridye-
zun kahramanlığı; bu iki şeye güvenir.” demiştir. ninin, diğer dönemde ise 45º Doğu meridyeninin yerel
saati ulusal saat olarak kullanılmaktadır.
Atatürk’ün, bu sözüyle millî gücün
Buna göre, 45º Doğu meridyeninin yerel saatinin
I. siyasi, ulusal saat olarak kullanıldığı dönemde, Türkiye’ de,
aşağıdakilerden hangisi yaşanmaz?
II. askerî,
D) I ve II E) II ve III E) En sıcak ay
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
Aşağıdakilerden hangisi yapılırsa bu hata gideril-
miş olur?
21. Aşağıdaki haritada beş farklı doğrultu numaralarla 23. Orografik yağışlar, denizden gelen nemli hava kütle-
gösterilmiştir. lerinin kıyı çizgisine paralel uzanan dağ sıralarına
çarparak yükselmesi sonucu meydana gelir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Buna göre, bu tatil beldesinin aşağıdakilerden D) Karbon ve Perm dönemlerinde, bu kıtalarda daha
hangisinde yer alması beklenir? ılıman bir iklimin olduğunu
A) Datça Yarımadası’nda
E) Bu kıtalardaki yer şekillerinin, Karbon ve Perm
B) Gelibolu Yarımadası’nda dönemlerindekiyle aynı olduğunu
C) Bolu Dağları’nda
D) Çukurova’da
E) Çandarlı Körfezi’nde
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
28. Aşağıdaki grafikte, 1750-2000 yılları arasında Avrupa 30. I. Siyasi bölgeler zamanla işlevini yitirebilir.
ve Afrika kıtalarının nüfusu gösterilmiştir.
II. Siyasi bölgeyi oluşturan ülkelerde dil, din ve ırk
birliği vardır.
A) I ve III B) II ve IV C) III ve V
D) I, II ve V E) I, III ve IV
A) 1750-1900 yılları arasında Afrika’dan kıta dışına 31. Aşağıdakilerden hangisi, insanın doğaya olan et-
yoğun göç olmuştur. kisine örnek gösterilemez?
B) Üniversite kurulması
32. Zekânın ve bilgeliğin ölçütünün zenginlik olduğunu 34. Nesnenin bilgisinin söz konusu olabilmesi için önce
düşünen kişiler, Thales’le yoksul olduğu için alay nesnenin var olması gerekir. Örneğin ağacın ne oldu-
ederler. O da bunun üzerine zeytinin az olduğu o yıl, ğundan, türlerinden, yararlarından söz edebilmek için
elindeki bütün parayla, ihtiyaç olmadığı için ucuzlamış öncelikle “ağaç” denilen bir şey var olmalıdır.
olan ve zeytinyağı üretiminde kullanılan tüm presleri
satın alır. Sonraki hasat mevsimi geldiğinde ihtiyacı Bu parça aşağıdaki yargılardan hangisini destek-
olanlara bu presleri kendi belirlediği fiyattan kiralayarak ler?
çok para kazanır.
36. Filler neden büyük, gri ve kırışıktır? Çünkü ufak, beyaz 38. Nasrettin Hoca bir gün oğluyla birlikte şehre gitmek
ve yuvarlak olsalardı aspirin olurlardı. Ufak bir fil hayal üzere yola çıkar. Şehre birçok köyün içinden geçilerek
ederek ona “ufak bir fil” diyebiliriz. Beyaz bir fil hayal gidilmektedir. Hoca eşeğin üzerinde, oğlu da yürüyerek
ederek ona “beyaz bir fil” diyebiliriz. Kırışıksız bir fil de onu takip eder. İlk köyden geçerken köylüler “Koskoca
“kırışıksız bir fil” olur. Başka bir deyişle büyüklük, grilik adam eşeğe binmiş, küçücük çocuğu yürütmeye utan-
ve kırışıklılık, Aristoteles’in bir fili fil yapan şeyin ne mıyor!” diye kınarlar. Sonraki köyden geçerken Hoca
olduğunu tanımlama sınavını geçemez. Çünkü aspirin yürür, oğlu da eşeğin üzerindedir. Oradaki köylüler de
gibi ufak, beyaz ve yuvarlak bir şey bir fil olamaz ve “Görüyor musun saygısız çocuğu, koca adamı yürütü-
böyle bir nesneyle karşılaştığımızda aklımıza “Hey, yor.” derler. Üçüncü köyde Hoca ve çocuk eşeğe birlikte
ağzına attığın bir aspirin mi yoksa alışılmamış türden bir biner, bu kez de eşeğe acımıyorlar diye suçlanırlar.
fil mi?” diye sormak gelmez. Dördüncü köyde çocuk da Hoca da yürür, kınanmaktan
nasiplerini alırlar. Beşinci köyde Hoca ve oğlu eşeği
Bu parçada varlıkla ilgili aşağıda verilenlerden birlikte taşımalarına karşın kınanma durumu değişmez.
hangisi sorgulanmaktadır?
Bu parça ahlak felsefesinin temel problemlerinden
A) Ana maddenin neliği hangisinin soruşturulmasında örnek verilebilir?
E) Zorunlu varlık/mümkün varlık ayrımı C) Ahlakta her zaman iyi niyet yeterli midir?
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Temel Matematik Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 6 B) 2 C) 0 D) E)
2.
D) 1006 E) 1008
A) 4 B) 8 C) 9 D) 15 E) 16
8.
6.
A) 3 B) 4 C) 6 D) 8 E) 9
olduğuna göre, aşağıdaki sıralamalardan hangisi
doğrudur?
A) B) C)
D) E)
9.
A) B) C) 1 D) 2 E) 4
A) 9 B) 11 C) 12 D) 13 E) 15
A) x B) C)
D) E)
A) 8 B) 9 C) 10 D) 12 E) 15
olduğuna göre, ifadesinin değeri kaçtır?
A) B) C) 0 D) 1 E) 4
15.
a bir pozitif tam sayı ve ’tir. p bir asal sayı
olduğuna göre,
16. n bir pozitif tam sayı olmak üzere, n’yi kalansız bölen 19. Rasyonel sayılar kümesinde bildiğimiz toplama ve
pozitif tam sayıların kümesi S(n) ile gösteriliyor. çarpma işlemleri tanımlanıyor.
Buna göre, kesişim kümesinin ele- Buna göre, aşağıdakilerden hangisinin hem top-
man sayısı kaçtır? lama hem de çarpma işlemine göre tersi bir tam
sayıdır?
A) 4 B) 5 C) 6 D) 8 E) 9
A) B) C) 0
D) 2 E)
fonksiyonları veriliyor.
18.
A) B) C)
önermeleri veriliyor. D) E)
A) B) C)
21. Gerçel sayılar kümesinde tanımlı
D) E) I.
II.
III.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) I, II ve III
22. Bir işi 5 kadın işçi 20 günde, 5 erkek işçi ise 30 günde 24. Bir fabrikada üretilen iş makinelerinin sayısı gün so-
bitiriyor. nunda kayıt altına alınıyor. Tutulan kayıtlar o günle
birlikte o günden önce üretilmiş olan iş makinelerinin
toplam sayısıdır. Beş iş gününde tutulan kayıtlar aşa-
Buna göre, 2 kadın ve 2 erkek işçi aynı işi birlikte
ğıda verilmiştir.
kaç günde bitirir?
Pazartesi ve öncesi : 20
A) 20 B) 30 C) 40 D) 45 E) 50
Salı ve öncesi: x
Çarşamba ve öncesi: 90
Perşembe ve öncesi: 140
Cuma ve öncesi: y
A) 10 B) 11 C) 12 D) 13 E) 14
25. Bir yatırımcı, hesabındaki z TL’nin bir kısmıyla altın,
kalan kısmıyla da döviz alıyor. Yatırımcı bir süre son-
ra altınlarını % 20 kâr elde ederek x TL’ye, dövizlerini
ise % 20 zarar ederek y TL’ye satıyor.
A) B)
C) D)
E)
26. Beş öğrencinin aday olduğu sınıf başkanlığı seçimin- 29. Ali, ağzına kadar suyla dolu olan bir şişedeki suyun
de adayların aldıkları oy sayıları olan A, B, C, D, E yarısını elde etmek istiyor. Bunun için aynı şişeden
arasında boş bir tane alıyor ve şişelerdeki su yükseklikleri eşit
olana kadar dolu şişeden diğerine su aktarıyor.
Suyun yarısını elde etmek için yaptığı üç farklı dene-
eşitliği vardır. me aşağıda gösterilmiştir.
Seçim sonucu dairesel grafikte gösterildiğinde
C tane oy alan adaya ait daire diliminin merkez
açısı kaç derece olur?
A) 45 B) 60 C) 90 D) 120 E) 180
A) 5 B) 4 C) 3 D) 2 E) 1
31. Bir depoda bulunan portakal ve mandalinaların mik- 34. ABC bir ikizkenar
tarı toplam 50 tondur. Portakalların % 7’si, manda- üçgen
linaların ise % 8’i çürümüştür. Çürüyen portakal ve
mandalina miktarı toplam 3,8 tondur.
32.
Bir otobüse 3 kadın binerse yolcuların ’ü kadın
’ü erkek olacaktı.
A) 21 B) 24 C) 28 D) 30 E) 32 35.
ABC bir üçgen
A) B) C) D) E)
37. 39.
Buna göre, taralı bölgenin alanı a, b ve c türünden y eksenine göre simetriği alınıyor ve A ile , B ile ,
aşağıdakilerin hangisine eşittir? C ile simetrik nokta çiftleri olacak şekilde
üçgeni elde ediliyor. Elde edilen bu üçgen de
A) B) C)
D) E)
A) B) C) D) E)
1. Bu testte sırasıyla, Fizik (1–14), Kimya (15–27), Biyoloji (28–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Fen Bilimleri Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 1 B) C) D) E)
2.
D) N’de E) P’de
4. 5.
A) 1 B) C) 2 D) E)
6. 7.
A)
(Bu işlemler sırasında sıvıların sıcaklıkları değişme-
mektedir.)
B)
C) A) B) 1 C) D) E) 2
D)
E)
8. 10.
A) K L
11. 12.
oranı kaçtır? A) B) C)
D) E)
A) B) C) 1 D) E)
13.
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
18. Uçucu olmayan bir X katısı 100 gram suda en fazla, 20. bileşiğiyle ilgili bazı bilgiler şöyledir:
’de 17 gram,
bileşiğinin 0,1 molü 12 gramdır.
’de 27 gram,
Bileşikteki X, Y, Z atomlarının kütlece birleşme
’de 39 gram oranları (X:Y:Z) sırasıyla 3:4:8’dir.
D) 21. Atom kuramına göre, baş kuantum sayısı (n) ile ilgili
’de 20 gram X katısının 100 gram suda
aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
E) ’de 30 gram X katısının 100 gram suda A) Baş kuantum sayısı, temel enerji düzeyini belirtir
ve sıfırdan büyük tam sayıdır.
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
D) Stronsiyum karbonat
22. Periyodik çizelgeyle ilgili aşağıdaki ifadelerden 23. X, Y, Z elementleriyle ilgili bilgiler şöyledir:
hangisi yanlıştır?
X’in, iyonunun elektron dağılımı ile
A) IA grubu elementlerinin elektron dağılımındaki bitmektedir.
son orbital s orbitalidir.
Y elementi, 4. periyot ve IIA grubundadır.
B) VIA grubu elementlerinin elektron dağılımı Z, VIIA grubunda ve atom numarası en küçük o-
lan elementtir.
ile biter.
Buna göre X, Y, Z elementlerinin periyodik
C) VA grubu elementlerinin elektron dağılımı çizelgedeki yerleri aşağıdakilerin hangisinde doğ-
ile biter. ru olarak verilmiştir?
B)
X
Y
Z
C) Z
D)
Z
X
Y
E)
Z
Y X
− +
A) X + ve Y3− B) Y3 ve Z C) X ve Z
− + 2+
D) Y3 ve Q 2 E) Z ve Q
Buna göre,
D) II ve III E) I, II ve III
26. X, Y, Z elementlerinden oluşan ya- 28. Bir proteinin, yüksek sıcaklıkta, düşük pH koşulunda ya
da çeşitli kimyasal maddelerin bulunduğu ortamda, üç
pılarındaki bağ türleri, aşağıdakilerin hangisinde boyutlu yapısı bozulmuş, ancak bu durumdan peptid
doğru olarak verilmiştir? bağları etkilenmemiştir.
ulaşılır.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) II ve III
Buna göre, bu makromoleküller aşağıdakilerin
hangisinde doğru olarak verilmiştir?
X Y Z
30. Hücre ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi 32. Aşağıdaki olaylardan hangisi mitoz ve mayoz II
yanlıştır? bölünmenin her ikisinde de kural olarak gerçek-
leşir?
A) Ökaryotik hücrelerde zarlı organeller bulunur.
A) Sinapsis olması
B) Yeni bir hücre ancak başka bir hücrenin bölün- B) Krossing over olması
mesiyle oluşur.
C) Haploid kromozomlu yavru hücre oluşması
C) Hücre büyüdükçe yüzey alanı/hacim oranı aza-
lır. D) Kardeş kromatitlerin birbirinden ayrılması
D) Hücre canlılığın temel birimidir.
E) Homolog kromozomların birbirinden ayrılması
A) B)
Zaman Zaman
A) 1. bireyin genotipi: OO Rr
B) 2. bireyin genotipi: AO rr
C) 3. bireyin genotipi: AA rr
Zaman Zaman
D) 4. bireyin genotipi: BO Rr
E) E) 5. bireyin genotipi: AO Rr
Zaman
34. Balıkların solungacında kılcal damarlardaki kan akışı ile 35. İnsanda, işaretlenmiş bir alyuvar, akciğer atardamarı
su akış yönü birbirine terstir. Bu iki ortam arasın- içine veriliyor; bu işaretli alyuvara bir süre sonra alt ana
daki oksijen difüzyonu Şekil 1’de şematize edilmiştir. toplardamarında rastlanıyor.
Difüzyon sonunda kanın oksijen doygunluğunda (%)
meydana gelen değişimin grafiği de altında verilmiştir. Bu alyuvar kalpten bir kez geçtiğine göre, aşağıdaki
yapıların hangisinden geçmemiştir?
E) Akciğer toplardamarı
A) B)
100 100
Su Su
50 50
Kan Kan
0 0
C) D)
Su Su
100 100
Kan Kan
50 50
Buna göre fotosentez ürünlerinin taşındığı yapı,
şekilde hangi numarayla gösterilmiştir?
0 0
A) I B) II C) III D) IV E) V
E)
Su
100
Kan
50
37. Bitkiler, çiçeklenme için gereksinim duydukları ışık 38. Çiçekli bir bitkinin üremesindeki bazı evreler aşağı-
alma sürelerine göre uzun gün bitkisi ya da kısa gün daki şekilde numaralandırılmıştır.
bitkisi olarak isimlendirilir. Bir uzun gün bitkisiyle bir
kısa gün bitkisi farklı ışık alma sürelerine tabi tutul-
duğunda gerçekleşen çiçeklenme durumları aşağı-
daki şekilde gösterilmiştir.
Bu deneyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi Bu evrelerin hangisinin sonunda meydana gelen
söylenemez? hücrelerin genotipi, bu hücreleri üreten hücre-
ninkinden farklıdır?
A) Kısa gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten az
(Bu üreme döngüsünde mutasyon gerçekleşmediği
olduğunda çiçeklenmiştir.
kabul edilecektir.)
B) Uzun gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
fazla olduğunda çiçeklenmiştir.
D) I ve II E) I ve III
C) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi, ışık
alma süresi 12 saatten az olsa da uzun gün
bitkisinin çiçeklenmesini sağlamıştır.
D) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi kısa
gün bitkisinin çiçeklenmesini önlemiştir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
47 Test Bitti.
Cevaplarınızı Kontrol Ediniz.
;f)U;}[;{ F+
hz8xJPFN8HV
M9991.01025
(Bu numarayı c evap k âğıdınızdaki ilgili alana kodlama yı unut mayınız.)
ADI
SOYADI
DİKKAT!
SINAV BAŞLAMADAN ÖNCE AŞAĞIDAKİ UYARILARI MUTLAKA OKUYUNUZ.
1. Adınız, soyadınız, T.C. Kimlik Numaranız ve sınav salon numaranız yukarıdakilerden farklı ve
kitapçık üzerine basılı olan fotoğraf size ait değilse bunu salon başkanına belirterek size ait
soru kitapçığının verilmesini sağlayınız.
1. Bu kitapçıkta sırasıyla Türkçe Testi, Sosyal Bilimler 4. Bu testler puanlanırken her testteki doğru cevap-
Testi, Temel Matematik Testi, Fen Bilimleri Testi larınızın sayısından yanlış cevaplarınızın sayısının
bulunmaktadır. dörtte biri düşülecek ve kalan sayı o testle ilgili ham
puanınız olacaktır. Bu nedenle, hakkında hiçbir
2. Bu testler için verilen toplam cevaplama süresi 160
fikriniz olmayan soruları boş bırakınız. Ancak,
dakikadır. Bu süreyi, cevaplayacağınız testleri dik-
soruda verilen seçeneklerden birkaçını eleyebiliyor-
kate alarak kullanınız.
sanız kalanlar arasında doğru cevabı kestirmeye
3. Bu kitapçıktaki testlerde yer alan her sorunun sade- çalışmanız yararınıza olabilir.
ce bir doğru cevabı vardır. Bir soru için birden çok
5. Sınavda uyulacak kurallar bu kitapçığın arka kapa-
cevap yeri işaretlenmişse o soru yanlış cevaplan-
ğında belirtilmiştir.
mış sayılacaktır.
SINAVDA UYULACAK KURALLAR
1. Cep telefonu ile sınava girmek kesinlikle yasaktır. Çağrı cihazı, telsiz, fotoğraf makinesi vb. araçlarla; cep
bilgisayarı, kol ya da cep saati, her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlarla; silah ve benzeri teçhizatla;
müsvedde kâğıdı, defter, kitap, sözlük, sözlük işlevi olan elektronik aygıt, hesap cetveli, hesap makinesi, pergel,
açıölçer, cetvel vb. araçlarla sınava girmek kesinlikle yasaktır. Bu araçlarla sınava girmiş adaylar mutlaka Salon
Sınav Tutanağına yazılacak, bu adayların sınavı geçersiz sayılacaktır. Sınava kalem, silgi, kalemtıraş, saat
vb. araçla ve kulaklık, küpe, broş vb. takı, herhangi bir metal eşyayla girmek de kesinlikle yasaktır.
Yiyecek, içecek vb. tüketim malzemeleri de sınava getirilemez. Adaylar sınava şeffaf şişe içerisinde su
getirebileceklerdir.
2. Bu sınavda verilen toplam cevaplama süresi 160 dakikadır. Sınav başladıktan sonra ilk 120 ve son 15 dakika
içinde adayın sınavdan çıkmasına kesinlikle izin verilmeyecektir.
3. Sınav evrakını teslim ederek salonu terk eden aday, her ne sebeple olursa olsun, tekrar sınava alınma-
yacaktır.
4. Sınav süresince görevlilerle konuşmak, görevlilere soru sormak yasaktır. Aynı şekilde görevlilerin de adaylarla
yakından ve alçak sesle konuşmaları ayrıca, adayların birbirinden kalem, silgi vb. şeyleri istemeleri kesinlikle
yasaktır.
5. Sınav sırasında, görevlilerin her türlü uyarılarına uymak zorundasınız. Sınavınızın geçerli sayılması, her şeyden
önce, sınav kurallarına uymanıza bağlıdır. Kurallara aykırı davranışta bulunanların ve yapılacak uyarılara
uymayanların kimlik bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve sınavları geçersiz sayılacaktır.
6. Sınav sırasında kopya çeken, çekmeye kalkışan, kopya veren, kopya çekilmesine yardım edenlerin kimlik
bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve bu adayların sınavları geçersiz sayılacaktır. Görevliler kopya
çekmeye ya da vermeye kalkışanları uyarmak zorunda değildir; sorumluluk size aittir.
Adayların test sorularına verdikleri cevapların dağılımları bilgi işlem yöntemleriyle incelenecek, bu
incelemelerden elde edilen bulgular bireysel ya da toplu olarak kopya çekildiğini gösterirse kopya eylemine
katılan adayın/adayların cevaplarının bir kısmı ya da tamamı iptal edilecektir.
Sınav görevlileri bir salondaki sınavın, kurallara uygun biçimde yapılmadığını, toplu kopya girişiminde
bulunulduğunu raporlarında bildirdiği takdirde, ÖSYM takdir hakkını kullanarak bu salonda sınava giren tüm
adayların sınavını geçersiz sayabilir.
7. Cevap kâğıdında doldurmanız gereken alanlar bulunmaktadır. Bu alanları doldurunuz. Cevap kâğıdınızı
başkaları tarafından görülmeyecek şekilde tutmanız gerekmektedir. Cevap kâğıdına yazılacak her türlü yazıda
ve yapılacak bütün işaretlemelerde kurşun kalem kullanılacaktır. Sınav süresi bittiğinde cevapların cevap
kâğıdına işaretlenmiş olması gerekir. Soru kitapçığına işaretlenen cevaplar geçerli değildir.
8. Soru kitapçığınızı alır almaz, sayfaların eksik olup olmadığını, kitapçıkta basım hatalarının bulunup bulun-
madığını ve soru kitapçığının her sayfasında basılı bulunan soru kitapçığı numarasının, kitapçığın ön kapağında
basılı soru kitapçığı numarasıyla aynı olup olmadığını kontrol ediniz. Soru kitapçığınızın sayfası eksik ya da
basımı hatalıysa değiştirilmesi için salon başkanına başvurunuz.
9. Size verilen soru kitapçığının numarasını cevap kâğıdınızdaki “Soru Kitapçığı No” alanına kodlayınız.
10. Sınav sonunda soru kitapçıkları toplanacak ve ÖSYM’de tek tek incelenecektir. Soru kitapçığının bir sayfası bile
eksik çıkarsa sınavınız geçersiz sayılacaktır.
11. Cevap kâğıdına ve soru kitapçığına yazılması ve işaretlenmesi gereken bilgilerde bir eksiklik ve/veya yanlışlık
olması hâlinde sınavınızın değerlendirilmesi mümkün olamamaktadır. Tarafınızdan yazılması ve işaretlenmesi
gereken bu bilgilerde eksiklik ve/veya yanlışlık olduğunda durumunuz Sınav Salon Tutanağında belirtilecektir.
12. Soru kitapçığının sayfalarındaki boş yerleri müsvedde için kullanabilirsiniz.
13. Soruları ve/veya bu sorulara verdiğiniz cevapları ayrı bir kâğıda yazıp bu kâğıdı dışarı çıkarmanız kesinlikle
yasaktır.
14. Her testin cevaplarını cevap kâğıdındaki ilgili alana işaretlemeye dikkat ediniz.
15. Sınav salonundan ayrılmadan önce, soru kitapçığınızı ve cevap kâğıdınızı salon görevlilerine teslim etmeyi
unutmayınız.
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimi zin yazılı i zni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu
ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
1. Yahya Kemal’i ve Nazım Hikmet’i ayrı tutarsak küçük 3. Bir sanatçımız şöyle diyor: “Dergiler, edebiyatın yeral-
mutluluklar Türk şiirine Garip döneminde bir uğrayıp tı haritasıdır.” Nitekim bu dergilerde ilk ürünleri yayım-
geçmiştir, diyebiliriz. Biraz Ziya Osman, çok az Cahit lanan genç şairlerin çoğu, bir süre sonra çalışmalarını
Sıtkı… Onun dışında “Hüzün ki en çok yakışandır bi- kitaplaştırarak şairliklerinin ilk kilometre taşlarını ko-
ze.” anlayışı egemendir. Cemal Süreya’nın, Garip- yarlar.
çilerin izine basarak yürüdüğü kimi şiirlerinde de bu
anlayışın yansımalarını görürüz. Ne var ki onun şiirle- Bu parçada geçen “edebiyatın yeraltı haritası olma”
rinde genel olarak ince bir hüzün söz konusudur. sözüyle, dergilerin hangi özelliği belirtilmek isten-
miştir?
Bu parçada geçen “izine basarak yürüme” sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarları, yeni yazınsal türlere yönlendirme
C) Yenilerini eskilerinden ayırabilmek A) İyi şiirler, şairlerinden zengin bir birikim ister.
5. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraç 7. (I) Yaşadığı dönemin şiir anlayışından uzaklaşarak
içindeki sözün anlamını içermemektedir? uçlarda dolaşan, alışılmadık bağdaştırmaları ve imge-
leriyle zaman zaman, bilinen söylemin dışına taşan
şair, sürekli yenilikler peşinde koşmuştur. (II) Karşı-
A) Öykünüzü, yaşamın akışını düşündüren bir do- laştığı insanlık durumlarına yeni duygu ve anlamlar
ğallıkla yazın, bunu yapabilecek güçlü bir kalemi- yükleyerek onları yeniden yazmıştır. (III) Şiirlerini
niz var. (yazarlık yeteneği olmak) oluştururken boş alanlar bırakmış, uzun dizeleri kır-
mıştır. (IV) Şiirde bir yenilik gerçekleştirmek için dilin
yerleşik söz değerlerini olduğu gibi kullanmaktan ka-
B) Öykünüzdeki bilinmeyenlerden kurtulmak için öy- çınmış, dili yeniden kurmaya yönelmiştir. (V) Şiirle-
küdeki kadının kim olduğunu, nasıl bir yaşam rinin çoğunda, çok anlamlı sözcükler kullanarak deği-
sürdüğünü, ne iş yaptığını görünür kılın. (belir- şik çağrışımlar uyandırmıştır.
ginlik kazandırmak)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi,
C) Sizin yaptığınız gibi, bir dönemi küçük bir öyküye
sözü edilen şairin şiirlerinin içeriğiyle ilgilidir?
sığdırmak herkesin üstesinden gelebileceği bir iş
değildir. (zorluğu yenmek)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışı- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangile-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? ri anlamca birbirine en yakındır?
9. (I) Berna Moran’ın deyişiyle “huzursuzluğun romanı”, 11. Şairler arasında öteden beri süregelen açık ya da giz-
Fethi Naci’ye göre de “Türkçenin en güzel aşk roma- li bir yarış vardır. Oysa aynı gözeden su içen, aynı
nı” olan Huzur’un yayımlanışının üzerinden yaklaşık güneş altında ısınan, aynı ağacın gölgesinde oturan
elli yıl geçti. (II) Bu romanda olaylar, bir ağustos günü insanlardır onlar. Birbirlerine, sanıldığından daha çok
başlar ve radyodan İkinci Dünya Savaşı’nın başladı- ihtiyaçları vardır. Ölmüş şairlerle, onların anıları üze-
ğını haber veren bir anonsla biter. (III) Her ne kadar rinde yaşatılan dostluklar da dâhildir buna. ----? Kıs-
ilk bakışta aşk romanı gibi görünse de günahın ve ka- kanmalar, görmezden gelmeler, kara çalmalar… Neyi
vuşmanın değil, Doğu’yla Batı’nın, huzursuzluğun, paylaşamazlar? Herkesin kabı kendine göredir, ala-
zaman ve müziğin romanı olarak kabul edilir. (IV) Hu- cağı su miktarı bellidir oysa. Paylaşmanın, el ele ve-
zur, hiçbir zaman Madam Bovary’nin yarattığı etkiye rerek yaratacakları eleştiri ortamının sağlayacağı ya-
benzer bir etki yaratmamıştır. (V) Madam Bovary gibi rarlar üstünde durmak ve bunu geliştirmek varken ne-
can sıkıcı taşranın romanı değildir Huzur; tam tersine dir bu yok edici yarış?
çok eski, çok köklü bir kentin, İstanbul’un, Boğazi-
çi’nin romanıdır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de değerlendirme söz konusu değildir? A) Şairler arasındaki bütün bu çatışmalar gerçekte
şiirimizin tematik haritasını daraltır mı
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
B) Bunu bilmelerine karşın nedir bu sevgisizlik şair-
ler arasında
C) Öyleyse neden şiirin kolaya kaçma sanatı olduğu
izlenimi yaratılıyor
D) Şairler, birbirlerini değerlendirirken şiirsel ölçütler
kullanırlar mı
10. (I) Günümüzde, yeni yetişen genç yazarlar kendinden E) Oysa her şair, şiirini kendi yaşam serüveninden
öncekileri tanımadıkları, okumadıkları için bir eksiklik çıkarmaz mı
duymuyor sanki. (II) Bunlar deneyimli, usta yazarların
önünde yaprak gibi titremiyor artık, kendine çok güve-
niyor. (III) Bununla birlikte yapıtları ilgiyle karşılanan,
geniş okur kitlelerine seslenen sanatçının çok iyi ya-
zar olduğu yanılgısına düşüyor. (IV) Yeni kuşağın “Ne
olacaksa çabucak olsun.” düşüncesinden doğan bu
gözü kara yarış, bence oldukça tehlikeli. (V) Çünkü
bu, bireyciliğin, “ben ben”ciliğin egemenliği anlamına
gelir.
12. Sokrates’ten önceki ilk Batılı filozoflar, geçmişten iki 13. Türküler, şiirler iç dünyamızın sesi olarak yazılmış ol-
büyük kopuşu aynı anda gerçekleştirdiler. İlk önce, salar da bizden çıktıkları anda topluma mal olmuştur
kendi akıllarını kullanarak dünyayı anlamaya çalıştı- artık. Yalnız topluma mal olmakla kalsa iyi. Yerelden
lar. Bu tek başına, tümüyle yeni bir şeydi ve insanın ulusala, ulusaldan evrensele bir değişme ve gelişme
gelişmesinde en önemli köşe taşlarından birini oluş- çizgisi izleyerek bütün insanlığın ortak değeri hâline
turdu. Aynı zamanda insanlara, akıllarını nasıl kulla- gelir. Örneğin Yunus Emre’nin şiirlerinde yansıtılan
nacaklarını ve kendi başlarına nasıl düşüneceklerini duygular salt bize mi özgüdür? Neruda, yalnızca Şi-
de öğrettiler. ----. Onlar bilgi birikimlerini olduğu gibi li’nin acılarını yansıtmıştır, deyip dışlayabilir miyiz onu?
öğrencilerine aktarmak yerine, onları tartışmaya, Acısı acımız olmuştur, halkı da halkımız. Kısaca ----.
düşünce alışverişinde bulunmaya, kendi düşüncele-
rini ileri sürmeye ve savlarını kanıtlamaya özendiren Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
öğretmenlerdi. aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
14. Gerek edebiyat dergilerinde gerekse gazetelerin sa- 15. Yayınevlerinin tercihi her zaman romandan yana ol-
nat-edebiyat sayfalarında yer alan söyleşilerde, ne- muştur. Yalnız bizde değil, dünyada da böyle. Öykü-
dense hep aynı konular konuşuluyor ve bundan bir ler ise daha çok dergilerde varlıklarını sürdürüyor.
türlü vazgeçilmiyor. Bir yazarın yeni bir romanı mı Öykü kitabı yayımlamakta direnen genç yeteneklere
çıkmış, sorusu hemen hazır: “Bu yapıtınızı yazarken olanak sağlayan yayınevleri - neyse ki - var. Şu da bir
neyi amaçladınız?” ya da “Yapıtınız yaşadıklarınız- gerçek ki beş altı yıldır durağan bir ortamda kendini
dan izler taşıyor mu?” Cevaplar da üç aşağı beş yu- yineliyor öykü ama yenileyemiyor. Bu nereye kadar
karı aynı düşünceler etrafında dönüyor. Peki neden sürer, kestirmek güç; ardından bir yükselişin, belki de
bu sınırlılık? Bence bu, yazardan değil, soruyu so- sıçramanın yaşanacağı kesin.
randan kaynaklanıyor. Çünkü söyleşilerde asıl yön-
lendirici, soruyu sorandır. Bu nedenle sanatçının dü- Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
şünce üreterek sanatını geliştirmesinde ve yapıtları- olarak söylenmiş olabilir?
nın değerlendirilmesinde ona sorulacak soruların
önemli bir payı vardır. ----.
A) Yayınevleri öykü seçiminde hangi ölçütlere bağlı
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre kalıyor?
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
B) Roman türündeki kalıplaşmaya gidiş konusunda
ne düşünüyorsunuz?
A) Bütün bunlara bakarak eleştirel yaklaşımın ne
C) Öykücülerin soyut konulara ağırlık verişini neye
denli önemli olduğunu söylemek hiç de yanlış ol-
bağlıyorsunuz?
maz
D) Türk edebiyatında romanın yükselişi karşısında
B) Bu sorun bence temelde birbirini izleyen aynı öykünün konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
nitelikteki durumların art arda sıralanmasından
doğuyor E) Genç yazarları öykü yazmaya yönlendirmek için
neler yapılabilir?
C) Hangi yazara sorarsanız sorun, hepsi kendine
özgü yazma yöntemlerinin olduğunu söyleyecek-
tir
D) Üstelik yapıtın niteliğini yazarın donanımı belirler
ve bunun üzerine söylenebilecek çok söz vardır 16. Modayı sevmem. Örneğin herkesin aynı anda, aynı
şeyleri giymesi, bana nedense ters gelir. Benim pus-
lu, gözlerden uzak ve reklamı çok yapılmamış olan
E) Kısaca hem eleştirmenlerin hem de sanatçılarla hoşuma gider her zaman. Çünkü yönlendirilmeyi de-
söyleşi yapanların, her düzeyden insanın ilgisini ğil, özgürce keşfetmeyi severim. Bilinçaltıma baskı
çekecek nitelikte sorular sorması gerekiyor yapılmasını istemem.
17. Ödüller, genç bir şairin adının altı fosforlu bir kalemle 19. İnsanlar, toplu hâlde yaşama gereksinimi duyarlar.
çizilerek şiirlerinin tanınmasına olanak sağlıyorsa az Bunun için herkesin üzerinde anlaştığı, gittikçe yay-
şey mi bu? Ya da usta bir şairin, şiire verdiği emeğin gınlaşan ortak bir değerler sistemi gerekir. İşte ahlak,
ödülle taçlandırılmasının ne sakıncası olabilir ki? Üs- bu türden bir değerler sistemidir. Toplumda çekişen
telik şiir kitaplarının hemen hemen hiç satılmadığı, ve çatışan tarafların hiçbir ortak yanı kalmadığı du-
dolayısıyla kitapçıların, bu kitapları raflarına koymaya rumlarda bile birleştirici bir güç durumundadır. Ör-
yanaşmadığı ve dağıtımcıların, “şiir” sözcüğünü duy- neğin, dürüstlüğü değil de yalancılığı ya da sahte-
duğunda yüzlerini buruşturduğu günümüzde… Şiirin kârlığı kimse öneremiyor. Sadakat yerine ihanet, ada-
bu konumuna gönlü razı olmayan şairlerin verdiği let yerine haksızlık değerli gösterilemiyor. Çünkü ah-
emekleri, bütün şiirseverlerin takdirle karşılaması ge- lak, bir insan topluluğunun, üzerinde birleştiği ortak
rektiği kanısındayım. paydayı oluşturuyor.
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden ya- Bu parçadan ahlakla ilgili olarak aşağıdakilerin
kınmaktadır? hangisi çıkarılabilir?
A) Ödüllere karşı çıkılmasından A) İlkelerinin kişiden kişiye değişen, göreceli bir ni-
telik taşıdığı
B) Ödüllerin gelişigüzel dağıtılmasından B) Davranışları ve ilişkileri düzenleyen ana kurallar
olduğu
C) Günümüzde değer yargılarının değişmesinden C) Toplumdan topluma farklı özellikler taşıdığı
D) Genç şairlerin ödül alınca ustalaştıklarına inan- D) Yasaların öngördüğü yaptırımları içerdiği
malarından
E) Sanatçıların, yaratılarını oluştururken gerekli E) Kişileri değerlendirmede ayırıcı bir ölçüt olduğu
özeni göstermeyişlerinden
20. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından bu yana nostalji, 21. Bir zamanlar edebiyatın gücüne, bir şeyleri değiştire-
başka bir deyişle eskiye duyulan özlem gittikçe yay- bileceğine inanırdım. Benim için edebiyat, yaşam bo-
gınlaşıyor. Bu, bir bakıma insanların yaşamlarından yu temiz kalmanın, vicdani ve ahlaki çürümeye karşı
giderek daha fazla yakındıklarının bir göstergesi. Ar- durmanın göstergelerinden biriydi. Yıllarım, bu inan-
tık her kuşak yaşamın daha az mekanik, doğallığın cın etkisiyle gelişen bir tutkunun peşinden koşmakla
daha yaygın olduğu bir dönemi özlüyor. Bu özlem hiç geçti. Ama artık kabul edelim, bugünün insanı sözün
bitmeyecek gibi görünüyor. Çünkü teknolojik geliş- değerini bilmiyor. Okumayı sevdiğini söylüyor ama iyi
meler yaşamı kolaylaştırdığı ölçüde daraltıyor da. Bu romanlardan, öykülerden, gerçek şiirden habersiz.
yüzden günümüz insanı gözlerini geçmişe çeviriyor. Ömrünü edebiyata vermiş, köşesinde sessiz sessiz
Söz gelimi eski trenler böyle miydi, diye başlıyor, in- yaşayan gerçek yazarlara sırtını dönmüş. Yalnızca,
sanların atlı arabalarla yolculuk ettikleri günlere kadar yapıtları çok sattığı için kimi yazarların önünde uzun
gidiyor. kuyruklar oluştururken edebiyatın insanı çağırdığı o
gerçek dünyayı aşındırdığının farkında bile değil. Pe-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? ki, o zaman edebiyat ne işe yarıyor? Söylemesi zor
ama edebiyat bugün, yaratıları ilgi görmeyen üç beş
A) kişinin sığındığı, kuşatılmış bir kale.
İçinde bulunduğumuz koşulların geçmişi güzel-
leştiren çağrışımlar yarattığı Aşağıdakilerden hangisi edebiyatla ilgili olarak bu
B) İnsanlar arasındaki içtenlikli ilişkilerin yitip gittiği parçada yakınılan durumlardan biri değildir?
22. Çocukluğumuzda kaç kez duyduk kim bilir: “Çok oku- 23. Benim ansiklopediyle tanışmam, ortaokulda ödev
yan mı bilir, çok gezen mi?” Cevaptan çok, sorunun yapmak için kütüphaneye gittiğim günlere rastlar. Bir
kendisi önemliydi sanki. Ortada derin bir ikilem var- ansiklopediye sahip olmak o yıllarda, hayal edilemez
mış gibi ciddiyetle yöneltilirdi soru. Her seferinde bir şeydi. O, ancak bir kütüphanede bulunur ve belli
“Çok okuyan!” dememiz beklenirdi. Galiba ilköğ- bir süreliğine alınıp bakılabilir, dokunulabilir bir nes-
retimdeki öğretmenlerimiz, okuma sevgimizi böyle ar- neydi. Kocaman cüssesiyle bir ansiklopediyi kucakla-
tırmaya çalışırdı. Çok okumakla çok gezmek asla yan mak, sayfalarını karıştırmak, bir maddeyi arayıp bul-
yana gelemezmiş gibi… Bense okumayı da gezmeyi mak, başka bir gezegene inmek ve orada keşiflerde
de tutkuyla seven biri olarak ikiye bölünürdüm. Hiçbir bulunmaktan farksızdı. Ne yazık ki şimdiki çocuklar
zaman ısınamadım bu yapay ikileme, okumanın da ansiklopedi bile karıştırmıyorlar. O büyülü dünyadan,
içten içe bir seyahat olduğuna inandığımdan, her ki- o heyecandan habersiz yaşıyorlar. Öğretmenler ödev
tabın bizi başka bir yolculuğa çıkardığını düşündü- verirken “İnternetten bulun.” diyorlar. Onlar da hiçbir
ğümden. Okuyarak gezmek, her kitabı başlı başına çaba göstermeden İnternetten buldukları bilgiyi kop-
bir serüven sayarak bir başka ortama, bir başka ya- yalıyor; okuyup değerlendirmeden, hiçbir şey öğren-
şama uzanan bir yolculuk yapmak mümkündür çün- meden götürüp veriyorlar.
kü. Gezerken de her insanı ve her hayatı bir kitap gibi
düşünerek dünyayı okumak da mümkün. Okumak ve Bu parçada belirtilenler arasında aşağıdakilerden
gezmek aslında o kadar iç içe ki… hangisi yoktur?
24. Hemen hepimiz yazılarımızda, yerli yersiz alıntılar 25. Bazı sanatçılar, yaratıcılıklarını kamçılayan büyülü
yapmaktan, özellikle sözü, alçak gönüllülükle yabancı I
ozanlara, çağdaş düşünürlere bırakmaktan fazlasıyla
hoşlanıyoruz. Kimi zaman bunu öyle abartıyoruz ki anları “beyaz an” diye adlandırırmış. Yakalandığı
yazar olarak konuyla ilgili ne düşündüğümüz anlaşıl- II
mıyor. Ayrıca aynı alıntıların değişik yazarlarca da
kullanıldığını görüyoruz. Böylece tekrarın tekrarı bir sırada “Sonra devam ederim.” diyerek asla kesinti-
okuma, zaman kaybına, okuma ediminin yavanlaş- III
masına yol açıyor. Bu nedenle kendi özgün düşünce-
mizi dayanaklarıyla işlemeliyiz yazılarımızda. Yüzey- ye uğratılmaması, ertelenmemesi gerekirmiş bu
sellikten olabildiğince kaçınmalıyız. Kendi düşüncele-
rimizin de örneğin bir Valéry’ninki, Deleuze’ünki kadar
anın. Çünkü dönüp bakıldığında yerinde bulunama-
önemli olduğuna inanarak bir öz güven geliştirmeliyiz.
IV
Bu parçada alıntıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
yabilirmiş. Tükeninceye değin hakkının verilmesi
hangisine değinilmemiştir?
A) Yazılarda kullanılırken aslına bağlı kalınmadığına gerekirmiş, her zaman karşılaşılamayan bu beyaz
V
B) Belirli örneklere sık sık başvurulduğuna anların.
26. (I) Rengi uçmuş, sıradan yaşamımızda kendimize bir 28. (I) Yatılı olarak okuduğum ortaokul yıllarında, yaz ta-
ziyafet çekmek istediğimiz zaman kitapların kapağını tillerinde Kozlu’ya, ailemin yanına özlemle dönerdim.
aralarız. (II) Büyük bir açlıkla sayfaları çeviririz. (II) O yaşlarda evden yedi-sekiz ay uzakta kalmak ko-
(III) Gözlerimiz sözcükleri iştahla birer birer yerken lay değildi. (III) Arkadaşlarımı, okulumu çok seviyor-
zamandan ve mekândan kopuveririz. (IV) Başka in- dum, bugün de süren dostlukların temeli o yıllarda
sanların, başka diyarların görünmez konukları oluve- atılmıştı ama aile özlemi bir başka şeydi. (IV) Evimiz,
ririz. (V) Bu deneyimin ardından yaşadığımız ana geri denizin hemen kıyısındaki bir tepenin yamacındaydı.
döndüğümüzde ise ruhumuzda kopan fırtınalar ya (V) Dalga sesleri odamda sürekli yankılanırdı ve ben
şiddetlenir ya da dinginleşir ama her zaman bir şeyler doyamadığım o denizi, dalgaları büyük bir hazla izler-
değişir içimizde. dim. (VI) Hâlâ Kozlu’yu, o evi ve o dalga seslerini, öz-
lemin içimi sızlatan acısıyla anımsarım.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-
rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de ögelerin dizilişi “zarf tümleci, nesne, zarf tümleci
A) I. cümlede, nesne, belirtili isim tamlamasından ve yüklem” biçimindedir?
oluşmuştur.
A) I. B) II. C) III. D) V. E) VI.
B) II. cümlede, durum zarfı kullanılmıştır.
B) Ünlü düşmesi
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden
hangisi yanlıştır? C) Sürerlik fiili
30. Bir uğultu başlıyor söz dağarcığımda, sözcükler 32. Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Medet Köyü’nde ya-
Bu cümledeki altı çizili sözcüklerin hangisinde tanır. Usta derme çatma köy evinde yumurta kabu-
ünsüz benzeşmesi vardır?
33. Eğer o şiirler, o romanlar, o öyküler, o tiyatro yapıtları 35. (I) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz; onlar, metinlerde
olmasaydı, söylemek bile fazla, duygularımız daha az geçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın büyüsün-
bilinecek, bilgilerimiz daha az olacaktı. Çünkü ede- den çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denen
biyat, daha iyi duymamızı, daha iyi düşünmemizi sağ- bir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (III) Çünkü
lar. Daha doğru, daha insanca yaşamamıza yardımcı “olay” onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim,
olur. çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup getirmeme,
okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiir-
Bu parçada, virgülün işlevleriyle ilgili olarak aşa- lerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz.
ğıda verilenlerden hangisine uygun bir örnek (V) Bu da bize, Borges’in de dediği gibi, şiirin
yoktur? öğretilemeyecek ama duyumsatılabilecek bir tür oldu-
ğunu gösteriyor.
A) Ara sözleri ayırma Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
B) Sıralı cümleleri birbirinden ayırma
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
C) Özel olarak vurgulanması gereken bir ögeyi be-
lirtme
D) Tırnak içinde verilmeyen aktarma cümlelerini be-
lirtme
E) Art arda sıralanan eş görevli sözcük kümelerini
ayırma
36. (I) Editör, bir yayınevinin olmazsa olmazlarındandır.
(II) Yayımlanacak bir yapıtı düzenlemek, yayıma ha-
zırlamak ve yayımlamak gibi birçok işi ve işlevi var.
(III) Yazarın ve eserinin seçilmesinden, nasıl yayımla-
nacağına değin yayımlama işinin bütün aşamalarını
34. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bo- kapsayan zorlu bir iştir bu. (IV) Günümüzde editörlük,
zukluğu vardır? yayıncılık alanında kurumsallaşamamış işlerden.
(V) Yazarların çoğu, editörün yaptığı işi küçümseyip
onu yalnızca bir düzeltmen olarak algılıyor. (VI) Bu
A) Diplomalarını alacak öğrenciler salona sırayla gi- yüzden de editörlüğü böyle algılayan birçok yazarın
riş yaptılar. yayımlanan kitaplarında yanlışlardan geçilmiyor.
B) Müjdeyi vermek için mutfağa, annesinin yanına
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa-
heyecanla koştu.
ragraf hangi cümleyle başlar?
C) Konuşmasına başlamadan önce dinleyicilere
şöyle bir baktı. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
D) Eski öğrencilerin de katıldığı büyük bir toplantı
düzenlediler.
E) Yarıyıl tatilinde yapılacak olan Amasra gezisi er-
telendi.
37. (I) İnsan ilişkilerinin öneminin yeterince kavranmamış 39. Yazınsal yaratıcılığın gizi, ana dilde, ana dilin söz de-
olması, çocuk gelişimiyle ilgili birtakım sorunları da ğerlerindedir. Buna erişmesi, yazarın, ozanın önce-
beraberinde getirdi. (II) Söz gelimi günümüzde, kendi likle ana dilini, onun söz değerlerini sevmesine bağlı-
kendine oyun kuramadığı için üretken olamayan, edil- dır. Bu sevgiden yoksunsa kişi, gerçek anlamda yara-
gen, çevreye karşı ilgisiz, evlere hapsolmuş çocuklar tıcı olamaz. Büyük bir ozan da yaratıcılığın dilde, söz-
yetişiyor. (III) Bunların hayal güçleri, erken yaşta ta- cüklerde olduğunu söylüyor. Şöyle diyor sözcükler
nıştıkları ve hayatlarının doğal bir parçası olan tele- için: “Onların önünde ben diz çökerim, bana kalk de-
vizyonla ve bilgisayar oyunlarıyla sınırlanmış durum- yinceye değin kıpırdamam. Kısaca, değer veririm on-
da. (IV) Televizyondaki reklamlar çocukları ticari birer lara, arkalarından giderim sözcüklerin, izlerim onları.
araç olarak görüyor. (V) Kaba kuvveti ve silah kullan- İşte ben böylesine severim sözcükleri.”
mayı özendiren, sanat değeri düşük filmler ve kimi
yayınlar yüzünden özellikle çocuklar, çeşitli psikolojik Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
sorunlarla yüz yüze geliyorlar. (VI) den hangisi söylenemez?
E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
1. Bu testte sırasıyla, Tarih (1–17), Coğrafya (18–31), Felsefe (32–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Sosyal Bilimler Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
D) I ve II E) I, II ve III
5. XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti, iltizam usulünde yap- 7. Aşağıdakilerden hangisinin Osmanlı Devleti’nde
tığı değişiklikle yüklü bir peşin ödemeyi de öngören yerli tüccar kesiminin güçlenmesini engellediği
malikâne usulünü getirmiştir. Buna göre mukaatalar savunulamaz?
mültezimlere daha önceki gibi üç yıllık sürelerle değil,
sürekli olarak ihale edilmeye başlanmıştır. A) Yabancılara kapitülasyonlarla ayrıcalıklar tanın-
ması
Yapılan bu değişiklikle güdülen amaç aşağıdaki-
lerden hangisidir? B) Üretimin tarıma dayalı olması
A) Yeniçeri Ocağının kaldırılmasına ortam hazır- C) Osmanlı deniz taşımacılığının yetersiz olması
lamak
B) Tek hazine sisteminden çoklu hazine sistemine D) Osmanlı sanayisinin rekabet gücünü giderek yi-
geçmek tirmesi
C) Hazineye daha fazla gelir sağlamak E) İpek ve Baharat yollarının önemini kaybetmesi
D) İşgaller karşısında halkın desteğini almak Onur, yukarıdaki azınlıklardan hangilerini söyle-
seydi Ahmet’e doğru bilgi vermiş olurdu?
E) Mebuslar Meclisini kapatmak
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
13. Sakarya Savaşı kazanılmasına karşın Yunan or- 15. Hindistan’daki bir tarikatın lideri olan Ağa Han ile İn-
dusunu kesin yenilgiye uğratan Başkomutan giltere Kralı’nın özel danışmanı Hintli Emir Ali, Baş-
Meydan Savaşı’nın yaklaşık bir yıl sonra yapılma- bakan İsmet Paşa’ya bir mektup yollayarak halifelik
sına aşağıdakilerden hangisinin neden olduğu sa- kurumuna dokunulmamasını rica etmişlerdir.
vunulabilir?
Bu durumun, halifelikle ilgili olarak
A) Doğu Cephesi’nde fiili mücadelenin sona erme- I. bu kurumun, tüm Müslümanlar üzerinde siyasal
sinin beklenmesi gücünün olduğu,
B) Ayaklanan Çerkez Ethem birliklerinin dağıtılması II. yabancıların, bu kurumu Türkiye’nin içişlerine
müdahale amacıyla kullanmak istedikleri,
C) İtalyanların birliklerini Anadolu’dan çekmeye baş- III. bu kurumun varlığının ülkede tartışma konusu
laması olduğu
D) Türk ordusunun eksiklerinin tamamlanması durumlarından hangilerine kanıt olduğu savunu-
labilir?
E) Ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için Tekâlif-i
Milliye Emirlerinin çıkarılması A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
C) Devletçilik D) Laiklik
E) Cumhuriyetçilik
17. Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti sadece iki şeye güve- 19. Türkiye’de, enerji tasarrufu sağlamak amacıyla yaz ve
nir. Biri millet kararı, diğeri en elim ve güç şartlar için- kış saati uygulanmaktadır. Bu uygulama kapsamında
de dünyanın takdirlerine hakkıyla layık olan ordumu- yılın yaklaşık beş aylık döneminde 30º Doğu meridye-
zun kahramanlığı; bu iki şeye güvenir.” demiştir. ninin, diğer dönemde ise 45º Doğu meridyeninin yerel
saati ulusal saat olarak kullanılmaktadır.
Atatürk’ün, bu sözüyle millî gücün
Buna göre, 45º Doğu meridyeninin yerel saatinin
I. siyasi, ulusal saat olarak kullanıldığı dönemde, Türkiye’ de,
aşağıdakilerden hangisi yaşanmaz?
II. askerî,
D) I ve II E) II ve III E) En sıcak ay
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
Aşağıdakilerden hangisi yapılırsa bu hata gideril-
miş olur?
21. Aşağıdaki haritada beş farklı doğrultu numaralarla 23. Orografik yağışlar, denizden gelen nemli hava kütle-
gösterilmiştir. lerinin kıyı çizgisine paralel uzanan dağ sıralarına
çarparak yükselmesi sonucu meydana gelir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Buna göre, bu tatil beldesinin aşağıdakilerden D) Karbon ve Perm dönemlerinde, bu kıtalarda daha
hangisinde yer alması beklenir? ılıman bir iklimin olduğunu
A) Datça Yarımadası’nda
E) Bu kıtalardaki yer şekillerinin, Karbon ve Perm
B) Gelibolu Yarımadası’nda dönemlerindekiyle aynı olduğunu
C) Bolu Dağları’nda
D) Çukurova’da
E) Çandarlı Körfezi’nde
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
28. Aşağıdaki grafikte, 1750-2000 yılları arasında Avrupa 30. I. Siyasi bölgeler zamanla işlevini yitirebilir.
ve Afrika kıtalarının nüfusu gösterilmiştir.
II. Siyasi bölgeyi oluşturan ülkelerde dil, din ve ırk
birliği vardır.
A) I ve III B) II ve IV C) III ve V
D) I, II ve V E) I, III ve IV
A) 1750-1900 yılları arasında Afrika’dan kıta dışına 31. Aşağıdakilerden hangisi, insanın doğaya olan et-
yoğun göç olmuştur. kisine örnek gösterilemez?
B) Üniversite kurulması
32. Zekânın ve bilgeliğin ölçütünün zenginlik olduğunu 34. Nesnenin bilgisinin söz konusu olabilmesi için önce
düşünen kişiler, Thales’le yoksul olduğu için alay nesnenin var olması gerekir. Örneğin ağacın ne oldu-
ederler. O da bunun üzerine zeytinin az olduğu o yıl, ğundan, türlerinden, yararlarından söz edebilmek için
elindeki bütün parayla, ihtiyaç olmadığı için ucuzlamış öncelikle “ağaç” denilen bir şey var olmalıdır.
olan ve zeytinyağı üretiminde kullanılan tüm presleri
satın alır. Sonraki hasat mevsimi geldiğinde ihtiyacı Bu parça aşağıdaki yargılardan hangisini destek-
olanlara bu presleri kendi belirlediği fiyattan kiralayarak ler?
çok para kazanır.
36. Filler neden büyük, gri ve kırışıktır? Çünkü ufak, beyaz 38. Nasrettin Hoca bir gün oğluyla birlikte şehre gitmek
ve yuvarlak olsalardı aspirin olurlardı. Ufak bir fil hayal üzere yola çıkar. Şehre birçok köyün içinden geçilerek
ederek ona “ufak bir fil” diyebiliriz. Beyaz bir fil hayal gidilmektedir. Hoca eşeğin üzerinde, oğlu da yürüyerek
ederek ona “beyaz bir fil” diyebiliriz. Kırışıksız bir fil de onu takip eder. İlk köyden geçerken köylüler “Koskoca
“kırışıksız bir fil” olur. Başka bir deyişle büyüklük, grilik adam eşeğe binmiş, küçücük çocuğu yürütmeye utan-
ve kırışıklılık, Aristoteles’in bir fili fil yapan şeyin ne mıyor!” diye kınarlar. Sonraki köyden geçerken Hoca
olduğunu tanımlama sınavını geçemez. Çünkü aspirin yürür, oğlu da eşeğin üzerindedir. Oradaki köylüler de
gibi ufak, beyaz ve yuvarlak bir şey bir fil olamaz ve “Görüyor musun saygısız çocuğu, koca adamı yürütü-
böyle bir nesneyle karşılaştığımızda aklımıza “Hey, yor.” derler. Üçüncü köyde Hoca ve çocuk eşeğe birlikte
ağzına attığın bir aspirin mi yoksa alışılmamış türden bir biner, bu kez de eşeğe acımıyorlar diye suçlanırlar.
fil mi?” diye sormak gelmez. Dördüncü köyde çocuk da Hoca da yürür, kınanmaktan
nasiplerini alırlar. Beşinci köyde Hoca ve oğlu eşeği
Bu parçada varlıkla ilgili aşağıda verilenlerden birlikte taşımalarına karşın kınanma durumu değişmez.
hangisi sorgulanmaktadır?
Bu parça ahlak felsefesinin temel problemlerinden
A) Ana maddenin neliği hangisinin soruşturulmasında örnek verilebilir?
E) Zorunlu varlık/mümkün varlık ayrımı C) Ahlakta her zaman iyi niyet yeterli midir?
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Temel Matematik Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 6 B) 2 C) 0 D) E)
2.
D) 1006 E) 1008
A) 4 B) 8 C) 9 D) 15 E) 16
8.
6.
A) 3 B) 4 C) 6 D) 8 E) 9
olduğuna göre, aşağıdaki sıralamalardan hangisi
doğrudur?
A) B) C)
D) E)
9.
A) B) C) 1 D) 2 E) 4
A) 9 B) 11 C) 12 D) 13 E) 15
A) x B) C)
D) E)
A) 8 B) 9 C) 10 D) 12 E) 15
olduğuna göre, ifadesinin değeri kaçtır?
A) B) C) 0 D) 1 E) 4
15.
a bir pozitif tam sayı ve ’tir. p bir asal sayı
olduğuna göre,
16. n bir pozitif tam sayı olmak üzere, n’yi kalansız bölen 19. Rasyonel sayılar kümesinde bildiğimiz toplama ve
pozitif tam sayıların kümesi S(n) ile gösteriliyor. çarpma işlemleri tanımlanıyor.
Buna göre, kesişim kümesinin ele- Buna göre, aşağıdakilerden hangisinin hem top-
man sayısı kaçtır? lama hem de çarpma işlemine göre tersi bir tam
sayıdır?
A) 4 B) 5 C) 6 D) 8 E) 9
A) B) C) 0
D) 2 E)
fonksiyonları veriliyor.
18.
A) B) C)
önermeleri veriliyor. D) E)
A) B) C)
21. Gerçel sayılar kümesinde tanımlı
D) E) I.
II.
III.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) I, II ve III
22. Bir işi 5 kadın işçi 20 günde, 5 erkek işçi ise 30 günde 24. Bir fabrikada üretilen iş makinelerinin sayısı gün so-
bitiriyor. nunda kayıt altına alınıyor. Tutulan kayıtlar o günle
birlikte o günden önce üretilmiş olan iş makinelerinin
toplam sayısıdır. Beş iş gününde tutulan kayıtlar aşa-
Buna göre, 2 kadın ve 2 erkek işçi aynı işi birlikte
ğıda verilmiştir.
kaç günde bitirir?
Pazartesi ve öncesi : 20
A) 20 B) 30 C) 40 D) 45 E) 50
Salı ve öncesi: x
Çarşamba ve öncesi: 90
Perşembe ve öncesi: 140
Cuma ve öncesi: y
A) 10 B) 11 C) 12 D) 13 E) 14
25. Bir yatırımcı, hesabındaki z TL’nin bir kısmıyla altın,
kalan kısmıyla da döviz alıyor. Yatırımcı bir süre son-
ra altınlarını % 20 kâr elde ederek x TL’ye, dövizlerini
ise % 20 zarar ederek y TL’ye satıyor.
A) B)
C) D)
E)
26. Beş öğrencinin aday olduğu sınıf başkanlığı seçimin- 29. Ali, ağzına kadar suyla dolu olan bir şişedeki suyun
de adayların aldıkları oy sayıları olan A, B, C, D, E yarısını elde etmek istiyor. Bunun için aynı şişeden
arasında boş bir tane alıyor ve şişelerdeki su yükseklikleri eşit
olana kadar dolu şişeden diğerine su aktarıyor.
Suyun yarısını elde etmek için yaptığı üç farklı dene-
eşitliği vardır. me aşağıda gösterilmiştir.
Seçim sonucu dairesel grafikte gösterildiğinde
C tane oy alan adaya ait daire diliminin merkez
açısı kaç derece olur?
A) 45 B) 60 C) 90 D) 120 E) 180
A) 5 B) 4 C) 3 D) 2 E) 1
31. Bir depoda bulunan portakal ve mandalinaların mik- 34. ABC bir ikizkenar
tarı toplam 50 tondur. Portakalların % 7’si, manda- üçgen
linaların ise % 8’i çürümüştür. Çürüyen portakal ve
mandalina miktarı toplam 3,8 tondur.
32.
Bir otobüse 3 kadın binerse yolcuların ’ü kadın
’ü erkek olacaktı.
A) 21 B) 24 C) 28 D) 30 E) 32 35.
ABC bir üçgen
A) B) C) D) E)
37. 39.
Buna göre, taralı bölgenin alanı a, b ve c türünden y eksenine göre simetriği alınıyor ve A ile , B ile ,
aşağıdakilerin hangisine eşittir? C ile simetrik nokta çiftleri olacak şekilde
üçgeni elde ediliyor. Elde edilen bu üçgen de
A) B) C)
D) E)
A) B) C) D) E)
1. Bu testte sırasıyla, Fizik (1–14), Kimya (15–27), Biyoloji (28–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Fen Bilimleri Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 1 B) C) D) E)
2.
D) N’de E) P’de
4. 5.
A) 1 B) C) 2 D) E)
6. 7.
A)
(Bu işlemler sırasında sıvıların sıcaklıkları değişme-
mektedir.)
B)
C) A) B) 1 C) D) E) 2
D)
E)
8. 10.
A) K L
11. 12.
oranı kaçtır? A) B) C)
D) E)
A) B) C) 1 D) E)
13.
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
18. Uçucu olmayan bir X katısı 100 gram suda en fazla, 20. bileşiğiyle ilgili bazı bilgiler şöyledir:
’de 17 gram,
bileşiğinin 0,1 molü 12 gramdır.
’de 27 gram,
Bileşikteki X, Y, Z atomlarının kütlece birleşme
’de 39 gram oranları (X:Y:Z) sırasıyla 3:4:8’dir.
D) 21. Atom kuramına göre, baş kuantum sayısı (n) ile ilgili
’de 20 gram X katısının 100 gram suda
aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
E) ’de 30 gram X katısının 100 gram suda A) Baş kuantum sayısı, temel enerji düzeyini belirtir
ve sıfırdan büyük tam sayıdır.
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
D) Stronsiyum karbonat
22. Periyodik çizelgeyle ilgili aşağıdaki ifadelerden 23. X, Y, Z elementleriyle ilgili bilgiler şöyledir:
hangisi yanlıştır?
X’in, iyonunun elektron dağılımı ile
A) IA grubu elementlerinin elektron dağılımındaki bitmektedir.
son orbital s orbitalidir.
Y elementi, 4. periyot ve IIA grubundadır.
B) VIA grubu elementlerinin elektron dağılımı Z, VIIA grubunda ve atom numarası en küçük o-
lan elementtir.
ile biter.
Buna göre X, Y, Z elementlerinin periyodik
C) VA grubu elementlerinin elektron dağılımı çizelgedeki yerleri aşağıdakilerin hangisinde doğ-
ile biter. ru olarak verilmiştir?
B)
X
Y
Z
C) Z
D)
Z
X
Y
E)
Z
Y X
− +
A) X + ve Y3− B) Y3 ve Z C) X ve Z
− + 2+
D) Y3 ve Q 2 E) Z ve Q
Buna göre,
D) II ve III E) I, II ve III
26. X, Y, Z elementlerinden oluşan ya- 28. Bir proteinin, yüksek sıcaklıkta, düşük pH koşulunda ya
da çeşitli kimyasal maddelerin bulunduğu ortamda, üç
pılarındaki bağ türleri, aşağıdakilerin hangisinde boyutlu yapısı bozulmuş, ancak bu durumdan peptid
doğru olarak verilmiştir? bağları etkilenmemiştir.
ulaşılır.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) II ve III
Buna göre, bu makromoleküller aşağıdakilerin
hangisinde doğru olarak verilmiştir?
X Y Z
30. Hücre ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi 32. Aşağıdaki olaylardan hangisi mitoz ve mayoz II
yanlıştır? bölünmenin her ikisinde de kural olarak gerçek-
leşir?
A) Ökaryotik hücrelerde zarlı organeller bulunur.
A) Sinapsis olması
B) Yeni bir hücre ancak başka bir hücrenin bölün- B) Krossing over olması
mesiyle oluşur.
C) Haploid kromozomlu yavru hücre oluşması
C) Hücre büyüdükçe yüzey alanı/hacim oranı aza-
lır. D) Kardeş kromatitlerin birbirinden ayrılması
D) Hücre canlılığın temel birimidir.
E) Homolog kromozomların birbirinden ayrılması
A) B)
Zaman Zaman
A) 1. bireyin genotipi: OO Rr
B) 2. bireyin genotipi: AO rr
C) 3. bireyin genotipi: AA rr
Zaman Zaman
D) 4. bireyin genotipi: BO Rr
E) E) 5. bireyin genotipi: AO Rr
Zaman
34. Balıkların solungacında kılcal damarlardaki kan akışı ile 35. İnsanda, işaretlenmiş bir alyuvar, akciğer atardamarı
su akış yönü birbirine terstir. Bu iki ortam arasın- içine veriliyor; bu işaretli alyuvara bir süre sonra alt ana
daki oksijen difüzyonu Şekil 1’de şematize edilmiştir. toplardamarında rastlanıyor.
Difüzyon sonunda kanın oksijen doygunluğunda (%)
meydana gelen değişimin grafiği de altında verilmiştir. Bu alyuvar kalpten bir kez geçtiğine göre, aşağıdaki
yapıların hangisinden geçmemiştir?
E) Akciğer toplardamarı
A) B)
100 100
Su Su
50 50
Kan Kan
0 0
C) D)
Su Su
100 100
Kan Kan
50 50
Buna göre fotosentez ürünlerinin taşındığı yapı,
şekilde hangi numarayla gösterilmiştir?
0 0
A) I B) II C) III D) IV E) V
E)
Su
100
Kan
50
37. Bitkiler, çiçeklenme için gereksinim duydukları ışık 38. Çiçekli bir bitkinin üremesindeki bazı evreler aşağı-
alma sürelerine göre uzun gün bitkisi ya da kısa gün daki şekilde numaralandırılmıştır.
bitkisi olarak isimlendirilir. Bir uzun gün bitkisiyle bir
kısa gün bitkisi farklı ışık alma sürelerine tabi tutul-
duğunda gerçekleşen çiçeklenme durumları aşağı-
daki şekilde gösterilmiştir.
Bu deneyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi Bu evrelerin hangisinin sonunda meydana gelen
söylenemez? hücrelerin genotipi, bu hücreleri üreten hücre-
ninkinden farklıdır?
A) Kısa gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten az
(Bu üreme döngüsünde mutasyon gerçekleşmediği
olduğunda çiçeklenmiştir.
kabul edilecektir.)
B) Uzun gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
fazla olduğunda çiçeklenmiştir.
D) I ve II E) I ve III
C) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi, ışık
alma süresi 12 saatten az olsa da uzun gün
bitkisinin çiçeklenmesini sağlamıştır.
D) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi kısa
gün bitkisinin çiçeklenmesini önlemiştir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
47 Test Bitti.
Cevaplarınızı Kontrol Ediniz.
;f)U:}ZkF+
|6zjf.HV
M9991.01026
(Bu numarayı c evap k âğıdınızdaki ilgili alana kodlama yı unut mayınız.)
ADI
SOYADI
DİKKAT!
SINAV BAŞLAMADAN ÖNCE AŞAĞIDAKİ UYARILARI MUTLAKA OKUYUNUZ.
1. Adınız, soyadınız, T.C. Kimlik Numaranız ve sınav salon numaranız yukarıdakilerden farklı ve
kitapçık üzerine basılı olan fotoğraf size ait değilse bunu salon başkanına belirterek size ait
soru kitapçığının verilmesini sağlayınız.
1. Bu kitapçıkta sırasıyla Türkçe Testi, Sosyal Bilimler 4. Bu testler puanlanırken her testteki doğru cevap-
Testi, Temel Matematik Testi, Fen Bilimleri Testi larınızın sayısından yanlış cevaplarınızın sayısının
bulunmaktadır. dörtte biri düşülecek ve kalan sayı o testle ilgili ham
puanınız olacaktır. Bu nedenle, hakkında hiçbir
2. Bu testler için verilen toplam cevaplama süresi 160
fikriniz olmayan soruları boş bırakınız. Ancak,
dakikadır. Bu süreyi, cevaplayacağınız testleri dik-
soruda verilen seçeneklerden birkaçını eleyebiliyor-
kate alarak kullanınız.
sanız kalanlar arasında doğru cevabı kestirmeye
3. Bu kitapçıktaki testlerde yer alan her sorunun sade- çalışmanız yararınıza olabilir.
ce bir doğru cevabı vardır. Bir soru için birden çok
5. Sınavda uyulacak kurallar bu kitapçığın arka kapa-
cevap yeri işaretlenmişse o soru yanlış cevaplan-
ğında belirtilmiştir.
mış sayılacaktır.
SINAVDA UYULACAK KURALLAR
1. Cep telefonu ile sınava girmek kesinlikle yasaktır. Çağrı cihazı, telsiz, fotoğraf makinesi vb. araçlarla; cep
bilgisayarı, kol ya da cep saati, her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlarla; silah ve benzeri teçhizatla;
müsvedde kâğıdı, defter, kitap, sözlük, sözlük işlevi olan elektronik aygıt, hesap cetveli, hesap makinesi, pergel,
açıölçer, cetvel vb. araçlarla sınava girmek kesinlikle yasaktır. Bu araçlarla sınava girmiş adaylar mutlaka Salon
Sınav Tutanağına yazılacak, bu adayların sınavı geçersiz sayılacaktır. Sınava kalem, silgi, kalemtıraş, saat
vb. araçla ve kulaklık, küpe, broş vb. takı, herhangi bir metal eşyayla girmek de kesinlikle yasaktır.
Yiyecek, içecek vb. tüketim malzemeleri de sınava getirilemez. Adaylar sınava şeffaf şişe içerisinde su
getirebileceklerdir.
2. Bu sınavda verilen toplam cevaplama süresi 160 dakikadır. Sınav başladıktan sonra ilk 120 ve son 15 dakika
içinde adayın sınavdan çıkmasına kesinlikle izin verilmeyecektir.
3. Sınav evrakını teslim ederek salonu terk eden aday, her ne sebeple olursa olsun, tekrar sınava alınma-
yacaktır.
4. Sınav süresince görevlilerle konuşmak, görevlilere soru sormak yasaktır. Aynı şekilde görevlilerin de adaylarla
yakından ve alçak sesle konuşmaları ayrıca, adayların birbirinden kalem, silgi vb. şeyleri istemeleri kesinlikle
yasaktır.
5. Sınav sırasında, görevlilerin her türlü uyarılarına uymak zorundasınız. Sınavınızın geçerli sayılması, her şeyden
önce, sınav kurallarına uymanıza bağlıdır. Kurallara aykırı davranışta bulunanların ve yapılacak uyarılara
uymayanların kimlik bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve sınavları geçersiz sayılacaktır.
6. Sınav sırasında kopya çeken, çekmeye kalkışan, kopya veren, kopya çekilmesine yardım edenlerin kimlik
bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve bu adayların sınavları geçersiz sayılacaktır. Görevliler kopya
çekmeye ya da vermeye kalkışanları uyarmak zorunda değildir; sorumluluk size aittir.
Adayların test sorularına verdikleri cevapların dağılımları bilgi işlem yöntemleriyle incelenecek, bu
incelemelerden elde edilen bulgular bireysel ya da toplu olarak kopya çekildiğini gösterirse kopya eylemine
katılan adayın/adayların cevaplarının bir kısmı ya da tamamı iptal edilecektir.
Sınav görevlileri bir salondaki sınavın, kurallara uygun biçimde yapılmadığını, toplu kopya girişiminde
bulunulduğunu raporlarında bildirdiği takdirde, ÖSYM takdir hakkını kullanarak bu salonda sınava giren tüm
adayların sınavını geçersiz sayabilir.
7. Cevap kâğıdında doldurmanız gereken alanlar bulunmaktadır. Bu alanları doldurunuz. Cevap kâğıdınızı
başkaları tarafından görülmeyecek şekilde tutmanız gerekmektedir. Cevap kâğıdına yazılacak her türlü yazıda
ve yapılacak bütün işaretlemelerde kurşun kalem kullanılacaktır. Sınav süresi bittiğinde cevapların cevap
kâğıdına işaretlenmiş olması gerekir. Soru kitapçığına işaretlenen cevaplar geçerli değildir.
8. Soru kitapçığınızı alır almaz, sayfaların eksik olup olmadığını, kitapçıkta basım hatalarının bulunup bulun-
madığını ve soru kitapçığının her sayfasında basılı bulunan soru kitapçığı numarasının, kitapçığın ön kapağında
basılı soru kitapçığı numarasıyla aynı olup olmadığını kontrol ediniz. Soru kitapçığınızın sayfası eksik ya da
basımı hatalıysa değiştirilmesi için salon başkanına başvurunuz.
9. Size verilen soru kitapçığının numarasını cevap kâğıdınızdaki “Soru Kitapçığı No” alanına kodlayınız.
10. Sınav sonunda soru kitapçıkları toplanacak ve ÖSYM’de tek tek incelenecektir. Soru kitapçığının bir sayfası bile
eksik çıkarsa sınavınız geçersiz sayılacaktır.
11. Cevap kâğıdına ve soru kitapçığına yazılması ve işaretlenmesi gereken bilgilerde bir eksiklik ve/veya yanlışlık
olması hâlinde sınavınızın değerlendirilmesi mümkün olamamaktadır. Tarafınızdan yazılması ve işaretlenmesi
gereken bu bilgilerde eksiklik ve/veya yanlışlık olduğunda durumunuz Sınav Salon Tutanağında belirtilecektir.
12. Soru kitapçığının sayfalarındaki boş yerleri müsvedde için kullanabilirsiniz.
13. Soruları ve/veya bu sorulara verdiğiniz cevapları ayrı bir kâğıda yazıp bu kâğıdı dışarı çıkarmanız kesinlikle
yasaktır.
14. Her testin cevaplarını cevap kâğıdındaki ilgili alana işaretlemeye dikkat ediniz.
15. Sınav salonundan ayrılmadan önce, soru kitapçığınızı ve cevap kâğıdınızı salon görevlilerine teslim etmeyi
unutmayınız.
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimi zin yazılı i zni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu
ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
1. Yahya Kemal’i ve Nazım Hikmet’i ayrı tutarsak küçük 3. Bir sanatçımız şöyle diyor: “Dergiler, edebiyatın yeral-
mutluluklar Türk şiirine Garip döneminde bir uğrayıp tı haritasıdır.” Nitekim bu dergilerde ilk ürünleri yayım-
geçmiştir, diyebiliriz. Biraz Ziya Osman, çok az Cahit lanan genç şairlerin çoğu, bir süre sonra çalışmalarını
Sıtkı… Onun dışında “Hüzün ki en çok yakışandır bi- kitaplaştırarak şairliklerinin ilk kilometre taşlarını ko-
ze.” anlayışı egemendir. Cemal Süreya’nın, Garip- yarlar.
çilerin izine basarak yürüdüğü kimi şiirlerinde de bu
anlayışın yansımalarını görürüz. Ne var ki onun şiirle- Bu parçada geçen “edebiyatın yeraltı haritası olma”
rinde genel olarak ince bir hüzün söz konusudur. sözüyle, dergilerin hangi özelliği belirtilmek isten-
miştir?
Bu parçada geçen “izine basarak yürüme” sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarları, yeni yazınsal türlere yönlendirme
C) Yenilerini eskilerinden ayırabilmek A) İyi şiirler, şairlerinden zengin bir birikim ister.
5. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraç 7. (I) Yaşadığı dönemin şiir anlayışından uzaklaşarak
içindeki sözün anlamını içermemektedir? uçlarda dolaşan, alışılmadık bağdaştırmaları ve imge-
leriyle zaman zaman, bilinen söylemin dışına taşan
şair, sürekli yenilikler peşinde koşmuştur. (II) Karşı-
A) Öykünüzü, yaşamın akışını düşündüren bir do- laştığı insanlık durumlarına yeni duygu ve anlamlar
ğallıkla yazın, bunu yapabilecek güçlü bir kalemi- yükleyerek onları yeniden yazmıştır. (III) Şiirlerini
niz var. (yazarlık yeteneği olmak) oluştururken boş alanlar bırakmış, uzun dizeleri kır-
mıştır. (IV) Şiirde bir yenilik gerçekleştirmek için dilin
yerleşik söz değerlerini olduğu gibi kullanmaktan ka-
B) Öykünüzdeki bilinmeyenlerden kurtulmak için öy- çınmış, dili yeniden kurmaya yönelmiştir. (V) Şiirle-
küdeki kadının kim olduğunu, nasıl bir yaşam rinin çoğunda, çok anlamlı sözcükler kullanarak deği-
sürdüğünü, ne iş yaptığını görünür kılın. (belir- şik çağrışımlar uyandırmıştır.
ginlik kazandırmak)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi,
C) Sizin yaptığınız gibi, bir dönemi küçük bir öyküye
sözü edilen şairin şiirlerinin içeriğiyle ilgilidir?
sığdırmak herkesin üstesinden gelebileceği bir iş
değildir. (zorluğu yenmek)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışı- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangile-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? ri anlamca birbirine en yakındır?
9. (I) Berna Moran’ın deyişiyle “huzursuzluğun romanı”, 11. Şairler arasında öteden beri süregelen açık ya da giz-
Fethi Naci’ye göre de “Türkçenin en güzel aşk roma- li bir yarış vardır. Oysa aynı gözeden su içen, aynı
nı” olan Huzur’un yayımlanışının üzerinden yaklaşık güneş altında ısınan, aynı ağacın gölgesinde oturan
elli yıl geçti. (II) Bu romanda olaylar, bir ağustos günü insanlardır onlar. Birbirlerine, sanıldığından daha çok
başlar ve radyodan İkinci Dünya Savaşı’nın başladı- ihtiyaçları vardır. Ölmüş şairlerle, onların anıları üze-
ğını haber veren bir anonsla biter. (III) Her ne kadar rinde yaşatılan dostluklar da dâhildir buna. ----? Kıs-
ilk bakışta aşk romanı gibi görünse de günahın ve ka- kanmalar, görmezden gelmeler, kara çalmalar… Neyi
vuşmanın değil, Doğu’yla Batı’nın, huzursuzluğun, paylaşamazlar? Herkesin kabı kendine göredir, ala-
zaman ve müziğin romanı olarak kabul edilir. (IV) Hu- cağı su miktarı bellidir oysa. Paylaşmanın, el ele ve-
zur, hiçbir zaman Madam Bovary’nin yarattığı etkiye rerek yaratacakları eleştiri ortamının sağlayacağı ya-
benzer bir etki yaratmamıştır. (V) Madam Bovary gibi rarlar üstünde durmak ve bunu geliştirmek varken ne-
can sıkıcı taşranın romanı değildir Huzur; tam tersine dir bu yok edici yarış?
çok eski, çok köklü bir kentin, İstanbul’un, Boğazi-
çi’nin romanıdır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de değerlendirme söz konusu değildir? A) Şairler arasındaki bütün bu çatışmalar gerçekte
şiirimizin tematik haritasını daraltır mı
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
B) Bunu bilmelerine karşın nedir bu sevgisizlik şair-
ler arasında
C) Öyleyse neden şiirin kolaya kaçma sanatı olduğu
izlenimi yaratılıyor
D) Şairler, birbirlerini değerlendirirken şiirsel ölçütler
kullanırlar mı
10. (I) Günümüzde, yeni yetişen genç yazarlar kendinden E) Oysa her şair, şiirini kendi yaşam serüveninden
öncekileri tanımadıkları, okumadıkları için bir eksiklik çıkarmaz mı
duymuyor sanki. (II) Bunlar deneyimli, usta yazarların
önünde yaprak gibi titremiyor artık, kendine çok güve-
niyor. (III) Bununla birlikte yapıtları ilgiyle karşılanan,
geniş okur kitlelerine seslenen sanatçının çok iyi ya-
zar olduğu yanılgısına düşüyor. (IV) Yeni kuşağın “Ne
olacaksa çabucak olsun.” düşüncesinden doğan bu
gözü kara yarış, bence oldukça tehlikeli. (V) Çünkü
bu, bireyciliğin, “ben ben”ciliğin egemenliği anlamına
gelir.
12. Sokrates’ten önceki ilk Batılı filozoflar, geçmişten iki 13. Türküler, şiirler iç dünyamızın sesi olarak yazılmış ol-
büyük kopuşu aynı anda gerçekleştirdiler. İlk önce, salar da bizden çıktıkları anda topluma mal olmuştur
kendi akıllarını kullanarak dünyayı anlamaya çalıştı- artık. Yalnız topluma mal olmakla kalsa iyi. Yerelden
lar. Bu tek başına, tümüyle yeni bir şeydi ve insanın ulusala, ulusaldan evrensele bir değişme ve gelişme
gelişmesinde en önemli köşe taşlarından birini oluş- çizgisi izleyerek bütün insanlığın ortak değeri hâline
turdu. Aynı zamanda insanlara, akıllarını nasıl kulla- gelir. Örneğin Yunus Emre’nin şiirlerinde yansıtılan
nacaklarını ve kendi başlarına nasıl düşüneceklerini duygular salt bize mi özgüdür? Neruda, yalnızca Şi-
de öğrettiler. ----. Onlar bilgi birikimlerini olduğu gibi li’nin acılarını yansıtmıştır, deyip dışlayabilir miyiz onu?
öğrencilerine aktarmak yerine, onları tartışmaya, Acısı acımız olmuştur, halkı da halkımız. Kısaca ----.
düşünce alışverişinde bulunmaya, kendi düşüncele-
rini ileri sürmeye ve savlarını kanıtlamaya özendiren Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
öğretmenlerdi. aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
14. Gerek edebiyat dergilerinde gerekse gazetelerin sa- 15. Yayınevlerinin tercihi her zaman romandan yana ol-
nat-edebiyat sayfalarında yer alan söyleşilerde, ne- muştur. Yalnız bizde değil, dünyada da böyle. Öykü-
dense hep aynı konular konuşuluyor ve bundan bir ler ise daha çok dergilerde varlıklarını sürdürüyor.
türlü vazgeçilmiyor. Bir yazarın yeni bir romanı mı Öykü kitabı yayımlamakta direnen genç yeteneklere
çıkmış, sorusu hemen hazır: “Bu yapıtınızı yazarken olanak sağlayan yayınevleri - neyse ki - var. Şu da bir
neyi amaçladınız?” ya da “Yapıtınız yaşadıklarınız- gerçek ki beş altı yıldır durağan bir ortamda kendini
dan izler taşıyor mu?” Cevaplar da üç aşağı beş yu- yineliyor öykü ama yenileyemiyor. Bu nereye kadar
karı aynı düşünceler etrafında dönüyor. Peki neden sürer, kestirmek güç; ardından bir yükselişin, belki de
bu sınırlılık? Bence bu, yazardan değil, soruyu so- sıçramanın yaşanacağı kesin.
randan kaynaklanıyor. Çünkü söyleşilerde asıl yön-
lendirici, soruyu sorandır. Bu nedenle sanatçının dü- Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
şünce üreterek sanatını geliştirmesinde ve yapıtları- olarak söylenmiş olabilir?
nın değerlendirilmesinde ona sorulacak soruların
önemli bir payı vardır. ----.
A) Yayınevleri öykü seçiminde hangi ölçütlere bağlı
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre kalıyor?
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
B) Roman türündeki kalıplaşmaya gidiş konusunda
ne düşünüyorsunuz?
A) Bütün bunlara bakarak eleştirel yaklaşımın ne
C) Öykücülerin soyut konulara ağırlık verişini neye
denli önemli olduğunu söylemek hiç de yanlış ol-
bağlıyorsunuz?
maz
D) Türk edebiyatında romanın yükselişi karşısında
B) Bu sorun bence temelde birbirini izleyen aynı öykünün konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
nitelikteki durumların art arda sıralanmasından
doğuyor E) Genç yazarları öykü yazmaya yönlendirmek için
neler yapılabilir?
C) Hangi yazara sorarsanız sorun, hepsi kendine
özgü yazma yöntemlerinin olduğunu söyleyecek-
tir
D) Üstelik yapıtın niteliğini yazarın donanımı belirler
ve bunun üzerine söylenebilecek çok söz vardır 16. Modayı sevmem. Örneğin herkesin aynı anda, aynı
şeyleri giymesi, bana nedense ters gelir. Benim pus-
lu, gözlerden uzak ve reklamı çok yapılmamış olan
E) Kısaca hem eleştirmenlerin hem de sanatçılarla hoşuma gider her zaman. Çünkü yönlendirilmeyi de-
söyleşi yapanların, her düzeyden insanın ilgisini ğil, özgürce keşfetmeyi severim. Bilinçaltıma baskı
çekecek nitelikte sorular sorması gerekiyor yapılmasını istemem.
17. Ödüller, genç bir şairin adının altı fosforlu bir kalemle 19. İnsanlar, toplu hâlde yaşama gereksinimi duyarlar.
çizilerek şiirlerinin tanınmasına olanak sağlıyorsa az Bunun için herkesin üzerinde anlaştığı, gittikçe yay-
şey mi bu? Ya da usta bir şairin, şiire verdiği emeğin gınlaşan ortak bir değerler sistemi gerekir. İşte ahlak,
ödülle taçlandırılmasının ne sakıncası olabilir ki? Üs- bu türden bir değerler sistemidir. Toplumda çekişen
telik şiir kitaplarının hemen hemen hiç satılmadığı, ve çatışan tarafların hiçbir ortak yanı kalmadığı du-
dolayısıyla kitapçıların, bu kitapları raflarına koymaya rumlarda bile birleştirici bir güç durumundadır. Ör-
yanaşmadığı ve dağıtımcıların, “şiir” sözcüğünü duy- neğin, dürüstlüğü değil de yalancılığı ya da sahte-
duğunda yüzlerini buruşturduğu günümüzde… Şiirin kârlığı kimse öneremiyor. Sadakat yerine ihanet, ada-
bu konumuna gönlü razı olmayan şairlerin verdiği let yerine haksızlık değerli gösterilemiyor. Çünkü ah-
emekleri, bütün şiirseverlerin takdirle karşılaması ge- lak, bir insan topluluğunun, üzerinde birleştiği ortak
rektiği kanısındayım. paydayı oluşturuyor.
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden ya- Bu parçadan ahlakla ilgili olarak aşağıdakilerin
kınmaktadır? hangisi çıkarılabilir?
A) Ödüllere karşı çıkılmasından A) İlkelerinin kişiden kişiye değişen, göreceli bir ni-
telik taşıdığı
B) Ödüllerin gelişigüzel dağıtılmasından B) Davranışları ve ilişkileri düzenleyen ana kurallar
olduğu
C) Günümüzde değer yargılarının değişmesinden C) Toplumdan topluma farklı özellikler taşıdığı
D) Genç şairlerin ödül alınca ustalaştıklarına inan- D) Yasaların öngördüğü yaptırımları içerdiği
malarından
E) Sanatçıların, yaratılarını oluştururken gerekli E) Kişileri değerlendirmede ayırıcı bir ölçüt olduğu
özeni göstermeyişlerinden
20. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından bu yana nostalji, 21. Bir zamanlar edebiyatın gücüne, bir şeyleri değiştire-
başka bir deyişle eskiye duyulan özlem gittikçe yay- bileceğine inanırdım. Benim için edebiyat, yaşam bo-
gınlaşıyor. Bu, bir bakıma insanların yaşamlarından yu temiz kalmanın, vicdani ve ahlaki çürümeye karşı
giderek daha fazla yakındıklarının bir göstergesi. Ar- durmanın göstergelerinden biriydi. Yıllarım, bu inan-
tık her kuşak yaşamın daha az mekanik, doğallığın cın etkisiyle gelişen bir tutkunun peşinden koşmakla
daha yaygın olduğu bir dönemi özlüyor. Bu özlem hiç geçti. Ama artık kabul edelim, bugünün insanı sözün
bitmeyecek gibi görünüyor. Çünkü teknolojik geliş- değerini bilmiyor. Okumayı sevdiğini söylüyor ama iyi
meler yaşamı kolaylaştırdığı ölçüde daraltıyor da. Bu romanlardan, öykülerden, gerçek şiirden habersiz.
yüzden günümüz insanı gözlerini geçmişe çeviriyor. Ömrünü edebiyata vermiş, köşesinde sessiz sessiz
Söz gelimi eski trenler böyle miydi, diye başlıyor, in- yaşayan gerçek yazarlara sırtını dönmüş. Yalnızca,
sanların atlı arabalarla yolculuk ettikleri günlere kadar yapıtları çok sattığı için kimi yazarların önünde uzun
gidiyor. kuyruklar oluştururken edebiyatın insanı çağırdığı o
gerçek dünyayı aşındırdığının farkında bile değil. Pe-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? ki, o zaman edebiyat ne işe yarıyor? Söylemesi zor
ama edebiyat bugün, yaratıları ilgi görmeyen üç beş
A) kişinin sığındığı, kuşatılmış bir kale.
İçinde bulunduğumuz koşulların geçmişi güzel-
leştiren çağrışımlar yarattığı Aşağıdakilerden hangisi edebiyatla ilgili olarak bu
B) İnsanlar arasındaki içtenlikli ilişkilerin yitip gittiği parçada yakınılan durumlardan biri değildir?
22. Çocukluğumuzda kaç kez duyduk kim bilir: “Çok oku- 23. Benim ansiklopediyle tanışmam, ortaokulda ödev
yan mı bilir, çok gezen mi?” Cevaptan çok, sorunun yapmak için kütüphaneye gittiğim günlere rastlar. Bir
kendisi önemliydi sanki. Ortada derin bir ikilem var- ansiklopediye sahip olmak o yıllarda, hayal edilemez
mış gibi ciddiyetle yöneltilirdi soru. Her seferinde bir şeydi. O, ancak bir kütüphanede bulunur ve belli
“Çok okuyan!” dememiz beklenirdi. Galiba ilköğ- bir süreliğine alınıp bakılabilir, dokunulabilir bir nes-
retimdeki öğretmenlerimiz, okuma sevgimizi böyle ar- neydi. Kocaman cüssesiyle bir ansiklopediyi kucakla-
tırmaya çalışırdı. Çok okumakla çok gezmek asla yan mak, sayfalarını karıştırmak, bir maddeyi arayıp bul-
yana gelemezmiş gibi… Bense okumayı da gezmeyi mak, başka bir gezegene inmek ve orada keşiflerde
de tutkuyla seven biri olarak ikiye bölünürdüm. Hiçbir bulunmaktan farksızdı. Ne yazık ki şimdiki çocuklar
zaman ısınamadım bu yapay ikileme, okumanın da ansiklopedi bile karıştırmıyorlar. O büyülü dünyadan,
içten içe bir seyahat olduğuna inandığımdan, her ki- o heyecandan habersiz yaşıyorlar. Öğretmenler ödev
tabın bizi başka bir yolculuğa çıkardığını düşündü- verirken “İnternetten bulun.” diyorlar. Onlar da hiçbir
ğümden. Okuyarak gezmek, her kitabı başlı başına çaba göstermeden İnternetten buldukları bilgiyi kop-
bir serüven sayarak bir başka ortama, bir başka ya- yalıyor; okuyup değerlendirmeden, hiçbir şey öğren-
şama uzanan bir yolculuk yapmak mümkündür çün- meden götürüp veriyorlar.
kü. Gezerken de her insanı ve her hayatı bir kitap gibi
düşünerek dünyayı okumak da mümkün. Okumak ve Bu parçada belirtilenler arasında aşağıdakilerden
gezmek aslında o kadar iç içe ki… hangisi yoktur?
24. Hemen hepimiz yazılarımızda, yerli yersiz alıntılar 25. Bazı sanatçılar, yaratıcılıklarını kamçılayan büyülü
yapmaktan, özellikle sözü, alçak gönüllülükle yabancı I
ozanlara, çağdaş düşünürlere bırakmaktan fazlasıyla
hoşlanıyoruz. Kimi zaman bunu öyle abartıyoruz ki anları “beyaz an” diye adlandırırmış. Yakalandığı
yazar olarak konuyla ilgili ne düşündüğümüz anlaşıl- II
mıyor. Ayrıca aynı alıntıların değişik yazarlarca da
kullanıldığını görüyoruz. Böylece tekrarın tekrarı bir sırada “Sonra devam ederim.” diyerek asla kesinti-
okuma, zaman kaybına, okuma ediminin yavanlaş- III
masına yol açıyor. Bu nedenle kendi özgün düşünce-
mizi dayanaklarıyla işlemeliyiz yazılarımızda. Yüzey- ye uğratılmaması, ertelenmemesi gerekirmiş bu
sellikten olabildiğince kaçınmalıyız. Kendi düşüncele-
rimizin de örneğin bir Valéry’ninki, Deleuze’ünki kadar
anın. Çünkü dönüp bakıldığında yerinde bulunama-
önemli olduğuna inanarak bir öz güven geliştirmeliyiz.
IV
Bu parçada alıntıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
yabilirmiş. Tükeninceye değin hakkının verilmesi
hangisine değinilmemiştir?
A) Yazılarda kullanılırken aslına bağlı kalınmadığına gerekirmiş, her zaman karşılaşılamayan bu beyaz
V
B) Belirli örneklere sık sık başvurulduğuna anların.
26. (I) Rengi uçmuş, sıradan yaşamımızda kendimize bir 28. (I) Yatılı olarak okuduğum ortaokul yıllarında, yaz ta-
ziyafet çekmek istediğimiz zaman kitapların kapağını tillerinde Kozlu’ya, ailemin yanına özlemle dönerdim.
aralarız. (II) Büyük bir açlıkla sayfaları çeviririz. (II) O yaşlarda evden yedi-sekiz ay uzakta kalmak ko-
(III) Gözlerimiz sözcükleri iştahla birer birer yerken lay değildi. (III) Arkadaşlarımı, okulumu çok seviyor-
zamandan ve mekândan kopuveririz. (IV) Başka in- dum, bugün de süren dostlukların temeli o yıllarda
sanların, başka diyarların görünmez konukları oluve- atılmıştı ama aile özlemi bir başka şeydi. (IV) Evimiz,
ririz. (V) Bu deneyimin ardından yaşadığımız ana geri denizin hemen kıyısındaki bir tepenin yamacındaydı.
döndüğümüzde ise ruhumuzda kopan fırtınalar ya (V) Dalga sesleri odamda sürekli yankılanırdı ve ben
şiddetlenir ya da dinginleşir ama her zaman bir şeyler doyamadığım o denizi, dalgaları büyük bir hazla izler-
değişir içimizde. dim. (VI) Hâlâ Kozlu’yu, o evi ve o dalga seslerini, öz-
lemin içimi sızlatan acısıyla anımsarım.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-
rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de ögelerin dizilişi “zarf tümleci, nesne, zarf tümleci
A) I. cümlede, nesne, belirtili isim tamlamasından ve yüklem” biçimindedir?
oluşmuştur.
A) I. B) II. C) III. D) V. E) VI.
B) II. cümlede, durum zarfı kullanılmıştır.
B) Ünlü düşmesi
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden
hangisi yanlıştır? C) Sürerlik fiili
30. Bir uğultu başlıyor söz dağarcığımda, sözcükler 32. Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Medet Köyü’nde ya-
Bu cümledeki altı çizili sözcüklerin hangisinde tanır. Usta derme çatma köy evinde yumurta kabu-
ünsüz benzeşmesi vardır?
33. Eğer o şiirler, o romanlar, o öyküler, o tiyatro yapıtları 35. (I) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz; onlar, metinlerde
olmasaydı, söylemek bile fazla, duygularımız daha az geçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın büyüsün-
bilinecek, bilgilerimiz daha az olacaktı. Çünkü ede- den çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denen
biyat, daha iyi duymamızı, daha iyi düşünmemizi sağ- bir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (III) Çünkü
lar. Daha doğru, daha insanca yaşamamıza yardımcı “olay” onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim,
olur. çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup getirmeme,
okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiir-
Bu parçada, virgülün işlevleriyle ilgili olarak aşa- lerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz.
ğıda verilenlerden hangisine uygun bir örnek (V) Bu da bize, Borges’in de dediği gibi, şiirin
yoktur? öğretilemeyecek ama duyumsatılabilecek bir tür oldu-
ğunu gösteriyor.
A) Ara sözleri ayırma Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
B) Sıralı cümleleri birbirinden ayırma
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
C) Özel olarak vurgulanması gereken bir ögeyi be-
lirtme
D) Tırnak içinde verilmeyen aktarma cümlelerini be-
lirtme
E) Art arda sıralanan eş görevli sözcük kümelerini
ayırma
36. (I) Editör, bir yayınevinin olmazsa olmazlarındandır.
(II) Yayımlanacak bir yapıtı düzenlemek, yayıma ha-
zırlamak ve yayımlamak gibi birçok işi ve işlevi var.
(III) Yazarın ve eserinin seçilmesinden, nasıl yayımla-
nacağına değin yayımlama işinin bütün aşamalarını
34. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bo- kapsayan zorlu bir iştir bu. (IV) Günümüzde editörlük,
zukluğu vardır? yayıncılık alanında kurumsallaşamamış işlerden.
(V) Yazarların çoğu, editörün yaptığı işi küçümseyip
onu yalnızca bir düzeltmen olarak algılıyor. (VI) Bu
A) Diplomalarını alacak öğrenciler salona sırayla gi- yüzden de editörlüğü böyle algılayan birçok yazarın
riş yaptılar. yayımlanan kitaplarında yanlışlardan geçilmiyor.
B) Müjdeyi vermek için mutfağa, annesinin yanına
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa-
heyecanla koştu.
ragraf hangi cümleyle başlar?
C) Konuşmasına başlamadan önce dinleyicilere
şöyle bir baktı. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
D) Eski öğrencilerin de katıldığı büyük bir toplantı
düzenlediler.
E) Yarıyıl tatilinde yapılacak olan Amasra gezisi er-
telendi.
37. (I) İnsan ilişkilerinin öneminin yeterince kavranmamış 39. Yazınsal yaratıcılığın gizi, ana dilde, ana dilin söz de-
olması, çocuk gelişimiyle ilgili birtakım sorunları da ğerlerindedir. Buna erişmesi, yazarın, ozanın önce-
beraberinde getirdi. (II) Söz gelimi günümüzde, kendi likle ana dilini, onun söz değerlerini sevmesine bağlı-
kendine oyun kuramadığı için üretken olamayan, edil- dır. Bu sevgiden yoksunsa kişi, gerçek anlamda yara-
gen, çevreye karşı ilgisiz, evlere hapsolmuş çocuklar tıcı olamaz. Büyük bir ozan da yaratıcılığın dilde, söz-
yetişiyor. (III) Bunların hayal güçleri, erken yaşta ta- cüklerde olduğunu söylüyor. Şöyle diyor sözcükler
nıştıkları ve hayatlarının doğal bir parçası olan tele- için: “Onların önünde ben diz çökerim, bana kalk de-
vizyonla ve bilgisayar oyunlarıyla sınırlanmış durum- yinceye değin kıpırdamam. Kısaca, değer veririm on-
da. (IV) Televizyondaki reklamlar çocukları ticari birer lara, arkalarından giderim sözcüklerin, izlerim onları.
araç olarak görüyor. (V) Kaba kuvveti ve silah kullan- İşte ben böylesine severim sözcükleri.”
mayı özendiren, sanat değeri düşük filmler ve kimi
yayınlar yüzünden özellikle çocuklar, çeşitli psikolojik Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
sorunlarla yüz yüze geliyorlar. (VI) den hangisi söylenemez?
E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
1. Bu testte sırasıyla, Tarih (1–17), Coğrafya (18–31), Felsefe (32–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Sosyal Bilimler Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
D) I ve II E) I, II ve III
5. XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti, iltizam usulünde yap- 7. Aşağıdakilerden hangisinin Osmanlı Devleti’nde
tığı değişiklikle yüklü bir peşin ödemeyi de öngören yerli tüccar kesiminin güçlenmesini engellediği
malikâne usulünü getirmiştir. Buna göre mukaatalar savunulamaz?
mültezimlere daha önceki gibi üç yıllık sürelerle değil,
sürekli olarak ihale edilmeye başlanmıştır. A) Yabancılara kapitülasyonlarla ayrıcalıklar tanın-
ması
Yapılan bu değişiklikle güdülen amaç aşağıdaki-
lerden hangisidir? B) Üretimin tarıma dayalı olması
A) Yeniçeri Ocağının kaldırılmasına ortam hazır- C) Osmanlı deniz taşımacılığının yetersiz olması
lamak
B) Tek hazine sisteminden çoklu hazine sistemine D) Osmanlı sanayisinin rekabet gücünü giderek yi-
geçmek tirmesi
C) Hazineye daha fazla gelir sağlamak E) İpek ve Baharat yollarının önemini kaybetmesi
D) İşgaller karşısında halkın desteğini almak Onur, yukarıdaki azınlıklardan hangilerini söyle-
seydi Ahmet’e doğru bilgi vermiş olurdu?
E) Mebuslar Meclisini kapatmak
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
13. Sakarya Savaşı kazanılmasına karşın Yunan or- 15. Hindistan’daki bir tarikatın lideri olan Ağa Han ile İn-
dusunu kesin yenilgiye uğratan Başkomutan giltere Kralı’nın özel danışmanı Hintli Emir Ali, Baş-
Meydan Savaşı’nın yaklaşık bir yıl sonra yapılma- bakan İsmet Paşa’ya bir mektup yollayarak halifelik
sına aşağıdakilerden hangisinin neden olduğu sa- kurumuna dokunulmamasını rica etmişlerdir.
vunulabilir?
Bu durumun, halifelikle ilgili olarak
A) Doğu Cephesi’nde fiili mücadelenin sona erme- I. bu kurumun, tüm Müslümanlar üzerinde siyasal
sinin beklenmesi gücünün olduğu,
B) Ayaklanan Çerkez Ethem birliklerinin dağıtılması II. yabancıların, bu kurumu Türkiye’nin içişlerine
müdahale amacıyla kullanmak istedikleri,
C) İtalyanların birliklerini Anadolu’dan çekmeye baş- III. bu kurumun varlığının ülkede tartışma konusu
laması olduğu
D) Türk ordusunun eksiklerinin tamamlanması durumlarından hangilerine kanıt olduğu savunu-
labilir?
E) Ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için Tekâlif-i
Milliye Emirlerinin çıkarılması A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
C) Devletçilik D) Laiklik
E) Cumhuriyetçilik
17. Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti sadece iki şeye güve- 19. Türkiye’de, enerji tasarrufu sağlamak amacıyla yaz ve
nir. Biri millet kararı, diğeri en elim ve güç şartlar için- kış saati uygulanmaktadır. Bu uygulama kapsamında
de dünyanın takdirlerine hakkıyla layık olan ordumu- yılın yaklaşık beş aylık döneminde 30º Doğu meridye-
zun kahramanlığı; bu iki şeye güvenir.” demiştir. ninin, diğer dönemde ise 45º Doğu meridyeninin yerel
saati ulusal saat olarak kullanılmaktadır.
Atatürk’ün, bu sözüyle millî gücün
Buna göre, 45º Doğu meridyeninin yerel saatinin
I. siyasi, ulusal saat olarak kullanıldığı dönemde, Türkiye’ de,
aşağıdakilerden hangisi yaşanmaz?
II. askerî,
D) I ve II E) II ve III E) En sıcak ay
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
Aşağıdakilerden hangisi yapılırsa bu hata gideril-
miş olur?
21. Aşağıdaki haritada beş farklı doğrultu numaralarla 23. Orografik yağışlar, denizden gelen nemli hava kütle-
gösterilmiştir. lerinin kıyı çizgisine paralel uzanan dağ sıralarına
çarparak yükselmesi sonucu meydana gelir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Buna göre, bu tatil beldesinin aşağıdakilerden D) Karbon ve Perm dönemlerinde, bu kıtalarda daha
hangisinde yer alması beklenir? ılıman bir iklimin olduğunu
A) Datça Yarımadası’nda
E) Bu kıtalardaki yer şekillerinin, Karbon ve Perm
B) Gelibolu Yarımadası’nda dönemlerindekiyle aynı olduğunu
C) Bolu Dağları’nda
D) Çukurova’da
E) Çandarlı Körfezi’nde
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
28. Aşağıdaki grafikte, 1750-2000 yılları arasında Avrupa 30. I. Siyasi bölgeler zamanla işlevini yitirebilir.
ve Afrika kıtalarının nüfusu gösterilmiştir.
II. Siyasi bölgeyi oluşturan ülkelerde dil, din ve ırk
birliği vardır.
A) I ve III B) II ve IV C) III ve V
D) I, II ve V E) I, III ve IV
A) 1750-1900 yılları arasında Afrika’dan kıta dışına 31. Aşağıdakilerden hangisi, insanın doğaya olan et-
yoğun göç olmuştur. kisine örnek gösterilemez?
B) Üniversite kurulması
32. Zekânın ve bilgeliğin ölçütünün zenginlik olduğunu 34. Nesnenin bilgisinin söz konusu olabilmesi için önce
düşünen kişiler, Thales’le yoksul olduğu için alay nesnenin var olması gerekir. Örneğin ağacın ne oldu-
ederler. O da bunun üzerine zeytinin az olduğu o yıl, ğundan, türlerinden, yararlarından söz edebilmek için
elindeki bütün parayla, ihtiyaç olmadığı için ucuzlamış öncelikle “ağaç” denilen bir şey var olmalıdır.
olan ve zeytinyağı üretiminde kullanılan tüm presleri
satın alır. Sonraki hasat mevsimi geldiğinde ihtiyacı Bu parça aşağıdaki yargılardan hangisini destek-
olanlara bu presleri kendi belirlediği fiyattan kiralayarak ler?
çok para kazanır.
36. Filler neden büyük, gri ve kırışıktır? Çünkü ufak, beyaz 38. Nasrettin Hoca bir gün oğluyla birlikte şehre gitmek
ve yuvarlak olsalardı aspirin olurlardı. Ufak bir fil hayal üzere yola çıkar. Şehre birçok köyün içinden geçilerek
ederek ona “ufak bir fil” diyebiliriz. Beyaz bir fil hayal gidilmektedir. Hoca eşeğin üzerinde, oğlu da yürüyerek
ederek ona “beyaz bir fil” diyebiliriz. Kırışıksız bir fil de onu takip eder. İlk köyden geçerken köylüler “Koskoca
“kırışıksız bir fil” olur. Başka bir deyişle büyüklük, grilik adam eşeğe binmiş, küçücük çocuğu yürütmeye utan-
ve kırışıklılık, Aristoteles’in bir fili fil yapan şeyin ne mıyor!” diye kınarlar. Sonraki köyden geçerken Hoca
olduğunu tanımlama sınavını geçemez. Çünkü aspirin yürür, oğlu da eşeğin üzerindedir. Oradaki köylüler de
gibi ufak, beyaz ve yuvarlak bir şey bir fil olamaz ve “Görüyor musun saygısız çocuğu, koca adamı yürütü-
böyle bir nesneyle karşılaştığımızda aklımıza “Hey, yor.” derler. Üçüncü köyde Hoca ve çocuk eşeğe birlikte
ağzına attığın bir aspirin mi yoksa alışılmamış türden bir biner, bu kez de eşeğe acımıyorlar diye suçlanırlar.
fil mi?” diye sormak gelmez. Dördüncü köyde çocuk da Hoca da yürür, kınanmaktan
nasiplerini alırlar. Beşinci köyde Hoca ve oğlu eşeği
Bu parçada varlıkla ilgili aşağıda verilenlerden birlikte taşımalarına karşın kınanma durumu değişmez.
hangisi sorgulanmaktadır?
Bu parça ahlak felsefesinin temel problemlerinden
A) Ana maddenin neliği hangisinin soruşturulmasında örnek verilebilir?
E) Zorunlu varlık/mümkün varlık ayrımı C) Ahlakta her zaman iyi niyet yeterli midir?
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Temel Matematik Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 6 B) 2 C) 0 D) E)
2.
D) 1006 E) 1008
A) 4 B) 8 C) 9 D) 15 E) 16
8.
6.
A) 3 B) 4 C) 6 D) 8 E) 9
olduğuna göre, aşağıdaki sıralamalardan hangisi
doğrudur?
A) B) C)
D) E)
9.
A) B) C) 1 D) 2 E) 4
A) 9 B) 11 C) 12 D) 13 E) 15
A) x B) C)
D) E)
A) 8 B) 9 C) 10 D) 12 E) 15
olduğuna göre, ifadesinin değeri kaçtır?
A) B) C) 0 D) 1 E) 4
15.
a bir pozitif tam sayı ve ’tir. p bir asal sayı
olduğuna göre,
16. n bir pozitif tam sayı olmak üzere, n’yi kalansız bölen 19. Rasyonel sayılar kümesinde bildiğimiz toplama ve
pozitif tam sayıların kümesi S(n) ile gösteriliyor. çarpma işlemleri tanımlanıyor.
Buna göre, kesişim kümesinin ele- Buna göre, aşağıdakilerden hangisinin hem top-
man sayısı kaçtır? lama hem de çarpma işlemine göre tersi bir tam
sayıdır?
A) 4 B) 5 C) 6 D) 8 E) 9
A) B) C) 0
D) 2 E)
fonksiyonları veriliyor.
18.
A) B) C)
önermeleri veriliyor. D) E)
A) B) C)
21. Gerçel sayılar kümesinde tanımlı
D) E) I.
II.
III.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) I, II ve III
22. Bir işi 5 kadın işçi 20 günde, 5 erkek işçi ise 30 günde 24. Bir fabrikada üretilen iş makinelerinin sayısı gün so-
bitiriyor. nunda kayıt altına alınıyor. Tutulan kayıtlar o günle
birlikte o günden önce üretilmiş olan iş makinelerinin
toplam sayısıdır. Beş iş gününde tutulan kayıtlar aşa-
Buna göre, 2 kadın ve 2 erkek işçi aynı işi birlikte
ğıda verilmiştir.
kaç günde bitirir?
Pazartesi ve öncesi : 20
A) 20 B) 30 C) 40 D) 45 E) 50
Salı ve öncesi: x
Çarşamba ve öncesi: 90
Perşembe ve öncesi: 140
Cuma ve öncesi: y
A) 10 B) 11 C) 12 D) 13 E) 14
25. Bir yatırımcı, hesabındaki z TL’nin bir kısmıyla altın,
kalan kısmıyla da döviz alıyor. Yatırımcı bir süre son-
ra altınlarını % 20 kâr elde ederek x TL’ye, dövizlerini
ise % 20 zarar ederek y TL’ye satıyor.
A) B)
C) D)
E)
26. Beş öğrencinin aday olduğu sınıf başkanlığı seçimin- 29. Ali, ağzına kadar suyla dolu olan bir şişedeki suyun
de adayların aldıkları oy sayıları olan A, B, C, D, E yarısını elde etmek istiyor. Bunun için aynı şişeden
arasında boş bir tane alıyor ve şişelerdeki su yükseklikleri eşit
olana kadar dolu şişeden diğerine su aktarıyor.
Suyun yarısını elde etmek için yaptığı üç farklı dene-
eşitliği vardır. me aşağıda gösterilmiştir.
Seçim sonucu dairesel grafikte gösterildiğinde
C tane oy alan adaya ait daire diliminin merkez
açısı kaç derece olur?
A) 45 B) 60 C) 90 D) 120 E) 180
A) 5 B) 4 C) 3 D) 2 E) 1
31. Bir depoda bulunan portakal ve mandalinaların mik- 34. ABC bir ikizkenar
tarı toplam 50 tondur. Portakalların % 7’si, manda- üçgen
linaların ise % 8’i çürümüştür. Çürüyen portakal ve
mandalina miktarı toplam 3,8 tondur.
32.
Bir otobüse 3 kadın binerse yolcuların ’ü kadın
’ü erkek olacaktı.
A) 21 B) 24 C) 28 D) 30 E) 32 35.
ABC bir üçgen
A) B) C) D) E)
37. 39.
Buna göre, taralı bölgenin alanı a, b ve c türünden y eksenine göre simetriği alınıyor ve A ile , B ile ,
aşağıdakilerin hangisine eşittir? C ile simetrik nokta çiftleri olacak şekilde
üçgeni elde ediliyor. Elde edilen bu üçgen de
A) B) C)
D) E)
A) B) C) D) E)
1. Bu testte sırasıyla, Fizik (1–14), Kimya (15–27), Biyoloji (28–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Fen Bilimleri Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 1 B) C) D) E)
2.
D) N’de E) P’de
4. 5.
A) 1 B) C) 2 D) E)
6. 7.
A)
(Bu işlemler sırasında sıvıların sıcaklıkları değişme-
mektedir.)
B)
C) A) B) 1 C) D) E) 2
D)
E)
8. 10.
A) K L
11. 12.
oranı kaçtır? A) B) C)
D) E)
A) B) C) 1 D) E)
13.
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
18. Uçucu olmayan bir X katısı 100 gram suda en fazla, 20. bileşiğiyle ilgili bazı bilgiler şöyledir:
’de 17 gram,
bileşiğinin 0,1 molü 12 gramdır.
’de 27 gram,
Bileşikteki X, Y, Z atomlarının kütlece birleşme
’de 39 gram oranları (X:Y:Z) sırasıyla 3:4:8’dir.
D) 21. Atom kuramına göre, baş kuantum sayısı (n) ile ilgili
’de 20 gram X katısının 100 gram suda
aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
E) ’de 30 gram X katısının 100 gram suda A) Baş kuantum sayısı, temel enerji düzeyini belirtir
ve sıfırdan büyük tam sayıdır.
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
D) Stronsiyum karbonat
22. Periyodik çizelgeyle ilgili aşağıdaki ifadelerden 23. X, Y, Z elementleriyle ilgili bilgiler şöyledir:
hangisi yanlıştır?
X’in, iyonunun elektron dağılımı ile
A) IA grubu elementlerinin elektron dağılımındaki bitmektedir.
son orbital s orbitalidir.
Y elementi, 4. periyot ve IIA grubundadır.
B) VIA grubu elementlerinin elektron dağılımı Z, VIIA grubunda ve atom numarası en küçük o-
lan elementtir.
ile biter.
Buna göre X, Y, Z elementlerinin periyodik
C) VA grubu elementlerinin elektron dağılımı çizelgedeki yerleri aşağıdakilerin hangisinde doğ-
ile biter. ru olarak verilmiştir?
B)
X
Y
Z
C) Z
D)
Z
X
Y
E)
Z
Y X
− +
A) X + ve Y3− B) Y3 ve Z C) X ve Z
− + 2+
D) Y3 ve Q 2 E) Z ve Q
Buna göre,
D) II ve III E) I, II ve III
26. X, Y, Z elementlerinden oluşan ya- 28. Bir proteinin, yüksek sıcaklıkta, düşük pH koşulunda ya
da çeşitli kimyasal maddelerin bulunduğu ortamda, üç
pılarındaki bağ türleri, aşağıdakilerin hangisinde boyutlu yapısı bozulmuş, ancak bu durumdan peptid
doğru olarak verilmiştir? bağları etkilenmemiştir.
ulaşılır.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) II ve III
Buna göre, bu makromoleküller aşağıdakilerin
hangisinde doğru olarak verilmiştir?
X Y Z
30. Hücre ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi 32. Aşağıdaki olaylardan hangisi mitoz ve mayoz II
yanlıştır? bölünmenin her ikisinde de kural olarak gerçek-
leşir?
A) Ökaryotik hücrelerde zarlı organeller bulunur.
A) Sinapsis olması
B) Yeni bir hücre ancak başka bir hücrenin bölün- B) Krossing over olması
mesiyle oluşur.
C) Haploid kromozomlu yavru hücre oluşması
C) Hücre büyüdükçe yüzey alanı/hacim oranı aza-
lır. D) Kardeş kromatitlerin birbirinden ayrılması
D) Hücre canlılığın temel birimidir.
E) Homolog kromozomların birbirinden ayrılması
A) B)
Zaman Zaman
A) 1. bireyin genotipi: OO Rr
B) 2. bireyin genotipi: AO rr
C) 3. bireyin genotipi: AA rr
Zaman Zaman
D) 4. bireyin genotipi: BO Rr
E) E) 5. bireyin genotipi: AO Rr
Zaman
34. Balıkların solungacında kılcal damarlardaki kan akışı ile 35. İnsanda, işaretlenmiş bir alyuvar, akciğer atardamarı
su akış yönü birbirine terstir. Bu iki ortam arasın- içine veriliyor; bu işaretli alyuvara bir süre sonra alt ana
daki oksijen difüzyonu Şekil 1’de şematize edilmiştir. toplardamarında rastlanıyor.
Difüzyon sonunda kanın oksijen doygunluğunda (%)
meydana gelen değişimin grafiği de altında verilmiştir. Bu alyuvar kalpten bir kez geçtiğine göre, aşağıdaki
yapıların hangisinden geçmemiştir?
E) Akciğer toplardamarı
A) B)
100 100
Su Su
50 50
Kan Kan
0 0
C) D)
Su Su
100 100
Kan Kan
50 50
Buna göre fotosentez ürünlerinin taşındığı yapı,
şekilde hangi numarayla gösterilmiştir?
0 0
A) I B) II C) III D) IV E) V
E)
Su
100
Kan
50
37. Bitkiler, çiçeklenme için gereksinim duydukları ışık 38. Çiçekli bir bitkinin üremesindeki bazı evreler aşağı-
alma sürelerine göre uzun gün bitkisi ya da kısa gün daki şekilde numaralandırılmıştır.
bitkisi olarak isimlendirilir. Bir uzun gün bitkisiyle bir
kısa gün bitkisi farklı ışık alma sürelerine tabi tutul-
duğunda gerçekleşen çiçeklenme durumları aşağı-
daki şekilde gösterilmiştir.
Bu deneyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi Bu evrelerin hangisinin sonunda meydana gelen
söylenemez? hücrelerin genotipi, bu hücreleri üreten hücre-
ninkinden farklıdır?
A) Kısa gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten az
(Bu üreme döngüsünde mutasyon gerçekleşmediği
olduğunda çiçeklenmiştir.
kabul edilecektir.)
B) Uzun gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
fazla olduğunda çiçeklenmiştir.
D) I ve II E) I ve III
C) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi, ışık
alma süresi 12 saatten az olsa da uzun gün
bitkisinin çiçeklenmesini sağlamıştır.
D) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi kısa
gün bitkisinin çiçeklenmesini önlemiştir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
47 Test Bitti.
Cevaplarınızı Kontrol Ediniz.
;f)U<}Wm
F+
HVjVvnjT|FV
M9991.01027
(Bu numarayı c evap k âğıdınızdaki ilgili alana kodlama yı unut mayınız.)
ADI
SOYADI
DİKKAT!
SINAV BAŞLAMADAN ÖNCE AŞAĞIDAKİ UYARILARI MUTLAKA OKUYUNUZ.
1. Adınız, soyadınız, T.C. Kimlik Numaranız ve sınav salon numaranız yukarıdakilerden farklı ve
kitapçık üzerine basılı olan fotoğraf size ait değilse bunu salon başkanına belirterek size ait
soru kitapçığının verilmesini sağlayınız.
1. Bu kitapçıkta sırasıyla Türkçe Testi, Sosyal Bilimler 4. Bu testler puanlanırken her testteki doğru cevap-
Testi, Temel Matematik Testi, Fen Bilimleri Testi larınızın sayısından yanlış cevaplarınızın sayısının
bulunmaktadır. dörtte biri düşülecek ve kalan sayı o testle ilgili ham
puanınız olacaktır. Bu nedenle, hakkında hiçbir
2. Bu testler için verilen toplam cevaplama süresi 160
fikriniz olmayan soruları boş bırakınız. Ancak,
dakikadır. Bu süreyi, cevaplayacağınız testleri dik-
soruda verilen seçeneklerden birkaçını eleyebiliyor-
kate alarak kullanınız.
sanız kalanlar arasında doğru cevabı kestirmeye
3. Bu kitapçıktaki testlerde yer alan her sorunun sade- çalışmanız yararınıza olabilir.
ce bir doğru cevabı vardır. Bir soru için birden çok
5. Sınavda uyulacak kurallar bu kitapçığın arka kapa-
cevap yeri işaretlenmişse o soru yanlış cevaplan-
ğında belirtilmiştir.
mış sayılacaktır.
SINAVDA UYULACAK KURALLAR
1. Cep telefonu ile sınava girmek kesinlikle yasaktır. Çağrı cihazı, telsiz, fotoğraf makinesi vb. araçlarla; cep
bilgisayarı, kol ya da cep saati, her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlarla; silah ve benzeri teçhizatla;
müsvedde kâğıdı, defter, kitap, sözlük, sözlük işlevi olan elektronik aygıt, hesap cetveli, hesap makinesi, pergel,
açıölçer, cetvel vb. araçlarla sınava girmek kesinlikle yasaktır. Bu araçlarla sınava girmiş adaylar mutlaka Salon
Sınav Tutanağına yazılacak, bu adayların sınavı geçersiz sayılacaktır. Sınava kalem, silgi, kalemtıraş, saat
vb. araçla ve kulaklık, küpe, broş vb. takı, herhangi bir metal eşyayla girmek de kesinlikle yasaktır.
Yiyecek, içecek vb. tüketim malzemeleri de sınava getirilemez. Adaylar sınava şeffaf şişe içerisinde su
getirebileceklerdir.
2. Bu sınavda verilen toplam cevaplama süresi 160 dakikadır. Sınav başladıktan sonra ilk 120 ve son 15 dakika
içinde adayın sınavdan çıkmasına kesinlikle izin verilmeyecektir.
3. Sınav evrakını teslim ederek salonu terk eden aday, her ne sebeple olursa olsun, tekrar sınava alınma-
yacaktır.
4. Sınav süresince görevlilerle konuşmak, görevlilere soru sormak yasaktır. Aynı şekilde görevlilerin de adaylarla
yakından ve alçak sesle konuşmaları ayrıca, adayların birbirinden kalem, silgi vb. şeyleri istemeleri kesinlikle
yasaktır.
5. Sınav sırasında, görevlilerin her türlü uyarılarına uymak zorundasınız. Sınavınızın geçerli sayılması, her şeyden
önce, sınav kurallarına uymanıza bağlıdır. Kurallara aykırı davranışta bulunanların ve yapılacak uyarılara
uymayanların kimlik bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve sınavları geçersiz sayılacaktır.
6. Sınav sırasında kopya çeken, çekmeye kalkışan, kopya veren, kopya çekilmesine yardım edenlerin kimlik
bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve bu adayların sınavları geçersiz sayılacaktır. Görevliler kopya
çekmeye ya da vermeye kalkışanları uyarmak zorunda değildir; sorumluluk size aittir.
Adayların test sorularına verdikleri cevapların dağılımları bilgi işlem yöntemleriyle incelenecek, bu
incelemelerden elde edilen bulgular bireysel ya da toplu olarak kopya çekildiğini gösterirse kopya eylemine
katılan adayın/adayların cevaplarının bir kısmı ya da tamamı iptal edilecektir.
Sınav görevlileri bir salondaki sınavın, kurallara uygun biçimde yapılmadığını, toplu kopya girişiminde
bulunulduğunu raporlarında bildirdiği takdirde, ÖSYM takdir hakkını kullanarak bu salonda sınava giren tüm
adayların sınavını geçersiz sayabilir.
7. Cevap kâğıdında doldurmanız gereken alanlar bulunmaktadır. Bu alanları doldurunuz. Cevap kâğıdınızı
başkaları tarafından görülmeyecek şekilde tutmanız gerekmektedir. Cevap kâğıdına yazılacak her türlü yazıda
ve yapılacak bütün işaretlemelerde kurşun kalem kullanılacaktır. Sınav süresi bittiğinde cevapların cevap
kâğıdına işaretlenmiş olması gerekir. Soru kitapçığına işaretlenen cevaplar geçerli değildir.
8. Soru kitapçığınızı alır almaz, sayfaların eksik olup olmadığını, kitapçıkta basım hatalarının bulunup bulun-
madığını ve soru kitapçığının her sayfasında basılı bulunan soru kitapçığı numarasının, kitapçığın ön kapağında
basılı soru kitapçığı numarasıyla aynı olup olmadığını kontrol ediniz. Soru kitapçığınızın sayfası eksik ya da
basımı hatalıysa değiştirilmesi için salon başkanına başvurunuz.
9. Size verilen soru kitapçığının numarasını cevap kâğıdınızdaki “Soru Kitapçığı No” alanına kodlayınız.
10. Sınav sonunda soru kitapçıkları toplanacak ve ÖSYM’de tek tek incelenecektir. Soru kitapçığının bir sayfası bile
eksik çıkarsa sınavınız geçersiz sayılacaktır.
11. Cevap kâğıdına ve soru kitapçığına yazılması ve işaretlenmesi gereken bilgilerde bir eksiklik ve/veya yanlışlık
olması hâlinde sınavınızın değerlendirilmesi mümkün olamamaktadır. Tarafınızdan yazılması ve işaretlenmesi
gereken bu bilgilerde eksiklik ve/veya yanlışlık olduğunda durumunuz Sınav Salon Tutanağında belirtilecektir.
12. Soru kitapçığının sayfalarındaki boş yerleri müsvedde için kullanabilirsiniz.
13. Soruları ve/veya bu sorulara verdiğiniz cevapları ayrı bir kâğıda yazıp bu kâğıdı dışarı çıkarmanız kesinlikle
yasaktır.
14. Her testin cevaplarını cevap kâğıdındaki ilgili alana işaretlemeye dikkat ediniz.
15. Sınav salonundan ayrılmadan önce, soru kitapçığınızı ve cevap kâğıdınızı salon görevlilerine teslim etmeyi
unutmayınız.
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimi zin yazılı i zni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu
ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
1. Yahya Kemal’i ve Nazım Hikmet’i ayrı tutarsak küçük 3. Bir sanatçımız şöyle diyor: “Dergiler, edebiyatın yeral-
mutluluklar Türk şiirine Garip döneminde bir uğrayıp tı haritasıdır.” Nitekim bu dergilerde ilk ürünleri yayım-
geçmiştir, diyebiliriz. Biraz Ziya Osman, çok az Cahit lanan genç şairlerin çoğu, bir süre sonra çalışmalarını
Sıtkı… Onun dışında “Hüzün ki en çok yakışandır bi- kitaplaştırarak şairliklerinin ilk kilometre taşlarını ko-
ze.” anlayışı egemendir. Cemal Süreya’nın, Garip- yarlar.
çilerin izine basarak yürüdüğü kimi şiirlerinde de bu
anlayışın yansımalarını görürüz. Ne var ki onun şiirle- Bu parçada geçen “edebiyatın yeraltı haritası olma”
rinde genel olarak ince bir hüzün söz konusudur. sözüyle, dergilerin hangi özelliği belirtilmek isten-
miştir?
Bu parçada geçen “izine basarak yürüme” sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarları, yeni yazınsal türlere yönlendirme
C) Yenilerini eskilerinden ayırabilmek A) İyi şiirler, şairlerinden zengin bir birikim ister.
5. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraç 7. (I) Yaşadığı dönemin şiir anlayışından uzaklaşarak
içindeki sözün anlamını içermemektedir? uçlarda dolaşan, alışılmadık bağdaştırmaları ve imge-
leriyle zaman zaman, bilinen söylemin dışına taşan
şair, sürekli yenilikler peşinde koşmuştur. (II) Karşı-
A) Öykünüzü, yaşamın akışını düşündüren bir do- laştığı insanlık durumlarına yeni duygu ve anlamlar
ğallıkla yazın, bunu yapabilecek güçlü bir kalemi- yükleyerek onları yeniden yazmıştır. (III) Şiirlerini
niz var. (yazarlık yeteneği olmak) oluştururken boş alanlar bırakmış, uzun dizeleri kır-
mıştır. (IV) Şiirde bir yenilik gerçekleştirmek için dilin
yerleşik söz değerlerini olduğu gibi kullanmaktan ka-
B) Öykünüzdeki bilinmeyenlerden kurtulmak için öy- çınmış, dili yeniden kurmaya yönelmiştir. (V) Şiirle-
küdeki kadının kim olduğunu, nasıl bir yaşam rinin çoğunda, çok anlamlı sözcükler kullanarak deği-
sürdüğünü, ne iş yaptığını görünür kılın. (belir- şik çağrışımlar uyandırmıştır.
ginlik kazandırmak)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi,
C) Sizin yaptığınız gibi, bir dönemi küçük bir öyküye
sözü edilen şairin şiirlerinin içeriğiyle ilgilidir?
sığdırmak herkesin üstesinden gelebileceği bir iş
değildir. (zorluğu yenmek)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışı- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangile-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? ri anlamca birbirine en yakındır?
9. (I) Berna Moran’ın deyişiyle “huzursuzluğun romanı”, 11. Şairler arasında öteden beri süregelen açık ya da giz-
Fethi Naci’ye göre de “Türkçenin en güzel aşk roma- li bir yarış vardır. Oysa aynı gözeden su içen, aynı
nı” olan Huzur’un yayımlanışının üzerinden yaklaşık güneş altında ısınan, aynı ağacın gölgesinde oturan
elli yıl geçti. (II) Bu romanda olaylar, bir ağustos günü insanlardır onlar. Birbirlerine, sanıldığından daha çok
başlar ve radyodan İkinci Dünya Savaşı’nın başladı- ihtiyaçları vardır. Ölmüş şairlerle, onların anıları üze-
ğını haber veren bir anonsla biter. (III) Her ne kadar rinde yaşatılan dostluklar da dâhildir buna. ----? Kıs-
ilk bakışta aşk romanı gibi görünse de günahın ve ka- kanmalar, görmezden gelmeler, kara çalmalar… Neyi
vuşmanın değil, Doğu’yla Batı’nın, huzursuzluğun, paylaşamazlar? Herkesin kabı kendine göredir, ala-
zaman ve müziğin romanı olarak kabul edilir. (IV) Hu- cağı su miktarı bellidir oysa. Paylaşmanın, el ele ve-
zur, hiçbir zaman Madam Bovary’nin yarattığı etkiye rerek yaratacakları eleştiri ortamının sağlayacağı ya-
benzer bir etki yaratmamıştır. (V) Madam Bovary gibi rarlar üstünde durmak ve bunu geliştirmek varken ne-
can sıkıcı taşranın romanı değildir Huzur; tam tersine dir bu yok edici yarış?
çok eski, çok köklü bir kentin, İstanbul’un, Boğazi-
çi’nin romanıdır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de değerlendirme söz konusu değildir? A) Şairler arasındaki bütün bu çatışmalar gerçekte
şiirimizin tematik haritasını daraltır mı
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
B) Bunu bilmelerine karşın nedir bu sevgisizlik şair-
ler arasında
C) Öyleyse neden şiirin kolaya kaçma sanatı olduğu
izlenimi yaratılıyor
D) Şairler, birbirlerini değerlendirirken şiirsel ölçütler
kullanırlar mı
10. (I) Günümüzde, yeni yetişen genç yazarlar kendinden E) Oysa her şair, şiirini kendi yaşam serüveninden
öncekileri tanımadıkları, okumadıkları için bir eksiklik çıkarmaz mı
duymuyor sanki. (II) Bunlar deneyimli, usta yazarların
önünde yaprak gibi titremiyor artık, kendine çok güve-
niyor. (III) Bununla birlikte yapıtları ilgiyle karşılanan,
geniş okur kitlelerine seslenen sanatçının çok iyi ya-
zar olduğu yanılgısına düşüyor. (IV) Yeni kuşağın “Ne
olacaksa çabucak olsun.” düşüncesinden doğan bu
gözü kara yarış, bence oldukça tehlikeli. (V) Çünkü
bu, bireyciliğin, “ben ben”ciliğin egemenliği anlamına
gelir.
12. Sokrates’ten önceki ilk Batılı filozoflar, geçmişten iki 13. Türküler, şiirler iç dünyamızın sesi olarak yazılmış ol-
büyük kopuşu aynı anda gerçekleştirdiler. İlk önce, salar da bizden çıktıkları anda topluma mal olmuştur
kendi akıllarını kullanarak dünyayı anlamaya çalıştı- artık. Yalnız topluma mal olmakla kalsa iyi. Yerelden
lar. Bu tek başına, tümüyle yeni bir şeydi ve insanın ulusala, ulusaldan evrensele bir değişme ve gelişme
gelişmesinde en önemli köşe taşlarından birini oluş- çizgisi izleyerek bütün insanlığın ortak değeri hâline
turdu. Aynı zamanda insanlara, akıllarını nasıl kulla- gelir. Örneğin Yunus Emre’nin şiirlerinde yansıtılan
nacaklarını ve kendi başlarına nasıl düşüneceklerini duygular salt bize mi özgüdür? Neruda, yalnızca Şi-
de öğrettiler. ----. Onlar bilgi birikimlerini olduğu gibi li’nin acılarını yansıtmıştır, deyip dışlayabilir miyiz onu?
öğrencilerine aktarmak yerine, onları tartışmaya, Acısı acımız olmuştur, halkı da halkımız. Kısaca ----.
düşünce alışverişinde bulunmaya, kendi düşüncele-
rini ileri sürmeye ve savlarını kanıtlamaya özendiren Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
öğretmenlerdi. aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
14. Gerek edebiyat dergilerinde gerekse gazetelerin sa- 15. Yayınevlerinin tercihi her zaman romandan yana ol-
nat-edebiyat sayfalarında yer alan söyleşilerde, ne- muştur. Yalnız bizde değil, dünyada da böyle. Öykü-
dense hep aynı konular konuşuluyor ve bundan bir ler ise daha çok dergilerde varlıklarını sürdürüyor.
türlü vazgeçilmiyor. Bir yazarın yeni bir romanı mı Öykü kitabı yayımlamakta direnen genç yeteneklere
çıkmış, sorusu hemen hazır: “Bu yapıtınızı yazarken olanak sağlayan yayınevleri - neyse ki - var. Şu da bir
neyi amaçladınız?” ya da “Yapıtınız yaşadıklarınız- gerçek ki beş altı yıldır durağan bir ortamda kendini
dan izler taşıyor mu?” Cevaplar da üç aşağı beş yu- yineliyor öykü ama yenileyemiyor. Bu nereye kadar
karı aynı düşünceler etrafında dönüyor. Peki neden sürer, kestirmek güç; ardından bir yükselişin, belki de
bu sınırlılık? Bence bu, yazardan değil, soruyu so- sıçramanın yaşanacağı kesin.
randan kaynaklanıyor. Çünkü söyleşilerde asıl yön-
lendirici, soruyu sorandır. Bu nedenle sanatçının dü- Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
şünce üreterek sanatını geliştirmesinde ve yapıtları- olarak söylenmiş olabilir?
nın değerlendirilmesinde ona sorulacak soruların
önemli bir payı vardır. ----.
A) Yayınevleri öykü seçiminde hangi ölçütlere bağlı
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre kalıyor?
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
B) Roman türündeki kalıplaşmaya gidiş konusunda
ne düşünüyorsunuz?
A) Bütün bunlara bakarak eleştirel yaklaşımın ne
C) Öykücülerin soyut konulara ağırlık verişini neye
denli önemli olduğunu söylemek hiç de yanlış ol-
bağlıyorsunuz?
maz
D) Türk edebiyatında romanın yükselişi karşısında
B) Bu sorun bence temelde birbirini izleyen aynı öykünün konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
nitelikteki durumların art arda sıralanmasından
doğuyor E) Genç yazarları öykü yazmaya yönlendirmek için
neler yapılabilir?
C) Hangi yazara sorarsanız sorun, hepsi kendine
özgü yazma yöntemlerinin olduğunu söyleyecek-
tir
D) Üstelik yapıtın niteliğini yazarın donanımı belirler
ve bunun üzerine söylenebilecek çok söz vardır 16. Modayı sevmem. Örneğin herkesin aynı anda, aynı
şeyleri giymesi, bana nedense ters gelir. Benim pus-
lu, gözlerden uzak ve reklamı çok yapılmamış olan
E) Kısaca hem eleştirmenlerin hem de sanatçılarla hoşuma gider her zaman. Çünkü yönlendirilmeyi de-
söyleşi yapanların, her düzeyden insanın ilgisini ğil, özgürce keşfetmeyi severim. Bilinçaltıma baskı
çekecek nitelikte sorular sorması gerekiyor yapılmasını istemem.
17. Ödüller, genç bir şairin adının altı fosforlu bir kalemle 19. İnsanlar, toplu hâlde yaşama gereksinimi duyarlar.
çizilerek şiirlerinin tanınmasına olanak sağlıyorsa az Bunun için herkesin üzerinde anlaştığı, gittikçe yay-
şey mi bu? Ya da usta bir şairin, şiire verdiği emeğin gınlaşan ortak bir değerler sistemi gerekir. İşte ahlak,
ödülle taçlandırılmasının ne sakıncası olabilir ki? Üs- bu türden bir değerler sistemidir. Toplumda çekişen
telik şiir kitaplarının hemen hemen hiç satılmadığı, ve çatışan tarafların hiçbir ortak yanı kalmadığı du-
dolayısıyla kitapçıların, bu kitapları raflarına koymaya rumlarda bile birleştirici bir güç durumundadır. Ör-
yanaşmadığı ve dağıtımcıların, “şiir” sözcüğünü duy- neğin, dürüstlüğü değil de yalancılığı ya da sahte-
duğunda yüzlerini buruşturduğu günümüzde… Şiirin kârlığı kimse öneremiyor. Sadakat yerine ihanet, ada-
bu konumuna gönlü razı olmayan şairlerin verdiği let yerine haksızlık değerli gösterilemiyor. Çünkü ah-
emekleri, bütün şiirseverlerin takdirle karşılaması ge- lak, bir insan topluluğunun, üzerinde birleştiği ortak
rektiği kanısındayım. paydayı oluşturuyor.
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden ya- Bu parçadan ahlakla ilgili olarak aşağıdakilerin
kınmaktadır? hangisi çıkarılabilir?
A) Ödüllere karşı çıkılmasından A) İlkelerinin kişiden kişiye değişen, göreceli bir ni-
telik taşıdığı
B) Ödüllerin gelişigüzel dağıtılmasından B) Davranışları ve ilişkileri düzenleyen ana kurallar
olduğu
C) Günümüzde değer yargılarının değişmesinden C) Toplumdan topluma farklı özellikler taşıdığı
D) Genç şairlerin ödül alınca ustalaştıklarına inan- D) Yasaların öngördüğü yaptırımları içerdiği
malarından
E) Sanatçıların, yaratılarını oluştururken gerekli E) Kişileri değerlendirmede ayırıcı bir ölçüt olduğu
özeni göstermeyişlerinden
20. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından bu yana nostalji, 21. Bir zamanlar edebiyatın gücüne, bir şeyleri değiştire-
başka bir deyişle eskiye duyulan özlem gittikçe yay- bileceğine inanırdım. Benim için edebiyat, yaşam bo-
gınlaşıyor. Bu, bir bakıma insanların yaşamlarından yu temiz kalmanın, vicdani ve ahlaki çürümeye karşı
giderek daha fazla yakındıklarının bir göstergesi. Ar- durmanın göstergelerinden biriydi. Yıllarım, bu inan-
tık her kuşak yaşamın daha az mekanik, doğallığın cın etkisiyle gelişen bir tutkunun peşinden koşmakla
daha yaygın olduğu bir dönemi özlüyor. Bu özlem hiç geçti. Ama artık kabul edelim, bugünün insanı sözün
bitmeyecek gibi görünüyor. Çünkü teknolojik geliş- değerini bilmiyor. Okumayı sevdiğini söylüyor ama iyi
meler yaşamı kolaylaştırdığı ölçüde daraltıyor da. Bu romanlardan, öykülerden, gerçek şiirden habersiz.
yüzden günümüz insanı gözlerini geçmişe çeviriyor. Ömrünü edebiyata vermiş, köşesinde sessiz sessiz
Söz gelimi eski trenler böyle miydi, diye başlıyor, in- yaşayan gerçek yazarlara sırtını dönmüş. Yalnızca,
sanların atlı arabalarla yolculuk ettikleri günlere kadar yapıtları çok sattığı için kimi yazarların önünde uzun
gidiyor. kuyruklar oluştururken edebiyatın insanı çağırdığı o
gerçek dünyayı aşındırdığının farkında bile değil. Pe-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? ki, o zaman edebiyat ne işe yarıyor? Söylemesi zor
ama edebiyat bugün, yaratıları ilgi görmeyen üç beş
A) kişinin sığındığı, kuşatılmış bir kale.
İçinde bulunduğumuz koşulların geçmişi güzel-
leştiren çağrışımlar yarattığı Aşağıdakilerden hangisi edebiyatla ilgili olarak bu
B) İnsanlar arasındaki içtenlikli ilişkilerin yitip gittiği parçada yakınılan durumlardan biri değildir?
22. Çocukluğumuzda kaç kez duyduk kim bilir: “Çok oku- 23. Benim ansiklopediyle tanışmam, ortaokulda ödev
yan mı bilir, çok gezen mi?” Cevaptan çok, sorunun yapmak için kütüphaneye gittiğim günlere rastlar. Bir
kendisi önemliydi sanki. Ortada derin bir ikilem var- ansiklopediye sahip olmak o yıllarda, hayal edilemez
mış gibi ciddiyetle yöneltilirdi soru. Her seferinde bir şeydi. O, ancak bir kütüphanede bulunur ve belli
“Çok okuyan!” dememiz beklenirdi. Galiba ilköğ- bir süreliğine alınıp bakılabilir, dokunulabilir bir nes-
retimdeki öğretmenlerimiz, okuma sevgimizi böyle ar- neydi. Kocaman cüssesiyle bir ansiklopediyi kucakla-
tırmaya çalışırdı. Çok okumakla çok gezmek asla yan mak, sayfalarını karıştırmak, bir maddeyi arayıp bul-
yana gelemezmiş gibi… Bense okumayı da gezmeyi mak, başka bir gezegene inmek ve orada keşiflerde
de tutkuyla seven biri olarak ikiye bölünürdüm. Hiçbir bulunmaktan farksızdı. Ne yazık ki şimdiki çocuklar
zaman ısınamadım bu yapay ikileme, okumanın da ansiklopedi bile karıştırmıyorlar. O büyülü dünyadan,
içten içe bir seyahat olduğuna inandığımdan, her ki- o heyecandan habersiz yaşıyorlar. Öğretmenler ödev
tabın bizi başka bir yolculuğa çıkardığını düşündü- verirken “İnternetten bulun.” diyorlar. Onlar da hiçbir
ğümden. Okuyarak gezmek, her kitabı başlı başına çaba göstermeden İnternetten buldukları bilgiyi kop-
bir serüven sayarak bir başka ortama, bir başka ya- yalıyor; okuyup değerlendirmeden, hiçbir şey öğren-
şama uzanan bir yolculuk yapmak mümkündür çün- meden götürüp veriyorlar.
kü. Gezerken de her insanı ve her hayatı bir kitap gibi
düşünerek dünyayı okumak da mümkün. Okumak ve Bu parçada belirtilenler arasında aşağıdakilerden
gezmek aslında o kadar iç içe ki… hangisi yoktur?
24. Hemen hepimiz yazılarımızda, yerli yersiz alıntılar 25. Bazı sanatçılar, yaratıcılıklarını kamçılayan büyülü
yapmaktan, özellikle sözü, alçak gönüllülükle yabancı I
ozanlara, çağdaş düşünürlere bırakmaktan fazlasıyla
hoşlanıyoruz. Kimi zaman bunu öyle abartıyoruz ki anları “beyaz an” diye adlandırırmış. Yakalandığı
yazar olarak konuyla ilgili ne düşündüğümüz anlaşıl- II
mıyor. Ayrıca aynı alıntıların değişik yazarlarca da
kullanıldığını görüyoruz. Böylece tekrarın tekrarı bir sırada “Sonra devam ederim.” diyerek asla kesinti-
okuma, zaman kaybına, okuma ediminin yavanlaş- III
masına yol açıyor. Bu nedenle kendi özgün düşünce-
mizi dayanaklarıyla işlemeliyiz yazılarımızda. Yüzey- ye uğratılmaması, ertelenmemesi gerekirmiş bu
sellikten olabildiğince kaçınmalıyız. Kendi düşüncele-
rimizin de örneğin bir Valéry’ninki, Deleuze’ünki kadar
anın. Çünkü dönüp bakıldığında yerinde bulunama-
önemli olduğuna inanarak bir öz güven geliştirmeliyiz.
IV
Bu parçada alıntıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
yabilirmiş. Tükeninceye değin hakkının verilmesi
hangisine değinilmemiştir?
A) Yazılarda kullanılırken aslına bağlı kalınmadığına gerekirmiş, her zaman karşılaşılamayan bu beyaz
V
B) Belirli örneklere sık sık başvurulduğuna anların.
26. (I) Rengi uçmuş, sıradan yaşamımızda kendimize bir 28. (I) Yatılı olarak okuduğum ortaokul yıllarında, yaz ta-
ziyafet çekmek istediğimiz zaman kitapların kapağını tillerinde Kozlu’ya, ailemin yanına özlemle dönerdim.
aralarız. (II) Büyük bir açlıkla sayfaları çeviririz. (II) O yaşlarda evden yedi-sekiz ay uzakta kalmak ko-
(III) Gözlerimiz sözcükleri iştahla birer birer yerken lay değildi. (III) Arkadaşlarımı, okulumu çok seviyor-
zamandan ve mekândan kopuveririz. (IV) Başka in- dum, bugün de süren dostlukların temeli o yıllarda
sanların, başka diyarların görünmez konukları oluve- atılmıştı ama aile özlemi bir başka şeydi. (IV) Evimiz,
ririz. (V) Bu deneyimin ardından yaşadığımız ana geri denizin hemen kıyısındaki bir tepenin yamacındaydı.
döndüğümüzde ise ruhumuzda kopan fırtınalar ya (V) Dalga sesleri odamda sürekli yankılanırdı ve ben
şiddetlenir ya da dinginleşir ama her zaman bir şeyler doyamadığım o denizi, dalgaları büyük bir hazla izler-
değişir içimizde. dim. (VI) Hâlâ Kozlu’yu, o evi ve o dalga seslerini, öz-
lemin içimi sızlatan acısıyla anımsarım.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-
rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de ögelerin dizilişi “zarf tümleci, nesne, zarf tümleci
A) I. cümlede, nesne, belirtili isim tamlamasından ve yüklem” biçimindedir?
oluşmuştur.
A) I. B) II. C) III. D) V. E) VI.
B) II. cümlede, durum zarfı kullanılmıştır.
B) Ünlü düşmesi
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden
hangisi yanlıştır? C) Sürerlik fiili
30. Bir uğultu başlıyor söz dağarcığımda, sözcükler 32. Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Medet Köyü’nde ya-
Bu cümledeki altı çizili sözcüklerin hangisinde tanır. Usta derme çatma köy evinde yumurta kabu-
ünsüz benzeşmesi vardır?
33. Eğer o şiirler, o romanlar, o öyküler, o tiyatro yapıtları 35. (I) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz; onlar, metinlerde
olmasaydı, söylemek bile fazla, duygularımız daha az geçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın büyüsün-
bilinecek, bilgilerimiz daha az olacaktı. Çünkü ede- den çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denen
biyat, daha iyi duymamızı, daha iyi düşünmemizi sağ- bir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (III) Çünkü
lar. Daha doğru, daha insanca yaşamamıza yardımcı “olay” onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim,
olur. çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup getirmeme,
okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiir-
Bu parçada, virgülün işlevleriyle ilgili olarak aşa- lerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz.
ğıda verilenlerden hangisine uygun bir örnek (V) Bu da bize, Borges’in de dediği gibi, şiirin
yoktur? öğretilemeyecek ama duyumsatılabilecek bir tür oldu-
ğunu gösteriyor.
A) Ara sözleri ayırma Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
B) Sıralı cümleleri birbirinden ayırma
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
C) Özel olarak vurgulanması gereken bir ögeyi be-
lirtme
D) Tırnak içinde verilmeyen aktarma cümlelerini be-
lirtme
E) Art arda sıralanan eş görevli sözcük kümelerini
ayırma
36. (I) Editör, bir yayınevinin olmazsa olmazlarındandır.
(II) Yayımlanacak bir yapıtı düzenlemek, yayıma ha-
zırlamak ve yayımlamak gibi birçok işi ve işlevi var.
(III) Yazarın ve eserinin seçilmesinden, nasıl yayımla-
nacağına değin yayımlama işinin bütün aşamalarını
34. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bo- kapsayan zorlu bir iştir bu. (IV) Günümüzde editörlük,
zukluğu vardır? yayıncılık alanında kurumsallaşamamış işlerden.
(V) Yazarların çoğu, editörün yaptığı işi küçümseyip
onu yalnızca bir düzeltmen olarak algılıyor. (VI) Bu
A) Diplomalarını alacak öğrenciler salona sırayla gi- yüzden de editörlüğü böyle algılayan birçok yazarın
riş yaptılar. yayımlanan kitaplarında yanlışlardan geçilmiyor.
B) Müjdeyi vermek için mutfağa, annesinin yanına
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa-
heyecanla koştu.
ragraf hangi cümleyle başlar?
C) Konuşmasına başlamadan önce dinleyicilere
şöyle bir baktı. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
D) Eski öğrencilerin de katıldığı büyük bir toplantı
düzenlediler.
E) Yarıyıl tatilinde yapılacak olan Amasra gezisi er-
telendi.
37. (I) İnsan ilişkilerinin öneminin yeterince kavranmamış 39. Yazınsal yaratıcılığın gizi, ana dilde, ana dilin söz de-
olması, çocuk gelişimiyle ilgili birtakım sorunları da ğerlerindedir. Buna erişmesi, yazarın, ozanın önce-
beraberinde getirdi. (II) Söz gelimi günümüzde, kendi likle ana dilini, onun söz değerlerini sevmesine bağlı-
kendine oyun kuramadığı için üretken olamayan, edil- dır. Bu sevgiden yoksunsa kişi, gerçek anlamda yara-
gen, çevreye karşı ilgisiz, evlere hapsolmuş çocuklar tıcı olamaz. Büyük bir ozan da yaratıcılığın dilde, söz-
yetişiyor. (III) Bunların hayal güçleri, erken yaşta ta- cüklerde olduğunu söylüyor. Şöyle diyor sözcükler
nıştıkları ve hayatlarının doğal bir parçası olan tele- için: “Onların önünde ben diz çökerim, bana kalk de-
vizyonla ve bilgisayar oyunlarıyla sınırlanmış durum- yinceye değin kıpırdamam. Kısaca, değer veririm on-
da. (IV) Televizyondaki reklamlar çocukları ticari birer lara, arkalarından giderim sözcüklerin, izlerim onları.
araç olarak görüyor. (V) Kaba kuvveti ve silah kullan- İşte ben böylesine severim sözcükleri.”
mayı özendiren, sanat değeri düşük filmler ve kimi
yayınlar yüzünden özellikle çocuklar, çeşitli psikolojik Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
sorunlarla yüz yüze geliyorlar. (VI) den hangisi söylenemez?
E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
1. Bu testte sırasıyla, Tarih (1–17), Coğrafya (18–31), Felsefe (32–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Sosyal Bilimler Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
D) I ve II E) I, II ve III
5. XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti, iltizam usulünde yap- 7. Aşağıdakilerden hangisinin Osmanlı Devleti’nde
tığı değişiklikle yüklü bir peşin ödemeyi de öngören yerli tüccar kesiminin güçlenmesini engellediği
malikâne usulünü getirmiştir. Buna göre mukaatalar savunulamaz?
mültezimlere daha önceki gibi üç yıllık sürelerle değil,
sürekli olarak ihale edilmeye başlanmıştır. A) Yabancılara kapitülasyonlarla ayrıcalıklar tanın-
ması
Yapılan bu değişiklikle güdülen amaç aşağıdaki-
lerden hangisidir? B) Üretimin tarıma dayalı olması
A) Yeniçeri Ocağının kaldırılmasına ortam hazır- C) Osmanlı deniz taşımacılığının yetersiz olması
lamak
B) Tek hazine sisteminden çoklu hazine sistemine D) Osmanlı sanayisinin rekabet gücünü giderek yi-
geçmek tirmesi
C) Hazineye daha fazla gelir sağlamak E) İpek ve Baharat yollarının önemini kaybetmesi
D) İşgaller karşısında halkın desteğini almak Onur, yukarıdaki azınlıklardan hangilerini söyle-
seydi Ahmet’e doğru bilgi vermiş olurdu?
E) Mebuslar Meclisini kapatmak
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
13. Sakarya Savaşı kazanılmasına karşın Yunan or- 15. Hindistan’daki bir tarikatın lideri olan Ağa Han ile İn-
dusunu kesin yenilgiye uğratan Başkomutan giltere Kralı’nın özel danışmanı Hintli Emir Ali, Baş-
Meydan Savaşı’nın yaklaşık bir yıl sonra yapılma- bakan İsmet Paşa’ya bir mektup yollayarak halifelik
sına aşağıdakilerden hangisinin neden olduğu sa- kurumuna dokunulmamasını rica etmişlerdir.
vunulabilir?
Bu durumun, halifelikle ilgili olarak
A) Doğu Cephesi’nde fiili mücadelenin sona erme- I. bu kurumun, tüm Müslümanlar üzerinde siyasal
sinin beklenmesi gücünün olduğu,
B) Ayaklanan Çerkez Ethem birliklerinin dağıtılması II. yabancıların, bu kurumu Türkiye’nin içişlerine
müdahale amacıyla kullanmak istedikleri,
C) İtalyanların birliklerini Anadolu’dan çekmeye baş- III. bu kurumun varlığının ülkede tartışma konusu
laması olduğu
D) Türk ordusunun eksiklerinin tamamlanması durumlarından hangilerine kanıt olduğu savunu-
labilir?
E) Ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için Tekâlif-i
Milliye Emirlerinin çıkarılması A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
C) Devletçilik D) Laiklik
E) Cumhuriyetçilik
17. Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti sadece iki şeye güve- 19. Türkiye’de, enerji tasarrufu sağlamak amacıyla yaz ve
nir. Biri millet kararı, diğeri en elim ve güç şartlar için- kış saati uygulanmaktadır. Bu uygulama kapsamında
de dünyanın takdirlerine hakkıyla layık olan ordumu- yılın yaklaşık beş aylık döneminde 30º Doğu meridye-
zun kahramanlığı; bu iki şeye güvenir.” demiştir. ninin, diğer dönemde ise 45º Doğu meridyeninin yerel
saati ulusal saat olarak kullanılmaktadır.
Atatürk’ün, bu sözüyle millî gücün
Buna göre, 45º Doğu meridyeninin yerel saatinin
I. siyasi, ulusal saat olarak kullanıldığı dönemde, Türkiye’ de,
aşağıdakilerden hangisi yaşanmaz?
II. askerî,
D) I ve II E) II ve III E) En sıcak ay
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
Aşağıdakilerden hangisi yapılırsa bu hata gideril-
miş olur?
21. Aşağıdaki haritada beş farklı doğrultu numaralarla 23. Orografik yağışlar, denizden gelen nemli hava kütle-
gösterilmiştir. lerinin kıyı çizgisine paralel uzanan dağ sıralarına
çarparak yükselmesi sonucu meydana gelir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Buna göre, bu tatil beldesinin aşağıdakilerden D) Karbon ve Perm dönemlerinde, bu kıtalarda daha
hangisinde yer alması beklenir? ılıman bir iklimin olduğunu
A) Datça Yarımadası’nda
E) Bu kıtalardaki yer şekillerinin, Karbon ve Perm
B) Gelibolu Yarımadası’nda dönemlerindekiyle aynı olduğunu
C) Bolu Dağları’nda
D) Çukurova’da
E) Çandarlı Körfezi’nde
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
28. Aşağıdaki grafikte, 1750-2000 yılları arasında Avrupa 30. I. Siyasi bölgeler zamanla işlevini yitirebilir.
ve Afrika kıtalarının nüfusu gösterilmiştir.
II. Siyasi bölgeyi oluşturan ülkelerde dil, din ve ırk
birliği vardır.
A) I ve III B) II ve IV C) III ve V
D) I, II ve V E) I, III ve IV
A) 1750-1900 yılları arasında Afrika’dan kıta dışına 31. Aşağıdakilerden hangisi, insanın doğaya olan et-
yoğun göç olmuştur. kisine örnek gösterilemez?
B) Üniversite kurulması
32. Zekânın ve bilgeliğin ölçütünün zenginlik olduğunu 34. Nesnenin bilgisinin söz konusu olabilmesi için önce
düşünen kişiler, Thales’le yoksul olduğu için alay nesnenin var olması gerekir. Örneğin ağacın ne oldu-
ederler. O da bunun üzerine zeytinin az olduğu o yıl, ğundan, türlerinden, yararlarından söz edebilmek için
elindeki bütün parayla, ihtiyaç olmadığı için ucuzlamış öncelikle “ağaç” denilen bir şey var olmalıdır.
olan ve zeytinyağı üretiminde kullanılan tüm presleri
satın alır. Sonraki hasat mevsimi geldiğinde ihtiyacı Bu parça aşağıdaki yargılardan hangisini destek-
olanlara bu presleri kendi belirlediği fiyattan kiralayarak ler?
çok para kazanır.
36. Filler neden büyük, gri ve kırışıktır? Çünkü ufak, beyaz 38. Nasrettin Hoca bir gün oğluyla birlikte şehre gitmek
ve yuvarlak olsalardı aspirin olurlardı. Ufak bir fil hayal üzere yola çıkar. Şehre birçok köyün içinden geçilerek
ederek ona “ufak bir fil” diyebiliriz. Beyaz bir fil hayal gidilmektedir. Hoca eşeğin üzerinde, oğlu da yürüyerek
ederek ona “beyaz bir fil” diyebiliriz. Kırışıksız bir fil de onu takip eder. İlk köyden geçerken köylüler “Koskoca
“kırışıksız bir fil” olur. Başka bir deyişle büyüklük, grilik adam eşeğe binmiş, küçücük çocuğu yürütmeye utan-
ve kırışıklılık, Aristoteles’in bir fili fil yapan şeyin ne mıyor!” diye kınarlar. Sonraki köyden geçerken Hoca
olduğunu tanımlama sınavını geçemez. Çünkü aspirin yürür, oğlu da eşeğin üzerindedir. Oradaki köylüler de
gibi ufak, beyaz ve yuvarlak bir şey bir fil olamaz ve “Görüyor musun saygısız çocuğu, koca adamı yürütü-
böyle bir nesneyle karşılaştığımızda aklımıza “Hey, yor.” derler. Üçüncü köyde Hoca ve çocuk eşeğe birlikte
ağzına attığın bir aspirin mi yoksa alışılmamış türden bir biner, bu kez de eşeğe acımıyorlar diye suçlanırlar.
fil mi?” diye sormak gelmez. Dördüncü köyde çocuk da Hoca da yürür, kınanmaktan
nasiplerini alırlar. Beşinci köyde Hoca ve oğlu eşeği
Bu parçada varlıkla ilgili aşağıda verilenlerden birlikte taşımalarına karşın kınanma durumu değişmez.
hangisi sorgulanmaktadır?
Bu parça ahlak felsefesinin temel problemlerinden
A) Ana maddenin neliği hangisinin soruşturulmasında örnek verilebilir?
E) Zorunlu varlık/mümkün varlık ayrımı C) Ahlakta her zaman iyi niyet yeterli midir?
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Temel Matematik Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 6 B) 2 C) 0 D) E)
2.
D) 1006 E) 1008
A) 4 B) 8 C) 9 D) 15 E) 16
8.
6.
A) 3 B) 4 C) 6 D) 8 E) 9
olduğuna göre, aşağıdaki sıralamalardan hangisi
doğrudur?
A) B) C)
D) E)
9.
A) B) C) 1 D) 2 E) 4
A) 9 B) 11 C) 12 D) 13 E) 15
A) x B) C)
D) E)
A) 8 B) 9 C) 10 D) 12 E) 15
olduğuna göre, ifadesinin değeri kaçtır?
A) B) C) 0 D) 1 E) 4
15.
a bir pozitif tam sayı ve ’tir. p bir asal sayı
olduğuna göre,
16. n bir pozitif tam sayı olmak üzere, n’yi kalansız bölen 19. Rasyonel sayılar kümesinde bildiğimiz toplama ve
pozitif tam sayıların kümesi S(n) ile gösteriliyor. çarpma işlemleri tanımlanıyor.
Buna göre, kesişim kümesinin ele- Buna göre, aşağıdakilerden hangisinin hem top-
man sayısı kaçtır? lama hem de çarpma işlemine göre tersi bir tam
sayıdır?
A) 4 B) 5 C) 6 D) 8 E) 9
A) B) C) 0
D) 2 E)
fonksiyonları veriliyor.
18.
A) B) C)
önermeleri veriliyor. D) E)
A) B) C)
21. Gerçel sayılar kümesinde tanımlı
D) E) I.
II.
III.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) I, II ve III
22. Bir işi 5 kadın işçi 20 günde, 5 erkek işçi ise 30 günde 24. Bir fabrikada üretilen iş makinelerinin sayısı gün so-
bitiriyor. nunda kayıt altına alınıyor. Tutulan kayıtlar o günle
birlikte o günden önce üretilmiş olan iş makinelerinin
toplam sayısıdır. Beş iş gününde tutulan kayıtlar aşa-
Buna göre, 2 kadın ve 2 erkek işçi aynı işi birlikte
ğıda verilmiştir.
kaç günde bitirir?
Pazartesi ve öncesi : 20
A) 20 B) 30 C) 40 D) 45 E) 50
Salı ve öncesi: x
Çarşamba ve öncesi: 90
Perşembe ve öncesi: 140
Cuma ve öncesi: y
A) 10 B) 11 C) 12 D) 13 E) 14
25. Bir yatırımcı, hesabındaki z TL’nin bir kısmıyla altın,
kalan kısmıyla da döviz alıyor. Yatırımcı bir süre son-
ra altınlarını % 20 kâr elde ederek x TL’ye, dövizlerini
ise % 20 zarar ederek y TL’ye satıyor.
A) B)
C) D)
E)
26. Beş öğrencinin aday olduğu sınıf başkanlığı seçimin- 29. Ali, ağzına kadar suyla dolu olan bir şişedeki suyun
de adayların aldıkları oy sayıları olan A, B, C, D, E yarısını elde etmek istiyor. Bunun için aynı şişeden
arasında boş bir tane alıyor ve şişelerdeki su yükseklikleri eşit
olana kadar dolu şişeden diğerine su aktarıyor.
Suyun yarısını elde etmek için yaptığı üç farklı dene-
eşitliği vardır. me aşağıda gösterilmiştir.
Seçim sonucu dairesel grafikte gösterildiğinde
C tane oy alan adaya ait daire diliminin merkez
açısı kaç derece olur?
A) 45 B) 60 C) 90 D) 120 E) 180
A) 5 B) 4 C) 3 D) 2 E) 1
31. Bir depoda bulunan portakal ve mandalinaların mik- 34. ABC bir ikizkenar
tarı toplam 50 tondur. Portakalların % 7’si, manda- üçgen
linaların ise % 8’i çürümüştür. Çürüyen portakal ve
mandalina miktarı toplam 3,8 tondur.
32.
Bir otobüse 3 kadın binerse yolcuların ’ü kadın
’ü erkek olacaktı.
A) 21 B) 24 C) 28 D) 30 E) 32 35.
ABC bir üçgen
A) B) C) D) E)
37. 39.
Buna göre, taralı bölgenin alanı a, b ve c türünden y eksenine göre simetriği alınıyor ve A ile , B ile ,
aşağıdakilerin hangisine eşittir? C ile simetrik nokta çiftleri olacak şekilde
üçgeni elde ediliyor. Elde edilen bu üçgen de
A) B) C)
D) E)
A) B) C) D) E)
1. Bu testte sırasıyla, Fizik (1–14), Kimya (15–27), Biyoloji (28–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Fen Bilimleri Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 1 B) C) D) E)
2.
D) N’de E) P’de
4. 5.
A) 1 B) C) 2 D) E)
6. 7.
A)
(Bu işlemler sırasında sıvıların sıcaklıkları değişme-
mektedir.)
B)
C) A) B) 1 C) D) E) 2
D)
E)
8. 10.
A) K L
11. 12.
oranı kaçtır? A) B) C)
D) E)
A) B) C) 1 D) E)
13.
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
18. Uçucu olmayan bir X katısı 100 gram suda en fazla, 20. bileşiğiyle ilgili bazı bilgiler şöyledir:
’de 17 gram,
bileşiğinin 0,1 molü 12 gramdır.
’de 27 gram,
Bileşikteki X, Y, Z atomlarının kütlece birleşme
’de 39 gram oranları (X:Y:Z) sırasıyla 3:4:8’dir.
D) 21. Atom kuramına göre, baş kuantum sayısı (n) ile ilgili
’de 20 gram X katısının 100 gram suda
aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
E) ’de 30 gram X katısının 100 gram suda A) Baş kuantum sayısı, temel enerji düzeyini belirtir
ve sıfırdan büyük tam sayıdır.
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
D) Stronsiyum karbonat
22. Periyodik çizelgeyle ilgili aşağıdaki ifadelerden 23. X, Y, Z elementleriyle ilgili bilgiler şöyledir:
hangisi yanlıştır?
X’in, iyonunun elektron dağılımı ile
A) IA grubu elementlerinin elektron dağılımındaki bitmektedir.
son orbital s orbitalidir.
Y elementi, 4. periyot ve IIA grubundadır.
B) VIA grubu elementlerinin elektron dağılımı Z, VIIA grubunda ve atom numarası en küçük o-
lan elementtir.
ile biter.
Buna göre X, Y, Z elementlerinin periyodik
C) VA grubu elementlerinin elektron dağılımı çizelgedeki yerleri aşağıdakilerin hangisinde doğ-
ile biter. ru olarak verilmiştir?
B)
X
Y
Z
C) Z
D)
Z
X
Y
E)
Z
Y X
− +
A) X + ve Y3− B) Y3 ve Z C) X ve Z
− + 2+
D) Y3 ve Q 2 E) Z ve Q
Buna göre,
D) II ve III E) I, II ve III
26. X, Y, Z elementlerinden oluşan ya- 28. Bir proteinin, yüksek sıcaklıkta, düşük pH koşulunda ya
da çeşitli kimyasal maddelerin bulunduğu ortamda, üç
pılarındaki bağ türleri, aşağıdakilerin hangisinde boyutlu yapısı bozulmuş, ancak bu durumdan peptid
doğru olarak verilmiştir? bağları etkilenmemiştir.
ulaşılır.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) II ve III
Buna göre, bu makromoleküller aşağıdakilerin
hangisinde doğru olarak verilmiştir?
X Y Z
30. Hücre ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi 32. Aşağıdaki olaylardan hangisi mitoz ve mayoz II
yanlıştır? bölünmenin her ikisinde de kural olarak gerçek-
leşir?
A) Ökaryotik hücrelerde zarlı organeller bulunur.
A) Sinapsis olması
B) Yeni bir hücre ancak başka bir hücrenin bölün- B) Krossing over olması
mesiyle oluşur.
C) Haploid kromozomlu yavru hücre oluşması
C) Hücre büyüdükçe yüzey alanı/hacim oranı aza-
lır. D) Kardeş kromatitlerin birbirinden ayrılması
D) Hücre canlılığın temel birimidir.
E) Homolog kromozomların birbirinden ayrılması
A) B)
Zaman Zaman
A) 1. bireyin genotipi: OO Rr
B) 2. bireyin genotipi: AO rr
C) 3. bireyin genotipi: AA rr
Zaman Zaman
D) 4. bireyin genotipi: BO Rr
E) E) 5. bireyin genotipi: AO Rr
Zaman
34. Balıkların solungacında kılcal damarlardaki kan akışı ile 35. İnsanda, işaretlenmiş bir alyuvar, akciğer atardamarı
su akış yönü birbirine terstir. Bu iki ortam arasın- içine veriliyor; bu işaretli alyuvara bir süre sonra alt ana
daki oksijen difüzyonu Şekil 1’de şematize edilmiştir. toplardamarında rastlanıyor.
Difüzyon sonunda kanın oksijen doygunluğunda (%)
meydana gelen değişimin grafiği de altında verilmiştir. Bu alyuvar kalpten bir kez geçtiğine göre, aşağıdaki
yapıların hangisinden geçmemiştir?
E) Akciğer toplardamarı
A) B)
100 100
Su Su
50 50
Kan Kan
0 0
C) D)
Su Su
100 100
Kan Kan
50 50
Buna göre fotosentez ürünlerinin taşındığı yapı,
şekilde hangi numarayla gösterilmiştir?
0 0
A) I B) II C) III D) IV E) V
E)
Su
100
Kan
50
37. Bitkiler, çiçeklenme için gereksinim duydukları ışık 38. Çiçekli bir bitkinin üremesindeki bazı evreler aşağı-
alma sürelerine göre uzun gün bitkisi ya da kısa gün daki şekilde numaralandırılmıştır.
bitkisi olarak isimlendirilir. Bir uzun gün bitkisiyle bir
kısa gün bitkisi farklı ışık alma sürelerine tabi tutul-
duğunda gerçekleşen çiçeklenme durumları aşağı-
daki şekilde gösterilmiştir.
Bu deneyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi Bu evrelerin hangisinin sonunda meydana gelen
söylenemez? hücrelerin genotipi, bu hücreleri üreten hücre-
ninkinden farklıdır?
A) Kısa gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten az
(Bu üreme döngüsünde mutasyon gerçekleşmediği
olduğunda çiçeklenmiştir.
kabul edilecektir.)
B) Uzun gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
fazla olduğunda çiçeklenmiştir.
D) I ve II E) I ve III
C) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi, ışık
alma süresi 12 saatten az olsa da uzun gün
bitkisinin çiçeklenmesini sağlamıştır.
D) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi kısa
gün bitkisinin çiçeklenmesini önlemiştir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
47 Test Bitti.
Cevaplarınızı Kontrol Ediniz.
;f)U9}V@}F+
\rPLZ@>|FV
M9991.01028
(Bu numarayı c evap k âğıdınızdaki ilgili alana kodlama yı unut mayınız.)
ADI
SOYADI
DİKKAT!
SINAV BAŞLAMADAN ÖNCE AŞAĞIDAKİ UYARILARI MUTLAKA OKUYUNUZ.
1. Adınız, soyadınız, T.C. Kimlik Numaranız ve sınav salon numaranız yukarıdakilerden farklı ve
kitapçık üzerine basılı olan fotoğraf size ait değilse bunu salon başkanına belirterek size ait
soru kitapçığının verilmesini sağlayınız.
1. Bu kitapçıkta sırasıyla Türkçe Testi, Sosyal Bilimler 4. Bu testler puanlanırken her testteki doğru cevap-
Testi, Temel Matematik Testi, Fen Bilimleri Testi larınızın sayısından yanlış cevaplarınızın sayısının
bulunmaktadır. dörtte biri düşülecek ve kalan sayı o testle ilgili ham
puanınız olacaktır. Bu nedenle, hakkında hiçbir
2. Bu testler için verilen toplam cevaplama süresi 160
fikriniz olmayan soruları boş bırakınız. Ancak,
dakikadır. Bu süreyi, cevaplayacağınız testleri dik-
soruda verilen seçeneklerden birkaçını eleyebiliyor-
kate alarak kullanınız.
sanız kalanlar arasında doğru cevabı kestirmeye
3. Bu kitapçıktaki testlerde yer alan her sorunun sade- çalışmanız yararınıza olabilir.
ce bir doğru cevabı vardır. Bir soru için birden çok
5. Sınavda uyulacak kurallar bu kitapçığın arka kapa-
cevap yeri işaretlenmişse o soru yanlış cevaplan-
ğında belirtilmiştir.
mış sayılacaktır.
SINAVDA UYULACAK KURALLAR
1. Cep telefonu ile sınava girmek kesinlikle yasaktır. Çağrı cihazı, telsiz, fotoğraf makinesi vb. araçlarla; cep
bilgisayarı, kol ya da cep saati, her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlarla; silah ve benzeri teçhizatla;
müsvedde kâğıdı, defter, kitap, sözlük, sözlük işlevi olan elektronik aygıt, hesap cetveli, hesap makinesi, pergel,
açıölçer, cetvel vb. araçlarla sınava girmek kesinlikle yasaktır. Bu araçlarla sınava girmiş adaylar mutlaka Salon
Sınav Tutanağına yazılacak, bu adayların sınavı geçersiz sayılacaktır. Sınava kalem, silgi, kalemtıraş, saat
vb. araçla ve kulaklık, küpe, broş vb. takı, herhangi bir metal eşyayla girmek de kesinlikle yasaktır.
Yiyecek, içecek vb. tüketim malzemeleri de sınava getirilemez. Adaylar sınava şeffaf şişe içerisinde su
getirebileceklerdir.
2. Bu sınavda verilen toplam cevaplama süresi 160 dakikadır. Sınav başladıktan sonra ilk 120 ve son 15 dakika
içinde adayın sınavdan çıkmasına kesinlikle izin verilmeyecektir.
3. Sınav evrakını teslim ederek salonu terk eden aday, her ne sebeple olursa olsun, tekrar sınava alınma-
yacaktır.
4. Sınav süresince görevlilerle konuşmak, görevlilere soru sormak yasaktır. Aynı şekilde görevlilerin de adaylarla
yakından ve alçak sesle konuşmaları ayrıca, adayların birbirinden kalem, silgi vb. şeyleri istemeleri kesinlikle
yasaktır.
5. Sınav sırasında, görevlilerin her türlü uyarılarına uymak zorundasınız. Sınavınızın geçerli sayılması, her şeyden
önce, sınav kurallarına uymanıza bağlıdır. Kurallara aykırı davranışta bulunanların ve yapılacak uyarılara
uymayanların kimlik bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve sınavları geçersiz sayılacaktır.
6. Sınav sırasında kopya çeken, çekmeye kalkışan, kopya veren, kopya çekilmesine yardım edenlerin kimlik
bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve bu adayların sınavları geçersiz sayılacaktır. Görevliler kopya
çekmeye ya da vermeye kalkışanları uyarmak zorunda değildir; sorumluluk size aittir.
Adayların test sorularına verdikleri cevapların dağılımları bilgi işlem yöntemleriyle incelenecek, bu
incelemelerden elde edilen bulgular bireysel ya da toplu olarak kopya çekildiğini gösterirse kopya eylemine
katılan adayın/adayların cevaplarının bir kısmı ya da tamamı iptal edilecektir.
Sınav görevlileri bir salondaki sınavın, kurallara uygun biçimde yapılmadığını, toplu kopya girişiminde
bulunulduğunu raporlarında bildirdiği takdirde, ÖSYM takdir hakkını kullanarak bu salonda sınava giren tüm
adayların sınavını geçersiz sayabilir.
7. Cevap kâğıdında doldurmanız gereken alanlar bulunmaktadır. Bu alanları doldurunuz. Cevap kâğıdınızı
başkaları tarafından görülmeyecek şekilde tutmanız gerekmektedir. Cevap kâğıdına yazılacak her türlü yazıda
ve yapılacak bütün işaretlemelerde kurşun kalem kullanılacaktır. Sınav süresi bittiğinde cevapların cevap
kâğıdına işaretlenmiş olması gerekir. Soru kitapçığına işaretlenen cevaplar geçerli değildir.
8. Soru kitapçığınızı alır almaz, sayfaların eksik olup olmadığını, kitapçıkta basım hatalarının bulunup bulun-
madığını ve soru kitapçığının her sayfasında basılı bulunan soru kitapçığı numarasının, kitapçığın ön kapağında
basılı soru kitapçığı numarasıyla aynı olup olmadığını kontrol ediniz. Soru kitapçığınızın sayfası eksik ya da
basımı hatalıysa değiştirilmesi için salon başkanına başvurunuz.
9. Size verilen soru kitapçığının numarasını cevap kâğıdınızdaki “Soru Kitapçığı No” alanına kodlayınız.
10. Sınav sonunda soru kitapçıkları toplanacak ve ÖSYM’de tek tek incelenecektir. Soru kitapçığının bir sayfası bile
eksik çıkarsa sınavınız geçersiz sayılacaktır.
11. Cevap kâğıdına ve soru kitapçığına yazılması ve işaretlenmesi gereken bilgilerde bir eksiklik ve/veya yanlışlık
olması hâlinde sınavınızın değerlendirilmesi mümkün olamamaktadır. Tarafınızdan yazılması ve işaretlenmesi
gereken bu bilgilerde eksiklik ve/veya yanlışlık olduğunda durumunuz Sınav Salon Tutanağında belirtilecektir.
12. Soru kitapçığının sayfalarındaki boş yerleri müsvedde için kullanabilirsiniz.
13. Soruları ve/veya bu sorulara verdiğiniz cevapları ayrı bir kâğıda yazıp bu kâğıdı dışarı çıkarmanız kesinlikle
yasaktır.
14. Her testin cevaplarını cevap kâğıdındaki ilgili alana işaretlemeye dikkat ediniz.
15. Sınav salonundan ayrılmadan önce, soru kitapçığınızı ve cevap kâğıdınızı salon görevlilerine teslim etmeyi
unutmayınız.
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimi zin yazılı i zni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu
ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
1. Yahya Kemal’i ve Nazım Hikmet’i ayrı tutarsak küçük 3. Bir sanatçımız şöyle diyor: “Dergiler, edebiyatın yeral-
mutluluklar Türk şiirine Garip döneminde bir uğrayıp tı haritasıdır.” Nitekim bu dergilerde ilk ürünleri yayım-
geçmiştir, diyebiliriz. Biraz Ziya Osman, çok az Cahit lanan genç şairlerin çoğu, bir süre sonra çalışmalarını
Sıtkı… Onun dışında “Hüzün ki en çok yakışandır bi- kitaplaştırarak şairliklerinin ilk kilometre taşlarını ko-
ze.” anlayışı egemendir. Cemal Süreya’nın, Garip- yarlar.
çilerin izine basarak yürüdüğü kimi şiirlerinde de bu
anlayışın yansımalarını görürüz. Ne var ki onun şiirle- Bu parçada geçen “edebiyatın yeraltı haritası olma”
rinde genel olarak ince bir hüzün söz konusudur. sözüyle, dergilerin hangi özelliği belirtilmek isten-
miştir?
Bu parçada geçen “izine basarak yürüme” sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarları, yeni yazınsal türlere yönlendirme
C) Yenilerini eskilerinden ayırabilmek A) İyi şiirler, şairlerinden zengin bir birikim ister.
5. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraç 7. (I) Yaşadığı dönemin şiir anlayışından uzaklaşarak
içindeki sözün anlamını içermemektedir? uçlarda dolaşan, alışılmadık bağdaştırmaları ve imge-
leriyle zaman zaman, bilinen söylemin dışına taşan
şair, sürekli yenilikler peşinde koşmuştur. (II) Karşı-
A) Öykünüzü, yaşamın akışını düşündüren bir do- laştığı insanlık durumlarına yeni duygu ve anlamlar
ğallıkla yazın, bunu yapabilecek güçlü bir kalemi- yükleyerek onları yeniden yazmıştır. (III) Şiirlerini
niz var. (yazarlık yeteneği olmak) oluştururken boş alanlar bırakmış, uzun dizeleri kır-
mıştır. (IV) Şiirde bir yenilik gerçekleştirmek için dilin
yerleşik söz değerlerini olduğu gibi kullanmaktan ka-
B) Öykünüzdeki bilinmeyenlerden kurtulmak için öy- çınmış, dili yeniden kurmaya yönelmiştir. (V) Şiirle-
küdeki kadının kim olduğunu, nasıl bir yaşam rinin çoğunda, çok anlamlı sözcükler kullanarak deği-
sürdüğünü, ne iş yaptığını görünür kılın. (belir- şik çağrışımlar uyandırmıştır.
ginlik kazandırmak)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi,
C) Sizin yaptığınız gibi, bir dönemi küçük bir öyküye
sözü edilen şairin şiirlerinin içeriğiyle ilgilidir?
sığdırmak herkesin üstesinden gelebileceği bir iş
değildir. (zorluğu yenmek)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışı- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangile-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? ri anlamca birbirine en yakındır?
9. (I) Berna Moran’ın deyişiyle “huzursuzluğun romanı”, 11. Şairler arasında öteden beri süregelen açık ya da giz-
Fethi Naci’ye göre de “Türkçenin en güzel aşk roma- li bir yarış vardır. Oysa aynı gözeden su içen, aynı
nı” olan Huzur’un yayımlanışının üzerinden yaklaşık güneş altında ısınan, aynı ağacın gölgesinde oturan
elli yıl geçti. (II) Bu romanda olaylar, bir ağustos günü insanlardır onlar. Birbirlerine, sanıldığından daha çok
başlar ve radyodan İkinci Dünya Savaşı’nın başladı- ihtiyaçları vardır. Ölmüş şairlerle, onların anıları üze-
ğını haber veren bir anonsla biter. (III) Her ne kadar rinde yaşatılan dostluklar da dâhildir buna. ----? Kıs-
ilk bakışta aşk romanı gibi görünse de günahın ve ka- kanmalar, görmezden gelmeler, kara çalmalar… Neyi
vuşmanın değil, Doğu’yla Batı’nın, huzursuzluğun, paylaşamazlar? Herkesin kabı kendine göredir, ala-
zaman ve müziğin romanı olarak kabul edilir. (IV) Hu- cağı su miktarı bellidir oysa. Paylaşmanın, el ele ve-
zur, hiçbir zaman Madam Bovary’nin yarattığı etkiye rerek yaratacakları eleştiri ortamının sağlayacağı ya-
benzer bir etki yaratmamıştır. (V) Madam Bovary gibi rarlar üstünde durmak ve bunu geliştirmek varken ne-
can sıkıcı taşranın romanı değildir Huzur; tam tersine dir bu yok edici yarış?
çok eski, çok köklü bir kentin, İstanbul’un, Boğazi-
çi’nin romanıdır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de değerlendirme söz konusu değildir? A) Şairler arasındaki bütün bu çatışmalar gerçekte
şiirimizin tematik haritasını daraltır mı
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
B) Bunu bilmelerine karşın nedir bu sevgisizlik şair-
ler arasında
C) Öyleyse neden şiirin kolaya kaçma sanatı olduğu
izlenimi yaratılıyor
D) Şairler, birbirlerini değerlendirirken şiirsel ölçütler
kullanırlar mı
10. (I) Günümüzde, yeni yetişen genç yazarlar kendinden E) Oysa her şair, şiirini kendi yaşam serüveninden
öncekileri tanımadıkları, okumadıkları için bir eksiklik çıkarmaz mı
duymuyor sanki. (II) Bunlar deneyimli, usta yazarların
önünde yaprak gibi titremiyor artık, kendine çok güve-
niyor. (III) Bununla birlikte yapıtları ilgiyle karşılanan,
geniş okur kitlelerine seslenen sanatçının çok iyi ya-
zar olduğu yanılgısına düşüyor. (IV) Yeni kuşağın “Ne
olacaksa çabucak olsun.” düşüncesinden doğan bu
gözü kara yarış, bence oldukça tehlikeli. (V) Çünkü
bu, bireyciliğin, “ben ben”ciliğin egemenliği anlamına
gelir.
12. Sokrates’ten önceki ilk Batılı filozoflar, geçmişten iki 13. Türküler, şiirler iç dünyamızın sesi olarak yazılmış ol-
büyük kopuşu aynı anda gerçekleştirdiler. İlk önce, salar da bizden çıktıkları anda topluma mal olmuştur
kendi akıllarını kullanarak dünyayı anlamaya çalıştı- artık. Yalnız topluma mal olmakla kalsa iyi. Yerelden
lar. Bu tek başına, tümüyle yeni bir şeydi ve insanın ulusala, ulusaldan evrensele bir değişme ve gelişme
gelişmesinde en önemli köşe taşlarından birini oluş- çizgisi izleyerek bütün insanlığın ortak değeri hâline
turdu. Aynı zamanda insanlara, akıllarını nasıl kulla- gelir. Örneğin Yunus Emre’nin şiirlerinde yansıtılan
nacaklarını ve kendi başlarına nasıl düşüneceklerini duygular salt bize mi özgüdür? Neruda, yalnızca Şi-
de öğrettiler. ----. Onlar bilgi birikimlerini olduğu gibi li’nin acılarını yansıtmıştır, deyip dışlayabilir miyiz onu?
öğrencilerine aktarmak yerine, onları tartışmaya, Acısı acımız olmuştur, halkı da halkımız. Kısaca ----.
düşünce alışverişinde bulunmaya, kendi düşüncele-
rini ileri sürmeye ve savlarını kanıtlamaya özendiren Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
öğretmenlerdi. aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
14. Gerek edebiyat dergilerinde gerekse gazetelerin sa- 15. Yayınevlerinin tercihi her zaman romandan yana ol-
nat-edebiyat sayfalarında yer alan söyleşilerde, ne- muştur. Yalnız bizde değil, dünyada da böyle. Öykü-
dense hep aynı konular konuşuluyor ve bundan bir ler ise daha çok dergilerde varlıklarını sürdürüyor.
türlü vazgeçilmiyor. Bir yazarın yeni bir romanı mı Öykü kitabı yayımlamakta direnen genç yeteneklere
çıkmış, sorusu hemen hazır: “Bu yapıtınızı yazarken olanak sağlayan yayınevleri - neyse ki - var. Şu da bir
neyi amaçladınız?” ya da “Yapıtınız yaşadıklarınız- gerçek ki beş altı yıldır durağan bir ortamda kendini
dan izler taşıyor mu?” Cevaplar da üç aşağı beş yu- yineliyor öykü ama yenileyemiyor. Bu nereye kadar
karı aynı düşünceler etrafında dönüyor. Peki neden sürer, kestirmek güç; ardından bir yükselişin, belki de
bu sınırlılık? Bence bu, yazardan değil, soruyu so- sıçramanın yaşanacağı kesin.
randan kaynaklanıyor. Çünkü söyleşilerde asıl yön-
lendirici, soruyu sorandır. Bu nedenle sanatçının dü- Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
şünce üreterek sanatını geliştirmesinde ve yapıtları- olarak söylenmiş olabilir?
nın değerlendirilmesinde ona sorulacak soruların
önemli bir payı vardır. ----.
A) Yayınevleri öykü seçiminde hangi ölçütlere bağlı
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre kalıyor?
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
B) Roman türündeki kalıplaşmaya gidiş konusunda
ne düşünüyorsunuz?
A) Bütün bunlara bakarak eleştirel yaklaşımın ne
C) Öykücülerin soyut konulara ağırlık verişini neye
denli önemli olduğunu söylemek hiç de yanlış ol-
bağlıyorsunuz?
maz
D) Türk edebiyatında romanın yükselişi karşısında
B) Bu sorun bence temelde birbirini izleyen aynı öykünün konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
nitelikteki durumların art arda sıralanmasından
doğuyor E) Genç yazarları öykü yazmaya yönlendirmek için
neler yapılabilir?
C) Hangi yazara sorarsanız sorun, hepsi kendine
özgü yazma yöntemlerinin olduğunu söyleyecek-
tir
D) Üstelik yapıtın niteliğini yazarın donanımı belirler
ve bunun üzerine söylenebilecek çok söz vardır 16. Modayı sevmem. Örneğin herkesin aynı anda, aynı
şeyleri giymesi, bana nedense ters gelir. Benim pus-
lu, gözlerden uzak ve reklamı çok yapılmamış olan
E) Kısaca hem eleştirmenlerin hem de sanatçılarla hoşuma gider her zaman. Çünkü yönlendirilmeyi de-
söyleşi yapanların, her düzeyden insanın ilgisini ğil, özgürce keşfetmeyi severim. Bilinçaltıma baskı
çekecek nitelikte sorular sorması gerekiyor yapılmasını istemem.
17. Ödüller, genç bir şairin adının altı fosforlu bir kalemle 19. İnsanlar, toplu hâlde yaşama gereksinimi duyarlar.
çizilerek şiirlerinin tanınmasına olanak sağlıyorsa az Bunun için herkesin üzerinde anlaştığı, gittikçe yay-
şey mi bu? Ya da usta bir şairin, şiire verdiği emeğin gınlaşan ortak bir değerler sistemi gerekir. İşte ahlak,
ödülle taçlandırılmasının ne sakıncası olabilir ki? Üs- bu türden bir değerler sistemidir. Toplumda çekişen
telik şiir kitaplarının hemen hemen hiç satılmadığı, ve çatışan tarafların hiçbir ortak yanı kalmadığı du-
dolayısıyla kitapçıların, bu kitapları raflarına koymaya rumlarda bile birleştirici bir güç durumundadır. Ör-
yanaşmadığı ve dağıtımcıların, “şiir” sözcüğünü duy- neğin, dürüstlüğü değil de yalancılığı ya da sahte-
duğunda yüzlerini buruşturduğu günümüzde… Şiirin kârlığı kimse öneremiyor. Sadakat yerine ihanet, ada-
bu konumuna gönlü razı olmayan şairlerin verdiği let yerine haksızlık değerli gösterilemiyor. Çünkü ah-
emekleri, bütün şiirseverlerin takdirle karşılaması ge- lak, bir insan topluluğunun, üzerinde birleştiği ortak
rektiği kanısındayım. paydayı oluşturuyor.
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden ya- Bu parçadan ahlakla ilgili olarak aşağıdakilerin
kınmaktadır? hangisi çıkarılabilir?
A) Ödüllere karşı çıkılmasından A) İlkelerinin kişiden kişiye değişen, göreceli bir ni-
telik taşıdığı
B) Ödüllerin gelişigüzel dağıtılmasından B) Davranışları ve ilişkileri düzenleyen ana kurallar
olduğu
C) Günümüzde değer yargılarının değişmesinden C) Toplumdan topluma farklı özellikler taşıdığı
D) Genç şairlerin ödül alınca ustalaştıklarına inan- D) Yasaların öngördüğü yaptırımları içerdiği
malarından
E) Sanatçıların, yaratılarını oluştururken gerekli E) Kişileri değerlendirmede ayırıcı bir ölçüt olduğu
özeni göstermeyişlerinden
20. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından bu yana nostalji, 21. Bir zamanlar edebiyatın gücüne, bir şeyleri değiştire-
başka bir deyişle eskiye duyulan özlem gittikçe yay- bileceğine inanırdım. Benim için edebiyat, yaşam bo-
gınlaşıyor. Bu, bir bakıma insanların yaşamlarından yu temiz kalmanın, vicdani ve ahlaki çürümeye karşı
giderek daha fazla yakındıklarının bir göstergesi. Ar- durmanın göstergelerinden biriydi. Yıllarım, bu inan-
tık her kuşak yaşamın daha az mekanik, doğallığın cın etkisiyle gelişen bir tutkunun peşinden koşmakla
daha yaygın olduğu bir dönemi özlüyor. Bu özlem hiç geçti. Ama artık kabul edelim, bugünün insanı sözün
bitmeyecek gibi görünüyor. Çünkü teknolojik geliş- değerini bilmiyor. Okumayı sevdiğini söylüyor ama iyi
meler yaşamı kolaylaştırdığı ölçüde daraltıyor da. Bu romanlardan, öykülerden, gerçek şiirden habersiz.
yüzden günümüz insanı gözlerini geçmişe çeviriyor. Ömrünü edebiyata vermiş, köşesinde sessiz sessiz
Söz gelimi eski trenler böyle miydi, diye başlıyor, in- yaşayan gerçek yazarlara sırtını dönmüş. Yalnızca,
sanların atlı arabalarla yolculuk ettikleri günlere kadar yapıtları çok sattığı için kimi yazarların önünde uzun
gidiyor. kuyruklar oluştururken edebiyatın insanı çağırdığı o
gerçek dünyayı aşındırdığının farkında bile değil. Pe-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? ki, o zaman edebiyat ne işe yarıyor? Söylemesi zor
ama edebiyat bugün, yaratıları ilgi görmeyen üç beş
A) kişinin sığındığı, kuşatılmış bir kale.
İçinde bulunduğumuz koşulların geçmişi güzel-
leştiren çağrışımlar yarattığı Aşağıdakilerden hangisi edebiyatla ilgili olarak bu
B) İnsanlar arasındaki içtenlikli ilişkilerin yitip gittiği parçada yakınılan durumlardan biri değildir?
22. Çocukluğumuzda kaç kez duyduk kim bilir: “Çok oku- 23. Benim ansiklopediyle tanışmam, ortaokulda ödev
yan mı bilir, çok gezen mi?” Cevaptan çok, sorunun yapmak için kütüphaneye gittiğim günlere rastlar. Bir
kendisi önemliydi sanki. Ortada derin bir ikilem var- ansiklopediye sahip olmak o yıllarda, hayal edilemez
mış gibi ciddiyetle yöneltilirdi soru. Her seferinde bir şeydi. O, ancak bir kütüphanede bulunur ve belli
“Çok okuyan!” dememiz beklenirdi. Galiba ilköğ- bir süreliğine alınıp bakılabilir, dokunulabilir bir nes-
retimdeki öğretmenlerimiz, okuma sevgimizi böyle ar- neydi. Kocaman cüssesiyle bir ansiklopediyi kucakla-
tırmaya çalışırdı. Çok okumakla çok gezmek asla yan mak, sayfalarını karıştırmak, bir maddeyi arayıp bul-
yana gelemezmiş gibi… Bense okumayı da gezmeyi mak, başka bir gezegene inmek ve orada keşiflerde
de tutkuyla seven biri olarak ikiye bölünürdüm. Hiçbir bulunmaktan farksızdı. Ne yazık ki şimdiki çocuklar
zaman ısınamadım bu yapay ikileme, okumanın da ansiklopedi bile karıştırmıyorlar. O büyülü dünyadan,
içten içe bir seyahat olduğuna inandığımdan, her ki- o heyecandan habersiz yaşıyorlar. Öğretmenler ödev
tabın bizi başka bir yolculuğa çıkardığını düşündü- verirken “İnternetten bulun.” diyorlar. Onlar da hiçbir
ğümden. Okuyarak gezmek, her kitabı başlı başına çaba göstermeden İnternetten buldukları bilgiyi kop-
bir serüven sayarak bir başka ortama, bir başka ya- yalıyor; okuyup değerlendirmeden, hiçbir şey öğren-
şama uzanan bir yolculuk yapmak mümkündür çün- meden götürüp veriyorlar.
kü. Gezerken de her insanı ve her hayatı bir kitap gibi
düşünerek dünyayı okumak da mümkün. Okumak ve Bu parçada belirtilenler arasında aşağıdakilerden
gezmek aslında o kadar iç içe ki… hangisi yoktur?
24. Hemen hepimiz yazılarımızda, yerli yersiz alıntılar 25. Bazı sanatçılar, yaratıcılıklarını kamçılayan büyülü
yapmaktan, özellikle sözü, alçak gönüllülükle yabancı I
ozanlara, çağdaş düşünürlere bırakmaktan fazlasıyla
hoşlanıyoruz. Kimi zaman bunu öyle abartıyoruz ki anları “beyaz an” diye adlandırırmış. Yakalandığı
yazar olarak konuyla ilgili ne düşündüğümüz anlaşıl- II
mıyor. Ayrıca aynı alıntıların değişik yazarlarca da
kullanıldığını görüyoruz. Böylece tekrarın tekrarı bir sırada “Sonra devam ederim.” diyerek asla kesinti-
okuma, zaman kaybına, okuma ediminin yavanlaş- III
masına yol açıyor. Bu nedenle kendi özgün düşünce-
mizi dayanaklarıyla işlemeliyiz yazılarımızda. Yüzey- ye uğratılmaması, ertelenmemesi gerekirmiş bu
sellikten olabildiğince kaçınmalıyız. Kendi düşüncele-
rimizin de örneğin bir Valéry’ninki, Deleuze’ünki kadar
anın. Çünkü dönüp bakıldığında yerinde bulunama-
önemli olduğuna inanarak bir öz güven geliştirmeliyiz.
IV
Bu parçada alıntıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
yabilirmiş. Tükeninceye değin hakkının verilmesi
hangisine değinilmemiştir?
A) Yazılarda kullanılırken aslına bağlı kalınmadığına gerekirmiş, her zaman karşılaşılamayan bu beyaz
V
B) Belirli örneklere sık sık başvurulduğuna anların.
26. (I) Rengi uçmuş, sıradan yaşamımızda kendimize bir 28. (I) Yatılı olarak okuduğum ortaokul yıllarında, yaz ta-
ziyafet çekmek istediğimiz zaman kitapların kapağını tillerinde Kozlu’ya, ailemin yanına özlemle dönerdim.
aralarız. (II) Büyük bir açlıkla sayfaları çeviririz. (II) O yaşlarda evden yedi-sekiz ay uzakta kalmak ko-
(III) Gözlerimiz sözcükleri iştahla birer birer yerken lay değildi. (III) Arkadaşlarımı, okulumu çok seviyor-
zamandan ve mekândan kopuveririz. (IV) Başka in- dum, bugün de süren dostlukların temeli o yıllarda
sanların, başka diyarların görünmez konukları oluve- atılmıştı ama aile özlemi bir başka şeydi. (IV) Evimiz,
ririz. (V) Bu deneyimin ardından yaşadığımız ana geri denizin hemen kıyısındaki bir tepenin yamacındaydı.
döndüğümüzde ise ruhumuzda kopan fırtınalar ya (V) Dalga sesleri odamda sürekli yankılanırdı ve ben
şiddetlenir ya da dinginleşir ama her zaman bir şeyler doyamadığım o denizi, dalgaları büyük bir hazla izler-
değişir içimizde. dim. (VI) Hâlâ Kozlu’yu, o evi ve o dalga seslerini, öz-
lemin içimi sızlatan acısıyla anımsarım.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-
rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de ögelerin dizilişi “zarf tümleci, nesne, zarf tümleci
A) I. cümlede, nesne, belirtili isim tamlamasından ve yüklem” biçimindedir?
oluşmuştur.
A) I. B) II. C) III. D) V. E) VI.
B) II. cümlede, durum zarfı kullanılmıştır.
B) Ünlü düşmesi
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden
hangisi yanlıştır? C) Sürerlik fiili
30. Bir uğultu başlıyor söz dağarcığımda, sözcükler 32. Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Medet Köyü’nde ya-
Bu cümledeki altı çizili sözcüklerin hangisinde tanır. Usta derme çatma köy evinde yumurta kabu-
ünsüz benzeşmesi vardır?
33. Eğer o şiirler, o romanlar, o öyküler, o tiyatro yapıtları 35. (I) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz; onlar, metinlerde
olmasaydı, söylemek bile fazla, duygularımız daha az geçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın büyüsün-
bilinecek, bilgilerimiz daha az olacaktı. Çünkü ede- den çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denen
biyat, daha iyi duymamızı, daha iyi düşünmemizi sağ- bir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (III) Çünkü
lar. Daha doğru, daha insanca yaşamamıza yardımcı “olay” onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim,
olur. çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup getirmeme,
okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiir-
Bu parçada, virgülün işlevleriyle ilgili olarak aşa- lerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz.
ğıda verilenlerden hangisine uygun bir örnek (V) Bu da bize, Borges’in de dediği gibi, şiirin
yoktur? öğretilemeyecek ama duyumsatılabilecek bir tür oldu-
ğunu gösteriyor.
A) Ara sözleri ayırma Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
B) Sıralı cümleleri birbirinden ayırma
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
C) Özel olarak vurgulanması gereken bir ögeyi be-
lirtme
D) Tırnak içinde verilmeyen aktarma cümlelerini be-
lirtme
E) Art arda sıralanan eş görevli sözcük kümelerini
ayırma
36. (I) Editör, bir yayınevinin olmazsa olmazlarındandır.
(II) Yayımlanacak bir yapıtı düzenlemek, yayıma ha-
zırlamak ve yayımlamak gibi birçok işi ve işlevi var.
(III) Yazarın ve eserinin seçilmesinden, nasıl yayımla-
nacağına değin yayımlama işinin bütün aşamalarını
34. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bo- kapsayan zorlu bir iştir bu. (IV) Günümüzde editörlük,
zukluğu vardır? yayıncılık alanında kurumsallaşamamış işlerden.
(V) Yazarların çoğu, editörün yaptığı işi küçümseyip
onu yalnızca bir düzeltmen olarak algılıyor. (VI) Bu
A) Diplomalarını alacak öğrenciler salona sırayla gi- yüzden de editörlüğü böyle algılayan birçok yazarın
riş yaptılar. yayımlanan kitaplarında yanlışlardan geçilmiyor.
B) Müjdeyi vermek için mutfağa, annesinin yanına
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa-
heyecanla koştu.
ragraf hangi cümleyle başlar?
C) Konuşmasına başlamadan önce dinleyicilere
şöyle bir baktı. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
D) Eski öğrencilerin de katıldığı büyük bir toplantı
düzenlediler.
E) Yarıyıl tatilinde yapılacak olan Amasra gezisi er-
telendi.
37. (I) İnsan ilişkilerinin öneminin yeterince kavranmamış 39. Yazınsal yaratıcılığın gizi, ana dilde, ana dilin söz de-
olması, çocuk gelişimiyle ilgili birtakım sorunları da ğerlerindedir. Buna erişmesi, yazarın, ozanın önce-
beraberinde getirdi. (II) Söz gelimi günümüzde, kendi likle ana dilini, onun söz değerlerini sevmesine bağlı-
kendine oyun kuramadığı için üretken olamayan, edil- dır. Bu sevgiden yoksunsa kişi, gerçek anlamda yara-
gen, çevreye karşı ilgisiz, evlere hapsolmuş çocuklar tıcı olamaz. Büyük bir ozan da yaratıcılığın dilde, söz-
yetişiyor. (III) Bunların hayal güçleri, erken yaşta ta- cüklerde olduğunu söylüyor. Şöyle diyor sözcükler
nıştıkları ve hayatlarının doğal bir parçası olan tele- için: “Onların önünde ben diz çökerim, bana kalk de-
vizyonla ve bilgisayar oyunlarıyla sınırlanmış durum- yinceye değin kıpırdamam. Kısaca, değer veririm on-
da. (IV) Televizyondaki reklamlar çocukları ticari birer lara, arkalarından giderim sözcüklerin, izlerim onları.
araç olarak görüyor. (V) Kaba kuvveti ve silah kullan- İşte ben böylesine severim sözcükleri.”
mayı özendiren, sanat değeri düşük filmler ve kimi
yayınlar yüzünden özellikle çocuklar, çeşitli psikolojik Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
sorunlarla yüz yüze geliyorlar. (VI) den hangisi söylenemez?
E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
1. Bu testte sırasıyla, Tarih (1–17), Coğrafya (18–31), Felsefe (32–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Sosyal Bilimler Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
D) I ve II E) I, II ve III
5. XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti, iltizam usulünde yap- 7. Aşağıdakilerden hangisinin Osmanlı Devleti’nde
tığı değişiklikle yüklü bir peşin ödemeyi de öngören yerli tüccar kesiminin güçlenmesini engellediği
malikâne usulünü getirmiştir. Buna göre mukaatalar savunulamaz?
mültezimlere daha önceki gibi üç yıllık sürelerle değil,
sürekli olarak ihale edilmeye başlanmıştır. A) Yabancılara kapitülasyonlarla ayrıcalıklar tanın-
ması
Yapılan bu değişiklikle güdülen amaç aşağıdaki-
lerden hangisidir? B) Üretimin tarıma dayalı olması
A) Yeniçeri Ocağının kaldırılmasına ortam hazır- C) Osmanlı deniz taşımacılığının yetersiz olması
lamak
B) Tek hazine sisteminden çoklu hazine sistemine D) Osmanlı sanayisinin rekabet gücünü giderek yi-
geçmek tirmesi
C) Hazineye daha fazla gelir sağlamak E) İpek ve Baharat yollarının önemini kaybetmesi
D) İşgaller karşısında halkın desteğini almak Onur, yukarıdaki azınlıklardan hangilerini söyle-
seydi Ahmet’e doğru bilgi vermiş olurdu?
E) Mebuslar Meclisini kapatmak
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
13. Sakarya Savaşı kazanılmasına karşın Yunan or- 15. Hindistan’daki bir tarikatın lideri olan Ağa Han ile İn-
dusunu kesin yenilgiye uğratan Başkomutan giltere Kralı’nın özel danışmanı Hintli Emir Ali, Baş-
Meydan Savaşı’nın yaklaşık bir yıl sonra yapılma- bakan İsmet Paşa’ya bir mektup yollayarak halifelik
sına aşağıdakilerden hangisinin neden olduğu sa- kurumuna dokunulmamasını rica etmişlerdir.
vunulabilir?
Bu durumun, halifelikle ilgili olarak
A) Doğu Cephesi’nde fiili mücadelenin sona erme- I. bu kurumun, tüm Müslümanlar üzerinde siyasal
sinin beklenmesi gücünün olduğu,
B) Ayaklanan Çerkez Ethem birliklerinin dağıtılması II. yabancıların, bu kurumu Türkiye’nin içişlerine
müdahale amacıyla kullanmak istedikleri,
C) İtalyanların birliklerini Anadolu’dan çekmeye baş- III. bu kurumun varlığının ülkede tartışma konusu
laması olduğu
D) Türk ordusunun eksiklerinin tamamlanması durumlarından hangilerine kanıt olduğu savunu-
labilir?
E) Ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için Tekâlif-i
Milliye Emirlerinin çıkarılması A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
C) Devletçilik D) Laiklik
E) Cumhuriyetçilik
17. Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti sadece iki şeye güve- 19. Türkiye’de, enerji tasarrufu sağlamak amacıyla yaz ve
nir. Biri millet kararı, diğeri en elim ve güç şartlar için- kış saati uygulanmaktadır. Bu uygulama kapsamında
de dünyanın takdirlerine hakkıyla layık olan ordumu- yılın yaklaşık beş aylık döneminde 30º Doğu meridye-
zun kahramanlığı; bu iki şeye güvenir.” demiştir. ninin, diğer dönemde ise 45º Doğu meridyeninin yerel
saati ulusal saat olarak kullanılmaktadır.
Atatürk’ün, bu sözüyle millî gücün
Buna göre, 45º Doğu meridyeninin yerel saatinin
I. siyasi, ulusal saat olarak kullanıldığı dönemde, Türkiye’ de,
aşağıdakilerden hangisi yaşanmaz?
II. askerî,
D) I ve II E) II ve III E) En sıcak ay
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
Aşağıdakilerden hangisi yapılırsa bu hata gideril-
miş olur?
21. Aşağıdaki haritada beş farklı doğrultu numaralarla 23. Orografik yağışlar, denizden gelen nemli hava kütle-
gösterilmiştir. lerinin kıyı çizgisine paralel uzanan dağ sıralarına
çarparak yükselmesi sonucu meydana gelir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Buna göre, bu tatil beldesinin aşağıdakilerden D) Karbon ve Perm dönemlerinde, bu kıtalarda daha
hangisinde yer alması beklenir? ılıman bir iklimin olduğunu
A) Datça Yarımadası’nda
E) Bu kıtalardaki yer şekillerinin, Karbon ve Perm
B) Gelibolu Yarımadası’nda dönemlerindekiyle aynı olduğunu
C) Bolu Dağları’nda
D) Çukurova’da
E) Çandarlı Körfezi’nde
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
28. Aşağıdaki grafikte, 1750-2000 yılları arasında Avrupa 30. I. Siyasi bölgeler zamanla işlevini yitirebilir.
ve Afrika kıtalarının nüfusu gösterilmiştir.
II. Siyasi bölgeyi oluşturan ülkelerde dil, din ve ırk
birliği vardır.
A) I ve III B) II ve IV C) III ve V
D) I, II ve V E) I, III ve IV
A) 1750-1900 yılları arasında Afrika’dan kıta dışına 31. Aşağıdakilerden hangisi, insanın doğaya olan et-
yoğun göç olmuştur. kisine örnek gösterilemez?
B) Üniversite kurulması
32. Zekânın ve bilgeliğin ölçütünün zenginlik olduğunu 34. Nesnenin bilgisinin söz konusu olabilmesi için önce
düşünen kişiler, Thales’le yoksul olduğu için alay nesnenin var olması gerekir. Örneğin ağacın ne oldu-
ederler. O da bunun üzerine zeytinin az olduğu o yıl, ğundan, türlerinden, yararlarından söz edebilmek için
elindeki bütün parayla, ihtiyaç olmadığı için ucuzlamış öncelikle “ağaç” denilen bir şey var olmalıdır.
olan ve zeytinyağı üretiminde kullanılan tüm presleri
satın alır. Sonraki hasat mevsimi geldiğinde ihtiyacı Bu parça aşağıdaki yargılardan hangisini destek-
olanlara bu presleri kendi belirlediği fiyattan kiralayarak ler?
çok para kazanır.
36. Filler neden büyük, gri ve kırışıktır? Çünkü ufak, beyaz 38. Nasrettin Hoca bir gün oğluyla birlikte şehre gitmek
ve yuvarlak olsalardı aspirin olurlardı. Ufak bir fil hayal üzere yola çıkar. Şehre birçok köyün içinden geçilerek
ederek ona “ufak bir fil” diyebiliriz. Beyaz bir fil hayal gidilmektedir. Hoca eşeğin üzerinde, oğlu da yürüyerek
ederek ona “beyaz bir fil” diyebiliriz. Kırışıksız bir fil de onu takip eder. İlk köyden geçerken köylüler “Koskoca
“kırışıksız bir fil” olur. Başka bir deyişle büyüklük, grilik adam eşeğe binmiş, küçücük çocuğu yürütmeye utan-
ve kırışıklılık, Aristoteles’in bir fili fil yapan şeyin ne mıyor!” diye kınarlar. Sonraki köyden geçerken Hoca
olduğunu tanımlama sınavını geçemez. Çünkü aspirin yürür, oğlu da eşeğin üzerindedir. Oradaki köylüler de
gibi ufak, beyaz ve yuvarlak bir şey bir fil olamaz ve “Görüyor musun saygısız çocuğu, koca adamı yürütü-
böyle bir nesneyle karşılaştığımızda aklımıza “Hey, yor.” derler. Üçüncü köyde Hoca ve çocuk eşeğe birlikte
ağzına attığın bir aspirin mi yoksa alışılmamış türden bir biner, bu kez de eşeğe acımıyorlar diye suçlanırlar.
fil mi?” diye sormak gelmez. Dördüncü köyde çocuk da Hoca da yürür, kınanmaktan
nasiplerini alırlar. Beşinci köyde Hoca ve oğlu eşeği
Bu parçada varlıkla ilgili aşağıda verilenlerden birlikte taşımalarına karşın kınanma durumu değişmez.
hangisi sorgulanmaktadır?
Bu parça ahlak felsefesinin temel problemlerinden
A) Ana maddenin neliği hangisinin soruşturulmasında örnek verilebilir?
E) Zorunlu varlık/mümkün varlık ayrımı C) Ahlakta her zaman iyi niyet yeterli midir?
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Temel Matematik Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 6 B) 2 C) 0 D) E)
2.
D) 1006 E) 1008
A) 4 B) 8 C) 9 D) 15 E) 16
8.
6.
A) 3 B) 4 C) 6 D) 8 E) 9
olduğuna göre, aşağıdaki sıralamalardan hangisi
doğrudur?
A) B) C)
D) E)
9.
A) B) C) 1 D) 2 E) 4
A) 9 B) 11 C) 12 D) 13 E) 15
A) x B) C)
D) E)
A) 8 B) 9 C) 10 D) 12 E) 15
olduğuna göre, ifadesinin değeri kaçtır?
A) B) C) 0 D) 1 E) 4
15.
a bir pozitif tam sayı ve ’tir. p bir asal sayı
olduğuna göre,
16. n bir pozitif tam sayı olmak üzere, n’yi kalansız bölen 19. Rasyonel sayılar kümesinde bildiğimiz toplama ve
pozitif tam sayıların kümesi S(n) ile gösteriliyor. çarpma işlemleri tanımlanıyor.
Buna göre, kesişim kümesinin ele- Buna göre, aşağıdakilerden hangisinin hem top-
man sayısı kaçtır? lama hem de çarpma işlemine göre tersi bir tam
sayıdır?
A) 4 B) 5 C) 6 D) 8 E) 9
A) B) C) 0
D) 2 E)
fonksiyonları veriliyor.
18.
A) B) C)
önermeleri veriliyor. D) E)
A) B) C)
21. Gerçel sayılar kümesinde tanımlı
D) E) I.
II.
III.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) I, II ve III
22. Bir işi 5 kadın işçi 20 günde, 5 erkek işçi ise 30 günde 24. Bir fabrikada üretilen iş makinelerinin sayısı gün so-
bitiriyor. nunda kayıt altına alınıyor. Tutulan kayıtlar o günle
birlikte o günden önce üretilmiş olan iş makinelerinin
toplam sayısıdır. Beş iş gününde tutulan kayıtlar aşa-
Buna göre, 2 kadın ve 2 erkek işçi aynı işi birlikte
ğıda verilmiştir.
kaç günde bitirir?
Pazartesi ve öncesi : 20
A) 20 B) 30 C) 40 D) 45 E) 50
Salı ve öncesi: x
Çarşamba ve öncesi: 90
Perşembe ve öncesi: 140
Cuma ve öncesi: y
A) 10 B) 11 C) 12 D) 13 E) 14
25. Bir yatırımcı, hesabındaki z TL’nin bir kısmıyla altın,
kalan kısmıyla da döviz alıyor. Yatırımcı bir süre son-
ra altınlarını % 20 kâr elde ederek x TL’ye, dövizlerini
ise % 20 zarar ederek y TL’ye satıyor.
A) B)
C) D)
E)
26. Beş öğrencinin aday olduğu sınıf başkanlığı seçimin- 29. Ali, ağzına kadar suyla dolu olan bir şişedeki suyun
de adayların aldıkları oy sayıları olan A, B, C, D, E yarısını elde etmek istiyor. Bunun için aynı şişeden
arasında boş bir tane alıyor ve şişelerdeki su yükseklikleri eşit
olana kadar dolu şişeden diğerine su aktarıyor.
Suyun yarısını elde etmek için yaptığı üç farklı dene-
eşitliği vardır. me aşağıda gösterilmiştir.
Seçim sonucu dairesel grafikte gösterildiğinde
C tane oy alan adaya ait daire diliminin merkez
açısı kaç derece olur?
A) 45 B) 60 C) 90 D) 120 E) 180
A) 5 B) 4 C) 3 D) 2 E) 1
31. Bir depoda bulunan portakal ve mandalinaların mik- 34. ABC bir ikizkenar
tarı toplam 50 tondur. Portakalların % 7’si, manda- üçgen
linaların ise % 8’i çürümüştür. Çürüyen portakal ve
mandalina miktarı toplam 3,8 tondur.
32.
Bir otobüse 3 kadın binerse yolcuların ’ü kadın
’ü erkek olacaktı.
A) 21 B) 24 C) 28 D) 30 E) 32 35.
ABC bir üçgen
A) B) C) D) E)
37. 39.
Buna göre, taralı bölgenin alanı a, b ve c türünden y eksenine göre simetriği alınıyor ve A ile , B ile ,
aşağıdakilerin hangisine eşittir? C ile simetrik nokta çiftleri olacak şekilde
üçgeni elde ediliyor. Elde edilen bu üçgen de
A) B) C)
D) E)
A) B) C) D) E)
1. Bu testte sırasıyla, Fizik (1–14), Kimya (15–27), Biyoloji (28–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Fen Bilimleri Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 1 B) C) D) E)
2.
D) N’de E) P’de
4. 5.
A) 1 B) C) 2 D) E)
6. 7.
A)
(Bu işlemler sırasında sıvıların sıcaklıkları değişme-
mektedir.)
B)
C) A) B) 1 C) D) E) 2
D)
E)
8. 10.
A) K L
11. 12.
oranı kaçtır? A) B) C)
D) E)
A) B) C) 1 D) E)
13.
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
18. Uçucu olmayan bir X katısı 100 gram suda en fazla, 20. bileşiğiyle ilgili bazı bilgiler şöyledir:
’de 17 gram,
bileşiğinin 0,1 molü 12 gramdır.
’de 27 gram,
Bileşikteki X, Y, Z atomlarının kütlece birleşme
’de 39 gram oranları (X:Y:Z) sırasıyla 3:4:8’dir.
D) 21. Atom kuramına göre, baş kuantum sayısı (n) ile ilgili
’de 20 gram X katısının 100 gram suda
aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
E) ’de 30 gram X katısının 100 gram suda A) Baş kuantum sayısı, temel enerji düzeyini belirtir
ve sıfırdan büyük tam sayıdır.
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
D) Stronsiyum karbonat
22. Periyodik çizelgeyle ilgili aşağıdaki ifadelerden 23. X, Y, Z elementleriyle ilgili bilgiler şöyledir:
hangisi yanlıştır?
X’in, iyonunun elektron dağılımı ile
A) IA grubu elementlerinin elektron dağılımındaki bitmektedir.
son orbital s orbitalidir.
Y elementi, 4. periyot ve IIA grubundadır.
B) VIA grubu elementlerinin elektron dağılımı Z, VIIA grubunda ve atom numarası en küçük o-
lan elementtir.
ile biter.
Buna göre X, Y, Z elementlerinin periyodik
C) VA grubu elementlerinin elektron dağılımı çizelgedeki yerleri aşağıdakilerin hangisinde doğ-
ile biter. ru olarak verilmiştir?
B)
X
Y
Z
C) Z
D)
Z
X
Y
E)
Z
Y X
− +
A) X + ve Y3− B) Y3 ve Z C) X ve Z
− + 2+
D) Y3 ve Q 2 E) Z ve Q
Buna göre,
D) II ve III E) I, II ve III
26. X, Y, Z elementlerinden oluşan ya- 28. Bir proteinin, yüksek sıcaklıkta, düşük pH koşulunda ya
da çeşitli kimyasal maddelerin bulunduğu ortamda, üç
pılarındaki bağ türleri, aşağıdakilerin hangisinde boyutlu yapısı bozulmuş, ancak bu durumdan peptid
doğru olarak verilmiştir? bağları etkilenmemiştir.
ulaşılır.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) II ve III
Buna göre, bu makromoleküller aşağıdakilerin
hangisinde doğru olarak verilmiştir?
X Y Z
30. Hücre ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi 32. Aşağıdaki olaylardan hangisi mitoz ve mayoz II
yanlıştır? bölünmenin her ikisinde de kural olarak gerçek-
leşir?
A) Ökaryotik hücrelerde zarlı organeller bulunur.
A) Sinapsis olması
B) Yeni bir hücre ancak başka bir hücrenin bölün- B) Krossing over olması
mesiyle oluşur.
C) Haploid kromozomlu yavru hücre oluşması
C) Hücre büyüdükçe yüzey alanı/hacim oranı aza-
lır. D) Kardeş kromatitlerin birbirinden ayrılması
D) Hücre canlılığın temel birimidir.
E) Homolog kromozomların birbirinden ayrılması
A) B)
Zaman Zaman
A) 1. bireyin genotipi: OO Rr
B) 2. bireyin genotipi: AO rr
C) 3. bireyin genotipi: AA rr
Zaman Zaman
D) 4. bireyin genotipi: BO Rr
E) E) 5. bireyin genotipi: AO Rr
Zaman
34. Balıkların solungacında kılcal damarlardaki kan akışı ile 35. İnsanda, işaretlenmiş bir alyuvar, akciğer atardamarı
su akış yönü birbirine terstir. Bu iki ortam arasın- içine veriliyor; bu işaretli alyuvara bir süre sonra alt ana
daki oksijen difüzyonu Şekil 1’de şematize edilmiştir. toplardamarında rastlanıyor.
Difüzyon sonunda kanın oksijen doygunluğunda (%)
meydana gelen değişimin grafiği de altında verilmiştir. Bu alyuvar kalpten bir kez geçtiğine göre, aşağıdaki
yapıların hangisinden geçmemiştir?
E) Akciğer toplardamarı
A) B)
100 100
Su Su
50 50
Kan Kan
0 0
C) D)
Su Su
100 100
Kan Kan
50 50
Buna göre fotosentez ürünlerinin taşındığı yapı,
şekilde hangi numarayla gösterilmiştir?
0 0
A) I B) II C) III D) IV E) V
E)
Su
100
Kan
50
37. Bitkiler, çiçeklenme için gereksinim duydukları ışık 38. Çiçekli bir bitkinin üremesindeki bazı evreler aşağı-
alma sürelerine göre uzun gün bitkisi ya da kısa gün daki şekilde numaralandırılmıştır.
bitkisi olarak isimlendirilir. Bir uzun gün bitkisiyle bir
kısa gün bitkisi farklı ışık alma sürelerine tabi tutul-
duğunda gerçekleşen çiçeklenme durumları aşağı-
daki şekilde gösterilmiştir.
Bu deneyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi Bu evrelerin hangisinin sonunda meydana gelen
söylenemez? hücrelerin genotipi, bu hücreleri üreten hücre-
ninkinden farklıdır?
A) Kısa gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten az
(Bu üreme döngüsünde mutasyon gerçekleşmediği
olduğunda çiçeklenmiştir.
kabul edilecektir.)
B) Uzun gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
fazla olduğunda çiçeklenmiştir.
D) I ve II E) I ve III
C) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi, ışık
alma süresi 12 saatten az olsa da uzun gün
bitkisinin çiçeklenmesini sağlamıştır.
D) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi kısa
gün bitkisinin çiçeklenmesini önlemiştir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
47 Test Bitti.
Cevaplarınızı Kontrol Ediniz.
;f)U;TWF+
pF&x*8FJtFV
M9991.01029
(Bu numarayı c evap k âğıdınızdaki ilgili alana kodlama yı unut mayınız.)
ADI
SOYADI
DİKKAT!
SINAV BAŞLAMADAN ÖNCE AŞAĞIDAKİ UYARILARI MUTLAKA OKUYUNUZ.
1. Adınız, soyadınız, T.C. Kimlik Numaranız ve sınav salon numaranız yukarıdakilerden farklı ve
kitapçık üzerine basılı olan fotoğraf size ait değilse bunu salon başkanına belirterek size ait
soru kitapçığının verilmesini sağlayınız.
1. Bu kitapçıkta sırasıyla Türkçe Testi, Sosyal Bilimler 4. Bu testler puanlanırken her testteki doğru cevap-
Testi, Temel Matematik Testi, Fen Bilimleri Testi larınızın sayısından yanlış cevaplarınızın sayısının
bulunmaktadır. dörtte biri düşülecek ve kalan sayı o testle ilgili ham
puanınız olacaktır. Bu nedenle, hakkında hiçbir
2. Bu testler için verilen toplam cevaplama süresi 160
fikriniz olmayan soruları boş bırakınız. Ancak,
dakikadır. Bu süreyi, cevaplayacağınız testleri dik-
soruda verilen seçeneklerden birkaçını eleyebiliyor-
kate alarak kullanınız.
sanız kalanlar arasında doğru cevabı kestirmeye
3. Bu kitapçıktaki testlerde yer alan her sorunun sade- çalışmanız yararınıza olabilir.
ce bir doğru cevabı vardır. Bir soru için birden çok
5. Sınavda uyulacak kurallar bu kitapçığın arka kapa-
cevap yeri işaretlenmişse o soru yanlış cevaplan-
ğında belirtilmiştir.
mış sayılacaktır.
SINAVDA UYULACAK KURALLAR
1. Cep telefonu ile sınava girmek kesinlikle yasaktır. Çağrı cihazı, telsiz, fotoğraf makinesi vb. araçlarla; cep
bilgisayarı, kol ya da cep saati, her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlarla; silah ve benzeri teçhizatla;
müsvedde kâğıdı, defter, kitap, sözlük, sözlük işlevi olan elektronik aygıt, hesap cetveli, hesap makinesi, pergel,
açıölçer, cetvel vb. araçlarla sınava girmek kesinlikle yasaktır. Bu araçlarla sınava girmiş adaylar mutlaka Salon
Sınav Tutanağına yazılacak, bu adayların sınavı geçersiz sayılacaktır. Sınava kalem, silgi, kalemtıraş, saat
vb. araçla ve kulaklık, küpe, broş vb. takı, herhangi bir metal eşyayla girmek de kesinlikle yasaktır.
Yiyecek, içecek vb. tüketim malzemeleri de sınava getirilemez. Adaylar sınava şeffaf şişe içerisinde su
getirebileceklerdir.
2. Bu sınavda verilen toplam cevaplama süresi 160 dakikadır. Sınav başladıktan sonra ilk 120 ve son 15 dakika
içinde adayın sınavdan çıkmasına kesinlikle izin verilmeyecektir.
3. Sınav evrakını teslim ederek salonu terk eden aday, her ne sebeple olursa olsun, tekrar sınava alınma-
yacaktır.
4. Sınav süresince görevlilerle konuşmak, görevlilere soru sormak yasaktır. Aynı şekilde görevlilerin de adaylarla
yakından ve alçak sesle konuşmaları ayrıca, adayların birbirinden kalem, silgi vb. şeyleri istemeleri kesinlikle
yasaktır.
5. Sınav sırasında, görevlilerin her türlü uyarılarına uymak zorundasınız. Sınavınızın geçerli sayılması, her şeyden
önce, sınav kurallarına uymanıza bağlıdır. Kurallara aykırı davranışta bulunanların ve yapılacak uyarılara
uymayanların kimlik bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve sınavları geçersiz sayılacaktır.
6. Sınav sırasında kopya çeken, çekmeye kalkışan, kopya veren, kopya çekilmesine yardım edenlerin kimlik
bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve bu adayların sınavları geçersiz sayılacaktır. Görevliler kopya
çekmeye ya da vermeye kalkışanları uyarmak zorunda değildir; sorumluluk size aittir.
Adayların test sorularına verdikleri cevapların dağılımları bilgi işlem yöntemleriyle incelenecek, bu
incelemelerden elde edilen bulgular bireysel ya da toplu olarak kopya çekildiğini gösterirse kopya eylemine
katılan adayın/adayların cevaplarının bir kısmı ya da tamamı iptal edilecektir.
Sınav görevlileri bir salondaki sınavın, kurallara uygun biçimde yapılmadığını, toplu kopya girişiminde
bulunulduğunu raporlarında bildirdiği takdirde, ÖSYM takdir hakkını kullanarak bu salonda sınava giren tüm
adayların sınavını geçersiz sayabilir.
7. Cevap kâğıdında doldurmanız gereken alanlar bulunmaktadır. Bu alanları doldurunuz. Cevap kâğıdınızı
başkaları tarafından görülmeyecek şekilde tutmanız gerekmektedir. Cevap kâğıdına yazılacak her türlü yazıda
ve yapılacak bütün işaretlemelerde kurşun kalem kullanılacaktır. Sınav süresi bittiğinde cevapların cevap
kâğıdına işaretlenmiş olması gerekir. Soru kitapçığına işaretlenen cevaplar geçerli değildir.
8. Soru kitapçığınızı alır almaz, sayfaların eksik olup olmadığını, kitapçıkta basım hatalarının bulunup bulun-
madığını ve soru kitapçığının her sayfasında basılı bulunan soru kitapçığı numarasının, kitapçığın ön kapağında
basılı soru kitapçığı numarasıyla aynı olup olmadığını kontrol ediniz. Soru kitapçığınızın sayfası eksik ya da
basımı hatalıysa değiştirilmesi için salon başkanına başvurunuz.
9. Size verilen soru kitapçığının numarasını cevap kâğıdınızdaki “Soru Kitapçığı No” alanına kodlayınız.
10. Sınav sonunda soru kitapçıkları toplanacak ve ÖSYM’de tek tek incelenecektir. Soru kitapçığının bir sayfası bile
eksik çıkarsa sınavınız geçersiz sayılacaktır.
11. Cevap kâğıdına ve soru kitapçığına yazılması ve işaretlenmesi gereken bilgilerde bir eksiklik ve/veya yanlışlık
olması hâlinde sınavınızın değerlendirilmesi mümkün olamamaktadır. Tarafınızdan yazılması ve işaretlenmesi
gereken bu bilgilerde eksiklik ve/veya yanlışlık olduğunda durumunuz Sınav Salon Tutanağında belirtilecektir.
12. Soru kitapçığının sayfalarındaki boş yerleri müsvedde için kullanabilirsiniz.
13. Soruları ve/veya bu sorulara verdiğiniz cevapları ayrı bir kâğıda yazıp bu kâğıdı dışarı çıkarmanız kesinlikle
yasaktır.
14. Her testin cevaplarını cevap kâğıdındaki ilgili alana işaretlemeye dikkat ediniz.
15. Sınav salonundan ayrılmadan önce, soru kitapçığınızı ve cevap kâğıdınızı salon görevlilerine teslim etmeyi
unutmayınız.
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimi zin yazılı i zni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu
ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
1. Yahya Kemal’i ve Nazım Hikmet’i ayrı tutarsak küçük 3. Bir sanatçımız şöyle diyor: “Dergiler, edebiyatın yeral-
mutluluklar Türk şiirine Garip döneminde bir uğrayıp tı haritasıdır.” Nitekim bu dergilerde ilk ürünleri yayım-
geçmiştir, diyebiliriz. Biraz Ziya Osman, çok az Cahit lanan genç şairlerin çoğu, bir süre sonra çalışmalarını
Sıtkı… Onun dışında “Hüzün ki en çok yakışandır bi- kitaplaştırarak şairliklerinin ilk kilometre taşlarını ko-
ze.” anlayışı egemendir. Cemal Süreya’nın, Garip- yarlar.
çilerin izine basarak yürüdüğü kimi şiirlerinde de bu
anlayışın yansımalarını görürüz. Ne var ki onun şiirle- Bu parçada geçen “edebiyatın yeraltı haritası olma”
rinde genel olarak ince bir hüzün söz konusudur. sözüyle, dergilerin hangi özelliği belirtilmek isten-
miştir?
Bu parçada geçen “izine basarak yürüme” sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarları, yeni yazınsal türlere yönlendirme
C) Yenilerini eskilerinden ayırabilmek A) İyi şiirler, şairlerinden zengin bir birikim ister.
5. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraç 7. (I) Yaşadığı dönemin şiir anlayışından uzaklaşarak
içindeki sözün anlamını içermemektedir? uçlarda dolaşan, alışılmadık bağdaştırmaları ve imge-
leriyle zaman zaman, bilinen söylemin dışına taşan
şair, sürekli yenilikler peşinde koşmuştur. (II) Karşı-
A) Öykünüzü, yaşamın akışını düşündüren bir do- laştığı insanlık durumlarına yeni duygu ve anlamlar
ğallıkla yazın, bunu yapabilecek güçlü bir kalemi- yükleyerek onları yeniden yazmıştır. (III) Şiirlerini
niz var. (yazarlık yeteneği olmak) oluştururken boş alanlar bırakmış, uzun dizeleri kır-
mıştır. (IV) Şiirde bir yenilik gerçekleştirmek için dilin
yerleşik söz değerlerini olduğu gibi kullanmaktan ka-
B) Öykünüzdeki bilinmeyenlerden kurtulmak için öy- çınmış, dili yeniden kurmaya yönelmiştir. (V) Şiirle-
küdeki kadının kim olduğunu, nasıl bir yaşam rinin çoğunda, çok anlamlı sözcükler kullanarak deği-
sürdüğünü, ne iş yaptığını görünür kılın. (belir- şik çağrışımlar uyandırmıştır.
ginlik kazandırmak)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi,
C) Sizin yaptığınız gibi, bir dönemi küçük bir öyküye
sözü edilen şairin şiirlerinin içeriğiyle ilgilidir?
sığdırmak herkesin üstesinden gelebileceği bir iş
değildir. (zorluğu yenmek)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışı- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangile-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? ri anlamca birbirine en yakındır?
9. (I) Berna Moran’ın deyişiyle “huzursuzluğun romanı”, 11. Şairler arasında öteden beri süregelen açık ya da giz-
Fethi Naci’ye göre de “Türkçenin en güzel aşk roma- li bir yarış vardır. Oysa aynı gözeden su içen, aynı
nı” olan Huzur’un yayımlanışının üzerinden yaklaşık güneş altında ısınan, aynı ağacın gölgesinde oturan
elli yıl geçti. (II) Bu romanda olaylar, bir ağustos günü insanlardır onlar. Birbirlerine, sanıldığından daha çok
başlar ve radyodan İkinci Dünya Savaşı’nın başladı- ihtiyaçları vardır. Ölmüş şairlerle, onların anıları üze-
ğını haber veren bir anonsla biter. (III) Her ne kadar rinde yaşatılan dostluklar da dâhildir buna. ----? Kıs-
ilk bakışta aşk romanı gibi görünse de günahın ve ka- kanmalar, görmezden gelmeler, kara çalmalar… Neyi
vuşmanın değil, Doğu’yla Batı’nın, huzursuzluğun, paylaşamazlar? Herkesin kabı kendine göredir, ala-
zaman ve müziğin romanı olarak kabul edilir. (IV) Hu- cağı su miktarı bellidir oysa. Paylaşmanın, el ele ve-
zur, hiçbir zaman Madam Bovary’nin yarattığı etkiye rerek yaratacakları eleştiri ortamının sağlayacağı ya-
benzer bir etki yaratmamıştır. (V) Madam Bovary gibi rarlar üstünde durmak ve bunu geliştirmek varken ne-
can sıkıcı taşranın romanı değildir Huzur; tam tersine dir bu yok edici yarış?
çok eski, çok köklü bir kentin, İstanbul’un, Boğazi-
çi’nin romanıdır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de değerlendirme söz konusu değildir? A) Şairler arasındaki bütün bu çatışmalar gerçekte
şiirimizin tematik haritasını daraltır mı
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
B) Bunu bilmelerine karşın nedir bu sevgisizlik şair-
ler arasında
C) Öyleyse neden şiirin kolaya kaçma sanatı olduğu
izlenimi yaratılıyor
D) Şairler, birbirlerini değerlendirirken şiirsel ölçütler
kullanırlar mı
10. (I) Günümüzde, yeni yetişen genç yazarlar kendinden E) Oysa her şair, şiirini kendi yaşam serüveninden
öncekileri tanımadıkları, okumadıkları için bir eksiklik çıkarmaz mı
duymuyor sanki. (II) Bunlar deneyimli, usta yazarların
önünde yaprak gibi titremiyor artık, kendine çok güve-
niyor. (III) Bununla birlikte yapıtları ilgiyle karşılanan,
geniş okur kitlelerine seslenen sanatçının çok iyi ya-
zar olduğu yanılgısına düşüyor. (IV) Yeni kuşağın “Ne
olacaksa çabucak olsun.” düşüncesinden doğan bu
gözü kara yarış, bence oldukça tehlikeli. (V) Çünkü
bu, bireyciliğin, “ben ben”ciliğin egemenliği anlamına
gelir.
12. Sokrates’ten önceki ilk Batılı filozoflar, geçmişten iki 13. Türküler, şiirler iç dünyamızın sesi olarak yazılmış ol-
büyük kopuşu aynı anda gerçekleştirdiler. İlk önce, salar da bizden çıktıkları anda topluma mal olmuştur
kendi akıllarını kullanarak dünyayı anlamaya çalıştı- artık. Yalnız topluma mal olmakla kalsa iyi. Yerelden
lar. Bu tek başına, tümüyle yeni bir şeydi ve insanın ulusala, ulusaldan evrensele bir değişme ve gelişme
gelişmesinde en önemli köşe taşlarından birini oluş- çizgisi izleyerek bütün insanlığın ortak değeri hâline
turdu. Aynı zamanda insanlara, akıllarını nasıl kulla- gelir. Örneğin Yunus Emre’nin şiirlerinde yansıtılan
nacaklarını ve kendi başlarına nasıl düşüneceklerini duygular salt bize mi özgüdür? Neruda, yalnızca Şi-
de öğrettiler. ----. Onlar bilgi birikimlerini olduğu gibi li’nin acılarını yansıtmıştır, deyip dışlayabilir miyiz onu?
öğrencilerine aktarmak yerine, onları tartışmaya, Acısı acımız olmuştur, halkı da halkımız. Kısaca ----.
düşünce alışverişinde bulunmaya, kendi düşüncele-
rini ileri sürmeye ve savlarını kanıtlamaya özendiren Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
öğretmenlerdi. aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
14. Gerek edebiyat dergilerinde gerekse gazetelerin sa- 15. Yayınevlerinin tercihi her zaman romandan yana ol-
nat-edebiyat sayfalarında yer alan söyleşilerde, ne- muştur. Yalnız bizde değil, dünyada da böyle. Öykü-
dense hep aynı konular konuşuluyor ve bundan bir ler ise daha çok dergilerde varlıklarını sürdürüyor.
türlü vazgeçilmiyor. Bir yazarın yeni bir romanı mı Öykü kitabı yayımlamakta direnen genç yeteneklere
çıkmış, sorusu hemen hazır: “Bu yapıtınızı yazarken olanak sağlayan yayınevleri - neyse ki - var. Şu da bir
neyi amaçladınız?” ya da “Yapıtınız yaşadıklarınız- gerçek ki beş altı yıldır durağan bir ortamda kendini
dan izler taşıyor mu?” Cevaplar da üç aşağı beş yu- yineliyor öykü ama yenileyemiyor. Bu nereye kadar
karı aynı düşünceler etrafında dönüyor. Peki neden sürer, kestirmek güç; ardından bir yükselişin, belki de
bu sınırlılık? Bence bu, yazardan değil, soruyu so- sıçramanın yaşanacağı kesin.
randan kaynaklanıyor. Çünkü söyleşilerde asıl yön-
lendirici, soruyu sorandır. Bu nedenle sanatçının dü- Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
şünce üreterek sanatını geliştirmesinde ve yapıtları- olarak söylenmiş olabilir?
nın değerlendirilmesinde ona sorulacak soruların
önemli bir payı vardır. ----.
A) Yayınevleri öykü seçiminde hangi ölçütlere bağlı
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre kalıyor?
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
B) Roman türündeki kalıplaşmaya gidiş konusunda
ne düşünüyorsunuz?
A) Bütün bunlara bakarak eleştirel yaklaşımın ne
C) Öykücülerin soyut konulara ağırlık verişini neye
denli önemli olduğunu söylemek hiç de yanlış ol-
bağlıyorsunuz?
maz
D) Türk edebiyatında romanın yükselişi karşısında
B) Bu sorun bence temelde birbirini izleyen aynı öykünün konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
nitelikteki durumların art arda sıralanmasından
doğuyor E) Genç yazarları öykü yazmaya yönlendirmek için
neler yapılabilir?
C) Hangi yazara sorarsanız sorun, hepsi kendine
özgü yazma yöntemlerinin olduğunu söyleyecek-
tir
D) Üstelik yapıtın niteliğini yazarın donanımı belirler
ve bunun üzerine söylenebilecek çok söz vardır 16. Modayı sevmem. Örneğin herkesin aynı anda, aynı
şeyleri giymesi, bana nedense ters gelir. Benim pus-
lu, gözlerden uzak ve reklamı çok yapılmamış olan
E) Kısaca hem eleştirmenlerin hem de sanatçılarla hoşuma gider her zaman. Çünkü yönlendirilmeyi de-
söyleşi yapanların, her düzeyden insanın ilgisini ğil, özgürce keşfetmeyi severim. Bilinçaltıma baskı
çekecek nitelikte sorular sorması gerekiyor yapılmasını istemem.
17. Ödüller, genç bir şairin adının altı fosforlu bir kalemle 19. İnsanlar, toplu hâlde yaşama gereksinimi duyarlar.
çizilerek şiirlerinin tanınmasına olanak sağlıyorsa az Bunun için herkesin üzerinde anlaştığı, gittikçe yay-
şey mi bu? Ya da usta bir şairin, şiire verdiği emeğin gınlaşan ortak bir değerler sistemi gerekir. İşte ahlak,
ödülle taçlandırılmasının ne sakıncası olabilir ki? Üs- bu türden bir değerler sistemidir. Toplumda çekişen
telik şiir kitaplarının hemen hemen hiç satılmadığı, ve çatışan tarafların hiçbir ortak yanı kalmadığı du-
dolayısıyla kitapçıların, bu kitapları raflarına koymaya rumlarda bile birleştirici bir güç durumundadır. Ör-
yanaşmadığı ve dağıtımcıların, “şiir” sözcüğünü duy- neğin, dürüstlüğü değil de yalancılığı ya da sahte-
duğunda yüzlerini buruşturduğu günümüzde… Şiirin kârlığı kimse öneremiyor. Sadakat yerine ihanet, ada-
bu konumuna gönlü razı olmayan şairlerin verdiği let yerine haksızlık değerli gösterilemiyor. Çünkü ah-
emekleri, bütün şiirseverlerin takdirle karşılaması ge- lak, bir insan topluluğunun, üzerinde birleştiği ortak
rektiği kanısındayım. paydayı oluşturuyor.
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden ya- Bu parçadan ahlakla ilgili olarak aşağıdakilerin
kınmaktadır? hangisi çıkarılabilir?
A) Ödüllere karşı çıkılmasından A) İlkelerinin kişiden kişiye değişen, göreceli bir ni-
telik taşıdığı
B) Ödüllerin gelişigüzel dağıtılmasından B) Davranışları ve ilişkileri düzenleyen ana kurallar
olduğu
C) Günümüzde değer yargılarının değişmesinden C) Toplumdan topluma farklı özellikler taşıdığı
D) Genç şairlerin ödül alınca ustalaştıklarına inan- D) Yasaların öngördüğü yaptırımları içerdiği
malarından
E) Sanatçıların, yaratılarını oluştururken gerekli E) Kişileri değerlendirmede ayırıcı bir ölçüt olduğu
özeni göstermeyişlerinden
20. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından bu yana nostalji, 21. Bir zamanlar edebiyatın gücüne, bir şeyleri değiştire-
başka bir deyişle eskiye duyulan özlem gittikçe yay- bileceğine inanırdım. Benim için edebiyat, yaşam bo-
gınlaşıyor. Bu, bir bakıma insanların yaşamlarından yu temiz kalmanın, vicdani ve ahlaki çürümeye karşı
giderek daha fazla yakındıklarının bir göstergesi. Ar- durmanın göstergelerinden biriydi. Yıllarım, bu inan-
tık her kuşak yaşamın daha az mekanik, doğallığın cın etkisiyle gelişen bir tutkunun peşinden koşmakla
daha yaygın olduğu bir dönemi özlüyor. Bu özlem hiç geçti. Ama artık kabul edelim, bugünün insanı sözün
bitmeyecek gibi görünüyor. Çünkü teknolojik geliş- değerini bilmiyor. Okumayı sevdiğini söylüyor ama iyi
meler yaşamı kolaylaştırdığı ölçüde daraltıyor da. Bu romanlardan, öykülerden, gerçek şiirden habersiz.
yüzden günümüz insanı gözlerini geçmişe çeviriyor. Ömrünü edebiyata vermiş, köşesinde sessiz sessiz
Söz gelimi eski trenler böyle miydi, diye başlıyor, in- yaşayan gerçek yazarlara sırtını dönmüş. Yalnızca,
sanların atlı arabalarla yolculuk ettikleri günlere kadar yapıtları çok sattığı için kimi yazarların önünde uzun
gidiyor. kuyruklar oluştururken edebiyatın insanı çağırdığı o
gerçek dünyayı aşındırdığının farkında bile değil. Pe-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? ki, o zaman edebiyat ne işe yarıyor? Söylemesi zor
ama edebiyat bugün, yaratıları ilgi görmeyen üç beş
A) kişinin sığındığı, kuşatılmış bir kale.
İçinde bulunduğumuz koşulların geçmişi güzel-
leştiren çağrışımlar yarattığı Aşağıdakilerden hangisi edebiyatla ilgili olarak bu
B) İnsanlar arasındaki içtenlikli ilişkilerin yitip gittiği parçada yakınılan durumlardan biri değildir?
22. Çocukluğumuzda kaç kez duyduk kim bilir: “Çok oku- 23. Benim ansiklopediyle tanışmam, ortaokulda ödev
yan mı bilir, çok gezen mi?” Cevaptan çok, sorunun yapmak için kütüphaneye gittiğim günlere rastlar. Bir
kendisi önemliydi sanki. Ortada derin bir ikilem var- ansiklopediye sahip olmak o yıllarda, hayal edilemez
mış gibi ciddiyetle yöneltilirdi soru. Her seferinde bir şeydi. O, ancak bir kütüphanede bulunur ve belli
“Çok okuyan!” dememiz beklenirdi. Galiba ilköğ- bir süreliğine alınıp bakılabilir, dokunulabilir bir nes-
retimdeki öğretmenlerimiz, okuma sevgimizi böyle ar- neydi. Kocaman cüssesiyle bir ansiklopediyi kucakla-
tırmaya çalışırdı. Çok okumakla çok gezmek asla yan mak, sayfalarını karıştırmak, bir maddeyi arayıp bul-
yana gelemezmiş gibi… Bense okumayı da gezmeyi mak, başka bir gezegene inmek ve orada keşiflerde
de tutkuyla seven biri olarak ikiye bölünürdüm. Hiçbir bulunmaktan farksızdı. Ne yazık ki şimdiki çocuklar
zaman ısınamadım bu yapay ikileme, okumanın da ansiklopedi bile karıştırmıyorlar. O büyülü dünyadan,
içten içe bir seyahat olduğuna inandığımdan, her ki- o heyecandan habersiz yaşıyorlar. Öğretmenler ödev
tabın bizi başka bir yolculuğa çıkardığını düşündü- verirken “İnternetten bulun.” diyorlar. Onlar da hiçbir
ğümden. Okuyarak gezmek, her kitabı başlı başına çaba göstermeden İnternetten buldukları bilgiyi kop-
bir serüven sayarak bir başka ortama, bir başka ya- yalıyor; okuyup değerlendirmeden, hiçbir şey öğren-
şama uzanan bir yolculuk yapmak mümkündür çün- meden götürüp veriyorlar.
kü. Gezerken de her insanı ve her hayatı bir kitap gibi
düşünerek dünyayı okumak da mümkün. Okumak ve Bu parçada belirtilenler arasında aşağıdakilerden
gezmek aslında o kadar iç içe ki… hangisi yoktur?
24. Hemen hepimiz yazılarımızda, yerli yersiz alıntılar 25. Bazı sanatçılar, yaratıcılıklarını kamçılayan büyülü
yapmaktan, özellikle sözü, alçak gönüllülükle yabancı I
ozanlara, çağdaş düşünürlere bırakmaktan fazlasıyla
hoşlanıyoruz. Kimi zaman bunu öyle abartıyoruz ki anları “beyaz an” diye adlandırırmış. Yakalandığı
yazar olarak konuyla ilgili ne düşündüğümüz anlaşıl- II
mıyor. Ayrıca aynı alıntıların değişik yazarlarca da
kullanıldığını görüyoruz. Böylece tekrarın tekrarı bir sırada “Sonra devam ederim.” diyerek asla kesinti-
okuma, zaman kaybına, okuma ediminin yavanlaş- III
masına yol açıyor. Bu nedenle kendi özgün düşünce-
mizi dayanaklarıyla işlemeliyiz yazılarımızda. Yüzey- ye uğratılmaması, ertelenmemesi gerekirmiş bu
sellikten olabildiğince kaçınmalıyız. Kendi düşüncele-
rimizin de örneğin bir Valéry’ninki, Deleuze’ünki kadar
anın. Çünkü dönüp bakıldığında yerinde bulunama-
önemli olduğuna inanarak bir öz güven geliştirmeliyiz.
IV
Bu parçada alıntıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
yabilirmiş. Tükeninceye değin hakkının verilmesi
hangisine değinilmemiştir?
A) Yazılarda kullanılırken aslına bağlı kalınmadığına gerekirmiş, her zaman karşılaşılamayan bu beyaz
V
B) Belirli örneklere sık sık başvurulduğuna anların.
26. (I) Rengi uçmuş, sıradan yaşamımızda kendimize bir 28. (I) Yatılı olarak okuduğum ortaokul yıllarında, yaz ta-
ziyafet çekmek istediğimiz zaman kitapların kapağını tillerinde Kozlu’ya, ailemin yanına özlemle dönerdim.
aralarız. (II) Büyük bir açlıkla sayfaları çeviririz. (II) O yaşlarda evden yedi-sekiz ay uzakta kalmak ko-
(III) Gözlerimiz sözcükleri iştahla birer birer yerken lay değildi. (III) Arkadaşlarımı, okulumu çok seviyor-
zamandan ve mekândan kopuveririz. (IV) Başka in- dum, bugün de süren dostlukların temeli o yıllarda
sanların, başka diyarların görünmez konukları oluve- atılmıştı ama aile özlemi bir başka şeydi. (IV) Evimiz,
ririz. (V) Bu deneyimin ardından yaşadığımız ana geri denizin hemen kıyısındaki bir tepenin yamacındaydı.
döndüğümüzde ise ruhumuzda kopan fırtınalar ya (V) Dalga sesleri odamda sürekli yankılanırdı ve ben
şiddetlenir ya da dinginleşir ama her zaman bir şeyler doyamadığım o denizi, dalgaları büyük bir hazla izler-
değişir içimizde. dim. (VI) Hâlâ Kozlu’yu, o evi ve o dalga seslerini, öz-
lemin içimi sızlatan acısıyla anımsarım.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-
rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de ögelerin dizilişi “zarf tümleci, nesne, zarf tümleci
A) I. cümlede, nesne, belirtili isim tamlamasından ve yüklem” biçimindedir?
oluşmuştur.
A) I. B) II. C) III. D) V. E) VI.
B) II. cümlede, durum zarfı kullanılmıştır.
B) Ünlü düşmesi
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden
hangisi yanlıştır? C) Sürerlik fiili
30. Bir uğultu başlıyor söz dağarcığımda, sözcükler 32. Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Medet Köyü’nde ya-
Bu cümledeki altı çizili sözcüklerin hangisinde tanır. Usta derme çatma köy evinde yumurta kabu-
ünsüz benzeşmesi vardır?
33. Eğer o şiirler, o romanlar, o öyküler, o tiyatro yapıtları 35. (I) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz; onlar, metinlerde
olmasaydı, söylemek bile fazla, duygularımız daha az geçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın büyüsün-
bilinecek, bilgilerimiz daha az olacaktı. Çünkü ede- den çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denen
biyat, daha iyi duymamızı, daha iyi düşünmemizi sağ- bir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (III) Çünkü
lar. Daha doğru, daha insanca yaşamamıza yardımcı “olay” onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim,
olur. çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup getirmeme,
okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiir-
Bu parçada, virgülün işlevleriyle ilgili olarak aşa- lerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz.
ğıda verilenlerden hangisine uygun bir örnek (V) Bu da bize, Borges’in de dediği gibi, şiirin
yoktur? öğretilemeyecek ama duyumsatılabilecek bir tür oldu-
ğunu gösteriyor.
A) Ara sözleri ayırma Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
B) Sıralı cümleleri birbirinden ayırma
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
C) Özel olarak vurgulanması gereken bir ögeyi be-
lirtme
D) Tırnak içinde verilmeyen aktarma cümlelerini be-
lirtme
E) Art arda sıralanan eş görevli sözcük kümelerini
ayırma
36. (I) Editör, bir yayınevinin olmazsa olmazlarındandır.
(II) Yayımlanacak bir yapıtı düzenlemek, yayıma ha-
zırlamak ve yayımlamak gibi birçok işi ve işlevi var.
(III) Yazarın ve eserinin seçilmesinden, nasıl yayımla-
nacağına değin yayımlama işinin bütün aşamalarını
34. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bo- kapsayan zorlu bir iştir bu. (IV) Günümüzde editörlük,
zukluğu vardır? yayıncılık alanında kurumsallaşamamış işlerden.
(V) Yazarların çoğu, editörün yaptığı işi küçümseyip
onu yalnızca bir düzeltmen olarak algılıyor. (VI) Bu
A) Diplomalarını alacak öğrenciler salona sırayla gi- yüzden de editörlüğü böyle algılayan birçok yazarın
riş yaptılar. yayımlanan kitaplarında yanlışlardan geçilmiyor.
B) Müjdeyi vermek için mutfağa, annesinin yanına
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa-
heyecanla koştu.
ragraf hangi cümleyle başlar?
C) Konuşmasına başlamadan önce dinleyicilere
şöyle bir baktı. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
D) Eski öğrencilerin de katıldığı büyük bir toplantı
düzenlediler.
E) Yarıyıl tatilinde yapılacak olan Amasra gezisi er-
telendi.
37. (I) İnsan ilişkilerinin öneminin yeterince kavranmamış 39. Yazınsal yaratıcılığın gizi, ana dilde, ana dilin söz de-
olması, çocuk gelişimiyle ilgili birtakım sorunları da ğerlerindedir. Buna erişmesi, yazarın, ozanın önce-
beraberinde getirdi. (II) Söz gelimi günümüzde, kendi likle ana dilini, onun söz değerlerini sevmesine bağlı-
kendine oyun kuramadığı için üretken olamayan, edil- dır. Bu sevgiden yoksunsa kişi, gerçek anlamda yara-
gen, çevreye karşı ilgisiz, evlere hapsolmuş çocuklar tıcı olamaz. Büyük bir ozan da yaratıcılığın dilde, söz-
yetişiyor. (III) Bunların hayal güçleri, erken yaşta ta- cüklerde olduğunu söylüyor. Şöyle diyor sözcükler
nıştıkları ve hayatlarının doğal bir parçası olan tele- için: “Onların önünde ben diz çökerim, bana kalk de-
vizyonla ve bilgisayar oyunlarıyla sınırlanmış durum- yinceye değin kıpırdamam. Kısaca, değer veririm on-
da. (IV) Televizyondaki reklamlar çocukları ticari birer lara, arkalarından giderim sözcüklerin, izlerim onları.
araç olarak görüyor. (V) Kaba kuvveti ve silah kullan- İşte ben böylesine severim sözcükleri.”
mayı özendiren, sanat değeri düşük filmler ve kimi
yayınlar yüzünden özellikle çocuklar, çeşitli psikolojik Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
sorunlarla yüz yüze geliyorlar. (VI) den hangisi söylenemez?
E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
1. Bu testte sırasıyla, Tarih (1–17), Coğrafya (18–31), Felsefe (32–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Sosyal Bilimler Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
D) I ve II E) I, II ve III
5. XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti, iltizam usulünde yap- 7. Aşağıdakilerden hangisinin Osmanlı Devleti’nde
tığı değişiklikle yüklü bir peşin ödemeyi de öngören yerli tüccar kesiminin güçlenmesini engellediği
malikâne usulünü getirmiştir. Buna göre mukaatalar savunulamaz?
mültezimlere daha önceki gibi üç yıllık sürelerle değil,
sürekli olarak ihale edilmeye başlanmıştır. A) Yabancılara kapitülasyonlarla ayrıcalıklar tanın-
ması
Yapılan bu değişiklikle güdülen amaç aşağıdaki-
lerden hangisidir? B) Üretimin tarıma dayalı olması
A) Yeniçeri Ocağının kaldırılmasına ortam hazır- C) Osmanlı deniz taşımacılığının yetersiz olması
lamak
B) Tek hazine sisteminden çoklu hazine sistemine D) Osmanlı sanayisinin rekabet gücünü giderek yi-
geçmek tirmesi
C) Hazineye daha fazla gelir sağlamak E) İpek ve Baharat yollarının önemini kaybetmesi
D) İşgaller karşısında halkın desteğini almak Onur, yukarıdaki azınlıklardan hangilerini söyle-
seydi Ahmet’e doğru bilgi vermiş olurdu?
E) Mebuslar Meclisini kapatmak
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
13. Sakarya Savaşı kazanılmasına karşın Yunan or- 15. Hindistan’daki bir tarikatın lideri olan Ağa Han ile İn-
dusunu kesin yenilgiye uğratan Başkomutan giltere Kralı’nın özel danışmanı Hintli Emir Ali, Baş-
Meydan Savaşı’nın yaklaşık bir yıl sonra yapılma- bakan İsmet Paşa’ya bir mektup yollayarak halifelik
sına aşağıdakilerden hangisinin neden olduğu sa- kurumuna dokunulmamasını rica etmişlerdir.
vunulabilir?
Bu durumun, halifelikle ilgili olarak
A) Doğu Cephesi’nde fiili mücadelenin sona erme- I. bu kurumun, tüm Müslümanlar üzerinde siyasal
sinin beklenmesi gücünün olduğu,
B) Ayaklanan Çerkez Ethem birliklerinin dağıtılması II. yabancıların, bu kurumu Türkiye’nin içişlerine
müdahale amacıyla kullanmak istedikleri,
C) İtalyanların birliklerini Anadolu’dan çekmeye baş- III. bu kurumun varlığının ülkede tartışma konusu
laması olduğu
D) Türk ordusunun eksiklerinin tamamlanması durumlarından hangilerine kanıt olduğu savunu-
labilir?
E) Ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için Tekâlif-i
Milliye Emirlerinin çıkarılması A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
C) Devletçilik D) Laiklik
E) Cumhuriyetçilik
17. Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti sadece iki şeye güve- 19. Türkiye’de, enerji tasarrufu sağlamak amacıyla yaz ve
nir. Biri millet kararı, diğeri en elim ve güç şartlar için- kış saati uygulanmaktadır. Bu uygulama kapsamında
de dünyanın takdirlerine hakkıyla layık olan ordumu- yılın yaklaşık beş aylık döneminde 30º Doğu meridye-
zun kahramanlığı; bu iki şeye güvenir.” demiştir. ninin, diğer dönemde ise 45º Doğu meridyeninin yerel
saati ulusal saat olarak kullanılmaktadır.
Atatürk’ün, bu sözüyle millî gücün
Buna göre, 45º Doğu meridyeninin yerel saatinin
I. siyasi, ulusal saat olarak kullanıldığı dönemde, Türkiye’ de,
aşağıdakilerden hangisi yaşanmaz?
II. askerî,
D) I ve II E) II ve III E) En sıcak ay
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
Aşağıdakilerden hangisi yapılırsa bu hata gideril-
miş olur?
21. Aşağıdaki haritada beş farklı doğrultu numaralarla 23. Orografik yağışlar, denizden gelen nemli hava kütle-
gösterilmiştir. lerinin kıyı çizgisine paralel uzanan dağ sıralarına
çarparak yükselmesi sonucu meydana gelir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Buna göre, bu tatil beldesinin aşağıdakilerden D) Karbon ve Perm dönemlerinde, bu kıtalarda daha
hangisinde yer alması beklenir? ılıman bir iklimin olduğunu
A) Datça Yarımadası’nda
E) Bu kıtalardaki yer şekillerinin, Karbon ve Perm
B) Gelibolu Yarımadası’nda dönemlerindekiyle aynı olduğunu
C) Bolu Dağları’nda
D) Çukurova’da
E) Çandarlı Körfezi’nde
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
28. Aşağıdaki grafikte, 1750-2000 yılları arasında Avrupa 30. I. Siyasi bölgeler zamanla işlevini yitirebilir.
ve Afrika kıtalarının nüfusu gösterilmiştir.
II. Siyasi bölgeyi oluşturan ülkelerde dil, din ve ırk
birliği vardır.
A) I ve III B) II ve IV C) III ve V
D) I, II ve V E) I, III ve IV
A) 1750-1900 yılları arasında Afrika’dan kıta dışına 31. Aşağıdakilerden hangisi, insanın doğaya olan et-
yoğun göç olmuştur. kisine örnek gösterilemez?
B) Üniversite kurulması
32. Zekânın ve bilgeliğin ölçütünün zenginlik olduğunu 34. Nesnenin bilgisinin söz konusu olabilmesi için önce
düşünen kişiler, Thales’le yoksul olduğu için alay nesnenin var olması gerekir. Örneğin ağacın ne oldu-
ederler. O da bunun üzerine zeytinin az olduğu o yıl, ğundan, türlerinden, yararlarından söz edebilmek için
elindeki bütün parayla, ihtiyaç olmadığı için ucuzlamış öncelikle “ağaç” denilen bir şey var olmalıdır.
olan ve zeytinyağı üretiminde kullanılan tüm presleri
satın alır. Sonraki hasat mevsimi geldiğinde ihtiyacı Bu parça aşağıdaki yargılardan hangisini destek-
olanlara bu presleri kendi belirlediği fiyattan kiralayarak ler?
çok para kazanır.
36. Filler neden büyük, gri ve kırışıktır? Çünkü ufak, beyaz 38. Nasrettin Hoca bir gün oğluyla birlikte şehre gitmek
ve yuvarlak olsalardı aspirin olurlardı. Ufak bir fil hayal üzere yola çıkar. Şehre birçok köyün içinden geçilerek
ederek ona “ufak bir fil” diyebiliriz. Beyaz bir fil hayal gidilmektedir. Hoca eşeğin üzerinde, oğlu da yürüyerek
ederek ona “beyaz bir fil” diyebiliriz. Kırışıksız bir fil de onu takip eder. İlk köyden geçerken köylüler “Koskoca
“kırışıksız bir fil” olur. Başka bir deyişle büyüklük, grilik adam eşeğe binmiş, küçücük çocuğu yürütmeye utan-
ve kırışıklılık, Aristoteles’in bir fili fil yapan şeyin ne mıyor!” diye kınarlar. Sonraki köyden geçerken Hoca
olduğunu tanımlama sınavını geçemez. Çünkü aspirin yürür, oğlu da eşeğin üzerindedir. Oradaki köylüler de
gibi ufak, beyaz ve yuvarlak bir şey bir fil olamaz ve “Görüyor musun saygısız çocuğu, koca adamı yürütü-
böyle bir nesneyle karşılaştığımızda aklımıza “Hey, yor.” derler. Üçüncü köyde Hoca ve çocuk eşeğe birlikte
ağzına attığın bir aspirin mi yoksa alışılmamış türden bir biner, bu kez de eşeğe acımıyorlar diye suçlanırlar.
fil mi?” diye sormak gelmez. Dördüncü köyde çocuk da Hoca da yürür, kınanmaktan
nasiplerini alırlar. Beşinci köyde Hoca ve oğlu eşeği
Bu parçada varlıkla ilgili aşağıda verilenlerden birlikte taşımalarına karşın kınanma durumu değişmez.
hangisi sorgulanmaktadır?
Bu parça ahlak felsefesinin temel problemlerinden
A) Ana maddenin neliği hangisinin soruşturulmasında örnek verilebilir?
E) Zorunlu varlık/mümkün varlık ayrımı C) Ahlakta her zaman iyi niyet yeterli midir?
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Temel Matematik Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 6 B) 2 C) 0 D) E)
2.
D) 1006 E) 1008
A) 4 B) 8 C) 9 D) 15 E) 16
8.
6.
A) 3 B) 4 C) 6 D) 8 E) 9
olduğuna göre, aşağıdaki sıralamalardan hangisi
doğrudur?
A) B) C)
D) E)
9.
A) B) C) 1 D) 2 E) 4
A) 9 B) 11 C) 12 D) 13 E) 15
A) x B) C)
D) E)
A) 8 B) 9 C) 10 D) 12 E) 15
olduğuna göre, ifadesinin değeri kaçtır?
A) B) C) 0 D) 1 E) 4
15.
a bir pozitif tam sayı ve ’tir. p bir asal sayı
olduğuna göre,
16. n bir pozitif tam sayı olmak üzere, n’yi kalansız bölen 19. Rasyonel sayılar kümesinde bildiğimiz toplama ve
pozitif tam sayıların kümesi S(n) ile gösteriliyor. çarpma işlemleri tanımlanıyor.
Buna göre, kesişim kümesinin ele- Buna göre, aşağıdakilerden hangisinin hem top-
man sayısı kaçtır? lama hem de çarpma işlemine göre tersi bir tam
sayıdır?
A) 4 B) 5 C) 6 D) 8 E) 9
A) B) C) 0
D) 2 E)
fonksiyonları veriliyor.
18.
A) B) C)
önermeleri veriliyor. D) E)
A) B) C)
21. Gerçel sayılar kümesinde tanımlı
D) E) I.
II.
III.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) I, II ve III
22. Bir işi 5 kadın işçi 20 günde, 5 erkek işçi ise 30 günde 24. Bir fabrikada üretilen iş makinelerinin sayısı gün so-
bitiriyor. nunda kayıt altına alınıyor. Tutulan kayıtlar o günle
birlikte o günden önce üretilmiş olan iş makinelerinin
toplam sayısıdır. Beş iş gününde tutulan kayıtlar aşa-
Buna göre, 2 kadın ve 2 erkek işçi aynı işi birlikte
ğıda verilmiştir.
kaç günde bitirir?
Pazartesi ve öncesi : 20
A) 20 B) 30 C) 40 D) 45 E) 50
Salı ve öncesi: x
Çarşamba ve öncesi: 90
Perşembe ve öncesi: 140
Cuma ve öncesi: y
A) 10 B) 11 C) 12 D) 13 E) 14
25. Bir yatırımcı, hesabındaki z TL’nin bir kısmıyla altın,
kalan kısmıyla da döviz alıyor. Yatırımcı bir süre son-
ra altınlarını % 20 kâr elde ederek x TL’ye, dövizlerini
ise % 20 zarar ederek y TL’ye satıyor.
A) B)
C) D)
E)
26. Beş öğrencinin aday olduğu sınıf başkanlığı seçimin- 29. Ali, ağzına kadar suyla dolu olan bir şişedeki suyun
de adayların aldıkları oy sayıları olan A, B, C, D, E yarısını elde etmek istiyor. Bunun için aynı şişeden
arasında boş bir tane alıyor ve şişelerdeki su yükseklikleri eşit
olana kadar dolu şişeden diğerine su aktarıyor.
Suyun yarısını elde etmek için yaptığı üç farklı dene-
eşitliği vardır. me aşağıda gösterilmiştir.
Seçim sonucu dairesel grafikte gösterildiğinde
C tane oy alan adaya ait daire diliminin merkez
açısı kaç derece olur?
A) 45 B) 60 C) 90 D) 120 E) 180
A) 5 B) 4 C) 3 D) 2 E) 1
31. Bir depoda bulunan portakal ve mandalinaların mik- 34. ABC bir ikizkenar
tarı toplam 50 tondur. Portakalların % 7’si, manda- üçgen
linaların ise % 8’i çürümüştür. Çürüyen portakal ve
mandalina miktarı toplam 3,8 tondur.
32.
Bir otobüse 3 kadın binerse yolcuların ’ü kadın
’ü erkek olacaktı.
A) 21 B) 24 C) 28 D) 30 E) 32 35.
ABC bir üçgen
A) B) C) D) E)
37. 39.
Buna göre, taralı bölgenin alanı a, b ve c türünden y eksenine göre simetriği alınıyor ve A ile , B ile ,
aşağıdakilerin hangisine eşittir? C ile simetrik nokta çiftleri olacak şekilde
üçgeni elde ediliyor. Elde edilen bu üçgen de
A) B) C)
D) E)
A) B) C) D) E)
1. Bu testte sırasıyla, Fizik (1–14), Kimya (15–27), Biyoloji (28–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Fen Bilimleri Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 1 B) C) D) E)
2.
D) N’de E) P’de
4. 5.
A) 1 B) C) 2 D) E)
6. 7.
A)
(Bu işlemler sırasında sıvıların sıcaklıkları değişme-
mektedir.)
B)
C) A) B) 1 C) D) E) 2
D)
E)
8. 10.
A) K L
11. 12.
oranı kaçtır? A) B) C)
D) E)
A) B) C) 1 D) E)
13.
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
18. Uçucu olmayan bir X katısı 100 gram suda en fazla, 20. bileşiğiyle ilgili bazı bilgiler şöyledir:
’de 17 gram,
bileşiğinin 0,1 molü 12 gramdır.
’de 27 gram,
Bileşikteki X, Y, Z atomlarının kütlece birleşme
’de 39 gram oranları (X:Y:Z) sırasıyla 3:4:8’dir.
D) 21. Atom kuramına göre, baş kuantum sayısı (n) ile ilgili
’de 20 gram X katısının 100 gram suda
aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
E) ’de 30 gram X katısının 100 gram suda A) Baş kuantum sayısı, temel enerji düzeyini belirtir
ve sıfırdan büyük tam sayıdır.
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
D) Stronsiyum karbonat
22. Periyodik çizelgeyle ilgili aşağıdaki ifadelerden 23. X, Y, Z elementleriyle ilgili bilgiler şöyledir:
hangisi yanlıştır?
X’in, iyonunun elektron dağılımı ile
A) IA grubu elementlerinin elektron dağılımındaki bitmektedir.
son orbital s orbitalidir.
Y elementi, 4. periyot ve IIA grubundadır.
B) VIA grubu elementlerinin elektron dağılımı Z, VIIA grubunda ve atom numarası en küçük o-
lan elementtir.
ile biter.
Buna göre X, Y, Z elementlerinin periyodik
C) VA grubu elementlerinin elektron dağılımı çizelgedeki yerleri aşağıdakilerin hangisinde doğ-
ile biter. ru olarak verilmiştir?
B)
X
Y
Z
C) Z
D)
Z
X
Y
E)
Z
Y X
− +
A) X + ve Y3− B) Y3 ve Z C) X ve Z
− + 2+
D) Y3 ve Q 2 E) Z ve Q
Buna göre,
D) II ve III E) I, II ve III
26. X, Y, Z elementlerinden oluşan ya- 28. Bir proteinin, yüksek sıcaklıkta, düşük pH koşulunda ya
da çeşitli kimyasal maddelerin bulunduğu ortamda, üç
pılarındaki bağ türleri, aşağıdakilerin hangisinde boyutlu yapısı bozulmuş, ancak bu durumdan peptid
doğru olarak verilmiştir? bağları etkilenmemiştir.
ulaşılır.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) II ve III
Buna göre, bu makromoleküller aşağıdakilerin
hangisinde doğru olarak verilmiştir?
X Y Z
30. Hücre ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi 32. Aşağıdaki olaylardan hangisi mitoz ve mayoz II
yanlıştır? bölünmenin her ikisinde de kural olarak gerçek-
leşir?
A) Ökaryotik hücrelerde zarlı organeller bulunur.
A) Sinapsis olması
B) Yeni bir hücre ancak başka bir hücrenin bölün- B) Krossing over olması
mesiyle oluşur.
C) Haploid kromozomlu yavru hücre oluşması
C) Hücre büyüdükçe yüzey alanı/hacim oranı aza-
lır. D) Kardeş kromatitlerin birbirinden ayrılması
D) Hücre canlılığın temel birimidir.
E) Homolog kromozomların birbirinden ayrılması
A) B)
Zaman Zaman
A) 1. bireyin genotipi: OO Rr
B) 2. bireyin genotipi: AO rr
C) 3. bireyin genotipi: AA rr
Zaman Zaman
D) 4. bireyin genotipi: BO Rr
E) E) 5. bireyin genotipi: AO Rr
Zaman
34. Balıkların solungacında kılcal damarlardaki kan akışı ile 35. İnsanda, işaretlenmiş bir alyuvar, akciğer atardamarı
su akış yönü birbirine terstir. Bu iki ortam arasın- içine veriliyor; bu işaretli alyuvara bir süre sonra alt ana
daki oksijen difüzyonu Şekil 1’de şematize edilmiştir. toplardamarında rastlanıyor.
Difüzyon sonunda kanın oksijen doygunluğunda (%)
meydana gelen değişimin grafiği de altında verilmiştir. Bu alyuvar kalpten bir kez geçtiğine göre, aşağıdaki
yapıların hangisinden geçmemiştir?
E) Akciğer toplardamarı
A) B)
100 100
Su Su
50 50
Kan Kan
0 0
C) D)
Su Su
100 100
Kan Kan
50 50
Buna göre fotosentez ürünlerinin taşındığı yapı,
şekilde hangi numarayla gösterilmiştir?
0 0
A) I B) II C) III D) IV E) V
E)
Su
100
Kan
50
37. Bitkiler, çiçeklenme için gereksinim duydukları ışık 38. Çiçekli bir bitkinin üremesindeki bazı evreler aşağı-
alma sürelerine göre uzun gün bitkisi ya da kısa gün daki şekilde numaralandırılmıştır.
bitkisi olarak isimlendirilir. Bir uzun gün bitkisiyle bir
kısa gün bitkisi farklı ışık alma sürelerine tabi tutul-
duğunda gerçekleşen çiçeklenme durumları aşağı-
daki şekilde gösterilmiştir.
Bu deneyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi Bu evrelerin hangisinin sonunda meydana gelen
söylenemez? hücrelerin genotipi, bu hücreleri üreten hücre-
ninkinden farklıdır?
A) Kısa gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten az
(Bu üreme döngüsünde mutasyon gerçekleşmediği
olduğunda çiçeklenmiştir.
kabul edilecektir.)
B) Uzun gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
fazla olduğunda çiçeklenmiştir.
D) I ve II E) I ve III
C) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi, ışık
alma süresi 12 saatten az olsa da uzun gün
bitkisinin çiçeklenmesini sağlamıştır.
D) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi kısa
gün bitkisinin çiçeklenmesini önlemiştir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
47 Test Bitti.
Cevaplarınızı Kontrol Ediniz.
;f)V<\"cH+
H*F"ln~8|FV
M9991.01030
(Bu numarayı c evap k âğıdınızdaki ilgili alana kodlama yı unut mayınız.)
ADI
SOYADI
DİKKAT!
SINAV BAŞLAMADAN ÖNCE AŞAĞIDAKİ UYARILARI MUTLAKA OKUYUNUZ.
1. Adınız, soyadınız, T.C. Kimlik Numaranız ve sınav salon numaranız yukarıdakilerden farklı ve
kitapçık üzerine basılı olan fotoğraf size ait değilse bunu salon başkanına belirterek size ait
soru kitapçığının verilmesini sağlayınız.
1. Bu kitapçıkta sırasıyla Türkçe Testi, Sosyal Bilimler 4. Bu testler puanlanırken her testteki doğru cevap-
Testi, Temel Matematik Testi, Fen Bilimleri Testi larınızın sayısından yanlış cevaplarınızın sayısının
bulunmaktadır. dörtte biri düşülecek ve kalan sayı o testle ilgili ham
puanınız olacaktır. Bu nedenle, hakkında hiçbir
2. Bu testler için verilen toplam cevaplama süresi 160
fikriniz olmayan soruları boş bırakınız. Ancak,
dakikadır. Bu süreyi, cevaplayacağınız testleri dik-
soruda verilen seçeneklerden birkaçını eleyebiliyor-
kate alarak kullanınız.
sanız kalanlar arasında doğru cevabı kestirmeye
3. Bu kitapçıktaki testlerde yer alan her sorunun sade- çalışmanız yararınıza olabilir.
ce bir doğru cevabı vardır. Bir soru için birden çok
5. Sınavda uyulacak kurallar bu kitapçığın arka kapa-
cevap yeri işaretlenmişse o soru yanlış cevaplan-
ğında belirtilmiştir.
mış sayılacaktır.
SINAVDA UYULACAK KURALLAR
1. Cep telefonu ile sınava girmek kesinlikle yasaktır. Çağrı cihazı, telsiz, fotoğraf makinesi vb. araçlarla; cep
bilgisayarı, kol ya da cep saati, her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlarla; silah ve benzeri teçhizatla;
müsvedde kâğıdı, defter, kitap, sözlük, sözlük işlevi olan elektronik aygıt, hesap cetveli, hesap makinesi, pergel,
açıölçer, cetvel vb. araçlarla sınava girmek kesinlikle yasaktır. Bu araçlarla sınava girmiş adaylar mutlaka Salon
Sınav Tutanağına yazılacak, bu adayların sınavı geçersiz sayılacaktır. Sınava kalem, silgi, kalemtıraş, saat
vb. araçla ve kulaklık, küpe, broş vb. takı, herhangi bir metal eşyayla girmek de kesinlikle yasaktır.
Yiyecek, içecek vb. tüketim malzemeleri de sınava getirilemez. Adaylar sınava şeffaf şişe içerisinde su
getirebileceklerdir.
2. Bu sınavda verilen toplam cevaplama süresi 160 dakikadır. Sınav başladıktan sonra ilk 120 ve son 15 dakika
içinde adayın sınavdan çıkmasına kesinlikle izin verilmeyecektir.
3. Sınav evrakını teslim ederek salonu terk eden aday, her ne sebeple olursa olsun, tekrar sınava alınma-
yacaktır.
4. Sınav süresince görevlilerle konuşmak, görevlilere soru sormak yasaktır. Aynı şekilde görevlilerin de adaylarla
yakından ve alçak sesle konuşmaları ayrıca, adayların birbirinden kalem, silgi vb. şeyleri istemeleri kesinlikle
yasaktır.
5. Sınav sırasında, görevlilerin her türlü uyarılarına uymak zorundasınız. Sınavınızın geçerli sayılması, her şeyden
önce, sınav kurallarına uymanıza bağlıdır. Kurallara aykırı davranışta bulunanların ve yapılacak uyarılara
uymayanların kimlik bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve sınavları geçersiz sayılacaktır.
6. Sınav sırasında kopya çeken, çekmeye kalkışan, kopya veren, kopya çekilmesine yardım edenlerin kimlik
bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve bu adayların sınavları geçersiz sayılacaktır. Görevliler kopya
çekmeye ya da vermeye kalkışanları uyarmak zorunda değildir; sorumluluk size aittir.
Adayların test sorularına verdikleri cevapların dağılımları bilgi işlem yöntemleriyle incelenecek, bu
incelemelerden elde edilen bulgular bireysel ya da toplu olarak kopya çekildiğini gösterirse kopya eylemine
katılan adayın/adayların cevaplarının bir kısmı ya da tamamı iptal edilecektir.
Sınav görevlileri bir salondaki sınavın, kurallara uygun biçimde yapılmadığını, toplu kopya girişiminde
bulunulduğunu raporlarında bildirdiği takdirde, ÖSYM takdir hakkını kullanarak bu salonda sınava giren tüm
adayların sınavını geçersiz sayabilir.
7. Cevap kâğıdında doldurmanız gereken alanlar bulunmaktadır. Bu alanları doldurunuz. Cevap kâğıdınızı
başkaları tarafından görülmeyecek şekilde tutmanız gerekmektedir. Cevap kâğıdına yazılacak her türlü yazıda
ve yapılacak bütün işaretlemelerde kurşun kalem kullanılacaktır. Sınav süresi bittiğinde cevapların cevap
kâğıdına işaretlenmiş olması gerekir. Soru kitapçığına işaretlenen cevaplar geçerli değildir.
8. Soru kitapçığınızı alır almaz, sayfaların eksik olup olmadığını, kitapçıkta basım hatalarının bulunup bulun-
madığını ve soru kitapçığının her sayfasında basılı bulunan soru kitapçığı numarasının, kitapçığın ön kapağında
basılı soru kitapçığı numarasıyla aynı olup olmadığını kontrol ediniz. Soru kitapçığınızın sayfası eksik ya da
basımı hatalıysa değiştirilmesi için salon başkanına başvurunuz.
9. Size verilen soru kitapçığının numarasını cevap kâğıdınızdaki “Soru Kitapçığı No” alanına kodlayınız.
10. Sınav sonunda soru kitapçıkları toplanacak ve ÖSYM’de tek tek incelenecektir. Soru kitapçığının bir sayfası bile
eksik çıkarsa sınavınız geçersiz sayılacaktır.
11. Cevap kâğıdına ve soru kitapçığına yazılması ve işaretlenmesi gereken bilgilerde bir eksiklik ve/veya yanlışlık
olması hâlinde sınavınızın değerlendirilmesi mümkün olamamaktadır. Tarafınızdan yazılması ve işaretlenmesi
gereken bu bilgilerde eksiklik ve/veya yanlışlık olduğunda durumunuz Sınav Salon Tutanağında belirtilecektir.
12. Soru kitapçığının sayfalarındaki boş yerleri müsvedde için kullanabilirsiniz.
13. Soruları ve/veya bu sorulara verdiğiniz cevapları ayrı bir kâğıda yazıp bu kâğıdı dışarı çıkarmanız kesinlikle
yasaktır.
14. Her testin cevaplarını cevap kâğıdındaki ilgili alana işaretlemeye dikkat ediniz.
15. Sınav salonundan ayrılmadan önce, soru kitapçığınızı ve cevap kâğıdınızı salon görevlilerine teslim etmeyi
unutmayınız.
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimi zin yazılı i zni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu
ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
1. Yahya Kemal’i ve Nazım Hikmet’i ayrı tutarsak küçük 3. Bir sanatçımız şöyle diyor: “Dergiler, edebiyatın yeral-
mutluluklar Türk şiirine Garip döneminde bir uğrayıp tı haritasıdır.” Nitekim bu dergilerde ilk ürünleri yayım-
geçmiştir, diyebiliriz. Biraz Ziya Osman, çok az Cahit lanan genç şairlerin çoğu, bir süre sonra çalışmalarını
Sıtkı… Onun dışında “Hüzün ki en çok yakışandır bi- kitaplaştırarak şairliklerinin ilk kilometre taşlarını ko-
ze.” anlayışı egemendir. Cemal Süreya’nın, Garip- yarlar.
çilerin izine basarak yürüdüğü kimi şiirlerinde de bu
anlayışın yansımalarını görürüz. Ne var ki onun şiirle- Bu parçada geçen “edebiyatın yeraltı haritası olma”
rinde genel olarak ince bir hüzün söz konusudur. sözüyle, dergilerin hangi özelliği belirtilmek isten-
miştir?
Bu parçada geçen “izine basarak yürüme” sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarları, yeni yazınsal türlere yönlendirme
C) Yenilerini eskilerinden ayırabilmek A) İyi şiirler, şairlerinden zengin bir birikim ister.
5. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraç 7. (I) Yaşadığı dönemin şiir anlayışından uzaklaşarak
içindeki sözün anlamını içermemektedir? uçlarda dolaşan, alışılmadık bağdaştırmaları ve imge-
leriyle zaman zaman, bilinen söylemin dışına taşan
şair, sürekli yenilikler peşinde koşmuştur. (II) Karşı-
A) Öykünüzü, yaşamın akışını düşündüren bir do- laştığı insanlık durumlarına yeni duygu ve anlamlar
ğallıkla yazın, bunu yapabilecek güçlü bir kalemi- yükleyerek onları yeniden yazmıştır. (III) Şiirlerini
niz var. (yazarlık yeteneği olmak) oluştururken boş alanlar bırakmış, uzun dizeleri kır-
mıştır. (IV) Şiirde bir yenilik gerçekleştirmek için dilin
yerleşik söz değerlerini olduğu gibi kullanmaktan ka-
B) Öykünüzdeki bilinmeyenlerden kurtulmak için öy- çınmış, dili yeniden kurmaya yönelmiştir. (V) Şiirle-
küdeki kadının kim olduğunu, nasıl bir yaşam rinin çoğunda, çok anlamlı sözcükler kullanarak deği-
sürdüğünü, ne iş yaptığını görünür kılın. (belir- şik çağrışımlar uyandırmıştır.
ginlik kazandırmak)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi,
C) Sizin yaptığınız gibi, bir dönemi küçük bir öyküye
sözü edilen şairin şiirlerinin içeriğiyle ilgilidir?
sığdırmak herkesin üstesinden gelebileceği bir iş
değildir. (zorluğu yenmek)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışı- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangile-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? ri anlamca birbirine en yakındır?
9. (I) Berna Moran’ın deyişiyle “huzursuzluğun romanı”, 11. Şairler arasında öteden beri süregelen açık ya da giz-
Fethi Naci’ye göre de “Türkçenin en güzel aşk roma- li bir yarış vardır. Oysa aynı gözeden su içen, aynı
nı” olan Huzur’un yayımlanışının üzerinden yaklaşık güneş altında ısınan, aynı ağacın gölgesinde oturan
elli yıl geçti. (II) Bu romanda olaylar, bir ağustos günü insanlardır onlar. Birbirlerine, sanıldığından daha çok
başlar ve radyodan İkinci Dünya Savaşı’nın başladı- ihtiyaçları vardır. Ölmüş şairlerle, onların anıları üze-
ğını haber veren bir anonsla biter. (III) Her ne kadar rinde yaşatılan dostluklar da dâhildir buna. ----? Kıs-
ilk bakışta aşk romanı gibi görünse de günahın ve ka- kanmalar, görmezden gelmeler, kara çalmalar… Neyi
vuşmanın değil, Doğu’yla Batı’nın, huzursuzluğun, paylaşamazlar? Herkesin kabı kendine göredir, ala-
zaman ve müziğin romanı olarak kabul edilir. (IV) Hu- cağı su miktarı bellidir oysa. Paylaşmanın, el ele ve-
zur, hiçbir zaman Madam Bovary’nin yarattığı etkiye rerek yaratacakları eleştiri ortamının sağlayacağı ya-
benzer bir etki yaratmamıştır. (V) Madam Bovary gibi rarlar üstünde durmak ve bunu geliştirmek varken ne-
can sıkıcı taşranın romanı değildir Huzur; tam tersine dir bu yok edici yarış?
çok eski, çok köklü bir kentin, İstanbul’un, Boğazi-
çi’nin romanıdır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de değerlendirme söz konusu değildir? A) Şairler arasındaki bütün bu çatışmalar gerçekte
şiirimizin tematik haritasını daraltır mı
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
B) Bunu bilmelerine karşın nedir bu sevgisizlik şair-
ler arasında
C) Öyleyse neden şiirin kolaya kaçma sanatı olduğu
izlenimi yaratılıyor
D) Şairler, birbirlerini değerlendirirken şiirsel ölçütler
kullanırlar mı
10. (I) Günümüzde, yeni yetişen genç yazarlar kendinden E) Oysa her şair, şiirini kendi yaşam serüveninden
öncekileri tanımadıkları, okumadıkları için bir eksiklik çıkarmaz mı
duymuyor sanki. (II) Bunlar deneyimli, usta yazarların
önünde yaprak gibi titremiyor artık, kendine çok güve-
niyor. (III) Bununla birlikte yapıtları ilgiyle karşılanan,
geniş okur kitlelerine seslenen sanatçının çok iyi ya-
zar olduğu yanılgısına düşüyor. (IV) Yeni kuşağın “Ne
olacaksa çabucak olsun.” düşüncesinden doğan bu
gözü kara yarış, bence oldukça tehlikeli. (V) Çünkü
bu, bireyciliğin, “ben ben”ciliğin egemenliği anlamına
gelir.
12. Sokrates’ten önceki ilk Batılı filozoflar, geçmişten iki 13. Türküler, şiirler iç dünyamızın sesi olarak yazılmış ol-
büyük kopuşu aynı anda gerçekleştirdiler. İlk önce, salar da bizden çıktıkları anda topluma mal olmuştur
kendi akıllarını kullanarak dünyayı anlamaya çalıştı- artık. Yalnız topluma mal olmakla kalsa iyi. Yerelden
lar. Bu tek başına, tümüyle yeni bir şeydi ve insanın ulusala, ulusaldan evrensele bir değişme ve gelişme
gelişmesinde en önemli köşe taşlarından birini oluş- çizgisi izleyerek bütün insanlığın ortak değeri hâline
turdu. Aynı zamanda insanlara, akıllarını nasıl kulla- gelir. Örneğin Yunus Emre’nin şiirlerinde yansıtılan
nacaklarını ve kendi başlarına nasıl düşüneceklerini duygular salt bize mi özgüdür? Neruda, yalnızca Şi-
de öğrettiler. ----. Onlar bilgi birikimlerini olduğu gibi li’nin acılarını yansıtmıştır, deyip dışlayabilir miyiz onu?
öğrencilerine aktarmak yerine, onları tartışmaya, Acısı acımız olmuştur, halkı da halkımız. Kısaca ----.
düşünce alışverişinde bulunmaya, kendi düşüncele-
rini ileri sürmeye ve savlarını kanıtlamaya özendiren Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
öğretmenlerdi. aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
14. Gerek edebiyat dergilerinde gerekse gazetelerin sa- 15. Yayınevlerinin tercihi her zaman romandan yana ol-
nat-edebiyat sayfalarında yer alan söyleşilerde, ne- muştur. Yalnız bizde değil, dünyada da böyle. Öykü-
dense hep aynı konular konuşuluyor ve bundan bir ler ise daha çok dergilerde varlıklarını sürdürüyor.
türlü vazgeçilmiyor. Bir yazarın yeni bir romanı mı Öykü kitabı yayımlamakta direnen genç yeteneklere
çıkmış, sorusu hemen hazır: “Bu yapıtınızı yazarken olanak sağlayan yayınevleri - neyse ki - var. Şu da bir
neyi amaçladınız?” ya da “Yapıtınız yaşadıklarınız- gerçek ki beş altı yıldır durağan bir ortamda kendini
dan izler taşıyor mu?” Cevaplar da üç aşağı beş yu- yineliyor öykü ama yenileyemiyor. Bu nereye kadar
karı aynı düşünceler etrafında dönüyor. Peki neden sürer, kestirmek güç; ardından bir yükselişin, belki de
bu sınırlılık? Bence bu, yazardan değil, soruyu so- sıçramanın yaşanacağı kesin.
randan kaynaklanıyor. Çünkü söyleşilerde asıl yön-
lendirici, soruyu sorandır. Bu nedenle sanatçının dü- Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
şünce üreterek sanatını geliştirmesinde ve yapıtları- olarak söylenmiş olabilir?
nın değerlendirilmesinde ona sorulacak soruların
önemli bir payı vardır. ----.
A) Yayınevleri öykü seçiminde hangi ölçütlere bağlı
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre kalıyor?
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
B) Roman türündeki kalıplaşmaya gidiş konusunda
ne düşünüyorsunuz?
A) Bütün bunlara bakarak eleştirel yaklaşımın ne
C) Öykücülerin soyut konulara ağırlık verişini neye
denli önemli olduğunu söylemek hiç de yanlış ol-
bağlıyorsunuz?
maz
D) Türk edebiyatında romanın yükselişi karşısında
B) Bu sorun bence temelde birbirini izleyen aynı öykünün konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
nitelikteki durumların art arda sıralanmasından
doğuyor E) Genç yazarları öykü yazmaya yönlendirmek için
neler yapılabilir?
C) Hangi yazara sorarsanız sorun, hepsi kendine
özgü yazma yöntemlerinin olduğunu söyleyecek-
tir
D) Üstelik yapıtın niteliğini yazarın donanımı belirler
ve bunun üzerine söylenebilecek çok söz vardır 16. Modayı sevmem. Örneğin herkesin aynı anda, aynı
şeyleri giymesi, bana nedense ters gelir. Benim pus-
lu, gözlerden uzak ve reklamı çok yapılmamış olan
E) Kısaca hem eleştirmenlerin hem de sanatçılarla hoşuma gider her zaman. Çünkü yönlendirilmeyi de-
söyleşi yapanların, her düzeyden insanın ilgisini ğil, özgürce keşfetmeyi severim. Bilinçaltıma baskı
çekecek nitelikte sorular sorması gerekiyor yapılmasını istemem.
17. Ödüller, genç bir şairin adının altı fosforlu bir kalemle 19. İnsanlar, toplu hâlde yaşama gereksinimi duyarlar.
çizilerek şiirlerinin tanınmasına olanak sağlıyorsa az Bunun için herkesin üzerinde anlaştığı, gittikçe yay-
şey mi bu? Ya da usta bir şairin, şiire verdiği emeğin gınlaşan ortak bir değerler sistemi gerekir. İşte ahlak,
ödülle taçlandırılmasının ne sakıncası olabilir ki? Üs- bu türden bir değerler sistemidir. Toplumda çekişen
telik şiir kitaplarının hemen hemen hiç satılmadığı, ve çatışan tarafların hiçbir ortak yanı kalmadığı du-
dolayısıyla kitapçıların, bu kitapları raflarına koymaya rumlarda bile birleştirici bir güç durumundadır. Ör-
yanaşmadığı ve dağıtımcıların, “şiir” sözcüğünü duy- neğin, dürüstlüğü değil de yalancılığı ya da sahte-
duğunda yüzlerini buruşturduğu günümüzde… Şiirin kârlığı kimse öneremiyor. Sadakat yerine ihanet, ada-
bu konumuna gönlü razı olmayan şairlerin verdiği let yerine haksızlık değerli gösterilemiyor. Çünkü ah-
emekleri, bütün şiirseverlerin takdirle karşılaması ge- lak, bir insan topluluğunun, üzerinde birleştiği ortak
rektiği kanısındayım. paydayı oluşturuyor.
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden ya- Bu parçadan ahlakla ilgili olarak aşağıdakilerin
kınmaktadır? hangisi çıkarılabilir?
A) Ödüllere karşı çıkılmasından A) İlkelerinin kişiden kişiye değişen, göreceli bir ni-
telik taşıdığı
B) Ödüllerin gelişigüzel dağıtılmasından B) Davranışları ve ilişkileri düzenleyen ana kurallar
olduğu
C) Günümüzde değer yargılarının değişmesinden C) Toplumdan topluma farklı özellikler taşıdığı
D) Genç şairlerin ödül alınca ustalaştıklarına inan- D) Yasaların öngördüğü yaptırımları içerdiği
malarından
E) Sanatçıların, yaratılarını oluştururken gerekli E) Kişileri değerlendirmede ayırıcı bir ölçüt olduğu
özeni göstermeyişlerinden
20. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından bu yana nostalji, 21. Bir zamanlar edebiyatın gücüne, bir şeyleri değiştire-
başka bir deyişle eskiye duyulan özlem gittikçe yay- bileceğine inanırdım. Benim için edebiyat, yaşam bo-
gınlaşıyor. Bu, bir bakıma insanların yaşamlarından yu temiz kalmanın, vicdani ve ahlaki çürümeye karşı
giderek daha fazla yakındıklarının bir göstergesi. Ar- durmanın göstergelerinden biriydi. Yıllarım, bu inan-
tık her kuşak yaşamın daha az mekanik, doğallığın cın etkisiyle gelişen bir tutkunun peşinden koşmakla
daha yaygın olduğu bir dönemi özlüyor. Bu özlem hiç geçti. Ama artık kabul edelim, bugünün insanı sözün
bitmeyecek gibi görünüyor. Çünkü teknolojik geliş- değerini bilmiyor. Okumayı sevdiğini söylüyor ama iyi
meler yaşamı kolaylaştırdığı ölçüde daraltıyor da. Bu romanlardan, öykülerden, gerçek şiirden habersiz.
yüzden günümüz insanı gözlerini geçmişe çeviriyor. Ömrünü edebiyata vermiş, köşesinde sessiz sessiz
Söz gelimi eski trenler böyle miydi, diye başlıyor, in- yaşayan gerçek yazarlara sırtını dönmüş. Yalnızca,
sanların atlı arabalarla yolculuk ettikleri günlere kadar yapıtları çok sattığı için kimi yazarların önünde uzun
gidiyor. kuyruklar oluştururken edebiyatın insanı çağırdığı o
gerçek dünyayı aşındırdığının farkında bile değil. Pe-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? ki, o zaman edebiyat ne işe yarıyor? Söylemesi zor
ama edebiyat bugün, yaratıları ilgi görmeyen üç beş
A) kişinin sığındığı, kuşatılmış bir kale.
İçinde bulunduğumuz koşulların geçmişi güzel-
leştiren çağrışımlar yarattığı Aşağıdakilerden hangisi edebiyatla ilgili olarak bu
B) İnsanlar arasındaki içtenlikli ilişkilerin yitip gittiği parçada yakınılan durumlardan biri değildir?
22. Çocukluğumuzda kaç kez duyduk kim bilir: “Çok oku- 23. Benim ansiklopediyle tanışmam, ortaokulda ödev
yan mı bilir, çok gezen mi?” Cevaptan çok, sorunun yapmak için kütüphaneye gittiğim günlere rastlar. Bir
kendisi önemliydi sanki. Ortada derin bir ikilem var- ansiklopediye sahip olmak o yıllarda, hayal edilemez
mış gibi ciddiyetle yöneltilirdi soru. Her seferinde bir şeydi. O, ancak bir kütüphanede bulunur ve belli
“Çok okuyan!” dememiz beklenirdi. Galiba ilköğ- bir süreliğine alınıp bakılabilir, dokunulabilir bir nes-
retimdeki öğretmenlerimiz, okuma sevgimizi böyle ar- neydi. Kocaman cüssesiyle bir ansiklopediyi kucakla-
tırmaya çalışırdı. Çok okumakla çok gezmek asla yan mak, sayfalarını karıştırmak, bir maddeyi arayıp bul-
yana gelemezmiş gibi… Bense okumayı da gezmeyi mak, başka bir gezegene inmek ve orada keşiflerde
de tutkuyla seven biri olarak ikiye bölünürdüm. Hiçbir bulunmaktan farksızdı. Ne yazık ki şimdiki çocuklar
zaman ısınamadım bu yapay ikileme, okumanın da ansiklopedi bile karıştırmıyorlar. O büyülü dünyadan,
içten içe bir seyahat olduğuna inandığımdan, her ki- o heyecandan habersiz yaşıyorlar. Öğretmenler ödev
tabın bizi başka bir yolculuğa çıkardığını düşündü- verirken “İnternetten bulun.” diyorlar. Onlar da hiçbir
ğümden. Okuyarak gezmek, her kitabı başlı başına çaba göstermeden İnternetten buldukları bilgiyi kop-
bir serüven sayarak bir başka ortama, bir başka ya- yalıyor; okuyup değerlendirmeden, hiçbir şey öğren-
şama uzanan bir yolculuk yapmak mümkündür çün- meden götürüp veriyorlar.
kü. Gezerken de her insanı ve her hayatı bir kitap gibi
düşünerek dünyayı okumak da mümkün. Okumak ve Bu parçada belirtilenler arasında aşağıdakilerden
gezmek aslında o kadar iç içe ki… hangisi yoktur?
24. Hemen hepimiz yazılarımızda, yerli yersiz alıntılar 25. Bazı sanatçılar, yaratıcılıklarını kamçılayan büyülü
yapmaktan, özellikle sözü, alçak gönüllülükle yabancı I
ozanlara, çağdaş düşünürlere bırakmaktan fazlasıyla
hoşlanıyoruz. Kimi zaman bunu öyle abartıyoruz ki anları “beyaz an” diye adlandırırmış. Yakalandığı
yazar olarak konuyla ilgili ne düşündüğümüz anlaşıl- II
mıyor. Ayrıca aynı alıntıların değişik yazarlarca da
kullanıldığını görüyoruz. Böylece tekrarın tekrarı bir sırada “Sonra devam ederim.” diyerek asla kesinti-
okuma, zaman kaybına, okuma ediminin yavanlaş- III
masına yol açıyor. Bu nedenle kendi özgün düşünce-
mizi dayanaklarıyla işlemeliyiz yazılarımızda. Yüzey- ye uğratılmaması, ertelenmemesi gerekirmiş bu
sellikten olabildiğince kaçınmalıyız. Kendi düşüncele-
rimizin de örneğin bir Valéry’ninki, Deleuze’ünki kadar
anın. Çünkü dönüp bakıldığında yerinde bulunama-
önemli olduğuna inanarak bir öz güven geliştirmeliyiz.
IV
Bu parçada alıntıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
yabilirmiş. Tükeninceye değin hakkının verilmesi
hangisine değinilmemiştir?
A) Yazılarda kullanılırken aslına bağlı kalınmadığına gerekirmiş, her zaman karşılaşılamayan bu beyaz
V
B) Belirli örneklere sık sık başvurulduğuna anların.
26. (I) Rengi uçmuş, sıradan yaşamımızda kendimize bir 28. (I) Yatılı olarak okuduğum ortaokul yıllarında, yaz ta-
ziyafet çekmek istediğimiz zaman kitapların kapağını tillerinde Kozlu’ya, ailemin yanına özlemle dönerdim.
aralarız. (II) Büyük bir açlıkla sayfaları çeviririz. (II) O yaşlarda evden yedi-sekiz ay uzakta kalmak ko-
(III) Gözlerimiz sözcükleri iştahla birer birer yerken lay değildi. (III) Arkadaşlarımı, okulumu çok seviyor-
zamandan ve mekândan kopuveririz. (IV) Başka in- dum, bugün de süren dostlukların temeli o yıllarda
sanların, başka diyarların görünmez konukları oluve- atılmıştı ama aile özlemi bir başka şeydi. (IV) Evimiz,
ririz. (V) Bu deneyimin ardından yaşadığımız ana geri denizin hemen kıyısındaki bir tepenin yamacındaydı.
döndüğümüzde ise ruhumuzda kopan fırtınalar ya (V) Dalga sesleri odamda sürekli yankılanırdı ve ben
şiddetlenir ya da dinginleşir ama her zaman bir şeyler doyamadığım o denizi, dalgaları büyük bir hazla izler-
değişir içimizde. dim. (VI) Hâlâ Kozlu’yu, o evi ve o dalga seslerini, öz-
lemin içimi sızlatan acısıyla anımsarım.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-
rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de ögelerin dizilişi “zarf tümleci, nesne, zarf tümleci
A) I. cümlede, nesne, belirtili isim tamlamasından ve yüklem” biçimindedir?
oluşmuştur.
A) I. B) II. C) III. D) V. E) VI.
B) II. cümlede, durum zarfı kullanılmıştır.
B) Ünlü düşmesi
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden
hangisi yanlıştır? C) Sürerlik fiili
30. Bir uğultu başlıyor söz dağarcığımda, sözcükler 32. Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Medet Köyü’nde ya-
Bu cümledeki altı çizili sözcüklerin hangisinde tanır. Usta derme çatma köy evinde yumurta kabu-
ünsüz benzeşmesi vardır?
33. Eğer o şiirler, o romanlar, o öyküler, o tiyatro yapıtları 35. (I) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz; onlar, metinlerde
olmasaydı, söylemek bile fazla, duygularımız daha az geçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın büyüsün-
bilinecek, bilgilerimiz daha az olacaktı. Çünkü ede- den çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denen
biyat, daha iyi duymamızı, daha iyi düşünmemizi sağ- bir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (III) Çünkü
lar. Daha doğru, daha insanca yaşamamıza yardımcı “olay” onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim,
olur. çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup getirmeme,
okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiir-
Bu parçada, virgülün işlevleriyle ilgili olarak aşa- lerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz.
ğıda verilenlerden hangisine uygun bir örnek (V) Bu da bize, Borges’in de dediği gibi, şiirin
yoktur? öğretilemeyecek ama duyumsatılabilecek bir tür oldu-
ğunu gösteriyor.
A) Ara sözleri ayırma Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
B) Sıralı cümleleri birbirinden ayırma
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
C) Özel olarak vurgulanması gereken bir ögeyi be-
lirtme
D) Tırnak içinde verilmeyen aktarma cümlelerini be-
lirtme
E) Art arda sıralanan eş görevli sözcük kümelerini
ayırma
36. (I) Editör, bir yayınevinin olmazsa olmazlarındandır.
(II) Yayımlanacak bir yapıtı düzenlemek, yayıma ha-
zırlamak ve yayımlamak gibi birçok işi ve işlevi var.
(III) Yazarın ve eserinin seçilmesinden, nasıl yayımla-
nacağına değin yayımlama işinin bütün aşamalarını
34. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bo- kapsayan zorlu bir iştir bu. (IV) Günümüzde editörlük,
zukluğu vardır? yayıncılık alanında kurumsallaşamamış işlerden.
(V) Yazarların çoğu, editörün yaptığı işi küçümseyip
onu yalnızca bir düzeltmen olarak algılıyor. (VI) Bu
A) Diplomalarını alacak öğrenciler salona sırayla gi- yüzden de editörlüğü böyle algılayan birçok yazarın
riş yaptılar. yayımlanan kitaplarında yanlışlardan geçilmiyor.
B) Müjdeyi vermek için mutfağa, annesinin yanına
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa-
heyecanla koştu.
ragraf hangi cümleyle başlar?
C) Konuşmasına başlamadan önce dinleyicilere
şöyle bir baktı. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
D) Eski öğrencilerin de katıldığı büyük bir toplantı
düzenlediler.
E) Yarıyıl tatilinde yapılacak olan Amasra gezisi er-
telendi.
37. (I) İnsan ilişkilerinin öneminin yeterince kavranmamış 39. Yazınsal yaratıcılığın gizi, ana dilde, ana dilin söz de-
olması, çocuk gelişimiyle ilgili birtakım sorunları da ğerlerindedir. Buna erişmesi, yazarın, ozanın önce-
beraberinde getirdi. (II) Söz gelimi günümüzde, kendi likle ana dilini, onun söz değerlerini sevmesine bağlı-
kendine oyun kuramadığı için üretken olamayan, edil- dır. Bu sevgiden yoksunsa kişi, gerçek anlamda yara-
gen, çevreye karşı ilgisiz, evlere hapsolmuş çocuklar tıcı olamaz. Büyük bir ozan da yaratıcılığın dilde, söz-
yetişiyor. (III) Bunların hayal güçleri, erken yaşta ta- cüklerde olduğunu söylüyor. Şöyle diyor sözcükler
nıştıkları ve hayatlarının doğal bir parçası olan tele- için: “Onların önünde ben diz çökerim, bana kalk de-
vizyonla ve bilgisayar oyunlarıyla sınırlanmış durum- yinceye değin kıpırdamam. Kısaca, değer veririm on-
da. (IV) Televizyondaki reklamlar çocukları ticari birer lara, arkalarından giderim sözcüklerin, izlerim onları.
araç olarak görüyor. (V) Kaba kuvveti ve silah kullan- İşte ben böylesine severim sözcükleri.”
mayı özendiren, sanat değeri düşük filmler ve kimi
yayınlar yüzünden özellikle çocuklar, çeşitli psikolojik Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
sorunlarla yüz yüze geliyorlar. (VI) den hangisi söylenemez?
E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
1. Bu testte sırasıyla, Tarih (1–17), Coğrafya (18–31), Felsefe (32–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Sosyal Bilimler Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
D) I ve II E) I, II ve III
5. XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti, iltizam usulünde yap- 7. Aşağıdakilerden hangisinin Osmanlı Devleti’nde
tığı değişiklikle yüklü bir peşin ödemeyi de öngören yerli tüccar kesiminin güçlenmesini engellediği
malikâne usulünü getirmiştir. Buna göre mukaatalar savunulamaz?
mültezimlere daha önceki gibi üç yıllık sürelerle değil,
sürekli olarak ihale edilmeye başlanmıştır. A) Yabancılara kapitülasyonlarla ayrıcalıklar tanın-
ması
Yapılan bu değişiklikle güdülen amaç aşağıdaki-
lerden hangisidir? B) Üretimin tarıma dayalı olması
A) Yeniçeri Ocağının kaldırılmasına ortam hazır- C) Osmanlı deniz taşımacılığının yetersiz olması
lamak
B) Tek hazine sisteminden çoklu hazine sistemine D) Osmanlı sanayisinin rekabet gücünü giderek yi-
geçmek tirmesi
C) Hazineye daha fazla gelir sağlamak E) İpek ve Baharat yollarının önemini kaybetmesi
D) İşgaller karşısında halkın desteğini almak Onur, yukarıdaki azınlıklardan hangilerini söyle-
seydi Ahmet’e doğru bilgi vermiş olurdu?
E) Mebuslar Meclisini kapatmak
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
13. Sakarya Savaşı kazanılmasına karşın Yunan or- 15. Hindistan’daki bir tarikatın lideri olan Ağa Han ile İn-
dusunu kesin yenilgiye uğratan Başkomutan giltere Kralı’nın özel danışmanı Hintli Emir Ali, Baş-
Meydan Savaşı’nın yaklaşık bir yıl sonra yapılma- bakan İsmet Paşa’ya bir mektup yollayarak halifelik
sına aşağıdakilerden hangisinin neden olduğu sa- kurumuna dokunulmamasını rica etmişlerdir.
vunulabilir?
Bu durumun, halifelikle ilgili olarak
A) Doğu Cephesi’nde fiili mücadelenin sona erme- I. bu kurumun, tüm Müslümanlar üzerinde siyasal
sinin beklenmesi gücünün olduğu,
B) Ayaklanan Çerkez Ethem birliklerinin dağıtılması II. yabancıların, bu kurumu Türkiye’nin içişlerine
müdahale amacıyla kullanmak istedikleri,
C) İtalyanların birliklerini Anadolu’dan çekmeye baş- III. bu kurumun varlığının ülkede tartışma konusu
laması olduğu
D) Türk ordusunun eksiklerinin tamamlanması durumlarından hangilerine kanıt olduğu savunu-
labilir?
E) Ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için Tekâlif-i
Milliye Emirlerinin çıkarılması A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
C) Devletçilik D) Laiklik
E) Cumhuriyetçilik
17. Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti sadece iki şeye güve- 19. Türkiye’de, enerji tasarrufu sağlamak amacıyla yaz ve
nir. Biri millet kararı, diğeri en elim ve güç şartlar için- kış saati uygulanmaktadır. Bu uygulama kapsamında
de dünyanın takdirlerine hakkıyla layık olan ordumu- yılın yaklaşık beş aylık döneminde 30º Doğu meridye-
zun kahramanlığı; bu iki şeye güvenir.” demiştir. ninin, diğer dönemde ise 45º Doğu meridyeninin yerel
saati ulusal saat olarak kullanılmaktadır.
Atatürk’ün, bu sözüyle millî gücün
Buna göre, 45º Doğu meridyeninin yerel saatinin
I. siyasi, ulusal saat olarak kullanıldığı dönemde, Türkiye’ de,
aşağıdakilerden hangisi yaşanmaz?
II. askerî,
D) I ve II E) II ve III E) En sıcak ay
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
Aşağıdakilerden hangisi yapılırsa bu hata gideril-
miş olur?
21. Aşağıdaki haritada beş farklı doğrultu numaralarla 23. Orografik yağışlar, denizden gelen nemli hava kütle-
gösterilmiştir. lerinin kıyı çizgisine paralel uzanan dağ sıralarına
çarparak yükselmesi sonucu meydana gelir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Buna göre, bu tatil beldesinin aşağıdakilerden D) Karbon ve Perm dönemlerinde, bu kıtalarda daha
hangisinde yer alması beklenir? ılıman bir iklimin olduğunu
A) Datça Yarımadası’nda
E) Bu kıtalardaki yer şekillerinin, Karbon ve Perm
B) Gelibolu Yarımadası’nda dönemlerindekiyle aynı olduğunu
C) Bolu Dağları’nda
D) Çukurova’da
E) Çandarlı Körfezi’nde
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
28. Aşağıdaki grafikte, 1750-2000 yılları arasında Avrupa 30. I. Siyasi bölgeler zamanla işlevini yitirebilir.
ve Afrika kıtalarının nüfusu gösterilmiştir.
II. Siyasi bölgeyi oluşturan ülkelerde dil, din ve ırk
birliği vardır.
A) I ve III B) II ve IV C) III ve V
D) I, II ve V E) I, III ve IV
A) 1750-1900 yılları arasında Afrika’dan kıta dışına 31. Aşağıdakilerden hangisi, insanın doğaya olan et-
yoğun göç olmuştur. kisine örnek gösterilemez?
B) Üniversite kurulması
32. Zekânın ve bilgeliğin ölçütünün zenginlik olduğunu 34. Nesnenin bilgisinin söz konusu olabilmesi için önce
düşünen kişiler, Thales’le yoksul olduğu için alay nesnenin var olması gerekir. Örneğin ağacın ne oldu-
ederler. O da bunun üzerine zeytinin az olduğu o yıl, ğundan, türlerinden, yararlarından söz edebilmek için
elindeki bütün parayla, ihtiyaç olmadığı için ucuzlamış öncelikle “ağaç” denilen bir şey var olmalıdır.
olan ve zeytinyağı üretiminde kullanılan tüm presleri
satın alır. Sonraki hasat mevsimi geldiğinde ihtiyacı Bu parça aşağıdaki yargılardan hangisini destek-
olanlara bu presleri kendi belirlediği fiyattan kiralayarak ler?
çok para kazanır.
36. Filler neden büyük, gri ve kırışıktır? Çünkü ufak, beyaz 38. Nasrettin Hoca bir gün oğluyla birlikte şehre gitmek
ve yuvarlak olsalardı aspirin olurlardı. Ufak bir fil hayal üzere yola çıkar. Şehre birçok köyün içinden geçilerek
ederek ona “ufak bir fil” diyebiliriz. Beyaz bir fil hayal gidilmektedir. Hoca eşeğin üzerinde, oğlu da yürüyerek
ederek ona “beyaz bir fil” diyebiliriz. Kırışıksız bir fil de onu takip eder. İlk köyden geçerken köylüler “Koskoca
“kırışıksız bir fil” olur. Başka bir deyişle büyüklük, grilik adam eşeğe binmiş, küçücük çocuğu yürütmeye utan-
ve kırışıklılık, Aristoteles’in bir fili fil yapan şeyin ne mıyor!” diye kınarlar. Sonraki köyden geçerken Hoca
olduğunu tanımlama sınavını geçemez. Çünkü aspirin yürür, oğlu da eşeğin üzerindedir. Oradaki köylüler de
gibi ufak, beyaz ve yuvarlak bir şey bir fil olamaz ve “Görüyor musun saygısız çocuğu, koca adamı yürütü-
böyle bir nesneyle karşılaştığımızda aklımıza “Hey, yor.” derler. Üçüncü köyde Hoca ve çocuk eşeğe birlikte
ağzına attığın bir aspirin mi yoksa alışılmamış türden bir biner, bu kez de eşeğe acımıyorlar diye suçlanırlar.
fil mi?” diye sormak gelmez. Dördüncü köyde çocuk da Hoca da yürür, kınanmaktan
nasiplerini alırlar. Beşinci köyde Hoca ve oğlu eşeği
Bu parçada varlıkla ilgili aşağıda verilenlerden birlikte taşımalarına karşın kınanma durumu değişmez.
hangisi sorgulanmaktadır?
Bu parça ahlak felsefesinin temel problemlerinden
A) Ana maddenin neliği hangisinin soruşturulmasında örnek verilebilir?
E) Zorunlu varlık/mümkün varlık ayrımı C) Ahlakta her zaman iyi niyet yeterli midir?
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Temel Matematik Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 6 B) 2 C) 0 D) E)
2.
D) 1006 E) 1008
A) 4 B) 8 C) 9 D) 15 E) 16
8.
6.
A) 3 B) 4 C) 6 D) 8 E) 9
olduğuna göre, aşağıdaki sıralamalardan hangisi
doğrudur?
A) B) C)
D) E)
9.
A) B) C) 1 D) 2 E) 4
A) 9 B) 11 C) 12 D) 13 E) 15
A) x B) C)
D) E)
A) 8 B) 9 C) 10 D) 12 E) 15
olduğuna göre, ifadesinin değeri kaçtır?
A) B) C) 0 D) 1 E) 4
15.
a bir pozitif tam sayı ve ’tir. p bir asal sayı
olduğuna göre,
16. n bir pozitif tam sayı olmak üzere, n’yi kalansız bölen 19. Rasyonel sayılar kümesinde bildiğimiz toplama ve
pozitif tam sayıların kümesi S(n) ile gösteriliyor. çarpma işlemleri tanımlanıyor.
Buna göre, kesişim kümesinin ele- Buna göre, aşağıdakilerden hangisinin hem top-
man sayısı kaçtır? lama hem de çarpma işlemine göre tersi bir tam
sayıdır?
A) 4 B) 5 C) 6 D) 8 E) 9
A) B) C) 0
D) 2 E)
fonksiyonları veriliyor.
18.
A) B) C)
önermeleri veriliyor. D) E)
A) B) C)
21. Gerçel sayılar kümesinde tanımlı
D) E) I.
II.
III.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) I, II ve III
22. Bir işi 5 kadın işçi 20 günde, 5 erkek işçi ise 30 günde 24. Bir fabrikada üretilen iş makinelerinin sayısı gün so-
bitiriyor. nunda kayıt altına alınıyor. Tutulan kayıtlar o günle
birlikte o günden önce üretilmiş olan iş makinelerinin
toplam sayısıdır. Beş iş gününde tutulan kayıtlar aşa-
Buna göre, 2 kadın ve 2 erkek işçi aynı işi birlikte
ğıda verilmiştir.
kaç günde bitirir?
Pazartesi ve öncesi : 20
A) 20 B) 30 C) 40 D) 45 E) 50
Salı ve öncesi: x
Çarşamba ve öncesi: 90
Perşembe ve öncesi: 140
Cuma ve öncesi: y
A) 10 B) 11 C) 12 D) 13 E) 14
25. Bir yatırımcı, hesabındaki z TL’nin bir kısmıyla altın,
kalan kısmıyla da döviz alıyor. Yatırımcı bir süre son-
ra altınlarını % 20 kâr elde ederek x TL’ye, dövizlerini
ise % 20 zarar ederek y TL’ye satıyor.
A) B)
C) D)
E)
26. Beş öğrencinin aday olduğu sınıf başkanlığı seçimin- 29. Ali, ağzına kadar suyla dolu olan bir şişedeki suyun
de adayların aldıkları oy sayıları olan A, B, C, D, E yarısını elde etmek istiyor. Bunun için aynı şişeden
arasında boş bir tane alıyor ve şişelerdeki su yükseklikleri eşit
olana kadar dolu şişeden diğerine su aktarıyor.
Suyun yarısını elde etmek için yaptığı üç farklı dene-
eşitliği vardır. me aşağıda gösterilmiştir.
Seçim sonucu dairesel grafikte gösterildiğinde
C tane oy alan adaya ait daire diliminin merkez
açısı kaç derece olur?
A) 45 B) 60 C) 90 D) 120 E) 180
A) 5 B) 4 C) 3 D) 2 E) 1
31. Bir depoda bulunan portakal ve mandalinaların mik- 34. ABC bir ikizkenar
tarı toplam 50 tondur. Portakalların % 7’si, manda- üçgen
linaların ise % 8’i çürümüştür. Çürüyen portakal ve
mandalina miktarı toplam 3,8 tondur.
32.
Bir otobüse 3 kadın binerse yolcuların ’ü kadın
’ü erkek olacaktı.
A) 21 B) 24 C) 28 D) 30 E) 32 35.
ABC bir üçgen
A) B) C) D) E)
37. 39.
Buna göre, taralı bölgenin alanı a, b ve c türünden y eksenine göre simetriği alınıyor ve A ile , B ile ,
aşağıdakilerin hangisine eşittir? C ile simetrik nokta çiftleri olacak şekilde
üçgeni elde ediliyor. Elde edilen bu üçgen de
A) B) C)
D) E)
A) B) C) D) E)
1. Bu testte sırasıyla, Fizik (1–14), Kimya (15–27), Biyoloji (28–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Fen Bilimleri Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 1 B) C) D) E)
2.
D) N’de E) P’de
4. 5.
A) 1 B) C) 2 D) E)
6. 7.
A)
(Bu işlemler sırasında sıvıların sıcaklıkları değişme-
mektedir.)
B)
C) A) B) 1 C) D) E) 2
D)
E)
8. 10.
A) K L
11. 12.
oranı kaçtır? A) B) C)
D) E)
A) B) C) 1 D) E)
13.
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
18. Uçucu olmayan bir X katısı 100 gram suda en fazla, 20. bileşiğiyle ilgili bazı bilgiler şöyledir:
’de 17 gram,
bileşiğinin 0,1 molü 12 gramdır.
’de 27 gram,
Bileşikteki X, Y, Z atomlarının kütlece birleşme
’de 39 gram oranları (X:Y:Z) sırasıyla 3:4:8’dir.
D) 21. Atom kuramına göre, baş kuantum sayısı (n) ile ilgili
’de 20 gram X katısının 100 gram suda
aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
E) ’de 30 gram X katısının 100 gram suda A) Baş kuantum sayısı, temel enerji düzeyini belirtir
ve sıfırdan büyük tam sayıdır.
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
D) Stronsiyum karbonat
22. Periyodik çizelgeyle ilgili aşağıdaki ifadelerden 23. X, Y, Z elementleriyle ilgili bilgiler şöyledir:
hangisi yanlıştır?
X’in, iyonunun elektron dağılımı ile
A) IA grubu elementlerinin elektron dağılımındaki bitmektedir.
son orbital s orbitalidir.
Y elementi, 4. periyot ve IIA grubundadır.
B) VIA grubu elementlerinin elektron dağılımı Z, VIIA grubunda ve atom numarası en küçük o-
lan elementtir.
ile biter.
Buna göre X, Y, Z elementlerinin periyodik
C) VA grubu elementlerinin elektron dağılımı çizelgedeki yerleri aşağıdakilerin hangisinde doğ-
ile biter. ru olarak verilmiştir?
B)
X
Y
Z
C) Z
D)
Z
X
Y
E)
Z
Y X
− +
A) X + ve Y3− B) Y3 ve Z C) X ve Z
− + 2+
D) Y3 ve Q 2 E) Z ve Q
Buna göre,
D) II ve III E) I, II ve III
26. X, Y, Z elementlerinden oluşan ya- 28. Bir proteinin, yüksek sıcaklıkta, düşük pH koşulunda ya
da çeşitli kimyasal maddelerin bulunduğu ortamda, üç
pılarındaki bağ türleri, aşağıdakilerin hangisinde boyutlu yapısı bozulmuş, ancak bu durumdan peptid
doğru olarak verilmiştir? bağları etkilenmemiştir.
ulaşılır.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) II ve III
Buna göre, bu makromoleküller aşağıdakilerin
hangisinde doğru olarak verilmiştir?
X Y Z
30. Hücre ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi 32. Aşağıdaki olaylardan hangisi mitoz ve mayoz II
yanlıştır? bölünmenin her ikisinde de kural olarak gerçek-
leşir?
A) Ökaryotik hücrelerde zarlı organeller bulunur.
A) Sinapsis olması
B) Yeni bir hücre ancak başka bir hücrenin bölün- B) Krossing over olması
mesiyle oluşur.
C) Haploid kromozomlu yavru hücre oluşması
C) Hücre büyüdükçe yüzey alanı/hacim oranı aza-
lır. D) Kardeş kromatitlerin birbirinden ayrılması
D) Hücre canlılığın temel birimidir.
E) Homolog kromozomların birbirinden ayrılması
A) B)
Zaman Zaman
A) 1. bireyin genotipi: OO Rr
B) 2. bireyin genotipi: AO rr
C) 3. bireyin genotipi: AA rr
Zaman Zaman
D) 4. bireyin genotipi: BO Rr
E) E) 5. bireyin genotipi: AO Rr
Zaman
34. Balıkların solungacında kılcal damarlardaki kan akışı ile 35. İnsanda, işaretlenmiş bir alyuvar, akciğer atardamarı
su akış yönü birbirine terstir. Bu iki ortam arasın- içine veriliyor; bu işaretli alyuvara bir süre sonra alt ana
daki oksijen difüzyonu Şekil 1’de şematize edilmiştir. toplardamarında rastlanıyor.
Difüzyon sonunda kanın oksijen doygunluğunda (%)
meydana gelen değişimin grafiği de altında verilmiştir. Bu alyuvar kalpten bir kez geçtiğine göre, aşağıdaki
yapıların hangisinden geçmemiştir?
E) Akciğer toplardamarı
A) B)
100 100
Su Su
50 50
Kan Kan
0 0
C) D)
Su Su
100 100
Kan Kan
50 50
Buna göre fotosentez ürünlerinin taşındığı yapı,
şekilde hangi numarayla gösterilmiştir?
0 0
A) I B) II C) III D) IV E) V
E)
Su
100
Kan
50
37. Bitkiler, çiçeklenme için gereksinim duydukları ışık 38. Çiçekli bir bitkinin üremesindeki bazı evreler aşağı-
alma sürelerine göre uzun gün bitkisi ya da kısa gün daki şekilde numaralandırılmıştır.
bitkisi olarak isimlendirilir. Bir uzun gün bitkisiyle bir
kısa gün bitkisi farklı ışık alma sürelerine tabi tutul-
duğunda gerçekleşen çiçeklenme durumları aşağı-
daki şekilde gösterilmiştir.
Bu deneyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi Bu evrelerin hangisinin sonunda meydana gelen
söylenemez? hücrelerin genotipi, bu hücreleri üreten hücre-
ninkinden farklıdır?
A) Kısa gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten az
(Bu üreme döngüsünde mutasyon gerçekleşmediği
olduğunda çiçeklenmiştir.
kabul edilecektir.)
B) Uzun gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
fazla olduğunda çiçeklenmiştir.
D) I ve II E) I ve III
C) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi, ışık
alma süresi 12 saatten az olsa da uzun gün
bitkisinin çiçeklenmesini sağlamıştır.
D) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi kısa
gün bitkisinin çiçeklenmesini önlemiştir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
47 Test Bitti.
Cevaplarınızı Kontrol Ediniz.
;f)V:}^IH+
t6~t .
<FV
M9991.01031
(Bu numarayı c evap k âğıdınızdaki ilgili alana kodlama yı unut mayınız.)
ADI
SOYADI
DİKKAT!
SINAV BAŞLAMADAN ÖNCE AŞAĞIDAKİ UYARILARI MUTLAKA OKUYUNUZ.
1. Adınız, soyadınız, T.C. Kimlik Numaranız ve sınav salon numaranız yukarıdakilerden farklı ve
kitapçık üzerine basılı olan fotoğraf size ait değilse bunu salon başkanına belirterek size ait
soru kitapçığının verilmesini sağlayınız.
1. Bu kitapçıkta sırasıyla Türkçe Testi, Sosyal Bilimler 4. Bu testler puanlanırken her testteki doğru cevap-
Testi, Temel Matematik Testi, Fen Bilimleri Testi larınızın sayısından yanlış cevaplarınızın sayısının
bulunmaktadır. dörtte biri düşülecek ve kalan sayı o testle ilgili ham
puanınız olacaktır. Bu nedenle, hakkında hiçbir
2. Bu testler için verilen toplam cevaplama süresi 160
fikriniz olmayan soruları boş bırakınız. Ancak,
dakikadır. Bu süreyi, cevaplayacağınız testleri dik-
soruda verilen seçeneklerden birkaçını eleyebiliyor-
kate alarak kullanınız.
sanız kalanlar arasında doğru cevabı kestirmeye
3. Bu kitapçıktaki testlerde yer alan her sorunun sade- çalışmanız yararınıza olabilir.
ce bir doğru cevabı vardır. Bir soru için birden çok
5. Sınavda uyulacak kurallar bu kitapçığın arka kapa-
cevap yeri işaretlenmişse o soru yanlış cevaplan-
ğında belirtilmiştir.
mış sayılacaktır.
SINAVDA UYULACAK KURALLAR
1. Cep telefonu ile sınava girmek kesinlikle yasaktır. Çağrı cihazı, telsiz, fotoğraf makinesi vb. araçlarla; cep
bilgisayarı, kol ya da cep saati, her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlarla; silah ve benzeri teçhizatla;
müsvedde kâğıdı, defter, kitap, sözlük, sözlük işlevi olan elektronik aygıt, hesap cetveli, hesap makinesi, pergel,
açıölçer, cetvel vb. araçlarla sınava girmek kesinlikle yasaktır. Bu araçlarla sınava girmiş adaylar mutlaka Salon
Sınav Tutanağına yazılacak, bu adayların sınavı geçersiz sayılacaktır. Sınava kalem, silgi, kalemtıraş, saat
vb. araçla ve kulaklık, küpe, broş vb. takı, herhangi bir metal eşyayla girmek de kesinlikle yasaktır.
Yiyecek, içecek vb. tüketim malzemeleri de sınava getirilemez. Adaylar sınava şeffaf şişe içerisinde su
getirebileceklerdir.
2. Bu sınavda verilen toplam cevaplama süresi 160 dakikadır. Sınav başladıktan sonra ilk 120 ve son 15 dakika
içinde adayın sınavdan çıkmasına kesinlikle izin verilmeyecektir.
3. Sınav evrakını teslim ederek salonu terk eden aday, her ne sebeple olursa olsun, tekrar sınava alınma-
yacaktır.
4. Sınav süresince görevlilerle konuşmak, görevlilere soru sormak yasaktır. Aynı şekilde görevlilerin de adaylarla
yakından ve alçak sesle konuşmaları ayrıca, adayların birbirinden kalem, silgi vb. şeyleri istemeleri kesinlikle
yasaktır.
5. Sınav sırasında, görevlilerin her türlü uyarılarına uymak zorundasınız. Sınavınızın geçerli sayılması, her şeyden
önce, sınav kurallarına uymanıza bağlıdır. Kurallara aykırı davranışta bulunanların ve yapılacak uyarılara
uymayanların kimlik bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve sınavları geçersiz sayılacaktır.
6. Sınav sırasında kopya çeken, çekmeye kalkışan, kopya veren, kopya çekilmesine yardım edenlerin kimlik
bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve bu adayların sınavları geçersiz sayılacaktır. Görevliler kopya
çekmeye ya da vermeye kalkışanları uyarmak zorunda değildir; sorumluluk size aittir.
Adayların test sorularına verdikleri cevapların dağılımları bilgi işlem yöntemleriyle incelenecek, bu
incelemelerden elde edilen bulgular bireysel ya da toplu olarak kopya çekildiğini gösterirse kopya eylemine
katılan adayın/adayların cevaplarının bir kısmı ya da tamamı iptal edilecektir.
Sınav görevlileri bir salondaki sınavın, kurallara uygun biçimde yapılmadığını, toplu kopya girişiminde
bulunulduğunu raporlarında bildirdiği takdirde, ÖSYM takdir hakkını kullanarak bu salonda sınava giren tüm
adayların sınavını geçersiz sayabilir.
7. Cevap kâğıdında doldurmanız gereken alanlar bulunmaktadır. Bu alanları doldurunuz. Cevap kâğıdınızı
başkaları tarafından görülmeyecek şekilde tutmanız gerekmektedir. Cevap kâğıdına yazılacak her türlü yazıda
ve yapılacak bütün işaretlemelerde kurşun kalem kullanılacaktır. Sınav süresi bittiğinde cevapların cevap
kâğıdına işaretlenmiş olması gerekir. Soru kitapçığına işaretlenen cevaplar geçerli değildir.
8. Soru kitapçığınızı alır almaz, sayfaların eksik olup olmadığını, kitapçıkta basım hatalarının bulunup bulun-
madığını ve soru kitapçığının her sayfasında basılı bulunan soru kitapçığı numarasının, kitapçığın ön kapağında
basılı soru kitapçığı numarasıyla aynı olup olmadığını kontrol ediniz. Soru kitapçığınızın sayfası eksik ya da
basımı hatalıysa değiştirilmesi için salon başkanına başvurunuz.
9. Size verilen soru kitapçığının numarasını cevap kâğıdınızdaki “Soru Kitapçığı No” alanına kodlayınız.
10. Sınav sonunda soru kitapçıkları toplanacak ve ÖSYM’de tek tek incelenecektir. Soru kitapçığının bir sayfası bile
eksik çıkarsa sınavınız geçersiz sayılacaktır.
11. Cevap kâğıdına ve soru kitapçığına yazılması ve işaretlenmesi gereken bilgilerde bir eksiklik ve/veya yanlışlık
olması hâlinde sınavınızın değerlendirilmesi mümkün olamamaktadır. Tarafınızdan yazılması ve işaretlenmesi
gereken bu bilgilerde eksiklik ve/veya yanlışlık olduğunda durumunuz Sınav Salon Tutanağında belirtilecektir.
12. Soru kitapçığının sayfalarındaki boş yerleri müsvedde için kullanabilirsiniz.
13. Soruları ve/veya bu sorulara verdiğiniz cevapları ayrı bir kâğıda yazıp bu kâğıdı dışarı çıkarmanız kesinlikle
yasaktır.
14. Her testin cevaplarını cevap kâğıdındaki ilgili alana işaretlemeye dikkat ediniz.
15. Sınav salonundan ayrılmadan önce, soru kitapçığınızı ve cevap kâğıdınızı salon görevlilerine teslim etmeyi
unutmayınız.
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimi zin yazılı i zni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu
ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
1. Yahya Kemal’i ve Nazım Hikmet’i ayrı tutarsak küçük 3. Bir sanatçımız şöyle diyor: “Dergiler, edebiyatın yeral-
mutluluklar Türk şiirine Garip döneminde bir uğrayıp tı haritasıdır.” Nitekim bu dergilerde ilk ürünleri yayım-
geçmiştir, diyebiliriz. Biraz Ziya Osman, çok az Cahit lanan genç şairlerin çoğu, bir süre sonra çalışmalarını
Sıtkı… Onun dışında “Hüzün ki en çok yakışandır bi- kitaplaştırarak şairliklerinin ilk kilometre taşlarını ko-
ze.” anlayışı egemendir. Cemal Süreya’nın, Garip- yarlar.
çilerin izine basarak yürüdüğü kimi şiirlerinde de bu
anlayışın yansımalarını görürüz. Ne var ki onun şiirle- Bu parçada geçen “edebiyatın yeraltı haritası olma”
rinde genel olarak ince bir hüzün söz konusudur. sözüyle, dergilerin hangi özelliği belirtilmek isten-
miştir?
Bu parçada geçen “izine basarak yürüme” sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarları, yeni yazınsal türlere yönlendirme
C) Yenilerini eskilerinden ayırabilmek A) İyi şiirler, şairlerinden zengin bir birikim ister.
5. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraç 7. (I) Yaşadığı dönemin şiir anlayışından uzaklaşarak
içindeki sözün anlamını içermemektedir? uçlarda dolaşan, alışılmadık bağdaştırmaları ve imge-
leriyle zaman zaman, bilinen söylemin dışına taşan
şair, sürekli yenilikler peşinde koşmuştur. (II) Karşı-
A) Öykünüzü, yaşamın akışını düşündüren bir do- laştığı insanlık durumlarına yeni duygu ve anlamlar
ğallıkla yazın, bunu yapabilecek güçlü bir kalemi- yükleyerek onları yeniden yazmıştır. (III) Şiirlerini
niz var. (yazarlık yeteneği olmak) oluştururken boş alanlar bırakmış, uzun dizeleri kır-
mıştır. (IV) Şiirde bir yenilik gerçekleştirmek için dilin
yerleşik söz değerlerini olduğu gibi kullanmaktan ka-
B) Öykünüzdeki bilinmeyenlerden kurtulmak için öy- çınmış, dili yeniden kurmaya yönelmiştir. (V) Şiirle-
küdeki kadının kim olduğunu, nasıl bir yaşam rinin çoğunda, çok anlamlı sözcükler kullanarak deği-
sürdüğünü, ne iş yaptığını görünür kılın. (belir- şik çağrışımlar uyandırmıştır.
ginlik kazandırmak)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi,
C) Sizin yaptığınız gibi, bir dönemi küçük bir öyküye
sözü edilen şairin şiirlerinin içeriğiyle ilgilidir?
sığdırmak herkesin üstesinden gelebileceği bir iş
değildir. (zorluğu yenmek)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışı- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangile-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? ri anlamca birbirine en yakındır?
9. (I) Berna Moran’ın deyişiyle “huzursuzluğun romanı”, 11. Şairler arasında öteden beri süregelen açık ya da giz-
Fethi Naci’ye göre de “Türkçenin en güzel aşk roma- li bir yarış vardır. Oysa aynı gözeden su içen, aynı
nı” olan Huzur’un yayımlanışının üzerinden yaklaşık güneş altında ısınan, aynı ağacın gölgesinde oturan
elli yıl geçti. (II) Bu romanda olaylar, bir ağustos günü insanlardır onlar. Birbirlerine, sanıldığından daha çok
başlar ve radyodan İkinci Dünya Savaşı’nın başladı- ihtiyaçları vardır. Ölmüş şairlerle, onların anıları üze-
ğını haber veren bir anonsla biter. (III) Her ne kadar rinde yaşatılan dostluklar da dâhildir buna. ----? Kıs-
ilk bakışta aşk romanı gibi görünse de günahın ve ka- kanmalar, görmezden gelmeler, kara çalmalar… Neyi
vuşmanın değil, Doğu’yla Batı’nın, huzursuzluğun, paylaşamazlar? Herkesin kabı kendine göredir, ala-
zaman ve müziğin romanı olarak kabul edilir. (IV) Hu- cağı su miktarı bellidir oysa. Paylaşmanın, el ele ve-
zur, hiçbir zaman Madam Bovary’nin yarattığı etkiye rerek yaratacakları eleştiri ortamının sağlayacağı ya-
benzer bir etki yaratmamıştır. (V) Madam Bovary gibi rarlar üstünde durmak ve bunu geliştirmek varken ne-
can sıkıcı taşranın romanı değildir Huzur; tam tersine dir bu yok edici yarış?
çok eski, çok köklü bir kentin, İstanbul’un, Boğazi-
çi’nin romanıdır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de değerlendirme söz konusu değildir? A) Şairler arasındaki bütün bu çatışmalar gerçekte
şiirimizin tematik haritasını daraltır mı
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
B) Bunu bilmelerine karşın nedir bu sevgisizlik şair-
ler arasında
C) Öyleyse neden şiirin kolaya kaçma sanatı olduğu
izlenimi yaratılıyor
D) Şairler, birbirlerini değerlendirirken şiirsel ölçütler
kullanırlar mı
10. (I) Günümüzde, yeni yetişen genç yazarlar kendinden E) Oysa her şair, şiirini kendi yaşam serüveninden
öncekileri tanımadıkları, okumadıkları için bir eksiklik çıkarmaz mı
duymuyor sanki. (II) Bunlar deneyimli, usta yazarların
önünde yaprak gibi titremiyor artık, kendine çok güve-
niyor. (III) Bununla birlikte yapıtları ilgiyle karşılanan,
geniş okur kitlelerine seslenen sanatçının çok iyi ya-
zar olduğu yanılgısına düşüyor. (IV) Yeni kuşağın “Ne
olacaksa çabucak olsun.” düşüncesinden doğan bu
gözü kara yarış, bence oldukça tehlikeli. (V) Çünkü
bu, bireyciliğin, “ben ben”ciliğin egemenliği anlamına
gelir.
12. Sokrates’ten önceki ilk Batılı filozoflar, geçmişten iki 13. Türküler, şiirler iç dünyamızın sesi olarak yazılmış ol-
büyük kopuşu aynı anda gerçekleştirdiler. İlk önce, salar da bizden çıktıkları anda topluma mal olmuştur
kendi akıllarını kullanarak dünyayı anlamaya çalıştı- artık. Yalnız topluma mal olmakla kalsa iyi. Yerelden
lar. Bu tek başına, tümüyle yeni bir şeydi ve insanın ulusala, ulusaldan evrensele bir değişme ve gelişme
gelişmesinde en önemli köşe taşlarından birini oluş- çizgisi izleyerek bütün insanlığın ortak değeri hâline
turdu. Aynı zamanda insanlara, akıllarını nasıl kulla- gelir. Örneğin Yunus Emre’nin şiirlerinde yansıtılan
nacaklarını ve kendi başlarına nasıl düşüneceklerini duygular salt bize mi özgüdür? Neruda, yalnızca Şi-
de öğrettiler. ----. Onlar bilgi birikimlerini olduğu gibi li’nin acılarını yansıtmıştır, deyip dışlayabilir miyiz onu?
öğrencilerine aktarmak yerine, onları tartışmaya, Acısı acımız olmuştur, halkı da halkımız. Kısaca ----.
düşünce alışverişinde bulunmaya, kendi düşüncele-
rini ileri sürmeye ve savlarını kanıtlamaya özendiren Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
öğretmenlerdi. aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
14. Gerek edebiyat dergilerinde gerekse gazetelerin sa- 15. Yayınevlerinin tercihi her zaman romandan yana ol-
nat-edebiyat sayfalarında yer alan söyleşilerde, ne- muştur. Yalnız bizde değil, dünyada da böyle. Öykü-
dense hep aynı konular konuşuluyor ve bundan bir ler ise daha çok dergilerde varlıklarını sürdürüyor.
türlü vazgeçilmiyor. Bir yazarın yeni bir romanı mı Öykü kitabı yayımlamakta direnen genç yeteneklere
çıkmış, sorusu hemen hazır: “Bu yapıtınızı yazarken olanak sağlayan yayınevleri - neyse ki - var. Şu da bir
neyi amaçladınız?” ya da “Yapıtınız yaşadıklarınız- gerçek ki beş altı yıldır durağan bir ortamda kendini
dan izler taşıyor mu?” Cevaplar da üç aşağı beş yu- yineliyor öykü ama yenileyemiyor. Bu nereye kadar
karı aynı düşünceler etrafında dönüyor. Peki neden sürer, kestirmek güç; ardından bir yükselişin, belki de
bu sınırlılık? Bence bu, yazardan değil, soruyu so- sıçramanın yaşanacağı kesin.
randan kaynaklanıyor. Çünkü söyleşilerde asıl yön-
lendirici, soruyu sorandır. Bu nedenle sanatçının dü- Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
şünce üreterek sanatını geliştirmesinde ve yapıtları- olarak söylenmiş olabilir?
nın değerlendirilmesinde ona sorulacak soruların
önemli bir payı vardır. ----.
A) Yayınevleri öykü seçiminde hangi ölçütlere bağlı
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre kalıyor?
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
B) Roman türündeki kalıplaşmaya gidiş konusunda
ne düşünüyorsunuz?
A) Bütün bunlara bakarak eleştirel yaklaşımın ne
C) Öykücülerin soyut konulara ağırlık verişini neye
denli önemli olduğunu söylemek hiç de yanlış ol-
bağlıyorsunuz?
maz
D) Türk edebiyatında romanın yükselişi karşısında
B) Bu sorun bence temelde birbirini izleyen aynı öykünün konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
nitelikteki durumların art arda sıralanmasından
doğuyor E) Genç yazarları öykü yazmaya yönlendirmek için
neler yapılabilir?
C) Hangi yazara sorarsanız sorun, hepsi kendine
özgü yazma yöntemlerinin olduğunu söyleyecek-
tir
D) Üstelik yapıtın niteliğini yazarın donanımı belirler
ve bunun üzerine söylenebilecek çok söz vardır 16. Modayı sevmem. Örneğin herkesin aynı anda, aynı
şeyleri giymesi, bana nedense ters gelir. Benim pus-
lu, gözlerden uzak ve reklamı çok yapılmamış olan
E) Kısaca hem eleştirmenlerin hem de sanatçılarla hoşuma gider her zaman. Çünkü yönlendirilmeyi de-
söyleşi yapanların, her düzeyden insanın ilgisini ğil, özgürce keşfetmeyi severim. Bilinçaltıma baskı
çekecek nitelikte sorular sorması gerekiyor yapılmasını istemem.
17. Ödüller, genç bir şairin adının altı fosforlu bir kalemle 19. İnsanlar, toplu hâlde yaşama gereksinimi duyarlar.
çizilerek şiirlerinin tanınmasına olanak sağlıyorsa az Bunun için herkesin üzerinde anlaştığı, gittikçe yay-
şey mi bu? Ya da usta bir şairin, şiire verdiği emeğin gınlaşan ortak bir değerler sistemi gerekir. İşte ahlak,
ödülle taçlandırılmasının ne sakıncası olabilir ki? Üs- bu türden bir değerler sistemidir. Toplumda çekişen
telik şiir kitaplarının hemen hemen hiç satılmadığı, ve çatışan tarafların hiçbir ortak yanı kalmadığı du-
dolayısıyla kitapçıların, bu kitapları raflarına koymaya rumlarda bile birleştirici bir güç durumundadır. Ör-
yanaşmadığı ve dağıtımcıların, “şiir” sözcüğünü duy- neğin, dürüstlüğü değil de yalancılığı ya da sahte-
duğunda yüzlerini buruşturduğu günümüzde… Şiirin kârlığı kimse öneremiyor. Sadakat yerine ihanet, ada-
bu konumuna gönlü razı olmayan şairlerin verdiği let yerine haksızlık değerli gösterilemiyor. Çünkü ah-
emekleri, bütün şiirseverlerin takdirle karşılaması ge- lak, bir insan topluluğunun, üzerinde birleştiği ortak
rektiği kanısındayım. paydayı oluşturuyor.
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden ya- Bu parçadan ahlakla ilgili olarak aşağıdakilerin
kınmaktadır? hangisi çıkarılabilir?
A) Ödüllere karşı çıkılmasından A) İlkelerinin kişiden kişiye değişen, göreceli bir ni-
telik taşıdığı
B) Ödüllerin gelişigüzel dağıtılmasından B) Davranışları ve ilişkileri düzenleyen ana kurallar
olduğu
C) Günümüzde değer yargılarının değişmesinden C) Toplumdan topluma farklı özellikler taşıdığı
D) Genç şairlerin ödül alınca ustalaştıklarına inan- D) Yasaların öngördüğü yaptırımları içerdiği
malarından
E) Sanatçıların, yaratılarını oluştururken gerekli E) Kişileri değerlendirmede ayırıcı bir ölçüt olduğu
özeni göstermeyişlerinden
20. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından bu yana nostalji, 21. Bir zamanlar edebiyatın gücüne, bir şeyleri değiştire-
başka bir deyişle eskiye duyulan özlem gittikçe yay- bileceğine inanırdım. Benim için edebiyat, yaşam bo-
gınlaşıyor. Bu, bir bakıma insanların yaşamlarından yu temiz kalmanın, vicdani ve ahlaki çürümeye karşı
giderek daha fazla yakındıklarının bir göstergesi. Ar- durmanın göstergelerinden biriydi. Yıllarım, bu inan-
tık her kuşak yaşamın daha az mekanik, doğallığın cın etkisiyle gelişen bir tutkunun peşinden koşmakla
daha yaygın olduğu bir dönemi özlüyor. Bu özlem hiç geçti. Ama artık kabul edelim, bugünün insanı sözün
bitmeyecek gibi görünüyor. Çünkü teknolojik geliş- değerini bilmiyor. Okumayı sevdiğini söylüyor ama iyi
meler yaşamı kolaylaştırdığı ölçüde daraltıyor da. Bu romanlardan, öykülerden, gerçek şiirden habersiz.
yüzden günümüz insanı gözlerini geçmişe çeviriyor. Ömrünü edebiyata vermiş, köşesinde sessiz sessiz
Söz gelimi eski trenler böyle miydi, diye başlıyor, in- yaşayan gerçek yazarlara sırtını dönmüş. Yalnızca,
sanların atlı arabalarla yolculuk ettikleri günlere kadar yapıtları çok sattığı için kimi yazarların önünde uzun
gidiyor. kuyruklar oluştururken edebiyatın insanı çağırdığı o
gerçek dünyayı aşındırdığının farkında bile değil. Pe-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? ki, o zaman edebiyat ne işe yarıyor? Söylemesi zor
ama edebiyat bugün, yaratıları ilgi görmeyen üç beş
A) kişinin sığındığı, kuşatılmış bir kale.
İçinde bulunduğumuz koşulların geçmişi güzel-
leştiren çağrışımlar yarattığı Aşağıdakilerden hangisi edebiyatla ilgili olarak bu
B) İnsanlar arasındaki içtenlikli ilişkilerin yitip gittiği parçada yakınılan durumlardan biri değildir?
22. Çocukluğumuzda kaç kez duyduk kim bilir: “Çok oku- 23. Benim ansiklopediyle tanışmam, ortaokulda ödev
yan mı bilir, çok gezen mi?” Cevaptan çok, sorunun yapmak için kütüphaneye gittiğim günlere rastlar. Bir
kendisi önemliydi sanki. Ortada derin bir ikilem var- ansiklopediye sahip olmak o yıllarda, hayal edilemez
mış gibi ciddiyetle yöneltilirdi soru. Her seferinde bir şeydi. O, ancak bir kütüphanede bulunur ve belli
“Çok okuyan!” dememiz beklenirdi. Galiba ilköğ- bir süreliğine alınıp bakılabilir, dokunulabilir bir nes-
retimdeki öğretmenlerimiz, okuma sevgimizi böyle ar- neydi. Kocaman cüssesiyle bir ansiklopediyi kucakla-
tırmaya çalışırdı. Çok okumakla çok gezmek asla yan mak, sayfalarını karıştırmak, bir maddeyi arayıp bul-
yana gelemezmiş gibi… Bense okumayı da gezmeyi mak, başka bir gezegene inmek ve orada keşiflerde
de tutkuyla seven biri olarak ikiye bölünürdüm. Hiçbir bulunmaktan farksızdı. Ne yazık ki şimdiki çocuklar
zaman ısınamadım bu yapay ikileme, okumanın da ansiklopedi bile karıştırmıyorlar. O büyülü dünyadan,
içten içe bir seyahat olduğuna inandığımdan, her ki- o heyecandan habersiz yaşıyorlar. Öğretmenler ödev
tabın bizi başka bir yolculuğa çıkardığını düşündü- verirken “İnternetten bulun.” diyorlar. Onlar da hiçbir
ğümden. Okuyarak gezmek, her kitabı başlı başına çaba göstermeden İnternetten buldukları bilgiyi kop-
bir serüven sayarak bir başka ortama, bir başka ya- yalıyor; okuyup değerlendirmeden, hiçbir şey öğren-
şama uzanan bir yolculuk yapmak mümkündür çün- meden götürüp veriyorlar.
kü. Gezerken de her insanı ve her hayatı bir kitap gibi
düşünerek dünyayı okumak da mümkün. Okumak ve Bu parçada belirtilenler arasında aşağıdakilerden
gezmek aslında o kadar iç içe ki… hangisi yoktur?
24. Hemen hepimiz yazılarımızda, yerli yersiz alıntılar 25. Bazı sanatçılar, yaratıcılıklarını kamçılayan büyülü
yapmaktan, özellikle sözü, alçak gönüllülükle yabancı I
ozanlara, çağdaş düşünürlere bırakmaktan fazlasıyla
hoşlanıyoruz. Kimi zaman bunu öyle abartıyoruz ki anları “beyaz an” diye adlandırırmış. Yakalandığı
yazar olarak konuyla ilgili ne düşündüğümüz anlaşıl- II
mıyor. Ayrıca aynı alıntıların değişik yazarlarca da
kullanıldığını görüyoruz. Böylece tekrarın tekrarı bir sırada “Sonra devam ederim.” diyerek asla kesinti-
okuma, zaman kaybına, okuma ediminin yavanlaş- III
masına yol açıyor. Bu nedenle kendi özgün düşünce-
mizi dayanaklarıyla işlemeliyiz yazılarımızda. Yüzey- ye uğratılmaması, ertelenmemesi gerekirmiş bu
sellikten olabildiğince kaçınmalıyız. Kendi düşüncele-
rimizin de örneğin bir Valéry’ninki, Deleuze’ünki kadar
anın. Çünkü dönüp bakıldığında yerinde bulunama-
önemli olduğuna inanarak bir öz güven geliştirmeliyiz.
IV
Bu parçada alıntıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
yabilirmiş. Tükeninceye değin hakkının verilmesi
hangisine değinilmemiştir?
A) Yazılarda kullanılırken aslına bağlı kalınmadığına gerekirmiş, her zaman karşılaşılamayan bu beyaz
V
B) Belirli örneklere sık sık başvurulduğuna anların.
26. (I) Rengi uçmuş, sıradan yaşamımızda kendimize bir 28. (I) Yatılı olarak okuduğum ortaokul yıllarında, yaz ta-
ziyafet çekmek istediğimiz zaman kitapların kapağını tillerinde Kozlu’ya, ailemin yanına özlemle dönerdim.
aralarız. (II) Büyük bir açlıkla sayfaları çeviririz. (II) O yaşlarda evden yedi-sekiz ay uzakta kalmak ko-
(III) Gözlerimiz sözcükleri iştahla birer birer yerken lay değildi. (III) Arkadaşlarımı, okulumu çok seviyor-
zamandan ve mekândan kopuveririz. (IV) Başka in- dum, bugün de süren dostlukların temeli o yıllarda
sanların, başka diyarların görünmez konukları oluve- atılmıştı ama aile özlemi bir başka şeydi. (IV) Evimiz,
ririz. (V) Bu deneyimin ardından yaşadığımız ana geri denizin hemen kıyısındaki bir tepenin yamacındaydı.
döndüğümüzde ise ruhumuzda kopan fırtınalar ya (V) Dalga sesleri odamda sürekli yankılanırdı ve ben
şiddetlenir ya da dinginleşir ama her zaman bir şeyler doyamadığım o denizi, dalgaları büyük bir hazla izler-
değişir içimizde. dim. (VI) Hâlâ Kozlu’yu, o evi ve o dalga seslerini, öz-
lemin içimi sızlatan acısıyla anımsarım.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-
rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de ögelerin dizilişi “zarf tümleci, nesne, zarf tümleci
A) I. cümlede, nesne, belirtili isim tamlamasından ve yüklem” biçimindedir?
oluşmuştur.
A) I. B) II. C) III. D) V. E) VI.
B) II. cümlede, durum zarfı kullanılmıştır.
B) Ünlü düşmesi
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden
hangisi yanlıştır? C) Sürerlik fiili
30. Bir uğultu başlıyor söz dağarcığımda, sözcükler 32. Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Medet Köyü’nde ya-
Bu cümledeki altı çizili sözcüklerin hangisinde tanır. Usta derme çatma köy evinde yumurta kabu-
ünsüz benzeşmesi vardır?
33. Eğer o şiirler, o romanlar, o öyküler, o tiyatro yapıtları 35. (I) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz; onlar, metinlerde
olmasaydı, söylemek bile fazla, duygularımız daha az geçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın büyüsün-
bilinecek, bilgilerimiz daha az olacaktı. Çünkü ede- den çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denen
biyat, daha iyi duymamızı, daha iyi düşünmemizi sağ- bir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (III) Çünkü
lar. Daha doğru, daha insanca yaşamamıza yardımcı “olay” onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim,
olur. çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup getirmeme,
okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiir-
Bu parçada, virgülün işlevleriyle ilgili olarak aşa- lerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz.
ğıda verilenlerden hangisine uygun bir örnek (V) Bu da bize, Borges’in de dediği gibi, şiirin
yoktur? öğretilemeyecek ama duyumsatılabilecek bir tür oldu-
ğunu gösteriyor.
A) Ara sözleri ayırma Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
B) Sıralı cümleleri birbirinden ayırma
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
C) Özel olarak vurgulanması gereken bir ögeyi be-
lirtme
D) Tırnak içinde verilmeyen aktarma cümlelerini be-
lirtme
E) Art arda sıralanan eş görevli sözcük kümelerini
ayırma
36. (I) Editör, bir yayınevinin olmazsa olmazlarındandır.
(II) Yayımlanacak bir yapıtı düzenlemek, yayıma ha-
zırlamak ve yayımlamak gibi birçok işi ve işlevi var.
(III) Yazarın ve eserinin seçilmesinden, nasıl yayımla-
nacağına değin yayımlama işinin bütün aşamalarını
34. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bo- kapsayan zorlu bir iştir bu. (IV) Günümüzde editörlük,
zukluğu vardır? yayıncılık alanında kurumsallaşamamış işlerden.
(V) Yazarların çoğu, editörün yaptığı işi küçümseyip
onu yalnızca bir düzeltmen olarak algılıyor. (VI) Bu
A) Diplomalarını alacak öğrenciler salona sırayla gi- yüzden de editörlüğü böyle algılayan birçok yazarın
riş yaptılar. yayımlanan kitaplarında yanlışlardan geçilmiyor.
B) Müjdeyi vermek için mutfağa, annesinin yanına
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa-
heyecanla koştu.
ragraf hangi cümleyle başlar?
C) Konuşmasına başlamadan önce dinleyicilere
şöyle bir baktı. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
D) Eski öğrencilerin de katıldığı büyük bir toplantı
düzenlediler.
E) Yarıyıl tatilinde yapılacak olan Amasra gezisi er-
telendi.
37. (I) İnsan ilişkilerinin öneminin yeterince kavranmamış 39. Yazınsal yaratıcılığın gizi, ana dilde, ana dilin söz de-
olması, çocuk gelişimiyle ilgili birtakım sorunları da ğerlerindedir. Buna erişmesi, yazarın, ozanın önce-
beraberinde getirdi. (II) Söz gelimi günümüzde, kendi likle ana dilini, onun söz değerlerini sevmesine bağlı-
kendine oyun kuramadığı için üretken olamayan, edil- dır. Bu sevgiden yoksunsa kişi, gerçek anlamda yara-
gen, çevreye karşı ilgisiz, evlere hapsolmuş çocuklar tıcı olamaz. Büyük bir ozan da yaratıcılığın dilde, söz-
yetişiyor. (III) Bunların hayal güçleri, erken yaşta ta- cüklerde olduğunu söylüyor. Şöyle diyor sözcükler
nıştıkları ve hayatlarının doğal bir parçası olan tele- için: “Onların önünde ben diz çökerim, bana kalk de-
vizyonla ve bilgisayar oyunlarıyla sınırlanmış durum- yinceye değin kıpırdamam. Kısaca, değer veririm on-
da. (IV) Televizyondaki reklamlar çocukları ticari birer lara, arkalarından giderim sözcüklerin, izlerim onları.
araç olarak görüyor. (V) Kaba kuvveti ve silah kullan- İşte ben böylesine severim sözcükleri.”
mayı özendiren, sanat değeri düşük filmler ve kimi
yayınlar yüzünden özellikle çocuklar, çeşitli psikolojik Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
sorunlarla yüz yüze geliyorlar. (VI) den hangisi söylenemez?
E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
1. Bu testte sırasıyla, Tarih (1–17), Coğrafya (18–31), Felsefe (32–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Sosyal Bilimler Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
D) I ve II E) I, II ve III
5. XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti, iltizam usulünde yap- 7. Aşağıdakilerden hangisinin Osmanlı Devleti’nde
tığı değişiklikle yüklü bir peşin ödemeyi de öngören yerli tüccar kesiminin güçlenmesini engellediği
malikâne usulünü getirmiştir. Buna göre mukaatalar savunulamaz?
mültezimlere daha önceki gibi üç yıllık sürelerle değil,
sürekli olarak ihale edilmeye başlanmıştır. A) Yabancılara kapitülasyonlarla ayrıcalıklar tanın-
ması
Yapılan bu değişiklikle güdülen amaç aşağıdaki-
lerden hangisidir? B) Üretimin tarıma dayalı olması
A) Yeniçeri Ocağının kaldırılmasına ortam hazır- C) Osmanlı deniz taşımacılığının yetersiz olması
lamak
B) Tek hazine sisteminden çoklu hazine sistemine D) Osmanlı sanayisinin rekabet gücünü giderek yi-
geçmek tirmesi
C) Hazineye daha fazla gelir sağlamak E) İpek ve Baharat yollarının önemini kaybetmesi
D) İşgaller karşısında halkın desteğini almak Onur, yukarıdaki azınlıklardan hangilerini söyle-
seydi Ahmet’e doğru bilgi vermiş olurdu?
E) Mebuslar Meclisini kapatmak
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
13. Sakarya Savaşı kazanılmasına karşın Yunan or- 15. Hindistan’daki bir tarikatın lideri olan Ağa Han ile İn-
dusunu kesin yenilgiye uğratan Başkomutan giltere Kralı’nın özel danışmanı Hintli Emir Ali, Baş-
Meydan Savaşı’nın yaklaşık bir yıl sonra yapılma- bakan İsmet Paşa’ya bir mektup yollayarak halifelik
sına aşağıdakilerden hangisinin neden olduğu sa- kurumuna dokunulmamasını rica etmişlerdir.
vunulabilir?
Bu durumun, halifelikle ilgili olarak
A) Doğu Cephesi’nde fiili mücadelenin sona erme- I. bu kurumun, tüm Müslümanlar üzerinde siyasal
sinin beklenmesi gücünün olduğu,
B) Ayaklanan Çerkez Ethem birliklerinin dağıtılması II. yabancıların, bu kurumu Türkiye’nin içişlerine
müdahale amacıyla kullanmak istedikleri,
C) İtalyanların birliklerini Anadolu’dan çekmeye baş- III. bu kurumun varlığının ülkede tartışma konusu
laması olduğu
D) Türk ordusunun eksiklerinin tamamlanması durumlarından hangilerine kanıt olduğu savunu-
labilir?
E) Ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için Tekâlif-i
Milliye Emirlerinin çıkarılması A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
C) Devletçilik D) Laiklik
E) Cumhuriyetçilik
17. Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti sadece iki şeye güve- 19. Türkiye’de, enerji tasarrufu sağlamak amacıyla yaz ve
nir. Biri millet kararı, diğeri en elim ve güç şartlar için- kış saati uygulanmaktadır. Bu uygulama kapsamında
de dünyanın takdirlerine hakkıyla layık olan ordumu- yılın yaklaşık beş aylık döneminde 30º Doğu meridye-
zun kahramanlığı; bu iki şeye güvenir.” demiştir. ninin, diğer dönemde ise 45º Doğu meridyeninin yerel
saati ulusal saat olarak kullanılmaktadır.
Atatürk’ün, bu sözüyle millî gücün
Buna göre, 45º Doğu meridyeninin yerel saatinin
I. siyasi, ulusal saat olarak kullanıldığı dönemde, Türkiye’ de,
aşağıdakilerden hangisi yaşanmaz?
II. askerî,
D) I ve II E) II ve III E) En sıcak ay
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
Aşağıdakilerden hangisi yapılırsa bu hata gideril-
miş olur?
21. Aşağıdaki haritada beş farklı doğrultu numaralarla 23. Orografik yağışlar, denizden gelen nemli hava kütle-
gösterilmiştir. lerinin kıyı çizgisine paralel uzanan dağ sıralarına
çarparak yükselmesi sonucu meydana gelir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Buna göre, bu tatil beldesinin aşağıdakilerden D) Karbon ve Perm dönemlerinde, bu kıtalarda daha
hangisinde yer alması beklenir? ılıman bir iklimin olduğunu
A) Datça Yarımadası’nda
E) Bu kıtalardaki yer şekillerinin, Karbon ve Perm
B) Gelibolu Yarımadası’nda dönemlerindekiyle aynı olduğunu
C) Bolu Dağları’nda
D) Çukurova’da
E) Çandarlı Körfezi’nde
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
28. Aşağıdaki grafikte, 1750-2000 yılları arasında Avrupa 30. I. Siyasi bölgeler zamanla işlevini yitirebilir.
ve Afrika kıtalarının nüfusu gösterilmiştir.
II. Siyasi bölgeyi oluşturan ülkelerde dil, din ve ırk
birliği vardır.
A) I ve III B) II ve IV C) III ve V
D) I, II ve V E) I, III ve IV
A) 1750-1900 yılları arasında Afrika’dan kıta dışına 31. Aşağıdakilerden hangisi, insanın doğaya olan et-
yoğun göç olmuştur. kisine örnek gösterilemez?
B) Üniversite kurulması
32. Zekânın ve bilgeliğin ölçütünün zenginlik olduğunu 34. Nesnenin bilgisinin söz konusu olabilmesi için önce
düşünen kişiler, Thales’le yoksul olduğu için alay nesnenin var olması gerekir. Örneğin ağacın ne oldu-
ederler. O da bunun üzerine zeytinin az olduğu o yıl, ğundan, türlerinden, yararlarından söz edebilmek için
elindeki bütün parayla, ihtiyaç olmadığı için ucuzlamış öncelikle “ağaç” denilen bir şey var olmalıdır.
olan ve zeytinyağı üretiminde kullanılan tüm presleri
satın alır. Sonraki hasat mevsimi geldiğinde ihtiyacı Bu parça aşağıdaki yargılardan hangisini destek-
olanlara bu presleri kendi belirlediği fiyattan kiralayarak ler?
çok para kazanır.
36. Filler neden büyük, gri ve kırışıktır? Çünkü ufak, beyaz 38. Nasrettin Hoca bir gün oğluyla birlikte şehre gitmek
ve yuvarlak olsalardı aspirin olurlardı. Ufak bir fil hayal üzere yola çıkar. Şehre birçok köyün içinden geçilerek
ederek ona “ufak bir fil” diyebiliriz. Beyaz bir fil hayal gidilmektedir. Hoca eşeğin üzerinde, oğlu da yürüyerek
ederek ona “beyaz bir fil” diyebiliriz. Kırışıksız bir fil de onu takip eder. İlk köyden geçerken köylüler “Koskoca
“kırışıksız bir fil” olur. Başka bir deyişle büyüklük, grilik adam eşeğe binmiş, küçücük çocuğu yürütmeye utan-
ve kırışıklılık, Aristoteles’in bir fili fil yapan şeyin ne mıyor!” diye kınarlar. Sonraki köyden geçerken Hoca
olduğunu tanımlama sınavını geçemez. Çünkü aspirin yürür, oğlu da eşeğin üzerindedir. Oradaki köylüler de
gibi ufak, beyaz ve yuvarlak bir şey bir fil olamaz ve “Görüyor musun saygısız çocuğu, koca adamı yürütü-
böyle bir nesneyle karşılaştığımızda aklımıza “Hey, yor.” derler. Üçüncü köyde Hoca ve çocuk eşeğe birlikte
ağzına attığın bir aspirin mi yoksa alışılmamış türden bir biner, bu kez de eşeğe acımıyorlar diye suçlanırlar.
fil mi?” diye sormak gelmez. Dördüncü köyde çocuk da Hoca da yürür, kınanmaktan
nasiplerini alırlar. Beşinci köyde Hoca ve oğlu eşeği
Bu parçada varlıkla ilgili aşağıda verilenlerden birlikte taşımalarına karşın kınanma durumu değişmez.
hangisi sorgulanmaktadır?
Bu parça ahlak felsefesinin temel problemlerinden
A) Ana maddenin neliği hangisinin soruşturulmasında örnek verilebilir?
E) Zorunlu varlık/mümkün varlık ayrımı C) Ahlakta her zaman iyi niyet yeterli midir?
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Temel Matematik Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 6 B) 2 C) 0 D) E)
2.
D) 1006 E) 1008
A) 4 B) 8 C) 9 D) 15 E) 16
8.
6.
A) 3 B) 4 C) 6 D) 8 E) 9
olduğuna göre, aşağıdaki sıralamalardan hangisi
doğrudur?
A) B) C)
D) E)
9.
A) B) C) 1 D) 2 E) 4
A) 9 B) 11 C) 12 D) 13 E) 15
A) x B) C)
D) E)
A) 8 B) 9 C) 10 D) 12 E) 15
olduğuna göre, ifadesinin değeri kaçtır?
A) B) C) 0 D) 1 E) 4
15.
a bir pozitif tam sayı ve ’tir. p bir asal sayı
olduğuna göre,
16. n bir pozitif tam sayı olmak üzere, n’yi kalansız bölen 19. Rasyonel sayılar kümesinde bildiğimiz toplama ve
pozitif tam sayıların kümesi S(n) ile gösteriliyor. çarpma işlemleri tanımlanıyor.
Buna göre, kesişim kümesinin ele- Buna göre, aşağıdakilerden hangisinin hem top-
man sayısı kaçtır? lama hem de çarpma işlemine göre tersi bir tam
sayıdır?
A) 4 B) 5 C) 6 D) 8 E) 9
A) B) C) 0
D) 2 E)
fonksiyonları veriliyor.
18.
A) B) C)
önermeleri veriliyor. D) E)
A) B) C)
21. Gerçel sayılar kümesinde tanımlı
D) E) I.
II.
III.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) I, II ve III
22. Bir işi 5 kadın işçi 20 günde, 5 erkek işçi ise 30 günde 24. Bir fabrikada üretilen iş makinelerinin sayısı gün so-
bitiriyor. nunda kayıt altına alınıyor. Tutulan kayıtlar o günle
birlikte o günden önce üretilmiş olan iş makinelerinin
toplam sayısıdır. Beş iş gününde tutulan kayıtlar aşa-
Buna göre, 2 kadın ve 2 erkek işçi aynı işi birlikte
ğıda verilmiştir.
kaç günde bitirir?
Pazartesi ve öncesi : 20
A) 20 B) 30 C) 40 D) 45 E) 50
Salı ve öncesi: x
Çarşamba ve öncesi: 90
Perşembe ve öncesi: 140
Cuma ve öncesi: y
A) 10 B) 11 C) 12 D) 13 E) 14
25. Bir yatırımcı, hesabındaki z TL’nin bir kısmıyla altın,
kalan kısmıyla da döviz alıyor. Yatırımcı bir süre son-
ra altınlarını % 20 kâr elde ederek x TL’ye, dövizlerini
ise % 20 zarar ederek y TL’ye satıyor.
A) B)
C) D)
E)
26. Beş öğrencinin aday olduğu sınıf başkanlığı seçimin- 29. Ali, ağzına kadar suyla dolu olan bir şişedeki suyun
de adayların aldıkları oy sayıları olan A, B, C, D, E yarısını elde etmek istiyor. Bunun için aynı şişeden
arasında boş bir tane alıyor ve şişelerdeki su yükseklikleri eşit
olana kadar dolu şişeden diğerine su aktarıyor.
Suyun yarısını elde etmek için yaptığı üç farklı dene-
eşitliği vardır. me aşağıda gösterilmiştir.
Seçim sonucu dairesel grafikte gösterildiğinde
C tane oy alan adaya ait daire diliminin merkez
açısı kaç derece olur?
A) 45 B) 60 C) 90 D) 120 E) 180
A) 5 B) 4 C) 3 D) 2 E) 1
31. Bir depoda bulunan portakal ve mandalinaların mik- 34. ABC bir ikizkenar
tarı toplam 50 tondur. Portakalların % 7’si, manda- üçgen
linaların ise % 8’i çürümüştür. Çürüyen portakal ve
mandalina miktarı toplam 3,8 tondur.
32.
Bir otobüse 3 kadın binerse yolcuların ’ü kadın
’ü erkek olacaktı.
A) 21 B) 24 C) 28 D) 30 E) 32 35.
ABC bir üçgen
A) B) C) D) E)
37. 39.
Buna göre, taralı bölgenin alanı a, b ve c türünden y eksenine göre simetriği alınıyor ve A ile , B ile ,
aşağıdakilerin hangisine eşittir? C ile simetrik nokta çiftleri olacak şekilde
üçgeni elde ediliyor. Elde edilen bu üçgen de
A) B) C)
D) E)
A) B) C) D) E)
1. Bu testte sırasıyla, Fizik (1–14), Kimya (15–27), Biyoloji (28–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Fen Bilimleri Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 1 B) C) D) E)
2.
D) N’de E) P’de
4. 5.
A) 1 B) C) 2 D) E)
6. 7.
A)
(Bu işlemler sırasında sıvıların sıcaklıkları değişme-
mektedir.)
B)
C) A) B) 1 C) D) E) 2
D)
E)
8. 10.
A) K L
11. 12.
oranı kaçtır? A) B) C)
D) E)
A) B) C) 1 D) E)
13.
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
18. Uçucu olmayan bir X katısı 100 gram suda en fazla, 20. bileşiğiyle ilgili bazı bilgiler şöyledir:
’de 17 gram,
bileşiğinin 0,1 molü 12 gramdır.
’de 27 gram,
Bileşikteki X, Y, Z atomlarının kütlece birleşme
’de 39 gram oranları (X:Y:Z) sırasıyla 3:4:8’dir.
D) 21. Atom kuramına göre, baş kuantum sayısı (n) ile ilgili
’de 20 gram X katısının 100 gram suda
aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
E) ’de 30 gram X katısının 100 gram suda A) Baş kuantum sayısı, temel enerji düzeyini belirtir
ve sıfırdan büyük tam sayıdır.
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
D) Stronsiyum karbonat
22. Periyodik çizelgeyle ilgili aşağıdaki ifadelerden 23. X, Y, Z elementleriyle ilgili bilgiler şöyledir:
hangisi yanlıştır?
X’in, iyonunun elektron dağılımı ile
A) IA grubu elementlerinin elektron dağılımındaki bitmektedir.
son orbital s orbitalidir.
Y elementi, 4. periyot ve IIA grubundadır.
B) VIA grubu elementlerinin elektron dağılımı Z, VIIA grubunda ve atom numarası en küçük o-
lan elementtir.
ile biter.
Buna göre X, Y, Z elementlerinin periyodik
C) VA grubu elementlerinin elektron dağılımı çizelgedeki yerleri aşağıdakilerin hangisinde doğ-
ile biter. ru olarak verilmiştir?
B)
X
Y
Z
C) Z
D)
Z
X
Y
E)
Z
Y X
− +
A) X + ve Y3− B) Y3 ve Z C) X ve Z
− + 2+
D) Y3 ve Q 2 E) Z ve Q
Buna göre,
D) II ve III E) I, II ve III
26. X, Y, Z elementlerinden oluşan ya- 28. Bir proteinin, yüksek sıcaklıkta, düşük pH koşulunda ya
da çeşitli kimyasal maddelerin bulunduğu ortamda, üç
pılarındaki bağ türleri, aşağıdakilerin hangisinde boyutlu yapısı bozulmuş, ancak bu durumdan peptid
doğru olarak verilmiştir? bağları etkilenmemiştir.
ulaşılır.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) II ve III
Buna göre, bu makromoleküller aşağıdakilerin
hangisinde doğru olarak verilmiştir?
X Y Z
30. Hücre ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi 32. Aşağıdaki olaylardan hangisi mitoz ve mayoz II
yanlıştır? bölünmenin her ikisinde de kural olarak gerçek-
leşir?
A) Ökaryotik hücrelerde zarlı organeller bulunur.
A) Sinapsis olması
B) Yeni bir hücre ancak başka bir hücrenin bölün- B) Krossing over olması
mesiyle oluşur.
C) Haploid kromozomlu yavru hücre oluşması
C) Hücre büyüdükçe yüzey alanı/hacim oranı aza-
lır. D) Kardeş kromatitlerin birbirinden ayrılması
D) Hücre canlılığın temel birimidir.
E) Homolog kromozomların birbirinden ayrılması
A) B)
Zaman Zaman
A) 1. bireyin genotipi: OO Rr
B) 2. bireyin genotipi: AO rr
C) 3. bireyin genotipi: AA rr
Zaman Zaman
D) 4. bireyin genotipi: BO Rr
E) E) 5. bireyin genotipi: AO Rr
Zaman
34. Balıkların solungacında kılcal damarlardaki kan akışı ile 35. İnsanda, işaretlenmiş bir alyuvar, akciğer atardamarı
su akış yönü birbirine terstir. Bu iki ortam arasın- içine veriliyor; bu işaretli alyuvara bir süre sonra alt ana
daki oksijen difüzyonu Şekil 1’de şematize edilmiştir. toplardamarında rastlanıyor.
Difüzyon sonunda kanın oksijen doygunluğunda (%)
meydana gelen değişimin grafiği de altında verilmiştir. Bu alyuvar kalpten bir kez geçtiğine göre, aşağıdaki
yapıların hangisinden geçmemiştir?
E) Akciğer toplardamarı
A) B)
100 100
Su Su
50 50
Kan Kan
0 0
C) D)
Su Su
100 100
Kan Kan
50 50
Buna göre fotosentez ürünlerinin taşındığı yapı,
şekilde hangi numarayla gösterilmiştir?
0 0
A) I B) II C) III D) IV E) V
E)
Su
100
Kan
50
37. Bitkiler, çiçeklenme için gereksinim duydukları ışık 38. Çiçekli bir bitkinin üremesindeki bazı evreler aşağı-
alma sürelerine göre uzun gün bitkisi ya da kısa gün daki şekilde numaralandırılmıştır.
bitkisi olarak isimlendirilir. Bir uzun gün bitkisiyle bir
kısa gün bitkisi farklı ışık alma sürelerine tabi tutul-
duğunda gerçekleşen çiçeklenme durumları aşağı-
daki şekilde gösterilmiştir.
Bu deneyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi Bu evrelerin hangisinin sonunda meydana gelen
söylenemez? hücrelerin genotipi, bu hücreleri üreten hücre-
ninkinden farklıdır?
A) Kısa gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten az
(Bu üreme döngüsünde mutasyon gerçekleşmediği
olduğunda çiçeklenmiştir.
kabul edilecektir.)
B) Uzun gün bitkisi, ışık alma süresi 12 saatten A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
fazla olduğunda çiçeklenmiştir.
D) I ve II E) I ve III
C) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi, ışık
alma süresi 12 saatten az olsa da uzun gün
bitkisinin çiçeklenmesini sağlamıştır.
D) Karanlık sürenin kırmızı ışıkla bölünmesi kısa
gün bitkisinin çiçeklenmesini önlemiştir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
47 Test Bitti.
Cevaplarınızı Kontrol Ediniz.
;f)V;}_-YH+
p:6\n8`F^FV
M9991.01032
(Bu numarayı c evap k âğıdınızdaki ilgili alana kodlama yı unut mayınız.)
ADI
SOYADI
DİKKAT!
SINAV BAŞLAMADAN ÖNCE AŞAĞIDAKİ UYARILARI MUTLAKA OKUYUNUZ.
1. Adınız, soyadınız, T.C. Kimlik Numaranız ve sınav salon numaranız yukarıdakilerden farklı ve
kitapçık üzerine basılı olan fotoğraf size ait değilse bunu salon başkanına belirterek size ait
soru kitapçığının verilmesini sağlayınız.
1. Bu kitapçıkta sırasıyla Türkçe Testi, Sosyal Bilimler 4. Bu testler puanlanırken her testteki doğru cevap-
Testi, Temel Matematik Testi, Fen Bilimleri Testi larınızın sayısından yanlış cevaplarınızın sayısının
bulunmaktadır. dörtte biri düşülecek ve kalan sayı o testle ilgili ham
puanınız olacaktır. Bu nedenle, hakkında hiçbir
2. Bu testler için verilen toplam cevaplama süresi 160
fikriniz olmayan soruları boş bırakınız. Ancak,
dakikadır. Bu süreyi, cevaplayacağınız testleri dik-
soruda verilen seçeneklerden birkaçını eleyebiliyor-
kate alarak kullanınız.
sanız kalanlar arasında doğru cevabı kestirmeye
3. Bu kitapçıktaki testlerde yer alan her sorunun sade- çalışmanız yararınıza olabilir.
ce bir doğru cevabı vardır. Bir soru için birden çok
5. Sınavda uyulacak kurallar bu kitapçığın arka kapa-
cevap yeri işaretlenmişse o soru yanlış cevaplan-
ğında belirtilmiştir.
mış sayılacaktır.
SINAVDA UYULACAK KURALLAR
1. Cep telefonu ile sınava girmek kesinlikle yasaktır. Çağrı cihazı, telsiz, fotoğraf makinesi vb. araçlarla; cep
bilgisayarı, kol ya da cep saati, her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlarla; silah ve benzeri teçhizatla;
müsvedde kâğıdı, defter, kitap, sözlük, sözlük işlevi olan elektronik aygıt, hesap cetveli, hesap makinesi, pergel,
açıölçer, cetvel vb. araçlarla sınava girmek kesinlikle yasaktır. Bu araçlarla sınava girmiş adaylar mutlaka Salon
Sınav Tutanağına yazılacak, bu adayların sınavı geçersiz sayılacaktır. Sınava kalem, silgi, kalemtıraş, saat
vb. araçla ve kulaklık, küpe, broş vb. takı, herhangi bir metal eşyayla girmek de kesinlikle yasaktır.
Yiyecek, içecek vb. tüketim malzemeleri de sınava getirilemez. Adaylar sınava şeffaf şişe içerisinde su
getirebileceklerdir.
2. Bu sınavda verilen toplam cevaplama süresi 160 dakikadır. Sınav başladıktan sonra ilk 120 ve son 15 dakika
içinde adayın sınavdan çıkmasına kesinlikle izin verilmeyecektir.
3. Sınav evrakını teslim ederek salonu terk eden aday, her ne sebeple olursa olsun, tekrar sınava alınma-
yacaktır.
4. Sınav süresince görevlilerle konuşmak, görevlilere soru sormak yasaktır. Aynı şekilde görevlilerin de adaylarla
yakından ve alçak sesle konuşmaları ayrıca, adayların birbirinden kalem, silgi vb. şeyleri istemeleri kesinlikle
yasaktır.
5. Sınav sırasında, görevlilerin her türlü uyarılarına uymak zorundasınız. Sınavınızın geçerli sayılması, her şeyden
önce, sınav kurallarına uymanıza bağlıdır. Kurallara aykırı davranışta bulunanların ve yapılacak uyarılara
uymayanların kimlik bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve sınavları geçersiz sayılacaktır.
6. Sınav sırasında kopya çeken, çekmeye kalkışan, kopya veren, kopya çekilmesine yardım edenlerin kimlik
bilgileri Salon Sınav Tutanağına yazılacak ve bu adayların sınavları geçersiz sayılacaktır. Görevliler kopya
çekmeye ya da vermeye kalkışanları uyarmak zorunda değildir; sorumluluk size aittir.
Adayların test sorularına verdikleri cevapların dağılımları bilgi işlem yöntemleriyle incelenecek, bu
incelemelerden elde edilen bulgular bireysel ya da toplu olarak kopya çekildiğini gösterirse kopya eylemine
katılan adayın/adayların cevaplarının bir kısmı ya da tamamı iptal edilecektir.
Sınav görevlileri bir salondaki sınavın, kurallara uygun biçimde yapılmadığını, toplu kopya girişiminde
bulunulduğunu raporlarında bildirdiği takdirde, ÖSYM takdir hakkını kullanarak bu salonda sınava giren tüm
adayların sınavını geçersiz sayabilir.
7. Cevap kâğıdında doldurmanız gereken alanlar bulunmaktadır. Bu alanları doldurunuz. Cevap kâğıdınızı
başkaları tarafından görülmeyecek şekilde tutmanız gerekmektedir. Cevap kâğıdına yazılacak her türlü yazıda
ve yapılacak bütün işaretlemelerde kurşun kalem kullanılacaktır. Sınav süresi bittiğinde cevapların cevap
kâğıdına işaretlenmiş olması gerekir. Soru kitapçığına işaretlenen cevaplar geçerli değildir.
8. Soru kitapçığınızı alır almaz, sayfaların eksik olup olmadığını, kitapçıkta basım hatalarının bulunup bulun-
madığını ve soru kitapçığının her sayfasında basılı bulunan soru kitapçığı numarasının, kitapçığın ön kapağında
basılı soru kitapçığı numarasıyla aynı olup olmadığını kontrol ediniz. Soru kitapçığınızın sayfası eksik ya da
basımı hatalıysa değiştirilmesi için salon başkanına başvurunuz.
9. Size verilen soru kitapçığının numarasını cevap kâğıdınızdaki “Soru Kitapçığı No” alanına kodlayınız.
10. Sınav sonunda soru kitapçıkları toplanacak ve ÖSYM’de tek tek incelenecektir. Soru kitapçığının bir sayfası bile
eksik çıkarsa sınavınız geçersiz sayılacaktır.
11. Cevap kâğıdına ve soru kitapçığına yazılması ve işaretlenmesi gereken bilgilerde bir eksiklik ve/veya yanlışlık
olması hâlinde sınavınızın değerlendirilmesi mümkün olamamaktadır. Tarafınızdan yazılması ve işaretlenmesi
gereken bu bilgilerde eksiklik ve/veya yanlışlık olduğunda durumunuz Sınav Salon Tutanağında belirtilecektir.
12. Soru kitapçığının sayfalarındaki boş yerleri müsvedde için kullanabilirsiniz.
13. Soruları ve/veya bu sorulara verdiğiniz cevapları ayrı bir kâğıda yazıp bu kâğıdı dışarı çıkarmanız kesinlikle
yasaktır.
14. Her testin cevaplarını cevap kâğıdındaki ilgili alana işaretlemeye dikkat ediniz.
15. Sınav salonundan ayrılmadan önce, soru kitapçığınızı ve cevap kâğıdınızı salon görevlilerine teslim etmeyi
unutmayınız.
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimi zin yazılı i zni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu
ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
1. Yahya Kemal’i ve Nazım Hikmet’i ayrı tutarsak küçük 3. Bir sanatçımız şöyle diyor: “Dergiler, edebiyatın yeral-
mutluluklar Türk şiirine Garip döneminde bir uğrayıp tı haritasıdır.” Nitekim bu dergilerde ilk ürünleri yayım-
geçmiştir, diyebiliriz. Biraz Ziya Osman, çok az Cahit lanan genç şairlerin çoğu, bir süre sonra çalışmalarını
Sıtkı… Onun dışında “Hüzün ki en çok yakışandır bi- kitaplaştırarak şairliklerinin ilk kilometre taşlarını ko-
ze.” anlayışı egemendir. Cemal Süreya’nın, Garip- yarlar.
çilerin izine basarak yürüdüğü kimi şiirlerinde de bu
anlayışın yansımalarını görürüz. Ne var ki onun şiirle- Bu parçada geçen “edebiyatın yeraltı haritası olma”
rinde genel olarak ince bir hüzün söz konusudur. sözüyle, dergilerin hangi özelliği belirtilmek isten-
miştir?
Bu parçada geçen “izine basarak yürüme” sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarları, yeni yazınsal türlere yönlendirme
C) Yenilerini eskilerinden ayırabilmek A) İyi şiirler, şairlerinden zengin bir birikim ister.
5. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraç 7. (I) Yaşadığı dönemin şiir anlayışından uzaklaşarak
içindeki sözün anlamını içermemektedir? uçlarda dolaşan, alışılmadık bağdaştırmaları ve imge-
leriyle zaman zaman, bilinen söylemin dışına taşan
şair, sürekli yenilikler peşinde koşmuştur. (II) Karşı-
A) Öykünüzü, yaşamın akışını düşündüren bir do- laştığı insanlık durumlarına yeni duygu ve anlamlar
ğallıkla yazın, bunu yapabilecek güçlü bir kalemi- yükleyerek onları yeniden yazmıştır. (III) Şiirlerini
niz var. (yazarlık yeteneği olmak) oluştururken boş alanlar bırakmış, uzun dizeleri kır-
mıştır. (IV) Şiirde bir yenilik gerçekleştirmek için dilin
yerleşik söz değerlerini olduğu gibi kullanmaktan ka-
B) Öykünüzdeki bilinmeyenlerden kurtulmak için öy- çınmış, dili yeniden kurmaya yönelmiştir. (V) Şiirle-
küdeki kadının kim olduğunu, nasıl bir yaşam rinin çoğunda, çok anlamlı sözcükler kullanarak deği-
sürdüğünü, ne iş yaptığını görünür kılın. (belir- şik çağrışımlar uyandırmıştır.
ginlik kazandırmak)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi,
C) Sizin yaptığınız gibi, bir dönemi küçük bir öyküye
sözü edilen şairin şiirlerinin içeriğiyle ilgilidir?
sığdırmak herkesin üstesinden gelebileceği bir iş
değildir. (zorluğu yenmek)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışı- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangile-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? ri anlamca birbirine en yakındır?
9. (I) Berna Moran’ın deyişiyle “huzursuzluğun romanı”, 11. Şairler arasında öteden beri süregelen açık ya da giz-
Fethi Naci’ye göre de “Türkçenin en güzel aşk roma- li bir yarış vardır. Oysa aynı gözeden su içen, aynı
nı” olan Huzur’un yayımlanışının üzerinden yaklaşık güneş altında ısınan, aynı ağacın gölgesinde oturan
elli yıl geçti. (II) Bu romanda olaylar, bir ağustos günü insanlardır onlar. Birbirlerine, sanıldığından daha çok
başlar ve radyodan İkinci Dünya Savaşı’nın başladı- ihtiyaçları vardır. Ölmüş şairlerle, onların anıları üze-
ğını haber veren bir anonsla biter. (III) Her ne kadar rinde yaşatılan dostluklar da dâhildir buna. ----? Kıs-
ilk bakışta aşk romanı gibi görünse de günahın ve ka- kanmalar, görmezden gelmeler, kara çalmalar… Neyi
vuşmanın değil, Doğu’yla Batı’nın, huzursuzluğun, paylaşamazlar? Herkesin kabı kendine göredir, ala-
zaman ve müziğin romanı olarak kabul edilir. (IV) Hu- cağı su miktarı bellidir oysa. Paylaşmanın, el ele ve-
zur, hiçbir zaman Madam Bovary’nin yarattığı etkiye rerek yaratacakları eleştiri ortamının sağlayacağı ya-
benzer bir etki yaratmamıştır. (V) Madam Bovary gibi rarlar üstünde durmak ve bunu geliştirmek varken ne-
can sıkıcı taşranın romanı değildir Huzur; tam tersine dir bu yok edici yarış?
çok eski, çok köklü bir kentin, İstanbul’un, Boğazi-
çi’nin romanıdır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de değerlendirme söz konusu değildir? A) Şairler arasındaki bütün bu çatışmalar gerçekte
şiirimizin tematik haritasını daraltır mı
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
B) Bunu bilmelerine karşın nedir bu sevgisizlik şair-
ler arasında
C) Öyleyse neden şiirin kolaya kaçma sanatı olduğu
izlenimi yaratılıyor
D) Şairler, birbirlerini değerlendirirken şiirsel ölçütler
kullanırlar mı
10. (I) Günümüzde, yeni yetişen genç yazarlar kendinden E) Oysa her şair, şiirini kendi yaşam serüveninden
öncekileri tanımadıkları, okumadıkları için bir eksiklik çıkarmaz mı
duymuyor sanki. (II) Bunlar deneyimli, usta yazarların
önünde yaprak gibi titremiyor artık, kendine çok güve-
niyor. (III) Bununla birlikte yapıtları ilgiyle karşılanan,
geniş okur kitlelerine seslenen sanatçının çok iyi ya-
zar olduğu yanılgısına düşüyor. (IV) Yeni kuşağın “Ne
olacaksa çabucak olsun.” düşüncesinden doğan bu
gözü kara yarış, bence oldukça tehlikeli. (V) Çünkü
bu, bireyciliğin, “ben ben”ciliğin egemenliği anlamına
gelir.
12. Sokrates’ten önceki ilk Batılı filozoflar, geçmişten iki 13. Türküler, şiirler iç dünyamızın sesi olarak yazılmış ol-
büyük kopuşu aynı anda gerçekleştirdiler. İlk önce, salar da bizden çıktıkları anda topluma mal olmuştur
kendi akıllarını kullanarak dünyayı anlamaya çalıştı- artık. Yalnız topluma mal olmakla kalsa iyi. Yerelden
lar. Bu tek başına, tümüyle yeni bir şeydi ve insanın ulusala, ulusaldan evrensele bir değişme ve gelişme
gelişmesinde en önemli köşe taşlarından birini oluş- çizgisi izleyerek bütün insanlığın ortak değeri hâline
turdu. Aynı zamanda insanlara, akıllarını nasıl kulla- gelir. Örneğin Yunus Emre’nin şiirlerinde yansıtılan
nacaklarını ve kendi başlarına nasıl düşüneceklerini duygular salt bize mi özgüdür? Neruda, yalnızca Şi-
de öğrettiler. ----. Onlar bilgi birikimlerini olduğu gibi li’nin acılarını yansıtmıştır, deyip dışlayabilir miyiz onu?
öğrencilerine aktarmak yerine, onları tartışmaya, Acısı acımız olmuştur, halkı da halkımız. Kısaca ----.
düşünce alışverişinde bulunmaya, kendi düşüncele-
rini ileri sürmeye ve savlarını kanıtlamaya özendiren Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
öğretmenlerdi. aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
14. Gerek edebiyat dergilerinde gerekse gazetelerin sa- 15. Yayınevlerinin tercihi her zaman romandan yana ol-
nat-edebiyat sayfalarında yer alan söyleşilerde, ne- muştur. Yalnız bizde değil, dünyada da böyle. Öykü-
dense hep aynı konular konuşuluyor ve bundan bir ler ise daha çok dergilerde varlıklarını sürdürüyor.
türlü vazgeçilmiyor. Bir yazarın yeni bir romanı mı Öykü kitabı yayımlamakta direnen genç yeteneklere
çıkmış, sorusu hemen hazır: “Bu yapıtınızı yazarken olanak sağlayan yayınevleri - neyse ki - var. Şu da bir
neyi amaçladınız?” ya da “Yapıtınız yaşadıklarınız- gerçek ki beş altı yıldır durağan bir ortamda kendini
dan izler taşıyor mu?” Cevaplar da üç aşağı beş yu- yineliyor öykü ama yenileyemiyor. Bu nereye kadar
karı aynı düşünceler etrafında dönüyor. Peki neden sürer, kestirmek güç; ardından bir yükselişin, belki de
bu sınırlılık? Bence bu, yazardan değil, soruyu so- sıçramanın yaşanacağı kesin.
randan kaynaklanıyor. Çünkü söyleşilerde asıl yön-
lendirici, soruyu sorandır. Bu nedenle sanatçının dü- Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
şünce üreterek sanatını geliştirmesinde ve yapıtları- olarak söylenmiş olabilir?
nın değerlendirilmesinde ona sorulacak soruların
önemli bir payı vardır. ----.
A) Yayınevleri öykü seçiminde hangi ölçütlere bağlı
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre kalıyor?
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
B) Roman türündeki kalıplaşmaya gidiş konusunda
ne düşünüyorsunuz?
A) Bütün bunlara bakarak eleştirel yaklaşımın ne
C) Öykücülerin soyut konulara ağırlık verişini neye
denli önemli olduğunu söylemek hiç de yanlış ol-
bağlıyorsunuz?
maz
D) Türk edebiyatında romanın yükselişi karşısında
B) Bu sorun bence temelde birbirini izleyen aynı öykünün konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
nitelikteki durumların art arda sıralanmasından
doğuyor E) Genç yazarları öykü yazmaya yönlendirmek için
neler yapılabilir?
C) Hangi yazara sorarsanız sorun, hepsi kendine
özgü yazma yöntemlerinin olduğunu söyleyecek-
tir
D) Üstelik yapıtın niteliğini yazarın donanımı belirler
ve bunun üzerine söylenebilecek çok söz vardır 16. Modayı sevmem. Örneğin herkesin aynı anda, aynı
şeyleri giymesi, bana nedense ters gelir. Benim pus-
lu, gözlerden uzak ve reklamı çok yapılmamış olan
E) Kısaca hem eleştirmenlerin hem de sanatçılarla hoşuma gider her zaman. Çünkü yönlendirilmeyi de-
söyleşi yapanların, her düzeyden insanın ilgisini ğil, özgürce keşfetmeyi severim. Bilinçaltıma baskı
çekecek nitelikte sorular sorması gerekiyor yapılmasını istemem.
17. Ödüller, genç bir şairin adının altı fosforlu bir kalemle 19. İnsanlar, toplu hâlde yaşama gereksinimi duyarlar.
çizilerek şiirlerinin tanınmasına olanak sağlıyorsa az Bunun için herkesin üzerinde anlaştığı, gittikçe yay-
şey mi bu? Ya da usta bir şairin, şiire verdiği emeğin gınlaşan ortak bir değerler sistemi gerekir. İşte ahlak,
ödülle taçlandırılmasının ne sakıncası olabilir ki? Üs- bu türden bir değerler sistemidir. Toplumda çekişen
telik şiir kitaplarının hemen hemen hiç satılmadığı, ve çatışan tarafların hiçbir ortak yanı kalmadığı du-
dolayısıyla kitapçıların, bu kitapları raflarına koymaya rumlarda bile birleştirici bir güç durumundadır. Ör-
yanaşmadığı ve dağıtımcıların, “şiir” sözcüğünü duy- neğin, dürüstlüğü değil de yalancılığı ya da sahte-
duğunda yüzlerini buruşturduğu günümüzde… Şiirin kârlığı kimse öneremiyor. Sadakat yerine ihanet, ada-
bu konumuna gönlü razı olmayan şairlerin verdiği let yerine haksızlık değerli gösterilemiyor. Çünkü ah-
emekleri, bütün şiirseverlerin takdirle karşılaması ge- lak, bir insan topluluğunun, üzerinde birleştiği ortak
rektiği kanısındayım. paydayı oluşturuyor.
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden ya- Bu parçadan ahlakla ilgili olarak aşağıdakilerin
kınmaktadır? hangisi çıkarılabilir?
A) Ödüllere karşı çıkılmasından A) İlkelerinin kişiden kişiye değişen, göreceli bir ni-
telik taşıdığı
B) Ödüllerin gelişigüzel dağıtılmasından B) Davranışları ve ilişkileri düzenleyen ana kurallar
olduğu
C) Günümüzde değer yargılarının değişmesinden C) Toplumdan topluma farklı özellikler taşıdığı
D) Genç şairlerin ödül alınca ustalaştıklarına inan- D) Yasaların öngördüğü yaptırımları içerdiği
malarından
E) Sanatçıların, yaratılarını oluştururken gerekli E) Kişileri değerlendirmede ayırıcı bir ölçüt olduğu
özeni göstermeyişlerinden
20. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından bu yana nostalji, 21. Bir zamanlar edebiyatın gücüne, bir şeyleri değiştire-
başka bir deyişle eskiye duyulan özlem gittikçe yay- bileceğine inanırdım. Benim için edebiyat, yaşam bo-
gınlaşıyor. Bu, bir bakıma insanların yaşamlarından yu temiz kalmanın, vicdani ve ahlaki çürümeye karşı
giderek daha fazla yakındıklarının bir göstergesi. Ar- durmanın göstergelerinden biriydi. Yıllarım, bu inan-
tık her kuşak yaşamın daha az mekanik, doğallığın cın etkisiyle gelişen bir tutkunun peşinden koşmakla
daha yaygın olduğu bir dönemi özlüyor. Bu özlem hiç geçti. Ama artık kabul edelim, bugünün insanı sözün
bitmeyecek gibi görünüyor. Çünkü teknolojik geliş- değerini bilmiyor. Okumayı sevdiğini söylüyor ama iyi
meler yaşamı kolaylaştırdığı ölçüde daraltıyor da. Bu romanlardan, öykülerden, gerçek şiirden habersiz.
yüzden günümüz insanı gözlerini geçmişe çeviriyor. Ömrünü edebiyata vermiş, köşesinde sessiz sessiz
Söz gelimi eski trenler böyle miydi, diye başlıyor, in- yaşayan gerçek yazarlara sırtını dönmüş. Yalnızca,
sanların atlı arabalarla yolculuk ettikleri günlere kadar yapıtları çok sattığı için kimi yazarların önünde uzun
gidiyor. kuyruklar oluştururken edebiyatın insanı çağırdığı o
gerçek dünyayı aşındırdığının farkında bile değil. Pe-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? ki, o zaman edebiyat ne işe yarıyor? Söylemesi zor
ama edebiyat bugün, yaratıları ilgi görmeyen üç beş
A) kişinin sığındığı, kuşatılmış bir kale.
İçinde bulunduğumuz koşulların geçmişi güzel-
leştiren çağrışımlar yarattığı Aşağıdakilerden hangisi edebiyatla ilgili olarak bu
B) İnsanlar arasındaki içtenlikli ilişkilerin yitip gittiği parçada yakınılan durumlardan biri değildir?
22. Çocukluğumuzda kaç kez duyduk kim bilir: “Çok oku- 23. Benim ansiklopediyle tanışmam, ortaokulda ödev
yan mı bilir, çok gezen mi?” Cevaptan çok, sorunun yapmak için kütüphaneye gittiğim günlere rastlar. Bir
kendisi önemliydi sanki. Ortada derin bir ikilem var- ansiklopediye sahip olmak o yıllarda, hayal edilemez
mış gibi ciddiyetle yöneltilirdi soru. Her seferinde bir şeydi. O, ancak bir kütüphanede bulunur ve belli
“Çok okuyan!” dememiz beklenirdi. Galiba ilköğ- bir süreliğine alınıp bakılabilir, dokunulabilir bir nes-
retimdeki öğretmenlerimiz, okuma sevgimizi böyle ar- neydi. Kocaman cüssesiyle bir ansiklopediyi kucakla-
tırmaya çalışırdı. Çok okumakla çok gezmek asla yan mak, sayfalarını karıştırmak, bir maddeyi arayıp bul-
yana gelemezmiş gibi… Bense okumayı da gezmeyi mak, başka bir gezegene inmek ve orada keşiflerde
de tutkuyla seven biri olarak ikiye bölünürdüm. Hiçbir bulunmaktan farksızdı. Ne yazık ki şimdiki çocuklar
zaman ısınamadım bu yapay ikileme, okumanın da ansiklopedi bile karıştırmıyorlar. O büyülü dünyadan,
içten içe bir seyahat olduğuna inandığımdan, her ki- o heyecandan habersiz yaşıyorlar. Öğretmenler ödev
tabın bizi başka bir yolculuğa çıkardığını düşündü- verirken “İnternetten bulun.” diyorlar. Onlar da hiçbir
ğümden. Okuyarak gezmek, her kitabı başlı başına çaba göstermeden İnternetten buldukları bilgiyi kop-
bir serüven sayarak bir başka ortama, bir başka ya- yalıyor; okuyup değerlendirmeden, hiçbir şey öğren-
şama uzanan bir yolculuk yapmak mümkündür çün- meden götürüp veriyorlar.
kü. Gezerken de her insanı ve her hayatı bir kitap gibi
düşünerek dünyayı okumak da mümkün. Okumak ve Bu parçada belirtilenler arasında aşağıdakilerden
gezmek aslında o kadar iç içe ki… hangisi yoktur?
24. Hemen hepimiz yazılarımızda, yerli yersiz alıntılar 25. Bazı sanatçılar, yaratıcılıklarını kamçılayan büyülü
yapmaktan, özellikle sözü, alçak gönüllülükle yabancı I
ozanlara, çağdaş düşünürlere bırakmaktan fazlasıyla
hoşlanıyoruz. Kimi zaman bunu öyle abartıyoruz ki anları “beyaz an” diye adlandırırmış. Yakalandığı
yazar olarak konuyla ilgili ne düşündüğümüz anlaşıl- II
mıyor. Ayrıca aynı alıntıların değişik yazarlarca da
kullanıldığını görüyoruz. Böylece tekrarın tekrarı bir sırada “Sonra devam ederim.” diyerek asla kesinti-
okuma, zaman kaybına, okuma ediminin yavanlaş- III
masına yol açıyor. Bu nedenle kendi özgün düşünce-
mizi dayanaklarıyla işlemeliyiz yazılarımızda. Yüzey- ye uğratılmaması, ertelenmemesi gerekirmiş bu
sellikten olabildiğince kaçınmalıyız. Kendi düşüncele-
rimizin de örneğin bir Valéry’ninki, Deleuze’ünki kadar
anın. Çünkü dönüp bakıldığında yerinde bulunama-
önemli olduğuna inanarak bir öz güven geliştirmeliyiz.
IV
Bu parçada alıntıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
yabilirmiş. Tükeninceye değin hakkının verilmesi
hangisine değinilmemiştir?
A) Yazılarda kullanılırken aslına bağlı kalınmadığına gerekirmiş, her zaman karşılaşılamayan bu beyaz
V
B) Belirli örneklere sık sık başvurulduğuna anların.
26. (I) Rengi uçmuş, sıradan yaşamımızda kendimize bir 28. (I) Yatılı olarak okuduğum ortaokul yıllarında, yaz ta-
ziyafet çekmek istediğimiz zaman kitapların kapağını tillerinde Kozlu’ya, ailemin yanına özlemle dönerdim.
aralarız. (II) Büyük bir açlıkla sayfaları çeviririz. (II) O yaşlarda evden yedi-sekiz ay uzakta kalmak ko-
(III) Gözlerimiz sözcükleri iştahla birer birer yerken lay değildi. (III) Arkadaşlarımı, okulumu çok seviyor-
zamandan ve mekândan kopuveririz. (IV) Başka in- dum, bugün de süren dostlukların temeli o yıllarda
sanların, başka diyarların görünmez konukları oluve- atılmıştı ama aile özlemi bir başka şeydi. (IV) Evimiz,
ririz. (V) Bu deneyimin ardından yaşadığımız ana geri denizin hemen kıyısındaki bir tepenin yamacındaydı.
döndüğümüzde ise ruhumuzda kopan fırtınalar ya (V) Dalga sesleri odamda sürekli yankılanırdı ve ben
şiddetlenir ya da dinginleşir ama her zaman bir şeyler doyamadığım o denizi, dalgaları büyük bir hazla izler-
değişir içimizde. dim. (VI) Hâlâ Kozlu’yu, o evi ve o dalga seslerini, öz-
lemin içimi sızlatan acısıyla anımsarım.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-
rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de ögelerin dizilişi “zarf tümleci, nesne, zarf tümleci
A) I. cümlede, nesne, belirtili isim tamlamasından ve yüklem” biçimindedir?
oluşmuştur.
A) I. B) II. C) III. D) V. E) VI.
B) II. cümlede, durum zarfı kullanılmıştır.
B) Ünlü düşmesi
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden
hangisi yanlıştır? C) Sürerlik fiili
30. Bir uğultu başlıyor söz dağarcığımda, sözcükler 32. Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Medet Köyü’nde ya-
Bu cümledeki altı çizili sözcüklerin hangisinde tanır. Usta derme çatma köy evinde yumurta kabu-
ünsüz benzeşmesi vardır?
33. Eğer o şiirler, o romanlar, o öyküler, o tiyatro yapıtları 35. (I) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz; onlar, metinlerde
olmasaydı, söylemek bile fazla, duygularımız daha az geçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın büyüsün-
bilinecek, bilgilerimiz daha az olacaktı. Çünkü ede- den çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denen
biyat, daha iyi duymamızı, daha iyi düşünmemizi sağ- bir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (III) Çünkü
lar. Daha doğru, daha insanca yaşamamıza yardımcı “olay” onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim,
olur. çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup getirmeme,
okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiir-
Bu parçada, virgülün işlevleriyle ilgili olarak aşa- lerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz.
ğıda verilenlerden hangisine uygun bir örnek (V) Bu da bize, Borges’in de dediği gibi, şiirin
yoktur? öğretilemeyecek ama duyumsatılabilecek bir tür oldu-
ğunu gösteriyor.
A) Ara sözleri ayırma Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
B) Sıralı cümleleri birbirinden ayırma
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
C) Özel olarak vurgulanması gereken bir ögeyi be-
lirtme
D) Tırnak içinde verilmeyen aktarma cümlelerini be-
lirtme
E) Art arda sıralanan eş görevli sözcük kümelerini
ayırma
36. (I) Editör, bir yayınevinin olmazsa olmazlarındandır.
(II) Yayımlanacak bir yapıtı düzenlemek, yayıma ha-
zırlamak ve yayımlamak gibi birçok işi ve işlevi var.
(III) Yazarın ve eserinin seçilmesinden, nasıl yayımla-
nacağına değin yayımlama işinin bütün aşamalarını
34. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bo- kapsayan zorlu bir iştir bu. (IV) Günümüzde editörlük,
zukluğu vardır? yayıncılık alanında kurumsallaşamamış işlerden.
(V) Yazarların çoğu, editörün yaptığı işi küçümseyip
onu yalnızca bir düzeltmen olarak algılıyor. (VI) Bu
A) Diplomalarını alacak öğrenciler salona sırayla gi- yüzden de editörlüğü böyle algılayan birçok yazarın
riş yaptılar. yayımlanan kitaplarında yanlışlardan geçilmiyor.
B) Müjdeyi vermek için mutfağa, annesinin yanına
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa-
heyecanla koştu.
ragraf hangi cümleyle başlar?
C) Konuşmasına başlamadan önce dinleyicilere
şöyle bir baktı. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
D) Eski öğrencilerin de katıldığı büyük bir toplantı
düzenlediler.
E) Yarıyıl tatilinde yapılacak olan Amasra gezisi er-
telendi.
37. (I) İnsan ilişkilerinin öneminin yeterince kavranmamış 39. Yazınsal yaratıcılığın gizi, ana dilde, ana dilin söz de-
olması, çocuk gelişimiyle ilgili birtakım sorunları da ğerlerindedir. Buna erişmesi, yazarın, ozanın önce-
beraberinde getirdi. (II) Söz gelimi günümüzde, kendi likle ana dilini, onun söz değerlerini sevmesine bağlı-
kendine oyun kuramadığı için üretken olamayan, edil- dır. Bu sevgiden yoksunsa kişi, gerçek anlamda yara-
gen, çevreye karşı ilgisiz, evlere hapsolmuş çocuklar tıcı olamaz. Büyük bir ozan da yaratıcılığın dilde, söz-
yetişiyor. (III) Bunların hayal güçleri, erken yaşta ta- cüklerde olduğunu söylüyor. Şöyle diyor sözcükler
nıştıkları ve hayatlarının doğal bir parçası olan tele- için: “Onların önünde ben diz çökerim, bana kalk de-
vizyonla ve bilgisayar oyunlarıyla sınırlanmış durum- yinceye değin kıpırdamam. Kısaca, değer veririm on-
da. (IV) Televizyondaki reklamlar çocukları ticari birer lara, arkalarından giderim sözcüklerin, izlerim onları.
araç olarak görüyor. (V) Kaba kuvveti ve silah kullan- İşte ben böylesine severim sözcükleri.”
mayı özendiren, sanat değeri düşük filmler ve kimi
yayınlar yüzünden özellikle çocuklar, çeşitli psikolojik Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
sorunlarla yüz yüze geliyorlar. (VI) den hangisi söylenemez?
E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
1. Bu testte sırasıyla, Tarih (1–17), Coğrafya (18–31), Felsefe (32–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Sosyal Bilimler Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
D) I ve II E) I, II ve III
5. XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti, iltizam usulünde yap- 7. Aşağıdakilerden hangisinin Osmanlı Devleti’nde
tığı değişiklikle yüklü bir peşin ödemeyi de öngören yerli tüccar kesiminin güçlenmesini engellediği
malikâne usulünü getirmiştir. Buna göre mukaatalar savunulamaz?
mültezimlere daha önceki gibi üç yıllık sürelerle değil,
sürekli olarak ihale edilmeye başlanmıştır. A) Yabancılara kapitülasyonlarla ayrıcalıklar tanın-
ması
Yapılan bu değişiklikle güdülen amaç aşağıdaki-
lerden hangisidir? B) Üretimin tarıma dayalı olması
A) Yeniçeri Ocağının kaldırılmasına ortam hazır- C) Osmanlı deniz taşımacılığının yetersiz olması
lamak
B) Tek hazine sisteminden çoklu hazine sistemine D) Osmanlı sanayisinin rekabet gücünü giderek yi-
geçmek tirmesi
C) Hazineye daha fazla gelir sağlamak E) İpek ve Baharat yollarının önemini kaybetmesi
D) İşgaller karşısında halkın desteğini almak Onur, yukarıdaki azınlıklardan hangilerini söyle-
seydi Ahmet’e doğru bilgi vermiş olurdu?
E) Mebuslar Meclisini kapatmak
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
13. Sakarya Savaşı kazanılmasına karşın Yunan or- 15. Hindistan’daki bir tarikatın lideri olan Ağa Han ile İn-
dusunu kesin yenilgiye uğratan Başkomutan giltere Kralı’nın özel danışmanı Hintli Emir Ali, Baş-
Meydan Savaşı’nın yaklaşık bir yıl sonra yapılma- bakan İsmet Paşa’ya bir mektup yollayarak halifelik
sına aşağıdakilerden hangisinin neden olduğu sa- kurumuna dokunulmamasını rica etmişlerdir.
vunulabilir?
Bu durumun, halifelikle ilgili olarak
A) Doğu Cephesi’nde fiili mücadelenin sona erme- I. bu kurumun, tüm Müslümanlar üzerinde siyasal
sinin beklenmesi gücünün olduğu,
B) Ayaklanan Çerkez Ethem birliklerinin dağıtılması II. yabancıların, bu kurumu Türkiye’nin içişlerine
müdahale amacıyla kullanmak istedikleri,
C) İtalyanların birliklerini Anadolu’dan çekmeye baş- III. bu kurumun varlığının ülkede tartışma konusu
laması olduğu
D) Türk ordusunun eksiklerinin tamamlanması durumlarından hangilerine kanıt olduğu savunu-
labilir?
E) Ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için Tekâlif-i
Milliye Emirlerinin çıkarılması A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
C) Devletçilik D) Laiklik
E) Cumhuriyetçilik
17. Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti sadece iki şeye güve- 19. Türkiye’de, enerji tasarrufu sağlamak amacıyla yaz ve
nir. Biri millet kararı, diğeri en elim ve güç şartlar için- kış saati uygulanmaktadır. Bu uygulama kapsamında
de dünyanın takdirlerine hakkıyla layık olan ordumu- yılın yaklaşık beş aylık döneminde 30º Doğu meridye-
zun kahramanlığı; bu iki şeye güvenir.” demiştir. ninin, diğer dönemde ise 45º Doğu meridyeninin yerel
saati ulusal saat olarak kullanılmaktadır.
Atatürk’ün, bu sözüyle millî gücün
Buna göre, 45º Doğu meridyeninin yerel saatinin
I. siyasi, ulusal saat olarak kullanıldığı dönemde, Türkiye’ de,
aşağıdakilerden hangisi yaşanmaz?
II. askerî,
D) I ve II E) II ve III E) En sıcak ay
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
Aşağıdakilerden hangisi yapılırsa bu hata gideril-
miş olur?
21. Aşağıdaki haritada beş farklı doğrultu numaralarla 23. Orografik yağışlar, denizden gelen nemli hava kütle-
gösterilmiştir. lerinin kıyı çizgisine paralel uzanan dağ sıralarına
çarparak yükselmesi sonucu meydana gelir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Buna göre, bu tatil beldesinin aşağıdakilerden D) Karbon ve Perm dönemlerinde, bu kıtalarda daha
hangisinde yer alması beklenir? ılıman bir iklimin olduğunu
A) Datça Yarımadası’nda
E) Bu kıtalardaki yer şekillerinin, Karbon ve Perm
B) Gelibolu Yarımadası’nda dönemlerindekiyle aynı olduğunu
C) Bolu Dağları’nda
D) Çukurova’da
E) Çandarlı Körfezi’nde
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
28. Aşağıdaki grafikte, 1750-2000 yılları arasında Avrupa 30. I. Siyasi bölgeler zamanla işlevini yitirebilir.
ve Afrika kıtalarının nüfusu gösterilmiştir.
II. Siyasi bölgeyi oluşturan ülkelerde dil, din ve ırk
birliği vardır.
A) I ve III B) II ve IV C) III ve V
D) I, II ve V E) I, III ve IV
A) 1750-1900 yılları arasında Afrika’dan kıta dışına 31. Aşağıdakilerden hangisi, insanın doğaya olan et-
yoğun göç olmuştur. kisine örnek gösterilemez?
B) Üniversite kurulması
32. Zekânın ve bilgeliğin ölçütünün zenginlik olduğunu 34. Nesnenin bilgisinin söz konusu olabilmesi için önce
düşünen kişiler, Thales’le yoksul olduğu için alay nesnenin var olması gerekir. Örneğin ağacın ne oldu-
ederler. O da bunun üzerine zeytinin az olduğu o yıl, ğundan, türlerinden, yararlarından söz edebilmek için
elindeki bütün parayla, ihtiyaç olmadığı için ucuzlamış öncelikle “ağaç” denilen bir şey var olmalıdır.
olan ve zeytinyağı üretiminde kullanılan tüm presleri
satın alır. Sonraki hasat mevsimi geldiğinde ihtiyacı Bu parça aşağıdaki yargılardan hangisini destek-
olanlara bu presleri kendi belirlediği fiyattan kiralayarak ler?
çok para kazanır.
36. Filler neden büyük, gri ve kırışıktır? Çünkü ufak, beyaz 38. Nasrettin Hoca bir gün oğluyla birlikte şehre gitmek
ve yuvarlak olsalardı aspirin olurlardı. Ufak bir fil hayal üzere yola çıkar. Şehre birçok köyün içinden geçilerek
ederek ona “ufak bir fil” diyebiliriz. Beyaz bir fil hayal gidilmektedir. Hoca eşeğin üzerinde, oğlu da yürüyerek
ederek ona “beyaz bir fil” diyebiliriz. Kırışıksız bir fil de onu takip eder. İlk köyden geçerken köylüler “Koskoca
“kırışıksız bir fil” olur. Başka bir deyişle büyüklük, grilik adam eşeğe binmiş, küçücük çocuğu yürütmeye utan-
ve kırışıklılık, Aristoteles’in bir fili fil yapan şeyin ne mıyor!” diye kınarlar. Sonraki köyden geçerken Hoca
olduğunu tanımlama sınavını geçemez. Çünkü aspirin yürür, oğlu da eşeğin üzerindedir. Oradaki köylüler de
gibi ufak, beyaz ve yuvarlak bir şey bir fil olamaz ve “Görüyor musun saygısız çocuğu, koca adamı yürütü-
böyle bir nesneyle karşılaştığımızda aklımıza “Hey, yor.” derler. Üçüncü köyde Hoca ve çocuk eşeğe birlikte
ağzına attığın bir aspirin mi yoksa alışılmamış türden bir biner, bu kez de eşeğe acımıyorlar diye suçlanırlar.
fil mi?” diye sormak gelmez. Dördüncü köyde çocuk da Hoca da yürür, kınanmaktan
nasiplerini alırlar. Beşinci köyde Hoca ve oğlu eşeği
Bu parçada varlıkla ilgili aşağıda verilenlerden birlikte taşımalarına karşın kınanma durumu değişmez.
hangisi sorgulanmaktadır?
Bu parça ahlak felsefesinin temel problemlerinden
A) Ana maddenin neliği hangisinin soruşturulmasında örnek verilebilir?
E) Zorunlu varlık/mümkün varlık ayrımı C) Ahlakta her zaman iyi niyet yeterli midir?
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Temel Matematik Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 6 B) 2 C) 0 D) E)
2.
D) 1006 E) 1008
A) 4 B) 8 C) 9 D) 15 E) 16
8.
6.
A) 3 B) 4 C) 6 D) 8 E) 9
olduğuna göre, aşağıdaki sıralamalardan hangisi
doğrudur?
A) B) C)
D) E)
9.
A) B) C) 1 D) 2 E) 4
A) 9 B) 11 C) 12 D) 13 E) 15
A) x B) C)
D) E)
A) 8 B) 9 C) 10 D) 12 E) 15
olduğuna göre, ifadesinin değeri kaçtır?
A) B) C) 0 D) 1 E) 4
15.
a bir pozitif tam sayı ve ’tir. p bir asal sayı
olduğuna göre,
16. n bir pozitif tam sayı olmak üzere, n’yi kalansız bölen 19. Rasyonel sayılar kümesinde bildiğimiz toplama ve
pozitif tam sayıların kümesi S(n) ile gösteriliyor. çarpma işlemleri tanımlanıyor.
Buna göre, kesişim kümesinin ele- Buna göre, aşağıdakilerden hangisinin hem top-
man sayısı kaçtır? lama hem de çarpma işlemine göre tersi bir tam
sayıdır?
A) 4 B) 5 C) 6 D) 8 E) 9
A) B) C) 0
D) 2 E)
fonksiyonları veriliyor.
18.
A) B) C)
önermeleri veriliyor. D) E)
A) B) C)
21. Gerçel sayılar kümesinde tanımlı
D) E) I.
II.
III.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) I, II ve III
22. Bir işi 5 kadın işçi 20 günde, 5 erkek işçi ise 30 günde 24. Bir fabrikada üretilen iş makinelerinin sayısı gün so-
bitiriyor. nunda kayıt altına alınıyor. Tutulan kayıtlar o günle
birlikte o günden önce üretilmiş olan iş makinelerinin
toplam sayısıdır. Beş iş gününde tutulan kayıtlar aşa-
Buna göre, 2 kadın ve 2 erkek işçi aynı işi birlikte
ğıda verilmiştir.
kaç günde bitirir?
Pazartesi ve öncesi : 20
A) 20 B) 30 C) 40 D) 45 E) 50
Salı ve öncesi: x
Çarşamba ve öncesi: 90
Perşembe ve öncesi: 140
Cuma ve öncesi: y
A) 10 B) 11 C) 12 D) 13 E) 14
25. Bir yatırımcı, hesabındaki z TL’nin bir kısmıyla altın,
kalan kısmıyla da döviz alıyor. Yatırımcı bir süre son-
ra altınlarını % 20 kâr elde ederek x TL’ye, dövizlerini
ise % 20 zarar ederek y TL’ye satıyor.
A) B)
C) D)
E)
26. Beş öğrencinin aday olduğu sınıf başkanlığı seçimin- 29. Ali, ağzına kadar suyla dolu olan bir şişedeki suyun
de adayların aldıkları oy sayıları olan A, B, C, D, E yarısını elde etmek istiyor. Bunun için aynı şişeden
arasında boş bir tane alıyor ve şişelerdeki su yükseklikleri eşit
olana kadar dolu şişeden diğerine su aktarıyor.
Suyun yarısını elde etmek için yaptığı üç farklı dene-
eşitliği vardır. me aşağıda gösterilmiştir.
Seçim sonucu dairesel grafikte gösterildiğinde
C tane oy alan adaya ait daire diliminin merkez
açısı kaç derece olur?
A) 45 B) 60 C) 90 D) 120 E) 180
A) 5 B) 4 C) 3 D) 2 E) 1
31. Bir depoda bulunan portakal ve mandalinaların mik- 34. ABC bir ikizkenar
tarı toplam 50 tondur. Portakalların % 7’si, manda- üçgen
linaların ise % 8’i çürümüştür. Çürüyen portakal ve
mandalina miktarı toplam 3,8 tondur.
32.
Bir otobüse 3 kadın binerse yolcuların ’ü kadın
’ü erkek olacaktı.
A) 21 B) 24 C) 28 D) 30 E) 32 35.
ABC bir üçgen
A) B) C) D) E)
37. 39.
Buna göre, taralı bölgenin alanı a, b ve c türünden y eksenine göre simetriği alınıyor ve A ile , B ile ,
aşağıdakilerin hangisine eşittir? C ile simetrik nokta çiftleri olacak şekilde
üçgeni elde ediliyor. Elde edilen bu üçgen de
A) B) C)
D) E)
A) B) C) D) E)
1. Bu testte sırasıyla, Fizik (1–14), Kimya (15–27), Biyoloji (28–40) alanlarına ait 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Fen Bilimleri Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
1. 3.
A) 1 B) C) D) E)
2.
D) N’de E) P’de
4. 5.
A) 1 B) C) 2 D) E)
6. 7.
A)
(Bu işlemler sırasında sıvıların sıcaklıkları değişme-
mektedir.)
B)
C) A) B) 1 C) D) E) 2
D)
E)
8. 10.
A) K L
11. 12.
oranı kaçtır? A) B) C)
D) E)
A) B) C) 1 D) E)
13.
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
18. Uçucu olmayan bir X katısı 100 gram suda en fazla, 20. bileşiğiyle ilgili bazı bilgiler şöyledir:
’de 17 gram,
bileşiğinin 0,1 molü 12 gramdır.
’de 27 gram,
Bileşikteki X, Y, Z atomlarının kütlece birleşme
’de 39 gram oranları (X:Y:Z) sırasıyla 3:4:8’dir.
D) 21. Atom kuramına göre, baş kuantum sayısı (n) ile ilgili
’de 20 gram X katısının 100 gram suda
aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
E) ’de 30 gram X katısının 100 gram suda A) Baş kuantum sayısı, temel enerji düzeyini belirtir
ve sıfırdan büyük tam sayıdır.
çözünmesiyle oluşan çözelti doymuştur.
D) Stronsiyum karbonat
22. Periyodik çizelgeyle ilgili aşağıdaki ifadelerden 23. X, Y, Z elementleriyle ilgili bilgiler şöyledir:
hangisi yanlıştır?
X’in, iyonunun elektron dağılımı ile
A) IA grubu elementlerinin elektron dağılımındaki bitmektedir.
son orbital s orbitalidir.
Y elementi, 4. periyot ve IIA grubundadır.
B) VIA grubu elementlerinin elektron dağılımı Z, VIIA grubunda ve atom numarası en küçük o-
lan elementtir.
ile biter.
Buna göre X, Y, Z elementlerinin periyodik
C) VA grubu elementlerinin elektron dağılımı çizelgedeki yerleri aşağıdakilerin hangisinde doğ-
ile biter. ru olarak verilmiştir?
B)
X
Y
Z
C) Z
D)
Z
X
Y
E)
Z
Y X
− +
A) X + ve Y3− B) Y3 ve Z C) X ve Z
− + 2+
D) Y3 ve Q 2 E) Z ve Q
Buna göre,
D) II ve III E) I, II ve III
26. X, Y, Z elementlerinden oluşan ya- 28. Bir proteinin, yüksek sıcaklıkta, düşük pH koşulunda ya
da çeşitli kimyasal maddelerin bulunduğu ortamda, üç
pılarındaki bağ türleri, aşağıdakilerin hangisinde boyutlu yapısı bozulmuş, ancak bu durumdan peptid
doğru olarak verilmiştir? bağları etkilenmemiştir.