You are on page 1of 212

| 

 
   

       
  
 

|    
  
  
 !"!#$!#%#%&'!
("%)!*+,#++!!"!#)-,-./#
*+,#++!!0!%&'!12!&!&0#.
#!!0!%  !!%3#4 
,#. '$5"' -3/#6 !
!%0!#4 3 !!%3#4 
52%0.
Eğer mimarlıkta zamanın kavranışı, değişimin kavranması ve
mimarlık ÜRÜNÜ yolu ile iletilmesi ise mimarlık açık uçlu bir
sisteme yönelir. Ancak zamanın kavranışı değişim olmaz
ise, mimarlık kapalı uçlu, döngüsel bir sistem olarak kalır.
Mimarlık bir ideal düzeni kurmayı hedeflediğinde şimdinin
önemi yoktur.
İdeal düzen şimdiyi sonsuz ve zamansız kavramaktır.
Riçemler, düzenler, ütopyalar zamanı kapalı, bitmiş bir
sonluluk olarak kavramamız ile oluşturulan mimari
gerçeklikler ve tutumlardır. Mimarlığın bir iletişim biçimi
olması ise µ¶şimdi¶¶ nin tanımını gerektirir.

Ru nedenle zamanın ne olduğu ve zamanı nasıl


kavradığımız, zamanın kavranmasının nasıl oluştuğu,
bizce, temel problematik olarak gördüğümüz günümüzün
çoğulcu görünümünün anahtar kavramlarıdır.
7Š
..Zaman nedir?
..Zaman nasıl kavranır, µşimdi¶¶ nin bir tanımı
yapılabilir mi?
..Mimari gerçekliklerde zamanın kavranışı
nasıldır?
..Mimarlık zamanın µ¶!¶¶si olmayı talep eder?
!!|!
!!8#9 Zaman kavram olarak ölçülebilir bir nitelik
midir?
Augustinus, ã 
 
    
                
    derken zamanın
tanımlanmasının zorluğunu vurgular.
X5l kendi felsefi öğretisini ortaya koyarken zamana başrol
veren en önemli düşünürdür. Hegel, zamanı şöyle tanımlarŠ
µ¶ «Zamanın ve uzayın özü harekettir, çünkü evrensel
olandır. Runları kavramak, özlerini kavramın biçimi içinde
dile getirmektir«¶¶
X5+!6%6240%!!!2!")!
#10#&,&!$ !06!#!51-,
1)-#-.
X5$5!! !%%&"06!#!&0#4!
)01)1$%)1-0 !,31&3
#4,!3!!$0/%1%!#
3!'4!%21.
!$#4,1'%$#4,!52 !'4
!)#.- !%!5",0.
!'/5",)5- #4,!3!%"!
5#9

! 0/30/--#)01
"0#.

|/$%",5",&0&!&!&!0!#3
)5-#%"1(.|/"$-%"!)5-!
0!/001)-'-%-#-.
! tanımladığı zaman, niceliksel zamana karşılık gelir. Rilimin
zamanı, zamanın nesnel yüzüdür, bilimsel kesinlik ve güvenilirlik
taşır.

İlk olarak Newton, zamanı, mutlak zaman olarak tanımlayarak


mekandan ayırır. Zaman, doğanın mekanik bir düzen olarak
tanımlanması koşutluğunda, geri dönüşebilir, yani mekandan
bağımsız mutlak bir kavram olarak tanımlanır.

Ru görüşün yıkılması, Einstein¶ın görecelik teorisi ile olur. Zaman,


bulunduğu mekanın hızına göre değişkenlik, görecelik kazanır.
Zaman artık mutlak olarak bağımsızlığını yitirir ve mekanın dördüncü
boyutu olur.
Rilimin kendi kendini yeniden tanımlayabilme karekteristiği,
zaman kavramının tanımlanmasını da değiştirir.
Termo-dinamik kanunlarının etkisi ile doğanın bir düzen
içinde olmadığı, doğanın kendini her seferinde düzene
doğru evrilten, ancak bunu sürekli bir kaosun içinden
yaratan bir düzen olarak tanımlanması, zamanın
geridönüşümsüzlüğünün kanıtı olur.
 zamanı tek bir kavram değil mekan ve zaman
birlikteliği içinde görür.

Zamanın bileşen olarak mekandan kopması, mekanın çok


yakın zamanlarda yeniden tanımlama çalışmalarına
paralellikler gösterir.
iörecelik teorisinin yansımalarını, sanat alanında, Kübizm
hareketi içinde, mekanın dördüncü boyutu zamanın, sanat
nesnesi içinde ayrıştırılması denemelerinde görülür.
Kübistler, nesneye bakış yönünün değişmesiyle, hareketi,
sanat nesnesinin içine katarlar.
Zaman ve mekan birlikteliği, mimarlıkta günümüzde yeni
yaklaşımlarla açıklanır. Zaman-mekan ilişkisinin kopmaz
bütünlüğündeki mekanın yerini, bedenin, aktivite ve
hareketi ile değişen, dinamik, zamansal ³)1: tanımı alır.
Mimarlıkta hareketin, yaratma sürecine girişi, mimarinin
vücut ve mimarlık arasında bire bir ilişkiye girme iradesinde
yatar. Olay tanımı, algılayan özne ve algılanan nesne
arasına hareketi katan, dolayısı ile hareketi (zamanı)
mekandan bağımsızlaştıran, mekanın tek kurucusu olarak
zamanı kabullenen yeni bir tanımdır. |%'/-$;<<=
Zaman olayları birlikte görme biçimimizdir.
Zaman insanlara evreni, bütüncül bir resim olarak, durağan
olmayan bir noktadan gösteren tek kavramdır.
Zaman, doğanın nesnesidir ancak doğadaki nesnelerin içinde
tek algılanamayan nesnedir. Zamanın bu karekteristiği,
insanın sahip olduğu sentez yapabilme yeteneği ile
kavranabilir.

aşanılan an nedir, nerede yer almaktadır?
Rilimin, bizim algımızın dışındaki küçük zaman
aralıklarını ölçmeyi sağladığı düşünülürse, şimdiki an nasıl
ve nereye konumlanabilir?
Runun yanısıra, jeolojik zaman aralığı veya jeolojik takvim
ile şimdiki anın tanım aralığı artmakta, geçmiş ve gelecek
birer uzak mesafelere yerleşebilen uzamlar olarak mı
kalmaktadır?
ieçmiş ve gelecek, şimdide birer olanak olarak durur.
Röylelikle zamanı yerleştirme çabaları zamanın işlevini
ortaya koyar. Zaman, şimdiki anın geçmiş ve gelecek
tanımları ile konumlandırılmasıdır ve bu kavrayış #4,
ile olur.
Özetle !$#4,30!0!00.
Elias zamanı şöyle tanımlarŠ
µ¶..İnsanların toplumsal gelişmenin belli bir basamağından
itibaren olayların akışı içindeki yerlerini belirleyebilmek için
öğrenmek zorunda oldukları araçların en önemlisi
zamandır.¶¶
Zaman değişimin kavranması ise değişimi kavratan kriter ne olmalıdır.
Ru kriter insanlığın ortak ürettikleri bilginin değişiminin kavranmasıdır.
Zaman nesnel ve öznel olan dünyayı, tek bir pencereden, birarada
kavramamızı sağlayan biricik kavramdır. Rilgi bireysel birikimden yola
çıkarak genelleşir ve nesnel dünyayı oluşturur.
Rireysel ve öznel deneyimler, zamanın olayları süreklilik içinde
kavratması ve insanlığın sentez yapma yeteneği ile kavranması
sayesinde toplumsal ve nesnel bilgiler halini alır. İnsanlığın bilgisi
bütünsel bir süreçtir. Ru süreci anlamamızı zaman sağlamaktadır,
karşılıklı olarak zamanı anlamak ta bu yolla olabilir. Evrensel bilgiye
ulaşmamız zamansal bir süreç talep etmektedir.
Özetle bilginin ilerleme sürecinin anlaşılması bizim zamanı kavramamızı
belirler.
Zaman kavrayışı, kendini zamana göre ayarlayan insanın
geleceği ve geçmişi tanımlama yoluyla µ¶bugünü¶¶ µ¶şimdiyi¶¶
tanımlaması ile resimlenir.
Şimdi, zaman sayesinde yaşanan süreklilikleri karşılaştırır ve
standartlaştırır. Örneğin en büyük standartlaştırma
zamanın saat ile ölçülmesidir. Röylelikle ortak akıl,
süreklilikleri kıyaslar ve içinde bulunulan *+!++ı tanımlar.
%$>???
İlk zamanlar bilginin kaynağı insanların en emin olduğu şey
olan doğanın gözlenmesidir. Zaman kavranışı, insanın en
iyi bildiği şey olan, güvenilir doğadan öğrendiği şeydir.
ani
tek bilgi doğanın döngüselliğidir. Ru nedenle insanlar
zamanı, o dönemlerin içinde döngüsel olarak kavrarlar.
Ru bakış açısıyla, ilk medeniyetlerde, zaman bir hiç olarak
kavranır. İnsan, ya doğanın elinde bir oyuncaktır ya da
tanrıların elinde bir oyuncaktır. Tanrılar hiç hesap
sormadıklarından, zamanın bir önemi yoktur. Tanrıların
insanı yargıladığı Mısır¶da dahi, yeniden dünyaya geliş
olarak kavranan zaman, değerli kabul edilmez.

unanlılarda da zaman döngüsel olarak kavranmaktadır,


ancak fiziksel geçmiş, şimdi ve gelecek üçlüsü
tanımlanmıştır. Doğu düşüncesinde, doğa benzetimli
dairesel zaman oku, tüm inanç sistemlerinde ve
anlamlandırma süreçlerinde gözlemlenebilir.
Animizm ve şamanizm gibi inanç sistemlerinde, zaman
döngüsel olarak kavranır, yani yaşamın bir dönüşüm ve
sonsuz bir tekrar olduğuna ve buna paralel varlığın
ölümsüz olduğuna, ölümden sonra tekrar yeni bir yaşamın
başlayacağına inanılır. Ru inanç sistemlerinde, evrenin
başlangıcı ve sonu yoktur. Kutsal olan kozmik yönlerde
daire biçimi, doğanın sonsuz ve değişmeyen döngüsünün
anlatımı olarak karşımıza çıkar. Evren betimlemelerinin
grafik olarak anlatımları dairedir.
| |  | | 
Ë

unan düşüncesi, tarihi ve ilerlemeyi bir sorun olarak
görmez. Runun nedeni, tarihin, doğa gibi sonsuz bir döngü
olduğunun kabul edilmesidir. Antik
unan tarihçilerinden
Lucretius¶un geleceğe olan ilgisizliği ile koşut olarak,
geçmiş zaman mekanına duyduğu ilgisizliği şu sözleriyle
açıklanırŠ
µ¶ ..Rir düşünün, doğumumuzdan önceki geçmiş sonsuz
hayatın bizi nasıl ilgilendirmeyeceğini. Ru ölümümüzden
sonraki gelecek zamanı görmemiz için doğanın tuttuğu
aynadırŠ.¶¶ @$;<<A
İlkçağlardaki zamanın döngüsel kavranışının mimarlığa
yansıması, mimarlığın zamansız bir eylem olarak kabul
edilmesini ve mimarlığın sonsuz doğayı taklit etmesini
doğurur.
unan tapınakları, bir oluş olan insan bedeninin
oranlarını, yapılarındaki kolonlarına taşıyarak, güzel
doğanın, mimaride yansımalarını arar. iüzel ve zamansız
doğa fikri, geçmiş ve geleceğin sorgulanmasını önler. Tarih
bilgisi, mimarın başkalarına, yapısında kullandığı
elemanların anlamlarını açıklayabilmesi için gereklidir.
Tarih veya geçmiş değişmediği kabulü yapıldığı için, tarihin
öğreteceği bir şey yoktur ya da başka bir deyişle, döngüsel
zaman kabulünde zamanın bir işlevi yoktur.
Antik Dünyada ilk kez değişim düşüncesi Herakleitos
tarafından ortaya konur. Herakleitos herşeyin akış halinde
olduğunu ve durağan hiç birşeyin varolmadığını açıklar.
Ancak Herakleitos¶un değişim düşüncesi, dünyada
döngüsel bir değişim olduğu doğrultusundadır; tüm doğa
olaylarını ateşin dönüşümünden doğan kaçınılmaz ve
değişmeyen ancak bir süreç içindeki doğa olayları olarak
ortaya koyar. (ƒ)(($>???
ƒlaton da Herakleitos¶un değişim düşüncesinden etkilenir
ancak ƒlaton doğadaki değişim düşüncesini, toplumların
tarihsel gelişimleri ile eşleştirir. ƒlaton toplumsal değişimi
bir tür bozulma, çürüme ve soysuzlaşma olarak görür.
ƒlatonµa göre değişen dünyada, değişim bir çürümeye
neden oluyorsa, bozulmamış ve saf olan dünya idealar
dünyasındadır.
Zamanın dairesel döngüsü, TEK TANRILI dinlerin ortaya
çıkışı ile doğrusal bir hal alır. Tarihin başlangıç noktası,
dinlerin başlangıç noktası olarak kabul edilir ve bu doğrusal
akışın hedefi ilahi bir hedef halini alır. Varılacak hedef
tanrısal, ilahi bir ödüllendirmedir. Röylelikle insanlık,
dünyevi olmayan ilahi bir değişim ve ilerleme hedefi
kazanır.
Ru dönemlerde yapılan tarih çalışmaları, Tanrı¶nın varlığının
kanıtlanması çabalarına dönüşür. Zamanın laikleşmesi
Rönesans¶ın aydınlanma düşüncesi paralelinde olur.
Rönesans¶ın insan merkezli düşünce sistemi, doğrusal
zaman okunda varılacak noktayı, insanın aklı ile
kazanılacak hedefler olarak belirler. Akıl, tanrı düşüncesiyle
yavaşça yer değiştirme sürecine girer. Zaman laikleşirken,
hedef insanlığın ilermesidir.
Tanrının yerine aklı getiren Aydınlanmacıların başında Kant¶ı
görürüz. Aydınlanma düşüncesi, tarihin ilerlemesini
göstermek için doğadaki evrim ile insanın tarihi arasında
ilerlemeci bir özdeşlik kurar. İnsanlık tarihi, doğanın bir
yaratısı olarak alınır, ancak bu doğa, evrim yoluyla kendini
geliştiren bir doğadır. Doğa, insana ilerlemesi için aklı
vermiştir. Ru yeterli olmamakla birlikte insanın ilerleme
isteğinin doğanın başlıca amacı olduğu kabulü yapılır ve
doğanın amacının, insan usunu geliştirmek olduğu
savunulur.
Kant insanlığın gelişme ve ilerleme düşüncesinin kaynağını
-1-, 2!%(!0)5)! ) ile açıklarŠ ³İnsanın
birey olma durumu ile toplumsal birey olma durumu
arasında bir çatışma vardır. Ru uyuşmazlıktan doğan
gerilim, insan aklının gelişimini sağlayacaktır.³ Kant, eğer
böyle bir gerilim olmasa idi, insanlığın aklını geliştirebilecek
bir nedeni olmazdı derken, insanın ilerlemesinin kaynağını
gösterir ve insana bu özelliğin doğa tarafından verildiğini
söyler. 2$;<<B
Ë .
y. Aydınlanmacıları, akla deneyimi katarak, doğuştancı
düşüncelere karşı çıkarlar ve insanlığın ilerlemesinin,
insanların iç deneyimlerinin, özlerinin ilerlemesi sayesinde
yaratılabileceğini savunurlar.
Ancak sonraları evrimsel gelişme düşüncesinin, tarih
yasalarınının doğa yasaları gibi düşünülmesi çelişkisini
barındırdığı görülür. Çünkü, ilerleme düşüncesi, durağan
doğa ile koşutluk kurularak yapılmakta idi. Doğadaki
evrimin hızı ile insanın ilerlemesinin hızı arasında büyük bir
mesafe vardır. İnsanlığın ilerlemesininanlaşılabilmesi için,
tarihin içindeki gelişim, farklı biçimde tanımlanır.
Hegel, dünya tarihini, µ¶Tin¶in¶¶ bilincinin ilerlemesi olarak
kavrayabilmek için tarihsel değişimin anlaşılması
gerektiğini önerirŠ
µ¶ Felsefenin, tarihi düşünmek için yanında getirdiği tek
düşünce, aklın yalın bir biçimde kavranmasıdır. Akıl
dünyaya egemendir. Demek ki dünya bize ussal bir süreç
sunuyor.¶¶
Hegel, ilerlemenin kaynağını, diyalektik düşünce sistemi ile
açıklar. Diyalektik düşünce sistemi içinde, ilerleme
düşüncesinin kaynağını, doğa ve insanın birlikte ürettiği bir
sentez olarak görür. Ru düşünce koşutunda, µ#¶ (tez),
µ )4¶ (antitez), |!¶ (sentez) üçlüsünü ortaya koyar. Hegel
tarafından, doğa, artık koşutluk kurulacak kavram olmaktan
çıkar ve sentezin başlangıç noktasındaki ³tez´ olarak
konumlandırılır. Ru düşünüşle tarih bir zincirleme
reaksiyonlar dizisidir. Karşıt düşüncelerin geriliminden
doğan diyalektik gelişmede, tarih bir yol haritası sunar.
Ancak ilerleme düşüncesi sorgulanmaya başlanır. Rousseau,
ilerleme sorununun, insanın iç değerleri ile sınanmaktan
geçmesi gerektiğini, bilginin ilerlemesinin insanın içsel
ilerlemesi ile özdeş olamayacağını ve insanlığın bilim ve
sanatta ilerlemesinin, insana yeni bir öz kazandıramadığını
savunur. Tarihin gidişinin bir alçalma olduğu ve bundan
ötürü, geçmiş zamanların saflığına dönülmesini önerilir. Ru
yaklaşım gelecekte iyiyi umut etmektense geçmişin iyilerini
araştırma düşüncesini doğurur ve # olarak 5",
düşüncesi ortaya çıkar
Aydınlanmanın ilerlemeci düşüncesine tepkiler gelirken,
20.
.y. başlarında yaşanan modernleşme hareketinin
ilerleme düşüncesine de tepkiler doğar. Ru tepkiler,
geçmişte kimi dönüşümlerin bir ilerlemeye neden olmadığı
anafikrine dayanır. Foucault, ilerlemeyi bir tür µ¶yer
değiştirme¶¶ olarak tanımlar ve uygarlıkların değişmediğini,
özde aynı kavramların devam ettiğini, sadece biçim
değiştirdiğini ve Ortaçağda fiziksel baskı etkisi ile
sindirmenin çağımızda psikolojik bir baskıya dönüştüğünü
savunur. Özne olarak insan merkezliliğin kaymasını,
insanlık için bir gerileme olarak düşünür
ieçmiş zaman uzamında, değişimin olmadığını savunan kuramlar,
zamanı döngüsel olarak kavrarlar. ieçmiş, ancak değişmeyen
gerçekliklerin varlığını kanıtlayan bir mekandır. Ru tür yaklaşımlar,
toplumsal yapılarda, bilimde ve sanattaki ilerlemelerin, insan oluşun
özüne dair bir iyileşme yaratmadığı düşüncesinden kaynaklanır.
Ancak, ilerleme düşüncesi, doğrusal ve geri dönüşümsüz bir zaman
önerir. Kimi kez değişimin hızı evrimin hızıyla eş tutulur, kimi zaman
devrimsel değişimlerle kesintili bir sıçrama gösterir. Ancak tek
değişmeyen şey ilerlemenin kaçınılmaz oluşu ve bilim tarafından
kanıtlandığı biçimiyle zamanın doğrusal ve geri dönüşümsüz
olduğudur.
İlerleme, gerileme, duraksama terimleri her zaman karşıtlıklar
biçiminde açıklanmıştır. İlerleme için bir hedef görmek,
ilermenin açık uçlu tanımını yokeder. Ancak geçmişe yapıcı
olarak bakıldığında, ilerlemenin kaçınılmaz bir süreç olduğu
görülebilir.
okolan bir uygarlığın yerini başka bir uygarlık
doldurur. Her yokoluş yeniden doğuşun varolma
potansiyelini taşır. Tarihin işlevi bunu bizlere aktarmaktır.
İlerleme düşüncesi açık uçlu bir hedefi öngörür. Çünkü
ilerlemenin ölçütü, insan aklının ilerlemesidir. Tarihçiler bu
ölçütü, toplumsal ve bireysel özgürlüğe ulaşma olarak
ortaya koyarlar. Ru hedefe ancak aklın ilerlemesi ile
ulaşılabilir. Aklın işlevi, sadece varolanı incelemek değil,
varolanı dönüştürebilmektir. Örneğin üretimin
akılcılaştırılması, insanlığın ortak aklının gelişimini sağlar.
µ¶ Riz Ruslar hala bir insan malzemesi kullanmak zorundayız. Uçan
makineyi, elimizdeki uçucu tipine göre uyarlamamız gerekiyor.
eni
bir insan tipi geliştirmeyi başardığımız ölçüde, malzemenin teknik
gelişimi de yetkinleşecektir. Ru iki etmen birbirini koşullandırır.
Karmaşık makinelerin içine ilkel insanlar konamaz.¶¶ @$;<<AC;A<
Karmaşık bir makinenin kullanılabilmesi, insanın bu makineyi
kullanırken düşünmesi ve aklını bu yolla geliştirme olanağını
bulmasıdır. İlerlemenin ölçüsü, insanın akılcılaştırılmasından
geçmektedir. Elias da uygarlaşma ve gelişmenin ölçülebilir bir nitelik
olmadığını ve ancak insanlığın karekteristik yapısının, özün
dönüşümleri ile kavranabileceğini savunur.
Zamanın akıl tarafından kavranış biçimi, tüm oluşum,
yaratım, iletişim süreçlerini yönlendirir. Zamanın nasıl
kavrandığı, yani değişimin ve değişimin yönünün nasıl
kavrandığı, mimarlık gerçekliklerinin oluşum sürecini de
yönlendirir.
Zaman kavranışları, zamanın özelliği olan öznel ve nesnel
olguların birleştirilmesi ile tekil deneyimlerden oluşan
toplumun zaman kavrayışlarını oluşturur. Ru noktada
mimarlık, mimarın zamanı kavraması kadar toplumun
zamanı kavraması ile de ilişkilidir. iünümüzün çokça
tartışılan kavramları olan mimarlıkta kalıcılık ve geçicilik,
zamanı kavrayış biçimimizle ilişkilidir. Kalıcılık mimarlığın
sonsuz zamanı kendinde içselleştirme biçimi iken geçicilik,
sonsuzluğun içinde bir süreç ve ilerlemenin sıçrama tahtası
olmayı seçer.
Ru nedenle mimarlık ve zamanın kavranması arasında
kopmaz bir bağ vardır. Zamanın kavranışlarının mimarlığa
yansıması, geçmiş ve geleceğin mimari gerçekliklerin
içinde konumlandırılmasıdır. Mimarlıkta zaman
kavranışları, zamandaki değişim yönünün ileteni, dilbilimsel
olarak gösterenidir.
|  D 

7

7 
      

  
     

 
     |   
˜ ˜  

%&"E !..


!%9E !!#9
!!3!,...

eşzamanlı sürekli sıçramalı sürekli


kavrayış kavrayış kavrayış
@@ƒ| F|X|    
@X @| @@ƒ| 
    
;; l  

t k t

r
r ili
i l r

ilis
; l
 

 ç  is   i

 i l
si  i
li l cl
k
 l il
i  

r i
sl

zl k
 l

il i
Ä  Ä l 
       ili  
iÄ   l ili

i l  ililiÄ  Ä i s i s zl Äk  Ä l 
   i   
ç is 
iÄl c k  l   
  iliÄ s i i Ä i
 li   i  
@| 77| @@ƒ| 
  i l 

 
iÄ   l   
Ä  Ä l 
  i l 
 Ä  Ä l 
       


iÄ Äi

l i   l

k s i t i k si

t i k s i tÄi i
 i s s l
zl k
ç is
ç is
ç is l c k
ç is
  Ä i  i   Ä i  i   Ä i  i Ä  Ä l 
  Ä i  i   Ä i i
iÄ Ä  Ä l 
  Ä i  i
  

iÄiÄ
   

iÄ   l   
ƒ @| 77| @@ƒ|   
iÄ

 

  l   

 D     


˜    ˜ ˜ ˜  
˜ ˜ ˜ ˜ ˜
    ˜ ˜  ˜
   
˜  ˜  ˜ 
 |    
   

V V V
 V V VV
 V 
   V
V VV
V V
VVV  VVV VV
V  V
  V
V V
 V
V  VVVV
VVV VV   V
V 
  V  V
   V V
V

 V V

VV V V V


V V V
VV VV
V   V

V
0, !)#
!0
1-!!

  |X||X X |ƒX7 |X X


7  $|Xƒƒ| GF@|  |X 
|ƒ|7@|7.
|X 
|X 
|X @| | 
UERTAIN
NUMERIUAL
RELATIONSHIƒ
MANIFEST
HARMONIU
STRUUTURE OF
UNIVERSE.
iREEK
UONUEIVED
MUSIU TO RE
iEOMETR

TRANSLATED
INTO SOUND,
RENAISSANUE
ARUHITEUT
RELIEVED THAT
ARUHITEUTURE
WAS MATH,
|X 
THE ARUHITEUTS OF
THE RENAISSANUE
RELIEVINi THAT THEIR
RUILDINiS HAD TO
RELONi TO A HIiHER
ORDER, RETURNED TO
THE iREEK MATH.
S
STEMS. iREEK AND
ROMAN OF ULASSIUAL
ANTIQUIT
THE
ORDERS
REƒRESENTED IN
THEIR
ƒROƒORTIONINi OF
ELEMENTS THE
ƒERFEUT EXƒRESSION
OF REAUT
AND
HARMON

frederick graff the fairmount water works-Ë Ë-22, philedelphia-


pennsilvania
Today synchronicity in architecture can be explained with the concept of
³nostalgia´ which means missing the past from today. To concept the
time synchronically is a kind of rejecting the progressive changes. Leon
Krier is an architects who concepts the time synchronically and his
words explain us what the synchronistic time conception in architecture
clearly.
³«. There is little doubt that organic nature has, with the creation of
humankind, reached its highest possible, its classical form. As far as a
man¶s biological evaluation is concerned, progress is thus a mater of
the past; the typological order which shapes the organic world will not
suffer any change, for its slightest mutation will mean the instant end of
mankind itself.
In our unavoidably anthropocentric conception of time, the typological
inventory of organic nature not only seems but is complete. It does not
know innovation, but only tireless duplication and reconstruction
according to a fixed typological inventory of man, animals, plants so on.
Typological experiments, genetic idiosyncrasies and crossbreds cannot
reproduce. In nature as it relevant to man, the principles of life means
growth until maturity, reproduction according to type and species
(µ¶Fikirler ve düşünceler, onların geçmişleri yoktur, sonsuzdur.
Deneyim ve fikirlerden tekrar yararlanmak gerekir. ienetik
sistem çok eski olmasına rağman daha da iyileştirilmesi
olanaksız düzeydedir. Her yenilik yanlış bir tutumdur.
Tamaman yeni, tek ve yeniden üretimi olanaksız olan
bireydir ancak. Doğanın bize sunduğu, doğanın bireyi
yaratması gibi, insanın yapay nesneleri yaratma olanağını
kullanmaktır. Klasizim doğa mükemmeliyetini anlatır ve
mimarlık bu mükemmeliyete ulaşmıştır.¶¶ (Krier, Ë0)
)!
Rorn in Luxembourg in Ë.

ounger brother of Rob Krier.


Studied Architecture at the University of Stuttgart.
Uollaborated with James Stirling in London, Ë -Ë.
ƒrofessor of Architecture and Town ƒlanning, Architectural
Association and Royal Uollege of Arts, London, Ë-
Ë.
ƒrofessor of Architecture, ƒrinceton University, Ë.
Jefferson ƒrofessor, University of Virginia, Ë 2.
Uonsultant to X X    
, since Ë .
Davenport ƒrofessor,
ale University, Ë0-ËË.
Art director and designer for furniture designer !,
Italy, Ë0-present.
Eero Saarinen ƒrofessor,
ale University, 2002.
Founding Trustee of the "#$ %  
&'( , Uharleston, 2002.
  

ƒƒ
F
|XG
@ |
ƒ||
Ë

Ë2 ƒruitt-
Igoe
  
  
  
7
@ƒ|$
|X|7@ |
.  

ƒƒ
F|X
G@ |
ƒ||
  
|X
|F
|X
F
7  

7|  
ƒ$
 | 
  7
|
F
ƒƒ| 
 
| @
7| 
  

|ƒ @ 
@ƒ | 
@@| ||X
  F7@ 
  

0!0%$|!61)! ;<HB
I'/0'0-!#0%0')#!%/%0#0)
()%0%60)0/5(-'!#0)0/-0)0%
!)010/3#!0%-()01)60%()()%%$-01
0/3)!')60%()%%!#(0!0)!% .I
)! I@/)')F0  I
F-0)6-60/0)-%()J'0)60)K!6)%'!0%0%$
0!0%$0/@!1 %!#%
G|| $
.  $;<HH
  

%%!#$@00L-)3$ 01%0(!$ 011M)!


!#|53!0
  

K
ƒ !
%%!#
$ 01
1M)!
!#

|53
  

Kƒ !%%!#$ 011M)! !#


|53!0
  

00%$%%!#$
011M)! 
!#
|53!0
  

)-3-N-0#% X%;<B< ')!%0-'0)!


ƒ)()%1)! 
  

New Town of
ƒoundbury,
England by
Léon Krier
  

New Town of ƒoundbury, England by Léon Krier


X7  F7$.  ;<HH
  
) Ë Rorn in irevenmacher,
Luxembourg
Ë - ËArchitectural education at the
Technical University Munich
Ë ± Ë ƒrofessorship at the Technical
University Vienna, Institutefor Architectural
Design
Ë ± Ë Offices in Viennasince
Ë Offices in Rerlin in partnership with
Uhristoph Kohl
Rob Krier also works as a sculptor$mainly for
sculpture in public spaces
7@ƒ|ƒƒ
7@ƒ|ƒƒF  
7@ƒ|ƒƒF  
  

Venta Rerri, ƒlaza


Mayor by Rob
and Leon Krier
  

Venta Rerri, ƒlaza


Mayor by Rob
and Leon Krier
G@|X Fƒ 
.  $;<HO
  F|XP | 7ƒX :$ 7X$;<B<
ƒ | $ROR KRIER ;<HO
@X  ƒ|$ $  $;?BB
 @X 

clos pegase winery,


california-Ë
 @X 

ƒORTMAN RUILDINi
ƒX ƒXQX
John Johansen
Rorn in Ë0, USA
Harvard University, Uambridge,
Massachusetts
Silver Medal of Honor, Architectural
League of New
ork, Ë0
First ƒrize, Riennale, Sao ƒaulo,
Ë
Fellow, American Academy and
Institute of Arts and Letters, Ë
Fellow, American Institute of
Architects, Ë
2
ear Award, Ë, and iold
Medal, Ë , American Institute of
Architects
R. S. Reynolds Memorial Award,
American Institute of Architects, Ë
Thomas Jefferson Medal, University
of Virginia, Ë
ƒritzker Architecture ƒrize, Ë
Johnson&john burgee, college of architecture, university of
houston,Ë - 
ƒX ƒXQX

ƒhilip Johnson's AT&T Ruilding in New



ork Uity.
| |7

ƒhoto Uourtesy Venturi, Scott Rrown and Associates


Eclectic House Series, Ë
Elevations, Robert Venturi
Uolored plastic film on photomechanical print
| |7
@X

Uharles Moore
Rorn in Ë2, USA

University of Michigan, Ann Arbor


ƒrinceton University, New Jersey

Honor Award, American Institute of


Architects, Ë, Ë
Fellow, American Institute of Architects,
Ë0
Fellowship iuggenheim Foundation,
Ë
Topaz Medallion for Excellence in
Architectural Education, American
Institute of Architecture and Association
of Uollegiate Schools of Architecture,
Ë 
iold Medal, American Institute of
@X

ƒ #R 0$K!%@/%G.))


@X

ƒ #R 0$K!%@/%G.))


@X

ƒ #R 0$K!%@/%


G.))
@ F 
Ricardo Rofill
Rorn in Ë, Spain
French Institute of
Rarcelona
Escuela Tecnica Superior
de Arquitectura, Rarcelona
Architecture University of
ieneva
International Design Award,
American Society of Interior
Designers, Ë
iold Medal, Academie
d'Architecture ƒaris, Ë 
Honorary Fellow, American
Institute of Architecture,
Ë 
'#))6SLes Espaces d,Abraxas, Marne-la-Vallée,
 @ F 

'#))6SLes Espaces d,Abraxas, Marne-la-Vallée, Ë - 2 (a


theatrical urban complex in the new town of Marne-la-Vallée,
contains [ dwellings in buildings whose shapes reflect their
namesŠ constructed on an axis, the U-shaped Le ƒalais and
semicircular Le Théâtre, enclose a central open space in which the
triumphal arch L¶Arc is located
 @ F  @ F 

%%('%
#RT%$
!88 M
'#))6
 @ F 

%%('%#RT%$!88
M
'#))6
 @ F 
The design of these multi-storey residential complexes, whose enclosed
plazas are the antithesis of the fluid, abstract spaces of modernist
urban planning, was based on classical rules, but interpreted with an
absolute freedom that constantly transgressed the language,
proportion and scale of canonical classicism, producing elements that
are often distorted and enlarged to create a disturbing colossalism.
The blocks were increasingly built with the use of industrialized
construction techniques such as prefabricated concrete and curtain
walling systems. Rofill¶s re-creation of classical urban space with its
emphasis on monumentality made him one of the most important
exponents of ƒost-modernism; the architecture of his residential
complexes has more to do with meaning than with other architectural
values.
 @ F 

Le Viaduc
@X @| @@ƒ|  @X |@|7
|7 
Ë. ULUSAL MİMARİ HAREKETİŠ OMANLI¶NIN
ENİ KİMLİK
ARA
IŞLARI
Model Š selçuklu ve osmanlı kamusal binaları
Uamiler, kervansaraylar eklektik biçim dili halinde
yorumlanır.
;.77 X |
Sözde milliyetçi olan bu akım, daha çok eski dinsel yapılardan alınan geniş
saçaklar, kubbe, sivri kemer, sütun, çıkma, mukarnaslı başlık, çini
kaplamalar gibi yapı öğelerini sivil mimarlığa uygulamaya çalışmıştır. Akım
daha çok, kamu yapılarında görülmüş, konutları pek etkilememiştir.
Akımın öncüleri Mimar Kemalettin ve Vedat Rey'ler ülke mimarlığını
yabancı etkilerden arındırmak amacıyla yola çıkıp, yerel seçmeciliğe
yöneldiler ve yalnızca Osmanlı'nın son dönemini değil, Uumhuriyetin ilk
yıllarındaki Türk mimarlığını da büyük ölçüde etkilediler. Ziya iökalp'ın
başlattığı Türkçülük hareketi ve Uumhuriyet Hükümetinin desteği, bu akımın
Uumhuriyet'in ilk yıllarında da canlı kalmasını sağladı. Aslında izlenen yol,
genç dinamik cumhuriyetin yenilikçi ve atılımcı karakteriyle bağdaşmıyordu.
Her alanda devrimler yapan genç Uumhuriyet'in mimarları, daha önceki
dönemde kullanılmış İslam-Osmanlı öğeleri yerine bu kez Selçuklu-Osmanlı
öğelerinden yararlanarak yeni bir mimarlık yaratmaya çalışıyorlardı. Ru
çabalar klasik Osmanlı mimarlığına dönüş çabaları olarak da
yorumlanabilir.
ukarıda andığımız iki mimara anlayış bakımından çok
yaklaşan başka iki mimar, Arif Hikmet Rey ile İtalyan asıllı Mongeri¶de
akıma katılmışlardır.
 ||
Ë 'de Ë yaşındayken Hendese-i Mülkiye Mektebi'ne (günümüzde İstanbul Teknik
Üniversitesi) kaydoldu.
Mühendislik eğitimini birincilikle tamamladığı Ë Ë'de, aynı okulda öğretim görevlisi
olarak bulunan ! akademisyen Jachmund'un asistanlığına atandı. Ru görevi
dört yıl yürüten Mimar Kemaleddin, bu arada okul dışında özel bürosunu açarak ilk
eserlerini tasarlamaya başladı.
Ë 'te mimarlık eğitimini geliştirmesi amacıyla hocası Jachmund'un desteğiyle ve devlet
bursuyla Almanya'ya gönderildi ve Rerlin'deki Uharlottenburg Teknische
Hochschule'ye ( ) , günümüzde !|!!3%0%) iki yıl
devam etti..
Ë00'de İstanbul'a döndü ve öğretim üyeliğine tekrar başladı..
Ë0 'de Osmanlı Mimar ve Mühendis Uemiyeti adıyla bu meslek dallarının Türkiye'deki
ilk meslek odasını kuran Mimar Kemaleddin, II. Meşrutiyet¶in ilanından sonra Evkaf
Nezareti İnsaat ve Tamirat Müdürü olarak çalışmalarına devam etti. "Şark
Demiryolları Şirketi" adına dört tren istasyonu tasarladı. Ru şirket için ilk olarak Filibe
iarı¶nı tasarlayan mimar bu yapıda gösterdiği başarı nedeniyle, Selanik ve #!
iarlarını tasarlamakla görevlendirilmiş, Selanik iarı¶nın yalnızca temelleri atılmış,
Edirne iarı ise genel olarak Ë˶te kadar bitirilmiştir. Mimarın tasarladığı diğer
istasyon olan Sofya iarı¶nın II. Meşrutiyet'ten önceki gerçekleştirildiği
anlaşılmaktadır. Tarihi yapıların restorasyonu ve yeni yapıların tasarımıyla ilgilendigi
bu dönemde, Osmanlı mimarisinin ilkelerini inceledi ve kendi mimari üslubunu
şekillendirdi ve ulusal mimari konusundaki düşüncelerini geliştirdi.
ËË0¶ların başından ölümüne kadar yoğun bir tempoda çalışarak, hem Türkiye¶de,
yoğunluklu olarak da İstanbul'da, hem de yurtdışında eserler verdi ve mimari
çalışmalarında bulundu. Mescid-i Aksa'nın restorasyonu çalışmaları için bir süre için
Kudüs'te kaldı ve Türkiye'ye dönüşünde yeni başkent Ankara'da kurulan yeni yapılar
üzerinde yoğunlaştı.
Mimar Kemaleddin, Ë Temmuz Ë2 tarihinde vefat etti.
Mezarı Rayezid Uamii haziresindeDİR
 ||
%3",!#! 

Filibe iarı
D'  %% inşaatı
Rostancı Uamii inşaatı
Rebek Uamii inşaatı

eşilköy Uamii inşaatı


Reyoğlu X0-! Uamii
,#10 (günümüzde Eyüp Ortaokulu) inşaatı
-0!,# Türbesi inşaatı
 %!ƒ, Türbesi inşaatı
/-0 30ƒ, Türbesi inşaatı
/0@30ƒ, Türbesi inşaatı
Ali Rıza ƒaşa Türbesi inşaatı
X&%!&ƒ, Türbesi inşaatı
Fethiye Uamii Koca Sinan ƒaşa Medresesi restorasyonu [
 Harikzedegan (Tayyare) Apartmanları inşaatı
İstanbul Ririnci, İkinci, Üçüncü ve Dördüncü Vakıf Hanları inşaatı
iazi Üniversitesi Rektörlük Rinası inşaatı
İstanbul Üniversitesi kütüphanesi
Filibe iar Rinası
#! iar Rinası onarımı
Randırma Haydar Çavuş Uamii'nin yeniden inşası [
iazi Eğitim Enstitüsü binası inşaatı
Türkiye Uumhuriyeti Devlet Demiryolları Müdürlüğü binası inşaatı
Vedat Tek tarafından başlatılan !ƒ% projesinin son seklini vererek tamamlanması
Kudüs Mescid-i Aksa restorasyonu projelendirmesi (Ë22-Ë2) [
 ||

  ;<;O
 ||

  ;<;O
 ||

X   | $8


|7;<>>
 ||

X   | $


8|7;<>>
 ||

 ƒ
;<>B
 ||

  7
 |;<U?
 ||

Dördüncü Vakıf Hanı, İstanbul (Ë2)


 ||

Dördüncü Vakıf Hanı, İstanbul


(Ë2)
  ||

Arif Hikmet Rey, Ankara Türk Ocağı(Rugün Devlet Resim ve


Heykel Müzesi Ë2-0) ile Etnoğrafya Müzesi (Ë2-2 )
ve eski Hariciye Vekaleti binalarını; Mongeri de Ankara-
Ulus'ta Ziraat Rankası ienel Müdürlügü (Ë2) ile Osmanlı
Rankası(Ë2), İş Rankası (Ë2 ) ve İnhisarlar
Raşmüdürlüğü (Ë2 ) binalarını yapmışlardır.
  ||
Mimar Vedat Tek Ë  yılında İstanbul'da doğdu. iirit'li Sırrı ƒaşa ile Türk
edebiyat ve musikisinde değerli eserler bırakan Leyla Hanım'ın oğludur.
Çocukluk yıllarını geçirdiği konakları, o devrin en seçkin sanatçılarının
toplandığı bir kültür yuvasıydı Küçük yaşlarda öğrenim için ƒaris'e
gönderilen Vedat Tek, Ecole Uentrale'den matematik lisansı aldıktan
sonra Ecole des Reaux Arts'da mimari öğrenimi yaptı. Türkiye'ye dönünce
mimar Kemalettin Rey ile Rirlikte Türk mimarisini milletleştirme çabalarına
girişti. Sultan Reşat tarafından devlet baş mimarlığına atanan Vedat tek
Şehremaneti ƒosta ve Telgraf Nezareti mimarlığında bulundu. Emanet
Heyeti Fenniye reisliği yaptı. Ririnci dünya Savaşı'nda da Harbiye
Nezareti kıtaatı fenniye baş mimarlığına getirildi. Rir yandan da Sanayi
Nefise Mektebi'nde ve
üksek Mühendislik Mektebi'nde ders veriyordu.
Topkapı dışında bir çiftlik binası ile
enikapı'da Şehrimaneti Kantar
Müdüriyeti'nin ahşap iskelesi Vedat Tek'in ilk yapılarıdır. İstanbul'da
eni
ƒostahane, Harbiye deki bazı evler, Sultanahmet'te Tapu ve Kadastro
binası, Sirkeci'de Mesadet Hanı, Karaköy Denizyolları Acentesi, Fatih
tayyare Şehitleri anıtı, Haydarpaşa ve Moda vapur iskeleleri Ankara
Mebussan Kulübü, Türkiye Rüyük Millet Meclisi binası , eski Çankaya
köşkü ekleri belli başlı eserleridir.
apılarında plana büyük önem veren
uygulamada en küçük bir toprak parçasının bile ziyan edilmemesine ve
gereksiz masraflara girilmemesine dikkat eden Vedat tek, biçimsiz arsalar
üzerinde uyguladığı planlarıyla arazinin bütün kusurlarını gizlemesini
bilmiştir. Çalışmalarında milli mimariye dönüş açıkça kendini gösterir.
  ||
%
/-#ƒ, 2,&, Ë .
Moda, %0!-. X01V-ƒ,%, Ë00 başları.

eniköy, %0!- Erenköyü¶nde /!ƒ,@¶i", Ë0Ë.


Erenköy, %0!-. Uemil Topuzlu Köşkü, Ë00?. iöztepe, İstanbul.
Maçka¶da / ()%-& % ƒroje" Ë0?. Maçka, İstanbul.
ƒosta ve Telgraf Nezareti Rinası (ƒostahane-i Amire), Ë0-Ë0. Sirkeci, İstanbul. (Rüyük ƒostane)
ƒ)%03|56 0F%, Ë0 civarı. Sirkeci, İstanbul.
60X!8 (|(- #%0)&#&&4&), Ë0 . Sultanahmet, İstanbul.
X&10|(%'nde Zafer Takı, Ë0. ,, İstanbul.
Vedat Tek Evi , ËË. Nişantaşı, İstanbul.
 !|&0&! ()%-, Ë0?.Rursa.
|11 /0!0, ËË. Fatih, İstanbul.
,0,%%. Reşiktaş, İstanbul.
&0&' /%, ËË. Sütlüce, İstanbul.
.|!% (XF%/6), Ë2. Ulus, !.
 (Nemlizade) Tütün deposu, Ë2. %&#, İstanbul.
X01 (7,5) Apartmanı, (Sinan Ağa Daireleri), Ë. Çemberlitaş, İstanbul
Vedat Tek Evi.  , Rüyükada.
|/X!, Ë. 0, İstanbul.
%0W@##%  numarada bulunan O. &,0&ƒ,(0!. 1)4-, İstanbul.
Tokatlıyan Oteli. |1, İstanbul.
1 şehir surlarından bir burç. Diyarbakır.
"httpŠtr.wikipedia.orgwikiVedat_Tek"
  ||

 @R   ƒ|;<?U8;<?<


  ||

 @R   ƒ|$;<?U$;<?<


  ||

 @R   ƒ|$;<?U8;<?<


  ||

 @R   


ƒ|$;<?U8;<?<
  ||

 ||  $;<;U. | $|7.


HA
DARƒAŞA İSKELESİ
HA
DARƒAŞA İSKELESİ
REŞİKTAŞ İSKELESİ
REŞİKTAŞ İSKELESİ
KARAKÖ
DENİZUİLİK İŞLETMELERİ RİNASI
FX | 7
7
Arif Hikmet Rey, Ralkan Savaşı'nda idama mahkûm edilmiş, Ë. Dünya
Savaşı'nda kayak birliklerini kurup yönetmiş, işgal İstanbul'unda
fotoğrafçılık yapmıştı... !0$,"$'%-%
Arif Hikmet Koyunoğlu, tam anlamıyla µhayatı roman' denilen kişilerden.
Onun maceralarla dolu yaşamı daha Ë yaşındayken, Ë0'de babası
ölünce başlıyor. ËË0'da Sanayi-i Nefise Mekteb-i Âlisi'nin Mimari Şubesi'ne
girer. Rir yandan okurken, bir yandan da ailesini geçindirmek için çalışıyor,
defter kalem satmaktan kalıpla yazma basmaya, yabancı araştırmacılar için
eski eserlerin rölövesini çıkarmaya kadar çeşitli işler yapar. Röyle bir iş için
Rumeli'deyken kendini Ralkan Savaşı'nın içinde bulur. Nalbantlık, aşçılık
yapar, ordu için gizli haber taşırken Sırplar tarafından yakalanıp idama
mahkûm edilir ve ancak bir tesadüfle darağacından kurtulup İtalya'ya kaçar.

I. Dünya Savaşı'nın çıkması üzerine ËË kışında askere alınır ve Kafkas


Uephesi'ne gönderilir. Osmanlı ordusunda bir kayakçı birliği kurmak için
getirtilen Avusturyalı subayların yanında görevlendirilince Koyunoğlu'nun
hayatının acayip görevlerinden biri daha başlar. Avusturyalılar görevlerini
tamamlayıp geri dönünce bu birliğin başına Koyunoğlu getirilir.
Savaştan sonra döndüğü işgal İstanbul'unda mimarlık yapması pek
mümkün olmayınca, o da fotoğrafçı olur.
aşamını kendi açtığı stüdyoda
fotoğrafçılık yaparak kazanmaya çalışır. İngiliz ve Fransız polisiyle başı
belaya girince Ankara'ya kaçar. Milli mücadele dönemidir ve Arif Hikmet
Uumhuriyet'in ilanıyla birlikte oluşturulmasına karar verilen başkentin bugün de
ayakta duran çok önemli binalarından bazılarına Arif Hikmet Koyunoğlu imza
atar. Etnografya Müzesi, Maarif Vekâleti ve Türk Ocakları Merkezi gibi
binalarıyla başkent Ankara'nın mimari çehresinin biçimlenmesinde önemli bir
rol oynar, bir yandan da Uumuriyet'in kurucu kadrolarından, dönemin
aydınlarından pek çok kişiyle tanışır, yakın dostluklar kurar, birçok önemli
olayın yakın tanığı olur.

Ë0'dan sonra Rursa'daki ünlü Tayyare Sineması'nı inşa eder. Ardından


İstanbul'a döner ama mimar olarak pek ilgi görmez ve yavaş yavaş unutulur...
Ama Koyunoğlu yaşamdan hiç kopmaz.
etmiş yaşlarındayken uzun süre
yurtdışı grup gezilerine katılır, Avrupa'da gezmedik yer bırakmaz.
aşı ilerleyip
gezilere gidemez olunca, evinde anılarını yazmaya koyulur; bir yandan da bir
yaşam boyu çektiği fotoğrafları kendi karanlık odasında basmaya girişir. O
günlerde bir olay yeniden hatırlanmasına ve ön plana çıkmasına yol açar,
Ankara'daki son ve en önemli yapıtı olan Türk Ocağı binası Devlet Resim ve
Heykel Müzesi haline getirilir.
 !!#" #
Koyunoğlu Ë 0'de bu müzenin açılışı nedeniyle Kültür Rakanlığı Onur
ƒlaketi'ni, Ë Ë'de yaşayan en yaşlı Türk mimarı olarak Mimarlar Odası Onur
ƒlaketi'ni, yine aynı yıl Atatürk'ün doğumunun yüzüncü yılı dolayısıyla verilen
FX | 7
7

Devlet Resim ve Heykel Müzesi Ë2-0)


FX | 7
7

Devlet Resim ve Heykel Müzesi Ë2-0)


FX | 7
7

Etnoğrafya Müzesi (Ë2-2 )


FX | 7
7

Etnoğrafya Müzesi (Ë2-2 )


FX | 7
7

Etnoğrafya Müzesi (Ë2-2 )


FX | 7
7

Etnoğrafya Müzesi (Ë2-2 )


FX | 7
7

Etnoğrafya Müzesi (Ë2-2 )


FX | 7
7

Etnoğrafya Müzesi (Ë2-2 )


7

Ë00- Ë0
ILLARINDA TÜRKİ
E DE
ÇALIŞMIŞ İTAL
AN MİMARDIR. Selçuklu
ve islam mimarlığı ile ilgilenmiştir. 20.
yy. Raşında sanayi-i nefise mekteb-i
alisi mektebinde Ë0 yılında
görevlendirilir.
EserleriŠ
beyoğlu St. Antoine Kilisesi, Ë0-Ë2
Karaköy palas Ë20
Ankara ulus osmanlı bankası Ë2
Tekel başmüdürlüğü Ë2
Ziraat bankası müdürlüğü Ë2-2
Türkiye iş bankası Ë2
Rursa da çelik palas Ë0-2
7

)!5!87-%R00!%!&#&&5&
;<>A
7

)!5!87-%R00!%!&#&&5&
;<>A
7

)!5!87-%R00!%!&#&&5&
;<>A
7

)!5!87-%R00!%!&#&&5&;<>A
7

%!
!%;<>A
$
7

Karaköy (%
7

Karaköy (%
7

Karaköy (%
7

İş Rankası (Ë2 )
7

İnhisarlar Raşmüdürlüğü (Ë2 )


>.77 X |
.X. 
##X#, (Ë0 -  Eylül Ë )
Ë0 yılında %0!-'da doğmuştur.
Ë2 'de & !0#% mimarlık bölümünü bitirdi.
Ë2¶de İstanbul¶da kendi bürosunu açtı, bir yandan da
iüzel Sanatlar Akademisi¶nde ders vermeye başladı,
Ë ¶de emekli oluncaya değin Akademi öğretim üyeliği görevini
sürdürdü. Osmanlı dönemi evleri ve Ë .-Ë. yy saray ve
köşkleri üzerinde yaptığı çalışmalar ve % Osmanlı
mimarisi üzerine araştırmalara yaparak, mimari tasarımda
geleneksel motiflerin yeniden kullanılmasına öncülük etti.
Tarihi yapıların korunmasıyla ilgili kuruluşlarda;
ËË-Ë arasında %%-/6 !'&!¶nde,
Ë2-Ë arasında 1!-%%3!0
&% ---¶nda görev aldı.
II. Dünya Savaşı¶ndan sonra kurulan ve ilk genel kurul
toplantısını Ë ¶de Lozan¶da yapan (7 )7-%%
4¶nde Türkiye¶yi temsil etti.
Ë ¶da Uluslararası Ağa Han Mimarlık Ödülü kazandı
İstanbul¶da  Eylül Ë 'de hayata gözlerini yummuştur
.X. 
Mimari Eserlerinden bazıları;
azdığı kitaplardan bazıları;
Maçka¶daki Firdevs Hanım Evi (Ë),
|&3ƒ!|( (Ë),
)3|0 (Ë-Ë),
!&&3|&#&&4& 2,3 % I-II (Ë -Ë),
(Ë-Ë ), |&/" (Ë),
Emin Onat¶la Wsi (Ë), Sadabad (Ë),
Maçka¶da  /3% (Ë ), %0!-! (Ë),
!!0¶la %0!-#1% )4 "! (Ë),
binası(Ë0),
Zeyrek¶teki Sosyal Sigortalar Kurumu |&3-Osmanlı Dönemi I-II (Ë -
binaları (Ë2-Ë), Ë )'dır.
!21¶deki Suna Kıraç yalısı httpŠtr.wikipedia.orgwikiSedad_Hakk%U
Fındıklı¶daki !!  %RË_Eldem
(ËË),
X# !%)1¶la birlikte Taksim Atatürk
Kitaplığı (Ë2-Ë),
|1¶da Rahmi Koç evi (Ë-Ë 0)
%¶taki )X)#!5 büro binaları
(Ë 0-Ë )'dır.
.X. 
¶¶ Manevi şartların vücut bulması, biraz da rejim
meselesidir. Runlar, daha ziyade, kuvvetli rejimler ve
milletler tarafından tatbik edilebilir. Ru takdirde
hükümetlerin oynayacağı rol önemlidir. İtalya¶da yeni bir
rejim kurulduğundan beri, her şubeye olduğu gibi,
mimariye de yeni idealler, formüller ve doktrinler
vermiştir. Mimarlar, kendilerine verilen direktif ve
çerçeve dahilinde araştırmalar yaptıktan sonra, bugüne
mahsus karakteristik ve yerli bir mimari üslup
yaratabilmişlerdir. Almanya¶ya gelince, orada da yeni
rejim, mimariyi büsbütün yeni bir yola sevketmiştir. O
zamana kadar mevcut olan Enternasyonal üslup
terkedilmiştir. Rugün Almanya¶da bütün sanatlar,
mimari de dahil olmak üzere, aynı ideali, aynı lisan ile
@X @| @@ƒ|  @X |@|7
|7 
.X. 


@



.X.
 
.X. 


@



.X.
 
.X. 

UUMHURR
AŞKANLIĞI
KÖŞKÜ
ƒROJESİ,
S. H.
ELDEM
Ë
.X. 

77U.
 7
F||  
 $
7ƒ $
.X. $
.X. 

ERZURUM . ORDU
MÜFETTİŞLİK RİNALAR, S. H.
ELDEM, Ë
.X. 

ERZURUM . ORDU MÜFETTİŞLİK RİNALARI, S. H. ELDEM, Ë


.X. 

İNHİSARLAR UMUM MÜDÜRLÜĞÜ, S.


ELDEM, Ë

FETHİ OK
AR
ALISI, RÜ
ÜKADA,
ƒLAN, S. H. ELDEM Ë
.X. 

FETHİ OK
AR

ALISI,

ÜKADA, S. H.
ELDEM Ë
.X. 
.X. 


ALOVA TERMAL OTELİ, S. H. ELDEM, Ë
.X. 

ALOVA TERMAL OTELİ, ATATÜRK DAİRESİ, S. H. ELDEM, Ë


.X. 

A
AŞLI
ALISI, S. H. ELDEM, Ë
.X. 
.X. 

   7|7$
;<UH$. 
.X. 

X|

7 $ |$.X.
 $;<UH
.X. 

X|

7 $;. |$.X.
 $;<UH
.X. 

X|

7 $.X.
 $;<UH
.X. 

|X 7|7$;<UH
.X. 

|X 7|7$;<UH
.X. 

|X 7|7$;<UH
.X. 

 |  $.X.


 $;<UH
.X. 

G F$G $;<U<$.X. 

|ƒ ƒ ƒ@$;OB=$BA
.X. 

RE
AZIT ME
DANI¶NDA RİR KAHVE ƒROJESİ, S. H. ELDEM, Ë0

ÇAMLIUA¶DA RİR KAHVE ƒROJESİ, S. H. ELDEM, ËË


.X. 

F| $
 .X.
 $;<O;$
.X. 

ANKARA TEKNİK ÜNİVERSİTESİ KAMƒÜS ÖNERİSİ, S.


H. ELDEM, Ë2
ANKARA
ÜNİVERSİTESİ
REKTÖRLÜK
RİNASI ÖNERİSİ,
S. H. ELDEM,
Ë
.X. 

|7 |F |F |$.X.


 $;<OU
.X. 
|7
 |F
 |F |$
.X. $;<OU
.X. 
.X. 
AMERİKAN HASTANESİ
HEMŞİRELER RÖLÜMÜ
İLAVESİ, S. H. ELDEM,
Ë
.X. 

ADANA RELEDİ
E SARA
I
ARIŞMA ƒROJESİ, S. H.
ELDEM, Ë
.X. 

ANITKARİR
ÖNERİ
ƒROJESİ, . H.
ELDEM, Ë
S
NUHRONIU TIME UONUEƒTION IN ARUHITEUTURE
IN TURKE

@   $;A<H


.X. 

  X  $| $.


 $;<OH
.X. 

  ƒ|.   $;<BH8;<H;$.X. 


S
NUHRONIU TIME UONUEƒTION IN ARUHITEUTURE
IN TURKE

7|X|@ 


 |  7   $.
 $.   $;<<=
D X

D X 


$.
D X$  
D X
D X
D X
X.@ 

MARMARA ADSI RİR KONUT, H. UANSEVER, Ë


H. UANSEVER
H. UANSEVER
X| 7ƒ
|@

ƒ@ 7| 
ƒQ
|@ƒF. .
|77|@ 

iELENEKSEL RODRUM
KONUTU

ERTEiÜN KONUTU,
RODRUM
S
NUHRONIU TIME UONUEƒTION IN ARUHITEUTURE
IN TURKE

KLASİS OTEL, ŞEFİK RİRKİ


E, Ë 

WASHİNiTON RÜ
ÜKELÇİLİK RİNASI, SHOLOM RAARANES ASSU.,
S
NUHRONIU TIME UONUEƒTION IN ARUHITEUTURE
IN TURKE

TATİL KÖ
Ü, ANTAL
A, T. ÇAVDAR, ËË
 |    
          0    

  li z   k   r   ış ı      s  l,
   iş k   i   r i    ş  l ,
z   k   r   ış ı

z   ı iş l  i    iş  z   k  l ıc ı
i    l  r ı    l  r ı
  s ı  s ı ı
iz l   s i

  l t  iç    li i
 r   k l     l ış i  r i
i  r i t t l r t t l r Š k l s is iz ,
 l  s  lc ilik ,
  r  iz , s t -
  r  iz ,
s  ç  c ilik ,
  i   -
c   l    ır  c ıl ık
    t  r iç  , k l s ik
k  li  l r   z   l r ,  r k  t i ,
  s ı  t  r is i,
t   , k r ş ı
t   , k r  c  ,

You might also like