Professional Documents
Culture Documents
GİRİŞ VE AMAÇ
Döküm, dövme ve işleme ile ilgili elde edilmesi güç olan parçalarda kullanılan
kaynak usullerinin, parça üzerindeki etkisi ve kaynak öncesi yapılan ısıl işlemlerin,
kaynak işleminden sonraki mukavemetlerinin değişimi bu projede incelenmeye
çalışılmıştır.
1
benzer fakat aynı olmayana bir faz gördüler ve 0 ile gösterip “trancition lattice” (geçiş
latisi) adını verip aynı isimli teoriyi ortaya attılar.
Alüminyum hafif metaller gurubuna giren ve teknik alanda çok kullanılan bir
etaldir. Özgül ağırlığı 3.8 gr/cm3’den küçük olan elemanlar hafif metaller grubuna girer.
Hafif metaller sınıfında alüminyum, magnezyum, potasyum, lityum ve berilyum
bulunur. Bunlardan özellikle alüminyum ve magnezyum en önemlileridir.
Alüminyumun önemli olmasının sebebi hafif olmasıdır. Ayrıca yüksek elektrik ve ısıl
iletkenliği atmosferik dayanıklılığı, imal kolaylığı ve diğer metaller ile yüksek çekme
mukavemetine sahip alaşımlar oluşturabilmesi diğer önemli hususlardır.
2
sahiptir. Karozyona direnci fazladır. Zehirleyici değildir. Elektrik ve ısı iletkenliği
iyidir. Isı ve ışığa çok iyi yansıtır. Manyetik değildir. (3)
Çeliğe nazaran yüksek ısı iletkenliği, ergitme kaynağı için fazla ısı verilmesi
gereklidir. Büyük parçalarda ön ısıtma gereklidir.
3
2.4.1 Alüminyum Saflık Dereceleri (2)
Gıda ve elektrik endüstrisinde kullanılan alüminyum %99,99 saflık
derecesindedir. Alüminyum borular ve saçlar %99,5 ile %99,8 bazen %98-99
derecesinde saftırlar. Geri kalan kısımlar genellikle silisyum ve demirden ibarettir.
Demir (Al3fe) alüminyum 250-350 C’da tavlanırsa, katı eriyik halinde bulunan silisyum,
alüminyumdan ayrılır. 350 C üzerinde tekrar katı eriyik haline geçer. Silisyumun
ayrılmasıyla alüminyum mukavemeti düşer. Bu nedenle soğurken bu bölgeyi hızlı
geçmek gerekir. Kaynaktan sonra dikiş 400 C’den itibaren birdenbire suya daldırılarak
çabuk soğutulmalıdır.
Yüksek nitelikteki alüminyum yumuşak, kolay işlenebilir, ısı ve ışığı verimi bir
şekilde yansıtır; ısı ve elektriği iyi iletir, korozyona karşı çok dayanıklıdır.
4
Kendini çekme miktarı 1,7..1,8%
Katı halden sıvı hale geçerken
Meydana gelen hacim büyümesi 6,5%
5
sıcak şekil değiştirme ve yeninden billurlaşma sıcaklığı üzerinde yapılan şekil
değiştirmedir.
Soğuk şekil değiştirmeden sonra taneler bozulmuş olarak kalır; sıcak şekil
değiştirmeden sonra ise taneler tekrar düzgün bir halde teşekkül eder.
Daha önce soğuk şekil değiştirmiş bir alüminyum parça sıcak şekil
değiştirilebilir. Fakat kaynakta olduğu gibi mukavemet düşer. Sıcak şekil değiştirme
sıcaklığı 300-450 C arasındadır.
6
Hadde Alaşımlar: (4)
Bu alaşımlar da ısıl işlem neticesinde sertleşen ve tabii sert alaşımlar olmak
üzere ikiye ayrılır. Dökme dövme, haddeleme, çekme ve ekstruziyon gibi mekanik
operasyonlar istenilen harici şekilleri elde etmek için kullanıldığı gibi, ısıl işlemler de,
iç yapıyı değiştirerek sertlik, mukavemet süreklilik v.s. iç yapıyı mekanik özeliklere
tesir etmek üzere kullanılır.
2.6.2 Tavlama
Mekanik yollarla elde edilen işlenmiş alüminyum alaşımların çok zaman birçok
imal işlemlerinden sonra tavlama işlemini tatbik etmek lazımdır. Tavlama soğuk şekil
değiştirme neticesinde sertleşmiş olan malzemeden sertliği kaldırmak veya ısıl işleme
tabi tutularak yaşlandırılan malzemeyi yumuşatmak için kullanılır.
*
Yaşlandırma olayı ileri bölümde detaylı olarak antıldı.
7
Yapıda mevcut tanelerin yeniden krsitalleşmesini sağlamak amacıyla, alaşımı
eritmek ve çökeltme ısıl işlemleri sıcaklıkları arasında bir derece kadar ısıtmak
tavlamanın esasıdır.
A
B
C
E
F
G
Sicaklik
D
°C
Zaman
`t`
8
Tamamıyla sıvı halde iken A noktasında bulunan saf metalin soğuma sırasında
sıcaklığın zaman bağlı olarak değişimi şekilde görülmektedir. Sıcaklık azalıp B
noktasına gelince bu noktada katılaşma ve billurlaşma başlar. Saf alüminyumun
katılaşma noktası 658 C’dir. saf maddeler sıvı halden katı hale geçerken, sıvılar katılara
ısı verirler. Katılaşma başlangıcından katılaşma sonuna kadar (katılaşma süresince)
sıcaklık sabit kalır.
Birbiri içinde erimiş, tamamen ergimiş iki saf maddenin birlikte soğuması
incelenirse, burada sıcaklık fazlası kanuna göre katılaşma sırasında değişir. Yani
katılaşma sabit sıcaklıkta olmayıp, E, F, G gibi bir katılaşma aralığında meydana gelir.
Soğuma eğrisi katılaşmanın başladığı ve bittiği noktalarda kires kırılma gösterir.
9
sıcaklık artışı malzemenin ergimesine sebep olur ki, bu takdirde alaşımı tamamen
ergitmek gerekir.
B) Isıtma hızı çok önemlidir. Genellikle orta hızlı bir ısıtma tavsiye edilir. şayet
yavaş ısıtma tatbik edilirse, eriyebilen elemanların difüzyonu fazla olur. Aynı zamanda
büyük tanelerin teşekkülüne meyil gösterir. Şayet malzeme soğuk şekil değiştirmeye
tabi tutulmuş ise dane büyümesine engel olmak için ısıtma hızı yeter derecede yüksek
olmalıdır. Genel olarak söylenebilir ki, malzeme kritik denecek kadar soğuk şekil
değiştirme miktarı mevcut değil ise dane büyümesi tehlikesi yoktur.
10
2.6.3.3.2 Toparlanma
Isıl işleme tabi tutma esnasında meydana gelir. Bu sayede iç gerilmelerden bir
kısmı ortadan kalkar. Bu sırada soğuk işlem sırasında kaybolan şekil alma özelliği
yeninden kazanılmış olur. Bu işleme gerilim giderme tavı da denir.
Soğuk şekil değiştirme esnasında meydana gelen yüksek enerjili noktalar, yeni
danelerin meydana gelmesinde çekirdek rolü oynar. Soğuk şekil değiştirme derecesi
yeterli değil ise yeninden kristalleşme olmaz.
11
b) Soğuk şekil değiştirme derecesi:
Limitli fakat kritik derecede bir soğuk şekil değiştirmeye maruz malzeme,
yeninden kristalleştirmeden sonra anormal derecede büyük danelere sahip olurlar.
c) Isıtma Hızı:
Küçük bir ısıtma hızı, normalden büyük toplama periyodunun sebep
olacağından, yeninden kristalleşme ile elde edilen daneler biraz iri olur.
f) Malzemenin terkibi
2.6.3.4 Su Verme
Eriyebilen elemanların katı eriyik haline geçmelerinden sonra yeninden
çökelmelerine engel olmak veya geciktirmek amacıyla malzemeye su vermek gerekir.
üç farklı su verme metodu mevcuttur. Bu üç metot, istenen özelliklere ve gösterdikleri
kolaylıklara göre kullanılır.
12
Bu tip su verme, distarsiyonu minimum kılar ve eşit olmayan sıcaklık
dağılışından doğan çatlama tehlikesi önlenmiş olur. Su vermede kullanılan suyun
sıcaklığı malzemenin korozyon mukavemetine büyük ölçüde etki etmeye dövme
alaşımlarda, bu tip su verme usulü kullanılır. Şunu da belirtelim ki, kalın kesitli
parçaların korozyon mukavemeti ince kesitli parçalarda olduğu kadar kritik değildir.
Isıl işleme tabi tutulabilen alaşımlar herhangi bir kötü etki görülmeksizin birçok
defa solüsyona alma ısıl işlemine tabii tutulabilir. Yalnız levhalarda bu durum sınırlıdır.
13
c) Yavaş su verme
d) Aşırı ısıtma
e) Yüksek sıcaklıkta oksitlenme
C) Aşırı Tavlama
Otektik ergimesi, dane sınırı ergimesine sebep olur. mukavemeti azaltır.
14
X: kati eriyik
XA: su verilmis, kati eriyik
sakli
XB: yaslanmis, cokelme
X baslamis
XC: asiri yaslanma, cokelmeler
buyumus
A D B C
Bölgesel toplama olayı uzun süre devam ederse hakiki bir çökelme ve aşırı
yaşlanma veya yumuşama olur.
2.6.5.1 Tanımı
Aşırı doymuş bir katı fazdan zaman ve sıcaklığın etkisi ile yani bir fazın
meydana gelmesi olayına teknolojide “yaşlanma olayı” diyoruz. Burada dikkat edilecek
husus, meydana getirilen ikili fazın (üçlü ve daha fazla olabilir)
15
B şeklinde değil de B fazının fazı içinde hapsedilerek meydana getirilmesi
gerektiğidir. Bu durum ise katı-hal reaksiyonları vasıtasıyla gerçekleştirilebilir. Aslında
esas olarak yaşlanma olayı da bir katı-hal reaksiyonudur.
2.6.5.2 Safhaları
Yaşlanmanın bir katı-hal reaksiyonu olduğunu belirtmiştik. Bir reaksiyonun
meydana gelmesi ise bazı özel şartların varlığı ile mümkün olur. reaksiyon
başlangıcında ise beli safhalardan geçerek, evrimini tamamlar. Bu genel açıklamada
olduğu gibi yaşlanma olayı da bazı şartların sağlanmasıyla ve bazı safhalardan geçerek
evrimini tamamlar.
2.6.5.2.2 Su Verme
Eriyebilen elemanlar katı eriyik haline geçtikten sonra yeniden çökelmelerine
engel olmak için malzemeye su vermek gerekir. Su verme sırasında katı eriyik kararsız
hale gelir ve çökelme eğilimindedir.
2.6.5.2.3 Çökelme
Aşırı doymuş alaşım birden soğutulduğunda eriyebilirlik sınırlarının hemen
altında, atomların kolaylıkla yayınladığı gren hudutlarında çökmeler yaşlanma
yayınmanın daha zor olduğu gren için çökelme alçak sıcaklıklarda devam eder.
16
Bu iki bilgin teorilerini Al-Cu alaşımını X-ışını ile inceledikten sonra ortaya
atmışlardır. Bu incelemelerde Wasserman ve Weert Al-Cu denge diyagramından
görülen θ fazı ya da CuAl2’a benzeyen bir faz gördüler.
Çok küçük partiküllerden ibaret olan bu faz aynı θ fazı gibi fakat, matriks ile
θ fazı arasında bir kompozisyondaydı. Bu faza geçiş fazı (geçiş latisi) adını verip θ ile
gösterdiler. Ayrıca içinde bulunduğu matrikse bağlı olarak yönlenme özelliğine bağlı
olarak yönlenme özelliğine bağlı olduğunu buldular. Yaptıkları açıklamada da dengeli
çökeltinin ancak bu geçiş latisinin gelişip büyümesi ile meydana geldiğini belirttiler.
Çok tabiidir ki her bir yapı ve atom düzlemi benzer atomik dizilere ve boşluklara
sahip olmalıdır. Öyle ki küçük bir şekil değişimi ile uygunluk sağlansın. Bu teoride
yaşlanma sertleşmesi matriks içine bir şekilde değiştirme ile ve onları koherent safhada
birbirine uyduracak çökelme ile ilgili tutulmuştur. Aşırı yaşlanmanın nedeni olarak da,
yapının oluşumu ile koherensliğin kaybolması gösterilmiştir. Daha sonraları bu teoriye
“Transmisyon Latis Teorisi” adı verilmiştir.
17
Guinier’in açıklamasına göre GP zonları düğüm yada salkım şeklindedir ve
yaşlanma sertleşmesinin kaynağını tekil etmektedirler. Geissler ve arkadaşları, Guinier
ve Preston tarafından gözlenen difaksion için ayrı bir açıklama yaptılar.
Çökelmenin ilk safhalarında ikinci faz hemen teşekkül etmekte fakatikinci faza
benzer bir transmisyon latisi katı eriyikle sıkı temas halinde büyümektedir. Aşağıdaki
şekilde “Aşırı yoğun katı eriyik” – “Transmisyon latisi” – “Dengeli Çökelek” şematik
olarak görülmektedir.
Şekil 3:
18
Şemada görüldüğü gibi transmisyon kafesinde iki yapı arasında bir atom dizilişi
uygunluğu mevcut ise katı eriyik distorsiona uğramaktadır. Çökelek başlangıçta
genellikle küçük boyutludur ve çubuk şeklindedir. Boyutları küçük olduğu sürece de
normal difraksiyon ışıması yerine Guiner Preston ilkeleri olarak belirtilen özel X ışınları
yansımaları oluşur.
Birçok çökelme sertleşmesi sistemlerinde billur yapıları transmisyon kafesi
teşkil edecek derecede gelişmeden sonra ana kafesten ayrılır ve denge halinde çökelek
durumuna geçerler. Denge çökeleği içinde oluştuğu matrikse göre belirli doğrultularda
bulunuyorsa da ara billur yapılarını teşkil eden bu kafes arasında atom atoma bir
uyuşum yani koherans durumu yoktur. Fakat denge çökeleğinin meydana getirdiği
sertlik düşüktür. Dolayısıyla aşırı yaşlanma (yumuşama) bu dengeli yapının oluşumu ile
ilgilidir. Birçok alaşım sistemlerine ara yapı yeterli miktarda bir kafes distorsionu
meydana getirmeden önce çökeleği oluşturduğundan önemli derecede sertleşme olur.
α α veya l α+β
veya
β α α'
α α
α+β β
α + α'
A %B A %B A %B
(a) (b) (c)
19
Şekil 4:
a) Denge diyagramından yatık bir soluüs bulunmalıdır.
b) Kritik sıcaklık altında katı eriyik karışım aralığı olmalıdır.
c) Yüksek sıcaklıklarda eriyen ara fazlı katı eriyik olmalıdır.
B) Çöken faz ile matriks arasında bir koheransın yani latis benzerliğinin
bulunması gerekir.
C) Çökelecek olan ikinci fazı oluşturacak olan geçiş latisinin meydana gelmesi
gerekmektedir.
B) GREN HUDUTLARI
İyi grenli alaşımlar aynı sıcaklıkta daha iyi çökebilen ve bu çökelme gren
hudutlarında olur.
20
C) KOMPOZİSYON
Sabit sıcaklıkta hem yaşlanma hem de maximum sertlik, eriyen elementin artışı
ile artar. Bunun derecesi de eriyebilirlik üst sınırına kadardır.
D) SOĞUK İŞLEM
Soğuk işlem varlığı yaşlanma oranını arttırır.
E) ZAMAN
Yaşlanma zaman doğru orantılıdır.
2) Bazı alaşımlarda kaynak esnasındaki ısıl çevrim, ana katı eriyik içinde
bulunan bileşenlerin, erimiş bölge veya esas malzemede çökelmesine sebep olmaktadır.
Bu çökelme, mekanik özellikleri ve kimyasal etkilere karşı dayanıklılığı azaltmaktadır.
Dövme alaşımlar; koruyucu gaz altında kolaylıkla kaynak edebilirler. Isıl işlem
görmemiş alaşımlara el kaynağı yapıldığı zaman, mukavemetleri, kaynak yapılmamış
aynı alaşıma göre daha düşük olmaktadır. Mukavemetteki azalmaya bağlıdır. Bilindiği
gibi kaynak yerinde üç ayrı bölge oluşur. Erime bölgesi-ısıdan etkilenmiş bölge-ısıdan
etkilenmemiş bölge (değişikliğe uğramayan bölge).
21
Isıl işlem görmüş alaşımlarda, tel halinde çekilebilme özelliği düşmektedir.
Kaynaktan sonra yaşlandırma sertleşmesi yapılırsa dayanıklılık artar.
2.8 Alüminyum Alaşımların Kaynağı (4)
2.6.1 Tabii Sert Hadde Alaşımlar
AlMn alaşımı esas malzeme ile aynı karışımdaki veya AlSi5 alaşımından
çubuklarla kaynak yapılır.
AlMgSi alaşımının kaynağı içinde esas malzeme ile aynı karışımda bulunan
veya AlSi5 alaşımından mamul çubuklar kullanılır. Isıl işlemle sertleştirilmeden evvel
kaynak yapılması gerekir.
22
Döküm alaşımlarının kaynaktan evvel petrol veya trikolaratilerle temizlenmesi
ve çatlak yerlerinin mevcutsa iyi bir şekilde meydana çıkarılması gerekir. iç gerilmelere
mani olmak için parçanın bir ocakta ön ısıtmaya tabii tutulması iyi sonuçlar verir.
Parçanın kaynaktan sonra yine ocak içersinde yavaş soğumaya bırakılması gerekir. AlSi
alaşımlarını dekapan kullanılmadan da kaynak yapmak mümkündür. Kaynak
çubuklarının, esas malzeme ile aynı karışımda döküm çubuklar olması gerekir.
5) Alüminyum usu genleşme katsayısı da demire nazaran yaklaşık iki defa daha
büyüktür. Dolayısıyla kaynak esnasında büyük şekil değiştirmeleri meydana gelir. Bu
şekil değiştirmeler ve iç gerilmelerin ortaya çıkmasına neden olur.
23
2.9 Alüminyum ve Alaşımlarına Uygulanan Kaynak Metotları (4)
2.9.1 Alüminyum ve Alaşımları Gaz Ergitme Kaynağı
Alüminyum ve alaşımlarının gaz ergitme kaynağında genellikle oksiasetilen
alevi kullanılır. Oksiasetilen alevi, 3200 C’lik bir sıcaklık verdiğinden kalın kesitli
parçaların kaynağında başarıyla kullanılmaktadır.
Oksi-Hidrojen alevi 2800 C’lik bir sıcaklık verir ve nadiren ince saçların
kaynağında kullanılır.
24
6) Kaynak dikişini korozyona teşvik etmemelidir.
7) Aynı dekapan mümkün olduğu kadar birbirine yakın alaşımlar için
kullanılmalıdır.
Toz halinde dekapan kullanmadan önce kireçsiz saf su ile karıştırılarak lapa
haline getirilir. Kireçli su dekapanın tesir kabiliyetini düşürür. Bu suretle hazırlanan
lapa, daha önce iyice temizlenmiş olan kayak ağızlarına ve kaynak çubuğuna bir kış
fırça ile sürülür. Kaynaktan evvel parçalar bağlanırken sadece kaynak çubuğuna sürmek
kafidir.
Saf alüminyum kaynağında aynı karışımlı veya az miktarda titan ihtiva ede
alaşımlar kullanılır. Titan ince taneli bir yapının meydana gelmesine neden olur.
Saf madenler, sabit bir ergime veya katılaşma sıcaklığına sahiptir. Buna karşılık,
alaşımlar bir katılaşma veya ergime aralığına sahiptir. Bu aralığı ergime ve katılaşma
eğrileri sınırlandırılmıştır. Bu enterval dahilinde alaşımlar, kısmen sıvı kısmen de katı
haldedirler. Alaşımların kaynak kabiliyeti de bu aralığın büyüklüğüne bağlıdır.
Alüminyum alaşımlarından ergime aralığı büyük olanlar zor ve küçük olanlar da kolay
kaynak yapılabilir. Yani alaşım içersindeki bulunan alaşım elemanlarının yüzde miktarı
arttıkça, kaynak kabiliyetleri de zorlaşır. Fakat ötektik alaşımlarda müstesna teşkil
ederler. Zira ötektik alaşımlarda da saf madenler gibi muayen scıaklıkta ergir ve
katılaşır.
25
yumuşamış bölgede elde edilir. Bu yumuşayan bölgenin genişliği, saçın kalınlığına ve
kaynağın icra şekline bağlıdır. Bu genişlik ortalama 40-80 mm’dir.
26
2.9.2.1 Kaynak Bağlantısının Mukavemeti
Yumuşak alüminyum veya alüminyum alaşımlarında, dikişin mukavemeti daima
esas malmzeme ile aynı değere erişir. Yalnız AlMg alaşımlarında küçük bir mukavemet
düşmesi meydana gelir. Hadde alüminyum ile ısıl işlem neticesinde sertleşen
alüminyum alaşımlarında kaynaktan sonra sıcaklığın tesis ettiği geçiş bölgelerinde
sertlik ve mukavemette düşme olur. Sıcaklığın tesiri altında kalan ve yumuşayan geçiş
mıntıkası, elektrik ark kaynağında, eksiasetilen kaynağına nazaran daha dardır. Eğer
parça işlemeden önce bir ön ısıtmaya tabi tutulursa, bu bölge daha kırılma, sıcaklığın
tesir ettiği bölgede olur. fakat bunun istisnaları mevcuttur. Mesela AlCuMg ve AlCu ve
AlMg gibi ısıl işlemle sertleştirilen alaşımlarda kırılmanın dikişte olduğu da
görülmüştür.
27
2.9.3.2 Kaynak Dikişinin Mukavemeti
1 mm kalınlığında ve Amg7, AlMg9, AlMgSi ve AlCuMg alaşımları üzerinde
yapılan deneylerde, ark atom kaynağı ile birleştirilen dikişlerin statik mukavemetleri,
oksi-asetilen kaynağı ile bağlanan parçalardan daha yüksek olduğu görülmüştür.
Bilhassa kıvrık olarak birleştirilen alın dikişlerinin mukavemetleri daha fazladır.
Kaynak yapılmış dikişlerin uzamaları her iki kaynak usulünde birbirinden farklıdır. Bazı
alaşımlarda ise ark atom kaynağında daha yüksek bazı alaşımlarda ise ark atom
kaynağından daha fazladır.
28
3. SONUÇLARIN İREDELENMESİ
3.1. Isıl İşlem Yardımıyla Al-Cu Alaşımlarının Denge Diyagramında
İncelenmesi
Al alaşımları çökeltmek suretiyle daha sert ve daha mukavemetli bir yapı elde
edilebilir. Al-Cu alaşımlarının islahı için denge diyagramından faydalanmak gerekir.
düşey eksen sıcaklık yatak eksen %0-40 bakır ve %100-60 oranında alüminyumu ifade
eder. Sıcaklığı 700 C civarında bulunan alaşım sıvılaşmış durumdadır. (1 numaralı
nokta) ve Cu, alüminyumda tamamıyla erimiştir. Sıcaklık 645 C’ye (2) düşünce
katılaşma başlar. Katılaşan alaşımın ilk kristalleri saf alüminyumdur. Soğuma devam
ettikçe bu saf alüminyum kristalleri teşekkül edecek olan tanelerin çekirdekleri
olacaktır. Alaşımı 625 C’ye kadar (3) soğutalım. Bu noktada alaşım kısmen sıvı kısmen
katı halde bulunacaktır. Kısmen eriyikten katılaşarak ayrılan ve kısmen de suda kalan
Cu miktarını diyagramdan faydalanarak hesaplamak mümkündür.
700 °C
Ötektik: α + β
Bileşik: Al2Cu
645 °C Bileşik
625 °C
β
Ötektik
580 °C
sıvı +α
548 °C
β
485 °C
Sıcaklık °C
α
α+β
450 °C
0-20 °C
0 0.5 15 33 26 40
29
Alaşımı bu sıcaklıkta sabit tutarak, önce (3) noktasından soldaki B eğrisine
yatay bir çizgi çizelim. B eğrisi katılaşma sonu noktalarını ifade eden sıcaklıkları
gösterir (Solidüs) Buradan da yatay eksene dik inilerek Cu miktarı okunur (1,25). Bu
miktar katıda bulunan Cu miktarıdır.
Sıvıda bulunan bakır miktarını bulmak için de (3) deb sağdaki A eprisine yatay
çizilir. A eğrisi ise katılaşma başlangıcı, sıcaklıklarını gösterir. (likidüs) Bu eğriyi kesen
noktadan dik inilerek bulunan değer henüz katılaşmaya başlayan Cu miktarını belli eder
(yaklaşık %15). (3) ve (4) arasında daha alçak sıcaklıklarda oluşan kristaller, daha fazla
bakır ihtiva ederler. Sıvı alaşımlarında bakır miktarı daha fazladır. Böylece A ve B
eğrileri arasındaki alanda alaşım katı kısımla beraber sıvı eriyik halde bulunan
karışımdan ibarettir. Buna katı eriyik adı verilir.
1) A eğrisinin tam üzerinde bulunan ve ilk kristalleri verecek olan sıvı halidir.
2) A ve B eğrileri arasındaki alanda bulunan kısmen sıvı kısmen katı hali.
3) A eğrisinin yukarısında bulunan tamamen sıvı hali.
4) B eğrisinin tam üzerinde bulunan tamamen katı hali.
5) Yatay B eğrisinin altında C eğrisinin solunda bulunan katı fakat değişik hali.
(5) noktasına karşı gelen 548 C sıcaklığı sabit tutarsak oldukça yüksek bir
sıcaklıktaki olaya katı olarak hızla yayınma denir. Yani tane sınırlarında bulunan büyük
30
miktarda bakır, bütün tanelerin içine tesir ederek yayınır ve taneler aynı miktarda bakır
ihtiva ederler.
3.1.2 Çökelme
C eğrisi bakır alüminit (CuAl2) ihtiva eden bir bileşik oluşumunun başlangıcını
gösteren eğridir. Örneğimizde bu bileşik (6) noktasında karşı gelen 485 C’dan aşağı
sıcaklıklarda %3’lük alaşımdan ayrılarak çökelmeye başlar. (7) noktasında bakır
alüminat bileşiği halinde fazla miktarda bakır ayrılmıştır. Bu sıcaklıkta (450 derece)
alaşımın yaklaşık %99’u içinde %25 bakır bulunan, bakır alüminyum karışımından
ibarettir. Geriye kalan bakır, bakır alüminit şeklinde çökelen bileşikte daha fazla
miktarda bakır bulunmaktadır. Alaşımın mukavemetini arttırmak için çökelen
bileşiklerin iriliklerini, dağılışlarını dikkatle takip ve kontrol etmek gerekir.
3.1.3 Su Verme
Al alaşımlarının mukavemetini artırmak için gereken ısıl işlemleri incelersek:
A) Yapılacak ilk iş alaşımın denge diyagramını inceleyerek sıcaklığın B ve C
eğrilerinin solundaki sahaya ve gereken özel sıcaklığa çıkartmaktır. Bu işlemde
çökelekler erir ve istenilen şekilde yeniden çökelmeye uygun olurlar.
B) Erime olayının bütün parçayı etkilemesi için bu özel sıcaklıkta, belirli bir
süre tutulması gerekir.
C) Özel sıcaklıkta belirli bir süre tutulan parça hızla soğuk suya daldırılır. Bu
işleme su verme denir.
Alaşım yüksek sıcaklıkta stabil olan bir katı eriyik halinde yeterli derecede hızla
soğutulursa, stabil olan katı eriyik halinde ayrışmalar ve değişmeler meydana gelmez.
Böylece alaşımın yüksek sıcaklıktaki stabil olan hali alçak sıcaklıkta da aynen elde
edilir ve yüksek sıcaklıktaki özelliklerinden faydalanılır. Mesela, şekildeki (5)
noktasından (8) noktasına kadar yavaş yavaş soğursa Al-Cu katı eriyğinden Bakır
Alüminit bileşiği ayrılır. Soğuma hızı yeter dereceden Bakır Alüminit bileşiği ayrılır.
Soğuma hızı yeter derecede büyük olursa Cu atomları bakır alüminit bileşiğini teşkil
etmek için gruplar halinde toplanırlar ve bu vaziyette kalırlar veya sözü geçen
31
molekülleri teşkil ederler. Her iki halde de katı eriyik kafesinin şekil değiştirme
kabiliyetini yükseltmek gayesiyle sertleştirir. Bu sertleşmeye ayrışma sertleşmesi
denir.
Haltpecth Kanunu:
σ = σ o + k.D-1/2
Tane çapı küçüldükçe çok kristalde çekme mukavemeti artar sertlik artar. İri
taneli yapı kırılgan, düşük mukavemetlidir. İnce taneli yapı ise mukavim ve toktur.
32
7178 alüminyum alaşımında 40-50 mm civarında fazla bir değişme
göstermemiştir. Ancak kaynak dolgusunun olduğu yerde sertlikte büyük bir düşüş
meydana gelmiştir. Bunun nedeni kullanılan dolgu telinin Al-Si olmamasıdır. Burada
Mg’lu tel kullanılmış olsaydı bu düşüş gözlenmezdi.
Bu alüminyum alaşımları kaynaktan sonra ısıl işleme tabii tutarsak homojen bir
sertlik değişimi elde ederiz.
Soğuk şekil değiştirmiş alüminyum alaşımları uygun dolgu teli ile yapılacak
kaynaktan sonra homojen bir yapı için ısıl işleme tabii tutmak gerekir. Bu yapılmazsa,
kaynak bölgesi ve etkilenmiş bölgede mukavemet değişimi gözlenir. İstenmeyen
durumlar meydana gelebilir.
Soğuk şekil değiştirme derecesi, yeterli olması sonucu taneler solüsyona alma
ısıl işleminden sonra büyük oldukları görülür. Ancak kaynak işleminden sonra kaynak
bölgesinde ısınma ve havada soğuma sonucunda yumuşama görülmüştür. Solüsyona
alma işleminde yapıda çözünmüş olarak bulunan bakır kaynaktan sonra büyük boyutlu
θ taneleri olarak çökelerek yumuşama meydana gelmiştir.
33
3.4 Yaşlanma İşlemi Görmüş Alüminyum Alaşımlarında Kaynak Sonrası
İnceleme
Suni olarak yaşlandırılarak maksimum sertliğe çıkarılan alüminyum
alaşımlarında, kaynak işlemi sonucu kaynak bölgesi ve etkilenmiş sertlikte büyük bir
düşüş olduğu görülmüştür .
Isıl işlem sonucu istenen mukavemete kaynak işleminden sonra ısıl işlem
yapılarak ulaşılabilir. Kaynaktan önce yapılan ısıl işlem kaynaktan sonra bir özeliği
olmaz. Yani istenilen mukavemet değerlerine ulaşmaz. Kaynaktan sonra tekrar malzeme
ısıl işleme tabi tutulsa bile başlangıçtaki mukavemet değerlerini elde edemeyiz. Çünkü
kaynaktan sonra kaynak bölgesinde sertlik düşük kaynaktan önce yapılan ısıl işlem
sonucu yüksektir. Sonradan yaşlandırma işlemi yapılırsa kaynak bölgesi ile etkilenmiş
bölge arasında bir sertlik farklılığı görülür. İstenilen homojen bir sertlik elde edilemez.
Yani kaynak bölgesine aşırı yaşlanma olayı meydana gelir.
4. SONUÇ VE ÖNERİLER
Soğuk şekil değiştirme işleminde kademe şeklinde bir dövme işlemi yapılacaksa
mutlaka arada tavlama işlemi yapmak gerekmektedir. Çünkü soğuk şekilde
değiştirmeye devam etmek için malzemenin yumuşatılması gerekmektedir.
34
Önceden bir ısıl işlem görmüş alüminyum alaşımlarında kaynak işleminden
sonra kaynak bölgesindeki sertlikte büyük bir düşme görülmektedir. Bunun sonucu
olarak ısıl işleme tabi tutulursa istenilen mukavemet değerleri elde edilememektedir. Bu
nedenle alüminyum alaşımlarında mutlaka kaynak işleminden sonra ısıl işlem
yapılmaya çalışılmalıdır.
35
KAYNAKÇA
36
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ
1. GİRİŞ VE AMAÇ 1
2.1 Alüminyum ve Alaşımların Tarihçesi 1
2.2 Alüminyum ve Alaşımlarının Özellikleri 2
2.2.1 Alüminyum Özellikleri 2
2.2 Alüminyumun Genel Karakteristikleri 2
2.3 Birleştirme ile ilgili Karakteristikler 3
2.4 Alüminyumun Başlıca Özellikleri: 3
2.4.1 Alüminyum Saflık Dereceleri 4
2.4.2 Alüminyumun Fiziksel Özellikleri 4
2.4.3 Alüminyum Mukavemet Özelikleri 5
2.4.4 Korozyona Karşı Mukavemet 5
2.4.5 Soğuk Şekil Değiştirme ve Sıcak Değiştirme 5
2.5 Alüminyum Alaşımları ve Özellikleri 6
2.6 Alüminyum ve Alaşımlarda Isıl İşlemler 7
2.6.1 Isıl İşlem Esası 7
2.6.2 Tavlama 7
2.6.3 Solusyona Alma İşlemi 9
2.6.3.1 Önceden Tayin Edilen Bir Sıcaklığa Kadar Isıtma 9
2.6.3.2 Belirli Bir Süre Bekletme 10
2.6.3.3 Isıtmanın Meydana Getirdiği Değişiklikler 10
2.6.3.3.1 Üniform Dağılımı 10
2.6.3.3.2 Toparlanma 11
2.6.3.3.3 Yeniden Kristalleşme 11
2.6.3.3.4 Dane Büyümesi 11
2.6.3.4 Su Verme 12
2.6.3.4.1 Soğuk Suda Su Verme 12
2.6.3.4.2 Sıcak Suda Su Verme 12
2.6.3.4.3 Püskürterek Su Verme 13
37
2.6.4 Solüsyona Alma ve Su Verme Sırasında Dikkat Edilecek
Noktalar ve Karşılaşılan Güçlükler 13
2.6.5 Yaşlanma Olayı 14
2.6.5.1 Tanımı 15
2.6.5.2 Safhaları 16
2.6.5.2.1 Solüsyon Alma 16
2.6.5.2.2 Su Verme 16
2.6.5.2.3 Çökelme 16
2.6.5.3 Yaşlan Teorisi 16
2.6.5.4 Yaşlanma Sertleşmesini Doğuran Sebepler 19
2.6.5.5 Yaşlanmaya Etki Eden Faktörler 20
2.7 Alüminyum ve Alaşımlarının Kaynak Kabiliyeti 21
2.8 Alüminyum Alaşımların Kaynağı 22
2.8.1 Tabii Sert Hadde Alaşımlar 22
2.8.2 Isıl işlemde Sertleşen Hadde Alanı 22
2.8.3 Döküm Alaşımları 22
2.8.4 Alüminyum ve Alaşımlarının Kaynağı, Çeliğin Kaynağına
Nazaran şu Sebeplerden Dolayı Daha Zordur 23
2.9 Alüminyum ve Alaşımlarına Uygulanan Kaynak Metotları 24
2.9.1 Alüminyum ve Alaşımları Gaz Ergitme Kaynağı 24
2.9.1.1 Dekapan ve Özellikleri 24
2.9.1.2 Kaynak Çubukları ve Kaynak Kabiliyetleri 25
2.9.2 Alüminyum ve Alaşımlarının Elektrik Ark Kaynağı 26
2.9.2.1 Kaynak Bağlantısının Mukavemeti 27
2.9.3 Alüminyum v e Alaşımlarının Koruyucu Gazla Ark Kaynağı 27
2.9.3.1 Ark Atom Kaynağının Üstünlükleri 27
2.9.3.2 Kaynak Dikişinin Mukavemeti 28
2.9.4 Basınç Kaynağı 28
3. SONUÇLARIN İREDELENMESİ 29
3.1. Isıl İşlem Yardımıyla Al-Cu Alaşımlarının Denge Diyagramında
İncelenmesi 29
3.1.1 Yayınma ve Difüzyon 30
38
3.1.2 Çökelme 31
3.1.3 Su Verme 31
3.2 Soğuk Şekil Değiştirmeye Uğramış Alüminyum Alaşımlarında
Kaynaktan Sonraki İnceleme 32
3.3 Solüsyona Alınmış Alüminyum Alaşımlarında Kaynak Sonrası
İnceleme 33
3.4 Yaşlanma İşlemi Görmüş Alüminyum Alaşımlarında Kaynak Sonrası
İnceleme 34
4. SONUÇ VE ÖNERİLER 34
KAYNAKÇA 35
39