Professional Documents
Culture Documents
Erdal ERTUĞRUL
ARAŞTIRMA MÜDÜRLÜĞÜ
MART 2004
ANKARA
ISBN 975 -7406 - 34 -1
© Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş.
Erdal ERTUĞRUL
Kıd. Uzman
e-ertugrul@tkb.com.tr
ii
Sayfa
İÇİNDEKİLER No
TABLOLAR LİSTESİ................................................................................ V
GİRİŞ ........................................................................................................ 1
A- BOR
I. SEKTÖRÜN, ÜRÜNÜN TANIMI VE KULLANIM ALANLARI.................. 4
I.1. Sektörün Tanımı...................................................................................... 4
I.2. Ürünün Tanımı......................................................................................... 5
I.3. Kullanım Alanları...................................................................................... 8
I.3.1. Bazı Bor Kimyasalların Kullanım Alanı...................................... 9
I.3.2. Bor Ürünü Kullanan Sektörler.................................................... 11
II. ÜRETİM YÖNTEMLERİ, TEKNOLOJİ VE MALİYETLER........................ 16
II.1. Dünya ve Türkiye'de Bor Üretim Yöntemleri............................................ 16
II.2. Teknoloji.................................................................................................. 17
II.3. Maliyetler................................................................................................. 17
III. DÜNYA'DA MEVCUT DURUM................................................................. 19
III.1. Dünya Bor Rezervi................................................................................... 19
III.2. Dünya Bor Ürünleri Üretimi...................................................................... 20
III.3. Dünya Bor Tüketimi.................................................................................. 24
III.4. Dünya Dış Ticareti.................................................................................... 25
III.4.1. Dünya İhracatı........................................................................... 26
III.4.2. Dünya İthalatı............................................................................. 29
IV. TÜRKİYE'DE MEVCUT DURUM.............................................................. 32
IV.1. Türkiye Bor Rezervi.................................................................................. 32
IV.2. Türkiye Bor Ürünleri Kapasitesi ve Üretimi............................................. 33
IV.2.1. Türkiye Bor Ürünleri Kapasitesi................................................. 33
IV.2.2. Türkiye Bor Ürünleri Üretimi...................................................... 34
IV.3. Türkiye Bor Tüketimi................................................................................ 37
IV.4. Türkiye Dış Ticareti.................................................................................. 38
IV.4.1. Türkiye İhracatı.......................................................................... 38
IV.4.2. Türkiye İthalatı........................................................................... 43
IV.5. Yeni ve Tevsi Yatırım Planları.................................................................. 43
IV.6. Araştırma-Geliştirme Faaliyetleri.............................................................. 44
V. BOR VE ÜRÜNLERİNİN SATIŞ FİYATI................................................... 46
VI. TALEP VE İHRACAT PROJEKSİYONU.................................................. 50
iii
Sayfa
B- TORYUM
No
C- GENEL DEĞERLENDİRME.............................................. 58
EKLER...................................................................................................... 63
Ek 1:Eti Holding A.Ş. Tarafından Yapılan Bor Ürünleri İle İlgili 5 Adet Ön 64
Fizibilite Özeti..........................................................................................
Ek 2: Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü Kanunu.................................................. 74
KAYNAKÇA.............................................................................................. 88
iv
Sayfa
TABLOLAR LİSTESİ No
A- BOR
TABLO 1 BOR VE ÜRÜNLERİNİN GTİP NUMARALARI............................................ 4
TABLO 2 DÜNYA BOR REZERVİ VE KAYNAĞI........................................................ 19
TABLO 3 ANA ÜLKELER İTİBARİYLE DÜNYA BOR ÜRETİMİ................................. 21
TABLO 4 NİHAİ KULLANIM ALANLARINA GÖRE DÜNYA BOR TÜKETİMİ............. 25
TABLO 5 DÜNYA HAM BOR VE BOR ÜRÜNLERİ İHRACAT MİKTARI.................... 26
TABLO 6 DÜNYA HAM BOR İHRACAT MİKTARLARI............................................... 27
TABLO 7 DÜNYA BOR ÜRÜNLERİ İHRACAT MİKTARLARI..................................... 28
TABLO 8 ÖNEMLİ ÜLKELER İTİBARİYLE BOR ÜRÜNLERİ İHRACATI................... 28
TABLO 9 DÜNYA HAM BOR VE BOR ÜRÜNLERİ İTHALAT MİKTARI..................... 29
TABLO 10 DÜNYA HAM BOR İTHALAT MİKTARLARI................................................ 30
TABLO 11 DÜNYA BOR ÜRÜNLERİ İTHALAT MİKTARLARI...................................... 30
TABLO 12 ÖNEMLİ ÜLKELER İTİBARİYLE BOR ÜRÜNLERİ İTHALATI.................... 31
TABLO 13 İŞLETMELER İTİBARİYLE TÜRKİYE BOR REZERVİ................................ 32
TABLO 14 OCAK DURUMU VE KONSANTRE ÜRÜN TENÖRLERİ........................... 33
TABLO 15 İŞLETMELERİN HAM BOR VE RAFİNE BOR ÜRÜN
33
KAPASİTELERİ...........................................................................................
TABLO 16 YILLAR İTİBARİYLE ETİ HOLDİNG A.Ş.'NİN İŞLETME BAZINDA BOR
35
VE BOR ÜRÜNLERİ ÜRETİM MİKTARLARI..............................................
TABLO 17 BOR BİLEŞİKLERİNİN YURTİÇİ TÜKETİMİ............................................... 37
TABLO 18 KULLANIM ALANLARINA GÖRE TÜRKİYE BOR BİLEŞİKLERİ
38
TÜKETİMİ....................................................................................................
TABLO 19 TÜRKİYE BOR ÜRÜNLERİ İHRACAT MİKTARLARI.................................. 39
TABLO 20 TÜRKİYE HAM BOR ÜRÜNLERİ İHRACAT MİKTARLARI......................... 39
TABLO 21 TÜRKİYE RAFİNE BOR ÜRÜNLERİ İHRACAT MİKTARLARI................... 40
TABLO 22 2003 YILI KONSANTRE VE RAFİNE BOR İHRACAT MİKTARLARI VE
41
DEĞERLERİ................................................................................................
TABLO 23 YILLAR İTİBARİYLE HAM BOR VE İŞLENMİŞ BOR İTHALATI................. 43
TABLO 24 HAM BOR ÜRÜNLERİN FİYATLARI........................................................... 46
TABLO 25 ABD'NİN İTHAL ETTİĞİ HAM BOR ÜRÜNLERİNİN YIL SONU
47
FİYATI..........................................................................................................
TABLO 26 TÜRKİYE'NİN HAM BOR ÜRÜNLERİ ORTALAMA İHRACAT
47
FİYATLARI...................................................................................................
TABLO 27 ABD'NİN YIL SONU SODYUM BORATLAR FİYATI................................... 48
TABLO 28 TÜRKİYE'NİN BOR ÜRÜNLERİ ORTALAMA İHRACAT FİYATLARI......... 49
TABLO 29 ETİ HOLDİNG'İN FABRİKA SATIŞ FİYETI.................................................. 49
TABLO 30 TABİİ BORAT VE KONSANTRE. İLE BORİK ASİT İHRAÇ FİYATLARI..... 49
TABLO 31 TÜRKİYE KONSANTRE VE RAFİNE BOR PROJEKSİYONU.................... 51
B- TORYUM
TABLO 1 DÜNYA TORYUM CEVHERİ REZERVİ...................................................... 54
TABLO 2 DÜNYA MONAZİT ÜRETİMİ....................................................................... 55
TABLO 3 ABD'NİN TORYUM BİLEŞİKLERİ DIŞ TİCARETİ....................................... 55
TABLO 4 TORYUM GÖRÜNÜR REZERVLERİ.......................................................... 56
TABLO 5 TORYUM GÖRÜNÜR REZERVLERİ.......................................................... 56
v
GİRİŞ
Madencilik, yapısı itibari ile diğer sektörlerden farklı bir konuma sahiptir. Kendi içinde zor ve
zahmetli bir uğraş iken kimi sektörlere göre (inşaat, enerji, nakliye, gıda vb) yaklaşık 5 katı
düzeyde katma değer yaratan, gittiği yörelere alt yapı götüren, ülke ekonomisi açısından
stratejik önemi olan bir alandır. Madencilik sektöründe 53 farklı maden ve mineralin
üretiminin yapıldığı Türkiye'de; dünyada madencilikte adı geçen 132 ülke arasında toplam
üretim değeri itibariyle 28., üretilen madenlerin sayısı itibariyle 10. sırada yer almaktadır.
Dünya metal maden rezervlerinin %0.4'ü, endüstriyel hammadde rezervlerinin %2.5'i,
jeotermal potansiyelin ise %0.8'i ülkemizde olup, ülkemizin dünya maden rezervleri içerindeki
payı yaklaşık %0.5'dir.
Bor ürünleri; başta cam, cam elyafı, sabun-deterjan endüstrisi, seramik, metalurji ve tarım
sektörü olmak üzere çok çeşitli alanlarda ara girdi olarak kullanılmakta olup, günümüz
teknolojisinde önemli bir yere sahiptir. Bor grubu ürünleri birbirini ikame edebilen ürünlerden
oluşmaktadır. Başka bir ifade ile, bir bor ürünü, herhangi bir kullanım alanında başka bir bor
ürününün ticari rakibi olabilmektedir. Çünkü, bor ürünlerinin kullanım alanlarında esas olan
içerdikleri bor oksit (B₂O₃) miktarıdır.
Dünyada US Borakx ve Eti Holding ikilisi toplam dünya bor arzının %85'ine yakın bir kısmını
karşılamaktadır. Bor ürünleri ile ilgili olarak şu anda dünyada bir rezerv sorunu
bulunmamaktadır.
Türkiye bor ticareti, ham ve rafine bor üreticisi ve ihracatçısı durumundaki Eti Holding A.Ş.'ye
bağlı Eti Bor A.Ş. tarafından tek başına gerçekleştirilmektedir. Ülkemiz, dünyanın en büyük,
en iyi kalitede (tenör) ve açık maden işletmeciliğin getirdiği maliyet avantajlı bor rezervine
sahiptir. Büyük bir iç tüketim olmamasına (dünya tüketiminin %2-3'ünü kadar) rağmen
ABD'den sonra en fazla bor cevheri üretimi ülkemiz tarafından gerçekleştirilmektedir.
Türkiye'nin sahip olduğu yüksek miktar ve kaliteli bor madeninden sağlanacak faydanın en
1
üst seviyeye çıkarılmasının koşullarını oluşturmak, yani katma değeri yüksek ürünlere
yönelmek gerekmektedir.
Dünya bor piyasası yaklaşık 1.2 milyar USD civarında olup, bor minerallerini hammadde
olarak kullanan özel bor kimyasalları (uç) ürünlerde ki toplam dünya pazarının 100 milyar
USD'ın üzerinde olduğu tahmin edilmektedir.
Türkiye genel ihracatında içerisinde (2002 yılı itibariyle) toplam bor ürünleri ihracatının payı
%0.57 gibi çok düşük bir düzeyde olup, toplam madencilik ihracatı içindeki payı ise yaklaşık
%13,7'dir. 2003 yılında ise genel ihracattaki artış nedeniyle toplam bor ürünleri ihracat
payının düştüğü tahmin edilmektedir.
İhracat gelirlerini arttırmak, yeni istihdam alanları yaratmak için, ham cevher
ürünü(konsantre) yerine, katma değeri yüksek rafine ve özel bor kimyasalları ürünlerin üretim
ve ihracatına ağırlık verilmesi ve dolayısıyla, bor kimyasallarının üretimi konusunda yerli ve
yabancı kuruluşlarla ortaklıklar kurulması planlanarak, bu kuruluşların sermaye ve teknoloji
alanında sahip oldukları birikimlerden yararlanılması hedeflenilmelidir. Tabi ki en önemlisi
ise, bor ve bor ürünlerini kullanan sektörlere yönelik imalat sanayi yatırımlarının yapılması
son aşama olarak belirtilebilir.
Toryum madeni, bugün itibariyle ekonomik değeri yüksek olan bir maden değildir. Ancak,
dünyadaki hızlı bilimsel ve teknolojik gelişmeler dikkate alındığında bu konuda hazırlıksız
yakalanmamak için Türkiye'nin uluslararası alandaki araştırma-geliştirme çalışmalarına
katılması gerekmektedir.
Son yıllarda ülkemizde mevcut olan bor ve toryum maden rezervleri konusu Türkiye
gündemine çok sık gelmekte ve gerek görsel medyada ve gerekse yazılı basında konunun
uzmanları, yazarları ve bir çok kişi tarafından tartışılmaktadır. Bu tartışmaların bir çoğunda,
bu iki maden varlığı sayesinde Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik-mali sıkıntılarından
kısa sürede kurtulacağı ve hatta ülke refah seviyesinin daha da yükseleceği iddia
edilmektedir. Bu iddiaların gerçekçi olup olmadığı konusunda bu iki madenin dünyadaki
piyasa yapısı, pazar hacmi, fiyatlar ve özellikle bor ürünlerindeki ülkemizin özel kimyasal
ürün çeşidi ve kapasitesinin gerçek anlamda değerlendirilmesi ve kısa, orta ve uzun vadede
ne yapılabileceği konusunda ayrıntılı projeksiyonlara gereksinim bulunmaktadır. Son yıllar
itibariyle böyle gelişmelerin yapıldığı görülmektedir.
2
A- BOR
DPT sektör sınıflandırmasına göre Bor Tuzları (Ham Bor) Madencilik Sektörü, Metal Dışı
Madenler alt grubu içinde; Bor Ürünleri ise, Kimya Sanayinin alt sektörü olan bor ürünleri
sınıflandırması içinde yer almaktadır.
Sanayinin en önemli temel taşlarından birisi ve katma değeri yüksek olan bor ürünleri
sektörü, dünyada az sayıda üretici ve çok sayıda tüketicinin olması nedeniyle oligopolist bir
piyasa yapısına sahiptir. Ham bor ürünlerinin bir bölümü endüstride direkt olarak
kullanılmakla birlikte, büyük bir bölümü de rafine ürün üretiminde kullanılmak üzere
işlenmektedir. Türkiye rezerv, üretim ve cevher kalitesi açısından önemli bir avantajı
bulunmakla birlikte, işlenmiş ürün pazarı açısından henüz yurtiçi ve yurtdışı piyasada
istenilen düzeyde değildir.
Bor ürünleri bazı sanayi dallarında konsantre, bazılarında ise rafine ürünler olarak
kullanılmaktadır. Bazı durumlarda ise, uygunluk ve fiyata göre rafine ve konsantre bor
ürünleri birbirlerinin yerini alabilmektedir. Bazı bor ürünleri, diğer bor ürünlerinin hammaddesi
olabilmektedir. Türkiye'de üretilen bor ürünlerinin her birine ait Gümrük Tarife İstatistik
Pozisyon (GTİP) numaraları Tablo 1'de verilmektedir.
3
I.2. Ürünün Tanımı
Bor, doğada tüm canlıların yaşantısını devam ettirmesi için vazgeçilmez elementlerden
biridir. Yeryüzünde toprak(10-20 ppm), kayalar ve suda (deniz suyu 0.5-9.6 ve tatlı suda
0.01-1.5 ppm aralığında) yaygın olarak bulunur. Periyodik sistemin üçüncü grubunun
başında bulunan, simgesi (B) ve atom numarası 5 olan Bor elementi, ağırlığı 10.81, ergime
noktası 2190°C, kütle numaraları 10 ve 11 olan iki kararlı izotop oluşur ve elektron eksiği
bulunur. Bor ürünleri ile ilgili tanımlar aşağıda verilmektedir.
Ham Bor Cevheri (Tüvenan): Bor minerallerince zengin yataklardan, uygun madencilik
yöntemleri ile çıkarılması sonucunda elde edilmiş olan ve herhangi bir zenginleştirme ve
sınıflandırma gibi işlemlere tabi tutulmamış bor ürünleridir. Örnek; tinkal cevheri, kolemanit
cevheri, üleksit cevheri.
Rafine Bor (Bor Kimyasalları): Uygun yapıdaki ham bor cevheri veya konsantre bor cevheri
kullanılarak kimyasal reaksiyon yapılmaksızın veya yapılarak ana mineral harici maddelerin
uzaklaştırılması sonucunda elde edilen veya bir kimyasal reaksiyonla girdilerdeki ve
reaksiyon sonucu oluşan yabancı maddelerin uzaklaştırılmasına yönelik rafinasyon işlemleri
sonucu üretilen ürünlerdir. Bu ürünler genel olarak ekonomik bazda bor sağlayıcısı (kaynağı)
ve özel bor ürünlerinin (özel bor kimyasallarının) üretiminde kullanılırlar. Örnek; boraks
dekahidrat, boraks pentahidrat, borik asit, bor oksit.
Özel Bor Ürünü (Özel Bor Kimyasalları - Uç Ürünler): Rafine bor ürünlerinin daha ileri
rafinasyona ve/veya metalurjik veya kimyasal bir işleme tabi tutulmasıyla elde edilen spesifik
bir amaç için kullanılan ürünlerdir. Örnek; çinko borat, bor nitrür, bor karbür, sodyum bor
hidrür, ferrobor.
4
Bor tabiatta serbest halde bulunmaz ve doğada 150 den fazla mineralin yapısı içinde yer
almasına rağmen, ekonomik anlamda bor mineralleri kalsiyum, sodyum ve magnezyum
elementleri ile hidrat bileşikleri halinde teşekkül etmiş olarak bulunur. Bor, çok çeşitli bileşik
yapma kapasitesine ve nötronları absorbe etme özelliğine sahip olup, endüstrinin
vazgeçilmez hammaddelerinden bir tanesidir. Dünyada en yaygın kullanım alanına sahip
elementlerin başında gelmektedir.
Bor ürünlerinin nihai kullanımında asıl işlevi bünyelerindeki değişik oranlardaki bor oksit
(B₂O₃) içeriği olduğu için, çeşitli bor ürünlerinin birbirine ikame özelliği mevcuttur. Bir başka
ifade ile, bir bor ürünü aynı zamanda başka bir bor ürününün ticari rakibi olabilmektedir.
Bor minerallerinin alt ürün bazında çok çeşitli olup, bu çalışmada genellikle ticari öneme
sahip bor mineralleri konusunda açıklamalara yer verilecektir.
1- Kristal Suyu İçeren Boratlar (Kernit, Tinkal, Probertit, Üleksit, Kolemanit, Pandermit vb)
2- Bileşik Boratlar (Hidroksil ve/veya diğer tuzlar ile) (Borasit, Fluoborit, Szaybelit vb)
3- Borik Asit (Sassolit-Doğal Borik Asit)
4- Susuz Boratlar
5- Borofluoritler
6- Borosilikat Mineraller (Akzinit ve Turmalin Grubu)
Endüstride kullanılan bor ürünleri, üretim aşamaları ve prosesleri ile kullanım alanları dikkate
alınarak; konsantre bor, rafine bor ve özel bor ürünleri (uç ürünler) şeklinde 3 grupta
sınıflandırılabilir.
Dünyada üretilen bor cevherinin hemen hemen tamamı bir zenginleştirme işleminden
sonra, parça ya da öğütülmüş konsantre halinde pazarlanır ve kullanılır. Bu tür ürünler
ham bor olarak tanımlanmaktadır. Doğada yaklaşık 230 çeşit doğal bor mineralinden
ticari değere sahip ve bünyelerinde değişik oranlarda bor oksit (B₂O₃) içeren bor
minerallerinin en önemlileri aşağıda verilmektedir.
5
Tinkal (Doğal Boraks); monoklinaldir ve kristal yapısı kısa prizma şeklindedir.
Dilinimi nadiren iyi, gevrek ve konkodial kırılarak ezilir. Yeni kesilmiş saf boraks
temizdir ve cam gibidir. Fakat bir çok numuneler tebeşir beyazıdır.
Üleksit; tek tek büyük kristallerden ziyade ipek gibi lif demetleri teşkil ederler.
Beyaza çalan şeffaf bir mineral olup, görünüşüne de uygun olarak "pamuk gülü" diye
adlandırılmaktadır. Üleksit soğuk suda az, sıcak suda daha fazla asit içinde kolayca
erir.
Kernit (Rasorit); monoklinaldir, fakat kristal şekli genellikle yarılma ile kapanır.
Yarılma iki yönde mükemmeldir. Diğer yönlerde bu kadar mükemmel değildir ve
mineral dağınık, kıymık lifler halinde kolayca ezilir.
Borun çok sayıda bileşiği olmakla beraber teknik olarak büyük miktarlarda üretilen ve
uluslararası pazarlarda söz sahibi olan dört ana bileşiği vardır. Sanayide kullanılmak
üzere veya laboratuar araştırmaları için üretilen diğer bor ürünleri ise genellikle bu 4 ana
bileşikten üretilirler. Rafine bor ürünleri borun en çok tüketilen türevlerini oluşturmaktadır.
Bu bileşikler;
6
Susuz Sodyum Tetraborat; boraksın kademeli olarak ısıtılıp kristal suyunun
uçurulması yoluyla elde edilir.
Borik Asit; beyaz, parlak, altıgen pulcuklar halinde kristalleşen ve suda eriyen bir
asittir. Borik asit, endüstride en çok kullanılan bor ürünlerinden biridir. Boraks, kernit,
kolemanit, üleksit, borasitten ve boraks ihtiva eden göl sularından çeşitli metotlarla
elde edilir, granüle veya kristalize olarak pazarlanır.
Bor Trioksit; renksiz, camsı yapıda, çok higroskopik bir maddedir. Metaborik asit
halinde kristalize edilebilir. Kolaylıkla borik asite dönüştürülebilir. Borik asitin
ısıtılmasıyla elde edilir.
Her üç rafine bor ürünün üretiminde hammadde olarak tinkal kullanılabiliyor. Ancak
Türkiye ve Avrupa'da borik asit üretiminde kolemanit ve üleksit kullanılıyor. Sodyum
perborat ise hem tinkal den hem de borakstan üretilebiliyor.
Türkiye'de halen borik asit, boraks dekahidrat, boraks pentahidrat, sodyum perborat
tetrahidrat, sodyum perborat, monohidrat ve susuz boraks üretilmektedir.
Daha önce belirtilen ham ve rafine ürünlerden üretilirler. En önemli özelliklerini ileri
teknoloji gerektiren yöntemler ile üretilmeleri oluşturmaktadır. Ham ve rafine bor
ürünlerine göre üretilen uç ürün sayısı daha fazladır. Belli başlı uç ürünler arasında;
Bor kimyasalları günümüzde yaygın olarak kullanılmakta olup, zamanla yeni kullanım
alanları bulmaktadır. Bu bileşikler yüzyıla damgasını vuracak değerde olduğu
araştırmacılar tarafından çok sık ifade edilmektedir.
Bor, mineralleri bazı alanlarda ham olarak kullanılabildiği gibi genel olarak rafine bor
bileşiklerine ve özel bor ürünlerine dönüştürüldükten sonra endüstride geniş bir kullanım
alanı bulmaktadır. Bugün konsantre, rafine ürün ve bor kimyasalları (uç ürünler) şeklinde, en
az 200'ünde alternatifsiz olmak üzere, 250'yi aşkın kullanım alanı olmuştur.
7
Özellikle gelişmiş sanayi ülkeleri sanayilerinin vazgeçilmez temel girdisi olan bor, üretimde
kullanılacak hammadde içine değişik miktarlarda (ppm seviyesinden, %30'lara kadar)
katılarak olmazsa olmaz temel bir girdi özelliğindedir. Bu anlamda ham ve rafine bor ürünleri
"sanayinin tuzu" unvanını almıştır. Nasıl ki tuzsuz yemek insanın haz ve lezzet duygularını
karşılamaktan uzaksa, bor olmadan üretilen sanayi ürünlerinde standart bir üretim olmaktan
uzak olacaktır.
Gelişen teknolojiler de, bor kullanımı ve bor bağımlılığı artmakta, borun stratejik mineral
olma özelliği giderek daha da belirginleşmektedir.
1- Amorf Bor: Günümüzde askeri amaçlı olarak karakteristik yeşil renkli hedef aydınlatma
malzemesi ve roketlerde ateşleyici olarak kullanılmaktadır. Amorf borun fiyatı 2.000 $/kg'dır.
Yüksek Teknoloji Seramik ve Kompozitleri Araştırma Merkezi (YTSKAM) laboratuarlarında
500 Kg/Yıl kapasiteli bir tesis mevcuttur.
3- Bor Karbür: Parlak siyah renkli, kristal yapılı, fiziksel ve kimyasal etkenlere karşı çok
dayanıklı bir malzemedir. Borun en stratejik ve ara hammaddesi niteliğinde olan bu
malzemenin en önemli özellikleri, elmastan sonra ikinci sertliğe sahip olması, nötron
absorbsiyon kabiliyetidir. Yüksek sıcaklığa dayanımı diğer bor bileşiklerinin
sentezlenmesinde ara hammadde özelliğine sahip olmasıdır. Başlıca kullanım alanları ise,
refrakter endüstrisinde antioksidan olarak, nükleer reaktörlerde kontrol çubuklarında,
radyasyondan koruyucu duvarlarında, lepleme sanayinde aşındırıcı olarak, tel haddelerinde
kılavuz olarak, ekstrüzyon kalıplarında, metal matrisli kompozitlerde, düşük yoğunluklu
sermetlerde, alüminyum matrisli kompozitlerde, katı füze yakıtlarında, yüzey borlama
reaktiflerinde ve diğer borürlerin üretiminde kullanılmaktadır.
4- Bornitrür: 21. yüzyılın maddesi olmaya şimdiden aday bir malzemedir. Grafite benzer
yapıta fakat beyaz renkte hafif bir maddedir. Hekzagonal bor nitrür YTSKAM
laboratuarlarında pilot çapta borik asitten ve/veya bor karbürden yüksek sıcaklıkta
sentezlenmesi ile üretilmektedir.
8
5- Hekzagonal bornitrür, günümüzde beyaz grafit adı ile anılmaktadır. Yüksek sıcaklığa
dayanıklı oksidasyon direnci yüksek bir malzemedir. Toz olarak üretilen hekzogonal bornitrür
yüksek sıcaklıkta yağlama malzemesi olarak çok geniş kullanım alanı bulabilmektedir. Diğer
bazı silikat tozları ve ilavelerle süpansüyon halinde sprey olarak satılmaktadır. Örneğin,
kalıpların yağlanmasında çok yaygın olarak kullanılmaktadır. Yüksek sıcak ve basınçta
presleme ile üretilen takozlar kolayca işlenebilir. Cam, metalurji sektöründe nozül olarak
kullanılmaktadır. 6x6x6 cm boyutlarında bir bornitrür takoz 3.000 USD fiyatındadır. hBN -
TiB₂ kompozitleri termal buharlaştırma kayıkçıklarında kullanılır.
7- Bor Alaşımları (Borürler): borun geçiş elementleri olan demir, nikel, kobalt ve diğer
metaller ile yapmış olduğu alaşımlardır. Bu alaşımlar çeliğin borlanmasında, bor esaslı
amorf malzeme üretiminde ana malzeme niteliğindedir.
8- Ferrobor, nikel bor, kobalt bor; bu alaşımlar YTSKAM 'da geliştirilmiş derin daldırmalı
ark ocağında, borik asidin karbo termal redüksiyonu ile üretilmektedir. Ferro bor çeliğe bor
alaşımlandırma amacı ile verilmektedir. En önemli kullanım alanı, trafo çekirdeklerinde amorf
malzeme olarak kullanılmasıdır. Bu malzemenin kobaltlı, nikelli cinsleri özellikle yüksek
frekanslı trafo çekirdeklerinde vazgeçilmez bir malzemedir. Fiyatı 50 USD/KG'dır.
Bu malzemeden üretilen saç kılı inceliğindeki amorf tellerden EKG vb cihazların sensörleri
imal edilmektedir. Bu tellerin fiyatı 200 USD/KG'dır. Nikel-bor alaşımından üretilen toz
malzeme cam kalıpların yüzeyinin sertleştirilmesinde kullanılmaktadır. Fiyatı 40 USD/KG'dır.
10- Bor Halidleri; İlaç sanayi, katalistler, elektronik parçalar, bor flamentleri ve fiber optikler,
9
11-Özel Sodyum Boratlar; fotoğrafçılık kimyasalları, yapıştırıcılar, tekstil, "finishing"
bileşikleri, deterjan ve temizlik malzemeleri, yangın geciktiricileri, gübre ve zirai ilaçlar,
12- Fluoborik Asit ve Trimetil Borat; kaplama solüsyonları, fluoborat tuzlar, sodyum bor
hidrürler,
13- Sodyum Bor Hidrürler; borun hidrojenle yaptığı bileşiklerdir. Özel kimyasalları
saflaştırma, kağıt hamuru beyazlaştırma, metal yüzeylerin temizlenmesi,
14- Bor Esterleri; polimerizasyon reaksiyonlar için katalist, polimer stabilizatörleri, yangın
gecikriricileri olarak kullanılmaktadır.
1- Cam Sanayi: Bor, pencere camı, şişe camı vb. sanayilerde ender hallerde kullanılır. Özel
camlarda ise borik asit vazgeçilmeyen bir unsur olup, rafine sulu/susuz boraks, borik asit
veya kolemanit/boraks gibi doğal haliyle kullanılmaktadır. Çok özel durumlarda potasyum
pentaborat ve bor oksitler kullanılmaktadır. Bor, ergimiş haldeki cam ara mamulüne
katıldığında onun vizkozitesini, yüzey sertliğini ve dayanıklılığını arttırdığından, ısıya karşı
izalasyonunun gerekli görüldüğü cam mamullerine katılmaktadır.
2- Cam Elyafı: Ergimiş cama %7 borik asit verecek şekilde boraks pentahidrat veya
üleksitprobertit katılmaktadır. Maliyete bağlı olarak sulu veya susuz tipleri kullanılmakta, bazı
hallerde de borik asitten yararlanılmaktadır. Arzulanan yalıtım derecesine göre çeşitli
spesifikasyonlar tanımlanır. Roll, loft veya sünger halinde imal edilmektedir. Binalarda yalıtım
amacıyla kullanılmaktadır.
10
azaltmakta ve dolayısıyla yakıt tüketimini azaltmaktadır. Ayrıca, araçlarda paslanmayı
geciktirmektedir.
3- Optik Cam Elyafı: Işık fotonlarının etkin biçimde transferini sağlamaktadır. İngiliz
Felecon'un ürettiği yeni bir elyaf saniyede 140 milyon baytı 27 km uzağa taşıyabilmektedir.
Bu lifler %6 borik asit ihtiva etmektedir. Phillips'in Hollanda'daki fabrikasında bu lifler
üretilmektedir.
4- Borosilikat Camlar: Camın ısıya dayanması, cam imalatı sırasında çabuk ergimesini ve
devitrifikasyonunun önlenmesini sağlayan bor; yansıtma, kırma, parlama gibi özelliklerini de
arttırmaktadır. Bor, camı asite ve çizlmeye karşı korur. Cam tipine bağlı olarak; cam eriğinin
%0.5 ile %0.23'ü bor oksitten oluşmaktadır. Genellikle cama boraks, kolemanit, borik asit
halinde karma olarak ilave edilmektedir. Otolar, fırınlar, çamaşır makinaları, çanak/çömlek
vb. de bu tür camlar tercih edilmektedir. ABD'de bu tür cam üreten 100'e yakın firma vardır.
Metalle kaplanan emaye onun paslanmasını önler ve görünüşüne güzellik katar. Çelik,
aluminyum, bakır, altın ve gümüş emaye ile kaplanabilir. Emaye asite karşı dayanıklılığını
arttırır. Mutfak aletlerinin çoğu emaye kaplamalıdır. Banyolar, kimya sanayi techizatı, su
tankları, silahlar vb. de kaplanır. Seramiği çizilmeye karşı dayanıklı kılan bor, %3-24
miktarında kolemanit halinde sırlara katılır.
Çamaşır yıkamada kullanılan deterjanlara katılan sodyum perborat aktif bir oksijen kaynağı
olduğundan etkili bir ağırtıcıdır. Perboratların çamaşır yıkamada klorlu temizleyicilerin yerini
alması sıcak ve soğuk su kullanımına bağlıdır. Çünkü perboratlar ancak 55° C'ın üstünde
aktif hale geçerler. Ancak ABD'de kullanılan aktivatör kullanımı ile bu sorun giderilmeye
çalışılmıştır. Dünya perborat talebinin büyük bir bölümü Batı Avrupa tarafından
tüketilmektedir.
11
7- Tarım: Bor mineralleri bitki örtüsünün gelişmesini arttırmak veya önlemek maksatıyla
kullanılmaktadır. Bor, değişken ölçülerde, bir çok bitkinin temel besin maddesidir. Bor
eksikliği görülen bitkiler arasında yumru köklü bitkiler (özellikle şeker pancarı), kaba yoncalar,
meyve ağaçları, üzüm, zeytin, kahve, tütün ve pamuk sayılmaktadır. Bu gibi hallerde susuz
boraks ve boraks pentaborat veya disodyum oktaboratın mahsulün üzerine püskürtülmesi
suretiyle uygulanmaktadır.
Bor, sodyum klorat ve bromosol gibi bileşiklerle birlikte otların temizlenmesi veya toprağın
sterilleştirilmesi gereken durumlarda da kullanılmaktadır.
Ateşe dayanıklı madde olarak selülozik yalıtım maddelerinin kullanımı borik asit tüketiminin
artmasına yol açmıştır. ABD'de kullanılmakla birlikte, son yıllarda çok fazla
yaygınlaşmamıştır.
Bor bileşikleri plastiklerde yanmayı önleyici olarak giderek artan oranlarda kullanılmaktadır.
Bu amaç için kullanılan bor bileşiklerinin başında çinko borat, baryum metaborat, borfosfatlar
ve amonyum fluoboratlar gelir.
Bor bileşikleri, elektrolit kaplama sanayinde, elektrolit elde edilmesinde sarf edilmektedir.
Borik asit nikel kaplamada, fluoboratlar ve fluoborik asitler ise; kalay, kurşun, bakır, nikel gibi
demir dışı metaller için elektrolit olarak kullanılmaktadır.
10- Nükleer Uygulamalar: Atom reaktörlerinde borlu çelikler, bor karbürler ve titanbor
alaşımları kullanılır. Paslanmaz borlu çelik, nötron absorbanı olarak tercih edilmektedir.
Yaklaşık her bir bor atomu bir nötron absorbe etmektedir.
12
Atom reaktörlerinin kontrol sistemleri ile soğutma havuzlarında ve reaktörün alarm ile
kapatılmasında (B₁₀) bor kullanılmaktadır. Ayrıca nükleer atıkların depolanmasında da
kolemanit kullanılmaktadır.
11- Enerji Depolama: Termal storage pillerindeki, sodyum sülfat ve su ile yaklaşık %3
ağırlıktaki boraks dekahidratın kimyasal karışımı günümüzün güneş enerjisini depolayıp,
gece ısınma amacıyla kullanılabilmektedir. Ayrıca, binalarda tavan malzemesine konulduğu
taktirde güneş ışınlarını emerek, evlerin ısınmasını sağlayabilmektedir.
Ayrıca, bor, demir ve nadir toprak elementleri kombinasyonu (METGLAS) %70 enerji
tasarrufu sağlamaktadır. Bu güçlü manyetik ürün; bilgisayar disk sürücüleri, otomobillerde
direk akım motorları ve ev eşyaları ile portatif güç aletlerinde kullanılmaktadır.
12- Otomobil Hava yastıkları ve Antifriz: Bor hava yastıklarının hemen şişmesini sağlamak
amacıyla kullanılmaktadır. Çarpma anında, elementel bor ile potasyum nitrat toz karışımı
elektronik sensör ile harekete geçirilir. Sistemin harekete geçirilmesi ve havayastıklarının
harekete geçirilmesi için geçen toplam zaman 40 milisaniyedir. Ayrıca otomobillerde antifriz
olarak ve hidrolik sistemlerde de kullanılmaktadır.
13- Atık Temizleme: Sodyum borohidrat atık sulardaki civa, kurşun, gümüş gibi ağır
metallerin sulardan temizlenmesi amacıyla kullanılmaktadır.
14- Yakıt: Sodyum tetraborat, özel uygulamalarda yakıt katkı maddesi olarak
kullanılmaktadır. Daha önce Amerikan Donanması tarafından uçuş yakıtı olarak
kullanılmıştır. Karboranlar için Amerikan Deniz Araştırma Ofisi ve Amerikan Ordusu
tarafından katı roket yakıtı olarak kullanılması için araştırmalar yapılmıştır.
Dibor, B₂H₆ ve B₅B₉ gibi bor hidratlar; uçaklarda yüksek performanslı potansiyel yakıt olarak
araştırılmışlardır. Boraneler hidrojenle karşılaştırıldığında daha yüksek performansla
yanmaktadır. Fakat, pahalı, toksit ve yakıldığında açığa çıkan bor oksit çevresel açıdan
uygun değildir.
13
16- Diğer Kullanım Alanları: Ahşap malzeme koruması için sodyum oktabor kullanılır.
%30'luk sodyum oktabor çözeltisi ile muamele görmüş tahta malzeme yavaş yavaş
kurutulursa bozunmadan ve küllenmeden uzun süre kullanılabilir.
Bor karbür ve bor nitrür, döküm çeperlerinde yüksek sıcaklığa dayanıklı (refrakter) malzeme
püskürtme memelerinde de aşınmaya dayanıklı (abrasit) malzeme olarak kullanılan önemli
bileşiklerdir.
Araçların soğutma sistemlerinde korozyonu önlemek üzere boraks, antifiriz karışımına katkı
maddesi olarak ta kullanılır.
Son yıllarda borun otomobil yakıtlarında kullanılması ile ilgili araştırmalara sık
rastlanmaktadır. Bor hidrür ya da sodyum bor hidrür kullanılarak depolama sorununu ortadan
kaldıran ve borlu yakıtların otomotiv endüstrisinde kullanılacağı ile ilgili araştırmalar
yapılmaktadır.
Borun önümüzdeki yıllarda önemli miktarda kullanılabileceği bir üretim dalı da çimento
sanayidir.
Ülkemizde bor sanayinin geliştirilmesi için, Eti Holding A.Ş. tarafından özel bor kimyasalları
ile ilgili 8 adet ön fizibilitesi hazırlanmıştır. Bunlardan bor oksit ve sulu bor'un (disodyum
oktaborat tetrahidrat) Eti Holding A.Ş tarafından ve ferro-bor, bor nitrür, sır-frit, fiber glas, ve
çinko borat gibi diğer 6 adet özel bor kimyasallarının ise özel sektör ile işbirliği yapılarak veya
ürün temini konusunda desteklenerek üretilmesi kararlaştırılmıştır. Eti Holding A.Ş.
tarafından ilgili yatırımcılar ile görüşmeleri devam etmekte olup, 5 yatırım konusu ön fizibilite
çalışmaları kamuoyuna açıklanmıştır. Çalışmanın EK 1 kısmında Eti Holding A.Ş tarafından
açıklanan ön fizibilite konuları ile ilgili bilgi verilmiştir.
14
II. ÜRETİM YÖNTEMLERİ, TEKNOLOJİ VE MALİYETLER
• Cevher Çıkarma
Bor mineralleri, doğada masif olarak diğer mineraller ve kayaçlarla birlikte veya çözelti olarak
sularda bulunmaktadır. Dolayısıyla üretim yöntemleri de bulundukları yer ve derinliğe göre
değişmektedir. Karada masif olarak bulunan bor bileşikleri; cevherin bulunduğu derinliğe ve
fiziksel yapısına bağlı olarak açık ocak veya kapalı ocak yöntemi veya çözelti madenciliği
yöntemi ile üretim yapmaktadır. Sularda bulunan borlar ise özellikle çözelti madenciliği
yöntemi ile üretilmektedir.
Dünyada en fazla bor minerali açık ocak yöntemi ile üretilmektedir. Cevher, örtü tabakasının
fiziksel özelliklerine göre delme-patlatma ile gevşetilir. Cevherin üzerindeki örtü tabakası
alındıktan sonra, cevher çıkartılır. Bu işlemler sırasında ekskavatör ve loderler kullanılır.
Amerika, Türkiye, Arjantin, Şili, Çin ve Rusya'da açık ocak yöntemi ile üretim yapılmakta olan
ocaklar mevcuttur. Ayrıca, Güney Amerika ve Çin'de üst kayacın alınmasından sonra el ile
selektif madencilik yapılmakta olduğu bilinmektedir.
Açık ocak yöntemine göre daha pahalı olan yeraltı madenciliği ise Türkiye(Bigadiç), Amerika
(Billie Madeni, Death Valley) ve Çin (Lioning)'de yapılmaktadır.
Diğer bir yöntem olan çözelti madenciliği ile; Amerika Searles Lake, Kaliforniya ve Çin-
Qinghai Basin'de ticari bor üretimi yapılmaktadır.
Konsantrasyon tesisinde kırma, ıslatma, yıkama, eleme, triyaj ve öğütme gibi ürünün ve
pazarın özelliğine göre değişik işlemler yapılmaktadır.
Ama genellikle cevher su ile yıkanarak kil minerallerinden ayırma ardından da sınıflandırma
işleminden ibaret olup, farklı boyutlarda konsantre ürün elde edilir. Bunun yanı sıra kırma-
harmanlama tesisi ile, ürünün homojen karışımının sağlanmasın ve belli bir ebatta kırması
sağlanmakta, ham bor öğütme tesisi ile de, daha önce kırılan ürünün çok küçük parçalar
haline (mikron) getirmektedir.
15
II.2. Teknoloji
Ham borat üretiminin bir bölümü endüstride direkt olarak kullanılmakla birlikte büyük bir
bölümü de rafine ürün üretiminde kullanılmak üzere işlenmektedir. Rafine bor ürünlerinin
üretimi için konsantratörden veya göl sularından alınan ham boratlar, sıcak ana çözelti içinde
çözülerek belli bir (B₂O₃) doygunluğuna eriştikten sonra titreşimli elekten geçirilerek içindeki
iri taş ve kil taneleri ayıklanmakta ve tinkerlere beslenmektedir. Tinkerlerden alınan zengin
çözelti, kristalizatörlere verilerek boraks pentahidrat veya boraks dekahidrat elde edilmekte
ve çözeltisinden ayrılıp kurutulduktan sonra satışa hazır hale gelmektedir.
Susuz boraks ise boraksın 980°C'de ergitilmesi ile elde edilir. Fırından alınan sıvı haldeki
boraks soğutulup, levha haline getirildikten ve kırıldıktan sonra satışa sunulur.
Borik asit ise, bor çözeltilerinin veya granül boratların sülfürik asit ile muamelesi ile elde
edilmektedir. Kolemanitten borik asit üretiminde öncelikle filtrasyon veya çökelme yoluyla
kalsiyum sülfat elimine edilmekte ve filtrattan borik asit kristalleri elde edilerek 50°C'ın altında
kurutma ve öğütme işlemlerinden sonra satışa sunulmaktadır. Kaliforniya'da hammadde
olarak kernit kullanılarak alternatif bir prosesle 180.000 ton/yıl borik asit üretimi yapılan bir
tesis mevcuttur.
II.3. Maliyetler
Ham bor ve konsantre bor cevheri üretim maliyetlerini etkileyen en önemli faktörlerin
başında, cevherin konumu, yüzeye yakınlığı (açık-kapalı işletme veya tuzlu sularda olması),
cevherin tenörü ve nakliye masraflarıdır.
Bor bileşikleri üretiminde birim üretim maliyetini etkileyen en önemli unsur ise, üretimde girdi
olarak kullanılan bor cevheri veya konsantresinin üreticiye birim maliyetidir. Kullanılan cevher
veya konsantrenin içeriğinin zenginliği, üretim teknolojisi ve nakliye masrafları bor bileşiği
üretiminde tüketilen cevher veya konsantrenin birim maliyetini etkileyen en önemli
unsurlardır.
Büyük ölçüde bor bileşiği gerçekleştiren ve üretiminde büyük miktarda bor cevheri ve
konsantresi tüketen Batı Avrupa Ülkeleri ve Japonya'nın bor cevheri ve konsantre üretimi
olmadığından, bu ihtiyaçlarını Türkiye ve ABD ve diğer bor üreticisi ülkelerden ithal ederek
temin etmek zorundadır. Diğer taraftan ABD bor bileşiği üreticilerinin tükettikleri cevher ve
konsantre kalitesi, Türkiye'de Eti Holding A.Ş.'nin ürettiği cevher kalitesi kadar yüksek
olmadığından ve ek olarak enerji tüketen bir takım işlemlere sokulduğundan, cevher ve
konsantrenin bor bileşiği imalatında girdi olarak tüketime hazır hale getirilmesi üretim
16
maliyetini arttırmaktadır. Bor bileşikleri üretimde enerji maliyetinin en fazla olduğu bor bileşiği
susuz boraks üretimidir.
Dolayısıyla, sanayide girdi olarak kullanılmakta olan bor cevherinin üretim ve satış
maliyetlerinin yüksek olması durumunda, borların yerini alabilecek diğer hammaddelere
yönelme durumları mevcuttur. Bu konuda dikkatli olunması ve pazarın sürekli izlenmesi
gerekmektedir.
ABD'de rafine sodyumlu bor (Boraks) imalatında enerji maliyetlerinin ve diğer ekonomik
faktörlerin, bu ürünlerin üretim maliyetlerini ve satış fiyatlarını etkilediği bilinmektedir. Susuz
boraks ve kalsine bor üreticilerini ve tüketicilerini daha düşük enerji kullanımını ve masrafı
gerektiren ve daha düşük fiyatlı hidratlı bor bileşiklerinin, kalsine edilmemiş bor bileşiklerinin
ve konsantrelerinin üretim ve tüketimine yöneltmiştir.
17
III. DÜNYA'DA MEVCUT DURUM
Dünyanın en önemli bor yataklarına sahip ülkeler ise Türkiye, ABD ve Rusya'dır. Dünya bor
rezervi konusunda kesin bir rakam vermek güç olmakla birlikte, Tablo 2'de ülkeler itibariyle
170 milyon ton B₂O₃ görünür rezerv (üç boyutu ile belirlenmiş cevher kütlesi) ve 473 milyon
ton B₂O₃ muhtemel rezerv (baz rezerv - iki boyutu ile belirlenmiş cevher kütlesi) olduğu
görülmektedir.
Tablodan da görüldüğü gibi, B₂O₃ bazında dünya görünür bor rezervin ilk beş sırasında
Amerika (%23.5), Rusya (%23.5), Türkiye (%17.6), Çin (%15.9) ve Kazakistan (%8.2) yer
almaktadır. Bu beş ülke dünya görünür bor rezervinin %88.7'sini oluşturmaktadır.
Dünya bor rezervinin yerli bazı kaynaklarda (TMMO, Eti Holding ) ise farklı şekilde
verilmektedir. (TMMO'na göre, Eti Holding A.Ş.'nin uhdesinde bor ruhsat alanları toplam
17.000 km²'lik bir alanı kapsamaktadır. Bu alanın yaklaşık 13.000 km²'lik kısmında rezerv
tespiti henüz yapılamamıştır. Rezerv tespitinin yapılabilmesi için en iyimser tahminle 62.500
m²'ye bir arama sondajı yapılması gerektiği göz önüne alındığında, gereken sondaj adedi
270.000 olup, bunun maliyeti ise bugünkü fiyatlar ile 3 Milyar Doları bulmaktadır). Bu
kaynaklara göre Dünya toplam bor rezervi B₂O₃ bazında 366 milyon ton görünür, 522 milyon
18
ton muhtemel+mümkün olmak üzere toplam 888 milyon ton olduğu ifade edilmektedir.
Türkiye'nin bor rezervi ise, görünür bazda 224 milyon ton, muhtemel ve mümkün bazda 339
milyon ton olmak üzere toplam 563 milyon tondur. Bu kaynaklara göre Dünya bor rezervinde
Türkiye'nin payı %64-70'dir. ABD'nin ise görünür bazda 40 milyon ton, muhtemel ve mümkün
bazda 80 milyon ton ve toplam 120 milyon ton rezervle dünya toplam bor rezervinin
%13.5'ine sahiptir.
Dünyadaki bor rezerv ömürleri açısından incelendiğinde, dünyadaki toplam 610 yıl bor
rezervinin 389 yıl gibi büyük bir kısmı Türkiye'de olduğu ve bunu 69 yıl ile Rusya ve 55 yıl ile
de ABD'i izlemektedir.
Dünya bor üretimine yıllar itibariyle incelendiğinde, üretimin iki ana ülke tarafından
gerçekleştirildiğini görmekteyiz. 1970 yılında dünya üretiminin %66.4'ünü Amerika,
%15.9'unu Türkiye gerçekleştirirken, diğer ülkelerin payı ise yalnızca %17.7'dir.
Özel bor kimyasalları, spesifik özellik arz eden kimyasal yapıları ile bir çok alan ve sektörde
kullanılmaktadır. Bu konuda yeterli ve güvenilir rakamlar bulunmamaktadır. Ancak, ABD'de
bor kimyasallarının üretiminde, yaklaşık yıllık toplam 60-70.000 ton B₂O₃ bor tüketiminin
olduğu bilinmektedir. Dünyadaki toplam tüketim oranının 1/5 ve 1/4'ünü hesaplayacak
olursak, 2000 yılı toplam 1.536.000 ton B₂O₃ olan bor üretiminin 307.200-384.000 ton B₂O₃'ü
özel bor kimyasalları üretiminde kullanıldığı varsayılabilir. Bu bor kimyasalları arasında,
çinko borat, bor karbürler, bor nitrürler çok önemli kullanım alanına sahiptir.
Dünya bor üretim miktarı yıllar itibariyle Tablo 3'de verilmektedir. Tablodan da görülebileceği
gibi dünya bor üretimindeki son yıllardaki artışın en önemli etkisi Türkiye bor üretim
artışından kaynaklanmaktadır.
19
TABLO 3: ANA ÜLKELER İTİBARİYLE DÜNYA BOR ÜRETİMİ (BİN TON - B₂O₃ )
YIL TÜRKİYE AMER. ARJ. ÇİN ŞİLİ KAZ.TAN RUSYA DİĞER TOPLAM
1970 122 510 5 31 - 94 - 762
1971 229 515 6 32 - 96 - 878
1972 248 551 9 32 - 120 - 960
1973 255 602 11 32 - 120 - 1.020
1974 291 562 12 33 - 140 - 1.038
1975 242 547 13 33 - 140 - 975
1976 220 572 14 22 - 120 - 948
1977 301 667 14 27 - 120 - 1.129
1978 346 706 22 27 9 130 2 1.242
1979 281 725 23 27 1 130 4 1.191
1980 320 710 27 27 1 130 7 1.222
1981 333 671 21 27 1 130 6 1.189
1982 306 551 21 27 - 130 5 1.040
1983 260 578 19 27 - 130 4 1.018
1984 331 605 24 27 1 130 4 1.122
1985 259 577 27 27 2 130 4 1.026
1986 349 571 33 27 2 130 8 1.120
1987 374 625 31 95 5 130 5 1.265
1988 473 578 46 95 11 130 5 1.338
1989 447 562 44 74 46 130 14 1.317
1990 476 608 24 75 46 120 10 1.359
1991 460 626 20 93 34 107 15 1.355
1992 402 554 21 127 71 11 82 16 1.284
1993 410 574 25 155 41 8 61 18 1.292
1994 433 550 37 188 30 7 65 15 1.325
1995 435 728 42 140 74 5 87 18 1.529
1996 494 581 58 157 52 4 74 18 1.438
1997 549* 604 72 136 60 4 63 19 1.507
1998 552* 587 47 137 98 6 60 18 1.505
1999 536* 618 52 110** 114 11 60 21 1.522
2000 504* 546 61 105** 118 12 60 25 1.431
2001 517* 650 61 110** 119 12 60 17 1.546
(*) Üretimin tahmini %35'i ham cevherdir.
(**) Ofis verileri ve Roskill tahminidir.
Kaynak: The Economics of Boron, Roskill, Tenth Edition, 2002
Dünyada en önemli bor üretici ülkeler ve şirketler ise aşağıda kısaca verilmektedir.
Bolivya: Boron Chemicals International Ltd ve Trans America Industries Ltd firmalarının
ortak kuruluşu olan Boron Chemicals Processes firması ham bor cevheri üretimi
yapmaktadır. Buradan üleksit, borik asit ve sodyum perborat üretmiştir. Bolivya da diğer bor
üreticileri ise Compania Minera Tierra Ltd, Copla Ltd'dir.
Şili: Ülkenin bor yatakları Arjantin ve Bolivya sınırında oluşmuştur. Esas üretimi üleksittir. En
büyük üreticisi Quiborax olup, üleksit ve borik asit üretmektedir. Minera del Boro, Minera
20
Ascotan, Boroquimica diğer küçük üreticilerdir. Ouiboraks dünyada bilinen en büyük üleksit
yataklarına sahiptir. Firma borik asit, sentetik kolemanit ve satılık üleksit üretimi için 150.000
ton üleksit üretimi gerçekleştirmiştir. Yıkanmış üleksit esas alınarak cam elyafı endüstrisi için
üretim yapılmaktadır.
Quiboraks firması, Frank and Shulte/Almanya firmasının bir kolu olan Frank's Alloys and
Mineral Corp.'u Asya, Avusturalya ve Yeni Zelanda da borik asit pazarlaması için ajan tayin
etmiştir. Ayrıca aynı firma, Quiboraks firmasının üleksit ve sentetik kolemanit satışlarında da
dünya ajanıdır.
SQM firması ise borik asit ve üleksit üretmektedir. Az miktarda üleksit üreten Sdad
Boroquimica ve borik asit üreten Occidental Chemical SAI gibi bir çok şirket vardır.
Çin: Çin Mineral Endüstrisi verilerine göre, yıllık boraks üretimi 10.000 ile 18.000 ton/yıl borik
asit ile 77.000 ile 110.000 ton/yıl boraks olarak belirtilmiştir. Jilin, Lianoing, Quinghain ve
Tibet bölgelerinde, boraks, borik asit, 12.000 ton kapasiteli ham bor, 30.000 ton kapasiteli
ham demir bor ile askerit ve tetra bor üretilmektedir.
Peru: Ülkede esas bor üretimi üleksit olarak yapılmaktadır. 1998 yılında, Quimica Oquendo
firması tarafından yıllık 30.000 ton kapasiteli ve yüksek kaliteli borik asit tesisi açılmıştır.
Şirket ayrıca, 15.000 ton/yıl kapasiteli üleksit tesisine sahiptir. İtalyan Colorobbia Grubun bir
kolu olan Inka Bor tarafından da önemli oranda bor üretimi gerçekleştirilmektedir.
Rusya: Bor üretimi ülkenin Vladivostok yakınlarında olup, danburite ve datolite olarak elde
edilmektedir. Bu ürünler direkt olarak cam üretiminde kullanılabilmekte veya diğer bor
bileşikleri üretimi için hammadde olabilmektedir.
Boratlar; JSC (Dalniegorsk'da) bor firması tarafından üretilmektedir. Rusya 200.000 ton/yıl
kapasite ile en büyük borik asit üreticisi olup, 1994 yılında Japon Nippon Denko firması ile
ortak bir kuruluş haline gelmiştir.
Kazakistan: Uzun yıllar, eski Sovyetler Birliği'nin bor kaynaklarının büyük bir kısmının
Kazakistan'da bulunduğu ve toplam üretimin %95'ini bu kaynaklardan karşılandığı ifade
edilmektedir. 1996 yılında 1 milyon tonu aştığı tahmin edilen toplam bor üretiminin 1997-
1998 yıllarında gerilediği ve son yıllarda 40.000 - 50.000 ton olduğu tahmin edilmektedir.
Ülkede, 50 m derinlikte, %20 B2O3 içerikli 20 milyon ton bor rezervine sahiptir. Boratlar,
JSC Inderbor tarafından üretilmektedir.
21
İngiltere: İngiltere'de yerleşik RTZ Corp. PLC firması, ABD ve Arjantin'de madencilik
operasyonları yapan dünyanın en büyük bor üreticisi olan RTZ Borax'ın bir koludur. Firmanın
Fransa ve İspanya'daki borat rafinelerinde ve Hollanda'da bulunan stoklama ve terminalleri
ile İngiltere'deki depolama tesislerinde ortaklığı bulunmaktadır.
ABD: Dünyanın en büyük borat üreticisi ülkesi olan ABD'de bor üretimi ilk kez 1864 yılında
başlamıştır. 1979 yılında üretim 1.44 milyon ton ham bor cevher üretimi ile en üst noktaya
ulaşmıştır. 1998 yılında 1.2 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. ABD'de bor üretimi yapan
firmalar ise;
US Borax Inc.,: Sermayesinin tamamı RTC Corp.'a bağlı RTZ Borax Ltd firmasının bir
uzantısıdır. Ürün bazında yıllık kapasiteleri;
Nort American Chemical (NACC): Harris Chemical Group bir holding olup, bu holdinge
bağlı NACC şirketi bor ve soda külü üretiminde faaliyet göstermektedir. Susuz boraks ve
borik asit olarak 79.000 ton/yıl (B₂O₃) kapasiteye sahiptir. Ayrıca boraks pentahidrat
kapasitesi de 20.000 ton/yıl'dır.
Firma, Western'de de üretim yapmakta olup, kapasitesi 21.000 ton/yıl b2o3 olup, ürünler
ise, boraks dekahidrat, pentahidrat, susuz boraks ve borik asittir.
Firmanın kabaca toplam 43.000 ton/yıl borik asit, 130.000 ton/yıl susuz boraks, boraks
pentahidrat ve dekahidrat kapasitesi olduğu tahmin edilmektedir.
Fort Cady Minerals Corp. : Firmanın bor rezervlerinin Mojave Çölü'nde %6,4 B2O3 tenörlü
150 milyon ton kolemanit cevheri rezervi olduğu tahmin edilmektedir. Firma borik asitten
sentetik kolemanit üretmekte olup, 90.000 ton/yıl kapasiteli borik asit kapasitesinin olduğu
tahmin edilmektedir.
American Borate Co. : Death Valley'de 227.000 ton kapasiteli madene sahiptir.
22
III.3. Dünya Bor Tüketimi
Bor talebi, diğer endüstriyel minerallerde olduğu gibi, diğer sektörlerdeki üretim düzeyinin bir
yansıması olarak kabul edilmektedir. Dünya bor cevherinin ve rafine bor bileşiklerinin
tüketiminin artışı ve devamlılığı bu ürünlerin tüketiminin en fazla olduğu sanayileşmiş
ülkelerdeki;
Bor madeni,
- bazı sanayi dallarında konsantre,
- bazılarında ise rafine bor ürünü olarak,
- Bazı durumlarda ise, uygunluk ve fiyata göre rafine ve konsantre bor ürünleri birbirinin
yerine kullanılmakta,
- Diğer bazı durumlarda ise tüketici farklı rafine bor ürünleri ile birbirinin yerine
kullanılabilmekte,
- Bazı bor ürünleri, diğer bor ürünlerinin ham maddesi olabilmektedir.
Kolemanit: Borik asit ve boraks üretiminde kullanılırken, bir çok uygulamada ise direkt
kullanılmaktadır. Sodyum tercih edilmediği tekstil, kalite cam elyafı gibi cam sanayinde
kolemanit direkt olarak kullanılmaktadır. Kolemanit'ten borik asit, boroksit ve sodyum
perborat üretilmektedir.
Bazı bor ürünlerinden, boraks pentahidrat, boraks dekahidrat, susuz boraks, borik asit, bor
oksit ve zenginleştirilmiş üleksit gibi boraks ürünleri yüksek miktarda kullanılmaktadır. Özel
bor bileşiklerinden perborat gibi bileşikler deterjan sanayinde kullanılmaktadır.
Dünya toplam borat tüketimi B₂O₃ içeriği olarak yaklaşık 1,5 milyon ton olarak tahmin
edilmektedir. Tüketim değeri, 1970'li yıllardan bu yana ikiye katlamış olup, bu artış sabit yıllık
artışlarla değil, daha ziyade çoğu yıllarda aşırı talep dönemlerinin sonucu olarak ulaşılmıştır.
Kullanım alanlarına göre borun bölgesel tahmini tüketimi ise Tablo 4 'de verilmektedir.
23
TABLO 4: NİHAİ KULLANIM ALANLARINA GÖRE DÜNYA BOR TÜKETİMİ (2001- BİN TON B₂O₃)
Kuzey Güney Batı Doğu Asya/ Afrika/
TOPLAM
Amerika Amerika Avrupa Avrupa Pasifik Orta Doğu
Yalıtım Cam Elyafı 180 5 100 5 10 - 300
Tekstil Cam Elyafı 80 20 75 10 40 - 225
Borosilikat Cam 25 10 70 5 10 - 120
TOPLAM CAM 285 35 245 20 60 - 645
Deterjan 25 - 185 10 20 - 240
Seramik 15 30 80 20 45 5 195
Tarım 15 10 35 5 5 5 75
Diğer 35 75 140 45 35 15 345
TOPLAM 375 150 685 100 165 25 1.500
Kaynak: The Economics of Boron, Roskill, Tenth Edition, 2002
Tablodan da görüldüğü gibi, borun asıl kullanıcıları olarak Batı Avrupa ve Kuzey Amerika
ülkeleridir. Bu iki bölge ülkelerinden Batı Avrupa %45.7'sini ve Kuzey Amerika ise %25.0'ı
olmak üzere toplam dünya tüketiminin yaklaşık % 70.7'sini tüketmektedir. Güney Amerika ve
Asya/Pasifik ülkeleri sırasıyla %10 ve %11'ini, Doğu Avrupa ve Afrika/Orta Doğu ülkeleri ise
%6.7'sini ve %1.7'sini tüketmektedir.
Borun başlıca kullanım alanı cam endüstrisidir. Bu alandaki kullanımın 2001 yılında yaklaşık
645 Bin ton olup ve bu da dünya bor kullanımının %43'ü olduğu tahmin edilmektedir. Cam
endüstrisindeki toplam kullanımın %44.2'sini Kuzey Amerika (özellikle ABD) ve %38'ini ise
Batı Avrupa'ya ait olduğu görülmektedir. Dünya toplam cam endüstrisinin %46.5'i yalıtım cam
elyafı, %34.9'u tekstil cam elyafı ve %18.6'sı ise borosilikat cam elyafı oluşturmaktadır.
Borun diğer önemli kullanım alanları ise, %13 ile seramik (özellikle Batı Avrupa'da) ve %5 ile
tarım sektörleri gelmektedir.
Dünya bor ve bor ürünleri ihracatı ve ithalatı, ham bor (konsantre), bor ürünleri ve toplam bor
ve bor ürünleri olarak üç ana kısımda ele alınacaktır. Toplam bor ve bor ürünleri ihracatı
2001 yılı itibariyle 1.632.972 ton olup, bunun %45.3'ü ham bor ve geri kalan kısmı ise bor
24
ürünlerinden oluşmaktadır. Batı Avrupa grubu içerisinde yer alan Türkiye'nin dünyanın en
önemli ham bor ihracatçısı konumundadır.
Dünya ham bor ve ürünleri toplam ihracatı 1997 yılında 1.980.659 ton iken 2001 yılında
1.076.134 ton düzeyinde gerçekleşmiştir(Roskill-2002). Ancak 2001 yılı dünya toplam bor
ihracatı içerisinde Türkiye'nin ihracat miktarı bulunmamaktadır. 2001 yılında Türkiye'nin
toplam bor ve bor ürünleri ihracatının yaklaşık 556.838 ton civarında olduğunu ve bu miktarı
da toplam ihracata (Batı Avrupa'ya) eklediğimizde, dünya bor ve bor ürünleri 2001 yılı
ihracatının 1.632.972 ton dolayında gerçekleştiği tahmin edilmektedir.
Tablodan da görüldüğü gibi, dünya bor ve ürünleri ihracat miktarı yıllar itibariyle azalma
eğiliminde ve özellikle 2001 yılında bir önceki yıla göre yaklaşık %9,3 civarında düşüşün
olduğu dikkati çekmektedir. Ancak bu düşüşteki en önemli unsur ABD'deki rafine bor ürünü
ihracatında ki %40.8'lik ve Türkiye'nin ham bor ihracatındaki %15,6'lık düşüşlerden
kaynaklanmaktadır.
Bölgesel bakımdan dünya bor ve bor ürünleri ihracat dağılımında yıllar itibariyle büyük
değişiklikler görülmemektedir. Son beş yıl itibariyle toplam bor ve ürünleri ihracatında, Batı
Avrupa'nın yaklaşık %51 - %56 pay ile ilk sırada, Kuzey Amerika'nın %24 - %34 pay ile ikinci
sırada ve Güney Amerika'nın da %7 - %14 pay ile üçüncü sırada yer aldığı görülmektedir.
Batı Avrupa ve Kuzey Amerika hariç diğer bölgelerde yıllar itibariyle bor ve bor ürünleri
ihracat miktarların ve özellikle Güney Amerika ve Asya'da arttığı anlaşılmaktadır. 2001 yılı
itibariyle doğal olarak bor rezervlerin olduğu Batı Avrupa(%54.4), Kuzey Amerika(%24.0) ve
Güney Amerika'nın(%13.5) toplam bor ve bor ürünleri ihracatından aldığı payın %91,9
olduğu görülmektedir.
25
• Ham Bor Ürünleri İhracatı
Dünya toplam bor ve bor ürünleri ihracatı içerisinde ham bor ihracatının payı son beş yıl
içerisinde %42,7 ile %50,4 arasında değiştiği, 2001 yılında ise %45,3'lük pay aldığı
görülmektedir. Dünya ham bor ihracat miktarları bölgesel olarak yıllar itibariyle Tablo 6'da
verilmektedir.
TABLO 6: DÜNYA HAM BOR İHRACAT MİKTARLARI (TON)(%)
1997 1998 1999 2000 2001 1997 1998 1999 2000 2001
B. Avrupa 762.001 680.931 725.077 643.716 552.878 86,1 81,5 75,0 77,4 83,0
K. Amerika 35.486 24.853 29.946 32.499 30.115 4,0 3,0 3,1 3,9 4,5
G. Amerika 86.289 115.382 111.107 132.077 131.005 9,7 13,8 11,5 15,9 19,7
Afrika 796 69 679 634 577 0,1 0,0 0,1 0,1 0,1
Asya 662 14.238 100.510 23.231 25.148 0,1 1,7 10,4 2,8 3,8
T.HAM B. 885.244 835.473 967.319 832.157 739.723 100 100 100 100 100
T.BOR İHR. 1.980.659 1.957.162 1.919.677 1.800.258 1.632.972
% 44,7 42,7 50,4 46,2 45,3
Kaynak: The Economics of Boron, Roskill, Tenth Edition, 2002
Dünya ham bor ihracatı 1997 yılında 885.244 ton iken 2001 yılında %16.4'lük bir düşüş ile
739.723 ton olarak gerçekleştiği tahmin edilmektedir. 2001 yılı itibariyle dünya ham bor
ihracatındaki düşüşün yalnızca Batı Avrupa Bölgesi grubu içerisinde bulunan Türkiye'den
kaynaklanmaktadır. Ham bor ihracatında (2001 yılında 479.007 ton) Batı Avrupa Bölgesi'nin
%86.6'sını ve Dünyanın ise %64.8'i Türkiye tarafından gerçekleştirilmekte olup, dünyada
ham bor ihracatçısı olan en önemli ülkedir. Türkiye'nin ham bor cevheri ihracatı yanında
rafine bor ihracatına da ağırlık vermesi gerektiği ve en büyük ham bor ihracatçı ülke
olmasına rağmen son yıllarda ham bor ihracatında azalma (1997-2001 arasında %34.5)
olduğu görülmektedir.
Dünya ham bor ihracatında ilk sırada bulunan Türkiye'den sonra sırasıyla; Arjantin (61.377
ton), Şili (59.060 ton), Belçika (52.937 ton) ve ABD (30.115 ton) ülkeleri gelmektedir.
Dünya toplam bor ürünleri ihracatının (2001 yılı itibariyle) %52.9'unu rafine bor ve
perboratları, %38.2'sini borik asit ve oksitleri ve %8.8'sini ise perboratlar oluşturmaktadır.
Dünya bor ürünleri ihracat miktarları ve dağılımı Tablo 7'de verilmektedir.
26
TABLO 7: DÜNYA BOR ÜRÜNLERİ İHRACAT MİKTARLARI (TON)(%)
1997 1998 1999 2000 2001 1997 1998 1999 2000 2001
B. Avrupa 350.501 348.081 248.596 211.871 256.953 32,0 31,0 26,1 21,9 31,5
D. Avrupa 67.410 73.469 70.323 62.719 75.939 6,2 6,5 7,4 6,5 9,3
K. Amerika 614.772 617.128 530.949 582.185 362.762 56,1 55,0 55,8 60,1 44,5
G. Amerika 58.978 77.176 88.362 84.870 88.935 5,4 6,9 9,3 8,8 10,9
Afrika 269 272 343 352 445 0,0 0,0 0,0 0,0 0,1
Asya 3.424 5.518 13.688 25.979 30.358 0,3 0,5 1,4 2,7 3,7
Okyanusya 61 45 97 125 26 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0
TOPLAM 1.095.415 1.121.689 952.358 968.101 815.418 100 100 100 100 100
T.BOR İHR. 1.980.659 1.957.162 1.919.677 1.800.258 1.632.972
% 55,3 57,3 49,6 53,8 49,9
Kaynak: The Economics of Boron, Roskill, Tenth Edition, 2002
Dünya bor ürünleri ihracatı 1997 yılında 1.095.415 ton iken %25,6'lık bir azalma ile 2001
yılında 815.418 ton olarak gerçekleşmiştir. Dünya bor ürünleri ihracatındaki azalma ABD'deki
rafine bor ve perborat ürünlerindeki %40.8'lik düşüşten kaynaklanmaktadır.
Tablodan da görülebileceği gibi, Dünya bor ürünleri ihracatında ilk sırayı %44.5 ile Kuzey
Amerika, ikinci sırayı %31.5 ile Batı Avrupa, üçüncü sırayı %10.9 ile Güney Amerika ve
dördüncü sırayı da %9,3 ile Doğu Avrupa ülkeleri almaktadır. Önemli ülkeler itibariyle dünya
bor ürünleri ihracat rakamları Tablo 8'de verilmektedir.
Dünya bor ürünleri ihracatının ilk sırasında %44.4 ABD gelmektedir. Diğer ülkeler ise,
%16.9 pay ile Almanya, %9.3 pay ile Rusya, %8.4 pay ile Türkiye, %5.6 pay ile Şili ve %2.8
pay ile Arjantin oluşturmaktadır.
Ülkelerin bor ürünleri ihracatı içerisindeki dağılımına bakıldığında ise, ABD'nin %74'ünü,
Almanya'nın %52.5'i ve Arjantin'in %25'ini rafine bor ürününden oluştuğu dikkati
çekmektedir. Bunun yanı sıra Rusya'nın %91.2'si ve Türkiye'nin de %99'luk kısmını borik asit
ihracatı oluşturmaktadır.
27
III.4.2. Dünya İthalatı
Dünya ham bor ve ürünleri toplam ithalatı 1997 yılında 1.903.595 ton iken 2001 yılında
2.149.180 ton düzeyinde gerçekleşmiştir.
Dünya bor ve ürünleri ithalat miktarı yıllar itibariyle artma eğiliminde ve özellikle 1999 yılında
bir önceki yıla göre yaklaşık %15,1 civarında artışın olduğu ancak son yıl itibariyle düşüşün
olduğu dikkati çekmektedir. İncelenen dönem itibariyle bor ve ürünleri ithalatında %12,9'luk
artışın olduğu görülmektedir.
Bölgesel bakımdan dünya bor ve bor ürünleri ithalat dağılımında yıllar itibariyle özellikle Batı
Avrupa'daki düşüş ve Asya'daki artış birlikte son beş yıl itibariyle, Batı Avrupa'nın yaklaşık
%49,4-60,1 pay ile ilk sırada, Asya'nın %14,6-24,7 pay ile ikinci sırada ve Kuzey Amerika'nın
%10 - 12,1 pay ile üçüncü sırada yer aldığı görülmektedir. 2001 yılı itibariyle Batı
Avrupa(%49.4), Kuzey Amerika(%12.0) ve Asya'nın(%24.7) toplam bor ve bor ürünleri
ihracatından aldığı payın %86.1 olduğu görülmektedir.
Dünya toplam bor ve bor ürünleri ithalatı içerisinde ham bor ithalatının payı son beş yıl
içerisinde %31,1 ile %38,1 arasında değiştiği, 2001 yılında ise %38,1'lik pay aldığı
görülmektedir. Dünya ham bor ithalat miktarları bölgesel olarak yıllar itibariyle Tablo 10'da
verilmektedir.
28
TABLO 10: DÜNYA HAM BOR İTHALAT MİKTARLARI (TON)(%)
1997 1998 1999 2000 2001 1997 1998 1999 2000 2001
B. Avrupa 325.238 332.893 366.053 367.424 300.124 50,5 55,2 48,0 45,6 36,6
D. Avrupa 46.144 59.553 104.876 116.527 81.009 7,2 9,9 13,7 14,5 9,9
K. Amerika 69.350 49.352 64.946 69.581 47.782 10,8 8,2 8,5 8,6 5,8
G. Amerika 78.488 79.244 83.172 103.922 98.972 12,2 13,1 10,9 12,9 12,1
Afrika 3.681 3.168 2.205 3.464 2.619 0,6 0,5 0,3 0,4 0,3
Asya 99.218 70.859 140.837 143.660 287.657 15,4 11,7 18,5 17,8 35,1
Okyanusya 21.378 8.058 935 536 860 3,3 1,3 0,1 0,1 0,1
TOPLAM 643.497 603.127 763.024 805.114 819.023 100 100 100 100 100
T.BOR İTH. 1.903.595 1.940.962 2.233.283 2.271.905 2.149.180
% 33,8 31,1 34,2 35,4 38,1
Kaynak: The Economics of Boron, Roskill, Tenth Edition, 2002
Dünya ham bor ithalatı 1997 yılında 643.497 ton iken 2001 yılında %27.3'lük bir artış ile
819.023 ton olarak gerçekleştiği tahmin edilmektedir. 2001 yılı itibariyle dünya ham bor
ithalatındaki artışın kaynaklandığı ülkenin Asya grubu içerisinde bulunan Malezya olduğu
görülmektedir.
Dünya ham bor ithalatının son beş yıl içerisinde toplam olarak 3.633.785 ton civarında
olduğu, bu dönem içerisindeki ithalatın %14.8'ini İtalya, %11.5'ini Brezilya, %11.1'ini Rusya,
%11'ini İspanya, %7.7'sini Malezya, %7.9'unu ABD, %6.5'ini Belçika(son üç yıllık) ve
%5.4'ünü ise Japonya'nın gerçekleştirdiği dikkati çekmektedir. Son beş yıl içerisinde dünya
ham bor ithalatının %76'sı yukarıda belirtilen 8 ülke tarafından yapılmıştır.
Dünya toplam bor ürünleri ithalatının (2001 yılı itibariyle) %62.7'sini rafine bor ve perboratları,
%25.9'unu borik asit ve oksitleri ve %11'ini ise perboratlar oluşturmaktadır. Dünya bor
ürünleri ithalat miktarları ve dağılımı Tablo 11'de verilmektedir.
Dünya bor ürünleri ithalatı 1997 yılında 1.260.098 ton iken %5,6'lık bir artış ile 2001 yılında
1.330.157 ton olarak gerçekleşmiştir. Dünya bor ürünleri ithalatında ilk sırayı %57.2 ile Batı
29
Avrupa, ikinci sırayı %18.3 ile Asya ve üçüncü sırayı da %15.9 ile Kuzey Amerika ülkeleri
almaktadır. Önemli ülkeler itibariyle dünya bor ürünleri ithalat rakamları Tablo 12'de
verilmektedir.
TABLO 12: ÖNEMLİ ÜLKELER İTİBARİYLE BOR ÜRÜNLERİ İTHALATI - 2001 (TON)
Rafine Bor ve % Borik Asit % %
Perboratlar Toplam %
Perboratlar ve Oksitleri
Almanya 122.090 14.6 21.186 6.2 16.363 11.1 159.639 12.0
Fransa 64.419 7.7 34.339 10.0 22.550 15.3 121.308 9.2
İspanya 85.190 10.2 25.783 7.5 0 0.0 110.973 8.4
ABD 35.112 4.2 55.930 16.3 19.035 13.0 110.077 8.3
Belçika 89.027 10.7 11.347 3.3 7.984 5.4 108.358 8.2
İtalya 78.295 9.4 9.290 2.7 10.446 7.1 98.031 7.4
Japonya 40.202 4.8 37.565 10.9 969 0.7 78.736 5.9
Kanada 45.548 5.5 9.276 2.7 4.347 3.0 59.171 4.5
İngiltere 41.094 4.9 13.320 3.9 3.846 2.6 58.260 4.4
Brezilya 24.598 3.0 6.829 2.0 20.161 13.7 51.588 3.9
Toplam(10) 625.575 75.0 224.865 65.3 105.701 71.9 956.141 72.2
G.Toplam 833.821 100 344.115 100 146.909 100 1.324.845 100
% 75,0 65,3 71,9 72,2
Kaynak: The Economics of Boron, Roskill, Tenth Edition, 2002
Tablodan da görüldüğü gibi, dünya bor ürünleri ithalatı sıralamasında Almanya, Fransa,
İspanya, ABD, Belçika, İtalya ve Japonya olarak sıralanmaktadır. Bor ürünleri ithalatının
%72,2'si on ülke tarafından gerçekleştirilmektedir.
30
IV. TÜRKİYE'DE MEVCUT DURUM
Türkiye'deki bor cevheri nispeten dar bir sahada büyük yataklar halinde konuşlanmış olup,
açık ocak yöntemleriyle üretim yapılabilmektedir. Aynı zamanda, bor cevherinin
zenginleştirilmesi de nispeten kolaydır. Türkiye bor madenleri işletmeciliğini tekel konumunda
bir kamu kuruluşu olan Eti Holding A.Ş.'ye bağlı 4 işletme tarafından yapılmakta olup, işletme
bazında bor rezervleri Tablo 13'de verilmektedir.
Tablodan da görüldüğü gibi, Türkiye'nin 2.071.500.000 ton bor rezervi bulunmakta olup, B₂O₃
bazında ise 564.000.000 ton civarındadır. Bu rezervin (B₂O₃ bazında) %69.9'ini (394 Milyon
ton) kolemanit cevheri, %27.7'sini (156 Milyon ton) tinkal cevheri ve %2.5'inide (14 Milyon
ton) üleksit cevheri oluşturmaktadır.
İşletme bazında bor rezervi ise, Emet Bor İşletmesi (%39.9) ilk sırada olduğu ve bu işletmeyi
Bigadiç Bor İşletmesi (%29.6+%2.5), Kırka Bor İşletmesi (%27.7) ve Kestelek Bor
İşletmesinin (%0.3) izlediği görülmektedir.
Eti Holding ve MTA'nın 2003 yılında özellikle Kütahya-Emet bölgesinde yapılan on adet
rezerv geliştirme sondajlarının ilk ikisinde 850 Milyon ton (229.5 Milyon ton B₂O₃) ve
Eskişehir-Kırka bölgesinde yapılan çalışmalarda da 150 Milyon ton (39 Milyon ton B₂O₃)
olmak üzere toplam 1 Milyar ton (268.5 Milyon ton B₂O₃) ek rezerv tespit edilmiştir. Bu ek
31
rezervlerle birlikte Türkiye bor rezervin toplam 3.072 Milyon ton (832.5 Milyon ton B₂O₃)
düzeyine ulaşmıştır. İşletme bazında ocakların durumu ve konsantre tenörler ise aşağıda
verilmektedir.
Türkiye'de bor ürün kapasitesi ve üretimi yukarıda bahsedilen 4 işletme yanında bir de
Bandırma Bor ve Asit Fabrika İşletme Müdürlüğü bulunmaktadır. Bu işletmelerin yıllık ham
bor ve rafine bor kurulu kapasiteleri Tablo 15'de verilmektedir.
TABLO 15: İŞLETMELERİN HAM BOR VE RAFİNE BOR KAPASİTELERİ (BİN TON)
HAM RAFİNE
İŞLETME ÜRÜN
BOR BOR
Kırka Tinkal Konsantresi 800
Bor İşletme Müd. Boraks Pentahidrat 480
Boraks Deka+Penta Hidrat 55
Bandırma
Borik Asit 85
Bor ve Asit Fab. İşl. Müd.
Sodyum Perborat 20
Konsantre Kolemanit 200
Bigadiç
Konsantre Üleksit 200
Bor İşletme Müd.
Öğütülmüş Kolemanit 60
Konsantre Kolemanit 500
Emet
Borik Asit 100
Bor İşletme Müd.
Öğütülmüş Kolemanit 50
Kestelek
Konsantre Kolemanit 100
Bor İşletme Müd.
32
Türkiye'de boraks üretimi 1970 yılına kadar kolemanitten soda ve bikarbonat kullanılarak
yapılmıştır. Bu yöntem ekonomik olmadığı için 1970'de terkedilerek tinkalden üretime
geçilmiştir.
Bandırma boraks tesisi önce 20.000 ton/yıl kapasite ile 1968 yılında kurulmuş, sonradan
boraks dekehidrat üretim kapasitesi 65.000 ton/yıl'a çıkarılmıştır.
Kırka bor türevleri tesisi 1984 yılında deneme çalışmalarına başlamıştır. Bu tesis, Kırka
Konsantratör tesisinden temin edilecek yılda 405.000 ton konsantreyi işleyerek 160.000
ton/yıl boraks pentahidret, 17.000 ton/yıl boraks dekehidrat ve 60.000 ton/yıl susuz boraks
üretecek kapasitededir. Halen boraks pentahidrat üretmektedir.
Bor cevheri, konsantre bor ve bor bileşikleri üretimi Eti Bor A.Ş.'ye bağlı 5 işletme tarafından
yapılmaktadır. Türkiye'de büyük rezervlere sahip olan iki ana cevherden tinkal ve
kolemanitten bor ve bor ürünleri elde edilmektedir. Önemli tinkal yatakları Kırka'da,
kolemanit yatakları ise Emet ve Bigadiç civarında bulunmaktadır. Diğer bor minerali olan
üleksit ise Bigadiç'te üretilmektedir.
• Bigadiç Bor İşletme Müdürlüğü: Bigadiç işletmesinde bir adet kapalı ve üç adet açık
ocakta tüvenan kolemanit ve üleksit cevheri üretilmektedir. Çıkarılan cevherler,
konsantratör tesisinde zenginleştirme işlemine tabi tutularak satılık ürün haline
getirilmektedir. Zenginleştirme tesisinin;
-- Tüvenan cevher işleme 600.000 ton/yıl
-- Konsantre cevher 400.000 ton/yıl
-- Kırma harmanlama tesisi (karışımın ve -25 mm ebadında olması) 16.000 ton/yıl
-- Hambor öğütme tesisi (-25 mm ürünün -45 mikrona öğütme) 30.000 ton/yıl
üretim kapasitesine sahiptir.
• Emet Bor İşletme Müdürlüğü: Emet'te iki ayrı bölgede olan Espey ve Hisarcık açık
ocak yöntemiyle üretilen cevherler yine buradaki iki konsantratörlerde zenginleştirilerek
satışa hazır hale getirilmektedir. Zenginleştirme tesislerinin;
Hisarcık Espey
-- Tüvenan cevher işleme 900.000 ton/yıl 300.000 ton/yıl
-- Konsantre cevher 450.000 ton/yıl 120.000 ton/yıl
üretim kapasitesine sahiptir.
33
TABLO 16: YILLAR İTİBARİYLE ETİ HOLDİNG A.Ş.'NİN İŞLETME BAZINDA BOR VE BOR ÜRÜNLERİ ÜRETİM MİKTARLARI (TON)
İŞLETME ADI ÜRÜN CİNSİ 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003(*)
Tüvenan Kolemanit 181.950 250.860 253.786 262.796 292.697 127.002 211.000 295.500 -
Konsantre Kolemanit 131.000 187.173 218.826 189.413 217.042 97.663 176.884 209.814 261.573
BALIKESİR Tüvenan Üleksit (Toplam) 267.400 359.370 362.594 333.742 315.503 252.350 274.000 131.500 -
BİGADİÇ Konsantre Üleksit (Toplam) 173.000 244.900 263.497 220.000 204.794 172.050 187.787 95.420 115.500
Kırılmış Kolemanit 0 0 0 27.200 25.800 38.628 47.197 60.846 -
Öğütülmüş Kolemanit 0 0 0 2.654 6.396 13.127 30.214 43.386 61.896
Tüvenan Hisarcık Kolemanit 505.000 556.000 610.000 800.000 430.000 500.000 419.000 581.000 -
KÜTAHYA Tüvenan Espey Kolemanit 150.000 180.000 172.000 183.000 230.000 271.000 294.000 10.000 -
EMET Konsantre Hisarcık Kolemanit 283.930 298.730 324.000 269.000 196.500 255.500 301.900 306.560 158.489
Konsantre Hisarcık Kolemanit 67.495 58.340 73.330 78.500 62.500 54.000 61.950 62.070 102.370
Tüvenan Tinkal (Toplam) 658.800 946.600 1.135.000 1.080.000 1.134.400 1.104.527 1.018.570 1.052.060 -
ESKİŞEHİR Konsantre Tinkal (Toplam) 465.000 660.300 805.000 758.310 765.000 749.360 591.600 635.000 671.000
KIRKA Boraks PH (Etibor 48) 137.317 186.079 260.145 253.221 266.340 269.155 250.607 253.565 282.960
Susuz Boraks 0 1.830 0 0 7.014 0 0 0 -
Tüvenan Kolemanit 5.769 0 69.006 94.544 151.804 140.373 127.441 145.636 -
BURSA
Parça Kolemanit 2.100 0 1.134 0 0 0 0 0 -
KESTELEK
Konsantre Kolemanit 32.065 32.761 37.189 31.583 58.242 73.144 78.711 59.116 56.350
Tüvenan Kolemanit 842.719 986.860 1.104.792 1.340.340 1.104.501 838.375 1.051.441 1.032.136 -
TOPLAM
Konsantre Kolemanit 546.555 577.004 653.345 568.496 534.284 480.307 619.445 637.560 578.782
Boraks Dekahidrat 27.099 27.300 31.100 28.700 27.000 30.200 27.650 34.300 33.030
Boraks Pentahidrat 11.167 18.000 14.062 14.697 9.950 14.450 10.564 12.604 15.380
BALIKESİR Asitborik 47.000 53.350 46.000 59.355 52.400 76.000 81.450 83.350 89.600
BANDIRMA Sodyum Perborat (Tetra) 9.688 10.100 10.133 5.638 12.750 25.000 16.152 8.670 26.300
Sodyum Perborat (Mono) 0 355 504 4.671 5.280 6.660 3.105 249 7.115
Sülfürik Asit 95.731 96.243 82.089 50.197 60.537 81.589 78.716 79.451 -
Kaynak: Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı
(*) Eti Holding A.Ş.
34
• Kırka Bor İşletme Müdürlüğü : Dünyanın en büyük doğal boraks (tinkal) yatağı olup,
Kırka-Sarıkaya'da bulunmaktadır. Açık ocak yöntemi ile üretilmektedir. Konsantratör
tesisinin;
-- Tüvenan cevher işleme 1.150.000 ton/yıl
-- Konsantre cevher 800.000 ton/yıl
üretim kapasitesine sahiptir.
• Kestelek Bor İşletme Müdürlüğü : Bir adet açık ocakta üretilen kolemanit cevherleri
konsantratör tesisinde zenginleştirme işlemine tabi tutularak satılık ürün haline
getirilmektedir. Konsantratör tesisi kırma, ıslatma, yıkama, eleme ve triyaj ünitelerinden
oluşmakta olup ;
-- Tüvenan cevher işleme 200.000 ton/yıl
-- Konsantre cevher 90.000 ton/yıl
üretim kapasitesine sahiptir
Tablo 16'dan da görüldüğü gibi, işletme bazında tüvenan cevher, konsantre bor ve bor
kimyasalları ürünlerinin yıllar itibariyle üretim miktarlarının gelişimi ise;
Tüvenan ürünlerde; 1985 -2002 yılları arasında toplam kolemanit cevheri üretimi 842.719
ton iken %22.5 artışla 1.032.136 ton, toplam tinkal cevheri üretimi 658.800 ton iken %59.7
artışla 1.052.060 ton ve toplam üleksit cevheri üretimi ise 267.400 ton iken %50.8 azalış ile
131.500 ton olarak gerçekleşmiştir. 2002 yılı itibariyle toplam tüvenan ürünleri üretimin
%47.5'ini tinkal cevheri, %46.6'sını kolemanit cevheri ve %5.9'unu da üleksit cevheri
oluşturmaktadır.
Bor kimyasalları ürünlerinde; 1985-2003 yılları arasında toplam bor kimyasalları üretimi
232.271 ton iken %95.6 artış ile 454.385 ton olarak gerçekleşmiştir. 2003 yılı itibariyle bor
kimyasalları üretiminin %65.7'si boraks pentahidrat, %19.7'si asit borik, %7.3'ü boraks
dekahidrat, %5.8'i sodyum perborat(tetra) ve %1.6'sı ise sodyum perborat(mono)
oluşturmaktadır. Aynı dönemde bor kimyasallarının bütün ürünlerde artış olmakla birlikte,
35
üretimde (miktar ve oransal olarak) %101 ile boraks pentahidrat, %90.6 ile asit borik en fazla
artış gösteren ürünler arasında yer almaktadır. Balıkesir-Bandırma tesisinde bor
kimyasallarının üretiminde ara ürün olarak kullanılan sülfürik asit üretimi de (2002 yılında
79.451 ton) bulunmaktadır.
Yurtiçi bor ürünlerinin tüketimi çok düşük miktarlarda olduğu ve üretimin tamamen yurtdışı
talebe göre belirlenmekte olup, yıllar itibariyle bor ürünlerinde katma değeri yüksek olan
konsantre ve bor kimyasalları ürünlerinde yönelik üretim artışı olduğu görülmektedir.
Türkiye, dünyanın en zengin bor minerallerine sahip olmasına karşılık ham bor ve bor ürünleri
tüketimi, dünya tüketiminin yaklaşık %2-3 gibi son derece düşük seviyededir. Ürün bazında
bor bileşikleri yurtiçi tüketim miktarları Tablo 17'de verilmektedir.
Türkiye rafine bor satışlarının yaklaşık %90'ı yurt dışına, %10'u ise yurtiçine yapılmaktadır.
Yurtiçi rafine bor tüketiminde en büyük payı sodyum perborat almaktadır. Eti Holding A.Ş.
sodyum perborat satışının yaklaşık %95'ini yurtiçine yapmaktadır. Son yıllarda dünyada ve
ülkemizde deterjan üretiminde sodyum perborat tetrahidrat yerine, sodyum perborat
monohidrat kullanımının artmasıyla, monohidrat ithalatında hızlı bir artış görülmüştür. Bu
gelişmeye paralel olarak Eti Holding A.Ş., 4.500 ton/yıl kapasiteli sodyum perborat monohidrat
tesisini 1997 yılından itibaren devreye sokmuştur. Bu kapasitenin talebi karşılamaması üzerine
4.500 ton/yıl kapasiteli ikinci tesis 2000 yılında üretime başlamıştır.
Kullanım alanlarına göre Türkiye'deki bor bileşikleri tüketimi genel olarak Tablo 18'de
verilmektedir.
36
TABLO 18:KULLANIM ALANLARINA GÖRE
TÜRKİYE BOR BİLEŞİKLERİ TÜKETİMİ (1998)
Tüketim Alanı %
Cam Endüstrisi 45
Sabun ve Deterjan Endüstrisi 15
Sır ve Emaye Endüstrisi 10
Tarım Sektörü 8
Diğerleri 22
Kaynak: 8.Beş Yıllık Kalkınma Planı, Kimya San. ÖİKR. Bor Ürünleri, 2000
Tablodan da görüldüğü gibi, bor bileşiklerinin en büyük kullanımı cam endüstrisi tarafından
tüketilmekte olup, cam endüstrisini ise sabun ve deterjan ile sır ve emaye endüstrisi takip
etmektedir.
2000 yılı itibariyle Türkiye bor tüketimi 19.546 ton B₂O₃ olup, bunun %27'si demir çelik, %12'si
cam ve cam elyafı, %38'i seramik ve firit, %12'si deterjan, %5'i kimya ve %6'sı da diğer
sektörlerde tüketilmiştir. ABD'de ise (1999 yılında) 416.000 ton B₂O₃ tüketilmiş olup, bu
tüketimin %73'ü cam endüstrisinde kullanılmıştır.
Türkiye bor ve bor ürünlerin de rezerv ve üretim miktarı açısından dünyanın önde gelen ülkesi
olup, yurtiçi talebinin de çok düşük miktarda olması nedeniyle, ülke açısından bor ve bor
ürünleri satışında dış talebin yapısı önem kazanmaktadır. Dünya bor pazarında rekabet
içerisinde bulunduğu ABD'nin yerleşik US Borax firması ile birlikte önemli bir konumda
bulunmaktadır. B₂O₃ bazında 1.5 milyon ton/yıl civarında olan Dünya bor üretiminden Eti
Holdingin payı %31-32 ve US Borax %39-40 gibi birbirine yakın paylar alırken yaklaşık yıllık
1.2 milyar US Dolar olan parasal hacimden US Borax'ın aldığı %70'lik pay, Eti Holding A.Ş.'nin
yaklaşık %20 olan payından 3.5 kat daha fazladır. Bunun nedeni, Eti Holding A.Ş.'nin daha
düşük miktarlarda rafine bor ürün satışından kaynaklanmaktadır. Tablo 19'da Eti Holding
A.Ş.'nin yıllar itibariyle ham bor ve rafine bor ihracat miktarları ve değerleri verilmektedir.
37
TABLO 19: TÜRKİYE BOR ÜRÜNLERİ İHRACAT MİKTARLARI (BİN TON-MİLYON $)
HAM BOR/
HAM BOR RAFİNE BOR TOPLAM BOR
TOPLAM BOR (%)
Miktar Değer Miktar Değer Miktar Değer Miktar Değer
1988 842.8 163.4 127.3 49.4 970.1 212.7 86,9 76,8
1989 816.0 169.2 162.9 57.6 978.9 226.8 83,4 74,6
1990 681.6 144.7 144.6 53.9 826.2 198.6 82,5 72,9
1991 656.6 135.4 141.5 48.3 798.1 183.7 82,3 73,7
1992 604.1 122.1 192.4 68.5 796.6 190.6 75,8 64,1
1993 616.1 116.0 189.7 63.9 805.7 179.9 76,5 64,5
1994 648.3 122.1 247.7 80.8 896.0 203.0 72,4 60,1
1995 709.6 133.0 240.0 82.0 949.6 215.9 74,7 61,6
1996 759.9 135.6 250.4 85.4 1.010 221.0 75,2 61,4
1997 738.6 131.6 321.1 103.8 1.059 235.4 69,7 55,9
1998 697.4 122.5 328.6 108.4 1.026 230.8 68,0 53,1
1999 672.8 121.0 362.0 115.6 1.035 236.6 65,0 51,1
2000 579.4 105.9 344.3 108.1 923.7 214.0 62,7 49,5
2002* - 81.0 - 105.0 - 186.0 - 43.5
2003* 357.4 67.5 462.3 139.0 819.7 206.5 43.6 32.7
Kaynak:4. End. Ham. Semp., Ragıp Üncü
(*) Eti bor A.Ş.
Yukarda ki tablodan da görüldüğü gibi, Türkiye'nin yıllar itibariyle toplam bor ürünleri ihracatı
miktar olarak en fazla 980 bin ton ve değer olarak 235 milyon $ olarak gerçekleşmiştir.
Toplam bor ürünleri ihracatı 1992 yılından 1999 yılına kadar sürekli artış göstermiştir. Ancak
son yıllarda gelişmiş ülkelerdeki ekonomik durgunluk nedeni ile Dünya bor talebinde düşüşler
olmuştur. Aynı dönemde olumlu bir gelişme olarak, toplam bor ürünleri içerisinde (miktar ve
değer) ham bor ürünü payının sürekli olarak azaldığı ve dolayısıyla rafine bor ürünü payının
belirgin bir şekilde arttığı görülmektedir. 1988 yılında toplam bor ürünleri ihracatı içerisinde
ham bor ürünü miktar olarak %86.9, değer olarak %76.8 olan payları 2003 yılında sırasıyla
%43.6 ve %32.7 düzeyine düşmüştür. 2003 yılında 357.4 bin ton (67.5 milyon $) ham bor,
462.294 bin ton (139.0 milyon $) rafine bor olmak üzere toplam 819.6 bin ton (207.0 milyon
$) ihracat gerçekleştirilmiştir. Tablo 20'de ham bor ürünleri ihracatının yıllar itibariyle dağılımı
verilmektedir.
38
1989 yılında toplam 820.077 ton olan ham bor ürünleri ihracatının ürün bazında %59.9'unu
kolemanit, %24.9'unu tinkal ve %15.2'sini de üleksit cevheri oluşturmaktadır. 1989-2003
yıllarında toplam ham bor ürünleri ihracatında %56.4 gibi yarısından fazla bir düşüşün olduğu
dikkati çekmekte olup, 2003 yılında %85.7'si kolemanit ve %14.3' de üleksit cevheri olmak
üzere toplam 357.363 ton ihracat yapılmıştır. Tinkal cevheri ihracatının yapılmadığı
görülmektedir. Eti Holdig A.Ş.'nin yıllar itibariyle ham bor ürünleri ihracatında ki azalışların
temel nedeni, katma değeri yüksek olan rafine bor ürünlerinin ihracat miktarını arttırmak için
uyguladığı satış politikasının bir sonucudur. Tablo 21'de Türkiye'nin yıllar itibariyle rafine bor
ihracatının dağılımı verilmektedir.
Tablodan da görüldüğü gibi, 1989 yılında 169.501 ton olan rafine bor ihracatı 2.7 kat artışla
2003 yılında 462.294 ton seviyesine yükselmiştir. Rafine bor ürünleri ihracatı içerisinde
Boraks pentahidrat(%61.8) miktar açısından ilk sırada, borik asit (%16.9) ikinci sırada ve
öğütülmüş kolemanit (%13.8) ürünü de üçüncü sırada yer almaktadır. Türkiye
konsantre(ham) ve rafine bor ürünlerinin 2003 yılı ihracat miktar ve değerleri Tablo 22'de
verilmektedir.
39
TABLO 22: 2003 YILI KONSANTRE VE RAFİNE BOR İHRACAT MİKTAR VE DEĞERLERİ
Üretim Miktar Değer
Ürün Adı % % % %
Yeri (Ton) ($)
Konsantre
357.363 43.6 100.0 67.531.015 32.7 100.0
Ürünler
Kolemanit Espey 25.189 3.1 7.1 5.937.557 2.9 8.8
Emet
Kolemanit Hisarcık 60.990 7.4 17.1 9.580.282 4.6 14.2
Bigadiç Kolemanit Bigadiç 112.580 13.7 31.5 24.660.764 12.0 36.5
Kestelek Kolemanit Kestelek 43.369 5.3 12.1 12.222.454 5.9 18.1
Bigadiç Üleksit 115.235 14.1 32.2 15.129.958 7.3 22.4
Rafine
462.294 56.4 100.0 138.987.204 67.3 100.0
Ürünler
Bigadiç Öğütülmüş Kolemanit 63.955 7.8 13.8 23.959.901 11.6 17.2
Bandırma Boraks Dekahidrat 28.713 3.5 6.2 8.413.109 4.1 6.1
Borak Pentahidrat 7.014 0.9 1.5 2.641.174 1.3 1.9
Borik Asit 78.037 9.5 16.9 30.729.062 14.9 22.1
Sodyum Perborat 5.921 0.7 1.3 2.285.060 1.1 1.6
Eti bor-48 (PH) 278.634 34.0 60.3 70.947.458 34.4 51.0
Etibor-68 20 0.0 0.0 11.440 0.0 0.0
Genel
819.657 100.0 - 206.518.219 100.0 -
Toplam
(*) Eti Holding A.Ş.
2003 yılı toplam konsantre ve rafine bor ürünlerinin ihracatı (miktar olarak) 819.657 ton
olarak gerçekleşmiş ve bu ihracat miktarının %43.6'sını konsantre bor ürünleri ve %56.4'ünü
de rafine bor ürünleri oluşturmaktadır. Konsantre bor ürünlerin %67.8'ini konsantre kolemanit
ve %32.2'sini de konsantre üleksit ürününden meydana gelmektedir. Rafine bor ürünlerinin
%61.8'ni boraks pentahidrat, %16.9'unu borik asit, %13.8'ini öğütülmüş kolemanit ve %7.5'ini
ise diğer ürünler oluşturmaktadır.
2003 yılı toplam konsantre ve rafine bor ürünlerinin ihracatı değer olarak 206.518.219 milyon
$ olarak gerçekleşmiş ve bu ihracat değerinin %32.7'sini konsantre bor ürünleri ve %67.3'ünü
de rafine bor ürünleri oluşturmaktadır. Rafine bor ürünlerin %52.9'unu boraks pentahidrat,
%22.1'ini borik asit, %17.2'sini öğütülmüş kolemanit ve %7.8'ini ise diğer ürünler
oluşturmaktadır.
2003 yılı konsantre ve rafine bor ürünlerinin ihracat pazarları ve değerlendirmesi ise;
Espey Kolemanit: Son yıllarda yüksek arsenik muhtevası nedeniyle alıcıların başka ürün
arayışına yönelmeleri ve ikame ürünlerin fiyatların uygunluğu Espey kolemanit satışlarının
geçen yıla göre düşmesine neden olmuştur.
Hisarcık Kolemanit: Borik asit üreticilerine hammadde satışlarının sona ermesiyle hisarcık
kolemanit satışları son yıllarda düşmüştür.
40
Bigadiç Kolemanit: Bigadiç kolemanit ürününün ihracata ayrılan miktarının tamamına yakını
cam sektörüne satılmakta olup, bu sektördeki alıcıların üretimlerindeki artış, 2003 yılı
satışların artışına neden olmuştur.
Üleksit: İhracata ayrılan üleksit miktarının tamamına yakını Amerika'daki cam sektörüne
satılmaktadır. ABD'deki inşaat sektöründeki durgunluk nedeniyle satışlar son iki yılda düşme
göstermektedir. 2003 yılı üleksit bağlantılarında 2002 yılına göre bir artış olsa da üreticilerin
borsuz cam üretimine (advantex) yönelmeleri nedeniyle önümüzdeki yıllarda 2001 öncesi
seviyelerine ulaşılması zor görülmektedir.
Öğütülmüş Kolemanit: Satışların tamamına yakını Uzak Doğu pazarına yönelik olup,
fiberglas sektöründe giderek artan talep ve ikame ürünler karşısında ürün avantajı nedeniyle
son üç yıl itibariyle satışlar artmaktadır.
Boraks Dekahidrat: Yıllar itibariyle boraks dekahidrat satışları aynı seviyede olup, son yılda
artış salanmış olup, satışların artmasındaki en büyük pay Uzak Doğu'ya yapılan satışlardaki
artıışlardır.
Borik Asit (Bandırma): Yıllık 45-50.000 ton üretim kapasitesine sahip SCL firmasının borik
asit üretimini sona erdirmesiyle pazarda oluşan boşluk diğer üreticiler ile paylaşılmış olup,
2003 yılında uygulanan pazar politikalarıyla yeni pazarlara girilmiştir.
Borik Asit (Emet): 2003 yılı ihracat programında fabrikanın yılın son çeyreğinde devreye
gireceği ve 40.000 ton civarında satış yapılabileceği planlanmış olmasına rağmen fabrika
üretime geçmediği için satış gerçekleşmemiştir.
Sodyum Perborat: 2003 yılı ihracat programında öngörülen miktar ve tutarın, uygulanan
pazar politikasıyla programın çok üzerinde satış gerçekleşmiştir.
Etibor-48: Satışların çoğunluğu perborat sektörüne yönelik olup, son yıllarda perborat
sektöründeki üreticilerin perkarbonat üretimine geçmeleri nedeniyle Dünya Etibor-48 tüketimi
önemli ölçüde azalmıştır.
41
VI.4.2. Türkiye İthalatı
Türkiye'nin cevher, konsantre ve rafine olarak bor ürünü ithalatı düşük seviyede olup ithalatın
büyük bir kısmını işlenmiş bor ürünlerinden meydana gelmektedir. Yıllar itibariyle düşme
eğilimi gösteren bor ithalatı, ham bor ve işlenmiş bor ürünleri olarak Tablo 23'de
verilmektedir.
Tablodan da görüldüğü gibi, Türkiye toplam bor ithalatının büyük bir kısmını işlenmiş bor
ürünleri oluşturmaktadır. Son 6 yıl itibariyle toplam ham bor ithalatı 196.169 $ ve işlenmiş
bor ithalatının ise 47.578.026 $ olarak gerçekleşmiştir. Toplam bor ithalatı içinde en yüksek
ham bor ithalatının 2000 yılında 1.570,5 ton ve 136.933 $ ile kernit cevheri ithalatı yapılmış
olup, ithalatın diğer yıllar çok düşük düzeylerde oldukları görülmektedir. İşlenmiş bor ithalatı
ise, 1998 yılından sonra belli bir artış(değer olarak) olduğu görülmektedir. İşlenmiş bor ürünü
ithatının büyük bir kısmını sodyum perborat monohidrat ürünü oluşturmaktadır.
Dünya bor rezervinin önemli bir miktarını elinde bulunduran Türkiye (Eti Holding), Dünya bor
pazarında hak ettiği yerde bulunabilmek için bor merkezli yatırımlara ağırlık vererek, 2003
yılında 114 trilyonluk yatırım öngörmüştür. Finansmanı tamamen Eti Holding tarafından
karşılanan önemli yatırım projeleri aşağıda verilmektedir.
1- Kırka III. Bor Türevleri Tesisi : Boraks Pentahidrat (Etibor-48) ürününe olan yurtdışı
talebin artışına paralel olarak ilave 160.000 ton/yıl BPH üretim kapasiteli tesisin sabit yatırım
tutarı yaklaşık 25 Milyon US$'dır. Yıllık döviz getiri hedefi yaklaşık 48 Milyon US$ olan tesis
yatırımı tamamlanarak 2002 yılında üretime başlamıştır.
2- Emet Yeni Borik Asit Tesisi: Artan dış talebin karşılanması ve bor üreticisi konumunu
güçlendirmek amacıyla Emet/Kütahya'da 100.000 ton/yıl üretim kapasiteli Borik Asit Tesisi
42
kurulmasına karar verilmiştir. Yatırım tutarı yaklaşık 110 Milyon US$ olan tesisler 2003
yılında devreye alınmış olup, yıllık 40 Milyon US$ döviz getirisi sağlayacaktır.
3- Kırka Tek Kademe Penta Üretimi: Proje ile Kırka Bor İşletmesinde iki kademede üretilen
boraks pentahidratın üretim verimini arttırmak, maliyetini ve çevre sorunlarını azaltmak için
tüvenan tinkalden direkt olarak boraks pentahidrat üretimi amaçlanmaktadır. Her biri 50
ton/saat kapasiteli tesisin yatırım tutarı yaklaşık 15 Milyon US$ olup, proje sonucunda
takriben %13 verim artışı sağlanacaktır. 1. Ünitesi tamamlanan tesisin 2000 yılında geçici
kabulü yapılarak işletmeye alınmıştır. Kırma, ara stok ile şalt tesisinin yapımı için çalışmalar
sürdürülmektedir.
4- Bandırma Sülfürük Asit Tesisi: Önemli ihraç ürünlerinden borik asitin üretiminde ana
girdi olan sülfürik asitin üretimi için Bandırma'da mevcut eski tesisin yerine 240.000 ton/yıl
kapasiteli teni bir sülfürük asit tesisinin kurulmasına karar verilmiştir. Yatırım tutarı yaklaşık
78 Milyon US$ olan tesis, Şubat-2004 tarihinde üretime alınmıştır.
projeleri de yer almaktadır. Bunun yanı sıra 04/06/2003 tarih ve 4865 sayılı kanunla idari ve
mali özerkliğe sahip kısa adı BOREN olan Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü kurulmuştur. Bu
kanun amacı;Türkiye ve dünyada bor, ürün ve teknolojilerinin geniş bir şekilde kullanımını,
yeni bor ürünlerinin üretimini ve geliştirilmesini teminen değişik alanlarda kullanıcıların
araştırmaları için gerekli bilimsel ortamı sağlamak ve araştırmak olarak belirlenmiştir(EK 2).
Eti Holding Ar-Ge Dairesi ve diğer kuruluşlar ile ortaklaşa yapılarak 1997-2002 yılları
arasında tamamlanmış ve devam eden projeler ana başlıklar itibariyle aşağıda verilmektedir.
43
Tamamlanmış Projeler
44
V. BOR VE ÜRÜNLERİNİN SATIŞ FİYATI
Ham bor ürünleri satış fiyatları parça kolemanitin % 40-42 B₂O₃ içeriğine göre Bandırma FOB
fiyatları ile Arjantin ve Şili fiyatları Tablo 24'de verilmektedir.
1980'li yılların sonlarına kadar dengede olan fiyatlar, 1995 yılından itibaren düşmeye
başlamıştır. Özellikle, 1988 yılında dünyada borik asit kapasitesinin artması ve borik asittin
büyük oranda kolemanit yerine kullanılabilmesi nedeniyle kolemanit fiyatlarında düşmesine
neden olmuştur. 1989 yılında Türk kolemaniti 300-365 US$/Ton iken, 2002/Haziran ayında
270-290 US$/Ton düzeyinde olduğu görülmektedir.
45
TABLO 25: ABD'NİN İTHAL ETTİĞİ HAM BOR ÜRÜNLERİNİN
YILSONU FİYATLARI (US$/TON)
Türkiye Şili
Kolemaniti Üleksiti
1992 535 270
1993 656 332
1994 212 231
1995 191 257
1996 295 200
1997 295 200
1998 295 200
1999 290 200
2000 270-290 200
KAYNAK: The Economics of Boron, Roskill, Tenth Edition, 2002
Amerika'nın Türkiye'den ithal ettiği kolemanitin fiyatı 1993 yılında 656 US$/Ton ve Şili'den
ithal ettiği Üleksitin fiyatı 332 US$/Ton iken, 2000 yılında Türk kolemanitinin 270-
290US$/Ton ve Şili üleksitin fiyatı ise 200 US$/Ton seviyesine kadar gerilemiştir.
Türkiye ham bor ortalama ihracat fiyatlarında ise, yıllar itibariyle kolemanitin fiyatında sürekli
bir düşüşün olduğu ve Tinkal ve üleksitin fiyatlarında ise büyük bir değişimin olmadığı
görülmektedir.
46
• Rafine Bor Ürünleri Satış Fiyatı
Dünya bor üretiminde ilk sırada yer alan ABD, aynı zamanda önemli bir tüketicidir. Dolaysıyla
bu ülkedeki bor ve bor bileşiklerindeki dalgalanmalar dünya bor fiyatları üzerinde etki
yapmaktadır. Avrupa pazarındaki bor fiyatları ise ithal edildikleri üretici ülkelerin fiyat
dalgalanmalarını yansıtmaktadır. Dünya bor cevheri pazarında ürün kalitesi nedeniyle Türk
ham ve konsantre bor ürünleri tercih edilmektedir.
47
TABLO 28: TÜRKİYE'NİN BOR ÜRÜNLERİ
ORTALAMA İHRACAT FİYATLARI (US$/TON)
Deka- Penta- Borik Sodyum Perborat Perborat
Hidrat Hidrat Asit Perborat Monohidrat Tetrahidrat
1989 - 296 701 584 - 632
1990 - 315 749 731 1.717 -
1991 - 317 655 688 1.383 -
1992 - 329 577 723 1.072 727
1993 - 314 451 763 1.043 596
1994 - 311 432 514 971 610
1995 - 315 472 559 1.107 649
1996 - - 655 578 1.100 625
1997 355 303 468 298 911 543
1998 346 304 442 540 831 529
1999 340 294 - 468 824 496
KAYNAK: The Economics of Boron, Roskill, Tenth Edition, 2002
Eti Holding A.Ş.'nin bor ürünleri ile ilgili 1988-2002 yılları arası yurtiçi satış fiyatları Tablo
29'da verilmektedir.
TABLO 29 : ETİ HOLDİNG FABRİKA SATIŞ FİYATI
Boraks Penta Boraks Deka Borik Asit
(Standart) FOB (Kristal) FOB (Kristal) FOB
1998 (DM/Ton) 750 710 870
1999 (DM/Ton) 730 700 850
2000 (DM/Ton) 725 695 810
2001 ($/Ton) 771 725 907
2001 (DM/Ton) 340 330 400
2002 ($/Ton) 325 300 390
Kaynak: B. Özaslan, 1. Uluslararası Bor Sempozyumu Tebliği,2002
Eti Holding A.Ş.'nin ihraç ettiği tabii bor ürünleri, konsantreleri ile borik asit fiyat bilgileri ise
Tablo 30'da verilmektedir.
Bor ürünlerinin gelecekteki fiyat eğilimleri, teknolojik gelişmeye bağlı olarak yeni ikame
mallarının ortaya çıkması veya üzerinde çalışmalar yapılan potansiyel ikama malların nihai
ürünlerinin üretiminde kullanma durumları, yeni kullanım alanlarının ortaya çıkması, ürün
geliştirme, yeni üreticilerin (özellikle rafine bor ürünleri üreticileri) spot bazlı satışlarla da olsa
piyasa dengelerini bozma eğilimleri gibi faktörlerin bir yansıması olacağı tahmin edilmektedir.
48
VI. TALEP VE İHRACAT PROJEKSİYONU
Çok geniş ve çeşitli alanlarda ticari olarak kullanılan bor mineralleri ve ürünleri talebinin, son
yılarda dünya ekonomisindeki daralma ve ikame ürün fiyatları nedeniyle durağan bir halde
seyretmektedir.
Yıllık tüketim projeksiyonu ham borlarla yapılması oldukça güçtür. Çünkü ham bor ürünleri
direkt ve rafine olarak satılabilmekte veya Türkiye rafine bor ürünlerine ham madde girdisi
olarak kullanılmaktadır.
Bor bileşiklerine olan yurtiçi ve yurtdışı talep artışı, üç önemli sektörlerdeki üretim artışına
bağlı olup,
tüketimini arttıracaktır.
Uzun vadeli projeksiyonlarda; enerji krizlerin bir sonucu olarak bor tuzlarının cam ve seramik
sanayilerinde, özellikle cam ürünü imalatında bugünden daha fazla tüketileceği uzmanlar
tarafından iddia edilmektedir. Benzer şekilde tarım sektörünün bor talebi de Dünya nüfus
artışına paralel olarak artacaktır. Bor, plastik ve metallerin dayanıklılığını önemli ölçüde
artırmaktadır. Bu da daha yüksek binaların, daha uzun köprülerin ve daha hafif ve güçlü
otomobillerin yapılmasına olanak vermektedir.
Yurtiçi konsantre bor ürünler dış talebe bağımlı olup, bu ürünlerin piyasa talebi;
• Ürün fiyatına,
• Malın girdi olarak kullanıldığı endüstrilerdeki teknolojik gelişmelere,
• Üretici ve kullanıcı tercihlerine,
• Genel ekonomik trend,
• Malın kullanıcıya (uzak ülkelerdeki) maliyetinin yüksek olmasına,
• Alternatif teknolojilerin ve ikame malların bulunması ve kullanılması,
gibi bir çok faktöre bağlıdır. Özellikle fiber glas, deterjan endüstrisi gibi kullanım alanlarında
zaman zaman talep değişikliği/kaymaları yaşanmaktadır. Ayrıca bor ürünleri ile ilgili analiz
49
yaparken kullanım alanlarının yaklaşık %80'inde konsantre bor ve rafine bor ürünleri birbirinin
tam ikame edebildiklerini göz önünde tutmak gerekmektedir.
Ürünün piyasa talebini belirleyen başlıca faktörler ise; nihai ürünün üretim teknolojisi, ikama
mallar ve çevresel faktörlerdir. Endüstriyel kullanıcılar dikkate alındığında, bor ürünlerinin
girdi olarak kullanıldığı bazı nihai ürünlerin mevcut üretim teknolojisi gereği bor ürünlerine
olan talebin fiyat esnekliği oldukça düşük olarak tanımlanabilir.
Bor ürünlerinin tüketimi (yaklaşık %70) endüstriyel bazda üretim yapan, güçlü pazarlık
gücüne sahip, sektörlerinde lider veya sektörlerine yön veren, teknoloji üretimi yapan
organizasyonlar tarafından yapılmaktadır. Bor ürünlerine olan talebin önce sürekliliğini
sağlamak ve artırmak, piyasayı alternatif teknolojilere zorlamamak, ikame mallarının
kullanımına itmemek için bu organizasyonlarla "partner" olarak tanımlanabilecek bir iş ilişkisi
içinde çalışılması gerekmektedir.
Aslında, bor ürünlerine olan piyasa talebini incelerken, doğru sonuçlara daha yakın olabilmek
için endüstriyi konsantre ve rafine bazda incelemekten çok B₂O₃ bazında incelemek daha
doğru olacaktır.
Son yıllarda dünya pazarındaki daralma ve tüketim artışındaki düşük seviyeler varsayımı
dikkat alınarak önümüzdeki yıllarda yeni devreye giren ve girecek rafine bor ürünlerinin
mevcut pazar payını arttıracağı da göz önüne alındığında; yıllık %2'lik bir artışın olacağı
(yaklaşık yıllık 5 milyon $) ve fiyatların sabit kaldığı kabul ederek Tablo 31'de Türkiye bor
ihracat projeksiyonu verilmektedir.
Eti Holding A.Ş. 2004 yılı ihracat hedefinin %90'ının bağlantısının şimdiden yapıldığı ve yeni
devreye giren rafine ürün tesisleri ile birlikte ihracatın artacağı ve bu ihracat değerlerinin
yaklaşık %70'ini rafine bor ürünleri olacağı tahmin edilmektedir.
50
B-TORYUM
I. SEKTÖRÜN, ÜRÜNÜN TANIMI VE KULLANIM ALANLARI
I.1. Sektörün Tanımı
DPT sektör sınıflandırmasına göre Toryum cevheri; madencilik sektörü, enerji hammaddeler
alt grubu içinde uranyum ile birlikte nükleer enerji hammaddeleri alt ayrımında
sınıflandırılmaktadır. Uranyum gibi, toryum da bir nükleer yakıt hammaddesidir.
Toryum, İsveçli kimyacı J.J. Berzelius tarafından 1828 yılında keşfedilmiştir. Radyoaktif bir
element olup, (Th) sembolüyle gösterilir. Kurşun yumuşaklığında ve kolay işlenebilen (tel
haline getirilen) ve saf halinde iken gümüşsü gri bir metaldir. Doğada serbest halde
bulunmayan toryum'un 60 kadar minerali vardır (Uranyum da doğada serbest halde
bulunmaz). Ancak toryum ekonomik olarak yalnızca monazit (monazite) ve torit (thorite)
minerallerinden kazanılmaktadır. Bu minerallerde genellikle nadir toprak elementleri ile
birlikte bulunmaktadır.
Atom numarası 90, atom ağırlığı 232,038, erime noktası 1750°C, kaynama noktası 3850°C
ve özgül ağırlığı 11,71 gr/cm³ tür. Toryumun Th-223'ten Th-235'e varan on üç tane radyoaktif
izotopu vardır. Doğal halde bulunan tek izotopu Th-232 olup, bunun yarılanma ömrü
1,39.10¹º senedir.
Doğada yaygına yakın bir dağılımı olmakla birlikte, yoğun yataklar halinde çok az bulunur.
Toryum oksit tüm oksitler arasında erime noktası en yüksek olanıdır(3300°C). Havada az
miktar oksijenin varlığı durumunda toryumun rengi parlak griden siyaha dönüşür. Toz halinde
iken kendiliğinden tutuşur.
Toryum tek başına fisil (doğrudan nükleer yakıt olarak kullanılan) madde olmadığından
doğrudan nükleer yakıt olarak kullanılmamakta ve bir tetikleyiciye gereksinimi vardır.
Uranyum izotopu U235 veya Plütonyum izotopu Pu239 ile birlikte kullanıldığında toryum
kaynak maddesinden nötron-Th232 tepkimesinin sonucunda U233 fisil maddesi üretilir.
Genel nükleer reaktör kalbi tasarımı itibariyle U233 nötron ekonomisi açısından en iyi yakıt
tipidir.
51
I.3. Kullanım Alanları
Toryumun en çok kullanılan bileşiği ThO2'dir. Bu da toryum hidrooksit veya diğer toryum
tuzlarının kızdırılmasıyla ele geçer. ThO'nin kızdırıldığı zaman ortaya çıkan ışığın önemli bir
kısmı gözle görülebilen sahada olduğundan, toryum CeO ile birlikte aydınlatma (lamba
gömleği) gayesiyle kullanılır. Toryum 1880 yılından bu yana hem evlerde lüks lambaları ve
hem de sokak lambalarında ışık kaynağı olarak kullanılmıştır.
Toryum-232 atom çekirdeği parçalanabilen metal olmakla birlikte, nötron absorbsiyonu ile
uranyum-232'e dönüştürülebildiğinden önemli bir nükleer enerji kaynağı olur. Yakıt çevirimi
sorunu nedeniyle, bugün için toryumla çalışan ticari ölçekli santraller bulunmamakla birlikte,
bu tip santrallerin prototiplerinin İngiltere, Almanya, ABD ve Hindistan'da uzun zamandır
denendiği bilinmektedir. Doğada uranyumdan daha yaygın halde bulunur. Ancak doğrudan
nükleer yakıt olarak kullanılamamaktadır. Bunların yanı sıra;
II. TEKNOLOJİ
52
Orijinal cevhere uygulanan toryum özütlemesi çalışmalarında, yüksek oranda HNO veya
HSO tüketimi nedeniyle düşük ThO içeren bu cevher için prosesin ekonomik olmadığı
tespit edilmiştir. Ancak, sahadan radyometrik ayrımla alınan yüksek tenörlü (%1,92 ThO)
cevher üzerinde gerçekleştirilen katıdan özütleme ve toryum bileşikleri yapılması
çalışmalarında daha düşük asit tüketimleri nedeni ile olumlu sonuçlar elde edilebilmiştir.
Dünya toplam toryum rezervi 1.780.000 ton civarındadır. Bu toplam rezervin %21.3 ile
Türkiye, %19.1 ile Avustralya ve %16.9 payları ile ABD ve Hindistan'ın oluşturduğu
görülmektedir.
Toryum üretimi, bazı ülkelerde nadir toprak elementleri içeren monazit yataklarının
aranmasına yönelik çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Bu mineraller aynı zamanda toryum da
53
içerdiklerinden, toryum yan ürün olarak değerlendirilmiştir. Toryum ekonomik olarak yalnızca
monazit (monazite) ve torit (thorite) minerallerinden kazanılmakta olup, Dünya monazite
üretimi Tablo 2'de verilmektedir.
TABLO 2: DÜNYA MONAZİT ÜRETİMİ (Brüt Ağırlık - Ton)
Ülke 1998 1999 2000 2001 2002
Brezilya 200 200 200 200 200
Hindistan 5.000 5.000 5.000 5.000 5.000
Malezya 517 1.147 818 510 500
Srilanka 200 200 - - -
Toplam 5.920 6.550 6.020 5.710 5.700
Kaynak: U.S. Geological survey minerals year book-2002
Tablodan da görüldüğü gibi 2002 yılı itibariyle Dünya'da Monazit üretiminin %87.7'si gibi
büyük bir kısmı Hindistan tarafından yapılmakta ve Brezilya ve Malezya'nın da kayda değer
üretimin olduğu görülmektedir. Bunun yanı sıra Çin, Endonezya, Nijerya, Kuzey Kore, Güney
Kore gibi bazı ülkelerinde çok düşük düzeyde üretim yaptığı bilinmektedir. ABD 1994 yılından
bu yana monazit üretimi yapmamaktadır. Toryum halen monazitten yan ürün olarak elde
edilmesi nedeniyle, sadece toryum için işletilen yatak yoktur.
Toryum rezervi olduğu halde üretimi bulunmayan ABD, Dünyanın en büyük toryum
tüketicisidir. ABD toryum tüketiminin tamamını ithalat yolu ile temin etmektedir.
Ticari ölçekte tüketiminin olmaması nedeniyle toryumun enerji hammaddesi olarak tüketimi
yok denecek düzeydedir.
ABD monazit ithalatının tamamını Fransa'dan, toryum bileşikleri ise Fransa, Kanada,
Japonya ve Singapur'dan karşılamaktadır. Tablo 3'de ABD'nin toryum bileşikleri dış ticaret
değerleri verilmektedir.
ABD tarafından 2002 yılında 7.300 kg toryum bileşikleri ihracatın, 298 kg Japonya'ya, 289 kg
Singapur'a, 130 kg Mısır'a, 51 kg Nijerya'ya, 40 kg Trinidat ve Tobago'ya, 27 kg Almanya ve
25 kg İngiltere'ye gerçekleşmiştir. Bazı toryum bileşiklerinin fiyatı ise;
54
-- Toryum Oksit'in (%99.9 saflıkta)............... 82.5 0 $/kg
-- Toryum Oksit'in (%99.99 saflıkta)............. 107.25 $/kg
--Toryum Nitrat............................................ 27.00 $/kg
MTA tarafından 1959 yılında havadan prospeksiyon sonucu keşfedilerek 1970'li yıllarda
toryum amaçlı olmak üzere, 1981-1984 yılları arasında Florit, Barit ve Nadir Toprak
Elementleri (NTE) edütü tamamlanmış ve ruhsat alınan bu yatak, bulma hakkı saklı kalmak
kaydı ile, 2840 sayılı devletçe işletilecek madenler hakkındaki kanun kapsamında Eti
Holding'e devredilmiştir.
Bu yataktaki cevher komposizyonu çok çeşitli minerallerden teşekkül ettiği için "Kompleks
Cevher" olarak tanımlanmaktadır. Tablo 4 ve Tablo 5'de toryum madeninin iki ayrı yatakta
görünür rezervleri verilmektedir.
Toryum çalışmalarında 400 m derinliğe kadar anomali alınmış ve sahanın ortalama %0.2
tenörlü 380.000 (97.560+286.424) ton ThO2 rezervin olduğu tahmin edilmektedir. Ortalama
NTE'nin toplam tenörünün ise %3 olduğu görülmektedir.
55
Sahalardaki ekonomik mineraller; florit, barit ve bastnazit'tir. Toryum, kompleks bünyesindeki
monazit ve torobastnazit minerallerinin kafes yapısında yer almaktadır. Teknolojik olarak
zenginleştirilse bile bugünün şartlarında ekonomik olmayacağı araştırmaya dayalı
raporlardan anlaşılmaktadır. Bu raporlarda sadece toryumun kazanılmasına yönelik cevher
çözdürme işlemleri uygulandığında, toryumun yüksek verimle kazanılabileceği fakat işletme
maliyetinin çok yüksek çıkması nedeniyle sahadaki toryumun yan ürün olarak
kazanılmasının daha uygun olacağı belirtilmektedir. Tenör dağılımı homojen olmadığından,
tüm saha için geçerli olabilecek bir tenör dağılım haritası yapmak söz konusu olmamaktadır.
56
C- GENEL DEĞERLENDİRME
Bor ülkemizin sahip olduğu en önemli madenlerinden biridir. Bor sanayii ve yan sanayinin
geliştirilebilme, devamlılığını sağlayabilme ile ihracatta rekabet edebilirlik kapasitesi
açısından bor mineralleri ülkemiz açısından stratejik nitelikte ulusal bir kaynaktır. Bu alanda
ulusal çıkarlarımızın ve kamu yararının korunmasını sağlayacak stratejilerin izlenmesi ve
kontrolü; bor ürünlerinin birbirini ikame etmesi ve bor dışındaki ürünlerde (trona vb) bazı bor
ürünleri yerine kullanılabilmesi dikkate alındığında, ancak tek elden ve güçlü bir
organizasyonla, kamu işletmeciliği ile sağlanabilir.
Bor ürünleri sektörü, dünyada az sayıda üretici ve çok sayıda tüketicinin olması nedeniyle
oligopolist bir piyasa yapısına sahiptir. Dünya toplam bor rezervinin yaklaşık %64'ü
Türkiye'de, %9'u ABD'de, %11'i Rusya'da ve diğer rezervler ise Çin, Şili, Bolivya, Peru,
Arjantin, Kazakistan ve İran'da bulunmaktadır. 2001 yılı dünya bor üretiminin B₂O₃ bazında
1.546 bin ton olup, bu üretimin %42'si ABD, %33'ü Türkiye tarafından gerçekleştirilmiştir.
Bor tüketim pazarını gelişmiş ülkeler oluşturmaktadır. Dolayısıyla Türkiye, ihracatının büyük
çoğunluğunu bu ülkelere yapmaktadır. Ancak ihraç edilen bor esaslı ürünlerin gelişmiş ya da
daha da az gelişmiş ülkelere olan dağılımına bakıldığında, gelişmiş ülkelere daha çok cevher
ve konsantre (ham bor) ürünlerinin satıldığı ortaya çıkmaktadır. Bu ürünler katma değeri
daha düşük olan ürünlerdir. Diğer taraftan Orta Doğu ve Afrika ülkelerine yapılan ihracatın
hemen hemen tümü rafine bor ürünleridir. Gelişmiş ülkelere ihraç edilen ham borların büyük
bir kısmı bu ülkelerde rafine ürüne dönüştürülerek kullanılmaktadır.
Bor talebi, diğer endüstriyel minerallerde olduğu gibi, diğer sektörlerdeki üretim düzeyinin bir
yansıması olarak kabul edilmektedir. Dünya bor ürünleri tüketim artışı (değişimi) ve bu
ürünlerin tüketiminin en fazla olduğu sanayileşmiş ülkelerdeki; yeni tüketim alanlarının
bulunmasına, mevcut girdi olarak kullanılan ürün ve endüstrideki tüketim miktarına ve
gelişmiş ekonomilerdeki ekonomik duruma bağlı olarak değişmektedir. Dünyadaki en büyük
ikinci bor ürünleri ihracatçı konumundaki Türkiye'nin de bor ürünleri ihracat gelirleri de bu
değişkenlere bağlı olarak değişmektedir.
Bugün itibariyle konsantre, rafine ürün ve özel bor kimyasalları şeklinde, en az 200'ünde
alternatifsiz olmak üzere, 250'yi aşkın kullanım alanı olmuştur. Özellikle gelişmiş sanayi
ülkeleri sanayilerinin vazgeçilmez temel girdisi olan bor, üretimde kullanılacak hammadde
içine değişik miktarlarda katılarak olmazsa olmaz temel bir girdi özelliğindedir. Başlıca 3
sektör tüketimin büyük bir kısmını gerçekleştirmektedir. En büyük kullanımı %42 ile cam
yünü alanıdır. Bu alanda hem izolasyon, hem tekstil ve hem de optik elyaf olarak büyük bir
57
kullanım alanı bulunmaktadır. İkinci büyük kullanım alanı da %17 ile deterjan sektörüdür.
Bor bileşik itibariyle oksijen taşıyıcıdır. Beyazlatma etkisinden ve oksijen taşımasından dolayı
bugün deterjan sektöründe sodyum perboratın ana girdisi olarak kullanılmaktadır. Üçüncü
büyük kullanım alanı da fayans ve sır-sırça olarak emaye sektöründe %12'lik bir kullanım
oranına sahiptir.
Borun çok değişik kullanım alanları bulunmakla birlikte, teknolojisi yüksek sanayide
kullanıldığında çok yüksek fiyatlarla pazarlama şansına sahiptir. Bu pazarlarda rafine borun
fiyatı 400-500 USD/Ton iken, bordan yapılmış bir tekstil elyafının fiyatı 4.000 USD/Ton,
sodyum bor hidrürün ise 50.000 USD/Ton'a satılabiliyor.
Dünya bor pazarı, sınırlı üretici olması ve ürün grubunun birbirine ikame edilebilir
özelliklerinin ürün çeşitlendirmesi gerekmesi sebebiyle, diğer maden ve metal pazarından
çok ayrı bir yapıya sahiptir. Bu pazarı diğer maden ve metal borsalarında olduğu gibi, piyasa
şartlarında oluşan fiyatlara göre alım-satım işlemlerinin gerçekleştirildiği bir pazar olarak
görmemek gerekir. 1978'den önce ancak 40-60 USD/Ton fiyatla ihraç edilen bazı ham bor
tuzları, bugün 140-200 USD/Ton fiyatla satılır hale gelmiştir.
Türkiye 2003 yılında 1.366.873 ton konsantre bor ve 516.281 ton rafine bor üretimi
gerçekleştirmiştir. Konsantre bor üretiminin %49.1'i tinkal, %42.3'ü kolemanit ve %8.6'sıda
üleksit oluşturmaktadır. Rafine bor üretiminin ise, %57.8'ini boraks PH (Etibor 48), %17.4'ünü
asitborik, %12'isini öğütülmüş kolemanit ve %12.8'ini de diğer ürünler meydana
getirmektedir. 2004 yılında ise konsantre bor üretiminde %4.4'lük azalışın ve rafine bor
üretiminde ise %24.4'lük bir artış hedeflenmektedir. Aslında Eti Holding'in konsantre üretim
yapmakta bir sorunu bulunmamaktadır. Rafine tesislerin kapasitelerine ve konsantre
satışlarına uygun olarak üretim programlanması gerekmektedir. 2002 yılından sonrada bor
satış politikası çerçevesinde uluslararası pazarda kendi rafine ürünlerimizle rekabet etmemek
için konsantre tinkal satışı yapılmamaktadır.
Ülkemiz dünya bor rezervinin %64'üne sahip olup, üretici ülkeler arasında en düşük taşıma
ve üretim maliyeti ile Dünya bor mineralleri üretiminin %33'ünü gerçekleştiriyor iken, Dünya
bor ticareti içerisindeki payımız yaklaşık %15'ler civarındadır. Ayrıca, ülkemiz toplam bor
satış geliri içinde iç pazarın 17 milyon USD gibi %8'lik bir oranda kalması bora dayalı
sanayimizin ne kadar zayıf, çözülmesi gereken problemleri olduğunun bir göstergesidir.
Dünyada 1.2 milyar USD değerindeki ham ve yarı mamul bor pazarındaki 200-250 milyon
USD tutarındaki pazar payımızın arttırılmasından ziyade, ikame özelliğini sınırlama ve katma
değerin ülkemizde kalmasını sağlayacak ileri teknoloji gerektiren ürün çeşitliliği
58
oluşturulmalıdır. Ürün çeşitliliği açısından şu anda Türkiye, bir kalsiyum borat olan kolemanit
cevherinden borik asit üretmekte, bir sodyum borat olan tinkal cevherinden ise boraks
pentahidrat, boraks dekahidrat, susuz boraks ve sodyum perborat üretimlerini
gerçekleştirmektedir. Kullanıldıkları alanlara göre bu ürünlerin, sodyum perborat dışında,
birbirlerinin yerine kullanılmaları mümkün olup, hepsi birbirinin rakibi konumundadır. Bor
ürünlerinin birbirini ikame özelliği nedeniyle ürün çeşitlendirmesini gerektirmekte, bu durum
ise büyük yatırımlar, sürekli teknoloji yenileme ve dünya çapında pazarlamayı içeren komple
bir işletmeciliği zorunlu kılmaktadır.
Ülkemiz bor cevherinin dünya piyasasındaki gerçek değerine ulaşabilmesi amacıyla 1978
yılında bor cevheri 2172 sayılı kanunla devletleştirilmiş ve böylece dünyada en büyük bor
üreticileri ABD'de US Borax ile Türkiye'de Eti Holding A.Ş. olmuştur. Başta bor mineral ve
türevleri üretimi olmak üzere ülkemizde maden ve işlenmiş madencilik ürünleri ihracatının
yaklaşık %50'si Eti Holding A.Ş. tarafından gerçekleştirilmektedir. Eti Holding A.Ş.'nin ana
faaliyet konularını arasında başta bor cevheri olmak üzere alüminyum, perlit madenleri ve
uhdesinde bulunan trona ve nadir toprak elementleri yatakları da bulunmaktadır.
Eti Holding'in rakibi konumundaki US Borax ise, 1800'lü yıllardan beri sürekli geliştirdiği
üretim teknolojisi ve yeni ürünlerin yanı sıra bor kullanım alanlarının genişletilmesine yönelik
çalışmaları ve köklü yapısı ile de gerçek bir dev konumundadır. Dünya bor pazarından gelir
olarak %65 ile en büyük paya sahip olan US Borax firması; dünyada bir çok merkezde
yürüttüğü üretim, depolama, dağıtım ve pazarlama faaliyetlerini, Eti Holding ile
karşılaştırılamayacak kadar büyük bir organizasyon yapısı ile tek elden kontrol eden 80 den
fazla ülkede örgütlenmiş bir kuruluştur. US Borax'ın sahibi Rio Tinto Zinc (RTZ), bor cevher
ve ürünleri yanında, bir çok ülkede titanyum, talk, elmas, bakır, gümüş, boksit, demir cevheri,
uranyum, altın, çinko, kurşun, molibden, kalay, trona vb. bir çok alanda üretim ve satış
yapan, dünya titanyum pazarında %40, talk ve elmas pazarında ise %20 gibi çok büyük
paylara sahip olan çokuluslu bir firmadır. Bu firma, sahip olduğu çok geniş olan pazar ağlarını
da kullanarak üretim kapasitesini sürekli arttırıp teknolojilerini geliştirmekte, bu sayede
gerektiğinde rakiplerinden daha ucuz ve kaliteli malı piyasaya sürebilmektedir. Özellikle
dünya bor tüketiminin yaklaşık %75'ini oluşturan ABD ve Batı Avrupa'da kurduğu etkin
pazarlama ağı sayesinde bor pazarını kontrolü altında tutmaktadır.
Türkiye'nin bor ve bor ürünleri ihracat gelirinde (1999 yılı) bugüne kadar ulaştığı en büyük
değer 237 milyon USD'dir. Bu yıldan sonra dünya talebindeki daralma nedeniyle bor ve bor
ürünleri ihracat gelirinde düşüşler yaşanmış ve 2002 yılında 186 milyon USD seviyesine
kadar gerilemiştir. 2003 yılında ise 213 milyon USD olarak gerçekleşmiştir. Kurum, 2004
59
yılında 245 ve 2005 yılında ise 295 milyon USD'lık ihracat hedeflemektedir. Ayrıca Eti
Holding A.Ş., 2002 yılı faaliyet döneminde 16.5 milyon USD iç satış yapmıştır.
Eti Holding A.Ş. son dönemde rafine bor üretimi ve uluslararası pazarlama ve dağıtım ağını
güçlendirmeye dönük bor politikası çerçevesinde rafine bor üretim kapasitesini yükseltmek
için yoğun bir yatırım atağı içerisine girmiştir. Bu kapsamda; Eti Holding A.Ş.'nin kendi
kaynaklarından sağladığı toplam 200 milyon USD seviyesine yaklaşan, Emet Yeni Borik Asit
Tesisi, Kırka 3. Bor Türevleri Tesisi, Yeni Sülfürik Asit Tesisi ve Tek Kademe Penta Üretim
Tesisinden oluşan rafine bor ürünleri yatırımına başlamıştır. Söz konusu yatırımlar
tamamlanarak 2003 ve 2004 yıllarında devreye alınmıştır. Ayrıca, 100.000 ton/yıl kapasiteli
Bigadiç II. Ham Bor Öğütme Tesisinin 2005 yılı sonunda işletmeye alınması planlanmakta
olup, 2004 yılında yeni ürünlere yönelik olarak Susuz Borik Asit, Sodyum Bor Hidrür, Solubor
(Borlu Gübre) ile ilgili yatırımlar için teklif yapılacaktır.
Son yıllarda Eti Holdig A.Ş.'nin kimyasal ürün kapasitesindeki artışa bağlı olarak, 1988
yılında ham bor/ toplam bor ihracat oranı miktar olarak %86.9 ve değer olarak %76.8 iken,
2003 yılına miktar olarak %43.6 ve değer olarak 32.7 seviyesine gerilemiştir. Yani diğer bir
deyişle bu süre içerisinde toplam bor ihracatı içerisinde katma değeri yüksek olan rafine bor
ürünlerinin oranı (miktar ve değer olarak) yükselmiştir.
ABD'den sonra en fazla bor üretimi gerçekleştiren ülkemizin satılabilir konsantre ve rafine bor
ürünleri üretiminin yaklaşık %8-10'u iç pazarda tüketilmekte olup, geriye kalan %90-92'si ise
ihraç edilmektedir. Oysa bu durum ABD'de tam tersine olup bor ürünleri üretiminin %60-65'i
iç pazarda tüketilmekte, geri kalan ihraç edilmektedir. Bu nedenle Eti Holding A.Ş. dünya bor
pazarında hak ettiği yere ulaşabilmesi için katma değeri yüksek rafine bor ürünleri ile ürün
yelpazesini artıracak yeni bor ürünlerine yönelik yatırımlara ağırlık verecek faaliyetlerini
sürdürmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan, tüketiciye daha etkili ve ekonomik şekilde ulaşarak hizmet verebilmek
amacıyla pazarlama ve dağıtım ağını güçlendirmelidir. Bu çerçevede bor ürünleri pazarının
giderek ABD'den Uzak Doğu'ya kayması nedeniyle bu bölgede de pazarlama organizasyonu
yapılanma çalışmalarına hız verilmelidir. Deneyimli ve nitelikli insan kaynaklarıyla dinamik
60
bor politikası uygulanarak; ürün kalitesi ve çeşitliliğini artırmaya, pazarlama ve dağıtım
kanallarını güçlendirmeye, Ar-Ge faaliyetleri ile teknoloji ve ürün yenileme kapasitesini
geliştirmeye, karlılık ve verimliliği arttırmaya odaklanması gerekmektedir.
Bor maden varlığımızın katma değerinin yurtiçinde kalmasına yönelik sanayinin kurulması ve
özel sektörün bu sanayide yerini almasını sağlamak üzere; Eti Holding A.Ş.'nin çalışmaları
yanında, bor ve bor ürünleri ile ilgili sanayinin oluşturulması ve geliştirilmesi için gerekli
bilimsel ortamı sağlamak, bor ve ürünlerini kullanan ve bu alanda araştırma yapan kamu ve
özel hukuk tüzel kişiler ile işbirliği yaparak patent ve know-how üretilmesi için kanun ile
kendisine verilen görevleri yerine getirmek üzere Ulusal Bor Araştırma Enstitüsüne önemli
görevler düşmektedir.
Toryum cevheri, bugün için geleceğini bekleyen bir nükleer yakıt hammaddesi
durumundadır. Doğrudan nükleer bir yakıt olarak kullanılmamakta ve bir tetikleyiciye
gereksinimi bulunmaktadır. Ancak, günümüzde toryum tabanlı yakıt çevrimi ticari olarak
kullanılmamaktadır.
Toryum madeni, bugün itibariyle ekonomik değeri yüksek olan bir maden değildir. Ancak,
dünyadaki hızlı bilimsel ve teknolojik gelişmeler dikkate alındığında bu konuda hazırlıksız
yakalanmamak için Türkiye'nin uluslararası alandaki araştırma-geliştirme çalışmalarına
katılması gerekmektedir.
61
EKLER
62
EK 1: ETİ HOLDİNG A.Ş. TARAFINDAN YAPILAN BOR ÜRÜNLERİ İLE İLGİLİ ÖN
FİZİBİLİTE ÖZETLERİ
ÜRÜNÜN TANIMI
Bor karbür, metal olmayan en önemli gruba ait olup, en sert malzemedir. Mükemmel
özellikleri arasında :
• Ekstrem sertliği; onu ancak elmas ve kubik bor nitrür (cBN) aşar.
• Birçok kimyasal reaksiyonlara karşı dayanımı çok yüksektir.
• Diğer mükemmel özelliği ise düşük yoğunluğu ile ısı dayanımıdır.
İçerik bakımından yaklaşık % 80 bor ihtiva etmesi, bileşiğin yüksek ergime noktası ve iyi
kimyasal ve fiziksel kararlığından dolayı nötronların absorbe edilmesinde bor karbür daha
etkin ve daha ekonomiktir. İçeriğinde yüksek bor ihtiva etmesi, bor karbürü diğer bor
bileşikleri üretmede önemli bir kaynak kılmaktadır. Örneğin; en ilginç olanlar arasında, bor
halojenleri veya borlu metaller bulunmaktadır. Bor karbür 2500°C de, bor oksit bileşimi ve
karbondan elde edilmektedir. Bileşimdeki sınır aralıkları (bor oranları) nispeten muhteliftir.
Bor/Karbon oranı 3.8 den 10.4 ‘e kadar; teknik bor karbür için aşağı yukarı değer aralıkları
ise, 3,9 den 4,3‘e kadar değişmektedir (tipik bor/ karbon oranları 4,0 –4,1 dır.).
KAPASİTE
Tesis kapasitesi 24 saat/gün, 330 gün/yıl, üç vardiyalı çalışma düzeni ile 200 ton/yıl
hammadde sarfiyatı ve 50 ton B4C/yıl üretilecek bir şekilde olacaktır. Elektrik Arc Fırını,
seçilen kapasiteye göre dizayn ve tasarımı yapılacaktır.
KULLANIM ALANLARI
-- Makine ve çalışma aletleri yüzeylerinin işlemesi için kullanılır
(özellikle sert metallerin lopçukları)
Başta kesim plakaları olmak üzere, anaç taşlar, her türlü matriksler, soğuk çekilmiş aletler,
akıcı baskı aletleri, demircilik, matkap uçları, kılavuzluk, ok dövme keskisi, valflar, valf
yatakları, piston ringleri, silindir düğmeler, silindir burçlar, silindirik yüzeyler, dişli
mekanizmalar, rulman yatakları, salmastra kutuları, püskürtmeli pompalar, sertleştirilmiş
oturak yüzeyleri, suni malzeme pres kalıpları, her türlü eğitim alet ve kesiciler, rendeler,
frezeler, krank miller, ve differansiyaller gibi alanlarda yüzey işlenmesinde kullanılır.
-- Seramikler ve Sert çalışma malzemelerinin İşlenmesinde(Lopçuklar ve Testereler gibi)
Örneğin; Oksitli olmayan Seramikler (Si3N4SiC),Oksitli Seramikler (Al2O3ZrO2), Mineraller,
Quars, tabii ve sentetik taşlar, optik camlar gibi.
-- Ultrason Delinmeler
Cam,Seramik, Silisiyum ve Minerallerin işlenmesi için gerekli delinme ortamı.
-- Metallurji ve Ateşe dayanıklı Alanlarda
İçinde bağlayıcı olarak karbon bulunan refrakterlerde karbonun oksitlenmesini önlemek için
(Antioksidant olarak) kullanılır. Bor karbür Termik Nötronların Absorbsiyonun da ve aynı
zamanda Nükleer kalkan ve kontrol çubukları ve şut daldırma peletlerinde kullanılır.
--Yüksek randımanlı – Seramikler
Mühendislik ve seramikli yapı parçaları imalatı için gerekli olan bir hammaddedir.
-- Metal Matriks Kompoziteleri:
NE-Metallerin partüküllerinin güçlenmesinde kullanılır.
-- Termik nozül:
Örneğin; kum ve alümina püskürtme nozülleri imalatlarında kullanılır.
Gerek geçmişte olsun gerekse günümüzde, halen Ülkemizde Bor Karbür üretimi
yapılmadığından, ürün ile ilgili tüm teknik veri için gerek görülmesi halinde, bu alanda yurt
dışında hizmet veren firmalarla temasa geçilerek teknik yardım talebinde bulunup temin
edilmesi yoluna gidilecektir.
63
BOR KARBÜR YATIRIM TUTARI TABLOSU
TUTAR
HARCAMALAR
(BİN ABD $)
1- Etüd Proje 72
2- Know-How 45
3- Arsa Bedeli 84
4- Arazinin Düzenlenmesi 8,4
5- İnşaat İşleri 90
6- Ulaştırma Yatırımları 8,4
7- Ana Fabrika Makine Donanımları 800
-- Hammadde Dozajlama,
50
harmanlama ünitesi
-- Fırın Ekipmanları. Otomasyon 450
-- Öğütme, Ayrışma, Sinterleme
150
ve Paketleme
-- Diğer 50
8- Yard. İşletmeler Makina Donanımı 100
9- Taşıma, Sigorta ve Gümrük Gid. 90
10- Montaj Giderleri 90
11- Genel Giderler 69,4
12- Taşıt Araçları 10
13- İşletmeye Alma Giderleri 9
ARA TOPLAM 1.476
14- Beklenmeyen Giderler 118
SABİT YATIRIM 1.594
15- İşletme Sermayesi 25
İLK YATIRIM TOPLAMI 1.619
64
2- BOR NİTRÜR ÖN FİZİLİBİTE ÖZETİ
ÜRÜNÜN TANIMI
Bor Nitrür, bor ve azot elementlerinin oluşturduğu, kimyasal formülü BN olan, kimyasal
metodlarla üretilen bir bileşiktir. Literatür araştırmalarından edinilen bilgilere göre, bor nitrür
ticari alanda dört ayrı metodla üretilmektedir. Yine literatürden edinilen bilgilere göre bor
nitrür genellikle, bor oksit, karbon ve azot'un 1450-1600 0C'de kimyasal reaksiyona
sokulmasıyla elde edilmektedir.
KAPASİTE
Kurulacak tesiste refrakter kalite ve seramik kalite olmak üzere iki tür bor nitrür üretilecektir.
refrakter kalite %92-96 BN, seramik kalite ise minumum %98,5 BN ihtiva edecektir. Her iki
ürün de pudra şeklinde olacaktır. Tesisin yıllık kapasitesi (refrakter + seramik kalite) 150 ton
bor nitrür olacaktır. Bu kapasite dünya talebinin %15'ine denk gelmektedir.
KULLANIM ALANLARI
Ticari alanda bor nitrürün iki ayrı kristal formu kullanılmaktadır. Bunlar hegzagonal ve kübik
bor nitrürlerdir.
Hegzagonal bor Nitrür; yüksek sıcaklıklarda refrakter özelliği, yüksek termal şok direnci,
yüksek ısı iletkenliği, elektriksel yalıtkanlık, kimyasal kararlılık, yağlayıcılık ve kolay
işlenebilirlik gibi üstün özelliklere sahip bir malzemedir. Bu özellikleri nedeniyle, metalurjide
yüksek sıcaklığa dayanım gerektiren uygulamalarda, yağlayıcı olarak yüksek sıcaklık
kalıplarında, yalıtkan malzeme olarak elektrik-elektronik endüstrisinde kullanılır.
Kübik bor nitrür, elmastan sonra bilinen en sert malzemedir. Bu özelliği nedeniyle sert
malzemelerin kesilmesi ve işlenmesinde, ayrıca yüksek ısı iletkenliği nedeniyle yüksek
sıcaklıkta kesme ve aşındırma işlemlerinde kullanılmaktadır.
TÜKETİM
Dünyada yaklaşık 1000 ton/yıl hegzagonal bor nitrür tüketilmektedir. Bunun pazar değeri 55
milyon Dolardır. Satış fiyatları miktara ve kaliteye bağlı olarak değişmektedir. Yapılan pazar
araştırmalarına göre refrakter kalite bor nitrürün 50.000 $/ton civarında satılmaktadır.
Seramik kalitenin fiyatı ise 52.000-66.000 $/ton arasındadır. Yüksek saflık tiplerinde ise
siparişin büyüklüğüne ve kaliteye bağlı olarak fiyat 200-400 $/kg arasında seyretmektedir.
65
BOR NİTRÜR YATIRIM TUTARI TABLOSU
TUTAR
HARCAMALAR
( ABD $)
1- Etüd Proje 68.000
2- Know-How 42.500
3- Arsa Bedeli 67.000
4- Arazinin Düzenlenmesi 6.700
5- İnşaat İşleri 85.000
6- Ulaştırma Yatırımları 6.700
7- Ana Fabrika Makine Donanımları 750.000
-- Hammadde Hazırlama 30
-- Fırın ve Ekipmanları, Otomasyon 230
-- Liçing, Filtrasyon 140
-- Kurutma Fırını ve Ekipmanları 200
-- Diğer(Hammadde stoklama dahil) 150
8- Yard. İşletmeler Makina Donanımı 100.000
9- Taşıma, Sigorta ve Gümrük Gid. 85.000
10- Montaj Giderleri 85.000
11- Genel Giderler 65.000
12- Taşıt Araçları 10.000
13- İşletmeye Alma Giderleri 8.500
ARA TOPLAM 1.380.000
14- Beklenmeyen Giderler 110.000
SABİT YATIRIM 1.490.000
15- İşletme Sermayesi 316.000
İLK YATIRIM TOPLAMI 1.806.000
66
3- ÇİNKO BORAT ÖN FİZİLİBİTE ÖZETİ
ÜRÜNÜN TANIMI
Plastik maddelerin günlük hayatta artan oranlarda kullanılması, bu malzemelerin alev
almalarının geciktirilmesi işleminin önemini de arttırmıştır. Çinko borat, son yıllarda alev
geciktirici olarak gittikçe artan oranlarda kullanılan ve bünyesinde bor ihtiva eden kimyasal bir
maddedir. Çinko borat beyaz, nem çekmez, viskoz, toz bir mamuldür. En yaygın olarak
kullanılan çinko borat 2ZnO3B2O3 3,5H2O’dır.
Çinko borat dışında ticari olarak kullanılan önemli alev geciktiricilerden bazıları; alüminyum
trihidrat (ATH), magnezyum hidroksit, antimon bileşikleri, bromin, klorür ve fosfat
bileşikleridir. Alüminyum trihidrat, dünya toplam talebinin yarısını teşkil etmektedir.
KAPASİTE
Tesis kapasitesinin 10.000 ton/yıl olacağı kabul edilmiştir. Çinko borat (2ZnO3B2O33,5H2O)
genel olarak borik asit ve çinko oksit hammaddeleri kullanılarak üretilmektedir.
KULLANIM ALANLARI
• Çinko boratlar, alev geciktirici, duman bastırıcı, korozyon geciktirici olarak polimerlerde ve
kaplamalarda, özellikle PVC, halojenli polyester ve naylonlarda kullanılır.
• Yüksek dehidrasyon sıcaklığına (290-300°C gibi) sahip olduğu için yüksek sıcaklıklara
dayanıklı plastik malzemelerin imalatında yaygın olarak kullanılır.
•Çinko boratlar, kablolarda, yanmaya dayanıklı boyalarda, kumaşlarda, elektrik/elektrotronik
parçalarda, yanmaya dayanıklı halı kaplamalarda, otomobil/uçak iç aksamlarında, tekstil ve
kağıt endüstrisinde kullanım alanına sahiptir.
• Diğer alev geciktiricilerle karşılaştırıldığında çok daha etkili bir duman bastırıcı olması ve
diğer alev geciktiricilere göre daha ucuz olması sebebiyle, bazı alev geciktiriciler yerine
tamamen olmasa bile kısmen kullanılır (örneğin Sb2O3’in kullanıldığı alanlarda
kullanılmaktadır).
• Son yıllarda çinko boratın, diğer alev geciktiricilerle farklı uygulamalarda kombine kullanımı
gittikçe artmaktadır. Örneğin, çinko borat halojen içeren ve içermeyen sistemlerde Al(OH)3 ve
Mg(OH)2 ile birlikte kullanılma özelliğine sahiptir.
• Çinko borat, alev geciktirici olarak kullanılmasının dışında, mantar ve böcek öldürücü olarak
ahşap aksamların korunmasında, bor silikat cam hammaddesi ve seramik sanayiinde ergime
noktasını düşürücü (flux) olarak da kullanılabilmektedir.
TÜKETİM
Alev geciktiricilerin tüketildiği en büyük pazarlar ABD (%45) ve Batı Avrupa(%32)’dır.
Dünyada üretilen alev geciktiricilerin %85’i plastik ürünlerde tüketilmektedir. Alev geciktirici
malzemelerin dünya pazarı 2 Milyar US$ civarındadır. Bu pazarda ABD'nin payı 758 milyon
US$, Avrupa'nın payı ise 800 milyon US$'dır.
67
ÇİNKO BORAT YATIRIM TUTARI TABLOSU
TUTAR
HARCAMALAR
( ABD $)
1- Etüd Proje 155.000
2- Know-How -
3- Arsa Bedeli 250.000
4- Arazinin Düzenlenmesi 25.000
5- İnşaat İşleri 155.000
6- Ulaştırma Yatırımları 25.000
7- Ana Fabrika Makine Donanımları 1.550.000
-- Plakalı Eşanjör (Isıtma Ünitesi) 75.000
-- Reaktör 40.000
-- Filtre 500.000
-- Kurutucu 500.000
-- Vidalı Besleyici 20.000
-- Borik Asit Silosu 25.000
-- Çinko Oksit Silosu 20.000
-- Hammadde Besleyici Kantar 20.000
-- Paketleme Ünitesi 50.000
-- Diğer Pompa ve Motorlar vs 150.000
-- Elektrik Otomasyon 150.000
8- Yard. İşletmeler Makina Donanımı 500.000
9- Taşıma, Sigorta ve Gümrük Gid. 197.000
10- Montaj Giderleri 205.000
11- Genel Giderler 122.480
12- Taşıt Araçları 150.000
13- İşletmeye Alma Giderleri 41.000
ARA TOPLAM 3.375.480
14- Beklenmeyen Giderler 270.038
SABİT YATIRIM 3.645.518
15- İşletme Sermayesi 1.681.985
İLK YATIRIM TOPLAMI 5.327.503
68
4- FERRO BOR ÖN FİZİLİBİTE ÖZETİ
ÜRÜNÜN TANIMI
Ferro bor ağırlık bakımından %10-20 arasında bor ihtiva eden bir demir-bor alaşımıdır.
Günümüzde ticari boyutlu ferro bor üretimi iki ana metotla yapılmaktadır. Bu metotlar;
karbotermik reaksiyon ve alüminotermik reaksiyon metotlarıdır.
Karbotermik reaksiyonla ferro bor üretimi elektrik ark fırınlarında yapılır. Ark fırınına şarj
edilen hammaddeler; borik asit, kömür ve demir tozudur. Alüminotermik reaksiyonla ferro bor
üretimi ise potalarda yapılır. Alümino termik reaksiyon için potaya borik asit, demir cevheri,
alüminyum tozu veya bazen magnezyum tozu yüklenir.
KAPASİTE
Türkiye'de 4.000 ton/yıl kapasiteli bir ferro bor tesisi kurulması önerilmektedir. Üretilecek
ferro bor’un %18 B, %1.5 Si, %0.9 C içereceği varsayılmıştır.
KULLANIM ALANLARI
Ferro bor; çelik, dökme demir, sürekli manyetik malzemeler ve amorf metallerin (camsı
metaller veya metalik camlar) üretiminde kullanılır. Dünyada üretilen ferro borun yarıdan
daha fazlası çelik üretiminde kullanılır. Örneğin ABD'de 1999 yılında kullanılan ferro bor
miktarı 1715 tondur. Bunun 1224 tonu çelik üretiminde kullanılmıştır. Dünya ferro bor
tüketiminin yaklaşık %10'u Neodmiyum-Demir-Bor sürekli manyetlerinde yapılır. Dünyada bu
endüstri dalında yaklaşık 1000 ton ferro bor kullanılmaktadır.
Dünyada bazı paslanmaz çelikler, mikro alaşımlı ve düşük alaşımlı çelikler ve belirli amaçlar
için üretilen karbon çeliklerinin kompozisyonlarına bor katılır.
TÜKETİM
Dünya ferro bor tüketimi 1998 yılında 8563 ton/yıl olmuştur. Bu tüketimin 1885 tonu
Japonya'da, 1711 tonu Avrupa Birliği Üyesi 12 ülkede, 1746 tonu ABD'de, 1412 tonu Çin'de
ve geri kalanı diğer ülkelerde yapılmıştır. Türkiye'nin tüketimi yaklaşık 25 ton/yıl'dır.
Elektrik Enerjisi 8 cent/kwh alındığında projenin Net bugünkü değeri 5.400.000 US$, iç
karlılık oranı (IRR) ise %14.5 olmaktadır. Projenin sabit yatırım tutarı 4 milyon US$ olup, geri
ödeme süresi 9 yıldır. Kurumlar vergisinin %40 olması geri ödeme süresini uzatmaktadır.
Tesisin kara geçiş noktası %38.7’dir. Yani kapasite kullanım oranı %38.7'ye ulaştığı anda
tesis kara geçmektedir.
69
5- TEKSTİL TİPİ CAM ELYAFI ÜRÜNLERİ ÖN FİZİLİBİTE ÖZETİ
ÜRÜNÜN TANIMI
Cam elyafı, düz cam yapımında kullanılan benzer cam hammaddelerinin kullanılmasıyla
üretilen ince lif (fiber veya tel) şeklinde malzemelerdir. Farklı bileşenlerin ilavesiyle farklı
türlerde cam elyaflar üretilebilir. Günümüzde 3 farklı cam elyaf çeşidi üretilmektedir. Bunlar;
• İzolasyon tipi cam elyaf (cam yünü),
• Tekstil tipi cam elyaf,
• Optik cam elyaf
Bunların arasında, yalıtım ve tekstil tip olanları en yüksek üretim oranına sahiptirler. Optik
cam elyaflar(fiber optikler), iletişim sistemlerinde, verileri çok ince optik fiber içerisinde ışık
nabız hareketinin ulaşmasını sağlar. Diğer bir ifadeyle, ışık fotonlarının etkin biçimde
transferini sağlamaktadır. Fiber optikler, düşük kırılma indisli malzeme ile kaplı yüksek
kırılma indisli camdan oluşur. Fiber optik pazarı, cam elyaf pazarındaki en dinamik sektörü
olup, üretimi de parasal olarak artmaktadır.
Cam elyafı üretimi için, farklı bileşime sahip camlar kullanılabilmektedir. Standart
kuvvetlendirici cam E-glass'dır. İlk E-camı patenti 1943 yılında alınmış olup %9 B2O3
içeriğine sahiptir. Bu da camın stabilizesini artırmakta ve yüksek çekme mukavemeti
vermektedir. Yüksek elektriksel dirence sahip olmak için, toplam alkali içeriği %1 ile
sınırlandırılmıştır. Özellikle elektrik izolasyonunda kullanıldıgı için ilk önce E-glass veya
elektriksel camı olarak adlandırılmıştır. Daha sonra E-camının içeriği ve alkali kısıtlaması
değişmiştir. Modern E-camları %6-10 B2O3 içeriğine sahiptir. Bu camlar, gemi yapımı, uzay
çalışmalarında kullanılan aletlerin (roket vb.) ürünleri gibi birçok endüstri sektöründe
kullanılmaktadır. C-glass, kimyasal olarak yüksek rezistansa sahip bir cam olup, levhaların
güçlendirilmesi için tercih edilmektedir. S-glass ise yüksek mukavemete sahip olup borularda
özel kimyasal rezistans olarak veya ileri düzeyde yüksek mukavemetli binalarda
kullanılmaktadır. D glass ise, %23 B2O3 içeriği ile en yüksek bor oksit içeriğine sahiptir.
KAPASİTE
• Proje Kapasitesi: 30.000 ton cam elyaf/yıl
• Üretilecek Ürünler: Keçe (6.000 ton/yıl), Kesilmiş Elyaf (4.000 ton/yıl), Sarım(11.000 ton/yıl),
Sarımdan Dokuma (6.000 ton/yıl) ve İğrilmiş İplikler (3.000 ton/yıl)
KULLANIM ALANLARI
Tekstil tipi cam elyafı yüksek çekme ve çarpma dayanımına sahip, ağırlıkça hafif, kimyasal
reaksiyonlara karşı oldukça dirençli ve düşük maliyetle üretilebilen bir malzemedir. Bu
özellikler tekstil tipi cam elyafın son yıllarda geleneksel malzemeler ve metallerin yerine
gittikçe artan oranlarda kullanılan plastiklerde ve kompozitlerde takviye elemanı olarak
kullanılmasını teşvik eder. İzolasyon cam elyafı veya cam yünü olarak adlandırılan izolasyon
tipi cam elyaf, genel olarak binalarda yalıtım amacıyla kullanılır. Optik cam elyaf ise
haberleşmede kullanılmaktadır.
Tekstil tipi malzemenin, %17’si dayanımlı plastiklerde, %15’i diğer dayanımlı kullanımlarda
ve %4’ü diğer alanlarda kullanılmaktadır. Tekstil tipi cam elyaf hem dokuma amaçlı olarak
(dekorasyon, izolasyon, filtrasyon gibi) hem de cam elyaf takviyeli malzeme (kompozit)
oluşturmak için kullanılabilir. Bu nedenle tekstil tipi cam elyaf kullanım alanları açısından
geniş bir yelpazeye sahiptir. Otomotiv sanayiinde, kapı imalinde, kimyasal depoları ve çeşitli
plastik borularda, cam elyaf takviyeli polyester v.b. üretiminde kullanılmaktadır. Owens-
Corning firmasının tahminine göre tekstil tipi cam elyaflar 40.000 değişik ürün içerisinde
kullanılmaktadır.
70
Otomotiv sektöründen sonra tekstil tipi cam elyafların tüketildiği en önemli pazar elektronik
sektörüdür. Bu sektörde tekstil tipi cam elyaf baskı devrelerinde ve diğer elektrik yalıtım
uygulamalarında kullanılır.
Tekstil tipi cam elyaflar inşaat sektöründe de kullanılmaktadır. Bu sektörde cam elyaf
duvarlarda muhafaza panellerinde, sıhhi tesisatlarda, banyo malzemelerinde, duvar
kaplamalarında, alev geciktirici örtülerde, yüzme havuzlarında ve yayalar için köprülerde
kullanılır. Tekstil tipi cam elyaflar boru yapımında, yakıt tanklarında, depolarda, tarımsal
aletlerde, endüstriyel makinalarda, koruyucu kask gibi spor aletlerinde ve deniz ulaşım
araçlarında önemli uygulama alanı bulmaktadır. Cam elyaf takviyeli termoplastikler, malzeme
taşıma ve stoklama işleminde kullanılan tahta paletlerin yerini de almaktadır.
Sürekli cam elyaf, sürekli filament cam elyaf, takviye edici cam elyaf veya E-cam elyafı olarak
da adlandırılan tekstil tipi cam elyafı, plastiklerde, lastik veya kauçuk çimentoda ve diğer
malzemelerde mukavemet artırıcı olarak kullanılır.
Cam elyafı, yüksek mukavemeti ve darbe dayanımı, hafifliği, kimyasallara karşı yüksek
direnci ve genellikle düşük maliyeti sebebiyle çok farklı kullanım alanlarına sahiptir. Örneğin;
tekstil tipi cam elyaf plastik ve kompozit malzemelerde takviye elemanı olarak kullanılır. Cam
elyafı, ateşe karşı yüksek direnci sebebiyle yapı sektöründe de önemli kullanım alanına
sahiptir.
TÜKETİM
Dünyada bor konsantrelerinin veya rafine bor ürünlerinin en fazla tüketildiği alanlardan biri
cam sektörüdür. Dünya cam sektöründe, B2O3 bazında toplam 645.000 ton bor tüketildiği
tahmin edilmektedir. Oran olarak bu miktar dünya bor tüketiminin %43’üne karşılık
gelmektedir. Bu tüketimin büyük bir kısmı (yaklaşık %72’si) ABD tarafından
gerçekleştirilmektedir.
2001 yılında cam yününde 300.000 ton B2O3 (dünya tüketiminin %20’si), tekstil tipi cam
elyafında 225.000 ton B2O3 (dünya tüketiminin %15’i) ve borosilikat camlarında 120.000 ton
B2O3’ün (dünya tüketiminin %8’i) tüketildiğini tahmin edilmektedir. Dünya bor tüketiminde
cam yünü ve tekstil tipi cam elyafının toplam payının % 35 olduğu göz önüne alındığında, bu
sektörlerin bor tüketimi için oldukça önemli olduğu ortaya çıkmaktadır.
Cam sektöründe, bor ürünleri temel olarak cam yününde, tekstil tipi cam elyaflarda ve
borosilikat camlarında kullanılmaktadır. Bu alanlarda miktar olarak bor tüketimini
incelediğimizde 2001 yılında cam yününde 300.000 ton B2O3 (dünya tüketiminin %20’si),
tekstil tipi cam elyafında 225.000 ton B2O3 (dünya tüketiminin %15’i) ve borosilikat
camlarında 120.000 ton B2O3’ün (dünya tüketiminin %8’i) tüketildiğini görülmektedir. Dünya
bor tüketiminde cam yünü ve tekstil tipi cam elyafının toplam payının % 35 olduğu göz önüne
alındığında, bu sektörlerin bor tüketimi için oldukça önemli olduğu ortaya çıkmaktadır.
Türkiye’de tekstil tipi cam elyaf üretiminde tek üretici olan Cam Elyaf Sanayi A.Ş'dir. 1985’de
4.000 ton/yıl olan kapasite 1999’da 30.000 ton/yıl’a ulaşmıştır. Bu da tekstil tipi cam elyaf
tüketiminin hızla arttığının göstergesidir. Türkiye’nin primer cam elyaf ithalatı 1998 yılında
3.000 tondur. Cam Elyaf Sanayi A.Ş.’ nin iç pazara verdiği miktar yıllık 6.000 tondur.
71
TEKSTİL TİPİ CAM ELYAF YATIRIM TUTARI TABLOSU (ABD $)
HARCAMALAR İÇ DIŞ TOPLAM
1- Etüd Proje 1.000.000 2.356.390 3.356.390
2- Know-How - 1.250.000 1.250.000
3- Arsa Bedeli 750.000 - 750.000
4- Arazinin Düzenlenmesi 75.000 - 75.000
5- İnşaat İşleri 3.621.390 - 3.621.390
6- Ulaştırma Yatırımları 75.000 - 75.000
7- Ana Fabrika Makine Donanımları 11.213.900 25.000.000 37.372.745
-- Cam Üretimi-Hammadde Tesisi 1.616.900
-- Cam Üretimi-Öğütme Tesisi 3.808.845
-- Cam Üretimi-Fırın 10.742.400
-- Cam Elyaf Oluşturma Sistemi 7.793.200
-- Elyaf Kalınlığını Ayarlama Ünitesi 973.500
-- Satılabilir Ürün Üretim Makinaları 9.692.000
-- Fiziksel ve Kimyasal Lab. Aletleri 185.000
-- Otomasyon Kontrol Sistemleri 2.560.900
8- Yard. İşletmeler Makina Donanımı 2.518.000 - 2.518.000
9- Taşıma, Sigorta ve Gümrük Gid. 3.098.552 - 3..098.552
10- Dış Alım ve Gümrükleme Giderleri 750.000 - 750.000
11- Montaj Giderleri 3.292.212 580.979 3.873.190
12- Genel Giderler 1.116.929 1.116.929 2.233.857
13- Taşıt Araçları 1.200.00 - 1.200.00
14- İşletmeye Alma Giderleri 774.638 - 774.638
15- Pt-Rh Proses Maliyeti 1.462.200 - 1.462.200
ARA TOPLAM 30.947.820 30.569.297 61.517.117
16- Beklenmeyen Giderler 2.522.083 2.399.286 4.921.369
SABİT YATIRIM 33.469.903 32.968.583 66.438.486
17- İşletme Sermayesi 4.509.087 - 4.509.087
18- Pt-Rh Malzeme Maliyeti - 10.093.580 10.093.580
İLK YATIRIM TOPLAMI (*) 37.978.990 43.062.163 81.041.153
(*) Ham madde öğütme tesisi bulunmaktadır.
72
EK 2: ULUSAL BOR ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ KANUNU
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç ve kuruluş
MADDE 1. — Türkiye'de ve dünyada bor, ürün ve teknolojilerinin geniş bir şekilde kullanımını, yeni bor
ürünlerinin üretimini ve geliştirilmesini teminen değişik alanlarda kullanıcıların araştırmaları için gerekli
bilimsel ortamı sağlamak, bor ve ürünlerini kullanan ve/veya bu alanda araştırma yapan kamu ve özel
hukuk tüzel kişileri ile işbirliği yaparak bilimsel araştırmaları yapmak, yaptırmak, koordine etmek ve bu
araştırmalara katkı sağlamak amacıyla, kamu tüzel kişiliğini haiz, idarî ve malî özerkliğe sahip ve bu
Kanun ile kendisine verilen görevleri yerine getirmek üzere Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü
kurulmuştur. Enstitünün kısa adı "BOREN" dir. Enstitünün merkezi Ankara'dadır.
Enstitünün ilişkili olduğu Bakanlık, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığıdır. Enstitü, bu Kanunda
düzenlenmeyen hususlarda özel hukuk hükümlerine tabidir.
Tanımlar
MADDE 2. — Bu Kanunda adı geçen;
a) Bakanlık : Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığını,
b) Bakan : Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanını,
c) Enstitü : Ulusal Bor Araştırma Enstitüsünü,
d) Yönetim Kurulu : Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü Yönetim Kurulunu,
e) Başkanlık : Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü Başkanlığını,
f) Başkan : Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü Başkanını,
İfade eder.
İKİNCİ BÖLÜM
Enstitünün görevleri
MADDE 3. — Ulusal Bor Araştırma Enstitüsünün, 10.6.1983 tarihli ve 2840 sayılı Kanun hükümleri
saklı kalmak kaydıyla görevleri şunlardır:
a) Türkiye'nin, bor kimyasalları konusunda dünya pazarında, sahip olduğu cevher zenginliğine koşut
bir konuma gelebilmesi için kısa, orta ve uzun dönem bor uç ürünleri pazar ve teknolojilerine ilişkin
politika ve strateji kararlarını almaya ışık tutacak bilgileri oluşturmak.
b) Bor ve ürünlerinin geniş bir şekilde kullanımı, yeni bor, ürün ve teknolojilerinin geliştirilmesi ve
üretilmesi amacıyla temel ve uygulamalı araştırma yapmak, yaptırmak, yapmayı özendirmek, değişik
alanlarda kullanıcıların araştırmaları için gerekli bilimsel ortamı ve alt yapıyı sağlamak, bunun için
laboratuvarlar kurmak, laboratuvarların kurulmasına destek vermek, mevcut ve/veya kurulacak
laboratuvarları teçhizat ile desteklemek, Eti Maden İşletmeleri ve bağlı ortaklıkları ile bor konusunda
araştırma altyapısı olan üniversitelerde araştırma merkezleri kurmak, kurulmasına destek olmak, bor
ve ürünlerini kullanan ve bu alanda araştırma yapan kamu ve özel hukuk tüzel kişileri ile işbirliği
yaparak koordinasyonu sağlamak.
c) Bor ve ürünlerinin geniş bir şekilde kullanımı, yeni bor ürünlerinin üretimi ve geliştirilmesi alanındaki
bilimsel araştırmaların teknolojik yeniliklere süratle dönüşebilmesi için yöntemler geliştirmek, bu
alandaki teknolojilerin yurt dışından transferi için gerekli çalışmaları yürütmek, özel sektörün bor ve
ürünlerinin kullanımı hakkındaki çalışmalara katılımını sağlayacak programlar yapmak, sanayi
sektörünün Enstitü ile işbirliği yapmasını sağlayacak programlar geliştirmek, mevcut ve geliştirilecek
yeni bor ürünlerinin çevre ve insan sağlığı üzerine etkilerinin saptanıp, anlaşılmasına yönelik
araştırmalar yapmak, yaptırmak ve işbirliğini verimli kılacak ortamı oluşturmak.
d) Kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler ile gerçek ve tüzel kişilerin bor ve ürünlerinin geniş bir
şekilde kullanımı, yeni bor ürünlerinin üretimi ve geliştirilmesi hakkında araştırma isteklerini
değerlendirmek, Ar-Ge sonuçlarını piyasaya sunmak, bu konularda araştırma yapan gerçek ve tüzel
kişileri finansman, personel ve teçhizat ile desteklemek.
73
e) Türkiye'nin taraf olacağı bor ve ürünleri ile ilgili Ar-Ge işbirliği anlaşmalarının hazırlanması ve
müzakeresinde Eti Maden İşletmeleri ile birlikte Hükümete yardımcı olmak ve bu anlaşmaların
izlenmesinde ve uygulanmasında 31.5.1963 tarihli ve 244 sayılı Kanun ile 5.5.1969 tarihli ve 1173
sayılı Kanun çerçevesinde görev almak.
f) Eti Maden İşletmeleri'nin talep edeceği Ar-Ge projelerini öncelikle ve ücretsiz olarak gerçekleştirmek.
g) Görev alanına giren konularda ulusal ve uluslararası kongre, seminer gibi bilimsel toplantılara
bilimsel ve maddi katkı sağlamak, desteklemek, düzenlemek ve bunlara katılmak.
h) Enstitünün görev alanına giren konularda Türkçe ve yabancı dillerde kitap ve periyodik yayınlarda
bulunmak ve bu tür yayınları desteklemek.
ı) Bilgi toplama ve yayma, bilgi bankaları, kütüphane ve arşiv gibi bilimsel destek hizmetleri sağlamak,
ulusal ve uluslararası kuruluşlarla bu konuda işbirliği yapmak.
i) Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.
Organ ve birimleri
MADDE 4. — Enstitü aşağıdaki organ ve birimlerden oluşur:
a) Yönetim Kurulu.
b) Başkanlık.
c) Araştırma ve Geliştirme Koordinatörlüğü.
d) Endüstriyel İlişkiler Koordinatörlüğü.
e) Bilgi Toplama, İdarî ve Malî İşler Koordinatörlüğü.
Yönetim Kurulu
MADDE 5. — Yönetim Kurulu Enstitünün en üst karar organıdır.
Yönetim Kurulu;
- Enstitü Başkanı,
- Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığınca önerilecek altı aday arasından seçilecek üç üye (bu
üyelerden biri Eti Holding Yönetim Kurulu tarafından önerilecek iki aday arasından),
- Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca önerilecek iki aday arasından seçilecek bir üye,
- Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumunun Bilim Kurulu tarafından önerilecek iki aday
arasından seçilecek bir üye,
- Yükseköğretim Kurulunun üniversite öğretim üyeleri arasından önereceği iki aday arasından
seçilecek bir üye,
- Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından önerilecek iki aday arasından seçilecek bir üye,
- Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği tarafından önerilecek iki aday arasından seçilecek bir üye,
Olmak üzere toplam dokuz üyeden oluşur.
Yönetim Kurulu üyeleri; hukuk, siyasal bilgiler, idarî bilimler ve mühendislik dallarında eğitim veren en
az dört yıllık yüksek öğrenim kurumlarından mezun olmuş, kamu kurum ve kuruluşlarında ve/veya özel
sektörde toplam en az on yıl deneyim sahibi ve Enstitünün amacına uygun birikimi olan ve mesleğinde
temayüz etmiş kişiler arasından Başbakan tarafından atanır.
Yönetim Kurulu olağan olarak iki ayda bir toplanır. Ancak, Başkanlığın önerisi ile gerekli sıklıkta
toplanabilir. Yönetim Kurulu kararları, üye tam sayısının salt çoğunluğu ile alınır. Yönetim Kurulunun
çalışma usul ve esasları Enstitü tarafından çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenir.
Yönetim Kurulu üyelerinin görev süreleri Enstitü Başkanı hariç üç yıl olup, görev süresi dolan üyeler bir
dönem daha atanabilir. Yönetim Kurulu Başkanı, Yönetim Kurulu tarafından seçilir. Enstitü Başkanı
Yönetim Kurulu Başkanı olarak seçilemez.
Herhangi bir nedenle boşalan Yönetim Kurulu üyeliği için aynı usulle atama yapılır, atanan üye önceki
üyenin kalan görev süresini tamamlar.
Yönetim Kurulu Başkan ve üyelerinin görev süreleri dolmadan görevlerine son verilemez. Bu Kanun ile
kendilerine verilen görevleri ile ilgili olarak işlediği suçlardan dolayı haklarında mahkûmiyet kararı
kesinleşen Yönetim Kurulu Başkan ve üyeleri, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu uyarınca Devlet
memuru olmak için aranan şartları kaybettikleri tespit edilen veya üç aydan fazla süre ile hastalık, kaza
veya başka bir nedenle görevini yapamaz durumda olan veya görev süresinin kalan kısmında
görevine devam edemeyeceği, üç aylık süre beklenmeksizin tam teşekküllü bir hastaneden alınacak
heyet raporu ile tevsik edilen Yönetim Kurulu üyeleri süreleri dolmadan atandığı usulle görevden
alınabilir.
Yönetim Kurulunun görev ve yetkileri
MADDE 6. — Yönetim Kurulunun görev ve yetkileri aşağıda belirtilmiştir:
a) Enstitünün kuruluş amacına uygun çalışmalar ile hükümet programı, kalkınma planı ve yıllık
programlarla belirlenecek hedef, ilke ve politikalar doğrultusunda Ar-Ge çalışmalarının yapılmasını
sağlamak.
b) Enstitünün idarî, malî ve teknik yönden düzenli, verimli ve etkin faaliyette bulunabilmesi için gerekli
tedbirleri almak ve ilgili yönetmeliklerin yürürlüğe girmesini sağlamak.
74
c) Enstitünün personel politikasını oluşturmak.
d) Enstitünün yıllık çalışma programını görüşüp karara bağlamak, çalışmaları izlemek,
değerlendirmek, yıl sonu faaliyet raporunu hazırlamak ve bütçe taslağını onaylamak.
e) Enstitünün vereceği hizmetler ve ücretlerin belirlenmesi ile Enstitünün sürekli ve süreli personeli
tarafından yürütülen araştırma projeleri gelirlerinin masraflar dışında kalan kısmının Başkanın teklifi ile
dağıtımına karar vermek.
f) Enstitünün yaptıracağı veya katkıda bulunacağı araştırmaların bütçe ve programlarını Başkanın
teklifi üzerine onaylamak.
g) Enstitünün ihtiyaçları için taşınır ve taşınmaz malların, yazılım ve diğer ürünlerin satın alınmasına,
satılmasına veya kiralanmasına karar vermek.
h) Enstitü personelinin atanması ve diğer işlemleri hususunda karar almak.
ı) Enstitünün çalışma alanı ile ilgili olarak en az üçer yıllık stratejik ve birer yıllık performans planı
hazırlamak ve yayınlamak.
i) Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.
Başkanlık ve başkanın görev ve yetkileri
MADDE 7. — Başkanlık, Enstitü başkanı ve üç grup koordinatöründen oluşur ve Enstitünün
görevlerinin yerine getirilmesinde icra kurulu olarak hareket eder.
Başkan, Enstitünün ita amiri olup, Yönetim Kurulu üyelerinde aranan özelliklere sahip kişiler
arasından, Bakanın teklifi üzerine, Başbakan tarafından atanır.
Başkanın görev ve yetkileri şunlardır:
a) Enstitünün işlevlerinin yerine getirilebilmesi için gerekli taslak çalışma programını ve bütçeyi
hazırlamak, yönetim kuruluna sunmak, onaylandıktan sonra uygulamak.
b) Enstitünün gelir gider kesin hesabını ve yıllık faaliyet raporunu Yönetim Kuruluna sunmak ve Enstitü
bütçesinin uygulanmasını, gelirlerinin toplanmasını, harcamaların yapılmasını ve denetimini sağlamak.
c) Enstitü personelinin atama ve diğer işlemleri için yönetim kuruluna teklifte bulunmak.
d) Yönetim Kurulu kararına istinaden Araştırma ve Geliştirme Koordinatörlüğü altında Enstitü temel
çalışmaları ve piyasadan gelen talepler için Enstitü bünyesinden ya da dışından yerli ve yabancı
danışman ve uzmanlardan oluşan Ar-Ge grupları kurmak, kaldırmak ve Enstitünün sürekli ve süreli
personeli tarafından yapılan proje gelirlerinin dağıtımı hakkında önerilerde bulunmak.
e) Hizmet birimlerinin uyumlu, verimli, disiplinli ve düzenli biçimde çalışmasını temin etmek, Yönetim
Kurulu ile hizmet birimleri arasındaki organizasyonu ve koordinasyonu sağlamak.
f) Yönetim Kurulu toplantılarının gündemini, gününü ve saatini belirlemek ve toplantılara katılmak,
raportörlüğünü yapmak, Yönetim Kurulu kararlarının gereğinin yerine getirilmesini sağlamak ve bu
kararların uygulanmasını izlemek.
g) Enstitüyü resmi ve özel kuruluşlar nezdinde temsil etmek.
Hizmet birimleri
MADDE 8.—- Enstitünün hizmet birimleri;
a) Araştırma ve Geliştirme Koordinatörlüğü,
b) Endüstriyel İlişkiler Koordinatörlüğü,
c) Bilgi Toplama, İdarî ve Malî İşler Koordinatörlüğü,
Olmak üzere koordinatörlükler şeklinde teşkilatlanmış hizmet birimlerinden oluşur. Her bir hizmet
biriminin başında Grup Koordinatörü bulunur.
Araştırma ve Geliştirme Koordinatörlüğü
MADDE 9. — Araştırma ve Geliştirme Koordinatörlüğü, bor ve ürünlerinin kullanımı hakkında
Türkiye'nin bor ve ürünleri sanayi, araştırma ve teknoloji politikaları, hedef, ilke ve yöntemlerine uygun
olarak Enstitünün yıllık ve revize edilebilir, beş yıllık Ar-Ge programlarını hazırlar.
Bor ve ürünlerinin geniş bir şekilde kullanımı, yeni bor, ürünleri ve teknolojilerinin geliştirilmesi ve
üretilmesi hakkında temel ve uygulamalı araştırma yapar, yaptırır ve değişik alanlarda kullanıcıların
araştırmaları için gerekli bilimsel ortamı sağlar ve bilimsel araştırmaların teknolojik yeniliklere
dönüşebilmesi için çalışmalar yürütür.
Enstitünün bünyesinde hangi konularda araştırma ve geliştirme yapılması hususuyla kurulması gerekli
Ar-Ge grupları ve personel, finans ve teçhizata ilişkin önerilerini Başkana sunar.
Türkiye'nin taraf olacağı bor ve ürünlerinin geniş bir şekilde kullanımı, yeni bor, ürünleri ve
teknolojilerinin geliştirilmesi ve üretilmesi ile ilgili Ar-Ge çalışma ve işbirliği anlaşmalarının hazırlanması
ve uygulanması çalışmalarını yürütür.
Araştırma ve Geliştirme gruplarının üye sayısı, bu gruplarda çalışacakların nitelikleri ile çalışma usul
ve esasları Başkanın teklifi üzerine Yönetim Kurulu tarafından kararlaştırılır.
Endüstriyel İlişkiler Koordinatörlüğü
MADDE 10. — Endüstriyel İlişkiler Koordinatörlüğü, kamu kurum ve kuruluşları ile üniversiteler, gerçek
ve tüzel kişilerin bor ve ürünlerinin geniş bir şekilde kullanımı, yeni bor, ürün ve teknolojilerinin
75
geliştirilmesi ve üretilmesi hakkında araştırma isteklerini değerlendirir, sonuçlandırılmasını sağlar ve
piyasaya sunar.
Bor ve ürünlerinin kullanım alanlarının yaygınlaştırılması yeni bor, ürün ve teknolojilerinin geliştirilmesi
ve üretilmesi hakkında ara8ler, sanayi sektörünün Enstitü ile işbirliği yapmasını sağlayacak
programları geliştirir ve bu işbirliğini verimli kılacak ortamı sağlar. Özel sektörün bor ve ürünlerinin
kullanımı hakkındaki çalışmalara katılımını, özel sektörün yaptığı çalışmalara da Enstitünün katılımını
sağlayacak programlar yapar ve Başkana önerir.
Ar-Ge çalışması sonuçlarının uygulamaya geçmesi ve yurt dışından teknoloji transferi için gerekli
çalışmaları yürütür ve Enstitünün gelirlerinin artırılması için öneriler hazırlar.
Bilgi Toplama, İdarî ve Malî İşler Koordinatörlüğü
MADDE 11. — Bilgi Toplama, İdarî ve Malî İşler Koordinatörlüğü, Enstitünün bütçesinin hazırlanması,
gelir ve giderlerinin gerçekleştirilmesi, takibi, denetimi ve değerlendirilmesi, Enstitünün görev alanına
giren konularda ulusal ve uluslararası kongre, seminer gibi bilimsel toplantılar ile ilgili çalışmaları
yürütür.
Muhasebe, ücret ödemeleri, Enstitü varlık ve imkânları ile personelinin idarî işlemlerinin yapılmasını ve
takibini yerine getirir, bu konularda Başkana önerilerde bulunur ve yıllık faaliyet raporunu hazırlar.
Enstitünün görev alanına giren konularda Türkçe ve yabancı dillerde kitap ve periyodik yayınlarda
bulunması ve bu tür yayınları desteklemesi hakkında çalışmalar yapar.
Bilgi toplama ve yayma, bilgi bankaları, kütüphane ve arşiv gibi bilimsel destek hizmetlerinin verilmesi
işlemlerini, mevcut ulusal ve uluslararası kuruluşlarla bu konuda işbirliği yapılması çalışmalarını
yürütür.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
76
Yabancı danışman ve uzmanlar hariç, Enstitü Başkanı ile sürekli ve süreli personelin aylık ücret ve
diğer mali hakları, 13.7.2001 tarihli 631 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri çerçevesinde
Bakanlar Kurulu tarafından belirlenir.
Yönetim Kurulu Başkan ve üyelerine, ayda ikiden fazla olmamak üzere uhdesinde kamu görevi
bulunanlara (2000) gösterge rakamının, uhdesinde her herhangi bir kamu görevi bulunmayanlara ise
(3000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucunda bulunacak miktarda huzur
hakkı ödenir.
Yönetim Kurulu Başkan ve üyeleri, Enstitü Başkanı, sürekli ve süreli personel ile vekalet ve istisna
akdi ile hizmet verenlerin ve yabancı danışman ve uzmanların görevlerinin ifası sırasında yaptıkları
masrafların hangilerinin Enstitü bütçesinden karşılanabileceğine dair usul ve esaslar yönetmelikle
belirlenir.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Denetim
MADDE 14. — Enstitü, 21.2.1967 tarihli ve 832 sayılı Sayıştay Kanununun vize ve tescil hükümleri
hariç, Sayıştay denetimine tabidir.
Gelirler ve bütçe
MADDE 15. — Enstitünün gelirleri şunlardır:
a) Eti Maden İşletmeleri'nin bor ürünlerinin satışından % 0,2 oranında pay.
b) Bor madenleri işletmelerinden alınan Devlet hakkının % 15'i.
c) Enstitüye yapılacak yardımlar, bağışlar ve vasiyetler.
d) Enstitünün ücret karşılığı verdiği hizmet gelirlerinin tamamı ile sürekli ve süreli personel tarafından
yapılacak Ar-Ge projeleri karşılığı alınan ücretlerin % 20'si.
e) Yayın gelirleri.
f) Patent gelirleri ve sair gelirler.
Enstitünün gelirlerinin, giderlerini karşılaması esastır. Enstitü gelirleri, Yönetim Kurulunun uygun
gördüğü bankalarda açılacak hesaplarda tutulur. Bu gelirlerden hesap yılı sonuna kadar harcanmayan
paralar Maliye Bakanlığına bildirildikten sonra Enstitünün ertesi yıl gelir hesabına aktarılır. Enstitünün
gelirleri bu Kanunda belirtilen görevlerini tam olarak yerine getirebilmesi için yeterli düzeye gelinceye
kadar, gerekli malî kaynak Genel Bütçeden karşılanır.
Enstitünün giderleri Yönetim Kurulunca onaylanan bütçeden karşılanır.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Son Hükümler
Malvarlığı
MADDE 16. — Enstitünün mal ve varlıkları Devlet malı sayılır, haczedilemez, rehnedilemez.
Uygulanmayacak hükümler
MADDE 17. — Enstitü, 26.5.1927 tarihli ve 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanunu ile 21.2.1967
tarihli ve 832 sayılı Sayıştay Kanununun vize ve tescile ilişkin hükümlerine tabi değildir.
Muafiyetler
MADDE 18. — Enstitü ve Enstitünün gelirleri damga vergisi hariç her türlü vergi, resim ve harçtan
muaftır. Enstitü, yapacağı araştırma ve incelemeler için hiçbir ilmühaber, ruhsatname ve imtiyaz almak
zorunda değildir. Enstitü tarafından açılacak davalarda teminat aranmaz.
Eti Maden İşletmeleri'nin, yaptıracağı Ar-Ge projeleri kapsamında alınan patentlerin kullanımı Eti
Maden İşletmeleri'ne ait olup bunlardan ücret alınmaz.
Yönetmelikler
MADDE 19. — Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin usul ve esasları gösteren yönetmelikler, Yönetim
Kurulunun oluşumundan itibaren altı ay içinde ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak hazırlanır
ve yürürlüğe konulur.
Bilgi isteme ve gizliliğe uyma
MADDE 20. — Enstitü, araştırma ve inceleme konuları için gerekli gördüğü her türlü bilgiyi kamu
kurum ve kuruluşlarından istemeye yetkilidir. Kendilerinden bilgi istenen kamu kurum ve kuruluşları,
söz konusu isteğe cevap vermek ve gereken kolaylığı göstermekle yükümlüdürler. Enstitü Yönetim
77
Kurulu üyeleri ve her türlü personeli gizlilik taşıyan bilgileri açıklayamaz, kendilerinin veya başkalarının
menfaatine kullanamaz.
GEÇİCİ MADDE 1. — Enstitü Yönetim Kurulu üyelerinin atandığı tarihten itibaren bir yıl süreyle grup
koordinatörü dışındaki unvanlara, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye istinaden çalışan ve bu
Kanun Hükmünde Kararnamenin 7 nci maddesindeki şartları taşıyan personel de atanabilir.
Yürürlük
MADDE 21. — Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 22. — Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
17/6/2003
POZİSYON CETVELİ
UNVANLAR SAYISI
Başkan 1
Grup Koordinatörü 3
Uzman 13
Laborant 2
Tekniker/Teknisyen 2
Savunma Uzmanı 1
Sekreter 2
Büro Görevlisi 2
Şoför 2
TOPLAM 28
78
EK 3: BOR MADENİNİN TARİHÇESİ
• Uzak Doğu’da (Tibet) 4000 yıl önce bor madeninden insan oğlu haberdardı. Babiller tarafından
Uzak Doğu’dan getirilerek altın işlemede, Mısırlılar mumyalama işleminde, Romalılar cam
yapımında, Eski Yunanlılar ve Romalılar temizlikte, Arap doktorların ise ilaç olarak boraks
kullandığına dair kaynaklar bulunmuştur. Avrupa’ya Marco Polo tarafından Tibet’ten getirilmiştir.
• İlk borik asit, demir sülfat ile boraksın ısıtılması suretiyle kimya öğretmeni William Homberg
tarafından elde edilmiştir.
• Elementer bor 1808 yılında Fransız Kimyacı Gay-Lussac ile Baron Luis Thenard ve bağımsız
olarak İngiliz kimyacı Sir Humpry Davy tarafından, bor oksidin potasyum ile ısıtılması elde
edilmiştir.
• 1830 yılında İtalya’da borik asit üretimine başlanmış ve yıllık 2000 ton kapasiteye ulaşılmıştır.
• 1850’li yılların başında, İstanbul-Bebekte mermer işleri ile uğraşan Polanyalı mülteci tarafından
Fransız Mühendis Camille Desmazures’e alçı taşından yapıldığı sandığı heykelleri hediye eder.
Heykellerde yüksek oranda boraks olduğunu anlayan Fransız Mühendis ve eski ortağı Henri
Groppler ile birlikte Türkiye’de boraks aramaya başlar.
• 1861 yılında Fransız “Companie Industriel Des Mazures” firması tarafından pandermitin
işletmesine dönük olarak Padişah’tan 37 dönüm arazi üzerinde “alçıtaşı” madeni çıkartmak üzere
400.000 lira karşılığında 20 yıllık işletme izni alır. Fransız Mühendis Desmazures ve ortağı
Groppler, pandermit üretimi yapacaklarını padişahtan ve diğer yabancı şirketlerden saklamışlardır.
• Sultançayırı işletmesinin üretime başlamasına müteakip Desmazures Paris civarında bir boraks
rafine tesisi kurmuş ve Sultançayır’dan çıkardıkları bor cevherini alçı taşı altında yıllarca ucuz
değer ve harçlar ödeyerek yurt dışına çıkarmıştır.
• 1880’li yıllarda İtalyan uyruklu M.Cove’ye Desmazures’in madenlerine yakın bir sahada, bir
maden imtiyazı ihale edilmiştir. Ancak imtiyaz sahası Desmazures’in bor sahasına bitişiktir.
Bunun üzerine Desmazures, vekili vasıtasıyla ve Fransız Elçiliği kanalıyla Osmanlı Hükümetini
protesto eder.
• Protesto yazısını alan Ticaret Nezareti, gerek Osmanlı vatandaşlarının ve gerekse 1867 yılında
yürürlüğe giren “Yabancıların Mülk Edinmeleri” kanununa göre uygun hareket etmeleri ve maden
ve gayrimenkul muameleleri için elçiliklerin aracılık etmeleri analaşmalara uygun
düşmeyeceğinden yazı sahibinin direkt olarak Osmanlı Hükümetine müracaat etmesi gerektiğini
belirtir (23 Mart 1880).
• 1887 yılında İngiliz-İtalyan ortak şirketi “Cove-Hanson” firması da pandermit işine girmiştir.
79
• Fransız Desmazurez’in en geniş bir biçimde Osmanlı Ticaret ve Ziraat Nezareti ve Bursa Valiliği
tarafından korumaya mazhar olduğu ve Susurluk-Sultançayırı mevkiindeki Pandermit madenini
talan ettiği anlaşılmaktadır. Bu durum Bursa’ya bağlı bir sancak olan Balıkesir’in vilayet
olmasından sonra ortaya çıkmıştır.
• 1881 yılında Fransız Desmazures ile bu kez Osmanlı tebasından Mihran Şirinyan arasında
pandermit işletme ruhsat sınırları üzerine anlaşmazlık çıkar. Desmazures’e ilk önceleri 37 dönüm
ve daha sonra 4.000 dönümlük bir sahada işletme izni verilmişse de bunun ile yetinmemiş olup,
Bursa Valiliğinin yetkisiz ve usulsüz bir şekilde 200.000 dönümlük arazide (M. Cove’nin arazisini
de içine alacak şekilde) işletme ruhsatı vermiş olduğu, imtiyaza aykırı şekilde kaçak olarak bor
madeni çıkardığı ve yeni sahada ise herhangi arama yapmadığı Balıkesir Valisi Mehmet Reşit
Paşa tarafından tespit edilmiştir.
• Balıkesir Valisi Mehmet Reşit Paşa’nın yukarda ki yazısında zamanın Ticaret ve Ziraat Bakanına
Türk vatandaşlarının maden ruhsatları ile ilgili 6-7 başvurusunu yaptığı halde hiç birisine olumlu
yanıt almamıştır.
• Asmaaltı Girit Tüccarlarından Yusuf Asım Efendi, Fransız Desmazurres ve İngiliz M. Hanson
şirketlerine verilen Sultançayırı bor madeni sahası ile ilgili olarak Sultana yazdığı mektupta; süresi
dolan maden sahasının kendisine verilmesini ve madenlerden alınan %5 verginin (rüsumu)
%20’ye yükselttiğini bildirdiği halde bu talebinden bir sonuç alamamıştır.
• 1881 yılında Osmanlı’nın gelirleri, borçlarını ve faizlerini ödemeye yeterli değildi. Osmanlı tüm
borçları Muharrem Kararnamesi çerçevesinde tüm Avrupalı alacaklılara genişletilmiş vergi
gelirlerinin ve bir kısım üretim işletmelerinin tahsisi (Duyunu Umumiye vasıtasıyla) suretiyle tasfiye
yoluna gidilmiştir.
• Duyunu Umumiye’ye terk edilen gelirler kalemi içinde madencilik faaliyetleri alınmamıştır. Bunun
nedeni madenler yabancılar tarafından işletildiğinden bunlar üzerinden alınan vergilerin yüklenicisi
de doğal olarak yabancılardı. Avrupa Devletleri ile yapılan kapitülasyon anlaşmaları, Avrupa
vatandaşlarını kişisel vergiden muaf tutuyordu. Hepsinden önemlisi madencilik faaliyetlerinin
üretim, ihraç ve kazanılan paranın gizli tutulması ve gözden uzak olmasıydı.
• Yerli ve yabancı madencilerin maden çıkarmak için yoğun talepleri karşısında Padişah tercihini
yerli madencilerden yana olmakla birlikte, yabancıların ve elçiliklerden gelen yoğun baskılar
sonucunda bir türlü karar veremiyordu.
• Bu durum karşısında, 11 Temmuz 1883 yılında maden ihraç ve nakli tamamen yasaklanmıştır.
Bor madeni çıkaranlar yasaklama ile birlikte kaçak olarak bor madenini yurt dışına çıkarmaya
başlamışlardır (13.9.1884). Daha sonraları bu yasaklamanın da yabancıların oyunu olduğu ortaya
çıkmıştır. Çünkü yasağın başladığı günden, yasağın kaldırılmasına kadar geçen sürede yasak
uygulanamamıştır. Yasaklamalar kalkar kalkmaz yabancılar tekrar madencilik kaynaklarını geri
aldılar.
• Sadrazamlık tarafından 9 Şubat 1887 tarihinde Sultançayırı bor madenlerinin ihalesi, M. Cove ve
Hanson ve ortaklarına 50 sene müddetle verilmek istenmişse de Padişah tarafından bu imtiyaz
verilmemiştir.
• Bu durumda daha önce Desmazüres’le arazi anlaşmazlığına düşen Mihran Şirinyan devreye
sokulur. Maliye Nazırı Agop Kazasyan Paşa tarafından padişahın haberi olmadan Susurluk
nahiyesine bağlı Demirkapı Çerkeşbeyleri köyü yakınında bor madeni teslim edilmesi emir olunur.
Ancak, Osmanlı Ekonomisinde yabancı hakimiyete karşı somutlaşan mahalli tepki nedeniyle yine
sonuçsuz kalmıştır. Ancak daha sonra tüm yerli halkın direnişine karşın Sultançayırlı bor madeni
imtiyazı Cove ve Hanson şirketi ile Desmazures ve ortaklarına verilmiştir.
• 1889 yılında Societe Lyonnasie de Borate de Chaux adlı bir Fransız şirketi de Sultançayırı
yakınında Aziziye’yi de kapsayan civar sahaların imtiyazını almıştır.
• 1904 tarihli ferman ile bu imtiyaz, Reşit Paşa ve İngiliz uyruklu William Vitaller’e 60 yıl müddetli
olarak verilmiştir.
80
• 1914 yılında kapitülasyonlar, Osmanlı Devleti tek taraflı olarak kaldırdı. Artık yabancılarda
Osmanlı yasalarında öngörülen vergi ve benzeri yükümlülüklere tabi oldular.
• 1919 yılından 1923 yılına kadar süren Ulusal Kurtuluş Savaşı ile Türk Ulusu elinde kalan tüm
kaynaklar İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan sömürgeci güçlerin Anadolu’dan kovulması ve
bağımsızlık uğruna harcanmıştır.
• Cumhuriyetin kuruluşundan sonraki ilk yıllarından itibaren ülkede ulusal bir endüstri kurulmasına
çalışılmış ve İmparatorluk döneminde bol tavizlerle ve geniş ayrıcalıklarla gerçekleşen yabancı
sermaye ortaklıklarının temizlenmesine önem verilmiş ve çok kısa sürede çok sayıda yabancı
sermayeli kuruluşlar kamulaştırılmıştır.
• En son 1904 tarihinde Reşit Paşa ve İngiliz Willam Vitaler’e verilen imtiyaz, civarda mevcut 9 adet
diğer bor tuzu sahasıyla Kanuni Tevhit(birleşme) görerek 10 Nisan 1927 tarihli Bakanlar Kurulu
Kararıyla 45 yıl müddetle John Oven Rıd’a ihale olunmuş ve daha sonraki 7 Aralık 1927 tarihinde
Lord Meven Mervil’e geçen bu sahalar 11 Mart 1938 tarihinde Desmond Abel Smith’e intikal
etmiştir.
• Madenlerimiz ve özellikle borlar üzerindeki yabancı (İngiliz) hakimiyeti 14 Mart 1935 tarihinde
kurulan Etibank’ın, bor madenleri ile ilgilenmeye başladığı 1950’li yılların sonuna kadar devam
etmiştir.
• Yine 1935 yılında maden aramaları yapmak için Maden Teknik Arama (MTA) kurulmuştur.
• Türkiye’deki bor tuzu cevherlerinin dünyadaki en güçlü tröst’ün eline geçmesi 1950 yılına rastlar.
1950 yılında Türkiye yeni bir borçlanma ve yabancı sermayeye imtiyazlar tanıma devresine
girmiştir. 1938 yılından beri Desmont Abel Smith’in elinde bulunan Sultançayırındaki cevherler,
kararname ile bu yıllarda “Dünya Tekeli” hüviyetindeki Borax Consolidated Ltd’ne (Rio Tinto)
devredilmiştir.
• Türkiye’deki bor tuzu sahalarına ait imtiyazlar her ne kadar farklı kişilerin elinde ise de, esasen bu
kişilerin üzerindeki tuttukları imtiyaz Boraks Consolidated Ltd şirketi hesabınadır.
• Borax Consolidated 1899 yılında ABD’nin Pasifik Coast Borax şirketini bünyesine almış, Şili ve
Peru’daki bor imtiyazlarını ve Türkiye’de Desmazures ve Gropler ile Avrupalı bor madencilerinin
imtiyazlarını kontrolü altına almıştır.
• 1950 yılına gelindiğinde Amerika’da Oregon, Nevada ve California’da bir çok bor madeni ocakları
tükenmiş ve kapatılmıştır. Bu yıllarda Güney Amerika’da Peru, Bolivya, Şili ve Arjantin’deki bor
madenleri Rio Tinto için birincil kaynak olarak çalıştılar.
• Borax Consolidated Ltd 1950 yılına kadar Türkiye’de tek üretici olarak faaliyet gösterdi. II. Dünya
Savaşına kadar Türkiye’den bazen 15-16 bin ton’a kadar yüksek ihracat yaparken, zaman zaman
bu ihracatın miktarı 2 bin tona kadar düşürmüştür. II. Dünya Savaşı sırasında Türkiye’nin
Almanya’ya satış yapmasından çekindikleri gibi, savaş dolayısıyla ihracat yapmakta zorlaştığından
üretimi durdurmuşlardır.
• Borax Consolidated Ltd, 1954 yılında bor cevherinin tükendiğini ileri sürerek, Sultançayır ocağını
kapatır. Ancak pasalardaki düşük tenörlü cevherin satışını 1961 yılına kadar sürdürerek
faaliyetlerine devem eder. Aynı zamanda Türk özel sektörünce bulunan bor madenlerinin üretim
ve ihracat işlerini izlemektedir.
81
• Borax Consolidated Ltd hiçbir zaman Türk şirketlerinin bor madeni üretmesi ve ihraç etmesini aynı
zamanda Türkiye’de bir bor rafineri tesisinin kurulmasını istememiştir.
• Türkiye’deki faaliyetlerini rölantiye alan Borax Consolidated Ltd 1950 yılından itibaren
Balıkesir/Bigadiç yöresinde bor madenciliği yapan Ali Şayakçı, Borasit, Mortaş, Rasih ve İhsan
şirketlerinin zarar etmesine ve bu surette ocakları kapatmasına çalışmaktadır. Türk şirketlerin
kapanmasını sağlayan İngiliz şirket, fiyatların düşmesinde büyük başarı sağlamıştır.
• MTA çok gizli olarak Kütahya/Emet yöresinde bor madeni aramaktadır. Emet’te MTA tarafından
kolemanit yatağı bulunur ve ruhsat 15 Mayıs 1958 tarihinde Etibank’a devredilir ve üretime geçer.
Bu sıralar İtalyan’larda Türkiye’de bor tuzu arama teşebbüsünde bulunmaktadır.
• Borax Consolidated Ltd, 1955 yılında yabancı teşvik kanunundan yararlanmak için Türk Boraks
Madencilik Anonim Şirketini kurar. Şirketin sermayesinin %94’ü Borax Consolidated’e, % 2’si Türk
hissedarlar ve %4’ü de İngiliz hissedarlara verilmiştir.
• Bu yıllarda başka bir kararname ile iki yabancı şirkete daha arama ve işletme izni daha verilmiştir.
Bunlardan biri Amerikan Potash and Chemical Co. diğeri ise Ugine Kuhlman’dır.
• MTA Enstitüsü 1950 yılları sonlarına doğru Eskişehir/Kırka da arama faaliyetlerini sürdürmektedir.
• Eskişehir/Kırka da bor ilk defa 1957 yılında Gökçenoluk sahasında bulunur ve 1959 yılında bir
miktar üretim yapılır.
• Eskişehir/Kırka bölgesine ilgi artar. Borax Consalidated Ltd. Maden Dairesinden kendi adına
ruhsat alarak Kırka’da gelir ve ruhsatını Türk Borax Madencilik A.Ş.’ne devrederek aramalara
başlar.
• Türk Borax gizlilik içinde yürüttüğü sahalardan ikisinden boraks bulur ve yavaş bir tempo ile 4.000
ton civarında üretim yapar. Amaç, sahayı başkalarının üretimine kapatarak kendilerinin ABD ve
diğer yerlerdeki sahalarına rakip çıkmasını ve tekelin kırılmasını istememektedir. Şirket, sahada 8-
9 milyon ton sodyumlu bor olduğu iddiasındadır. Ancak maden dairesi mühendisleri sahadaki bor
rezervinin yüzlerce milyon ton olduğu iddiasındadırlar.
• Türk Borax’ın Kırka’da üzerine kayıtlı 6 adet saha vardır. Ancak bu sahaların elde edilmesinde
hileli işler yaptığından elindeki ruhsatların 5’i iptal edilir.
• Türkiye’de yüz yıldan beri faaliyette bulunan Londra merkezli İngiliz Borax Consalidated, Türk bor
ve cevherinin fiyat ve kalite bakımlarından diğer cevherlerle rekabet imkanı bulunmadığını yakın
zamana kadar savunduğu halde, 15 milyon lira sermaye ile rafine tesisi kurmak talebinde
bulunmuştur. 9.2.1963 yılında bir yerli grupla birlikte bir rafine tesisi kurulmasına izin verildiği halde
bor rafine tesisini kurmamıştır.
• 1887 yılına Türkiye’de özel hükümlere göre kurduğu ve bugüne kadar getirdiği Borax Consolidated
Ltd. şirketini 30.9.1963 tarihinden itibaren faaliyetlerine son vermek üzere tasfiye edeceğini ilan
etmiştir. Açıkladığı rapor ile; Türkiye’de bor minerallerinin tükendiği, çok az sayıda firmanın satış
yapacağı ve şansının az olduğu, zararına bor endüstrisinin kurulabileceği, Amerika rekabetini
üstüne çekmemesi gerektiğini, Türk borlarının sodyumlu ve kalsiyumlu olduğu için rekabet
edemeyeceği gibi argümanlar ileri sürerek Türkiye’nin bor mineralleri piyasasına girmesini
engellemeyi amaçlamaktadır.
• 1967 yılında Kırka bor sahasının 1 milyar ton rezervli müthiş zengin bir saha olduğu anlaşılmıştır.
• Bu arada 1950 yılından beri Balıkesir/Bigadiç ilçesi yakınlarında bor tuzu (kolemanit ve üleksit)
üretip ihraç eden Türk girişimcileri (Bortaş, Ali Şayakçı, Rasih-İhsan, Yakal Madencilik) kontrolden
çıkmış Avrupa’ya ve Doğu Bloku ülkelerine ihracat yapmaya başlamışlardır.
82
• Hitler Almanya’sında roketler üzerinde borlu yakıtlar üzerinde bir proje ekibi çalışmalar yapıyordu.
Ancak savaşın sonuna geliniyordu. Savaşın sonunda Sovyetler Birliği ve Amerika’da gözlerini bu
projede çalışan ekibe dikmişlerdi. 2 Mayıs 1945 tarihinde Alman roket ekibi Almanlara teslim oldu.
7 Mayıs’ta savaş Avrupa’da sona erdi.
• 30 Eylül 1947 tarihinde 457 Alman bilim adamı ile New Mexico’da kurulan roket tesisinde
Amerikalılar çalışmalara başladılar.
• 1953 yılında 1953 yılında ABD’de gerek uzun menzilli füzeler, gerek uçaklar ve gerekse uzaya
gönderilmesi tasarlanan uyduları taşıyacak roketlerde yüksek enerji yakıtı araştırmaları projeleri
içinde borlu yakıtlarda dahil edilmiştir.
• Almanlar borlu yakıtlar üzerinde ciddi çalışmalar yapmışlar ve bu çerçevede ABD’de “zip” yada
“Hermes” kodları ile anılan projeler uygulamaya konuldu.
• 1957-58 yıllarında Amerika ile Sovyetler Birliği arasında Dünya yörüngesine uydu gönderme
çalışmaları ve rekabeti yaşanıyordu. 1957 yılında ilk uydu “Sputnik” Sovyetler tarafından ve 1958
yılında da Amerikalılar “Explorer” uydularını Dünya yörüngesine yerleştirdiler.
• İki süper güç arasında her alanda olduğu gibi uzay ve kıtalar arası balistik füze çalışmalarında da
cereyan eden çalışmalar Macar Profösör Enro Napy’nin “SSCB’nin 1.5 tonlu Sputnik roketinin bor
ve hidrojen yakıtı kullandığını” rapor etmesi üzerine, dünyanın gözü Türk borlarına çevrilecektir.
• ABD tarafından uygulamaya konulan “zip fuels” ve “hermes” adlı proje araştırmalarında Türk ve
Amerikan boru kullanılmaktaydı. Ama Ruslar yakıt için kullandıkları bor cevherini nereden temin
ediyorlardı? Bu kaynak Türkiye’den başkası olamazdı ve Türk borları yakın takibe alındı.
• Hüsamettin Yakal’a ait “Yakal Madencilik” tarafından Yunanistan’a satılan 4.000 ton bor cevheri,
Çanakkale Boğazından çıkıp uluslararası sulara girer girmez Amerikan gemilerince çevrilir ve
müsadere altına alınır.
• Bu yıllarda ABD ve NATO tarafından bor stratejik maden olarak değerlendirilerek ihracatı kontrol
altına alınmıştır. 1958 yılından 1961 yılına kadar geçen süreçte bu yasak “COCOM” olarak bilinen
tedbirler kapsamında sürdürüldü.
1960’LI YILLAR
• Etibank Kütahya kolemanit yataklarının işletme ruhsatı aldıktan sonra kısa sürede müessese
müdürlüğüne dönüştürmüş ve kolemanit üretim ve ihracatına başlamıştır. Ancak kolemanit’in
işletmeden ham (tüvenan) olarak satılması, yabancı sanayiye hammadde temin eder bir ülke
konumunda olmak rahatsızlık nedeni olmaya devam eder. Rafine ürünler üretecek bir fabrika
yatırımı arayışıyla İtalyan Lardarella ve Borax Consolidated ile yapılan görüşmeler sonuçsuz
kalmıştır.
• 1960 yıllarının başında ABD tarafından Türkiye’nin boraks ve borik asit fabrikaları kurmaması
yönünde sık sık tavsiyelerde bulunur. Boraks ve borik asit üretimine dönük teknolojileri Türkiye’ye
transfer etmeye yanaşmazlar.
• Daha sonra hükümet aracılığı ile Polanya’nın Polmax adlı firması ile temasa geçilir ve teknoloji
transferinde anlaşılmıştır. Bandırma’da 1 Haziran 1964 tarihinde temel atılarak boraks ve borik asit
fabrikasının inşaat ve montajına başlanır.
• Ancak sıkıntı bitmemiş ve borik asit üretiminde kullanılacak sülfürik asit fabrikasının kurulması
gerekmektedir. Bu teknoloji de SSCB’den alınır. Rus firması Neftechimi ile yapılan anlaşma
sonucu Sülfürik asit fabrikasının 1969 yılında temeli atılarak inşaa ve montajına başlanır.
• 1970 yılı Türk özel ve kamu sektörünün ham bor ihracatının toplamı 334.291 ton olması, İngiliz ve
Amerikan sermayeli tröstün kırılmakta olan tekelin ilk ciddi işaretlerini vermekteydi.
83
• Bu yıllarda bor tuzu madenleri tekrardan Türkiye gündemine oturur. Borax Consolidated’in
Kırka’da sahip olduğu sahalar usulsüzlükten dolayı birer birer iptal edilirken, bor konusunda
Cumhuriyet Senatosunda “Bor Araştırma Komisyonu” kurulur ve komisyon İngiliz şirketini ve
geçmişini, Türk Ekonomisine katkılarını sorgulamaya başlamıştır.
• İngiliz Borax Consolidated Komisyona gönderdiği dilekçesinde; “ülkeye faydalı olmak ve daha
fazla döviz geliri sağlamak gayretiyle yıllardan beri yaptığımız teşebbüslerin belli bir zümrenin
daimi ve sistematik engellemeleri ile karşılaşmış ve bunun sonucunda şirket zarar gördüğü kadar
Türk Ekonomisi de önemli döviz gelirinden yoksun kalmıştır” ifade etmiştir.
• Ancak bor üretim ve ihracatı ile uğraşan Türk şirketlerin faaliyetlerini baltalayan şirket, bor madeni
ihraç fiyatlarının düşmesinde aktif bir rol almıştır. Nitekim bor madeni ihraç fiyatları; 1950’li yıllarda
tonu 62 $’dan 1960 yılı başında 42 $’a, 1962 yılında 33 $’a, 1965 yılında 23 $’a düşmüştür.
• Bunun yanı sıra 9 Kasım 1963 tarihinde Maliye Bakanlığı’nın hazırladığı raporda da Borax
Consolidated şirketinin ülke ekonomisine ve ödemeler dengesine katkı sağlamadığı tespit
edilmiştir.
• 1968 yılında Bandırma’da yıllık 20 bin ton boraks dekahidrat fabrikası ile yıllık 6 bin ton kapasiteli
borik asit fabrikasının inşaat ve montajı tamamlanmış ve Etibank tarafından üretime ve ihracata
başlanmıştır.
1970’Lİ YILLAR
• 1970’li yılların başından sonuna kadar geçen sürede bor madenlerinin sıkça tartışıldığına tanık
oluyoruz. Türk bor madenlerinin çirkin bir rekabet sonucu neredeyse maliyet fiyatına Avrupa’ya
ihracının Türk Ekonomisi alehine bir durum getirdiği ve israf edildiği ve bu durumdan kurtulmanın
ancak devletleştirme ile olacağını açıklayanlar, çeşitli suçlamalara maruz kalmaktadırlar.
• 1974 yılına gelindiğinde bor madeni ihraç fiyatı 25-30 $ civarında seyretmektedir. Türk Ekonomisi
için bir kaynak israfı niteliğine bürünen rekabeti ortadan kaldırmak üzere Ticaret ve Enerji
Bakanlığı, ihracatta taban fiyat uygulamasına geçer ve taban fiyat 70 $/ton olarak belirler. Ancak
ihracat fiyatı bu taban fiyatın üzerinde (90 $) gerçekleşmeye başlar.
• Türk özel bor madencilerinin kendi aralarında yaptıkları rekabetin arkasında İngiliz Tröstünün
oyunları bulunmaktadır. Nitekim bugün olduğu gibi o yıllarda da Belçika, Fransa, İspanya ve
Hollanda’da bulunan boraks ve borik asit fabrikaları İngiliz şirketine aittir.
• 1976yılında Balıkesir’in Bigadiç ilçesi civarında faaliyet gösteren Fransız KEMAD Ltd’in (Kimya
Endüstri Madenleri Ltd Şti.) bir sınır ihlali nedeniyle Bakanlar Kurulu tarafından ruhsatı iptal edilir.
• 1976 ve izleyen yıllarda bor madenlerinin devletleştirilmesi daha ciddi bir biçimde tartışır olmuştur.
Bu süreçte yapılan tartışmalar ve devletleştirme beklentileri nedeniyle özel sektör aşırı bir üretim
faaliyetine girmiş, ocakların normal bakım ve hazırlık faaliyetleri yapılmaksızın çıkarılabilecek
bütün cevherler üretilerek, ocaklar büyük oranda tahrip edilmiştir.
• 1978 yılında Bandırma Fabrikası rafine ürün yelpazesini genişletmiş ve ürün çeşidine boraks
pentahidrat ve sodyum perborat ‘da dahil edilmiştir.
• 4 Ekim 1978 tarih 2172 sayılı Devletçe İşlenecek Madenler Hakkındaki yasa ile bor madenlerinin
Devlet tarafından aranması ve işletilmesine, eski bor madeni ruhsatlarının da Devlete
devredilmesine karar verilmiş, Devlete ait bor ruhsat sahalarının hiçbir hakkı, gerçek ve tüzel
kişilere devretme yetkisi verilmez kaydı geçmiştir.
84
1980’Lİ YILLARDAN SONRAKİ DÖNEM
• Dünya Ticaret Örgütünün Marekeş toplantısını takip eden yılın başında Türkiye’de 24 Ocak 1980
tarihli ekonomik önlemler paketi açılmıştır.
• 9 Haziran 1980 yılında alınan bir kararla devletçe işletilmesi kararlaştırılan maden sahalarının eski
hak sahiplerine iadesi kararlaştırılmış, ancak Danıştay’a yapılan itiraz sonucunda yürütmeyi
durdurma kararı vermiş ve hükümet karara uymak zorunda kalmıştır.
• 10 Haziran 1983 tarih ve 2840 sayılı yasa ile kamu kuruluşlarına devredilen maden hakları
yeniden düzenlenir. Bu yasayla demir ve linyit sahalarının bazıları eski sahiplerine devredilir ve
yasanın 2. maddesine göre “Bor tuzları, trona, asfaltit, uranyum ve toryum madenlerinin aranması
ve işletilmesi Devlet eliyle yapılır. Bu madenler için 6309 sayılı Maden Kanunu gereğince gerçek
ve özel hukuk tüzel kişilerine verilmiş olan ruhsatlar iptal edilmiştir” şeklindedir.
• 1985 yılında Morgan Guarantee Bank tarafından hazırlanıp kabul edilen Özelleştirme Ana Planı
gereğince, özelleştirilmesi gereken kuruluşlar kapsamına ülke madencilik politikalarını yönlendiren
ve adeta sektörün lokomotifi konumuna gelen Etibank ta alınmıştır.
• 1993 yılında Etibank bünyesinde bulunan bankacılık bölümü, Etibank Bankacılık A.O. adıyla
bağımsız bir bölüm altında Özelleştirme İdaresine devredilir ve 1998 yılında özelleştirilmesi
tamamlanır.
• 98/10552 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile, 4 Şubat 1998 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak
yürürlüğe giren Etibank Genel Müdürlüğünün unvanı Eti Holding A.Ş. olarak değiştirilir. Aynı
zamanda Etibank’a bağlı ana müesseler; Eti Bor A.Ş., Eti Alüminyum A.Ş., Eti Krom A.Ş., Eti
Gümüş A.Ş., Eti Bakır A.Ş., Eti Eloktrometalurji A.Ş., Eti Pazarlama ve Dış Ticaret A.Ş. olmak
üzere 7 adet Anonim Şirkete dönüştürülerek Holding çatısı altında yapılandırıldılar.
• 98/10552 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı, 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamenin 3. maddesine aykırılık oluşturup, oluşturmadığı ve 2840 sayılı Kanuna
uygun olup, olmadığı hususlarının Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığının talebi, üzerine
Başbakanlıkça Danıştay’dan istişare görüş isteminde bulunulur.
• Danıştay tarafından 233 sayılı KHK’nin 3. maddesine uygun bulunmadığına; Eti Bor A.Ş.’nin
sermayesindeki özel kişi hisseleri nedeniyle bor tuzu sahalarının işletmesinin 2840 sayılı yasaya
aykırılık teşkil edeceğine oybirliği ile karar vermiştir.
• Haziran 1998 tarihinde Serena firması yetkilisi Erhan Aygün ile birlikte Saint Gobain grubuna bağlı
Vetrotekx Genel Müdürü ve Euromineralleri sahibi Eti Holding’e; Kestelek ocağında bir
konsantrasyon tesisi kurmak ve Bandırma kanalıyla İtalya’ya sevk etmek istediklerini ve tüm
masrafların şirketçe karşılanacağını, tüm tüvenan cevherinin taraflarınca alınmasının taahhüt
altına alınacağı ve bunlar için arazi tahsisinin yeterli olacağı, talebinde bulunur.
• Euro mineralleri Türkiye’den aldığı bor cevherini öğüterek Saint Gobain grubuna ve Avrupa’ya
pazarlayan basit bir öğütücü firmadır. Saint Gobain firması ise, Rio Tinto ile yaptığı gizli kartel
anlaşmalarıyla piyasalara kontenjan (fiyat, miktar vb) koyan uluslararası bir holding şirketidir.
• 2840 Sayılı yasaya aykırı olan bu teklif, Etibank’ın holdingleşmesinden 4 ay sonra yapılmıştır.
Ancak bu teklif kabul edilmemiştir.
• Eylül 1999 tarihinde bu defa da, Serena Endüstri Ürünleri Yatırım Sanayi A.Ş., Eti Bor A.Ş.’ne
bağlı Kestelek Bor İşletmesinden ihraç kaydı ile yine Kestelek’te yıkama ve öğütme tesisleri
kurmak suretiyle 20 yıl süreyle yıllık 200.000 ton tüvenan (ham) kolemanit cevheri talep eder.
• Kasım 1999 tarihinde yapılan çerçeve anlaşması ile 15 yıllık sürede yıllık sözleşmeler halinde,
yine yıllık 150-200.000 bin ton ihraç kaydı ile kolemanit cevherinin Serena firmasına teslimi
öngörülür. Ancak imzalanan çerçeve anlaşması duyulur duyulmaz kamuoyu ve baskı gruplarının
konuyu gündemde tutmaları ile geri adım atılır.
85
• 2840 sayılı yasa özel sektörün bırakın bor cevherine yaklaşmasını, curuf stokları, pasalarına bile
dokunamayacağını ve Eti Holding uhdesinde olduğunu hükme bağlamaktadır. Söz konusu yasal
düzenlemelerin emredici hükümleri altında işletme tanımının sınırlarının olduğu tartışılmaktadır.
• 25.02.2000 tarihinde Eti Holding; 2840 Sayılı yasanın 2. Maddesindeki “Bor tuzları uranyum ve
toryum madenlerinin aranması ve işletilmesi devlet eliyle yapılır” hükmündeki “işletme” ifadesinin
bor madenlerinin aranmasından üretimine, zenginleştirilmesine, rafinasyonuna ve pazarlamasına
kadar uzana bir çerçevede yorumlandığını ve bu yorumun uygulamaya esas teşkil ettiği, ve diğer
taraftan “işletme” ifadesinin bor cevherinin üretim ve zenginleştirme ile sınırlı olduğunu, özellikle
pazarlama faaliyetinin işletme kavramı kapsamı içinde mütalaa edilmesinin mümkün olmadığını
ve bu nedenle de cevherin zenginleştirilmesi sonrasına ilişkin öğütme, rafinasyon vb. işlemlerle
pazarlamanın özel sektör kuruluşları tarafından da yapılmasının önünde herhangi bir yasal engelin
olmadığı görüşünün bulunduğunu, ifade edilmiştir.
• Eti Holding, “işletme “ kavramı üzerinde doğan hukuki tereddüdün giderilmesi için Danıştay’dan
istişare görüş alınması talebiyle bağlı bulunduğu Devlet Bakanlığı’na müracaat ta bulunur. Devlet
Bakanlığı 6.3.2000 tarihi itibariyle durumu Başbakanlığa iletir. Başbakanlıkça 21.3.2000 tarihinde
istişare görüş istemini Danıştay Birinci Dairesine iletir.
• Bu arada Ceyhan Tekstil Sanayi A.Ş. (Ceytaş- Turgay Ciner) önce 7.4.2000 tarihinde şirket
yönetim kurulunu ve daha sonra 26.5.2000 tarihinde de Genel Kurulu toplantıya çağırarak
toplantıda, “cam, maden ve maden türevlerinden elyaf üretimi ile bu elyaflardan her türlü tekstil
ürünleri üretimi konusunda faaliyette bulunmasına ve bu maksatla ana sözleşmenin maksat
mevzuu başlıklı 3. maddesinin tadiline" karar verir.
• Danıştay tarafından 1.5.2000 tarihinde ve 2000/50 esas, 2000/67 karar nolu istişari görüşe göre;
2840 sayılı yasanın değişik 2. maddesi uyarınca bor tuzlarının aranması ve işletmesinin Devlet
eliyle yapılması zorunluluğunun, bu maddenin zenginleştirilmesini, rafinasyonunu ve
pazarlamasını da kapsadığı, ancak Eti Holding A.Ş tarafından ham bor ve işlenebildiği ölçüde
rafine bor olarak yurtdışına ihraç edilerek satılan bor tuzlarının, aynı biçimde ham bor ve rafine bor
olarak yurtiçinde isteyen Türk vatandaşı kişi ve firmalara da satılabileceği, Türk vatandaşı kişi ve
firmaların satın aldığı bor’u ülke içinde kuracağı tesislerde işleyip elde edeceği ürünleri yurtiçinde
ve yurtdışında satabilmesinde hukuki bir engel bulunmadığı sonucuna oybirliği ile karar vermiştir.
• 31.05.2000 tarihinde Ceytaş Şirketi Yönetim Kurulu, maden zenginleştirme ve öğütme işlemleri ile
fiberglas üretimi konularında gerekli fizibilite etütleri, diğer teknik çalışmalar yapılması ve teşvik
belgesi alınması konusunda karar verir. 30.06.2000 tarihinde de şirket ünvanını “Ceytaş
Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.” olarak değiştirir.
• Ceytaş A.Ş., 7.8.2000 tarihinde Eti Pazarlama ve Dış Ticaret A.Ş.’ye müracaat ederek, Hazine
Müsteşarlığına Türkiye’de 300.000 ton luk bir öğütücü tesis kurmak üzere müracaat ettiklerini
gerekçe göstererek, çeşitli ebat ve özelliklerde yıllık asgari 200.000 ton olmak üzere 15 yıllık bir
anlaşma ile konsantre kolemanit satın alma talebi işleme girer.
• 12.09.2000 tarihinde Ceytaş firması ile Eti Pazarlama arasında “Serena” firması ile benzer bir bor
cevheri alım satımı ile ilgili Çerçeve Anlaşması imzalanır. Ancak, Eti Pazarlama A.Ş. yönetim
kurulu tarafından onaylanmaz.
• 18.12.2000 tarihinde IMF’ye verilen niyet mektubunda “ Özelleştirme İdaresine ilave şirketler
devredilecek ve bu şirketlerin arasında Eti Holding’in bazı fabrikaları da yer almaktadır” ifadeleri
bulunmaktadır.
• Niyet Mektubunun verilmesinin ardından 20.12.2000 tarihinde 2000/92 sayılı Özelleştirme Yüksek
Kurulu Kararıyla, “ Eti Holding A.Ş.’nin özelleştirme kapsamına alınması ve hazırlık işlemlerinin 6
ay içinde tamamlanması” kararı alınarak 6.01.2001 tarihinde Resmi Gazete de yayınlanmıştır.
86
KAYNAKÇA
• YARARLANILAN KAYNAKLAR
1- DPT, 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı, Madencilik ÖİKR, Endüstriyel Hammaddeler Alt
Komisyon Raporu, Kimya Sanayi Hammaddeleri Cilt II, Bor Tuzları, Ankara, 2001
2- DPT, 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı, Kimya Sanayi ÖİKR, Bor Ürünleri, Ankara, 2001
3- DPT, 6. Beş Yıllık Kalkınma Planı, Kimya Sektörü ÖİKR, Bor Bileşikleri, Ankara, 1991
5- DPT, 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı, Madencilik ÖİKR, Enerji Hammaddeleri Alt Komisyon
Raporu, Nükleer Enerji Hammaddeleri Çalışma Grubu Raporu, Ankara, 2001
8- Ankara Ticaret Odası (ATO), "Ulusal Maden Varlığımız ve Bor Gerçeği", M. Mustafa
ÇINKI, Nisan 2001
9- TMMOB Maden Mühendisleri Odası, Madencilik Dergisi, Özel Sayı 2-3, Mayıs 1970
10- TMMOB Maden Mühendisleri Odası, Madencilik Bülteni, Sayı 65, Mart 2003
11- TMMOB Maden Mühendisleri Odası, "Bor Raporu", ( Web sitesinden alınmıştır)
14- TMMOB Maden Mühendisleri Odası, "Madencilik Terimler Sözlüğü", M.Öcal, G.Güngör,
M.Ş. Gök
16- Eti Holding A.Ş., "Bor (Sanayinin Tuzu)", Ekim 2003, Ankara
17- Eti Mineral Gazetesi, Çeşitli Sayılar, (Eti Holding Web sitesinden alınmıştır)
19- İNCE Özdemir, "Kurtarıcının Adı Toryum", Prf. Dr. Engin ARIK, Hürriyet Gazetesi,
Makale, 27/07/2002
87
21- Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A.Ş., "Madencilik Araştırması" Yılpar KAYNAK, Mart
1983, İstanbul
22- TMMOB Maden Mühendisleri Odası, "Toryum Türkiye'nin Her Derdine Deva mı?", Prof.
Dr. Ümit ATALAY, 17/04/2003 (Web sitesinden alınmıştır)
24- TMMOB Maden Mühendisleri Odası, "Bor Madenlerimiz Üzerine Yeni Oyunlar", Haziran
2003, Ankara
25- TMMOB Maden Mühendisleri Odası, "Toryum Varlığımız" Uğur BİLİCİ, Madencilik
Bülteni, Sayı 64,
26- TBMM, "Bor Hakkında Genel Bilgi ve Hedefler", Rapor (milletmeclisi.com. adresinden)
28- Ü. Ragıp ÜNCÜ, "Dünya Ham ve Rafine Bor Pazarına Bakış", 4. Endüstriyel
Hammaddeler Sempozyumu 18-19 Ekim 2001, İzmir.
30- O. Addemir, " Bor Ürünlerinin Teknolojileri ve Türkiye'nin Durumu" I. Uluslararası Bor
Sempozyumu, 3-4 Ekim 2002, Kütahya
88