You are on page 1of 24

“TÜRKİYE’DE HUKUK VE DEMOKRASİ”

SEMPOZYUM
Sultan Seçik ● Mehmet Özer ● Sibel Özbudun
Ercan Kanar ● Gülizar Tuncer ● Levent Kanat
Meral Danış Beştaş ● Özlem Gümüştaş ● Eren Keskin
Erdal Doğan ● Akın Birdal ● Gülten Kışanak
Sibel Uzun ● Figen Yüksekdağ ● Alper Taş
İlknur Birol ● Ertuğrul Kürkçü ● Selma Gürkan
Erhan Nalçacı ● Haluk Gerger ● İsmail Beşikçi
Ragıp Zarakolu ● Temel Demirer ● Ahmet Abakay
Mehmet Tursun ● Yılmaz Demiral

15 GÜNLÜK S‹YAS‹ GAZETE 12 OCAK 2011 / SAYI: 102 / 1 L‹RA Ankara Ekin Sanat Tiyatrosu ● 15 Ocak 2011

HALKLARIN ÖZGÜR İRADESİ


ZİNDAN DUVARLARINI YIKACAK

ORTAK GÖREV: ATEŞİN İÇİNDEKİLERİN SESİ


Bu mücadeleye şimdi yoğun ve örgütlü
SATHI MÜDAFAA! olarak Kürt gençlerinin dahil olması, anti-
militarist tavrın Türkiye’nin sorunları açı-
Herkesin vazifesi belli. Polis döver, YÖK sından somutlaşması anlamına da geliyor.
soruşturma ister, medya öğrencilere
karşı psikolojik harekatın zeminlerini
hazırlar, hükümet öğrencileri illegal ilan KRİZİN SEYR-Ü SEFERİ
eder, yargı da üzerine düşeni yapar. Küresel krizin salladığı coğrafyaların başını
Bunların tümü taktik hamledir. Strateji ABD çekiyorsa, ikinci sırada AB alanı var.
ise demokratik öğrenci muhalefetini Orada da sıkıntılı ülkeler İrlanda ve Güney
tasfiye etmek. Bu alanda AKP Avrupa ülkeleri. Yani Yunanistan, Portekiz,
İspanya, Güney Kıbrıs...
hegemonyasını tesis etmek.

CHP’DE ‘GANDİ EZEN VE EZİLENİN


KAVGASI
POPÜLİZMİ’ AKP arkasına aldığı emperyalist güçlerin
desteği ile devletin yürütmesinde ciddi bir
Kılıçdaroğlu, Kurultay’da açıkladığı
güç edindi. Bu edindiği gücü aynı zamanda
gibi, “din ağırlıklı siyaset yapan AKP
çeşitli devlet kurumlarını da ele geçirerek
ile etnik ağırlıklı siyaset yapan BDP” kalıcılaştırmak istiyor.
karşısında bir “üçüncü yol”un inşası
için gerekli revizyonları yapacak. Bu
revizyonda öne çıkacak çeşni “sos” İKİ DİLDE SESSİZ KALMAK
olacak gibi görülüyor: Kemalizm’e Türk devleti acizlik içerisinde
Kürt sosu, yeni liberalizme sosyal Kürt halkının haklı talebini nasıl
sos, Diyanet İşleri’ne Alevi sosu, karşılayacağını hesaplamaya çalışıyor.
militarizme demokrasi sosu… Pazarlık yapıyor baskı yapmaya çalışıyor.
DEVLETTEN VE SERMAYEDEN BAĞIMSIZ AKP hükümeti almıştır ve yaklaşık dört
yıllık 2. AKP hükümeti dönemini bu ka-

EMEK VE ÖZGÜRLÜK
rakterize etmektedir.
AKP hükümetinin, olmayan demokra-
tik adımlarını desteklemiyor diye sosya-
list sola ‘Ergenekoncu’, ‘statükocu’ vb.

DİNAMİĞİ
yaftalarını yapıştırmak üzerine kurulu
argümanların inandırıcılık dozunun gi-
derek düşmesine yol açan bu tablodur.
Bu düşünce sahiplerinin ‘ya AKP’yi des-
teklersin ya da statükodan yanasındır’
RADİKAL’İN SORULARINA SDP MYK’NIN YANITI biçimindeki “ya o ya o” akıl yürütmeleri-
nin, olabilirliğine dahi ihtimal vermedik-
leri “ne o ne o” duruşunu, emekçilerin Radikal, 29 Aralık 2010’da
Solda 12 Eylül referandumuyla netleşen ayrışmayı
ve ezilenlerin devletten ve sermayeden “Sosyalist Solda Derin Yarılma”
Ergenekon davası süreci değil, bu davayı mümkün kılan başlığıyla bir dizi başlattı.
bağımsız emek ve özgürlük dinamiğini
ve başbakanla genelkurmay başkanı arasında 2007’de ısrarla görmezden gelmesi de gerçek- Diziyi hazırlayanların SDP’ye
gizlice gerçekleştirilen Dolmabahçe mutabakatı süreci lik algısında ciddi bir bozukluğa işaret yönelttiği sorular sosyalist
belirlemektedir. Bu mutabakatla eski statüko ile yeni hareketin çok parçalı yapısı,
etmektedir. Çünkü “ne o ne o” duruşu,
Referandum sürecindeki
statükonun zorunlu izdivacı sağlanmış, egemenler arası 12 Eylül referandumunda “boykot cep- ayrışma, 2011 seçimleri ve
hegemonya kavgasının çapı-çerçevesi belirlenmiştir. hesi” olarak fiili bir güç olduğunu kanıt- seçim işbirlikleri konularında
lamıştır.

T
Partinin değerlendirmelerini
ürkiye’de sol/sosyalist ha- çıkışlı olmasının, birlik ve ayrışma 12 Eylül Referandumu öncesinde, talep ediyordu. Ancak dizinin
reketin 60’lı yılların ortala- dinamiklerinin iç içe geçmiş gö- ‘boykot cephesinde’ yer alan ESP ve yayınlanmaya başlamasıyla
rından itibaren neredeyse rünmesinin nedeni budur. BDP’ye yönelik operasyonlar, Referan- diziyi hazırlayanların asıl
yarım yüzyıldır bölüntülü bir ya- Sol/sosyalist harekette 12 Eylül dumdan yalnızca 9 gün sonra, araların- ilgilendiği alanın “yetmez
pıya sahip olduğu doğrudur. Bu 2010 referandum süreciyle bir- da genel başkanımız Dr. Rıdvan Turan’ın ama evet”çilerle “hayır”cılar
bölünmüşlüğün, sosyalistlerin 12 likte netleştiği düşünülen ayrış- arasında bir “kapışma” olduğu
da bulunduğu SDP ve TÖP yönetici ve
Eylül 1980’de yenilmesinden ve ma, görünürde ‘geleneksel sol’a anlaşıldı. Her gün bu iki cenaha
sözcülerine yönelik bir komployla, sos- birer sayfa ayrıldıktan sonra
Sovyetler Birliği’nin dağılmasın- itirazlarını referandumdan sonra yalistlere karşı tutuklama teröründe “boykot” cephesinden DİP,
dan sonra da, çeşitli birlik girişim ‘ilişki kesme’ boyutuna taşıyan yeni bir boyuta sıçratıldı. Bu operasyo- ESP ve SDP’nin görüşleri bir
ve deneyimlerine karşın sosyalist ya da referandumda ‘evet’ de- nu protesto etmek için gerçekleştirilen sayfaya sıkıştırıldı. Röportaj
sola hakim olduğu da bir gerçek- meyen solu ‘solda görmedikleri- bir basın toplantısında Ertuğrul Kürkçü yapılan hemen her kesim
tir. Yani her ne kadar sosyalist ni’ ilan eden kesimlerin sosyalist ‘yetmez ama evet’çilere sordu: ‘Artık görüşlerinin aşırı kesintiyle
solun son yirmi yıllık tarihinde sola yönelik toptancı bir ‘Ergene- yeter mi?’ ‘Yetmez ama evet’çilerden yayınlanmasından şikayetçi
sosyalistlerin birliği yönünde cid- konculuk’, ‘darbecilik’, ‘statüko- yanıt iki hafta sonra cemaatin gaze- oldu. SDP’den görüş talep eden
di çabalara tanık olunduysa da, culuk’ suçlamaları nedeniyle, ilk e-postadaki sorular ve gerekçe
tesinde yazıya döküldü: “Bu operas-
birlik zor olan ve başarılamayan, bakışta sanki Ergenekon davası metni 2.260 vuruştu. SDP’nin
yonun sola karşı yapıldığını söylemek yanıtı 6.800 vuruştu. Yalnızca
bölünme ise kolay olan ve her sürecine endeksli bir ayrışmay- Ergenekon’dan yana tavır almaktır”! 1.500 vuruşluk bir bölümü
fırsatta ‘başarılan’ bir dinamik mış gibi yanıltıcı bir görünüm AKP hükümetinin başta Kürt sorunu yayınlandı. Bu nedenle SDP
olarak solu karakterize etmeyi arzetmektedir. olmak üzere hemen her temel sorunda MYK’nın sorulara yanıtının tam
sürdürdü. Sosyalist solun etkili Bu kesimler, AKP hükümetini demokratikleşme yönünde adım atmak metnini yayınlama gereğini
bir muhalefet gücü haline gele- zayıflattığını düşündükleri her yerine, demokratik çözüm için bastıran duyduk.
memesinde esas etken bu bö- karşı çıkışı ‘AB hedefini ve de- demokratik muhalefet unsurlarını etki-
lüntülü yapıyı aşamamasıdır. mokrasiyi alaşağı etmek’ iste- sizleştirmek ve tasfiye etmek için, kendi stratejik ittifak ilkelerimiz çerçevesinde,
Sosyalist birlik çabalarının ba- yen geleneksel rejim yanlılığına Kürdünü, kendi Alevisini vb. yaratmak enternasyonalist sosyalistlerin oluştur-
şarısızlığı özünde sosyalist hare- indirgemekte, “AKP’nin çeşitli ve böylece giderek zayıflayan meşrui- duğu Demokrasi İçin Birlik Hareketi
kette bir yeniden yapılanma ve konularda attığı bunca demok- yet temellerini güçlendirmek peşinde (DBH) ve DBH içinde yer almayan diğer
verili durumu aşma çabalarının ratik ve cesur adıma rağmen koştuğunu görmek hiç de zor değildir. enternasyonalist sosyalistlerin ve Kürt
başarısızlığına tekabül eder. Öte hâlâ bu iktidarı desteklemekten, Neoliberalizmin mezarını kazan dünya hareketinin merkezinde yer alacağı bir
yandan sosyalistler için bir yeni- onun yaptığı ‘ilerici’ hamleleri al- ekonomik krizi, iktidarları yükselen/yük- seçim ittifakının olabilecek en geniş
den yapılanma gerekliliği kendini kışlamaktan kaçınan” sosyalist selecek bir emek mücadelesi karşısında demokrasi hattını örerek, emekçilerin,
dayattığı ölçüde sosyalist birlik solu ‘gerçek solcu’ yani ‘marksist kırılgan bir noktaya sürüklerken, AKP ezilenlerin, kadınların, gençlerin, ekolo-
çabalarının da süreceğini ve bu kökenden gelen solcu’ saymama hükümetinin hegemonyasını bazı sos- jik hareketin, barış hareketinin, Kürtle-
konuda biriktirilen azımsanma- hakkını kendilerinde görebilmek- yalistleri içeri tıkarak bazılarına da te- rin, Alevilerin toplumsal ve demokratik
yacak deneyimin ve bu deneyim- tedirler. şekkür ederek korumaya çalışmasında, talepleri çerçevesinde bir seçim faaliyeti
den çıkarılan derslerin yol açıcı Solda 12 Eylül referandumuyla ve önümüzdeki seçimlerden tek başına yürütülmesi gerektiğini düşünüyoruz.
olacağını da teslim etmek gere- netleşen ayrışmayı Ergenekon iktidar olacak bir çoğunlukla çıkmaya 28 Aralık 2010
kir. SDP kendini liberal soldan ve davası süreci değil, bu davayı çabalamasında da anlaşılmayacak bir SOSYALİST DEMOKRASİ PARTİSİ
ulusalcı soldan ayırt eden bütün mümkün kılan ve başbakanla MERKEZ YÜRÜTME KURULU
yan yoktur.
sosyalist yapıların çoğulcu birli- genelkurmay başkanı arasında SDP önümüzdeki seçim döneminde
ğinin ısrarlı savunucusu olmayı 2007’de gizlice gerçekleştirilen NOT: Yukarıdaki SDP MYK görüşü Radikal’in
başta Terörle Mücadele Kanunu, %10 *Sosyalist Solda Derin Yarılma* başlıklı dizisi
sürdürecektir. Birlik birilerinin Dolmabahçe mutabakatı süreci barajı vb. olmak üzere tüm antidemok- için yöneltilen şu sorulara yanıt olarak hazır-
zihinlerinde tasarlanmış ideal belirlemektedir. Bu mutabakatla ratik yasa ve uygulamaların teşhir edil- lanmıştır:
bir aygıt olarak gökten inmeye- eski statüko ile yeni statükonun mesi ve başat özellikleri sermayeden 1. Türkiye’deki sol / sosyalist hareket, yıl-
cek, SDP dahil varolan yapıların zorunlu izdivacı sağlanmış, ege- yana, militarist, Türk, Sünni ve erkek lardır söylenegelen haliyle ‘çok parçalı’ bir
kendilerini karşılıklı etkileşim menler arası hegemonya kav- olan bu Anayasa yerine demokratik, öz- yapıya sahip. Bu genel görünümün, Ergene-
içinde değiştirip-dönüştürerek, gasının çapı-çerçevesi belirlen- gürlükçü, emekten yana ve çoğulcu bir kon davası, 12 Eylül 2010 referandumu gibi
kendilerini kapsayarak-aşarak miştir. Toplumsal algıda iktidar gelişmelerle daha net bir ayrışmaya dönüş-
Anayasa geçirilmesi için bir demokrasi
ulaşabilecekleri bir süreç olacak- etmesine ‘izin verilmeyen’, ‘elini tüğü tespitine katılıyor musunuz? Kendisini
hattı örülmesi gerektiğine inanmakta-
tır. Sosyalist yeniden yapılanma, tutmasalar demokratik adımlar solda sosyalist siyasetin içinde tanımlayan
dır. SDP’nin 2011 Haziran seçimleri için gruplar arasındaki başlıca ayrımlar ve ortak-
en azından birliğe sıcak bakan atacak’ gibi görünen AKP hükü- yapılacak işbirlikleri konusunda bakışı, lıklar nelerdir?
yapıların masa başında oturup metinin yerini, güçlendikçe ikti- sosyalist birlik ve ittifaklar konusundaki 2. Sosyalist Demokrasi Partisi 2011 Haziran
anlaşmalarından ve birken bir darını artıran, eğer demokratik bakışından ve kongre kararlarından ba- seçimlerine ne tür bir katılımı öngörüyor.
artı bir artı bir… olmalarından adımlar atma niyet ve iradesi ğımsız değildir. Biz sosyalist demokra- Türlü vesilelerle dile getirilen olası ittifak
daha farklı, daha dinamik bir sü- varsa bunu gerçekleştirebilecek si, çoğulcu sosyalizm, sosyalist yeniden ya da işbirlikleri karşısındaki tutumu nedir?
reci ifade eder. Bu sürecin inişli- güce ve oy desteğine sahip bir yapılanma ve Kürt özgürlük hareketiyle Bunları nasıl değerlendiriyor?

DEVRİM İCİN SOSYALİST DEMOKRASİ • www.sosyalistdemokrasigazete.net • e-posta: posta@sosyalistdemokrasigazete.net • 15 Günlük Gazete • Yerel Süreli Yayın • Sahibi:
Devinim Yayıncılık Adına Yeşim Ergün • Yazıişleri Müdürü: Aziz Güler • Adres: Şehit Muhtar Mahallesi Yoğurtcu Faik Sk. No:14 D:2 Beyoğlu-İstanbul Tel.: 0212 256 10 08
• Baskı: Ezgi Matbaacılık – Sanayi Cad. Altay Sk. No:10 Yenibosna-İstanbul Tel: 0212 452 23 02 • SDP Genel Merkez: Meşrutiyet Cad. Meşrutiyet Apt. No:42/10 Yenişehir-
Ankara Tel: 0312 433 29 66 Fax: 0312 434 53 30 • www.sdp.org.tr • e-posta: sdp@sdp.org.tr
ORTAK GÖREV:
diyen AKP bes- Uzatmak gereksiz. se tasfiye etmeye,
lemesi sözde de- Dedik ya, perşembenin mümkün değilse
mokratlar: genç- gelişi çarşambadan bellidir de, oralarda ken-
lerin üzerlerine ve çarşamba gelmiştir. di hegemonyasını

SATHI MÜDAFAA!
kımıl zararlısı gibi Artık gelinen noktada, tesis etmeye çalı-
kimyasallar boca hattı müdafaa yoktur, sathı şıyor.
edilmiş, polis gö- müdafaa vardır ve o satıh AKP’nin Kürt
rülmemiş bir kinle bütün sosyalist harekettir. muhalefeti içinde
gençlere saldırmış. kendi Kürdünü ya-
RIDVAN TURAN Birinin burnunu ratmaya çalışma-
kırmış, birçoğunu sının, Alevi muha-
Herkesin vazifesi belli. Polis döver, YÖK soruşturma
yaralamış, bir kadının karnındaki be- lefeti içinde kendi Alevisini yaratmaya
ister, medya öğrencilere karşı psikolojik harekatın
beği katledilmiş, bunlara hiç takmayın. çalışmasının anlamı budur.
zeminlerini hazırlar, hükümet öğrencileri illegal Ya da hamile kadının eylemde ne işi var Referandum sürecini hatırlayın,
ilan eder, yargı da üzerine düşeni yapar. Bunların deyin, hatta kinayeli üslupla tüm gerici başbakanın gözyaşları içinde şehitleri-
tümü taktik hamledir. Strateji ise demokratik değer yargılarını seferber edin. mize atıf yapması bizim cenahtan ge-
öğrenci muhalefetini tasfiye etmek. Bu alanda AKP Hayır mesele basitçe polisin öğren- lecek üç beş oy için değildi. Sosyalist/
hegemonyasını tesis etmek. Muhalefeti bölerken, cileri dövmesi meselesi değildir. Bizler sol hareket içinde amaçladıkları kendi
parçalarken üniversiteler alanında AKP’ye eklemlenmiş de öğrenciliğimizde polisten, jandar- solcusunu/sosyalistini yaratma hedefi
bir “muhalefet” kurmak. madan çok zulüm gördük. Ama bu nedeniyleydi böyle seslenmesi.
defa mesele başka. Sonuçta da bizim gibileri zindanlara

G
Bu yaşadıklarımız bir prova. AKP, doldurarak tasfiye etmek isterken, te-
eçtiğimiz haftaya öğrenci bere içinde kalıyor. Bu tablo
gençliğin devrimci demokratik muha- şekkür edebileceği sol/sosyalist güçleri
eylemleri damga vurdu. karşısında çocuğun kendini ko-
lefetini tasfiye etmek için bir strateji oluşturmakta başarılı oldu. Sosyalist
Polisin öğrencilerin meş- rumasını eleştirenin insanlıkla
üzerinde çalışıyor. Tüm yaşadıklarımız hareket içindeki mühendislik faaliyeti,
ru gösteri haklarına karşı ta- alakası olabilir mi? Böylesi bir
bu stratejinin taktik formları. kendi solcusunu yaratarak bir aşama-
kındığı tutum epey tartışıldı ve eşitsizliğe, eşit mesafede tu-
Bir an düşünün, öğrencilerin gö- ya ulaştı.
belli ki daha da tartışılmaya de- tum takınmaya çalışmanın son
rüşlerini ifade etmek için kaleme al- Bu mühendislik faaliyetinde, alan
vam edilecek. Son söyleyeceğimi tahlilde ezenin yanında olmak
dıkları bir dosyanın malum toplantıya açmak için öğrencilerde olduğu gibi,
baştan söyleyeyim, bu eylemleri anlamına geleceğini hatırlat-
götürülmek istenmesi, ya da SBF’de polisinden, medyasına, yargısına tüm
anti-demokratik bulanın, poli- maya gerek var mı?
yumurtalı bir protestonun gerçekleş- imkanlar seferber edildi. Bugün öğ-
sin şiddetine karşı öğrencilerin Neymiş, öğrencilerin arkasın-
tirilmiş olması, bu kadar gürültüyü rencilere yöneltildiği gibi illegal örgüt
direnme hakkına dil uzatanın, da illegal örgütler varmış.
hak eden olaylar mıdır? Polisin şiddeti, üyesi olma suçlamaları bize de yönel-
“elbette öğrencilerin de protes- Neymiş, gençler AKP’ye karşı
ardından hükümet sözcülerinin, baş- tildi.
to hakkı var ama yumurta at- bir darbe sürecinin zeminini ha-
bakanın polisin tutumunu destekler Şimdi bize yapılana benzer bir ha-
mak da ne oluyor” diyenin, SBF zırlamak isteyen odaklarca yön-
açıklamaları, ardından bazı üniversite rekat öğrencilere planlanıyor. Fethul-
öğrencilerinin de, farklı surete lendiriliyorlarmış.
hocalarının, gazetecilerin bu kampan- lahçı medyada öğrenciler hedef gös-
bürünmüş özde birbirlerinin Bırakın bu klişeleri. Çocukla-
yaya verdikleri canı gönülden destek teriliyor. Amaç aynı, yöntemler aynı,
aynısı olan iki politikacıyı konuş- rın taleplerinin haklılığı karşı-
ve öğrenciler hakkında başlatılan idari aktörler aynı.
turmamalarını “faşizm” olarak sında yalanlara başvurmak sizi
ve adli soruşturma süreçleri… Polis- Geçtiğimiz günlerde bir TV progra-
niteleyenin, demokrasiyle olma- kurtarmaz. Olsa olsa daha fazla
YÖK-hükümet-malum medya-yargı mında Sevgili Alper Taş son derece
dığı gibi insanlıkla da bir alaka- çirkefe batmanıza yol açar. Do-
ittifakının karşısında hakkını isteyen isabetli bir noktaya temas etti (prog-
ları yoktur. muzlar çirkefe bayılırlar, siz de
gariban öğrenciler. Perşembenin gelişi ramın sonunu izleyebildik) ve hükü-
Bir an düşünün koskoca bir bayılıyorsanız sorun yok. Bildiği-
çarşambadan bellidir. Kimse bu ittifa- mete seslenerek “bu gidiş gidiş değil,
adam bir sabiyi duvara yaslamış niz gibi devam edin. Ya da çıkıp
kın, üzerinde düşünülmemiş, ayrıntılı öğrencileri hedef göstermeyin, onlara
ve basıyor sopayı. Çocuk kah “delikanlı” gibi, bırakın illegal
bir plana sahip olmayan bir “durum- yönelik bir operasyon planı yapmayın”
kafasını darbelerden sakınıyor, örgüt hikayelerini ve dövdük,
dan vazife çıkarma” hali olduğunu söy- dedi.
kah arada bir adamı dişleme- döveriz, döveceğiz olayını, yap-
lemesin. Bu analiz son derece haklı. Ancak
ye çalışıyor. Ama güç eşitsizliği tığınızı savunun.
Herkesin vazifesi belli. Polis döver, haklılığın ötesinde tüm sosyalistlere
nedeniyle ortaya çıkmakta olan Efendim öğrenciler tabi pro-
YÖK soruşturma ister, medya öğren- bir görev de yüklüyor.
sonuçtan kurtulamıyor. Yara testo gösterici yapacak ama…
cilere karşı psikolojik harekatın zemin- SDP, TÖP yöneticileri olarak bizler
lerini hazırlar, hü- cezaevindeyiz.
kümet öğrencileri ESP ve BDP’ye yönelik referandum
illegal ilan eder, yar- öncesi operasyonlar yapıldı.
gı da üzerine düşeni Halkevi, Odak, Sosyalist Gelecek, Sos-
yapar. yalist Parti, ÖDP üyeleri tutuklandı.
Bunların tümü Bilim ve Gelecek ve Red dergisi edi-
taktik hamledir. törleri cezaevinde.
Strateji ise demok- Kanımca, DBH bileşenlerine ve aynı
ratik öğrenci mu- gerekçelerle ÖDP, Halkevi ve TKP’ye
halefetini tasfiye et- yönelik düzmece bir operasyon her an
mek. Bu alanda AKP beklenmelidir.
hegemonyasını tesis Öğrenci kolektiflerine Ergenekon,
etmek. Muhalefeti Genç-Sen’e bir başka gerekçeyle bir
bölerken, parçalar- tezgah hazırlandığı yetkili bazı şahısla-
ken üniversiteler rın söylemlerinden çıkarılabilir.
alanında AKP’ye ek- Uzatmak gereksiz.
lemlenmiş bir “mu- Dedik ya, perşembenin gelişi çar-
halefet” kurmak. şambadan bellidir ve çarşamba gel-
Nereden mi bili- miştir.
yoruz? Çünkü ben- Artık gelinen noktada, hattı müda-
zerini daha önce de faa yoktur, sathı müdafaa vardır ve o
yaşadık. Kurmakta satıh bütün sosyalist harekettir.
olduğu yeni sta- Bizim yukarıda anlattığımız çerçe-
tükoya karşı zerre vede, Sevgili Alper’in konuşmasından
kadar muhalefetin çıkan görev de budur.
oluşmasını isteme-
yen AKP, muhalefet 12 Aralık 2010
alanlarını mümkün- Birgün, 29 Aralık 2010

3
SOSYALİST DEMOKRASİ / 12 OCAK 2011
azim ve kararlılıkla Günlerdir “suikast”, yekpare davranan
sürdürüleceği teyit “kırmızı çizgi”, “ameliyat eski ve yeni efendi-
edilmiştir.” yaptırmayız” gibi lerin bu sonuç bil-
Memleketin efen- politika dışı metaforlarla dirgesiyle Kürtlere
dilerinin özerklik konuşmanın dışında “susun ve oturun,
talebi karşısında- demokratik özerklik çözüm önerisi yapı-
ki cevabı bu oldu. önerisine karşıtlığını, lacaksa onu da biz
MGK sonuç bildir- nesnel, meşru, demokratik yaparız” demekten
gesinden alınan bu gerekçelerle izah eden başka bir şey söy-
paragrafların birin- kimseyi gördünüz mü? lemediğini gösteri-
cisinin “konuşan” yor. Zımnen DTK’ye
ve “öneri sunan” “konuşma” PKK’ye
DTK’ye ikincisinin de konuşmaya zemin “barış için çalışma”, her ikisine de bu
açmak için ateşkes ilan eden PKK’ye işlere “karışma” denmiş oluyor.
söylendiği belli. “Sorunun çözümü için Efendilere göre yoksa bu memleket
katkı sunabilecek herkesle görüşürüz ve bölünürmüş. Oysa Demirtaş gayet gü-
söylediklerini dikkate alırız” diyen ve si- zel ifade etti. Kimileri zevkü sefa içinde
lahlar susmadan konuşma olmaz diyen yaşarken kimisi açlıktan perişan oluyor-
başbakan değil miydi? sa o ülke zaten bölünmüştür dedi. Bu
Herkes elini vicdanına koyup söylesin. sözde gerçeklik payı yok mu sizce? Birlik
Her gün beş on kişinin hayatını kaybet- ve beraberliği olmazsa olmaz görenler,
tiği, kirli savaşın en sıcak günlerinde acaba bu bölünmüşlüğe de bir çare
yapılan ve ”milli şuuru” ayakta tutma- üretmek istemezler mi?
ya kilitlenmiş 90’lı yılların MGK sonuç Belçika’da süren “bölünme” tartışma-
bildirgelerinden ne farkı var yeni MGK larını konuşulan üç dile bağlayan Kılıçda-
bildirgesinin? roğlu gibilerin İspanya’da konuşulan 17
Bu bildiri silahların sustuğu, Kürt so- dilin neden orayı bölmediğine cevap ver-
rununun çözümü için Kürtlerin bir öneri meleri gerekmez mi? Ya da Fransa’nın,
sunduğu süreçte yayınlanıyor. İnsanın Almanya’nın, İsviçre’nin, Danimarka’nın
90’larda kaleme alınıp matbu hale ge- ve daha yüzlerce ülkenin. Hatta Korsika
tirilmiş sonuç bildirgelerinden birinin bir ada olduğu ve parlamentosu olduğu
daha yayınlandığını düşünesi geliyor. halde Fransa’nın neden bölünmüş ol-

HAFIZA-İ BEŞER Memleketin efendilerinin değişen madığını izah etmeleri gerekmez mi?
siyaset atmosferine rağmen değişme- Memleket Kürtler kendi dilinde ko-
mekteki ısrarları bir tutarlılığa değil, nuşunca, yazınca, öğrenim görünce

YA DA ESKİYEN
ağır bir ruhsal soruna işarettir. bölünmez. Özerk bir yönetim talebiyle
Bu bildirge bir şeye daha işarettir: de bölünmez. Memleketi bölecek olan
Kürtlerin demokratik özerklik önerileri- Kürtlerin yıllardır insan yerine konma-
ne karşı efendilerin fikri düzeyde söyle- masıdır. Eşit ve özgürce yaşamalarının

KIRMIZI ÇİZGİLER
yebilecekleri bir şey yoktur. engellenmesidir. Kendilerini memle-
Efendilerin gösterdikleri öfke politik ketin efendisi olarak görenler oldukça
kıvraklıklarının değil çaresizliklerinin ezilenlerin itirazı kaçınılmazdır. Bu sınıf
göstergesidir. Bir düşünün günlerdir planında da, ulus planında da böyledir.
“suikast”, “kırmızı çizgi”, “ameliyat yap- Sorunun tek çözümü eşitliktir. Mesele
RIDVAN TURAN tırmayız” gibi politika dışı metaforlarla bölünmek bölünmemek değil, insanla-
konuşmanın dışında demokratik özerk- rın eşit ve özgür yaşayıp yaşayamadık-
Eşitliğin ve özgürlüğün olmadığı yerde elbette ayrılmak lik önerisine karşıtlığını, nesnel, meşru, larıdır.
da bir tercihtir hem de demokratik bir tercihtir. demokratik gerekçelerle izah eden kim- Eşitliğin ve özgürlüğün olmadığı yerde
Efendiler ben size söyleyeyim: bu kafayla ve bölünme- seyi gördünüz mü? elbette ayrılmak da bir tercihtir hem de
bölünmeme ikilemiyle başlayacağınız her tartışma, Bazı ağır psikiyatrik hastalıklarda demokratik bir tercihtir. Efendiler ben
eninde sonunda her Kürdün başına bir asker dikmekle hasta ile konuşmak, iletişim kurmak size söyleyeyim: bu kafayla ve bölünme-
mümkün olmaz. Hekimin olağan ileti- bölünmeme ikilemiyle başlayacağınız
sonuçlanır. Kapıdan kovduğunuzu zannettiğiniz askeri
şim kurma yöntemlerine psikotik hasta her tartışma, eninde sonunda her Kür-
vesayetten, MGK kapısında icazet almak zorunda cevap vermez ya da kendi ruh alemin- dün başına bir asker dikmekle sonuçla-
kalırsınız. Meseleye özgürlükler ve eşitlik temelinde de yarattığı bazı sembollerle cevap ve- nır. Kapıdan kovduğunuzu zannettiğiniz
bakarsanız o dilinizden düşürmediğiniz bölünme rir. Cevap anlamlı olmasa da hastalığın askeri vesayetten, MGK kapısında ica-
fobinize belki çare bulabilirsiniz. teşhisi için bir ipucu taşır. Yıllar önce zet almak zorunda kalırsınız. Meseleye
paranoid şizofren tanısı almış bir has- özgürlükler ve eşitlik temelinde bakar-

G
eçen Salı günü koğuşça doğru bulmayabilirsiniz ama o tam vardı. Siz ne söylerseniz söyleyin, sanız o dilinizden düşürmediğiniz bö-
Meclis TV’de Selahattin zaman cevap verin, doğru buldu- o size “küçük cam kırıklarından çıkan lünme fobinize belki çare bulabilirsiniz.
Demirtaş’ın konuşmasını ğunuz nedir? Cevap çok geçme- adamların kendisini öldürmek için takip Ancak belli ki Kürt meselesini bir
izledik. Son dönemin en iyi ko- den geldi: ettiklerini” söylerdi. Hastalık ağır seyre- seçim malzemesi olarak gören ve mil-
nuşmalarından biriydi. Ülkenin “ … bu bağlamda, devletimizin derken bu endişesi dayanılmaz olurdu. liyetçi oyları toparlamak için haki yeşil
emek ve demokrasi sorunlarına ülkesi ve milletiyle bölünmez bü- Psikiyatristler bu anlamsız cümle için- bildirgelere imza atan hükümetin çok
odaklanmış, kapsayıcı, etkisini tünlüğünü ve toplumsal barışını den hastanın teşhisini çekip çıkartmış- zamanı kalmadı. Şu an sağa sola kımı-
(başbakanın yaptığı gibi) bağı- hedef alan tahrik ve girişimlerin, lardı. zı çizgiler çekmekle meşguller. Bu işler
rıp çağırmaktan değil, tarihsel milletimizin kardeşçe yaşama Şu an politik planda yaşanan tam böy- sağa sola kırmızı çizgi çizmekle olmaz.
ve güncel gerçekliklerden alan, iradesi karşısında hiçbir sonuca le bir şey. Demokratik özerklik önerisine Başbakanın iki dillilik tartışmasına ver-
sorunları iyi tespit eden ve daha ulaşamayacağına olan kati inanç karşı çok farklı bir düzeyin argümanla- diği cevap “kırmızı çizgilerimiz var” ol-
önemlisi çözüm önerileri içeren bir kere daha vurgulanmıştır.” rıyla “bölünmez bütünlük”, “terör”, “tek muştu. Hafıza-i beşer nisyan ile malül-
bir konuşmaydı. Devamla, bayrak, tek dil” vb. ile cevap veriliyor. İyi dür. Hatırlatması bizden olsun:
Çözüm önerisini demokratik “ … bu yaklaşımla önümüzdeki de cevabın böyle olmasını gerektirecek Son Türkiye ziyaretinde, 6-7 yıl önce
özerklik ekseninde açımladı De- dönemde de devletimizin terörün bir “soru” yok ki ortada. Öneri ne olur- çizdiğiniz malum kırmızı çizgilerin,
mirtaş. ve onun beslendiği ortamın tasfi- sa olsun psikotik bir “tutarlılıkla” cevap Talabani’nin ayakları altındaki kırmızı
İşte silahlar susmuş, silahsızlar yesine yönelik çok yönlü ve geniş aynı kalıyor. Ancak cevapların tümden halıya dönüşmüş olduğunu gördüm.
konuşmuştu. kapsamlı mücadelesinin her za- anlamsız olduğunu da söyleyemeyiz. Eminim siz de görmüşsünüzdür.
Demirtaş ısrarla sordu: De- man olduğu gibi, halkımızın sağ- Tıp bilimi yukarıdaki örnekte nasıl gö- Benden hatırlatması…
mokratik Toplum Kongresi’nin duyusu ve desteğinden alınan rüngünün ardındaki gerçeği çıkarmışsa,
özerkliğe ilişkin açıklamasını güçle ve taviz verilmeksizin aynı “politika bilimi” de Kürtler karşısında Günlük, 6 Ocak 2010

4
SOSYALİST DEMOKRASİ / 12 OCAK 2011
birlikte varlığını Gandi olmak demek ezilen telaşı içinde “her
sürdürmeyi olanak- halkların özgürlüğü uğruna şeyi söyleyen”, ama
lı kılan koşullar bü- çıktığı “uzun-ince yol”da sonuçta “hiçbir şey
yük ölçüde ortadan sessiz, derinden ve inatçı söylemeyen”, yü-
kalkmış ve CHP “ku- bir yürüyüşün, kendine zeysel, derinliği ol-
rucu misyonu”nu özgü bir mücadele biçiminin mayan “ürkek” bir
yitirmiştir. CHP, ya- sembolik ifadesi olmaktı. lider profili veriyor.
şamdan tasfiyenin CHP’ye “devrimci misyon” Kılıçdaroğlu’nun
eşiğine sürüklen- biçenler Kılıçdaroğlu’na bu tutumunun
miştir. Zira bu de- bunu hatırlatmalı; (örneğin Kürt so-
ğişim, kendini bir Türkiye’deki “sömürgeci rununa değinir-
şekilde yenileme sistem”in biraz daha ken) Kurultay’daki
sürecinde “eskiyi ömrünü uzatmak için konuşmasında çok
koruma” kaygısı ile siper siper dolaşılarak belirgin olduğunu
“yeniyi kazanma” Gandi olunamayacağını görüyoruz.
çabası arasındaki söylemeliydi. Konuşmasında
gerilimin her za- bir kez bile “Kürt”
man varlığını his- sözcüğünü ağzı-
settireceği, bir tür “istikrarsız denge” na almadı. Kürt sorununu “Güneydoğu
durumunun sürece damgasını vuraca- sorunu” biçiminde niteledi. Bu haliyle
ğını belirtmek gerekir. Kürtleri CHP’ye kazanmak, iktidar ba-
Dolayısıyla, kabul etmek gerekir ki, samaklarını hızla tırmanmak nasıl olur?
“bir ideoloji kendisini ortaya çıkaran nes- Tabi kestirmek zor!
nel koşullardan daha uzun ömürlüdür”. Bu konuda Tarhan Erdem haklı olarak
Kemalizmi de verili koşullarda böyle dü- köşesinde şunları yazmak zorunda kal-
şünmenin hiçbir yanlış yanı yoktur. CHP dı: “Bir siyasal parti Kürt sorununu nasıl
Kemalizm’den, Kılıçdaroğlu Baykal’dan tanımladığını, bu sorunu çözmek için ne
köklü kopuş içerisine giremez. yapacağını açık biçimde söylemiyorsa
Baykal’ın “sağ Kemalist” çizgisinin hiçbir şey söylemiyordur. (Radikal, 20
yarattığı tahribatları, Kılıçdaroğlu’nun Aralık 2010).
“sol Kemalist” çizgiyle aşma çabaları, Hatırlanacaktır. Kılıçdaroğlu Genel

CHP’DE “GANDİ POPÜLİZMİ”


ne kadar beklentilere uygun bir “sosyal Başkan olduğunda kendisine “Gandi Ke-
demokrat CHP” ortaya çıkarır bunu gö- mal” dendiğinde pek keyifli görünüyor-
receğiz. Ancak, kanımca CHP’nin tarih- du. “Ecevit şapkası”nın altında gözlerinin
sel dokusuna ve ideolojik referanslarına içi gülüyordu. “Gandi Kemal” denmesi-

VE “CHE ROMANTİZMİ”
baktığımız zaman, Kılıçdaroğlu’nun ve nin çok hoşuna gittiği her halinde belli
ekibinin önündeki en büyük güçlük “sağ oluyordu. Ama ben, Kurultay’daki ko-
Kemalizm”den, 70’lerin Karaoğlan’lı nuşmasını (özellikle Kürt sorunu ile ilgili
“sol Kemalizmi”ne yönelmek değildir. söylediklerini) dinleyince, “Gandi” üzeri-
Kemalizm’le yeni liberalizmin “politik ne pek derinlemesine düşünmediğini,
GÜNAY KUBİLAY sentezi”ni nasıl yapabileceği, herkesi ‘Gandilik’i bir tür “popülist paye” olarak
ikna edebilecek bir “üçüncü yol”cu çizgiyi algıladığını fark ettim. Şimdi buna bir de
Kılıçdaroğlu, Kurultay’da açıkladığı gibi, “din ağırlıklı nasıl belirleyeceğidir. Yeni CHP, tarihsel Che ekleniverdi, 68 ruhu çağrılarak.
siyaset yapan AKP ile etnik ağırlıklı siyaset yapan referanslarını koruyarak, hem de yeni Oysa ki, Gandi ömrünü İngiliz sömür-
BDP” karşısında bir “üçüncü yol”un inşası için gerekli “zaman ve mekan”a ayak uyduracak bir geciliğine karşı mücadeleye hasrettiği
revizyonları yapacak. Kanımca bu revizyonda öne yenilenme hamlesini nasıl yapabilir? için Gandi oldu. Gandi olmak demek
çıkacak en önemli çeşni “sos” olacak gibi görülüyor: Tarihsel orijinini koruyarak hem TÜ- ezilen halkların özgürlüğü uğruna çık-
Kemalizm’e biraz Kürt sosu, yeni liberalizme sosyal SİAD gibi “zenginler kulübü” ve ABD-AB tığı “uzun-ince yol”da sessiz, derinden
sos, Diyanet İşleri’ne biraz Alevi sosu, militarizme biraz gibi emperyalist merkezleri, öte yandan ve inatçı bir yürüyüşün, kendine özgü
işçileri, emekçileri ve ezilenleri (Kürtle- bir mücadele biçiminin sembolik ifadesi
demokrasi sosu…
ri, kadınları, gençleri, Alevileri, vb.) ikna olmaktı. CHP’ye “devrimci misyon” bi-

S
edebilecek bir programı nasıl yazabilir? çenler Kılıçdaroğlu’na bunu hatırlatmalı;
on günlerde sıkça sorulan sınıfsal temeller ve yapısal özellik-
Kemalizm’i aşmadan Kürt sorununa Türkiye’deki “sömürgeci sistem”in biraz
“CHP değişir mi?” soru- ler üzerine inşa edilmişse sonraki
hakkıyla nasıl bir “demokratik çözüm daha ömrünü uzatmak için siper siper
larına “son Kurultay’da” gelişim, değişim ve dönüşümü de
üretebilir, yeni liberalizme sırtını dönme- dolaşılarak Gandi olunamayacağını söy-
noktayı koydu Kılıçdaroğlu. CHP büyük ölçüde bu özellikler belir-
den nasıl bir “sosyal devlet” olunabilir? lemeliydi.
değişiyor. Değişecek tabi. Genel lemeye devam eder. CHP’de de
Hakikaten, bunları eş zamanda bağ- Che’ye de böylesine yüzeysel yaklaşıl-
başkanını değiştirdi. Kurultay’da böyle oluyor zaten.
daştıracak bir program yazmak, “özel dığına kuşku yoktur.
Parti Meclisini yeniledi, vitrinini CHP, 2010’ların dünyası ve
maharet” ister. Oysa ki, Che olmak, hayatını Latin
de değiştirdi. Türkiye’sinde tasfiye olmanın
Kılıçdaroğlu, Kurultay’da açıkladığı Amerika halklarının kurtuluşuna adayan
CHP, tarihsel kökleri derinde eşiğine sürüklenmiş durumda.
gibi, “din ağırlıklı siyaset yapan AKP ile enternasyonalist devrimciliğin biricik
“kurucu misyonu” olan bir parti. CHP’nin “siyasi kaderi” (Baykal’lı
etnik ağırlıklı siyaset yapan BDP” karşı- sembolü olmaktır. Che, yalnızca Küba
CHP gibi “kurucu misyonu” olan hali) pek parlak görünmüyor.
sında bir “üçüncü yol”un inşası için ge- devrimi için yaptıklarıyla değil, Küba’da
bir partinin değişip değişmeye- CHP’yi değişime, kendini “yeni-
rekli revizyonları yapacak. Kanımca bu oturduğu bakanlık koltuğuna sırtını dö-
ceği gibi siyasetin doğasıyla pek lemeye” zorlayan temel etken
revizyonda öne çıkacak en önemli çeşni nerek, Bolivya dağlarına çıkabilecek dev-
bağdaşmayan sorular yerine, de bu. Özellikle 2002’den beri
“sos” olacak gibi görülüyor: Kemalizm’e rimci iradeyi gösterdiği için Che oldu.
“ne yönde değişeceği, ne kadar Baykal liderliğinde izlediği “ar-
biraz Kürt sosu, yeni liberalizme sosyal Gandi olmak “popülist bir paye”, Che
değişeceği”dir sorulması, üzerin- kaik politikalar”la, militarist ve
sos, Diyanet İşleri’ne biraz Alevi sosu, olmak “devrimi bir romantizm” değil-
de durulması gereken. şovenist çizgiyle bırakın “sosyal
militarizme biraz demokrasi sosu… dir.
Örneğin, bazı “sol salvocular”ın demokrat” olmayı, MHP’yle ara-
Bundan fazlası, verili CHP için hem im- Başa dönecek olursak:
üfürdüğü gibi CHP’deki değişim sındaki ayrım çizgileri silikleş-
kansız, hem de Kılıçdaroğlu’nun “ufuk Yeni CHP ve Kılıçdaroğlu bunu kavra-
köklü ya da “devrimci değişim” miş, AKP karşısında yeteneksiz
çizgisi”nde gözükmüyor. dığında CHP’de “devrimci, demokratik
olur mu? ve statükoya sıkı sıkıya sarılmış,
Kılıçdaroğlu, kendisinin de oluşmasın- değişim” olur.
Hayır, olmaz. Olursa, Baskın değişime kapalı ve sistem içi bir
da katkılı olduğu, “katı parti dokusu”nu Devrimci, demokratik değişim olursa
Oran’ın dediği gibi, o zaman CHP, “siyasi iktidar alternatifi” olmak-
kırıp dökmeden, “çarşıya pirince gider- CHP, CHP olmaz!
CHP olmaz. Öyleyse “devrimci de- tan çıkmış bir parti. Dolayısıyla
ken evdeki bulgurdan olmamak” için bir Hadi, hayırlısı
ğişim” gibi “sol lafazanlıkları” geç- CHP’de değişimin “maksimum
tür “yumuşak dalga üzerinde ilerleme
mek lazım. Çünkü, tarihte pek sınırları”nı bu paradoksu aşma
siyaseti”ni tercih etmişe benziyor. “Es- 20 Aralık 2010
çok örnekte de görüldüğü gibi bir ihtiyacı belirleyecektir. Birgün, 5 Ocak 2011
kiyi koruma” ama “yeniyi de kazanma”
politik yapı hangi tarihsel koşullar, Kemalist ideolojik öncüllerle
5
SOSYALİST DEMOKRASİ / 12 OCAK 2011
EZEN VE EZİLENİN
cileri utanacakları yerde seviyesi düşük ka hiçbir gerçekçiliği olmayan halkçılık
espriler yapmayı tercih ettiler. gibi yaklaşımlar oportünistçe kullanıla-
Bütün bu durum bir yürüyüşe, iki bilinir şeylerdir.
koli yumurtalı protestoya tahammül Yıllarca “devleti arkadan yöneten CHP

KAVGASI
edemeyen, çırpındıkça batan bir ikti- anlayışı” şimdi iktidarı nispeten kay-
darı teşhir ediyor. AKP arkasına aldığı bedince “işçiye, öğrenciye, halka sahip
emperyalist güçlerin desteği ile devle- çıkıyorum” edebiyatı yapıyor. Bütün
tin yürütmesinde ciddi bir güç edindi. bağımlılık ilişkilerinin sorumlusu kendi
Bu edindiği gücü aynı zamanda çeşitli değilmiş gibi “bağımsızlıkçı” bir portre
M. ULAŞ BAYRAKTAROĞLU devlet kurumlarını da ele geçirerek ka- çizmeye çalışıyor. Fakat emperyaliz-
lıcılaştırmak istiyor. Tabii ki karşısında- me karşı hiçbir somut politika ortaya
ki eski statükonun egemen gücünün koyamıyor. CHP’nin NATO’ya ve Füze
AKP arkasına aldığı emperyalist güçlerin desteği ile
siyasi partisinin –CHP’nin– de kendisine kalkanına karşı ciddi bir karşı çıkışını
devletin yürütmesinde ciddi bir güç edindi. Bu edindiği karşı boş durmadığını biliyor. Bu du- göremedik. Bütün bu çerçevenin orta-
gücü aynı zamanda çeşitli devlet kurumlarını da ele ruma karşı AKP eski statükonun imti- ya çıkardığı sonuç CHP’nin halka ve bu
geçirerek kalıcılaştırmak istiyor. Tabii ki karşısındaki yazlar tanıdığı alanlara yeni imtiyazlar konu özelinde üniversite öğrencilerine
eski statükonun egemen gücünün siyasi partisinin dağıtıyor. Bu doğrultuda hükümetin nesne olarak yaklaştığıdır. Ve bu kitle-
–CHP’nin– de kendisine karşı boş durmadığını biliyor. iktidara geliş sürecinde “YÖK karşıtlığı” sel nesnelerin oligarşi içerisindeki kendi
Bu duruma karşı AKP eski statükonun imtiyazlar bitmiştir. egemenlik kavgası için kullanılabilir ol-
tanıdığı alanlara yeni imtiyazlar dağıtıyor. Çünkü AKP YÖK’ü ele geçirmiştir ve duğunu düşünmektedir.
kendi rektörlerine eski imtiyazlarını da- CHP’nin böyle düşünmesi doğaldır.
ğıtmıştır. Dolayısıyla bugün üniversite Her iktidar mücadelesi veren odak, asli

G
ündemi geçtiğimiz haf- lemi ya da yumurtalı protesto öğrencilerinin YÖK’e karşı çıkışı hükü- ve tali güçlerle ilgili ittifak ya da çatışma
talarda çoğunlukla Anka- eylemi oldu? Polis, yalnızca yürü- metin işine gelmemektedir. Hüküme- planları yapabilir. Benzer planları AKP
ra ve İstanbul’da gelişen yüş yapan öğrencilere, gaz, cop, tin bugüne kadarki üniversitelerle ilgili de “ülkede demokrasi istediklerini” be-
öğrenci eylemleri meşgul etti. tekme-tokat saldırdı ve birçok icraatlarını şöyle özetleyebiliriz: YÖK ay- lirten sağ ya da sol tandanslı bir kısım
Bu eylemler, son zamanlarda öğrencinin yaralanmasına ve nen olduğu gibi kalmıştır, polis üniver- liberali kullanmaya çalışarak hayata ge-
Avrupa’da binlerce öğrencinin doğmamış bir bebeğin ölümüne sitelere daha çok gelmeye başlamıştır, çirmeye çalışabilir. Bu kişilerin en man-
sokağa dökülmesi tarzında geli- sebep oldu. Doğal olarak burjuva eşitsizlikler ve paralı eğitim artmıştır tıklılarından biri olması beklenen Murat
şen kitlesel eylemler değillerdi. medyasında da bu konu haber ve bütün bunlara karşı çıkan üniversite Belge, Burhan Kuzu’nun 68 Devrimci
Bununla beraber bu eylemler bültenlerinde yerini aldı. öğrencilerine karşı ciddi bir medya tah- Gençlik hareketini karalayan sözleri-
“çok ses getiren cinsten” küçük AKP kuşku götürmez biçimde kimatı oluşturulmuştur. ne şöyle destek vermektedir: “Burhan
grupların yaptığı “şiddet içeren” gözün gördüğü bu polis terö- Hükümet temsilcileri ya da men- Kuzu’nun sözlerinin haklılık payını tes-
eylemlerden de değildiler. rünü destekleyince tartışmalar supları “sömürge valileri” gibi polis ve lim etmek gerekir. 12 Mart öncesinde-
Eylemlerden biri, rektörler ve konu iyice gündeme oturdu. koruma orduları ile halkın arasında do- ki öğrenci hareketinin önemli bir bölü-
ve başbakanın toplantı yaptığı Ayrıca hükümet birinci ağızdan laşmakta ve kendilerine biat etmeyen- münün son analizde bir askeri darbeye
Dolmabahçe’ye yürüyüş ve talep- “eylem yapan üniversite öğren- leri yasadışı, terörist, gayrı meşru gibi (“sol” bir karakter taşıyacağı umulan)
lerini içeren bir dosya iletmek- cilerinin arasında illegal örgüt sıfatlarla nitelendirmektedirler. Bur- zemin hazırlama amacıyla davrandığı
ten, diğeriyse AKP’li ve CHP’li mensupları var, bunların hangi han Kuzu örneğini inceleyecek olursak, inkar edilemez.” (Taraf, 12.12.2010)
iki profesörün Siyasal Bilgiler partilerden hazırlanıp geldiklerini Kuzu Siyasal’a misafir bir “profesör” Birincisi Murat Belge gençliği CHP
Fakültesi’nde protesto edilme- biliyoruz, bu eylemlerin ideolojik gibi değil, işgalci bir “sömürge valisi” ve AKP gibi nesne olarak görmektedir.
sinden ibaretti. Ankara Üniver- arka planı var” gibi yaklaşımları gibi yüzlerce polisin eşliğinde gitmiştir. İkincisi, bu kadar önemli bir belirleme
sitesi SBF’deki protesto gösteri- dillendirince var olan tartışmalar Kuzu üniversite öğrencilerinin birkaç yaparken, belirlemelerini dönemsel ta-
sinde Burhan Kuzu’ya yumurta iyice arttı. Bütün bunlara rağ- gün evvel gözünü morartan, kafasını rihin gerçekliği ışığında vermemektedir.
da atılması karşılıklı tartışmaları men kamuoyu baskısı sonucun- kıran ve doğmamış bebeğin katili polis 1968 kuşağından bahsedince, sosyalizm
artıran bir faktör oldu. Bütün da diğer hükümet temsilcilerinin terörünün sorumlusu olan hüküme- ve devrim ideallerinin o yıllar için tüm
bu gelişmelere benzer olaylar tersine Bülent Arınç polis terö- tin mensubudur. Har(a)çları toplayan, dünyada ciddi bir hegemonyasının ol-
daha evvelden de defalarca ol- rünü kısmen eleştirmek zorunda üniversiteye polisleri sokan, üniversite duğunu belirtmek gerekmektedir. Baş-
muştu fakat bu kadar gündem kaldı. Polis terörüne tepki olarak mezunu işsizler ordusunun sorumlusu, ta Latin Amerika, Uzakdoğu, Ortadoğu
olamıyorlardı. Neden geçtiğimiz gelişen yumurtalı protesto ile il- anadilde eğitim hakkını engelleyenin olmak üzere dünyanın dört bir yanından
haftanın gündemi yürüyüş ey- gili olarak, kimi hükümet temsil- vb. temsilcisi Burhan Kuzu SBF’ye hoş gelen anti-emperyalist ve sosyalizm he-
gelmemiştir. Ve hoş da gitmemiştir. defli mücadele deneyimleri, Türkiye’de
SBF’de konferans verme arzusu pek toplumun her kesimini azımsanmaya-
hoş karşılanmayan bir diğer profesör de cak ölçüde etkilemekteydi. Böyle bir
CHP’li idi. CHP’li Süheyl Batum da pro- ortamda devrimci fikirlerden etkilenen
testoya uğrayınca üniversite öğrencile- asker sayısı da elbette artmıştır. Dar-
rine “faşist” diye hitap etmiştir. Daha beyle sol (sosyalizme yakın) bir iktidarın
sonra bu söylemin CHP’nin son dönem gelebileceğine inanan azınlık bir grubun
taktik manevrasına uygun olmadığı- tersine DEV-GENÇ mantalitesi ve eyle-
nı kavrayıp “öğrencilere faşist demek mi kendi özgücüne ve halkına güvenen
istemediğini” belirtmiştir. Bu “faşist” bir dinamiğe sahip olduğunu, THKP,
söylemini hükümet, CHP ve kimi liberal THKO ve TKP-ML TİKKO gibi örgütlerin
yazarlar gelişigüzel kullanmaya başla- filizlenmesine yolaçarak göstermiştir.
dılar. Bu yüzden bu konuya bir açıklık Ayrıca aynı dönemde Ordu’dan çıkan
getirmek gerekiyor. Faşizm kapitalist askerler bu örgütlerin içinde, deva-
devlet tipinin siyasi bir biçimidir, bu mında ve Doktor Hikmet Kıvılcımlı’nın
devlet biçimini egemen kılmak için faa- fikirlerini takip eden fraksiyonlarında
liyet yürütenlere faşist denebilir… yer almışlardır. Bunların veya diğerleri-
Görüldüğü gibi eski statükonun tem- nin arasında eski ya da yeni statükoyla
silcisi CHP kendini yeni statükoya uy- uzlaşanlar olabilir fakat istisnalar kai-
durmaya çalışırken, popülistçe altını deyi bozmaz. Genelkurmay’dan darbe
doldurmadan faşizm kavramını kullan- beklemek başka bir şeydir, ordunun
maya çalışıyor. CHP’nin dayandığı İtti- bir kısmının devrimci sürece ve saflara
hat ve Terakki tarzı siyasetin tarihsel dahil olabileceğini düşünmek başka bir
evreleri göz önüne alındığında bu tarza şeydir. Aynı AKP’den demokrasi bekle-
hiç yabancı olmadığı ortaya çıkacaktır. menin başka bir şey, yegane devrimci
Bunlar için yerine göre Osmanlıcılık, sınıf olan proletaryanın öncülüğünde
Türkçülük, panislamizm, panturanizm verilen bir mücadele ile demokrasinin
ve bütün bunlarla karışık adından baş- kazanabileceğini düşünmenin başka bir

6
SOSYALİST DEMOKRASİ / 12 OCAK 2011
şey olduğu gibi… yeni bir 27 Mayıs planlıyorsa, bunun özgürlük hareketi iki dinamik güçtür. önemlice bir kısmını teşkil eden terör
Murat Belge AKP’yi şu argümanlarla başarıya yaklaşması, her şeyden önce Bu güçlerden sosyalist hareket her ne unsurunu kamufle etmeye çalışıyor.
savunmaktadır: “Tabii iş ‘AKP’yi alaşağı iktidarda olanların tutumuna bağlıdır. kadar bugün için cılız da olsa hızla güç- Halbuki kapitalist devlet insanın aklına,
etmek’le bitmeyecek. Bununla birlikte Rakibiniz … sizi analiz etmiş, davranı- lenmekte, Kürt özgürlük hareketi ise ilk olarak şiddeti büyük işçi ve emekçi
AB hedefi, demokrasi vb. de alaşağı şınızın kalıbını çıkarmışsa, sizden kendi güçlü ve etkili bir dinamik olarak geliş- yığınlar içinde bir avuç azınlığın şiddeti-
edilip geleneksel rejimimizle yola de- istediği tepkileri, sonuçları ortaya çıka- mektedir. Egemenleri haklı olarak en ni getiriyor. Ezen ve ezilenlerin ortasın-
vam edeceğiz.” (10.12.2010) Bu gele- racak olayları, eylemleri devreye sokar.” çok rahatsız eden gelişme bu iki dev- da durup “ilkelerden” bahsetmek hangi
neksel rejim ile mücadelenin bütün be- (11.12.2010) rimci dinamiğin stratejik birlikteliğidir. adalet anlayışına sığar?
delini Belge’nin hor gördüğü gençlerin Yukarıdaki alıntıda Belge “darbe” Çünkü egemenler böyle bir mücadele Adalet ve ilke konularına gelince Bel-
tarihsel olarak sahip çıktığı devrimci uyarısı yapıyor ve bu bağlamda AKP’yi birlikteliğinin oligarşik ve emperyalizme ge fikirlerini yazdığı gazetede polisle iş-
gelenekler ödedi. Bu geleneklerle ko- uyarıyor, oyuna gelme diyor. Sanki bu bağımlı yapının yarattığı statükoyu da- birliği yapan (ve bunu da açıkça ifade
numlanan devrimciler asıldılar, katledil- ülkede darbeyi engelleyen temel güç ğıtacağını çok iyi bilmektedirler. Dolayı- eden) “yazarlar” vasıtasıyla devrimci-
diler, işkencelerden geçirildiler, binlerce AKP hükümetiymiş kanısını yaratmaya sıyla her fırsatta AKP’yi kollamakla Bel- leri karalama kampanyaları yapıldığını
yıl ceza aldılar, cezaevlerinde yattılar. çalışıyor. Yakın tarihimizde uluslararası ge mevcut ana kapitalist statükonun görmüyor mu? Hangi kutsal amaç bir
Halen de aynı türden muamelelere tabi kapitalizmin kendi dinamikleri dahilin- makyajlanmış halini savunmuş oluyor. sosyalisti diğer sosyalistlere, ezilen Kürt
tutuluyorlar. Ve güçlerinin az ya da çok de Genelkurmay’ın iktidarını törpüleyen Bunu işçi sınıfı ve ezilenler üzerinde her halkına, işçi sınıfına, gençlere, halkına
olmasına bakmadan mücadelelerinde temel iki parametre vardır: Bunlardan tür terör uygulamasını hayata geçiren bu kadar yabancılaştırır anlamak müm-
ısrarcılar. Ne AKP’den, ne CHP’den ne biri emperyalizm diğeri ise tekelci bur- bir burjuva hükümetinin çoğunlukla uy- kün değil. Belge’nin yorum yaparken
de AB ve ABD’den medet umuyorlar. konu ettiği gençlerin sosyalist ve sağ-
İşçi sınıfının, ezilenlerin ve halkların öz- lam bir iradeye sahip devrimci gençler
gücüne güveniyorlar. Bu tarzın başarıya Murat Belge AKP’yi şu argümanlarla savunmaktadır: olduğunu bilecek tecrübeye sahip ol-
ulaşması konusunda farklı bir düşünce “Tabii iş ‘AKP’yi alaşağı etmek’le bitmeyecek. Bununla duğuna inanıyoruz. Devrimci gençleri
varsa bu açıkça ifade edilmelidir. Sos- birlikte AB hedefi, demokrasi vb. de alaşağı edilip yargılamayı bırakıp anlamaya çalışırsa,
yalist, bir yöntemle (yöntemler değişik geleneksel rejimimizle yola devam edeceğiz.” Bu belki bugün hizmet ettiği tarafı sorgu-
olabilir) sosyalizm için mücadele eden geleneksel rejim ile mücadelenin bütün bedelini lama imkanı bulacaktır.
kişiye denir. Bu noktada hatırlatmak- Belge’nin hor gördüğü gençlerin tarihsel olarak sahip Devrimci gençlerin iradesinin ve ener-
ta yarar var: Emperyalist bir blok olan çıktığı devrimci gelenekler ödedi. Bu geleneklerle jisinin, her tür nesneleşmeyi kıracak ka-
AB’ye girme hevesi ise yalnızca patron- konumlanan devrimciler asıldılar, katledildiler, dar büyük olduğunun kanıtları toplum-
lara ve yandaşlarına ait olabilir. Finans sal mücadeleler tarihinde kuşkuya yer
işkencelerden geçirildiler, binlerce yıl ceza aldılar,
kapitalin son global krizde kârına kâr bırakmayacak kadar çoktur. Devrimci
cezaevlerinde yattılar.
katması, işten çıkartmalar, işsizlik, sağ- gençleri nesne olarak görenler tarihen
lık hizmetlerinin özelleştirilmesi… vb. kendileri nesneleşmeye mahkûmdurlar.
demokratik gelişmeler ise Allah böyle Daha önce defalarca belirttiğimiz gibi
bir demokrasiden hepimizi korusun. Bu juvazinin çıkarlarıdır. Darbeye karşıt gulattığı bir polis terörü örneğini oyuna sosyalistler karşıt fikirlerle yine fikirleri
noktada “demokratik hakların kurucu- olan, dolayısıyla antiemperyalist ve an- gelinmiş bir münferit olay olarak gös- ile mücadele ederler. Burjuvazinin şid-
su ve geliştiricisi” AKP’yi hata yapma- tikapitalist güçlerin memleket gene- termek vasıtasıyla yapmaya çalışıyor. detine ve terörüne karşı ise savunma
sın diye Belge nasıl uyarıyor?: “Birileri lindeki örgütlü hali sosyalistler ve Kürt Oligarşik diktatörlüğün omurgasının hakkından daha meşru bir şey yoktur.

Kent Konseyi ve Eğitim Hakları Derneği Ortak Etkinliği İle


‘OĞLUNUZ ERDAL’ BELGESELİ ESKİŞEHİR’DEYDİ
E skişehir Kent Konseyi İnsan Hak-
ları ve Evrensel Değerler Çalışma
Grubu ile Eğitim Hakları Derneği dü-
turdu. Etkinliğe belgeselin yönetmeni
Tunç Erenkuş; müziklerini yapan Ayşe
Tütüncü ve Sıla Gerbağa da katıldı.
Tıp Fakültesi Prof. Dr. Necla Özdemir
Konferans Salonu’nda gerçekleştiril-
di.
idamını, yeni idamlar izledi. Bunlar-
dan birisi de Erdal Eren’di. Darbeciler
idamlar konusunda ellerini çabuk tu-
zenlediği ortak bir etkinlikle ‘Oğlunuz Etkinlik 4 Ocak 2011 tarihinde saat  Programın açış konuşmasını Nuret- tuyorlardı. İdamlarla 12 Eylül karanlı-
Erdal’ belgeselini izleyicilerle buluş- 17.30-20.30 saatleri arasında ESOGÜ tin Aldemir yaptı. Aldemir açış konuş- ğına direnenlere gözdağı verilmek is-
masında özetle teniyordu. Erdal Eren’i 45 gün içinde
şunları söyledi: yargıladılar. Karar idamdı. İdam kara-
‘12 Eylül askeri rı verenler kalem kırdılar. İsnat edilen
darbesinin üstün- suç bir askerin öldürülmesiydi.
den 30 yıl geçti. Askeri, Erdal Eren’in öldürdüğü-
Geçen bu uzun ne dair hiçbir kanıt yoktu. Darbeciler
zaman bile 12 Erdal’ı asmakta kararlıydılar. Çünkü
Eylül’ün etkilerini askere karşı gelinemeyeceğini göster-
silmeye yetme- mek istiyorlardı. Erdal’ın çocuk yaşta
di. Pek çok parti olması da onları durdurmadı.
ve kurum 12 Ey-  Dünya tarihine kara bir leke olarak
lül hukuksuzluğu geçen 12 Eylül darbesini ve faillerini
ile barışık yaşı- unutmadık; unutturmayacağız. 12
yor. Bu nedenle Eylül’ü yaratanları, 12 Eylül hukuk-
işçiler-emekçiler, suzluğu ile Türkiye toplumunu yöne-
yoksullar, gençler, tenleri, yönetmeye devam edenleri
kadınlar, aydınlar, bugün bir kez daha lanetliyoruz.’
ötekileştirilmiş   Açış konuşmasının ardından Ayşe
farklı kültürler, 12 Tütüncü (piyano) ve Sıla Gerbağa
Eylül’ün bıraktığı (basflüt) mini bir konser verdi. Kon-
acıları yaşamaya serin ardından belgesel izlendi. Son-
devam ediyor. rasında belgesel ve belgesele konu
12 Eylül 1980’de olan toplumsal ortama ilişkin söyleşi
darbeyi yapanlar 8 gerçekleştirildi. Etkinliğin sonunda
Ekim günü Necdet Ayşe Tütüncü, Sıla Gerbağa ve Tunç
Adalı’yı idam etti- Erenkuş’a ESOGÜ, Eskişehir Büyükşe-
ler. Necdet Ada- hir Belediyesi adına sembolik arma-
lı ilk siyasi idam ğanlar; Eskişehir Kent Konseyi adına
oldu. Adalı’nın da günün anısına plaketler verildi.

7
SOSYALİST DEMOKRASİ / 12 OCAK 2011
KRİZİN SEYR-Ü SEFERİ:
Bu “tarihsel harita” aynı zamanda Obama’nın, “Gerçek şu; bu resesyondan
bize 1914-1944 ve 1974-2000 dönemi tamamen çıkmamız birkaç yıl sürecek.
arasındaki “yapısal kriz” olarak nitelen- Resesyonda işlerini kaybeden 8 milyon
mesi gereken aralıklara işaret ediyor. işsize iş bulmak zaman alacak,” demek

ABD’DEN AB’YE...
Diğer bir deyişle rapor, küresel kriz zorunda kaldığı koordinatlarda; Kali-
mali bir krizle sona ererken, kriz yöne- forniya Valisi A. Schwarzenegger para
tim modelinin de tükendiğini haber ve- kalmadığı için çalışanlara ücretsiz izin
riyor. Aynı dönemde, tam da Fernand verirken; ABD Hazine Bakanı Timothy
Braudel’in yaklaşık 45 yıl önce öngördü- Geithner de, dünyanın geçmişte olduğu
TEMEL DEMİRER ğü gibi, finansallaşmayla birlikte bir he- gibi ABD’ye bel bağlamaması gerektiği-
gemonya döngüsü sona eriyor ve yeni ni açıklıyor…
Küresel krizin salladığı coğrafyaların başını ABD hegemonya adaylarının yükselmesine Stephen M. Walt de ekliyor: “Geçmiş-
çekiyorsa, ikinci sırada AB alanı var. Orada da sıkıntılı tanık oluyoruz. te diğer ülkeler Amerika’nın becerisine
ülkeler İrlanda ve Güney Avrupa ülkeleri. Yani “Yeni bir dönem” kapımızı çalıyor; özenirken, son yıllardaki başarısızlıkları-
Yunanistan, Portekiz, İspanya, Güney Kıbrıs... Doğu onların bundan kuşkusu yok; bizim de mız nedeniyle dünyanın gözündeki cazi-
Avrupa ülkeleri de sallandı tabii, ama bugünlerde olmasın, olmamalı da! bemizi kaybetttik…”[5]
güncel değiller. Bu listeye, yakında Belçika da Küresel krizin salladığı coğrafyaların Ayrıca Nobel Ekonomi Ödülü sahibi
başını ABD çekiyorsa, ikinci sırada AB Prof. Paul Krugman ise, ABD’li yetki-
eklenebilir. Hatta sallananların arasına İtalya da
alanı var. Orada da sıkıntılı ülkeler İrlan- lilerin ekonomideki toparlanmayı “ol-
katılırsa sürpriz sayılmayacak... da ve Güney Avrupa ülkeleri. Yani Yu- duğundan daha iyi gösterdiğini” öne
nanistan, Portekiz, İspanya, Güney Kıb- sürüp, politikacılara yönelik zehir zem-
“Dünyayı değiştirmek isteyen, rıs... Doğu Avrupa ülkeleri de sallandı berek açıklamalar yaparak, “Yaşan-
önce onu doğru anlayabilmelidir.”[1] tabii, ama bugünlerde güncel değiller. makta olan şeyin iyileşmeyle uzaktan

“K
Bu listeye, yakında Belçika da eklenebi- yakından ilgisi yok,” diyor.
üreselleşme” veya karışık olduğu”[3] artık bir “sır” lir. Hatta sallananların arasına İtalya da Gerçek rakamların inkâr edildiğine
neo-liberal saldırgan- değilken; IMF’nin raporu, dünya katılırsa sürpriz sayılmayacak... dikkat çeken Krugman, ABD Hazine Ba-
lık ulaştığı koordi- ekonomisinin 2011 yılında, daha kanı Geithner ya da Bernanke’nin iddia
natlarda karaya oturmakla kal- önce öngörülenden daha fazla ABD FASLI ettiği gibi iyileşme yolunda ilerlenmedi-
mayıp, III. Büyük Bunalımı da yavaşlayacağını söylüyor. IMF’ye Sermayenin yeni(den) yapılanma ara- ğine dikkat çekiyor.
tetikledi. göre gelişmiş ülkelerin kamu yışı, büyük bir alt üst oluşu; dolayısıyla İş bununla da sınırlı değil! New York
Sürdürülemez kapitalizmin borçlarının yükü ve bunları yö- da krizin tehdit ile imkânlarını devreye Üniversitesi Ekonomi Profesörü Nouriel
yapısal soru(n)ları “finansal” netmeye yönelik politikaların et- sokarken; “ileri” ile “geri” arasındaki Roubini de, ABD konut piyasasının çift
düzlemde boy verirken, bu da kileri ekonomik toparlanma üze- eşitsiz birleşik kapışma derinleşerek dip sürecinde bulunduğunu ve mora-
bugünde bir borç krizi formuna rinde olumsuz etki yapıyor! yaygınlaşıyor. toryuma sürüklendiğini belirtiyor!
rücu etti. Kapitalist dünyada karamsar- Örneğin ABD, Japonya, Almanya ve Dahası, kamu borçları hızla artıyor.
Ancak formel açıdan hangi lık artarken; ‘Batan Piyasalar’[4] İngiltere’nin dünya ekonomisi içindeki Merkezi yönetim net borcu 2007 yılında
tür(ev)de olursa olsun kapita- başlıklı yapıtında E. Ahmet To- yeri giderek küçülürken, ABD resesyon- GSYİH’nin yüzde 42’sindeyken şu anda
lizmin sürdürülemezliğinden ve nak, krizi “XXI. Yüzyılın İlk Buhra- la boğuşuyor. yüzde 65’in üzerinde. IMF tahminleri
bunun yapısal verisi olarak de- nı” diye niteleyip, bir altüst oluş Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) ve- 2012 yılında bu oranın yüzde 80’lere
rinleşerek yaygınlaşan III. Büyük dönemine doğru ilerlenildiğinin, rilerine göre, ABD’nin dünya ekonomi- yaklaşacağını gösteriyor.
Bunalım’dan başka bir şey değil- kapitalizmin “konjonktürel”den sindeki payı, satın alma gücü paritesine Buna eyalet ve yerel yönetim borçları
dir. çok “yapısal” soru(n)larının öne göre gayri safi yurtiçi hâsıla (SGP-GSYH) dahil değil. Dolayısıyla, mali genişleme-
Kolay mı? AB’yi göklere çıkar- çıktığının altını özenle çiziyor. bazında, 1980’de yüzde 24.585 iken, nin daralmasını konuşması gerekirken,
tan bir liberal “solcu”nun bile ‘Standard Chartered’ (SC) 2011 yılında yüzde 19.884’e, 2015’de Amerikan hükümeti işsizliği düşürmek
“Yeni bir mali kriz kapıda”[2] bankasının hazırlattığı ‘Süper- ise yüzde 18.4’ün altına inecek. için ilave genişlemeyi konuşmak zorun-
demek zorunda kaldığı bir Döngü Raporu/ Super-Cycle Re- Bu noktada Mahfi Eğilmez, “FED da kalıyor.
güzergâhta ilerliyoruz… port’ başlıklı rapora göre birin- bugün Keynesyen uygulamanın “Kısacası ABD’de işler iyi değil. AB üye
Uluslararası Para Fonu’nun cisi 1870-1913, ikincisi 1945-73 1930’lardaki gibi işe yaramayacağını ülkelerinin iflası olasılığının konuşuldu-
(IMF) 2011 tahminlerini içeren olmak üzere, bu kez 2000’de düşünemiyor mu?” sorusunu dillendir- ğu bugünlerde dünyanın dikkati Avrupa
görünüm raporuna da yansıyan başlamış olan üçüncü “süper- mekte haklıdır. üzerinde olmasa hep ABD’yi konuşuyor
“bıçak sırtı dengede kafaların döngü”yü yaşıyoruz. Gerçekten de ABD Başkanı Barack olacaktık,”[6] diyor Murat Yülek…
ABD’de 6 banka daha kapanıp; krizde
‘Yeşil Kart’ başvurusunda patlama ya-
şanırken…
Harvey Blatt’ın, “Zengin, şişman,
mutsuz ve çevresel açıdan aptal”[7]
diye nitelediği ABD; “Sağlık sistemi re-
formunun sosyalizm sayılması, küresel
ultra liberalizm, McCarthy’cilik dahası
Klu Klux Klan’ın karanlık dönemlerine
hasret ‘Çaycıların’ ustaca uyguladıkları
popülizmin”[8] girdabında debeleni-
yor…
Shankar Vedantam’ın, “ABD’de sağ
solun şeytan olduğundan, sol da sağın
gerizekâlı olduğundan emin,”[9] diye
betimlediği dizaynda “Siyasi sistemde
genel bir sağa kayış, giderek artan bir
parçalanma eğilimini de beraberinde
getiriyor.”[10]
“Ekonomik kriz, yüksek işsizlik işçi sı-
nıfını, orta sınıfları korkutuyor, güven-
sizlik duygusunu körüklüyor. Bu kesim-
ler ABD’nin ihracat gücünün, teknolojik
üstünlüğünün, uluslararası alandaki ra-
kipsiz konumunun meyvelerini yedikleri
zamanları, kısacası ABD hegemonyasını
özlüyorlar.
Bu, ABD’li çokuluslu şirketler açısın-

8
SOSYALİST DEMOKRASİ / 12 OCAK 2011
dan, gelişmekte olan piyasalara kolayca letlerin gayri safi yurtiçi hasılasının en
girip çıkabildikleri, ‘ekonomik tetikçile- fazla yüzde üçü oranında borçlanmasını
rin’ yeni iş alanları açtığı, hükümetleri ve tüm borçlarının bu hasılanın yüzde
değiştirebildiği bir ‘asr-ı saadet’ dö- 60’ını geçmemesini ön görüyor. Şu ana
nemiydi. Şimdi Çin, Hindistan, Rusya, kadar Avrupa Komisyonu, bu kuralların
Brezilya gibi ülkeler yükseliyor, ABD’nin çiğnenmesi hâlinde yaptırımlar önere-
nüfuz alanlarına (‘yenisömürgecilik’ biliyor, ama ceza veremiyordu. Şu ana
coğrafyalarına) giriyorlar; madenleri, kadar bakanlar konseyi üçte iki çoğun-
değerli mineralleri, gıda enerji havzala- lukla karar verebiliyordu.
rının denetimini ele geçirmeye, hükü- Özellikle Fransa veya Almanya, bu
metleri etkilemeye başlıyorlar. Böylece ilkeleri çiğnemeleri hâlinde, kolaylıkla
hem ABD işçi sınıfının ve orta sınıfının bakanlar konseyinde aleyhlerinde sert
refahının altın çağını hem de çokuluslu kararlar alınmasını engelleyebiliyorlardı.
şirketlerin ‘asr-ı saadeti’nin bittiğini ha- Şimdi bu durum değiştiriliyor. Cezalan-
ber veriyorlar. dırma otomatik bir işleyişe bağlanıyor.
Artık kendi işçi sınıfının, orta sınıfın Hatta Almanya daha da ileri giderek,
refah kaybını ülke içi kaynaklarıyla telafi fazla borçlu ülkelere Avrupa Birliği des-
edemeyen ABD egemen sınıfları açısın- tek fonlarından para aktarılmamasını
dan, Cecil Rhodes’ın ‘devrim istemiyor- öneriyor. Bu şekilde AB içerisinde şim-
sanız emperyalizme katlanacaksınız’ diden şekillenmiş olan sosyal parçalan-
sözleri gerçeklik kazanıyor. Simgesel bir mayı derinleştiriyor.
hareketle Churchill’in büstünü Beyaz Artık kendi işçi sınıfının, orta sınıfın refah kaybını ülke Gerçekten de kapsamlı “kemer
Saray’dan çıkaran Obama’yı, İngilizlerin içi kaynaklarıyla telafi edemeyen ABD egemen sınıfları sıkmalar”la halkın refah düzeyine yöne-
de yardımıyla, bu eksenden eleştirme- lik saldırıların, Yunanistan ve İrlanda’dan
açısından, Cecil Rhodes’ın ‘devrim istemiyorsanız
ye başlamak, büyük sermayenin arzula- sonra Portekiz, İspanya, İtalya gibi eko-
rıyla alt sınıfların korkuları arasında bir emperyalizme katlanacaksınız’ sözleri gerçeklik nomileri çok daha büyük ülkelere doğru
köprü kurmaya olanak sağlıyor. Tam kazanıyor. Simgesel bir hareketle Churchill’in büstünü yayılması bekleniyor. AB’nin merkez ül-
dış piyasalara, doğal kaynaklara, nüfuz Beyaz Saray’dan çıkaran Obama’yı, İngilizlerin de kelerinden biri olarak bilinen Belçika’nın
alanlarına gereksinim artarken, ‘sömür- yardımıyla, bu eksenden eleştirmeye başlamak, büyük adı da, hiç beklenmedik bir biçimde
geciliğe karşı’, ‘ABD liderliğini tasfiye et- sermayenin arzularıyla alt sınıfların korkuları arasında bu ülkelerle birlikte anılmaya başladı;
meye kararlı’ bir başkan olabilir mi? bir köprü kurmaya olanak sağlıyor. Immanuel Wallerstein’ın, “Avrupa, bu-
Obama antisömürgeci filan değil. laşıcılığına rağmen Atina’nın yarattığı
Ama bu söylemin, siyaseti daha milita- ekonomik sorunu çok zorlanmadan çö-
rist bir yöne çekmeye ve emperyal ma- oysa kriz, değişimin de ağlarını örüyor. vam edeceğidir.”[14] zebilir. Fakat bölünme tehlikesi altında-
ceralar için gerekli kamuoyu desteğini, Yunanistan krizini hafifleten süreç, İstatistikler, Yunanistan’dan başla- ki Belçika’nın krizi, kolayca tüm kıtanın
insan malzemesini oluşturmaya hizmet AB ve IMF ortaklığında bir fon oluştu- yan, İrlanda ile devam eden borç ve iflas krizi hâline gelebilir,”[15] uyarıları eşli-
edeceği de bir gerçek. Böyle bakınca, rulmasıyla, bazı üye ülkelerin krize aday sarmalının, Portekiz, İspanya ve İtalya’yı ğinde…
ABD’nin Ortadoğu’daki hareket alanını olmaları hâlinde bu fonun önemli bir içine alarak genişleyeceğine işaret edi- Tüm bu saldırının arkasında, sözde pi-
kısıtlayan İran’ın etkisinin kaldırılması- sigorta olduğu anlatılarak başlamıştı. yor. yasaların ve genelde kapitalizmin kendi
nın önemi, hem stratejik bölgeleri de- Yılın ilk yarısında, PIGS olarak adlandı- Alman basınındaki analizlerde kendine dengeye geleceğine, istikrar ve
netim altında tutmak hem de ABD’nin rılan Portekiz, İrlanda, Yunanistan ve İspanya’nın Aralık 2010 sonuna kadar refah sağlayacağına ilişkin, fiilen bir kez
askerî gücüne güveni restore etmek İspanya krize aday ülkelerdi. 9 milyar, 2011 yılı içindeyse 90 milyar daha iflas etmiş 300 yıllık bir ideoloji ya-
açısından artıyor.”[11] O gün de, bugün de, krize giren ya da avro ödemede bulunması gerektiği ifa- tıyor. Böylece içinde bulunduğumuz du-
Bu tablo da “Yeni savaş senaryosu”nun yakın aday olan ülkelerle birlikte ortaya de ediliyor. AB Komisyonuna göre 2010 rum bir taraftan, “Yangını söndürmek
da zeminini oluşturuyor! dökülen ‘kriz matematiği’ gösteriyor ki; sonu itibariyle İspanya’nın bütçe açığı için, bizzat yangını çıkaran kundakçıyı
Nasıl mı? krizle çalkalanan ülkelerin ya da banka- yüzde 9.3. Ve asıl kırılma İspanya’nın yardıma çağırmaya benziyor” öbür ta-
İşsizlik, yoksullaşma, ev piyasalarının larının kayda değer borçları var, alacak- iflasıyla yaşanacak gibi görünüyor. Yani, raftan da “kendi kuyruğunu yiyerek ya-
krizi, kredi piyasalarındaki tıkanıklık- lısı da AB’nin iki ‘amiral gemisi’ Alman AB hızla duvara toslamak üzere ilerli- şamaya çalışan bir yılana”.[16]
lar, giderek daha sık vurgulanan talep ve Fransız bankaları! Krizdeki borçlu yor. Özetle AB istatistik kurumu
yetersizliği sorunu ABD ekonomisinin ‘yanıyor’ da alacaklı ‘yanmıyor’ mu?” ‘Die Zeit’ gazetesine avro ile ilgili bir Eurostat’ın verilerine göre Avro
canlandırılmasını gerektiriyorken; ‘The Aynı konuda “Dubai’nin sorunu dünya değerlendirme kaleme alan Oxford Üni- Bölgesi’nde işsizlik rakamları ciddi şe-
Washington Post’ yazarı, Obama’nın çapında bir mesele olabilir mi?” sorusu- versitesi ‘Avrupa Araştırmaları Enstitü- kilde tehdit oluşturmaya başlamışken;
ekonomik büyümeyi canlandıracak güç- nu, “Bence olabilir çünkü Dubai’ye borç sü’ yöneticisi Prof. Timothy Garton Ash, oranlar 1998’in Temmuz’undan beri
leri harekete geçiremezse 2012 seçim- verenler arasında Batı’nın önde gelen İspanya’nın iflası durumunda AB için görülenlerin en yükseği olarak kayde-
lerini kazanamayacağını vurguladıktan ve krizden yeni çıkmakta olan banka- “olmak ya da olmamak” noktasına ge- dildi. Veriler ışığında bakıldığında Avro
sonra, iki olasılığı değerlendiriyor. ları var,” yanıtını veriyor Servet Yıldırım lineceğinin altını çiziyorken; piyasalarda Bölgesi’nde işsiz sayısı 80 bin artarak
Birincisi iş döngüsü (business cycle) da… Yunanistan ve İrlanda’dan sonra Kıbrıs 15 milyon 950 bine; 27 üyeli AB gene-
kendiliğinden toparlanma aşamasına Rum Kesimi’nin derin krize gireceği en- linde ise 84 bin artarak 23 milyon 150
geçer. Ancak bu olasılık çok düşük… AB’NİN (ZAVALLI) DURUMU dişesi kök salıyor… bine çıktı.
“Peki ekonomiyi başka ne canlandıra- Kim ne derse desin; “2010 başında Yine Uğur Gürses’in, “AB’deki kırılma Ayrıca da Jill Treanor, “Hisseler, ev
bilir?” diye soran yazar; soruyu, “Bunun küresel ekonominin meselesi Yunanis- hızla devam edecek” diye betimlediği fiyatları düşecek ve bankalar tekrar
cevabı çok açık ama sonuçları da bir o tan krizi dolayısıyla “Ne olacak bu AB güzergâhta AB’nin “kurtarma pake- kurtarılmak zorunda kalınacak,”[17]
kadar korkutucu” diyerek cevaplandırı- ekonomileri?” meselesiydi. 2011 ba- ti” sonrasında birçok Avrupa ülkesine derken; ‘Ernest &Young’ın raporuna
yor ve devam ediyor: “Geçen sefer eko- şında ise bu kez merkezi AB ülkelerinin sıkı tasarruf programları dayatıldı. Bu göre ise Avro Bölgesi’nde krizden kay-
nomik krizi nihayet ne sonlandırdı? II. bankacılık sistemleri tartışmanın oda- programların en önemli ayaklarını, sos- naklanan durgunluk 2015 yılına kadar
Dünya Savaşı…”[12] ğındadır. Soru yine aynıdır.”[13] yal güvenlik çerçevelerinin kırılması ve sürecek.
“İyi de şimdi ne olacak” mı? emek piyasalarının “esnekleştirilmesi”
AB FASLI Ulaşılan koordinatlarda AB yetkilileri oluşturuyor. Yine paralel izlenen diğer BORÇ KRİZİ(’NİN BOYUTLARI VE
ABD faslı böyleyken; AB de bundan birbiri ardına düzenledikleri toplantı- bir politik hedef ise, Avro’nun istikra- SONUÇLARI)
farklı değil! larda Avro Bölgesi’ni krizden kurtara- rını sağlamak, Avrupa para birliğine AB’de İrlanda’dan sonra Hollanda ve
Avro’nun ve bir ekonomik blok ola- bilmenin yollarını arıyorken; ya da AB- giriş kurallarını belirlemek için karar- Fransa’nın borç batağına saplanmasın-
rak AB’nin geleceğinin, siyasi yönetişim IMF’nin İrlanda’ya yönelik 85 milyar laştırılan Avrupa İstikrar ve Büyüme dan korkuluyorken; ‘The Financial Ti-
sorunları giderek derinleşirken ekliyor avroluk yardım paketine rağmen piya- Sözleşmesi’nin ilkelerinin sertleştirilme- mes Deutschland’ gazetesi, “Avro Böl-
Uğur Gürses: “2010, herhâlde tarihe salar düzelmiyor. Borsalardaki kayıp ar- sidir. gesi ülkelerinin çoğunun, AB’nin beşinci
‘Avrupa krizinin başladığı yıl’ olarak ge- tıyor, avro kendine gelemiyorken; “Asıl Bu sözleşme, Avro’ya katılan ülkeler- büyük ekonomisi İspanya’yı korumak
çecek. Zira İrlanda krizinin çözümünde- sual İrlanda’ya ne olacağı değil, durumu den elde ettikleri vergiler kadar har- için Yunanistan ve İrlanda’dan sonra
ki yol haritası gösteriyor ki; kriz içinde İrlanda’dan pek farklı olmayan Portekiz cama yapmalarını öngören dengeli bir Portekiz’in de Avrupa kurtarma fonuna
kriz yaşanıyor. Zaman kayıpları, iç çekiş- ve İspanya’ya ne olacağı, Avrupa’da do- devlet bütçesi talep ediyor. Ekonominin finansal kurtarma başvurusunda bu-
meler, pazarlıklar, iç politika hesapları; minoların nereye kadar düşmeye de- dalgalı olduğu dönemlerde bile dev- lunması için baskı yaptığını” yazarak,

9
SOSYALİST DEMOKRASİ / 12 OCAK 2011
“Portekiz fonu kullanırsa bu İspanya
için iyi olacak, çünkü İspanya Portekiz’in
durumundan ağır şekilde etkilenecek”
dedi.
AVRO’NUN
AB bankalarına 300 milyar dolar bor- GELECEK(SİZLİĞ)İ
cu olan Yunanistan’ın kurtarılması için
148 milyar dolar (110 milyar Avro) sağ- Avro’nun durumuna ilişkin olarak
lanmıştı. Öyle ki, Yunanistan krizinin ‘The Economist, “Avro için çöküş”[19]
ana teması kamu borçluluğu idi. Ban- olasılığından söz edip; Metin Ercan,
kalarının aşırı kaldıraçlı borçları söz ko- “AB’deki batıklar sonrası ‘Ekonomik
nusu değildi. Tam altı ay geçtikten son- ve Para Birliği’ (Economic and Mone-
ra bugünlerde alevlenen İrlanda’nın ise tary Union - EMU), zayıf ülkeleri ata-
AB bankalarına 509 milyar dolar borcu rak küçülebilir veya Almanya para bi-
var. Oysa İrlanda için tasarlanan kurtar- rimine geçebilir,” derken; “Avro’nun
ma kredisi 88 milyar dolar (67.5 milyar Geleceği Kaldı mı?” sorusunu da
Avro). Bu borç tablosuyla, bugün tasar- “Avro tam anlamıyla ‘çürümeye terk
lanandan çok daha fazla bir kurtarma edilen’ bir para birimi” diye yanıtlıyor
fonuna ihtiyaç duyulacağı da açık. Uğur Gürses…
Avrupa ülkeleri, birbiri arkasından Almanya Merkez Bankası
borç krizleri içine giriyorlar ve öteki bor- Bundesbank’ın Başkanı Axel Weber,
cu yüksek ülkeler tarafından ek borç- Gerçekten de kapsamlı “kemer sıkmalar”la halkın refah “Borç krizi AB’yi çökertmez”; ‘Avrupa
larla “kurtarılıyorlar”. Önce Yunanistan, düzeyine yönelik saldırıların, Yunanistan ve İrlanda’dan Finansal İstikrar Fonu’ Başkanı Klaus
daha sonra İrlanda, Portekiz ve İspan- sonra Portekiz, İspanya, İtalya gibi ekonomileri çok Regling de, “Avro değerini kaybetse
ya… daha büyük ülkelere doğru yayılması bekleniyor. AB’nin de Avro Bölgesi’ndeki zayıf üyelerin
Gayrisafi Yurtiçi Hasılası’na (GSYH) merkez ülkelerinden biri olarak bilinen Belçika’nın adı sorunları bölgeyi tehlikeye sokmu-
oranla Avrupa’nın en borçlu ülkesi olan da, hiç beklenmedik bir biçimde bu ülkelerle birlikte yor. Sıfır tehlike var. Hiç bir ülke ken-
İrlanda’nın borç toplamı, GSYH’sinin anılmaya başladı; Immanuel Wallerstein’ın, “Avrupa, di iradesiyle Avro’yu terk etmeyecek.
11 katı, yüzde 1100’üdür. Şampiyo- bulaşıcılığına rağmen Atina’nın yarattığı ekonomik sorunu Zayıf ülkeler için olduğu kadar güçlü
nun arkasından İngiltere (yüzde 400) çok zorlanmadan çözebilir. Fakat bölünme tehlikesi altındaki ülkeler için de bu ekonomik intihar
ve Hollanda (yüzde 317) gelmektedir. Belçika’nın krizi, kolayca tüm kıtanın krizi hâline gelebilir,” olur. Siyasi olarak Avrupa Avro’suz
Dünyanın en borçlu dördüncü ülkesi, uyarıları eşliğinde… sadece değerinin yarısına sahip
Hong-Kong (yüzde 300), Uzakdoğulu- olur,” deseler de; kimsenin şüphesi
dur. İlk dört ülkeyi, Belçika (yüzde 272), olmasın; Mahfi Eğilmez’in ifadesiyle,
Portekiz (yüzde 241), İsviçre (yüzde bir krize dönüşüyor. Nihai olarak siyasal tüm dünya ölçeğinde sertleşeceğini “Tabure sallanıyor”!
228), Avusturya (yüzde 221), İsveç birlik hedefleyen ana temel, ekonomik kolaylıkla söyleyebiliriz. Nihayet AB’ye 2004 yılında katılan
(yüzde 201) ve Fransa (yüzde 200) iz- birlik çatırdıyor. “Bırakınız yapsınlar, bırakınız geç- Baltık ülkesi Estonya, 1 Ocak 2011’de
lemektedir. sinler” sloganı şimdi bir de, “halkın Avro Bölgesinin 17. üyesi olacakken;
Milli gelirlere (GSYH’lere) oranla dış NİHAYET! sırtına yıksınlar” saptamasını eklemek Tallinn’deki ‘Manior Business Scho-
borcu en yüksek olan on ülkenin, dış ABD’den AB’ye kriz, sürdürülemez gerekiyor. ol’ profesörlerinden Andres Arrak’ın
borçlarının toplam tutarı, 24.3 trilyon kapitalizmin ne kadar akıl dışı ve insana Bu saldırgan politikalar gündeme “Düğüne davet edildik, vardığımızda
dolardır. Dış Borç/GSYH oranı yüzde 95 düşman bir ekonomik model olduğunu gelirken, emekçi sınıflar, öğrenciler cenaze töreniyle karşılaştık” şeklinde
olduğu ve kendi parasıyla borçlanabil- bir kez daha sergiledi. de “hayır” diyerek sokaklara dökülme- yorumuyla durumu net biçimde tarif
mesi nedeniyle ödeme güçlüğü içinde IMF Başkanı Dominique Strauss- ye başladılar. İspanya ve Portekiz’de, ederken; Avro’ya geçişe karşı birçok
bulunmadığı için yukarıdaki sıralamaya Kahn, küresel krizin dünya genelinde 30 Yunanistan’da genel grevlerin yanı kampanyanın düzenlendiği ülkede
alınmamış olan ABD, dış borç toplam milyon kişiyi bulan istihdam kaybına yol sıra tüm Avrupa çapında ama özellik- muhalefet “Titanik’e son bilete ha-
tutarında ilk sıradadır; dış borç toplamı, açtığını, bu sayının önümüzdeki yıllarda le İngiltere, İtalya, Yunanistan’da ve yır” sloganını kullanıyor!
tek başına 13.9 trilyon dolardır. 400 milyona ulaşabileceğini söyledi. Türkiye’de öğrenciler direnişlerde bü-
Nicholas Veron’un, “Avrupa ban- Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve- yük bir özveriyle ön safta yer aldılar,
kalarının kırılganlığını saklamak da rilerine göre, küresel bazda 210 milyon coplandılar, gazlandılar, hastanelik Cumhuriyet Bilim Teknoloji, Yıl:24, No:1218,
imkânsızlaştı,”[18] dediği tabloda ‘Raif- işsiz bulunurken, gelecek 10 yıl içerisin- oldular, ama toplumun geri kalanının 23 Temmuz 2010, s.10-11.
feisen Bank International’ın araştırması de yaklaşık 440 milyon gencin istihdam sempatisini, desteğini aldılar… [8] Hüseyin Baş, “ABD ‘Ara Seçimleri’
da, Doğu Avrupa endişelerinin yeniden piyasasına katılması bekleniyor. Nihayet kapitalizmin sürdürülemezli- Ardından...”, Cumhuriyet, 8 Kasım 2010,
gündeme geleceğine işaret ediyor. Avrupa’da yoksulluk artıyor. Belçika ğinin yapısal verisi olarak derinleşerek s.10.
Araştırmaya göre Doğu Avrupa ban- ve Hollanda’da veriler, yardımla yaşa- yaygınlaşan III. Büyük Bunalım koşul- [9] Shankar Vedantam, “Amerika Saç
kacılık sektöründe batık krediler üçün- Saça Baş Başa”, Slate, 6 Ekim 2010.
yanların on binleri bulduğunu gösterir- larında Onlar hepimize, herkese; Orhan
cü çeyrekte yüzde 8 artarak 306 milyon [10] Ergin Yıldızoğlu, “Sağa Doğru Kayar-
ken Romanya’da bir TV çalışanı parla- Veli’nin, “Heeey/ Ne duruyorsun be, at ken Parçalanmak…”, Cumhuriyet, 8 Kasım
Avro’ya ulaştı. Özellikle Macaristan ve mento balkonundan atladı. kendini denize:/ Geride bekliyenin var- 2010, s.13.
Çek Cumhuriyeti’ndeki yüksek komis- Faturalarını ödeyemeyen ailelere de mış, aldırma;/ Görmüyor musun, her [11] Ergin Yıldızoğlu, “Seçimlerden Sonra
yon ücretleri batıkları büyüttü. Özellikle 2002’de çıkarılan bir kanunla şirketler yanda hürriyet;/ Yelken ol, kürek ol, dü- Savaş mı Var?”, Cumhuriyet, 1 Kasım 2010,
Bulgaristan ve Macaristan’ı önümüzdeki örneğinde olduğu gibi iflas etme hak- men ol, balık ol, su ol;/ Git gidebildiğin s.13.
dönemde batık kredi sorunu bekliyor. kının tanındığı Belçika’da iflas eden aile yere...” diye haykıran dizelerini anım- [12] Ergin Yıldızoğlu, “Seçimlerden Sonra
Tam da bu koordinatlarda “AB’deki sayısı, 2010 yılının aynı dönemine göre sattılar… Savaş mı Var? -; II”, Cumhuriyet, 3 Kasım
‘hastaların’ yüklü borcu var 2011 zor 2010 yılının 11 ayında yüzde 24 arttı ve 2010, s.4.
geçer. Borç krizine giren her ülkeye yar- 1 Ocak 2011 17:58:46, Ankara. [13] Güven Sak, “Vaziyet, Bildiğiniz Gibi
86 bin 502’ye ulaştı.
dım paketi ve kemer sıkma reçetesini Değil, Daha Tehlikeli”, Radikal, 21 Aralık
Ülkede faturalarını ödemekte zorlan- 2010, s.21.
uygulayan AB’nin bu yaklaşımının ya- dığı için iflas başvurusu öncesinde sos- NOTLAR
[1] Milovan Cilas. [14] Metin Münir, “İrlanda: Zenginli-
rardan çok zarar getireceği tartışılıyor. yal yardım kuruluşlarından destek tale- ğin Başa Vurması”, Milliyet, 2 Aralık 2010,
2011’in de yüklü borç geri ödemeleri [2] Ahmet İnsel, “Yeni Bir Mali Kriz Kapı-
binde bulunanların sayısı da hızla arttı. da”, Radikal, 9 Kasım 2010, s.8. s.10.
yüzünden zorlu geçmesi bekleniyor,” 10.8 milyonluk ülkede kamuya bağlı [15] Immanuel Wallerstein, “Avrupa Biz-
[3] Uğur Gürses, “Bıçak Sırtı Bir 2011:
diyor Melis Şenerdem… sosyal yardım kuruluşlarına başvuranla- zat Brüksel’de Çökebilir”, Znet, 1 Mayıs
Gelişenlerden Umut Kesilmez!”, Radikal, 8
Özetle Yunanistan krizinin kurtarma rın sayısı 365 bine çıktı. Ekim 2010, s.4. 2010.
paketiyle ‘soğutulmasından’ tam altı ay Özetle krizle birlikte dünya genelinde [4] E. Ahmet Tonak, Batan Piyasalar - XXI. [16] Ergin Yıldızoğlu, “Hava Döndü”, Cum-
sonra ortaya çıkan İrlanda krizinde; AB Yüzyılın İlk Buhranı, Kırmızı Yay., 2010. huriyet, 29 Kasım 2010, s.13.
milyonlarca kişi işini kaybetti. Yoksulluk
ülkelerinin bir bölümünde değişen siya- [5] Stephen M. Walt, “ABD Kimseye Eskisi [17] Jill Treanor, “Avro Çökerse Avrupa
ve yolsuzluk büyüdü. Uzun, Kara Bir Kışa Girer”, The Guardian, 8
sal tablo, daha milliyetçi ve ırkçı tonlara Uzatmadan toparlarsak kapitalist hü- Kadar Cazip Görünmüyor”, Foreign Policy,
22 Eylül 2010. Temmuz 2010.
yöneliyor. Bu durum, krizi yönetmede kümetler, 2010 yılında, geniş halk kitle- [18] Nicholas Veron, “Avrupa’nın Durumu
de, çözüm yollarında da daha fazla ay- [6] Murat Yülek, “Amerika’nın İşi Gerçek-
lerinden gelen tüm itirazlara karşın bir ten Zor”, Zaman, 12 Aralık 2010, s.8. Vahim”, Radikal, 29 Ekim 2010, s.36.
rışma ve kutuplaşma getiriyor. AB’deki dizi, insan aklına zarar karar aldılar. Bu [19] “AB’nin Hezimeti Kader Değil”, The
[7] Harvey Blatt, “Amerikalılar: Zengin,
kriz, giderek krizin yönetilmesi ile ilgili yüzden 2011’de sınıf mücadelelerinin, Economist, 9 Temmuz 2010.
Şişman, Mutsuz ve Çevresel Açıdan Aptal”,

10
SOSYALİST DEMOKRASİ / 12 OCAK 2011
İKİ DİLDE SESSİZ
değiştiriyor. Pazarcılar etiketlerini ve kabul edilmelidir ki bu kazanımlarından
şimdi Zazaca, Arapça ve Süryanice gün- kolay kolay geri adım atmayacaklardır.
deme geliyor. Lazlar sesini duyurmaya Kürtlerin doğal var oluş koşullarını kabul
çalışıyor. Şimdiye kadar yok sayılmışlar, etmemek Kürt halkını coğrafyanın kuru-

KALMAK duymazdan ve görmezden gelinmişler


Kürt halkının kitlesel gücü ve kararlılığı
sayesinde ses verir göze gelir oluyor. İki
dil bir olgu olarak kendini dayatıyor.
cu unsurlarından biri olarak görmemek
dilini, kimliğini yasaklamaya kalkışmak
Kürtlerle Türklerin yan yana yaşama ko-
şullarını yok etmek demektir. İki dile bö-
M. ÖZLEM Türk devleti acizlik içerisinde Kürt hal- lücülük naralarıyla itiraz edenler gerçek
kının haklı talebini nasıl karşılayacağını anlamda Türkleri ve Kürtleri bir daha
Türk devleti acizlik içerisinde Kürt halkının haklı talebini hesaplamaya çalışıyor. Pazarlık yapıyor yan yana gelemeyecek şekilde bölmeye
nasıl karşılayacağını hesaplamaya çalışıyor. Pazarlık baskı yapmaya çalışıyor. İki dil ve demok- çalışanlardır. Çok daha büyük, çok daha
yapıyor baskı yapmaya çalışıyor. İki dil ve demokratik ratik özerklik tartışması özellikle iki dilin kanlı bir savaşa çağrı yapanlardır.
özerklik tartışması özellikle iki dilin kendisi sistemin kendisi sistemin bütün varoluş koşulları- AKP hükümeti çokça övündüğü or-
nı sorgulanır hale getiriyor. duya geri adım attırma projesinde Kürt
bütün varoluş koşullarını sorgulanır hale getiriyor.
Bu acizlik AKP hükümetinin seçim ön- meselesinde geri adım atmakla yüz yüze
cesi şoven MHP tabanına oynama stra- gelmiştir. Kürt sorununda Kürt halkının

P
olitikanın güce dayalı bir ediliyor. Milyonlarca kişi Abdul- tejisinde ciddi sıkıntılarla yüz yüze gel- taleplerini görmezden gelen her eğilim
faaliyet olduğu gerçekliği lah Öcalan irademdir beyanatını mesine yol açıyor. Kürt özgürlük hareketi militarizmin şovenizmin ve ordunun ar-
yaşanan olaylarla bir kere içeren dilekçeleri valiliklere veri- tüm bölge haklarına ve direniş hareket- kasında sıralanmakla yüz yüzedir. Savaş
daha diyaliz oldu. Kürt hareketi yor. Devlet Kürtçe kanal açmak lerine yeni bir politika dersi veriyor. Si- siyaseti sadece orduyu besler. Tayyip Er-
Kürt sorununun yapıcı güncelli- zorunda kalıyor. Milli Eğitim ba- yasal iktidar gündemin belirleyicisi olma doğan’ ın Kürt illerinde taşıma kalabalık-
ğini, önemini ve öncelliğini soru- kanı anadilde eğitimi hak sayan konumunu yitirerek ezilenlerin günde- ların önünde Kürt halkına ders veren söy-
nun kendisini yaşatarak herkese beyanatlar veriyor. Meclis kürsü- minin peşine takılmak zorunda kalıyor. lemleri kendi parti tabanında bile artık
dayatıyor. Politik faaliyette meş- sünden iktidar temsilcileri Kürtçe Durumu askeri çatışmalar için yapılan şu karşılık bulmamaktadır. Siyasal iktidarın
ruiyet olgusuna yeni bir açılıma sözler sarf ediyorlar. Ve bütün tarifle özetleyebiliriz. Gerillanın her gün Kürt özgürlük hareketinin karşısına dik-
uzunca bir süredir Kürt hareketi bunlar Kürt halkının on binlerce yeni saldırılarının gerçekleştiği dönemde meye çalıştığı cemaat STÖ’leri ve kendi
sayesinde görüyor ve öğreniyo- can uğruna kazanımları olarak televizyonlarda boy gösteren pek çok kişi parti örgütleri ile anadilde eğitimde ve
ruz. Meşruiyet her zaman veri- şekilleniyor. Kürt sorunu Kürt şu cümleyi kullanarak durumu izah et- anadilin yaşamın her alanında kullanıl-
li bir durum olarak karşımızda halkının kendi mücadelesi, önder- meye çalışıyordu. “Ordu askeri çatışma masında geri adım atmamaktadır. Bu
durmuyor. Genellikle yaratılması liğinin ortaya koyduğu taktik ve sürecinde üstünlüğünü gerillaya kaptır- durum tamamen Kürt uluslaşmasının
gereken, oluşturulması gereken strateji sonucunda reddedilemez mıştır. Hareket üstünlüğü ve kapasitesi doğal bir sonucudur. Önümüzdeki süreç
bir durumu izah ediyor. Kürt bir olgu olarak devletin tüm ka- gerillaya aittir. Ordu sadece kendini sa- Kürt sorununda kaçınılmaz çözümleri
özgürlük hareketi onlarca yıllık demelerine bugün kendini kabul vunmakla yüz yüzedir.” Geldiğimiz nok- dayatmaktadır. Arafın kapısına gelip da-
mücadele tarihinde mücadele ettirmiş bulunuyor. tada siyasi iktidar siyasi gündem oluştur- yandığımızı söyleyebiliriz. Ya Kürt halkı
deneyimlerine büyük kazanımlar Kendi meşruiyet zeminini ken- ma konusunda ve siyasete yön verme kazanacak ya da Türk halkı kaybedecek.
ve yeni hatlar ekleyerek bugüne disinin açmasına dayanan bu meselesinde üstünlüğünü Kürt özgürlük Savaş Türk emekçileri ve yoksul halklar
geldi. Kendi meşruiyetini kendisi hat geldiğimiz noktada iki dil ve hareketine bırakmak zorunda kalmıştır. için yıkımdır, ölümdür. Kürt sorununu
yaratarak ilerliyor. Ve elbette ki demokratik özerklik olgularını Milliyetçi tabana yaslanma ve Dolma- savaşa dayanarak çözmeye çalışan her
bu konsepte kitlesel gücünü ha- toplumsal hayata kabul ettir- bahçe konsepti doğrultusunda ordunun girişim Türkiye yoksullarına ve işçilerine
rekete geçirerek ulaşıyor. Ortaya me reddesine ulaşmış durum- temel çizgisine dokunmama ekseninde ihanettir.
attığı tezleri hayata vuruyor ve da. Yaşanan tartışmaya devletin oluşturduğu siyasal hat AKP hükümetini Sermayenin ve burjuva siyasetin kilit-
dışında kalanları bu gerçekliği ka- ve oligarşinin tüm katmanları, Kürdistan’da eli kolu bağlı hale getirmiş lenmiş bir şekilde iki dil ve özerklik tar-
bule zorluyor. MGK’sinden muhalefet partileri- ve Kürt halkı nezdinde tüm inandırıcılığı- tışmasına gömüldüğü koşullarda Kürt
Çok değil 90 sürecinde Kürt ne, TÜSİAD’ından medyasına her- nı yitirmekle yüz yüze bırakmıştır. özgürlük hareketinin projesinin her gün
ismini andığı için dergiler kapa- kes dahil olmuş durumda. Gaze- Anadil ve demokratik özerklik me- yeni adımlarla derinleştirdiği konjonk-
tılıyor, yazı işleri müdürleri tu- teler Kürt hareketinin taleplerini selesinde televizyonlarda boy gösteren türde Türkiye sosyalist hareketinin gün-
tuklanıyordu. Çok değil daha beş tartışıyor. Televizyon programla- liberalinden milliyetçisine siyasetçi ve deme dair belirgin herhangi bir çıkışının
yıl önce Abdullah Öcalan’a sayın rı, tartışma programları, demok- aydınlar bir yanıyla bu taleplerin imkan- olmaması sıkıntılı bir durumdur. Bize
dediği için insanlar onlarca yıllık ratik özerklik, iki dili tartışıyor, sızlığını, rasyonel olmadığını izah etmeye düşen özerklik talebinin ve içeriğinin uy-
hapis cezalarıyla yargılanıyor ve konuşuyor. Haber programları çalışırken diğer yanıyla iki dilde eğitimin gulanır olup olmadığını tartışmak değil
tutuklanıyordu. Bugün alanlarda her yeni gün her saat yeni bir ekonomik ve uygulanabilirlik açısından iki dilin kullanımında Kürt özgürlük ha-
Abdullah Öcalan’ın resimleri al- iki dil uygulamasını kitlelere du- gerçekçi olmadığını anlatmaya çalışı- reketine aktif destek vermek ve özerklik
tında büyük mitingler organize yuruyor. Belediyeler tabelalarını yorlar. Hepsi bu taleplerin bir hak olup talebini Kürt halkının talebi olarak kabul
olmadığı meselesinin kenarından do- etmektir. Sosyalistler ulusal meselede
laşmaya çalışıyor. Temel hak olarak bu ayrılma hakkından yanadırlar. Özerklik
soruna yaklaşmaya cesaret edemiyor. talebi bu nedenle bizim için eksik bir ta-
MGK bildirisinde de kendini açığa vuran leptir. Fakat ezen ulus sosyalistleri ezilen
klasik inkarcı çizgi eski korku imparator- ulusun talepleri karşısında bunu tartışan
luğuna yaslanarak yani bölücülük narala- ve sulandıran bir konumlanışa giremez-
rı atarak Kürtlerin sesini kısabileceklerini ler. Talep meşru bir taleptir. Bize düşen
sanıyorlar. onun meşruiyetini tanımak ve ezilen ulu-
Oysa geldiğimiz noktada Kürt halkının su desteklemektir.
haklı taleplerini görmezden gelerek, do- İki dil meselesinde daha militan ve
ğal haklarını ve varoluş koşullarını inkar daha aktif tavırlar geliştirmek Türkiye
ederek yani eski siyasette ısrar ederek sosyalistlerinin kaçınılmaz görevidir. İki
süreci yürütebilmek mümkün değildir. dil tartışması bir bıçak sırtı gibi solla
Savaş konseptinin ordunun deyimiyle şovenizmi, solla kemalizmi birbirinden
düşük yoğunluklu çatışma kavramına ayıran bir konuma evrilmiştir. İki dil bir
sıkıştırılan bir boyutta yürütülme şansı talep değil bir olgudur. Yaşamsal bir ger-
ortadan kalkmıştır. Kürtler bir ulus hali- çekliktir. Şimdi bu gerçekliği kabullenme
ne gelmiştir. Ulusal bilinç Kürt coğrafya- zamanıdır. Kürt halkına verilebilecek en
sının tamamına yayılmıştır. Bu noktadan ciddi destek bu olguyu Türkiye yakasın-
itibaren Kürtleri var olan koşullarından da hayata geçirmektir. Sosyalistler iki
daha geri bir konuma iteklemek müm- dilde susma eğiliminden vazgeçerek iki
kün değildir. Hak sokakta dövüşülerek dilde konuşmaya başlamalı, seslerini iki
kazanılmışsa onu ancak dövüşerek yok dilde duyurmak için uğraşmalıdır. Kabul
edebilirsiniz. Kürtler ne kazandılarsa be- edilmelidir ki Türk halkının sesinin kısıldı-
delini fazlasıyla ödeyerek kazandılar. Ve ğı yerde sosyalistlerin sesi de kısılmıştır.

11
SOSYALİST DEMOKRASİ / 12 OCAK 2011
UPS’YE SENDİKA
HALAYLARLA GİRECEK
SÖYLEŞİ: FİLİZ KURNAZ

UPS işçileri 2010 yılının son gününde 250. günü geride


bıraktı. İstanbul Mahmutbey, Kurtköy ve İzmir’de
direniş yapan işçiler 250. gününde yeni yılı halaylarla,
sloganlarla ve mücadele azmiyle karşıladı.

2
50. gün boyunca birçok bas- şarıda olmamamız, yani işsiz
kıyla karşılaştı işçiler. İzmir’de olmak olumsuz bir durum.
silahlar patladı üzerlerine, Ama yaşadığımız süreç yani
İstanbul’da işçilerin üzerine işveren mücadelemiz olumlu gidiyor.
tarafından araba sürüldü, direnişi 250 gündür direniyoruz. İşten
kırmak için işçiler istifaya zorlandı… atıldık ve bu süreçten sonra Ali Şengün: Ben ilk kapıyı göre- ruldu mesela. Geçtiğimiz günlerde
Direnişi kırmak için grev kırıcıları mücadele etmesini öğrendik. Önce nim. Sekiz-dokuz yıldır burada çalışı- bir toplantı gerçekleşti ve görüşme-
devreye sokuldu…Yetmedi polis gü- tek başınaydık. Hiçbir şey bilmiyor- yorum. Kapıya ilk çıktığımda diren- ler iyi geçmiş. 2011 yılında içeriye
cüne dayanıldı, gözaltılar gerçekleş- duk. Sonra ise birlikte mücadele et- menin ne olduğunu bilmiyordum. sendikalı olarak girmek, sendikalı
ti…Tüm baskılara rağmen işçiler ve meyi öğrendik. Kişisel olarak hiçbir Bu günlere geleceğimizi ise tahmin olarak işbaşı yapmak ise en büyük
Tüm-Tis Sendikası direnişe devam şey yapamazdık. Örgütlü olunca ise edemiyordum. Şimdi ise 250. gün- beklentimizdir. Ve biz mücadelemi-
dedi…UPS işçileri yeni yılı halaylarla başarılıyor. İşveren bizim burada- lere geldik. Bu süreçte ilk sendikalı ze devam edeceğiz elbet.
direnişle selamlarken biz de işçilerin ki mücadelemizi hep kötülüyordu. olarak 11 kişiydik. İçerdekiler sırayla Recep Taşçıoğlu: Ben UPS Konak
halaylarına karıştık. Mücadele sü- Süreç içinde ise içerde çalışan arka- yanımıza geldi. Süreç içinde üyelik- şubesinde çalışıyordum. Orada 7
reçleri ve yeni bir yıldan beklentileri daşlar bizim inandığımızı gördü ve leri çoğaltmaya çalıştık. Sendikadan kişiydik. 30 Temmuz günü kapan-
üzerine görüştük, işçilerin eylemi- onlar da bize inandı. Gelinen nokta- istifaya zorladılar, hatta silah çek- dı şubemiz ve biz de işsiz kaldık.
ne sözlerini kardık…Kemal Koç, Ali da içerde çalışan arkadaşlarımız da tiler. UPS çok büyük bir firma ama İşsiz kalmadan önce de mücadele
Şengün, Recep Taşçıoğlu ve 12 ya- artık bize sahip çıkıyor. Biz sadece işçilerin örgütlenmesinden korktuk- sürecini destekliyorduk. Şubemizin
şındaki işçi yakını ve destekçisi Berk burada kendi haklarımız için diren- larını gördük. İstanbul’da işçilerin kapanmasıyla arkadaşlarımıza katıl-
Başarener ile görüştük. miyoruz. İçerde çalışan arkadaşları- üzerine araba sürdüler, direniş kırıcı dık. Başlangıçta biz de direnişin ne
Berk Başarener: Benim babam mız için de direniyoruz. Yeni yılda ise elemanlar aldılar. İşçilerden kork- olduğunu bilmiyorduk. Her şeyi bu
UPS işçisi. Ve UPS patronu babamı beklentimiz örgütlü olarak UPS’de tuklarına bu süreçte şahit oldum. süreçte öğrendik. Toplu bir şekilde
işten attı. Babam işsiz kalmasın var olmak. Tüm arkadaşlarla birlikte Sonuçta uluslararası işçi dayanışma- yaşamayı öğrendik. Birlik beraberli-
diye, babama destek veriyorum. sendika çatısı altında örgütlü olarak sı ve bizim mücadelemiz sonucunda ği, halkların özgürlüğünü öğrendik.
UPS patronlarının direnişteki işçileri çalışmak istiyoruz. Örgütlü olmasay- UPS geri adım attı ve işçilerle görüş- Öncelikle yeni yılda kazanmayı istiyo-
işe geri almasını istiyorum. dık köle şartlarında çalışmaya devam meyi kabul eti. Bu direniş sonucun- rum. Diğer direnişte olan tüm işçile-
Kemal Koç: Bizim için şu an dı- edecektik. Artık bunun farkındayız . da 3-4 aydır işten atılmalar durdu- rin de kazanmasını istiyorum.

SA-BA İŞÇİLERİ SENDİKA İÇİN DİRENİŞTE


T
uzla boya vernik organize sa- ihracı gerçekleştirmekte. eğitilmiş olmasını tercih ediyor. SA- leye kararlılığı karşısında işverenin
nayiinde faaliyet yürüten Sa- Aynı zamanda Sa-Ba Ford, Rena- BA’da sendikal mücadele süreci iki baskıları kesintisiz devam etmiş. İki
Ba Endüstriyel ürünler imalat ult, Iveco, Isuzu gibi firmalara kapı ay önce başladı. İşçilerin sendikal ay önce işçilere yemeklerde verilen
ve ticaret sanayi A.Ş’de işçiler sen- kolu, ayna, gövdeler, dablo gövde, üyeliğini öğrenen SA-BA patronları- yoğurt ve salata kesilmiş. Kimyasal
dikal mücadele nedeniyle işten atıl- fiesta sinyal ve plastik parçaları üre- nın ilk adımı sendikal mücadele ve- üretimin yapıldığı tüm fabrikalarda
dı. Sa-Ba otomotiv sanayinde 30 yıl- tiyor. Otomotiv alanında tekelleşen ren işçileri işten atmak oldu. işçilerin yoğurt tüketimi hayati bir
dır faaliyet yürütmekte ve Almanya, bu firmalar ise Sa-Ba’da üretimi Petrol İş sendikasının yetki baş- önem taşımakta.
Slovakya ve Fransa’ya yedek parça yapan işçilerin kendileri tarafından vurusu sonrası işveren dört işçiyi, Mazota zam bahanesiyle gece var-
Nurcan Atalay, Erkan Yiğit, Erhan diyasında çalışan işçileri ev önünden
Eroğlu ve Meral Ertürk’ü, 17 Ara- değil duraklardan alma uygulaması
lık 2010’da ”performans düşüklü- başlatılmış. Bir çok kişinin merkezi
ğü…!” gerekçesiyle işten atarak servis noktalarına kendi imkanla-
süreci baltalamaya çalıştı. Arkadaş- rıyla gelmesi ferman buyurulmuş.
larının işten çıkarılmasını eylemle- İşçilerinin direnişinin 9. gününde
riyle protesto eden sendika üyesi işçiler polis saldırısı ile karşılaştı.
işçiler ise 20-21 Aralık günlerinde iş Çıkarılan işçilerin yerine alınan
bırakma eylemi gerçekleştirdi. SA- taşeron işçilerin servislerinin fab-
BA patronları iş bırakma eylemleri- rikaya girişini engelleyen direnişçi
nin ardından 100 işçiyi daha işten işçilere polis saldırdı. Polisin saldırı-
çıkardı. İşçilerin çıkarılmasına ge- sını cevapsız bırakmayan işçilerden
rekçe olarak ise “iki gün mazeret- bazıları yaralandı. İşçiler polis saldı-
siz üst üste işe gelmemek” olarak rısını eylemleriyle protesto etti. Ya-
gösterdi. Çıkarılan işçilerin yerine şanan saldırıya inat sloganlarla ve
hiç vakit kaybetmeden 45 yeni işçiyi halaylarla mücadelede kararlılık dile
işe aldı. getirildi. Yaşanan saldırıya bir cevap
SA-BA endüstriyel üretim fab- da direnişte bulunan UPS, Bericap,
rikasında işçilerin direnişi devam Konyevör işçilerinden geldi. Sa-Ba
etmekte. İşçilerin sendikal mücade- işçilerinin direnişine sahip çıkıldı.

12
SOSYALİST DEMOKRASİ / 12 OCAK 2011
‘AİLELERİMİZİ BELEDİYE
MECLİSİNDEN KOVDULAR’
B
uca belediye işçileri direnişe devam ediyor. Biz emeğimizin peşinden gidiyoruz. Emekten
İşçiler direnişleri sürecinde birçok baskıya yana olsalardı CHP ve Kılıçdaroğlu burada kurdu-
maruz kalmasına rağmen mücadelelerini ğumuz çadıra gelir ve bir gece misafir olurlardı. SİNTER İŞÇİLERİ İŞE İADE HAKINI
kararlılıkla sürdürüyor. CHP Buca Belediyesi ise Maden işçilerini görmeye gidenler neden kendi KAZANDI
direnişi kırmak için elinden geleni ardına bırak- işçisini görmüyor.

İ
mıyor. İşçilerin direnişinin 19. gününde (14 Ara- BELEDİYE MECLİS TOPLANTISINDA stanbul Ümraniye’de kurulu Sinter Metal fabrikasında
lık 2010)zabıta, çevik polis ve özel güvenlik ordu- AİLELERİMİZE HAKARET ETTİLER 19 Aralık 2008 tarihinde Birleşik Metal-İş sendikasına
suyla işçilerin direniş çadırına saldırıyor. İşçilerin Haydar Yıldırak: Ben bir CHP’li olarak, CHP’yi üye oldukları için işten atıldılar. İşten atılanların geri alın-
soğuk havalardan korunmak için muşambalarla işçinin yanında bir siyasi parti olarak görürdüm. ması için eylem yapan dört yüz işçi ise işveren tarafından
kurdukları çadır malzemelerine zabıtalar el ko- Bu yaşananlara inanamıyorum. Biz sendika is- işten atılmıştı. 22 Aralık 2008 yılında fabrikayı işgal ederek
yuyor. İşçilerin eşyaları dağıtılıyor. İşçiler ise bu tedik. Hemen olmayacağını da biliyorduk. Ve mücadeleyi büyüten işçiler 13 Aralık 2010 tarihinde açtık-
güç saldırısına direnişle cevap veriyor. Ana yolu Belediye Başkanından sendika için tarih istedik. ları işe iade davasını kazandı
kapatıyor ve zabıtalardan kendilerinin olan ça- Belediye başkanı “…benim hukukçularım dahi İşçiler kazanımlarını dosta-düşmana haykırmak için 15
dır malzemelerini alarak direniş çadırını tekrar tarih veremez..” diyerek talebimizi yok saydı. Aralık 2010 tarihinde eylem gerçekleştirdi. Birleşik Metal
kuruyor. İşçiler yaşanalar karşısında geri adım Buca-Mar şirketinin alt yapısı uygun değil, araç- iş flamalarıyla eyleme katılan işçiler “Onurumuzla Mücade-
atmıyor, belediye önünde direnişlerine devam gereç yok diyerek bizlere bahaneler uyduruldu. le Ettik. Kazandık / Sinter İşçileri” imzalı pankart taşıdı. İş-
ederken aynı zamanda her Pazar günü Buca Şi- 7 işçi işten atıldı ve mücadele başladı. Bu mü- çiler “Yılmadık Direndik, Direne Direne Kazandık” sloganla-
rinyer parkının önünde toplanarak belediye önü- cadele sonrasında belediye meclisinden 8 kişiye rıyla mücadelelerindeki karalılığı bir kez daha dile getirdi.
ne kadar yürüyüşlü basın açıklamaları yapma sendikal faaliyetle ilgili araştırma yapmaları için İMES A kapısında toplanan işçiler buradan Sinter Me-
kararı alıyor. görev verildi. Bu da direnişin sayesinde gerçek- tal Fabrikasının önüne yürüyüşe geçti. Fabrikanın önüne
İşçiler ilk eylemlerini 19 Aralık Pazar günü ger- leşti. Buca Belediye Başkanı Ercan Tat yerel bir gelindiğinde Birleşik Metal İş Genel Başkanı Adnan Ser-
çekleştirdi. Yaşanan tüm baskılara rağmen di- kanalda çıktığı programda “…ben bu işçileri ta- daroğlu ve DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi yaptık-
renen Buca işçilerinden Batıgül Tunç ve Haydar nımıyorum. Bu işçiler benim işçim değil…” gibi ları konuşmalarda Sinter işçisinin onurlu mücadelesini
Yıldırak ile direnişlerinin 38. gününde görüştük. açıklamalar yaptı; fakat direnişimizin 35. gü- selamlayarak, kazanılan işe iade davasının işçilerin müca-
Aynı zamanda işçiler 2011 yılını da direniş çadır- nünde ise Buca CHP ilçe başkanı ile bize haber delesinin sonucu olduğunun altını çizdiler. Eylem işçilerin
larında karşılıyor. gönderdi ve bizimle görüşme yapmak istedi. Biz omuz omuza halaylarıyla son buldu. Eylem sonrası işçiler
İşçiler mücadele süreçlerini, şu an gelinen aşa- de beş arkadaşımızla görüşmeye gittik. Bize 5 Nakliyat-İş sendikasına üye olan Balnak İşçilerini ziyaret
mayı ve CHP’li bir belediye olan Buca Belediyesi- kişiyi alacağını ve başka belediyelerde istihdam etmek için Gebze’ye geçti.
nin başlattıkları mücadele karşısındaki tutumu- edeceğini söyledi. Biz de başka belediyelerde de
nu bizlerle paylaştı. çalışırız ama diğer iki arkadaşımızı da almanız
Batıgül Tunç: Tüm bu süreçler sonrası 5 arka- şartıyla dedik. Belediye başkanı bu şartımızı tabi
daşımıza iş teklifinde bulundular. Ama beni ve Ci- ki kabul etmedi.. Daha sonralarında ise belediye
han arkadaşımızı dışında bıraktılar bu pazarlığın. meclisine ailelerimiz gitti. Benim eşim Aynur Yıl-
Bu pazarlık aslen biz direnişteki işçileri bölmek dırak ve bir arkadaşımızın annesi belediye meclis
için planlanmıştır. Bizi birbirimize düşürmek toplantısına katıldı. Buradan da sonuç çıkmadı.
için planlanmıştı. Ama başaramadılar. İl başkanı Ailelerimiz ağlayarak geldi aynımıza. Ailelerimize
çadırı kaldırsınlar demiş bizim için. Çadırı kaldı- tehdit ve hakaret etmişler. Dışarı çıkartmışlar ve
rırsak işe alacaklarmış. Biz de işe başlamadan bizlerin durumunu dile getirmelerine izin ver-
çadırı kaldırmayacağız dedik. Kılıçdaroğlu, sözü- memişler. Ailelerimiz ağlayarak geldi yanımıza.
mona sorunumuzu çözecekmiş, Manisa’ya gel- Yılbaşından önce ise çözülme sözü verdiler ama
diğinde söylemiş bunları. Sadece bir duyum bu hala buradayız. Benim dört çocuğum var ve eşim
aslında net bir şey yok. Bir de Kılıçdaroğlu bizim çok hasta. Buna rağmen direniyoruz. Eylemleri-
CHP binasını işgal etmemize tepki göstermiş. mize devam edeceğiz.
BERİCAP İŞÇİLERİ DİRENİŞ
KERVANINA KATILDI

O smangazi İstasyon caddesi üzerinde faaliyette bulunan


Bericap kapak sanayi şirketinde çalışan işçiler fabrika
önünde direnişe geçti. Petrol-İş sendikasına üye olduğu
gerekçesiyle 23 Aralık günü dört işçi işten işten atıldı.
İşten atılan işçilere ilk destek çalışan arkadaşlarından ve
Petrol-İş sendikasından geldi: 24 Aralık günü saat 16:00’da
işçiler üretimi durdurarak işten atılmalara tepkisini gös-
terdi. Sabah iş mesai saatinden başlayarak akşam 16:30’a
kadar işçiler fabrika önündeki eylemlerini sürdürdü. İşçiler
Gebze Petrol İş şube başkanı Süleyman Akyüz’ün yaptı-
ğı konuşma sonrasında eylemlerine son verdi. Akyüz ko-
nuşmasında işten atılmaların durması, atılan işçilerin geri
alınması çağrısında bulundu. İşverenin bu tutumu devam
etmesi karşısında eylemlere devam edeceğini bildirdi.
İşçilerin eylemine Gebze Petrol İş sendikasının örgütlü
olduğu Kamburu, Ünilever, Megaplast, DYO, Pimaş, Tek-
no Kavukçuk, Süperlas, Enplast, Alpla, Bayer fabrikaları ve
SA-Ba işçileri dayanışma ziyareti gerçekleştirdi. Bericap iş-
vereni sendikalı işçilere yoğun baskı uygulamakta. İşçilere
sürekli hakaretler ediliyor. Sendikaya üye olmayan işçiler
işverence ödüllendiriliyor. İşçilere ait olmayan aksamalar-
da dahi sendikalı işçilere fatura kesiliyor. Fabrika girişine
asılan “ikaz” içerikli yazılarla işçilere baskı uygulanıyor.

13
SOSYALİST DEMOKRASİ / 12 OCAK 2011
AKP’NİN ‘TORBA’
statüsü, işyerlerinde stajyerlik eğitimi duyduğu hizmeti taşeron firmadan ala-
gören meslek lisesi ve meslek yükse- cak. Bu uygulama belediye – taşeron
kokulu öğrencisi gençlerin konumuna firma ilişkisini artıracak; buna bağlı ola-
çekilecek. Üstelik bu arada 229 TL olan rak işçi ücretleri düşürülecek. Sendika-

POLİTİKASI DEVAM
stajyerlik aylık ücreti 178 TL’ye düşü- sız ve güvencesiz işçilik yaygınlaşacak.
rülecek. Eski uygulamada bir işyerinin * İşçileri isteği dışında ücretsiz izne
stajyer çalıştırabilmesi için en az 20 işçi çıkarma, genel kriz koşullarına bağlı

EDİYOR!
çalıştırıyor olması gerekirken; bu torba kalmaksızın yaygınlaşacak. İşçiyi isteği
yasayla 20 işçi sınırı 5 işçiye çekilecek. dışında ücretsiz izne çıkarma işverenin
İşyerinde stajyer ve deneme süreli işçi keyfiliğine bırakılacak. Turizm sektö-
çalıştırma yaygınlaştırılarak; her işyeri ründe iki ay olan denkleştirme süresi
NURETTİN ALDEMİR ucuz emek cennetine dönüştürülecek. dört aya çıkacak; böylece fazla mesa-
* Bir kişinin bile insani ihtiyaçlarını iden kaynaklı hakların gasp edilmesi
Bir halk deyişidir: Ayının kırk türküsü varmış kırkı karşılamaktan uzak olan asgari ücret mümkün hale gelecek.
mevcut yasaya göre 16 yaş altı ve 16 * Kazanılmış hakların işveren tarafın-
da ahlat üzerineymiş. Ayının türkülerindeki anahtar
yaş ve üstü olmak üzere iki kategori- dan yok sayıldığı veya kullandırılmadığı
sözcük ‘ahlat’ AKP’nin icraatlarındaki anahtar sözcük de belirlenirken; torba yasa ile 18 yaş durumlarda işveren aleyhine yapılacak
ise ‘sermayenin çıkarları’dır. AKP’nin yaptığı tüm altı ve 18 yaş ve üstü şeklinde değişime itirazların süreleri kısaltılacak; böylece
yasal düzenlemeler uluslararası sermaye ve yerli uğratılacak. Böylece 16-18 yaş arası hak gasplarının yaygınlaşmasına daha
işbirlikçilerinin çıkarları içindir. asgari ücretlilerin, asgari ücreti düşü- uygun bir zemin hazırlanacak. Hak
rülecek. gasplarının ortaya çıkarılması için iş

A
* İşsizlik fonunda biriken ve sade- müfettişleri tarafından yapılan dene-
KP sekiz yıllık iktidarı sü- AKP bugünlerde yeni bir torba
ce işini kaybeden işçilere ödenmesi timler, iş müfettişlerinden alınıp ba-
resince yaptığı yasa ve yasa daha hazırlıyor. 29 Kasım
gereken paradan, teşvik adı altında, kanlık personeline verilerek; hak gasp-
anayasa değişikliklerini, 2010 tarihinde TBMM’ye sunu-
işverenlere para transferi artırılacak. larının ortaya çıkarılması daha da güç
torba politikası ile gerçekleştiri- lan bu yeni düzenleme bilinen
(Şimdiye kadar işsizlik fonunun AKP hale gelecek.
yor. Torba politikası bağlamında haliyle üç ayrı yasada 42 madde-
Hükümeti tarafından yağmalandığı, * Kamuda ise performansa dayalı de-
iktidarı ve temsil ettiği uluslara- nin değiştirilmesi ile ilgilidir. Bu
aynı zamanda işverenlere yağmala- ğerlendirme artacak. Aynı işi yapanlar
rası sermaye ve işbirlikçileri için torba yasa bir bütün olarak işçi-
tıldığı unutulmamalıdır. Yaşanan kriz arasında rekabet yaratılacak. Kamu
gerekli gördüğü düzenlemeleri ler, işsizler ve kamu emekçileri
bahane edilerek; işverenin istihdam emekçilerinin ilerleme ve terfi işlemleri
bir torbaya koyarak başlıyor pro- için yeni hak kayıpları içermek-
maliyetini düşürmek için işverenlerin performansa bağlı hale getirilecek. Hü-
pagandaya. Tam da bu sırada tedir. İşte birkaç örnek:
ödemesi gereken sosyal güvenlik prim kümetin ve idarenin yandaş çalışanları
yandaş TV kanalları ve gazeteler * Yeni düzenleme ile 25 yaşın
katkıları düşürülmüş aradaki fark Ha- ödüllendirilirken; muhalif olanlar ceza-
görev alıyorlar. Kendilerine veri- altında olan gençlerin yeni baş-
zine ve İşsizlik Sigorta Fonu tarafından landırılacak.
len malzemeyi armağan paketi ladıkları işte deneme süreleri iki
karşılanmaya başlanmıştı. İşverene iki * Kamudaki esnek istihdam yaygın-
haline sokuyorlar ve günlerce aydan dört aya çıkacak. Deneme
yılda bu yolla sağlanan teşvik 8 milyar laştırılarak; bir kamu çalışanının birden
halka yedirmeye çalışıyorlar. süresi içindeki 25 yaş altı gencin
TL’yi geçmiştir. Aynı sürede İşsizlik Si- fazla işyerinde çalıştırılması sağlanacak.
gorta Fonu’ndan merkezi bütçeye ise 9 Kamu çalışanı bir işyerinin değil birden
Evrensel, 5 Ocak 2011

milyar TL aktarılmıştır. Resmi kayıtlara fazla işyerinin çalışanı durumuna gele-


göre 5 milyon işsizin olduğu ülkemizde cek.
Ekim 2010 verilerine göre sadece 172 * Sendikal mücadeleyi sınırlamaya
bin işçinin sınırlı sürede ve miktarda yönelik yasaklar genişletilecek. Grev ve
işsizlik maaşı aldığını da anımsatalım. benzeri yasaklar sıralanırken ifade edi-
Tabloya bir bütün olarak bakıldığında len ‘engelleme’ sözcüğü, yasakçı içeriği
sözde işsizlik sigorta fonu olan bu fon, geliştirilerek ‘kamu hizmetlerinin yürü-
AKP’nin uygulamaları ile işvereni ve tülmesini engellenme’ şeklinde yeniden
hükümeti kurtarma fonu durumuna düzenlenecek. Sendikal mücadelede
dönüşmüştür. Durum böyleyken AKP üretimden gelen gücün kullanılması
bununla da yetinmeyip fonu tamamen böylece her boyutuyla suç sayılacak.
işverenlerin emrine amade hale getir- Bir halk deyişidir: Ayının kırk türkü-
mek istiyor.) sü varmış kırkı da ahlat üzerineymiş.
* İşçiler daha yoğun, daha esnek ve Ayının türkülerindeki anahtar sözcük
daha kuralsız çalıştırılacak. Belediyeler- ‘ahlat’ AKP’nin icraatlarındaki anahtar
de kadrolu çalışan işçilerin ihtiyaç fazla- sözcük ise ‘sermayenin çıkarları’dır.
sı ilan edilmesi mümkün hale gelecek. AKP’nin yaptığı tüm yasal düzenlemeler
İhtiyaç fazlası haline gelen işçi MEB uluslararası sermaye ve yerli işbirlikçile-
veya Emniyet Genel Müdürlüğü taşra rinin çıkarları içindir. Bu torba yasanın
teşkilatlarına gönderilebilecek. Üstelik içeriği de böyledir. Bunun içindir ki bu
beş günde işe başlamazsa işini kaybet- torba yasa saldırısı püskürtülmelidir.
miş olacak. Bir belediye ihtiyaç fazlası İşsizlerin, işçilerin, kamu emekçilerinin
gösterdiğinde beş yıl süre ile kadrolu başına geçirilmek istenen bu torba AKP
işçi alamayacak. Bu süre içinde ihtiyaç iktidarının başına geçirilmelidir.

AKDENİZ Kasım ayından itibaren direnişte olan Akdeniz


Çivi işçileri sendika mücadelesinde karlılıkla
güvence altına alınması, ve işverenin sendikayı
kabul etmesi talepleriyle Mersin Birleşik Metal İş
yollarına devam ediyor. Akdeniz Cici işçileri sendikası önünde imza kampanyası başlattı.
ÇİVİ sendikal nedenle işten atılmalar sonrasında
fabrika önünde direniş başlatmıştı. İşçiler
Sendika önünde imza standı açan işçiler
“işimize geri dönebilmemiz için, demokrasi için
İŞÇİLERİNDEN fabrika önündeki direnişlerini büyütmek ve tüm
kamuoyuna duyurmak için Kasım ayı içinde CHP
bir imza verin” şiarıyla Mersin halkını duyarlı
olmaya ve dayanışmaya çağırıyor. İşçilerin açtığı

İMZA
Mersin il binasını işgal etmişlerdi. İşçilerin haklı stand CHP ve emniyeti tedirgin etti. Mersin CHP
mücadelesi ise CHP yönetimince sert karşılanmış il binası önünde güvenlik kaygısıyla! sivil polisler
ve işgal polis zoruyla sonlandırılmıştı. Akdeniz Çivi işçilerine karşı görevde kusura yer
KAMPANYASI Akdeniz Çivi işçileri seslerini duyurmak için
şimdi de Mersin’de imza kampanyası başlattı.
bırakmıyor. Özellikle işçilere sürekli olarak kimlik
kontrolü yapılıyor. Akdeniz Çivi fabrikasının mali
İşçiler sendikaya üye olmaları nedeniyle işten işlerine hâlâ CHP Mersin il başkanı Yılmaz Şanlı
atılan işçilerin işe geri alınması, sendikal hakların bakıyor.

14
SOSYALİST DEMOKRASİ / 12 OCAK 2011
Karadolap Mahalle Derneği Başkanı Aynı zamanda yine geçmişte yaptığı-
Çayan Dursun: mız gibi tepki örgütleyeceğiz. Bu sokak
tepkisi olabilir, başka şeyler de olabilir.
KARADOLAP’TA Çünkü bunu defalarca yaptık.
YÜRÜTÜLEN ÇALIŞMA
Karadolap’ta Kentsel Dönüşüm
TARZININ TÜRKİYE’DE Projesi’ne karşı Karadolap halkı nasıl ör-
gütlendi?
ÖRNEK ALINMASI Biz özellikle 2005 yılında 1/1000’lik
GEREKİR planlar yapıldığında Kentsel Dönüşüm
Projesi’ni öğrendiğimizde bir muhalefet
Karadolap Mahallesinin Kentsel Dönü- örgütlemeye çalıştık. Mahallede oturan
şümün kapsamında olduğundan nasıl ha- herkesi birleştirecek çalışmalar yürüt-
berdar oldunuz? tük. Cemevlerini, Cami derneklerini ve
1/5000’lik planları 2003 yılında ya- ayrım gözetmesizin bütün kurumları,
pıldı. Bu planlar Anakent Planlama dernekleri içine katan bir çalışma yü-
tarafından yapıldı. Anakent 1/5000’lik rüttük. Bu muhalefet çok özgün bir ça-
planları yaparken haberdar değildik. lışmaydı. Kurumların bir araya gelerek
Planlar askıya çıktı ve askıdan da habe- merkezine oturduğu bir çalışma değil-
rimiz olmamıştı. Çün-
kü muhtar o dönemde

KENTSEL DÖNÜŞÜME KARŞI AKP’liydi. O süreçte bu


sebepten bilgi alama-

KARADOLAP ZAFERİ
dık. 2005 yılında yerel
belediye 1/1000’lik
planlar yaparken, ma-
hallemizin kentsel
dönüşüm projesi çer-
SÖYLEŞİ: İSMAİL YILDIRIM çevesinde olduğunu
öğrendik. Belediyenin
Kentsel Dönüşüm Projesine karşı kesin bir sonuç alan yaptığı plan askıya çık-
tığında biz itiraz hakkı-
ve İstanbul’da birçok mahalleye örnek olabilecek
mızı kullandık. Yapılan
bir mahalle Karadolap. İstanbul Eyüp Belediyesi’ne imar planına karşı çık-
bağlı olan Karadolap Mahallesinin mücadelesini aynı tık.
zamanda TÜMTİS İstanbul Şube Başkanı olan Karadolap
Mahalle Derneği Başkanı Çayan Dursun ve Karadolap Kentsel Dönüşüm Pro-
Mahallesi Muhtarı Celal Düzgün anlattı. jesine karşı nasıl bir mü-
cadele çizgisi izlediniz?
2007 yılında yapılan
Askıya çıkma sürecini kaçır- planlarda mahalle-
saydık, itiraz etme hakkımız mizin büyük bir kıs-
olmayacaktı. Biz bir yandan bu mı Kentsel Dönüşüm
itirazları yaparken, bir yandan Projesi içine alındı.
da Karadolap Mahallesi Der- Biz bu duruma sessiz
neğini kurduk. Bu dernekle kalmayıp, bu projeye
beraber avukatların eşliğinde karşı, birçok dava aç-
itirazlarda bulunduk. İstanbul tık. Davalar sonucunda
dokuzuncu idare mahkemesin- belediye aldığı Kentsel
de dava açtık. Bununla beraber Dönüşüm Kararından
Karadolap halkının baskısıyla vazgeçti ve geri adım
Eyüp Belediye Başkanı da bu attı. Belediye ile be-
konuda itiraz dilekçesi verdi. raber Anakent Planlama da geri adım
Bu durum Anakent Planlama- di. Örgütlü, örgütsüz herkesin, kanaat
attı. Tabi bu sürece kadar gelince sa- önderlerinin, derneklerin, Cemevi ve
da görüşüldü ve kısa sürede, dece hukuksal boyutu ile takip etme-
Karadolap Mahallesi Kentsel Cami cemaatlerinin içinde olduğu çok
dik. Ayrıca mahalle halkı da bu projeye geniş bir örgütlenme ağıydı. Biz bu
Dönüşüm Projesi kapsamından karşı örgütlendi. Mahallede çok kitlesel
çıkartıldı. Bu sonuç belediye çalışma üzerinden mahallede iyi bir ör-
eylemler ve toplantılar yaptık. AKP’yi gütlülük yakaladık. Örneğin Cemevinde
Karadolap Mahallesi Muhtarı başkanın çabası ile değil, bura- çok rahatsız edecek işler yaptık. Bunun yaklaşık 600 kişinin katıldığı toplantılar
Celal Düzgün: daki halkın mücadelesi sonucu üzerine kentsel dönüşüm iptal edilmek yaptık. Aynı şekilde Cami cemaatiyle de
HALKIMIZLA ortaya çıktı. Biz burada çok ör-
gütlü bir mücadele yürüttük.
zorunda kaldı. 300 kişinin katıldığı toplantılar yaptık.
BERABER BU Çok geniş katılımlı toplantılar Kentsel Dönüşüm Projesi Karadolap
Herkesi kucaklayacak bir çalışma yü-
yaptık. Halkımızla beraber bu rüttüğümüz için hemen hemen herke-
SORUNUN sorunun üstesinden geldik.
Mahallesinde iptal edildikten sonraki sü-
reç nasıl gelişti?
si harekete geçirecek bir örgütlülük ya-
ratmıştık. Bu tepki sayesinde Kentsel
ÜSTESİNDEN Kentsel Dönüşüm iptal edildikten
Dönüşüm Projesinden geri adım atıldı.
Siz bir muhtar olarak neden bu sonra mahallelinin tapularıyla ilgili iş-
GELDİK sürece dahil oldunuz? lemler devam ediyor. Bazı yerlerde de Karadolap’ta yürütülen çalışma tarzı
Ben bu mahallenin insanıyım. tapular verilmeye başlandı. Ama büyük Türkiye’de örnek alınması gereken bir
Benim de burada evim var ve bir kısma henüz tapular verilmiş değil. çalışmadır. Bizimle aynı kaderi yürüten
Karadolap Mahallesinde Kent-
sel Dönüşüm Projesi kapsamına evimin tapusu yok. Ben böyle Biz seçim arifesinde tapuların verilece- bazı yerlere bakıyorum. Buralarda yapı-
geçirdiği süreci siz muhtar olarak büyük bir sorun varken, bunun ğini düşünüyoruz. Ama tabi bu tapuları lan çalışmalar çok kapsayıcı çalışmalar
nasıl gözlemlediniz? takipçisi olmak zorundaydım. verirken rayiç bedelleri çok yüksek. Bu değil. Bizim Karadolap’taki başarımızın
Karadolap Mahallesi 3200 Ayrıca burada yıllardır esnaflık rayiç bedelleri üzerinden insanlarının sebebi de kapsayıcı olmasından kay-
evi kapsayan Kentsel Dönüşüm yapıyorum, bu mahallede bir tapuları alma imkanları yok. Belediye naklıdır. Ayrıca bizim bu çalışmalarımız
Projesi alanına girmiş. Biz bu emeğim var benim. Sonuçta ile görüşmeler oldu. Bu görüşmelerde sadece Kentsel Dönüşüm Projesi ile
durumun takipçisi olduk. Kent- söz konusu olan barınma oldu- rayiç bedellerin düşürülmesi için uğra- sınırlı değil. Aynı zamanda daha önce
sel Dönüşüm Projesi Anakent ğu zaman birçok insanı ilgilen- şıldı. Ancak herhangi bir sonuca varıla- yozlaşmaya karşı eylemlikler de geliş-
Planlama tarafından oluşturu- diriyor bu durum. Ben de bu madı. Biz ilerde rayiç bedellerinin düşü- tirdik. Bizim mahallede ki sorunlara
lan planlar askıya çıkartılmıştı. konuda sesiz kalmamalıydım. rülmesi için hukuki süreç başlatacağız. müdahil olmaya devam edeceğiz.

15
SOSYALİST DEMOKRASİ / 12 OCAK 2011
da yaşamak zorunda kalıyordu onların mek isteyen kadınlarla doldu hapisha-
GEÇEN BİR YILIN ARDINDAN tecavüz ettiği kadın. Bir seri tacizci ise
farklı davalardan arka arkaya beraat
neler 2010’da. Onlarca Kürt kadın bele-
diye başkanı, kadın aktivist, BDP üye ve

YASTA DEĞİL İSYANDAYIZ


alırken yargımız ne kadar rahattı. Bir- yöneticisi hapiste. Bu yıl yine, yeniden
çok taciz, tecavüz ve ensest ise evlerin naif-narin ya da doğamız barışsever
duvarları arasında kaldı. Her şeyden diye değil savaşın faturası bize çıktığı
haberdar devletimiz, kadınların sessiz için bu savaşın durmasını istiyoruz. Hiç
çığlığını yine duymadı. Taciz, tecavüz ve görmediğimiz barışın hayaletini kadın-
BURCUGÜL enseste karşı mücadele eden kadınla- lar arasında dolaştırıyoruz. 
rın talepleri ise yine görmezden gelindi.  
Bu yıl yine sokaklarda, ‘Kadın Dayanış- ERKEK DEVLET ŞİDDETİNE SON!
Geçtiğimiz yıla erkek adalet damgasını vurdu. Gerek ma Merkezleri yaygınlaştırılmalı, taciz, 2010 erkek devletin  karakterini an-
kadın cinayetlerinde erkeklere gösterdiği şefkat tecavüz, ensest gibi suçlarla ilgilenecek lamak için oldukça veri ile doluydu. Bir
ile, gerekse taciz-tecavüz davalarında sanıkların özel birimler kurulmalı, kadınların baş- yandan ne referandumda ne de kadın-
“mağduriyetini” kadınların güvenliğinin önüne koyması vurduğu kurumlar kadınları buralara ları ilgilendiren hiçbir konu da kadınlara
ile. 12 yaşında bir çocukla para karşılığı ilişkiye giren yönlendirmeli, buralarda sadece ka- söz söyletmeyen, işine geldiğinde vitrin
dınlar çalıştırılmalıdır’ diyeceğiz. ‘Taciz, malzemesi yapan iktidar, bir yandan
onlarca erkeği serbest bırakan mahkeme gerekçe olarak
tecavüz ve ensestte kadınların yargı da erkek polisinin şiddeti ile yaktı bizi.
çocuğun kendi rızası ile ilişkiye girdiğini yazıyordu sürecinde mağdur edilmelerinin önüne Katliam boyutundaki kadın cinayetleri-
resmi tutanağa. Resmi olarak kadın bedeni erkeğe aittir geçilmeli, ceza indirimi uygulanmama- ni durdurmak için mücadele eden, ana-
diyordu. lıdır’ diye haykıracağız. yasadaki eşitsizliğin giderilmesini iste-
  yen kadınlara “kadın erkek eşit değildir,

B
ianet’in gazetelere, inter- ceza artırımı uygulanmalı, iyi hal BARIŞ İSTİYORUZ! böyle talepleri dikkate almayız” diyen
net sitelerine ve ajansla- ve benzeri nedenlerle indirimler Erkek şiddetinden bahsederken başbakan, “siz eşit değilsiniz dedikçe
ra yansıyan haberlerden yapılmamalıdır. en örgütlü yaşandığı biçimden mili- her gün üç kadın öldürülüyor” diyen ka-
derlediği çeteleye göre, erkekler   tarizmden ve   kararını vermediğimiz dınlara sinek vızıltısı muamelesi yaptı.
2010’un ilk 11 ayında en az 199, TACİZ-TECAVÜZ KADINLARIN ama bedelini ödediğimiz savaştan ba- Yılın son ayında ise 19 yaşında genç bir
2009’da 198 kadını öldürdü. Her SUÇU DEĞİLDİR!  his açmamak, hele de Ortadoğu’da, kadın “hamile hamile” eyleme katılma-
gün bir kaç kadının ölüm haberi Geçtiğimiz yıla erkek adalet Mezepotamya’da, Türkiye’de bir kadın- nın bedelini ağır ödedi. “Üç çocuk ya-
düşüyor ajanslara. Kimi durum- damgasını vurdu. Gerek kadın sanız erkek şiddetine mahkum kalmak pın” diyen erkek iktidar tecavüz sonucu
larda öldürülen kadın resmi kay- cinayetlerinde erkeklere gös- demektir. Biz 2010 yılında yine savaşın hamile kalan kadınlara kürtaj hakkını
naklarda kayıp olarak geçiyor, terdiği şefkat ile, gerekse taciz- bilançosunu tutamadık, erkek devletin tanımazken kendi isteği ile hamile kal-
kimi durumlarda intihar, kaza... tecavüz davalarında sanıkların bekası için her şey gizli kapaklı yapıldı mış bir kadının bebeği anne karnında
Bu yıl yine devlet katil erkeklerin “mağduriyetini” kadınların gü- çünkü. Yine de biliyoruz, kadınlar ana- polisin eril şiddeti sonucu katledildi. 
sırtını sıvazladı. Ancak “töre sai- venliğinin önüne koyması ile. 12 diline sürgün bir hayatın bedelini daha Yukarıda yazılı olanlar geçtiğimiz yıla
kiyle” işlenmişse cinayet ağırlaş- yaşında bir çocukla para karşılığı ağır öder. Sağlık hakkına ulaşamadan, baktığımızda akla geliverenler. Daha
tırılmış ceza uygulandı, elbette ilişkiye giren onlarca erkeği ser- pazar alışverişini dahi kendisi yapama- neler neler yaşandı, yaşananlar dilimiz-
kanıtlanabilirse. Adalet sistemi best bırakan mahkeme gerekçe dan, hiçbir sosyal bağ kuramadan ge- de acı bir tatla bu yıl bizleri nelerin bek-
katil erkeklere “haksız tahrik olarak çocuğun kendi rızası ile çen bir yaşam başlı başına şiddet değil lediğini söyledi. Amaç da bu değil miydi
indirimi” uygulayarak cezaların ilişkiye girdiğini yazıyordu resmi midir? Doğurgan olmanın bedeli daha zaten! Dayakla ıslah, tehditle itaat...
kuşa dönüşmesine yol açıyor. Er- tutanağa. Resmi olarak kadın yoğun bir asimilasyon ve zorla doğum 2010’un takvim yapraklarında nere-
kekler nasıl mı tahrik oluyor? Ye- bedeni erkeğe aittir diyordu. kontrolü olmadı mı bu ülkede. Askerlik deyse her güne kadınların bedenlerine,
meği yakmış, evi temizlememiş, Adalet sistemi “mağdur” erkek- ocağında daha da erkekleşmiş olarak emeklerine sahip çıkmaları da yer bul-
çocuğa iyi bakmamış, hep iyi ol- lerle dayanışmaya devam ediyor- dönen erkekler savaşın olanca şiddeti- du. Ellerinden alınan işlerine karşı ba-
mamış, tartışma esnasında se- du. Bir toplu tecavüz davasında ni taşırlar silah seslerinin duyulmadığı zen tek başına aylarca direnen kadınlar
simizi yükseltmiş, ilişki isteğini- takipsizlik verilirken başka bir evlerine. Daha fazla şiddet, daha fazla kazındı hafızamıza. Geride kalan yılın
evlilik içi tecavüzü reddetmiş davada adli tıp raporu birbuçuk kadın cinayeti yazılır hanemize. Kadın- kısa bir dökümü ezilme ve şiddet olarak
olabiliriz. Adaba mugayir bulun- yıldan önce çıkmaz diyerek tahli- ların her talebi daha tehlikelidir erkek görünüyorsa bir yanı da mücadelenin
mayan şeyler giymiş, yabancı ye edilen erkelerle aynı sokaklar- devlet için.  Kendi  geleceğini tayin et- kazanımları ile dolu.
ya da baba-erkek
kardeş-sevgili-
kocamızın hoşlan-
madığı bir erkekle
konuşmuş, hak-
kımızda dedikodu
çıkmış da olabiliriz.
Artık yeter. Masal-
larla uyumuyoruz.
Kadın cinayetleri-
nin %90’ı planlı.
Kadınları öldüren
erkeklerin %70’i
öldürdüğü kadının
en yakınındaki,
tanıdığı bir erkek,
kocası, sevgilisi,
kardeşi, babası…
Erkekler için öldür-
mek güç göste-
risi, kadın bedeni
üzerindeki tahak-
kümünün kanıtı.
“Haksız tahrik in-
dirimi” haksızdır,
kadın cinayetlerin-
de uygulanmama-
lıdır. “Töre saiki”
aranmadan kadın
cinayetlerinde

16
SOSYALİST DEMOKRASİ / 12 OCAK 2011
Y YAŞASIN KADIN
ine polis şiddeti, yine medya şiddeti, kadınlar polis şiddetini ve KYK genel
yine erkek şiddeti, yine yargı şidde- müdürlüğünün açıklamasını protesto
ti, yine devlet şiddeti ama şiddete karşı etmek için KYK Genel Müdürlüğü Ek Bi-
yine kadın dayanışması… nasına yürüdü. Eyleme hamile kadınla-
  4 Aralık günü Dolmabahçe’de
Başbakan’ın rektörlerle yaptığı toplan-
tıya katılmak isteyen öğrencilere yö-
nelik polis saldırısı esnasında, genç bir leştirilen basın
DAYANIŞMASI adına  Burcu-
rın katılımı dikkat çekerken, bileşenden
bazı kadınlar da hamile kılığına girdi.

İstanbul’da kadınlar “Devletin Cinsel


kadın arkadaşımız maruz kaldığı şiddet toplantısına SEHER TAHRAN gül Çubuk yap- Şiddetine Karşı Yalnız Değil Örgütlü,
nedeniyle bebeğini düşürdü. Her ge- Doç. Dr. Si- tı.   Çubuk’un Suskun Değil Öfkeliyiz!” dedi.
çen gün kadına yönelik şiddet olayları- bel Özbudun, “Biz kadın- Devlet şiddetine karşı kadınlar
na bir yenisinin eklenmesiyle yükselen Kadın Dayanışma Vakfı,   SKM,   Uçan lar,   bugün burada kadın dayanışma- İstanbul’da da sokaktaydı. Galatasaray
öfke, son yaşanan olayla daha da yük- Süpürge’den kadınlar, TÖK’lü kadınlar, sından aldığımız güçle sesleniyoruz; Meydanı’nda buluşan yüzlerce kadın,
seldi.  Eylemde bir kadının polis şidde- KAOS- GL’li kadınlar, Genç Sen’li kadın- bebeğini kaybeden kadın arkadaşımızın Dolmabahçe eylemlerinde polis şiddeti
tine maruz kalması, bebeğini düşür- lar, İHD Ankara Şube Başkanı Gökçe yanındayız ve onu daha fazla yıprat- sonucu bebeğini kaybeden  Genç Sen’li
mesi ve hakkında başlatılan karalama Otlu, Halkevi MYK Üyesi Dilşat Aktaş, manıza izin vermeyeceğiz. Siz bize her kadın arkadaşımızın yalnız olmadığını,
ve teşhir kampanyası devlet şiddetinin Sol İletişim’den kadınlar, BDP Parti saldırdığınızda, bizlerin öfkesi bileniyor; polis ve medya elbirliğiyle asılsız iddi-
en somut göstergesi oldu. Biz kadınlar Meclisi Üyesi Yüksel Mutlu, BDP Anka- bedenimize her dokunduğunuzda sus- alarla üzeri örtülmeye çalışılan devlet
da kadın dayanışmasından aldığımız ra İl Eşbaşkanı Şengül Demir, Sosyalist turmaya çalıştığınız sesimiz, dünden şiddetine karşı suskun değil öfkeli ol-
güçle dikildik tüm baskı ve saldırıların Parti’li kadınlar, ESP Ankara İl Başkanı daha güçlü çıkıyor. Siz bizi teşhir etme- duğunu haykırdı. Kadınlar etraflarını
karşısına.   Birçok ilde sokaklara dökül- Fadime Çelebi, EMEP’li kadınlar, EHP’li ye devam ettikçe, biz de bugünkü gibi simgesel olarak mor kurdele ile çevrele-
dük, öfkemizi haykırdık, dayanışmamızı kadınlar, SDP’li kadınlar, Sosyalist Femi- sokaklarda olmaya devam edeceğiz. yerek, “Bedenime, emeğime, kimliğime
yükselttik. Erkek devlet şiddetine karşı nist Kollektif’den kadınlar ve bağımsız Tüm kadınları da, mücadeleyi büyüt- dokunma” mesajıyla Taksim Tramvay
yalnız değil örgütlüydük, suskun değil feminist kadınlar katıldı. Hükümetin meye çağırıyoruz.” sözleriyle biten açık- Durağı’na yürüdüler. Burada yapılan
öfkeliydik… icraatlarının ve onun takipçisi medya- lamanın ardından basın toplantısına ka- basın açıklamasını platform adına SDP’li
nın yayınlarının kadına yönelik şiddeti tılan kadınlar söz alarak düşüncelerini Kadınlardan Aylin Mert okudu. Erkek
Ankara’da kadınlar “Kadınız, meşrulaştırdığı, kutsal anne rolü dışına açıkladılar. devlet şiddetine karşı, birlikte mücade-
Hamileyiz, Demokratik Mücadelenin çıkan kadını iktidarları için tehlikeli gö- Ayrıca Ankara Üniversitesi Siyasal le ettiklerini ifade eden kadınlar, yaşa-
İçindeyiz” dedi. rerek topyekün bir saldırı gerçekleşti- Bilgiler Fakültesi önünde KASAUM’dan nan bu son saldırıyla ilgili suskun değil
Kadın Dayanışma Vakfı’nda gerçek- rildiğinin belirtildiği açıklamayı kadınlar kadınların  ve FeminitBiz’in çağrısı ile öfkeli olduklarını söylediler.
17
SOSYALİST DEMOKRASİ / 12 OCAK 2011
KÜRT VİCDANİ
RET HAREKETİ
DEKLARASYONU
1-Militarizmin yarattığı etkileri
kabul etmeyen, militarizmi; barı-
şın, demokratikleşmenin ve sivil-
leşmenin önündeki en temel engel
olarak görür.
2-Zorunlu askerliği reddeder.
Vicdani red hakkının Türkiye’de ve
Kürdistan’da tanıtılması ve top-
lumda var olan bilinçsizliğin gideril-
mesi için çalışmalar yürütür.
3- Irkı, kültürü, dini, cinsiyeti, cin-
sel yönelimi ve düşüncesi ne olursa
olsun savaşa ve ölümlere tavır alan,
tüm vicdani retçileri destekler.
4-Süren savaşın acımasızlıklarını
toplumlara taşınılması ve tüm ba-
rış hareketlerinin gündemine sok-

ATEŞİN İÇİNDE
bir payı var. 19 Eylül’den beri 178 Kürt
maya çalışır.
genci sık aralıklarla vicdani retlerini açıkla-
5-Ekolojik dengeyi etkileyen sa-
dı. İstanbul’da 10 kişiyle başlayan bu hare-
vaşın ve kimyasal silahların zararla-
kete, İzmir ve Çanakkale’den sonra Aralık

KALANLARDAN
rının teşhiri için gerekli çalışmaları
ayında Siirt, Bingöl, Batman, Diyarbakır ve
yapar. Doğayı tahrip eden, ekolojik
Van’dan da katılım oldu. 26 Aralık günü İs-
dengeyi tehdit eden yakın ve uzak
tanbul ve Diyarbakır’da yapılan 42 vicdani
tehlikelere karşı nükleer, biyolojik,
ret açıklamasının 16’sıysa kadınlara aitti.

YÜKSELEN SES
kimyasal, konvansiyonel vb. her
Vicdani ret mücadelesinin dünya tari-
türden silahlanma ve donamıma
hindeki serüveniyle Türkiye’deki bu hare-
karşı bütünlüklü ve tutarlı bir mü-
ketlenme arasında kuracağımız paralellik-
cadeleye yürütür.
te Kürt Vicdani Hareketi’nin burada yeni
6- Yaşanan bu kirli savaşta taraf
GÜLEREN EREN bir sayfa açtığını söylemek hiç de yanlış
olmayı ret eder ve ölmeyi- öldür-
olmayacaktır. Savaşlar varolduğundan
meyi durduracak alternatif eylem-
Retçiler somut olarak içinde yaşadığımız savaştan beri savaşmayı reddetmenin de varoldu-
ler düzenlemek.
da bahsederek görüşlerini bildirse dahi, talepleri ğunu kolaylıkla söyleyebiliriz, ancak vicdani
7-Kürt coğrafyasında bulunan
daha ziyade temel bir antimilitarist duruştan ibaret ret politik varoluşunu devletlerin askerliği,
doğanın kirletilmesini savaş araçla-
savaşmayı kutsal bir görev olarak halklara
görüldü, kamuoyuna duyurulduğu çerçeve içinde bir rı ile sömürülmesi gerçeğini dünya
inandırmaya çalışmalarına karşı ortaya çı-
anlamda soyutlaştırıldı. Türkiye’de yirmi sene boyunca kamuoyuna duyurur.
kan örgütlü tepkiye borçludur. Türkiye’de
bedeller ödenerek ilerletilen bu mücadeleye şimdi bugüne kadar vicdani retçiler ne kadar
8- Tüm düşünce, yetenek ve gü-
yoğun ve örgütlü olarak Kürt gençlerinin dahil olması, cünü vicdan, emek ve samimiyetle
politik gerekçeler öne sürmüş olurlarsa
antimilitarist tavrın Türkiye’nin sorunları açısından bütünleştirerek, önüne koyduğu
olsunlar marjinalize edildiler, toplumsal
somutlaşması anlamına da geliyor. çalışma ve hedeflere ulaşmak ka-
olarak görünür olmaları mümkün olmadı,
rarlığında olan bu komisyonumuz
daha çok bireysel taleplere sahip oldukları

T
çalışmalarını İHD Şubelerinin bulun-
ürkiye’de vicdani ret talebi mız olmadığını bile farketmeden algısına hapsedildiler. Elbette durumun
duğu tüm yerlerde başlatacaktır.
ilk kez dillendirildiğinden beri bu korunmaya muhtaç sınırların böyle olmadığını bu mücadelenin içinde ve
9- Savaş insanlığa karşı işlenen
yirmi sene geçmiş aradan. bizim sayemizde payidar kalaca- çeperinde bulunanlar biliyordu ancak kav-
bir suçtur. Sessiz kalmak savaşlara
1992’de İzmir’de faaliyete geçen ğının gururuyla kabul etmişizdir ga ne yazık ki fazlaca toplumsallaşmadan
ve ölümlere onay vermektir. Aske-
Savaş Karşıtları Derneği ise örgütlü gönülden bu görevi. Böyle düşün- veriliyordu.
re gitmiyoruz red ediyoruz.
mücadelenin ilk adımı. Bu seneler mekten bizi alıkoyan düşünceler Retçiler somut olarak içinde yaşadığı-
içinde askere gitmeyi reddettikleri kafamızı karıştırsa dahi sonuçları mız savaştan da bahsederek görüşlerini
için temel vatandaşlık haklarından siler atar o fikirleri çoğu zaman: Ele bil- dirse dahi, talepleri Çocukluğumuz travma süreciyle devam
mahrum bırakılan, tutuklanan, tüfek almadan geçecek daha ziyade temel etmek zorunda kaldı. Nereye ait olduğu-
askeri cezaevlerinde yargılanan, bir gençlik ka- bir antimilitarist du- muzu öğrenmek için başlattığımız aidiye-
mahkum edilen, işkenceye maruz bul görmüyor ruştan ibaret görül- timizi elimizden aldılar. Hak arayışımıza
kalan insanlar tarihte cesaretle- bu topraklar- dü, kamuoyuna du- çıktığımızda da sokak ortalarında yargısız
riyle yer edinecekler kendilerine. da, askerliğini yurulduğu çerçeve infazlarla karşılaştık. Militarizmin komu-
Edinecekler diyoruz; çünkü top- yapmayana ‘kız içinde bir anlam- tanları dilimizi-kültürümüzü yok saydılar,
lum içinde onları ‘askere gitmeye vermezler’, iş da soyutlaştırıldı. en insani taleplerimizi dahi görmezden
korkan vatan hainleri’ olarak algıla- ararken ‘askerlik- Türkiye’de yirmi geldiler. Bugünde elimize silah tutuştu-
yan insanların sayısı hala azımsan- le ilişiği olmaması’ sene boyunca rup kardeşlerimizle savaştırmak istiyorlar.
mayacak kadar fazla. Elbette bu gerekir er kişinin. bedeller ödenerek RED etmemiz için birçok sebebimiz var.
da diğer ‘vatanperver’ tepkiler gibi Yaşam da, ‘erkeklik’ ilerletilen bu mücadeleye şimdi yoğun Fakat TSK da askerlik yapmak için hiçbir
öğretilmiş, dayatılmış ve sonunda de örselenir aksi takdirde. ve örgütlü olarak Kürt gençlerinin dahil nedenimiz yok.” demeye başladılar. Bu
da özümsenmiş iktidar sevicilikle Bu kısır düşünceden, bu ezbere olması, antimilitarist tavrın Türkiye’nin hareket, vicdani ret hareketinin zihinler-
besleniyor. vatanseverlikten sıyrılanlar var her sorunları açısından somutlaşması anla- deki meşruluğunu arttırma gücüne sahip
Askerlik görevinin zorla ifa et- şeye rağmen ve yıllardır büyüyerek mına da geliyor. Geçtiğimiz Eylül’de ka- görünüyor. Gerçek bir savaşın içinden, o
tirildiği gerçeği, ‘milli’ eğitimin mücadele ediyorlar. 2010 yılında leme aldıkları deklarasyonda da belirtil- ateşin içinde kalanlardan yükselen ses
dersliklerinden itibaren yaşamımı- toplam 212 kişi kamuoyu önünde diği gibi, çocukluklarından itibaren içinde toplumun bu talebin sebeplerini algılama-
zın her alanında sönümlendirilip; vicdani retlerini açıkladı. (Liste için bulundukları bir savaşın, o savaşı besle- sını, gerekçeleri zihninde resmedebilmesi-
onur duyulacak bir gönüllülüğe bkz:  http://kisaurl.com/?CDC) Vic- yen politikaların sonuçlarına katlanmaya ni de sağlayacaktır.
indirgenmiş büyük bir başarıyla. dani Ret Hareketi’nin kayıtlarına mecbur kılınmışlardı ve şunları söylediler: Vicdani ret, savaş karşıtı bir sivil itaat-
İç ve dış mihraklardan korunması göre 1989-2009 yılları arasında bu “Bize asker ol diyen ordunun sahipleri, sizlik eylemidir; ateşi altında kaldığımız
gereken bir ülke çizilmiştir bizim sayı 86 idi. Bu ani artışta Kürt Vic- düne kadar köylerimizi yaktılar. Bilinme- savaşa karşı olduğu sürece etkisi artacak
için, üzerinde yeterince söz hakkı- dani Ret Hareketi’nin hatırı sayılır yen büyük metropollere sürgün edildik. ve çapı genişleyecektir.

18
SOSYALİST DEMOKRASİ / 12 OCAK 2011
2010’DA BELLEKLERE yalanlarıyla bizleri avutmaya çalışır-
larken, milyonlarca insan işten çıkar-
tılıyor, iş bulamıyor, çalışma koşulları
VE RAKAMLAR

KAZINANLAR
2010 yılında yapılan hak ihlallerine
güçleştiriliyor, ödemeler aylarca ge-
bakıldığında, Türkiye yine diğer yıl-
ciktiriliyor.
larda olduğu gibi başarısız bir karne
Liselerde ve üniversitelerde eşit,
alıyor.
parasız, bilimsel ve anadilde eğitim
2010 yılında İHD açıkladığı raporda
için mücadele veren öğrencilere uy-
İLKAY TANYER gulanan polis şiddeti özellikle 2010
toplam 480 hak ihlali başvurusu aldık-
larını belirtti.
‘Askeri vesayeti sona erdireceğim’ diyen Hükümet, 29 yılının belleklere kazınacak görüntü-
Cezaevlerinde 103 sağlık durumu
leriydi. Bu görüntülerin eser sahibi
Aralık tarihli MGK toplantısına askerle beraber oligarşik ağır hasta halen serbest bırakılmayı
devletin polisi, adeta alkışlanırcasına
cumhuriyetin sihirli cümlesi (devletin ülkesi ve milleti üniversite kampüslerine rahatlıkla gi-
bekliyor. 182 tutuklu cezaevinde iş-
ile bölünmez bütünlüğü) etrafında birleşmiş ve resmi kenceye ve kötü muameleye maruz
rip çıkarak, kampüs içinde yetki üs-
söylemi tekrar eden vesayetçi anlayışla uzlaşı içerisinde kaldığı gerekçesiyle İHD’ye mektupla
tüne yetkiler verilerek öğrenciler bir
yoluna devam kararı almıştır. Nitekim Genelkurmay’ın 17 başvurmuş durumda.
nevi hizaya getirilmeye çalışılıyor.
Cezaevlerinde 103 işkence ve kötü
Aralık 2010 tarihli bildirisine cevap dahi verilmemiştir. Kadın cinayetlerine her gün bir ye-
muamele tespiti yapıldı.
nisi daha eklenirken konuyla ilgili bir

2
Cezaevlerinde 32 kişi hayatını kay-
010 yılı, hatırlarsak Ro- hiçbirisi yaşama geçirilmemiştir. önlem almak ülkenin siyasi gündemi-
betti.
manların, Manisa ilinin Sadece bunlarla ilgili taslak ya da ne taşınmıyor. Haksız tahrik indirim-
Cezaevlerinde 121 bin 98 tutuklu ve
Selendi ilçesinde linç edile- tasarılar hazırlanmıştır. leriyle savuşturulan davalarla, adli tıp
hükümlü var.
rek yerleşim yerlerinden sürgün 2. Kürtçenin günlük yaşamda kanalıyla tecavüzcülerin ‘’mağdur’’
39 gazeteci şu anda tutuklu, yayı-
edildiği haberleriyle bizleri karşı- kullanılması ve Kürtçe isimlerin görüldüğü, failinin erkek devlet oldu-
nı durdurulan gazete ve dergi sayısı
lamıştı. Hükümetin seçim kam- iade edilmesi. Bu hususta, ye- ğunu bildiğimiz taciz, tecavüz ve ölü-
12’nin üzerinde, hakkında erişim yasa-
panyasına dönüşen Kürtsüz Kürt rel yönetimler tarafından atılan me karşı kadınlar cephesinden veri-
ğı bulunan internet sitesi sayısı 4662,
açılımına bir de Romansız Roman adımlar ilgili valilikler tarafından len örgütlü mücadeleyi sindirmek için
ifade özgürlüğü kapsamında 790 kişi-
açılımı eklenmişti. Bir sene önce, engellenmiştir. devlet şiddeti de kendini en acımasız
ye de para cezası kesilmiştir.
güne açılımlar çöplüğüyle uyanan 3. Anayasa değişikliğine dair ne yüzüyle göstermeye devam ediyor.
Örgütlenme özgürlüğüne yönelik
2010 yılı, Demokratik Toplum olduğu belli olmayan ancak baş- 2010 yılında, din ve vicdan özgürlü-
müdahaleler kapsamında 116 operas-
Kongresi’nin (DTK) demokratik bakanın önceki açıklamalarından ğü alanında anayasal ve yasal çözüm-
yon yapılmış ve 421 kişi tutuklanmış-
özerklik çalışması taslağı ve Barış anlayabildiğimiz kadarıyla ‘ana- ler üretilmemiştir. Sadece Alevi çalış-
tır.
ve Demokrasi Partisi’nin (BDP) yasal vatandaşlık’ diye tarif ede- taylarında sorunlar tartışılmış ancak
Yargısız infaz denilen ‘dur ihtarı’,
başlattığı iki dilli yaşam kampan- bileceğimiz anayasa değişikliğinin çözümler ortaya konmamıştır. Gayri-
rastgele ateş açma olaylarında güven-
yası üzerine yürütülen tartışma- yapılması. 2010 yılında, AKP ta- müslim azınlıklarla ilgili olarak tarihi
lik güçlerinin açtığı ateş sonucu yaşa-
larla da bizleri uğurladı. rafından TBMM’ye sunulan ana- ibadet yerlerinde sembolik ayinler ya-
mını yitiren kişi sayısı 28, faili meçhul
Geçtiğimiz koca bir yıla baktığı- yasa değişiklik teklifinde anayasal pılması dışında somut gelişmeler ya-
cinayetten yaşamını yitiren kişi sayısı
mızda, Türkiye’nin otuz yıllık me- vatandaşlıkla ilgili düzenleme ol- şanmamıştır. AİHM kararına rağmen
ise 9’dur.
selesi olan Kürt Meselesine dair madığı gibi etnik köken ayrımcı- zorunlu din dersi uygulaması devam
Kolluk kuvvetlerinin yürüyüşlere mü-
hükümet cephesinde gördüğü- lığını kesin olarak yasaklayan bir etmiş, Cemevlerinin ibadethane sta-
dahalesinde 2 kişi öldürüldü, 143 kişi
müz şey, her şeyin yerinde sayı- değişiklik de olmamıştır. Siyasal tüsü kabul edilmemiştir.,
yaralandı, 1716 kişi gözaltına alındı,
yor oluşu. Oysa 2009 yılı sonunda iktidar sadece kendi siyasal ihti- 2010 yılında linçlerin tehlikeli bo-
152 kişi tutuklandı.
hükümetin bu süreçle ilgili olarak yaçlarına uygun bir anayasa deği- yutlara sıçratılabileceğine dair örnek-
TİHV’e yapılan işkence ve kötü mu-
atacağını ilan ettiği adımlar vardı. şikliğini gerçekleştirmiştir. ler ortaya çıkmıştır. Manisa Selendi,
amele başvuru sayısı 319 olmuştur.
Neydi o adımlar? 4. ‘Askeri vesayeti sona erdire- Hatay Dörtyol, Bursa İnegöl, Kahra-
Savcı ve yargıçların subjektif, tarafsız-
1. Öncelikle insan hakları de- ceğim’ diyen Hükümet, 29 Aralık manmaraş ve İstanbul’da yaşananlar
lıktan uzak zihniyet yapıları, zamana-
netim mekanizmalarında ulusla- tarihli MGK toplantısına askerle bir iç savaşın kıvılcımını çakmanın ne
şımı ve ceza erteleme gibi nedenlerle
rarası standartları yakalamaktı. beraber oligarşik cumhuriyetin kadar kolay olduğunu göstermiştir.
işkence yapan kamu görevlileri ceza-
Bunun için ise; Birleşmiş Milletler sihirli cümlesi (devletin ülkesi İHD raporlarında da ortaya konduğu
sız kalabilmektedir. Nitekim Adalet
(BM) Paris Prensipleri’ne uygun ve milleti ile bölünmez bütünlü- gibi güvenlik alanında yaşanan zaaf-
Bakanlığı resmi istatistiklerine göre,
ulusal insan hakları kurumunun ğü) etrafında birleşmiş ve resmi lar ve kitleleri kışkırtıp provoke eden
2008 yılında her 1 işkence ve kötü mu-
kurulması, ayrımcılıkla mücadele söylemi tekrar eden vesayetçi yapılanmalar kaygı vermektedir.
amele davasına karşılık 77 polise mu-
ve eşitlik kurulunun oluşturulma- anlayışla uzlaşı içerisinde yoluna Aralık ayında Maraş’ta alevi örgütle-
kavemet davası açılmıştır. Bu oran bile
sı, polis-jandarma denetim me- devam kararı almıştır. Nitekim rin katliam anmasına saldırı girişimi
tek başına cezasızlığı ifade etmektedir
kanizmasının hayata geçirilmesi, Genelkurmay’ın 17 Aralık 2010 ve İstanbul’da Cemevine saldırı ciddi
Büyük bir bölümü Kürt, Alevi ve Sos-
işkenceye karşı sözleşmenin ek tarihli bildirisine cevap dahi veril- provokasyon girişimleridir. Hüküme-
yalist olmak üzere 28 askerin ölümü
seçmeli Protokolünün (OPCAT) memiştir. tin devlet içindeki çetelerin tasfiyesi
kayıtlara ‘intihar’ olarak geçti.
TBMM’de onaylanarak ulusal Ekonomik alanda da durum noktasında daha fazla çaba göster-
Ateş, patlayan mühimmat, gözal-
önleme mekanizmasının kurul- hiç iç açıcı değil. Yerinde sayma- mesi gerekmektedir. 
tında işkence, köylerin bombalanması,
ması. İnsan hakları denetim me- yı bırakın gün geçtikçe geriliyor. Bir yandan 30 tutuklunun öldü-
panzer altında kalma sonucu kaybetti-
kanizmaları ile ilgili bu vaatlerin 2009’dan beri krizin teğet geçtiği rüldüğü ‘Hayata Dönüş Operasyonu’
ğimiz çocuk sayısı 14.
adıyla 19 Aralık Katliamı’nın asıl so-
Operasyonlarda yaşamını yitiren in-
rumlularına dokunmadan sanki yapı-
Birgün, 27 Ocak 2010

san sayısı 281.


lan operasyon yargılanıyor diye göste-
Devlet terörü sonucu hayatını kay-
rilirken, bir yandan da cezaevlerinde
bedenlerin sayısı toplam 60.
ihlallerin yaşanmasına karşı hiçbir
Erkekler 2010’da haberlere yan-
düzenleme girişiminde bulunulmu-
sıyan kısmıyla 199 kadını öldürdü.
yor. Ve 2010 yılı, Kürtleri ve sosya-
Türkiye’nin her bölgesinde, farklı yaş
listleri vuran tutuklama terörüyle
ve meslek gruplarından erkekler ka-
de AKP’nin bir başka yüzüne tanıklık
dınlara, çocuklara ve erkeklere şiddet
etmemizi sağlıyor. KCK operasyon-
uyguladı. Failler genellikle eş, sevgili,
ları kapsamında tutuklanan BDP’nin
akrabaydı.
yöneticileri, belediye başkanları ve
Taciz ve tecavüz olaylarının mağ-
üyeleri, Halkevi üyeleri, ESP üyeleri,
durları ise genellikle çocuklardı. Ga-
Sendikacılar ve Devrimci Karargah
zetelere yansıyan on taciz olayından
çuvalına doldurulmuş, sosyalistlerin
sekizinde mağdurun yaşı 17’den, sekiz
birliğinin hedef tahtasına konduğu
tecavüz olayından beşinde mağdurun
21 Eylül komplosu kapsamında hu-
yaşı 18’den küçüktü.
kuksuzca tutuklanan TÖP sözcüleri
ve SDP yöneticileri.
19
SOSYALİST DEMOKRASİ / 12 OCAK 2011
ANKARA’DA
DEMOKRATİK ANAYASA
ÇALIŞTAYI
HÜSEYİN TAKA

D emokratik Anayasa Hareketi Girişi-


mi ilk çalıştayını 26 Aralık 2010’da
Ankara’da  gerçekleştirdi.
bu güne kadar toplumun çeşitli kesim-
lerince hep tartışma konusu olmuştur.
Özellikle ezilenler açısından tam bir ka-
Toplumsallığı esas almış katılımcı, bus olan 12 Eylül cunta anayasası yer-
eşitlikçi, çoğulcu, özgürlükçü demok- li- yabancı egemen sermaye çevreleri-
ratik bir anayasayı hedefleyen kimi nin çıkarlarını korumuş, en küçük hak
öneriler yanında, nasıl bir anayasadan ve özgürlük taleplerine karşı militarist
çok yerel düzeyde nasıl bir katılım, na- zorun en baskıcı örneklerini sergilemiş/
sıl bir tartışma ve hazırlık sorununun sergilemeye de devam ediyor.

SULAR ALTINDA KALAN


ön plana çıktığı çalıştayda Kürtlerden, Geçen 30 yıl içinde bazı değişikliklere
Alevilerden, Çerkezlerden, Lazlardan, rağmen özünü koruyan  darbe  anaya-
Çingenelerden, emek alanından, çevre sası  artık yönetilenlerin bu yasalarla
örgütlerinden, kadın ve gençlik grupla- yönetilmek istemediği ve egemenlerin

TARİH VE KÜLTÜR
rından, atık kağıt  işçilerinden ve kaos de bu anayasa ile toplumu yöneteme-
GL’den sözcüler kürsüye çıktı. Konuş- yecekleri bir noktaya geldi. Çok kim-
maların ortak  paydası “Yerel düzeyde likli, çok inançlı, çok kültürlü yeni bir
başlayarak toplumun başlıca demokra- demokratik toplum yaratmanın önünü
BURAK ŞAHİN si dinamiklerini kapsayan tartışma ve açacak, Türkiye’nin demokratik siyasal
talepleri ortaklaştırma çalışmalarının ve toplumsal yeniden yapılanmasının
Gözden kaçırılmak istenen şey, farklı kültürlerin bir giderek merkezileşerek bir demokratik zeminini oluşturacak olan demokratik
halk hareketinin inşasına hizmet etme- anayasanın yaratılması eşitliğin, barı-
arada ya da aynı coğrafyada yaşayabilmesini mümkün
si gerektiği” yönünde idi. şın ve kardeşliğin de güvencesi olabi-
kılan tüm faktörlerin ortadan kaldırılıyor olması. Bu  amaçla çeşitli yerellerde toplan- lir.
tılar, belli başlı kent merkezlerinde Bir yandan toplumun dışlanmış, ezi-

İ zmir’in Bergama ilçesinde


1800 yıllık tarihi eserler, su-
lar altında bırakıldı. Türkiye’de
mekanizmasının basın kolu olan
Habertürk’ün internet sitesinde
ise Allianoi için – ve tüm azınlık-
konferanslar, paneller, çalıştaylar plan-
landı. Tarifi yapılan ana çerçeve esas
alınarak hem bireylerin hem de ku-
len kesimlerinin gündemleşen taleple-
ri; başta işçi, emekçilerin örgütlenme
özgürlüğü ve insanca yaşam koşuları
sular altında bırakılmak istenen lar adına – yapılan mücadeleler rumların en geniş katılımını hedefleyen yönünde ortaya çıkan iradeleri, Kürt
tüm eserler ve mekanlar devle- ‘bir grup çevreci’ politikasına demokratik anayasa kapsamının, süre- halkının artık ertelenmez hale gelen
tin resmi ideolojisiyle uzlaşmaz sıkıştırılıyor. Gözden kaçırılmak ce nasıl müdahil olacağının parlamen- eşitlik ve özgürlük talebi, inanç ve vic-
bir kültürün ürünleridir. Osman- istenen şey, farklı kültürlerin to, konvansiyon ya da kurucu meclis dan özgürlüğü talepleri, yok sayılan
lı Devleti’nde yabancılaştırdığı- bir arada ya da aynı coğrafyada yolu ile yapılmasının mı daha demok- azınlık talepleri, alevilerin inançları üze-
mız tarihi eser kaçakçılığı ve bu yaşayabilmesini mümkün kılan ratik olacağı gibi konuların tartışılarak rindeki baskılara son verilmesi talebi,
eserlere toplumsal bilinçle sahip tüm faktörlerin ortadan kaldırı- ortak sonuçlara bağlanacağı merkezi kadınların, gençlerin, çevrecilerin ve
çıkmama durumu, ne yazık ki lıyor olması. İktidar ve kurumla- demokratik anayasa konferansının 29- yoksul köylülerin talepleri, cinsel ter-
şu an gözümüzden kaçırdığımız rının bu genel amacı doğrultu- 30 Ocak 2011’de Ankara’da gerçekleş- cihlerinden dolayı  aşağılanan kesimle-
davranışlarımız. sunda yaptığı uygulamalar, bir tirilmesine karar verildi. rin talepleri yeni demokratik anayasa
Allianoi’nin küçük bir termal bütünlük içinde düşünülmeli ve Askeri diktatörlük koşullarında bü- tartışma ve hazırlıklarını kaçınılmaz
merkezi olduğu sanılmaktadır. korunmak istenen eserler tarihi yük bir çoğunlukla kabul edilen 1982 olarak ülke gündeminin ön sırasına
Sıcak sudan bu dönemden itiba- olduğu kadar kültürel boyutuyla Anayasasının yürürlüğe girmesinden yerleştirmiştir.
ren yararlanılıyordu. Helenistik da ele alındığında, bir bütünlük
Çağa ait sadece birkaç arkeolo- kurulabilecektir.
jik ve nümizmatik eser ele geç- 2004 yılından bu yana davalık
miş olmasına rağmen Allianoi olan Allianoi, Kültür ve Turizm mış iki iptal, iki yürütmeyi durdurma de çalışmalar yapıldığına işaret eden
merkez yerleşiminde Helenistik Bakanlığından tarihi eser statü- kararı var. Yargı süreci de devam edi- Küey, ‘’Salı günü Allianoi’de yaptığımız
mimariye rastlanılmamıştır. sü alamıyordu. Son olarak Ağus- yor. Bunlar yokmuş gibi ufak bir deği- incelemede, çalışmalara başlanabil-
Roma İmparatorluk Dönemi’nde tos ayında kaybedilen dava ile şiklikle kili kumla değiştirerek yeni bir mesi amacıyla ot temizliği yapılıyordu.
(İ.S. II. yüzyıl) kült merkezinde, Allianoi artık sular altında… gömme kararı alıyorsunuz.’’ Bugün aldığımız habere göre, küçük
Anadolu’nun pek çok merke- Allianoi Girişim Grubu avukat- Yargı kararlarına uyulması gerektiğini hamamın üstünü açmaya başlamışlar.
zinde ve Pergamon’daki Askle- larından Hilal Küey davanın du- belirten Küey, şöyle devam etti: ‘’Aynı İdari yargıda 2 aydan önce yürütmeyi
pieionda olduğu gibi büyük bir rumuyla ilgili şu bilgileri verdi: konuda, bezdirici kararlar alıp, sürekli durdurma kararı alınmaz. Bu nedenle
bayındırlık faaliyeti yaşanmıştır. ‘’Koruma Kurulu kararlarından yargının iptal edildiği bir yerde artık biz işler süratle tamamlanmaya çalışılıyor’’
Kült merkezinde mevcut bi- ilki Allianoi’nin duvarla çevril- bunun TCK’da düzenlenen ‘’görevlilerin dedi.
naların büyük bir kısmı bu dö- mesiydi, iptal kararı alındı. İkin- görevini kötüye kullanması’’ suçunu Görüldüğü gibi iktidar kurmayı plan-
neme aittir. Ilıcanın yanı sıra, ci karar olan gömme kararında oluşturduğunu düşünüyoruz ve görevi ladığı sivil toplumda birlikte yaşama
köprüler, caddeler, sokaklar, ise yürütmeyi durdurma alındı. kötüye kullanma iddiasıyla savcılığa suç ilkeleri ve farklılığı çağrıştıran tüm ta-
insulalar, geçiş yapısı, propy- Karar, kaplıca odalarının kille duyurusunda bulunduk. Son karar he- rihi varlıkları teker teker kendine düş-
lon, ve nympheum bu dönemde kapatılıp, suya bırakılması şek- nüz ulaşmadı. Bunun için Bilgi Edinme man edinmiştir. Bu ülke de tarihten
planlanır. lindeydi. 17 Ağustos 2010 ta- Kanunu uyarınca bilgi istedik. Kültür ve bu yana ayakta duran, büyük dinlerin
Türkiye Cumhuriyeti ve ku- rihli İzmir 2 Numaralı Kültür ve Turizm Bakanlığından gelen üst yazıyı yapılarını koruma altına alırken, Hele-
rumlarının anayasasında tanı- Tabiat Varlıkları Koruma Bölge görme imkanımız oldu. Karar bize ula- nistik dönemden kalma tarihi eserler,
madığı kültürlere karşı giriştiği Kurulu kararında ise kilin yerini şır ulaşmaz, iptali istemiyle idari yargı- göz göre göre, halk bunu istemese de
asimilasyon politikası, hala ya- kum alıyor. Kumla doldurularak ya başvuracağız.’’ sular altında bırakılıyor. Bundan sonra
şayan kültür ve azınlıklara karşı suya bırakılması kararlaştırılmış. İzmir 2 Numaralı Kültür ve Tabiat yapacağımız mücadelede bu kötü örne-
değil ama aynı zamanda 1800 yıl 2004’ten bu yana devam eden Varlıkları Koruma Bölge Kurulu kararı ği belleklerimizden çıkarmamak gerek-
öncesine kadar uzanıyor. İktidar dava süreci var. Bu konuda alın- doğrultusunda, Allianoi Ören Yerin- mektedir.
20
SOSYALİST DEMOKRASİ / 12 OCAK 2011
şan Tunuslu blogger ve araştırma gö- dirilen ülke ekonomisi, ülkenin kuzey ve
revlisi Lina Ben Mhenni, yürüyüşe katı- sahil kentlerinin lehine bir eşitsiz büyü-
lan iki avukatın gözaltına alındığına dair me gösterirken, iç kesimler ise büyü-
bir duyum aldığını belirterek, “Protes- meden nasibini alamıyor. IMF, yapılan
tocular, eylemlerini Sidi Bouzid’dekiler birçok “reforma” rağmen, Tunus’tan
ile dayanışma amacıyla yapıyorlar ve yeni isteklerde bulunmaya devam edi-
aynı zamanda devlet başkanının istifa- yor. Örneğin temel gıda ürünlerinde ve
sını istiyorlar” dedi. Ben Mhenni, bunun akaryakıttaki sübvansiyonların kaldırıl-
dışında üniversite öğrencileri sendikası ması ile sosyal güvenlik sisteminin özel-
tarafından da Eğitim Bakanlığı önünde leştirilmesi bu istekler arasında.
bir eylem düzenlendiğini sözlerine ek- Turizm sektörünün büyük kısmı aile-
ledi. sinin elinde bulunan Ben Ali’nin protes-
Maghreb Review’den analist Mo- to gösterilerinin “yatırımcıları, turistleri
hamed Ben Madan, gösterilerin, son korkutacağını” söylemesi de dikkat
24 yıl içinde Tunus’ta yapılan en bü- çekici. Ben Ali yönetimindeki Tunus,
yük gösteri olduğunu ifade ederken, Batılı devletler tarafından “istikrarlı ve
“Beni şok eden, böyle şeylerin İran ya ilerici bir Müslüman Kuzey Afrika ülke-
da Moskova’da olması halinde küresel si” olarak örnek gösterilmesi açısından
medyada yer bulacakken, Tunus’ta ol- ve daha birçok başka açıdan Türkiye ile
ması nedeniyle kimsenin umrunda ol- benzerlik taşıyor. Bir Wikileaks belgesi-
maması” diye konuştu. ne göre Ben Ali’nin damadı, bir devlet
Tunus parlamentosunda yer alan dört bankasının hisselerinin yüzde 17’sini
parti ise El Cezire’yi “ülkeyi istikrarsız- banka özelleştirilmeden hemen önce
laşmaya çalışmak ve Sidi Bouzid’deki satın almış, bankanın özelleştirilmesi
olaylara dair yayınları ile ayaklanmayı sonrasında ise bu hisseleri çok yüksek
sürdürmek” ile itham ediyor. fiyatla elinden çıkarmıştı.

TUNUS’TA İŞSİZLİK İSYANI Ülkede işsizlik oranı yüzde 14 iken,


üniversite mezunları arasındaki oranın
bu rakamın iki katı civarında olduğu
tahmin ediliyor. Tunuslular, ülkede
Ben Ali’nin Tunus’u, ABD’nin Afga-
nistan ve Irak işgali ile “teröre karşı
savaş”ında en önemli müttefiklerin-
den. Bir Birleşmiş Milletler raporuna
ERKAN ÇINAR yatırımların yüzde 90’ına yakınının sa- göre de Tunus, ABD’nin gizli tutukluluk
hil kesimlerine yapılmasından şikayet merkezlerinin olduğu ülkelerden. Tu-
Tunus’ta bugün yaşananlar Ben Ali’nin 24 yıllık ederken, 1987’den bu yana iktidarda nus gizli servisi, ABD’nin Afganistan’da
iktidarında uyguladığı neo-liberal politikaların bir olan Devlet Başkanı Zine al-Abidine Ben bulunan Bagram Hava Üssü’ndeki sor-
sonucu olarak görülüyor. Batılı ekonomi kuruluşları ve Ali, El Kaide’ye karşı Batılı devletlerle gulamalarına katılırken, yine Wikileaks
analizciler tarafından “Afrika aslanı” olarak tanımlanan yoğun bir işbirliği içinde. belgelerine göre Tunus’taki ABD elçiliği
ülkede resmi rakamlara göre işsizlik oranı yüzde 14 olsa Ben Ali ailesini “yarı mafya” olarak ta-
TUNUSLULARDAN BEN ALİ’YE: nımlıyor. Zaten özelleştirilen kamu ku-
da 15-24 yaş arasındaki gençlerin işsizlik oranı yüzde
YEZZİ FOCK* ruluşlarının birçoğu da Ben Ali ailesinin
31. Ülkede, neo-liberal politikaların klasik bir sonucu Tunus’ta yaşananlar, 1987 yılından ve eşinin ailesi olan Trabelsi ailesinin
olarak gelir dağılımında adaletsizlik de had safhada. bu yana Devlet Başkanı olan Devlet elinde toplanmış durumda.
Başkanı Zine al-Abidine Ben Ali’nin iz- Uluslararası gözlemciler, ülkeyi “in-

T
unus’ta iş bulamadığı için Nagi Felhi isimli bir başka işsiz lediği politikaların sonucu olarak görü- san haklarına saygı duyulmayan bir
seyyar satıcılık yapan 26 genç de yüksek gerilim hattına lüyor. Ben Ali, Tunus’ta 1956 yılında polis devleti” olarak tanımlarken, Zine
yaşındaki Mohammed tırmanıp intihar ederek hayatı- sona eren Fransız sömürgeciliğine karşı al-Abidine Ben Ali yönetimi 2008 yılının
Bouazizi’nin seyyar arabasına nı kaybetti. Görgü tanıklarının direnen örgütlerden Neo-Destour Par- Ocak ayında bir madencilik kenti olan
17 Aralık günü yetkililerce el ifadelerine göre Felhi, intihar tisi üyesiydi ve direnişe katılmıştı. Ben Redhayef’de işçiler ve işsizler tarafın-
konulmasının ardından kendini etmeden hemen önce, “Sefale- Ali’nin partisi, 1964 yılında ismini Des- dan yapılan gösterileri şiddetle bastır-
yakarak intihar girişiminde bu- te hayır, işsizliğe hayır” şeklinde touryan Sosyalist Partisi (PSD) olarak mış, yaklaşık 300 kişi gözaltına alınmış-
lunmasıyla başlayan işsizlik pro- bağırdı. değiştirirken, 1981 yılına kadar ülkede- tı.
testoları devam ediyor. Özellikle Gafsa kentinde sendikalar ki tek parti olma özelliğini taşıdı. 1981 Ben Ali dönemi, insan hakları ihlalleri
Sidi Bouzid kentine yoğunlaşan tarafından organize edilen bir yılında İslami ve komünist hareketlerin, ve ifade özgürlüğüne yönelik saldırılar
ve diğer kentlere de sıçrayan yürüyüş güvenlik güçleri tara- öğrencilerin muhalefeti ile partinin etki ile bilinirken, Ben Ali’nin kendisini ve
protestoların en yoğun olduğu fından engellenirken, başkent alanı daralırken, Zine al-Abidine Ben Ali ülkedeki ekonomik koşulları eleştiren
24 Aralık günü 18 yaşında bir Tunus’ta da yaklaşık 300 avukat 7 Kasım 1987 tarihinde devlet başkan- gazeteci Taoufik Ben Brik’i hapsettir-
genç polis tarafından kafasından hükümet sarayına bir yürüyüş lığı koltuğuna oturdu. Ben Ali, devlet mesi de dikkat çeken noktalardan. Bu
vurularak öldürülürken, Hussein gerçekleştirdi. El Cezire’ye konu- başkanlığı koltuğuna oturmasından bir arada son gelişmelerin ardından ifade
yıl sonra özelleştirmelere hız verirken özgürlüğüne yönelik kısıtlamaları pro-
partisinin adını da Anayasal Demokra- testo eden hackerlar, aralarında Devlet
tik Seferberlik (RCD) olarak değiştirdi Başkanlığı, Başbakanlık, Sanayi Bakan-
ve ülkeyi uluslararası sermayeye açtı. lığı ve Dışişleri Bakanlığı sitelerinin de
Tunus’ta bugün yaşananlar da Ben yer aldığı Tunus hükümetine ait birçok
Ali’nin 24 yıllık iktidarında uyguladı- siteyi hackledi.
ğı neo-liberal politikaların bir sonucu Batı kamuoyunda son yaşanan olay-
olarak görülüyor. Batılı ekonomi kuru- lara dair suskunluk hakim iken, ABD
luşları ve analizcileri tarafından “Afrika basını da protestoları görmezden geli-
aslanı” olarak tanımlanan ülkede resmi yor. Gösterilere ise sendikaların öncü-
rakamlara göre işsizlik oranı yüzde 14 lük ettiğini eklemek gerekiyor. Tunus
olsa da 15-24 yaş arasındaki gençlerin Genel İşçi Sendikası (UGTT) 90’lı yıllar
işsizlik oranı yüzde 31. Ülkede, neo- boyunca Ben Ali yönetimi tarafından
liberal politikaların klasik bir sonucu ehlileştirilmeye çalışıldıysa ve bu konu-
olarak gelir dağılımında adaletsizlik de da da büyük oranda başarılı olunduysa
had safhada. Ülke nüfusunun en zengin da, son gösterilerde konfederasyon
yüzde 10’u ülke gelirinin yüzde 32’sini, bünyesinde bulunan eğitim sendikası-
en üstteki yüzde 20’lik nüfus gelirin nın işsizleri örgütlemesinin ve üyelerini
yüzde 47’sini elinde bulunduruyor. Nü- harekete geçirmesinin payı büyük.
fusun altta kalan yüzde 60’ına düşen
pay ise sadece yüzde 30. * Yezzi Fock: Artık yeter
Uzun yıllardır IMF tarafından yönlen-

21
SOSYALİST DEMOKRASİ / 12 OCAK 2011
CULTURE JAMMING:

ÖRNEK 2
EGEMENLERİN ARAÇLARIYLA
OYNANAN BİR KÖŞE KAPMACA
K. MUTLU
Tüketiciler diye adlandırılan toplumsal kategorideki
insanların en azından 80’lerden bu yana kent
merkezlerindeki duvarlarda, metrolarda, reklam

ÖRNEK 3
bombardımanına tutulduğumuz billboardlarda ve
sokaklarda karşımıza çıkan bir takım eylemlerinden
söz etmeye çalışacağım. Culture Jamming olarak
adlandırılan bu eylem biçimleri kimileri tarafından

ÖRNEK 4
sokak sanatı olarak da adlandırılmakta. Görünebilir” şeklinde bir başka abuk
sabuk öneri yapıştırılarak egemen me-

B
sajlar absürtleştirilmiştir.
u sayfalarda kültür-sanat her gün fısıldanan saf iyimser- Örnek 2’de ise Kentucky Fried
meselelerine ilişkin kimi lik çağrılarına karşı Adorno’nun Chicken’ın “Muhteşem Bir Damak Ta-
zaman iyimser kimi za- iflah olmaz karamsarlığını bir dınız Var” sloganının bulunduğu reklam
mansa karamsar bakış açılarına kenarda tutmakta hep fayda panosundaki fotoğraf obez bir çocukla
sahip pek çok yazı kaleme alın- görmüşümdür. değiştirilerek anlam tersine çevrilmiştir.
mıştır. Karamsar bakış açılarına Tüketiciler diye adlandırılan Örnek 3 ve 4’te gene fast food zin-
sahip yazıların genel olarak bes- toplumsal kategorideki insan- cirleri hedef seçilmiştir. Orijinal reklam
lendikleri kuramsal kaynaklar ların en azından 80’lerden bu fotoğraflarına yapılan kolajlarla iştah
Thedor W. Adorno’nun başını yana kent merkezlerindeki du- sal iktidarı alaşağı edecek politik eyle-
duygusu yerle bir edilmiştir. min yerine ikame edilmez. Ama hiçbir
çektiği Frankfurt Okulu’nun kül- varlarda, metrolarda, reklam Örnek 5 Scotiabank’ın logosuna yapı-
tür endüstrisi eleştirisine yasla- bombardımanına tutulduğumuz siyasi iktidarın da kendisine bu gözlerle
lan eklerle başarılmıştır. Dünyanın dört bakabilen insanlar olmadan yıkılmaya-
nırken, bu karamsarlığın kayna- billboardlarda ve sokaklarda kar- bir yanını dolaşan zehirli bir yılan ola-
ğı kimi zaman da altyapı üstyapı şımıza çıkan bir takım eylemle- cağı bir o kadar aşikardır. Geçenlerde
rak tasvir edilen banka, emperyalizmin İzmir’de bir duvara Buduncular tara-
analojisi ile temellendirilmeye rinden söz etmeye çalışacağım. mali sermaye olarak sınır tanımazlığını
çalışılan bir çeşit Marksizm ola- Culture Jamming olarak adlan- fından şablonla yapılan “Ne Mutlu Tür-
gözler önüne sermektedir. küm Diyene” yazılamasının hemen ya-
gelmiştir. Bir yazısında Adorno dırılan bu eylem biçimleri kimile- Örnek 6 ve 7 ise daha çok resmi ku-
şöyle der: “Tüketiciler, işçiden ri tarafından sokak sanatı olarak nına eklenmiş bir Ahmet ile “Ne Mutlu
rumların sağduyulu yazılı ve görsel di- Ahmet Türküm Diyene” haline gelen
ve memurdan, çiftçiden ve kü- da adlandırılmakta. lini kullanmaktadır. Metro vagonuna
çük burjuvadan oluşmaktadır. Culture Jamming, birçok tü- yazılamayı görünce anlam denen şe-
yapıştırılan sticker’da “İzdiham Bölge- yin bizlere egemenler tarafından kolay
Kapitalist üretim bedenlerini ve ketici sosyal hareket tarafından, si - Derin Bir Nefes Alın ve Gülümseyin
ruhlarını öyle bir kuşatmıştır ki şirketlerin marka imajları dahil kolay dayatılamayacağını bir kez daha
(Pazartesi’den Cuma’ya 7:00 ile 18:30 görmüş oldum.
önlerine konan her şeye direniş olmak üzere ana akım kültürel saatleri arası)” yazılarak toplu taşıma
göstermeden kapılıverirler”(1) kurumları yıkmaya veya boz- araçlarının doluluğu eleştirilmektedir. NOTLAR
Bu çıkışsızlık ve kitlelerin yaratıcı maya yönelik kullanılan bir tak- Diğer stickerlar ise engelli insanların (1) Adorno, W. Thedor (2007) “Kültür
eleştirelliğini görmezden gelen tik olarak tanımlanmaktadır(2). kent yaşamında karşılaştıkları zorluk- Endüstrisi: Kitlelerin Aldatılışı Olarak Aydın-
teorik kaderciliğe karşı yazılma- Culture Jamming aynı zamanda lara görünürlük kazandırmayı amaçla- lanma”, Kültür Endüstrisi Kültür Yönetimi,
sına karşın bu yazı, Adorno ve göstergebilimsel veya kültürel fi- maktadır. “Tekerlekli Sandalye ile Ula- İletişim Yayınları, İstanbul. Sf : 64
Frankfurt okulu üzerine kapsam- kirler savaşı, çeşitli iletişim med- şılamaz” yazılı stickerlar tıpkı engelliler (2) http://en.wikipedia.org/wiki/Culture_
lı bir eleştiri yazısı değildir. Böy- yaları yoluyla yayılan anlamlar için uygundur görselleri gibi tasarlana- jamming#cite_note-12 (03.01.2011)
le bir yazı için hem sayfalarımız ve temsil biçimleri üzerine yü- (3) Carducci, Vince (2006) “Culture Jam-
rak resmi kurumların sahte duyarlılık- ming: A Sociological Perspective”, Journal
yeterli değildir hem de bizlere rütülen bir mücadele olarak da larıyla alay edilmektedir.(4)
tanımlanabilir.(3) Terim, radyo of Consumer Culture 6(1): 116-38
Bütün bu yaratıcı eylem biçimlerine (4) Örneklerin devamı için Bkz. “ http://
sinyallerinin bozulması anlamın-
ÖRNEK 1

hayranlık beslememek elde olmasa www.woostercollective.com/culture_jam-


daki jam fiilinin dönüştürülmesi da, bu eylemlere içkin bir problem de ming/”
yoluyla üretilmiştir. Tıpkı radyo yok değildir. Bütün bu eleştirel eylem
sinyallerini bozan jammer cihaz- biçimleri bir şekilde karşı olduğu ya da
larının yaptığı gibi ana akım/ege- bozmaya uğraştığı işaret sistemlerine
men medya yoluyla yayılan, üre- ihtiyaç duymaktadır. Yazının başlığında
tilen anlamların karşı kültürel da belirtildiği gibi bu bir bakıma ege-
anlamlarla bozulmasına dayalı menlerin araçlarıyla oynanan bir köşe
bir etkinliğe gönderme yapar. kapmacadır. Popüler kültür içerisinden
Örnek 1’de Ekonomik krizin geliştirilmeye çalışılan bu ve benzeri
ilk zamanlarında vatandaşlara pek çok direniş örneği kuşkusuz siya-
krizle başa çıkabilmenin yolla-
ÖRNEK 5

rını öneren afişlerle dalga ge-


ÖRNEK 6

çen bir yol izlenmiştir. Bizde de


rastlanan şekliyle vatandaşlara
daha fazla alışveriş yapmaları,
karamsarlığa kapılmamaları,
bu zorlukların üstesinden %100
düşünce gücüyle çıkabilecekleri
yollu abuk sabuk öneriler sırala-
yan afişlerin üzerine “Krizde Ha-
yatta Kalma Önerisi: Kendinizi
ÖRNEK 7

Bir Sanatçı Farz Edin. Böylelikle


Açlıktan Ölmek Daha Romantik

22
SOSYALİST DEMOKRASİ / 12 OCAK 2011
rak Sincan Cezaevi’ne gönderildi. Daha ğil. Hepsi ‘terörist’ damgası vurularak,
sonra avukatların tutuklamaya itirazı hedef haline getirildi. Yine geçtiğimiz
sonucu, ‘tutuksuz yargılanmak üzere’ günlerde İstanbul Sarıyer’de Behçet
serbest bırakıldıysak da yargı peşimizi Kemal Çağlar Lisesi’nde kantin fiyatla-
bırakmadı.  rının indirilmesi için boykot yapan öğ-
  rencilere önce okul yönetimi ve kantin
BİLMEYEN KALMASIN... sahibi, sonra da polis saldırdı. Polis lise
Bu olayın iddianamesi hazırlandı. 8’i kantinindeki fiyatların indirilmesini is-
18 yaşından küçük toplam 18 kişiye teyen bu öğrencilerden ikisini gözaltına
dava açıldı. Dershane müdürü, müdür aldı. 
yardımcısı ve yaralandığını iddia eden Ben öğrencileri deneme tahtasına
yedi polis şikayetçiydi. Savcı 63 yıl iste- çeviren sınavların kaldırılmasını, bizleri
di. Aklımıza ilk gelen ‘acaba savcı sayı yarış atı olarak yetiştiren dershanelerin
saymayı bilmiyor mu?’ sorusu oldu. kapatılmasını istediğim için, kendi ge-

Radikal, 25 Ocak 2010


Zira bu durumun mantıklı bir açık- leceğim hakkında söz söylediğim için şu
laması nasıl olurdu? Dayak yemiştik, an 63 yılla yargılanıyorum. Yargılanıyo-
gözaltına alınan arkadaşlarımız taciz ruz! Bugün karşı karşıya kaldığımız bu
edilmişti. Ancak savcıya göre polis bizi uygulamalar tesadüfi değil. Gençliğin
değil, biz polisi dövmüştük. Hatta ha- sesinin gereğinden fazla çıktığını dü-
karet etmiştik. Her zaman olduğu gibi şünenler var ve unutulmayacak işlere
polis haklıydı.  imza atıyorlar. Duyanlar duymayanlara

63 YILLA
Dolmabahçe’de eylem yapan üniver- anlatsın, bilmeyen kalmasın; bu ülkede
site öğrencilerine polisin saldırması ve öğrenciler pankart astıkları için 63 yılla
bir öğrencinin çocuğunu düşürmesi yargılanıyor!
üzerinden çok zaman geçmedi. Onların

YARGILANIYORUZ
başına gelen de bizimkinden farklı de- Radikal 2, 2 Ocak 2011

ERDAL KOZAN

Soner’i hatırlar mısınız? Soner’in annesi dershane borcu


olan bin beş yüz lirayı ödeyememişti. Hapse atıldı bu
yüzden. Soner dayanamadı bu duruma, intihar etti!
Göz göre göre ölüme sürüklendi. Annesi, Soner ölünce
serbest bırakıldı. Kısasa kısas, cana can. Soner’in
hayatına karşılık annesinin özgürlüğü. Bu olup biteni
izlemeye bizim vicdanımız el vermedi. Ölümlere yenileri
eklenmesin, artık kimsenin hayatı ellerinin arasından
çekilip alınmasın diye itiraz ettik.

K
imseyi öldürmedik, teca- mecbur kılan, sınav üstüne sınav
vüz zanlısı değiliz. Uyuştu- yapan eğitim sistemini eleştire-
rucu satmadık, yolsuzluk cektik. 
yapmadık. 63 yılla yargılanıyoruz Bu sınav sistemi ile öğrenciler
çünkü hakkımız olanı istedik, intihara sürükleniyor, dersha-
çünkü biz parasız eğitim iste- ne parasını denkleştiremeyen
dik.  anneler cezaevine gönderiliyor,
11 Nisan 2010 günü, YGS sı- eşit ve parasız olması gereken 63 Yıl Yetmez, Asın Bizi!
navından hemen sonra bir grup eğitim, parası olanın satın ala-
Dev-Lis’liler 63 yıl ceza talebiyle dava açılmasını İstanbul ve Ankara’da
Dev-Lis’li Ankara’da bir eylem bileceği bir metaya dönüştürü-
protesto ettiler. İstanbul’da cellatlı-urganlı basın açıklamasında “Parasız
yaptı. ‘Sınavlar Kaldırılsın, Ders- lüyor. Buna karşılık demokratik
eğitim istemek suçsa 63 yıl yetmez” denildi. Ankara’da ise liseliler 11 Nisan
haneler Kapatılsın’ yazılı bir pan- bir lise, YÖK’süz bir üniversite,
günü polisin şiddetine maruz kaldıkları ve bu televizyon kameraları tarafından
kart, özel bir dershanenin teras sınavsız ve parasız bir eğitim ta-
da kayıt altına alındığı halde polisin şikayetçi olduğunu ifade ederek mah-
katından aşağıya sallandırıldı. lebini dillendirenler ise susturul-
keme sürecinin amacının tutuklayarak susturmak olduğunu vurguladılar.
Bizler dershanenin önünde bir maya çalışılıyor. Biz buna karşı
Ankara’daki eylemde Eğitim-Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç ve Doç. Dr. Sibel
basın açıklaması gerçekleştire- çıkacaktık. 
Özbudun birer konuşma yaparak öğrencilere destek verdiler.
cek ve ‘sınav cinayetlerine son 11 Nisan günü, henüz gelmiş-
verin’ diyecektik.  tik ki dershanenin önüne, etra-
Soner’i hatırlar mısınız? fımız yüzden fazla çevik kuvvet
Soner’in annesi dershane borcu polisi tarafından çevrildi. Ne
olan bin beş yüz lirayı ödeyeme- olduğunu anlamadan ablukaya
mişti. Hapse atıldı bu yüzden. alındık. Hiçbir uyarı yapılmadı.
Soner dayanamadı bu duruma, Birden oldu her şey, bizden sa-
intihar etti! Göz göre göre ölüme yıca kat be kat fazla olan polis
sürüklendi. Annesi, Soner ölün- saldırıya başladı. Polisler, bir cop
ce serbest bırakıldı. Kısasa kısas, fazla vurmak için birbirleriyle ya-
cana can. Soner’in hayatına kar- rışır gibiydi. Müdahale bittiğin-
şılık annesinin özgürlüğü.  de bayılanlar oldu, ortalık savaş
  alanına dönüştü sanki. Gözaltına
İTİRAZ alındık, tam 24 kişi, dördü poli-
Bu olup biteni izlemeye bizim sin şiddetine dayanamayıp tepki
vicdanımız el vermedi. Ölümlere gösteren vatandaş ve aynı ge-
yenileri eklenmesin, artık kim- rekçeyle olaya müdahil olan çar-
senin hayatı ellerinin arasından şı iznindeki bir asker. Gözaltına
çekilip alınmasın diye itiraz ettik. alınanlardan, benim de arasında
Öğrencileri dershaneye gitmeye bulunduğum 10 kişi tutuklana-
23
SOSYALİST DEMOKRASİ / 12 OCAK 2011
HUKUKSUZ ‘DEMOKRASİ’ TARTIŞILIYOR
Belediye başkanları, siyasi parti genel başkanları, sendikacılar, insan
“TÜRKİYE’DE HUKUK VE DEMOKRASİ”
hakları savunucaları, basın emekçileri… bir bütün olarak muhalefet
SEMPOZYUM PROGRAMI
susturulmak isteniyor. SDP ve TÖP yöneticileri hapishanede, 2.000’e 15 Ocak 2011 Cumartesi
yakın Kürt siyasetçi 18 aydır tutuklu. AKP hükümeti demokratik si- Ankara Ekin Sanat Tiyatrosu
yaset zeminini dinamitlemeye devam ediyor. Başbakan sözleriyle sa-
vaşı körüklerken, emek ve demokrasi savunucularına, sosyalistlere Açılış (9.30)
darbe günlerini aratmayan tutuklama terörü yaşatılıyor. Slayt Gösterisi
Sıra Kimde İnisiyatifi, 21 Eylül 2010’da SDP ve TÖP yönetici ve Açılış Konuşması: Sultan Seçik
sözcülerinin bir komployla tutuklanmalarının ardından aydınla- Mehmet Özer’in Sunumuyla Selamlama
rın, yazarların, milletvekillerinin, siyasal partilerin, demokratik Mektupları
kitle örgütlerinin ve bir çok toplumsal muhalif kesimin içinde  
yer aldığı ve destek verdiği bir oluşum olarak AKP Hükümeti- I. Oturum (10.00-12.15):
nin muhalifler üzerinde bir baskı aracı olarak kullandığı hu- Türkiye’de Hukukun İşleyişi ve Örnek
kuksuz tutuklama terörüne karşı başta İstanbul ve Ankara Davalar
olmak üzere çeşitli kentlerde kitlesel basın açıklamaları, Moderatör ve Açılış Konuşması: Sibel
oturma eylemleri, kart atma eylemleri, paneller vb. ile geniş Özbudun
bir demokratik kesimin tepkisini dile getiriyor. Av. Ercan Kanar: Cezaya dönüşen
Sıra Kimde İnisiyatif 15 Ocak 2011 Cumartesi günü, tutuklama terörünü, Te- Tutuklamalar ve ‘Terör’ Tanımı
rörle Mücadele Kanununu, Özel Yetkili Mahkemeleri, yeni yasal düzenlemeyle bir insa- Av. Gülizar Tuncer: 21 Eylül Komplosu
nın 10 yıl tutuklu tutulabilmesini, sosyalist ve demokratik muhalefet üzerindeki keyfi hukuksuzluk- Av. Levent Kanat: İsmail Beşikçi Davası ve
ları tartışabilmek için Ankara’da “Türkiye’de Hukuk ve Demokrasi” konulu bir sempozyum gerçekleştiriyor. Özel Yetkili Mahkemeler
Av. Meral Danış Beştaş: KCK Davası
Av. Özlem Gümüştaş: ESP Davası
Av. Eren Keskin: Kadına Yönelik Şiddet ve
Tecavüz Davaları
Av. Erdal Doğan: Hırant Dink ve Malatya
Zirve Davası
 
II. Oturum (13.00-15.45):
Demokrasi Mücadelesinde Hukuk Siyaset
İlişkisi ve Tutuklama Terörü
Moderatör ve Açılış Konuşması: Akın Birdal
Gülten Kışanak BDP Eşbaşkanı
Sibel Uzun EHP Genel Başkanı
Figen Yüksekdağ ESP Genel Başkanı  
Alper Taş ÖDP Genel Başkanı
İlknur Birol Halkevleri Genel Başkanı
Ertuğrul Kürkçü Sosyalist Gelecek Temsilcisi
Selma Gürkan EMEP Genel Başkan Yardımcısı
Prof. Dr. Erhan Nalçacı TKP MK Üyesi
 
III. Oturum  (16.00-17.45):
Hukuk Kimin İçin, Kime Karşı?
Moderatör: Haluk Gerger
Haluk Gerger: Demokratik Özerklik ve Türk
Hukuku

KOMPLONUN 3. AYINDA İDDİANAME YOK


İsmail Beşikçi: Türkiye’de Hukuk Anlayışı ve
Kürt Sorunu
Ragıp Zarakolu: Türkiye’de Azınlık Haklarında
Yeni Gelişmeler
AKP Hükümetinin devrimcilere- hala hazırlanmadı, tıpkı 14 Nisan ope- Mersin’de de Sıra Kim- Temel Demirer: Somut Örnekleriyle Türk(iye)
sosyalistlere, Kürtlere, aydınlara, mu- rasyonlarında alınıp aylarca iddianame de İnisiyatifi üyeleri Merkez Hukuk(suzluğ)u
halif gazeteci ve yazarlara yönelik bas- hazırlanmasını bekleyen Kürt siyasetçi- Postane’ye kadar yürüyüş ger- Ahmet Abakay (Çağdaş Gazeteciler Derneği
kıları siyasi linç derecesinde sürerken ler gibi” dedi. çekleştirerek tutuklulara yeni Genel Başkanı): Siyaset, Medya İlişkisi
ülkenin birçok yerinde baskı, saldırı ve Darbe niteliğinde siyasi soykırımlarla yıl kartları gönderdi. Postane Mehmet Tursun (Uluslararası Baran Tursun
tutuklamalara karşı direniş ve sahip- karşı karşıya olduklarını belirten Ata, önünde basın açıklamasını Vakfı Genel Başkanı): Polis Cinayetleri
lenmeler de yükseliyor. sol, sosyalist, Kürt ve muhaliflere yöne- okuyan SDP Mersin il başkanı  
21 Eylül komplosunun üçüncü ayında lik yapılacak hiçbir soykırımın seslerini Serkan Kaya, AKP’nin kendisi IV. Oturum (18.00-19.30):
Sıra Kimde? İnisiyatifi ‘sırayı bozmak’ susturamayacaklarını ifade etti. gibi olmayanı keyfi bir şekilde Forum 
için sokaklardaydı. tutukladığını belirterek, tu- Moderatör: Yılmaz Demiral
Suçları sosyalist olmak tuklamalarla toplumu sindir-
Komplonun 3. ayında hâlâ Sıra Kimde İnisiyatifi İstanbul’da da meye çalıştığını kaydetti. 
iddianame yok! Galatasaray’dan Taksim Meydanına bir dan “AKP Komplosuna Karşı Solun Tavrı”
Sıra Kimde İnisiyatifi, SDP Genel Baş- yürüyüş düzenledi. Basın açıklamasını Politik tutsaklar yalnız değildir konulu panel düzenlendi. İkbal Polat’ın
kanı Dr. Rıdvan Turan ile TÖP sözcüsü okuyan ESP MYK üyesi Ersin Sedefoğ- Eskişehir’de Merkez Postane önünde moderatörlüğünü yaptığı panele SGPH
Oğuzhan Kayserlilioğlu’nun, SDP ve TÖP lu, sosyalist partilere ve BDP’ye yönelik SDP, TÖP, ÖDP, BDP, EMEP, EHP, ESP, Sözcüsü Ertuğrul Kürkçü , yazar Temel
yöntici ve üyelerinin tutuklanmalarının olarak gerçekleştirilen operasyonların HALKEVLERİ yönetici ve üyeleri bir ara- Demirer ve SDP MYK danışmanı Sultan
üzerinden 3 ay geçmesine rağmen hala sorumlusunun AKP olduğunu söyledi. ya gelerek cezaevlerine Kürtçe-Türkçe Seçik konuşmacı olarak katıldı. Temel
iddianamenin hazırlanmamasını pro- Yazar Temel Demirer ise tutuklama- yazılı yeni yıl kartları gönderdiler. Grup Demirer AKP’nin komünizmle mücadele
testo etmek için Meclis kapısı önünde ların hukuksuzluğuna dikkat çekerek adına basın açıklamasını yapan BDP İl derneklerinin ürünü olduğunun ve amaç-
oturma eylemi yaptı. “Onların tek suçu sosyalist olmaktı. İşte Başkanı Yusuf Karataş Türkiye’de ceza- larının Türkiye’yi bir polis devleti haline
“İşte AKP demokrasisi” yazılı pankart AKP demokrasisi” diye konuştu. evlerinde 120 binden fazla tutuklu ve getirmek olduğunun altını çizerken Er-
açılan açıklamaya, BDP Grup Başkanve- ESP İstanbul İl Örgütü Galatasaray’da hükümlünün bulunduğunu, bunlardan tuğrul Kürkçü AKP’ye verilen toplumsal
kili Ayla Akat Ata ve BDP Dersim Millet- ‘’Özgür yarınlar için özgür tutsaklarla 2 bin 16’sının ise 18 yaşını doldurma- desteğin azaldığını vurgulayarak rızanın
vekili Şerafettin Halis de katıldı. dayanışmayı büyütelim’’ pankartı aça- mış çocuklardan oluştuğunu kaydetti. azaldığı her yerde AKP hükümetinin zor
Ayla Akat Ata, “Tutuklanan yöneti- rak yaptığı basın açıklamasının ardın- kullandığını, politikanın emniyet gücü
ciler 3 aydır hala neyle suçlandıklarını dan tutuklulara dayanışma kartı gön- Rızanın azaldığı her yerde zor üzerinden yapılarak, politikaya ortak
bile bilmiyorlar. Çünkü iddianameleri derdi. Bursa’da Sıra Kimde İnisiyatifi tarafın- olanların kriminalize edildiğini belirtti.

You might also like