You are on page 1of 223

TALEP

TEORİSİ
2

Talep teorisi, talebi etkileyen çeşitli faktörlerin

belirlenmesini amaçlar.

Talep, çok çeşitli faktörlerce eş anlı olarak belirlenir :

¾ Malın kendi fiyatı

¾ Tüketici geliri

¾ Diğer malların fiyatları

¾ Tüketici zevk ve tercihleri


3

¾ Gelir dağılımı

¾ Nüfusun boyutları ve yapısı

¾ Kredi kullanım olanakları

¾ Hükümet politikaları

¾ Geçmiş dönem talebi


4

Geleneksel talep teorisi, yukarıdaki faktörlerden yalnızca dört

tanesini ele almaktadır:

¾Malın kendi fiyatı

¾Diğer malların fiyatları

¾Tüketici geliri

¾Tüketici zevk ve tercihleri


5

Geleneksel talep teorisi,


teorisi yalnızca dayanıklı ve dayanıksız

ürünlere ait nihai talebi dikkate alır. Nihai talep, tüketim malı

ve yatırım malı olmak üzere ikiye ayrılır. Ancak geleneksel

talep teorisi, yalnızca tüketim mallarıyla ilgilenmektedir.


6

Geleneksel talep teorisi,


teorisi tüketicilerin rasyonel olduğunu

varsaymıştır. Gelir ve fiyat verildiğinde tüketici, tüketimini

maksimum tatmin ya da fayda sağlayacak şekilde planlar. Bu

özellik, fayda maksimizasyonu aksiyomudur.


7

Geleneksel talep teorisinin diğer varsayımları şunlardır :

¾ Tüketici tam bilgiye sahiptir

¾ Tüketici, farklı malların tüketiminden elde edeceği faydaları

karşılaştırabilmektedir.
8

Fayda karşılaştırmasında iki temel yaklaşım vardır :

¾ Kardinal (sayılabilir) fayda teorisi

¾ Ordinal (sıralanabilir) fayda teorisi


9

Kardinalist okul,
okul faydanın ölçülebilir olduğunu öne sürer. Bazı

kardinalist iktisatçılar, tam belirlilik altında (piyasa koşulları

ve gelir hakkında bilginin tam olması durumu) faydanın

parasal olarak, tüketicinin bir birim ek mal için harcamak

arzusunda olduğu para miktarı olarak ölçülebileceğini ileri

sürmüşlerdir. Diğerleri ise, “UTIL”


UTIL adını verdikleri bir öznel

birimle ölçülmesini önermişlerdir.


10

Ordinalist okul,
okul faydanın ölçülemeyen bir olgu olduğunu,

bireylerin mal tüketiminden elde ettikleri faydaları

sıralamasının yeterli olacağını önermiştir. Yani tüketici çeşitli

mal demetleri arasında bir tercih sıralaması yapabilmelidir.


11

Kardinal (Ölçülebilir) Fayda Teorisi

Varsayımlar :

1. Tüketiciler rasyoneldir. Gelir kısıdı altında faydalarını

maksimize etmeyi amaçlar.

2. Her bir mala ait fayda ölçülebilir. En uygun fayda ölçü


birimi paradır.

3. Paranın marjinal faydası sabittir. Bu varsayım, paranın bir


ölçüm standardı olması için gereklidir.
12

4. Tüketici bir maldan daha fazla tükettikçe, marjinal faydası

giderek azalır.

5. Bir sepet malın toplam faydası, o mal sepetini oluşturan mal

miktarına bağlıdır : U=f(x1 ,…,xn)


13
Kardinal fayda teorisinde tüketicinin dengesinin nasıl

oluştuğunu anlamak için tek mallı bir basit model düşünelim:

Birey ya X malını tüketecektir ya da gelirini saklayacaktır. Bu

koşullarda X malının sağladığı marjinal fayda, malın piyasa

fiyatına (Px) eşitlendiğinde, tüketici dengesi oluşmaktadır.

MU x = Px

MUx>Px durumunda tüketici daha fazla X malı satın alarak refah

düzeyini yükseltebilir. MUx<Px durumunda ise bireyin harcama

yapmaması rasyonel bir davranıştır.


14

Kardinal fayda teorisinde dengenin matematiksel elde edilişi

şöyledir:

Fayda fonksiyonu : U = f (q x )

Tüketici qx kadar malı Px birim fiyattan satın alırsa, (Px.qx)

kadar toplam ödeme yapar. Tüketicinin amacı, malın

tüketiminden elde edeceği fayda ile yaptığı harcama

arasındaki farkı maksimize etmektir.

max U − ( Px q x )
15

Maksimum için qx’e göre birinci sıra kısmi türev sıfıra eşitlenir

(birinci sıra koşul) :

∂U ∂ ( Px qx )
− =0
∂qx ∂qx
∂U ∂qx ∂U
= Px = Px ya da
∂qx ∂qx ∂q x

MU x = Px
16

Modelimizdeki mal sayısını birden çok durumuna getirirsek,

tüketici dengesi aynı biçimde gerçekleşecektir :

MU x MU y MU n
= =…=
Px Py Pn

Yani bir birim ek para harcanmasından elde edilen faydanın,

tüm mallar için aynı olması gereklidir.


17

Talep fonksiyonunun elde edilişi, marjinal fayda aksiyomuna

dayalıdır. Dördüncü varsayıma göre, tüketim arttıkça, o malın

bireye sağladığı marjinal fayda giderek azalmaktadır. Bunu

aşağıdaki şekillerle görebiliriz.


18
Şekil 2.1. Kardinal Fayda Teorisinde Fayda
Fonksiyonu

U MU x
E
Ux
max

MU x

z
0 q ∗x 0 q ∗x
19

Geometrik olarak x malının marjinal faydası (MUx), toplam

fayda fonksiyonunun eğimine eşittir :

∂U
= MU x
∂q x

Toplam fayda x düzeyine kadar azalan bir hızda artmakta, bu

tüketim düzeyinden sonra azalmaktadır. Dolayısıyla MUx

sürekli azalmakta, x tüketim düzeyinde sıfıra ulaşmakta ve

bundan sonraki tüketim düzeylerinde negatif değerler

almakta, yani x malı bireye yarar değil, zarar vermektedir.


20
Şekil 2.2. Kardinal Fayda Teorisinde Talep
Fonksiyonu

MU 1 = P1
MU x Px
MU 2 = P2

MU 1 • P1 • MU 3 = P3
MU 2 • P2 •
MU 3 • P3 •
z
0 x1 x2 x3 0 x1 x2 x3
MU x
21

Kardinal fayda teorisi üç temel eksikliğe sahiptir:

¾ Faydanın nesnel ölçümü zordur.

¾ Paranın marjinal faydasının sabit olması varsayımı gerçekçi

değildir. Bu nedenle de sabit (standart) bir ölçü aracı

olamaz.

¾ Azalan marjinal fayda aksiyomu, bir psikolojik yasa olarak

sorgusuzca kabul edilmiştir.


22
Ordinal (Sıralanabilir) Fayda Teorisi

Varsayımlar:

¾ Tüketiciler rasyoneldir. Tüketici, geliri ve fiyatlar veri

olduğunda kendi faydasını maksimize etmeye çalışır.

¾ Fayda ordinaldir. Yani tüketici, tükettiği mallardan elde ettiği

faydaya (tatmine) göre malları bir tercih sıralamasına koyar.


23

¾ Tercihler, orijine göre dışbükey olduğu varsayılan kayıtsızlık

eğrileri cinsinden sıralandırılmıştır. Kayıtsızlık eğrileri

negatif ve artan bir eğime sahiptir. Kayıtsızlık eğrisi

eğiminin negatif işaretlisine, marjinal ikame oranı

denilmektedir. Kayıtsızlık eğrileri teorisi, azalan marjinal

ikame oranı aksiyomuna dayandırılmıştır.

¾ Tüketicinin elde edeceği fayda, tüketilen mal miktarına

bağlıdır: U = f (q1 , q 2 , q3 ,......, q n )


24

¾ Tüketici tercihlerinin tutarlığı olduğu varsayılmıştır.

Tüketici A’yı B’ye tercih ediyorsa, aynı anda B’yi A’ya tercih

edemez. Ayrıca tüketici A’yı B’ye, B’yi C’ye tercih ediyorsa,

C’yi A’ya tercih edemez. Buna tercihlerin geçişlilik özelliği

denilmektedir.
25
Kayıtsızlık eğrileri teorisinde tüketici dengesinin

belirlenmesinde kayıtsızlık eğrisi ve bütçe doğrusu araçları

kullanılmaktadır.

Kayıtsızlık eğrisi,
risi tüketiciye aynı (eş) fayda düzeyini sağlaması

sonucu, tüketicinin tercih yapmada kayıtsız kaldığı noktaların

(belirli mal bileşimlerinin) oluşturduğu eğridir. Çok sayıda

kayıtsızlık eğrisinin bulunduğu duruma, kayıtsızlık eğrisi

paftası (ya da haritası) denilmektedir. Aynı kayıtsızlık eğrisi

üzerinde bulunan mal bileşimleri, aynı (eş) fayda düzeyini

sağlar.
26

Kayıtsızlık eğrileri orijinden uzaklaştıkça, daha yüksek fayda

düzeylerini gösterirler. Şekiller, kayıtsızlık eğrilerini

göstermektedir.

Bu kayıtsızlık eğrilerine göre, x ve y malları birbirleriyle kısmen

ikame edilebilirler.Kayıtsızlık eğrisi üzerindeki her hangi bir

noktada marjinal ikame oranını (MRSxy) şöyle belirleriz:

∆y
MRS xy =−
∆x
27
Şekil 2.3. Kayıtsızlık Eğrileri

y y

• U1
∆y U2
α
∆x U3
0 x 0 x
28

Marjinal ikame oranı, tüketicinin aynı fayda düzeyinde

kalabilmesi için ∆ birim x karşılığında vazgeçmesi gereken y

miktarıdır.

Ordinal fayda teorisi ya da kayıtsızlık eğrileri yaklaşımı,

marjinal fayda kavramı yerine marjinal ikame oranı kavramını

getirmiş görünmekle beraber, marjinal faydanın bu yaklaşımda

da örtük biçimde yer aldığı görülebilir.


29
Marjinal ikame oranının matematiksel ispatı şöyledir.

U = f ( x, y)

Fayda fonksiyonunun toplam diferansiyelini alalım.

∂U ∂U
dU = dy + dx = MU y dy + MU x dx
∂y ∂x
Kayıtsızlık eğrisi üzerinde toplam fayda düzeyi değişmeyece-

ğinden, dU=0 olur.

MU x dy
dU = MU y dy + MU x dx = 0 → =− = MRS xy
MU y dx
30

Kayıtsızlık eğrilerinin özellikleri şöyledir :

1. Kayıtsızlık eğrileri negatif eğime sahiptir.

2. Orijinden uzaklaştıkça, kayıtsızlık eğrileri daha yüksek

fayda düzeylerini gösterir.

3. Kayıtsızlık eğrileri birbirlerini kesmezler.

4. Kayıtsızlık eğrileri orijine göre dışbükeydirler.


31
Şekil 2.4. Kayıtsızlık Eğrilerinin Özellikleri

y
y
a
z

z
a c
z b
z b
z z
c U1 U 2
x x
Kayıtsızlık eğrileri Kayıtsızlık eğrileri içbükey
kesişmezler. değildirler.
32
Şekil 2.5. Kayıtsızlık Eğrileri

y y

b•

a •
b a• c•
0 x 0 x

y y
a

• •b
a •
b
0 x 0 x
33
Tüketici faydasını maksimize ederken kısıtlı bir gelir altında

mal seçimi yapmaktadır. Örneğin bireyin tüm gelirini yalnızca x

ve y mallarına harcadığını varsayalım. Buna göre bütçe kısıtı :

M = Px q x + Py q y

Buradan hareketle bütçe doğrusunu bulalım:

1 Px
qy = M− qx
Py Py

Birey tüm gelirini (M) y malına harcarsa qy=M/Py kadar; x

malına harcarsa qx=M/Px kadar mal satın alır.


34
Buna göre bütçe doğrusunun eğimini iki şekilde belirleyebiliriz.

Birincisi, yukarıda yazdığımız bütçe doğrusu denkleminin qx’e

göre türevini alırız :

dq y Px
=− Bütçe doğrusunun eğimi
dq x Py

İkinci yönteme göre, tüm gelirini yalnızca her bir mala

harcadığında satın alabileceği x ve y malı miktarlarını yatay ve

dikey eksenlere eşitler, iki noktadan bütçe doğrusunu elde

ederiz. Bunu aşağıdaki şekille görebiliriz.


35
Şekil 2.6. Bütçe Doğrusu

y
M Bütçe Doğrusu
Py

dq y Px
=−
dq x Py

0 •
M x
Px
36
Tüketici, geliri ve malların fiyatları veriyken, elde edebileceği

faydayı maksimize ettiğinde dengeye ulaşır. Tüketicinin

dengede olabilmesi için iki koşul sağlanmalıdır :

¾ Birinci koşul marjinal ikame oranının, mal fiyatları oranına

eşit olmasıdır:

MU x Px
MRS xy = =
MU y Py

Bu koşul denge için gerekli, fakat yeterli değildir.

¾ İkinci koşul, kayıtsızlık eğrilerinin orijine göre dışbükey

olmasını gerektirir.Bu iki koşulu birden sağlayan kayıtsızlık

eğrileri aşağıda çizilmiştir.


37
Şekil 2.7. Tüketici Dengesi

MU X PX
=
y MU Y PY

E
y* • U5
U4
U3
U2
U1
0 x* x
38
Piyasa fiyatları ve gelir düzeyi verildiğinde, tüketici elde

edeceği faydayı maksimize etmeyi amaçlamaktadır.

Tüketicinin kullanabileceği P1, P2,…,Pn fiyatlarına sahip n tane

mal ve M birim gelire sahip olduğunu varsayalım. Buna göre,

amaç fonksiyonu (fayda fonksiyonu) ve kısıt fonksiyonu

(bütçe kısıtı) şöyledir :

Amaç Fonksiyonu : U = f (q1 , q 2 , q3 ,......., q n )


n
Kısıt Fonksiyonu : ∑ Pi qi = P1q1 + P2 q2 + ......... + Pn qn = M
i =1
39
Bu kısıtlamalı maksimizasyonun çözümünde Lagrange Çarpanı

yöntemi kullanılmaktadır. Bunun için önce Lagrange

fonksiyonunu oluşturalım:

 = U( q1 , ...,qn ) + λ ⎡⎣ M − ( P1q1 + P2 q2 + ......... + Pn qn ) ⎤⎦

Bu bileşik fonksiyonun maksimize edilmesi, U fayda

fonksiyonunun maksimize edilmesi ile aynıdır. Dolayısıyla 3

fonksiyonunun maksimize edilmesi için gereken birinci sıra

koşulları sağlayalım :
40
Birinci sıra koşullar :

∂ ∂U ∂ ∂U
= − λ P1 = 0 , ........, = − λ Pn = 0
∂q1 ∂q1 ∂ qn ∂ qn

∂
= M − ( P1 q1 + P2 q2 + .......... + Pn qn ) = 0
∂λ

Bu denklemler yeniden düzenlenirse;

∂U ∂U ∂U
= λP1 , = λ P2 ,........, = λ Pn
∂q1 ∂q2 ∂qn
41
Tüm l’ları eşitlersek;

∂U ∂q1 ∂U ∂q2 ∂ U ∂ qn
λ= = = ........ = ya da
P1 P2 Pn

MU 1 MU 2 MU n
= = ........ =
P1 P2 Pn

Tüketici Denge Koşulu


42
Belirli bir malın, örneğin x malının fiyatı düştükçe, tüketicinin

elinde bulunan parasal gelirin satın alma gücü artacağından,

bütçe doğrusu sağa doğru kayar. Aşağıdaki şekle göre, AB den

AB′ ne doğru hareket eder.

Bütçe doğrusunun AB den AB′ ne doğru hareketi tüketicinin

satın alma gücü yükselir, x ile y malından daha fazla alabilme

olanağına kavuşur. AB′ bütçe doğrusu, daha yüksekte yer alan

U2 fayda düzeyine (kayıtsızlık eğrisine) teğet olur (e2 noktası).


43
Şekil 2.8. Fiyat-Tüketim Eğrisi

Fiyat-Tüketim Eğrisi Px
Az Talep Eğrisi

P1 zK
e3
y3 z
y2 ze2 P2 zL
y1 ze1 U
U 3 P3 zM
U 2 D
B
1 x qx
0 X1 X2 X3 B’ B’’ q1 q2 q3
44
x malının fiyatı düştükçe yeni denge noktaları, x malından

satın alınan miktarın arttığını gösterecek şekilde eski denge

noktalarının sağında yer almaktadır. Bu durum normal mallar

için geçerlidir.

Px sürekli biçimde azalacak olursa, AB bütçe doğrusu da eğimi

azalacak şekilde sağa kaymayı sürdürür. Bu şekilde çok sayıda

yeni denge noktası oluşur (e1, e2, e3,.....). Bu şekilde oluşan

her bir yeni denge noktalarının oluşturduğu eğriye, Fiyat-

Tüketim Eğrisi adını veriyoruz.


45
risi x malının fiyatındaki değişmeler karşısın-
Fiyat-tüketim eğrisi,

da, x malının talep edilen miktarındaki değişmeleri gösterir.

x malı için talep eğrisi, fiyat-tüketim eğrisi kullanılarak belir-

lenebilir. Eğer x normal bir mal ise, x’in fiyatındaki azalmalar,

x’in talep edilen miktarını artıracaktır. Bu durumda talep

yasası geçerli olmaktadır. Kayıtsızlık eğrileri yaklaşımı altında

talep yasasına, fiyat değişimlerinden kaynaklanan ikame

etkisinin daima negatif olduğunu belirten Slutsky Teoreminden


Teoremi

ulaşılmaktadır.
46

Gelirdeki değişimler, bireyin bütçe doğrusunu (ya da bir başka

ifadeyle tüketim olanakları doğrusunu) paralel bir şekilde

aşağı ve yukarı yönde kaydırmaktadır. Gelir arttığında,

tüketicinin satın alma gücünü ifade eden bütçe doğrusu yukarı

kaymakta, gelir azaldığında ise orijine yaklaşmaktadır. Her iki

durumda da yeni tüketici dengesi, bütçe doğrusunun yeni

kayıtsızlık eğrisine teğet olduğu noktada oluşacaktır.


47
Şekil 2.9. Gelir-Tüketim Eğrisi

Gelir-Tüketim Eğrisi
(Engel Eğrisi)

ze
4
z e3
z e2 U4
U3
z e1
U2
U1
x
0 q1 q2 q3 q4
48

Yukarıdaki şekilde bütçe doğrusu sürekli sağ-üste doğru

kaymıştır. Bunun nedeni, göreli fiyatlar (Px/Py) sabitken,

bireyin nominal gelirinin artmasıdır. Yeni denge noktalarının

(e2, e3, e4) birleştirilmesiyle oluşan eğriye gelir-tüketim eğrisi

(ya da yaşam düzeyi eğrisi,


risi Engel eğrisi)
risi denilmektedir.

Gelir-tüketim eğrisi, nominal gelir artışları karşısında

tüketicinin x ve y malı taleplerini nasıl değiştirdiği konusunda

bilgi vermektedir.
49

19. yüzyılda Ernst Engel tarafından geliştirilen gözlem, Engel

yasası olarak literatüre girmiştir. Bu yasaya göre;

¾ Düşük gelirli ailelerden yüksek gelirli ailelere gidildikçe gıda

ve barınma harcamaları mutlak olarak artmakta, göreli

olarak azalmaktadır. Bu tür malların gelir-talep esnekliği

1’den küçüktür.

¾ Düşük gelirli ailelerden yüksek gelirli ailelere gidildikçe

giyim ve konut harcamaları (aydınlatma, ısınma) mutlak

olarak artmakta, göreli olarak sabit kalmaktadır. Bu tür

malların gelir-talep esnekliği 1’e eşittir.


50
¾ Düşük gelirli ailelerden yüksek gelirli ailelere gidildikçe

eğitim, sağlık ve eğlence-kültür harcamaları mutlak hem de

göreli olarak artmaktadır. Bu tür malların gelir-talep

esnekliği 1’den büyüktür.

Engel yasasındaki üç durumu Şekil 2.10 ile gösterebiliriz.

ε’in büyüklüğü, M ile Q ’nun büyüklüğüne bağlı olacaktır :

¾ M>Q fi ε>1

¾ M=Q fi ε=1

¾ M<Q fi ε<1
51

Şekil 2.10. Gelir-Talep Esnekliği ve Engel Yasası

∂Q M
ε=
Q
ε<1
∂M Q
ε=1
ε>1

45o
0 M
52
Şekil 2.11. Gelir ve İkame Etkileri: Normal Mal

x1-x2 : İkame Etkisi (İE)


y
x2-x3 : Gelir Etkisi (GE)

A x1-x3 : Toplam Etki (TE)

y1 ze1 e3
e z
z 2
U2
U1 Tazmin Edilmiş
İE Bütçe Doğrusu
GE
x1 x2 x3 B x
B’ B’’
TE
53
X malının fiyatı (Px) düştüğünde, bütçe doğrusu toplam olarak

doğrudan AB den AB’ ye kayar. X malından satın alınan miktar

x1’den x2’ye yükselir. Bunun iki nedeni vardır:

1. İkame Etkisi

2. Gelir Etkisi

İkame etkisine göre tüketici, göreli anlamda daha ucuz olan x

malı tüketimini artırmıştır. Bunu ifade edebilmenin yolu şudur:

Birey aynı fayda düzeyindeyken, yeni fiyatları gösteren bütçe

doğrusunu U1’e teğet olacak şekilde çizeriz. Teğet noktasında,

geçici denge noktası oluşur (e2).


54
e2 denge noktasına karşılık gelen x tüketim düzeyi x2 kadardır.

x’i y malına ikame etmemizden dolayı, x1-x2 kadar bir ikame

etkisi oluşur. Diğer yandan, Px’in düşmesi nedeniyle bireyin

reel gelirinde bir artış olur. Yani birey her iki maldan da daha

fazla tüketebilme olanağına kavuşur. Bu nedenle bireyin fayda

düzeyi, daha yukarıda yer alan U2’ye çıkar. Bu durumda bütçe

doğrusunun eğimi, yeni göreli mal fiyatlarını ve yeni dengeyi

yansıtacak şekilde U2’ye teğet biçimde sağa kayar. x malı

tüketim düzeyi, x2’den x3’e artmış olmaktadır. Bu kısım gelir

etkisidir.
etkisi
55
İkame etkisi, düzeltilmiş talep eğrisi üzerindeki hareketlere;

gelir etkisi de, Engel eğrisi (gelir-tüketim eğrisi) üzerindeki

hareketlere karşılık gelir. Her iki etki birlikte, sıradan

(düzeltilmemiş) talep eğrisi üzerindeki hareketleri gösterir. Bu

anlamda Slutsky denklemini şöyle de ifade edebiliriz:


56

Toplam
= İkame Etkisi  Gelir Etkisi
Fiyat Etkisi

Sıradan Talep
=
Düzeltilmiş Talep  x ∗ Engel Eğrisinin
Eğrisinin Eğimi Eğrisinin Eğimi Eğimi
57

Bu örneğimizde x malının normal mal olduğu varsayılmıştır. Bu

nedenle, Px’deki azalma, x’in satın alınan miktarını artırmıştır.

Yani talep yasası gerçekleşmiştir.

Talep yasası, gelir etkisinin ters yönde işlediği durumlarda

geçerliliğini yitirir. Bu türden mallar, Giffen malı olarak

tanımlanmaktadır. Giffen malları aşırı bayağıdır ve pozitif

eğimli talep eğrisine sahiptir. Aşağıdaki şekillerde bayağı ve

Giffen malı durumları için ikame ve gelir etkileri gösterilmiştir.


58
Şekil 2.11. Gelir ve İkame Etkileri: Bayağı Mal

y
x1-x2 : İkame Etkisi (İE)

A x2-x3 : Gelir Etkisi (GE)

x1-x3 : Toplam Etki (TE)


e3
z
y1 e1
z U2
e
z 2
G U1 Tazmin Edilmiş
E Bütçe Doğrusu
İE
x
0 x1 x3 x2 B B’ B’’
T
E
59
Şekil 2.11. Gelir ve İkame Etkileri: Giffen Malı

y
x1-x2 : İkame Etkisi (İE)

A x2-x3 : Gelir Etkisi (GE)


e3 x1-x3 : Toplam Etki (TE)
z
U2
y1 e
z 1
e2
z
U1 Tazmin Edilmiş
G
E Bütçe Doğrusu
İE
x
0 x3 x1 x2 B B’ B’’
TE (-)
60
Slutsky teoremini anlatırken, Lagrange fonksiyonunu bütçe

kısıtı altında faydanın maksimizasyonuna göre oluşturduk ve

problemi çözdük. Bu problemin duali (ikincili) fayda kısıtı

altında toplam harcamanın minimize edilmesidir. Bu durumda

Lagrange fonksiyonunu şöyle oluştururuz:

⎛ ⎞
⎜ xPx + yPy ⎟ , x, y ≥ 0
⎝ min ⎠
U − x α yβ ≥ 0

(
Z = xPx + yPy + µ U − x α y β )
61

Her iki problemin çözümünden elde edilecek olan optimal x* ve

y* değerleri aynıdır. Aşağıdaki örnek ile bunu görelim.

U = U ( x , y ) = xy , x, y ≥ 0
max

M = xPx + yPy
62

(
Z = xy + λ M − xPx − yPy )
Z x = y − λ Px = 0 ∗
x =
M
2 Px
Z y = x − λ Py = 0
∗ M
y =
2 Py
Z λ = M − xPx − yPy = 0

∗ ∗ ∗ ⎛ M ⎞⎛ M ⎞ M2 Dolaylı Fayda
U = x y =⎜ ⎟ ⎜⎜ ⎟⎟ = Fonksiyonu
⎝ 2 Px ⎠ ⎝ 2 Py ⎠ 4 Px Py
63

Şimdi de yukarıdaki problemin dualini yazalım:

⎛ ⎞
⎜ xPx + yPy ⎟ , x, y ≥ 0
⎝ min ⎠

U − U ( x , y ) = U − xy
64

Z = xPx + yPy + µ ( U − xy )

Z x = Px − µy = 0 ∗ M
x =
c , x ∗ = xc∗
2 Px
Z y = Px − µx = 0
∗ M
y =
c , y ∗ = yc∗
2 Py
Z µ = U − xy = 0

Px Py Px
µ= = → y= x
y x Py
65

Px ⎛ Px ⎞ Px 2
y= x → U = xy = x ⎜ x⎟ = x
Py ⎜P ⎟ P
⎝ y ⎠ y


⎛ Py ⎞ 2
x malının Tazmin Edilmiş
x =⎜ U⎟
Genel Talep Fonksiyonu
⎝ Px ⎠
1


⎛ Px ⎞ 2
y malının Tazmin Edilmiş
y =⎜ U⎟
⎜P ⎟ Genel Talep Fonksiyonu
⎝ y ⎠
66
Harcama Fonksiyonu:

M ∗ = x ∗c Px + y ∗c Py

1 1


⎛ Py ⎞ ⎛ Px ⎞
2 2

M = ⎜ U ⎟ Px + ⎜ U ⎟ Py
P ⎜P ⎟
⎝ x ⎠ ⎝ y ⎠

( )
1

M = 2 Px PyU
2
67
Fiyat değişimleri karşısında tazmin edilmiş talep

fonksiyonlarına ulaşabilmek için, veri bir fayda düzeyini sabit

olarak kabul edip, bireyin buna ulaşmasını sağlayacak optimal

miktarları belirleriz. Bulacağımız tazmin edilmiş talep

fonksiyonlarını da kullanarak, bireyin aynı (veri) fayda

düzeyinde kalmasını sağlayacak olan minimum gelir düzeyini

belirlemiş oluruz.

M2
Veri fayda düzeyi: U=
4 Px Py
68

Veri faydayı, tazmin edilmiş genel fayda fonksiyonlarındaki

yerlerine yazalım ve düzenleyelim.

1 1 1


⎛ Py
⎞ ⎛
2
Py M 2 ⎞
M⎛ 1 ⎞
2 2

xc = ⎜ U ⎟ = ⎜ ⎟ = ⎜ ⎟
⎜P ⎟ ⎜ P 4P P ⎟ 2 ⎝ Px Px ⎠
⎝ x ⎠ ⎝ x x y ⎠

1 1 1


⎛ P ⎞ ⎛
2
P M 2 ⎞
M ⎛ Px ⎞
2 2

yc = ⎜ U ⎟ = ⎜
x x
⎟ = ⎜ ⎟
⎜P ⎟ ⎜ P 4P P ⎟ 2 Py ⎝ Px ⎠
⎝ y ⎠ ⎝ y x y ⎠
69

Veri fayda düzeyi için elde ettiğimiz talep fonksiyonlarını dual

problemin amaç fonksiyonundaki yerlerine yazarak, minimum

gelir düzeyini belirlemiş oluruz.

M ∗ = xc∗ Px + yc∗ Py

⎛M⎛ 1 ⎞ ⎞ ⎛ M ⎛P ⎞ ⎞
1 1
2 2

M∗ = ⎜ ⎜ ⎟ ⎟ P + ⎜ ⎜ ⎟ ⎟ Py
x

⎜ 2 ⎝ Px Px ⎠ ⎟ x
⎜ 2 Py ⎝ Px ⎠ ⎟
⎝ ⎠ ⎝ ⎠
1

∗ ⎛ Px ⎞ 2

M = M⎜ ⎟
⎝ Px ⎠
70

Bu minimum gelirin gerçekleştirilebilmesi için, tüketiciye



optimal ( M ) ve gerçek gelir (M ) düzeyleri arasındaki fark kadar

bir sübvansiyon sağlanmalıdır. Bu sübvansiyonu şöyle

belirleriz:
1

∗ ∗⎛ Px ⎞ 2

S = M −M = M⎜ ⎟ −M
⎝ Px ⎠

⎛⎛ P ⎞ ⎞
1
2

S = M ⎜ ⎟ − 1⎟
∗ ⎜ x

⎜ ⎝ Px ⎠ ⎟
⎝ ⎠
71
Sayısal Örnek:

Aşağıdaki fayda fonksiyonunu, veri gelir ve fiyatları dikkate

alalım. Buna göre optimal tüketim düzeylerini ( x ∗ , y ∗ ), toplam

faydayı ( U ∗ ), telafi edilmiş (düzeltilmiş) talep fonksiyonlarını

( xc∗ , yc∗ ), minimum gelir ve ∗ ∗


sübvansiyon düzeylerini ( M , S )

belirleyelim.

M2
U= , M = 100 , Px = 4 , Py = 5
4 Px Py
72

∗ M 100 ∗M 100
x = = = 12.5 , y = = = 10
2 Px 2(4) 2 Py 2(5)

( 100 )
2 2
∗ M
U = = = 125
4 Px Py 4(4)(5)

1 1

M⎛ 1 ⎞ 100 ⎛ 1 ⎞
2 2

⎟ = 25 ( Px )
∗ − 12
x =
c ⎜ ⎟ = ⎜
2 ⎝ Px Px ⎠ 2 ⎝ 4 Px ⎠

1 1

M ⎛ Px ⎞ 100 ⎛ Px ⎞
2 2

( x)
1

y =
c ⎜ ⎟ = ⎜ ⎟ = 5 P 2

2 Py ⎝ Px ⎠ 2(5) ⎝ 4 ⎠
73

(
M = x Px + y Py = 25 ( Px )
− 12
) P + ( 5 ( P ) ) (5)
1
∗ ∗ ∗ 2
c c x x

M = 50 ( Px )
1
∗ 2

S = M − M = 50 ( Px ) − 100
1
∗ ∗ 2
74

Şimdi x malı fiyatının 5 ’e yükseldiğini varsayarak, yukarıda

bulduklarımızı yeniden inceleyelim, ikame ve gelir etkilerini

belirleyelim.

x = 25 ( Px ) = 25 ( 5 )
∗ − 12 − 12
c = 11.18

y = 5 ( Px ) = 5 ( 5 ) = 11.18
1 1
∗ 2 2
c

Buna göre ikame etkisi:

x ∗ − xc∗ = 12.5 − 11.18 = 1.32

y ∗ − yc∗ = 10 − 11.18 = −1.18


75
Şekil 2.12. Gelir ve İkame Etkileri

y ∗ ∗
Gelir Etkisi : x −x2c 2u
M2
Py • ∗ ∗
İkame Etkisi : x −x
M1
Py • Gelir Etkisi 1 2c



y2c İkame Etkisi


y2u
y1∗ • U 1∗
U 2∗


x2u ∗
x2c x1∗ •M •M 1 2
•M 1
x
2 2 1
P x P x P x
76

Bireyin, x malı fiyatının değişmesinden önceki fayda düzeyini

( U 1∗ ) sağlayabilmek için öncekinden daha yüksek bir parasal


gelire ihtiyacı vardır. Bu gelir:

M ∗ = 50 ( Px ) = 50 ( 5 ) = 112
1 1
2 2

Aynı fayda düzeyini elde edebilmek için sağlanacak

sübvansiyon:

S ∗ = M ∗ − M = 50 ( Px ) − 100 = 112 − 100 = 12


1
2
77

Sübvanse edilmemiş tüketim düzeylerini de ( xu∗ , yu∗ ) şöyle

buluruz:

∗ M 100 ∗ M 100
x =
u = = 10 , y =
u = = 10
2 Px 2(5) 2 Py 2(5)

Buna göre gelir etkisi:

∗ ∗
x − x = 11.18 − 10 = 1.18
c u

∗ ∗
y − y = 11.18 − 10 = 1.18
c u
78
Slutsky Denklemi:

Slutsky denklemini türetmek için, harcama minimizasyonu ya

da bunun duali olan fayda maksimizasyonu problemi ile işe

başlarız. Her iki şekilde oluşturulan problemin birinci sıra

koşullarının çözümünden elde edilecek optimal x ve y tüketim

düzeyleri ( x ∗ = xc∗ , y∗ = yc∗ ) aynıdır:

( ) ( (
xc∗ Px , Py , U = x ∗ Px , Py , M ∗ Px , Py , U ))
79

Yukarıdaki eşitliğin her iki yanının Px ’e göre türevini alalım:


∂x ∂ x ∗ ∂x ∗ ∂ M ∗
=
c
+ ya da
∂Px ∂Px ∂M ∂Px

∗ ∗ ⎛ ∗ ⎞⎛ ∗ ⎞
dx dx ⎜ dx ⎟ ⎜ dM ⎟
c
= +
dPx dPx dM = 0 ⎜⎜ dM dPx = 0 ⎟
⎜ dP ⎟
dU = 0 ⎟⎜ x dU = 0 ⎟
dPy = 0 dPy = 0 ⎝ dPy = 0 ⎠ ⎝ dPy = 0 ⎠
80

Son ifadeyi yeniden düzenleyerek Slutsky denklemine ulaşırız:

∗ ∗ ⎛ ∗ ⎞⎛ ∗ ⎞
dx dx ⎜ dx ⎟⎜ dM ⎟
= c
− ⎜ dP ⎟
dPx dM = 0 dPx dU = 0 ⎜⎜ dM dPx = 0 ⎟
⎟⎜ x dU = 0 ⎟
dPy = 0 dPy = 0 ⎝ dPy = 0 ⎠ ⎝ dPy = 0 ⎠

Slutsky denkleminin sağındaki son terim x* ’a eşittir. Bunu

görelim.
81

∗ ∗ ∗
M = Px x + Py y


∂M ∗
=x
∂Px

∗ ∗ ⎛ ∗ ⎞
dx dx ∗ ⎜ dx ⎟
= c
−x
dPx dPx dU = 0 ⎜ dM dPx = 0 ⎟
dM = 0 ⎜ ⎟
dPy = 0 dPy = 0 ⎝ dPy = 0 ⎠
82
Tüketicinin her bir mal için ve dolayısıyla genel denge koşulu:

MU 1 MU 2 MU n
= = ........ =
P1 P2 Pn

biçiminde belirlenmiştir. Fayda fonksiyonu ve bütçe kısıtını

kullanarak bu dengeyi ve dolayısıyla x ile y malları için talep

fonksiyonlarını belirleyebiliriz.
1
Toplam fayda fonksiyonunun U = qxq y olduğunu varsaya-
4
lım.

∂U 1 ∂U 1
MU x = = q y , MU y = = qx
∂q x 4 ∂q y 4
83
Denge koşulu gereği;

MU x MU y 1 4q y 1 4q x
= → = → q x Px = q y Py
Px Py Px Py
x malına ait talep fonksiyonunu, q y Py teriminin bütçe kısıtın-

daki yerine yazılmasıyla belirleyebiliriz.

M = Px q x + Py q y → M = Px q x + Px q x → M = 2 Px q x

Buradan qx terimini yalnız bırakarak, x malının talep fonksiyo-

nuna ulaşmış oluruz.

1
qx = M x malının talep fonksiyonu
2Px
84

Yukarıda Marshall bağlamında talep eğrisini elde ederken,

Lagrange fonksiyonunu bütçe kısıtı altında faydanın

maksimizasyonuna göre oluşturduk.

Hicks yaklaşımında ise, Lagrange fonksiyonu tüketicinin aynı

fayda düzeyini elde edebilmesi için yapması gereken minimum

harcamaya göre oluşturulmalıdır.


85

Hicks yaklaşımına göre Lagrange fonksiyonu şöyledir:

 = ( P1q1 + P2 q2 + ......... + Pn qn ) + λ ⎡⎣U 0 − U( q1 , ...,qn )⎤⎦

Amaç Fonksiyonu: Kısıt Fonksiyonu:


Harcama Fonksiyonu Fayda Fonksiyonu
Minimize edilecek
86
Birinci sıra koşullar :

∂ ∂ ( P1 q1 + ......... + Pn qn ) ∂U
= − λ1 = 0, ........,
∂q1 ∂q1 ∂q1

∂ ∂ ( P1 q1 + ......... + Pn qn ) ∂U
= −λ =0
∂qn ∂ qn ∂ qn

∂
= U 0 − U (q1 , ....., qn ) = 0
∂λ
87
Bu denklemler yeniden düzenlenirse;

∂U ∂U ∂U
P1 = λ , P2 = λ , ........, Pn = λ
∂q1 ∂ q2 ∂ qn

Tüm l’ları eşitlersek;

∂U ∂q1 ∂U ∂q2 ∂ U ∂ qn
λ= = = ........ = ya da
P1 P2 Pn

MU 1 MU 2 MU n Tüketici Denge
= = ........ = Koşulu
P1 P2 Pn
88
Bu sonuç ilk bakışta Marshall yaklaşımıyla tamamıyla aynı

olduğu izlenimini vermektedir. Ancak Hicks yaklaşımıyla elde

edeceğimiz q talep miktarları, bir düzeltme işleminden

geçmiştir. Bu nedenle, Hicks yaklaşımıyla elde ettiğimiz talep

fonksiyonlarına, düzeltilmiş talep fonksiyonları adını

veriyoruz. Aşağıdaki şekilde düzeltilmiş talep eğrisinin nasıl

belirlendiği gösterilmiştir.
89
Şekil 2.13. Marshallgil Talep Miktarlarınını Hicks
Yaklaşımıyla Düzeltilmesi
y

A’
e4
z
A’’ e2
e1 z
z U3
e3 U2
z e
z 5
U1

0 x1 x3 x5 x2 x4 B’ B’’ x
B
90

Yukarıdaki şekilde birey başlangıçta U1 kayıtsızlık eğrisinin AB

bütçe doğrusuna teğet olduğu e1 denge noktasındadır ve x1

kadar x malı talep etmektedir. x malının fiyatı düşerse, ikame

ve gelir etkileri birlikte çalışarak bireyi daha yukarıdaki fayda

düzeyi olan U2’ye yükseltir. Düzeltilmiş talep miktarını

belirlemek için, gelir etkisini elimine etmeliyiz.


91

Bu amaçla AB’ bütçe doğrusuna paralel, ancak U1 fayda

düzeyine teğet olan yeni bir doğru (A’B’) çizmeliyiz. Bu

durumda yalnızca ikame etkisini gösteren denge noktası e3,

talep miktarı x3’tür. Benzer biçimde x malı fiyatı düşmeleri

karşısındaki ikame etkilerini ve dolayısıyla düzeltilmiş talep

miktarlarını bularak, düzeltilmiş talep eğrisini elde edebiliriz.

Bu eğri, aşağıdaki şekilde gösterilmiştir.


92
Şekil 2.14. Hicks Yaklaşımıyla Düzeltilmiş Talep

Px

Düzeltilmemiş Talep Eğrisi


PAB e1
z

PAB’ z Düzeltilmiş Talep Eğrisi


z

PAB’’ z z

0 x1 x3 x5 x2 x4 x
93

Bir malın düzeltilmiş talep eğrisine bakarak bayağı mal olup

olmadığını anlamak olanaklıdır. Yukarıdaki şekilde e1

noktasından itibaren düzeltilmemiş talep eğrisi, her bir fiyat

düzeyi için düzeltilmiş talep eğrisinden daha yüksektir. Bu

durum x malının bayağı mal olmadığını göstermektedir.

x malının fiyatının düşmesi sonucu bireyin gelirindeki artış,

bireyin x malı talebini artırmasına yol açmıştır.


94
Fayda Fonksiyonu : U = U ( q1 ,q2 ) = q1 q2

Lagrange Fonksiyonu :  = ( P1q1 + P2 q2 ) + λ ⎡⎣U 0 − q1q2 ⎤⎦

Birinci sıra koşullar :

∂
= P1 − λ q2 = 0
∂ q1 ∗ U 0 P2
q =
1
P1
∂
= P2 − λ q1 = 0
∂q2 ∗ U 0 P1
q =
2
P2
∂
= U 0 − q1 q2 = 0
∂λ
95

1.Talep fonksiyonları sıfırıncı dereceden homojendir :

Bir talep fonksiyonundaki tüm fiyatları ve geliri aynı sayıyla

çarparsak, talep düzeyinde hiçbir değişme meydana gelmez.

Örneğin fiyatlar ve gelir %10 artarsa, bireyin satın alma

gücünde ve göreli fiyatlarda hiçbir değişme olmadığından,

talep değişmez. Bu duruma para aldatmacasının olmaması

diyoruz.
96
Şekil 2.15. Talep Fonksiyonları Sıfırıncı
Dereceden Homojendir

A’

z e1
z e2 U2

U1
0 B’ B x
97
2. Fayda düzeylerini gösteren kayıtsızlık eğrileri sıralıdır.

Bir kayıtsızlık eğrisi üzerinde aynı mal demetinin seçilmesi


durumunda, o kayıtsızlık eğrine verilen fayda düzeyi farklı
olabilir. Ancak talep üzerinde hiçbir etki oluşmaz. Örneğin
aşağıdaki şekilde e noktasındaki seçim, 100 ya da 5 gibi iki
farklı fayda düzeyiyle ifade edilebilir.
98
Şekil 2.16. Kayıtsızlık Eğrileri Sıralıdır

A’

ze
100 (5)
90 (3)
0 B’ B x
99
3. Bütçenin tamamı harcanmaktadır.

Kayıtsızlık eğrileri analizine başlarken bireyin doyumsuz

olduğunu ve eline geçen tüm geliri hemen harcamaya

yönelttiğini varsaymıştık. Bu özellik, her bir mala ait

ağırlıklandırılmış gelir-talep esneklikleri toplamının bire eşit

olmasıyla ifade edilebilir :

P1q1 P2 q2
ε1 M + ε2M = 1
M M
Esneklik
101
Esnekliğin Tanımı:

y=f(x) gibi bir fonksiyonda x ile y arasındaki esneklik, x ’deki %

değişmenin y ’de yol açtığı % değişme ile ölçülmektedir.

∆y y
ε=
∆x x

∆y
y ’deki % değişme
y

∆x
x ’deki % değişme
x
102

x’deki değişmeler (∆x) sonsuz küçüklükte olursa, bu ifade bir

limit değere sahip olur. Böyle bir durumda, fonksiyonun belirli

bir noktasındaki esnekliğini ölçmüş oluruz. Buna nokta

esnekliği diyoruz.

∆y y ∆y x
ε= → ε=
∆x x ∆x y

⎛ ∆y x ⎞ x ⎛ ∆ y ⎞ ∂y x
ε = lim ⎜ ⎟ = lim ⎜ ⎟ =
∆x → 0 ∆ x y
⎝ ⎠ y ∆x → 0 ⎝ ∆ x ⎠ ∂x y
103

Fonksiyonun belirli bir noktası değil de aralığı için esnekliği,

yay esnekliği ile belirleriz. Bunu hem matematik hem de grafik

yoluyla görelim. Şekil 2.17’de, A-B aralığındaki esnekliği

ölçüyoruz.

∆y y1 − y 2
y1 + y 2 y1 + y 2
ε= =
∆x x1 − x 2
x1 + x 2 x1 + x 2
104
Şekil 2.17. Yay Esnekliği

y1 A
z
∆y
y2 B
z
∆x

f(x)

x1 x2 x
105
Şimdi yay esnekliğine sayısal bir örnek verelim. Bu örnek aynı

zamanda Şekil 2.18’de de gösterilmiştir.

y = f ( x ) = 100 − 2 x

y1 = 100 − 2 x1 → x1 = 10 , y1 = 80

y2 = 100 − 2 x2 → x2 = 20 , y2 = 60

∆y y1 − y2 80 − 60
y1 + y2 y1 + y2 80 + 60
ε= = = = −0.429
∆x x1 − x2 10 − 20
x1 + x2 x1 + x2 10 + 20
106
Şekil 2.18. Yay Esnekliği (Örnek)

A
y1=80 z
∆y=-20
B
y2=60 z
∆x=10
f ( x ) = 100 − 2 x

x1=10 x2=20 x
107
Aynı örneği kullanarak nokta esnekliğini A ve B noktaları için
ayrı ayrı hesaplayalım :

dy
y = f ( x ) = 100 − 2 x → = −2
dx
dy x
ε=
dx y

10
ε = ( −2) = −0.25 A noktasındaki esneklik
80

20
ε = ( −2) = −0.67 B noktasındaki esneklik
60
108

Bir mala ilişkin talep denkleminin aşağıdaki gibi olduğunu

varsayalım. Talebin fiyat, çapraz-fiyat ve gelir nokta

esnekliklerini belirleyelim.

α β θ
Qx = aP P M
x y

Her iki tarafın doğal logaritmasını alalım ve her bir değişkene

göre kısmi türevleri yazalım.

ln Qx = ln a + α ln Px + β ln Py + θ ln M
109

∂ ln Qx ∂Qx Qx
= =α Fiyat-Talep Esnekliği
∂ ln Px ∂Px Px

∂ ln Qx ∂Qx Qx Çapraz Fiyat-Talep


= =β
∂ ln Py ∂Py Py Esnekliği

∂ ln Qx ∂Qx Qx
= =θ Gelir-Talep Esnekliği
∂ ln M ∂M M
110

Yukarıdaki örneği sayısal olarak uygulayalım.

−0.5
Qx = aP x
1.4
P M
y
0.8

Her iki tarafın doğal logaritmasını alalım ve her bir değişkene

göre kısmi türevleri yazalım.

ln Qx = ln a − 0.5ln Px + 1.4ln Py + 0.8ln M


111

∂ ln Qx ∂Qx Qx
= = α = −0.5 Fiyat-Talep Esnekliği
∂ ln Px ∂Px Px

∂ ln Qx ∂Qx Qx Çapraz Fiyat-Talep


= = β = 1.4
∂ ln Py ∂Py Py Esnekliği

∂ ln Qx ∂Qx Qx
= = θ = 0.8 Gelir-Talep Esnekliği
∂ ln M ∂M M
112
Şekildeki gibi doğrusal bir fonksiyonda esneklik her noktada

farklıdır. Şeklin üst kısımlarına çıkıldıkça mutlak sayı olarak

esnekliğini değeri artar.

∆y y
tan β = , tan α =
∆x x

tan β ∆y ∆x ∆y x
ε= = =
tan α y x ∆x y
113
Şekil 2.19. Doğrusal Bir Fonksiyonda Esneklik

A (ε<1)
z

C (ε=1)
z

B (ε>1)
z
α β f(x)
x
114

İkizkenar hiperbolik bir fonksiyonda esneklik, fonksiyonun her

noktasında aynıdır. Bunu görebilmek için aşağıdaki

matematiksel işlemleri yapalım.

−k
y = f ( x ) = ax

ln y = ln a + − k ln x

∂ ln y ∂y y
= = −k = ε
∂ ln x ∂x x
115
Şekil 2.20. İkizkenar Hiperbolik Bir Fonksiyonda
Esneklik

y
−k
y = f ( x ) = ax

zA ( ε = −k )

z
C ( ε = −k )
B ( ε = −k )
z

x
116
Şekil 2.21. Değişik Esneklik Durumları

ε=∞ ε=0
y y

y = f ( x)
y = f ( x)

x x

Tam Esneklik Tam Katı Esneklik


117
Şekil 2.22. Negatif Eğimli Doğrusal Talep
Denkleminde Esneklik
Talep Denklemi
P
P = a − bQ
a
ε >1 MR ile Esneklik İlişkisi

⎛ 1 ⎞
MR = P ⎜ 1 + ⎟
ε =1 ⎝ ε ⎠
P* z MR=0 ise ε=-1
ε <1 MR>0 ise ε<-1
MR<0 ise ε>-1

Q* a/b Q
MR
118
MR ile Esneklik İlişkisi

P = a − bQ

⎛ 1 ⎞
M R = P ⎜⎜ 1 − ⎟⎟
⎝ ε ⎠

ε =1 ⇒ MR = 0

ε >1 ⇒ MR > 0

ε <1 ⇒ MR < 0
Çok Dönemde
Tüketim ve
Faiz Olgusu
120

Tüketici gerçek yaşamda toplam tüketimini ve faydasını

düzenlerken tek bir dönem içinde değil, yaşamının gelecek

dönemlerini de dikkate alan bir davranışta bulunur. Yani

toplam faydasını zamana yayar. Bu nedenle birey gelirinin

tamamını o dönemde harcamayabilir ve gelecek dönemlere

gelir aktarabilir (tasarruf) ya da tam tersine, bir borçlanma

sürecine girebilir. Bu olguların analizi, bireyi birkaç dönemde

hem tüketim hem de tasarruf (ya da borçlanma)

davranışlarıyla karşılayan bir yaklaşım ile yapılabilir.


121

Çok dönemli tüketim analizini şu varsayımlara dayalı olarak

yapalım:

¾ Tüketicinin ekonomik ufku iki dönemdir.

¾ Başlangıçta hiçbir parasal varlığa sahip değildir.

¾ İki dönem boyunca servet oluşturma isteği yoktur.

¾ Tüketici her bir dönemde elde edeceği geliri bilmektedir.


122
M1: Birinci dönemdeki geliri

M2: İkinci dönemdeki geliri

C1: Birinci dönemdeki tüketim harcamaları

C2: İkinci dönemdeki tüketim harcamaları

i : Faiz oranı

Tüketicinin birinci dönem gelirinin tamamını harcamadığını, E1

kadar bir tasarruf yaptığını varsayalım:

E1 = ( M 1 − C 1 )
123
Tüketici bu tasarrufunu i faiz oranından finansal piyasaya ödünç

olarak verirse, ikinci yılda şu kadar faiz geliri elde eder:

i ( M 1 − C1 )

Bireyin ikinci yılda harcayacağı toplam geliri de şöyle olur:

( M 1 − C1 ) + i ( M 1 − C1 ) + M 2

Her iki dönemdeki toplam gelir ve toplam harcamasının eşit


olması gerekeceğinden;

M 1 + M 2 + i ( M 1 − C1 ) = C1 + C 2
toplam gelir toplam tüketim
124
Bu eşitliği düzenlersek, şu biçime dönüşür:

C 2 = M 1 (1 + i ) + M 2 − C 1 (1 + i )

Birey her iki dönemdeki gelirinin tümünü birinci dönemde

harcarsa (C2=0), birinci dönem tüketimi:

1
C1 = M 1 + M2
(1 + i )
Birey her iki dönemdeki gelirinin tümünü ikinci dönemde

harcarsa (C1=0), ikinci dönem tüketimi:

C 2 = M 1 (1 + i ) + M 2
125

Bu iki olası uç durumu aşağıdaki grafikle gösterebiliriz. Her iki

eksene de işaretlediğimizde ve iki noktayı birleştirdiğimizde

elde edeceğimiz doğruya, zaman bütçe doğrusu diyoruz.

Zaman bütçe doğrusunun eğimi de, yukarıdaki iki değerin

oranına (C2/C1) eşittir.

C2 M 1 (1 + i ) + M 2
=
C1 1
M1 + M2
(1 + i )
126

Faiz oranı sıfır (i=0) olduğunda zaman bütçe doğrusunun eğimi:

C2 M1 + M 2
= =1
C1 M 1 + M 2

Benzer şekilde, bütçe doğrusunun eğimini belirleyebilmek için,

C2 ’nin C1 ’e göre türevini alabiliriz.

C 2 = M 1 (1 + i ) + M 2 − C1 (1 + i )

∂C 2
= − (1 + i )
∂C 1
127

Faiz oranı yükseldikçe, zaman bütçe doğrusu giderek dikleşen

bir görüntü verecektir (Şekil 2.23). Ancak tüm doğrular, E

noktasından geçecek şekilde hareket ederler.

Faiz oranı değişik değerler aldığında, zaman bütçe doğrusunun

ne şekilde hareket ettiğini aşağıda hesaplayalım. Bunları Şekil

2.24’de görebiliriz.
128
Şekil 2.23. Zaman Bütçe Doğrusu

C2

∂C 2
= −(1 + i )
∂C 1

E ∂C 2
M2 z = −1
∂C 1

M1 C1
129
Şekil 2.23. Farklı Faiz Oranlarında Zaman Bütçe
Doğrusunun Değişimi

C2
M1=100
170 z
M2=50
150 z
i=%20=0.20

E i=%0=0.00
M2=50 z

z z
0 M1=100 150 C1
141.7
130
C 2 = M 1 (1 + i ) + M 2 − C 1 (1 + i )

i = 0 durumu :

C1 = 0 ⇒ C 2 = 100(1 + 0) + 50 − 0(1 + 0) ⇒ C 2 = 150

C 2 = 0 ⇒ 0 = 100(1 + 0) + 50 − C1 (1 + 0) ⇒ C1 = 150

i = 0.2 durumu :

C1 = 0 ⇒ C 2 = 100(1 + 0.2) + 50 − 0(1 + 0.2) ⇒ C 2 = 170

C 2 = 0 ⇒ 0 = 100(1 + 0.2) + 50 − C1 (1 + 0.2) ⇒ C1 = 141.7


131

Zamana yayılan gelir ve tüketim dikkate alındığında, fayda

maksimizasyonu iki aşamada çözümlenebilir :

¾ Birinci aşamada, tüketicinin toplam harcamalarını zaman

içinde olası maksimum faydayı sağlayacak şekilde

dönemlerarasında nasıl dağıttığının araştırılması.

¾ İkinci aşamada, tüketicinin her dönem içerisinde, önceden

belirlenen tüketim harcamaları tutarını, olası en yüksek

faydayı sağlayacak şekilde çeşitli mallar arasında nasıl

dağıttığının araştırılması.
132

Her dönemin bütçe denklemini oluşturabilmek için gerekli

harcanabilir gelir tutarının belirlenmesi birinci aşamada

gerçekleşmektedir. Dolayısıyla her dönemde yapılacak

harcamanın düzeyi belirlendikten sonra, bu harcamanın mallar

arasındaki dağılımının belirlenmesi ikinci aşamada yapılabilir.


133
İki dönemli analizi sürdürelim ve fiyatların değişmediğini

varsayalım. Bireyin her iki dönemdeki tüketimden sağladığı

fayda :

U = U (C 1 , C 2 )

Bu fonksiyon sürekli varsayıldığından, U fayda düzeyi sonsuz

sayıdaki (C1,C2) bileşiminden oluşabilir. Tüm bu bileşimlerin

oluşturduğu eğriye zaman kayıtsızlık eğrisi denilmektedir.

C1’deki her azalış, C1’deki artışla giderilecektir. Yani dönem

tüketimleri ikamedir. Zaman kayıtsızlık eğrisinin eğimi, dC1/dC2

’dir.
134
Şekil 2.24. Zaman Kayıtsızlık Eğrisi

C2

Zaman Kayıtsızlık Eğrisi

U = U (C 1 , C 2 )

C1
135

İktisat bilimindeki bazı yaklaşımlara göre, tüketiciler genellikle

bugünkü tüketimi (C1), gelecek dönemdeki tüketime (C2)

tercih etmektedir. Bu nedenle, tüketicinin bir zaman tercihi

oluşmaktadır. Bugünkü tüketim tercihi şiddetlendikçe,

tüketicinin fayda düzeyini sabit tutabilmek için, C1

tüketimindeki azalışı karşılayacak C2 tüketim artışının daha

fazla olması gerekir. Negatif eğimli ve dışbükey kayıtsızlık

eğrisi, birinci ve ikinci dönem tüketimleri arasındaki ikamenin

bu şekilde gerçekleşeceğini göstermektedir.


136

C1 tüketim harcaması düşük düzeylerde bulundukça, C2’nin

zaman içinde C1’i ikame etmesi giderek zorlaşacaktır. C1

arttıkça temel gereksinimler giderildiğinden, tüketici tasarrufu

düşünmeye başlayacaktır. Dolayısıyla C2, C1’i daha rahat ikame

edebilecektir. Yani dC1/dC2 eğimi mutlak değer olarak küçüle-

cektir.
137
Örneğin C2’nin C1’i ikame oranı 1.10 ise, C1’deki her bir birimlik

azalışın, C2’de 1.10 birimlik artışla giderilmesi gerekmektedir.

Diğer bir ifadeyle tüketici birinci dönemdeki bir birimlik

harcamasını ikinci döneme devretmeyi kabul etmek için 0.10

birimlik prim istemektedir. Bu prim, tüketicinin zaman tercih

oranı (t) olarak tanımlanmaktadır.

∂C 2
t=− −1
∂C1
Dikkat edilirse bu oran (t),faiz oranına (i) eşittir.

∂C 2 ∂C 2
= − (1 + i ) → i = − −1= t
∂C 1 ∂C 1
138

Zaman içinde fayda fonksiyonunun maksimizasyonu sorunu,

bütçe denklemine uyarak, yani gelirler ile harcamalar

arasındaki eşitlik koşulunu sağlayarak, toplam tüketim

harcamalarını çeşitli dönemler arasında paylaştırmayı

amaçlamaktadır.

Amaç Fonksiyonu : U = U (C1 , C 2 )

Kısıt Fonksiyonu : M1 (1 + i ) + M 2 = C1 (1 + i ) + C 2
( M1 − C1 )(1 + i ) + ( M 2 − C 2 ) = 0
139

Optimal tüketimi belirleyebilmek için kısıtlı maksimizasyon

probleminin çözümünde kullanılan Lagrange fonksiyonunu

oluşturmalıyız.

 = U (C1 , C 2 ) + λ ⎡⎣( M 1 − C1 )(1 + i ) + ( M 2 − C 2 )⎤⎦

Bunu C1 , C2 ve l için, birinci sıra koşulları sağlayacak şekilde


çözelim.
140

∂ ∂U ∂U ∂C 1
= − λ (1 + i ) = 0 → λ=
∂C 1 ∂C 1 (1 + i )

∂ ∂U ∂U
= −λ = 0 → λ =
∂C 2 ∂C 2 ∂C 2

∂
= ( M 1 − C1 )(1 + i ) + ( M 2 − C 2 ) = 0
∂λ

∂U ∂C 1 ∂U ∂U
= (1 + i ) → = (1 + i )
∂U ∂ C 2 ∂C1 ∂C 2
141
M1=100 , M2=50 , i=%5=0.05

Zaman fayda fonksiyonu :

U = U (C1 , C 2 ) = C1C 2

Bütçe Kısıtı :

( M 1 − C1 )(1 + i ) + ( M 2 − C 2 ) = 0

(100 − C1 )(1 + 0.05) + (50 − C 2 ) = 0

Lagrange fonksiyonu :

 = U (C1 , C 2 ) + λ ⎡⎣( M 1 − C1 )(1 + i ) + ( M 2 − C 2 )⎤⎦

 = C1C 2 + λ ⎡⎣(100 − C1 )(1 + 0.05) + (50 − C 2 )⎤⎦


142

Şimdi Lagrange fonksiyonunda C1 , C2 ve l’ya göre birinci sıra

kısmi türevleri alalım, sıfıra eşitleyelim ve C1 , C2 ve l için

çözelim :

∂ C2
= C 2 − 1.05λ = 0 → λ =
∂C 1 1.05

∂ λ = C1 = 73.81
= C1 − λ = 0 → λ = C1
∂C 2 C 2 = 77.5
∂
= 1.05(100 − C1 ) + (50 − C 2 ) = 0
∂λ
143

Tüketici birinci dönem 73.81, ikinci dönem de 77.5 birim

tüketim harcaması yaparak, iki dönemlik toplam faydasını

maksimize etmektedir.

Sonuca dikkat edilirse, iki dönemdeki toplam harcama

(C1+C2=151.31), toplam geliri (M1+M2=150) 1.31 birim

aşmaktadır. Bu farkın kaynağı, tüketicinin birinci dönemde

yaptığı 26.19 birimlik tasarruftan elde ettiği %5’lik faizdir :

26.19 x 0.05 = 1.31


144
Şekil 2.25. İki Dönemli Tüketimde Denge

C2

P
S z

T zN U
U1

0 K L C1
145

Şekil 2.25’de tüketicinin her iki dönemdeki toplam geliri (sıfır

faiz altında) N noktasıdır. i>0 iken tüketici dengesi P


noktasında oluşmaktadır. OL birinci dönemin gelirini, OT ikinci

dönemin gelirini göstermektedir. Tüketici optimal tüketim

düzeylerindeyken OL-OK=KL kadar tasarruf yapmaktadır. Bu

tasarrufu, OS-OT=ST olarak ikinci dönemde harcamaktadır :

ST=KL x (1+i).

∆ C1 ∆ C1
−∆C1 = ∆C 2 (1 + i ) → − = (1 + i ) → i = − −1= t
∆C 2 ∆C 2
Yani optimumda faiz oranı, zaman tercih oranı ile
eşitlenmektedir.
146

¾ i > t olursa, tüketici C1’i azaltır, C2’yi artırır. Yani tasarrufta


bulunur.

¾ i < t olursa, tüketici C1’i artırır, C2’yi azaltır. Yani borçlanma

yapar.
147
Faiz oranındaki değişme, tüketicinin dönemlerarası optimum

tüketim tercihini (dengesini) iki şekilde etkiler:

¾ İkame Etkisi

¾ Gelir Etkisi

Örneğin faiz oranı yükselirse, tüketici birinci dönemde daha

fazla tasarruf yapmak için, C1 ’i azaltır, C2 ’yi artırır. Yani bir

ikame etkisi ortaya çıkar. Bu durum, aynı kayıtsızlık eğrisinin,

yeni zaman bütçe doğrusuna teğet olduğu bir (ara) denge

noktası tanımlar.
148
Şekil 2.26. İki Dönemli Tüketimde İkame ve
Gelir Etkileri

C2
K-L : İkame Etkisi (İE)

A’’ L-M : Gelir Etkisi (GE)

A’ K-M : Toplam Etki (TE)


A e2ze3
z
e
z 1 U2
U1
zN

0 L MK B’ B’’ B C1
149
Tasarruf oranı ve faiz oranı artışı, tüketicinin ikinci dönemdeki

nominal gelirini artırır. Bu gelir etkisidir. Bu durum yukarıdaki

şekilde A’B’ zaman bütçe doğrusunun paralel şekilde daha

yukarıda yer alan yeni bir zaman kayıtsızlık eğrisine (U2) teğet

oluncaya kadar kaymasıyla gösterilmiştir. Nihai denge noktası

e3’tür.

Faiz oranındaki artışın yol açtığı toplam etki iki aşamada

oluşmuştur: e1’den e2’ye geçiş (ikame etkisi) ve e2’den e3’e

geçiş (gelir etkisi).


Tüketici Rantı
151

Tüketici artığı, bireyin bir malı hiç tüketmemektense, bir

birimini tüketebilmek için ödemeye hazır olduğu fiyattır.

Aşağıdaki Şekil 2.27 (a)’da A noktasında birey tüm gelirini

diğer mallara harcamakta, hiç x malı tüketmemektedir. Eğer

birey bir birim x malı tüketmek isterse, gelirinin (ya da diğer

mallara yaptığı harcamanın) v kadarını x malı harcamasına

kaydırmalıdır. Yani bireyin bir birim x malı için ödemeye razı

olduğu fiyat v’dir.


152

Benzer şekilde birey sonraki bir birim ek x malı tüketmek

istediğinde w kadar ödemeye razı olacaktır. (b) şeklinde, her

ek bir birimlik x malı tüketimi için ödemeye razı olduğu fiyatları

dikey eksene işaretlersek, taralı alan tüketici artığının kaba bir

ölçüsünü vermiş olacaktır.


153
Şekil 2.27. Tüketici Rantının Hesaplanması
Fiyat,
y Ödeme
(Gelir) İsteği

Az
a b
-v v
z zB w e c
-w +1
zC
+1
U

d f
p

0 x 0 1 2 3 4 x

(a) (b)
154
Yukarıda (b) şeklinde oluşturduğumuz tüketici artığı hesabı

kaba bir yaklaşımdır. Tüketici artığını kesin bir şekilde

hesaplayabilmek için, entegral hesapları kullanırız. Örneğin x

malının talep fonksiyonunun ve piyasa fiyatının aşağıdaki gibi

olduğunu varsayalım.

P = a − bQ , P=P *

Q*

TA = ∫ ( a − bQ )dQ − P Q
* *

Q*
⎡ bQ ⎤ 2
b( Q * 2
)
= ⎢ aQ − ⎥ − P * *
Q = aQ *
− − P * *
Q
⎣ 2 ⎦0 2
155
Şekil 2.28. Tüketici Rantının Hesaplanması

az

TA

P* z zE

z
0 Q* a/b Q
156

P = 100 − 2Q P * = 40 P
Q* 100 z
TA = ∫ ( 100 − 2Q)dQ − ( 40 ).( 30 )
0
30
⎡ 2Q ⎤ 2
= ⎢100Q − ⎥ − 1200 4 z zE
⎣ 2 ⎦0
0
D
= ( 100 ).( 30 ) − ( 30 )2 − 1200 = 900
z
0 30 50 Q
157

P
P = 100 − Q 2 P * = 36
8 100 z
TA = ∫ ( 100 − Q2 )dQ − ( 36 ).( 8 )
0

3 8
⎡ Q ⎤
= ⎢100Q − ⎥ − 288
⎣ 3 ⎦0 3 z zE
3 6
(8) D
= ( 100 ).( 8 ) − − 288 = 341.3
3 0 8 Q
Tüketici Refahı
ve Fiyat
Endeksleri
159
Kayıtsızlık eğrileri çözümlemesi, parasal gelir ve fiyat

değişimlerinin tüketici refah düzeyini ne yönde etkilediği

sorusunu yanıtlamada kullanılabilir.

Bu çözümlemede tüketicinin tüm gelirini harcadığını

varsayıyoruz. Başlangıç döneminde (t=0) tüketicinin toplam

geliri (=harcamaları) :

M0 = ∑Pq0 0

Sonraki bir t döneminde geliri :

Mt = ∑ Pq
t t
160
Bireyin gelirinin ve fiyatların değiştiğini varsayalım. Değişimleri

endeks olarak belirlersek, gelir endeksini şöyle yazabiliriz :

⎛ Mt ⎞
IM =⎜ ⎟ 100
⎝ M0 ⎠
Fiyat değişimlerini belirlemek için LASPEYRES ve PAASCHE
endeksleri kullanılabilir :

⎛ ∑ Pt q0 ⎞
LASPEYRES Endeksi : L=⎜ ⎟⎟ 100
⎜∑Pq
⎝ 0 0 ⎠
⎛ ∑ Pt qt ⎞
PAASCHE Endeksi : L=⎜ ⎟⎟ 100
⎜∑Pq
⎝ 0 t ⎠
161

¾ Gelir endeksi LASPEYRES endeksinden büyük olursa, tüketici t

döneminde başlangıç dönemine göre daha iyi durumdadır.

¾ Gelir endeksi PAASCHE endeksinden küçük olursa, tüketici t

döneminde başlangıç dönemine göre daha kötü durumdadır.


162
∑Pq t 0 ≤ Mt olması durumunda, birey t dönemindeki fiyat ve

gelir koşullarıyla, başlangıçtaki mal demetini (q0) alabilir.

Tüketici bu davranışını sürdürürse ∑P q = ∑Pq


0 0 t 0 = Mt olur.

Yani birey aynı kayıtsızlık eğrisinde kalır. Ancak birey t

döneminde qt gibi bir mal demetini tercih ederse, iki olası

durum oluşur :

1. ∑Pq < ∑ Pq
t 0 t t
ise, birey q0 ’dan daha çok malı aynı fiyata

satın alarak, daha yukarıdaki bir kayıtsızlık eğrisine (refah

düzeyine) geçebilir.
163
2. ∑Pq = ∑Pq
t t t 0 ise, q0 ve qt aynı bütçe doğrusu üzerinde

olduğundan, birey daha yüksek refah düzeyini sağlayan qt ’yi

tercih edecektir.

∑Pq < ∑Pq


t 0 t t eşitsizliğinin her iki yanını ∑Pq 0 0 ile bölüp,

100 ile çarpalım :

∑ Pq t 0
100 <
∑ Pq
t t
100
∑Pq 0 0 ∑Pq0 0

LASPEYRES Endeksi Gelir Endeksi


164
Bu sonuç, Laspeyres endeks değerinin, gelir endeks
değerinden küçük olduğu durumlarda, tüketici refahının
arttığını göstermektedir. Bu sonucu, aşağıdaki kayıtsızlık
eğrileri ile de gösterebiliriz.

Şekil 2.29’da AB bütçe doğrusunun denklemi şudur :

∑Pq 0 0 = Px 0 q x 0 + Py 0 q y 0

A′B′ bütçe doğrusunun denklemi şudur :

∑Pq t t = Pxt q xt + Pyt q yt


165
Şekil 2.29. Laspeyres Endeksi ve Refah Değişimi

A′
qy0
e1z e2
qyt z
U2
U1

0 qx0 qxt B B′ x
166

Yeni bütçe doğrusu, e1 noktasından geçmektedir. e1 noktasının

A’B’ bütçe doğrusunun altında olduğu durumlarda, e1 noktası

elde edilebilir olmasına rağmen tercih edilmeyecektir. Tercih

edilmesi, gelirin tümünün harcandığı varsayımıyla çelişir. A’B’

bütçe doğrusunun e1’den geçiyor olması, başlangıçtaki mal

demetinin (qx0 , qy0) yeni fiyat kümesiyle (Pxt , Pyt) elde edilebilir

olduğu anlamına gelmektedir. Dolayısıyla tüketici başlangıçtaki

mal demetini tüketmeye devam ederek, U1 kayıtsızlık eğrisinde

kalmayı sürdürebilir.
167
İkinci alternatif e2 noktasıdır. Bu durumda birey, yeni fiyat

kümesi altında ulaşılması olanaklı bir başka mal demetini (qxt ,

qyt) seçerek, U2 gibi daha yüksek bir fayda düzeyini

yakalayabilir. t döneminde tüketici gelirinin (Mt) tümünün

harcanmakta olduğunu ve bireyin qt mal demetini tercih ettiğini

varsayalım. qt mal demetinin başlangıç dönemi fiyatlarıyla

maliyeti ∑Pq0 t dır. ∑Pq > ∑Pq


0 0 0 t
ise, t döneminde seçilen

mal demeti başlangıçta da elde edilebilir. Ancak qt mal demeti

q0 mal demetinden daha düşük bir kayıtsızlık eğrisi üzerinde

olduğundan, başlangıçta tercih edilmemiştir.


168

Şekil 2.30’da bireyin t0 anındaki dengesi e1 noktasıdır. Birey,

AB bütçe doğrusu üzerinde olmasına rağmen D noktasına

karşılık gelen mal demetini tercih etmemiştir. Çünkü D

noktasında bireyin refah düzeyi daha düşüktür.


169
Şekil 2.30. Paasche Endeksi ve Refah Değişimi

A’ e
z 1
qy0
qyt e2 U2
z
U1

0 qx0 qxt B B’ x
170

∑Pq > ∑Pq


0 0 0 t eşitsizliğinin her iki yanını ∑Pq
t t ile bölüp,

100 ile çarpalım :

∑Pq 0 0
100 >
∑Pq0 t
100
∑ Pq t t ∑ Pq
t t

Bu iki ifadeyi tersine çevirelim :

∑ Pq t t
100 <
∑ Pq
t t
100
∑Pq 0 0 ∑Pq0 t

Gelir PAASCHE
Endeksi Endeksi
171

Bu son ifadeye göre, gelir endeksi Paasche endeksinden

küçükse, tüketici t döneminde başlangıç dönemine göre daha

kötü durumdadır. Yani bireyin yeni bütçe doğrusu (A’B’), q0 mal

demetinin altında kalmakta, dolayısıyla başlangıçtaki mal

demetini, yeni fiyatlarla (Pt) satın alamamaktadır.

Yukarıda endekslere ilişkin yaptığımız tüm analizlerde,

tüketicinin zevk ve tercihlerinin sabit kaldığını varsaymaktayız.


172

Boş Zaman Tercihi, Ek Çalışma ve Ücret İlişkisi

Bireyin bir günde geçirebileceği zaman, çalışma ile boş zaman

arasında dağıtılabilir. Piyasa ücret oranı (w) veri olduğunda

birey L1-L kadar çalışıp, 0M1 kadar gelir elde etmektedir.

Firmalar bireyleri daha çok çalışmaya sevk edebilmek için,

piyasa ücret oranını daha yüksek bir düzeye çıkartmalıdırlar.

Örneğin ücret oranı w’ düzeyine yükseltildiğinde, birey çalışma

saatini L1-L2 (∆L) kadar artırarak L2-L ’ye çıkartmakta,

karşılığında 0M2 kadar gelir elde etmektedir (Şekil 2.31).


173
Şekil 2.31. Boş Zaman Tercihi ve Ücret Oranı

M’z

M z
M2 ze2
Ek
Çalışma
Geliri e U2
M1 z 1
Ek U1
Çalışma
w′ w
z z
0 L2 L1 L’ L L
Boş Zaman Çalışma
174

0 M1 0M2 0 M1 0 M 2
w= , w' = , <
L1 L L2 L L1 L L2 L

ya da

w < w'

Bu nedenle birey, nominal geliri arttığında, U1’den daha

yukarıdaki bir fayda düzeyinde (Şekil 2.31’de U2) dengeye

ulaşır.
175

Tüketici Refahı ve İktisat Politikası

Hükümet emeklilerin desteklenmesi için gıda sübvansiyonu ve

ek gelir sağlanması gibi iki politikadan bir tanesini uygulamayı

düşünmektedir. Bu politikalardan hangisi emeklilerin refahını

maksimize ederken, kamu bütçesi üzerindeki yükü minimize

etmektedir. Yukarıdaki şekilde e1 denge noktasında birey AZ

kadar harcama karşılığında 0X1 kadar gıda maddesi tüketimi

yapmakta, 0Z kadar geliri de gıda malları dışındaki mallara

harcamaktadır (Şekil 2.32).


176
Şekil 2.32. Tüketici Refahı ve İktisat Politikası

AC=MN : Ek Gelirin Maliyeti


Y
LK=E2N : Sübvansiyonun Maliyeti
Ek C
Gelirin (AC=MN) < (LK=E2N)
Maliyeti A

e3
z
Z z e1 e
L z 2
Sübvansiyonun z
M U2
Maliyeti
K zN U1

X
0 X1 X3 X2 B B’’ B’
177

Hükümetin amacı, emeklinin daha yüksek bir refah (fayda)

düzeyine (örneğin U2) ulaşmasını sağlamaktır. Hükümet bunu

sağlayabilmek için emekliye kupon vererek X malını yarı fiyata

alabilme olanağını vermiş olsun. Bu uygulama sonucu emeklinin

AB bütçe doğrusu, AB’ olacak şekilde sağa kayar (Şekil 2.32).

Yeni bütçe doğrusu U2’ye e2 noktasında teğettir. Bu yeni denge

noktasına göre emekli birey 0X2 birim gıda maddesi tüketecek

ve bunun için AL kadar harcama yapacaktır.


178

Yeni tüketim miktarı eskisinden X2X3 kadar fazladır.

Sübvansiyon olmadığı durumda emekli 0X2 miktar tüketim için

AK kadar ödeme yapmak zorundadır. Ancak hükümet emekliyi

sübvanse ettiğinden, emeklinin gerçekte yapacağı ödeme

AL(=AK-KL)’dir. Satıcıya her birim gıda malı (X) için AK birim

ödeme yapılmakta, bunun AL kadarını emekli, AK kadarını da

hükümet karşılamaktadır. Buna göre sübvansiyon politikasının

hükümete maliyeti KL’dir. Bu politika gıda fiyatını

etkilemediğinden, diğer tüketiciler bundan etkilenmez. Bu

politika özellikle belirli bir gıda maddesinde aşırı arz

bulunduğu durumlarda uygundur.


179

Alternatif olarak hükümetin gelir politikası izlemeye karar

verdiğini varsayalım. Bu durumda hükümet emeklinin refah

düzeyini U1’den U2’ye çıkartabilmek için ek gelir uygulamasına

geçer. Bütçe doğrusu AB ye paralel ve U2’ye teğet olacak

biçimde ek gelir kadar sağ üst yönde kayar (CB’’). Yeni denge

noktası e3 olur. Yeni durumda emeklinin x malı tüketimi 0X3’tür.

Ek gelir politikasının hükümete maliyeti AC’dir. Bu değer,

sübvansiyon politikasının yol açtığı maliyetten daha düşüktür.

(AC=MN) < KL
180

Kamu bütçesine getireceği yük açısından bakıldığında, ek gelir

politikasının daha az maliyetli olduğu görülmektedir. Ancak

hangi politikanın uygulanacağı amaçlara bağlıdır. Örneğin ek

gelir politikası daha enflasyonisttir. Sübvansiyon politikası,

stok azaltıcı bir işlev görür.


181

Vergi Uygulamalarının Tüketici Refahına Etkileri

Önce satış vergisinin etkisine bakalım. Burada devlet y malı

üzerinden vergi almaktadır. Verginin tamamının tüketicilere

yansıdığını varsayalım. Bütçe eğrisi AB den A’B biçiminde

hareket etmiştir. Vergi nedeniyle birey y malına daha yüksek

fiyat ödediğinden, ikame ve gelir etkileri nedeniyle refah

denge düzeyi U1’den U2’ye gerilemiştir. Y malı cinsinden vergi

hasılatı de2’dir. Parasal vergi geliri, de2 ile y malının vergi ön-

cesi fiyatının çarpımıyla bulunur (Şekil 2.33).


182
Şekil 2.33. Satış Vergisi ve Tüketici Refahı

dz
A’ e
z 1
z
e2 U1
U2

0 B x
183

Şimdi götürü verginin etkisine bakalım. Burada devlet ed kadar

bir götürü vergi uygulamaktadır. Götürü vergi malların göreli

fiyatlarını değiştirmez, ancak vergi ölçüsünde bireyin geliri,

dolayısıyla da refahı azalır. Yeni tüketici denge noktası e3’tür.

Götürü vergi uygulaması sonucu devletin vergi geliri ee2 kadar

artmıştır. Bu miktar, y malı üzerindeki satış vergisinin yol

açtığı etkinlik kaybıdır (Şekil 2.34).


184
Şekil 2.34. Götürü Vergi ve Tüketici Refahı

f
A’’ z d
z
A’ e1
z
z e
e3 z 2
z U1
e
U2

0 B x
185

y malına uygulanan dolaylı verginin yol açtığı e1’den e2’ye

doğru tüketici dengesindeki toplam değişim iki etkiden

oluşmaktadır. Bütçenin paralel kaymasıyla oluşan kısım

(e1’den e3’e) gelir etkisi; e2’den e3’e doğru oluşan denge

değişimi de ikame etkisidir. İkame etkisi sıfır ise, y malına

uygulanan dolaylı vergi etkinlik kaybına yol açmaz. Örneğin y

malı bağımlılığı yüksek olan bir mal ise, kayıtsızlık eğrisi

bağımlılığı güçlü olan bireylerde L biçimliye dönüşür. Böyle

durumlarda birey y malının yerine x malını ikame etmek

istemeyecektir. Dolayısıyla vergi etkinlik kaybı ya hiç yoktur

ya da çok küçüktür (Şekil 2.35).


186
Şekil 2.35. Satış Vergisinin Yol Açtığı İkame ve
Gelir Etkileri
C2

A Gelir etkisi : e1 - e2

İkame etkisi : e2 - e3

Vergi Etkinlik Kaybı : e2 - e3


A′ e1
C2
•e2 •
A′′
e3 U1
C *
2 •
M2 •a • U2
N

0 C1 = C1* M1 B′ B B ′′ C1
187

Başlangıçta bireyin dengesi e1 noktasında oluşmuştur. Bireyin

toplam geliri üzerinden t oranında bir sabit oranlı vergi

alındığını varsayalım. Bu durumda zaman bütçe doğrusu (AB)

paralel olarak orijin noktasına doğru kayar ( A′B′ ). Bireyin

yeni denge noktası e2’dir. Vergi artışı gelir azalı-şına neden

olduğundan, her iki dönem tüketimi de azalmıştır. Birey U2

gibi daha düşük bir fayda düzeyindedir. Devletin vergi geliri

e1-a kadardır.
188

Şimdi bireyi aynı fayda düzeyine (U2) indiren bir faiz gelir

vergisi uygulamasına bakarak, vergi etkinlik kaybını

belirleyelim. Faiz gelirinden vergi alınması, bütçe doğrusunun

N ekseni üzerinde saat yönünün tersine hareketine neden

olur. Yani yeni zaman bütçe doğrusu A′′B′′ dir. Bu örnekteki

faiz geliri vergisi, bireyin tasarruf kararı üzerinde yansız bir

etkiye sahiptir. Bu nedenle birey, birinci dönem tüketimini

değiştirmemektedir.
189

Toplam gelirin vergilendirilmesi gelir etkisini (e1’den e2’ye),

faiz geliri uygulaması da ikame etkisini (e2’den e3’e)

göstermektedir. Toplam gelir vergisi ile faiz geliri vergisi

uygulamaları, e3-a kadar bir vergi etkinlik kaybına neden

olmaktadır. Bu sapmanın derecesi, ikame etkisinin

büyüklüğüne, bu da cari ve gelecekteki tüketimin ne ölçüde

ikame olduğuna bağlıdır.


190

Vergi Uygulaması ve Etkinlik Kaybı

Bireyin aynı fayda düzeyinde kalmasını sağlayacak şekilde

vergi artışını dikkate alırsak, tüketici rantı değişiminin devlete

vergi olarak gitmeyen kısmı, vergi etkinlik kaybının toplam

ölçüsünü verecektir. Fiyatın t ölçüsünde vergi artışı nedeniyle

P1’den P2’ye yükselmesi sonucu tüketicinin rant kaybı P1CBP2

dik yamuk alanı kadardır. Ancak devlet yalnızca P1ABP2 alanı

kadar bir vergi toplamış olacaktır. Dolayısıyla ABC alanı vergi

etkinlik kaybıdır.
191
Şekil 2.36. Vergi Uygulaması ve Etkinlik Kaybı

P2 zB

t
C
P1 z z S
A

0 Q2 Q1 Q
192
Vergi iki katına çıkarsa, etkinlik kaybı iki katından daha çok

artar. Bunun nedeni, talep eğrisinin sıfırdan büyük esneklik

değerine sahip olmasıdır. Esneklik arttıkça (talep doğrusu

yataylaştıkça), etkinlik kaybı da artmaktadır (Şekil.2.37).

Etkinlik Kaybı ( t .∆Q ) 2 t ∆Q 1


= =
Vergi Hasılatı Q.∆P 2 ∆P Q
t ∆Q 1 P 1 t ∆Q P
= =
2 ∆P Q P 2 P ∆P Q

Etkinlik Kaybı 1 t
= εD
Vergi Hasılatı 2 p
193
Şekil 2.37. Fiyat-Talep Esnekliği ve Vergi
Etkinlik Kaybı

P Vergi Hasılatı

Etkinlik Kaybı
P2 zB

t = ∆P
C
P1 z z z S
A E

D2 D1
0 Q2 Q3 Q1 Q

∆Q
Pareto
Optimalite ve
Edgeworth
Yaklaşımı
195

Şimdiye kadar tek bireyi dikkate alan bir fayda analizi yaptık.

Birey sayısını ikiye çıkararak, aynı anda iki birey için de

optimal seçimlerin, yani dengenin nasıl oluştuğuna bakalım. Bu

amaçla Francis EDGEWORTH tarafından geliştirilmiş olan kutu

analizini kullanacağız.

EDGEWORTH kutu analizi,


analizi iki birey, iki mallı bir ekonomide

dengenin nasıl oluştuğunu göstermektedir.


196

Şekil 2.38’de yatay eksenlerde ekonomideki toplam x malı

miktarı, dikey eksenlerde de y malı miktarı yer alıyor.

Bireylerden birinin bir malı daha çok tercih ediyor olması,

diğerinin seçiminin azalmasına yol açacaktır. Dolayısıyla

kısıtlı bir malın aynı anda iki birey tarafından tercih

edilmesinde bir karşıtlık vardır.


197
Şekil 2.38. Edgewort Kutu Analizi
Tuan’ın x malı seçimi
6 5 0
10
B C
Berke’nin y malı seçimi

Tuan’ın y malı seçimi


f
8 z 2

3 ze 7

A D
0 2 3 8

Berke’nin x malı seçimi


198

Örneğin e noktasında Berke’nin seçim demeti (x, y)=(3, 3),

Tuan’ın seçim demeti de (x, y)=(7, 5) ‘tir. Böylesi bir

durumda, ekonomideki toplam 8 x malı ile 10 y malı iki birey

arasında bölüşülerek tüketilmektedir. Bu seçim, ekonomide

var olan x ve y malı miktarlarına göre olanaklıdır. Örneğin f

de olanaklı bir seçimdir.


199

Bu noktada şu soruyu soralım. Acaba her iki bireyin de

refahını daha da iyileştiren seçim durumu olabilir mi? Böyle

bir nokta varsa, bireyler bu seçimlere ulaşabilmek için, seçim

demetlerini yeniden ayarlarlar. Eğer bireyler ulaştıkları bu

noktada seçim demetlerini değiştirmek için hiçbir neden

göremiyorlarsa, malların bireyler arasında dengeli dağıldığını

söyleyebiliriz.
200
Şekil 2.39. Bireylerin Ayrı Ayrı Dengesi

y y

z e4 z e4
e
z 3
z e2 U4 z e3 U4
U3 z U3
z e1 e2 U2
U2
z
U1 e1 U1

0 x 0 x

Berke’nin x ve y malı seçimi Tuan’ın x ve y malı seçimi


201
Şekil 2.40. Bireylerin Eşanlı Dengesi ve Pareto
Optimalite
Tuan’ın x malı seçimi
6 4 0
10
B C
Berke’nin y malı seçimi

Tuan’ın y malı seçimi


f
8 z 2
g i
6 z z 4
j
z
hz
U1t
U3tU2t
U3b
U2b
U1b
A D
0 2 4 8

Berke’nin x malı seçimi


202

Şekil 2.40’da her iki birey için de kayıtsızlık eğrileri kutuda

yer almaktadır. Berke’nin kayıtsızlık eğrileri b harfiyle,

Tuan’ın kayıtsızlık eğrileri de t harfiyle belirtilmiştir. U1b ve

U1t kayıtsızlık eğrilerinin kesiştikleri f noktasına göre her iki

bireyde kendileri için daha yüksek fayda düzeyini gösteren ve

aynı zamanda ekonomideki olanaklara göre yapılması

mümkün mal demeti seçimi olan g noktasını tercih

edeceklerdir.
203

Benzer şekilde j noktasını g ’ye tercih edeceklerdir. Bu şekilde

hareket etmek, her ikisinin de yararınadır. Tuan f ’deyken,

Berke h gibi bir noktada olmak istemeyecektir. Çünkü

Berke’nin ulaşabilmesi olanaklı daha yüksek tüketim ve refah

düzeyi f noktasıdır.
204

Yukarıdaki örnekte, ekonominin olanakları çerçevesinde her

iki birey içinde çok sayıda seçimin yapılabileceğini gördük.

Gerçekte bu seçimlerden hangisi yapılacaktır? Bunu

belirleyebilmek için ek bir varsayıma ihtiyacımız olacaktır. Biz

buna etkin seçim ya da PARETO OPTİMAL adını veriyoruz.


205

Pareto optimal ya da etkin seçim, her iki bireyin aynı anda

durumunu en iyi yapan seçimdir. Eğer bir bireyin refahını

azaltmadan diğerinin refahını artıramıyorsak, PARETO

optimal durumdayızdır. Böyle bir durumda her ki bireyin

kayıtsızlık eğrileri birbirine teğettir. Teğet noktasında her iki

bireyin marjinal ikame oranı eşittir.


206

Şimdi marjinal ikame oranlarının (MRS) eşit olmadığı bir

durum (g noktası) varsayalım. g noktasında Berke’nin

marjinal ikame oranı (MRSb), Tuan’ın marjinal ikame

oranından (MRSt) daha yüksektir. Örneğin şu sayısal durumu

dikkate alalım:

4 3
MRSb = > = MRSt
1 1
207

Bu eşitsizlik şunu söylemektedir: Berke 1 birim x malı

tüketebilmek için, 4 birim y malından vazgeçmeye hazırdır.

Tuan ise 3 birim y malı tüketebilmek için, 1 birim x malından

vazgeçmeye hazırdır. Böylesi bir mal değişimi hiç kimsenin

başlangıçtaki durumunu değiştirmeyecektir.


208

Eğer Berke 1 birim x malı tüketebilmek için 3.5 birim y

malından vazgeçerse, önceki durumundan daha iyi olacaktır.

Aynı durum Tuan için de geçerlidir. 3.5 birim y malı verip, 1

birim x malı alırsa, daha yüksek refah düzeyine ulaşır. Bu

nedenle g noktası, etkin dağılımın olmadığı bir durumdur.

Aşağıdaki şekilde, etkin tüketim demetlerinin her ki birey

içinde oluştuğu durumlar gösterilmiştir.


209

Şekilde görüldüğü gibi k, m, n gibi her iki bireyin kayıtsızlık

eğrilerinin teğet oldukları noktalar, etkin seçim ya da PARETO

optimali göstermektedir. Bu noktaları birleştirdiğimizde

ortaya çıkan eğriye, SÖZLEŞME EĞRİSİ adını veriyoruz.


210
Şekil 2.41. Edgeworth Sözleşme Eğrisi ve Pareto
Optimalite
Tuan’ın x malı seçimi

B C
Berke’nin y malı seçimi

Tuan’ın y malı seçimi



f
zr

zp

m zn
z U1t
k
z
U1b
A D

Berke’nin x malı seçimi


211

Şekil 2.41’de k, m, n, p, r noktalarının tümü etkin noktalar

olmakla birlikte, k, noktası Berke için, p ve r noktaları da

Tuan için rasyonel değildir. Berke bu durumda yeni seçimler

yaparak daha yüksekteki refah düzeylerine ulaşabilir. Aynı

durum Tuan için de geçerlidir. Her iki birey için de optimal ve

rasyonel seçim noktaları m ve n gibi noktalardır.


212

Bu noktalar, seçim değişikliği gerektirmeyen asıl alan (U1b ile

U1t’nin sınırladığı alan) içinde kalmaktadır. Sözleşme eğrisinin

hangi noktasında olunacağı, her iki bireyin de pazarlık gücüne

bağlıdır. Bu analizde dikkat edilmesi gereken nokta,

ekonomiyi yalnızca iki bireyin oluşturduğunun varsayılmış

olmasıdır.
213

Ekonomideki birey sayısını giderek artırırsak (teorik olarak

sonsuza giderse), tam rekabetçi dengeli kaynak dağılımına

geçmiş oluruz. Böyle bir durumda ekonomideki mal akışları,

tam rekabetçi fiyat seti tarafından düzenlenecektir. Az sayıda

bireyin yer aldığı bir modelde pazarlık süreci karşı karşıya

gelinerek yürütülebilirken, çok sayıda bireyin yer aldığı bir

modelde bu hemen hemen olanaksızdır.


214
Bu durumda tam rekabetçi piyasa altında belirlenen fiyatlar,

bireylerin ne ölçülerde seçim yapabileceklerini (yani kaynak

dağılımını) belirlemiş olacaktır. Bu durumda bireyler fiyat

belirleyici değil, fiyatı veri alanlardır.

Çok sayıdaki bireyin her biri tam rekabetçi piyasa davranışı

göstererek (yani fiyatlar setini veri kabul ederek), kendi

faydasını maksimize edecek olan mal demetinin seçimini

yapar. Çok sayıda bireyin arasından alacağımız iki örnek

bireyle (Berke ve Tuan) bunu görebiliriz. Şekil 2.42’de, tam

rekabetçi yapı altındaki seçimin nasıl yapıldığını göster-

mektedir.
215
Şekil 2.42. Tam Rekabetçi Piyasada Seçim ve
Pareto Optimalite
Tuan’ın x malı seçimi

B G C
Berke’nin y malı seçimi

Tuan’ın y malı seçimi


-1
fz

-6 +
6

+ ze
1

A G’ D

Berke’nin x malı seçimi


216

Şimdi her iki bireyin de 1 birim x malı tüketmek için 6 birim y

malından vazgeçmeye razı olduğunu varsayalım. Bu durumda

her iki birey de arz ve talebini değiştirmek istemeyecektir.

GG’ doğrusu, her iki kayıtsızlık eğrisinin teğet olduğu

noktadan, bu kayıtsızlık eğrilerine teğet olacak şekilde

geçmektedir. Dolayısıyla kayıtsızlık eğrilerinin eğimiyle

(marjinal ikame oranları), göreli fiyatlar birbirine eşittir.


217

GG’ doğrusunun eğimi, x ve y mallarının göreli fiyatlarını

göstermektedir. Bu şekle göre GG’ eğimi -6 dır. Bu göreli

fiyat, her iki birey için de veridir ve tam rekabetçi piyasada

oluşmuştur. Bireyler bu fiyatlardan seçecekleri x ve y malı

miktarlarıyla faydalarını maksimize edeceklerdir.


218

Yukarıdaki analizlerde PARETO optimalın tanımını şöyle

vermiştik. Tam rekabetçi bir ekonomik yapıda bireylerden

birinin refahını iyileştirmek için diğerinin refah düzeyinin

azaltılması gerektiği kaynak dağılımı PARETO optimaldır. Bu

anlamda EDGEWORTH sözleşme eğrisi, tüm PARETO optimal

seçimleri göstermektedir. Aşağıda matematiksel analiz

yapabilmek için iki malın ve iki bireyin yer aldığı basit bir

ekonomi varsayılmıştır. İkinci bireyin fayda düzeyi ile her iki

bireyin bütçe kısıtları biliniyorken, birinci bireyin faydasını

maksimize eden seçim düzeyi belirlenecektir.


219

Problem şöyledir :

Amaç Fonksiyonu : Max( q A ,q A )U A (q1A , q2A )


1 2

Kısıt Fonksiyonları : U B (q , q ) = U 0
B
1
B
2

q + q = w1
A
1
B
1

q + q = w2
A
2
B
2
220

Bu problemin Lagrange fonksiyonu :

3(q1A , q2A , q1B , q2B ) = U A (q1A , q2A ) + λ ⎡⎣U 0 − U B (q1B , q2B )⎤⎦

+µ1 ⎣ w1 − q1 − q1 ⎦ + µ 2 ⎣ w2 − q2 − q2 ⎤⎦
⎡ A B
⎤ ⎡ A B
221
Maksimizasyon için birinci sıra koşulları belirleyelim:

∂3 ∂U A ∂3 ∂U A
= − µ1 = 0 , = − µ2 = 0
∂q1
A
∂q1
A
∂ q2
A
∂ q2
A

∂3 ∂U B ∂3 ∂U B
= −λ B − µ1 = 0 , = −λ B − µ 2 = 0
∂q1
B
∂q1 ∂ q2
B
∂ q2

∂U A ∂q1A µ1 ∂U B ∂q1B
= =
∂U A ∂q2 µ 2 ∂U B ∂q2B
A

MRS A MRS B
222
Aşağıda A ve B bireylerinin fayda fonksiyonları verilmiştir.

EDGEWORTH sözleşme eğrisini bulalım.

U A (q , q ) = q q
A
1
A
2
A A
1 2 , U B (q , q ) = q q
B
1
B
2
B B
1 2

q + q = w1 ,
A
1
B
1 q + q = w2
A
2
B
2

Bu problemin Lagrange fonksiyonu :

3(q , q , q , q ) = q q + λ ⎣U 0 − q1 q2 ⎤⎦
A
1
A
2
B
1

B
2
A A
B B
1 2

+µ1 ⎣ w1 − q1 − q1 ⎦ + µ 2 ⎣ w2 − q2 − q2 ⎤⎦
⎡ A B
⎤ ⎡ A B
223
Maksimizasyon için birinci sıra koşulları belirleyelim:

q1A = µ 2 , q2A = µ1 , − λ q1B = µ 2 , − λ q2B = µ1

q1A q1B
A
= B
q2 q 2
Buradan q1B ve q2B terimlerini yok eder, ürün kısıt fonksiyonla-
rındaki yerlerine yazarak, sözleşme eğrisini elde ederiz.

q + q = w1 ⎫⎪ q1B w1 − q1A q1A


A
1
B
1 w1 A
⎬ B = = A → q =
A
2 q1
q2 + q2 = w2 ⎪⎭ q2 w2 − q2 q2
A B A
w2
EDGEWORTH
Sözleşme Eğrisi

You might also like