You are on page 1of 59

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 1 A.S.

Akat Makroiktisat – Nisan 2002 2

MAKROİKTİSAT GİRİŞ
Kavramlar, Kurumlar, Veriler

Ders Notları Birinci Bölüm


İstanbul Bilgi Üniversitesi

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 3 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 4

Makroiktisat Makroiktisadın zorlukları


• Mikroiktisat tekil hane ve firmanın karar sürecini ve • Makroiktisat aynı anda hem soyut hem de somut
bunların piyasalarda karşılıklı bağlantılarını inceler olmak zorundadır
• Makroiktisat çok sayıda hane, firma ve piyasayı • Soyut: ekonomilerin davranışını açıklayan genel
eşanlı etkileyen ekonominin tümüne ait gelişmeleri model ve teoriler gereklidir
inceler • Somut: teorik çerçeve Türkiye, ABD, AB, vs. fiilen
• Makroiktisadın temel uğraşı, ekonomik büyüme, varolan somut ekonomilere uygulanmak zorundadır
işsizlik, enflasyon, faiz haddi, döviz kuru, dış denge • Halbuki özellikle farklı gelişmişlik düzeyindeki
ve kamu dengesi arasındaki karşılıklı ilişkilerin ekonomiler arasında benzemezlikler çoğu kez
saptanmasıdır benzerliklerden fazladır
• Tanımı gereği, makroiktisat için iktisat politikaları- • Maalesef makroiktisadın temel teorik çerçevesi
nın tasarlanması ve uygulanması çok önemlidir gelişmiş ülkelerin karşılaştığı sorunlara çözüm
• Tartışmaların odağında kamunun ekonomiye ararken oluşmuştur
müdahale biçimler yer alır • Türkiye’nin geçmişi ve bugünü ise çok farklıdır
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 5 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 6

Temel değişkenler Temel kurumlar


• GSMH büyüme hızı: ekonomik faaliyetteki • Maliye Bakanlığı: bütçenin hazırlanması,
değişimin yön ve hacmi uygulanması ve vergiler
• İşsizlik: iş bulamayanların sayı ve oranı • Hazine: kamu borçlanması, dış ekonomik
• Ödemeler Bilançosu: ekonominin dış dünya ile ilişkiler, mali sektör denetimi
ilişkileri • Merkez Bankası: para otoritesi, döviz rezervleri,
• Enflasyon: fiyatlar genel seviyesindeki değişim ödemeler bilançosunun izlenmesi
• Faiz haddi: paranın fiyatı • Devlet İstatistik Enstitüsü: milli gelir, dış ticaret,
enflasyon, sanayi üretimi, vs. temel veriler
• Döviz kuru: dövizin fiyatı
• BDDK: bankacılık sektörü denetiminden sorumlu
• Kamu maliyesi: vergiler, kamu harcamaları, üst kurul
bütçe dengesi • IFI: Uluslararası mali kuruluşlar (IMF ve Dünya
• Para ve mevduat: para arz ve talebinin değişimi Bankası)

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 7 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 8

Bazı tanımlar En basit model: çevrisel akım


• Boom: GSMH’da hızlı büyüme • Makroiktisadın çıkış noktası ekonominin bütünü
• Resesyon: GSMH’da kısa süreli eksi büyüme açısından gelir ve harcama akımlarının analizidir
• Depresyon: GSMH’da uzun süreli eksi büyüme • İşin özü aslında çok basittir
• Deflasyon: fiyatlar genel seviyesinde düşüş • Ekonomideki her harcama mutlaka bir ekonomik
• Maliye politikası: bütçe tarafından temsil edilen aktöre gelir yaratır
kamunun vergileme ve harcama kararları toplamı • Ekonomideki her gelir mutlaka bir ekonomik
aktörün harcamasıdır
• Para politikası: Merkez Bankası tarafından alınan
• Buna gelir ve harcama çevrisel akımı deriz
para arzı miktarı ve faiz haddi kararları
– Çevrisel akımın düzgün işleyişini hangi
• Döviz kuru politikası: döviz kurunda kamu mekanizmalar sağlar?
müdahalesi (olmaması dahil) – Çevrisel akım ne zaman bozulur?
• Dış ticaret politikası: mal ve hizmet ihracatına kamu – Bozulduğu takdirde tekrar düzgün işleyişi için
müdahaleleri neler yapılabilir?
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 9 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 10

Çevrisel akım şeması Gayrisafi Yurtiçi Hasıla – GSYİH


• Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) ekonomideki
Faktör gelirleri (TL)
toplam üretim, gelir ve harcamaları ölçer
Üretim faktörleri (emek, sermaye, vs) • Bir ülke içinde belirli bir dönemde üretilen nihai
mal ve hizmetlerin toplam piyasa değerine eşittir
• Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) itarafından
Haneler Firmalar üçaylık ve yıllık olarak hesaplanır
• GSYİH ekonominin tüm kanuni üretimini kapsar
Mal ve hizmetler • Piyasaya çıkmadan hane içinde tüketilen (tarım)
ve yasak malları (uyuşturucu) kapsamaz
Harcamalar (TL)
• Üretimde girdi olarak kullanılan mal ve
•Varsayımlar: hizmetlerin birden fazla hesaba girmesine izin
•Devlet yok; Finans yok; Dış dünya yok verilmez (katma değeri ölçer)

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 11 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 12

Gayrisafi Milli Hasıla – GSMH GSMH’nın bileşkenleri


• Tüketim (C) haneler tarafından tüketim amacı ile
• GSYİH ülke içinde belirli bir dönemde üretilen
satın alınan tüm mal ve hizmetleri kapsar (yeni
geliri ölçer
konut hariç)
• Ancak, ülke içinde üretilen gelirin bir bölümü yurt
• Yatırım (I) firmalar, haneler ve devlet tarafından
dışında mukim kişi ve kurumlara aittir: örneğin
sermaye malları, binalar (yeni konut dahil) ve
dışarıya yapılan faiz ve temettü ödemeleri
stoklar için yapılan tüm harcamaları kapsar
• Aynı şekilde, ülkede mukim kişi ve şahısların yurt
• Kamu tüketimi (G) yerel ve merkezi idare tarafından
dışından gelirleri olabilir: örneğin yurt dışından
satın alınan tüm mal ve hizmetleri kapsar fakat
gelen faiz, temettü ve işçi dövizleri
transfer harcamaları dahil değildir
• Gayrisafi Milli Hasıla (GSMH) bir ülkede mukim
• Net ihracat (NX) mal ve hizmet ihracatından mal ve
kişilerin elde ettikleri toplam gelirdir
hizmet ithalatının çıkarılması ile bulunur
• GSYİH’ya yurt dışından net faktör gelirlerinin
• Temel makro özdeşlik:
eklenmesi ile elde edilir
Y = C + I + G + NX
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 13 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 14

Milli Muhasebe Yöntemleri


ÜRETİM HARCAMA GELİR
GSMH: Sektörler itibariyle (1)
Ciftcilik ÖZEL NİHAİ TÜKETİM ÜCRETLER ( Katrilyon TL) 2000 GSMH % Pay
Ormancılık Gida-içki Özel Sektör
Ciftcilik 16,6 13,2
Balikçılık Dayanıklı Tüketim Malları Kamu Sektörü
Tarım Toplam Yarı Dayanıklı ve Dayanıksız Tük. Mal. MAAŞ Ormancılık 0,4 0,3
Tasocakcılıgı Enerji-Ulastırma-Haberleşme Özel Sektör Balıkçılık 0,6 0,4
İmalat Hizmetler Kamu Sektörü
Tarım Toplam 17,5 14,0
Elektrik, gaz, su Konut Sahipliği KENDİ HESABINA ÇALIŞAN
Sanayi Toplam DEVLETİN NİHAİ TÜKETİM HARCAMALARI RANT Tasocakcılıgı 1,4 1,1
İnsaat Sanayi Maaş-Ücret KAR İmalat 23,9 19,0
Toptan ve Parakende Diger Cari Firma-dışı kar
Elektrik, gaz, su 3,7 3,0
Otel ve Lokanta Hizmetleri GAYRİSAFİ SABİT SERMAYE OLUŞUMU Firma karı
Ticaret Toplam Kamu Sektörü FAİZ GELİRİ Sanayi Toplam 29,0 23,1
Ulastirma ve Haberleşme Makine Techizat İnsaat Sanayi 6,5 5,2
Mali Kuruluşlar Bina İnşaat
Toptan ve Parakende 20,5 16,3
Konut Sahipliği Bina Dışı İnşaat
Serbest Meslek Hizmetleri Özel Sektör Otel ve Lokanta Hizmetleri 4,4 3,5
İzafi Banka Hizmetleri Makine Techizat Ticaret Toplam 24,9 19,8
SEKTÖRLER TOPLAMI Bina+Konut Insaati
Ulastirma ve Haberleşme 17,6 14,0
Devlet Hizmetleri STOK DEĞİŞMELERİ
Kar Amacı Olmayan Özel Hizmetler Mal ve Hizmet İhracatı Mali Kuruluşlar 4,7 3,7
TOPLAM Mal ve Hizmet İthalatı Konut Sahipliği 5,8 4,6
Ithalat Vergisi NET İHRACAT
Serbest Meslek Hizmetleri 4,4 3,5
GSYIH (Alıcı Fiyatlarıyla) GAYRİSAFİ YURTİÇİ HASILA
Dış Alemden Gelen Istatistiki Hata İzafi Banka Hizmetleri 4,1 3,3
Dış Aleme Giden GSYIH (İstatistiki Hata Çık.) SEKTÖRLER TOPLAMI 106,4 84,7
Dis Alem Net Faktör Gelirler Toplamı
Kaynak : MB
GSMH (Alıcı Fiyatlarıyla)

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 15 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 16

GSMH: Sektörler itibariyle (2) GSYİH: harcama kalemleri (1)


( Katrilyon TL) 2000 GSMH % Pay
(Katrilyon TL) 2000 GSMH % Pay
ÖZEL NİHAİ TÜKETİM 89,1 71,5
Tarım Toplam 17,5 14,0 Gida-içki 32,6 26,2
Sanayi Toplam 29,0 23,1 Dayanıklı Tüketim Malları 12,7 10,2
Yarı Dayanıklı ve Dayanıksız Tük. Mal. 12,3 9,9
Diğer Sektörler Toplam 59,8 47,6
Enerji-Ulastırma-Haberleşme 15,8 12,7
SEKTÖRLER TOPLAMI 106,4 84,7 Hizmetler 9,5 7,7

Devlet Hizmetleri 12,6 10,1 Konut Sahipliği 6,2 5,0


DEVLETİN NİHAİ TÜKETİM HARCAMALARI 17,5 14,1
Kar Amacı Olmayan Özel Hizmetler 0,5 0,4 Maaş-Ücret 12,6 10,1
TOPLAM 119,5 95,2 Diger Cari 4,9 3,9
GAYRİSAFİ SABİT SERMAYE OLUŞUMU 27,8 22,4
Ithalat Vergisi 5,1 4,0
Kamu Sektörü 7,5 6,0
GSYIH (Alıcı Fiyatlarıyla) 124,6 99,2 Makine Techizat 2,0 1,6

Dış Alemden Gelen 5,3 4,2 Bina İnşaat 2,1 1,7


Bina Dışı İnşaat 3,4 2,7
Dış Aleme Giden 4,3 3,4 Özel Sektör 20,4 16,4
Dis Alem Net Faktör Gelirler Toplamı 1,0 0,8 Makine Techizat 11,8 9,5
Bina+Konut Insaati 8,6 6,9
GSMH (Alıcı Fiyatlarıyla) 125,6 100,0
İÇ TALEP (stok değişmeleri hariç) 134,5 107,9
Kaynak : MB Kaynak : MB
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 17 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 18

GSYİH: harcama kalemleri (2) Reel ve nominal GSMH


( Katrilyon TL) 2000 GSMH % Pay
• Milli gelir muhasebesi daima cari fiyatla tutulur
ÖZEL NİHAİ TÜKETİM 89,1 71,5
• Nominal GSMH mal ve hizmet üretimini o
DEVLETİN NİHAİ TÜKETİM HARCAMALARI 17,5 14,1
dönemde fiilen geçerli (cari) fiyatlarla hesaplar
GAYRİSAFİ SABİT SERMAYE OLUŞUMU 27,8 22,4
• Reel GSMH mal ve hizmet üretimini baz alınan
İÇ TALEP (stok değişmeleri hariç) 134,5 107,9
yılın (sabit) fiyatları ile hesaplar
STOK DEĞİŞMELERİ 2,7 2,2
• GSMH deflatörü nominal milli geliri sabit
Mal ve Hizmet İhracatı 30,0 24,0
fiyatlarla milli gelire dönüştüren enflasyon
Mal ve Hizmet İthalatı -39,3 -31,5
ölçüsüdür
NET İHRACAT -9,3 -7,5
• Halen 1987 yılı baz alınmakta, yani reel milli
GAYRİSAFİ YURTİÇİ HASILA (GSYİH) 127,8 102,6
gelir 1987 fiyatları ile hesaplanmaktadır
Istatistiki Hata -3,3 -2,6
• Dönemler arası karşılaştırmalarda reel GSMH
GSYIH (İstatistiki Hata Çık.) 124,6 100,0
kullanılır
Kaynak :MB

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 19 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 20

Nominal ve reel GSYİH GSYİH ve GSMH: TL ve US$


Nominal GSYİH % GSMH Reel GSYİH % Nominal GSYİ H Faktör Gelirleri GSMH Ortalama GSMH %
(Triyon TL) Değişim İndeks Deflatör (Trilyon TL) Değişim İndeks (Trilyon TL) $/TL (Milyar $) Değ i şim İ ndeks
1987 75 100 75 100 1987 75 0,3 75 860 87 100
1988 129 72,9 173 69,7 76 2,1 102 1988 129 -0,05 129 1.434 90 3,7 104
1989 227 75,9 304 75,5 76 0,3 102 1989 227 3,0 230 2.124 107 18,8 123
1990 393 72,9 526 57,6 84 9,3 112 1990 393 4,1 397 2.609 151 40,8 173
1991 630 60,3 843 59,2 84 0,9 113 1991 630 4,3 634 4.180 151 0,1 173
1992 1093 73,5 1.463 63,5 89 6,0 120 1992 1.093 10 1.104 6.881 159 5,4 183
1993 1982 81,3 2.652 67,4 97 8,0 129 1993 1.982 15 1.997 11.047 179 12,9 206
1994 3868 95,2 5.177 107,3 91 -5,5 122 1994 3.868 19 3.888 29.818 130 -27,7 149
1995 7762 100,7 10.388 87,2 98 7,2 131 1995 7.762 92 7.855 45.846 169 30,5 195
1996 14772 90,3 19.769 78,0 105 7,0 140 1996 14.772 206 14.978 81.591 181 6,9 208
1997 28836 95,2 38.591 81,2 113 7,5 151 1997 28.836 557 29.393 152.438 189 4,5 218
1998 52225 81,1 69.892 75,3 116 3,1 155 1998 52.225 1.293 53.518 261.675 200 5,5 230
1999 77415 48,2 103.604 55,8 111 -4,7 148 1999 77.415 868 78.283 421.076 184 -7,9 211
2000 124583 60,9 166.729 50,9 119 7,4 159 2000 124.583 1.013 125.596 625.208 199 8,4 229
Kaynak: MB Kaynak : MB
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 21 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 22

Uluslararası karşılaştırmalar Dünya: kişi başına GSMH


• Uluslararası karşılaştırmalarda GSYİH’nın nüfusa kişi başına Gayrisafi Milli GSMG- PPP Gayri Safi Milli (1) / (2)

bölünmesi sonucu elde edilen kişi başına GSYİH dolar, 2000


ABD
Gelir PPP (1)
34.260
ABD % 'si
100
Gelir (2)
34.260
%
100
kullanılır Japonya 26.460 77 34.210 77
• Mal ve hizmetlerin fiyatlarında ülkeden ülkeye Almanya 25.010 73 25.050 100

görülen farklılıklar uluslararası karşılaştırmalarda Yunanistan 16.940 49 11.960 142

ek sorunlar yaratır Arjantin


Meksika
12.090
8.810
35
26
7.440
5.080
163
173
• Bir yöntem nominal GSYİH’nin cari döviz Rusya 8.030 23 1.660 484
kuruna bölünerek dolara çevrilmesidir Brezilya 7.320 21 3.570 205

• Daha gerçekçi yöntem ülkelerde aynı mal ve hiz- Türkiye


Çin
7.030
3.940
21
12
3.090
840
228
469
metlerden oluşan bir sepetin maliyetine bakmaktır Mısır 3.690 11 1.490 248
• Satın Alma Gücü Paritesi (Purchasing Power Hindistan 2.390 7 460 520

Parity – PPP) Dünya Bankası tarafından Pakistan


Bangladex
1.960
1.650
6
5
470
380
417
434
hesaplanır Nijerya 790 2 260 304
Kaynak: World Bank

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 23 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 24

Fiyat endeksleri TÜFE’nin bileşimi


• Enflasyon fiyat endeksleri tarafından ölçülür AĞIRLIK (% )
• Çok sayıda bağımsız bölümden oluşan bir TÜFE 100
bütündeki değişimi ölçmek için endeksler Gıda İçki 31,1
kullanılır Giyim 9,7
• Farklı unsurlara belirli ağırlıklar verilerek bir Konut 25,8
sepet oluşturulur ve sepetin değeri izlenir Ev Eşyası 9,3
• Tüketici Fiyatları Endeksi – TÜFE – ve Toptan Sağlık 2,8
Eşya Fiyatları Endeksi – TEFE – en önemli Ulaştırma 9,3
endekslerdir Eğlence 2,9
• 1994 baz yıldır Eğitim 1,6
• Aylık, yıllık (son oniki aylık), yıl sonu ve Lokanta 3,1
ortalama (son oniki ay yıllık ortalaması) şeklinde Diğer 4,4
izlenir
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 25 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 26

TEFE-TÜFE farkı %
Aylık TEFE ve TÜFE
• TEFE firma girdileri düzeyinde enflasyonu ölçer 15
• Dört ana kalemi vardır: Tarım (22.2 %), Maden-
cilik (2.5 %), İmalat Sanayi (71.1 %) and Elektrik- 12
Gaz-Su (4.2 %)
• Diğer ülkelerde Üretici Fiyatları Endeksi kullanılır 9
• TÜFE’de tüketicinin satın aldığı nihai ürünler,
TEFE’de ara mal ve girdiler vardır 6

• Gömlek, pantalon TÜFE’de, kumaş, iplik


3
TEFE’dedir
• TÜFE’nin yarısından fazlası hizmetler ve kiradır,
0
TEFE’de hizmet ve kira yoktur Oca.98 Tem.98 Oca.99 Tem.99 Oca.00 Tem.00 Oca.01 Tem.01 Oca.02
• TEFE ne ölçtüğü daha belirsiz bir endekstir CPI WPI

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 27 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 28

Yıllık TEFE ve TÜFE Ortalama ve yıllık TÜFE


%
105 %
125
95

85 100
75

65
75
55

45
50
35

25
25
Oca.98 Tem.98 Oca.99 Tem.99 Oca.00 Tem.00 Oca.01 Tem.01 Oca.02
1987 1989 1991 1993 1995 1997 1999 2001
CPI -Annual WPI-Annual CPI Annual CPI -Average
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 29 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 30

TÜFE: Şubat 2000 ayrıntılar TEFE: Şubat 2000 ayrıntılar


EN YÜKSEK ARTIŞ AYLIK % YILLIK % EN DÜŞÜK ARTIŞ AYLIK % YILLIK % EN YÜKSEK ARTIŞ AYLIK % YILLIK % EN AZ ARTIŞ AYLIK % YILLIK %
DOMATES 48,5 250,2 BADANACI VE BOYACI ÜCRETİ 1,7 53,5 MARUL 42,4 273,6 SÜPER BENZİN 2,3 116,3
PORTAKAL 28,6 110,1 PAMUK 1,7 107,9 TAZE FASULYE 41,9 120,8 ÇİKOLATALAR 2,1 69,1
ELMA 24,1 131,9 KANAPE VE DİVAN 1,4 43,5 TÜTÜN 35,7 69,0 BELEDİYE SUYU 1,6 113,7
KIVIRCIK 14,2 374,5 BELEDİYE SUYU 1,3 76,0 SİVRİ BİBER 34,8 80,0 MOTORİN 1,2 111,6
ŞANS OYUNLARI MASRAFLARI 11,1 25,3 TOZ ŞEKER 1,0 147,1 DOMATES 28,7 131,2 HORTUMLAR 1,1 74,9
YUMURTA 10,1 172,3 TAVUK ETİ 0,9 76,2 YUMURTA 14,8 180,5 KALORİFER YAKITI 0,7 139,4
BİR BARDAK ÇAY 7,3 69,0 OTOMOBİL 0,8 92,1 ZİRAİ MÜCADELE İLAÇLARI 14,3 210,5 BUĞDAY UNU -0,1 120,4
OTOBÜS ÜCRETİ 6,1 63,4 BUĞDAY UNU 0,7 130,0 BUHAR VE KALORİFER KAZANI 12,9 90,2 LPG TÜPLERİ (EV TİPİ) -0,2 85,5
ODUN ÜCRETİ 5,6 75,3 BELEDİYE OTOBÜSÜ ÜCRETİ 0,5 81,7
CAM ÇUBUK-CAM PROFİL 12,5 107,7 SELÜLOZİK BOYALAR -0,3 70,3
BİSKÜVİ 4,4 73,1 LAHANA 0,5 430,5
TEMİZLEME TOZLARI 11,5 118,8 KANATLI HAYVAN YEMİ -0,9 90,8
KAĞIT MENDİL 4,0 103,0 MAZOT 0,2 106,5
HAVALANDIRMA VE KLİMA CİHAZ 10,9 323,8 KÜTÜKLER -1,4 107,2
EV TEMİZLİK SABUNLARI 3,5 90,7 KALORİFER YAKIT ÜCRETİ 0,1 132,9
DÜZ CAM (PENCERE, SERA CAMI) 9,9 160,8 TUTKAL -1,7 149,5
HAMBURGER 3,3 44,6 LİMON -1,5 16,8
BİSKÜVİ 6,8 79,6 MARGARİNLER -1,8 108,0
EV KİRASI 3,2 38,7 AYAKKABI -2,1 66,7
BÜYÜKBAŞ-KÜÇÜKBAŞ HAY. YEM 6,0 79,5 AKRİLİK ELYAF -2,2 63,0
TUVALET KAĞIDI 3,1 114,9 İLAÇLAR -4,7 68,8
POĞAÇA 2,7 60,1 BOT -4,8 70,3
İZOLE TUĞLA (YALITIM TUĞLASI) 5,5 47,8 YÜKSEK YOĞUNLUK POLİETİLEN -2,7 36,4

ANAHTAR YAPTIRMA ÜCRETİ 2,6 81,7 KAZAK -5,8 68,0 HAM PETROL 5,3 51,5 İNSAN SAĞ. KUL. İLAÇLAR -7,2 70,5
SICAK YEMEKLER 2,3 37,5 DOĞALGAZ -5,8 80,5 TAŞKÖMÜRÜ 5,2 110,3 DOĞALGAZ -10,0 71,2
KAĞITLI ŞEKER 2,2 101,0 TAKIM ELBİSE -6,2 63,6 TEMİZLİK KAĞITLARI 4,4 114,5 AMONYUM SÜLFAT % 21 N -10,6 76,7
BEYAZ PEYNİR 2,1 41,9 PANTALON -6,5 57,8 ÇIPLAK BAKIR TEL (6mm ALTINDA) 3,0 69,5 GLİSERİN -12,1 37,4

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 31 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 32

Ölçme sorunları TÜFE, TEFE ve GSMH deflatörü


%
• Sepet gerçek durumu temsil etmeyebilir
125
– 1994 kriz yılı idi
– TÜFE’de kira payı çok yüksektir
100
– Tarım ürünleri TEFE’ye gereksiz volatilite
getiriyor
• İkame etkisi: nisbi fiyat değişince daha ucuz mal 75
tercih edilir
• Yeni mallar: cep telefonu, bilgisayar yoktur 50
• Kalite artışı: beraberinde gelen fiyat artışından
ayırdedilmelidir
25
• ABD için uzun dönemde TÜFE’nin enflasyonu % 1987 1989 1991 1993 1995 1997 1999
0.5-2 arasında yüksek gösterdiği hesaplanmıştır TÜFE-ort TEFE-ort. GSYİH DEFLATÖR
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 33 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 34

Üretim ve büyüme
• Ülkeler arasında hayat standardında çok büyük
farklar olduğunu kolayca gözlemliyoruz
• Keza, aynı ülkenin de zaman içinde hayat
REEL EKONOMİ standardında büyük değişmeler olabilmektedir
Büyüme, Yatırım, İstihdam • Zenginliğin kökeninde ekonomik büyüme ve
verimlilik artışları yatmaktadır
İkinci Bölüm • Bugün fakir ülkeler arasında kişi başına geliri
zengin ülkelerin 19uncu yüzyıl sonundaki düzeyine
ulaşamayanlar mevcuttur
• Bazı ülkeler hızla zenginleşmiş (Japonya), diğerleri
ise zaman içinde gerilemiştir
• Dünya deneyimi öğreticidir

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 35 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 36

Dünyada büyüme Kişi başına GSMH: eğilimler


Kişi Başına 1900 Kişi Başına 1997 Büyüme
Reel GSYİH yılı Reel GSYİH yılı hızı
ÜLKE DÖNEM (başlangıç) sıralama (son) sıralama (%) 26000
Japonya 1890 - 1997 1.196 6 23.400 2 2,82
Brezilya 1900 - 1997 619 10 6.240 9 2,41 21000
Meksika 1900 - 1997 922 7 8.120 7 2,27
Türkiye 1927 - 1997 1.287 8 6.430 8 2,11 16000
Almanya 1870 - 1997 1.738 5 21.300 4 1,99
Kanada 1870 - 1997 1.890 3 21.860 3 1,95 11000
Çin 1900 - 1997 570 12 3.570 10 1,91
Arjantin 1900 - 1997 1.824 4 9.950 6 1,76
6000
Amerika 1870 - 1997 3.188 2 28.740 1 1,75
İndonezya 1900 - 1997 708 9 3.450 11 1,65
Hindistan 1900 - 1997 537 13 1.950 12 1,34
1000
İngiltere 1870 - 1997 3.826 1 20.520 5 1,33 1927 1937 1947 1957 1967 1977 1987 1997
Pakistan 1900 - 1997 587 11 1.590 13 1,03
Bangladeş 1900 - 1997 495 14 1.050 14 0,78 Japan Turkey Germany Argentina US UK
1997 US$ Fiyatlarıyla (Satın alma gücü paritesi)
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 37 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 38

Türkiye’de ekonomik büyüme Türkiye: büyüme performansı


• 1923 öncesi için güvenilir ve anlamlı veri yoktur Dönem GSMH Nüfus Kişi Başına GSMH Yorum
• 1923-2000 arası (78 yıl) Türkiye’nin ortalama 1923-2000 4,5% NA NA Nüfus verileri 1927'de başlıyor
GSMH büyüme hızı % 4.5’tur 1927-2000 4,5% 2,3% 2,1% Savaş yılları dahildir

• Ancak nüfus da yıllık ortalama % 2.3 artmıştır 1927-1950 2,6% 1,8% 0,8% Savaş yılları dahil
• Kişi başına reel milli gelirin uzun dönem ortalama 1927-1939 6,5% 2,1% 4,3% Yeniden inşa ve devletçilir
büyüme hızı % 2.1’dir 1939-1945 -6,0% 1,2% -7,2% Savaşın ekonomik faturası
1945-1950 6,3% 2,1% 4,0% Savaş sonrası toparlanma
• Türkiye, Japonya, Kore, Tayvan gibi “ekonomik
mucize” yaratmamıştır
1950-2000 4,8% 2,4% 2,3% Demokrasi, darbe, kriz, vs.
• Arjantin, İngiltere gibi nisbi gerileme yaşamamıştır 1950-1960 5,8% 2,8% 2,9% DP ekonomiyi dönüştürüyor
• Pakistan, Bangladeş gibi ekonomisi durağan 1960-1970 6,0% 2,5% 3,4% Demirel ve planlı ekonomi
kalmamıştır 1970-1980 4,4% 2,3% 2,0% Popülizm ve kriz
1980-1990 5,3% 2,4% 2,8% Özal ekonomiyi dışa açıyor
• Ayrıntılar bir sonraki tablodadır
1990-2001 3,2% 2,2% 1,0% İsraf edilen onyıl

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 39 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 40

Türkiye: kişi başına reel GSMH Verimlilik ve zenginlik


• Zenginliği belirleyen verimliliktir
8.000
• Verimlilik bir işçinin bir zaman biriminde (saat,
7.000 hafta, vs.) ürettiği fiziki mal ve hizmet miktarını
6.000 ölçer
5.000 • Kişi başına yüksek milli gelire sahip ülkeler tanım
icabı yüksek verimliliğe de sahiptir
4.000 • GSMH’nın hızlı büyümesi verimliliğin hızlı
3.000 büyümesi ile özdeştir
2.000 • Verimlilik ne üretildiğine değil, ne kadar etkin
üretildiğine bağlıdır çünkü mühim olan kişi
1.000 başına yüksek katma değer üretebilmektir
1927 1937 1947 1957 1967 1977 1987 1997 • İsviçre, Danimarka örneklerini hatırlayın
Sabit 2000 fiyatları (PPP USDollars)
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 41 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 42

Üretim fonksiyonu Devlet ve büyüme


• Üretimde kullanılan girdiler ile ürün miktarı • Uzun dönem büyüme hızları kamu politikaları ile
arasındaki ilişkiyi üretim fonksiyonu tasvir eder çok yakından ilgilidir
Y = A F ( L, K, H, N ) • Bazı önemli politikalar şunlardır:
Y = ürün miktarı – Tasarruf ve yatırımın teşvik edilmesi (K)
A = üretim teknolojisi – Eğitim ve insan sermayesinin teşviki (H)
L = emek miktarı – Mülkiyet hakları ve siyasi istikrar (A, F)
K = fiziki sermaye miktarı – Yabancı sermayenin cezbedilmesi (K, A)
H = insan sermayesi
– Nüfus artışının denetlenmesi (L)
N = doğal kaynak miktarı
– İhracata yönelik büyüme (A)
• F girdilerin nasıl birleştiğini gösteren üretim
fonksiyonudur – Araştırma ve teknolojinin teşviki (A)
• Makroiktisatta ölçeğe göre sabit getiri varsayılır – Fiyat istikrarı (hepsi)

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 43 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 44

Tasarruf ve büyüme Sermaye birikimi ve mali sistem


Kişi Başına GSYİH Yatırımların GSYİH • Büyüme için sermaye birikimi, sermaye birikimi
(% )
ortalama büyüme oranı
1960-91 ( % )
içindeki payı
1960-91 ( % )
için yatırım, yatırım için tasarrufları yatırıma
Güney Kore 7,0 24,0 kanalize edecek olan mali sistem gereklidir
Singapur
Japonya
6,7
5,4
32,0
34,0
• Makroekonominin özü, bir ekonomide tasarruf
İsrail 3,3 26,0 yapanlarla yatırım yapanların aynı kişiler
Kanada
Brezilya
2,7
2,6
24,0
19,0
olmaması yatar
Batı Almanya 2,6 27,0 • Mali sistem, ekonomideki tasarruf ve yatırım
Meksika
Türkiye
2,4
2,3
16,0
20,6
kararlarının eşgüdümünü sağlar
İngiltere 2,1 18,0 • Mali sistemi üç bölümde ele alabiliriz::
Nijerya 2,0 13,0
ABD 1,9 22,0 – Mali piyasalar
Hindistan
Bangladeş
1,5
1,4
14,0
4,0
– Mali aracı kurumlar
Şili
Ruvanda
1,3
1,2
20,0
4,0
– Denetleyen kamu kurumları
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 45 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 46

Mali sistemin bölümleri Nüfus ve istihdam


• Mali piyasalar: tahvil ve hisse senedi piyasalarıdır • Nüfusun çalışabilir yaştaki bölümüne (15-65 yaş
• Piyasada alınıp satılan menkul değerlerle çalışır arası) yetişkin nüfus denir
• Mali aracı kurumlar: bankalar ve yatırım fonlarıdır • Emek gücü, issizler de dahil olmak üzere mal ve
• Tasarruf yapanla yatırım yapan arasında aracılık hizmet üretimi için emeklerini arzeden insanlardan
yaparlar oluşur
• Para gibi çok hassas bir ürün söz konusu • İstihdam artı işsizlik emek gücünü verir
olduğundan, dünyanın her yerinde mali sistem sıkı • Emek gücüne katılma oranı emek gücünün yetişkin
düzenlemelere tabidir nüfusa oranıdır
• Kamu kurumları: Merkez Bankası, Hazine, Sermaye • Gelişmiş ülkelerde emek gücüne katılma oranı daha
Piyasası Kurulu, Bankacılık Denetleme ve yüksektir
Düzenleme Kurulu
• Daha çok kadının çalışması temel nedendir
• Kamu kurumları mali sistemin düzgün işleyişi
gözetler • Nüfus artışı düşük ülkelerde yetişkin nüfusun
toplam nüfusa oranı daha yüksektir

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 47 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 48

Uluslararası karşılaştırmalar İstihdamın yapısı


(Milyon) Türkiye ABD Almanya Japonya Hindistan Turkey* • Gelişmiş ülkelerin bir diğer özelliği emek
gücünde ücret ve maaşla çalışanların oranının %
Toplam Nüfus 64 268 82 126 961 64 90’lara varmasıdır
Erişkin Nüfus 41 175 56 87 587 41 • ABD, Almanya, vs. sanayi ülkelerinde nüfusun %
10’undan az kısmı kendi işinde çalışan yada
Erişkin Nüfus/Toplam Nüfus 64% 65% 68% 69% 61% 64% işveren statüsündedir
• Türkiye’de istihdamın yapısı çok farklıdır
İşgücü 29 136 41 67 416 22
• Ücret ve maaşla çalışanlar, geçici işçiler de dahil,
İşgücü/Toplam Nüfus 45% 51% 50% 53% 43% 34% istihdamın sadece % 45’ini oluşturur
Katılım Oranı 71% 78% 73% 77% 71% 54% • Kendi işinde çalışan, aile işletmesinde ücretsiz
çalışan ve işverenler ise istihdamın % 55’idir
Kadın İşgücü Oranı 36% 46% 42% 41% 32% - • İşsizlik kavramının Türkiye’de gelişmiş
Bütün sayılar World Bank 1997; son sütun (*işaretli) DIE
ülkelerden farklı algılanmasının geri planı budur
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 49 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 50

Türkiye: nüfusun dağılımı Türkiye’de sivil istihdam


millions %
Ücretsiz Aile İşçisi 5,1 25%
Kendi Hesabına Çalışan 5,1 25%
Ücretli 7,3 36%
Yevmiyeli 1,8 9%
İstihdam İşveren 1,1 5%
(20.4 milyon) Emek gücü
(22 milyon) Toplam Sivil İşgücü 20,4 100%
Sektörel millions %
yetişkin
Tarım, Ormancılık, Avcılık ve Balıkçılık 8,3 41%
nüfus
(41 milyon) Madencilik ve Taşocaklığı 0,2 1%
İmalat Sanayi 3,4 17%
İşsizler (1.6 milyon) Elektrik, Gaz ve Su 0,1 0%
İnşaat ve Bayındırlık İşleri 1,3 6%
Toptan ve Perakende Ticaret, Lokanta ve Oteller 2,8 14%
Emek gücü dışında
Ulaştırma, Haberleşme ve Depolama 0,9 4%
(19 milyon=
Mali Kurumlar 0,5 2%
Toplum hizmetleri 2,9 14%

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 51 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 52

İşsizlik türleri Neden işsizlik olur?


• İktisatçılar dört işsizlik türünü ayırdederler • Piyasa sisteminde işsizliğin neden ve nasıl
– Yapısal işsizlik oluştuğu çok tartışmaya yol açmıştır
– Gizli işsizlik • Teorik olarak, işsizlik halinde ücretlerin düşmesi
– Konjonktürel işsizlik ve emek piyasasının dengeye gelmesi gerekir
– Geçici işsizlik • Ama gerçek hayatta böyle olmaz
• İlki sermaye yada insan sermayesi yetersizliğinden • Reel ücretin düşmesine rağmen iş bulamayanlar
kaynaklanır kalır
• Kısa dönemde sadece makro politikalarla çözülmez • Makroiktisat emek piyasası için “esneklik” ve
• İkincisi çok düşük verimli istihdamdır “rijidite” kavramlarını kullanır
• Makroiktisatta önemli olan konjonktürel işsizliktir • Yapışkan ücretler (tersi esnek ücretler) yada
• Büyüme ile birebir ilişkisi vardır yapışkan fiyatlar (tersi esnek fiyatlar) makroeko-
• Tam istihdamı sağlamış ekonomilerde bile bir nomik dalgalanmaların açıklanmasında önemli
miktar geçici işsizlik mutlaka olur rol oynayan kavramlardır
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 53 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 54

Model ve gerçek
• İktisadi olayların karmaşıklığı teoriyi soyut
modeller üstünde çalışmaya mecbur eder
• Böylece nisbeten basit kavramsal yapılar aracılığı
GELİR VE HARCAMA TEORİSİ ile temel ilişkiler açığa çıkartılır
• Gerçeğe yaklaşmak için kısıtlayıcı varsayımlar
İlk model: Klasikler ve Keynes adım adım gevşetilir
• İlk modelimizde şu varsayımları yapacağız:
Üçüncü Bölüm – Enflasyon yoktur ve olması söz konusu
değildir; yani reel ve nominal ayırımı
gereksizdir
– Ekonomi dışa kapalıdır: dış ticaret, sermaye
hareketi, döviz kuru yoktur
– Hatta, devlet yoktur

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 55 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 56

Milli gelir özdeşliği Tasarruf = Yatırım


• GSYİH’nın aynı anda ekonominin toplam gelirini • Çevrisel akımın düzgün işleyici için kazanılan
ve toplam harcamaları yansıttığını hatırlayalım gelirin tümünün harcanması gerekir
Y = C + I + G + NX • Tüketim her iki denklemde varolduğuna göre,
Y = C + S + T + NX tanım icabı bu eşitlik yatırım harcamalarının tam
• Kapalı ekonomide Net İhracat kalemi düşer tasarruf kadar olması ile mümkündür
Y=C+ I+G S=I
• Halbuki, tasarruf ve yatırım kararları farklı
Y=C+S+T
ekonomik aktörler tarafından alınmaktadır
• Devleti de soyutlayınca işler iyice basitleşir • Makroiktisat teorisinin ilk ama en önemli sorusu
Y=C+ I budur: bir ekonomide yatırım harcamalarının
Y=C+S tasarruflara eşit olmasına ne ve nasıl temin eder?
• Bu basit ilişkiden yola çıkacağız • İki zıt hipotez vardır: Klasik ve Keynesyen
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 57 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 58

Klasikler: faiz haddi Borçverilebilir fonlar piyasasında


• Klasik yaklaşım milli gelirin (Y) harcama kararla- denge
rından bağımsız şekilde sabit olduğunu kabul eder
Faiz
• Üretimi sermaye, emek, teknoloji, vs. (üretim fonk- haddi Tasarruf
siyonu) belirler
• Yatırımlar faiz haddinin (i) azalan bir fonksiyonu-
dur: faizler düşünce yatırım harcamaları yükselir 5%
I=I(i)
• Tasarruflar faiz haddinin artan bir fonksiyonudur:
faiz yükselince tasarruflar artar Yatırım
S=S(i)
• Tasarruf arzı ve yatırım talebi borçverilebilir fonlar
piyasasında biraraya gelir
• Faiz haddindeki değişmeler ekonomiyi dengeye 0 TL 1,200 trl. Borçverilebilir Fonlar
(trilyon TL)
getirir

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 59 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 60

Tam istihdam kuraldır Keynes: eksik istihdam


• Modelin anlamı çok açıktır • Keynes için üretim fonksiyonu sadece ekonominin
• Çevrisel akım daima düzgün işler çünkü üretim kapasitesini sınırlar; her hangi bir anda
tasarruflardaki bir artış yada yatırımlardaki bir üretilen miktar ise talebe bağlıdır
azalış halinde faiz haddi düşecek ve tasarruf- • Keynesyen modelde Y sabit değil değişkendir
yatırım eşitliği sağlanacaktır • Yatırım harcamaları müteşebbislerin yırtıcılığı,
• Bu durumda çevrisel akımda bir düzensizlik teknolojik değişim gibi dışsal nedenlerin etkisinde
nedeni ile üretilebilecek milli gelirin talep dışsal bir veri kabul edilir
yetersizliği yüzünden üretilememesi diye bir I=I
durum söz konusu değilidir • Tasarruflar milli gelirin artan bir fonksiyonudur
• Ekonomi daima emek dahil tüm kaynaklarının tam (Y – C) = S = S ( Y )
kullanıldığı bir dengededir • Her yatırım harcaması düzeyine, ona eşit tasarrufu
• Eksi büyüme yada yaygın işsizlik gibi durumlar sağlayacak milli gelir düzeyi tekabül eder
varsa nedenleri başka yerlerde aranmalıdır • Denge noktasında pekala işsizlik olabilir
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 61 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 62

Gelir-harcama modeli Sayısal örnek


• Tasarruf gelirin tüketilmeyen kısmıdır • Tüketim fonksiyonunun iki parametresi
• Dolayısı ile tüketim fonksiyonu aslında tasarrufu α = 10 TL ve β = 0.6
belirler • Çarpan katsayısı
C = C ( Y ) = α + βY 1 / ( 1 – 0.6 ) = 2.5
S = Y – C = - α + (1 - β ) Y • I = 20 TL ise, Y = 75 TL; C = 55 TL; S = 20 TL
• Dengede, ekonomideki toplam harcama (H) • Tersinden gidip Y = 100 TL haline bakalım: bu
toplam gelire eşit olmak zorundadır durumda C = 70 TL ve S = 30 TL buluruz
H = (α + βY) + I = Y • Yani 100 TL gelir üretildiğinde sadece 90 TL
• Bu denklemi açınca harcama yapılmaktadır: ürettiklerini satamayan
Y = (α + I) x 1 / (1 - β ) üreticiler mutlaka üretimi düşüreceklerdir
• Milli gelir otonom harcamalara ve tüketim eğilimi • Y = 50 TL olsa, C = 40 TL ve S = 10 TL çıkar
tarafından belirlenir • Yani 50 TL gelir üretildiğinde 60 TL harcama
• 1 / (1 - β ) = Çarpan Katsayısıdır gelmektedir; üretim artışı kaçınılmazdır

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 63 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 64

Gelir-harcama dengesi Kim haklı?


Harcanan • Uzun dönemde milli gelir verimlilik ve onu
gelir H daraltıcı açık belirleyen üretim faktörleri tarafından kısıtlanır
H = C + 20
• Bunlar değişmeden sadece toplam talepte artış
75 TL
olması ekonominin daha fazla üretim yapmasına
sağlayamaz
genişletici
C = 10 + 0.6 Y • Kısa dönemde durum farklıdır; toplam talep
açık yetersiz kalırsa ekonomi kapasitesinin altında
üretim yapabilir
• Bu takdirde talep artışı geliri de yükseltecektir
• Klasik model uzun döneme ve genel duruma,
Keynesyen analiz ise şu yada bu şekilde çevrisel
45O
akımın kırıldığı resesyon ve depresyon dönem-
75 TL 100 TL Uretilen lerine tekabül etmektedir
50 TL gelir Y
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 65 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 66

Modele devlet giriyor Tasarruf: özel ve kamu


• Şimdi modeli gerçekliğe doğru bir adım daha • Özel tasarruf: gelirden vergiler ve tüketim
yaklaştırmak için devleti ekleyebiliriz çıktıktan sonra kalan bölümdür
• Devlet milli gelir özdeşliğine vergiler (T) ve kamu Sp = ( Y – T – C )
harcamaları (G) ile dahil olur • Kamu tasarrufu ikamu harcamaları yapıldıktan
Y=C+ I+G sonra kamuya kalan vergi gelirleridir
Y=C+S+T Sg = ( T – G )
• Tasarruf-yatırım eşitliğini kullanarak • ( T – G ) kamu bütçesi dengesidir: eğer bütçe açığı
I=Y–C–G varsa Sg negatif olacaktır
I=S • Tasarruf daima yatırıma eşittir ama bütçenin
S=(Y–T–C)+(T–G) dengesine göre özel tasarruf yatırıma eşit, küçük
• Kamu ve özel tasarrufları ayıredebiliriz yada büyük olabilir
Sp = ( Y – T – C ) = özel tasarruf S=I+(G–T)
Sg = ( T – G ) = kamu tasarrufu • Tanım icabı, kapalı ekonomide kamu açığı özel
tasarruflarla karşılanır

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 67 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 68

Dünyada vergi gelirleri Türkiye: kamu maliyesi


Vergi gelirleri GSMH oranı % • Konsolide bütçe: merkezi hükümet, yerel idareler
Fransa 38,8
İngiltere 33,7
ve ek bütçeye tabi kurumlar (üniversiteler, fonlar,
İsrail 33,4
•Gelişmiş ülkeler vs)
Almanya 29,4 vatandaşları daha çok • Maalesef Türkiye’de hükümetlerin bütçe dışında
Bulgaristan 25,1 vergi ödüyor önemli miktarda harcama yapma geleneği vardır
Mısır 22,6
•ABD’de vergi AB’den (görev zararları, kamu işletme zararları, vs.)
Brazilya 19,7
Yunanistan 19,7 daha düşüktür • Devletin ekonomideki payını ölçmenin bir yolu
ABD 19,3 •Türkiye’de vergi milli gelir serilerinde kamu tüketimi kalemine
Kanada 18,5 gelirleri gelişme bakmaktır
Rusya 17,4
düzeyine göre düşüktür • Kamu tüketimi devletin tüm mal ve hizmet
Pakistan 15,3 satınalmalarını kapsamaktadır
Türkiye 15,2
Endonezya 14,7
• Fakat faiz, sosyal güvenlik kurumlarına ödemeler,
Meksika 12,8 teşvikler, vs. şeklindeki transfer harcamaları
Hindistan 10,3 hariçtir
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 69 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 70

Kamu tüketiminin seyri Bütçe kalemleri


%
16
• Faiz dışı denge:
15
Gelirler – Faiz dışı harcamalar
14
• Toplam harcama:
Faiz dışı harcama + faiz ödemeleri
13
• Genel bütçe dengesi:
12
Gelirler – Toplam harcama
11
• Türkiye’de çok uzun süredir konsolide kamu
10
bütçesi açık vermektedir
9 • Buna karşılık, faiz dışı denge her zaman ekside
8 değildir
7 • Önce kamu gelir ve harcamalarının GSMH’ya
1987Q4 1989Q4 1991Q4 1993Q4 1995Q4 1997Q4 1999Q4 oranına bakacağız
Kamu tüketimi/GSMH (cari fiyatlar) • Sonra her iki kalemin dağılımını göreceğiz

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 71 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 72

Faiz-dışı bütçe ve GSYİH Bütçe gelirlerinin dağılımı


%
28 % 1995 2000
26 Toplam Bütçe Gelirleri 100,0 100,0
24 Gelirden alınan vergiler 30,7 31,4
22 Gelir vergisi 23,4 18,9
20 Kurumlar vergisi 7,3 12,5
18 Servetten alınan vergiler 0,6 1,0
16 Mal ve hizmet. alınan vergiler 30,5 34,0
14
KDV 16,3 15,0
12
Petrol tüketim vergisi 7,3 9,8
10
Diger vergiler 6,9 9,2
1986 1988 1990 1992 1994 1996 1998 2000
Dış ticaretten alınan vergiler 13,8 12,8
Non-interest expenditures / GDP Revenues/GDP Diğer vergiler ve gelirler 24,4 20,7
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 73 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 74

Bütçe giderlerinin dağılımı Bütçe giderlerinin dağılımı


(% ) 1995 2000 Oct.01
% 1995 2000 Sept.01
Gelirler 100,0 100,0 100,0
Toplam harcamalar 100,0 100,0 100,0
Faiz dışı harcamalar 81,4 77,5 70,6
Personel 29,4 21,4 19,1 Faiz dışı denge 18,6 22,5 29,4
Diğer cari 8,3 7,7 4,3 Personel 36,1 29,6 28,9
Yatırım 5,4 5,3 3,8 Diğer cari 10,2 10,7 7,2

Faiz ödemeleri 33,7 43,9 53,9 Yatırımlar 6,6 7,3 6,2


KİT'lere transferler 3,3 2,6 2,2
Dış borc 5,9 3,5 3,9
Diğer transferler 25,3 27,3 26,1
İç (TL) borç 27,8 40,3 50,0 Faiz dışı harcamalar 100,0 100,0 100,0
KİT'lere transferler 2,7 1,9 1,6 Personel 44,3 38,2 41,0
Diğer Transferler 20,6 19,8 17,3 Diğer cari 12,5 13,8 10,2
Faiz dışı denge 15,2 16,3 20,2 Yatırımlar 8,1 9,4 8,7
KİT'lere transferler 4,0 3,4 3,2
Bütçe dengesi -18,5 -27,6 -33,6
Diğer transferler 31,1 35,2 36,9

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 75 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 76

Kamu açığının hesaplanması Konsolide bütçe dengesi


• TL faiz ödemelerini enflasyon etkisinden ortalama
arındırmak gerekir (enflasyon muhasebesi) GSMH'nin %'si olarak 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 19994-2000
• Nominal faiz haddine ve enflasyona bağlı olarak
Faiz dışı denge -2,5 3,5 3,4 1,3 -0,2 4,1 1,5 4,6 2,6
reel faiz ödemeleri daha düşüktür
• Dolayısı ile reel (operasyonel) bütçe açığı daha Net faiz ödemeleri 4,4 7,8 7,8 11,1 8,9 12,6 13,1 15,8 11,0
küçüktür
• İlk tabloda sadece konsolide bütçeye bakıyoruz Bütçe dengesi -6,9 -4,3 -4,4 -9,8 -9,1 -8,5 -11,6 -11,2 -8,4
• İkinci tablo bütçe dışı harcamaları ele alıyor Enflasyon düzeltmesi 2,8 4,5 3,9 5,0 7,7 8,4 7,6 9,2 6,6
• Üçüncü tablo toplam kamu kesimini gösteriyor
• Dördüncü tablo kamu borcunu veriyor Reel faiz ödemeleri 1,6 3,3 3,9 6,1 1,2 4,2 5,5 6,6 4,4
• GSMH yıllık ortalama enflasyonu, borç stoğu ise
Aralık sonu fiyat düzeyini verdiğinden kamu Operasyonel bütçe dengesi -4,1 0,2 -0,5 -4,8 -1,4 -0,1 -4,0 -2,0 -1,8
borcu için de enflasyon düzeltmesi gereklidir Net kamu borcu (center GNP) 27,1 31,0 30,2 34,8 31,8 33,7 48,6 50,6 -
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 77 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 78

Bütçe-dışı denge Toplam kamu kesimi dengesi


average for ortalama
GSMH'nın %'si olarak 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 19994-2000
GSMH'nin %'si olarak 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 19994-2000
Faiz dışı denge

Faiz dışı denge -3,1 -2,5 0,4 -2,6 -1,8 -2,6 -3,5 -1,8 -2,1 Konsolide bütçe -2,5 3,5 3,4 1,3 -0,2 4,1 1,5 4,6 2,6
Bütçe-dışı harcamalar -3,1 -2,5 0,4 -2,6 -1,8 -2,6 -3,5 -1,8 -2,1
"görev zararları" -1,4 -1,1 -0,8 -1,9 -1,4 -1,2 -1,6 -1,2 -1,3 Toplam kamu kesimi -5,6 1,0 3,9 -1,3 -2,0 1,6 -2,0 2,8 0,6
Faiz ödemeleri
Net faiz ödemeleri 2,6 2,3 1,3 0,8 2,1 3,8 9,0 6,1 3,6 Net faiz ödemeleri 6,0 10,1 9,1 11,9 11,0 16,4 22,1 21,9 14,6
Bütçe-dışı dengesi -4,8 -4,8 -0,8 -3,3 -4,0 -6,3 -12,5 -7,9 -5,7 Enflasyon düzeltmesi 2,6 4,8 4,9 6,0 10,2 11,5 9,7 12,5 8,5
Reel faiz ödemeleri 3,4 5,3 4,2 5,9 0,8 4,9 12,4 9,4 6,1
Enflasyon düzeltmesi -0,2 0,3 1,0 1,0 2,5 3,1 2,1 3,3 1,9 Toplam kamu kesimi
Nominal denge -11,7 -9,1 -5,2 -13,1 -13,1 -14,8 -24,1 -19,1 -14,1
Reel faiz ödemeleri 2,8 2,0 0,3 -0,2 -0,4 0,7 6,9 2,8 1,7 Operasyonel denge -9,1 -4,2 -0,3 -7,1 -2,9 -3,3 -12,4 -6,6 -5,3
Kamu borcu
Operasyonel denge -5,0 -4,4 0,2 -2,3 -1,5 -3,2 -8,4 -4,6 -3,5
İçerilen reel faiz haddi 12,5 17,1 13,9 17,0 2,5 14,5 25,5 18,6 -
Net kamu borcu (centerGNP) 27,1 31,0 30,2 34,8 31,8 33,7 48,6 50,6 - Net kamu borcu (center-GNP) 27,1 31,0 30,2 34,8 31,8 33,7 48,6 50,6 -

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 79 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 80

Kamu borcu Kamu borcunun seyri


% of GNP 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001
80 %
Merkezi Hükümet + TCMB 30,7 37,8 34,5 39,5 37,5 38,9 52,2 49,8 71,4
TCMB net varlıkları 1,1 -0,9 1,3 3,0 7,7 8,0 9,0 7,8 4,4
Merkezi hükümet 38,8 45,3 42,8 48,0 48,4 48,5 62,4 58,8 83,0 70
Dış borç 20,5 22,8 23,6 23,2 21,9 19,0 22,2 18,8 22,8

İç borç 18,3 22,5 19,2 24,8 26,5 29,5 40,2 40,0 60,2 60
Ödenmemiş görev zararları 0,7 1,9 2,1 4,2 5,2 7,5 na na na

Nakit borç 6,9 8,7 9,3 12,8 15,8 17,9 na na na 50


Nakit-dışı ve TCMB'ya 12,0 11,9 8,0 8,2 5,5 4,0 na na na

TCMB elindeki devlet borcu 7,0 8,5 7,0 5,5 3,2 1,6 1,2 1,2 7,1 40
Geri kalan kamu sektörü 4,4 6,9 6,7 7,0 5,4 5,5 8,7 8,6 7,1
Dış borç 5,7 6,8 6,9 6,5 5,9 6,0 6,6 5,5 7,0
30
Net iç borç -1,3 0,1 ,0,2 0,5 -0,5 -0,5 2,1 3,1 0,1
Brüt kamu kesimi borcu 41,9 52,3 49,3 55,5 53,3 53,5 70,1 67,4 90,1 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001
Net kamu kesimi borcu 35,1 44,7 41,3 46,5 42,9 44,5 61,0 58,4 78,5
Net kamu borcu (center-GNP) 27,1 31,0 30,2 34,8 31,8 33,7 48,6 50,6 67,9
Net Debt/GNP
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 81 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 82

Klasikler ve devlet Kamu açığı ve “crowding out”


• Klasik model borçverilebilir fonlar piyasası ve faiz • Klasik modelin kamu dengesi ile ilgili çok önemli
haddi üstüne inşa edilmiştir bir sonucu vardır
• Şimdi tasarruf arzı kamu tasarrufunu da kapsar • Kamu açığında ani bir artış varsayalım: toplam
S=(Y–T–C)+(T–G) tasarruflar azalacaktır (tasarruf eğrisi sola kayar)
• Tasarruf gene faiz haddinin artan fonksiyonudur • Bu durumda faiz yükselir
• Yatırım gene faiz haddinin azalan fonksiyonudur • Yüksek faiz yatırımların düşmesine neden olur ve
• Faiz haddi tasarruf ve yatırım miktarları arasın- piyasa dengeye gelir
daki eşitliği sağlayarak çevrisel akımın düzenli • Kamu açığı özel yatırımları piyasadan kovmak-
akışını temin eder tadır (crowding out)
• Örneğin yatırımlarda bir artış faiz haddinin • Dikkat: yatırımlardaki düşüş kamu açığındaki
yükselmesi ile sonuçlanır artıştan daha küçük olacaktır
• Bir yandan yüksek faiz özel tasarrufları arttırır • Çünkü yüksek faiz özel tasarrufu arttıracaktır
• Diğer yandan bazı yatırımlardan vazgeçilir • Klasik yaklaşım , yatırımları ve oradan büyümeyi
• Böylece tasarruf ve yatırım birbirine eşitlenir engellediği için kamu açıklarına karşıdır

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 83 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 84

Kamu açığı ve crowding out Keynes ve devlet


• Devlet Keynesyen modele kamu harcamaları G ve
Faiz S2 vergiler T yolu ile girer
Haddi S1
• Kamu harcamaları milli gelir düzeyinden bağımsız
1. 500 TL bütçe kabul edilir (otonom harcama)
6%
açığı borçlanabilir • Bu durumda toplam harcama şöyledir:
fon arzını
5%
azaltıyor... H=C+I+G
2. ...denge • Tüketim fonksiyonunun değişmediği kabul
faiz haddi
yükseliyor... Demand
edilince, çarpan katsayısı ve üç bağımsız (otonom)
harcama (α, I, G) denge milli gelirini belirler
Y = (α + I + G ) x 1 / (1 - β )
• Modelin mantığı devletin eklenmesi ile
Borçverilebilir Fonlar
0 TL 800 TL 1,200
(TL trilyon)
değişmemektedir
3. ...ve özel yatırımda
kullanılabilecek kaynaklar • Ekonomi talep kadar üretim yaparak dengeye
azalıyor gelmektedir
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 85 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 86

Keynes ve kamu açığı Gelir-harcama dengesi


• Keynesyen analiz için kamu açığının etkisi Harcanan
klasiklerin tam zıttıdır gelir H C+I+G
• Ekonomide tasarruf fazlası nedeni ile kaynakların Ho
C+I
tam kullanılmadığını kabul edelim
• Bu durumda kamu harcamalarındaki bir artış C
toplam harcamada (H) bir yükselmeye tekabül
ettiğinden milli gelir (Y) artacaktır
• Ek harcama çarpan katsayısı ile ek gelir yaratmak-
ta, yani ek harcamayı finanse edecek olan ek
tasarruf bizzat ek harcama sayesinde oluşmaktadır
• Talep yetersizliği durumlarında Keynes’in bütçe
açığı tavsiye etmesi bu analize dayanmaktadır 45O
• Modelde “crowding out” yoktur Yo Uretilen
gelir Y

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 87 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 88

İlk değerlendirme
• Basit bir model aracılığı ile makroiktisatın bazı
temel kavramlarını açıkladık
• İki farklı yaklaşım birbirine zıt sonuçlara ulaşıyor
• İktisatçıların büyük çoğunluğu her ikisini de kabul
etme eğilimindedir PARA
• Klasik öğreti uzun dönemde ve ekonominin Nereden gelir? Nereye gider?
kapasite sınırında olduğu durumlarda geçerlidir
• Keynesyen öğreti kısa dönemde ve ekonomide Dördüncü Bölüm
kullanılmayan kapasitenin varlığında anlamlıdır
• Dikkat: gerçek ekonomiler çok daha karmaşıktır
• Para ve enflasyon, dış denge, mali piyasalarda
sorunlar, vs. daha gidilecek çok yol vardır
• Artık paranın analizine geçebiliriz
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 89 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 90

Para nedir? Kanuni para


• Ekonomik aktörlerin mal ve hizmet alım-satımında • Bugün para olarak kullanılan banknot ve bozukluk-
düzenli şekilde kullandıkları varlıklara “para” denir ların kendi değerleri yok kadar azdır
• Mal ve hizmet satanların ödeme aracı olarak kabul • Kanuni para (fiat money) devletin çıkardığı kanunlar
ettikleri her şey paradır sonucu mübadele aracı olarak kullanılır
• Tarih boyunca, işbölümü ve mübadele daima paranın • Bütün dünya ekonomilerinin (ABD, AB, Japonya,
keşfedilmesi ile sonuçlanmaşdır vs.) paraları “kanuni para” statüsündedir
• Paranın üç ana işlevi vardır: • Bir ülke içinde yapılan ödemelerde o ülke parasını
– Mübadele aracıdır kabul etmek hukuki bir zorunluluktur (legal tender)
– Hesap birimidir • Türkiye’de Merkez Bankasının çıkardığı banknot-
– Servet saklama aracıdır ları tüm ödemelerde kabul etmek zorundayız
• 20.inci yüzyıl başlarına kadar bu işlevleri bizzat • Fiyatları başka herhangi bir şeye bağlayabiliriz
kendilerinin değerli olan madenler ifa etmiştir (bakır, (döviz, altın, mal, enflasyon, vs.) ama TL dışında bir
gümüş, altın) ödeme aracı talep edemeyiz

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 91 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 92

Likidite Türkiye ekonomisinde para


• Likidite kavramı paranın anlaşılmasını kolaylaştırır • Likit varlıkların somut biçimi mevzuata bağlı olarak
• Likidite, herhangi bir varlığın ekonominin mübadele ülkeden ülkeye değişir
aracına dönüşme kolaylığıdır • Türkiye’de beş farklı para tanımı yapabiliriz
• Tanım icabı, para en likit varlıktır: cebimizdeki – Dolaşımdaki para (banknotlar ve bozukluklar)
banknotlar başka bir şeye dönüştürme gerekmeden – Vadesiz mevduat hesapları (ticari ve tasarruf)
ödeme aracıdır – Vadeli mevduat hesapları
• Vadesiz mevduat ve likit fonlar da likit varlıklardır – Döviz mevduat hesapları
• Vadeli mevduat, borsada kote edilmiş hisse senetleri, – REPO anlaşmaları (gecelik, haftalık, vs)
yatırım fonları daha az likit varlıklardır • Yüksek ve dalgalı enflasyon sonucunda TL paranın
• Gayrimenkul, borsada kote olmayan şirketlerde üç işlevinden sadece ilkini ve kısmen yerine
hisseler, hayat sigortası poliçeleri likit varlık getirebilmektedir
değildirler • TL’nin “dandik para” haline dönüşmesi ekonomik
aktörleri dövizi para olarak kullanmaya itmiştir
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 93 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 94

Para arzı tanımları Türkiye’de para arzı


• Para arzı ekonomideki toplam kullanılabilir para 2001 (yıl sonu)
miktadır
• Hangi kategorinin içine dahil edildiğine bağlı olarak (Katrilyon TL) (Milyar USD)
farklı ölçüler vardır M = Dolaşımdaki para 4,9 3,4
- M0 = Dolaşımdaki para BM = M + banka rezervleri 6,1 4,2
- Para tabanı (BM) = M0 + bankaların MB’deki
mevduatı M1 = BM + vadesiz mevduat 11,1 7,7
- M1 = BM + vadesiz mevduat M2 = M1 + vadeli mevduat 46,3 32,1
- M2 = M1 + vadeli mevduat M2Y = M2 + döviz mevduatı 104,7 72,6
- M2Y = M2 + döviz tevdiat hesapları
- M2Y+R = M2Y + Repo M2+R = M2 + Repo 50,3 34,9
• En yaygın kullanılan Para Tabanı ve M2Y+R’dır M2Y+R = M2Y + Repo 108,7 75,4

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 95 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 96

Merkez Bankası TCMB


• Kanuni para, para basma tekelini elinde tutan kamu • Genel Kurul yılda bir kez toplanır (Hazine ağırlıklı)
kuruluşları olan Merkez Bankalarını doğurmuştur • Banka Meclisi Genel Kurul tarafından seçilir
• Kamu tekeli: para basmak dünyanın en karlı işidir • Guvernör yada Başkan Hükümet tarafından beş yıl
• Cumhuriyet öncesinde, özel bir banka olan Osmanlı için seçilen bankanın tepe yöneticisidir
Bankası para basma tekeline sahipti • Para Politikası Kurulu yakın geçmişte para politika-
• Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 1930 sını belirlemek üzere tesis edilmiştir
yılında kuruldu ve 1932’de açıldı • TCMB hukuken para politikasını belirlemekte
• Federal Reserve Board 1913’de kurulmuştur; ondan hükümetten bağımsızdır
önce parayı ABD Hazinesi basıyordu • TCMB Bilançosu parasal gelişmeleri özetler
• Buna karşılık Bank of England, Banque de France • Varlık ve yükümlülükleri TL yada döviz cinsinden
geçmişleri 18’inci yüzyıla giden kuruluşlardır olabilir
• Merkez Bankaları para politikasını yapar, bankacı- • Dolaşımdaki para TCMB’nın yükümlülüğüdür
lık sistemini denetler, döviz rezervini tutar (borcudur)
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 97 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 98

MB bilançosu: kalemler TCMB: varlıklar


A.VARLIKLAR P.YUKUMLULUKLER (Katrilyon TL) Mar.01 Şub.01 % Değişim
P.1-TOPLAM DOVIZ YUKUMLULUKLERI A.VARLIKLAR 54,0 % 100 54,6 -1,2
A.1-DIS VARLIKLAR
P.1-a-Dis Yukumlulukler
A.2-IC VARLIKLAR A.1-DIŞ VARLIKLAR 33,7 % 62 33,7 -0,2
P.1-b-Ic Yukumlulukler
A.2-a-Nakit Islemler A.2-İÇ VARLIKLAR 20,3 % 38 20,9 -2,8
P.1-ba-Doviz Olarak Takip Olunan Mevduat
A.2-a-Nakit İşlemler 20,5 % 38 21,1 -3,0
A.2-aa-Hazine Borclari P.1-bb-Bankalarin Doviz Mevduati
A.2-aa-Hazine Borçları 28,5 % 53 29,4 -3,2
A.2-aa-i-Bankamiz Portfoyu P.2-MERKEZ BANKASI PARASI

P.2-A-REZERV PARA A.2-ac-TSMF'ye Kullandırılan Krediler 0,8 %1 0,8 0,0


A.2-aa-i-a-5 Kasim 2001 Oncesi DIBS
P.2-Aa-Emisyon A.2-aa-i-MB Portföyü 28,6 % 53 29,5 -3,2
A.2-aa-i-b-Ikincil Piyasadan Alinan DIBS
P.2-Ab-Bankalar Mevduati A.2-aa-i-1- 5 Kasım 2001 öncesi DİBS 28,5 % 53 29,4 -3,0
A.2-aa-ii-Diger
P.2-Aba-Bankalar Zorunlu Karsiliklari A.2-aa-i-2-İkincil Piyasadan alınan DİBS 0,5 %1 1,0 -52,6
A.2-ab-Bankacilik Sektorune Acilan Nakit Krediler P.2-Abb-Bankalar serbest Imkani
A.2-aa-ii-Diğer -0,5 -% 1 -0,5 -
A.2-ac-TMSF'na Kullandirilan Krediler P.2-Ac-Fon hesaplari
A.2-ab-Bankacılık Sekt. Açılan Nalit Krediler 0,1 %0 0,1 10,0
P.2-Ad-Banka Disi Kesimin Mevduati
A.2-ad-Diger Kalemler A.2-ac-Diğer Kalemler -8,8 -% 16 -9,1 -3,3
P.2-B-DIGER MERKEZ BANKASI PARASI
A.2-b-Degerleme Hesabi P.2-Ba-Acik Piyasa Islemleri A.2-b-Değerleme Hesabı -0,4 -% 1 -4,3 -91,5
A.2-c-IMF Acil Yardim Takip Hesabi(Hazine) P.2-Bb-Kamunun TL Mevduati A.2-c-IMF Acil Yardım Takip Hesabı 0,2 %0 0,2 0,0

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 99 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 100

TCMB: yükümlülükler TCMB: uzun dönem


(Katrilyon TL) Mar.02 Sub.02 % Değişim (MİLYAR USD) 1989 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001
P.YÜKÜMLÜLÜKLER 54,0 % 100 54,6 -1,2
VARLIKLAR 21,2 18,1 23,3 24,9 22,9 22,0 24,0 22,5 41,6
P.1-TOPLAM DIŞ YÜKÜMLÜLÜKLER 38,1 % 71 40,5 -6,0
P.1-a-Dış Yükümlülükler 26,5 % 49 28,0 -5,4 Dış Varlıklar 7,8 9,6 15,5 19,0 21,1 22,9 26,8 24,2 23,8
P.1-b-İç Yükümlülükler 11,5 % 21 12,4 -7,3
İç Varlıklar 13,5 8,5 7,8 6,0 1,8 -0,9 -2,8 -1,7 17,9
P.1-ba-Döviz olarak Takip Olunan Mevduat 2,7 %5 3,6 -26,0
P.1-bb-Bankaların Döviz Mevduatı 8,9 % 16 8,8 0,3 TOPLAM DÖVİZ YÜKÜMLÜLÜKLERİ 13,2 13,0 17,6 18,4 19,7 20,3 21,1 21,1 34,8
P.2-MERKEZ BANKASI PARASI 15,9 % 29 14,1 12,6
Diş Yükümlülükler 9,0 10,2 12,9 13,1 12,4 13,7 12,4 12,9 25,5
P.2-A-REZERV PARA 8,5 % 16 8,7 -1,9
P.2-Aa-Emisyon 5,6 % 10 5,7 -3,1 İç Yükümlülükler 4,2 2,8 4,7 5,3 7,3 6,5 8,7 8,2 9,3
P.2-Ab-Bankalar Mevduatı 2,8 %5 2,7 0,8 MERKEZ BANKASI PARASI 8,0 5,1 5,7 6,6 3,2 1,7 2,9 1,5 6,8
P.2-Aba-Bankalar Zorunlu Karşılıkları 1,8 %3 1,7 3,3
(%)
P.2-Abb-Bankalar Serbest İmkanı 1,0 %2 1,0 -3,4
P.2-Ac-Fon Hesapları 1,7 %3 0,2 913,1 İç Varlıklar / Toplam Varlıklar 63,4 46,9 33,3 24,0 7,7 -4,2 -11,6 -7,4 42,9
P.2-Ad-Banka Dışı Kesimin Mevduatı 0,0 %0 0,0 -23,1
Yabancı Varlıklar / Toplam Varlıklar 36,6 53,1 66,7 76,0 92,3 104,2 111,6 107,4 57,1
P.2-B-DİĞER MERKEZ BANKASI PARASI 7,4 % 14 5,4 35,6
P.2-Ba-Açık Piyasa İşlemleri 6,2 % 11 4,7 30,9 Net İç Varlıklar / MBP 16,0 30,7 13,4 4,0 -0,3 -0,4 0,4 -0,5 10,9
P.2-Bb-Kamunun TL Mevduatı 1,2 %2 0,7 66,2
Kaynak : MB
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 101 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 102

Dünya: MB bilançoları Bankalar da para yaratır


ABD Bank Euro Germany • Banka sistemi de mevduat-para yaratabilir
Federal of area Bundes TCMB
MİLYAR USD
Rezerv Japan ECB Bank • Bankalar kredi açtıkça para arzı artar
Varlıklar 614 919 835 257 42 • Bu süreci anlamak için banka bilançolarına bakılır
Döviz Varlıkları (altın dahil & SDR) 27 30 397 94 24
İç Varlıklar 587 889 438 163 18
• Mevduat hem varlık hem de yükümlülük oluşturur
Yükümlülükler 614 919 835 257 42 • Krediler varlık oluşturur
Döviz Yükümlülükleri 0 0 13 0 35
İç Yükümlülükler 614 919 822 257 7 • Bir bankanın verdiği kredi kendinde yada bir başka
Dolaşımdaki Para 563 468 371 134 3,7 bankada mevduat halini alır
Karşılaştırma
GSMH (2000 yılı) 9646 4.337 6780 2058 202 • Basılan bir birim TL için bankacılık sisteminde
Varlıklar / GSMH (%)
Dolaşımdaki Para / GSMH (%)
6,4%
5,8%
21,2%
10,8%
12,3%
5,5%
12,5%
6,5%
20,8%
1,8%
yaratılan paranın miktarını bize para çarpanı verir
FX Liabilities/Yükümlülükler (%) 0,0% 0,0% 1,6% 0,0% 83,3% • Geri planda bankaların mevduata % 100’ün altında
Dolaşımdaki Para/Yükümlülükler (%) 91,7% 50,9% 44,4% 52,1% 8,8%
2000 yılı sonu itibarıyla
nakit karşılık tutmaları yatar

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 103 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 104

İki bankanın bilançoları Para çarpanı


A Bankası B Bankası • 100 TL ek para basılan bir ekonomide sonunda
ne kadar para yaratılır?
Varlık Yükümlülük Varlık Yükümlülük • Bankaların rezerv tutma oranının tersi kadar
M=1/R
Rezerv Mevduat Rezerv Mevduat • Bankaların rezerv tutma oranı M = % 10 ise,
TL 10.00 TL 100.00 TL 9.00 TL 90.00 para çarpanı M = 10 olacaktır
Kredi Kredi İlk mevduat = TL 100.00
TL 90.00 TL 81.00 A Bankası kredisi = TL 90.00 [=0.9 x $100.00]
B Bankası kredisi = TL 81.00 [=0.9 x $90.00]
C Bankası kredisi = TL 72.90 [=0.9 x $81.00]
Toplam Varlık Top.Yükümlülük Toplam Varlık Top.Yükümlülük Vs. vs.
TL 100.00 TL 100.00 TL 90.00 TL 90.00
Vs. vs.
Toplam para arzı = TL 1,000.00
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 105 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 106

Para arzı ve para politikası Para ve mevduat


• MB’nın ekonomideki para miktarını (para arzını) M1
(Milyar USD) 1998
7,5
1999
9,1
2000
12,2
2001
7,5
kontrol etmesine para politikası denir Dolaşımdaki Para 3,7 3,7 4,8 3,3

• MB’nin elinde dört ana araç vardır Vadesiz Ticari Mevduat


Toplam Vadesiz Mevduat
2,0
1,8
2,6
2,9
3,1
4,4
1,9
2,2
– Açık piyasa işlemleri – APİ – tahvil piyasasında Vadesiz Tasarruf Mevduatı 0,8 1,2 1,4 1,0

bono-tahvil alım-satımı ile likiditeyi ayarlar Diğer Vadesiz Mevduat


MB Mevduat
1,0
0,00
1,7
0,00
3,0
0,00
1,2
0,00
– Döviz (FX) işlemleri – döviz alım satımı D1 (M1-Dolaşımdaki Para) 3,8 5,4 7,4 4,2

– Banka karşılık oranlarının değiştirilmesi: para M2


Toplam Vadeli Mevduat
34,7
24,0
41,9
29,0
48,7
31,2
31,3
21,0
çarpanı büyük yada küçülür Vadeli Tasarruf Mevduatı 19,3 23,6 25,4 17,3
Vadeli Diğer Mevduat 4,8 5,4 5,8 3,7
– İskonto haddinin (fonlama faizi) değiştirilmesi: Vadeli Ticari Mevduat 3,2 3,8 5,3 2,9
Mali sistem – MB borç kararlarını etkiler Mevduat Sertifikası 0,00 0,00 0,00 0,00
D2 (M2-M1) 27,2 32,7 36,5 23,8
• Dikkat: para arzındaki değişim MB’nin TL M2Y (M2+(Döviz Mevduat (TL)) 62,3 74,4 84,9 70,9
yükümlülüklerindeki değişimdir; yükümlülük artışı Döviz Mevduat (TL) 27,6 32,5 36,2 39,5

para arzı artışına eşittir M2Y+Repo 69,7 81,9 93,8 73,0

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 107 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 108

Para tabanı Diğer parasal göstergeler


1998 1999 2000 2001
• Para politikasının başka göstergeleri vardır
• Net İç Varlıklar MB’nın likidite yaratmasının ve
(Katrilyon TL, Milyar USD) TL $ TL $ TL $ TL $
para basmasının iyi bir göstergesidir
1. PARASAL TABAN (a+b+c) 2,1 6,7 3,9 7,2 5,8 8,6 7,8 5,4 • İç varlıklardan bazı kalemlerin çıkartılması ile
a.Emisyon 1,3 4,2 2,4 4,4 3,8 5,6 5,3 3,7 bulunur
b.Bankalar Zorunlu Karşılıkları(TL) 0,7 2,2 1,0 1,9 1,4 2,1 1,6 1,1 • Net Dış Varlıklar MB’nın döviz ihtiyacını gösterir
c.Serbest Rezerv 0,1 0,3 0,5 0,9 0,6 0,9 0,9 0,6 • Dış varlıklardan dış dünyaya yükümlülükler ve iç
2. REZERV PARA (1+d+e) 2,1 6,8 3,9 7,3 5,9 8,8 8,0 5,5
bankalara döviz yükümlülükleri çıkartılarak bulunur
d.Fon Hesapları 0,02 0,1 0,03 0,1 0,1 0,2 0,1 0,1
• Net Döviz Pozisyonu MB’nın toplam döviz kuru
riskini ifade eder
e.Banka Dışı Kesimin Mevduatı 0,02 0,1 0,02 0,04 0,05 0,1 0,1 0,05
• Döviz varlıklarından döviz yükümlülükleri
3.MERKEZ BANKASI PARASI (2+f+g) 0,5 1,7 1,6 2,9 1,0 1,5 9,9 6,8 çıkartılarak bulunur
f. Açık Piyasa İşlemleri -1,8 -5,8 -2,4 -4,4 -5,2 -7,7 1,2 0,9 • IMF ile yapılan programlarda bunların hepsi farklı
g.Kamu Mevduatı 0,2 0,7 0,1 0,1 0,2 0,4 0,6 0,4 aşamalarda performans kriteri olarak kullanılmıştır
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 109 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 110

Parasal göstergeler Dolaşım hızı ve mali derinleşme


1998 1999 2000 2001 • Paranın dolaşım hızı para arzının cari fiyatlarla
(Trilyon TL , Milyar USD)

PARASAL TABAN
TL

2,1
$

6,7
TL

3,9 7,2
$ TL

5,8 8,6
$ TL

7,8
$

5,4
(nominal) GSMH’ya bölünmesi ile elde edilir
+ Emisyon 1,3 4,2 2,4 4,4 3,8 5,6 5,3 3,7 • Kısa dönemde oynak olabilir fakat uzun dönemde
belirli bir eğilimi izler
+ Bankalar Zorunlu karşılıkları 0,7 2,2 1,0 1,9 1,4 2,1 1,6 1,1
+ Bankalar Serbest İmkanı 0,1 0,3 0,5 0,9 0,6 0,9 0,9 0,6
NET İÇ VARLIKLAR

+İç Varlıklar
0,6

-0,3
-0,4

-0,9
-0,9

-1,5
-4,4

-2,8
2,5

-1,1
0,8

-1,7
20,6

25,8
12,5

17,9
• Türkiye’de M2Y+R bölü nominal GSMH yakın
- Döviz Olarak Takip Olunan Mevduat 0,7 2,1 1,7 3,2 1,2 1,8 3,1 2,2 geçmişte sürekli yükselmektedir
- Fon Hesapları
- Banka Dışı Kesim Mevduatı
0,0
0,0
0,1
2,5
0,0
0,0
0,1
2,7
0,1
0,0
0,2
3,0
0,1
0,1
0,1
1,7
• Bu olgu mali piyasaların derinlik kazanması
- Açık Piyasa İşlemleri -1,8 -5,8 -2,4 -4,4 -5,2 -7,7 1,2 0,9
işaretidir
- Kamu Mevduatı 0,2 0,7 0,1 0,1 0,2 0,4 0,6 0,4

NET DIŞ VARLIKLAR 1,5 4,7 4,8 8,9 3,3 4,9 -12,8 -8,8 • Para çarpanı da aynı olayın iyi bir ölçüsüdür
+ Dış Varlıklar

- Dış Yükümlülükler
7,2

4,3
22,9

13,7
14,5

6,7
26,8

12,4
16,3

8,7
24,2

12,9
34,3

36,7
23,8

25,5
• Mali sistemin büyümesi, aynı miktar dolaşımdaki
- BANKALAR Döviz Mevduatı 1,4 4,4 3,0 5,6 4,3 6,4 10,4 7,2 para ile daha büyük bir para arzının elde edilmesi
NET DÖVİZ POZİSYONU

+ Dış Varlıklar
0,8

7,2
2,6

22,9
3,1

14,5
5,7

26,8
2,1

16,3
3,1

24,2
-15,9

34,3
-11,0

23,8
anlamına gelir
- Toplam Döviz Yükümlülükleri 6,4 20,3 11,4 21,1 14,2 21,1 50,2 34,8
• Para çarpanı da yakın geçmişte sürekli artmıştır

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 111 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 112

Para çarpanı Para ikamesi


16
• Paranın değer saklama işlevi bizi Türkiye için çok
önemli bir olaya getirir: para ikamesi (dolarizasyon)
14 • Yüksek ve dalgalı enflasyon yüzünden TL’nin değer
saklama işlevini kalmamıştır
12
• Vatandaşlar nakit varlıklarını beklenmeyen enflas-
10
yon ve kur değişmelerine karşı korumak için döviz
halinde tutmaktadırlar
8 • Döviz mevduatı hem TL mevduatından hem de
GSMH’dan daha hızlı büyümüştür
6
• Dolaşımdaki nakit döviz miktarını bilmiyoruz ama
4
15-20 milyar dolara kadar çıkabilir
1991Q4 1995Q4 1996Q4 1997Q4 1998Q4 1999Q4 2000Q4 2001Q4 • Nakit döviz dolaşımı ve döviz mevduatının yüksek-
(M2Y+Repo) / Parasal Taban liği para politikasını ciddi şekilde kısıtlamaktadır
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 113 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 114

Para ikamesi Paranın değeri ve para talebi


Milyar USD 1989 1993 1998 1999 2000 2001 • Paranın değerini nasıl ölçeriz?
Dolaşımdaki Para 3,7 3,6 3,7 3,7 4,8 3,2 • Bir birim paranın farklı dönemlerde satın aldığı mal
M2Y + Repo (1) 27,8 41,8 69,7 81,9 93,8 73,7 ve hizmet sepetini karşılaştırarak
Döviz Mevduatı (2) 4,7 16,7 27,6 32,5 36,2 39,8
• Başka türlü söylersek, paranın değeri Vm fiyatlar
MB Döviz Rezervleri 4,8 6,3 19,7 23,2 25,1 18,9
genel seviyesi P‘nin tersidir
MB Net Döviz Pozisyonu -2,0 -5,4 2,6 5,7 3,1 -10,7
GSMH 108,4 181,4 204,6 185,9 201,5 153,0
Vm = 1 / P
GSMH % PAY • Dikkat: bu hali ile paranın değeri sadece aynı ülke
Dolaşımdaki Para 3,4 2,0 1,8 2,0 2,4 2,1 parasının iki ayrı dönemdeki satın alma gücünü
M2Y + Repo 25,6 23,0 34,1 44,1 46,5 48,2 karşılaştırmak için kullanılabilir
Döviz Mevduatı 4,3 9,2 13,5 17,5 18,0 26,0
• Para talebi paranın değerinin azalan bir fonksiyonu-
MB Döviz Rezervleri 4,5 3,5 9,6 12,5 12,5 12,4
dur: paranın değeri arttıkça daha az para talep edilir.
MB Net Döviz Pozisyonu -1,9 -3,0 1,3 3,1 1,5 -7,0
• Yani para talebi eğrisi azalan eğimlidir
Para İkamesi ( 2 ) / ( 1 ) 16,8 39,9 39,7 39,6 38,6 54,0

Para talebi Para arz ve talebi dengesi


Paranın Fiyat
Değeri Para arzı Düzeyi
Paranın Fiyat
Değeri Düzeyi (yüksek) 1 1 (düşük)
(Yüksek) 1
1 (Düşük)

3/4 1.33
3/4 1.33
A
1/2 2
1/2 2
Denge fiyat
Paranın düzeyi
1/4 Denge değeri 4
1/4 4 Para
Para talebi
talebi
(düşük) 0 (yüksek)
(Düşük) 0 (Yüksek) MB’nın saptadığı Para miktarı
Para miktarı
Para miktarı
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 117 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 118

Parayı ne değerli kılar? Enflasyonun tarihi


• Bir para ne zaman “sağlam” olur? • Dünya ekonomik tarihinin bize gösterdiği, uzun
• Bu konuda çok illüzyon mevcuttur dönemde enflasyonun kural değil istisna olduğudur
– Nüfus, büyüklük, askeri güç önemsizdir: İsviçre, • Bazı ülkeler bazen enflasyon yaşar; piyasa ekono-
Danimarka, Singapur milerinde barış döneminde enflasyon olmaz
– Kişi başına gelirle bir ilişkisi yoktur: Mısır, • 1970’ler ve 1980’ler dünya enflasyonunun iki-haneli
Hindistan, Çin sayılara yükseldiği tek dönemdir
– Dış açıkla bağlantılı değildir: ABD • Bunda petrol fiyatlarındaki büyük artışın önemli
– Kanuni (fiat) paranın değeri insanların ve piya- payı vardır
saların o paraya ne kadar güvendiklerine bağlıdır • Türkiye gibi bazı ülkeler ise üç-haneli ve yakının-
• Güveni ekonomik politikaların ciddiyeti ve daki enflasyonla onyıllar yaşamıştır
yönetimlerin sorumluluk duygusu tesis eder • Yüksek enflasyon ülkeleri genellikle hiperenflas-
• Geçmişinde enflasyon ve kriz olmayan ülkenin yona düşerler: Türkiye bir istisnadır
parası sağlam olur çünkü güvenilir (İsviçre)

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 119 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 120

Dünyada enflasyon: uzun dönem Dünyada enflasyon: onyıllar


TÜFE TÜFE Ortalama TÜFE Ortalama Enflasyon (%)
(%) 1960 1998 Enflasyon 2001 1960-98 1960s 1970s 1980s 1990s
Almanya 100 327 3.2 1.7 Almanya 3.2 2.6 5.0 2.0 2.8
İsviçre 100 370 3.5 0.7 İsviçre 3.5 3.3 5.1 2.8 2.3
Hollanda 100 469 4.1 3.8 Hollanda 4.1 4.5 7.5 1.9 2.6
Belçika 100 495 4.3 2.6 Belçika 4.3 3.2 7.9 4.3 2.1
ABD 100 545 4.6 1.1 ABD 4.6 2.5 7.7 4.2 3.0
Japonya 100 563 4.7 -1.4 Japonya 4.7 5.6 9.8 1.8 1.1
Kanada 100 604 4.8 1.3 Kanada 4.8 2.9 8.6 5.3 1.9
Tayland 100 739 5.4 0.3 Tayland 5.4 1.9 9.8 3.5 5.0
Fransa 100 797 5.6 2.0 Fransa 5.6 3.9 9.9 5.8 2.0
İngiltere 100 1,277 6.9 1.3 İngiltere 6.9 3.8 14.3 5.8 2.9
Hindistan 100 1,960 8.1 4.9 Hindistan 8.1 7.3 7.8 8.6 9.5
Mısır 100 3,594 9.9 2.5 Mısır 9.9 3.9 9.4 17.4 11.5
Kuzey Kore (*) 100 2,057 9.9 -1.1 Kuzey Kore (*) 9.9 4.2 15.8 4.8 5.6
Yunanistan 100 6,006 11.4 3.4 Yunanistan 11.4 2.2 14.6 18.6 11.7
Meksika 100 386,831 24.3 4.8 Meksika 24.3 2.7 17.2 73.9 19.7
Türkiye 100 10,671,487 35.6 68.5 Türkiye 35.6 4.1 26.9 44.9 81.2
Arjantin 100 147,354,786,447,214 109.0 4.0 Arjantin 109.0 23.1 134.4 390.5 15.9
(*) Seri 1966 yılından başlamaktadır. (*) Seri 1966 yılından başlamaktadır.
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 121 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 122

Enflasyon parasal bir olaydır Miktar Teorisi


• Enflasyon dünyanın her yerinde ve her zaman esas • Para miktarı ile fiyat düzeyi arasındaki birebir ilişki
itibariyle parasal bir olaydır iktisadın en eski teorilerinden birini oluşturur
• Başka deyişle, öncelikle ekonominin mübadele • Paranın miktar teorisi (Quantity Theory of Money)
aracının (para) değeri ile ilgilidir ekonomide para miktarının paranın değerini
• Enflasyon Merkez Bankasının para talebinin belirlediğini ifade eder
üzerinde para basması sonucu oluşur • Para arzı ile paranın dolaşım hızının çarpımı bize
• Basılan para mal ve hizmet piyasalarında talep fiyat düzeyi çarpı reel geliri verir
fazlası yaratarak fiyatları yükseltir MxV=PxY
• Fiyatlardaki artış para talebini arttırdığından basılan • Denklemin sağ tarafı nominal GSMH’dır
paraya tekrar talep oluşturur • Eğer V ve Y’nin sabit olduğunu düşünürsek, fiyat
• Para miktarındaki değişmenin fiyatları hangi düzeyi P’deki değişme para arzı M’deki değişmeye
mekanizmalarla ve nasıl bir zaman profili içinde eşit olacaktır
değiştirdiği makroiktisadın önemli bir konusudur • Örneğin M iki katına çıkarsa, P de iki katı olur

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 123 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 124

Miktar teorisi: değerlendirme Türkiye’de para ve enflasyon


• Miktar teorisinin iki hayati varsayımı vardır
10000
– Dolaşım hızı istikrarlı olmalıdır
– Gelir esas itibariyle üretim fonksiyonu tarafından
belirlenmelidir 1000
• İkisi de uzun dönem için makul kabul edilebilir
• Kısa dönemde ise ikisi de değişebilir 100
• En az birkaç yılı kapsayan uzun dönemde miktar
teorisinin geçerli olduğu genellikle iktisatçılar
10
arasında kabul görür
• Daha kısa sürelerde ise para politikası (para miktarı)
ile gelir düzeyi arasında bir ilişki mevcuttur 1
• Türkiye’de TÜFE ile M2Y+R arasındaki yakın ilişki 1985 1987 1989 1991 1993 1995 1997 1999 2001

miktar teorisini doğruluyor (1985-2001) M2Y+R Index (GNP growth adjusted) CPI INDEX
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 125 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 126

Paranın tarafsızlığı Hiperenflasyon ve “seignorage”


• Klasik iktisatçılar reel büyüklüklerin para arzından • Hiperenflasyon aylık % 10 ve üstü fiyat artışlarıdır
etkilenmediğini önermişlerdir • Nedeni tekdir: kamu harcamalarını vergilerle
• Klasik “dichotomy” ekonomide reel ve nominal karşılayamayan hükümet giderek artan oranda para
değişkenlerin ayrışmasına denir basma yoluna gider
• Büyüme, istiham, yatırım, reel ücret, nisbi fiyatlar, • Yani hükümet harcamalarını “enflasyon vergisi” ile
vs. gibi reel değişkenler fiziki yada sabit ölçülerle karşılar
hesaplanır • Enflasyon vergisini para tutan herkes öder
• Nominal değişkenler ise nominal ücret, nominal • MB’nın para basması karşılığında elde edilen gelire
GSMH gibi parasal büyüklüklerdir “seignorage” (beylik hakkı) denir
• Paranın tarafsızlığı para miktarındaki değişmenin • Enflasyon yükseldikçe toplum paradan kaçar ve aynı
reel değişkenleri etkilememesidir beylik hakkını toplamak için basılması gereken para
• Klasik “dichotomy” ve paranın tarafsızlığı miktar miktarı artar
teorisinin mantiki sonuçlarıdır

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 127 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 128

Enflasyonun maliyeti
• Enflasyon kaynak israfına ve böylece ortalama
büyüme hızının düşmesine neden olur
• Enflasyon ekonomik aktörlerin gelirlerini azaltmaz:
bir malın fiyatı aynı zamanda onu üretenin geliridir MİLLİ GELİR, FAİZ VE FİYATLAR
• İktisatçılar % 2-3’ün üstünde enflasyonun ekonomi
için kötü olduğu kanısındadır LM-IS ve AD-AS Modelleri
• Enflasyonun maliyetleri
– Kösele maliyeti Beşinci Bölüm
– Menü maliyeti
– Nisbi fiyat sorunları
– Vergi çarpıklıkları
– Para ikamesi ve dolarizasyon
– Servet dağılımda keyfi bozulmalar
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 129 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 130

Varsayımlar İki model


• Üçüncü Bölümdeki modelimizi parayı da dahil • Bütün değişkenleri aynı modelde görmek işleri
ederek yeniden ele alacağız karıştırcaktır
• Kapalı ekonomi varsayımını sürdürüyoruz: ekonomi • İki ayrı model kuracağız
dış dünyaya bir sonraki bölümde açılacak • LM-IS (Liquidity Money – Investment Saving)
• Amacımız, enflasyonun da olabildiği bir kapalı modelinde fiyat düzeyi P model dışından veriler
ekonomide çevrisel akımın kısa ve uzun dönemde • Reel gelir Y ve reel faiz r model içinde belirlenir
düzgün işleyişini anlamaktır • Toplam talep – toplam arz (AD-AS: Aggregate
• Neleri arıyoruz? Demand – Aggregate Supply) modelinde reel faiz
• Reel değişken: milli gelir düzeyi Y , faiz haddi r, haddi r dışarıdan verilir
tasarruf S, yatırım I, reel para talebi M/P • Reel gelir Y ve fiyat düzeyi P model içinde
• Nominal değişken: fiyatlar genel düzeyi P, nominal belirlenir
gelir P x Y, nominal faiz haddi i, vs. • Önce LM-IS modelini, sonra AD-AS modelini
• Politika değişkeni: para arzı Ms, kamu dengesi (T-G) inceleyeceğiz

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 131 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 132

LM-IS: piyasalar Yatırım ve tasarruf


• Model üç piyasanın karşılıklı ilişkilerini özetler ve • Klasikler için yatırım ve tasarruf reel faiz haddinin
nasıl aynı anda dengeye geldiklerini araştırır fonksiyonu idi
• Mal ve hizmet piyasası: toplam harcama ve gelir • Keynes tasarrufu milli gelirin fonksiyonu yaparken
denklemi ifade eder yatırımı dışarıdan belirliyordu
Y=C+I+G=H • Her iki modeli birleştirebiliriz
• Reel milli gelirin büyüklüğü bu piyasada belirlenir • Tasarruf: reel faiz ve gelirin fonksiyonudur
• Borçverilebilir fonlar piyasası: tasarruf-yatırım S = S ( r, Y )
eşitliği özetler • Yatırım: reel faizin fonksiyonudur
S=I+(G–T) I=I(r)
• Reel faiz haddi bu piyasada belirlenir • Borçverilebilir fonlar piyasası denge koşulu aynıdır:
• Para piyasası: para arz ve talebinin eşitlenmesidir S=I
Ms = Md • Dikkat: her gelir Y düzeyine farklı bir tasarruf arzı
• Reel faiz haddi bu piyasada da belirlenir eğrisi tekabül edecektir
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 133 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 134

Tasarruf-yatırım dengesi IS eğrisi


• Üç farklı gelir düzeyi aldık
S( r , Y2) Y1> Y0 > Y2 Y1> Y0 > Y2
Faiz • Daha yüksek gelir daha fazla tasarruf anlamına
haddi S( r , Y0)
geldiğinden tasarruf eğrisini yukarı kaydırdı
r2 S( r , Y1) • Böylece her gelir düzeyinde borçlanabilir fonlar
r0
piyasasında farklı bir denge oluştu
• Buna göre artık Y ile r arasında bir ilişki kurabiliriz
r1 • Ceteris paribus, Y arttıkça r düşmektedir
I(r) • IS eğrisi farklı gelir düzeylerinde borçlanabilir
fonlar piyasasını dengeye getiren reel faiz haddi r’yi
göstermektedir
0 S2=I2 S0=I0 S1=I 1 Borçverilebilir Fonlar • Bütçe dengesi (T – G) ve tüketim ve yatırım
(trilyon TL) fonksiyonları veridir

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 135 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 136

IS eğrisi IS eğrisinde kayma


r • Tasarruf-yatırım denkliğine geri dönelim
Faiz S=(Y–C–T)+(T–G)
haddi
• Tüketim fonksiyonunda, vergilerde yada kamu har-
r2 camalarında bir değişiklik IS eğrisini kaydıracaktır
• Aynı şekilde, yatırım fonksiyonunda bir değişme de
r0 IS eğrisini kaydıracaktır
• IS eğrisi, tüketim ve yatırım fonksiyonları ve kamu
dengesi sabit iken faiz haddi ile gelir arasındaki
r1
ilişkiyi vermektedir
I=S r = IS (YC , I , T , G )
• Örneğin kamu açığının büyümesi halinde IS yukarı
Y2 Y0 Y1 Milli gelir Y (IS1), tüketim eğiliminin düşmesi halinde aşağı (IS2)
kayacaktır
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 137 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 138

IS eğrisinde kayma Likidite talebi


d
r • Bir önceki bölümde para talebi M ile fiyatlar genel
Faiz seviyesi P arasında ilişki kurduk
haddi
• “İşlem saiki ile para talebi” reel gelirin ve fiyat
düzeyinin artan fonksiyonudur (miktar teorisi)
I↓ or C↓ I↑ or G↑ Mdt = (1 / V) x (P x Y) = Md ( Y , P )
r0 • Ancak, paranın fırsat maliyeti kaybedilen faizdir
• “Likidite talebi” nominal faiz haddinin azalan bir
IS1 fonksiyonudur
Mdl = Md ( i )
IS2 IS0 • Nominal faiz haddi = reel faiz haddi + enflasyon
• Bu durumda toplam reel para talebini gelirin ve reel
Y2 Y0 Y1 Milli gelir Y faizin fonksiyonu olarak yazabiliriz
(M / P)d = Md ( r , Y )

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 139 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 140

Para piyasasında denge Para piyasasında denge


• Reel para talebi, reel faiz haddi, reel gelir ve fiyatlar Faiz r
arasındaki ilişkiyi açalım haddi
Y1> Y0 > Y2
– P ve r sabit iken, gelirdeki artış reel ve nominal r1
para talebinin arttırır
– Y ve r sabit iken fiyatlardaki artış nominal para
talebini arttırır r0
– Y ve P sabit iken faizlerdeki bir artış nominal ve
reel para talebini düşürür
• Para piyasası MB’nın kontrolündeki para arzı ile
r2 M( r , Y1)
para talebi eşitlenince dengededir
Md = Ms
M( r , Y2) M( r , Y0)
• Farklı gelir düzeylerine (Y2> Y0 > Y1) tekabül eden M
para piyasası dengelerini saptayarak LM eğrisine MS Para miktarı

ulaşırız
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 141 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 142

LM eğrisi LM eğrisinde kayma


r • Para piyasasında iki faktör çok önemlidir
Faiz L=M • Para arzındaki her değişme LM eğrisini kaydırır
haddi
• Likidite talebi çok sayıda değişkenden etkilenir
r1 • Örneğin enflasyon beklentilerine, siyasi
istikrarsızlığa, savaş haline, vs. göre likit olma
r0 arzusu değişecektir
• LM eğrisi para piyasasında faiz haddi ile gelir
arasındaki ilişkiyi vermektedir (β = beklentiler)
r2
r = LM (YV, MS , β )
• Örneğin para arzı artınca LM aşağı (LM2),
beklentilerin kötüleşmesi halinde ise yukarı (LM1)
Y2 Y0 Y1 Milli gelir Y kayacaktır

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 143 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 144

LM eğrisinde kayma LM-IS dengesi


r
• İki eğri aynı eksenlere sahiptir: aynı şekil üstünde
Faiz LM1 LM0 LM2 bir araya getirebiliriz
haddi • İki eğrinin kesiştiği noktadaki reel gelir Y ve reel
r1 faiz haddi r hem borçverilebilir fonlar hem de para
β↓ MS↑
piyasasında aynı anda dengeyi sağlamaktadır
• Denge gelir ve faiz düzeylerinde (Y0 , r0 )
r0
– Mal-hizmet piyasasında harcama ve gelir eşittir
– Borçlanabilir fonlar piyasasında tasarruf ve
r2 yatırım+kamu açığı eşittir
– Para piyasasında para arzı ve likidite talebi eşittir
• Tüm diğer gelir ve faiz düzeylerinde bir yada birkaç
Y
piyasa denge dışında olacaktır
Y0 Milli gelir
• Model faizi ve gelir düzeyini eşanlı belirlemektedir
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 145 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 146

LM-IS dengesi Para ve maliye politikası


r
• Maliye polikasının gevşediğini kabul edelim: kamu
Faiz açığı büyüyecektir
haddi
LM • IS eğrisi yukarı doğru kayar
• MB para arzını sabit tutarsa, faizler yükselirken gelir
artar
r0
• Eğer aynı anda MB para politikasını gevşetirse LM
eğrisi de aşağı kayacağından gelir artışı daha da
yüksek olur ama faiz değişmez
• MB para politikasını sıkarsa gelir sabit kalır ama
IS faizler daha da yükselir
• Siyasi istikrarsızlık sonucu beklentilerde bir
Y
kötüleşme ve tüketim eğiliminin düşmesi aynı anda
Y0 Milli gelir olursa IS aşağı LM yukarı kayacağından gelir
mutlaka düşer

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 147 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 148

Gevşek maliye ve para politikası LM-IS: değerlendirme


r
• Model Klasikler-Keynes zıtlığını bir arayol bularak
Faiz LM0 çözmeye çalışıyor
haddi • Klasik ekolün bir yandan kısa dönemde geliri sabit
LM1
tutmaktan vazgeçmesi diğer yandan Keynes’in
likidite talebini kavramını kabul etmesi demektir
• Kısa dönemde gelir dalgalanmaları ve faiz haddinin
r0
para piyasalarından etkilenmesi gerçek yaşamla
uyumludur
• O nedenle makroiktisadın temel ilişkilerini
IS1 açıklamakta yararlıdır
IS0 • Büyük zafiyeti fiyat düzeyini dışarıdan almasıdır
Y
• Keynesyen iktisatçılar IS-LM yerine fiyat düzeyini
Y0 Y1 Milli gelir kullanan toplam talep-toplam arz analizini
geliştirmişlerdir
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 149 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 150

Toplam talep – toplam arz Toplam talep - AD


• Model, gelir düzeyi-enflasyon ilişkisini arz-talep • Toplam talep eğrisi hanelerin, firmaları ve devletin
dengesi aracılığı ile açıklamaktadır her fiyatta mal ve hizmet talebini göstermektedir
• Şekil üstünde düşünelim: y eksenine fiyatlar genel • Kapalı ekonomide toplam talep tüketim, yatırım
seviyesi P, x eksenine ise milli gelir Y konur ve devlet harcamaları toplamıdır (açık ekonomide
• Toplam talep eğrisi P’nin azalan bir fonksiyonudur net ihracat NX eklenir)
• Toplam arz eğrisi P’nin artan bir fonksiyonudur Y=C+I+G
• Toplam arz ve toplam talep eğrilerinin kesiştiği • Tüketim ve yatırım fonksiyonları ve maliye
noktada hem milli gelir düzeyi hem de fiyatlar genel politikası sabit iken, toplam talep, fiyat düzeyinin
seviyesi belirlenmektedir fonksiyonudur
• Toplam arz eğrisinde uzun ve kısa dönemi Y=F(P|C,I,G,T)
ayırdederek uzun dönemde hem üretim fonksiyonu • P’nin gerilemesi, serveti arttırarak ve faizi
tahdidini hem de kısa dönemdeki dalgalanmaları bir düşürerek reel talebi arttırır (negatif eğimli eğri)
arada açıklamak mümkün olabilecektir • Sabitler değişince AD eğrisi kayar

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 151 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 152

Toplam talepte kayma Toplam talep eğrisi


• Tüketim fonksiyonun değişmesi: tüketim P
Fiyat Sıkı iktisat politikası
eğilimindeki artış eğriyi sağa, düşüş sola kaydırır Düzeyi
Gevşek iktisat politikası
• Yatırım eğiliminin değişmesi: yatırım arzusunda
artış eğriyi sağa, azalış ise sola kaydırır
• Maliye politikası: gevşemesi halinde (daha büyük
G yada daha küçük T) eğri sağa, sıkılması halinde P1
AD3
sola kayar
• Her üçünde çarpan katsayısı işler; sağa kayışta reel
faiz yükselir sola kayışta düşer P2
• Para politikası: gevşemesi halinde eğri sağa, AD2
AD1
sıkılması halinde sola kayar
• Para politikası gevşeyince reel faiz düşer, sıkılınca Milli gelir Y
Y1 Y2
yükselir
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 153 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 154

Toplam arz - AS Kısa dönem toplam arz - SRAS


• Toplam arz eğrisi firmaların her fiyatta mal ve P
Maliyet artıyor SRAS3 SRAS1
hizmet üretim ve arzını göstermektedir Fiyat
Düzeyi
• Uzun dönemde üretim fonksiyonu tarafından
belirlenir: LRAS dikeydir (klasikler) SRAS2
P2
• Kısa dönemde toplam arz fiyat düzeyindeki
değişmeden etkilenir: SRAS pozitif eğimlidir
• Yatay SRAS eğrisi basit Keynesyen modeli verir
• SRAS ekonominin maliyet yapısını yansıtır: daha P1
fazla üretim maliyeti yükselterek mümkündür Maliyet düşüyor
• Maliyet yapısını değiştiren faktörler kısa dönem arz
eğrisinde kaymaya neden olur
• Ücretlerde, vergilerde, kamu ve doğal kaynak fiyat-
larında değişim, verimlilik artışı ve fiyat beklenti- Y1 Y2 Milli gelir Y
lerindeki değişme halinde toplam arz eğrisi kayar

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 155 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 156

Uzun dönem toplam arz - LRAS Uzun dönem dengesi


P • Toplam talep eğrisinin kısa ve uzun dönem toplam
LRAS1 LRAS2
Fiyat arz ile aynı noktada kesişmesi ekonominin uzun
Düzeyi
dönem dengesidir
Ekonomik büyüme
P2 • Milli gelir tam istihdam düzeyindedir
• Fiyatlar üstünde artış yada azalış baskısı yoktur
• Uzun dönem denge makroekonomik istikrar
anlamına gelmektedir
P1 • Eğer her üç eğri (AD, SRAS, LRAS) aynı noktada
kesişmiyorsa çevrisel akımın düzgün işleyişi
bozulmuştur
• Eğer milli gelir tam istihdam dengesinin altında
ise ekonomi resesyona girmiştir
Y1 Y2 Milli gelir Y • Eğer milli gelir tam istihdam dengesinin üstünde
ise enflasyon gündeme gelmiştir
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 157 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 158

Uzun dönem dengesi Resesyonun iki nedeni


P
LRAS
• Uzun dönem dengeden sapma ya toplam talebin
Fiyat SRAS (talep şoku) yada kısa dönem toplam arzın (arz
Düzeyi
şoku) doğru yerde olmamasından kaynaklanacaktır
• Her iki durumda iktisat politikasının tepkisi büyük
önem taşır
P0 • Hükümet, bir resesyonun ortaya çıkması halinde
para ve maliye politikalarını kullanarak müdahale
edebilir
• Yada hiç bir şey yapmadan piyasaların ekonomiyi
AD tekrar dengeye getirmesini bekleyebilir
• Şokun talepten yada arzdan gelmesine göre farklı
Milli gelir Y sonuçlar ortaya çıkacaktır
Y0 • Örneklere bakalım

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 159 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 160

Toplam talepte düşüş Talep kökenli resesyon


• Toplam talep eğrisinin sola kayması ile başlayalım P
LRAS
Fiyat SRAS0
• Siyasi istikrarsızlık, tüketici-yatırımcının Düzeyi
karamsarlığı, vs. neden olabilir
• Hem milli gelir Y hem de fiyat düzeyi P düşer SRAS1
• Hükümetin resesyona para ve maliye politikası ile A
müdahale etmediğini kabul edelim P0
• İşsizlik ücretleri düşürecek ve zaman içinde kısa B
dönem toplam arz eğrisi de sola kayacaktır P1 C
• Bu şekilde ekonomi yeni uzun dönem dengesine P2
aynı milli gelir fakat daha düşük fiyat düzeyi ile AD0
ulaşacaktır AD1
• AD’de sola kayma ile oluşan resesyon SRAS’ın Milli gelir Y
sola kaymasına yol açarak dengeyi sağlamaktadır Y1 Y0
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 161 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 162

Olumsuz toplam arz şoku Olumsuz arz şoku


• Toplam arzda olumsuz şok maliyet yapısında artış P
LRAS
yani SRAS eğrisinin sola kaymasıdır Fiyat SRAS1
Düzeyi
• Açık ekonomide devalüasyon, doğal kaynak
fiyatlarında ani bir artış, enflasyon beklentilerinde SRAS0
kötümserlik neden olabilir C
• Yeni dengede milli gelir düşerken fiyatlar P2
yükselecektir: stagflasyon B
P1 A
• Resesyona karşı için devletin iktisat politikasının
gevşettiğini varsayalım (accomodating policy) P0
• Toplam talep sağa kayar: yeni uzun dönem AD1
dengesinde milli gelir aynı ama fiyatlar daha AD0
yüksektir Milli gelir Y
• Resesyonu engellemenin bedeli enflasyondur Y1 Y0

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 163 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 164

Resesyon ve iktisat politikası AD-AS: değerlendirme


• Ekonomiden kaynaklanan iki resesyon durumunda • Keynesyenler tarafından en yaygın kullanılan
iktisat politikasının farklı iki şeklini gördük modeldir
• Birşey yapmadan beklemek: resesyon SRAS • Ekonomide esas sorun enflasyon yada enflasyon
eğrisine sola kaydırarak kendi kendini tedavi tehdidi ise, LM-IS’e kıyasla daha anlamlıdır
etmektedir • LM-IS modeli ile çelişmez, tam tersine onu
• Maliye ve para politikasını kullanmak: toplam tamamlar
talepteki artışla resesyondan çıkılır ama fiyatlar • Toplam talep eğrisinin negatif, kısa dönem toplam
yükselir arz eğrisinin pozitif eğilimi teoride bazı sorunlar
• İlki daha iyi bir yol gibi duruyor ama bir sorun var çıkartmaktadır ama sağduyu ile tutarlıdır
• Kısa dönem toplam arz eğrisinde aşağı (sağa) • Önemli bir sorun, fiyatların artış hızı (enflasyon)
kayış uzun zaman ister, hızlı olmaz yerine mutlak düzeyi ile çalışmasıdır
• Talebin canlandırılması ise çabuk sonuç verir • Resesyonla mücadele ile enflasyon arasındaki
• Resesyon-enflasyon açmazı çok önemlidir çelişkiyi net göstermektedir
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 165 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 166

Açık ekonomi
• Artık kapalı ekonomi varsayımını terkederek açık
ekonominin işleyişine bakabiliriz
AÇIK EKONOMİ • Bir ekonominin açık yada kapalı olması iki ayrı
sürece tekabül eder
Kavramlar ve modeller • Dış ticaret akımları: ülke dışına mal ve hizmet
satılması ve ülke dışından mal ve hizmet satın
alınmasıdır
Altıncı Bölüm • Sermaye akımları: ülke dışında varlık satın
alınması ve ülke dışına varlık satılmasıdır
• Açık ekonomiler dünya mal-hizmet piyasalarında
ve dünya sermaye piyasalarında yer alırlar
• Bu husus çok önemlidir: açık ekonomi, hem mal
ve hizmet hem de sermaye akımlarını kapsar

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 167 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 168

Açık ekonomi olarak Türkiye Türkiye dışa açılıyor: 1979-99


• Dünyada mutlak olarak kapalı ekonomi yoktur 1979 1989 1999
• Her ekonomide ihracat ve ithalat vardır ( MİLYON USD)
• Mal ve hizmet ihracatının GSMH’daki payı bir GSYİH 92.774 107.012 183.755
ekonominde açıklık derecesini ölçer İhracat 2.261 11.780 29.326
• Sermaye hareketlerinin serbest olması (konverti- Döviz Geliri 4.798 22.472 53.249
bilite) bir başka makul açık ekonomi ölçüsüdür İthalat 5.069 15.792 40.692
• Türkiye ekonomisi 1980’e kadar nisbeten kapalı Döviz Gideri 6.271 21.511 54.613
bir ekonomi idi (%)
• 1980’lerde mal-hizmet ithalatını serbest bıraktı Endüstriyel İhracat/Toplam İhrac 34,7 78,9 90,0
• 1989’da TL’ye konvertibilite sağlandı İşçi Gelirleri / Döviz Gelirleri 35,3 13,5 8,5
• 1996’da AB ile Gümrük Birliği Anlaşması ile Döviz Geliri / GSYİH 5,2 21,0 29,0
açık ekonomiye geçiş tamamlandı Döviz Gideri / GSYİH 6,8 20,1 29,7
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 169 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 170

GSMH’da dış dünyanın payı 1975-2001 Ödemeler Dengesi (Bilançosu)


% • Ekonominin dış dünya ile tüm işlemleri Ödemeler
40
Dengesinde (yada bilançosunda) yeralır
35 • TCMB aylık olarak ÖD’ni hesaplar ve yayınlar
30 • Ödemeler Dengesi dört ana kalemden oluşur
25 – Cari işlemler hesabı
20 – Sermaye hesabı
15 – Net hata ve noksan
10 – Rezerv değişiklikleri
5 • ÖD daima dengededir: tanım icabı açık yada fazla
0 veremez
• Ana kalemlerin her birinde açık yada fazla olabilir
1975 1980 1985 1990 1995 2000 ama hepsinin toplamı daima sıfırdır
Döviz geliri/GSMH Döviz gideri/GSMH

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 171 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 172

İhracat, ithalat, net ihracat Cari işlemler hesabı


• İhracat (X) içeride üretilip dışarı satılan mal ve • ÖD’nin Cari İşlemler Hesabı ekonominin her tür
hizmetlerdir döviz gelir ve giderini kapsar
• Ithalat (M) dışarıda üretilip içeride satılan mal ve • Dış ticaret açığından daha kapsamlı bir ölçüdür
hizmetlerdir • Cari işlemler dengesi Net İhracat (NX) anlamına
• Net İhracat (NX) = Dış Ticaret Açığı ihracatla gelir
ithalat arasındaki farkdır • Cari işlemler hesabının alt kalemleri:
• Dikkat: iktisatçılar için ihracat ve ithalat – Mal ticareti: ihracat, bavul ticareti, ithalat, altın,
hizmetleri ve faktör gelirlerini de kapsar transit, vs.
• DİE tarafından her ay mal ihracatı (Free On – Görünmeyenler: turizm, faiz, navlun, kar
Board – FOB), mal ithalatı (Cost Insurance transferi, diğer görünmeyenler
Freight – CIF) ve dış ticaret dengesi açıklanır – Transferler: işçi dövizleri, resmi transferler
• Bunlar iktisatçıların kullandığı anlamda ihracat, • Dış ticaret açığı (fazlası) ve cari işlemler açığı
ithalat ve net ihracat değildir (fazlası) çok farklı şeylerdir
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 173 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 174

Dış ticaret açığı ve dış denge Sermaye hesabı


• ÖD’de, döviz geliri yada gideri olmayan döviz giriş
(Milyar USD) Ticaret Dengesi Görünmeyenler Cari İşlemler Dengesi ve çıkışları Sermaye Hesabına kaydedilir
ABD -454 20 -434 • Sermaye hesabı mali işlemleri kapsar:
– Yabancı doğrudan sermaye yatırımları (FDI)
EU - 11 -10 -15 -25 – Portföy yatırımları
Almanya 52 -76 -24 – Uzun dönemli borçlanmalar (1 yıldan uzun)
– Kısa dönemli borçlanmalar (1 yıldan kısa)
Brezilya -1 -25 -26 • Net sermaye hareketi NFI (Net Foreign Investment)
Rusya 61 -15 46 ekonominin dış dünya ile varlık alış verişini özetler
ve sermaye hesabı dengesi ile özdeştir
Türkiye -27 17 -10 • Net hata ve noksan kalemi kaynağı bilinmeyen
İspnya -40 22 -18 döviz hareketlerini yakalar
• TCMB döviz rezerv değişmeleri ÖD’de yer alır
2000 yılı verileri

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 175 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 176

Ödemeler dengesi: özet sunum Ödemeler dengesi özeti: 1994-2001)


A. CARİ İŞLEM LER DENGESİ B. SERMAYE HAREKETLERİ (REZERV HARİÇ) (MİLYARUSD) TOPLAM GSMH
İHRACAT FOB
DOĞRUDAN YATIRIM LAR (NET)
İHRACAT 1994-2001 % Pay
BAVUL TİCARETİ PORTFÖY YATIRIM LARI (NET)
UZUN VADELİ SERMAYE HAREKETLERİ
İHRACAT 232,8 16,5
TRANSIT TICARET
İTHALAT FOB KULLANIM LAR İTHALAT -328,0 -23,2
İTHALAT CIF TİCARET DENGESİ
ÖDEM ELER -95,2 -6,7
ALTIN İTHALATI
TRANSİT TİCARET
MEVDUAT (KMDTH-NET) GÖRÜNMEYENLER ve TRANSFER GELİRLERİ 185,5 13,1
KISA VADELİ SERM AYE HAREKETLERİ
NAVLUN VE SİGORTA GÖRÜNMEYENLER ve TRANSFER GHARCAMALARI -101,0 -7,1
DIŞ TİCARET DENGESİ VARLIKLAR (NET)
DİĞER M AL VE HİZM ET GELİRLERİ VERİLEN KREDİLER
GÖRÜNMEYENLER VE TRANFER DENGESİ 84,5 6,0
TURİZM
BANKALAR DÖVİZ MEVCUTLARI A. CARİ İŞLEMLER DENGESİ -10,7 -0,8
FAİZ
DİĞER DİĞER VARLIKLAR TOPLAM DÖVİZ GELİRLERİ 418,3 29,6
DİĞER M AL VE HİZM ET GİDERLERİ YÜKÜM LÜLÜKLER (NET) TOPLAM DÖVİZ GİDERLERİ -428,9 -30,3
TURİZM SAĞLANAN KREDİLER
FAİZ B. SERMAYE HAREKETLERİ (REZERV HARİÇ) 12,6 0,9
M EVDUATLAR
DİĞER
C. NET HATA VE NOKSAN
DOĞRUDAN YATIRIMLAR (NET) 6,1 0,4
TOPLAM M AL VE HİZM ET DENGESİ
KARŞILIKSIZ TRANSFERLER (ÖZEL) : NET GENEL DENGE PORTFÖY YATIRIMLARI (NET) -3,2 -0,2
İŞÇİ GELİRLERİ D. REZERV HAREKETLERİ TOPLAM BORÇLANMA (NET) 9,7 0,7
DİĞER
ULUS. PARA FONU NEZD. VARLIKLAR C. NET HATA VE NOKSAN 0,6 0,0
KARŞILIKSIZ TRANSFERLER (RESM İ): NET
ULUSLARARASI PARA FONU KREDİLERİ
İŞÇİ GELİRLERİ TOPLAM DÖVİZ ARZI (NET) (A+B+C) 2,5 0,2
DİĞER RESM İ REZERVLER
F. TOPLAM REZERV DEĞİŞİMİ (+ düşüş) -2,5 -0,2
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 177 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 178

Açık ekonomide tasarruf-yatırım İç ve dış tasarruf


• Milli gelir denklemini hatırlayalım • Yukarıdaki sonuç çok önemlidir
Y = C + I + G + NX • Açık ekonomide tasarruf-yatırım ilişkisini yeniden
• ÖD’den NX = NFI ifade edebiliriz
• Buna göre açık ekonomide tasarruf • Açık ekonomi, iç tasarrufun iç yatırımdan farklı
Y – C – G = I + NX olabilmesine olanak tanır
S = I + NX = I + NFI • Açık ekonomide toplam tasarruf iç ve dış tasarruf
Tasarruf = İç yatırım + Net sermaye hareketi toplamıdır
• Artı NFI (cari denge fazlası) yurt dışına net sermaye ST = S D + SF
çıkışıdır ve tasarrufun iç yatırımdan daha yüksek Toplam Tasarruf = İç Tasarruf + Dış Tasarruf
olmasıdır • Dolayısı ile yatırım toplam tasarrufa eşitlenir
• Eksi NFI (cari denge açığı) yurt dışından sermaye ST = S D + SF = I
girişidir tasarrufun iç yatırımdan daha küçük • + SF = - NFI = - NX (yani cari denge açığı)
olmasıdır • Dış tasarruf yüksek yatırımı finanse eder

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 179 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 180

Döviz kurları Döviz kurunda değişim


• Döviz kurları açık ekonominin en önemli • Aynı miktar TL ile daha çok döviz alabiliyorsak,
fiyatlar arasında yer alır TL nominal olarak değer kazanmıştır
• Biri gözlenen diğeri hesaplanan üç farklı kur • Aynı miktar TL ile daha az döviz alabiliyorsak
– Nominal döviz kuru (fiilen varolan) TL nominal olarak değer kaybetmiştir
– Reel döviz kuru (enflasyondan arındırılmış) • Devalüasyon ve revalüasyon aynı anlama gelir
– Satın alma gücü paritesi döviz kuru (nisbi fiyat fakat sadece sabit kur rejimleri için kullanılır
farklılıklarından arındırılmış) • Nominal değişimi iki ülke arasındaki enflasyon
• Nominal döviz kuru bir birim ülke parasının satın farkları ile karşılaştırarak reel döviz kuru bulunur
aldığı yabancı para miktarıdır • Türkiye’de bu hesabı TCMB yaparak (Tartılı
• Örnek: 1 $ = 1.300.000 TL Amerikalılar kurdur; Efektif Reel Kur – TERK) yayınlamaktadır
1.000.000 TL = 0.769 $ Türkler için kurdur • Nominal değişime ve enflasyon farklarına göre
• Yüksek enflasyon nedeni ile Türkiye’de döviz bir ülke parasının reel olarak aşırı-değerli yada
kuru ters kullanılmaktadır düşük-değerli olduğu söylenebilir
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 181 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 182

Satın alma gücü paritesi Nominal kur ve enflasyon


• Reel döviz kurlarını ne belirler? • Nominal kurların seyrini izlediğimiz zaman, uzun
• Uzun dönem için en eski ve yaygın hipotez reel dönemde ülkeler arasındaki enflasyon farklarının
kurların satın alma gücü paritesine göre bire bir nominal kurlara yansıdığını görürüz
belirlendiğidir • Yüksek enflasyonlu ülkelerde nominal kurlar
• Mantığı basittir: uzun dönemde dış ticarete konu sürekli değer kaybeder
olan bir ürün (tradeables) her yerde aynı fiyata • Düşük enflasyonlu ülkelerde nominal kurlar
satılmalıdır sürekli değer kazanır
• Reel kurlar, heryerde fiyatları eşitleyecek şekilde • Türkiye’de uzun dönemde nominal kurdaki
değişimin tümü enflasyon farkı tarafından
belirlenir; aksi halde ticaret karlı olacaktır açıklanmaktadır
• Ancak hizmetler için bu mümkün değildir • Ancak satın alma gücü paritesi hipotezi cari
• Dünya bankası ülke fiyat yapılarını karşılaştırarak denge ağırlıklıdır
Satın Alma Gücü Paritesi kurları (PPP) hesaplar • Kısa dönemde sermaye hareketleri nominal
ve yayınlar kurun belirlenmesinde çok etkilidir

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 183 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 184

Açık ekonomide denge: klasik model Borçverilebilir fonlar piyasası


• Önce basit bir model üstünde tasarruf, yatırım, dış • Açık ekonomide tasarruf özel ve kamu
açık, reel faiz ve reel kur ilişkisine bakalım tasarrufudur
• Modelde klasik varsayımı kullanacağız: milli gelir S = Y – C – G = ( Y – T – C) + ( T – G )
üretim fonksiyonu tarafından belirlenir • Tasarruf borçverilebilir fonlar piyasasında arzdır
• Bu durumda, iki piyasa (borçverilebilir fonlar
piyasası ve döviz piyasası) ve iki değişken (reel faiz • Yatırım borçverilebilir fonlar piyasasında taleptir
ve reel kur) olacaktır • Açık ekonomide tasarruf iç ve dış yatırım
• Değişkenler iki piyasada birden belirlenecektir toplamına eşit olmalıdır
• Borçverilebilir fonlar piyasasını ve döviz piyasasını S = I + NFI
tek tek ele aldıktan sonra ekonominin dengesini • Bu eşitliği denge reel faiz haddi temin eder
saptayacağız • Reel faiz haddi tasarrufla iç ve dış yatırımların
• Dikkat: döviz kuru piyasada oluşuyor (serbest kur eşit hale gelmesini sağlayacak düzeyde oluşur
rejimi); sabit kur rejimine sonra bakacağız
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 185 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 186

Borçverilebilir fonlar piyasasında Döviz piyasasında arz ve talep


denge • Döviz piyasasında arz ve talep Net İhracat NX ve
Net Sermaye Hareketi NFI kökenlidir (NX = NFI)
Faiz
haddi Tasarruf ( S ) • NX (cari işlemler dengesi) döviz piyasasında TL
talebini temsil eder (net ihracattan gelen döviz
bozduruluyor)
5%
• TL’nin reel değer kaybı TL talebini arttırır: NX
eğrisi negatif eğimlidir
• NFI (sermaye hesabı dengesi) döviz piyasasında TL
Yatırım ( I + NFI) arzını temsil eder (dış yatırım için döviz alınıyor)
• NFI borçverilebilir fonlar piyasasında belirlenir;
kurdan bağımsızdır: NFI eğrisi dikeydir
0 TL 1,200 trl. Borçverilebilir Fonlar
• Dikkat: NX ve NFI eksi yada artı olabilir (cari
(trilyon TL) işlemler dengesi açık yada fazla verebilir)

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 187 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 188

Döviz piyasasında denge Döviz piyasasında denge


• Reel döviz kuru döviz piyasasında TL talep ve rer
arzının eşitlenmesini temin eder Reel NFI
• Denge kurunda, net ihracattan gelen TL talebi net döviz
kuru
sermaye hareketinden gelen TL arzına eşittir
• Eğer dengede net ihracat eksi ise (cari dengede
açık), TL talebi negatiftir dolayısı ile TL arzı da
rer0
negatiftir (yani sermaye hesabında fazla vardır)
• Eğer dengede net ihracat artı ise (cari dengede
fazla), TL arzı pozitiftir dolayısı ile TL arzı da
pozitiftir (yani sermaye hesabında açık vardır) NX
• Denge dışında, talep arzdan yüksek ise (döviz
bolluğu) TL değer kazanır; arz talepten yüksek
ise (TL bolluğu) TL değer kaybeder Döviz piyasında
TL miktarı
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 189 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 190

Sermaye hareketleri ve faiz haddi Sermaye hareketleri ve reel faiz


• İki piyasa arasındaki bağı net sermaye hareketleri r
NFI kurmaktadır Reel
• Çünkü NFI miktarı borçlanabilir fonlar piyasasında faiz
haddi
belirlenmekte ama sonucu döviz piyasasında
gözükmektedir
• Net sermaye hareketini ne belirler?
• Ana belirleyici reel faiz haddidir
• İç faiz haddi yükseldikçe TL varlıkları cazip
olmakta, bu da dış yatırımı eksiye çevirmektedir
• İç faiz haddi düştükçe tersi olacaktır NFI
• NFI faiz haddinin azalan bir fonksiyonudur
• NFI eğrisinin istikrarı ekonomiler için çok Cari işlemler NFI = 0 Cari işlemler Döviz piyasında
önemlidir dengesi açığı dengesi fazlası TL miktarı

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 191 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 192

Açık ekonomide denge Açık ekonomide denge


• İki değişken, iki piyasada aralarındaki bağı kuran (a) Borçlanabilir fonlar piyasası (b) Net sermaye hareketi

net sermaye hareketleri fonksiyonu ile belirlenir Reel


r
Faiz Arz (S)
Reel
r
faiz

• Tüketim ve yatırım fonksiyonları, maliye politikası


ve dış talep veri iken, reel faiz düzeyi döviz kurunu r1 r1

belirler Talep (I + NFI)


NFI

• Tüketim ve yatırımın artması, maliye politikasının Borçlanabilr Net sermaye


gevşemesi: reel faiz yükselir ve TL değer kazanır Fonlar miktarı TL Hareketi TL

• Ekonomide harcama artınca toplam arzı arttırmanın Reel


Döviz
Kuru
Arz (NFI)

tek yolu ithalattır ve kur onu sağlar


• Dış talepte değişme: sadece kuru etkiler (faiz sabit) E1
• NFI eğrisinde ani bir yukarı kayma (güven Talep (NX)
bunalımı) hem reel faiz artar hem de TL değer TL miktarı
kaybeder (Şubat 2001?) (c) Döviz piyasası
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 193 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 194

Klasik açık ekonomi: değerlendirme Açık ekonomide LM-IS


• Model basit şekilde kur-faiz ilişkisini anlamaya • Hatırlayalım: LM-IS modeli borçlanabilir fonlar ve
yardımcıdır para piyasasından oluşuyordu
• Milli gelirin sabit tutulması analizi kısıtlamaktadır • Açık ekonomide NFI (net sermaye hareketi) ve
• Kur ve faiz reeldir; enflasyon, nominal faiz ve kur döviz piyasası ekleniyor
yoktur • Kapalı ekonomi IS eğrisinde sadece iç yatırım
• Para politikası yoktur (klasik “dichotomy”) vardı: şimdi iç yatırım + net sermaye hareketi var
• Açık ekonomide kurun esas itibariyle tasarruf- • LM eğrisi uygulanan kur rejiminden etkilenir: açık
yatırım ilişkisi ve iç para-döviz tercihleri ile ekonomide kur rejimi (sabit versus serbest kur)
belirlenmesi önemli bir sonuçtur para arzının kontrolünde çok farklı etki yapar
• Modele likidite tercihi ve para politikası eklenince • Serbest kur rejiminde LM eğrisi kapalı ekonomi ile
açık ekonomi için LM-IS modeline geçilir aynı özellikleri gösterir
• Böylece milli gelir Y de modelin içsel değişkeni • Dengede, milli gelir, reel faiz ve reel döviz kuru
halini alır eşanlı belirlenir

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 195 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 196

Açık ekonomide LM-IS dengesi Açık ekonomide denge


• Denge büyüklükleri: Y1 , r1 , E1 (a) LM-IS dengesi (b) Net sermaye hareketi

• Klasik açık ekonomi modeli ile aradaki önemli Reel


r
Faiz LM
Reel
r
faiz

fark, reel faizin döviz kuru üstünden net ihracatı


yani gelir düzeyini etkilemesidir r1 r1

• Örneğin reel faizin dengenin altında olduğunu IS


NFI

varsayalım Milli gelir Y Net sermaye


Y1
• Bir yandan düşük faiz yatırımları arttırdığından Hareketi TL

harcama ve milil gelir artacaktır Reel


Döviz
Kuru
Arz (NFI)

• Öte yandan TL değer kaybedeceğinden net ihracat


artışı da milli geliri olumlu etkileyecektir E1
• Tüketim, yatırım ve maliye politikasının etkisi Talep (NX)
klasik modele benzer ancak şimdi milli gelir de TL miktarı
aynı yönde hareket edecektir (c) Döviz piyasası
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 197 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 198

Para politikası ve mali kriz Sabit kur rejimi


• Para politikasının dengeye etkisine bakalım • Döviz kurunun piyasada belirlenmesi varsayımını
• Gevşek para politikası reel faizi düşürür ve buradan bugün için gerçekçidir ama geçmişte çok sayıda
TL’nin değer kaybına yol açarken aynı anda milli ülke sabit kur rejimini seçmişti
gelir artacaktır • Sabit kur rejiminde döviz piyasasında arz ve talep
• Düşük faiz ve kur, bir yandan yatırımı diğer yandan dengesizliği halinde piyasa kurun değişmesi ile
net ihracatı arttırarak geliri olumlu etkiler dengeye gelemez
• Güven bunalımı yada benzer nedenle likidite ve • Bu durumda arz-talep farkı MB rezervleri
döviz talebinde eşanlı ani artışlar düşünelim tarafından karşılanacaktır
• Likidite talebi LM eğrisinde, NFI artışı ise IS • TL talebi fazla ise rezervler artacak, TL arzı fazla
eğrisinde ciddi yukarı kayışa neden olur ise azalacaktır
• Üçlü etkisi vardır: r artar, E ve Y düşer • Rezerv değişmesi MB’nın para arzını denetlemesini
• Eşanlı ekonomik daralma, yüksek faiz ve devalü- zorlaştıracaktır (FX işlemleri)
asyon bir “mali krize” işaret eder • Sabit kur rejiminde para politikası etkili değildir

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 199 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 200

Sabit kurda döviz piyasası Şubat krizi ve dalgalı kur


rer • Şubat krizi öncesinde döviz kuru MB tarafından
Reel
döviz NFI belirleniyordu (sabit kur)
kuru Rezerv • Güven bunalımı sonucu NFI eğrisinde ciddi bir
kaybı yukarı kayış olduğunu kabul edelim
rer1 • Kur değişemeyeceğine göre döviz piyasasına TL
arzındaki (döviz talebindeki) artış olduğu gibi MB
rezervlerinden karşılanacaktır
• Rezerv düştükçe NFI eğrisi tekrar yukarı kayar
rer2 • Faizdeki tırmanma bu akışı değiştiremez
Rezerv
NX • Döviz kurunu serbest bırakmaktan başka çare
artışı
yoktur
• Dikkat: dövize yönelen TL tanım icabı para arzını
NX1 NFI NX2 Döviz piyasında
TL miktarı
kısıtlamakta ve faizi yükseltmektedir
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 201 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 202

Küçük açık ülkede denge Küçük açık ülkede IS-LM


• Bir başka özel hale bakabiliriz: küçük açık ülke • Aşağıdaki analize Mundell-Fleming modeli denir
(SOE) yada tam sermaye seyyaliyeti (perfect capital • Mal ve finans piyasasını özetleyen IS eğrisi döviz
mobility) kurunun azalan bir fonksiyonu olacaktır
• Kanada-ABD, Hollanda-Almanya gibi, büyük bir • Bir: reel faiz dışarıdan verilmiştir dolayısı ile kur
ekonomi ile bütünleşmiş küçük ülkeler örneği oynamaları harcamaları etkilemez
• Konvertibilite, küçük ülkede faizin büyük ülke • İki: kur yükseldikçe net ihracat azalır, kur düştükçe
faizine eşit olmasını sağlayacaktır net ihracat artar; yani kurun düşmesi toplam
• Bu durumda küçük ülkede faiz LM-IS eğrileri harcamayı arttırır
tarafından belirlenmez, dışarıdan verilir • Para piyasasını özetleyen LM eğrisi dikeydir
• Onun yerine, LM-IS analizini reel döviz kuru ile • Faiz dışarından verilince, para arz ve talebi
yapmak olanağı oluşur sabitlenir; yani para talebi kurdan bağımsızdır
• Yani y eksenine reel faiz yerine reel döviz kuru • Dikkat: faiz sabit olduğuna göre, her para arzı
konur, x ekseni gene milli geliri temsil eder miktarına bir tek milli gelir düzeyi tekabül eder

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 203 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 204

Küçük açık ülkede LM-IS dengesi Politikaların etkinliği


rer • Küçük açık ülkede dalgalı kur rejiminde maliye
Reel LM0 LM1 politikası etkin değildir
döviz
Gevşek
kuru
para • Kamu açıkları sadece döviz kurunu etkiler
rer1 politikası • Buna karşılık para politikası etkilidir: gevşek para
politikası (LM sağa kayıyor) kurun düşmesi ile
rer0 Gevşek birlikte net ihracat üstünden milli geliri arttırır
maliye
politisası • Sabit kur rejiminde durum tam tersidir
rer2 IS1 • Gevşek maliye politikası faizi yukarı itince, dış
kaynak (sıcak para) MB rezervine girer ve para
IS0 arzı artar (LM sağa kayar)
• Gevşek para politikasında para rezervi eriterek
MB’na geri döner (LM değişmez)
Y0 Y2 Milli gelir Y
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 205 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 206

Açık ekonomide LM-IS: değerlendirme Açık ekonomide AD-AS


• Faiz haddi, döviz kuru ve milli gelir düzeyi • Son olarak toplam talep-toplam arz modelinin açık
arasındaki ilişki makroiktisat için çok önemlidir ekonomide işleyişine bakalım
• İlişkinin kur rejimine ve sermayenin akışkanlık • Döviz kurunda değişme hem toplam talebi hem de
derecesine bağlı olduğu anlaşılmaktadır toplam arzı etkileyecektir
• Kur rejimi ve sermaye akışkanlığı özellikle maliye • Para ve maliye politikası aynı iken döviz kurunun
ve para politikalarının etkinliğini belirlemektedir düşmesi haline bakalım
• Güven sorununu ve ülke parasına ani bir saldırıyı • Düşük kur NX üstünden toplam talebi arttırır (AD
kavramsallaştırma olanağını vermektedir sağa kayıyor)
• Düşük kur ithal girdi maliyetleri üstünden toplam
• Modelin sadece reel büyüklüklerle çalışması, yani arzı azaltır (SRAS sola kayıyor)
enflasyon olgusunu kapsayamaması en büyük • Her ikisi enflasyonisttir: fiyatlar artar
eksikliğidir • Gelire etkisi belirsizdir: hangi eğrinin daha çok
• O açıdan toplam talep-toplam arz analizi ile kaydığına bağlı olarak gelir artabilir, azalabilir,
birlikte götürülmesi daha yararlıdır sabit kalabilir

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 207 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 208

Açık ekonomide olumsuz arz şoku Açık ekonomide olumsuz arz şoku
• Petrol ithalatçısı ülke için petrol fiyatlarındaki ani P
LRAS SRAS2
bir artışın etkisini izleyelim Fiyat
Düzeyi SRAS1
• Toplam arz azalır (SRAS sola kayar) ve kısa
dönemde stagflasyon görülür
SRAS0
• Petrole ödenen ek döviz resesyonun diğer ithalatı P3 C
azaltması ile bulunduğundan kur değişmez P2
• Para (maliye) politikasının gevşemesi toplam B
talebi yukarı kaydırır ama enflasyondaki artışla P1 A
birlikte dış açığı da büyütür
• Döviz talebindeki artış kuru düşürür ve SRAS P0
tekrar sola kayar (enflasyon hızlanır) AD0
AD1
• Açık ekonomide olumsuz arz şoku, devreye
enflasyonun girmesi ile kapalı ekonomiye kıyasla Milli gelir Y
Y1 Y0
daha da ciddi sorunlara yol açmaktadır
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 209 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 210

Açık ekonomi: değerlendirme


• Açık ekonomi hem mal-hizmet piyasasını (ihracat
ve ithalat) hem de sermaye piyasasını (sermaye
hareketleri) kapsamaktadır
• Döviz piyasası hem cari işlemler dengesinden hem MAKRO POLİTİKALAR
sermaye dengesinden gelen döviz arz-talebi
tarafından belirlenir İstikrar, kriz ve politika ikilemleri
• Açık ekonomide maliye ve para politikalarının
etkinliği ve işleyişi kapalı ekonomiden farklı ve Yedinci Bölüm
daha karmaşıktır
• Açık ekonomide klasik analizle Keynesyenler
arasındaki farklılık azalır
• Döviz kurundaki dalgalanmalar enflasyon-büyüme
arasındaki gerginliği arttırıcı yönde etki yapar

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 211 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 212

Büyüme-enflasyon açmazı Phillips eğrisi


• Toplam talebin toplam arzdan daha hızlı artması • Enflasyon-büyüme ilişkisini gösteren önemli bir
halinde fiyat düzeyinin yükseldiğini, aksi halde ise analitik ve ampirik araç Phillips eğrisidir
fiyat düzeyinin düştüğünü gördük • Phillips, İngiltere’de yüksek işsizlik oranlarında
• Genel kural, toplam arzı zorlayan (LRAS’nın daha düşük enflasyon, düşük işsizlik oranlarında ise
sağındaki) talep düzeyinin enflasyona yol açmasıdır daha yüksek enflasyon gözlemlemişti
• Buna karşılık Türkiye dahil pek çok ekonomide hızlı • İşsizlik oranının ekonominin büyüme hızının iyi bir
büyüme ile enflasyonun gerilediği dönemler kadar göstergesi olduğunu kabul edebiliriz
stagflasyon dönemlerine raslanmaktadır • Bu durumda, iktisat politikası sorumluları için
• Enflasyonla büyüme arasındaki kısa dönemli enflasyonla büyüme arasında bir tercih zorunluluğu
karmaşık ilişkinin ortaya çıkartılması o bakıma çok ortaya çıkmaktadır
önemlidir • Enflasyonda bir yükselmeyi kabul ederek maliye ve
• Her büyüme enflasyonist midir? Her küçülme para politikaları aracılığı ile büyüme hızlandırılabilir
enflasyonu düşürür mü? • Enflasyonu düşürmek ancak büyümeden fedakarlık
• Bu sorulara cevap arayarak başlayalım ederek mümkündür
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 213 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 214

Phillips eğrisi ABD’de makro politika


• 1960’lı yıllarda, Keynesyen iktisatçıların önerileri
Enflasyon %
çerçevesinde ABD yönetimleri Phillips eğrisini
makro politikalarda kullandılar
• İşsizliği düşürmek için enflasyonda küçük artışlar
göze alınıp toplam talep canlı tutuldu
• 1961-1969 arasında ekonomi aynen Phillips
eğrisinin öngördüğü gibi davrandı
• Enflasyondaki küçük artışlar (sekiz yılda % 1.5’dan
yüzde 5’e) işsizlik oranının % 7’den % 4’ün altına
indirilmesine olanak verdi
• Ancak, 1970’den itibaren bu ilişki bozuldu
İşsizlik oranı % • Enflasyondaki artış sürerken işsizlik tekrar
yükselmeye başladı

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 216

ABD’de Phillips eğrisi Phillips eğrisinde kayma


• Basit bir soru: Phillips eğrisi nasıl kayar?
10 • Cevap enflasyon dinamiğini anlamayı sağlar
Enflasyon oranı % • Üç unsuru ayırdedelim
8 – Beklenen enflasyon (πe)
– Beklenen satışların gerçekleşme oranı (u – un)
6 1973
1969 1971 – Arz kökenli şoklar (ν)
4 1968
1970
1972
• Fiili enflasyonu şu formül verecektir
1967 1966 π = πe - β (u – un ) + ν
2 1965 1962
• İlk kalem beklentiyi, ikincisi talep enflasyonunu,
1964 1961 üçüncüsü ise maliyet enflasyonunu ifade etmektedir
1963
• Maliyet enflasyonunu soyutlayalım
00 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 İşsizlik oranı %
• Aynı konjonktürde farklı beklentilere farklı Phillips
eğrileri ve enflasyon oranları tekabül edecektir
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 217 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 218

Beklentiler ve Phillips eğrisi Enflasyonda “inertia”


• Basit bir varsayım yapalım: beklentiler bir önceki
Enflasyon %
πe1 >πe0 > πe2 dönem enflasyona göre oluşsun: πe = π-1
• Ekonomi uzun dönem dengesinde olsun: u – un = 0
π1 • Arz şoku olmasın
• Formülden enflasyonun değişmeden süreceğini
buluruz: π = π-1
π0 • Bu durumda enflasyonun nedeni talep fazlası
olamaz çünkü yoktur
• Enflasyon, bir önceki dönemdeki enflasyon bu
π2 dönem de beklendiği için süregelmektedir
πe2 πe0 πe1 • Enflasyonun nedeni geçmiş enflasyondur
• Demek ki enflasyonu düşürmek uzun ve zahmetli bir
İşsizlik oranı % süreç olacaktır

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 219 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 220

Dezenflasyon ve fedakarlık oranı Rasyonel beklentiler


• % 60 enflasyonla ortalama büyüme hızını tuturmuş • Makro politikanın amaçlanan sonuçları sağlaması
bir ekonomi düşünelim beklentileri nasıl etkilediğine bağlıdır
• Bu ekonomide enflasyon nasıl tek haneye indirilir? • Ekonomik aktörler beklentilerini nasıl oluşturur?
• Dezenflasyon: enflasyonla mücadele süreci • Rasyonel beklentiler ekolü, piyasaların hükümetin
• Bir yöntem, yıllarca ekonomiyi resesyonda tutarak uyguladığı politikaların mantiki sonuçlarını
beklentilerin % 6’ya gerilemesini sağlamaktır beklentilerine dahil edeceklerini önerir
• Ekonomi dezenflasyon boyunca potansiyelinin • Bu durumda genişleyici politikalar enflasyon
altında büyümek zorundadır beklentisini değiştirerek Phillips eğrisinin
• Dezenflasyon nedeni ile kaybedilen milli gelir kaymasına yol açar
fedakarlık oranını verir
• Yani enflasyon yükselirken işsizlik azalmaz
• İkinci yöntem, tek seferde beklentilerin tek haneye
indirilmesidir • Aynı şekilde, hükümetin dezenflasyon kararlılığı
• Bu yapılabilirse, fedakarlık oranı sıfır olacaktır: varsa piyasalar bunu algılayacağından
maliyetsiz dezenflasyon dezenflasyonun fedakarlık oranı düşük olacaktır
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 221 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 222

2000 programında kur çapası Kur çapası ve Phillips eğrileri


• 1999’dan 2000’e Türkiye’de TÜFE % 68.8‘den % Enflasyon
39‘a gerilerken GSMH büyüme hızı % - 6.3’den % 130
1994
6.4’e yükseldi
• 2000 programı ile devreye giren kur çapası enflas- 110 1997
yon beklentileri düşürdü
• Phillips eğrisi ciddi şekilde aşağı kaydı 90 1996
• Hızlı büyümeye rağmen enflasyon düştü 1995
• 2000 programında fedakarlık oranı negatifti: yani 70 1993 1992
1998 1991 1999

enflasyonu düşerken milli gelir arttı 1989

• “Döviz kuru bazlı dezenflasyon programlarını” 1990 1988


2001

50
cazip kılan, çok düşük hatta eksi fedakarlık oranına 2000
olanak sağlamalarıdır 2000 kur çapası
• Maalesef Türkiye’de bu gerçek kavranmadı ve 30
programın çökmesine izin verildi 10,0 8,0 6,0 4,0 2,0 0,0 -2,0 -4,0 -6,0 -8,0
Büyüme
-10,0

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 223 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 224

Çoklu denge Popülizm


• “Çoklu denge” makroiktisatta beklentilerin önemini • Popülizm kavramı yüksek enflasyonlu ülkelerdeki
gösteren bir başka çok önemli kavramdır makro sorunlarının anlaşılmasını kolaylaştırır
• Aynı reel politikalar ve büyüklüklerle, beklentilere • Popülizm, bütçe açığının her zaman ekonomiye
bağlı olarak ekonomi biri kötü diğeri iyi iki ayrı zarar vermeyeceği varsayımı üstüne inşa edilir
noktada dengeye gelebilir • İki variyantı vardır:
• 2000 programının ilk dokuz ayı ile daha sonraki beş – Enflasyon ekonomiye zarar vermez
ayı reel politikalar ve büyüklükler açısından aynıdır – Keynesyen çarpan açığın finansmanını sağlar
• İlk dokuz ayda olumlu beklentiler büyüme ve • Popülist politikalar ya transferdir (memura zam,
dezenflasyon getirmiştir (iyi denge) çiftçiye destek, erken emeklilik, vs) yada sosyal
• Kasım sonrasında kötüleşen beklentiler ise Şubat içerikli kamu yatırımlarıdır (okul, hastane, vs)
krizi ile sonuçlanmıştır (kötü denge) • Popülist politikalar kısa dönemde toplam talebi
• 2001 yazında döviz kurunda oluşan “köpük-balon” arttırarak enflasyonu ve büyüme hızını yükseltirler
kötümser beklentilerden kaynaklanmıştır (kötü • Uzun dönemde dış dengesizliklere yol açarak
denge) ekonomik krizle sonuçlanırlar
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 225 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 226

Konvertibilite ve kriz Cari denge ve bilanço krizleri


• Popülist çevrim (cycle) sermaye hesabının serbest • Türkiye’nin savaş sonrası dönemdeki üç büyük
olup olmadığına bağlı olarak farklı çalışır ekonomik krizi (1958, 1979 ve 1994) popülist
• Konvertibilite yoksa, genel kural sabit kur rejimidir politikalar sonucu oluşan cari işlemler dengesindeki
• İç talep patlaması başlangıç koşullarına bağlı olarak açıklardan kaynaklanan krizlerdir
birkaç yıl hızlı büyümeden sonra büyük dış açıklar, • 2001 krizi farklıdır
döviz kıtlığı ve üretimin durması ile sonuçlanır • Geri planda, başta kamu bankaları (Ziraat ve Halk),
(1955-58; 1978-79) bankacılık kesiminde aşırı vade ve kur riski alınması
• Konvertibilite varsa bir süre dış açık yüksek faizle sonucu bilançoların bozulması yatmaktadır
cezbedilen kısa vadeli sermaye (sıcak para) ile • Cari denge krizlerinde paranın devalüasyonu kısa
finanse edilir sonunda büyük bir devalüasyon ve ağır sürede ekonomik dengelerin yeniden tesisini sağlar
bir resesyon yaşanır (1994) ve ekonomi hızla resesyondan çıkar
• 2001 krizi böyle bir popülist çevrime tekabül • Bilanço krizlerinde devalüasyon krizi derinleştirir ve
etmemektedir bankacılık kesimi sorunları resesyonu uzatır ve
• Krizi tetikleyen “bilanço sorunları” olmuştur derinleştirir

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 227 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 228

Sabit kur ve serbest kur Küreselleşme üçlemi


• Sabit kurun avantajı tüm ekonomik aktörler için • Açık ekonomi ve küreselleşme ülkelerin iktisat
belirsizliği azaltmasıdır politikası opsiyonlarını sınırlandırmaktadır
• Döviz kazanan kesimlerin uzun dönemli plan • Üç politika aracı:
yapmalarını kolaylaştırır – Sermaye akımları (konvertibilite)
• Buna mukabil, döviz kurunu koruyabilmek için iç – Faizler (para politikası)
talebi ve büyüme hızını düşürme pahasına sıkı para – Döviz kuru (kur rejimi)
politikaları uygulamak zorunluluğu doğabilir • Üçlem: bir devlet bu üçünden sadece ikisine
• Reel kurdaki değişmeler ani ve büyük oranda olur; hükmedebilir; üçüncüsü piyasaya kalacaktır
ekonomide hasar yapar • Konvertibilite varsa, ya faizi yada kuru denetler
• Dalgalı kur döviz kazanan ve kullanan kesimler için • Hem faizi hem de kuru denetlemek istiyorsa mutlaka
belirsizliği arttırır konvertibiliteden vazgeçmelidir
• Para politikasının iç talebin makul düzeyde • Gelişmiş ülkeler konjonktüre karşı para politikasını
tutulması amaçlı kullanılması olanağını verir ellerinde tutarlar; kur serbesttir
• Ani büyük kur hareketleri yaşanmaz • 1990-2000 arasında Türkiye kuru denetlemiştir
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 229 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 230

“Dandik Para” ve dalgalı büyüme Çalkantılı büyüme: 1988-2001


%
• Para ikamesi TL’ye sürekli içeriden saldırı riskini 10
getirmektedir 8
• Kuru korumanın yolu yüksek reel TL faizidir 6
• Olumsuz iç yada dış şok halinde para politikasını 4
gevşetme opsiyonu mevcut değildir
• Resesyonda genişleyici para politikası uygulana- 2

mayınca daralma derinleşmektedir 0


• Bu durumda küçük şokların bile büyüme hızında -2
88Q4 90Q4 92Q4 94Q4 96Q4 98Q4 00Q4

büyük dalgalanmalar yaratması kaçınılmazdır -4


• Serbest kurla reel faizler ve büyüme hızı -6
istikrarlıdır, döviz kuru ise dalgalanır
-8
• Denetimli kurla kur istikrarlıdır, reel faizler ve
büyüme dalgalanır -10
GSMH Büyüme Hızı ( 1988-2001) Ort.Büyüme Hızı (1988-2001)

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 231 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 232

Reel GSMH 1987-2001 Para talebinde istikrarsızlık


Milyar TL • Teknolojik yenilikler, sermaye hareketleri, para
130.000 ikamesi, kayıt-dışı ekonomi gibi etkenler para
120.000 talebinin istikrarını olumsuz etkiler
110.000
• Yeni mali enstrümanlar açık ekonomilerde MB
denetimi dışındaki para-benzeri varlıkları arttırmıştır
100.000 • Düşük enflasyonlu ülkelerde bile kısa dönemde
90.000 paranın dolaşım hızında ve para talebinde büyük
oynamalar izlenmektedir
80.000
• Para talebinin ve dolaşım hızının çabuk ve
70.000 beklenmedik yönde değişmesi MB ve para politikası
60.000 için önemli sorunlar yaratır
1987Q4 1989Q4 1991Q4 1993Q4 1995Q4 1997Q4 1999Q4 2001Q4 • Para arzı, para talebi ve faiz arasındaki ilişkiyi
GSMH (Alıcı Fiyatlarıyla)
gözden geçirmek gerekir
A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 233 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 234

Para arzının denetimi “Discretion versus rules”


• MB’nın para arzı miktarı üstündeki fiili denetimi • Para politikası fiilen nasıl yapılmalı?
herzaman yeterince hassas değildir • “Discretionary” politika sorumluluk ve yetkinin
• İki önemli sorunun altını çizelim MB’da olmasını ve MB’nın istediği araçları
• Hanelerin ve firmaların arzuladıkları mevduat/nakit ekonominin ihtiyaçlarına göre kullanmasını önerir
oranı hızla yükselebilir yada düşebilir • “Rules-based” politika ise MB’nın önceden
• Aynı şekilde bankaların kredi/mevduat oranı da açıkladığı bir para politikası kuralını konjonktüre
piyasa koşullarına bağlı olarak hızla değişebilir göre değiştirmeden aynen uygulamasını önerir
• Bu durumda para tabanı sabit iken ekonomideki para • 2000 yılındaki kur çapası kurallı politika örneğidir;
arzının artması yada azalması mümkündür şu anda ise MB para politikasında istediği araçları
• Para miktarını denetleme sorunlarının anlaşılması ihtiyaca göre devreye sokma yetkisini haizdir
sonucu MB’ları para politikasında ağırlığı faiz • Kurallara bağlı politika anlayışına “monetarizm” adı
oranlarına vermişlerdir da verilir
• Yani faiz haddi para arzını belirler • Keynesyenler MB’nın yetkilendirilmesini savunur

A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 235 A.S.Akat Makroiktisat – Nisan 2002 236

John Taylor’un kuralı Genel değerlendirme


• John Taylor Stanford Üniversitesi eski öğretim • Yüksek enflasyon, para ikamesi, belirsizlik ve güven
üyesi ve halen ABD Hazine Bakan yardımcısıdır (credibility) sorunları istikrarlı ortamlar için üretilen
• ABD için önerdiği basit para politikası kuralı ile teorik araçları geçersiz hale getirir
ünlüdür; Fed Başkanı Greenspan’ın bu kuralı • LM-IS ve AD-AS analizleri istikrarlı ekonomilerde
uyguladığı söylenir anlamlı şekilde kullanılabilir
• Kural MB iskonto haddini enflasyonun ve milli • Phillips eğrileri yüksek ve dalgalı enflasyon altında
gelirin hedef büyüklüklerden sapmasına bağlar yaşayan istikrarsız ekonomilere daha uygundur
id = π + 2.0 + 0.5 (π – 2.0 ) – 0.5 [ ( Y – Y ) / Y ] • Türkiye’de enflasyon ve büyüme hızında görülen
• Eğer enflasyon % 2 ve büyüme potansiyele eşit ise büyük dalgalanmalar Phillips eğrisindeki kaymaları
iskonto haddi % 4 olacaktır yansıtmaktadır
• Enflasyondaki artış ve büyümedeki hızlanma • Popülist anlayışların konvertibilite sonrasında
iskonto haddini arttıracak, büyümenin yavaşlaması süregelmesi gelişen ülkelerde raslanan mali krizlerin
ve enflasyondaki düşüş ise düşürecektir en önemli nedenidir

You might also like