You are on page 1of 12

Üzeyir Hacıbeyli

(Ağcabedi, 18 Eylül 1885 - Baku, 23 Kasım 1948)

XX. yy. Azerî müziğinin büyük klasiği, Türk-


köyünde öğretmen olarak çalışmış, 1905'teyse
Müslüman dünyasında ilk operanın müellifi, ga- millî gazete ve dergi çalışmalarına katılmak, ken-
zeted-yazar ve dram yazarı, kültür tarihçisidir. 19 disini gazetecilik alanında sınamak için Bakü'ye
Eylül 1885'te Ağcabedi kasabasında doğdu. Babası göçmüştü. Burada "Seadet" okulunda öğretmen
Ebdülhüseyn Bey asilzade olmakla beraber bir olmuş, aynı zamanda "Heyat" gazetesinde ter-
devlet memuruydu. Aileleri köklü bir Şuşa sakini cümeci olarak çalışmıştı. 1906-1907'de ise "Met-
olduğundan, ilk eğitimini Şuşa'da gördü. Burada buatda istifade olunan siyasî, hukukî, iktisadî ve
önce molla mektebine, daha sonraysa Rus okuluna esgerî sözlerin lüğeti" kitabını yayınlanmıştı. 1906-
devam etti. 1899-1904'te Gürcistan'ın Gori şeh- 1910'da ise "İkbal", "Yeni İkbal" gazetelerine, ay-
rindeki öğretmen okulunda tahsil aldı. Küçük yaş- rıca "Molla Nesreddin" dergisine "Filankes"
larında şiir ve musikiyle ilgilenirdi. Tar çalmayı da takma adıyla "Oradan-buradan" genel başlığı ile
öğrenmiş, 1897-1898'de Şuşa'da düzenlenen makale ve fıkralar yazmıştır. Bir süre "Yeni İkbal"
"Mecnûn Leylî'nin Mezarı Başında" müzikli oyun- gazetesinin başyazarlığını da yapmıştır.
larında koroda okumuştu. Gori'de tahsil aldığı yıl-
1909'da, tanınmış Rus yazarı Nikolai
larda, Rus dilini ve edebiyatını mükemmel öğ-
Gogol'un doğumunun 100. yılı kutlanırken, Üzeyir
renmenin yanısıra, müzik sahasında da dikkat
Hacıbeyli onun meşhur "Şinel" ("Palto") eserini
çekecek derecede ilerilemişti. Özellikle de skripka
Azerî Türkçesine çevirmiş ve yayınlatmıştı.
çalmağı öğrenmiş, ayrıca nota bilgisine sahip ol-
muştu. 22 Ocak 1908'de, bütün Şark'ta, Türk-İslâm
dünyasında ilk opera olan "Leylî ve Mecnûn" ope-
Gori öğretmen okulunu bitirdikten sonra,
rası sahneye konulmuştu. Bu eserin librettosunu
1904-1905'te Azerbaycan'ın Cebrayıl ilinin Hadrut
da besteci, Fuzûlî'nin aynı adı taşıyan mes- 1915'te Üzeyir Hacıbeyli gazetecilik faaliyetini
nevisinden almıştı. Bu ilk millî opera, Azer- yeniden başlatmış, bununla bir arada, besteci olan
baycan'ın kültür hayatında oldukça önemli bir ha- kardeşi Zülfükar Hacıbeyli ve gazeteci Ceyhun
diseydi ve Üzeyir Hacıbeyli'nin eserinin ardmdan Hacıbeyli ile birlikte, Hacıbeyli kardeşlerin müzik
kısa zamanda yeni operalar ve operattalar mey- cemiyetini kurarak, sadece Azerbaycan'ın değil,
dana geldi. 1908-1915 arası Üzeyir Hacıbeyli, faal tüm Kafkasya'nın, Orta Asya ve İran'ın müzik ha-
gazetecilikten bir ölçüde uzaklaşarak, bütün güç yatında büyük hizmetler yapmıştır.
ve kuvvetini müzik alanına yöneltmişti. Bu 1918'de Bakü'de Ermeni soykırımının şid-
yıllarda o, bir taraftan müzik eğitimini ta- detlendiği bir devirde, geçici olarak İran'a gitmek
mamlamaya, onu çağdaş seviyeye yükseltmeye ve zorunda kalmış, ama Azerbaycan Cumhuriyeti'nin
dünya müziğinin klâsik örneklerini öğrenmeye, kurulması haberini alınca vatana dönmüş ve Cum-
öbür taraftansa yeni eserler ortaya koymaya çaba huriyet'in resmî yayın organı olan "Azerbaycan"
göstermişti. Üzeyir Hacıbeyli, 1911'de Moskova'ya gazetesinin başyazarlığına atanmıştı. Üzeyir Ha-
giderek Rusya Müzik Cemiyeti'nin organize ettiği cıbeyli'nin, bu gazetenin sahifelerinde yayınlanmış
kursların dinleyicisi olmuş, 1913'teyse Petersburg ateşli, ihtiraslı, vatanseverlik ve milliyetçilik duy-
Konservatuarına girmişti. Birinci Cihan Savaşının guları ile dolu yazıları, o dönemde millî hislerin ve
başlaması nedeniyle buradaki müzik eğitimini bi- vatan sevgisinin uyandırılmasına büyük etki gös-
tirememişti. termiş, aynı zamanda tarih sahnesine yeni çıkmış
Gazetecilik faaliyeti ve yüksek müzik tahsili genç Cumhuriyetin fikir ve. düşüncelerini, amaç
almanın yanında, Azerbaycan millî müziğini, yeni ve isteklerini ortaya koymuştu.
türler ve eserlerle zenginleştirerek; 1909'da "Er ve Azerbaycan'daki 1920 Bolşevik devriminden
Arvad", 1910'da "O Olmasın, Bu Olsun" (ikinci adı sonra, Halk Maarif Komiserliği yanındaki "İn-
"Meşedi İbad"), 1913'te "Arşın Mal Alan" müzikli cesenet İşleri İdaresi" nin müzik bölümünün baş-
komedilerini, 1909'da "Şeyh Senan", 1910'da "Rüs- kanı olmuş, 1921'de Bakü'de, Azerbaycan Devlet
tem ve Söhrab", 1912'de "Şah Abbas ve Xur- Türk Müzik Mektebi'ni kurmuştu. 1928-1929 ve
şudbanu", "Esli ve Kerem", 1915'te "Leyla ve daha sonra ise 1938-1948 yıllarında Azerbaycan
Harun" opera ve operetlerini yazar. Bu eserlerin Devlet Konservatuarının rektörü olmuştu. 1940 yı-
hepsinin librettosunun yazarı da Üzeyir Ha- lında profesör ilmî derecesi verilmiş, 1945'te ise
cıbeyli'ydi. Bu eserleriyle o, yalnız millî müzik sa- yeni kurulan Azerbaycan Bilimler Akademisi'nin
natını değil, aynı zamanda millî dram sanatını da akademik üyesi seçilmişti. 1938'de, "SSCB Halk
bir açıdan zenginleştirmişti. Bu eserlerin hepsi de Artisti" fahri unvanı almıştı. Sovyet döneminde
yazıldığı dönemde sahneye konulmuş ve büyük il- Üzeyir Hacıbeyli, müzik teorisi ile daha fazla uğ-
giyle karşılanmıştı. "Arşın Mal Alan" müzikli ko- raşmış, "Azerbaycan Halk Müziğinin Esasları"
medisinin sehne başarısı ise daha büyük olmuştur. adlı temel eseri yazıp yayınlatmıştı. Onun 1937'de
İlk defa 1913'te Bakü'de oynamlan bu eser, o ta- bitirdiği ve şimdiye kadar dünyanın çeşitli ül-
rihten başlayarak dünya halklarının 60 diline çev- kelerinde sahneye konulan "Koroğlu" operasında,
rilmiş, dünyanın Paris, Londra, Newyork, Berlin, asrın başlarında bestelediği muğam operalarından
Pekin, Kahire, Dehli, Tahran vb. şehirlerinde farklı olarak, Azerbaycan musikî geleneklerine da-
büyük ilgiyle ve başarıyla sahneye konulmuştur. yanan, onunla bir sentez halinde götürülen çağdaş
Aynı zamanda, "O Olmasın Bu Olsun" ve "Arşın müzik öne alınmıştı.
Mal Alan" müzikli komedilerinden uyarlanarak
dünya ekranlarına çıkarılan başarılı, güzel filmler Üzeyir Hacıbeyli, 23 Kasım 1948'de Bakü'de
vefat etmiş ve büyük bir törenle, on binlerce ada-
çekilmiştir. Bu eserler kelimenin tam manasıyla,
mın katıldığı bir matem merasimiyle Baku'nun
Azerî Türkleri'nin hayatına girmiştir. Oradaki bir
"Fehri Hiyâbân" denilen onur mezarlığında top-
çok deyimler, bir ata sözü gibi halkın ağzına yer-
leşmiştir. Bu operettalardan birkaç aryayı ko- rağa verilmişti.
laylıkla mırıldanmayı başarmayan Azerî Türk'ü Üzeyir Hacıbeyli, XX . yy. Azerbaycan kül-
bulmak belki de mümkün değildir. türüne yalnız büyük bir besteci olarak değil, aynı
zamanda kuvvetli bir gazeteci-yazar sıfatıyla gir- manist, Bakı, 1981; Ağababa Rzayev. Çağlayan
miş, onun çok sayıdaki makale ve fıkraları, mü- Bulag. Bakı, 1981; Qulam Memmedli. Üzeyir
zikli komedileri; asrın başlarındaki Azerî Tür- Hacıbeyov. Heyat ve Yaradıcıhğının Salnamesi,
künün hayatını, geçimini, istek ve arzularını, Bakı, 1984; Refiqe Qasımova. Üzeyir Hac-
problemlerini ortaya koymuş, aynı zamanda bu ıbeyov'un Komediyaları, Bakı, 1984; Zemfika Sef-
problemlerin çözülmesi yolunda onlara manevî erova. Üzeyir Hacıbeyov. Bakı, 1985 (Rus, Ingilis,
destek olmuştur. Fransız, Alman, Arap, Fars Ve Türk dillerinde de
yayınlanmıştır); Zemfika Seferova. Üzeyir
Hacıbeyov Yaradıcılığında Nezeri ve Estetik
Eserleri: Problemler. Bakı, 1985; Yazıcı, Alim, Bestekar ve
Metbuatda Müste'mel Siyasi, Hüquqi, Iq- Incesenet Xadimleri Üzeyir Hacıbeyov Haqqmda.
tisadi Ve Esgeri Sözlerin Türk-Rusi Ve Rusi- Meqaleler ve Xatireler Mecmuesi, Bakı, 1985;
Türk Lüğeti, Qezete Ve Ceraidle Meşqul Olan- Qulam Memmedli, Reşid Quliyev. Üzeyir
lardan Ötrü Pek Lüzumlu Bir Düsturül-emeldir. Hacıbeyov. Bakı 1985; Üzeyir Hacıbeyov. Meq-
Bakı, 1907; Hesab Meseleleri, Bakı, 1907; O Ol- aleler ve Foto-Senedler Mecmuesi, Bakı, 1985; El-
masın, Bu Olsun, Bakı, 1912; Şah Abbas Ve Xur- çin. Üzeyir Hacıbeyovun Publisistikası,Bakı,1987
şud Banu, Bakı, 1912; Arşın Mal Alan, Bakı, 1914; ("Klassikler ve Müasirler" kitabında), Vitali Vi-
Esli Ve Kerem, Bakı 1914; Arşın Mal Alan, Bakı, noqradov. Üzeyir Hacıbeyov ve Azerbaycan
1915; Harun Ve Leyla, Bakı, 1915; Leyli Ve Mec- Musiqisi, Moskova, 1937 (Rus dilinde), Vitali Vi-
nun, Bakı, 1915 (Ceyhun Bey Hacıbeyli ile birlikte), noqradov. Üzeyir Hacıbeyov. Moskova-
Arşın Mal Alan, Bakı, 1916; Esli Ve Kerem, Bakı, Leninqrad, 1947 (Rus dilinde), Qubad Çjasımov.
1916; O Olmasın, Bu Olsun, Bakı 1916; Arşın Mal Üzeyir Hacıbeyov, Bakı, 1945 (Rus dilinde), Ser-
Alan, Bakı, 1917; Leyli Ve Mecnun, Bakı, 1917; gey Korev. Üzeyir Hacıbeyov ve Onun Operaları,
Şah Abbas ve Xurşud Banu, Bakı, 1917, O Ol- Bakı, 1953 (Rus dilinde); Xaver Ağayeva. Üzeyir
masın Bu Olsun, Bakı, 1918; Koroğlu. Bakı, 1937; Hacıbeyov. Bakı, 1955 (Rus dilinde); X. Melikov.
Azerbaycan Xalq Musiqisinin Esasları, Bakı, Üzeyir Hacıbeyov'un "Arşın Mal Alan" Müzikli
1950, 1960. Azerbaycan Xalq Musikisinin Esas- Komedisi, Bakı, 1955 (Rus dilinde), X. Melikov.
ları, (Rus dilinde), Bakı, 1957; Azerbaycan Xalq Üzeyir Hacıbeyov'un Müzikli Komedilerin
Musiqisinin Esasları, (Rus Ve Inqilis dillerinde) Dramaturji ve Üslub Xüsusiyyetleri, Bakı, 1956
Bakı, 1985; Beş Manat Ehvalah, Hekaye Ve Mini- (Rus dilinde); Elmira Abbasova. Üzeyir
atürler, Bakı, 1974; Azerbaycanm Musiqi Seneti Hacıbeyov'un "Leyli ve Mecnun" Operası. Bakı,
Haqqında. Bakı, 1966 (Rus dilinde); Oradan- 1960 (Rus dilinde); Elmira Abbasova. Üzeyir
buradan, Meqale Ve Felyetonlar, Bakı, 1981; Se- Hacıbeyov'un Opera Ve Müzikli Komediyaları,
çilmiş Eserleri, (Rus dilinde), Bakı, 1985; Seçilmiş Bakı, 1961 (Rus dilinde); Elmira Abbasova. Üzeyir
Eserleri, Bakı, 1986; Eserleri, 10 Cildde, C. I-IV, Hacıbeyov. Bakı, 1975 (Rus dilinde); Elmira Ab-
Bakı, 1964-1968. basova. Üzeyir Hacıbeyov Heyat ve Yaradıcılıq
Kaynakça: Yolu, Bakı, 1985 (Rus dilinde); Zemfira Seferova.
Üzeyir Hacıbeyov'un Musiqi Ve Estetik Gö-
Üzeyir Hacıbeyov. Biblioqrafik Me'lumat.
rüşleri,; Moskova, 1973 (Rus dilinde); Zemfira
Bakı, 1940; Firudin Köçerli. Üzeyir Hacıbeyovun
Çjafarova. Üzeyir Hacıbeyov. Biblioğrafiya. Azer-
Ictimai-Siyasi Görüşleri. Bakı, 1965; Bestekarın
baycanın Elm ve Medeniyyet Xadimleri Se-
Xatiresi. Meqaleler, Xatireler, Şiirler vs. Bakı,
riyasından, Bakı, 1978, (Rus ve Azerbaycan dille-
1976; Mirabbas Aslanov. Üzeyir Hacıbeyov. Bakı,
rinde); Üzeyir Hacıbeyov Haqqında Söz, Bakı,
1977; Mirabbas Aslanov. Üzeyir Hacıbeyov-
1985 (Rus dilinde); Rehim Reisniya. Üzeyir Hac-
Jurnalist, Bakı, 1985; Cahid Quliyev. Böyük Hu-
ıbeyov ve iki Inqilab. Tehran, 1986 (Fars dilinde)
vs.
O OLMASIN, BU OLSUN
4 perdeli operetta
(Üzeyir Hacıbeyov, Eserleri, on cilt, Bakü-1964, el, s. 80-83)
KONU: Rüstembey gene ve okumuş kızı Gülnaz Xanım'ı qoca tacir Meşedî İbad'a ere
vermek ve bu yolla da özünün maddi durumunu düzeltmek isteyir. Gülnaz'la gene
talebe Server biribirlerini sevirler. Server meseleden xeber tuttuqda Rüstembey'in
yanına gelir ve bir hiyle ile bu meseleni yoluna qoyacağmı bildirir. Yalnız Rüstembey
deyil, onun esrin ev-vellerindeki Azerbaycan heyatının bütün cehetlerini öz
şexsiyyetlerinde ifade eden dostları da Meşedî İbad'ı bacardıqları qeder soyurlar. Toy
günü ise gelin paltarı geyinmiş Server Meşedî İbad'm evine gedir ve onu Gülnaz
xanımla deyil, xanımın qulluqçusu Senem'le evlenmeye mecbur edir. Sade ve maraqlı
süjeti, şirin, axıcı dili ve gözel musiqisi sayesinde bu eser her bir Azerbaycan Türkünün
az qala başdan ayağa ezber bildiyi, bir sıra deyimlerinin zerb'ül-mesele çevrildiyi azsaylı
Milli Edebiyyat örneklerindendir.
I perde biler ki, Qarabağ'm pambıq beylerindenem. Hergâh
MEŞEDÎ İBAD - İndi âxırıncı sözünü de görüm bu cüre qoysam (lap dala qoyur) onda da qızm men-
qızı mene verirsen mi? Yoxsa vermirsense gedib den zehlesi22 geder. Ele biler ki, Gence qu-
ayrı qız alaram, deyerem ki, o olmasın, bu olsun. marbazıyam. Eğer belençik23 qoysam (tepesine
RÜSTEM BEY - Men öz sözümün üstünde qoyur), onda da Şamaxı lotosuna oxşaram24. Bes ne
duran adamam. Ancaq sen de gerek qabaqcai bir tövr qoyum? Hamısından yaxşısı budur ki, başı
balaca2 tedarük göresen3 (eli ile pula işare edir). açıq oturram, onda qızm xoşuna geler, ele biler ki,
MEŞEDÎ İBAD - Min manat besdir mi? obrazovanniyam. Doğrudan da men bir qeder ob-
RÜSTEM BEY - Min de üstüne qoy. razovannıyam25, çünki Uruslar men ile çox alış-
MEŞEDÎ İBAD - A kişi, axı bunun bir anbar da veriş eleyibler ve men onlardan Urus dilini de yaxşı
toy4 xerci var. öyrenmişem. (Ses gelir). Aha, deyesen qız gelir. İndi
RÜSTEM BEY - Doğrudur, ancaq ne elemek? gerek men seryoznıskı olum. (Bir kreslo üstünde bar-
Hergâh5 bir qeder cavanö olsa idin, bu iş senin daş qurub oturur)
üçün ucuz tamam olardı. Amma heyf? ki, qocasan, Gülnaz ile Senem dâxil olur.
taxsır özündedir. GÜLNAZ - Oy, men bu kişiden qorxuram.
MEŞEDÎ İBAD - A kişi, vallah men ne qeder SENEM - Ne kifir26 kişidir, ay Allah!
qoca olsam da min bığı8 burma cavana deyerem. MEŞEDİ İBAD (kenara) - Deyesen, menden qor
Sen ne fikir edirsen? Ala min beş yüz manat, qa- Xurlar. Zerer yoxdur, arvad kişiden qorxsa yax-
lanmı da sonra vererem (pul çıxanb verir). şıdır. (Onlara). Bir deyin görüm, xanım han-
RÜSTEM BEY - Olar. (Pulu alır) Zerer yoxdur. smızdır27, qulluqçu28 hansınız?
MEŞEDÎ İBAD - İndi men isteyirem ki, bir qızı SENEM - Men qulluqçuyam, o xanımdır. (Otu-
görüm danışdırım. Ne deyirsen? rurlar).
RÜSTEM BEY - Heç sözüm yoxdur. Eyleş9, bu MEŞEDÎ İBAD - Çox gözel, çox eceb. (Kenara).
saat qızı göndererem. Heç qulluqçunun özü de yaman29 deyildir, amma
MEŞEDÎ İBAD - Zarafat deyildir, bir etek pul xanıma söz yoxdur. Deyer verdiyim pullara. (Sükut.
verirem, bir baxım görüm mal ne cürio maldır, ver- Heç kes dinmeyir^. Meşedi tbad birden-bire gözlerini
diyim pula deyer mi? Menim istediyim odur ki, Gülnaz'in başına teref dikib diqqet ile baxır). Xanım
özüme lâyiq adam olsun. Yoxsa menden öteri te- senin ki, saçın bu qeder qeradır, yeqîn sen de
favütü yoxdur, o olmasın bu olsun... (Sükut). A kişi, menim kimi hena qoyursan.
birceli men bilmedim ki, camaat menim harama*2 GÜLNAZ - Xeyr, hena qoymuram.
qoca deyir? Vallah görünür ki, xalgm gözü pis MEŞEDÎ İBAD - He... Çünki men saqqalıma
görür. Budur ayna, bu da men (Aynaya baxır). hena qoyuram. Ele bildim ki, sen de saçma hena
Allah'a şükür, dişlerim hamisi câbecal3, saqqalım qoyursan. (Kenara). Amma lap nâhaq31 yere he-
da qapqara şevei4 kimi. (Diqqet ile baxır). Deyesen nadan şöhbet saldım. Heç yeri deyildi.
burada bir dene ağ tük vardır. Gerek dartaml5 çıx- GÜLNAZ - Menim başım ağarmayıbdır ki, he-
sm (Dartır). Ah, zehrimari6. Görünür ki, heyvan ba- naya ehtiyacı ola.
lası dellekl7 henanıl8 pis yaxıbdır (Çıxardır). Puff... SENEM - Allah'a şükür, xanım qocalmayıb ha.
Redd ol, şarlatan! Qoca odur ki, dişleri olmaya, MEŞEDÎ İBAD (telesik) - Xeyr, xanım, menim
gözü görmeye, qulaqları eşitmeye, özü de yerinden de saqqalım ağarmayıbdır. Men saqqalıma hena
terpenebilmeyei9. Men ki, elhemdülillah, quş ki- qoydum, qoymadım, hemişe32 şeve kimi qap-
miyem. Maşallah deyim ki, göz deymesin. Özüm qaradır. Amma men bir növ âdetkerde33 olmuşam
de elli yaşım ya ola, ya olmaya. (Güzgüye20 baxır) ve Fars da deyir ki, "terk-i âdet ba movcib-i me-
İndi men papağımı21 ne cür qoyum ki, qızın xo- rezest". (İreli gelir). Allah ölenlerinize rehmet ey-
şuna gelsin? Hergâh bele qoysam (kec qoyur), onda lesin, menim rehmetlik anam deyerdi ki, başımın
qız qorxar, ele biler ki, Bakı qoçusuyam. Eyer bele henasmm vaxtı keçende başım ağrıyır. Çünki
qoysam (gözünün üste qoyur), onda da qız ürker, ele âdetkerde olmuşdu.
1. önceden 2. küçücük 3. hazırlık görmesin 4. eğlence 5. her an 6. genç 7. yazık 8. bıyık 9. bekle 10. çeşit 11. bir tek 12.
nereme 13. sapasağlam 14. sert 15. koparayım 16. yılan zehiri 17. berber 18. kına 19. deprebilmesin 20. ayna 21. başlığımı 22.
nefreti 23. böyle 24. benzerim 25. (Rusça) bilgili 26. çirkin 27. hanginizdir 28. hizmetçi 29. kötü 30. dinlemiyor 31. haksız 32.
daima 33. alışkanlık kazanmışım
:

GÜLNAZ - Yeqîn ki, sizin de saqqalmızm he- SENEM - Ne üçün, şükür Allah'a, yaxşıyam.
nasınm vaxtı keçende ağrıyır. MEŞEDÎ İBAD - Çox gözel. (Gülnaz'a). Xanım,
MEŞEDÎ İBAD - Beli, ağrıyır. Saqqalım berk ağ- heç sen danışmırsan?
nyır. Bir de men sene deyim, insanın başının, ya saq- GÜLNAZ - Men gulag asıram.
qalmın ağlığı onun qocalığma delâlet eylemez. Bax, MEŞEDÎ İBAD - Çox gözel. Qulaq asmaq da
men iki yaşında Urus balası görmüşem ki, başı ağap- yaxşı şeydir. (Kenara). Qeribe yerdeyem, vallah, bir
paq qar kimi. Halbuki iki yaşında uşağa qoca demek gözel o yanımda, bir gözel bu yanımda. Şair çox
olmaz. Ve bir de siz benim başıma diqqet edin, heç gözel deyib ki: (oxuyur)
görün bir dene ağ tuk var mı? (Başını gösterir) Hüsn bağında gezesen Gül ü sünbül de-
GÜLNAZ - Heç qarası da yoxdur. resen. Sen kimi bir gözeli Bağın içinde göresen.
MEŞEDÎ İBAD - Bes bundan me'lûm olur ki, GÜLNAZ - Baxasan gül yanağına, olasan mest
insan cürbecür oluri. Sizin ikinizin de canı üçün, ü xumar.
indi dünya ele dönübdür ki, indiki ahıllar2 indiki BİR YERDE - Deyesen heç bele işret9 olamaz,
cahıllardan min pay3 yaxşıdırlar. Meselen, men sen ölesen
"Tarix-i Nâdir" kitabını yarısına qeder oxumuşam, (Musiqi)
ona göre hikmet elminden yaxşı biliyim var. İn- SENEM - Qoca kâftario, sene on beş yaş olan
sanın zahiri ne qeder çirkin olsa, batini o qeder qız ne gerek? Qorxmayırsan mı ki, âxırda gele başa
gözel olar. Mesel var ki, deyerler: o olmasın, bu kelekiı?
olsun. Elbette, ne zereri vardır, cavanhq olmasın, GÜLNAZ - Sene yüz yaşlı dul arvad yaraşar,
pul olsun. Pul ele eydir ki, qocanı cavan eyler ve ay deyenek.
pulsuzluq da cavanı qoca eyler. BİR YERDE - Üzünü it de görerse yalamaz sen
SENEM - Görünür ki, senin çox pulun vardır? ölesen.
MEŞEDÎ İBAD - Senin dövletinden kefim4 çox (Musigi)^
kökdürS. (Elini cibine sahb bir abbastf çuardır). MEŞEDÎ İBAD - Görürem ki, mene sen çox ye-
Buyur, bu abbasmı saxla, lazım olar, saqıza verib tirirsen gözünü
çeynersen. Qqrxuram kim ki, âxırda itiresen özünü.
SENEM - Xeyr, sağ ol, pul lazım olsa, ağam verer. GÜLNAZ - İsteyirsen mi, sözün men deyerem
MEŞEDÎ İBAD - Aha, o başqa mesele. (Pulu lap düzünü^
aoyur cibine). Heç pis arvad deyildir. (Ona). Bir BİR YERDE - Sen kimi bir qocaya qız yaramaz
mene de görüm senin erin var? sen ölesen.
SENEM - Xeyr, yoxdur. GÜLNAZ (Dururlar) - Hele ki, xudâfiz, biz
MEŞEDÎ İBAD - Çox gözel. (Kenara). Qa- gedek.
baqdan? bilseydim evvelce bunu alardım, sonra xa- MEŞEDî İBAD - Ay çox sağ olun, Allah
nımı. (Ona). Kefin necedir, yaxşı dolanırsan mı8? penâhmda olasınız. (Gedirler) Bir deli şeytan deyir
ki, ikisini de birden al.

ARŞIN MAL ALAN


KONU: Varlı tacir Esger evlenmek isteyir. Lakin evleneceyi kızı evvelceden görmek
isteyir. Dostu Süleyman Bey ona arşınmalçı paltarındai3 dolaşıb qumaş satmağı ve bu
yolla evlenmek istediyi qızı tapmağı14 meslehet görür. Esger Süleyman Bey'in mes-
lehetine qulaq asıb arşınmalçı kimi sehere çıxır. Tezlikle axtardığınıı5 tapır-Sultan
Bey'in qızı Gülçöhre'ni görüb beyenir. Gülçöhre de ilk baxışdan arşınmalçıya vurulur.
Lakin Sultan Bey qızını bir arşınmalçıya vermek istemir. Tacir Esqer'in elçilerine ise
derhal razılıq verir. Tacir Esgerle arşınmalçının eyni adam olduğunu bilmeyen Gül-
çöhre sevmediyi adamla birlikde yaşamagdansa özünü öldürmeyi düşünür. Lakin ese-
rin finalında hadiseler açılır ve Gülçöhre tacirin ürekden sevdiyi arşınmalçının özü ol-
duğunu görünce ikigat xoşbextl6 olur. Atası Sultan Bey de bu kelekden mâmnun galır.
Eser toy meclisleri ile bitir-Esger Gülçöhre'ye, dostu Süleyman Bey Sultan Bey'in qar-
daşı qızı Asya'ya, Esger'in xidmetçisi Veli Sultan Bey'in xidmetçisi Telli ile evlenirler.
Sultan Bey de arzusuna çatıri^-Esger'in xalası Cahan Xanım'ı alır.
IV perde ESGER. (gülür) - Hara qaçaq öz evimizden?
GÜLÇÖHRE - Ne danışırsan20? Bura kimin
Esger dâxil olub salam verir evidir?
GÜLÇÖHRE - Sensen, yoxsa özgedir?
ESGER - Menem, menem, Gülçöhre, ancayrn olıs, ESGER - Bura menim evimdir. Sonra da ola-
GÜLÇÖHRE (Ağlayır) - Görürsen menim başıma caq senin evin.
gelseydin, özmü GÜLÇÖHRE - Heç ne başa düşmeyirem2l. Meni
ne işler getirirler? Bir qeder gec 19
öldürmüşdüm. Sen buraya ne sayaq geldin? kim götürüb qaçıb?
Seni burada görseler öldürerler. ESGER - Men gönderdiyim adamlar.
Mümkün varsa, gel qaçaq (ecele ile dartır). GÜLÇÖHRE (fikirli) - Bes men ele bildim ki,
1. değişir 2. yaşlılar 3. kez, kere 4. keyfim 5. fazladır 6. eski
Rusya'da para birimi 7. önceden 8. iyi misin 9. içki 10. çirkin 11. hile, düzen 12. en doğrusunu 13. bohçacı kıyafetinde 14.
bulmağı 15. önerir, tavsiye eder 16. iki kat sevindiği 17. erer 18. rahat ol 19. ne şekilde 20. söylüyorsun 21. anlamıvorum
meni atam verdiyi tacir oğlanın adamları götürüb SULTAN BEY - Yeqîn özü de duldur mu?
qaçıblar. ESGER - Beli, duldur.
EŞGER-Elbette eledir. SULTAN BEY - He, de ver gelsin de...
GÜLÇÖHRE (lapi heyran galır) - Yene başa düş- ESGER - Gelsin, ne deyirem, Gülçöhre, zehmet
medin^, Allah eşaine meni başa sa31 görüm bu ne çek, xalamı çağır.
kelekdiH? Gülçöhre gedir
ESGER (gülür) - Bax, Gülçöhre, sene âşiq olan SULTAN BEY - Gelsin onu alım da. O dul,
arşmmalçı5 da menem, atan6 ere vermek istediyi men dul. Hekim de mene deyib ki, gerek arvad
tacir oğlan da menem. Men yalandan arşın malı alım. Men bilen hekim xalanı da görse deyer ere
satan olub özüme qız axtarırdım 7 ki, âxırda seni get.
tapdım8 ve atandan istedim. O da verdi, çünki atan ESGER - Ne sözüm var ki, al da... al ikibaşlı
bilmedi ki, men arşın mal satan oğlanam. Çünki o qohum olaq. İndi bildinmi ki, ikibaşlı qohum27 ne
evvelden meni görmeyibdir. demekdir?
GÜLÇÖHRE (naz ile) - Ay bîinsaf. Bes9 mene SULTAN BEY (gülür) - Bildim, bildim a ke-
yazığın gelmedilO ki, bu qeder eziyyet çekdim, lekbâz.
ezab çekdim, atam meni öldurmeli oldu... Özümü Gülçöhre ve Cahan dâxil olurlar.
öldürmeli oldum... (Naz ile) Bele bileydim, seni sev- SULTAN BEY (Cahan'a) - Eşşi, gel de. İreli gel.
mezdim... Görürsen senin bu bacıoğlun ne kelekbâz imiş. He,
ESGER - Bes burası vardır ki, bu şadlığımız indi ne deyirsen, bir nefer molla/bir kelle qend28 ve
bütün o eziyyetleri yuyurll, aparırl2, ele deyıl mi, üç manat pul ile aran necedir? Deyirem ele Esger
maralım Gülçöhre? ile Gülçöhre'nin ve sen ile menim toyumuz 2 ^ bir
GÜLÇÖHRE (âxırda razı olur) - Eledir. olsun.
ESGER - Di gel beri, gedek otaqları bir-bir CAHAN^- Ne deyirem, Allah xeyir versin.
gezek ve xalamı da görek. (Gedirler o biri otağa). HAMI - Âmin, âmin.
Bu halda bayır gapıdan Sultan Bey dâxil olur. SULTAN BEY - Balam, o uşaqlar evde tek qal-
ESGER - Selamunaleyküm, Sultan Bey, sen dılar, nigârandılar30. Sizin gedeni gönderin Asya
bize xoş gelmisen. ile Telli'ni bura getirsinler.
SULTAN BEY (evvel xoş üzle, sonra teeccüble^) - ESGER - Bu saat gönderim (Çıxır).
Balam, sen... Sen Esger'sen, yoxsa o arşın mal SULTAN BEY - Eşşi, vallah sevindiyimden ele
satan? bilirem ki, cavan oldum... (Tez dilini dolayır). Yeni
ESGER - Xeyr, men Hacı Mürsel oğlu qoca da deyilem, ele cavan kimi bir oğlanam. Ma-
Esger'em, senetim.14 tâcirlikdir. şallah olsun mene.
SULTAN BEY - Deyirem axı, ancaq menim Esger gelir
gözüm bele görükdü ki, qabağımdakıi5 o gededirlö. ESGER - Gönderdim getdi.
ESGER -Hansii7gede? Bu halda Süleyman daxil olur.
SULTAN BEY - Heç, bir gede var idi, arşın mal SÜLEYMAN - Selamüneleyküm.
satardı. SULTAN BEY - Paho, Süleyman, eleykessalam,
ESGER - Bilirem, sen istedin ki, onun xalasmı balam şenin bu dostun ne kelekbâz imiş...
alasan, o da evezindelS senden qızını istedi. Sen de SÜLEYMAN - Beli, çox kelekbâzdır, Bilmirem
acıglanıbi9 qovdun, beledir mi? kimden öyrenib?
SULTAN BEY (teeccüble) - Eledir... Balam20, sen ESGER - Nece kimden öyrenmişem? Bunların
haradan2l bilirsen? hamisini sen öyretmedin mi? Odur, xalam desin.
ESGER - Nece22 bilmeyim ki, o men özüm23 CAHAN - Doğrudur, bütün bu keleklerin baş-
idim? çısı Süleyman'dır. O öyretdi.
SULTAN BEY (heyretle) - Ne danışırsan? SULTAN BEY - Bele imiş... Süleyman, men seni
ESGER - Beli24, men qesden etdim ki, qızı heç bele bilmezdim. Bu işleri haradan öyrenibsen?
görüm, sonra alım. SÜLEYMAN - Bey, öz başımdan çıxardıram.
SULTAN BEY - Doğru deyirsen? SULTAN - Ay senin başm var olsun.
ESGER - Budur, gızm tesdiq eder. (Çağırır Gül- SÜLEYMAN (Birden Gülçöhre 'ni görüb diqqet ye-
çöhre'ni) Gülçöhre! tirir). - Yaxşı, Gülçöhre budur?
GÜLÇÖHRE (dâxil olub atasına terefgedir) - Bax, EŞGER - Beli, budur.
ata, hem sen deyen oldu hem sen men deyen. Esger SÜLEYMAN - Bes men gördüyüm qız buna
sizi keleye goyub, senin açığına ve menim de oxşamayır3i.
ezâbıma sebeb oldu, bütün teqsir25 de bundadır. SULTAN BEY - Sen yeqîn32 Asya'nı görübsen.
SULTAN BEY (ayılır) - He, indi, başa düşdüm. SÜLEYMAN - Asya kimdir?
Çox kelekbâz26 imişsen. Rehmetlik senin atan heç SULTAN BEY - O menim qardaşım qızıdır.
bele deyildi. Ya Allah (El verir). Kefin yaxşıdır mı?.. SÜLEYMAN (sevinir) - He? Eşşi, ele ise men ne
Ay qız, Gülçöhre, beri gel. (Gülçöhre gelir, atası onun üçün bekar galim? Ver men de toy edim de...
alnından öpür). Çox gözel, çox pâkize, vay seni SULTAN BEY - Doğru deyirsen?
Esger. Amma eceb kelekbâz imişsen. (Yadına SÜLEYMAN - Elbette.
düşür). Yaxşı, balam, bes senin xalan nece oldu? SULTAN BEY - Verdim, al.
He? Heqiqet o senin xalan idi, yoxsa o da kelek idi? HAMI - Allah xeyir versin, Allah xeyir versin,
ESGER - Xeyr, doğrudan xalamdır. ne eceb oldu.

1. büsbütün 2. anlamadım 3. bana anlat 4. hiledir, yalandır 5. bohçacı 6. baban 7. arıyordum 8. buldum 9. yeter 10. acı-
madın mı 11. yıkar 12. götürür 13. şaşkınlıkla 14. mesleğim, işim 15. önümdeki 16. dilencidir 17. hangi 18. karşılığında
19. sinirlenip 20. yavrum 21. nereden 22. nasıl 23. kendim 24. evet 25. kusur, suç 26. düzenbaz 27. iki taraflı akraba 28.
seker 29. düğünümüz 30. rahatsızdılar 31. benzemiyor 32. mutlaka
SÜLEYMAN (Kenara) - Bax, merd yoldaşın SULTAN BEY - Ay qız, Telli, Veli'ye gedersen
âxırıi bele olar. mi?
Bu halda Asya, Telli ve Veli gelirler. TELLİ (merd-merdana) - Beli, gederem.
SULTAN BEY - Bax, budur geldiler. Ay qız, SULTAN BEY - Veli, sen Telli'ni alarsan mı?
Asya, bu oğlana seni versem gedersen mi? VELİ (utanır ve birden-bire) - Beli, alaram.
ASYA (utana-utana) - Beli, gederem. (Gülür).
SULTAN BEY - Qoçaq2 mzsan. Gülçöhre'den HAMI - Allah xeyir versin.
ağıllı oldun. Çox ğözel, çok pakize (Veli ile Telli bi- SULTAN BEY - Yaxşı, balam, toylarımızı ne
rıoirlerine baxırlar. Veli berk? ah çekir). Ede, ne
4
yaman ah çekdin, bala ne derdin var ki? vaxt başlayaq?
ESGER - Ne derdi olacaqdır? Gülçöhre'ni mene HAMI - Ele bu gün.
verdin, Asya'm Süleyman'a verdin, xalamı özün SULTAN BEY - Bes ele ise başlayaq. Düzülün.
alırsan, indi Telli'ni de ver ona. Cüt-cüt5 oynayırlar. Evvelce musiqiye göre
HAMI - Doğrudur, doğrudur. ağır, sonra musigi tezleşdikce tez-tez oynayırlar.
SÜLEYMAN (Veli'ye) - He, dedim ki, axı sen PERDE
de hazırlaş...
1913

BİZ HAMIMIZ QAFQAZLI BALALARIYIÇ)


(c. III. s. 31 - 35)
Daha besdir, ağlımızı başımıza cem edek6, malıdır. Bu esas üzre dolanmahyıqi7 ki, eğyârdan8
minlerce illerden? beri eşk ile qan sellerine qerq yetişen zerbeler de bizim üzerimizde eserpeziri
olan Vetenimizin bele bir dehşetamiz8 menzeresini olmasın...
pozub ittifaq gününün şe'şeesi altında nurlanmağa 1906
qeyret edelim. MEREZLERİMİZDEN BİRİ
Biz hamımız Qafqazlı balalarıyız, aramızda (c. III. s. 36)
ülfet olsun, biribirimize üz9 tutaq, yek-diğerimize
rast geldikde qelbimiz mehebbet, sevgi hissinden
ne'şet edib fereh ile mehşun olsun. Yek- Dünyada en alçaq sifetlerin biri, zennimce,
digerimizin qem ve ferehinden hissiyab olaq. cür'etsizlikdir. Bu sifet çox vaxt insanın bed-
Biz hamımız Qafqaz balalarıyıq. Qafqaz haq- bextliyine bele bâis olur. Cür'etsiz adamdan yaxşı
qında aelbimizde beslediyimiz mehebbet tebiidir iş baş vermez20. Sairlerin musibetine dexi sebeb
ki, gerek bizi bir-birimize merbut elesin. Qerez ve olar. Cür'etsiz yoldaşdan uzaq olmaq yaxşıdır.
terefgirlikden müstövlid büğz ve edavet kimi Cür'etsiz adam heç bir teşebbüse müveffeq olmaz.
denîio hisslerden özümüzü temizleyerek. Besiret İşini xerab eder, heç bir semere görmeyib elden bu-
özü ile halımıza bir nezer ataq-hamımız Qafqaz raxar. Halbuki her bir işde cür'et lazımdır...
alalarıyıq, zeruret ve ehtiyacımız birdir. Is- ... Bu gün cür'etli İngüisler, Amerikalılar
tiqbalımızm rifah ve seadetini te'min edecek aüvve kürre-yi erzin her bir nöqtesinde hökmü fer-
hamımızın hümmet ve qeyretine bağlıdır. Yalqızll madırlar. Cür'etsiz İran ise eğyâr tecavüzünden
elden ses çıxmaz. Birimiz musibet qaranlığına gi- dexi özünü qorumağa qadir deyildir.
riftar olduqda diğerimiz onun texlisine can-i dil-
den müsai serf etmelidir. Birimize bextiyarlıg İşığı Biz, Rusiya Müselmanları dexi bir artıq21
üz çevirse, diğerimizi de ondan Mfisiyâb etmeliyik. cür'et sahibi olduğumuzu meydana çıxarabilmerik.
Birimize bedbextlik âriz olsa, diğerimiz xoşbext Bizde cür'et ölübdür, ehyâ etmek lazımdır.
olabilmerik. Biz bunu özümüze yegîn etmeliyik. ... Biz bir işe iqdâm etmeden qabaq22 öz aciz-
Bu nöqte-yi nezerden seadete nail olmağa ça- liyimizi iqrar ederek mezkur işden heç bir şey çıx-
lışanımız diğerinin de seadetine qeyret etmelidir. mayacağmı hökmen özümüze yeqîn edirik ve şövq
Biz hamımız Qafqaz balalarıyıq. Birimizin ü hevesden düşüb ebes yere fürsetimizi elden bu-
düşmeni varsa, hamımızın düşmenidir, define raxırıq. Birimiz bir iş tutmaq istedikde diğerimiz
hamımız çalışmalıyla. Birimizi tehlüke tehdid edir- ona mâne olub, cür'etsizlere mensub bir eda ile,
se, hamımızı tehdid edir, nicatımız ittifaadadır. sen, yaxud biz bacaracağımız23 iş deyil-deyib bu
Din, millet ayrılığı bizim ittifaqımıza sedd olmasın
gerek. Biz hamımız Qafqaz balalarıyıa. işden serfnezer etmeyi dexi teşviq edirik.
Hemre'yliki2, hemfikirlik, hemmesleklikis, ... Bele çıxır ki, biz her bir ittifaqda nik-
hemkârlıq-bunlar hamisi bizim vezife-yi mü- binlerden24 edd olunduğumuz halda, tek bir bu
qeddeslerimizden edd olunsun gerek. Eks-teqdirde yerde bedbinliyi qebul edirik. Görünür bizim öz
heç bir işimiz düz getirmez^, taleyimizis nifaqve qüvvetimize e'timadımız yoxdur. Varmışa da itib-
edâvet üçün bizi biribirimize uğratmayıbdır. Biz dir25. Budur ki, indi bizim cür'etsizliyimiz ve aciz-
bunu isbat etmeliyik. liyimize müqerr olmağımız her bir iş müqabilinde
Biz hamımız Qafqaz balalarıyıq. Medeniyyetli el-ayağımızı bağlayıb, bizi hereketsiz buraxır.
ve me'rifetlimiz cehaletde qalanımıza, qüvvetlımiz Cür'etsizlikden başqa bir de ümumiyyet e'tibarı ile
zeifimize, servetlimiz tavanasızlarımızaiö arxa ol- diğer bir fena sifet dexi müşahide olunur. Bu da
1. sonu 2. yiğit 3. şiddetli 4. kötü 5. çift çift 6. toplanalım 7. yıllardan 8. dehşet saçan 9. yüz 10. alçak 11. yalnız 12.
aynı görüşü paylaşmak 13. meslekdaşlık 14. başarılı olmaz 15. şansımız, talihimiz 16. yoksullarımıza 17. hareket etmeliyiz (de-
yinmeliyiz) 18. rakipden 19. bağlayıcı 20. iyi iş çıkmaz 21. çok 22. önce 23. becereceğimiz 24. iyimserlerden 25. yitmişdir
âcizlikdir. Balaca bir musibet ve bedbextliye düçâr Ona göre:
olanda biz özümüzü bilmerrel itiririk. Esline bax- "Qezete oxumaq Müselmana haramdır".
san bu da bizim cür'etsizliyimizden doğan bir si- Qezete oxuyan Müselman qezete sütunlarında
fetdir. derdine derman, ehtiyaclarma elac, işine encaml?
... Bizim her birimiz gerek işini tereqqiye min- tapıri8, Ona göre:
dirmeye çalışsın. Ona göre de heç bir teşebbüs mü- "Qezete oxumaq Müselmana haramdır".
qabilinde özümüzü aciz bilib cür'etsizlik et- Qezete oxuyan Müselman qezeteden teselliyâb
memeliyik. İnsan tûzigârm önüne yumalatdığı2 olur, qem ve kederi dağılır, qemâbâd!9 könlü teselli
çetinliklerle mübarijzede3 olmaq üçün yaranıbdır4. tapir. Ona göre:
Acizlik ve cür'etsizlik göstermekdense mübarize "Qezete oxumaq Müselmana haramdır".
edib rûzigâra basılmamaq efzeldir. Ona göre Müselmanlar me'lumatsız, biliksiz
1906 olsunlar, dünyadan xeberleri olmasın. Dargöz, ağ-
ORADAN-BURADAN lıgödek20 olsunlar, öz derd ve ehtiyacmdan, qor-
(c. III. s. 46) xulu musibetinden bîxeber olub çaresiz, dermansız,
Hürriyyet-i metbuat dedim, yadıma Osmanlı elacsız qalsınlar, üreklerini deşen qem ve elemden
senzoru5 düşdü. Bir defe "Veqt" gezetesini oxu- xilas olub teselliyâb olmasınlar.
duğum yerde bele xebere,rast geldim: "Bunlar hamisi halaldır".
"Osmanlı'da Aydm vilayetinde berk6 yağmur
olub ehaliye xeyli zerer olduğunu Osmanlı senzoru QAFQAZ'DA MÜSELMAN KENDLİSİNİN HALI
qezetelerden pozmuşdur7" (c. III. s. 195)
İndi bunu görüb men de fikir eleyirem ki, ne SİÇAN - Atakişi emi, taxılın cücermedi2l?
yaxşı olardı. Osmanlı senzoru Qafqaz qezetelerine ÇEYİRTKE - Atakişi emi, taxılın göyermedi22?
de baxıb Zengezur zererdîdelerininS ehvalatmı HÖRÜMÇEK HACIMURADXAN - Atakişi
poza idi ve bizim "üreyi yuxa" dövletlilerimizin emi, taxılını döymeyirsen?
qelbini xarab elemeye idi. BEY - Atakişi emi, taxılını çuvala yığmırsan?
Zengezur dedim, yâdıma bir nâğıl düşdü: STRAJNİK - Atakişi emi, xurcunlarım23 ha-
Günlerin bir gün Zengezur'lu bir Müselman zırdır, taxıl nece oldu?
açlığa tâb getirebilmeyi yere ymlıbdır ve de- ATAKİŞİ EMİNİN UŞAQLARI - Dede, bes
yibdir ki, ay aclıq, sen ne yaman güclüsen. teze taxıldan ne zaman çörek bişireceyik?
Aclıq cavab veribdir ki: Balam, güçlü ol- ATAKİŞİ EMİNİN QARNI - Qurr... A kişi,
saydım, çörek meni esir edebilmezdi. acından öldüm ki...
Zengezurlu deyib: Ay çörek, sen ne yaman ATAKİŞİ EMİ (acıqh) - Qarmm. Barı sen, sense
güclüsen? Çörek cavab veribdir ki: Balam, güçlü dinme. Yoxsa, Qur'an mene qenim olsun ki, so-
olsa idim meni pul ile satın alıb yemezdiler. xaram xenceri, tökerem bağırsaqlarmı çöle ya!
Zengezurlu deyib: Ay pul, sen ne yaman güc-
lüsen? Pul cavab veribdir ki: Güçlü olsa idim döv- KEND MEKTEBİNDE
letliio Müselman meni sandığa basıp ağzımı da (c.III. s. 196)
berki l-berk bağlamazdı. MÜELLİM (şagirde) - Atan var?
Zengezurlu deyib: Ay dövletli Müselman, sen ŞAGİRD - Var.
ne güclüsen? MÜELLİM - Anan var?
Dövletli Müselman cavab verib ki: Ay balam, ŞAGİRD - Var.
men tövr güclüyem ki, sen Müselmanı orada acın- MÜELLİM - Neçe24 qardaşsmız?
dan ölen görüb bir tikel2 çörek uzatmağa da elim ŞAGİRD - Üç.
gelmeyir? MÜELLİM - Nece bacın var?
O yedi yere keçdi, sen de ye dövre keç. ŞAGİRD - Beş.
MÜELLİM - İndi hesab ele gör sizin külfetde
*** nece adam var?
Qezete oxuyan Müselman qezeteden me'lumat ŞAGİRD - (Bir qeder fikirden sonra) - Mirze, on
qazanır, biliyilS artır. Ona göre: bir adam var.
"Qezete okumaq Müselmana haramdır". MÜELLİM - Necin on bir nefer25? Bu ki, on
Qezete oxuyan Müselmamn bütün âlemin eyler.
ehval ve övzainden!4 xeberi olur. Dünyanın bu ba- ŞAGİRD - Müellim, axı dedemin iki arvadı
şında oturub o biri başında vâqe olanl5 dürlü-dürlü var.
hadise ve vâqieleri bilir. Ona göre:
"Qezete oxumaq Müselmana haramdır". İKİ NEFER MÜSELMAN BEY'İ BİRİBİRİ İLE
Qezete oxuyan Müselmamn ağlı artar, dargöz!6 GÖRÜŞÜR:
olmur, her bir işe egl-i selim ile baxır. Ona göre: (c.III. s. 198 - 299)
"Qezete oxumaq Müselmana haramdır".
Qezete oxuyan Müselman öz derd ve eh- N. Bey (zahirde) - Salameleyküm, F. Bey, keyf,
tiyacını, qardaşının giriftar olduğu belanı ve mu- ehval, xoş gördük. (Üreyinde - Allah seni heç xoş ele-
sibeti qezet sütunlarında yazılmış görür, yaxud
milletini tehdid eden müsibetden xeberdâr olur. mesin, hemişe26 xâr il zelil olasan).

1. hemen 2. yuvarladığı 3. çarpışmada 4. yaratılmıştır 5. yazarı, edibi 6. haber almıştır. 8. zarar görmüşlerin 9. da-
yanamayıp, güç yetiremeyip 10. zengin 11. sıkı sıkı 12. parça, lokma 13. bilgiyi 14. durumundan, vaziyetinden 15. olu-
şan 16. dar görüşlü 17. önlem, tedbir 18. bulur 19. gamlanmış, sıkıntılı 20. cahil, akılsız 21. yetişmedi 22. yeşermedi
23. heybederim 24. kaç 25. kişi 26. daima
F. Bey (zahirde) - Ba, eleykessalam, xoş vaxtm DOVLETLİ QAPISINDA -Kerbelâyı
olsun, sefa geldin (Üveyinde: -Yolda cjiçın sınıbi gel- Müseyib, getmişdin? -He, getmişdim.
meseydin lap yaxşı olardı, mel'un!) -Göre bildin?
N. Bey (zahirde) - Çoxdan beri seni görmek ar- -Balam, yox. SeherlS yatmışdı, günorta çörek
zusunda idim. Sen de heç görünürsen mi? (Üre- yeyirdi, axşam da evde yox idi.
yinde: -Seni yere basdınm ki, doğru deyirem. Ay kişi,
bes sen ne vaxt öleceksen?) BİR MÜSELMAN İLE BİR ŞVEYSARİYALININ
F. Bey (zahirde) - Görükmekden ne olsun, teki SOHBETİ
insanın qelbinde biribirine mehebbeti olsun, ele (c. III. s. 231 - 232)
bunun özü besdir. (Üreyinde: -Ne tövr görüküm ki, Müselman dedi: Siz bîedebsinizl6, sizden her
seni görende gözüm ağrıyır, ay senin gözlerine ox bat- ne desen çıxar.
sın). Şveysariyalı dedi: Edeb nedir?
N. Bey (zahirde) - Elbette, mehebbet özge cür2 Müselman dedi: Edeb odur ki, zeif gerek qüv-
şeydir, onun heç bir şeye dexli yoxdur. Amma yene vetliye ve kasıbl7 da dövletliyeis itaet elesin, neinki
de sözün doğrusu beş-altı gün seni görmeyende ondan kömek gözlesin.
skuçnu3 oluram. (Üreyinde: - Ye'ni deyirem fikrine de Şvaysariyalı dedi: Amma bizde edeb odur ki,
gelmesin ki, senden danos yazdırmışam, haa.) insan gerek öz insanlıq şe'nini gözlesin.
F. Bey (zahirde) - İltifatın artıq4 olsun. Vallah Müselman dedi: İnsanlıq şe'ni nedir?
ele men özüm de hemişe5 yerden duran kimi nö- Şveysariyalı dedi: İnsanlıq şe'ni odur ki, insan
kerlerden soruşuram ki, N. Bey ne qayırır6, keyfi kasıb da olsa, dövletli de olsa, gerek her bir sı-
necedir?. Bilmirem, gelib sene deyirler mi? (Üre- xmtıdan azad olsun.
yinde: -Ye'ni deyirem görüm senden gönderdiyim da- Müselman dedi: O cür şeylere bizde qu-
nosun te'siri ne teherdir, naçalnik8 seni sordurmaz ki, durğanlıq deyerler. İnsan da var, insan da. İnsan
arvad-uşağını meletmirler ki?). Bes niye atdan düş- var ki, heç kesin cür'eti ola bilmez ki, ona püf ele-
mürsen9? Ede, Sefiqulu, gelin beyin atını tutun. sin, insan da var ki, günde başına min qapazl9 sal-
(Üreyinde: -Halin olsa ötübîO keçersen, menim de zeh- san bir defe de sene püf demeye cür'eti çatmaz.
lemi tökmezsen)^. Şveysariyalı: - O cür şeylere bizde nâinsaflıq
N. Bey (zahirde) - Yox, kende gedirem, ele deyerler ve kes de ona razı olmaz.
dedim at üstünde de olsa, bir seni görüm (Üreyinde: Müselman dedi: Siz kafirsiniz ve cemi tut-
-Üzüne de tüpürüm17-.) Hele ki, salamat qal. (Üre- duğunuz işler de hamisi küfrdür.
yinde: - Gör senin başına ne oyun getireceyem.) Burada sohbet tamam oldu.
F. Bey (zahirde) - Xoş geldin. Amma bu yaxşı 1906 -1908
olmadı ki, bele tez getdin. (Üreyinde: Üzüne de tü- DİLİMİZİ XORLAYANLAR
pürüm.) Hele ki, salamat qal. (Üreyinde: - Gör senin (c. IV. s. 213)
başına ne oyun getireceyem.) Heç kese mexfi20 deyildir ki, bizim axundlarla21
F. bey (zahirde) - Xoş geldin. Amma bu yaxşı ol- artistlerimiz biribirine zidd ve müxalif siniflerdir.
madı ki, bele tez getdin. (Üreyinde: Sen öl, çox yaxşı Ele bunun özü ki, men axundla artisti beraber qoy-
oldu, get, dalınca^ da bir aara daş getsin, mel'un). dum, onların heç birinin xoşuna gelmeyecekdir.
Artist axundun düşmenidir, axund artistin. Bu-
MÜSELMANLARIN HALI nunla bele bu iki düşmen bir şeyde böyük ittifaq
(c.IIl. 203) bağlayıbdılar. O şey Türk dilini korlamaqdır. Met-
Hökumet qapısında: lebi22 izah verelim.
-Kerbelâyı Bedel, göre bildin? Hamıya me'lumdur ki, men Gürcü dilini oxu-
-Göre bildim. yub ermenice danışabilirem ve Rus dilini oxuyub
-Ne dedi? Firengce danışabilirem. Amma bizim axundlar
Dedi: "Zavtra". Erebce ve Farsça oxuyub veya heç oxumayıb Türk-
çe danışmaq ve yazmaq isteyirler.
AĞALAR ÇAPKINDA: Bizim artistler Rusça oxuyub veya heç oxu-
- Meşedi Fereculla, ağa evde idi? mayıb Türkçe danışmaq ve yazmaq isteyirler. Ona
-Beli, evde idi. göre dilimizi o terefden de, bu terefden de kor-
-Seni gördü, ne dedi? Iayırlar23. Meselen, axund Türkçe danışanda bele
- İki defe üzüme tüpürdü, bir defe de atamın danışır:
goruna14 söydü. -Zemane ki, men burada egleşmişem, hergâh24
bir şehs ki, onun zahiri ve batini mene me'lum ol-
İNTELLİGENT QAPISINDA mayan suretde qapıdan daxil olub içeri girdi ve
-Mahmud emi, razı oldu mu? mene salam verdi, hansı25 ki, mene aiddir veya aid
-Balam, yox. deyil, onda yeqînlik26 hâsil etmek xaric öz me-
-Ne üçün? kandır, mene ferzdir ki, men onun salamını ca-
-Dedi, beş yüz manat ver, yazım. vabmda deyem ki, eleykesselam.
1. ayağım kırıp 2. tür 3. sıkıcı 4. çok 5. her zaman 6. nasıldır 7. neyle sığraşır 8. müdür 9. inmiyorsun 10. gelip 11. si-
nirlendirmesin. 12. tükürürüm 13. ardından 14. mezarına 15. sabah 16. edebsizsiniz 17. yoksul 18. zengine 19. yum-
ruk 20. gizli 21. hocalarla 22. konuya 23. harap ediyorlar 24. eğer 25. hangisi 26. şüphesizlik (kuşkusuzluk)
Axund bunu demek isteyir ki, tanımadığın bir ADİ SOHBET
adam sene salam verse, salam almaq sene borcdur. (s. 47)
Amma Farsça'dan tercüme eleyir, dilimizin serf-
nehvini bilmir, ona göre de metleb dolaşıq düşür 1... Oxuculardan üzr isteyirem. Herçend soh-
Artistler de bizim dilimizi bu sayaq2 kor- betlerimizin elelerini seçmişem ki, qezetde yazmaq
layırlar: "Bu gün Tağıyev teatrmda3 oynandacaqdır olar, amma yene de üzr isteyirem.
suznak bir facie "Gave-yi ahenger". Fasilelerde ça- -Salameleyküm.
lacaq tarzen ve oxuyacaq xanende, filanın rolunu -Eleykesselam.
oynayacaq meşhur filan artist..." -Meşedi Hesen, men nece eleyimi?? Axı o
*** köpek oğlunun balası gelib çıxmadı.
Uşaq bazara gedib qoz alrr ve eve qayıdıb4 -Men ne qayırami8, balam? İt oğluna min kere
anasına deyir ki, "Ana, bazardan qoz aldım". dedim ki, ede, tez gel.
Amma artist bazardan qoz alıb qayıtsa anasına -Gör sen Allah, saqqalı kişini qoduğun birisi
bele deyer: ele salıbdır.
-Ana, bazardan aldım qoz. -Bu sen ölesen, eşşeyin balasına ağzımdan ge-
Teatrlar üçün yazılan e'lanları savadlrS bir leni demişem. Donuz balasına söz kâr elemir ki...
adama e'tibar etseydiler, çox eceb olardı. -He, indi ki, bele oldu, bele men onun... (Daha
1912 dalınıl? yazmağa qelem işlemez. Ele bu "nu-
mune" de besdir...)
QEHETİ ÇIXAR ***
(Omdan-Buradan, Bakı -1981 s. 39) Biribirimize o qeder yalan demişik ki, daha heç
kesin20 heç kese e'tibarı qalmayıb. Odur ki, soh-
Cemiyyet-i xeyriyye imaretinin qabağmdanö ke- betlerimizin bir "numunesi" de bele olur.
çirdim. Bir nefer dilenci Müselman arvadı bir körpe -Hacı Esed, iki yüz manat mene borç ver, get-
qucağmda ve ikisi de yanında meni ehate etdiler7. diyin Ke'be haqqı, sabah getirib vererem.
Pul istediler ve zeli8 kimi yapışdılar. Soruşdum ki, -A kişi, Hezret Eli'nin Zülfüqâr'ma gelim ki,
siz ne dilencisiniz? Dediler ki, yetim-yesirik?. cemi var-yoxum2l bax bu üç manatdır.
Dedim ki, bes bu cemiyyet-i xeyriyye ki, bu 1915
saat qabağmda sohbet edirik, yetimxana açıbdır, BİR YAŞ
orada yetimlere yemek de verirler, geymek de ve- (Azerbaycan Gazetesi, 28.V.1919)
rirler. Dediler ki, bu yetimxana bizden ötrüW de-
yildir. O, Kars yetimleri üçündür. Bu gün istiqlalını elan etmiş olduğumuz ve is-
Dedim ki, ne tevafütü vardır: yetim yetimdir. tiqlalı qazanmaq yolunda çaylarca qanlar axıdıb min-
İndi ki, bu yetimxana açılıbdır, xoy siz yetim- lerce xanımanlarımızı xaraba qoyduğumuz bir döv-
yesirleri de oraya yığsın^ ki, bir kerelik Müselman letin, ye'ni Azerbaycan Türk Dövleti'nin bir yaşı
mehelleleri yolcu ve dilencilerden temizlensin ve tamam olub da, ikinci yaşa qedem qoyduğu gündür.
yolçuluq da aradan götürülsün. Növzad dövletimizin tevellüdü, ana betninden
Arvad körpeleri ile gülüb dedi: doğulması çetinlikle emele geldi. Ana veten, ba-
-Biz Müselman bazar ve küçelerinin ya- lasını doğarken, özünü qurban edecek derecesine
raşığıydım. Nece olabiler ki, bizi buralardan te- gelmişdi... Azerbaycan torpağı bir xarâbazâre, bir
mizlesinler? Ve bir de onsuz da seherimizde cür- viraneye dönecek idi. Onun, o mâder-i mehribanm
becürl3 şeylerin qehetliyi olur, sen de isteyirsin ki, nazik sinesi, zerif bedeni üzerinde gezen qaba ayaq-
bir de yolçu-dilençi qehetliyii4 olsun-? Bundan lar, hem anası betnindeki balasını, çekmelerinin te-
elave bir de biz burada yolçuluqdan başqa bir de pikleri altında tapdalamaq, ezmek ve xurd-xeşil et-
gelib-gedenlere bir keyf veririk. Meselen, Rusça mekle anasını da, balasını da öldürmek istiyordular.
yalvarmaq sözlerini öyrenib madamları ve qos- Lakin bir zeif sîne içinde gizlenmiş olan eşq ve
podinlerii5 güldürürük. Be'zen hambal-humballar. mehebbet o derece böyük bir qüvvete haiz idi ki,
ile naz-gemzeleşirik, gözleşirik... Uşaqlarımız da ki, zeif cisim qüvvetli ruh sayesinde düşmen zulmü
indiden dilenci ve yolculuğa öyrenir. Böyüyende qarşısmda tâb ve taqetden düşmeyib yaşamaq ve
bunlardan bir mahir ve ustad dilenciler çıxsınlar ki, yaşatmaq iqtidarmı qeyb etmedi...
gelib-gedeni lap quldurW kimi soysunlar. Sen ne Ana Veten doğdu.
fikir edirsen? Ve bu gün, doğduğu övladımn seneyi döv-
Gördüm ki, bunların sözleri haqdır. Ona göre riyyesi münasibeti ile bayram qurub ve övladmı
de cemiyyet-i xeyriyye bunlara mehel-güzâr mavi, al ve yaşıl rengli parçalarla bezeyib nü-
olmur... mayişkârane bir şekilde beyan-i iftixar etmededir.
1915

1. amaç anlaşılmamaktadır 2. şekilde 3. tiyatrosunda 4. gezi dönüp 5. bilgili 6. önünden 7. çevrelediler 8. tutkal 9.yetim
ve eririz 10. bizim için 11. toplasın 12. süsleriyiz 13. türlü türlü 14. kıtlığı 15. beyleri 16. eşkiya, haydut 17. nasıl edeyim
18. yapayım 19. arkasını 20. kimsenin 21. bütün varım-yoğum
Bir yaşlı dövletimiz gelecekde-yaxın beraber emin ve asayişi de iade etmekle ehalini
gelecekde Türklüyün ümidgâhı, İslâmlığın penahı hem aclıq, hem de qetl ve qaret belalarından xilas
ve âlem medeniyetinin möhterem bir üzvü qıldı. Cavan dövletimiz dünyanı bürümüş olan sarı
olacağını hele bir yaşında olduğu halda her kese xesteiliklerle de medenivar bir suretde mübarizeye
bildirmededir. girişib zafer ve müveffeqiyyet qazandı.
Azerbaycan'ın Türklükle istiqbal meyveleri ye- Düşmenlerimizin vird-i zeban etdiyi "bey-xan
tirmek için münbit bir torpaq teşkil etdiyini Os- ve şallaq hökümeti" evezine en demokratik ve en
manlı Türk qardaşlarımız dexi iqrar ve etiraf edib hürriyetperver bir dövlet olduğumuzu bildirdi.
bize ümid-i nezer ile baxmaqdadırlar. Filheqiqe, Ehalisine bir bu qeder geniş ve genişliği heç bir hö-
Azerbaycan idi ki, Türk şerqinde sağlam bir mil- kumetde görünmemiş bunca hürriyet ve azad-
liyet hissi oyatdı, millet ne olduğunu milliyetini lıqlarm vücudu qarşısında düşmenlerimizin gözleri
unutmuş Türklere bildirdi. Onlara -sen evvel-evvel heyretlenib dilleri lal olacaq idi ki, hiyle ve tezvire
bir Türksen dedi ve "Türkem" dedirtdi... el atıb hükümetimizin bu qeder hürriyetperestliğini
Türk qövminin dexi Farslar, Erebler kimi müs- çabukluğa ve sehlenkârlığa isnad ile bizi yene de
terif olduqları din-i mübin İslâmm-Allah'ımız bir, lekelendirmek isteyirdiler. Lakin bu âxırmcı za-
peygemberimiz bir, Qur'an'ımız bir ve binaeneleyh bostovkanı-Azerbaycan istiqlalmı mehv etmek ve
dinimiz de bir olmalıdır-deye bu birliğe feil ve eql milletimizi anarşi halına salmaq niyyeti ile qu-
ila ilk qedem qoyan Azerbaycan Türkleri oldu rulmuş zabostovkanı yatrrmaq işinde hö-
desem, eminem ki, xeta etmerem. Bu fikrin Azer- kümetimizin ve milletimizin göstermiş olduğu ezm
baycan Türkleri arasında olduqca suretle intişar ve ve sebat ustalıq ve meharet düşmenlerimizin bu le-
qüvvetlenmesini görerken sözlerimin tesdiqine kesini üzerinden sildi ve töhmeti de ref etdi...
mecbur olarlar. İçerisinde çıxan qırmızı tehlükeni ref ve izaleye
Bizi vehşi bilenler ve bizden yalnız qanicicilik qadir olan bir hökumet ve millet, xaricden sedası
gözleyenler ile bizim vücudumuzu âlem-i me- gelen qara tehlükeni de dağıtmağa ve darmadağm
deniyet üçün tehlükeli edd edenler ile bir balaca etmeye qadir olmaz mı zenn ediyorsunuz? Siz
temas lazım imiş ki, bu fikrin ve bu nezerin sehv ve onun bir yaşında olduğuna baxmayın, düşmen de-
yalan ve yanlış olduğu meydana çıxm. İngilisler finde tecrübesaz olduğuna, Türklüğe ve islâmlığa
bizim içimize girerken özlerini vehşi bir heyvan mexsus feziletlerine baxıb da emin olunuz ki, bu
qarşısma çıxmış bir ovçu kimi saxlamaq ehtiyatma hökumet ve bu millet öz istiqlalmm, öz azadlığım
heç bir lüzum olmadığına bir iki günden sonra ve öz tebeesini şanlı bir suretde her bir düşmenden
kemal-i teeccüble inandılar ve haqqımızda bes- qorumağa qadirdir ve bu qüdretini lazım olduğu
lemekde oldugları nezeri teessüratm bilmemezlik halda isbat eder. Bu tenteneli, celâl ve şövketli bay-
ve ya düşmen tebligatı neticesi olaraq xeta ve yanlış ramımızı görenler bunu yeqîn bilsin ki, bir yaşlı
olduğunu da derk etdiler. Eminem ki, bunu da cavan Azerbaycan Türk dövletini istiqaqlı-
derk etdiler ki, istibdad altında tereggi ve tealiden mühafizesindeki şüarı budur ku:
cebren mehrum ve cehalete mehkûm edilmiş olan
millet azad olduqdan sonra çox çekmez ki, dün- ÖLMEK VAR, DÖNMEK YOXDUR.
yanın medeniyyet hazarlarında öz milliyyetleri te-
qazası ile emele gelmiş medeni metalarmı enzar-i Bu eziz bayram günü sidq-dil ile "Yaşasın
beşeriyyete teqdim ile medeniyyeti qoca olan mil- müsteqil Azerbaycan." deyenler emin olmalı: Onu
letleri de heyretde qoyarlar. müsteqil yaşatmağa qadir olarlar var.
AL rengi Türklüye, YAŞIL rengi İslâmlığa ve
MAVİ rengi medeniyete işare olan bayrağımızın
me'na-yi me'neviyyesi de budur. ORADAN-BURADAN
Adamlar var ki, bizim istiqlalıniuzı is- (c. III - s. 54-55)
temirdiler. Halbuki bize düşmen deyildiler ve bu
istememezlikleri de düşmençilik yüzünden deyildi.
Feqet onlar qorxurdular. Qorxurdular ki, biz hö- (Eserleri, Bakı-1968)
kumet etmeğe, memleket dolandırmağa, dövlet
saxlamağa qadir olmayıb da, müxtelif milletli te- Cavad uyezdinde pristav Şefibey Fetelibeyova
beemizin olan milletimizin can ve malını mühafize açıq mektub.
edebilmeyek, siyasetde bacarıqsızhklıq gösterib xal-
qm istirahetini pozaq. "Dusti-mehriban" cenab Şefi bey.
Lakin növzad dövletimizin yeni başlamış öm-
rünün günleri ve ayları gelib geçdikce bu fikirdeki Evvela, ümdeyi-metleb vücudi-zicudinizin se-
adamlar öz fikirlerini değişmeye mecbur oldular. lamet ve afiyet üzre berqerar ve payidar olmağıdır.
Bolşevikler dövründe hesretini çörek ve çörekden Ve saniyen, eğer iltifat meqamına gelib bu terefin
artıq hesretinde olduğumuz emin ve asayişin yox- ehvalatmı xeber alsanız, elhemdüllilhal velminne,
luğu ve camaatı bizar eden qetl ve qaretin çoxluğu - sağ ve selamet olub "ömrü girenbehanize daim du-
o da, bu da def edildi, Azerbaycan dövleti çörek ile
açı varıq". Ve salisen, nece vaxtdan beridir ki, Siz derecesinde meqamınız var. Qafqazda tamam 25 il
cenablardan heç bir ehval yox idi. Bu ise bizi bir pristavlıqda qalmağmızdan rencidexatir olmayınız,
qem ve elem deryasına qerq etmişdi. Amma bu öz qulluğunuzda davam ediniz, öldürün müs-
günlerde sizin başınızın sahibi ve naçalnikiniz Pi- lümanları, dağıdm ev-eşiklerini, elinizden gelen
vovarov hezretlerine xoş gelmek üçün teqsirsiz ve zulmü ve sitemi onların haqqmda esirmeyin. Bele
günahsız meselmanlara reva gördüyünüz zülm ve bir gün ola biler ki, hökumet sizi naçalnikliye layiq
sitemin şöhreti bütün afaqa e'yan olduğundan biz biler. Doğrudur, bu nece illerin erzinde Qaralağ
de ondan xeberdar olub şadiman meserrete nail ol- üzre cari etdiyiniz qan ve eşkler sizin vicdanınızı,
duq. Bundan sonra siz bizim medariiftixarımız ol- insaf ve edaletinizi yuyub aparıbdır. Evvelce yu-
dunuz. Biz acizler terefinden teşekkürler qebul et- muşaq yaradılmış üreyiniz müruri-eyyam ile ber-
meyinizi artıq, artıq rica edirik. Doğrudur, siz bu kiyib daşa dönübdür. Lâkin zerer yoxdur, bu na-
iyirmi beş ilin erzinde kemali-sedaqet ile ifasında çalnık olmaqa mane ola bilmez. Çünki başınızın
olduğunuz pristavhq dövründe hökumete çpx qul- sahibi Pivovarov isbat etdi ki, naçalnik olmaqdan
luqlar edibsiniz, sizin qamçı-qırmancmız altında öl- ötrü vicdan, insaf ve üreye heç bir ehtiyaç yoxdur.
müş Müselmanlarm, odunuz ile yanmış evlerin, Ümidvar olun, sebr ve sebat lazımdır. Rautların, Pi-
hökmünüz ile dağılmış darmadağın edilmiş mal ve vovarovların sağ eli sizin başınıza olsun. Onların
mülklerin, "heyanız" ile biheya olmuş arvadlarm, özünüze nümuneyi-imtisal tutub hansı uçastok ve
şiri-jeyanlara mensub nereniz ile bağrı yarılmış ya üyezde deyişilseniz, onlar kimi müselmanlara
uşaqların ededini götürüb mülahize etsen, görersen zülm ve sitem etmekde davam edin. Axırda da on-
ki, neçe-neçe qebristanların te'miri sizin "hü- ların mensebine çatarsınız. Ve bir de bağışlayın,
nerinize" şedid zülmkarlarlarm bele hünerlerini menim size yol göstermeyim ebestir. Siz öz "der-
batırıbdır. Sağ olunuz, var olunuz. Sizin bir namaz sinizi"yaxşı bilirsiniz. Artık dersler vermek lazım
qılan ve oruç tutan pristav olduğunuz bizim ham- değil. Bu axırkı "şöhretiniz" Qarabağ'da adınızı
ımıza me'lumdur. Buna göre de aşağıdaki nidanı baqi qoyacaqdır. Ölüller cesedlerinden size bir ya-
bendeyi-heqirinizden qebul edin: digâr rekz etmek Qarabağa vacibdir. Sağ olunuz,
Ey su yerine müselman qanı ile destemaz alıb var olunuz. Sayeyi-merhemetinizi biz heqirlerin üs-
razü niyaz eden abid! Ve ey arvad-uşaq eski ile tünden kesmeyin. Baqi, vesselam...
qüsl edib ibadete meşgul olan zahid! Behiştin e'la

You might also like