You are on page 1of 5

Tağışahbazi Simurg

(2 Temmuz 1892, Baku - 21 Nisan 1937, ?)

XX. yy. başlarındaki Azerî Edebiyatı'nda versitetinin Fizik-Matematik Fakültesi'nin Tabiat


küçük hikaye ustası olarak tanınır. 2 Temmuz Bölümü'ne girdi. Bir yıl sonra ise kendi arzusu
1892'de, Baku'nun İçerişeher denilen eski böl- üzerine Tıp Fakültesi'ne geçti. Harkov'da tahsil al-
gesinde, tüccar bir ailede doğdu. İlk eğitimini dığı devirde, Baku'nun edebî ve kültür hayatı ile
"Usul-i etik" denilen medresede-mollahanede- sıkı suretde ilgilenir, "Açık Söz" (Mehmet Emin
aldı. 1902'de şehirdeki Rus-Azerbaycan okuluna Resulzâde'nin başyazarlığı ile yayınlanırdı),
devam etmeye başladı. Önce İçerişehir'deki 9 nu- "İkbal" ve Rus dilinde yayınlanan "Baku" ga-
maralı mektebde, ikinci sınıftan sonraysa tanınmış zetelerinde, hikaye ve makaleleri ile devamlı şe-
maarif adamı Hebibbey Mahmudbeyli'nin müdür kilde gözükürdü. Kendi hatıralarında şöyle di-
olduğu I numaralı mektepte okudu. Bu mektebi yordu: "... darülfünuna dahil olan yıl ben Bakı'da
yüksek bir dereceyle bitirdikten sonra, babasının yayınlanan Türk gezetlerine ara-sıra mekaleler ya-
uzun süreli tereddütlerine rağmen 1905'te Rus di- zırdım. Birinci yıllarda yazdığım mekalelerde millî
linde eğitim veren realnı mektebe dahil oldu. Bu hisse kapsandığımı da bildirmeliyim. Bu ise
mektepte hocaları olan Hebibbey Mahmudbeyli ve menim çarlık hökumetine olan nifretimden ve mil-
Abdulla Şâik'in tavsiyesiyle Azerbaycan Edebiyatı letimizin qayri milletlere nisbeten geride kal-
örnekleri ile ilgilendi. Rus Edebiyatı'nm Puşkin, masından ve benim de aynı zamanda burjuvaziya
Lermontov, Tolstoy gibi büyük ustadlarmm eser- mefkuresi ile zeherlendiyimdin ve sosialist amal
leri ile tanıştı. Realnı mektepde okuduğu dönemde ve mefkuresinden habersiz olduğumdan ireli ge-
Rus ve Batı Edebiyatı'nm muhtelif örneklerini lirdi". Bu sözler 1933'te yazılmıştı ve tabii ki, o de-
Azerî Türkçesi'ne çevirmeye gayret etti. Mesela, virde yüksek bir görevde olan yazar, eski mil-
"Terekki" gazetesinin 1908 yılı sayılarında onun, liyetçiliğini bir şekilde mazur göstermek istiyordu.
Fransız yazarı Oktav Mirabo'dan aktardığı "İş- Üniversitede tahsil aldığı yıllarda, talebelerin
çilerin Çocukları", Rus yazarı İvan Najivin'den çe- ihtilalci guruplarıyla yakınlık kurdu ve kısa za-
virdiği "Madonna'nm Tükü" vb. hikayeleri ya- manda kendisi de bu faaliyetlere dahil oldu.
yınlanmıştı. Kendisinin ilk orijinal eseri oİan 1915'te Sosyal-Demokrat Partisi'ne girdi. 1917
"Kuşlar Gibi Azade" mensur şiiriyse 1912'de ya- Şubat ihtilâlinden sonra Azerbaycan'a, Bakü'ye
yınlatmıştı. döndü.Burada Azerbaycan sosyal-demokratlarmm
1912'de realnı mektebi bitirdi. Lakin bu mek- başlıca yayın organı olan "Hümmet" gazetesini
tebin mezunlarına üniversiteye girme hakkı ve- kurdu. Bu gazetede, esasen ihtilalci fikirlerin pro-
remediğinden kendi gayretiyle Latin dilini öğ- pogandasma hizmet eden hayli makale yayınladı.
renerek 1913'te üçüncü Baku ortaokulunda 1917 sonunda üniversite tahsilini devam et-
imtihan verdi ve diploma aldı. 1914'te Harkov Üni- tirmek için Harkov'a döndü, üniversiteye devam
etmekle beraber Donbas kömür madenlerinde ça- Hikayeciliğini 1914-1920 ve 1920-1936 yılları
lışan Türk-Tatar işçiler arasında propogandalar olarak birbirinden farklı olan iki döneme ayırmak
yaptı. 1918'de Rusya Sosyal Demokrat işçi Partisi, mümkündür. Birinci dönemdeki hikayeleri konu
Harkov şehir komitesinin organı olan Tatarca ve dil açısından daha çok halk hayatı, onun millî
"Cenub tauşu" gazetesini kurdu ve onun baş- varlık mücadelesi, milliyetçilik duygulan ile il-
yazarı oldu. Aynı dönemde Azerbaycan'da baş- gilidir. İkinci dönemdeki hikayeleri ise, dilin sa-
layan millî harekata katılıp-katılmamak ko- deliğine ve açıklığına, üslûbun genellikle ko-
nusunda tereddütler geçirdiyse de, sonunda runmasına rağmen, daha çok propoganda
kendini Bolşeviklerin tarafında buldu. mahiyetlidir.
1919'da Moskova'ya çağrıldı. Burada, önce Eserleri:
Millî İşler Komisarlığı'nda Transkafkaz Müs- Ağanın Kenizi. Hekayeler, Bakı, 1926; Al-
lümanları şubesinin katibi, daha sonra ise Şark danmış Ümid. Hekayeler, Bakı, 1926; Ezab Qor-
Halkları Komünist Teşkilatları'nın Merkez Şu- xusu, Hekayeler, Bakı, 1926; Meşedi ÇJedimin
rası'nda şube müdürü olarak çalıştı. Evinde Bedbextlik, Bakı, 1926; Azadlıq Üçün Ci-
Azerbaycan'da millî hükümetin devrildiği ve nayet. Hekayeler, Bakı, 1928; Zerife. Hekayeler,
Bolşeviklerin iktidara geldiği 1920'de, Tağı Şahbazi Bakı, 1930; Qeyret. Hekayeler, Bakı, 1932; Düş-
Azerbaycan'a döndü. Burada bir çok önemli menler. Bakı, 1933; Seçilmiş Eserleri, Bakı, 1935;
görevlerde çalıştı-halk sağlığı ve millî eğitim ko- Seçilmiş Eserleri, Bakı, 1960,1983.
miserliğinin yardımcılıkları, "Maarif ve Me-
deniyet" dergisinin kurucusu ye ilk başyazarı Kaynakça: Ali Nazim. Simurg'un Yaradıcılıq
(1923), Azerbaycan Merkez İcra Komitesinin Yolu. Ali Nazim. Seçilmiş Eserleri, Bakı, 1978 Ki-
kâtibi, Âli Pedagoji Enstitüsü'nün rektörü, Baku tabında. Ş. Zeynalova. Tağı Şahibazi Simurğ.
Devlet Üniversitesi'nin rektörü vs. oldu. Bakı, 19875; Abuzer İsmayılov. Tağı Şahbazi Si-
1937'de, Azerbaycan kültürünün diğer önemli murğ. Seçilmiş Eserlere Mügeddime, Bakı, 1983,
temsilcileriyle beraber, yirmi yıldan fazla hiz- s. 5-9.
metinde bulunduğu Bolşevikler Partisi tarafından,
milliyyetçilikle suçlanarak kurşuna dizildi.

YAZILARI

QUŞLAR KİMİ AZADE ALEKSANDR EYNİÇ


(Tağı Şahbazi Simurg, Seçilmiş Eserleri, Bakı-1983, (s. 46-50)
s. 27-28)
İçinde yaşadığımız ailenin tertib vermiş ol-
Yaşamaq... Onda da cjuşlar kimi azade. duğu aile bayramında men o telebe ile birinci defa
olaraq görüşdüm.
"Aleksandr Eyniç" onun adı idi. Onun ba-
Ancaq bele yaşamaq insan üçün istemeli ve resinde ev xanımmm qızı irelice mene bir taqım
arzu edilmelidir. Her bir terefe, her bir yere her sa- me'lumat vermiş ve demişdi:
atda uçan quşlar bu nöqte-yi nezerden böyük - O da sizin kimi Azerbaycanlıdır, ancaq adı
azâdeliyel malik iseler de, feqet bu azadelikleri de sizin adınız kimi dil smdıran3 deyil. Bizim adlar ki-
qorxusuz deyildir. midir-Aleksandr Eyniç. Sade ve asan4.
Quşlar biribirlerinden, hemcinslerinden qorx- Men cavabmda:
mazlar. Onlarda qorxu insanları görende müşahide -Asan, feget sizin üçün. Ele deyil mi? -deye
olunur... sorduqda xanım qız özüne mexsus5 nazla gü-
İnsan olmayan yerde qorxu yoxdur. Ne üçün lümseyerek qırmızı dodaqlarını büzüb menim de-
de qorxsunlar? diyime razı olmuşdu.
Gedek ormanlara, çerrieHİere, dağlara. Oradaki
quşlar nece2 azadedirler. Azade... Çoxdan beri hesretinde olduğum ve tanımaq
Biz deyirdik ki, biz de azade yaşamaq isteyirik. istediyim Aleksandr Eyniç'i bu akşam görmeye
Feqet nece azade? müveffeq oldum.
Quşlar kimi azade... Bizi biribirimizle tanış ederken^ qo-
naqperestliyi7 ve şirin danışığı8 ile dostları arasında
1912 meşhur olan ev xanımı:

1. özgürlüğe 2. nasıl 3. dil kıran 4. kolay 5. kendine özgü 6. tanıştırırken 7. konuksever 8. konuşması
-İki hemyerlil, eziz dostlarımızdan tanış ol- Seher elektirik şuaları içerisinde çimirdi24. Ma-
malarını rica edirem,-dedi. ğaza ve evlerin penceresinden gündüz zeh-
Biz biribirimizin elini sıxaraq familiyalarımızı2 metinden sonra seherin lal olmaq isteyen küçelerin
söyledik. Derhal Aleksandr Eyniç üzr isteyib3 elektirik İşığı yağırdı. Hava sâkit olsa da ağır idi.
döndü ve otağın yan qapısından daxil olan ev xa- Belke bu sebebe göre idi ki, hemişeki2^ kimi kü-
nımmm qızı ile başqa bir gene qadma qarşı yöneldi. çelerde26 gezen yox idi. Qaranlıq göyün şen, işıglı
Bu vaxt men ona diqqetle tamaşa etdim4. Alek- ve parlaq ulduzları seher küçelerindeki elektirik
sandr Eyniç orta boylu, qara saçları seliqe5 ile da- lampalarma qaş-göz atırdılar. Gezen az idi. Biraz
ranmış, buğdayı şimali6, darülfünun forması gey- dolaşandan sonra evi tapdım.
miş bir cavan idi. Enginin kobud? olmasına rağmen Hemyerlim olan evin qapısma vurulmuş bir
üzü ümumen xoş idi. Xüsusen itiS ve oynaq qara nece ad vereqeleri27 içerisinde Aleksandr Eyniç'in
gözleri üzüne ayrı bir melahet9 bexş edirdi. Alek- de vereqesi mövcud idi. Rusça "Aleksandr Eyniç
sandr Eyniç bele bir zahiri görünüşe malik idi ki, Salaxov" yazılmışdı. Aleksandr Eyniç'in hansı28
içeri Rusiya'da çox az-az tesadüf olunub ve nâdir sözlerden alındığını yene anlamadımsa, ancaq "Sa-
olduğu üçün de diqqeti celb edir. laxov"un "Sâleh"den emele geldiyini düşündüm.
Bu axşam hemyerlim meni de maraqlandırdılO. İxtiyarsız29 zengi çaldım, gözümü Aleksandr
Doğrusu maraqlanmamaq da çetin idi. Onun gâh bu Eyniç'in vizit kartından çekebilmirdim. Herf-herf
xanımı, qâh o biri xanımı meşgul etmeye çalışması, höcceleyib me'nasını çıxarmaq isteyirdim. Lakin
mezeli letifeler, sözler söylemeye se'y etmesi ve efsûs30... Zehmetin bîhûde idi. Bir şey anlamırdım.
özünü zarafatçıH göstermek istemesini görmemek Birden qapı açıldı, qarşımda gene bir qul-
mümkün deyildi. Diqqetle tamaşa edende görürdük Iuqçu3l peyda oldu. Aleksandr Eyniç'in evde olub-
ki, kişi çalışır ki, bütün hazır olanların diqqetini olmadığmı sordum. Xidmetçi32 meni içeri de'vet
özüne celb etsin ve bunun üçün de şübhesiz, irelice etdi ve bir şüşeli qapmı gösterdi. İçeriden Alek-
hazırlamış ve olabilsin ki, derelerle söylemiş olduğu sandr Eyniç'in "buyurunuz, buyurunuz" -sesini
gülmeli letifeleri bir-bir xırıda verirdi^. eşitdim. Otağa33 girdim.
Çay vaxtı şirni qutularmıl3 alıb xanım ve qız- Aleksandr Eyniç gözel suretde bezenmiş ve dö-
lara teklif edirken heresinel4 bir cüris eşqli sözler şemesine xalça salınmış bir otağm ten ortasında dur-
söyleyirdi. Odur ki, tebii, hamının gözü Aleksandr muşdu. Biz köhne dost kimi biribirimizle görüşdük.
Eyniç'de, Aleksandr Eyniç de hamının dilinde idi. Onun gösterdiyi sandalya üzerinde oturaraq kişini
Çaydan sonra salondaki qonaqlar iki-bir, üç- işden avara edebileceyim üçün üzr istedim.
bir bir terefe çekilib be'zisi sohbet edir, be'zisi miz Aleksandr Eyniç gülümsedi ve gelmeyimden
üstünde duran albomların şekline baxır, başqaları razı qaldığını bildirdi.
da pianino etrafında toplaşıb yeni mahnı notlarmıl6 Bu vaxtadek Rusça geden danışığımızı Türk-
çaldırıb dinleyirdiler. ceye döndermek meqsedi ile men ondan Türkçe
Aleksandr Eyniç ise bir yerde durmayırdı. Bir bilib-bilmediyini sordum.
de baxdıq ki, ağsını pianino çalan qızın qulağma Aleksandr Eyniç fövren34 Türkçe cavab verdi:
yaxmlaşdırıb ne ise deyib güldü; sonra görürdük -Bes35 nedi, Müsülmanam dayna36.
ki, başqa bir qadma yanaşıb elini öpür ve yainkii? -Belese Türkçe danışaq.
qeyri-birisini de'vet edib reqs edir... Zalim oğlu bu Sonraki söhbetden anlaşıldı ki, bu Universitetin
axşam bir deqiqe sâkit olmadı; gâh reqs edirlS, gâh Hüquq Fakültesinin telebesidir. Üç ildir ki, burada
da meze verib meze alırdı. tehsil alır. Lakin bir çox sebeblere göre imtahanların
Ne qeder çalışdımsa da bu axşam men onunla hamısını37 vermemişdir ve teessüf etmir38, çünki
danışabilmediml9. Ancaq qonaqlar dağılanda men "osnova-telni" (temelli suretde) keçmek isteyir.
ona yaxmlaşıb xüsusi görüşmek üçün yanıma gel- Teze tanışımın adı meni maraqlandırdığı üçün
mesini rica etdim, o da unvanını söyleyerek meni Türkcesini bilmek isteyirdim. Bu meseleye ya-
öz evine de'vet etdi. Belece xudahafizleşdik2o. Alek- xmlaşmaq fikri ile men evvel onun haralı olduğunu
sandr Eyniç bir deste xanım ve qızlarla güle-güle sordum.
çıxıb getdi.
Bu görüşden sonra men yerlimden nârazı qal- -Yelizavetpol quberniyasındanam, bizde, zna-
dımsa da, yene de onunla görüşmeye, onun kim ve yete, burada olan kimi'jizn yoxdur (açısı: Gence
haralı2! olduğunu bilmeye ve evvel-evvel Alek- bölgesindenem, bizde, bilirsiniz mi, burada olan
sandr Eyniç'in me'nasını bilmeye qerar verdim. heyat kimi heyat yoxdur).
Haman qonaqlıqdan üç gün sonra bir axşamçağı -Ne me'nada buyurursunuz?
idi. Başmaqseyri22 yapmaq fikri ile evden çıxdım. Ha- -Her me'nada, qlavnoe-ora çox skuçnı olan yer-
radansa Aleksandr Eyniç yâdıma23 düşdü. Verdiyi dir. İntelligentni obşestvo yox, zad yox. Keçen
unvanla yanma getmeye qerar verdim. yay39 getmişdim. Bu yay, kateqoriçeski reşil get-
meyeceyem. Adam yoxdur, vot çem delo. Muzdur
1. hemşehri 2. soy isimlerimizi 3. özür dileyip 4. baktım 5. düzgün 6. buğday tenli 7. alt çenesi kaba-çirkin 8. çevik 9. güzellik
10. ilgilendirdi 11. kibar, espirili 12. kullanıyordu, piyasaya sunuyordu. 13. şeker kutularını 14. her birine 15. çeşit 16. şarkı
notalarını 17. yahut 18. dans ediyor 19. konuşamadım 20. vedalaştık 21. neşeli 22. gezinti 23. hatırıma 24. yıkanıyordu,
banyo yapıyordu 25. her zamanki 26. sokaklarda 27. belgeleri 28. hangi 29. elimde olmayarak 30. yazık 31. kapıcı
32. hizmetçi 33. odaya 34. birden bire 35. yeter 36. da, de 37. hepsini 38. üzülmüyor 39. yaz
Eli, rencber mujikler, arabacı, Qulu, vot naşe ob- lamlaşırdıq.
şestvo. (açısı: Her me'nada, en önemlisi ora çox bık- Yoldaşım hekayesini tamam edib sordu:
dırıcı olan yerdir, bir cemiyyet yox, zad yox. Keçen -Aleksandr Eyniç xoşuna geldi mi? Belelerine
yay getmişdim. Bu yay kesinlikle karara gelmişem- telebeler arasında çox rast gelinir. Başqa tipler de
getmeyeceyem. Adam yoxdur, mesele bundadır. yox deyildir. Feqet bu axşam kifayet eder. Yatmaq
Muzdur Eli, rencber köylüler, arabacı Qulu-budur zamanı da geldi.
bizim cemiyyet) -Çox gözel.
Biraz sükut edenden sonra men birden: Yatağımıza uzandıq. Yoldaşım yorulmuşdu,
-Sizin adınızın Türkcesi İskender'dir mi?-deye tez yatdı. Meni ise xeyli zaman Aleksandr Eyniç
soraraq Makedoniyalı Aleksandr'm aramızda is- meşgul etdi. Ancaq sehere yaxın meni de yuxull
kender Zülqerneyn adı ile me'ruf olduğunul xa- aparmışdı12.
tırladım. 1916
-Yox, yox, menim adım Elihüseyn Bey'dir, men KEÇDİYİM YOL
özüm perevod eledim (açısı2: aktardım), -deye ta-
nışım izahat verdi. Bilmirsiniz, burada Rus ba- (Tercüme-yi halım evezine) (s.
rışnaları (açısı: hanımları) soruşurlar. Elihüseyn 9-11)
Bey deyende xoşları gelmeyir, çağırabilmeyirler,
ona göre de men Aleksandr perevod eledim. Xatirimdedir, qardaşım mollaxanada-
-Bes Eyniç? mehellemizde Qasımbey mescidi cünbündekil3
-H-ihi, he, he, he... A kakje, imya i otçestvo her üsul-i etiq mektebinde oxuyurdu. Men ise balacai4
yerde işlenir. Nu, men atamın adım da perevod ele- olduğumdan hele mektebe verilmemişdim. Amma
dim. No, po vaşemu, atamın adı nedir? (açısı Bes mektebe gönderilmeyimi her gün teleb edirdim. Bir
nece3, ad ve soyadı her yerde işlenir. Bele ki, men gün evde özbaşıma oynayarken heyetimizde se-
atamın da adını Rusça'ya aktardım. Sizin fikrinizce, vinçli sesler qopdu. Tez otaqdan bayıra atıldım.
atamın adı nedir?) Qarşımda gördüyüm menzere meni heyran bu-
Men cavab vermedim. raxdı.
-Eynullabey. Meşedi Eynullabey. Bu bârede4 Şaşırmış qardaşımı dövrelemişis mekteb uşaq-
men çox fikir etdim. Vizitni kartoçka çap eleyen5 ti- ları anama:
poqrafçı6 bir cühud? vardı, o düzeltdi. Oçen udaç- -Muştuluğumuzu verin, Abdulla (qar-
no, ele deyildir mi? V kulturnom mire tak prinyato. daşımdır) Qur'an'ı xetm eledi deye gülüşürdüler.
(açısı: Vizit kartları düzenleyen matbaaçi bir Mu- Anam şâdl6 xeberle gelen bu uşaqlara muş-
sevi var idi, o düzeltdi. Uğurlu bulunub, eledir mi? tuluq verib, atasına dexi xeber aparmağı tövsiyye
Uygar dünyada bu şekilde kabul edilmişdir). etdikde, uşaqlar:
Men bir söz söylemedim. -Bilirik, ay xala, xeber vereceyik,-dediler.
Bu halda qapı yavaşdan döyüldü. Aleksandr Sonra ovuclarını şirniyyatlal7 doldurmuş uşaq-
Eyniç izin verdikde bayaq mene qapı açan qız daxil lar yollanmaq istediler. Men bir terefde durub hes-
olub göy rengli kiçik bir konvert verdi. Tanışım tez retle baxrrdım.
mektubu alıb üstünü oxudu:
-Görürsünüz, ne yaxşı çıxır: Qospodinu Alek- Uşaqlardan biri sonra bildim ki, bu mektebde
sandru Eyniçu Salaxovunastoyaşsi Urus adı kimi. "xelife" imiş, hesretle baxdığımı görüb anamdan
(Bay Aleksandr Eyniç Salahova-esil Rus adı kimi). menim de onlarla iştirak etmeyimi rica etdi. Anam
Sonra mektubu açıb baxdı ve üzünde yapma razı oldu ve menim elimden tutmaq lazım ol-
bir tebessüm oynayaraq kağızı8 masanın üstüne duğunu qardaşıma ve onun yoldaşlarına tapşırdıis.
atdı ve özünden razı halda dedi: Men sevindim. Tez geyinib onlarla beraber
qardaşımm Qur'an'ı çıxmasmıl9 atama20 ve yaxm
-Yazıq qız, skuçat edir, çağırır, vot, kstati, is- qohumlarımıza2i xeber aparmağa yollandım.
teyirseniz men onu sizinle tanış edim. Çox yaxşı
krasivaya banşna. Nu, bir az atvlekatsya olar (açısı: Biz güle-güle gedir ve herdenbir22 uşaqlardan
Yazıq9 qız, bıkmış, çağırır, yeri gelmişken, is- biri qardaşımm papağını başından alıb yere vu-
teyirseniz men onu sizinle tanış edim, çox yaxşı, randa "mübarek, mübarek"-deye çığırırdıq. Men-
gözel xanımdır. Bir az fikri yayınar)10. den ötrü bu şâdlığımm inteha ve evezi yox idi. Ba-
Men teşekkür etdim ve izin isteyerek getmeye harın ilk günlerine mexsus şen güneş bizimle
qalxdım. Ayrıldıq. beraber sevinir, gülüşürdü.
Aleksandr Eyniç'le tanışlığım burada tamam Bu günden men mektebliler içerisine daxil
oldu. Daha görüşmedik. oldum. Bu hadise menim günlerimin sabahdan ax-
Ancaq ara-sıra küçede, teatrda rast düşürdük. şamadek evde, küçede23 qaygısız oynamaqla ke-
Onda da birbirimize baş endirerek uzaqdan sa- çirilmesine son verdi.

1.bilindiğini 2. tercümesi 3. nasıl 4. konuda 5. bastıran 6. matbaacı 7.Yahudi 8. kağıdı 9. zavallı 10. meşgul olur
11. uyku 12. götürmüştü 13. yanındaki 14. küçük çocuk 15. sarmış 16. mutlu 17. şekerlerle 18. tembihledi 19. hat-
metmesini 20. babama 21. akrabalarımıza 22. arada bir 23. sokakta
Heminl gün axşam atam mene: girdler yerlerini qayıdıblO yırğalana-yırğalana ders-
-Besdir, oynadın-dedi, -sabahdan sen de mek- lerini mütalie edirdiler.
tebe getmeye başlarsan. Birden molla meni öz adımla çağırdı. Ya-
Men bu qerardan son derece xoşlandım. Qar- nımdaki şagirdler meni dürtmelediler:
daşım kimi mektebe getmeye çoxdan he- -Dur get, molla çağırır.
veslenmişdim. O geceni de qarşısmda bulunduğum Men qalxıb mollanın huzuruna geldim.
böyük bir hadisenin heyecanı içerisinde keçirdim. -Eyleş, -dedi.
Düşüncelerden yorulub yuxuya gedebildimse de, Men oturdum.
yene de yuxuda mekteb düşüncelerinden azâd ol-
madım. Mizinll üzerinden bir kitapça götürüb menim
Mirze Hadı'nın mektebi uzun ve dar bir otaq- qarşımda açdı. Bu çereke idi. Molla qelem yonan bı-
dan ibaret idi. Otağın işıq menbeyi2 birce qapı ve çaqla herfleri mene göstererek:
bir de damdaki şüşelenmiş balaca pencerevari bir -Bu elifdir. Bax, buradan buraya kimi!2, bu ze-
baca olduğundan, otaq lazımi qeder işıq deyildi. berdirl3. Bu oldu e. Bu beydir, buradan buraya
Qapmın sağ terefinde sandalya üzerinde molla özü kimi, bu da onun bir nöqtesi.
oturmuşdu. Molla uzun ve qara müştüyün3 başına O deyirdi, men dinleyir, bir şey qan-
sancılmış eşme papirosa^ qüllab vuraraq tüstünüS mayırdımsa!4 da, üreyimde molla deyenleri höc-
etrafa yayırdı. celeyirdim.
Molla meni görcek başını eyib eyneyinin^ üze- Bu qaydai5 ile molla esced, hevvez, hutti lefz-
rinden baxdı ve sonra uşaglara müraciet ederek lerni "tehlil" edib mene bunları hazırlamağı emr
mene yer verilmesini teklif etdi. etdi. Men de bunları höcceleyerek sesimi şa-
Mektebin yerine hesir döşenmişdi. Hesirin girdlerin xor sesine qatdrm ve başqa şagirdler kimi
üzerine ayaq qoyulduqca toz qalxır ve temiz ha- çereke üzerinde yavaş yavaş yırğalanmağa1^ baş-
vadan gelmiş uşaqları asqırdırdı. ladım. Menim tehsilim buradan, bu usûl ile baş-
Otağın divarları uzunu düzülmüş taxta pil- landı. Bu "mollaxananm" da başqa köhnel? üsûllu
lelerde? ikişer cergeS oturmuş şagirdlerden yuxarı mektebler kimi, tedris vasiteleri ağaç ve falaqqadan
pilledekileri kitab, aşağıda oturanları çereke? oxu- ibaret idi. Bizim mollanın ağaç ve falaqqa usulü ile
yan idiler. Men çereke oxuyanlar sırasına keçib ey- telebelerinin müveffeqiyyetlerini yükseltmeye ça-
leşdim. lışması ve bu sahede özünü zabiteli göstermek is-
temesi, ümumiyyetle köhne mekteblerin adi
Molla bir-bir şagirdleri çağırıb derslerini gös- en'enesi olduğundan bu xüsusda yazmaqdan vaz
terir, kitab oxuyanlara yazı dersi de verirdi. Şa- keçirem...

1933

1. aynı 2. kaynağı 3. ağızlığın 4. sigaraya 5. kokusunu 6. gözlüğünün 7. raflarda 8. sıra 9. elifba 10. dönüp 11. masa 12.
kadar 13. fetvadır 14. analamıyordumsa 15. kural 16. sallanmaya 17. eski

You might also like