You are on page 1of 14

21.

YÜZYILIN ÇİMENTOLARI

Jean Claude Rauman


Lakewood, Colorado , USA
Shandeep L. Sarkar
Houston ,Texas , USA
Abstract
As we step into the 21st cetury and portland cement crosses 175 yeras of age , the rising
global cement consumption touches the 1.500 million ton mark. Although there has been a
significant change in the strength characteristics of cement since Aspdin era , the cement
industry is faced with several new challenges in this millenium. One of theseis the impact of
Kyoto agreement to reduce atmospheric CO2 emission. Production of binary , ternary and
quaternary components blended cements appears to be viable solution to achieve this
environmental target. Since there is an imminent need to move away from prescriptive cement
specifications to performance based specifictions , accomodation of performance oriented
blended cements in the new cement specifications will address the key issue of lowering th
portlan cement clinker factor in cement.

Özet
21. yüzyılla birlikte portland çimentosu yıllık 1.5 milyar ton tüketimiyle 175. yılına giriyor.
Aspdin zamanından beri çimento dayanım özelliklerinde belirgin değişiklikler olmasına
rağmen , çimento endüstrisi yeni bin yılda devrim niteliğinde bir kaç yeni değişiklikle
karşılaştı. Bunlardan biri karbondioksit emisyonunun azaltılmasını amaçlayan Kyoto
anlaşmasının yaptığı etkidir. İki , üç , dört katkılı çimentolar bu çevresel hedefin ulaşımında
bir çözüm olarak görülmektedir. Sınırlamalar koyan tarifçi standardlar yerine performansa
dayalı şartnamelere ihtiyaç duyulmaktadır. Performansa dayalı standardlar çimentodaki
portland çimentosu klinkeri oranının azaltılmasında anahtar rol oynıyacaktır.

Tarihi
Medeniyetin başlangıcından bu yana insanoğlu taşları ve tuğlaları bir arada tutacak malzeme
bulmaya çalıştı. Eski çağlarda dahi bu tip bir malzemenin yapıda çeşitlilik ve esneklik
getireceği açıktı. Kullanılan en eski bağlayıcılardan biri “çamur” dur. Bugun hala çamurla
saman veya diğer bitki fiberleri karıştırılarak bağlayıcı kapasiteleri artırılmış yapı blokları ve
parçalar dünyanın çeşitli bölgelerinde kullanılmaktadır.

Mısırlılar alçıtaşı harcını Cheops Piramidlerinin (~300 BC) yapımında kullandılar.Bunlar saf
olmayan alçı taşının yakılmasıyla yapılıyordu (1). Yunanlılar ve Romalılar kil içeren kireç
taşının kalsinasyonundan hidrolik kireci ürettiler. Dahası belli volkanik birikintilerin ince
olarak öğütülüp kum ve kireçle karıştırıldığında yalnız normal kireç harcından daha dayanımlı
değil ayrıca suya dayanıklı olduğunun farkındaydılar. Fakat 18.yüzyıla kadar bağlayıcı
maddelerin doğası anlaşılamamıştır.

Birkaç öncü çabadan sonra¸ Joseph Aspdin adında bir Leeds müteahhiti portland
çimentosunun patentini 1824 yılında aldı(2). Bundan sonra hidrolik bağlayıcıların kullanımı
tüm Avrupa ve Kuzey Amerika’da yayıldı. Portland çimentosunun üretiminde kullanılan
ekipmanlarda gelişmeler oldu.

Döner fırındaki ilk gelişmeler 1877yılında İngiltere’de başladı ve Fredrick Ransome patentini
1885 ‘de aldığı ilk döner fırınla birlikte anılır(2). Ransome’ın fırını o devirdeki çimento
dünyasında devrim niteliğinde olsa da işlevsel döner fırın uzun yıllar sonra üretime girdi.
Ransome’ın keşfinden sonra birkaç sene sonra bazı öncü Amerikan mühendislerinin döner
fırını çocukluk çağından çıkardı. Amerika’daki ilk ekonomik döner fırın Hurry ve Seaman
Atlas Çimento Fabrikası tarafından 1895 yılında üretime girdi.

Portlan çimentosunun üretiminin artmasıyla çimento ve hammaddelerinin özelliklerinin


belirleme ve deney çalışmalarına başlandı. Çok sayıda deneyden sonra temel çimento
deneylerine 1900 yılında standard getirildi ancak o devirden buyana bir kaç tanesi revize
edildi ve tüm dünyada çimento standardlarına yenileri eklendi.

Günümüzde çimento dünyasının karşı karşıya kaldığı çevresel sorunlar artmaktadır. Örneğin ¸
bir çimento klinkerinin üretilmesi bir ton CO2 gazının açığa çıkmasına yol açar. 21. yüzyıla
girmemizle birlikte Kyoto anlaşmasına göre ton başına düşen CO2 emisyonunu azaltmak ¸
daha düşük klinker oranlı çimento üretmek ¸ daha az dayanıklılık problemleri ¸ alkali silika
reaksiyonuna göre formule edilmiş çimentolar¸ geciktirilmiş etrenjit oluşumu ve sulfat
etkilerine göz önüne alarak çimentolar üretmek zorundayız. Hidrolik çimentonun geleceğinin
değeri artırılmış çevreyle dost üründe olduğunu belirtmek yanlış olmaz.
Durum
Dayanıklı alt yapı için kalitenin birinci hedef olduğu yeni çağ için çimento araştırmasında
maaliyet karşılaştırması en az pahalı olanla yapılmamalıdır. Aspdin’in zamanından bu yana
çimentonun dayanımı sekiz kat arttı. Fakat mekanik özelliklerindeki gelişme betonun servis
ömrü boyunca dayanıklılığında paralel bir gelişme göstermedi.

Şu anki ve gelecekteki ihtiyaçlar arasındaki fark için ne teknolojik bir eksiklik ne de


mühendislik dehasına nede ekonomik gelişim için çevre sorumluluğumuzu bir tarafa
atmamıza gerek var. Bu da en pahalı otoyollar ¸ köprüler ¸ yapılar vb. yerine en iyisini
yapmaya dayanmalıdır. Daha dayanıklı yapılar yapmak için ilham kaynağımız hala iyi
durumda olan Neolitik¸ Roma ¸ Bizans ve Osmanlı zamanlarından kalan antik yapılar
olmalıdır. Yalnızca yapım teknikleri değil mükemmel mimarisi olan yapılarda kullanılan
malzemeleriyle de insanı hayrete düşürürler. Performans dizayn yapanın ¸ müteahhit ve beton
üreticisinin sorumluluğundayken neden betonu oluşturan en önemli malzemelerden biri olan
çimento olmasın.

Üreticinin bakış açısından bakıldığında bir ikilem içinde olduğu görülür. Bir yandan çimento
ihtiyacı karşılayabileceğinden çok daha fazla olacak (Bakınız Şekil 1)¸öte yandan yakında
etkin hale gelecek olan Kyoto anlaşmasındakiCO2 emisyon limitleri bulunmaktadır. Yeni
kapasite artırımları için çevresel nedenlerden dolayı izinler zorlaştıkça daha az klinkerle daha
çok çimento üretmek kesinlikle çekici bir çözümdür.
110 110
Çimento İhtiyacı
105
Çimento Milyon ton
100 kapasitesi milyon 100
ton 95
90 90
85
80 80
75
70 70
65
60 60
55
50 50
1973 1978 1983 1988 1993 1998 2003

Şekil 1.Amerika çimento üretimi ve ihtiyacı

1994 yılında Gebhart(3) Kuzey Amerika’da kullanılan portland çimentoları üzerine bir
araştırma yaptı. Araştırmanın ana hedefleri çimento özellikleriyle ilgili modern bilgi sağlama
ve standard gelişimindeki ihtiyaçları belirlemektir. Araştırma gösterdiki modern betonların
sülfat miktarı ¸ incelik ve dayanımı özellikle Tip I ve Tip II için 50 yıl önce üretilenlerden
daha fazladır.

50 li yılların çimentolarıyla karşılaştırıldığında günümüzün çimentoları ortalamada daha fazla


kireç yoğunluğu ¸C3 S ve alkali miktarına ve daha homojen bir yapıya sahiptir. Çimento
özellikleri de buna paralel olarak değişti ¸ daha hızlı basınç dayanımı ve çimento
özelliklerinde daha az değişim görülmektedir. Fakat ¸ aynı yüksek dayanıklılıkta beton
ürettiğimizi iddia edemeyiz. Klinker yapısı ve özellikleriyle beton durabilitesi arasındaki
ilişkiyle ilgili bilgimizi geliştirmeliyiz.

Yaş üretim yapan fırınlar yavaş yavaş yerlerini kuru üretim yapan ön ısıtıcılı ¸ ısı jenaratörlü
ve minimum hava akımlı fırınlara bırakıyorlar. Sonuç olarak büyük oranda yakıt sarfiyatı
önlenmiş fakat yan etki olarak hammaddeleden veya yakıttan gelen florür ¸ klorür ve diğer
alkaliler klinkerde yoğunlaşmasına neden olmuştur. Çevresel nedenler bazı çimento
fabrikalarının fırınına toz oluşumunu azaltmak için reinfluzasyon üniteleri kurulmuştur. Bu
bir kısım kalsinize oluşum malzeme alkali sülfat maddeleri bakımından zengindir.Alkali
sülfatlar minör bileşenler olarak nitelense de betonun dayanıklılığı üzerine etkileri vardır.
Yüksek alkali içeren portland çimentoları alkali silis reaksiyonlarıyla ilişkilendirilir. Yüksek
alkali çimentoları reaktif agregalarla birlikte kullanıldıklarında diğer olumsuz şartların
biraraya gelmesiyle birlikte alkali silis reaksiyonuna girerler. Alkaliler alkali sülfat mineraller
oluşturmak üzere sülfatlarla reaksiyona girerler. Bu alkali sülfatlar ¸K2 SO4 ¸ Na2 SO4 ¸ kalsiyum
sülfat ¸ sodyum ve potasyum tuzları ve kalsiyum potasyum sulfat ‘tır.Tüm sülfat tuzları
yüksek oranda çözünür olduğundan sülfat bileşenleri betonda iç sülfat etkisinde bulunan sülfat
iyonlarının kaynağı olabilir. Bu ¸ yükske sıcaklıklarda geciktirilmiş etrenjit oluşumu olarak da
bilinir.

Dünya Çimento Üretimi


1994 ve 1995 yılları için olan Cembureau raporlarına göre 10 yılda % 50 artışla 1994 yılında
dünya çimento üretimi 1,39 milyar tona ulaştı. Yıllık büyüme oranı aynı dönemde ortalama
%4 ‘dü. 1997 yılına dek bu büyüme oranı daha yüksekti fakat 1998 yılında %2 küçülme
kaydedildi. Bu Asya krizinin olduğu seneydi. Şekil 2 de dünya çimento tüketim oranları
gösterilmiştir. 2000 yılında tüketim miktarının 1.5 milyar tonun biraz üzerinde olması
beklenmektedir.

Geçen 25 yıl boyunca çimento endüstrisinde üretim ekipmanlarını modernize etmek için
yatırımlar yapıldı. Fakat A.B.D.’nin kapasitesi 1975’lerden 20. yy’ın sonuna kadar
değişmeden kaldı. (Bakınız Şekil 1) Şu anda çimento tüketimi kapasitenin 20 milyon ton
üzerindedir. Gelecek beş sene içerisinde her yıl eklenmesi beklenen kapasitelere rağmen
ABD’nin 15 milyon ton açığı olacaktır.

Kararlı fakat makul tüketim Batı Avrupa’da oldu. (4). 1996 yılında toplam tüketim 215
milyon ton , 1997 yılında 220milyon ton ve 1998 yılında 225 milyon ton olarak bildirildi.
Yıllık %2.5 büyüme gerçekleştirildi. Türkiye yaklaşık 37 milyon ton üretimiyle pazarın önde
gelenlerindendir.
1490
1480

Çimento Üretimi milyon ton


1470
1460
1450
1440
1430
1420
1410
1400
1390
1996 1997 1998 1999 2000 Yıllar

Şekil 2. Son beş yıldaki dünya çimento tüketimi

ABD’de bir çok firmadan meydana gelen çimento endüstrisi 4.2 milyar dolar yıllık ciro ve
17.000 kişilik iş hacmine sahiptir. Beton endüstrisi ise 20 milyar dolar yıllık ciro ve 275.000
kişilik iş hacmine sahiptir. Beton yapı endüstirisi (yerinde döküm ve prefabrik ) ise 100
milyardolar ciro ve 2 milyon iş hacmine sahiptir.(tamir , yapım , yenileme, demir işçiliği ,
beton döküm, yerleştirme , bitirme ve ekipman sektörleri).

Performansa Dayalı Standardlara Duyulan İhtiyaç


Yeni binyıla girişimizle birlikte tarifçi standardlar yerine performansa dayalı standard ihtiyaç
olduğu açıktır. Aksi halde çimentoda buluşların devam etmesi imkansızdır. Betonun en eski
çağlardan günümüze yapı malzemesi olarak tercih edilmesinin sebebi bulunabilirliği,
çeşitliliği ,çevre dostu olması (diğer yapı malzemeleriyle karşılaştırıldığında) , ekonomikliliği
ve dayanıklı yapılabilmesidir. Performans standardları uygulanmadıkça bu görünüm tersine
dönecektir.

Çabuk değişen dünyamızda bir senelik bir bilgisayar teknolojik olarak eski sayılabilirken
çimento endüstrisi 60 yıllık bir standardla yürümektedir. (Tablo 1). Her 10 ile 20 senede bir
gelişim gözlenebilmektedir. Örneğin ,1960’da ASTMC595 , 1992’de ASTMC115’in kabulu
1998 yılında onaylanan ASTM 1157’in revizyonudur. Sormamız gereken soru neden ASTM
C595’e göre üretilen çimentonun satışı ABD’de %1’in altındadır.

Tablo 1. ASTM Çimento Standardlarının değerlendirilmesi


ASTM Standardı Uygulama Yılı
C150(6) 1940
C595 1960
Düşük alkali çimentosu 1961
C1157(8) 1992
Portland çimentosu C1157 1998

ASTM C1157 Nedir


Günümüzde ASTM C150(6) ve AASHTO M85 kimyasal ve fiziksel özelliklerinde
sınırlamalarla birlikte 8 tip portlan çimentosunu kapsar. ASTM C595(7) ve AASHTO M 290
genel ve özel uygulamalr için beş çeşit katkılı hidrolik bağlayıcı tanımlar. Fakat standard
şartnamelerinde çimento ve oluşturan malzemelerin bileşimleri ve fiziksel özellikleriyle ilgili
sınrılamalar bulunmaktadır. Sadece cürüf veya puzolan veya her ikisinin portlan çiemntosuyla
kullanımını içerir. Tersine C 1157(8) farklı performans yükseltici mineral bileşenlerin (doğal
puzolan, çeltik külü , uçucu kül ve cüruf vb.nin )limitsiz olarak kullanımına izin vermektedir.

Basit olarak standard performansa dayalı ve düşük klinker oranlarına izin vermektedir. ASTM
Tip I, II, III, IV, V geleneksek çimento tiplerinin sınıflandırılmasının aksine performanslarıan
göre Tablo 2 ‘deki şekilde sınıflandırılmıştır.

Tablo2. Çimentolar için standard performans şarnameleri


Tip GU Özel tipler gerekmediğinde genel yapılar için
çimentolar
Tip HE Yüksek erken dayanım
Tip MS Orta seviyede sülfata dayanıklı
Tip HS Yüksek seviyede sülfata dayanıklı
Tip MH Orta seviyede hidratasyon ısısı
Tip LH Düşük seviyede hidratasyon ısısı
R Seçeneği ASR dayanıklı çimento
ASTM C 1157 söz edilmesi gereken eksiklikleri olan çok mükemmel olmayan fakat gelecek
için 21.yy’da atılan büyük bir adımdır. ASTM C150 ve C595 ‘de değişiklikler yapıldığı gibi
iyileştirme için ASTM C 1157’yede aynısı uygulanabilir.

Geleceğin Çimentoları
Alkali Silis Reaksiyonuna Dayanıklı Çimento
ASR’nin durdurma sorumluluğu endüstriye bırakılmıştır.Tablo 3 ‘de %5’den %25’e kadar
ASR’den etkilenen ABD’deki betonlar verilmiştir.

Tablo 3. ASR den etkilenen tahmini yıllık beton üretimi


Yapı Tipi Çimento (milyon ASR den etkilenmiş Asr’den etkilenen
ton) beton yüzdesi beton miktarı (m3 )
Özel yapı 43.8 - 7.6
Konut 21.2 5 2,4
Ticari 19.3 10 4,4
Diğer 3.1 10 0.8
Kamu 47 - 15
Yapı 10.2 5 1.15
Cadde 29.6 15 8.5
Su 8.4 25 4.8
Hizmet amaçlı 1.0 10 0.2
Diğer 2.7 5 0.35

21. yy’da yüksek performanslı çimento için yaptığımız arayışlarda ASR’yi önleyecek
çimentonun acil ihtiyacı içindeyiz. Çeşitli çalışmalar gösterdiki lityum bileşenleri betondaki
ASR oluşumunu olumsuz olarak etkiler veya geciktirir. (9). ASR’ye dayanıklı çimento
üretimi için lityum bileşenleriyle portland çimentosunun birlikte öğütülüp karıştırılması için
bir çalışma yapıldı. Optimum sülfat miktarının belirlenmesi için lityum karbonat ve lityum
hidroksit mono hidrat üretildi. Bir karışım kullanılarak deneme üretimi yapıldı . Kapalı devre
değirmen lityum hidroksitle birlikte daha uzun dönem yüksek dayanım sağlarken çimento
daha az ASR jeli üretti.

Gecikmiş Etyrenjit Oluşumuna (GEO) Karşı Alınması Gereken Önlemler


Gecilmiş etrenjit oluşumuna diğer adıyla ısı nedeniyle oluşan gecikmiş genleşmeye(10) son
zamanlarda büyük bir önem verilmiştir. Hangi terim seçilirse seçilsin GEO iç sülfat etkisini
belirtir. Daha önceden bulunan etrenjiti yok edecek veya ilk oluşumunu engelleyecek kadar
yüksek ısıda sonradan oluşan etrenjit anlamına gelir. Hem yerinde dökme hem de prefabrik
betonlarda görülür. Laboratuvarlarda harç ve betonlar üzerinde yapılan çalışmalar
göstermiştirki GEO çatlak ve genleşmeyle birlikte bazı koşulların oluşmasıyla görülür.
Malzeme sıcaklığı 60° C nin üzerinde olmalıdır.Çimentoların kütlece SO3 /Al2 O3 oranı en az
0.5 – 0.6 arasında olmalıdır. (11) Bir çok çimento çeşidi¸ modern ASTM III çimentoları dahil
olmak üzere bu koşulu sağlar. Isıl uygulamadan sonra bakım ya su içerinde yada neredeyse
suya doygun hava koşullarında yapılmalıdır.Bunlar gerekli ama yeterli olmayan koşullardır.
Genleşme oranı veya maksimum genleşme miktarı birkaç faktöre dayanır. Bu faktörlerden bir
kısmı çimento yapısıdır. Yüksek alkali çimentolarda genleşme daha fazladır fakat yeteri
miktarda cüruf veya uçucu külle harmanlanmış çimentolarda yok varsayılabilecek kadar veya
hiç genleşme olmaz. (12)

GEO ‘dan kurtulma tezlerinden biri olan düşük alkali ve düşük sülfat (< %3.6 ve MgO
%1.6+-0.2 ) içeren çimentolar üretilmesi sadece kısmi bir çözüm olurdu. Çimentonun yüzey
alanının azaltılması da yararlı olabilir.(12)

Dolgu Çimentosu
Uzun zamandan beri kumla portland çimentosunun birlikte öğütülmesi
denenmektedir.(13)Beton dizayn edenler granülometride ince bölümü doldurmak üzere dolgu
malzemesi kullanırlar. Granülometrideki bu düzeltme işlenebilirliği¸ büzülmeyi ¸ yoğunluk ve
dayanımı iyileştirir. Dolgu malzemesi kalker kökenli olursa bunun katkısı daha fazla olur.
Dolgu malzemeli çimentodaki çekingenlik bir kaç basit nedene dayanır. Sabit bir su/çimento
oranında suyun klinkere oranı dolgulu bir çimentoda klinker ve alçıtaşından oluşan standard
çimentoya oranla daha yüksektir. Sonuç olarak boşluk arttıça dayanım düşer. Fakat bu fikir
belli bir dayanım sınıfı için çimentodaki klinker kısmının dolgu çimentoda standard
çimentoya oranla daha ince öğütülmüş olduğunu dikkate almaz. Ayrıca çimentonun iri
partikülleri de erken yaşta hidrate olmadıklarından dolgu malzemesi olarak görev yaparlar.
Çimentonun hidrolik potansiyelide bu nedenle daha yüksektir. (13) Miktar olarak oldukça
yüksek miktarda kireç taşı tozu eklenmiş harç çimentosu pazarda küçük bir paya sahiptir. Tip
III çimentosu Tip I genel amaçlı çimentolar dışında diğer özel arasında en çok miktarda
üretilenidir.

Kireç taşı tozu çimentoda bir kısım alçıtaşının yerine kullanabilir. Örneğin %2.25 kireçtaşı
tozu ve %1.75 alçıtaşı eklenirse toplam %4 alçıtaşı oranıyla hala portlland çimentosu sınırları
içerisinde kalınır. Bu seviyede ikame edilmesi büyük oranda C3 A miktarına ve yapısına
bağlıdır. Alçıtaşının bir kısım kireç taşıyla ikamesi mümkünken çimentoda yeterli miktarda
alçıtaşı/kireçtaşı karışımı normal priz almayı sağlayacak kadar olmalıdır. Optimum alçıtaşı
miktarı çimentonun inceliğinin artmasıyla reaksiyon hızı arttığından artar.

Kireçtaşı monokarbonalimunat oluşturmak üzere C3 A ile reaksiyona girer. Silika yerine kireç
taşı dolgusunu kullanmanın avantajı C3 A miktarı yüksek olan bir çimentoda kireç taşı
eklenmesi hidrate olmuş çimento pastasında etrenjit ve monosülfat gibi sülfa alimünatlar
yerine daha fazla karbon alimünatları oluşmasına neden olacaktır. Teorik olarak iç sülfat
etkisini veya gecikmiş etrenjit oluşumu olasılığını azaltır. Bu nedenle bu tip çimento şu anki
Tip III çimentoları yerine alternatif olarak keşfedilmesi gerekmektedir. Daha ince çimentolar
daha fazla ısı açığa çıkardığı halde ince malzemeler ara yüz bölgesinde agregayla çimento
arasındaki bağı iyileştirdiklerinden olumlu etkileri vardır.Bugüne kadar betonda bu etkinin
üstesinden silis dumanı ¸ cüruf¸ uçucu kül veya süperakışkanlaştırıcılar gibi mineral ve
kimyasal katkıların bir arada kullanılmasıyla gelindi. Betonda bu başarıldıktan sonra kimyasal
etki olasılığı büyük oranda azalmaktadır. Reaktif dolgularla ikame veya portland
çimentosunun en ince kısmını azaltmak betonu uzun dönem performansına pozitif etkide
bulunur.C3 A ve alçıtaşının reaksiyonu sınırlamakla ısı oluşumunda çoğu zaman prizde
gecikme olmaksızın bir azalma gözlenir.

Dolgulu çimento üretimi enerji tüketimini azaltmak ve çimentonun hidrolik potansiyelini


artırmak için çimento bileşiminin bir kısım dolgu malzemesi ikamesi bir kısım Avrupalı ve
Japon üreticiler tarafından yapılmaktadır. (14) Fakat dolgulu çimento üretimi görüldüğü kadar
kolay değildir. Çimentoya sabit olarak belli miktarda ince öğütülmüş kireç taşı eklenmesi çok
nadir olarak amaçlanan sonuçları verir.
Düşük Klinker Oranlı Çimento
Bu kategoride en önemli başarı katkılı çimentoların geliştirilmesidir. Aslında katkılı çimento
günümüzde modern toplumun ihitiyacını karşılayacak temel malzeme olarak görülmektedir.
(15) Yalnız portland çimentosunda eksik olan özellikleriyle değil çelik ¸ elektrik üretimi ve
silika endüstrilerinin yan ürünlerini etkin bir şekilde kullanımıyla tanımlanmaktadır. Dahası
katkılı çimento üretiminde önemli miktarda enerji tasarrufu yapılmaktadır.

Duntron (16) Avrupa Çimento Standardları Komitesi Başkanı ¸ 1984 yılında 2000 yılından
itibaren katkı maddelerinin çimento bileşeni olarak dünyanın bir çok kesiminde Kuzey
Amerika dahil kullanımının önemli miktarda artacağını tahmin etti. Ona göre “saf portland
çimentoları özel çimentolar olarak nitelendirilecek ve belli uygulamalarda kullanılacaktır”.
Fakat hala hedeften çok uzaktayız. ABD’de katkılı çimentolara yönelik bir trend olmasına
rağmen ¸ portland çimentosunun üretimiyle karşılaştırıldığında çok düşük kalmaktadır. 1973
lü yıllarda petrol ambargosuyla oluşan katkılı çimentolara yönelik ilgi azalmış görülmektedir.

Fakat Avrupa’da katkılı çimentolar onlarca yıldır kullanılmakta ve bazı ülkelerde üretimin
%50’sine varmaktadır. Sülfat etkili çevrelerdeki yapı inşaalarında C3 A miktarı düşük
çimentolara karşı alternatif olarak katkılı çimentolar kullanılmaktadır. Ayrıca reaktif
agregalarla yapılmış betonlara referans olarak katkılı çimentoların uygun bir savunma olduğu
bulunmuştur. (17) katkılı çimentoların kullanımında son beton karışımının hem finansal
hemde tasarruf olarak ekonomisi büyük önem taşır. Bilindiği gibi portland çimentosunun
üretimi büyük miktarda enerji gerektiren bir süreçtir ve belirtildiği gibi katkılı çimentoların
kullanımı önemli miktarda enerji tasarrufu sağlar. (18) Üretimde sağladığı belli yararlar
üretimde daha az enerji kullanımı ¸ daha az gaz emisyonları ve katı atıklardır. Katkılı
çimentonun üretiminde daha az hammadde kullanılır aynı zamanda daha düşük yatırımla
tesise ek üretim kapasitesi sağlar.

Kontrol edilmiş çimento granülometrisiyle yüksek miktarda enerji tasarrufu etme imkanı
vardır. Yüzey alanının azaltılmasıyla eşit performansta beton üretiminde gerekli çimento
miktarı azalacaktır.(19) Çimento performansı iri çimento partikülleri (>30mm) oranının ve
(<5m) ince çimento partikülleri oranının azaltılmasıyla iyileştirilir. Bu nedenle granülometrisi
kontrol edilmiş daha bir dane dağılımı gösterirler. Granülometrisi kontrol edilmiş çimentolar
yüzey alanı daha fazla olan çimentolardan daha hızlı dayanım kazanabilirler. Uçucu kül ve
cüruflarla yapılmış katkılı çimentolarda kullanmaya çok uygundurlar. Granülometrisi kontrol
edilmiş çimentonun hızlı dayanım kazanması uçucu kül ve cüruftan dolayı yavaş dayanım
kazanımını telafi eder.

Uçucu kül ¸ cüruf veya silika içeren katkılı çimentoların gelişimine izin vermek için ilk önce
yeni performansa dayalı standardların (örneğin ASTM C1157) ve bu kategorideki çimentolar
için olan uygulama şartları ve hükümlerin uygulamaya konması gerekmektedir. Eğer
gerekirse ulusal standardlar revize edilmeli veya bu tip çimentoları da içerecek şekilde
değiştirilmelidir. Çimento endüstirisinin ortak deney standardlarına ihtiyacı olduğunu
söylemek yanlış olmaz. Bu deneylerin uluslararası olarak standardlaşması kalite kontrolün
uluslararası seviyede tanınmasını kolaylaştıracaktır.

Son on yılda bir kaç ülke standardlarını farklı miktarlarda kireç taşı ilavelerine ¸bazılarında
%35’e kadar¸ izin verilmiştir. Modern öğütme sistemleri yüksek verimliliğe sahip
ekipmanlarla donatılmıştır. Dik bir gradasyon kusma veya geciktirilmiş prize neden olabilir.
Düşük miktarda kireç taşı tozu gradasyonu kabalaştırır daha düz hale getirir ve
dezavantajlardan arındırır.

Yapılar inşaat mühendisliği ve yapı bilimindeki gelişmelerle dizayn olarak karmaşıklaşıp ve


alan olarak genişledikçe yüksek performanslı çok amaçlı çimentolara ihtiyaç artacaktır.(15)

Geleneksel cüruf ¸ uçucu kül ¸ silis dumnaı veya doğal puzolan içeren iki bileşenli katkılı
çimentolar performans ve fonksiyon şartlarını artık sağlayamamaktadırlar. Sonuç olarak çok
bileşenli katkılı çimentolar önem kazanmaya başladılar ve büyük olasıkla gelecek yüzyılda
araştırmaların odağı olacaktır. Üçlü veya dörtlü katkılı çimentoların araştırmalarla üretime
geçecek ve 21. yy’da kullanımları gelişip yaygınlaşacaktır. Bilgi çağı merkezli yaratıcılıkla
yüzen havalimanları ¸ yüzen şehirler ¸ çok geniş köprüler ¸ yeraltı yapıları veya ultra yüksek
yapılar gibi büyük yapı projelerinde maaliyeti düşük fakat ucuz olması gerekmeyen hızlı yapı
teknolojilerine ihitiyaç vardır. Rahat yaşam alanı için sosyal şartları ¸ çevreyle uyumu ve
yapıların bakımının kolaylığı için çimentoda reaksiyon kontrol fonksiyonu ¸ yapı kontrol
fonksiyonu ve akıllı fonksiyon konularında devrim niteliğinde olan değişimler gerektiğini
göstermektedir.(20)

Tipik bir örnek olarak çok geniş köprülerin yapımında sualtı beton dökümü gerekmesidir. Bu
tip betonların yapımı zor şartlar getirir. Örneğin 50cm akma çapı , 8 saat veya daha fazla bu
akışkanlığın korunması , 30 saat veya daha kısa sürede priz ,30 °C veya altında ısı oluşumu ve
91 günde 280kgf/cm2 basınç dayanımı (21). Böyle bir performans elde etmek klinkerin
bileşenlerini değiştirerek mümkünken , katkılı çimento kullanmak yeni bir klinker tipinin
üretiminin maaliyeti dikkate alındığında daha avantajlıdır. Ayrıca uzun dönemde kaynakların
korunması ve enerji tasarrufu sağlar. Genel olarak cüruf , uçucu kül veya silis dumanı ile
yapılan iki bileşenli çimentolar bu performans kriterlerini sağlayamazlar. Bu özellik üç
bileşenli katkılı çimentolar kullanıldığında sağlanabilir.

Bu üç bileşenli çimentoların daha iyi yayıldığı , daha az boşluk oluştuğu , daha homojen ve
bağlayıcı partiküllerin etrafında daha ince bir su tabakası oluştuğu bilinmektedir. Sertleşmiş
üç bileşenli bir çimentoda C-S-H yapısı bağlaycı bileşenlerin yapısına bağlıdır. Priz alma ,
dayanım gelişimi üç bileşenin karışım oranları , özellikleri ve inceliğine bağlıdır. Erken
yaşlarda dayanım harmana giren ek bileşenlerin artmasıyla azalmasına karşın 28 günlük
dayanımları normal portland çimentosuna eşit veya daha fazla olmaktadır.

Genel olarak uçucu kül dolgu malzemesi olarak rol alsa da betonda ısı oluşumu cüruflu
çimentodan daha düşüktür ve uçucu kül miktarının artmasıyla açığa çıkan ısı düşer. (22). İyi
kürlenmiş üç bileşenli çimentoların geçirgenliği az olmasına rağmen karbonatlaşması daha
fazladır. (23). Uchkiwa(24) tarafından yapılan bir çalışma göstermiştir ki alkali iyonların
difuzyonu ve hareketleri sertleşmiş pastadaki boşluk yapısına bağlıdır. Küçük kılcal boşluklar
jel boşluklardan daha fazla difüzyonu engellemede katkıda bulunurlar. Alkali iyonların
difüzyon katsayısı portland çimentosunun sertleşmiş pastasında cüruflu çimento veya uçucu
küllü çimentoya göre daha fazladır. Klorürün difuzyon katsayısı üçlü bileşenlilerde ikili
bileşenlilere göre daha düşüktür.(25)

Sonuçlar
Bugün çimento endüstrisinin önünde büyüyen çevresel zorluklar bulunmakdır NOx ve SOx
emiyonlarında sınırlamalar endüstri tarafından takip edilmektedir. Ek olarak Kyoto
anlaşmasına göre çimento fabrikaları CO2 emisyonlarındaki artan sınırlamalar ve limitlere
cevap vermek zorundadırlar. Buna bir çözüm ise düşük klinker oranlı çimentolar üretmektir.
Bu özellikle CO2 emisyonuna yol açmayan bileşenler kullanan katkılı çimemntoların üretimi
anlamına gelmektedir. Bu ayrıca bu yüzyılda artan çimento ihtiyacını karşılayacak bir kaynak
sağlayacaktır. Çimento üreticisinin bakış açısından katkılı çimentoların üretimi fazla yatırım
yapmadan tesis kapasitesini artıracaktır. Bugunkü eğilim tek katkılı çimentolar yerine iki , üç
dört farklı katkılı çimentoların üretimidir. Bu çimentolar iki katkılı çimentolardan daha
verimli olmaktadır. Bir kısım portland çimentosunun kireç taşı tozuyla yer değiştirmesinin
avantajları anklaşılmış ve bir kaç ülkede kullanılmaya başlanmıştır. Araştırmalar
göstermiştirki kontrol edilmiş granülometri katkılı çimentoların özelliklerini iyileştirmektedir.
Çimento fabrikalarının hazır beton tesislerine göre daha iyi ekipmanlara sahip olduğu ve
hammadde ve son ürünün takibinin daha iyi olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Tarifçi standardlar yerine performansa dayalı standardlara acil olarak ihtiyaç duyulduğu
açıktır. Örneğin yeni ASTMC1157 standardı hem özel hemde genel uygulamalar için hidrolik
bağlayıcıları dikkate almaktadır. Bu yeni standarda göre çimentolar ASR’nin kontrolü ,
sülfata dayanıklılık için mevcut TipII ve Tip V çimentolarının yerine kullanılabilir. Veya
sıcak havada beton dökümü için ısı açığa çıkmasını engelleyebilir. Çimentonun yapısı veya
bileşenleri üzerine herhangi bir sınır konmaması çok önemlidir ve yalnız yeni standardlar bu
tip performans şartlarını içermelidir.

İyi kalitede ve reaktif olmayan agregaların azaltılmasıyla ASR riski olan agregaların kullanma
zorunluluğu oluşmuştur. Bu araştırmaları ASR problemiyle başedebilecek yeni bir çimento
geliştirmeye yöneltmektedir. Lityumlu çimentonun üretimi ASR problemini çözmekte bir
alternatif olabilecektir.

You might also like