Professional Documents
Culture Documents
İletişim aracıdır.
DİL NİÇİN DOĞMUŞTUR?
Duygu ,düşünce ve isteklerimizi
paylaşmak , ihtiyaçlarımızı karşılamak
için doğmuştur.
Çiçek=flower=blume
• Millet kendine özgü değerlerle şekillenmiş bir toplum türüdür. Dil, bir milletin
evreni kendisine göre adlandırmasıdır. Bu nedenle milleti oluşturan bütün
maddi ve manevi nitelikler dilde ifadesini bulmuştur. Dolayısı ile dil topluma
biçim veren bir sistemdir.
• Wilhelm von Hombolt “ İnsanlar bu dünyada ana dillerinin dünyayı kendine
sunduğu biçimde yaşamaktadır.” der. Bu nedenle bir milletin bilimde, sanatta
gelişmesi de dile bağlıdır. Dilin sağladığı imkanlar ölçüsünde gelişme
yaşanabilir. İfade gücü yüksek bir dil bir milletin evreni daha iyi anlamasına ve
anlatmasına imkan tanır.
• Bir toplumun oluşturduğu dil ürünlerini incelediğimiz zaman göreceğiz ki
orada bir milletin ruhu somutlaşmıştır. Dolayısı ile milleti oluşturan bireyleri
aynı duygu ve heyecan etrafında birleştirmek, millet olma bilincini
kazandırabilmek dil ile mümkündür. Dil milletin kimliğidir, kişiliğidir. Bu
noktada Atatürk şöyle der: “ Türkiye Cumhuriyetini kuran Türk halkı Türk
milletidir. Türk milleti demek, Türk dili demektir. Türk dili Türk milleti için
kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk milleti, geçirdiği nihayetsiz felaketler içinde
ahlakının, an’anelerinin, hatıralarının, menfaatlerinin, kısacası, bugün kendi
milliyetini yapan her şeyinin dili sayesinde muhafaza olunduğunu görüyor. Türk
dili Türk milletinin kalbidir, zihnidir.”
• Görülüyor ki dil milli birliğin ve beraberliğin
sağlanmasında birleştirici bir rol oynamaktadır. Dilin
varlığı milletin de varlığı demektir.
• Köroğlu Destanı’nda yiğitliğin ve kahramanlığın doğa
öğeleriyle birleştirilerek verildiğini görürüz.
•
•
• Koçak akan sular gibi
• Çağlar gümbür gümbür gümbürdenir.
• Eğri kılıcı beline
• Bağlar, gümbür gümbür gümbürdenir.
• Türk milletinin tasavvuf anlayışı, felsefi yaklaşımı Yunus
Emre’nin mısralarında Türkçe’nin söyleyiş üstünlüğü ile
şöyle somutlaşmıştır.
•
• Haber eylen aşıklara, ışka gönül veren benem,
• Işk bahrısı olubanı, denizlere dalan benem,
• Benim, canım uyanukdur, dost yüzine bakan benem,
• Hem denize karışmağa, ırmak olup akan benem.
• Hayatı ve sosyal yapıyı bir sanat süzgecinden geçirerek Lale
Devrinin güzel ve güzellik anlayışını, zarafetini mısralarda
nasıl ebedileştirdiğini görürüz.
•
• Haddeden geçmiş nezaket yal ü bal olmuş sana
• Buy-ı gül takdir olunmuş ruhsar-ı al olmuş sana
•
• (Nezaket haddeden geçirilerek sana boy pos olmuş, gül
kokusu süzülerek sana al yanak olmuş)
•
•
DİL VE KÜLTÜR
Dil kültürün temeli olduğuna göre, bir milletin dil ile ifade ettiği sözlü,
yazılı her şey kültür kavramına girer. Sabahtan akşama kadar evde,
sokakta, çarşıda, iş yerinde konuşan halk, dil tarlasını eker, biçer.
Dilin duygu ve düşünce ile dolmasının sebebi. günlük hayata çok
yakın olmasıdır.
Aslında dili yaratan hayat, daha doğrusu sosyal hayattır. Anne çocuğuna
bir oyuncak verir: "Bak sana otomobil getirdim" der. Böylece çocuk,
oyuncak otomobil ile beraber "otomobil” kelimesini öğrenir. Fakat dil her
zaman böyle bir eşya gösterilerek öğrenilmez. Bebek etrafinda mânâsını
anlamadığı birtakım sesler duyar. Zamanla onların bir şeye tekabül ettiğim
öğrenir.
• 1. DİL TÜRLERİ :
•
• a. ANA DİL :
• Aileden ,yakın çevreden ve toplumun genelinden öğrenilen,
bilinç altımızı etkileyerek toplumla en güçlü bağlarımızı
oluşturan dildir. Evreni ana dilimizin mantığı ile anlar ve
anlatırız. Onunla görür, düşünür ve ifade ederiz.
ANADİLİ
Hangi sözlerle ninem gönlünü açmışsa bana,
Ben o sözlerle gönül vermedeyim sevgilime.
Sözlerim ninni kadar duygulu olmak yaraşır,
Bağlıdır çünkü dilim gönlüme, gönlüm dilime.
Faruk Nafiz Çamlıbel /Han Duvarları
•
• b. MADDE DİLİ:
• Seslerden örülü anlaşma aracımız olan dilin
dışındaki basit iletişim araçlarıdır. Jestler,
mimikler, renkler, semboller, çiçekler,
duman, kilim desenleri, oyalar, mimari
üslup, giyim tarzları, mezar taşlarındaki
semboller...
• c. KONUŞMA DİLİ:
• Günlük hayatımızın her bölümünde yaptığımız sözlü
anlatımlardaki dildir. Bu dil içinde bulunulan sosyal
çerçeveye, bölgeye göre farklılıklar gösterir. Bu değişiklikler
kelimeleri söyleyiş ile bazı ses ve şekil ayrılıkları etrafında
toplanır. Bu ayrılıklar lehçe, şive ve ağzı oluşturur.
•
• 1.LEHÇE:
• Bir dilin belgelerle takip edilemeyen en eski dönemde ayrılan
kollarıdır. Bu kollar arasında ses yapısı, şekil yapısı ve kelime
hazinesi bakımından ayrılıklar vardır. Çuvaşça- Yakutça
Türkçe’nin lehçeleridir. Bu lehçeler Ana Türkçe’den 8.yy.dan
önce ayrılmaya başlamıştır.
•
•
• YAKUT TÜRKÇESİNE ÖRNEK:
•
• “Saha sire bert kien doydu. Mana elbeh ayuurdar, hayalar, ulahan
örüster, ebleh ürehter, küöller, ballar.
•
• ( Saha (Yakut) ülkesi, çok geniş ülke. Orada birçok ormanlar, dağlar,
büyük ırmaklar, birçok sular ve göller var.)
•
• Türkiye Türkçesi Çuvaş Türkçesi
•
• yıl cal
• yaz sır
• yılan di’lom
• buz par
•
• Türkiye Türkçesi Yakut Türkçesi
•
• kamçı kımnı
• anne ine
• ayak atah
• Balık baştan kokar Bil balık bahıttan sıyıtar
•
2. ŞİVE:
Mehemmed Hadi
•
•
• ÖZBEK TÜRKÇESİ
•
• Bu bağlärdän bizlär ötdik
• Bizim izdän kimlär ötär?!
• Bu yillärdä bizlär, yetdik,
• Väfa fäläk, kimlär yetär?!
•
• Ey adämzad, galbindägi
• Çämänlärnin halin sorä!
• Ağiz açdin, magsäd uçun
• Sözlärinnin balin sorä!
•
• Ädil tagga süyängänlär (2)
• Odlärdögi taşlar neçün?!
• Egilmäsä Hagga boynin
• Gurur neçün, başlär neçün?!
•
•
• 1- ötdik: geçdik
• 2- Dayananlar (Süyängänlär)
• 3- Yaş käsä: Genç yaşlı
• 4- fagat mehr : Yalnız sevgi
•
• TÜRKMEN TÜRKÇESİ
•
• Sen menin gözlermin ağı-garası,
• (Sen benim gözlerimin akı karası)
• Sen menin sözlermin şadı, seresi,
• (Sen benim gözlerimin şadı, güzeli)
• Öynüzin dulunda keşde keşdelyän,
• ( Evimin köşesinde nakış işliyorsun)
• Munda yarın seni geler göresi!
• ( O zaman yarinin seni geliyor göresi.)
• Diydin:-Penakörim, dağlan deresi,
• ( Dedin: Koruyucum, dağların deresi,)
• Öyden çıksam, biter kalbın yarası,
• ( Evden çıksam, biter kalbinin yarası,)
• Sensin menin ovazımı eşden yar
• ( Sensin benim avazımı duyan yar)
• Yüregmin öçmecek parlak çırası!
• ( Yüreğimin sönmeyecek parlak çırası.)
•
• Saparmırat ÖVEZBERDİ
• KIRGIZ TÜRKÇESİ
•
• Kıştın kıska künündö toonnun kündgöy beteri az ubakka
cılımta tartıp, naristenin tınoosunday ülpül memirey tüştü ele,
köp uzabay kün ırayı kayra buzuldu, kapiletten özgördü-
möngüdön ızğar urup, ayuuday cılgan erte küügüm kaktu-
kolottu meltkalt toltura colop kelattı, özü menen koşo altündö
tüşör közgö körünbögön boz munarık ayazın kelattı.
•
•
Cengiz
AYTMATOV
•
• KADER AĞI (KIYAMAT)
•
• Kısa bir kış gününde, dağın güneşe bakan yamaçları,
kısa bir süre için ısınıp, bir bebeğin nefesi kadar
yumuşak bir sükunet içine girmişti. Fazla uzamadan
havanın bu çehresi aniden değişerek bozuldu. Buzlu
dağdan esen rüzgarla birlikte, ağır ağır kımıldayan erken
alaca karanlık köşe-bucağı dalga dalga doldurarak
kendiyle birlikte o gecede düşecek göze görünmeyen
boz bulanık ayazını alıp getirdi.
TÜRK ŞİVELERİNDE KULLANILAN BAZI
ATASÖZLERİNDEN ÖRNEKLER
•
• Bugün yeryüzünde kaç dil olduğu kesin olarak
bilinmemekle birlikte dil bilimcilere göre ölmüş ve yaşayan
3000’in üzerinde dil bulunmaktadır.
• En eski yazılı belgeler Sümerlerden kalma 5500 yıllık bir
geçmişe sahiptir. Bu nedenle dillerin doğuşu ve gelişimi ile
ilgili bilgilerin büyük kısmı varsayımdan ibarettir.
• Diller genellikle iki bakımdan sınıflandırılmaktadır.
• 1- Köken Bakımından
• 2- Yapı Bakımından
•
A- KÖKEN BAKIMINDAN DİLLER
• HİNT-AVRUPA DİLLERİ
• Hitit-Hint-İran
• İran dili(Farsça)
• Afganca
• Sanskritçe
• Hintçe(Urduca)
• ErmeniceTrakça
• Helen
• İonia
• Yunanca. Arkatya.Kıbrıs dilleri,Yeni Rumca:Kuvan
• Arnavutça
• İtalik
• Gaelce İrlanda dili İskoçya dili Latince
• Roman Dilleri:Latince
• İspanyolca İtalyanca
• Fransızca Portekizce
• Germen dili Almanca İngilizce Norveç dili İsveç
dili,Felemenkçe
• Baltık-İslav dili
• Rusça Sırpça Çekçe
• Bulgarca Boşnakça
• HAMİ-SAMİ (SEMİTİK DİLLER)
• Arapça, Kenan dili, Mısır dili, Habeş dilleri, İbranice
• ZENCİ AFRİKA GRUBU(BANTU DİLLERİ) : Sudan dilleri
, Bantu dilleri , Şehra dilleri ,Nil-Kongo dilleri ,Boşiman
ÇİNCE
URAL DİLLERİ:
A)Fin-Ugur: Uralca, Fin
Dili, Macarca,Permce,Ugurca,Lapça
B)Samoyetçe
ALTAY DİLLERİ
This image has been resized. Click this bar
to view the full image. The original image is
sized 600x388 and weights 101KB.
DİVAN Ü LGAT’İT TÜRK
C- TÜRK YAZI DİLİNİN TARİHSEL
GELİŞİMİ
Yazı dili olarak en az 1200 yıllık bir geçmişi olan
Türkçemiz, dünyadaki yaşayan en eski beş yazı dilinden
biridir. Bu yazı dilleri Çince, Hintçe, Farsça, Arapça ve
Türkçedir.
Türk yazı dilinin tarihsel gelişimi başlıca dört devreye ayrılır:
1- Eski Türkçe Devresi
2- Orta Türkçe Devresi
3-Yeni Türkçe Devresi
4- Modern Türkçe Devre
1-
ESKİ TÜRKÇE (8-11.YY)
a.KARAHANLI (HAKANİYE) TÜRKÇESİ (XI-XVI)
-Kutadgu Bilig ( Yusuf Has Hacip)
-Divân-ü Lûgati’t Türk (Kaşgarlı Mahmut)
-Atabet’ül Hakayık ( Edip Ahmet Yüknekî)
Divan-ı Hikmet (Ahmet Yesevi)
b.HAREZM TÜRKÇESİ
Mukaddimet’ül Edeb (Zemanşeri)
Kısasu’l Enbiya: Nasreddin bin Burhaneddin.
Nehcül Feradis : Mahmud bin Ali es-Serayî ve’l Kerderî
Miraçnâme : Malik Bakşı
Muhabbet-name : Hüseyin Harezmî
Hüsrev ü Şirin :Kutb
Gülistan Tercümesi : Seyf-î Sarayî
Ç.ESKİ ANADOLU TÜRKÇESİ (XII-XV)
Çarhname : Ahmet Fakih
Yusuf u Züleyha : Şeyyad Hamza
Dâstân-ı Sultan Mahmut : Şeyyad Hazma
Risaletü’n Nushiyye : Yunus Emre
Yunus Emre Divanı : Yunus Emre
Feleknâme : Gülşehri
Keramaât’-ı Ahi Evran : Gülşehri
Mantıku’t tayr : Gülşehri
Aruz-ı Gülşehri : Gülşehri
Garip-nâme : Aşık Paşa
- Vasf-ı Hâl : Aşık Paşa
Hikâye : Aşık Paşa
Dede Korkut Hikayeleri
Divân , Hüsrev ü Şirin , Harnâme : Şeyhî
Divan, İskendernâme : Ahmedî
c.KUMAN KIPÇAK TÜRKÇESİ
Codex Cumanicus( Kumanlara Ait Bilgiler)
D- ÇAĞATAY TÜRKÇESİ (XII-XIX)
Divan : Sekkakî
Türkî-gûy ( Türkçe Söyleyen), Mahzenü’l- esrâr :
Haydar Tilbe
Gül ü Nevrûz : Mevlâna Lutfî
Divan : Gedaî
Babûr-nâme
E- UYGUR TÜRKÇESİ
3- YENİ TÜRKÇE DEVRESİ (XVI-XX)
Osmanlı Türkçesi
4- MODERN TÜRKÇE (XX YY.)
Dilleri her yönü ile inceleyen bilim dalına dilbilgisi
diyoruz.
İnce ünlüler: e, i, ö, ü
1. Düz ünlüler: a, e, ı, i
2. Yuvarlak ünlüler: o, ö, u, ü
1. Geniş ünlüler: a, e, o, ö
2. Dar ünlüler: ı, i, u, ü
ÜNSÜZLER (SESSİZLER)
1. İlk heceden sonra o, ö sesleri bulunmaz:
telefon, televizyon, trafo, otomobil, traktör, profesör,
amplifikatör, transistör
2. Türkçe’de uzun ünlü yoktur:
âfitâb, mâhûr, dîde, yâd, âsûde,
3. İki ünlü yan yana gelmez:
saat, faal, fiil, şiir, dua, şua, meal,muayene, duayen,
auto,muadil
4. f, h, j sesleri Türkçe kökenli kelimelerde bulunmaz.
Yansıma ve istisna kelimeler hariç:
of, püf, hey, hop, vıj
öfke < öpke, ufak < ubak kangı>hangı>hangi
5. ince a sesi yoktur:kâr,lâle,hâlâ
6. l, r, ğ, c, m, n, n, p, ş, v, z sesleri Türkçe kelimelerin başında
bulunmaz.
*Yansıma sözcükler bu kuralın dışındadır: lıkır lıkır, miyavlamak,
cızırtı, pat pat, şapur şupur, rap rap, vızıltı, zırıl zırl...
*c ünsüzü, söz başında başka ünsüzlerden değişmiş olarak birkaç
kelimede bulunur: cibinlik < çıpın vb.
*n ünsüzü Türkçe kökenli sözcükler içinde yalnız ne ve türevlerinde
bulunur: ne, neden, niçin, nasıl vb.
*p ünsüzü de söz başında, birkaç Türkçe sözcükte b'den değişmiş
olarak bulunur: piş- < biş-, parmak < barmak vb.
*v ünsüzü kelime başında birkaç kelimede b’den değişmiş olarak
bulunur: varmak > bar-, vermek> bir-, vurmak> bur-
7. b, c, d, g ,g sesleri sözcük sonlarında bulunmaz: ab, tac, yad,
biyolog, lig
8. Kelime başında birden fazla ünsüz bulunmaz:
program, prensip, tren, plan, stop, grev, skeç, stres,
transit, klasik, profil, grup
Bazı alınma kelimeler başa veya araya ünlü alarak
Türkçeye uydurulmuştur: istasyon, istatistik
9. Hece sonunda üç ünsüz bulunmaz: sfenks, kontr
10. Kelime köklerinde aynı türden iki ünsüz yan yana
gelmez:
anne, belli, elli istisnadır.
millet, teşekkül, tefekkür, sarraf, bakkal, battal,
serrealist, illet, zillet, iffet,hiddet
11. Türkçe kelimelerin sonunda lç, lk, lp, lt, nç, rç, rk,
rp, rs, st, şt ünsüz çiftlerinin dışında çift ünsüz
bulunmaz.
ölç, ilk, alp, alt, dinç, borç, ırk, sarp, örs, üst
4. Uzun a vardır.
1. r ile başlamıştır,
BROCKELMANN
E. SES OLAYLARI
isim > ism-e, filim > film-e, devir > devr-in, kayıp >
kayb-ım, emir > emr-e, ömür > ömr- ün, sabır > sabr-a
vb.
Bu özellik hem konuşma hem de yazı dilimiz için
geçerlidir.
3. ÜNSÜZ DÜŞMESİ :
Böylelemesine> böylemesine
ağaç>ağacı
Karamanoğlu Mehmet Beyi Arıyorum
Dolanın yurdun dört bir yanını,
Üç katlı komşu,
evini tripleks
Köşklerimizi villa, eşiğimizi antre,
Acının da acısı
Şarkılarımızı, türkülerimizi,
Ninnilerimizi kaybettik,
Göreniniz, bileniniz,
Ağzımızdan bir çırpıda çıkan ses topluluklarına hece adı verilir. Türkçede hece
kuruluşu en az bir ünlü veya bir ünsüzle bir ünlünün varlığı ile mümkündür.
Türkçede bir hece içinde en az bir, en çok dört ses bulunabilir.
Türkçede taşıdığı seslerin sayısı ve cinsi bakımından altı türlü hece vardır:
1. Bir ünlü : O, ı-şıldamak, i-leri, A-tatürk, u-zun
2. ünsüz + ünlü : ya-ra-lı, bi-ri-ne, de-ne-me,
3. ünlü + ünsüz : aı, el, ol, on,
4. ünlü + ünsüz + ünsüz : alt, art, ark
5. ünsüz + ünlü + ünsüz : baş-lık-lar, baş-kan-lık
6. ünsüz + ünlü + ünsüz + ünsüz : Türk, terk, bark, kırk, dört, dinç
Bu hece tiplerinin dışındakiler yalnızca alınma kelimelerde bulunabilir.
pren-sip, frank-si-yon, sfenks
çarpma > çarp :ünsüz + ünlü +ünsüz +ünsüz ma : ünsüz + ünlü
2. ŞEKİL BİLGİSİ
(MORFOLOFİ)
gör+ül- sür+ün-
fiil gövdesi fiil gövdesi
.EKLER
1. Yapım Ekleri
2. Çekim Ekleri
A. YAPI M E K LE R İ
-CA :
Dil adları yapar: Türk-çe ,Alman-ca, İngiliz-ce, Arap-ça, Fars-ça
Zarf ve sıfatlar yapar: insan-ca, ben-ce, doğru-ca, yiğitçe, mert-çe,
bun-ca, on-ca
Yer adları yapar: Çamlı-ca- Kösten-ce- Istıran-ca- Derin-ce, Kumlu-
ca- Düz-ce
Benzerlik ilgisi ile ismler yapar: ılı-ca, kaplı-ca, kokar-ca, kara-ca
-cAk :
Sıfat ve zarf yapar: büyü(k)-cek, küçü(k)-cek, ev-cek, aile-cek
Küçültme ve sevgi anlamı katar: yavru-cak , kuzu-cak
-cAğIz: Küçültme, acıma, sevgi anlamı verir: çocuk-cağız,
kız-cağız, köy-ceğiz, kedi-ceğiz, kadın-cağız
-Cı :İş ve meslek adı ve düşkünlük bildiren isimler yapar:
edebiya-çı, ayakkabı-cı, süt-çü, ev-ci, sav-cı, göz-cü, av-cı,
içki-ci, laf-çı, han-cı, yol-cu
-CIk : Küçültme, sevgi ve acıma bidirir: kısa-cık, ufa(k)-cık,
dar(a)-cik
-CIl :
-kek : er-kek
- ki : Olma, bulunma, ait olma anlamı verir,sıfat ve zarf yapar:
şimdi-ki, önce-ki, bende-ki, akşam-ki, senin-ki, tiyatroda-ki,
öte-ki, beri-ki
- I l : Benzerlik bildiriri . yaş-ı-l (yeşil) , kız-ı-l
-la : -la-g,le-g ekinde kısalmıştır. Yay-la, kış-la
-LayIn : Zaman isimlerine getirilir: akşam-leyin, sabah-leyin,
gece-leyin
-lAr : Çokluk ekinin zamanla kazandığı bir fonksiyondur. Aile
, benzerlik, aşırılık, saygı anlamlarını verir: Ali-ler, Mustafa
Kemal-ler, sabah-lar a kadar, kendi-leri böyle istedi.
-LI :
a) Nitelik isimleri, sıfat,zarf yapar, ikilemeler yapar: tuz-lu,
yaş-lı, hız-lı, duygu-lu, görüntü-lü, ana-lı baba-lı, iri-li ufak-lı,
sağ-lı , sol-lu
b) Bir yere aitlik bildirir : Isparta-lı, Antalya-lı, Senirkent-li,
, Karaman-lı, Ermenek-li
-LI…-LI : Sıfat ve zarf yapar : iri-li ufak-lı, ana-lı baba-lı,
büyük-lü küçük-lü, çoluk-lu çocuk-lu
-LIk :
a) Bir şeyin çokça bulunduğu veya koyulduğu yer ismi
yapar: ağaç-lık, zeytin-lik, çimen-lik, odun-luk, kömür-
lük, kitap-lık
b) Sıfatlar yapar: gün-lük ( harcama), insan-lık (görevi),
hediye-lik ( eşya)
c) Alet isimleri yapar: göz-lük, baş-lık, diz-lik, kulak-
lık, kap-lık
d) Topluluk isimleri yapar : genç-lik, Türk-lük,
Müslüman-lık, Hrıstiyan-lık
e) Soyut isimler yapar: insan-lık, güzel-lik, acımasız-lık,
duygusuz-luk
f) Meslek ve makam bildiren isimler yapar: yönetici-lik,
oyuncu-luk, öğretmen-lik
- mAn : Benzerlik ve abartı anlamı verir : köle-men,
küçü-men, koca-man, kara-man
-sI : Benzerlik bildiren isimler yapar: kadın-sı, çocuk-su,
erkek-si,
-sUl : yok-sul
-AlgA : çiz-elge
A. Bildirme(Haber) Kipleri :
Bir eylemin gerçekleşmesinin bağlı olduğu zamanın
haber verildiği yapıdır.
Basit Zamanlar :
1-Geniş Zaman :
Bir eylemin geçmişte başlayıp, şu anda da devam
ettiği, gelecekte de olabileceğinin bildirildiği bir
zamandır.Fiil kök veya gövdelerinin üzerine -r (-ır,-ir,
-ur,-ür),-ar,-er eklerinden biri getirilerek yapılır:
Olumlu Yapısı : Oku-r, boya-r, al-ır, ver-ir, kal-ır,
bul-ur...
Olumsuzu-maz, mez şeklindedir:
oku-mam, oku-maz-sın, oku-maz
okuma-y-ız, oku-maz-sınız, oku-maz-lar
Uykuların kaç-ar geceleri,
Bir türlü sabah olmayı bil-mez,
Dikil-ir gözlerin tavanda bir noktaya,
Deli eden bir uğultudur başla-r kulaklarında,
Ne çarşaf halden anla-r, ne yastık,
Gir-mez pencerelerden beklediğin aydınlık,
Kapan-ır yatağına, çaresizliğine ağla-r-sın,
Onun unutamadığın hayali
Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dol-ar içine
Sevmek ne imiş bir gün anla-ar-sın.
Ümit Yaşar OĞUZCAN, Bir Gün Anlarsın
2-Şimdiki Zaman :
okurum okumam
okuruz okumayız
okursun okumazsın
okursunuz okumazsınız
okur okumaz
okurlar okumazlar
b) Soyut İsim:
1. Basit İsimler :
Demir-baş, tepe-göz
Toplum-bilim, kara-biber
Atlı-karınca
1.Sıfatlar görevleri yönünden
Sıfatlar görevleri yönünden ikiye ayrılır.
a.Niteleme sıfatları
b. Türemiş Sıfatlar
* Üstünlük:
* Aşırılık Derecesi
Erken gel.
Gelince görüşürüz.
*Ne zaman sorusunu fiile yönelttiğimizde aldığımız
cevap zaman zarfıdır.
Olanları sonra anlatırım.Ne zaman? Sonra.
Soğuktan titriyordu.(Sebep)
Ne zaman geleceksin?
Ne kadar alalım?
* İkilemelerle
* m, p, r, s sesleriyle
Yarın gelecek.
2. Türemiş Zarf
4. Öbekleşmiş Zarflar
1. Kişi Zamirleri
Çocuklar+ın birkaç+ı
4. Soru Zamirleri
İsimlerin yerini soru yoluyla tutan zamirlerdir.
Köşe+de+ki ev
2. İyelik Zamiri
Varlık adlarının sonuna gelerek kime ait olduklarını
gösteren eklerdir.
Evim, evin, evi, evimiz, eviniz, evleri.
İyelik eki ,-i hâl ekiyle karıştırılmamalıdır. İyelikeki
alan sözcük kimin sorusuna cevap verir.
Oyuncağı kırdı
Oyuncağı bozulmuş.
FİİLLERDE ÇATI
Fillerrin özne ve nesneleriyele olan anlam ilişkilerine
çatı denir.
Öznelerine Göre Fiil Çatıları
1.Etken Fiiller
Bulaşıklar yıkandı.
Bebek giydirildi.
Hatırlatma :
Bir cümlede özne yoksa, nesne görevindeki kelime yada
kelime grubu yani yüklemin bildirdiği işten etkilenen
öğe Sözde Öznedir.
Öğrenciye kitap verildi.
D.T B’siz N Y
(sözde özne)
3.Dönüşlü Fiiller
Öznenin yaptığı işten yine kendisinin etkilendiği
fiillerdir.Bu fiiller aynı zamanda etkendir. Dönüşlü fiiller
fiil köklerine “-il, -in” ekleri getirilerek yapılır.
Kız düğüne gitmek için süslendi.
a)Karşılıklı yapma:
Çocuklar dövüştü.
Hepimiz kaçıştık.
c)Nitelikte eşitlik
Kitaplarını kapladı.
*Fiiller geçişli oldukları hâlde nesne almayabilirler.
İyice temizledim.
Uçurtma uçuruyorum.
Çocuğu ağlattılar.
Atı koşturdu.
4.Ettirgen Fiiller
Geçişli fiillere –r, -t, -tir ekleri getirilerek geçişlilik
derecesi artırılır.
Özne işi yapan değil de yaptıran olur. Böyle fiillere
ettirgen fiiller denir.
Mektup yazdırdım.
Halıları yıkattım.
Atı koşturdum.
Yapılarına Göre Fiiller
1.Basit Fiiller
c.Süreklilik Fiili
FİİLERDE OLUMSUZLUK
Fiili bildirdiği işin, oluşun,hareketin yapılmadığını
gösteren fiiller OLUMSUZDUR
Fiil köküne eklenen ‘-me ,-ma,-mez,-maz’ekleri ile
olumsuzluk ifadesi sağlanır.
Zaman eki ve kişi ekinden önce gelir.
Koşarak geldi.
O yaralı ceylandır.
(Doğan AKSAN)
“tuz, ip, su; yüreklilik,çöpçatan,açlık; hasıraltı, tepeden
inme, açıkgöz”
Her sözcük insanını zihninine kavram olarak yerlerşir.Bu
nedenle insanlar kavramlarla yani sözcüklerle
düşünürler. Zihnimizde birkavramın şekillenmesi
sözcüğü; sözcüğün duyulması durumunda da kavramı
çağrıştırır. Kavramların değeri, niteliği, aynı dili konuşan
kimselerde aşağı yukarı aynıdır. Ancak kişilerin yetişme
çevrelerine, kültürlerine, şahsi niteliklerine ve
deneyimlere göre ufak tefek ayrılıklar görülür.
“eğlenme” sözcüğünün ortak bir anlamı vardır: “ hoşça
vakit geçirmek” . Ancak kavram olarak düşünüldüğünde
zihinlerde oluşan resim farklı olacaktır ; birisi için kır
gezintisi yapmak, bir başkası için eğlence merkezlerine
gitmek, bir diğeri için komedi filmi seyretmek eğlenme
biçimi olarak düşünülebilir.
Kelimede Anlam
Kelimelerin, nesnelerin olayların kavrayışlarımızda
uyandırdığı izlenimlere anlam adı verilir. Sözcüklerin
cümle içerisindeki kullanımına, birlikte kullanıldığı
kelimelerle olan ilşkilerine göre farklı anlamlar
yüklenebilir. Ak akçe kara gün içindir.
Örnek:
Genel anlamÖzel anlam Özel anlam
Örnek:
Somut anlamlı kelimeSoyut anlamlı kelime
Kalem Sevgi
Fabrika Düş
Bilgisayar Kıskançlık
Temel (Ana) ve Yan Anlam
Bir sözcüğün gösterdiği ilk ve temel göstergeye "temel
anlam", temel anlamdan kaynaklanan ama temel anlama
göre farklılıklar taşıyan, ikinci, üçüncü derece anlamlara
"yan anlam" denir.
Örnek:
Temel anlam Yan anlam
Baş: Kafa Baş: 1. Tane (bir baş soğan)
2. Önder, yönetici (ustabaşı)
3.Başlangıç (köprübaşı)
4. Uç (topluiğnenin başı)
Burun: Koku alma organı
Yan Anlam
Burun: 1. Bir nesnenin ön kısmı(geminin burnu)
Karşıt Anlamlılık
Birbirine taban tabana zıt durumları ve kavramları ifade
eden sözcükler.
Her kavramın karşıtı bulunmak zorunda değildir.
Örnek:
İyi x Kötü Sevinç x Üzüntü
Cesur x Korkak Doğru x Yanlış
Ödül x Ceza Okumuş x Cahil
Güzel x Çirkin Görkemli x Sade
Sağlam x Çürük Buruşuk x Düz
Gitmek x Gelmek Alt x Üst
Anlam Değişmeleri
Sözcüklerin anlamlarının zaman içinde genişleme, daralma, kayma,
kötüleşme, iyileşme gibi değişimlere uğraması dilde zamana bağlı olarak
yaşanan bir süreç olduğu gibi, kültürel ve toplumsal değişmelerin de bir
sonucudur. Bu, dilin canlı bir varlık olduğunun kanıtıdır.
Örnek:
Eski Türkçede Bugün
Oğlan Kız ve erkek evlat Erkek evlat, erkek çocuk
Davar Sahip olunan mal, mülk, varlık
Sahip olunan büyükbaş hayvan
SavcıSözcü, elçi, peygamber Sanıkları kovuşturan hukuk adamı
İl Ülke Vilayet
Sanmak Düşünmek, saymak Zannetmek
Dirilmek Yaşamak, öldükten sonra canlanmak
Öldükten sonra canlanma
Terimler
Özel bir alanla ilgili kavramları karşılayan teknik
sözcükler.
Örnek:
Yüklem;
a) Tek fiil olabilir: Öğrenci sınıfa girdi.
b) Belirtisiz Nesne: Belirtme hâl eki almadan fiile
bağlanan nesnedir.
Mehmet, dört yıl boyunca sanat eğitimi gördü.
(Ne gördü?)
Belirtisiz Nesne
Öğrencilerden biri kürsünün üstüne bir kitap
bırakmış. (Ne bırakmış?)
Özne D.T. Belirtisiz Nesne
4) TÜMLEÇLER:
Tümleçler, yüklemin anlamını çeşitli yönlerden
tamamlayan öğelerdir.
a) Dolaylı Tümleç (Yer Tamlayıcısı):
A) Basit cümle:
“ O da gidecek ki ! “
D)Sıralı Cümle :
Her biri bağımsız cümle olan ancak anlamca biribiri ile
bağlı olan cümleler topluluğudur. Birbirlerinden virgül,
noktalı virgüllerle ayrılırlar. Özneleri ortak olduğu gibi
ayrı da olabilir.
İhtiyar yerinden kalktı, pencereye doğru yürüdü,
yeni doğan güneşe gülümsedi.
Özne Yüklem Yüklem
Yüklem
Öğretim üyeleri bilgi verdiler , öğrenciler dinlediler.
A) Olumlu Cümle:
İmdat batıyoruz!
Oh ne güzelmiş özgürlük!
Eyvah gene kar yağıyor!
1-“Yorgun Savaşçı önemli bir romandır.” cümlesinin
çeşitlerini yazınız
Yüklemine göre:
Anlamına göre:
Yapısına göre:
3-Aşağıdaki cümlelerin yükleminin türüne (isim, fiil)
çeşidini yazınız.
a) Kar bütün gün yağdı FİİL CÜMLESİ
c) Saksıdaki çiçekleri her gün suluyor, onların
topraklarını değiştiriyorum.