You are on page 1of 4

Tarih ve Medeniyet

20 milyon kilometrekareden 800 bin kilometrekareye... son bulunca, bir de bakarız ki, terhis
edip köylerine gönderebildiğimiz bu
aziz gazilerimizin sayısı sadece 621
binden ibarettir. 2 milyon 229 bin evlâ­
dımızı tam dokuz cephede bozuk para

Linç edilişimizin
gibi, bu budalaca girdiğimiz Dünya
Kavgası'nda kaybetmişizdir.
941 bin 480 şehit.
990 bin 900 yaralı ve hasta.
Ve 358 bin 520 kayıp ve esir...

seyir defteri
Hani az evvel saydığım eski vatan
topraklarımız var ya; o aziz vatanın
yüzde 7 8'ini yitirmişizdir. Islak elleri­
mizden kayan sabun misali...
Ve, çocuklarımızı, dokuz cephede
Allah'a ve Peygamberlerine uğurlamı-
şızdır.
***
İmparatorluğumuzu yağma değil,
Batı'nın niyeti, daha 1830'larda Fransa'nın linç etmişlerdir. Ne var ki Batı'nın niye­
ti daha 1830'larda, Fransa'nın Cezayir'i
Cezayir'i bizden koparmasıyla ilk işaretlerini bizden koparması ile ilk linç işaretlerini
verir. Sonra Tunus'u, Mısır'ı, Libya'yı, Balkanlar'ı veriyordu. Devlet, Batılı süperler ve
kaybederiz. Derken, tarihimizin en budalaca Rusya arasında pazarlık konusu yapıl­
mıştı. Zaman zaman aralarında çatışı­
kararlarından birini alarak, Almanya'nın yorlardı ama, hepsinin hedefi birdi:
safında savaşa katılırız. Ve sonunda muazzam Türk'ü Anadolu'dan, geldiği toprak­
bir coğrafyadan Anadolu'ya sığınmak zorunda lara göndermek.
kalırız. İngiltere'nin 19. yüzyılın başından
itibaren ortaya koyduğu program ve
strateji ise akıllıca idi: Osmanlı
Türkü'nü yok edip Asya'ya sürebilmek
İlhan Bardakçı Tarihte "di'li geçmiş" çekimleri için, onun evvelâ Anadolu dışında sa­

H
bazan ne kadar sevimsiz oluyor. hip olduğu toprakları ele geçirmek ve
er yıl kasım ayında, beynimde *** sonra, evet sonra Hilâfet'e bağlı olan
uçları kor ateşe dönüşmüş di­ Tarih ve Medeniyetin Kasım 94 Müslüman ülkeleri Hilâfet makamın­
kenli bir kırbacın şaklamalarını dan koparmak... İşe böyle başlayacak­
sayısında da, Osmanlı Türkü'nün son
hisseder gibiyimdir. lardı ve başlamışlardı da...
savaşını uzun uzun anlatmışım sizlere.
14 Kasım 1914 Çarşamba, sabah...
Tekrara ne hacet... Tunus'ta medeni (!) Batı
Coğrafya atlaslarında kahkahalarımızı
peçeleyen hüzünlü bir manzarayı has- Günü gününe tam dört sene süren o 1881 yılı Nisan ayının 11. Salı günü
retlenirim. badirede, 2 milyon 850 bin Anadolu sabahı, Fransa Dışişleri Bakanlığı,
O çarşamba sabahı, sınırlarımız da­ Mehmed'i omuzda silâh hazırdır. Savaş Paris'teki Almanya, İngiltere, İtalya ve
ha hâlâ tırısa kalkmış bir küheylân gibi­
dir.
Irak bizimdir. Suriye mülkümüzdür.
Kudüs'te sancağımız dalgalanır. Filis­
tin, Suudi ama, Mehmedimiz nöbette­
dir. Kağıt üstünde olsa bile, Mısır ve
Libya bize düğümlenmiştir.
Mekke, Medine, Taif, Bağdad, Bas­
ra, Şam, Halep, Akabe ve Midilli'de
ferman-ı hümayunlarımız ses verir.
Kısacası, daha hâlâ "Devlet-i Âl-i
Osman"ızdir.

Ali Cemal Bey'in Birinci Dünya Savaşı


sırasında çizdiği bu "Yaralı Asker" tablo­
su, üstüste uğradığımız felâketlerin hazin
final sembolü gibi. Takati kesilmiş askerin
dalgın bakışlarına, adeta imparatorluğun
çöküş manzarasını seyretmenin
kahredici çaresizliğive acısı oturmuş.
Tarih ve Medeniyet

Gerçi Bâbıâlî andlaşmayı hiçbir za­ med Tevfik Paşa getirilir. Arabî Paşa
man geçerli saymamış ve Tunus'u bir da, kabineye Harbiye Nâzırı olarak gi­
Osmanlı eyaleti olarak kabule devam rer.
etmiştir ama, neye yarar?.. Hava gerginleşir. İngiltere ve Fran­
Barbaros tarafından 1574 yılı 13 sa, sonucunu bile bile halkı tahrik eder­
Eylül Cuma günü devlete katılmak saa­ ler. 11 Haziran 1882 Pazar günü, Kahi­
detini yaşayan Tunus'la beraberliğimiz re ayaklanır. Yabancı elçiliklere bas­
artık son bulmuştur. kınlar verilir. Şehirdeki yabancılar sal­
Varan Bir'dir. dırıya uğrar ve mülkleri yağmaya hedef
306 sene, 7 ay, 24 gün sonraki bu, olur. İngiliz donanması İskenderiye'yi
"Elveda Tunus" feryadı, daha hâlâ o altı saat topa tutar. 12 Eylül Salı günü
sahillerde yankılanır durur. Arabî Paşa ordusu bozulur ve Paşa tes­
Uğultusunu duyan kulaklarımız var lim olur. Nihayet 15 Eylül 1882 Cuma
mıdır?.. günü, İngiliz ordusu Kahire'ye girer.
Elveda Mısır Girmekle de kalmaz; yeni Hıdiv İsmail
Mısır, devlete 1517'de, Yavuz'un Paşa'nın önünde bir de resmi geçit dü­
zamanında katılır. Anlatmaya hacet yok zenlerler.
bu emsalsiz zafer ve fethi... Kahire'de, artık İngiliz ordusu var­
Katıldığı günden itibaren de, İmti­ dır.
Osmanlı'yı parça parça yutma planının İlk
yazlı Eyalet olur. Devletin en büyük ge- Gerçi lafta, "Mısır üzerinde Os­
etabı Cezayir'de uygulandı. Son Cezayir Da­
yısı Hüseyin Paşa'nın sert tavrını bahane liri Mısır'dan sağlanır. Stratejik bakım­ manlı Hakimiyet-i Aliyesi" sürmekte­
eden Fransızlar, karadan ve denizden hare­ dan, Arabistan ve Kuzey Afrika'daki dir ve Mısır vergisi bize bırakılmıştır
kete geçerek 1830'da burayı işgal ettiler. eyaletlerimiz bakımından mutlak bir ama...
kontrol üssü olur. Uzak Doğu'dan gelen Daha evvel Kıbrıs'ı İngiltere'ye ki­
Rusya büyükelçilerine, üzerinde "Son
gemiler, yüklerini Aden'e çıkarırlar; ya­ ralamak zorunda kalmışızdır. 1878 Ber­
derece acele" kaydı bulunan bir nota
ni Yemen'e... Kervanların getirdikleri lin Andlaşması'ndan sonra Londra "Ya
gönderir. Mânâsını ve hedefini bugün
servetler, Avrupa'ya İskenderiye'den Kıbrıs'ı bana kiralayacaksın, ya işgal
dahi pek farkedemediğimiz bu nota,
yüklenir. Devlet sadece gümrük gelirin­ ederim" demiştir. Mısır'ın kapısı daha
uzun zamandır sürdürülen Türk toprak­
den, büyük kazanç sağlar. Buna Mı­ o vakit, Kıbrıs'ın elden çıkışı ile ardına
larını yağma niyetlerinin artık en karar­
sır'ın tahıl üretimi de eklenince, o eya­ kadar açılmıştır.
lı safhaya girişinin belgesidir.
letimizin azametli önemi ortaya çıkar. Tunus'un elden çıkmasından tam bir
Bu küstah ve avını parçalayacak bir
Ve Süveyş Kanalı açılır. İngiltere sene sonra, Mısır'ı da İngiltere'nin zim­
hayvanın acımasızlığını ortaya koyan
artık mutludur. Mısır'ı ve Kanal'ı ele metine terkederiz.
nota aynen şöyle der:
geçirdiği takdirde, Hindistan'da daha Elveda Mısır...
"Ekonomik ve sosyal bakımdan
kolay at oynatabilecek ve Uzak Asya'da Yaralı arslanın tepesinde, artık ak­
geri kalmış olan Osmanlı Deveti'nin
hâkimiyetini pekiştirecektir. Bunun babalar kanat çırpmaktadır.
hâkimiyeti altında bulunan Tunus'u
ve diğerlerini işgal ederek kurtarma­ içindir ki, gözü Mısır'dadır.
mız, Fransa'nın ve diğer bütün Avru­ Sultan Abdülaziz döneminde, Mısır
pa ülkelerinin medeniyete karşı vaz­ Hıdivliği için veraset usûlünün tanın­
geçilmez görevidir. Bu itibarla Fran­ ması, büyük hataydı. Mısır'ı borçlandı­
sa Hükümeti, Tunus'u kurtarabil­ ran İsmail Paşa, yekûnu 100 milyon
mek maksadı ile bu ülkeyi himayesi­ sterline ulaşan borcunu ödeyemeyince,
ne almak kararındadır." İngiltere, Süveyş Kanalı'nın hisselerini
24 Nisan Pazar günü, kararın uygu­ ister. Yüzde ellisini de eline geçirir.
lamasına geçilir. Türkiye'den 1830'da Böylece Mısır'a sahiplenişlerinin kapısı
kopardıkları Cezayir'den kara yolu ile aralanmıştır. Hükümette değişiklik ol­
harekete geçirilen 24 bin Fransız askeri muş, Fransa ve İngiltere adamlarını ka­
Tunus'a girer ve başkentin iki kilometre bineye sokmuştur. Mısır ordusundaki
civarına kadar uzanır. Fransa'nın Tou- Türk ve Çerkez subayların çoğunlukta
lon limanından gemilerle yola çıkan 8 olmaları, Mısır milliyetçilerini rahatsız
bin Fransız askeri de Bizerte limanına etmektedir. Bunlardan 2500'ü ordudan
ayak basar. çıkartılır.
Girit, o zaman bizimdir. Bu adada Huzursuzluğu İngiltere ve Fransa
bulunan üç savaş gemimiz, müdahale körükler. Arabî Paşa ayaklanır, Sultan
etmek için yola çıkarsa da, gelen bir ha­ Hamid ise hıdivi azleder. Yerine Meh-
ber devletin kararını değiştirir. Siyasi
tarihte Bardoya da Arapça ismi ile 1881 yılında, medeniyet (!) adına
Kasr-ı Said anlaşması ile Tunus boyun Tunus işgalini de gerçekleştirdi
Fransızlar. Oradaki üç asrı aşkın
eğmiş ve Fransa'nın himayesini zorla beraberliğimizden, yandaki Dayı
kabul etmiştir. Yusuf Camii gibi hâtıralarımız kaldı.
Tarih ve Medeniyet

ki ünlü İllustration dergisinin özel mu­ bakarsanız, 1908 Meşrutiyet ilânı, as­
habiri Paul Quillard, Tesalya'da sınır­ lında bir iç kavganın başlangıcı ve yağ­
da bekleyen bir komutanımızla konuş­ malanmamızın hızlanmasından başka
mak ister. Muvaffak olamaz ve gazete­ bir şeye yaramamıştır.
sine aynen şu haberi geçer: Nedense milletlerarası münasebet­
"Türk komutanı beni kabul et­ lerde vefa, dostluk ve karşılıklı sadaka­
mek istemedi. Sebebi, daha sonra tin ham bir hayal olduğunu anlamamak­
kendisi ile konuşurken anladım. Ay­ ta nicedir ısrar etmekteyizdir. O gün, bu
lardır maaşını alamamıştı ve ayakla­ gafletimizin faturasını ağır şekilde öde­
rında terlikleri vardı. Yunanlılar'ın riz.
ellerindeki silâhlar ve mühimmat, Yıllardan 191 1'dir. Eylül ayının 11.
Türkler'i iki gün içinde bu dağ başın­ Perşembe günüdür.
dan atabilecek bolluktaydı." Sadrıâzam Hakkı Paşa, mükemmel
Yunan gazeteleri de cüretkârdırlar. bir salon adamıdır. Türk Jandarma teş­
Şöyle yazarlar: kilâtını ıslah etmek için kendisine görev
"Türk ordusunun 200 bin askeri­ verilmiş olan İtalyan generali Robilant
ne giydirecek postalı yoktur. Üstelik Paşa'nın yalısında, Boğaziçi'ne hakim
Batılılar bu savaşta yanımızda ola­ olan terasta, bu İtalyan'la satranç oyna­
caklardır." maktadır.
Hıdiv İsmali Paşa, Mısır'ı 100 milyon sterlin 18 Nisan 1897 günü, Yunan elçisi
borç altına sokmuştu. Borçların ödeneme- Bir yaver gelir. Sadrazam hazretle­
Dışişleri Bakanlığı'na çağrılır ve pasa­ rine henüz aldıkları bir gizli notayı
mesinden yararlanan İngiltere, önce Mısır'ın
maliyesini kontrolü altına alacak, 1882 yılın­ portu kendisine verilir. Bu, savaş ilânı ulaştırır.
da da ordusunu Kahire'ye sokacaktır. demektir. Hakkı Paşa umursamaz. Ne var ki,
Savaş başlar. Bizimle tutuştukları oyun bittikten sonra masasındaki zarfı
"Elveda Mısır" feryadımıza, çölle­ her kavgada, kendilerinden çok hayal­
rin derinliklerinden cehennem alevi gi­ açınca, beyninden vurulmuşa döner.
lerine ve Batılılar'a güvenen Yunanlı­ Gelen notta, kendisinin başında bu­
bi bir aksi şada cevap verir. lar, bir kez daha aldanacaklardır. Bu, ta­
"Elveda İmparatorluk!.." lunduğu İttihad ve Terakki hükümeti­
rihin hükmüdür. Hedefleri Tesalya'dır, nin, Trablus'ta, yani Libya'da, halkı
Doğrudur kulağımızı paralayan bu Selanik'tir, Trakya'dır. Ve daha sonra
baykuş sadası. Doğrudur. İtalyan kolonisi aleyhine tahrik ettiği
Kral olup Anadolu'yu zapta kalkışan iddia olunarak, 24 saat içinde İtalya'nın
Anlatacağım. veliahd Prens Konstantin ve ordusu, şa­ istekleri kabul edilmediği takdirde, bu­
Masada çürütülen zafer mar üstüne şamar yerler. Dedim ya, sa­ nun bir Causus Belli, yani savaş hali
1897 yılı 21 Mayıs'ı, bir cuma günü­ vaşı kazanırız. Yunanlılar 10 milyon al­ sayılacağı bildirilmektedir.
ne rastlar. Yıldız Sarayı'nın telgraf oda­ tın tazminata razı olurlar. Araya Fransa,
Hakkı Paşa'nın bundan önceki gö­
sında, o soğukkanlılığı ve mesafeli cidi- İngiltere ve Rusya girer. Tazminat 4
revi Roma Büyükelçiliği idi. Ve İtal­
yeti ile bilinen Sultan Hamid, elindeki milyon altına indirilir. Onu da alama­
yanlar, hatta İtalyan gazeteleri, bir se­
müsveddeyi dikte ettiği sırada son dere­ yız. Rusya der ki:
neden fazla zamandır Libya'yı gözleri-
ce heyecanlı ve neş'elidir. "1877 savaşında sizler bize tazmi­
"Tesalya Ordusu Başkumandanı nat vermeğe mahkum edilmiştiniz.
Müşir Gazi Ethem Paşa'ya Yunanlılardan alacağınız parayı bu
"Devlete, millete ve saltanata bu borcunuza mahsub ediyorum."
son hizmetin, sadece devletimizin yü­ Alamayız tazminatı. Ama asıl facia,
zünü ağartmayacak, fakat seni ve ah­ kazandığımız toprakların büyük bir kıs­
fadını ebediyete kadar nurlandıra- mını bırakmak zorunda kalışımızdır.
caktır." Bizim Tesalya'dan da tamamen çekili­
Bu bir zafer tebriknamesi idi. Yu- riz.
nanlılar'ı Dömeke meydan muharebe­ Savaşı biz, barışı Yunanlılar kazan­
sinde perişan etmiştik. Atina'ya girebi­ mışlardı.
lirdik ama, Rusya ve Batılı süperler ri­ "Veyl mağluba!" sözü âdeta "Veyl
cada bulunmuşlardı. galibe!" şeklinde değiştirilmişti..
Yunanistan, aradığı belayı bulmuş­ Şimdi sıra üçüncü hedefte idi:
tu. Ege'deki adalarımız ve Libya...
Daha 1895'den itibaren, Avrupa ga­ Libya'daki destan ve hüsran..
zeteleri hemen hemen her gün, Girit ha­ Geniş bir tarih yorumu yaklaşımı ile
berleri ile dolup taşıyordu. Aynen bu­
gün Güneydoğu Anadolu ve Kıbrıs İmparatorluğu sarsan büyük felâket,
mes'elesinde olduğu gibi, o zaman da 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı idi.
dünya aleyhimizde idi. "Plevne'den Dönen Yaralılar",
Rumeli'den sökülüşümüzün başlangıç
Atina, devletimizin içinde bulundu­ manzaralarını oluşturuyordu (Bedri
ğu mali sıkıntının farkındadır. O kadar Bey'in tablosu-AskeriMüze).
Tarih ve Medeniyet

Hayri Çizel'in, Askerî Müze'deki "İzmir'e Doğu" tablosu (1930). İmparatorluğumuz göçmüştü ama, son bir gayretle Anadolu'yu kurtarabilmiştik.

ne kestirdiklerini saklamadan açıkla­ kan Savaşı patlak verir. Bulgaristan, yanında yer alırız. Savaşa katıldığımız
maktadırlar. Hakkı Paşa Roma'da iken Yunanistan, Sırbistan ve boyuna poşu­ tarihte, Almanya savaşı fiilen kaybet­
dahi gerçeği görememiş ve bu ülkenin na bakmadan Karadağ eski efendileri­ miştir. Daha dört sene dayanabilmiş ise,
sathî dostluğuna güvenmiştir. nin gırtlağına çökerler. Çatalca'ya kadar bu bizim harcadığımız 2 milyon 229
Libya'da İbrahim Paşa kumanda­ gerileriz. bin vatan evlâdının ve yüzde 78'ini kay­
sında mükemmel bir tümenimiz vardır. Tarihimizin en acı ve ahlaksız ye­ bettiğimiz bizim eski vatan toprakları­
İngilizlerin, Fransa ve İtalya'nın paşa­ nilgisine uğrarız. Orduyu politika bata­ nın yüzsuyu hürmetinedir.
dan şikayetleri sonunda, o sırada ğında boğarız. Bereket Bulgar ve Sırp- Anadolu'yu zor kurtarırız.
Roma'da görevli olan sadrıâzamın lar'ın biribirlerine düşmelerine ve düş­
"Aman Batı'lıları kızdırmayalım.." man saflarında patlak veren kolera sal­
yolundaki ısrarıyla bu tümen Yemen'e gınına...
gönderilmiş ve Libya'da askerimiz kal­ Edirne'yi zor kurtarırız. Ama...
mamıştır. Ama, elveda Selânike, elveda Yan-
Verilen notadan üç gün sonra, 130 ya, elveda Kumanova...
bin tonluk İtalyan donanması Bingazi Daha acılı ve gerçek deyimi ile el­
açıklarında demir atar. Sahile bir hafta veda 500 senelik bizim Rumeli.
içinden 25 bin asker çıkarılır. Rumeli, türkülerimizde yankılanır
Size burada, o bir buçuk senelik sa­ artık:
vaşın hikâyesini anlatacak değilim. "Alişimin kaşları" hâlâ "kare"
Enver, Mustafa Kemal, Fethi midir?
(Okyar) beyler ve Türkiye'den kaçarak "Deryaya karşı köşklerimizde"
Libya'ya gelen bir avuç kurmay, o İtal­ hangi uğursuzlar Tuna'yı seyreyler?
yan donanmasını tam bir buçuk sene sa­ "Gönlümüzü" artık "bir sinsi fi­
hilden beş kilometre öteye adım attır­ rak" kemirecektir.
mazlar. Anadolu'ya sığınış
Elveda Rumeli Ve yazının başında anlattığım gün
Ama dedim ya, Batı'nın niyeti bizi gelir çatar. O gün aslında Vatan Anamı­
yağmalamak değil, linç etmektir. Libya zın alnına karalar çattığı günlerin baş­
Savaşı sona ermeden, o hainane gafleti­ langıcıdır. Tarihimizin en budalaca ka­
miz ve iç çekişmelerimiz sonunda Bal­ rarlarından birisini alarak Almanya'nın

You might also like