Professional Documents
Culture Documents
Bayram HAMGİR
Gaziosmanpaşa Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü
Zootekni Anabilim Dalı
Yüksek Lisans Tezi
2007, 40 sayfa
Ardahan ilinde 2006 yılı Haziran-Eylül ayları arasında larva transferi yöntemi ile
değişik tip ve koloni gücünde başlatma kolonileri kullanılarak ana arı yetiştirilmiş ve bunların
larva kabul oranı, çıkış randımanı, çiftleşme öncesi canlı ağırlığı, yumurtlama öncesi süre,
çiftleşme randımanı, çiftleşme sonrası canlı ağırlığı ve spermateka çapları belirlenmiştir.
Çalışmada üretim döneminin, başlatma kolonilerinin analı veya anasız olmasının ve başlatıcı
koloni gücünün larva kabul oranı ve ana arı kalitesi üzerine etkileri araştırılmıştır.
Yapılan çalışmalar sonucunda, üretim döneminin larva kabul oranı, çıkış randımanı,
çiftleşme öncesi canlı ağırlığı, yumurtlama öncesi süre, çiftleşme randımanı ve spermateka
çapı üzerine etkisinin önemli olduğu bulunmuştur (P<0,01). Haziran döneminde üretilen ana
arılarda yumurtlama öncesi süre kısa olurken, Temmuz ve Ağustos döneminde üretilen ana
arılarda daha uzun olmuştur. Larva kabul oranı, çıkış randımanı, çiftleşme öncesi canlı ağırlık,
çiftleşme oranı ve spermateka çapları da Haziran döneminde en yüksek, Ağustos döneminde
ise en düşük olduğu saptanmıştır. Başlatma kolonilerinin analı ve anasız olmasının çiftleşme
öncesi canlı ağırlık üzerine etkisinin istatistiki olarak önemli olduğu bulunmuştur (P<0,05).
Ayrıca başlatma kolonilerinin farklı güçlerde olmasının larva kabul oranına ve bu kolonilerde
üretilen ana arıların çiftleşme öncesi canlı ağırlığına etkisinin önemli olduğu tespit edilmiştir
(P<0.01). Anasız ve güçlü başlatma kolonilerinde üretilen ana arıların çiftleşme öncesi canlı
ağırlıklarının daha fazla olduğu görülmüştür. Kovan tipinin larva kabul oranına etkisi önemli
çıkmamış ancak, güçlü başlatma kolonilerinde larva kabul oranı daha yüksek gerçekleşmiştir.
Larva kabul oranı en yüksek Haziran döneminde olurken, en düşük Ağustos ayında
gerçekleşmiştir (sırasıyla % 62.92±19.47, 50.83±20.91, 41,90±20,54). Anasız başlatma
kolonilerinde analı kolonilere göre daha yüksek larva kabul oranı gerçekleşmiştir
(%59.44±20.44, %44,55±20,13). Ayrıca güçlü kolonilerde zayıf kolonilere göre daha yüksek
larva kabul oranı olduğu görülmüştür. Çıkış ve çiftleşme randımanı dönemlere göre
değişmekte olup, yine en yüksek Haziran döneminde, en düşük Ağustos döneminde
gerçekleşmiştir (Çıkış randımanı sırasıyla % 93.78±5.61, 92.13±6.30, 80.67±16.04, Çiftleşme
randımanı sırasıyla % 94.06±5.04, 83.43±11.63, 80,67±16,04). Dönemlerin yumurtlama
öncesi süreye de etkisi önemli olup, kovan tipi ve koloni gücünün önemli bir etkisi olmadığı
saptanmıştır. Yumurtlama öncesi süre Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında sırasıyla
9.96±1.37, 10.88±1.55, 12,15±1,82 gün olarak bulunmuştur. Çiftleşme sonrası canlı ağırlıklar
üzerine hem dönemin hem de kovan tipi ve koloni gücünün etkisinin istatistiki yönden
önemsiz olduğu görülmüştür.
Anahtar Kelimeler : Apis mellifera L., Başlatma Kolonileri, Larva Kabul Oranı, Ana
Arı Kalitesi.
ABSTRACT
Bayram HAMGİR
Gaziosmanpasa University
Graduate School of Natural and Applied Science
Department of Animal Science
Masters Thesis
2007, 40 page
In this study, queens were grown up using the starting colonies with several type and
colony power in June-September, 2006. The Doolittle method was used to grow the queens.
The larva acceptance rate, hatching performance, live weight before mating, duration period
before mating, mating performance, live weight after mating, and dimensions of spermateka
were determined. The effects of production period, the status and power of starting colonies
(with or without queen) and the effect of larva acceptance power of starting colonies on the
quality of queens were investigated.
The effect of production period on larva acceptance rate, hatching performance, live
weight before mating, duration period before mating, mating performance, live weight after
mating and dimensions of spermateka was important (P<0,01). The duration period before
mating was shorter for queens produced in June than that of July and August. The larva
acceptance rate, hatching performance, live weight before mating, duration period before
mating, mating performance, live weight after mating and dimensions of spermateka were
higher in June than those obtained in July and August. The effect of status of starting colonies
(with or without queen) on live weight after mating was statistically significant (P<0, 05). The
effect of differences in strength of starting colonies on larva acceptance rate and the live
weight of bees produced in the such colonies was also statistically significant (P<0.01). The
live weight of queens produced in the strong colonies and colonies without queens were
greater as compared to the others. The hive type was not found significant on larva acceptance
rate; however, the larva acceptance rate obtained in stronger colonies was greater as compared
to the others.
Larva acceptance rates were higher in June, July and August with the values 62.92 %
± 19.47, 50.83 ± 20.91, 41.90 ± 20.54, respectively. The larva acceptance rates with mother
colonies were higher than those of the colonies without queen with the values of 59.44% ±
20.44, 44,55% ± 20,13, respectively. The larvae in strong colonies were quite high as
compared to weak colonies. The existence and mating output were changed with the season,
and was the highest in June (93.78%± 5.61; 94.06 % ± 5.04) and the lowest (80.67± 16.04;
80.67 ± 16.04) in August. The season had also an important effect on the duration before
ovulation. However, the hive type and colony power had not an important effect. The
durations before ovulation were 9.96 ± 1.37, 10.88 ± 1.55, 12,15 ± 1,82 days in June, July and
August, respectively. The results indicated that not only the season but also the hive types
have important effects on weights before and after mating.
Key Words: Apis mellifera L., Starting colonies, Larva Acceptance Rate, Queen
Quality.
1
1. GİRİŞ
Ülkemizde yılda yaklaşık 65–70 bin ton bal üretilmekte ve bunun 9–10 bin tonu
ihraç edilmektedir. Türkiye’de yaklaşık 43 000 aile arıcılıktan geçimini sağlamaktadır
(Güler ve Kaftanoğlu, 1999).
Normal koşullarda her kovanda bir adet ana arı bulunur. Ana arının temel görevi;
yumurtlayarak koloninin neslini devam ettirmek, salgıladığı feromon vasıtası ile koloninin
iş bölümünü ve düzenini sağlamak ve sahip olduğu genetik özellikleri yavrularına
aktarmaktır. Ana arı normal koşullarda koloninin yumurtlayan tek bireyidir. Bu özelliği
nedeniyle koloninin geleceğini sağlar. Ana arılar, döllendikleri halde dölsüz yumurta
bırakma özelliğine sahip Dünyadaki ender canlı olma özelliğini taşırlar ve bu dölsüz
yumurtalar gelişerek erkek arıların oluşumunu sağlar. Hayvanlar âleminde yalnızca
arılarda görülen bu durum erkek bireylerin yalnızca analarının genetik yapılarını taşıma
özelliğini sağladığından arı ıslahında birçok avantajı da beraberinde getirir (Doğaroğlu,
2004).
Ana arı yaşı arttıkça koloni gelişme hızının ve feromon üretiminin azaldığı
bildirilmekte ve ana arıların her yıl veya en geç iki yılda bir değiştirilmesi gerektiği
vurgulanmaktadır (Morse, 1979). Türkiye’de yaklaşık 4.500.000 adet arılı koloni
bulunmaktadır. İki yılda bir koloninin ana arısının değiştirilmesi gerektiği düşünülürse,
Ülkemizde yılda 2 250 000 adet ana arıya ihtiyaç bulunmaktadır. Türkiye’de 143 kayıtlı
işletmede 320 000 adet ana arı üretilmiştir (Fıratlı, 2007). Yukarıda belirtilen rakamlardan
anlaşıldığı gibi ana arı ihtiyacının büyük kısmı doğal yöntemlerle üretilen ana arılardan
sağlanmaktadır. Oysa doğal yöntemle ana arı üretiminde, seleksiyon yapma imkânı
bulunmaması, bir ana arı üretimi için çok fazla işçi arı kullanılması, yetiştirilecek ana
arının yumurtaya başlayıncaya kadar koloninin kuluçka faaliyetinin durması ve ana arıların
larva döneminde yeteri kadar beslenememesi sebebiyle üretilen ana arıların kalitesinin
düşmesi gibi birçok olumsuzluklar söz konusudur.
2
Doğal koşullar altında bir bal arısı kolonisi, üç durumda ana arı yetiştirir; acil ana
arı yenileme (ana arı aniden öldüğünde), yenileme (yaşlılık, sakatlık, görevini yerine
getirememe) ve oğul verme hazırlığında. Bu durumların her birinde yapılan yüksük sayısı ve
petek üzerinde yapıldığı yer bakımından tipik farklılıklar vardır (Cale et al 1975). Bu üç
doğal zorunluluk sonucu yetiştirilen ana arılar nitelik bakımından da farklıdırlar. Oğul
verme durumundaki koşullar ana arı yetiştirmeye en uygun koşullar olduğundan fizyolojik
özellikler bakımından en nitelikli ana arıların yetiştirilmesi söz konusudur. Yenileme
durumunda yapılan bilinçli ve istekli seçim, acil bir durumda yetiştirilen ana arılara kıyasla
daha nitelikli ana arıların yetiştirilmesine olanak sağlar.
Ana arı yetiştirme sırasında bazı etmenler üretilen ana arıların kalitesine önemli
derecede etki etmektedir. Bu etmenler uygun genotipin seçimi, seleksiyon, yetiştirme
yöntemi, yetiştirme kolonisinin durumu, larva yaşı ve sayısı, yetiştirme mevsimi ve erkek
arı sayısıdır (Doğaroğlu, 2004). Kaliteli ve randımanlı ana arı üretimi için çevrede
yeterince nektar ve polen üreten çiçekli bitkilerin olması gerektiği, kovan içi ve çevre
sıcaklığının ana arı kalitesini etkilediği bilinmektedir. Ana arı yetiştirmek için en uygun
zaman oğul mevsimidir (Morse, 1979). Bu çevre faktörlerinin yanı sıra yetiştirme
yönteminin de ana arı kalitesinde önemli olduğu bilinmektedir.
Ana arı üretimi; doğal ana arı yüksüklerinden yararlanarak yapılabileceği gibi,
kontrollü ana arı üretim yöntemleri de bulunmaktadır. Kontrollü ana arı üretim yöntemleri
Janker yöntemi, Miller yöntemi, Alley yöntemi, Smith yöntemi ve Doolittle (Larva
transferi) yöntemidir. Dünyada ve ülkemizde ticari ana arı yetiştiriciliğinde en çok
kullanılan yöntem larva transferi yöntemidir. Bunun sebebi larva transferi yönteminin
diğer yöntemlere göre birçok avantajlarının olmasıdır. Bu avantajların en önemlisi ana arı
3
2. LİTERATÜR ÖZETLERİ
Ana arı üretimi her dönem yapılabilir. Ancak kaliteli ana arı üretimi için çevrede
yeterince nektar ve polen üreten çiçekli bitkilerin olması, kovan içi ve çevre sıcaklığının
ana arı kalitesini etkilediği, ana arı üretimi için en uygun mevsimin oğul mevsimi olduğu
bildirilmektedir (Mirza et all, 1967; Zhdanova, 1967; Morse, 1979).
Ana arının niteliklerini belirleyen ölçütler; çıkış ağırlığı, sperm kesesi (spermateka)
çapı ve hacmi, yumurta tüpü (ovariol) sayısı, yumurtalık (ovaryum) ağırlığı gibi
özelliklerdir. Bu özellikler arsındaki ilişkiler ve bunların kolonide yavru üretimi,
populasyon gelişimi, bunlara bağlı olarak verimle ilişkileri birçok araştırmacı tarafından
belirtilmiştir (Zhadanova 1967, Woyke 1967, Woyke 1971, Fıratlı 1982, Harbo 1986,) ana
arının niteliğini belirleyen en önemli faktörler ise mevsim flora, iklim, beslenme, koloni
kondisyonu, temel yüksük özellikleri, larva transfer yöntemleri aşılanan larva sayısı ve
yaşıdır.
Laidlaw (1979), ana arı olarak gelişecek larvaların bütün larva döneminde
kesintisiz ve sadece arı sütü ile beslenmesi gerektiğini bildirmektedir.
5
Lensky (1971), birinde ana arının ızgara ile kuluçkalığa hapsedildiği diğerinde
serbest bırakıldığı iki yetiştirme kolonisinde larva kabul oranlarını sırasıyla %63 ve %60
olarak bulmuştur.
Kaftanoğlu (1988), kaliteli ana arı üretiminde 0-24 saatlik larvanın kullanılması
gerektiğini bildirmekte; 2, 3 ve 4 günlük larvalardan yetiştirilen ana arıların daha ufak,
ovariol sayılarının daha az ve spermateka çaplarının daha küçük olduğunu, ayrıca bir
günlük yaştaki larvalardan yetiştirilen ana arıların spermatekalarında üç günlük yaştaki
larvalardan yetiştirilenlere göre % 30-50 oranında daha fazla spermatozoa depolandığını
bildirmektedir.
Genç (1992), ana arısı bir yaşlı olan kolonilerin iki yaşlı olanlardan %28 daha fazla
bal verdiklerini bildirmiştir.
6
Kaftanoğlu ve ark. (1992), Doolittle yöntemine göre larva transferi yapılarak elde
edilen ana arılarda çiftleşme oranını % 71,1 olarak bulmuşlardır.
Szabo (1973), Ana arı çıkış ağırlığı, arıcılar tarafından kullanılabilecek, ana arının
değerini gösteren önemli bir ölçüttür ve ana arısız kolonilere verilen ana arılar içinde ağır
olanlar tercih edilmektedir
Woyke (1971), ana arının çıkış ağırlığı ile ovariol sayısı arasında pozitif bir
korelasyon (r=0,75) olduğunu, çıkış ağırlığının seleksiyon için önemli bir ölçüt
olabileceğini söylemiştir.
7
Fıratlı (1982), ana arılı ve ana arısız arı ailelerinde yumurta ve larva aşılama yoluyla
ana arı üretme olanaklarını araştırmıştır. Yumurtadan elde ettiği ana arıların çıkış
ağırlıklarını daha yüksek, çıkış ağırlığı ile yumurtalık ağırlığı arasında da doğrusal ve
önemli bir ilişki olduğunu saptamış, ağır ana arıların hafiflerden %40 daha fazla yavru
ürettiklerini belirtmiştir. Aynı araştırıcı, ana arıların çıkış ağırlığı ile yumurtlama hızı
arasındaki ilişkiyi incelemiş ve ağır ana arılı kolonilerde çıkış ağırlığı ile yumurtlama hızı
arasındaki korelasyonu r=0,925±0,1556 ve hafiflerde r=0,793±0,2727 olarak bulmuştur.
Ana arıların vücut ağırlığı ile yumurtalık ağırlığı arasında ise yüksek pozitif bir korelasyon
(r=0,779±0,1737) olduğunu bildirmiştir.
Güler (1998), Ardahan yöresi bal arıları ile ilgili yaptığı çalışmada, ana arılarda
ortalama yumurtlama öncesi süreyi 11,6±0,4 gün, çiftleşme sonrası canlı ağırlığı 186,9±2,5
mg, spermateka hacmini 0,97±0,03 mm3 ve depolanan spermatozoa miktarını 3,30±0,32
milyon olarak belirlemiştir.
Medina and Goncalves, (2001), ana arıların çıkış ağırlıklarına göre 1) 180 mg’ dan
daha hafif, 2) 180-200 mg arasında, 3) 200 mg dan ağır olmak üzere gruplandırılarak yaptığı
çalışmada 180-200 mg arasında çıkış ağırlığına sahip ana arıların verildikleri koloniler
tarafından biraz daha kolay kabul edildikleri ve yumurtlamaya daha erken başladıklarını
gözlemlemiştir. Çıkış ağırlığı 180 mg dan az olan ana arı grubunda çiftleşme oranı %62,9,
ikinci grupta %79,3, üçüncü grupta ise %70,9 olduğu belirlenmiştir. Bu çalışmada ana
arılarda yumurtlama öncesi sürenin ortalama 12,6 gün olduğu ve 9–17 gün arasında
değiştiği bildirilmiştir.
Alpay ve Güler (2004), İç Anadolu Bölgesinde Sivas koşullarında önemli bal arısı
(Apis mellifera L.) genotiplerinin üreme özelliklerini araştırdığı çalışmasında; dönemlerin
larva kabul oranı, yumurtlama öncesi süre, sperm kesesi hacmi ve spermatekadaki
depolanan spermatozoid miktarı üzerine önemli etkilerinin olduğunu saptamıştır.
9
3. MATERYAL VE METOT
3.1. Materyal
Araştırmada Kafkas arı ırkı kullanılmış olup, hayvan materyali Tarım ve Köyişleri
Bakanlığı Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonu Müdürlüğünden temin edilmiştir. Ayrıca
çalışmada özel yapılmış değişik ölçülerde başlatma kovanları, ana arı yüksüklerinin
yapımında kullanılan yüksük kalıbı, larva transfer kaşığı, balmumu eritme kabı, taşıyıcı
ana arı kafesleri, ana arı ızgarası, Langstroth tipi kovanlar ve 200 adet çiftleştirme kutusu
kullanılmıştır.
3.2. Metot
Çiftleşme öncesi canlı ağırlık, çiftleşme sonrası canlı ağırlık, yumurtlama öncesi
süre ve spermateka çapı parametrelerinin analizinde dönem, koloni gücü ve analılık
faktörleri için tesadüf bloklarında faktoriyel deneme tertibi (3x4x2) uygulanmıştır.
Denemenin matematik modeli;
Yijkl = µ + α i + β j + γ k + (αβ ) ij + (αγ ) ik + ( βγ ) jk + (αβγ ) ijk + eijkl
burada;
µ : populasyon ortalaması
α i : i’ inci dönemin etkisini
β j : j ‘inci koloni gücünün etkisini
Larva kabul oranı, çıkış randımanı ve çiftleşme oranı parametreleri için varyans
homojenliği yapılan açı transformasyonu sonucu da sağlanamadığı için tesadüf parselleri
deneme deseninde permütasyon testleri dönem, koloni gücü ve analılık faktörleri için ayrı
ayrı olarak yapılmıştır. Denemenin matematik modeli;
Yij = µ + α i + eij
burada;
µ : populasyon ortalaması
α i : i’ inci dönemin, i inci koloni gücünün yada i inci analılık durumunun etkisini
eij : tesadüfi hatayı göstermektedir (Önder, 2007).
12
Gurup ortalamaları arasındaki farklılık düzeyini belirlemek amacı ile DUNCAN çoklu
karşılaştırma testi uygulanmıştır. İstatistik analiz hesaplamaları SPSS paket programı ile
yapılmıştır.
Başlatma kolonileri ana arılı ve ana arısız guruplarda 6, 7, 8 ve 9’ar çerçeve ergin
arılı, 4, 5, 6 ve 7 yavrulu çerçeve olacak şekilde, arılıkta bulunan sağlıklı koloniler
içerisinde her birinden ikişer adet seçilip, özel yapılmış kovanlara aktarılarak
hazırlanmıştır. Larva transferinden 3 gün önce başlayarak anasız başlatma kolonilerinin
ana arıları öldürülmüş ve ana arılı başlatma kolonilerinde kuluçkalıkta gerekli yer
daraltması yapıldıktan sonra ballık atılarak ana arı, ana arı ızgarası ile kuluçkalığa
hapsedilmiştir. Kovan içerisindeki çerçeveler Laidlaw (1979)’ın belirttiği şekilde Bal-
Polen-Kapalı Yavru-Açık Yavru-Aşılama Çerçevesi-Açık Yavru-Kapalı Yavru-Polen-Bal
olacak şekilde yeniden düzenlenmiştir. Larva transferinden üç gün önce yapılan bu
düzenleme ile birlikte başlatıcı koloniler dönem bitinceye kadar sürekli 1:1 oranında (1
kısım su + 1 kısım şeker) hazırlanan şeker şurubu ile beslenmiştir. Başlatıcı koloniler aynı
zamanda bitirme kolonisi olarak da kullanılmıştır. Hazırlanan anasız başlatıcı koloniler
anasızlığın hissedilmesi ile birlikte doğal ana arı yüksükleri oluşturmuşlardır. Bu koloniler
sık aralıklarla kontrol edilip doğal yüksükler imha edilmiştir (Güler ve ark. 1999).
Esmer ve kabartılmış bir petek larva transferinden 4 gün önce damızlık koloninin
kuluçka sahasının ortasına konularak, ana arının yumurta atması sağlanmıştır. Aynı
zamanda koloniye her gün 1/1 oranında bir litre şeker şurubu verilmiştir. Dördüncü gün bu
çerçeve çıkarılarak üzerindeki 0–24 saatlik yaştaki larvalar, önceden hazırlanmış ana arı
yüksüklerine aktarılmıştır. Deneme süresi boyunca damızlık kolonisinin şeker şurubuyla
beslenmesine devam edilmiştir (Genç 1997).
Damızlık kolonisinden transfer kaşığı yardımıyla bir kısım arı sütü ile birlikte
alınan yaklaşık 12–24 saatlik yaştaki işçi arı larvaları, uygun bir aşılama odasında daha
önce hazırlanmış ana arı yüksüklerine nakledilmiştir (Resim 3.3). Denemede kuru aşılama
yöntemi kullanılmıştır. Aşılama odası 25–30 derece sıcaklık, %50–60 nispi nem ve yeterli
ışık seviyesi olacak şekilde hazırlanmıştır (Genç, 1997). Başlatma kolonilerine her
defasında 30 adet olmak üzere bir dönemde (30x8) 240 ve tüm dönemler boyunca (240x3)
720 adet larva transfer edilmiştir.
3.2.7. Larva Kabul Oranı, Çıkış randımanı, Çiftleşme Öncesi Canlı Ağırlık ve
Yumurtlama Öncesi Sürenin Hesaplanması
Çiftleşme öncesi canlı ağırlığı belirlenen ana arılar çiftleşme kutularına verildikten
10 gün sonra kontrolleri yapılarak yumurtlamaya başlayan ana arılar belirlenmiş ve
çiftleşme oranı aşağıdaki formül ile hesaplanmıştır:
Çiftleşme Oranı= (Çiftleşen miktar/Kutuya verilen miktar) x 100 )
Daha sonra bu ana arılar taşıyıcı kafeslere alınmış ve kafesleri ile birlikte 1/10.000
hassasiyetindeki terazide tartılarak çiftleşme sonrası canlı ağırlıkları hesaplanmıştır. Tartım
işlemini takiben ana arıların sperma keseleri bir pens yardımıyla çıkartılarak etrafındaki
yağ tabakası temizlenmiştir. Spermateka çapı mikroskop altında mikrometrik oküler
yardımıyla ölçülmüştür.
17
Ardahan İlinde Haziran–Eylül 2006 tarihleri arasında üç ayrı dönemde, değişik tip
ve koloni gücünde başlatma kolonileri kullanılarak yapılan çalışma sonucunda elde edilen
larva kabul oranlarına ait değerler Çizelge 4.1’de, değişim düzeyleri ise Şekil 4.1’de
verilmiştir.
Çizelge 4.1. Larva Kabul Oranlarına (%) İlişkin Ortalama ve Standart Hata Değerleri
N X ± Sx Min. Max. P
1 8 62,92 ± 19,47 a 33,33 83,33
Dönem 2 8 50,83 ± 2 0,91 ab 20,00 80,00 P<0,05
3 7 41,90 ± 20,54 b 13,33 73,33
Kovan Analı 11 44,55 ± 20,13 13,33 76,67
Önemsiz
Tipi Anasız 12 59,44 ± 20,44 23,33 83,33
6 Çerçeveli 5 32,00 ± 11,69 c 20,00 50,00
Koloni 7 Çerçeveli 6 41,11 ±18,22 bc 13,33 70,00
P<0,01
Gücü 8 Çerçeveli 6 61,11 ± 16,28 ab 36,67 83,33
9 Çerçeveli 6 71,67 ± 13,12 a 46,67 83,33
Ana arısız başlatma kolonisinde larva kabul oranı (% 59,44), analı başlatma
kolonilerinden (% 44,55) daha yüksek olduğu, ancak bu farkın istatistikî yönden önemsiz
olduğu bulunmuştur (P> 0,05). Ana arı yetiştiriciliğinde uzun süre kullanılan anasız
başlatma kolonilerinde kuluçka üretimi olmadığı için önemli ölçüde populasyon kaybı
olmakta yada yalancı ana arı oluşturarak koloninin verimliliğinin kaybolması söz konusu
olmaktadır. Başlatma kolonisi olarak ana arılı koloni kullanıldığı takdirde bahsedilen
olumsuzluklar yaşanmayacak, ana arı üretimi yapılırken başlatma kolonisi de normal
gelişimini sürdürecektir. Araştırma sonucunda başlatma kolonisinin analı veya anasız
olmasının larva kabul oranına etkisi istatistikî olarak önemsiz çıkması yukarıda bahsedilen
sebepten kaynaklandığı söylenebilir.
90
Larva Kabul Oranı (%)
80
70
60
50
40
30
20
10
0
1.Dönem
6 Çerçeveli 7 Çerçeveli 8 Çerçeveli 9 Çerçeveli
2.Dönem
Üretim Dönemi ve Koloni Gücü 3.Dönem
Şekil 4.1. Üretim Dönemi ve Koloni Gücünün Larva Kabul Oranı Üzerine Etkisi
işçi arı mevcudunun fazla olması sebebiyle aşılama yapılan larvalar daha yoğun
beslenmekte ve daha yüksek larva kabul oranı gerçekleşmektedir. Güçlü başlatma
kolonilerinde larva kabul oranın yüksek olması birçok araştırmacı tarafından da
bildirilmektedir (Laidlaw, 1979; Kaftanoğlu ve Kumova, 1992; Dodoloğlu ve Genç, 1996).
Bulunan larva kabul oranları literatürde bildirilen araştırmacıların bulgularından düşük
çıkmıştır (Fıratlı, 1982; Gül ve Kaftanoğlu, 1990; Dodoloğlu ve Genç, 1996; Bulut, 2004).
Bu durumun da koloni gücü ve ekoloji farklılığından kaynaklandığı düşünülmektedir.
Larva kabul oranı bakımından dönem, kovan tipi ve koloni gücü arasındaki ikili
(dönem x kovan tipi, dönem x koloni gücü ve kovan tipi x koloni gücü) ve üçlü (dönem x
kovan tipi x koloni gücü) interakraksiyonlar (Ek 1) istatistiki olarak önemsiz çıkmıştır
(P>0,05).
Çizelge 4.2. Ana Arı Çıkış Oranlarına (%) İlişkin Ortalama ve Standart Hata Değerleri
için uygulanan DUNCAN çoklu karşılaştırma testi sonucunda birinci ve ikinci dönemler
arasında farklılığın olmadığı görülmektedir. Her iki dönemde birinci gurupta yer alırken,
üçüncü dönem ise ilk iki dönemden farklı olarak ikinci gurupta yer almıştır. Ana arıların
memelerden çıkışına sıcaklığın, rutubetin ve ışığın etkisinin yanı sıra kovan içi şartlarında
etkili olduğu bilinmektedir (Mirza et all, 1967; Zhdanova, 1967; Morse, 1979; Alpay ve
Güler, 2004). Ardahan koşullarında Haziran ve Temmuz aylarında nispi nem miktarının
Ağustos ve Eylül aylarına göre daha fazla olması sebebiyle çıkış randımanının da yüksek
olduğu düşünülmektedir.
95
Çıkış Randımanı (%)
90
85
80
75
70
1.Dönem 2.Dönem 3.Dönem
Şekil 4.2. Ana Arı Üretim Döneminin Çıkış Randımanı Üzerine Etkisi
Başlatma kolonilerinin ana arılı veya ana arısız olmasının çıkış randımanı üzerine
etkisi istatistikî olarak önemsiz bulunmuştur (P>0,05). Aynı şekilde koloni gücünün de
ana arı çıkış randımanı üzerine etkisi istatistikî olarak önemsiz bulunmuştur (P>0,05).
Çıkış randımanı bakımından dönem, kovan tipi ve koloni gücü arasındaki ikili
(dönem x kovan tipi, dönem x koloni gücü ve kovan tipi x koloni gücü) ve üçlü (dönem x
kovan tipi x koloni gücü) interakraksiyonlar (Ek 1) istatistiki olarak önemsiz çıkmıştır
(P>0,05).
21
Çizelge 4.3. Ana Arı Çiftleşme Öncesi Ağırlığına (gr.) İlişkin Ortalama ve Standart Hata Değerleri
Üretim döneminin çiftleşme öncesi canlı ağırlık üzerine etkisi istatistiki olarak
önemli bulunmuştur (P<0,01). Dönemlere ait ana arıların çiftleşme öncesi canlı ağırlık
ortalamaları arasındaki farklılığın belirlenmesi için yapılan DUNCAN çoklu karşılaştırma
testine göre 1. dönem birinci gurupta yer alırken, ikinci ve üçüncü dönem ise ikinci gurupta
yer almıştır. İkinci ve üçüncü dönemler arasında farklılık olamamakla beraber birinci
dönemde farklı bir değer ortaya çıkmıştır.
Dönemler itibariyle elde edilen veriler incelendiğinde en yüksek çıkış canlı ağırlığı
ortalama 182 mg. ile 15 Haziran–15 Temmuz tarihleri arasında yer alan birinci dönemde
yetiştirilen ana arılarda elde edilmiştir. Ağustos ve Eylül aylarında yetiştirilen ana arıların
canlı ağırlıklarında düşüş görülmektedir. Birinci dönemin denemenin yürütüldüğü bölgede
nektar ve özellikle polen bakımından en zengin olduğu döneme yani oğul dönemine
tekamül ettiği dikkate alınırsa literatür bildirilişleriyle uyumlu olduğu (Mirza et all, 1967,
Zhdanova, 1967; Morse, 1979) görülmektedir. Daha sonraki dönemlerde ana arıların
çiftleşme öncesi canlı ağırlıklarının düşük olması çevredeki nektar ve özellikle polen
akımının zayıflamasından kaynaklandığı söylenebilir. Güler ve ark. (1999), Türkiye’deki
önemli balarısı genotiplerinin üreme özellikleri üzerine yürüttükleri çalışmalarda en
22
yüksek ana arı çıkış ağırlığını Haziran ayında ortalama 185,5±5,9 mg, en düşük ise Mayıs
ayında ortalama 156,3±2,6 olarak belirlemiş ve üretim döneminin ana arı çıkış ağırlığı
üzerine etkili olduğunu bulmuşlardır. Yapılan çalışmada üretim döneminin ana arı
çiftleşme öncesi canlı ağırlığı üzerine etkili olduğu ve elde edilen ortalama ana arı çıkış
ağırlıklarının Güler ve ark.(1999)’nın bulduğu sonuçlarla uyumlu olduğu görülmektedir.
Koloni gücünün, ana arıların çıkış ağırlığı üzerine olan etkisi istatistikî olarak
önemli bulunmuştur (P<0.01). Çizelge 4.3’de ve Şekil 4.3’de görüldüğü gibi başlatma
kolonisi gücü arttıkça, yetiştirilen ana arıların çıkış ağırlıkları da artmaktadır. Farklı
güçteki kolonilerde üretilen ana arıların çıkış ağırlık ortalamaları arasındaki farklılığın
belirlenmesi için yapılan DUNCAN testine göre 9 ve 8 çerçeveli ergin arıya sahip başlatma
kolonilerinde üretilen ana arılar birinci gurupta yer alırken, 7 ve 6 çerçeveli ergin arıya
sahip başlatma kolonilerinden üretilen ana arılar ikinci gurupta yer almışlardır. Güçlü
kolonilerin ana arı olacak larvaları daha fazla arı sütü ile beslemeleri ana arının canlı
ağırlığının fazla olmasını sağlamaktadır. Dolayısıyla oğul döneminde anasız ve güçlü
başlatma kolonisi kullanılmak suretiyle ana arıların canlı ağırlıklarında önemli derecede
artış sağlanabileceği söylenebilir.
23
250
200
Çiftleşme Öncesi Canlı Ağırlık (mg)
150
100
50
0
Analı 6 Analı 7 Analı 8 Analı 9 Anasız- Anasız- Anasız- Anasız-
ç ç ç ç 6ç 7ç 8ç 9ç
1. Dönem
2. Dönem
Üretim Dönemi, Kovan Tipi ve Koloni Gücü 3. Dönem
Şekil 4.3. Üretim Dönemi, Kovan Tipi ve Koloni Gücünün Çiftleşme Öncesi Canlı Ağırlığı
Üzerine Etkisi
Dönem ile ana arıların çıkış ağırlıkları arasında korelasyon: r = 0,307, koloni gücü
ile çıkış ağırlığı arasında ise: r = 0,204 olarak bulunmuştur. Ana arıların çıkış ağırlıkları ile
yetiştirildikleri dönem ve başlatma kolonisinin populasyon gücü arasında yüksek bir ilişki
olduğu görülmektedir. Bu ilişki bazı araştırmacılar tarafından da belirlenmiştir (Woyke,
1971, Fıratlı, 1982).
Ana arı çiftleşme öncesi canlı ağırlığı bakımından dönem, kovan tipi ve koloni
gücü arasındaki ikili (dönem x kovan tipi, dönem x koloni gücü ve kovan tipi x koloni
gücü) ve üçlü (dönem x kovan tipi x koloni gücü) interakraksiyonlar (Ek 1) istatistiki
olarak önemsiz çıkmıştır (P>0,05).
24
Çizelge 4.4. Ana Arı Çiftleşme Oranlarına (%) İlişkin Ortalama ve Standart Hata Değerleri
Dönemlerin ana arıların çiftleşme oranı üzerine etkisi istatistikî yönden önemli
bulunmuştur (P<0.01). 4.4 nolu Çizelgede dönemler itibariyle elde edilen verilere
bakıldığında çiftleşme oranının % 94,06 ile Haziran-Temmuz döneminde yetiştirilen ana
arılarda en yüksek, Ağustos-Eylül döneminde yetiştirilen ana arılarda % 65,28 ile en düşük
gerçekleştiği görülmektedir. Dönemler itibariyle, ana arıların çiftleşme oranları arasındaki
farklılığı belirlemek için yapılan DUNCAN testine göre, birinci dönemde çiftleşen analar
1. gurupta, ikinci dönemdeki analar 2. gurupta yer alırken üçüncü dönemdeki analar ise 3.
gurupta yer almışlardır. Haziran Temmuz döneminde yetiştirilen ana arıların çiftleşme
oranının yüksek olmasının nedeni o dönemde erkek arı sayısının fazla olması ve canlı
ağırlığı fazla olan daha güçlü ana arıların oğul dönemi olan bu dönemde yetişmiş
olmasından kaynaklanabilir (Mirza et all, 1967; Zhdanova, 1967; Morse, 1979).
25
100
Ana Arı Çiftleşme Oranı (%)
90
80
70
60
50
40
30
20
10
0
1.Dönem 2.Dönem 3.Dönem
Kovan tipinin ve koloni gücünün farklı olmasının ana arıların çiftleşme oranlarında
bir farklılık oluşturmadığı görülmektedir. Elde edilen çiftleşme oranlarının literatür
bildirişleriyle (Kaftanoğlu ve ark., 1992; Dodoloğlu ve Genç, 1996) uyumlu olduğu
görülmektedir.
Ana arı çiftleşme oranları bakımından dönem, kovan tipi ve koloni gücü arasındaki
ikili (dönem x kovan tipi, dönem x koloni gücü ve kovan tipi x koloni gücü) ve üçlü
(dönem x kovan tipi x koloni gücü) interakraksiyonlar (Ek 1) istatistiki olarak önemsiz
çıkmıştır (P>0,05).
26
Çizelge 4.5. Yumurtlama Öncesi Süreye(gün) İlişkin Ortalama ve Standart Hata Değerleri
Yumurtlama öncesi süreye ilişkin Çizelge 4.5. incelendiğinde kovan tipi ve koloni
gücünün herhangi bir farklılık oluşturmadığı görülmektedir. Yani çiftleşme öncesi süreye
kovan tipinin ve koloni gücünün etkisinin olmadığı belirlenmiştir(P>0,05). Ancak dönemin
etkisi istatistiki yönden önemli bulunmuştur (P<0.01). Yumurtlama öncesi süre en kısa
9,96 gün olarak birinci dönem (Haziran-Temmuz), en uzun ise 12,15 gün olarak üçüncü
dönemde (Ağustos-Eylül) gerçekleşmiştir. Ardahan Bölgesinde oğul dönemine isabet eden
Haziran-Temmuz döneminde yetişen ana arılar daha iyi beslenerek eşey olgunluğa daha
kısa zamanda ulaşmakta; bu nedenle daha çabuk çiftleşerek yumurtlamaya
başlamaktadırlar (Gül ve Kaftanoğlu 1990, Güler ve ark., 1999, Güler 1999).
27
Yumurtlama öncesi süre bakımından dönem, kovan tipi ve koloni gücü arasındaki
ikili (dönem x kovan tipi, dönem x koloni gücü ve kovan tipi x koloni gücü) ve üçlü
(dönem x kovan tipi x koloni gücü) interakraksiyonlar (Ek 1) istatistiki olarak önemsiz
çıkmıştır (P>0,05).
Bu çalışmada yumurtlama öncesi süre ile ilgili elde edilen ortalama veriler en kısa
9,96 gün ve en uzun 12.15 gün olarak belirlenmiş olup, literatür bildirişleriyle (Gül ve
Kaftanoğlu, 1990; Dodoloğlu ve Genç, 1996; Güler, 1998; Güler ve ark., 1999; Bulut,
2004) uyumlu çıkmıştır.
28
Üç ayrı dönemde değişik tip ve güçte başlatma kolonilerinde üretilen ana arılara ait
çiftleşme sonrası canlı ağırlıklarıyla ilgili değerler belirlenerek Çizelge 4.6’da verilmiştir.
Çizelge 4.6. Ana Arı Çiftleşme Sonrası Ağırlığına (gr.) İlişkin Ortalama ve Standart Hata Değerleri
Analiz sonucunda ana arı üretim döneminin, başlatma kolonisinin analı veya anasız
olmasının, çiftleşme sonrası canlı ağırlık üzerine etkisinin istatistikî olarak önemli
olmadığı görülmektedir (P>0.05). Aynı şekilde başlatma kolonisi gücünün de çiftleşme
sonrası canlı ağırlık üzerine etkisinin önemli olmadığı belirlenmiştir (P>0.01).
Ana arı çiftleşme sonrası canlı ağırlığı bakımından dönem, kovan tipi ve koloni
gücü arasındaki ikili (dönem x kovan tipi, dönem x koloni gücü ve kovan tipi x koloni
gücü) ve üçlü (dönem x kovan tipi x koloni gücü) interakraksiyonlar (Ek 1) istatistiki
olarak önemsiz çıkmıştır (P>0,05).
29
Çizelge 4.7. Ana Arı Spermateka Çaplarına (mm) İlişkin Ortalama ve Standart Hata Değerleri
Spermateka çapı bakımından dönem, kovan tipi ve koloni gücü arasındaki ikili
(dönem x kovan tipi, dönem x koloni gücü ve kovan tipi x koloni gücü) ve üçlü (dönem x
kovan tipi x koloni gücü) interakraksiyonlar (Ek 1) istatistiki olarak önemsiz çıkmıştır
(P>0,05).
31
5. SONUÇ VE ÖNERİLER
Ana arı üretiminde başarıyı sağlamanın ilk aşaması larva kabul oranının yeterli
seviyede olmasıdır. Ardahan koşullarında yürütülen bu çalışmada larva kabul oranına, ana
arı üretim dönemi ve farklı güçteki başlatma kolonilerinin etkisinin önemli olduğu, ancak
başlatma kolonilerinin ana arılı ya da ana arısız olmasının herhangi bir etkisinin olmadığı
belirlenmiştir. Ana arı üretiminde, larva kabul oranının başarısı, yetiştirildiği dönem ve
larvaları besleyici arıların çok olması yada larvaların iyi beslenmesi ile ilgili olduğu
görülmektedir. Ana arı çıkış randımanı da dediğimiz, ana arıların memelerden çıkış
oranlarında ise sadece ana arı üretim döneminin etkisinin önemli olduğu, başlatma
kolonisinin analı veya anasız olması ve farklı güçlerde olmasının herhangi bir etkisinin
olmadığı görülmektedir. Bu sonuçlar doğrultusunda, Ardahan koşullarında ana arı
üretiminin Haziran–Temmuz aylarında ve güçlü başlatma kolonileri kullanılarak
yapılmasının larva kabul oranında başarıyı attıracağı anlaşılmaktadır.
Ana arı kalite kriterleri arasında, ana arı çıkış ağırlığı da denilen çiftleşme öncesi
canlı ağırlığı oldukça önemlidir. Araştırmada, ana arı üretim dönemi, başlatma kolonisinin
gücü ve analı veya anasız olmasının, ana arı çıkış ağırlığına etkisinin önemli olduğu
belirlenmiştir. Birçok araştırmacı çıkış ağırlığı ile ovaryum ağırlığı, ovariol sayısı,
spermateka çapı ve spermatekada depolanan spermatozoa miktarı arasında yüksek ilişki
olduğunu belirlemiştir (Woyke 1971, Fıratlı, 1982). Bu çalışmada da ana arı çıkış ağırlığı
ile yetiştirme dönemi (r=0,307) ve başlatma koloni gücü (r=0,204) arasında önemli
koralasyon bulunduğu belirlenmiştir. Ana arıların çiftleşme öncesi canlı ağırlıklarının
seleksiyon kriteri olarak kullanılmasının isabet oranını artırabileceği kaydedilmektedir
(Woyke 1971).
32
Türkiye’de koloni sayısının yüksek olmasına rağmen koloni başına verim, gelişmiş
ülkelerin ortalamasının oldukça altındadır. Bu verim düşüklüğünün en önemli
nedenlerinden biri üstün nitelikli ana arı üretimi ve kullanımının olmamasıdır. Ana arının
üreme yeteneği, yumurtlama gücü, ana arının yumurtalıklarının kapasitesi ve onu oluşturan
yumurta tüplerinin sayısı ile sınırlıdır. Bu kapasitenin kullanımı ana arının beslenme
durumuna, kovan içi koşullara ve yıllık biyolojik döngüye bağlı olarak değişmektedir. Ana
arının nitelikli olması ise, genetik özellikler bir yana, ana arı üretiminde aşılanan larva yaşı,
başlatma kolonilerinin gücü, besin kaynaklarının bolluğu yani yetiştirildiği dönem ile
sağlanabilmektedir (Fıratlı. 2007).
Türkiye’de kontrollü şartlarda ana arı üretiminin geçmişi yirmi otuz yıla
dayanmaktadır. Dolayısıyla ana arı üretiminin daha yeni olması nedeniyle, arı
yetiştiricilerinin ana arı hakkında yeterli bilgiye sahip olmaması, damızlıkçı ana arı
işletmesinin sadece iki tane olması, aynı zamanda yeterli miktarda ana arı üretiminin
yapılamaması gibi olumsuzlukların giderilemediği görülmektedir.
Ardahan bölgesi Ülkemizde Kafkas arı ırkının gen merkezi olarak izole edilmiştir.
Bu bölgede Kafkas arı ırkı saf olarak yetiştirilmekte ve burada üretilen ana arılar diğer
bölgelere satılmaktadır. Dolayısıyla üretilen ana arıların hem kalitesi hem de miktarı önem
arz etmektedir. Yapılan bu çalışmada Ardahan koşullarında en iyi ana arı üretim
mevsiminin Haziran–Temmuz ayları olduğu anlaşılmaktadır. Bu aydan sonra yapılan
üretimlerde hem larva kabul oranında hem de ana arı kalitesinde düşmeler görülmektedir.
33
Sonuç olarak, Ana arı üretimi yapacak işletmelerin yetiştirme mevsimine dikkat
etmeleri; başlatma kolonilerini güçlü ve ana anasız kolonilerden seçmeleri söylenebilir.
34
EKLER
a) Üretim Döneminin Çiftleşme Öncesi Canlı Ağırlığa Etkisi ile İlgili Duncan Test Sonuçları
N Gruplar
Dönem 1 2
3 52 0.1658
2 85 0.1777
1 106 0.1822
P 1.000 0.123
b) Koloni Gücünün Çiftleşme Öncesi Canlı Ağırlık Üzerine Etkisi ile İlgili Duncan Test Sonuçları
N Gruplar
Koloni gücü 1 2
6 Çerçeveli 36 0.1707
7 Çerçeveli 48 0.1707
8 Çerçeveli 75 0.1798
9 Çerçeveli 84 0.1812
P 0.984 0.674
c) Üretim Döneminin Yumurtlama Öncesi Süreye Etkisi ile İlgili Duncan Test Sonuçları
N Gruplar
Dönem 1 2 3
1 106 9.9623
2 85 10.8824
3 52 12.1538
P 1.000 1.000 1.000
d) Üretim Döneminin Spermateka Çapı Üzerine Etkisi ile İlgili Duncan Test Sonuçları
N Gruplar
Dönem 1
3 52 0.9494
2 85 0.9661
1 106 0.9708
P 0.323
36
KAYNAKLAR
Alpay, H., Güler, A., 2004. Önemli Balarısı (Apis mellifera L.) Genotiplerinin Üreme
Özellikleri. www. 4uzbk.sdu.edu.tr/4UZBK/HYB/HYB012.
Bulut, G., 2004. Farklı Arı Irklarının Bazı Üreme Gelişme Özellikleri İle Juvenil Hormon
Analoğu ”Methopherene” Uygulamasının Ana Arı Kalitesi Üzerine Etkileri.
(Doktora Tezi). Çukurova Üniv. Fen Bilimleri Enst., Adana.
Cale, G. H., Banker, R., Power, J. 1975. Management for honey production. Pp.335-
412. Forom the hive and the honeybee. Eds. Dadant and Sons. USA.
Doğaroğlu, M., 2004. Modern Arıcılık Teknikleri Kitabı. T.Ü. Ziraat Fakültesi. Tekirdağ.
975:21, 204–205
Dodoloğlu, A., Genç, F., 1996. Larva transferi Yöntemi ve Doğal Yüksükler Kullanılarak
Yetiştirilen Ana Arıların Bazı Özelliklerinin Karşılaştırılması. Hayvancılık’96
Ulusal Kongresi. Cilt 1: Bildiriler, 18–20 Eylül 1996 İzmir
Fıratlı, Ç., 1982. Ana Arı Üretim Yöntemleri Üzerine Bir Araştırma, A.Ü.Ziraat Fakültesi
Zootekni Bölümü. Doktora Tezi, Ankara. s59.
Fıratlı, Ç., 1988. Kontrollü Ana Arı Üretiminin Önemi ve Üretim Yöntemleri. Marmara
Bölgesi 1. Arıcılık Semineri 10–11 Şubat 1988. Bursa
Fıratlı, Ç., Genç, F., Karacaoglu, M., Gençer, H. V. 2000. Türkiye’de arıcılığın
karşılaştırmalı analizi, sorunlar- öneriler. Türkiye Ziraat Mühendisligi V. Teknik,
Kongresi, (17-21 Ocak 2000), Ankara.
Fıratlı, Ç., 2007. Türkiye’de Ana Arı Yetiştiriciliği. Ege Bölgesi Arıcılık Semineri 15-16
Şubat 2007. İzmir. s13.
37
Genç, F., 1992. Bal arısı (Apis mellifer L.) kolonilerinde farklı yaşta ana arı kullanımının
koloni performansına etkileri. Doğu Anadolu Bölgesi 1. Arıcılık Semineri, Atatürk
Üniversitesi Ziraat Fakültesi Ofset Tesisi, Erzurum. s76-95
Genç, F., 1997. Arıcılığın Temel Esasları. Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Ofset
Tesisi, Erzurum. 166:189-199
Gül, M., Kaftanoğlu, O., 1990. Çukuroa Bölgesi koşullarında ana arı yetiştiriciliğinde
uygulanan larva transfer yöntemlerinin yetiştirilen ana arıların kalitesine olan
etkileri üzerine bir araştırma. Ç.Ü. Fen ve Müh. Bil. Derg., 4(2) : 41-53.
Güler, A., 1998. Ardahan Yöresi Bal Arısı ( Apis mellifer L.)’ nın Morfolojik, Fizyolojik
ve Üreme Özellikleri. Karadeniz Bölgesi Tarım Sempozyumu. 4-5 Ocak 1999.
O.M.Ü. Ziraat Fakültesi. Samsun. Araştırma Seri No:5, 263-273
Güler , A., Kaftanoğlu, O., 1999. Türkiye’deki önemli bal arısı (Apis mellifera L.) ırk ve
ekotiplerinin göçer arıcılık koşullarında performanslarının karşılaştırılması. Doğa
Tr. J. Of Veterinary and Animal Sciences. 23(1999) Ek Sayı 3 577-581 TÜBİTAK.
Güler, A., Korkmaz A., Kaftanoğlu O., 1999. Reproductive characteristics of Turkish
honeybee (Apis mellifera L.) genotypes. Hayvansal Üretim 39-40:113-119. Ege
Üniversitesi, Ziraat fakültesi, Zootekni Bölümü, İZMİR.
Kaftanoğlu, O., Kumova, U., Yeninar, H., 1992. Ana Arı Yetiştiriciliğinin Önemi ve
Ana arı Kalitesini Etkileyen Faktörler. Doğu Anadolu Bölgesi 1. Arıcılık Semineri.
Erzurum, 1992. S: 48-60
Kaftanoğlu, O., Kumova, U., 1992. Çukurova Bölgesi Koşullarında Ana Arı Yetiştirme
Mevsiminin Ana Arı Kalitesine Olan Etkileri. TÜBİTAK Doğa Dergisi, 16:569-
577
Laidlaw, H., 1979. Contemporary Queen Rearing, Dadant and Sons, Hamilton iIIinois,
199p.
Mirza, E., Dragan, M., Sherbanescu, S., 1967. Seasonal Variability in the Weight of
Emerging Queens, XXst İnt. Apic. Conc. Of Apimondia, Bucharest, Romania.
269-273.
Morse, R.A., 1979. Rearing Queen Honey Bees, Wicwas Press, İthaca. N.Y. 128.
Önder, H., 2007. Using Permutation Tests to Reduce Type I and II Errors for Small
Ruminant Research. J. Appl. Anim. Res. 32 (2007) : 69 – 72
Szabo, T. I. 1973. Relationship between weight of honeybee queens (A. mellifera L.) at
emergence and cassation of egg laying. Am. Bee J., 113:250-251
39
Woyke, J., 1967. Rearing Conditions and the Number of Sperms Reaching the
Spermatecha. XXI. Int. Apic. Cong. Of Apimondia, Bucharest, Romania,
1967;232-4.
Woyke, J. 1971. Correlation between the age at which honeybee brood was grafted
characteristics of resultant queen and insemination. J. of Apic. Res., 10(1):45-55.
40
ÖZGEÇMİŞ
1979 yılında Amasya ili Göynücek ilçesine bağlı Şarklı köyünde doğdu.
İlköğrenimini Bekdemir Köyü İlköğretim Okulunda, ortaöğrenimini Amasya Lisesinde
tamamladı. Lise öğrenimini Burdur-Tefenni Ziraat Meslek Lisesi ve Amasya-Gökhöyük
Ziraat Meslek Lisesinde yaptı. 1999 yılında Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi
Hayvansal Üretim Programına girerek, 2003 yılında Zootekni bölümünden mezun oldu.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığının Ankara, Amasya, Ardahan ve Çorum teşkilatlarında
Ziraat Teknisyeni ve Ziraat Mühendisi olarak görev yaptı. Halen Çorum-Ortaköy İlçe
Tarım Müdürlüğünde görevli olup, Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü
Zootekni Anabilim Dalı Yüksek Lisans öğrencisidir.