You are on page 1of 60

TEMEL BİLİMLER

1. 10. sorular : Anatomi


11. 20. sorular : Fizyoloji.Histoloji.Embriyoloji
21. 40. sorular : Biyokimya
41. 60. sorular : Mikrobiyoloji
61. 80. sorular : Patoloji
81. 100. sorular : Farmakoloji

KLİNİK BİLİMLER
101. 130. sorular : Pediatri
131. 160. sorular : Dahili Bilimler
(Dahiliye + Dahili Küçük Stajlar)
161. 185. sorular : Cerrahi Bilimler
(Genel Cerrahi + Cerrahi Küçük Stajlar)
186. 200. sorular : Kadın Doğum

TEMEL BİLİMLER CEVAP ANAHTARI KLİNİK BİLİMLER CEVAP ANAHTARI

1–C 26–E 51–C 76–C 101–E 126–B 151–E 176–C


2–D 27–D 52–A 77–B 102–A 127–D 152–C 177–A
3–E 28–C 53–C 78–E 103–B 128–C 153–C 178–E
4–A 29–E 54–D 79–D 104–C 129–B 154–E 179–B
5–C 30–B 55–B 80–C 105–B 130–A 155–A 180–D
6–B 31–E 56–B 81–B 106–A 131–A 156–C 181–A
7–D 32–C 57–E 82–B 107–E 132–E 157–B 182–D
8–E 33–B 58–A 83–E 108–D 133–A 158–C 183–D
9–C 34–D 59–C 84–E 109–E 134–C 159–B 184–C
10–C 35–B 60–B 85–D 110–A 135–D 160–B 185–E
11–A 36–E 61–B 86–E 111–B 136–B 161–C 186–E
12–C 37–C 62–E 87–C 112–B 137–E 162–D 187–B
13–D 38–A 63–E 88–B 113–A 138–C 163–A 188–D
14–E 39–E 64–B 89–E 114–A 139–A 164–D 189–A
15–D 40–A 65–E 90–E 115–A 140–D 165–B 190–C
16–C 41–D 66–E 91–D 116–C 141–B 166–B 191–E
17–B 42–D 67–B 92–E 117–E 142–A 167–B 192–E
18–D 43–C 68–C 93–E 118–E 143–A 168–E 193–B
19–A 44–B 69–E 94–B 119–C 144–E 169–E 194–D
20–C 45–E 70–A 95–C 120–C 145–D 170–B 195–D
21–C 46–A 71–D 96–B 121–E 146–E 171–C 196–D
22–A 47–C 72–A 97–B 122–C 147–A 172–B 197–C
23–B 48–A 73–C 98–E 123–B 148–A 173–A 198–A
24–E 49–C 74–E 99–D 124–A 149–A 174–D 199–C
25–D 50–B 75–C 100–A 125–E 150–D 175–B 200–B
“Doğru Adres”

İSTANBUL / MERKEZ
Topkapı Mah. Dullar Çıkmazı Sk. Eresin Oteli yanı No:3
Topkapı – Fatih/İSTANBUL
Tel: 0212 521 77 85
Fax: 0212 521 77 65

İSTANBUL / KADIKÖY
Osmanağa Mahallesi Serasker Caddesi No:108
Kadıköy/İSTANBUL
Tel: 0216 336 24 29 – 507 349 53 12
Fax: 0216 336 24 82

ANKARA
Kumrular Sokak No:20 Kızılay/ANKARA
Tel: 0312 417 23 45 – 507 349 53 24
Fax: 0312 425 14 09

İZMİR
Akdeniz Mah. Halit Ziya Bulvarı No: 74 A Blok Kat:3 Alsancak / İZMİR
Tel: 0232 425 11 55
Fax: 0232 425 11 57

(İZMİR ŞUBEMİZ TAŞINIYOR)


Cumhuriyet Bulvarı No:99/7 Kat:2
M. Rıza İş Merkezi (Anadolubank üstü)
Pasaport/İZMİR
Tel: 0232 425 11 55
Fax: 0232 425 11 57

2
MAYIS 2011 DÖNEMİ 10. DENEME SINAVI
TEMEL BİLİMLER TESTİ SORU VE CEVAPLARI
Bu testte sırasıyla Anatomi, Fizyoloji, Histoloji, Embriyoyoloji, Biyokimya, Mikrobiyoloji, Pataloji, Farmakoloji soruları ve açıklamaları bulunmaktadır.

1. Arteria meningea media aşağıdakilerden hangisi vası- ART. ATLANTOAXIALIS MEDIANA;


tasıyla fossa cranii media’ya ulaşır? –Dens axis ile atlas ve lig. transversum atlantis arasında
kuruludur.
A) Foramen rotundum
–Trokoid tip eklemdir.
B) Foramen sphenopalatinum
–Başın rotasyon hareketlerinin yapıldığı eklemdir. “Hayır
C) Foramen spinosum
(no)” ifadesini verdiren baş hareketi (başın bir taraftan
D) Foramen jugulare
diğer tarafa çevrildiği hareket) bu eklemde yapılır.
E) Foramen lacerum

Ligamentleri;
Cevap C
Ø Ligg. alaria; başın rotasyon hareketlerini kontrol
eden esas ligamentlerdir. Dens axis’in yanlarından
Arteria meningea media, arteria maxillaris’in fossa
condylus occipitalis’lerin medial kenarına uzanır.
infratemporalis’de verdiği dallardan biridir ve duramateri
Ø Lig. apicis dentis; dens axis’in tepesinden foramen
besleyen ana arterdir. Fossa infratemporalis’i foramen
magnum’un ön kenarına uzanır. Ligg. alaria’lar arasın-
spinosum vasıtasıyla terk ederek fossa cranii media’ya
dadır. Bu ligament, notokord denilen embriyonik yapı-
girer. Burada epidural aralıkta seyrederken paryetal
nın kranyal ucunun kalıntısıdır.
kemiğin iç yüzünde dallarına ayrılır. Arteria meningea
Ø Lig. transversum atlantis; atlas’ın massa lateralis’leri-
media’nın ön dalı pterion’un iç yüzünden geçer. Kafa-
nin medial kenarları arasında uzanır. Dens axis’i pozis-
tasına yandan gelen travmalarda pterion kırığı sonucu
yonunda tutan ligamenttir.
epidural hematom gelişebilir.
Ø Membrana tectoria; yukarıda bahsedilen ligamentlerin
hepsini arkadan örter. Vertebra gövdelerinin arka yüz-
lerini örten lig. longitudinale posterius’un, axis’ten
sonra yukarı doğru devamıdır. Axis’in gövdesinin arka
yüzünden başlar, yukarıda oksipital kemiğin baziler par-
çasına tutunur ve burada dura mater’le karışır.

2. Dens axis’i articulatio atlantoaxialis mediana’da tutan


3. Kola fleksiyon yaptıran esas kas aşağıdakilerden han-
ligament aşağıdakilerden hangisidir?
gisidir?
A) Lig. anulare
A) M. triceps brachii
B) Membrana tectoria
B) M. brachialis
C) Lig. nuchae
C) M. supinator
D) Lig. transversum atlantis
D) M. pectoralis minor
E) Membrana atlantooccipitalis posterior
E) M. pectoralis major
Cevap D
Cevap E

Dens axis’i yerinde tutan ligament lig. transversum


Kola fleksiyon yaptıran esas kas m. pectoralis major’dur.
atlantis’dir.
M. triceps brachii, önkola ekstansiyon,
M. brachialis, önkola fleksiyon,
M. supinator önkola supinasyon yaptırır.

DENEME SINAVI - 10 3
M. pectoralis minor ise proc. coracoideus’da sonlandığı için
üst ekstremiteye hareket yaptıramaz.

5. Aşağıdakilerden hangisi Musculus Obliquus Externus


4. Nervus hypoglossus aşağıdaki boyun üçgenlerinden Abdominis kasının aponörozun meydana getirdiği ya-
hangisinde bulunur? pılardan biri değildir?

A) Trigonum caroticum A) Ligamentum inguinale


B) Trigonum occipitale B) Ligamentum pectineum
C) Trigonum supraclaviculare C) Fascia spermatica interna
D) Trigonum musculare D) Anulus inguinalis superficialis
E) Trigonum submentale E) Ligamentum lacunare
Cevap A
Cevap C
Trigonum caroticum’da bulunan iki kranyal sinir n. hypog-
lossus ve n. vagus’dur. Fascia spermatica interna, spermatik kordun en iç taba-
kasıdır ve fascia transversalis tarafından yapılır.
TRIGONUM CAROTICUM
Sınırları; M. obliquus externus abdominis;
• M. sternocleidomastoideus • Karın kaslarının en dışta olan karın kasıdır.
• M. digastricus, venter posterior + m. stylohyoideus • Lifleri yukarıdan aşağıya ve dıştan içe doğru seyreder.
• M. omohyoideus, venter superior Oluşturduğu önemli yapılar;
Ø Fascia spermatica externa; funiculus spermaticus’un
İçinde; en dış tabakası
–A. carotis communis ve uç dalları; a. carotis externa ve a. Ø Lig. inguinale; aponörozun SIAS (spina iliaca anterior
carotis interna superior) ile tuberculum pubicum arasında kalınlaşma-
–A. carotis externa’nın yan dalları; a. facialis, a. lingualis, sından meydana gelir. Bu ligamentin medial ucundan iki
a. thyroidea superior, a. occipitalis, a. pharyngea as- tane ligament oluşur.
cendens. A. carotis externa; a. auricularis posterior Ø Lig. lacunare; bu ligament lig. pectineum’u yapar.
denilen yan dalını ve uç dallarını (a. maxillaris ve a. Ø Lig. reflexum
temporalis superficialis) bu üçgende vermez. Ø Anulus inguinalis superficialis; inguinal kanalın dış
–V. jugularis interna ağzıdır. Aponöroz üzerindedir.
–N. hypoglossus, n. vagus,
–Derin servikal lenf düğümleri

4 DENEME SINAVI - 10
6. Ligamentum vocale’ler (ses telleri) arkada aşağıdaki la- Ø a. pericardiacophrenica; n. phrenicus’la birlikte, kal-
rinks kıkırdaklarından hangisine tutunur? be komşu olarak diyafragma’ya doğru seyreder.
Ø a. musculophrenica; arterin uç dalıdır. 7–9 ncu r. inter-
A) Cartilago cricoidea
costalis anterior’ları verir. Diyafragma’yı besler.
B) Cartilago arytenoidea
Ø a. epigastrica superior; arterin diğer uç dalıdır. Rektus
C) Cartilago thyroidea
kılıfı içinde aşağıya doğru seyreder. Kılıf içinde, a. iliaca
D) Cartilago cuneiforme
externa’nın dalı olan a. epigastrica inferior’la anasto-
E) Cartilago corniculata
moz yapar. Karın ön duvarını besler.

Cevap B

Cartilago arytenoidea’lar, sesin oluşumundan sorum-


lu larinks kıkırdaklarıdır. Cartilago cricoidea üzerinde
otururlar. Lig. vestibulare’ler ile lig. vocale’ler arkada ari-
tenoid kıkırdaklara, önde tiroid kıkırdağa tutunur.

8. Tat duyusunun 1. nöronlarının bulunduğu yapı aşağıda-


kilerden hangisidir?

A) Nuc. tractus solitarius


B) Nuc. salivatorius superior
7. Aşağıdakilerden hangisi arteria thorasica interna’nın C) Nuc. salivatorius inferior
bir dalıdır? D) Gang. trigeminale
E) Gang. geniculi
A) Arteria epigastrica superficialis
B) Arteria vertebralis
Cevap E
C) Arteria epigastrica inferior
D) Arteria pericardiacophrenica
E) Arteria intercostalis posterior’lar Ganglion geniculi; n. facialis’in duyu ganglionudur. Tem-
poral kemikteki canalis nervi facialis içindedir. Ganglion
Cevap D içinde genel somatik duyuların ve tat duyusunun bi-
rinci nöronları bulunur.
A. THORACICA INTERNA N. facialis’in ayrıca gang. pterygopalatinum ve gang.
• Meme bezini iç taraftan besleyen dallar vermesi nedeniy- submandibulare adında iki de parasempatik ganglio-
le klinikte “Internal Mammarian Artery (IMA)” olarak nu vardır.
adlandırılır. Nuc. tractus solitarius; 7, 9 ve 10. kranyal sinirlerle ilgilidir.
• A. subclavia’nın alt yüzünden çıkar. Toraks boşluğuna gi- Bu kranyal sinirlerin, organlardan duyu taşıyan lifleri ile
rerken n. phrenicus tarafından önünden çaprazlanır. dilden tat duyusunu taşıyan liflerinin geldiği çekirdektir.
• Altıncı interkostal boşlukta, a. epigastrica superior ve a. Tat duyusunun ikinci nöronlarını içerir (1. nöronlar
musculophrenica denilen uç dallarına ayrılır. gang. geniculi’de ve 9. ve 10. kranyal sinirin duyu gang-
liyonlarında bulunur)
A. thoracica interna’nın önemli dalları;
Nuc. salivatorius superior; n. facialis’in parasempa-
Ø rr. intercostales anteriores; ilk altı (1–6) interkostal
tik çekirdeğidir. Bu çekirdekten çıkan lifler, gang.
boşluğu besler.

DENEME SINAVI - 10 5
submandibulare’de sinaps yaptıktan sonra gl. sub- interpeduncularis içindedir.
mandibularis ve gl.sublingualis’e gider.
• Cisterna quadrigeminalis (cisterna superior);
Nuc. salivatorius inferior; n. glossopharyngeus’la il-
Ø mesencephalon’un arkasındadır.
gili parasempatik çekirdektir. Bu çekirdekten çıkan
Ø İçinde v. magna cerebri (Galen veni), epifiz bezi ve a.
lifler, gang. oticum’da sinaps yaptıktan sonra gl.
cerebri posterior’lar bulunur.
parotidea’ya gider.
• Cisterna pontis; içinde a. basilaris bulunur.
Gang. trigeminale; n. trigeminus’un duyu ganglionudur. • Cisterna fossae lateralis cerebri; a. cerebri media’yı
Temporal kemiğin petroz parçası üzerindeki impressio içerir.
trigeminalis’e oturur. • Cisterna ambiens; mesencephalon’un yan taraflarında-
dır.
• Cisterna lumbalis;
Ø L2 ile S2 vertebra arasındadır.
Ø Lumbal ponksiyon bu sisternaya yapılır.
Ø içinde; cauda equina, BOS ve filum terminale
(pars pialis) vardır.

9. Glandula pinealis’in bulunduğu sisterna aşağıdakiler-


den hangisidir?

A) Cisterna interpeduncularis
B) Cisterna basillaris
C) Cisterna superior
D) Cisterna magna
E) Cisterna fossae lateralis cerebri 10. Gözde ışık kırıcılığı değişken olan yapı aşağıdakilerden
hangisidir?
Cevap C
A) Kornea
B) Humor aköz
Gl. pinealis (epifiz bezi) Cisterna superior (cisterna
C) Lens
quadrigeminalis)’da bulunur.
D) İris
E) Korpus vitreum
CISTERNAE SUBARACHNOIDEAE
Bazı bölgelerde arachnoidea mater ile pia mater ayrılarak,
Cevap C
cis­ternae subarachnoideae denilen, geniş subarak-
noidal boşlukları oluşturur.
Lens, ışık kırma gücü en fazla olan yapıdır. Ancak gözde
sıralanış itibariyle cornea en önde olduğu için ışığı en
• Cisterna cerebellomedullaris (cisterna magna);
çok kıran yapı kornea’dır.
Ø en büyük sisternadır.
Lens’in, incelip kalınlaşabilmesi nedeniyle kırıcılığı değiş-
Ø cerebellum ile bulbus arasındadır.
kendir.
Ø BOS, dördüncü ventrikül’den apertura mediana
Humor aköz ve korpus vitreum ışığı kırabilen diğer yapı-
(foramen Magendie) aracılığıyla bu sisternaya gelir.
lardır.
Ø infantlarda ve çocuklarda BOS alımında kullanılır.
• Cisterna interpeduncularis; dorsum sellae ile peduncu-
lus cerebri’ler arasındadır.
Ø Willis halkası (circulus arteriosus cerebri) Cisterna

6 DENEME SINAVI - 10
Tuba uterina ve trakeada kinosilyalı epitel, duodenumda
mikrovilluslu epitel, epididimiste sterosilyalı epitel izlenir.
Vajina epiteli çok katlı yassı epitel olup yüzey farklan-
ması izlenmez.

14. Aşağıdakilerden hangisinde yüksek endotelli venül ya-


pısı yoktur?

A) Peyer plağı
B) Tonsilla palatina
C) Tonsilla lingualis
D) Lenf düğümü
E) Dalak

Cevap E

Yüksek endotelli venül yapısı dalak hariç sekonder lenfatik


11. Hücrede çekirdeğin dış zarının devamı olarak izlenen
organlarda izlenen kanda dolaşan lenfositlerin organa
organel aşağıdakilerden hangisidir?
girdikleri bölümlerdir.
A) Endoplazmik retikulum
B) Golgi kompleksi 15. Hücre içine potasyum sokulması aşağıdaki olaylardan
C) Mitokondri hangisiyle sonuçlanır?
D) Peroksizom
A) İstirahat membran potansiyeli artar.
E) Lizozom
B) İstirahat membran potansiyeli azalır.
Cevap A
C) Hücrenin polarizasyonu değişmez.
D) Hücrede depolarizasyon izlenir.
Çekirdek zarından içte olan kromatinle ilişkiliyken dış çe-
E) Hücrede repolarizasyon izlenir.
kirdek zarının devamında endoplazmik retikulum izlenir.

Cevap D
12. Hücre içinde taşımada görevli mikrotübülüsün artı ucu-
na taşıma yapan molekül aşağıdakilerden hangisidir?
Potasyum pozitif yüklü bir iyon olup istirahat membran po-
A) Aktin tansiyelinin en önemli belirleyicisidir. Öte yandan bir
B) Dynein hücreye her hangi bir iyonun girmesi ya da çıkması isti-
C) Kinezin rahat membran potansiyelini etkilemez. Hücreye pozitif
D) Myomezin yüklü bir iyonun girmesindeki artış hücreyi depolarize
E) Transferrin eder.
Cevap C
16. Beyinde özellikle lokus seruleus’daki nöronlarda bulu-
Hücre içinde taşınım mikrotübülüsler üzerinden gerçekleştirilir. nan, beyin aktivitelerinin kontrolünden ve uyanık kal-
Bu sırada kargo molekülleri kullanılır. Dynein mikrotübülüsün manın sağlamasından sorumlu nörotransmitter aşağı-
eksi, kinezinse artı ucuna taşımada görevli kargo proteinleridir. dakilerden hangisidir?

A) Glutamat
13. Aşağıdaki dokulardan hangisinin epitelinde apikal yüz-
B) Glisin
de yüzey farklanması görülmez?
C) Noradrenalin
A) Tuba uterina D) Dopamin
B) Trakea E) Serotonin
C) Duodenum
D) Vajina Cevap C
E) Epididimis
Lokus seruleus 4. ventrikül lateral duvarında ponsta yer
Cevap D alan bölge olup buradaki çekirdekte noradrenalin sen-
tezlenir ve uyanıklığın sağlanmasında görev alır.

DENEME SINAVI - 10 7
17. Kalbin venöz pulsasyon eğrilerinden “c” eğrisi aşağı- Ürodilatin, atriyal natriüretik peptid benzeri bir yapı gösteren
dakilerden hangisinin göstergesidir? böbreğin distal tüp ve toplayıcı kanal hücrelerinden kan
basıncı artışına yanıt olarak salınan bir hormon olup et-
A) Atriyum sistolü
kisi ANP’den daha güçlüdür.
B) AV kapak prolapsusu
C) Perifer kanının atriyuma dolması
21. Proteinlerdeki alfa sarmal yapı ile ilgili aşağıdaki ifade-
D) Sağ atriyum gevşemesi
lerden hangisi yanlıştır?
E) AV kapakların açılması
A) Proteinlerin ikincil yapısını oluşturan formlardan biridir
Cevap B B) Oluşumunda hidrojen bağları etkendir.
C) Alfa sarmal yapı oluşumunu prolin ve glisin kolaylaştırır.
Seçeneklerde verilen bilgiler venöz pulsasyon eğrisinde sı- D) Proteinlerin yapısında sıklıkla sağ–el sarmal bulunur.
rasıyla şu şekilde simgelenir; a, c, v, x ve y. Yani c eğrisi E) Hemoglobinde alfa sarmal yapı bulunur
AV kapak prolopsusunun göstergesidir.
Cevap C
18. Mesanenin trigonum bölgesi aşağıdaki yapılardan han-
gisinden gelişir? İkincil (Sekonder) yapının oluşmasında başlıca rol oynayan
hidrojen bağlarıdır. En az enerjili ve kararlı bağdır. a–
A) Mezonefrik blastem
sarmal yapısı ikinci yapının düzenlemesi olup aynı
B) Üreterik blastem
polipeptit zinciri içindeki peptit bağları arasında hidro-
C) Ürogenital sinus
jen bağlarının oluşması ile meydana gelir. Proteinlerde
D) Mezoneftik dukt
sıklıkla gözlenen, sağ el sarmal yapısıdır. Her amino
E) Ürogenital katlantı
asit,heliks ekseni boyunca birbirinden 1.5 A° uzak-
lıkta bulunur ve 100° açı yapar. a–sarmal’in her dönü-
Cevap D
şünde 3.6 amino asit yer alır. Nötral amino asitler sarmal
yapının stabilitesini arttırır iken yüklü ve büyük amino
Mesanenin trigonum bölgesi hariç gelişim yeri urogenital sinüs-
asitler stabiliteyi azaltırlar. Hidroksi prolin, prolin, glisin
tür. Trigonumu ise mezonefrik dukttan köken alır.
a–sarmal yapısını bozan amino asitlerdir. Keratin, he-
moglobin, miyoglobin, miyozin, tropomiyozin, fibrin
19. Aşağıdakilerden hangisi Hb–Oksijen dissasiasyon eğri-
bu yapıya örnektir. Supersarmalı stabilize eden bağlar;
sini sağa kaydırır?
Van del Walls etkileşimler ve disülfit çapraz bağlarıdır
A) pCO2’nin artması
B) Methemoglobinemi 22. Enteropeptidaz salınımında eksiklik olduğu durumda,
C) Karboksihemoglobulinemi besin alımını takiben aşağıdakilerden hangisinin oluş-
D) pH’nın artması ma olasılığı en fazladır?
E) 2, 3 difosfogliserolün azalması
A) Barsaklarda pankreatik enzimlerin aktif şekillerinin anor-
mal düşük seviyeleri
Cevap A
B) Barsaklarda pankreatik proenzimlerin anormal düşük se-
viyeleri
pCO2’nin artması eğriyi sağa kaydırırken diğer seçenekler
C) Barsakta tripsin artışı
sola kaydırır.
D) Barsaklarda pankreatik enzimlerin zimojen aktivasyo-
nunda artış
20. Böbrekten sodyum ve suyun geri emilimini azaltan bir
E) Barsaklarda protein sindiriminin gerçekleşmesi
hormon olan ürodilatin’in yapım ve salınım yeri aşağı-
dakilerden hangisidir?
Cevap A
A) Makula densa
B) Mezenşial hücreler Polipeptit zincirini oluşturan amino asitler arasındaki peptit
C) Distal tüp ve toplayıcı kanal hücreleri bağlarının hidrolizine proteoliz denir. Proteinlerin sindi-
D) Proksimal tüpün afferent arteriole komşu hücreleri rimi midede başlar ve barsakta tamamlanır. Barsakta
E) Jukstaglomerüler hücre inaktif enzimler intestinal mukoza ’’enterokinaz’’ (ente-
ropeptidaz) ile aktif formlarını oluşturur. Enteropeptidaz
Cevap C Tripsinojen–tripsin dönüşümünü sağlar. Tripsin diğer
tüm pankreas enzimlerinin aktivasyonunda yer alır.

8 DENEME SINAVI - 10
23. Aşağıdaki aminoasitlerden hangisi transaminasyon re- hemde kasta glikojen yıkılımını uyarır. Kasta glukone-
aksiyonlarına katılmaz? ogenez yoktur. Glukagon kasta enerji metabolizmasını
düzenleyen hormon değildir. Glukoneogenez, karaci-
A) Fenil alanin
ğerde glukagon, epinefrin, glukokortikoidler tarafından
B) Lizin
uyarılır.
C) Tirozin
D) Alanin
26. Sarkoplazmik retikulum membranında bulunan kalsi-
E) Aspartat
yum bağlayıcı protein aşağıdakilerden hangisidir?

Cevap B A) Kalmodulin
B) Troponin
Transaminasyon; Bir amino grubunun a–keto aside akta- C) Kalbindin
rılmasıdır. İki yönlü reaksiyonlardır. Amino alıcısı olarak D) Fosfolamdan
a–ketoglutarat’ ı kullanılır.Amino grupları glutamat şek- E) Kalsekuestrin
linde toplanır.Pridoksal fosfat kofaktör olarak kullanır.
Transaminasyon reaksiyonlarına katılmayan amino Cevap E
asitler; Prolin, Hidroksi prolin, Lizin, Treonin’dir
Kalmodulin düz kas kasılmasında, troponin C, çizgili kas
24. Safra asidi sentezinde yer almayan aşağıdakilerden kasılmasında kalsiyum bağlayan proteindir. Kalbindin,
hangisidir? D vitamini aracılı sentezlenen barsaktan Ca emilimi-
ni sağlayan bir proteindir. Fosfolamdan,Ca+–ATP az
A) Kolesterol
pompasına bağlı bir protein olup bu proteinin fosforilas-
B) Taurin
yonu ve defosforilasyonu pompanın aktivitesini düzen-
C) C–vitamini
ler. Kalsequestrin ise sarkoplazmik retikulumda kalsi-
D) NADPH
yum bağlayan proteindir.
E) 1–alfa hidroksilaz

27. Aşağıdakilerden hangisi çinkolu metaloenzimdir?


Cevap E
A) Katalaz
Safra asidi sentezinde ilk basamak 7–a–hidroksilaz ba- B) Ksantin oksidaz
samağıdır. Bu basamak hız kısıtlayıcı basamaktır. 7 a C) Glutatyon peroksidaz
hidroksilaz, mikrozomal bir enzim olup aktivitesi için O2, D) Karbonik anhidraz
NADPH, sitokrom P–450 gereklidir. Kofaktör olarak vita- E) Seruloplazmin
min C kullanılır. Oluşan safra asidleri iyonizasyonlarının
arttırılması için peroksizomlarda glisin ya da taurin ile Cevap D
konjige olur. Primer safra asidlerinin konjugatları olan
taurokolik asid, glikolik asid, tauro–kenodeoksikolik asid Çinkolu enzimlere önemli örnekler; Karbonik anhidraz,
ve gliko–kenodeoksikolik sentezlenir. DNA polimeraz, LDH
Karboksipeptidaz A ve B, Alkol dehidrogenaz

25. Karaciğerde önemli ancak kasta önemsiz olan metabo- Diğer Metalloenzimler
lik yol aşağıdakilerden hangisidir?

A) Epinefrin uyarılı glikojenoliz Bakır Seruloplazmin, Dopamin b–hidroksilaz, SOD,


B) İnsulin uyarılı glikojen sentezi Sitokrom oksidaz, Lizil oksidaz, Tirozinaz, Ürat
oksidaz, Monoamin oksidaz.
C) İnsulin uyarılı glukoz transportu
D) Glukagon uyarılı glukoneogenez Mg +2 Fosfotransferaz, Hekzokinaz,
E) Keton cisimlerinin kullanımı Glukoz 6–fosfataz, Piruvat kinaz, Na–K–ATP
az

Cevap D Ni+2 Üreaz

Mo Dinitrogenaz, Ksantin oksidaz, Sülfid oksidaz,


Kas ve yağ dokusuna glukozun girişi insulin bağımlıdır ve Aldehit oksidaz
GLUT–4 proteini yer alır. İnsulin hem kas hem de karaci- Mn+2 Arginaz, Aldehid dehidrogenaz, Piruvat
ğerde glikojen sentezini arttırır. Epinefrin hem karaciğer karboksilaz, Ribonükleotid redüktaz, Mit. SOD

DENEME SINAVI - 10 9
− Süksinat dehidrogenaz, Süksinat + FAD ®Fumarat
Fe +2/ Fe Sitokrom oksidaz, Peroksidaz, Katalaz,
+3
Triptofan pirrolaz, Miyeloperoksidaz, (C4)+ FADH2 reaksiyonunu sağlar. Süksinat dehidro-
Homogentisik asid oksidaz, genaz, iç mitokondri membranında lokalize olup elekt-
p–hidroksifenil piruvat hidroksilaz
ron transport zincirinin kompleks II komponentini oluş-
K+ Pıruvat kinaz turur.
Se GSH–PX, 5’–deiyodinaz, Thiredoksin redüktaz − Malat dehidrogenaz, Malat + NAD + ↔ Oksaloasetat
(C4) + NADH reaksiyonunu sağlar.
28. Yarışmalı inhibitör için aşağıda verilen ifadelerden han-
- a–keto glutarat dehidrogenaz; a–keto glutarat +
gisi yanlıştır?
KoA+ NAD + → Süksinil KoA + NADH + CO2
reaksiyonunu sağlar. İrreversibil reaksiyon olup hız kı-
A) İnhibitör enzimin aktif bölgesine bağlanır sıtlayıcı basamaktır. Koenzim olarak; Tiamin piro-
B) İnhibitörün yapısı substrata benzer fosfat, lipoik asit, FAD, NAD, KoA gerektirir. İnhibitör:
C) İnhibitör enzimin substratına olan ilgisini arttırır ATP,GTP,NADH ve süksinil KoA Aktivatör: Ca+
D) Reaksiyonun maksimum hızı değişmez
E) Substrat miktarı arttığında inhibisyon ortadan kalkar - TCA döngüsünün diğer karbondioksit oluşturan en-
zimi; İsositrat dehidrogenaz’dır. Reaksiyon; İzo-
Cevap C sitrat + NAD+ → a keto–glutarat (C5) + NADH
Yarışmalı (Kompetitif) inhibisyon + CO2.TCA siklusunun hız sınırlayıcı basama-
İnhibitörün yapısı substrata benzer ve inhibitör enzimin ğıdır. Aktivatör: ADP, Ca+2 İzositrat, İnhibitör:
aktif bölgesine bağlanmak için substratla yarışmaya ATP(allosterik) ve NADH
girer. Vmax değişmez, Km değeri büyür. Linewea-
ver–Burk grafiğinde, 1/Vm‘in değişmez, fakat–1/Km 30. Aşağıdakilerden hangisi glikojen sentezinde kullanıl-
değeri daha büyür (İnhibitörlü ve inhibitörsüz grafik- maz?
ler y–eksenini aynı 1/Vmax’ta, x–eksenini ise farklı
A) Glikojen sentaz
noktalarda keserler). Substrat konsantrasyonunun
B) Alfa 1,6 glukozidaz
arttırılması ile inhibisyon giderilir. Örnekler: Alkol
C) UTP
dehidrogenaz için metanol–etanol yarışması, hidroksi-
D) Glukoz 1P
metilglutaril KoA redüktazın yapısal anologları olan sta-
E) Glikojenin
tinlerin enzimi yarışmalı olarak inhibe edererek plazma
kolesterol düzeylerini düşürmesi
Cevap B

29. Trikarboksilik asit (TCA) döngüsünde karbondioksit


Glikojen sentezinde gerekli olanlar; UTP, Glukoz 1–fos-
oluşumuna yol açan enzim aşağıdakilerden hangisidir?
fat, Glikojenin (glikojen primeri), glikojen sentaz (alfa–
A) Sitrat sentaz 1;4 glikozit bağlarını oluşturur, zincirin uzamasından
B) Süksinat Tiokinaz sorumlu olup sentezin denetleme basamağını oluşturur,
C) Süksinat dehidrogenaz enzimin defosfo hali aktiftir), dallandıran enzim (alfa
D) Malat dehidrogenaz 1,4;1,6 trans glukozilaz 1,6 glikozit bağlarını oluşturur).
E) Alfa ketoglutarat dehidrogenaz Alfa 1,6 glukozidaz, dal kırıcı enzim olup glikojen yıkılımda
yer alır.
Cevap E
31. VLDL ve şilomikron kalıntılarının oluşumunda yer alan
TCA döngüsü enzimlerinden; apolipoprotein aşağıdakilerden hangisidir?
- Sitrat sentaz, Oksaloasetat+ Asetil KoA → Sitrat(C6) re-
A) Apo A–I
aksiyonunu sağlar. Yağ asiti sentezi için gerekli asetil
B) Apo A–II
KoA’ların sitozolik kaynağı TCA siklusunun hız sınır-
C) Apo E
layıcı basamağıdır. Aktivatör: ADP, inhibitör: NADH,
D) Apo C–I
uzun zincirli yağ asitleri, Süksinil KoA, Sitrat, ATP’dir.
E) Apo C–II
- Süksinat tiokinaz (Süksinil KoA Sentetaz), Mg+2; Süksinil
KoA (C4)+ İnorganik fosfat + GDP → Süksinat + GTP
Cevap E
reaksiyonunu katalizler. GTP’nin sentezlendiği basa-
mak olup substrat düzeyinde fosforilasyon basama-
Apo A–I, karaciğerde HDL reseptörüdür. LCAT aktivatörüdür
ğıdır. İnor­ga­nik fos­fat kul­la­nı­lır.
Apo E, kalıntı reseptörü olup karaciğer tarafından lipopro-

10 DENEME SINAVI - 10
tein kalıntılarının tutulmasında yer alır. Bazik bir proteindir. Lipotropik faktörler; Karaciğer yağlanmasını engelleyen
Apo E eksikliğinde Tip III hiperlipidemi; geniş beta hastalı- maddelerdir. Bunlar; Kolin,inozitol, karnitin, betain, me-
ğı; disbetalipoproteinemi meydana gelir. Apo C–II, lipopro- tionin, östrojen, androjenler, pantotenik asid, E vitamini,
tein lipaz aktivatörüdür. Lipoprotein lipaz, şilomikron ve B6 vitamini, esansiyel yağ asitleri (alfa linolenik asit gibi)
VLDL kalıntılarının oluşumunda yer alan enzimdir.
33. Diazo ayıracı ile bilirubinin tayin edildiği yöntem aşağı-
Apoproteinler ve özellikleri dakilerden hangisidir?

A) Piromidon deneyi
Apoprotein Lipoprotein Görevi
B) Van der Berg reaksiyonu
LCAT aktivatörü, C) Gimelin deneyi
APO A–I HDL, Şilomikron HDL reseptör
D) Erlich yöntemi
Hepatik lipaz E) Benedict yöntemi
APO A–II HDL, Şilomikron aktivatörü
LCAT inhibitörü
Cevap B
APO–B–48 Şilomikron Lipit emilimi

LDL reseptör Piromidon yöntemi: İdrarda hemoglobin aranmasıdır.


APO–B–100 VLDL, IDL, LDL ligandı Diğer hemoglobin arama yöntemleri; Benzidin, Ga-
LCAT yak, Ortotolidin yöntemleridir.
APO C–I VLDL,HDL, Şilomikron aktivasyonu Van der Berg reaksiyonu; Diazo ayıracı kullanılarak yapı-
APOC–II VLDL,HDL, Şilomikron LPL aktivasyonu lır. Serumda bilirubin miktarı saptanır.
APOC–III VLDL,HDL, Şilomikron Apo CII inhibitörü Erlich yöntemi: İdrarda Ürobilinojen aranır. Bu reaksiyon-
Lipit transfer da paradimetilaminobenzaldehit asit ortamda ürobilino-
APO D HDL alt sınıfı proteini jen ile reaksiyona girer
HDL,VLDL,IDL Benedict yöntemi; İdrarda şeker arama yöntemlerinden
APO E–1,2,4 Karaciğer kalıntı
Şilomikron ve biridir. İn­dir­geme deneyidir. Şekerler sı­cak ve al­ka­
(LPR) reseptörü
Şilomikron kalıntısı
li or­tam­da me­tal­le­ri (Cu, Bi gi­bi) in­dir­ger iken ken­di­le­ri
yük­seltge­nir. Monosakkaritlerin tamamı,disakkaritlerin
32. Aşağıdakilerden hangisi lipotrofik faktör değildir?
serbest aldehit yada keton grubuna sahip olanlar
A) Kolin (maltoz,laktoz) bu tür reaksiyonlarla pozitif sonuç verir-
B) B–5 vitamini ler. Or­si­nol, Be­ne­dict, Trom­mer ve Nylan­der deneyleri
C) Kortizol indirgeme deneyleridir.
D) B 6 vitamini İdrarda bilirubin tayini için kullanılan testler Gmelin,
E) Alfa–Linolenik asit Rosin–Trousseau kalitatif testleri olup idrardaki bili-
Cevap C rubinin biliverdine dönüştürülmesi esasına dayanan
reaksiyonlardır.
Karaciğer yağlanmasını önleyen faktörlere lipotropik faktör
denir. Karaciğerde sentezlenen trigliserit ile VLDL yapı- 34. Yağ asiti sentezinin düzenlenme reaksiyonu olan “ ase-
sında salınan trigliserit miktarları arasındaki dengesizlik til KoA karboksilaz’’ basamağında aşağıdakilerden han-
karaciğer yağlanmasına neden olur. Karaciğer yağlan- gisi bulunmaz?
ması nedenleri;
1. Yağ dokusundan yağların mobilizasyonundan veya li- A) ATP
poproteinlerin LPL enzimi ile hidrolizlerinden FFA artışı B) Asetil–KoA
2. Açlık ve yağlı beslenme C) HCO3
3. Karaciğerde; D) NAD
a. VLDL sekresyonunda bozulma; İnsülin eksikliği, ye- E) Biotin
tersiz protein sentezi, kronik alkolizm, Cevap D
b. Apolipoprotein sentezindeki blok; Ethionin, karbon-
tetraklorür, puromisin inhibisyonu Yağ sentezinde hız kısıtlayıcı basamak asetil KoA karbok-
c. Lipit ve apoproteinden lipoprotein sentez bozuklukları silaz basamağıdır. Bu reaksiyonda Asetil KoA’dan Ma-
d. Fosfolipit metabolizmasında bozukluk; kolin eksik- lonil KoA ‘ya karboksilasyon olur. Kofaktör olarak bikar-
liği, yüksek kolesterol alınımı, esansiyel yağ asidi bonat, biotin ve ATP gereklidir. Kovalent modifikasyon-
eksikliği la, allosterik, polimerizasyon ve gen transkripsiyonu ile
düzenlenen enzimdir. NAD, oksidatif yollarda yer alan

DENEME SINAVI - 10 11
dehidrogenazların koenzimi olup yağ asidi sentezinde - Kas ve yağ dokusuna transport protein sentezini arttı-
değil yıkılımında yer alır. Yağ asidi sentezi redüktif bir rarak (Glut–4) glukoz transportunu arttırır.
sentez olup NADPH gereklidir. - Glukoz 6–fosfat dehidrogenazı aktifleyerek, Pentoz
fosfat yolunun aktivitesini arttırır.
35. Aşağıdakilerin hangisi hidrofilik hormonların özelliği b–Lipid metabolizması üzerine olan etkileri
değildir? - Karaciğerde Asetil KoA karboksilaz aktifleyerek
yağ asidi sentezini ve Lipogenezini arttırır.
A) Plazma yarı ömürleri kısadır
- Lipoprotein lipaz aktivitesini arttırır
B) Karaciğerde sentezlenen transport proteinler ile plazma-
- Yağ dokusunda Lipolizi inhibe eder
da taşınırlar
- HMGKoA redüktazı aktifleyerek,kolesterol sentezini
C) Reseptörleri hücre membranındadır.
arttırır.
D) İkincil habercileri kullanırlar
c–Protein metabolizması üzerine olan etkileri
E) ACTH, hidrofilik hormonlara bir örnektir.
- Anabolizan etkilidir; Hücreye aminoasid girişini ve
gen transkripsiyonunu arttırır.
Cevap B
- Hücrelerin büyüme ve gelişmesini sağlar.IGF I gluko-
liz ve glikogenez üzerinde etkilidir.
Hidrofilik hormonlar; Bu grup hormonlar içinde polipeptid,
cAMP metabolizması
protein ve glikoprotein yapılı hormonlar ile katekolamin-
- Fosfodiesteraz aktivitesini arttırır.
ler yer alır. Plazmada taşıyıcı proteinleri yoktur ve bu ne-
- Protein kinaz A aktivitesini azaltır
denle plazma yarı ömürleri kısadır. Reseptörleri memb-
randa lokalize olup sinyalin hücre içine iletiminde intra-
37. Aşağıdaki hormonlardan hangisinin sentezi için ribo-
sellüler ikinci haberci sistemlerini(cAMP cGMP, kalsiyum
zomlara gereksinim vardır?
ve/veya fosfoinozitler, kinaz veya fosfataz) kullanırlar.
ACTH, peptit yapılı bir hormon olup hidrofilik hormonların A) Progesteron
özelliğini göesterir. B) Testosteron
Lipofilik hormonlar ise; steroid hormonları, tiroid hormon- C) Follikül stimulan hormon
ları, kalsitrol ve retionik asittir. Bu grup hormonlar plaz- D) Aldosteron
mada bir taşıyıcı proteine bağlanarak taşınırlar ve plaz- E) Melatonin
ma yarı ömürleri uzundur. Membranı kolaylıkla geçerler, Cevap C
bu nedenle reseptörleri sitozolde (steroid hormonları ve
kalsitriol) veya nükleustadır (tiroid hormonları ve retinoik Polipeptit, protein veya glikoprotein yapılı hormonların sen-
asit). Etkilerini gen transkripsiyonları aracılı gösterirler. tezi ribozomlarda gerçekleşir. Follikül stimulan hor-
mon dışındaki a,b,d seçeneklerinde yer alan hormonlar
36. Karaciğerde aşağıdaki enzimlerden hangisinin aktivite- steroid hormonlar olup sentezleri kolesterolden mito-
si İnsulin tarafından azaltılır? kondri ve endoplazmik retikulumda gerçekleşen reaksi-
yonlar ile meydana gelir. Melatonin amino asit yapılı olup
A) Glukoz 6–fosfat dehidrogenaz
enzimatik yollar ile triptofan/seratoninden sentezlenir.
B) HMG KoA redüktaz
C) Piruvat kinaz
38. Demirin barsaktan emilimini düzenleyen ve karaciğerde
D) Asetil KoA Karboksilaz
sentezlenen protein aşağıdakilerden hangisidir?
E) Glikojen fosforilaz
A) Hepsidin
Cevap E B) Laktoferrin
C) Ferritin
İnsulinin Metabolik Etkileri D) Transferrin
a–Karbohidrat metabolizması üzerine olan etkileri; Baş- E) Seruloplazmin
lıca etkisi Kan glukoz düzeyini düşürmektir. Bu amaçla;
- Glikolizi arttırır; Piruvat kinaz ve Fosfofruktokinaz Cevap A
enzim aktivitesini arttırır. Lak­to­fer­rin; Gli­kop­ro­te­in ya­pı­lı olup sü­tün için­de­ki de­mir’i
- Glukoneogenezi azaltır; anahtar enzimlerin gen trans- bağ­lar. Yapısı trans­fer­ri­ne ben­zer.
kripsiyonlarını önler
Ferritin; De­mir, fer­ri­tin ya­pı­sın­da de­po­la­nır Ferritin de­mir
- Glikojen sentezini arttırır (Glikojen sentaz’ı aktifler).
ek­sik­li­ği­ni gös­te­ren has­sas bir öl­çüm­dür.
- Glikojen yıkılımını inhibe eder (Glikojen fosforilazı
Transferrin; Plaz­ma­da de­mir apot­rans­fe­ri­ne bağ­la­na­rak
inaktive eder)

12 DENEME SINAVI - 10
trans­ferrin ya­pı­sı için­de ta­şı­nır ler­dir. Her tip ökar­yo­tik RNA po­li­me­raz fark­lı bir Pro­mo­ter
Seruloplazmin; Ye­ni emi­len Fe ve­ya fer­ri­tin­den sa­lı­nan Fe, kul­la­nır. Pol I ve II ile kul­la­nı­lan­lar baş­lan­gıç böl­ge­sin­den
se­ru­lop­laz­min ta­ra­fın­dan Fe+3’e çev­ri­lir ve t­rans­fer­rin’e ge­ri­de, Pol II­I ile kul­la­nı­lan­lar baş­lan­gıç böl­ge­sin­den ile­ri­
ak­ta­rı­lır. de ve tek­tir. Baş­lan­gıç böl­ge­si ge­nel­lik­le bir pü­rin­dir.

Hepsidin; 25 ami­no­asit­lik ve ka­ra­ci­ğer­de sen­tez­le­nen bir


40. Aşağıdaki protein sentez inhibitörlerinden hangisi sa-
pro­te­in olan He­psi­din fer­ro­por­tin ile et­ki­le­şim gös­te­re­
dece prokaryotik hücrelere etkilidir?
rek de­mi­rin bar­sak­tan emi­li­mi­ni re­gü­le eder. Plaz­ma Fe
dü­ze­yi yük­sek ise hep­si­din ar­tar ve de­mi­rin bar­sak­tan A) Streptomisin B) Siklohekzimid
ab­sorb­si­yo­nu down re­gu­le olur. C) Puromisin D) Kloramfenikol
Diğer demir metabolizmasında yer alan proteinler E) Fusidik asit

Ferroportin; Mu­ko­zal hüc­re­den ka­pil­ler ya­ta­ğa ge­çiş­te rol


Cevap A
oynayan bir trans­mem­bran pro­tei­ndir. Fer­ro­por­tin de­mi­
ri si­to­zol­den en­do­tel­yum ara­cı­lı­ğı ile ala­rak trans­fer­ri­ne
Streptomisin, Sentezi başlangıç safhasında bloke ederek,
trans­fer eder. Fer­ro­por­tin I se­ru­lop­laz­min ile iden­tik ya­pı­lı
mRNA’nın yanlış okunmasına neden olan ve sadece
ve fer­ro­ok­si­daz ola­rak iş­lev gö­ren “Hep­ha­es­tin’’ adı ve­ri­
prokaryotlara etkili inhibitördür. Siklohekzimit sadece
len pro­te­in­le iliş­ki­li­dir. Hep­ha­es­tin fer­ro iyon­la­rı fer­ri iyon­
ökaryotlarda, puromisin, kloramfenikol ve fusidik asit
la­rı­na dö­nüş­tü­rür ve trans­fer­ri­ne da­hil ol­ma­sı­nı sağ­lar.
hem prokaryotlarda hemde ökaryotlarda etkili olan pro-
Hemojuvelin; He­mo­ju­ve­lin, hep­si­din ex­pres­yo­nu­nu dü­zen­ler.
tein sentez inhibitörüdür.

Protein sentez inhibitörleri


39. Prokaryotlarda RNA sentezinin sonlandırma faktörü
Sadece Streptomisin
aşağıdakilerden hangisidir?
Prokaryotlarda Sentezi başlangıç safhasında bloke
A) Transkripsiyon faktör II protein sentez eder, mRNA’nın
B) Transkripsiyon faktör D inhibitörleri yanlış okunmasına neden olur.
Tetrasiklin
C) Sigma faktör
30 alt ünitesine bağlanarak aminoasid
D) RNA polimeraz III açil tRNA
E) Rho faktör bağlanmasını inhibe eder,
Eritromisin
Cevap E 50 S alt ünitesine bağlanarak
translokasyon
inhibisyonu yapar
RNA sentezi (TRANSKRİPSİYON); DNA zin­cir­le­rin­den
bi­ri­nin ka­lıp ola­rak kul­la­nı­la­rak kop­ya­lan­ma­sı ola­yı­dır. Sadece Abrin, ricin
Ökaryotlarda Aminoaçil t–RNA’a bağlanmayı inhibe
Sen­tez 5’→ 3’ yö­nün­de­dir ve DNA ha­la­tı­na an­ti pa­ra­lel­
protein sentez eder; 28S rRNA’yı
dir. G–C, A–U eş­leş­me­le­ri olur. inhibitörleri inaktive eder
RNA sen­tezi için şun­lar ge­rek­li­dir. Difteri toksini
eEF2 (–);Translokasyonu inhibe eder
• Ka­lıp; Çift sar­mal­lı DNA’nın bir zin­ci­ri (3’→5’) ka­ Siklohekzimid
lıp ola­rak kul­la­nı­lır. Pri­me­re ge­rek­si­nim yok­tur. 60 S alt üniteye bağlanarak Peptidil
• Ri­bo­nük­leo­zit tri­fos­fat­lar (ATP,GTP, UTP, CTP) RNA transferaz inhibisyonu
Paktamisin
zin­ci­ri için pre­kür­sör ola­rak hiz­met eder.
Met–tRNA’nın ribozom üzerindeki
• Mag­nez­yum ve­ya man­gan iyon­la­rı­na ih­ti­yaç gös­te­ hareketini inhibe eder
rir. Showdomisin
Başlangıç kompleksi oluşumunu inhibe
• RNA po­li­me­raz (Trans­krip­taz): Ye­ni zin­cir sen­te­zi­ni eder
baş­la­tır, Pro­kar­yot­lar­da tek çe­şit RNA po­li­me­raz var­ Sparsomisin
dır. E.Co­li RNA po­li­me­ra­zı da 4 su­bü­nit içe­rir (2α, Translokasyonu inhibe eder.
β,g’) Bun­lar çe­kir­dek (kor) en­zim­le­ri­dir. 5. su­bü­nit
sig­ma fak­tör olup RNA sen­te­zi­nin baş­la­ma­sı için
ge­rek­li­dir.
Rho fak­tör son­lan­ma fak­tö­rü­dür.
Ökar­yot­lar­da 3 tip RNA po­li­me­raz bu­lu­nur. Nük­le­er po­li­me­raz­
lar fark­lı RNA’la­rı sen­tez­le­me iş­le­vi gös­te­ren fark­lı en­zim­

DENEME SINAVI - 10 13
43. Aşağıdaki antibiyotiklerden hangisinin hedefine bağ-
Hem Kloramfenikol
ökaryotlarda Mitokondrial ribozomlarda peptidil lanması enerji bağımlı bir safha gerektirir?
hemde transferazı; protein A) Beta–laktamlar
prokaryotlarda sentezini inhibe eder.Prokaryotlarda 50S
B) Kloramfenikol
protein sentez alt–birime bağlanır
inhibitörleri Puromisin C) Aminoglikozidler
Aminoaçil t–RNA anoloğu olarak zincir D) Kinolonlar
sentezinin E) Linkozamidler
sonlanmasını sağlar
Cevap C
Fusidik asid
Elangasyon faktörlerini değiştirerek
translokasyonu inhibisyonu Aminoglikozidler en az lipofil antibiyotikler oldukları için
hücre içine girişleri aktif transportla dolayısıyla enerji
41. Aşağıdaki bakteri komponentlerinden hangisi tutunma bağımlı bir safha ile olur. Bu olay oksijen gerektirdiği
ile ilgili değildir? için aminoglikozidler anaeroplara etki etmezler. Ortamın
pH’sının düşmesi etkinliklerini azaltır. Apselere etkili de-
A) Streptococcus pyogenes’in M proteini
ğildirler. Lipofil olmadıkları için mide barsak sisteminden
B) Escherichia coli’nin P fimbriası
emilimleri yoktur. Bu nedenle sadece parenteral kulla-
C) Neisseria gonore OMP II proteini (pilus)
nılırlar.
D) Bacillus anthracis’in lateral mezozom’u
E) Staphylococcus epidermidis’in glikokaliks yapısı
44. Aşağıdakilerden hangisi asetil kolin salınımını inhibe
ederek etki gösterir?
Cevap D A) Tetanoz toksini
B) Botulinum toksini
Pilus, teikoik asid, glikokaliks ve kapsül hedef dokuya tutun-
C) Kolera toksini
ması sağlar, Mezozom ise hücre zarının devamıdır. Do-
D) Difteri toksini
kuya tutunmayla ilişkisi yoktur. Septal mezozom hücrenin
E) Labil toksin
ikiye bölünmesinde ve kromozom replikasyonunda, late-
Cevap B
ral mezozom ise spor oluşumunda ve plazmid replikas-
yonunda görev alır. S.pyogenes’in M proteini fagositoza
Botulizm toksini asetil kolin salınmasını azaltarak yumuşak
karşı virulans faktörü olduğu gibi tutunmada da etkilidir.
felç yapar. Botulizmde sadece motor kayıp olur, his kay-
E.coli’nin P fimbriası tutunmada görev alıp özellikle üst
bı yoktur. Fiks dilate pupil ve kabızlık dikkat çeken bul-
üriner sistem enfeksiyonlarında görev alır. N.gonorrhoae
gulardır (kabızlığa neden tek besin zehirlenmesi etkeni).
OMPII proteinini kaybederse hücrelere tutunma özelliğini
Tetanoz toksini glisin salınmasını engelleyerek kaslarda
kaybedeceğinden patojenitesini de kaybeder.
aşırı kasılmaya neden olur. Kolera toksini ve labil toksin
ADP ribozilleme ile adenilat siklazı aktive ederek hücre
42. Aşağıdaki bakterilerden hangisi lizozimin etkisine duyarlıdır?
içinde cAMP seviyesini artırır. Böylece sıvı elektrolit sek-
A) Mycoplasma hominis resyonu sonucunda ishal meydana gelir. Difteri toksini
B) Ureaplasma urealyticum ise ADP ribozilleme yoluyla EF–2’yi (elongasyon faktö-
C) Escherichia coli rü) inhibe ederek protein sentezini durdurur.
D) Staphylococcus aureus
E) Chlamydia trachomatis 45. Aşağıdakilerden hangisi komplemanların görevlerin-
den değildir?
Cevap D
A) Opsonizasyon
Lizozim hücre duvarındaki peptidoglikanın beta 1,4 gliko- B) Damar geçirgenliğinin artırılması
zid bağlarını parçalar. Bakterilerin L şekilleri, sferoplast, C) Vazodilatasyon
protoplast, üreaplazma ve mikoplazmanın hücre duvarı D) Antikor yapımının artırılması
olmadığı için lizozimden etkilenmezler. Klamidyaların E) Antikora bağımlı hücresel sitotoksisite
hücre duvarı olmakla beraber müraminik asid içermedi-
ğinden lizozimden etkilenmez. Gram negatif bakterilerin Cevap E
ise peptidoglikan tabakasının üzerinde bulunan dış zar
lizozime geçirgen olmadığından lizozimden etkilenmez. C3b bakterilere bağlanınca fagositoz yapan hücrelerde bu-
Gram pozitif bakteriler lizozime duyarlıdır. lunan C3b reseptörü sayesinde opsonizasyon gerçekle-

14 DENEME SINAVI - 10
şir. C3a ve C5a hem kemotaksis yaparlar hem de ana- 48. Aşağıdakilerden hangisi Haemophilus influenzae’nın
filotoksindirler, yani mast hücrelerini boşaltarak damar özelliklerinden biri değildir?
geçirgenliğini artırırlar, bronkokonstrüsiyon ve vazodila-
A) Koyun kanlı agarda hemoliz oluşturması
tasyona neden olurlar. C3b aynı zamanda B lenfositle-
B) Glukozdan asit üretmesi
re bağlanarak antikor yapımını artırır. Antikora bağımlı
C) Üreme için hem X hem de V faktörlerine ihtiyaç duyması
hücresel sitotoksisitede ise Ig G, Ig E, nötrofil, makrofaj,
D) İnvaziv suşların kapsül üretmesi
eozinofil ve NK hücreler görev alır.
E) IgA1 proteaz enzimi üretmesi

46. Makrofajlar tarafından salınarak nötrofillerin endotele


Cevap A
tutunmasını kolaylaştıran ve apoptozisle ilişkili olan si-
tokin aşağıdakilerden hangisidir?
Haemophilus influenzae Gram negatif kapsüllü kokobasil-
A) TNF alfa dir. % 5–10 CO2’li ortamda daha iyi ürer. En iyi ürediği
B) İnterferon gama besiyeri çukulata besiyeridir. Üremeleri için X (Fe içeren
C) İnterlökin 2 hemin) ve V (NAD, NADP) faktörleri (çukulata besiye-
D) İnterlökin 6 rinde bulunur) gereklidir. Kanlı besiyerinde V faktörü
E) İnterlökin 8 S. aureus’un hemoliz alanında bol miktarda bulunduğu
Cevap A için, H. influenzae bu alanda kolayca ürer. Bu olaya sa-
tellizm ya da süt anneliği denir. Bu faktörler çukulata be-
TNF alfa esas olarak makrofajlardan salınan bir yangı ara- siyerinde daha çok bulunduğu için bakteri kolayca ürer.
cısıdır. İnflamasyonda ilk salınan sitokindir. ICAM–1 Virülans faktörleri kapsül ve Ig A1 proteazdır. Polisakkarit
sentezini artırarak nötrofillerin endotele yapışmasını ve kapsülü, riboz, ribitol ve fosfat içerdiği için poliribitol fos-
dokuya geçişini kolaylaştırır. Septik şokun ilk sitokinidir. pat (PRP) da denilir. Kapsüler antijenlerine göre a–e tip-
Kaşeksiye ve DIC’e neden olur. Hem kendisi pirojendir, leri vardır. En virülan olan serotip b’dir. Ekzotoksini yoktur.
hem de IL–1 sentezini artırarak ateşin yükselmesine ne- Bakterinin kapsüllü ve kapsülsüz (tiplendirilemeyen) köken-
den olur. Enfekte hücrelerdeki reseptörlerle birleşince leri vardır. Bu kökenler ayrı ayrı hastalık yaparlar.
apoptoza neden olur. Tablo: H. influenzae’nın Kapsüllü ve Kapsülsüz
Kökenlerinin Yaptığı Hastalıklar
47. Th1 tipi immün yanıt aşağıdaki durumların hangisinde Kapsüllü Kökenler Kapsülsüz Kökenler
etkin bir rol oynamaz? (Tip B) (tiplendirilemeyenler)
Menenjit Otit
A) Tümör bağışıklığı Septik Artrit Sinüzit
B) Makrofaj aktivasyonu Epiglottit Pnömoni
C) Helmint enfeksiyonu
D) Tüberküloz bağışıklığı H.influenzae hemoliz yapmaz.
E) Viral enfeksiyonlar
Cevap C 49. Aşağıdaki bakterilerden hangisi retiküler cisimcikleri sa-
yesinde hücre içinde inklüzyon cisimcikleri oluşturur?
Th1 tipi immun yanıt hücresel immun sistemi aktive ederek
İnterferon gama ile makrofajları aktive eder, uyarılmış A) Mycobacterium tuberculosis
makrofajlar tüberküloz basiline karşı en önemli görevi B) Rickettsia prowazekii
üstlenir. IL–2 uyarısı ile sitotoksik T lenfositleri ile hücre C) Chlamydia trachomatis
içi enfeksiyonları, viral enfeksiyonlar ve tümör hücreleri- D) Brucella mellitensis
ni apoptozis ile öldürür. IL–2 ve İnterferon gama uyarısı E) Listeria monocytogenes
ile de NK hücrelerini aktive ederek hücre içi etkenleri Cevap C
ve tümör hücrelerini apoptoza uğratır. Helmintlere karşı
savunmada ise Th2 aracılığı ile IgE ve Eozinofil üreti- Klamidyalar spor benzeri bir oluşum olan elementer cisim-
mi söz konusudur. Dolayısıyla Th1 burada etkin görev cikler şeklinde hücreyi enfekte ederler. Hücre içinde re-
almaz. tiküler cisme dönüşerek çoğalırlar. Bu esnada inklüzyon
cisimcikleri oluştururlar. Daha sonra yeniden elementer
cisimciğe dönüşerek hücre dışına atılırlar. Elementer ci-
simcik infektif fakat non replikatif, retiküler cisimcik ise
replikatif fakat non infektiftir.

DENEME SINAVI - 10 15
50. Aşağıdakilerden hangisi Neisseria meningitidis’in virü- CAMP testi pozitif bakteriler
lans faktörlerinden değildir? • B grubu streptokok
• Listeria
A) IgA proteaz
B) Flagella
52. 5 yaşında bir çocukta ateş, nezle, konjuktivit ve molar dişler
C) Pili (fimbria)
hizasındaki yanak mukozasında serpilmiş tuz gibi görünen
D) Endotoksin
üç beş adet beyaz renkli lezyonlar tesbit edilmiştir. 2 gün
E) Kapsül
sonra kulak arkasından başlayan ve vücuda yayılan makü-
lopapüler döküntüler gelişmiş, döküntü ile birlikte ateş daha
Cevap B
da yükselmiştir.
Bu hastadaki en olası etken aşağıdaki virüs ailelerden han-
Neisseria meningitidis gram negatif, kapsüllü diplokok şek-
gisinde yer alır?
linde bakteridir. Sağlıklı kişilerin % 5’inin nazofarinksin-
de hastalık yapmadan kolonize olabilir. Sadece insanda A) Paramikzovirüs
hastalık yapar. Erişkinlerde pnömokokdan sonra ikinci B) Adenovirüs
en sık menenjit etkeni menengokokdur. Yaptığı hasta- C) Herpesvirüs
lığa epidemik menenjit denir. Pürülan menenjite neden D) Picornavirüs
olur. İnsanda en sık olarak A, B, C, X, Y ve W–135 se- E) Ortomikzovirüs
rogrupları infeksiyon yapar. En patojen olanı A serog-
rubudur. Başlıca virülans faktörleri endotoksin (deri Cevap A
döküntülerinden sorumlu), Ig A1 proteaz, antifagositik
kapsül ve tutunmayı sağlayan pilileridir. Flagella yanıltıcı Kızamık virüsü paramikzovirüs ailesinde yer alır. Kızamığın
şıktır. Koklar genellikle hareketsiz bakterilerdir. üç dönemi vardır. Prodrom döneminde ateş, burun akıntı-
sı, konjoktivit, fotofobi ve öksürük vardır. Kataral bulgular
baskındır. Koplik lekeleri de prodrom döneminde görülür.
51. Kanlı agara düz bir hat boyunca β–hemoliz yapan Staph- Koplik lekeleri ağız içinde molar dişler hizasındaki yanak
ylococcus aureus ve arkasından bu hatta dik olarak test mukozasında serpilmiş tuz gibi görünen üç beş adet be-
edilen bir Streptokok türü ekilmektedir. Normal atmosferde yaz renkli lezyonlardır. Döküntü başlamadan iki gün önce
inkübasyon sonrasında her iki çizginin kesiştiği bölgede test başlar, döküntüden iki gün sonra kaybolur. Döküntü dö-
edilen bakteriye doğru hemoliz artışı izlenmektedir. neminde kulaş arkasından başlayan ve tüm vücuda yayı-
Bu olguda test edilen Streptokok türü aşağıdakilerden han- lan makülopapüler döküntüler görülür. Üzerine basmakla
gisidir? solar ve birleşmeye eğilimlidir (konfluans). İyileşme dö-
neminde ise kızamık döküntüleri kepeklenerek sönerler.
A) S. bovis
B) S. pyogenes Döküntünün üçüncü gününden sonra ateş düşmezse
C) S. agalactiae komplikasyon düşünülmelidir. Başlıca komplikasyonlar,
D) S. pneumoniae otitis media (en sık raslanan) ve pnömonidir. Kızamıktan
E) S. anginosus ölümün en sık nedeni pnömonidir.
Cevap C
53. Gebeliğinin üçüncü trimestrinde mononükleoza benzer
Streptococcus agalactiae Hippuratı hidrolize eder, basit- semptomlar gözlenen bir annenin bebeğinde mikrosefali,
rasin ve kotrimoksazole dirençlidir. CAMP testi pozitiftir. hepatosplenomegali ve döküntüler saptanıyor. Radyolojik
Bu testte S. aureus’un hemolizi, GBS tarafından artırılır. incelemede simetrik periventriküler serebral kalsifikasyon-
Resim: CAMP testi lar izleniyor.
Bu hastada en olası etken aşağıdakilerden hangisidir?

A) Herpes simpleks virus tip 2


B) Epstein–Barr virusu
C) Sitomegalovirus
D) İnsan herpes virus 6
E) Varicella–zoster virusu

Cevap C

16 DENEME SINAVI - 10
Sitomegalovirus en sık intrauterin infeksiyon ve mononük-
leoz benzeri sendrom etkenidir. Transplasental olarak

Makrokonidi

Mikrokonidi

Floresans
veya doğum sırasında bulaşabilir. Genellikle gebeliği

Yerleştiği
sırasında ilk kez CMV infeksiyonu geçiren annelerin fe-

Etken

doku
tüslerinde infeksiyon olur. Böyle gebelerin bebeklerinde
% 5’inde sitomegalik inklüzyon hastalığı görülmektedir. Microsporum Mekik şeklinde Az Saç, deri Yeşil
Sarılık, hepatosplenomegali, peteşi (rubellada purpura), Trichophyton Kurşun kalem Bol Saç, deri Yok (Favus’ta
simetrik periventriküler serebral kalsifikasyonlar (tok- şeklinde ve tırnak mat yeşil)
soda yaygın intraserebral ve asimetrik kalsifiksayon), Epidermophyton Lobut (raket) Yok Deri ve Yok
mikrosefali, sağırlık, mental retardasyon ve diğer ano- şeklinde tırnak
Candida Yok Yok Deri ve Yok
malilerle seyreder. Virüs idrarla atılır. İdrarda inklüzyon
tırnak
cisimcikleri görülür. Mortalite % 20–30 civarındadır.
56. Normal deri florasında bulunan ancak bağışıklık siste-
54. Pikornavirus grubunda olmasına rağmen mide asidine mi baskılanmış konaklarda kan dolaşımı enfeksiyon-
duyarlı olduğu için barsakları infekte edemeyen virüs larına neden olan lipofilik maya cinsi aşağıdakilerden
aşağıdakilerden hangisidir? hangisidir?
A) Coxackie virüs A) Candida
B) Hepatit A B) Malassezia
C) Ekovirüs C) Rhodotorula
D) Rinovirüs D) Trichosporon
E) Poliovirüs E) Cryptococcus

Cevap D Cevap B

Pikornavirüsler zarfsız, segmentsiz, küçük RNA virüsleridir. Malassezia furfur (Pytirosporum orbiculare) gövdenin üst
iki alt gruba ayrılırlar. Rinovirüsler mide asidine dayan- kısmında, sırt ve boyunda kahverengi, yuvarlak lezyon-
madığı için barsaklara geçemezler. 33 C’de daha iyi üre- lar yapar. Yaptığı hastalığı Tinea versicolor veya Pitria-
dikleri için iç organlara yayılmazlar. Enterovirüsler ise sis versicolor denir. Sadece deriyi tutar. Zorunlu lipofilik-
mide asidine dayanıklıdırlar. Bu nedenle barsaklara ge- tir, lipitten zengin parenteral beslenme uygulananlarda
çebilirler. Başlıca enterovirüsler Coxackie virüs, ECHO invazif katater infeksiyonu ve sepsis yapabilir. Malesse-
virüs, Polyovirüs ve enterovirüs tip 70’tir. zia ayrıca seboroik dermatit, atopik dermatite de neden
olabilir. Deri lezyonlarında dimorfizm gösterir. Tanıda
55. Aşağıdaki mantarlardan hangisi makrokonidyum oluş- KOH ile yapılan deri kazıntısında maya ve hiflerin oluş-
turmaz? turduğu kıymalı spagetti görünümü tipiktir. Rutin mantar
A) Trichophyton schoenleinii besiyerlerinde üremez. Üretilmesi için besiyerine lipid
B) Candida Albikans eklenmelidir. Ancak florada bulunduğu için kültürde üre-
C) Microsporum canis tilmesi tanı koydurmaz. Tedavide %2’lik selenyum sülfitli
D) Microsporum audouinii losyon veya lokal antimikotikli kremler verilir. Relapslar
E) Trichophyton rubrum sık görülür.

Tablo: Deri mikozlarının Önemli Özellikleri


57. Paranazal sinüzit ön tanısı ile alınan sinüs biyopsisinin mik-
Cevap B roskopik incelemesinde düzensiz yapıda, septasız hifler gö-
rülüyor.
Bu hastadaki etken aşağıdaki mantarlardan hangisi olamaz?

A) Rhizopus
B) Absidia
C) Mucor
D) Apophysomyces
E) Aspergillus
Cevap E

DENEME SINAVI - 10 17
Aspergillus cinsi doğada en yaygın bulunan mantardır. Top- Leşmanyalar promastigot formuyla bulaşır, insanda amas-
rakta bol miktarda bulunur ve bitkilerin çürümesini sağ- tigota dönüşerek çoğalır ve hastalık yapar. Amastigotlar
o
lar. 45 C açıyla dikotom (V şeklinde) dallanan septalı makrofajların içinde çoğalarak eritirler ve başka mak-
hifleri vardır. Sporları ışınsal uzantılar gösterir. rofajları enfekte ederler. L. Donovani’nin neden olduğu
Kalaazarda iç organlar tutulur. Hepatosplenomegali,
Şekil: Aspergillus
pansitopeni, ‘100mm/h üzerinde sedimantasyon, hi-
pergamaglobülinemi olur. Tanı kemik iliği yaymasında
giemsa boyamayla amastigotların görülmesiyle konur.
NNN besiyerinde promastigotlar ürer. Tedavide Stibog-
likonat, amfoterisin B ve allopurinol kullanılabilir. L. Tro-
pica ise sadece cildi tutar, Hulusi Behçetin çivi belirtisi
görülür. Cilte skar bırakır.

60. Erişkin şekilleriyle bağırsaklarda ve larvalarıyla aynı


konağın çizgili kaslarında yerleşerek enfeksiyona ne-
Diğer şıklardaki mantarların hifleri septasızdır.
den olan vivipar nematod aşağıdakilerden hangisidir?

A) Ascaris lumbricoides
58. Yüzde ve gözde ödemle seyreden Romana belirtisi aşa- B) Trichinella spiralis
ğıdaki parazitlerden hangisinin enfeksiyonunda gözle- C) Strongyloides stercoralis
nir? D) Necator americanus
E) Wuchereria bancrofti
A) Trypanosoma cruzi
B) Trypanosoma brucei
C) Leishmania donovani Cevap B
D) Plasmodium falciparum
E) Toxoplasma gondii Trichinella spiralis Larva içeren domuz etinin iyi pişirilmeden
yenmesiyle bulaşır. Mikrodalga fırınlar bu paraziti öldü-
Cevap A remez. Domuz ve insan hem ara hem de kesin konaktır.
İnce barsakta açığa çıkan larvalar iki gün içinde eriş-
Trypanosoma cruzi Chagas hastalığı etkenidir. Tripomasti- kin şekle olgunlaşırlar. Erişkin parazit vivipar olup larva
got içeren redüvid böceklerin ısırması ile insana bula- doğurur. Bu parazitin yumurtası yoktur. İnce barsakta
şır. Tripomastigotlar kan dolaşımına karışır. Daha sonra doğan larvalar kan dolaşımı ile kaslara gidip kistleşirler.
dokularda amastigota dönüşür. Hastalığı oluşturan şekil En sık tutulan kaslar ekstra oküler kaslar, dil, deltoid,
amastigottur. Amastigotlar kana geçtiğinde tripomasti- pektoral ve diafragma kaslarıdır. Kist kaslarda birkaç ay
gota dönüşür. Bu tripomastigotlar böceklerin ısırmasıyla yaşar ve daha sonra ölüp kalsifiye olur. Hastaların çoğu
yeniden böceklere geçer. Çoğunlukla gözlerin ya da ağ- asemptomatiktir. Kas ağrıları ve endokarditte olduğu gibi
zın yakınında olan ısırık bölgesinde şişlik olur. Tek göz splinter hemorajiler görülebilir. Orbital ödem gelişebilir.
kapağında olan şişliğe Romana belirtisi denir. Myenterik
Direkt olarak larva doğurduğu için (vivipar) dışkıda yumurta
Auerbach pleksusunun tutulması sonucu megaözofa-
görülmez. Tanı kas biyopsisi ile konulur. Tedavide septo-
gus ve megakolon gelişebilir.
matik ilaçlarla birlikte mebendazol denenebilir.

61. Myokard enfarktüsünde görülen nekroz tipi aşağıdaki-


59. Leishmanialar için aşağıda verilen ifadelerden hangisi
lerden hangisidir?
yanlıştır?
A) Likefaktif
A) L. Donovani viseral, L. Tropica ise kütanöz leşmanyaz
B) Koagülatif
yapar
C) Fibrinoid
B) Tatarcıktan promastigot şekliyle bulaşır
D) Yağ nekrozu
C) Hastalık yapan şekli promastigottur
E) Kazeifikasyon
D) Günde iki kez ateş yükselir
E) Allopurinol tedavide kullanılabilir Cevap B

Cevap C

18 DENEME SINAVI - 10
Beyin hariç tüm dokularda hipoksiye bağlı oluşan nekroz- 64. Arteriollerde lümende daralma, konsantrik duvar kalın-
dur. Myokard enfarktüsü en iyi örnektir. Hızla büyüyen laşması ve duvarda fibrinoid nekroz aşağıdaki patolojik
malign tümörlerde de beslenme bozukluğuna bağlı ola- durumların hangisi için karakteristiktir?
rak oluşabilir.
A) Septik şok
B) Malign hipertansiyon
62. Aşağıdakilerden hangisi yara iyileşmesini etkileyen lo-
C) Mikroskopik polianjiit
kal faktörlerden biri değildir?
D) Ateroskleroz
A) Vasküler kompresyon E) Diabetes mellitus
B) Enfeksiyon
C) Yabancı cisim varlığı
Cevap B
D) Yaranın boyutu
E) Vitamin C eksikliği
Hiperplastik (nekrotizan) arterioloskleroz:
Cevap E
Malign hipertansiyonda oluşur. Hastalarda kardiak de-
kompansasyon ve santral sinir sistemi bozuklukları da
Yara iyileşmesini etkileyen faktörler
Lokal Faktorler gelişmiştir. Aynı zamanda oligürik akut renal yetmezlik
Kanlanma Mekanik stres de görülebilir.
Denervation Nekrotik doku Böbrek arteriollerinin duvarında “soğan–zarı” benzeri
Lokal infeksiyon Protection konsantrik laminer fibröz kalınlaşma ve arteriol lümenin-
Yabancı cisim Cerrahi teknik de daralma (tıkanma) görülür.
Hematom Doku tipi Damar düz kas hücrelerinde hipertrofi, hiperplazi; bazal
Sistemik Faktorler membranda kalınlaşma ve reduplikas–yon mevcuttur.
Yaş Malnutrition Sıklıkla bu konsantrik hiperplastik değişiklik ile birlikte
Anemia Obesite arter duvarında fibrinoid depozit ve nekroz görülür. Bu
İlaçlar (steroidler, sitotoksik Sistemik infeksiyon nedenle nekrotizan arteriolit ismi de verilir.
ilaçlar)
Böbrekte kortikal yüzeyde kanama odakları, geç dönemler-
ATEŞ
de fibrozis ve kontraktür daha belirgindir (malign nef-
Travma, hipovolemi, hipoksi
rosklerozis).
Genetik
hastalıklar(osteogenesis Bu değişiklikler böbrekler, beyin, periadrenal ve peripank-
imperfecta, Ehlers–Danlos reatik yağ dokusu, safra kesesi, barsak arteriolerini de
syndrom, Marfan syndrom)
tutabilir.
Uremi
Vitamin eksikliği (vitamin C)
Hormonlar Metal eksikliği (ÇİNKO, BAKIR)
Diabet

63. Aşağıdaki araşidonik asit metabolitlerinden hangisi va-


zokonstriksiyona neden olmaz?

A) Tromboksan A2 B) Lökotrien C4
C) Lökotrien D4 D) Lökotrien E4
E) Prostasiklin

Cevap E

Eikosanoidlerin İnflamatuar Etkileri


Action Metabolite
Vasokonstriksiyon Thromboksan A2, lökotrien
C4, D4, E4
Vasodilation PGI2, PGE1, PGE2, PGD2
Increased vasular Lökotrien C4, D4, E4
permeability
Chemotaxis, leukocyte Lökotrien B4, HETE, lipoksin
adhesion

DENEME SINAVI - 10 19
65. Ailesinde mide kanseri öyküsü olan 24 yaşında bir erkek Erkeklerde sık görülür. Her iki cinsi eşit tutar
hastada dispeptik yakınmalar nedeniyle yapılan mide bi-
yopsisinde taşlı yüzük hücreli karsinom saptanıyor. HP, Kronik atrofik gastrit HP, Kronik gastrit ve intestinal
Bu tümörün gelişiminde hangi moleküler mekanizmanın ve intestinal metaplazi ile metaplaziye ile bir­liktelik
sorumlu olma olasılığı en fazladır? birliktelik sıktır. yoktur.
A) Mikrosatellit instabilitesi Endemik bölgelerde diffuz Endemik bölge dağılımı
B) Germline APC mutasyonu tipten 3–4 kez daha sıktır yoktur
C) Apoptoz inhibisyonu Kalıtsal değildir. Kalıtsal olabilir, (E–cadherin
D) C–kit mutasyonu
kalıtsal mutasyonu)
E) Germline E–kaderin mutasyonu
66. Aşağıdaki human papilloma virusu tiplerinden hangisi
Cevap E kanser gelişiminde düşük riskli gruptadır?

Taşlı Yüzük Hücreli Kanser (Linitis Plastika) A) 16


Diffüz tipte karsinomların (taşlı yüzük hücreli)çoğunun nö- B) 18
roendokrin diferansiasyon geçirdikleri, müküs yapımı C) 31
dışında arginofil granüleri içerdikleri ve değişik polipeptit D) 33
hormonlar salgıladıkları gösterilmiştir. E) 42

Cevap E

HPV (human papilloma virüs):


İnsanda sadece skuamöz epitel bazal tabakasında yaşa-
yabilir. 10–20 yıl gibi uzun sürede malignitee dönüşüme
neden olabilir.
HPV E6 ve E7 gibi viral protein­Ier yapar. E7; Rb ve p53’ü
bloke ederken ve E6–p53’ü bloke ederek tümör süpre-
sör gen ürünlerinin fonksiyonlarını inhibe edeler.
Özellikle HPV 16, 18, 31, 33 ‘de üretilen E–6’ nın p53 ak-
tivitesinin çok yüksek iken; HPV 6 ve 11 ‘de ise üretilen
E6’ların p53 afinitesi düşük olduğu bilinmektedir. Benzer
ilişki E7 içinde gösteril­miştir.

Nöroendokrin diferansiasyonu gösteren bir diğer bulgu da 67. Lösemi kliniği olan bir hatada kemik iliği aspirasyon yay-
kromogranin A immünoaktivitesidir.Bu tip tümörler masında büyük çoğunluğu eksantrik yerleşimli çekirdeğe,
daha agresif gidişli olup, periton implantı yaparlar. geniş sitoplazmaya sahip ve sitoplazmasında çok sayıda
Diffüz tipte karsinomların (taşlı yüzük hücreli) kadınlarda granüller ve kırmızı renkli çubuklar şeklinde cisimler içeren
overe implantasyon sonucu Krukenberg tümörü, rek- blastik hücreler saptanıyor.
touterin fossaya implantasyon sonucu da Blummer Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
rafina yol açarlar.
A) Akut lenfoblastik lösemi
B) Akut promiyelositik lösemi
İntestinal Tıp ve Diffüz Tip Mide Kanseri C) Kronik miyeloid lösemi
Karşılaştırması D) Kronik lenfositik lösemi
İntestinal Tip Difüz Tip E) Akut monoblastik lösemi
Neoplastik gland (tubulus) Mukus içeren, gland
yapıları oluşturur. oluşturmayan, bazen taşlı Cevap B
yüzük görünümlü olan, M3 tip AML: (Akut promyelositik lösemi)
diferansiasyon yapıcı ilaçlarla tedavi söz konusudur, di-
infiltratif büyüme paterni
ğer tiplerden farklılık gösterir.
gösteren hücreler vardır.
PML/RARA (retinoik asit reseptör alfa) füzyon proteini
50 yaş sonrası sıktır Daha genç yaşlarda olur. oluşur.

20 DENEME SINAVI - 10
AML–M3 tedavisinde All trans retinoik asit (ATRA) kul- TİP 3
TİP 2 HİPERSENSİTİVİTE
lanılır. HİPERSENSİTİVİTE
ÖRNEKLERİ ÖRNEKLERİ
t (15;17) translokasyonu (füzyon protein oluşumu)
Otoimmün hemolitik anemi SLE
Fagot hücreler (bol Auer body içeren hücreler) tipik-
Otoimmün trombositopeni purpura PAN
tir. Penfigus vulgaris Poststreptokoksik GN
Organomegali görülmez. ANCA pozitif vaskülitler Akut GN
En sık SSS kanama AML–M3’de görülür. Goodpasture sendromu Reaktif artrit
Akut romatizmal ateş Arthus reaksiyonu
DIC sıktır (Kanserler içinde DIC’e en sık neden olan Myasthenia gravis Serum hastalığı
M3’dür) Graves hastalığı (hipertitoidizm)
İnsülin rezistan diabet
Pernisioz anemi

70. Nöroblastomun en sık görüldüğü yerleşim yeri aşağı-


dakilerden hangisidir?

A) Karın
B) Göğüs
C) Pelvis
D) Boyun
E) Kafa içi

Cevap A

71. Akciğerden biyopsi yapılan hastada, patoloji sonucu kronik


granülomatöz iltihap olarak rapor edilmiştir.
Bu hastada aşağıdakilerden hangisinin görülme olasılığı
en azdır?

A) Berilyozis
B) Cocsidiomikozis
C) Sarkoidozis
D) S. Aureus pnömonisi
E) M. Tüberkülozis

68. Human papilloma virusu için en spesifik hücre tipi aşa- Cevap D
ğıdakilerden hangisidir?

A) Parakeratotik hücre Akciğerin kronik granülomatöz hastalıkları en başta tuber-


B) Hiperkeratotik hücre külozis ve sarkidozistir. Diğer bu gruptaki hastalıklar
C) Koilositotik hücre solunum yolunu tutan Wegener granülomatozusu, Çiftçi
D) İmmatür metaplastik hücre akciğeri, mantar enfeksiyonları ile meslek hastalıkları
E) Matür metaplastik hücre Berilyozis ve bazen silikoziste de görülebilir.
Cevap C
72. Tip IV kollajenin α5 zincirindeki genetik mutasyon aşa-
69. Aşağıdakilerden hangisi antikor aracılı (tip 2) hipersen- ğıdaki hastalıklardan hangisine neden olur?
sitivite örneklerinden birisi değildir? A) Alport sendromu
A) Otoimmün hemolitik anemi B) Ig A nefropatisi
B) Otoimmün trombositopenik purpura C) Kronik piyelonefrit
C) Penfigus vulgaris D) Minimal change hastalığı
D) ANCA pozitif vaskülitler E) İnce membran hastalığı
E) Arthus reaksiyonu
Cevap E Cevap A

DENEME SINAVI - 10 21
Alport Sendromunda X’e bağlı dominant veya otozomal ratif (düzensiz) sınırlı olması ile fibroadenomdan ayrılır.
dominant geçiş gösteren; nöronal tipte sağırlık, lens Bu özelliklerine göre, benign, low grade ve hıgh grade-
dislokasyonu, posterior katarakt ve kornea distrofi- olmak üzere iki grade’e ayrılır. 10–15 cm çapında olursa
si vardır. Böbrekte GBM’da tip IV kollagende incelme, dev fibroadenom adı verilir. Uzak metastazı hematojen
fokal kalınlaşma, ayrışma şeklinde bozukluk vardır. Ge- yolla en sık akciğerlere yapar, lenfatik yayılım nadirdir
netik olarak tip 4 kollajenin a 5 zincirini kodlayan gende
mutasyon vardır (COL4A5). İmmünhistokimyasal ola- 75. Uzun zamandır ülseratif kolit tanısı almış bir hastada
rak bazal membranda a 3, a 4 ve a 5 kollajen boyan- safra stazı mevcuttur. Yapılan biyopsi sonucu safra
maz. İnce Membran Hastalığında ise glomerüler bazal yollarında aşağıdaki lezyonlardan hangisinin görülme
membran diffüz olarak incelmiştir. Tip 4 kollajenin a 3 olasılığı en fazladır?
ve a 4 zincirlerini kodlayan genlerde defekt vardır. Diğer
A) Safra yollarında granülom
hastalıklarda kollajende genetik patoloji yoktur.
B) Councilman body
C) “Onion ring” fibrozis
73. Hangisi MEN tip II A (Sipple sendromunda) görülen en-
D) Nötrofilik infiltrasyon
dokrin organ lezyonlarından değildir?
E) Steatozis
A) Paratiroid hiperplazisi
B) Bilateral feokromositoma Cevap C
C) Tiroid papiller karsinomu
D) RET onkogen mutasyonu Primer sklerozan kolanjit intrahepatik–ekstrahepatik safra
E) Parafolliküler C hücre hiperplazisi yollarının inflamasyon ve fibrozisi ile sağlam duktus-
ların dilatasyonuyla karakterizedir. Etkilenmiş safra
Cevap C yollarında striktürler ve dilatasyonlarla baryumlu grafi-
de boncuk dizisi görüntüsü vardır. Bu hastaların %
MEN–2A (Sipple Sendromu): MEN–2A’da 10q11.2 genin- 70’inde ülseratif kolit olmak üzere inflamatuvar barsak
de RET protoonkogen mutasyonu vardır. hastalığı vardır. Etkilenen duktusu çepeçevre saran
–Feokromositoma konsantrik fibrozis oluşur (onion–ring). Hastalığın
–Medüller tiroid karsinomu nedeni bilinmemektedir. Bazı hastalarda otoantikorlar
–Paratiroid hiperplazi ile karakterizedir. bulunmuştur (muhtemelen otoimmün). Hastalık erkek-
Olguların tamamında tiroidde medüller karsinomu bulunur. lerde 2 kat sıktır. Karaciğerde kolanjiosellüler kanser
Karsinom multifokaldir ve tüm olgularda tümöre eşlik riskinde artışa neden olur.
eden C hücre hiperplazisi bulunur. Feokromasitomalar
genellikle bilateral olup adrenal dışı lokalizasyonlarda 76. Erken mide kanseri tanısı için “erken” tanısı koyduran
da olabilir. patolojik kriter aşağıdakilerden hangisidir?

A) Tümörün tipi
74. Elli iki yaşında bir kadın hastada memede 15 cm lik dü-
B) Tümörün grade’i
zensiz sınırlı bir kitle tespit ediliyor. Memenin kendisine
C) Tümörün invazyon derinliği
ait stromasından kaynaklanan belirgin sellülarite, atipi
D) Lenf düğümü metastazı olup olmaması
ve mitoz içeren bu kitlenin en olası tanısı aşağıdakiler-
E) Tümörün polip zemininde gelişip gelişmediği
den hangisidir?

A) Fibroadenom Cevap C
B) Fibrosarkom
C) İntraduktal papillom Erken mide kanseri mukoza ve submukozaya kadar yayı-
D) Lenfanjiosarkom lan, kas tabakasına inmeyen, lenf nodu tutulumu olsun
E) Phyilloides tümörü, hıgh grade olamasın; iyi seyirli tümörlerdir. Bu tümör insitü ya da
invaziv bir kanserdir. Erken mide kanseri tanımı tümörün
Cevap E lokal yayılımı (derinliği ve prognozu) ile ilgili bilgi verir.
Tümör kas tabakası ve ilerisine ulaşmış ise buna ileri
Phylloides Tumor (Cystosarcoma Phyllodes): Periduktal ya da invaziv mide karsinomu denir.
stromadan gelişen, fibroadenoma benzer bir tümördür.
Sıklıkla altıncı dekatta görülür. Stromanın hücreden
zengin olması, mitoz göstermesi, pleomorfizmi ve infilt-

22 DENEME SINAVI - 10
77. Elli üç yaşında, 3 yıldır menopozda olan hastada endomet- 79. Dermiste yerleşmiş 2.5 cm çapta nodül eksize ediliyor. Ke-
rial kalınlık hafif artmıştr. Yapılan endometrial örneklemede, sitlerde dermoepidermal bölgede, yağlı dokuya infiltre olan
mitoz gösteren proliferatif kompleks tipte endometrial gland düzensiz proliferasyon izleniyor. Tümör fibroblast ve histi-
yapıları dikkati çekiyor. yosit içermekte olup, benign fibröz histiyositom ve malign
Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? fibröz histiyositom arasında borderline lezyon olarak tanım-
lanıyor.
A) Serviksin kuamöz hücreli karsinomu
Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
B) Endometrial hiperplazi
C) Servikal displazi A) Dermatfibrom
D) Endometrial polip B) Fibrosarkom
E) Endoservikal polip C) Anjiolipom
D) Dermatofibrosarkom protuberans
Cevap B E) Leiomiyom

Endoservikal polip, servikste en sık görülen ve iltihabi ne- Cevap D


denlerle gelişen benign lezyonlardır. Serviksin displazi-
si ve karsinomu skuamöz epitele ait değişiklikleri içerir. Benign fibröz histiyositom (dermatofibrom), en sık dermis ve
Endoservikal ve endometrial poliplerde epitel normal subkutan dokuda lokalize, iyi sınırlı, mobil, benign tümör-
yapının taklitidir. Eğer bu iki lezyonda da kompleks tipte lerdir. Fibroblastlar ve köpüksü sitoplazmalı histiyositle-
glandlar var ise bunun da adı endometrial hiperplazidir. rin karışımından oluşur. Eksizyon sonrası nüks oluşmaz.
Dermatofibrosarkoma frotüberans, benign fibrözhistiyosi-
78. Oral mukoza ve deride papül yapan 35 yaşındaki hastada, tom ile malign fibrözhistiyositom arasında sınır ‘border-
biyopside epidermisin bazal tabakasında apopitotik kerati- line’ bir lezyondur. Dermis ve deri altında yerleşmiş ka-
nositler (Cıvatte body) izleniyor. Dermoepidermal bileşkede barıklık oluşturarak yavaş büyüyen nodüler sert kıvamlı
yoğun lenfositik infiltrasyon izlenmektedir. kitledir. Hastaların çoğu erişkindir. Kapsülsüz olup sub-
Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? kutan yağlı dokuya infiltratif tarzda büyür. Lokal eksiz-
yon sonrası nüks sık görülür. Nadiren metastaz yapar.
A) Psöriyazis vulgaris Malign fibrözhistiyositom yetişkinlerde görülen en sık yu-
B) Seboreik keratoz muşak doku sarkomudur. Radyoterapiden sonra en sık
C) Bazal hücreli karsinom gelişen sarkomdur.
D) Diskoid lupus eritematosus
E) Liken planus 80. Hemisferde yer alan, bir süredir KİBAS bulguları veren
kitleden alınan biyopside rozet yapıları vardır. Hastada
Cevap E tümör tanısı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Medulloblastom
Licken Planus deri ve mukozaları tutan “pruritic, purple, poly-
B) Kraniyofaringioma
gonal papules” (kaşıntılı, menekşe renkli, papül) olarak
C) Ependimoma
tanımlanır. Ekstremitelerin fleksör yüzleri ve % 70 olgu-
D) Glioblastoma multiforme
da oral mukozayı tutan kronik bir dermatozdur. Papüller
E) Astrositoma
üzerinde beyaz noktalanmalar ve çizgiler şeklinde pullan-
malar içerir. Mikroskopide dermoepidermal bileşkede bant
Cevap C
tarzında lenfosit birikimi; bazal tabakada skuamizasyon ve
testere dişi görünümünde akantoz vardır. Nekrotik bazal
İlk 10 yaşta sık görülen, ependimal hücrelerden gelişen tü-
hücreler nükleuslarını kaybederek Colloid veya Civat-
mörlerdir. Ventrikülleri döşediğinden BOS akışını tıkaya-
te cisimcikleri denen apoptotik cisimcikleri oluştururlar.
rak KİBAS ve hidrosefaliye neden olur. Çocuklarda 4.
Bunlar eozinofilik PAS (+) hiyalin cisim şeklinde görülür.
ventrikül civarında (bulbus, pons, mezensefalon çevre-
sinde) yerleşir. Erişkinlerde daha çok medulla spinaliste
(intraspinal) yerleşir. Orta yaşlarda medulla spinaliste
en sık görülen tümör ependimomadır.
Yuvarlak veya oval çekirdekli, granüler kromatinli havuç
şeklinde sitoplazmik uzantıları olan tümör hücreleri bu-
lunur. Ependimal rozetler lumen içeren, çevresine epan-
dimal hücrelerin dizildiği yapılardır. Pseudorozetler ise

DENEME SINAVI - 10 23
hücrelerin damarlar çevresinde dizilmesidir. Ependimal sekan aort anevrizması ve ergot bileşikleriyle zehirlen-
rozetler tümör tanısı için en önemli bulgudur. menin tedavisinde kullanılır. İnfüzyon tamam­landıktan
sonra kan basıncı birkaç dakika içinde yükselir.
81. İlaç geliştirilirken yapılan aşağıdaki güvenirlik çalış-
malarından hangisi, faz 1 çalışmalarına geçilmeden ta- 83. İzoproterenol aşağıdaki antagonizma mekanizmaların-
mamlanmış olmalıdır? dan hangisi ile asetil kolinin oluşturduğu bronkospaz-
mı azaltır?
A) Seçilmiş hastalar üzerindeki toksisite deneyleri
B) Hayvanlarda yapılan kısa dönem toksisite çalışmaları A) Farmakolojik
C) Geniş hasta popülasyonlarında yapılan toksisite B) Kompetetif
çalışmaları C) Kimyasal
D) Seçilmiş hastalarda doz belirleme çalışmaları D) Non–kompetetif
E) Çok merkezli toksisite çalışmaları E) Fizyolojik

Cevap B Cevap E

İlaç geliştirirken önce preklinik testler yapılmakta­dır. İzoproterenol Beta 2 reseptörleri üzerinden bronkodilatas-
Hayvan çalışmaları da bu in–vitro çalışmalara örnek- yon yaparken, asetilkolin M3 (muskarinik 3) reseptörleri
tir. Preklinik test çalışmaları başarıyla ta­mamlanırsa üzerinden bronkokonstrüksiyona neden olur. Yani farklı
4 aşamadan oluşan klinik test fazla­rına geçilir. Faz–1 reseptörler üzerinden zıt etkiyi (antagonizma) ortaya çı-
klinik çalışmaların ilk basamağı olduğuna göre hay- karır. Bu durum fizyolojik bir antagonizmadır.
van çalışmaları bu fazdan önce tamamlanmalıdır.
84. İdrarın asitleştirilmesi ile aşağıdaki ilaçlardan hangisi-
82. Aşağıdakilerden hangisinin plazma yarı ömrü di­ nin böbreklerden atılımı artar?
ğerlerine göre en kısadır?
A) Salisilat
A) Amiadaron B) Sülfamerazin
B) Sodyum nitroprussid C) Fenobarbital
C) Guanetidin D) Sülfodiazin
D) Dijitoksin E) Kinin
E) Mepakin Cevap E
Cevap B
Ampisilin, aspirin, klorpropamid, levodopa, furosemid, feno-
Sodyum nitroprussiyad: barbital, varfarin ve sülfonamidler gibi asidik ilaç­ların
atılımı idrar asitleştirildiğinde azalır. Buna karşılık kinin
Etkisi saniyeler içinde başlar (En hızlı), ışığa duyarlıdır.
gibi bazik ilaçların atılımı idrar asitleştirilerek artırılır.
En kısa etkili antihipertansiftir.
1) Potasyum kanallarını açarak hiperpolarizasyona ne-
85. Aşağıdakierden hangisi kolinerjik iletiye örnek değil-
den olur.
dir?
2) Reseptör bağımlı kalsiyum kanallarından kalsiyum giri-
şini bloke eder A) Parasempatik postgangliyonik lifler
3) Damar düz kas hücrelerinde nitrik oksid (NO) salı­ B) Parasempatik pregangliyonik lifler
verilmesine neden olarak, arteriyol ve venüllerde ge- C) Sempatik pregangliyonik lifler
nişlemeye neden olur. NO Guanilat siklazı uyarır ve D) Kalbe giden sempatik postgangliyonik lifler
cGMP düzeyi artar. E) Ter bezlerine giden sempatik lifler

Sadece i.v. infüzyon şeklinde uygulanır. Uzun süren in-


• Sempatik ve parasempatik preganglionik liflerde kolinerjik
füzyonlarda veya infüzyon hızı artırıldığında, *siya­nür
ileti şöyledir:
zehirlenmesine (metabolik asidoz, hipotan­ siyon)
neden olur. Uzun süre Na nitroprussiyad uygu­lanması
Cevap D
olursa oluşan tiyosienad tiroide iyod uptake’ini azaltır,
hipotiroidi oluşur.
Hipertansif krizlerde, akut konjestif kalp yetmezliği, cerrahi
girişimlerde kontrollü hipotansiyon oluşturmak için, dis-

24 DENEME SINAVI - 10
– Parasempatik postsinaptik ileti: Kolinerjik 88. Aşağıdaki antiaritmik ilaçlardan hangisi A–V düğümü-
nü etkileyerek refrakter periyodun uzamasına neden
– Sempatik postsinaptik ileti: Adrenerjik olmaz?
(Nor–adrenalin)
A) Adenozin
– Somatik sistem nöromusküler ileti: Kolinerjik B) Meksiletin
C) Sotalol
– Adrenal medullada preganglionik ileti kolinerjiktir. D) Verapamil
E) Propranolol
– Ekrin ter bezlerinde kolinerjik ileti varken, apokrin
ter bezlerinde adrenerjik ileti vardır. Cevap B

– Kalbe giden sempatik postgangliyonik lifler de sem- Soru antiaritmik ilaçların etki mekanizmlarını ve kullanılma
patik postsinaptik ileti olduğu için adrenerjik bir yerlerini sorgulamaktadır.
iletidir.
Gurup IB antiaritmikler sadece sodyum kanalına etki ettik-
leri için sadece ventrikül kaynaklı aritmilerin tedavisinde
86. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi glokom tedavisinde kulla-
kullanılırlar, atrial bölgeye etkisizdirler.
nılmaz?

A) Pilokarpin 89. Aşağıdakilerden hangisi karaciğer sitokrom enzim sis-


B) Apraklonidin temleri ile metabolize edilen ilaçlardan biri değildir?
C) Demekaryum
A) Serivastatin
D) Metazolamid
B) Atorvastatin
E) İndoramin
C) Simvastatin
Cevap E
D) Fluvastatin
E) Provastatin
Pilokarpin; Alkaloid grubu parasempatomimetik ilaçlardan-
dır. Ter bezleri üzerine etkisi en belirgindir. Glokomda
Cevap E
kullanılır.
Apraklonidin; α2 selektif agonistidir. Glokomda kullanılır. HMG–CoA redüktaz inhibitörleri (atorvastatin, fluvastatin,
Demekaryum; Reversibl antikolinesteraz inhibitörüdür. provastatin, rosuvastatin, serivastatin, simvastatin)
Glokomda kullanılır.
HMG–CoA redüktaz inhibitörleri (statinler) kolesterol
Metazolamid; Glokomda kullanılan karbonik anhidraz gru- sentezinde hız belirleyici aşamayı (asetilCoA’nın
bu diüretiktir. mevalonata dönüşümünde ara basamak olan HMG–
İndoramin; Hipertansiyon tedavisinde kullanılan selektif α1 CoA–mevalonat dönüşümünü) inhibe ederler. LDL
reseptör blokörüdür. reseptörlerini arttırırlar. Karaciğerin LDL alımı artar.
Plazmada LDL ve LDL prekürsörleri azalır. Ayrıca plaz-
87. Aşağıdaki antihipertansif ilaç gruplarından hangisi ma trigliseritleri hafif azalır ve HDL artar. Statinler yüksek
erektil disfonksiyona diğerlerinden daha sık yol açar? dozlarda karaciğerden VLDL salınmasını azaltırlar. Bu
ilaçların kolesterolü yüksek olmayanlarda bile kardiyo-
A) Alfa 1 adrenoseptör blokörleri
vasküler mortalite ve morbidite açısından yarar sağlaya-
B) Beta adrenoseptör blokörleri
bileceğine dair ön kanıtlar vardır. Provastatin dışında-
C) Tiazid grubu diüretikler
kiler metabolize olurlarken sitokrom P450 sistemini
D) Kalsiyum kanal blokörleri
kullanılırlar (lovastatin, simvastatin, atorvastatin ve
E) Anjiotensin dönüştürücü enzim inhibitörleri
serivastatin CYP3a4; serivastatin CYP2c8; fluvas-
tatin CYP2C9) ve aynı izoenzimleri kullanan ilaçlarla
Cevap C
etkileşebilirler. Lovastatin ve simvastatin ön ilaçtır.
Kullanımdaki statinlerden rosuvastatin potenttir;
Erektil disfonksiyon insidansı tiazid grubu diüretiklerde
ikinci sırada atorvastatin gelir.
Beta adrenerjik reseptör antagonistleri, Ca kanal
blokörleri ACE inhibitörleri ve Alfa 1 reseptör anta-
gonistleri gibi diğer antihipertansif ajanlardan daha sık
görülmektedir. Fakat genelde iyi tolere edilir.

DENEME SINAVI - 10 25
90. Parenteral K vitamini hangisinin tedavisinde etkili değildir? Morfinin Etkileri:
• Spinal ve supraspinal analjezi
A) Oral anti koagülan aşırı dozuna bağlı gelişen kanamalar
Keskin–akut ağrılardan çok kronik–künt ağrılara karşı
B) Yenidoğan bebeklerin hemorajik hastalığı
etkilidir. Ayrıca ağrıya karşı mental yanıtları da baskılar.
C) Obstrüktif sarılıkta gelişen hipoprotrombinemi
Morfin alan kişilerde; ağrının hastayı rahatsız edici özel-
D) Malabsorbsiyon sendromuna bağlı olarak gelişen
liği ortadan kalkmasına rağmen ağrı duyusu tamamen
hipoprotrombinemi
ortadan kalkmış değildir. Hasta sorulduğunda ağrının
E) Karaciğer hücre zedelenmesine bağlı olarak gelişen
yerini gösterebilir. NSAİİ’lar ile birlikte kullanılırlarsa;
hipoprotrombinemi
analjezik etkileri potansiyalize olur.
• Respiratuvar depresyon (respirasyonun tüm fazları) İle
Cevap E
CO2 birikimi oluşturur. CO2 birikimi sonucunda serebral
vazodilatasyon ve BOS basıncında artış gelişebilir.
K vitamini
• Antitussif etki
Karaciğerde protrombin faktör VII, IX ve X’un karboksillene-
• CTZ’u stimüle ederek bulantı–kusma
rek aktif duruma geçmelerinde kofaktör olarak rol alır.
• Santral etki ile myozis (µ ve K reseptörleri ile Edinger–
Westphal çekirdeği üzerindeki supranükleer inhibisyonu
91. Santral sinir sisteminde eksitatör etki yapmayan bileşik
ortadan kaldırarak)
aşağıdakilerden hangisidir?
• Bu bulgu, morfin intoksikasyonunun ve pons kanama-
A) Aspartat sının en önemli ayırt edici özelliğidir. Çünkü tüm diğer
B) Striknin koma ve solunum depresyonu durumlarında, karakteris-
C) Glutamik asit tik olarak midriyazis bulunmaktadır.
D) Glisin – Hipotermi
E) Adrenalin – Yüksek dozlarda vazomotor merkezi inhibe ederek
Cevap D (ve histamin salınımı ile) periferde vazodilatasyon
(hipotansiyon) ve bradikardi.
Glisin, omurilik ve beyin sapının önemli bir inhibitör nö- • Histamin salınımına yol açtığından bronkokonstriksi-
romediyatörüdür. GABA gibi inhibitör etkinlik gösterir. yon
GABA’dan farkı yaptığı inhibisyonun konvülzan madde • Konstipasyon (anal kanal, oddi sfinkteri ve safra yolla-
olan striknin tarafından inhibe edilmesidir. Glisin resep- rında spazm ve miksiyon güçlüğü)
törü GABA reseptörü gibi membranda klorür kanalları ile • Kas rijiditesi
kenetlenmiş durumdadır. • Katekolamin salınımına yol açarak; hiperglisemi
Glutamik asid ise beyin ve omuriliğin eksitatör nöromedi- • Hormonal etkileri
yatörüdür. • İmmünsupresyon
GABA; gulatamik asidin dekarboksilasyonu ile oluşur. Be- • Renal fonksiyonlarda azalma oluşturlar. İşeme refleksini
yinin ana inhibitör nöromediatörüdür. GABA reseptörleri inhibe eder ve mesane volümünü artırır. Terapötik doz-
postsinaptik membranda klorür kanalları ile kenetlenmiş larda, üreter kontraksiyonunu artırır.
durumdadır. • GIS dış salgılarda azalma ve mide boşalmasında ya-
Striknin alkaloid bir konvülzan ilaçtır. Köpek zehiri olarak vaşlama
kullanılmaktadır. GABA ile etkileşmez Glisin ile etkileşir. • Kutanöz kan damarlarında genişleme, terleme ve kaşın-
Bu reseptörlerde klorür kanalların girişini bloke ederek tı–ürtiker (histamin salınımı ile)
glisin antagonizmasıyla etkisini gösterir.
93. Aşağıdakilerden hangisi sarkoplazmik retikulumda bu-
92. Aşağıdakilerden hangisi opioid kullanım endikasyonla- lunan Ca2+ kanallarını bloke eder?
rından biri değildir? A) Digoksin
A) Postoperatif ağrı B) Amilorid
B) Öksürük C) Propranolol
C) Akut sol ventrikül yetmezliğinde görülen dispne D) Verapamil
D) Rahatsız edici, non–spesifık diyare E) Ryanodin
E) Doğum eylemini geciktirme
Cevap E
Cevap E

26 DENEME SINAVI - 10
Sarkoplazmik retikulumda bulunan kalsiyum (ryanodin) ka- Fenitoin (Difenilhidantoin)
nalları hücre içine kalsiyum salınımı ile ilişkilidir. Sedasyon meydana getirmeden antiepileptik etki oluş-
Bu kanalları inhibe eden ajanlar: turması nedeniyle oldukça selektif etkili bir ilaçtır.
• Ryanodin Çoğu epilepsi tiplerinde tercih edilir, ***ancak absenste
• Dantrolen etkisizdir, hatta nöbetleri şiddetlendirebilir.
• Ruthenium kırmızısı Etki mekanizması
• Prokain ve tetrakain gibi lokal anestezikler
Voltaj bağımlı Na+ kanal blokajına neden olur. Ayrıca pre–
Verapamil, hücre membranında bulunan kalsiyum kanal-
sinaptik olarak nörona Ca++ girişini azaltır.
larının blokörüdür
Endikasyonları
Digoksin, Na/K ATPaz inhibitörüdür.
Amilorid, toplayıcı tübülde etkili potasyum tutucu diüretiktir. –Absans dışında tüm epilepsi tipleri
Propranolol, beta adrenerjik reseptör blokörüdür. –Status epileptikus
–Trigeminal nevralji
94. Aşağıdakilerden hangisi benzodiazepin toksisitesinde
–Aritmi
antagonist olarak kullanılır?
Yan etkileri
A) Midozolam
–En sık görülenler nörolojik belirtilerdir. En erken dö-
B) Flumazenil
nemde ortaya çıkan nörolojik belirti nistagmustur.
C) Nalokson
Ataksi ve disartri görülebilir.
D) Niketamit
–Diş eti hiperplazisi: Irreversibldır.
E) Dantrolen
–Akciğer fibrozisi.
Cevap B –Allerjiye bağlı ciltte morbiliform döküntü: İlacın dökün-
tü ortaya çıktığında kesilmesi gerekir.
Benzodiazepin reseptör antagonisti: Flumazenil. –Folik asit eksikliğine bağlı megaloblastik anemi: Fo-
• Kısa süreli cerrahi girişimlerde veya endoskopide gi- lik asit fenitoini karaciğerde metabolize eden enzimlerin
rişimin sonlanmasından hemen sonra hastayı ben- kofaktörüdür (Folik asit eksikliğine neden olan diğer an-
zodiazepinin etkisinden kurtarmak tiepileptikler: Fenobarbital, primidon).
• Benzodiazepin zehirlenmesinin tanı ve tedavisi için –D vitamini eksikliğine bağlı osteomalazi veya raşitizm.
kullanılır. –Hirsutizm
• Bağımlılarda yoksunluk belirtilerini ortaya çıkarır. –Mide irritasyonu
Benzodiazepinler zolpidem, alpidem, zaleplon ve –Teratojenik etki: Yarık damak, yarık dudak (Fötal hidan-
zopiklonun etkilerini antagonize eder. toin sendromu)
Midozolam: En kısa etkili benzodiazepin türevidir. –SLE ve Steven–Johnson sendromu.
Nalokson: Morfinin intoksikasyonunda kullanılan opi­yat an-
tagonistidir. 96. Gastrointestinal sistem, pankreas ve hipotalamusta bu-
Niketamit: Doksapram, kafein gibi konvülsiyon oluştu­ran lunan reseptörlerine bağlanarak bu dokulardan hormon
ilaçlar (analeptikler)’dan biridir. sekresyonunun azalmasına neden olan endojen aktif
Dantrolen: Nöroleptik malign sendrom ve malign hiper­ madde aşağıdakilerden hangisidir?
termi tedavisinde kullanılan kalsiyumun sarkoplazmik A) Oktreotid
retikulumdan sitozole salınmasını inhibe eden ilaçtır. B) Somatostatin
C) Somatropin
95. Fenitoin (difenilhidantoin) aşağıdakilerden hangisinin D) Somatrem
varlığında tercih edilmez? E) Dopamin
A) Trigeminus nevraljisi
B) Migren Cevap B
C) Petit–mal epilepsi
D) Grand–mal epilepsi Somatostatin: Büyüme hormonu, glukagon, insülin ve
E) Status epileptikus gastrinin salıverilmesini inhibe eder. Vazokonstriksiyon
Cevap C oluşturur, antitümöral ve anti–proliferatif etkinliği vardır.
Barsaktan yağların emilimini geciktirir.

DENEME SINAVI - 10 27
GH, TSH, PRL, Kalsitoin, ACTH salınımını azaltır. Glu­ Metisilin dışında nefrotoksisite penisilinlerle mutad de­ğildir
kagon, insülin, gastrin salınımını azaltır. Mide, barsak ve ve aminoglikozitlerle bu açıdan etkileşimi yoktur.
safra kesesi motilitesini inhibe eder. GİS’te submu­kozal
damarlarda vazokonstriksiyon yapar. 99. Spesifik tedavilere cevap alınamayan Behçet üveiti,
psöriyazis, atopik dermatit ve romatoid artrit tedavisin-
97. Aşağıdaki antidiyabetik ilaçlardan hangisi intestinal α– de kullanılan ve nefrotoksik etkisi olan ilaç aşağıdaki-
glukozidazın kompetitif inhibitörlerinden biridir? lerden hangisidir?
A) Troglitazon A) Paromomisin
B) Miglitol B) Metotreksat
C) Rosiglitazon C) Siklofosfamid
D) Tolazamid D) Siklosporin
E) Gliburid E) Klorambusil
Cevap B Cevap D

Troglitazon,Rosiglitazon: PPAR–γ agonisti oral antidiya- Siklosporin


betik ilaçlardır. Troglitazon hepatotoksisitesi nedeniyle Otoimmun hastalıkların tedavisi: Ağır aktif romatoid artrit,
artık kullanılmamaktır. diffüz toksik guvatr (Graves hastalığı), buna bağlı oftal-
PPAR–γ nükleer reseptör ailesinin bir üyesidir bu reseptö- mopati, uveit, bilyer siroz, ağır psöriazis, sistemik lupus
rün aktivasyonu ile hedef hücrelerde insülin direnci azal- eritematozus, Behçet hastalığı, tip I diyabet, myastenia
tılır. Ödem önemli bir yan etkisidir. Kalp yetmezliğinde gravis, multipI skleroz, otoimmün tipteki aplastik anemi,
kullanılmamalıdır. dermatomyozit, polimyozit, crohn hastalığı, ülseratif ko-
lit ve pemfigus’un tedavisinde kullanılabilir. Otoimmün
Tolazamid: Birinci kuşak sülfonilürelerden biridir
hastalıkların tedavisinde ön­ceki iki indikasyonda oldu-
Gliburid: İkinci kuşak sülfonilürelerden gliburid en güçlü ğundan daha ufak normal dozda (günde ağızdan 2.5–
sülfonilüredir. 7.5 mg/kg gibi) verilir. En ciddi yan etkileri nefrotoksi-
Miglitol, Akarboz: İncebarsak fırçamsı kenar epitel hücre- site, nörotoksisite, trombo­embolizm, hepatotoksisite ve
lerinde bulunan ve disakkaritleri parçalayan alfa–gluko- hipertansiyondur. Daha az ciddi olanlar gingiva hiperp-
sidaz enzimini inhibe ederler ve karbohidratların absorb- lazisi ve hipertrikozis (kıllanma)’dır. En sık görülen (%
siyonunu yavaşlatırlar. Hipoglisemiye neden olmazlar. 25–75) ciddi yan etkisi böbrek bozukluğudur.
Malabsorbsiyon, diyare abdominal şişkinlik ve flatulans
önemli yan etkileridir 100. Aşağıdaki vitaminlerden hangisi, epitel hücre diferan-
siyasyonunu ve proliferasyonunu düzenle­yerek bu
98. Aşağıdakilerden hangisinin, aminoglikozidlerin nefro- hücrelerde kanser gelişme riskini azaltır?
toksik etkisini artırma özelliği en azdır?
A) Retinoik asit
A) Furosemid B) Vitamin K
B) Polimiksin B C) Biotin
C) Vankomisin D) Kolin
D) Amfoterisin B E) İnozitol
E) Penisilin Cevap A
Cevap E
A vitamini vitamerlerinin insanda antineoplastik terapö­tik et-
Aminoglikozitlerin en önemli yan etkileri nefrotoksisi­teleridir kinlik gösterdiği ileri sürülmüşse de bunu inandırı­cı bir
Genelde reversible seyreder.Aynı zamanda ototoksik özel- şekilde ispatlamak (tretinoin’in akut myeloid löse­minin
likleri vardır. promyelositik tipinde kullanılması hariç) şimdiye kadar
Farmakolojide önemli ototoksik ve nefrotoksik ilaçlar: mümkün olmamıştır. Ancak deney hayvanların­da bu vi-
tamerlerin, epitel hücreleri yanında diğer hüc­relerin de
Loop diüretikler, vankomisin, sisplatin ve aminogliko­zitlerdir.
normal büyemesinde ve farklılaşmasında rol oynadıkları
Aminoglikozitlerin nefrotoksisitesi amfoterisin–B, vanko-
ve kimyasal etkenlere, radyasyona veya viruslara bağlı
misin, ACE inhibitörleri, loop diüretikler, sisplatin,
olarak deneysel kanser oluşmasını ön­ledikleri (profilak-
siklosporin ve polimiksin B ile potansiyalize olmak-
tik etkinlik) gösterilmiştir.
tadır.

28 DENEME SINAVI - 10
MAYIS 2011 DÖNEMİ 10. DENEME SINAVI
KLİNİK BİLİMLER TESTİ SORU VE CEVAPLARI
Bu testte sırasıyla Pediatri, Dahili Bilimler, Cerrahi Bilimler, Kadın Doğum soruları ve açıklamaları bulunmaktadır.

101. Down sendromunda aşağıdaki hastalıklardan hangisi- Lizensefali migrasyon kusurlarından biridir. Beyin sekiz
nin riski artmamıştır? şeklinde görülür.

A) Çölyak hastalığı
103. Aşağıdakilerden hangisi yeni doğanda ilk dört günde
B) Hipotroidi
görülen konvülziyon nedenlerinden değildir?
C) Lösemi
D) Alzehimer hastalığı A) Hipoksi–iskemi
E) Gonodoblastom B) Nörokutan sendromlar
C) Nonketotik hiperglisinemi
Cevap E D) Hipokalsemi
E) Piridoksin bağımlılığı
Down sendromunda gelişme ihtimali artan durumlar:
• Lösemi (AML M7 tipik)
• Myelodisplazi
• Geçici lenfoproliferatif hastalık Cevap B
• İmmun yetersizlik
• Diyabetes mellitus, hipotroidi gibi endokrin bozukluklar Hipoksi–iskemi ilk dört günde görülen nöbetlerin en sık
• Çölyak hastalığı sebebidir. Nonketotik hiperglisinemi hıçkırık şeklinde
• Alzehimer, epilepsi nöbetlerle gider ve erken dönemde nöbete neden olur.
• Obezite Üre sikus defektleri düşük BUN/üre, yüksek amonyak,
• Obstriktif uyku apne sendromu kan gazında asidoz olmaması ile karakterizedir ve nö-
• Lenste kırma kusurları ve şaşılık bete neden olabilir. Piridoksin bağımlılığında anti kon-
• Mitral valv prolapsusu
vülzan tedaviye dirençli nöbetler olur. Süt çocukları ve
• Dikkat eksikliği–hiperaktivite 
yenidoğanlarda dirençli nöbette hesaba katılmalıdır.
Meme kanseri riskinin arttığı hastalık Klinefelter sendro-
Yüksek doz B6 ile nöbet ve EEG düzelir.
mudur. Hipokalsemi: SGA, asfiksi, maternal diyabet, hipertroidi,
hipoparatiroidi nedeni ile 1–4 günde nöbet olur. Nöro-
102. Aşağıdakilerden hangisi nöral tüp defekti değildir? kutan sendromlarda nöbetler 2–8 haftada çıkar.

A) Lizensefali B) Myelomeningosel
C) Spinal bifida occulta D) Ensefalosel 1. 4 gün 4–14 gün 2–8 hafta
E) Anensefali Infeksiyon
Hipoksikiskemik İnfeksiyon
Kafa travması;
ensefalopati (menenjit, ensefalit)
subdural hematom,
İlaç yoksunluk Metabolik
çocuk istismarı
sendromu bozukluklar–
Cevap A (barbitürat–narkotik Hipoglisemi:
Metabolik
hastalıklar:
çekilmesi) Galaktozemi,
Aminoasidüri,
Nöral tüp defektleri merkezi sinir sisteminin en sık görünen İlaç toksisitesi; fruktozemi, lösin
ure siklus
Lidokain, penisilin sensitivitesi,
anomalileridir. Metabolik hiperinsülinemik
defektleri, organik
Meningomeyeloselde ise kese ininde zarlar ve nöral doku vardır. asidüri, neonatal
bozukluklar hipoglisemi
adrenolökodistrofi
Spina bifida okultada deride eşlik eden, lipom kıllanma, kuy- Metabolik İlaç çekilmesi
Malformasyon;
hastalıklar; Benign neonatal
ruk hemanjiom gibi bir patoloji saptanabilir. galaktozemi, konvulzyonlar
Lisencefali, kortikal
displazi
Meningosel Arnold Chiari tip 2 malformasyonuna eşlik eder. hiperglisinemi– (ailevi ve ailevi
Nörokutan
hıçkırık tarzı olmayanlar)
sendromlar:
Nöral Tüp Defektleri Migrasyon kusurları nöbet, üre siklus Kern ikterus–
Tuberoz sklerosis,
Spina bifida okülta İzole nöronal heterotopi bozuklukları. hiperbilirubinemi
Sturge–Weber
Meningosel Lizensefali
Miyelomeningosel Şizensefali
Ensefalosel Porensefali 104. Aşağıdaki vitaminlerden hangisinin eksikliğinde Yeni-
Anensefali Holoprozonsefali
Dermal sinüs
doğan Hemorajik Hastalığı gelişir?
Tethered (Gerili) kord
Siringomiyeli A) Vitamin C B) Vitamin E
Diastometamiyeli C) Vitamin K D) Folik asit
Lipoma (Konus medullaris ve/
E) Vitamin B1
veya film terminale)

Cevap C

DENEME SINAVI - 10 29
Daha önce defalarca sorulmuş, klasik bir soru. Makrosefali nedeni olan iki esas aminosiasit metabolizma
Hemorajik hastalık K vitamini eksikliğine bağlı gelişir. kusuru vardır. GA tip ve Canavan hastalığı. Birbirin-
E vitamin eksikliği prematürelerde hemolitik anemiye den ayrımda önemli olan noktalar GA tip 1’de koreate-
neden olur. C vitamin eksikliğinde skorbüt, Tiamin (vi- toz, distoni, motor fonksiyonlarda bozulmaya rağmen
tamin B1) eksikliğinde beri beri gelişir. nispeten korunan zeka, bazal ganglionlarda tutulum
Folik asit nöral tüp defektlerinin önlenmesi için verilir. Kro- ve fronto temporal atrofi görülmesi anlamlıdır. Hare-
nik hemolitik anemilerde desteklenir. ket bozukluğunun olması da bazal ganglion tutulumu
açısından anlamlıdır. Canavan hastalığında ise bir
105. Fenilalaninden kısıtlı diyet uygulamayan fenilketonü- tedavisi olmayan ilerleyici bozulma ile karakterize bir
rili anne çocuğunda aşağıdakilerden hangisinin görül- hastalıktır. Beyaz cevherde tutulum yapma eğilimin-
mesi en olasıdır? dedir. Motor ve mental fonksiyonlarda bozulma olur.
Tanısında N–asetil aspartik asit artışı önemlidir.  
A) Fokomeli B) Mikrosefali
Tip 2 tirozinemi (okulokutanöz tirozinemi) gözde herpetik
C) Fetal hareketlerde azlık D) Kutis laksa
ülserler ve palmoplantar hiperkeratoz tipiktir. Glisin
E) LGA bebek
ensefalopatisi:Nonketotik hiperglisienemi
Fenilketonüride zaten tedavisiz ise mikrosefali görülür.

Cevap B 107. Aşağıdakilerden hangisi sekonder mikrosefali nedeni


değildir?
Maternal hiperfenilalaninemide anne diyet yapmaz ise
bebek taşıyıcı olduğu halde bazı bulgular çıkar. A) Hipoksi–iskemi
Maternal PKU bulgular: B) Menejit
• Düşük doğum tartısı C) Fetal alkol sendromu
• Mikrosefali D) Konjenital rubella
• Mental Retardasyon E) Koroid pleksus papillomu
• Kalp anomalisi
• Korpus kallosum agenezesi, özofagus atrezisi Cevap E
• Fetal alkol sendromuna benzer dismorfiler görülür
Gebelik boyunca plazma phe düzeyi <6 mg/dl tutulmalıdır Mikrosefaliler 2 ye ayrılır.
Talidomid maruziyeti fokomeli ile ilgilidir. Penisilamin kutis Pirmer (genetik): Doğumda vardır. Ailevi olanlar ve bazı
laksaya neden olur. fetal hareketlerde azlık ise SMA da spesifik sendromlara eşlik ederleri içerir. Ailevi otozo-
görülen bir bulgudur. mal dominat olan daha sıktır.
Sekonder (nongenetik): Bazı zararlı etkilere intaruterin dö-
nemde veya ilk 1–2 yılda maruz kalma sonucu olurlar.
106. Doğduğundan itibaren rutin kontrolleri sırasında yalnızca
SEKONDER (NONGENETİK) NEDENLER:
baş çevresinin diğer vücut ölçülerine göre ileride olduğu Radyasyon: Mikrosefali ve mental retardasyon. En ağır <
saptanan 2 yaşındaki çocuğun öyküsünden 11 aylıkken 15 GH önceki etkilenmede olur.
geçirdiği ateşli bir hastalıktan sonra ağır koreoatetoz, dis- Konjenital enfeksiyonlar:
toni ve motor gerilik başladığı öğreniliyor. Kazandığı motor CMV: En sık konjenital enfeksiyondur. Peteşiler, kor-
gelişim basamaklarını kaybeden bu çocukta bilişsel fonk- yoretinit, sağırlık, hepatosplenomegali periventriküler
siyonların korunmuş olduğu gözleniyor. Beynin magnetik kalsifikasyon (toksodan ayrımda önemli) ve mikrogri
rezonans görüntülemelerinde frontotemporal atrofi ve sub- görülür.
dural efüzyon belirleniyor. Rubella: Büyme geriliği, hemen hemen tüm sistemlerde
Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? tutulma olur. Konjenital kalp hastalığı (en sık PDA)
koryoretinit ve katarakt sağırlık görülür. Perivasküler
A) Glutarik asidüri tip I nekrotik alanlar görülür.
B) Tip 2 tirozinemi Toksoplazmoz: Bebeği enfekte eden taşiozidlerdir.
C) Glisin ensefalopatisi CMV’den dağanık kalsifikasyon olması ile ayrılır. Hid-
D) Fenilketonüri rosefali gelişebilir. Bu durumda baş çevresi büyük ola-
E) Canavan hastalığı bilir.
Menejit / ensefalit: Serebral infark, kistik kavitasyon, nöron
kaybı ile neden olur. Özellikle menejit hidrosefali se-
bebi de olabilir.
Cevap A Hipoksik iskemik ensefalopati: Serebral atrofiye neden
olarak

30 DENEME SINAVI - 10
İlaçlar: Annedeki hipoparatiroid geç hipokalsemi yaparken
Fetal alkol sendromu: Büyüme geriliği, anormal yüz görü- annede hipotroidi hiperkalsemi yapar. Hiperpara-
nümü, nöronal heteretopi, disorganizasyon toridide anneden aktif transportla alınan kalsiyum
Fetal hidantoin sendromu: Büyüme geriliği, hipoplazik dis- bebeğin paratroid bezini baskılar ve uzamış hipo-
tal falankslar. kalsemiye sebep olur. Annede hipoparatiroidi var
Malnütrisyon (tartışmalı) ise fetusa geçen kalsiyum az olur ve paratiroid bezi
Metabolik nedenler (annede fenil ketonüri ve diyabet) uyarılarak hiperkalsemi görülür. Bebeğin kendinde
Hipertermi hipoparatiroidi var ise bu da hipokalsemi yapar. Hi-
Koroid pleksus papillmu 1 yaş altında en sık beyin tümörü- pomagnezemi hipoparatiroidi yaparak hipokalsemiye
dür, BOS aşırı üretimine neden olarak tıkayıcı olmayan neden olabilir. Özellikle diyabetik anne bebeklerinde ve
tipte hidrosefaliye neden olur. SGA bebeklerde hipokalsemi ile birlikteliği sıktır.
Metabolik nedenler annedeki metabolik nedenlerdir. Bebekte Hiperkalsemi: yenidoğanda en sık sebebi aşırı kalsiyum
fenil ketonüri yok, ancak heterozigot taşıyıcı olabilir. veya D vit verilmesidir. Serum düzeyinin > 11 mg/dl
Diyabette ise tipik olan bulgu LGA’dır. Vasküler kompli- olmasıdır. Hipotoni, letarji, emmede azalma, hipotoni,
kasyonlar gelişmeden SGA yapmaz. Nelson’da nöro- konstipasyon, poliüri (ADH’nın renal tubullerdeki etki-
loji bölümünde mikrosefali nedeni olarak belirtilmiş (s: sini bozar) ve dehidratasyon görülür.
2451). Bilinmesi gereken insülin beyin hariç tüm böl- Nedenleri
geleri büyüttüğü bu nedenle baş çevresinin göreceli
• İatrojenik aşırı Ca verilmesi
olarak daha küçük kaldığıdır.
• Aşırı D vit verilmesi
• Maternal hipoparatroidi
108. Patolojik sarılık için aşağıda verilen ifadelerden han- • Subkutan yağ nekrozu
gisi yanlıştır? • Williams sendromu
A) ilk günde olan sarılık • A vit intoksikasyonu
B) Term bebekte 23 günde olan sarılık
C) İdrar renginde koyulaşma ile sarılık
D) Term bebekte 7 gün süren sarılık 110. Sezaryen ile 3500 gr ağırlığında doğan term bir bebekte
E) Tiz sesle ağlama, emmede azalma ve sarılık olması solunum sayısı>70/dk olarak saptanıyor. Minimal oksijen
ihtiyacı olan, hipoksi, asidoz,hiperkarbisi olmayan hasta-
nın akciğer grafisinde fissürlerde sıvı ve pulmoner vasküler
Cevap D izler artmış olarak saptanıyor.
Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
Sarılık nörolojik etkilenmeyi gösteren semptom varlığında
A) Yenidoğanın geçici taşipnesi
(tiz sesle ağlama, emde azalma) patolojik kabul edil-
B) MAS
melidir. Uzamış sarılıklarda değerlendirilmesi gereken
C) RDS
sarılıklardır. Sınırlar tartışmalı olsa da (pretermde 3
D) Pnömoni
hafta, termde 2 hafta) sonuçta 3 haftanın üstü her-
E) Sepsis
keste patolojiktir. İdrar renginde koyulaşma ve akolik
dışkı artan bilirubinin direkt olduğunun göstergeleridir
ve patolojiktir. İlk gün sarılıklar ise en sık kan grubu
Cevap A
uyuşmazlıkları sonucudur ve patolojiktir. Term be-
bekte sarılığın 7 gün sürmesi normaldir.
Geçici taşipne için en öneli risk faktörü sezaryen ile doğ-
maktır. Hastalık ilerleyici değildir (adından belli) ve 3
109. Aşağıdakilerden hangisi yenidoğan döneminde hipo-
günde düzelir. Hipoksi, asidoz, hiperkarbi nadirdir. Si-
kalsemi nedeni değildir?
yanoz yoktur veya minimal oksijen ile düzelir. Önlen-
A) Digeorge sendromu mesi için sezaryenlerin önlenmesi önemlidir.(anneye
B) Annede hipomagnezemi steroid yapılması ile RDS önlenir). Tedavisi sıvı kısıtla-
C) Perinatal asfiksi ması ve oksijendir.
D) Yüksek fosfatlı inek sütü
E) Annede hipoparatiroidi

Cevap E

DENEME SINAVI - 10 31
111. Aşağıdaki hastalıklardan hangisinin dilate kardiyomi- P pulmonale veya sağ atrial genişleme
yopati ve sol ventrikül sistolik disfonksiyonuna yol • Dar, sivri P dalgası (amplütüdü > 2.5 mm)
açma olasılığı en düşüktür? • Sağ atrial dilatasyonu gösterir.
-- Triküspit atrezisi,
A) Duchenne müsküler distrofi
-- Ebstein anomalisi
B) Kronik konstriktif perikardit
-- Pulmoner stenoz
C) Koroner arter anomalileri
-- Kor pulmonale ve Primer pulmpner hipertansiyon
D)Yağ asidi oksidasyon defektleri
E) Doksorubisin kardiyotoksisitesi

Cevap B

DILATE KARDİYOMİYOPATİ (KMP) etyolojisi


• Nöromüsküler hastalıklar
-- Fredreich ataksisi; dilate veya restriktif KMP yapar. • En iyi D2, V3R ve V1‘de görülür
Egzersiz intolerensı, göğüs ağrısı ve KKY yapar. 113. Prostaglandin bağımlı doğumsal kalp hastalıklarının
-- Duchene müsküler distrofisià Kalp kası tutulur. EKG hangisinde Prostaglandin E1 sistemik veya pulmoner
bulguları; anormal QT dalgaları, kısa PR aralığı, P dolaşımın devamı için uygulanmaz?
dalga anormallikleri ve taşikardi yapar.
-- Becker müsküler distrofisi A) Büyük arterlerin d–transpozisyonu
• Kawasaki hastalığı B) Hipoplastik sol kalp sendromu
• Otoimmun hastalıklar: Romatizmal kardit, JRA, SLE, C) Kritik aort koarktasyonu
PAN, dermatomyozit, skleroderma D) Triküspit atrezisi
• Endokrin hastalıklar: Hipertroidi, hipotiroidi, diabet, E) İntakt septumlu pulmoner atrezi
feokromasitoma
• Metabolik ve nutrisyonel: Beriberi hastalığı, Kwas-
hiorkor, Selenyum eksiklği (Keshan hastalığı), taurin
Cevap A
eksikliği,
• Yağ asidi oksidasyon defektleri ve karnitin eksikliği
Açıklama: Prostaglandin bağımlı DKH:
• Hematolojik: Anemi; Ciddi anemide sistolik, diyastolik
DUKTUS ARTERİOZUSUN AÇIK KALMASI İSTENEN
üfürüm, galo ritmi, kalp yetersizliği görülür.
DURUMLAR “PGE1 verilmesi gereken durumlar”
• Koroner arter anomalileri: Sol koroner arterin pulmo-
ner arterden çıkması (ALCAPA), koroner arterlerden • Pulmoner atrezi (VSD var ya da yok)
birinin aortadan anormal çıkması, koroner kalsinoz, • Aort atrezisi
koroner stenoz, supravalvüler aort stenozu, familiyal • Kritik aort koarktasyonu veya interruption
hiperkolesterolemiye bağlı ateroskleroz • Triküspit atrezisi (özellikle VSD’siz ise)
• Doksorubisin (Adriamisin) toksitesi: Akut myokardit • Kritik aort veya pulmoner stenoz
yapabilecei gibi sıklıkla kronik dilate KMP yapar. En sık • D–Transpozisyon (iyi bir karışım yoksa)
şekli kronik doza bağımlı kardiyomyopatidir. • Hipoplastik sol kalp sendromu
• İpeka kardiyak toksitesi • Ağır Fallot tetralojisi
***Kronik konstriktif perikardit bozulmuş diyastolik Büyük arterlerin d–transpozisyonunda PG E1 verilmesi-
disfonksiyon ve restriktif patern ile karakaterizedir.
nin amacı sistemik veya pulmoner akımın sağlanması
değil de satüre–desatüre kan arasındaki karışımın sağ-
112. Aşağıdaki hastalıklardan hangisinin elektrokardiyog-
lanmasıdır.
rafide sağ atrial genişleme ve “p pulmonale” ye yol
açma olasılığı en düşüktür?
114. Aşağıdaki hastalıklardan hangisinde periferik yay-
A) Ebstein anomalisi mada sferosit görülmesi beklenmez?
B) Aort koarktasyonu
A) Glukoz 6 P Dehidrojenaz eksikliği
C) Primer pulmoner hipertansiyon
B) Pirüvat kinaz eksikliği
D) Pulmoner stenoz
C) ABO kan grubu uyuşmazlığı
E) Triküspit atrezisi
D) Yanıklar
E) Otoimmün hemolitik anemi

Cevap B
Cevap A

32 DENEME SINAVI - 10
Periferik yaymada sferosit görüldüğünde düşünülmesi ge- 116. Suçiceği enfeksiyonun immun sistemi sağlıklı bir ço-
reken hastalıklar; cukta en sık neden olduğu komplikasyon aşağıdakiler-
• Herediter sferositoz den hangisidir?
• ABO uyuşmazlığı
A) Ensefalit
• Otoimmün hemolitik anemi
B) Miyokardit
• Hipersplenizm
C) Derinin sekonder bakteriyel enfeksiyonu
• Posttransfüzyon
D) Post enfeksiyöz serebellit
• Pirüvat kinaz eksikliği
E) Guillain–Barre sendromu
• Yanıklar ve Wilson hastalığı

115. Aşağıdakilerden hangisi akut myeloid lösemiler (AML) Cevap C


için kötü prognoz göstergelerinden birisidir?
Suçiçeği enfesiyonu sonrasında daha önce sağlıklı olduğu
A) Myelodisplastik sendrom zemininden gelişen AML’lerde
bilinen immun sisteminde sorun olmayan çocuklarda
del (7) pozitifliği
görülen en sık komplikasyon derinin piyojenik sekonder
B) AML M3 hastalarında t (15;17) pozitifliği
enfeksiyonlarıdır. Bunun da en sık nedeni S pyogenes
C) AML M4 hastalarında inv (16) t (16;16) pozitifliği
(grup A beta hemolitik streptokolar) dır. Tedavilerinde
D) AML M3 hastalarında t (11;17) pozitifliği
penisilin veya klindamisin tercih edilmelidir. Eğer tok-
E) AML M2 hastalarında t (8;21) pozitifliği
sin üretirlerse kızıl veya toksik şok tablosuna da neden
olabilirler.

Cevap A 117. Aşağıdakilerden hangisi Geçirilmiş Hepatit B enfeksi-


yonunu gösterir?
Açıklama: Akut myeloid lösemiler (AML) çocukluk çağının A) HbsAg + B) HbeAg +
en kötü pronozlu maligniteleridir. Hastalığı subtiplemesi C) Anti–HBc IgE + D) Anti HBc IgM +
ve eşlik eden kromozomal anormallikler prognozda E) Anti–HBs +
büyük önem taşımaktadır.

AML FAB sınıflaması


M1: Matürasyonsuz myeloblastik lösemi Cevap E
M2: Matürasyonlu myloblastik lösemi
M3: Promyelostik lösemi Hepatit B enfeksiyonunun belirteçlerinden;
M4: Myelomonositik lösemi HbsAg: Kanda HBV bulunmakta veya yakın zamanda
M5: Monositik lösemi
(son 1 ay içinde) HB aşısı yapılmış;
M6: Eritrolösemi
M7: Megakoaryositik lösemi HbeAg: Virüsün replikasyonunu, bulaştırıcılık riskinin yük-
sek olduğunu gösterir.
İyi prognoz Kötü prognoz
Anti–HBc IgM: Akut viral hepatit B geçiriyor olduğunu
AML M2, t(8;21), yüksek doz 11 kr anomalileri (MLL gen
gösterir
sitarabin içeren KT reajmanı)
Anti–HBc IgG: Geçirilmiş hepatit B enfeksiyonunu gösterir;
AML M4, inv (16) t (16;16), AML M4–5 Anti–HBs: Geçirilmiş Hepatit B enfeksiyonunu veya aşı-
yüksek doz sitarabin lanmış olduğunu gösterir
MDS, AML; t(3;5)
içeren KT
MDS M0: del (7q) ve del (5q) 118. DiGeorge sendromunda görülmesi beklenmeyen
AML M3, t(15;17), t(11;17)
ATRA (alltransretinoik bulgu aşağıdakilerden hangisidir?
asit) ve antrasiklin içe- A)Hipoparatiroidi
ren KT B)Ağır virus ve mantar enfeksiyonları
C)Aortta trunkus tip I anomalisi
D)Yarık damak dudak
E)Cafe–au–lait , deride kahverengi ,kafeola lekeleri

Cevap E

DENEME SINAVI - 10 33
DiGeorge sendromu 22q11.2, “22mikrodelesyon send- tik fibrozis, hemokromatozis, biliyer atrezi vb.) ekstra
romu” 3 ve 4. brakiyal yarıkların gelişimsel bir defek- hepatik post sinuzoidal (Budd Chiari sendromu veya
tidir. Timus gelişemediği için ciddi düzeyde T hücresel konstriktifli perikarditten) kaynaklanabilir. Dubin–John-
bir immün yetersizlik eşlik etmektedir. Klinik bulguları son sendromu Kc hücresinde oluşturulan konjuge bi-
arasında; lurubinin safra kanalcıklarına transportunda sorunla
1. Timus aplazi veya ciddi hipoplazileri, tekrarlayan en- karakterize bir bilurubin metabolizma hastalığıdır.
feksiyonlar (viral veya mantar) Posrtal hipertansiyona neden olmaz.
2. Hipoparatiroidi, paratiroid bezlerinin gelişememesine
bağlıdır. Hipokalsemi görülür.
121. Kızamığın prodromal döneminde görülmeyen bulgu
3. Aort anomalileri, özellikle trunkus tip 1 anomalisi
aşağıdakilerden hangisidir?
4. KKH
5. Vertebra defektleri A) Ateş B) Konjunktivit
6. Anal anomaliler C) Öksürük D) Koplik lekeleri
7. Renal anomaliler E) Makülopapüler döküntü
8. Yarık damak dudak
9. Dismorfik yüz görünümü
10. Ekstremite anomalileri önde gelen bozukluklardır. Cevap E

Kızamığın prodromal bulguları arasında ateş, öksürük,


119. HIV pozitif olan çocuğa canlı olmasına karşın aşağı- “coryza” denilen nezle hali, Koplik lekeleri, miyaljiler,
daki aşılardan hangisi uygulanabilir? generalize lenfadenopatiler sayılabilir. Bu dönemde
döküntü bulunmaz ;döküntü prodromal dönemin so-
A) OPV, Sabin aşısı
nunda başlar.
B) BCG aşısı
C) Kızamık aşısı
122. On beş yaşındaki erkek çocuk trafik kazası nedeniyle geti-
D) Grip aşısı
riliyor. Yoğun bakımda izleminin 2. gününde ağız kuruluğu,
E) Hepatit B aşısı
susama ve idrar çıkışında artış saptanıyor. Serum BUN:
60 mg/dL, kreatinin: 0,9 mg/dL, sodyum: 154 mmol/L,
potasyum:4 mmol/L, idrar dansitesi: 1005, idrar Na: 30
Cevap C
mmol/L bulunuyor.
Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
HIV + vakalara canlı aşıların uygulanması riskli olabilir.
Bunlar içerisinde en yüksek risk OPV aşısı ve BCG A) Uygunsuz ADH sendromu
aşısındadır. Canlı olmasına karşın kızamık, MMR veya B) Yetersiz sıvı desteği
suçiçeği aşıları uygulanabilir. Grip aşısı ve hepatit B C) Diabetes insipidus
aşsısı zaten canlı aşılar değillerdir, bu nedenle risk D) Hİpernatremik sıvı verilmesi
oluşturmazlar. HIV+ vakalara OPV yerine IPV, Salk E) Böbrek yetmezliği
aşısı uygulanmalıdır.

120. Çocuklarda aşağıdakilerden hangisi portal hipertansi- Cevap C


yon nedeni değildir?

A) Wilson hastalığı Olguda verilen bulgular diyabetes insipidus ile uyumludur.


B) α1, antitripsin eksikliği Kafa travmalarına ADH yanıtı:
C) Dubin–Johnson sendromu • İlk 2 gün………..Geçici Dİ
D) Kronik Hepatit–C • 2–10 gün………..UADH sendromu
E) Bilier atrezi • >10 gün……….. Kalıcı Dİ

Cevap C Diabetes İnsipidus klinik bulgular:


Portal hipertansiyon genellikle kronik seyirli karaciğer • Poliüri (çok idrar yapma), polidipsi (çok su
hastalıklarında görülmektedir. Bazen akut vakalarda içme),dehidratasyon.
da örneğin vazooklüzif hastalık gibi görülebilir. Portal • Süt çocuklarında irritabilite, emme bozukluğu, görme
vene ait (postal ven trombozu), karaciğere ait (VOD, bozuklukları, gelişme geriliği, ara ara ateş yükselmesi
kronik KC hastalıkları, şistosomiyazis, konjenital hepa- • Farkedilmez ise hipernatremik dehidratasyon nede-

34 DENEME SINAVI - 10
niyle beyin harabiyeti, mental fonksiyonlarda kayıp, 124. Aşağıdakilerden hangisi çocukluk çağı nefrotik send-
davranış bozukluğu, hiperaktivite gelişir. romunda görülmez?
• Enürezis
A) Hipokoagülobilite
• Hastalar az terler, ciltleri kurudur, iştahsızlık sık görülür
B) Hiperlipidemi
İdrar volümü artmıştır. 2L/m2/günden fazla. Dansitesi C) Enfeksiyonlara duyarlılık
1001–1005 arasındadır. D) Idrarda protein kaybı
• Plazma osmolalitesi idrardan yüksektir. E) Tromboemboli
• Hipernatremi olur.

Santral Dİ Nedenleri: Cevap A


• Genetik (Vazopresin gen mutasyonu): OD. İlk 5
yılda ortaya çıkar Nefrotik Sendrom (NS)
• Wolfram sendromu (DİDMOAD): Dİ, DM, Optik atrofi, Nefrotik sendrom komponentleri:
sağırlık
• Septooptik displazi ve beyin diğer anomalileri: • Proteinüri (erişkinde >3.5 gr/gün, çocukta >40 mg/m2/
Korpus kallosum agenezisi, Kabuki sendromu, holo- saat)
porsensefali, familyal hipofizer hipoplazi • Hipoalbüminemi (<2.5 gr/dl)
• Empty sella sendromu • Ödem (soluk, soğuk, gode bırakan bir ödem)
• Edinsel nedeler • Hiperlipidemi
-- Tümörler
-- Kafa travması sonrası: NS’un komplikasyonları
-- İnfiltratif hastalıklar: Langerhans hücreli histiositoz, • Enfeksiyonlar: NS en sık komplikasyonu ve mortalite-
lenfositik hipofizit nin en sık sebebidir.
-- MSS İnfeksiyonları: (Daha çok SIADH ama bazen -- En sık spontan bakteriyel peritonit görülür en sık
DI). Meningokokal, kriptokokal, listeria, toksoplazma, etken S.pneumonia’dır. E.coli de sık etkendir.
konjenital CMV enfeksiyonu ve non–spefisik enfek- -- Sellülit, sepsis, pnömoni ve idrar yolu enfeksiyonu da
siyonlar görülebilir. NS olanlara remisyonda pnömokok, suçi-
-- İdiyopatik; idyopatiklerden en sık neden hipofizittir. çeği aşısı ve yıllık influenza aşısı yapılmalıdır.
-- İlaçlar: Fenitoin, Etanol, Opioid Antagonistler, Halo- • Tromboemboliler: Arteryal ve venöz olabilir. Fibrinojen,
tan ve alfa adrenerjikler. trombositlerde artma, hemokonsantrasyon, kateter ta-
kılması, immobilite ve idrarda protein C ve S, antitrom-
123. Bir önceki sorudaki (122) hastanın tedavisinde kullanı- bin III kaybı nedeni ile tromboza eğilim artar. Profilaktik
lacak en uygun ilaç aşağıdakilerden hangisidir? antikoagülan önerilmez.
A) Sıvı kısıtlanması • Hiperlipidemi: HMG CoA Redüktaz inhibitörleri kullanılır.
B) Desmopressin
C) Hidroklortiyazid 125. Aşağıdakilerden hangisi çocuklarda böbrek taşı oluşu-
D) Amilorid munu arttıran nedenlerden değildir?
E) İndometazin A) Üriner sistemde obstrüksiyon
B) Furosemid kullanımı
C) Enfeksiyon
Cevap B D) Hiperkalsiüri
E) Magnezyum alımı
Soruda verilen olgunun tanısı diyabetes insipidus (Dİ)dır.
Kafa travması sonucunda geliştiği için santral DI düşü-
nülmelidir. Tedavisinde desmopressin kullanılır. Cevap E

ÜROLİTİYAZİS
Kalsiyum taşları en sık görülür. En sık metabolik bozukluk
da hiperkalsiüridir.
Taş oluşumunu arttıranlar; metabolik bozukluklar (en sık
hiperkalsiüri), obstrüksiyon–malformasyon, ÜSİ
Azaltanlar; sitrat, magnezyum, difosfat

DENEME SINAVI - 10 35
Kalsiyum taşları: En sık rastlanan taşlar kalsiyum oksalat 127. Bronşiolitis obliteransın en sık viral nedeni aşağıdaki-
ve fosfat taşlarıdır. lerden hangisidir?
Taş oluşumuna neden olan en sık metabolik bozukluk ise
A) Rhinovirus B) RSV
normokalsemik hiperkalsiüridir.
C) Parainfluenza D) Adenovirus
Diğer nedenler; hiperparatiroidi, vit. D fazlalığı, sarkoidoz,
E) HSV
furosemid, hiperoksalüri, hiperürikozüri, heterozigot
sistinüri ve RTA’dır.

126. Konjenital akciğer anomalilerinden hangisi direkt sis-


Cevap D
temik dolaşımdan kanlanır ve sistemik venöz dolaşıma
drene olur? Bronşiolitis obliterans:
Bronşiol ve küçük hava yollarının hastalığıdır. Etiyolojide
A) Konjenital lober amfizem
en önemlisi adenoviruslerdir. Diğer enfeksiyon et-
B) Pulmoner sekestrasyon
kenleri ve otoimmun hastalıkalr, toksin inhalasyonu da
C) Kistik adenomatoid malformasyon
inflamasyon yaparak neden olur. AC transplantasyonu
D) Akciğer hipoplazisi
ve kemik iliği transplantasyonu sonrası da oluşur.
E) Bronkojenik kist
Terminal bronşiyol, respiratuar bronşiyol ve alveoler duk-
tuslar tutulur. Endobronşial granülasyon ve peribron-
şial fibrozis vardır.
Cevap B
Bronşiyolitis obliterans organize pnömonide, hasar alveol-
leri de tutar. Fibroblast proliferasyonu ve fibrozis gelişir.
Konjenital AC anomalileri:
Bronşiolitis obliteransta klinik: Kısa bir iyileşme dönemini
• Pulmoner hipoplazi, agenezi–aplazi
izleyen, öksürük, ateş, siyanoz, dispne, göğüs ağrısı
• Kistik adenomatoid malformasyon
ve solunum güçlüğü ilk bulgu olabilir. Hışıltı ve krepi-
• Sekestrasyon
tasyonlar saptanabilir.
• Bronkojenik kist
En iyi tanı yöntemi AC biyopsisidir.
• Akciğer hernisi
• Konjenital lober amfizem
• Bronkobilier fistül (Sağ orta lob ve sağ hepatik duktus
128. Anjioödem patogenezinde en önemli mediatör aşağı-
arasında)
dakilerden hangisidir?

A) Serotonin B) Histamin
Pulmoner sekestrasyon: Bronşlarla bağlantısı olmayan,
C) Bradikinin D) IgE
arterini sistemik dolaşımdan alan ve fonksiyon göster-
E) IL–6
meyen anormal AC dokusudur. En sık sol AC’de olur.
Gastrik veya pankreatik doku içerebilir.
İntrapulmoner tipi AC ile bağlantılıdır ve venöz drenajı pul-
moner venlere olur. Cevap C
Ekstrapulmoner tipi ise parankimden ayrıdır. Venöz drenajı
V. Cava inf/ azygos vene olur. Erkek üstünlüğü belir- Anjiödem patogenezinde temel mediatör bradikinindir. Ür-
gindir, eşlik eden konjenital anomaliler vardır. Hemen tikerde histamindir
her zaman solda olur.
Fizik muayenede sırtta üfürüm saptanır. 129. Aşağıdaki klinik bulgulardan hangisi astım tanısı le-
Tekrarlayan enfeksiyonlar, hemoptizi, yüksek debili kalp hine değildir?
yetersziliği görülebilir.
A) Aralıklı tekrarlayan hışıltı
Tanısında USG, BT, MR anjiyo kullanılır.
B) Yattıktan hemen sonra olan öksürük
Tedavisi cerrahidir.
C) İnhale salbutamol ile düzelen vizing
D) Uykudan uyandıran öksürük
E) Egzersiz ile tetiklenen nefes darlığı

Cevap B

36 DENEME SINAVI - 10
Astımda Klinik bulgular: 131. Akut pulmoner embolisi olan 65 yaşında erkek bir has-
En sık bulgu aralıklı kuru öksürük ve /veya ekspiratuar hı- tada aşağıdakilerden hangisinin görülme olasılığı en
şıltıdır. Sadece kuru öksürük ile gelen öksürük varyant fazladır?
astım da görülebilir. Semptomlar sabaha karşı belirgin-
A) Taşipne B) Wheezing
leşir. Fiziksel aktivitede azalma, yorgunluk (uyku bo-
C) Plöretik göğüs ağrısı D) Hemopitizi
zukluğuna bağlı), nefes darlığı, göğüste sıkışma hissi
E) S3
olabilir. Bronkodilatör ve steroidlere yanıt iyidir ve tetik-
leyiciler ile semptomlar artar.
Yatar yatmaz olan öksürük postnazal drip sendromlarında
Cevap A
(sinüzit, gastroözefagial reflü..vb) görülür.
Tüm bulgular pulmoner embolide görülebilmesine rağ-
men taşipne en sık fizik muayene bulgusudur. Plöretik
130. Çocukluk çağında sistemik lupus eritamatozus (SLE)’da göğüs ağrısı hastaların yarısında görülür ve yaşlılarda
aşağıdakilerden hangisinin görülmesi beklenmez? daha nadirdir. Hemoptizi ve wheezing hastaların yarı-
A) Trombositoz sından azında görülür. Eğer akut pulmoner hipertansi-
B) Hipertansiyon yona yol açmış ise sağa ait S3 duyulabilir.
C) Nefrotik sendrom
D) Aseptik menenjit 132. Elli yaşında erkek hasta epigastrik ağrı, bulantı ve kusma
E) C3 düşüklüğü şikayetleri ile başvuruyor. Kalp hızı 45/dk , kan basıncı
90/50 mmHg olarak tespit ediliyor. Monitörize edilen has-
tada Mobitz Tip 2 AV blok dikkati çekiyor.
Cevap A Bu hastada en olası etkilenen koroner aşağıdakilerden
SLE Görülen Bulgular hangisidir?

A) Sol ana koroner


Organ Manifestasyon
B) Sol anteriyor desendan arter
Konstitusyonel Yorgunluk, iştahsızlık, kilo kaybı, ateş, lap
C) Sirkumfleks
Kas iskelet Artralji, artrit
D) Diagonal dallar
Deri Malar raş (karakteristik), diskoid lezyon,
livedo retikularis, vaskulit E) Sağ koroner arter
Renal Glomerulonefrit, hipertansiyon, nefrotik
sendrom, renal yetmezlik
Kardiovasküler Perikardit (tamponad), Libmann Sachs Cevap E
endokardit, ileti kusurları, myokardit,
antifosfolipid sendromunda trombozlar. Kişilerin büyük bir çoğunluğunda inferiyor myokard ve AV
Pankardit şeklindedir, perikardit en sık
nodlar sağ koroner arter tarafından beslenir. Bu arterin
tutulur.
Nörolojik; Nöbet, psikoz, stroke, trombozlar, oklüzyonu AV nodun beslenmesini bozarak AV blok ve bra-
psödotümör serebri, aseptik menenjit, dikardi gelişmesine neden olur, buda hipotansiyon yapar.
korea, bilişsel kusurlar, transvers myelit,
periferal nörit (mononöritis multiplex)
Pulmoner Pleuritik ağrı, pulmoner kanama, infiltrat 133. Altmış beş yaşında hasta size yakın zamanda geçirilmiş
pulmoner fibroz myokard infarktüsü hikayesi ile geliyor. Hasta bir seyehat
Hematolojik Coombs–pozitif hemolitik anemi, sırasında infarktüs geçirdiğini ve 5 gün hastanede kaldı-
trombositopeni, lokopeni ğını ifade ediyor. Kendisine hafif kalp yetmezliği olduğu
Laboratuar ESR, CRP artması; C3, C4 söylenen ve şu anda herhangi bir şikayeti olmayan has-
azalması;positif ANA, anti–double–stranded tada yaptığınız fizik muayenede herhangi bir bulgu sap-
DNA
tanmıyor.
Bu hastaya verilecek en uygun tedavi aşağıdakilerden han-
gisidir?

A) ACE inhibitörü B) Digoksin


C) Furosemid D) Amilodipin
E) Nitrat

Cevap A

DENEME SINAVI - 10 37
ACE inhibitörü tedavisinin kalp yetmezliğinin gelişmesini 136. Bir önceki sorudaki (135) hastada etyolojiyi teyit
önlediği gösterilmiştir ve kardiak dilatasyonu veya hi- etmek amacıyla hangi tetkik istenmelidir?
pertrofisi olan hastalarda asemptomatik dönemde bile
A) Aspirasyon biyopsisi
olsa başlanması önerilmektedir.
B) Anti–Tiroglobulin antikoru
C) ANA
134. Otuz beş yaşında mitral valv prolapsusu tespit edilen D) Tiroid resin uptake
asemptomatik bir erkek için aşağıdaki ifadelerden han- E) Anti CCP
gisi doğrudur?

A) Profilaktik kalp yetmezliği tedavisi başlamak gerekir.


Cevap B
B) Ani kardiyak ölümden kaçınmak için egzersiz kısıtla-
ması yapmak gerekir.
Otoimmün tiroiditler de anti–TPO ve anti–tiroglobülin an-
C) Ekokardiyografide mitral kapakcığın sistolde sol atri-
tikoru pozitifdir.
yum içine doğru sarkması görülmektedir.
D) Erkeklerde daha sık görülür.
137. Tip 1 diyabetik hasta sabah 28 ünite NPH, ve akşam 16
E) Bu hastanın belirgin mitral yetmezlik geliştirme şansları
ünite NPH insülin kullanıyor. Sabahları glukozürisi oluyor
çok fazladır.
ve bazen keton pozitif bulunuyor. Bu nedenle akşam insu-
lin dozu arttırılıyor. Ancak hastanın glukozürisi ve ketonü-
risi artıyor. Hasta geceleri kabus görmekten şikayet ediyor.
Cevap C
Bu hastada bundan sonra yapılacak en uygun yaklaşım
aşağıdakilerden hangisidir?
MVP mitral kapakta miksamatöz dejenerasyona bağlı ola-
rak mitral kapakcıkların sistolde sol atriyuma sarkması
sözkonusudur. Bu kişilerde ciddi mitral yetmezlik na- A) HbA1c bakılmalıdır
dirdir., dolayısıyla kalp yetmezliği tedavisi gereksizdir. B) Akşamki insülin dozu arttırılmalıdır
Benign bir seyir izler nadiren ani ölüme sebep olabilir C) Sabahki insulin dozu arttırılmalıdır
ancak egzersiz kısıtlamasının prognoza etkisi yoktur. D) Tedaviye kriztalize insulin eklenmelidir
Kadınlarda daha sıktır. E) Sabaha karşı saat 2 ile 5 arası kan şekerine bakılmalı-
dır

135. Kırk yaşında kadın hastada yorgunluk ve kilo alımı şikayet- Cevap E
leri başlıyor. Daha önce radyasyon ve boyun cerrahisi hika-
yesi olmayan hastanın sesinde kalınlaşma izleniyor. Fizik Gece meydana gelen hipogliseminin ardından rebound hi-
muayenede deri kuru olarak saptanıyor. Yapılan tetkiklerde perglisemi olması Somogi etkisi olarak bilinir. Nedeni
serum TSH yüksek ve sT4 düzeyi düşük bulunuyor. akşam insulin dozunun fazla yapılmasıdır. Bu nedenle
Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? gece hipoglisemi ve buna sekonder reaktif hiperglisemi
olur. Gece sabaha karşı kan şekeri bakılarak tanınabilir
A) Ötiroid hasta sendromu
ve tedavisi amacıyla akşamki insulin dozu azaltılır.
B) Postablatif hipotiroidi
C) Pitüiter hipofonksiyon
138. On yıldır Tip 2 Diabet tanısı olan 55 yaşındaki erkek has-
D) Otoimmün tiroidit
tada erektil disfonksiyon şikayeti mevcuttur. Hastanın an-
E) Refetof sendromu
jina ve myokard enfarktüsü hikayesi yoktur.
Bu hastada uygulanacak en uygun tedavi aşağıdakilerden
hangisidir?
Cevap D
A) Papaverin enjeksiyonu
Hastada primer hipotiroidi mevcuttur. Primer hipotiroidi- B) Alprostadil enjeksiyonu
lerin en sık sebebi hashimoto tiroiditidir. Hashimoto C) Sildenafil sitrat
tiroiditi otoimmündür. Ötiroid hasta sendromunda hi- D) Fentolamin
potiroidi görülmez. E) Thimoksamin

Cevap C

38 DENEME SINAVI - 10
Oral yolla alınan fosfodiesteraz inhibitörü olan sildenafil 141. Gastroözefageal reflü hastalığı sonucu oluşan barret
sitrat etkili ve nitrat kullanmayan hastalarda güvenli metaplazisinin zemininden en sık gelişen özefagus
bir tedavi seçeneğidir. Papaverin ve alprostadil intra- kanseri tipi aşağıdakilerden hangisidir?
kavernosal uygulanır ve kulanı mı zordur. Fentalamin
A) Skuamoz hücreli karsinom
ve thimoksamin (alfa adrenerjik reseptör blokörü) çok
B) Adenokarsinom
daha nadir olarak kullanılırlar.
C) Adenoid kistik karsinom
D) Malign melanom
139. Aşağıdakilerden hangisi Conn sendromu bulgusu de-
E) Malign Fibröz Histiositom
ğildir?

A) Ödem
B) Postural hipotansiyon Cevap B
C) Hipokalemi
D) Alkaloz Adeno kanser en sık özefagus alt 1/3 kısımda yerleşim
E) Poliuri göstermekte olup, en önemli risk faktörü Barret öze-
fagusudur.

Cevap A 142. Aşağıdakilerden hangisinde HBV enfeksiyonunda viral


replikasyonu ve bulaş riskini yansıtan en önemli para-
Conn sendromu (Primer aldosteronizmde) hipertansiyon metreler birlikte verilmiştir?
ve hipokalmei en sık bulgulardır. Hipokalemi sebebiyle
A) HBe Ag–HBV DNA
alkaloz, poliüri, polidipsi görülebilir . Postural hipotansi-
B) HBeAg–Anti HBcIgM
yonda görülebilir. Hipervolemiye rağmen ödem yoktur
C) HBV DNA–Anti HBe
çünkü volüm artışı intravasküler ortamdadır.
D) HBsAg–Anti HBcIgG
E) AntiHBe–Anti HBcIgG
140. Altmış beş yaşında metformin kullanan diyabetik hasta
koma halinde acil servise getiriliyor. Yapılan tetkiklerinde
Cevap A
kan şekeri 150 mg/dl, Kreatinin 5.4 mg/dl, Na 140 mg/dl, K
5 mg/dl, Cl 100 mg/dl, HCO3 5 mg/dl, bulunuyor. Ketoz
Viral replikasyonu ve bulaştırıcılığı gösteren markırlar → HbeAg
tespit edilmiyor.
ve HBV DNA dır. En erken tanı markırı HBV DNA’dır.
Bu hastada uygulanacak en uygun tedavi aşağıdakilerden
hangisidir?

A) İv insulin ve % 5 Dekstroz 143. Su ve elektrolitlerin glomerülden filtre olması sonra-


B) Hipertonik salin sında reabsorbsiyonun en fazla meydana geldiği bölge
C) Hipotonik salin aşağıdakilerden hangisidir?
D) İzotonik + bikarbonat
A) Proksimal tubulus
E) Ringer laktat
B) Distal tubulus
C) Toplayıcı kanallar
D) Henle kulpu inen kol
Cevap D
E) Henle kulpu çıkan kol

Metformin (biguanid) tedavisi alan diyabetik hastalarda


Cevap A
koma durumunda özellikle renal fonksiyonları bozuk
Elektrolitlerin ve suyun %60’ı, bikarbonatın, glukozun ve
hastalarda laktik asidoz akla gelmelidir. (Na+K)–(Cl
aminoasitlerin %90’ı proksimal tübüllerden geri emilir.
+HCO3)=(140+5)–(100+5)=40, fazla anyon açığı olan
metabolik asidozlu hastalarda belirgin ketoz ve hiperg-
144. Aşağıdakilerden hangisi Renal Akut Böbrek Yetmezliği
lisemi olmadan koma durumunda da laktik asidoz akla
nedeni değildir?
gelmelidir ve izotonik + bikarbonat başlanmalıdır.
A) Glomerülonefritler
B) Akut tubuler nekroz
C) Trombotik trombositopenik purpura
D) İnterstisyel nefrit
E) Retroperitoneal fibrozis

Cevap E

DENEME SINAVI - 10 39
Retroperitoneal fibrozis etyolojisinde çoğunlukla geçirilmiş lık pek görülmez. Tutulan eklemlerde sabahları sertlik,
granülomatöz bir hastalık, lenfoprolifaratif hastalıklar tutukluk ve ağrı olması, Romatoid artritli hastalarda en
yada radyoterapi rol alır. Üreter geçiş trasesi etkilendi- sık görülen yakınmalardan biridir.
ğinden tablo genellikle hidroüreteronefroz ile prezente El tutulumu: Romatoid artrit’in en tipik bulguları ellerde
olur, yani postrenal bir ABy söz konusudur. görülür. Ellerde ilk lezyon sıklıkla, PIF eklemlerin fuzi-
form şişmesi veya el sırtında yumuşak şişlikler şeklinde
145. Aşağıdaki glomerüler hastalıkların hangisinde nefritik kendini gösteren tenosinovitlerdir. Romatoid artritte el
küçük eklemlerinde görülen diğer bulgulardan baş-
sendrom bulguları ön plandadır?
lıcaları şunlardır:
A) Minimal lezyon hastalığı 1. PIF ve MKF eklemlerde diffüz simetrik şişme.
B) Membranöz nefropati 2. MKF eklemlerde fleksiyon deformitesi ve ulnar deviasyon.
C) Fokal glomerüloskleroz 3. El parmaklarında kuğu boynu ve boutonniere (düğme
D) Akut poststreptokoksik glomerülonefrit iliği) deformitesi interosseöz kaslarda atrofi gelişmesi
E) Amiloidoz 4. El bileğinde ulnar stiloidin ağrılı olması ve buradaki te-
nosinovitten dolayı el bileği ile 5‘inci falanks arasındaki
normalde olan açının düzleşmesi ve kaybolması
Cevap D 5. El bileklerinde simetrik şişme, Simetrik el bileği tutu-
lumu romatoid artrit için oldukça tipiktir.
6. El bileği eklemlerinde subluksasyon, dislokasyon ve
Nefritik sendrom, değişik miktarlarda proteinüri ile bir-
ankiloz gelişimi.
likte eritrosit silendirlerinin varlığı ile karakterizedir.
Ayak tutulumu: Romatoid artritte ayak küçük eklemleri
Hematüri daima mevcuttur. Beraberinde oligüri ve hi-
(özellikle MTF eklemler) ve ayak bilekleri sık tutulur. Bu
pervolemi (ödem, hipertansiyon) bulguları olabilir. En
bölgelerdeki şişlikler dışında ileri dönemlerde halluks
tipik formu; Akut post streptokoksik glomerülonefrittir valgus, çekiç parmak, pes planovalgus, transvers kavis
(APSGN). Diğer nedenler arasında; düşüklüğü ve ayak parmaklarının lateral deviasyonu
• Vaskülitler gibi deformiteler de görülebilir.
• Good pastör sendromu Diz tutulumu: Simetrik diz tutulumu, romatoid artritin en
• RPGN sık görülen bulgularındandır. Romatoid artritte diz böl-
• HÜS/TTP sayılabilir. gesinde görülen önemli bir bulgu da Baker kist rüptü-
rüdür. Bacakta ağrı ve şişliğe neden olan bu durum
146. Aşağıdakilerden hangisi romatoid artritte en seyrek tromboflebit ile karıştırılabilir. Aspirasyon ve eklem içi
tutulan eklemdir? steroid injeksiyonu ile tedavi edilir.
Dirsek tutulumu: Simetrik dirsek tutulumu ile dirseklerde
A) Diz
fleksiyon deformitesi gelişmesi, romatoid artrit için ol-
B) Proksimal interfalanjial dukça tipiktir. Simetrik el bileği ve/veya dirsek tutulumu,
C) Metakarpafalanjial aksi kanıtlanmadıkça romatoid artrit kabul edilmelidir.
D) El bileği Kalça tutulumu: Çok sık görülmemesine karşın ciddi sa-
E) Distal interfalanjial katlık oluşturması nedeniyle önemlidir.

147. Tıkanma sarılığında ilk yapılması gereken görüntü-


Cevap E
leme yöntemi aşağıdakilerden hangisidir?

ROMATOİD ARTRİT EKLEM BULGULARI A) Ultrasonografi


Romatoid artritte eklem tutulumu poliartiküler, simetrik ve B) Bilgisayarlı tomografi
deformasyon yapıcıdır. Tuttuğu eklemlerde ağrı, sabah C) Manyetik rezonans görüntüleme
tutukluğu, şişlik, sıcaklık artışı ve fonksiyon kaybına D) Biliyer sintigrafisi
neden olur. Uzun dönemde bu eklemlerde çeşitli defor- E) Direkt karın grafisi
mitelere yol açabilir. Gerek başlangıç döneminde ge-
rekse hastalığın seyri sırasında en sık tutulan eklemler
proksimal interfalangiyal (PIF) eklemler, metakar-
Cevap A
pofalangiyal (MKF) eklemler, el bilekleri, dirsekler,
ayak bilekleri, metatarsofalangiyal (MTF) eklemler,
Ultrasonografi Karaciğer ve safra yolları patolojilerini
dizler, omuzlar ve kalçalar olarak sayılabilir. Servikal
değerlendirmede en güvenilir noninvaziv tanı
omurga dışında omurganın diğer taraflarını tutması çok
yöntemidir.
nadirdir. Romatoid artritte eklemlerde ağrı, şişlik, sıcak-
lık artışı ve fonksiyon kaybı görülmesine karşın kızarık-

40 DENEME SINAVI - 10
148. Elliyedi yaşında bir erkek hasta üç gün önce başlayan 150. Aşağıdaki Herpes grubu viruslardan hangisi, kök
öksürük, balgam çıkarma ve nefes darlığı yakınmalarıyla hücre naklinden 1–4 ay sonra hastalarda gelişen ve
başvuruyor. Hastanın öyküsünden 25 yıldır sigara içtiği öğ- mortalitesi yüksek olan interstisyel pnömoniye en sık
reniliyor.Yapılan fizik muayenede 38 °C ateş, sağ göğüste neden olur?
posteriorda ve bazalde taktil fremitusun artmış olduğu göz-
A) Herpes simpleks tip 1 virusu
leniyor ve krepitan raller duyuluyor.
B) Herpes simpleks tip 2 virusu
Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
C) Varicella–zoster virusu
A) Sağ alt lobda pnömoni D) Sitomegalovirus
B) Sağ ana bronşta tümör ve atelektazi E) Epstein–Barr virusu
C) Sağ plevral efüzyon
D) Sağ alt lobda kaviter lezyon
E) Pulmoner fibrozis Cevap D

Kemik iliği transplantasyonu ve kök hücre, renal trans-


Cevap A plantasyon, kalp transplantasyonu ve karaciğer
transplantasyonlarından sonra infeksiyonlar sık
Üç günden beri devam eden, öksürük, balgam ve ateşi görülür.
olan hastanın muayenesinde vibrasyon torasikste İnfeksiyon nedeni hastanın aldığı kemoterapi, radyoterapi
artma ve krepitan raller verilmiş. Tek ihtimal akciğer ve immünsüpresif tedavilere bağlıdır. İlk 100 günde:
pnömonisi. Çeldirici cevap akciğer kanseri. Fakat ke- Enfeksiyon (bakteriyel enfeksiyonlardan gram po-
sinlikle bu bulgular ile kanser olmaz. Bu klinik bulgular zitifler daha sık, mantarlardan kandida ve asper-
bir aydan beri devam ediyor olsaydı. Hasta sigara içtiği gillus sık, virüslerden özellikle sitomegalovirüs sık
için kanser olurdu. Ama bulgular akut olduğu için tanı infeksiyon yapmaktadır.
pnömoni ve doğru. Özellikle CMV pozitif donörlerden transplantasyon yapı-
lanlarda bu oran daha sıktır. CMV infeksiyonuna bağlı
hastalarda ateş, kemik iliği süpresyonu, hepatit, gast-
149. Aşağıdaki bulgulardan hangisi sol taraf kolon kanser-
roenterit ve pnömoni gelişebilir. Pnömoni yaygın viral
lerinde görülmez?
intertisiyel pnömonidir. CMV mortalitesi yüksektir Bu
A) Melena yüzden bir çok merkez transplantasyon yapılan
B) Hematokezya hastalara profilaktik olarak gansiklovir başlamakta-
C) Kolik tarzında ağrı dır. CMV infeksiyonu gelişen hastaların da tedavisinde
D) Bağırsak alışkanlığında değişiklik de gansiklovir kullanılmaktadır.
E) Bağırsak tıkanması
151. Aşağıdakilerden hangisi üst motor nöron etkilenmesini
gösteren nörolojik muayene bulgularından değildir?
Cevap A
A) Klonus
B) Babinski belirtisi
Sol kolon kanserinde hangisi olmaz diye sorulmuş. Me-
C) Hiperrefleksi
lana üst gastrointestinal kanama bulgusudur. Hemato-
D) Spastisik felç
kezya, kolik ağrısı, barsak alışkanlığında değişme
E) Fasikulasyon
ve barsak tıkanması sol kolon kanserlerinde görü-
lebilir. Sağ kolon tümörlerinde ise gizli kanamadan
dolayı demir eksikliği anemisi ve bağırsak düze-
Cevap E
ninde değişiklikler görülür. Sağ kolon kanserleride
obstrüksiyon ileri evrede görülür.
Fasikulasyon alt motor nöron hasarı bulgusudur. Dener–
vasyon hipersensivitesine bağlıdır.

DENEME SINAVI - 10 41
154. Aşağıdakilerden hangisi maraljia parestetika için doğ-
Üst Motor Lezyonu Alt Motor Lezyonu
rudur?
Spastik paralizi Gevşek paralizi
A) Femur iç kısmında uyuşma vardır
Hiperrefleksi Arefleksi
B) Zayıf kişilerde daha sık görülür
Babinski var Babinski yok C) Adson manevrası tanı testi olarak kullanılır
Artmış kas tonusu Fasikulasyon D) Obturator sinir sıkışması söz konusudur
E) İliak kristaya lokal anestezik enjeksiyonu semptomları
hafifletir.
152. Elli yaşında erkek hasta sol kolunda ve sol bacağında
güç kaybı, his kusuru ile acile başvuruyor. Hasta yakınları
Cevap E
hastanın düşüp durmasına rağmen yürümeye kalkıştığını
ifade ediyorlar. Muayenede hastaya doktorun elini sıkması
söyleniyor. Hasta sağ eliyle bunu yapıyor. Ancak sol eliyle Meralgia paresthetica
sıkamamasına rağmen, sol elinin gücünün iyi olduğundan İnguinal bölgede lateral femoral kütanöz sinirin (LFKS) in
bahsediyor. tuzaklanması sonucu oluşan klinik sendromdur.
Bu hastada en olası etkilenen lokalizasyon aşağıdakilerden Anatomi: L2 ve L3 sinir kökünden çıkan LFKS duyu siniri-
hangisidir? dir. Anterior süperior iliak çıkıntıya medialde inguinal li-
A) Sol frontal B) Sağ oksipital gamentin altından veya sıklıkla inguinal ligamentin iliak
C) Sağ parietal D) Sol parietal kemiğe yapıştığı iki parçası arasından geçer. Uyluk an-
E) Sağ temporal terolateral bölgesinin duyusunu sağlar.

Cevap C

Hastada neglect(ihmal) mevcuttur. Sağ parietal hemisfer,


3 boyutlu konformasyondan sorumludur. Bu nedenle
sağ paryetal hemisfer lezyonlarında hasta dünyanın
sol kısmını, dolayısı ile felcini algılayamaz.

153. Akut intrakranial hemorajiyi en iyi gösteren radyolojik


tetkik aşağıdakilerden hangisidir?

A) X–Ray
B) Magnetik resonans görüntüleme
C) Bilgisayarlı tomografi
D) Sintigrafi
E) Anjiografi

Cevap C

Akut hemorajiyi en iyi gösteren tetkik BT’dir. Özellikle


intrakranial kanamalarda, (epidural, subdural, sak) ter-
cih edilmelidir.
MR ise yumuşak doku lezyonlarını daha iyi gösterir. Yine
manyetik MR görüntüleme iskemik lezyonların erken
belirlenmesinde önemli yere sahiptir.
Konvalsiyonel radyolojinin (X RAY) hemorajilerde yeri
yoktur. Özellikle sert dokuların (kemik) incelenmesinde
önemlidir.
Anjiografi ise damarsal lezyonların görüntülenmesinde
önemlidir (anevrizma, stenoz gibi)

42 DENEME SINAVI - 10
Yönelim (oryentasyon): Kişi, yer, zamanın farkında
olmak olarak tanımlanır.
Dikkat: Algılamanın belli bir anda istemli olarak belli uya-
ranlara yöneltilmesi ve orada tutulmasıdır. Dikkat azal-
ması depresyonda, artması ise mani ve hipomanide
olur.
Somnolans: Olağandışı uyuşukluk halidir.
Stupor: Kişinin hareketsiz ve suskun oluşudur. Bilinç kıs-
men korunmuştur. En sık görüldüğü durumlar, depresif
stupor, katotonik stupor ve histerik stupordur.
Yer, zaman ve kişi dezoryantasyonu yönelim bozukluğu-
dur ve delirium tablosunda tipiktir.

156. Motor hareketsizlik, negativizm, mutizm ve balmumu


katılığının tabloya hakim olduğu şizofreni tipi aşağıda-
kilerden hangisidir?

A) Haberfrenik B) Rezidüel
C) Katatonik D) Ayrışmamış
E) Paranoid

Klinik: Meralgia paresthetica sıklıkla orta yaşta, kilolu, er-


Cevap C
keklerde görülür. Erkekler kadınlara göre üç kat daha
sık etkilenir. Şişmanlık ve kronik öksürük (KOAH) pre-
dispoze faktördür. Ana semptom uyluğun anterolateral Şizofreni Tipleri
yüzeyinde parestezidir. Paranoid şizofreni: En sık görülen tip budur ve persekü-
Teşhis: En basit teşhis aracı anterior süperior iliak çıkın- tuar ve grandiyöz san­rılarla karakterizedir.
tının hemen medialine 5 ml %1’lik lidocaine ile lokal Ayrışmamış şizofreni: Enkoherans ve ileri derecede de-
anestetik blok yapmak ve semptomların düzelmesini organize davranış öne çıkar. Ayrıca sanrı ve varsanı-
gözlemek. Lokal anestetik infiltrasyonunda yetersizlik larda görülür.
sinirin anatomik variasyonuna bağlı olabilir. Deorganize şizofreni: Burada sistemli sanrılar görülmez.
Ayırıcı tanı: L2–3 radikülopati, lomber stenoz. Enkoherans ve uy­gunsuz duygulanım ile karakterizedir.
Tedavi: Erken dönemde konservatif tedavi; şişmanlarda Rezidüel şizofreni: Esas olarak negatif belirtilerin öne çık-
zayıflama. Sürekli veya şiddetli ağrılı hastalarda cer- tığı ve pozitif belir­tilerin baskılandığı tiptir.
rahi tedavi; sinirin kesilmesi veya dekompresyonu. Katotonik şizofreni: İki farklı klinik şekli vardır; ajitasyonla
giden hiperaktivite ya da stupor ve rijidite ile giden hipo-
aktivite. Balmumu katılığı ve negativizm vardır.EKT’ye
en iyi yanıt veren şizofreni tipi budur.
155. Kişinin içinde bulunduğu yeri, zamanı ve kişileri tanı-
maması aşağıdaki bozukluklardan hangisi içerisinde
157. Aşağıdakilerden hangisi atopik dermatitin ma­jör bul-
yer alır?
gularından biri değildir?
A) Yönelim
A) Kaşıntılı olması
B) Algı
B) Akut olması
C) Bellek
C) Ailesel veya kişisel atopi öyküsü
D) Yargılama
D) infant ve küçük çocuklarda ekstremitelerin ekstansör
E) Düşünce
yüzlerinde ve yüzde yerleşim göstermesi
E) Adölesanlarda ekstremitelerin fleksör yüzlerinde yerle-
Cevap A şim göstermesi

Bilinç
Kişinin uyanıkken kendisinin ve çevresinin farkında olmasıdır. Cevap B

DENEME SINAVI - 10 43
Atopik Dermatit Fizyopatoloji:
Genetik olarak geçen atopik bireylerin egzemasıdır. Epidermal hiperproliferasyon, turnover düzeyinde artış
Allerjen sperifik IgE yapısındadır. (normalde 28 gün ken 3–4 güne iner)
Bu kişilerde egzema ile birlikte; astım, allerjik rinit ve aller- Dermiste inflamasyon vardır; bu inflamasyon epidermis
jik konjuktivit gelişebilir. içine ilerleyerek munro mikroabselerini oluşturur.
Dermal papilalar ödemlidir. Yukarı epidermise dek uza-
Tanı kriterleri: nırlar. (papillamatozis)
Şiddetli kaşıntı Saydam görünen lezyon sert bir cisimle kazınması sonucu
Atopi öyküsü (ailesel ve kişisel) oluşan mum lekesi fenomeni denir (psöriazis için pa-
Kronik seyir (nüks ve remisyon) tognomoniktir). Papillomatozise bağlı oluşur.
Tipik lokalizasyon ve morfoloji
3 tanesi varsa tanı koydurur.
Tedavi
İrritan madde ile ilişkinin kesilmesi
Kortizon pomad

158. Simetrik olarak diz, dirsek, saçlı deri ve lumbosakral


bölgelere yerleşen eritemli makül veya papül şeklinde
başlayan ve gümüş renkli kepekle örtülen lezyon aşa-
ğıdakilerden hangisine tanı koydurur?

A) Eksfoliatif dermatit
B) Eritema multiforme
C) Psöriasis
D) Seboraik dermatid
E) Pemfigus vulgaris Klinik:
Diz, dirsek, saçlı deri, lomber ve sakral bölgeleri tutan si-
metrik, eritemli, squamlı lezyonlar vardır. Alttaki de-
Cevap C ride punktat kanamalar izlenir (Auspitz bulgusu).

PSORİAZİS 4 şekilde görülebilir.


Etyoloji: 1–Psöriazis Vulgaris:
HLA ile ilişkilidir; en güçlü ilişki HLA Cw6’dır. En sık tiptir (%90).
Tetik faktörlerden en belirgin olanı travma’dır. Keskin sınırlı eritemli ve lamellöz squamlı, değişik büyük-
Travma alanlarında lezyonların ortaya çıkmasına KOEB- lükte lezyonlardır.
NER fenomeni denir.
Enfeksiyonlarda tetikleyici faktörler olabilir. Beta–hemoli- 2–Eritrodermik psöriazis:
tik streptokoklar ve viral enfeksiyonlar rol oynar. Vücudun %80’inden fazlasının eritem ve squamazyonla
Diğer önemli bir faktör ise ilaçlardır, Lityum, NSAİD, kaplı olmasına ERİTRODERMİ denir.
antimalaryaller, sistemik steroid tedavisinin aniden ke- Eritrodermide, hasta ısı kaybeder. Hipotermiye ve ileride
silmesi. kalp yetmezliğine neden olabilir.
3–Püstüler psöriazis:
Tetani, deliryum, konvülziyon, derin ven trombozu, böbrek
yetmezliği ve pulmoner emboliye neden olarak fetal
olabilir.
Gebelerde görülen generalize püstüler psöriazise im-
petigo herpetiformis denir.
4–Artropatik psöriazis:
Asimetrik artrit en sık görülen tipidir.

44 DENEME SINAVI - 10
Örneğin kadınlarda periyodik sitolojik muayene yaparak ute-
rus kanserini erken tanımak ikincil korumaya örnektir.
Üçüncül koruma
Hastaları, hastalıkların sakatlık ile sonuçlanmasından ko-
ruma için alınan önlemler üçüncül korumadır.

160. Latent dönemi çok uzun olan bir hastalıkta nedensel


ilişkiyi incelemek için aşağıdaki araştırma tiplerinden
hangisinin yapılması en uygundur?

A) Kesitsel
B) Vaka–kontrol
C) Prospektif kohort
D) Retrospektif kohort
E) Tanımlayıcı

Cevap B

159. Aşağıdaki sağlık hizmetlerinde hangisi birincil Latent peryodu uzun (seyrek görülen) hastalıkların pros-
korumaya yönelik bir sağlık hizmetidir? pektif takibi mümkün değildir. Vaka–kontrol çalışmaları
bunun için idealdir.
A) Polio sekelli çocuklara yönelik bir sağlık merkezi açmak
Analİtİk araştırmalar
B) Toplumda adölesanlarda sigara içmeyi azalmaya yö-
Analitik araştırmalar kişi, yer zaman özelliklerinin yanısıra
nelik kampanya başlatma
özellikle nedensellik ilişkilerinin incelendiği araştırma-
C) Hipertansiyon tedavi klinikleri açma
lardır. Hastalık etiyolojilerini belirlemeye yararlar. Bir
D) Diabetes mellitus için erken tanı koyma amaçlı klinikler
risk faktörüne maruziyet ile hastalık oluşumu arasın-
açma
daki nedensellik ilişkisini ortaya çıkartmayı amaçlarlar.
E) Toplum taraması yaparak epilepsili çocukları saptamak
Vaka kontrol, kohort ve kesitsel araştırmalar içerir.
Vaka–kontrol araştırması
Belirli bir hastalığı olan kişilerle (vaka grubu), bu hastalığı
Cevap B olmayan kişiler (kontrol grubu) arasında geçmiş ya-
şamlarındaki (retrospektif) bir takım özellikler yönün-
a,c şıkkı üçüncül korumadır, özelliği hastalıkların tedavi ve den araştırılır. Bu tür araştırmalarda kontrol grubunu
rehabilitasyonu ile ilgilenir. d,e şıkkı ikincil korumaya oluşturan kişilerin, araştırılan hastalık dışında pekçok
yöneliktir, hastalıkların erken tanısı için yapılan tarama özellik bakımından vaka grubundakilere benzer olması
çalışmalarıdır. Birincil koruma ise hastalık çıkmadan gerekir. Bu benzerlik sağlanabildiği ölçüde çıkan sonu-
etkeni yok etmeye çalışma, sağlıklı kişileri korumaya cun güvenirliği artar.
yöneliktir. Vaka kontrol türü araştırmaları kolaylıkla yapılabi-
KORUYUCU HİZMETLER len, ucuz, çabuk sonuç veren, ve özellikle seyrek
Bİrİncİl koruma görülen, latent dönemi uzun hastalıklar için daha
Bu terim kişiyi hastalıklardan koruma için alınan tüm ön- uygundur. Buna karşılık geçmiş yıllarda olayların
lemleri kapsar. Birincil korumaya örnek olarak bir ço- anımsanması (Hafıza faktörü) ile ilgili sorunlar vardır.
cuğu difteriye karşı aşılayarak bu hastalıktan korumak, Vaka–kontrol araştırmaları topluma genellenemez. Bu
dışkının su ve besinlerle bulaşmasını önleyerek kişileri yüzden sadece tahmini rölatif riski verir.
barsak enfeksiyonlarından korumak gösterilebilir. Kesitsel araştırmalar
Birincil koruma genellikle beslenme hastalıklarından ve Bu araştırmada herhangi bir zamanda hem hastalık hem
bulaşıcı hastalıklardan korumada önemlidir. de neden olduğu düşünülen ve araştırılan faktör de-
İkİncİl koruma ğerlendirilir.
Hastalıkların belirti öncesi veya belirtilerin çok hafif olduğu Ancak kesitsel araştırmalarda her iki olay da aynı anda
dönemde laboratuar muayeneleri ile tanınarak tedavi değerlendirildiği için hangisinin önce, hangisinin sonra
edilmesine ikincil koruma denir. Burada kişi hastalığın olduğunu değerlendirmek güçtür. Bu yüzden neden
ilerlemesinden, tedaviden yararlanamayacağı bir aşa- sonuç ilişkisi konusunda çoğunlukla kesin yargıya va-
maya varmaktan korunmaktadır. rılamaz.

DENEME SINAVI - 10 45
Hastalığın araştırma yapılan zaman kesitindeki sıklığını gibi stres durumlarında prostaglandin sentezinin inhibe
yani, prevalansı verir. Vaka–kontrol araştırmalarından olması sonrasında GFR azalır.
farklı olarak sonuçlar topluma genellenebilir. Prostaglandinlerin aracı olduğu diareli hastalıklar arasında
Kohort araştırmaları tiroidin meduller karsinomu, fonksiyonel ve inflamatuar
Çok ayrıntılı, büyük ekip gerektiren çalışmalardır. Top- barsak hastalıkları, laksatifler, pankreatik kolera ve
lumda sık görülen latent dönemi kısa olan hastalıklar nöral tüp tümörleri, süt çocuğu diaresi, çöliak suprue ve
için kullanılır. Bu tür araştırmalarda bir grubun izlen- gastroenteritler sayılabilir. Prostaglandinlerin ince bar-
mesi söz konusudur. Yani ileriye dönük (prospektif) sak üzerine en önemli etkileri sekresyon artımı ve mo-
çalışmalardır. tilite değişiklikleri şeklindedir. Bu maddelerin araşidonik
Araştırmaya incelenecek hastalık açısından tümüyle sağ- asitten lamina propriadaki lökosit ve enterositlerde bu-
lıklı kişiler ile başlanır. Bu kişilerin bir kısmı hastalık lunan siklooksijenaz enzimi aracılığı ile sentez edildiği
oluşturabilecek bir risk faktörüne doğal olarak maruz bilinmektedir, intrajejunal uygulanan PGE1’in, glikoz,
kalmakta, diğer grup ise maruz kalmamaktadır. Bu iki su ve elektrolit absorbsiyonunu azaltırken net etki
grupta hastalığın ortaya çıkış hızları karşılaştırılır. olarak sekresyonu stimule ettiği saptanmıştır.
Hastalığın nedenlerini belirlemek için en güvenilir araştır-
madır. Yeni vakaları belirlediği için insidansı verir. Ay- 162 . Aşağıdakilerden hangisi midede asit salgılanmasını
rıca rölatif risk ve atfedilen riski de belirtir. uyarmaz?
Araştırma OLUMLU OLUMSUZ A) Asetilkolin
tİpİ
B) Duodenum gastrini
Olgu Elde edilen bilgi tam
Göreceli olarak ucuz C) Bağırsak lümeni içindeki protein
kontrol olmayabilir
Az sayıda olgu ile
Anımsamanın hata payı D) Sekretin
çalışabilir
E) Mide genleşmesi
Kontrol grubu seçimi
Göreceli olarak
ve eleştirmede sorun
çabuk sonuç
yaşanabilir
Cevap D
Nadir hastalıklar için Sadece tahmini rölatif risk
uygundur hesaplanabilir Parietal Hücreler mide fundusunda yer alan oksintik bez-
Etkinin
Hastalığın belirlenmesinde
lerin derin kısımlarında lokalizedir ve hidroklorik asit
Kohort belirlenmesinde hata
riski yok
hata yapılabilir salgılarlar. Bu hücreler histamin salgılayarak parietal
İnsidans ve rölatif hücreleri uyarırlar.
Geniş sayıda olgu gerektirir
risk hesaplanabilir Enterokromaffin hücreleri oksintik bezlerin derin bölgele-
Başka hastalıklarla
ilişkileri belirlemeye Uzun süre izleme gerektirir
rinde yerleşimlidirler. Bu yüzden salgıladıkları histamin
yarar ile parietal hücreleri direkt etkilerler. Hidroklorik asit
Zamanla olgularda azalma oluşumu ve salınımı enterokromaffin hücrelerinden
olabilir
Zamanla kriterler ve
salınan histamin miktarı ile doğru orantılıdır.
yöntemler değişebilir Mideye yiyecekler ulaştığı zaman asit sekresyonunun
Pahalıdır gastrik fazı başlar. Yeme cevap olan salgılanan asitin
yaklaşık %60ı bu fazda salgılanır ve yiyecekler tama-
161. Aşağıdakilerden hangisi ince bağırsaklarda emilimi men mideyi terk edene kadar devam eder. Amino asit-
inhibe ederek su atılması yönünde etki gösterir? ler ve küçük peptidler doğrudan G hücrelerini uyararak
gastrin salınımına neden olur. Ayrıca proksimal mide
A) Aldosteron genleşmesi vagovagal refleks ile asit salınımını arttı-
B) Somatostatin rır. Ayrıca antral genleşme de gastrin salgısını arttırır.
C) Prostaglandinler Asetil kolin gastrin salınımını uyarır ve gastrin enterok-
D) Dopamin romaffin benzeri hücreleri uyararak histamin salınımına
E) Anjiyotensin bu da asit salınımına neden olur.

Cevap C

Prostoglandinlerin ve bradikinin GFRyi arttırıcı etkisi var-


dır. Özellikle PG E2 ve PG I2 ve bradikinin vazodila-
tasyon ve renal kan akımında ve GFRde arttırıcı etkiye
sahiptirler. Afferent arteriollerin vazokonstriksiyona
karşı GFRnin ve renal kan akımının aşırı düşmesini
engeller. Cerrahi sonrasında oluşan volüm azalması

46 DENEME SINAVI - 10
163. Yoğun bakım ünitesinde multiple travma nedeniyle takip nırlı hastalığı olan hastalar için lumpektomi ve aksiler
edilen ve entübe olmayan hastada artmış santral ven ba- lenf nodu diseksiyonu ,radyoterapı önerilir. Düşük gra-
sıncı, hipoksemi, nefes darlığı, hipokarbi ve elektrokardi- deli DCIS solid, papiller veya kribriform alt tipleri için
yografide sağ aks baskınlığı birlikte izleniyor. kitle 5 mmden küçükse lumpektomi önerilir. Palpe
edilemeyen DCIS lezyonları için tel ile işaretlenerek
Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
eksizyon önerilir. Eksize edilen materyale mamografi
A) Pulmoner emboli çekilmesi de yapılabilir. . Mastektomi ile tedavi edilen
B) Akut respiratuvar distres sendromu DCIS lu hastalarda lokal rekürrens veya mortalite oran-
C) Pnömoni ları % 1 iken Lumpektomi ve adjuvan radyoterapi ile
D) Pnömonit tedavi edilmiş DCIS hastalarında mortalite oranı aynı
E) Atelektazi olmakla birlikte lokal rekürrens oranı %10 dur. Ayrıca
Bu lokal rekürrenslerin %45i invazif karsinomdur. DCIS
da rekürens için artmış risk faktörleri arasında kitlenin
Cevap A 2,5 cm den büyük olması, temiz sınır ile çıkarılama-
ması, ve komedo tipteki DCIS sayılabilir. Rekürens-
Pulmoner Trombo Emboli lerin çoğunluğu ilk cerrahi alanda olmaktadır. Bu da
Pulmoner tromboemboli etiyolojisi incelendiğinde en sık rekürensin yetersiz olmasından kaynaklanır.
derin ven trombozu üzerinde durulmalıdır. trombüs
oluşumuna eğilim ve lokal damar hasarı DVT gelişe- 165. Bilateral total troidektomi yapılan hastanın operasyon es-
cek hastalardaki kardinal bulgulardır. PTE tanısı için nasında superior tiroid arter bağlanırken hangi sinir yara-
ventilasyon/prefüzyon sintigrafisi ve pulmoner BT anji- lanması ses kalitesi ve gücünde azalmaya neden olur?
ografi tetkikleri yapılabilir.
Ani solunum sıkıntısı olan ve hiperventilasyona bağlı hipo- A) Superior larengeal sinirin internal dalı
karbi gelişen hastalarda santral venöz basınçta artma , B) Superior larengeal sinirin eksternal dalı
ve EKGde sağ aks hakimiyetinin olması tanıda anlamlı C) Rekürren larengeal sinir
bulgulardır. D) Fasial sinir
Pulmoner anjiografi PTE tanısında altın standarttır. E) Hipoglossal sinir
Alt ekstremitelere uygulanan pnomotık kompresyonların Cevap B
PTE olasılığını azalttığı tesbit edilememiş ancak bu
kompresyon uygulamaları DVT olasılığını azaltmak- REKÜRREN LARİNGEAL SİNİR (RLS)
tadır.yapılan ameliyatın çeşidi ve bölgeside en az Sağ ve sol RLS tiroid bezine oldukça yakın seyrederler.
Sağda vagus siniri subklavian arterin önünden ge-
postoperatif immobilizasyon kadar PTE gelişimi üze-
çerken RLS dalını verir. Sağ RLS subklavian arterin
rine etkilidir. Özellikle. Nöroşirürji ve ortopedik cerrahi
etrafında dönerek yukarı doğru trakeözofageal olukta
diğer cerrahilere göre daha fazla PTE riski taşır.
seyreder. Tiroidin sağ lobunun posteriorundan geçe-
rek krikotiroid kıkırdak arkasından larinkse girer. Solda
164. Kırk dört yaşında bir kadın hastada yapılan mamografi vagus siniri arkus aortayı geçtikten hemen sonra RLS
sonucu sağ memesinde multisentrik mikrokalsifikasyon- dalını verir. Sol RLS aorta etrafında dönerek yukarı
lar saptanıyor. Bu hastaya uygulanan tru–cat biyopsi ile doğru trakeözofageal olukta seyreder ve sağ RLS gibi
komedo tipte duktal karsinoma in situ saptanıyor. larinkse girer. Her iki tarafta da RLS’ ler, inferior tiroid
Bu hasta için bundan sonraki en uygun yaklaşım aşağıda- arteri tiroidin alt 1/3’ ü hizasında çaprazlarlar. RLS kri-
kilerden hangisidir? kotiroid kas dışındaki laringeal kasları innerve eder.
RLS’ in pek çok varyasyonları vardır. Bu da tiroidektomi
A) Yalnızca yerel eksizyon sırasında sinir hasarı riskini arttırmaktadır. RLS trake-
B) Yalnızca radyoterapi özofageal olukta (%50), paratrakeal alanda (%17–40),
C) Yerel eksizyon + radyoterapi paraözofageal alanda (%6) ya da tiroid parenkimi
D) Sağ total mastektomi + sentinel lenf nodu biyopsisi içinde (%4) seyredebilir.
E) Sağ total mastektomi ve ardından radyoterapi RLS krikoid kartilaja yakın lokalizasyonda larinkse girme-
den 2 ya da 3 dala ayrılabilir; bu nedenle tiroidektomi
sırasında dalların da korunması gerekir. RLS tiroidin
orta 1/3’ ü hizasında inferior tiroid arteri çaprazlar; ar-
Cevap D
terin önünden , arkasından ya da dallarının arasından
geçebilir
DCIS tanısı konmuş hastalarda 2 veya daha fazla kad- Çok ender olarak RLS servikal bölgede vagustan ayrılır ve
randa hastalık belirtileri varsa mastektomi gerekir. Sı- ‘non–rekürren’ laringeal sinir adını alır.

DENEME SINAVI - 10 47
SÜPERİOR LARİNGEAL SİNİR(SLS) Safra kesesi karsinomu
SLS kafatası kaidesi civarında vagustan ayrılır, karotis da- Safra kesesi karsinomu yaşlı popülasyonda görülen nadir
marların medialinden aşağı doğru iner ve hiyoid kemik bir patolojidir. Kolelitiazis nedeniyle ameliyat olan has-
hizasında internal ve eksternal olmak üzere iki dala taların patoloji materyallerinde tesadüfen erken evrede
ayrılır. İnternal dal duyu dalı olup tirohiyoid membranı saptananlar dışında geç evrede saptanır ve prognozu
delerek larinkse girer, bu dal epiglot ve larinksin duyu- oldukça kötüdür. Tüm olarak 5 yıllık sağ kalım yaklaşık
sunu sağlar. %5tir.
Eksternal dal inferior faringeal konstriktör kasın lateral yü- Kadınlarda daha sıktır.
zeyinden aşağı döner ve süperior tiroid damarlar ile Kolelitiazis en önemli risk faktörüdür. Karsinomu olan has-
birlikte seyrederek krikotiroid kasa girer; bu dal kriko- taların %95inde kolelitiazis vardır. Kronik inflamasyon
tiroid ve krikofaringeus kasının motor innervasyonunu suçlanmaktadır. 3 cm’den büyük taşlar riski 5 kat arttı-
sağlar. rır. Semptomatik taşlarla karsinom oluşumu asempto-
SLS’ in eksternal dalı, krikotiroid kasları ve buna bağlı ola- matik olanlardan fazladır. 1cm den büyük polipleri olan
rak vokal kordları gererek sesin tarzını belirler. Sinire hastalarda karsinom gelişim riski fazladır. Safra kesesi
olan travma sonucu o taraftaki vokal kord “flask” karsinomu gelişen hastalarda porselen safra kesesi
hale gelir. Böylece hastalar konuşurken çabuk yo- %20den fazla görülür. Bu safra keseleri hasta asemp-
rulur ve tiz sesleri yeteri kadar çıkaramazlar. tomatik olsa bile çıkarılmalıdır. Koledok kisti olanlarda
safra yollarında herhangi bir yerde karsinom gelişme
riski olmasına rağmen en sık safra kesesinde gelişir.
166. Crohn hastalığı nedeniyle ileum rezeksiyonu yapılan
Sklerozan kolanjit, anormal pankreatikobilier kanal bir-
hastalarda aşağıdakilerden hangisine rastlanmaz?
leşimi ve aztoluen ya da nitrozaminler gibi karsinojenler
A) Nefrolitiazis safra kesesi karsinomu ile ilişklidir.
B) Demir eksikliği anemisi Safra kesesi karsinomlarının yaklaşık %80–90ı adenokar-
C) Kolelitiazis sinomdur. Safra kesesi adenokarsinomun alt tipleri pa-
D) Megaloblastik anemi piller, nodüler ve tübülerdir. %10dan daha azı papiller
E) Safra tuzu diyaresi karsinomdur. Ama bunlar daha iyi prognozlu ve safra
kesesine lokalize iken en çok tanı alan türüdür. Safra
kesesi karsinomu lenfatikler, venöz yol veya direkt ola-
Cevap B rak yayılır. Calot nodülü denilen sistik kanal nodülü ilk
drene olan lenfatik nodüldür.
Terminal ileumdan emilemeyen safra tuzları nedeniyle ko-
lelitiazis ve yine emilemeyen vit b12 (megaloblastik
168. Aşağıdakilerden hangisi kolanjiyokarsinom için risk
anemi sebebi) nedeniyle de terminal ileum rezeksiyonu
faktörü değildir?
yapılan hastalarda B12 vitamin eksikliği görülebilirken
ana emilim yeri duodenum olan demir eksikliği ile ileum A) Primer sklerozan kolanjit
eksizyonu arasında bir ilişki yoktur. B) Koledok kisti
C) Bilioenterik anastomoz
D) Kronik tifo taşıyıcılığı
167. Safra kesesi kanseri ile ilgili olarak aşağıdakilerden E) Kolelitiazis
hangisi yanlıştır?
Cevap E
A) 10 mm den büyük poliplerde kanser riski vardır.
Safra yolu karsinomu
B) Porselen safra kesesi kanser riskini artırmaz. Kolanjiokarsinom bilier epitelden köken alan ve safra yolla-
C) Safra kesesi kanserlerinin % 80–90 kadarı adenokan- rının herhangi bir yerinde görülen tümörledir. 2/3ü he-
serdir. patik kanal bifurkasyonunda yer alır. Tek küratif tedavi
D) Safra kesesi kanserli hastaların çoğunda eşlik eden şekli cerrahidir. Ancak tanı anında birçok hasta ilerle-
safra taşları bulunur. miş hastalığa sahiptir. Bu yüzden palyatif yöntemler
E) Malign gastrointestinal tümörlerin % 2–4 kadarını oluş- bilier akışı sağlamak ve karaciğer yetmezliğinden ve
turur. kolanjitten korumaktır.
En sık görülme yaşı 50–70 yaş arasıdır.
Kolanjioselüler karsinom ile ilişkili durumlar arasında pri-
Cevap B mer sklerozan kolanjit , koledok kistleri, ülseratif kolit,
hepatolitiazis, bilioenterik anastomozlar ve safra yolları
enfeksiyonları sayılabilir. (Clonorchis veya kronik tifo

48 DENEME SINAVI - 10
taşıyıcıları) tetkik yöntemidir. Bilier patoloji ve fokal karaciğer lez-
Safra yolları kanserlerinin %90ı adenokarsinomdur. Mor- yonları için iyi bir tanı yöntemidir. Ek olarak karaciğer
folojik olarak nodüler (en sık) skirröz, diffüz infiltratif travmasının olduğu hastalarda kullanışlıdır.
veya papiller türleri vardır. Anatomik olarak distal, prok- İntraoperatif ultrasonografinin hepatik rezeksiyonların
simal ve perihiler olarak türleri vardır. İntrahepatik ko- kompleksliği ve sayısı arttıkça kullanımı da artmakta-
lanjiokarsinomlar hepatoselüler karsinom gibi mümkün dır. İntraoperatif ultrasonografi karaciğer lezyonlarını
olursa hepatik rezeksiyonla tedavi edilir. Kolanjioselü- belirlemede altın standarttır. %20–30 oranında ameli-
ler karsinomların yaklaşık 2/3ü perihiler yerleşimlidir. yat öncesi görüntüleme yöntemlerine oranla daha fazla
Perihiler kolanjiokarsinomlar Klatskin tümörü olarak da lezyon belirleyebilmektedir. %50 oranında malign cer-
adlandırılırlar. rahisinde cerrahiyi yönlendirmektedir.
4 tipi vardır.
Tip 1 common hepatik
Tip 2 intrahepatikler harıç bifurkasyonun tutulduğu
170. Orta yaşlı bir erkek hasta epigastrik ağrı, kilo kaybı ve
Tip3a sadece sağ intrahepatik kanalında tutulduğu bifur-
ishal şikâyetleriyle başvuruyor. Laboratuvar incelemele-
kasyon tutulumu
rinde hastada hipoproteinemi olduğu belirleniyor. Yapılan
Tip3b sadece sol intrahepatik kanalında tutulduğu bifur-
endoskopide proksimal mide gastrik kıvrımlarında kaba-
kasyon tutulumu
laşma ve endoskopi biyopsisi sonucunda yüzey mukus
Tip 4 her iki intrahepatik kanalında da tutulduğu bifurkas-
sekresyonu yapan hücrelerde diffüz hiperplazi saptanıyor.
yon tutulumudur
Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Gastrik antral vasküler ektazi


B) Ménétrier hastalığı
C) Dieulafoy’s lezyonu
D) Divertikül
E) Leyomiyom

Cevap B

Proksimal midenin gastrik katlantılarının hipertrofisi ile ka-


rakterize, gastrik epitelin nadir görülen inflamatuar has-
talığıdır. İleri evrelerde epitel büyük, multiple polipoid
görünüm kazanabilir. Normalde büyük moleküllere ge-
çirgen olmayan gastrik epitelden fazla miktarda plazma
proteini kaybedilir. Etiyoloji Ortaya konulamamıştır.
Menetrier hastalığı karakteristik olarak hipoklorhidri ile iliş-
kilidir. Hastalığın, normal veya artmış asit sekresyonu
ve protein kaybı olmaması ile karakterize hiperplastik
hipersekretuar varyantı da vardır.
169. Karaciğer metastazlarını saptamada en güvenilir yön-
Proksimal mide de dev gastrik katlantılar bulunur, antrum
tem aşağıdakilerden hangisidir?
genellikle normaldir. Bunlardan yapılan mukozal bi-
A) Abdominal ultrasonografi yopsiler, mukus sekrete eden yüzey hücrelerinin difüz
B) Bilgisayarlı tomografi hiperplazisini gösterir. Mide kanseri için artmış risk söz
C) Laparoskopi konusu olabilir.
D) Ameliyat sırasında elle muayene Hastaların çoğu orta yaşlı erkek hastalar olup, klinik olarak
E) İntraoperatif ultrasonografi epigastrik karın ağrısı, kilo kaybı, diare ve hipoprotei-
nemi görülür. Bazen hastalık kendiliğinden gerileyebilir.
İyi bir destek tedaviile hastaların çoğu tedavi edilebilirken,
Cevap E hipoproteinemi gelişen olgularda gastrektomi gereke-
bilir.
Abdominal semptomların değerlendirmesinde abdominal
ultrason en sık kullanılan yöntemdir. Çünkü ultrason
ucuz, geniş olarak kullanılabilen, radyasyonun kullanıl-
madığı ve hastalar tarafından kolay tolere edilebilen bir

DENEME SINAVI - 10 49
171. Total parenteral beslenme yapılan bir cerrahi hastada 3) Sistemik inflamatuar cevap sendromu (SIRS): Her-
katetere bağlı en ölümcül komplikasyon aşağıdakiler- hangi bir uyaran karşısında vücudun verdiği anormal
den hangisidir? generalize inflamatuar reaksiyondur.
4) Sepsis: Enfeksiyonlara bağlı gelişen SIRS olarak ta-
A) Staphylococcus epidermidis enfeksiyonuna bağlı kate-
nımlanabilir.
ter sepsisi
5) Ciddi sepsis: Organ disfonksiyonu, hipoperfüzyon veya
B) Büyük venlerin trombüsü
hipotansiyonun eşlik ettiği durumlardır.
C) Kandida enfeksiyonuna bağlı kateter sepsisi
6) Septik şok: Sıvı replasmanına rağmen hipotansiyonun
D) Pnömotoraks
devam ettiği ve diğer bilinen nedenler dışında organ
E) Hidrotoraks
disfonksiyonu ve perfüzyon anormalliğinin görüldüğü
durumdur (laktik asidoz, oligüri varlığı gibi). Ciddi sep-
sisin bir alt grubu olarak da tanımlanabilir.
Cevap C
7) Multiple Organ Disfonksiyonu Sendromu (MODS)=
MODS kısaca 24–48 saatte gelişen ve en az iki or-
Kateter sepsisi TPN alan hastalarda en önemli ölümcül
ganda görülen ciddi organ disfonksiyonu olarak da
komplikasyonudur. Kateter sepsisine neden olan
tanımlanır (1,2,3). Sepsisli olgularda prognoz bozulan
etkenler %40 Staphylococcus aureus %40 Staph-
organ sayısı ile doğru orantılıdır.
ylococcus epidermidis %15 mayalar %5 gram ne-
Üç organda disfonksiyon görülen olgularda mortalite %80–
gatif bakterilerdir. Staphylococcal enfeksiyonlar
100’lere kadar çıkar.
kateter bakımı ile ilişkili iken maya enfeksiyon-
SIRS kriterleri şunlardır:
ları intestinal kontaminasyonla ilişkilidir. Sepsis
1) Vücut ısısı > 38 °C veya < 36 °C
insidansını arttıran diğer faktörler de perkütan
2) Kalp hızı > 90/dk.
stomaların varlığı, ameliyat öncesinde var olan
3) Solunum hızı > 20/dk, PaCO2 < 32
malnütrisyon kortikosteroid kullanımı, öncesinde
4) BK > 12000 veya < 4000 olması, veya periferik yay-
geniş spektrumlu antibiyotik tedavisi, devam eden
mada > 10% immatür formların saptanması.
kemoterapi veya ciddi nötropenidir.
Sepsis tanısı için bu kriterlere ek olarak infeksiyonun ka-
Fungemi en ciddi kateter enfeksiyonu tipidiri. En sık pa-
nıtlanması gerekir.
tojen olan Candida en olası olarak GIS kaynaklıdır.
Genel durumu kritik olarak hastada en az 2 pozitif
bölge kültüründe kandida ürerse Flukonazol veya am- 173. Aşağıdaki tümör belirteçlerinden hangisi gastrointes-
foterisin kullanılabilir. tinal stromal tümörlerin tanı veya tedavisinde yol gös-
S. epidermidis veya gram–negatif bakteriler için antibi- tericidir?
yotik tedavisi %60 %70 etkilidir. Staphylococcus au-
A) c–KIT (CD 117)
reus veya maya üremesi gösterilirse kateter çekilmeli
B) Karsinoembriyonik antijen
ve iv antibiyotik tedavisine geçilmelidir
C) α–fetoprotein
D) CA 19–9
E) bcr–abl onkojen
172. Aşağıdakilerden hangisi sistemik inflamatuvar yanıt
sendromu kriterlerinden biridir? Cevap A
A) Sistolik kan basıncının 90 mmHg nin altında olması
B) Spontan solunumda PaCO2 basıncının 32 mmHg nin Malign Gastrointestinal Stromal Tümör
altında olması Tüm gastrointestinal sistem malign stromal tümörlerinin
C) Laktik asidemi 2/3’ü midede gelişir. Gastrointestinal stromal tümörler
D) Oligüri mezenkimal dokuda belirsiz bir hücreden köken alır-
E) Sistolik kan basıncının vazopresör ajanlarla düzen- lar. Eskiden leiomyosarkom olarak isimlendirilen düz
lenme gereksiniminin olması kas tipi ve epiteloid tip gibi değişik diferansiyasyon pa-
ternleri mevcut idi. Epitelyal hücreli stromal tümör
midede en sık gelişen hücre tipidir. Tüm GIST ba-
Cevap B kıldığında ensık en sık cajal hücrelerınden geilşir-
ken midede en fazla epitelial hücrelerden gelişir
1) Infeksiyon: Bir dokunun mikroorganizmalarla invazyo- .GIST de tm markere olarak %90 oranında c–kit
nuna vücudun gösterdiği inflamatuar cevaptır. protoonkogeni tesbit edilirken %80 oranında CD
2) Bakteriyemi: Kanda canlı bakteri varlığıdır. 34 pozitifliği tesbit edilir.

50 DENEME SINAVI - 10
Gastrointestinal stromal tümörler yavaş büyüyen, submu- VIPomalar daha çok distal pankreasta lokalize olurlar ve
kozal tümörlerdir. Fundus ve antrumda da bulunabil- çoğunlukla pankreasın dışına yayılım gösterirler.
melerine rağmen çoğu midenin korpusunda yerleşir. Palyatif kitle küçültücü ameliyatlar, sonrasında somatosta-
Hemen daima tek lezyon olarak bulunurlar. Küçük lez- tin analogları kullanımıyla birlikte, bir süre için faydalı
yonlar nadiren ülserasyon ve kanamaya neden olduk- olabilir.
ları için genellikle tesadüfen saptanırlar. Daha büyük
tümörler kilo kaybı, karın ağrısı, dolgunluk, erken
doygunluk ve kanamaya neden olabilir ve karında 175. Primer sklerozan kolanjit ile ilgili aşağıdaki ifadelerden
palpe edilen kitle oluşturabilirler. hangisi yanlıştır?
Lenfatik yayılım nadiren görülebilirse de esas yayılım yolu
A) Kolanjiyokarsinom için risk faktörüdür.
hematojendir ve bu yolla sıklıkla karaciğer ve/veya ak-
B) Beraberinde Crohn hastalığı, ülseratif kolitten daha sık
ciğer metastazları gelişir. Tanı endoskopi ve biyopsi
görülür.
ile konulur.
C) Erkeklerde daha sık gözlenir.
Gastrointestinal stromal tümörlerde c–kit protoonkogeni
D) Vakaların çoğunda intrahepatik ve ekstrahepatik tutu-
genellikle bulunur. Bu genin tirozin kinaz ürününün ak-
lum birliktedir.
tivitesini bloke eden kemotöropatik ajan olan imatinib
E) Bazı vakalar tamamen asemptomatik olabilir.
metastatik veya cerrahi olarak çıkarılamayan gastroin-
testinal stromal tümörlerde umut verici bir ilaçtır.
Cevap B
174. Otuz beş yaşında bir erkek hasta diyare şikâyetiyle cerrahi
kliniğine başvuruyor. Yapılan laboratuvar incelemelerinde PRİMER SKLEROZAN KOLANJİT
hipokalemi ve hiperkalsemi saptanıyor. Diyarenin, açlığa Primer sklerozan kolanjit intrahepatik ve ekstrahepatik
ve nazogastrik drenaja rağmen devam ettiği gözleniyor. safra yollarının tamamını veya bir kısmını tutan fibrotik
Çekilen bilgisayarlı tomografiden pankreas kuyruk kıs- striktürlerle karakterize kolestatik bir hastalıktır.
mında kitle belirleniyor. Progresif bir hastalık olup sekonder biliyer siroza kadar
Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? ilerleyebilir.
Kesin nedeni bilinmemektedir, hastalığın patogenezinde
A) Zollinger–Ellison sendromu genetik ve immünolojik faktörlerin rolü olabilir.
B) Glukagonoma Başta ülseratif kolit olmak üzere inflamatuar barsak
C) İnsülinoma hastalıkları ile güçlü bir ilişkisi vardır.
D) Verner–Morrison sendromu (VIPoma) Primer sklerozan kolanjit li hastalarda ülseratif kolit sıklığı
E) Somatostatinoma %60–70 arasında iken %30 civarında crohn ile birlik-
telik gösterir.
İki hastalığın seyri birbirinden bağımsızdır. ÜK’in tedavi-
Cevap D sinin Primer sklerozan kolanjit üzerine etkisi yoktur.
Primer sklerozan kolanjit hastalarda kolanjiyokarsinom
VIPoma gelişme riski artmıştır.
Vazoaktif intestinal peptid (VIP) salgılayan pankreatik en- Ortalama görülme yaşı 30–45 olup, erkeklerde daha sıktır
dokrin neoplazmdır. Bazı hastalar yıllarca asemptomatik kalırken bazıları hız-
Verner–Morrison sendromu olarak da bilinen bu klasik lıca safra kanallarının kaybı, siroz ve karaciğer yetmez-
sendrom dehidratasyona neden olan ciddi aralıklı di- liğine ilerler.
yare ve sıvı elektrolit kaybına bağlı halsizlikle ilişkili- Tıkanma sarılığı düşünülen bir hastada USG’de safra
dir. Günde 5 L’ye ulaşabilen diyare söz konusu olabilir. yollarında dilatasyon görülmezse sklerozan kolan-
Gaita ile büyük miktarda potasyum kaybedilir. jitten şüphelenilmelidir.
VIP salgısı periyodik olduğu için,tanı koymak için birkaç ERCP’de safra yollarına çok sayıda darlıklar ve dilatas-
defa yüksek olarak tesbit etmek gerekir. yonlar (tespih, boncuk görüntüsü) görülür..
Sıvı elektrolit bozukluğu düzeltmek bazen güç olabilir, ag- Medikal tedavi sonuçları iyi değildir.
resif tedavi gerekir. Somatostatin analogları diyarenin Biliyer striktürler endoskopik veya perkütan olarak dilate
kontrol edilmesinde faydalı olabilir. edilebilir ve stentlenebilir.
Tomografi, VIPomaların çoğunun yerini belirlenmesini Sekonder biliyer siroz ve karaciğer yetmezliği gelişen has-
sağlar. Bununla birlikte endoskopik tomografi, diğer talarda en iyi tedavi karaciğer transplantasyonudur
endokrin neoplazmlarda olduğu gibi, en duyarlı görün-
tüleme yöntemidir.

DENEME SINAVI - 10 51
176. Aşağıdakilerden hangisi özofagusun skuamöz hücreli 178. Gastrektomi sonrası meydana gelen megaloblastik
kanserinin gelişimi için risk faktörü değildir? aneminin nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

A) Sigara A) Postvagotomi gastrik atoni


B) Alkol B) Efferent–loop sendromu
C) Gastroözofageal reflü hastalığı C) Alkalen reflü gastriti
D) Tilozis D) Rezidüel antrum sendromu
E) Akalazya E) Afferent–loop sendromu

Cevap E
Cevap C
Afferent loop (Getirici ans) sendromu:
Özefagus ca için risk faktörleri ve insidansın belirlenme- Afferent loopun, stomada veya stomaya yakın bir bölgede
sinde bölgesel farklılıklar lokal çevresel ve gıdasal mekanik parsiyel obstrüksiyonuna bağlıdır.
karsinojenler rol oynar. Skuamöz hücreli kanserin Hastalarda postprandiyel kramp şeklinde karın ağrısı
etyolojisinde: fazla miktarda tütün ve alkol kullanımı, vardır. Ağrıyla birlikte fışkırır tarzda kusma olur ve ağrı
N–nitrosaminler, çinko ve molibden gibi mineral eksik- kusma ile geçer.
likleri, akalazya, avuç içinin ve ayak tabanının hiper- Kusma gıda artıkları içermez.
keratozisi ile karakterize olan tylosis, kostik darlıklar, Tedavi edilmezse, afferent loopta bakteri kolonizasyonu
çöliak hastalığı, Plummer–Winson sendromu ve insan sonucu oluşan B12 vitamini eksikliğine bağlı anemi
papilloma virüsüdür. Skuamöz hücreli kanser sosyo- ve malabsorbsiyon gelişir
ekonomik düzeyi düşük bölgelerde daha sık görülür. Tedavi: Cerrahidir. Billroth II, I’e çevrilebilir, yan yana jeju-
Özofagus adenokarsinomunun risk faktörleri gastroöze- nostomi ya da Roux–en–y diversiyon yapılabilir.
fageal reflü ve Barrett
özofagusu varlığıdır. 179. Aşağıdakilerden hangisi en sık majör alt gastrointesti-
nal sistem kanama nedenidir?

A) Kolon kanseri
177. Forrest klasifikasyonuna göre aşağıdaki peptik ülser B) Divertiküler hastalık
tiplerinin hangisinde tekrar kanama riski diğerlerine C) Ülseratif kolit
göre daha fazladır? D) Mezenterik iskemi
A) IIa B) IIb C) IIc E) Crohn hastalığı
D) IId E) III

Cevap B
Cevap A
GASTROİNTESTİNAL SİSTEM KANAMALARI
Forrest I a: Arteryel fışkırır tarzda kanama Üst gastrointestinal sistem kanamaları Treitz ligamen-
Forrest I b: Sızıntı tarzında kanama tinin proksimalinden (genellikle özefagus, mide veya
Forrest II a: Görünen damar (Visible vessel) duodenumdan);
Forrest II b: Lezyonun pıhtı ile kaplı olması Hematemez: Genellikle ligamentum Treitz’ın proksimalin-
Forrest II c: Lezyonun hematin ile kaplı olması deki bir kanama nedeni ile meydana gelen kanlı kus-
Forrest III: Lezyonun eksuda ile kaplı olması (kanama bul- madır. Kahve telvesi görünümünde olması daha yavaş
gusunun olmaması) bir kanamaya işaret eder. Kanın midede beklemesi
Kanama ihtimali en yüksek olan forest 2a dır sonucu rengi değişir.
Melena: Siyah, kötü kokulu, cıvık, katran gibi gayta çıka-
rılmasıdır. Melena gelişmesi için 50 ml kan yeterlidir.
Genellikle üst GİS kanamasına bağlı gelişir.
Alt gastrointestinal sistem kanamaları Treitz ligamenti-
nin distalinden (genellikle kolon, rektum veya terminal
ileumdan) kaynaklanan kanamalardır.
Hematokezya: Rektumdan taze kan gelmesidir. Genel-
likle alt GİS kanamalarını göstermekle birlikte masif
üst gastrointestinal sistem kanamalarında da olabilir.

52 DENEME SINAVI - 10
ÜST GASTROİNTESTİNAL SİSTEM KANAMALARI 180. Aşağıdaki mediatörlerden hangisi makrofaj ve poli-
NEDENLERİ: morfonükleer lökosit apoptozisini geciktirir?
1. Peptik ülser
A) IL–4
2. Akut mukozal lezyonlar
B) IL–10
3. Ösefagogastrik varisler
C) Tümör nekroz faktör reseptörü–1
4. Mallory–Weiss yırtıkları
D) IL–6 ve IFN–GAMA
5. Reflü ösefajit
E) CD95(Fas)
6. Gastrik neoplazmlar
7. Diğer nedenler.

Cevap D
Nasogastrik aspirasyonun temiz olması Treitz ligamentinin
proksimalindeki bir kanamayı ekarte eder.
İnterlökin–6
Üst GİS kanamalarında tedavi öncelikle medikaldir. Tüm
Barsak epiteli dahil tüm hücrelerde sentezlenebilir.
kanamalarda olduğu gibi öncelikle damar yolu açılarak
Yüksemiş İL–6 düzeyleri şoktaki mortalite ile ilişkilidir.
sıvı tedavisi yapılmalıdır. İlk resüsitasyon ve stabilizas-
IL–6’nın hem proinflamatuar hem de antiinflamataur etkisi
yondan sonra yapılacak işlem ösefagogastroduode-
gösterilmiştir.
noskopi ile kanama yeri lokalizasyonudur. Ayrıca
İL–6, hipovolemik şok sonrası akciğer, karaciğer ve barsak
teröpatik işlemler de endoskopik olarak yapılabilir.
travmasına katkıda bulunur.
Sintigrafik incelemeler 0.1 ml/dak hızında devam eden
Yaygın alveoler hasar ve ARDS gelişiminde İL–6 rol oy-
kanamaların lokalizasyonunda yardımcı olabilir.
nayabilir.
Arteriografi 1–2 ml/dak’ yı aşan hızlardaki kanamalarda
İL–6 ve İL–1β travmaya hepatik akut faz cevabının medi-
% 90 doğrulukla kanama odağını lokalize edebilir.
yatörleridir.
Arteriografinin avantajı vasopresin gibi vasokonstriktör
Kompleman, C–reaktif protein, fibrinojen, haptoglobin,
ajanların selektif intraarteriyel infüzyonu veya em- amiloid A ve α–anti–tripsin aktivitesini ve üretimini ve
bolizasyon ile kanamayı durdurabilmesidir. nötrofil aktivasyonunu arttırır.
Üst gastrointestinal sistem kanamalarında acil cerrahi mü- IL–6 sistemik inflamatuar cevabın göstergesi olarak
dahale nadiren gerekir. kullanılabilir. Dolaşan IL–6 düzeyleri ameliyat esna-
Kanayan peptik ülserle hastaneye gelen hastaların sında doku travmasının yaygınlığı ile orantılı gözük-
%75’inde kanama asit süpresyonu ve oral beslen- mektedir. IL–6’nın, travma esnasında TNF–α ve IL–1
menin kesilmesi ile kendiliğinden duracaktır. aktivitesini azaltması ile antiinflamatuar etkisi de vardır.
Bununla birlikte %25’i kanamaya devam eder veya ilk Yarı ömrü 10 gün kadardır.
kanama atağı durduktan sonra tekrar kanar. Bu grup IL–6 ve IL–11 aynı reseptörü kullanırlar.
İnterferon–γ (IFN–γ)
hastalar, kanamanın ciddiyeti ile ilişkili klinik faktörler
T lenfositler, doğal katil hücreler ve makrofajlardan salgı-
ve endoskopik bulgulara göre belirlenebilir.
lanır.
ALT GASTROİNTESTİNAL SİSTEM KANAMALARI
Dolaşımdaki ve dokudaki makrofajların aktivasyonunda
Treitz ligamentinin distalinden kaynaklanan kanamalardır. önemli rolü vardır.
Üst GİS kanamasına göre nadir görülür. İntraselüler mikroorganizmalara (Listeria monocytogenes,
Bu kanamaların çoğu kendiliğinden dururken yaklaşık Mycobacterium tuberculosis, vb.) karşı defansta hayati
% 10–25 hastada kanama kontrolü için cerrahi te- rol oynar.
davi gerekir. IFN–γ’nın neden olduğu alveoler makrofaj aktivasyonu,
24 saat içinde 3 üniteden fazla kan transfüzyonu gerektiren majör cerrahi veya travma sonrası görülen, akut akci-
kanamalar masif alt gastrointestinal sistem kanamaları ğer inflamasyonunu indükleyebilir.
olarak nitelendirilir. Ve masif alt GIS kanamalarının en
sık nedeni divertikülozistir. 181.Aşağıdaki kırıklardan hangisi Colles kırığını tanımlar?
Karsinom alt gastrointestinal sistem kan kayıplarının en sık
karşılaşılan nedenidir. Ancak bunlarda kan kaybı hızlı A) Radius distal uç kırığı
ve abondan olmayıp okült kan kayıpları söz konusudur. B) Ulna distal uç kırığı
C) Redius ve ulna distal uç kırığı
D) Skafoid kemik kırığı
E) Ulnar stiloid proses kırığı

Cevap A

DENEME SINAVI - 10 53
Colles kırığında fraktür hattı radiusum distal ucundadır, %5–7 yassı (Skuamöz) hücreli
dorsal angulasyon ve deplasman görülür. (Çatal sırtı Semptom
deformitesi) Smith fraktüründe ise yine radius distal uç Ağrısız–total–gross–pıhtılı hematüri esas bulgulardır.
kırığı olur ancak angulasyon volar yüzdedir (Ters Col- Kesin tanı;
les kırığı) sistoskopi ve biopsi ile konur. (En sık trigon yerleşimlidir)
COLLES KIRIĞI: Benzen hematolojik malignitelerden rol oynar
Radius alt eklem yüzünden 3 cm yukarıya kadar
olabilen, distal parçanın dorsale, radiale kaydığı ve
183.Ellibeş yaşında bir hasta yanıp sönen ışıklar, göz önünde
tepesi volarda açılaşma yaptığı kırıklardır.
yüzen cisimcikler, uçuşan sinekler gördüğünü söyleyerek
En sık avuç içine düşmeler sonucu görülür.
polikliniğe başvuruyor.
Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Üveit
B) Optik sinir felci
C) Glokom krizi
D) Retima dekolmanı
E) Konjunktivit

Cevap D

Retina dekolmanı Sensorial retina tabakasının pigment


SMİTH KIRIĞI: epitelinden ayrılmasıdır. Yüzen cisimler görme, ışık
El bileği palmar flexiyondayken elin sırtına düşme çakmaları, yanıp sönen ışıklar (fotopsi), görme kayıp-
ile oluşur. ları ile kendini belli eder. Oftalmoskopide dekole retina
Colles kırığının tersi bir kırıktır. gri görülür. Fotopsinin en sık nedenidir

182. Mesane karsinomu etyolojisinde rol almayan aşağıda-


kilerden hangisidir? 184. Kafa travması geçiren, tek gözü sağa deviye, midriatik
ve ışık refleksi olmayan bilinci kapalı hastada aşağıda-
A) Sigara
kilerden hangisi düşünülmelidir?
B) Anilin boyaları
C) Siklofosfamid A) Todd paralizisi
D) Benzen B) Kommosyo serebri
E) Mesane taşı C) Unkal herniasyon
D) Tonsiller herniasyon
E) Kafa tabanı kırığı
Cevap D

MESANE Cevap C
TRANSİSYONEL HÜCRELİ KARSİNOM Kibasta Herniasyonlar
Etyoloji:
Benzidin, beta–naftilamin içeren anilin boyaları
Triptofan metabolizması anormallikleri
Sigara
Siklofosfamid
Analjezik nefropatisi
Şiztozomiazis (aslında squamöz cell CA‛yı daha sık
yapar)
En sık mesanede olursa da böbrekte pelvikalisyel sistem-
tede görülebilir.
Özellikler:
Erkekte 9 kat fazladır.
Ortalama yaş 70 dir. %90’ı değişici epitel hücreli.

54 DENEME SINAVI - 10
1) Subfalxian Herniasyon: Kulak zarı perfore olmuş ve kulak akıntısı başlamıştır.
Falx serebri altından gyrus cingulinin karşı tarafa itilme- Ateş, ağrı ve işitme kaybı azalır. Muayenede dış kulak
sidir. yolunda pürülan materyal vardır, zar hiperemik masere
Başağrısı, bulantı, kusma, görme kaybı oluşur. ve perforedir.
2) Transtentorial (unkal) Herniasyon: Koalesan safha:
Tentoriumdan uncus ve hipokampusun herniye olmasıdır. Enfeksiyon iki haftadan uzun sürerse mukoperiostium
3. Kranial Sinir bası altında kalır (anizokori), hemiparezi– kalınlaşır ve pürü­lan materyalin drenajı engellenir.
hemipleji, deserebre katılık oluşur. Mastoid hücrelerde iskemi ve stazla asidoz olur ve
3) Tonsiller Herniasyon: kalsiyum çözünür. Mastoid hücereler birleşerek tek bir
Foramen magnumdan, serebellar tonsiller girerler ve me- boşluk oluşturur. Koalesan safhada en önemli nokta
dulla oblongataya bası yaparlar. semptomların uzaması veya hafiflemiş olan semp-
Ani şuur kaybı, ani solunum kaybı, ani intermittant tomların iki hafta içinde tekrar ortaya çıkmasıdır.
opistotonus olur. Rezolüsyon:
Ense sertliği, öğürme ve öksürük reflexlerinin kaybı görü- İyi tedavi yapılırsa hiçbir sekel bırakmadan iyileşir. Kendini
lür. sınırlayan bir has­talıktır.
Komplikasyon evresi
Tüm AOM komplikasyonları içinde en sık komplikasyon
185. Akut süpüratif otitis medianın hangi evresinde acil mi-
mastoidittir.
ringotomi veya parasentez yapılır?

A) Hiperemi dönemi
B) Süpürasyon dönemi 186. Schiller testinde serviks dokusunun rengi, aşağıdaki-
C) Koalesan dönemi lerden hangisinin varlığında lugol ile boyanarak siyah–
D) Komplikasyon dönemi kahverengi rengine dönüşür?
E) Eksüdasyon dönemi
A) Erozyon
B) Karsinom
C) Displastik skuamöz epitel
Cevap E
D) Normal kolumnar epitel
E) Normal skuamöz epitel
AKUT OTİTİS MEDİA
Enfeksiyon %95 nasofarenksten östaki çevresindeki lenfa-
tikler yoluyla asendan gelir .
Cevap E
İlk üç yaşta her üç çocuktan ikisi en az bir kez AOM geçirir.
AOM en sık 6–13 aylarda görülür. Orta kulak mukozası
Açıklama: Schiller testi, serviks veya vajen mukozasın-
ve mastoid hücre­lerin infektif inflamasyonudur.
daki prekanseröz veya kanseröz değişimlerin saptan­
masında kullanılır. Genellikle kolposkopi sırasın­da
Etyoloji
uygulanır ve şüpheli alan lugol solusyonu ile boyanır.
Östaki tüpü disfonksiyonu (obsturiksiyonu) en
Normal (matür) skuamöz epitel hüc­relerinde bulunan
önemli nedendir.
glikojen, lugol solusyonunda bulunan iyot ile reaksi-
ÜSYE sonrası asendan yolla geçiş sıktır. Çocuk ve eriş-
yona girerek boyayı tutar ve epitel hücreleri siyah–
kinlerde en sık etkenler S.pnomoni, H.influenza ve
kahverengi bir renk alır. Matür olmayan (erozyone,
S.pyogenes tir.
displastik, kanseröz) skuamöz hücrelerde glikojen içe-
riği yetersiz olduğundan bu hücreler boya tutmaz ve
Evreleri
boya tutmayan alanlardan biopsi yapılır.
Hiperemi evresi:
Endoservikal kolumnar hücreler de glikojen içermedikle-
Mikroorganizma orta kulağa gelince mukoperiostiumun ilk
rinden boyayı tutmaz ve sarı–turuncu renkte görülür.
reaksiyonu hiperemidir. En önemli semptom kulak
ağrısıdır.
Eksudasyon:
Mukoperiostiumdaki genişlemiş damarlardan eksudasyon
olur. Ağrı artar, ateş belirginleşir ve tabloya işitme az-
lığı eklenir. Muayenede kulak zarı bombe ve hipere-
miktir. Bu evre miringotomi yapılmalıdır.
Süpürasyon:

DENEME SINAVI - 10 55
187. Yirmi yedi yaşında, iki kez birinci trimester abortus öyküsü MTHFR geni C677T mutasyona sahip bireylerde hiperho-
olan kadın düzensiz vajinal kanama yakınması ile başvur- mosistinemi gelişir. Bu mutasyonla birlikte özellikle
muş, yapılan sonohistereografide uterin kavite içinde 3 cm folik eksikliğinin varlığı homosistein düzeylerinin art-
submuköz myom belirlenmiştir. Endometrial biyopsi sonu- masına yol açmaktadır. Folik asit eksikliği ile birlikte
cunda malignite saptanmayan olgu çocuk istemektedir. olan MTHFR gen mutasyonları fetusta nöral tüp de-
Bu hasta için en uygun yaklaşım aşağıdakilerden hangi- fekti gelişimine neden olabilmektedir.
sidir? Hiperhomosistinemi ayrıca hem venöz hem de arteriyel
tromboza yatkınlığa yol açar. Buna bağlı olarak myo-
A) Spontan izlem
kard infarktüsü, inme, Alzheimer hastalığı ve trom-
B) Histeroskopik myomektomi
bofili gelişimine yatkınlık artar. Özellikle homozigot
C) Laparoskopik myomektomi
bireylerde erken gebelikten itibaren gelişebilen trom-
D) Laparotomi ile myomektomi
büsler gebelik kayıplarına, intrauterin gelişme geriliği
E) GnRH agonistleri ile medikal tedavi
ve intrauterin ölümlere neden olabilmektedir.
Sorunun şıkları arasında yer alan Faktör V Leiden mu-
tasyonu da, tekrarlayan gebelik kayıplarının önemli bir
Cevap B
nedeni olmasına karşın, hiperhomosistinemi meydana
getirmez. Down sendromu olgularında ise genetik mu-
Myoma uteri olgularında en uygun yaklaşımın belirlenme-
tasyon yoktur.
sinde, myomun semptomatik olup olmaması önem-
lidir. Soruda verilen olgunun hem düzensiz vajinal
kanama yakınması bulunmaktadır, hem de öyküsünde
189. Aşağıdaki viral aşılardan hangisinin gebelikte uygu-
erken dönem gebelik kayıpları vardır. Bu nedenle bu
lanması kontrendike değildir?
olguda tedavi endikasyonu vardır ve tedavinin cer-
rahi olması daha uygun bir yaklaşımdır. Cerrahi te- A) İnfluenza aşısı
davinin şekli ise sıklıkla myom lokalizasyonuna ve B) Kabakulak aşısı
hastanın fertilite isteminin bulunup bulunmamasına C) Kızamık aşısı
bağlı olarak değişir. Soruda verildiği gibi submuköz bir D) Kızamıkçık aşısı
myom mevcut ise histeroskopik myomektomi fertilite E) Varisella aşısı
istemi olan olgularda öncelikli yaklaşım olmalıdır (yan-
daki şekilde submuköz bir myoma histeroskopik olarak
yapılan cerrahi müdahalenin çizimi yer almaktadır). Cevap A
GnRH agonistleri ile medikal tedavi günümüzde nadiren de
olsa cerrahi tedavi öncesinde myom boyutlarının kü- İnfluenza, rubella, rubeola ve kabakulak infeksiyonunun
çültülmesi ve cerrahi tedavinin kolaylaştırılması ama- proflaksisi için aşı vardır ancak gebelikte canlı virus
cıyla kullanılabilmekteyse de, tek başına uygun bir aşılarının kullanımı kontrendikedir. İnfluenza aşısı
yaklaşım değildir ve gün geçtikçe daha az uygulanır ise 2. trimesterden itibaren uygulanabilir.
bir tedavi şekli haline gelmiştir. Yandaki tabloda gebelikte uygulanabilecek ve kontrendike
olan aşılar yer almaktadır:
188. 29 yaşında, ilk gebeliğinde nöral tüp defektili bebek do-
ğuran ve takip eden üç gebeliği abortus ile sonuçlanan
hastanın yapılan tetkiklerinde serum homosistein düzeyi
yüksek bulunmuştur.
Bu olguda aşağıdaki genetik mutasyonlardan hangisinin
bulunması en olasıdır?

A) Faktör V Leiden (G1691A) gen mutasyonu


B) Faktör II (protrombin G20210A) gen mutasyonu
C) Glukozil seramidaz eksikliği
D) Metilen tetrahidrofolat (C677T) gen mutasyonu
E) Down sendromu

Cevap D

56 DENEME SINAVI - 10
GEBELİK ÖNCESİ VE GEBELİKTE AŞILAMA Oksitosin ve prostaglandin eylemin başlatılması ama-
A. Gebelikte uygulanabilecek aşılar: cıyla sıklıkla kullanılır. Fetal oksitosinin de doğumun
• Toksoid aşılar başlamasına etkisi olduğuna dair kanıtlar mevcuttur.
-- Tetanoz Lizozomal aktivasyon ile hücre membranında araşi-
-- Difteri donik asitin prostaglandinlere çevrilmesinin de etkisi
-- Şarbon olabilir. Muhtemel bir başka teoriye göre, doğum ey-
• İnaktive bakteri aşıları
lemi progesteronun azalması sonucu lizozomların
-- Pnömokok
-- Meningokok destabilizasyonu sonucu ortaya çıkmaktadır. Anen-
-- Hemofilus sefalik fetuslarda doğum eyleminin başlaması ge-
-- Kolera cikmektedir ve yapılan çalışmalar bu fetuslarda ACTH
• İnaktive virus aşıları uyarısının olmadığını göstermektedir. Bu da kortizo-
-- İnfluenza
lün doğum eyleminin başlangıcındaki muhtemel rolünü
-- Kuduz
-- Hepatit A, B göstermektedir. Prolaktin düzeyleri gebeliğin sonlarına
-- İnaktive poliomyelit doğu yükselmektedir ancak bugüne kadar doğumun
• Canlı bakteri aşıları başlatılmasında prolaktinin rolü olduğuna dair her-
-- Tifo hangi bir kanıt mevcut değildir.
-- Sarı humma
B. Gebelikte kontrendike aşılar:
192. Ondokuz yaşında, 37 haftalık gebeliği bulunan olgu suyu-
• Canlı virus aşıları
nun geldiğini ve doğum ağrılarının başladığını belirterek
-- Kızamık
-- Kabakulak acil servise başvurmuştur. Pelvik muayenede membran-
-- Varicella–zoster ların rüptüre olduğu, servikal silinmenin %50 ve servikal
-- Rubella açıklığın 4 cm olduğu belirlenmiş, ancak prezente olan
-- Oral poliomyelit fetal kısım palpe edilememiştir.
C. Maruz kalınması halinde: hepatit B, kuduz, tetanoz ve Ultrasonografide fetusun transvers situsta olduğu sapta-
varicella için hiper immun globulin uygulanabilirken, hepatit
nan bu olguda en uygun yaklaşım aşağıdakilerden
A ve kızamık için serum immun globulinleri kullanılabilir.
hangisidir?

190. Embriyoda en erken fonksiyon gösteren organ sistemi A) Spontan izlem


aşağıdakilerden hangisidir? B) Eylem indüksiyonu
C) İnternal versiyon
A) Sinir sistemi
D) Eksternal versiyon
B) Sindirim sistemi
E) Sezaryen doğum
C) Kardiyovasküler sistem
D) Genitoüriner sistem
E) İskelet sistemi
Cevap E

Termde transvers situs tüm gebeliklerin %0.3’de izlenir.


Cevap C
Transvers situs olgularında tipik olarak omuz prezente
olan fetal kısımdır. Transvers situs etiyolojisi içinde
Embriyoda kan damarlarının oluşumu (anjiogene­zis), eks-
perterm fetus, grandmultipariteye bağlı karın du-
traembriyonik mezodermde 15–17. günde gerçekleşir.
varı relaksasyonu, polihidramnios, pelvik darlık,
21. günde primitif kalp, oluşan damar ağı ile birleşe-
plasenta previa ve anormal uterin anatomi sayıla-
rek embriyoda ilk fonksiyon gösteren organ siste-
bilir.
mini meydana getirir.
Eylem öncesi normal sefalik prezentasyon için beklene-
bilir. Bununla birlikte eylemde term transvers situs
191. Aşağıdakilerden hangisi doğum eylemin başlaması ile
varlığında doğum sezaryen ile gerçekleştirilmelidir.
ilişkili değildir?
Sezaryen sırasında tipik olarak vertikal uterin insiz-
A) Prostaglandin yon tercih edilir.
B) Oksitosin
C) Kortizol
D) Progesteron
E) Prolaktin

Cevap E

DENEME SINAVI - 10 57
193. 1000–1250 gram arasında doğan bebeklerde en sık Genotip 46,XY’dir. Maternal X’e bağlı resesif geçer. And-
meydana gelen komplikasyon aşağıdakilerden hangi- rojen reseptör defekti olduğundan mezonefrik (Wolf)
sidir? kanal gelişimi olmaz ve AMH olduğundan Müller
kanal gelişimi de olmaz; dolayısıyla iç genital ne
A) Nekrotizan enterokolit
erkek, ne de dişi tipte gelişim göstermez. Testis geli-
B) Bronkopulmoner displazi
şimi normaldir. Testesteronun östrojene periferik dönü-
C) İntraventriküler kanama
şümü sekonder seks ka­rakterlerinin gelişimini sağlar.
D) Patent duktus arteriozus
Bu nedenle bu hastalarda pubertede meme gelişimi
E) Mekonyum aspirasyon sendromu
vardır. Olgular tipik olarak primer amenore ile başvu-
rurlar, ayrıca pubik ve aksiller kıllanma yoktur.
Sekonder seksüel gelişme sağlandıktan (puberte)
Cevap B
sonra gonadlar çıka­rılmalıdır. Bu sendrom, Y kromo-
zomu saptanan gonadların bekletilmeden çıkarıl-
Çok düşük doğum ağırlığı ile (<1500 gram) doğan canlı
fetuslarda en sık izlenen komplikasyon bronkopul- ması gerekmeyen tek tablodur.
moner displazidir. Bunu intraventriküler kanama ve
nekrotizan enterokolit izler. 196. Aşağıdakilerden hangisi postmenopozal hormon teda-
Aşağıdaki tabloda çok düşük doğum ağırlığı ile doğan fe- visi endikasyonlarından biri değildir?
tuslarda sıklıkla izlenen komplikasyonlar ve oranları
A) Ürogenital atrofinin önlenmesi
izlenmektedir:
B) Osteoporozun önlenmesi
Çok Düşük Doğum Ağırlığı İle Doğan Fetuslarda Sık İzlenen
Komplikasyonlar C) Vazomotor semptomların önlenmesi
500–750 751–1000 1001– 1251– D) Kalp hastalıklarına karşı korunma
g g 1250 g 1500 g E) Duygulanım ve davranış üzerine menopozun negatif
Bronkopulmoner %42 %25 %11 %4 etkilerinin önlenmesi
displazi
İntraventriküler %5 %6 %5 %4
kanama
Nekrotizan %3 %3 %3 %2 Cevap D
enterokolit
Postmenopozal hormon tedavisinin günümüzdeki temel
194. Düzenli 30 günde bir adet gören hastada LH pikinin endikasyonu vazomotor semptomların (sıcak bas-
siklu­sun kaçıncı gününde olmasını beklersiniz? ması) engellenmesi ve osteoporoz proflaksisidir.
Bununla birlikte hormon tedavisinin ürogenital atro-
A) 9–10 B) 11–12 C) 13–14
finin (vulvar ve vajinal atrofi) önlenmesi ve buna bağlı
D) 16–17 E) 19–20
gelişen semptomların (disparoni) giderilmesinde de
etkindir.
Bununla birlikte, postmenopozal hormon tedavisinin
Cevap D
seksüel disfonksiyon ve azalan libidonun artırılması
amacıyla kullanılması önerilmez. Hormon tedavisinin
Menstruel siklusun luteal dönemi genellikle sabit uzunlukta
duygulanım ve davranışlar üzerine pozitif bir etkisi
ve 14 gündür. Menstrual siklus süresinde meydana
bulunmaktadır ancak bir antidepresan olarak kullanıl-
gelen farklar tipik olarak folliküler fazdan kaynaklan-
mamalıdır.
maktadır. Bu nedenle düzenli ve 30 günde bir adet
Postmenopozal hormon tedavisi kalp hastalıklarına karşı
gören bir kadında LH pikini takiben ovulasyon siklu-
korunma sağlamazken özellikle yaşlı menopozal ol-
sun 16–17. günlerinde gerçekleşir.
gularda kardiyovasküler hastalık (venöz tromboembo-
lizm, inme, myokard infarktüsü) riskinin artmasına
neden olur.
195. Aşağıdaki eşleştirmelerden hangi komplet androjen
duyarsızlık sendromu için doğru değildir?

A) Genetik kalıtım–X’e bağlı resesif


B) İç genital yapılar–Belirsiz
C) Dış genital yapılar–Dişi
D) Meme–Erkek (atrofik)
E) Gonadektomi–Puberte sonrası
Cevap D

58 DENEME SINAVI - 10
197. Overin histopatolojik olarak en sık gözlenen malign tü- Uterus Sarkomları Histopatolojik Sınıflaması
möründe aşağıdaki yapılardan hangisinin gözlenmesi Tümör
Homolog Heterolog
en olasıdır? tipi
Leiomyosarkom (LMS) ve
A) Call–Exner cisimciği varyantları Rabdomyosarkom
B) Donovan cisimciği Endometrial Stromal Tümörler Kondrosarkom
Saf (EST)
C) Psammoma cisimciği Osteosarkom
D) Reinke kristalleri Anjiosarkom Liposarkom
E) Taşlı yüzük hücreleri Fibrosarkom
Mikst Mezodermal
Mikst Karsinosarkom
Sarkom (MMS)

Cevap C
199. Disgenetik gonad zemininde en sık ortaya çıkan ovar-
yan tümör aşağıdakilerden hangisidir?
Over kanserleri arasında histopatolojik olarak en sık epitel-
yal kanserler izlenirken, epitelyal kanserler arasında A) Endodermal sinüs tümörü
en sık gözlenen malignite seröz kistadenokarsinom- B) Koryokarsinoma
dur. Overin seröz papiller karsinomunda histopatolojik C) Gonadoblastoma
olarak psammoma cisimciği izlenebilir. Psammoma D) Gynandroblastoma
cisimciği tipik olarak papiller histomarfoloji ile birlikte- E) Matür kistik teratoma
dir ve infark ya da kalsifikasyon sonucu meydana
gelir. Özellikle primer tümörde izlenirken, metastaz Cevap C
odağında gözlenmez.
Psammoma cisimciği sadece overin seröz papiller kisa- Gonadal disgenezi olgularında, disgenetik gonad zemi-
denokarsinomunda değil, papiller tiroid karsinomu, pa- ninde en sık ortaya çıkan ovaryan tümör gonadob-
piller renal hücreli karsinom, endometriumun papiller lastomdur. Gonadoblastomalar, benign over tümörleri
seröz kanseri, meningioma, mezotelyoma ve somatos- arasında yer alırlar ve germ hücreleri ile seks kord
tatinoma varlığında da izlenir. stromal elemanlar içerirler. Eğer disgenetik gonad ta-
şıyan bireylerde gonadlar yerinde bırakılacak olursa,
olguların %50’de ovaryan malignite ortaya çıkar.
198. Aşağıdakilerden hangisi homolog uterin sarkom de- Bu nedenle karyotipinde Y kromozomu taşıyan gonadal
ğildir? disgenezi olgularında (45,X/46,XY mozaik veya 46,XY
saf gonadal disgenezi olguları) malign overyal tümör
A) Liposarkom gelişiminin engellenmesi amacıyla gonadektomi ya-
B) Endometrial stromal sarkom pılması önerilir. Bu olgularda disgerminomalar, tipik
C) Leiomyosarkom olarak gonadoblastom zemininde gelişirler.
D) Fibrosarkom
E) Karsinosarkom
200. Son üç ay içinde pelvik inflamatuar hastalık (PID) ge-
çiren olgulara önerilmemesi gereken kontraseptif yön-
tem aşağıdakilerden hangisidir?
Cevap A
A) Kondom
Ho­molog uterius sarkomları sadece uterusun elemanlarını B) Rahim içi araç
içerirken, heterolog sarkomlar çizgili kas, kemik gibi C) Tubal sterilizasyon
uterus dışı dokuları da içerirler. D) Enjekte edilen kontraseptifler
Saf sarkomlar tek tip mezodermal elemandan köken alır- E) Kombine oral kontraseptif
ken mikst sarkomlar mezodermal ve epitelyal eleman-
lardan köken alırlar. LMS’un myometrial hücrelerden
köken aldığı düşünülürken, EST ve MMT indiferansiye Cevap B
endometrial stromal hücrelerden köken almaktadır.
Yandaki tabloda uterin sarkomlar ve sınıflaması verilmiştir: Rahim içi araçların (RIA) önemli komplikasyonları arasında
uterus perforasyonu, ektopik gebelik, PID, inferti-
lite ve RIA’nın atılması sayılabilir.
Pelvik infeksiyonlar uygulamayı takip eden ilk 20 gün
içinde ortaya çıkar ve sadece ilk uygulama sırasın-

DENEME SINAVI - 10 59
daki faktörlere bağlıdır. RIA varlığında tek taraflı ad-
neksiyal abse gelişiminde actinomyces infeksiyonu
tipiktir. Pelvik infeksiyondan şüphelenilen RIA kullanan
kadınlarda uygun kültürler alınır ve antibiyotik tedavisi
başlanır. Tedaviden sonra 72 saat içinde semptom-
ları gerileyen hastalarda RIA’nın çekilmesine gerek
yoktur.
Son 3 ay içinde PID öyküsü olan kadınlarda ve pelvik
infeksiyon gelişimi açısından yüksek risk taşıyan ol-
gularda RIA önerilmez ve bu durum özellikle bakırlı
RIA’lar için geçerlidir.
Sorunun diğer şıklarında yer alan kontraseptif yöntemler-
den kondom, kombine oral kontraseptifler ve enjekte
edilen kontraseptifler ise PID gelişimine karşı ko-
runma sağlar.

60 DENEME SINAVI - 10

You might also like