Professional Documents
Culture Documents
BİTİRME PROJESİ
KONU
GÜNEŞ PİLLERİ (FOTOVOLTAİK PİLLER)
Hazırlayan
İSMAİL HAKKI GÜLMEK
050202034
Proje Danışmanı
Prof.Dr. Ahmet VARİLCİ
ARALIK-2010
İçindekiler
1. ENERJİ VE GÜNEŞ…………………………………………………… 1
1.1.ENERJİ……………………………………………………………………………… 1
1.1.1.Enerjinin Sınıflandırılması………………………………………………………… 1
a. Enerji kaynaklarına göre; ……………………………………………………………………
b. Fiziksel ve ekonomik yönleriyle de……………………………………………………….
c. Enerji hammaddelerinin özgül enerji içeriklerine göre;……………………....
d. Enerji maddesinin kullanımı sırasında çevreye etkisi yönünden;………….
e. Enerji maddesinin Alternatif olup olmadığına göre;…………………………….
1.2.GÜNEŞ……………………………………………………………………………… 2
1.2.1. Güneşin Yapısı & Dünyaya Ulaşan Güneş Enerjisi…………………… 2
1.2.2. Dünya Üzerine Gelen Güneş Işınlarının Dalga Boyları……………… 3
a. Ultraviyole (UV morötesi ışınlar) 200 – 400 nm……………………………………
b. Görülebilir bölge (optik bölge) 400 – 750 nm………………………………………
c. Enfraruj bölge (kızılötesi ışınlar, termik bölge) 750 – 24000 nm…………..
1.3.Güneş Enerjisi Uygulamalarının Tarihsel Gelişimi……………… 3
2. GÜNEŞ PİLLERİ (FOTOVOLTAİK PİLLER)……………………. 5
2.1.GÜNEŞ PİLLERİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ…………………………….. 5
2.2.GÜNEŞ PİLLERİNİN ÖZELLİKLERİ……………………………………….. 6
2.3.MADDENİN YAPISI VE YARI İLETKENLER……………………………. 6
2.3.1. N Tipi Yarı İletken…………………………………………………………………… 8
2.3.2. P Tipi Yarı İletken…………………………………………………………………… 9
2.3.3. P – N Kavşağı…………………………………………………………………………. 9
2.4.FOTOVOLTAİK PİL(GÜNEŞ PİLİ)……………………………………….. 11
2.5.GÜNEŞ PİLLERİNİN ÇALIŞMA İLKELERİ………………………………11
2.6.GÜNEŞ PİLLERİNİN YAPIS………………………………………………… 12
2.7.GÜNEŞ PİLİ NASIL YAPILIR?................................................. 15
2.7.1. Güneş Pili Üretimi………………………………………………………………… 15
a. Silicon Crystal Growing Furnace (Kristal büyütme fırını):……………………..
b. İngot cutter ( Kristal kesici ):……………………………………………………………….
c. Plasma Etching System ( Plazma aşındırma sistemi ):…………………………
d. Diffusion Furnace ( Difüzyon Fırını )…………………………………………………….
e. Difüzyon fırınları: PECVD …………………………………………………………………….
f. Atmosferik ve Plazma ECVD sistemleri:……………………………………………....
g. Solar cell tester:………………………………………………………………………………….
h. Panel Üretimi:…………………………………………………………………………………….
i. Lehim Tablası:…………………………………………………………………………………….
j. Polimer kesici:…………………………………………………………………………………….
k. Cam temizleyici:………………………………………………………………………………….
l. Laminatör……………………………………………………………………………………….....
a. Enerji kaynaklarına göre; Katı, sıvı, gaz yakıtlar ile hidrolik, nükleer, güneş, biyokütle,
rüzgâr, jeotermal vb. enerjiler olarak ayrılabilmektedir.
b. Fiziksel ve ekonomik yönleriyle de; Mekanik, termik, kimyasal, fiziksel, elektromanyetik,
elektrik vb. olarak gruplandırılabilir.
Yenilenemeyen enerji: İnsan müdahalesi olmadıkça salınmayan, bağlı bulunan statik enerji
depolarından elde edilen enerjidir. Nükleer fosil ve yakıtlar (kömür, petrol, doğalgaz vb.)bunun
örnekleridir. Bu enerji pratikte izole edilmiş bir potansiyele sahiptir ve enerji akımını başlatmak için
bir dış etki gerekmektedir.
Kriterler Alternatif Enerji Kaynakları Alışıla Gelmiş Enerji Kaynakları
1 Örnekler Güneş, Rüzgâr Kömür, Petrol
2 Kaynaklar Doğal- Bölgesel Çevre Yoğun Stok
3 Başlangıç Şiddeti Düşük < 300W/M2 >100 Kw/M2
4 Temin Süresi Sonsuz Sınırlı
5 Kaynak Maliyeti Serbest Giderek Pahalı
6 Ekipman Masrafları Yüksek 2000$/Kw Orta 500$/Kw
7 Kullanım Yeri Bölge Ve Topluma Özel Genel Ve Uluslar Arası Kullanım
8 Ölçek Küçük Tesisler İçin Uygun Büyük Ölçekli Tesisler
Disiplinler Arası (Fizik, Tarım,
9 Kalifiye Gereksimi Dar İhtisas
Kimya, Makine)
10 Güvenlik Bölgesel Hasar Olabilir Arıza Olduğunda Çok Tehlikeli
Kirlilik Ve Çevreye
11 Genellikle Çok Düşük Sürekli Zarar Vermekte
Zarar
TABLO 1: ALTERNATİF VE ALIŞILAGELMİŞ ENERJİlERİN KARŞILAŞTIRMASI
1.2 GÜNEŞ
1.2.1 Güneşin Yapısı & Dünyaya Ulaşan Güneş Enerjisi
Güneş, hidrojen ve helyum gazlarından oluşan orta büyüklükte bir yıldızdır. Sıcaklığı merkez
de yaklaşık (8-40)x106 oK'ni bulur. Yüzey sıcaklığı ise 6000 oK civarındadır. Bu yüksek sıcaklık nedeniyle
elektronlar, atom çekirdeklerinden ayrılırlar. Bu sebeple, güneşte atom ve molekül yerine elektronlar
ve atom çekirdekleri bulunur. Bu karışıma "plazma" adı verilir. Dört hidrojen çekirdeği bir helyum
çekirdeği yapar. Birleşme çok yüksek sıcaklıkta olur. Füzyon adı verilen bu olay yüksek sıcaklıkta ve
atom çekirdeği yardımıyla olduğundan "Termonükleer Reaksiyon" adını alır. Güneş çok yoğun sıcak
gazlarla meydana gelmiş olup ve çapı 1,39x109 m, kütlesi 1,99x1030 kg civarında olan bir yıldızdır.
Dünyadan Uzaklığı yaklaşık 1,5x108km'dir. Dünyamızın kütlesi 5,97x1024 kg olduğuna göre güneşin
kütlesel olarak dünyamızın 332.500 katıdır. Güneşin yaklaşık 4 haftada bir kendi etrafında
dönmektedir. Bu dönmeyi ekvator kısmı 27 günde, kutuplar 30 günde tamamlar. Güneşin ortalama
yoğunluğu 1409 kg/m3, dünyamızın ortalama yoğunluğu 5517 kg/m3, güneşin yüzeyinde ki çekim
ivmesi 273,98m/s2, dünyamızın 9,81m/s2'dir.
Güneşte oluşan helyum miktarı, harcanan hidrojen miktarından daha azdır. Aradaki fark,
güneşten ışın olarak çıkan enerjiyi verir (güneş radyasyonu). Güneşin merkezinde 1 saniyede 564
milyon ton hidrojen, 560 milyon ton helyuma dönüşmektedir. Arada ki 4 milyon ton fark karşılığı ısı
ve ışık enerjisi halinde uzaya 386.000.000 EJ (Eksa joule) enerji yaydığı tahmin edilmektedir. Bu enerji
çeşitli dalga boylarında ışınlar halinde dünyaya ulaşır. Güneşin 1 saniyede ürettiği enerji miktarı,
insanlığın şimdiye kadar kullandığı enerji miktarından fazladır. Dünya, güneşten gelen enerjinin
sadece milyarda birini alır. Bu enerji 15 dakika depo edilebilse toplam dünya nüfusunun yıllık enerji
ihtiyacı karşılanır.
Atmosfere gelen güneş radyasyonunun yaklaşık %17,5'i atmosferi ısıtmak için harcanır.
Yaklaşık %35'i bulutlardan ve yerden yansıyarak tekrar uzaya döner. Güneşten gelen radyasyonun
tümü 100 birim kabul edersek atmosferi ısıtmak için harcanan ve yansıyarak uzaya dönen değerlerin
toplamından sonra geriye 47,5 birim kalır ki bu miktar yeryüzüne düşmekte ve burada ısıya
dönüşmektedir. Yeryüzüne gelen ortalama güneş ışınımı değeri mevsim ve enleme bağlı olarak
yaklaşık 300-1000 W/m2'dir
Yeryüzüne ulaşan güneş enerjisinin yaklaşık %96,5 lik bölümü görülebilir bölge ve kızılötesi ışınlardan
oluşur.
17.yy da, yine aynalarla güneş ışınlarının yoğunlaştırılarak odun yığınlarının yakılmasında
kullanıldığı, 18.yy da yoğunlaştırılmış güneş ışınlarının kimyasal tepkimelerde ve güneş ocaklarında
kullanıldığı görülür. 19.yy da güneş enerji-si uygulamaları artmıştır. Yoğunlaştırılmış güneş enerjisi ile
metal eritme, su dağıtma, buhar üretme, güneşle çalışan buhar makinesi, baskı makinesi gibi yapılan
çalışmalar, uygulama örnekleri olarak gösterilebilir.
20.yy da insanların yaşamına giren petrol, güneş enerjisi kullanımıyla ilgili gelişmeleri bir
ölçüde frenlemiştir. Bununla birlikte, 1974’deki yapay petrol bunalımı ve petrol fiyatlarının artması
sonucu güneş enerjisi üzerindeki çalışmalar, yeniden hız kazanmıştır. Özellikle evlerde sıcak su
sağlanmasında güneş toplaçları kullanımı bu yüzyılda yaygınlaşmıştır. Yine, yoğunlaştırılmış güneş
enerjisinin kullanıldığı güneş santralleri bu yüzyılda yapılmaya başlanılmıştır.
1954 yılında Bell laboratuarında güneş pillerinin geliştirilmesi ile güneş pilleri güneş enerjisini
doğrudan elektrik enerjisine dönüştüren aygıtlar olarak giderek yaygın kullanım alanları bulmuşlardır.
Güneş pillerinin ilk büyük ölçekli uygulama alanı, uzay çalışmalarında olmuştur. Uzay araçlarına enerji
sağlamada bu piller en uygun araçlar olmuşlardır. Önceleri küçük ölçeklerde çeşitli yerlerde kullanılan
güneş pilleri giderek daha geniş kullanım alanlarına yayılmışlardır. Yaygın kullanımla birlikte bu
pillerin fiyatları da oldukça düşmüştür. Bu gün bu pillerle çalıştırılan güneş otomobilleri, güneş uçağı,
elektrik şebekesine uzak yerlerde-ki uygulamalar, güneş pilleri ile çalışan elektrik santralleri
bulunmaktadır.
Günlük güneş enerjisinin seyreltik ve kesikli olması, bu enerjinin daha etkin ve verimli
kullanılmasında sorun olmaktadır. Oysa bugün dünya ya gelen güneş enerjisi, dünyada kullanılan tüm
enerjinin 15-16 bin katı dolayındadır. Bu durumda, dünya üzerinde bu enerjiyi olabildiğince verimli ve
etkin kullanabilme yolunu bulmamız gerekmektedir. Bunun yanı sıra, en akıllıca yollardan biri de
güneş enerjisini dünyanın dışında yakalayarak bunu bir şekilde elektrik enerjisine çevirerek dünyaya
aktarmaktır. Uzayda, ya da bize en yakın gök cismi olan ay da bu işi başarabiliriz. Gerek uzayda
gerekse ayda ne bulutluluk engeli ve ne de gece gündüz sorunu vardır. Ayrıca hava kürenin soğurucu
etkileri de burada söz konusu olmamaktadır. Şimdilik düşünce ve kuram düzeyindeki çalışmaların, çok
uzun olmayacak sürede gerçekleşmesi beklenmektedir
1970’li yılların başlarına kadar, güneş pillerinin uygulamaları ile sınırlı kalmıştır. Güneş
pillerinin yeryüzünde de elektriksel güç sistemi olarak kullanılabilmesine yönelik araştırma ve
geliştirme çabaları 1954’lerde başlamış olmasına karşın, gerçek anlamda ilgi 1973 yılındaki “1. petrol
bunalımı”nı izleyen yıllarda olmuştur. Amerika’da, Avrupa’da, Japonya’da büyük bütçeli ve geniş
kapsamlı araştırma ve geliştirme projeleri başlatılmıştır. Bir yandan uzay çalışmalarında kendini
ispatlamış silikon kristaline dayalı güneş pillerinin verimliliğini artırma çabaları ve diğer yandan
alternatif olmak üzere çok daha az yarı iletken malzemeye gerek duyulan ve bu neden ile daha ucuza
üretilebilecek ince film güneş pilleri üzerindeki çalışmalara hız verilmiştir.
Güneş enerjisini elektrik enerjisine çevirmenin, basit, çevre dostu olan fotovoltaik sistemlerin
araştırılması ve geliştirilmesi, maliyetinin düşürülerek yaygınlaştırılması misyonu uzun yıllar
üniversitelerin yüklendiği ve yürüttüğü bir görev olmuş ve bu nedenle kamuoyunda hep laboratuarda
kalan bir çalışma olarak kalmıştır. Ancak son yirmi yılda dünya genelinde çevre konusunda duyarlılığın
artmasına bağlı olarak kamuoyundan gelen baskı, çok uluslu büyük şirketleri fosile dayalı olmayan
yeni ve yenilenebilir enerji kaynakları konusunda çalışmalar yapmaya zorlamışlardır. Büyük şirketlerin
devreye girmesiyle fotovoltaik piller konusundaki teknolojik gelişmeler ve güç sistemlerine artan
talep ve buna bağlı olarak büyüyen üretim kapasitesi, maliyetlerin hızla düşmesini de beraberinde
getirmiştir. Yakın geçmişe kadar alışıla gelmiş elektrik enerjisi üretim yöntemleri ile karşılaşıldığında
çok pahalı olarak değerlendirilen fotovoltaik güç sistemleri, artık yakın gelecekte güç üretimine katkı
sağlayabilecek sistemler olarak değerlendirilmektedir. Özellikle elektrik enerjisi üretiminde hesaba
katılmayan ve görünmeyen maliyet olarak değerlendirilebilecek “sosyal maliyet” göz önüne
alındığında, fotovoltaik sistemler fosile dayalı sistemlerden daha ekonomik olarak değerlendirilebilir.
2.2 GÜNEŞ PİLLERİNİN ÖZELLİKLERİ
Güneş pilleri, yüzeylerine gelen güneş ışığını doğrudan elektrik enerjisine dönüştüren yarı
iletken maddelerdir. Yüzeyleri kare, dikdörtgen, daire şeklinde biçimlendirilen güneş pillerinin alanları
100 cm2 civarında, kalınlıkları özellikle en yaygın olan silisyum güneş pillerinde 0.2 – 0.4 mm
arasındadır.
Güneş pilleri fotovoltaik ilkeye dayalı olarak çalışırlar, yani üzerine ışık düştüğü zaman
uçlarında elektrik gerilimi oluşur. Pillerin verdiği elektrik enerjisinin kaynağı, yüzeyine gelen güneş
enerjisidir. Deniz seviyesinde, parlak bulutsuz bir gündeki ışınım şiddeti maksimum 1000 W/M2
civarındadır. Yöreye bağlı olarak 1m2’ye düşen güneş enerjisi miktarı yılda 800-2600 KWh arasında
değişir. Bu enerji, güneş pilinin yapısına bağlı olarak %5 - %70 arasında bir verimle elektrik enerjisine
çevrilebilir.
Güç çıkışını artırmak amacıyla çok sayıda güneş pili birbirine paralel ya da seri bağlanarak bir
yüzey üzerine monte edilir. Bu yapıya güneş pili modülü ya da fotovoltaik modül adı verilir. Gerekirse
bu modüller birbirlerine seri ya da paralel bağlanarak, fotovoltaik bir dizi oluşturabilir
Elektron, yörüngesini muhafaza ettiği müddetçe ne enerji yayar, ne de absorbe eder. Bir
elektron, uyarımla, atomu terk edecek enerji kazanıp ayrılabilir. Atom (+) iyon şekline geçer.
Yarı iletkenlerde, yasak bandı geçmek için (1 eV) yeterlidir, oda sıcaklığında kristal
atomlarından birkaç tanesinin elektronları, iletkenlik bandına geçer ve iletkenliği sağlar. Geride
bıraktığı boşluğa da başka bir elektron gelir ve o da iletkenliğe katılmış olur.
Bir kristal, ortak elektronla birbirine bağlı atomların düzgün olarak yerleşimiyle meydana
gelmiştir. İyonik bağdan farklı olan bu birleşmeye “Kovalent” bağ denir. Valans elektronlar, kovalent
bağ içinde, bir atomdakinden daha düşük enerji seviyesindedir. Kristali bozmak için, bu enerji farkı
kadar enerji gerekir. Bu kristalin kararlılığını gösterir.
İki atomu birbirine bağlayan valans elektronların serbest hale geçmesi için gerekli enerji;
metaller için sıfır, yalıtkanlar için birçok elektron volt, yarı iletkenler için 1eV civarındadır.
Elektronların çekirdekten uzaklığa göre enerji seviyeleri Şekil:3’de verilmiştir.
Şekil 3:ELEKTRONLARIN ÇEKİRDEKTEN UZAKLIKLARINA GÖRE ENERJİ SEVİYELERİ
2.3.3 P – N Kavşağı
Bir monokristal yarı iletkenliğinin P tipinden N tipine geçiş bölgesidir. Bu bölge kristalleşme
sırasında oluşturulur. N bölgesinde, termik uyarımla azınlıkta olan boşluk ve çoğunlukta olan elektron
yükleri ve (+) iyonize atomlar vardır.
P bölgesinde ise, negatif iyonize atom, termik uyarımla bulunabilen azınlık elektron ve
çoğunluk elektron boşlukları vardır. İki eleman temasa geçirildiğinde, N bölgesindeki elektronlar
(çoğunluktadır) P tipi bölgeye hareket eder. P bölgesindeki elektron boşlukları da N bölgesine hareket
eder. Böylece N tipi bölgedeki atomlar (+), P tipi bölgedeki atomlar (-) olarak iyonlaşmış olur. Bunlar,
kristal içinde sabit yük merkezleri oluştururlar. Kavşağın her iki yüzünde iyonize olmuş atomlar, kristal
içinde, yönü N’den P’ye doğru olan bir elektrik alan meydana getirirler.
Bu bölge geçiş bölgesidir ve serbest yükler yoktur. Kavşaktaki bu potansiyel farkı, P’den N’ye
geçecek boşluklar ve N’den P’ye geçecek elektronlar için bir potansiyel duvarı teşkil eder. N’den
ayrılacak bir elektron, arkasında kendini geri çağıran bir boşluk bırakır ve önündeki P tipi bölgedeki (-)
yükler elektronu püskürtür.
Özet olarak, P-N kavşağında meydana gelen elektrik alan, kavşak civarındaki elektronu, P’den
N’ye doğru iter (N’deki elektronu geri püskürtür, P’deki elektronu N’ye iletir). Kavşağın enerji bandı,
alttaki Şekil:8’deki gibidir. N bölgesinde, valans ve iletkenlik bandı enerjileri, P’dekilerden düşüktür.
Enerjisi yeterli bir ışık demeti (h.f >Eg. N Planck sabiti, f frekans), P-N kavşağı üzerine
düşürüldüğü zaman, foton elektronlarla karşılaşıp enerji verebilir. Serbest elektronlar, valans
elektronlarının ancak 1/104 kadarı olduğundan, bu ihtimal zayıftır. Foton, muhtemel valans elektronu
ile karşılaşır ve ona enerjisini bırakarak iletkenlik bandına çıkarır. Elektron, arkasında bir elektron
boşluğu bırakır. Olay A-B aralığında ise; elektron, oluşan elektrik alanla N bölgesine, boşluk da P
bölgesine itilir. Olay kavşağa yakın N bölgesinde oluşmuşsa, boşluk yine P bölgesine götürülür.
Kavşaktan uzakta oluşan elektron boşluk, zamanla birbirini bulacaktır. Sonuç olarak P tipi bölge (+), N
tipi bölge (-) yüklenmiş ve bir potansiyel doğmuştur.
2.4 FOTOVOLTAİK PİL(GÜNEŞ PİLİ)
Şekil:9 ’da görüldüğü gibi, foton absorblanmasıyla yük taşıyıcılar çoğunlukta oldukları
bölgelere sürüklenirler. Kavşaktan Is akımı geçer ve N(-), P’de (+)yüklenmiş olur. Is akımı, kavşağın ileri
yönde kutuplaşmasına ve kavşak potansiyel duvarının alçalmasına sebep olur. Dış devre açık ise (akım
yoksa) P’den N’ye akım geçer ve kavşak potansiyel duvarı tekrar yükselir; P bölgesi (-), N bölgesi (+)
yüklenir. Sonra tekrar foton absorblanarak olay devam eder. Bu durumda Is = I olur.
Dış devreden akım geçerse Is = I – IL olacak şekilde dışarıya elektrik enerjisi alınır. Şekil:10 ‘da
bu pilin elektrik eşdeğer devresi görülmektedir. En yüksek foton enerjisi yeşil ışık için h.f = 2.5 eV
civarındadır. P-N kavşağındaki temas potansiyeli, elektronları daha yüksek potansiyele çıkaran
batarya rolü oynamaktadır.
N-katmanı, fosfor atomları eklenmiş silisyumdan oluşan ve pilin negatif tarafını oluşturan
katmandır. P-katmanı ise, bor atomları eklenmiş silisyumdan oluşmuş, pilin pozitif tarafıdır. İki
katman arasında, P-N kavşağı denilen, pozitif ve negatif yüklü elektronların karşılaştığı bir bölge
bulunur. Pilin arka yüzeyinde, elektronların girdiği pozitif kontak görevi gören arka kontak yer alır.
Üretilen piller, standart test koşullarında test edildikten sonra, tüketiciye sunulmaktadır.
Ortam sıcaklığı 250 C ortalama ışınım şiddeti 1000 W/m² ve Hava- Kütle oranı 1,5 olarak test koşulları
belirlenmiştir. Hava-kütle oranı, güneş ışınımının geçirilme oranını gösteren atmosfer kalınlığıdır.
Güneşin tam tepede olduğu durumda, bu oran, l olarak alınır. Atmosfer tarafından emilen ışınımın
oranına bağlı olarak, pilin üreteceği elektrik miktarı da değişeceğinden, bu oran önemli bir
parametredir.
Tipik bir silisyum güneş pili, 0.5 volt kadar elektrik üretebilir. Pilleri birbirine seri bağlayarak
üretilen gerilim değerini arttırmak olasıdır. Genellikle, 30-36 adet güneş pili, 15-17 voltluk bir çıkış
gücü vermek için birlikte bağlanabilir ki bu voltaj değeri de, 12 voltluk bir aküyü şarj etmek için
yeterlidir. Farklı çıkış güçleri verecek şekilde imal edilmiş, farklı büyüklüklerde güneş pilleri bulmak
olasıdır. Silisyum pillerin seri bağlanması ile modüller, modüllerin birbirine bağlanması ile örgüler
oluşur. Her modül, paralel veya seri bağlanabilmesine olanak verecek şekilde, bağlantı kutusuyla
birlikte dizayn edilir.
Şekil 15:PİLLERDEN MODÜL VE ÖRGÜLERİN YAPILMASI
Güneş pilinin kolayca kırılabilmesi ve ürettiği gerilimin çok düşük olması gibi, sakıncalarının
giderilmesi gerekir. Pillerin birbirlerine bağlanması ile oluşan modüller koruyucu bir çerçeve içine
alınmışlardır ve kullanılabilecek düzeyle gerilim üretirler. Modülde bulunan pil sayısı, çıkış gücünü
belirler. Genellikle, 12 voltluk aküleri şarj etmek için 30-36 adet silisyum güneş pilinin bağlanması ile
bir modül oluşsa bile, daha yüksek çıkış güçleri için daha büyük modüller yapılabilir. En basit sistem,
bir modül ve buna bağlı bir akü veya elektrik motorundan oluşmuş bir sistemdir.
Modüllerin fiziksel ve elektriksel olarak bir araya getirilmesi ile oluşan yapıya panel adı verilir.
Bir modülden elde edilen gücü arttırmak için başvurulan bir yapılanma biçimidir. Bu şekilde, çıkış
gücü, 12, 24, 48 V veya daha yüksek olabilir. Birden fazla panelin kullanıldığı bir sistemde, paneller,
kontrol cihazına veya akü grubuna, birlikte bağlanabilecekleri gibi, her panel tek olarak da
bağlanabilir. Bu durumda, bakım kolaylığı olacaktır.
Sistemde kullanılan, fotovoltaik üreteçlerin tümünün oluşturduğu yapıya ise örgü
denilmektedir. Örgünün çok büyük olduğu uygulamalarda, daha kolay yerleştirme ve çıkış kontrolü
için sistem, alt-örgü gruplarına ayrılabilir. Örgü, bir modülden oluşabileceği gibi 100.000 veya daha
fazla modülden de ulaşabilir.
Güneş pilinden yüksek gerilim elde etmenin yolu, band aralığını genişletmektedir. Ancak, bu
da, akımın düşmesine neden olur. En iyi band genişliğinin 1,5eV dolayındadır. Ancak, band aralığı
1eV-1.8eV arasında olan malzemeler fotovoltaik diyod yapımında etkin olarak kullanılmaktadır.
Fotovoltaik malzemenin seçiminde diğer ölçüt, yarı-iletken maddenin mikro yapısıdır. Yarı-
iletken malzemedeki kusurlar, taşıyıcıların iletilmesini önemli ölçüde etkileyecektir. Tek kristalli
malzemelerde yapısal özellikler tüm maddede aynıdır oysa çok kristalli malzemede yapısal özellikleri
birbirlerinden farklı olan ve damar adı verilen bölgeler vardır. Bir damardan diğerine geçerken
karşılaşılan süreksizlik ve buna bağlı olarak mikro-yapıda oluşan kusurlar, elektriksel iletkenliği
olumsuz yönde etkiler. Sonuçta, tek kristalli malzemeden çok kristalli malzemeye geçildiğinde elde
edilebilecek güneş-elektrik dönüşüm verimi düşerken, çok kristalli malzemede damar büyüklükleri
verimle doğru orantılıdır.
Kesilen waferlerın kaliteli bir şekilde işlenebilmesi için yüzey temizliğini yapar ve pil yüzeyini pürüzsüz
hale getirir. Ayrıca Fosfor katkılanmış n-tipi waferın p-tipinden düzgün bir biçimde ayrılmasını sağlar.
Bazı üreticiler tarafındansa yüzey temizleme kimyasal yolla yapılır, NaOH wafer yüzeyini organik
maddelerden ve düzensizlikten arındırır ayrıca wafer yüzeyinde piramit yapılar oluşturarak verimliği
arttırma’yada yarar.
Difüzyon fırını güneş pili yongalarının üretildiği ana kısımdır. Bor katkılı p-tipi wafer üzerine fosforik
asit dökülüp yüksek sıcaklığa (800-1000oC)maruz bırakılması sonucunda fosforun wafera difüze
edilmesi ve sonuç olarak n-tipi eklemin waferın üst yüzeyinde oluşmasını sağlar.
PECVD p-n eklemleri oluşturulmuş silisyumun üzerine akım toplayıcı yolların kaplanmasını sağlar ve
bu yollar sayesinde pilin alt ve üst kısımlarından kontaklar alınır. Ayrıca PECVD ile yansıtmaz yüzey
gibi her türlü yüzey kaplaması yapılabilir, örneğin TiO2 kaplanarak yansıtmaz yüzey yapılması çok sık
kullanılan bir yöntemdir.
High Temperature Sintering Furnace (Yüksek Sıcaklık Katılaştırma Fırını ): Kaplanan akım toplayıcıların
ısıtılarak kristal yüzeyine çökertilip daha iyi temas etmesini sağlar, ayrıca pek çok kurutma ve
çöktürme işlemi bu fırında uygulanabilir.
h. Panel Üretimi:
Güneş Paneli Üretim Bandı
i. Lehim Tablası:
Pillerin dizilip lehimlendiği ısıtmalı masa
j. Polimer kesici:
Polimerlerin kesildiği bölüm
k. Cam temizleyici:
Verimi arttırmak için camların temizlendiği ünite
l. Laminatör
Kullanıma hazır hale gelen güneş pilleri gerekli testler yapıldıktan sonra seri bir şekilde birbirine
bağlanır ve laminatöre gönderilir, laminatörde alt ve üst kapsülantlar yerleştirdikten sonra en üste bir
cam tabaka yerleştirilerek vakum altında ısıl işlem uygulanır.
2.8 GÜNEŞ PİLLERİNİN YAPIMINDA KULLANILAN
MALZEMELER
Günes pilleri pek çok farklı maddeden yararlanarak üretilebilir. Günümüzde en çok kullanılan
maddeler sunlardır:
Yüksek kapasiteli güneş gözesi modülleri ile 10 metrekarelik bir yüzeyden 2,25 kW'lık güç
sağlanabilir. Modüllerin verimine ve alanına bağlı olan güç, farklı tipte modüllerde değişiklik gösterir.
Kaohsiung’daki 50 bin kişi kapasiteli stadyumun çatısı güneş pilleri ile kaplandı. Mimari olarak
göz alıcı olan bu arenada kullanılan güneş pilleri, Tayvan firması Lucky Power Technology tarafından
üretildi. Japon mimar Toyo Ito’nun dizayn ettiği stadyumun çatısında 8 bin 844 güneş pili kullanıldı.
Bu paneller çatıda toplam 14 bin 155 metrekarelik bir alanı kaplıyor. Panellerin gündüz ürettiği enerji,
gece saha içerisinde 3 bin 300 metrekarelik bir alanı aydınlatacak.
Stadyumda müsabaka olmadığı zamanlarda güneş pilleri ile üretilen elektrik enerjisi kentin
bağlaşımlı şebekesine verilecek. Bu sayede yapı, çevresindeki yerleşim birimleri için enerji üreten bir
santral görevi üstlenecek. Çatıya monte edilen güneş pilleri, yıllık 1,14 milyon kilovat saat elektrik
üretimi kapasitesine sahip.