You are on page 1of 5

KARAÇAY ( KARAÇAY MALKAR ) – ŞAHİNKAYA ( ÇAYKARA - TRABZON /

TÜRKİYE ) ORTAK SÖZCÜKLERİ:

Aşağıda, Karaçay-Malkar Türkçesi Sözlüğü adlı eserdekilerle denk veya benzer anlamlı
sözcükler bulunmaktadır.

açan / haçan: Madem ki, o zaman.


açı suv / aci su: şifalı maden suyu
açıgan / acika: ekşi, ekşi tatlı bir sarmaşık filizi
afendi / efendi: hoca, din adamı, saygıdeğer kişi
agurça / angur: hıyar, salatalık
alda- / olda-: kandırmak, aldatmak
aluvçu / aluçi: müşteri
anaka / anaga: babaanne (-cik)
ança / anc(ç)a: o kadar
anı blaı / onile – onile bile: onunla
arık / hark: su kanalı
artık / artuk: arta kalan, fazlalık
aşhı / yahşi: iyi, güzel, hoş
at urdu / at vurdi: at tepti
avna- / ağna-: Yerde yuvarlanmak, debelenmek
ayakcol / ayakyoli: tuvalet
ayaklan- : büyümek, yürümeye başlamak ( çocuk )
az az: azar azar
azla-: azaltmak
azlan-: azalmak
azlat-: azaltmak
baş keser: haydut, eşkıya
baştöben / tebeskubas: baş aşağı
beri kel: bu tarafa gel
bıçhı / bıçki: testere
bızınak / paçika: tek katlı yayla evi
bilev / bileğu: bileği taşı
bir atlı / bir ad(t)li: adaş
bir da: hiç, “öyleyse de öyle..”
bir kibik / bir kibi: aynı
biş-: pişmek
biyagında / buyakinda: az önce, bu aralar
bogak / buğut: gerdan
bogaklı / buğutli: tombul, semiz, şişman
borç: vazife, görev
boşla-: serbest bırakmak, savsaklamak
boyavlu / boyali: renkli
bölek / böluk: bölüm, grup, kısım
bukguç / bokuç: Üst üste dizilen taşları yıkma oyunu
burguç / burğu: matkap
buzov / buzak: buzağı
cakla- / sakla-: korumak
caman / yaman: kötü, fena. Çok, pek
canaşuv / yanaşuk: bitişik, yakın
cangı / yengi: yeni
canla- / yanla-: yana çekilmek, yanından sıvışıp giymek
carma /yarma: mısır yarması
cav ur / yağ vur: tereyağı yapmak
cavluk / yağluk: büyük mendil
cazbaşı / yazbaşi: ilkbahar
cazık / yazuk: günah
cengil / yenlik: hafif
cengillet / yenliklet: hafiflet
cer üy / yer obasi: tek katlı yayla evi
cesir / yesir: esir
cücek / cücüka: civciv
çabuv / çabuhlamak: saldırıp tırnaklamak
çat / çatma: akarsuların birleşme noktası
çayna- / çey(ğ)ne-: çiğnemek
çeleklik / şelek yuki: sırtta taşınabilen bir yük miktarı
çıfın / çeli: mısırın tarlada kalan artık sapları
çıkırt / çıkli: Kilit kancası - dili, zincir halkası
çırlama / çırihta: yemek adı
çögüç / çekuç: çekiç
dardagan et- / dardağan et-: darmadağın etmek
egiz / ekiz: ikiz
en-: inmek
endir- / endur-: indirmek
enişge / enişe: yokuş aşağıya
eşek gokku / gukkuvi(a)ka: bir tür mantar
et-: yapmak, etmek
ezüv / ezuk: morarmış
gabdeş / kaptaş: ev dışındaki genel amaçlı yalak v.b.
gahinik / kihan: mısırın filizlenme döneminde dibinin çapalanması
gammeş / cameş: manda
gamuş / kunguş: çarık
gebene / kebenek: çoban kepeneği
gıh / kih, khi: pis, kirli
gıjına / kızini: kız çocuğunu nazlarken söylenen söz
gırılda- / hırılda-: horlamak
gırın / kurun: ağaçtan oyularak yapılmış kap
gubus - gummos / guguç – guça: siğil
guçça – gutça / kudika: köpek yavrusu
gugurukgu / kukuriku: horozun ötme sesi
gumus / kumuş: kestanenin dikenli dış kabuğu
hırık / herek: fasülye sarmaşığı için dikilen uzun dal parçası
hıştıka / hıçiga: kirli, pasaklı. Çocukları zararlı şeylere karşı uyarırken söylenen söz
hov / hovini almak: arzuladığı şeyi elde etmek, yapmak
ılıbıta / labaza: karapazı bitkisi
ınnaka / anaga: nine, yaşlı kadın
ıpsıl / İpsil: Çaykara’nın en yüksek köylerinden, Arpaözü Köyü’nün eski adı.
ıstakan – stakan / istakan: bardak
işek / şişek: iki yaşında dişi toklu
işeklen- / işkillen-: şüphelenmek
işle-: çalışmak, yapmak, işlemek
itlik / itluk: alçaklık, terbiyesizlik
kabdırma / kapturma: çıtçıt, kopça
kafu / kaful: fındık ocağı veya çalıların oluşturduğu bir demet
kalca / mança: çorba
kancıga / kanzi – kanziga: fındık v.s. kuruyemişin yenen iç kısmı
karavaş / karava: cariye, hizmetçi kadın
karnı bur-: Karnı ağrımak
kaşkü / kaziga: yemeğin tava, tencere dibine tutan kısmı
kayiş: kayış
kelişli: uygun, yarayışlı
kırk: koyun kırpmak, kesmek
kısha / sıksara: horon türü
kıskay / kıziga: küçük kız çocuğu
kol cavluk / yağluk: büyük mendil
kolan / kemer: alacalı
koşbaş bol- / hoşbeş etmek: sohbet etmek, hal hatır sormak
kotar-: yemeği v.s. tencereden tabağa kepçe ile koymak
kozukay / kuziga: küçük kuzu
köger- göğer: yeşermek, küflenmek
kök: gökyüzü
kökürçin /kukarcin: güvercin
köz tiy- / göz değ-: nazar
kubas: yüz üstü, tersine
kurç: taze sütten yapıldıktan sonra torbaya konduktan sonra üzerine taş konularak suyu
çıkartılmış peynir
kurtha / kurtina: yaşlı kadın
kuşluk: kuşluk vakti, sabah vakti
kutuk / kuduk: ekmeğin v.s. sivri ucu
kuv / kav: kuru
kuvut /kavut: kavrulmuş buğday unu
kuymak: bir tür yemek
küç: güç, kuvvet
kümüş / gimiş: gümüş
kürme / korvil: düğüm
kürt / kürtuk: vadilerde yazın da erimeyen kar yığını
küy / kuyis: ağıt
lagım / lağom: patlayıcı madde
ma / na: al
malççı / malci: hayvan yetiştiricisi
mashara- / maskara-: alay etmek, eğlenmek
maştiy / masti: dişi köpek
mırı / merğa: mera, çayır, otlak
miyadır / miyanci: ara bulucu
musliman: müslüman
muşhu / kumuş: kestanenin dikenli dış kabuğu
nagan / lagan: tabanca
ol biri / obiri: öbürü, diğeri
otarmak: hayvanı otlatmak
öge / ğoy: üvey
ötmek / etmek: ekmek
ötürük / üfuruk: yalan, palavra
pur toprak: taşın topraklaşmaya başladığı dönemi
sagat / sahat: saat
sal agaç / sal: tabut
salta - santa – sılhırbaş / saldabaş: geç anlayan, ahmak
satuvçu / satuci: tüccar
savluk / sağluk: sağlık
senek: dirgen
seril-: yorulmak, bitkin düşmek
sıfatsız / sifatsuz: kaba, asık suratlı, çirkin
sımarla- / işmarla-: göz kırpmak, gözle işaret etmek
sına-: denemek
sırıyna / sırihna: zırlayıp duran
sırt / sirt: yamaç, tepe
silk-: sallamak, silkelemek
silti suv / dola: çamaşır yıkamak için külle kaynatılan su
sirke: bit yumurtası
sirkelen-: başı bit yumurtası dolmak
songu / siba: göbek
sora: sonra
soy-: dersini yüzmek
suvluk / suluk: yer lavabosu
sütlü: içi dolgun, taze
şo / pşoh: lütfen, hayret
şorpa / şurva: çorba
şöndü / şindi: Şimdi
şöndügü / şindiki: şu anda
tar: dar
tebsi: tepsi
tefter: defter
teli: deli, ahmak, aptal
temir: demir
teng: denk, eşit
terenlet / terinlet: derinleştirmek
teri: deri
ters: yanlış, hatalı
tersle-: suçlamak, kızmak
terslik: yanlışlık
tezle-: hızlandırmak
tım / ten: nem, rutubet, ıslaklık
tiri: diri, dinç
tişle-: ısırmak
tohta / Tahto ( toponim ): Pek çok yayla ve mezra sakinlerinin geçerken mola verdiği yer
toklu / tohli: bir yaşında kuzu
toklukay / tohlika: kuzu
toy-: doymek
tört: dört
tuban / duman: sis
tuluk / tuluh: tulum’dan türetilmiş şişman insan betimlemesi
tuşman / tüşman: düşman
tut: dut
tutuş-: güreşmek
tüken / tükan: dükkan
tütün: duman
tüz: düz, doğru, gerçek
tizil-: dizilmek
uçuz: değersiz
üs-baş: giyim, kıyafet
zakon: kanun

Ayrıca;

- Çaykara’da da “-tala”son ekini almış yayla adları varıdır ( Mahtala. Mah; Ay / Farsça ). Kiçi
( küçük ) ile başlayan yerler de vardır ( Kiçikirman – ayrıca soy adıdır ).

- Soy Adları:

Çıçhan ( Siçan )
Garga / Karka ( Karga )
Koba / Koban ( Koban )
Kurman ( Kiçikirman )
Mırtaz ( Murtaz )
Mırzo ( Mirzo )
Sarı ( Sarı / Sarıahmet )
Tama / Tama ( Sahinkaya Köyü’nün bitişik köyünden )

You might also like