Professional Documents
Culture Documents
200b- 2JS
TÜBiTAK
TÜRKiYE BiLiMSEL VE TEKNOLOJiK ARAŞTIRMA KURUMU
THE SCIENTIFIC AND TECHNOLOGICAL RESEARCH COUNCIL OF TURKEY
L_~_ . .__
MOLEKÜLER VE MiKROSKOBiK TEKNiKLERLE
APis MELLiFERA L.' DE ACARAPis WOODi'NiN
TARANMASI
EKIM 2006
ANKARA
ÖNSÖZ
Taranması" başlıklı proje kapsamında tüm Türkiye çapında, özellikle sınır bölgeleri
dikkate alınmak suretiyle, tehlikeli bir bal arısı paraziti olan Acarapis woodi taraması
Proje çalışmasında akarın tespiti için iki farklı yöntem birbiriyle kontrollü olarak
Türkiye'deki varlığı da ilk kez bu proje ile saptanmıştır. iki yöntemin sonuçları
değerlendirilmiştir.
içiNDEKiLER
Özet ....................................................................................................1
Abstract. ...............................................................................................2
1. Giriş ................................................................................................3
3. Gereç-yöntem ...................................................................................5
4. Bulgular ............................................................................................8
5. Tartışma-Sonuç ................................................................................39
6. Referanslar ......................................................................................42
Laboratuvar Deney Sonuçları ........................ " . " ............ , .... " .......... '" ...... 23
Tablo 17. iller Bazında Her iki Yöntemin Sonuçlarına Göre Yüzde Enfestasyon
Oranları ..............................................................................................38
Tablo 18. iki Farklı Yöntem Kullanılarak Elde Edilen Enfeste Arı Sayı ve
Görünümü ............................................................................................22
Karşılaştırılması. ...................................................................................41
1
ÖZET
Apis mellifera'da trake akarı olan (Honey Bee Tracheal Mite) Acarapis woodi ergin
bal anlarının trakeleri içinde yaşar. HBTM ilk olarak bu yüzyılın başlarında
keşfedilmiştir. T rakeal akarın tespiti için birçok metod ileri sürülmüş ve geliştirilmiştir.
kendisinin görülmesini içerir. Indirekt Metod olarak ise ELlSA tekniği, Guanin Lekesi
Kromotografi Metodu kullanılmaktadır. EL/SA tekniği kesin ve duyarlı bir Metod
olmasına rağmen, özel prosedürlere ve bazı teknik ekipmanlara ihtiyaç duymaktadır.
Aynı zamanda farklı Acarapis türlerini de pozitif sonuç olarak gösterebilir.
ABSTRACT
The honeybee tracheal mite (HBTM) Acarapis woodilives in the trachea of adult
bees. Several methods have been proposed and implemented for positive tracheal
mite. These methods roughly fall into either direct or indirect categories. The direct
methods include bee dissection and homogenisation and stainning of tracheae by
which the mites are actually seen. The indirect methods use the ELlSA techniques
and Guanine Visualization Chromotography Methods. The Elisa technique while
accurate and sensitive, it requires special procedures some technical expertise and
may react to other species of Acarapis for positive results.
In this study, Acarapis woodi was investigated in Apis mellifera L. by molecular and
microscobic techniques (Direct and Indirect Methods) and it is fırst observed in
Turkey.
ABSTRACT
J The honeybee tracheal mite (HBTM) Acarapis woodilives in the trachea of adult
bees. Several methods have been proposed and implemented for positive tracheal
mite. These methods roughly fall into either direct or indirect categories. The direct
methods include bee dissection and homogenisation and stainning of tracheae by
which the mites are actually seen. The indirect methods use the ELlSA techniques
i
accurate and sensitive, it requires special procedures some technical expertise and
may react to other species of Acarapis for positive results.
i
i n this study, Acarapis woodi was investigated in Apis mellifera L. by molecular and
microscobic techniques (Direct and Indirect Methods) and it is fırst observed in
Turkey.
i
i
1. GiRiş
göz önünde bulundurularak, ergin bal arılarının trakelerinde hastalık etkeni olan,
A.woodlnin Türkiye'ye ait verilerinin elde edilmesi oluşturmaktadır. Arı hastalıklarının,
yapılan bir konu olmasına rağmen ülkemizde halen çok az çalışılmış olduğu
saptanmıştır (Keskin et aL, 1996 ). Son birkaç yıldır, sıkça görülen arı hastalıklarının
(Caideron et al.,1991), Türkiye temiz bir bölge olarak görünmektedir. Batı ve Doğu
2. GENEL BiLGiLER
ilk kez 1918 yılında iskoçya'da keşfedilen A. woodi 1906'1ı yıllarda ingiltere'de
"Wight Adası Hastalığı" olarak bilinmekteydi. Ergin bal arılarında görülen bu hastalık,
parazit akar, daha çok erkek arıları tercih eder. Hem yapısalolarak verdiği duvar
harabiyeti ile, hem de biriken dışkısıyla arının solunum sisteminde tıkanmalara neden
olur (Clark, 1991). 4-6 günlük genç ergin arıları terk ederek yeni bulaşımlara yol açan
akar, yaşlı arıların kalın kütikulasından dışarı pek çıkamaz. Bu nedenle arının kanat
dibindeki trakeal dallara doğru ilerleyerek uçma yeteneğini yok ettiği ortaya
çıkarılmıştır. Kış sonunda kovan dibinde çok sayıda ölmüş ve uçamayan, yerde
4
sürünerek gezen arıya rastlanmaktadır. Ağır bulaşımlı bir kovanda kış sonunda
15000 ergin arı, A. woodi enfestasyonu sonucu ölebilmektedir (Thoenes, 1990).
Yüksek yoğunluktaki bulaşımlarda koloninin tamamının kovanı terk etmesi de,
enfestasyona karşı oluşturulan içgüdüsel bir davranıştır. Kış mevsimi sonunda çok
sayıda arının kovanı terk ettiği, bir o kadarının da öldüğü tespit edilmiştir. Bu
davranışın sebebi henüz tam olarak açıklanmış değildir (Buehmann ve Thoenes,
1993). A. woodlnin yanısıra kovanda başka hastalıkların da bulunması koloninin
tamamen çöküşüne neden olabilmektedir (Peng ve Nasr, 1999). Tedavide akarisit
özellikteki ilaçlar denenmiş ve bir akarisit olan bromopropylate (Folbex) denenmiştir.
dan elde edilen Neem yağı da etkili bir bitkisel ilaç olarak bulunmuştur
(Melathopoulos et aL., 2000). Amerika Birleşik Devletleri'nde ilk kez 1984 yılında
bulunduğu rapor edilen hastalık, dünya çapında hızla yayılmış ve 48 ülkede varlığı
görülmektedir (Bailey 1999). Ancak, hastalığın Türkiye'ye ait herhangi bir literatür
kaydı bulunamamıştır.
Çalışmanın amacı, şu anda arıcılık sektöründe büyük bir problem olan arı
olacaktır.
3. GEREÇ-YÖNTEM
tercihi daha fazla yapılabilmiştir. Her örnek (aynı kovandan ort. 30 ergin arı) sayıca
ikiye bölünerek, yarısı torasik disk metodu olan ve direkt olarak trake kesitlerinin
incelenmesini içeren mikroskobik yolla (Delfinado-Baker, 1985); diğer yarısı ise
sadece akarlara ait nitrojen metobolizması sonucu oluşan Guanin miktarının
Bal arısı hastalıkları için efektif süreç olan ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinin
değerlendirilmesi ve deneylerde kullanılacak örneklerin temini amacıyla Türkiye'nin
farklı bölgelerindeki istasyon iller ve köylerine birbirini izleyen bir seri arazi çalışması
düzenlenmiştir. Buna göre ilk arazi çalışması Edirne, Muğla, Aydın ve Bursa iIIeri-
köylerine yapılmıştır. Çalışma sonunda 4 ildeki (Aydın-14, Edirne-21, Muğla-64,
Bursa-18) 117 arılıktan toplanan 3510 adet canlı ergin arı örneği laboratuvara
getirilmiş ve -20oC'de ışıksız ortamda stoklanmıştır. Zaman kaybının önlenmesi
amacıyla 2. dönem arazi çalışması ilk arazi çalışmasının hemen ardından planlanmış
yörelerine arazi çalışması yapılmış, istasyonlardan daha önce toplanan arı örnekleri,
bölgenin Acarapiasis açısından hassas bir bölge olması nedeniyle tekrar toplanarak
deneylerin kontrollü olarak ilerlemesi sağlanmıştır. Son arazi çalışması sadece Artvin
yöresine yönelik olarak yapılmıştır. Bu şekilde laboratuvarda çalışılan ve pozitif sonuç
veren Artvin örnekleri de kontrollü hale getirilmiştir. Böylelikle arazi çalışmalarının
tamamı sona ermiştir. Tüm arazi çalışmaları sonucu toplanan ergin arı örneği 10290
adettir.
Örnek alımında, Acarapis woodlnin biyolojisi gereği erkek arıları tercih etmesi
gözönünde bulundurulursa da, örnek sayısının fazla olması amacıyla bol miktarda
işçi arı örneği de alınmıştır. Toplanan örnekler havalandırma ve besin koşullarının
Acarapis woodi klasik disseksiyon yöntemi için, diğer yarısı ise moleküler bir metod
olan Guanin lekesi kromotografi metodu için ayrılmıştır.
3.2. Yöntem
araştırılması.
7
trake ile parazit akar arasındaki farklı boyanma özelliğini kullanarak kontrast
oluşturma ve yöntemin duyarlılığını artırmaktır. Çalışmamızda katyonik boyalardan
metilen mavisi kullanılmıştır. %1'lik metilen mavisi, 40 ml distile su içinde 1 gr metiten
mavisi eritilip, üzerine 0.85gr sodyum klorür (NaCl) bulunan 60ml distile su eklenerek
hazırlanmıştır. Boya içersinde 5dk süre ile bulundurulan kesitler daha sonra
ayrıştırma solüsyonuna alınarak 2-5dk bekletilmiştir. Son olarak kesitler boyadan
arındırılmak amacıyla %70'lik etanol içine alınmıştır. Ardından kesitlerdeki trakeler
çıkarılarak bir damla lugol içinde preparat olarak hazırlanmıştır. Örnekler lam-Iamel
arasında mikroskop altında gerekli ölçümler yapılarak ve trakedeki siyahlaşma ve
kirlenme miktarı trake renginin anormalitesi oranında, O: temiz 1: hafif 2: orta 3:
yüksek olmak üzere, bulaşım şüphesi istatistiksel değerler verilerek analiz edilmiştir.
4. BULGULAR
gerekse artık ürünleri ile trake içinde oluşturduğu siyah-kahverengi lekeler ile trake'
duvarına verdiği harabiyet gözönünde bulundurulmuştur (Resim 1).
Resim 1. Hafif derecede ( trake kirliliği: 1) kirlilik gösteren ana ve yan trake dalları
9
Buna göre, tüm illere ait ergin arı örneklerinin klaşlk disseksiyon yöntemi ile
elde edilen inceleme bulguları yapılan arazi çalışması ~ıralamasına göre
sınıflandırılmak suretiyle tablolar halinde düzenlenmiştir (Tablo 1,2,3, ... ).
i 07-19
07-20
Merkez
Kumluca
Temiz
Temiz
O
O
i
07-21 Manavgat Temiz O
07-22 Manavgat Acarapis şüpheli 3
07-23 Merkez Temiz O
07-24 Merkez Temiz O
07-25 Ulupınar-Kemer Temiz O
i
1: Hafif 3: Yüksek
i Anlık
52-01
No·
Karacaömer
Mevkii Teşhis
Temiz
Kirlilik Derecesi
O
i 52-02
52-03
52-04
Yemişii
Yemişii
Yemişii
Temiz
Temiz
Temiz
O
o: Temiz 2: Orta
1: Hafif 3: YOksek *: Anlık no: Iı trafik kodu ile ön numaralandırilmıştır.
17
i
i Anlık No* Mevkii Teşhis Kirlilik Derecesi
61-07 Of Temiz O
61-08 Of Temiz O
61-10 Of Temiz O
61-15 Of Temiz O
61-16 Of Temiz O
61-17 Of Temiz O
61-18 Of Temiz O
61-19 Akçaabat Acarapis şüpheli 1
61-20 Akçaabat Acarapis şüpheli 2
o: Temız 2: Orta
1. Hafif 3: Yüksek *: Ardık no: Iı trafik kodu ile ön numara/andmlmıştır
Resim incelenecek olursa soldan sağa doğru olmak üzere sırası ile yüklenen 9
adet örnek ve üçüncü sırada yer alan Guanin standartı (marker) görülmektedir.
Örnekler tampon içindeki TLC üzerinde yürütüldüğünde Guanin standartı ile hemen
hemen aynı hizada oluşan leke sayısı 2'dir. Bu iki lekeyi oluşturan toraks homojenatı
Guanin standartı kadar saf halde olmadığından net bir bant oluşturamamaktadır.
Ancak Guaninle aynı hizada yer almaları ve yürütme sırasında aynı noktada dağılma
örneğin hangi ile ait olduğu ve klasik disseksiyon taraması sonucu trakenin kirlilik
durumu hemen gözden geçirilmiştir.
23
o: Temız 2: Orta
1: Hafif 3: Yüksek *.. Anlık no: iı trafik kodu ife ön numaralandınlmıştır
ifJi!fb~_i!%!!!~~ '~" _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ __
31
61-07 of Temiz O -
61-08 of Temiz O -
61-09 of Acarapis şüpheli 3 G(+)
61-10 of Temiz O -
61-15 Of Temiz O -
61-16 Of Temiz O -
61-17 Of Temiz O -
61-18 Of Temiz O -
61-19 Akçaabat Acarapis şüpheli 1 -
Tablo 17. iller Bazında Her iki Yöntemin Sonuçlarına Göre Yüzde Enfestasyon
Oranları
Tahmin edildiği üzere sınıra yakın bölgelerde (Edirne gibi) bu oran daha da
artmaktadır. Yüzdelik oranların henüz bu seviyede bulunması hastalığın ülkemize
yeni girdiği izlenimini verse de en kısa zamanda gerekli önlemlerin alınması ve
yayılımının engellenmesi şarttır.
Tablo 18. iki farklı yöntem kullanılarak elde edilen enfeste arı sayı ve oranları
20
16,3
c 15 12,8
~
o
ciL 10
"c
N
~ 5
0+-----
Disseksiyon Metodu Guanin Lekesi Metodu
n=281
Enfestasyon Oranları
5. TARTIŞMA! SONUÇ
lı
ii:
,,.1
•. 1
40
Ragsdale ve Kjer, 1999). Literatürde güçlü bir şekilde desteklenen moleküler bir
teknikse Guanin Lekesi ince Tabaka Kağıt Kromotografısi'dir. Özel salgı metodu
olması ve immünolojik diğer metodlar gibi geniş preperasyonlara gereksinim
olmaması dolayısıyla ELlSA'ya göre daha kolay bir metoddur. Direkt olarak toraks
homojenizasyonu yapıldığından sonuçların diğer Acarapis türlerinin varlığıyla
karışma olasılığı çok azdır. Bu metodda marker olarak kullanılan Guanin (2-amino 6-
oksipurin) örümcek ve akarları da içine alan birçok arachnid'in nitrojen metobolizması
sonucu temel Çıktı maddesi olan pürin'dir. Bal arılarının hiçbir sekresyonunda bu
maddenin bulunmaması nedeniyle, Guanin'in arılardaki varlığı onların herhangi bir
akarla bulaşık olduğunu göstermektedir. Ancak bu metodda özellikle torasik disklerin
homojenizasyonu yapıldığından, bulunan akar A. woodi olarak kesinlikle
tanımlanabilmektedir (Koch ve Gerson, 1997; Sammataro et aL., 2000). Teşhiste
üzerinde önemle durulması gereken diğer konu ise, arıların alkol içinde muhafaza
edilmeyip, canlı şekilde aniden dondurulmasıdır. Çünkü kokuşmanın önlenmesi
amacıyla kullanılan alkol, çevre dokularını koyulaştırdığı için akarın görülmesini
engellemektedir (Tomasko et aL, 1993; Sammataro et aL, 2000).
Ülke genelinde bal arılarında yaygın olarak görülen hastalıklar son yıllarda
yapılan bölgesel çalışmalar sayesinde , genel bir tablo oluşturacak şekilde hemen
hemen bilinmektedir (Keskin ve Özkırım, 2001; Özkırım ve Keskin, 2001; Kolonkaya
et aL, 2001). Yapılan bu çalışmalar sırasında arıcıların, kış sonu nedensiz koloni
kayıpları konusundaki artan şikayetleri ve elde edilen gözlemler, yeni görülmeye
başlanan başka bir hastalık şüphesini ortaya çıkartmıştır. Semptomatik özellikler
incelendiğinde hastalık etkeninin Acarapis woodi olmasından şüphelenilmiştir.
3 (Enfeste 2 1 Temiz
Anlar»
Trakeal Kirlilik Derecesi
Grafik 2. Kullanılan iki farklı metoda göre elde edilen sonuçların karşılaştırılması
sevindirici bir durumdur; fakat gerekli önlemlerin hızlı ve bilinçli bir şekilde en kısa
her yıl düzenli olarak kontrol edilmesi gerekmektedir. Bunun yanında hastalığın,
Türkiye'de mevcut arı hastalıkları listesine alınarak, devlet bazında da genel bir
kontrol stratejisinin izlenmesi önerilmektedir.
42
6. REFERANSLAR
BAlLEY, L., 1999, The century of Acarapis woodi, American Bee Journal, 12, 541-
542 p.
BUCHMANN, S.L., Thoenes, S.C., 1993, Colony abandonment by adult honey bees:
a behavioural response to high tracheal mite infestation, Journal of Agricultural
Research, 31(3/4),167-168 p.
CALDERONE, N.W., Bruce, W.A, Allen-Wardell, G., Shimanuki, H., 1991, Evaluation
of botanical compounds for central of the Honeybee tracheal mite, Acarapis
woodi, American Bee Journal, 131 (9), 589-591 p.
CLARK, K.J., 1991, Wınter survival times of colonies infested at various levels by
tracheal mites (Acarapis wood~, American Bee Journal, 131(12),773-773 p.
DELFINADO-BAKER, M., 1985, An Acarologist's view: The spread of the tracheal
mite of Honeybees in United States, American Bee Journaı, 125, 689-690 p.
ERICKSON, E.H., Stanley, Jr. D., Martin, C., Garment, B., 1999, Bee Book, 1..326
pp., Jawa University Press, USA
FICHTER, B.L., 1988, ELlSA Detection of Acarapis woodi, Honeybees and Bee
Mites, 526-29 pp., Chichester UK: Ellis Horwood.
GARZA, Q., Dustmann, J.H., 1991, Formic acid against the tracheal mite (Acarapis
woodi) , American Bee Journaı, 131 (10): 643-645 p.
GRANT, G.M., Nelson, D.L., Olsen, P.E., Rice, W.A, 1993, The ELlSA Detection of
Tracheal Mites in whole Honeybee Samples, American Bee Journal, 133: 652-
655 p.
KESKIN, N., Başar, E., 1996, Investigation of Acarapis woodiRennie in Honey Bees
from some regions in Turkey. Hacettepe Bulletin of NaL. Scien. and Engineer,
25,15-25p.
KESKIN, N., Özkırım, A, 2001, Ankara ili ve çevresindeki Bal Arııarının (Apis
mellifera L.) Paraziter Hastalıklar Yönünden incelenmesi. Teknik Arıcılık
Dergisi, Türkiye Kalkınma Vakfı, 71, 15-18 p.
KOCH, R., Gerson, I. J., 1997, Guanine Visualization: A New Method for Diagnosing
Tracheal Mite Infestation of Honeybees, Apidologie, 28, 3-9 p.
KOLANKAYA D, Sorkun K, Özkırım A, Erkmen B, 2001, Impact on Honey Bees of
Insecticides used in Adapazarı-Karasu against Hazelnut Pests, Mellitera, 2:
43
62-63 p.
LOPER, G.M., 1999, Honey Bee Keeping and Tracheal Mite, American Bee Journal,
132,603-606 p.
MELATHOPOULOS, A. P., Winston, M. L., Whittingon, R., Smith, T., Lindberg, C.,
Mukai, A., Moore, M., 2000, Comparative Laboratory Toxicity of Neem
Pesticides to Honey Bees (Hymenoptera: Apidae), Their Mite Parasites Varroa
jacobsoni and Acarapis woodi and Brood Pathogens Paenibacillus larvae and
Ascosphaera apis, Apiculture and Social insects , 93:199-209 p.
ÖZKIRIM A, Keskin N, 2001, A Survey of Nosema apis of Honey Bees (Apis mel/ifera
L.) Producing the Famous Anzer Honey in Turkey, Zeitschrift tür Natuforsch
Verlag der Zeitschrift tür Naturforschung Tübingen, 56c: 918-919 p.
PENG, V.S., Nasr, M.E., 1999, Detection of honey bee tracheal mites (A. wood~ by
simple staining techniques, Journallnvertebrate Pathology, 46, 325-331 p.
PELEKASSiS, C. D: The Acarofauna of Honey Bees and Bee Lives in Greece.
Apimondia Congress of Agricultural Programme and Abstracts of Reports.
Budapest, Hungary. 1983.154: 25-31 p.
RAGSDALE, D., Furgala, B., 1997, A serological approach to the detection of
Acarapis woodi parasitism in honeybees using an enzyme-linked
immunosorbent assay, Apidologie 18:1-10 p.
RAGSDALE, D., Kjer, K.M., 1999, Diagnosis of tracheal mite (Acarapis woodi R.)
parasitism of honey bees using monoclonal enzyme-linked immunosorbent
assay, Am. Bee J., 129:550-53 p.
SAMMATARO, D., Gerson, U., Needham, G., 2000, Parasitic Mites of Honey Bees:
History, Implications, and Impact, Annu. Rev. Entomol., 45: 519-548 p.
SHIMANUKI, H., Knox, D., 1991, Diagnosis of Honey Bee Diseases, USDA Agric.
Handb. AH-690, 53 pp.
THOENES, S.C., 1990, Tracheal mite induced colony mortality monitored by an
electronic scale, Am. Bee J., 130(12),816-816 p.
TQMASKO, M., Finley, J., Harkness, W., Rajotte, E., 1993, A sequential sampling
scheme for detecting the presence of tracheal mite (Acarapis woodi)
infestationsin honey bee colonies, Pa. Agric. Exp. Stn. Bull. 871 p.
TÜBiTAK
PROJE ÖZET BiLGi FORMU
Proje Başlığı:
Port. Dr. Nevin KESKiN Arş. Gör. Aslı ÖZKIRIM Arş. Gör. Hasan ÇiÇEK
Apis me//ifera' da trake akarı olan (Honey Bee Tracheal Mite) Acarapis woodi ergin bal arılarının
trakeleri içinde yaşar. HBTM ilk olarak bu yüzyılın başlarında keşfedilmiştir. Trakeal akarın tespiti
için birçok metod ileri sürülmüş ve geliştirilmiştir. Bu metodlar genelolarak direkt ve indirekt
metodlar olarak sınıflandırılabilir. Direkt metodlar arı disseksiyonu, homojenizasyonu ve trakenin
boyanmasıyla akarın kendisinin görülmesini içerir. Indirekt Metod olarak ise ELlSA tekniği, Guanin
Lekesi Kromotografi Metodu kullanılmaktadır. ELlSA tekniği kesin ve duyarlı bir Metod olmasına
rağmen, özel prosedürlere ve bazı teknik ekipmanlara ihtiyaç duymaktadır. Aynı zamanda farklı
rapor edilmiştir.
Özkırım, A., Keskin, N., The Determination of Tracheal Mite Acarapis woodi Incidence in
The Republic of Turkey, 39th Apimondia International Apicultural Congress, 21-26 August
2005, Dublin IRELAND (Oral Presentation)