You are on page 1of 91

PROJE

PROF. DR FIRATLI
DR.METEKARACAOGLU
ANADOLU ARISININ SELEKSİYONLA
ISLAHI OLANAKLARI

PROJE NO : VHAG - 939

PROF. DR ÇETİNFIRATLI
Y ARD. DOÇ. DR. METE KARACAOGLU

HAZiRAN 1995
ANKARA
1

ONSOZ
Bal arısı, _AP13 ~ell1fera. L., ve arı yetiştiricll1~i

Anadolu'nun en eski ve geleneksel ve do~al zenginlikler-


dendir. tkIimi ve col)rafyası 116-:"~nadolu bu iki varlık icin
en uygun ortamı sal)lamaktadır. Ne varki, son yıllarda yapılan

denetimsiz gezginci arıcılık, arı gen kaynakları lcin tehlike


oluşturmaktadır. Oysa, özellikle Orta Anadolu arı ekotiple-
rinin kimi özelikler bakımından hem yerli hem de yabancı arı

ıslahcıları tarafından üstün oldukları ortaya konulmuştur.

Ekonomik cıkarlar karşısında dol)aldır ki, bunların korun-


masının bedeli sahiplerine ödettirilemez. Anadolu'nun özgün
arı merkezlerinin bulunması ve genetik kapasiteleri saptanmış

materyalin, üreme biyolojisinin gerektirdi~i uygun teknik-


lerle korunması, üniversiteler ve kamuya ait di~er araştırma

kuruluşlarının görevi olmalıdır.

Bu çalısma TüBİTAK (Ankara) tarafından desteklenmistir.


(VHAG 939).
ii

ÇtZELGE LlSTES!

Clzelge No
3.1. Deneme Planı ve lşbirll~i Yapılan Arılıkların
BUlunduQu Merkezler ••....•••.•••••.••..........••. 18
4.1. Genotlplerin Morfolojik özelliklerine Uygulanan
Variyans Analizi Sonuçları ••.•.••••••.••....••..•• 30
4.2. Diskriminant Analizi Sonucuna Göreörneklerin
Gruplara DaQılımı •..••• ~ •••••...••..••.....•.•••.• 32
4.3. Morfolojik Karakterler Arasındaki Korelasyon
Matriks Degerleri .•.••...•.••....••.••.•...•.•.... 32
4.4. Ana Bileşenlerin öz ve Variyans De~erleri ••••.•.•• 33
4.5. Genotıplerin Bazı Morfolojik Karakterlerine
İlişkin Tanımlayıcı De~erler •.•••••••..•.•••••••.• 35
4.6. Bal Verimlerine İliskin Varlyans Analizi .•.•....•. 40
4.7. Kolonilerin Bal Verimi Ortalamaları ve Duncan
Testi Sonuçları .....•••..••••.••....•.•...••.•..•• 41
4.8. Araştırma Bölgesinde Nisan,Mayıs,Haziran Ayları
Yagıs Miktarları ••••••..•..••••••••..•.•. ~ ••....•• 42
4.9. Mayıs Dönemi Arılık ve Gruplar Ortalama Arılı
Cerçeve Sayıları ve Duncan Testı Sonuçları •.....•• 47
4.10. Haziran Dönemi Arılık ve Guruplar Ortalama Arııı
Çerçeve Sayıları ve Duncan Testi ları .... , .. 49

4.11. Temmuz Dönemi Arılık ve Guruplar Arı ı


Cerçeve Sayıları ve Duncan Testi 1 •••• ~ * •

4.12. AQustos Dönemi Arılık ve Gruplar


Cerçeve Sayıları ve Duncan Testi
4.13. Bal Verimi Fonksiyonunda Yer Alan De~işkenlerin .
Regresyon Katsayılarının t Degerlerl ••••...•...•. 58
4.14. Mayıs Dönemi Arılık ve Gruplar ortalama Kulueka
Alanları ve Duncan Testi Sonuçları .•.•....••..... 59
4.15. Haziran Dönemi Arılık ve Gruplar Ortalama
Kuluçka Alanları ve Duncan Testi Sonuçları ••..... 61
111

4.16. Temmuz Dönemi Arılık ve.Gruplar Ortalama


Kulueka Alanları ve Duncan Testi Sonueları ~ •••... 64
4.1'.A~ustos Dönemi Arılıkve Gruplar Ortalama
Kulueka Alanları veOuncan Testi Sonucları ..•••••. 67
4.18. Arılık ve Genotip Gruplarında Hırcınlık Egilim1
Ortalamaları .... ......... ~........ .................. 11

4.19. Petek üzerindeki Davranıs Ortalamaları ve Duncan


Testi Sonucları .••••...•..•............••..•••••• 73
iv

L LİSTESİ

S~kıı No
3.1. Ise1 arının karnı .......•.. -;. .... _... -..... - . . . . . . . . . . 24

3.2. Dll uzunlui}u ................. ,. .......................... ,... 25

3.3. Kübital indeks ve kanat boyutları ôlçum noktaları. 26


3.4. Tergit genişll~i ôlcüm noktaları •••••••.•••••••••• 21
3.5. Tergit rengi skalası •••• ~ ••••••••••.••••.•.••...•• 28
3.6. Metatarsus ölçüm noktaları ••.••.••••...••••••••••• 29
4.1. Arı örneklerinin ana bileşenler sistemide da9ılımı. 34
4.2. Arılıkların bal verimleri •.•..•••••••.••••••.••••• 43
4.3. Genotip Gruplarının bal verimleri •.•••.•.•.••..••• 44
4.4. Arılıkların Mayıs dönemi arılı çerçeve sayıları 41
4.5. Genotip gruplarında Mayıs dönemi arılı çerçeve
sayılar ı ........................................................................ 48

4.6. Arılıklada Haziran dönemi arılı çerçeve sayıları 50


4.7. Genotip gruplarında Haziran dönemi arılı çerçeve
sayılar 1 ....../................................................................ 50

4.8. Temmuz dönemi arılıklarda arılı çerçeve sayıları 52


4.9. Genotip gruplarında Temmuz dönemi arılı çerçeve
sayıları ............................................................................... 53

4.10. Arılıkların A9ustos dönemi arılı çerçeve


sayıları .............................................. e.e............................. 55

4.11. Genotip gruplarının A~ustos dönemi arılı çerçeve


sayıla r 1 . . . . " . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 56
4.12. Genotip gruplarının de~işik dönemlerdeki ergin
arı gelişimi ..................................... 57
4.13. Arılıkların Mayıs dönemi kuluçka alan gelişimi 60
4.14. Genotip gruplarının Mayıs dönemi kuluçka alan
gelişimi ..•...................................... 60
4.15. Arılıkların Haziran dönemi kuluçka alan
gelişimi, ......................................... 62
v

4.16. Genctip gruplarının Haziran dönemi kulueka alan


gelişimı ................. __ ........ .............................. 63

4.17. Arılıkların
-
Temmuz dönemi kulueka alan gelişimi 65
4.18. Genctip gruplarının Temmuz dönemi kulueka alan
gelişimi .......................................................... 66

4.19. Arılıkların A9ustos dönemi kulueka alan gelişimi.. 68


4.20. Genotip gruplarının A9ustos dönemi kulueka an
ge ı i s i ml ......................... -................... __ ..... ,. .. .. . . .. 69

4.21. Genctip gruplarının eeşitli dönemlerdeki kulueka


alan gelişimi ........................................ ~................ 70
vi

öZ

Araştırmada Beypazarı ve, Tokat yörelerinde, yöre

populasyonlarının seçilmiş kolonilerinden yetiştirilen ana

arılar ile oluşturulan koloniler ile bunların melezIeri

(Beypazarı x Tokat) üzerinde morfolojik, fizyolojik ve davra-

nış özelliklerini saptama çalışmaları yapılmıştır. Hem saf

hem de melez grupların oluşturulmasında do~al çiftleştirme

uygulanmıştır. Morfolojik verilerin diskriminant analizinde

Beypazarı grubunun büyük ölçüde birörnek oldu~u ve di~er

gruplardan ayrıldı~ı belirlenmiştir.

Oreme etkinlikleri bakımından Orta Anadolu ekotipinin

Tokat yöresinin kolonllerine göre az da olsa geri kaldı~ı,

ancak Beypazarı x Tokat melezi kolonilerde üremenin her iki

gruptan önemli düzeyde farklı ve yüksek oldu9u görülmüstür.

Bal verimi bakımından Tokat yöresi kolonileri en düşük

bal verimine sahip olmuş, melez kolonilerde üreme etkinli

91 nde o ldu~u g i bi her i ki gruptan önemli düzeyde fark 1 ı ve


yüksek bal verimi saptanmıştır .

. Bu çalışmada da görülmektedir ki; kalıtım dereesi yüksek

ve bal verimi ıle yakın ilişkili üreme etkinli~i yönünde yal-

nız ana hattında yapılacak bir selekSiyon bile melez koloni-

lerde verimlili~i önemli düzeyde arttırmaktadır. Bu yol

damızlık ana arı yetiştirme programlarında izlenecek ucuz ve


kolay bir yoldur.

Anahtar Kelimeler: Bal arısı, Ekotipler, Morfolojik


özellikler, üreme ve üretim.
v1l

ABSTRACT
The morphometric studies showed that the honey bee
colon1es of Central Anatolla (Beypazarı) constitute a
relat1vely unlform and d1ferent group from loeal populations
of Tokat. The crosses (B X T) were alsa diferent from both
parents.
The Central Anatollan ecotype scored a llttle lower than
the the local form in terms of reproductlve efftclency and
honey product1on whereas the colontes of crossbred queens
showed much hlgher. and st.gniflcantly di fferent performanca
from both parents.Heterottc effect was observed especlally ln
the reproductive traıts. The results lmply that even a low
selectton intensıty ln the dam line mating in a m1xed
population of dr one s tmprove the economlc trai ts inhoney
bees. To conclude, the gene pools whtch can stilI be found ln
the highlands of Central Anatoila bear signlfıcıanceın the
breedtng schemes aiming at improvlng honey productlon ln
Turkey.

Keywords: Honeybee, Anatolian ecotypes, Morphological


tralts, Repr9duction and Productlon.
v i ii

ıçıNDEKILER
Sayfa

1. GIRIS ............................................. · 1

2. KAYNAK ARASTIRMASI .......................... ................................ 5

3. MATERYAL VE YöNTEM .................................................................. 16

3.1. Materyal ........................................ . 16

3.2. Yön tem .......................................... . 19

4. ARAŞTIRMA SONUÇLARI VE TARTIŞMA ................... . 30

4.1. Morfolojik özellikler ........................................................ 30

4.2. Fizyolojik özellikler ........................................................ 39

4.2.1. Bal Verimi ................................ ····· 39

4.2.2. Koloni Populasyonu Gelişimi ................... . 46

4 . 2 . 2 . 1 Erg i n Ar ı Ge 1 i Ş i mi. .••••••••••••••••••••••••••• 46

4.2.2.1.1. Mayıs Dönemi Ergin Arı Gelişimi ........... . 46

4.2.2.1.2. Haziran Dönemi Ergin Arı Gelişimi ........ ·· 48

4.2.2.1.3. Temmuz Dönemi Ergin Arı Gelişimi ......... ·· 51

4.2.2.1.4. A1ustos Dönemi Ergin Arı Gelişimı ........ ·· 53

4.2.2.1.5. Ergin Arı Şayısı ile Bal Verimi Arasındaki

Ilişki ............................... ····· . 58

4.2.2.2. Kulueka Alanı Gelişimi .................... .. 58

4.2.2.2.1. Mayıs Dönemi Kulueka Alanı Gelişimi ....... · 58

4.2.2.2.2. Haziran Dönemi Kulueka Alanı Gelişimi ..... · 61

4.2.2.2.3. Temmuz Dönemi Kulueka Alanı Gelişimi ..... ·· 63

4.2.2.2.4. A1ustos Dönemi Kulueka Alanı Gelişimi .... ·· 66

4.3. Davranış özellikleri .......... " ............................................ . 71

4.3.1. Hıreınlık ..................................... . 71


ix

4.3.2. Petek üzerinde Davranışlar .................... . 72

4.3.3. 0<)u1 E<)i1imi ................................... . 73

5. SONUC ......................................................................................... 74

KAYNAKLAR ••••••••••••••••.••••••••.•••••••.•.•••••• 76

EK L ER •••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••• 81
ı

ı. G!RIS

Farklı iklim ve co~rafya koşulları yalnız bunlara uyan

ve yeterli Oreme ve üretim etkinli~i qösteren canlıların

yasamasına izin verir. Sürekli artan isternin karsılanmasında

kullanmak amacıyla ekolojilerinden cıkarılarak baska bölqe-

lere taşınan özgün materyalin ya zaman icerisinde kayboldu~u

ya da yetersiz kaldı<1'ı bilinmektedir. Ancak qelişen qenetik

bilimi ve teknolojiler, bu ekotiplerden qen aktarımı yoluyla

yerel materyalin iyileştirilmesi yolunu acmıştır. Günümüzde

qeıınen noktada do~al cevrenin ve qen havuzlarının korunması

en önemli dünya sorunlarından biri olarak ortada durmaktadır.

Dünyadaki qecmişi insandan daha eski olan bal arısı,

Apis mellifera) yaşamak icin qereksinim duydu~u nektar ye

polen kayna~ı olan cicekli bitkileri buldu~u her yerde yayıl­

ma olana~ını buImuştur. Oreme ve co~alma icin qerekli olan

iklimi ise kendi icerisinde yaratması bal arısının en önemli

üstünıü~üdür. Bal arısının Ciftlesme davranısı da onun olum-

suz qenetik baskılardan.uzak kalmasını sa~lamıstır. Bu özel-

likleri ile bal arısı populasyonlarının oluşumunda insanın

taşıma dışında katkısı olmamıştır. 8ugünkü anlayışla bal

arısı,qenetikc ller ve ıslahcılar icin "ham" bir materyaldir

ve qösterdi~i büyük varyasyon önemli bir zenqinliktir.

Suptropik iklimden çöl iklimine ve çok sert iklim koşul­

larına kadar heı türlü de~işimi qösteren Anadolu. sahip oldu~u

zenqin ve çeşitli florası ile de Afrika ve Avrupa kara parça-

ları ile birlikte arının ana yurdu sayılmaktadır. Do~aldır

k i, bu ceşitlılik Anadolu'da farklı arı populasyonlarının


2

olusmasına da yol acmıstır. Kaba bir de~erlendirme ile co~ra-

fik bölgelerde yerleşik arıların -birbirlerinden oldukca

farklı özellikler qösterdikleri söylenebilir. Son yıllarda

ülkemizde tamamlanmış ve sürdürülen morfometrik calışmalarda

ve yurt dışında aynı materyalde yapılmış cok sınırlı sayıdaki

araştırmalarda benzer sonuclarla farklı morfolojik, fizyolo-

jik ve davranış özellikleri olan populasyonlar saptanmıstır.

Yine iki grup araştırmada da ortak bulgu, kıyı ve sınır bölge

arılarının önceden tanımlanmış alt türlerin etkisi altında

oldu~udur. Orne~in; DoQu Anadolu'da- Kafkas, GünevdoQuda

Suriye ve Akdenizde Kıbrıs arıları ile benzer populasyonların

varlıQından söz edilmektedir.

Orta Anadolu

ceş i tL! araştırmalarla


Oniversitesi Ziraat
arılarının

___ortava
Fakültesi
bunların tümünden

cıkarılmıstır
Zootekni
-ey
farklı

BöÜimi.inde~\ yürütül-
olduQu

- - __ _ _ __ __ ~~ _ ______r /

m-eKte olan bir calışma Orta Anadolunun özgünlüQünü incelemeyi

ve arılarının tüm özellikleri ile tanımlanmasını amacla-

mıstır. Yabancı kaynaklar da~ farklılıkla birlikte, Orta

Anadolu arılarının qenetik potansiyelini ve yerel arıların

ıslahında cok olumlu sonuclar verdi~ini belirtmektedirler.

Bu calışma, yukarıda sözü edilen araştırmanın ön bulqu-

larına göre yüksek bir birörneklik qösteren Beypazarı

ekotipinin genetik potansiyelini, Karadeniz ile tc Anadolu

arasında qecit özellikler qösteren (KaracaoQlu ve Fıratlı

1994) Tokat yöresi arılarının ıslahında olası katkısını

grtntrtmrtVl amaclamaktadır. Araştırmanın hem Tokat Ziraat

Fakültesi hemde u-retı" ci_


koşullarında yürütülmesi sonuçların
3

pratik de~erini ortaya koymaktadır.

Deneme qruplarının olusturulmasında, arıcılı~ımızın

damızlık qereksiniminin karsılanmasında ileri teknikler


yer ine prati k kul lan ımı olan tek taraf i ı seleksi yon i i kes i
benimsenmistir. Buna göre her qenotipten seçilen kolonilerden
ana arı yetistirilmis, bunlar amaca qöre ya kendi arılı~ında

yada di~er genotipin bulundu~u bölgede do~al çiftleştiril-

mislerdir. Bu bir çaresizlikten de~il, yapay tohumlama yada


izole bölge Ciftlestirmesi gibi ülkemizde damızlık ana arı

yetistiricili~inin önünde enqel gibi qörülen kosulların

yumuşatılması yönünde bir çabadır. Di~er bir deyişle Türkiye


arıcılı~ının söz konusu olan düşük verimlilik ve hastalık

sorununun çözümCınde zorunluaraçlardan bi r i olan ni te 1 i k 1 i


ana arı yetiştiricili~inde yalnızca ana hattında sürekli
seleksiyon yapmak ve kolonilerde do~al çiftleşmiş böyle ana
arıları kullanmanın katkılarını qöstermek çalışmanın di~er

bir amacını oluşturmuştur.


,
Arılarda genetik potansiyeli bilinen ıslah materyalinin
korunmas ı en öneml i darbo~azdı r. Yapay tohumlama yada izole
bölge oluşturma çözüm o lmak la birlikte uyqulanması çok
zordur. Düşük varyasyon gösteren saf arı bölqelerinin sapta-
narak buralara yabancı arı qirişinin önlenmesi, böyle yöre
ar ıc ı lar ın ın tür lü yol larla des tek lenerek qen kaynaklar ın ı n
korunması, gezginci arıcılıkla her qeçen gün karışıp bozulan
ve verimi düşen üretim kolonilerinin qereksinim duydu~u ve

daha da artacak olan damızlık ana arı isteminin karsılan-

masında kullanılması
zorunlu olan ebeveyn hatlarının
4

kavbed11memes1, araştırmacılarımızın ve 1}qtlı kurondtll lliH 't Hı

birincil qörevi olmalıdır. Orta Anadolu'nun toooqr,.' ık Vıl{Hfn

araştırıcılar icin en de~erli hazinelerdir.


5

2. KAYNAK ARASTIRMASı

Bal arısı, Apis mellifera L. kutuplar dısında dünyanın

nucu, farklı cotırafik tipler ortaya çıkmıstır (Crane 1984).

Irk içerisinde çevreye uyum sonunda farklı qenetik yapıda

olan populasyonlar ekotip olarak adlandırılmıstır (Cornuet

1986). Irk ve ekotiplerin taksonomik sınıflandırma çalısma-

ları 19. yüzyılda baslamıs, fakat bu dönemde sınıflandırmada

kullanılan ölçütlerin oldukça düzensiz ve eksik olusu sınıf-

landırmada karısıklıklara neden olmustur.

Bal arıları ilk kez H. Von BUTTEL-REEPEN (1906L,tara-

fından üçlü sınıflandırma sistemi ile sınıflandırılmıstır

(Ruttner vd. 1978). Daha sonrak i yı llarda -V.Y. ALPATOV ve

G.GOETZE bal arısı taksonomisinde, belirleyici morfolojik

karakterleri ve bunların ölçüm sistemini qelistirmislerdir.

Arastırıcılar; renk, kübital indeks, vücut ölçüleri qibi bir-

çok yapısal özelli~i kullanarak Avrupa'da yayılmıs arı ırkla-

rını tanımlamıslardır. Maa (1953) Kerr ve Laidlaw (1956),

Goetze (1964), Du Praw (1965), Ruttner vd. (1978), tarafından

Qelistirilen morfometrik çalısmalar sonucu arastırıcılar; de-

~iSik ekolojik kosullarda var olan çeSitli ekotipleri tanım-

lavarak birbirlerinden ayırmıs ve qenotipler arasında kontrol

edilemeyen çiftlesmelerle oluşan melezIerin tesbitini yap-

mıslardır.

Günümüzde bal arılarını tanımlamada kullanılan

ii morfolojik karakter

Ruttner vd.
sayısının 42

(1978), bu karakterlerin ölçümü için


kadar oldutıunu bildiren

kullanılacak
ı

r r-
6

isei arı sayısının istatistik analizler icin yeterli veri


toplanması amacıyla 20 adet olması qerekti~ini de belirtmiş­

lerdir. Daly (1985), Rinderer (1988), Nazzi (1992), arı

örnekleri üzerinde ölçülen karakterlere ilişkin verilerden


yapısal özelliklerin basit istatistik yöntemlerle saptanma-
sının yanı sıra qruplar arası tüm farklılıkların belirlenme-
sinde cok de~işkenli variyans analizi (MANOVA) ve cok de~iş-

kenli diskriminant analizi tekniklerinin kullanılmasının

qerekti~ini bildirmişlerdir.

19. yüzyıl sonlarında başlayan ve qelişimi yukarıda

kısaca özetlenmeye calısılan arı ırk ve ekotiplerini tanım­

lama ve ayı rma ,amacl ı morfometr ik araştırmaların ülkemi zde


yeterince yapıldı~ını ve Türkiye arılarının yapısal özellik-
lerine ilişkin de~erlerin ortaya konuldu~unu söylemek oldukca
zordur. özellikle yabancı araştırıcılar tarafından yapılan

birkac calışmanın dısında kapsamlı calışmalar bu araştırmanın

yürütücüler i taraf ından 80' i i yı llarda başlatı lmış ve araş­

tırmalar sürdürülmektedir.
Do~al yapısı, iklim cesitlili~i ve bitki örtüsü

zenqinli~lyle arıcılı~a oldukca elverisli olan Türkiye'de

kafkas arısı ~ •.!!!. eaueaslC2 Trans kafkas arı·sı

.m.. ,remiQes )1 Suriye arısı A.J!l. syriaea ) ve Kıbrıs

arısının ( A.~. eypria etkilerinden söz edilmektedir


(Bodenhelmer 1942, Adam 1983, Ruttner 1988a ). Bunun yanı

sıra ülkede yayqın olarak yürütülen yo~un qezqinci arıcılık

lle de qenotiplerin yer de~iştirmelerl ve etkilesmeler qene-

ttk varyasyonu artırmaktadır. Ancak qezqlnei arıcıların ula-


7

şamadıkları yörelerde Anadolu ekotiplerınden söz edilebil-

mektedir.
Anadolu arıları ile ilgili olarak yapılan calı arın

ilki Buttel Reepen (19 ) tarafından Ege Marmara


bölgelerinde yapılmış, araştırıcı bölge arılarının A.lll.
liquştica ve A..JD..~ UDicolor ~ın etkisi altı nda kaldı~lnı iler i
sürmüştür (Adam 1983).

Bodenheimer (1942), Anadolu arıları üzerinde yaptı~ı

morfolojik ..ealışmasında, Türkıye t yi 6 bölgeye ayırarak ..

ülkemizde A,Jll.ı.- çaycasicğ .... A~.!l!. ,emipes., A.JJ.L.. . syr iaca ve melez
genotiplerin varlı~ını belirtmiş, bu genotiplerin bazı

morfolojik özelliklerine ilişkin deqerleri belirlemiştir.

Maa (L9S3), Anadolu arısını{ A..m.. anatQllaca ) bir ırk

olarak tanımlamıştır.

Anadolu arıları üzerinde yabancı araştırmacılar arasında

en kapsamlı calışma B. Adam tarafından yapılmıştır. 1952-1974


yılları arasında del)işik tarihlerde Türkiye·yi Ziyaret eden
araştırıcı Anadolu ar ısını, so~uq-a dayanıklı, kışlama yete-
nekleri üstCin ve ol)ul verme eq-ilimi yCiksek olarak tanımla­

maktadır (Adam 1983). Yine aynı araştı rıcı Anadolu arısının

ana arılarının uzun ömürlü olduklarını, döllenme uçuşu kayıp­

larının cok düşük oldu~unu belirtmekte, Buckfast' da yaptı~ı

melezleme calışmalarının bazılarından iyi huylu Cistün verimli


kolonilerin elde edildi~ini, bu kolonilerin bal verimlerinin
yöre arılarına oranla \ 230 daha fazla oldultunu bildirmek-

tedir.

Adam' a (1987)
göre, Karadeniz BölgeSi arıları daha iyi
8

huylu olup , en iYi Anadolu arısı formları Ankara' nın kuzey

ve kuzey-do~usunda bulunmaktadır. Ruttner (1988 a) ise,

Kuzeydo~u Anadolu'da A.~. caucasica Güneydo~u Anadolu'da A.~.

syriaca bulundu~unu, bu bölqeler dışında Türkiye' nin di~er

bölgelerindeki arıların 1l.~. anatolica olarak adlandırılabi-

lece~ini bildirmektedir .

. -Settar (1983), Ege bölqesi arı tipleri üzerinde yaptı~ı

çalışma sonucu, bu bölge arısının kıl uzunlu~unu 0.34 mm, dil

uzunlu~unu 6.60 mm, bacak uzunlu~unu 8.05 mm, metatarsus

i ndeks i de~er in i 57.28, kanat uzunl u~unu 9.07 mm ve kübi tal

indeks deqerini ise 2.23 olarak bildirmiştir.

Ruttner (1988 a) , in, -_.


A.m. an.atol ica ve Batı Anadolu

populasyonlarında, terqit genişli~i (3+4), ön kanat uzunlu~u,

bacak uzunlu~u, kıl uzunlu~u ve kece indeksi ile ilqili

bildirisIeri sırasıyla; 4.46 ve 4.47 mm, 9.19 ve 9.07 mm,

8.10 ve 8.13 mm, 0.29 ve 0.31 mm, 2.13 ve 2.37'dir.

Karacao~lu (1989), Orta Anadolu, Karadeniz Gecit ve

Ardahan lzole Bölgeleri arılarının morfolojik karakterleri

üzerinde yaptı~ı calısmada, Orta anadolu arılarında; terqit

genişliqi, keçe bant genişliqi, parlak zemin qenisll~i, kece

i ndeks i, terg i t rengi, kı1 uzunl u~u, kübi tal indeks, kanat

qenişliqi, kanat uzunlu~u, kanat indeksi,çenqel sayısı, bacak

uzunluqu, metatarsus indeksiye dil uzunlu~u de~erlerini

sırasıyla; 4.423 mm, 0.834 mm, 0.467 mm, 1.822, 2.758, 0.365

mm,2.556, 3.143 mm, 9.111 mm, 34.389, 21.620, 8.012 mm,

56.693 ve 6.606 mm olarak bildirmiştir.

Öztürk (1990), Türk i ye' nl n Kuzeydo""u,


y Or t a Anadolu ve

Z L.iI!Mi i ikJ.M.lIII. tUZ., . 1


9

Güneybatı bölgelerinden topladHH örneklerde bölgelere göre


sırasıyla, dil uzunIuljunu 6.76 mm, 6.71 mm, 6.62 mm, kanat
uzunlul)unu 9.50 mm, 9.24 mm, 9.30 mm ve kanat genislHuni
3.12 mm, 3.08 mm ve 3.06 mm olarak saptamıştır.

Fıratlı ve Budak (1994), Türkiye'de cesitli kurumlarda


yetiştirilen ana arılar ile oluşturulan bal arısı Apls
meJ.llf~~u,;a L. kolonilerinin fizyolojik, morfoloHk ve davranı,ş

özelliklerini inceledikleri araştırmalarında, Ankara


Tavukculuk Araştırma Enstitüsü (ATAE) arılarında; dil
uzunlul)u ,kanat indekSi, kfibital .indeks, bacak uzunluqu,
ı

tergit genişlHU (3+4),kece indeksi\kıl uz\lnlu~u ve yıllık


bal verimini sırasıyla; 6.67 mm, 0.346, 2.37, S.ı6mın, 0.58,
1.77, 0.23 mm ve 19.8 kg. olarak belirlemislerdir.
Arıcılık İşletmelerinin en önemli gelir . kaynaııını bal
satışları oluşturmaktadır. Bu nedenle kolonilerin bal verlm-
lerini artırıcı arayışlar gün gectikce daha da cok önem
kazanmaktadır. Bir bölge yada yörede kolonilerin bal verimle-
rini artırma calışmalarının en önemlilerinden biriSi de bölge
ye en uygun arı materyalinin belirlenmesidir. Genellikle bir
bölgede yetiştlricili~e en uygun arı tipinin o bölgenin
ekolojik koşullarına uyura sa{tlaBllS yörenin kendi arı ekotipı

oldul)u söylenir. Ancak bu her zaman do~ru de~lldir. Bazı arı

ırkları örne~in A.m. mellifera del)işlk ekolojik kosullara


toleransı ı olması nedeniyle Avrupa'da geniş yayılma alanları

bulmuştur (Cornuet 1986). Buna karşın Avrupa'da özellikle


Almanya ve Avusturya'da 50 yıldır, melllfera'ya oranla verim
yetenekleri ve davranış özelıikleri daha üstün oldul)u bilinen
10

karniyol ırkı, mellifera alanlarına verleştirilmeve calışıl-

maktadır (Ruttner 1972, 1988b, Moritz 1991). Yine İsrail'de

ikinci Dünya savaşından sonra lokal Filistin arıları yerine

A.B.D.den qetirilen daha uysal ve verimli ıtalyan arılarının

alması sa~lanmı~, bu olay tek başına bal verimini % 30

artırmıştır (Kulincevic 1986).

Ruttner (1972, 1984, 1988b), yöre ekotiplerinin ıslah

edilememesi durumunda de~iştirilmesinin zorunlu oldu~unu

belirtmekte ve ırklar arası melezlemeler yerine ekotipler

arası melezIemeleri önermektedir. Ana arıların secilerek

yetiştirildi~i kolonilerden oluşturulan hibrit kolonilerde

yaşama qücü ve bal veriminin arttırılabilece~ini bu yolun

kolay ve ucuz bir yol oldu~unu söylemekte ve hibrit koloni-

lerin (mellifera x karniyol), k~rniyollerden % 30 daha fazla

bal verdi~inl, daha fazla yavrulu alana sahip olduklarını ve

kışlama yeteneklerinin daha üstün oldu~unu bildirmektedir.

Fı rat i ı ve Budak ( 1994) Türk i ye' de ceş i tl i kurumlarda

yetiştirilen ana arılar ile oluşturulan kolonilerde bal

verimlerini, Fethiye Arıcılık Üretme İstasyonu arılarında

23.8 kq., Bitlis Araştırma Enstitüsü arılarında 17.5 kq.,

Türkiye Kalkınma Vakfı arılannda 20.2· kq., Eqe Zirai

Araştırma Enstitüsü arılarında 19.5 kq. ve Ankara Tavukculuk

Araştırma Enstitüsü arılarında 19.8 kq. olarak

saptamıslardır.

Do~aro~lu (1982, 1986), eukurova ve Trakya Bölqelerinde,

bölqelere en uyqun arı tipinin belirlenmesi amacıyla Anadolu

ekotipiyle yürüttü~ü lki ayrı ca 1 ışma d a, Ana do Iu' nun ceşitlj


11

ekotipleri arasında en düşük bal veriminın bölqelerin kendi

ekotiplerinde qbzlendiQini bildirmektedir.


Adam (1983), Anadolu'dan qötürdüQü arılarla Buckfast'da

yaDtıQı melezleme calışmalarından cok iyi sonuclar aldıQını,

1956 yılında arılık ortalamasının 11.7 kq. olmasına karşın

Anadolu x Buckfast melezIerinin 32.6 kq bal verdiklerini, bir

yıl sonra ise arılık ortalaması 27 kg iken yine melez koloni-

lerin 64.3 kq bal ürettiklerini, Anadolu (ana) x Buckfast

(erkek) melezlerınin iyi hUylu ve üstün verimli koloniler

oluşturdu~unu belirtmektedir.
Fresneye ve Lavie'nin (1976), Fransa'da yaptıkları ve

altı yıl süren araştırmalarının sonuclarına qöre (liqustica x

caucasica) x mellifera melezIerinin mellifera'ya oranla % 116

daha fazla ürettiklerini ve kolonilerin cok büyük oranda bir-

örneklik qösterdiQini bildirmişlerdir.


Bilash vd. (1976), 1970-1973 yılları arasında yaptıkları

calişmalarda yöre ekipleri ile caucasica ırkı ve melezIerinin

karşılaştırmalı verimlerini saptamışlardır. ".raştırma sonuç-

larına göre, sırasıyla, Lithunian bölqesinde, kafkas ırkı

% 185, kafkas x yöre ekotipi % 165.6, Moldavia'da kafkas

% 134.2, Türkmenistan'da kafkas x yöre ekotipi % 130.7

Ukrayna'da % 133.1 ve % 141.2 yöre ekotiplerinden daha fazla

bal üretmişlerdir.

Kolonllerin bal verimlerini arttırma calışmalarında, bal

veriminin kalıtım derecesinin düşük olması, daha yüksek

kalıtım dereceli ve bal verimi ile önemli korelasyon qösteren

erqin arı sayısı, yavrulu alan büyüklül:\ü qlbi karakterlerin


12

de incelener.ek dolaylı seleksiyon yöntemlerinin ıslah

çalışmalarına sokulması araşt ı rma sonuçlar ı n ı daha sa~lı k lı

kılmaktadır (Soller ve Bar-Cohen 1967, Melennan 1978,

Alınmıştır: Collıns 1986).

Ruttner (198 8b), kolon i qüeünün tespi t edilmes i nde, her

gözlernde arı ile kaplı çerçevelerin sayısı ve yavrulu

alanların miktarının belirlenmesini önermektedir. Mc Greqor

ve Rowe (1979), arı ile kaplı çerçevelerin sayılmasının

pratik ve ekonomik bir yol oldu~unu Medhat vd. (1990), kolo-

ninin ergin arı sayısı ile arılı çerçeve sayısı arasındaki

korelasyonun önemli oldu~unu (P<O.Ol) bildirmişlerdir.

Harbo (1986), .1:...J1L. mellifera kolonilerinde, bal verimi

işçi arı ömrü ve yavru üretimi üzerinde koloni populasyonu

büyüklü~ünün etkisini ineeledi~i araştırmasında, sırasıyla

0.3 kg, 0.6 kg, 1.2 kg, 2.4 kq ve 4.8 kq arı içeren koloni-

lerle çalışmıştır. Araştırma sonucu 0.6 kq (4500 adet) arı

içeren kolonilerin arı başına yavru üretiminin azaldı~ını

yazın kurak dönemlerde 1.2 kq (9000) adet arı içeren koloni-

lerin en çok yavru yetiştirdi~ini ve en uyqun koloni büyüklü-

qünün bu oldu~unu bildirmiştir. Yine Harbo (1988, 1993),

yaptı~ı araştırmalar sonucu, işçi arı sayısı arttıkça bal

ver i m1 n 1 nar ttı ~ ı n ı, k o van h a cm i dar alt ıla n k o 1 o n i 1 e r d e bal

üretiminin, genişletilen kolonilerde ise yavru üretiminin

ar.ttı~ını belirtmektedir. Rinderer (1981, 1982) ise, kovan

içerisinde boş petek sayısının fazla oldu~u kolonilerjn

nektar akımının yo~un oldu~u dönemlerde daha fazla bal

depoladıklarını bildirmektedir.
13

Szabo ve Lefkovitch (1989), Kanada'da 1 ve 3 vaşlı ana-

larla yaptıkları çalışmada, ana yaşı ile yavrulu alan büyük-

lü~ü arasında ilişki bulunmadıı:tını, koloni populasvonu büyü-

dükçe bal veriminin arttıı:tını ve işçi arı sayısının 75400

oldu~unda verimin 210.8 kq'a çıktıı:tını bildirmişlerdir.

Yavru alanı qelişiminin izlenebilmesi amacıyla yapılan

araştırmalarda de~işik yöntemler kullanılmıştır. Roqers vd.

(1983), kolonilerde yavru üretimini saptamak amacıyla

yaptıkları araştırmada Jeffre (1958), tarafından kullanılan

tel çerçeve ile yavru alanını hesaplamışlardır. Buna qöre

cm 2 'de 4 yavru qözü bulundugu -ve 20x42 cm'lik bir çerçevenin

her bir yüzünde 3484 qöz bulunacaı:tı hesaplanmış ve çalışmala­

rında bunu temel almıştır.

Johansson ve Johansson (1971), yavru alanın planimetre

ile do~rudan ölçülebilece~ini bildirmişlerdir.

Ruttner (1972), kuluçka alanının ölçümünde Puchta yönte-

minin kullanılabilece~ini belirtmektedir.

Fresnaye ve Lensky (1961), kolonilerin kuluçka alanları­

nın ölçüm yöntemlerini açıkladıkları çalışmalarında, yavrulu

alanın ölçümünde Puchta yönteminin kullanılabilece~ini, bunun

için uzun eksen (A) ile kısa eksenin (a) ölçülüp S =A/2 x a/2

formülü ile hesaplanabileceı:tini bildirmişlerdir.

Oldroydana Goodman (1988), saf ve melez analarla oluş­

turdukları kolonilerde bal verimi ile yavrulu alan üzerinde

heterosis etkisini araştırdıkları çalışmalarında, bal verimi

üzerinde heterosis etkisi saptanamamış yavrulu alan büyüklü~ü

üzerinde heteros1s etkisinin oldu~unu saptamışlardır.


14

Genç ve Aksoy (1993) , Erzurum kosul lar ı nda kolon i

qelişimi ve bal verimi arasındaki ilişkileri araştırdıkları

çalışmalarında, yavrulu alan b~yüklu~u ile bal verimi

arasında en yüksek ilişkinin Temmuz ayında qörüldü~ünü

bildirmişlerdir.

Donald ve Norman (1963), ana arı a~ırlı~ı, kabulü,

sırlanmış yavru alanı ve bal üretimi arasındaki ilişkileri

incelemişler, sırlanmış yavru alanı ve çiftleştirm e

kutusundan alındıktan sonraki ana arı a~ırlı~ının bal verimi

üzerinde etkili oldu~unu bildirmişlerdir.

Koloninin yaşama qücü arının ekolojik koşullara Uyum

yetene~i ile yakından ilqilidir. Kış döneminde koloninin

yaşamının sürdürmesi sonbahar dönemindeki populasyon qeltşimi

ve besin stoklarıylailqilidir. Yaşlı ana arıya sahip koloni-

ler sonbaharda daha az yavru yetiştirirler. Ayrıca mevsim

sonuna do~ru kolonilerin o~ul vermesi koloni qücünü zayı f-

lattı~lndan kış dönemindeki koloni kayıplarını arttırır.

Subbotin ve Orlova (1976), 6 bal arısı ırkı üzerinde

yaptıkları çalışmada, Fas arılarının hepsinin kış döneminde

öldü~ünü, ttalyan ve Sarı Kafkas arılarının düşük yasama qÜCÜ

qösterdiklerini, Gri Da~ Kafkası, Korniyol, Ukrayna ve Karpat

arılarının ise iyi kışladıklarını saptamışlardır.

Do~aro~lu (1962), tarafından Türkiye'deki çesitli

ekotipler üzerinde yapılan bir araştırmada, ana kaybı

bakımından ekotipler arasında farkın olmadı~ını, ancak ölen

koloni sayıları bakımından önemli farkların oldu~unu bildir-

mek te ve denemede Mu~la, Sur 1 ye ve Anadol u kökenli ekot i pl e-


15

rin Kafkas ve Marmara kökenlilere qöre daha yüksek yaşama

gücüne sahip olduklarını belirtmektedir.


Collins vd. (1979), bal arısı savunma modelinin

belirlemek icin yaptıkları calışmada savunma davranışı

üzer inde; yaş, endüstr i yel ve tarımsal ilaçlar, atmosfer in


elektirik potansiyeli, basınc, manyetik alan, nem, ışık,

besin kaynakları ve sıcaklı~ın do~rudan, kolonideki yaş

da~ılımı, yavru qeliştirme etkinli~i, petek -kabartma


etkinıun, arı miktarı, hastalık, nektar akımı, polen, su
yeters i z 1 i~ i, ve anas ızl ı~ ın i se dolayl ı olarak etkiler ini n
bulundu~unu saptamışlardır.

Sugden ve Furqala (982), hırcın arıların bal


verimlerinin fazla oldu~u inancının yanlış oldu~unu, Adam
(1983), bal verimiyle uysallı~ın ilişkisinin olmadı~ını ancak
hırçın kolonilerin çevreyi rahatsız ettiklerini ve zaman
kaybına yol actıklarını bildirmektedir. Ayrıca yine aynı

araştırıcı melezIerne çalışmaları sonucunda melez anaya sahip


kolonilerin saflardan daha hırcın olmadı~ını, Batı Avrupa
arılarının hırcın, Do~u Avrupa ırklarının uysal oldu~unu ve
Anadolu arısının havanın serin oldu~u qünlerde sabah ve akşam

saatlerinde daha hırcın olmakla birlikte sıcaklı~ın 20 oc


üzer inde oldu~u zamanlarda karniyol ar ı lar ı i le benzer
bulunduklarını bildirmektedir. Bienefeld ve Pirchner (1991),
yaptıkları araştırmada bal verimi ile uysallık arasında küçük
te olsa fenotipik korrel~syonun bulundu~unu bildirmişlerdir.
16

3. MATERYAL VE YöNTEM

3.1. Materyal

Projede belirtildi~i qibi, ana arı yetiştirmesinde

kullanılacak koloniler, 1992; 1993 kış mevsiminde yapılan

çevre gezilerinde toplanan veriler do~rultusunda 1993 yılı

Nisan ayında 15 arılı kovan (koloni) halinde Ankara


üniversitesi Ziraat Fakültesi arılı~ına qetirilmişlerdir.

Mevsimin arı co~altmaya uyqunlu~u ve koloni fiyatlarının

yüksekli~i nedeni ile koloni sayısı proiede önqörülenden aşa~ı

olmuştur.

Ana arı materyali, projede Çankırı yöresinden sa~lanacaQı

önqörüldü~ü halde AO Ziraat Fakültesinde Orta Anadolu arı po-


pulasyonları üzerinde devam eden bir calışmanın ön bulqularına

dayan ı larak, araştırmanın daha kücük var i yasyon qösteren


Beypazarı yöresi arıları ile yürütülmesi uyqun görülmüştür.

A.O. Ziraat fakültesi arııı~ında yürütülen Nisan ve Mayıs

aylarını kapsayan ana arı yetiştirme ve koloni oluşturma

calışmaları sonunda, 2 kız kardeş ana arıdan 2 qrup halinde


(Bl, B2) toplam 37 arı yetiştirilmiş aynı qenotipin yo~un

oldu~u arılıkta do~al Ciftleştirilmişlerdir. Kolon1ler

Haz i ran ayı başında Tokat Ziraat Fakültesi Taşlıciftlik

kampüsOne nakledilmişlerdir. Burada gereksinimleri


do~rultusunda bakım besleme yapılarak kolonilerin qOclendiril
mesine calısılmıştır.

Koloniler 27 Haziran tarihinde Fakülte arılı~ındakl diQer


kolonilerle birlikte, Sivas Cumhuriyet Oniversitesi kampOs
17

alanına nakledilmişlerdir. Bl qrubu 12 kolonide Temmuz

başından itibaren 7 Qün ara ile arılı çerçeve sayısı (DI),

yavrulu çerçeve sayısı (YP) petek üzerindeki davranışları

(POD), uysallık (U), qibi qözlemler yapılmış, verilen şeker

miktarları not edilmiştir. Temmuz ayı boyunca yapılan toplam 5

gözlem sonucu (Ek 1), elde edilen verilere dayanılarak seçilen


2 koloniden ana arılar yetiştirilmiştir. Yetiştirilen ana

arılar ruşet kovanlara alınarak yerel ekotiplerle oluşturulan

Ziraat Fakültesi arılı~ındaki erkek arılar ile


çiftleştirilmiştir. Bu ana arılar ile oluşturulan 25 koloniden

rastqele örnekleme yöntemi ile 20 tanesi işaretlenmiş ve BXT


qrubu (BF1) koloniler oluşturulmuştur.

(B) ve BXT qruplar ından yetişt i r i len toplam 4 O ana ar ı,

Tokat Zıraat Fakültesi arılı~ı, Almus ılçesi Cevrel1 Köyü,


Tokat Merkez Gümenek Köyü ve Artova ılçesi Karkın köyünde

bulunan ve işbirli~i yapmayı kabul etmiş olan 4 arılı~a her


qenotipin temsil edilmesine dikkat edilerek 10 ar adet olmak

üzere Eylül ayı ikinci yarısında da~ıtılmıştır. Ana arılar,

işletmelerdeki kolonilerin ana arıları öldürüldükten sonra


kafes içerisinde verilmiş, daha sonra işletmeler qezilerek
kolonilerin ana arıları kabulleri kontrol edilmiştir. Böylece

hem yüksek birörnekli~e sahip Orta Anadolu Beypazarı hattı

ko lon i ler i hem de yerel ekoti p ile melezlenmi ş ana ar ı lar ın


Fakülte ve yetiştiriei koşullarında performanslarının saptan-

ması amaçlanmıştır.

Yine bu arada belirlenen 3 aralıkta 1993 vılırida üretilen

ana arıların buıundu~u kolonilerden 5'er t anesi rastqele isa-


lS

retlenerek Tokat (T) grubu oluşturulmuştur (Cizelge 3.1).

Tokat Ziraat fakültesi arılı~ı di~er bir işletme olarak

incelenmiştir. ıleride meydana gelecek ana arı kayıplarına

karşı her gruptan yedek ana arı kolonileri Fakülte arılı~ında

bulundurulmuşlardır.

Cizelge 3.1. Deneme Planı ve İşbirli~i Yapılan Arılıkların


Bulundu~u Merkezler.

/İşıetmeler Genotipler Toplam Kolani

Bl B2 BxT T Sayısı

T.Zir.Fak 10 5 5 5 25
Taşlı Ciftlik

Tokat Merkez - 5 5 5 15
Gümenek Köyü

Almus Cevreli 5 5 5 15
Köyü

Artova Karkın ,- 5 5 5 15
Köyü

Toplam 10 20 20 20 70

Yörede bulunan 4 işletmede de deneme kolonileri, ek

besleme ve arılı çerçeve verilerek desteklenmiş, varroa

mücadelesi yapılmıştır. Koloniler işletmelerde bulunan deneme

dışı kolonilerle birlikte kışa sokulmuştur.

Kolonilerin ilk kontrolleri Mart ayının ikinci yarısında

yapılabilmiştir. İkinci kontroller ise Mart sonu ve Nisan

başında yapılmış, grupların kışlama performansları gözlen-

miştir. Buna göre yöre grubundan (T) 2, B grubundan 1 ve BXT


19

qrubundan 3 koloninin ana arılarını kaybettileri belirlenmiş-

tir. Grup büyüklüklerini korumak amacıyla Fakülte arılı~ında

tutulan B ve BXT qruplarında yedek koloniler ile bu kayıplar

Nisan ayının ikinci yarısında karşılanmıştır. Yöre qrubundaki

eksilmeler ise yine bu dönemde işletmelerde deneme dışında

tutulmuş 199 3 do~uml u ana ar ı kolon i ler inden rastqe le see i -


"
lerek tamamlanmıştır. Bu dönemde- de kolonilerde varroa

mücadelesi, kolonilerin qereksinimleri do~rultusunda bakım ve

beslenmesi yapılmıştır.

Mayıs ayı başında, denemeye alınan 4 işletmedeki toplam

60 kolonide populasyon qel1şimi qözlenmiştir. Sonueta araş-

tırma sonuçlarını etkileyebileceQi düşüncesiyle kolonilerin

ar ı i ı çerçeve sayıs ı en az olan koloni ler düzeYindeeşi tlen-

mesi planlanmıştır. Buna qöre arılı çerçeve sayısının en düşük

oldu~u kolonilerin 7 arılı 'Cerceveye sahip oldukları belir-

lenmi ş, daha fazla ar ı i ı çerçeveye sah i p kolon ilerden faz la

çerçeveler arıları ile birlikte alınmıştır. Mayıs ayı başla-

r ı nda yap ılan bu düzenleme sonunda 10 Mayı s tar i hi nde eş i t-

lenmiş kolonilerin ilk qözlemleri yapılmıştır. Gözlemlerde;

arılı çerçeve sayısı (DP), yavrulu çerçeve sayısı (YP) ve

yavru alanı, kolonin~ yiyecek miktarı (YM), Petek üzerindeki

davranışları (POD), hırçınlık (H) ve oQul eQilimi qibi faktör-

ler izlenmiştir.

3.2. Yöntem

Beypazarı daQ köylerinden qetirllen damızlık koloniler-

den üretilen ve Beypazarı qrubunu oluşturan 20 koloni, yine bu


20

yöreden sa~lanan damızııklardan üretilen ana arıların 1993

yılı icind
e
qösterdikıeri
performansa qöre secil
en
koloni-

lerden Tokat Ziraat Fakültesi Taslıciftlik kampüsünde üretilen

ve bu yörenin erkek arı ları ile ciftles ti r ilerek ol usturulan

Beypazarı x Tokat (BXT) qrubu 20 kolon i avrı işletmede


ve 4

1993 yııı icinde üretılen ana arıların bulundu~u 20 koıani


oımak üzere toplam 60 koloni (3 x 4 x 5) 1994 yılı 10

Kavı ' ından


s önce esitlenerek bu tarihten

ile kontrol edilmislerdir. sonuclar


itıbar en 21 qün ara
önceden hazırlanmıs kovan

kartlarına islenmistir.
verim kontroılerinin
Uyquıanacak
Deneme arıııkıarında
nasıl yapılaca~ı yılında APimondia'nın önerisi üzerine
1912

toplanan uluslararası bir komite tarafından belirlenmistir


kartlarının hazırl an -
(Ruttner 1988b).Bu calısmanın kovan
masında bu komitenin önerdi~i kurallara uyulmustur.
Kovan kartlarında (Ek 2); arılı~ın adı, isletme yılı, ana
biliniyors a numarası
anası
numarası,
yılı,
arının do~um
yaz ı lmaktadı r. E~er ana arı do~al qencleS
me
sonucu mevdana

qelmiŞSe o~ul qözil. yapayaşılama ile yetıştirıımiş,e yapay


qöz önüne earpı işareti konmaktadır. Deneme alanında tutulan

kartı her yıl yenilenmekte ve karta işletme vıl ,


ı
kovan

arılı~ın büyüklü~Ü bir önceki yılın arııık ortalama bal


ver imi, bu yıl koloninin bal verimi ve anıık ortal ama bal

verimleri kaydedilmektedir.
Denemeye alınan
kolonilerde, 1994 yılı' içinde bal hasadı
20-22 Mustos . tarihleri arasında bir kez yapılm) şt) r. Bal
yapılmı s,

! hasadı ı Ruttner
(1988b) 'in önerdi~i sekilde

i
21

kovanlardan cıkarılan cerceveler numaralanarak tartılmış,

süzülmüş sonra tekrar tartılarak bal verimi saptanmıştır.

Kovan kartlarına ayrıca, projede de belirtildi~i qibi

fizyolojik ve davranışsal özelliklerle ilqili 21 qün ara ile

yapılan kontroller sırasında belirlenen de~erler de

işlenmiştir. Bunlar;

Koloni Populasyon Ge i iş imi: Koloni populasyonu qe 1 i Ş imi

ile ilqili olarak, Projede önqörüldü~ü şekilde Mayıs ayı ilk

yarısında eşitlenen kolonilerde,uyqulaması kolay ve erqin arı

sayıs ı ile cak yüksek korelasyon qös teren (Medhat vd. 1990)

arı ile kaplı cerceveler, 21 qün ara ile sayılmış ve erqin arı

gelişimi ile ilgili bilqiler kovan kartlarına işlenmiştir.

Yine ergin arı gelişimi ölcümlerinin yapıldı~ı dönemlerde, tüm

yavrulu çerçevelerin yavru alanları Ruttner (1988b) tarafından

öner ilen PUCHTA yöntemiyle ölcülmüş ve S= A/2 * a/2 formül ü

ile hesaplanmıştır. Kovan kartlarına ayrıca, kulueka alanının

da~ılımı ile ilg11i bilqiler; yumurtalı (Y), larvalı (YA) ve

kapalı (K) şeklinde kayıt edilmiştir.

Kolonideki yiyecek miktarının bilinmesi koloninin ae

kalmasını önledi~i gibi, koloni gelişimi hakkında da bilgi

vermektedir. Kovan kartlarında koloninin yiyecek miktarı (YM)

her qözlemde 4: cok fazla (iyi), 3: eok (orta), 2: az ve 1:

cok az şeklinde belirtilmiştir.

Hırçınlık (H) ve petek üzerindeki davranışlar da (POD)

gözlenerek kaydedilmiştir. Ancak bu iki özelIlikle ilqili

olarak pratikte kullanılabilecek objektif öleütler yoktur.

Ayrıca bu özellikler çevre koşullarına ba~lı olarak büyük


22

ölçüde de~lşmektedir( Ruttner 1986b). Hırçınlık ile ilqili

olarak her qözlemde, 4: çok uysal, 3: uysal, 2: hırçın,I: çok

hırçın şeklinde koloni kartlarına notlar düşülmüştür. POD la

iıgili olarak da aynı şekilde, 4: davranışı iyi, 3: huzursuz,

2:bala qidiyor, 1: petekleri terk ediyor qibi notlar kovan

kartlarına işlenmiştir.

Kovan kartlarının "verilen + ve alınan -" sütunlarına

kolonilere verilen yada alınan boş petek (P), dolu petek (DP),

Yavrulu petek (yP), alınan ve verilen arı, bal ve şeker

miktarları kg olarak kaydedilmiştir.

Kovan kartlar ının açıklamalar siitununa; kolonilerin yer

de~iştirme, o~ul, ballık ekleme tarihi, ana arı yüksü~ü,

propolis kullanma özellikleri gibi özelliklere ilişkin

açıklamalar yapılmıştır.

Projede belirtilmesine karşın kolonilerde ya9macılık

e~ilimi, 1994 yılının çok kurak qeçmesi ve bu dönemde arılık

ieerisinde eok büyük kaynaşmalar olması nedeniyle

yapılamamıştır.

1993 sonbahar döneminde yapılması planlanan yapısal

özelliklereilişkin ölçümler, bu dönemde anaarıların

kolonilere yeni verilmiş olması ve bazı kolonilere isei arı

deste~inin yapılması nedeniyle 1994 yılı Haziran ve Temmuz

aylarında yapılmıştır. B qrubundan 5, BXT qrubundan 5 ve iki

arılıktan T grubundan toplam 10 koloniden henüz kovan dışı

ueuş yapmayan işei aralır 40'ar adet olmak üzere kutulara

alınmış, kloroformla zehirlenerek öldürülmüşlerdir. Arı

örneklerinin korunması
ve analizlerin sa~lıklı yapılabilmesi
23

için, en iyi koruyucunun alkol oldu/:'ıu bildirilmektedir (Dade


1977). Bu amaçla Tokat Ziraat Fakültesinde arılar cam
kavanozlara konulmus, hazırlanan (70 kısım % 95'lik alkol 5
kısım formalin ve 25 kısım su) koruyucu ile kaplanacak sekilde
doldurularak a~ızları kapalı olarak + 5° C de buzdolabında

saklanmıstır.

Ruttner vd. (1978) ,- tamamen ortak özellik qösteren


kolonilerde bile farklı de~erlere rastlandı/:'ıını, bi r ırk

ar ı lar ı nda saptanan yüksek de/:'ıerlerle d i~er ırkın arılarında

saptanan düsük de/:'ıerlerin çakısabildi/:'ıini, tek bir arı

üzerinde yapılacak ölcümlerin yanılgıya neden olaca~ını ve her


karakter için 20 arı örne~inde ölçüm yapılması qerekti~ini

belirtmektedirler. Bu nedenle her koloniye ait 20 arı üzerinde


7 karakter (terqit genisli~i, tergit renq1,kıl uzunlu/:'ıu, dil
uzunlu~u ön kanat uzunluk ve qenisli~i, metatarsus qenislik
ve uzunlu~u) ALPATOV (1929), GOETZE (1940, 1964), DU PRAW
(1965) RUTTNER vd. (1978), yöntemleriyle ölcülmüs, kübital,
metatarsal ve kanat indeksleri verilerden hesaplanmıstır.

ölçümler; daha hızlı ve sa/:'ılıklı calısma olana~ı

sa~ladı~ı için stereomikroskop (CarI Zeiss Jena marka) altında

mi krometrel i oküler yardımı i le yapılmı·stı r. Ölçüm sı rasında

ayrıca, sivri uçlu böcek cımbızı, keskin makas, kücük cam


kaplar, kücük fırça, ispirto oca~ı, tesabant, böcek i~neleri,

lam, lamel, mikromatreli aküler kullanılmıstır.

Yapısal özelliklerin ölcümleri asa~ıda özetlendi~i

sekilde yapılmıstır.
24

Kıl Uzunlu~u: Ruttner'e (1988b) qöre, arı ırkları

arasındaki kıl uzunlu~u açısından fark, işçi arılarda en cok,


V.abdomen halkası üzerindeki kıllarda belli olur. Kıl

uzunlu~unun ölçülmesi için arı, yan duracak şekilde açık bir


zemine böcek i~nesi ile tutturulmuş daha sonra stereomikroskop
altında kılların yo~un bulundu~u bölqede ölcüm yapılmıştır

(Sekil 3.1 ).

o
Sekil 3.1. Işçi arının karnı (h: kıl uzunlu~u)

Dil Uzunlu~u: Araştırmada, arıların qercek dil uzunlu~u

ölcülmüştür. Kloroform ile zehirlenen arının başı yan duracak


biCimde sol el- ile tutulmuş, dil alt ceneden (maxillae) bir
cımbızla tutularak önce iceri itilip qevşetilmi5 daha sonra
cıkartılmıştır. Lam üzerine yerleştirilen dilin alt cene
parcaları ve kas artıkları ikinci bir cımbız ile temizlenerek
geriye submentum, prementum ve qlossanın kalması sa~lanmıştır

(Sekil 3.2 ).
-I

Sekil 3.2. Dil uzunlu~u.

ölçüm için bir lam üzerine alınan dil, fırça yardımı ile

ile sertleştirilerek ölçüm


düzeltiltikden sonra entellan

yapılmıştır.

ön Kanat ölçümleri
Kübital tndeks - Arı kanatlarında, damarlar ve bunların
bir ırk özelli~idir.
iç açıları
oluşturdu~u hücrelerin
Kanadın sırt kısmında, uzun radyan hücreleri (I, II, III) adı
verilir (Goetze 1964). ırk ayrımı açısından önemli olan kana-
dın uç _ kısmına en yakın yerde bulunan III. kübi tal hücresi-

dir. Ruttner'e (1988b) qöre, bu hücrenin biçimi bile ırk

farklılıklarının qöstergesidir. (mellifera ırkında qenis ve

basık, carnica'da ise uzun ve dardır). Irklar arasında en


belirqin farklılık bu III. kübital hücresinin (a) ve (b)

uzunlukları arasındaki ilişkidir. Kübita1 indeks de~eri (a)


26

uzunlu~unun (b) damarının kaç katı oldu~unu qösterir(Sekil


3.3 ). Bu damar uzunluklarının ölçülmesi için, sa~ ön
kanatlar ı bi rlesme nok tas ı ndan kopartı larak daha önce petr i
kutusunda 5 mIt alkol ve 1-2 damla bal) hazırlanan eriyik
içinde ıslatılmıslardır. Düzqün aralıklarla lam üzerine alınan

kanatlar fırça yardımı ile düzeltilerek kurutulmus, ikinci lam


ile kapatılmıstır. Hazırlanan preparatlarda (a) ve (b) damar
uzunlukları ölçülerek KI (Kübital lndeks) hesaplanmıstır.

Kanat Boyutları ve lndeksi- Kanat uzunluk ve Qenislikleri


Ki i çi n hazı rlanmı s kana t preparatlar ı üzer inde yapı lmı stı r.
stereomikroskop altında mikrometreli oküler yardımı ile
kanatın en genis yerinden kanat qenisli~i, sırt radyal
hücresinin başlangıç noktasından kanat ucuna kadar olan
uzakl ı k i se kanat uzunl u~u olarak ölçülmüştür (Sek i i 3.3 ).

____ Il_
r

il
CD

a/b: kübital indeks


KU kanat uzunlu~u
KG : kanat qen1sli~i
Sekil 3.3. Kübital indeks ve kanat boyutları ölçüm noktaları.
27

Kanat 1ndeksi de~erl kanat qenlsliQinin kanat uzun]uQuna

oranının yüzde deQeri olarak belirlenmistir.

Terqit GenişliQi: III ve IV. abdomen halkaları üzerindeki

sırt pullarının (terqit) orta kısmından ölçülerek bulunmustur.

Bu amaçla her koloniye-- ait örnekler cam kaptan alınarak bir

süre kurumaları beklenmiş, daha sonra böcek iQneleri ile


son karın halkasından qerilerek aydınlık bir zemine
qö~üs ve
tutturulmuş, ölçüm stereomikroskop altında mikrometreli oküler

yardımı ile 0.01 mm duyarlılıkla yapılmıştır (Sekil 3.4) .

•i
i
ı
T~

Şekil 3.4. Tergit qenişli~i ölçüm noktaları.

Tergit Rengi:OiQer özellikler için qerdirilmiş arı

abdomen halkasının terqit çenqellerinin


örneklerinde IV
ortaya çıkması sa~lanmıştır. Bu çenqellerdeki renk daQılımı

büyüteç altında Ruttner (O 9) renk skalasına qöre

saptanmıştır (Sekil 3.5).


28

o 2

3 4 5

6 7 8

Sekil 3.5. Tergit rengi skalası.

Metatarsal İndeks (MI):Olcüm icin sa~ arka bacaklar

vücuda en yakın par.a olan koksa ile birlikte kopartılmıs, 10


camları arasına
luk qruplar halinde slayt
altında metatarsus
yerlestirilmislerdir. stereomikroskop
Metatarsus qen1s1i~i
uzunluk ve genişll~l -ölcülmüstür.
metatarsus indeks de~eri
uzunlu~una oranlanarak yüzde

bulunmuştur (Sekil 3.6).


29

Sekil 3.6. Bacak uzunlu~u ve metatarsus ölcüm noktaları.

Araştırmada elde edilen verilerin istatistik de~erlen­

dirmelerinde; fizyolojik ve davranış özellikleri icin


multivariate diskriminant analizi yöntemleri SAS - PC (SAS
Institute 1988), paket pro~ramı kullanılarak yapılmıştır.
30

4. ARASTIRMA SONUÇLARI VE TARTISMA

4.1. Morfololik özellikler

Ar ı ı rk lar ı n ı n tan ımlanmas ı konusunda modern bi vometr i k

yöntemlerin kullanılması acil bir zorunluluktur, çünkü bazı

bölqelerde lokal qenotipler (ekotipler) di~er qenotiplerin bu

bölqelere qirmesi sonucunda qeri dönülemez bicimde melezI en-

mektedir (Ruttner vd. 1978). Ceşitli populasyonlarda alınan

arı örneklerinde yapısal özellikleri saptamak ve herbirisini

basit ıstatistik işlemlerle karşılaştırmak mümkündür. Ancak;

qruplar arası tüm farklılıkların belirlenmesi, cok de~işkenli

variyans analizi (MANDVA) ve çok de~i&kenlj diskrimınant ana-

lizi tekniklerı uYQulanarak mümkün olabilmektedir (Daly 1985,

Rinderer 1988).

Bu araştırmada da Beypazarı(B), Beypazarı x Tokat melezi

(BT) ve Tokat yöresinde iki arılıkta (Tl ve T2) beser koloni-

den alınan arı örneklerinde ölçümü yapılan yapısal karakter-

lere ilişkin verilere uyqulanan çok de~iskenli variyans ana-

lizi sonucu qruplar arası farklar önemli bulunmus (P<O.Ol),

sonuçlar Cizelqe 4.1.de sunulmuştur.

Cizelqe 4.1. Genotiplerin Morfolojik özelliklerine Uyqulanan


Variyans Analizi Sonuçları.
---------
Gruplar Gruplar Arası Kareler Farkı

T? TJ BxT
B 3.6616 .... 2.1228 .... 0.5148·..•

BXT 1.7631·..•

0.5257·..·

** P < 0.01
31

Ruttner vd. (1978), DallY (1985), Ruttner (l988a) ve


ni
Rinderer vd. (1990), Horfometrik çalışmalarda, arı kolo -
sinin biyolojik bir birim oldu~u düşüncesinden hareketle
örnek de~erleri yerine kolani ortalamalarının kullanılmasının
daha uygun olaca~ını bildirmektedirl er. Ancak bu çalışmada
qrup ve karakter sayısının azlı~ı ve kolani içi variyasyonun

yitirilmemesi amacıyla çok de~işkenli diskrimin


ant
analizinde

hireylerden elde edilen veriler kUllanıımıştır.


örneklere ait verilere uyqulanan diskriminant analizi

sonucuna qöre, tüm örneklerden % 49.50'si ait oldukları


BeypaZarı arılarında bu oran % 55 olmuş
qruplara qirmiştir.
ve toplam 100 örnekten 83'0 (B) qruplarına qirmiştir.
ve BT

(B) grubu kolonilerden alınan örneklerin di~er qruplara qirme


oranlarında farklılıklar görülmüş ve birinci koloniden 7,

üçüncü koloniden 14, dördüncü koloniden 6 ve beşinci koloni-


den 18 olmak üzere toplam 45 arı örne~i di~er gruplara da~ıl-
mıştır. Bu sonuÇ, kendi yöresinde do~al çiftleşme ile elde
edilen BeypaZarı koloniıerinden bazılarında farklı qenotipten

erkek arıların da payları oldu~unu qöstermektedir. BT arıla-

rının ise % 44'ü kendi grubuna % 27 si B qrubuna % 19 u Tl ve


TL ve T qrubundan örneklerin
% 13'ü T2 grubuna qirmiştir.
ise, sırasıyla % 72 ve % 80'i bölqe arıları qruplarına qir-

mislerdir (Cizelqe 4.2).


Beypazarı arılarını bir qrup, di~er örnekleri ikinci
yapı lan d i skr imi nant
, anal1 Z i
qrup şeklinde planlayarak
sonucunda B qrubu arılarının % 69'u kendi qrubuna qirmis ve

do~ru qruplandırma olasılı~ı % 71.2 ye yükseımistir.


32

CizelQe 4.2. Djskrımınant Analizi Sonucuna Göre OrneJderin


Gruplara Da~ılımı.

----------------------------------- ------------------------ ----- --------- -------------

örneklerın En Yüksek Aralıklarla Girdi~i Gruplar


Grupları n B BXT Tl T2
Ornek -----~------~--

100 55 28 10 7
B
% 55.0 % 28.0 % 10.0 % 7.0
100 28 44 17 II
BXT
% 28.0 % 44.0 % 17.0 % 11.0
100 9 19 44 28
Tl
% 9.0 % 19.0 % 44.0 % 28.0
100 7 13 2S 55
'1'2
% 7.0 % 13.0 % 25.0 % 55.0
-_._._--~--------------~-------_.--~-------~-------------------~---

Diskriminant analizinin daha sonraki asamasında korelas-

von matrH:s deqerleri hesaplanmıştır. Morfolojik özellıkler-

den en yüksek pozitif ilişkinin III. terqit qenisli~i ile IV.

terqit qenisliqi (0,73), ön kanat qenislj~i ile kanat indeksi

(0,63), kanat qenisliqi ile kanat uzunluQu (0,47) arasında

oluştuQU qörülmüştür (Cizelqe 4.3).

Cizelqe 4.3. Morfolojik Karakterler Arasındaki Korelasvon


Matriks De~erleri.
------
TR IVTG IIITG KAl KAG KAU KI DU
MI
- ~._--------

KU 0.002 0.082 0.055 0.077 0.46 0.019 0.037 0.092 0.019


DU 0.006 0.045 0.061 0.056 0.090 0.043 0.17
KI 0.033 0.098 0.014 0.048 0.046 0.019 0.037
KAU 0.028 0.040 0.062 0.042 0.146 0.133
KAG 0.044 0.039 0.084 0.128 0.468
KAl 0.026 0.027 0.019 0.096
IIITG 0.Oı1 0.099 0.727
IVTG 0.034 0.012
TR 0.015

Variyans analizinde qruplar arasında ortava çıkarı

~ farklılıklar üzerinde hanqi morfolojik karakterlerin etkili

!
i
33

oldu~unun saptanması amacıyla Conanical Oiskriminant analizi

yapılmıştır. Buna qöre çalışmanın yürütüldü~ü dört qrupta

toplam 20 koloniden elde edilen verilerden hesaplanan ilk 3

ana bileşenin (fonksiyon) öz (eigen) de~erleri, variyans

yüzdeleri ve yı~ılmalı varyans de~erleri Cizelqe 4.4. de

verilmiştir.

Cizelge 4.4. Ana Bileşenlerin Oz ve Variyans Oe~erleri.

Ana Bileşenler Oz De~erleri Varyans % Yı~ıımalı varyans

1 0.6161 85.95 85.95

2 0.0732 10.21 96.16

3 0.0275 3.894 100.00

lIk iki ana bileşenin öz de~erleri 0.6161 ile 0.0275

arasında de~işmekte ve ilk iki bileşen toplam variyasyonun

% 96.16'sını oluşturmaktadır. Birinci ana bileşen üzerinde

kıl uzunlu~u, dil uzunlu~u, kanat indeksi ve kanat qenişli~i,

ikinci ana bileşen üzerinde ise kübital indeks, IV. terqit

genişli~i ve tergit rengi etkili olmuştur.

örneklerin ana bileşen (fonksiyon) de~erleri (factor

scores) hesaplanarak çok boyutlu s istemde da~ıl ımları ince-

lenmiştir. Ornek da~llım qrafiklerinin oluşturulmasında, en

fazla öz de~erine ve variyans yüzdelerine sahip birinci ve

ikinci ana bileşenler eksen olarak kullanılmış ve ana bile-

şenlerin oluşturdu~u sistemde örneklerin da~ılımları ince-

lenmiştir (Sekil 4.1.).


34

3------------------------------------------------
F
Ll
n

c
,
,~

,
C
A .t:
(...

~;, :. ~ ç- 4- ~-

'1
:-.- - ? -;'

"~ i

oJt
·c
_
_. - -,-
,-ol ..... , -..""')
,--

,j
i
::

bileşenler sistemınde
Sekil 4.1. Arı örneklerinin ana
da~ılımı

incelendiöinde, koloni ortalamaları yerine


Sekil 4.1.
bireysel de~erlerin kullanılmasının da katkısıyla qenotip-
lerin kesin sınırlarla birbirlerinden ayrılmadıkları, ic ice

gecmelerin (overlappinq) olduöu qörülmektedir.Ancak Beypazarı

arı örneklerinin qrafiö in sol üst yanında voöunlastıö1,·Qrup·

merkezinin (centroid) BT melezi qruba daha yakın oldul:'ıu, Tı

ve T2 qruplarından büyük öıcüde ayrıldıl:'ıı qözlenmektedir.

Moritz (1991>, ]\şal:'ıı Bavyera bölqesinde 40 yıldır yürütülen

arı populasyonunu karniYol ırkına cevirme calısmaları sonucu


bu bölqede tutulan arıların bircok yapısal özellik bakımından

Karniyol ile mellifera arasında orta de~erler qösterdiölni ve

karada Kurulu ciftlestirme bölqelerinde saf vetjstiricl11öin


35

b aş arı 1 ı o 1ma d 1 ~ 1 nı, a n c a k b u tür ala n lar d a ku r u 1 u C i f t 1e ş -

tirme bölqelerinin pratik arıcılık icin vazqecilmez olduöunu

bildirmektedir. Bu calışmada da Beypazarı anlarının her-

hangi bir izole Ciftleştirme bölqesi olmaksızın ancak kendi

bölgesinde do~al çiftleştirilmesi olana~ının oldu~u durumda

gruplara ait örnek de~erlerinin ic içe qecmesi ve grup mer-

kezlerinin birbirine yaklaşması kaçınılmaz qözükmektedir.

Ancak yine de tüm ol umsuz qörüntüye karşın bölqe arı-

lar ı nda yürü tülen bu ça lı şman ı n sonuçlar ı na qöre, Beypazar ı

arılarında belirli ölçüde de olsa ekotip olarak saflaştırma

olanaklarının devam etti~i ve ilerıde yapay tohumlama calış-

ma lar ı i le desteklenerek yürütülmes ini n sonuçlar ı qüveni i ir

kılaca~ını göstermektedir.
Genotip qruplarının morfolojik özellikleriyle ilqili ola

rak uyqulanan çok de~işkenli diskriminant analizi ile qrupla-

rın genel de~erlendirilmesi yapıldıktan sonra, morfolojik·

karakterler tek tek incelenmiş, bu özelliklere ilişkin de~er-

ler Cizelge 4.5. de verilmiştir.

Cizelge 4.5. Genotiplerin Bazı Morfolojik Karakterlerine


ılişkin Tanımlayıcı De~erler

Genetıpler
ıarakterler Benazarı BeypazarııTokat Tolatı Tetat2

ııı U%unıU~ (ll) 9.36 f 8.002 0.31 ! 0.003 0.39 ! 0.003 0.40 t 0.003
Dil Uıunıu~ ıı.) 6062 f 0.008 6.63 ± 0.008 U6 ± 0.001 US ± 0.008
tübital ındeks 2.12 ± 0.028 2.20 f 0.030 2.21 ! 0.02' 3.33 ± 0.033
(anat Uzunlu~o( •• ) U5 t 0.014 9.16 ± 0.015 9.16 i 0.014 9.14 t 0.013
tanat nenjşligi (II) 3.13 f 0.001 3.n t 0.001 3.16 i 0.001 3.17 t 0.005
JaDat 1ndeksi \ )4.16 t 0.05. 34.31 ± O.C61 34.51 f 0.062 3U) ± 0.052
Tergit Ger,iSıı~ı 4.38 ± 0.004 4.31 f 0.006 4.42 f 0.005 4.40 ± 0.005
Teıgit Rengi 4.40 ± 0.114 4.01 ± 0.108 4067 f 0.129 4055 ± 0.106
Hetalarsal İndeks 56,47 f 0.301 51.09 ± 0.195 57.73 t 0.174 51.86 i 0.181
36

Kıl UzunluQu: Ruttner (1988b), bal arılarında (Apis

mellifera L.) tüm kıl özelliklerinin tam olarak ölçüleme-

diQini, ırk içinde variyasyonun hayli yüksek olduQunu ve bal

arılarında kıl uzunluQunun 0.13 ile 0.50 mm arasında deQiş­

tiQini bildirmektedir. Bu araştırmaya konu olan Beypazarı

(B), Tokat (Tl) ve bunların melezIeri (BxTI) kolonilerde

ortalama kıl uzunlukları sırasıyla, 0.36 ± 0.002 mm, 0.37 ±

0.003 mm, 0.39 ± 0.003mm olarak ölçülmüştür. Tokat yöresinin

diQer bir ekotipinde (T2) ölçülen kıl uzunluQu ise 0.40 ±

0.002 mm olarak saptanmıştır (Cizelqe 4.5). B qrubu arılarda

belirlenen deQer Ruttner'in{1988) A.M anatoliea için bildir-

diQi 0.290 mm deQerinden büyük, karaeaoQlu'nun (1989) aynı

bölge arıları için bildirdiQi 0.35 mm deQerine benzer bulun-

muştur. Settar (1983) Eqe Bölgesi arılarında kıl uzunluöunu

0.34 mm, Oztürk vd, (1992) ise Erzurum arılarında 0.40 mm.

olarak bildirmiştir.

Dil UzunluQu: Uzun dilli arıların derin tüplü çiçeklerden

yararlanmada "kısa dillilere üstünlük saQladıkları bilinmek-

tedir. Dil uzunluQu ortalama deQerleri (B), BxT, Tı , T7 qrubu

arılarda, sırasıyla 6.62 ± 0.009 mm, 6.63 ± 0.009 mm, 6.66 ±

0.008mın ve 6.68 ± 0.008 mm olarak belirlenmiştir. Beypazarı

arılarında saptanan deQer, KaraeaaoQlu (1989)'nun, Beypazarı

arıları için bildirdiQi 6.593 mm ve Fıratlı ve Budak (1994)

tarafından, Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü (ATAE) arı­

larında saptanan 6.672 mm deQerlerinden küçüktür.

Kubital Indeks (KI): Robertste (196l) Qöre, kalıtım


37

derecesi çok yüksek olan kübital indeks, arı ırklarını karşı­

laştırma ve tanımlama çalışmalarında en çok üzerinde durulan

karakterdir. Araştırmada saptanan ortalama KI de~erleri (B),

BxT ı , Tı, T2 grupları için sırasıyla 2.12 ± 0.028, 2.21 ±

0.030 , 2.21 ± 0.029 ve 2.33 ± 0.033 olarak bulunmuştur. B

grubu arılarda saptanan KI degeri Ruttner (1986)'in, A.m.

syriaca için 2.28, A.m. cypria için 2.72, A.m. carnica için

2.59 olarak bildirdi~i degerlerden, Karacao~lu (1989)'nun,

Beypazarı arıları için biıdirdi~i 2.31 degerinden, Fıratlı ve

Budak (1994) tarafından, ATAE için bildirilen 2.37 de~erinden

küçük bulunmuştur.

Kanat Uzunlu9u (KU): Bal arılarında kalıtım derecesi

yüksek o lan bu karakter i n Vı nogradova' ya ( 1976) göre, bal

verimi ile ilişkisi vardır. B, BxT, Tı ve T2 gruplarında

ortalama kanat uzunlu9u degerleri sırasıyla 9.15 ± 0.014 mm,

9.16 ± 0.015 mm, 9.16 ± 0.014 mm ve 9.14 ± 0.013 mm olarak


saptanmıştır. Beypazarı arılarında belirlenen de~er, Ruttner

(l988a)'in A.m. anatolica icin bildirdi9i 9.19 mm Karacao~lu

(l989)'nun Beypazarı arıları için bildirdi9i 9.146 mm ve

Fıratlı ve Budak (19~4) tarafından bildirilen 9.144 mm

degerlerine yakın bulunmuştur.

Kanat Genişli~i (KG): Araştırmada saptanan KG degerleri

ise B arılarında 3.13 ± 0.007 mm, BxTl arılarında 3.15 ±

0.007 mm, Tl arılarında 3.16 ± 0.007 mm ve T2 arılarında 3.17

± 0.005 mm olarak bulunmuştur. B grubu KG degerii Bodenheimer

(1942)'ın Ankara arılarının üç ayrı populasyonu için


38

bildirdri~i 3.128 mm, 3.124 mm ve 3.143 mm ve Karacao~lu

(1989)'nun Beypazarı arıları icin bildirdi9i 3.145 mm de~er-

lerine benzer, Fıratlı ve Budak (1994) tarafından, ATAE icin

bildirilen 3.1605 mm de~erinden kücük bulunmuştur.

Kanat 1ndeksi: Kanat genişli9inin kanat uzunlu~una

oranlanması ile hesaplanan kanat indeks de~erleri (B), BxT1,

Tl ve T2 arılarında sırasıyla 34.26 ± 0.058, 34.37 ± 0.068,

34.51 ± 0.062 ve 34.63 ± 0.052 olarak saptanmıştır. (B) grubu

arılarda hesaplanan 34.26 degeri yine Karacao9lu (1989) tara-

fından Beypazarı arıları icin bildirilen 34.57 degerinden

kücük bulunmuştur.

Tergit Genişli9i (III+IV): Arılarda vücut büyüklü9ü

ölcütlerinden en önemlisi olan tergit genişli~ine ilişkin

tanımlamayıcı de~erler B, BXT1, Tl ve T2 arılarında sırasıyla

4.38 ± 0.004 mm, 4.37 ± 0.006 mm, 4.42 ± 0.005 mm ve 4.40 ±

0.005 mm olarak saptanmıştır. Beypazarı arılarında belirlenen

ortalama tergit genişli9i degeri, Karacao9lu (1989)'nun yine

Beypazarı arılarında saptadı9ı 4.417 ± 0.0063 mm ve Ruttner

(1988a)'in A.m. Anatolica iCin blldlrdi9i 4.46 mm de~erlnden

kücük bulunmuştur.

Tergit Rengi: IV. abdomen halkası üzerindeki tergit

cıkıntıları rengi, Ruttner vd. (1978) 0-9 renk skalasına göre

ölçülmüştür. Ortalama degerler B arıları icin 4.40 ± 0.114,

BxT arıları icin 4.01 ± 0.108, Tl arıları icin 4.67 ± 0.129

ve T2 arıları icin 4.55 ± 0.106 olarak belirlenmiştir. (B)


39

grubu için belirlenen deger, Karacao9lu (1989)'nun Beypazarı

arıları için bild1rdi9i 2.933 ± 0.058 degerinden yüksek

bulunmuştur.

Metatarsal Indeks (MI): Bal arılarında metatarsus geniş-

1191nin uzunlu9una oranı ile hesaplanan MI, Mızıs (1976) 'a

göre, KI deger1 ile yüksek korelasyon göstermektedir.Araştır-

a materyalinde MI degerleri (B) arılarında, 56.47 ± 0.307,

BxT1 arılarında 57.09 ± 0.195, Tl arılarında 57.73 ± 0.174 ve

T2 ar ılar ında 57.86 ± 0.181 olarak saptanmı ştır. Karacao9l u

(1989)'nun Beypazarı arılarında saptadı9ı MI degeri ise 56.32

± 0.16 dir.

4.2. Fizyolojik özellikler

4.2.1. Bal Verimi

Arıcılıkta en önemli amaç bal üretimidir. O nedenle,

özellikle Türkiye gibi kolonilerin bal verimlerinin düşük

oldu9u ülkelerde bal verimini arttırma olanaklarının arastı-

rılması önem kazanmaktadır. Herhangi bir koloninin bal verimi

basta iklim ve flora olmak üzere, kolonideki işei arı sayısı

(Harbo 1986), arının yaşam süresi ( Woyke 1986), ana arının

yumurtlama yetene9i ve koloninin yavru yetiştirme düzeyi ile

(Cale and Rothenbuhler 1984) yakından ilgilidir.

Bu araştırmada da Anadolu arı populasyonları içinde ayrı

bir ekotip olarak var oldu9u tahmin edilen Beypazarı arıları

ve melezIerinin, öncelikle bal verimleri ve bal verimi

üzerinde etkili olan davranışsal ve fizyolojik özellikler


40

araştırılmıştır. Tokat yöresinde 4 ayrı arılıkta, Beypazarı

(B), Tokat (T) ve Beypazarı x Tokat (BxT) olmak üzere üç

genotipte 5'er koloniden 20-22 A9ustos tarihleri arasında

yapılan bal hasadında berirlenen verim degerlerine uygulanan

istatistik analiz sonuçları Cizelge 4.6. da verilmiştir.

Cizelge 4. 6. Bal Verimlerine İlişkin Variyans Analizi.

Variyasyon Kaynakları SD KT KO F

Arılıklar 3 617.5 205.8


Genotipler 138.1 69.0
**
Arılık X Genotip
2
6 18.6 3.1
**
Hata 48 508.9 10.6

** P<O.Ol

Cizelgeden de görüldü9ü gibi faktöriyel deneme deseninde

uygulanan variyans analizi sonucu, arılıklar ve genotipler

arasındaki farklar önemli (P<0.01), interaksiyonlar önemsiz

bulunmuştur. Arılık ve genotip bal verimi degerlerine uygula-

nan Duncan testi sonucu, Almus -Cevreli (AC) arılı9ında tutu-

lan koloniler 18.37 ± 2.850 kg ortalama bal verimi ile Ziraat

Fakültesi (ZF), Artova Karkın Köyü (AK) arılıklarında

tutulan kolonilerden (P<O.Ol) ve Tokat Gümenek Köyü (TG)

kolonilerinden (P< 0.05) farklı bulunmuştur. TG ve AK köyü

arılıklarındaki koloniler ortalama 15.57 ± 1.99 ve 14.80 ±

2.03 kg bal verimleri ile benzer, ZF kolonilerinin ise orta-

lama 9.50 ± 1.60 kg bal verimi ile araştırmanın yürütüldü9Ü

diger üç arılık kolonilerin den farklı oldu9U (P<0.01>

belirlenmiştir (Cizelge 4.7).

Yine Cizelge 4.7. den de izlenebilece9i gibi istatik


41

analizler sonucu BT grubu koloniler, ortalama 16.65 ±

2.23 kg bal verimi ile di~er iki gruba ait kolonilerin bal

veriminden farklı bulunmuştur (P<O.Ol). B ve T grubu koloni-

ler ise ortalama 13.93 ± 2.07 kg ve 13.10 ± 2.03 kg ile

benzer bulunmuşlardır.

Cizelge 4.7. Kolonilerin Bal Verimi Ortalamaları ve Duncan


Testi Sonuçları.

Arılıklar Genotipler Genel


B BT T

n=5 n=5 n=5 n=5 (*)(**)


Z F 8.300 ıı. 600 8.600 9.500 a a
~- 0.604 (***) ı. 218 ı. 042 0.662

n=5 n=5 n=5 n=5


T G 15.700 16.600 14.400 15.567 b bc
0.970 2.736 0.400 ı. 773

n=5 n=5 n=5 n=5


A C 17.600 20.700 16.800 18.367 c c
1. 239 0.583 1.300 0.736

n=5 n=5 n=5 n=5


A K 14.100 17.700 12.600 14.800 b b
ı. 623 ı. 888 ı. 536 ı. 069

n=20 n=20 n=20 n=60


Genel 13.925 a a 16.650 b b 13.100 a a 14.558
0.961 1.115 0.919 0.602

(*) P < 0.05 (**) P <0.01 a, b, c


(***) Standart hatalar (Sx) alt sırada verilmiştir.

Variyans analizi sonucu, interaksiyonların önemsiz

çıkması nedeniyle alt gruplarda istatistik

karşılaştırmalar yapılmadan ortalamaların verilmesiyle

yetinilmiştir.

Bölgede araştırmanın yürütüldü~ü dört arılıkta da

deneme dışındaki koloniler için de düzenli olmamakla


42

birlikte kayıt tutulmakta, bu kayıtlarda kolonilerin


gelişmeleri izlenmekte, arılıklarda üretilen bal miktarları

ve arılık ortalama bal verim-leri gerçege çok yakın olarak


belirlenmektedir. Bölgede arılık-ların 1993 yılı ortalama
bal verimleri ZF arılı9ında 19 kg, TG köyü arılı9ında 27

kg, AC köyü arılı9ında 30 kg, AK köyü arılı-9ında 25 kg iken

1994 üretim yılında bu degerler sırasıyla 8 kg, 13.0 kg, 18

kg, 12 kg gibi deneme grup ortalama verimlerinden de daha


düşük degerler göstermişlerdir. bu düşük verimlere 1994 yılı

Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında yaşanan kuraklı9ın yol


açtı9ı söylenebilir (Cizelge 4.8).

Cizelge 4.8. Araştırma Bölgesinde Nisan Mayıs Haziran Ayları


Ya9ış Miktarları (mm)*.

Tokat Sivas
Yıllar N M H Toplam N M H Toplam
Uzun YıLort. 62.7 61.1 40.4 64.2 55.2 59.5 33.0 152.9

1992 47.6 54.6 41.9 144.1 35.5 34.8 97.6 167.9

1993 53.7 80.9 49.8 184.4 68.3 137.3 27.4 250.9

1994 33.2 49.2 6.0 88.4 23.2 24.5 15.2 62.9

* Kaynak: Meteroloji İşleri Genel MÜdürlü9ü Kayıtları

Kuraklıktan en çok etkilenen arılık Ziraat Fakültesi


arılı9ıdır. Haziran ayı başında yaylak amacıyla Tokat
Taşlıçiftlik kampüs alanından Sivas Cumhuriyet Üniversitesi
Kampüs alanına nakledilen koloniler yine aynı yörede bir yıl

önceki üretimleri-nin yarısından az bal üretmişlerdir.

Merkez Gümenek köyü arılı9ındaki koloni-lerin, Haziran ayı


43

içinde sulama olana9ı olan ve Haziran ayının ikinci

yarısında korunan Sarıgöl yaylasına ve Almus Cevreli Köyü

arılı9ı kolonilerin 2000 m rakımlı Mescit köyü çayır ve mer'a

alanlarına nakledilmeleri, Artova Karkın köyündeki

kolonilerin ise, yörede üretilen ayçiçe9i üretim alanından

geniş ölçüde yararlanmaları 1993 düzeyinde olmasa da Ziraat

Fakültesi arılı9ı kolonilerinden daha fazla bal üretmelerine

neden olmuştur (Sekil 4.2).

ii i
i

D 9n
i

~
OJ::
.;..: i

E 15
~
>
....

-~
~i
i ı
LTı
i

ı
J~
ı i
i
tl
ZF TG AÇ AK
Bölgeler

Sekil 4.2. Arılıkların bal verimleri (kg).

Genellikle bir bölgede yetiştiricilige en uygun arı

tipinin o bölgenin ekolojik koşullarına uyum sa9lamış yerel

arı ekotipinin oldu9U söylenir. Ancak bu her zaman böyle

de9ildir. özelliklikle lsrail örne9inde oldu9u gibi zaman

içinde floranın önemli ölçüde de9işmesi söz konusu olmaktadır

Bazı arı ırkları, örne9in~ ~ mellifera de9işik ekolojik

koşullara toleranslı olması nedeniyle geniş yayılma alanı


44

bulmuştur (Cornuet 1986). Herhangi bir ırk yada ekotipten


koloniler yer de~iştirdi~inde gelişme ritimlerini, bitki
seçimlerini ve düzen etkinliklerini arttırmayı geliştirirler.

Bir sonraki yılda genellikle ana arılarını de~iş tirirler.


Gelecek generasyonun ana arısı bölge erkek arıları ile çift-
leşece~inden bölge arılarının verimleri ile önceki generasyon
verimi arasında bir verim de~eri ortaya çıkar (Cornuet 1986).
Bölgede yürütülen araştırmada da B grubu koloniler bölgeye
dışarıdan getirilmeleri nedeniyle T grubu kolonilerden daha
düşük bal verimi de~eri göstermesi beklenirken istatistik
olarak önemsiz de olsa bir miktar yüksek de~er göstermişler,

BT melez koloni leri ise 4 arılıkta da yüksek bal verimi ile


di~er iki gruptan ayrılmıslardır (sekil 4.3).

75
i
i
i
i
ii
OJ)

i
.;.<.

-...
:::
15 --j
i\
~
;.0-
I
ii
\

i
;::ı

i
~ --j~----.-----------.-----------~----~
B BT T
Genohpler

Sekil 4.3. Genotip Gruplarının bal verimleri (kg)

Sekil 4.3 den de görülece~i gibi BT melez grubu


45

kolonileri, yerel gruptan yüzde 27 daha fazla bal üretmiştir.

Bu sonuçlar, Ruttner (1988b), Do~aro~lu (1982, 1986), Adam

(1983), Fresnaye ve Lavie (1976), Bilash vd. (1976) bildi-

rişleriyle uyumlu bulunmuştur.

Ruttner (1988b), yöre ekotiplerinin ıslah edilmemesi

durumunda de~iştirilmesinin zorunlu oldu~unu söylemekte ve

ırklar arası melezIemeler yerine ekotipler arası melezleme-

leri önermektedir. Da~aro~lu (1982, 1986) Çukurova ve Trakya

Bölgelerinde yürüttü~ü iki ayrı çalışmada da Anadolunun

çeşitli ekotipleri arasında en düşük bal veriminin bölgenin

kendi ekotiplerinde gözlendi~ini bildirmektedir.

Adam (1983), Anadolu arıları ile yaptı~ı çalışmalarda,

saf yetiştiricili~inin yapılması durumunda verim yetenekle-

rinin yetersiz olmalarına karşın melezleme çalışmalarından

çok iyi so-nuçlar aldı~ını, Anadolu (Ana) x Buckfast (Erkek)

melezIerinin iyi huylu ve üstün verimli koloniler oluştur­

du~unu bildirmektedir.

Fresnaye ve Lavie (1976)'nin Fransa'da yaptıkları 6

yıl süren araştırma sonuçlarına göre, (ligustica x caucasica)

x mellifera melezIerinin mellifera'ya oranla % 116 daha fazla

bal ürettiklerini ve kolonilerin çok büyük oranda birörneklik

sterdiklerini bildirmektedirler. Bılash vd. (1976) Kafkas

melezIerinin Luthunian Bölgesinde %165.6, Türkmenistanıda %

30.7 Ukrayna'da %141.2 daha fazla bal ürettiklerini

bildirmektedirler.
46

4.2.2. Koloni Populasyon Gelişimi

4.2.2.1. Ergin Arı Gelişimi

Mayıs ayının yarısında arılı çerçeve sayıları eşitlenen

3 gruptan 4 arılıktaki toplam 60 kolonide ergin arı gelişimi,

arı ile kaplı çerçeveler Mayıs, Haziran, Temmuz ve A~ustos

aylarında belirlenmiş, her dönem kendi içerisinde de~erlen­

dirilmiştir.

4.2.2.1.1. Mayıs Dönemi Ergin Arı Gelişimi

Mayıs ayı içerisinde ergin arı gelişimi bakımından grup


ve arılıklar arasındaki farklılıkların belirlenmesi için
faktöriyel deneme deseninde uygulanan varyans analizi sonucu
Arılıklar ve Genotipler arası farklar önemli (P<O.Ol), inter-
aksiyonlar ise önemsiz bulunmuştur.Arılık ve Grupların orta-
lama de~erlerine uygulanarı, Duncan testi sonucu ZF arılı~ında

denemeye alınan koloniler ortalama 8.633 ± 0.186 çerçeve


sayısı ile diger arılıklarda tutulan kolonilerden farklı

bulunmuştur (P<0.01). Diger arılar arasında arılı çerçeve


sayısı bakımından fark bulunmamıştır (Cizelge 4.9). Cizelgede
her arılıktaki grupların ortalama degerleri, interaksiyonun
önemsiz çıkması nedeniyle herhangi bir istatistik analiz
yapılmadan sunulmuştur.

Arılı çerçeve sayıları bakımından BxT melez grubu 10.375


± 0.299 B grubu 9.322 ± 0.270 ve T grubu (9.675 ± 0.218)
ortalama degerleriyle benzer bulunmuştur. Arılık ve Grupların

Mayıs dönemi arılı çerçeve sayıları şekil 4.4. ve şekil 4.5.


de ayrı ayrı gösterilmiştir.
47

Cizelge 4.9. Mayıs Dönemi Arılık ve Gruplar Ortalama Arılı


Cerçeve Sayıları ve Duncan Testi Sonuçları.

Arılıklar Genotipler Genel


B BxT T

n=5 n=5 n=5 n=5 (**)


Z T 7.900 9.200 8.800 8.633 a
0.245(***) 0.200 0.200 0.186

n=5 n=5 n=5 n=5


T G 10.200 10.900 10.100 10.400 b
0.464 0.696 0.485 0.313

n=5 n=5 n=5 n=5


A C 9.800 10.900 10.300 10.333 b
0.515 0.620 0.436 0.307

n=5 n=5 n=5 n=5


A K 9.400 10.500 9.500 9.800 b
0.292 0.548 0.316 0.252

n=20 n=20 n=20 n=60


Genel 9.325 a 10.375 a 9.675 a 9.792
0.270 0.299 0.218 0.160

(**) P < 0.01 aı b


(***) standart hatalar (Sx) alt sırada verilmistir.

---
13

'" 12
;...,
:-:ı
;/)

;.ı
11
>-
::.ı
:..-
ı..
;.ı
:..- 10

L
- 9

9
<:

7 -
- - - i-----ı--

H 1G AÇ AK
Bölgeler

Şekil 4.4. Arılıkların Mayıs dönemi arılı çerçeve sayıları.


48

~ :: J i
i
r- 1 -1
11 -ii
i
i
i i
:,
~

ii i i i
i

J
[:j
:;
<.,.

f~
'- i
t:. 10
-
[~
i
-:: i L !
'- 9 --i
<:
i i
8 -j
i

7 J i
i
i
8 BT T
Genotipler

Sekil 4.5. Genotip gruplarında Mayıs dönemi arılı çerçeve


sayıları.

4.2.2.1.2. Haziran Dönemi Ergin Arı Gelişimi

Variyans analizi sonuçlarına göre Arılıklar ve

genotipler arasındaki farklar önemlidir (P<O.Ol). Arılıklar

arasındaki farklılı~ın belirlenmesi amacı ile yapılan analiz

sonucu ZF arılı~ı kolonileri ortalama 12.033 ± 0.462 arılı

çerçeve sayısı ile di~er üç arılıktan farklı bulunmuştur

(P<O.Ol). Genotiplerden BT grubu yine ortalama 15.075 ± 0.393

çerçeve sayısı ile ortalama 13.500 ± 0.504 arılı çerçeveye

sahip B grubundan (P<O.Ol) ve ortalama 14.150 ± 0.304 arılı

(p<0.05) farklı bulunmuştur


çerçeveye sahip T grubundan

(Cizelge 4.10).
49

Cizelge 4.10. Haziran Dönemi Arılık ve Gruplar Ortalama Arılı


Cerçeve Sayıları ve Duncan Testi Sonuçları.

Arılıklar Genotipler Genel


B BT T

n=5 n=5 n=5 n=5 (*) (**)


Z T 10.200 13.400 12.500 12.033 a a
0.800 0.292 0.387 0.462

n=5 n=5 n=5 n=5


T G 14.500 15.400 15.00 14.967 b b
0.387 1.065 0.418 0.386

n=5 n=5 n=5 n=5


A C 14.800 15.800 14.500 15.033 b b
0.354 0.752 0.458 0.327

n=5 n=5 n=5 n=5


A K 14.500 15.700 14.600 14.933 b b
0.354 0.752 0.458 0.327

n=20 n=20 n=20 n=60


Genel 13.500 a a 15.075 b b 14.150 ab a 14.242
0.504 0.393 0.304 0.246

(*) P<0.005, (**) P<O.OOl, a, b, c


(***) Standart hatalar (Sx) alt sırada verilmiştir.

Haziran ayı içerisinde, arılıklardan AC' de bulunan (B),

BT grubu koloniler diger arılıkta tutulan aynı grubtan

kolonilerden daha hızlı gelişmelerine karşın bu arılı9ın bir

önceki yılda kendi kolonilerinden seçilerek yetiştirilen (T)

grubu kolaniler, aynı şekilde diger arılıklardaki T grubu

kolonilerden daha fazla ergin arı sayısına ulaşamamışlardır.

Bunda yörenin bölgedeki diger arılıkların bulundu9u yöreler-

den bir miktar daha yüksek ve iklimin serin olmasının etkili

aldu9u, bu nedenle kolonilerin daha yavaş geliştikleri tahmin

edilmiştir (Sekil 4.6.). Yine bu araştırmanın yürütüldü9Ü

bölgede, yetiştirilen kolonilerin yabancı gen akımına açık


50

olmakla birlikte süreç içerisinde yörenin ekolojisine büyük

öl uyum sa~ladıkları gözlenmiştir. Bu dönemde BT grubu

koloniler tüm arılıklarda di~er iki grup koloniden daha hızlı

gel şerek daha fazla ergin arı sayısına sahip olmuşlardır

(Sekil4.7).

18 -

'">,
~

'"
c..ı
> "v
CJ
:.r
ı..
:.;
v 13 - 1'-'
i
-...
<

8 -
'----i'
ZF TG AÇ AK
Bölgeler

kil 4.6. Arılıklada Haziran dönemi arılı çerçeve sayıları

18 -
zn
>,
~
;n !
ci ~
;;-
c..ı
:.r
ı..
c;
:.r 13 -
.::
;::
<

8 -
B BT T
Genotıpler

kil 4.7. Genotip gruplarında Haziran dönemi arılı çerçeve


sayıları
51

Haziran ayı içindeki ergin arı gelişimi ile bal verimi

arasındaki ilışki (r=tO.839) önemli bulunmuştur. Genç ve

Aksoy (1993), Erzurum koşullarında yürüttükleri çalışmada

Haziran ayı ergin arı gelişimi ile bal verimi arasında

(r=0.661, r=0.S78 ve r=0.792) pozitif önemli ilişki oldu~unu

bildirmektedırler.

4.2.2.1.3. Temmuz Dönemi Ergin Arı Gelişimi

Bu dönem içerisinde arı ile kaplı çerçevelerin

sayısı ıle belirlenen de~erlere uygulanan varıyans analizi

sonucu, Arılıklar ve genatip grupları arasındaki fark önemli

bulunmuştur (P<O.Ol). Farklı arılık ve grupların belirlenmesi

amacıyla yapılan analizlerde ZF arılı~ı kolonileri ortalama

13.967 ± 0.306 arılı çerçeve sayısı ile di~er üç arılıktan da

farklı (P<O.01), AC grubu koloniler 17.967 ± 0.367 en yüksek

ortalama de~erle AK (P<0.01) ve TG arılı~ındaki kolonilerden

farklı (P<O.OS) bulunmuştur. Genotip gruplarında BT grubu ko-

loniler 17.075 ± 0.470 ortalama arılı çerçeve sayısı ile

ortala-ma 15.500 ± 0.489 çerçeveli (B) ve ortalama 15.750 ±

0.403 çerçeveli (T) grubu kolonilerinden farklı (P<0.01)

bulunmuştur (Cizelge 4.11.).

Cizelgeden de izlenebilece~i gi bi bu dönemde de,

arılıklardan AC'de tutulan koloniler Haziran ayı içerisinde

çıkartıldıkları yaylak alanlarında gelişmelerini hızlandır­

mışlardır. Haziran döneminde arılı çerçeve sayısı bakımından

di~er iki arılık (TG, AK) ile benzer bulunan AC arılı~ı

Temmuz döneminde populasyon gelişimi bakımından di~er arılık­

lardan ayrılmışlardır (Sekil 4.8). Temmuz döneminde de BT


52

Cizelge 4.11. Temmuz Dönemi Arılık ve Guruplar Ortalama Arılı


Cerçeve Sayıları ve Duncan Testi Sonuçları.

Arılıklar Genotipler Genel


B BT T

n=5 n=5 n=5 n=5 (*)(**)


Z F 12.900 14.800 14.200 13.967 a u
~

0.187 (***) 0.464 0.515 0.306

n=5 n=5 n=5 n=5


T G 16.400 17.300 16.200 16.633 b be
0.292 ı. 019 0.515 0.385

n=5 n=5 n=5 n=5


A C 17.400 18.900 17.600 17.967 c c
0.748 0.368 0.620 0.367

n=5 n=5 n=5 n=5


A K 15.300 17.300 15.000 15.867 b b
0.718 0.815 0.724 0.487

n=20 n=20 n=20 n=60


Genel 15.500 a 17.075 b 15.750 a 16.108
0.549 0.470 0.403 0.268

(*) P<0.05 ** P<O.Ol, a,b,c


(***) Standart hatalar (Sx) alt sırada verilmiştir.

melezi koloniler, tüm arılıklarda yerel ekotiplerden (% 10.8)

daha fazla arıya sahip olmuşlardır (Sekil 4.9) .

20
19
'" 18
;;.,
~
\il

~
17
;;
Ç.J

....'-"
16
::;
v
15
-
....
< 14
J',.
~

13
i
12
ZF TG AÇ A.K
Bölgeler

Sekil 4.8. Temmuz dönemi arılıklarda arılı çerçeve sayıları


53

20 - i

.-
-ro
19 -
i
:-,
"3

i
.r,
18 -
'"'
;-
:.,
'-"
17 - .f"'c
~

::,
16 - "
.~

-::-
~

ı.. 15 -
<"

14 - i
13 -
i
12 -
i i i
B BT T
Genotipler

Sekil 4.9. Genatip gruplarında Temmuz dönemi arılı çerçeve


sayılar ı .

Bu dönemdeki ergin arı gelişimi ile bal verimi arasında

ilişki (r=0.94) yüksek bulunmuştur. BÖlgedeki tüm arılıklarda

yine bu dönemde de interaksiyonların önemsiz bulunması yöre


farklılıklarına genotiplerin benzer tepki gösterdiklerini
ortaya koymuştur.

4.2.2.1.4. Agustos Dönemi Ergin Arı Gelişimi

Arılıklardaki kolonilerin bal hasadından önceki son


arılı çerçeve sayımları 10 ve 11 Agustos tarihinde yapılmış,

elde edilen degerlere uygulanan variyans analizi sonuçlarına

göre, arılıklar ve genotip grupları arasındaki farklar önemli


bulunurken (P<0.01) interaksiyonlar diger dönemlerde oldugu
gibi önemsiz çıkmıştır. Arılık ve grupların Agustos ayı ergin

arılı çerçeve sayılarına uygulanan analizler sonucu; Arılık-


54

lardan ZF bu dönemde de 13.667 ± 0.270 arılı çerçeve sayısı

ile en az ergin arı sayısına sahip arılık olmuş ve öteki üç

arılıktan farklı bulunmuştur (P<O.Ol). AC arılujının Temmuz

döneminde oldu~u gibi 16.600 ± 0.362 ortalama ile AK arılı-

~ından (P<O.Ol) ve TG arılı~ından (P<0.05) bu dönemde de

farklı ergin arı sayısına sahip oldu~u görülmüştür. TG ve AK

arılıkları sırasıyla ortalama 15.747 ± 0.248 ve 14.967 ±

0.467 de~erleriyle benzer bulunmuştur. Genotip Grupları

arasında ise BT grubu koloniler ortalama 16.185 ± 0.397 arılı

çerçeve sayısı ile (B) ve (T) gruplarından farklı (P<O.Ol),

(B) ve (T) gruplarının, ortalama 14.450 ± 0.281 ve 15.100 ±

0.366 arılı çerçeve sayıları ile benzer oldu~u saptan-mıştır

(Cizelge 4.12).

Cizelge 4.12. A~ustos Dönemi Arılık ve Gruplar Ortalama Arılı


Cerçeve Sayıları ve Duncan Testi Sonuçları.

Arılıklar Genotipler Genel


B BT T

n=5 n=5 n=5 n=5 (*) (**)


Z F 13.400 14.200 13.400 13.667 a a
0.245 *** 0.583 0.510 0.270

n=5 n=5 n=5 n=5


T G 15.300 16.140 15.800 15.747 b be
0.300 0.500 0.464 0.248

n=5 n=5 n=5 n=5


A C 15.200 17.900 16.700 16.600 c c
0.464 0.292 0.406 0.362

n=5 n=5 n=5 n=5


A K 13.900 16.500 14.500 14.967 b b
0.678 0.696 0.570 0.467

n=20 n=20 n=20 n=60


Genel 14.450 a a 16.185 b b 15.100 a a 15.245
0.281 0.397 0.366 0.220

(*) P<0.05 ** P<O.Ol, a,b,c


(***) Standart hatalar (Sx) alt sırada verilmiştir.
55

Bu dönemde, özellikle TG, AC ve AK arılıklarında B grubu

kolonilerde, ergin arı sayısındaki hızlı azalma dikkat çekici

bulunmuştur. Temmuz döneminde sırasıyla 16.40, 17.40 ve 15.30

olan arılı çerçeve sayıları bu dönemde 15.30, 15.20 ve

13.90'e gerilemiştir. Di~er gruplardaki ergin arı sayısı

azalmaları bu denli yüksek bulunmamıştır. Bu durum Adam

(1983)' ın Anadolu arısının bazı tiplerinin yetersiz yaylak

alanlarına daha kolay uyum sa~ladıkları görüşünü destekle-

mektedir (SekillO, ll).

19

'"
::-.,
18
.,r;
17
r
~

>
;)
:..- 16
v
:..-
- 15 ,
-:::
'-

9
<' 14

13

12
ZF TG AÇ AK
Bölgeler

Sekil 4.10. Arılıkların A~ustos dönemi arılı çerçeve sayıları,


56

BT T
Genatipler

Sekil 4.11. Genatıp gruplarının A~ustos dönemi arılı çerçeve


sayılar 1.

Araştırmada, istatistik olarak önemli olmamakla birlikte


(T) grubu koloniler daha fazla ergin arıya sahip olmalarına

karşın (B) grubu kolonilerden daha az bal üretmişlerdir

(Sekil 4.12). Rinderer (1986), Harbo (1986), Szabo ve


Lefkovitch (1989), ergin arı sayısı ile bal verimi arasında

yüksek oranda pozitif ilişki oldu~unu, ergin arı sayısı

arttıkça bal veriminin arttı9ını bil-dirmektedirler. Ancak;

Oldroyd ve Goodman (1990), kendi araştırma sonuçlarına

dayanarak, nektar akımının uzun ve de~işken 01du9U yer ve


dönemlerde daha büyük populasyon ol uşturan kol orl11 er i n daha

çok bal üretemediklerini bildirmekte, nektar akımının azal-


d191 dönemlerde, büyük populasyon oluşturan kolonilerin daha
çok bal tükettiklerini ve bal verimlerinin azald19ını ileri

ürmek-ted1rler. Bölgede yürütülen araştırmada da, bölge


57

arılarının, Orta Anadolu'ya oranla daha zengin nektar

kaynaklarına sahip bölgede önemli ölcüde kurak gecen 1994

yılında yeterli düzeyde bal üretememişlerdir.

1~~------------------------------------~-----------------------ı

-I

11

Haziran
.A'il.AR

Şekil 4.12. Genotip gruplarının deg-işik dönemlerdeki ergin


arı gelişimi.
58

4.2.2.1.5. Ergin Arı Sayısı İle Bal Verimi Arasındaki llişki

Araştırmada, tüm dönemlerin arılı çerçeve sayılarının

(ergin arı sayıları) bal verimi üzerindeki etkilerinin


belirlenmesi amacıyla regresyon analizi yapılmıştır. Bal
verimiyle (YB), verim üzerine etkili olan Mayıs dönemi ergin
arı sayısı (Xı), Haziran dönemi ergin arı sayısı (X 2 ), Temmuz
dönemi ergin arı sayısı (X3) ve A9ustos dönemi ergin arı

sayısı (X .. ) ilişkisi ile ilgili olarak aşagıdaki fonksiyon

elde edilmiştir.

YB= -21.121 -0.213 Xı + 0.534 X2 + 1.59 X3 + 0.302 X..


Bal verimi üzerine ergin arı sayısı bakımından en çok etkili
dönemin Temmuz dönemi oldu9U belirlenmiştir (Cizelge 4.13).

Cizelge 4.13. Bal Verimi Fonksiyonunda Yer Alan De9işkenlerin


Regresyon Katsayılarının t Degerleri.

De9işkenler Katsayılar Standart Sapmaları t Degerleri


b -21.121 ı. 85J -11.40 **
Xı -0.2126 0.3197 -0.67
X2 0.5338 0.2206 2.42 *
X3 ı. 5862 0.2800 5.67 **
X .. 0.3023 0.2856 ı. 06

* P <0.05 ** P <0.01

4.2.2.2. Kuluçka Alanı Gelişimi

4.2.2.2.1. Mayıs Dönemi Kuluçka Alanı Gelişimi

Denemeye arılıklarında ölçülen Mayıs dönemi kuluçka


(yavru) alanlarına ait variyans analizi sonucu; Arılıklar

(P<O.Ol) ve Genotipler (p<0.05) arasındaki farklar önemli


çıkmıştır. Arılıkların ortalama degerlerinin karşılaştı-
59

ılması sonucu ZF arılıqında denemeye alınan kolonilerin


ıs ayı süresjnce kuluçka alanı gelişiminin diqer arılık-

lardan geri kaldıqı ve 4053.0 ± 111.2 cm 2 deqeriyle diqer


gruplardan farklı olduqu (P<0.01) belirlenmiştir (Cizelge
4.14). Yine aynı çizelgeden (B) ve (T) grubu kolonilerin
benzer kul uçka alan ı na sah i p olduk lar ı, BT mel ez kalani le-
rinin ise 4796 ± 100.9 cm 2 kuluçka alanı ile (B) grubundan
(P<O.Ol) ve (T) grubundan (P<0.05) farklı alduqu görülmüştür.

Cizelge 4.14. Mayıs Dönemi Arılık ve Gruplar Ortalama


kuluçka Alanları ve Duncan Testi Sonuçları.

Arılıklar Genotipler Genel


B BT T

n=5 n=5 n=5 n=5 (*)(**)


Z F 3715.4 4348.3 4095.5 4053.0 a a
109.2 184.7 181. 9 111. 2

n=5 n=5 n=5 n=5


T G 4673.3 4868.3 4760.0 4767.2 b b
174.9 205.9 140.5 96.48

n=5 n=5 n=5 n=5


A C 4709.4 5142.8 4637.2 4829.8 b b
212.6 97.3 192.3 110.9

n=5 n=5 n=5 n=5


A K 4304.9 4825.0 4471.1 4533.7 b b
202.8 160.5 227.4 121.1

n=20 n=20 n=20 n=60


Genel 4330.8 a a 4796.1 b b 4490.9 a ab 4545.9
123.2 100.9 103.7 0.220

(*) P<0.05 ** P<0.01, aı bı


(***) Standart hatalar (Sx) alt sırada verilmiştir.

Mayıs ayının ilk yarısında tüm arılıklardaki kalanilerin

arılı ve yavrulu çerçeve sayıları eşitlenmesine karşın, ZF

arılıqında tutulan kolonil erdeki


gelisme, kolan1ıerin

tutuldu9U yörede kuraklı9ın etkilerinin daha Y09un


60

issedilmesi nedeniyle di~er arlIıklardan daha yavaş olmuştur

(Sekil 4.13). Yine tüm arılıklarda BT grubu kolonilerdekj

gelişme ve yavrulu alan büyük lü~ü di~er gruplardaki kolani

lerden farklılaşmaya başlamıştır (Sekil 4.14). Bu dönemdeki

kulueka alanı gelişimi ile bal verimi arasındaki ilişki

(r 0.763) önemli bulunmuştur (Ek 2).

5500

4500

3500

TG AÇ AK
er

ekil 4.13. Arılıkların Mayıs dönemi kulueka alan gelişimi

5000 -
, r-

ı
r-~ı
'~
~

,... i
i
i
i
:-:ı

:-:ı 4000 - r-~ı


L_1ı
-k
..r
~

-
:..:

3000 - i
i

BT 1
Genoh p 1 e,

kil 4.14.
Genotip gruplarının Mayıs dönemi kulueka alan
gelişimi.
61

4.2.2.2.2. Haziran Dönemi Kuluçka Alanı Gelişimi:

21 Haziran tarihinde ölçülen kuluçka alanı verilerine

uygulanan variyans analizi sonuçlarına göre Arılıklar ve

Genotipler arasındaki farklar öneml i çı kmı ştı r (P<O. Ol) .

Arılıkların ve genotiplerin farklı olanlarının belirlenmesi

amacıyla uygulanan Duncan testleri sonuçlarına göre ise;

Arılıklardan ZF arılı9ı kolonileri Mayıs döneminde oldu9u

gibi bu dönemde de ortalama 5110.3 ± 154.7 cm 2 yavrulu alanla

diger arılıklardan daha az kuluçka alanına sahip olmuşlardır

(p<0.01). Genotiplerden BT grubu koloniler ortalama 6336.5 ±

188.3 cm 2 kuluçka alanı ile diger gruplardan daha hızlı geli-

şerek farklı (P<O.Ol) bulunmuşlardır (Cizelge 4.15).

Cizelge 4.15. Haziran Dönemi Arılık ve Gruplar Ortalama


Kuluçka Alanları ve Duncan Testi Sonuçları.

Arılıklar Genotipler Genel


B BT T

n=5 n=5 n=5 n=5 (** )


Z F 4577.6 5539.2 5214.1 5110.3 a
161.4(***) 238.1 221. O 154.7

n=5 n=5 n=5 n=5


T G 5864.2 6568.5 6135.1 6189.2 b
139.4 454.5 153.8 172.1

n=5 n=5 n=5 n=5


A C 5911. 6 6717.4 6108.0 6245.7 b
170.2 135.3 148.2 122.5

n=5 n=5 n=5 n=5


A K 5661.1 6521. 1 5877.7 6020.0 b
126.9 420.6 198.7 178.0

n=20 n=20 n=20 n=60


Genel 5503.6 a 6336.5 b 5833.7 a 5891.3
142.4 188.3 120.0 755.3

( * ) P<O.05 ** P<O.Ol, aı b
(***) Standart hatalar (Sx) alt sırada verilmiştir.
62

Haziran dönemi kuluçka alanları, AÇ arılı9ındaki kolonı-

lerde, kolonilerin bölgenin en yüksek yaylalarına sahip Almus

- Mescıt köyüne nakledilmesi nedeniyle diger arılıklardaki

kalonilerden daha büyük olmuştur. Bu dönemde AK arılı~ındaki

kolonilerin yavrulu olan gelişimi de yörede yaygın olarak

üretilen ayçiçe~indeki çiçeklenmenin başlaması nedeniyle hız-

lanmıştır (Sekil 4.15). Genotiplerden BT grubundaki kuluçka

alanı büyüklükleri yine bazı dönemde de tüm arılıklarda (B)

ve (T) grubu kalanilerden daha büyük kuluçka alanına Sahıp

almuştur (Sekil 4.16).

8000 -

7000 -
i 1
10>
~

6000 - '"' A
~

i i

1"c
~
i
5000 -

i
4000 -
IF TG AÇ AK
Bölgeler

Sekil 4.15. Arılıkların Haziran dönemi kuluçka alan gelişimi


63

8000

7000

ı
6000

5000 i
4000 -L_ _--r-_ _ _ _ _r - -_ _ _ _.,.----J
8 BT T
Genoti pler

Sek i i 4.16. Genotip gruplar ının Hazi ran dönemi kuluçka alan
gelişimi.

Kuluçka alanı büyüklü9ü ile bal verimi arasındaki en


yüksek ilişki bu dönemde tesbit edilmiştir (r= 0.824), yine
bu dönem kuluçka alanı ile Temmuz dönemi ergin arı gelişimi

arasındaki ilişki (r=0.813) önemli bulunmuştur (Ek 3).

4.2.3.3. Temmuz Dönemi Kuluçka Gelişimi

Temmuz döneminde de Arılıklar ve Genotipler arasındaki

farklılıklar önemli bulunmuştur (P<O.Ol). Haziran ayı

içerisinde Sivas Cumhuriyet üniversitesi Kampüs alanına

nakledilen ZF kolo-nileri bu yörede kuraklı9ın

yaşanması nedeniyle gelişmeleri yetersiz kalmış, ortalama


3287.3 ± 118.2 cm 2 yavrulu alan ile di-ger arılıklardan

farklı bulunmuştur (P<O.Ol). Haziran ayı içeri-sinde bölgenin


en verimli yaylalarının
Almus Mescit köyOne
64

nakledilen AC kolonileri Haziran döneminde benzer kulueka

alanına sahip oldu~u TG arılı1ındaki kolonilerden (p<0.01) ve

AK kolonilerinden (p<0.05) daha büyük kulueka alanı ile

farklı bulun muştur (Cizelge 4.16).

Cizelge 4.16. Temmuz Dönemi Arılık ve Gruplar Ortalama


Kulueka Alanları ve Duncan Testi Sonuçları.

Arılıklar Genotipler Genel


B BT T

n=5 n=5 n=5 n=5 * **


Z F 2930.9 3606.8 3324.2 3287.3 a a
168.9(***) 127.4 210.6 118.2

n=5 n=5 n=5 n=5


T G 3523.7 4260.6 4050.0 3944.8 b b
86.4 288.8 125.3 130.4

n=5 n=5 n=5 n=5


A C 3950.3 4604.1 4399.1 4317.8 b c
83.4 62.8 98.1 85.3

n=5 n=5 n=5 n=5


A K 4044.5 4399.1 4282.7 4242.1 b be
139.9 383.1 226.2 149.2

n=20 n=20 n=20 n=60


Genel 3612.3 a a 4217.6 b b 4014.0 b b 3948.0
115.8 143.2 124.6 79.9

(*) P<0.05 ** P<O.01, a,b,c


(***) Standart hatalar(Sx) alt sırada verilmiştir.

Genot iplerden (B) grubu kolon iler Haz i ran dönemi nde (T)

genotipi kolonilerine benzer yavrulu alana sahip iken bu

dönemde yavru üretimlerinin hızla azaldı~ı gözlenmiş ve

ortalama 3612.3 ± 115.8 cm 2 yavrulu alanla diger genotip-

lerden farklı olmuşlardır (P<0.01).

Temmuz dönemi nde tüm ar ı i ı k larda tüm g ruplarda kulueka

etkinli9inde gerilemeler olmuş yavrulu alanla azalmıştır.


65

Ancak bu dönemde en hızlı azalma ZF arılı~ında görülmüştür

(Sekil 4.17) Genotiplerin, mevsime ba~lı o larak kulueka

etkinli9i bakımından tepkileri benzer olmakla birlikte en

fazla kulueka alanı azalması Beypazarı arılarında görülmüştür

(Sekil 4.18). Temmuz dönemi kulueka alanı ile bal verimi

arasındaki iliŞki r=+0.676 ve A9ustos dönemi kulueka alanı

arasındaki ilişki r=+0.882 olarak hesaplanmıştır (Ek 3) Gene

ve Aksoy (1993) Erzurum koşullar ında, yürüttük ler i araştı r-

mada, üe ayrı grupta, Temmuz dönemi kulueka alanı ile bal

verimi arasındaki ilişkiyi r=+ 0.738, 0.843 ve 0.864 olarak

bildirmişlerdir.

5000
<",i
E
u

c 4000
t":S
t":S

t":S
i ~

.;.:
:..r J',
~
i
:::ı
:..: 3000

ZF TG AÇ AK
Bölgeler

Sekil 4.17. Arılıkların Temmuz dönemi kulueka alan gelişimi


66

5000

-'-
c i
':i 4000 ~

':i
'"
~

':i

i
J.
'./

:..:: 3000

B BT T
Genotipler

Sekil 4.18. Genotip gruplarının Temmuz dönemi kulueka alan


gelişimi.

4.2.2.2.4. A9ustos Dönemi Kulueka Gelişimi

Variyans analizi sonuclarına göre, bu son dönemde de


diger üç dönemde oldu9U gibi, Arılıklar ve genotipler arasın-

daki farklar önemli çıkmıştır (p<O.Ol). Arılık ve genotip


ortala malarına uygulanan Duncan testi sonuçlarına göre,
arılıklardan, Sivas C.O. Kampüs alanında tutulan ZF arılı9ı

kolonilerinde yavrulu olan büyüklü9'ü (Ortalama 1641.6 ± 846


cm 2 ) di9'er arılıklarda denemeye alınan kolonilerden düşük ve

farklı bulunmuştur (P<O.OL). Yine bu dönemde Almus Mescit


köyündeki ACarılı9'ı kolonilerinin (ortalama 2582.2 ± 76.7

cm 2 ) Almus sarıgöl yaylak alanlarında tutulan TG kolonile-

rinden (P<O.Ol) ve Artova Karkın köyündeki AK kolonilerinden

(P<O.05) daha düşük kulueka alanı ile farklı bulunmuştur

(Cizelge 4.17)
67

Cizelge 4.17.A~ustos Dönemi Arılık ve Gruplar Ortalama


Kulueka Alanları ve Duncan Testi Sonuçları.

Arılıklar Genotipler Genel


B BXT T

n=5 n=5 n=5 n=5


Z F 1378.9 1881.3 1664.6 1641.6
* **
a a
49.2 92.7 179.9 84.6

n=5 n=5 n=5 n=5


T G 1851.7 2314.7 2383.6 2183.3 b b
171. O 150.8 67.6 96.8

n=5 n=5 n=5 n=5


A C 2275.3 2782.5 2688.9 2582.2 e e
78.9 98.5 97.1 76.7

n=5 n=5 n=5 n=5


A K 2033.9 2532.9 2427.3 2331.4 b be
139.2 216.7 142.8 107.5
n=20 n=20 n=20 n=60
Genel 1885.0 aa 2377.3 bb 2291.1 bb 2184.6
93.2 102.0 105.4 63.4
(*) P<O.05 ** P<O.Ol, a,b,c
(***) Standart hatalar(Sx) alt sırada verilmiştir.

Arılık ortalama kuluçka alanları ile aynı eizelgede

sunulan genotip ortalama kulueka olan büyük1ü~ü, (B) genotip

grubunda (ortalama 1885.0±93.2) di~er genotip grplarından

farklı (P<O.Ol) ve küçük bulunmuştur.

A~ustos döneminde arılıklarda kulueka etkinli~i bakımın­

dan farklılaşma ve hızla azalma sırasıyla TG ve ZF arılıkla-

rında olmuştur. Bu dönemde floranın di~er yörelere oranla


genç oldu~u AC arılı~ı kolonileri ve ayçiçe~i polenlerinden

yo~un olarak yararlanan AK kolonilerinde kulueka alanı


azalması daha yavaş olmuştur (Sekil 4.19).
68

3000 - 1
<"'I '"'
C i
'~
~
~ '"'
'"
i
~

~
2000 - i
.:.: r,
'.J
'""
-=
::ı

1000 -
i i i i
TG AÇ AK
Bölgeler

Sekil 4.19. Arılıkların A~ustos dönemi kuluçka alan gelişimi

Bu dönemde genotip grupları bakımından dikkati çeken bir


husus, Beypazarı (B) arılarının Temmuz Döneminde görülen
kuluçka alanı küçülmesinin bu dönemde de hızlanarak devam
etmiş olmasıdır. Ayrıca Haziran döneminde bu özellik
bakımından di~er iki genotipten daha büyük kuluçka alanına

sahip olan BT grub ıı kolonilerin Temmuz ve A~ustos dönemle-


rinde (T) grubu koloniler ile benzer kuluçka alanına sahip
olmuşlardır. Yöre arılarının ilkbaharda yavaş geliştiklerini

mevsimin ilerlemesi ile birlikte kuluçka etkinliklerinin BT


grubu kolonilerine yaklaştıkları gözlenmiştir (Sekil 4.20).
Bunun sonucu olarak BT grubundan daha geç gelişen yöre kolo-
nileri tüm arılıklarda melez genotipten daha az bal üretmlş-

lerdir.
69

3000
i
""'
~
~

ı:::

~ 2000 r,
~
~
-""
'J
::::
i
~

i
1000
B BT T
Genohpler

k i 1 4.20. Genoti p gruplar ı n ın l"\.~ustos dönemi ku 1 uçka alan


gelişimi.

Denemeni n yüı:ütüldü~ü Tokat yöresine ai t dört ar ılı kta

da genotiplerin, bal veı:imi, kuluçka etkinlit:;Ji ve ergin arı

gelişim-leri e~ilimleri benzer olmuştur. Bölge arıları,

Beypazarı arıla-rından daha geç gelişmiştir. Ancak Haziran ve

Temmuz dönemlerinde Beypazarı arılırından daha büyük kuluçka

alanına sahip olmuşlardır. Bu sonuç, Karacao9lu (1989) 'nun,

bölgede yaptı~ı ve bu dene mede bölge arılarında saptanan

morfolojik karakterleri ilişkin verilerle birlikte degerlen-

dirildi9inde, bölgedeki bazı arılıklar üzerinde her tüı:lü

genetik karışıma karşın A.1!\... çaucasica'nın etkisinden söz

etmek mümkündür. BT melez genotip grubuna ait koloniler,

denemenin başlangıcında kuluçka etkinli9i bakımından her iki

genotipten de farklılaşmışlardır. Tüm aıılıklardan en büyük

kuluçka alanı
ve bal verimi BT melezi kolonilerde saptanmış-
70

ır. Bu sonuç ise, Adam (1987) i in Anadolu arısının iyi bir

slah materyali oldugu ve bu arılarda yapılan melezIemelerden

olumlu sonuçlar alınabilece~i görüşünü desteklemektedir. Bal

ver imi i le yüksek korelasyon gösteren ve kalı t ım derecesi

daha yüksek olan kuluçka etkinli~inin dikkate alınması,

özell i kle melezIemelerde bu durumun gözlenmesi önem kazan-

maktadır. Ruttner (1988b), anaları seçilerek yetiştirilen

kolonilerden yapılan melezIemeler sonucu melez kolonilerde

kuluçka etkinligi ve bal veriminin arttı~ını ve bunun kolay

ve ucuz bir yololdugunu bildirmektedir. Bu çalışmada da

seçilen kolonilerden yetiştirilen ana arılardan do~al çift-

leşme i le elde edi 1 en Beypazar ı genot i pi i le yapılan melez-

leme sonucu, Fresnaye ve Lavie (1976)'nin de bil dirdi~i

gibi, yavrulu alan büyüklü~ü bakımından heterosis etkisi

görülmüştür. Ayrıca çalışmada melez kolonilerde saf

genotiplere oranla variyasyonun azaldı9ı belirlenmiştir

(Sekil 4.21).
650~--------0---------------------------------~

600 oooo "0 '0" /\S


......... ·o ..................... o... ·... 0.
0../ ....... ·...

550 " o • • • O' '" ',):~~;/;JI\"


/', '\............. o •••••••••••••••••••••••

SOO' o"0.0 0/0/"/'0 . . . . \.\:'~\..... o.... oo ........ o.o ...... o... .


450 ·······1/<·~·····
400' 0"0 .... 00 .... 000 o..... o.o .......... o~,,\:o.o ...... o.............. .
350 ·· .. 0 "'00'00 00 ......... 0.................. "::~B T.............. .
300 ".".0"."00' ... o.. o.. oo·····················ir·· T :~ .......... .

:::" .••..•..•......•••••••...•..•.•.•••••...•••.•••••.•••~ ••.•••..


Temmuz
k i 1 4. L.l. Genot i p
gruplarının çeşitli dönemlerdeki kuluçka
alanı gelişimi.

o .. """'''''~_&
.. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ __
71

4.3. Davranış özellikleri

4.3.1.Hırcınlık

Yöntem bölümünde acıklandı9ı şekilde kolani kontrolleri

sırasında kolonideki hırcınlık e9ilimleri gözlenmiş ve kovan

kartlarına islenmiştir. Kolonilerin mevsim sonunda aldı9ı

toplam puanlar transforme edilerek variyans analizi

yapılmıştır, Analiz sonucu genotip grupları ve arılıklar

aras ı ndak i fark lar önems iz, interaks iyonlar ı önemli (p< O • 05)

bulunmuştur. TG ve AK arılaklarında ı. grubu ZF arılı9ında 13

arıları ve AC arılı9ında BT grubu en hırcın genotip grubu

olmuştur (Cizelge 4.18).

Cizelge 4.18. Arılık ve Genotip Gruplarında Hırcınlık


E9i1imi Ortalamaları.

Arılıklar Genatipler
B BXT T Genel

n=5 n=5 n=5 n=15


Z T ı. 71 2.11 ı. 80 ı. 88
0.66(*) 0.05 0.15 0.12

n::: 5 n=5 n=5 n=15


T G 2.14 2.06 ı. 83 2.01
0.08 0.18 0.09 0.10

n=5 n=5 n=5 n=15


A C 2.14 ı. 74 2.03 ı. 97
0.11 0.16 0.10 0.12

n=5 n=5 n=5 n=15


A K 2.26 2.17 ı. 88 2.10
0.08 0.17 0.21 0.13

n=20 n=20 n=20 n=60


GENEL 2.06 2.02 ı. 88 ı. 99
0.09 0.11 0.08 0.09

(* ) Standart hatalar (Sx) alt sırada verilmiştir.


72

Ruttner (1988) tarafından bildirilen puanlama sistemine


göre (1 çok hırçın, 4. uysal) Araştırmanın materyalini
oluşturan B, BT,T genotip grupları ortalama 2.06, 2.02 ve
1.88 de~erleriyle hırçın sınıfına girmektedir. Ancak Collins
vd. (1979) 'nin de bildirdi~i gibi bal arılarının hırçınlık

davranışları üzerinde çevre koşullarının önemli etkisi


vardır. Araştırmanın yürütüldü~ü 1994 yılının kurak geçmesi
arıların hırçınlık e~ilimini artırdı~ı tahmin edilmektedir.
Araştırmada Anadolu arısı melezIerinde hırçınlık

e~il1minin artmadı~ı ve bu sonucu Adam (1983) bildirişiyle

uyumlu oldu~u saptanmıştır.

4.3.2. Petek üzerindeki Davranışlar

Arıların petek üzerindeki davranışları, koloninin


gelişmesi aktivitesi ve e~ilimi konularında bilgi
vermektedir (Ruttner 1988b).
Yirmibir gün ara ile yapılan koloni kontrolleri
sırasında koloni kartlarına kaydedilen (1: petektekler
terkediliyor 2: bala gidiyor 3: huzursuz 4: davranışı iyi)
gözlem sonucu puanların toplanarak transforme edildikten
sonra variyans analizi yapılmıştır. Ancak sonucu, arılık ve
genotip grupları arasındaki farklar önemli bulunmuştur.

(P<O.Ol). Farklı arılık ve genotip gruplarının belirlenmesi


için uygulanan Duncan testi sonucu, AK arılı9ının diger
arılıklardan daha düşük ortalama degerler farklı (P<O.Ol)
oldu9U belirlenmiştir (Cizelge 4.19).

l
73

Cizelge 4.19. Petek üzerindeki Davranış Ortalamaları ve


Duncan Testi Sonuçları.

Arılıklar Genotipler Genel


B BXT T

n=5 n=5 n=5 n=15 (**)


Z F 2.11 2.48 2.14 2.25 a
0.10 (** *) 0.08 0.07 0.06

n=5 n=5 n=5 n=15


T G 2.17 2.43 2.03 2.21 a
171.0 0.05 0.08 0.07

n=5 n=5 n=5 n=5


A C 2.34 2.34 2.11 2.27 a
0.11 0.13 0.08 0.08

n=5 n=5 n=5 n=5


A K ı. 69 2.23 ı. 83 ı. 91 b
0.13 0.07 0.14 0.09

n=20 n=20 n=20 n=60


GENEL 2.08 a 2.37 b 12.03 a 2.16
0.08 0.07 0.05 0.04

(**) p<O.Ol a,b


(***) Standart hatalar (Sx) alt sırada verilmiştir.

Genotip gruplarından ise BT melez grubu petek üzerinde

davranışlar bakımından di~er genotip gruplarından daha yüksek

ortalama de~erle farklı bulunmuştur.

4.3.3. O~ul E~ilimi

Araştırmanın yapıldı~ı 1994 yılı bahar döneminde

kuraklı~ın yaşanması kolonilerin o~ul e~ilimini etkilemiş ve

4 arılıkta da genotip gruplarında o~ul görülmemiştir. Koloni

kontrolleri sırasında B grubundan 2, Tokat grubundan 3 kolo-

nide anaarı yüksü~üne rastlanmış, müdahale edilmemesine

karşın daha sonraki kontrollerde yüksüklerin arılar

tarafından bozuldu~u saptanmıştır.


74

r ar cı1ı~ nın en temel sorunu Oretim kO$ullarına

yuk k verimli rıastal1klara dayanıklı damızlıl<, ana

r 1 m i k ta 1 arda ve zamanda bul unamamaS1 dı r.


lı yacın anca,k % 2-3'0 ~,adar yetiştirilen ana arılar da

r 1 temi uygu 1 anrnal,s 1 zın üret ime

Id dır. unun sonucudur ki çok iyi ve

ynı a ı ıkta bulunabilmekte ve üretimde bir

lanarnamakta ır.

önce 1 1 i kte bu araştırma. Anadolu'nun

n ba 1 ından zenginligini ve en basit bir'

yon VE ontrol u uygulamasının

ıe önem i i lişmelerin yaşanmasına yol açacagını

t ya . Bu amaca lik oarak ara$tırma bulguları

r ı end i r 1 1 irıde~

ı. Ort Anodu 1 u' da Toka t esi arılarından farklı ve

bir'brnet: populasyonun varlıgından söz edilebilir. Bu

yar ya ncelenen morf01 ik özell kler kadar fizyolojik ve

nış öze likleri de temel oluşturmu$tur.

2 .. yı la İçeı'isinde OlU$OlUŞ saf grupların

zlenmesi hibrit yetiştiriciliginin temel idiı',

urulması ve kocunma":>1 çok güç olan sentetik acı tıatları

i ne. Anada] tl topogr'afyası nda saklı kalmış ceplerde dogal

unmu<.;; f genot i ı:>lerin bel ir'lenip seleksiyonIa ıslah

i ı e~. ana yetiştiriciliainde damızlık olarak

nılmale, 1. sö konusu çlü rı a::;.ılma,:,:,ında etkili hir

1 dur.
75

3. Araştırma bulgularına göre. ana hattında yapılan

seleksiyon bi le melezIerin her ıi:'-i ebeveyn grubundan daha

üstün olmalarını sağlamıştır. Burada doga1dir ki. heteı~otik

bir etkiden çok kontrollu yeti,;>tiriciliğin sağlaoıçp olumlu

bir Icatludan söz etmek doğrudur.

4. 50n yıllarda aı"tan gezginci arıcılık ve ana arı

kullanırııı. doğal gen !1avuzları için büyük tehl ikedir.

Anado} u' da bul unabi lecek yenet ik potansi yel i yüksek çok

sayıda e".otipin }::orunrnası amacıyla. bu yörelerde gezgjnci

2ır-ıcıııl~ ve diğer yörelerde yetiştirilen a.na bf'ıların

bur'a] arda kullanımı sınırlandırılmalıdır. Anca.~ • yöre

arıcı1aı-ının uygun biçimde desteklenmeleri geçerli bir önlem

ola i~ ak dü şü nij 1 me 1 i d i r' .

5. üniversitelerin öncülüğünde Tarıfi! Bakanlığı ile bu

alanda çalışan kuruluşların ve özel arıcıların verimli bir

i 'ş b i r i i Çı i i çe r i so i nde yü rü t ecek i er i bi r ça 1 ı şma zaman

geçirilmeden yürürlüge sokulmalı. özgün populasyonlar

istikrarlı bir üretimin aracı olarak değerlendirilmelidir.


76

KAYNAKLAR

ADAM, B.,1983. In Search of the Best Strains of Honey Bee.


Northern Bee Books, Hebden Bridge, West Yorkshire U.K.

ADAM, B.,1987. Breeding the Honey Bee. Northern Bee Books,


Mytholmroyd: Hebden Eridge, West Yorkshire, U.K.

BIENEFELD, K. ve F. PIRCHNER, 1991. Genetic correlations


cmong ceveral colony characters in the coney cee
(Hymenoptera: Apidae) caking queen and worker effect
into account. Ann. Entornol. Soc. Am. 84 (3): 324-331.

BLASH, G.D., 1.1. MAKAROV ve A.V. SEDlKH, 1976. Zonal


distribution of bee races in USSR, Symposium on bee
biology. Moskow. 134-142

BODENHElMER, F.S., 1942. Türkiye'de Bal Arısı ve Arıcılık


Hakkında Etüdler, Numune Matbaası. Istanbul.

CALE, G.H. ve W.C. ROTHENBUHLER, 1984. Genetic and breeding


of the honey bee, Ed. Dadant and Sons. The Hive and
Honey Bee. Dadant and Sons Inc. Illions. 157-184.

COLLlNS, A.M., T.E. RINDERER, K.W. TUCKER, H.A. SYLVESTER ve


J.J. LACKETT, 1979. A model of honeybee defensive
behaviour. j.Apic.Res. 19 (4): 224-231.

COLLINS, A.M., 1986. Quantitative genetics. Ed. Rinderer,


T.E. Bee Genetics and Breeding.Academic
Press,Inc.London,U.K. 283-303.

CORNUET, J.M., 1986. Population genetics. Ed Rinderer,T.E.


Bee Genetics and Breeding. Academic Press Inc.London,
U.K. 235-254.

CRANE, E., 1984. The World's beekeeping past and Present. Ed


Dadant and Sons. The Hive and the Honey Bee. Dadant and
Sons Inc.lllinois. 1-18.

DADE, H.A., 1985. Anatomy and Dissection of the Honeybee Int.


Res.Ass.London. U.K.

DALY, H.V., 1985. Insect morphometrics. Ann.Rewiew of


EntomologYi 30: 415-438

DOCAROCLU, M., 1982. Türkiye'de yetiştirilen önemli arı ırk


ve tiplerinin "Cukurova Bölgesi" koşullarında
performanslarının karşılaştırılması. C.O. Ziraat
Fakültesi Yıllı9ı. 13(3-4): 46-60
77

DO~ARO~LU, M., 1986. Trakya Bölgesi kosuları için en uygun


balarısı (Apis mellifera L.) genotipini belirleme
çalışmaları. TüBİTAK VHA6.619 Proje Sonuç Raporu.

DONALD, L.N. ve E.G. NORMAN, 1983. Honey productivity of


honeybee colonies in relation to body weigt,
attractiveness and fecuntitity of the queen. J.Apic.Res.
22(4): 209-213.

Du PRAW, E., 1965. The recognition and handling of honeybee


speciements in non-linean taxonomy.J.Apic.Res. 4(2): 71-
84.

FIRATLI, C. ve M.E. BUDAK, 1994. Türkiye'de çeşitli


kurumlarda yetiştirilen ana arılar ile oluşturulan bal
arısı (Apis mellifera L.) kolonilerinin
fizyolojik, morfolojik ve davranış özellikleri. Ankara
üniversitesi Ziraat Fakültesi.No: 1390. Bilimsel
Araştırmalar ve tncelemeler: 771.

FRESNAYE, J. ve Y. LENSKY, 1961. Methods d'appeciation des


surfaces couvain dans les colonies dabeilles.
Ann. Abeille 4(4): 369-316

FRESNAYE, J. ve P. LAVtE, 1976. Selective and crossbreeding


of bees in France. Symposium on bee biology. Moskow.
212-218.

GENC, F. ve A. AKSOY, 1993. Some of the correlations between


the colony development and honey production on the
honeybee (Apis mellifera L.) colonies. Apiacta XXVVIII.,
33-41

GOETZE, G., 1964. Die Honigbiene in Natürlicher und


Kunslicher Zuchtauslese.Paul Parey.Hamburg.

HARBOı J.R., 1986. Effect of population size on brood


production, worker survival and honey gain on colonies
of honey bees. J. Apic. Res. 25 (1): 22 - 29.

HARBO, J.R., 1988. Effect of comb size on population growth


of honey bee (Hymenoptera: Apidae) colonies J. Econ.
Entomol. 81: 1606 - 1610

HARBO, J.R., 1993. Worker - bee crowding affect brood


production, honey production and longevity of honey
bees (Hymenoptera: Apidae) . J Econ. Entomol. 86 (6):
1612 -1678

JOHANSSON, T.S. ve M.P. JOHANSSON, 1971. Direct measurement


of comb area with a planimeter. Am. Bee. J.111: 179.
78

KARACAO~LU, M., 1989. Orta Anadolu, Karadeniz Geçit ve


Ardahan Izole Bölgeleri arılarının bazı morfolojik
özellikleri üzerinde bir araştırma. Doktora Tezi. A.C.
Fen Bilimleri Enstitüsü. Ankara (Basılmamış).

KARACAO~LU, M. ve C. FIRATLI, 1994. Orta Anadolu, Karadeniz


Geçit ve Ardahan Izole Bölgeleri arı ekotiplerinin
morfolojik özellikleri. GOC Ziraat Fakültesi Dergisi.
Cilt:11 Sayı ı.

KERR, W.E. ve H.H. LAIDLAW, 1956. General geneties of bees.


Advane. Genet. 8: 109 - 153.

KULINCEVlC, J.M., 1986. Breeding aeeomplishment with honey


bees. Ed. Rindederı T.E., Bee Geneties and Breeding.
Aeademic Press Ine. London. U.K. 391 - 409.

MAA, T., 1953. An ınguiry in to the systematies of the


tribus apindini or honeybees (Hym). Treubia 21: 525-640

Mc GREGOR, S.E. ve J.B. ROWE 1 1979. Honeybee eolony quality


for alfalfa pollination. A.m. Bee J.119: 700-703, 761-
765.

Mc LENNAN, A., (1978). Growth and decline of honeybee


eolonies and lnter-relationships of adult bee, brood,
honey and pollen. J.Appl. Eeol. 15, 401-408. alınmış­
tır. Collins, (1986). Quantitative geneties. Ed.
Rinderer, T.E. Bee Genetics and Breeding.Aeademie
Press,Ine.London,U.K. 283-303.

MEDHAT, E.N., W. ROB!N, T.L. TYLER ve D.L. BR!GGS, 1990.


Estimating honeybee (Hymenoptra: Apidea) eolony
strength by a simple method : Measuring Culuster
Size. J. Eeon. Entomol. 83(3): 748-754.

MIZlS, A.P., 1976. External morphological characters of the


luthunian honey bee and their correlative variability.
Symposium on bee biology. Moscow. 153-157.

MORİTZ, R.F.A., 1991. The limitations of biometric control on


pure race breeding in Apis mellifera L. J.of Apicultural
Resarch.30(2): 54-59.

NAZZI, F., 1992. Morphometric analysis of honey bees from on


area of racial hibridization ın northeastern Italy.
Apiologie. 23: 89-96.

OLDROYD, B.P. ve R.D. GOODMAN, 1990. In breeding and


heterosis in queen bees in relation to brood area and
honey production. Aust.J.Agric.Res,39: 959 964.
i

79

ÖZTüRK, A., 1990. Morphometrie analysis of some Turkish


honeybees (Apis mellifera L.). Master of Philosophy.
University of Wales College. Cardiff.

ÖZTüRK, A. 1., 1. ALATAS, A. SETTAR, Y. BODURO~LU, F.B.


UYGUNER ve M. BOZKURT, 1992. Ege BölgeSi arı
populasyonlarında bazı morfolojik özelliklerin
saptanması. Sonuç Raporu. Menemen-İzmir.

R1NDERER, T.E., 1981. Volatiles from empty eomb ınerease


hoarding by the honeybee. Anim. Behav.29: 1275-1276.

R1NDERER, T.E., 1982. Regulated neetar harvesting by the


honeybee. J.Apje.Res.21: 74-87.

R1NDERER, T.E., 1986. Bee Genetic and Breeding. Aeademie


Press. Inc. London. UK.

RINDERER, T.E., 1988. Computer assisted identification of


hybrid strains of western honeybees. Florida
Entomologist. 71(3):281 281-288.

R1NDERER, T.E., H.V. DALY, H.A. SYLVESTER, A.M. COLLINS, S.M.


BUCO, R.L. HELLMICH ve R.G. DANKA, 1990. Morphometric
differences among Africanized and European honey bees
and their Fı hybrids (Hymenoptera:Apidae). Ann. Entomol.
Soc. Am., 83: 346-351.

ROGERS, L.E., R.O., G!LBERT ve M., BURGET, 1983. Sampling


honeybee eolonies for brood production: A double
sampling tecnigue.J.Apic.Res.22(4): 232-241.

RUTTNER, F.,1972. Teenical recommendations for methods of


evaluating performanee of bee colonies. International
symposium Lum. Am. See, Austr1a, 87.92.

RUTTNER, F., L. TASSENCOURT ve J. LOUVEAUX, 1978. Biometrical


-statistieal analysis of geographic var1abi11ty of Apis
mellifera L. Apidalogie 9(41): 363-381.

RUTTNER, F., 1984. Raees of bees. Ed. Dadant and Sons. The
Hive and the Honey Bee. Dadant and Sons.lnc.tllinois.pp:
19-38.

RUTTNER, F., 1988a. Biogeoraphy and Taxonomy of Honeybees.


Springer,Verlag,Berlin.

RUTTNER, F., 1988b. Breeding Teen1que and Seleetion for


Breeding of the Honeybee,G.bread and Sons.Led.Brighton
U.K.

SAS INSTITUTE, 1988. User's Guidel Stat1stıcs. SAS Institute


Inc, Cary, Nc.
80

SETTAR, A./ 1983. Ege Bölgesi arı tipleri ve inci


arıcılık üzerinde araştırmalar. Doktora tezi.
Zirai Araştırma Enstitüsü. Menemen. İzmir (Bası

SOLLERı M. ve R., BAR - COHEN,. 1967. Same observations on


the heritability and genetic correlation between
production and brood area in the honeybee. J.Apic. Res.
6:37 43. Alınmıştır. Collıns, A.M.,1986. Quantitative
genetics. Ed. Rinderer, T.E., Bee Genetics and
Breeding. Academic Press, Ine. London U.K. 283 303

SUBBOTIN, Y.A. ve S.F., ORLOVA, 1976. Selection of honeybee


Apic. Abs. 1190 i 78

SUGDEN, M.A., ve B., FURGALA, 1982. Evaluation of six


commercial honey bee (Apis mellifera L.) stocks used ın
Minnesota. Part 2. Aggressiveness and swarming Am. Bee
V.105: 185-188.

SZABO, T.I., ve L.P. LEFKOVITCH, 1989. Effect of brood


production and population size on honey production of
honeybee colonies ın Al rta, Canada. Apidologie,20:
157-163.

WOYKE, J., 1986. Sex determination. Ed.Rinderer, T.E., Bee


Genetic and Breeding. Academic Press Ine. London. U.K.
91-115.

You might also like