Professional Documents
Culture Documents
Robespierre ve Stalin
«İşte böyle, Robespierre öldü; kırk yıl, Konvansiyon'un son
günlerinde, Direktuar döneminde, Konsüllük ve İmparatorluk
ta, Burbon Restorasyonu'nda, O'nun anısı, İhtilâl'in tüm gü
nahlarını taşıdı» 1 . Gerçekten böyle oldu. Gerçekten Robespier-
re'in ölümünden sonra yaşadığı kırk yıl, 1794 yılından 1834
yılına kadar, kendi ihtilâlinden korkan burjuvazi, feodal res
torasyon umudunu yitirmemiş olanlar, tek kelime ile zamanın
gericiliği, Büyük Fransız Ihtilâli'nde bulduğu tüm suçları Ro-
bespierre'e yükledi. Maximilien de Robespierre'in güçlü omuz
ları, Büyük Fransız İhtilâli'nin mantığını, bir başka anlamda
teorik özünü, taşıdı.
Robespierre'den 159 yıl sonra Stalin öldü. Kapitalist ge
ricilik, ihtilâli ve Ekim Ihtilâli'ni anlayamayanlar Büyük Ekim
Ihtilâli'nde bulduklarını sandıkları tüm günahların sorumlulu
ğunu, dünyaya İyusif Visaryonoviç Cugaşvili olarak gelen Sta-
lin'in omuzlarına yüklediler.
Paris, Robespierre'e bir heykel dikmedi. Hruşov, Stalin'in
heykelini söktü. Robespierre ile Stalin, büyük burjuva ve bü
yük sosyalist ihtilâllerin «günah keçisi» oldular.
1
Tarih, terörü, Robespierre ile Stalin'in adına ve alnına Jakoben Diktatoryası kan döktü. Çok mu, az mı? Geıiri
yazdı. Uzun yıllar «Jakoben», «Robespierre» ve «Terör» eş an liğe göre çok kan döktü. Tarihçiler ise Jakoben Diktatoryası
lama geldi. Robespierre, Paris'te Saint-Honore sokağındaki sırasında dökülen kanın, örnek olsun, 1871 Paris Komünü'nden
Jakoben manastırında «Anayasa'nın Dostları Derneği» ile ha sonra gericiliğin akıttığı kana göre «oldukça mütevazı» oldu
rekete geçti. O zaman «sovyet» zamanı değildi; «dernek» za ğunu yazdı. Bu, on dört ayda resmî 17 bin idam demek olu
manıydı. Robespierre, Anayasa'nın Dostları Derneği'ni can yor4. Bir başka tarihçi ise mahkumiyetlerin dökümünü veriyor.
landırdı. Danton, «İnsan Hakları'nın Dostları» içinde çalıştı. Şöyle yazıyor : «Mahkumların yüzde 84'ü halk (yani yüzde 25
Marat ise «Halkın Dostları» derneğini manivela saydı. En burjuva, yüzde 28 köylü, yüzde 31 halk inkılâpçıları, 'Sans-
yaygını, en ünlüsü ve en görkemlisi Robespierre'in derneği culottes'), yalnız yüzde 8,5'u soylular ve yüzde 6,5'u rahip
oldu; manastırın adından «Jakoben Kulüpleri» olarak bilin lerdir» 5 *. Mahkumiyetlerin dökümü çok ilginç bir tablo çıka
diler. rıyor. Asil ve rahiplere karşı bir büyük ihtilâl, daha çok asil
«Jakoben Terörü» bir teori oldu. Nasıl? Lenin, Ekim Dev- ve rahip olmayanların canını alıyor. Halk İhtilâli, halktan olan
rimi'nin arefesinde yazdı. 1917 yılı Temmuz ayında «'Jako- ların yaşamına kıyıyor. Fransız İhtilâli tarihçisi Georges Le-
benizm' İşçi Sınıfını Ürkütür mü?» diye sordu. Şöyle cevap febvre bu durumu «böyle bir mücadelede düşman safına ge
ladı : «Burjuva tarihçileri Jakobenizmi bir düşüklük ('alçalma') çenler, asıl düşmanlardan daha az kollanırlar» diyerek açık
olarak görüyorlar. Proleteryen tarihçileri, Jakobenizmi ezilen lamaya çalışıyor.
sınıfın kurtuluş mücadelesinin en yüksek zirvelerinden birisi İhtilâlin bu mantığı daha sonraki yıllarda ve başka ko
olarak görürler. Jakobenler, Fransa'ya, demokratik ihtilâl ile numlarda tekrar ortaya çıkıyor. Daha sonraki yıllarda her
bir cumhuriyete karşı monarklar koalisyonuna karşı direnişin, ciddi ve kendisini önemseyen ihtilâlci Jakoben Diktatoryasını
en güzel modellerini verdiler. Jakobenlerin alın yazgılarında ciddiyetle inceliyor ve önemli dersler çıkarıyor. Burjuva ihti-
mutlak zaferi kazanma yoktu; en başta on sekizinci yüzyıl
Fransa'sı, Kıt'a Avrupası'nda çok geri ülkelerle çevrili olduğu (*) İlerde, bu bölümde, çeviri ile ilgili uzun bir dipnot ya
için ve sonra Fransa'nın kendisi sosyalizm için maddi temel zacağım. Şimdi kısası: Şefik Hulusi, "sans-culottes" deyimini
den yoksun olduğu, bankalar, kapitalist holdingler, sanayide "Halk inkılâpçıları" olarak çeviriyor ve metinde "sans-culottes"
2
makine ve demiryolları olmadığı için» . Çok açık: Jakobenizm, deyimini kullanmıyor. Yukarıya ben ekledim.
Sans-culottes'un halktan geldiği doğru; ihtilâlci oldukları da
ezilen sınıflar için bir model oluyor.
doğru. Fakat çeviri kesinlikle yanlış. Çünkü Fransız İhtilâli'n-
Robespierre ile başlıyor. Robespierre ne yaptığının farkın de "halk inkılâpçısı" sans-culottes ile sınırlı değil.
da görünüyor. «Terör Saltanatı» döneminde şöyle haykırıyor : Sans-culottes, "külotsuz" demek. Külot ise, Fransız İhti-
«Halk hükümetinin dayanağı, barışta erdem ise eğer, devrim lâli'ne kadar asillerin giydiği ve diz üzerinde biten kısa pan
içinde de hem erdem hem terördür: Gerçekten de, erdemin tolon demek. Fransız Ihtilâli'nde özellikle Paris'in emekçi yok
sulları, küçük dükkân sahipleri, en küçük burjuvalar, "küçük
olmadığı yerde terör kıyıcıdır, terörün olmadığı yerde de er
insanlar", asillere tepki olarak külot giymiyorlar. Uzun pantolon
dem güçsüzdür. Terör, tetikte duran, sert, yumuşama bilmez giyiyorlar. Bunlara sans-culottes deniyor. Bunlar, şekilsiz ve ör
bir adaletten başka bir şey değildir» 3 . Terör, devrimci adalet güt düzeyi düşük bu "küçük insanlar" Fransız îhtilâli'nde "en
tir. Devrimci adalet, ilkel adalettir. sol" eğilimleri temsil ediyorlar.
2 3
lâiktin teorik özü olan Jakoben Diktatoryası, daha sonraki ih
sekizinci yüz yıl Jakobenlerinin yaptığı büyük, silinmez ve
tilâllere ve daha sonraki yüzyılların ihtilâlcilerine teorik açı
unutulmaz işleri yapmakla kalmayacak çalışan halklara kalıcı
lımlar sağlıyor.
ve dünya ölçüsünde bir zafer getirecektir.» 7 Bunları yazan Le-
1917 yılı Eylül ayında Lenin, «Yaklaşan Katastrof ve Ön nin'in şunları da eklemesi kaçınılmaz oluyor : «Burjuvazinin
leme Yolları» adını taşıyan incelemesini yazıyor. Sosyalist Plân- Jakobenizmden nefret etmesi doğaldır. Küçük burjuvazinin,
lama'da lâyık olduğu yeri bulamamış olan bu önemli incele Jakobenizm karşısında korkudan titremesi doğaldır.» Öyleyse,
mede şunları da yazıyor: «Fransa örneği, bir şeyi, yalnızca bir Robespierre'den yıllar sonra Stalin'in adı için bir nefret kasır
şeyi, açıkçası, Rusya'yı kendi kendini müdafaa eder duruma gası yaratmak doğaldır.
getirmek için, Rusya'da kütle kahramanlığının 'mucizelerini'
Robespierre, Jakoben Diktatoryasının simgesi, sembolü,
yaratmak için, eskimiş olan her şeyin 'Jakoben' acımasızlığıy
oldu. Robespierre aynı zamanda Jakoben Terörünün bir im
la temizlenmesi, Rusya'nın yenilenmesi ve ekonomik olarak
gesi, imajı, oldu. Robespierre, tarihin, bu 'Yoldan Çıkarılmaz',
yeniden yaşar hale getirilmesi gerektiğini gösterir. Ve yirminci
ya da 'Incorruptile', veya 'Incorruptiblo' adını verdiği bu adam
yüz yılda bu, yalnızca çarlığı ortadan kaldırmakla (125 yıl ön
hem bir simge ve hem de bir imge oldu.
ce Fransa, kendisini, bununla sınırlamadı) sağlanamaz.» 6 Bir
başka yerde yazılmıştı, şimdi tekrarı gerek: Paris Komünü de 1789 yılında 31 yaşındaydı. Demek ki, 1794 yılında giyo
ğil, Jakoben Diktatoryası, Proleterya Diktatoryasına model tine gittiğinde 36 yaşında oluyor. Taşralı ve yetimdi. Parlak
oldu.* Burada, Büyük Ekim Devrimi'nden hemen önce Lenin'- bir tahsille hukukçu oldu. Asillere karşı bu büyük ihtilâlin
in bir 'Jakoben' acımasızlığı aradığı, bir kez daha, ortaya çı büyük önderlerinden birisi olmasına rağmen asalet ünvanları
kıyor. nı ortadan kaldıran kararı imzalarken bile 'de' ön ekini kullan
dı. Ayrıca daima yıktığı rejimin bir beyefendisi gibi giyindi,
Bunda hiç kuşku olmaması gerek. Büyük Ekim Devrimi'-
külot ve uzun çorap giydi, saçları pudralıydı. Yalnız son dere
nin uyguladığı ve çok büyük ölçüde ve büyük bir acımasız
ce puriten bir yaşam sürdürdü. Marangoz Duplay'in evinde
lıkla tarihin Stalin'in adına yazdığı terörün, bir «sürpriz» ol
pansiyoner yaşadı.
madığını, beklenmeyen, bilim dışı bir gelişme olmadığını an
lamak için bu noktada kuşku olmaması gerekiyor. Lenin, yine On sekizinci yüz yıl Fransa'sındaki ölçülerle orta burju
Ekim Devrimi'nden kısa bir zaman önce, 1917 yılında bir baş vaziyi temsil etti. Jirondenler ile aynı sınıfsal kökene sahip ol
ka incelemesinde, yazıyor: «Yirminci yüz yılda Avrupa'da ve du. Ancak Jirondenler daha çok, on sekizinci yüz yıl Fran
ya Avrupa ile Asya arasında sınır çizgisi üzerinde bir yerde sa'sındaki ölçülerle, büyükçe burjuvaziye baktılar. Jirondenler
devrimci sınıfın, köy yoksullarıyla desteklenen ve sosyalizme büyükçe burjuvazinin çıkar ve görüşlerini ön plâna aldılar.
doğru ilerlemek için mevcut maddi temelden yararlanan pro- Büyükçe burjuvazi ise, daha başından itibaren, kendi ihtilâ
leteryanın kuralı 'Jakobenizm' olacaktır ve 'Jakobenizm', on linden korkuyordu. Burjuvazi, daha başından itibaren, dönek
oldu.
(*) Y. Küçük, Bilimlerin Sonu ve Bilimin Doğuşu, Yurt Jakobenler ve Jirondenler, Fransız Burjuva İhtilali'nin so
ve Dünya, Mayıs 1977.
lunu ve sağım temsil ettiler. Aynı kökenden geldiler. Ancak
4
.)
Jakobenler, sans-culottes ile ittifaka girdiler. Sans-culottes, on ti. Ocak 1792 tarihinde şöyle haykırdı: «Bakışlarınızı memle-
sekizinci yüz yıl Fransa'sında «burjuvazi» denilen sınıfın en ket içindeki durumunuza çevirmekle işe başlayınız; hürriyeti
yoksul, en radikal ve en hırçın kanatını oluşturuyordu. Jako- başka yere götürmeden önce, kendi memleketinize bir çeki
ben diktatoryasının şiddetinin bir bölümü buradan geldi. düzen veriniz.»9 Robespierre çağdaş anlamıyla, özgürlüğü baş
ka yere götürmeden önce, tek ülkede pekiştirme siyasetini sa
Büyük Fransız İhtilâli, bir burjuva ihtilâli oldu. Her an vunuyordu.
lamıyla ve soluyla-sağıyla. Robespierre dönemi de, bir baş
Israrlı ve inatçı bir savaş karşıtı oldu. Önce sağlam bir
ka deyişle «Terör Saltanatı» dönemi de, burjuva ihtilâlinin
mevzi elde etme gereğine inanıyordu. Önce güvenli olmak
bir parçasıydı. Her türlü özgürlüğü getirdi ve her türlü özgür
istiyordu. 1 Mayıs 1792 tarihinde Jakoben Klübü'nde şöyle
lüğü altlı. 14 Haziran 1791 tarihinde, Paris'in fırın ve benzeri
konuştu: «Hayır! Generallere hiç bir zaman güvenim yok. Ben
işlerin işçileri birlikler kurarak yüksek ücret sağlama yolları
diyorum ki, bir kaç şerefli insan müstesna bunların hemen
nı aradıkları için, bir yasa çıkardı ve sendika kurma özgürlü
hepsi eski günlerin, saraydan gördükleri lütuf ve ihsanların
ğünü aldı. Paris'in «küçük insanları» olan sans-culottes ile it
hasretini çekmektedirler. Ben yalnız ve yalnız halka dayanı
tifaka dayanarak iktidar olan Jakoben Diktatoryası aynı işi
yorum.» Böylece Robespierre, bir sonraki devrimde daha bü
yaptı. Marx, Capital'de yazdı: «İhtilâlin ilk fırtınalı günlerin
yük önem kazanacak olan yeni düzende eski kadroların kul
de Fransız burjuvazisi, işçilerin henüz kazanmış oldukları bir
lanılması sorununa da değinmiş oluyor.*
lik kurma hakkım geri alma cüretini gösterdi. 14 Haziran 1791
tarihinde çıkarılan bir kararname ile, işçilerin tüm birlikleri Jakoben Diktatoryası döneminde bir Konvansiyon, bir de
nin, özgürlüğe ve insan haklarına karşı bir teşebbüs' olduğu bütün Fransa'ya yayılmış olan Jakoben Klüpleri vardı. Ancak
nu ve 500 lira para ile bir yıl aktif yurttaşlık haklarından yok iktidarı kullanan Konvansiyon içinden çıkan Kamu Güvenliği
8
sun bırakılma cezasıyla cezalandırılacağını ilân etti.» Marx, Komitesi idi. Başka bir deyişle Jakoben Diktatoryası, Kamu
şöyle devam elti: «Devlet zoruyla sermaye ile emek arasında
(*) Sanki tarih Ropespierre'i haklı çıkarmak için kurul
ki mücadeleyi sermaye için uygun sınırlar içinde tutan bu ya
muş. Maximillien'in kardeşi Augustine Robespierre'in bir ya
sa, ihtilâllere ve kral sülâlelerinin değişmesine rağmen yürür kını var. 'Kendisi gibi Jakoben. Ancak Augustine'den çok büyük
lükle kaldı. Terör Saltanatı bile buna dokunmadı.» Proleterya üne aday. Adı, Napoleon Bonaparte. Maximilien Robespierre,
Diktatoryası için model olan Jakoben Diktatoryası, işçilerin en İhtilâl Takvimi ile bir Thermidor ayında düşüyor. Konvansi
doğal özgürlüğünü bile vermedi. Bu, model olmasına engel yon,, Thermidor gericiliği sürdürüyor. Ancak emekçiler, yer yer
başkaldırılarını sürdürüyorlar. Bir kaynak bunlardan sonun
değil.
cusu hakkında şöyle yazıyor : «Yine Ekim ayında Paris yığın
Neden engel olsun? Jironden burjuvazisi, büyükçe burju ları ulusun temsilcilerine karşı son bir kez başkaldırınca Kon
vansiyon General Barras'ın kuvvetlerine savunma görevi verdi.
vazi istediği için, Fransız İhtilâlini bir Avrupa savaşına dö Yardımcısı Napoleon Bonaparte adında bir gençti ve hizmet
nüştürmek isliyordu. Kuşku yok, bunu, büyükçe burjuvazi is lerine ödül olarak zaptiye kuvvetlerinin komutanı yapıldı.» (D.
tediği gerekçesiyle değil; ihtilâli yaymak, özgürlüğü başka ül Thomson, Europe Since Napoleon, Penguin Books, 1978, s. 44).
kelere götürme gerekçesiyle savunuyordu. Robespierre ise bir İşte bu Napoleon, aynı tarihçinin «üstün oportünist» veya «us
gerçekçi politikacı olarak bu savaşa ve gerekçelerine karşı çık- ta oportünist» olarak nitelediği bu Napoleon ilk cumhuriyete
son verip imparatorluğa döndü.
7
6
Güvenliği Komitesi'nin kararlarıyla işledi. Ancak Diktatörlü tırken bile korku saldı. Aslına bakılırsa bundan da hiç rahat-
ğün asıl dayanağı, hiç kuşku yok, Jakoben Kulüpleri oldu. Bu sız olmadı. Robespierre, Roûsseau'nun bu alaylı öğrencisi. Mme.
rada da bir sonraki büyük ihtilâlde olduğu gibi bir ikili durum de Stael'in deyimiyle «elden düşme düşüncelerin bu namuslu
ortaya çıktı. Diktatörlüğün dayanağı Jakoben Kulüpleri, başta perakendecisi» düşeceğinin bilincindeydi. Ölümünden .soma
Paris'te olmak üzere emekçi yoksulları tutabildiği ölçüde, Ro- Courtois tarafından yayınlanan notları arasında Temmuz 1793
bespierre diktatörlüğünü sürdürebildi. tarihine ait şu tekerlemeler yer alıyor: «Bizim amacımız ne?/
Anayasayı halkın yararına kullanmak/ Bize kimlerin muhale
Fransız ihtilâlinde Jakoben Diktatoryası ile burjuva de
fet etmesi muhtemel?/ Zenginler ve tefessüh etmiş olanlar/ Ne
mokrasisi, bir bütünün iki yanı oldular. Tıpkı soyut ile somut
tür yöntemler kullanacaklar?/ İftira ve iki yüzlülük/ Hangi
gibi; tıpkı teori ile pratik gibi. Jakoben Diktatoryası, burjuva
faktörler bu tür yöntemlerin kullanılmasını kolaylaştırır?
iktidarının doğumunda tıpkı değer yasası gibi soyut, teorik,
Sanscıdottes'ün (yani işçilerin) cehaleti.»
yöneten ilke oldu. Burjuva demokrasisi, bu teorik ve yöneten
ilkeden sapma olarak gelişti. Burjuva demokrasisi, burjuva Robespierre bir imge olduğu kadar simge idi. Paris'in
diktatoryasından zaman zaman saptı; her pratiğin kendi teo yığınlarının simgesiydi. Bu yüzden iktisat tarihçisi Hobsbawm
risinden sapması gibi. Bu yüzden Jakoben Diktatoryası, bur pek doğru yazdı. «O'nun iktidarı, halkın, Paris yığınlarının
juva demokrasisinin en saf ve bu anlamda en gelişmiş çocuğu iktidarıydı; terörü onlarındı. Onlar O'nu terk edince, düştü» 1 0
oldu. Bu yüzden burjuva iktidarında, Jakoben Diktatoryasını Robespierre, Paris'in emekçi kütlesinin, bu arada sansculot-
yaşayarak Robespierre; değer yasasını, kapitalizmde mümkün tes'ün, uygun bir Türkçe ile Paris'in donsuzları'nin, kendisini
olan en netlikte yazarak Ricardo* bir madalyonun iki yüzün bırakması için eksikli davranmadı. Jakoben Diktatoryası, ye
deki fotoğrafları oluşturdular. rini aldığı Jironden Konvansiyonu zamanında başlayan maksi
mum fiyat uygulamasını yaygınlaştırdı. Emekçi yığınların tü
Robespierre, simgesi olduğu teoriden ayrıldığı için düştü.
ketim malları için maksimum fiyatlar tesbit edildi. Ancak sa
Sevgiden çok saygı gördü. Aslına bakılırsa sevilmekten çok sa
dece bununla yetinildi.
yılmayı aradı. Hep hayranlık yarattı. Ancak hayranlık yara-
On sekizinci yüz yılın son on yılında Fransa'da fiyatları
(*) Babeuf, Jakobenizme karşıydı. Robespierre'den sonra kontrol etmeye çalışmak amaçlanan sonuçları vermedi, Eko
Jakobenizmi daha ileriye götürmek istedi. «Eşitler Cumhuri
nomik bunalım, yoksul emekçilerin Jakoben yönetimine mu
yeti» adında bir ihtilalci örgüt kurdu. Fransız İhtilali, 1796 yı
lında Babeuf'ün Eşitler Cumhuriyeti'ni yasakladı. Sonra Ba halefetini artırdı. Bunun üzerine «Terör Saltanatı», artık En-
beuf'ü idam etti. gels'in bir deyiş haline gelmiş sözleriyle, «terörü vaaz eden
Ricardo, gelişen kapitalizmin pratiği içinde, değer yasasın halkın saltanatı olarak değil kendisi terörize olmuş halkın»
dan sapmaları görünce değer yasasını bıraktı. En yüksek açık yönetimi olarak işlemeye başladı. Jakoben Terörü, daha önce
lığa kavuşturduğu ve eşit miktarda işgücünün aynı değere yol
verilen istatistiklerin de gösterdiği gibi, yoksul halka döndü.
açması ilkesine dayanan değer yasasını terketti.
Böylece burjuvazi, iktidara gelirken bayrak yaptığı eşit Bu ise Robespierre'in düşüşünü hızlandırmaktan başka bir so
çilik tezini, iktidarının ilk yıllarında bıraktı. Bundan sonra bu nuç vermedi.
bayrağı taşımak sosyalistlere düştü.
8 9
İhtilâl Takvimi ile 9 Thermidor Yıl III tarihinde* Jakoben tekrar geri vermek, sosyal hiyerarşiyi tekrar kurmak, halkı tek
Diktatoryası sona erdi. Bundan bir gün sonra, normal takvim rar bu sınıfa tabi kılmak istiyorlardı.»11 Bu ise sadece bir baş
ile 28 Temmuz 1794 tarihinde, bir akşam üzeri, Robespierre, langıç idi. Burjuvazi, geri adımlarını başlattı.
Saint-Just, Couthon ile Robespierre taraftarlarından on dokuzu
giyotine gönderildi. Muhakeme yapılmadı. Bir gün sonra bir Önce Jakoben Klüpleri dağıtıldı; Jakobenler ezilmeye baş
günde 71 kişi daha idam edildi. Bundan sonra Thermidor Ge landı. Lev Trotskiy, yıllar sonra, Jakobenlerin ezilmesiyle il
riciliği başladı. Yönetim Ova'nın eline, başka deyişle Batak gili olarak şunları yazdı: «Jakobenler, Jakoben olarak değil,
lık'ta** onlara geçti. Terörist olarak, Robespierrist olarak ve benzerleri olarak ezil
diler.» Hemen devam etti: «Aynı şekilde Bolşevikler, Troskist,
Thermidor Gericiliği başladı. Yönetim, Ova'nın eline geç Zinovyevist, Buharinist olarak ezildiler.» 12 Trotskiy, kendi ki
ti. Tarihçi Albert Soboul Ova'nın ne yapacağı konusunda şun şiliği ile Robespierre arasında bir paralellik kurmaya çalıştı.
ları yazdı: «Ova grubundaki üyelerin ne türlü bir sosyal yol
tutacakları iyice belliydi. Bunlar güdümlü iktisadın düşmanı Bu kadar değil. Daha fazla. Trotskiy, kendisini bir Ro
oldukları kadar, sosyal demokrasinin de düşmanıydılar. Bur bespierre olarak resmederken Stalin'in başarısını da bir «Ther
juvaziye mensup oldukları için, bu sosyal sınıfa üstünlüğünü midor Gericiliği» olarak nitelemeye çalıştı. «Stalin» adını ta
şıyan iki ciltlik kitabına bir çözümsel «ek» koydu; bu eke «Ther
(*) İhtilâl ve ihtilâlci bir farklı eylem ve bir farklı insan midor Gericiliği» adını verdi. Kendisiyle Robespierre arasında
demek. İhtilâl, değiştirmek, ihtilâlci de değiştiren demek, olsa paralellik kuran yukardaki sözlerinden hemen önce de şunla
gerek. Fransız ihtilâlcileri, biraz da rahiplerin sadakat yemini rı yazdı: «Trotskizme karşı kampanya, Eski Tüfeklerin ve Bol
etmemelerine kızdıkları için, takvimi değiştirdiler. Kutsal pazar şevik politika çizgisinin korunması gerekçesiyle başladı, Parti
gününü kaldırmak amacıyla ayı on günlere ayırdılar. Otuzar
birliği adına sürdürüldü ve Bolşeviklerin tümden ve fiziksel
günden 12 aydan geri kalan beş veya altı günü ihtilâlcilere
ayırdılar. olarak ortadan kaldırılmalarıyla en yüksek noktasına ulaştı. Her
«Çoban kızı, yağmur yağıyor, yağmur!» şarkısının yazarı iki Thermidor da da ihtilâlcilerin yok edilmeleri, İhtilâl adına
Fabre d'Eglantine, Cumhuriyet'in ilk günü olan 2,2 Eylül 1792 ve muhtemelen en iyi niyetlerle yapıldı.»
tarihinde başlayan yeni takvim için şairane ay isimleri buldu.
Vendemiaire, Brumaire diye başladı Thermidor, Fructidor diye Bu kadar da değil. Trotskiy, Sovyetler Birliği'nde sol sap
bitti. Thermidor, sıcaklıkla ilgili ve Temmuz ayının bir bölü maya karşı sürdürülen kampanya sırasında kullanılan «Trosts-
münü de içeriyor. kistkoe Ohvost'e», Trotskist Kuyruk, deyimi ile Jakobenlerin
A. Soboul, 1789 Fransız İnkılâbı Tarihi, s. 377.
ezilmesi sırasında Fransa'da ortaya çıkan «La queue Robespi
(**) İhtilâl lügatçesi, bugün daha çok, Bolşevik İhtilâli'nin
sözlüğünü kullanıyor. Daha önce Fransız İhtilâli sözlüğünü kul erre» arasında da tam bir benzerlik gördü. Üstelik Trotskiy bu
lanıyordu. Jakoben milletvekilleri daha çok dağlık yörelerden benzetmeleri çok sonra değil, zamanında da yaptı. Muhteme
geliyorlardı. Bunlara Dağlılar dendi. Jirondenler ile aralarında len de bu tutarsız çözümleme, kendi yıkılışını kolaylaştırdı.
bir «Ova. vardı. Buna Bataklık da deniyor. Politik mücadelede
sağ ile sol arasında sallananlara Bataklık'ta yaşayanlar demek Trotskiy, renkli yaşamında, son olduğunu bilmeden yaz
uygun oluyor. Bunlar zaman zaman en kalabalık grubu oluştu dığı son paragrafa şöyle başladı: «Bu açıdan Stalin son derece
ruyorlar. istisnai bir fenomendir. Ne bir düşünür, ne bir yazar, ne de bir
10 11
Trotskiy, son cümlelerini de Stalin'e ayırıyor. Stalin'i res-
hatiptir. İktidarı, kütleler, Kızıl Meydan'daki zafer geçitlerin
metmeye çalışıyor. Burada da önemli bir çelişkiye düşüyor.
de O'nun kişiliğini diğerlerinden ayırtetmeyi öğrenmeden ön
Bu çelişki şöyle: Trotskiy, Robespierre'in tarihsel kişiliğini
ce aldı.»13 Trotskiy, kütlelerin anlayışına güvenmedi. Trotskiy,
kendisine ayırıyor; ancak, Stalin'i resmederken, istemeden ol
iç savaşta kırılmış, iç ve dış gericiliğe karşı zafer kazanmış
sa gerek, tarihin Robespierre'de bulduğu bazı nitelikleri sa
Rusya proleteryasına ve emekçilerine güvenemedi. 1920 yılla
yıyor.
rında tarihte ilk kez sosyalizmi kuran proleteryayı «yorgun
düşmüş» ihtilâlciler olarak gördü. Yorgun düşmüş ihtilâlcilerin Burada bir parantez gerekli. Robespierre, ölümünden
kendisiyle Stalin arasında farkı anlayamayacaklarını düşünü 1834 yılına kadar, tam 40 yıl, Büyük Fransız İhtilâli'nin bütün
yordu. «suçlarının» sorumlusu yapıldı. 1834 yılında «acaba öylemi?»
sorusu ortaya çıktı. Soru, hızla entellektüel bir soru olmaktan
Şöyle devam etti: «Stalin, iktidara, kişisel yeteneklerinin
çıkıp kütlelere girdi. 1848 ihtilâlcileri adı «Robespierre» olan
yardımıyla değil gayri şahsi bir makina aracılığıyla sahip ol
bir gazete çıkardılar. Daha sonra dünyanın ihtilâlcileri, bu taş
du. Ve makinayı kendisi yaratmadı, fakat makine kendisini
ralı adamı, bu yoldan çıkarılamaz adamı ve adına yazılan dik-
yarattı. Bu makina, gücü ve otoritesiyle, kendisi de düşünce
tatoryayı model olarak incelediler. Marx, bu dönemle ilgili bir
lerden doğmuş olan Bolşevik Parti'nin uzun ve kahramanlık
tarih yazmayı plânladı. Lenin, çok zaman kendisine yöneti
dolu mücadelesinin ürünüydü.» Burada da gayet açık olarak
len «Jakoben» suçlamasını seve seve kabul etti.
ortaya çıkıyor. Trotskiy, Bolşevik Parti'nin bir ürünü, kendisi
olan, bir makina tarafından yaratıldığına inandığı Stalin'den Buradaki benzetme şudur: Stalin için de böyle bir dö
söz ediyor. nem gelecektir.
Aynı paragrafın sonuna doğru, devam ediyor: «Stalin ma Gariptir, ihtilâlciler isimlerine merak salıyorlar. Robespi
kinayı yaratmadı, sahip oldu. Bunun için, istisnai ve özel ni erre, eski dönemde asalet ve güç işareti sayılan «de» ekini kul
telikler gerekli idi. Ancak bunlar tarihsel bir öncünün, dü lanıyor. Rusya'da ihtilâlciler, karnen', taş, veya stal', çelik, gibi
şünürün, yazarın veya hatibin yetenekleri değildi. Makina dü sertlik ifade eden kelimelerden Kamenev veya Stalin gibi isim
şüncelerden doğup büyümüştü. Stalin'in birinci niteliği, dü
ve özellikle iç savaşın kazanılmasından sonra dünyadaki ilk
şünceleri hakir görmesiydi. Düşünce...» Cümle ve dolayısıyla sosyalist iktidarı, bunun Rusya'daki somut varlığını, küçümse-
paragraf tamamlanamadı. İşte tam burada Trotskiy öldürül miştir. Trotskiy, anılarında, 'Moya Jizn', bu sırada kendi psi
dü.* kolojik yapısını bir ameliyatı başarı ile yapmış ve elini yıkayan
bir cerrahın psikolojisine benzetiyor.
Trotskiy, bir «sürekli devrim» süreci içinde ilk sosyalist
(*) Trotskiy'in tam öldürüldüğü anda bile Stalin'i küçük iktidarın yıkılıp yerine «daha mükemmeli» bir sosyalizmin
gören cümleler yazmasının bir rastlantı olmadığını sanıyorum. kurulacağını düşünüyor, olmalı. Herhalde dışardan Hitler or
Ayrıca 20 Ağustos 1940 tarihinin seçilmiş olmasının da bir rast duları bu yıkışı sağlayacaklar; içerden trotskistler yenisini ku
lantı olmadığını düşünebiliyorum. racaklar.
Burada Trotskiy'in Ekim Devrimi'ne bakışı ve kişisel mo İşte bu noktada Trotskiy'in renkli yaşamı sona eriyor.
tivasyonu konusunda da yeni bir bakış açısı getirebildiğime Bu noktayı asıl metinde açmaya çalışacağım.
inanıyorum. Bu bakış açısı, özetle, şudur : Trotskiy, İhtilâl'den
13
12
yapıyorlar.* İyusif Visaryonoviç'in en kalıcı takma adı Stalin olmadı. Kendisi için yapılmış daçaların birinde yaşadı. Ama
oluyor. Daha önce kullandıkları arasında «Koba» var. her yerinde değil. Daçanın bir katında, daha doğrusu bir oda
sında yaşadı. Kızı yazıyor: «Babam alt katta yaşıyordu. Ger
Trotskiy yazıyor: «Koba, ihtilâle, bir kaba (plebiyan) d e :
çekte bir odada, her şeyin içinde görüldüğü bir odada yaşadı.
mokrat, bir taşralı ve bir ampirisist olarak geldi. Lenin'in, ih
Geceleri yatak haline getirilen divanda uyuyordu, divanın bir
tilâlin enternasyonalist niteliğiyle ilgili düşünceleri, O'nun için,
ucundaki masada telefonlar duruyordu. Büyük yemek masası
hem uzak ve hem de yabancıydı.» 14 Trotskiy, Stalin'i, «ampi
doküman, gazete ve kitaplarla doluydu. Yalnız olduğu zaman
risist» olarak niteliyor.** Bu niteleme, akla, bir tarihsel isim
bu masanın bir ucunda yemeklerini yiyordu. Odada içinde ta-
olarak Robespierre'i getiriyor.
bak-çanağın olduğu bir büfe vardı, bir gözünde de ilaçları.
Svetlana Alliluyeva yazıyor: «Kederli ve çok duygulu bir Doktor olarak, yılda bir-iki kez göründüğü Vinogradov'dan
melodiyle eski bir Gürcü halk ezgisini çalıyorlardı. Kendi ke başkasına güvenmediği için ilaçlarını kendisi alırdı. Büyük,
deri içinde sükunete kavuşmuş bu güzel yüze bakıyor ve ce yumuşak halı ve şömine, babamın aradığı tüm lüks idi.» 16 Çok
naze marşını dinliyordum; üzüntümden içim parçalandı. Ne zaman Politbüro da bu masada toplandı.
kötü bir kız evlât olduğumu düşündüm, bir kız evlâttan çok
bir yabancıydım; bu yalnız cana, bu hasta ihtiyarcığa, Olim- «Daçayı saran bahçe, çiçekler ve ağaçlar babamın hobisi
pus tepesinde tek başına bırakıldığı zaman hiç yardımcı olma ve dinlenmesiydi. Gerçek bahçıvanların yaptığı gibi toprağı
dığımı düşündüm. Herşey bir yana, O, yine de benim babam hiç kazmazdı ve eline kürek almazdı. Fakat bitkilere bakıl
dı ve beni sevmek için elinden geleni yapan ve benim iyi ve masını ve büyütülmesini isterdi. Bahçeyi bol çiçekli severdi.
kötü şeyleri borçlu olduğum babamdı.» 1 5 Stalin'in ülkesini terk Her yerde, olmuş kırmızı kiraz, elma ve tomates görmek ister
etmiş kızı, babasının cenazesinde duyduklarını böyle yazıyor. di ve bahçıvanın da aynı sevgiyi duymasını beklerdi.» Baba
sını pek de sevmediği anlaşılan Svetlana Alliluyeva bu bilgile
Stalin de, tıpkı Robespierre gibi, puriten bir insandı. Hiç ri veriyor. Bir bahçe ve bir oda, Ekim İhtilali'ninde, burjuva
bir eşyaya, belki de dünya nimetlerinin hiç birine bir tutkusu gericiliğin bulabildiği tüm «günahları» yüklenen Stalin'in özel
yaşamını belirliyor. Stalin'in, «Senin Küçük Babacığın» diye
(*) Başka örnekler da var. Mustafa Kemal, «Mustafa» is
miyle yetinmiyor. Olgun anlamına gelen «Kemal» ismini de ek imzalıyarak mektuplar gönderdiği kızı Svetlana ekliyor: «Mart
liyor. 1953 tarihinde babam bu odada yatıyordu. Duvarın yanında
İkinci Dünya Savaşı döneminde Türkiye'nin ilericileri de ki divan ölüm yatağı olmuştu.» Stalin, burada öldü.
güç imgesi taşıyan isimlere merak sarıyorlar. Hasan İzzet «Di
namo» veya Arif «Barikat» gibi. Katı bir adamdı. Bir çok anlamda. Bir anlamda, Svetlana
(**) Trotskiy, Stalin'i «ampirisist» bulmasını başka yerler Alliluyeva 'nin yazdıklarına göre, şöyle: «Babamın 'yabancı
de de tekrarlıyor. Üstelik Stalin'de gördüğü «ampirisizm» Trots- lüks' dediği şeye karşı sofu, puriten, bir tutumu vardı ve par
kiy'e hep «itici» geliyor. fümün zerresini bile hoş karşılamazdı. Babama göre bir kadın
L. Trotskiy, My Life, N. Y., 1930, s. 481.
Burada Trotskiy'in takma adının da Rusçasıyla «Pero», Di için tek güzel koku, tazelik ve temizlik idi.» Bir anlamda da
vit veya Kalem, olduğunu eklemek gerek. «Pero» oldukça en- şöyle: «Yıllardan beri tanıdığı bir kimseyi kalbinden çıkardığı
tellektüel bir isim. zaman, bu kimseyi kafasında düşman haline getirince, artık
14 15
bu kimse ile ilgili hiç bir şey dinlemezdi. Bir sözde düşmanını
Stalin'i tanımış, Stalin'e dostça bakan ve yer yer eleştir--
tekrar dost saymasına yapısı elverişli değildi.» 17 Bunlar «kişi
mekten de geri kalmayan bir başka kaynak ise şu bilgileri ve
sel özellikleri» sayıldı.
riyor: «Stalin beklemesini bilirdi. O'nun bekleme yeteneği,
Bu kişisel özelliklerden katı bir politika çıkarıldı. Katı dostun düşmanın sık sık canını sıkardı.» 20 Sovyetler Birliği'ndo
olduğunda kuşku yok. Ancak düşmanına veya düşman bildik Sosyalizmin Kuruluşu sürecinin incelenmesi gerçekten Stalin'in
lerine karşı katı. Beraber çalıştıklarına değil. Stalin ile ilgili her pek sabırlı bir kişiliğe sahip olduğunu gösteriyor.
türlü iftiranın kaynağı olan Hruşov, kendisine atfedilen, anı
En çok da, Robespierre imajına sahip çıkmak isteyen
larında yazıyor: «Stalin'e ısrarla karşı çıktığınız zamanlar ve
Trotskiy'e karşı sabırlı olduğu ortaya çıkıyor. Yine J.T. Murphy
sizin haklı olduğunuza ikna olunca görüşünü değiştirir, sizin
yazıyor: «Stalin önce vuran, sonra tartışan bir insan değildi.
kini kabul ederdi. Kuşku yok, bu esneklik ve makul davranış
Aslında, hiç bir ülkenin politika tarihinde politik bir partinin
bir kimsede olumlu bir niteliktir.» 18 Hruşov, bu yargıya ulaşı
önder üyeleri arasında böylesine uzun bir söz savaşının, yal
yor. Hruşov, böyle bir yargıya ulaşmak zorunda kalıyor. İnan
nızca sözlerle yürütülen bir savaşın bulunmadığını söylemek
cınca, kendisini «Stalin'in Günahları» ile kirletmemek için.
isterim. Ayrıca, Stalin gibi böylesine büyük bir iktidara sahip
Kendisini temizlemek için.
hiçbir önderin hasmına karşı bu kadar büyük bir sabır göster
«Temizleme» şöyle olur. Bir çok «cinayeti» Hruşov önle mediğini rahatlıkla ekleyebilirim.»21 Burada söz konusu edi
miş olur. Hruşov Stalin'e karşı çıkmış olur; Stalin de bunu ka len, Sovyetler Birliği'nde Trotskiy'e karşı sürdürülen savaştır.
bul etmiş, olur. Hruşov'un «anıları» bu tür örneklerle dolu* Sovyetler Birliği dışında geçen bölümü de eklenecek olur
Biri şöyle: 1949 yılında Stalin, Hruşov'un Moskova Komitesi'- sa yirmi yıllık bir savaştır, bu. İç savaşın bitmesiyle başlatıla
nin sekreteri olmasını istiyor. Popov yerinden alınacak. Stalin, bilir. Ancak açıklık kazandığı tarihi, 1923 yılının sonu saymak
Hruşov'a Popov'un «hain» olduğunu gösteren belgeler veri gerekiyor. Tarihçi E.H. Carr, Stalin'in 2 Aralık 1923 tarihin
yor. Hruşov ise Popov'un namuslu bir adam olduğunu söylü de Moskova'da sanayi işçilerine yaptığı bir konuşmadan söz
yor. Bundan sonra Stalin, «kızgınlıkla lanetler okudu, fakat ediyor. Bu konuşma, Stalin'in Trotskiy'den nötr olarak bahset
19
iddiadan da vazgeçti.» Böylece Popov yerinde kalıyor. Hru tiği ye hatta Trotskiy'i «Merkez Komitesi'nin parti çalışmala
şov, anılarını, buna benzer örneklerle dolduruyor. rının aktif yanını hep vurgulayan üyelerinden birisi» olarak
Stalin ile ilgili «cadı kazanı» kaynatmada en önemli iki niteleyerek savunduğu son konuşma oluyor. 22 Bundan sonra
kaynak, kızı Svetlana ile yetiştirdiği Hruşov, böyle bir «resim» kavga açıkça yapılıyor. Hem Sovyetler Birliği'nin içinde ve
çıkmasına yardım ediyorlar. Bu, kaynakların gazetelere yan hem de dışında. İçindeki bölümü, genellikle, yumuşak; dışın
sıttıkları imaja pek uygun düşmüyor. daki bölümü, finalin de gösterdiği gibi, oldukça sert.
İçerde geçen bölümü, Trotskiy'in prestijinin yüksekliğine
(*) Hruşov'un anılarının, gerçek olup olmamasına fazla önem bağlayanlar var. Bunda bir gerçek payı var. Bolşevik Devri-
vermiyorum. Gerçek ise, gerçektir. Gerçek değilse, daha önem mi'nde iç savaşın bu unutulmaz Savaş Komiseri'nin prestijinin,
lidir. Bu anıları imal edenler de, inandırıcı olabilmek için, ger zaman zaman Lenin'in prestijine yaklaştığını unutmamak ge
çeğe yaklaşabilmek için, bunları yazmak zorunda kalıyorlar.
rekli. Ancak prestij yüksekliği, kavganın yumuşaklığına yol
16
17
açabileceği gibi, tarihte ve başka yerlerde görüldüğü gibi, da dığını gösteriyor. Ancak iç savaşı mükemmel örgütleyerek de,
ha sert bir kavgayı zorunlu hale getirebilirdi. Bu, olmadı. işlerin idari yanma düşkünlüğünü, başarı ile, sergiliyor.
Şu nedenle: Sovyetler Birliğinde Stalin, Trotskiy'i ortadan Fakat, tekrar gerek: Ekim Devrimi'nin değerini, tek ülke
kaldırmaya değil, Ekim Devrimine inandırmaya çalıştı. Trots- de sosyalizmi kurmanın dünya devrimi için sağlayabileceği
kiy, genel olarak, tek ülkede sosyalizme; özel olarak da Sov muazzam imkânları hiç bir zaman anlayamıyor. Maceracı mi
yet Rusya'da oluşan sosyalizme gönül veremedi. Stalin, büyük zacı, şekilciliğe varan perfeksiyonizmi, 1923 yılından itibaren
bir sabır ve aşırı bir umutla, bu renkli kişiyi, bu devrim tut artan ölçüde olmak üzere, Sovyet İktidarını küçümsemesine
yol açıyor; Sovyet İktidarını kurmak ve perçinlemeyi zahmete
kununu Ekim Devrimi'ne kazanmaya çalıştı.
değer saymamasını sağlıyor. Böyle bir iktidarı kurmanın kü
Trotskiy, bir avantürye, devrimin kendisinden daha çok çük, ısrarlı işleri, Trotskiy için yeteri ölçüde heyecan verici
heyecanına tutkun bir düşünürdü. «Sürekli Devrim» kavramına olmuyor.
sahip çıkmasında, kişiliğinin bu yanı önemli bir rol oynamış,
olmalı. Lenin, «Lenin'in Vasiyeti» olarak bilinen belgenin de Şu sözler Trotskiy'e ait ve 1930 yılında Rusça ve İngilizce
gösterdiği gibi, bunu görüyordu. Lenin'in, ölümünden önce olarak «Hayatım» adıyla yayınlanan anılarında yer alıyor: «Da
Krupskaya'ya dikte ettirdiği bilinen Vasiyeti'nde, ve en can ha fazlası, On İkinci Kongre öncesinde, 'bir Lenin ve Trotskiy
alıcı bölümünde şunlar yazıyor: «Genel Sekreter olan Yoldaş bloğu' havası içinde Stalin bürokrasisine karşı çıksaydım, mü
Stalin elinde büyük bir güç topladı; bu gücü, her zaman yeter cadelede Lenin doğrudan hiç bir rol oynamasa bile, muzaffer
li bir tedbirlikle kullanmasını bildiğinden emin değilim. Di olacağımdan kuşku duymuyorum. Ancak zafer ne kadar sağ
ğer yandan Haberleşme Komiseryası sorununda merkez komi lam olurdu, kuşkusuz, bu ayrı bir soru. Buna karar vermek
tesine karşı yürüttüğü mücadelenin de gösterdiği gibi Yoldaş için, ülkede, işçi sınıfı ve partinin kendi içinde bir çok nesnel
Trotskiy, yalnızca istisnai kişisel yetenekleriyle değil -kişisel süreçleri hesaba katmak gerek. Bu ise, ayrı ve büyük bir ko
olarak şimdiki merkez komitesinin en yetenekli üyesi olduğu nu.» 2 3 Bundan daha açık olabilir mi? Kendi ifadesiyle de Trots
kesindir- fakat aynı zamanda muazzam Ölçülere varan kendi kiy, iktidarı elinde tutabileceğinden kuşku duyuyor. Kendi ifa
ne güveni ve işlerin idari yanlarıyla uğraşmayı çok fazla seven desiyle Trotskiy iktidarı alabileceğini, ancak koruyamayacağı
bir yaratılışa sahip olmakla da temayüz ediyor.» nı yazıyor.
Lenin'in Vasiyeti ile ilgili üç nokta. Bir, hangi diktatorya Bu, başlangıç. Ancak sadece başlangıç. Trotskiy'in Sov
yoğunlaştırılan gücü yeterli bir tedbirlilikle kullanabildi ki? yet iktidarını düşünmediğini gösteren bir başlangıç. Yine Ha-
Robespierre kullanabildi mi? İki, Lenin bunu çok önceden gö yatım'da ileri sürüyor: «Benim hareketim, benim parti ve dev
rüyor. Üç, aşırı kişisel güven, çok zaman avantürye bir mizaç let içinde Lenin'in yerini almak için mücadele ettiğim biçi
la beraber gidiyor ve işlerin idari yanlarıyla aşırı ölçüde meş minde yorumlanacaktı veya daha doğrusu böyle anlaşılacaktı.
24
gul olmak, hem perfeksiyonist yapıyor ve hem de eldeki bü Bu düşünce tüylerimi ürpertiyordu.» Trotskiy burada çok has
yük değeri görmemeye yol açıyor. Trotskiy, Brest-Litovsk an sas bir politikacı rolünü oynuyor.
laşmasının imzalanmayarak Avrupa'ya doğru ihtilâl savaşının Ancak inandırıcı olduğunu söylemek çok zor. Belki trots-
sürdürülmesini isteyerek, Ekim Devrimi'nin değerini anlama- kistleri inandırabilir. Yalnız dürüst burjuva tarihçisi E.H. Carr'ı
18 19
eleştirmen, fıkra yazarı, muhabir, tarihçi biyografi yazarı ve
bile ikna edemediği anlaşılıyor. Carr, Trotskiy'in önemli bir
her türden amatör sosyolog, Sol Muhalefet'in stratejisinin ikti-
niteliğini yakalamış görünüyor. Şöyle: «Trotskiy'in pasifliği
darı alma açısından sonuca götürücü bir strateji olmadığını
nin, kısmen, Stalin'in aşırı bollukta sahip olduğu siyasal duyu
söyleyerek Sol Muhalefet'e izlediği yolun hataları konusunda
ve dirayetten yoksun olmasından ileri geldiği izlenimi güçlü
ders verdiler.» Bundan, Trotskiy'in izlenen yolun hatasız ol
dür. Trotskiy, Lenin'in ortadan çekilmiş olduğu bir zamanda,
duğunu söyleceği akla gelebilir. Hayır. Trotskiy, soruna böyle
kendi çaresizliğinin bilincinde olduğu için harekete geçmedi
bakılmasını hatalı buluyor.
ve hareketsizliği açıklamak için de az veya çok ikna edici ne
denler buldu.» 2 5 Carr, gerçekten önemli bir noktaya parmak Şöyle devam ediyor: «Fakat soruna böyle yaklaşmak doğ
basıyor. ru değildir. Sol Muhalefet iktidarı alamazdı ve en azından
Fakat o kadar. Daha ileri gitmiyor. 1930 tarihli anılarında düşünen liderlerinin çoğu, iktidarı almayı ümit bile etmediler.
Trotskiy daha ileri gidiyor. Şunları ileri sürüyor: «Lenin'in ka Sol Muhalefet'in, bir ihtilâlci Marksist örgütün iktidar için mü
rısı 1927 yılında, eğer Lenin hayatta olsaydı, muhtemelen şim cadelesi ancak ihtilâlci bir yükseliş koşulunda düşünülebilirdi.
di Stalin hapishanelerinin birinde vakit dolduruyor olurdu, de Böyle koşullarda strateji tecavüze, doğrudan doğruya kütlele
di. Sanıyorum, Krupskaya haklı. Çünkü önemli olan Stalin de re çağrıda bulunmaya ve hükümete cepheden hücuma geçme
ğil, farkına bile varmadan temsil ettiği güçlerdir».* Trotskiy ye dayanır.» Bu genel bilgilerden sonra Trotskiy, somut duru
burada çaresizliğini dile getiriyor. Umutsuzluğunun işaretleri ma geçiyor ve şunu yazıyor: «Ancak 1920 yıllarının başında
ni veriyor. ve sonrasında Rusya'da bir ihtilâlci yükseliş yoktu. Tam tersi
vardı. Böyle durumlarda iktidar için bir mücadeleyi başlatmak
Trotskiy burada, çok üstü kapalı olarak, Sovyetler Birliği 26
söz konusu olamazdı.» Bu kadar açık.
işçi sınıfının sosyalizmine güvenmediğini belli ediyor. Daha
sonra, 1940 yılında ve Hitler faşizminin azgın döneminde yaz Fakat Trotskiy kendisini açıklamaya devam ediyor. Önce
dığı Stalin biyografisinde Sovyetler Birliği içinde olduğu za «Ekim Devrimi'nin mukayese edilemez ölçüde derin anlamı
man kendisinin ve kendi adına bağlanan Sol Muhalefet'in ik bir yana» diyerek, Ekim Devrimi'ne bir laf ola bağlılık ifade
tidarı amaçlamadığını yazıyor. Çok açıkça ve şöyle: «Sayısız ediyor. Ve devam ediyor: «Sovyet Thermidor ordusu, eski yö
netici partilerin kalıntılarından ve ideolojik temsilcilerinden
(*) Bu çalışmamın biraz değişik bir isimle yayınlanan ilk derlendi. Eski toprak sahibi eşraf, kapitalistler, hukukçular,
baskısında ve 197'inci sayfada bu alıntıdan sonra şöyle devam oğulları -bunlardan ülke dışına kaçmayanlar- Devlet meka
ediyorum: «Trotskiy son çalışmasında bile (L. Trotsky, Stalin, nizmasına ve bazıları da Parti'ye alındı. Devlet ve Parti me
iki cilt) sözünü ettiği 'ayrı ve büyük konu' üzerinde açıklayıcı
kanizmasına alınanların çok önemli bölümü küçük burjuva
ipuçları getirmiyor.»
Bu ikinci yazım için ve özellikle böyle bir bölüm yazabil partilerinin, Menşevik ve Esser, eski üyeleriydi.» Trotskiy yap
mek için yeniden çalıştım ve araştırdım. Bu arada Trotskiy'in tığı bu listeye, iç savaşı sakin bir yerde geçirdikten sonra Sov
Stalin biyografisini yeniden okudum. İlk yazımdaki düşüncele yet iktidarının sağlam olduğunu görerek köşe kapmak isteyen
rimin yanlış olduğu kanısına vardım. Trotskiy, 1940 yılında yaz leri de ekliyor. Vardığı sonuç şöyle: «Bu büyük ve çok renkli
dığı ve son çalışması olan Stalin biyografisinde önemli ipuçları
yığın Thermidor'un doğal dayanağı idi.» 27 Bunlar, Trotskiy'e
getiriyor ve Sovyet iktidarına güvenmediğini gösteriyor.
21
20
lin, tek ülkede sosyalizmi hiç küçümsememiştir. Robesperre'nin
göre, burjuva ve toprak sahibi artıkları, «doğal olarak, köylü
Fransa'da burjuva devrimini küçümsememesi gibi.
lüğe can simiti olarak yapıştılar. Bu zamanda kendi sınıf çıkar
larını savunarak bir başarı elde edebileceklerini ümit etmiyor
Pratik ile Teori
lardı ve bir köylülüğün çıkarlarını savunma döneminden geç
meleri gerektiğini, net bir şekilde, anlıyorlardı.» Stalin'in 1929 yılına ait ve «VKP (b)'de Sağ Sapma» adını
Faşizmin, Sovyet İktidarında taarruzunun arefesine kadar taşıyan incelemesi var. Hemen şöyle başlıyor: «Görüş ayrılıkla
Trotskiy, bu umutsuzluğunu açığa vurmadı. Ekim Devrimi'ni rımız nelerden meydana geliyor ve ne ile ilgilidir?» Hemen
yapmış, kendisiyle birlikte iç savaşta canını dişine takmış, ar şöyle devam ediyor: «Her şeyden önce son zamanlarda ülke
kadaşlarının bir bölümünü cephede gömmüş Rusya işçi sınıfına mizde ve kapitalist ülkelerde meydana gelen sınıfsal gelişme
Trotskiy'in güveni yoktu. Trotskiy, başarılı bir ameliyattan leri konu alan sorunlarla ilgilidir. Bazı yoldaşlar, partimizdeki
sonra elini yıkayıp yeni bir ameliyata kadar piposunu tüttü görüş ayrılıklarının arızî bir karaktere sahip olduğunu düşünü
rerek kitap okuyan bir cerrah gibi bekleyecekti. Beklediği za yorlar. Doğru değil, yoldaşlar. Bu, tamamen yanlış. Partimiz
manın geldiğini düşündüğü anda renkli yaşamı sona erdi. deki görüş ayrılıkları, son zamanlarda meydana gelen ve geliş
mesinin bir dönüm noktasına ulaşan sınıfsal gelişmelerden ve
Bu zamana kadar yumuşak başlayan mücadele sertleşerek sınıf mücadelesinin keskinleşmesinden doğdu. Buharin grubu
devam etti. nun temel hatası bu gelişmeleri ve bu dönüşü görmemeleri ve
Sertleşme, kazanma çabalarının sonuç vermemesinden hesaba katmak istememeleridir. Bu, yeni muhalefetin tipik özel
doğdu. Ancak sadece bu yüzden ortaya çıkmadı. Sertleşme, liği olan Parti'nin ve Komintern'in yeni görevlerini anlamama
Sovyetler Birliği'nde Sosyalizmin Kuruluşu bir dönüş noktası larını tümüyle açıklar.» 28 Buharin'in adına bağlanan ve 1928
na geldiği için de gerekli oldu. Dönüş noktaları sapmaların yılından itibaren mücadele alanına dökülen «Sağ Sapma» içer
açığa çıktığı ve bir mücadele platformuna dönüştüğü zaman de ve dışarda yeni durumları ve görevleri anlayamamaktan
lardır. doğdu. İçerde, sanayileşme atılımını; dünya ölçüsünde ise sı
nıf mücadelesini hızlandırma gereğini anlayamamaktan doğdu.
Sapmalarla tarihin dönüş noktalan arasında bağlantıyı or
Dünya ölçüsünde «sosyal demokrasi» ile mücadeleyi anlaya
taya koymak Stalin'e düştü.
mamaktan doğdu.
Stalin'e bir «taşralı» denilebilir mi? Denilebilir, eğer dün
Trotskiy'in adına bağlanan ve «Sol Sapma» olarak nitele
ya ölçüsünde Sovyetler Birliği bir taşra sayılırsa, Stalin'e bir
nen eğilim ise bir başka dönüş noktasını, NEP'i, anlayamamak
«ampirisist» denilebilir mi? Hiç kuşku yok, denilebilir; eğer
tan doğmuştu. 1923 yılından itibaren açık mücadeleye girdi.
Sovyetler Birliği bir «olgu» sayılabilir ve amprisist de ayrı ayrı
Bu yıldan sonra dünya ölçüsünde devrimci mücadele gerileme
olguları değerlendiren anlamına alınırsa. Şu veya bu söylene
ye yüz tutmuştu ve kapitalizm bir restorasyon dönemine giri
bilir, fakat, doğrusu şöyle söylenmelidir: Stalin, Ekim Devri-
yordu. 1928 yılına gelindiğinde ise Sovyetler Birliği, kendi res
mi'ne tutkundur. Trotskiy, Ekim Devrimi'ni küçümserken Sta
torasyonunu geride bırakmış, Sosyalizmin Kuruluşu sürecinin
lin, Ekim Devrimi'ni önemsemiştir. Aşırı ölçüde önemsemiştir.
yeni eşiğine adımını atmıştı. Bunun için, bir restorasyon dö-
Tıpkı Robespierre'in Fransız Devrimi'ni önemsemesi gibi. Sta-
23
22
nemi gerekli oldu. Stalin, küçümsemeden, her ikisini de yaşadı. Yalnız burada önce bir küçük fakat pek önemli parantez
Yaşamak ampiriszm ise Stalin bir ampiriristtir. uçmak, sonra da «Teori ve Pratik» ilişkisini, pratiğin teori sayıl
masının sakıncalarıyla birlikte irdelemek gerekiyor. Kısaca ol
Stalin, aynı incelemesinde ve bir başka yerde devam edi
sa da. Şöyle: 1928 yılında Sovyetler Birliği'nde sağ sapma ile
yor: «Yeni muhalefetin bu hatalarının gökten indikleri söylene
mücadele yalnızca sosyalist sanayileşme atılımının bir gereği
mez. Tam tersine, bunlar, geride kalan ve ekonominin restoras
olarak ortaya çıkmıyor. Nedir sanayileşme atılımı? Bu çalış
yonu adı verilen, kuruluşun barışcıl yöntemlerle yapıldığı, de
mada açıkça yazılıyor. Sanayileşme atılımı, sosyalist iktidarı
yim uygunsa, kendiliğinden olduğu, şimdiki sınıfsal gelişmele
perçinleme girişimi değilse, hiç bir şey değildir. Odur, Bu, ta
rin olmadığı, sınıf mücadelesinin şimdi yaşadığımız gibi kes-
rımın hızını aşmak ve kulak egemenliğine son vermek demek
kinleşmediği bir gelişme evresiyle ilgilidir. Fakat şimdi eski
tir. Bu, gerçekten bir sınıf kavgasıdır. Sanayileşme atılımı, her
dönemden, restrorasyon döneminden ayrı bir gelişme evresin-
zaman bir sınıf kavgasıdır.
deyiz. Şimdi yeni kuruluş dönemindeyiz, ekonominin tümü
nün, sosyalizm ilkelerine göre, yeniden kuruluş dönemindeyiz. Ancak bu kadar değil. 1928 yılında tek ülkeli dünya sos
Bu yeni dönem yeni sınıfsal gelişmeleri, sınıf mücadelesinin yalist sistemi içinde ve Komintern çerçevesinde, tüm işçi sınıf
keskinleşmesini gerektiriyor. Yeni mücadele yöntemleri, güçle larında sağ sapmaya karşı mücadele açılıyor. İşte parantez bu
rimizin yeniden gruplandırılmasını, tüm örgütlerimizin iyileş rada ortaya çıkıyor: Uzun yıllar bir zorunlulukla, sonra bir sü
tirilmesini ve sağlamlaştırılmasını istiyor. Buharin grubunun re tarihten gelen bir alışkanlıkla Sovyetler Birliği'ndeki dönüş
şanssızlığı işte tam burada, geçmişte yaşamalarında, bu döne ler ile dünyadaki dönüşler arasında bir paralellik ve zaman
min belirleyici özelliklerini görmemelerinde ve yeni mücadele zaman da beraberlik görülüyor. Paralellik, teoriktir ve her za
yöntemlerinin gerekliliğini anlamamalarında yatıyor. Körlüğü, man sağlıklıdır.
kafa karışıklığı ve güçlükler karşısında paniğe kapılmaları bu Trotskiy, Nova Ekonomiçeskaya Politika, NEP, ya da Yeni
29
radan kaynaklanıyor.» Uzun fakat her zaman için tartışmaya Ekonomik Politika, YEP, dönemini yaşamak istemedi. Ancak
açıklık getiren bir alıntı. NEP Sovyetler Birliği'nde Nisan 1921 tarihinde başlarken il
Buharin ve Sağ Sapma, «böyle gelmiş böyle gider» diyor. keleri daha önce atıldı. NEP, belli bir geriye çekiliş ile birlikte
Her zaman her koşulda nalıncının keseri gibi bildiği tek bir kazanılan mevzileri koruma operasyonudur. N E P ile aynı ta
yöntemi kullanmayı istiyor. Yeni durumları ve yeni görevleri rihte, NEP'ten bir ay önce 1921 yılı Mart ayında Sovyet Rus
göremiyor. Buharin hep NEP'i yaşamak istiyor. Trotskiy NEP'i ya, zamanın en güçlü emperyalist ülkesi Birleşik Krallık ile
hiç yaşamak istemedi. Stalin NEP'i yaşadı; şimdi sıranın N E P Londra'da ticaret antlaşması imzaladı. Bu, dünyanın ilk sos
ile birlikte palazlanan kulaklara geldiğini düşünüyor. Zaman yalist iktidarının dünyanın emperyalist lideri tarafından de
gösterecek: Stalin, sosyalist sanayileşmenin kulaklarla ve ku facto tanınması demekti. Bu tanınmanın yükleyeceği sorumlu
laklara dayanan bir tarımın belirleyici hızı ile gerçekleştirile luklar olacaktı. Aynı tarihte Sovyet Rusya, güneyinde burjuva
meyeceğini seziyor. Bunun için kavga gerekiyor. Sosyalist sa ihtilâllerini tamamlayan ülkelerle, bu arada genç Türkiye Bü
nayileşme için tarım ile kavga gerekli oluyor. yük Millet Meclisi Hükümeti, Afganistan ve İran ile dostluk
anlaşmaları imzalıyordu. Bunların da gerektirdiği bir davranış
türü olacaktı.
24 25
NEP gökten inmedi. Bu politikanın kurucu ilkeleri bir yıl
nat ile, 'sol' deyimlerle oynayarak ve böylece işçileri ustaca
öncesinde atıldı. Lenin, bir yıl öncesinde Komintern için hazır
kandırarak Sosyal Demokrasiden uzaklaşmalarını engelleyen en
ladığı «'Sol Kanat' Komünizmi: Çocukluk Bozukluğu» adını ta-
'sol' kanat ile mücadeleyi ön plâna çıkarmak gerekir. Açıktır,
şıyan çalışmasında şunları yazdı: «Bolşevizmin kendi Partisi
'sol' sosyal demokratları yerle bir etmeden bir bütün olarak
içinde 'Sol' sapmalara karşı açtığı mücadele iki durumda özel
sosyal demokrasiyi ortadan kaldırmak mümkün değildir. Hal
likle büyük boyutlara ulaştı: 1908 yılında en gerici «parlamento
buki Buharin'in tezlerinde 'sol' sosyal demokrasi sorunu tümüy
ya» ve en gerici yasalarla çalışma alanı son derece sınırlanan
le ihmal edilmiştir. Bu, kuşku yok, büyük bir eksikliktir.»31*
yasal işçi derneklerine katılıp katılmama ve 1918 yılında da,
Brest-Litovsk Anlaşması, şu veya bu 'komprominin' yapılıp ya
pılmaması konularında.» 30 Lenin, kendi partisinin, Bolşevik
(*) Marx veya Engels ve Lenin veya Stalin çeviri
Parti'nin tarihini ele aldı ve bundan, 1920 yılında, dünya işçi
lerini okurken hep tedirgin oldum. Tedirginliğim genel
sınıfı hareketi için bazı dersler çıkardı.
dir; ancak bazı yaymevlerinde daha da artıyor. Yayıne
Lenin, Batı Avrupa'nın işçi sınıfı partilerine, en geri sen vinin adı ne kadar 'sol' olursa, çevirileri okurken de te
dikalarda çalışmalarını ve gerici 'sol' partiler ile işbirliği yap dirginliğim o ölçüde yüksek oluyor. Çünkü 'sol' yanı
malarını, ittifaklar kurmalarını önerdi. Zafere ulaşmış ilk par yüksek yayınevleri, zaman zaman Marx veya Engels ve
tinin lideri olarak, dünyada ilk sosyalist iktidarın komutanı Lenin veya Stalin metinlerindeki solculuğu beğenmiyor
olarak, zaman zaman da sesini yükseltti. Lenin, dünyada yeni lar. Bu yüzden değiştiriyorlar.
devrimlerden umudunu yitirmeye başladığı, Brest-Litovsk'da Yıllar yılı, yazılarımda ve kitaplarımda, bunların ör
büyük ödünlerle koruyabildiği ilk sosyalist iktidarın etrafında neklerini vermeye çalışıyorum. Bu örnekleri verebilmek
bir düşman çemberinin pekiştirileceğini önceden sezdiği bir için de bazı kaynakları katmerli okuyorum. Şöyle oluyor:
zamanda, mümkün olduğu ölçüde, bunu önleyici bir politika Eğer çevirisi varsa ve aslını da bulabiliyorsam her iki
çizdi. sini üst üste koyup paragraf paragraf okuyorum. Zor olu
Bu gerekli ve zorunlu bir politika ve deyim uygunsa, pra yor. Ancak sorumluluğa davet için, ciddiyete davet için,
tik idi. Ama kesinlikle teori değildi. Hâlâ da değil. Ancak bu bazı 'sol' yayınevlerini solculuğa davet için, mecbur olu
pratik zaman zaman teori sayıldı. Her zaman ve koşulda en yorum.
gerici 'sol' partilerle ittifak, en gerici sendikalarda çalışmak Bu bölümü yapmak için Stalin i yeniden okudum.
bir teori sayıldı. Toplu Eserleri Türkiye'de yok. Bir kütüphanede Voprası
Leninizma, Leninizm'in Sorunları, var. Kalın bir cilt.
Stalin, aynı incelemesinde, «O Pravom Uklone ve VKP(b)»,
Buna Türkiye'de çeviri olarak çıkan Leninizmin Sorun-
şunları da yazdı: «Sosyal Demokrasi ile mücadele etmenin Ko
ları'nı ekledim. Birlikte okudum.
mintern seksiyonlarının temel görevlerinden birisi olduğu Bu-
Terdirginliğim, karşılaştığım sorumsuzluk karşısında,
harin'in tezleri arasında yer alıyor. Bu, tümüyle, doğrudur.
yalnızca kızgınlığa dönüştü. Bu satırları, bu kızgınlığa
Ancak yeterli değildir. Sosyal Demokrasi ile mücadelenin ba
başkaları da ortak olabilir, düşüncesiyle yazıyorum. Yu-
şarılı olması için Sosyal Demokrasinin 'Sol' kanatı denilen ka-
26
kardaki paragrafın Türkçe çevirideki karşılığıyla haşlı
kelimesi 1970 yıllarında Türkiye'de pek moda oldu. Ku
yorum:
rulan her derneğin başına bir «Tüm» getirildi. Bu da
«Buharin'in tezleri, sosyal, demokrasiye karşı müca
yanlış idi. Bunu getirmek için ülkenin bir federasyon,
delenin Komünist Enternasyonal kollarının başlıca temel
konfederasyon veya «Birlik» olması gerekir.
görevlerinden biri olduğunu söylüyordu. Elbette ki bu
Burası da önemli sayılmayabilir. Saymayanlar haklı
doğrudur. Ama yeterli değildir. Sosyal-demokrasiye kar
olacaklar. Çünkü, daha önemlisi arkada. Geliyor. Türkçe
şı mücadelenin başarıyla yürütülebilmesi için, sosyal-de-
çeviride, Stalin'in «VKP(b)'de Sağ Tehlike» adını taşıyan
mokrasinin 'sol' denilen kanadına karşı mücadelenin öne
incelemesinden bir paragraf şöyle:
mini özellikle belirtmek zorunludur; çünkü bu 'sol' ka
«Kapitalizmin çerçevesi içinde, komünizmde sağ sap
nat, 'sol' deyimlerle oynayarak işçileri kurnazca kandırır
ma, komünistlerin bir bölümünde meydana gelen —gerçi
ve işçi yığınlarının sosyal-demoksiden uzaklaşmasını en
bellisiz ve belki henüz bilincinde olmadıkları, ama gene
geller. 'Sol' sosyal-demokratları adamakıllı yere serme
de bir eğilim olan— marksizmin devrimci çizgisinden
den, genel anlamda sosyal-demokrasiyi yenmek mümkün
sosyal-demokrasiye doğru uzaklaşma eğilimidir. Bazı ko
değildir. Oysa, Buharin'in tezlerinde 'sol' sosyal-demok-
münist çevreler, seçim mücadelesinde 'sınıfa karşı sınıf
rasi sorunu ustalıkla atlatılmış, tamamiyle geçiştirilmiş
sloganının yararlılığını yadsıdıkları (Fransa), ya da sös-
tir. Bu, besbelli ki, çok büyük bir boşluktur.
yal-demokrasinin solu'na karşı mücadeleyi vurgulamak
}. Stalin, Leninizmin Sorunları, Muzaffer Ardos çe
istemedikleri (Almanya) vb., zaman, bu demektir ki, ko
virisi, Ankara, 1977, s. 278-279.
münist partilerinin içerisinde komünizmi sosyal-demok
İki çeviri arasında vurgu farkı, kelimeleri seçme far
rasiye uyarlamaya çalışan insanlar vardır. Kapitalist ül
kı ve cümle kuruluşu arasındaki farklar açık. Kuşku yok,
kelerin komünist partilerinde sağ sapmanın zaferi, ko
benim yaptığım çevirinin daha doğru olduğunu düşünü
münist partilerinde ideolojik bir çözülme ve sösyal-de-
yorum. Kaldı ki, böyle düşünmesem bu uzun dipnota
mokratçılıkta ise pek büyük bir güçlenme anlamına gelir.
başlamazdım. Ancak bu dipnotu yalnızca bunun için yaz
Peki nedir sosyal-demokratlığın pek büyük güçlenmesi?
mıyorum. Stalin'in 1928 sonunda «O Pravom Opasnosti
Sosyal-demokrasi, işçi sınıfı içinde, kapitalizmin başlıca
v VBP(b)» adını taşıyan incelemesi var. Çeviride «SSCB
dayanağı olduğundan, bu güçlenme, kapitalizmin güç
Komünist (Bolşevik) Partisi İçinde Sağ Sapma» olarak ge
lenmesi ve sağlamlaşması demektir. Demek ki, kapitalist
çiyor. Yanlış. O zaman henüz Sovyet Sosyalist Cumhuri
ülkelerin komünist partilerinde sağ sapmanın zaferi, ka
yetler Birliği, SSCB Komünist Partisi yok. Baştaki «V»
pitalizmin korunmasının zorunlu koşullarını çoğaltmaya
harfi Rusça «Vsye», Türkçe, «Tüm», İngilizce «Ali» ke
götürür.»
limesinin baş harfidir. Partinin adı Vsye-Soyuz», İngiliz
Leninizmin Sorunları, Türkçe çeviri, s. 257.
ce «All-Union» ve Türkçe «Tüm-Birlik» Komünist Partisi
Burada ne güzel Türkçe ne de Stalin'in akıcı dili
(bolşeviklerin)'dir. Buradaki »Vsye» veya Türkçe «Tüm»
var. Bu, ayrı. Ancak yoklar listesi bu kadar değil. Sta-
lin'de olan, çeviride olmayan şu var: «ili vıstupayut pro- Aslını yazıyorum:
tiv samostoyatel'nıh kandidatur ot kompartii (Angiliya)». «Kogda u nas govaryat o trudnostyah, reç idyel
«Komünist partilerinden bağımsız aday gösterilmesinin obıçno o tom, na skol'ko protsentov podnyat' promışlen-
(İngiltere) karşısına çıkıyorlar». Bu Stalin'in konuşma nost', ha skol'ko protsentov uveliçit' posevnıe ploşadi, na
sında Fransa ve Almanya örneklerinin arasında yer alı skol'ko pudov podnyat' urajinost vb. ve vb.»
yor. Çeviride yer almıyor. Voprısı Leninizma, s. 210.
Muzaffer Ardos'u tanımıyorum. Bunun belli bir ni «Bizim güçlüklerimiz söz konusu olunca, sorun, sa
yetten yoksun bir hata olduğuna da inanamıyorum. Çün nayinin yüzde kaç büyüyeceği, ekilebilir alanın yüzde kaç
kü, Stalin'in hem Rusça ve hem de Türkçesini üst üste artırılacağı, tarımda verimin kaç put yükseltileceği vb.
koyup okurken ve bu paragrafta bu eksikliği görünce, ve vb. sorunudur.»
çevirmenine baktım. Muzaffer Ardos, yazıyor. Tanımı Çeviri farkını bir kenara koyuyorum. Türkçede «to
yorum. Çevirinin basıldığı tarihe baktım. Şubat 1977 ya humlanan yüzey» diye bir deyim var mı? Rusçada «po-
zıyor. Şubat 1977, Türkiye'de yeni bir seçimin tartışıldığı, sevnaya ploşad'» var. İngilizcede «arable land» ve Türk
Türkiye'nin sözde sosyal-demokrat partisi Cumhuriyet çede de «ekilebilir alan» olarak geçer. Muzaffer Ardos
Halk Partisi için bir zafer beklendiği, bu arada, Türkiye Fransızcadan çevirdiğini yazıyor. Demek orada «tohum
İşçi Partisinin bağımsız aday göstererek seçime girme lanan yüzey» var. Stalin'de, aslında ve Türkçede yok.
sinin söz konusu olduğu, benim bunu ısrarla savunduğum, Burada bırakıyorum. Stalin'in bu çok önemli incele
TİP içinde önemli bir grubun ve TİP dışında ise çok melerini içine alan Leninizmin Sorunları için bir düzelt
daha geniş bir 'sol' çevrenin böyle bir girişimi «ihanet» me çıkartmayı bile düşündüm. Ancak notlarıma ve kart
saydığı bir zaman. İşte bu sırada Stalin'in çevirisi çıkı larıma bakınca çeviriyi yeniden yapmak gerektiğine ka
yor ve bağımsız aday ile seçime girmenin karşısına çık rar verdim. Şimdilik yapmıyorum.
mayı 'sağ' sapma olarak niteliyor. «Dar Pratikçi» ve Tür
kiye'de «sol» buna razı olur mu? Razı olmayınca tahrifat
yapacak. Stalin, Komintern'in seksiyonlarında, Komintern üyesi partiler
Sorumluluk bu kadar. Yabancı dil bilgisi, Türkçe bil de, sosyal demokrasinin 'sol' kanatı ile mücadelenin sosyal de
gisi ve konu bilgisi, bir çevirmenin asgari nitelikleridir. mokrasi ile mücadele olarak anlaşılması gerektiğini söylüyor.
Bir örnek vermeliyim: Bu dönem «klass protiv klassa», sınıfa karşı sınıf, politika
«Bizde güçlüklerden söz edildiği zaman, sorun, her sının izlendiği bir dönemdir. Somuttur. Hem Sovyetler Birliği'
zaman, sanayideki artmanın yüzdesini, tohumlanan yü nin içinde ve hem de tüm dünyada sınıf partileri için izlenmesi
zeylerdeki genişlemenin yüzdesini belirlemektir; toprağın gerekli bir politika olarak ortaya konuyor. 1928 yılından itiba
veriminin kaç pud artırılacağı vb., vb., sorunudur.» ren 1920 yılının damgasını taşıyan Çocukluk Bozukluğu'nda
Leniizmin Sorunları, Türkçe çeviri, s. 264. Lenin'in formüle ettiği yaklaşımlar geçerli olmaktan çıkıyor.
Sosyal-Demokrasinin 'sol' kanatından başlayarak sosyal-demok-
31
hazırlar; teori haber verir. Lenin, haber verdi; kendisinden ön-
rasiyi ortadan kaldırma bir politika oluyor. Neden? Tek ülkeli ce bilinmeyeni Sovyet iktidarının ve bu arada Slalin'in omuz-
dünya sosyalist sisteminin çok ülkeli sosyalist sisteme dönüşe larma binecek bir pratiği haber verdi. 1917 yılı Eylül ayında
ceğine inanıldığından. Sadece Sovyetler Birliği'nde değil, ol şöyle yazdı: «İhtilâl, siyasal sistemi söz konusu edildiğinde, bir
gun kapitalist ülkelerde de 1928 yılı bir «dönüş» yılının başlan kaç aylık bir zamanda Rusya'nın ileri ülkelere yetişmesini sağ
gıcı olarak değerlendiriliyor. Böyle zamanlarda hiç kuşku yok, ladı.» 32 Bunu yapan, 1917 Şubat İhtilâli. Bu kadarı, bir praliği
«klass protiv klassa» politikası geçerlidir. dillendirmekten, yorumlamaktan, ibaret. Fakat Lenin'in hemen
1928 yılından sonrası, Sovyetler Birliği'nde sanayileşme ekleyecekleri var: «Ancak bu yeterli değildir. Savaş merhamet
atılımı ve kapitalist dünyada derin ekonomik bunalım, sosya sizdir; alternatifleri acımasız bir katılıkla ortaya koyuyor: Ya
list kazanımların habercileri olarak ele alınıyor.* Böyle zaman mahvolma ya da ileri ülkelere ekonomik olarak da yetişmek ve
lar sosyal demokrasi ile hesaplaşma zamanları oluyor. geçmek.» İşte bu kadar. Lenin, yeni iktidar için «Dognat'i Pe-
regnat'» sloganını, «Yetişmek ve Geçmek» politikasını, Ekim
Pratik, teori değildir. Teori, tek tek pratikten çok ötedir.
Devrimi'nden sonra değil önce formüle etti.
Teorinin geçerli sayılabilmesi için kendisine tıpa tıp uyan bir
tek pratik bile gerekli değildir. Hem de şöyle formüle etti: «Mahvolmak veya tam yol
ileriye atılmak. Tarihin yazdığı alternatif budur.» Bu sözler
Sosyalizmin zengin dünya pratiğinde, zaman zaman son
Eylül 1917 tarihini taşır ve Lenin'indir. Teoridir. On yıl kadar
derece gerekli, politik açıdan vazgeçilmez, tarihsel açıdan in
sonra ortaya çıkan pratik, bu teoriyi doğrulamıştır. Genç Sov
kâr edilemez pratikler olmuştur. Bunlar sosyalizm tarihinin
zenginlikleridir. Ancak sosyalistler için, ilk sosyalist iktidarı yet İktidarı, kapitalist gericiliğin ileri sürdüğü gibi «Stalin'in
savunmak ve yaşatmanın en temel görev olduğu zamanlarda kaprisleri» nedeniyle değil; Trotskist muhalefetin ileri sürdüğü
bu tekil pratiklerin bazıları «teori» sayılmıştır. Bu da, tekil pra gibi «Stalin Trotskiy'in programını çaldığı için» değil, bu te
tiklerin «teori» sayılması da, inkâr edilemez, değeri küçümse orik zorunluluk nedeniyle tarihin kaydetmediği bir hızla kal
nemez, bir tarihsel zorunluluktur. Bunda kuşku yok. Fakat bu kınmıştır. Tarihin, daha sonradan kaydettiği bu pratik, Stalin'in
pratiğin, tekil pratiklerin bazılarını «teori» katma yükseltme omuzlarına düştü.
pratiğinin, sosyalist teori üzerinde yoksullaştırıcı bir etki yap Stalin, bunu bütün ciddiyetiyle ve ortaya çıkan sorumlu
tığında da kuşku yoktur. luğun bütün acımasızlığıyla gördü. Şu sözler Stalin'in ve 1928
yılının tarihini taşıyor: «Eğer biz tek ülke olmasaydık, proleter-
Pratik günü yaşamaktır. Teori, geleceği. Pratik, geleceği
ya diktatörlüğü ülkelerinden biri olsaydık, sadece bizde değil
(*) Fransa'da, İtalya'da ve Almanya'da partiler, sosyalizmi diğer ülkelerde de, örnek olsun, Almanya ve Fransa'da da, pro-
kuramıyorlar. Olgun kapitalist ülkelerin bazıları tamamen, ba leterya diktatörlüğü olsaydı, sanayide yüksek kalkınma hızı
zıları kısmen faşizmin pençesi altına giriyor. Jack Duclos, ölü sorunu ile bu kadar ağır bir şekilde karşılaşmazdık». 33 Stalin
münden çok sonra, Kommunist'te yayınlanan bir mülakatta tespit ediyor: Tek ülkede sosyalizm, hızlı sanayileşmeyi gerek
faşizmi, sosyalizmi kuramamanın kefareti olarak niteliyor.
J. Duclos, Evo İdei Prinadlejat Vsem, Kommunist, Aprel' tiriyor.* (Bunun önemli bir tespit olduğu kabul edilmelidir.
1980, sayı 6. (*) Bu çalışmada ve benim bildiğim dillerde ilk kez ileri
Türkçe çeviri için, Sosyalist İktidar, Ağustos 1980, sayı 11.
33
32
Önemli ve temel: «Bizim tezlerimiz, genel olarak sanayide Bu yüzden büyük bir yıkma, değiştirme ve kurma özgürlüğüye
ve özel olarak üretim araçları üretiminde yüksek bir kalkınma coşkusunu yaşarlar. Her büyük ihtilâlde bu yıkma, dcğiştirme
hızının, ülkenin sanayileşmesinin temel ilkesi ve anahtarı ol ve kurma özgürlüğüyle coşkusu vardır.* Ekim İhtilâli'nde de.
duğu, tüm ekonominin sosyalist gelişme ilkelerine göre değiş
tirilmesinin temel prensibi ve anahtarı olduğu, önermesinden Stalin, yine 1928 yılında, konuşuyor: «Güçlüklerimizin ni
başlar.» Hızlı sanayileşme diğer bütün tezlere başlangıç oluyor. teliği ile ilgili bir-iki söz. Güçlüklerimizin durgunluk veya ge
rilemeden doğan güçlükler olmadığım göz önünde tutmak ge
«Sorulabilir: Bu gergin durum bizim için, gerçekten, ge rek, Ekonomideki gerileme veya durgunluk dönemlerinin güç
rekli mi? Bunsuz yapamazmıyız? İşleri daha yavaş bir hızla, lükleri vardır; bu durumda insanlar, ekonomideki durgunluğun
çok daha 'rahat' bir hava içinde yürütemezmiyiz? Kabul etti daha az acılı veya geriliminin daha az derin olmasına çalışır
ğimiz yüksek sanayileşme hızı, Politbüro ve Halk Komiserleri lar. Güçlüklerimiz bu tür güçlüklerden değildir. Bizim güçlük
Kurulu'nun rahatsız kişiliklerinden gelmiyormu?» Bu sorular lerimizin belirleyici özelliği, gelişme güçlükleri, büyümeden
yıllar sonra, soru şeklinde değil «cevap» olarak sorulmuştur. doğan güçlükler olmalarıdır. Bizim güçlüklerimiz söz konusu
S talin, 1928 yılında aynı yazıda soruyor. olunca, sorun, sanayiinin yüzde kaç büyüyeceği, ekilebilir ala
Cevap veriyor: «Kuşkusuz, hayır! Politbüro ve Halk Ko- nın yüzde kaç artırılacağı, tarımda verimin kaç put yükseltile
. miserleri Kurulu üyeleri sakin ve aklı başında kimselerdir. So ceği vb. ve vb. sorunudur.» 35 «Gelişme», «büyüme», «artış»,
yut olarak söz edilecek olursa, başka bir deyişle dış ve iç du «yükseliş» kelimeleri daha sonra iktisadın temel sözlüğüne girdi.
lumu bir kenara bırakacak olursak, şüphesiz işleri daha yavaş
Dönüş zamanlan güçlüklerin yoğunlaşmaya başladığı za
bir hızla yürütebiliriz. Fakat sorun şudur ki, biz, dış ve iç du
manlardır. Güçlükler, sınıfsaldır. Güçlükler güçle yenilir. Güç
rumu bir kenara bırakamayız ve ikincisi, etrafımızdaki durumu
süzler, güçlükleri yenemezler. Ancak unutmamak gerekir, bilin
hareket noktası olarak alırsak, sanayimiz için yüksek kalkınma
cine varılmamış güç, güçsüzlüktür.
hızını zorunlu yapanın işte bu durum olduğu kabul edilmeli
dir.» 34 Demek ki, zorunluluk var. Daha önce belirtildi: Dönüş zamanları, aynı zamanda,
sapmaların ortaya çıktığı zamanlardır. Öyleyse sapmalarla
Zorunluluk, zorluktur; çünkü körlüktür. Hegel, bilincine
güçlüklerin ortaya çıkışı ve bunlara karşı takınılan tutum ara
varılmamış zorunluluğun körlük olduğunu yazıyor. Bilinç, zo
sında bir ilişki var.
runluluğu özgürlüğe çeviriyor. İhtilâlciler, bilinçli kimselerdir.
sürülen tez, bundan ötedir. Yüksek kalkınma hızının siyasal «Partimizdeki sağ sapma tehlikesi, açıkça oportünist olan
nedenleri yanında, teknolojik-ekonomik nedenleri vardır. bu sapmadan doğan tehlike nedir? Düşmanlarımızın gücünü,
Bundan çıkan tezler vardır : Yüksek kalkınma hızı, Sovyet kapitalizmin gücünü küçümsemektir; kapitalist restorasyon teh
ler Birliği işçi sınıfının omuzlarına tarihin yüklediği büyük likesini görmemek ve proleterya diktatoryası döneminde sınıf
bir şanssızlık olmuştur. Bu kitapta biraz da, bu şanssızlığın
mücadelesinin işleyişini anlamamaktır, bu yüzden, sanayimizin
«teorisini» araştırıyorum.
Bundan da çıkan sonuçlar vardır: Sosyalist sisteme giren kalkınma hızının düşürülmesini isteyerek, kır ve kentlerdeki
her ülke için, sistem içi dayanışma ve yardımlaşma bu şanssız
lığı yenmenin gerekli koşuludur. (*) Bundan yoksun olanlara «Operet İhtilâli» adı verilebilir.
34 35
kapitalist unsurlar için kolaylıklar talep ederek, kolhoz ve sov- unutmamak gerekir: Tarımdaki küçük üretim, kapitalizmin sonı
hoz sorununun geri plâna atılmasını isteyerek, dış ticaret teke ve en sağlam dayanağıdır.
linin yumuşatılmasını talep ederek ve benzeri isteklerle, kapi
talizme ödün vermeyi hafife almaktır.»* Daha açıkçası sağ Sovyetler Birliği'nde Sosyalizmin Kuruluş süreci içinde ve
sapma tarımın hızına ayak uydurmaktır. tarihinin bir dönüş noktasında, sanayileşme atılımıyla birlikle
tarımın yeniden düzenlenmesi ele alınıyor. Sovyet tarımında,
Stalin'den bir soru daha: «Bizde, bizim Sovyet ülkemizde, kapitalist restorasyon için önemli bir köprü sayılabilecek olan
kapitalist restorasyonu (restavratsiya) mümkün kılan koşullar kulak egemenliğine son veriliyor. Amansız bir sınıf savaşı ve
var mıdır? Evet, vardır. Bu, muhtemelen garip görünebilir, fa acımasız bir süratle. Bu, sosyalizmin kurulup geliştirilmesinde
kat yoldaşlar, bir gerçektir. Kapitalizmi devirdik, proleterya önemli ve ciddi bir adım olmuştur.
diktatoıyasını kurduk, tarımla bağlantılı bir şekilde ve güçlü bir
Bu adımla ünlü işçi-köylü ittifakı* yeni bir aşamasına
tempoyla sosyalist sanayimizi geliştiriyoruz. Ama, biz henüz
girmiş ve yeni görünümlerle de ortaya çıkmıştır.
kapitalizmin köklerini sökemedik. Peki onlar, köklerin kendi
leri, nerede yuvalanmışlar? Meta üretiminde, kentte ve özel Bunun üzerinde durulması gerekiyor. Bilgiler, bundan
likle kırdaki küçük üretimde yuvalanıyorlar?»** Eklemek ve sonraki bölümlerde, pek ayrıntılı bir biçimde veriliyor. Burada
pek özet olarak söylenmesi gereken şu: Sovyet sanayileşmesi,
(*) İ. Stalin, Voprosı Leninizma, Moskva, 1945, s. 208.
Bir sayfa sonra da 'sol', trotskist, sapma ile ilgili soru ve alır. Bu dönem sona erinceye kadar sömürücüler, kaçınılmaz
cevabı var. olarak, bir restorasyon umudunu beslerler ve bu umut resto
«Partimizdeki 'sol' (trotskist) sapma tehlikesi nedir? Düş rasyonu sağlama girişimlerine dönüşür.»
manlarımızın gücünü, kapitalizmin gücünü abartmaktır; yalnız V. î. Lenin, Collected Works, Vol. 2S, s. 254.
ca kapitalist restorasyon ihtimalini görmek, fakat, ülkemizin 1930 yıllarında Sovyetler Birliği'ndeki terörü değerlendiren
gücüyle sosyalizmi kurma imkânını görmemektir; umutsuzluğa ler, böyle bir değerlendirmenin olduğunu, içte ve dışta resto
düşmek ve partimizdeki Thermidor'culuk üzerine gevezeliklerle rasyon umudunu besleyenler bulunduğunu, yönetimin bu ti
avunmaktır.» tizlikle yaşamak zorunda kaldığını bilmeleri gerek.
Thermidor kelimesinin altını ben çizdim. (*) Ortak siyasal çalışmalarımızın gerektirdiği teorik tar
(**) Yine çeviri üzerine. Rusçada «vosstanovlenie» kelimesi tışmalarda arkadaşım Metin Çulhaoğlu, işçi-köylü ittifakının
var. Yeniden diriltmek, ayağa kaldırmak gibi anlamlara gelir. pratikte ancak Devrim'den sonra kurulabildiğini ileri sürüyordu.
Bir de teknik ve restorasyon anlamı var. Bu çalışmada, Rusça Bunda önemli bir gerçek payı var.
«vosstanovlenie» kelimesini genellikle «restorasyon» olarak an Burada bir adım daha ileri gidebilirim : Bolşevik Parti, ta
ladım ve çevirdim. Yukarıda görüldüğü gibi Stalin de bu an rih kitaplarında yazılan biçimiyle, daha başka bir deyişle, başka
lamda kullanıyor. Asıl metinde «vosstanovlenie» kelimesinden partilerde bolşevikleştirme girişimlerine model sayılan biçimiy
sonra parantez açarak «restavratsiya» kelimesini yazıyor. le, tarih sahnesine Şubat 1917 Devrimi'nden sonra çıkmıştır.
Muzaffer Ardos'un çevirisi, Leninzmin Sorunları, s. 258, yi Lenin, hep bu «model» Bolşevik Parti'yi kurmaya çalıştı.
ne yanlış. Toplu Eserleri'nin «Ne Yapmalı?» ile «Nisan Tezleri» arasındaki
Ayrıca, kapitalist restorasyon konusunda ve 1918 yılında bölümünün, tümüyle bu açıdan «okunmasında» yarar var.
Lenin yazıyor: Ancak kurmaya çalışmak başka, kurulmuş olduğunu var
«Kapitalizmden komünizme geçiş bir bütün tarihsel dönemi saymak başkadır. Pratik, teori değildir. Teori de pratik değildir.
36 37
Batılı sovyetolog ve yazarların söylediklerinin tam aksine, he ruluş sürecinde güçlükler ve sorunlar saklanmaz. Güçlükler,
men hemen 1930 yıllarının başından itibaren işgücü sıkmtısıy- kesinlikle, küçümsenmez ve küçültülmez. Doğrusu .söylenirse,
la karşılaşmaya başladı. Şehirlerdeki işsizlerin tamamım kul güçlükler, bir ölçüde, abartılır ve büyütülür.* Bu yüzden, her
landı ve ağır bir işgücü talebini sürdü. Şehirlerdeki işsizlerin zaman ve özellikle 1930 yıllarında, Sovyet yöneticilerin ağzın
tamamının kullanılması, şu veya bu nedenle işsiz kalmış olan dan çıkan ve güçlükleri dillendiren sözlerin, yalnızca güçlük
sanayi proleteryasmın istihdam edilmesi anlamına geliyor. leri ifade etmek için dile getirildiği ve bunların arkasında «giz
li» veya «mistik» bir takım motifler'in bulunmadığı kabul edil
Böyle bir durum, başka şekilde başka ülkelerde tekrarlana
melidir.
cak olan bir pratiğin ilk kez tarih sahnesine çıkmasını gerek
tirdi. Tipik kapitalist sanayileşme, İngiliz sanayi modeli ve Şimdi sıra, Stalin'in 1931 yılına ait ünlü «Novaya Obsta-
bu modelin türevleri, işgücü kadrolarını yıllar veya nesiller ön novka - Novıe Zadaçi», «Yeni Durum-Yeni Görevler» adını ta
ce kente gelmiş ve hızla proleterleşme sürecine tabi olmuş za şıyan incelemesinde. Bu incelemenin işçi ödemeleriyle ilgili bö
naatkarlardan sağladı. İlk kez, Sovyet sanayileşmesi köylerden lümünde, Stalin, işletmelerde işgücünün istikrarlı olmasının
isçi devşirmek zorunda kalıyor. işaretine değiniyor. İşletmelerin işgücü kadrolarının sürekli
olarak değişmemesi gerektiğini söylüyor. «Aksi takdirde» di
Bu, sanayileşmede ve sosyalizmi kurmada bir neslin kar-
yor, «her defasında işçileri yeniden eğitmek ve zamanın yarı
şılayabileceği en büyük şanssızlıklardan birisidir. Bu, büyük
sını onların eğitimine harcamak gerekecektir». Sonra da soru
bir güçlüktür. Ne yazık ki, üzerinde pek az durulmuştur. Bu
yor: «Şimdi bizde gerçek durum nasıl? Bizim işletmelerimizin
çalışma, başka eksiklikler yanında, biraz da bunun üzerinde
işgücü kadrolarının az veya çok istikrarlı olduğu söylenebilir
duruyor. Biraz da bu eksikliği gidermeğe çalışıyor.
Güçlük tek katlı değil. Yalnızca dar ekonomik değil. Dar (*) Bu biraz da tek ülkede sosyalizmin sonucudur. Önemli
ekonomik anlamla, böyle bir güçlüğün, sanayileşme atılımının ve can alıcı olan dünyanın bu ilk sosyalist iktidarını sağlamlaş
önüne aşılması gereken engeller çıkardığı muhakkak. İşgücü tırmaktır. Bu, bilinç aşırı ölçüde mevcuttur. Ayrıca marksist-
nün bulunması, yetiştirilmesi, niteliği ve disiplini, sanayileşme leninist bir bilimsel gelenek ile sistemin bütün olduğu bilinci
de mevcuttur. Bu iki bilinç birleşince, sosyalist iktidarı sağ
nin önemli sorunlarıdır. Ancak Sovyet sanayileşmesinde köy
lamlaştırmak, sistemin bütününün ve dolayısıyla bütün parça
lülerden büyük hacimlerde ve çok hızlı bir biçimde işçi dev larının aksaksız işlemesi ile birleşmektedir. Bu yüzden de sov
şirmek, aynı zamanda, sosyalist insanın kurulmasını da zorlaş yet yöneticileri ve yurttaşı karşılaştığı her aksaklık karşısında
tırmıştır. Sovyetler Birliği'nde Sosyalizmin Kuruluş süreci için aşırı duyarlı olmaktadır. Toplumun, tüm dikkatini karşılaştığı
de sosyalist insanın kurulmasında, daha önce tarihin pek kay aksaklığa çekmek istemektedir. Bu, aksaklığın aşırı ölçüde vur-
gulanmasıyla mümkün oluyor. Bu yüzden de «eğer bu aksaklık
detmediği, böyle bir ilâve güçlükle karşılaşılmıştır.
giderilmezse ilk sosyalist devlet yıkılacaktır» tekerlemesine çok
Tek ülkede sosyalizmin kuruluşunu değerlendirenler bu rastlanıyor.
noktayı ihmal edemezler. Batılı sovyetoloğlar bu mantığı pek anlamak istemedikleri
için restorasyon umudu dolu bakışlarını, Sovyet kaynaklarına
Bunun için «okumak» gerekiyor. Doğru «okumak» için çevirerek, Sovyet iktidarının hemen yıkılacağı konusunda söz
de bir ipucu gerekiyor. Sovyetler Birliği'nde Sosyalizmin Ku- de dayanak bulabiliyorlar.
38 39
mi?» Güçlenmiş Stalin, bir güçlüğü, eskilerin deyimiyle adet-i ortaya çıkıyor. Bir tablo çıkıyor: Sovyetler Birliği'nde «işçi esa-
veçhile, «soru biçiminde» dile getiriyor. reti» üzerinde ciltler yazmış yerli ve yabancı bilim adamlarının
ne denli «dürüst» oldukları belli oluyor. Eklemek gerekiyor:
Cevap şöyle: «Hayır! Maalesef, bunu söylemek kesinlikle
Sovyetler Birliği'nde ve özellikle 1930 yıllarında «işçi esareti»
mümkün değildir. Tam tersine, işletmelerimizde işgücü dalga
lanması adı verilen olgu hâlâ var. Üstelik bir çok işletmede değil bu «aşırı işçi özgürlüğü» sorun oluyor. Hem de pek ciddi
işgücü dalgalanması ortadan kalkacak yerde, tam tersine, artı sorun.
yor ve güçleniyor. Her halde, yarım veya hatta çeyrek yıl sü Bundan ibaret değil. Mujik ideolojisinden kurtulmamış
resince işgücü hacminin en az yüzde 30-40 ı değişmeyen pek yeni Sovyet işçisi, aynı zamanda eğitimini arttırmak konusun
az işletme bulursunuz.» 36 Sovyet yöneticisi Stalin, bir güçlüğü, da pek istekli davranmıyor. Henüz küçük meta üretimine özgü
en ciddi boyutlarıyla dile getiriyor. ideolojiden kurtulmamış yeni sovyet işçisi öğrenmek ile kazan
Bu çalışmanın bundan sonraki bölümlerinde bu güçlük, mak arasında bir özdeşlik kuruyor. Bu yüzden de, Sovyet so
ayrıntılarıyla ve tablolarla, irdeleniyor. 1930 yıllarının başından mutunda, eğitimini ve öğretimini artırma konusunda aşırı is
itibaren Sovyet ekonomisinde, Rusça Tekuçest', İngilizce Tur- teksiz davranıyor.
nover ve Türkçe Dalgalanma adı verilen bu hastalık, köylerden Stalin, yine, soruyor: «işgücü dalgalanmasının sebebi nere
işçi devşirme ile birlikte başlıyor. Sovyet ekonomisinin, hızlı dedir? Cevabı şaşırtıcı görülebilir: «Ücretlerin yanlış düzen
sanayileşme ile birlikte ve 1930 yıllarının başından itibaren iş lenmesinde, yanlış ücret sisteminde, işgücü ödemelerinde 'sol
gücü darlığı içinde yaşadığını hep hatırda tutmak gerekiyor. cu' eşitçilikte» Stalin, ücretlerde eşitçilik eğilimini, işgücü dal
Hatırda tutulması biraz zor oluyor. Çünkü sovyetologlar ve galanmasının nedeni olarak görüyor. Böylece de belli bir bütün
Batı sosyal bilimi Sovyet sanayileşmesini hep bir işgücü bollu lük içinde, ücretlerde eşitçilik eğilimi, uravnilovka, hızlı sana
ğu içinde algılamaya ve algılatmaya çalıştılar. Kesinlikle ger yileşmenin önüne çıkan engel olarak görülüyor.
çeğin tam tersi. Bunu ve buradaki mantığın tümünü görebilmek için Sta-
Köyden gelmiş yeni fabrika işçisi, bir fabrikadan diğerine lin'in kendi sorusuna verdiği cevabın tümünü okumak gereki
dolaşıyor. Bir fabrikadan diğerine geziyor. Sanayileşme atılı yor. Şöyle: «Ücretlerin yanlış düzenlenmesinde, yanlış ücret
mı ile birlikte işletmelerdeki kollektif yönetiminden edino-na- sisteminde, işgücü ödemelerinde 'solcu' eşitçilikte. Bir çok iş
çalie, tek kişi yönetimi, düzenine geçilmesi, teşvik primleri letmede ücret tarifeleri öylesine tesbit edilmiş ki becerikli emek
nin dağıtılmasında işletme direktörüne daha fazla yetki veril ile becerisiz emek arasında, ağır iş ile hafif iş arasında hemen
mesi, işgücü sıkıntısı çeken işletme yöneticilerini biribirinin hemen hiç fark kalmamış. Uravnilovka, becerisiz işçilerin be
işçisini «kandırmaya» sevkediyor. Mujik ideolojisinden kurtul ceri kazanmada çıkar görmemeleri, kendilerini fabrikada çalı
ması için yeteri kadar zaman geçmemiş olan yeni işçi de, bir şan işçi değil de bir kaç kuruş elde etmek için 'vakit geçiren'
fabrikadan diğerine geçmede hiç bir sakınca görmüyor. ve bundan sonra başka bir yerde 'bahtını denemek' isteyen
'sayfiyeye çıkmış kimseler' olarak gördükleri için de gelişme
Bir tablo çıkıyor: Sovyetler Birliği'nde Sosyalizmin Kuru perspektifinden yoksun olmalarına yol açıyor. Uravnilovka,
luş süreci içinde bir «işçi esareti» değil işçinin «aşırı özgürlüğü» becerili işçinin de, becerili emeğin gerekli biçimde değerlen-
40 41
dirildiği bir işletme buluncaya kadar, bir işletmeden diğerine iktisatçılarımız, sendikacılarımız, bunu kabul etmiyorlar ve bu
dolaşması sonucunu doğuruyor.» Sovyet yönetimi ve başta Sta- farkın bizim sovyet düzenimizde de ortadan kalkmış olması
lin, ücretlerde eşitçilik eğilimini, sanayileşme atılımının ge gerektiğini ileri sürüyorlar. Kim haklı, Marks ve Lenin mi, yok-
rektirdiği iş disiplini ve beceri düzeyini sağlamanın engeli ola sa eşitlikçiler mi? Burada Marks ve Lenin'in haklı olduğunu
rak görüyorlar. söylemek gerekiyor.» 37 İkinci çözüm, Marx ve Lenin'in otori
Bu noktanın önemi açık. Bu yüzden, tekrar gibi görünse telerine de dayanarak, eşitlikçi eğilimlere son vermek ve kul
de, biraz daha açmakta yalnızca yarar var. Bir: Sanayileşme lanılan deyimle 'ücret makasını' açmak oluyor.
hem emperyalist abluka içinde var olabilmek için ve hem de 1930 yıllarında ve Sovyetler Birliği'nde ücret makasını aç
iktidara gelen sınıfı sayıca artırmak için gerekli. İki: Hem po mak bir pratik oluyor ve sayılıyor.
litik ve hem de ekonomik nedenlerle bu sanayileşme hızlı ola
cak. Üç: Hızlı sanayileşme, kırlardan yeni proleter devşirmek Daha önemlisi var: Bir pratik, bir teori yapılıyor,"
zorunda kalıyor. Dört: Bu kırdan yeni gelen sanayi işçileri kü
çük burjuvazinin eşitlik anlayışından henüz kurtulamamış ol
dukları için öğrenme ile kazanma arasında bir özdeşlik kuru (*) Teori olmadan pratik anlaşılmaz. Pratik ise teo
yorlar. Beş: Daha yüksek ücret tarifesini görmediği sürece ya rinin en son ve en doğru sınanmasıdır. Bütün bunlar
kın zamanın mujiği ve 1930 yıllarının Sovyet işçisi, daha yük doğru. Ancak bir doğru daha var: Her pratik teori değil.
sek beceri düzeyine geçmek istemiyor. Sorun bu özette düğüm Dahası da var: Her zorunlu ve tarihsel açıdan 'doğru'
leniyor. pratik de teori değil.
Stalin, 1931 yılında bir pratiği dillendiriyor. 1934 yı
Buna Stalin'in Sorunu demek mümkün. Ancak Stalin'in lında ise aynı pratiği teori düzeyine çıkarmaya çalışıyor.
Dramı demek daha uygun. Stalin, Ocak 1934 tarihinde toplanan On Yedinci Parti
Kongresine sunduğu raporda, sınıfların ortadan kaldırıl
Bu sorun nasıl çözülür? Bir çözüm ileri sürülebilir: Mujik
ten devşirme yeni sovyet işçisinin sosyalist bilincine hitap et masının, eşitlik açısından, ne anlama geldiğini ifade edi
mek. Bu, bir ve önemli anlamda, sosyalist bilinci geliştirmeye yor. Şöyle sıralıyor: a) Tüm emekçilerin sömürüden
önem vermek ve pratik sorunların çözümünde, önemli ölçüde, eşit olarak kurtulması; b) Üretim araçları üzerindeki özel
umut bağlamak oluyor. mülkiyetin herkes için eşit olarak ortadan kaldırılması;
v) Herkes için, yeteneklerine göre, eşit çalışma sorum
Bir diğer çözüm var. Stalin'in 1931 tarihli aynı değerlen luluğu ve bunun karşılığını emeğine göre eşit olarak al
dirmesinde ifadesini buluyor. Şöyle: Marks ve Lenin, becerili ma hakkı (sosyalist toplum); g) Herkes için, yeteneğine
emek ile becerisiz emek arasındaki farkın sosyalizmde de, sı göre eşit olarak alma hakkı (komünist toplum). Stalin,
nıflar ortadan kaldırıldıktan sonra da var olacağından, bu far sirilik alfabenin ilk harflerine göre bu sıralamayı yaptık
kın ancak komünizmde ortadan kalkması ve bu yüzden de, tan sonra «işte size marksist eşitlik anlayışı» diye bağlı
sosyalizmde 'ücret ödemesinin' emeğe göre, ihtiyaca göre de yor. Ancak iş burada kalmıyor.
ğil, yapılması gerektiğinden söz ediyorlar. Fakat bizim eşitlikçi
42 43
lyusif Stalin burada durmuyor. Görüşünü kuvvetlen lepleri burjuvazininkinden öte ve ilerde. Şöyle: «lBuru-
dirmek için tarihin belli bir kesitinde zorunlu bir pratik vazinin sınıf ayrıcalıklarının ortadan kaldırılmasını talep
olarak ortaya çıkan bir uygulamayı teori katına çıkarmak etmeye başladığı andan itibaren, bunun yanında, prole
için olsa gerek, Anti-Dühring'ten Engels'e atıf yapıyor. teryamn sınıfların kendilerinin ortadan kaldırılmasını ta
Stalin in Engels'den aldığı cümle şöyle : «Proleter eşitlik lep etmesi ortaya çıktı; önce ilkel Hıristiyanlığa meyle
talebinin gerçek içeriği sınıfların ortadan kaldırılmasını den bir dinsellik biçiminde ve sonradan burjuva eşitçi
talep etmektir. Bunun ötesine geçen her talep, zorunlu teorilerinin kendilerine dayanarak.» Proleterya, burjuva
olarak saçmalıktır. zinin talepleriyle yetinmiyor; bunları ileri götürüyor. Hiç
İ. Stalin, Voprosı Leninizma, M., 1945, s. 470-471. kuşku olmasın, bu durum, işin başından beri burjuvazi
Stalin bununla da yetinmiyor. Engels'in bu cümle nin dönekliğinin nesnel dayanaklarını da meydana getiri
siyle İlgili Lenin'in görüşlerine de başvuruyor. Lenin söy yor. Ancak burjuvazinin dönekliğinin irdelenmesini, bu
lüyor ve Stalin aktarıyor: «Engels, eşitliği, sınıfların or dizinin birinci kitabına bırakıyorum.
tadan kaldırılmasının ötesinde anlamanın çok saçma ve
aptalca bir önyargı olduğunu yazdığı zaman bin kez haklı Engels, Anti-Dühring'ie devam ediyor: «Bu yüzden
idi.» proleteryamn ağzındaki eşitlik talebi çifte anlama sahip
V. î. Lenin, Ob Obmane Naroda Lozungami Svo- tir. Bu ya, —özellikle başlangıçta, örnek olsun, Köylü
bodı i Ravenstva, Soçinenie t. 24, str. 293. Savaşında olduğu gibi— bar bar bağıran sosyal eşitsiz
Böylece Stalin, Engels ve Lenin'e başvurarak, ücret liklere karşı, zengin ile yoksul arasındaki, feodal lord ile
lerde eşitçilik isteklerinin teorik yanlışlığını göstermiş onların serfleri, oburlar ile açlar arasındaki farklılığa kar
oluyor. Böylece eşitçiliğe karşı bir politika teori düze şı kendiliğinden tepkilerdir; bu haliyle sadece ihtilâlci
yine çıkarılmış oluyor. Çünkü Engels yazmış ve Lenin içgüdünün bir ifadesidir ve bu haklılığını burada ve sa
onaylamış oluyor ki, proleteryanın sınıfların ilgasının öte dece burada bulur. Ya da, diğer taraftan, bu talep, bu
sinde bir eşitlik talebi olması saçmalıktır. burjuva taleplerinden az veya çok doğru fakat çok daha
Ancak durum böyle değil. Proleteryanın eşitlik ta büyük talepler çıkararak ve bunları, işçileri kapitalistlerin
lebini, sınıfların ortadan kaldırılmasıyla sınırlı tutmak, iddialarının yardımıyla kapitalistlere karşı tahrik etmek
teorik olarak mümkün değil. için ajitasyon aracı olarak kullanarak meydana gelen,
Bunun için hem Engels'e ve hem de Lenin'e yeni burjuvazinin, eşitlik taleplerine karşı bir tepkidir; bu ha
den başvurmak yeterli. Aynı incelemelere ve aynı bö liyle burjuvazinin eşitliğiyle birlikte ortadadır veya or
lümlere. tadan kalkar. Her iki halde de proleter eşitlik talebinin
Anti-Dühring'ie Engels, Stalin'in atıf yaptığı bölüm gerçek içeriği sınıfların ortadan kaldırılmasını talep et
de, ısrarla burjuva ve proleter eşitlik taleplerinin birbi mektedir. Bunun ötesine geçen her talep, zorunlu olarak,
rinden farklı olduğunu vurguluyor. Proleter eşitlik ta- saçmalıktır.»
44 45
F. Engels, Anti-Dühring,M oskova 1969 baskısı, s. eleştiren «Liberal Professor on Equality» başlıklı yazı
128. sında şunları söylüyor: «Sosyal-demokratlar siyasal eşit
Burada Engels, eşitliğin tarihsel kaynaklarına parmak lik denilince eşit hakları ve ekonomik eşitlik denilince de,
basıyor. Aynı zamanda tarihsel niteliğini vurguluyor. Ay daha önce söylediğimiz gibi, sınıfların ortadan kaldırıl
nı yerde şunları yazıyor: «Hem burjuva ve hem de pro masını kastederler. Beşeri eşitliği güç ve yeteneklerin
leter biçiminde eşitlik düşüncesi bir tarihsel üründür; (fizik ve akli) eşitliği anlamında kurma sorununa gelince,
bunun yaratılması, kendisi de uzun bir ön tarihi olan sosyalistler böyle şeyleri düşünmezler bile.»
belli tarihsel koşulların varlığını gerektiriyor. Bu yüzden V. 1. Lenin, Liberal Professor on Equality, Collected
de kesinlikle ebedi gerçek değildir.» Buna ek olarak eşit Works, Cilt 20, s. 140.
lik kavramının toplumsal bir içeriği olduğunu ön plana Lenin örnekler veriyor: «En kafasız ve cahil kişi
çıkarıyor. lerin bile» feodalitede asillerin fizik ve akli yetenekler
Eşitliği sınıfların ortadan kaldırılması olarak anlamak açısından eşit olmadıklarını kavrayabileceğini yazıyor.
ve bundan daha ileriye götürmeyi saçmalık olarak nite Ama sınıfsal açıdan eşittiler. Diğer örnekler de veriyor.
lemek, buradan doğuyor, olmalı. Daha ileri giderek şöy Bu ilkel bilgileri verdikten sonra şöyle yazıyor: «Bizim
le söylemeli: Proleter anlamda eşitlik, sınıfların ortadan bilgiç Profesör Tugan'ı, ki kendisi artık biraz kafasını
kaldırılmasıyla başlar. Sınıflar ortadan kaldırılmadığı sü yorarsa sosyalist toplumda güç ve yeteneklerin eşitliğini
rece eşitliğin proleter anlamı olamaz. beklemenin saçma olduğu gerçeğini kavrayabilir, aydın
Böyle anlamak, kuşkusuz. Stalin'in anlayışına uymu latmak için bu sosyalizm açıklaması gerekli oldu.» Bu
yor. Stalin, Engels'in «bunun ötesine geçen her talep, zo rada da «saçma» nitelemesinin ne ile ilgili olduğu gö
runlu olarak, saçmalıktır» sözünden çıkarılması imkânsız rülüyor.
olan anlamlar çıkarıyor. Sosyalist süreç içinde eşitliğe hiç Stalin'in Lenin'den aldığı bölümde ise daha da açık
yer tanımayan bir anlam çıkarıyor. görülüyor. Şöyle: «Engels, sınıfların ortadan kaldırılma
Eşitlik ve eşitçi eğilimler toplumsaldır. Fiziksel de sını içermedikçe eşitlik kavramının son derece saçma ve
ğil. «Bunun ötesine geçen her talep, zorunlu olarak, saç aptalca olduğunu söylediği zaman bin kez haklı idi. Bur
malıktır» sözü, eşitlik taleplerinin ve eşitliğin fiziksel de juva profesörleri, bizi tüm insanların birbirine benze
ğil toplumsal niteliğinden ileri geliyor. Çünkü çok öte mesini istemekle suçlamak için eşitlik kavramını bir da
den beri sosyalistleri, fiziksel yapıları, zevkleri, yetenek yanak olarak kullanmaya çalışıyorlar. Bu saçmalığı ken
leri ve benzeri konularda da eşitleyip onların kişiliklerini dileri icat ettiler ve sosyalistlere mal etmeye çalışıyorlar.»
ortadan kaldırmayı amaçlayan bir düzen olduğu iddiası V. İ. Lenin, Reception of the People with Slogans
ileri sürülüyor. «Saçmalık» olarak nitlenen budur. of Freedom and Equality, Collected Works, cilt 29, s.
Lenin'in Engels'i böyle anladığında kuşku yok. Lenin, 358. Rusça metin ile İngilizce metin, önemli olmamakla
1914 yılında, iktisatçı Tugan-Baranovskiy'in görüşlerini birlikte, farklılık gösteriyor. Bu farklılığa dikkat ettim.
47
Lenin, proleter anlamda eşitliğin sınıf farklarının or leri yönünden eşit saymaktır ve böyle insanlar ancak hu
tadan kalkmasıyla başlayacağı konusunda son derece açık. yalet olabilirler. Engels ve daha sonra Lenin, böylesi
Aynı incelemesinde şu var: «.Bir şey çok açık ve bu şu, bir eşitliğin sosyalizmde yeri olmadığını çok açık olarak
işçiler ve köylüler arasında sınıf farkı olduğu sürece, ve yazıyorlar. Lenin, «Liberal Professor on Equality» adını
eğer biz burjuvazinin değirmenine buğday taşımak iste taşıyan incelemesinde şunları yazıyor: «Bu açıdan in
miyorsak, eşitlikten söz etmenin hiçbir yararı olmadığı sanların eşit olmadıklarım belirtmek için söze gerek yok
gerçeğidir.» tur. Aklı başında hiç kimse ve hiçbir sosyalist bunu unu
Demek ki, sosyalist toplumun kuruluş süreci içinde tamaz. Bu tür eşitliğin sosyalizmle herhangi bir ilişkisi
eşitlik ilkesinin uygulanması, sınıfların ortadan kaldırıl yoktur. Eğer Tugan düşünme yeteneğinden yoksun ise,
masıyla başlayacak. İktidarın alınmasıyla başlayacak. Sı en azından okuma yeteneğine sahip olmalıdır; bilimsel
nıflar ortadan kaldırıldıktan sonra eşitlikçi eğilimleri bir sosyalizmin kurucularından Frederick Engels'in Dühring e
politika haline getirmek «saçma» olmayacak. karşı yönetilmiş olan meşhur eserini alsaydı, burada eko
Öyleyse Stalin'in Anti-Dühring'ien yapmış olduğu nomik eşitliğin sınıfların ortadan kaldırılmasından başka
aktarmanın zorunlu bir pratiği teori katına çıkarma gücü bir şekilde hayal etmenin saçmalığını izah eden özel bir
fazla değil. Bu bir yana, Anti-Dühring'm bu bölümünde bölüm bulacaktı. Ancak profesörler sosyalizme reddiye
Engels, doğrudan doğruya Dühring'in iki insanı fizik yazmaya kalkınca, insan, en çok aptallıklarına mı, ceha
açıdan eşit tutmasını eleştiriyor; doğrusunu söylemek ge letlerine mi, yoksa vicdansızlıklarına mı hayret etmesi
rekirse Engels, Dühring ile alay ediyor. İşte bu alaydan gerektiğine şaşırıyor.»
bir bölüm: «İki insanın ve bunların iradelerinin mutlak Dolayısıyla Engels ve Lenin'i, sosyalizmin kuruluş
v
olarak birbirine eşit olduğu ve birisinin diğerine hakim süreci içinde ücret makasını açma eğilimlerine destek
olmayacağı temel aksiyomunu koyabilmek için öyle te olarak göstermek imkansızlaşıyor. Üstelik Anti-Dühring'fe
sadüfi bir çift insan kullanamayız. Bunlar, tüm gerçek Engels, tersine bir politikayı öneriyor. Hatırlatmak gerek,
likten bütünüyle soyutlanmış, dünyada var olan tüm ulu sorun, becerili işgücüne daha yüksek ücret verme zorun
sal, ekonomik, siyasal ilişkilerden, bütün seksüel ve ki luluğundan doğuyor. Yine hatırlatmak gerek, becerili iş
şisel özelliklerden bağımsız, salt insanoğlu kavramının gücüne iktisatta birleşik emek adı da veriliyor. Bundan
dışında her şeyden yalıtılmış olmalılar ve bunlar, kuş sonrası için, Engels, şunları yazıyor: «Öyleyse birleşik
kusuz, 'tümüyle eşittirler'. Bunlar da, her yerde 'ıtıhsal' emeğe daha yüksek ücret ödeme sorununu, bu büyük
eğilimlerin kokusunu alıp tatbik eden bu Herr Dühring'in öneme sahip soruyu, nasıl çözeceğiz? Özel üreticilerin
uydurduğu iki tam hayalettir.» olduğu bir toplumda, becerili işçiyi eğitme giderlerini
F. Engels, Anti-Dühring, s. 119. özel kişiler veya aileleri ödüyorlar; becerili işgücüne ve
Anti-Dühring'te Engeldin saçma bulduğu, insanları rilen yüksek ücretin ilk önce özel kişilere gitmesi bura
fiziksel açıdan, güç ve kuvvetleri bakımından, yetenek dan doğuyor: maharetli esir daha yüksek fiyatla satılıyor,
ve maharetli ücretliye daha yüksek ücret ödeniyor. Sos çalışma, yine Marx'ın Gotha Programının Eleştirisinde
yalistçe örgütlenmiş bir toplumda bu giderler toplumca kullandığı deyimle, «yaşamın temel ihtiyacı» olmaktan çok
karşılanıyor ve bu yüzden meyveleri, birleşik emek ta uzak. Çalışma, bir küçük burjuvada, bir köylüde olduğu
rafından üretilen daha büyük değer topluma ait oluyor. gibi, yaşamı sürdürmenin aracı. Bu aracı ise sosyalist top-
İşçinin kendisinin ek ücret istemeye hakkı olmuyor.» hım otomatik olarak sağlıyor.
Engels, Anti-Dühring, s. 239-240. Ortaya çıkan bu durumun, başa dönülecek olunursa,
Demek ki, sosyalist bir toplumda daha başından iti çok önemli bir sorun olduğu muhakkak. Bu durumda bu
baren, eğitimin parasız olmasıyla birlikte öğrenme ile nun bir sorun olduğunu ortaya koyup, tıpkı NEP'de ya
kazanç arasında ücret yoluyla kurulan bağ ortadan kal pıldığı gibi, bir süre için sosyalist ilkelerden geriye adım
kıyor. İlk ülkede sosyalizm kurulmadan önce geliştirilmiş atıldığı söylenebilir mi idi? Tarihi böyle yargılamak im
olan teori bunu açıklıkla ortaya koyuyor. Ancak bu teori kânsız. Tarih yargılanmaz; anlaşılmaya çalışılır. Aşırı
ilk ülkenin pratiğine uymuyor. determinist, yalnızlığının aşırı bilincinde Stalin bu yolu
Aslında bu uymayış da, bu özel konumda değil, fa denemiyor. Zorunlu pratiği, teori düzeyine çıkarıyor.
kat genel olarak geliştirilmiş olan teoriyi doğruluyor. Sov Ancak bunu yapmasına, kendinden önceki teorik ha
yetler Birliğinde Sosyalizmin Kuruluşu süreci içinde ve zinenin de yardım ettiğini eklemek gerek. Bu noktanın
başlangıçta köylülükten yeni gelmiş olan işçiler değer geliştirilmesini yine bu dizinin birinci kitabına bırakarak
yasasını yaşamaktan vazgeçemiyorlar. Marx, Gotha Prog kısaca şunu söylemem mümkün: Marx ve Engels, sos
ramının Eleştirisinde «uzun doğum sancılarından sonra yalist teoriyi en çok ütopistlere ve Blanquıye karşı mü
kapitalist toplumdan çıkışından hemen sonraki aşama olan cadele ile geliştirdiler. Bu mücadelede ütopistlere karşı
komünizmin ilk aşamasında bu eksiklikler kaçınılmazdır» bilimsel yasaların rolünü ve Blanqui'ye karşı da nesnel
derken, bunları da önceden görmüş oluyor. «Hak toplu koşulların olgunluğunu vurgulamak zorunda kaldılar. Vur
mun ekonomik yapısından ve bununla koşullanan kültü gulamak içermek demek oldu. Lenin marksizme, başka
rel gelişmesinden daha yüksek olamaz.» şeylerle birlikte, bir ateşli rayiha getirdi. Ancak narodni-
Marx-Engels, Selected Works, Lawrence and Wishart çestva ile mücadelesi dolayısıyla bilimsel yasaları vurgu
baskısı, 1968, s. 324. lamak ve iradeci mücadeleleri küçültmek zorunda kaldı.
İlk aşamada ve somut olarak ilk deneyimde, Sovyet Teorik hazine, kurucularına göre izleyicilerinin elin
ler Birliğinde Sosyalizmin Kuruluşu süreci içinde eksik de, daha katı durur. Emekçi geçmişiyle Stalin, determi
likler, Marx'ı aşırı ölçüde doğrulayacak bir biçimde or nizme, içgüdüsel olarak daha yatkındır. Buna tek ülkede
taya çıkıyor. Bunda kuşku yok. Eksiklikler, buradaki so sosyalizmin yarattığı yalnızlık ve Stalin'de yalnızlığın
mut örnekte olduğu gibi, milyonlarca emekçinin iş di aşırı bilinci eklenmeli.
siplininden yoksun ve öğrenmeye isteksiz olması biçimin Bu durumda iki aşamayı birbirinden çok ayrı olarak
de ortaya çıkıyor. Mujikten devşirme işçi için henüz düşünmek, ikinci aşamanın gelişini ekonomik gelişme ile
'51
Birliği'nde ilk Pyatletka'nın başarısı, toplumu değiştirmenin
bilimsel yasaların işleyişinin sonucunda kendiliğinden bir ötesinde bir rol oynamıştır. Sovyet yurttaşının kendisini de
oluşum olarak görmeye başlamak bir eğilim gibi ortaya değiştirmeye başlamıştır. Değiştiricilere bir aşırı güven gelir
çıkabiliyor. miş; bilimsel yasallığın aşırı vurgulanmasıyla yararlı ölçülerin
Bu bölümün bundan sonraki kısımlarında Stalin'in de bile ortadan kalkan iradeci eğilimlere kapıları açmıştır.
bu tür eğilimlere karşı mücadele ettiği ve son inceleme
Kapıları açan yeni pratiktir. Yeni pratik bir coşkudur. Bir
lerini tümüyle buna ayırdığı görülecek.
yeniden doğuşun çoşkusudur. Coşku güzeldir ve güzelleştirir.
Güzelleşme pratikten teoriye yükselmedir.*
İktisatçılar ve Tasfiyeler
ve sistem hareketinin ifadesidir. Bir Fransız müellifine göre,
Aynı zamanda 1930 yılları çok zengin bir pratikler yığını bu, iktisadi olmaktan ziyade destani bir hadisedir. Ve cihanda
ile çok cüretli teori arayışlarına sahne oluyor. İktisatçılarla baş ilk defa olarak insan çalışması bir kahramanlık ve çalışan in
layan tasfiyeler tarihin bu dönemine rastlıyor. Proleter Yazar- san bir kahraman mahiyetini iktisap etmiştir.
sinin sürekli bir haçlı seferine hedef saydığı Lısenko Olayı da Onun içindir ki, bu büyük harekete, bir divanelik demeğe
lar girişimleri yine bu dönemde ortaya çıkıyor. Batı düşünce- hiç kimsenin dili varamaz. Ta ki vicdanı körletecek kadar had
bir tarafgirlik, bizi mutlaka kötü görüp, kötü söylemeğe şevket -
bu ve aynı dönemin ürünlerinden. Kuşku yok, bu çalışmanın miş olmasın. Lakin, Garp efkarı umumiyesi, Beş Yıllık Plan
ileriki bölümlerinde ayrıntı ile ele alınan Stahanov Hareketi karşısında menfi bir yola sapmış bulunuyor. İlk 'dumping' teh
de bu kategoriye giriyor. didi önünde, bu efkarı umumiye büsbütün irkildi ve dünkü
müstehziyane septisisma, yerini bir korkulu endişeye bıraktı.
Bu dönemin özelliğini çok iyi çizmek gerek. Bir yanda, Artık, Ruslar, Beş Yıllık Plan'da muvaffak olamıyacaklar, den
tekrar da olsa gerekli, yalnızlığın tedirginliği ve aşırı bilinci miyor; ya muvaffak olurlarsa, deniyor.»
var. Diğer yanda ise, dozajı gittikçe artan bir güven var. İn Yakup Kadri, Ankara-Moskova-Roma, Kadro, Birinci Kanun
san oğlunun kendi kaderini, bir sınıf olarak, ele alabileceğine, 1932, sayı 12, s. 34-35, AİTIA tıpkıbasımı.
bir sınıfın kaldıracı ile kendi kaderini ve toplumunu değişti (*) Burada Stalin'in «Yeni Durum - Yeni Görevler» adı
rebileceğine aşırı bir güven var. Bu aşırı güven teoriden daha nı taşıyan ünlü 1931 incelemesinden yeniden söz etmek yararlı
olacak. Stalin, artık yükseköğretim kurumlarında işçi ve köylü
çok pratikten geliyor. Bu aşırı güven ilk Beş Yıllık Plân'ın, dün
çocuklarının okuduğunu ve yakında binlerce mühendis ve ik
ya diline sokulan yeni bir kelime ile ilk Pyatletka, Beş Yıllık'm, tisatçının üretime geleceğini bildiriyor. Sonra devam ediyor:
başarısından doğuyor.* Plân, değiştirmek demektir. Sovyetler «Bu sadece sorunun bir yanıdır. Diğer yanı şudur: İşçi sı
nıfının üretici- teknik entelijansiyasi yalnızca yüksekokullar
(*) Beş Yıllık Plan'ın etkisini ve rolünü bugün anlamak ko dan değil, aynı zamanda bizim işletmelerimizde' pratik olarak
lay olmasa gerek. Bu yüzden o günlerin canlı tanıklarına baş çalışan işçilerden, becerili işçilerden, isçi sınıfının tesiste, fab
vurmak yararlı olacak. O günlerde Moskova'dan dönen Yakup rikada, madenlerdeki kültürel gücünden çıkacaktır.»
Kadri Karaosmanoğlu'nun şu izlenimleri ve değerlendirmesi bu î. Stalin, Voprosi Leninizma, s. 341.
gün de okunmaya değer: Pratiği yüksekokul olarak görme eğilimi burada da ortaya
«Beş yıllık plan insandan üstün bir cehtin, bir akıl, irade çıkıyor.
52 53
Bu dönem, yeni ve zengin pratikten teoriye geçiş dönemi olan genetik teorilerim ortadan kaldırma girişimidir. Canlılar-
olmuştur. «Proleter Yazarları» girişimi, bu yeni pratikten, de da kalıtımın rolünü ortadan kaldırma denemesidir. Böylece bi-
yim uygunsa, bu proleter pratikten yeni yazarları ve edebiyatı limsel açıdan ve özellikle biyoloji dalında ilgi çekici olmakta-
çıkarma çabasıdır. Stahanov Hareketi, yeni teknolojik yapıdan dır.
proleter mucitleri, yeni teknolojinin yaratıcılarını bulma özle
Ancak Lısenko'nun iddiaları yalnızca biyoloji bilim dalını
mini de içermiştir. Hem «Proleter Yazarlar» girişimi ve hem
ilgilendirse idi böylesine siyasal bir kampanya haline gelmezdi.
de Stahanov Hareketi, pratiği yaratıcılığa çevirmek deneme ve
Aslında Lısenko, Olayı ile biyoloji dalında çok kapsamlı bir
deneyimleridir.
felsefe ve ihtilâl sorunu tartışıldı.* Tartışılan şu oldu: Tarihin
Bunların yeni bir düzen kurma süreci içinde son derece süzgecinin ayırdığı katılıklar olan bilimsel yasaların etkisi, in
cüretli girişimler olduğunda kuşku yok. Toplumu değiştirme san oğlunun bilinçli müdahalesi ile ne ölçüde ortadan kaldırı
zinciri içinde ve aynı anlama gelmek üzere ihtilâller tarihi labilir? Başka şekilde de söylenebilir: İhtilâlci ve iradeci mü
içinde bu girişimlerin yapılmış olmasını yapılmamış olmasına dahale, birikimin yerine, ne ölçüde alabilir? Lısenko, bir yığın
tercih etmek gerek. Bunlar, dünya gericiliğinin hücumları kar tarımsal ve biyoloji araştırma merkezlerini etkisi altına alarak
şısında, henüz üzerinde soğukkanlılıkla durulup irdelenmesi yapmış olduğu denemelerde genetik özelliklerin değil bilinçli
yapılamayan büyük ve cüretli deneyimlerdir. olarak yaratılan biyolojik çevrenin etkin olduğunu kanıtladığı
nı ileri sürdü.
Ancak bu tür deneyimler içinde en cüretlisinin, Batı dün
yasında sosyalist sisteme karşı yürütülen haçlı seferleri içinde Marksizmin bilimsellik vurgulaması içinde yetişmiş ve fa
«Lısenko Olayı» olarak bilinen deneme olduğu kabul edilme kat, ilk Pyatletka ile, insan aklının almayacağı kadar kısa bir
li. Batı dünyasında bilim adamları çevresinde Lısenko ile ilgili zaman içinde bir toplumu değiştirmeye başlamış Sovyet pra
çok ve yalnızca mahkum eden yayınlar yapıldı. tiğinde Lısenko'nun iddialarının «kuşkulu bir alıcı» topluluğu
yaratmasına şaşmamak gerekiyor. Bu, bir yalnızlıktan aşırı gü
Lısenko bir biyoloji bilgini; ne sıradan ve ne de fazla
vene dönüşün patlaması oluyor.
bilgin birisi. Daha önce Rusya'da ve 1920 yıllarında Sovyet
ler Birliği'nde «alaylı» araştırıcılar tarafından savunulmuş bir Burada, iktisatçılara geçmeden önce, bazı eklemeler zo
görüş var. Genetik etki yerine bilinçli olarak yaratılan çevre runlu oluyor. Bunlardan ilki şu: Stalin hiç bir zaman ve açıkça
sel koşullarla yeni canlı yaratılabileceği ve geliştirilebileceği Lısenko'yu desteklemiyor. Aşırı determinist olan Stalin'in Li-
tartışılıyor. 1930 yıllarında Lısenko bunu bilimsel çevrede bir senko'ya açık bir destek vermesi beklenmemeli. Nitekim bu ve
kampanyaya dönüştürüyor. Ancak buradaki ve görünüşteki ya başka konulardaki en «düşman» kaynaklar bile Stalin'in Lı
vurgu tarımda verimliliği artırma üzerine konuyor. Nitekim, senko'yu desteklediğini iddia edemiyor. İkincisi, Sovyetler Bir
1930 yıllarında Lısenko akımına, Stahanov Hareketi'nin tarım liği ve Stalin'e aşırı «düşman» bir Batılı araştırma Lısenko
kesimindeki uygulaması gözüyle bakılıyor.
(*) İlerde görülecek, 1950 yılı başlarından itibaren, Stalin
Bu haliyle Lısenko Olayı fazla ilginç ve önemli sayılamaz. linguistik alanını platform seçerek çok daha kapsamlı felsefe
Bundan bir adım ilerisi daha ilginç. Bu, Lısenko'ya kadar var ve ihtilâl sorununu tartışma gündemine getirdi.
54 55
için «gerçekten de bir parti üyesi değildi» diyor. 38 Demek ki teori sayma alışkanlığına dayanarak yapılabiliyor. Pratiği gaze-
Sovyetler Birliği'nde Parti de, Lısenko'ya kuşkulu bir iyimser teci cümleleriyle ifade edip bir kaç aktarma ile süslemek teori
likten fazla bir sıcaklık duymuyor. Üçüncüsü Lısenko'nun et nin yerine geçiyor. Hiç kuşku yok, Sovyetler Birliği içinde ol
kisi, günlük basın ve vulgar kaynaklarda verilen izlenimlere duğu gibi dışında da, ilerici aydınların tek ülkede sosyalizmi
oranla, çok sınırlı düzeylerde kalıyor. Sözü edilen «düşman» yaşatma tutkusu, her zaman teorinin başarıdan güç alması ve
ancak ayrıntılı araştırma şu bilgileri vermek zorunluluğunda Stalin'in çözümleme ve yorumlama yeteneği bunda rol oynu
kalıyor: «Üniversitelerde pek az profesör Lısenko'cu oldu. Ço yor. Tarihin belli bir kesitinde eşitsiz gelişme kendisini yine ko
ğu çekingen bir biçimde karşı çıktı, bir azınlık aktif olarak mu yuyor. Görkemli pratiği yaşatmak, bir ölçüde, teorik çalışma
halefet etti ve bunun sonucunda Lısenko bayrağım taşımak nın yoksullaşması pahasına gerçekleşiyor.*
militan öğrencilere kaldı.» 39 İradecilik her zaman öğrencilere
1929 yılında Stalin'in teorik çalışma çağrısını 1930 yılında
düşüyor ve öğrencilere kalıyor.
Gosplan'da önde gelen iktisatçıların tasfiyesi izliyor. Önde ge
Şimdi sıra iktisatçılara geliyor. Tarihsel bir rastlantı ile len iktisatçılar? Bu çalışmanın daha sonraki bölümlerinde ay
iktisatçılar sorununa tarım uzmanları, agranom, sorunundan rıntı ile ele alınan ve görüşleri çözümlenen bu iktisatçılar da
geçiliyor. 1929 yılı sonunda Stalin, marksist tarım uzmanları, ha çok V.G. Groman'ın liderliğinde bir araya geliyorlar. İkin
agrarnik-marksist, konferansında konuşuyor. Konuşmasının he ci adam V.A. Bazarov. Sosyalist tarihte 1930 yılında tasfiye
men başında şu cümleler var: «Sosyalist kuruluşumuzun pra edilen bu iktisatçıların tümüne «Groman-Bazarov Yıkıcılığı»
tik başarılarıyla övünmemiz için sebeplere sahip olmamıza adı veriliyor.
karşın, genel olarak ekonomi ve özel olarak tarım alanından
Üzerinde durmak gerek. Tasfiye edilenler kimler? Kim
teorik başarılarımız hakkında aynı şeyi söyleyemeyiz. Dahası
olduklarını öğrenmenin «en iyi» yollarından birisi, Sovyetler
var; bizim pratik başarılarımızın teorik düşüncelerle çakışma
Birliği'ne düşman bir kaynağa bakmak olmalı. Naum Jasny'nin
dığını, pratik başarılarımız ile teorik düşüncenin gelişmesi ara
«Soviet Indusrialization 1928-1952» adını taşıyan çalışması
sında bir kopukluk bulunduğunu, bu arada, teorik çalışmanın
bunlardan birisi. Ancak bu kaynağın seçilmesinde bir başka
yalnızca pratike yetişmesi değil onu geçmesi ve böylece de
sosyalizmin zaferi için mücadele eden pratisyenlerimizi silâh
landırması gerektiği kabul edilmelidir.» 40 Bu düşünceler ve di (*) 1964 yılında toplanan matematik iktisatçılarının yuvar
lak masasında şu sözler dile getiriliyor:
rektif üzerinde durmak gerekiyor.
«Muhtemelen biyoloji bir kenara konulursa, kişilik putlaş
Stalin bir çağrıda bulunuyor. Pratik ile teori arasında tırmasından iktisattan daha çok zarar gören bir başka bilgi
dalı göstermek zor olacak.»
ve tarihin belli bir noktasında ortaya çıkan eşitsizlikten söz
Ekonomisti i Matematiki za Kruglım Stolom, Moskva, 1965,
ediyor. Pratik, yeniliğini ve zenginliğini biriktiriyor. Teori bu s. 9; aktaran, M. Ellman, Soviet Planning Today, Camridge Uni-
na ayak uyduramıyor. versity Press, 1972, s. 1.
Bunu, sosyal bilimlerde matematiğin faziletlerini abartan
Bu çağrıdan sonra da tümüyle ayak uydurabildiği söylene
Sovyet iktisatçılarının kendi eksikliklerini Stalin'de aramaları
mez. Stalin'in bu gerekli ve zamanlı çağrısı, Sovyetler Birliği şeklinde değerlendiriyorum. Bu yargının inandırıcı bir dayanağı
içinde ve dışında, üstelik oldukça uzun bir süre, her pratiği olduğunu sanmıyorum.
56 57
neden daha var. Jasny, kitabını, bir ara beraber çalıştığı ve Sovyetler Birliği'nde Sosyalizmin Kuruluş süreci içinde ve
beraber çalışmaktan gurur duyduğu, «plâncı, savaşçı, büyük 1930 yılına kadar ekonomik örgütler, piyasayı değiştirilir gü-
adam» olarak nitelediği Vladimir Gustavoviç Groman'a ithaf cimden yoksun burjuva iktisatçıları ile dolu idi. Bunu Jasny
ediyor, öyleyse, Groman'ı Jasny'den tanımak «nesnel» sayıla de söylüyor. Kendi diliyle: «Narodnik hizip veya isimlendiril-
cak. miş biçimiyle Neo-Narodnikler, doğal olarak, tarımsal araştır
Ancak Groman'ı başka kaynaktan da tanımak mümkün. mada kümelendiler. N.D. Kondradiev'in yetenekli liderliğinde
Stalin, 1929 yılında marksist tarım uzmanları konferansında Narodnikler, Tarım Komiseryası'nda araştırma ve plânlamayı,
konuşurken şöyle diyor: «Burjuva iktisatçıları tarafından geliş hemen hemen tekellerine aldılar.» 42 Tarım, Narodniklerin elin
tirilen ve 'makas' adı verilen konuyla ilgili bir önyargı var; de bulunuyor.
Sovyet yazınında, maaalesef, yaygın olan diğer burjuva teori Jasny bilgi vermeye devam ediyor: «Menşevik A.M. Ginz-
leri gibi buna karşı da amansız bir mücadele açmak gerekmek burg Yüksek Ekonomi Kurulu'nda plânlama çalışmalarını yö
tedir. Burada Ekim Devrimi'nin, güya köylüye, Şubat Devri- netiyordu. Fakat menşevik güçlerin en sağlam mevzii, yönetici
mi'nden daha az verdiğini, daha açık konuşulursa, köylüye hiç ışık durumunda V.G. Groman olmak üzere, Gosplan idi. 1923
bir şey vermediğini ileri süren teoriden söz ediyorum. Bu ön yılından 1927 yılı sonuna kadar bu grup yıllık plânların hazır
yargı bizim yazınımızda bir ara bir 'sovyet' iktisatçısı tarafın lanmasına egemen oldu ve Birinci Beş Yıllık Plân'ın hazırlan
dan yayılmıştır. Doğru, bu 'sovyet' iktisatçısı daha sonraları masını önemli ölçüde etkiledi. Sovyet Plânlamasının son dere
bu teoriyi terketmiştir.» Bu sırada salondan «kim bu adam?» ce önemli kilometre taşları olan 1925-26, 1926-27 ve 1927-28
sesi yükseliyor. Stalin devam ediyor: «Groman'dır.» 41 Groman, yılları için SSCB Ekonomisi Kontrol Rakamları hemen hemen
iktisatta denge düşüncesini savunuyor. Denge, piyasaya dayan 43
tamamen Groman tarafından hazırlandı.» İlginç olmalı, gör
mak oluyor. Kontrol edilemeyene, değiştirilemeyene dayan kemli pratikleri yaratan plânlar burjuva iktisatçılarının önemli
mak oluyor. Groman ve Bazarov, Sovyet sanayileşmesinin hı etkinlikleri altında hazırlanıyor.
zını, tarımın yaratacağı pazar ile dengeli bir biçimde tutma
yı savunuyorlar. Ancak sanayileşme atılımına bunlarla başlanmadı. 1928 yı
lında, NEP'in tamamen tarihe karışmasıyla birlikte Groman
Neden? Hain oldukları için mi? Pek söylenemez. Şu söy
Gosplan'dan uzaklaştırıldı. Kondradiev başında bulunduğu
lenir: Burjuva iktisatçısı oldukları için. Burjuva iktisatçısı da
Enstitü'den alındı. Jasny'in verdiği bilgiye göre 1930 yılı so
yasaların peşindedir. Bir anlamda anarşik piyasanın bilimsel
nunda bir tek istisna ile tüm Narodnik ve Menşevik iktisatçı-
yasalarının peşindedir. Ancak burjuva iktisatçısı bu yasalarla
piyasayı, anarşik yapıyı, değiştirmeyi düşünmez; bu istek ve
masını, büyük ölçüde, aradıkları bilimsel yasalara ve bu bilim
gücü kendisinde bulamaz. Bu yasalarla piyasaya teslim olur.* sel yasalar araclıığıyla piyasaya esir düşmelerine bağlıyorum.
İnsanlar değiştiremeyecekleri güçler karşısında küçülürler.
(*) Meslekdaşlarımı, iktisatçıları, düşündükçe hep aklıma, Köylü hava koşullarını; denizci, denizdeki dalgaları; pilot, ha
kendi vücuduna bakarak hamamböceğine dönüşen Kafka'nın vadaki fırtınaları kontrol edemeyeceğini düşünür. Bu yüzden
Georg Samsa'sı geliyor. küçülür. Bu yüzden çok dindardır. Büyüye inanır. Tanrı'ya esir
Dünyanın her yerinde gericilerin en çok iktisatçılardan çık- düşer.
58 59
lar aktif görevden uzaklaştırılmış oldular. Sonra da yargılandı plâna çıkarılmasının bir diğer yanı var. Bu yapılırken bir baş-
lar.* ka vurgulama ile arka plâna itilen bir diğer yan var. Şöyle:
Bu, başlangıç. İlginç olan şu: Stalin döneminde tasfiye Marksizmin kurucuları, ütopyacı sosyalistlerle mücadelelerin-
ler Gosplan'da başladı ve 1949 yılında yine Gosplan'daki tas de, sosyalizmin bilimsel yanma ısrarla parmak bastılar. Sosya
fiye ile sona erdi. Bir başka deyişle iktisatçılarla başladı ve yi lizmin, toplumun bilimsel yasalarına dayanarak kurulan ve ge
ne iktisatçılarla bitti. lişecek olan bir düzen olduğunu ön plâna çıkardılar. Böylece
Bunun bir açıklaması gerek. Sanayileşmenin ve plânlama «Bilimsel Sosyalizm» deyimi yaygınlık kazandı.
nın, ilk ülkede sosyalist iktidarın tutunması ve sağlamlaştırıl Şimdi Marx'm Felsefenin Sefaleti'nde yazdığı göz önüne
ması için ne denli önemli olduğu şimdiye kadar belirtildi. Hiç getirilince bu «Bilimsel Sosyalizm» deyiminin pek öyle rahat
kuşku yok, yalnızca bu önem, iktisatçılar arasındaki burjuva lıkla kullanılamayacağı ortaya çıkıyor. Çünkü Marx'm sosya
unsur ve eğilimlerin tasfiyesini açıklamaya yetebilir. lizmi, tıpkı siyasal iktisat gibi bir bilim olarak düşündüğü an
Eklenecekler var. Her halde Marx'ın Felsefenin Sefaleti'n- laşılıyor. Eğer bu anlayış doğruysa «Bilimsel Sosyalizm» de
de geçen şu değerlendirmesini hatırlamanın zamanıdır: «Tıpkı yimi, «Bilimsel Bilim» demekten farksız olacak; bu yüzden de
iktisatçıların burjuva sınıfının bilimsel temsilcileri olmaları gi «Bilimsel Sosyalizm» deyimini kullanmak, bilimsel açıdan, sa
bi sosyalist ve komünistler de proleter sınıfın teorisyenleri- kıncalı olacak.
44
dir.» İktisatın ve daha doğru deyimle, siyasal iktisatın, bur
juvazinin iktidar bilimi olduğu vurgulanıyor. Zaman zaman Marx, sosyalizmi, burjuvazinin iktidara yürüyüşünün bili
unutulan bu noktanın zaman zaman ön plâna çıkarılmasında mi olan siyasal iktisatın karşıtı bir bilim olarak düşünüyor.*
yararlar var. Bu yeni bilimin temellerini atıyor. Hiç kuşku olmasın bu temel
lerin bir bölümünü ütopyacı sosyalistlerden alıyor.** Bir bölü
Yalnız iktisatın, burjuvazinin iktidar bilimi olduğunun ön
münü ise doğrudan doğruya burjuvazinin siyasal iktidara yü
(*) Yargılananların çoğu akıl almaz «itiraflar» yaptılar. rüyüşünün bilimi olan siyasal iktisattan devşiriyor. Marx, Grun-
Bunların sırrı bugüne kadar çözülmüş değil. En «düşman» kay
naklar bile herhangi bir işkencenin söz konusu olmadığında drisse'de, bayağı Amerikan iktisatçısı Carey ile bayağı Fran-
birleşiyorlar. Jasny, Groman'ın «itirafları» için bir gerekçe bul (*) Sosyalizmi, bir bilim olarak değil de, bilimsel olması
mak zorunluluğunu duyuyor. Bulabildiği şöyle : gereken bir mücadele ve düzen olarak anlamanın, sosyalizmi
«Müzmin akciğer anjini (1923 yılında Berlin'de bir doktor kurmamış ülkelerde» sosyalist mücadeleyi fakirleştirdiği kanı
bir yıllık ömrü kaldığını söylemişti) aşırı içki düşkünlüğü bu sındayım. Bu yüzden bu nokta üzerinde duruyorum.
nunla ilgilidir. Otuz yıldan uzun süren aralıksız mücadele, bir «Bilimsel sosyalizm» birtakım «bilim havarileri» aracılığıyla
şey için, bazı kimselere karşı, çok zaman da herkese karşı sosyalist mücadeleyi kısırlaştırıyor; buradaki «bilimsel» sıfatı,
bu aralıksız mücadelenin de rolü var. Bunun dışında Narodnik- çok zaman, topluma bilimsel gözle bakma yerine temel kitap
lerin hemen hepsi itirafta bulundular ve hapse girmeden bu eş lardan bazı sureler aktarma ve daha önemlisi bir derviş rahat
siz mücadeleyi terk ettiler.» lığı ile başarısızlıkları kapatma eğilimlerini kolaylaştırıyor.
N. Jasny, Soviet Industrialization 1928-1952, University of Eğer sosyalizm bir bilimse bunun bir teorisi ve bir de pratiği
Chicago Press, 1961, s. 440. vardır. Bunlar, birbirinin kopyası değildir. Bir politikası vardır;
işkence iddiaları gibi Jasny'nin gerekçeleri de inandırıcı gö bilimseldir, ancak bir sanat yanı vardır.
rünmüyor. (**) Bu noktayı bu dizinin birinci kitabında geliştireceğim.
60 61
sız iktisatçısı Bastiat'nın Ricardo'ya yönelttikleri eleştirilerden bilim olan siyasal iktisat, kapitalizmin küçük ve artizanal iş
söz ederken, bir yerde, şunları yazıyor: «Her ikisi de siyasal ik- letmelerden geliştiğini gösteriyor. Daha sonraki deyimle «kü
tisatın anti-tezinin -yani sosyalizm ve komünizm- teorik ön ka çük burjuvazi» burjuva düzeninin başlatıcısı oluyor. Bu, bir
bullerini, başta siyasal iktisatın tam ve nihai açıklaması olan bilim olan siyasal iktisatın önemli bulgularından birisidir. İşçi
Ricardo olmak üzere, siyasal iktisatın klasik eserlerinde bul sınıfının iktidara gelmesi, burjuva iktidarına son veriyor. İlk
duğunu kavradılar.» 45 Burada Marx, çok açık olarak, sosyaliz ülkede işçi sınıfı köylülükle iltifak yaparak iktidara geliyor.
mi, bir bilim olan siyasal iktisatın anti-tezi olarak, ve kuşku İktidarın ilk dönemlerinde kırda ve kentte küçük burjuvazi
suz, bir bilim olarak ortaya koyuyor. varlığını sürdürüyor. Ancak küçük burjuvazinin, özellikle ta
rım kesiminde küçük işletmelerin varlığı, sosyalist bir düzende
Bundan sonra bir parantez ile devam etmek gerekiyor.
kapitalist restorasyonun kapısını açık tutuyor. Bu da sosyalizm
Kısaca şu: Marx ve Engels'in kapitalizmi inceledikleri ve sos
biliminin önemli bulgularından birisi oluyor.
yalizmi geliştirmedikleri görüşü tümüyle doğru değil. Ancak
kısmen doğru. Bir bilim olan sosyalizmin kuruluşu ile ilgili ola Bu yüzden 1920 yıllan nin başında Lenin, küçük işletmele
rak bir bilim olan siyasal iktisattan bazı temel ilkeler çıkardılar. ri sosyalizm için büyük iletmelerden daha büyük bir tehlike
Teorik geliştirmeleri başlattılar. Ancak pratik olmadan bilim olarak görüyor ve gösteriyor. 1920 başında küçük burjuva ya
ve teori olmayacağı açık. Yalnız ilk ülkede sosyalizm pratiği pı, kırda ve kentte, ilk sosyalist iktidarın karşısındaki en bü
ortaya çıkıncaya kadar sosyalizmin hiç pratiği olmadığı yar yük tehdit olarak tespit ediliyor. Bu yüzden 1920 yıllarının so
gısı anlamlı değil. Çünkü İngiltere'de Owen, Fransa'da Fouri- nuna doğru Stalin, Sovyetler Birliği'ndeki tarımsal yapıyı, ka
er'in yaptıkları da bir pratiktir. Babeuf'ün mücadelesi de, kısa pitalist restorasyonun tohumlarını içeren bir kesim olarak gö
süreli Komün de. Unutmamak gerek, olumsuz pratik de bilim rüyor. Tedbirleri alıyor ve kollektivizasyon başlıyor.
sel açıdan çok değerlidir. Kütleler ve bilim adamları, olumsuz
pratikten çok zaman olumlu pratik değerinde dersler çıkarır Küçük burjuvazi, bir varlık olarak, tam bir tasfiye süreci
lar. Dolayısıyla bir ölçüde pratik de var. Marx ve Engels'in içine giriyor. Bu yüzden olsa gerek, 1930 yıllarında Sovyetler
zamanında sosyalizm biliminin kurulabilmesi için bir ölçüde Birliği'nde «Siyasal İktisat» da tasfiye ediliyor. Ancak başka
gerekli pratik de var. nedenlerle birlikte, köylülükten yeni çıkmış işçiler nicel olarak
çok büyük olduğu için, küçük burjuva ideolojisinin bazı un
Fakat kesinlikle gerekli tüm ölçüde yok. Gerekli pratiğin surları ve bu arada değer yasası etkinliğini sürdürüyor.
tamamlanması, ilk ülkede sosyalizmin kuruluşu ile birlikte baş
lıyor. Sovyetler Birliği'nde Sosyalizmin Kuruluşu, zengin ve Bir süre daha.* 1943 yılında Pod Znamenem Marksizma,
görkemli pratiğiyle olduğu kadar, olumsuz sayılan «Proleter Marksizmin Bayrağı Altında, dergisinde bir inceleme yer alı-
Yazarlar» veya Lısenko Olayı türünden pratikleriyle de, sos (*) Bu süre, bu kitap için aldığım zaman kesitini aşıyor.
yalizm bilimin geliştirilmesi için paha biçilmez bir hazine olu Ancak burada ileri sürdüğüm görüşlerin net olarak ortaya çı
yor. Sosyalizm bilimini geliştirmek için fırsat doğuyor. kabilmesi için bu zaman kesitini aşmam gerekti.
Ayrıca bu birinci bölümü, çalışmanın tümü için bir «giriş»
Burjuvazinin iktidar bilimi olan ve bu yüzden burjuvazi olarak da hazırladım. Bu yüzden de belli bir gelişmeyi izlemek
iktidara yürürken devrimci; iktidarı aldıktan sonra tutucu bir zorunlu oldu.
62 63
yor. Önemli oluyor. Önemi, hemen İngilizceye çevrilerek Ame Şu anlamda: Eğer siyasal iktisat burjuvazinin iktidar bilimi ise,
rikan İktisatçılar Derneği'nin dergisinde, American Economic ki öyledir, değer yasası da burjuvazinin yönetici ilkesidir.
Review, yayınlanmasından belli oluyor. İncelemenin başlığı
şöyle: «Sovyetler Birliği'nde İktisat Öğretimi». Şimdi sıra bun «Özellikle bizim derslerimizde ve ders kitaplarımızdaki
da. yanlış düşünce, sosyalizm iktisatında değer yasasına yer olma
dığı düşüncesinden kaynaklandı. Bu düşünce marksizm usta
Şu bilgiler var: «Tüm-Birlik Yüksek Eğitim Komitesi'nin
larının çeşitli açıklamaları ve tüm sosyalist kuruluş deneyimi
kararına uygun olarak, ülkemizin yüksek akademik kuruluşla
ile açıkça çelişmektedir. Değer yasasının kapitalizmin yükseli
rında siyasal iktisadın okutulmasına geçen akademik yıl yeni
şinden çok önce işlemeğe başladığı, Engels'in yasanın 'yaşı'
den başlanmıştır.» Devam ediyor: «Üniversitelerimizde siya
olarak beş ilâ yedi bin yıllık bir zaman tahmin ettiği çok iyi
sal iktisat eğitimine bir kaç yıllık aradan sonra yeniden başlan
bilinir. Kapitalizmin ortadan kaldırılmasından sonra sosyalist
mıştır.» 46 Demek ki, siyasal iktisata yeniden ihtiyaç duyulu
toplum, devleti aracılığıyla, değer yasasını, sosyalizmin çıkar
yor.
larına, ekonominin plânlı yönetimine tabi kılar ve bu meka
Siyasal iktisatın yeniden ders programı yapıldığı bir sıra nizmayı (para, ticaret, fiyatlar v.b.) bu amaçlar için kullanır.»
da, siyasal iktisat kaldırılmadan okutulmuş olan siyasal iktisat Tekrar olmalı; yasanın eskiliği ile ilgili olarak doğru değerlen
ders ve kitapları da eleştiriliyor. Bu eleştiri de kaydedilmeğe dirmelerin yanında sorunun değer yasası olduğu açıkça görü
değer: «Siyasal iktisat derslerinde sosyalist üretim biçimi, ge lüyor.
nellikle, dersin ilgili bölümüne 'ekler' biçiminde ele alınıyordu.
Üstelik 'ekler' son derece yüzeysel ve kaba biçimde idi. Sonu İş burada kalmıyor. Marx ve Engels, sosyalizmde değer
cunda bunlar, eğer kapitalizmde şu veya bu prensip, şu veya yasasının işleyeceğini önceden görüyorlar. Bu ne demek? Bir:
bu yasa, veya şu veya bu kategori varsa, sovyet ekonomi siste Marx ve Engels'in kestirim yeteneğinin, sanıldığından da yük
minde zorunlu olarak bunların olmadığını ve tersinin yürürlük sek olduğu demek. Gerçekten ilk sosyalist iktidarda değer ya
te olduğunu söylemekten ibaret oluyordu. Örnek olsun, değer sası varlığını çok acı bir biçimde belli ediyor. İki: Ancak Marx
yasasından sonra sovyet koşullarında bu yasanın geçerli olma ve Engels, sosyalizmde değer yasasının etkinliğinin giderek ar
dığını gösteren 'ekler' yer alıyordu. Böyle 'ekler' de değişmez tacağını söylemiyorlar. Birinci aşamada değer yasasının etkin
bir biçimde kapitalizmle ilgili her yasadan sonra hemen sunul liğini artırmak, değer yasasına daha etkin bir yer vermek, ikin
duğu için öğrenci, sosyalizmde hiç bir ekonomik yasanın işle ci aşamaya geçişin kapılarını kapamak demektir.
mesi için bir imkân olmadığı kanısı ile baş başa bırakılıyor
47 Ancak 1943 yılında Sovyetler Birliği'nde iktisatçıların «İk
du.» İnceleme bu yaklaşımı «tümüyle yanlış» olarak niteli
tisat Öğretimi» incelemesi bunu istiyor. Açıkçası ve kendi cüm
yor.
leleriyle, şunu istiyor: «Bununla birlikte fiziksel ve entellektü-
Siyasal iktisat okutulacak mı, okutulmayacak mı? Tartış el iş arasında bir fark halâ var. Bir tür iş, diğerinden daha çok
ma, değer yasası işleyecek mi, işlemeyecek mi, tartışmasına eğitim istiyor. Başka deyişle, becerili ve becerisiz emek ara
iniyor. Çok büyük ölçüde. Bunda da şaşırtıcı bir yan olmamalı. sında ve çeşitli beceri derecelerini gerektiren iş arasında fark
En azından şimdiye kadar geliştirilen düşüncelerin ışığında. lar vardır. Bir tür uğraş diğerine göre teknik açıdan daha iyi
64 65
donatılmıştır; mekanizasyon ve elektirifikasyon düzeyleri çe lıştır» diye başlıyor. «'Sovyetler Birliği'nde İktisat Öğretimi'
şitli üretim kollarında aynı değildir.» İktisatçılar, büyük ölçü makalesindeki revizyon, marksist ilkelerin revizyonu değil sov
de doğru gözlemler yapıyorlar. yet iktisatçılarının daha önceki öğretimlerinin revizyonudur.
Gerçekte de, bir süreden beri sovyet iktisatçılarının terk etmiş
Bu doğru gözlemlere esir düşüyorlar. Şöyle: «Bütün bun
oldukları orjinal marksist doktrine dönüştür.» 50 O sıralar Ame
lar bir işçinin bir saatlik (veya günlük) işi, diğerinin bir saat
rika Birleşik Devletleri'nde uygun «marksist» teorinin temsilci
lik (veya günlük) işine eşit değildir. Bunun sonucunda, bir sos
liğini yapan Lange de yeni eğilimi desteklemiş oluyor.
yalist toplumda emeğin ve tüketimin ölçüsü ancak değer yasa
sına dayanılarak hesaplanabilir.» 48 Aşamacılık nelere kadar gö 1943 tarihli «Sovyetler Birliği'nde İktisat Öğretimi» ince
türüyor! Değer yasası, bir bölüşüm yasasına dönüşecek. Ücret- lemesinden 1949 yılı sonuna kadar ki gelişmeler, çok kısa ola
leme ve tüketim buna göre yapılacak. İktisatçılar, yasalara rak, şöyle: 1947 yılı sonunda Bakanlar Kurulu «Para Reformu
esir düşüyorlar. İşlerine gelmediği de söylenemez. ve Besin ve Sanayi Ürünlerinde Karne Sisteminin Lağvı» ile
Her halde kuşku duyulmuyor, iktisatçıların «İktisat Öğre ilgili kararnameyi yayınlıyor.51 Bu dönemde ısrarla işçilerin ve
timi» incelemesi, Batı dünyasında sevinçle karşılanıyor. «İşte bu arada en düşük ücretli kesimin durumu düzeltilmeye çalı
marksizm budur!» Değerlendirme budur. Marksizmin bu tür şılıyor. Karne sistemi, ilke olarak, düşük gelirlilerin çıkarına
lüsü Batı'da iktisatçılar tarafından beğeniliyor. Biri şöyle: «İn uygun düştüğü ve karne sisteminin kaldırılmasından bunlar
celemenin kendisine gelince, gerçekten söylenecek söz çok az. rahatsız olacağı için Ücretler de uygun bir biçimde artırılıyor.
Bu, söz ve sloganların mekanik ve dogmatik kullanılışı ve Alec Nove'un verdiği bilgiye göre ücretlerdeki artış şöyle
marksist ilkeleri yeni durumlara uygulamadaki yetersizlikler sıralanıyor: «Ayda 110 rublelik maksimum artış, en düşük üc
nedeniyle kafa karışıklığına uğramış öğretmenler için marksist retli kesime verildi. Orta düzeyde işçiler aylık 90 ruble artış
iktisatin mükemmel ve net bir açıklamasıdır.» 49 Bundan daha aldılar. Ayda 900 rublenin üzerinde alanlara hiç bir artış ya
fazla öykü zor olsa gerek. pılmadı.» 52 Savaştan sonra ekonomiyi normal işleyişine kavuş
Yergi yok değil. Pod Znamenem Marksizma'da çıkan in turacak adımlar atıldı. Ancak bunlar, pek de öyle, değer yasa
celemenin çevirmeni Raya Dunashevskaya'dan geliyor. Bayan sını tüketim ve işgücü ödemelerine egemen kılma yönünde ol-
Dunashevskaya'nın bir Trotskiy izleyecisi olduğu ve «İktisat kadar önemli görevlere gelmesiyle 1980 yazında Polonya'da or
Öğretimi» incelemesini «revizyonist» olarak nitelediği anlaşılı taya çıkan ve Pravda'nın «anti-sosyalist» olarak nitelediği ge
yor. Dunashevskaya'nın kısa eleştirisinde bundan öte bir an lişmeler arasında bir bağ kurulabileceğini düşünüyorum.
lam yok. Çünkü Lange, bu kısa notunda ve daha 1945 yılında şun
ları yazıyor :
Trotskist Dunayevskaya'ya cevap ise daha sonraki yıllarda
•Bugünkü sovyet iktisat teorisi, sovyet ekonomisinin yö
sosyalist Polonya'da plânlama başkanlığı ve devlet başkan yar netilmesi için yeterli bir rehber sağlayamıyor. Bu ancak sovyet
dımcılığı gibi sorumlu görevlerde bulunacak olan marjinalist iktisatına marjinal analizin metod ve tekniklerinin katılmasıyla
iktisatçı Oskar Lange'ye düşüyor.* Lange «bu yorum çok yan- yapılabilir.»
O. Lange, Communication to Raya Dunayevskaya, American
(*) Daha sonraki yıllarda Oscar Lange'nin Polonya'da bu Economie Review, March 1945, s. 133.
66 67
madı. «Para reformu», bir Sovyet iktisat tarihinde yazıldığı «bir yeni ve tamamıyla fonksiyonel fiyat ımekanizması uygula-
gibi, «emekçilerin çıkarları göz önünde tutularak yapıldı ve maya kondu» diyerek takdis ediyor. 54 Bir Batılı sovyetolog ise
esas olarak, güç savaş yıllarında yeşeren ve 'çekmecelerinde' daha sonraları şunları yazıyor: «Voznesenskiy'nin kendisi 1949
büyük miktarda para biriktiren spekülatif unsurlara darbe in Mart ayında görevden alındı ve daha sonra da kurşuna dizil-
dirdi.» 53 di.» 55 Böylece Sovyetler Birliği'nde iktisatçı tasfiyesi tamam
1948 yılında ise Voznesenskiy'in «SSCB Savaş Ekonomisi» lanmış oluyor.*
adını taşıyan kitabı çıktı.* Voznesenskiy, Hruşof'un anılarında,
«Kuznetsov, Voznesensky ve Kosıgin troykasının» bir üyesi ola
rak niteleniyor. Politbüro üyesi ve güçlü Gosplan'ın başkanı. (*) Aslında bundan sonrası da bu çalışmanın sınır
Bu kitap ve Voznesenskiy, Sovyetler Birliği içinde «reformcu» larını aşıyor. Ancak bugünden bakmak daha önceki za
akımın önemli zincirlerinden birisi sayılıyor. man kesitlerinde yapılanları daha iyi açıklamayı sağlı
yor. Bunun için bundan sonrası ile ilgili çok kısa bir özet
Gosplan'ın Başkanı «Sovyet ekonomisinde değer yasası
yararlı görülüyor.
dönüşmüştür» diyor. Bu her halde ve Voznesenskiy'e göre
En önemli kilometre taşının Sovyetler Birliği Komü
«sosyalist toplumda metanın değişim değeri ile kullanım de
nist Partisinin 20'nci Kongresi olduğunda kuşku yok. Bu
ğeri arasındaki çelişkiden kurtulmuş» olmasından ileri geliyor.
Kongre'de Hruşov'un akıl almaz itirafları, değer yasa
Voznesenskiy, Sovyet ekonomisinde «dönüşmüş değer yasası
sına daha büyük bir işlerlik kazandırmak isteyen eğilim
nın» çok geniş ve etkin bir geçerliliği olduğu görüşünü ileri sü
ler için yeşil ışık işlevini gördü. Marjinalizm, yaygın bir
rüyor. «Değer yasası sadece üretimde değil değişimde de iş
moda haline geldi. Sovyet ekonomisinin güncel güçlük
lemektedir.» Ekliyor: «Değer yasası yalnızca ürünlerin dağıtı
lerini, matematik çözümler ve kompütürler yardımıyla
mında değil, aynı zamanda Sovyetler Birliği ekonomisinde,
ve özellikle ekonominin yönetiminde planlama örgütünün
emeğin, çeşitli kollar arasında dağılımında da işlemektedir.»
etkinliğini kısarak ortadan kaldırma eğilimi güç kazandı.
Böylece Gosplan'ın Başkanı, plânlamanın en önemli işlevlerin
Novojilov, Nemcinov ve Kantoroviç gibi matematik ikti
den birisi olan kaynakların çeşitli sektörler arasında dağıtımını
satçılar ekonomik tartışmaya hakim olmaya başladılar.
da değer yasasına bırakıyor. Geriye ne kalıyor ki?
1960 yıllarının ilk yarısında ise «siyasal iktisat» ye
Voznesenkiy'in liderliğindeki Sovyet ekonomisi 1 Ocak niden hücuma uğradı. Bu kez hücum matematikçilerden
1949 tarihinde fiyat reformlarını uygulamaya koyuyor. Sanayi geldi. 1965 yılında Novojilov, Nemcinov, Kantoroviç Le
ürünlerinin toptan fiyatları yüzde 60 oranında artırılıyor. Bir nin Ödülüne layık görüldüler. 1966 yılında «TsEMİ,
Batılı gözlemci hemen yaptığı bir değerlendirme ile bu reformla Merkezi Ekonomik Matematik Enstitüsü, Direktörü Aka
demisyen Fedorenko, iktisatta betimleyici ve yapıcı iki
(*) Bu çalışma sırasında Voznesenkiy'in kitabının aslını bu
lamadım. Çeşitli Batılı kaynaklar kitabın bir veya iki cümlesine yaklaşım arasında ayrım yaptı. Dolaylı olarak siyasal ik
atıf yapıyorlar. Daha sonra Stalin de aynı cümlelere atıf yapa tisat ile özdeş tuttuğu betimleyici yaklaşımın, planlama
cak. Bu cümleleri çeşitli kaynaklardan ve kaynak göstermeden ve ekonominin yönetimini iyileştirmek için yararlı düşün-
alıyorum.
68 69
çelerin tek kaynağı olarak gördüğü optimal planlama te kamu işletmelerinin konulan nitel ve nicel hedeflere uyu-
orisi ile özdeş tuttuğu yapıcı yaklaşım lehine terkedil- munu sağlama sorunu olarak ortaya çıkıyor. Libcrmaniz-
mesini önerdi.» min bulduğu çözüm ise şu oluyor: İşletmeleri mümkün
M. Elmann, Soviet Planning Today, Cambridge olduğu kadar serbest bırakmak, kendi kendilerine karar
University Press, 1972, s. 8. veren üniteler haline getirmek; sonra da bunların formüle
Bu yıllarda kapitalist dünyada «libermanizm» olarak edilen bir göstergeye göre hareket etmelerini sağlayarak
nitelenen ve sevinçle karşılanan bir önlemler dizisi uy hedefe ulaşmak.
gulanmaya konuldu. Alec Nove bunları «daha önce Yu Bunun için de daha önce Sovyet ekonomisinde uy
goslav sisteminde olduğu Sovyet ekonomisini sonunda, gulanan tüm başarı göstergelerinin önüne sermayeye oran
'pazar sosyalizmi' denilen sisteme çekecek olan bir büyük la hesaplanan kârlılık oranı getiriliyor. Kârlılık göster
değişikliğin ilk adımı» olarak niteledi. gesine uygun olarak hareket etmek daha çok maddi teş-
A. Nove, An Economic History of the USSR, London, viğe, başka bir deyişle akçalı özendiriciye, layık görülü
1969, s. 371. ! yor. Sovyet ekonomisinde başından beri yer alan kârlılık
M. Elmann ise bu dönemdeki gelişmelerin önemini ölçütü, daha önde ve fonksiyonel bir role sahip olurken
Sovyet tarihinden aldığı şu örneklerle gösterdi: «SSCB'- işletmelerin, maddi teşvik olarak alıp kullanacakları fon
nin tüm tarihinde birisi 1921-3 tarihlerinde Savaş Ko ların genişlemesi imkânı hazırlanmış oluyor.
münizminden NEP'e ve diğeri 1928-31 tarihlerinde NEP'- Libermanizm, temelde bu. Bu, bir tarafta, kârlılık
ten yönetimsel ekonomiye geçiş olmak üzere bu tür iki ölçütünün daha önce de kullanıldığının bilinmemesinin
reform oldu. Her ikisi de kısa bir zaman aralığında si yol açtığı cehaletle; diğer tarafta, kapitalist dünyada bu
yasal liderlik tarafından uygulamaya kondu. 1962-67 yıl tür gelişmeleri abartma eğilimiyle bir «kapitalist resto
larında, 22'nci Kongre ile Çekoslovakya olayları arasında rasyon» olarak değerlendirildi. Aslında atılan adım orta
geçen zamanda, sosyalizmin üretim ilişkilerinde yukar ya çıkan güçlüklere teslim olmak anlamım taşıyordu.
dan uygulamaya konabilecek bir üçüncü büyük değişik Libermanizm, Türkiye'de de, «kapitalist restorasyon»
lik olacakmış gibi göründü. Şimdi bunun için politik ira olarak değerlendirildi ve parlamento kürsüsünden sevinç
denin eksik olduğu görülüyor ama bu durum hep böyle le karşılandı. Libermanizmi ve bu akımı hiç benimseme-
gitmez.» mekle birlikte bu sevinç karşısında ve zamanında günlük
M. Ellmann, Planning Problems in the USSR, Cam bir gazetede şunları yazdım: «Liberman önerilerinin ken
bridge University Press, 1973, s. 134. disinden beklenenleri sağlayıp sağlayamayacağı ayrı bir
Batı dünyasında Sovyet güncel basınında bu çizgiyi konudur ve üzerinde tartışılabilir. Yalnız üzerinde tartı
savunan ve bu çizginin propagandasını yapan Profesör şılmayacak kadar açık olan iki nokta vardır. Bunlardan
Libermanın adına Libermanizm» olarak nitelenen bu eği biri, getirilen düzenin daha önceki düzene göre temelli
lim, esasında, çok basit bir programı içeriyor. Sorun, bir yenilik olmadığıdır. Bu daha önceki örnekler arasın-
70
da, yeni ihtiyaçların açtığı bir değişmedir. İkinci nokta, ya'daki gelişmeler karşısındaki tutumunu bir müdahale
önerilerin bütünü ve uygulanış biçimi ne bir kapitalist- den çok sistemin kendi içine yönelik bir düzeltme girişimi
leşme, ne de planlamadan uzaklaşma anlamını taşımak olarak değerlendirdim. Bu nedenle de, o zaman bulun
tadır.» duğum İngiltere'den gönderdiğim bir yazıyla, bu girişimi
Y. Küçük, Liberman'ın Tezleri ve Kamu Kuruluşları, eleştirenleri, bu girişimin «muhtemel olumlu sonuçlarıy
Milliyet, 2 Nisan 1968, 2. la — k i Sovyetlerdeki gelişmeler, Polonya parti kongresi
Aynı yazıda, Liberman önerileri içinde yer alan mad bu yönde ilk işaretlerdir— ilgilenmek yerine yeni kuram
di özendiricileri artırma eğilimini ise, dolaylı olarak şu lar bulma yönündeki kuşkulu eğilimi hızlandırdıkları» için
şekilde eleştirdim: «Sosyalist bir ekonomide materyal eleştirdim.
özendiricilerin bu kadar önem kazanması eleştirilebilir; Y. Küçük, TİP'teki Bunalımın Nedeni, ANT, 24 Ara
maddi özendiricilerin sosyalist felsefe ile çeliştiği ileri sü lık 1968, s. 12.
rülebilir. Aynı sorunun, sosyalist işletmelerin başarısı so Olaylar da bu yönde gelişti. Gerçekten girişimin muh
rununun, Çinde olduğu gibi, bütünüyle moral özendi temel olumlu sonuçları realize edildi. Batılı sovyetolog
ricilerle çözülebileceği söylenebilir. Fakat bütün bunlar M. Ellman şunları yazdı: «Sonraları, özellikle 1968 Çe
sosyalist bir düzen için geçerli düşüncelerdir. Sosyalist koslovakya Olaylarının yanlış teorik görüşlerin pratikte
olmayan bir düzende özendirici kavramı düzenin temel ne anlama geldiğini göstermesinden sonra rüzgâr öbür
taşlarından birisidir.» Çünkü maddi özendiriciler, değer yönde esmeye başladı ve TsEMİ bazı ekstrem iddiala
yasasının bir gereğidir. Bunun zaman içinde artması de rından vazgeçmek zorunda kaldı.»
ğil azalması gerekir. M. Ellman, Soviet Planning Today, Cambridge Uni-
Liberman'ın tezleri böylesine tartışılırken 1968 son versity Press, 1972, s. 3.
baharında Çekoslovakya olayları ortaya çıktı. Çekoslo
vakya, Liberman'ın tezlerinin benzerlerini Otto Şik'in adı
na bağlanan reformlarla fakat çok büyük bir cüretle uy Yasalar ve Son Yazılar
gulamaya koyuyordu. Otto Şik'in reformlarını bir kapi
İktisatçı tasfiyesinden sonra 1950 yılında 1949 yılındaki
talist restorasyon olarak nitelememek için pek az neden
uygulama tersine çevriliyor. 1949 yılında artırılmış olan fiyatlar
vardı. Nitekim öyle değerlendirildi. Sovyetler Birliği, Çe
1950 yılında indiriliyor. Buna ek olarak yine 1950 yılında Sta-
koslovakya'daki kapitalist restorasyonu önlemek için mü
lin, büyük bir tartışmayı başlatıyor. Tartışma, linguistik gibi
dahale etmek ihtiyacını duydu.
sakin bir konuda. Aslında tartışma 1950 yılı Mayıs ayında ve
Dünyada birçok sosyalist parti ve aydın bu ihtiyacı
Pravda gazetesi tarafından açılıyor. Pravda, dil üzerindeki tar
anlayamadı. Türkiye'deki zamanın sosyalist partisi olan
tışmayı bir kampanyaya dönüştürüyor.
Türkiye İşçi Partisi yönetimi de bu müdahaleyi şiddetle
eleştirdi. O zaman da, Sovyetler Birliği'nin Çekoslovak- Stalin bu tartışmaya aynı yılın Haziran ayında katılıyor.
«Bir genç yoldaş grubu, dilbilim sorunları konusunda ve özel-
72 73
likle dilbiliminde marksizm üzerine ne düşündüğümü basında lerinin belirtisidir.» Bu tanımlama ile gramer, bilimsel yasalar-
açıklamamı istedi» diyor. 56 Açıklamaları, bu kampanyanın dil la eş düzeyde tutulabilir mi? Tutulamaz. Gramer, bilimsel ya-
sorununun kapsamını aştığını gösteriyor. salardan çok daha büyük ve bu yüzden de çok daha kalıcı bir
Dilin bir üst yapı olmadığım belirtiyor. Ancak bunu be soyutlama düzeyidir. Ve «bir dilde esas olan, gramer sistemi
lirtirken üst yapıyı önemsiyor ve üst yapının rolünü güçlendiri ve sözcük hazinesinin temel özüdür.» 58 Dilin bu özelliği dilin
yor. Şöyle: «Üstyapıyı doğuran temeldir, ama bu, hiç bir za ayrılığını belirlemektedir.
man, onun temeli yansıtmakla yetindiği, edilgen, yansız oldu Belirlenen bir ayrılık şudur: «Marksizme göre dilin eski
ğu, temelin yazgısına, sınıfların yazgısına, rejimin niteliğine bir nitelikten yeni bir niteliğe geçişi, ne patlama biçiminde, ne
karşı kayıtsız bulunduğu anlamına gelmez. Tersine üst yapı de eski dilin yok edilişi ve bir yenisinin kuruluşu biçiminde
bir kez doğunca, etkin pek büyük bir güç olur, temelin bil oluşmaktadır, ama yeni niteliğin öğelerinin tedrici birikimi ile
lurlaşmasına ve güçlenmesine etkili bir biçimde yardım eder; ve böylece eski niteliğin öğelerinin tedrici olarak sönmesi bi
eski düzenin ve eski sınıfların yıkımının tamamlanmasında ve çimindedir.» Dilde patlama, başka bir deyişle, nitelik değiş
onların tasfiyesinde, yeni düzene yardım etmek üzere gereken tirmek için ihtilâl yolu kapalı tutuluyor.
bütün önlemleri alır.» Aşırı determinist Stalin, 1950 yılında
İhtilâlci Stalin bir yerde ihtilâl kapısını kapatıyor. Sade
üst yapıdaki unsurların aktif olabileceğini söj'lemek ihtiyacını
ce bir yerde mi? Devam ediyor: «Patlamalara karşı tutkuları
duyuyor.
olan yoldaşlar için genel olarak şunu anımsatmak gerekir ki,
Bu Stalin'in daha önceki görüşleriyle çelişiyor mu? Dil eski bir nitelikten yeni bir niteliğe patlama yoluyla geçişi ön
üzerine yazılarında Stalin bu soruya açıklık getirmek yerine gören yasa, yalnızca dilin gelişmesinin tarihine uygulanamaya
böyle bir sorunun önünü kapatmayı uygun buluyor. Dil ile il cak durumda değildir: Aynı zamanda bu yasa, temeli ya da
gili olarak kendisine gelen bir mektuba verdiği cevapta şun üstyapıyı ilgilendiren başka toplumsal olgular için de her za
ları yazıyor: «Mektubunuz, üstü kapalı iki varsayımı içermek man uygulanabilecek durumda değildir. Bu, düşman sınıflara
tedir: Birincisi, şu ya da bu yazarın yapıtlarından bir parçayı, bölünmüş bir toplum için zorunludur. Ancak düşman sınıfları
o parçanın incelediği tarihsel dönemden ayırarak çıkartmanın kapsamayan bir toplum için hiç de zorunlu değildir.» Düşman
mümkün olduğu varsayımı; ve ikincisi, tarihsel gelişmenin sınıfları kapsamayan toplumla sosyalist ülke anlatılıyor.
dönemlerinden bir tanesinin incelenmesinden çıkartılan mark
Devam ediyor: «Sekiz-on yıllık bir süre içinde, ülkemizin
sizmin şu ya da bu yargı ve formülünün, gelişmenin bütün
tarımından, burjuva düzeninden, bireysel köylü işletmeciliği
dönemleri için doğru olduğu ve bunun sonucu değişmez ola
düzeninden, sosyalist kolhoz düzenine geçişi başardık. Bu, köy
rak kalması gerektiği varsayımını.» Bunları yazdıktan sonra
de eski burjuva iktisadi düzeni tasfiye edip, yeni, sosyalist bir
açıkça ekliyor: «Bu iki varsayımın tümüyle yanlış olduğunu
düzen yaratan bir devrim olmuştur. Oysa, bu köklü dönüşüm,
söylemeliyim.»57 Çok açık değil mi? Stalin çubuğu tersine bük
patlama yoluyla yapılmadı, yani var olan iktidarın devrilmesi
meye hazırlanıyor.
ile ve yeni bir iktidarın yaratılması ile değil, eski kırsal burju
Grameri tanımlıyor: «Gramer, insan düşüncesinin uzun va düzenden yeni bir düzene tedrici geçişle yapılmıştır. Bu
bir soyutlama çalışmasının sonucu, düşüncenin dev gelişme- devrim bu şekilde yapılabildi, çünkü bu, yukardan yapılan bir
74 75
devrimdi, çünkü bu köklü dönüşüm, varolan iktidarın girişimi olayları bir çatışmaya vardırmadan bunları yola getirmek ko
üzerinde ve köylülüğün esas yığınının desteği ile başarıldı.» 59 lay olacaktır.» 61 Stalin hem yola getirilmesi gerekenlerden ve
İlginç olsa gerek: Dil ile ilgili bir kampanyada üst yapının hem de çatışmadan sakınmadan söz ediyor.
aktif rolünden, yukardan yapılan devrimden, nitelik değişikli
Çatışma, • çelişkiden doğar. 1950 yılları başlarında sosya
ğinden ve Sovyetler Birliği içinde bir kesimde burjuva düzen
lizmde, Sovyetler Birliğinde, çelişki var mı, yok mu? L.D. Ya-
den sosyalist düzene geçişten söz ediliyor. Her halde Stalin'in
roşenko ile tartışırken Stalin, bu soruyu, cevaplandırıyor: «Sos
en çok kullandığı deyimle «bu bir tesadüf değildir.» Olmamalı.
yalist rejimde, toplumun üretim ilişkileri ile üretici güçleri ara
Olmadığını, 1952 yılı başında Stalin'in «SSCB'de Sosyaliz sında hiç bir çelişki olmadığını öne sürdüğü zaman, Yaroşenko
min Ekonomik Sorunları» adını taşıyan çalışmasının çıkması yoldaş aldanmaktadır.» Stalin devam ediyor: «Kesinlikle var
gösterdi. Bu çalışma çıkar çıkmaz büyük heyecan ve dolayı dır ve üretim ilişkilerinin gelişmesinin üretici güçlerin geliş
sıyla övgüyle karşılandı. Örnek olsun, bilimsel otoritesi yük mesinin arkasında kaldığı ve kalmaya devam edeceğine bakı
sek Voprosı İstorii Dergisi, Stalin'in «Ekonomiçeskie Problemi lacak olursa, çelişkiler olacaktır.»* Ciddi bir değerlendirme
Sotsializma v SSSR» adını taşıyan bu çalışmasını şöyle karşı yapılıyor.
ladı: «İ.V. Stalin'in SSCB'de Sosyalizmin Ekonomik Sorunları
adını taşıyan bu klasik çalışması, Marks'ın Kapital'i ve Le- Bu ciddi değerlendirmeden ciddi sonuçlar çıkarılıyor:
nin'in emperyalizm üzerine çalışması ayarında çok büyük bir «Eğer yönetici kurumlar doğru bir siyaset izlerlerse, bu çeliş
eserdir ve Marks'ın ekonomik öğretisini yeni bir tarihsel dö kiler uzlaşmaz çelişkilere dönüşmezler ve üretim ilişkileri ile
neme, SSCB'de komünizmin kuruluşuna, uygulayarak daha da toplumun üretici güçleri arasında bir çatışmaya yol açmazlar.
60
geliştirmektedir.» Hiç kuşku olmasın Sovyetler Birliği'ndeki Yaroşenko yoldaşın önerdiği gibi yanlış bir siyaset izlersek, du
değerlendirme bu olunca, daha sonraki yıllarda «Stalinizm» rum bambaşka olur. O zaman bir çatışma kaçınılmaz olur ve
karşıtı olan bir çok Batılı marksist iktisatçı övgülerini daha da üretim ilişkilerimiz, o zaman üretici güçlerin sonraki gelişme
sınırsız tuttular. si için çok ağır bir engel olmak tehlikesiyle karşı karşıya ka
lırlar.» 62 Stalin, «doğru bir siyaset» izlenmezse, sosyalizmde de
Stalin'in bu çalışmasının gerçekten önemli olduğunda kuş
ku olmamalı. Açtığı ve başlattığı tartışma da bunu gösteriyor.
(*) Bu çalışmayı yaparken Stalin'in linguistik üzerine ya
Ancak bu tartışmanın, Linguistik üzerine tartışma ile başladı zıları ile «Ekonomik Sorunlar» çalışmasının aslı veya İngiliz-
ğından da güven duymak gerekiyor. Stalin'in «Ekonomik So cesine sahip değildim. Güvenmediğim halde Türkçe çevirisini
runlar» çalışması, linguistik gibi politikasız sanılan bazı konu kullandım. Ancak elimdeki diğer kitaplardaki aktarmalar ile
ların da ne kadar politik bir içerik taşıdığını göstermesi açısın Türkçe çevirisini, mümkün olduğu ölçüde, karşılaştırdım. Bu
cümlenin Türkçesi vahim ölçüde yanlış ve saptırıcı olmuş. Şöyle :
dan da ilginç oluyor.
«Çelişmeler vardır ve kuşkusuz olacaktır, çünkü üretim iliş
«Ekonomik Sorunlar» çalışmasının açtığı tartışma içinde kilerinin gelişmesi üretici güçlerin gelişmesine göre geri kal
Stalin, Aleksandr Notkin'e cevap veriyor: «Elbette sosyalist maktadır ve kalacaktır.»
İ. Stalin, Son Yazıları 1950-1953, Sol Yayınları Çevirisi,
rejimde de üretim ilişkilerini değiştirmek gerektiğini anlama
s. 126.
yan geri kalmış atalet kuvvetleri olacaktır; ancak, kuşkusuz, Stalin'in ağzına bu kadar aptalca sözleri nasıl yakıştırıyor
lar, anlamıyorum.
76 77
bir çatışma tehlikesinden söz ediyor. Öyle görünüyor, politik lında bilimi yadsımak demektir; oysa bilimi yadsımak, her tür-
sezgisi ile yaşamının son üç yılını Yirminci Kongre'yi önlemeye lü önceden tahmin etme olanaklarını yadsımak, yani ekono-
ayırıyor. mik yaşamı yönetmek olanağını yadsımak anlamına gelir.»
Hem yeni bir politika değişikliği, üretim ilişkilerinde ni Yasalar var, ama, nasıl? «Diyorlar ki, bizde, sosyal isi re
telik değişikliği, arıyor; hem de bunun çatışmasız olmasına jimde yürürlükte bulunan bazı ekonomik yasalar, değer yasası
özen gösteriyor. Notkin'e verdiği cevapta, Linguistik üzerine dahil olmak üzere, plânlı ekonominin temeli üzerinde 'biçim
çalışmasındaki bazı bulguları nerede ise kelime kelime tekrar değiştirmiş' ve hatta 'temelinden biçim değiştirmiş' yasalardır.
lıyor: «Bizim sosyalist koşullarımızda, ekonomik gelişme dev Bu da yanlıştır. Yasaların 'biçimini değiştirmek' ve hele onların
rimle değil, derece derece değişiklerle yapılır, o zaman eski, biçimlerini 'temelden' değiştirmek olanaksızdır. Eğer onların
doğrudan doğruya yok edilmemektedir; yeniye uymak için o, biçimi değiştirilebilseydi, onları yok etmek ve yerlerine yeni
niteliğini değiştirmekte ve yalnızca biçimini sürdürmektedir; lerini getirmek de mümkün olurdu.» Stalin, yasa düşüncesine
yeniye gelince, o, eskiyi doğrudan doğruya yok etmez ama sıkı sıkı bağlı kalma ihtiyacını duyuyor. Vosnesenskiy'in «bi
onun içine girer, biçimini kırmadan ve ama onu yeninin geliş çim değiştirmiş» veya başka bir kelime ile «dönüşmüş» yasa
mesi için kullanarak, niteliğini, görevlerini değiştirir.» Teorik düşüncesini reddediyor.
bir çözümlemeden daha çok taktik dersini hatırlatıyor.
Burada hemen şu soru ortaya çıkıyor: Sosyalist düzende
Bundan sonra sıra kısaca «Ekonomik Sorunlar» çalışma değer yasası var mı, yok mu? Stalin bunu açıkça dile getiri
sına geliyor. Sorun, bir açıdan, şöyle ortaya konuyor : «Her yor: «Değer yasasının bizde, sosyalist rejimimizde varolup ol
yıl binlerce genç kadrolar, yönetici çekirdek olan bize gelmek madığı ve etkide bulunup bulunmadığı bazan sorulmaktadır.»
tedir; bunlar bize yardım etmek, neler yapabileceklerini gös Ve çok açık olarak cevap veriyor: «Evet, vardır ve etkilidir.
termek isteği ile yanıp tutuşmaktadırlar, ancak bunların ye Nerede meta ve meta üretimi bulunuyorsa, değer yasası zorun
terli marksist bir eğitimleri yoktur, bizim iyice bildiğimiz bir lu olarak vardır.» 64 Bilimsel geçerliliğinden hiç kuşku duyul
çok gerçeği bilmemektedirler ve karanlıkta bocalamak zorun maması gereken bir cevap.
dadırlar. Bunlar Sovyet iktidarının olağanüstü başarılarının et
Cevap başka bir soruyu gerektiriyor. Sovyet ekonomisinde
kisi altındadırlar. Sovyet rejiminin inanılmaz başarıları onla
meta üretimi nerededir? Devlet işletmelerinin ürünlerinde mi?
rı sarhoş etmektedir ve işte Sovyet iktidarının 'her şeye' kadir
Hayır. «Devlet, ancak devlet işletmelerinin üretimini istediği
olduğunu, 'hiç bir şeyin onun gücünü aşamayacağını, onun,
gibi kullanır, kolhozlar ise ürünlerim kendi malları imiş gibi
bilimsel yasaları yok edebileceğini, yeni yasalar oluşturabile
63 tek başlarına kullanırlar. Ancak ürünlerini yalnızca meta ola
ceğini hayal ediyorlar.» Bundan sonra da şu soru geliyor: «Bu
rak vermek isterler ve onların karşılığında, gereksinmeleri olan
yoldaşlara ne yapmalı?»
metaları elde etmek isterler. Kolhozlar, bugün için, kent ile
Bu aşırı iradeciliğe karşı sosyalist düzende yasaların bu ilişkilerinde metaların alışverişlerinde ortaya çıkan değişimler
lunduğu vurgulanıyor. Sosyalizmde de «bizim irademizden ba den başka ekonomik ilişkileri kabul etmemektedir.» Kolhozla-
ğımsız olarak ekonomik yaşamı etkileyen süreçlerin düzenlili rın varlığı meta dolaşımına ve değer yasasının işleyişine imkân
ğini yansıtan nesnel yasalar» vardır. «Bu tezi yadsımak, as- hazırhyor.
78 79
Ancak etkisi meta dolaşımı ile sınırlı kalmıyor. Meta dola önemini anlamamış olmalarındadır; meta dolaşımının, sosya
şımının varlığından kaynaklanmakla birlikte etkisi açıdan bu lizmden komünizme geçiş amacı ile uzlaşmadığını anlamıyor
nunla sınırlı kalmıyor. Stalin devam ediyor: «Değer yasasının lar. Herhalde, meta dolaşımı rejiminde bile sosyalizmden ko
sosyalist üretimimizde düzenleyici bir rol oynamadığı doğru münizme geçilebileceği, meta dolaşımının, bu durumda, bir
dur. Buna karşı üretimi etkilemektedir ve üretimi yönetmek engel olmayacağı karaşındadırlar. Bu marksizmi eksik olarak
için onu hesaba katmak gereklidir.» kavramaktan doğan büyük bir yanılgıdır.» 66 Daha ne söylene
bilir ki? Değer yasasının etkinliğini artırmak, sosyalizmi geliş
Bu çözümleme ise bir soruyu gündeme getiriyor. Stalin so tirmeye engeldir.
ruyor: «Bu iyi bir şey midir?» Cevabı şöyle oluyor: «Bu kö
tü bir şey değildir, çünkü ekonomi uzmanlarımız imalat yön Bir; meta üretimi ve dolayısıyla dolaşımının etkisi daral
temlerini sistemli bir biçimde iyileştirmeyi, maliyet fiyatlarını tılacak. Değer yasasının alanı daha da daraltılacak ve giderek
kısmayı, mali özerkliği uygulamayı ve işletmelerin verimliliği alansız kalacak. Bunlar nesnel işler. Ancak nesnel işler bütün
ni sağlamayı böylece öğreniyorlar.» Değer yasası, ekonominin işler demek değil. Eksik kalır. İki; bilim adamları, iktisatçılar,
sorumluluğunun bilincine varabilmek için bir eğitim olarak aydınlar, bu yeni pratiğe uygun geliştirmeleri yapmak duru
değerlendiriliyor. Değer yasasının etkinliğini bu düzeyde ele mundalar. Artık sosyalizm reeldir. Bir pratik zenginliğidir. Bu
almak gerekir. Örnek olsun, «değer yasasının üretimin deği durumda artık kullanılacak kavramların tümü Marx'ın kavram
şik dalları arasında emeğin dağılımının 'oranlarım' sözümona ları olamaz. Yenilerini eklemek gerek.
düzenlediğini ileri sürmek» veya Vosnesenskiy' yaptığı gibi «Ekonomik Sorunlar» çalışmasında Stalin yazıyor: «Marx,
bunu istemek, «kesin olarak yanlıştır.» 65 Böylece büyükçe bir işçi sınıfının sömürülmesinin kaynağını, artık-değeri saptamak
açıklığa ulaşılmış oluyor. için ve üretim araçlarından yoksun olan işçi sınıfına kapita
Ancak unutmamak gerek: Politikacılar, akademisyen de lizmi devirmesi için manevi bir silâh sağlamak üzere kapita
ğiller. Büyük politikacılar, bir akademisyen kadar bilimsel ye lizmi tahlil etmiştir. Marx'm burada tamamen kapitalist ilişki
tenek gösterirler. Fakat bundan ötedir. Politikacıların ağzın lere uygun gelen kavramlar kullandığı anlaşılır. Ancak, işçi sı
da bilimsel açıklıkların zamanı ve mutlaka bir işlevi vardır. nıfının, iktidardan ve üretim araçlarından yoksun olması şöy
Stalin'in ağzından çıkan şu harc-ı alem bilimsel gerçekte de le kalsın, iktidarı elinde bulundurduğu ve üretim araçlarına sa
olduğu gibi: «Değer ve değer yasası, meta üretiminin varlığı hip olduğu günümüzde, bu kavramları kullanmak gariplikten
na bağlı bulunan tarihsel bir kategoridir. Meta üretiminin yok- de fazla olur.» Bu sözlerin, Stalin ile ilgili olarak yaratılmak
olması ile değer ve değer yasası da bütün biçimleriyle yokola- istenen imaj'a pek de uymadığı kabul edilmeli.
caklardır.» Öyleyse ne olacak? «Bence, iktisatçılarımız, eski kavram
Bundan sonrası ise sadece sonucu açıklamak olacak. «Eko ların yerlerine, yeni duruma uygun yeni kavramlar koyarak,
nomik Sorunlar» çalışmasının açtığı tartışma sırasında A.V. eski kavramlarla sosyalist ülkemizin yeni durumu arasındaki
Sanina ve V.G. Venger'e verdiği cevapta Stalin, her halde, söy uyumsuzluğa son vermelidirler.» Ve bu iş aceledir. «Bu uyum
lemek istediğini söylüyor: «Sanina ve Venger yoldaşların öze suzluğa bir süre için gözyumabildik. Ancak bu yanlışa artık
67
değgin yanılgıları, sosyalist rejimde meta dolaşımının rolünün son verilmesi gereken saat gelmiştir.» Stalin, 1930 yıllarının
80 81
başında olduğu gibi, 1950 yıllarının başında da bilim adam
larını, iktisatçıları ve aydınları yardıma, göreve ve sorumlulu
ğa çağırıyordu.
1953 yılı başlarında, Mart ayında, Hruşov Stalin'in kızını
Stalin'in daçasına çağırıyordu. Bunu, Stalin'in kızı, daha son
ra şöyle yazdı: «Bahçe kapısından içeri girince ve Hruşov ile
Bulganin'in el-kol hareketiyle evin yanındaki parka park et
mem için işaret ettiklerini görünce her şeyin bitmiş olduğunu
düşündüm. Arabadan çıkarken kollarımdan tuttular. Her ikisi
de ağlıyordu.» 68 Daha sonra cenaze töreni yapıldı. Svetlana
Alliluyeva şunları yazdı: «Çoğu, içten göz yaşı döktü. Voroşi-
lov, Kaganoviç, Malenkov, Bulganin ve Hruşov'u ağlarken
gördüm.»
82