You are on page 1of 48

KEMİK

KEMİK BİYOKİMYASI
BİYOKİMYASI
Prof. Dr. Hülya AKSOY
• İskelet sisteminin görevleri
• Kemik dokusunun içeriği
– Hücresel elemanlar
– Ekstraselüler matriks
• İnorganik tuzlar
• Proteinler
• Proteoglikanlar
• Kemik, omurgalı
iskeletini oluşturan,
büyük ölçüde
kalsifiye olmuş bağ
dokusudur.
İskelet sisteminin başlıca görevleri:
• 1. Vücudun hareketi için yapısal destek
• 2. İç organları korumak
• 3. Kan hücrelerinin üretimi
• 4. Mineral deposu (özellikle kalsiyum ve fosfat)
Kemiğin yapısında
• Hücresel elemanlar ve
• Ekstraselüler matriks olmak üzere iki
farklı histolojik bölüm saptanır.
Hücresel elemanlar
1. Kemik iliği elemanları ve
2. Kemik matriksi ile ilişkili osteositler,
osteoblastlar ve osteoklastlardan
oluşur.
Ekstraselüler matriks
• İnorganik tuzlar: Başlıca kalsiyum ve fosfor
• Proteinler: Başlıca kollajen
• Proteoglikanlar İnorganik tuzlar: Başlıca kalsiyum
ve fosfor
• Proteinler: Başlıca kollajen
• Proteoglikanlar
• Çok az miktarda lipid ve su içerir. Maturitesini
tamamlamış kemikte hemen hemen su
bulunmamaktadır.
%19-26 a)Kalsiyum
İnorganik Matriks:
%9-12 fosfat
%2-4 karbonat içerir.
Ayrıca vücut sitratının %70,
•       Magnezyumun %60ı
•       Sodyumun da %50 si kemik dokusunda
bulunur.
•        Az miktarda flor iyonu içerir.
Kalsiyum fosfatın Çökmesi:
• Kalsiyum fosfat (Ca3(PO4)2 )suda
çözünmez.
• Reaksiyon denklemi şu şekilde yazılabilir:
    MA M + + A-
         
• K= [M+] x[A-]
• [MA]
Ksp; az çözünen bir tuzun doymuş çözeltisinde
sıcaklık sabit iken iyonlarının konsantrasyonlarının
(derişimlerinin) çarpımına eşittir.

Ksp: [M+]x[A-]

• [M+]x[A-], Ksp yi geçerse çökelme


başlamaktadır.
• Buna göre M+ veya A- herhangi birinin
veya her ikisinin konsantrasyonlarında
artış çökelmeye sebep olacaktır.
        
Kalsiyum fosfat için denge

• 3Ca +2
+ 2PO 4
-3
Ca3(PO4)2 ve
çözünürlük ürünü sabiti:
• Ksp= [Ca ]
+2 3
[PO 4
]
-3 2

Bu değer pH ya bağımlıdır ve pH: 7 de 25 tir.


Kemik kristallerinin genel formülü
Ca10(PO4)6(X)2 şeklinde yazılabilir.
X: OH- ise hidroksi apatit,

X: F-ise floro apatit olarak


isimlendirilir.
Kristallerin çoğu Ca10(PO4)6(OH)2
yapısındadır.
• Bu inorganik materyaller kemik
volümünün ¼ ünü oluşturur. Geri kalanı
organik matrikstir.
Organik ve inorganik fazlar arasında
dansite farkından dolayı çözünmeyen
mineraller kemik ağırlığının yarısını
oluşturur.
KEMİK DOKUSU PROTEİNLERİ
1. Kollajen,
• Vücutta en bol bulunan proteindir.
• Üçlü heliks yapıdadır.
• Her bir polipeptid zinciri alfa heliks
benzeri yapıdadır.
• Kollajenin en az 19 farklı tipi bulunur.
Vücuttaki kollajenin % 90’ ı tip I
kollajendir.
• Kollajenin aminoasit sıralaması GLİSİN-X-
Y şeklindedir.
• X-Y lerin 1/3 ünü ise pirolin ve
hidroksipirolin oluşturur.
• Tip I kollajende zincirin karboksil ucuna yakın
yerde sadece 1 veya 2 adet 3-hidroksipirolin
rezidüsü bulunur.
• Geri kalan hidroksipiroliller 4-hidroksipirolin
şeklindedir.
• Lizin rezidülerinin bazıları da hidroksillenmiş
haldedir.
• Hidroksilizillere O-glikozidik bağla galaktoz
veya galaktoz-glukoz bağlanır.
• Ayrıca lizin rezidülerinin bazıları
oksidatif deaminasyona uğrar ve aldehit
grupları oluşur.
• Bu aldehit grupları ile diğer zincirde
bulunan lizil artıkları ile reaksiyona
girerek çapraz bağ oluştururlar.
Kollajen sentez sonrası molekül içinde bazı
değişikliklere uğrayarak matur kollajen
oluşur.

1. Pirolil ve lizil rezidülerinin hidroksilasyonu


2. Hidroksi lizil rezidülerinin glikozilasyonu
3. Prokollajen polipeptitlerinin triple heliks oluşturmaları
Bu modifikasyonlar hücre içinde gerçekleşir
4. Prokollajenin kollajene dönüşümü
5. Fibrillerin bir araya gelmesi
6. Bazı lizil ve hidroksilizil rezidülerinin ε-amino
gruplarının oksidatif deaminasyonu
Bu modifikasyonlar ise hücre dışında gerçeklesir.
• Kemikteki proteinlerin %90-95 ini tip
I kollajen oluşturur. Az miktarda da
tip V kollajen bulunur.
• Skorbut hastalığı diyeter C vitamini eksikliği
sonucu görülür. Sebep; kollajen sentezi
sırasında hidroksilasyonun yeterli
olmamasıdır. Bunun sonucunda;
–         kanamaya eğilim
–         Diş kaybı
–         Deri altı ve eklemlerde kanama
–         Kemiklerde mukavemetin azalması
–         Enfeksiyonlar görülür.
Askorbik asitin bu reaksiyondaki rolü
hidroksilaz enziminin kofaktörü olan
demirin redükte formda (Fe+2 )
tutulumunu sağlamaktır.
Kollajen molekülleri osteoblastlarca
sentezlendikten sonra ekstraselüler ortama
salınır.
Kemiğin mineral bileşenleri ise çevredeki sıvı
ortamdan sağlanmaktadır. Çevrede fazla
miktarda bulunan kalsiyum ve fosfat iyonlarının
birleşmesi ile çökelme yani kristalizasyon başlar.
• Kemik oluşumu sadece osteoblastların
çevresinde olmaktadır.
• Kalsifikasyon olurken kemik hücrelerindeki
proteazlar aracılığı ile ortamda bulunan
proteoglikanlar yıkılır.
• Kristalizasyon arttıkça, kristaller kemikte
bulunan proteoglikanlar ve suyun yerini alır.
• Kollajen ve glukozaminoglikan
molekülleri vücutta bir çok bölgede
bir arada bulunur ancak
mineralizasyon sadece kemikte olur.
Sebep
1. Yukarıda da bahsedildiği gibi Ca ve P
iyonlarının ortamdaki konsantrasyonlarının
artması halinde çökelme başlamakta idi.
2. Ayrıca elektron mikroskopla yapılan
çalışmalarda kemik mineral kristal
oluşumunun kollajen fibrilleri arasındaki
hollerde başladığı gözlenmiştir. Bu holler
kemik ve diş gibi mineralize olan dokularda,
tendon gibi mineralize olamayanlara göre
daha geniştir.
2. GLA PROTEİNLER

• γ Kaboksi glutamik asit içeren proteinlerdir.


• Posttranslasyonel modifikasyon sırasında K
vitaminine bağımlıdır.
• Bu proteinler Ca bağlar
• Muhtemelen mineralize dokuda regülator
görevi vardır.
• Hidroksiapatite affinitesi fazladır
• Bu proteinler :
–         Osteokalsin (Bone gla protein)
–         Matriks gla protein
Osteokalsin

• Kemikte kollajen dışında en fazla


bulunan 49 aminoasitli bir
proteindir
• Osteoblastlarda sentezlenir
• Ca bağlayan proteindir
• 1,25 dihidroksi vitamin D,
osteokalsin sentezini stimüle eder
• 3 adet glutamil artığı bulundurur
γ-karboksilasyona uğramış Osteokalsin

Osteoblast
Osteocalcin Precursor Mature Osteocalcin

γ-Carboxylase
Vitamin K

Ca++ Ca++ Ca++


• Kemik yapımı sırasındaki osteokalsinin
%30’u dolaşıma salınır.
Matriks Gla Protein
5 adet glutamil artığı bulunduran bir
proteindir
• Sadece kemikte değil aynı zamanda
damar düz kaslarında, kalp, böbrek ve
akciğer gibi birçok yumuşak dokuda
bulunmaktadır.
• Kemikte zamanından önce
kalsifikasyonun önlenmesinde
fonksiyonu olan proteinlerdir
• Diğer organ ve dokularda ise kalsiyumu
bağlayarak kalsifikasyon olmasını
önlemektedir.
3. Proteoglikanlar
• Kemik yapısında ağırlığı 70 kDa-150
kDa arasında değişen proteoglikanlar da
yer almaktadır
• Kemik dokusunda en fazla bulunan
proteoglikan Kondroitin-4-sülfat tır.
• Ancak maturitesini tamamlamış kemikte
çok az proteoglikan bulunur
4. Osteonektin, Osteopontin, asidik
fosfoproteinler, bone morphogenic protein
(BMP), osteoprotegerin gibi proteinler
Bu proteinlerin bir kısmı kemiğe spesifiktir.
Konsantrasyonları az olmasına karşılık
bazıları önemli görevler üstlenmişlerdir.
-BMP ektopik kemik büyümesini stimüle eder
-Osteoprotegerin osteoklastogenezi inhibe
eder.
-Asidik fosfoproteinler: Bu proteinler
de aspartat ve glutamat rezidülerince
zengindir. Bone sialoprotein bu
sınıftaki proteinlerdendir.
Kalsifikasyonda önemli olduğu
düşünülmektedir.
Lipitler
• Kalsifiye olmuş dokular ekstraselüler matriksinde
lipid bulundurur (trigliserit, kolesterol ve fosfolipit)
 
Origin of Collagen Cross
Links
N-TELOPEPTIDE C-TELOPEPTIDE
REGION HELICAL REGION REGION

CTx
NTx

Pyr Dpd

Watts, N. B. Clin Chem 1999 45:1359-68, with permission.


Kemik Yapım Markerleri
1. Osteokalsin
2. Alkalen fosfataz
3. Amino ve karboksi terminal
prokollajen 1
Kemik Yıkım Markerleri
1. Hidroksi pirolin
2. Hidroksi pirolin ve hidroksi lizin
çapraz bağ konsantrasyonu
(Pyridinolin, deoksi pyridinolin)
3. N terminal telopeptit
4. C terminal telopeptit
5. Kemiğe spesifik asit fosfataz
Yaralanılan kaynaklar:

• 1. Burtis CA, Ashwood ER, Bruns DE. Tietz


Textbook of Clinical Chemistry and
Molecular Diagnosis. 4. Baskı, 2006.
• Murray RK, Granner DK, Rodwell VW.
Harper’s Biochemistry, 27. Baskı, 2009.
• 2. Prof. Dr. Taner Onat, Prof. Dr. Kaya
Emerk, Doç. Dr. Eser Y. Sözmen. İnsan
Biyokimyası, 2002.

You might also like