You are on page 1of 95

Kanuni Devrinde iSTANBUL

Dart esir yaYlnlanrnadan ko,'ede kalrnl, ~ok onemll bir eser



~iren : FUAD OARIM

Istanbul, 1964

ONSOZ

Bir Ikenbes on eyledim derdimi, Yaradandan istemisim yardimi, 'I'erkeyledimse anami yurdumu, Ne eyleyim yenemeyon gonltimtl,

Bu dartlii:gu nereden glkardlk, dersiniz? Dort yfu;YII once yazrlnus, Osmanh Tarihi bakimmdan pek ogretici ve anlatis yontmden pek tath, ispanyolca bir eserden. DOn.. luk ve bir cok tiirkce sozler, eserde, transkripsiyon'la yani ispanyol alfabesiylebelirtilmis,

Eser 1557 yilmda kaleme alinmis: iki suretlile niisha, asirlarca, Madrid Oniversitesi'nin arsivleri arasmda uyuya kalmia; tam 348 yil .gectikten sonra, Zaragoza 'O'niver~ sitesi'nin UnlU profesorlerlnden Dr. MANUEL SERRANO Y SANZ tarafmdan kesfedilerek yaymlanmrstir,

* •. *

TORK1YE SEYAHATl adiyle yayinlanan bu eser.

kimindir? Belli degil. Her ne kadar, iislub benzerliginden ottirti, 0 devrin tamnmis yazarlarmdan CRiSTOBAL DE Vll..LANON'a isnad edenler varsa da, gene, belli degil demek gerekir. Neden? glinkU okumak ve isitmekle ogreni~ len bilgilere dayanarak yazilabilecekeserlerden degildir. Ancak ve ancak, anlatilan olaylari bizzat gorUp ya§aml§ biro kimsenin. eseri olabilir. DE ViLLANON'un ise, bdyIe bir sergtizest gecirmedigi bilinen §€ydir.

* * *

ManUskri, yani yazma niisha, neden yaymlanmarms?

-5-

Izahi miimktin : sirasi dtlstiikce, Skolastik'e ve Kilise'ye kars; keskin tenkidlerde bulunan eserin kaleme ahndig; tarih, kapah olan ictihad kapisim aemak istiyen limanizm'in Skolastik'le ve Reform'un Kilise ile garpl§bklan devirlere raslar. 0 zamanlar, ts,panya'da Skolastik'in V} Kilise'nin amansiz bekcisi ve yaymiarm getin sansdrir kimdi? Enkizisyon. rste, bu yiizden yaymlanamaml§ ve, arsivlerin arasmda, bir ko§ede uyumus kalnus.

. *

* *

TORKtYE SEYAHAT:I:'~i, bir bakimdan, MONTES-

QU1EU'nun «Lettres Persanes» ma benzetebiliriz. Fra~BlZ Cemiyeti'ni tenkid igin, admi aciklamadan yayinladigt bu eserinde MONTESQUiEU, sozde tr~m'danFransa'ya gelen «Uzbek» He «Rica» yi, Iran'daki hemserileri He mektuplastmr ve, bu mektuplarm delaletiyle, Fransiz UIusu'nu inceden inceye tenkid eder. Kendi me~e~eti yonunden .. ayni amaci giiden TURKtYE SEYAHATI'n~ y~f~rl da, ~zd: iig .arkadast konusturarak, Ispanyol Cemiyeti m ve :mrls~yanhk Alemi'ni inceden inceye hirpalar. Bu benzeyl§€ ragmen iki eserin arasinda esash bir fark vardir. MONTESQUtEU'niin eseri hayalidir, TURKiYE SEYAHATi ise~kikidir, yani anlatilanlari gergekten ya§aml§ bi~ ~imsen~n eseridir: ve bunda yazar, sade kendi memlekettm tenkid etmek amacmi degil, tistelik, §ahsi gorgillere ve gor~melere dayanarak, esir kaldigi memleketin durumunu ve tutumunu da anlatmak amacmi glider.

* * *

Yazar eserini 0 zamamn adetiiizere, 1 Mart ]557 ta-

rlhli bironsozle. Kral'a yani ~ARLKEN'in oglu ~Kt~? FtLtP'e takdim ve ithaf ediyor. Ve tspanyol Cemiyeti ile Hiristiyanhk Alemi'ne karst yonelttigi aCI sozleriA o~ek igin, en biiyiik latin sairi VtRJtL'in, «Ben ki f~l~keti~ ne oldugunu tattim, felakete ugrayanlara yardnm ogrendlm», diyen beytini hatirlatarak, §un1an soyliiyor :

-6-

«Ha§metmeabinlZ'm, sirf mukaddes katolik dinini korumak ve yaymak amaciyle, yer yiiztmde olup bitenlerl cgrenmek ve bunlarm kiinhiine varmak arzusunu beslediginizi biliyorum. Ve glittiigtlniiz bu yiiksek amacm tahakkukuna en g~tin engeli teskil edenin ULU-TURK oldugunu da ogrenmi§ bulunuyorum. t§te, bu yonden Hasrnetmeabinizi aydmlatabUmek icin, bashca diismammzm hiikfunetini, gliciinii, ya§ayI§lm, adetlerini ve bedbaht tutsaklarm siirdiikieri hayati, bir konusma §eklinde,oeHrterek sunmaya karar verdim». (Ulu-Tiirk, frenklerin vaJitiyIe Osmanh tmpa,mtonina verdikleri tmvandrr),

Kral'a hos gortinmek icln de, tiirklerden kurtartlmaIarmi hiristiyanlarm kendisinden bekiedikierini; ortahkta, bufrmitlerini kuvvetlendiren bir takim gaypten haberler dolastigmi: ve, kehanete dayanan bu ge§it haberlerin ve inanelarm tiirkieri de sardignn, ekliyerek, tiirklerin arasmda dolasan inanclara dair, ispanyol alfabesiyle. turkce olarak, §U ornegi veriyor : ,

«Padisahimiz gelir, k5.fitin memleketinl alir, K1Z1l _ Elma'yt kabzeder, yedi yil gavurun kihei cikmazsa, on YJ.I onlara beylik eder, ev yapar, bag diker, oglu kizr olur, oniki yildan sonra, hiristiyanm krhcr eikar, tiirkii gerisine ttiislkiirtiir». (Esiid tiirk~ K1ZII - EIma, Roma demektir).

* * *

Dort yiiz yil once tutsak diisen, bilgili ve acik dustinceIi bir yabancmm tstanbul'da gecirdiklerini ve gorduklerini anlatan bu eser, Tiirkiye Tarihi bakimmdan, cok kiymetlidir. Kitap, gtizel sahneler, tatli anlatislar, yerinde tahliller, ince alaylar, ilgilendirici ve aydmlatici bilgilerle doludur. Yazrlanlarm arasmda, en meshur seyahatnamelerde bile eksik olnuyan oransizhklardan hie birine raslanmaz, Eisasen, seyahatnameden ziyade, kitaba hatirat dernek, daha uygun diiser,

Yazilanlar lehimizde mi? Ne yiizde yiiz lehimizde, ne

-'-7-

de yiizde yUz aleyhimizde. Vele:v ~~ye tarzinda w olsun, Papa'yI sogana benzeten, Katdinallerm z~ndostl~.d~ bahseden, Kilise'nin fahi§elerden bac aldlgIIll. yeA hln~tiyanlarin pis oldugunu soyliyen frenk, tlirklen sade ov-

mekle kalir IDl '?

* * *

Diyalog, yani kar§iliklI lafetme, §eklinde yazI~

olan bu eserde, konu§ma ug ki§i arasmda geger ; PEDRO de URDEMALAS, JUAN de VOTO aDiOS ve MATALAS CALLANDO. Kisaca, PEDRO, JUAN ve MATA. JU~N a~rba§hlIgl, MATA havailigi,PEDRO sagduyguyu belir-

tiyor, diyebiliriz. ."

Yazann, veya kitabi kaleme alana anlatam~" turk-

lerin eline esir du§tUgu tarih, Agustos 1552 ve t~rJ:( :o~raklanndan ayrIldlgl tarih, Mart 1555 tiro Ma~uskrmm gereken yere teslim edildigi tarih, 1 Mart 1557 dIr: .

Elserin arada kaybolan, iki de eki varrrus, Birr, Osmanll' 1m.p~atorlan'nm tarihcesi: biri de, Rodos: ~ovalye-

Ieri'ne dair bilgiler. w

Kitap iki kisma ayrilnustir. Birinci kisim, tutsag~

basmdan gecenleri; ikinci kisrm, Ttirkiye'nin 0 gaglar.~ te§kilatI ile istanbul halkmm adetler~.i anlatir. ~z~, once rransrscaya gevirttikten sonra, turkceye ~:VIrdIgImiz ildnci kismm tamami ve birinci klSImdan secip derl~digbniz parQalarrur. Buttin ~evirdiklerimizintutafl, eserm

yukari a§agl yansilll bulur. .

Okumayi kolayla§hrmak icin, birin~i. klSl~d~kl bashklarm~ogunu biz uydurduk. Parantez 19mdeln Slyah ya-

zrlar, bizim izahlarImlzdlr.

F.C.

-8-

stRINCI KISIM

TURK DONANMASI'NIN PARLAK ZAFER~

PEDRO - 1552 yih AgustOlsu'nun dordiincli gtinu Imparator'un donanmasiyle Cenova'dan Napoli'ye giderken, hareketimizi haber alarak Ponza Adalari'nda bekliyen ttirk donanmasimn hiicumuna ugradik. Kumandammiz PRENS DORtA idi. Geceleyin p€§imize dtistiiler ve, denizcilik bashyahdan beri, suya indirilen gemilerin en miikemmelleri sayrlan ve tayfalari en bol olan yedi kadirgamrzi zaptettiler, TUrk donanmasmm kumandam SlNAN PA~A'ydl. Emrinde- dtizenli 150 gemi vardr, Benim icinde bulundugum gemiyi yakaliyan kaptanm adi SANCAKTAR MUSTAFA'ydl. (tmpara.:t.oir' olan ~arlken'dir; Penza AdaIan N apoli'nin batisma ve yakmma diisenalu adacrktn ; Sinan Pasa Kapudam. De.rya ve Sadrazam Rtistem Pa§a'mn kardtl§idir; Sancaktar Mustafa, Dorgut Re!is'in arkada§lal"lUdan ve adJi tazihe ~§ iinlii denizcilJ.erlimizden(Iir. Trablusgarlb'I aldlldan sonra bi'r sure biribirlerind~n ayrilan SiT.an Pasa ile Durgut ReilS'in, tekmr birl€§erek yaptIklan alan sirasmda geeen bu meshur deniz savasnn, Ispanyol ve italyan lUQni!kleri ve tarihleTi tafsilatiyle kaydettiklerihalde, bizim vakanuvisler tahsisen anmazlar. EsaslOO, delliz saVa§W1nuz<hm bir !logo, adlandlrnlmamI§ ve tarihlerimlze geememdstlr}.

JUAN - Sizin gemileriniz kac parcaydi '? PEDRO - Otuz dokuzdan yukan degil.

MATA - Mademki 0 kadar tistilndiiler, nasal oldu da biittin gemilerinizi zaptetmediler '?

-9-

PEDRO - Oblirleri kacti da ondan. Yakalaria~l~rl?kaptanlan daha degerli olsaydllar, onla~ da ka~ablh:d~:

KUrekgileri slkl§brmaga cesaret edemediler; kiirekcile de kacmayi sagiayabileeek kadar kiireklere dayanmadi-

lar. k' d'

JUAN _ Neden kiirekgileri sikistirmaktan ge m 1-

ler ? Kiirek~iler zincire cakih degil miydi '?

PEDRO _ Elbet gaklhydllar. Ama, ne olur ne olmaz,

gene esir dii§€biliriz korkusu ile, kiirek~ileri slkl.~brmaktan ~ekindiler. Malum a, kurek ~ekenler ya turk, ya «magribi». Gemi bir kere zaptedildi mi, bunla~ ar~k serbes. 0 vakit, tiirklere, bu bize §unu ett~, ~u bize l~ke~ee yaptt, derler. (Magribi~ Fas'm, Cezaytr'm ve Tnnus un masltnnan halkma verilen addir).

MATA - Pek anhyamadtm- . . A .,

PEDRO - Anlatayim : esir du§erlerse, §lkay.et .. gore-

ni feci §€kilde cezalandmrlar, hatta yokederl~r. ?b~: gemilerin hasmdakiler duysunlar ve esir klirekgllen dov~esinler ve yaralamasmlar, diye. Beni tutsak aldiklar'i gun, boyle bir sebepten otlim, iki kisiy] gozumlin anunde fena eezalandlrdllar. Birinin bileklerini, kulaklarml ve burnunu kesip omuzuna bir pafta yapl~~l~~l~a~.; paft~da su yazih idi: «boyle eden, boyle olur». Oburunu kaziga ~aktIlar.

JUAN - Kazlga ~akmak, ne demektir?

PEDRO _ olumlerin en berbadi, en korkuneu. Ueu

§i§ gibi sivri bir kazik dikilir ve adam bun~n ~zerine oturtulur. Hazen kazlgm ueunun aglzdan ~lktIgl bile olur. ~azlga ~aklh oiarak iki ug gun ya§ayanlar da ~orUlm~§h~.

JUAN _ OmrUmde bu ~e§it gonlil katihgi ne gordum,

ne de duydum. Peki, ilki ne oldu ? .. .. .' r

PEDRO _ Hiri!s:tiyan kaptanlargorup ibret alsmla ,

diye, sahverdiler. PRENS DOR~A'nm, omrti ~oyune~,. =: disine dort «eskudo» ayhk baglaIIll§ oldugunu l§ltbm.

(Eskudo, bir Qe§it gfunii.i~ paradll').

-10-

MATA - Siz dogii§tiinUz mii, yoksa dogli§meden mi teslim oldunuz?

PEDRO - Ne dogU§IDesi? Bizim bir kadrrgamiza karsihk, onlarm alb kadirgasi vardi. 11k6nee, oyle bir niyetimiz olmadi degil, Fakat, bir borda atesi yiyinee, teslim olduk. Rampacilar gemiye bir daldilar ve herkesi ~lrilciplak ettiler. Beni tepeden timaga soymadilar ; sartimdakiler, onlarm hoslanmadiklari ve begenmedikleri §eylerdi. Hem, sirtimdakilerle ugrasmaga bir liizum gormediler ; yattigtm kamara, ~ok daha degerli esya ile doluyduo

PEDRO'NUN KtJREKTEN KURTULU~U

PEDRO - KUrek kismma ayrilmaktan kurtulmak iein, mlisliiman olmus yasli bir tutsagm verdigi 6gllde uyarak, hekimim,dedim. Bunu, biraz miirekkep yalamis 01- maklrgima gUvenerek soyledim. Cerrah mism, diye, sordular. Hayir deyince, az kalsm partiyi kaybediyordum. Bereket versin lafa, som gecen kaptanlardan DURMU~ RE~ . is karisti, Ceneviz'li donme DURMU~ REitS. «tdrar ve nabiz hekimidir, cerrahtan daha faydahdir», dedi. KUrekten, iste bu suretle kurtuldum. Kiirek cekmekte gev§eklik gosterenleri ziftli bir kamci He doverler. Baska bir sebepten otlirli, bu dayagr ben de yedim.

JUAN - Esaretten kacip «Santiago» yu ziyarete kosan bazl kimselerin teshir ettikleri 0 kamcilardan, ben de gormtistum. (Santia~ de Oompostela, Ispanya'nm lrnzeybatJ.'sma dii§OO bfilr ~e!h!itrdilr. Bah hiristiyanJarmm en meshur ve ~ok eski bi'r ziyaretgaJ:udlr. Havariyyun'dan BUyiik YaJrub'un. kemikleri bulmrla gomtiluymu§).

PEDRO - Inanmayin, hep, serseri dalaverasi. Dediklerimle hie bir ilgisi olmiyanlar, asil 0 herif'lerdir. «Komitslerin bir an dahi ellerinden dusurmedlkleri kamcilari, nasil ele gecirebilirier ? Bon kisiler boyle aldatilir, iste,

-11-

(Gemi l1alkmdian ohm komit, kiirek~erin. ba§lairmdaki kl~iye denir).

MATA - Senin yedigin kamcilarm, her halde izleri kalmistir omuzlarinda?

PEDRO - Kabariklarm irileri kayboldu. Ama, bogriime de bir kac tane yemistim. mHa, arasrra agrilanm tutar. Tiirkler, imza yerine, tuhaf bir §ey kullanrrlar. Brr Yllzugun tisttine miirekkep bulayip basarlar. Merak ettim, kaptanlardan birinin bir yana biraktigi yiizugU, incelemek i~in, sezdirmeden elime aldim, Parmaklarimm arasmdan kayrverdi, Qabaladlmsa da yakalayamadim ve denize frrladle Gorenler-olmus, gidip haber verdiler. Tutsaklan gozetmege ·yetkili MURAT REfS geldi, beni ylizli koyun yatirdi, bir ayag; ile enseme bash ve adamakilh do.Vdii.

JUAN - Yuzuk 0 kadar degerli bir §ey idiyse, gemideki tutsak ve kiirekci bir siiru hiristiyan, neden birlesip parasrm toplamadilar da 0 acikh sahneyi seyretmege razi oldular?

PEDRO - EWn etsin, yedi «riyal». Dedigin hiristiyanlara gelince, yardim etmek §6yle dunsun, 0 dayag; her gun yiyeyim, diye, ylizti:gU degerlnden fazlasmi dahi vermege tesne idiler. (Riyal, giimu§ ve eski bk ispanyol parasahr),

MATA - Nasil oIur, onlar da hiristiyan degil mi? PEDRO - Evet, hiristiyan. Ama, yer yiiziinde iyilerin en biiyilk diismam kotiiler oldugundan, benden hoslanmazlardi. l?eytam bile benden iistiin tuttuklarmi, yiiziime karst soylerlerdi. Klirek cekmedigim iein, azbueuk saygr gordUglim i~in, kendilerine bir faydam dokunmadigi iein, on param olmadigr iein, bana karsi hmc beslerlerdi. trstelik, italyan'dilar ; bense,dunyada en az sevilen ispanyol milletindendim. Miietahakkiz da; kibrimiz bizi, hep, bu duruma du§i.iruyor. !ki gim bir yerde cahsacak olsak, hemen, 0 yerin sahibi kesilmege kalkismz ; bir yemege davet

-12-

edilsek, ~a:tah blgagl ahp beraberimizde gotiirmek isteriz. ttalra'dakl. ~kerleri~i~ capulculugu kaf§1Smda, italyan la~.I~~ bl~ seV~eYl§~l pek tabii gormek gerekir. (lIemen huron !taIya 0 d~vilrde :tspanya Kralh:g.'na baghydt).

KRAL'IN ASKER! NASIL BESLENtR

MATA -:- Askerlerhnizin gapulculugundan bahsettin.

Eral besleIDlyor mu askerlerini?

. ~ ~~DRO - Bu i§i iyi bilen bir kimse olarak, nasal besl~~g~l1l anlataYim. Farzedelim ki bolilkte, resmen,uQ yliz

kl§mITI bulunmasi o-erekiyor Bol" ~.. k d

j tihk k' b • ugun uman am eratm

~~. .. a. mi, l§te bu sayiya gore ahr. Ama, hakikatte bdlii-

~nun ~~V_Cu?~ iki yiiz kisiy] a§madlgi iein, yoklama gil-

nu, ekslgml diger bOlliklerden aldlgl erat He tarnamlar B

sur:tle, aldlgl i~tihkakm dogru oldugunu ispat etmis ~Iur~ ~dltm~ya gern:c.e, erata, ancak istihkaklarmm beste bt-

.. verir, Kendisins yardim etmis olan arkada§Jarma da bir §eyler sunar, Kalan? Cebe. FIrsat dli§tukQe, tegmenin de, Qavw~un da, ba§kalaruun da yaptIklan buna be

JUAN P ki nzer,

.. . -:- e 1, nasil oluyor da generaller bu gidi§in

>online ge~mlyorlar?

~ PEDRO - Bu islerin hocasi ve bunlardan menfaat ~aghzanlar kendileri. olunca, ne yuzle onlesinler? B'lAkis 10 a~Ig .'. . 1 a , .;. a -:urmasm, diye, olupbltenleri gizlemege bakarlar.

.~:.~~~all tIrbklamak eevaptirs fehvasmca, lokmamn bii~ugunu oniar yutar, Ordu da caresi gOrlilecek diye bek-

hye dursun. ' ,

MATA - E kral, bir caresine bakmaz mi? PEDRO - Bilmez ki. baksm,

.TUAN - Bu kadarrm da bilmez olur mu?

. . PEDRO - Bilmiyebilir. Kral'la konu§anlar kimler? :~eralIer, .. kumandanlar, yani bu isin !sriirlip gitmesinde ka~aat gorenler. Bunlar, «Ha§metmeab, askerinin Istih-

. dan §U kadar cahvcrum, ben] cezalandrr», der mi?

-13-

r .?

JUAN - Ya !(ral Mec lSI.: .. medigine baklhrsa.

P~RO - Hi~ bir te§ebbuse gln~§ ., .1

,!!.I.LJ. . • lmadlO"l anl!l§uIT.

. '\.,.~... evden haben 0 . '.' 0- •..•• . • d"

onun da hl~ u.u. §,J '. ld . dare edenler, bIT de U§-

MATA _ Orduyu bu yo a 1 ?

1 d vramrlar, aceba.. .

man kar§1Smda nasi a . id gerilemede en ileride-

PEDRO - Sald~ta e~ gen e'ta halimiz yaman, deJUAN - Hepsi boyle J.Se saV!l§

mektir. k UkUr savasa glkan sade bu

PEIDRO - Tann~ya ~o § . tenlillah davU§enler de

d ~ 'I Kral oguruna Haspe tabaka egn.

var.

PEDRO'NUN HEKtMLtGE BA§LAY1§I ,

. id elime hir tib k1-

ld iken genu e ,

PEDRO - ?aha ~~ a d'kle~imin dl§mda hie bir §eyl

tabi geeti. Bu ki~apta ogren It yan1ba§lIDda hasta du§en tatbike giri§med~. Ba§la~:. aBU denemelerimden, roem: tutsaklar1 tedaVlye"k0yul '. if Bunu gorunce, kuvvetli nunluk verici sonuclar ei~e ~~:. ba§tan a§agl ezberledimolan hailzaIDlll yar<:l~y hekimlere akllIDda tuttuklanm1 Sonralan, kar§ll!l§hgIill 1 bildigimi sanarlardl. v_e

. tekrarladlglID zaroro;' g~k §ey ter .. (' ay ictnde 6grenml~

~ ibl hekimlik sana 1m u~ ~ ,

anlatbglID gIl, ,

oldum, da buk 6g- renmek mUmkUn.

MATA - Daha a ga

PEDRO - Nasil ~lur_? iktirmeden abur du.nMATA - ·HekiIuhk, msam geg d okunu:r, ne

d k olunca ne ka ar az

Yay a yolcu etmek erne dar k baQan elde edilmi§ olur.

~ ill 0 ka ar go '"

kadar az ogren ITS~, , rakahm da dinliyelim.

JUAN - Qekl§meyI bi r, bi tUrk'U getirdiler ..

, ,. bana hast a Ir

PEDRO - B1r gun, eceyi geQiremez», de-

HiUine bakip nabzml yoklaymca'k«tg_l yok "ao-arm berbe-

b' yden c,;a 19 ) ~ b

tUm. «Bu hayvamn u: ~e. 1 Portekiz'li berber! gel-

, G inin hlrIstIyan 0 an ,

ri», dediler .. emmi .. di~' i o.'g-remnek istedi. GeceyI ge-

• »; benim de soyle guru

dl .. vnce .LL ......

-14-

~iremez, diye, tekrarladun . ve bilgiclik satmak igin de, -enabzi nasil attigrm duymuyor musun, vticudu buz kesilmis, kimildamaya bile gUcli yok, dili pas icinde, betbeniz .kalmamis olitye danmli§», gibi hikmetler savurdum. Berber, «Allah'm izniyle, ben iyi ederim», demesin mi ? tOCag parasi olarak onbes ve sag kalirsa bes akca daha, lstedi. .Bes akca bizim paramizla bir «riyal» eder.

JUAN - Demek olumle dirim arasmdaki farkm degeri bir «riyal» den ibaret, ha?

PEDRO -'- Bitmedi, dinleyin. Berber, geminin yemek pisirllen ko§esine eekildi: bir tencereye, biraz peksimet atip biraz da su dokerek, bulamae gibi bir §ey hazirladr: tizerine, bir kac damla zeytinyag,. damlatti ve tuz ekti; yliz.lik tasi buytiklttgunde bir nobetsekerini, «sade bu, bana, .sizin verdiginizden ve vereeeginizden daha pahaliya maloldu», diyerek, icine atti: ve ka§lg,., neredeyse, hastanm midesine kadar sokarak, hazrrladiguu adama yedirdi. Hasta, 0 gece, vlicudunu denize ve canmi da seytana teslim €tti. Bu olay dolayisiyle tamstigim berber, bana, «bundan sonra, . hastalara, hep sifa vadet, tiirkler hirjstiyanlara benzemez, olUmli, hie bir vakit, hekime yuklemezler; saati .gelmis gogtli, derler», dedi.

DONANMA'NIN tSTANBUL'A DoNu§V

PEDRO - Sancta Maura, Lepanto, Patras, Puerto Leone, Negroponto ve Abido ile Sexto arasmdan Hellesponte'yi It§IP Gallipol ile Marmara Adasi'na ugriyarak Istanbul'a vardik. Puerto Leone, Atina'ya baglidir: limamn girecek yerine, mermerden koskoca bir asian heykeli dikili oldugundan bu adi alrmstrr, (Saneta Manra, Ayamavri AdiaSl; Lepanto, Inebahts; Parras, gene Patras; Puerto Leone, Pire; Negroponto, Egriboz Adasl; Abido, Na- 1-a; Sexto, KUidiilbahir; Hel!lelSponte, (JanakkaJe BogaZl; Gallipol, GeIilbolu;· Ma.r:mara Adasr, gene Marmara A<klJsiI,

-15-

dtr. Limamn girecek yerine,birzama.n1.a¥, Venectik'Jiler bir a8lan heykeJii dj[ktikl~ Fire, bir miiddet, Puerte Leoneaihm~)·

JUAN - Donanmanm Istanbul'a girlsl, kim b.ilir ne

debdebeli gecmistir ?

PEDRO - Fevkalade 'debdebeli ve Qok ta hazin, ULU-TDRK (Padisah}, donanmayi seyretmek icin, sarayma bagl1 bulunan, deniz kenarinda bir cihannuma'ye ~lktr, Her gemi, kendi bayraklarim asmaga ba§ladl. En lister Muhammed'in sancaklarim ashlar (ye§il renkte ve ayetlerle:. i§Ienm~ olanlar); bunlarm altma, bizden aldiklari bayraklari, haclari ve Meryem Anamiz'm tasvirlerini astilar, Klilhanbeyler,ba.,?a§a'~ asilan bu haclarla tasvirleri, bir ok yagmuruna tuttular. Direklerin ve serenlerin bazilarina da, ULU-TORK'iin sancagmi astilar ; ve bunlarm altina, gene tersine, 1m:p,a.rator'un ye Prens Doria'nmkiler,i. Derken, denizlerde e§tne raslanmiyan, bit top atesi koptu. Sulari, yiiz elli kadar kadirga ve gektirme He bir kac franS1Z Qektirmesi ve, irili ufakh, daha liQ yuz kadar gemi kaplAilll§tl. (Donacmaya, donu§te, ~ARLKEN'e kal"§l Tiirkiye'nJi.n: ya.rd!mum' dUeyen Fransa Kralr BiRtNCt FRAN-· (Jots'om oglu miNe! JIE.NRt'nin bir lmg gemisf de katilnusta), Her kadirga ug ates ediyor ve, hemen, toplanm yeniden dolduruyordu. Ates bir saat devam ettikten sonra, donanma limana girdi ve gemiler, kism ya ttiklan, tersanede bosaltildi, Bosaltma ug saat stirdil. ULU~TORK tutsak .. lari gormek istedi. lid bine yakm tutsagi, ayaklarmdan zincirleyip siraladilar ; kaptan ve zabit olanlan, boyunlarmdan Qemberlediler; ve, bizden aldiklart, trampetalarr Qalarak, borulari otturerek ve bayraklari siiriikliiyerek; hepimizi Saray'a goturdUler. 'I'iirkler bizim musiki aletlerimizle pek alay ederler: kendileri zurna kullamr. ULU - TORK, kendi payma di.i§en, tutsaklarm beste birini seQtikten amra, hepsi Galata'daki kulelere gonderildi ; ULU-·

-16-

TORK'Unkiler, kendi kulesine, obiirleri de, baska kulelere yerle§tirildi. Vaktiyle, «Pera» denilen ve UQ bfu hane-· lik bir yer olan Galata'run surlari arasmda, bir surii kule vardir, Artik benim efendim olan, SlNAN PASA'hm kulesinde, yedi yilz kadar tutsak vardi: hepimiz, onun kdlesiydik. (GaJafa'yt ~Iiyen surlar, 1865 yilinda yjrtmhm~tir), Tutsaklan, meslek ve sanatlarma gore aymrlar ve, disarda, gtindelikle calistmrlar ; aldiklarr gtindelikler, kendilerini besliyen patronlarmaaittir. Beni, berberlerin arasma soktular; basimiza da, iyi yiirekli, fakat para Qek. mekten baska bir diistincesi olmiyan, yash bir cerrahi ko. dular. Hastalik cikti: her gtm, bir kac ki§i olilyordu: ben de" hastalamp yattim, Az kalsm, sagimda ve solumda olen' Uri ki§iyle birlikte, beni de gommege goturuyorlardi,

JUAN Olenleri nereye gomtiyorlar ? Orada, kilise-·

ler var mi ?

Pl:ilDRO - Var. Var ::\(ma, bu olUleri~ hafiften yeti: kazip surlarm hendeklerine gomerlerdi.

JUAN -Felaketlerin en buyiigll de bu.iste!

PEiDRO - Neden? Ben imam biitiin gittikten sonra., ister hendege gomsunler, ister daragacmda asih biraksmlar, ne fa£kl var? .Atestm du§tugu zaman, kendimi pek bit-kin bir halde buldum. Yiyecek alacak param olmadigi gihi, uyuyamiyordum da; uyku tutmadigmdan dolayi degil, bitten. Tam dart ay, sirtimdaki gomlegl degi§tireme-· mistim,

IItRiSTtYAN EStRLERE G"OVEN

PEDRO - Tutsaklart cahstirmaya cikardiklan zaman, gundeliklerin ve masraflarm hesabmi tutsun, diye, baslarma, 0 da tutsak, bir hiristiyam korlar,

JUAN - Tutsaklam ° kadar mi guvenleri var ki, ka-· tiplik bile ettiriyorlar?

PEDRO - 1§ bek~ilige dokulunce, hiristiyanlara.

-17-

:turklerden cok emniyet ederler. Hem onlarm, hiristiyan iutsaklara karst tutumlari, boom miisliiman esirlere karst davramsnmzdan daha insaflidrr. Netekim, StNAN PM?A ·veya her hangi bir generalleri, bayramlarda, ~ogu hiristiyanlara bekcilik etmis tutsaklardan, yedi sekiz ki§\iyi se~ip azad eder. Azad edilenler, patronlarma, azadh olarak, ii.~ yil hizmet gormek mecburiyetindedirler. u~ yih doldur-duktan sonra, diledikleri gibi hareket etmekte serbesttirJer.<;Ok kez, bu u~yrh, gene tutsaklara bekcilikte gecirirler. Yiiz; kisiyi muhafazaya, sekiz ki§i yeter. Bekciler turk olsalar,e1li kisi bile yetmez.

JUAN- Tuhaf sey!

PEDRO - Evet, kendileri de esirlik ettiklerinden, kacmak icin basvurulacak yollari, hileleri bilirler. TUrk'Ier ise, bunlardan bihaberdirler, Azad olup bekcilik edenlerde, baskaca bir kaygi da vardrr : bir halt i§leyip tekrar esarete diismekten korkarlar. i§te, bu sebepten, ellerinden gelen hizmeti gostermekte kusur etmezler.

JUAN - Peki, hiristiyan arkadaslarma karst tutum.lari, ne yoldadir ?

PEDRO - Tlirklerinkinden cok insafsizca ve daha kotli. Gardiyanhk eden buhiristiyanlarm, tutsaklari soymak icin, yapmadiklari yoktur.

JUAN - ~ayet inteseler, obur tutsaklarla birlikte, kaqamazlar nn ?

PEDRO - Dileseler keratalar, pekala kacabilirler, ama, islerine gelmez, Oyle ya, kacip serbes kalarak, ne .yapacaklar, sanki?

MATA - Allah Allah! Hiristiyanlara bekcilik etmeyi, memleketlerine kavusmaya tercih ediyorlar ~ ha?

PEDRO - Hie §liphe yok. <;linku, memleketlerinde, ,once ne idiyseler, gene, oyle kalmaga mecburlar. Halbuki, oralarda, baslarma geetikleri bir surti' zavalla esirin sirtlarindan gecinerek ,kerhane, meyhane dclasmakta ser-

'besttirler. .

-18-

MATA - Istanbul'da, fahise var IDl?

PEDRO - Bulunmayan yer, dimyada neresi? .MATA--'-Juan De Voto ADios, bak ne soyliiyor. JUAN - Seninle konusuyor, sana karsihk veriyor. PEDRO - Evet, vardir ; obiir turliisii de vardir, Ora-

smi brrakahm da, size ben, icten gelen bir arzumu aciklayim. ~ayet, azad edilip buraya donmiis bir kimsenin, oralarda, hiristiyanlara bekcilik etmis oldugunu KIal ogrenir-- 00, derhal, bir §i§€ gecirilerek, diri diri kizartilmasani emretmeli. Sorusturmalara, morusturmalara girismege hacet yoktur. Herif, kokimden cibilliyetsiz ve alcak olma:say-· ill, ne yaplp edip 0 i§e konmazdi, Bu soysuzlarm, hirietiyanlara yapmadrklarrkotiiliik kalmamistir. Sozlerimden,. sakm, fidyesiz azad edilen biitun tutsaklarm kotu kisi 01- duklari manasr cikartlmasan. t~lerinde bir coklari vardrr ki, namuslu tiirklere raslayip Anadolu'ya gecerek, ~iftliklerde ~ah(?]rlar, sonra, yol harchklarim da elde ederek: serbes kahp memleketlerine donerler.

SiNAN P ~A'NIN RAHATSIZLIGI

PEDRO - Kaldigim kuledeki hastalara balm baka, bilgilerim artti, 'I'edavimden fayda gorenler cogaldi. Bircok yerden, aranmaga basladim. Kazandigimm bir kisrmm gardiyanlara yedirerek, arasira, disariya bile cikiyordum. Bir ara, DORGUT REtS'in adamlarmdan birine baktim ve bir eskudo iicret aldim, Bu para, vaktinde imdadima yetisti: meteligim yoktu. Bu siralarda, S'iNAN PA~A'nm on iki yildan beri «ektigi nefes darhgi artmisti, Gostermedigi hekim kalmamisti. Sonunda, beni de ~agardllar. Pasa'ya, elimle, bir surup hazrrladim, Nasil almacagmi sorunca, i§i caktim ve bir kasik istiyerek, gozli oniinde, u« kere doldurup ictikten sonra, «alsana senyor» diyerek, kendisine de icirdim, Pasa, pek memnun kaldi ve bana bir avuc akca verdi; aynca, ustbas verilmesini de emretti. Verdikleri gi_.

-19-

,yecekler arasmda, bir de «dolama» vardi. (Dolama, bll. .hass,a; Y enigeri'leIin giy~ ~uhadan btl- ~~\it elbiiise~ "dir). ~u:ru,p tukenince, Pasa'ya, oksurlik haplari hazirladun ve, bes harp gerekirken, alti tane yaptim, Altismi da .kendisine verdikten sonra, bir tanesini istiyip yuttum. Pasa'mn, bu da, pek hosuna gitti. Verdigim ila~lar iyi geldi

we Pasa diizelmege ylil?l tuttu. "

MATA - 0 memlekette, bizdeki gibi, hekim varmi-dir ?

. PEDRO - Hekim de, ispencyar da eksik degrldir ve ~.()gu yahudi'dir, Hekim olduklarmi belirtmek icin, kafa.Iarma, kelle sekeri biciminde, al renkt,e takkiyeler geci.rirler. (Eskidmeczacl'ya ispen;gyar dlenirdJi)~

MATA - Okumus kimseler midir ?

PEDRO - Pek az. 9oguna, bu meslek babadan kal.madir, Bunlarm, «Tib Bilgisis olarak eldebulundurdukla.ri, «filan hastahgm ilaci, man seydir» diyen, bir takim destanlardir. Arapcayi bildiklerinden, iBN SiNA'Yl oku.yanlara da raslarur, ama, bu gibileri enderdir. Patronum -olan stNAN PA~A, 0 denli iyi bir insandi ki, obilr hekim.ler almmasm.vdiye, bana,bir usagim tedavi etmekte oldu.. gumu soylememi tenbih etmisti, Dev yapih, cidden yaki§Ikh ve pek yigit bir adamdi: cok takanliydi, Bir gun, kolIarindan, iki defada, iki libre kan aldrydim ; pek memnun kalmisti. Ertesi glin, bunu duyan ve Pa§a'YI tirtiklamaga ahsmis bulunan, yahudi bir hekim konaga kostu, Yahudi

'hekimler, kan almaktan cekinirler. Adamm koltugunda, ibranice, koskoca bir kitap vardi. Kan aldirmanm kdttilugu.nii Ispat edecegini soyledi. Miinakasa icin, bir hahmn tizerine oturduk, Adam bir seyler biliyordur korkusuyle, iirkeklik gecirmedim, desem, yalan soylemis olurum. Han-

gi dille miinakasa edecegimizi, sordum. Ispanyolca diyin-ce, olmaz, ben bu konulari, ya latinee veya yunanca gorii,§liriim, dedim. Bu dilleri bilmedigini soyledi ve, kitabim

-20-

aearak, benden, Pasa'mnhastahguu sordu, Yillarca, PR§a'nin hastahgtyle sen mesgul oldun, sen soyle, dedim. Bir yandan da, daima yammda tasidigim yaldizli kitabi aeip .gostererek, sen tam hekimsen, bunu okumus oiman gerekir; . senin ibranice kitaplarmda, bunda yazih olanlarm dortte biri yoktur; mamafi, bir hekim, hastahgi kitaba bakarak degil, kafasina damsarak teshis eder, de dim. Yahudi hekim, ibranice kitaptan okuduklarmi ispanyolca'ya cevirerek soyledikce, ben' de, «Alcala» da ogrelldigim yunanca siirlerden, akhmda kalanlari tekrarhyarak, sozde, .ispanyolca'ya ceviriyordum ve, hep, yahudinin dediklerini ~lirliten seyler, soyliiyordum. Hazir bulunan tercliman, .ikimizin de dedigini, turkce'ye ceviriyordu. (Alcala, de Benares, ispanya'nm iiniversitesiyle meshur bi!' ~ehril(N,r ve Cervantes'in vatasndrr'), Munakasa, insanm viicudunda bulunan kanm mikdan iistiine diisttl. Yahudi hekim, insanda on sekiz libre kan bulunur ve bunu eksiltmek hatadir, dedi. Ben, hemen, bu mikdar, adamm ciissesine gore, dana cok ve daha az da olabilir; mesela Pasa'da, bunun iki misli olmasi gerekir ; Qtinkii Pasa, alelade insan degil, bir devdir, dedim. SOzlerim tiirkceye cevrilir cevrilmez, odada, bir kahkaha koptu ve Pasa'nm da hosuna gitti. Bunun tizerine, yahudi hekim, ben, Pasa'mizm hazaketli kimseler tarafmdan tedavi edilip edilmedigini anlamak iQin, bu miinakasayi mahsus actim ,diyerek, beni, Pasa'ya tavsiye dahi etti. Pasa, kan aldirmak ve her gtin bal serbeti iemek sayesinde, iyilesti ve, iki yil kadar, artik kendisini oksurtik tutmadi,

PEDRO MVSLVMAN OLMAYI REDDEDiYOR JUAN - Pasa'ya bakarken, gene zencire vurulu.miydin?

PIDDRO - Pasa, kan aldirdiktan az sonra, bana, AMCABEY diye amlan, aslen «Valencia» 11 birini yollaya-

-21-

rak, bir hiyanettesbulunnuyacagima dair yemin ettirip zencirimi ooktUrdli.' Bu anlattrklarim ortahga yayildigi icin, bana basvuranlar ~ogaldI. 'I'anmmis kimselere de bakmaga basladrm, Baktiklarim, baslangtcta, beni azad ettiriceklerini ve altma bogacaklarmi vadederlerdi. Bir kere

iyllestiler mi, blitlin soylediklerinl topyekfm unuturlardi. Bir ara, Ulu-Turk'iin ahcibasi'sma da baktim; ayrt'i §eyleri, 0 da vadetti. Iyilesince, beni dart riyalle savdi ve biitiin altmlar, brokarlar, azad ettirmeler uctu gitti. Bir giin, EMiN denilen yliksek bir sahsiyet, gelip beni gordu. EMiN ordunun levazimmi sagliyan kisidir. Kendisini iyi edersem, beni azad ettirecegini ve bir torha altm ihsan edecegini soyledi. Bes vadlerden bikmis usanmistim, Birlikte getirdigitercemanma, «bana bak, soyle ona, ben onun degil, Sin an Pasa'nm kolesiyim ; tedavi i<;in bana ne verecegini, pesinen soylesin.; Tann dilerse, iyi olur» , dedim, Ne Istedigimi sordu, Tedavi mliddetince, gtinde, bir eskudo istedim. Ikimizin de' sansi varmis, iyilesti. Pasa, beni pek sevdiginden, bir ara, tlirk yapmak . (mrisltiman etmek) hevesine kapildi: ve kabul edersem, gorecegim biitiin iyilikleri saydi doktii. BU¥OK SENYOR'lin hekimbasi'hgma bile getirtecegini, soyledi. Kabul etmedim. (BuyUk Senyor, frenklerin vaktliyle Osmanh Padi§aJn'na taktlklan tinvanJ3Il'<km biridilr. ()bJlir~ UIu- TU~k'tiir) •

MATA - Ha, ben de onu soracaktim, Orada, dinlerini degi§tirmeyi kabul ettikten sonra .buraya donen hazl kimseler, kendilerini zorla tUrk veya magribi yaptiklarmi anlatip dururlar. Bazalari, dinlerini terketmek, icin, iskencelere tutulduklarmisoylerler. Bazrlari da, dinlerini degistlrenlerin, hemen, en biiyiik mevkilere eristiklerinden bahsederler. Hangisine inanahm?

PEIJ)RO - Hepsinin, Yehuda'dan da daha yalanci 01- duguna inanabilirsiniz. (IDristiyan dinlne gore, Havariyyun'dan iken isa'ya hiyanet etlmi~ olan Yehuda, hayin ve

-22-

mliirai manas!ma gem). Bir kimse, bir kere hayir demege karar verdirni, cehennemin biithn iskencelerini gosterseler, gene peki demez. Zorla mecbur edildiklerini soyliyenler, bayagr kimselerdir: oldiirmek veya sopa atmak lafml duyar duymaz, peki dediklerinden atlirli.

JUAN - Cok dogru, hayinherifler. Isa'mn ogruna §ehit olmaktan kacinmamak hepimizin borcu iken, bu yaptiklarma ne dense azdir,

PEDRO - Bu yonden zorlamaga, bir kere §€riatleri miisade etmez. Ash esasa olmiyan bu Qe§it laflarr ortaya atanlar, obtir arkadaslarmdan cekinmemis olsalardi, asil kendileri kosup turklere, biz miisliiman olduk, bizi siinnet ettirin, diye, yalvarirlardi.

MATA -Tlpkl, istiyerek kendilerini verdikleri halde, zorla oldu, diye, bagmp ~a~ran bazl kadmlar gibi.

PEDRO - Tamam. Bu gibilerden iki kisiye, bizzat rasladim, Sozde fikrimi almak icin, gelip beni gordiiler. Oldiirecek olsalar bile, dayanm, sonunda cammzi verip §ehit diisersiniz, dedim, Dort saat gecmeden ve hakikatte kimse peslerine dusmemisken, gidip biz miistiiman olduk dediklerini, ogren dim. 0 yalanlarm bir takimim da, kacarak veya azadhklarmi kendileri satin alarak gelenlerden bazalart uydurur, Zorlamislarmis! Zorlamak dedikleri, arka arkaya iiQ .kere, miisltimanhgr kabul etmek teklifiyle karsilasrms olmaktan ibarettir. Kabul etmiyince, sen bilirsin, diyip koyuverirler, Bazen, tehdit edenler de cikar, ama 0 da sade lafta kahr, Esasen, bukadari bile, seriatlerine aykmdir. Hem, miislliman yapmakta faydalan yoktur ki. Miisluman olunca, disariya cikip dolasmakta serbes kahr, Iar ve klirecilikten de kurtulurlar. 0 vakit; kim kilrek Qe- ' keeek? Zorlamak soyle dursun, tutsaklarm ~ogu, miisltiman olamadiklarmdan ottirii hasret cekerler. Miisliiman olmak iQin yalvardiklari halde, bastan savulanlari, ben bilirim; zencirden kurtulup kacabilmek icin, bu yola sapi-

-23-

yorlar, diye. Bir giin bana Pasa, blittin. isteklileri stinnet ettirmek i~in bir diikkan actirsaydik, kulelerde tek ki§i kalmazdi, dedi. Qok dogru soyledigine, ben sahidim.

JUAN - Dinini birakip miisliiman olan, artik serbes mi kahr ?

PEDRO - Aksine, esaret altma, daha cok girmi~ olur. Once, sade viicudu esirdi ; miisltiman olunca, ruhu da esaret altma girer. Uzun lafa ne haeet, burada olup bitenlerin tipkisa, Ispanya'da, bir kimse, bir musliimam tutup vaftiz ettirirse, vaftiz goren kisi, eskisigibi, efendisinin elinde kalmaz mi ?

MATA - Ben de, oyle biliyorum.

PEDRO - Ve 0 adam, hiristiyanhgi kabul edince, biiylik senyor roll olur ?

MATA - Caniigonulden hiristiyanhgi kabul edenler, Allah nezdindevsenyor olurlar; ama, bu dilnyada, gene ayni QuI ve aym poturla gezerler.

PEDRO - Orada da durum, elifi elifine, tipkisidir.

Ellerinden bir i§ gelenleri, mesela, iyi topeu, iyi cilingir, iyi tiifekci, iyi hekim, y cerrah, iyi mlihendis olanlari arastifIp secerler. Bu gibilerini hosca tutarlar ve evlendirirler .. Karilarina ve cocuklanna bakabilsinler, diye de, kendile; rine ufak bir iicret baglarlar. I§te, olan budur. Yoksa, miis .. liimanligr kabul edenler, oyle samldrgi gibi.: rahata kavusmus degillerdir. Eferidilerinden tek iyi bir soz isitmezler .. Duyduklan hep, imansiz herif, pis herif, adam oleaydm dinini degistirmezdin gibi sozlerdir. Eger, esir diisenler ufak cocuk iseler, siinnet edilmekten kurtulamazlar. Eger kadm iseler, kocakarr olanlarma kimse bir §ey sormadigmdan, bunlardan miisliiman olmak icin basvuran cikmaz.; gene olanlarma gelince, oralarda da erkek eksik olmadigmdan, bunlar, seytana uyarak, hemen, rniislliman oluverirler ve kolayhkla evlenirler.

-24-

PEDRO'NUN B~INDAN GEQEN KORKUNQ .OLAY

PEDRO - StNAN P~A, Mayis'te (1553), on kadar kadirga ile, bugiinkli am tzmit olan «Nicomedia» ya giderken, beni de beraberinde gcttirdtl.Tzmit, Istanbul'danotuz fersah uzaktadir. BuYDK SENYOR, lstanbul'da 'yaptrrmakta oldugu bliylik bir cami'ye gereken mermerleri, eski ~agdan kalma bir takim yapi kahntilarmdan soldlir,ip getirmege, Pasa'yigorev Iendirmisti. . (Bahls konnsu eami, in~ma 1550· yUw.da ~ ve 1557 ydmda biltirllen· SU. Ieymanlye'dh-), Izmit'in yakmlarmda, altmis kadar Qadir kuruldu, Bu yerde kaldigrmiz bir ay zarfinda, nebatati ted.kik He valdtgecirdim. Kirlardan topladiklarmu Pasa'nm ~adrrma gotlirlir, yanrmda tasidigim ·kitaptaki resimlerle karsilastmrdim. Yaptigrm; omrimde boyle seylerle ugra§manus olan Pasa'nm tuhafma gider ve, 0 da hoslanirdi. Arada bir, bilmedigi otlardan bazrlarmi kendi toplar ve Q:1- dirina doniince, QaglTIIl gaVUnI diyip ne olduklarim benden sorardi. Ben de, kitaptaki orneklerini gosterip anlatirdim. Bazen, kitabi biraktirarak kendi kanstmrdi.

JUAN - Anlasilan, nebatata dair bildiklerin cok 7 MATA - Anasa ebe, amcasi berber ve dayisi ispeneiyar olanlarm bilmeleri gerektigi kadar. (Bunlarm hekim- 1ik yapi"J.kllanndan ldnaye),

PEDRO - Matalas Callando, ne oldugumuzu eksiksiz sayip ortaya doktli.

MATA - Pedro de Urdemalas'm da bilgileri, bizdeki kok~iilerin bilgilerine benzemesin, . sakm! Bizdeki kOkQliIer, tammadiklarr otlara, fransizca, latince veya yunanca bir ad uyduruverirler.

PEDRO - Peki, oyle olsun. Gelelim anlatacagima.

Benden pek memnun olan Pasa'yi, §eytanm diirtecegi tuttu. Ot aramaga gllibgrmlZ bir gezinti sirasmda, elimden tutarak, beni bir agaQhga dogru gottirdu ; yammizda bir

-25-

de, terceman vardi: yolda miislilman olmami istedi, Yapamam, dedim. Koruyavardigrmizda, dostlarmdan olan ve hiristiyanliktan donme, iki kisi beklemekte idi: biri Valencia'h AMCABEY, obiirli, iinlii denizcilerden, vardiyanbasi DURMU~ REfS. DURMU~ REtS'in yanmda, bir. de cellat vardi.Pasa, saatin gelmis catnnsabenziyor; hala mi inad ediyorsun, dedi. Ben senin kolenim, bana diledigiru yapabilirsin, ama, dinimi degistiremem, dedim. Derhal, csllada, «basuu kes» diye, emretti. Cellat, palasmi siymp uzerime ytirtidu, Koruda bekliyenlerden biri, hemen, aramiza atilarak celladi durduttuktan sonra, Pasa'mn ayaklarina kaparup kendisiyle bir de biz konusahm, diyerek, mtisade diledi. Ve bana da donerek, eseni 0 kadar seven ve iyiligi;ni isteyen bir adama karsi durup kendini beyhude yere telef etmek, senin gibi akilh vebilgili bir insana yarasir mi», dedi.. Beni kurtarmak icin araya giren arkada§l da, «sen. peki de, i~inden,· gene bildigine tapm; bizim klhguruza kiyafetimize bakma, biz de senin gibi hiristiyamzs , dedi. Hie birinin dedigini kabul etmedim. Ne soyledigimi. soran Pasa'ya, ben karsihk vererek, ofkeyle, kestirin kafarm, ve-celladada, sana verilen emri yerinegetir, dedim. Pasa, yanima yaklasarak, «hain kopek, olmekten korkmuyor musun», diye, sordu. Benim iQin diinyada korkacak bir sey kalmadiguu, anamm, benden baska ve benden hayirh, dort oglu oldugunu ve onlarla teselli bulacagmi soyleyince, kopiirerek, «seni din diismam ve Muhammed diismam kopek seni, biraz gecsin, ben sana yapacagimi bilirim; 0 vakit, sen bana yalvaracaksm, ama ben seni dinlemiyecegiro», diyip yliriidu. Cellat palasim kmma soktu, ben] de cadira gdttirdiiler.

SiNAN PA1}A'NIN ATMEYDANI'NDA YAPTIRDIGI KONAK

PEDRO - StNAN PA~A'nm, ATMEYDANI denilen

-26-

yerde yaptirmakta oldugu konagm insaati tamamlanmisti. Bunu, zavalh tutsaklarm neler Qektigini ogreneseniz, diye, anlatiyorum, Konagm arsasi icin, liC;; yiize yakm, kliQiik evi satin almisti. Herkes, sade evleri yikip molozlari kaldirmak, yedi sekiz ay surer samyordu, Allmallah, alti ay geemeden, Qevresi yarim fersaha yaklasan konakla mii§temilati tamamlanmis ve Pasa icine girip yerlesmisti. Konagm insasmda, her giin, iki. yliz gardiyanm bekQiligi altmda, usta ve i~C;;i olarak, bin ~§ yliz tutsakcahsti. Beni ~ekemiyen b8.zI donmelerin gammazlamasi yiizunden, ben de aralarmda cahstim. Nasil oldugunu anlatayim, Pa§a'ya, ispanyollar cok kibirlidir, hemserilerl karsismda, on~ cekmdendu§klin bir halde gOzUkmeye dayanamazlar, onun icin, sana karst duran 0 herifi zencire vurulu olarak ealrstir, 0 vakit diledigine gelir, demisler veya dedirtmislet; Pasa da kanmis, Elime sikistmlan bir «kova» ile, hare tasidim durdum. iyi calrsnnyorum, diye, arasira bir iki .sopa da .yedigim oldu. Pasa'nm insaata goz atmak iizere ortahkta dolastigi bir gim, yamma biri yaklasarak, «§U SIrtmdakileri gIkar; affa ugradigm gun giyersin», diye, alay etti, Pekbilmiyorum ama, adami Pasa'nm yolladigmi samyorum. . Ben de, Pasa'ya duyuracak bit sesle, . «Tann efendime uzun omurler versin, iistiimdekiler eskiyince baua ipeklilerini bile verir» , dedim. Pasa'mn soyledlklerlmi duydugunu sezdim. Ama, soz geciremedigi bir kolesi lie ugr8,§hgmlbelirtmek izzetinefsine dokundugu icin, duyma.mazliktan ve beni gormemezlikten geldi. Molozlari deniz ~~marma dokmege goturiirken, «ylirii de! ytirti de! », diye, sikistmrlardi. Yemek vakti gelince ve aksam i§ bitince, «paydos!», derlerdi. Yemegimiz, kocaman kocaman kazanlarda pisirilen, bakla ve mercimekten ibaretti. Ama, her kasagmi daldirana, bir bakla veya mercimek tanesi yakalamak kismet olmuyordu. Bereket versin, iQtigimiz taze ve tath bir suydu. Bu suyu, yakmlarmuza diisen ve

-27-

!BRAHtMP ~A'nm yapbrdl~ biiytik ve gill' akan birr ~e~meden· dolduruyorduk. (Parga'h veya Frenk lbirahim P~ Sultan Silleymnn'm 1536 ydiI idam etfudigi meshur s8dri.za.m1,ditr). Kendisine baktl~mzaman, SlNANPA~A'. mn bana vermis oldugu iistbas, ~ok kiginin gozUne batiyordu. Firsat buldukca, yamma merakli merakli rumlar ve yahudiler yaklasir ve beni gostererek, bazalari, «her halde, memleketinde bir kral veya senyordii», bazilart da, «ANDREA DORtA'run oglu veya akrabaslolmah», derlerdi, Yorgunluktan dokilldUglim bir gun, kendi kendime, «diinyaye geldigim guniin Allah belasim versin», diye, mmldandim, Temiz giyinmisve sakallroldugumu goren bar yahudi, yamma yaklasarak, «Qelebi, cesaretin kmlmasm, ~ovalye'ler . boyle gunlere gogU:.s. germek i~in dlinyaye gelmlstir», dedi. Ben de, «~ovalye'ler, gerektigi gun, solumadan can verenlerdirvsabahtan aksama kadar, durmadan, molozta~lya:nlar'(legih, dedim, YahudLsoyledigiyle kalmadi, agrrca bir tasi yerine yerlestirmek icin, bana da yarduna kalkistr. Insaatr kolhyan gardiyanlar, tammadiklari bu yabanciyi goriince, kim oldugunu sordular. Kal-· diramadigmi, gordtim, yardimediyorum, dedi. Sen .' ~agnlmadigm yere nasil giriyorsun, hem biz, kaldmp kaldiramiyacagmrkestiremiyecek kadar akilsizmryiz diyipbastilar sopayi, 0 gunden sonra, kimse yamma yaklasmaga cesaret. edemedi.

MATA - Pek kavrayamadim, Seni sakalh gorUnce. yahudinin bayagi sana saygi gosterdigini belirttin, Tutsaklar sakal birakamaz lU1?

PEDRO - Hayir, birakamazlar. Her §eyden once, temizlik meselesi; her onbes gunde, saclarim sakallarmi tiras ettirirler. Bir de, kolay tanmsmlar ve kacamasmlar, diye. Ustehk, oralarda sakal koyuvermek, biraz da vekar alametidir ; tutsaklara layik gdrmezler.

-28-

JUAN - Bizdeyaphklan gtbi, daghYlp' almlarma, damga vursalar, olmaz mi?

PEDRO - Bunu yapmak, onlardabuyiik giinah sayihr. AJ;llattIglIDsebepl~rden otiirli, hiristiyanlarda. daask kurekciler, haftada birtiras edilir,

MATA - Goruyorum, ha bizde, ha onlarda, tutsak- 11k kotli bir §eY. AIDa gene, bizim gemilerde kurek cekme- .. yi, ben tercih ederdim,

PEDRO -Cok aldamyorsun. Tlirklerd.e dort yrl kiirek ~ekmeyi, bizim gemilerde bir YII kiirek ~ekmege de~ memo Bir kere bizde, .biitiin yil arahksra kiirek ~ekilir;' turklerde ise, sade yazm; bu biro Sonra, bizim gemilerde, doyacak kadar peksimet verilmez; tUrk gemilerinde ise;' hem ~ok mikdarda, hem ~ok iyi peksimet verirler,

ARtSTO'NUN VE EFLATUN'UN FELSEFELERt MATA- TUrklerin, yapilarda cok kerp~ kullandiklarim anlar gibi oldum, Eger oyle ise, sebebine olabilir?

PEDRO - TUrklerin, kiyamete degin ayakta durabilecek yapilarda gozler! yoktur, Omiirleri boyunca kendilerint barrndirabilecek yapilarla yetinirler. Binalamn ana. duvarlanmvtas ve baleikla orerler. ObUr duvarlar, hep, kerpietendir, Pasa, bir giin, yeni oriHen bir duvarin tizerine, onbes arsm boyunda ve elli eskudo degerinde ipekU bir kumasserdirdi. 0 gun, en eok duvar eikaeak ustaya, miikafat oldugunu da Han ettirdi. En cok kilit takacak cilingire otuz ve en cok kapi ve pencere takacak dogramaeiya da elli eskudo vadetti. Zavalh .tutsaklarm, bunlarr hakkedebilmek i~in, ne kadar ter doktiiklerini tasavvur: edersiniz, Aksam i§ sonu, bir sart kosarak, biitun vadlerini yerine getirdi. Kumasi kazanana, «E!fuak, iyi bir ustasin, ama, salem isinde Iacka etme, ~UnkU bu eve bir an on-ce . geemek istiyorum; bundan sonra, daha az duvar ordugun gun, kumastaki arsm sayismca ·degnek yersin», dedj;

-29-

I l

'Tek bir ~rrag,. oldugu haIde, oniki pen cere takan do~a~aciya da, duvarcmmkine benzer bir ogut verdi. Miikafat Jrazanamlyanlan da, bundan boyle, 0 giin gIkarml§ oldukIari i§in aynini glkarmaya mecbur tuttu '. ~ileri bu yol~ korkutarak, ~ah§malara hiz verdirdi. Artik, bir .odamn ~e.melini sabahleyin atsalar, oda, 0 aksam yahlabilece~ h~e gelirdi. Bir gun, YOl'gunluktan ve sikmtidan, ter~ bIT ~ gordlim. «Kopek bu ne i§?», diye,adamakIlh bir dayak,

yedim.. . w

MATA _Orada;his..§uphesiz, kendilerine baktIgm

bir eiirii insan vardi. Bir ki§i ~lkiP §efaatte bulunmadi mi?

. PEDRO- Evet,' 0 gun hare ta§lrugImbirSlrada, ya.mma biri yakla§,h.O vakta Kadar ve ondan sonra, hig gormedtgtmbir kimse. trzerlnde islemeli bir ctibbe ve ciibbenin altmda kadifeden bir kaftan vardi. Saray'amensup ve okumus bir kimse olsa gerek. Kti.£eye baleik doldururken, .arkama dikilerek, «Qelebi, Aristo ile Eflatun'un felsefesini, Galien'in tababetini ve . QiQeroIi'la Demosten'in belagatini ogrenmi§ olmak, nene yaradi ?», dedi. Gardiyanlardan ve dayaktan urktugum icin, derhal karsihk veremedim. Kiifemi yUklenip bir iki adim attiktan sonra, usulca .yantna yak}a!}arak, «BugUnlerin kahnru gekebilmekligi-

me yaradi», dedim.

JUAN __; Hangi dille?

PEDRO _ ~imdi konu§tugumuz dille. Cevabml. 0 ka-

dar ho§una gitti ki, hemen bana yanasarak kiifemi ahp yiiklendi ve insaata gozatan Pa§a'YI gidip bularak, «Pa!}R .hazretleri, ben, karnn ve evlatlarIm,' hepimiz.sana kurban olahm: bu adama kiymaym ; boyle bir kimse az bulunur ; bunun mahvine meydan vermek, Allah'a ve Padisah'a

, :kar§l sl\1g teskil eden>, dedi. Bu adami, hie ummadrgi halde, goriince §a§al1yan Pasa, sonra toparlanarak kendisini .kucaklayip her emrini yerine getireceginiooyledive, artlk, gah§tinimamami vekogusa donmemi tenbih etti.

-30-

Adam, avucuma biraz para da siktstirdi. Kaldignn yere dondugtlmde, angaryadan kurtuldugumdan dolayi dnydugum ferahligi anlatamam.

MATA.;_ Cehennemdenkurtulanm duyacag; ferahhk, eger kisa surmediyse.

PEDRO - Sabaha Kadar siirdii, Sabahleyin herkes i§e giderken, ben yatakta kalmamn safasim siirmekte idim. Vok gecmeden, gelip beni de i§ba§1 ettiler, Mutlaka lazlmrur, diye, fitliyerek Pa§a'YI kandirrmslar.

TUTSAKLAlUN HtLEBAZLIKLARI

MATA - Tutsaklann, cahstiklarr yerlerden, araclarz asmp sattiklarindan bahsetmistim. QahnmI§ esyayi nasil siirebilirler ?

PEDRO - Yok pahasma verdikten sonra, ahei mz eksik? Tutsaklar, ba§ka gapkmhklara basvurmaktan .' da geri kalmazlar. Bir ikisini anlatayim. TUrkler bellerine, basortusiinu andiran, canfes kusak sararlar, Uzunca 01-duklarmdan, ug kere dolarlar. 'I'anesi, iki veya ug eskudo eder. Baza tutsaklar, en giizellerinden bir tane satin alarak, devsirip bezden bir torbaya yerlestirirler: Baska birtorba- , ya da, eski puskit paeavra parcalari tikarlar, AIl§veri§ pesinde dolasan bon suratli bir tlirke rasladilar rm, ki bunlar sokaklarda ve pazar yerlerinde eksik olmaz, bir «kusak» satin almak ister mi, diye, sorarlar. Ve ku§ag,., boyuna sagi solu kollayip calmmis bir mal oldugunu ve gardiyanlara sezdirmemek gerektigini ima ederek, cekine cekine gosterirler ; calmmis bir mal oldugu iein de, ucuz birfiyat isterler.Allcl, satanm tutsak oldugunu kihgmdan kiyafetinden anladigmdan, gosterilen metam calmrms bir mal olduguna inanir ve, ucuza ele gecireceginl umarak, pazarhga girisir. Tam 0 sirada, biraz acikta bekliyen ve tutsakla birlik olan gardiyan, sanki acele ediyormus gibi seslenince, pazarhk cabuk sona erer. Bon herif parayi sa-

-81-

yar ve tutsak ta, hemen acma, sonra tutuluruz, diyerek, _pa~avra dolu torbayi eline sikistmverir, Adameagiz, pek karh bir ahsveris yaptig; inaner ile evine ddniip torbayt .aemca, neye ugradigmi i§ isten gectikten sonra anlar.:

JUAN - Hikayenin daha tathsi olamaz. Ama, kolay -da tekrarlanamaz, Qiinkii aldanan kimse saticiya rasgeIince, oc alabilir.

PEDRO - Dedigin olamaz. tstanbul'u Ispanya'mn ;bir . koyii mii sandm? istanbul' a Valladolid'in nlifusu sayismca yabanci girmooigi gun yoktur. (Valladolid tspanya'nm meshur bir ~hridir). Tutsa~ bulup tamyabilmek ne .mtimkim! Tutsaklar biribirlerini bile tammazlar. Kusakla .yaptaklari oyunun bir benzerini de, glimli§ islemeli giizel ihl~ak kmlariyle yaparlar. Bir de, kalp akcaya gelelim: tut.saklarin bastiklari para, devletin darbhanesinde basilandan pek te az degildir. Alisveris ederken, insanm on gift gozii olmali. Bir sahte duka'yi oniki akcaya surerler, daha dogrusu, satarlar; saglami altmis akca eder. Kalp para -elde kalmaz; alan da baskasma yutturur.

JUAN - Cezaya carptmlmazlar rm?

PEDRO- Ne cezasr? Kurek mi? Herifler zaten kil.rek mahkfimu. Ortada, kaybedecekleri bir §ey yok ki.

MATA - Yahu, sahte dukalarr da kim ahr ? PEDRO- SaglamIDl§ gibi eiirmek istiyen bin bir kisi, Biiyilk kisilerin haznedarlari ve vekilharclari, dagattiklari :sadakamn arasma kalp para da karrstmrlar, Sadakayi alanlar, verilen para ciiriiktiir, diye, direnmek cesaretini gosterebilirler mihic ? Yiyecek iceeek alabilmek icin, tut.saklarm da sahte paranm yardimma basvurduklari olur. .Bu ise, en cok gardiyaneazcahstiklari zamanlarda ve sar-

. .raflarm buiundugu sokakta girisirler, Sarrafhk, istanbul'da geeer akcadir: QOgu yahudidir.

MATA - 0 memlekette, cok para mi doner ? PEDRO ~Evet, nispeti de sudur: bizde ne kadar az-

-32-

sa orada 0 kadar cok, Bir duka bozdurabilmek igin bir akca vermek gerekir; bir duka satin alabilmek icin de, gene bir akca vermelidir.

, MATA - Tutsaklar, sarraflann sokagmda sahte pa-

ralari, ne yaparlar? Yoksa yahudi sarraflari rm aldatir- 1ar?

PEDRO - Yahudi hie faka basar mi? Sarraflarm so-

kagmda, agzma sahte bir duka atan tutsak, para boz~u~maya gelenleri gozetleyip bekler, Sarraf, boz~urma~. icm diikkanma ugrayan bir kimsenin dukasim, eger silikse, noksanma almayi teklif eder. llgili, bir de baska sarrafa gostermek icin diikkandan aynhrken, tutsak oniinli keserek, «hayrola, kahpe herifle ahp veremedigin nedir», diye, sorar. Adam, geceni anlatmca, parayi gormek ister ve adamcagtz uzatmca, gliya ezilip ezilmedigini anlamak icin, agzma atar. Bu suretle, sozde paramn saglamhguu denedikten sonra,agzmda . .sakh sahte dukayi ustahkla cikarip uzatarak, «kerata yalan soyluyor, demir gibi para, su kar'§ldakine git, namuslu kimsedir, tartmadan bozar», der. Ve arkasmi donerek, baska bir yoldan sivisrp kaybolur.

MATA - Askolsun be! Bundan parlagmi Qingeneler

bile basaramaz.

PEDRO - Ne zannediyordun? Tutsaklar da Qingeneler kadar beceriklidir. iki tarafm da ustasi bir: kisiyi zorla dogru yoldan ayiran, yoksulluk.

MATA - Hazar sirasi iken, cahsmalarm sonucunu da ·ogrensek. Konagm insaati ne oldu?

PEDRO - t§ler anlattigim gibi yiiriirken, tutsaklarm arasmda yumurcak paUak verdi. Hastahk, kaygtsizhk yuzunden yayilarak, pek cok kisiyi serdi. Ben de tutuldum ve do§ek olarak, bir koyunpostunun iizerinde elli gun yattiktan sonra, kan aldmp Tanrr'nin izniyle iyilestim.

JUAN ~ Bu hastahk, neden oralarda hie eksik 01- maz? Oranm hekimleri bir care arastirmazlar mi ?

-33-

PEDRO - Ne ara§tmrlar, ne de.anlarlar,

MATA - Bulasmasm diye, sakmmakta mi miimklin degil ?

PEDRO ~ <;ok gUQ. <;linkli tlirkler, hastalIklara kar§l kendilerini korumazlar. Allah'tan gelen seylerden kaeimlmaz, derier. Hatta olenin, Urkmeden, gomlegini mint;rum ve dizligini dahi giyerler. Halbuki bu hastal:k kellik

gibi, bula§Icldlr. '

. JUAN - Peki, kona:gm yap lSI hastahj, slirerken mi bitti?

PEDRO - Evet, ° hengamede bitti: ve patronumun konaga geQi§i pek parlak oldu. Qlinkli, ° slralarda SOFt> ye kar§l tran'~ dogru yollanan ULU-TURK, «kapudanr derya:> o.lan SrNAN ~A~A'YI tstanbul'u ve blitiin tmparatorlugu ldareye yetkllendirdi. (SOfi veya SUfi, irau'lll Safevi hanedanmdan gelen hillilim~rlarma ttirklerin taktIklan ila.kaptl.r.Bahis konusuSfifi, B~dnci' Tabmasb'dlr' b~~. kolllUS/u ~fe!r de, Sultan Slileyma;n'm Iran'a kar~l gi: r~tig!l seferlenn ii!;tinctilsliidriir. Bu seferin taR'IDi, mim&

. 15~3 ve hicri960 tIl'. Y~rm anlattIklarrodan, bizlm tari,hler]n ~JklamadIgt bir husnsu, yam Sli;nan Pasa'nm Sadaret KaymakamlIgtJ_ ettigini, ogrenmi§ oluyoma):

MATA - Sefere cikan Turk ordusu kalabahk miy-

ill? '

JUAN - Allaha§kma, Qorbayle lahanaYI karI§bnmyahm, Tlirklerin te§kilatIm ve adetlerini, anlaheak bize sonra. ~imdi, kendiba§mdan gecenleri anlatIyor.

PEDRO'NUN MffiRiMAJI SULTAN'A BAKMASI

. PEDRO - P~a konaga ta§llldiktan az sonra, BUytiK SENYOR'tin ag,.r hasta olan kizma bakmak bana dii§tii. Hasta, kendisine bakan hekimlerin hie birinden fayda gormeyince, beni QagardIlar ve, Allah'm izniyle, iyi 01- duo

-84-

MATA - Basmdan gecenlerin en onemlisi bu oldugu halde, sanki hie bir §ey degilmi§ gibi anlatiyorsun. Baktigm, Biiyiik Senyor'un oz kizi miydi? "

PEDRO - Eveeet. Hem bu i§i benim elime birakan, kendisine en Qok tutunan ve kendisini en ~ok seven bir kimseydi.

MAT A - Bu sansa naail erdin ?

PEDRO - Anlatayim, Hastanm kocasi ROSTEu.'VI PA~A, efendim olan StNAN PA~A'mn kardesiydi. RO~~ TEM PA~A hekimlerin tedavisinden memnun ka~dlg1 Icin, dort ay gormedigim StNAN PA~A beni Qagarth. Yanma vardigimda, makammda bayagi bir kral gi~i .otura~ Pasa, su ve bu rahatsizhklari geciren bir kadm icin beni ~agarthgml sdyledi. Bir kere gorelim, geregini yaparrz, dedim. Gormek olamaz diyince, ben de, idrar ve nabiz yoklamasma girismeksizin hiQ bir §ey yapaI:my~.cagI~: kesin olarak anlattim. Hazrr bulunan kimselerin soslerimi tasvip ettiklerini sezen Pasa, beni islemeli bir yastik liz~ri~ ne ve ayaklarmm ucuna oturtup bir terceman vasrtasiyle diller doktukten, hatta basi tistimde yerim oldugunu soyIedikten sonra, kendisinin ve kardesinin varhklarmm, hep, hastaya bagh bulundugunu, ° oliirse m{lhvola~aklarm~ acikhyarak, elimden geleni esirgemememi istedi ve benl azad edecegini nave etmeyi de unutmadi. Karsrhk olarak, bana yaptigr iyiliklerden dolayi ellerinden ayaklarmdan optligumli, fakat azad olmak istemedigimi, ~linkli w serbes kahrsam kendisi gibi bir destekten mahrum kalacagmu ve, emirlerini yerine getirmek icin, butiin giictimle cahsacagimi, soyledim. Verdigim bu karsihk iizerine, beni kardesinin konagma yolladi. Anlayisli bir kimse ve, blitiin tiirkler gibi, kiskane bir koca olan ROSTE'M P A~A, bilgilerimi denemek icin benimle bir konusmada bulunduktan sonra, o da, hasta ile gormeden mesgul olup olamiyacagum ogrenmek istedi, Ben diretince, Sultan'a haber salarak, kar-

-'-35-

-------- -------

desinin kolesi tarafmdan muayene olunmaga miisade edermi, diye, sordurdu. Ileride, tiirklerin adetlerinden bahsederken de anlataoagim gibi, orada, koealarla karilar ayn ayri yerlerde oturduklarmdan, cevabi biraz beklemek gerekiyordu. Bu beklerne esnasmda, benimle mukayeseli bir mUnaka§aya giristi. Konusmamizda benim Kral'i iistun tuttugumdan iirkerek, - «burada biz hepimiz kuluz» diyip lafl kesti. Sultan'dan muvafakat cevabi gelinee, birlikte yamna gittik. Hastanm dosegine yaklastigim vakit, bir elinden baska her tarafmm sirma islemeli bir carsafla ortiilii bulundugunu gordlim. Uzatilan bir havluya ellerimi sildikten sonra, nabzmi yokladim, Kocasmm bu kadarla yetinmemi istedigini sezdimse de aldirmadrm ve, tercemarnn yardimma basvurmadan, becerebildigfm kadar tiirkce geveliyerek, «obur elini de ver Sultan», dedim, Acik bulunan eli cekip obiir eli oikanrken beni gozetlemek i<:;in ortiiyli biraz actigim goren kocasi, ben eli yoklar yoklamaz ayaga kalkarak, «gidelim artik, oldu, tek bir el bile yeterdi», dedi. Ben, bir yandan Sultan'i gormek arzusuna kapilarak , bir yandan da giri§tigim isin icabi olarak, lSiOguk kanhhkla, hastaya, gene tiirkce «dilini cikar Sultan», dedim. Istemiye istemiye yatan ve zannrmca benimls konusmayi arzu eden hasta, kocasina dogru bayagr hiddetle bakIP, «Ne cikar, kafir degil mi ?» diyerek, ortunun altmdan basmi ve kollarnu cikardi ve, biraz sikmti ile, dilini go,sterdi. Hareminin kesin tutumu karsismda, kocasi sesini cikaramadi. Bu miinasebetle sunu da bilin ki, miisliiman olmayanlara pek aldrrmazlar ve onlardan pek kacmmazlar. Sorup arastmnca, hastahgin buyiik bir sikmti ve hiddetten dogan bir krizden ilert geldigini anladrm, Dedikle-

. rim yapildigi takdirde, hastanm, Allah'in izniyle, onbes gUn icinde iyile§ebilecegini soyledim. Tavsiyelerimin ilki, vereeegim ilaglan almak ; ikincisi, baska hekimlerin dediklerinden hig birini yapmamakti. Sultan'a bakan, gogu

-36-

yahudi ve bir ikisi turk olan, hekimlerin bana bir oyun oynamalarmdan cekiniyordum. Dediklerimi Sultan, iki sart kosarak kabul etti: miisul almamak ve kan aldirmamak. Bu iki seyi f'azla tatbik ettiklerinden 0 hale geldiginl. anlatti. Olur dedim, yalmz verecegim tath surubu almasr gerektigini soyledim. Peki demesi uzerine, RUSTE'M PAi;?A'nm dairesine ~ekildik. Hekim doluydu; hepsi aleyhime yiiklendiler. Hiristiyan oldugum icin Sultan'a bir fenahgim dokunabileeegini, tiirkce, mmldananlar bile oldu. .Bana. yakmhk gosteren anlayish ve okumus bir iQoglam, aleyhimdeki sozleri kulagirna frsladi. Bunlan ogrenince, tercemanlik eden adama, Sultan'm yanlis tedavi gordtigiini.i ve simdiye kadar nasil dayandigma §a§bglml soyleyiniz, dedim. Aman, boyle sey soylenemez, sonrn topumuzu idam ederler, dedi. 0 halde, dediklemin dogrulugunu ispat edinceye kadar buradan ayrrlmamalarrm soyleyiniz, dedim. Miinakasaya tutustuk. Allah'a §tikiir, a.ltta kalmadim. (Hastahk ~il kadm, Kanun] Sultan SUleyman'm JuzJ Mlihrimah. Sultan'ditr; Mihrimalh'm anasr, Kanuni iizerlnde pek buytik nufuzu olan Hurrem Sultan'drr; kocasi, Kapudam Derya Sinan Pasa'nm kardesi Sadrazam Bustem Pasa'drr. MUuinmh'm hastahgi, kOOOSI Rustem Pasa'nm Sultan SUlerymM'la birlfhte iran sef~rine ~lkt:tktan az sonra yold~ azlerJiilea-ek iJs,ta:nbul'a dondliigti. zamana raslar, RUJs'" tern Pasa'mn yOlda az1i ta,l'mi, 6 Ekiim 1553 tor).

MATA - Bir Krahn bile hekimlerini matettin,ha? PEDRO - Sen krallarin hekimlerini, dtinyadaki hekimlerin en ustunleri mi samyorsun ?

MATA - :;?iiphe mi var ? Bir kral, isterse, memleketin en yiiksek hekimini secip tutamaz mi ?

PEDRO - Secim, Universite kiirsuleri icin oldugu gibi, imtihana tabi olsaydi, belki. Ama, oyle degil ki. Araya, kurena, niidema ve daha bilmem Kimler girer, hepsi ken, di adamlarmi one siirerler, i§€ iltimaslar karisir, ve kra,

-37-

It kandmrlar, Esasen, diinyada biiyiik hekimler pek azdir ; ~ogu bos, Her neyse, bunlari birakahm da hastamiza .gelelim. Sultan'm istemedigi seyleri, kacamak yollardan tatbike muvaffak oldum. Oniki gun gecmeden iyilesti. Son ziyaretimde, daha do§egine yaklasmadan, bas parmagim havaya dogru kaldirarak, «Aferin Hakimbasi!», dedi. (Yazar, parmagml yukanya dogru kaldirmanm, tiirklerde teveccuh allRmetl oldugunu 8oylliyor). 0 esnada, kendisini gozeten bir-haremagasi girdi ve, i~i samur kaph ve yiizii pek inee dokunmus, mor renkte bir kiirkii omuzlarima yerlestirdi. N abzmi yoklayip atesinin dii§tiigiinii gorimce, gozlerlmi gage dogru eevirerek Tann'ya tesekkur vettim. Sultan, dileyecegim her hangi bir ~yiyerine getirmekten geri kalnuyacagmi: verdigi robayi giydikee, kendisini daima hattrlamami: en biiyiik arzumun azad edilmek oldugunu bildiginden, bunu da gok gecmeden yaptiracagim, soyledi. Ve SiNAN PA§A'ya, beni miisliiman edip ba§goz etmesi ve, bunu istemezsem sayet, azad etmesi icin, haber saldi. Gelen karsihkta, benim arzularimm bunlar olmadl-. gl; amacmnn Ispanya'ya donmek oldugu: ve haziran'da Pasa donanma ile acilacagi zaman beni beraberinde gotiirerek serbes brrakacagi, bildiriliyordu,

JUAN - Sultan'a hangi ayda baktm? PEDRO - Noel'de (ArlaJlk 1553h, MATA -'- Kocasi bir §ey vermedi mi?

PEDRO - iki diizune eskudo'nun tutari kadar bir para verdi. Orada, sayih kimseler, bahsisi, verirkenparalardan bir kaci yere diisiip sacilacak tarzda, avuclarma doldurup uzatirlar.

JUAN - Kocasmm verdigi, fazla bir §ey sayilmaz bence.

PEDRO - Evet, dogrudur, Ama, ilgilinin bir tutsak oldugunu akildan crkarmayrn. Senin, hiristiyan kadirgalarinda bulunmadigm anlasilryor. Bulunsaydm, tiirk esir-

-38-

lere neler cektirdiklerfni gorup ogrenirdin. Onun iein, hiristiyan bir tutsaga daha da az verseler, gene §iikretmeli.

PEDRO'NUN KADINLARA BAKMAKTAN {lEK.TiKLERi

PEDRO - Sabahlari kuleden QlkiP Sinan Pasa'yi ziyarete giderken, her ~agrlldlglm yere ugramaga kalkissaydim, konaga ancak gecenin geg saatlerinde varabilirdim.

MATA - Konak 0 kadar uzak miydi ?

PEDRO - Olsun olsun, yarim fersah. Kuledeki h;)JStalari berberlere havale ediyor ve siyrrhyordum. Bunlarm ~ogu yumurcaktan hasta olduklan icin, kacimyordum, Konaga giderken baktiklarimin gogu ise, ya subay veya bezirgan karilariydi. Kimi, dogurabilmek pesindeydi ; kimi, aybasilari geciktiginden veya rahim rahatsizhgmdan §ikayetciydi, Hazrrladigim ilaglar icin, iki veya ii~ duka isterdim. Rep, istedigimden noksan verirlerdi. Pasa'mn konagmda cia hasta eksik olmadigmdan, gagmImgIm yerlere, bir defadan fazla gitmezdim pek.

MATA - Hepsi iyilesir miydi? Kisirlanm dogurtur miydin? Aybasi olmalarmi saglar miydin? Rahim hastalarmi iyieder miydin?

PEDRO - Pek tabii.ihepsi iyilesemez. Bir kismi, tababetin emrettigi seyleri tatbik etmekle, dilediklerine eriyorduo Bir kismi da, ne yapilsa nafile.

MATA- Peki, iyilesemiyenler seni yalaneihkla itham etmezler miydi? l§in icinden nasil siyrrlabiliyordun?

PEtDRO - Diinyada akla gelebilecek, en biiyiik bir hileye basvurarak, <;Ok miktarda, bir ila~ hazrrladiydim. Buna tababette, «gerapliga logadion», denir. Yer yilziinde bulunan, en aCI seylerden yapihr. Oyle acidir ki, safra bile yanmda tath kahr, i§in icinden cikamiyacagtrru kestirdigim vakit, koparabilecegim parayi onceden eekerek, giizel

-39-

bir siseye, yirmi dirhem kadar doldurup verirdim, Sikt tenbihlerim: biraz kuru iizum hosafma, her sabah, tam bir dirhem akitilacak: gtines dogarken icilecek: aradan tek bir gun gecirmeden, on dokuz gtin almacak. lla~ 0 kadar acidir ki, bunu on dokuz gun alabilecek tek bir erkek veya kadm cikmaz .. En fazla dayanabilenler, cocuk isteyen kadmlardir, Onlar da, dislerini sikrp en cok, bir kac giin alabilirler. Ve dediklerim yapilmaymca veya yapilarmymca hir fayda gorulemiyecegi, tabu!

MATA - Ya dayanarak, sonuna kadar alan biri glkarsa?

PElDRO - Onun da kolayi var. Bahane bulmak mi gUg? Ya mutlaka bir gun unutmussundur: ya, ara vererek almissmdir ; ya, saatinde almamissmdrr. Ve, yeniden baslamak lazam, Yeniden kim girisebilir ?

YAHUDi HEKiMLERLE QEKt$ME

PEDRO - SiNAN PA~A, bir gece dolasmasmda 120- gUk alarak hastalandi. Ziyaretine, herkes gibi, ben de kostum ve layman tavsiye ettim. Dilmac, pek biiylik kabahk sayihr, diye, scyledigimi turkeeye cevirmekten ceklndi. 'I'iirkcesini sordum, «hukne» dedi. Ben de, dogrudan dogruya kendim s6yledim. Pasa kabul etti ve yaptirdi. Yahudi hekimler, basta HEK1MBA!~I AMONOGLU, Pa§a'YI aleyhime kiskrrtiyorlardi. iglerinden bazilari, «iyi hekim olsa bile, heniiz genctir ve baska yerlerde okuyup yetistigi iein, bura ikliminin tabiatini ve mizacmi bilemez ; netekim, kedi otu Iran'da 61diiriici1 oldugu halde, Misir'da degildir» , diyormus. Hiristiyan olusumu ileri silrerek mukarreblerden bir kac kisinin de zihnini eelen bazilarr da, «Pasa'ya diismanhk besleyen bir kimsenin vadlerine kapihp ayartilarak bir kotiiliik yar>abilir»,diyormu§. Bu soylenenleri, beni seven bir igoglanmdan 6grenmi§tim. Bir glin Pa§a'YI, hekimlerin verdikleri bir surubu icmek iizereyken

-40-

gordiim. Zehir li bir sey oldugunu hekimlerin 6niinde ispat edebilecegimi s6yliyerek, bunu almaktan vazgecmesini tavsiye ettimvCok irrktii ve, derhal, hekimleri gagartrtl. Beni seven bazi kisilerin delaletiyle, ben de, tamnnus bir kac tirrkiin toplantida hazir bulunmalarnn sagladrm, Lafl mugalataya dokerek, Pasa'nm karnma yel dolduguTIil; surubun da, soguk oldugu icin, karnmda yele donecegini: netekim, siitiin de zararh oldngunu; giinkli slit, ateste kaynaymca naSI1 koptiruyorsa, miydenin hararetiyle de ayni sekilde kopiirecegini, 6grenebildigim yarim yamalak bir turkceyle, s6yledim. Sozlerimin toplantida bulunan tiirklerin iizerinde bir tesir yarattigmi goren yahudi hekimler, «bizim bildigimiz dille konus ; ne diye, bilmedigin dille soyliiyorsun; soylediklerini tiirklerin anladigam rm samyorsun T», dediler,

MArrA - Onlarm aS11 Istedigi, senin soylediklerinin anlasilmamasa. Oyle ya, hep bir agizdan sana saldirarak biitiin soylediklerini ortbas edecekler. Konusulanlari anlamiyanlar da, seni altettiklerine hukmedeoekler.

JUAN - Bu da, davalari ~iiriik olanlarm basvurdukIan carelerden.

PEDRO - Ben, patronuma ve hazir bulunanlara donerek, gene derme catma tiirkcemle, dediklerimi anlayip anlamadiklarmi, sordum. Hepsi, evet dediler. Hele sut mi. sali, Pasa'mn da, obtirlermin de pek hoslarma gitmisti. Ve hepsi, bana hak verdiler. Ustte kaldigimi. gorunce, Pasa'. dan miisade alarak, sunlari da soy le dim : «Ben kendi memleketimde iyi bir hekim olsam dahi, bilgilerimin buralara uygun dusemiyecegirti scyliiyorlar ki, bunda yarnhyorlar. Buralarm, aS11 hekimi benim; ~i.inkii benim bildigim tababet, tstank6y'lii HiPPOCRATE'm, Bergama'h GALiEN'in ve Egine'li AETiUS He PAUL'un tababetidir. Bergama' run Istanbul'dan uzakhgt kirk elli fersahi asmaz ; abiir yerIer de uzak sayilmaz. Bu efendilere gelince, hice yakm ve-

~41-

ya pekaz bildikle,ri, iBN, SiNA He iBN RUSD'" t b b ti

dir B" " , .,. un a a err-

, ITInClSI Sevllla'h, ikinciai Kordova'hdlr' l'k' sehir rl

is 'd d ' 1 ':S~ ir e,

T pan,~a a ir, Ben, ~:endimiz'in yerinde olsaydlm, Ispan-

} 01 du§manl~rImd8:n oc almak icin, bu hekimleri oralara yollardlm, Bir kac yil icinde btittin turk 0 d

' b ' , r usunu saylca

gen lrak~cak kadar eri, yokederlerdi». Eski ve Orta gag-

lar'da yeb§mi§ tinlti hekimlere dair soyledigimi ispat icin hazir bulunan iki ki§iye, mahsus yanimn aldlglm bir kit,aptan pargalar ~ku~tum. Bunlardan biri, Pa§a'nm ahciha, ~1~1" okumus, sevimli ve hltince bilen bir Alman'dl Db" " l]alllya~ bilgini Venedik'li bir donmeydi. (Eskl hehlml:~

adJa:nn' kQla~~ o1isiun diye, franslZCa belirttik. Eserleri ~ ya EndelwSI ten yaylldIgt i~~. Buham,'b Ibn 'Sina' esldden Avrupa'hIar SeviIIa'h bi!liJrdi). .fl

k 1 JUAN - Bilgisiz olmasma ragmen, Pasa da memnun a lnJ.§ olsa gerek.

~E_DR? -. Pa§a gUldU, otekiler sustu, bana da, susmam 1~~n gozle isaret edenler oldu. Ben, aldrrmiyarak devam, ~~t~ :e Pa§a'm~ ,takilmah laflarImdan ho§landigmi &e~~glm 19In, «gengligIme yani tecriibesizligime gelince musade buyurursamz onu da bir mesel ile izah edeyim: kar§I y~kaYI tutmak icin bir kimss, sabahleyin erkenden' yalmz~Ir. ~~ft ktiregi bulunan bir sandala hinip yola Qlksa: ben .de l~ ug saat sonra ktirekQisi bol ve mtikemmel bir ?ektirme l1e yola ~oYUlsam, Efendimiz'e soranm, hangimiz ?~ce.vanr~», dedirn, Sen, dedi. Ve sebebini sorunca «daha lY~. bir gemI~e bindigin i~in», dedi. :Ben de, «hah, g6rdtintiz mu, bu hekimlerin durumu da tipkisa; benden once dogdul~: am~, onlar e§ege binerek yiiriiyor, benss ata ; au ~~gI remis olarak kullamyorum; ben okuyup 0 wr di w.

IQill g"rd" w.. " g en gun

.' 0 ugum §:ym ne oldugunu kavnyorum; onlarsa, 0

§'fym yamnd~n bin kere gecseler bile ne oldugunn farkedemezler», dedim,

-42-

MA,TA - GUzel. UQtincti suclamalarma karsihk ta, ne soyledigini ogrenelim.

PEDRO - i~te soyledigim: «Sikilmadan, bir de, bir hiyanette bulunabilecegimden dem vuruyorlar. Benim, imamma nasil bagh oldugumu Efendimiz bilir, Dinim beni, bana ytiklemek istedikleri §eyleri yapmaktan meneder. Hersey bir yana, Pasa'nm saghgmdan, benim kadar aceba kim fayda gorebilir ? Pasa gibi bana babahk eden, beni ihsanlara began, bir prens mi bulabilirim? Belki, Kral hesabma hareket ederim, diye, bir siipheuyanabtlir, diyeceksiniz. Maazallah, Pasa'ya bir §ey olursa, yerine baska bir pasa gecmiyecek mi, sanki ?».

HEKtMBA~1 AMONOOLU tLE ~EKt~ME

JUAN - Biitiin bu olup bitenlerden sonra, bakilmayi Pasa, artik senin ellerine birakmadi IDl?

PEDRO - HayIT, kim bilir neler uydurarak,gene kandmp damarma girdiler. Ve Pasa'yi, tekrar elde ettiklerinden dolayi bobiirlenen yahudi hekimler, Sultan'rn tedavisi ytiztinden ugradiklari bozgunlugun oounu almak hevesine diiserek, bana etmediklerini birakmadilar. tdropik olan ve kotii tedavi yiiziinden hastahgi ilerliyen Pasa, yaz geldigi icin, istanbul'dan bir bucuk fersah uzakta ve «Besiktas» denilen yerde bulunan, bir bahcahga tasmmistr, Bir gim, ben de oradayken, ziyaretine RUSTEM PA~A geldi ve, kardesinin halini gorimce, aglamaya koyuldu. SiNAN PA~A bunu, hekimlerin artIk kendisinden limit kestiklerine hamlederek, bir baygmhk gecirdi. RUSTEM p A~A, kardesi ayilmcaya kadar bekledi ve ayihr ayilmaz, cekilip gitti. Biitiin ziyaretlerinde, daima, kisaca bir hatir sormakla yetinir ve cekilip giderdi.

MATA - Neden? Kardes degil miydiler?

PEDRO - Oyle ama, gene pek ihtiyath davramrlar-

-43-

ill. yzun gcku§lirlerse, Padisah'a karst bir dolap ~evirdik~:r~~1 ~anarlar, diye, korkarlardi. Pasa bayildigi zaman, oJdu diye, ortalik bir calkalandi. Yahudi hekimler, kitaplarmi koltuklarmm altina sikistirarak, bir sandala atlayrp yokoldular, Ev halki, kosede bucakta, aglamaga basladi, Yanma ben kostum, nabzmi yokladnn, raki istedim ve iki ufa~ ~ah~: ka§~gl icirdim, Kendin€ geldi ve geceyi iyice geeirdi. Gosterdlgim ilgiyi gorunce, dediklerimi tutmaya basladi. Pasa'nm sag oldugunu duyan yahudi hekimler ertesi gun, kitaplariyle ve bir stirii ilacla, gene damladilar,

MATA - Hicte mi sikilmadilar ? Tevekkeli, «utanmayana her yer aciktirs dememisler.

PEDRO - Rem, hie; bir §ey olmamis gibi davrandilar. Herifler, dilbazhklarr ile, patronumu bayagi btiyiilemisler,

MATA - Nicin ayrrldiklarim soylemediler mi, bari ? P~D~?- Gliya, evlerindeki kitaplarim tedkik edip ona gore ll~(jlar haz:rlamak icinmis, Ve gelir gelmez, bir torbadan, bir takim otlar bosaltarak, «Efendimiz bunlari g?rUyor musunuz, bu Kibris'tan, bu Kandiya'dan,' bu H~d]s!an'dan, bu ~am'dan geliyor», diyerek, Pasa'ya gostermege koyuldular. Sikildim ve Pasa'dan musade alarak sordum : «Bu otlar taze olsaydilar, faydalari daha biiyiik o~maz.~y.dl?». Hekimbasi AMONOGLU, «anlasilan, det1~kler~~llz~ dogrudtiruz dinlememissin ; biri iki yiiz, biri bin, biri bilmem kac fersahlik mesafeden; biri Hindistan"dan, biri F'ilistin'den, biri bilmem nereden geliyor ; IspanY~'da belki tazesi vardir ama, tspanya'da miyiz kl tazesim bulahm», dedi. «1spanya'ya gitmege hacet yok, ben bulur~~, de~m. Bulabilirsem cok iyi olacagmi, hep bir agtzda n soyledlle_:. ~~§a'ya, soylenenleri anlayip anlamadigim sordum. Evet diyince, «0 halde, mutfaga emredin, bir kazana su doldurup atese sursunler ; su kaynamaga basla-

-44-

madan once, hlitiin bu otlann tazesini getiremezsem, kelIemi ugurtun; bunlarm, bir sey bilmediklerini ve cerrahl1ktan baska bir §ey yapmadIklanl1l, ispat ed~eegim», dedim. AMONOGLU biraz kihc otu gostererek, dspanya'ya gitmeden, bun dan azacik getirebilirsen, sana benden ipekli bir kaftan», dedi. Yamma bir bel alarak, gardiyanlarlllla, koskiin bahgasmdan uzak olmiyan bir tepecige ciktik. 0 yeribiliyordum! Sultan'a baktIgrm siralarda, oradan epey ot toplaml§tlll. Hekimlerill gosterdiklerinden, daha da ba§ka ge§itlerden, bir _ yiik dolusu ot kopanp koske don.diim ; Pa§a'nm odasma dahp topladlklanml onirne ylgdlm; ve herge§idin kurusundan ve ye§ilinden biraz alara¥, «Sultamm bu hep bir degil» diyip Pa§a'ya gostermege basIadim. Her gosterdigime, «gergek», diyordu. Bir tutam ki- 11g otunu da, usulca, AMANOGLU'nun ba§ma koyarak, « al otu, ver ipekli kaftam» , dedim.

MATA _ Otu bulamaytp gostermemen icin, bir degil, iki kaftan bile verirdi. Peki yapbgml nasil karsiladi ?

PEDRO _ AMONOGLU'nun kar§lhgl §oyleoldtl. Pa.§a'ya donerek: «Efendimiz, ben hepimiz naml~a, ~b~ aham'm Allah'r ve §€riatimiz iistiine kasem edenm ki, 'SIZe lazml olan ki§iyamba§ll1lzdadlr. Siz de bilirsiriiz, bi'Z bu .otlari aramak icin kirlara glkamaYlz. Bizi soyabilirler ve cammlza da klyabilirler. Bunlarm buralarda hulunabilece- gini, hie; hilmiyorduk. Hep, sefere gl~~n gemi,cilerelsm~rhyorduk», dedi. (AmQnog~u, Sultan Suleyman m.adtt tarthe

g~mi~ hekimba§I'SldIr).

JUA:N- Paga, her halde, memnun olmustur " PEDRO _ Evet, meinnun kaldi, Beni gozeten gardi: :yanlan, hirer entari ve dorder akca vererek: kuleye. g~n gonderdi; bana, iyi kuma§tan mor re?kte b~r. entar~. ~Ie .dort akca verdi; ve oldU.giinde azad edilmem 19l1l vaslyyet-

.te bulunarak vamna alakoydu.

-45-

_-- ----_~ ----

VFORVKQVLERLE BtJYVOOLERtN TEDA VtYE KARI~MASI

PEDRO - Hastahktan anlamadigi i~in beceriksizlik gosteren oda usagim baska hizmete vererek, Pasa, yerine beni gecirdi, Her sabah, mutfaga iner, yemegini ismarlar, yemek vakitlerini tayin eder ve metrdotelliginl ben yapardim. Yemek gelince elimlekesip yedirir ve, onunde, kalanIan ben yerdim.

MATA - Demek yemekleri secmekte serbesttin? PEDRO - Her halde, yahudihekimlerden daha serbes,

JUAN _ Neden? Onlar, Pasa'mn ylyebilecegi yernek- .. leri tertipliyemiyor miydi?

PEDRO - HaYIr. Bu yonden, aramizda ne geetiginl anlatayim, Bir- gUn mutfaga girip hekimlerin ahciya. Pasa'ya yemek olarak, bir pilicin yarisim yarnn kase suda. haslamasrni; ve tuzu pili~ pistikten sonra atmasmi tenbih ettiklerini ogrendim. Derhal, kahpe ogullari, alcak herifler, diyip agzlma geleniveristirerek, atese dort tencere siirdiirdllm. Tencerelere ikiser tavuk kodurarak, birine nohut, birine maydanos ve kereviz, birine sogan ve mereemek, birine de tiirlii zerzavat attrrdim, 11k tencerenin tuzsuz kaynatilmasmi tenbih ettim. Kizartmadan hoslananlar i~in de, ayrica iki tavuk krzarttirdim. Bunu goren yahudi hekimler, «bu kadar yemek ne olaeak ?», dediler. «Omriiniizde btiyiik kimselere bakmadigrmz anlasrliyor ;. ne olacagmr gorlip ogrenir ve bundan sonra ona gore davranrrsmiz ; Pasa gibi bliyi.ik bir adama, evlerinizde kendinize yaptiklarmiz mi yapihr ; tavuklar ne olacakrms r-sonra yamaklar yer, olacagi bu», dedim, OlaYI ogrenen Pasa nezdinde, itibarim artti.

JUAN - Ahcilar nezdinde, eksilmis olsa gerekl

-46-

MATA _ Ev sahibine karst artbktan sonra, eksilse

T1e~Ikar. ~ 1 idi rdu?

. JUAN _ Pa§a'mn hastahgl nasi gr IYO,' Id

PEDRO - Kah iyile§iyor. kah ~~tUle§Iyor~ .. ~ d;~~

, ., dro istie, istiska veya su bITilkme has 19'1

pizr: ... (lly Phd' hekimler ne oldu?

MATA - Bu arada, y~ u 1 ek istediyse de, iki-

PEDRO - Pa§a hepsllle yolverm bil, bir §0y olursa. benden 1

sini benalakoydurdum. Pasa ya

:mesinler, diye. ld ?

JUAN _ Kalanlarla aramz nasi 1. bu

PEDRO - Bunlarla arkada§hk ediyorduk; a~~~ban_

it hekimler peyda oldu. Dualar a,

sefer de ba§ka ~,~§I.. . inde i ' edebileceklerini so yliyen , larla, Pa§a'YI dort gun l~ : hudi hekimler de, bunbir strrii hoca bozuntuSu. Ben el~ei~en ~ekiniyorduk. ~~ lara dayatmaktan ve kskar§l 19k1 r! Bu hastahk, hekim l§l

k 1 kl r' Ne rna ara I a . bii "

:mas ara 1 a . .. " " k isti en kimseler uyll

<legildir; Pa§a'ya k~~uluk ~t,?e kutmY ak lazm:~dIr, diye,

boo " " cozmek l~lll, 0 bi

yapblar; uyuyu ~ kurdurulan kocaman rr

K" k" bah~asma

tutturdular. O§ un , " he gUn nobetle§erek, hafIz-

~adIrda, arasi kesilme~eS\~~mdua~ar okurlardI. Bu maskaIar, sabahlara, kadar, ay:~ ~in duka'ya maloldu. Derken, Tahklar, Pa§a ya tam~, " . erseriler QlktI. A§Ik at'ortaya buyuye karst buyu yapan s , meIer bir ka-

, fl ' retler yazrp ciz ,

malar, bir tak!m har er ~§~ 'a iQirmeye kalkI§IDalar;

.seye yazih kagatlar atara h ar r butundan givi, mUsllibUyU avadanhgl olarak. ya u 1 ab t dan tsnta: ve d. a~

hi istit an ta u un ,

.man tabutundan ko~, ,ms IY f k hir ilgileri bulunnnyan

'ha neler neler. Hekimhkle en u a

"bl de eksik olmuyordu. ..

mlitetabbl erc e I bu aldatmacalara IllUS-

JUAN - Pasa bu oyun ara,

tahaktl, bence. Mademki ~amy~~~a'Yl en Qok yoran ve PEDRO - Bu oyun arm, B.... cUler arasmda §Uh· iirkuten en parlagm1, ~latarm. l~r Bu karmlll verdigi :reti pek btiyuk olan, bIT ka m ge .

-,-47-

ovUtlerin birincisi, §uydu: Pa§a'nm sabahleyin gorecegr ilk §ey, bir kara kegi olacak ve, kegiyi gordUkten sonra, bir takIm sozler] tekrarlaYlp i§aretler yaparak, tig defa, di§i bir e§egin karnj alhndan gegecek. Gayet i1'i ve kann. 11 olan Pa§a'nm, istemiye istemiye, bunu yaparken ne cektigini tasavvur edersiniz. Kan, iistelik, barsaklan bile sokiip atabilecek bir tertip verdi, mahmude'li bir ezme, Oviidiin ikincisi ve bunun yerine getirilmesi icin yaptIklarl, bir §aheser. llkance, sozde biittin §artlara uysun, diye, kendi anUnde kurulacak bir fmnda, bir ekmek pi§irmek gerekti, gini sayledi. Ve ustalan, frnnm kurulacagl ko§eye gotUrup dort koyun ismarladi ve bir pala istedi. Hayvanlar ve pala geIince, gozlerin] goge dikerek bir takim laflar mmldandl ve palayi gekipsaga sola sallamaga koyuldu. Bag-

II oIarak getirilen koyunlan, flTImn kurulacagr yerin dart yanma vatirtn. Hayvanlan bogaziasm, diye, palay, kasaba uzatb ve, keeilen koyunlarl, a§agllarda bekliyen klzma. yolladl. Kanlarm aktIgI yerde, bir gun ve bir gece ieinde, IstanbuI'un en miikemmeI frrmi dikildi. Kan, kurulan flrmda pi§irdigi somunu, yiyince iyile§ecegini soyliyerek, bir takim yapmaClk hareketIerle Pa§a'ya verdi. Ve keci ile e§ege dair soylediklerinin dokuz gtin tekrarlanma~llll1 siki srki tenbih ettikten sonra, ~lklP gitti, Pa§a'YI da, korkular iginde birakn,

BORDASI ALTIN YALDIZU ()EKTiRME

PEDRO - Pa§a'nm kisti biiyUdtl, acilari artti ve rengi kur§unile§mege yiiz tuttu. Uru yarmak gerekiyordu. n..

tiyar bir cerrahtan ba§ka, hig bir hekim buna yana§mlyordu. Benden yana crksin, diye, el altmdan yelteyerek, Napoli'li yahudi cerrah REBB! HO~ANA'YI elde ettim. Urn merhemle dagatmak taraftan olan Hekimba§l AMONOOLU dayabyordu; Pa§a ise, aCldan klVramyordu. RUSTEM P A~A'ya haber salarak, fikrini sordurdu. Hiris-.

-48-

., , geldi ; haremi

tiyan hekimin dedigini yapsm, Qlye'"eev~p A'VIONOGLU'

' .. iidf erdi Bunun uzerme, ~

Sultan da, aym ovu u v 1:'1' REBBi HOc:!ANA ve ihtiyar

d dYASEFNapoll >J!

nun ama 1 ,~ lverdiler. Cibam acmca, aktikca cerrahtan baskalarma, yo I di REBBl HO~ANA, derakti ve Pasa nefes aldi, ra~at,a .

hal azdi: ama, haddini bildlrdim., , A ?

JUAN - Usta bir eerrah miydi, barr? he-

alavradan ibaret, Ben onu, -c Pli.'D!l0 - ~e gezer, ~ dokunur, diye, alakoymustum. kim kitligmda, bir yard:m.... amdam tutup ihtiyarm ba-

Her seyl, ihtiyar yapti. Oburu, k§ I' sanki kendi agretiyor-

'kil k yapilmasi gere en. , ,

§ma ~ . ere 'd 1" 1 bir takim isaretler yapiyor, cizgtmus gibi, hava a eny e" rtesine- baghyan geceler ve

ler ~iziyo.rd~. eU,maYl cu:a~unmaz ve ortaligi lafa bogarcumartesi gimleri, ~te§e iin atese dokunmazlar. di. Malum a, yahudiler 0 geee ve 0 g mda mumu ben tutu-

' .. tesi geeesi pansman esnas, . ,.

Bir cumar " k i b etti Hangi gun

k bir §ey alma lea .

vordum. Disariya ~l Ip ,~. . . umu eline tutusturmak

oldugu hatmma gelm:dl'~ 19m, ~ Pasa kahkahalarla

. di K mrken ell biraz yan 1. '" , , d k

iste m. ~ ~ Girit'te yetisen, bir sepet cekir e _ giildil. 0 gun kona~a" tet b l'da uziim pek boldur ama, siz kuru uzum gel~l§ti. ~t'b anI ur1ar Pasa oyalanmak i!;in,

.... d n bir lezze u u . "".

bu uzum_~ ay,.. istedi Btl iik bir sahana koyup gegelen hediyeyi gor~e~ ~~te . e af agzma attiktan sonra tirdiler. Damsarak iki uQ tan ik p et diye bana verdi.

' HOQANA'ya I ram, ,

elindeki sahani, >J! di yahudi'ye uzattim, Acik-

Ben de, bir kac tane a!sm" ,lye, ~ a' eltenmesin mi ?

goz herif, saham, ol~~gu glbl, ka~:afuta~azsm, ama tepHiddetle geri cekip turkg?, «bl~ ~ e oglu mumu tutamazsiyi tutarsm» ve, ispanyolca, « at bP'l' in ' Rabbena hakki

ibi saham tu a 1 Irs ,

<':-11 ama kursun gim : " iildf hem acids

,,1 , '. ~, di Pasa hem gu u,

icin, yedirmeyeeeg~», de ,lll1. tt"-- den Padi§ah ba§l ve

' retti Yemin e 19lm ,

ve vermerru, em .' , . dile erek vermedim.

kendi ba§l iein beni a~fet~es:~l t:i gii~leri atese el siirMATA - Yahudilerin cumar 'oj

-49-

.medikleri 1Ml acilmca, hatmma geldi. Oralarda, liturya .ayinleri yapilir rm ?

JUAN - Onu, Istanbul'u anlattig; vakit ogreniriz. ,~imdi, Pasa'mn hastahgi ne oldu, onu dinliyelim.

PEDRO - Matalas Callando'yu meraktan kurtarmak .icin, kisaca bildireyim, Hiir olan her kimse.rtipkt Roma'da -oldugu gibi, her gun kiliseye gidip istedigi kadar misa'yi dinliyebilir. Gelelim Pasa'ya. Pasa iyilesmege yiiz tuttu ve nekahat devresine girdi. Nekahat, Paskalya Bayrami'na .rasladi, (P3!Sikalya sQzU, mUSilumanilar hakkmda kullanildi rm, Ku:r'ban Bayramr man:ruslma gelir) " Bayramda, birer .birer el opmeye gelen ev halkina, iistbas vermek adetleri-dir, Pasa, giyindiriyim, diye, beni gagartb. Giimii§ sirma .Islemeli bir kaftam sirtina yerlestirdim ve, gents-clan oda-daki guzel bir muslukta, elini yuzlinii yikadim. Berkes, ge.lip kendisine duseni alarak eekildikten sonra, kahyasi, bana, inee islenmis bir giyecek ve. haznedanda,' mendile sarih, elli altm verdi. Elini opmek icin egildigim srrada, Pa§a, mahkeme ilami bieiminde diiriilu ve mi.ihiirlli, azad kagldul1l uzatti. Aya'gml opmek icin diacokunce, kolum.dan tutup kaldirarak, alnimdan optti ve, «Allah'tan baska, hig kimseye tesekkiire borclu degilsin ;olup biten hep, 0'nun diledikleridir; sana azad kagldml veriyorumama, ben .kendime gelinceye kadar vatanma donmene miisade etmiyorum; Padisah basma yemin ederek, soz veriyorum; .memleketine seni, 0 bicim gonderecegim ki, herkes, Sinan Pasa'mn kolesi degil, hekimiydi, desin»,dedi. Ben de, kendisini birakip gitmek §oyle dursun, di.inyanm obur ueunda bulunsam dahi, bakmak ieln kosup gelecegimi, §i.inku nekahat devrinin hekime en cok ihtiyac gosteren bir devil' oldugunu, s6yledim.

MATA - Peki azad kagadml ne yaptin ?

PEDRO - Bana islemeli kaftam getiren kahya, sakJarnak bahanesiyle isteyip aldi, ~liphesiz, srvismm korku-

-50-

.' UI TUrk'. 0 nud etmek lc;:m, u-

suyie. Kagadl allrken, ~Ul :ne§dik dukaSl giindelikle atanlin hekimleri arasma bIT V

~ ir bir berat sundu. ?

dlguna dai , . dik dukaSl ne eder .

JUAN ~ Vene 1 .

PEDRO - Onug flyal.~ ~ .. bin Venedik duka.-

MA TA _ Ben, aza:d kagadlml, yuz ~

·1 t lim etmezdun. . ., lmlyan bazl

sma bl. e es . di inden bllg1S1 0

PEDRO - Dunyamn ~1 § .' dog~rudan dogru-

. .. lediler. Bu l§m, .._

kimseler de,bPk::l.ll1. soy . lsaydlm, verir mlydim sa

pa§a\lan geIdig1nl sezmeUll§ 0

ya . ' d' hekimle-

myors:un'? '.lenleri ogrendik. yahu 1

JUAN - Sana vert

'ld' ? .. k ""'y verildi.

re ne yen l· d herkes glbl, <;;0 >l~ • '

pEDRO - Onlara a'b· QPY oldu. Artlk 1yl-

.' .. d" ren ba§ka IT '3'-' T'ryt)K

Ams, beni aSll OvUl1 u 'd·f den bir kaftan, Bu

Iesen . 'Pa&a, slrrr_nda al ka lk:nhk .. ettigi DiVAN'a, ~Ol~-

";1\.TYOR'iin vekih olarak ba§ . k denizden gitti,

S~" ..•. .' b' ektirmeye bmere '. . ~. . le-

das1 altm yaldlZh rr g D . rode kendi verdigt l§

Yanma, sade beni.~~dl. ze~tl v: yahudi hekimler, ba§-, roeli kaftan vardl. Oburtda:rdl. Bu olay, bana haslro olal~ ka bir ~ektirmede. yer a ~~§ AMONOGLU kah~~d~n hasta . hekhnlere <;;ok doli.undU, tblis'in hekiml1gm1 yaproak

k' giin ge~roeden,

lanarak, se lZ ., ttl .

.. ' ··bUr dtinyaya go~e 1. h bir §ey verroed1-

uzere, 0 "ht. r hiristiyan cerra a,

MATA- I iya

. ·1 Ne olur-

ler mi'? < d ka: ~ ad1l11 verdi er. .

PEDRO - Ona da, aza ~ ·b· kahya'ya tesluu

di e 0 da bemm gIl,

sak birlikte olahm, y,

etti.

- AN FA ~A'NIN ()Lt'JMtJ

SIN ~ .

, ... Jlanclk oluverrne.sm

ET'>RO - Pa§a lYlle§rnl§ke~, y. sokun ettller

P IV • '·tetabblbler, gene " 'k

mi? Yahudi heklmler, m~ e ene patlak verdI. Dedi -

ve,' bunlarla ararnlzda, gekl§ID g

-51-

lerimi, haznedar PERV+Z ",

yebildim; iYi1e"meg~e ' .. .1. tAGA run yard1miyle kabul, etti~

1 -' "yuz uttu : ve 1 k

,ennde bir basto d " ara I aymm ilk giin

, " na ayanarak . 1" -

(15tH). F'akat, gezintilerl'n gezrn 11er yapmaga ba§IadJ.

d ~ dan »: , ,sonunda hep b kl

igm an §Ikayeted;=.rd· p", aca an ag'ar-

TURK'tin karargah1~a 1. itm a~a, seferde bulunan ULU ~ yau1l1a alacaktJ T' g ege haZlflal1Iyordu' ben] de

. . am 0 ,s,lralarda k ~ , . '

gok bilmi§ yahudi bir r. ' ,onaga, «Ilya;s'»adl'nda

b . . a.nar damlad P ,

, enden glzIi, onbn- gun b h ,1. asa yr kandIYarak

"1 " '.' ., sa a ak"am h .'

su IGlrrru§ Pa"a d d ' '" ma mUdeh bir mti ~

. '", urma an disa k

renmce, Gileden f'lkaral ~ 1 ~ rr Q1 lyordu. Sebebini og~-

d "{, Las ad'glm h ifi "

, rm. KahYa ile haznedar ar • -. . en 1~ uzerine saldlf-

bertecektim. 0 esnadalwna~a .gIfmeseydIler, adamlge_ si duy, sunlar diye yiik 'k ' zlyaretQilerle doluYdu,' ,Hep-

, ,u se sesle be' d' . .

sa, Pa§a'nm «Noel i b 1 .' ~ rum edlklerlmi tutmaz,

d di » U amIyacagml s·· 1 di

e klerimi yapmaga b 1 d, oy e im. Pasa, gene

Irk), yaSlanmI§ otUruTk:~~ b~/Santo.TOn;e» glinii (:21 amaynaya bakarken giilefekN ayna.11e bIf tarak istedi ve

du D·· t .. ,« oel» e kae gun k Id ~ "

. Of gundediri:to t ' " a Igml SOy-

,~ , .« anhten sonr t k

yacagImI si::iylem' ekl . b ,~a, ar I ya§ayaml

• e, asa etli bik<> 'f ,-

Ben de g'u'lerel{'l" , r ~§1 te bulundu, rns ded I'

, ,«0 ya am b'1 bil ' ' .

sahtekar yahudil1in elinden l~:rt I e sav~r~um, Eifendimiz'i

cak geri kalmaz yemek akti ar~ak lQlU», dedim. «Ola-

. , . va - 1 ryeldiyse b

~ehr, aylardlr bu kada!' istah :; sen ana yemegimi

g~ inip yemegini hazlrlattIm &7~~I§tIm», dedi. Mutfagul suyu !» diye ba ~ kh 0 til urlerken, «giil 8UYU' . , glrara basam kl d ' .

~n.en bir zenciyle karslla§bm K" '~ ar an ~thya athya

icm ~kaTIya flrladl1~ ve StNA~~n bay,11d1gI~I ~nlamak Yak, bIT elinde aynn old ,~ h'- A~A YI, hir ehnde tadum. oliilerin d UgI: alde, eansiz ve sagumu§ bul,

~ yanm a heklmlerin .... k . ~

dlg1l1dan Pasa'n1T1 d gozu mesr dogru olma,

, ~ , 0 asinm tam It ..

kapand1m. a ina dWlen odama gtdip

MATA :-- Ben olsam ka~ardlm

PEDRO-Cok' '.. .. "

~. 1Yl oviit, Allah icin, Kac;arken yakala-

-52-

mp oldiirdii, diye iceriye tiksmlar, oyle mi? Kipirdamamakla itibarrm artti. Herkes beni parmakla gostererek, «bunu dinleseydi olmiyecekti», 'demege basladi, Cenaze haztrlrklarmi odamdan seyrettim, Onlarm olu ile ilgili aymleri ve adetleri; bizimkilerine benzemez, Yaptiklarmm bashcasi, dualar okutmaktir, Pasa'nin oltimti dolayisiyle cemaat toplandigi vakitsoylenen bir takim sozleri, hatirtmda kaldiklarr gibi tekrarlayim. Okuyuculardan biri, «hey, Sinan Pasa!» diyince, obiirleri hep bir agizdan, «hey 1», dediler, Okuyucu, «heyhey, bizim efendi! », diyince de, «heyhey l», dediler. «Heyhey, Deniz Beylerbeyi!», «hey, istanbul Veziri !» ve «heyhey, kande bulunur boyle bir kaptan, kande!», sozlerini de, «vay, yay vay!», sozleriyle karsiladilar, (Bnnlarm ne demek olduJkla:nlll ilstpan~ yolea anlanr), oltiyii bir masamn uzerineuzatip sabunla ve steak suyla, tepeden tirnaga, yikadilar:

MATA - Ne diye?

PEDRO - 'I'iirklerde adettir, olliyli yikarlar. Na§l, selvi. agacmdan bir tabuta yerlestirdiler ve, bizde ancak Papa'ya yapilabilecek buyiik bir alayla, kardesinin yaptirdigi «Usklidar Camii» ne gotiirtlltip gomduler. (Bustem Pasa'nm, haremi Mihrhnah Sultan namma yaptJrdlgl uskudar'm .meshur eamii).

MAT A - Serveti ne aldu? Cocuklari var miydi? PEDRO - Nesi varsa, sagbgmda vasi olarak diktigi Sulta.n'm sarayma tasidilar, (Su~tan Suleyman'm ve Hill'. rem Sultan'm lnzi, iki1nci Selim'in kizkardesl ve Rdstem Pasa'nn» haremi Milhrimaih Sultan). Az giimi.i§ ve altm cikmadi, hal Nakid olarak, hie siiphe yak, birrnilyondan fazlao Bir 0 kadar da miicevherat ile bir cok doseme. iki k1Zla bir oglan birakti. Buraya geldikten sonra, oglu ile kizlarmdan birinin olduklerini isitttm. «Krallar Giinli», koleIerini mezada cikardilar. (Kralla:l' Giinu, frenklerin ocai.: aynnn altisma rashyan dlini bir bayramdir). Satiliga «1'·

-53-

J.:anlanlarm, aengin kimselerin eline dii§memesi icin, gok gabaladlID. Blr Qoklarmda, kendiIerini 'satin alabilecekka_ dar kurta:rma akQasl bulundugu halde, SlNAN P A~A zamanmda, bu durumlatmdan faydalanamaml§lardl. CUnkii Pasa, pa.ra igin kOlelerini satacak bir kimse degildi. Gene zengm klm~e.lerin eline diisseler, durumlan degi§miyecekti. Mezad yermt dola§arak, zengin gOl"dligtim alicilara satin almak istedikleri tutsak iein, «sakm almaym,)lspan~a'dan tanmm, S()ysuz bir heriftir, hie bir ise yaramaz», der ve

caydrrmaya gah§lrdll11. .

lv1ATA - BUyaptIgmm, tutsaklara faydasi ne? Varhkh ki§ilerin eline dli§seler, daha iyi olmaz miydi?

JUAN - Ne demek istedigini anlanuyor musun? Bir senyor'lin eline dli§mektense, alelade bir kimsenin' eline gecmelerj daha iyidir, .demek istiyor.

PEDRO - Evet, hem varhksiz ki§iIerin eline demek ietiyorum, Dar durumda olan kimse, koleyl satin almak i~jn yahrdl~ sermayenin bosa gitmesdniister mi? Olmesin ~~ :yabrdlgl para kaybolmasm, diye, adama bakar, yedirir IQIrlr ve kenrusd.yle arkada.g;hk eder. Zenginin, kdle ag kalmIl'}, hastalanmI§ veya oImli§, umurnnda mi ?

JUAN - Hepsi satIldI mi ?

PEDRO - Namma yaptmlacak bir call1iininl]asmda ~ah§tIrllInak lizere,yliz ki§i kadarml aymp satisa gIkarmadrlar, (SOz kouysu,oIaJ,. cami, Be§'ikta§,'taId Sinan P3§a Camii'dirr) .

JUAN - ispanya'da, tutsaklan kurtarma akeasi olarak toplananbagI§larla, bu tutsaklan satm almak miimkiin degil miydi?

PEDRO - Hangi kurtarma akcasi ? Hangi bag'J§lar?

Hangi tutsaklan? Boyle bir paradan Tlirkiye'ye tek bir riyal girdiyse, kafami kessiinler.

MATA - Nasil olur? Para topianmadigi gun yoktur. PEDRO - ispanya'dan altm, mlislliman ve at cikma-

-54-

smm yasak oldugunu bilmiyor miydin? <;IkaI:ll~mca. da, oralara ulasamaz demektir. Hem bunu, kolay bir l§ m: ~arnyorsunuz ? Benim oralarda bulundugu~ ~lsa sli~e Igm~ de, Istanbul'a giren tutsaklarm sayismi, biliyor mu,~unu.z. Lipari Adasi'ndan dokuz bin, Gozzo Adasi'ndan a~~l b:n, Trablus'tan iki bin, Bonifacyo Bogazr kiyilarmdan UQ bl~, Korfu Bogazi kiyilanndan alti bin, Napo.~i on~ndeki de~lz savasmda zaptedilen yedi kadirgadan uc bin. ~ac~n~: tan'dan gelenlerin sayismi pek bilemem, Bu konu ile ilgili olarak, benim de karisttgim bir olayi anlatayim. Gozzo'~u~ tutsaklarmi kurtarmak icm, Malta'dan bir heyet gel~l§t~. Dil bildigimden, bu isle ugrasmaga beni de gorevlendirdlIer istanbul'un bunlara rasgelinmesi miimkunolan her

. , .. . t t .. elli ka-

yamm arastrrdim. Alti bin kisiden, opu opu,. yuz •

dar ihtiyarerkek ve kadm bulabildim. (0 vakitle~, Gozzonun da dahil bulundugu Malta. Toplu Adalan, fJovaJye'letin elindeydi).

MATA - Peki ne olmuslar ?

PEDRO - <;;ogu tiirk olmus (mijslfunan danektir).

Bir kismi da olmilstur.

PEDRO'NUN KA~I~I

PEDRO -r-r- Tutsaklar satildiktan sonra, k.a~ya'?~n azad kagadlml istedim. Kahya, verip vermemek l?m .~ldip Sultan'a dalll§h. Sultan, hekimbasi AMONOGLU oldukten sonra yerini tutacak ondan iyi bir kimse yokt~r,. olmaz demil'}. Ve babasma karst bir cemile .. g6st~rmek .IQm, yam.mil. iki yeniceri katip ULU-TORK'e gon~efllmeml emretmis.

MATA - ULU-TURK neredeydi?

PEDRO .:_ iran'a g!<;len yolun iizerinde bulunan .ve lstanbul'dan onbes gtm uzakta olan Amasya'da. (0 ~Tl.hte, Nahervan'dan donen Sultan Siileyman Amasya'da ~l). Sultan'm emrini bana, beni seven ve StNAN PASA .n~~ iQoglanlarmdan iken Sultan'm hizmetine gecen Ceneviz 11

-55-

~ir harell_lagasl, bir hastadan kan aldirmak icin saraya cagmlavn bir ~~m berber vasrtasiyle, haber verdi. Artik yapaca~lIDa, l~l~en iyiye karar verdim, Ilkonce. rumlarm PI?a_,sm~ ?,ldlP darnstim ; kendisine baktiydim, Her §eyi o ~gu gib! anlattim ve vadalete basvurmak istedigimi soyIedim. Papa, adalete baglidirlar ; fakat, bir teamiilleri vardir; b~na tutunarak, her hangi bir rneslekte erbab olan bir tutsa~l birakmiyahilirler ; evet, mahkeme davaya bakar a~~,_ ise amme. menfaati girince, kazamlamaz ; ben 0 1m: uaattayim, dedI.

_ ., J~JAN - Ru~ diyorsun, Ne bicim rum? Serbes mi? Hiristiyan mi ? Kime bagli?

PEDRO Til ki .'

.. _" .. - r Iye denince, oradaki insanlarm hep.si

tU,r~tw:, mu saniyorsun '? Orada, bizim Papa'ya ve Latin KllIseSl ne bagh b~lunmiyan, tiirkler kadar hiristiyan v;~rdir, Bunlar, «Patrik» dedikleri Papa'larim kendileri

~. ., 1 ~

MATA - Buna, tiirk hiikfrmeti razi oluyor mu? PEDRO - Vergisini, haracmi odedikten sonra yahu-

di olmus, hiristiyan olmus, berber! olmus, ona ne? ' ~

MATA - Dogru.

PEDRO - Hiristiyan tutsaklari kaciran, anlattrg.m rumlardan kurulu, gizli bir sebeke vardir, Kaeirdiklarr adam basina, masraftan baska, on duka ahrlar. Raguza'ya v€~a Korfu'ya vardilar mi, 0 sehirlerin idareleri de ken lilerine, kacirdiklari adam basma aynca on duka verir.

~UAN. -: Tutulunca carpilacaklart ceza bUylik degilse, karII bir l§.

~EDRO - Cezackaziga kakilmaktrr. Tutsaga gelince, b:r. kac sopa yemekle gecistirir, Benim kacmak kin ~d~ndlSIyle uyustugum rumun, tam yirminci kacakcli;gV 1

I I. - -

JUAN - Adi nevdi ?

PEDRO - ESTEMAT1:.

-56-

MATA - Yapacagl sey neydi?

PEDRO _ Y olu gostermek . ve yolda bana hizmet et-

mek.

JUA:N - Yalmz miydin?

PEDRO _ Arkada§lm ihtiyar cerraha acidim. onu

da beraberime aidim. ESTEMATi'hin tav,siyes:ine uyarak, birer kat «caloiero» elbisesi ve iki tane takma sakal uyamduk. Rum papazlarrna «calo~ero» denir. Bes duka'yala,

bir ~ift beygir aldlrdlm.

MATA _Dizginleri siki tutun, sizi ahp ka~lrmasm-

Iar.

PEDRO - Ne diyorsun ne ?

MATA _ Siiratleri fazladir. ahp gotliriirler.

JUAN _ Alay ctmekten bir turlu vazge~emez de. MATA _ Bes duka'ya iki at, kim inamr? Mantardan

olsalar, gene vermezler-

PEDRO _ Hayvanlarl bize satm alanrn, verdigim

paramn be§te birini cebe athgrndan dahi §lipheliyim. Yarl§ atr mi sandm? Buradald mekkare hayvanlar1l1rn esi. Yeter ki bizi gidecegimiz yere kadar siirlikle,sinler. Bu cesit beygirler, oralarda, iki veya ii~ duka'dan fazla etmez.

MATA - Ya§asrn boyle ucuzluk!

PEDRO _ Benim, param ve degerIi esyam va.rdt, th-

tiyarm esya olarak, bir seyi yoktu; biitlin kazancuu kIYmetli taslara yatirdigim samyorum. tstanbul'dan, ocalt aymm ikinci haftasllna dii§Bn bir pazar glinii ayrlldtk (1555). Yola «llmr ~Il~maz, kllavuzumuz ESTEMATi bile, papazvari davranmaYl ogretmeye koyuldu; basta. sel~_m verip almayi. Ben yunanca okudugum igin, dediklerini,)ir defada kapahiliyordum. Riihban smifrna men sub olrrnyau kimselere ra:slanrnca, selamlamak iQin soylenen «metani 1» yi ; buna kar§Ihk soylenen ve Tanrl sizi affetsin demek alan «0 'I'heoe xoresi» yi; papaz olanlara raslamnca soylenell ve hayIrduamzI esirgemeyin anlam1l13. gelen «eflogitc

-57-

pateressl, belledim, GelgeleIim, ihtiyara. Rodos'lu bir rum kiziyle otuz dart yil evli kaldrgi ve evmde sade rumca ko, nusuldugu halde, rumcayi bir tlirHi krviramiyordu, Agzl· m acar acmaz, konususundan, rum olmadigrbelli oluyord~ .. ~~TEMATt'nin ogrettiklerinden bir tanesini bile, dogruduruz aklinda tutamarmsti. Yolda, rumcabilen bir tiirke rasgeldik. Selam vermek icin, «asthenia», demesin mi '?

MATA - Ne demektir?

PEDRO - «Allah belani versin», gibi bir sey, Fens. ~~l~e hiddetlenen tiirkiin, «ne soyltiyor §U kopek ?», dedignu duyar duymaz, yamna kosup yanhs anlasildr, «metania» dedi, diye yatistmncaya degin akla karayisectim. Bir muddet yol aldiktan sonra, gerimizden atli lki yeniceri eri y~ti~ti. Tamsmak ic;in konusmaga koyulduk, 'I'iirklerin §erl.at~ §a~ap i?mege r::iisade etmez. Ama gizli olunca, oyle bir icerier ki. Yollugumuzda sarap ezsik degildi. glkanp ~~a::n~ara, ustiiste, bir kac tane sundum, Nereden geldigrmiza sordular. Istanbul'dan eikip Aynoroz'a gittigimh:i soyledirn. Siz nereye, diye, sordum. Sultan'dan kacan hiristiyan bir kopegi aramaga ciktik, dediler. Aradiklarm:n ne bicim adam oldugunu anlatmca, beni aramaga crktiklan~ anladrm. tstan?ul'dan ayrildrgmuz gun, bir hasta icin e;agartml§lar ve, kitaplanmt toplayip Qlkhglml ogrenince. kactigum anlamislar. Beni. yakalamak icin, ayrica, denizden de bir cektirme cikarmislar. Selanik'e kadar gideceklerini soylediler. Birlikte yolculuk edebilir miyiz, diyince, pe~kala dediler. BUtUn korkum, dusuncem, ihtiyarda idi, ~g~lm agar acmaz.vpapaz olmadigi anlasilacakti. tlkonce, dilsiz demeyi akhmdan gecirdim. Sonra dusimdiun, • nasal p~p.az oldu, diyecekle.r. Krlavuzumuzla sozleserek, sagrrdrr dlYIP onun yonunden, hep, biz karsihk vermeyi kararlastirdik.

MATA - Tevekkeli dememisler, «patirdi arayan, bir domuz satin alsin». Kendini kurtarmaya bakacagma, ne

-58-

diye, boyle bir adann Elrtma ahyorsun? .. ..

PEDRO _ Bu kadarla kalsaydl, gene ~ok §likur; da-

ha neler ~ektigimi, dinliyip ogreneceksiniz. Kendimi kurtarmak i~in, az kalsm denize sahyordum, hem de kac ke-

reo

MATA _ Mamafi, gene, en iyi gareye ba§vur~~§s~~.

PEDRO _ K11avuzumuz da begendi.Fakat, onuc ~·.1 sUren yolculugumuzda, hir huyundan bir tlirlti vazgeglr~-

medim.

MATA - Neden ? .

PEDRO _ Konu§maktan. Dogrusu, berbel'~~te.n. y~-

ti§mi§ bir ihtiyar icin agzml kapal?ak, ~o~~~ degIl. ~§l~:yor gibi gozilkmesi bin kere tenbih edlldigr hahile, mdl~mz hanlarda soh pete daldlglIlllz slralarda, rumcaYl an~.dlgllldan, boyuna kaf§IIIk yetif,ltirirdi. Gece konakhyacaglrruz yerlere vardlgrmlzda, meyhaneye. gidip sarap ahrdm~. i~tiklerini belirtmemek icin, yenie;erilerle arahklI otururduk. Tenbihli bulunan Inlavuzumuz, bunlara alttan, tam

keyf oluncaya kadar §arap sunardi.

iHTtYAR CERRAHIN SAYIKLAMASI .

JUAN _ Oralarda da buradakl gibi misafirhaneler var midir?

PEDRO _ <;ook. Orada, misafirhaneye . ~~e~:ansa-

ray» derler. Ttirkler rahatlarma bizim kadar du§kun 01- madlklarmdan, bu yerlerde do§ek, yemek ve lostaryacl

yoktur. . . .' ?

MATA - 0 halde ne btcim nl1!Saflrhane. . .

PEDHO _ Avlunun bir tarafmda, terzi peykelerl gI-

d ~'l t rakhi, uEtli ortlilli bir peyke vardIr. Ama, ahsap ~gl,. op

tan. BiT yamnda da ocak. Yolcular peykenm uzerme otu-

rurlar.

MATA - Yatak, masa?

PEDRO _ Hayvanlar i~in, yemlik dahi yoktur. Alt-

-59-

larma biraz saman serip uzarnrlar ve. yastik olarak, heybelerine yaslamrlar, AHa yolculuk edenlerin, topuklara Itadar inen bir ~e§it hrrkalari vardir ; bu hirka, kendilerine dO§ek vazlfesini de gorur.

JUAN - Demek vahsi kimseler.

PEDRO - Hie te degil, iyi ve yigit insanlardir. MATA - Peki, atlar yemlerini nerede kestirirler ? PEDRO - Sahiplerinin ayaklari dibinde, 0 memleke-

tin samani pek besleyicidir ; ~ah§mayan hayvanlari semirtir bile. Ath yolcularda, bir de, yem torbasi bulunur; arpa doldurup hayvana takarlar. Kervansaraylar hayrattir, kalmak icin para verilmez, Avlularmda bircok barakalar kurulur. Bu barakalarda, Ilizumlu her §ey satihr : arpa, odun, pirinc, saman. Oranm hayvanlari a~hga dayamkhdir ; giindiiz yem yemezler ; yemlerinigece yerler.

MATA - Anlasilan, yolculuk oralarda UCUza crkiyor. PEDRO - Bir kimse kendine ve binegine iki veya iiI:; akca harcadi mi, yetisir. giinkli ekmek ve arpa ucuz ; sarap ta icmeyince, tabii aza eikar. Yenieeri'Ierle tamstigrrmz giinun gecesi, yatacak yerlerimizi hazrrladik. Heybelerimiz yastik, tavan da yorgan. Soguktu da. Daha ilk uykuya dalar dalrnaz, ihtiyar arkadasimi ecinniler tuttu. «Kahrolsun bizi soyan hainler l Gidi haydutlar gidi!» diye hirlamaya ve yatttgi yerde dogrularak, havaya yurnruklar sallamaga koyuldu. Hepimiz uyandrk, Yeniceri'leri en cok irkilten, ispanyolca bagmp c,;agarrnasiydi. Ne soyliiyor leo: diler. Riiya gorH.yor, abuksabuk sayikliyor, dedim,

:rvr~TA - Amari Yarabbi! ~u insanlarm baslarina ge.miyen §ey yok.

PEDRO - 'I'iirkler, hep, sayiklarken konustugu rlil iizerinde duruyorlardi, Omrilmde gecirdigim en glie; geceler 0 gecelerdir, iste!

JUAN - Neden?

PEDRO - Neden olacak? Artik emniyetim kalmadr.

-60-

o kadara kadar ki, geceleri, elele tutusarak yatmaga basIadim ; haykirmaga baslar baslamaz uyandirayim, diye.

JUAN - Her gece mi sayikhyordu 7 PEDRO - Uyursa giindiizleri bile.

MATA ~ Boyle herifin canma kiymak dahi gimah sayilmaz, Ben, kendim Oldlil'ernesem. bile, denize yuvarlardim. u~tinliz birlikte mahvolacagnuza, tek bir Id§i yokilurdu. Peki yenieeri'Ierle yolculugunuz kac gun surdu?

PEDRO - Geceli gtindtizlti, onue gun siirdii. Gunduzleri bile korku ge~irmekten kurtulamazdim.

JUAN - Ne gibi?

PEDRO - Yemege oturduk mu, yenicerilerden bid, «hey gidi imansaz, kim ki seni bulur, ne mutlu olur», diycrek, soylenirdi. (Yazar, dfi~iik bj,rturk~ He kaydettigt bn sozlerin, ispanytlca duzgun bir tereemesinl vezir'). Kavala'ya, istanbul'dan ~lkl§lmlzm onuneu giinU ulastik. Deniz kenarmda, sevimli bir kasabaddir. Artik, Aynoroz'a deniz yolu He gidecegiz, diyerek, veda edip yenicerilerden ayrildtk. Kavala'da bir lostarya bulduk. Sahibi rumd~, .n_: oldugumuzu anladi, oteden beri, bizi kaciranla elbrrhgl edermis. Lostarya'da, bir de, Kandiya'h bir terzi ~lragIna rasladik. Tutsaklari kaciran §ebekeye girmege, 0 da ~ah§lyormus. 0 gece adamakilh ictik.

AYNOROZ

PEDRO - Kavala'da bir kayik kiraladik. Krlavuzumuz ESTEMATi orada kaldi. Bir kac para vererek, terzi (,}lragml, bir yardimi dokunur, diye, yammiza aldik. Aynoroz'a gidecck iken frrtma bizi, altin ve giimli§ ocaklariyle tamlan Ta§os Adasi'na atti. KWWa cikip tepede. b~lunan kasabaya trrmandik. Halkla temas eder etmez, ihtiyath davranmak li.izumunu duydum.

JUAN - Halki neydi ?

PEDRO - TUrk olan validen baska, hep hiristiyan.

-61-

JUAN - 0 halde neden cekindin?

PEDRO - Hiristiyan olduklari iein cekindim. Tiirk olsalardi cekinmezdlm. Tiirkleri aldatmak kolaydir ; dilimizi ve adetlerimizi bilmediklerlnden, kim ve ne oldugumuzu anhyamazlar, Ama rumlar, kaeak oldugumuzu anlaymca, bizi pekala valiye haber verip yakalatabilirlerdi.

MAT A - Bu nasil is ? Onlar da hiristiyan degil mi? ~kindigini nasil yapabilirler?

PEDRO- Bazasi, miik3.fat koparmak icln yapar; bir kismi, korkudan yapar; bir takimi da, i~ meydana cikar ye kimlerin yol gosterdigine, kimlerle g6rU§tligfunlize, kimde kaldigimrza dair incelemelere girisirlir ve, sonunda 'kotultik gortirler, diye, cekinip yapar. Tekrar ediyorum; ben hig bir vakit, tiirklerden cekinmedim: hep, hiristiyanIardan kacmdim, 'Pasos'tan, fazla eglenmiyerek ve terzi 'Qlragml birakarak, ayrildik. Aynoroz'a gitmek icin pey.ledigimiz gemi, «karamusal» denilen gemilerdendi, BunIar karst yakaya, eritilmek iizere ham altm ve ham giimii§ eevheri tasirlar. Aynoroz kiyilarma varmca, ortasinda bir kule bulunan gifligimsi bir yere ciktik, Kulede, bag capalamakla ugrasan alb papaz ve, bir de baslari kahrmis. Seslendik; kethuda yok dediler ve sokmadilar, EpeybekIedik. Kethuda aksama dogru geldi; papazvari aelamlastik ; ve ieeri girdik. Kim oldugumuzu sordular ; Sakrz'hytz, dedim, Cetrefil rumcanuzi, italyan olusumuza hamletsinIer, diye, <;linkli Sakiz'da, italyan vardir ve rumlarin gogu 'italyanca bilir. Sofraya oturduk ve yemekler geldi: Ilk yemek, tizerinde fmdik tanesi kadar tuz parcalari bulunan suda haslanmis bakla; arkadan, yagsia ve sirkesiz bir sahan zeytin. Zeytin taneleri 0 kadar ufakti ki, ilk gorlinli§te, keci bilmem nesine benziyordu. Konuklara ikram olsun, diye de, bir bas sogan getirdiler.

JUAN - Her glinkli yemekleri, bu mudur?

MATA - Hep gosteris. Vaizlarda verdikleri ovlitlere,

-62-

kendilerinin de uyduklarma inandirmak icin, Yoksa, arularmda baska tiirlii yasadiklari siiphesiz. Amaclari, yabancilar gorup .ortalrga yaysmlar ve, ve gelsin bagislar.

PEDRO - Soyledlgin, bizim papazlar yonunden, dogrudur. Fakat, benim gorilp anlattiklarrm, diinyanm en perhizkar insanlaridir. Esasen, rumlarm kesisleri, incil'in dediklerini tutmaktan geri kalmazlar. Evet, devam ediy . .Irum: kuleden, bulgarlarm «Kilandari» manastmna gectik. Kapimn onunds birkac papaz oturuyordu, Ziyaretcilerm; her seyden once, kapilarm tizerinde bulunan Meryem Ana'nm tasvirine yonulerek bir dua okumalari, kesin bir adetmis, Bunu bilmedigim icin, duayi okumadan selam verdim. Papazlar, hemen, Meryem Ana'ya isaret ederek, rumca, «bre ti kamis ?», dediler. Ne yapiyorsun demektir. Kendime gelerek, bir dua okuyuverdim.

JUAN - Rumlarm ayinleri, dualari nasildir ? PEDRO'- Oyle pek dizcokmezler ; dualari da uzun degildir. Aglzlarmdan hie diisiirmedikleri bir «Kirye Eleyson» Ian vardir. ~a§tIldan veya olaganustii saydiklari~~eylerkar§lsmda, hemen, «Kirve Eleyson» u bastmrlar. Kesmeden yarim saat tekrarhyanlari gordlim. «Allah'nn, sef'aat», demektir, Sorularma karsihk, ziyaretci oldugumuzu soyledim.

MATA - lhtiyar ne yapiyordu?

PEDRO - Ne yapsin ? Gene, sagrrdir diyerek gecirmege cahsiyordum. 0 Buradaki yemek -te, otekininbenze, riydi :. fasulya, zeytin, yarim bas sogan ve kuru ekmek.

MATA - Ekmek, cok yenmesin, diye, kuru?

PEDRO - iyi kesfettin, Yattigrmrz odanm tavani, oriimcek ag'lan He biiriiltlydii. mrtesi gtm, erkenden, bas rahibe gidip hakikati oldugu gibi anlattim .Ve akhna ters bir sey gelmesin, diye, bizi memleketimize ulastiracak kadar paramiz oldugunu ve buralara ugrayacak ilk gemi ile yolumuza devam edecegimizi, soyledim, Bas papaz, ufak

-63-

hir yardimda bulunmak vadinde dahl bulunmadan, basladl «Kirye Eleyson» lara. Ve tlirklerin manastm goz altmda tuttuklarnu, hem de oraya gemi ugramadrgim soyliyerek, «Santa Lavra» manastirma gitmemizi tavsiye etti. Bize yolu gosterecek bir papazi yanmuza katmasim rica ettim. Bir ucret verrnemi sart kostu. Ben de, karsihk, ihtiyarin esyasini tasimak sartim ileri siirdiim. Ancak, nobetIese tasimarmza razi oldu. Yola diiziildiik ve, ddrt bes manastira ugrayip bazilarinda kalarak, «Santa Lavras ya geldik. Hakikati bas papaza anlatinca, 0 da, gemi bulabilmek icin, «Kilandari» ye gitmemizi tavsiye etti. Oradan geldigimizi ve orada bana soylenenleri tekrarladimsa da, para etmedi. Deva metmeden once, sirasi gelmisken size, Aynoroz'un durumunu kisaca anlatayim, Ama, nerede kaldlglmlZl hatirlatrn.

MATA - Merak etme, ben hatirlatmm,

PEDRO - Ayronoz'un yirmi iki manastmndan yirmisi, deniz kenarmdadir. Ikisi, icerlerdedir. Hepsinin dernir kapih kuleleri, gtines dogmadan acilmayan ve istenildigi zaman kaldmlip indirilen, kopriileri vardir, Tlpkl kale gibi. Ve hepsinin, toplari, papazlardan topculari VB okla kihc dolu depolari vardrr,

JUAN - Silah ta ne oluyor ?

PEDRO -Korsanlardan korunmak igin. Manastrrlarrn biribirlerinden aralari, ikiser fersahi gecmea, Bir top atildi rru, patladigi yere, bir kismi ath iiQ bin kadar silahh papaz yetisebiltr. Gerekirse, bir orduya karsi dayanabilirler.

JUAN - 0 yerler turklere ait degil mi? Kimler satasir ?

PEDRO _:_ Karadaki izbandutlar gibi, kimseyi dinlemiyen korsanlar .

. MATA - Aklrma gelmi§ken sorayim, Potira isareti olarak, top yerine can kullansalar, daha iyi olmaz lID?

-64-

PEDRO - ULU-TORK'lin imparatorlugunda, potira i§areti olarak gan kullanmak yasaktir, Bazl kimseler, gii~ nah sayildtg; icin yasaktir derler, Bazalan da, hiristiyanIarin toplamp bir hiyanette bulunmalarma meydan vermemek icindir, derler, Bence, ikincisi akla daha yakmdir. Oralardahiristlyan coktur ; gan eesleri iizerine, cok kisi toplanabilir. .Ha, sunu da bildireyim: tstanbul'da, hie bir kilisede erganun yoktur. Liturya icin, yortularda boru kulIamhr. Nerede kalmistik ?

MATA - «Santa Lavra» manastmm anlatiyordun. PEDRO - Ha, evet. Buradan «Ayos Pavlos» a, sonra da «Ruaikon» a gectik. Bu manastir, ruslarmdir: tatarlarla smirdas olan bir millet. «Rusikon» dan sonra ugradigimrz «San Geronimo» da, giig bir duruma diistirk. Buraya ugramis bulunan bir kac tiirke rasgeldik. Nerelisin, diye, sordular. Sakrz'lrynn dedim. Meger, iclerinden biri Sakiz'h bir donmeymis. Hemen bana, kim oldugunu, hangi mahallede oturdugumu, kimleri tamdigimi ve dahabir siiriiahret suali sordu. Manasbrm, onlar da Sakiz'h iki papaza onlinde, bir saat karsihk uydurdum.

MATA ~ Bu dedigini bana, kasikla bile yutturamazsm. Omrunde bulunmadigin bir yere dair, ne uydurabiUrsin ?

PEDRO - Benim gibi diinyayi dolassaydm. neler uy-

durulabileeegini ogrenirdin. Kimin oglu oldugumu sorunca, «Vernh nin dedim. Verni, gecer adtir. Hangi Verni'nin? Ihtiyar Verni'nin. Filan ne alemde? Sizlere omiir. Falan? Gene hasta. Ya, bilmem kim? GeQenlerde,tstanbul'a bir kayik limon gotlirdii. Hep, bu ~e§it; ve inanm, verdigim

eevaplardan memnun bile kaldilar. ~ . .. .

MATA - ~eytanla bir mtinasebetin oldugunu soyh-

yenler, hakhyrms. Bunlart, 0 bile aklma getiremez.

PEDRO -Bir aykadar manastirlarda siiriindiikten sonra, «Kseropotamos» manastmnda, rumbir gemiciyle

-65-

uyustum. Bizi, Limni'ye ugrayarak Sakiz'a gotlirecekti. Gemiye alb da papaz bindi. Talimiz yokmus: firtma bizi,

gene Tasos'a atti.

DENtzE SALINMAK iSTENEN PAPAZIAR

PEDRO _ Basimizdan gecenler azmis gibi, 'I'asoa'a ikinci ugraYl§lffilzda, halktan gordligfunliz gli~lliklerden ve soguktan ~ekmedigimiz kalmadi. Ustelik, bizi yolmaga da kalktilar. Ele vereceklerinden korkmaga bile ba§l.tdim. Adamn yeg8:ne turkii olan valiye gidip teslim olmak dahi, zihnimden gecmedi degil.

JUAN _ Amma yaptm! Ne olursa olsun, sonuna ka-

dar dayanmak gerekirken, boyle bir sey akla getlrilir mi?

PEDRO - Bir ispanyola yarastr §ekilde davranmaYl tavsiye ediyorsun. Ve sonuna kadar dayanmak gerekir demek istiyorsun, oyle mi?

MATA -- Yok, yok, kizma. Yerden goge kadar hakkin

var. Ben de senin yerinde olsaydIm, tipki ssnin gibi dli§unlirdlim. Yalmz, zihninden geceni yapmakta, senden yana, bliylik bir tehlike yok miydi ?

PEDRO _ Gormedigimiz, ~ekmedigimiz se Y kaldi mr

ki?Ne olurdu? Tekrar esir'dli§erdim.

MATA - Onu merak ediyordum, onun iein sormus-

tum.

PEDRO - Ama tekrar esir diisiince, ben de, her T:lS-

geldigim yahudinin, rumun fitil fitil burnundan getirirdim. Her no-hal ise, cok g~meden, Midilli'ye ve Sakiz'a ug:'ayacak olan iki gemi yanasti. Ikisi de Venedik gemisiydi; ikisi de bugday yliklliydli. 0 kiyilardan, gizli gizli bugday yllklendigini ogrendim. ihtiyar arkada§lm, alb papaz ve ben, gemilerden birine bindik.

JUAN - Gemiciler turk muydu. hiristiyan miydi?

PEDRO - Ke§ke tUrkolsaydIlar. Papaz oldugumuzu gorlince, bizi almak istemediler. Kandmncaya kadar ne-

-66',;;_

ler cektik, Hiristlyan gemicilertuhaf bir inan tasirlar : papaz yolculardan hoslanmazlar, bunlari ugursuz sayarlar.

JUAN - Etme! Boyle §ey mi olur?

. P~DRO - Ciddi soyliiyorum, btitiin denizcilerin oildikleri §ey '. Barselona'da bile, bir gemiye yliz kigiyi bindL.~.mek, tek bir papazi sokmaktan kolaydir, Htikfnnet zorla~a~lk~a, gemiye bir papazi bindirmek iein, kiyafetini degl§tirmek" gerekir.

JUAN ~ Bunu da yeni ogreniyorum.

. ~EDR? .: Denizcilikten anlayan'lara sorsan ogreni:sm. Yolda iki karakol gemisiyle karsilastik, Bizi durdutup mayna ettirdiler.

JUAN- Maynane demek?

.PEDRO - Yelkenleri indirmek demek, Yanasip iki gemiye de atladilar ve, hepimizi toparliyarak patronla-

rt klirege ayirdilar. '

MATA - Neden ? Arada harp nu vardi?

PEDRO -'- Yoo, bugday ~lkarmak yasakti da ondan.

Neye ugradIglffilZl birdenbire kestiremedim. Biraz .afall~dI~tan sonra, toparlandrm. Kaptanlar ve adamlarm ~o~u, Istanbu~da ik~~ gozlime ilisen kimselerdi. Papaz kiligm~a oldugum rein beni tamyamadIlar. Kendilerine, «Agalar, bufukara hiristiyanlarm, Efendimiz'In fermanJanna karst davrandiklarmi ben de gorup anliyorum. Fakat, yoksulluk ve bilglsizlik, insana bazen neler ettirmez Evet, bizl~ri tutup Istanbul'a gotiirmek hakknuzdir. AIDa: bundanaize fayda ne? Orada, bizleri baslarimza teslim

, edince, sizin elinize ne geeecek? Merharnet etmek dininiz §eri~ti.~iz icabidrr. Bizlere aciyip affetseniz, hem kar§llIg~: n: gorur, hep sevap i§JeIui§ olursunuz», dedim. SoyledikleI'lffi~ yattilar, Yalmz, teklif ettigim parayi az buldular. Ve f~kir olduklarmdan .tutturarak, arttmlmasmi istediler. El- 11 duka'yarazi edebildim. Parayi ahp bizi koyuverdil.ir.

-67-

..

Katkat fazlasim gozden glkarml§ bulunan mal sahipleri, bana tesekkiir etti.

MATA -'-" iyilikdedigin boyle olur; Tann askina yapilan .. Sen gemide bulunmasaydm, hepsi esirdU§ecekti.

PEDRO _:_ ana §UphE:ln olmasm.

JUAN -:- Bu olaydan sonra, sana karst kim bilir nee minnettar hklar gostermislerdir ?

PEDRO :_ Oncelerl, evet, Fakat, cok surmedi, Hatta yaptigmuz iyilik,bize pek pahahya malolacakti,

MATA - 'Piirklerle yahudilerin, dostluklarmdan 01- mustun. Sira, hiristiyanmkilere de mi geldi ? '

PEDRO - Hiristiyanlarm dostluklarmi, sade l~fla degil, daha esashca kaybediyorduk. Yolculuk pupa yelken devam ederken, hava, birdenbire bozdu. Rtizgar, bizi Limni kiyilarma d.ogru atti, Batmak tehlikesi geciriyorduk. Gemiciler, kurtulmanm yolunu arastirmaga koyuldular. Papazlari denize sallandirmaktan baska gare gdremediler, Patronlann aciyacagi tuttu. Sonunda, 'I'anri'ya sigrmp frrtrnayi atlatmaga ve, papazlari ilk ugranacak yere indlrerek, artik gemiye almamaga karar verdiler. Karaya yana§bgumzda.gemi, demir atarak, tutunabildi. Hepimizi karaya cikardilar. .

MATA -Gel de,bu vahseti gosterenlere kopek deme. PEDRO ~Lirnni'de, hava diizelinceye kadar bir hafta kaldik. ~ubat oldugu igin,s:oguktan ~ok 'cektik. Ada'da, ekmek, §arap, koyun eok. Fakat, agag yok gibi. Agag olarak, topu topu, onunde bir cesme bulunanbir kara a'gag gorduk. Odunu denizdengetiriyorlar, RUzgarl pek §iddetIi esiyor, Gemi bize haber vermeden kalkar korkusiyle, kiyidan ayrilrmyorduk. Havanm bit ttirlii duzelmedlgini goren patronlar, iemek vebiraz keyfetmek iein, icerlerde bulunan kaye eiktilar. Biz. de, yiyecek arastrrahm, diye, arkalanndan gittik, Koyde diigun varmis. Dtigiindekilere, ekmek aradigrmiz; soyledim, Aciyarak, ikramda bulundu-

-6&-

_....------- - - - -------- ------

lar. B~r. perhiz .. g~i.ine ~asladlglIDlZdan, suda haglanrms bakvl.a ile kuru uz~ verdiler. Ellerimiz titrediginden ekme~ ;koparamadlgmuzl gorlinee, biraz ates getirdiler. Ev Sahl~l, bana bir kadeh raki sundu. 19im isindi ve kendime geldun.

MATA - Yemek arasmda raki olur mu?

PEDRO- Tiirklerle rumlann, sohbet sofralarmda yemekten once iki tig kadeh yuvarlamalan adettir. Bizde beyaz sarabm yerini onlarda, raki tutar.

. JUAN - .AgIzlan yanmaz IDl?

PEDRO _ Yoo, ahsiktirlar. MATA - Rumlar gokiger mi?

. PEDRO - Almanlar kadar, hatta daha fazla. §u f~rkla. almanlar, arasira ve bardakla igerler; rumlarsa, az yerler ve, her lokma arasi, ufak bir kadeh atistmrlar,

SAKIZ'IN ONEMt

PEDRO _ Papazlar, Limni'de kaldi. Gemiciler bisi de

papaz sandiklan icin, once almak istemediler Pa I

dV .... . pazoma-

~glIDlZl anlatabildun. MidIlli ;sularmda eksik olmiyan de-

mz h~ydutl~rmdan gekinerek, bu yerde mola vermeden Sakiz ~ gegtIk. Ce.nnet gibi ada; bastan a§agl, sanki bi; bahca ; portakal, limon, agag kavunu, ... Halki rum ve italyan. Bu adamn, Cenova He, eskiden kalma bir bagVlantlSl

var Ad '1'

. . . ay!, 1 en gelenlerin arasmdan seeilen yedi ki .

idare eder : " Ce . .. " §l

, . r, secimi, nova CiimhurIyetI'nin kabul etmesi

~::eklr. Kasabanm dl.§mda, «Santo Sideros denilen ve tek papazr bulunan bir manashr vardir: kacan tutsa klar

burad . I bili ''''. ,

. ~ gI~ enem ir, Bunlara yiyecek Ieecek gottirmege go-

:_evh bir kimse de vardrr, Oradan gegtigim srralarda ayh~ ~a ~lan bu i§in gorevlis:i, «Pedro el Bombardero» ~dmd'l blr'iydi, Sakiz, ULU~TURK'e bir ciziye verir.

JUAN - Ne kadardlr? .

PEDRO- Yilda, ondort bin duka. Adada yerleillli~

-69-

tUrk, yoktur. Halki, gelip gecenlerle iyi gecinir ve herkesle ahsveris eder.

. JUAN - Ondort hin duka, dedin. Bu kadar parayi nasil tophyabilirler r

PEDRO - Tanri verir, kimsenin kesesinden on para dahi ~Ikmaz.

MATA - 0 da nasil §ey?

. PEDRO - Boyu ve eni de dort fersah . genisliginde, bir topraklari vardir. Bu toprakta sakiz agaci yeti§ir.Sa-. kizdan, yilda, yirmi bin duka elde ederler. Cizyeye yeter ve artar da.

MATA - Bu dedigin sakiz, nedir ?

JpAN - Camm, aktarlarda, giinllige benzeyen, fakat daha beyaz olan, bir nesne gormedin mi, hie?

PEDRO - Qam agacindan gIkan zamk gibi, bu da sakiz agacmdan gIkan bir zamk.

. MATA - Sakiz agacr burada da var; ama, dedigin §eYl vermez, Benim bildigim,sakIz agacmdan misvak ya-

pilrr, ..

PEDRO - Senin bildiklerin, orada da bulunur. Ancak, senin de dedigin gibi, 0 sakizi vermezler. Hatta, anlattigim yerdeki sakiz agaclarmdan bir fidan ahp baska yere dikseler, 0 da sakiz vermez. Halbuki, baska yerlerin saklZ. agaclarmdan bir fidan ahmp dedigim yere dikilse, derhal sakiz verir.

MATA - Inanmak gUg, dogrusu,

PEDRO - Tanri'ya inandrgin gibi inanabilirsin. Gozlerimle gorduklerimi anlatiyorum,

MATA - GUzel, anladik. Sakizi nasil hazirlarlar ? PffiDRO - 0 yerin btitiin halki, topragi gapalayIp ayiklamak ve yeri tertemiz tutmak mecburiyetindedir. Ta ki sakiz, yere akmca kirlenmesin. Agaglargizitir ve sakiz, cizinti yerlerinden akar. Kimse, tek dirhemine el uzatamaz, Oezasi, idama kadar gidebilir, Mahsul, sandIkl~ra

-70-

konur; yarisi istanbul' a, yarisi Cenova'ya gider. Bu ticaretin, pek tuhaf bir yam vardir: sandigi, yliz dukadan asagl satilamaa: ylizdukaya ahci bulmadi rm, mal denize dokliliir.

JUAN - Sakiz veren a:gag, diinyamn hig bir yerinde yak mudur ?

PEDRO - Olmasa gerek. Bulunduguna dair bir yaziya, tarihlerde raslannuyor, Misir'da bulunurmus, diyenler, var. BUYUK SENYOR, biitim iilkelerinde, arastirmalar yaptirdi: hig bir yerde bulunamadi. Baska yerlere diktirdigi agaclar da, sakiz vermedi.

MEMLEKETE DONtJ~

PEDRO - Sakiz'da epey kaldiktan sonra, Izmir'e ugrayip italya'ya gidecek olan bir gemiye binerek, yola eik, tik. Gemimiz izmir'den bugday yiikliiyiip ayrildiktan sonra, Akdeniz adalarmm coguna ugraya ugraya, italya'ya dogru yollandIk. ilk ugradignmz Sisam Adasi, tenha idi . Evet, topragi verimli oldugu halde, .insan yoktu. Kassrga yuzimden, bu yerde lig gun kaldik.

JUAN - Ada neden bostu? Ve ne yediniz?

PEDRO - Tavuk ve koyun eti yedik. BARBAROS'tan sonra, 0 adalarm halki, gok zahmet cekmege basladigindan, baska yerlere gogetmi§. Ayrilrrken biraktiklarr koyunlar, keeiler, tavuklar, bayagi yabanileserek, kendi baslarma iiremisler. Oralardan gecenler, karaya gIkIp bunIan avlarlar.

JUAN - Kimlerin mahdir ?

PEIDRO- Avhyanlarm. 0 topraklar, onbes yildrr bos, (Dokundurdugu, Barbaros Hayrood1ill Pasa/nm 1537 de yaptJ:g. meshur' Aikdeni~z seferkJilr).

JUAN - Bu olup bitenleri, ULU-TURK bilmez mi ? PEDRO - BiliI.,bilir amma, 0 kadar. ANDREA DORtA da bir cok seyler yapmistir, Bunlarr da, Imparator

-71-

bilirdi. BiIirdi amma, bilmemezlikten gortinmek gerekirdi. Sisam'dan sonra, bir cok adalara daha ugrayarak, Mesina'ya vardik, (Imparator dedigir eserin yazIldlg. tarthte tahttan ~~ bulnnan ~arlken'dir).

JUAN - Rum dolu olan 0 yerlerde, mektep ve okuma yazma var nudir ?

PEDRO - Atina'da olsun, Yunanistan'm her hangi 'tarafmda olsun, ne mektep, nede tarihin kaydettigi eski kulturden eser vardir. Okutmak iein ellerine verilen ~ocuklara, papazlarm birtiin ogretehHdikleri, okumayi zarzor so~ kebilmek ve, ustunkoru, iki ilg gramer kaidesi. Okutanlarm da bildikleri 0 kadar,

tTALYA'DA

PEDRO - Mesina'da yirmi sekiz, gun kaldim, Arkadasim ihtiyar cerrahi, buradan yolcu ettikten sonra, Italya'nm bir ~ok sehirlerlni gezip dolasarak, ben de Ispanya'ya dondum.

MATA - Papa'yi gorebildin mi?

PEDRO - Evet, Papa'yi da Kardinal'leri de, gordiim. MATA - Papa nasil bir insandir?

PEDRO ~ Sagan biciminde, ve ayaklari testi seklinde! Tuhaf sey, bu da sorgu mu? Tlpkl senin gibi, benim gihi bir insan. Tek ozelligi, ayakta ylirtimemesi. Gidecegi yere, omuzlarda tasman bir sedyenin uzerine yerlestlrilmis bir koltuga oturarak gdtiirultir.

MATA - Kardinal'ler nasil giyinir?

PEDRO - Ayinlerde, erguvani manto ve takkiye giyerler. Vatika~;a giderken, katira binerler. Katrrlarmm takimlan, giimii§ tirtrlhdrr. «Sentanj» satosundangecerIerken kardinal'lere yapilan merasim, hig bir peskoposa veya senyore yapilmaz. Dini merasimle ilgili olrmyangezintilerde, bir ~gu sapka giyer vEl- klh~ takar.

JUAN - Hepsi mt kihcli gezer?

...;;.72-

PEDRO - SHah tasimayi hos gdrrniyenler, disarrya cikmazlar. A§lkbazhk edenler, dedigim gibi giyinip dola§lrlar. Bazrlarr, paytonlara kurulup gtizel kadinlarla gezmege bile glkarlar. ttalya'da giizel kadm, az degildir, hal

MATA - Giizel dedigin, ahlaklari diisiik kadinlar IDI? PEDRO - Yoo, ielerinde ahlaki diisuk olam da olmiyam da vardir. Ahlaktan bahsedilince akhma geldi. Roma'daki aliiftelerin sayismi, tahmin edebilir misiniz ?

MATA - Nereden bilelim?

PEDRO - Ben, orada bulunurken ogrendim. Papa. bunlarm saytsmi bilmek istedi. <;linkii 0 gibileri, aidat verlrler. Tam ontic bin kisi tuttuklari anlasildi. Bana inanmazsamz, Roma'da bulunmus kimselere sorun. Miisterilerini soyup sovana ceviren bu kadinlar, dostlari kilise adarrn ise, onu da, dini sifatiyle bagdasarmyacak bir takim yolsuz ve utandmci kazanclara sevkederler. (0 zaman

Boma, bit devmt olan Papahg.n llleTkezi~dit). •

JUAN - Basmdan gelip gecenleri dinledik. $imdt, Tiirkiye'nin kurulusunu ve tiirklerin yasayislarmi, adetlerini, huylanm ve giyimlerini de anlatmam bekliyoruz.

-73-

-74-

iKiNCI KISIM

DiN

JUAN - Qoktan ben, ogrenmek istiyip dururdum.

Bir tUrk, bir hiristiyam kendi ~UrUk mezhebine sokmak ister ve hiristiyan da razr olursa, miislilmanhgr kabul ettigini ne. sekilde belirtir?

PEDRO - Birtim yapacagi, sehadet parmagim kaldirarak U~ kere, «La Uahe 1llallah, Muhammedun Resulullah», demekten ibarettir.Bunu yapan, stinnet olmasa dahi, musltimanhga baglanmis sayilir. MuslUmanhgl kabul ettikten sonra, artik, donmek yoktur. Donmege kalkisam yakarlar.

JUAN - Soylenecek sozlerin manasi nedir?

PEDRO - «Her seyi yaradan Allah'tan baska iIah yoktur, ve Muhammed te O'nun elcistdrr», Bu elciye, kendi dillerinde «son. peygamber» demek olanveahir zaman peygamberi», derler,

JUAN - NasII ibadet ederler ?

PEDRO - Dualarma, «sala» veya «namaz», denir, Namaza kollarim srvayip iyice yikanarak, temiz bir halde dururlar. Kadmla temasta bulunmus kimselerin, tepeden tirnaga yikanmalan sarttir. tdrar etmis veya disarrya cikmis olanlarm, alt taraflarini yikamalari gerekir. Yikan-

mak icin, ibrik kullamrlar.· .

JUAN - Ya kism?

PEDRO - Miimkiin olursa, steak su kullamrlar. Kimse, elinde bir ibrik olmadan helaya gitmez. Bizim, pacav, ra kullanarak yaptrgrmizr, onlar yikanarak yapar. Ka~tla

-75-

temizlenm~yi, pek btiyUk gimah sayarlar. Kaglt, Tanrr'nm kullarma ihsamdrr, buna aldirmamak kotulukttlr, derler. !e.::de bir kaglt parcasi gorduler mi, LS:aYgI He kaldirarak opup baslarma gotlirdilkten sonra, duvarda bir delige tikiverirler.

JUAN - Bu inanm, ipe sapa gelir tarafr var mi ? PEDRO - Bu yonden, onlara bir sey sorulmaz.Bu konularda, mimakasaya girismezler: karsihk olarak, ~ilaha davr~~lrlar. Ka~t icin yaptiklarmm tipkismi, ekmek par~asl 19m de yaparlar. Ekmek, Allah'in kullarma bashca ihsamdir, derler. Yikanmaktanbahsediyorduk. A~larim, kollarmi, burun deliklerini ve ytizlerini, tiger defa yi-

karlar, Ayaklanm da yikarlar, .

JUAN - Kiliseleri ne bieimdir ?

PEDRO-GUzel camileri vardir. Aziz'leri ve «autel»

. lui y?k~u:' (~mihraplarma «antel» dew). Suret'lerden tiysinirler, Carniler kandil doludur. Qan kullanmadikIan icin, camilerin minareleri vardrr. Mmareler eok vuksek ve pek ince yapilidtrvSerefelerine ktigUk payede . din adamla:l glklp gozlerini kapayarak ve avazlari glkb~ kadar bagirarak, halki §U sozlerle namaza '~agIrl:rlar: «E§hedu en la HaM Illallah, hayye alessala, hayye alessala etc.» .. Meslekten ?in adami olmadiklari halde namaza Qagl~ r~ kimselere, ki eok olur, aidat verilmez. Namaza gagln-

?ffie_a.' bur~da nasil kiliseye gidiliyorsa, orada da camiye

ltiailir. Istiyen, bulundugu yerde namaznu kilabilir. BliyUk -mtakl arm , namaz kildiran hocalari vardir.

S'lf'I.s~AN - Giinde kac kere namaz kilarlar ?

-rr£jiIr¥>~ .

! • '. ~vR?.,..- Bes kere, Ve hep, ayni iman, hep, ayni te-

IDIzI~k~e. BIZ de tipkrsim _yapsaydlk, §tiphe yok, AHah'm

_2sm? ?~ha cok erisirdik. 11k namazm vakti, safak r~fA buna, «sabah namazi», derler. lkincisinin :l1\!~~L~rtasma diiser: buna, «o'gle namazi», derler. ~nTL-u...~qgMne§ batmadan iki saat once kihnir ; buna,

-76-

-dkindi namazr», denir. DOrdtincusii, giines batmca kihmr ; buna, «aksam namazi», denir. Be§incisi ve sonuncusu olaTIl, karanhk bastIktan iki saat sonra kihmr ; buna da, «yassi namazi», derler. Soyliyecegime, iyi kulak kabartm: Imparator'undan tutun da ahci yamagma kadar, ister erkek, ister kadin, ister zengin, ister yoksul, bes vakit namaz kil-

mayan turk yoktur.

JUAN - Saatlan var midir ? Halki gagarmak i~in,

vakti nasal bilirler ?

PEDRO - Ezan okumaga gorevli olanlarda kum sa-

atlan bulunur. Halkta saat yoktur. Oralarda can da kullanmazlar.

JUAN - E peki, halk saati nasil bilir ?

PEDRO - Bes al?a~, bes yukan, namaz vakitlerinden glkarlrlar. Sabah ezamm duyunca, ortahgm agarmaga ba§ladlgllll, anlarIar. 6bUr vakitleri de, gene ezandan cikanrlar. Mesela, oglen. vaktiniogrenmek isteyen kimse, «oylen ezam okundu mu», diye, sorar ; «neredeyse okunacak» veya «okunah epey oluyor» gibi bir kar§lhk ahr. Ezan, sade bir iki camide okunur sanmaym. lJg yiizden fazla carnide okunur, ve ezan sesleribiitiin sehri kaplar. Cemaat toplamnca, ezan okuyanve «mUezzin» denen kimS€ minareden inerek, gelip bir §eyler okur. Halk, ~yet duzenli olarak ayakta durur. Yiizler giineye dogru gevrili, eller gobegin iistimde, gozler yere dikili. 0 siralarda, payesi «miiezzin» den yiiksek olanve «imam» denilen bir din adami, bir misra soyler. Buna, «mUezzin» karsihk verir. Bu suretle beyt tamamlalllr ve herkes, yere kapanayak tig kere, «Subhane Rabbiyelal8.» diyip yeri oper. Bu sozler, «Yarabbi, merhamet», demektir. «imam» tekrar okumaga baelaymca, ayaga kalkarlar. Yere yatmayi ve kalkmayi, lig dort defa tekrarlarlar. Sonunda, herkes dizlistii oturur ve «imam» uzun birduaya koyulur. Bu dna-da, hiristiyanlann, yahudilerin ve iman etmiyenlerin yii-

-77-

rekierine islam diniue ir

lah'tan diler 't__ ~. me.k arzusunu ilham etmeyi A. I-

. «LIUam» sozle . b'tird' . ,

bir kag dera, «amin A • rIn~ I ikten sonra, herkes.

kId' '" anun», diyerek, ellerini 0 v d v

amp gozlerrne ve Isakallar" gg~ ~gru

rnis olur., rna surer. Ve namaz da bit-

JUAN - Butiin bu dedikl '. "

larIar, ha? I ierim, gunde bes defa tekrar-

PliIDRO ,- IDve!t B" '. A

olanlara tabii k ~:. izim gib] sade adlari hiristiyan:

, 11 go gOninlir.

JUAN - Tlirklerin di A

sek ? . III bayramianm da ogrenebil-

PEDRO - Cuma'lardan ba ka iki

dIT. tiki, agustos'a diisen a . . §. ' I I bayramian var-

rer. (Yazannbu ziilmlii t.::.!ems;ne raslar ve lig .gtin alizarfmda, ~kerba . , , ",~nbul ~ ~undwgu ,miiddett. a'U'ln.,. dii<o:J "t_::_1"a1ntIannm, runu takVlDle gore n . .nl.,4-_~

:: ~ ''"!i1U1l§i OJ.lIRtt'SJndan 00 v , ~ ~"V""

butun bir a~,perhiz mevsUnJ.:;~· ;u h~ayraml onliyen

ma~an» denir;· ,r. er lZ aylarma, era-

JUAN· B'T' .

p-r;...... - u un bir ay, orug tutariar rm?

.=uRO - Blitiin Gtindt I . "

niinceye degin ap.,'71 " . uz err, gokte bir yll, diz gorii-

bi " ' o~ arma bir §€y koma I 0

utun gece et te i"'tedikl . . d ' z ar: . ndan sonra

, , -' ennl' e yerier •

JUAN .. , .

-Ramazan neye deialet eder ? .

PEDRO - Oniarca ins' I n n ..

ler] gerektigini bildiren k' t ban arm angl yol<!a yiiriime-

gi aydir, Biitiin §eriatleri I ~m, Muhammed'e gokten indi-

yamr. ,« urans dedikieri bu kitaba da-

JUAN - Kitab k" .

PEDRO ' . ll~mIe gonderiImi§tir derler ?

- Cebrail Ile, Bu kit b k .

saYgI 0 kadar bliyiiktiir ki 't .. a a ar§l beslediklerii

dan ve ellerinebir bez sa/' ~rtenuz oImadan, aptes almanun sesi guzel olm m~ an dokunamazlar. Okuyucu_

, ., aSl gereklr K"ta be

maz ve iki yana ,sallanarak k' 1 p'. lden a§agl tutuI-

'. Ounur; dikkati daha cok gek-

-78-

sin, diyeymis, Okunurken, btitim dikkatlerini yonelterek ve agizlanm acarak dinierler.

JUAN ~ Demek oluyor ki, Allah'a, onlar da inamyor?

PEDRO - Eveet, tek bir Allah vardir ve yaImz ona tapihr, derier. Ve bu yiizdendir ki, suretlerden, tasvirlerden nefret ederler. Bunlari, ne camilerde, ne de evlerinde bulundururlar.

JUAN - «Kuran» da neler vardir ?

. PEDRO - Daha kolayhkla kandirabilmek icin, bizim dinimizde de olan pek Qok §eyler vardir. Buyuruklari, se.kiz tanedir : Allah'a tapmak, ahrete inanmak, ebeveynini sevmek, bayramlari kutlamak, .evlenmek, Qalmamak ve .oldiirmemek, ramazan' da oruc tutmak, ve sadaka vermek. .Bu suretle, bizim dinimizin belirttigi «yedi biiyiik sUQ» u, «Kurans dahi suc.sayar. Ustellk, ana-baba ahma ugrayan.lari Tanrt, hiQ bir vakit, affetmez der. Kaatilleri, sarhosIari, bulasici hastahga tutulmus olanlari, tefecileri ve kadmlari camiye .sokmazlar.

JUAN - Ne? Kadmlar camiye giremez mi? PEDRO - Pek seyrek, ve hepsi de degil, Oirebilenler, bakireler ve dulluklari bes ayi asan kadmlardrr, Siirtlikler, .hic giremez. Girenlerin, gozukmiyecek bir ko§eye Qekil.meleri ve orttilti olmalari gerekir ;namaz kilanlarm, go.rilp akillari baska seylere kaymasm, .diye.

JUAN - Gortmmiyecek bir koseye cekilmelerl, ben.ce de iyi bir sey. Ama, camiye girememeleri, dogrudegil, Herneyse, bunu geeelim. Kurban kesmek adetleri var mi-dir ?

PEDRO - «Biiyiik Bayram» dedikleri paskalya'Iarm-da, herkes, bir inek, bir koyun, veya bir deve kesip yoksullara .dagatmaga mecburdur. Buna karsihk hie bir ~y Istememek, sarttrr. Aksi takdirde, kurban kesmenin Tan::n nezdinde bir degeri olmaz. Bayramlar dismda da, ag,.r

-79-

hasta oI.an kimseler, giiglerine gore., bir veya bir kag ku:rb~n kesip Allah rIZaSI icin dagatIrlar. Yiiksek durumdaki kimseler, slkmbya ugradilar mi, bir deve kurban ederler, Kurban ledilen devenin iniltirsi kadar AUah'm hosuna giden ses yoktur, derler.

* **

JUAN - «Kuran» sadakaYI emreder mi?

PEJ)~O - Sadaka'ya dair «Kuran» da yazIlanlarl, fiU yolda tefsir ederler; «Allah ogruna sadaka vermenin ne d.emek.oldugunu bilseler, kendi etlerinden bile kesip vel"lrierdI; ve eadaka dilel1meninne oldugunu biIseIer buna giri~mekten ise, kendi etlerini ( koparlp yerlerdi».' (Pek ~ o.lmawan. bu s()zIerle yazar, 0 ~gIar«ht KiIiSe'nin fukara i~in sadaka, diye, para topJamasma dokundu~

istiyor). .

JUAN -'-Adam Oldurmeyi de sue sayarlar rm ? PEDRO _;_ Hem, en agir suclardan, 9tinkli «Kitans, Iarmagore dunyada islenen ikinci sue, Kaabil'in sugUdu~' v~ ?Undan oturii, ceza giinii cehennemi ilk boyhyacak ola~ k~l odur. Tarm Kaabil'i lanetlerken, butun adam oldiiren,

lerikaS:detmi§tir, derier. .

JUAN - Cehennem'e ve Kiyamet'e, inamrlar rm ? PEIDRO - Araf'a da Inamrlar.

JUAN - Soru§turmaYI kim yapacak ve htikmti kim verecek?

PEDRO - Allah. Bu konuda neler soyledikleririi, anl~taYlm. Gokte, elinden hi~ blrakmadan bir-boru tasryan, b~r n:-:~ek varmis. ~dl lsrafil. Allah dlinyaya son vermeyi diledigI ande, tsrafll boruyu otttirecek ve biittin insanlarla. biitiin melekler du§iipOlecekmi§.

JUAN -'-. Melekler, ebedi olduklarma gore nasiloltu-, ler?

PEIDRO - Bu, aralarmda gok defa miinakasa ettikIeri bir konudur. Sonunda gene, «Kurans In, yaradrlan her

-80-

seyin bir sonu vardir, diyen, bildirisine gel~rle:. ~.~i§me--

. bi tiin dini konularda oldugu gibi, daha ileri goturmez--

yi, u . ottf di.ik

ler. Dediklerine, devam ediyorum, Israfil boruyu 0 ur .. -

ten sonra, daglari ve taslari toz haline getirecek,. pek bu-· yiik bir zelzele kopacakmis, Sonra tekrar isik behrece~ ve rnelekler . canlanacakmis. Derken, «rahmet suyu» demleI_l bir yagmur yagacak ve diinya toparlarnp kalk~~c~kIlll§. KIrk gun geeince, :i}s:rafil, boruyubir .k:re dah.a ot~urecek ve, Habil'den-itlbaren, biitiin oliiler dirilecekmis. Bir takinunm yiizleri gimes, bir takimmmki ay gibi parlayaca.k: bir kismmm yuzleri kara olacak ; bazllan da, d~muz gib! homurdanarak, «vay, bana» demek olan, «nefst, netsi»,

diye, bagrracakrms. . .

JUAN - Yiizlerdeki ayrihk neyi belirtir ?

PEDRO - Yiizleri parlak olanlar, iyilik etmis olanlar; karalarvkdtiiliik. Tanrt, zulmeden imparatorlard~" krallardan, prenslerden, senyorlerden hesap soracak; hie biri, inkar yohma saparmyacak ; giinkli biitiin azalan, dogTUYU soyliyecek. Mahser'e, elinde sancak ve arkasmda blitiin yahudiler, Musa; gene elinde san~ak ve arkasmda btitiin hiristiyanlar, Meryemi Azra'mn oglu Isa ; en sonda da, sancagmm altmda birtiin kendisine i~a?~nlar ~lq.ugu halde, Muhammed gelecek. Gelelllerd:n, ~YIhk etmis 0- lanlar sancaklarmm golgesi altmda serm bir havaya kavu§ac~klar; k6tiiliik etmis olanIar,.o giin~ slcagl~d~:n 6tiirii· dar nefes alabilecekler. Iyilik islemis olan miisliimanlar hiristiyanlar ve yahudiler, biribirlerini taniyamiyacak; '~iinkli hepsinin yiizleri, ayni §eldlde. isildiyacak. Kottiluk islemis olanlar, biribirlerini taniyabilecek. Cenneteeren -kimselere Allahvsirin ve geni§ yurtlar vereeek; Bunlar, gunesin §u£Uan iizerinden, ath ola:ak :~ yo:-ulmadan, g6gii dolasacaklar ve cennetin yeml§lerll1~ yiyecekler. Yedikleri her yemisin yerine, Allah iki yemis ~a:atacak. ~eker kadar tath, billur gibi bir su icecekler. Ictik-

-81-

Jeri su, gortislerini ve anlayislarim arttirarak bir kutuptan obiir' kutupa degin gorur olacaklar.

MATA ---:- Yiyip ietiklerine gore, cennete yestehlemez.ler mi?

PEDRO - l)imdiye kadar nasil oluyor da sesin crkrm.yor,di.ye, sasiyordum. Yenip icilenler, ter olarakueup gideeek. Cennette, hi~ kocannyan, onbesle yirmi ya§ ara.srnda gen~ kizlar bulunacak, Biittin erkeklerin yaslari, otuz olacak ve otuzda kalacak.

JUAN - Kizlara, yanasmak ta var mi ?

PEDRO - Var, fakat derhal, gene kizhklarma done-cekler. Cennette en yiiksek, Musa ile Muharnmed'in durumu

-olacak ; cunkti Tann, gogiin idaresini on lara verecek.

JUAN - Mademki iyilik isliyen hrristiyanlarla yahudi.ler decennete girecekmis, ne diye, aJemi miisltiman olmak j~in sikistmr lar ?

PEDRO - Onlara gore, Isa gelinceye kadar iyilik isliyen yahudilerle, Muhammed gelinceye degin dogru yoldan .aynlnuyan htristiyanlar, cennete girer.

JUAN - Muhammed'den sonra gelenler, iyilik islese.ler dahi cennete giremiyecekler mi?

PEDRO - HaYlI', giremiyecekler, Suelu olanlar, adlarr ahnlarma yazilarak ve giinahlari omuzlarma yiikletilerek, -eehennemin agzimn bulundugu iki dag arasma gotiirulecekler ; ve iki dagl baghyan ve sipsivri demirlerdenyapih olan on fersah uzunlugundaki «sirat kopriisii» nden geciri.lecekler. Koprilden gecerken, suclari aglr gorulmiyenler, cok kotu bir yer olmiyan «araf» a diisecekler, Giinahlan biiyiik olanlar, kopriiyii asip cehenneme yuvarlanacaklar ve -orada azap cekecekler. Oehennemde,her taraftan fl§klran ateslerin ortasmda, dallari daima yiiklii «zakkum agaci» dedikleri, bodur bir elma agacr varmis. Yemisleri, seytan 'kafasam andmrrms. Cehenneme diisenler, susadikca bu :yemi§lerden yiyecekler ve yedikce daha da susayacaklar-

-82-

mis. Ve bununla da kalmayip, atesten zencirlere vurulu olarak, .cehennemin her tarannda dolastmlacaklarmis, Allah' a. zamaninda yalvaranlar, ge~ te olsa, kurtulacaklar ; sovenler; sonsuz, cehennemde kalacaklarnus. Ahrete dair inandiklarim da,i§te, size anlattim.

JUAN - Bir ric ada bulunacagim. Ama, yakmdan ve uzaktan bizleri ilgilendirmedigi icin, dogruyu soyliyeceksin. Nasil oluyor da, 0 kadar barbar olduklan halde, Allah'a. inandiklarmi belirten bir takim inanlar' tasiyorlar ?

PEDRO - Mezheplerini kurmakta §eytamn da yardimi. dokundugunu, bilmiyor muydun? Insanlari kandirabilmek. icin, soylenenlere dogru seyler de karistirmak gerekir.

JUAN -'Pes!

PEDRO - Tiirkiye'nin biittin bilginlerini toplasamz; diyecekleri benim soylediklerimin tipkisidir. Bu yonden, emin 91abili,r~iniz~tyi og~nmedigim bir seyi ben, oturup. anlatmam,

* **

JUAN - Din adamlarma dair de biraz bilgi edinelim ..

PAPA'lan ve PESKOPOSLARI var midir ?

PEDRO - Sekiz ~e§iti din adamlari vardir, Basta, vebizdeki PAP Agibi hepsinden Iistiin, KAZAS:K:lillt gelir .. Sonra, MaF'Ttj gelir; fakat bu, KAZASKER'den a§agl 01- madigi gibi, onun buyrugu altmda da degildir ; hatta, iki PAPA'larl vardrr, denebilir, U<;iinciisii, KADI'dlr. Dordiineiieil, MUDERR1S'lerdir; medreselerde del'S verenler. Besincisi, HAT1P'tir; bayram gunleri basamakh bir yere glkarak, yahn kihc vazeden kimsedir ; kihc, seriatlerini miinakasalarladegil, silahla korumak gerektigini belirten bir remizdir. Altmcisi, iMAM'dlr; halkahergiin namaz kildiranlara denir. Sonuncusu,MtJEZZ1N'dir; minarelere cikip ezan okuyanlar. (Sekiz ded~gi Imide, yedi snuf saYIyor). Kazaskerlige, bilgice cok iisttin ve hayati cok temiz birkimseyi secerler ; para yiiziinden adaletten ayrilmasm, di-

-83-

ye de, kendisine cok ytiksek maas baglarlar. KAZASKER'~ .in baskanhk ettigi kurulu, bizdeki «Kralhk Kurulu» na benzetebiliriz. :?eriati ilgilendiren islerde, MUFTU de kurulda yer ahr ; bunun da maasi yiiksektir. (Kazaskerin baskanhk ettigi kuruldedigl, Kazaskelertn, gordtikleri davalar dola~iyle, yapnklarr toplantidrr; buna «Kazasker

Jldndi. D[Vanl~~. denir). ,

JUAN - Al(hklan, Papa'mn aldtgmi tutar rru?

PEDRO - Yarlsl~l bile tutmaz, Ama, gene cok sayihr. Hergiin, oturdugu yerde davalara bakmak ve gormek istiyenleri kabul edip dinlemek icin, yilda yliz bin duka, .yetmea mi?

JUAN - gOk bile. Yalmz, bir §€yi merak ettlm, Ken.dileri yokken veya dinlenirken, Kurul'iin liyelerinden biri, basvuranlari kabul edip dinleyemez mi?

PEDRO - t§leri .uyelere ve yardimcilara birakmak, 'bizde, Ispanya'da olur. Yoksa, benim gezip gordliglim bu.tiin yerlerde, davalara bizzat prensler, senyorler bakar. .Mesela, Napoli'de ve Sicilya'da, en uf'akbir §ikayet icin -dahi, Kral Naibi'ne cikihr. Tiirkiye'de de oyle.

MATA - Dogrusu, iyibir. adet. Davalara hakh haksiz .bakip ceplerini, sekizgtin i~inde, tikabasa dolduran yoksul hakimlerin ellerine dusmektense ...

PEDR6 --'- Payece, KAZASKER'den ufak olan KADI'lar, buradaki PESKOPOS'larm vekillerigibidir ;i:ine~ mi olmiyan davalara bakarlar. Onemli davalarr KAZASKER gortir, Evlenmelerde verilecek aglrhgl bildiren ka~ :~tlar, KADI'larm oniinde yapihr ; .sarhoslarr, kuftlrbaz- 11k edenleri bnnlar cezalandirir ; kolelerin azad kagltlarml bunlar verir. (0 ~,aglarda, Ispanya'da peskoposlar, haldm- 1ik de-ederfer ve davalan, kendi namlarma, baskalarma :gordiiriirlerdi) .

JUAN - Kufredenin cezasi nedir ?

-84-

PEDRO - Allah'a kufredenin yiiz sopa ; Muhammed'i sovenin idam .

• JUAN - Muhammed'i, Allah'tan da mi iistlin tutarlar?

PEDRO - Allah buyuktur, dilerse affeder, dileree, intikam alabilir ; Muhammed ise, sade bir peygamberdir ve §crefini koruyacak dqstlara ihtiyaci vardrrv.derler.

JUAN - Camilerin, bizde kiliseler gibi, vakiflari var nudir ?

PEDRO - Hepsinin. Yalmz, KAZASKER'in, MUlfT1Y ntin ve KADI'nm maaslari, Padisah'm kesesinden Qlkar. Obiir din· adamlari, maaslarim camilerin vakrtlarmdan. ahrlar. Bazrlari tiQ. bazilan- doit vebazilan, gunde, bir riyal ahrlar, Evli barkh olduklan ve herkes gibi giyinip yasadrklari icin, bu yetmez. Hepsi, ayrica, bir de sanat tutarlar. Nasih'ler, matbaa olmadigi iein, «Mushaf» lar, destanlar ve daha baska seyler yazarak, cok kazamr1ar ..

JUAN. ---,- ':?u halde, kitaplar pahah olsa gerek? PEDRO - Bir «Kuran», umumiyetle.jsekiz duka eder. . ULU - TURK'tin hekimba§lslAMONOGLU aldtigli vakit, lditiiphanestne, hep e1 yazmasi oldugu icin, bes bin . duka bietiler ; ederdi de. Kendisinesekiz bin duka'ya maloldugunu, kac kere, benim onumde yemin ederek soyl~diiydi. Bana kalsa, ben dart riyal vermezdim,

MATA - 0 da, seninkine iki riyal vermezdi.

PEDRO - Buglinkli kiltiiphanem, Q kadar da etmes JUAN - Mektepleri var midir ?

PEDRO - Pek cok. Basta fmparator, btittin ricalin evlerlndevIcoglanlar iein, mektepleri ve iicretle tutulmus hocalari vardir, Her gtin, gidip arapea olan «Kuran» 1 okuturlar. Bize gore Iatince ne ise, onlar icin de arapca odur. Felsefe, astroloji ve siir de ogretirler. GBrQi bu yonden. okutanlarm bilgileri fazla degilse de,okuyanlarm da og~ renmege pek hevesleri yoktur. Marnafi, gene, hayvan gibi

-85--

cah.il olan rum ve ermeni hiristiyanlardan daha bilgilidir-

ler. .

JUAN ~ Azeok blgileri olduguna §~man; ~linkti. .araplardan, cok iyiastrologlar ve~fHozoflar ~mI§tlr.

PEDRO - Dort biiyiik camilerinde de, bizdeki imiversite'ler gibi, mektepler vardir ; vakiflan zengin ve ogrencileri coktur. Gelirleri 0 kadar bliyliktUr ki, her birinde, gunde li~ bin ogrenci yemek yiyebilir. Okumaya merakh 01- salar, aralarmdan bliylik bilginler cikabilirdi. Fakat, bir iki beyt eirprstirdilar nu, artik yetinirler.

JUAN - Demek ki siirden de anlarlar ? Kuzum; bir iki beyt soyle de, bakahm kulagmuza nasil Qahmyor? .

PEDRO - «Bir iken bes on eyledim derdimi, Yaradan dan istemisim yardimi, Terkeyledimse anami yurdumu, Ne eyleyim yenemiyongonltimli». Bu, eok soyledlkleri bir §8,rkldlr.

JUAN - Manasml da ogrenebilir miyiz? PEDRO --,. (ispanyolca'ya ~evirip soyler). MATA - Glizeel!

PEDRO - Bilir misiniz, tiirkce sarkilar kadar dokunakh sarki, hie bir dilde yoktur. Okuma yazma bilenler, orada, bizdekinden coktur.

* **

MATA - Sormak sirasi, biraz da banagelsin, JUAN - Durben bitireyim, sana d~ sira gelir. MATA - Bir saattir bekliyorum.

PEDRO - Dur, §u dort tarikati veya tayfayi da, anlatayim : KALENDER'ler, DERV1~'ler, TORLAK'lar ve ISKATC!'lar. KALENDER'ler, yalnayak, basi acik, saclar bele kadar dokiik gezerler; saclarma, neft yagl surerler ; tenlerine, kildan oriilli aba giyerler; omuzlarma, yiizleri dis tarafa cevrili, bir ~ift koyun postu atarlar; bogllrleri, acikta kahr ; kulaklarma ve bileklerine, demirden halkalar takarlar; imsaki son haddine vardirrms olmak iein, liQ libre

-86-

a~rhgmda bir kasik bagi baglarlar ; ve bu kihk kiyafette sokaklarda dolasarak, bir seyler okuyup sadaka toplarlar. Bu tarikati kuranm musliimandan ziyade hiristiyan oldugu, yazdigi bir kitaptan anlasilir. DERVi~'lerin giyimleri, post yoniinden KALENDER'lerinkine benzer ; kulaklarma, taslari pek inee, .kiipeler takarlar; «Allah iQin»diyerek, sadaka toplarlar ; baslarma gecirdikleri, beyaz kecedir ve seker kiilahi bicimindedir ; gayet kahn ve budakli bir baston tasirlar. Bunlann, Anadolu'da, ziyaret ettikleri bir mezar vardir ; mezarda yatana, «Seyyitbattal» derler. Bu zatin, bir zamanlar, Tiirkiye'nin biiyiik kismmi fethettigini, soylerler. Mezarm etrafmda, bes yuzden fazla ki§i yatip kalkar. DERVi~'ler;' herJ71i;-bura:da" u.mufuiloplaritilanm yaparlar; toplananlarm sayisi, sekiz bini asar ; yedi gun, toren bayram ederler. Baslarma, «Azam Baba» denir. Aralarmda, tepeden tirnaga beyazlar giyinmis, bekar ve pek bilgin kimseler bulunur, Bunlardan her biri, oraya varinca, bir hikaye anlatmak mecburiyetindedir. Hikayeyi, yazih olarak ve arum belirterek, «Baba» ya sunmak gerekir.

JUAN - Neyin hikayesi?

PEDRO - Gezdikleri yerlerde gordiikleri, dikkati en cok ceken, her hangi bir seyin hikayesi. Esasen, biitiln yil. durmadan dolasirlar. Toplantilarmm sonuna diisen cuma giinli, biiyiik bir ziyafet tertiplerler ve «Baba», beyaz giginmis olan bekarlarm ortalarma oturur. Yemekten sonra, «esrar» icerler ve diinyanm en sen sarhoslari haline gelirler. «Esrar» denileni, ben kenevir samyorum. Bunu «afyon» la da karistinrlar. «Baba» larr, kendisine sunulan hikayeleri, herkes duysun, diye, okutur. Karanhk basmca, ates yakip etrafmda dans ederler. Hepsi sarhos hale gelerek, gogli:slerine, kollarma ve bacaklarina, keskin breaklarla, bu filamn, bu falanm askma diyip genis yaralar acarlar, Bazilari, bir igne ueu He, kollarrna yiirek resimle- 1'1 dovdliriirler. Yaralari, yamk pamukla tedavi ederler.

-87-

Sonunda. «Baba» larmdan miisade alarak-dagihrlar. TORLAK'lar da, obtirleri- gibi, sirtlarma koyun postu geeirirler; sag birakmazlar, kafalarim haftada bir ustura ile kazitirlar ve, ti§i.imemek icin, baslarma zeytinyagrstirerler.; bir gogu, nezle gozlerine vurup kor etmesin, diye, §akakIarim daglar. Tam manasiyle it ve maskara heriflerdir; iclerinde, okuma yazma bilen yoktur; sarki soyliyerek, meyhane meyhane dolasirlar ve, baskalan hesabma, karmlarun doyurmaga bakarlar, Gtiruh halinde, yoia dtizulurIer ; gozleri kesti mi, rasgeldikleri kimseleri, gekinmeden ve utanmadan soyarlar; ve koylerden, Qingeneler gibi el fahna bakarak, peynir, yumurta, ekmek ve baska seyler toplarlar. Arasira, seksenlik bir ihtiyari, beraberlerinde stirtikliyerek, adama §u yolda evliyahk taslatirlar : Bir koye vardilar mi, ihtiyar, neler olacagnn kesfetmek igin goge baktintan sonra, sozde miiritleri olan TORLAK'lara donup ytiksek sesle, eevlatlarrm, gabuk beni buradan gikarm, bu koyun basma btiylik bir felaket geleeek», der, Keratalar, hemen ihtiyari kucaklanip koyden glkmaga .J mrlar.Tela§a diisen k6ylti, aman goturmesinler, diye, yalvarmaya koyularak, ihtiyardan, kendilerine sefaatte bulunmasmi diler, Ihtiyar da, aeiyarak, bir takim dualara girisir ve armaganlar yaymaga baslar, Madrabazlar, icin iein alay ederek, hepsini yiiklenip koyden aynlirlar. Bu serseriler, iistelik, dehsetli oglancidirlar. Son olarak, gelelim ISKATQI'lara. Bunlar, sirtlarmda bezden entari, baslarmda ufak bir sarik ve ellerinde bayrak, sarki soyleyip dolasarak, dilenirler.

HAC

JUAN - Bizde oldugu gibi, onlarda da, mukaddes sayilan yerieri ziyaret etmek var midrr ?

PEDRO - Hem, ne debdebeylel Kitaplari, omtirlerinde bir kere Mekke'ye gidenler, Allah'm sefkatine ererler,

-88-

der. Bundan oturu, gidebilecek durumda bulunan kimseler, mutlaka giderler. Yol 0 kadar uzundur ki, yerinde yapiIan torenlere vaktinde yetisebilmek icin, alb ay onceden yola Qlkarlar. Birlikte gitmek istiyenler, evvelce sozlesirler. Yoksulu, zengini, Kahire'de toplanarak, oradan, ISSIZ, diizlUk ve kumluk bir yoldan, gOle dalarlar, Esen riizgar, bir yandan kumdan tepeler meydana getirdigi gibi, bir yandan da, yiikselen tepeleri indirdiginden, yolcular Qok tehlike gecirirler. Yolda, tig gtin suya raslanmadigi, Qok olur. Bundan dolayi, develere, aziktan baska su da yliklemek gerekir. Ara:bistan gollerini, deveden baska hayvan asamaa; gtinkti deve, aghga, susuzluga dort, bes glin dayanabilir; baska hayvan dayanamaz.

MATA - omrtimde ilk defa isitiyorum. Bes glin, yerneden icmeden ~ahQmak?

PEDRO -Ne sasiyorsun? Kism, kirk gun susuz kaldiklari olur. Size, gordiiklerimi ve bildiklerimi anlatiyorum. . Ben, sizin gordtigtiniiz koyun sayrsmca, deve gordtlm, Efendim SiNAN PA~A'nIl1, aglrltgml tasimak jgin, iki bin devesi vardi ; ve yetmiyordu bile.

MATA - ~imdi anladim, hava He gecinen «bukalemun» demek istiyorsun, (Esklden, bukalemunun hi~ bir sey-yemeden ya~g. samhrdi. Inanmadignu ima etmek i~in, deve He bukatemun sozlerinin Ispanyoloa benzeyishu, alay veslless yapiyor).

PEDRO - Boyle giderse,£enenin sonuna kadar biti.remiyecegiz. Ama gene siz bilirsiniz.

. JUAN - Canim, birak ta anlatsm.

MATA - Bana gore hos, istedigin! soylesin.

PEDRO - Kara yoleuluklarmda, yiik t<t~Imak 19m, deveden iistiln bir hayvan yoktur. <;iinkU yolculuk, faraza buradan Kudiis'e kadarsurse, bir kere 'yiiklenir,

MATA - Yiik, tistiinden hig mi ahnmaz ?

PEDRO -Evet, biitiin yolculuk boyunca. Ylik iistfin-

-89-

deyken ~6klip uyur, ve Istendigi vakit kalkar. Yalniz, ayag;a kalkarken kaldiramayacagi kadar yiik vurmamah. Handi, ahirdi onu da istemez ; ovada, kirda kahr. Deve katarlarr.ion oniki bin hayvam bulur. Biiyiik senyorlerin de-

veci basrsi olmak, ufak i§ degildir. .

MATA - Dogrusu, bunlari 6grenmek isterdim, Onun icin agzlml acrruyorum.

PEDRO - 0 halde sesini cikarma da, daha tuhafmi anlatayim, Glinllik yemini bir kat daha arttrrip verseniz, hemen yer ve li~ gun ne yem, ne su ister. iki kat arttirarak verirseniz, ahp basim kacar ve, iki kisi, zor zapteder. i§-kembeleri varillr ve keci gibi gevis getirirlerv-Gevlsi anlatmayim, herkesin bildigi sey, Nerede kaldiydik ? Ha, evet, ziyaretciler ~6li.i astiktan sonra, Muhammed'in mezanmn bulundugu Medine'ye ulasrrlar. Medine'de, halk tarafindan karsilamrlar: baska yollardan gelen bir cok Iran'h ve Hind'li He bulusurlar ; ve Muhammed'in mezarrm ziyaret. ederler.

JUAN - Muhammed'in mezari nasrldir ?

PEDRO - Oliince mtiridleri yeri cok derin kazarak, bir sandukayayerlestirip gommUs;ler. Sonralari.ibas ve ayak taraflarma, mermerden ve yazih birer tas dikmisler. Mezari olarak ziyaret ettikleri, budur. DstU ye§il bir salla, ortiiludiir. Bir zamanlar, ermeniler, yarim fersah uzunlugunda bir lagun aearak, viicudu calmak ietemisler ; fakat yakayi ele verip idam edilmisler, Muhammed'in, bu da biiyiik mucizelerinden sayihr.

MATA - Peygamberlerini asirsalardi, hikaye daha pariak olurdu,

PEDRO - Bu sebepten, mezarm altmdan ve usttmden, her yanu.ri saran, bir demir parmaklik gecirmisler. Oltirken, orada bip yildan fazla yatmiyacagrm ve, bin yil, geclnce, goge_ ~lkacagrms6ylemh;;rni§. Medine'den .sonra, U~ giin uzakta bulunan Mekke'ye giderler. Biiyiik bayram-

-90-

larma ii~ gun kala, Mekke'nin yakmlarmdaki «Arafat ?ag1» dedikleri bir daga ~lkarak soyunurlar; bu sirada, kimBe iizerinde bulnnan bir biti veya pireyi oldUremez. Soyunduktan sonra, da~n eteginden ge~en bir dereye bogazlar~na kadar dalarak, Tann'ya karst te§ekkiirU ifade eden bir taknn dualari dinlerler.

JUAN - Neden 6tUrti tesekkiir ?

PEDRO - Adem, giinah i§ledilden sonra, 0 suda ylkanmis ve, Allah ta, kendisini affetmis. Yikanma isi bitince, Mekke'ye donerek «Kabe» .nin etrafIm dolasrrlar. D_?lasmalar tamamlamnca, art sokmus okiizler gibi, daga dogru kosmaga koyulurlar.

JUAN - Neden?

PEDRO -Terleyip glinahlarmdan siyrilmak ve ar-

kadan gelenlerin de, ellerlni mabede sUrebilmelerine mey-

dan vermek icin, .

JUAN -,«Kfrbe» vi, Abraham mr bina etti derler ? PEDRO :..:_. Suclular oraya gelip tovbe etsinIer, diye, bir ev yapmasmi, «lbrahim» dedikleri Abraham'a 'I'anrt -emretmis, 0 da, evi yapmis. Taslart VB gereken malzemeyi daglar getirmis, «Kabe» nin bir ko§esinde, yari ak, yari kara bir tas vardir ; onu da, Allah'm emriyle, «lbrahim» getirip yerlestirmis. Ululadiklarr bu tasa, herkes gozlerini stirer ; «ibrahim» e ait, ululadiklari ufak tefek §€yler daha

vardir.

JUAN - Bu ta§m strri hikmeti, nedir ?

PEDRO - Ta§, Adem He Havva'yi gozetmeye yetkili bulunan bir melekmis. odevini geregince yapmamis ve.suc i§lemelerine .meydan vermis. 'I'anri da, kendisini tasa cevirmis, Kiyamet gliniine kadar, orada kahp cezasim ~eke-

cekmis.

JUAN - Daga dogru kosarlar, demistin ?

PEIDRO - Evet, dagda, yuvarlak bir yaplya iki tas atarlar. 0 yerde, Abrahim» e, korkutup binayi yapmasm

-91-

diye, §eytan goziikmti§mti§'; 0 da, ti!;.ta§ atarak, §eytanl kaeirmis, Dagm tepesinde, !;ok kurban kesilir. Bu torenlere, sayet bir kole karigmrs olsa, artik azad edilmis sayihr, Torenler bitince, tekrar Mekke'ye donerler.Mekke'de, uzun uzadiya dualar ederek, gunahlarmm affim ve, mabedi kurarken, «Ibrahim» in gordUgti yardimin kendilerinden de esirgenmemcsini, Tanrr'dan dilerler. Bu suretle, Mekke' deki odevlertni yerine getirmis olarak, Kudiis'e dogru yollamrlar. (Bu konu kan§Ik ~lkml§tIr. Esasen, gorguye degil, rivayetlere dayamr).

JUAN - Kudus'te ne islerl var?

PEDRO -lsa'ya karst da btiytik saygi beslediklerini, soylememis miydim? «Kudsti Mtibarek» dedikleriKudtls' ... te de Isa'nm mezari iizerinde dualar ederler. Bu yeri ziyaret etmeseler, haccr tamamlanmis saymazlar. Hac'dan do-. nen bazl kimseler, mahsus yapilmis pek zarif tulumlara au doldurarak, tertemiz bit bardagadoklip teberriiken ve bayagi zorla, rasgeldiklerine i~irirler.

MATA - Bunlara bir §ey verilir mi?

PEDRO - Hayir, vermek istemiyen vermez ; fakat, verenler de, alanlar da, olur.

JUAN - Oliirken, bizde oldugu gibiimaretler ve baskaca biiyiik hayrat brrakirlar mi ?

PEDRO - Biraktiklari her cesit hayrat, bizde birakilanlardan, az degil, eoktur. Bu yonden, hayatta iken de bizden comert davramrlar, .Dort imparatorlarmm yaptirdiklari dart muhtesem camiin etrafi, hayrat He doludur, (Siileymaniye, yazar Istanbul'dan aynldIktall soma ta ... mamlanrmstn-), «Pasa» lar da hayrat brrakn-lar, Kasabalarda ve tenhui1<>yollar iizerinde, konuklar icin «kervansaray» lar yaptmrlar ; yollar actmrlar ; su gelmiyen yerle-· re, !;e§melerdiktirir1er; helalarkurdururlar. Halk bedava faydalansin, diye, yaptirdiklari yapilarm bir coklari, oyle gOriinli§1iidtirier ki, bayagl saraylan andmrlar. Bu hay-

-92-

rattan faydalananlarm, «Allah yaptII'an~an r~zl o~.»~ dememelerine imkan yoktur. Sade hemcinslerine degil, hayvanlarabile iyilik etmeyi sevap sayarlar. Ook k~~" denizdeki bahklara ekmek atar. Biitim istanbul, sahipsiz. kopeklerle doludur; hele, BUYUK SENYO~'~~. sa~~~~ bitisik bahcelerin citleri onundevkarmca surusu gibi ko-, pek vardIr; yavrulayanlarm eniklerini 6ldtirmek gti~ah sayildigmdan, §eytanlar. gibi, iiredikce iirerler. Kediler de. oyle ; onlar da, sahipsiz olduklari iein, evlerde yatmazlar ; ve hepsi uyuzdur. Bir iki diizline ciger veya ekmek sab.n: ahp kedilere ve, kopeklere dagitanlara, ~ok raslamr. Birkimse hasta diisttl mii, bir kafese kus doldururlar ve, Allah'm hosuna gider, diye, sahverirler. Bizleri geride ~~rakan, bireok iyilikleri daha vardir, Ama, pazardan ~o-, nenler, pazarm durumunu, kendi islerine ~yup. ~ymadlglna igore anlattiklari gibi, 0 memleketten, islerini y~lun~ sokamadan donenler de, tiirkler zalimdir, tiirkler cnnndir, tiirkler bilmem nedir, diye, akillarma geleni uydururlar.

JUAN - Oltilerini, nasil kaldmrlar.?

PEDRO - Efendim olan StNAN PA~A'nm cenazesinde yapilam anlattim. Oleni, erkekse erkekler, kadrnsa, kadinlar yikadiktan sonra, temiz bir carsafa sanp tabuta yerlestirirler ve ilahiler okuyup kaldmrlar .. Olen. yoksul ise, ilahi okuyanlara verileeek parayi, kalabalik bir yerde durup toplarlar. Mezarlara, bizde oldugu gibi: onlar da tas dikerler. Kadmlar, cenazenin arkasmdan gitmez ; fakat, yilda bir kae kere ziyaret edip mezarin basmda aglamak, adetleridir.

EVLENMELER

MATA - Bence, olumden bahsederken, evlenmeleri anlatmamn da sarasidir, ne dersiniz?

JUAN - Ben, pekala derim.

-93-

PEDRO - Bana gore hep bir, her seyi anlatacak 01- -duktan sonra. Onlar, erkekle kadimn birlesmelerine «ev.Ienmek» derler, Evlenirken yaptiklari, bizde yapilanlarm taban tabana aksidir. Onlarda a:~rhgl erkek taraft verir, .kizi satin aliyormus gibi; kiz tarafiguveye bir' §ey vermes. -Gelin, kendisine ait olan e§y:>.yI beraberinde getirir; mirasina da sahiptir. Erkek, kararlastmlan aglrhgi verip nikahi kiydrrmadan once, gelini goremez. Gelinin babasi, aldi,glaglrhkla, kizina ustbas ve miicevherat ahr, Gelinin anasi, ev ev dola§arak, gtieu yettigJ kadar, kadin davet eder. .Davet edilen kadinlar ilk gun, gliveyin davul zurna He yol.ladigr hediyeyi cumhur cemaat karsilarlar. Ertesi giin, tek.rar gelip gelinleyemek yerler. Bu toplantilarda glivey bu.lunamaz; 0 evinde kalir.

MATA - Diigun gliveysiz geeiyor, demek.

PEDRO - Vallahi de, oylel Ziyafetten sonra kadinIar, gelini hamama goturtip adamakilh yikarlar ; bizde atlarm kuyruklarmi ve yelelerini boyadiklari gibi, saclarma kma siirerler ; tirnaklarim, ellerini ve ayaklarim da kinaIarlar. Kendileri de, eldiven yerine sus: olarak, sag elleri.nin bas parmagiyla sag kollarmm bilek Insmmi kmalarlar ; bir saat sonra kina almmca, altm sarrsi gibi, tath bir renk 'brrakrr. Hamamdan donunce, gelini ortalarma ahp kanun, ut vernsfiye calarak ve a§ikane sarkilar soyllyerek, eglenirler. Bu toplantilarda da tek bir erkegin bulunamiyacagiru, bilmis olun.

. MAT A - 0 halde, calanlar kim?

PEDRO - Kadmlarin kendileri, Pek te musikisinastrrlar, Calip oynamak, geg saat1erekadar surer. Horoz sesi duyulur duyulmaz, «kacahm», diye, bir gIghk koparip 'kosusarak, yatmaga giderler. Erte",iglin gelini ahp gotlirecek olan, gtiveyinen yakm akrabasmi beklerler.

JUAN - Gelinigotttrecek olana, ttirkce ne derler ? PEDRO - «Sagdlg» derler, «SagdIg», gelinin evine

-94-,-

gelirken, bir gok ta at getirir. Atlarm en seckini ve takimlari en §atafatllSI, gelini bindirmek icindir ; bir gogu da •. gehizi yiiklemek icindir. «SagdIg» 1 kadmlar, biiyuk bir tepsi tath almadan, eve sokmazlar. Bu adeti yerine getirdikten sonra «sagdIg», gelini alarak, ath, calgrerh ve kadinh erkekli biiyuk bir alay ile, gliveyin evine gottirtir. Gelinin ytizii, pembe bir tulle ortuliidur. Kadmlar, giin kararmcaya .kadar, yere serili kiymetli hahlar ve kilimler listiinde oturarak, gliveyin evinde kahrlar ve, karanhk basmca, evlerine donerler, Erkegi «sagdic», kizr bir kadm soyduktan sonra, gelinle guvey. yataklarm~ girer.ler. ~: linin uekuruna, birkac dugtim vuruludur; bir hediye vadi. almadan, bunlari gozdUrmez. Sabahleyin, ikisini de, ayri ayri hamama gotUrlirler.

JUAN - Dini, hie bir toren yapilmaz mi?

PEDRO - KADI'larm tanzim ettikleri nikah kagldmdan baska bir §ey yapilmaz, KADI, bu kagitta, filan kisi, filan gun, §U kadar «kabin» vererek, filanla evlenmistir, der ve dukayi krvmr. «Kfubin»,aglrhk demektir. Bizde de bazi yerlerde yapildigi gibi, yeni evlenenlere biraz para veya giyim esyasi verirler,

JUAN - Giiveyin, hie bir eglence tertip etmedlgi an-

lasihyor.

PEDRO - DugUn oluncaya kadar, oyle. Fakat son-

ra, tertip edilen yaya kosusuna ve at yarlglarma, bir eok mukafatlar kor. «Sagdlg» ta, gliveyin kapisimn onimde, bizdeki mayis agaci gibi, olabildigi kadar yiiksek bir direk diktirir. Diregin tepesine, glimU§ para dolu bir kese ashrrr ; okla ilk degdiren, keseyi ahr, (Vah:tiyJe bir klmseyi kutlamak ~in BatJ'da, mayls'm birinci gunil, kapismm online bir ag~ dikilirdi).

JUAN - Bosanma var midir ?

PEDRO - Acik bIT sebepten otUrti erkek, bosayabiIiI'. Fakat, evlenirken bieilen aglrhgm ikinci kisminrda

-95-

vermek ve yaptigr biitiin hediyelerle kadimn beraberinde g~tirdigi biitiin esyayi kadma birakmak mecburiyetindedir, Kadm, bunlarm hepsini alarak, babasmm evine doner. A~am, bosadigi karisnn tekrar almak isterse, yeniden agirlrk vermek zorunda oldugu gibi, kadmm, ayrildrktan .sonra, evlenmis ve bosanmis bulunmasi gerekir.

MATA _ t§ buna ddkiiliince, bosadiklarr kadim tek.rar almak isteyenler eikmaz.

PEDRO _ Bir de, oralarda yasayan hiristiyanlarm basvurduklarr bir ~e§it evlenme vardir, Buna meydan veren, evli olmadan birlikte yasamanm cok gliQ olusudur, Evltolmaksizin birlikte yasayanlar tutuldular mt, bilyiik eezaya carpihrlar. Cezaya ugramamak icin, bulduklari care sudur : aralarmda uyusan bir ~ift, KADI'ya giderkek, «Efendi, ben bu kadmi aliyorum, «kabin» i de §u kadardir», del'; KADI, razi olup olmadigim kadmdan sorar; 0 da, pek tabu, evet diyince, soylediklerinj bir kaglda gecirerek ellerine aikistmr ; ve diikastm alir. Artik, ayn~mcaya degin, kari - koca gibi yasarlar. Erkek aynlmak .isterse, bicilen aglrh~ vermege ve kadm aynlmak isterse, agirhktan vazgecmeye mecburdur. Azad olduktan sonra, hayatlarim kazanmayi daha kolaybulup orada kalan hi.ristiyan tutsaklar arasmda, bu yolda yasayanlar coktur. Ben orada iken, Fransa elcisi de bu bicim evlenmisti, (islftmiyet'te, din hilginleri arasmda bireok mtinakasalara

konu olan bu nikaha, «mut'a» denlr), - -

MATA _ Ya sen hiirmetlfr, ne diye evlenmedin ?

_ PEDRO _ Dengine getiremedim de on dan. Yoksa,

ben de geri kalmazdim. Bir kere, ucuz ; sikistiranlar da > ek,sik degildi.

MATA _ Canma yandrgimm Papa'si, burada mtisade etse!

PEDRO - 0 yolda bir miisadeyi elde etmeyi, Toledo baspeskoposluguna bile tercih ederdim,

-96-

JUAN _ 0 vakit, evlenmiyecek cok az kimse kahr- 01. Hatta, bazilari, belki biri elden gider, diye, iki kadm ahrdi, Peki, hiristiyanlar, kendi patrikleri oniinde evlenemezler mi ?

PEDRO -Kitaba goreevlenmek istiyenler; pekala -evlenebilir. Fakat, oradaki yabancilar, evlenmeksizin birlikte yasamak istedikleri takdirde, cezaya ugramamak iein .bu yola saparlar,

ADALET

JUAN _' Evlenmeye dair soylenecek bir §ey kalmadiysa, biraz da adalete gecelim.

PEDRO _ Hayir, soylenecek fazla bir §ey kalmadi, Tiirk'Iin - adaleti, hiristiyan olsun, yahudi olsun, miisluman olsun, herkese esit tatbik olunur. Baslica hakimlerin masasmda, bir «Hag» ve bir «Tevrat» bulunur. «Hag» m Iistilne, hrristiyanlara ve «Tevrat» m listiine,yahudilere yemin verdirirler. Kral Meclisi (Divani Humayun) bir yana, en yiiksek adalet makami «Kazasker» liktir. Adaletle.ri, yari dini bir adalettir, KAZASKER, hukuk davalannda, sahitlert ve iki tarafr dinler ve hlikmiinii, dogrudan dog.ruya verir. Cezayi gerektiren suclulari, vali demek olan SUBA~I'ya teslim ettirir. Kaatili idam ederler, haramiyi asarlar, casusu kaziga eakarlar. Silah cekeni, karsismda'kini vurup yaralamasa bile, soyarlar; vlicudunun dort bes yerine, dikis ignesi gecirir gibi,blc;aklar saplarlar; ve ibret olsun, diye, teshir ederler. Bundan dolayi, korkup belIerindeki kihca davranmaya yeltenmeden kavgayi sille tokatla gecistiren kimselere kac kere rasgeldim. Tlirkiye'~ de bulundugum yillar zarfmda, tek bir hrristiyanin vurul, dugunu gordtim; Yorgi Q'elebiJl.dmda, tanmmis bir kisiydi. SUBA~I'nm, dogru yoldan ayrrlmis birtun kadmlar Iizerinde bir yetkisi vardir,

JUAN ~ Yalanci sahitlik edenin dislerini sokerler' mi?

-97-

PEDRO - Yoo, ne yaptiklarmi soyliyeyim.: suratim boyarlar,bir e§ege ters bindirirler, e§egin kuyrugunu yular gibi eline verirler ve, ibret olsun diye, gezdirirler. Su~unu, e§eginalnma asih, bir Ievhaya yazarlar; gezdirilirken, portakal ve patlican kabuguna tutarlar ; ve.hapishaneye donunce, tig yerinden daglarlar, Artik, §ahitligi makbul olmaz, Borelarini vermekten kacmanlari, hapse atip boyunlarma bir lale gecirirler ve, borclarim odeyinceye kadar, 0 halde birakirlar. Hazen de, kizgm komtir parcalarr He cevrelenmls bir dairenin ortasina oturtup, borclarim verinceye degin, orada 'tutarlar. Bunlar, aglr· cezalardir, Idami ve teshiri gerektirmeyen suclar igin, en <;ok tatbik ettikleri, dayak cezasidir. Dalasanlari, sarhosluk edenleri ve hafiften sovenleri, yere yatmrlar ve, sicagi sicagma, basarlar sopayi. Agrr kiifurler savuranlari, diri diri yakarlar.

JUAN - Dayagi nerelerineatarlar?

PEDRO - Tabanlarmm altma, Adami, srrttistit yere yatmrlar ; ayaklarmi, biikulmez bir sopanm ortasina ili .. sik olan Ipten bir halkaya gecirirler ; ayaklari havada tutmak icin, sopayi uclarindan birer kisi tutar; U<;Uncti bir kimse de, indirir degnekleri. Her hakimin ve pasamn, degnek tasiyan adamlari vardir, Dayagi yiyen, yedigi her degnek i~in, dayag; atana bir ak<;a odemege mecburdur. Parayi odedikten sonra, koyuverirler,

JUAN- Bizleri Allah korusun! Peki, ayaklarmdan saka t kalmazlar mi ?

PEDRO - Topalhyarak kalkarlar, veya biri sirtlarur, Zamanla, iyilesirler, Bazen, iyi isabet etmiyen deyneklerden on onbes tanesinin kmldigi olur. Sakm alay ediyorum sanmayin, efendim SlNAN PA~A Padisah Vekiliiken, her hafta konaga, yemin ederim, yUk dolusu deynek gelirdi. Odundan fazla deynek harcandigr gUn olurdu, diyebilirim, Her hakimin evinde, her gUn, bir kac ki§i dayak yer. Bir

-98-

gun Pasa, bir§ik8.yeti dinlemege beni gorevlendirdi; bu cezayi, ben de tatbik ettim.

MATA - Pasa, hakimlik edecek senden baska kimse . bulamadi mi?

PEIDRO _ Hekimlikle ilgili bir lsti, thtiyar bir rum .kadrm, degerli bir yahudi hekimini §ikayet ediyordu; sozde, yanlis bir ilag vererek kocasim OldU:tmU§mU§. Ben §ahitIik ederim, diye, kariyi kiskirtan, 0 da yahudi, Katalonya'h bir hekimdi. ~irret mi sirret; benimle de bir ge!;lmisl vardt. Parasl eok oldugundan, bir de maiyyet .. edinrnisti. Bunlarla sokaga glkar ve herkes kendisinden ~ekinirdi. Hangi tarafrn hakIl oldugunu sorusturup anlarnaga, Pasa beni gorevlendirdi. Kendime bir onem vererek, iki tarafr da cagrrtip dinledim, Katalan, yanhs bir macun verildigini iddia etti; oblirU, yolunda bir savunmada buIundu, l§in icinde, bir kotuluk oldugunu sezdim, Kapieilarr ve bir de «cavus» <;agrrttIm. «<;avu§», hakimlerin kararla.rmi yerine getiren ve asayi§i gozetenlere denir. Katalonya'Iiya ytiz deynek atmalarim ve, her deynege karsihk, bir riyal almalarini emrettim, Parayi duyunca canla basla dayaga giristiler. Dovulenin feryadmi duyan Pasa, ne oluyor, diye sorrow? Hiristiyan hekimin verdigi dayagi atiyorlar, demisler. Hemen, beni <;agarttl ve cam sikilarak, «kopek, kim sana hiikum vermek yetkisini verdi», dedi. «Efendimiz», dedim. «Ben sana, git i§ nasil gecmis onu ogren ve gel bana bildir» diyince de, «Pasa hazretleri, oyle de olsa, boyle de olsa, sizin de vereceginiz hiikiim bu idi; adam, bundan dolayrne kaybetmis oldu», de dim. Pasa glildti ve, herif, yedigi dayakla kaldi, Bu alcagm hakkmdan gelen bin cikti, diye, birtlin yahudiler sevindiler: sokakta rasgeldikee, etegimi opuyorlardt. S!NAN PA~A'nm adaleti gozetmek ve haksizhklan onlemek igin Istanbul'u idare €derken yaptiklarma, diinyada raslanmaz.

JUAN-- Ne gibi?

-99-

PEDRO - Sik sik teptil gezer ; olup bitenleri ogrenmek igin,ahQl diikkanlarma girip yemek yer; yanginlara. kar§I tedbirli bulunulup.bulunulmadigmi anlamak iein, her geceosehri dolasirdi. Istanbul'un ufaeik evleri ahsap oldugundan, yangm gIktI mi, sondiirmek pek gUgttir. Sokaga ~lkma yasag; kondugunu belirten davullar galmdiktan sonra, disanda birine raslarsa, hemen, oldugu yerde astirirdi. Herkes,' kapismm oniinu temiz tutmaga mecburdu. Bir k~pmm ontinti kirli bul:du mu, evin hammnn ve hizmetcileri a§agi indirtir ve sokagm ortasmdadovdururdu, Bir gun, beni de beraberine aldi ; fevkalade bir seye sahtd oldum, tJsttiba§I yrrtik, ayakkabilarr delik desik ve her yam kire pasa bogulmus, bir yahudiye rasgeldi. Sordu: «Istanbul'Iu musun?» «Evet Efendimiz». «Evin barkm var mi 'l», «Var Efendimiz». «Beni evine kadar gotur, gormek istiyorum». Adam, gotlirdli. Pasa, karisnu gagirtarak~ ona da sordu : «Bu, seninkocan mi ?». «Evet Efendimiz». «Yiyecegini, igecegini, giyecegini sagliyor mu ?». «Evet Efendimiz, colugundan cocugundan bir sey esirgemez», Bunun uzerine adamlarma donerek : «AIm §u kariyr, her §€yini sagladlglhalde kocasmm eteklerine yapisan gamuru bile frrcalamadrgt iein, atm kaltaga ytiz deynek,» dedi. Daha sozlinii bitirirken, dayak baslamisti.

MATA - Yokolayim, bu kadar hakh, bu kadar ho§: bir hareket duyduysam, Bu kimselere mi barbar diyoruz, biz? Onlara barbar demekle, asil barbar, biz olmus oluyoruz.

PEDRO - Derdi giinii, tek basina tebdil gezerek, ko.tti giden seyleri goriip ogrenmek; aykm islere gtrisenlere, gereken eezayi verdirmek.; noksan Olgii kullananlari, kovalamakti,

JUAN - Noksan olgii kullananlara ne yaparlar? . PEDRO - Ortasi . delik bir tahtayi, kenarlarina Qmgrraklar ve sakirdryacak seyler asarak, adamm, omuzla-

-100-

rma yaslanacak bicimde, kafasma gecirirler: ve. suratim bOyaYIP takkesinin tepesine bir tilki kuyrugu takarak sokak sokak dolastmrlar.

JUAN - Bunlari ben, adalet yoniinden faydah 01- duklarmdan, yerinde buluyorum.

PEDRO - Bu konularda gevsek davransalar, ortahk kim bilir neye donerdi? Irza dokunan islerde, hig bir hftkim af tarafrna sapmaz, Orada, emin olun, iltimas' mektuplari da yliriimez. Adaletlerinin en iyi yam, davalarunn kisa siirmesidir. Burada oldugu gibi, nasil olsa dava bitmiyecek, diye, hakh taraf' haksiz tarafla uyusmak yoluna girmez, Gerek Kral Meclisi'nde (Divam Hurnayun) , ge-. rek diger mahkemelerde, yliksek sesle, liG kere, «kimiru maslahati var», denmeden oturuma son. verilmez,

MATA .:_ Yemek vakti gelmis olsa darm? PEDRO - ~afaksokmli§ olsa bile.

JUAN - Hukukculanvsakkaklari, val' midir ? PEDRO - Vardrr. Hukukculari bizdeki gibidir ama,

orada, davalari safsataya bogdurup Babil Kulesi'ne gevirtmezler. Haksiz bir kimseyi, hakh cikarabllmek iein, miibalatalara gtrismeye meydan vermezler, Hakimlerde, kanun vardir ; kanunlari azdrr, daha cok orfe dayamr- 1.!U'.

MATA - Buradaki giJbi, orada da, otuz kirk yil siiren uavalar yok mudur ?

PEDRO - Yoktur, glinkii .birden fazla cehennemin bulunabilecegine inanmazlar. Davalarm otuz kirk yil sUrebllecegini kabul etmek, iki eehennemin varhgiru kabul etmek demektir. Bir dava otuzgiin uzadi mi, eok uzun siirmiis sayihr, Btitiin islerinde goziiken diizen, bundan Ileri gelir. Tamk gostererek ispat edilecek davalari olanlar, ilk oturuma, tamklari eteklerinden yakalayip birlikte gotiiriirler. Hakim, hemen sorar: «~ahidlerin var mi ?». «Evet efendim, hepsi hazir», diyebilmeli. Bu suretle dava, lehte

-101-

I

I

~

I

veya aleyhte bitmis olarak, yemege eikihr.

JUAN - Carum, daha hakim ~agartmadan, tamklari nasil gotiirebilirsin?

PEDRO - KADI'larm ve SUBA~I'lann emrinde, bir stirii bekci, mubasir, muhzir ve, bizdeki zaptiyeler gibi, «kavvas» denilen kimseler bulunur. Hepsinin, taruklari mahkemeye getirmege yetkileri vardir, trcretlerini verdin mi, kafa tutanlari, zorla goturlirler.

MATA - Allah'm hikmetinden sorulmaz: Adaleti tatbik etmek kafirlere diissiln, biz ise sade lafiyle gecinelim!

SULTAN

JUAN - «Kral Meelisi», kimlerden kuruludur? PEDRO - ULU - TURK'ten mada.vhepsi kulluktan gelmedir, ULU - TURK, kullarmdan li.~ kisiyi, PA~A'hga ~lkanr. P~A'hk, omiir boyunca stiren bir payedir. U~u de, oranm en buyiik senyorleri sayihrlar. Yilda, elli bin diika maas alrrIar. Hediyelerden ve ziametlerinden ellerine geeenler, yilda iki yiiz bin duka'yi asar. «Saray» da, «Divan» m toplandigi bir oda ve, odamn i~inde,kafesle ~evrili bir yer vardir. Taht, bu yerdedir. Kafesli yerin dibindeki kapi, Imparator'un dairesine acrlir. SULTAN, emirlerini bu kafesli yerden verir, Yerinde olup olmadigini kimsakestiremez ; orad a oldugu samlan bir zamanda, bulunrmyabilir ve, bulunmadigi samlan bir zamanda da, orada olabilir. Onun icin, oradaki toplantilarda, i§ disinda ve ileri geri lafedilmez, Imparatorlugu idare edenler, bu uQ P ~A'dlr. «Divan» a, devletin hesaplarmi tutan DEFTERDAR'lar da katilir. Bunlarm yeri, PA~A'larm soluna duser, «Divan», kendisine gelen isleri cabukluk ve titizlikIe goriir. 'I'oplanti son a erince, tiyelerin yemeklerini bulunduklari yerde yemekleri iein, emir Qlkar. «Divan» m veya her hangi bir hakimin kararmdan otiirti. haksizlrga ugra-

-102-

yan kimseler, cuma'yi kollarlar. Cuma gtinu, ULU - TURK' lin camiye gittigi gimdur. Ilgili kimse, bir kamism ucuna dilekcesin] Ilistirerek, ULU - TURK' lin gececegi yol iizerinde bekler, BUYUK SENYOR, dilekeeyi ahr, saraya doniince okur ve, haksizhk gdriirse, diizeltilmesini emreder, BUreK SENYOR" subaylardan birinin kottlluk i§ledigini ?grenince, kendisine, siyah kadifeden bir kaftan yollar; idama ugrayabilecegine isarettir. Bu subayi, sessizce «Divans-a ~ag'lrlrlar; BOYOK SENYOR, uslansm, diye kendisini azarlar. Gene uslanmadigi anlasihrsa, kafasmi kestirir. Bu PA~A'lar savasa cikmazlar ; meger ki, BUYUK SENYOR birlikte gottirmus OISUll.

MATA - Imparator'un sarayi, kim bilir ne goriilmege deger?

PEDRO =-Btittln hiristiyanhk aleminde, bir benzeri yoktur. Deniz kiyismdadir ; Iki yaruni da sular dover. KIyiya, da:r bir koridordan inilir ; koridor, hep, yesim ve kirmizrsomakidir ; gezmeye ~lktIgl vakit, kayiga buradan biner. Gayet bUyUk bir bahcasi vardir ; bahcamn ortasmda bir tepe ve tepenin ieinde, iki yUzden fazla hocresi olan, bir dehliz bulunur. Vaktiyle Ayasofya'mn papazlari, 0 hoerelerde kahrlarmis. Saray, adeta bir sehir gibi, surlarla cevrilidir ; surlarm alb kulesi, toplarla berkiltilmistir ; bir tanesi, kiymetli esya ile doludur. DUnyaiun biitiin haznelerinde bulunanlari hir araya Ylgsalar, bunda toplu olana eri§emez.Saray'm her yanma, toplar yerlestirilmistir. tcerdeki daireleri ve yapilari anlatmaya, kalem kaglt yetmez.

MATA - Boyle olunea, maiyyeti de kim bilir ne kalabahktir ?

PEDRO - Onu da kisaca anlatacagim. Her §€yden once, sunu bilin ki, Kral'mdan Pasa'sma kadar btittin senyorler, adamlarnu, saraylanndaveya konaklarmda yatirirlar; Ahci, mutfagmda ; ekmekei, frnmnda: seyis, ahmn-

-103-

~I

I

~

I,

I

da yatar. Terzi, kunduraci, demirci ve kuyumcu gibi sanatkarlar da, igoglanlarla, oda usaklariyle, haznedarlarla, kahyalarla, birer tarafa slgl§lrlar.

JUAN - Oyle, hep bir arada bir eve tikilmaga razi olduklarma gore, kaba - saba insanlar. olsalar gerek.

PEDRO - Neden? F'arzediniz ki, «San Fransisko Kardesleri» nin bir manastrnndayiz. Orada, kardeslerden her biri, krvrihp yatabilecek bir yer bulunca, memnun kalmaz nu? t~oglanlardan: lig tanesi, en gozdeleridir. Biri, ULU - WRK'lin serbettarhgmi yapar ve, disariya ciktikea, yagmurlugunu tutar; biri, namaz kilmak icin apdest almak istedigi zaman, ibrikdarlrgim yapar; biri de, okunu kihcnu tasir. Geee yatarken, kapismm oniinde, iki mesale yanar. Baskaca, nobetleserek bekliyen onbes ve, esvaplara bakan, kirk kadar igoglam vardir. «Haznedar»lar lig dort tanedir ve bunlarm emrinde de bir cok igoglam vardir. Saray'm en onemli gorevleri, «kapicr basi» hk, «ahci basi» 11k ve «kilerci basi» hktir. «Kapici basi» run emrinde, bir yardimci ile Ug yiiz kadar kapici vardir ; «Ahgi basi» mn, yardimci ve yamak olarak, yiiz elli; «Kilerci basi» mn da, bir 0 kadar. «Ekrnekgi» ile «Mirahor» da, onemli sayihrlar. «Terzi basi» nm emrinde de, bir cok i§gi bulunur.

MATA -E;u kadar kisi, nereden toplamr ?

PEDRO - Onu da anlatayim, Giinahlarinnz yiizlinden, denizden ve karadan her gun ellerine geeen, hiristiyan tutsaklardan ; bunlarm beste biri, tmparator'a diiser. Bir de, kendisine armagan edilen kdlelerden. Bu tutsaklann genelerini, bir i§ ogrensinler, diye, cesitli yerlere dagrtir ; mesela, mutfaga bu kadar, kilere §U kadar. Yil olur ki, bulasici hastahklar kendi payma diisenleri alip gottirur. o vakit, .beste bir, yetmez bile. Saray'da, PAl;lA'lardan sonra en cok sayilan «Bostanclba§l» dir. Iki sebepten: birincisi, ULU - TURK'le siksik konusabildigi igin; ikincisi, ULU _ TURK denizden gezmege glkbtI zaman, cektirme-

-104-

nln dlimenini 0 kullandigi icin. Emrinde , bostancidenilen, lid yliz gene vardir ; bunlara okuma yazma ogretilmez; aralarmdan BUYUK SENYOR'e ilk yetisen meyveyi sunan, bahsislni ahr.

MATA - Bu kadar bahcavam ne yapar?

PEDRO - Dedigim iki yiiz kisi, Saray'm bahcesindekilerdir. Obiir baheelerde bulunanlar, dort bini asar, MATA - Bahervanlar mi?

PEDRO· - Evet. ULU - WRK'lin bahcelerinden yll. da aidigi gelir iigUmlizUn olsaydi, sevincimize diyecek kalmazdi. Oralarda bir senyor'un yapacagi ilk is, miimkiin oldugu kadar genis, gam agaclan bol ve giizel bir bahce yetistirmektir. Senyorlerden idama carptmlanlarm eif'tlikleri ve bahceleri, B(JYUK SENYOR'e kahr, Gorevleri, kadmlari ve igoglanlan gozetmek olan, ve biiyiik mevkilere erisen, «aga» larrn da oldtiklerinde giftlikleri ve baheeleri BtiYOK SENYoR'e kalir, Bu bahcelerde yetisen prasayi, lahanayi ve meyvalari, sanki yoksul kimseninmis gibi satarlar. Benim bildigim iig bahceden her birinin yilda sagladl~ gelir, dart bin dukayi asar. Bir tanesinin cevresi, tam bir fersahtr,

JltLATA __; Anlattigm gencler, hangi millettendir? PEDRO - Hepsihiristiyan eocugudur. Oda hizme tinde bulunanlar da, oblir isleri gorenler de.

JUAN - Kral'dan baskalari koledir, demekle, beni Iirkiltiiyorsun.

PEDRO - Evet, hepsi, Cok kez, kolenin kolesinin kdIesi olana da raslanrr.Saray'mhizmetinde baskaca, katircilar, deveciler, yasakeilar ve bizim Krallar'da oldugu gibi, hekimler, berberler, sakalar ve sobacilar da vardir ..

mAN - Saray'daki harem agalannm sayisi, kaci bulur ?

PEDRO - Ylizli gecer. On tanesinin gimdeligi, dar-

-105-

der; on tanesinin, ikiser dukadir ; obiirleri, birer duka ahrlar. Hepsi ipekli kumas giyer.

MATA - Gezmeye, sokaga cikabilirler mi?

PE..'iDRO - Hig biri. Saytlari iki yiizu asan igoglan, lar hele, sokaga cikamadiklarr gibi, pencereden de gortinemealer; tipki, kadmlar gibi; kiskanctrrlar da, ondan ... Once de anlatmrstim, oglancihk cok ilerlemistir, S1NAN PA~A'nm konagrnda iken, igoglanlarm, zamanla, bu ise ahstiklarmi ve yashlarmm genelerine kur yaptiklarmi, gardiim.

JUAN - Peki, oglanlari kocadilar mi, ne yaparlar? PEDRO - 0 vakit, «sipahi» lige gecirirler, at ve silah verirler, yarim akca gtmdelik baglarlar ve Saray'dan cikarrrIar. Yerlerine, baska gencleri alirlar, Yenilere, her gun, hocalar gelip okuma, yazma ve hesap agretir.

ORDU

JUAN - ULU-TURK'iin, s:ava§ islerinde, bizim Krallar kadar para harcamadigmi soylerler ?

PEDRO - Savas konusuna mi gecelim? Pekala. Once kum~danlardan tutturaJlm. Ug PA~A'dan sonra en yiikse~ paye BEYLERBEYI'ninkidir. BEYLERBEY1, senydrlerin senyorli gibi bir manaya gelir. Bunlardan biri Yunanistan'dadn-: emrinde kirk «Sancak» ve yliz elli «Subasr» bulunur.

MATA - «Sancak» ve «Subasi», kimlere denir? PEDRO - «Sancak», bizdeki «Miralay» in kar§lhgldir, denebilir ; dil bakImmdan, bayrak demektir, «Subasi», bir bolgenin basmda bulunandir. BEYLERBEyl'nin YIlhgl, otuz bin dukadir ; timan, bunu geeer. «Sancak» larm yilliklari, dortle alb bin duka arasmdadn-; «Subasi» larm, bin He iki bin. BEYLERBEY1'lerin ikincisi, Anadolu'nunkidir; emrinde, otuz «Sancak» ve yliz «Subasi» vardrr ; hepsinin de yrlliklarr, oncekilerinki gibidir. Anadolu'nun-

-106-

kinin sekiz bin ve Rumeli'ninkinin, daha da fazla «Sipahi» si vardir. Uglinclisii, Karaman BEYLERBEY1'dir; oncekiler kadar onemli degildir ; on «Sancak» I ve «Subasi» He «Sipahi» olarak, on bin kisisi vardir. Dordunctisu, Amasya'nmkidir; her bakimdan, Karaman'znkinin esidir, Besincisi, Azerbaycan'dakidir; buna, Sufi'ye karst smm korudugundan, cok onem verirler ; yirmi «Sancak» 1 ve onbes bin athsi vardir, «Aduli?» den aldiklariyerlerin basmda ve Kahire'de, birer Kral N aibi bulunur; bunlarm her yil yolladiklari, hazineler tutar. Savas yonunden en onemlileri, RUMELl BEYLERBEYt'dir. ULU - T'URK'lin otagma bitisik cadir kurmak yetkisi, lig P A~A' dan baska, yalmz buna verilmistir. BOY'UK SENYOR'lin ogullarr, eger varsa, bunun kumandasi altma gecmege 'mecburdurlar. Saydlgrm kimselerinhepsi de, iyi para ahrlar. Ulufe dagitiIan aylarm baslarmda, Istanbul'da bir ordu toplamr, «Yeniceris ler ordusu; generallerine YEN1QERl AOASI denir; emrinde, biitiin Tlirkiye'yi titreten, oniki bin kadar «Yeniceri» vardir, Savas meydanlarmda, birtim iimitleri bunlara dayamr; nasil ki bizim taraflarda da, ispanyollara.

JUAN - «Yenieeri» ler, nedir?

PEDRO - Hepsi hiristiyan eocugudur. ULU-Ti.iRK'e harac veren rum, bulgar ve hirvat'larm coouklarmdan devsirmedir. Hiristiyan halk, cocuklarmm beste birini askere vermege mecburdur. Fakat, imparatorlugun her tarafrnda degil ; mustesna olan yerler coktur. Savasta ve barista bu denli kalabalik bir ordu bulunduran T'iirk'iin eok bliylik para harcadigr samlsa bile, hakikatte, gene azdir. Qinkli, hrristiyan ve yahudi her hane, ondort yasiru asan her kisi icin, yilda bir duka odemege mecburdur, Kac milyon tutacagim, artik eiz hesaplaym. Qocuklan daha kligiik iken ahrlar ve saglam yetissinler, diye, bir hizmete yerlestirip okumak ve cahsmak ogrettikten sonra, iclerinden,

-107-

yeniceri edeceklerini seeerler. Bunlara, yenieeri olmadan once, «Acemioglan» denir. «Yeniceri» Ierin alametleri, peskopos'Iarmkine benziyen, beyaz keceden bir kulahtir ; krvnlarak sarkan uclarimn ortasi, altin sirma He islenmistir, Boyunlarma, on tarafa sarkan, boynuz biciminde gtimils bir avadanhk asarlar; ve buna tas doldururlar. Hepsi yaya erdir; savasa cikarlarken, zabitlerinden baskaSl ata binemez, Biiyiik rtitbede kumandanlari, on tanedir: her biri, bin kisiye kumanda eder ; her yliz kisinin basmda, bir subay bulunur.

JUAN - Ne ahrlar?

PEiDRO - Bir . bueuk riyal'den lig riyal' e kadar gundelik ve, her yI1, mavi renkte bir kat bol ruba (dolama). «Acemioglan» lar, yarim riyal'den lig ceyrek riyal'e kadar gimdelik ve yilda, onlarda, bir kat ruba ahrlar ; alametleri, seker kirlahi blciminde, sari renkte keceden bir kiiIahbr; aldiklari .rubamn da rengi san ve dokumasi, «Yenlceri» lere verileninden kabadir, Donanma agIld.1~ vakit, gemilere, «yeniceri» ve «acemioglanx lar da katarlar.

MATA - Yeniceri'lerin karargahi, nerededir ? PEDRO - Bashca kalelerde, «yeniceri» bulunur ; ~linkli bunlan, kotuliik isleseler bile, idam etmezler, uzak yerlere siirerler, Istanbul'daki kl§lalan, §€hrin ortalarmda ve «Ya:gpazarl» denilen yerdedir. Binden .fazla odasi vardir, Her odada on kisi kahr ve iclerinde en eski olam, «Odabasi» adiyle, baslarma geeer. Savasa gIklldlgl vakit esyasmi tasnnak iein, «Odabasi» yavarkadaslari bir at bulmaya mecburdur. Yemeklerini hazirlamak icln, her odaya, bir «acemioglan» 1 verirler.

MA TA ~ Odalari genis midir ?

PEDRO - On ki§i uzamp yatabilecek kadar. MATA - Ya evli olanlar ?

PEDRO '- Hie bir yeniceri evlenemez. JUAN - Neyin listlindeyatarlar?

-108-

PEVRO - Yerde, koleler gibi, Savasta olsun, barista olsun, hie birinde, dosek olarak, bir culdan ve yorgan 01=:.rak, sarihp yatmak icin, bir ortuden baska bir §€y yokmir, Ve soyunmadan yatarlar, hasta olsalar dahi.

JUAN - Rig biri, evlenemez mi?

PEDRO - Yenieeri olduklarmdan, evlenemezler. Yalzuz, bir kumandanhga, veya «sipahi» lige, ve yahutba§ka bir odeve atanabilirler. 0 vakit, kisla hayatmdan kurtu.lurlar. Kihc ve kargr kullanmakta, ok ve tlifek atmakta, hun lara erisecek er, hie bir orduda yoktur. Kendilerine bu ;giicii veren, 0 cetin yasama tarzlaridir.

MATA - Bir de bizde, bir eri karyolaya yatirmaym da, gorelim. Hele biraz da keyfoldular mi, yay konuklayanlarm baslarma gelecege. Arkasma bir de fahi§€ takm,ca,. cuma glinli bile, sikiysa tavuk kesip yedirrne, (HIristiyanhkta, euma giinlm-i CIt yenemiyeceginden kinayedir).

JUAN _ Bizimkilerin de, seferde yerde yattiklari golt

olur, '

PEDRO - Karyola bulamadlklarmdan oti.iri.i.

MATA - Fahi§e tasirlar mi ?

PEDRO - Benim gordugum seksen bin kisilik biror-

duda, tek bir fahiseye rasgelmedim, Ama, dogrusunu soy.Iiyelim : F'\lampara olduklarmdan, oglan tasrrIar ve kadmlara pek aldms etmezler.

* **

JUAN - Ordulari, bizimki gibi diizenli midir?

PEDRO ~ Neden olmasin ? Hatta, daha diizenlidir.

Orduyu gevirenler, yeni devairilen erler degil ki; hepsi, tecriibe gormiis gecirmis asker. Hem onlarda, bizde oldu,gu gibi, bastan ordu kurmak gerekmez ki ; lmparator, fi~ Ian BEYLERBEY!'ne, falan yerde bulunnsun, diye, haber yollar; 0 da, «Sancakbeyi» lerine, «Sancak» lar da «Suba:§1» larma emir salarIar. (Sancak, Sancakbeyi'nin muhaffefidir). Ve barrs zamamnda da, sava§taki gibi hastrhkh

-109-

bulunduklarmdan, BEYLERBEY1, tmparator'dan emir aIdl~nm ti~tincti giinti, yirmi pin kisiyle sefere ~lkmaga haZIr olur. U~ giinun sonunda yola ~lkmlyanm, tmparator yillarca kendisine baktIgI halde, tam Iazim olunca saklandi, diye, kafasi ucurulur. ULU - TURK, iran seferine karar verdigi zaman, seksen bin kisinin onbes glin icinde toplandigmi, gordiim.

MAT A - Davul calmazlar mi ?

PEDRO - Asker toplamak iein, davul kullanmazlar ; ama, sefere davul gotururler. Bir deveye, birden f'azla, davul ylikletilemez, o kadar kocamandir. Davulu iki ki§i calar: glimblirderken, yer titriyor samhr. Borazan ve ~lglrtma da kullarurlar.

JUAN - ULU - TURK sefere ~IktIgI zaman, negibs terti bat ahrlar?

PEDRO - «Yeniceri» lerin arasmdan, koruyucu er olarak, en iyi talim ve terbiye gormli§ ve kendisinin en ~ok begendigi, tig yuakisiyi secerler: bunlara, «Solak» derler, tleker kiilah; bicimindeki serpuslarmm ueunda, beyaz ttiyden, glir ve biiytik bir sorguc vardir. BOY1JK SENYOR'lin sefere ~Ikl§I, goriilecek seydir: halka olan «Yeniceri»lerin ortasmda, kendisi; «Solak» larm yarrsi onde, yartst arkada; yamnda, PAtlA'lar ve BEYLERBEry't'ler; bunlarm onlerinde, bayraklariyle «Sancakbeyi» Ieri. «Sancak-. beyi» leri, bayraklarnu, bizde oldugu gibi, usaklaruun eline birakmazlar, kendileri tasir. «Yeniceri» lerden madasimn giyimleri, tepeden tirnaga, ipekli ve sirma islemelidir, Bu duruma pek sasmamali: 0 kadar hasmetli ve zengin birprens, dtinyada yoktur; ~linkti yapbgI masraf'lar, bosuna gitmez; karada ve denizde, giristiglsavaslarm hepsini kazanir. Hrristiyanlara karst memleketini korumak icin, se-, fere ~Ikacagi vakit, ttirkline, yahudisine ve luristiyanma, bir yardim akcasi keserek, harcadigindan fazlasmi toplar.

-110-

JUAN - Gelirini hesaplamanm miimkiin olmadiguu, ben de biliyorum. Ama, soylentilere gore, ne tutar acaba?

PEDRO - Birak, once athlari anlataylm, arada bir §eyi atlamayahm. Basta, «Slpahi» ler; bunlar, bizdeki hafif sirvari hassa alayi'm andmrlar ; sefere kahlanlar, be.§er yiiz kisilik iki gruba ayrihrlar ; bir kismi, BUYUk SENYoR'lin otagmi ~evreli,yerek hekcilik ederken, obiir .ktsmi, ayrilmadan bulundugu yerde yatar. Arkalarmdan, -«Silehtar» lar gider; iki bin athdirlar ; BUYUK SEiNYOR'tin bineklerini bunlar glider ve aUanna bunlar bakar. Son.ra, «Ulufeci» ler gelir; yukan a§agl, bin kisidirler, «Sipahi» ler kadar; Imparator'a, geceli gtindlizlli, bekcilik ederIer. Daha S0111'a, «Avcu» lar; bunlar, hem ath, hem piyadedir ; sayilari, baZl krallarm ordusuna yaklasir. (AvcuJar, dedigi, Osmanh ordusundaki ZagarCl'lardIr).

JUAN - Hem askerlik, hem avculuk ederler, demek? PEDRO - Anlataeagrm. Kimse, ben savasa gitmege mecburdegilim, diyemez. Padisah savasa ~lkll1ca, ahe; yamaklarma varmcayakadar, hizmetinde buiunanlarm hep.si birlikte giderler. «Avcu» larm bini ath, bini yayadir. <;ok ta luzumludurlar ; ~linkti, harac veya hediye olarak aldrgi §ahin'in, dogan'm, atmaca'mn haddii hesabi yoktur; her cinsten iki bin de kopek, koyun stirtisti gibi. Kopek- 1erin gundelikleri vardir ; tazilarla bliylik zagarlar, yenice.ri gundeligi: ufak zagarlar. aeemioglan .gtindeligi. Orada av kopeklerini, atlar gibi ~ullamak adettir ; onun i~in, kb:peklere, yilda birer cul ahmr. Sadekopeklere bakan yeni~eri'lerle acemioglan'Iarm sayisi, bini asar ve issiz de .kalmazlar.

MATA - Yaya askeri, yok mudur ?

PEDRO - Yaya asker, «Yeni~eri» lerle «Solak» lardir. Gene atli olarak, «Garip» ler denilen bolukler vardir ; garip, yoksul demelctir ; ti~ dort bin kisidir'ler, En sonda, «Azap» lar gelir; azap, serbest kimse demektir; hepsi do-

-111-

gumdan TUrk ~ocugudur; bunlari savas ~Ikmca toparlarlar ve bitince terhis ederler.

* **

JUAN - Blitlin dediklerinden, BUYUK SENYOR'lin

oyle burada soylendig! gibi sekiz yiiz bin \legiI, dort yliz, bin ki§iyle bile sefere koyuldugu gIkmayor.

PEDRO - Ha, tam can alacak yere bastin. Oralarda, bulunup derinden derine .incelemelere giri§mf§ olanlardan ba§kalarmm kestiremiyecegi bir nokta. Evet, eger bizim yenilmez Kayser'imiz, 0 orduya karsi, on kez daha az biro kuvvetle, frrsat bulup yliriiyebilseydi, kurdun dislerini sokerdi, Bunu, iki sebeptenotlirli yapamiyor, Birincisi, buralardaki savaslarm meydan vermeyi§i; ikincisi, korkaklrgrmIZ ve isteksizligimiz. Korkuyu yaratan, soylediklerini bilmiyen bir takim kimselerin, hakikati kavnyamadan, buraIarda anlatbklaridIr. Sonunda ne oluyor? Bizim korkakhglmIZ, onlarm cesaretini artbnyor. Halbuki, bizim altrms bin ki§imiz, onlarm alb yliz bi~ ki§isinden ve bizim on bin

atnmz, onlann yliz bin atmdan listlindlir. .'

MATA ~ AnlIyamadim. Yetmis bin, nasil yedi yliz binden iistiln oluyor?

PEDRO -lyi kulak kabartsan, anlarsm. Ve daha dogrusunu sOyliyecek bir kimseye rashyamiyaoagins, da, emin olabilirsin. ULU-TORK'lin ordusunda, bes yiiz bin, daha, ~ok degil, bes yliz bin kisi bulunabilir. Daha ~ogu fazladrr; malum a, her §eyi buyutmek, adettir. Be§ yiiz bin kisinin i~nde, silah kullananlar. elli bini gecmez, Athlars, gelince, her gIkI§mda, yliz bin atkaldlrdlgl §liphesizdir. Fakat, bunlari da, otuz ve hatta yirmi binden ustiin saymak, dogru degildir. Neden? Qiinkti bir at, buradaki gibi, atli bireilah§or, demek degildir. Kacarken bes duka'ya bir gift beygir satin aldrgmn anlatrmgtim, hatirmiz da rm ?

MATA-Evet, aklnnda.

PEDRO ....:::.-l§te, ULU-TURK'tin ordul'undaki atlann

-112-

altida besi, 0 ge§it atlardandrr.

MATA-Epeki, neye yararlar?

PEDRO - Soyleyim, Sayilari iki bini tutan «sipahi»lerden gimdeligi yarim duka olan, beraberinde, binicileriyle birlikte, ll~ at gotiirmege mecburdur. Giindeligi bir duka olam, alb at ve alb ki§i goturmek mecburiyetindedir ... Gtindelik arttikca, miikellefiyet te, 0 nispette artar. Ve kasabalarda yatip .kalkmaga ahskm kimseler olmadIklan~-. dan, her biri, dosegini ytiklemek iein, bir; pirincini, katigim ve tenceresini yiiklemek icin, bir; oteberisini yuklemek icin de, bir at goturur. Evinde, kadmlardan baska kimseyi. birakmaz, Halbuki, yarim dtiziine kolesi ve bir kac at usagi o1mayan yoktur; bunlari da, beraberinde ahr, Hiilasa, her «sipahi», en a§agi on iki kisi ve sekiz at goturur .. Adamlarmi, yarim riyal ekmek, yarim riyal pirincle besler; ve sarap ign:tedikleri, atlarda saman yedikleri icin, ~ok cok, gUnde iki riyal harcar. Savascilik bakimmdan, atlarin bir tanesi i§€ yarar. «Ulufeci» lerin de durumu ve tutumu,

tipktsidir. .

JUAN - Yahu, bana dehset sahyorsun. 0 Kadar az, para ile, 0 kadar eok insan nasil beslenir ?

PEDRO - Neden sastm ? Hep, Kendi koleleri, AyhkIan yilhklari yoktur, sarap vermezler, ustbasa gelince, 0' da, lurk yilda biro BUYUK SENYOR'tin atlarma bakan ve hepsi hiristiyan olan seyisler, bu gorevlerinden Bttirll, 00- burlenirler bile.

JUAN - Birlikte savasa giderler mi?

PEDRO - En istekle giden, bunlardir. Hepsi, Bogdan'dan Eflak'tan ve Bulgaristan'dan gelen, yan vahsi, kimsele;dir. Bu eyaletlerin, ULU-TURK'evt::rdikleri bir ~ok vergiler arasmda, atlara bakmak icin, her yil, iki bin kisi yollamak gibi, bir taahhiidleri vardir, Bunlarm gorevleri, BUYOK SENYOR'tin atlarmi ~aylra cikarmak ve, sa-· vasa QIkbgi vakit, arkasisira gutmektir,

---113-

JUAN·.:_ Ne giindelik ahrlar?

PEDRO - Rig bir glindelik almazlar. Yalniz, atlara .'iki yil bakip yurtlarma donerken, birer vesika ahrlar ve, .artik, her YII vermekte olduklari bir duka haractan kurtu.Iurlar. Ilkbaharda, basbuglarmi onlerine katarak, bir ellerinde tirpan, bir ellerinde bir demet ot, gidip BUYOK SENYOR'li gordiikten sonra, btu atlara dagrtirlar.

MATA - BUYUK SENYOR'lin, iki bin seyise liizum _f;'osterecek kadar, ati var midir ?

PEDRO - Belki, tig bin kisi bile yetmez. Otlaklann-da, be§binden faz1a atla kisrak ve elli binden fazla devesi bulunur: yiiz bin dememek iein, elli bin diyorum. Bas:ka tfum, yirmi binkisiyi asan kapu halki'na, ati deveyl, nasil yetistirebilir ? Her birine, faraza, bir riyal gUndelik verse dahi, seferde, hineklerini ve mekkarelerini saglamak zorundadtr. Ordulanna dair, bu sayip ddktilklerimden, ne.reye varmak istedigiml aciklayim. Evet, dart yUz bin ki§i- 11k ordularinda, savasanlarm sayisi, yiiz bini, hatta isek.sen bini gecmez. i§tebenim anlatmak istedigim, bu. Bizim hiristiyan prenslerimiz, asil bunu bilmeliler, bunu. Gelip kendilerine birbirini tutmayan palavralar dinletenlerin, ;sbzlerine inanmamalidirlar. Deniz islerinde de, durum ayzndir. lki yiiz, yok bes ytiz kadirga donatabilirrnis. Evet, tiQ yiiz kadirgayi denize lndirebilir ; ama, denize indirmek 'baska sey, donatmak baska sey. Hele, Iran'la savas halin<de iken, cok cok, yetmis parca gemi donatabilir ; baris za.manlarmda da, haydi haydi, yiiz yirmi,

MATA - 0 kadar geliri varken, nasil olur da istedigi ]radar~~i donatamaz?

PEDRO -Tayfa bulunmadikca, para ve gerrsi bir fayda saglamaz ki. Birtiln iilkesinde, yliz parcaya yetecek kadar gemici yoktur. Haydi-bulundu, diyelim, ya kurekci ? Her gemi, yiiz altmis klirekci ister. Kiirekcilik etmek icin

-114-

tstanbul'a gelen budalalarm sayist ise, lig dort bini geg-mez.

* **

JUAN - ULU-TURK'Un geliri, ne tutabilir ?

PEDRO - Benim edinebildigim bilgilere gore, hakikaken cok yaklasan §U rakamlardir : hiristiyanlardan, her YIl, cizye olarak aldigi bir bucuk milyonve sunduklarr hediyelerden eline gecen yarim milyon duka. Satislar uzerinden aldig; resimlerden, bir milyona yakm. Tuzlalardan, yarim milyon. Mahliillerden, yarlm milyon. FJSkiden bagimBIZ bir devlet olan Karabogdan, yilda bir bucuk milyon, belki daha da fazla harac verir. Kibris ve Zanta adalari icin, Venedik oniic bin duka oder ; baskaca verdikleri de vardir, ama, bunlari pek bilemiyorum. SakIZ, ondort bin duka, verir. Raguza, yarim milyon derler, fakat, bu kadar tuttugunu sanmiyorum. Surye'yi ve «Soltan» dan alman ~u,.~ tun yerleri Qeviren Kahire'deki Pasa, bir milyon gonderdlk-ten baska, yolladigi onbes bin erin de donatimnu ve maaslarmi saglar. Tasos adasmm altm ocaklarmdan gektigi, iki' milyonu asar, Biitiin imparatQrlukta yetisen mahsiiller-: den aldIgr ondahgi da, artik stz hesaplayin, benim gliclim yetmez. (Raguza, Dobrovenedik'tir. Mlslr Kolemenleri'~nin ba~larma, A vrupa tarihlerinde, Soltan veya Soldan ~e--

niTdi)._

JUAN _ lmparatorlukta yetisen mah~lillerin onda

birini ULU-TURK ahr, ha?

PEDRO - Hiristiyanmdan da, yahudisinden de, turk' linden de.· Yahudilerin hiristiyanlardan az vergi verdiklerini sanmaym ; hiristiyanlar daha cok olmaklaberaber, yahudiler daha cok vergi verir. Sefere cikacagr zaman, PA~A'lar, BE'YLERBEYi'ler, SAN~~~YLERi ~e ,bUtliIT' ileri gelenler, yarrs edercesine, BUYUK S.ENYOR e e? makbule gegebilecek hediyeler sunarlar. SINAN PA~A--

-115-

.nm ettigi hediyeyi gordiim: yiiz bin duka tutarinda gtimus, ;f),ltm ve ipekli.

JUAN - Hiristiyanlara bieilen haracta ben bir hak-sizhk gorUyorum.

PEDRO - Ne gibi.?

JUAN - Ondort yasina varanlardan, yoksul He zengin:; bir tutarak, hepsinden birer duka almak, bence bliylik .haksizhk.

PEDRO - Tam yerinde bir noktaya bastm. Bu ~e§it aorularta, bir gok seyi hatirlatmis oluyorsunuz, Zengini ve .yoksulu, ondort yasina basinca, «haracs defterine gecirirIer ; ve yoksulu yarim, zengini de bir bucuk dukaya bag.Iarlar.

JUAN - Eh, simdi oldu.

PEDRO - Harae vermiysn, imtiyazh baZI kimseler de -yardir. Fakat, otuz akea degerind«, bir hediye sunmaga znecburdurlar.

MATA - Topeu bakmundan, ne durumdadIrlar? PEDRO - Onceleri, iyi durumda deg'illerdi.Toplan tekerlek iizerine verleetircrek dingillemeyi bgretecek ustaJan yoktu, Yahudiler, lspanya'dan gelince, bu i§i, §i§hane kullanmaYI, istlhkam kurmayi, siper kazmayi ve savasla ilgili bir cok seyi ogrettiler. Savasa Qlkbklannda, cadm .ates aldigmdan ottirti ordugahta bagmp ~a~ralll, hernen ,oldtirUrler.. Ordugahm iginde birine saldirsalar, yapabileee.,g'i sessiz sedaslz karsi komakhr; arada vurulan dahi olsa, gtirliltti patirdi edeni oldurtirler. At! bosanan, patirdi etme den yakalayabiltrs«, ne ala, yakalayamazsa varsin kaybolsun. Kolladiklari, tek ordugahta kargasahlt. QIkmasm.

JUAN,:- Yol acmak icin, obtlr krallar gibi, gomakgIla-, ]'1 var midir ?

PEDRO - Bu gorev «Cavu§ba§l» nmdir, halki diizene sokan odur; emrinde, tiQ ytiz «cavus» vardir ; BUYUK ,SENYoR'tin geQecegi yerlerde, yoluacan bunlardir,

-116-

MATA - Buradaki gibi, orada da, ulalrlar var midir ? PEDRO - BUYUK SENYOR yola QlktI mi, ardmdan ulaklar gider, Sa,ga sola kosup gerekmiyecek yerlere, bahusus .hiristiyanlara, haber verebilirIer dusiincesiyle, ulaklara ayrica at vermezler.

MATA ~ Bineksiz mi giderler?

PEDRO - Her defasmda, gidecekleri yere kadar muteber olan bir vesika ahrlar: bunu gostererek, binek elde edebilirler. Kotii bir tutumdur ; kimse reddedemiyecegi iein, bir cok edepsizliklere meydan verir. Bazrlarr, sunun, bun un hayvanma musallat olurlar ve, para !,;:opanp birakirlar. Orarun tatarlari gece gitmez. En iyileri, BU¥UK SENYoR'tin emirlerini gotiiren yiiz kadar tran'hdrr ; bunlara «peyk» denir. Ben inanmiyorum ama, dalaklari yokmus derler, bunu bana iclerinden biri de soyledi: ne yolda aldirdiklarim anlatmadi. Yalmayak ve sirtlarmda, diz kapaklarma kadar inen, yesilrenkte ipekten bir gomlek: kafalarmda, seker klilahr biciminde ve, tepesi tuylii, al kadifeden bir kiilah : bellerinde, cereiler gibi yiirurken ses cikaran, cmgtraklari gumtis bir kemer, Bir ellerinde biraz nobetsekeri, bir eIlerindebir bokalcik gtil suyu, hoplayip Zl'!t liyarak ve rasgeldiklerine gulsuyu serperek giderler. BU¥OK SENYQR'tin diledigi yere, iste bunlardan birini yollarlar.

JUAN - Bir gunde, ne kadar yol alabilirler ?

PEDRO - Yirmi bes, hatta gerekirse otuz fersah. S1- NAN PAl?A'nm bir «peyk»i vardr, Istanbul'dan Edirne'ye bir gtinde gider ve.rertesi gtin, donerdi, iki sehrin arasi, otuz fersahi asar.

MATA - Dogrusu, cok: atli postacilar da daha fazlasmi yapamaz, BUYUK SENYOR QlktIgll7akit, kendisine on bin athnm refakat ettigi, dogru mudur ?

PEDRO - Savasa, seksen binden fazla ath He cikar.

-117-

MATA -Iyi anlatamadim, gezmeye veya camiye giderken, dernek istedim.

~ ~EDRO - Yalan, bi.iyi.ik yalan. Bir kere gezmege, go .... gu,.blrgekt~meye binerek, denizden cikar. Camiye gitmeye gelI~~e, 0 l~fl ~denler, omurlerinde iki yi.iz beygiri bir arad~ gormemis kimselerdir, Yoksa, ortaya 0 kadar sacma bir s~z atamazlardi, Saray'Ia namaza glktlgl Ayasofya camiirun arasi, dart bes yi.iz adimdir, Bes yi.iz admun arasma on b~n a~l Slg~s1l11ar da, gorelim .. 0 kadar yerc, havadad on b~n. s:~ek .~lle sigmaz, Dogrusu, onun da bizim Imparator gibi, ug yuz ath ve i.ig yi.iz piyade He glktIgldlr. Fazlasma yemin dahi etseler, inanmaym. Yalan olmiyarak soYliyebi~ lecekleri, tepeden tirnaga kadar rengarenk ipekli ve i~le~~li k~~a§lar giymis bulunan adamlarmm, ve atlarm, pek gosterisli olusudur, Hele «solak» lar.: kendilerini daha da boylu gosteren sorguclarmdan ve, eyeniceri s lerle birlikte, bliyi.ik bir di.izenle yi.iri.iyU~lerinden ottirli, pek gaze garparlar.

AYASOFYA

JUAN - Ayasofya'ya, tiirk'ler de bizim gibi deger verir mi?

PEDRO- Asya'mn, Afrika'mn ve AVl'upa'nll1 en guzel, en gdsterisli VB en azametli yaptsi oldugunu sandigim Ayasofya mabedini, Kontantiniye'nin onikinci imparatoru Bi.iyi.ik Ji.istinyen yaptrrmistir. Sultan Mehmed, Istanbul'u almca, icindeki bi.iti.in sfrretleri ve tasvirlerikaldirtarak, kiliseyi camiye cevirmis ve admi degistirmemistlr. BUYUK SENY5R, Cuma namazlarim bur ada kilar. Ana rr:abedle iki cardaktan baska ne kadarbolugti varsa, yerlerme evler yaptirmak icin yiktirnuslardir, (Eskl tarihler', mezhep didismeleriyle Ugili sebeplerden otiirii, Justinyen'den once gelen U!; imparatoru saymazlar, Ayasofya'nlll

-118-

mu~temiIatml yiktrranlar, Dordtmetl Haeh Sefer'In frenkleridir).

JUAN - iki cardaktan baska, daha neleri olabilir? PEDRO -lspanya'da, Ayasofya'nm boliikleriyle birIikte kapladigindan daha genis yer kaplayan sade dort ~hir sayabiliriz. Madenl lig yi.iz kapisi varmis ve cevresi bir fersah tutarmis.

JUAN - Ne gibi sanat eserlerl tasir ? Ne cesit malzemeyle yapilrmstir ?

PEDRO - Istanbul'dan bahsederken anlatacaktrm.

Fakat, mademki sirasi cli.i~ti.i, nasilmis anlatayim. DogruSU, eski dURi<munu layikiyle belirternem ; glinki.i gozlerimle gormedim, ancak isittim. Mamafi, temellerin nerelere degin uzandigma ve bugun, goztiken kalmtilara bakihnca, eskiden ne halde bulundugu kestirilebilir. <;ardaklardan ikisinin de zemini beyaz mermer doseli ve duvarlari beyaz mermer kaphdrr, Tavanlari, hep mozayik; kapilarr, onsekiz. tane ve .madenden. Memerler bizdeki gibi yerlestirilmemis, ineeden inceye tiras edilerek, dama tahtasi bicimi do§enmi~tir.

JUAN - Dediklerinden, duvarlari kapliyan mermerlerin de ayni sekilde yontulduklarmi anlar gibi oluyorum. _

PEDRO - Mermeri, orada bizde agac; kestikleri gibi bicerler, Ve bayagi kosele gibi, incecik ve pek duzgim levhalar haline getirirler. Hiristiyanlara gordtirdukleri basIica islerden biri, budur.

MATA - Bickilari peynir testeresi ve bictikleri peynir olsa gerek; yoksa, bize de inandirmak istedigin gibi, mermeri yarmak ve biemek, nasil olabilir ?

PEDRO- Oyleyse, isin icine bir de mucizenin girdigini ogrenesin, diye, testerelerin dissiz oldugunu ve bilenmedigini, sozlerime katayim. Ve madem bu konu iizerinde beni fazla tuttun, tam anlatayim. Ta§l, evet, i.izerine gizilen

-119-

~izginin iistiine kum ve su do~erek keserler.Yalmz, birinin durmadan kum dokmesl gerekir.

JUAN - Yesimin ~lktIgl Santo Domingo de Silos'ta da tipkismi yaptiklarmi duymustum. (Ispanya'nm manastin. ve ar~ivleri iIle meshur brir sehridh-),

PEDRO - Olabilir. Duvarlar, once kaba malzeme He oriilur ; mermer levhalar, uzerlerine sonra yerlestirilir ; tipki, satranc tahtasi biciminde ; veya, bizde tug lay! yerlestirdikleri gibi. A;:lIl mabedin icinde.unerme- yoktur; hep, yesim ve somakidir.

:h1ATA- Zemin de mi oyle ? PEDRO - Her taraf.

MAT A - 0 halde, pek biiyiik bir yer olmasa gerek? PEDRO - i~i, on yedi bin kisi alir. Biiyiik bir torenle

namaz kihnan cuma gunleri, 0 kadar kisinin camidenciktI~ goriilebilir; ~iinkii hiikiimdar veya vekili, euma namazlarirn oradakilar.

MATA - Ay, ay, ay! Bana bir seyleroluyor. Yahu, kime anlatiyorsun.? Onyedi bin kisi alan, yesim ve somakiden kilise, ha? Sen oradayken, taslara basarak kirmasmlar, diye, eteklerine yapisip geri ·~ekmedin rr.i ?

PEDRO - Kabahat, senin gibi budalalara bOyle seyIeri anlatmaga glrisende. Sen hio Salamanka'da bulundun mu?

MATA - Bulundum, ne olacakmis ? •

PEDRO - Salamanka'nin saat kuleslni gorunee, kim bilir nasil agzm acikta kalmistir. Ciinkii 0 saat, sence ve senin gibi kavrayisi kit kimselere gore, kim bilir ne ince bir icad, ne ustahkla meydana gelmis bir eserdir. Dahasi var, dinle : bir yandan bir yana genisligi §e§hane menzili kadar tuttugu halde, mozayikle i§1i kubbesi yUkseklerde sanki goge asrhymis gibi gozukur. Etrafr, direkleri yesim ve somaki, balkonlarla cevrilidir, Bu balkonlarda, oniki bin kisi yer alabilir,

..;_ 120-

JUAN - Balkonlar, hep kilisenin i~ tarafmda nu? PEDRO - Evet, ve yukariya kadar ustuste.

JUAN - Fevkalade bir sey oldugu anlasihyor. Gor-

mek istiyenleri iceriye birakirlar rm ? . .

PEDRO - TUrk olmiyanlar, bile bile, giremez ; grrerse, tiirk ederler ; meger, benim gibi ozel bir durumu olsun. (TUrk ederler, mtisliiman ederler deIDek~i~): K~pllarI~d~ daima «yenicerisler bekler. Bunlardan birinin eline, gizlice, iki riyal sikistrrdm mi, .girebilirsin; ba§~a tUrl~ olr:laZ; yoksa dedigime ugrarsm. I~ kisimdan dehlize, madem do- . kuz genis kapi acihr ; biiyiigti,. ortalarmdadrr ; dolan kalabahga gore, cok sayilmaz, Kapilara, al renkte cuhadan perdeler asihdir. Yapmm iistu, keremit yerine, kursun kaplidir ; iBRAHiM. PA;;A'mn konagr gibi. (Sultan Suleyman'> III meshur sadrazamr Parga'h Ibrahtm P3.§a~.

MATA - G6rliyorsunuz, ben susuyorum. Tanri'nm

yaratamiyacagi §ey, diinyada yoktur. ~ ..

PEDRO - Soyledilderimindogrulugunu, goz ~l:.pma. dan lnanabilirsiniz. Ayasofya, bliyiik olmus veya kuciik 01- mus, bana gore hos, Ben, gozlerimle gordtiklerimi ve ell€rimle dokunduklarimi anlatiyorum.

~EmRLi ADETLERtNDEN

JUAN - Kibarlar, anlattigm camiye, ata ve katira

binerek mi giderler? '.

PEDRO - B'negi clan biner; daha cok, ata binerler ; katira binenler de yok degildir ; yahudi hekimler katira biner. Hayvanlarm kuyruklarmi kesmeyi niiyiik aYI~ sayarlar ve, ordurup yana dogru, uzenginin kayisma baglarlar.

JUAN - Eyerlerinin hasalari var midir ? . .

PEDRO - Hepsinin, Hasalari koyu al ve ipek islernelidir, fakat ufaktir. Eyer takimlari da, rengarenk veya gtimU§ islemelidir; pek te giizeldir ve, onlar da, ufaktir.

-121-

I§lemeler gozuksiin, diye, i.izerlerine ortu gecirilmez; Seyis ~eya usak, beraberinde ta§lrugl ince bir culu, efendisj iner

mmez, tozlanmasm diye, eyerin tistiine atar, .

MATA - At iistiinde iyi tutunurlar mi ? Binici midirler?

. PEDRO - Hayrr, ttirkler iyi binici degildir, UzengilUI kocamandir: hayvanm yanlarmi sikr kavramazlar; bacaklarmi, acik tutarlar, Dort nala kalkmca hayvandan diismemeyi btiyi.ik bir marifet sanariar ve, boyuna kalkip obrarak, kiclan ile eyed doverler, Atlari, hep, enenmi§tir ve her milletinkinden daha bakimhdir. Onun icin, ahirda bit s~ri.i .. at, tepismeden, yanyana kalabilir. Kibarlarm QOgu, gumus gem ve gtimuslti bashk kullamr. Eyerin kasma, pirincten bir kap takihdir,

MATA - 0 da neye yarar?

PEDRO - .tc;ine, kasabada gezinirken bir yerde duraklaymca, takimlari temizlemek ic;in, bir stinger korlar. Kira c;~ktIkian vakit te, torba isini gortir ; iQine biraz et, veya inerr, ve yahut ekmek korlar.

MATA - Oralarda, firca yok mudur?

PEDRO - Istedigin kadar, Ama, hasayrve eyer, takismmm mesinlerinl stinger daha iyi temizler. Usak bir yerde duraklaymca bunlari siler; atm timaklarmi temizlemek icin de ku§itgrnda ayri bir stinger tasir,

StLAHLAR

MAT A - Bir de, silah takimlarim ogrensek.

PEDRO - Onlar, bizim gibi yerag kullanmaziar. Zirh gomlek ve gtimiisle bezenmis tuiga giyenler vardir. Ama, hele tulgayi, pekaz giyen bulunur; C;Unkti degmez. Oivdikleri keee kiilahlar o kadar sert ve . saglamdir ki, bu~lara. tipki demir bashklar gibi, kursun islemez. Turk athlari, kargilarrmn uelarma taktiklari canfes bayrakciklardan ottiril, cok giizel ve cok uzaktan gorimurler.

-122-

MATA - Mizraklarmm uclarmda bayraklar dalgalanan yiiz bin ath; kim bilir ne gosterisli olur. Peki, rmzragm sa pim dayamak icin, mesin yasdangaclari yok mudur ?

PEDRO - Yerag kullanmaymca, yasdangaci ve vapsinlar. Yaya erler iyi nisancidirlar. Hafif §e§haneleri, hak It olarak, burada da pek makbuldtir. Harhe ve kIllQ ta kullarnrlar.

JUAN - Toplarmi, gidecekleri yere, parcalatarak tasittiklanm ve vardiklarmda tekrar doktirrdliklerini, kac kere, duymustum,

PEDRO - M3JSal, oburlerinin yamna konacak, bir masal daha. Tasnna tertibati da dahil, topu ve topcusu ttirkleril1kine yetisebilecek bitkral diinyada yoktur. Artik kullamlmayarak, Istanbul'da bir yana birakilmis olan toplar bile bizim bugiin kullandiklarmuzdan, ustundiir, diyebilirim, «Sofi», top ve tiifek kullanmaz; kullansaydi, tiirklerden baskin cikardi. (Batr'da, ~ah Ismail He ondan sonraki iran htiktimdarlarma, uzun bir stire, Sofi denildi).

JUAN - «Sofi» turk miidiir, nedir ?

PEDRO - iran krahdir ve Muhammed'in soyundandir . Iranh'lar da miisliimandir. (0 zamanki Sufi, ~ah Ismail'ln ogln birinci Tahmasp idi, ~ah Jsmail, imam Musa Kazun'm . ve dolayrsiyle Hazreti Ali'nin soyundandrr),

JUA.N - 0 halde, ULU-TURK ile arasmda neden savas oluyor?

PEDRO - «Sofi», istanbul, Kahire ve Trabzon imparatorluklarmm mesru vartsi oldugu ve, en eski musluman idiginden, Muhammed nanuna fiituhata giriserek miisluman dinini korumanm kendisine diit?tligii iddiasmdadrr. Ve ULU-TURK icin, yan hiristiyandir ve hiristiyandan inmedir, adamlarmm hepsi de, hiristiyan cocugudur ve tam miisliiman degildir, der, Tutumu,. Ltiter'ci almanlara karst savas aean Imparatorun tumumunu andmr. (Imparator dedigi ~arlken'dir) ..

_:_123-

JUAN - Ne ceslt asker kullamr ?

PEDRO - Hepsi savascr altmis bin ath. Yokluga 0 kadar ahskindrrlar ki, gerekirse, bir kasabaya veya koye iki yrl ayak atmiyabilirler,

JUAN - Piyadesi yok mudur?

PEDRO -'- Yaya tek bir kisisi yoktu:r. Ve bun dan dolayi, T~rkten iistlindiir ; glinkli bugtin burada yarm baska yerd~~~r ve, cok kez, BUYUK SENYoR'li baskina ugratir. GegtIgI yerleri dlimdliz eder, kasabalarda koylerde nyak, ta yapI .. birakmaz, ekinleri yakar, ahaliyi kihctan gecirir .. ULU-TURK oralardan gecerken, yiyecek icecek ve konakhyacak yer bulamasin, diye.

MATA - ULU-TURK, daha kalabahk bir ordu ileiizerine varirsa, «Sofi» yi altedernez mi? Bahusus piyadesi ve topcusu var; obllriintln ise, yok.

~EDRO - «Sofh, meydan muharebestni kabul ettigi takdirde, suphesiz, her defasmdayenilir; Qunkli strvarinin saldrrtsim kirmakta, piyadenin rolii btiyiiktiir

JUAN - Topcunun daha da buyiik,

PEDRO - Bunda aldarnyorsun : meydan muharebelelerinde i§i g~ren bilek ve tiifektir ; denizde de oyle. Topcunun verecegi zarar, azdir. Topcu, kasabalara karsi girisilen hlicumlarda yarar: surlarda, kulelerde, kalelerde bir gedik acarak, ordunun iceriye dalmasmi saglar, Bunun dismda, aS11 tesirli olan, piyadenin yayhm atesidir. BiT' orduda, her boydan er bulundugundan, bu atese tesirli bir d~zel1 vermek kolaydir , bir sira, diz Qokmli§ler; arkasmda bir sI~a, kisa boylular; bunun da arkasmda, uzun boylular:. ~~r~en atese basladilar mIjkur§unlardan. biri-degmezse oburu mutlaka deger ; vene mutlu kurtulabilene. tran'hlar yavuz siivaridir ; «Sof'isnin altmis bin athsi ULUTURK'lin slirlikliyecegi bir milyon athyabedeldir. '

JUAN - Madem oyledir, neden muhareb€ vermekten kaemiyor ?

-124-

PEDRO - 'I'opcudan ve piyadedencekindigi icin, Piyade siper kazip yerlesti mi, sirvari saldiramaz ki.

JUAN - ~u halde nasil oluyor da, yeynilik gok kez,

«Sofi» de kahyor, diyorsun? .

PEDRO - Anlatayim: ULU-TURK, meydan muharebesine zorlamak iein, boyuna «Sofi» nin arkasmdan kosar, «Sofis, hepkacar ve sonunda elverisli gOrdi.1gli bir yerde durur. lki ordu karsilasarak, ordugahlarmi kurarlar, ULU -TURK askerini duzer ve toplarrn yerlestirir. QatI§ma baslar ve carkalan, hepcSofi» kazamr ; Qlinkli gozetlemek zorunda oldugu topu ve. topcusu bulunmadigi gibi, siivari. yoniinden iistiindiir. 81ra, meydan savasina gelir. QarpI§mamn en klZl§bgI bir anda «Sofi», yenilmlscesine arkasmi, donerek, otagmrkaldmp kaear. ULU-TORK arkasindan kovalamaga baslar ve, bir dagm eteginde, &IkI§tIrmI§ gibi olur, Bu durumu kendi hazirlayan «Sofi», geceleyin ve beklenmedik birsirada, turk ordusunun topeuyu gozeden diimdarina baskin yaparak, ULU-TORK'lin toplariru bozar.

JUAN - Lafm kisasi, yenmek istedi mi, kacar ? PEDRO - Boyle yapmasa, mutlaka kaybeder. Ondan; yana en verimli savas, baskmlara basvurup oynak savas etmektir. «Sof'i» nin elinde atesli silah bulunsaydi, §Uphe yok turklerden cok yer alabiIirdi. Tlirklere karst savas aemak istiyen hiristiyan prenslerimiz, Iranhlarla savasta, bulunduklari zamam secmelidirler ; Qlinkli tiirklerin kaleleri hie yoktur.

MATA - Bence en akillicasi, «Sofi» ye gozederek, sen ordan ben burdan diyip Tlirk'li ortaya almaktir, Ama, hiristiyanlarm aralarindaki geki§melerden faydalandiklarz gibi, bizim de onlarin aralarmdaki cekismelerden faydaIanmamiz, nerede!

PEDRO - Tann'mn buyruklarina uyrnus olsaydik .. faydalamr ve kazarurdik tao Tanri'yi dinlemedigimize gO:'"

-125....,..

.re, faydalanacak yolu arastirmak kimin aklma gelir ki?

KADINLAR

MA TA - 'I'iirklerin diiyiinlerinden soz ettigimiz halde, kadmlarmdan bahsetmedik. TUrkiyede kadm var rmdir ?

PEDRO - Yoktur. Erkekler, mantar gibi, yerden bi-

ter,

MATA - A camm, tiirk kadmlarmm yasayislari, gi_yini§leri ve suslenisleri hakkmda bir bilgimiz yok, demek .istedim,

JUAN - Si:izii kadmlara getirmek icin, Matalas Cal.lando'nun yanmsaattir krvramp durdugunun farkindayrm. - MATA - TUrk kadmlari cok mukaradrr?

P:IDDRO - Rumu ve yahudisi dedahil, hepsi, bembe. yaz ve pekguzeldir,

MATA - 0 kadar.Dogu'ya diistiikleri halde, beyazdir.lar, ha ? Ben hindu'lar gibi samyordum .

PEDRO - Dogu'ya diismek, steak mmtakaya mi diismek demektir ? Istanbulun tulu 55, arzi 43 derecedir ; so;guguda, Burgos'un ve Valladolid'inkinden a§agl degildir, MATA - Bizdekiler gibi siirilnlirler mi ?

PEDRO - Dogu'dan Bati'ya ve - Gliney'den Kuzey'e -degin, bunu yapmiyan kadm var midir ? Seksenlik oldugu .halde, krrksekiz yasma heniiz bastrgim soylemiyen ve, gii.zel degilsiniz, deseniz ahnmiyan bir kadmi hanginiz gor.mlistur ? Tlirkler, tek bir noktada hakhdirlar, 0 da sudur: 'kadmlarr saymazlar ve, onlara, mutfagin avadanhgindan f'azla bir onem vermezler.

Rig bir isde, oylarma basvurupovtitlerini dinlemezler, Bizde kadin yiiziinden her giin cikan kavgalardan.vbicak'Iarnalardan ve olumle biten dalasmalardan, orada eser yoktur. Her halde, bizdekihammlarm tavsiye mektuplari.m aklmiza getirerek, 0 ~e§it namelerin orad ..... da geeip ge<;::Inedigini soracaksmiz, Geemez, ahei yamagirnn ricasi bile,

-126--

biitiin harnmlarm iltimasmdan daha tesirhdir. Tek bir istiSn8!SI vardir ; hastahgmda kendisine bakttgim Sultan'm arzulari. ULU~TURK'ii bayagi biiyiilemis ; bir dedigini iki: etmez, Baskalart, ULV-TURllilin karilari dahi olsalar, ya-. pilmiyacagmi. bildikleri iein, bir-kimse hakkinda iltimasta, bulunmazlar. (Bakng. Sultan, HurremSultan'm lnza, tkinei Selim'in kIZkarde§~ ve Btistem' Pasa'nm haremi Milirimah Sultan'dir).

MATA - Kahrolayim egerbunda bastan asagt haklr degilseler. Biz de trpkisim yapsaydik, ararmzdan hargill" karkar ve kisa zamanda, birtlin diinyamn efendisi kesilirdik .. Ustelik, imam tam hiristiyan haline gelmis olur ve •. girisecegimiz hiitiin islerde, Tanrr'mn yardrmma ererdik.

JUAN - Dedigine erismek icin, neden kadmlar engel oluyormus ? Arada bit" kotiiliik varsa, kendimizde arastirahm .

MATA - Kadmlarm iltimaslarma Son verilirse, hirietiyanhk aleminde adaletin daha diizglin yiiruyecegi inancr, sende de yok mu? Bir hirsiz veya bir haydut, filan lllanastirm bas rahibesinden veya falan kontun kiz kardesinden, benim usagimm ogludur; kendisine Ilistlmesin, diye, bir tavsiye mektubu elde edince, hirsiz veya harami 01- maktan siynlnuyor mu? Yiiksek durumda bir hanimefendi, tavsiye mektubunda hakime, u§a~ olan adama yapacagI yardrmm karsihgmi gorecegini bildirince, hakim ne yapiyor ? Herkes gibi, 0 da, ilerleme beklediginden, iki §ey-· denbirisi: ya hakhyi haksiz cikariyor, ya da, davayi uzatarak, hakh tarafrhaksaz tarafla uyusmagt mecbur kihyor. Oyle degil rni?

JUAN - Bu dediklerin, tavsiye mektuplari elde edenler iein, olabilir, Ama, herkes, tavsiye edebilecek durumda bulunan hammlarm yanma ulasamaz ki ?

PEDRO - Yoo, affedersin, bunda aldamyorsun; oyIe, sanki saraya mensupmussun gibi konusma. Kralieedern

-127-

lut ta bilmem hangi hammdan ismarlama kagidl isteyip .alamiyan var midir ? IsmarIama arayan zerzavatci karimn oglu bile tavsiyeyi verecek kadimn ebesineveya kapicisma :ha~vurdu mu.idiledigini sepet dolusu elde eder.

JUAN - Tavsiye verebilecek kimse rahibe ise, ebe Ile ilgisi ne olabilir ?

PEDRO _:_ Ovakit, mahallenin papazma basvurur,

. mektubu 0 imzalatir ; kendisine mektup yazilam tammaga . .haeet yoktur, Bir giin, Madrid'epek uzak olmiyan bir yer de, bir hakimirrkartsrm gormii~tiim, gebeydi. Qocugumu -diisiirebilirim, diye, oltim cezasmacarpilmis bir caniyi d.i.ragacmdan aldirtti, Karunn kocasi, kaatili oldugu yal.'d;: affetti, ve herif', omrii boyunca sue islememis bir insan keailiverdi.

MATA - TUrk kadnlari da sokaga, bizimkiler ;pJJ1 giyimli kusamh ve tantana ile mi cikarlar ?

PEDRO - Bizimkileri bastmrlar bile; ama, sokakta Icendilerini kimse tanryamaz.

MATA - Neden ?

PEDRO -Sokaga acik crkmazlar, simsiki ortunllrler. .Disarida kendilerlni kocalan, babalari ve kardesleri bile ta-

myamaz. .

JUAN - Sokakta taniyamiyacak kadar rrn evde yiizIerine bakmazlar ?

PEDRO - Dis kihklarmda degisiklik. yoktur; rahibeIer gibi, hepsi bir- ~e§it giyinirler. Bir manastirda, bi.itiin .rahibeler yi.izleri ortulii olarak oniinuzden geeseler, kiz .kardesinizi veya karmizi tamyabilir misiniz ?

MATA ~ Kim tamyabilir ?

PEDRO - 'I'amam, tiirk kadmlarmi tammak da:ha da :gii~tiir. Burundiikleri gar§aflarmrenkleri ve kumaslari de~ .gl§ebilir:kinii bu renk, kimi §U renk.vkimi jalemelivkimi ::ipekli, kimi cuhadan, ama 0 kadar.Xapimzm e§iginden asar

~128.;....

asmaa sokakta rasgeleceginiz yiiz kadinm, hi~ olmazsa yaT1SI, kendi karimz gibi giyinmistir.

MATA - Tiirk erkekleri kiskanc nudir ?

PEDRO - Onlar kadarkiskanc insan yoktur; ve bo§una kiskane degildirler. Qiinkii, aralarmda oglanclhk ekaik olmadigindan, karilar da, buna karsilik, bir care arastmrlar .

JUAN -Bilerek mi ?

PEDRO - l~lerinde hazen oyle edepsizler cikar ki, ogIanlari karilarmdan gizlemezler bile, Hatta yatagma .kartsi liE. birlikte oglam da ahp, nispet olsun diye, kadma dokunrmyam dahi vardir.

MATA - i§i bu dereceye getirince, kadinlarm da her :§eyi yapmaya haklart olur,

PEDRO - Kendi kardeslerini ve akrabalarmi bile, kanlanmn bulundugu yere sokmazlar, ULU-TURK'iin kiZIlla baktigrm siralarda, SINAN PA§A, nasil oldugunu, nasil davrandigmi, nasil nabzim yokladigmu, hep sorardi, Kardesinin karrsi oldugu ve ayni sehirde oturduklari halde, gorebilmek iein gecer akea bir milyon vermege hazrr bulundugunu ve bu arzusunun, yiireginden her hangi bir kotiillik ge~tiginden degil, sirf yengesine JaYlk olan hizrnetleri ogrenip yerine getirmek kaygrsmdan ileri geldigini, soylerdi. Bunu demekle beraber, yiiriirliikte olan adetIere uymayi, gene, pek yerinde bulurdu.

lILlATA - :;lu halde, nasil evlerinden disari cikmalari.na mesag veriyorlar ?

PEDRO -Ba§ka tiialii yapamazlar da, ondan. AnlattIglm gibi,§€riatleri, bastan a§agl yikanmalarmi gerekti:rir. Iste bundan dolayi, kism dahi, haftahk bayramlarmm arefesi olan persembe gunleri hamama giderler. Yolda, gonlu ceken, kendini bir maceraya kaptirmaktan geri kalmaz; cekinmege bir sebep yok, tamnmaz ki gekirisin. Ama ricalin ve pek zengin kimselerin durumlari bambaskadir ;

-129-

------~--.-----------"-~-- ---

bunlarin, konaklarmda hamamlari vardir. Bu gibilerin karrlari, biitiin yil ve orniirleri boyunca, bir ker€' girdikleri evden, artik disariya ctkmazlar ; «Santa Clara» rahibelerinden daha kapah yasarlar. (Italyanea adi «Santa Chiara» olan rahlbe, onti~ti.ncii yiizytbn baslarmda, kadmlara, mahsus bir tarfkat kuran betul bir italya.n IDZldIr).

MATA - Yapa yalmz, bu kadar kapah, nasil yasayabiliryorlar ?

PEDRO - Istediklerinden cok kalabahk icindedirler, Efendim SiNAN PA~A'nm altmis ii~ kadim vardi. Rahibesi daha ~ok manastir bulunur mu, artik siz arastmn.

JUAJN - Bu kadar kadmi ne yapar? Bir tanesi yet,miyor mu? Hele, dedigin gibi, isin' icine sapikhk ta girince?

PEDRO - Ne yapsalar, ne etmeseler, gene seytamn pesine takihp cehennemi boyhyacak olduktan sonra, . dimyadan kam-almalarrm tabli gormek gerekir. Bu mlinasebetle, sunu da. bilesiniz ; ne senyorleri, ne de krallari evlenir. «Linyaj» ve «majora» haklarmi goz. onimde tutup ona' goreevlenmek diisunoeleri yoktur; gUnki.i her ikisi de onlarda yoktur. (Soy'a ve ekberi evIad'a dair veraset haklarr). Peki ne yaparlar, diyeeeksiniz ? Dilber bir cariye satin alirlar, veya biri kendilerine hediye eder, vc; onunla yatarlar; oglu olursa, evlenirler, Ev kuranlar, guelerl yeterse, kendileri icin kadmlarm kaldiklari yerden ayn bir bdliik yaptmrlar. Kadmlarm oturduklari odalarm pencereleri sokaga bakmaz ; rahibelerin hiicreleri gibidir. Kadmlarin boli.igi.i ne kadar uzak dtiserse, 0 kadar kibarhk sayihr. ~~riatlerine gore, bir kimsenin dort nikahh karisi ve diledigi kadar cariyesi olabilir, Efendim SiNAN PA~A'ya dairbu dediklerimden, obilr senyorlerin nasil yasadiklartni da cikartabilirsiniz. Anlattiklarmu yabana atmaym ; ti.irk olsun, hiristiyan olsun, bunlari gozleriyle gori.ip anlataeak bir kimse, heni.iz, buralara ayak atmarmstir. Pasa'nm, konagmda altmis i.i~ kadim bulundugunu soylemistim; dor-

-130-

dfinden, ogullan olmustu: bi.iylik oghinun anasi, hepsinin baslari idi; manastirlarm bas rahibeleri gibi. Konagin, i~iQe ii~ kapisi vardi ; her kapinm onunde, enenmis iki zenci bek cilik ederdi. Bunlara «aga» derler; baslari clan, en ieteki .kapiyi gozedirdi: dairesi de oradaydi.

JUAN - Kapicilar enenmistiv.ha ?

PEDRO - Hem, buralarda gori.iIdi.igli gibi, sade hayaIarmdan degil ; alet ve ne varsa, takimiyle k6ki.inden allmr ; baska tiirlti, emniyet etmezler. «Aga» larm hepsi ka.ra degildir, aklari da vardir. Pek sevdiklert ufak bir koleIeri oldu mu, sakah bitmesin, diye, bu cesit enetirler ve, yaslamnca, kadmlara ve i~oglanlara bekeilik ettirirler. iQ cglanlar da kadinlar gibi kapahdir. 0 memlekette, prensIere yapilabilecek en yi.iksek hediye, boyle bir enek sunrnaktir .Onun icin, hiristiyan tutsaklar arasmdan, begendikleri bazr Qocuklan secip enetirler ; bir QOgu, ameliyata dayanamiyarak oliir. Bir hastayi gormek iGI~ konaga-gittigimde, «Amadlssin bUyiili.iyUcil sesini ve tavrim takinarak, ilk demir kapidan Qagmrdlm; haremagasi crkip kim oldugumu ogrenince, bekletir ve gidip ikinci kapiya .haber verirdi, Ikinci kapmm kaprcisi da, baslari olan iicilneli kaprdaki haremagasma gidip bildirirdi. (Amams, ispanyollarm ~ovalyelik devrine aU meshur bir romanlarmm adi ve kahramanrdrr ). 0 da, eline bir sopa ahr, bilti.in kadinlari odalarmatIkar ve, hastadan baska kimse gozukmiyecek, diye, siki hir tenbih gecerdi, Ister bas kadm 01- sun, sayet bir tanesi beni gormek merakma kapilarak saklanmasa, kafasma sopayi yer ve yikihrdi.

JUAN - 0 zenci, herkesten mi yiiksek ?

PEDRO -Evin senyoriinden bile iistiin ; kisiyi idam dahi ettirebilir: kapidan gozetledi veya iceri girmek istedi, diyerek. Kendisine inarurlar. Kadinlari kapattiktan sonra, gelip beni hastanm odasina gotururdii, Saga sola goz gezdirmeden, papazlar gibi ayaklarimm ucuna bakarak girer-

-131-

dim. Bir sure, boyle gitti, Sonunda, Pasa'ya !;dkayet ettim ve, «benden ne denli emin olabileceklerini Etendimiz bilir, o kotU zenci bana etmedigini birakmiyor ve hastanm yiiztmu gostermiyor ; gormeyince de gereken tedaviyegiri§emiyoru;m», dedim. Pasa, baktiklarrm benden gizlenmesin ve bakarken baska kimse bulunmasm, diye emir verdi. 0 gtinden sonra, ve zenciye ragmen, hastanm nabzrm diledigim gibi yoklar ve kanalmak gerekirse, hangi damarin daha elverisli oldugunu anlamak. icin, kollarmm iki sini de actmrdim, Haremagaeiylerle dost olduk. SenyorIerin konaklarmda en verimli dostlulr onlarmkidir; durumlari yiiksek oldugu icin, istenebilecek §eyler onlarm delaletiylo elde edilebilir. Baktigim SULTAN'm saraymdaki «Mahmut Aga», Ispanyanm biitiin diiklerinden iisttln ve daha da zengindir. Gezmege glkhgl zaman, hepsi isleme II ve ipekli kaftan giyinmis, yiiz kadar U§a~· beraberinde giderdi, (§ehzade Mustafa'mn bogulmasmda rolii olan KaPIClOO§l Mahmut aga, sonralan vezirJige yiikselen Zal Mahmut Pasa'dn-),

MATA - Senyor bununla veya onunla kaliyor, diye, kadmlarm aralarmda kiskanchk Qlkmaz miydi ? Sacsaca, basbasa gelmezler miydi?

PEDRO - Harem dairesinin bir tarafmda ayri bir odasi vardi. Biriyle kalmak istedigi zaman, haremagasmt ~aglflp «filall! bana getir» der ve, gece birlikte kaldiktan sonra, sebahleyin kadmlardan hie birini gormedenselamhga gecerdi, Hareme bir ay ugramadrgi da olurdu.

JUAN _:_ Ne hayvanca yasayis! Altmis UgUyle de temasta bulunur muydu?

PEDRO - Bunlarm hepsini karilarr yerinekomaym.

Yedisiyle temasta bulunurdu. Obiirlerlni, bizdeki kadm esirlere benzetebilirsiniz. Tutsaklardan. kendi payma dii§€nlerden vekendisine armagan edilenlerden toparlannus kimseler. Bunlari ev islerine ahstmrlar, Baskadm, hep-

-132-

sine, yemek pisirmeyi, sirma islemeyi, nakis yapmayi, diki§ dikmeyi ogretir; gama§lr -yikamak, ortahk siiplirmek gibi i§ler de gorurler, Senyor kolelerinden birini memnun etmek istedi mi, cariyelerinden biriyle evleudirir. 11k tatim senyore diiser, kavunu tatar gibi. :;?unu bilin ki, bir senyorun kolesi veya cariyesi olmak, yoksul bir kimsenin kolesi veya cariyesi olmaktan hos degildir. Satihp saraylardan glkanlar bile, kendilerini htirriyete kavusmus sayarlar.

MATA - Oramn senyorlerinin boynuz taktiklarmdan §Uphe etmemek gerekir, bana oyle geliyor,

PEDRO - Orada, boynuz takan senyor ve senyor 01- mayanlar icinde boynuz takmiyan kimse yoktur. Rep, kadmlarm hamama, dugtmlere ve eglencelere, yiizleri ortUlii olarak, gitmekte serbest oluslarmdan otiirudiir.

JUAN - Demek ki kapah tutulanlar, kocalarma bakmiyor.

PEDRO - Ne bakmasi? S:i:NAN PA:;?A'n1l1 hasta yat tIgl yedi ay zarfrnda kendisini tek bir kadm gormemistir. Pasa da kadinlarmdan tek bir tanesini gormemistir ; hem. . de, hasta yattigi baheeli koskiin bir bolUgiinde oturduklari

halde. Bas haremagasi, hergim bana gelip hammlarm benden Pasa'nm nasal oldugunu sorduklarmi doyler ve kirli camasirlanm yikatmak icin ahp gottirurdti. Kendisine i~ oglanlan He oda usaklari bakardi.

MATA - Peki, ayri boliik kuramiyan orta halliler, buradaki gibi , karilari ile beraber mi yasarlar ?

PEDRO - Evet, ayni evde; fakat, bir odayi kadmlaraaymrlartcunku ne kadar varhksiz olsalar dahi, tell: bir kadinla yetinmezler, Kadmlarm degerlerini de ogrenmek ister misin? Bir carlye almak isteyen, biiyiik birhan vardir, oraya gider. Avlusunda hergiin, her milletten, iki bin cariye satiliga cikarihr. En giizelleri, en ahmhlari elli riyal etmez ; yetmisi buldu mu, bir Met demcktir.

-133--

MATA - Yahu, yulan ve semeriyle bir esek, daha ~ok eder.

PEDRO - Gene de ahci cikmaz ve her gun sayilarr artar, Halbukt.bir igoglam, iki yiiz riyal eder,

JUAN - Bu anlattigin smtfa giren kimselerin evlerinde, kart koca birlikte mi yemek yer?

PEDRO - Hep, birlikte; ve yemegi, bizdeki gibi, kanlan pisirir, Az olmakla beraber bazi kadmlarin, sozleri kocalarmkinden cok gecer. Bu dedigim, ayrilirsa bigilmi~ olan aglrhgl veremiyecek durumda bulunan kocalarm evlerinde olur. Blitiin sokaklar, suzille stiztile ylirtiyen kadmlarla doludur, Arkalarina, terbiyeli terbiyeli giden bir diiziine halayik takanlar da vardrr ; bu gibileri, gemi sahibi, veya kaptan, ve yahut saraya bagli olan kimselerin karllandir.

MATA - Burada, hiristiyanlardan hoslandiklanm soylerler,

PEDRO - Kocalarnun anlattigtm durumlarmdan ve tutumlarmdan dolayi, hiristiyanlara degil, zencilere sevgi gosterirler.' Sokakta SDZ atsamz, fena karsilamazlar ; tigte ikisi, eviniz olup olmadigim sorar ; yok derseniz, gok agir sozler yonetirler: var derseniz, gizlice gorelim diyip gelirler. Oelenlerln arasinda, reis karisi olani daeikabilir. Hoslamrlarsa, kim olduklarini ogrenebilir ve ilerisi icin de soz alabilirsiniz ;ho§lanmazlarsa, kim olduklarim soylemezler.

MATA - Fahise var midir ?

PEDRO':_ Yer yuzunde fahisesiz ve pezevenk karistz millet val' rmdir ? Kalabahk milletlerde daha da boldur. Orada, cingene kerhaneleri coktur ; surtukluk eden hiristiyan, yahudi vettirk kadmlari da coktur. Kerhanede kalmadiklarr ve siirtilkliik te etmedikleri halde, ayni i§i yapmaktan geri kalmiyan kadinlar da eksik degildir,

JUAN - Ata binenhammlar var midir ?

-134-

PEDRO -. Qogu, tahtirvan bigiminde kapah arabalarabiner: ata da binerler: katira binmezler, Ata, yan oturarak degil, erkek gibi apI§I ayirarak binerler,

MATA - Bunu begenmedim, dogrusu ; kadinlara ya-

kismaz. v' •• "

PEDRO - Dogu'da tiirkiin hakim oidugu butun yer-

lerde, salvar giymiyen ve §alvarla yatrmyan kadm yoktur. Gomlekle hie kimseye gorunmezler. t JUAN - lyi bir- adet. «Claque» giyerler mi? (Esldden Ispanyol kadudarmm giydikleri bir ~it ayakkabi}.

PEDRO - Ne oldugunu bilmezler bile.

GtY1M

MATA - Ne giyerler ve nasil giyinil'lcr?· . PEDRO- Kadmlarin bas ortiileri bir yana, erkekleri kadmlari hep bir ge§it giyinlrler. Ve dunya gelelid~n b~r~, bir ge§it giyinmislerdir. denebilir, oyle, bizde. oldugu gI~!~ boyuna kiyafet degi§tirip durmazlar. Ellerlllden geldlgl kadar, hiristiyanlarm yaptiklannm tersini y~pmaya cahsirlar. Hlristiyanlardan ve hiristiyan adetlermden ne kadar-uzaklastrlarsa, Allah indinde itibarlarimn 0 kadar artacagim ve Muhammed'in dinine 0 kadar yaklasmis olacaklarim, aciklarlar. Iste bundan dolayi, mintanlan yakasiz, salvarlarr bol, kaputlarimn kollari kivrim kivrim, kaf~a~" larr dar ve uzundur. Bize benzememek icin sokakta gerisin geri yuruyebilseler, onu da yaparlar. Kendilerini bu yo~a dtirtusttiren, evliya gibi tuttuklari hocalaridir. Yolda bir hocaya rasladilar mi, yuzlerini ona ~evirerek, yanpuru yan puru bir kae adim atarlar. Yak3JSIZ olan mintanlari, pamuktan dokunmustur ; baska bez kullanmazlar. Mintanm iisttine, kollari dirseklere ve etekleri diz kapaklarma varan bir zibm giyerler.

JUAN - Kollart neden 0 kadar kisa ?

PEDRO - Namaz dolayisiyle siksik yikanmalari g~~

-135-

rektiginden, ikide bir kollari srvamaktan kurtulmak icin.

MATA - ZIbm 0 kadar uzun olunca, pantolonu g5zmek giigle§ir.

PEDRO - Onlar, bizimgibi, dumbelege benzeyen askih potur giymezler, Giydikleri, ince bezden salvardir.

JUAN - U§iimezler mi ?

. . ::E:~:mo - KI§m ve temiz kalsm, diye, iizerine yiinden ikinci bir salvar giyerler. Ayaklarma, ince mesinden kirmtzr veya san mest gecirirler,

MATA - Nicin ?

PEDRO - Ayaklarmi daima temiz tutmak mecburiyetindedirler .. Yazm, ince deriden mar, al, veya san renkt~ Iapcm giyerler, Deriye bu renkleri gak glizel verirler; bizde kumaslari boyadiklari gibi. Bizdeki kepenegin yerine, «dolama» dedikleri ve topuklara kadar uzanan bir giyimleri vardir ; manto yerine de, gene uzun, «ferace» ve~~ «kaftan» giyerler, Herkes giyimini, giicli yettigi kadar lSI dokumadan yaptirmaya calisrr. Oralarda, yiiksek neviden olmamakla beraber, iizerine turlu nakislar kondurulmus pek gosterisli ve pek zarif', Qe§it eeslt kumas dokurlar: kursuni renkte seten, kipkrzil kadife, sirma islemeli §am kumaslari. Yiiksek neviden ve cok pahali kumaslari da vardir ; fakat otekilergtbi zarif olmadiklarr icin bunlara

- ,

senyorler dahi ragbet etmez.

JUAN - Bu dediklerinden, hir elbiselik ne eder ?

. PEDRO - En yliks~k kumastan olanlar bir yana, yirV11 be§le kirk duka arasi.

MATA - Bu kadar ucuz mu? Ben olsam, yiinlti veya obur ipeklilerden giyecegime, hep, bunlardan giyinirdim.

. PEDRO - Terzileri de pek ucuz ve pek ustadrr, EIbiseyi bastan a§a~ dikerler. Boyle olunca, hem guzel oturur, hem iki kat dayamr. (Bu soyleneni l;:avhyabi1roek igin, bir §eyi bilmek gereldr: 0 ~glarda, Avrupa'mn bir eok yerlerinde, elbisenin pek az kisnu dikiliT ve dikilmiyen kr-

-136-

snnlartutturulurmus, Bundan otiirii, bir elbisenin diki§i ne kadar eok olnrsa, 0 kadar makbul sayihrnus),

MATA - :i§ 0 bieim dikise binince, sonunda gene pahahya cikar.

PEDRO - Dikis parasi bir dukayi gecmez ; oyle pek sik ve pek te ince bir dikis sanmaym, Serce parmagi boyunda ve kII inceliginde igneleri vardir, Bu ignelerle, bir i§Qi bir elbiseyi iki giinde crkarir. «Dolama» mn kollari, zibmmkiler gibi, dirseklere kadardir ; «feraee» nin ve «kaftan» m kollari dar ve uzundur. Gomleklerinin de kollari ZIbmmkiler gibi kisa oldugundan, dirsekle bilek arasmda kaIan a~lkhgl ortmek icin, bir eesit kolluk takarlar. Aptes ahrken cikanhp takilmasi kolaydir.

JUAN- Bizdeki sehir halki gibi bir takrm kaytlara bagh bulunmaksizm istedikleri bieim giyinip kusanabildiklerinden otlirti memnun olsalar gerek. (0 ~gJarda, ispanya'da, §ehiir halkmm diledigi blcimde giylnemedlgl anl8§l.byor) •

PEDRO - Lapemlannm ve mestlerinin kong Ian genistir. Tlirkler, boom gibi uelan kopcah bag kullanmazlar; catmah dli.gme kullamrIar. Ayakkabilari kayik bicimi ve sivridir; ayaktan kolayliklacrkar: Qlinkli tabanlari tahta gibiserttir: hatta eesmenin. altinda suyu cekmeden cam gibi yikamr. Kunduralarrnm topuklarma, nal biciminde demirler ve parmaklarm agIr bastigr on tarafa da, iki li.~ diiziine civi cakarlar.

¥..ATA - Yolda yiirurken cakircukur etmez mi ? PEDRO - Ederse ne cikar ? Burada da, ses cikarmiyan ayakkabilar yerine eakirqukur eden ayakkabilar-giymek adet olsaydi, boyle bir soru yonetmek akhmza gelir miydi ? Giyimlerini ve giyimde esit olduklaruu anlattim, Ve boyle olunca: koea erken kalkarsa kansmm, karl erken kalkarsa kocasinm elbiselerini giyebilir. Terziye bir elbise ismarlarken, bu yam §oyle dikileeek, §U yana boyle

-137-

dikilecek, burasma §U katilacak, surasma bu katilacak, buralarina bilmem sunlar gecirtlecek, yoktur. Esasen, eI~ biseyi bezeklemezler ; yalniz, iiste giyilene pek inee bir astar gecirirler. Terzi ol~li almaz; sade diktirecek adami goriir, veya, ornek olarak kendisine baska bir elbise gosterilir.

JUAN - Sivili ve hocasi, subayi ve eri, hep, topuklarina kadar calan elbise mi giyer?

PEDRO - Hepsi, rumu da, yahudisi de, macari da, venediklisi de, hasih bUtlin Dogu.

MAT A - Savasta glig1iik vermez mi?

PEDRO - Dogduklari gtinden bed ahskm olduklart bir seyden, neden rahatsizhk duysunlar? Gerekirse, eteklerini kusaklarma sakistmverirler -. Senyorlerin, miijdelik 'bir haber getirene veya iyi bir i§ gorene, yaptiklari bashca armagan ipekli bir giyimdir. Bunun icin konaklarmda, terzilik eden bir surU koleleri vardir ; durmadan elbise dikip hazirlarlar. Senyor, her gun, bir tanesini giyer ve cikardiklanru dagatir. Ben SiNAN PA~A'ya bakarken, bes yiiz kadar elbisesi vardi: bir kimseye hediye etmek Istedi mi, bana emreder, ben de, ilgiliye giydirsin diye, bir i~oglam gaganp verirdim. QUnkU alamn ,hediyeyi giyerek, gidip Pasa'nm elini opmesi ve armagam kendisine ge~ tirene bir sey vermesi adettir. BUYUK SENYOR de bir kuman dam bir yere atadi mi, elbiselerinden birini armagan eder ve alan da, tesekkiir iein, gidip elini oper. Bu Met, buralarda bUyiik bir yalanm dogmasma sebep olmustur: sozde hi~ kimse sirtinda ergavani bir elbise olmadikea, ,BUYUK SENYOR'i.in elini opemez ve kendisiyle konusamazmis.

MATA - Hala soyleyenler ve inananlar vardir. PE:DRO - Yalan; gormek ve konusmak iein, su veya bu tlirli.i giyinmek gibi bir meeburiyet yoktur. Oiydigini sik sik hediye eder ve buna erenler, verdigini giyine-

-138-

rek, elini opmeye giderler ; olup biten budur. ULU~TORK iran seferine cikarken Istanbul'da vekil biraktigi StNAN PNilA'ya aydan aya veya tki ayda bir, 0 giin ~tI§/andlgl kihcla sofrasma konan ekmegi bir ulakla yollardi. Pasayi sevindirebileeek en bi.iyiik armagan bu idi. KllIQ, adaletten ayrilmayasm, demekti ; ekmek te, sevgi ve teveccuhiine isaretti. Pasa'nm bunlan aldigr gim, sevincine son olmazdi ; kendisinden bir dilekte bulunmanm tam sirasiydi. (Bahis konnsu sefer, Sultan Silleyman'mSad:razam Rtistem Pa~'Yl beraberinde alarak ve Sadaret Kaymakaull olarak Istanbnl'da l{arde~i Kapudam Derya Sfnan Pa§a'yt birakarak gir:i§tigi 1553 iran seferidlr),

JUAN - Zerdeva, disi tilki veya baska bir hayvan derisinden olsun, bizdeki kadar, kiirk kullanmazl~r nu?

PEDRO - Orada samur ve zerdeva, buradaki kuzu derisindenboldur. Biitiin Tiirkiye'de, ister yahudi, ister hiristiyan veya tiirk olsun, soguklar basmea kiirk giymeyen kimse az bulunur. Herkes, gii:ci.i yettigi kadar, iyisini arastinr. Kiirk aramagaciksamz, diinyada ne kadar cesit varsa, hepsini gorup ogrenmi§ olursunuz; ucuzdur da. lyi bir zerdeva yirmi He otuz riyal arasmdadir ; samur yiizle yiiz elli arasi: kostebek yedi, hem de zerdevayi andmr ; tavsanla kill renginde ve havi bol kir faresi dort ; erkek tilki li~ ve kuzu iki; ucuz oldugundan cok kimsenin aldigt cakal bir duka eder ve havt erkek tilkininkine benzer. Yoleulukta, her turk, iQi kurt derisi kaph 'bir goeuk tasir ; yatak odevini de gordi.igli iein, pek i§€ yarar; on riyal eder ve gosteris-yonunden zerdeva'dan a§agl degildir. Klirk yoniinden, aramizda bir fark vardir ; bizde bir kiirke daha cok deri gider; onlarmkinden yari kadar fazla ; Qi.inki.i biz daha genis tutanz.

JUAN - Bashk ve kukulete kullanmazlar mi? PEDRO - i§te, bundna erkekle kadm ayrihr, nasil ki anlatmistim. Kibari, askeri, sivili, herkes ayda iki kere

-139-

sakalmi tiras eder ; lnyiklara ilismezler. Din adamlari sakal koyuverir, Kafalarmi, tepelerinde bir tutam sa~ birakarak, her hafta ustura ile kazrtirlar.

JUAN - Ne diye?

PEDR? - Savasta vurularak kafalari kesilirse, dti§man kelleYl_ kaldirmak icin tutacak yer bulsun ve parmakla:rmi agizlarma sokmasm, diye. Diisman parmaklarinm ag~lar~~. girmesi~ pek agarlarma giden seydir, (Bu yolda bir dU§unoo ve Met, Zaporog Ka.zaklan'nda (]a var-

dlr). .

JUAN - BOyle birsacmaya, hepsi de kulak asar nu?

. PEDRO - Daha sacmalarinn da kulak verirler. Gelelim baslarma giydiklerine. En alta, ince ve dikisleri san- . cmrms ~.ir .~akk~y~ kondururlar; bunlari hapishanede yaparlar. u~tune, ikt parmak kalmh~nda, burusmayip dik dur~~ diye arasma pamuk dosenmis ipekten bir serpus ge~lrlrler. Bunun iizerinde de, «galma» dedikleri bir sank sararlar; bazrlari btiytik, baailari daha ufaktir. Kibarlarm sardiklari, kirk arsm tutar; gemicilerinki yirmi bes, SlNAN PA~A, Divan'a giderken bir ge§it, §ehirde dolasirken ba§~a ~:§it sa~al1dl; ajma, iki cesidi de seksen argmdan asagi diismezdi, «Mtiftti» ntin,«Kazas1ker» in ve « Kadi»larm ~a 0 'k~dar tutar. Sank dolamak ince istir ; ve bu i§Ie ~gmen kimseler vardir, Sank daima bembeyaz ve tortemiz olmahdir ; ufacikbir kusur veya lekeden oti.irU ~oziip yikatarlar.

JUAN- 0 kadar yiikti nasil tasirlar ?

PEDRO - Insan, tekrar ede ede, neye ahsmaz ki, Saksagana bile, tekrarhyn tekrarhya, konusma ogretilir; da~la~m aka aka kayayi oydugu gibi. Hie faydasi yok ta degildir ; savasta, kelleyi korumaya yarayabilir; a~lk nir basi yarmak, 0 koca alameti kesmekten kolaydir, Hie turk gormemis bir kimse bir tiirk'u yandan gorse, giyiminin uzunlugundan ve bashgmm akligmdan attirU kadm sanar.

-140-

MATA - TUrk kadinlammn saclarrm nasil bezediklel'ini de ogrensek?

PEDRO - Saclarim uzatarak, omuzlanrun uzerine dokerler ; almlarmm iistiinu, bizim papazlar gibi kirparlar. Baslarina, sirma islemeli, dart ka§e, burusmasm diye sertce, zarif bir hotoz kondururlar. Uclarim cenenin altmdan diiyiimleyerek, hotozun on tarafim ortmiyecek ~ekilde hir yemeni baglarlar, .Bunlarm ilzerine, altmsirma ile isJenmis bir till atarlar. Ahnlarma klaptandan bir sent sararlar; taci andmr: TiilU boyunlarina iki veya ii~ kere IoIarlar ve ikide bir diizeltirler,

MA TA - Bashklari hosuma gitti, dogrusu. PEDRO - Pek te yarasir.

JUAN - Bunu bizimkiler bilmez. Bilseydiler, kendi yaptiklarmi bir yana atip tipkismi yaparlarda,

PEDRO - Borostan hoslanmazlar. Kiymetli taslarla bezenmis altm gerdanhk, bilezik ve kiipe, zengin olnuyan .kimselerde de eksik olmaz; ciinkii taslar ucuzdur. Hamama veya dugtme gittikleri giinler, tizerlerinde iki bin duka degerinde altm ve miicevherat tasiyanlar goruliir.

IvlATA - Kaliba sen de aralarmdabir Pedro idin? (<<Pedro» kelimesi, ta~ demek olan «piedra» ve kiymeltili ia~lar msnasma gelen «pedreria» sozlerigibi, latince aynikoktecn ~:!ktlgl igin, bunu takilma vesilesi yapryor) ..

PEDRO - Bir tanesine kern gozle baktimsa, Allah 'helarm versin. Bir diiglinde bulunsam, kadmlar benden aaklanrnazdi. Bir hamma bakmaga gitsem, kadmlar etrafrrm sarar ve halka olup beni ortalarma ahrlardi. Kimi turkce, kimi rumca, kimi italyanca ve kimi ince bir ispanyolca konusurdu. ispanyolca konusanlar, Enkizisyon'dan korkarak, her gun, Aragon ve Valensya'dan kocalari ve -varhklan ile kaeip gelen «morisco» lardandi. Bunlari gordukten sonra, gelin de bana ispanya'dan az yahudi kaciyor, deyin. Pek eok miisliimanla yahudinin Ispanya'dan

-141-

kacmakta oldugunu hlristiyanhk ale minden erisen haber- . Ierden biliyorum. Buniardan, «Beatriz Mendez» admda zengin mi zengin Portekiz'li bir hanrm, kirk atve ~ogu is:' panyol, kadm ve hizmetci dolu dort miikellef. yayh ile 18- t~nbul'a gelmisti, Ta§ldlgl kapi halki, Ispanya'mn diiklermde ~ulunmaz. Amaci, kendini emniyetli bir yere atmakti. Geleb_I.lmek miisadesini alabilmek icin, daha Venedik'ten BOYUK SEiNYOR'le temasa girismisti, Biitiin istedigi, adamlarmm yahudiler gibi takkiye giymege meebur tutulmamasi ve Venedik'liler gibi giyinmeler-ine izin verilmesiydi. ULU - TURK miisadey] verdi. Boyle bir hara~gUzari kacirmamaj; icin, baska dileklerde bulunsaydi, onlara. da peki derdi, (<<Morisco», 1492 yih Granada du§tiikten soma durumlari btisbtitun a~rh~arak hiristiyanh~ zoraid. kabul erl:ip tspanya'da kalan miislfunanlar.la yahudilere denir, Btm'la.r onceleri kaearak ayrihrken, sonra 0 zamanki Papa'mn d'iirtii§tiirmesi tizerine 1609 yilmda etkan 1M buyruk geregmce. her §eylerini, hatta yedi ya§lUdan ufak ~ocuklarIDl birakrnaga meebur edUerek anl~~larmr. Sayilar; kii~iiltlicii tahminlere gore 500 bin, yiiksek tahminlere gore bir ka~ milyonu bulur),

JUAN - Kadm bunlari istemekle ne kazamyordu? PEDRO -<;Ok sey, Yahudiler dli§iik durumdadir, hiristiyanlarsa degil, Hiristiyanlargibi giyinip yahudilerin durumuna diismemek kaygisi,

JUAN - Orada da btrtiin yahudiler baslarma kukulete gecirmezler mi ?

PEDRO - Hayir, baslarma giydikleri sey, turklerinki gibidir; su farkla, yahudilerinki daha ufaktir ve ta-

. .. ,

mnsmlar diye, renkleri saridir, safran sarisi: rumlarmki mordur. En beklenilmedik bir sirada, neyi ogrendim dersiniz? Beatriz'in, btitiin takimiyle, yahudilige dondiiglinli ve «Gracia de Luna» adam aldigiru, Gelisinden bir yil son.ra, yani 1554 yih, Istanbul'a erkek bir yegeni geldi. Irnpa-

-142-

rator'un ve Fransa Krali'mn saraylarinda itibar goren bir kimseydi ; buna layikti da. Iyi binici, iyi atici, okumus, dost ve dostun dostu bir kisiydi, Ispanya'da, italya'da, Flandirlar'da, tamnmis ailelerden kendisini bilmiyen yoktu. Imparator kendisine sovalyellk bile vermisti. Ad! «don .Juan Micas» ti. Hammm ii~ yiiz bin duka drahomasi olan tek kizirn almak iein seytana uydu ve, siinnet olarak, kizr He evlendi, Buglinkli adi «Yasef Nasi» dir. Adamlarmdan biri «don Samuel», biri «don Abraham», biri de «don Salomon» admr takmdilar. Daha hiristiyanhktan ayrilmadigl siralarda, hergiin gidip kendisini gortlr ve, bir kac riyahn hahn icin bu isi yapma, 0 parayi seytan gene senden geri ahr, diyerek, ovirt verirdim. Kanmis gOzlikiir; ben de, artik teyzesini gormeye gitmiyecek ve geri donecek samrdim, Qok gecmeden, seytana uydugunu ogrendim. Neden bunu yaptrgim sorunca, Ispanya EnkizisyonIari'run kovalamalarmdan kurtulmak icin, dedi. Ben de, «burada kahrsan, E'nkizisyon daha kolayhkla pesine dii,§er, bunu cok gecmeden anlarsm» dedim. Iki ay bile gec;.meden. yaptigma pisman olup agladignn gordiim. Ama .§eytan, para ile,kendisini gene teselli ediyordu. (~inci Selilm'in damarma girerek, biiyiik bir nlifuz elde eden, devletin genel politikasiyle ilgiIi Islere karisan, Kibris se:ferinin kmdmcisa sayilan Nasi'ye dai:r busoylenenler, ta:rih bakmnndan aydmlataeidrr}.

EGLENCELER

JUAN - Tlirkler nasil eglenirier ? Bizdeki gibi ath :sava§ oyunlari var rmdir ?

PEDRO - Yoktur, c;linkii bu oyunlarun gerektirdigi 'takrmlarr kullanmazlar.

JUAN - Peki, Paskalya'lardan baska din! bayramIan ve umumi senliklert yok mudur ?

PEDRO - Yoktur.

-143-

d kl MATA - «Senjan» gtiniinii bilytik torenlerle kutla..

I arim duymu§tuk. .

P[EIDRO "'- Yalan bizim . I . .

k ' ". aziz enIlllZe saygllan 01-

rna la beraber, hiQ birini kutlamazlar; ve kutlamaYl gu-

~ah sayarlar. §iiphesiz, «Senpiyer» e, «Senpol» a, «Se~Jan» a kar§l saygi beslerler ve iyi msan olduklarml kabul :de~ler; .!akat bun Ian kutlama giinleri yoktur. Tek bir tak esa muste~.n~: 0 d~ «Senjorj». «Senjorj» u adamaklllJ:.

utlarlar; gunu de bizdeki gibi 23 Nisan'a diiser.

JUAN - «Senjorj» u neden kutlarlar?

. . PEDRO.- ;urk §ovalyesidir ve turk evliyasldIr, hinstiyanlar hilekarlIkia bizden aldl, derler.

JUAN - Onlarda da adr «Senjorj» mudur?

PED"!1_O. -'--' Hayrr, onlar «Hidrellez» der ve sivillerden ~?k k~ndlslm sava.~llar ulular. BUYUK SENYOR Macaflstana .. veya .. «~fl». ye kars; sefere giri§€cegi vakit, ciki;~1I 0 gune. du§urebIlmek icin, yolculugunu iki ay bile Hen" veya ger~ almaktan .. k~~lnmaz. Savasi kazanabilmek yo-

unden, «Hidrellez:> gunu yollanmaYlogurlu sayarlar. E:rk~k kadin, onun oguruna, 0 giin bir fiucan kan aldrrirlaj-. b~e b~Z1 budalalarm, tIpklsml <Senjans giinii yapbklar~ grbl. «Hid1.'ellez» giinu, SINAN PA~A'nmkonagmdaki kadmlarm .kan al.dlrmak icin bana hediye ettlklerl gomlek ve ~~ndiller, bir YIllIk ihtiyaclml kar§llardl. 0 gun, yam~ ma iki berber alarak konaga gider; kadInlar, ortiilii olarak, iki§er iki§er yamma gelir; ve yerl~re veya bir tekneye, bol bol kan akardi, Klplrdamasmlar diye, kollarim ben tutup ovalar ve berberlei- hacamat ederdi. Her biri bana, g~c~ yettigin] verirdi; kimi bir gomlek, kimi bir §alvar: kimi bir mendil,

. MA~A -: ~llah Allah! Bayramlan yok, torenleri yok; peki; vak1tlenm ne yolda gecirirlerv Oyun oynayarak mi ?

PED:r::O -:- Diiny:~a en az yapbklan §ey, oyun oynamaktIr. Dort desto kagat, Muhammed'in bayragl altma,

-144-

toplanmis olan biitiin insanlara yeter, Meger ki, mii~l~n' olmadan 'once, hirietiyan iken kumarbazhk eden bir. kulhanbeyi olsun. 0 gibileri de, oynamak icin, ya bir yahudiyi, ya bir Venedik'liyi arastmrlar, Bazi gemiciler, haneleri bir benzin iizerine cizerek, bizim oynadrgimiza pek uymayan bir ~e§it dama oynarlar; ama parasiz, oyalanmak icin ; 0 da kirk yilda bir, deniz durgun iken ; bizde cocuk-

larm cakil taslari ile oynadiklari gibi. '

JUAN - Neden oynamazlar? Oynamamak icin ne-

gibi sebepler ileri siirerler ? /

PEDRO - Ge~~m gUn de scylemistim ; Tann'ya kar§l saygrsizhk.. vaktini bosuna gecirmek, baskasma zarar

vermek ve nefsini alcatmaktir, derler, . .

MATA - Demek biitiin vakitlerini yemekte gecmyorlar ki, bu da, oyun kadar kotii, hatta daha da asagtlrk.

ve zararh bir huydur. .

PEDRO - Yer ,yiizUnde, tiirkler kadar yemekte ~az, oturan, yemekten az zevk alan, y~~e~. i§leri~~ ~: .. degerveren bir millet yoktur. Giinde yedigl iki veya u~ og~ ye~mek i~in bir saatini harciyan kral, prens veya senyor bulunmaz.

MATA - Onu yapmazlar, bunu yapmazlar. ~u halde: vakti doldurmak icin ne kalIyor? Uyumak.

PEDRO - En az yaptiklam seylerden biri de odur. ~efak 's6ktiigu vakit, gtmes hie kimse~i .~ata~nda .. yakalayamaz. Nelerle ugrastiklanm, kendileriyle UQ dort ~~t birlikte gecirmis bir kimse olarak, anlatayim. E1snaf, biitun yil, diikkanlarmda isleriyle me§~l olur.

MATA - Hafta tatillerinde de mi ?

PEDRO - Hafta tatillerinde. Ayasofya'ya veya baska bir camiye ciima namazma giderler, e§ dostu ziyaret ederler, oturup beraber yemek yerler, birlikte ge~e~e' glkarlar ve i§ gimlerinde konu§amadIkl~r: konularr g~orusiirler. Hocalari, tipki bizim papazlar gibi, oyuna, eglen-·

-145-

<ceye ka'blmazlar' din! ore '

-okumak v~, matbaalarfo~!~~IvldIgmda ~ala~ ~akitlerini,

mekle, gecirirler Ada A let 'I ,g ndan,' kitap istinsah et-

k v ' l§ enyle ugra 1

a§lmaga vakitleri okt ' A §an arm, baslarmi

parI' y ur, SI1ah§orlar 'I'IAh A'

" ar; nI§aneIlIk taAl' Ah. ' ,sa tahmiya'-

, imga ma gidi

:~etmmiyerek, kih yarm Ip yumurtayi vurmakla

.gi giinler de, hayatla~mIa~~a~na:~~arlar: ~ava~a eiktlmadi. meye <;all§lrlar, Sipahile 'k mek rem, birsanat edin-

P '1 r, so aklarda atl ' ,

.. a§a arla saneakbeyleri v a gezinirler ve

.rek, gtindeliklerim' t,t ne ugrayip ,baghhklaruu belirte-

v ar irmaya ve bi h di

.u?r~§lrlar, Krallarma ve asal r, e lye koparmaya

bir ImparatorlugVu!'evrr' eb'lP -k ~r~ gehnee, 0 denli geni§

.ki ,. em me rein 0 1 kI ,

_ I, oyunaegleneeye vakitl i k ' ye (,;0 isleri vardir

JUAN- B' " ,e,n almaz.

-b' , ' ir millet rein bunl r bi "

I izrm yonden cok -ut d ' a uyuk fazilettir : ve

p " ' ,. ,an mcidir '

EDRO- Kafaruzr bo .

..J" ' §una yorm

«ronen maskaralann dedikleri r": aym ve oralardan

,t ts " erme manm B ' ,

au ak olarak kiirek ek k ,,' ,. ayin. u gibiler,

'r " ~ er en gordukleri t

'.0 uru, 0 insanlari kctiilerl ,t k' .ser muameleden

.Ierin kumandanla e~ , l~ I, ise yaramiyan asker-

iikledi run yerdikleri ve he k "t"l" v,,

,YU ledJkleri gibi. Esasen, tutsakhk e ~ ~ u ugu on lara

~a olup bitenlere dair bil " ,tml§ klmselerden ora.Iir ; cimki) tutsaklarr eVleg~ ve~ebIleeek pek az ki§i cikabi-ceklerf, hapishaneye atIllrTIl ne, romazlar ; onlann gorebile-

d v " " arsa orasidir Be ' ,

.. ugum butun yerlerde ki df , .. ' ,n~m gezip toz-

-daha faziletli insanlara' ra 1 unydanm U(~,te birins yaklasir,

, di v. s ama im: Hindi t 'd '

me 19Imyerlerde de raslanabi :,' s an ada, gor-

hammed'e inanl 'd anabIlecegml sanrmyorum, Mu-

arm an dolayi h '

larma §iiphe olmamakl b ce ~nnemI boylayacak-

,insanlardIr, Oyun a eraber, hakikatte dedigim gibi

. ' oynamadikl " "

bir i§ bulamazlar demek pek ;r~ rein ,va~:t!:rmi gecirecek

JUAN, S ' u af bir dusiincedir.

, - aat ka<;ta yatarlar ?

PE\DRO- Yaz kl§, karanhk b t d ' ,

:sonra yatmak adetle idi ' as ir iktan IkI saat

" rr 11', «YasSI namazi» dedikleri na-

-146-

mazlanm kilar lnlmaz, herkes yatagma girer; gun agarirken de, sabah namazlarma kalkarlar. Bir taklm~ kal·· kar ve bir takmu uyumaga devam eder, sanmayin: erkegi: lradim, btiytigti kti<;tigti, hep, dedigim saatte kalkar.

Do5EMELER

MATA _ Yataklan ne bicimdir? Yerde yatbklarml i§i tmistim,

PEDRO - Dogru soylemisler. Ama onlarm, yatakla-

ri bizimkilerden rahattrr. Karyolalan yoktur; halmm uzerine, «do§ek» dedikleri <;ivisiz ve fitilsiz bir §ilte ve, bunun tizerine, yumu§ak bir §ilte dahasererler. trstune bircarsaf yay arlar, Orttinmek icin yorgan kullamrlar; yorgam, ustu ipekli ve alb bezden bir kumasla kihflayip kaplarlar; kihfr kirlendik~e degi§tirirler, K1hfm alt kismi. dort yandan krvrilarak yorgam kavradigt ve «do§ekler» dar ve bayagt bir kisilik oldugu iein, ipekli kisun pahahya <;lkmaz ; <;tinkti fazla kumas istemez. Anlattigim. halleri vakitleri yerinde kimselerin «do§ek» teridtr. <;ok soguk yaparsa, havlan uzun. mol' ve al renkte bir de battaniye

kullamrlar.

MATA _ Duvarlarl kaplabrlar rm ?

PEDRO - Kral ve oglundan ba§kasl kaplatmaz; ve

bunun ic;in ide ipekli giyim kumaslart kullamrlar. obti1r' kimseler, hep, hizim yapbklarImIZm tersini yaptIklarlndan, yeri hali ile do§erler ve duvarlan bembeyaz birakir-

lar.

JUAN - Hahlan ne <;ۤittir?

pEDRO r- Pek inee dokunmu§tur, Nasil bizde du-

varlari suslemek kibarhksa, onlarda da yerlere klymetli. hahlar sermek kibarhk saYlhr, Ve bundan dolayi, demin de soyledigim gibi, ayaklanm tertemiz tutarlar- Ayakkabilari ~lkarmadan bir eve girmezler; jnmu yapmalan merasim icabi degildir; hep hahlari kirletmemek icin. Ayak'

-147-

]mbllanm boyuna Qlkan .

<dan otiiril de, ayaga kOI~ gI~mek zorunda bulunduklann_

MATA A Y giren papug giyerler.

PED- yaklarmlnerede soyunurlar?

RO - Herhangi bir oda .

ve ayakkabIlarml kapmn, " .. d ya glrerken soyunurlar

.aynlrgl iyiden iyiye ka onun e blraku·lar. AramlZdaki

j t . vraya~nmz diye bi .

- a ayim ; sandalyele1le tur " ,Ir §eyl daha an-

naUl1nlanmlz gl'bl' hal 0 Ullh~zlar, bizdeki gibi; olsa 01-''''

I ve yastik d" , '.M

-ill1rlar. o§eli kerevetlere yasla.

MATA - Nereye otururlar, ya ? PEDRO - Minder iistiine. MATA - 0 kadar aleakta mi ? PEDRO - Yerle beraber. . MATA - Ne bicim ?

PEDRO - Ttpki terzilerin k .. ..

da§ kurarak oturduklan ibi p;ey eI~rm~n uzerinde bag-

t~yenler, kar§lsmda bUlu!duklar: te~?Iyeh davranma.,;: <.-

kImse buyurursa diz gok" k yuksek durumda bir

iizer1erinedayaya;ak t up I aynak1aTll1I topuk1anmn

k 0 urur ar Buna I k

.aya ta durmaYl tereih ede I' a 1§ in olmayanlar,

r er.

MATA - 0 bicim otur k ' ..

PEDRO _ -. rna , kendllenm yormaz mi ?

Ben bile 0 kadar ahs d ~ 'I

.madan bir gun oturabilirim Daha _ ",ffil§ egl ken, yorul.

neden yorulsun? . memedeyken ah§aniat',

JUAN - Yiiksek durumdaki

.yok, demek? - kimselerde de iskem1e

PEiDRO - Vardir, hiristiy ".

Frans!a, Macarista- V ' an ,senyorlen, meselg,

. - n, enedlk Florans 1 '1 . .

·ettIkleri vakit oturtab'1m k .' . a e gl errm kabul

-adetlerini bHdikle . dIe 19l.~, b~lundururlar. Bunlan,

k rm en, pek guzel l§lenmi b izdeki " oltuklara o-eQirirler C I' §, 1 v 1 gibi

:gu" nah .. b ~. an an tsterss, kendileri de oturur,

/ munah degildir adet lm

, 0 amI§tIr.

-148-

ELQiLER

JUAN - Istanbul'da cok elci var rrudir ?

PEDRO - Fransa krahnm, tiirklerle olan dostlugundan otiirii, daima bir elcisi bulunur ; bundan oncekinin adi «d'Aramon» du, simdikinln «de Codignat» dir, Macaristan kralmm eleisinin adi «Juan Maria» idi. Sirasi diismiisken, bu elciye clair Istanbulda iken ogrendigimi anlatmak isterim; savas konularmda tiirklerin ne denli ihtiyath ve tedbirli davrandiklarmi kavrayasimz, diye. «Juan Maria» YI]' lardan beri elcilik etmekteydi; lJ552 yih tiirklerle savan basladi ; elciyi bir kuleye kapattilar. <;arpl§maIar bir yil eiirdiikten sonra bir uzlasmaya varmak -yoluna girdiler. «Sofi» ye karsi harekete hazrrlanan BUYUK SENYOR, barrsi gorusmek iizere, «Juan Maria» yi yolladi ; Macaristan'a varan elci, bans sartlarmi kabul ettirdikten sonra, uzun siiren elc;iligini ve idrardan c;ektigl rahatsizhgr ilerl siirerek, baska bir yere naklini krahndanrica etti; kulede tutu iken, ben kendisine bakmistim. Kral diledigini kabul ederek uzlasma sartlarmi Viyana peskoposu He yolladi. ' Istanbul'a vanp heyetini takdim eden peskoposa BtiYUK SENYoR, «Juan Maria» ntn ne oldugunu sordu; 0 da, hasta bulundugu icin yerine kendi geldigini, soyledi. Bunun uzerine ULU-TORK, «elci olarak Juan Maria gelmedikce ben bu anlasmanm bir maddesine bile imzami atmam, boyIeee krahmza bildiriniz» dedi. Peskopos, bunu krala iletti; kral da, karsilik olarak, «buna bir liizum gorulmediginin, gonderdigi elcinin pek yiiksek bir sahsiyet oldugunun ve zatisahanenin kendisiyle gOrU§iip miizakere etmekten memnun kalacagmm bildirilmesini» yazdl.ULU-TURK, 0 gelmedikce hie; bir §eyi imzalamryacagim tekrarhyarak, peskopos'a geri donebilecegini bildirtti, Pasa'lar, «Efendimiz, nasil 0 adamm gelip gelmemesi gibi, degersiz bir §ley-

den dolayi bu saatte devlete pek liizumlu clan barrsi geri

-14:9-

blrakabilirler; bahusus, boyle yiiksek bir §ahis'iyet gonderilince; Macaristan krahnm Saraymda, 0 onemde gok ki§i bulunmasa gerek» dediler. ULU-TORK pa§alann dediklerini, yan Ofkeli, su sozlerle kar§lladl; «Benim Divan'Imda bu derece gaflet gosteriblecek kimselerin bulunu§Undan bir aglrhk duyuyorum; demek oluyor ki sizler, YlllardIr igimizde kahp her §eyimizi bilen bir kimsenin, diii}mamnu_ zin meclislerinde yer alarak, bize kar~n tutulmasi tesirli oIabilecek yollan ogretmesine cok az onem veriyoriSrunuz? ArtIksozii kesiniz, Juan Maria'nm dirisi veya oliisii gelme. dikee, bir maddeye bile imzamr atmam.». Sonunda anlas, maYl, muayyen bir siire iginde gelmezse hiiktimden dusmek sarti ile, imzalatabildiler. (Macaristan krah dediigi, ~ar~~mn'in kal'de~i Birlinci Femfuand'dIr. Gabriel d'Ara. moo, Me Jean-Marie Malvezzi~ onem;lisiyals1 o1aylarda rollan g~llllIi~ elgillJerd'endOOi-Ier. 1554 ten 1557 ye degin el9ilik eden de Codignat, krah.ikinci Henzi He bozu§arak Ispanya'mn bizmetine girmi~tir).

MATA - t§te bu yiizden, hig yenilmeyip hep kazanr, yorlar, Bana gore dogrusu, baska hie bir prensin aklma getiremiyecegi VLU - WRK'iin dii§iincesidir. Kendisini tammamakla beraber, bence sag lam goru§lti ve ovutlerinin tutulmasl gerekir bir kimsedir. Bizde, bu ge§it dii§iincelere aldlrI§ bile etmezler. Netekim, omiirlerinde davul ve borazan sesi duymanu§, yalmz diimbelek, kitara ve santur dinlemi§kimseleri, sirf habra goniile bakarak, kuman, danlIga ve asked mu§avirlige gegirirler. Sava§larda, bunIarm tutumlarll1dan ve oviitlerinden ne hayir dogacagmr bir d ii§iiniin !

JUAN - KIlavuzlan kor olanlarll1 arkasll1a takilan, larm yay haline! Bence de, gorgiisii olmwanlarll1 dedikle-. rine deger vennemek gerekir.

PEDRO - Atina'da, iinli! ve bilgin bir filozofu dinls.,

-150-

prens Anibal'm verdigi karstmege gotilrdiikleri zaman,

IJgI, biliyor musunuz ?

JUAN - Hatirlamiyorum. . ki oldugunu

f di I eye gelenin im

PEDRO - Filozo, 111 em . . 1 . den bahse

. de ~i tirerek, savas l§ erm

ogrenll'ce, konuyu g § enerallerin ne yolda dav-

S ta krallarm ve ge . ~. r ,

koyulmus, ava§ , . .. d .. zenlenmesi gerektigini:

- "e askerin ne bicim u . ~.. n

ranmaiari v , - a ilmasi lazim geldigini a _

saldmrken ve gerilerken ne Yk PI I r Dersten cikilmca, ' . 'I memnun a ml§ a .

Iatrms, Dinliyici er ~ sormuslar. 0 da §U kar-

Anibal'a, filozofu n~sll bUldugUn~" .. k bir filozofu gorilp

~ '. xbeni aldattimz. uyu ~.l bf uk

~lhgl verml.§ . ~ ,.. bu .. k bir filozof degI, uy

dinliyeceksin, de~l1lz, bu, . :Uk uda bir ders verrnek, 0 bir cahil, biiyiik bir budala'l u o~nibal'a duserdi: yoksa kadar savaslar kazanmis bu unan .. mrimde silahh bir

. b·Tk oyle dursun, o. .

bir ordu veya bir 0 u .§:. d ~ 'I Kendisini ofkeli

... . Ian blr ihtiyara egi ». .

er dahl gormemis 0 ,~. 1 ~ herkes begenmis,

ve hakh goriince, verdigi kar§: 19l B.' tiin gordilkleri smk Be de begendim. u

MATA - n. ldu ~u halde, durrnadan sa-

ve kihc oyunlarmdan l~a~et ~ar :rasmda da coktur,

vastan bahsedenler, hlflst~y~ olanlar da vardir

V .. le cirit oynamis

PEiDRO - e oy h ngi elle tutulacagmi ken-

ki, askere ahmnea, kar?lnm a ~

dilerine ogretmek g~re~lr. 11 h . IAh eylesin. Venedik'li-

VAN - Ne diyelim, A a IS a ?

J , el ilikieri var midir , .. ..

lerle Floransa hlarm da ~ h li d bulunan butun

EDRO Tiirklerle bans am e Vene-

P .• '. - Iikl rin elcileri vardir.

krallarm, prenslerin ve bey 1 ed' ler Bunlar Galata'da

' kine «balvos» er. ,

dik'le Floransa nm . ~r larma da bakarlar.

oturan kendi tiiccarlarmm ava midrr ?

MATA -Qok tiicca~lan va; dik'lilel" bin haneyi PEDRO - Floransa hlarla ene

k ? .

bulsalar gere . . 1 bir iyilikleri dokunur mu.

MATA - Tutsak ara . Bizim

k kotilltikleri dokunur.

PEDRO - i:yilikten go 0 u

-151-

krala da kotiillikleri dokunur. Zencire vurulu bir tutsagr gOrdliler mi, JS1VI§Irlar; tutsak bir sey soracak olsa, aglZ~ Iarmi agmazIar; tutsaklan kurtarmak icin buradan yolIan an kurtarma akcasnun lizerine oturup iki lig yil kullandIktan soma, ilgili oldli veya parayi az buluyorlar, diye, cevirirler. Sakm duyduklar:nu anlatIyorum sanmaym; bu ~e§it olaylardan dort tanesiyle bizzat ugra§tIm; orada kalml§ olsaydim, burunlarmdan fitil fitil getirirdim. U~ yilda bir, «balyoss Iarmi degi§tiririer. SINAN PA§A'ya tercurnanlij, ettigim bir ara, kendisine yakmhglm dolaYlsiyle og. rendi,g'm iki sey] sizlere aniatmak isterim. Bid, yeni atanin Venedik eJ~ilerinin itimadnamelerine dairdir. Yeni gonderilen elcinin tir§e lizerine yazih itimadnameSinde sunlar yaZllIydl: (Uti!llOO IaflarJ.a kan~Ik, italyanca bir §eYler soyler).

MATA -- Benim bu anla§IImaz Iafiardan, bir §ey gIkarabildigim yok.

PEDRO -- Juan de Voto a Dios'a soyle, 0 anlatsm. MATA -- Kudlis'e gittigi zaman Venedik'ten gegmedi, 0 da anlamaz.

PEDRO -- Peki, i:spanyoicaSmI soyleyim: «Allah'm izniyle, Venedik Doju olan Biz Marco Antonio Trevisan, pek §evketli Osmanh imparatorunun Deniz Beylerbey'i ve tstanbul'da vekili devletiu kudretluSinan Pa§a'ya samimi seiamlanmIzI ve saadet dileklerimizi sunduktan sonra, Biiyiik Senyor'lin nezdins, balyos oiarak, asil ve sevgilidostumuz Antonio Erizzo'yu, Domenico Trevisan'm yerine gonderdigimizi bildiririz. Zah§ahane ile aramizda mevcut dostluga uygun bir §ekilde odevini yapacak olan elcimize, itimad buyurulmasnn ve, soyleyeceklerinin dogrudan dogruya bizimsozlerimiz olarak kabul edilrnesini, rica ederiz. Tanrr omri.inlizli mlizdad ve mesfrt eylesin, Dojlar Sarayi, yil Miladl 1'554, ay Nisan 16». (Marco Antonio 'I'revisan, 1553 ve 1554 yli1an a1'lasmdia Venedik dojlugunda bulun-

-152-

,

&1 18.

. 'l_-V edik'in en ileri gelen aillelerindendtr.

mustur ErlZzo JaJ.-, en I bi

. --, h m..-ihi baknmndan kapah ka an r

Bu anlatilan, Osman .lI.i:W f . d b

. Sultan Siileyman'm iran Se erm e H-

noktayi a¢dar . S' Pasa'nm Sada-

Iundugu sure ieinde Kapudam Derya man

ret Kaymakamb~ yapbguu). ,. '",.

MATA - Soylenmesi gerekeni kisaca soylemis, dOb

rusu. kleri s da bizde

PEDRO - Bu elcilerin soyliyece en ara In ,

. ,. ., erind~ durulmiyan bir nokta vardir ; onu

bilinmiyen ve uz 'denizden veya karadan, Ve~ anlatay~ size. Bunlar her ~y'., el ilerimizin de yaptiknedik'e bir rapor yollarlar, bizim ~ kendi htikumetlerinIan §ey. Yalruz, «balyos» lar her ay, 1 lmaz gidip BtJ~ den de bir ya~l. alrrlar ., vek bu yaz;;i~eIT ,;urkiye dl~mda

YO--K SENYOR'e kendi yo sa, ve 1 " '. n H h ' , ibi di eceksniz r a, lup bitenlerden bilzi verirler. Ne gl 1, Y keri r-

o 1 fT n erdedir bu kadar as en va

mesela, :i:spanya kr,a,l 1 a y k 11' falan yerdedir, su ka-

.. e indedir: Fransa ra

dir, su ism p § d -f:lA 'In hakkmdan gelebilmistir ; Pa-

d kuvveti var ir, 1 an :> t i

ar -< v,, t . fT prens ayaklanmis ir, g.

p~, sunu ve bunu X~~§;~~~~ buralarda olup bitenl~~ bI. Bu suretle, BUl., . d ~'ldir Bunlari sen nereden bI~ rin hie birinden habersiz tegi . d . kl og- renmis

, . undan bun dan uyma a

li.yorsun, demeyin.; § feri d iken italyanea 0, Ian

' . . ' U TORK iran se erIll e ,

degilim. U~ -"T PA<::!_A 'ya ben okur ve, kendisine yol-

raporlari SINAI... '5 ~ d

' ., k e cevirip anlatir lID.

Ianrnak Iizere, tur cey 1 orlar.sa hiristiyanhk

JUAN' - Maazallah, bun, u yap y k 1 daha

. T "dan kor u ari

alemine baghhklan pek az ve ann c

da az, demektir, .. dai Venedik'Ii-

B" krallar da turklere air,

MATA - lZlm ,

Ierden bilgiler edinmekte Olsadlar !~~~:~}1dlr ki bu dedi-

PEDRO - Ti.irkler 0 ka. ar 1 -., 'I' .. ~ 'ene-

o , , "ril ulenleri Venedik her ogI

gin ola.maz; DIVan da. go a.l§ da da ihtiyatlldlrlar. Do-

mez. Bu yonden, kendi ar arm .

-153-

n~~a ku.mandam bile, sefere cikmadan once, a~IIacagI gunu ve gldecegi yeri bilemez.

JUAN - Nere~e. gidecegini bilmeden, nasil yollarur ?

. P,..EDRO. -. Bu ism nasil gectigin] soyleytm, ULUTOR~, ~:mll~rI~ aQIIacagl gun, donanmamn kumandam~a bIT' hl!at gIY?lr~rek,. ~~onanmaYl aI, filan yere ulastigmda, .e~lmle ~u?~rledlglIn su ernri kurmaymIa birlikte ac, ve l~mde blIdlrIlenIere gore hareket et», der.

KORSAN DORGUT

~EDRO - StNAN PAl)A,Trablusgarb'm alinmasi, n: ~aghya~ ~efe,re ~~kar~en, ne yapacagim bildiren kapah talimati Sicilya daki «Rlgoles» hisari yakinlarmda acn:a~l ve, oraya varmcaya degin, kimseye satasmamasi eml'l~l al~l~tI. _Talimatta, «Sicilya Kral Naibi Juan de Vega ya bir eI~l sahp ararmzdaki mlitarekeye aykrri olarak hak~lz aldiklari «Afrika» kasabasmm geri verilmesinl istersIn ve red i!e kar~lIandlgm takdirde diledigin yerleri ~urur~~n» demyordu. Juan ve Vega, 0 yerin ULU-TURK'un . deg~I?ORGUT'un idigini ve DORGUT'tan almakla iyi ettIkIe:-ml; bu h~susta kendisinin bir ~ey ya pamlyacagml ; fakat ~ ~n:pa~at~r ~ y.azlp alacagr kar~lhga gore hareket e~eceg~m, bildlrrnistir. StNAN P ASA, ustelik, kimseyi dinlemiyon ve basma buyruk davranan korsan DORGUT'un ~akkmdan gelmek yetkiaini de almisti. Bekledigi kar§lhgm gecikmesi iizerme Pasa'mn «Rigoles» i ve Kalabriy~ k.IYlla:llll vurmaga koyuldugu sirada, DORGUT yetisn:l§tir. BazIlarma gore oniki, bazilanna gore onalti gemiSI varmis, Pasa kendisini iyi kargilamis ve, kiilhani yam~n. kaptan oldugundan, beraberinde ~ah§maYI teklif etmtstir. Malta'ya bitisik Gozzo adasmi birlikte vurup alb bin kisi kaldirdrktan sonra, Trablusgarb'a saldirnuslardir, Fra~,.s:z olan vall hiyanette bulunarak, «Sen Jan» ~oyalyelerinin serbes birakilmalari sarti He §€hri teslim et-

-154-

mistir ; bun a ragmen, sovalyelerin hepsi kurtulmamistir. Trablus'un almmasi iizerine, Pasa DORGUT'u affetmis ve beraberinde Istanbula gelirse kendisini ULU-TURK'lin teveccuhime erdirecegini soylemistir. DORGUT kanmis ve, biiyiik basarilar elde ederek, birlikte Istanbul'a donmlislerdir. BOYUK SE:NYOR, DORGUT'un gelisinden memnun kalarak, . kendisine, ti~ bin eskudo demek olan, yiiz elli bin akca yilhk baglamis ve yiiksek deger vermistiro Kiilhani, StNAN PA~A'ya kafa tutmaga bashyarak, Pasa'nm iki yiiz gemi ile basaramiyacagrm altmis parca He yapabilecegini, ULU-TtrRK'e soylemis ve hakli da cikmtstrr, 53 Yilmda, altmis kadirga ile, fransiz gemilerini de yamna alarak, «Bonifaeyo» ya, Sicilya'da «Licata» ya ve «Pantanalea» ya ~lkarmalar yapmistir. 54 Yih, aym sayida gemiyle acilarak «Bastia» yi basnustir. 55 Yilmda, SlNAN PA~A'mn ollimunden. sonra yerine gecen deniz kumandam ile birlikte cikrms, fakat, akmlara glrismiyerek, yedi parca gemi bulundurmak kaydi ile atandigi Trablusgarb valiligine gidip yerlesmistir. (<<Afrika» Dorgut'un kendl basma buyruk korsanhk ederken Tunus ktytlarmda lis kurdugu Mehdiye Iimanmm tarihi adidrr ; bu yer 1550 ydmda Sarll{en'in eline geemisti, ispanyoUarm 1510 Ylh aldiklarr ve ~arlken"in korunmasnu 1530 da Malta §ovalyeIerinin eline blraktl~ Trablusgarb'm kaybun ispanyollarla fransizlar blrlblrlerlne yiiklerler).

JUAN - Sen «Guterraez» i tamdm mr?

PEDRO - Anlattigim Dorgut'un ta kendisi. Pek dost olmustuk ve cok kez birlikte yemek yedik. Hiristiyanlar iizerine hikayeler anlatmaktan hi~ bikmazdi,

JUAN - Nereden biliyordu ? Yoksa eskiden hiristiyan miydi?

PEDRO - Hayir, halis tiirktii. Anddrea Doria'nm eline tutsak diismusken, li~ bin duka kurtarma akcasi karsthgl kurtulmustur.

-155-

JUAN - 0 derece unlii ve diinyada 0 kadar kdtiiltik etmis bir kimse nasil salrverilir ? Andrea Doria gibi btiytik bir prens icin li~ bin duka nedir ki, oyle kotli bir kisiyi ser-

bes brralnyor? .

PEDRO -,. Benimle konusurkenvbu yapilanla Dorgut ta cok alayederdi. Ve her bin dukaya karsihk, bir milyon hatta daha da cok topladim, diyerek, giillip sakalasirdi.

JUAN - Kafasam ucursaydi ne lazim gelirdi? PEDRO - Ve yahut, omrii boyunca insanca baktirarak hapiste tutsaydi ; BUYUK SENYoR'tin yaptig; gibi. BUYUK SENYOR, degerli bir kumandam veya savasciyi, biitiin Hindistam bagl§lasalar, geri vermez, 0, §U yolda hesaplar :. benim gibi varlikh bir kimseye, bu adamm vereoegi bin, on bin duka, hie bir fayda saglamaz ; bu adam degerh ve yigit bir kisi olmasaydi, onemli mevkilere eremezdi; salrverdim mi, benden, verdiklerinin yiiz katiru cikarmaya cahsacagma siiphe yoktur. Ve bu dusiinceyle, adami tutsaklarin bulunduklari kulelerden birine kapattirir, kendisine iki akca gtindelik baglar ve cahstirilmamasr- 1lI emreder, Artik kurtulus olmadigmdan, omru ne kadar kiea siirerse, adam icin 0 kadarhayirli olur.

MATA - Savas yon linden gosterdikleri zeyrekliklerin bid de bu yolda davramstir, Tamakar savas adami, bence on para etmez:

PEDRO -- Dogrudur. Ve buglin hiristiyan ordularmda goriilen, hep, cok tama ve az yenginliktir.

JUAN - Baska turlu de olamaz ; iki Zit bir araya gelemez ki. Vurgun vurmayi diistinmeden savasa katilanlarm sayisi cok azdir, ben oyle sarnyorum. Ve en cok kar edenler, hep en az savasanlardir,

PEDRO - Tutsak ettikleri kumandanlara, turklerln daha . ne yaptiklarnu biliyormusunuz?

MATA - Ne yaparlar?

PEDRO - Uzun yasayip bir ttirlti gocmiyenleri yok-

'-156'-

etmezler ; boyuna basagartmamalari icin, kendilerine bir nafaka baglarlar: karsihk buradaki tiirk esirlerine de tipkisi yapilsm, diye.

YEMEKLER

MATA - BUtlin adetlerini gozden geclrdigimiz hal-de, az kalsm, yemeklerini unutuyorduk.

PEDRO - Bu yonden soylenebilecek olan, simdiye kadar anlatilanlardan azdir, sanmaym.

JUAN - Bizdeki saray halki gibi, onlar da debdebe ile mi yemek yer? Hie olmazsa, BUY"OK SENYOR?

PEDRO ~ Size SiNAN P A&lA' nm nasil yemek yedigini anlatayim, yuksek tabakamn ne tlirIii yedigini bundan ~lkartabilirsiniz; baska bir ornekten, orta hallilerin ne bicim yedigini ogrenirsiniz; ve SiNAN PA~A'nmkine bi·raz daha debdebe katarak ta, BUytJK SENYOR'Un nasif yedigini anlarSllllz. Yere oturmalari adet oldugu gibi, ye-meklerini de yerde yerler. Hahlar kirlenmesin diye, sofra, ortusti olarak yere, at derisinden veya at derisine benzer kahn ve renkli bir sahtiyan sererler ; pecete odevini gormek icm de, dart kenarmdan dizlerin ustune cekilebilecek kadar genis bir bezi derinin uzerine yayarlar: komlinyonlarda kilisede yaprldigi gibi. Yere serilen deriye «sofra» derler. 0 memlekette, bir senyorun sofrasma dahi meyva, break, tuzluk, tabak konmaz.

MATA - Yemi§ yemezler mi ?

PEDRO - Cok yerler, ama, yemeklerde degil. JUAN - Yenecegi ne lle keserler?

PEDRO - «Pide» dedikleri bir cesit ekmekleri vardir ; bunlari li~e boliip sofraya getirirler; parcalar, ufak tabak odevlnl gortir; herkes etini, kendi «pide» par~asmm ustune koyar. Tuza Iiizum yoktur, ~linkli ahcilarr 0 kadar' ustadir ki, yemeklere gereken butim ~e§niyi verirler. stNAN PA~A'llln konaginda, «~a§nigif» denilen kirk kadar

-157-

~~--------~--~-~----- _----

j~o~laru vardi: baslarma «<;a§nigir basis derler ; bizde kar~~llIg: metrdotel'dir ;glindelikleri bir bucuk riyaldir ; biitiin ~§~en, Pasa'nm sofrasma yemekleri tasimaktir. Sirf bu i§ l<;m, hususi bir sekilde giyinirler; her yil, Pasa kendilerine iki kat elbise verir; biri ipekli, biri de ince dokuma. BasJanna gecirdikleri, yenicerilerin uclari yatirtmah iiskiiflerine benzer; bir farkla, renkleri aldir.

MATA - 'I'anesi ne eder?

PEDRO - Yatirtmanm giimilsilne tas islenmemisse, -elli eskudo.

MATA - Sade yemekleri getirip goturtirken mi giyerler?

PEDRO - Pasa He arasiradisari ciktiklanzamanlar-da da. Bel1erine kemer sararlar, bun a da «kusak» derler : bir .k~n§ eninde, giimti§ telden orUlti ve zrrh gibidir; e~ hafifi elli eskudo eder,

JUAN - Goze hos goriiniir mii?

PEDRO - AUm veya glimii§ islemeli olunca, ~ semer bile giizel gorunur. Bunlarm hepsi, baslariyle birlikte, mutfaga gidip yemekleri sahanlarla ahrlar.

MATA - Sahanlar gtimtls mtidtir?

PEDRO - Her seyden once sunu biliniz ki, seriatleri 'glimii§ kapIarda yemeyi icmeyi, giimii§ tuzluk, gtimii§ ka:§~~ kullanmayi meneder. ULU - TURK olsun, prens olsun, buyiik veya kueuk olsun, seriatleri buna yetki vermez,

MATA - Ne soyltlyorsun ? Dediklerinin farkmda mism? ULU - TURK'iin gtlmlis sofra takimi olmaz olur mu?

PEDRO - Vardir, hem tiirliisii ve en fevkaladesi 'vardtr-; cirakmah kocaman samdanlarr da vardir ; ama, kendi yaptrrmamistir ; bunlar, Venedik'ten, Fransa'dan, .Macarietan'dan, Hirvatistan'dan gelmis hediyelerdir ; haz.nesinde sakh tutar, kullanmaz. SiNAN PASA'nm da §U~ .radan buradan hediye edilmis bircok giimii§ takimlari varedl; ama, 0 da kullanamazdr,

-158-

MATA - Mani olan kimdi? PEDRO - Kim olacak, seriatleri. MATA - Peki neye dayanarak?

PEDRO - Dimyada gumiis kaplarda yiyenler, bumn ahirette yapamazlar, derler; onlara fazlasi sorulmaz, MATA - 0 halde, nede yerler? Sahanlarr nedendir T PEDRO - Bakirdan. Bakm, Ingiltere'de islenen, «peltre» den daha guzel islerler, Biz nasil simsiri veya,

baskabir agaci tornada isleyip tiirlii turlu seyler yaparsak, onlar da bakm isliyerek yaparlar. Diledikleri bicimi. verdirdikleri bakir kaplar kalaylatilmca, giimii§ii andmrlar. Iste ULU-TURK'iin de, ileri gelenlerin de kullandlkla-, ri, bu eesit kapakh sahanlardir, Bunlari, eskidikce yeniden kalaylatirlar ; ucuza ~lkar ve yepyeni gozukiirler. (<<Peltre» 0 zamanlar Ingiitere'de yapihp kullamlan tutya, kur§UU vekalay karismasrdn-).

MATA - Nasil kalaylarlar? Bizde tencereleri ve tavalari kalayladiklari gibi mi?

PEDRO - Bizde yapilam dupediiz maskarahk, Onlarda, en iyi cinsten kalaya biraz da nisadir katarlar. Usta bir kalayci dort saat icinde BUYUK SENYOR'iin biitiin sofra takimlarim kalayhyabilir, Casnigirlik eden i<;oglan-, lar, ellerinde kapakh sahanlar, iki sira olarak mutfaga gidip yemekleri ahrlar ve ayni diizenlesDfraya getirirler .. «Ca§nigir basi» sofraya once kendi sahanim koduktan sonra, yamndakinin sahanmi ahp koyar; yarnndaki, kendi yamndakinin ve 0 da, obiiriintin sahamm ahp gecirir. Ve bu tertip tizere, biitiin sahanlar «casniglr basi» nm eline geQip Pasa'nm sofrasmi bulurdu. Yenen yemekler, sofradan kaldirilarak, gene ayni tertiple geri gottiriilurdu.

MATA - Sahanlarda ne gibi yemekler vardi? Baslica,

yemekleri nedir ? '

. PEDRO - Et kizartmasim pek az yerler, veya hig' yemezler; yemekleri hep yaglidir, «Corba» dedikleri bir:

-159-

.,"''''''''------

yemekleri vardir, italyanlann «minestra» SI; kasikla yenir.

MATA - Sahanlara doldurulanlarm hepsi de mi ~or~

ba? -

PEDRO - Her gun yedikleri, «pilav» denilen pirinc .yemegidlr ; koyun etinden et :suyu ve inek yagl ile piser; .sulu degildir, tane tanedir. «Pilav» a, ufacik, cekirdeksia .Iskenderiye iiztimil de karistirdiklari olur. «Pilav» la, bizde yenilen karanfilli salca veya bal yerine, parca parea ediIerek pisirilmis saleah semiz koyun eti iyi gider. Badem taneleri karistmlmrs taze ve kuru erik hosafi da iyi gider. .Pirincten, «zerde» dedikleri koyu ve sari renkte bir §ey daha yaparlar; bu, cok bal ister. Pirincle yapttklari ucuncii yemek te «tavuk corbasisdir ; tavugu parcalayip biber -de katarak pirincle pisirirler. Bir §€yi iyice bilesiniz, inek yagl katmaksizm hi~ bir yemek pisirmezler ; kizartma, yahni, kavurma, merciimek, nohut olsun, mutlaka yag katarlarf ekmegi bile yaga-bularlar. S!NAN PA~A'nm sof.rasmda en Iezzetli yemek, tere otlu,nohutlu ve soganh kuzu yahnisiydi; sik yedikleri ispanak ta lezzetliydi. Daha sayayim : etli, kabuklari soyulmus bugday veya sehri,ye; iizerine limon sikilan, merciimek yemegi; asma zamam, biberli ve baharli yaprak dolmasi: mevsimi olunca, patlican ve kabak dolmalari ; mevsim gecince, kaglt gibi .ince yufkalara sarih kiymah borekler. Yemekte ayrica sal·~a istememeli, kullanmazlar. Yemege pek diiskim degillerdir, Bana kahrsa yasamak iein yerler, yoksa yemekten bir zevk duyduklarmdan otiirii degil. Ka§lg1 ellerine geeirince, sanki aralarma seytan karismis ta kovahyormus gibi, ear·~abuk yerler. Iyi bir huylan vardrr: yemekte hie lafetmez.Ier ve fazla eglenmezler ; karmm doyuran, «Allah'a !}ok ;§ii.kiir», diyip derhal kalkar ve yerini hemen baskasi ahr. Yemek yontinden aralarrnda ayrihk yoktur; kimseyi tam:madrgi halde gelen biri, ayakkabilarim cikarip sofraya eoturabilir ve eline bir kasik ahp yiyenlere yardim edebilir,

-160-

Yemegini bitirince Pasa, Allah'a §tikrederek, sorrayi kaldmn, derdi.

MATA - Bizim gibi, onlar da Allah'a §ii.krederler mi?

PEDRO - Her halde, bizden ~ok. Bizim hangimizin, yilda bir kereden fazla hatrrlayip Allah'a §tikrettigimiz

var?

JUAN - ~Ukrederken ne gibi sozler soylerler ?

PEDRO - «E1hamdti Lillah Qok §iikiir Yarabbi, AI.lahutaala Padi§3hnmzm bir gtintinti bin eylesin», derler. (TUrk~e soyledigi bu sozleri ispl.lnyolca'ya da ~rh-).

JUAN - Giizel bir dua, ddgrusu; biz de trpkisim etmeliyiz. Hatta, etmiyenleri adalet veya aforoz yolu He zorlamak dahi yerinde olur.

PEDRO - Bu duayi gunde dart defa ols:un tekrarla-

mlYan turk yoktur, inanm. ., .

MATA _ Bir saham, bir ki§i mi, yoksa bes kisi m'1

.kaldmr ?

PEDRO _ Anhyamadim. Birsaham, bes ki§i mi kal-

dmr ? . ~l

MATA _ Bunu soruyorum, ~tinkti bu Isle kirk l~Og a-

.m garevlidir dedigin halde, saya saya sekiz dokuz yemek

saydm ? .. . .

PEDRO - Agzlli actin mi, sozlenne bir alay katma-

.san olmaz, Dikkat ettigl seye bak. Hepsi de yem~~te haztr bulunur, demedim ki. SaYIlanm ve gfuldeliklerlm a~lkladim, Mamafi, «pilav, sade bir saban konmaz; «zerde> d~ ;oyle, et te oyle, Felemenk usulii yerler; biittin yemeklen

-sofraya dizerek.

* **

;MATA - StNAN P~A ile kimler birlikte yemek

yerdi? \ .

PEDRO _ Kendi kolesi olmamak sartiyle. herkes bir-

Iikte yemek yiyebilirdi. Kolelerinden, va~ilige ~ahi ytikse~mis olanlar vardi ; ama, bunlar da birlikte Ylyemezlerd1.

-161-

~ogrudan dogruya kend] adamlarmdan olmadiktan sonra

bIT ahei yamag; bile sofrasma oturabilirdi. "

A '!UAN - Kendi adamlarmm ileri gelenlerinden mesela, kahyasl veya haznedan da mi birlikte yiyemezdi?

P~RO - Ba§ kahyasl ve ahglba§ISI, Pasa'nin ye~ekle~mden yemegs yetkiliydiler; ama, gene birlikte de- ' gI1.. ~~le ol:xuyan, yirmi dort turk u§agI vardi: glindelik-. len l~er nyaldl; odevleri, gektirme He denizden gezmege ?lktIgI zaI?an, kiirek cekmekti ; bun lara «kaYlkgI» denir; l§.te: kendi adamlarmdan yalmz bu kurekgiler, kendisiyle

blrlIkte yemek yiyehilirlerdi. '

MATA - Kurekgilik etmek iein, kole kullansaydI daha iyi olmaz mIydI?

PEDRO ~ Tutsaklara, gezinti gemilerinde giivenemezler; akIllarma geleni yaparlar ve adami hiristiyan toprakIarma kagIrabilirler, diye,gekinirler.GeleIimsofraya: Pa§a'mn emri lizerine sofra kalkmca, igoglanlan sahanlan, hemsn hemen ek:s;ilmemi§ olarak, aynj diizenle kaldmp haznedarm sofrasma gotlirurler. Haznedarm sofrasmda oda hizmetini goren igoglanlarla haremagalan oturup yer; bunlarm sayrsi elliyi gegmez, ki ben de, aralarmda idim. Bu yemekte vanva kadar eksilmts bulunan sahanlarr, di§an:ra bek1i~e.n obiir igoglanlarma gecerlerdi ; onlarda yiY)eb~lec~klenm yerdi. Bu i§ te bitince, sofraya konag~n terzllerI, kunduracIlan, demircileri, siIahgIlarl, kuyumcuIan ve saire otururdu; yemekler bir eok elden gegtigi icin, ~ele et olarak, iyi bir §ey kalmazdi, Ayn yiyen kahyaba§l ile ahgIba§ll1m sahanlan da, obtir hizmetkarlara giderdi.

MATA - Bir sahan, ne alabilir?

PEVRO - Bir olcek pirine, Nasil oluyor dasofradan so!~aya tukenmeden gegebiliyor diye. soruyorsun, degil, m!.

MATA - Tarnam, omm icin.

PEDRO - Bu munasebetle sunu da bilin ki, buttin ev

-162-

:halklm tek bir kisi kalmadan doyuracak kadar pisen ye.meklerden, kopeklere, kedilere ve havada ucan kuslara da bir seyler kalmahdir, Bunlara daartmamasi, hem biiyuk .gtinah, hem de ogursuzluk sayilir.

MATA - Yemek pisirilen kaplar biiyiik mildiir ? PEDRO - Konak halkma gereken yemekleri pisirebilecek kadar kocamandir, Kazana benzerler ; yalmz, kulpsuz ve agizlari biraz daha dardrr, «Tencere» denir ve tornada islenmis kahn bakirdan yapihr, «Tepsi» dedikleri, gene bakirdan, altlarr diiz ve kenarlarr yliksek bir kaplan da vardrr.

JUAN - ~arap icmezler mi ?

PEDRO - Yemekte iken su dahi icmezler ; ama, ye.mekten kalkmca eesmeye veya su bulunan yere gidip okuzler gibi ieerler, StNAN PA~A'nm konagmda, «§erbet» denilenden bir kaccegit bulunurdu. Kiraz, kaysi ve erik gibi meyveleri kaynatipseker veya bal katarak .ha.zirlamr, Bozulur, diye, hergiin tazesi kaynatihrdi, Ziyafetlerde «§erbet» icirmeden, konuklari sahvermezler.

MATA - Ziyafet verirler mi?

PEDRO - StNAN PA~A'mn DORGUT'a gektigi iki ziyafetten daha parlagi bizde gorulmemistir. Kanathlarm her cesidi, tiirlii hamur isleri, oglak, ada tavsam, kuzu, neler yoktu.

MATA - Tavuk gogsli yapmasim bilirler mi? PEDRO - Tavuk gogsli de, tavuk gogstine benziyen §eyler de yaparlar. Ancak, onlarm yaptiklari, ~izde yapiIanlar gibi kuru degildir, sulucadir, kasikla yel1l~: Esas~n: biitun yemekleri sulu oldugundan, bizdeki seny~rle~ gibi susamazlar, Ispanya'daki senyorler, sirf fazla icebilmek iein, kizartmalar ve barsaklarrparahyan baharatla dolu tiritler yerler, Ve iste bu yiizden, az yasarlar. (Bata'da, su.samak ve i~mek sOzierl, sarap istemek ve sarap i~ek anJamma da gem-).

-163-

bunu demesine sasmam, para koparmak i~in soylerler. Ama, bu gibi yavelere inanan koea hayvanlara ne demeli? Bu da, yiirek agmsma karst bilmem ne tirnagmi, bilmem hangi hastaliklara karst kiymetli taslarr ve altin tozunu saghk vererek, hakiki tababetin bulup tatbik ettigi faydab ila~lan baltahyan uydurmalardan.

JUAN - 'I'irnagm, «koea hayvan» tirnagr ise, tutaraga karsr birebir geldiginin ben sahidiyim. Bir hakim tammistrm, onda bir tane vardi; basari He tatbik ettiginf. gozlerimle kirk kez, elli kez gordUm.

PEDRO - Nasil ?

JUAN - Zavallmrn biri, yere yikrlmisti: kafasini saga sola carpiyordu: hakim yetisti, trrnagr parmagina takti, adam da kalkrverdi.

PEDRO - Hakim kendi parmagiyle dokunsaydi, gene kalkacakti.

JUAN - Nasil kalkabilirdi? Parmagmda ne gibibir keramet olabilir ?

PEDRO - Kendisinde koea hayvan tirnagt vardi, demedin mi? (Slgm'm Ispanyolea bir ad! da koea hay-van'drr),

JUAN - Evet.

PEDRO - Hah, 0 hakimden ve sizin gibi 0 yavelere inananlardan daha koeaman hayvanrm olur? Bir kimsenin parmagi ueuna dokundurarak, 0 kisiy! iyi edebilecek keramette bir nesne bulunduguna inanaeak kadar dustineeleri kit insanlar da varmis! Yahu, en kizgm ates parea- 81 bile, kuru bir tahtayi veya bir bez parcasani yakabilmek icin, gene bir miiddet ister. Yer yiiziindeki hekimligin iyi edemedigi bir hastahgi, bir esek tirnagi dokundurmakla iyi etmek, olur §ey mi?

JUAN - Gozlerimle gordtim dedigim §eyi yalanlamak fazlaya kacmaz mi ?

-166-

PEDRO - .Neden olanuyacagtm, sebepleriyle belirt ... mek miimkiin.

MATA - izah edersen, bir diyecegimiz kalmaz. PEDRO - Herseyden once sunu biliniz: bu hastahk arasira keskinlesir, srtma nobetleri gibi. Ve kocakarilarin, yurek agmsmdan veya darligmdan dogar dedikleri, masaldan ibarettir. Dogrudan dogruya dimagla ilgili bir hastahktir. (Bunu :ooyledlHrtten sonra, biT taknn tJbbi izahlar-

da bulunur)', .

MATA - Pek acik anlattin, ben kavradim.

PEDRO - Dedigim nobet, bir ceyrek, cok cok yarim saat stirer. I§te, agzmdan kopiik salarak nobeti son a eren hastanm kalkacagi sirada, hakim 0 yerden gecmis ve tirnagl dokundurmustur. Madem iyi ediyormus, tirnagi hasta, iizerinde tasism dagorelim. Siz beni, tirnak ve sigm gormemis mi samyorsunuz ? Senjan §ovalyelerinden bir ki§i tamrdim, tutarakti: adamcagiz, neler tasimazdi: tirnak 00, antika paralar mi: kendisine pek pahahya malolan kiymetli taslar mi, nelervneler. Tasisa da, tasimasa da, hastahgmda en ufak bir fark gOziikmezdi. Merak ediyorsamz, adnu da vereyim : Kalabriya'h kont de Monte Leon'un kardesi don Fabricio Pinatelo. (:i:talyancasil PignateUi'dir; italya'nm meshur tarihi bir ailesidir ).

JUAN - Taslarda, nebatlarda ve laflarda bir takim hasiyetler bulundugu, dogru degtl midir ? '

PEDRO - Hep kocakarr masah, hepsi uydurma. (Bu giboo ~eylere inamnanm, incil'lerin buyruklari ile de bagda§amlyacaguu orfuya dOker).

JUAN - Sen ne dersen de, bunlardaki sagiltici hassalara, senin gibi ve senden yliksek hekimierin basvurdugunu gormedim degil.

PEDRO - Benden iistiin hekim pek eoktur ; ama, bu dediklerine ha§vuranlara hekim denmez ; bunlara italya'da

-167-

«~a.rlatan» denir. (CidditIb kitaplaruun ~ birlnde, btl gi_ bi ~ylere yer o~ anJatJr).

JUAN - Peki altm, yiirege ferahhk vermez mi? Buna da, hayir de bakahm, (Esld Qaglarda, altmda ferahlafaCI bir hassa goriil'lerdil).

PEDRO - HaYIr diyorum, evet, meger ki tikir tikir elegeesin. Ben para sayilan bir yerden gectim mi, ferahlamadan cok, sikmtr duyarim; baskalarmda bol bol varken bende bulunmadigrm gordtigtim icin, Her halde, bir hafiflik duymak icin de gormek gerekir. ytiregin gozleri mi var ki yen en veya icilen altmi gorebilsin? Cahil ve yiizstiz hekimlerin «dublon» u neden kaynattiklarmi, bilir misiniz? Senyor'tin, «dublon» u doktor efendi alsm, diyecegini umduklarmdan, Ve hastaya diisen nedir, biliyor musunuz? :;larlatan hekimin apardigr altmdan kalan miilevves suyu, arilma niyetine icmek. Beni dinliyin, hasiyetli taslar varsa sizde

. ,

faydalanna §iiphe olmiyan degirmen taslarr He degi§tiri-

niz ve, artik, sigma laflara son verelim, (Dublon altuu, degeri yiiksek bill.' ispanyol parastdrr).

MATA - Allah camrm alsm, eger dogru soylemiyor-

sa.

PEDRO - CahiI hekimlerin bistun bu yaptiklari, okuyup cahsarak ogrendiklerine mi dayamr ? Yoo, hep kocakarilarm uydurduklari laflara. Yay taslara, otlara ve palavralara SIgman keramete!

MATA - Juan de Voto a Dios, sana bir sey soyleyim . ?

ffil .

JUAN - Neymis, soyle bakahm.

MATA - Pedro de Urdemalas'la felsefe yarrsma kalkismiyahm, ne etsek basa cikamayiz, her seye seytan gibi karsihk yetistirtyor. Soracagumz kaldiysa, ona bakahm: tiirkler horatacilardan vecalgrcilardan hoslanirlar mr?

PEDRlO - Bir ge§it basamaksiz kitaralari vardir ; bununla, kendi havalarma u.yan turk sarkilari calarlar.

-168-

«Levend»ler de, kocaman kasik biciminde, ug telli bir saz kullamrlar ve calarak giindilzleri sokaklarda dolasmayi huner sayarlar,

JUAN - «Levend», kimlere denir ?

PEDRO - Denizde savasanlara ; bizim korsan dedigimiz, Istanbul'u alan Sultan Mehmed'in ovudune ragmen, horatacilan da vardir ; bunlara «maskara» derler, Bu hususta, slmdiki imparatorlarmm biiyiik babasmm babasi olan Sultan Mehmed'in soyledikleri pek hostur.

JUAN - Ne demis ?

PEDRO - Bir giin, neden obtir krallar gibi saraymda soytari bulundurmadiguu sormuslar. Neye yarar diyin-' ce, guldurur ve eglendirir demisler, «Bunun ieinse, bana bir siyahiyi veya hiristiyam getirin. bir kere tiirkee konusmaya baslasm, yer yiiziinde hie bir horataci 0 kadar gtilduremez», demis, Pek te dogru soylemis: gunku tiirkce; oldukea kapah bir dildir ve biribirine benzer bir cok sozleri vardir. Oraya gidince tiirkce konusmaya kalkisirsa, karsismdakileri giildiirmiyecek bir ispanyola raslanamaz. Benim de basimdan gecen iki olayi anlatayim, Bir giin, gayetguzel ve zengin bir hamma bakmaya gitmistim: kendisini, bir gok hanimlar yoklamaga gelmisti: ° gun, atesi du§mu§ ve iyiceydi; ne yiyebilecegini sordu. Ben, tiirk~e bildigimi gostermek icin tercemanm yardmnna basvurmadan, «Hammefendi hazretleri, artik iyisiniz; aksama biraz zeytin yagl ve sirke damlatarak, haslanmis salata yiyebilirsiniz; iizerine «bir pare zeker» de katabilirsiniz», dedim .

MATA «Zeker», ne demek?

PEDRO - «Azucar»a ~<§eker», ve erkegt kadma yaklastrrana da «zeker», derler ; bir harf yuzlinden, yamlmisim. Agzlmdan cikam duyar duymaz, terceman dirsegiyle beni durttlsturmeye basladi, 0 dirsekledikee, ben tekrarliyordum. Gtilmekten katilan hammlar «TIe 'i», «ne ?» demekten kendilerini alamiyordu. «Ne», sorgu edatidir. Kadmlar

-169-

------------------ -----

«ne?» dedikce, ben de «zeker» diyordum. - Soze terceman karl§~r~k, «Hammefendiler, kusura bakmaym, seker de~ mek lstiyor, soyledigini bilmiyor», dedi. Rep bir agizdan, «pekaJa senden iyi konu§uyor», dediler. 0 gimden sonra her gidi§imde, gultiserek, «zeker» ister misiniz, diye bana taklhrlardl.

~ ~T~ - Kadmlarla goru§ebilmek icin, en iyi meyanclhgI dil bilmemek yapar; diledigini soyliyebilirsin: ileri

gitsen bile, dilbilmemene bagaslanir. '

PEDRO - Bir gun de, bacagmda bir yarasi olan bir tiirke bakmaga giden arkadagim ihtfyar cerrahla beraber~. ~htiyar .ttirkge bilmedigi icin, bana, §6yle bit ignecik getirsinler, bir damari dikmek gerekiyor, dedi. Ben de hastaya, «incit gerek», dedim. Adamcagiz, incirin yarasma iyi gelecegini sanarak, bacagim siirtikltiye stirtikluye sokak~ar~ .dti§tu ve, yarim saat dolasarak bUlabildigi birtabak ~nc~l getirip onumtize kodu. Ben, ikramda bulunuyor, diye, mcirt yemege koyuldum. tstahh istahli ab§brdrglilll goren turk, inciri bunun iein mi Istedigimi sordu ise de.: arkada§IIDIll. isaretierle anlattigi igne gelinceye kadar, gene isin farkmda olmiyarak, incirleri yemege devam ettim. 19ne gelince, dti§ttigtim yanhshgm farkina vardim: ama artik, sesimi eikarmadnn. 0 srralarda ugrayan bir yahudiye, h~sita, «neden beni bu hasta halimle sokaklara dti§tirdiigti~ nu, soruver; ben ona pekaJa incir alabilecek parayi verirdim» dedi. Yahudi sorunca, incir mineir istemedigimi, ispanyolca anlattim, Bu sefer, ihtiyar cerrahm - istedigi seyin ttirkgesini benden sordu. dgnecik» diyecegime «incir» diyince, i§ anlasildi ve, beni esek yerine koyarak, giilii§tliler. 0 giinden sonra, 0 yerden gectikce yanlarma ugrar, «incit» 181ml ytiksek sesle tekrarlar, onlar bana sarap ikram eder ve sakalasirdik,

* **

JUAN- Geceleyin ~erag kullamrlar mi?

-170-

PEDRO - Gece pek sokaga glkmazlar; cikanlar da, ~erag kullanmaz. Onlarm aydmhk vermek igin kullandiklarma, «fener» derler. «Fener» ler, alb koseli, demir cubuklu, ince bez kaphdrr ; ve ceragdan parlak bir isik verirler.

JUAN - Yemeklerin sonunda, herkesin Tanrr'ya ne yolda.sukrettigini anlatrmstm: yemeklerden once nasal dua ettiklerini soylemedin; yoksa, yemege baslarken yalvarmazlar mi ?

PEDRO - Sade yemege degil, her hangi bir i§€, «Bismillahir Rahmanir Rahim», demeden baslamazlar. «GOgu, yeri, ve her seyi Yaradan'm ismiyle», demektir. Bu miinasebetle, deniz seferleriyle ilgili bir adetlerini anlatayun. Karada da tutumlari boyle midir, degil midir, pek bilmiyorum. Donanma acilacagi vakit, kitaba bakarlar; bizdeki fal kitabmm benzeri. Kitap, git dedi mi, gemileri dti§man gemilerinin yarismi bile tutmasa, gene yollanmaktan geri kalmazlar; yok, gitme dedi mi, btittin hiristiyanhk alemini ele gecirmek mtimkiin goriinse dahi, yola doktilmezler.

JUAN - ~arap icmemelerinin sebebi nedir?

PEDRO - Bunu benden iyi anlatabilecek pek az kisiye rashyabilirsiniz; anlatacagrmi, bir cok bilginlerinden dinliyip ogrendim: Muhammed, bir gun bit bahcenin kenarmdan gecerken, bir alay gencin ziplayip athyarak oynadiklarmi gormils ve, eglenislerini hosuna giderek seyrettikten sonra, yoluna devam ederek, camiye gitmis. Aksam, camiden ~lklP gene bahcenin kenarmdan gecerken, bu sefer genclerin sarhos olduklanm ve kiyastya dogii§iip biribirlerini yaraladiklarim gormus ; sarhos olmadan once aralarmda kiskirticr en ufak bir sey gecmemisken. Bunun iizerine, sarhoslari ilenip insanlarr hayvana cevlren sarabi yasak etmi§.UQ giinltik uzum suyunu icebilirler, giinku daha siradir ; dordiincti gim, artik icilemez, giinku saraplasrmstir.

-171-

MATA - Tlirklerin bag kurmaga yetkileri var nudir ? PEDRO ~ Uzlim ve kuru tiziim almak icin bag yetistirenler vardir: ama, saraphk iiztim iein bag kuranlar, hep hiristiyandir.

MATA - Bugday! kimler yetistirir ?

PEDRO - Bunu, Anadolu'nun bir eok yerlerinde, tiirkler. gak ta davarlari vardir.

MATA - Siitle baslari hos mudur?

PEDRO - Taze siitti pek sevmezler ; eksisine doymazlar.

MATA - Ek§isi dedigin de nedir?

PEDRO - «Yogurt» dedikleri. Bize gore eksidir: ama onlar «yogurt» tan, bizim «krema» dan hoslandigmuzdan daha Qok hoslamrlar, Biitiin yrl yaparlar, Slitii maya He koyulastmrlar, maya olarak gene «yogurt»u kullamrlar, ilk maya incir strtimden yapihr.

MATA - <.;okek§i midir?

PEDRO - Limon suyundan az eksidir ; biittin Yakm - Dogu'da, daha duskim olduklari bir yiyecek yoktur.

MATA - Buda akil mi? Taze slit dururken. PEDRO - Tad denilen, munakasa edilmez.; onlar ek§iden; siz tathdan hoslantrsamz. Mayalamp koyulasmis stitli, bir torbaya koyup siizerler ; yemek veya icmek istedikleri vakit, biraz ahp arzularma gore oranhyarak sulandmrlar,

MATA - Berbat bir §ey olsa gerek.

PEDRO - Senin begendigin «krema», onlarda da vardir ; «kaymak» derler ; ama, «yogurt» u sevdikleri gibi sevmezler, «Yogurt», hele sicaklarda, cok iyi bir yiyecektir ; salca gibi kullandiklari da olur, Artik, kisa kesmek istediginiz! anhyorum; sesiniz hafif cikmaga basladi, farkmdayim.

MATA - Dogrusu, benim aklima soracak bir sey gel-

-172-

i.

'r

[:

rL .. ~~- _

.miyor ; yalmz, Istanbul'un nasil bir sehir oldugunu bilmek .isterdim.

PEDRO - Onu da anlatacak miyiz ? MATA - On dan baslamahydik.

JUAN - Ben once, «camelote» dokurlar ve giyerler rni, onu da ogrenmek isterdim. (Eskiden deve yunilnden, sonra k~ luJ:mdtan, daha sonra ipek te kan~tInIa.rak dolmnan bir .~t knmasm atlrtdIr).

PEDRO - istanbul'dan uzak olmiyan, Ankara adrn-

da bir sehir vardir ; orada dokurlar,

JUAN - Neden dokurlar, ipekten mi? PEDRO - Ipeklisi Venedik'te dokunur,

JUAN - Ben, orta evsafta olanmdan bahsetmek isti.yordum,

PEDRO - Ankara'da dokunanlarm tiftigi ince degildir, kaba yiinli andmr, Bu tiftigi veren keciler, sakiz agacinm sade bir yerde yetistigt gibi, yalniz 0 yerde yetisir. .Baska yere goturiildii mii, ayni tiftigl vermezler.

JUAN - Dokumalar, nasil oluyor da ipek gibi parlak ~lklyor?

PEDRO - Killarin kendilert parlak. Bir post alsamz, yiinli kaba olmakla beraber, ipek samrsima. Tlirkler bu _postlan yataklarma da sererler.

JUAN - Ucuz mudurlar ?

PEDRO - Bir gift post, beyaz olursa, iki yiiz akca

yani dart eskudo eder; kara olursa, lig yliz akea.

JUAN - <;ifti mi? .

PEDRO - Evet.

JUAN - Ucuz mu ucuz ; burada, on iki eskudo'ya ala.mazsm.

PED'RO - Bir de, «muhayyer» dedikleri bir yiinleri vardir, Ohiirli gibi parlak olmamakla beraber, gosterisli ve pek ucuzdur,

JUAN - Matalas Callando gibi, ben de pesediyorum;

-173-

arnk, tstanbul'u anlatmaya bashyabilirsin.

PEDRO - Durumunu ve amlmaga deger §eylerinf pek kisaca anlatacaglm; .yalniz, yok yere ··s.ozUmii kesmeyin.

JUAN ._ Emin olabilirsin.

ISTANBUL

PEDRO - istanbul, «BliyUk Deniz»i Ege Denizi'ne baghyan kanalm kiyrsmdadrr, (Biiyilk Deniz, Karadeniz'inc eski adiarmdae. bfriidir). Kanalin karaya saplanan bir girintisi, sehrt yarunada sekline sokar. tki fersah uzunlugunda olan girinti, Istanbul'un limamdir, Biitiln Akdeniz'> de. boyle birliman bulunmadigina inanabilirsiniz. Dilnyada, ne kadar gemi, kadirga ve kayik varsa, bu limana slgabilir. Mavnaya kaYlga ltizum gostermeksizin, herhangi birgemi, karaya' yanasip yiik alabilir ve yiiklinii bosaltabilir, Bu Iimanin bashca iistlinlUgll,bir yanmm Istanbul'a.rbiryamnm da Galata'ya bitisik olmasmdadrr, Eni, bir §e§hane menzili tutar. Bir kasabadan obiir kasabaya karadan gidebilmek iein, dort fersahhk bir yoldan dolasmak gerekir, Fakat, ufak bir para ile, karsidan karsiya istenildigi dakikada geciren, istenildigi kadar kayik bulunur, Reis ve gemici gibi deniz adamlarmm hemen hepsi, Galata'da yasar ; C;linkU tersane oradadir. Kadirgalar orada yapildrgr icin, tutsaklar da orada alakonur: ULU - TORK'Unkilerin bir kISmI biiyiik kulede, bir kisrm da bugi.in cami olan «Sant Pablo» da; Kaptan Pasa'mnkiler, baska bir kulede, Reisler, tutsaklarmi kendi evlerinde alakoyarlar.Tersanenin, kemerli ve ortiili! bir sira kayikhanesi vardir ; her birine, birkadrrga cekilebilir ; kac kere saydun, yiizii tutturamadim, ama yaklasir. Galata dort bin hanelik bir kasabadir: biitiin Venedik'li ve Floransa'h bezirganlar, burada otururlar : bin hane kadar olsalar gerek, Latin Kilisesi'ne bagh Uc; manastm vardir: «San Fransisko», «San Pedro»

-174-

've «San Benito». «San Benito» daki tasvirler, hep mozayik ve kusursuzdur; biitun Yakm-Dogu'nun en genis kilisesi oldugu halde, 0 da kocamis, tek bir papazi vardi. «San Pedro», «Dominiken» lerindir ve oniki papazi vardir ; «San Fransisko» nun,yirmi dort, Bunlarm ikisinde de, her gUn ve her saat, duah ve sarkih liturya eksik olmaz; Ispanya'> .mn en tamnrms manastirlarmda oldugu gibi. Orglari ve .c;anlan yoktur; biiyiik bayramlarda, org yerine borazan kullamrlar. Bir saygtsizhga ugramasmlar, diye, BuYOKSEN¥OR'Un emriyle, her manastirm kapisinda, ellerinde :topuz, iki yeniceri nobet bekler, Merak eden bir tiirk ic;eri .girmek isterse, §U tenbihi gecerek, birakirlar-: «Gir, bak ve sesini e;lkarma, yoksa comagi kafana yersin». Galata'da .hic bir yahudi oturmaz; yalniz, sergileri vardir ; aksam 01- .du mu, tentalari indirirler ve yatmaga evlerine Istanbul'a -donerler. Oturan rum ve ermeni coktur ; yabanci gemiciler .de buraya inerler, Rum ftrincilarm cikardiklarr ekmegin, diinyada esi yoktur; halk icin cikardiklarr ekmek bile, bu.rada, bizim senyorlerin yedikleri francaladan a§agl degildir; hele, «melantiyo» dedikleri, tizerlerine susam veya .anason ekili e;oreklerine doyum olmaz,

MATA - Tlirkler sarap icmediklerine gore, orada pek azmeyhane bulunsa gerek?

PEDRO -Tlirkler icmemis ne eikar, hiristiyanlar ve 'yahudiler dururken ? Hem cok iyi meyhaneleri vardlr, ucuz cia. Birine girdiniz mi, imtihana tutulursunuz. Once, beyaz .mi kirmizi rm, diye, sorarlar. Beyaz dediniz mi, «Kandiye mi? Gelibolu mu?» derler. Hangisini secseniz, lie;Uncli bir.sorgudan kurtulamazsimz : kac yilhk ?

MATA - Bu kadari, bizde sarayda bile bulunmaz. PEDRO - Yiyecek ieecek yonimden orlarm durumuUU, Ispanya'nmklne mi benzer sandm?

JUAN - Ucuz muydu, bari ?

PEDRO - Misket He hepsinden iisttin olan «Malva-

-175-

ziya» nin ?inligini,. d.art «asperos ya verirler, sayet dort, yIllIk_sa. BIT vey~ iki YIlhgl, ii!; «asperos yadir ve «Sant ~~rtrn»~e~ asagi degil, iistiindUr. (Malvaziya, Mora'nm g~ey-dogu suna dusen bir kasabacIktIr ve, saral» ile, tarihte pek me~hurdur. Sant Martin, ispanya'da bir kasabadlr).

MATA - Ya kirmizisa ?

. PEDRO - En makbulii, rumlarm «topiko» dedikleri, ~~: ~<t?piko» yerli demektir ; sertee ve rengi aciktir ; binlignu iki <~a~p~r~» ya verirler. Sonra, bizdeki «'I'oros yu and~ran, Midilli run ve Sakiz'm koyu saraplari gelir; binligi bIT buguk «aspero-, duro Trabzon'dan, Marmara AdasI'ndan v~ Egriboz.'dan da cok sarap gelir; binligin! yedi «rnaravedi», ye v:rdikleri iein, tutsaklar bunu icebilir, (Toro,ilspanya da bir kasabadlr. Aspero ve maravedi, ~panyol parasidrr, Yazar, bir fik.ir vel'ebilmClk amaea He, fiyatlan hep, dublon, duka, eskudo, reaiJJ, aspero, maravedi, diyerek, ispanyol parasma go~ belirtir). Galata'nm bashca sokagi, ~~ant Pedro» eokagidir: ticaret evleri burada bulundugu rem, bura~~ «Lo~~a» ~erle:. Tersane, bati'ya bakan kapi, tarafina diiser ; gunesm d0151dugu yana da acilan bir kapi vardir ; toplarm daktildUgti yer demek olan «Tophanes, buradadir. ~u kapidan sonra, bogaz yukan dogru gider. «Tophane» lim avlusunda, kundaklari almrms pek cok top atrh durur. Ordusunun bashca tOPQu kuvvetini bu atilmis toplarla kurmaktan memnun kalacak krallar yok degildir. ~:a!.armda ~dos'tan, Bodin'den ve Belgrad'dan almmis buyuk kuluvrina'lar ve iclerins bir adam sigabileoek kadarkocaman toplar da vardir. (Galata'run alili kilometre uzunlugundaki sudan 1865 tarfhinde kaldmlnnstn-).

JUAN - Ne diye oraya YIgmI§lar?

PEDRO - Liizum gormedikleri icin. ~ayet, bir yerde bir top gerekirse, buradan arastmp ahrlar,

MATA - Hepsi demirden mi?

-176-

PEDRO - Yoo, tunctan, hem can yapilan en moe tunctan.

MATA - Atih Inraktiklart 0 iri toplarin sayisi, ne ola-

bilir?

PEDRO - Saymadrm ama, dort ylizii bulmah, MATA - Dort ytiz pare top? (:Ok dogrusu.

PEDRO -- Bunlar atilt olanlar ; demek ki kullanilanlar daha da cok ; oyle ya, madem Iiizum gormeyip at~ mislar, Galata'da ve Istanbul'da, cami, hamam ve rum kilisesi boldur; bunlarm sayisi bir kae bine varrr. tki tarafrn da hamamlarmm gosterisi uzerinde durmaga deger. Disardan, onemli saraylari andmrlar ; yarim portakal biciminde, kursun kaph kubbeleri vardir. tgleri mermer, ye§im ve somaki doselidir. Sagladlklan kazanc, yaptiklarr bu masrafr karsilar : gunde elli «eskudo» getirmiyeni yoktur.

MATA - Bir kisi, kac para He cikabilir ?

PEDRO - Adamina gore; yarrm riyal, bir riyal, iki.

riyal verenler vardrr ; yoksullar bir akca verir.

JUAN - Kae kisi birlikte yikanabilir ? MATA,-- Ben de onu soracaktim,

PEDRO - Ufak sayilan alti kubbelilerde, seksen kisi birlikte yikanabilir.

MATA - Tekneler de mi ytkanirlar?

PEDRO - Nasil yikandiklaruu anlatayim. Her gelene mavi bir pestamal verirler; dizden a§a~ sarkan pestamah bele dolayip halvetlere gegilir. Her halvette, iki veya Ug kuma bulunur; her kurnanm, biri steak ve biri soguk su akrtan iki muslugu vardir ; kurnaya doldurulan suyu, herkes diledigi gibi ayarlar. Kurnalann kenarlarma kalaylanmis taslar konmustur ; tasi kurnaya daldirip ahnan su; basa sirta dokiiliir ; kurnanm icine girilmez. Yerler mer mer oldugu igin,gtUnU§tel'l bir legen kadar temizdir. Hamamdakiisciler, tstediginiz gibi sizi yikarlar. Sade turkIer degil, yahudiler, hiristiyanlar ve Yakm-Dogu'da kim.

-177-

ya ugramiyor. Qiinldi, deniz kiyismda bulunan bir ~ok hider, gereken seyler] alamadiklarmdan dolayi, ~lklTItIya" ugrarlar,

PEDRO - istanbul gibi iki denizleri olsaydr, onlar da; sikmtiya diismezdi. Karadeniz'i Akdeniz'e gotiiren deniz yolu, elli altmis fersah tutar. Bu yolun bir kiyismda bulunan Istanbul'dan Karadeniz'e kadarv bes fersah vardir: Bu durumuna gore, sol kolu, gen~ligi iki yiiz ve cevresi dort; yliz fersahi bulan Karadeniz'e ve, sag kolu, Akdeniz'e yonelmis demektir., Denizlerde dolasmadigimz igin, bu anlatislarimdan pek hoelanacagimzi sanmiyorum, Ne yapa-· lim, sarapla nohutta:n bahsetmekle her sey anlatilmis 01-, mazki.

JUAN - Kavranmasi gliQ Iaflara bogmadan anlatir-. san, dinler ve hoslarunz,

PEDRO -,-·Peki, daha da acik konusayim, Gemileri ylirliten rlizgarlar. ya Gliney'den ve Bati'dan, veya Kuzey'« den ve Dogu'dan eser ; baska rlizgar yoktur. Gliney'den ve Bati'dan esti mi, biittm gemiler, Kahire'den, tskenderiye"den, Surye 'den , Kibris 'tan , Girit'ten, hasih Cebelitarik'ten. tutun da btitiin Akdeniz'den tstanbul'a gelebilir. Kuzey'> den ve Dogu'dan esti mi, Trabzon'dan tutun da Kefe ve Ten Suyu'na degin btitiin Karadeniz kiyilarmdan, gene, Istanbul'a gelebilir. Havalarm uygun oldugu zamanlarda Ka-· radeniz'den gelen gemileri gorseniz, don an rna sanarsimz . lstanbul'da geeirdigim liQ yil iclnde, ekmek olsun, sarap, et ve meyva olsun, azik sikmtisi cekildigini gormedim,

MATA - tstanbul'da hio eksik olmadigmr soyledigin ~yler, pahah midir ?

PEDRO - «Pazar ekmegi» dedikleri ve iki okka ceken Qift ekmegin okkasi yarim akeaya gelir; lnce undan yogurulmus kar gibi bir ekmekleri daha vardir ; bunun okkasi da bir akcayadir. Koyun etleri, Kastilya'nm en iyi etleri ayartndadir ; ill yliz dirhemini bir akcaya verirler. Di-

'varsa, bu bieim yikarnr. Ben de, her onbes glinde bir ha.rnama gidip yikanarak, hem sihhat bainmmdan kendimi 'toplar, hem de temizlenmig olurdum, 'I'ipkismm burada da yaprlmamasi, bizden yana bliylik bir eksikliktir, Tlirklerin, hakh olarak, bize yonettikleri tenkidlerin bashcasi kirli -olusumuzdur-; !spanya'da, omru boyunca iki kere yikanrms €rkek ve kadm yoktur.

JUAN-Zararhdlr da ondan; yikanmamn cok kisiye .zarari dokundugu gortilmtistttr,

PEDRO - Dedigin, ahskm olmamaktan ileri gelir. Bir ;a~l§llsm, bak dokunur mu? Halleri vakitleri yerinde olan kimselerden, erkek olsun kadm olsun, tek kisi yoktur ki, _h~f.tada b~ kere ve ekseriya persembe giinleri, hamama .gidip Kendisi ve beraberindek] kimseler iQinbir «eskudo» brrakmasm.

JUAN- Eckeklerle kadmlar, birlikte yikanmaz mr? PEDRO - Namus konusunda cok titiz olan tiirkler bunu nasil ,yapabilirler? Erkek ve kadm hamamlari ayr~ -ayridir.

MATA- 0 hamamlarda kim bilir ne Kadar su harca.mr.

. PEDRO -:- Her hamanun cesmesi vardir. DUnyada,

Istanbul ve Galata Kadar cesmesi bol sehir yoktur, Bir Qok .havirsever tiirk, Qe~melerden uzak bulunansokaklarda, su . mahzenleri .yaptrrrrlar ve bun larr, hergim, Kendi hesaplarma doldurturlar. Muslukyerine, ahsap tikac kullamrlar; tlkaQl yerlestlrmeytp suyun bosuna akmasma sebep olmak, .pek biiyiik gunah sayihr. Dogu'dan Batr'ya degin yer yli_ zilnde, eski am Bizans olan istanbul kadar uygun bir yere kondurulmus bir sehir yoktur; QUnkU gereken seyleri ge_ tirtebilmek yoniinden bir sikintrya ugramaz ; yeter ki 0 ,§eyler, diinyamn bir taraftnda bulunsun.

JUAN - Benim de kaf'amm takildigi, bu nokta iite· -deniz kenarmda bulundugu halde, nasil oluyor da sikmtr-

-178-

-179-

::§i buzagr ayni fiyatedir; ineginki yarismadrr, Koyunu canh almak da~a elverislidtr: bir :slirliye raslayip en semiz koyunu lSe~sen~z: ~~m «eskudo» ya, bilemedik yarim «du~a>~ ya, alabilirsinie, Beheri on okka gellr, ciinki! beste bi.rIm. kuYI1;I~ tutar. (Yat1ID.ll", istlanbul'un uCllzlugunu beli'r,tebj~k l~n, tartrlar!l ve degerleri, 3Jsilrla,r boyUnca, deglstiklermd.en . dolayt ~~ihnesi. pek gii~ o1aniJspanyol pa,r~l ve ol~illeriyle verir. Et kOntlsunda, s:Igu- veerkek dana etlerinden bahsetmemesi, dikkate deger),

MATA - Kuyruk, 0 kadar ceker mi?

PEpRO - Alb veya yedi «Iibre, cekeni de vardir. JUAN -Koyun kuyrugu mu?

PEDRO - Evet ve, ustelik, ~ogu dort boynuzludur. MATA - Omriimde boyle ~ey i~itmemi~tim.

PEDRO - Olagan §eylerdendir; Afrika'da ve Sarden.ya'da bulunan herkes, bilir. Tlirkler, ho§lanmadlklan icin, basa ve sakatata aldms etmezler.

MATA - Meyva bol mudur ?

PEDRO - Istediginiz kadar, hele kuru yemis. JUAN - Kuru yemis dedigin nedir ?

PEDRO - Incir, iiaiim, badem, ceviz, frndik, kestane ve fmdik. Uztim pek boldur, her cesidi bulunur, mlsketine varmcaya kadar,

JUAN - Bu yemisler yerli midir, yoksa disaridan mi .gelir?

PEDRO - Biiyiik bir kism; yerlidir, hele uzum: ~tinkli topragi pek verimlidir. AIDa, ~ogu tasradan gelir. Kiraz pek boldur ; visne azdir, sevmezler de, iiztim gibi kurutup kaynatarak serbetini icerler, tadi fena olmaz. Visne Italya'da da azdir, en cok Bolonya'da bulunur, adr «maraska» dir. Kastilya'dan disari crktimz mi, Kudus'e degin gecece-

giniz biitim yerierde, dilimli elma ve yarma erik goremezsiniz; ama, istanbul'da, miselmasi dedikleri ve bizim diIimli elmalarimiz kadar lezzetli, ufak ufak elmalar bulu-

-180-

nur. Armut, elma, kavun pek boldur ve bizdekinden UCUZdUf. SiNAN PA~A, ULU-TORK'lin vekili olarak tanbul'u idare ederken, konaga hediye cok yemis Bir kez, karadan yirmi glinltik yoldan BUYOK Nr.-,,.T"7"X·,,,,

getirilen <:;e§itten, sekiz kavun getirdiler; tadlanm anlatamam ; glirlimeg'e yiiz tutmus olanlarin tadlan bile, en iyi: kavunlarinkinden irstimdu. gekirdekleri, soyulmus badem i~ini andmyordu. Merak ettim, nerede ve nasil yetistirildigini, getirenden sordum. lrak'ta, simdi admi hatirlamadigIm, bir suyun kenarmda, dedi. Kumu biraz deserter ve, su erkmca, iki i1~ cekirdek atip orttukten sonra, kendi kendine yetisirmis,

JUAN - ~a§IIacak §ey.Qekirdegi dogrudan dogruya suya atarlarmis, oyle mi '?

PEDRO - Evet.

* **

MATA - istanbul kac haneliktir? Valladolid'den btiytik miidur ? (Valladolid, herbaknndan meshur bir §ehirdir).

PEDRO - Bir fazlasa veya noksarn ile bilecek kadar, kendim saymadim, Ancak, SiNAN PA~A'ya sunulan kiittlklerden ve bunlari hazirhyanlarm dediklerinden, bir sonuea varmak mtimkundur. Bunlara gore, hiristiyanlar kirk bin ve yahudiler on bin hanedir ; tiirkler de, her haIde, altmrs bin haneyi asar, Fazlaya kacmis olmamak icin, yliz bin hane, diyebiliriz. Daha saglamnu, ne bilen, ne de arastiran crkmistir. ~ehre iki fersah yakmda bulunan varuslardaki on bin hane, verdigim sayilardan ayridir. Bir de, surlarm disinda ve Halic'in kiyismda, harap ahsap kulubeciklerde oturan on bin hane kadar bahkci rum vardir.

JUAN - Deniz kiyismda, 0 bieim ~lirlik yapilarda nasil oturulabilir?

PEDRO - Liman oldugu icin, sular durgundur. Kulubeler, bayagi denizin icindedir ; bir frrtma eikmca, sular

-181-

peneer~lerden girer. Her evin bir ag,. vardir ; bunun i~in. Yllda bir «duka» Oderler; ama, bu «dukas YI bir geeede glkardlklan olur.

JUAN - 1:stanbul'ungevresi ne kadardlr? PEDRO - Bes tersahi asar.

MATA - Her tarafi meskun mudur?

PEDRO - Hep; yalmz, ayni Slkhkta degil. ULU _ WRK'tin sarayi He imparator Konstantin'in saraylarmm bulundugu Edirne Kaprsi'nm arasi, iki iki bueuk tersah tutar.

. MATA - i~gUg sahibi oianiar iein, 0 kadar yolu kestirmek kolay olmasa gerek.

.. ~EDR:0 - Yok; sehir, tig yam su ile oevrili, bir iiggen blglmlndedir. Her yerden, deniz kenanna inmek kolaydir, indiniz mi, dort akQaya bir kayik kiralayip istediginiz kadar da e~ya yUkieterek, kiymm dilediginiz noktasma cikabilirsiniz.

JUAN - Amiacak ne gibi eserler vardir ?

PEDRO - Az; boyle seylerla baslari ho§ olmadlgmdan, turkler hepsiniya yiknuslar, ya harab etmislerdir, DOrt btiyUk cami, saraylar ve pasalara ait iki iic.konak bir yana, iizerlerinde durulmaga deger yapilari ve evleri pek azdrr, Btittin~hirde, en gorulecek yapi «Bezistans dir. «Bezistan», zemini yerden alcak, tistti gtinbetli ve duvarlari yangma kar§l tastan ve kirecten olan, kapah bir gar§ldlr. Pek genistir ; biitiin kuyumcular bu yerdedir; ipek, sirma, altm, gtimti§ ve mticevherat gibi inee isler, burada bulunur. (Sonralarr zenbanzedi Bedesten oIan ~~lya, Kanuni devdnde de Bezistan dendigi anla~Ihyor).

MATA - Bu dedikierini satanlarm evieri de orada midir ?

PEDRO - Oyle olsaydr, icine bir sehir kurmak gerekirdi; her satamn bir diikkani bulunur, 0 kadar. <Bezistan» in dort kapisi ve 0 kaprlara ulastiran uzun ve enli dort so-

-182-

kagl vardir. Degil sade Istanbul'un, btittin imparatorlugun ticaretle ilgili isleri bu dart sokakta gorU§tiltir. Giintin her hangi saatinde olursa olsun, buralardan gecmek bir orduyu yarabilmek kadar gticttir ; gecebilmek icin, yan yan yiiriimeli: karh havalarda bile insan iisiimez.

MATA - garpmak icin yankesicilerin tam aradiklari yer!

PEDRO -garpanlar da olur. Ama, turkleri carpmak biiyiik bir marifet istemez ki l Hepsi, bir : heybe tasirlar ; elinizi daldmp ne varsa cekebllirstniz. «Bezistan» da bulunan miicevherati ve degerli §eyleri anlatmaga kimin giicti yeter? Yeminedereksoyltiyorum,bir.gok diikkanda gorebileceginiz kiymetli taslari, olcekle veya siniklefartabilirsiniz. Altin srrma ve altm srrma ile islenmis seyler pek ucuzdur. «Bezistan» in tek bir diikkanmda, Medina del Campo meydamnda gorulebilen birtiin miicevherat k~dar, mucevherat bulunur. Giuniis sofra takimi kullanmak adet~ leri olmadigi halde, bizde sarayda kullamlandan daha guzel ve parealan daha bol, giimii~ takimlarma raslamr. Ne soyleyim? Rep altm, gumiis, ipek, ipek ve ipek. :tnsa~~n aklma gelip te bulamiyacagi sey yoktur. guha, bez, silah ve baharat ta dedigim 0 dort sokakta satihr. Her kapmm oniinde, gi;ip cikanlari gozle~ege odevli iki.y:ni.~eri nobet bekler, (Medina del Campo, Ispanya'mn tarJ:hl bir kasabasidrr),

JUAN - Biiyiik mlidiir anlattigm yer ? PEDRO - <;evresi yanm fersah tutar. JUAN - Az degil,

PEDRO - Istanbul'un ozelliklerinden biri de, sehri boydan boya gezip gordukten sonra, yerin altmda \ gcrtilecek daha cok §eylerin bulunusudur.

JUAN - Ne gibi?

PEDRO -'- Bodrumlar, mermer direkli ve her yanlan tasla ve tula ile orulmiis gunbedli bodrumlar. Hemen hep-

-183-

sinde de ~.ezi~~bi~~, .0 ~adar genigtirler. Hemegilmek gerekmez, gunku yukseklikleri otuz kirk ayagl bulur. Bazrtannin boylari He enleri bir fersaha yaklasir ve direklerin slralaru§l iclerini daracrk sokaklara bolero (Binbir Direk'I anlattIg. anla§Jhyor).

. JUAN - Dedil,rlerinden §uphelenseydim agzundan tie

cikardi bilemem. '

PEDRO - Gene siiphelenma sakm, ben gozlerimle gordliklerimi anlatIyorum.

JUAN - Bunlar ne diye yapilmis?

~ . ::>~RO :: 0 yerlerde, sehre lazrm olan ipek ve iplik egritilir. Sokaga ag~lan araliklr nefesIikleri de vardir, (SaellI!: olduiklan 0 deviiJ:de daha bilinmiJyordu).

MATA - Omrlimde boyle sey duymadim,

. PEDRO - Simdi duy. Girilecek yerlerin ikisini 00.renmistim , kac kere girtp saray seyrediyormus gibi ge~~

dim. _.

JUAN - tstanbul'un baslica sokaklari hangileridir? PEJ?RO - ~kak adlarmi, kullanmadlklaI'I icin, turkler de bilmez: bIT yeri anlatmak istediler mi, semt adim kul1am~l~r. EIn gog agiza gelen de, dort biiylik camiin semtlerldII'. Mesela : «Fildn Pasa inerede oturur?». Karsthk.: «Sultan Mehmed'das, veya «Sultan Beyazid'de». Halbuki iki semtin de uzunlugu ve geni§ligi, yukari a§agl, yarun fersah tutar. Bir §ey almak veya satmak icin de ISO~~k adi so~lenmez; mahn eesidine gore ad alan yer belirtilir. Mesela: tavuk satilan yere «Tavukpazarr», bahk satrIan _yere «Bahkpazarrs, koyun satilan yere <Koyunpazarr», denir.

MATA - Tavuk pahah midir ?

. .~~EDR?:- Y~lunmu§ ve. temizlenmi§ tavuk, bir riyal; imligin en al~sl, bir bucuk rtyal, Buyuk camilerin meyd~~laI'mda kimlere ve nelere raalanmaz ? italya'da oldugu gibi, yilanlar ve kertenkelelerls turlu turlii saklabanhklar-

-184-

yapan madrabazlar ; bir cok kokc;u; gemi yiiku kavurrna satanlar ; bir diiziine bakla ile gecimlerini saglayan kocakarilar ...

JUAN - Bakla ile ne yapihr ?

PEDRO - Fala bakarlar, cingeneler gibi. Rumlar ve ttirkler hurafelere 0 kadar duskimdur ki, falci kocakarilarm biitiin laklakalarma inanrrlar. iBRAHiM PASA ile SiNAN P ASA'mn konaklari orrimde, «Atmeydam'nda, Roma'dakine benziyen bir dikill tas vardir ; ama, daha yiiksek ve daha oturaklidir ; iizerinde gorulen yunanca ve latince beyitlerden, imparator Teodosyus tarafrndan diktirildig] anlasihr, Bunun yanmda, at iistiinde bir kimsenin tepesine eliyledegebileeegi, tiC; kafah, madenden bir yilan dikilidir. Bundan baska, daha da yiiksek bir direk vardir ; ama, obiiri; gibi yekpare degildir ; diizenle yerlestirilmis taslardan oriiludtir. Buralardan gidenlerin Istanbul'a girerken ilk gorecekleri «Yedikule» dir; bir araya toplanmis saglam yapih yedi tane kule, i~leri para dolu derler;ben bir tanesine girdim, samandan baska bir §€y gormedim, $ehirde siiriilen etlerin c;ogu bu yerde kesilir ve buradan kasaplara dagatihr ; tstanbul'daki kasaplarm sayisi, Burgos'taki evlerin >SaYTSl kadardrr, (Burgos, Ispanya'mn meshur bir sehridir), Soguklar daha ba§lamadanharcanan karm mikdarmi bilemezsiniz ; kar satan diikkanlar, kasaplardan az degildir ; ve pek te ucuzdur, :;ierbetgiler tezgahlarmda kaya gibi bir kar parcasi bulundururlar ve, bicakla kesip ufahyarak, sogutmak icin dilediginiz serbete katarlar. Dedigim, Eyliil'e kadar surer; Eyltil'den sonra, Ievhalar halinde buz getirip kar fiyatma satarlar.

JUAN - Nasil muhafaza ediyorlar ?

PEDRO - Tiirkiye'de, yiiksek daglar bulunur; bu daglarda, BUYUK SENYOR'e ait kocaman magaralar vardir ; bunlari, her yil, karla doldururlar; ve az masrafla denizden tasmdigi ve cabuk ta eridigi icin, ucuza verirler.

-185-

ULU-TURK'tinkii tukenmedikce, baska kar satrlamaz ; ucuza verildigi halde, ULU-TURK bundan yilda otuz bin «duka» gelir saglar, !stanbul'un ve Galata'mn iginde de kari toplayip satanlar ve epey para kazananlar oIur· fa-

~ ,

kat, soguk yapmakla beraber, her yil kar yagmaz, TUrk-

ler gigeklerl pek severler, tipki Cenova'nm hammlari gibi; hotozuna bir cicek takabilmek icin, bir hamm uzerindeki biitiin parasmi verebilir ; bu yiizden, yazm, cieek satan bir cok diikkan aerhr ; dukkanlarmda bes yiiz «duka» degerinde eicek bulunduranlara raslanabilir. Sehrin bir tarafmda, Roma'Iilardan kalma, cok ytiksek -ve kahn birdirek vardir: tepesine, icten ve burma bir merdivenden glkllabilir. «Avratpazarr» denilen kadmlar pazarr, haftada bir gun, iste bu yerde kurulur ; bu pazarin, ben, yiizbin «duka»ya ciktigun saruyorum. Hiilasa, onemli bir sehirde bulunmasi gereken biittin §eyleri gaz onimde tutarak, Istanbul'u, Roma, Venedik, Milano, Napoli, Paris ve Liyon ile kiyasIamaga girismek pek buyiik bir yanlishk oIur; hepsini de gardiigtim bu sehirlerin onemlerini ve genisliklerini, mevkilerlnt ve gtizelliklerini, ticaretlerini ve bolluklarim hep bir araya toplasak, gene bir Istanbul'u tutturamayiz, Bunu, hisse kapilarak veya yalmz bir tarafr dinliyerek edindigim bilgilere dayanarak soyluyorum, sanmaym. Bu dedigime, her yonden incelemelerde bulunduktan sonra vardim. Istanbul'un biitiin ozelliklerini anlatabilmek iein, biromiir yetmez, Baska seyler de agrenmek istiyorsamz, unutmayiniz ki yil uzundur ve, daha da, cok vaktimiz vardir ; artik banada aciym, nefesim tiikendi ve kulaklanm vizildamaya basladi.

MATA - Sorulacak bir sey kaldiysa bile akhma gelmiyor, e;tinkii yoruldum. Sormak cok daha kolay iken ben yoruldugum halde, senin durmadan gereken karsihklari yeti§tirdiginden attirii yorulmana, hie; sasmam.

JUAN - Benim de soyliyecegim, Matalas'm dedikle-

-186-

ridir ; istedigimiz kadar faydalandik ; soracagim bir sey kalmadi,

PEDRO - Madem uyustuk, hatira getiremiyeceginiz bir §eyi de, Tiirkiye'de dendigi gibi, «mtisadenizle» ben anlatayim, Pek kisa anlatacagim sey, tiirklerin kan kardesi olmak adetleridir. Thi kisi arasmda biiytik dostluk oldu mu, bunu pereinleyip siirdtirmek icin, her biri, kendi parmagiIII hafif'ten kanatir ve obiirtinkilnden akan kam yalar veya emer, 0 dakikadan itibaren, kardes olmus sayihrlar ve biribirlerine yardimda bulunmayi esirgemezler. Bu, sade bir tiirk ile bir tiirk arasmda degil, bir tiirk ile bir hiristiyan veya yahudi arasinda da olabilir.

MATA -Pedro'nun da Ttirkiye'de iken bir kan kardesi edinmedigine kim inamr ? Hele, akraba olunea bit de ziyafete konmak adet ise.

JUAN - Boyle bir §ey yapti ise, Allah vere de bunu, kendilerinden aynlacagmi bildigi kadmlara yanasip aldatmak igin yapmis olmasa (*).

(*) MATA'nm Orta - (Jag'da dolasan «Bahlp Jan» efsanesine ve JUAN'm«Nuh» .un gemesine dair sorularma PEDRO'nun verdigi ti~ sahifelik kal"§dlg. ~virmege Iiizum gonnedtik.

-187-

FiHRiST

Sahife,

Onsoz

........................................................

BiRtNCi: KISIM

TUrk Donanmasmm Parlak Zaferi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 91'

Pedro'nun Kiirekten Kurtulugu . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . .. . 11.

Kral'm Askeri N asil Beslenir ? 13:

Pedro'nun Hekimlige Baslayrsi 14

Donanma'mn istanbul 'a Donusu 15,

Hiristiyan Esirlere Giiven 17

Sinan Pasa'nm Rahatsizhgi 19"

Pedro Milslliman Olmayi Reddediyor 21

Pedro'nun Gecirdigi Korkunc Olay 2$

Pasa'nm Atmeydam'ndaki Konagi 26

Aristo'nun ve Eflatun'un Felsefeleri 2~1

Tutsaklarm Hilebazhklari 31

Pedro'nun Mihrimah Sultan'a Bakmasi 34

Pedro'nun Kadmlardan Cektikleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 39<

Yahudi Hekimlerle Cekisme 40!

Hekimbasi Amonoglu He Qeki§me . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . 43:

Biiyuculerin Tedaviye Karismasi 46:

Bordasi Altm Yaldizh Qektirme 48

Sinan Pasa'rnn Olumii . . . . . .. . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 51 Pedro'nun Ka~l§l . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . 5$ ihtiyar Cerrahm Sayrklamasi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 59'

Aynoroz 61

Denize Salmmak Istenen Papazlar 66:'

Sakiz'm Onemi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 69t

Memlekete Donlis 71.

italya'da 72;

-189-

Arastnmalan

nesi'ne

YAY'm

V,Ii"KFIDIR. iKtNCl KISIM

Din :Hac

............................................................

, .

~Evlenmeler .

AdaJet .

.Sultan .

Drdu

Ayasofya ~ ..

,~hir1i .Adetlerinden .

Silahlar .

,Kadlnlar .

Giyim .

.:Eglenceler .

Dosemeler .

.:EIgiler , .

Korsan Dorgut .

Yemekler .

1tstanbul .

-190-

Sahife

75 88 93 97

102 106 118 121 122 126 135 143 147 149 154 157 174

.. _-_._._-_._--

You might also like