You are on page 1of 406

HAYATIMIZDA KİMYA

(10.SINIF KİMYA 4.ÜNİTE)

1
ÜNİTENİN BAŞLIKLARI
• 1. BÖLÜM: YAYGIN GÜNLÜK HAYAT
KİMYASALLARI

TEMİZLİK MALZEMELERİNİN
ÖZELLİKLERİ

YAYGIN POLİMERLERİN KULLANIM


ALANLARI
2
GERİ DÖNÜŞÜMÜNÜN ÜLKE
EKONOMİSİNE KATKISI

KOZMETİK MALZEMELERİN İÇERDİĞİ


ZARARLI KİMYASALLAR

İLAÇ FORMLARI

3
• 2. BÖLÜM: GIDALAR

HAZIR GIDALARI SEÇERKEN VE


TÜKETİRKEN DİKKAT EDİLMESİ
GEREKEN HUSUSLAR

YENİLEBİLİR YAĞ TÜRLERİ

4
1. BÖLÜM: YAYGIN GÜNLÜK
HAYAT KİMYASALLARI

5
TEMİZLİK MADDELERİNİN
ÖZELLİKLERİ

6
SABUN VE DETERJANIN
TEMİZLEME ÖZELLİĞİ

7
• Sabun ve deterjan yapısal olarak birbirine
benzer. Her ikisi de iki kısımdan oluşur. Bu
kısımlar polar (su seven-hidrofil) ve apolar
(su sevmeyen-hidrofob) olarak ayrılır
Sabun ve deterjanın kir ve su ile etkileşimi
aşağıdaki şekilde gösterilebilir:

8
Sabun ve deterjan yapısal olarak birbirine
benzemesine rağmen eldesinde kullanılan
maddeler ve özellikleri bakımından farklıdır.

9
• Sabun ve deterjanların ortak özelliği kirlere
etki etmeleridir. Kir vücutta veya herhangi
bir yüzeyde oluşan istenmeyen maddelerin
genel adıdır.
• Kirler toz, toprak, kil, kum gibi anorganik
maddelerden oluşabileceği gibi, yağ ve
apolar organik maddelerden de oluşabilir.
• Anorganik kirler suda çözünerek kolaylıkla
yüzeyden uzaklaştırılırken organik olanlar,
sabun ve deterjan gibi organik kısım
içeren yüzey aktif maddelerle uzaklaştırılır.
10
D 2013-YGS (10.SINIF KİMYA 4.ÜNİTE 1.BÖLÜM)

11
B 2012-YGS 10.SINIF KİMYA
4.ÜNİTE 1.BÖLÜM

12
C 2016-YGS (10.SINIF KİMYA
4.ÜNİTE 1.BÖLÜM)

13
E 2017-YGS (10.SINIF KİMYA
4.ÜNİTE 1.BÖLÜM)

14
KİŞİSEL TEMİZLİK
MADDELERİNİN FAYDA VE
ZARARLARI

15
• Temizlik insan sağlığına olumlu katkıda
bulunacak davranışlardandır. Hastalıkların
çoğu yetersiz temizlikten kaynaklanır.
Hastalıklardan korunmanın en kolay ve
etkili yolu temizliktir. Temizlik kişisel
sağlığın temelini oluşturduğu gibi
gelişmişlik düzeyini de gösterir.
• Vücudun temizlenmesi ve bakımı
anlamına gelen kişisel temizlik el, diş, yüz
ve vücut temizliği ile başlar. Kişisel
temizlikte en çok; şampuan, diş macunu,
katı ve sıvı sabun kullanılır.
16
• Temizlik malzemelerinin yapılarında
bulunan katkı maddelerinin tür ve
miktarına göre fayda ve zararlarının
değişkenlik göstereceği unutulmamalıdır.
• Alışveriş yaparken alınan kimyasalların
yapısında hangi katkı maddesi
kullanıldığına ve bu katkı maddelerinin
fayda ve zararlarına mutlaka dikkat
edilmelidir.
• Aşağıda kişisel temizlik ürünlerinin fayda
ve zararları genel kapsamda verilmiştir.
17
Katı Sabunlar
• Faydaları
• 1. Ciltteki kiri ortamdan uzaklaştırır.
• 2. Sabunlar biyolojik olarak parçalandığı
için diğer temizlik maddelerine göre su ve
toprak kirliliğine neden olmazlar.
• 3. Eldesi kolay ve ucuzdur.

18
• Zararları
• 1. Aşırı miktarda kullanmak cilt kuruluğuna
neden olur.
• 2. Alerjik reaksiyonlara neden olabilir.
• 3. Kullanıcılar arasında mikropların
yayılmasına neden olur.
• 4. Islak kalan yüzeyinde bakteri ve mantar
barındırabilir.

19
Sıvı Sabunlar
• Faydaları
• 1. Ciltteki kiri temizler.
• 2. Katı sabunlara göre daha hijyeniktir ve
kullanımı daha kolaydır.
• 3. pH’ı cilt pH'ına daha yakın olduğundan
hassas ciltler için daha uygundur. Katı
sabuna göre cildi daha az kurutur.
• 4. Kullanıcılar arasında mikrop geçişine
neden olmaz.
20
• Zararları
• 1. Sıvı sabun ek ambalaj gerektirdiği için
daha pahalıdır ve ülke ekonomisine zarar
verir.
• 2. Kimyasal olarak katı sabundan çok
farklı olmamasına rağmen plastik kaplarda
saklandığı için çevre dostu değildir.
• 3. Elden arınma süresi katı sabuna göre
daha uzundur.

21
Şampuan
• Faydaları
• 1. Kir, toz ve yağları saçlardan arındırır.
• 2. Kullanımı kolaydır.
• 3. Kullanılan katkı maddelerine göre saçı
onarma, hızlı uzatma ve saçın
dökülmesine engel olma gibi özelliklere
sahip olabilir.

22
• Zararları
• 1. Yapısında birçok kimyasal madde
kullanılır. Kullanılan kimyasalların alerjiden
kansere kadar çeşitli yan etkileri vardır.
• 2. Fazla kullanılması saç dökülmesine
neden olabilir

23
Diş Macunu
• Faydaları
• 1. Yiyecek parçalarının asidik özelliğini
nötralize ettiği için diş çürümelerini
engeller.
• Zararları
• 1. Aşırı miktarda kullanılması diş minesinin
aşınmasına neden olur.
• 2. Su kirliliğine neden olabilir.
24
• 3. Az miktarda florür diş çürüklerini
engellemesine rağmen florürlü diş
macunlarının uzun süre kullanılması kalıcı
diş rengi bozukluğu, mide rahatsızlıkları ve
deri döküntüleri yapabilir.

25
HİJYEN AMACIYLA
KULLANILAN TEMİZLİK
MADDELERİ

26
• Hijyen sağlığı korumaya ve hastalıkların
yayılmasını önlemeye yardımcı olan
uygulamalardır.
• Hastalıkların önlenmesinde çevre temizliği
oldukça önemlidir.
• Bu amaçla çamaşır suyu, kireç kaymağı
gibi temizlik maddeleri kullanılır.

27
ÇAMAŞIR SUYU
• Çamaşır suyu, sodyum hipoklorit (NaClO)
bileşiğinin sulu çözeltisidir.
• Çamaşır, bulaşık, fayans, ıslak zemin,
tuvalet, banyo temizliğinde kullanılır.
• Yükseltgen özelliğe sahip olduğundan
mikrop öldürme ve ağartma işlemleri için
kullanılır.
• Çamaşır suyu etki ettiği maddenin rengini
açar ve maddeyi ağartır.
28
• Tekstil endüstrisinde boyama işleminin ilk
basamağında kullanılır.
• Mikrop öldürücü özelliğe sahip olduğu için
ev, iş yeri, hastane, okul gibi yerlerde
hijyen amaçlı olarak da kullanılır.
• Hücre zarlarına ve proteinlere etki ettiği
için ciltle temas ettirilmemelidir.

29
Kireç Kaymağı
• Sönmüş kireç süspansiyonundan klor gazı
geçirilerek elde edilen kalsiyum hipoklorite
kireç kaymağı denir.
• Granül veya tablet şeklinde olan beyaz bir
katıdır.

30
• Kireç kaymağının (kalsiyum hipoklorit)
kimyasal formülü Ca(OCl)2’dir.
• Mikroorganizmaları parçalayarak yok ettiği
için temizlik amacıyla kullanılır. Gıda
endüstrisinde sebze ve meyveleri
mikroorganizmalardan temizlemek için az
miktarda kullanılır. Havuz suyuna
karıştırıldığında suyu dezenfekte eder,
havuzda yosun oluşmasını önler. Reçel
yapımında yumuşak meyvelerin
dağılmaması için de kullanılır.
31
TUZ RUHU ÜRETİMİ
H2(g) + Cl2(g) → 2HCl(g)
HCl(g) + su → HCl(suda)
Temizlikte doğrudan kullanılan % 36’lık
derişik HCl (hidroklorik asit), tuz ruhu
adıyla bilinir. Doymuş HCl çözeltisidir.
Fayans, taş vb. ıslak zemindeki ağır
kirlerin temizlenmesinde kullanılır.
Özellikle tuvalet temizliğinde yaygın olarak
yararlanılır. Sağlığa zararlı olduğundan
kullanılmamasında fayda vardır.
32
ÇAMAŞIR SUYU VE TUZ
RUHU BİRLEŞİNCE AÇIĞA
ÇIKAN KLOR GAZI ÖLDÜRÜR
NaClO + 2HCl → NaCl + H2O + Cl2

Tuvalet temizliğinde aynı anda hem


çamaşır suyu hem de tuz ruhu
kullanılmamalıdır. Açığa çıkan Cl2 öldürücü
dozdadır.
33
ŞEHİR SULARININ
TEMİZLENMESİ
• Büyük belediyelerde Cl2 (klor) gazı
katılarak şehir suyu temizlenir.
• Küçük belediyelerde NaClO (sodyum
hipoklorit) sıvısı katılarak şehir suyu
temizlenir.
• Eczanelerde musluk suyunun dezenfekte
edilmesi için satılan bileşik ise kireç
kaymağı diye bilinen Ca(ClO)2 (kalsiyum
hipoklorit) tabletleridir.
34
• En zararlısı Cl2 gazıyla yapılan
klorlamadır.
• Cl2 gazı yeşil renklidir.
• NaClO (sodyum hipoklorit), renksiz ve
saydam sıvıdır.
• Ca(ClO)2 (kalsiyum hipoklorit) ise beyaz
tozdur.
• Suların klorlanması bazı insanlarda
kısırlığa sebep olur.

35
KLOR YERİNE ÇAM ÇIRASI
KULLANILABİLİR Mİ?
• Çam çırasının sudaki dezenfektan etkisi,
ispatlanmıştır.
• Dezenfektan etki; mikrop üremesini
engelleyen ve mikrobu öldüren etkidir.
• Eskiden su depolarına çam çırası konurdu.
• Çam ağacından imal edilmiş su testileri,
geçmişte çok yaygındı.
36
AMONYAK ÜRETİMİ
N2 + 3H2 + yüksek sıcaklık ve basınç ⇌
2NH3 + 22 kcal
Amonyak, çoğu temizlik malzemesinin
bileşimine girer. % 25’lik olan derişik
amonyak 5–10 misli seyreltildikten sonra
doğrudan temizlik maddesi olarak koltuk,
döşeme, halı temizliğinde ve kumaş
lekelerinin çıkarılmasında kullanılır.
Gümüş eşyalar da amonyakla temizlenir.
37
SODA (ÇAMAŞIR SODASI)
• Van gölü suyu, çamaşır sodası çözeltisidir.
Ancak, içinde her çeşit deterjan da vardır.
• Soda saf hâlde Beypazarı’nda bulunur.
• Doğada beyazımsı renksiz, şeffaf ve taş
şeklindedir.
• Piyasadaki sodalar, sodanın toz
edilmişidir.
• Çamaşır sodasına, trona da denir.

38
• Van gölündeki çamaşır sodası, dünyanın
ihtiyacını karşılayacak kadar çokluktadır.
• Formülü Na2CO3’tür.
• İleride sabun ve deterjanın yerini alacak
kıymette bir kaynağımızdır.
• Soda denildiğinde çamaşır sodası
anlaşılır, yemek sodası anlaşılmaz.

39
YAYGIN POLİMERLERİN
KULLANIM ALANLARI

40
• Polimer kelimesinde geçen “poli-’’ çok,
''mer-’’ birim (parça) anlamına gelir.
Polimerse çok birim (çok parça)
anlamındadır. Monomer kelimesindeki
“mono-’’ ise bir demektir. Monomer
kelimesi de bir birim anlamına gelir. İki
monomerin bir araya gelmesiyle dimer (iki
birim), üç monomerin bir araya gelmesiyle
trimer (üç birim), dört monomerin bir araya
gelmesiyle tetramer (dört birim) oluşur. Bu
olay art arda devam ederse çok sayıda
molekülden oluşan polimerler oluşur.
41
• Kısacası polimerler, monomerlerin art arda
tepkimeye girmesi sonucunda oluşan çok
büyük moleküllerdir. Başka bir ifadeyle
sayılamayacak kadar çok atom ve molekül
içeren çok büyük moleküllere polimer
denir.

• Polimerler doğal süreçlerle (kauçuk)


oluşabileceği gibi laboratuvarda sentetik
(PVC, teflon vb.) olarak da üretilebilirler.
42
• Polimerler farklı polimerleşme tepkimeleri
ile oluşur.
• Aynı monomerlerin art arda bağlanmasıyla
(A: monomer) -A-A-A-A- şeklinde ya da iki
farklı monomerin (A: monomer, B:
monomer) -A-B-A-B-A-B- şeklinde
bağlanmasıyla oluşabilir.

43
• Canlılarda proteinler, karbonhidratlar,
DNA, RNA, lipidler, nükleik asitler,
peptidler, polisakkaritler (glikojen, nişasta
ve selüloz) gibi çok sayıda polimer yapı
bulunmaktadır:

DNA molekülü

44
• Günlük yaşantıda yaygın olarak kullanılan
polimerlere kauçuk, polietilen (PE),
polietilen teraftalat (PET), kevlar, polivinil
klorür (PVC), politetraflor eten (TEFLON)
ve polistiren (PS) örnek olarak verilebilir.

45
Kauçuk
• Kauçuk ağacı tropikal bir ağaç türüdür.
Kauçuk ağacının kabuğuna çizikler
atıldığında lateks olarak bilinen süt beyazı
bir sıvı elde edilir. Elde edilen sıvı doğal
kauçuğun başlıca kaynağı olan bir
polimerdir.
• Sentetik kauçuk; petrol, kömür veya diğer
hidrokarbonların çeşitli işlemlerden
geçirilmesiyle elde edilir.
46
• Kauçuk; ayakkabı, paspas, döşeme
malzemeleri, sağlık malzemeleri, oyuncak
toplar, temizlik ve ameliyat eldivenleri,
ambalaj malzemesi, poşet yapımında,
telefon kablolarının yalıtımında kullanılır.

47
Polietilen (PE)
• Etilen monomerinin polimerleşmesiyle elde
edilen sentetik polimerdir. Farklı özellikte
polietilen elde edilebilir. Naylon poşet,
oyuncak, film, ayakkabı tabanı, çöp sepeti,
dondurulmuş yiyecek paketi, kablo kılıfı,
boru, giysi, çanta gibi çeşitli malzemelerin
üretiminde kullanılır.

48
Kevlar
• Kevlar, amin ve asit klorür tepkimesiyle
elde edilen sentetik polimerdir. Kurşun
geçirmez ve yüksek sıcaklığa dayanıklı
giysi, zırhlı araç gövdesi, uçak kanadı,
gemi halatı, paraşüt ve dağcılık ipleri, fren
balatası yapımında kullanılır.

49
Polietilen Teraftalat (PET)
• Polietilen teraftalat (PET), etilen glikol ve
teraftalik asidin polimerleşmesi sonucu
oluşur. Polietilen teraftalat; içecek şişesi,
kavanoz, film, ambalaj yapımında
kullanılır. Pet şişe ismi bu malzemenin
kısaltmasından gelmektedir.

50
Politetraflor Eten (Teflon)
• Politetraflor eten, tetraflor eten
monomerinin polimerleşmesi sonucu elde
edilir. Politetraflor eten yapışmaz tava ve
tencere yapımında, uçak ve otomobil
endüstrisinde, araçlarda bilye yataklarının
(rulman) iç yüzeylerinde kullanılır.

51
Polistiren (PS)
• Polistiren, fenil eten (stiren) monomerinin
polimerleşme tepkimesi sonucunda oluşur.
Polistiren; tek kullanımlık tabak, çatal,
kaşık, bıçak gibi araç gereçlerin yapımında
kullanılır. Ayrıca yumurta ve meyve
ambalajları, plastik köpükler, bitki saksıları,
çatı kaplama malzemeleri de polistirenden
üretilir.

52
Polivinil Klorür (PVC)
• Polivinil klorür, vinil klorür monomerinin
polimerleşmesi sonucu elde edilir. Polivinil
klorür elektrik kablolarının yalıtımında,
kapı, pencere, çatı ve yer kaplaması, su
borusu ve tıbbi malzemelerin yapımında
yaygın olarak kullanılır.

53
A 2019-TYT KİMYA 10.SINIF
4.ÜNİTE

54
POLİMERLERİN OLUMLU VE
OLUMSUZ ÖZELLİKLERİ

55
• Polimerler yapısal olarak birbirlerine
benzemelerine rağmen farklı
monomerlerden oluştukları ve üretim
şartlarındaki farklardan dolayı fiziksel ve
kimyasal özellikler bakımından çok farklılık
gösterirler. Örneğin, metil metakrilat
polimeri optik özelliği çok iyi olduğu için
kontakt lens yapımında kullanılır. Fakat
erime noktası düşüktür. Politetraflor eten
ise, yüksek erime noktasına sahiptir ve
yapışmazlık özelliği vardır.
56
• Bu özellikleri nedeniyle tencere ve
tavaların iç yüzey kaplamalarında
kullanılır. Çok farklı alanlarda ve farklı
amaçlar için kullanılan polimerlerin olumlu
ve olumsuz özellikleri de birbirinden
farklıdır. Polimerlerin genel olarak olumlu
ve olumsuz yönleri aşağıda verilmiştir.

57
k

58
POLİMER KONUSUYLA İLGİLİ
İLAVE BİLGİLER

59
POLİMERLEŞME TEPKİMESİ
ÇEŞİTLERİ
• Katılma polimerleşmesi tepkimesi ve
kondenzasyon polimerleşmesi tepkimesi
olmak üzere ikiye ayrılır.
• Katılma polimerleşmesi tepkimesine
kısaca polimerleşme tepkimesi de denir.
• Son kimya programında her ikisine de
polimerleşme tepkimesi denildi.
60
POLİMERLEŞME
TEPKİMELERİ
• Molekül kütlesi az ve ikili kovalent bağ
içeren moleküller; kendi aralarında, ikili
bağın açılması ve art arda dizilme
sonucunda birleşerek büyük molekülleri
oluşturur. Bu oluşan bileşiklere polimer
bileşik, etkileşmeye de polimerleşme
denir. Polimerin yapı taşına monomer
denir.
61
BAZI DOĞAL VE SENTETİK
POLİMER ÜRÜNLER İLE
KISALTMALARI
• PL polyester (polyester)
• PA poliamit (naylon)
• PE polietilen
• SE silk (ipek)
• WO wool (yün)
• WM moher

62
• WP keçi yünü
• WS kaşmir
• Lİ linen (keten)
• LY likra

63
KONDENZASYON
POLİMERLEŞMESİ
TEPKİMELERİ
• Organizmada protein ve polisakkarit
oluşumu kondenzasyon polimerleşmesi
tepkimelerine örnektir. n molekül
monosakkaritten n-1 molekül suyun
çıkmasıyla 1 adet polisakkarit molekülü, n
molekül amino asitten n-1 molekül suyun
çıkmasıyla da 1 adet protein molekülü
oluşur.
64
• n mol etilen glikolden n-1 mol suyun
çıkmasıyla polietilen glikol, n mol etilen
glikol ile n mol tereftalik asitten n mol
suyun çıkmasıyla poliester, n mol adipik
asit ile n mol hekzametilendiaminden 2n-1
mol suyun çıkmasıyla naylon 6,6
(poliamit) oluşması kondenzasyon
polimerleşmesi tepkimelerine örnektir.
• Bakalit; formaldehit ve fenolün
kondenzasyon polimerleşmesi ürünüdür.
nFormaldehit+(n+1)Fenol→Bakalit+nH2O
65
• Kondenzasyon polimerleşmesi reaksiyonu
küçük moleküllerin birleşerek büyük bir
molekül ve yanında daha küçük bir
molekül oluşturmasıdır.

66
MONOMER KANSER RİSKİ
TAŞIR
• Teflon tavalar çizilirse sıcaklığın etkisiyle
polimerden monomer ayrılır.
• PVC fabrikalarında PVC tozunda monomer
bulunur.
• Plastik bardaklar içine konan 70 derece
santigradın üzerindeki içecekler, içinde
bulunduğu plastik malzemeyi ısı etkisiyle
çözüp monomerine ayırır.
67
• Köpük bardakların ısıya dayanıklılığı daha
yüksektir. Ancak daha yüksek sıcaklıktaki
sıvılar bu materyali de monomerine ayırır.
• Plastik ve köpükten imal edilen
bardaklardan uzun süre sıcak sıvı içenler
kanser tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir.
• Monomerler tehlikeli kanserojen
maddelerdir.
• Plastik bardak yerine kâğıt bardak
önerilebilir.
68
POLİMER MALZEME
BULUNDURAN OYUNCAK VE
TEKSTİL ÜRÜNLERİNİN
ZARARLARI

69
• Polimerler oyuncak ve tekstil ürünleri için
ideal ham maddeler gibi görünebilir. Ucuz,
temizliği kolay, dayanıklı ve
şekillendirilebilir olmaları kullanım kolaylığı
sağlar.
• Polimerlerin fiziksel ve kimyasal özellikleri
farklı olduğundan polimerlerin yapısında
kullanılan kimyasallara göre zararlı etkileri
de farklılık gösterir. Bu nedenle herhangi
bir ürün satın alınırken mutlaka içerdiği
kimyasallar araştırılarak gerekli tedbirler
alınmalıdır.
70
• Ayrıca bir plastik ürünün ömrü boyunca
farklı kimyasallara dönüşebileceği
unutulmamalı, bu kimyasallardan
bazılarının toksik özelliklere sahip olacağı
dikkate alınmalıdır.
• Plastiklerde esnekliğe katkı sağlamak için
kullanılan kimyasalların birçoğu endokrin
sistemini bozarak tümör oluşumuna neden
olur. Ayrıca doğum kusurları ve gelişim
bozukluklarına yol açabilir.

71
• Oyuncak ve tekstil ürünlerinde kullanılan
bazı polimerlerin ve polimerlerin içine
katılan katkı maddelerinin zararlı etkileri
kısaca aşağıda özetlenmiştir.

Plastikleştiriciler
• Oyuncak, tekstil, ayakkabı ve mobilya
endüstrisinde kulanılan bazı malzemeleri
yumuşak hâle getirmek için polivinilklorür
benzeri polimerlerin içine adipat ve ftalat
katılmaktadır.
72
• Ftalatlar temas edilen plastikten vücuda
geçebilir. Ftalatlar canlıların hormon
sistemine zarar verdiği gibi kanserojen etki
de gösterir. Sağlığa çok zararlı olduğu için
bazı ülkelerde ftalatların kullanımı
yasaklanmıştır. Sağlamlaştırıcı ve
plastikleştirici olarak bazı oyuncaklara
eklenen kurşun bileşikleri yüksek ısıya
maruz kaldığında solunum yoluyla vücuda
geçebilir. Vücuda alınan kurşun
kanserojen etki gösterirç
73
Elyaf
• Tekstil ürünlerinin birçoğunda elyaf
kullanılır. Ucuz ve kolay ütü tutması
nedeniyle tercih edilen elyaf doğal ve
sentetik olmak üzere ikiye ayrılır. Elyaf
göz, cilt ve solunum yollarında tahrişe
neden olur. Ayrıca elyafa imalat sırasında
katılan kimyasallar alerji, dermatit ve
solunum yolları rahatsızlığına neden
olabilir

74
Bisfenol-A
• Oyuncaklarda kullanılan bisfenol-A
obezite, depresyon, göğüs kanseri gibi
sağlık sorunlarına neden olabilir.
Etilen Glikol
• Etilen glikol; polyester, plastik su şişesi,
bebek besleme önlüğü, oyuncak yapımı ve
kostümlerde kullanılır. Gözlerin ve
solunum yollarının tahrişine neden olur.
Yandığında toksik madde açığa çıkar.
Kanserojen etki gösterebilir.
75
Polipropilen (PP)
• Genellikle renkli oyuncaklarda kullanılır.
Polietilen kadar dayanıklı değildir. Yüksek
sıcaklıkta toksik kimyasallara dönüştüğü
için sağlığa zararlıdır.
Polyester
• Polyester plastik ve naylon karışımıdır.
Vücudun nefes almasını engellediği içinısı
dengesini bozar, enfeksiyonlara neden
olur. İç çamaşırlarda kullanılan polyester
üreme sorunları ortaya çıkarabilir.
76
Polibromo Bifeniller (PBB)
• Polibromobifeniller alev geciktirici olarak
da adlandırılırlar. Tekstil ürünlerinin ateşe
karşı dayanıklılığını arttırır. Bu bileşikler
bağışıklık ve üreme sistemini olumsuz
yönde etkiler.

Polistiren
• Kolay kalıplanabildiği için lego bloklarının
yapımında kullanılır. Sinir sistemine zarar
verir ve kanserojendir
77
Polivinil Klorür (PVC)
• Oyuncaklardan kumaş benzeri ürünlere
kadar birçok alanda kullanılan polivinil
klorür polimerlerine üretim sırasında
zararlı katkı maddeleri katılmaktadır.
İçindeki zararlı maddeler insan vücuduna
sızabilir. Katkı maddeleri oyuncaktan
oyuncağa değişir. PVC üretimi kanserojen
olan dioksin ürettiği için sağlığa zararlıdır.
Çevre dostu değildir.

78
GERİ DÖNÜŞÜMÜNÜN ÜLKE
EKONOMİSİNE KATKISI

79
• Geri dönüşüm, kullanılmış malzemeyi
yeniye dönüştürme işlemine denir.
Polimer, kâğıt, cam ve metallerin
neredeyse tamamı geri dönüştürülebilir.
Geri dönüştürülebilen hiçbir şey çöp
değildir. Geri dönüşüm sembolü aşağıdaki
gibidir.

80
• Üzerinde geri dönüşüm sembolünü
taşıyan ürünler geri dönüşüm kutusuna
atılmalıdır.

• Geri dönüşüm çevre kirliliğini de önler.


• İş olanakları sağlar ve yeniliğe teşvik eder.
• Ülkelerin gelişmişlik seviyesi geri dönüşüm
ile doğru orantılıdır.
81
• Ülkemizde bir yılda polimer, kâğıt, cam ve
metallerin yaklaşık bir milyon tonu geri
dönüştürülmektedir. Geri dönüşüm
yapılarak ülke ekonomisine katkı
sağlanabileceği gibi doğal kaynakların
verimli kullanılması ve enerji tasarrufu
sağlanır.
Metal
• Metaller çeşitli cevherlerin farklı
yöntemlerle işlenmesi sonucunda elde
edilir.
82
• Cevherlerin çıkarılması ve metale
dönüştürülmesi sırasında bitki örtüsü ve
doğa zarar görür. Bazı metallerin
eldesinde zararlı kimyasallar kullanılır.
Bazı metaller ise doğada eser miktarda
bulunur. Metallerin geri dönüşümü
yapılarak yeryüzü kaynakları verimli
kullanılmış, doğa zarar görmemiş ve
üretim için gereksiz para ve enerji
harcanmamış olur. Örneğin demir ve çelik
tekrar tekrar kullanılabilen metallerdir.
83
• Bunların geri dönüşümlü olarak
kullanılması daha az üretim gerektiririr.
Yeni üretimin azaltılması nedeniyle karbon
dioksit emisyonu yaklaşık %58 oranında
azaltılır. Böylece iklim değişiklikleri
önlenmiş olur.
Cam
• Camın ham maddesi kumdur. Camı elde
etmek için kum yüksek sıcaklıklarda eritilir.
Bunun için de çok fazla enerji harcanır.

84
• Oysa tek bir cam şişeyi geri dönüştürmek,
100 watt’lık bir ampülü 4 saat yakmak ve
bir televizyonu 20 dakika çalıştırmak için
gereken enerjiyi tasarruf etmek demektir.
Polimer
• Polimerin büyük bir kısmının ham maddesi
petrol türevidir ve petrol yenilenebilir enerji
kaynağı değildir. Bu nedenle polimer
malzemelerin geri dönüştürülmesi ham
madde sıkıntısını ortadan kaldırarak ülke
ekonomisine katkı sağlar.
85
• Ayrıca polimerlerin çoğu doğada
bozunmadığı için çevre kirliliği de önlenmiş
olur.
Kâğıt
• Kâğıt selülozdan, dolayısıyla ağaçlardan
elde edilir. Ağaçlar ormanları oluşturur ve
ormanlar dünyanın akciğerleridir.
Ormanların oluşumu da yıllar gerektirir.
Ormanların korunması sera gazlarının
salınımını azaltır. İklim değişiklikleri
önlenebilir.
86
• Kâğıt kolay dönüştürülebilen bir
malzemedir. Kâğıdın dönüştürülmesi su ve
enerji tasarrufu sağlar. Unutulmamalıdır ki
dünyadaki kaynaklar sınırsız değildir. Bir
Kızılderili atasözü, “Dünya bize
atalarımızdan miras kalmadı,
çocuklarımızdan ödünç aldık.’’ der. Her
birey geri dönüşüme yeterince katkı
sağlarsa dünya kaynakları tasarruflu
kullanılmış olur ve böylece bizden sonraki
nesiller de kaynak sıkıntısı yaşamaz.
87
KOZMETİK MALZEMELERİN
İÇERDİĞİ ZARARLI
KİMYASALLAR

88
KOZMETİKLERİN TANIMI
• Kozmetik, bir kimseyi daha çekici hâle
getirmek ya da görünüm sorunlarını
gidermek için kullanılan ürünleri, bakımları
ve tedavileri kapsayan bir kavramdır.

89
KOZMETİKLERİN ÇEŞİTLERİ
• Ruj, maskara ve fondöten makyaj
malzemeleri yüze ve çevresine
güzelleştirmek veya farklı bir görünüm
vermek için uygulanır.
• Makyaj malzemeleri haricinde saç boyası,
saç spreyi, saç jölesi, parfüm, banyo tuzu,
vücut yağ ve kremleri gibi pek çok ürün
kozmetik sınıfına girer.

90
KOZMETİKLERİN ZARARI
• Kullandığımız kozmetiklerin içerisinde
bulunan kimyasal maddelerin yan etkileri
vardır, bu nedenle zararlıdırlar.

91
• Kozmetik, insan vücudunun bakımı,
temizlenmesi ve onu daha güzel hâle
getirmek için kullanılan ürünlerin tümünü
kapsar. Her gün şampuan ve saç kremi,
deodorant, nemlendirici ve daha pek çok
kozmetik ürün kullanılır. Bu ürünler iyi
görünmeyi, güzel kokmayı sağlar. Ancak
bu ürünler kullanıldığında insan en az 200
farklı kimyasala maruz kalır. Kozmetik
ürünlere talep her geçen gün artmaktadır.
Katkı kimyasallarının çoğu tehlikeli ve
sağlığa zararlıdır.
92
• Kozmetik malzemelerde koku vericiler,
koruyucular, antioksidanlar, ultraviyole
emici, nemlendiriciler, yumuşatıcılar,
emülgatörler ve renk vericiler en yaygın
kullanılan katkı maddeleridir. Örneğin
kozmetiklerde kullanılan koruyucu ve
kokuların bazıları toksik ve kanserojendir.
Bu yüzden kullandığımız ürünlerin
güvenilirlikleri gözden geçirilmelidir.
Kozmetiklerin yapısında yer alan zararlı
kimyasallar aşağıdaki gibi özetlenebilir.
93
Koruyucular
• Kozmetiklere katılan kimyasalların birçoğu
ürünün raf ömrünü uzatmak ve
mikroorganizmaların çoğalmasını önlemek
için kullanılan kimyasallardır. Bu amaçla
en çok paraben ve formaldehit
kullanılmaktadır. Parabenler, özellikle
krem esaslı kozmetik ürünlerindeki en
yaygın koruyucu kimyasallardır. Kremler
genellikle su ve yağ içeren
emülsiyonlardan oluşur.
94
• Su içeren kozmetikler mikroorganizmaların
çoğalmasına daha yatkın olduğundan
paraben kullanılmaktadır. Paraben toksik
etkiye sahiptir. Quaternium-15 gibi
formaldehit açığa çıkaran kimyasallar
tırnak ürünleri, saç boyası, şampuanlar,
maskara ve farlarda kullanılır. Formaldehit
kanserojen ve tahriş edici özellikte bir
madde olduğundan pek çok ülkede
kullanımı yasaklanmıştır.

95
Ağır Metal
• Kozmetik ve kişisel bakım ürünlerine boyar
maddelerden ağır metaller geçebilir.
Kozmetik ürünlerinde tespit edilen en
yaygın ağır metaller kurşun (Pb),
kadmiyum (Cd), cıva (Hg), krom (Cr), nikel
(Ni) ve bakırdır (Cu). Ürünlerin kalıcılığını
ve parlaklığını artırmak için de bakır,
kadmiyum, arsenik , kurşun, antimon gibi
ağır metaller kullanılır.

96
• Ağır metallerin ürün etiketleri üzerinde
bulundurulması zorunlu olmadığından,
kozmetik ürünleri kullanılırken dikkatli
olunmalıdır. Vücuda alınan ağır metaller
zamanla organlarda birikerek biyolojik
sisteme zarar verir. Ayrıca kansere neden
olabileceği de unutulmamalıdır.

Koku Maddeleri
• Kozmetik ürünlerinde koku vericiler en
yaygın kullanılan kimyasallardır.
97
• Koku vericiler ham maddedeki hoş
olmayan kokuyu maskelemek için
kullanılır. Kozmetiklerde kullanılan koku
vericiler alerjik reaksiyonların %30- 45'ini
oluşturur. Alerjik reaksiyonlar cilt
hassasiyeti, astım atakları ve migren gibi
yan etkilere neden olabilir.
Ftalatlar
• Deodorant, tırnak cilası, kokulu dudak
parlatıcısı gibi kozmetik ürünlerinde renk
ve kokuyu daha iyi tutmak için kullanılır.
98
• Ftalatlar hormon üretiminden sorumlu olan
endokrin sisteme zararlı olabilecek
kimyasallardır. Ayrıca gelişim
bozukluklarına, üreme sisteminde ve
nöronlarda hasarlara neden olabilir.

99
PARFÜM, SAÇ BOYASI,
KALICI DÖVME BOYASI VE
JÖLEDE BULUNAN
KİMYASALLAR

100
• Kişisel bakım ve estetik amacıyla
kullanılan kozmetiklerde çok zararlı
kimyasal bulunur. Parfüm, saç boyası,
kalıcı dövme boyası ve jölede bulunan
kimyasalların zararları aşağıdaki şekilde
özetlenmiştir.
Parfüm
• Temel maddesi alkoldür, esans, metilen
klorid, metil-etil keton, etanol, benzil klorid,
toluen gibi çeşitli toksik kimyasalları
içerebilen kozmetik malzemedir.
101
• Parfümlerde genellikle benzaldehit, benzil
alkol, etanol gibi bazı kimyasallar kullanılır.
Bu kimyasalların sağlığa olumsuz etkileri
aşağıda özetlenmiştir.
• Benzil alkol, mide bulantısı, kusma, baş
dönmesi, kan basıncında düşmeye neden
olabilir.
• Etanol, yorgunluk, solunum yollarında
tahrişe, uyuşukluk, görme bozukluğu, kas
seğirmesi ve havaleye neden olabilir.

102
• Benzaldehit, akciğer ve göz tahrişine,
mide bulantısı, karın ağrısı, böbrek
hasarına neden olabilir.
Kalıcı Dövme Boyası
• Kalıcı dövme boyası, içinde çeşitli metalik
tuz (oksit, selenit, sülfit), organik boya,
plastik içeren pigment ve taşıyıcılardan
oluşan kozmetik malzemedir. Kalıcı dövme
boyasında bulunan zararlı kimyasallar ve
metal bazlı pigmentler alerjik reaksiyonlara
neden olabilir.
103
• Mavi rengi veren pigmentte kobalt veya
bakır; sarı rengi veren pigmentte
kadmiyum, sülfit ve cıva kullanılır. Bu
maddeler sağlığa son derece zararlı ve
kanserojendir.
Saç Boyası
• Saç boyası saç rengini değiştirmek için
kullanılan çeşitli pigmentler ve kimyasal
maddeler içeren kozmetik malzemedir.
Saç boyanmadan önce saçın rengi
hidrojen peroksit ile matlaştırılır.
104
• Saç boyalarında genellikle amonyak, PPD,
DMDM hidantoin, paraben, kurşun asetat,
resorsinol gibi kimyasallar kullanılır. Bu
kimyasalların sağlığa olumsuz etkileri
aşağıda özetlenmiştir.
• Hidrojen peroksit, saçlarda sülfür kaybı
ortaya çıkardığı için saçların dökülmelerine
neden olabilir.
• Amonyak saç derisinde yaygın olarak
kaşıntı, tahriş ve yanmalara neden olduğu
gibi akciğerleri de tahriş edebilir.
105
• PPD (para-fenilendiamin), koyu renk
tonları için boya olarak kullanılır. Saç
diplerinde yaralar, aşırı kepeklenme, kafa
derisinde kızarıklık, şişlik, yüz ve gözlerde
ödem yapabilir.
• DMDM hidantoin (dimetil dimetilol
hidantoin), koruyucu olarak kullanılır.
Doku ve bağışıklık sistemine zarar
verebilir.
• Resorsinol, saç derisinde tahrişe ve
endokrin sistemde zarara neden olabilir.
106
• Kurşun asetat, koyu tonlu saç boyaları
için renk katkı maddesi olarak kullanılır.
Anemiye ve nörolojik sorunlara neden
olabilir.

Saç Jölesi
• Saç jölesi, saçı şekillendirmek amacıyla
kullanılan ve yapısında polimerler içeren
kozmetik malzemedir. Jöle, saçlara fazla
miktarda sürülür ve suyla temas ettirilirse
yapışkan bir hâl alır.
107
• Saçta beyaz, kepeğimsi tortular bırakır ve
saç dökülmelerine neden olabilir. İçinde
bulunan boyar madde, formaldehit,
polysorbat-80 gibi bazı maddeler
kanserojen olabilir.

108
İLAÇ FORMLARI

109
İlaçlara yararlılıkları veren ve
kullanılınca tesiri yaratan ancak
O’dur.

110
• İlaç hastalığın tanısı, tedavisi veya
önlenmesi için vücuda alınan veya
uygulanan kimyasal maddedir. Vücutta
bazı tepkimeler oluşturarak vücudun
işlevlerini korur, geliştirir veya düzenler.
İlaçlar vücutta oluşturulması istenen
fizyolojik ve biyolojik etkiye göre çok farklı
formlarda hazırlanır. Ayrıca ilaçların
vücutta uygulanacağı bölgeye göre farklı
formlarda hazırlanması ve vücuda
verilmesi gerekir.
111
İlaçların farklı formlarda oluşunun
sebebi;
• Doğru dozda alınmasını sağlamak,
• Etken maddesini dış etkilerden korumak,
• Etken maddeleri mide suyu gibi asidik
vücut sıvılarından korumak,
• Etken maddelerin tat ve kokularını
maskelemek (baskılama),
• Vücut dokuları içinde istenen bölgeye
yerleştirmek,
112
• İdeal ilaç etkisini sağlamak,
• Vücutta dağılım ve emilimini kontrol
etmek,
• İstenilen şekilde çözünmesini sağlamaktır.
• İlaçlar hap, şurup, iğne, merhem formunda
olabilir. İlaçların farklı formlarının temel
özellikleri aşağıda verilmiştir.

Hap
• Haplar bir veya daha fazla dozda etken
madde içerebilir.
113
• Haplar sert, sıkıştırılmış ilaçlardır.
• Ağız yoluyla vücuda alınır.
• Haplar kolay tanınabilmesi için farklı renk
ve şekillerde üretilebilir.
• Yutulan, dil altına uygulanan, emilen,
çiğnenen veya suda çözünerek uygulanan
türleri vardır.
• Hapın bileşenlerinin tadını gizlemek, kolay
yutulmasını sağlamak, çevreye dayanıklı
hâle getirmek, raf ömrünü uzatmak
amacıyla kaplama veya kapsül yapılır.
114
Şurup
• Şuruplar çözelti, süspansiyon veya
emülsiyon hâlinde hâlinde hazırlanan sıvı
ilaç formudur.
• Ağız yoluyla vücuda alınır.
• Aromalı şuruplar, etken maddenin
rahatsızlık verici lezzetlerini baskılamak
için uygun bir formdur.
• Süspansiyon veya emülsiyonlar
kullanılmadan önce çalkalanmalıdır.
115
• Şuruplara antimikrobiyal koruyucu
maddeler eklenebilir.
• Doz hacmi önemli olduğu için belirtilen
miktarda alınmalıdır.
• Toz hâlde olan ve suyla seyreltilen
şuruplarda hazırlanma tarifine uyulmalıdır.
İğne
• Enjektör yardımıyla kas içine, damara, deri
veya deri altına uygulanan steril
çözeltilerdir.
116
• Genellikle diğer ilaç formlarına göre hızlı
etki gösterir.
• Diğer formlarda alınması ilacın etkisini
azaltırsa tercih edilebilir. Örneğin bazı
ilaçlar ağızdan alınırsa mide asidi
tarafından yok edilir.
Merhem
• Etken maddenin dağıtıcı bir faz içinde
bulunduğu ilaç formudur.
• Cilt veya burun mukozası yoluyla alınır.

117
• Merhemler, yarı sert, genellikle sürüldüğü
yüzeyde kolay dağılması için yağlı
hâldedir.
• Krem şeklinde yarı katı emülsiyon, jel veya
daha akışkan losyon hâlinde bulunabilir.
• Etken madde genellikle su içermez ve cilt
salgılarıyla karışmaz.

118
SENTETİK İLAÇLARIN
ZARARI, PİYASADAN
KALDIRILAN İLAÇLAR,
ÖLDÜREN İLAÇLAR

119
• Teknolojik gelişmeler sayesinde ilaç
endüstrisi hızla gelişmiştir. Bu gelişmeler
ilaçların sentez, üretim ve dağıtım
yöntemlerini hızlandırmıştır. Modern ilaç
bilimi sayesinde etkili antibiyotikler, aşılar
ve ilaçlar üretilmiştir. Bu ilaçlar kanser,
yüksek tansiyon, kolesterol, şeker
hastalığı gibi birçok hastalığın tedavisinde
kullanılır. Fakat bu ilaçların aynı
zamanda birçok yan etkisi olduğu
unutulmamalıdır.
120
SENTETİK İLAÇLAR
VÜCUDUN HANGİ ORGANINA
EN ÇOK ZARAR VERİR?
• Sentetik ilaçların tamamı sonuçta kimyasal
maddedir. Bu nedenle hepsinin yan etkisi
vardır. En büyük yan etki, böbrek ve
karaciğerde görülür.
• Yüksek dozda alınan kuvvetli antibiyotik
boğazda mantar yapar.
121
• Kortizon, böbrek ve kanı bozar.
• Kemoterapi ilaçları bağırsakları iflas ettirir
ve kanı bitirir.
• Aşırı antibiyotik alanların karaciğeri bir
süre sonra iflas eder.

122
Yasaklanan İlaçlar (Vioxx
Piyasadan Kaldırıldı)
• Vioxx, yasaklanan bir ağrı kesicidir.
• Vioxx, kalp krizi meydana getirdiğinden
dolayı yasaklanmıştır.
• Kalp krizinin sebebi Vioxx’un kanı
pıhtılaştırması ve bunun sonucu olarak da
damarlarda tıkanıklığa neden olmasıdır.
• Türkiye’de Vioxx ilacı 2006’da piyasadan
kaldırılmıştır.
123
ÖLDÜREN İLAÇLAR (PPA
ÖLDÜRÜYORDU)
• Soğuk algınlığı ve zayıflama ilaçlarının bir
kısmında 2005’li yıllara kadar bulunan
PPA (fenil propanol amin) maddesi
özellikle genç kızlarda ani beyin kanaması
sonucu ölüme neden oluyordu.
• Soğuk algınlığı ve zayıflama ilaçlarının
bileşimindeki PPA maddesi Türkiye’de
2005’li yıllarda yasaklandı. Diğer ülkelerde
çok daha önce yasaklandı.
124
• Türkiye yasaklanmaya karşı direndi.
Resmen yasaklanmadan önce zaten
eczacılar PPA içeren ilaçları satmıyorlardı.
• İlaçlardan PPA maddesi çıkarıldı veya
yerine başka bir etken madde konuldu.
İlaç aynı isimle veya benzer adla devam
etti. PPA’sız hâliyle bu ilaçlar günümüzde
kullanılmaktadır. İlaçların içeriğinde fenil
propanol amin olmadığından
kullanılmasının bir mahzuru yoktur.

125
2005’Lİ YILLARA KADAR “PPA”
İÇEREN İLAÇLAR
• A-ferin
• Corsal
• Coryban-D
• Katarin
• Kongest
• Parol
• Theraflu
• Triaminic
126
• Şimdi şöyle bir geçmişi düşünelim: Eski
yıllarda zayıflama hapı veya soğuk
algınlığı ilacı aldığı günlerde ani beyin
kanaması sonucu ölen yakınlarımız var
mı?

127
BAZI İLAÇLAR NE NİYETLE
ALINDIYSA ONUN TAM TERSİ
ETKİ YAPAR
• Kemik erimesi ilaçları kemik erimesi
hastalığı yapar.
• Sentetik erkeklik hormonları erkekliği
azaltır.
• Şeker düşürücü ilaçlar şeker hastalığı
yapar.
128
• Kan yapıcı ilaçlar kansızlığı arttırır.
• Antiasit ilaçlar mide asidini arttırır.
• Astım ilaçları astımı kronikleştirir.
• Tansiyon ilaçları tansiyonu kronikleştirir.
• Ağrı kesiciler ağrıyı müzminleştirir.
• Depresyon ilaçları depresyonu arttırır.
• Mutlu olmak niyetiyle alınan ecstasy
(ekstazi) hapı insanı mutsuz eder.

129
KEMİK ERİMESİ İLAÇLARININ
KEMİK ERİMESİ HASTALIĞI
YAPMASI
• Örneğin; Fosamax ilacı, kemik erimesine
karşı kullanılmaktadır. Başta çene
kemiğinde erime olmak üzere vücutta
kalsiyum azalması sonucu kemik erimesi
yapmaktadır. Yapılan etki kemik erimesini
durdurmak olduğu hâlde zıddı olur ve
vücutta kemik erimesi hızlanır.
130
• U.S. FDA [United States Food & Drug
Administration] (Yunaytıd Steyts Fuud end
Drog Edministreyşın) (ABD Gıda & İlaç
İşletimi) 2005 yılında Fosamax ilacına
kemik erimesi yaptığına dair etiket
koydurtmuştur. İlaçtan zarar görenler,
ilacın piyasadan kaldırılmasını
istemektedirler. Bu nedenle üretici firmayı
dava etmişlerdir. Bu konuda mahkemeler
devam etmektedir.

131
ERKEKLİĞİ ARTTIRMAK İÇİN
KULLANILAN İLAÇ ERKEKLİĞİ
AZALTIR
• Dışarıdan alınan sentetik erkeklik
hormonlarına örnek olarak testosterondan
üretilmiş steroitleri verebiliriz. Bu hormon
alındığında; LH (lüteinleştirici hormon) ve
FSH (folikül stümüle hormon)
hormonlarının vücuttaki üretimi azalır. Bu
azalma ilacı bıraktıktan sonra bile 12 hafta
süreyle devam eder.
132
• LH ve FSH erkeklikle ilgili hormonlardır.
FSH, erkeklerde spermin yapımında
etkilidir. LH ise erkeklerde testosteron
hormonunun salgılanmasını sağlar.
• Steroitler genelde vücut geliştirme amaçlı
olarak sporcular tarafından alınır.
• Alınan steroitler aynı zamanda erkeklerde
östrojen hormonunun artmasına neden
olur.
• Östrojen hormonunun artması, ömür boyu
sürecek kalıcı zarar doğurur.
133
• Östrojen hormonunun erkeklerde artması
sonucu göğüsler kadınlardaki gibi büyür,
kıllar dökülür.
• “İşleyen demir ışıldar.” atasözü konumuzla
ilgilidir. İşletilmezse, örneğin; hormon
dışarıdan verilirse, hormon yapan bez
durgunluğa düşer.
• Erkeklik hormonu, erkekliği arttırmak için
verildiği hâlde silah geri tepmiş; niyetin
zıddı olmuş ve erkeklik azalmıştır.
134
ŞEKER DÜŞÜRÜCÜ İLAÇLAR
ŞEKER HASTALIĞI YAPAR
• Tip-2 şeker hastalığında kullanılan şeker
düşürücü ilaçlar, tedaviye yönelik değildir.
Hastalığı ortadan kaldırmaz.
• Şeker düşürücü hap kullanan şeker
hastaları 5 yıl içerisinde ensülin almak
zorunda kalabilirler. Tip-1 şeker hastalığı
ortaya çıkmış olur.
135
• Pankreasın şeker düşürme görevi vardır.
• Pankreasın şeker düşürme görevi; mecbur
olunmadığı hâlde, dışarıdan verilen bazı
ilaçlarla yapılmaya kalkılınca pankreas
atalete düşmektedir. En iyisi pankreası
tembelliğe atmamaktır.
• Yapılan etki şekeri düşürmek olduğu hâlde
zıddı olmuş ve vücutta şeker artmıştır.

136
KAN YAPICI İLAÇLAR
KANSIZLIK YAPAR
• Kan, kemik iliğinde yapılır.
• Kansızlık hastalığında kullanılan kan
yapıcı ilaçlar, kemik iliğinde zafiyete neden
olur. Bunun sonucunda da kansızlık ilerler.
• Yapılan etki kanı arttırmak amaçlı olduğu
hâlde zıddı olur ve vücutta kan azalır.

137
ANTİASİT İLAÇLAR MİDE
ASİDİNİ ARTTIRIR
• Mide ekşimelerinde kullanılan antiasitler,
alındığında iyi gelir; ancak ertesi gün daha
fazla mide ekşimesi olur; antiasit
kullanımının arttırılması zorunluluğu ortaya
çıkar. Belli bir süre sonra daha hiçbir
antiasit etki etmez. Bu nedenle mide
kanamalarında kullanılan antiasit amaçlı
ilaçlar iki günde bir değiştirilerek kullanılır.
Ancak böylece mide ekşimesi geçer.
138
• Yapılan etki mide ekşimesini gidermek
olduğu hâlde zıddı olmuş ve mide
ekşimesi arttırılmıştır.

139
AĞRI KESİCİLER HAFTADA
İKİ KEZDEN FAZLA
KULLANILMAMALIDIR
• Ağrı kesiciler haftada iki kereden fazla
kullanılmamalıdır. Kullanılırsa ağrı
müzminleşir.
• Her bir insanın kendine özel bir ağrı eşiği
vardır. Şayet insan, o ağrı eşiğine kadar
sabır gösterip ağrıya dayanabilirse vücutta
doğal ağrı kesici salgılanır.
140
• Vücudumuzdaki doğal ağrı kesicinin adı
endorfin maddesidir.
• Dışarıdan alınan ağrı kesici ilaçlar insanın
ağrı eşiğini düşürür. Her bir alınan ağrı
kesici ile insan ağrıya karşı daha
tahammülsüz hâle gelir.
• Ağrının kaynağını bulmak ve ağrıya neden
olan sebebi ortadan kaldırmak gerekir.
• Yapılan etki ağrıyı gidermek olduğu hâlde
zıddı olmuş ve ağrı arttırılmıştır.
141
ASTIM İLAÇLARI, TANSİYON
İLAÇLARI VE DEPRESYON
İLAÇLARI HASTALIĞI
KRONİKLEŞTİRİR
• Astım ilaçları astımı kronikleştirir.
• Tansiyon ilaçları da tansiyonu
kronikleştirir.
• Depresyon ilaçları depresyonu arttırır.
• Bu hastalıklarda da istenilenin zıddı bir
durum ortaya çıkmıştır.
142
• Astım ilaçları, tansiyon ilaçları ve
depresyon ilaçları hastalığı ortadan
kaldırmaya yönelik değildir. Tedavi edici
özellikleri yoktur. Hastayı o anda
rahatlatmak içindir.

143
MUTLU OLMAK NİYETİYLE
ALINAN ECSTASY (EKSTAZİ)
HAPI İNSANI MUTSUZ EDER
• Ecstasy (ekstazi), yasa dışı sentetik bir
maddedir.
• Ecstasy (ekstazi), vücutta serotonin
maddesinin salgılanmasını sağlar.
Serotonin, mutluluk meydana getiren bir
maddedir. Serotonin, mutluluk anında
beynin arka kısmında bulunan beyin
sapındaki sinir uçlarından salgılanır.
144
• Ecstasy (ekstazi) hapının yutulması
suretiyle salgılanan serotonin sahte bir
neşe sağlar. Hapı yutan kişi saatler
boyunca hiper aktif ve uyanık olur. Hap,
dikkati olağanüstü derece arttırır. İnsan
kendisini güçlü ve enerjik hisseder. Bütün
bu etkiler ecstasy (ekstazi) hapının,
serotonin maddesinin bütün depolarını
boşaltması suretiyle olmuştur. Vücudun
dengesiyle oynanmıştır. Vücut, oyuncak
değildir.
145
• Ertesi gün bir adet daha ecstasy (ekstazi)
hapı almadan, kişi kafasını kaldıramaz.
Hapın etkisi geçtikten sonra ise aşırı
yorgunluk ve tahmin edilemeyecek
derecede bitkinlik görülür.
• Hap almadığı anda kişi aşırı karamsar olur
(ruhsal etki). Bu nedenle kendisini hap
almaya mecbur hisseder.
• Kişi hap aldığı zamandaki gibi hep enerjik
kalmak için hapı tekrar tekrar istemeye
başlar (fiziksel etki).
146
• Zanneder ki hapı alınca mutlu olacağım.
Ne yazık ki vücutta serotonin kalmamıştır.
Organizmanın dengesi bozulmuştur. Hapı
almasına rağmen mutlu olamaz. Yapılacak
bir şey kalmamıştır. Kişi kendisine, geriye
dönüşü olmayan büyük bir zarar vermiştir.
• Ecstasy hapı, kısa sürede ciddi bağımlılık
yapar.
• Uzun süre kullanan bağımlı kişilerde
zaman içinde ölümler görülür. Bazı
kişilerde ilk kullanımda ani ölüm riski dahi
söz konusudur.
147
• Şayet kullanan kişide intikam ve nefret
hissi varsa bu his açığa çıkar. Ecstasy
(ekstazi) hapı, aşırı güven ve kontrolsüz
cesaret de oluşturur. Kişi ölümü göze
alarak gösterilen hedefe yönlendirilebilir.
Ecstasy (ekstazi) hapının bu etkisini bilen
çete, mafya, örgüt gibi menfaat şebekeleri
ve şer odakları bu etkiyi terör maksadıyla
kullanırlar. Kullandıkları adamı 8-10 saat
sürecek bir eyleme ve bir takım kötü
amaçlara yönlendirirler. Hatta onları intihar
komandosu bile yapabilirler.
148
• Mutluluk hapı, mutluluğu bitirmiştir.
İstenilenin zıddı bir durum ortaya çıkmıştır.
• Ecstasy (ekstazi) hapının toleransı yok
denilebilecek kadar azdır. Tolerans;
hoşgörü, müsamaha demektir. Ecstasy
(ekstazi) hapının toleransının zayıf olması,
kullanmaya başlayanların geriye dönüşü
çok zor olan bir yola girdikleri anlamını
taşır.

149
ÖLDÜREN KANSER İLAÇLARI
• Vücudumuz, kanser hücrelerine karşı bir
dereceye kadar başarılı bir mücadele
vermektedir. Ancak, mevcut bağışıklık
sistemi tek başına yeterli gelmemektedir.
Son derece riskli olan kanser tedavi yolları
denenmektedir. Kemoterapi ilaçları ile
kanser tedavisinde önümüz kapalıdır.
Gelecekte bir kısım antikorların
üretilmesiyle kanser tedavisinde daha
başarılı olunacaktır.
150
• Radyoaktif sentetik izotopların ve
radyoaktif ışınların kansere karşı kullanımı
önümüzdeki günlerde terk edilecektir.
Böylece hastalar günümüzün kanser
ilaçlarının ölümcül bile olabilen yan
etkisinden kurtulacak ve zarar
görmeyeceklerdir. Kanser hastalığı,
insanlığın korkulu rüyası olmaktan
çıkacaktır.
• “Kanserden öldü.” denilen hastaların çoğu
kanserden değil, kanser ilaçlarının yan
etkisinden ölmektedir.
151
YANLIŞ VE GEREKSİZ İLAÇ
KULLANIMININ ZARARLARI

152
• İlaçlar istenmeyen tepkimelerin
oluşmasına neden olabilir. Bu nedenle
ilaçların kullanım şekli, dozu ve gerekliliği
oldukça önemlidir. Yanlış ve gereksiz yere
ilaç kullanılması insan sağlığına zarar
verir. İlaçların vücutta istenmeyen
tepkimelere neden olmaması için ilacın
doktor tarafından reçete edilmiş olmasına,
ilacın dozajına, dozaj aralıklarına,
uygulanma şekline, saklanma koşullarına
dikkat etmek gerekir.
153
İlacın Doktor Tarafından Reçete
Edilmesi
• Gereksiz veya reçetesiz ilaç
alınmamalıdır. Hastalığın tanı ve tedavisi
sadece uzman doktor tarafından
yapılmalıdır. Doktor reçetesi dışında
kişisel ilaç tedavilerine başvurulmamalıdır.
Örneğin antibiyotiklerin gereksiz kullanımı
mikropların direnç kazanmasına, yan etki
görülmesine ve sağlık harcamalarının
artmasına neden olur.
154
İlacın Dozajı
• Doktor tarafından belirtilen dozajın altına
ya da üstüne çıkılmamalıdır. Doktorun ilaç
dozajını yaş, kilo, böbrek, karaciğer ve
diğer sağlık durumlarını dikkate alarak
belirlediği unutulmamalıdır. İlaç yazan
doktora gebelik, emzirme durumu, alerji,
kronik hastalıkların varlığı ve başka
ilaçların kullanımı gibi özel durumlar
hakkında mutlaka bilgi verilmelidir.
155
• Hasta, tedaviyi belirtilen süreden önce
veya sonra sonlandırmamalı; ilaç
kullanımına bağlı alerjik bir durum
gelişmişse zaman kaybetmeden doktora
başvurmalıdır.

156
İlacın Dozaj Aralığı
• İlacın vücutta etkili olabilmesi için vücutta
yeterli seviyeye ulaşması gerekir. Bu
nedenle dozaj aralığı önemlidir. Vücut
sisteminde yeterli miktarda ilacın kalması
için belirli saat aralıklarında kullanılması
gerekir.

157
İlacın Uygulanma Şekli
• İlacın uygulanma şekli etki mekanizmasını
değiştirebilir. İlaçlar vücuda belirtildiği
şekilde alınmalıdır.
• İlaç, hekimin veya eczacının önerisi
dışında farklı bir yolla (çiğnenerek,
bölünerek veya suda çözülerek)
kullanılmamalıdır. Unutmayınız ki her ilaç
her kullanım şekline uygun üretilmemiştir.

158
• Hap formundaki ilaçlar suyla alınmalı,
ilacın yanında alınan gıdalarla ve başka
ilaçlarla etkileşeceği unutulmamalıdır. Bu
etkileşimler ilacın yan etkilerini
arttırabileceği gibi istenmeyen etkilere de
yol açabilir. Bu problemlerden kaçınmak
için alınan diğer ilaçlar hakkında doktora
bilgi verilmeli, kullanılacak ilacın hangi
besinlerle alınması veya alınmaması
gerektiği hakkında doktordan bilgi
istenmelidir.
159
İlacın Saklanma Koşulları
• Son kullanma tarihi geçmiş olan ilaçlar
kullanılmamalı, ilaçlar kullanma
talimatında belirtildiği şekilde
saklanmalıdır. Uygun olmayan saklama
koşullarında saklanan ilaçların kimyasal
yapıları bozularak etkinliği kaybolabilir.
İstenmeyen etkiler ortaya çıkabileceği gibi
zehirlenmeler olabilir. Kesilmiş veya
açılmış ambalajlar satın alınmamalıdır.
160
• Ayrıca vitaminlerin de ilaç olduğu
unutulmamalı doktor tarafından
önerilmeyen vitaminler kullanılmamalıdır.
Bilinçsiz gıda takviyesi ve bitkisel ürünlerin
de yan etkileri olabileceği göz önünde
bulundurulmalı, bazı bitkisel ilaçların ve
gıda takviyelerinin olumsuz yan etkilerinin
ölüme neden olabileceği unutulmamalıdır.
• İlaçların gereksiz kullanımındaki artış
hastalara çeşitli zararlar vereceği gibi ülke
ekonomisine de zarar vermektedir
161
• Sağlık harcamaları ülkeden ülkeye farklılık
gösterse de genel olarak ülke
ekonomilerinin büyük bir kısmını oluşturur.
Bu nedenle ilaç kullanımının bilinçli bir
şekilde yapılması gerekmektedir. Bilinçli
yapılan ilaç kullanımı hem gelişmiş hem
de gelişmekte olan ülkelerde ciddi tıbbi ve
ekonomik sorunların oluşmasını engeller.
• Kullanılmayan ilaçlar büyük bir çevre
sorunu oluşturmaktadır. Atılan ilaçlar hava,
su ve toprak yoluyla doğaya karışır.
162
• İlacın etken maddesinin özelliklerine göre
doğadaki canlıları olumsuz etkiler. Ayrıca
besin zinciriyle insan vücuduna girerek
çeşitli hastalıklara yol açabilir.
• İlaçlar hiçbir şekilde doğaya atılmaması
gereken maddeler olduğu için katı atık
yöntemiyle toplanmalı, lisanslı şirketler
tarafından özel araçlarla taşınmalı,
standartlara göre paketlenmeli,
etiketlenmeli ve imha edilmelidir.

163
• İlaçların yanlış ve gereksiz kullanımının
insan sağlığına, ülke ekonomisine ve
çevreye verdiği zararlar unutulmamalıdır.
İlaç kullanımı bilinçli bir şekilde
yapılmalıdır.
• Antibiyotikler ülkemizde en çok kullanılan
ilaçlardır. Antibiyotiklerin önemli bir kısmı
gereksiz ya da yanlış kullanılmaktadır.
Gereksiz kullanım, dozun yetersiz ya da
aşırı olması ve doz aralığına uyulmaması
antibiyotik direncine yol açar.
164
• Antibiyotik direnci sonucu antibiyotiğin
etkili olduğu bakteriler, antibiyotiğe maruz
kalınca ölmez ve dirençli bakteriler
çoğalmaya devam eder. Bu durum dirençli
bakterilerin insanlar arasında yayılmasına
ve enfeksiyonlara neden olur. Gerçekten
antibiyotiğe ihtiyaç olduğunda da
antibiyotik direnci yüzünden hastalık tedavi
edilemeyebilir.

165
İLİM ATÖLYESİ
(1.BÖLÜM)

166
ECZACILIKTA VE TIPTA
KULLANILAN BAZI
ELEMENTLER VE
BİLEŞİKLER

167
FRANSİYUM METALİNİN
ECZACILIKTA KULLANIM
ALANLARI
• Işın elde edilmesinde kullanılır.

168
RADYUM METALİNİN
ECZACILIKTA KULLANIM
ALANLARI
• Işın elde edilmesinde kullanılır.

169
LİTYUM BİLEŞİKLERİNİN
ECZACILIKTA KULLANIM
ALANLARI
• Li2CO3 (Lityum karbonat): Tıpta manik
depresif hastaların tedavisinde kullanılır.

170
SODYUM BİLEŞİKLERİNİN
ECZACILIKTA KULLANIM
ALANLARI
• NaHCO3 (Sodyum bikarbonat): Yemek
sodası, soda ya da kabartma tozu adıyla
bilinen maddedir. Mide ekşimelerinde
kullanılır.
• NaCl (Sodyum klorür):. Serum fizyolojik, %
0,9’luk NaCl çözeltisidir.

171
POTASYUM BİLEŞİKLERİNİN
ECZACILIKTA KULLANIM
ALANLARI
• KAlSO4 (Potasyum alüminyum sülfat): Şap
veya kan taşı adıyla bilinir; damar daraltıcı
özelliği vardır.
• KCl (Potasyum klorür): İlaç endüstrisinde
ve fotoğrafçılıkta kullanılır.

172
MAGNEZYUM
BİLEŞİKLERİNİN
ECZACILIKTA KULLANIM
ALANLARI
• Mg(OH)2 (Magnezyum hidroksit): İlaç
endüstrisinde antiasit mide ilaçlarının
bileşimine girer.
• MgSO4.7H2O (Magnezyum sülfat
heptahidrat): Epsom tuzu yaygın adıdır.
Eczacılıkta kullanılır.
173
KALSİYUM BİLEŞİKLERİNİN
ECZACILIKTA KULLANIM
ALANLARI
• Ca(ClO)2 (Kalsiyum hipoklorür): Kireç
kaymağıdır. Eczanelerde satılır.
• CaF2 (Kalsiyum florür): Diş macunlarında
kullanılır.
• CaSO4 x 2H2O (Kalsiyum sülfat dihidrat):
Dişçilikte kalıp alınmasında kullanılır.

174
STRONSİYUM
BİLEŞİKLERİNİN
ECZACILIKTA KULLANIM
ALANLARI
• Suda az çözünen stronsiyum bileşikleri,
strese karşı iyi gelir. Suda çözünmeyen
herhangi bir stronsiyum bileşiği, içme
suyunun içine konur veya odanın bir
köşesinde bulundurulur.
175
• Ayrıca sinir ilaçlarının içinde etken madde
olarak SrBr2 (stronsiyum bromür) vardır.

176
BARYUM BİLEŞİKLERİNİN
ECZACILIKTA KULLANIM
ALANLARI
• BaSO4 (Baryum sülfat): Ameliyat
esnasında kullanılan sargı bezi, pamuk,
makas vb. steril ameliyat malzemeleri
baryum sülfat çözeltisine batırılmıştır.
Ameliyat esnasında vücudun içinde
unutulan ameliyat malzemelerini, röntgen
çekiminde BaSO4 gösterir.
177
• Yutulan çivi, toplu iğne, metal plaka vb.
yabancı bir cismi de röntgen çekiminde
BaSO4 gösterir.
• Ayrıca BaSO4 ve hint yağı karışımı, XM
solüsyonu adındaki ilaçtır. Röntgen filmi
çekiminden az önce hastaya içirilir. İçirilen
sıvının mideden bağırsağa kaç dakikada
geçtiği BaSO4 ile anlaşılır, geçiş süresine
göre hastalığa teşhis konur.

178
FERROBOR ALAŞIMLARININ
TIPTA KULLANIM ALANLARI
• Ferrobor alaşımları, EKG vb. cihazların
sensörlerinde kullanılır.

179
BOR BİLEŞİKLERİNİN
ECZACILIKTA KULLANIM
ALANLARI
• Kütahya-Gediz’de bulunan Ilıca Kaplıca’sı
kaplıca suyu doğal olarak metaborik asit
(HBO2) içerir.

180
ECZACILIKTA KULLANILAN
YAPAY BOR BİLEŞİĞİ: H3BO3
(BORİK ASİT)
• Borik asit H3BO3 veya B(OH)3 formülü ile
gösterilir.
• Alerjik göz kaşıntılarında borik asit
çözeltisi göz damlası olarak kullanılır.

181
• Borik asitli göz damlalarının antiseptik
özelliği de vardır. Bazı göz pomatları ve
talk pudraları da borik asit içerir. Bu
ilaçların içine genellikle % 5-10
konsantrasyonunda katılmaktadır.

182
ALÜMİNYUM OKSİT (Al2O3)
İÇEREN DEĞERLİ TAŞLAR
• Rubin: Kırmızı yakut
• Mavi safir: Gök mavisi yakut
• Beyaz safir: Saf korundum
• Amoraid: Yeşil zümrüt
• Bu dört değerli taş da 𝜶-Al2O3 (Alfa
alüminyum oksit) içerir.

183
ALÜMİNYUM SÜLFAT
BİLEŞİĞİNİN ECZACILIKTA
KULLANILDIĞI YERLER
• Alüminyum sülfat, ilaç endüstrisinde
kullanılır.
• Antipersperant etkiye sahiptir. % 10-15’lik
alüminyum klorür çözeltisi aşırı terlemeye
karşı kullanılır, ter kanallarını tıkayarak etki
eder.

184
ALÜMİNYUM HİDROKSİT
BİLEŞİĞİNİN ECZACILIKTA
KULLANILDIĞI YERLER
• Formülü, Al(OH)3’tür.
• Antiasit mide pastillerinin bir kısmı
alüminyum hidroksittir.

185
ANTİASİT MİDE İLAÇLARININ
YAN ETKİSİ
• Mg(OH)2 (MAGNEZYUM HİDROKSİT) ve
Al(OH)3 (ALÜMİNYUMYUM HİDROKSİT):
Talcid, Mucain vb. antiasit mide ilaçlarıdır.
Yapay olduklarından kabızlık yaparlar ve
uzun süreli kullanımlarda fosfat yetersizliği
görülür.

186
GALYUM ELEMENTİNİN
DİŞÇİLİKTE KULLANILMASI
• Galyum dişçilikte de dolgu alaşımı
yapımında çok az da olsa kullanılır.

187
İNDİYUM ELEMENTİNİN
DİŞÇİLİKTE KULLANILMASI
• Dişçilik ve kuyumculukta kullanılan
alaşımlara az oranda katıldığında
matlaşmayı önler.

188
TALYUM ELEMENTİNİN
KULLANILMASI
• Talyum bileşikleri çok zehirli olduğundan
fare öldürücü olarak kullanılır.

189
RADYASYONU VÜCUTTAN
ATMAK İÇİN: KURŞUN
• Kurşun geniş bir kapta eritilip insanın
etrafında gezdirilir.
• Daha sonra suya dökülür.
• Suya döküldüğünde çıkan sesten sonra
kurşun dağılmadıysa, külçe hâlinde
kaldıysa radyasyon yoktur. Saçma tanesi
gibi dağıldıysa radyasyon var demektir.
• Aynı işleme, kurşun dağılmayıncaya kadar
devam edilir.
190
RADYASYONU VÜCUTTAN
ATMAK İÇİN GEREKLİ OLAN
BAŞLICA İKİ GIDA
• Kimyon
• Limon

191
KURŞUN BİLEŞİKLERİNİN
ECZACILIKTA KULLANILDIĞI
YERLER
• PbO2: Kurşun (IV) oksit göze çekilen
sürmedir. Erkekler gece, kadınlar her
zaman kullanırlar. Gözü radyoaktiviteden
korur.

192
H2O2 (HİDROJEN PEROKSİT)
KULLANILDIĞI YERLER
• Derişik H2O2 % 30’luktur; perhidrol adıyla
bilinir. Eczanelerde oksijenli su diye satılan
çözelti, % 3’lük H2O2 çözeltisidir. Oksijenli
su tıpta yaraları temizlemek için kullanılır.
Saçları da hafif sarartmak için de oksijenli
su kullanılır.
• Saçları boyamadan önce saçın doğal
rengini gidermek için de 3–4 kez
seyreltilmiş perhidrol kullanılır.
193
• Perhidrol açık renk saçlarda 3 kez
sulandırılır, koyu renk saçlarda ise 4 kez
sulandırılır. Saçı boyamadan önce, rengini
açmak için kullanılan yaklaşık % 10’luk
H2O2 ciddi bir ilaçtır. Bu nedenle sanatkâr,
işinin ehli bir kişilere saç boyatılmalıdır;
insan, saçını kendisi boyamamalıdır.
Dikkatli olmalıdır. Saçın derisine H2O2
değirilmemelidir; çünkü sıcaklık, 50 °C– 60
°C’a çıkar. Temas durumunda; kafada
şişmeler, yaralar, alerjik reaksiyonlar olur.
194
KÜKÜRT ELEMENTİNİN
KULLANILDIĞI YERLER
• Elementel kükürt tarımsal mücadelede
kullanılır.

195
TİYONİL KLORÜR (SOCl2)
BİLEŞİĞİNİN ECZACILIKTA
KULLANILDIĞI YERLER
• İlaç endüstrisinde kullanılır.

196
Po (POLONYUM)
ELEMENTİNİN ECZACILIKTA
KULLANILDIĞI YERLER
• Radyoaktif elementtir. Işın elde
edilmesinde kullanılır.

197
BROM ELEMENTİNİN
ECZACILIKTA KULLANILDIĞI
YERLER
• Kimyasal ilaçlarda kullanılır.

198
I2 (İYOT) ELEMENTİNİN
ECZACILIKTA KULLANILDIĞI
YERLER
• Tentürdiyot; I2 (iyot) ve KI (potasyum
iyodür)’ün C2H5OH (etil alkol)’deki
çözeltisidir. Tentürdiyot kullanımı
günümüzde iyottan dolayı büyük ölçüde
bırakılmıştır.
• Radyoaktif izotopu, hipertiroidizimde
kullanılır.
199
İYOT ZEHİRLENMESİ
• İyot zehirlenmesi, iki tür ortaya çıkar.
• Tentürdiyot çözeltisinin ağız yolu ile
vücuda girmesiyle gerçekleşen türünde
iyot mide çeperini yakar, kusma ve ishal
baş gösterir, hafif bir sarhoşluk görülür,
sinirsel bozukluklar, titremeler ortaya çıkar.
Kalp atışı ve kan dolaşımı zayıflar, nabız
çok yavaş atar. Sonunda hasta bilincini
bütünüyle kaybederek koma hâline girer.
200
• İyot zehirlenmesi, sürekli iyot buharı ile
temas edenlerde de görülür. Bu çeşit iyot
zehirlenmesinin başlıca belirtileri ise soluk
borusu ve gırtlak mukozalarının yanması,
ruhsal gerginlik, uykusuzluk, zayıflama,
ateş yükselmesi, ergenlikte görüldüğü gibi
deri üstünde meydana gelen sivilcelerdir.

201
At (ASTATİN) ELEMENTİNİN
ECZACILIKTA KULLANILDIĞI
YERLER
• Işın elde edilmesinde kullanılır.

202
CIVA ELEMENTİNİN
DİŞÇİLİKTE KULLANILDIĞI
YERLER
• Hg (CIVA): Amalgam alaşımı, diş
hekimliğindeki diş dolgu maddesidir; cıva
ve gümüşten oluşur.

203
Pt (PLATİN) ELEMENTİNİN
ECZACILIKTA KULLANILDIĞI
YERLER
• Pt (PLATİN): Cerrahide ve diş
protezlerinde kullanılır.

204
Ti (TİTANYUM) ELEMENTİNİN
ECZACILIKTA KULLANILDIĞI
YERLER
• Ti (TİTANYUM): İlk olarak titan uydusunda
keşfedildiğinden bu isim verilmiştir. Tıpta
beyin tümörlerinin tedavisinde kullanılır.

205
Ac (AKTİNYUM) ELEMENTİNİN
ECZACILIKTA KULLANILDIĞI
YERLER
• Ac (AKTİNYUM): Işın elde edilmesinde
kullanılır.

206
Au (ALTIN) ELEMENTİNİN
ECZACILIKTA KULLANILDIĞI
YERLER
• Altın, kadınlarda yüksek ahlakın temini
içindir.
• Altın, hem erkekte hem de kadında
kadınlık hormonunu arttırır.
• Erkek ile kadın arasındaki muhabbeti altın,
şayet kadın takarsa arttırır.

207
SOY GAZLARIN ECZACILIKTA
KULLANILDIĞI YERLER
• He: Anestezik gazların seyreltilmesinde
kullanılır.
• Rn: Kanser tedavisinde kullanılır.

208
Rn (RADON) ELEMENTİNİN
ECZACILIKTA KULLANILDIĞI
YERLER
• Rn (RADON): Kanser tedavisinde alfa ışını
kaynağı olarak kullanılır.

209
KMnO4 (POTASYUM
PERMANGANAT) BİLEŞİĞİNİN
ECZACILIKTA KULLANILDIĞI
YERLER
• KMnO4 (POTASYUM PERMANGANAT):
Antibiyotik, antibakteriyel ve antifungal
(mantar hastalığına karşı) etkilidir. Mantar
pomatları kullanılmadan, sürülecek yer
önce bu çözeltiyle yıkanır.
• Toz hâlinde veya tablet şeklinde satılır.
210
• Hamamlara ve yüzme havuzlarına
girerken; önce ayağımızı KMnO4
çözeltisinin içine daldırıp sonra gireriz.

211
H2CO3 (KARBONİK ASİT) VE
KULLANIMI
• H2CO3 (KARBONİK ASİT): Kola, maden
sodası ve gazoz gibi içeceklerdeki gazın
esas maddesidir. H2CO3, CO2 (karbon
dioksit) çözeltisidir.

212
CH3COOH (ASETİK ASİT) VE
KULLANIMI
• CH3COOH (ASETİK ASİT): Sirke asidi de
denir. Yapay sirke kütlece % 5’lik
CH3COOH’tir. Sirke ruhu ise % 100’lük
CH3COOH’tir. Sirke ruhunun kimyasal adı,
anhidr asetik asit, glasiyal asetik asit veya
susuz asetik asittir. Doğal sirke de % 5’lik
CH3COOH’tir; ayrıca içinde yüzlerce az
veya eser miktarda çeşitli maddeler vardır.
213
• Sirkede bulunan bu maddelerin başlıcaları;
mineral maddeler, vitaminler ve faydalı
mikroorganizmalardır.

214
YEMEK SODASI VEYA
KABARTMA TOZUNUN
KULLANIMI
• NaHCO3 (Sodyum bikarbonat), yemek
sodası veya kabartma tozu olarak satılan
maddedir.

215
SODYUM KLORÜR
BİLEŞİĞİNİN ECZACILIKTA
KULLANIMI
• NaCl (Sodyum klorür), yemek tuzudur.
Serum fizyolojik, % 0,9’luk NaCl
çözeltisidir.

216
GLİKOZ BİLEŞİĞİNİN
ECZACILIKTA KULLANIMI
• C6H12O6 (Glikoz), kan şekeri adıyla bilinen
bileşiktir. En çok üzüm ve balda bulunur.
• Serum dekstroz, % 5’lik glikoz çözeltisidir.

217
DEĞERLİ TAŞLARIN TIPTA VE
ECZACILIKTA KULLANIMI

218
İNORGANİK DEĞERLİ
TAŞLARIN TIPTA KULLANIMI
• AlPO4 x nH2O (HİDRATLI ALÜMİNYUM
FOSFAT): Kıymetli taşlardan turkuazdır.
Firuze taşı da denir. Yeteneği arttırır.
Tansiyonu ayarlar. Kalp ve damar
hastalıklarına karşı iyi gelir. Küpe ve yüzük
taşı olarak kullanılır. Yeşilimsi mavi
renktedir. Saydam değildir.
• TiO2 (TİTANYUM DİOKSİT): Pomza veya
diğer adıyla ponza taşıdır.
219
• Al2(SiO)3 (ALÜMİNYUM SİLİKAT) VE
BeSiO3 (BERİLYUM SİLİKAT) : Cam
parlaklığında, yeşil renkte, saydam ve
zümrüt adıyla bilinen süs taşıdır.
• % 99 Al2O3 (ALÜMİNYUM OKSİT) VE % 1
Cr2O3 (KROM OKSİT): Yakut taşıdır. Koyu
kırmızı, kırmızı turuncu ve hafif morumsu
renklerdedir. Yakutun pembe olanı safir
adını alır. Kırmızı yakut, meni noksanlığını
tamamlar.

220
• ZEBERCET: FeSiO3 ve MgSiO3 formülüyle
gösterilen demir(II)silikat ve magnezyum
silikat taşıdır. Sarı renkte ve cam
parlaklığındadır. Kalp çarpıntısı ve korkuya
iyi gelir. Krizalit adıyla da bilinir.
• MALAHİT: CuCO3 ve Cu(OH)2 formülüyle
gösterilen bakır(II)karbonat ve
bakır(II)hidroksit filizi veya değerli taşıdır.
Sol elde bulundurulursa, vücuttaki
elektriğin fazlasını alır.

221
• FeS2 (FeS + S): Demir(II)sülfür ve S
(kükürt) elementini beraber bulunduran
pirit cevheri veya taşıdır. Altın sarısı
renktedir. İrade gücünü arttırır.
• HEMATİT: Fe2O3 formülüyle gösterilen
demir(III)oksit filizi veya değerli taşıdır.
Diğer adı kırmızı demir taşıdır. Kan
dolaşımını düzenler. Mafsal
romatizmasına iyi gelir. Dalağın sıhhatli
çalışmasını sağlar.

222
ORGANİK DEĞERLİ
TAŞLARIN TIPTA KULLANIMI
• SEDEF: Midye vb. deniz hayvanlarının
kabuklarının iç kısmını astarlamış olarak
bulunur. Kalker taşı (% 90 ile % 98’lik
kalsiyum karbonat bileşiği) ile organik
madde karışımından ibarettir. Gök kuşağı
gibi görünen, parlak yüzeyli olan bir taştır.
• MERCAN: Mercan iskeletinden elde edilir.
Solunum açıcıdır. Kırmızı renkli bir taştır.
Süs eşyası yapımında kullanılır.
223
• OPAL: Silisyumlu bileşiklerin tamamını
içeren, çok kıymetli bir taştır. Opalde,
bütün değerli taşların hasiyeti vardır.
Özellikle eklem iltihabına iyi gelir.
• KEHRİBAR, MERCAN, İNCİ, SEDEF:
Organik kaynaklıdırlar ve formülleri
komplekstir.
• KEHRİBAR: Fosilleşmiş reçinedir. Guatr,
astım, bronşit ve alerjiye iyi gelir. Açık
sarıdan kızıla kadar türlü renklerde olan,
yarı saydam, kolay kırılan, süs eşyası
yapımında kullanılan bir taştır.
224
• İNCİ: İstiridye vb. deniz hayvanlarının
içinde oluşan sedef renginde süs tanesidir.

225
ELEMENTEL HÂLDEKİ
DEĞERLİ TAŞLAR
• Elementel kıymetli taşlar C (karbon) ve Si
(silisyum) olmak üzere iki çeşittir
• Elementel süs taşlarının önemi çok
büyüktür.
• Elementel kıymetli taşlardan olan elmas, C
(karbon)’dur; kuvars ise Si (silisyum)’dur.
• İnsanın ilk oluşumuna sebep; Si ve
H2O’nun şekillenmesidir.
226
Si (SİLİSYUM) İÇEREN
DEĞERLİ TAŞLAR VE
ECZACILIKTA KULLANILMASI
• Kuvars, akik taşı ve çakmak taşı silisyum
kristalidir.
• Akik taşlarının her çeşidi stres ve gama iyi
gelir.
• Kırmızı akik taşı meni noksaniyetini
tamamlar, kan dolaşımını düzenler.
227
• Mavi akik taşı, düşünce yeteneğini geliştirir
ve güzel konuşmayı sağlar.
• Pembe akik taşı, kötü duygulara fırsat
vermez, sempati kazandırır.
• Mor akik taşı, ametist olarak bilinir.
• Kuvars kristali, enerji verir ve tansiyonu
düzenler.

228
C (KARBON) İÇEREN
DEĞERLİ TAŞLAR VE
ECZACILIKTA KULLANILMASI
• Kömür, elmas ve grafit olmak üzere üç
allotropu vardır. Elmas ziynet eşyasıdır.
• C, canlıların; Si, toprağın esas maddesidir.
• C (karbon) ve Si (silisyum); periyodik
tabloda aynı gruptadır.

229
POLİSLİKLE İLGİLİ
BİLEŞİKLER
• BİBER GAZI: Toplantıyı belli etmeden
dağıtır. Toplantıya katılacaklarda aksırık
ve öksürük başlar. 1997 yılından beri ABD
ve Brezilya’dan ithal edilen biber gazı,
2010 yılından itibaren MKE’de üretilmeye
başlanmıştır.

230
• SİHİR OTU VE TATULA BİTKİSİ: Her iki
bitki de mazi ile irtibatı keser.
• VX GAZI: Odaya sıkılır veya uçakla belli
bir bölgeye havadan verilir. Mankafa
yapar. Buna karşı ardıç yağı veya titanyum
kullanmalıdır.
• SİNİR GAZI
• HARDAL GAZI
• SİYANÜR
• ARSENİK (ZIRNIK)
231
AFYONUN EN ÇOK
BULUNDUĞU ÜLKELER
• TÜRKİYE
• AFGANİSTAN
• İRAN

232
ETİL ALKOLÜN TEDAVİDE
KULLANILMASI
• Dezenfekte edici olarak kullanılır.
• İlaçlardaki etken maddeyi çözmek için
kullanılır.
• Yüzlerce ilaçta yardımcı madde olarak
bulunur.
• İlaçlarda adı; etanol, ethanol, etil alkol
veya alkol olarak geçer. Sadece “alkol”
denildiğinde etil alkol kastedilmiştir.
233
• İlaçlarda bulunan izopropil alkol, dikloro
benzil alkol, setil alkol gibi çözücüler
sarhoşluk veren alkol değildir. Etil alkol
dışındaki alkoller için yalnızca “alkol” ismi
kullanılmaz.
• Alkol en çok; şurup, ağız gargarası, sprey,
buğu, enjektabl preparat, losyon ve
damlalarda bulunur.

234
FULVİK ASİT VE TIPTA
KULLANIMI
• FULVİK ASİT: Bütün elementleri içeren
organik molekül dür.
• HUMİK ASİT: Fulvik asit zamanla humik
aside dönüşür.
• SÜLFATO: Sülfonamit grubundan, fulvik
asit türevi olan bir maddedir. Gelecekte
birçok ilacın yerine geçeceği tahmin
edilmektedir.

235
BİLİNEN TEK CANLI
MOLEKÜL: FULVİC ASİT
(FULVİK ASİT)
• Fulvik asit; bütün elementleri ihtiva eden
ve molekül kütlesi 500 ile 2000 arasında
olan bir organik moleküldür. Fulvik asit;
Türkiye’de Isparta’nın kazası Keçiborlu’da,
dünyada ise Himalaya dağlarında ve
ABD’nin Utah (Yuta) eyaletinde vb. bazı
yerlerde yer altından çıkar.
236
• Fulvik asit; magma tabakasından gelerek
yeryüzüne ulaşan suların içinde bulunan
kompleks bir bileşiktir.
• Fulvik asidi 2005 yılı kasım ayında U.S.
FDA [United States Food & Drug
Administration] (Yunaytıd Steyts Fuud end
Drog Edministreyşın) (ABD Gıda & İlaç
İşletimi) ilaç olarak kabul etmiştir.
• Fulvik asit, genetik bozukluğu birinci
jenerasyonda kalıcı olarak düzeltir.

237
• Fulvik asit organizmaya girdiğinde, acilen
vücutta ihtiyaç olan maddeler sentezlenir.
• Fulvik asit; lağım suyu, ağır metal iyonu,
kimyasal kalıntı, kimyasal atık madde,
kimyasal artık madde ve çeşitli zehirlerin
karıştığı kirlenmiş suları 2 ay içerisinde
berrak hâle getirir.
• Fulvik asit zamanla humik aside dönüşür.
Humik asit, siyah renktedir ve molekül
kütlesi 1 000 000’dur.
238
• Sülfato adıyla bilinen sülfonamitler, fulvik
asit türevidir. Gelecekte birçok ilacın
yerine geçeceği tahmin edilmektedir.
• Fulvik asit, ölümcül olan en ağır gıda
zehirlenmelerini, birkaç dakikada ortadan
kaldırabilir.
• Fulvik asit; bilinen sanki canlı gibi organik
bir molekül olarak literatüre geçen tek
organik maddedir.

239
• Fulvik asidin bulunduğu sıvıda, 5 grup
faydalı mikroorganizmaların tamamı
bulunur.
• 5 grup faydalı mikroorganizma; fotosentez
bakterileri, laktik asit bakterileri, mayalar,
küf mantarları ve aktinomiset adıyla bilinen
toprak mikroorganizmalarıdır.
• Bu faydalı mikroorganizmalar, yeryüzüne
çıktığında ısı, ışık ve oksijenle aktif hâle
gelerek eşeysiz ve eşeyli üreme ile
probiyotikleri üretirler.

240
• Probiyotikler; doğal amino asit, vitamin,
nükleeik asit, enzim, hormon, esansiyel
yağ asidi, antioksidan, antibiyotik,
antifungal, nano gıda zerresi, keton, sterol,
tanen, flavon, flavonoit vb. biyoaktif
maddelerdir.
• Fulvik asidin bulunduğu sıvıda bu
bileşiklerin tamamı doğaldır.

241
MİDE EKŞİMESİNDE
KULLANILAN MİDE
PASTİLLERİNİN GÖREVİNİN
REAKSİYON DENKLEMİYLE
GÖSTERİLMESİ

Mg(OH)2 + 2HCl → MgCl2 + 2H2O

Al(OH)3 + 3HCl → AlCl3 + 3H2O

242
MİDE EKŞİMESİNDE
KULLANILAN KARBONATIN
GÖREVİNİN REAKSİYON
DENKLEMİYLE
GÖSTERİLMESİ
NaHCO3 + HCl → NaCl + H2O + CO2

243
MİDE EKŞİMESİNDE İÇİLEN
MADEN SODASININ
GÖREVİNİN REAKSİYON
DENKLEMİYLE
GÖSTERİLMESİ
– +
(HCO3) + H → H2O + CO2

244
ALTERNATİF TIP

245
KÂİNAT ECZANESİ İLAÇLARI
• Sara nöbetinde mıknatıs kullanılır.
• Rahim kanamalarında şerbetçi otu
kullanılır.
• Tansiyonu düşürmek için üzerlik tohumu
kullanılır. (Toz edilip günde bir kez aç
karna bir bardak su ile çeyrek çay kaşığı
yutulmalıdır. Kaynatılıp içilirse zehirleyerek
öldürür.)
• Ateşi ve yükselmiş lökosidi ardıç yağı
düşürür.
246
• Meni noksanlığı için kırmızı yakut taşı iyi
gelir.
• Hafızanın kuvvetlenmesinde; 20 gram
günlük, 1,5 litre suda sabaha kadar
bekletilip üzüm hoşafı yapılarak içilir.
• Habis kanser için saf gül suyu, söğüt külü
ve kantaron yağı karışımı kullanılır.
• Kekik yağı; alkol ve sigaradan vazgeçtirir.
• Karabaş yağı, sigaradan vazgeçtirir.
• Kekik ve karabaş otu, pipo ile içilirse
sigarayı bıraktırır.
247
• Göz hastalıklarına gül suyu iyi gelir. Gözün
iyi görmesi, kuvvetin ölçüsüdür. Görmede
eksiklik olunca, gözaltlarına göze
değirmeden karabaş yağı sürülmelidir.

248
KİREÇLENME VE VARİS
İLAÇLARI
• Yağsız peynir, yağsız süt, yağsız yoğurt ve
kireçli su kireçlenme yapar.
• 1. Kuyruk yağı yenilmelidir. Kuyruk yağı
ihmal edilmemelidir. Hiç yemeyenlerde
kireçlenme görülür. Kuyruk yağı
kireçlenmeyi önler. Varis ve varikosel de
damar içindeki kireçlenme sonucu
meydana gelen hastalıklardır.
249
• 2. Aynısefa merhemi sürülmelidir.
• 3. Üzerlik tohumu kullanılmalıdır. (Toz
edilip günde bir kez bir çay kaşığı 12 gün
boyunca aç karna bir bardak su ile
yutulmalıdır. Kaynatılıp içilirse zehirleyerek
öldürür.)

250
SAÇKIRAN İLACI
Aşağıdaki yağlar karıştırılıp günde birkaç
kere saçkıran olan yere sürülür:
• 20 gram ardıç yağı
• 20 gram kantaron yağı
• 20 gram susam yağı
• 20 gram kekik yağı

251
DİŞ ETİ HASTALIĞI İLACI
Aşağıdaki maddeler beraberce karıştırılıp
10 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür.
Günde birkaç kere gargara edilir:
• 1 litre sirke
• 50 gram – 100 gram sumak yaprağı (tetra
otu)
• Fındık içi kadar tel nişadır
• 10 gram –20 gram şap
• 1 avuç çıra kıyımı
252
ÜZERLİK TOHUMU
• Üzerlik tohumu kaynatılıp içilmemelidir;
şayet kaynatılıp içilirse zehirleyerek
öldürür.
• Üzerlik tohumu toz edilip günde bir kez aç
karna bir bardak su ile çeyrek çay kaşığı
yutulursa tansiyonu düşürür.
• Üzerlik tohumu toz edilip günde bir kez bir
çay kaşığı 12 gün boyunca aç karna bir
bardak su ile yutulursa varise iyi gelir.

253
• Böbrek taşını düşürme için üzerlik tohumu
toz edilip günde bir kez yarım çay kaşığı
düşene kadar aç karna bir bardak su ile
yutulmalıdır. Birkaç günde böbrek taşını
düşürür.

254
ARDIÇ YAĞI
• Ardıç yağı maske vazifesi görür. Havadaki
zararlı maddelerden insanı korur. Bu
yönüyle savunma sanayisi gibi görev
yapar.
• Kalp hastaları dilaltı tablet gibi yanlarında
taşımalıdırlar.
• Bağırsaktaki kurtlara karşı ardıç yağı su ile
karıştırılıp içilmelidir; birkaç seferde bütün
kurtları döker.
255
• Ateşi ve yükselmiş lökosidi ardıç yağı
düşürür.

256
GIDANIN EN İYİSİ HEM GIDA
HEM DE İLAÇ OLANIDIR
• Yoğurt en iyi antibiyotiktir.
• Muzda beyin için faydalı olan serotonin
maddesi vardır.
• Lahana tiroit bezi aktivitesini azaltır.
• Soğan kanı sulandırır.
• Ezilmiş sarımsakla beraber süt
kaynatıldıktan sonra içine bal konulup
içilirse öksürüğe çok iyi gelir.
257
• Soğan suyu kansere karşı kullanılır.
• Mart ve nisan aylarında acı günevik, acı
marul, fincan otu, karamık, yemlik,
madımak, dede sakalı vb. kır otları mart
ayında bolca yenmelidir. Atalarımız “mart
ayı dert ayı” demişlerdir. Bu otlar, insanı yıl
boyunca hastalıklardan korumaya
vesiledir.
• Çin gribine şalgam suyu iyi gelir.
• Kabak çekirdeği, kurtları düşürür.
258
• Kötü kolesterolü (LDL) ve total kolesterolü
elma, badem, fındık, antep fıstığı, yer
fıstığı, ceviz, şalgam suyu, keten tohumu,
üzüm çekirdeği yağı, çörek otu yağı,
susam yağı, çemen yağı, haşhaş yağı,
kabak çekirdeği ve çavdar ekmeği
düşürür.
• Badem ve üzüm çekirdeği yağı, iyi
kolesterolü (HDL) kanda arttırır.

259
KANDAKİ YÜKSEK GLİKOZ
DÜZEYİNİ NE DÜŞÜRÜR?
• Kandaki yüksek glikoz düzeyini kekik
suyu, kantaron yağı, böğürtlen kökü,
papatya çayı, defne yaprağı çayı, mersin
yaprağı çayı, kekik çayı, acı çam sakızı,
maydanoz, limon düşürür.
• Bol su içmek ve içerisine çam çırası
konulmuş içme suyunu tüketmek gerekir.

260
• Yemekten yaklaşık 2 saat sonra yürüyüş
yapmak da yüksek glikoz düzeyinin
düşmesine yardımcı olur.
• Üçte bir demet maydanoz ile yarım limon
1-1,5 su bardağı suyla kaynatılıp her gün 1
bardak içilirse yüksek glikoz düzeyinin
düşmesine yardımcı olur.
• Tam buğday ekmeyi tercih edilmelidir.
Makarna, pirinç pilavı, beyaz ekmek,
baklava, börek vb. gıdalar yenilmemelidir.

261
KURU ÜZÜM İLAÇ GİBİ
• Kara üzüm, sarı üzüme göre daha
faydalıdır.
• Kara üzümde bulunan resveratrol maddesi
kalp damarlarındaki pıhtılaşmayı ve damar
sertliğini önleyerek kalp krizi riskini azaltır,
beyin damarlarını açar.
• Aminoasit, B1 ve B2 vitaminleri, potasyum,
magnezyum ve demir açısından zengin
olan kara üzüm bağışıklık sistemini
güçlendirir.
262
• Böbrek ve karaciğerin çalışmasını
hızlandırdığından yağları eritir.
• Cildin bakımlı bir görünüm almasını
sağlar.
• Kuru üzüm sabah kalkınca hayat boyu
alınırsa zekâyı arttırır.
• Uyuşturucu ve sigaraya karşı tiksinti
uyarır.
• Kuru üzüm çok iyi bir gıdadır, yemeğe
devam etmek gerekir.
263
• Balgam söktürücüdür.
• Ağız kokusunu güzelleştirir.
• Yenirse şarap fabrikalarına engel olur.
• Kara üzüm düzenli yenirse yapısında
bulunan flavonoit kansere iyi gelir.
Resveratrol ise kanser hücrelerinin
oluşumuna engel olur.

264
Anti Aging (Yaşlanmaya Karşı)
• Çekirdekli kuru üzüm yeme
• İyi beslenme
• Balık yeme
• Az yeme
• Günde 2 öğün yeme
• Yeşil çay içme
• Stres, şeker ve kanserojen maddelerden
uzak kalma
265
• Eksersiz yapma
• Mutlu olma ve iyi bir evlilik yapma

266
KORTİZON VE ENSÜLİN
HORMONLARI YAŞLANMAYI
HIZLANDIRIR
• Streste kortizon hormonu salgılanır.
Şekerde ensülin hormonu salgılanır.
Kortizon ve ensülin hormonları yaşlanmayı
hızlandırır. Bu nedenle stres ve şekerden
kaçınmalıdır.

267
SPOR YAPARKEN
SALGILANAN HORMON
MUTLULUK ANINDA
SALGILANANLA AYNIDIR
• Kas hareketlerinde endorfin hormonu
salgılanır.
• Endorfin hormonu, mutluluk anında
salgılanan hormondur.
• Spor yapma insanı mutlu eder.
268
CEP TELEFONU
KULLANIRKEN DİKKAT
EDİLECEK HUSUSLAR
• Cep telefonu, yatak odasında şarj
edilmemelidir.
• Yatarken başucunda cep telefonu
bulundurulmamalıdır.
• Cep telefonuyla uzun süre konuşulmamalı,
konuşulacaksa hiç değilse kulaklık
kullanılmalıdır.
269
• Cep telefonu, kalbe yakın gömlek cebinde
taşınmamalıdır.

270
OKULDA KİMYA

271
KIRTASİYE MALZEMESİ
ÇEŞİTLERİ
• Etiket, yazı tahtası, fotokopi kâğıdı, klasör,
kalem, poşet dosya, silgi, kâğıt, kalemlik,
büyüteç, okul çantası, ataş, dosya

272
BAZI KIRTASİYE
MALZEMELERİNİN
ZARARLARI
• Çocuklar, kullandıkları kırtasiye
malzemelerini ağızlarına götürebilmekte,
kullandıktan sonra ellerini ağızlarına veya
gözlerine sürebilmektedir. Bu ürünlerde
yer alan boyar maddeler ve uçucu
kimyasal maddeler, çocukların sağlığı için
büyük bir risk oluşturmaktadır.
273
• Toksik etkileri vardır.
• Deri döküntüleri tarzında alerjik
reaksiyonlar gelişebilir.
• Solunum sıkıntısı oluşabilir.
• Özellikle boya maddelerinin bu ürünlerde
kullanılması sonucu kanserojen etki ortaya
çıkabilir.
• Özellikle mesane kanseri gelişiminde bazı
boyar türevlerin etkili olduğu bilinmektedir.

274
KIRTASİYE MALZEMELERİNİN
ZARARLARINDAN KORUNMA
• Kırtasiye malzemesi alırken mutlaka TSE
damgalı ve yaş grubuna uygun ürünler
tercih edilmelidir.

275
SANAYİDE KİMYA

276
KEZZAP
• HNO3 (NİTRİK ASİT): Yapay gübre
üretiminde kullanılır. Kezzap; derişik nitrik
asittir. Yapay maddedir.

277
AMONYAK
• NH3 (Amonyak): Gübre yapımında
kullanılır.

278
POTAS KOSTİK
• KOH (POTASYUM HİDROKSİT):
Teknikteki adı potas kostiktir. Yapay gübre
kullanılır. Doğada bulunmaz, yapay elde
edilir.

279
ŞİLİ GÜHERÇİLESİ
• NaNO3 (SODYUM NİTRAT): Yapay gübre
üretiminde kullanılır. Şili güherçilesi de
denir. Doğada bulunmaz, yapay elde edilir.

280
GÜBRE ÇEŞİTLERİ
• Başlıca 3 çeşit gübre vardır.

281
SÜLFAT GÜBRESİ
• (NH4)2SO4 (AMONYUM SÜLFAT): Fenni
sülfat gübresidir. Yapay maddedir.

282
FOSFAT GÜBRESİ
• (NH4)3PO4 (AMONYUM FOSFAT): Fenni
fosfat gübresidir. Yapay bir maddedir.

283
NİTRAT GÜBRESİ
• NH4NO3 (AMONYUM NİTRAT): Fenni
nitrat gübresidir. Yapay bir maddedir.

284
YAPI MALZEMESİ ÇEŞİTLERİ
• Küvet, banyo mobilyası, musluklar,
klozetler, kapı kolları, kilit, tel, vida, çivi,
kulp, menteşe, boya malzemeleri, el
arabaları, eldiven, kürek, yağlı boya, saten
boya, dış cephe boyası, çimento, kireç,
demir, beton, kum, mıcır, tuğla, kiremit,
plastik, galvaniz, polietilen, zımpara,
yağmurluk, endüstriyel yağlar, fayans,
fayans yapıştırıcısı, laminant parke.

285
CAM
• Cam ile borat karışımı pyreks camını
oluşturur, pyreks camından yapılmış
mutfaklarda kullanılan kaliteli cam kaplar
borcam adıyla bilinir.
• Na2B4O7 x 10H2O (SODYUM
TETRABORAT DEKAHİDRAT): Formülü
Na2O.2B2O3.10H2O şeklinde de yazılabilir.
Tabiattaki boraks bileşiğidir. Boraks
bileşiği, cam yapımında kullanılır.
286
• NaBO3 X 4H2O (SODYUM PERBORAT
TETRAHİDRAT): Otomobil camı imalinde
yaygın olarak kullanılır.

287
HARÇ
• Harç; Ca(OH)2’in kum, çimento ve suyla
olan karışımıdır.

288
ÇİMENTO
• Çimento; CaCO3’ın pişirme, soğutma ve
öğütme işlemlerinden geçirilmesiyle elde
edilir.

289
SÖNMEMİŞ KİREÇ
• CaO (KALSİYUM OKSİT): Sönmemiş
kireçtir.
• Kireç feldspat: CaO . Al2O3 . 6SiO2
(kalsiyum oksit) (alüminyum oksit)
(silisyum dioksit)

290
SÖNMÜŞ KİREÇ
• Ca(OH)2(k): Sönmüş kireçtir. Yalnız kireç
denince de sönmüş kireç anlaşılır.
• Ca(OH)2(süspansiyon): Badana yapımında
kullanılan kireç bulamacıdır.

291
KİREÇ TAŞI
• CaCO3 (KALSİYUM KARBONAT):
Kalsiyum karbonatın piyasa adı, kireç
taşıdır. Mermer taşı, % 98 ile % 100’lük;
kalker taşı ise % 90 ile % 98’lik kalsiyum
karbonat bileşiğidir. CaCO3’tan; çimento,
tuğla, fayans ve harç gibi çeşitli maddeler
üretilir. Çimento; CaCO3’ın pişirme,
soğutma ve öğütme işlemlerinden
geçirilmesiyle elde edilir.
292
PORSELEN
• Kil adıyla bilinen birçok mineral vardır.
Bunlardan en saf olanı kaolindir.
Yapısında demir oksitleri içeren kaolin, adi
kil adı ile bilinir.
• Porselen yapımında kil kullanılır.

293
SERAMİK
• Bor, seramik imalinde yaygın olarak
kullanılır.
• Kil adıyla bilinen birçok mineral vardır.
Bunlardan en saf olanı kaolindir.
Yapısında demir oksitleri içeren kaolin, adi
kil adı ile bilinir.
• Seramik yapımında kil kullanılır.

294
2. BÖLÜM: GIDALAR

295
HAZIR GIDALARI SEÇERKEN
VE TÜKETİRKEN DİKKAT
EDİLMESİ GEREKEN
HUSUSLAR

296
HAZIR GIDALARIN DOĞAL
GIDALARDAN FARKLARI
• Hızla artan nüfus ve yaşam koşulları,
zamandan kazanma, farklı lezzetleri
deneme, tüketme tutkusu, hazırlamak için
zahmet gerektirmemesi, tüketime hazır,
ayaküstü tüketilebilir ve el yapımına göre
ucuz olması nedeniyle hazır gıdalar son
yıllarda çokça tercih edilmektedir.

297
• Üretiminde hiçbir kimyasal gübre ve katkı
maddesi kullanılmayan, kaynağından elde
edildiği gibi kullanılan herhangi bir
işlemden geçmemiş gıda maddelerine
doğal gıda denir. Doğal gıdalar
oksitlenme, mikroorganizmalar vb.
nedenlerle uzun süre saklanamaz.
• Tüketilmesi kolay, raf ömrü uzun,
koruyucu, renklendirici gibi çeşitli
kimyasallar içeren besin maddelerine hazır
gıda denir.
298
• Hazır gıdalara bozulmayı önlemek, göze
güzel görünmesini sağlamak amacıyla
birçok kimyasal madde katılır. Bu kimyasal
maddeler koruyucular, renklendiriciler,
emülsiyonlaştırıcılar, tatlandırıcılar
şeklinde sınıflandırılabilir.

299
Koruyucular (Antimikrobiyal
Maddeler)
• Hazır gıdalarda oluşabilecek bakteri, küf
ve maya bozulmasına karşı gıdayı
korumak, raf ömrünü uzatmak, doğal renk
ve aromayı korumak, pH değerini
ayarlamak amacıyla kullanılır. Sosis,
salam gibi birçok hazır gıdada kullanılır.
• Kanserojen etkiye sahip koruyucular nitrit,
nitrat, kükürt dioksit, benzoik asit,
propiyonik asit, sorbik asittir.
300
Renklendiriciler (Gıda Boyaları)
• Hazır gıdayı çekici hâle getirmek için
kullanılan doğal ve sentetik kimyasallardır.
Şekerleme, dondurma, sakız, sosis, reçel
gibi birçok hazır gıdada kullanılır.
• Astım, deri döküntüleri, migren, erken
doğum, kanser, tiroid tümörü, kromozom
zedelenmesi, çocuklarda hiperaktivite,
davranış bozukluğu gibi hastalıklara ve
aşırı duyarlılığa neden olabilir.
301
Emülgatörler
(Emülsiyonlaştırıcılar)
• Genel olarak tüketiciler heterojen gıda
görüntüsünden hoşlanmazlar. Bu nedenle
hazır gıdalara homojen görüntü
kazandırmak için gıda emülgatörleri katılır.
Emülgatörler; gıda-su, yağ-su-gıda gibi
hetereojen bileşenlerin birbirine
karışmasını sağlar. Emülgatörler hazır
çorbalar, tatlılar gibi birçok hazır gıdada
kullanılmaktadır.
302
Tatlandırıcılar
• Hazır gıdanın lezzetini ve aromasını daha
çekici hâle getirmek ve gıdanın tatlı
olmasını sağlamak amacıyla kullanılır.
Sakız, şekerleme, bisküvi, soda,
meşrubat, enerji içeceği, diyet ürünü, kolalı
içecek, hazır köfte harcı, et suyu tableti,
hazır çorba, cips, kraker, salam, sosis,
hamburger gibi birçok hazır gıdanın
üretiminde kullanılır.
303
• Tatlandırıcılar doğal (pancar şekeri gibi)
veya yapay olabilmektedir. Hazır gıdalarda
gıda maliyetini düşürmek için genellikle
sentetik tatlandırıcılar kullanılır. Çünkü
yapay tatlandırıcılar, doğal tatlandırıcılara
göre daha ucuz ve daha tatlıdır.
• Tatlandırıcılar alerji, kalp ve sindirim
sistemi hastalıkları, tümör oluşumu ve
kansere neden olabileceği gibi toksik etki
de göstermektedir. Hamile veya emziren
kadınlarda da hastalıklara neden olabilir.
304
Pastörizasyon ve UHT
• Genellikle süt ve süt ürünleri
pastörizasyon veya UHT ile işlenerek
dayanıklı hâle getirilir.
• Pastörizasyon, besinlerdeki mikrobik
büyümeyi yavaşlatır fakat patojen (hastalık
sebebi olan) mikroorganizmaları tamamen
yok etmez. Pastörizasyonun amacı
kullanma tarihine kadar, pastörize ürünün
içinde yaşayan patojen sayısını, hastalığa
neden olmayacak şekilde azaltmaktır.
305
• Pastörizasyon iki şekilde yapılır.
• Birincisi: Patojen bakterileri ortadan
kaldırmak için düşük sıcaklık-uzun süreli
pastörizasyon (LTLT) yöntemi kullanılarak
ürün 30 dakika boyunca 63 derece
santigratta tutulur.
• İkincisi: Yüksek sıcaklık-kısa süreli
pastörizasyon (HTST) işleminde ise 15
saniye boyunca 72 derece santigrata
kadar ısıtılır.

306
• Patojen mikroorganizmalar 70 °C’ın
üzerinde yaşayamaz. Bu yüzden,
pastörize olmamış sütü 70 °C’a kadar
ısıtmak yeterlidir, kaynatmak gereksizdir.
Bu konu genelde yanlış bilinir.
• Pastörize süt, sağıldıktan sonra belirtilen
sıcaklık ve sürede tutulan süte denir.
• UHT işleminde ise sütün yapısındaki bütün
mikroorganizmalar öldürülür. Ürünün raf
ömrü artarken besin değeri kaybolur.

307
• Ultra yüksek sıcaklıkta (UHT)
pastörizasyonda ise süt ve süt ürünleri 2
saniye boyunca en az 138 derece
santigrata kadar ısıtılır.
• Ultra Heat Treatment (Yüksek sıcaklıkta
işlem)
• Ultra High Temperature (Çok yüksek
sıcaklık)
• UHT yönteminde süte hiçbir katkı maddesi
eklenmez.

308
• Süt, UHT yöntemi sayesinde her zaman
herkesin elinin altında olabilir.
• UHT yönteminde süt yüksek sıcaklıktaki
ince boruların içerisinden geçirilir.
• Aylarca bozulmadan taze süt gibi içilir. Bu
yüzden, yazın bile buzdolabına koymaya
gerek yoktur.
• UHT ile bozulmadan saklanabilirlik, sadece
süte verilen bir özelliktir. Bu yüzden UHT
müthiş bir yöntemdir.
• Pastörizasyon düşük sıcaklıkta, UHT daha
yüksek sıcaklıkta olur.
309
HAZIR GIDALARIN SAĞLIĞA
ZARARI
• Hazır gıda içindeki maddeler insan
sağlığına zarar verebilir. Başta obezite
olmak üzere birçok hastalığa neden olur.
Yeterince vitamin içermedikleri için vücut
direncini düşürebilir, hafıza gelişimini
engelleyebilir. Hazır gıdalarda kullanılan
yağlar, genellikle ucuz ve sağlıksız olduğu
için damar tıkanıklıklarına yol açarak kalp
krizine neden olabilir.
310
• Birçok katkı maddesi sentetik olduğu için
vücutta alerji ve toksik etki gösterebilir.

311
HAZIR GIDA ETİKETLERİNİN
ÖNEMİ
• Hazır gıdalardaki etiketlerde ürünün
üretildiği yer, içeriği, besin değerleri,
saklanma koşulları gibi birçok bilgi
bulunduğu gibi üretim ve son kullanım
tarihleri de bulunur. Ürünün üretim tarihi
ürünün ne zaman üretildiği hakkında bilgi
verir. Böylece tüketici, ürünün kendine
ulaşıncaya kadar geçen zamanı öğrenerek
ürünün tazeliğini değerlendirebilir.
312
• Son kullanım tarihi (SKT), mikrobiyolojik
açıdan kolay bozulabilen ve bu yüzden
kısa bir süre sonra insan sağlığı açısından
tehlike oluşturabilecek gıdaların
tüketilebileceği son tarihi gösterir. Son
tüketim tarihi geçmiş olan gıdalar güvenilir
olmayan gıda olarak kabul edilir.
• Tavsiye edilen tüketim tarihi (TETT) ise
uygun şekilde saklandığında, gıdanın
özelliklerini koruduğu süreyi gösteren
tarihtir.
313
• Bu bilgiler dışında gıdanın saklanma
koşulları okunarak gıda bu koşularda
saklanmalı, belirtilen kullanım koşullarına
dikkat edilmelidir. Ayrıca hazır gıdaya
bağlı alerjik durumların oluşmaması için
gıdanın içeriğine, obeziteyi engellemek
için de etiket üzerindeki besin değerlerine
dikkat edilmelidir.
• Hazır gıdalarda bulunan etiket bilgilerine
dikkat etmenin sağlık açısından oldukça
önemli olduğu unutulmamalıdır.
314
KORUYUCU, RENKLENDİRİCİ
VE YAPAY
TATLANDIRICILARIN SAĞLIK
ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
• Hazır gıdalarda kullanılan koruyucu,
renklendirici ve yapay tatlandırıcıların
sağlık üzerinde birçok olumsuz etkisi
vardır. Koruyucu olarak kullanılan nitrat ve
nitritler kanın oksijen taşıma yeteneğini
azaltır, kanser oluşumuna neden olur.
315
• Benzoik asit ise deri döküntüsü, astım ve
hiperaktiviteye neden olmaktadır.
• SO2 ise ciddi alerjik reaksiyonlara ve astım
ataklarına neden olmaktadır.
• Bazı renklendiriciler toksik ve kanser
yapıcıdır. Sağlık örgütlerince izin verilen
düzeylerin üstünde kullanılması dikkat
eksikliğine, hiperaktiviteye, alerji, deri
döküntüsü ve astıma neden olabilir.

316
• Hazır gıdada ve ilaçlarda, maliyeti
düşürmek amacıyla doğal tatlandırıcı
yerine yapay tatlandırıcılar kullanılır.
Yapay tatlandırıcıların kan şekerinin
yükselmesine etkisi düşük olduğundan
diyabetli veya gözlem altında olan kişiler
tarafından tercih edilir. Yapay
tatlandırıcılar, doğal tatlandırıcı ihtiyacını
ortadan kaldırarak kalori kontrolü sağlar
ancak sıfır kaloriye sahip olduğu
yanılgısına düşülmemelidir.
317
• Her şeyden önce yapay tatlandırıcıların
doğada bulunmayan kimyasallar olduğu
unutulmamalı ve bu kimyasalların vücuda
zararlı olabileceği göz önünde
bulundurulmalıdır.
• Yapay tatlandırıcılar şeker yerine aşırı
kullanıldığında hastalıklara yol açabilir.
Yapılan araştırmalar da yapay
tatlandırıcıların kullanımına bağlı olarak
gelişen hastalıkların olabileceğini
göstermektedir.
318
• Tatlandırıcıların toksik ve alerjik
reaksiyonlara, deri, sindirim sistemi ve
kalp rahatsızlıklarına, tümör oluşumuna;
lenf, böbrek, mesane ve kan kanserlerine
neden oldukları belirtilmektedir. Özellikle,
hamile veya emziren kadınları olumsuz
etkileyebilir.

319
GÜNLÜK TÜKETİM
MADDELERİNDEKİ KATKI
MADDESİ İÇERİĞİ VE KATKI
MADDESİ KODLARI
• Marketlerden aldığımız pek çok ürün
işlenmiş gıdalardan oluşur. Bu gıdaların
raf ömrünü uzatmak, açıldıktan sonra
hemen bozulmasını engellemek, lezzetini
artırmak için üretici firmalar ürünün içine
çeşitli katkı maddeleri koyarlar.
320
• ‘‘E’’ harfinin yanında birçok rakamdan
oluşan kodlarla gösterilen katkı
maddelerinin bazıları insan sağlığı
açısından faydalı değildir. Gıda Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığının tüketim
maddeleri için belli standartlar getirmesinin
nedeni budur.

321
TÜKETİLMESİ UYGUN
OLMAYAN GIDALAR
• Bisküvi, çikolata, kola vb. sentetik ve katkı
maddeli gıdalardan kaçınmalıdır.
• Hormonlu meyve ve sebze mümkünse
yenmemelidir.
• Geni değiştirilmiş yiyeceklerden uzak
durulmalıdır.
• Yapay tatlandırıcı içeren gıda ve
içeceklerden kaçınılmalıdır.
322
• Elmanın kabuğu, çok faydalı olmasına
rağmen yenmemelidir. Elma, kabuğu
soyularak yenmelidir; çünkü elma ağaçları
CuSO4 çözeltisiyle ilaçlanır. Bol suyla
yıkansa bile kabukta Cu+2 kalır. Cu+2
düzeyinin kanda yükselmesi ile Wilson adı
verilen ölümcül karaciğer hastalığı baş
gösterebilir.
• Yapay gübre ve tarım ilacı kullanılmadan
yetiştirilmiş organik sebze ve meyve
tüketilmelidir.

323
• Yapay gübre ve tarım ilacı kullanılmadan
yetiştirilmiş organik sebze ve meyve
tüketilmelidir.
• Gemilerle gelen pirinç vb. ithal gıdalar
radyasyon içerdiğinden bunlardan
kaçınılmalıdır.
• Tedavide sentetik ilaçlardan mümkün
olduğu kadar kaçınılmalıdır.
• Ispanak ve patates bir öğünlük
pişirilmelidir. Beklemiş ıspanak ve patates
yemekleri tüketilmemelidir.
324
• Meyve ile beraber su içilmemelidir.
İçilecekse önce içilmelidir.
• Ham toplanarak kimyasallarla
olgunlaştırılmış meyve yenmemelidir;
turfanda meyve fazla paraya satıldığından,
narenciye hile amacıyla erken toplanmakta
ya karpit ile muamele edilerek ya da etilen
gazı odalarında bekletilerek olgunlaşmış
gibi gösterilmektedir.

325
YENİLEBİLİR YAĞ TÜRLERİ

326
YAĞLARIN
SINIFLANDIRILMASI

327
TEREYAĞI, SIZMA
ZEYTİNYAĞI, KUYRUK YAĞI,
İÇ YAĞI, HAŞHAŞ YAĞI,
HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI,
MARGARİN, AYÇİÇEĞİ YAĞI,
MISIR ÖZÜ YAĞI, FINDIK YAĞI
VE RİVİERA ZEYTİNYAĞI
• Bu yağlar yenilebilir yağlardandır.

328
YAĞLAR
• Yağlar saf hâldeyken renksiz, kokusuz ve
tatsızdır. Yağa karakteristik özelliğini
(koku, renk, tat) üretildiği madde verir.
Yağlar organik maddelerdir. Yağlar birçok
gıda maddesine tat katar. Fakat aşırı
tüketimi sağlık için zararlı olabilir. Bu
nedenle yağları yakından tanımak gerekir

329
Katı Yağlar
• Oda sıcaklığında katı hâlde bulunan,
doymuş yağ asidi oranı yüksek olan
yağlardır. Tereyağ, margarin gibi çeşitleri
vardır. Katı yağlar hayvansal kaynaklardan
veya bitkisel yağların hidrojenle
doyurulmasından elde edilir.

330
Tereyağı
• Doymuş yağ sınıfında olan, taze veya
fermente kremadan veya sütten ayrılmış
süt ürünüdür. Lezzeti yüksektir ve ağızda
eriyen bir dokusu vardır. Tereyağı
yapısında protein ve az miktarda şeker
içerir; bu nedenle yüksek ısıda yanma
eğilimi gösterir. Kızartmalarda kullanımı
uygun değildir.

331
Margarin
• Margarin yüksek erime noktasına sahip
katı yağların, krema, A vitamini ve
renklendiricilerle işlem görmesi ile elde
edilir. Margarinler trans ve doymuş yağ
içerir. Çoğu margarinde soya fasulyesi,
pamuk tohumu ve mısırdan elde edilen
bitkisel yağlar kullanır.
• Soya fasulyesi ve mısırdan elde edilenlerin
GDO’lu olup olmadığı araştırılmalıdır.
332
Sıvı Yağlar
• Oda sıcaklığında sıvı hâlde bulunan,
doymamış yağ asidi oranı yüksek olan
yağlardır.
• Zeytinyağı
• Ayçiçeği Yağı
• Mısır Özü Yağı
• Fındık Yağı

333
Zeytinyağı
• Zeytinlerin ezilerek macun hâline
getirilmesi ve ardından karışımdaki fazla
suyun uzaklaştırılması ile elde edilir. Saf
zeytinyağı en yoğun yağdır ve güçlü
aromaya sahiptir. Zeytinyağında
doymamış yağ oranı yüksektir. Bu nedenle
zeytinyağı kalp rahatsızlığı, diyabet ve
bazı kanserlerin gelişme riskini azaltabilir.
Yüksek E vitamini içeriğinden dolayı güçlü
bir antioksidandır.
334
Ayçiçeği Yağı
• Ayçiçeği bitkisinin tohumlarının presleme,
ekstraksiyon vb. işlemlerinden sonra rafine
edilmesiyle elde edilir. Ayçiçeği yağı
yüksek kalorili olmasına rağmen vitamin
ve minerallerden yoksundur. E vitamini ve
K vitamini içermesine rağmen içinde çinko,
kalsiyum, magnezyum, manganez, bakır
veya selenyum bulunmaz.

335
Mısır Özü Yağı
• Mısır bitkisi tanelerinden elde edilen
yağdır. Mısır özü yağı yüksek ısıya
dayandığı için kızartmalarda kullanılır.
• GDO’lu olup olmadığı araştırılmalıdır.

336
Fındık Yağı
• Fındıktan elde edilen maliyeti yüksek bir
yağdır. Doymamış yağlar açısından
zengindir. Yüksek sıcaklıkta toksik
kimyasallara dönüşür.

337
YAĞ ENDÜSTRİSİNDE
KULLANILAN KAVRAMLAR:

SIZMA, RAFİNE, RİVİERA VE


VİNTERİZE KAVRAMLARI

338
• Sızma: Doğal
• Riviera: Asitliğin düşürülmesi
• Rafine: Yeniden iyileştirme
• Vinterize: Donan molekülleri ayıklama
işlemi

339
Sızma Yağ
• Yağın yapısını değiştirmeden saflığını ve
tadını koruyarak mekanik yöntemler ve ısı
uygulaması ile elde edilen yağdır. Yağı
saflaştırmak amacı ile ürüne sadece su ile
yıkama, çöktürme, süzme ve santrifüjleme
işlemleri yapılır.
• Sızma yağ; asit oranı yüksek, keskin ve
güçlü bir tada sahip olan yağdır.

340
Rafine Yağ
• Yağın yapısı değiştirilmeden ağartma,
koku, asitlik ve reçine giderme gibi
işlemlere tabi tutulmasıyla elde edilen
yağdır. Yağa yabancı madde eklenmez.
• Kokusu ve asitlik derecesi daha az olan,
açık renkli rafine yağların gıda değeri
azdır.

341
Riviera Yağ
• Rafine yağa belirli oranlarda (%15-40)
sızma yağ karıştırılması ile elde edilen
yağdır.
• Sızma yağa göre tadı ve kokusu daha
hafiftir.

342
Vinterize Yağ
• Yağlarda bulunan yağ asitlerinin aşamalı
olarak soğutularak dondurulması sağlanır.
Donmuş yağ asitlerinin süzülerek yağdan
uzaklaştırılması sonucunda elde edilen
yağa vinterize yağ denir. İşlem sonucunda
yağın bulanıklığı giderilir.

343
YENİLEBİLİR YAĞLARIN
YANLIŞ KULLANIMININ
SAĞLIK ÜZERİNDEKİ
ETKİLERİ

344
• Yağlar canlılar için enerji verici olması,
hücre zarı ve hormonların yapısına
katılması gibi önemli işlevlere sahiptir.
• Ayrıca yağda çözünen vitaminlerin (A, D,
E, K) vücuda alınmasını sağlar.
• Ancak bilinçsiz kullanım yağları zararlı
hâle getirebildiği gibi sağlığı da olumsuz
etkiler.
• Yağların yanlış kullanımının sağlık
üzerindeki etkileri aşağıdaki şekilde
özetlenebilir.
345
Yağların gerekenden fazla
kullanılması;
• Gereksiz enerji artışına,
• Şişmanlığa,
• Kalp hastalığına,
• Tip 2 diyabete,
• Karaciğer yağlanmasına,
• Kanda kolesterol yükselmesine,
• Damar tıkanıklığına
neden olabilir.
346
Yağların yüksek sıcaklıklarda
kullanılması;
• Kimyasal yapısının değişmesine,
• Yağın yanarak zehirli hâle gelmesine,
• Zararlı maddelerin oluşmasına,
• Kanserojen etki oluşturmasına
neden olabilir.

347
Yağların defalarca
kullanılması;
• Kanserojen madde oluşmasına,
• Oksijen ile reaksiyona girerek zararlı yan
ürünlerin oluşmasına,
• Bağışıklık sisteminin zarar görmesine
neden olur.

348
Yağların yanlış koşullarda
saklanması da;
• Sağlığı olumsuz etkileyebilir.

349
Yağların Bozulmasındaki
Başlıca Etkenler
• Yağların bozulmasındaki başlıca etkenler
ısı, oksijen ve ışıktır.
• Bu nedenle yağlar serin, kuru, karanlık bir
yerde saklanmalıdır.

350
İLİM ATÖLYESİ
(2.BÖLÜM)

351
AYÇİÇEĞİ YAĞI, MISIR ÖZÜ
YAĞI, FINDIK YAĞI VE
RİVİERA ZEYTİNYAĞI
• Ayçiçeği yağı, mısır özü yağı, fındık yağı,
riviera zeytinyağı gibi yağlar katkı maddesi
içerdiğinden sağlığa zararlıdır. Ayçiçeği
yağı ve mısır özü yağının aslında
yenmelerinde mahzur yoktur.

352
• Fakat içlerine bozulmayı önleyici olarak
katılan kimyasal maddeler damar
tıkanıklığı yapar. Bu sebeple yenmesi
tavsiye edilmez.

353
SIZMA ZEYTİNYAĞI

• Zeytinyağının içinde diğer yağlarda


bulunmayan ve her biri farklı bir fayda
sağlayan çok sayıda bileşik bulunur. Bu
yararlardan bazıları tansiyonu
dengelemeleri, sindirimi kolaylaştırmaları,
antibiyotik özellikleri, damar açıcı ve kan
yapıcı olmaları, böbreği korumaları ve
kansere karşı koruyucu olmalarıdır.

354
• Sağlık için en iyisi sızma zeytinyağıdır.
• Zeytin ağacı; zeytinin ve zeytinyağının
belirtilen çok sayıdaki faydalarından, hem
gıda hem de ilaç olma gibi özelliklerinden
dolayı verimli, bereketli, kutlu ve kutsal bir
ağaç sayılmıştır.
• Zeytin ağacının meyve ve çekirdeğinin
yağı temel gıda maddesidir.

355
TEREYAĞI
• Tereyağı vücut hücrelerinin
yenilenmesinde rol oynar.
• Vücudun temel yapı elemanıdır.
• Faydalı diye aşırı yenmemelidir.
• Kolesterol dengesini sağlar.
• Vücuda kuvvet verir.
• Akciğer, karaciğer, böbrek ve boğaz
sağlığı için özellikle faydalıdır.
356
YAPAY TATLANDIRICILAR VE
ZARARLARI
• Yapay tatlandırıcıların tamamı kimyasal
maddedir. Bu nedenle bunlara kimyasal
tatlandırıcı da denir.
• Hepsi vücuda yabancı ve zararlıdır.
• Şeker hastalarının bile kullanmaması en
iyisidir. Kullanıldığında da günde 30
tabletin aşılmaması gerekir.

357
• Doz aşımında kanserojen olduğu iddia
edilmektedir.
• Aspartam ve sakarin, şeker hastalarının
kullandığı yapay tatlandırıcıların
başlıcalarındandır.
• Türk Şeker Kurumu verilerine göre şeker
hastalarının kullandığı aspartam ve
sakarin ithalatı son 8 yılda 13 kat artmıştır.
2000 yılında 162 ton, 2008’de 2190 ton
ithal edilmiştir.
358
• 2003 yılında Türk Şeker Kurumu’nun
yaptığı araştırmaya göre ithal edilen
sentetik tatlandırıcıların yalnız % 4,8’i
sağlık sektöründe, % 95,2’si ise gıda
sektöründe kullanılmıştır. Son yıllarda gıda
sektöründeki kullanım oranı ürkütücüdür.
• 20 kuruşluk kimyasal tatlandırıcı, 2 liralık
şekerin işlevini görmektedir.
• Türk Gıda Kodeksi 1 kg baklavada 1 g
yapay tatlandırıcı kullanılmasına izin
vermiştir.
359
• Türk Gıda Kodeksi’nin belli miktarı
geçmemek kaydıyla müsaade ettiği, yapay
tatlandırıcıların kullanıldığı başlıca gıdalar
şunlardır: Meyve suyu, şekerleme,
dondurma, reçel, diyet gıda ve içecek, tatlı
çeşitleri.
• Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Koruma ve
Kontrol Genel Müdürlüğü Gıda
Bölümü’nden izin alınmadan üretim
yapılamamaktadır.
360
• Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı denetimlerini
sürdürmektedir. Ancak; merdiven altı
üreticiler, yapay tatlandırıcıları kaçak
olarak kullanmaktadır.
• Sahtekârlıkları denetim esnasında
anlaşılınca, dükkân mühürlenerek
kapatılmaktadır, ancak gidip başka yere
gizli bir imalat yeri daha açmaktadırlar.
Buralarda baklava, helva, süt tatlıları ve
reçel imalatı yapılmaktadır.

361
ÇAY ŞEKERİ (SAKKAROZ
DİĞER ADIYLA SUKROZ)
YERİNE KULLANILAN YAPAY
TATLANDIRICILARIN
BAŞLICALARI
• Aspartam (E 951)
• Sakarin (E 954)
• Asesülfam–K (E 950)
• Neohesperidin (E 959)
362
• Siklamat (E 952)
• Sukraloz (E 955)
• Tautamin (E 957)
• Neotam (E 961)

363
YAPAY TATLANDIRICILARIN
SAKKAROZDAN KAÇ KAT
DAHA TATLI OLDUĞU
• Aspartam (E 951) sakkarozdan 180 kat
daha tatlıdır.
• Sakarin (E 954) sakkarozdan 300 kat daha
tatlıdır.
• Asesülfam–K (E 950) sakkarozdan 200 kat
daha tatlıdır.
364
• Neohesperidin (E 959) sakkarozdan
1500–1800 kat daha tatlıdır.
• Siklamat (E 952) sakkarozdan 30–50 kat
daha tatlıdır.
• Sukraloz (E 955) sakkarozdan 600 kat
daha tatlıdır.
• Tautamin (E 957) sakkarozdan 2500 kat
daha tatlıdır.
• Neotam (E 961) ise sakkarozdan 10 000
ile 13 000 kat daha tatlıdır.
365
HAZIR GIDALAR, KATKI
MADDELERİ
• Mahalle aralarında satılan sütte, su ve
sütün kesilmemesi için çeşitli kimyasal
katkılar da olabilir.
• Siyah zeytinin katkısız ve boyasızı, yeşil
zeytinin de kostiksiz ve limon tuzsuzu
tercih edilmelidir.

366
• Gıdaların içeriklerindeki katkıların
menşeinin yazılı olduğu etiketleme
yaygınlaştırılmalıdır ve zorunlu hâle
getirilmelidir; bununla ilgili başlatılan
çalışmalar gerekli yasal düzenlemeler
yapılarak en kısa zamanda bitirilmelidir.

367
JELATİN NEDİR?
• Gıda katkı maddesidir; kodu E 441’dir.

368
HAYVANSAL JELATİN
İTHALATI YASAKLANDI

369
JELATİN NELERDEN ELDE
EDİLİR?
• Jelatinin kaynağı kesinlikle araştırılmalıdır.
Kaynağı belirtilmeyen jelatinli hazır gıdalar
asla tüketilmemelidir.
• Bitki kaynaklı jelatin üretimi büyük bir
zorunluluktur.
• Ülkemizde hayvansal jelatin ithalatı
yasaklanmıştır.
• Ülkemizde hayvansal jelatin üretimine
başlanmıştır.
370
ÜRÜNLERDEKİ JELATİNİN
MENŞEİ KESİNLİKLE
BELİRTİLMELİDİR
• Ürünlerdeki jelatinin menşei kesinlikle
belirtilmelidir. Gıdaların içeriklerindeki
katkıların menşeinin yazılı olduğu
etiketleme yaygınlaştırılmalıdır ve zorunlu
hâle getirilmelidir; bununla ilgili başlatılan
çalışmalar gerekli yasal düzenlemeler
yapılarak en kısa zamanda bitirilmelidir.

371
JELATİN NEDİR?
• Gıda katkı maddesidir; kodu E 441’dir.

372
JELATİNİN YAPISI (JELATİN
BİLEŞİMİ)
• Jelatin, % 83 protein içerir.

373
JELATİN ÇEŞİTLERİ
• Jelatin, bitkisel jelatin ve hayvansal jelatin
olmak üzere ikiye ayrılır.
• Soya fasulyesi jelatininin GDO kökenli
olma, hayvansal jelatinin de domuz kökenli
olma riski vardır.

374
JELATİN ÜRETİMİ
• Bitkisel jelatin soya fasulyesinden ve
ayçiçeğinden elde edilir. Hayvansal jelatin
ise domuz, sığır ve balıktan elde edilir.
• Hayvansal jelatin, hayvanın kemiğinden ve
derisinden elde edilir.

375
BESİN MADDELERİNDE NİÇİN
JELATİN KULLANILIR?
• Gıdalarda kıvam arttırıcı ve jelleştirici
özelliğinden dolayı kullanılır.
• Üreticiler jelatin kullanmak suretiyle
dondurma, yoğurt vb. besin
maddelerinden daha çok kazanç
sağlamaktadırlar.

376
JELATİN HANGİ BESİN
MADDELERİNDE VARDIR?
• Draje şekerleme, tablet şekerleme,
puding, meyve jölesi, krem şanti ve
meyveli sakızların çoğunda kullanılır.
• Dondurma, yoğurt, tatlı, pasta, eritilmiş
peynir, kalitesiz kaşar peyniri, hazır reçel,
fındık ezmesi, fıstık ezmesi, marmelat,
pekmez, tahin, helva, meyve suyu, salam,
sucuk, sosis, jambon ve margarin gibi gıda
maddelerinin bir kısmında bulunur.
377
JELATİN GIDA
ENDÜSTRİSİNDEN BAŞKA
NERELERDE KULLANILIR?
• Jelatin özellikle gıda endüstrisinde yaygın
olarak kullanılır.
• Eczacılıkta başta kapsül yapımı olmak
üzere bazı tablet ve film tabletlerde, ayrıca
kozmetik sanayisinde, temizlik
endüstrisinde, hayvan yemlerinde,
karbonlu kâğıt yapımında ve fotoğrafçılıkta
kullanılır.
378
DOMUZ JELATİNİ
• Avrupalıların bir kısmı domuzu çok yerler,
eşlerini kıskanmazlar.
• Bazı gıdalara domuz jelatini katıldığından
dikkatli olunmalıdır. Türkiye’de hayvansal
jelatinlerin üzerinde aksi bir bilgi yoksa
domuz jelatini olma şüphesi vardır.
• İçindekiler kısmında yalnız jelatin veya
yalnız hayvansal jelatin yazan ürünlerde
özellikle çok dikkatli olmak gerekir.
379
• İçeriğinde jelatin yazan ürünlerde ayrıca
“Ürünlerimizde domuzdan elde edilmiş
maddeler yoktur.” yazısını da muhakkak
aramak lazımdır.
• Jelatin yazan ürünlerdeki jelatin genelde
hayvansal jelatindir; bitkisel jelatin içeren
ürünlerde bitkisel jelatin diye yazar.
• Ülkemizde hayvansal jelatin ithalatının
yasaklanmış olması çok sevindirici bir
durumdur.
380
DOMUZ JELETİNİNDEN NASIL
KURTULURUZ?
• Dünyada bazı insanlar ömürlerinin
sonunda 60-70 yaşına gelince küçük bir
domuzu jelatinden dolayı farkında
olmadan yemiş oluyorlar.
• Ürünün üzerinde domuz jelatini yazılmış
olsa hiçbir kimse o besin maddesini alıp
yemez.

381
• Avrupa ve Amerika’daki ürünlerin üzerinde
soya fasulyesi jelatini, domuz jelatini, sığır
jelatini, balık jelatini diye yazmaktadır.
Avrupa ve Amerika’daki insanlar bizden
daha dürüst, Müslümanlarda olması
gereken dürüstlük sıfatı bizden onlara
geçmiş.
• Muasır medeniyet düzeyinin daha da
ilerisine geçmek için yönümüzü Batı’ya
çevirmemiz, onların güzelliklerini almamız
gerekir.
382
DOMUZ JELATİNİ
PROBLEMİNİN ÇÖZÜMÜ
• Avrupa ve Amerika’daki gibi jelatin içeren
besin maddelerinin üzerinde hangi jelatin
olduğu yazmalıdır. Alan insan soya
fasulyesi jelatini mi, domuz jelatini mi, sığır
jelatini mi yoksa balık jelatini mi yiyeceğini
bilmelidir.
• Ülkemizde hayvansal jelatin ithalatının
yasaklanması, domuz jelatini problemini
ortadan kaldırmıştır.
383
BAZI GIDALARDA JELATİN
KULLANILMASI
ZORUNLULUĞU VAR MIDIR?
• Gıdalarda jelatin kullanılması zorunluluğu
yoktur.
• Jelatinsiz dondurma, jelatinsiz pasta,
jelatinsiz tahin, jelatinsiz yoğurt bulmak
mümkündür; daha lezzetli ve daha
doğaldır.

384
KIVAM ARTTIRICILAR VE
JELLEŞTİRİCİLER
(JELATİNDEN BAŞKA KIVAM
ARTTIRICI VE JELLEŞTİRİCİ
VAR MIDIR?)
• Kimyasal madde olmakla beraber domuz
jelatinin alternatifi olan yenilmesi
sakıncasız çeşitli kıvam arttırıcı ve
jelleştiriciler vardır.

385
JELATİNSİZ YOĞURT
• Jelatin içermeyen yoğurtlarda çok daha
fazla süt kullanılmıştır. Problem çözülene
kadar üzerinde “şu kadar sütten şu kadar
yoğurt elde edilmiştir” diye yazı olan
yoğurtlar tercih edilebilir.

386
JELATİNSİZ TAHİN
• Bazı marka tahinler, jelatin içermez; bu
markalar araştırılıp bulunmalıdır.

387
JELATİNSİZ DONDURMA
• Bazı pastanelerde satılan dondurmalar,
jelatin içermez. Dondurma alınırken imalat
esnasında jelatin kullanılıp kullanılmadığı
sorulmalıdır. Dondurma jelatinsiz daha
lezzetli olur.

388
HOMOJENİZASYON
• Homojenizasyon; süt içerisinde bulunan
yağ globüllerinin, fiziksel yöntemler ile
çaplarının küçültülerek kolloidal fazdan
homojen faza geçmesi için uygulanılan
işlemdir. İnek, koyun, keçi gibi hayvanlar
bir süt çeşmesidir. En güzel, en hoş, en
temiz, en pak sanki abıhayat (ölümsüzlük
sağlayan su) gibi bir besini bizlere
sunarlar. Canlılar içinde ömür boyu süt
içen tek varlık insandır.
389
YAĞLAR VE KORUYUCU
HEKİMLİK
• Yağ olarak tereyağı ve sızma zeytinyağı
kullanılmalıdır.
• Zeytin ağacı; zeytinin ve zeytinyağının çok
sayıdaki faydalarından, hem gıda hem de
ilaç olma gibi özelliklerinden dolayı verimli,
bereketli, kutlu ve kutsal bir ağaç
sayılmıştır.
• Siyah zeytinin katkısız ve boyasızı, yeşil
zeytinin de kostiksiz ve limon tuzsuzu
tercih edilmelidir.
390
• Zeytinyağı olarak sızma zeytinyağı
yenmelidir. Sağlık için en iyisi sızma
zeytinyağıdır. Zeytin ağacının meyve ve
çekirdeğinin yağı, temel gıda maddesidir.
Zeytinyağının içinde diğer yağlarda
bulunmayan ve her biri farklı bir fayda
sağlayan çok sayıda bileşik bulunur. Bu
yararlardan bazıları tansiyonu
dengelemeleri, sindirimi kolaylaştırmaları,
antibiyotik özellikleri, damar açıcı ve kan
yapıcı olmaları, böbreği korumaları ve
kansere karşı koruyucu olmalarıdır.
391
• Sızma zeytinyağı yemeğe piştikten sonra
konmalıdır.
• Kalan sızma zeytinyağlı yemekler tekrar
ısıtılmamalıdır.
• Tereyağı vücut hücrelerinin
yenilenmesinde rol oynar. Vücudun temel
yapı elemanıdır. Faydalı diye aşırı
yenmemelidir. Kolesterol dengesini sağlar.
Vücuda kuvvet verir. Akciğer, karaciğer,
böbrek ve boğaz sağlığı için özellikle
faydalıdır.
392
• Beyin ve kalp–damar sağlığı için tereyağı,
ceviz ve yumurtanın yeri önemlidir.
• Kuyruk yağı ihmal edilmemelidir. Hiç
yemeyenlerde kireçlenme görülür. Kuyruk
yağı kireçlenmeyi önler. Varis ve varikosel
de damar içindeki kireçlenme sonucu
meydana gelen hastalıklardır.
• Kuru yemişler kabuklu satın alınmalı ve
yenecek kadarı kırılıp mümkünse
kavrulmadan, kavrulacaksa yiyeceğimiz
kadarını kavurarak yenmelidir.
393
• Sert kabuklu kuru yemişler, kalbe
faydalıdır.
• Ayçiçeği yağı, mısır özü yağı, fındık yağı,
riviera zeytinyağı gibi yağlar katkı maddesi
içerdiğinden sağlığa zararlıdır. Ayçiçeği
yağı ve mısır özü yağının aslında
yenmelerinde mahzur yoktur. Fakat
içlerine bozulmayı önleyici olarak katılan
kimyasal maddeler damar tıkanıklığı
yapar. Bu sebeple yenmesi tavsiye
edilmez.

394
• Margarin genelde kalitesiz sıvı yağlardan
kimyasal yolla elde edilir. Sıvı yağlar
hidrojen ile doyurulur. Sıvı yağın
karbonları arasındaki çift bağlar açılarak
hidrojen bağlanır. İç yapı değişime
uğradığından sağlık açısından son derece
tehlikelidir. Hücreleri etkileyerek kansere
yol açar. Margarinin zemin hazırladığı
kanser en çok mide ve bağırsaktadır.
Vücudun sıcaklığı normalde 36,5 °C’tır.
Margarinin erime sıcaklığı bu derecenin
çok üzerindedir.
395
• Yapay olduğundan hidrojene bitkisel yağ
da yenmemelidir. Margarin ve margarinli
gıdalara karşı sürekli perhizde olmalıdır.
Yapay olduğundan eskiden beri
yenmemesi tavsiye edilir. En önemli zararı
kandaki kolesterol oranını yükseltmesidir.
Yüksek kolesterol damarların iç çeperinde
birikerek kan akışını zorlaştırır; damarların
tıkanmasıyla kalp krizi, felç başta olmak
üzere birçok hastalığa zemin hazırlar.

396
• Ceviz içinin görünümü, beyne benzer.
Gıdaların şekliyle organların şekli arasında
ilişki vardır. Yerli ceviz, tatlıyla beraber
yenirse müthiş hafıza kuvvetlendirir ve
zekâyı açar.
• Zayıf düşünce kuş sütüne devam
edilmelidir. Kuş sütü, yumurtadır. Yumurta
rafadan veya çılbır şeklinde yenmelidir.
Sarısının tamamı sıvı, beyazının tamamı
ise katı olmalıdır. Beyazı katılaşmazsa
alerji yapar; sarısı katılaşırsa hazımsızlık
olur.
397
• Badem, yumurta ve üzüm çekirdeği yağı
iyi kolesterolü (HDL) kanda arttırır.
Tereyağı, kaymak ve kaymak yağı iyi
kolesterolü arttırmakla beraber bu yağlar
fazla yenirse kanda trigliserit de yükselir.
• Kötü kolesterolü düşürmek için ot
çaylarından kafa süpürgesi otu, rezene,
kekik, mısır püskülü, mersin yaprağı ve çin
nanesi karışımı her gün sıcak veya soğuk
1 litre içilmelidir.
398
• Kötü kolesterolü (LDL) ve total
kolesterolü elma, badem, fındık, antep
fıstığı, yer fıstığı, ceviz, şalgam suyu,
keten tohumu, üzüm çekirdeği yağı,
çörek otu yağı, susam yağı, çemen yağı,
haşhaş yağı, kabak çekirdeği, kekik
suyu, posalı gıdalar, kepekli ekmek, tam
buğday ekmeği ve çavdar ekmeği
düşürür.
• Kötü kolesterolü düşürmede sabah
kahvaltısının rolü büyüktür.

399
• Hile amacı ile zeytinyağına pamuk yağı
veya kanola yağı karıştırılmaktadır.
Piyasadaki kanola yağlarının ve pamuk
yağlarının çoğunluğu GDO’ludur, bu
nedenle rastgele zeytinyağı almamalıdır.
• Türkiye’de GDO’lu 4 ürün vardır: Bunlar
kanola yağı, pamuk yağı, soya fasulyesi
ve mısırdır.

400
ETLER ARASINDA BULUNAN
YAĞ, KARIN KISMINDAKİ İÇ
YAĞI VE HÜCREDEKİ GOLGİ
AYGITI
• Alınan bazı besin maddeleri, bir dizi
kimyasal reaksiyon sonucu yağa
dönüştürülür. Şahm (etler arasında
bulunan yağ) ve mideye yakın yerlerdeki iç
yağı suretinde depolanır. Depolanan bu
şahm ve iç yağı, ihtiyaç anında sarf edilir.
401
• Aynı tasarruf ve depolama, bütün
hücrelerde de golgi aygıtı suretinde vardır.
• Görüldüğü gibi canlıların bedenine
gönderilen rızkın bir kısmı ihtiyat için şahm
ve iç yağı suretinde depolanmaktadır.
Hatta her bir beden hücresine gönderilen
rızkın bir kısmı, yine o hücrenin bir
köşesinde bulunan golgi aygıtında
tutulmaktadır. İleride, dışarıdan herhangi
bir besin maddesi gelmediği zaman sarf
edilmek üzere bir ihtiyat zahiresi (tedbirlilik
azığı) hükmünde saklanmaktadır.
402
• Depo edilen rızık, kırk gün hatta seksen
günden fazla devam etmektedir. Bu kadar
süre yemek yememesine rağmen sıhhatle
hayatı devam eden insanlar tarihte
görülmüştür. Bazen harika bazen de
olağanüstü bir durum diyebileceğimiz
onların bu harikuladelikleri kitaplara da
geçmiştir.

403
MARGARİN VE MARGARİNLİ
GIDALARA KARŞI SÜREKLİ
PERHİZDE OLMALIDIR
• Yapay olduğundan eskiden beri
yenmemesi tavsiye edilir.
• En önemli zararı kandaki kolesterol oranını
yükseltmesidir. Yüksek kolesterol
damarların iç çeperinde birikerek kan
akışını zorlaştırır; damarların tıkanmasıyla
kalp krizi, felç başta olmak üzere birçok
hastalığa zemin hazırlar.
404
• Margarin genelde kalitesiz sıvı yağlardan
kimyasal yolla elde edilir. Sıvı yağlar
hidrojen ile doyurulur. Sıvı yağın
karbonları arasındaki çift bağlar açılarak
hidrojen bağlanır.
• İç yapı değişime uğradığından sağlık
açısından son derece tehlikelidir. Hücreleri
etkileyerek kansere yol açar. Margarinin
zemin hazırladığı kanser en çok mide ve
bağırsakta görülür.
405
• İnsan vücudunun sıcaklığı 36,5 °C’tır.
Margarinin erime sıcaklığı bu derecenin
çok üzerindedir.
• Bazı margarinler pamuk yağından elde
edilir, pamuk yağlarının çoğunluğu ise
GDO’ludur; bu nedenle de margarinden
uzak durulmalıdır.

406

You might also like