You are on page 1of 110

FiZYOLOJi

LABORATUVAR KiTABI

YAZARLAR
Prof. Dı: Şenol DANE

Prof. Dı: Sedat AKAR

Yrd. Doç. Dr. Mustafa GÜL


Yrd. Doç. Dr. Kenan GÜMÜŞTEKİN
Öğr. Göı: Dr. Nliray ÖZTAŞAN
Arş. Göı: Dı: Ömer AKTAŞ

Arş. Göı: Dr. Handan TİMUR

Erzurum - 2002
@ Copyright: Bu kitablO telif hakkı AktifYaymevi 'ne aittir.
Yaymevinin yazılı izni olmaksızm kısmen dahi olsa çoğaltılamaz.

sayfa ve kapak tasarım


suat bingöl

baskı
bakanlar matbaacılık Itd.şti.
yeni terminal cad. alsancak apt. altı
tlf.: 0442.235 48 35 (pbx)

iii
Ankara Cad. Nakipoğlu işhanı No: 65/15
Sirkec; - iSTANBUL
Tır: (O212) 5117974
(O442) 235 50 35
İçİNDEKİLER

Eritrositlerin Membran Direncinin Ölçülmesini (Ozmatik Frajilite Testi) 1

İskelet Kası Deneyleri. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .4

Düz Kas Üzerine Çalışmalar. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .7

Elektromiyografi (EMG) LO
""""""""""""""""""""""'"

(-\-
Eri~~~~~ .16
.ı... Lökosit Sayımı. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .21

-\ Hematokrit Tayini. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .23

-' Hemoglobin Tayini. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .27

t Eritsokit İndeksleri. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .30

-{- Kan Hücrelerinin Yayma Preparatta İncelenmesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .33

"\- Eritrositlerin Sedimantasyon Hızı. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .39


+- Kan Grubu Tayini. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .42

i ., Kanama - Pıhtılaşma Zamanı. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .45

i --\-' Elektrokardiografi(EKG)~ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .49

Kan Basıncı (Tansiyon) ÖlçÜmü. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .57

Spirometri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .60

İdrar Dansitesi, Konsantrasyon ve Dilüsyon Testleri. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .72

Elektroensefalografi (EEG) .75


""""""""""""""""""""""

Refleksler. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .81

Deserebre ve Spinal Kurbağa Elde Edilmesi. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .87

İşitme Testleri. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .89

Perimeıri (Gönne Alanı Tayini) .95


"""""""""""""""""""'"

Oftalmoskopi (Göz Dibinin İncelenmesi) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .98

Gönne Keskinliğinin Saptanması. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .LO1

,
i
TEŞEKKÜR

Bu kitahm hazırlanmasinda emeR; olan tÜm mesai arkadaşlanma teşekkÜrler

ederinI. Bu vesile ile, Anabilim DalrmlZda uzun yıllar hizmet ,'ermiş, benim ve hir ~'ok

akademisyen arkadaşınun yetişmesinde önemli korkr/an olan, şu ml Çukurova

Üniversitesinde meslek hayaflm devam ettİren değerli hoca111,Ülkemizin yetiştird(~i

ender bilim adanı/anndan Prof. Dr. Üner TAN Hocamıza da bıı vesilc ile sonsuz

teşekkÜrlerimİ sunanm. Aynca sekreterya \'e teknik hizmetlerinden dolayı hölüm

sekreterimiz Delali CAMGÖZ ve hizmetlimiz Ali SEKMEN' e de teşekkÜr ederim.

Kitabın redaksiyonunda emeği geçen Suat BİNGÖL ve basllmaslIlI gerçekleştiren

Bakanlar MatbaaSl ve AktifYayınevine de teşekkÜrederim.

Editör

Prof. Dr. Şenol DANE


ÖNSÖZ

Fizyoloji, teorik \'e uygulamalı hir derstiı-. Fizyoloji dersi, Tıp FakÜltesi, Diş
Hekiml(~i FakÜltesi, Eczacılık FakÜltesi, Veteriııer/ik FakÜltesi, Hemşirelik YÜksek
Okulu, Safilık Hizmetleri Meslek Yiiksekoku/lan, Beden Efiitimi ve Spor Bölümleri ve
Biyoloji Bölümlerİnde okutulmaktadır. Teorik olarak öğrenilen konuların laboratuar ile
desteklenmesi ö,~renme için temel şarttır. ÇÜnkÜ görerek ve bizzat uygulayarak
öğrenme en etkİli öğrenme yol/andır.
Bu kitap teorik derslerin pekişıirilnıesi ve ö,~rel1nıeninkolaylaştınlmasından
başka sağlik/o ilgili iiniversite mezun/orHun meslek hayatlarında daha sonra lazım
olacak pratik klinik teşhis yöntemlerini de içermektedir. Prensip olarak, kitaptaki her
laboratuar konusu, dene.yin adı, deneyin tal1lmlanması, amacı, normal veya beklenen
de,~erleri, deney İrin gerekli malzemeleri, deneyin yapılışIn! ve sonuç/ann nasıl
)'orumlanacağma ait bilgileri içermektediı:
Biz/er Üniversite hoca/an olarak Fiz)'oloji laboratuar/ann/n iyi öğrenilmesi
için bazı şartlar \'e siz ö,~rencilerimizden hazı fedakarlıklar beklemekteyiz. 1-
Laboratuar derslerine devam çok önemlidir.Bu ~vÜzden,
tÜmpratik/ere eksiksizolarak
devam etmelisiniz. 2-Pratik ders/erin zamanından erken bitirilmesi için bizleri
zorlamamalısımz. 3-Fizyoloji pratiklerinde genellikle kendiniz deııek olmak zorunda
kalmaktasın/Z. Ancak hıı deneyleri yapahilmemiz ve dolayısıyla sizin bunları
ö,qrenehi/menizin haşka yolu bulunmamaktadır. 4-Bizler laboratuar derslerini baraj
dersi olarak algılamakta ve eksiksiz olarak öğrenilmesi gerektiğine inanmakta)'ız.
Gerçekten de, ör/1e,~inçok basit bir yöntem olan kan hasmc/ (tansiyon) ölçümÜnÜ
bilmeyen bir hekim veya hemşirenin çok iyi teorik bilgiye sahip olması bir işe
yaramayahilir.
Bu kitabm Ö,~rencilerimiz için önemli bir boş/u,qu doldliraca,~ına
inanmakta}'ız. Kitap,I yıllık bi(viik bir eme,(in sonucu ortaya çıktı. Öğrencilerimizin de
mutlaka emek verme/erini ve pratiklerin ö,~renilmesinde "e u}'gulaıımas/ııda gayretli
olmalarım hekliyoruz.
Ha,Yirh olsu17.

YAZARLAR
. .. Er : ras.it/erİn Membran
~1r.enCIJlın . [cutmesı (UZmatlR
Raı iIIte 1 estı § '

Ozmotik basıncı plazmanınkine eşit olan çözeltilere izotonik çözeltiler


denir. Bu tür çözeltiler içine konulan eritrositlerde şekil veya hacim deği-
şikliğine sebep olmaz. Binde dokuz (%O,09)'luk NaCl ve % S'lik dekstroz
çözeltileri izotonik çözeltilerdir. Ozmotik basıncı plazmaninkinden yük-
sek olan çözeltiler hipertonik, düşük olanlar ise hipotonik çözeltiler ola-
rak isimlendirilir. Hipertonik çözeltiler içinde eritrositler su kaybederek
büzüşürlerken, hipot mik çözeltiler içinde su alarak şişerler ve hatta par-
çalanırlar. Bu parçalanmaya hemoliz adı verilir.
Normal şartlarda eritrositler % O,4S-% O,S'lik NaCl çözeltileri içinde he-
moliz olmaya başlarlar, % O,33'Iük NaCl çözeltisinde hemoliz tamamlanır.
Eritrositlerin normal hayat süreleri ortalama 120 gündür. Eritrositler yaş-
landıkça ATP üretimleri azaldığı için membranıarı giderek esnekliklerini
kaybeder ve daha frajil (kınlgan, parçalanabilir) hale gelir. Bu yüzden
yaşlı eritrositler gençlere göre daha kolay (daha az hipotonik çözeltide)
hemoliz olurlar. Diğer taraftan eritrosit membran direncinin azaldığı he-
molitik anemilerde, hemoliz % O,S'den daha yüksek konsantrasyonlardaki
NaCl çözeltilerinde başlar.
. .
FIZYDLDJI LABDRATUUAR KITABI 1
Bu deneyin amacı eritrositlerin membran dirençlerinin ölçülmesi olup,
bu deney klinikte hemolitik anemilerin ayırıcı tanısmda bir test yöntemi
olarak kullanılır.
Eter, kloroform, safra tuzları, deterjanlar, yılan zehiri gibi bazı biyolo-
jik toksinler, donma ve UV ışmları hemolize neden olurlar. Patolojik du-
rumlarda vücutta meydana gelen hemolizden sonra hemoglobinüri görü-
lebilir.

GEREKLİ MALZEMELER
- Alkol, pamuk
- Steril 5 cc.'lik enjektör
- Deney tüpleri
- 10 mL. pipetler
- % 1 NaCl çözeltisi
- Saf su

DENEYİN YAPILIŞI
1- Bir tüp sporuna 9 santrifüj tüpü yerleştirilir. Bunlardan birincisi boş bı-
rakılarak, diğerleri sırasıyla, 3 - 4 - 4.5 - 5 - 5.5 - 6 - 6.5 - 7 - 9 mL.% 1
NaCl eriyiğinden konur.
2- Saf su doldurulmus bir büretten bu tüplerden birincisine LOmL.su koy-
duktan sonra, diğerlerine 7 - 6 - 5.5 - 5 - 4.5 - 4 - 3.5 - 3 - 1 mL.su ilave
edilir.
3- Osmotik direnci araştırmak için venden alınan kandan her bir tüpe
2'şer damla ilave edilir.
4- Tüplerin içindeki çözeltiler karıştırılır ve 15 dakika beklenir.
5- Sırayla tüblerin arkasına yazılı bir kağıt tutulur ve yazının okunup
okunmadığına bakılır.

Hemoliz yoksa çözelti bulanıktır ve yazı okunmaz. Çünkü çözelti içinde


süspansiyon halindeki eritrositler ışığı geçirmezler. Yazının ilk olarak bu-

.. .
2 FIZYOLOJI LABORATUVAR KITABI
lanık da olsa okunmaya başladığı çözeltide hemoliz başlamıştır. Yazınını
net olarak okunduğu ilk çözeltide ise hemoliz tamamlanmıştır. Hemoliz
olan çözeltilerde eritrositler parçalandığı için çözelti berraklaşır ve ıŞığı
geçirir.

i
i
i

ri

i
.

. .
FIZYDLDJI LABDRATUUAR KITABI 3
İskelet Kası Deneyleri

Bu laboratuar dersinde iskelet kasında tek sarsı eğrisi, sumasyon ve


tetanizasyon olayları gösterilecektir.
Tek sarsı eğrisi bir kas ın kendisine veya motor sinirine bir tek elektrik-
sel uyarı verilmesiyle elde edilen kasılma eğrisidir. Bir kasılma ve bir de
i gevşeme dönemlerinden oluşur.
Sumasyon ise iki veya daha fazla kasılmanın toplanması ile daha kuv-
vetli kasılma elde edilmesine denir. İskelet kasında sumasyon ikiye ayrılır.
1- Motor Ünite Sumasyonu: Bu sumasyon çeşidinde birden fazla motor
ünitenin kasılmaya katılması ile kuvvetli kasılma elde edilmesi söz ko-
nusudur. Bu sumasyonu elde etmek için uyaranın şiddeti (voltaj) artı-
rılır.

2- Frekans Sumasyonu: Bu sumasyon çeşidinde aynı motor ünite arka ar-


kaya uyarılarak kasılmalar toplanır ve daha kuvvetli bir kasılma elde
edilir. Bu sumasyonu elde etmek için frekans artırılır.

. .
4 FIZVOLOJI LABORATUVAR KITABI

~
GEREKLİ MALZEMELER

- Kurbağa kası (muskulus gastroknemius)


- Orta büyüklükte, çok keskin düz makas
- Kimograf
- Stimülatör

DENEYİN YAPILIŞI
Deserebre ve spinal kurbağa deneylerimizin hemen akabinde kurbağa-
nın derisi ense kısmından tutulup çekilerek tamamen sıyrılır. Deney süre-
since dokular kreps solusyonu veya ringer çözeltisi ile daima nemli tutu-
lur. Kurbağa bacağı dorsalindeki kas gastroknemius kasıdır. Baget ile uy-
luk kasları dikkatle aralanır ve siyatik sinir açığa çıkarılır. Uyluk kasları
uyluktan ayrılır. Muskulus gastroknemius'un tendonu sıyrılır ve 10-15
cm' lik iplikle bağlanır. Muskulus gastroknemius yana doğru kaldırılır ve
hemen dizin altından tüm diğer bacak kasları ve kemikleri kesilir. Femur
kemiği dizin üzerinde 1-1,5 cm kalacak şekilde kesilir. Hazırlanan preparat
kimograf düzeneğine yerleştirilir.
Stimulatörden kasa uyaran verilerek tek sarsı eğrisi, motor ünite su-
masyonu, frekans sumasyonu ve tetanizasyonu kimografa yazdırabiliriz.
Tek sarsı eğrisi elde etmek için kasa tek bir uyarı verilir. Motor ünite su-
masyonu elde etmek için stimülatörden voltaj artırılarak kasılmaya daha
n,,, ,...
J;;
fazla motor ünitenin katılımı
sağlanır ve daha kuvvetli ka-
sılma elde edilir. Frekans su-
masyonu elde etmek için fre-
kans artırılIr. Tetanizasyon
elde etmek için ise frekans
daha da artırılarak maksimal
kasılma elde edilir.

Kimograf düzeneği

. .
FIZVOLOJI LABORATUVAR KITABI 5
Tek sam eğrisi

Sumasyon ve tetanizasyon eğri/eri

. .
6 FIZVOlOJI lABORATUVAR KITABI
Düz Kas Uzerine
Çalışmalar

Deneyimizde düz kas preparatı olarak sıçan izole barsak segmenti kul-
lanacağız. Amacımız düz kasın spontan hareketlerini gözlernek ve bu ha-
reketlere özellikle otonam sinir sisteminde etkili olan farmakolojik ajanla-
rın etkilerini incelemektir.

GEREKLİ MALZEMELER

- İzole organ banyosu


- Kimograf
- İplik
- Cerrahimalzeme
- Termometre
- Besleyici solusyon (TYROD veya KREBS solusyanu)
- % 0.1'lik adrenalin
- % O.rlik asetilkolin
- Hava pompası
,
LFiZVOLOJi LADORATUUAR KITABI 7
DENEYİN YAPILIŞI

1- izole organ banyosunun hazırlanması: Kimyasal özelliği bakımından


ekstrasellüler ortama benzeyen ayrıca inceleyeceğimiz doku için ge-
rekli besinleri ihtiva eden besleyici solusyonla, izole organı inceleyece-
ğimiz haznenin bağlantısını sağlarız. Bu haznenin dış kısmını çeşme su-
yu ile doldururuz. Haznemizin dış kısmındaki suyun ısısını sabit şekil-
de sağlaması için termostatlı ısıtıcımızı 37 'C' ye ayarlarız. Son olarak
organın 02 ihtiyacını gidermek için hava pompasını, haznemize hava
gönderecek şekilde bağlarız.
2- izole dokunun hazırlanması: Bir gün öncesinden aç bıraktığımız sıça-
na anestezi uygularız. Hayvanı aç bırakmamızın sebebi barsak hare-
ketlerinin daha iyi görünmesini sağlamaktır. Anestezi altındaki sıçanın
karın bölgesini açarak ileuumndan 6-7 cm lik kısmını alırız. Barsak içe-
riğini bir enjektöre çektiğimiz besleyici solusyon yardımıyla temizleriz.
Daha sonra dış ortam la fazla temasını önleyerek, hızlıca barsağın iki
ucundan lümeni kapamayacak şekilde bağlarız. Böyle yapmakla bar-
sak lümenine besleyici solusyonun ulaşmasını sağlamış oluruz. Iki
ucundan bağlanmış barsak segmentinin bir ucunu izole organ haznesi-
ne 02 girişi sağlayan borunun ucundaki kancaya diğer ucunu yazıcı iğ-
neye bağlarız. Barsağın kasılmasını önlemeyecek dayanabileceği mak-
simum gerginliği sağladıktan sonra hazneye besleyici solüsyonu alırız.
3- Uyum periyodu: Organ ın ortama uyumu sağlamasını bekleriz. ıo-ıs
dk sonra uyum sağlanınca spontan kasılmalar başlayacaktır. Spontan
kasılmaların frekans ı duodenumda 12, ileumda 8-9 kadardır. Besleyici
solusyonun organın metabolik artıklarıyla kirlenmesi organın yaşam
koşulunu bozacaktır. Bunu önlemek için her LS dk'da bir düzeneğimiz
sayesinde besleyici soiuyonu yenisiyle değiştiririz. Bu şekilde organı
uzun süre vücut dışında yaşatmış oluruz.
4- ilaçlann etkisi: Kasılmaları devam eden izole barsak segmentine ilk
olarak % 0.1 'lik asetilkolinden 1-2 damla damlatmz. Bunun sonucu ola-
rak kasılmaların şiddetinin ve frekensının arttığını gözleriz. Bu gözlemi-
mizden sonra 1-2 kez yeni solusyonla barsağı yıkarız. İkinci olarak %

. .
8 FIZVOLOJI LA80RATUVAR KITA81
0.1 'lik adrenalinden aynı şekilde 1-2 damla damlatırız. Sonucunda kas 11-
maların gücünün ve frekansının asetilkolindekinin aksine azaldığını gö-
rürüz.

treM
içıiıt'en
.........
02 bynagı
yuıa~

nc

t<imograf

izoi. OffPrt b.1nyo:su

Deneyle ilgili sorular

1- izole organ banyosu ne işe yarar?

2- Organa ayrı ayrı potasyum ve kalsiyum ile müdahele edersek ne gibi


sonuç alırız?
3- Ekstrasellüler ortamı sağlamak için neler yapmalıyız.?

. .
FIZVOLOJI LABORATUVAR KITABI 9
..

Elektromiyografi (EMG)
~

i
EMG, kaslar tarafından üretilen aksiyon potansiyellerini kaydetmek
için kullanılan bir yöntemdir.

GEREKLİ MAlZEMELER

- Kaydedici ve uyarıcı elektrotlar


-Kas ve sinir aksiyon potansiyellerini büyüten elektronik sistem (Amp-
lifikatör)
- Biyoelektriksel değişimleri gösteren katot ışınlı ossiloskop
- Biyoelektriksel değişimlerin kulak yoluyla işitilmesini sağlayan mikro-
fon sistemi
- Sinir ve kasları kontrollu elektriksel şoklarla uyarabilen stimulatör
- Biyoelektriksel potansiyelleri çizdiren kaydet me sistemi
Bizim laboratuvarımızda EMG kaydı için MP 100 poligraf sistemi kulla-
nılmaktadır. Bu sistem EMG kayıtlarını direk olarak bilgisayar ortamına
aktarmaktadır.
Rutinde kullanılan EMG-kaydedici elektrotlarının hepsi ekstrasellüler
elektrotlardır. Normal koşullar altında tek sinir veya tek kas lillerinin ak-
tivitesinden çok, birçok aktif lifin elektriksel aktivitesini toplayıp ossilos-

.. .
10 FIZYOlOJI lABORATUUAR KITABI
ı

-ı-
kopa verirler. Klinik EMG' de kullanılan kaydedici elektrotlar yüzeyel veya
iğne şeklinde olabilir.

UYARıCı

nc:::]
ELEKTRQT
SriMÜLATDR

KAYDEDici
ELEKTROT

T
KATOT rşINU
AMPUFiKATÖR
asiLOSKOP
n

ZAMAN
KALiSRATÖRÜ

VOLTAJ
KAliBRASYONU

SES
AMPLiFiKATÖRÜ MiKROFON

EMG'nin basit teknik şeması

Klinik EMG, temelolarak, motor ünite ve bozukluklarını inceler. Bir


çizgili kastaki parezi, atrofi, anormal yorgunluk veya kasılma anormalliği
halinde, bu klinik bozukluğun fizyolojisi ve lokalizasyonu nu gösterir. EMG
bulguları bir etiyolojik tanı vermekten çok klinik tablo ile birlikte tanıya
gidilmesinde yardımcı olur.
EMG, yöntemleri açısından EEG ve EKG gibi
standardize edilmemiştir. EMG uzmanı çizgili kas,
sinir anatomisi ve fonksiyonları ile nörofizyolojiyi
iyi bilmelidir. Bu durumda EMG; öncelikle nörolojik
ve nörofizyolojik uyumu olan bir hekim tarafından
uygulanan ve her vakadaki klinik soruna göre yön-
temleri değişim gösteren ve elde edilen bulgular
da; uygulanan tekniğin sınırları içinde ve klinik tab-
lo ile birlikte değerlendirilen bir laboratuvar dalı-
dır.

. .
FIZYOLOJI LABORATUVAR KITABI 11
EMG, yöntemleri gereği; hasta için ağrı lı ve hoş olmayan bir izlenim bı-
rakır. Hasta ile işbirliği, başarılı bir EMG muayenesi için esastır. Rutin !Ci-
nik EMG' de çeşitli yöntemler, farklı klinik sorunlar için uygulanmaktadır
Klinik sorunun durumuna göre bunlardan bir veya birkaçı denenebilir.

Bunlar 5 grupta toplanabilir:


A- İğne elektromiyografisi
B- Motor-son plak fonksiyonu
C- Motor sinir iletimi
D- Duyusal sinir iletimi
E- Motor ve refleks davranış ın elektrofizyolojisi

MOTOR ÜNİTE POTANSİYELLERİ (M.Ü.P.)

Normal bir iskelet kasında istemli fakat hafif bir kasılma meydana geti-
rildiği zaman, iğne elektrot yolu ile izoelektrik çizgi üzerinde, keskin hat-
larla iniş ve çıkışlar halinde, birbirlerinden net olarak ayrılmış, bir veya
daha çok dalgalar belirir.Bunlara "Motor Ünite Aksiyon potansiyelleri
(M.ü.P.)" denir.

MAKSİMAL KASıLMA ÖRNEKLERİ

İncelenen kasın 2-3 farklı yerinden, maksimal efor verdirilerek ortaya


çıkan M.Ü.P.'lerin meydana getirdikleri elektriksel örnek, rutin EMG'de ka-
ba fakat oldukça faydalı ve kasın durumu hakkında fikir verici nitelik ta-
şır.Normal bir kasta çok hafif bir istemli kasılma sırasında bir tek M.Ü.P.
belirir ve frekansı saniyede 4-10 civarında değişir.İstemli kasılma biraz da-
ha artırılırsa,isoelektrik çizgi üzerinde başka M.Ü.P.'ler belirir.Bu
M.U.P.'lerin frekansları birbirinin aynı değildir ve senkron olarak boşalım
yapmazlar.Kasllma daha fazla artırılırsa daha yeni M.Ü.P.'ler eklenir.Hafif
kasılmaya göre,daha kuvvetli kasılmada ortaya çıkan M.Ü.P.'lerindaha
yüksek amplitüdlü olduğu dikkati çeker.

12 FiZYOlOJi lABORATUVAR KITABI


MOTOR SİNİR İLETİ HIZI ÖLÇÜM TEKNİGİ

Motor sinir iletim hızının ölçülmesi, anatomik olarak uygun periferik si-
nir 2 veya 3 farklı noktasından kısa elektrik şoklarla uyarılması ve o sini-
rin distal kasına yerleştirilmiş elektrottan aksiyon potansiyellerinin kay-
dedilmesi yoluyla sağlanıL Periferik sinirin bir noktadan uyarılması ile os-
siloskopta o anda elektrik şokunun yaptığı işaret veya artefakt beliriL Bu
ayrım işaretinden sonra bir zaman arasını izleyen bir kas aksiyon potansi-
yeli belirir. Stimulusun başlangıcından kas aksiyon potansiyelinin başladı-
ğı noktaya kadar olan sessiz süre "iletim zamanı" veya "Iatency" latans
olarak adlandırılır ve milisaniye olarak birimlendiriliLEğer bir periferik si-
nirin distal ve proksimal iki ayrı noktası uyarılırsa, proksimal nokta, kasa
daha uzak mesafede olduğu için, elektriksel impulsların motor liflerinde
yayılışı daha uzam ıŞ bir iletim zamanına sebep OIUL Buna göre motor si-
nir iletim hızı şu formülle hesaplanır:

Proksimal ve distal uyarım noktaları arsmdaki mesafe (mm)


MaksimalmctlJrilelihlll:ıı mfsn
Proksimal noldadan uyanmla kAydedilen ileti zamanl(msn)' Distal noktadan uyarımla kaydedilen ileti zamam(msn)
"

Sinir uyarımı ile kastan elde edilen aksiyon potansiyeline" uyarıimış


kas cevabı veya aksiyon potansiyeli" deniL Bazen kısaca "M yanıtı"
(Muscle response anlamında) olarak kısaca söylenebiliL
Motor sinir iletimi için EMG cihazına
ilaveten, bir sbmulatör ve bir uyarıcı
elektrota gerek vardiLPeriferik sinir uya-
rımı için kullanılan stimulatörlerin çıkışı-

v na uyarıcı elektrotlar bağlanıLSinir göv-


des i zayıf şoklardan başlanarak gittikçe
yükselen şiddetlerde uyarılıLBöylece dis-
tal kastan kaydedilen aksiyon potansiyeli-

~ nin amplitüdü yükselir ve iletim zamanı


kısalıL Akım şiddetinin daha fazla yüksel-
10mV

L
5msn
tilmesi ile artık, M yanıtının amplitüd, şe-

FiZVOLOJi LABORATUVAR KITABI 13


kil ve latansında bir değişme meydana gelmediği değer; motor sinir lifleri-
nin maksimal olarak uyarıldığını gösterir.
Periferik sinir gövdesİ, yüzeyel veya iğne elektrotlarla uyarılabilir. Peri-
ferik sinirin iki ayrı noktadan uyarılması ile kastan elde edilen M cevapla-
rının şekli, aşağı yukarı birbirine eş veya benzer olmalıdır. Bu, aynı motor
liflerin her iki noktada aynı uygunluk içinde uyarıldığını gösteren bir ka-
nıttır. Sinirin uyarılması ile, incelenecek olan kas, o sinirin distalinde ol-
malıdır.
Adult insan periferik sinirlerinde maksimal çaplı motor liflerinde iletim
hızı çeşitli fizik ve fizyolojik etkenlere ve incelenen sinire göre farklılık
göstermekle beraber; genellikle 40-60 m/sn arasında değişir. Kol sinirle-
rinde, bacak sinirlerine göre 5-LOm/sn daha hızlıdır.

REFLEKS AKSİYON POTANSİYELLERİ

Adult insanda N. Tibialis posterior'un fossa poplitea'da düşük şiddette


elektrik şoklarla stimulasyonu ile H-refleksi (Hoffmann refleksi) denilen
özel bir refleks aktivite, baldır kaslarından (M.Triceps surae) elde edi-
lir.Bu refleks yanıtı genelolarak submaksimal elektrik şoklarla ve ortala-
ma 25-30 msn'lik bir iletim zamanında belirir.Stimulus artışı ile bir süre
boyu artarsa da, daha ileri şiddetle elektrik şoklarla boyu gittikçe ufalır
ve maksimal şiddetteyken tamamen ortadan kaybolur.Bu sırada klasik M-
yanıtı gittikçe belirginleşir. H yanıtlarının düşük uyarım şiddetinde ortaya
çıkması, latansının uzunluğu ve yüksek şiddetli elektrik şoklarla kaybol-
ması gibi nedenlerle; triceps surae'den çıkan grup lA-refleks afferent lifle-
rinin uyarılması sonucu ortaya çıktığı kabul edilir. Çünkü sinir gövdesi
üzerinden yapılan bir uyarımda, geniş çaplı grup lA refleks afferent sinir
lillerinin uyarılabilme eşiği, motor-efferent liflerinden daha düşüktür ve
oluşturulan impulslar önce medulla spinalise arka köklerden girerek, ön
boynuz motor nöronlarını uyarır ve efferent-motor liflere impulsların geç-
mesi ile aynı periferik sinir üzerinden tekrar triceps surae, çizgi li kas lille-
ri üzerinde senkron bir aktivasyona yol açar. H-yanıtlarının latansı tek si-
napslı bir refleks olaya elverecek kadar kısadır ve yanıtın senkron oluşu

. .
14 FIZVOLOJI LABORATUVAR KITABI
impulslann hızlı ileten grup IA lifleri ile götürüldüğünü göster iL
Maksimal H/M oranı: Maksima! H-yanıtı amplitüdünün maksima! M-ya-
nıtı amp!itüdüne oranı, refleks yolla uyanlabilen motor nöron havuzu de-
recesinin bir ölçümünü gösteriLNormal kişilerde bu oran °, I5-0,50 civa-
nndadlLBu oran artmışsa spastisite,azalmışsa hipotoni olasılığını düşün-
dürüL

Duysal Nöron (ia)

Kayd elekbotu Uyarıcı elektral 2


UyitflCI elektrot 1

Medulla Spinalis

Hoffmann refleksinin teknik anatomik temeli

-+- 170

.A,Jr 200

tr] 230

ir-- 1 ~v 500

20 msn

Soleus kasından kaydedilen H-refleksi

. .
FlZVOLOJI LABORATUVAR KITABI 15
i

Eritrosit Sayımı

Kan içerisinde bulunan şekilli elemanların sayılabilmesi için özel bir


yöntem kullanılmaktadır. Bu yöntem ile sadece kan hücrelerinin değil
mikroskobik boyuttaki tüm elemanların sayımını yapmak mümkündür
(spor, bakteri, vs.). Yöntemin temeli, sayılacak elemanları uygun bir sıvı
ile seyreltme ve seyreltilen elamanları, boyutları belli mikroskobik kareler
içeren özellamlar (hemositometreler) üzerinde saymaya dayanır.
Eritrosit sayımında kanı sulandırmak için, eritrositlere zarar vermeye-
cek (hafif hipertonik veya izotonik) çözeltiler kullanıhr.Eritrositleri saya-
bilmek için gerekli oranda sulandırma yapıldığında sayım alanında diğer
hücrelerin görülme olasılığı ihmal edilebilir düzeye iner. Veya lökositler
büyüklükleri ve çekirdekleri ile tanınıp sayılmazlar.
Normalde eritrosit sayısı ı mm3 kanda erkeklerde 5.200,000 :t 300.000,
kadınlarda ise 4.700.000 :t 300.000'dir. Eritrosit sayısının normalden az ol-
masına oligositemi (anemi), çok olmasına polisitemi denir.

GEREKLİ MALZEMELER

- Alkol, pamuk
-Sterillanset
- Eritrosit
sulandırma sıvısı (hafif hipertonik Hayem solüsyonu veya
% 0,9'luk izotonik NaCl solüsyanu).
. .
16 FIZVOLOJI LABORATUVAR KITABI
- Eritrosit sulandırma pipeti
- Hemositometre (fhoma lamı, vb.)
- Mikroskop (X200)

Eritrosit sulandırına çözeltisi: Eritrosit sayımı için Hayem solüsyonu


kullanılır. Bu çözeltinin içeriği şöyledir: sodyum sülfat 5 gr, sodyum klo-
rür 1 gr, süblime 0.5 gr, saf su 200 mL. Serum fizyolojik (% 0.9'luk izotonik
NaCl) de kullanılabilir. Bizim laboratuvarımızda kolayelde edildiği için
serum fizyolojik kullanmaktayız.
Eritrosit sulandırına pipeti: Bu pipetin orta yerinde içinde kırmızı bir
boncuk bulunan baloncuk vardır. Bu, kan ve sulandırma sıvısı pipete çe-
kildikten sonra çalkalama esnasında kanla çözeltinin kanşmasını sağlar.
Eritrosit pipetinin kan çekmeye yarayan ve içinde kılcal kanal bulunan
çizgili kısmı üzerinde ortada 0.5 rakamı şişkin kısma yakın yerde de 1 ra-
kamı vardır. Şişkin kısmın öbür tarafında ıoı rakamı bulunur. 0,5 çizgisi-
ne kadar kan çekilip ıo1 çizgisine kadar sulandırma solusyonu çekildiğin-
de, kan 200 defa sulandırılmış olur. Eğer 1 çizgisine kadar kan çekip aynı
işlemi yaparsak, kan ıoo defa sulandırılmış olur.

r-:- 'Q" .~,


:.~
" )
Eritrosit
sulandırma
pipeti

Hemositometre: Hemositometre özel bir lamdır ve birçok tipi bulun-


maktadır. Tümünde temel prensip aynı olmakla beraber bazı farklılıklar
bulunmaktadır. Burada Thoma Lamı anlatılacaktır.
Thoma hemositometresi üzerinde iki sayım alanı bulunur. Bu iki sa-
yım alanı bir çukurluk ile birbirlerinden ayrılmıştır. Her bir sayım alanın-
da i mm2' lik bir kare bulunur. Bu alanda genişlikleri eşit 20 sütun ve 20
satır bulunur. Her 4 sütundan sonraki beşinci sütunun ve her 4 satırdan
sonraki beşinci satırın ortasından üçüncü bir çizgi geçer. Böylece ı mm2'
lik en büyük kare içinde üçlü çizgilerle sınırlandırılmış 16 orta büyüklük-
te kareye bulunur. Herbir orta büyüklükteki kare de 16 küçük kare (bir ke-
nan 1/20 mm) içerir. Bir küçük karenin alanı 1/20 X 1/20 = 1/400 mm2'dir.

.. .
FIIYOlOJI lABORATUVAR KITABI 17
Diğer taraftan, sayım alanlarının her iki yanındaki yatay kolonların yüzeyi
sayıın alanlarının yüzeyinden If! O mın yüksektir. Bu kolonlar üzerine bir
lam el yapıştırıldığında, lam el ile sayım alanı yüzeyi arasında 1/10 mm'lik
bir aralık kalır. Bu sayede hücreler birim hacimde sayılmış olurlar.

=
i
=
Thoma Lamı'nın
üstten
E] ve yandan
görünüşü
IIlOmm

1\~K
ı i

Thoma lamındaki cizgilerin


tamamının büyütü]müş görüntüsü
(4'lük büyütmede). Ortadaki en
büyük karenin bir kenan 1 mm'dir.

DENEYİN YAPILIŞI

Kan alınması ve sulandınlması: Sol elin yüzük veya orta parmak ucu
alkollü pamuk ile silinir ve kuru paınuk ile kurulanır. Lansetin kağıdı açıl-
dıktan sonra ucu hiç bir yere değdirilmeden tek hamlede parmak ucuna
batırılır. Çıkan ilk kan kuru bir pamuk parçasi ile silinerek alınır. (İlk daın-
la, parçalanmış hücreler ve dokular arası sıvıyı taşıdığı için kullanılmaz).

18 FiZYOLOJi LA80RATUUAR KiTABI


Bundan sonra çıkacak büyükçe bir damla sulandırma pipetinin 0.5 ve-
ya 1 rakamına kadar çekilir. Çekme işlemi sırasında pipetin içinde kesin-
likle hava kabarcığının kalmamasına dikkat edilmelidir. Kaldığı taktirde
kan boşaltılarak pipet yıkanır ve yeniden kan çekilir. Eğer çekilen kan 0.5
veya 1 çizgisini geçecek olursa, kuru bir pamuk parçası ile pipetin ucuna
dokunarak fazla kanı atılır.
Sulandırma sıvısını pipete çekmeden önce, eritrosit pipetinin ucundaki
kan bulaşığı pamukla temizlenir. Bunu yaparken pipet içindeki kan sütu-
nunun bozulmamasına dikkat edilmelidir. (Bu işlemler hızlı bir şekilde ya-
pılmalıdır. Aksi taktirde kan pıhtılaşarak pipet kanalının tıkanmasına ne-
den olabilir). Daha sonra hemen ufak şişenin içine koyduğunuz eritrosit
sulandırma sıvısı, pipetin 101 rakamına kadar çekilir.
Önce pipetin ucu, daha sonrada hortumlu tarafı, baş ve işaret parmağı
arasında sıkıştırılarak çalkalanır. Daha sonra pipet düz bir zemin üzerine
yatayolarak konur.
Thoma lamının hazırlanışı: Lam üzerinde sayma alanlarının yanların-
da bulunan yatay kolonların üzeri hafifçe ıslatılır. Bunların üzerine temiz
bir lamel (hemositometrenin özellameli yoksa normal lamel) konur. Baş
parmaklarla bastırılıp ileri geri oynatarak lamelin kolonların üzerine ya-
pışması sağlanır. Eritrosit pipeti içindeki sıvının iki-üç damlası dışarıya
boşaltılır (hücreler baloncuğa doğru göç ettikleri için, pipetin kılcal kıs-
mındaki sıvıda fazla hücre bulunmaz). Daha sonra pipetin ucundaki dam-
la bir sayım alanı üzerine (lamelden açıkta kalan bölgeye) lamelin kenarı-
na değecek şekilde temas ettirilir. Böylece sıvı lamelin altına yayılır. Aynı
işlem diğer sayım bölgesinde de uygulanır. (Sıvıyı yayarken lamelin üzeri-
ne taşmamasına dikkat edilmelidir). Yayma işleminden sonra sayıma geç-
meden önce hücrelerin sabitieşmeleri için bir kaç dakika beklenir.
Sayımın Yapılması: Sayım 10'luk büyültmede ve kısık ışıkta yapılır. Bu
büyültmede 1 mm2'lik en büyük alanın tamamını görebiliriz. Diğer taraf-
tan eğer ışık fazla olursa, çizgiler ve hücreleri göremeyiz.
1 mm2'lik alanda bulunan 16 orta büyüklükteki karelerden 4 köşedeki
ve ortadaki 4 kareden l'i olmak üzere 5'inde sayım yapılır. Böylece top-

. .
fllY010JI lABORATUVAR KITABI 19
lam 16x5~80 küçük karede veya 1/400 (bir küçük karenin alanı) x
80=l/5mm2'lik alanda, 1/10 mm'lik yükseklikten dolayı da I/S x I/ID ~

1/50mm3'lük hadmde sayım yapılır.


Sayım yapılacak orta büyüklükteki 5 karenin her birindeki hücre sayısı
ayrı ayrı sayılır ve yazılır. Daha sonra bu değerler toplanır ve 10.000 (I/SO
mm3'te sayım yaptığımızdan 1 mm3'teki değeri bulmak için 50 ve 200 kat
sulandırdığımızdan gerçek sayıyı bulmak için 200 yanı 50 x 200 ~ 10.000)
ile çarpılır. Beş kareden birinde sayım yaparken, o kare içindeki birinci
satırın solundan sağına, sonra ikinci satırın sağından soluna daha sonra
üçüncü satırın solundan sağına ve en sonunda dördüncü ve son satırın
sağından soluna doğru sayım yapılır. Her satır sayılırken satırın tam sol
ve üst çizgisine denk gelen eritrositler sayılır sağ ve alt çizgidekiler sayıl-
maz. Böylece orta büyüklükteki kareyi çevreleyen çizgilerden sol ve üst-
tekine denk gelen hücreler sayılmış sağ ve alttakine denk gelenler sayıl-
mamış olurlar.

. .
20 FIZVOLOJI LABORATUUAR KITABI
Lökosit Sayımı

Daha önce eritrosit sayımında anlatıldığı gibi lökosit sayısı da hemosi-


tometrik yöntemle tayin edilir. Ancak burada lökositleri sayabilmek için
eritrositlerin parçalanması gerekir. Bu amaçla lökosit sulandırma solüs-
yonu içinde asetoasetik asit vardır. Asit lökosit membranıarını da parça-
lar, ancak lökosit çekirdekleri sağlam kalır. Bunların görülebilmesi için su-
landırma solüsyonu içinde boya maddesi de bulunur. Ayrıca lökosit sayı-
sı oldukça az olduğu için, eritrosit sayımındakinden daha düşük oranda
sulandırma yapılır.

GEREKLİ MALZEMELER
- Alkol, pamuk
- Sterillanset
- Lökosit sulandırma solüsyonu (hücre membranıarını parçalayan
asetoasetik asit ve lökosit çekirdeklerini boyayan boya maddesi
içerir).
- Lökosit sulandırma pipeti
- Hemositometre seti (Thoma lamı, vb.)
- Mikroskop (X200)

. .
FIlYOlOJI lABORATUVAR KITABI 21
-

~Lökosit
r _..
... - o
... 11'l
({ ... c'
sulandırma
pipeti

i
DENEYiN YAPILIŞI

Kan alınması ve sulandınlması: Bütün işlemler eritrosit sayımındaki


gibidir. Burada lökosit sulandırma pipeti kullanılır. Pipette kan çekmeye
yarayan çizgili kısmı üzerinde ortada 0.5 rakamı, şişkin kısma yakın yerde
de 1 rakamı vardır. Şişkin kısmın öbür tarafında II rakamı bulunur. Löko-
sit pipetine kan 1 rakamına kadar ve sulandırma sıvısı II rakamına kadar
çekilirse, kan 10 defa sulandırılmış olur, 0.5 rakamına kadar kan çekilirse
20 kat sulandırılmış olur.
Sayımın yapılması: Thoma lami eritrosit sayımındaki gibi hazırlandık-
tan sonra sulandırılmış kan yine aynı şekilde lama damlatılır. Birkaç daki-
ka hücrelerin yerleşmesi beklendikten sonra 1 mm2'lik alanın tamamında
yani 1/10 mm3'lük hacimde sayım yapılır. Bulunan değer 100 (lO kat su-
landırma yapmışsak) veya 200 (20 kat sulandırma yapmışsak) ile çarpıla-
rak 1 mm3 kandaki lökosit sayısı bulunur. Sayım yaparken 1 mm2'lik kare-
nin sol ve üst kenar çizgisi üzeri n denk gelen lökositler sayılır, sağ ve alt
kenara denk gelenler ise sayılmaz.
Normalde lökosit sayısı 4.000-10.000 arasında değişir. Kadın erkek farkı
yoktur. Lökosit sayısının fazla olmasına lökositoz, az olmasına lökopeni
i adı verilir.
.
i

. .
22 FIIVOLOJI LABORATUVAR KITABI
Hematakrif Tayini

Hematokrit, genel anlamda kanın hücresel kısmının tüm kana hacimce


oranını ifade eder. Ancak, klinik olarak eritrosit hacminin tüm kan hacmi-
ne oranı demektir. Tayini temelolarak, pıhtılaşması önlenen kanın şekilli
elemanlarının, kan plazmasından, santrifüj ile ayrılarak çöktürü]mesine
dayanır. Laboratuvarda bu işlem, içi heparinle kaplanmiş ufak tüplerde
gerçekleştirilir (heparin kanın pıhtılaşmasını engelleyen antikoagulan bir
maddedir).

GEREKLİ MALZEMELER

- Alkol ve pamuk
- Sterillanset
- Hematokrit pipetleri (heparinli kılcal pipetler)
- Cam macunu (taze)
- Hematokrit santrifüj cihazı
- Hematokrit ölçüm cetveli

FiZYOLOJi LABORATUVAR KITABI 23


DENEYİN YAPILIŞI

Parmak ucu (veya kulak memesi, bebeklerde ayak topuğu) alkollü pa-
muk ile silinir. Alkol kuruduktan sonra Ianset ile delinir.
Çıkan kan damlasına hematokrit pipetinin bir ucu değdirilerek, pipet
bir miktar aşağıya doğru eğilir. Böylece kan kendiliğinden pipete dolar.
(Not: ı. Kan pipetin 2/3' ü ile 3/4'ü kadarına çekilir. Daha az veya daha
fazla kan çekilirse cetvelde ölçüm yapılamaz. 2. Pipete kan çekilirken
mümkün mertebe araya hava girmemesine dikkat edilmelidir.)
Pipetin kan çekilen ucu camcı macunu ile kapatılır.
Aynı şekilde ikinci bir pipet hazırlanır.
Pipetin bir tanesi hematokrit santrifüj cihazına yerleştirilir (ikinci pi-
pet kırılma ihtimaline karşılık yedek olarak bekletilir).
Pipet veya pipeller santrifüj cihazına yerleştirilirken iki hususa dikkat
etmek gerekir: 1) Macunlu taraf dışa gelmelidir. Aksi takdirde kan merkez-
kaç kuvvetinden dolayı dışarı fırlar. 2) Pipetler dengeli yerleştirilmelidir.
Aksi durumda pipetler kırılır.
Pipetler (en az iki pipet) 5 dakika çevrilir. Santrifüj cihazının devri sa-
bit olup 10.000/dak'dır. Santrifüj işlemi sonunda hücreler macunlu tarafa
doğru itilir ve plazma açığa çıkar. Eritrasitlerle plazma arasında ince be-
yaz bir tabaka halinde lökositler bulunur.)
Daha sonra hematokrit cetvelinde ölçüm yapılır. Pipet cetvelin üzeri-
ne, macun la eritrositler arasındaki seviye cetvelin "O" çizgisine, plazma-
nın üst seviyesi "100" çizgisine gelecek şekilde yerleştirilir. Eritrositlerle
plazma arasındaki seviyeye karşılık gelen sayı hematokrit değerini verir.
(Lökositlerin bulunduğu beyaz tabaka plazmaya dahil edilir.)

.
24 FIIVOLOJI - LABORATUVAR KITABI
Hematokrit santrifüj cihazı

;
~":-a-~
.;
"
'r -
--:..... -

Hematokrit
pipetine kan
çekilmesi

.j

J 1

İçine kan
çekilmiş hematokrit
pipet ucunun cam
macunu ile kapatılması

. - lABORATUVAR
FIZYOlOJI KITABI 25
Santrifüj sonrası
%100
plazma ve eritrositlerin
ayrılması ve hematokrit
değerinin belirlenmesi

%...

Eritrositler
%0
Macun

SONUÇ
Normal bir kişide hematokrit değeri %40-47 arasındadır. Kadınlarda
%38 kadar düşük olabilir. Bu değerin altı oligositemiyi (anemiyi), %60 ve
üzeri ise polisitemiyi gösterir.

SORULAR

1- Akut kan kaybında 6 saat gibi bir süre içerisinde hematokrit nasıl deği-
şir?
2- Polisitemi (kan hücrelerinin aşırı fazlalığı durumu)'de hematokrit değe-
ri nasıldır?
3- Uzun süren sıvı alarnama (kronik dehidratasyon) hematokrit değerini
nasıl etkiler?

. .
26 FIZYOLOJI LABORATUVAR KITABI
Hemoglobin Tayini

Hemoglobin (Hb) sentezi proeritroblastlarda başlar ve az da olsa, reti-


külosit evresinde bile devam eder. Hem molekülü 4 pirol halkasının de-
mirle birleşmesiyle meydana gelir. Sonra globin adlı bir polipeptidle bağ-
lanarak hemoglobinin zincirini yapar. Bu zincirlerin dört tanesi gevşek bir
şekilde bağlanarak hemoglobin molekülünü oluşturur.
Dört farklı hemoglobin zinciri vardır: a (Alfa), ~ (Beta), y (Garna) ve 8
(Delta)
Örneğin;HbA- 2Alfa + 2 Beta 'dan oluşmuştur.

Hb molekülünde 4 Fe atomu vardır. Bunların her biri bir molekül O2


bağlayabildiğniden her Hb molekülü 4 molekül O2 (8 atom oksijen) .
bağlar.
Bu laboratuvar dersimizde amacımız birim hacim (100 ml) kandaki he-
moglobin miktarını tayin etmektir. Bizim laboratuvarımızda kolorimetrik
yöntemle (Sahli yöntemi) hemoglobin tayini yapılabilmektedir.

GEREKLİMALZEMELER

- Alkol, pamuk
- Sterillanset
- Hb pipeti
. .
flZYOLOJI LABORATUVAR KITABI 27

-
- Sahli Hemometresi
- 0,1 N HCl çözeltisi
- Distile su.

20
i Hemoglobin
. pipeti
e~.._... - - - . ...: . -"n.>~

i DENEVİN VAPILIŞI
1. Sahli hemometresinin dereceli tübündeki % değer taksimatının LO çiz-
gisine kadar 0,1 N HCl çözeltisi konur.
2. Parmak ucu alkolle iyice temizlendikten sonra, lanset ile delinir.
3. Hb pipetinin 20 çizgisine kadar kan çekilir. Kan çekerken pipet içine
hava girmemelidir.
4. Pipetin ucundaki kan bulaşığı silinir.
5. Pipet içindeki kan tüpteki asitin içine üflenerek boşaıtılır.
6. Pipetin içine birkaç kez asit çekilip boşaltılır. Böylece hem pipetin
içindeki kan iyice temizlenmiş hem de asit karışmış olur.
7. Asit elektrasitleri parçalayarak hemoglobinlerin açığa çıkmasına neden
olur. Kişinin hemoglobin miktarına bağlı olarak solüsyon siyah-
kırmızıdan kahverengiye değişen bir renk alır. ku" r kI"'r~-r !7 !w:ıı/"
L 8. Tüpe damlalıkla saf su damlatılarak her damladan sonra cam bagetle
karıştırılır. Tüpteki eriyiğin rengi hemometrenin standart çubuğunun
rengine ulaşıncaya kadar bu işleme devam edilir. Eriyiğin rengi stan-
i
dart çubuğunkine ulaştığı zaman sıvı hizasındaki taksimat 1 dı (100 ml)
kandaki gram cinsinden hemoglobin miktarını, diğer taksimat normalin
%'si hemoglobin değerini verir.

28 FiZYOLOJi LA80RATUVAR KITA81

i
1

~b
ı--

sı st

14'1
"'"
1.11(1
20 12\\

i iR i ltı

ri
ım
16
'J(,

14 1<0

i i::!
7(1

bl>

10
~4"
8 ,LO

6 !tl

10
4

'-

Sahli hemometresi
Sb: Hb ölçüm tübü
St: Standart renkli cam çubuk
'\
- ,1 \<" )
rJ ,,( "'a.i ~~~ - 1
vi
v

d-\. ..',<-II2.A le :.
i
, - "1- j / d...t
~~)
/
ı'Y\
I. i
<K.sı. ~~
1 , r. \ '). - i 'J ..,;.. ci-
" ""'

i
i

. .
FIZYOLOJI LABORATUVAR KITABI 29

-
Eritrosit İndeksleri

Eritrosit indeksleri Hb, Htc ve eritrosit sayımı sonuçları yardımıyla he-


saplanır. Eritrosit indeksleri anemilerin sınıflandırılmasında kullanılır:
1- Hipokrom mikrositer anemiler
2- Normokrom normositer anemiler
3-Makrositer anemiler
İndeksler hesaplandıktan sonra hastanın periferik yaymasına da baka-
rak indeks sonuçları desteklenebilir.
1- Ortalama eritrosit hacmi (mean corpuskuler volume=MCV): Bu in-
deks tek bir eritrositin ortalama hacmini gösterir.
MCVoHtc x LO / eritrosit sayısı (mm3'te milyon) formülüyle ve 113(mik-
ron küp) olarak hesap edilir.
Örnek: Htc'i %30 ve eritrosit sayısı 4.100.000 olan bir hastada;
MCVo30 XIO / 4.h 73 mikron küp'tür.
Normal değeri 80-95 mikron küp olup 80'in altı mikrosit, 9S'in üzeri
makrosittir. ikisinin arasında ise normosittir.
2- Ortalama eritrosit hemoglobini (mean corpuskuler hemoglobin)
(MCH): Bu indeks tek bir eritrositteki Hb'nin ortalama ağırlığını gösterir

. .
30 FIZVOLOJI LABORATUVAR KITABI

.
ve mikromicrogram (picogram) veya 10.12 gr olarak bildiriliL
MCH=Hbx 10 i eritrosit sayısı (mm3'te milyon)
Örnek: Hb'i 12.6 g/dl ve eritrosit sayısı 3.600.000 olan bir hastada;
MCH=12.6 X LO13.6=35 mikromicrogram
Normal değeri 28-32 mikromicrogram'dıL 28'in altı hipokromi düşün-
dürüL Bu durumda mikrositoz da olağandiL 32'nin üzerindeki değerlerde
eritrositlerde demir miktarının normalden fazla olduğu anlaşılıL Bu du-
rumda genellikle makrositoz da vardıL
3- Ortalama eritrosit hemoglobin konsantrasyonu (mean corpusku-
ler hemoglobin concentration) (MCHC): Bu indeks tek bir eritrositteki
Hb'nin ortalama konsantrasyonunu gösterir ve % olarak ifade ediliL
MCHC= Hb x 100 i Hct
Örnek: Hb'i 12 g/dl ve Hct'i %35 olan bir hastada;
MCHC= 12 x 100/35 = %34
Normal değeri % 32-36 arasındadIL %32'den düşük değerler hipokromi
ve 32-36 arasındaki değerler de normokromi düşündürür. Genellikle %36'
dan büyük değerlere rastlanmaz. Çünkü Hb miktarı arttıkça hücre hacmi
ve dolayısı ile Hct de büyür ve oran bozulmaz. Tekbir istisna; ileri dere-
cede sferositoz da MCHC'da normal değeri aşabiliL Sferositlerde hacim
küçük olduğu halde Hb azalması yoktuL
4- Renk İndeksi: Normalin yüzdesi Hb miktarı ve normalin yüzdesi
eritrosit sayısı bulunur. Kolaylık bakımından erkek ve kadında 100 ml
kanda Hb 14.5 gr ve 1 mm3 kanda 5.000.000 eritrosit % 100 yani normal
kabul ediliL
Rİ=% Hb i % Eritr.,sit sayısı formülünden hesaplanıL
Örnek: Bir kişide Hb=12 gr ve eritrosit sayısı 5.500.000 olsun bu durumda
% Hb=12xl00/14.5=yaklaşık 82.75 olur.
% eritrosit sayısı=5.5xl00/5= 110 oluL
Rİ=82.75jll0=O.75 bulunuL Normalde i olması gereklidiL Altında ise
hipokrom, üstünde ise hiperkrom anemi demektiL Veya altında ise Hb az,
.. .
FIZVOLOJI LABORATUVAR KITABI 31
üstünde ise Hb çok demektir.
5- Eritrosit çapının mikrametrik yöntemle ölçülmesi:
l- Eritrosit çapını mikroskop altında ölçmek için aküler içine konulan
mikrometrenin kullanılan objektifin büyütmesine göre ne kadar ölçüye
uyduğu objektif mikrometre ile bulunur.
2- Eritrositlerin çapı direk olarak sayma kamarasında veya kuru boyan-
mış yayma preparatta ölçülür.

3- Eğer çap ölçümü için indirak metod kullanılacaksa kuru praparattan


immersiyon objektili ile belirli büyütmede fotoğrafı çekilerek tam da-
iresel görünen 200 tanesinin çapı ölçülür. Mikroskobun büyütme dere-
cesi de göz önüne alınarak hakiki çapları mikron olarak bulunur.
4- Çapları 0.5 mikron fark göstere;ı eritrositler gruplandırılır.
5- Her gruptaki eritrosit sayısı absise çap ordinata yerleştirilerek Price-
Jones eğrisi elde edilir.

120

100

ao
ci)
Sterosıtik
~50 anemi
ci)

~'Cij 40
O
+OJ
"-
'':
W 20
O
:) 4 15 ii 7 8 g 10 11
Çap

. .
32 FIIYOlOJI lABORATUVAR KITABI
Kan Hücrelerinin Yayma
Preparatta İncelenmesi

İnsanın gelişim esnasında olgunlaşması gibi kan hücreleri de bir geli-


şim siklusu gösterirler. Sağlıklı kişilerde kan muayenesinde yalnız olgun
hücreler görülür. Çeşitli hastalıklarda ise genç ve anormal hücre tipleri
gözlenebilir. İyi hazırlanmış kan yayma preparatı hematolojik muayene-
nin önemli bir bölümünü oluşturur.
Kan yaymasında tüm kan hücreleriyle ilgili bulgular elde edilebilir.
ı. Lökosit yüzdeleri (lökosit fornıülü) saptanabilir.

Lökositler vücudun enflamatuar ve immün cevaplarında rol alırlar.


Kanda 5 çeşit lökosit bulunur.
ı. Nötrofiller : % 50-70
a. St ab (çomak) (genç nötrofiller demektir)
b. Segment (parçalı) (olgun nötrofiller demektir)
2. Eosinofiller :%1-4
3. Basofiller : % O-i
4. Monositler :%4-8
5. Lenfositler : % 20-40
TOPLAM : % 100
. .
FIZYOLOJI LABORATUVAR KITABI 33

ı--
ilk 3 hücreye sitoplazmalarındaki granüllerden dolayı granülositler adı
verilir. Çekirdekleri birden fazla parçalı olduğu için bunlara
polimorfonükleer (polimorf nüveli) lökositler de denir. Monositler ve
lenfositlere ise agranülositler veya mononükleer lökositler adı verilir. Bu
yüzdelerdeki değişmeler belli hastalıklara işaret eder. Ayrıca normal
şartlarda nötrofillerin hemen hemen tamamı olgundur. Ancak bir-iki tane
genç nötrofil bulunur akut bakteriyel enfeksiyonlarda nötrofillerin %'si
artmakla beraber genç nötrofillerde de artış olur. Bu duruma sola kayma
denir.

Lökosit sayısının arttığı bazı hastalıklar

Hücre Tipi Hücrenin sayısınıartıran durumlar

Bazofil Granülasiter iösemi

Eozinofil AlIerji, parazit enfeksiyonları, bazı lösemiler

Lenlosit Hepatit, kızamık, kabakulak, tüberküloz, lenfasiter lösemi

Monosit Hodgkin hastalığı, manasiter lösemi, tüberküloz

Nötrofil Miyelositer lösemi, cerahatli bakteriyel enfeksiyonlar, zehirler

2. Eritrositlerin çap, şekil ve renkleri hakkında bilgi edinilir.


Normalde eritrositler 7-8 mikran çapmda, bikonkav disk şeklinde ve
pembe-kırmızı renktedir.
Eritrositlerin normalden küçük (mikrosit) ve soluk (hipokrom)
görünmesine hipokrom mikrositer anemi denir. Bu durum demir eksikliği
ve talessemide ortaya çıkar. Eritrositlerin normalden büyük (makrosit) ve
koyu (hiperkrom) görünmesine hiperkrom makrositer anemi denir. Bu
durum Bı2 ve/veya folik asit vitaminierinin eksikliğinde ortaya çıkar.
Dier taraftan eritrositlerin şekilleri de değişebilir. Sözgelimi herediter
sferositozda eritrositler küre şeklinde, orak hücreli anemi (sickle cell
anemi)'de ise hilal şeklindedir. Demir eksikliği anemisinde elektrositler

. .
34 FIZYOLOJI LABORATUVAR KITABI
,
i

anülosit (içi boş halka) şeklinde izlenir.


Farklı çapa sahip elektrositlerin bulunduğu kan tablosuna anizositoz,
farklı şekildeki eritrositleri içeren kan tablosuna poikilositoz denir.
Eritrosltlere ait bütün bu bulgulardan anemilerin ayırıcı tanısında
faydalanılır.

3, Trombositlerin sayıları hakkında rakamsalolmasa da kalitatif bir


değerlendirıne yapılabilir.
Bu değerlendirmeler her sahada kümeli, her sahada tek tük, 6-7 sahada
tek tük gibi olur. Kantitatif değerlendirme için trombositlerin, diğer kan
hücreleri gibi, Thoma lamında sayılması gerekir. Normalolarak
mikroskopta her bir iki sahada trombosit kümesine rast gelinir.

GEREKLi MALZEMELER

- Alkol, pamuk
- Sterillanset
-Lam
- Wright boya çözeltisi, Wright tampon çözeltisi
- Distile su
- Mikroskop
- Sedir (immersiyon) yağı

DENEYiN YAPILIŞI

A) Yayma Preparatın Hazırlanması:


1- Parmak ucu alkolle silinip lansetle de linir.
2- ilk çıkan kan damlası kuru pamukla silindikten sonra, ikinci kan
damlası temiz bir lamın bir kenarına damlatılır.

. .
FIZYOLOJI LABORATUVAR KITABI 35

i
3- İkinci bir lam ın kenan kan damlasına değdirilerek, kan damlası ikinci
lamın kenan boyunca yaydınıır.

4- İkinci lam birinci ile 30 derece açı yapacak şekilde ters yönde
kaydınıır.
5- Lamın kenarına kan alınan şahsın ismi yazılarak havada kurumaya
bırakılır.

~
"

Ca) Cb) Cc)


Yayma Preparat Yapılışı:
a- İkinci lam kan damlasına değdirilir.
b- Kanın lam boyunca yayılması sağlanır.
c- Lam birinci lamın sonuna doğru hızla çekilir.

B) Yayma Preparatm Boyanması:


Wright metodu ile boyama
1- Yayma preparat çubuklar üzerine konur.
2- Bütün preparatı kaplayacak şekilde Wright boyası dökülür.
3- Boya bir dakika kadar preparat üzerinde bekletilir.
4- Wright tampon çözeltisi damla damla, boya ile tampon oranları eşit
oluncaya kadar ilave edilir.
5- Preparat dört dakika böylece bırakılır.
6- Karışım dökülür ve preparat tampon çözelti ile yıkanır.
7- Havada kurutulur.

. .
36 FIZYOLOJI LABORATUVAR KITABI
c) Lökosit çeşitlerinin rölatif
sayılarının saptanması (Löko-

m
sit Formülü)
1- Lamelin üzerine bir damla
sedir yağı konur, mikros-
kop altında immersiyon ob-
jektifi ile incelenir.
Lökosit formül preparatının taranması
2- Sayım yapılırken preparat
yukarıdaki şekilde görüldü-
ğü gibi taranır. Bu arada görülen lökosit çeşitlerinin sayıları kaydedilir.
Belirlenen lökosit sayısı toplam ıoo tane oluncaya kadar sayma işlemi-
ne devam edilir. Daha sonra lökosit çeşitlerinin yüzdeleri belirlenir.
Bu tabloya laboratuar çalışmanızin sonuçlarını geçiriniz.
Lökosit Çeşidi 100 Tanedeki Sayısı 100'de nomıal değerler
Lenfasit 20-40
Monosit 4-8
Eosinofil 1-4
Basofil O-I
Nötrofil 50-70

UO UA Mikroskopta göriilen çeşitli

Je- ')O rJ ~J
B
kan hücreleri.

c' ~...
c " A: Lenfosit

.)~~Dii
B: Dejeneratif lökosit
C: Stab nötrofil
c.~J.&~D~~~ D: Monosit
;~~ .' E: Küçük lenfasit
, r-~uOC\
~,
O""""
F: Trombosit
G: Nötrofil
H: Eozinafil
D i: Bazolil
n.~C()"
"...;
Ii.........
/-".~
J: Polikromatalilik eritrosit
:;;.. " . i K: Retikülosit
"

J O K
{g~
'....=.-

. .
FIZYOLOJI LABORATUVAR KITABI 37

i
ERiTROSITLERIN GELIşiMI

j
\)
~
")

~~
"'
Proerifrobfast ';: \ı
,'il. ,

':.,;#'
L
i :,it,: t.~)
~
' ~.;
1
Bazorıı
'
'
. Mikrositik
-

erifroblasf .. --
_
;-'~1
"
, ,,,~,,

hipokromik anemi
',

',',
"

"
t ,,
'J\~ı
~.
" , Orak hüc:relj onemi
'
", ./

"
1
Polikromatofil
eritroblast

1
~ ,)0 F"'\ O""
'' "
,
.'
t~'
,,

~~
\,Jl:!l ,
'~

~
~ '
, ,
,

~)\
"" ~

t'J
"

I
(~ O.~
'
Ortokromatik ,

F
.,,

"",:,, "' '


\~
, ,

~'L; ~.....
erifroblasf

";~J
"

''

e C'..,.
" "

.
" "' '

-'
.
, , ,
L ",,,

""
"

Refikülosif ' .
;'
"

.J GJ ~
o
.' ,i.,

~ "~'
, ,
;" ,,:
1 " " ",

"

Eritrosif
O~ Megaloblastik onemi Eritroblasfozis fetalis

- .
38 FIZVOLOJI LA80RATUVAR KITA81
Eritrositlerin
Sedimantasyon Hizi

Antikoagülanlı kanda belirli bir süre sonunda eritrositler plazmadan


ayrılarak dibe çöker. Eritrositlerin bu çökme hızına, eritrosit sedimantas-
yon hızı denir. Bu hızı etkileyen faktörler eritrositlere, plazmaya, mekanik
veya teknik nedenlere bağlı olabilir.

Eritrosit Sedimantasyon Hızını Etkileyen Faktörler


ı. Eritrositlere bağlı faktörler
Eritrositlerin büyüklüğü ve ağırlığı etkendir. Makrositler normal eritr0-
sitlerden daha büyük olduğu için sedimantasyon hızını artırır. Plazmada
fibrinojen ve globulin miktarının artması eritrositlerde rulo formasyon u-
na yol açarak eritrositlerin daha büyük bir kitle olarak çökmesine, sedi-
mantasyon hızının artmasına neden olur. Eritrositlerin aglütilasyonu da
kitle etkisi ile sedimantasyonu artırır. Anemilerde kanda eritrosit kon-
santrasyonu azaldığından eritrositler kolayca dibe çöker, sedimantasyon
hızı artmıştır.
2. Plazmaya bağlı faktörler
Plazma proteinlerinden fibrinojen, alfa -1- globulin ve alfa -2- globuli-
nin arttığı durumlar, eritrositlerde agregasyon ve rulo formasyonu yapa-
rak sedimantasyon hızını artırır.
.. .
flZVOLOJI LABORATUVAR KITABI 39
3. Mekanik ve Teknik Faktörler
a) Sedimantasyon hızını artıranlar:

1- Oda sıcaklığının yüksek olması: 22 - 27 derece arasındaki farklar etkili


değildir.

2- Sedimantasyon pipetinin meyilli olması; üç derecelik meyil sediman-


tasyonu % 30 artırır.
b) Sedimantasyon hızını yavaşlatanlar

1- Bir saatten fazla beklemiş kanı n sedimantasyon tayini için kullanılması

2- Kandaki antikoagülan konsantrasyonunun fazla olması

3- Oda sıcaklığının düşük olması


4- Tüp çapının 2 mm. den az olması

Eritrosit sedimantasyon hızı Wintrobe ve Westergreen olmak üzere 2


metod ile bakılabilir.

WESTERGREEN METODU

GEREKLİ MAızEMELER

- Alkol, pamuk
- 2cc 'lik enjektör
- Westergreen tübü
- Westergreen pipet askısı
- Çalar saat
- Sodyum sitrat % 3,8
- Deney tüpleri

DENEYİN YAPILIŞI

1- 2 cc. lik bir enjektöre 0.4 cc % 3,8 steril sodyum sitrat çekilir. Üzerine
2 cc tamamlanana kadar venöz kan alınır. Enjektör çalkalanarak kanı n
antikoagülan ile karışması sağlanır.
2. Alınan kan Wetergreen tüpüne nakledilmek üzere temiz bir tüpe boşaıtılır.

.. .
40 FIZYOlOJI lABORATUUAR KITABI
3. Westergreen tüpü 30 cm. uzunluğunda olup 200 mm. ye kadar işaret-
lenmiştir. İç çapı 2,5 mm. dir. Uzunluk ölcen bir pipettir. Tüpün ucu
sivri ve açıktır. Kan Oişaretine kadar doldurulur.
4. Tüpün üst ucu parmak ile kapatılarak kanın alttan akmaması sağlanır
ve spora dik olarak yerleştirilir.
5. Yarım saat, bir saat ve iki saat sonra şekilli elemanların çökme seviyele-
ri okunarak kaydedilir. Normal sedimantasyon hızı kadınlarda 3-15, er-
keklerde 3-10 ve çocuklarda 0-10 mm. saattir.

--j f 1 i-- ı--

Westergreen tekniği
Soldaki iki tüp için
sedimentasyon hızı normal,
sağdaki iki tüpte ise
sedimentasyon hızı yükselmiş.

Eritrosit Sedimantasyon HızınıArtıran Hastalıklar


Tüberküloz, akut romatizmal ateş, nefroz, akut ve kronik infeksiyonlar,
konnektif doku hastalıkları, maliğn hastalıklar, multipI miyeloma, miyo-
kart infaktüsü, akut hepatit, mikroglobülinemi, cryoglobulinemi, hipotro-
idi ve hamilelik (3. aydan sonra).
Sedimantasyon hızınıyavaşlatan Hastalıklar :
ı. Akut kalp yetmezliği

2. Polisitemiler

3. Karaciğer yetmezliği

. .
FIZVOLOJI LABORATUVAR KITABI ~
.
Kan Grubu Tayini

Kan gruplarını belirleyen, eritrositlerin membranıarında bulunan anti-


jen (aglütinojen)'lerdir. ABO sisteminde doğumdan sonra dışarıdan vücu-
da alınan besinler ve bakterilerdeki antijenlerle karşılaşma sonucunda, ol-
mayan antijene karşı plazmada antikorlar (aglütininler) oluşur. Rh siste-
minde ise bu geçerli değildir. Rh (-) kişilerin plazmasında anti-D aglütinin-
ler buiunmaz. Rh (D) sadece kanda bulunduğundan, Rh (-) bir kişinin
serumunda anti-D aglütinin ortaya çıkması için hayatının herhangi bir
döneminde Rh (+) kanla karşılaşması gerekir.
i
i
Tablo ı. Kan gruplarına göre kanda bulunan aglütinojen ve aglütininler

Kan Grubu Aglütinojen (Eritrositte) Aglütinin (plazmada)


A A Anti-B
B B Anti-A
AB AveB -
O - Anti-Ave anti-B
~
Rh (+) D (Rh) -
Rh (-) - -
.
. .
42 FIZYOLOJI LABORATUVAR KITABI
GEREKLİ MALZEMELER

- Alkol, pamuk
- Sterillanset
- Lam (veya fayans parçası)
-Lamel
- Test serumları (anti-A, anti-B ve anti-D)

DENEYİN YAPILIŞI

Kan grupları mn saptanması, saf antikor içeren test serumları kullanıla-


rak eritrositlerin kümeleştirilmesi (aglutine edilmesi) esasına dayanır.
Parmak ucu alkollü pamuk ile silinir ve kuru pamuk ile kurulanır. Lan-
setle parmak ucu delinir. Belirlediğimiz alanların üzerine birer damla kan
damlatılır. Kan damlalarının üzerine her birine ayrı ayrı olmak şartıyla
sırasıyla birer damla, Anti-A, Anti-B, Anti-D serumlarından damlatılır.

---
--

Kanın fayans üzerindeki alanlara damlatılması

Serumlarının birbirlerine karışmamasına dikkat ederek ve her bir dam-


la için bir lamelin ayrı bir köşesi kullanılarak kan damlaları serumlar ile
karıştırılır. Bir alanda aglutinasyon olursa kişide o alana damlatılan
antikorun antijeni var demektir. Her bir alanda aglutinasyon olup
olmadığına göre kişinin kan grubu belirlenir. Rh antijeni biraz geç
reaksiyon verebildiğinden, Rh (-) diyebilmek için 5 dakika kadar

FiZYOLOJi LABORATUVAR KiTABI 43


beklememiz gereklidir. Aglutinasyondan tam olarak emin olunamıyorsa
karışıma mikroskop altında bakmak gerekir. Özellikle Rh (+) kişilerde ag-
lutinasyon incedir ve emin olunamayabilir. Bu durumda doğru sonucu
görmek icin mikroskopta bakmak gerekebilir. Birbirleri ile kümeler oluş-
turmuş eritrositler bize pozitif sonucunu verecektir.

A Rh(+)

B Rh(+)

o AB Rh(-)

~O
~ . /'-~
(
\
.
f.,,~~-j~\
(<< ':~*."
~'~~
\;:~"I..l~.,.
.
, . .)
o Rh (+)
~-5

AntiA Anti B Anti O

Ceşitli kan gruplarında aglütinasyonlar.

SORULAR

l-A kan grubunda hangi antijen ve antikarlar vardır?


2-0 kan grubu serumunda bulunan antikarlar nelerdir?

. .
44 FIZVoıoJI lA BORA TU UAR KITABI
Kanama - Pıhtılasma
,
Zamanı

Kanamanın durdurulmasına hemostaz adı verilir. Hemostaz 3 mekaniz-


ma ile sağlanır. 1- Damar düz kaslarının kasılması (vasküler spazm=aşırı
vazokonstruksiyon), 2- Trombosit tıkacı, 3- Pıhtılaşma.
Bu labaratuarımızda trombosit fonksiyonlarını ve pıhtılaşma mekaniz-
malarının değerlendirilmesini göreceğiz.

1- KANAMA ZAMANI
Damar bütünlüğü bozulup kanın damar dışına çıkmaya başlamasından
kendiliğinden durmasına kadar geçen süreye kanama zamanı denir. Bu
sürede temelolarak etkili olan trombositlerdir. Trombositlerden açığa
çıkan tromboksan Az vazokonstrüksiyona sebep olur. Ayrıca yine
trombositlerden açığa çıkan PAF (Platelet Aggregating Factor, trombosit
kümeleştirici faktör) trombositlerin kümeleşerek kesilmiş damar
bölgesini tıkarnalarını sağlar. Trombositlarin sayısında azalma veya fonk-
siyonunu yerine getirmesinde bozukluk durumunda kanama zamanı uza-
yacaktır.

FiZYOlOJi LABORATUVAR KiTABI 45


GEREKLİ MALZEMELER
- Alkol, pamuk
- Steillanset
-Kronometre
- Filtre kağıdı

DENEYİN YAPILIŞI

Sol elin yüzük veya orta parmak ucu alkollü pamuk ile silinir ve kuru
bir pamuk ile kurulanır. Lansetin kağıdı açıldıktan sonra ucu hiç bir yere
değdirilmeden tek hamlede parmak delinir. Bu sırada kronometremizi ça-
lıştırırız ve hiçbir basınç yapmadan akan kan her 15 saniyede bir filtre ka-
ğıdı ile silinir. Yalnız kanı silerken parmağa dokunmamak sadece kan
damlasına değrnek gereklidir. Filtre kağıdında lekelerin olmadığı yani ka-
namanın durduğu zaman filtre kağıdında oluşan kan lekeleri sayılarak 15
ile çarpılır ve kanarna zamanı saniye cinsinden tayin edilerek dakikaya
çevrilir.
i
i
2- PıHTıLAŞMA ZAMANI
~
Kanamanın başlamasından pıhtının (ilk librln Iilinin) oluşmasına kadar
geçen zaman demektir. Bu süreyi pıhtılaşma faktörleri belirler.
Faktörlerin nicelik ve niteliğindeki bozulmalar pıhtılaşma zamanının
uzamasına neden olur.

GEREKLİ MALZEMELER
- Alkol, pamuk
- Steillanset
- Kronometre
- Filtre kağıdı
-Lam
~
.
i - Toplu iğne
i

46 FiZYOlOJi LABORATUUAR KiTABI


DENEYiN YAPILIŞI
1- Bir saat camı veya lam üzerine parmak ucundan büyükçe bir kan
damlası alınır.
2- Bu sırada kronometre çalıştırılır.
3- Her 30 saniyede bir kan damlası içerisine bir toplu iğne batırılıp ya-
vaşça kaldırılır. Toplu iğne ile damla arasında librin lilinin görüldüğü an
kronometre durdurularak pıhtılaşma süresi tayin edilir.
Not: İğne batırılma işlemi pıhtılaşmayı hızlandıracağı için başlangıçta
ayrı saat camı veya lam üzerine ikinci bir kan damlası alınmasında yarar
vardır. Birinci kan pıhtılaştığı an diğerinde işleme devam edilirse daha
doğru bir sonuç alınır. ikinci kan damlası birinciden daha sonra pıhtılaşa-
bilir.

Fibrin lilinin görülmesi

NORMAL DEGERLER

Kanama zamanı: 1-6 dakika, pıhtılaşma zamanı: 4-10 dakikadır. Özellik-


le trambositopenide kanama zamanı, hemolilide pıhtılaşma zamanı uzar.

3- PROTROMBiN ZAMANI
Kandaki pratrambin miktarını ilade eder. Yani protrombin miktarı laz-

. .
FIZVOLOJI LABORATUVAR KITABI 47
laysa protrombin zamanı kısalır. Bu deney şu an laboratuannıızda yapıla-
mamaktadır. Hastadan kan alınır alınmaz okzalat ile pıhtılaşması engelle-
nir. Daha sonra bu okzalatlı kana aniden kalsiyum ve doku trornboplastini
ilave edilir. Pıhtılaşma için geçen süre kronometre ile tayin edilir. Bu sü-
reye protrombin zamanı denir. Normalde yaklaşık 12 saniyedir.

. .
48 FIZYOlOJI lA80RATUVAR KITABI
Elektrokardiografi (EKG)

Kalp elektrik akımları deri yüzeyine yayılırlar. Bu elektrik akımlarının


deriye yerleştirilen elektradlar ile kaydedilmesi işlemine EKG adı verilir.
EKG kalp büyüklükleri (hipertrofiler), kalp ritm bozuklukları (aritmiler)
ve koroner damar hastalıkları (örn. Miyokard infarktüsü) gibi patolojile-
rin tanısında kullanılır.
EKG çekimi yapılırken kullanılan sabit pozisyonlara derivasyon adı ve-
rilir. EKG derivasyanları bipolar ve unipolar derivasyonlar olmak üzere 2'
ye ayrılır.
1- Bipolar ekstremite derivasyonlan: Bipolar terimi EKG'nin vücut yü-
zeyinden 2 araştırıcı elektrodla kaydedilmesini işaret eder. EKG cihazı 2
bölgeden aldığı voltajın farkını kaydeder. Bipolar ekstremite derivasyan-
ları 3 tanectir: DI, Dll ve DIII
D i: Elektrokardiyografın negatif ucu sağ kala, pozitif ucu sol kala bağlanır.
D II: Elektrokardiyografın negatif ucu sağ kala, pozitif ucu sol bacağa
bağı anır.
D III: Elektrokardiyografın negatif ucu sol kala, pozitif ucu sol bacağa
bağlanır.

- .
flZYOlOJI lABORATUVAR KITABI 49
ı
O.5mV
O

--7",

Sagknl + Sol koi

Solbaı:ak

.. 1.0mV

Ripolar derivasyonlarda elektrotlann bağlanma yerleri


2- Unipolar Derivasyonlar: Unipolar terimi EKG'nin vücut yüzeyinden
ı araştırıcı i referans elektrodu ile kaydedilmesine işaret eder. Unipolar
derivasyonlar ikiye aynlır.
A-Unipolar Göğüs derivasyonlan (prekordiyal derivasyonlar): Araştı-
ran pozitif elektrad göğsün ön yüzünde kalp üzerindeki altı ayn noktaya
yerleştirilerek kaydedilir. İndifferent elektrad (referans elektradu) olarak
da isimlendirilen negatif elektrad ise, elektriksel dirençler (her biri 5000
alım olan) aracılığı ile aynı anda sağ kol, sol kol ve sol bacağa bağlıdır.
Bunlar 6 tanedir.
Araştırıcı pozitif elektrodun prekordiyal bölgede konulduğu yerler:
Vı: 4. interkostal aralıkta sternumun sağ kenan
Vz: 4. interkostal aralıkta sternumun sol kenan
V3: V 2 ile V4'Ü birleştiren çizginin orta noktası
V4: Midklaviküler (klavikula ortası) çizginin 5. interkostal aralık ile kesiş-
tiği nokta
V5: Sol ön koltuk çizgisinin 5. interkostal aralık ile kesiştiği nokta
V6: Solarta koltuk çizgisinin 5. interkostal aralık ile kesiştiği nokta

-. -
50 FIlVOLOJI LABORATUVAR KITABI
-

~
(-"
~

Prekordiyal
:;'----
-

derivasyonlarda
LA.
~

(l~
tr~
j

.
.
(~ \

elektrotların bağlanma yerleri


r'
(
'~~

B- Büyütülmüş ünipolar ekstremİte derivasyonıarı: Ekstremiteleren


ikisi elektriksel dirençler aracılığı ile elektrokardiyografın negatif ucuna,
üçüncü elektrod ise pozitif ucuna bağlanır.
aVR: pozitif uç sağ kol da
aVL: pozitif uç sol kolda
aVF: pozitif uç sol bacakta

QTaralıgl
i
R
i ii
tt --t.
'

iS o.s
~

~ o-t
+ ~-
ıı
i
p
..ı. i
i
J
t-
.tU . i ı
t"-r-t
(i
,-""";'1+-,
200
'.. l'
~oO 6tKl i!-'5!-' iQ i i
MiJi~niyc::
PR aralığı ST s~nıcnti

Normal elektrokardiogram

. .
FIZVOLOJI LABORATUVAR KITABI 51
.

Di
li~l)l~
~
<J""R
"~,v~
ır
T" ı~t
"~':ı- '~
Standart ekstrernite, prekordiya! ve yükseltilmiş ekstremite
derivasyanlarından kaydedilen normal elektrokardiyogramlar.

GEREKLİ MALZEMELER

- Elektrakardiyograf ve elektradları
- Fizyolojik serum veya özel elektrad jeli

DENEYİN YAPILIŞI
Elektrakardiyograf düz bir yere yerleştirilir. Kaydın dış parazitlerden
korunınası amacıyla, aygıt bir kablo ile topraklanır. Ana kablo şehir akımı-
na bağlanır, aygıtın akım devresi açılarak en az 5 dakika süre ile ısınması
için beklenir.
Yazdırıcı ucun duyarlı kağıt üzerindeki düzeyi, düzey ayarlayıcı düğme
ile istenilen yere getirilir. EKG eğrilerinin kaydedildiği kağıt genellikle 25
mmls veya taşıkardi durumlarında derivasyonları daha rahat izleyebil-
mek için 50 mmls hızla ilerletilebilir.
Yazdırıcı ucun duyarlılığı, duyarlılık ayarlayıcı düğme ile i mY'luk akım
uçta LA mm'lik bir sapmaya neden olacak şekilde ayarlanır. Bu işleme ka-

. .
52 FIZYOlOJI lABORATUVAR KITABI
librasyon adı verilir.
Tam istirahat halinde, yatar durumda bulunan kişinin el ve ayak bilek-
lerine elektradlar birer lastik bandıa tespit edilir.
Derinin direncini azaltmak için, elektradların altına özel bir iletken jel
sürülür veya filtre veya kontak kağıdı fizyolojik serumla ıslatılarak elekt-
radların altına konur. Elektradlar yerleştirildikten sonra üzerinde nereye
bağlanacağı harflerle belirtilmiş olan değişik renklerdeki fişler tesbit edi-
len elektradlara takılır.
Sağ kol-kırmızı-R, Sol kol-sarı-L, Sol bacak-yeşil-f, Sağ bacak-siyah, Gö-
ğüs-C-beyaz
Modern elektrakardiyograflarda çeşitli derivasyonların seçimi uygun
seçici düğmelere basılması veya çevrilmesi suretiyle yapılır.
Normal bir EKG'de:
1. Kalbin dakikadaki vurum sayısı: 60-100/dk, ortalama 72/dk
2. Bir kalp siklusunun süresi: 72/dk hızdaki bir kalpte 0,83 sn
3. P-R aralığı: 0,16 sn (25 mm/sn hızda, iki dikey çizgi arası 0,04 sn'dir)
4. QRS kompleksinin maksimal amplitüdünün hangi derivasyonda gözlen-
diği, şiddeti ve süresi: Genellikle V4'de en yüksektir, şiddeti 1 mV
dolayındadır, süresi 0,06 - 0,09 arası değişebilir.
5. S-T segmentinin durumu: Yukarı veya aşağı saparsa lezyon (injüri)
akımını gösterir, miyokard infarktüsü belirtisidir.
6. T dalgasının durumu ve amplitüdü: Normalde amplitüdü 0,2 - 0,3 mV,
süresi 0,15 sn dolayındadır.

Kalbin dakikadaki vunım sayısı (Kalp Hızı)'nm EKG'den hesaplan-


ması: 25 mm/sn hızla ilerleyen normal bir EKG trasesinde 1 dk da (60x2S)
1500 küçük kare bulunur. 2R dalgası arası mesafe (küçük kareler) sayılır.
1500 sayısı bulunan sayıya bölünür. Bulunan rakam kalp atım sayısı/daki-
ka'yı verir. İstirahatte yetişkin bir insanda 60-100 vuru/dakika normaldir.
100'ün üstü tasıkardi, 60'ın altı bradikardi olarak değerlendirilir.

.. .
FIZYOLOJI LABORATUUAR KITABI 53
i
i
~
-
Ventriküllerin ortalama elektriksel ekseninin saptanması: Ventrikül-
lerin normalortalama elektriksel ekseni 59 derecedir. Kalbin elektriksel
ekseni standart bipolar ekstremite derivasyonlarından hesaplanabilir.
EKG kağıdında i kare 0,1 mV'tur. i. ve lll. derivasyonlar (negatif dalga var-
sa pozitif dalgadan çıkarıldıktan sonra net voltajlar kendi eksenleri üzeri-
ne işaretlenir.
Ventriküllerde elektrik akımının gerçek vektörünü belirlemek için sıra-
sıyla i. ve llL. derivasyonların net potansiyellerinin tepe noktalarından di-
key çizgiler çizilir. Bu iki dikey çizginin kesiştiği nokta ile başlangıç nokta-
sı arası birleştirilir. Böylece elde edilen vektör vektör ventriküllerin orta-
lama ortalama elektriksel eksenini verir. Normalde 59 derecedir. Ancak,
normal kalplerde bile 20 derece sola, 100 derece sağa kayabilir. Bu durum
basitçe Purkinje sistemindeki dagılım, ya da kalbin kas tabakasındaki ana-
tomik farklılıklardan kaynaklanabilir.

~~
Sinüzal taşikardi (DI)

Sinüzal bradikardi (Dılı)

T T T p T
i'
a

p P P
b P

I' T i' i' 1'''1


c

(a) i. Derece Blok (b) ii. Derece Blok (c) iii. Derece Blok

i
Atriyum fiatteri 2 : 1 ve 3 : 1 ritmi (DI)

~
. .
i 54 FIZYOLOJI LABORATUVAR KITABI
i
i
Atriyum fibrilasyonu (DI)

Ventrikül fibrilasyonu (DI)


Nonnal EKG dalgalım

U
.Alricl Venllikular
d.ııpolClrlztlsyon 'IJpoltırlZGS)'on
Ventrikijht,
00 Igri'fasyon
ST ~gnt{tnt çökmesi T dalgQII negatifliO! ST s~mel\t yükselmesi

R R R
.\
i
~
1.

1\ "
LI
iı 1\
,i

ii il
. i
, I
i

~bf-
ı'
P T

-~~
..ı

Q
i i

S
~ a
S

.
!-~
--r\.: \
r, < -,
\ -"
\ Iskemibölgesı

! \\ frıfa.kıijsvenekroz
bölgesi

1 '\\
\. \ "\ V
~
HipoksikinjUrl
bölgesi
\',V:':C'
-" ">'"

No.mol Iskemi injtirl Enfo.ktiis/nek'Qz

ı-
j;i i~
,;
.'
i',
~,'~
~'.~ ~ '''-../'' \i;~

. .
FIZYOlOJI lABORATUVAR KITABI 55
i
(
- S", eL-
f, ',J(.'~ .
J()-: .!>r')",
-ge;- '0 N/i-.,
'-O-'~i
-{HY '""Ov.l'I'"
i
\ i i
\ i i
\ i i
'.\ i (
/

\ i i
ı
\ i
ı:ı 'Iı
\1
b
LT-
+"16(r ~--- o'

. +
,.
'I'>
o::-:
S $}'
~ +15C" +30"
~ ~
~ 6
."}
~f'
'J:.. -,:'
""...?
.
'!":
+t20~
+ 6ıJ",~ ..."'i
J' +110" ' .,-'

~ _+-r.\;se.'
+00"
~,'I'
.".,'.:>.\.
:\..'~

Frontal düzlemde eksenin belirlenmesinde kullanılan. altı


eksenli referans şeması ile anormal sol ve sağ eksen sapmalarını
belirleyen değerler gösterilmiştir.

. .
5& FIlYOLOJI LABORATUVAR KITABI
Kan Basıncı (Tansiyon)
..
Olcümü
,

Anatomik olarak arterierin duvarları venlerinkincten çok daha kalınctır.


Bu yüzden venler arterlerden 8 kat daha fazla gerilebilirler. Yani belli bir
basınç artışı, aynı boyuttaki bir vende, bir arterdekine oranla 8 kat fazla
kan birikmesine neden olur.
Kalp kanı sürekli olarak aorta pompaladığı için aorttaki ortalama ba-
sınç yaklaşık 100 mmHg gibi yüksek bir değerdir. Kalbin pompalama et-
kinliği nabızlı olduğundan arteryel basınç 120 mmHg'lık sistolik ve 80
mmHg' lık diyastolik basınç arasında değişir. Kan sistemik dolaşırnda iler-
ledikçe basınç giderek düşer.
Arterlerin fonksiyonu kanı dokulara yüksek basınç altında taşımaktır.
Bu nedenle arterler, güçlü bir damar çeperine sahiptirler ve kan arterler-
de hızlı akar.
Venler dokulardan kalbe dönen kan için taşıma kanalları olarak görev
yaparlar. Vücudun gereksinimine göre az yada çok ıniktarda kan depola-
yan, kontrol edilebilen bir kan deposu olarak çalışırlar.
Kan basıncı kanın damar çeperine uyguladığı basınç demektir. Hem ar-
_. -
FIZYOlOJI lABORATUVAR KITABI 57
terlerin hem de venierin kan basınçları ölçülebilmektedir. Kan basıncı di-
rek ve indirek metodlarla ölçülebilmektedir. Direk metotda damar içine
kateter yerleştirilir. Kateterin diğer ucu ise bir cıva manometresine bağlı-
dır. Klinik uygulamada daha çok ven basıncı direk metodla ölçülür. Ancak
ven basıncı ölçümünde cıvalı manometre değil su manometresi kullanılır.
Bunun sebebi ven basıncını çok düşük olmasıdır. Su manometresi kulla-
nıldığında cm HzO olarak ölçülür. Deney hayvanlarında ise art eri el tansi-
yon cıvalı manometrelerle ve direk metodla sürekli olarak takip edilebilir.
Cıvalı manometrelerle ise mmHg olarak ölçülür. i mm Hg =1.36 cm HzO
İndirek kan basıncı ölçümünde en çok kullanılan metod oskültatuar
metotdur. Bu metotda steteskop ile ses duyarak ölçüm esastır. Palpatuar
metot da parmak uçlarıyla nabız hissedilerek ölçüm yapılır. Bu metotda
sadece sistolik tansiyon ölçülebilir. Diyastolik tansiyon ölçülmez.

GEREKLİ MALZEMELER

- Steteskop
- Sfi~momanometre (tansiyon aleti)

DENEYİN YAPILIŞI

Tansiyon aletleri genellikle iki türlüdür: I-Cıvalı 2-Aneroid (yaylı). Cıva-


lı manometreler daha güvenilir sonuçlar verir. Ancak yaylı olanların taşın-
ması kolaydır. Yayın esnekliği bozulursa yanlış sonuçlar verebilir. Arasıra
cıvalı manometrelerle kalibre edilmelidirler. Tansiyon ölçümüne geçme-
den önce hastanın bedensel ve ruhsal açıdan tam dinlenik olması şarttır.
Oskültatuar metot:
1. Çalışan öğrencilerden biri, el ayası yukarı gelecek şekilde sol kolunu
uzatır. Kolun üst kısmı kalp hizasında olmalıdır.
2. Manşetin şişirilen kısmı iç tarafından başlayarak üst kola sarılır. Man-
şet kola rahatsızlık vermemelidir. Manşonun boruları kolun aşağısına
ve arkasına gelecek şekilde sarılmalıdır. Puarla hafifçe hava verilir. Ma-
nometre rahat okunabilecek pozisyona getirilir.

5B FiZYDlOJi lABDRATUUAR KITABI


3. Parmak uçları ile brakial arterin nabzı bulunur.
4. Steteskob kulağa takılır ve steteskobun diyaframı birakial arter nabzı-
nın üzerine yerleştirilir.
5. Puarla manometre değeri 150 mmHg' yi geçmemek üzere hava verilir.
Yüksek tansiyon beklenen hastalarda 300 mmHg' ya kadar hava verile-
bilir. Burada amaç koldaki arteriel kan akımını tamamen durdurmaktır.
Vida kapanır. Bu andan itibaren çabuk çalışılmalıdır.
6. Vida hafifçe gevşetilerek herbiri bir kalp atımına karşılık gelen basınç
sesleri dinlenmeye başlanır. Manşetin basıncı düştükçe ile daralmış ar-
ter bölgesinden manşetin altındaki bölüme kan geçmesiyle arter çepe-
rinde titreşimler oluşur. Bu titreşimIerin oluşturduğu ve bizim stetes-
kop la duyduğumuz seslere Korotkov sesleri denir. Bu seslerin ilk du-
i
yulduğu andaki basınç sistolik basınçtır.
7. Vida açılmaya devam edilir. Sesler önce şiddetlenir, sonra azalır ve en
sonunda kaybolur. Seslerin kaybolduğu noktadaki basınç diastolik ba-
sıncıverir.
Kan basıncının normal değerleri şöyledir: Sistolik kan basıncı 120
mmHg, Diyastolik kan basıncı 80 mmHg. Kliniklerde TA(tansiyon arteri-
el) o 120(80 mmHg olarak yazılır. Yaşlandıkca bu normal değerler yükselir.
Ortalama arteriel basınç sistolik tansiyonun % 40' ı ile diyastolik tansi-
yonun % 60' ı toplanarak bulunur. OABo(0.4xST)+(0.6xDT). Nabız basıncı
ise sistolik tansiyondan diyastolik tansiyonun çıkarılması ile bulunur.
NBoST-DT.
Palpatuar metot:
Bu metot oskültatuar metoda çok benzer sadece steteskopla ses dinle-
mek yerine parmak ucuyla nabız hissedilerek ölçüm yapılır. Bu metotda
da tansiyon aleti kullanılır. Manşon kola sarılarak içine hava verilir ve ar-
teriel kan akımı durdurulur. Manşonun havası boşaltılırken parmak ucu
radyal nabZl hissetmeye çalışır. Radyal nabzın ilk alındığı manometre de-
ğeri sistolik tansiyonu verir. Diyastolik tansiyon ölçülmez.

FiZYOLOJi LABORATUVAR KITABI 59


Spirometri

Akciğerlere alınıp verilen hava hacminin ölçülmesine spirometri adı


verilir. Normal erişkin bir kişinin total akciğer kapasitesi 6 000 mL. dolay-
larındadır. Bu total miktar, ekspirasyon yedek vo]ümü, inspirasyon yedek
volümü, rezidüel volüm ve solunum volümü (tidal volüm) gibi kompo-
nentlerden oluşur.

hJl
~ü~
c: "N a. :u .-
'"01)<1')
.- (l)
} ~~~ ~u+",.-
~
o;;; « ~
- nı
oj cı.
:::: oj
ô.-
~~
",;,;::
-a.
~1
>~ lo-. VJ E-
"5.2,
}
-ğ1
i
'I"lesim,,]
Inspirasro
Sev;y",1
i
~~mro".

Istirahat
Ekspirasyon Yedek Hacmi ekspresyon
se...ı"esi
Maksimal ekspresyon seviyesi
Rezidüel Hacim

Akciğer hacim ve kapasiteleri


. .
60 FIZVOLOJI LABORATUUAR KITABI
Akciğer Hacimleri
ı. Soluk Hacmi (fidal Volüm): Her normal solunum hareketi ile akciğer-
Iere alınan veya çıkarılan hava hacmidir. Genç erişkin normal değeri
500 ml' dir.
2. İnspirasyon Yedek Hacmi: Normal soluk hacminin üzerine maksimal
bir inspirasyonla. fazladan alınabilen hava miktarıdır. Genç erişkin
normal değeri 3 000 ml' dir.
3. Ekspirasyon Yedek Hacmi: Normal bir ekspirasyondan sonra, maksi-
mal bir ekspirasyonla fazladan çıkarılabilen hava hacmidir. Genç eriş-
kin normal değeri 1100 ml' dir.
4. Rezidüel Volüm: Maksimal ekspirasyondan sonra akciğerlerde kalan
hava hacmidir. Genç erişkin normal değeri 1200 ml' dir. Bu hacim spi-
rometri ile direk olarak ölçülemez. Bunun ölçülmesi için helyum dilüs-
yon metodu kullanılır.

Akciğer Kapasiteleri
ı. İnspirasyon Kapasitesi: Soluk hacmi ile inspirasyon yedek hacminin
toplamına eşittir. )3u bir kişinin normal ekspirasyon düzeyinden başla-
yarak kişinin maksimum inspirasyonla alabildiği hava hacmidir. Genç
erişkin normal değeri 3500 ml' dir.
2. Fonksiyonel Rezidüel Kapasite: Ekspirasyon yedek hacmi ile ~ezidüel
hacmin toplamına eşittir. Bu normal ekspirasyonun sonunda akciğer-
lerde kalan hava miktarıdır. Genç erişkin normal değeri 2300 ml'dir.
3. Vital Kapasite: İnspirasyon yedek hacmi, soluk hacmi ve ekspirasyon
yedek hacminin toplamına eşittir. Bu miktar, kişinin maksimum inspi-
rasyondan sonra maksimal bir ekspirasyonla akciğerlerden çıkarabildi-
ği hava miktarıdır. Genç erişkin normal değeri 4600 ml'dir.
4. Total Akciğer Kapasitesi: Maksimal inspirasyondan sonra akciğerlerde
bulunan hava hacmidir. Bu miktar, vital kapasite ile rezidüel hacmin
toplamına eşittir. Genc erişkin normal değeri 5800 ml'dir.

. .
FIZVOtOJI LABORATUVAR KITABI 61
Günümüzde daha çok hava akım hızı ölçümüne dayanan elektronik
spirometreler kullanılmaktadır. Ancak daha öğretici hemde daha doğru
sonuşlar verdiğinden öğrenci pratiklerinde sulu spirometre tercih edil-
mektedir.
Spirometrenin Yapısı: Spirometre, ikisi içiçe yerleşmiş, bir üçüncüsü
de ikisinin ortasında hareket edebilecek şekilde tersine çevrilmiş, silindir
şeklindeki üç kaptan oluşur. Bunların en dıştakinin (dış kap) alt çeperin-
den geçen bir boru, iç kabın ortasından üst kenara kadar dikeyolarak
uzanır. Bu boru, dışta üç yollu bir musluk aracılığıyla sistemi, ya dış at-
moslere ya da ucunda cam ağızlık bulunan lastik boruya bağlar. Dış kapla
iç kap arasına su konur ve tersine çevrilmiş olan üçüncü silindir suyun
içinde yüzer. Bu silindirin ortasındaki halkaya metal bir zincir geçirilmiş-
tir. Dişli çarktan dolanarak aşağı sarkan zincirin ucunda bir ağırlık bulu-
nur. Bu ağırlık aracılığıyla tersine silindirin herhangi bir yükseklikte den-
gede bulunması sağlanır. Bu zincir bir mürekkepli kalem ve belli bir hızla
hareket eden kağıt sistemine bağlıdır.
CıSı! (.etic

7(>.
~C~
:0 O, \~.i

H~~~t:=-1r =:=~--p=====----
1--------
T.fS yaıırı ı...:ı]~m -Et \

::-Jf~=_::~:j~F-~=--~::
S;ıindir =-=
6cru
- .- tJvV=lZIl\ TV
~~~-~-=tJ=~==~-=U=--
.__u ._- ..~_n n_d______.--_.
- ---

Oı~ Ic&p
\ce.p SpıomlP-tt.K:ıt!-dı

. .
62 FIZVOLOJI LABORATUVAR .;""
1
Eğer musluk, ağızlığa bağlı olan boru ile sistemi birbirine bağlayacak
şekilde çevrilip de sisteme hava üflenecek olursa, tersine silindir suyun
içinde yükselir ve mürekkepli kalem aşağıya doğru bir eğri çizer, aksine
sistemden nefes alındığında tersine silindir aşağıya düşer ve mürekkepli
kalem yukarıya doğru bir eğri çizer.

~.

Vitalometre: Vitalometre basit bir sulu


spirometri cihazıdır. Ancak bu cihaz sadece
vita! kapasite ölçümü için kullanılabilir.
. Mürekkepli kalem ve kağıt kullanılmaz.

~ \r
?
"
ı,'"
i
DigHal Spirometreler: Bu tür spirometreler volüm değil akım (flov) öl-
çümüne dayalıdır. Anabilim dalımızda ı adet bilgisaya{lı
,. ..,. spirometri cihazı
ı
(poligraf) ve adet taşınabilir bilgisayarlı spirometri cihazı mevcuttur.
Bunlarda hem dinamik hemde statik spirometrik ölçümler yapılabilmekte-
dir.

GEREKLİ MALZEMELER

- Spirometre

. .
FIlVOLOJI LABORATUVAR KITABI 63
DENEYİN YAPILIŞI

Spirometre ile akciğer hacimlerinin statik ve dinamik ölçümü yapılabi-


lir. Akciger Hacimlerinin Statik Ölçümü: Önce spirogram kaydından bah-
setmek gerekir. Spirograın Kaydı: Burnu bir mandalla kapatılan denek,
ağızlığı ağzına sıkıca yerleştirir. Sakin solunum sırasında her soluk alma-
da kalemin yukarıya, soluk vermede ise aşağıya doğru hareket etmesiyle
kimograf kağıdı üzerine spirogram kaydedilir. Bir süre sakin solunumdan
sonra, denek derin bir inspirasyon hareketi yapar ve hemen ardından en
zorlu bir ekspirasyonla akciğerlerden çıkarabildiği tüm havayı spiromet-
reye boşaltır. Bu işlemler ikişer kez tekrarlanır. Normal bir ekspirasyon
sonunda da musluk açılır ve bundan sonra denek spirometreden ayrılır.
Bu işlemler süresince kaydedilen spirogramdan aşağıdaki parametre-
ler için değerler hesaplanabilir:
Solunum Hızı: Kimograf dakikada 30 mm hızla hareket ettiğine göre,
sakin solunum sırasında kağıt üzerine 30 mm'lik bir bölümde inspirasyon
veya. ekspirasyon hareketi sayılır. Bulunan değer, normal soluk sayısını
verir.
Soluk Hacmi (fidal Volüm): Sakin solunum sırasında çizilen spirogra-
mın ortalama alt ve üst sınırlarından birer paralel çizilir. Bu çizgiler arası
uzaklık milimetre cinsinden ölçülür. Spirometrede 40 ml hacim değişikli-
ğinde kalem ı mm cı küçük kare) hareket ettiğine göre saptanan uzaklık
40 ile çarpılır. Soluk hacmi ile Solunum hızının çarpımı Solunum Dakika
Hacmi (Pulmoner Ventilasyon Hızı) 'ni verir.
İnspirasyon ve Ekspirasyon Yedek Hacim (Rezerv)'leri: Normal bir
inspirasyon hareketinden sonra en derin (maksimal) bir inspirasyonla ak-
ciğerlere hava alınması sırasında kalemin çizdiği yükseklik mm olarak öl-
çülür. Bulunan değer 40 ml ile çarpılarak inspirasyon yedek hacmi bulu-
nur. Normal bir ekspirasyondan sonra en derin bir ekspirasyonla kalemin
aşağıya doğru çizdiği uzaklık ölçülür ve önce 40 ml ile çarpılarak ekspi-
rasyon yedek hacmi saptanır.
Vital Kapasite (VK): En derin bir inspirasyondan sonra en derin bir
ekspirasyon hareketi sırasında kalemin çizdiği toplam uzunluk mm olarak

.. .
64 FIlYOLOJI LABORATUVAR KITABI
ölçülür. Bu değer önce 40 ile çarpılarak vital kapasite bulunur.
Akciğer Hacimlerinin Dinamik Ölçümü: Spirometreyle normal bir
ölçüm yapılıp kişinin vital kapasite değeri saptanır. Daha sonra maksimal
bir inspirasyon hareketi yapıp nefesini tutması söylenir. Bu sırada kimog-
rahn hızı 1200 mm'ye getirilip kişiye yapabildiği kadar hızla zorlu bir eks-
pirasyon hareketi yapması istenir. Ekspirasyon ile çıkarılan toplam hava
miktarına Zorlu (Foreed) Vital Kapasite (FVC) adı verilir. FVC nin ilk sani-
yesinde çıkarılan hava miktarına FEV i adı verilir. Normal kişilerde
FEVı/FVC 0.8'den fazla olmalıdır. Bulunan değer 0.8'den küçük ise kişide
obstrüktif akciğer hastalığı düşünülür.
FVC'nin bütünü hacim olarak dörde bölünüp O- 25 - 50 - 75 olarak ay-
rılır (Şekil). 25 - 75 arası çıkardığı hava miktarı bu esnadaki süre (sn)'ye
bölünür. Buna
FEF 25 - 75 ( MEOAS=maksimal ekspirasyon ortası akım sürati) olarak
bilinir.
FEF 25 -75'in 4.1 L/sn'den az ise orta hava yolları tıkanıklığı düşünülür.

100 ----

7
i i
i
oso-! t
i
t

G: i
FEF25
25 --+ i
1i
i
o i
i
.

o 1 2 3
Zaman (sn)

FVC eğrisi, FVC, FEV!, MMEF (Maksima! Midekspiratoıy now) (MEOAS).

. .
FIZVOLOJI LABORATUVAR KITABI 65
i
TAK:
i
7 i
i
i
TAK' i
6
2
5
E
u
c
.ı:: 4
...
ci)
>ci
.:ıc 3

<t
2
RH
1

O
O 1 2 3
Zaman (sn)

Zorlu Yital Kapasite Grafikleri KOAH: Kronik obstrüktif


akciğer hastalığı, RAH: Restriktif akciğer hastalığı,
TAK: Total akciğer kapasitesi, RH: Rezidüel hacim,

SlO
o
"o
::ı
~400
.xco:ı
~300
~
.ı::
o OAH
~200
i!
"a
~100

o
7 6 5 4 3 2 o
Ak.Ci~erhacmi (ll

Obstruktif (OAI-!) ve restriktif (RAl-!) akciğer


hastalıklarının maksimum ekspirasyon akış-hacim
eğrisine etkisi

. .
66 FIZVDlDJI lABDRATUUAR KITABI
Solunum örnekleri
Cheyne Stokes
solunumu

Biot
.0E solunumu
o
~ Kussmaul
C solunumu
"c
ı=
"\
. Apnöstik
)'11
J L solunum

Normal
Zaman

fiz YOL OJ i lABORATUUAR KITABI 67


~ ~
Ili~
~~
~
~ g ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ § w~ ~ ~.~~ g g ~ ~ ~
*
R g ~g ~
"'<!~,f:;il-t)$?

:g~ ~ g~;:f! 2 *~'!!.g~:iS ~ ~ ':;9 g~ ~ ~g 9


:!!
<"<
~ ~ ~ ~ ~ ~~,!],!]::J:ı: ~:;:;; Ş:~ ~ g~~~~ [;
':l~~

§ §t€~~~~~~~~~;;
..,. " ..,. ..,. ..,. ..,. ..,. ..,. ... ~~g~
~~~~ ~ . . ... ~~g~~~~~~
..,. t') t') M ., <?
" " "
~ '!.~ ~g,!]i5 ~ g 8 g~ 8g 2g
:~~~':~i2
0
~ *~!;:,]i ~ ~:.S :;~gSi'Jı?

~ ~~~~1Z$~~
..,. .. ..,. .,. .,. *~ ~ §~.,. ~~~~
..,. .,. ~
~gg::J~~~
.,. ~ ;f ~ :::: ~ .-, M ..~~~!iJ~
., M <? n
" '" '"
~ g~~~~~~~ ~~ ~~ ~§~~ ~~~~~~~~E~~~~~
g ~ ~g* g g g ~8 R9
~ ~ ~,...,...,
~ ~~~ ~~:ı: ~g~ ~ ~:;;;: Şj!~:;ı:~ ~ ~ ~ ~:g~
'<!' ~ ~ M~~:S:::;~~~~~~ t')

gg g &i ~ 8 ~~ ~
~ ~ ~ffif2~;;~ ~ ~ 'i;t S ~ ~ ~:gg
~:;:; ~Şj! ~~ ~ ~
~
<'1 ~~ıs:~~~ıg~~ C')(')

~ ~~~~~~~~~~~~~g*8~~
, " ,..,. c')

g . O
~ ~~ ~uunn
--
" ,...,..,..,..,
:e ;m~~~~~~~~~~~~~~~~<?<'1"'''' ,
~ 8 $ı:; "'googgo~8
~ ~ ~ ~.~ ıs: iS! ~ıı~~~~i~~
Eu «t 8:B ~ ~ ~ <ci O g: <;J:g R~ ~ ~~ g g a1 g l!3 g~ 8 g 92 ~ 9;1:
):' ~ ~::~?3~ '" ~~:;:; :;~Ş iiMC:>ıs:~ t; [:;~$ı ~~
o
e. - ~ Ş R ~ ~ ~ '!2g g g
:: ~~*~~::;;:::;;: ~~ 8 ~ * ~ ~~ ~ ~ ~ ~~ f&~ı;;;~ ~
.... ~
w
ü) '"
M MM (') (')M(') (,)<?MMMC?(,) MM

:2$ ~ ~ ~ 8:2 g ~ 25::;; g ~


~ ~ ~~g ~ ~ 9 g~ g ~ 2 R ~ ~:2 ~ ~~pj
O

~ 15 ~;J~':;f':;f";j;;::;;: 1: ~~~::;~~~<?:q~;;;:;M
<
~
ıg ~i2:Et... ~ §§ ~8§ ~ ~~~g§gm~§~;~~ ~ ~~
.J
i-
< - ~~ ;; (,)(,)M
M ~(')<?..,
"'M M","'''''''''(,)(') '" "'~
'>
w -
~ 5: ~ ~ ~~ R 8 8 ~ ~ ~ ii ~ ~ ~ 8 ii ~ ~ ~ 8 ~ ~ 8 ~ ~ ~ ~ 8
c
:i>
~*~ .~Ş""""M~11S~~",ı;~~~C:S~~(")C?~"'MMM~
...

o:: g gg g
g f! ~:g R ~ ~:2 ~ ~ ~ ~~;:ı;;;~~
w
-J ~
~
~ ~, ~ ~2 § ğ <?i ~
"'M~~~ ~ ~~~~~ <? ~re ~ ~ ~
M<?MM(")
:ıı::

w g~ ~ >!ı-."'o~~8~iC~'Ş~~g8~~;~~R~~gg
::.::
'"
cr; ~ ::;;:::;;:~ ~;ı:s ~?ı~ ~ ;ıM~g~~ ~M;';
w
g g g 8 ~ g g ::ı ~ ~ ~ g g >! ı-.
~ f?
~ o
~ *
~ oot
~ ;!! ~ :;: ::::
"''''~~
9 ~ ~
~ı:3:;:;
<>
<? ~;1 ~~ı:!~~~
O
~ ~g
...@

~g R~:g!:! gg5S
~ ~~"'~gg~~
!?~~<?"'M~ ~~:; (')g;:~!ıs
~~~~'4~~~g
~ M~<';ı:!Pi
~~ 88
ri;.;g
:g Q;!ı; 9b{ :2 !s: ~ ~ g <> g
$ N
"'
O a.. <o
..,.c')..,,,,,,,<?,,,<'I(')<'1
-
<o ,~ ~
f';. ,-
O
~
~ ıı ~ ~
~,~
~ - i M'ot H ~ ~
ı-.

<')"
~ gg~8~~gg"
~PiC;(g
...,

'"

~ ~2ıig:ggg;::ı~11S",(')(')iIS",;:ıs<?M <l)g:2~ı5S&;1°0O
~~~~~~~~~;;(;~ggg~
N ş:goGz~"'2>.ntl<) ~~~~~:g:ZS:eŞ:~g~2~g
~!ı5J; <?<?~~g~~gC;;;;;:;ggg&ıı
'"

§ ~ n g8g~o
g g ~ g: ~
g
~U ~ g
~n
,.
g
8
<l)
::iS ::;; <ci If' <o 'ı} !J') O O >tl

'<i ~M:;ıs
:i :2
'" '" '" '" '"
N~NNN

tO
..., ~~~
o? M <?
~ g~ ~§~~ ~~~ ~~ ~~~;g~g~~§~~~
... c') ?i
g g g .., o? <rı c') c') ..., c') M <? N N N ~*
c.. N
'" '" '" '" ""
>-...
~)! '!!. ~ ~ ~ ~ le ~ g ?ı ;; ~ ~ 'i? ~ ~ ~ ~ ~ fi:: :; :8 :z g fı ~ :& ~ R. ~ ~

, .
6B FIZYOLOJI LABORTUV KITABI
.... gSi!~~g~~;ı ~g:.ı; ~g~ ~~~2 ~~ g~~ ıı ı2 g~
~ <'>~;:s ~ ~ M <'>?> ~ ~ ~ ~~;;;::; P. <,,>M.., ~ ~ g:;;: ~ ~ ~ re ~
'"'
N gg~g:2:G~~2g~2~~ ~
. ~. ~~8g2R~~~gg ~:g"' ı::ı
...
g g g: &i ~N <o
~ ~ ~ ~ M M ~ ~ i;!5~~;:ı;;:ı;...;.j r'i M M.::i;:;;:;
'"
ıı::ı
~ \'ii

$ ~ 8g~~Ş: 2:~g<f1 8~~gşı ~~~


(; i';g ~~;';MR~~ M ~~ğ
"'co g
~ ~ıI! ıl! ~M~?) ~:;j~;:; ~ g,ı~rere~~
g
~ 8
g :b ~ !! ~ ~ g
~MM::;iF>;:S;;M;::""';;;~MMM""MMq<"J
~ ~ ~ !1 "'M~ ~ ~ ~ ~ ~ g"> '"
o
o
M
B~2 g g ~
~N(:;:reNNN~<O ~- ~ ,... ~
~Ş: gg ııı:g~~ ş:~:e~ 8~:G~:g~g
~ ~~~M~ıs;~~ <">
M ~;:;(,)<'1""~M<"> ..,MMg g~g;ı: F;Jrere~~!::i ~
~~~~~8~S:

~::Z g ~ 2 g g ~g ~ ~;5!:2 ~~ si! g g:g g o il> "'::ı ~ 8 lı ~ g


~ M:i; ~~ ~ 2~;;;:ı; i';::i ~~ ~ ~ ~;:;g g ~ re re re ~re re ı; ~ '"~ ~
N <::> <::>o ıR 8 2 ş: g ~ !? ot> ".' o o ~g~!i:g:2g~ıı:~
~
o""
~~~~~~ '"
~;:ı;;;~~~~~ ~~g~~~
'" '" ~~~~re!::i~~iE:~

~ nn
g ~ 2 ~ ıs :ri Rg~2Ş:'"
g g
~ ;:ı; ~n
.., <') ... ~
~ ~~nnunn *g~~~~g~
Nı3NNNNtEJN

<o °;!:ı~g:>! ~R:;S2g158$


~ 2 ~ ~ ~ ~ ~ ;;~~~~~~~;:;ggg: g;~rere re~~~~ Nıe...

-:E ~ ~~~~~~~~
g~gggıe
MH
~~~gı=~8~g~~~~~
<,)~<,)M"MMgN N
~""
~~;:~~:g~iı
N~"""""'N~reNN
~ ~
> -
:i
~ ;; ~ ;:ı; ;; ~ ~ ~
... ~ ~ ~ ~ ~ ~ :ı ~ ~ ~ ~ :ii ~ *
"'(")M"'M~:ö3(")"'NN~~~~~ı:~~::c"",,,,
~ ~ a; ~ $! ~ ~~
o
-
a:ı

W
~ -
ci}
N
....
o on o ~ ı= ~
~ ~ :ı ... M ..,
ON ol') <') <') <') <')
~ ı-;
8g ..
M
~~ ~ ıi! g 8
-
(") ..,
<') <?
~ ~ ~ g :g ~ g 5! ~ ~ :lı
ıi! ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ !::i :ii: :E: N i!j N N N
:! !ii! ~ ~ ~
~ ~
ıi! '!!
8
~ ~ ;; ~~~i~~~~~~~S8~~~~~~~~~*§~~~
M<,)&:&:"'''''''''''''''''NN~N''''NNNN
~ g g
;i ~
~
~ ~ ~ ~u~~~~n ~g:::ı~:::5~S:g~82~~~~;J~!i:
xreg:g:re~~~~~N:E;: ~~~
:;:t- g &~:i? ~ g~
$ ~ ~ a:::g
~"M,",f::ı~~ t<3 ~;?
nM.g~&:
§8 ~2 g~~
~[.;;~~~
~g::i~ 8 ::g~g
re~::c~~~~ ~
c'" -
ı:ı:::

::g2g::g~ g ~~~g~~2
~
z

- ~~ ~ ~~g
... M ... P!: ~ ;:;; 5!~~J;~i.§~~~~
M ;::; ?> g ?> .. ('olN <'ii [::; ::;;; ~ ~ ~ ~ N \!J ~ ~ ~ ~
'" '" '"
ci g ::g s? g ~ s? ~ g g ~ :g s: o 16 ~ g g ~ ~ g g 8 '" ~
~ ~ ~~~ ~;:;M;:; ~~ğ~g:g:
o ~'> it>
~re~~ ~ ~re~
ot> on
~
~N ~~~~~~~
§ ~ ~8ı<: ;:;(;;;~8 gSi!2 ~~~g~~:g:2
~~gg:gJg:~ ~~ ı;:::. g::?~gg
~(ı!:J ~te ~ 1G~;gg8R:q2
~ ~~ 1G~~~~gı~N
g ~ g g g f2 ~ ~ ~ ~ g
~ :2 ~
gg:g:R:re",;.oN~N ~ ~ ~ ;a ~~ !ii! ~
~ 8 f? ~ ;! ~
:2 ~N~~~gı~
~ ;:;(;<=;;; ;osgg <;-;cı;:~~
'"
N<'<
"
g
~ ~~~ ;;ıs ~
g ii ,o,
...
8
gn
~§ ~ :~~ ~;: ~ ~ ~ ~ ~ ~~ ~§:; ~ ~~
~
... ('oj N N N ... ('ii ('ii N ... N N
.. ... ... N N
~
... ... N
N
'"' '" ""
g ıl:
~ iig ..~ N~ N* ~'" ~ g... Nr! '"~ ~'" ~ ~'" ~ ~ * ~ * ~ ~ ~ ~ ~ g: ~
~ & ~ ır: !i:
~ =
... ... ,. ~ g:: N N N N ~
N"'''' N"'
g gg g g ıi! 8 g~;! g ıl: ~ &
R
g ~
g ~
g g ~
ı: g: ~!€~ ~ ~~ğ~ '::
reı.ı~ ~
~ ~
N
~ N
N'"
N IN NN~ ~ ~ ~ ~ ~::.ı fJ~ ~ ~ ~ o;;,
~8: gg 8g~2~ı1;
g~ -
g § g gg~8g~Ş~~~g !i:gg
@ M ~g; ~ ~ re~~C;;NN~ı:~~~ ~~~gıQ~~~~(::i;:;

~ ~ 8 ;, ;. ; ~ ~ :c ~ ;i ~ ~(;j ~~
:; ~ ~ ~ ~ ~ ~ re~ ~ !! ~ §
N «; * ~ ~ .. .. .. N
<o
N N N N N N N N N N
"" '"
"" "" '" '" '" '" '"
~ ~ ~ & g
N ~~
~ ~~~ ~ ~~g ~ ~~ ~ ~~ ~ ~ ~ ~~ ~ ~ ~~
re ~ ~ re re
'" '"
.~ N .. * '"
N N N IN N N
'"
N N N N ... N (\i N N N N

>-...
~; ~ ::: ~ ~ ~ ~ ~ ~ g ~ :, ?l ~ ~ ~ :: '!i ı1; ~ J, ~ ~ g ı;;ı :ı $ :g R ı::ı ~

. .
FIZVOLOJI LABORTUV KITABI 69
Erkeklerde Dinamik Spimmetri Normal Değerleri
YAŞ BOY 150 155 150 165 170 175 180 185 190 195
18-25 FVC 3.65 3.94 4,23 4,51 4,8 5.09 5,38 5,67 5.95 6.24
FEVl 3.24 3.45 3,67 3.88 4,09 4,31 4,53 4.74 4.95 5.17
FEVtlFVC% 89 88 ff7 86 85 BS 84 84 83 83
FEV2S.75 4,54 4.63 4,73 4.83 4,92 5,02 5,12 5,21 5,31 5.41
PEF 8.29 8.59 8,9 9.21 9,51 9,82 10,13 10,43 10.74 11,05
i 6,14
FVC 3,55 3.83 4,12 4,41 4,7 4.99 5.27 5.56 5.85
i 29
FEVl 3,12 3.33 3.55 3,76 3.98 4,19 4,41 4,62 4,84 5,05
i 84 84 83 83 82
FEVlIFVCO'.... 88 87 86 85 85
i FEV25-75 3,36 4.46 4,56 4.65 4.75 4,85 4.95 5,04 5.14 5,24
PEF 8,11 8,42 8,73 9.03 9,34 9,65 9,96 10.26 10,57 10,88
33 FVC 3,44 3,73 4,02 4.31 4,59 4,88 5,17 5,46 5,75 6.03
FEVl 3 3,22 3,43 3.65 3.86 4,08 4.29 4,51 4,72 4,94
FEVI/FVC% 87 86 85 85 84 84 83 83 82 82
FEV25-75 4.19 4.29 4,39 4,48 4,58 4.68 4,77 1,87 4,97 5.06
PEF 7,94 8.25 8,56 8,86 9,17 9,48 9,78 10,09 10,4 10,7
37 FVC 3,34 3,63 3,91 4,2 4,49 4,78 5,07 5,35 5,64 5,93
FEV1 2,89 3,1 3.32 3.53 3,75 3,96 4,18 4,39 4,61 4,82
FEVlIFVC% 86 BS 85 84 83 83 B2 82 82 81
FEV25.75 4,02 4,12 4,21 4,31 4,41 4,5 4,6 4,7 4,8 4,89
PEF 7,77 8,08 8.38 8,69 9 9,3 9,61 9,92 10,23 10,53
41 FVC 3,23 3,52 3,81 4,1 4,39 4,01 4,95 5,25 5,54 5,83
FEV1 2,77 2,99 3.2 3,42 3,&3 3,5 4,06 4,28 4,49 4,71
FEV1IFVC% BS 85 a.ı 63 83 82 82 81 81 81
FEV25.75 3,85 3.94 4,04 4,14 4,24 4,33 4,43 4,53 4,62 4,72
PEF 7,6 7,9 8,21 8,52 8,83 9,13 9,44 9,75 10,05 10,36
45 FVC 3,13 3,42 3,71 3,99 4,28 4,57 4,86 5,15 5,43 5,72
i 2,65 2,87 3,3 3,51 3,91 4,16 4,38 4,59
FEV1 3.09 3.73
FEV1/FVC'Yo 85 s4 83 83 82 82 81 81 81 80
FEV25-75 3,63 3,77 3,87 3,97 4,06 4,16 4,26 4,35 4,45 4,55
PEF 7,43 7.73 8.04 8,35 8,65 8,96 9,27 9,57 9,68 10,19
49 FVC 3,03 3,31 3,6 3,89 4,18 4,47 4,75 5,04 5,33 5,62
FEV1 2.54 2,75 2.97 3,18 3.4 3,61 3.83 4,04 4,26 4,47
FEV1/FVCo/e> 84 83 82 82 81 81 81 eo 80 80
FEV25.75 3,5 3,6 3.7 3,79 3,89 3.99 4,09 4,18 4,28 4,38
PEF 7,25 7,56 7,87 8,17 8,48 6,79 9,' 9,4 9,71 10,02
53 FVC 2,92 3,21 3,5 3,79 4,07 4,36 4,65 4,94 5.23 5,51
FEV1 2,42 2.64 2.65 3,07 3,28 3,5 3,75 3,93 4,14 4,36
FEV1IFVC% 83 82 82 81 aı 80 80 80 79 79
FEV25-75 3,33 3,43 3.53 3,62 3,72 3,82 3,91 4.01 4,11 4,2
PEF 7,08 7,39 7,7 8 8,31 8,62 8,92 8,23 9,54 9,84
57 FVC 2,82 3,11 3.39 3,68 3,97 4,26 4,55 4,83 5,12 5,41
FEV1 2,31 2,74 2,74 2,95 3,17 3,38 3,6 3,81 4,03 4,24
FEV1iFVC% 82 81 81 80 80 79 79 79 79 78
FEV25--75 3,16 3.35 3.35 3,45 3.55 3,64 3,74 3.84 3,94 4,03
PEF 6,91 7.52 7,52 7,63 8,14 8,44 8,75 9.06 9,37 9,67
61 FVC 2,71 3,29 3,29 3,58 3.87 4,15 4,44 4,73 5,02 5,31
FEV1 2,19 2,62 2,62 2,84 3,05 3,27 3,48 3,7 3,91 4,13
FEV1/FVC% 81 80 80 79 79 79 78 78 78 78
FEV25-75 2,99 3,18 3,18 3,28 3,38 3,47 3,57 3,67 3,76 3,66
PEF 6,74 7,35 7,35 7,66 7,97 8,27 8,58 8,89 9,19 9,5
BS FVC 2,61 3,19 3,19 3,47 3,76 4,05 4,34 4,63 4,91 5,2
FEV1 2,07 2,51 2,51 2.72 2,93 3.15 3,37 3,58 3,8 4,01
FEV1/FVC% 80 79 79 78 76 78 78 77 77 77
FEV25-75 2,82 3,01 3,01 3,11 3,2 3,3 3,4 3.4~ 3,59 3,69
PEF 6,57 7,18 7,18 7,49 7,79 8,1 8,41 8,71 9,02 9,33
69 FVC 2,51 3,08 3,08 3,37 3,66 3.95 4,23 4,52 4,81 5,1
FEV1 1,96 2,39 2,39 2,6 2,82 3,03 3,25 3,46 3,68 3,89
FEV1IFVC% 78 78 78 77 77 TT 77 Tl 75 76
FEV25-75 2,64 2,84 2,84 2,93 3,03 3,13 3,23 3.32 3,42 3,52
PEF 5,38 7,01 7,01 7,31 7,62 7,93 8,24 8,54 8,85 9,16

70 flZVOLOJI
' LABORATUUAR K i TAB i

i
1
--i
Kadınlarda Dinamik Spirometn Nomıal Değerleri
YAŞ BOY 150 1$5 160 165 170 175 180 185 190 195
18.25 FVC 3.11 3,33 3,55 3,77 3,99 4,21 4..43 4,66 4,88 5,1
FEV1 2,7 2,9 3,1 3,29 3,49 3,69 3,89 4,08 4,28 4,48
FEV1iFVC% 87 87 87 87 87 88 88 88 88 88
FEV25-75 3,95 4,01 4,07 4,13 4,19 4,26 4,32 4,38 4,45 4,51
PEF 6,39 6,67 6.94 7.22 7,49 7,77 8,04 8.32 8,59 8,87
29 FVC 3 3,22 3,44 3,67 3,89 4,11 4,33 4,55 4,77 4,99
FEVl 2,6 2,8 3 3,19 3.39 3.59 3,79 3,98 4,18 4,38
FEVHPJC% 67 87 87 87 87 87 87 87 88 88
FEV25-75 3,81 3,87 3,93 4 4,06 4,12 4,18 4.25 4,31 4,37
PEF 6.27 6,55 6,82 7,1 7.37 7,65 7,92 8,2 8,47 8,75
33 FVC 2,9 3,12 3.34 3,56 3.78 4 4,23 4,45 4,67 4,89
FEV1 2,5 2,7 2,9 3,09 3,29 3,49 3,69 3.85 4.08 4,28
FEV1/FVC% 86 86 87 87 87 87 87 87 87 87
FEV25-75 3,54 3,6 3,66 3,72 3,79 3,85 3,91 3,97 4,04 4,1
PEF 6,03 6,31 6,58 6,86 7.13 7,41 7,68 7,96 8,23 8,51
37 FVC 2,69 2,91 3,13 3,35 3,57 3,8 4,02 4,24 4,46 4,68
FEV1 2,3 2,5 2,7 2,89 3,09 3,29 3,49 3,68 3,88 4.08
FEV1/FVC% 66 86 86 86 86 87 87 87 87
FEV25.75 3,54 3,6 3,66 3,72 3,79 3,85 3,91 3,97 4,04 '"
4,1
PEF 6,03 8,31 6,58 6,86 7,13 7,41 7,68 7,96 8,23 8,51
41 FVC 2,69 2.91 3,13 3,35 3,57 3,8 4,02 4,24 4,46 4,68
FEVl 2,3 2,5 2,7 2,89 3,09 3,29 3,49 3,68 3,88 4,08
FEV1/FVC% 86 86 86 86 86 87 87 87 87 87
FEV25-75 3,4 3,46 3,53 3,59 3,&5 3,71 3,78 3,64 3,9 3,96
PEF 5,91 6,19 6,46 6,74 7,01 7,29 7,56 7,84 8,11 8,39
45 FVC 2,59 2,61 3,03 3,25 3,47 3,69 3,91 4,14 4,36 4,58
FEV1 2,2 12,4 2,6 2,79 2,99 3,19 3.39 3,58 3,78 3,98
FEV1/FVC% 85 85 86 86 86 8ô 86 87 87 87
FEV25-75 3,'Zl 3,33 3,39 3,45 3,52 3,58 3,64 3,7 3,77 3,83
PEF 5,79 6.07 6,34 6,62 6,89 7,17 7,44 7,72 7,99 8,28
49 FVC 2,48 2,7 2,92 3,15 3,37 3,59 3,81 4,03 4.25 4,47
FEV1 2,1 2,3 2,5 2,69 2,89 3,09 3.29 3,48 3,68 3,88
FEV1/FVC% BS 85 85 86 88 B6 86 86 87 87
FEVZ5-75 3,13 3,19 3,25 3,32 3,38 3,44 3,5 32,57 3.63 3,69
PEF 5,67 5,95 6,22 6,5 6,77 7,05 7,32 7,6 7,87 8,15
53 FVC 2,38 2,6 2,82 3,04 3,26 3,48 3,71 3,93 4,15 4,37
FEV1 2 2,2 2,4 2,59 2,79 2,99 3,19 3,38 3,58 3,78
FEV1/FVC% 84 85 85 85 86 86 86 86 86 86
FEV25.75 2,99 3,06 3,12 3,18 3,24 3,31 3.37 3,43 3,49 3,56
PEF 5,55 5,63 6,1 6,38 6,65 6,93 7,2 7,48 7,75 8,03
57 FVC 2,27 2A9 2,72 2,94 3,18 3,38 3,6 3,82 4,05 4,27
FEV1 1,9 2,1 2,3 2,49 2,69 2,89 3,09 3,28 3,48 3,68
FEV1/FVC% 84 84 84 85 85 85 86 86 86 86
FEV25.75 2,88 2,92 2,98 3,04 3,11 3,17 3,23 3,29 3,36 3,42
PEF 5,43 5,71 5,98 6,26 6,53 6,81 7,08 7,36 7,63 7,91
61 FVC 2,17 2,39 2,61 2,83 3,05 3,28 3,5 3,72 3,94 4,16
FEVl 1,8 2 2,2 2,39 2,59 2,79 2,99 3,18 3,38 3,58
FEVliFVC% 83 84 84 s4 85 85 85 86 86 88
FEV25.75 2,72 2,78 2,85 2,81 2,97 3,03 3,1 3,16 3,22 3,28
PEF 5,31 5,59 5,86 6,14 6,41 6,69 6,96 7,24 7.51 7,79
6s FVC 2,06 2,29 2,51 2,73 2,95 3,17 3,39 3,62 3.84 4,00
FEVl 1,7 1,9 2,1 2,29 2,49 2,69 2,89 3,08 3.28 3,48
FEV1/FVC% 82 83 84 84 84 85 85 BS 85 86
FEV25-75 2,59 2,65 2,71 2,77 2,84 2,9 2,96 3,02 3,09 3,15
PEF 5,19 5,47 5,74 6,02 6,29 6,57 6,84 7,12 7,39 7,67
69 FVC 1,95 2,18 2,4 2,63 2,85 3,07 3,29 3,51 3,73 3,95
FEVl 1,6 1.8 2 2,19 2,39 2,59 2,79 2,98 3.18 3,JS
FEV1/FVC% 82 82 83 B4 84 84 85 85 85 85
FEV25-75 2,45 2,51 2,57 2,64 2,7 2.l6 2,82 2.89 2,95 3,01
PEF 5,07 5,35 5,62 5,9 617 6,45 6,72 7 7,27 7,55

FiZVOLOJi LABORATUVAR K i TAB i 71


İdrarDansilesi, Konsantrasyon
ve Dilüsyon Testleri

Böbrekler kandaki metabolizma artıklarını temizleyen organlarımızdır.


Plazma gibi izatonik bir sıvıdan idrar oluşumu çok kompleks bir olaydır. ı

~
İdrarın özelliklerinin incelenmesi birçok böbrek fonksiyonunu değerlen- i
dirmemizi sağlar.
Bu laboratuvarda önce dansite ölçümünü ele alacağız. Daha sonra bu-
na bağlı olarak böbreğin konsantrasyon ve dilüsyon fonksiyonlarını de-
ğerlendireceğiz. İdrarın içeriğindeki partiküller idrarın yoğunluğunu belir-
leyen ana elemanlardır. Normal bir kişide günlük çıkarılan idrarın dansite-
si sabittir ve en az 1010 en fazla 1020 olmalıdır. Kişinin günlük sıvı alımına
bağlı olarak böbrekler idrarı ya dilüe eder ya da konsantre eder. Ama ar-
tıkları en uygun şekilde atar. Örneğin sıvı alımı yetersiz bir kişide kon-
santre idrar oluşurken, fazla sıvı alan kişide dilüe idrar oluşur.

GEREKLİ MALZEMELER

- Dansitometre

- Beher kapları
. .
72 FIZYOLOJI LABORATUUAR KITABI
DENEYİN YAPILIŞI

1- Dansite ölçümü:
idrar, dansitometreye uygun derinlikteki bir behere konur. Eğer köpük
oluşmuşsa filtre kağıdı ile alınır. Daha sonra dansitometre beherin tabanı-
na ve kenarına dokunmayacak şekilde idrara daldırılır. Okunan değer id-
rar sıcaklığına göre düzeltilir. Bunun için 25 oC nin üzerindeki her 3°C
için değere 0.001 eklenir. Bu şekilde idrarın gerçek dansitesini bulmuş
oluruz.

1030

102)

1010

Dansitometre ile idrar dansitesinin ölçümü

2- Dilusyon testi
Aç ve mesanesi boş olan bir şahısa 1500 cc su veya demsiz çayı 30-45
dakikada içirilir ve yatırılır. Her yarım saatte bir idrarı alınır. Normal kim-
selerde alınan 1500 cc su 2-3 en geç 4 saatte idrarla çıkarılır. idrarın yo-
ğunluğuda en fazla 1002 civarında olur. Eğer böbrekler yoğunluğu düşük
sıvı içildiği oranda fazla idrar çıkartamazsa bu glomerüllerde bir bozuklu-
ğu gösterir. Bu durumda yoğunluk 1010 dan aşağı düşmez ve 4 saatte çı-
karılan idrar 200 cc kadar olur. Kişinin idrarı dilüe etme yeteneği bozul-
muş demektir.

FiZYOLOJi LABORATUVAR KITABI 73


3-Konsantrasyon testi

24 saat tam bir istirahat halindeki birine aynen dilüsyon testindeki gibi
çay yerine 1500 cc tuzlu ayran içirilir. Alınan idrarda dansite bakılır. Böb-
rekleri normal çalışan birinde alınan tuzun büyük kısmı yoğun bir idrarla
atılacaktır. Bu idrarın dansitesil022-1032 arasında olacaktır. Eğer idrar
dansitesi daha düşük olursa kişinin idrarı konsantre etme yeteneği bozul-
muş demektir.

SONUÇ
Normal bir kişide alınan sıvının yoğunluğuna bağlı olarak idrar yoğun-
luğu belirlenir. Aşırı su içen kişide idrar dansitesinin düşük, su bulama-
yan veya içemeyen veya yoğun sıvı (tuzlu su) alan kişide ise idrar dansi-
tesinin yüksek olması beklenir. Böylece ne vücuttan fazla sıvı kaybedilir
ne de vücutta sıvı birikip ödem (dokularda sıvı birikimi)' e neden olur.

SORULAR

I-Neden sabahları oluşan ilk idrar yoğundur?


2-İdrar yoğunluğunda etkili hormon hangisidir?

. -
14 FIlVOLOJI LABORATUUAR KITABI
Elektroensefalografi (EEC)

EEG, kortikal nöronların aktivitesi esnasında beliren potansiyel farkla-


rının kafatası üzerinden noninvazivolarak kaydedilmesidir. Bu kayıt iki
şekilde yapılır.
1- Monopolar Kayıt: Beyindeki aktif bir bölgenin potansiyeli, elektirik-
sel aktivitesi O (sıfır) olan bir bölge ile karşılaştırılır. Genellikle sıfır bölge-
si için kulak memesi seçilir.
2- Bipolar Kayıt: Elektrikselolarak aktif olan iki bölge arasındaki po-
tansiyel farkın ö!çülmesidir. Potansiyeli sıfır olan bölgeye konulan elekt-
roda REFERANS elektrod, aktif olan beyin bölgesi üzerine konulan elekt-
roda AKTIF elektrod denir.
Monopolar kayıtlar daima bipolar kayıtlardan daha büyüktür. Monopo-
lar kayıtlarda EEG dalgaları gürültü bakımından daha fazla rahatsız edilir.
Bipolar kayıtlarda par az it gürültü daha azdır ve daha temiz kayıtlar yapı-
lır.

GEREKLİ MAUEMELER

-Saf gümüşten yapılmış elektrodlar


- IletkenliğisağlayacakEEGjeli
- Kask
- 'L'LQ. "'0)"\ 0\«'\\ ~ı;><>\\gn,ı:;.
. .
FIZYOLOJI LABORATUVAR KITABI 75

L
DENEYİN YAPILIŞI

EEG için hastanın hazırlanması: Kişinin sakin ve kendisine ne yapıla-


cağını bilmesi gerekir. Baş (saçlı deri) temiz yıkanmış olmalı, yeterince te-
miz değilse asetonla temizlenmelidir. Ayrıca karnı aç olmamalıdır.
Elektrodlar kafaya Enternasyonal Federasyonun kabul ettiği %10 - %20
metodu ile standart pozisyonlarda konur. Bu standart pozisyonlar; sağ ve
solda prefrontal (Fp) veya frontal (F), central (C), temporal CD, parietal
(P), oksipital (O), kulak memesine konan aurikular (A). Sol hemisfer tek,
sağ hemisfer çift rakamlarla belirtilir. Vertekste (orta çizgide) ise sıfır an-
lamına gelen O veya Z kullanılır.

/>.

r~ @
(-~
@
{!
'- e

Standard EEG elektrod bağlanma noktaları

Elektrodlar saf gümüşten yapılmıştır. İki türlüdür. Bunlar saçlı deriye


oturtulmakta (kontakt) veya saçlı deriye yapıştırılmaktadır.

1- Kontakt Elektrotlar: Kısa zamanda tatbik edildiği için birçok labora-


tuarda tercih edilir. Hastanın başına birbirine dikey planlar üzerinde oluş-
turulmuş çok defa ileri geri, sağa sola oynayabilen lastik bantlardan mey-
dana gelen bir kask geçirilir ve daha önce yapılan ölçümlerde işaret edi-
len yerlere elektrotlar kaskın bantları altında tesbit edilmek üzere konur.
Uygulaması çabuktur ama elektrotlar kolayca yerlerinden oynayabilmek-
te ve artefaktların ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Ayrıca elektrotları
sıkıca tutan ve çeneden geçen lastik bantlar da bir süre sonra hastada hu-

76 FiZYOlOJi lABORATUVAR KiTABI

i
i
i zursuzluk yaratır.
2- Yapıştınna Elektrotlar: Hazırlanması biraz zaman almakla birlikte
artefaktan arınmış bir trase elde edebilmek için en iyi elektrot sistemidir.
Klasik metotla elektrot yerleri işaretlendikten sonra saçı aralayarak sık
saçlılarda birkaç teli keserek bölge meydana çıkarılır. Alkol veya asetonla
silinir, elektrot konur, üzerine kollodyon bir damlalıkla dökülür. Hava ve-
ren cihazlarla (örn: saç kurutucular) kollodyon katılaştınlır. Ortadaki de-
liğinden bir enjektörle jel konur. Bu şekilde yüksek rezistans önlenir. Ya-
pıştırma elektrotlar özellikle uzun sürecek tetkikIerde, araştırma gayesi
ile yapılan tetkikIerde ve örneğin tüm gece veya rutin uyku tetkiklerinde
tercih edilir.

EEG dalgalannın iki önemli özelliği vardır:

l-GENLİK (AMPLİTÜD): Dalganın voltajıdır


2-FREKANS: Bir saniye içinde tekrarlayan dalga sayısıdır. Serebral akti-
vitenin derecesi ile EEG ritminin ortalama frekansı arasında genel bir iliş-
ki vardır. Aktivite arttığı ölçüde dalga frekansı yükselir.

NORMAL BEYİN DALGALARı

ALFA DALGALARı: Gözler kapalı, zihinsel ve fiziksel açıdan tam bir is-
tirahat halinde kaydedilir. Frekans; 8-13 jsn Amplitüd; 40-50 ~v (mikro-
volt) Beynin daha çok arka yarısında ve parieto-oksipital bölgede hakim-
dir. Gözler kapalı sakinken çekilen alfa dalgaları gözlerin açılması ile blo-
ke olur (alfa blokajı), düşük voltajlı beta dalgaları ile yer değiştirir. Gözle-
rin yeniden kapanması ile alfa dalgaları geri gelir. Alfa dalgalarının seyri-
ne senkranizasyon, gözü açtırdığımızdaki seyrine desenkronizasyon
denir.

FiZYOLOJi LABORATUVAR KITABI 77


BETA DALGALARı: Kişi uyanık ve aktifken bu dalgalar kaydedilir.a
dalgalarına göre daha hızlı frekanslı (l3-30/sn) ve daha düşük amplitüdlü-
dür (10-20 /lv). Beynin daha çok fronto-sentral bölgelerinde gözlenir.

TETA VE DELTA DALGALARı: Uykudayken EEG dalgaları değişir. İyice


yavaşlar, amplitüdleri büyür. Bunlar da teta ve delta dalgalarıdır. Bazen
bu yavaş dalgaların üzerine küçük frekans lı dalgaların binmiş olduğu gö-
rülür. Bunlara uyku iğcikleri denir. Teta dalgalarının frekans ı 4-7/sn
olup, normalde özellikle çocukların parietal, temporal beyin bölgesinden
kaydedilir. Ayrıca bazı erişkinlerde düşkırıklığı gibi stresler sırasında or-
taya çıkar. Delta dalgalarının frekans ı 0-4/sn olup, normalolarak derin
uykuda ve bebeklerde görülür. Erişkinlerde izlenmesi ciddi organik beyin
hastalıklarını gösterir.

Alfa~~

Beta

Teta

]50pV
Delta
1 saniye
i i

Normal elektroensefalografik dalgalar

78 FiZYOlOJi LABORATUVAR KiTABI


,
i
i
DIl<katli uyanıktık (bela dalgaları)

~~ Sakin uyanıklık (ah dalgaları)

Uyanıklık ve
~~d~-; volta]ve 101er)
uykunun farklı
aşamalarında beyin
] 5O...V
dalgalarının
Aşama 2 ve 3 (!eta dalgaları)
karakteristiğinde
ortaya çıkan
ilerleyiei değişmeler
Aşama 4, yavaş dalga uykusu (0eIta dalgaları)

~~~
REM uykusu lbeta dalgaları)

1 saniye

Gözler açık Gözler kapalı



J
Gözler açıldığında alfa rilminin, düşük voltajlı beta ritmiyle yer değiştirmesi

/\/VV\J\/\(\J~MjWWv1f\IWAMr~W!-
StUpor Uyku Psikcmotor Çoculdarda Gev,OO\Ei Oild<.at Grand mal
cerrahı anestezi Pabt ağır epi4aptikler Korlw Pet\t m.a,'il'\hıZLıkomporıenti
malin yavaş Kontüzyon
komponenti Hafif eter
1 Saniye

PATOLOJİK BEYİN DALGALARı

Diken-dalda modeli 3/sn frekanslOda dalgalardır. Petit-mal epilepsi için


tanı koydurucudur (patognomoniktir). Grand-mal epilepside, tüm kor-
teks te yüksek voltajlı senkronize deşarjlar şeklinde bir kayıt alınır. Psiko-

FiZVDlOJi LABORATUVAR KiTABI 79

..L
ı
motor epilepsi, 2-4/sn gibi düşük frekansh dörtgen dalgalar ve bunlara ek-
lenmiş 14/sn frekansh dalgalarla karakterizedir.

.~~- Grand mal epilepsi


] I00PV

Epilepsinin değişik
türlerinde

~ Petit mal epilepsi


] 5O).IV
elektroensefalogram

]50pV

Psikamotcr

. .
80 FIZVOlOJI lABORATUUAR KITABI
Refleksler ~'i.~~

Entegratif nöronal aktivitenin temel birimi refleks arkıdır. Bu ark bir


duyu organı, bir afferent nöron, merkezi entegre edici istasyonda veya
sempatik gangliyonda bir veya daha fazla sinaps, bir efferent nöron ve bir
efektör organdan oluşur. Memelilerde afferent ve efferent somatik nöron
arasındaki bağlantı genellikle beyin ve omuriliktedir. Afferent nöronlar
omuriliğe dorsal köklerden girer, efferent motor lifler ise ventral kökler-
den çıkar. Buna Bell-Magendie yasası denir.

Senı..: Afferent $ynapSt' ElfNeot Neuromı..:s.cular Muscle.


n@\J(cn junctioıı
Ofg'"I I"Ie1Jron

O ~~-if!
"~~~ ~:O

Ge.n!!rııtor
ı:orentiaJ
II
Action
pote!ltii:S
~--""'--
EPSPs
I.md IPSPsI
LL Action
pcm:rıt;a'S
Erıd.pl,ü~
po!er'\t."s
~I1 ACH~n
pm€n~ıa';

Refleks arkı

. .
FIZVDLDJI LABORATUUAR KITABI 81
Yukarıdaki şekilde reseptörde ve MSS' de uyarının şiddeti ile orantılı
olarak değişen, iletilmeyen dereceli yanıta ve refleks yayının iletim için
özelleşmiş yapılarında (aflerent ve efferent aksanıar, kas membranı) hep
veya hiç yasasına uyan aksiyon potansiyeli yanıtlarına dikkat ediniz.
Belirtildiği gibi refleks yayı reseptör organ, afferent yol, refleks merke-
zi, efferent nöron ve effektör organdan oluşur. En basit refleks yayında al-
lerent ve efferent nöronlar arasında tek bir sinaps vardır. Bu tip refleks
yaylarında tetiklenen refleksler monosinaptik reflekslerdir. Örneğin patel-
la refleksi. Allerent ve efferent nöronlar arasına bir veya daha lazla sayıda
ara nöronun girdiği refleks yayları polisinaptik reflekslerdir. Örneğin, geri
çekilme refleksi, pupilla refleksi gibi.

İnsanda incelenecek refleksler:


A) Gerilme (nzama) refleksleri

<;}<;; Arka kök

. .
B2 FIZVOLOJI LABORATUVAR KITABI
GEREKLİ MALZEMELER

- Refleks çekici
A-I) Patella refleksi: Monosnaptik bir reflekstir. Bir öğrenci ayakları
serbestçe sallanacak şekilde sıranın veya masanın üzerine oturtulur. Sağ
veya sol diz kapağının hemen altındaki patellar tendona refleks çekici ile
vurulur. Alt bacağın ileri geri hareket ettiği izlenir. (Bu sırada denekten
99'dan geriye doğru sayması ya da ellerini kenetleyip açması istenir. Bu
yolla refleks üzerine olabilecek serebral inhibisyon kaldırılabilir.)

Reseptör: Kas iğciği

Afferent yol: la lifleri


Refleks merkezi: Medulla spinalis ön boynuzundaki alfa motor nöron,
L2, L3, L4.

Efferent yol: Ön boynuzdan çıkan alfa motor nöron uzantısı


Afferent ve efferent sinirler N. Femoralis içinde seyrederler.
Efektör organ (İcra organı): Ekstrafüzal kas lifleri

A-2) AchilIes (aşil) tendon refleksi: Bir öğrenciye ayakları kenardan


sarkacak şekilde bir iskemle veya masanın üzerinde dizlerinin üzerinde
durması söylenir. Achilles tendonuna refleks çekici ile vurulur, ayak hare-
keti izlenir.
Ayak tabanına hafif baskı uygulanarak Achilles tendonu üzerindeki
baskı arttırılır ve tendona vurulursa ayakta ardarda ileri geri hareket izle-
nebilir. Buna klonus adı verilir. Özellikle merkezi sinir sistemi hastalıkla-
rında klonus görülür.

Reseptör: Kas iğciği


Afferent yol: la lifleri
Refleks merkezi: Medulla spinalis ön boynuzundaki alfa motor nöron,
sı,s2 i
. .
FIZYOLOJI LABORATUVAR KITABI 83
Efferent yol: Ön boynuzdan çıkan alfa motor nöron uzantısı. Afferent
ve efferent sinirler N. Tibialis içinde seyrederler.
Efektör organ: Ekstrafüzal kas lifleri

B) Yüzeyel refleksler:
GEREKLİ MALZEMELER
- Pamuk
- Toplu iğne
8-1) Kornea refleksi: Polisinaptik bir reflekstir. Bir öğrencinin gözünün
kornea bölümüne yandan temiz bir pamuğun ucu ile dokunulur. Göz ka-
pağının dokunur dokunmaz kapandığı görülür.

Reseptör: Kornea
Afferenti: V. kafa çifti (Nervus trigeminus)
.....

Refleks merkezi: Pons


Efferenti: VII. kafa çifti (Nervus facialis)
Efektör organ: Göz kapakları

B-2) Plantar refleks ve Babinski refleksi: Ayak tabanı topuktan baş


parmağın olduğu bölgeye doğru bir yay çizecek şekilde delici olmayan
sivri bir cisimle (örneğin bir topluiğne veya anahtar ucu) çizilir. Normal
olarak parmaklarda plantar fleksiyon izlenir. Bu plantar reflekstir.

Reseptör: Ayak tabanındaki sinir uçları


Afferent yol: Grup Illifleri
Refleks merkezi: Medulla spinalis ön boynuzundaki alfa motor nöron.
SI, S2
Efferent yol: ön boynuzdan çıkan alfa motor nöron uzantısı

. .
B4 FIZVOlDJI lABORATUVAR KITABI
Afferent ve efferent sinirler N. Tibialis içinde seyrederler.
Efektör organ: Parmaklardaki ekstrafüza! kas lifleri
Ancak, eğer çizilme sonrası baş parmak dorsifleksiyon yaparken diğer
parmakların yelpaze şeklinde açılması Babinski (+) olarak değerlendirilir.
Bu refleks piramidal yol hasarını gösterir.

q Organik refleksler:
Araç gereç: ışık kaynağı, bir kalem

C-I) Pnpiilanın ışık refleksi: Bir öğrenci parlak bir ışığın önünde gözleri
kapalı halde 2 dakika oturtuluro Sonra birden gözlerini açması söyle-
nir. Pupillada küçülme izlenir.

Reseptör: Retinadaki koni ve basiller


Afferenti: II. Kafa çifti (N. Opticus)
Refleks merkezi: Mezensefalon
Efferenti: III.kafa çifti (N. Oculomotorius)
Efektör organ: iris

C-2) Pnpiilanın akomodasyon refleksi: Bir öğrenciden önce en az 6 m


uzaktaki bir objeye bakması söylenir. Bu sırada pupili izlenir. Daha sonra
birden 25 cm uzaktaki bir kaleme bakması istenir. Bu sırada pupillada kü-
çülme izlenir.

Reseptör: Retinadaki koni ve basiller \

Afferent: II. Kafa çifti (N. Opticus)


Refleks merkezi: Beyin sapı pretektal bölgesi
Efferent: III.kafa çifti (N. Oculomotorius)
Efektör organ: İris

. .
FIZVOlOJI lABORATUVAR KITABI B5

~
C-3) Konveıjans refleksi: Bir öğrenci rahatça oturtulur. Gözlerinden 1
m kadar mesafede orta hatta tutulan bir kaleme bakması söylenir. Kalem
yavaş yavaş burna doğru yaklaştırılır. Gözlerin de bu sırada orta hatta
yaklaştığı izlenir.

Reseptör: Retinadaki koni ve basiller


Afferenti: II. Kafa çifti (N. Opticus)
Refleks merkezi: Beyin sapı
Efferenti: Akılda kalması için şöyle bir kimyasal formül oluşturulmuş-
tur: LR6 (504)3. Bu formülde,
Lateral rektus 6. kafa çifti (N. Abducens) tarafından
Süperior optik 4. kafa çifti (N. Trochlearis) tarafından
Diğer göz kasları 3. kafa çifti (N. Oculomotorius) tarafından innerve
edilir.
, Efektör organ: Göz kasları

. .
86 FIZYOLOJI LA80RATUUAR KlTA81
Deserebre ve Spİnal
Kurbağa Elde Edilmesİ

Medulla spinalis fonksiyonlarını görmek için iki deneysel hazırlık (pre-


parasyon) yapılır. l-Spinal Hayvan, 2-Deserebre Hayvan.
Spinal Hayvan: Spinal hayvan elde etmek için medulla spinalis boyun
bölgesinden kesilir. Bu durumda medulla spinalis fonksiyonları kaybol-
maz. Ancak medulla spinalis kesildikten hemen sonra kesinin altındaki
medulla spinalis fonksiyonları deprese olur (baskılanır). Buna spinal şok
adı verilir. Alt sınıf hayvanlarda birkaç saatte, maymunlarda birkaç gün
ila hafta sonra medulla spinalisin kendi fonksiyonları geri döner. Bu du-
rumda medulla spinalis ile ilgili çalışma veya deney yapılabilir.
Deserebre Hayvan: Deserebre hayvan elde etmek için beyin sapı me-
sensefalonun ortası ile alt bölgesi arasından kesilir. Bu durumda beynin
yüksek merkezlerinin pontil retiküler ve vestibüler çekirdeklere olan inhi-
bisyonu ortadan kalkar. Bu çekirdekler tonik tarzda aktif hale gelirler ve
medulla spinalise kolaylaştırıcı sinyaller gönderirler. Bu durumda medul-
la spinalis refleksleri kolay oluşturulabilir. Bu preparasyon medulla spina-
lisin motor fonksiyonlarının daha kolay çalışılmasını sağlar.

FiZVOlOJi lABORATUVAR KiTABI 87


GEREKLi MALZEMELER

- Kurbağa
- Orta büyüklükte, çok keskin düz makas
- Uzunca bir diseksiyon iğnesi
- Gazlı bez

DENEYİN YAPILIŞI

l-DESEREBRE KURBAGA
Kaymaması için kurbağa gaz bezi ile tutulur. Makas ile kurbağanın ağzı
açılır ve gözlerinin arkasından, timpanik zarın önünden üst çene kesilir.
Yani orta beyin ve medulla.spinalis sağlam kalır. Bu durumdaki kurbağa;
- Uyarıldığında sıçrar
- Sırtüstü çevrilirse düzelebilir
- Suya atıldığında yüzebilir
- Pürtüklü bir yüzeye konup bu yüzeyeğimli hale getirilecek olursa pozis-
yonunu ayarlayarak tutunur.

2- SPiNAL KURBAGA
Kurbağanın çene bileşke yerlerinden 0.3-0.5 cm kesildikten sonra heri-
ki timpanik zarın hemen arkasından düz bir kesitle kesilecek olursa me-
dulla spinalis kesilmiş olur. işlemden hemen sonra (birkaç saniye veya
dakika içinde) spinal şok gelişir. Bu durumda kurbağanın parmakları
pensle sıkıştırıldığında cevap alınamaz. Spinal şok 5-6 dk'da geçer. Veri-
len mekanik uyaranın şiddetine göre hayvan parmaklarını veya bütün ba-
cağını çekerek uyarana cevap verir. Eğer uyaran şiddeti artırılırsa karşı.
bacakta da bir hareket görülür (çapraz refleks). Spinal hayvan deserebre
hayvanın yaptıklarını yapamaz.
Kurbağanın tüm sinir sistemi tahrip edilmek isteniyorsa diseksiyon iğ-
nesi vertebral kanal içerisine sokulup ileri geri hareket ettirilirse medulla
spinalis de tahrip edilmiş olur. Artık bu hayvan hiçbir uyarana cevap ver-
mez.

88 FiZYDlDJi lA8DRATUUAR KITABI


İsitme
, Testleri

İşitme testleri işitme anormalliklerinin tanısında kullanılan oldukça ba-


sit ve her hekimin kolayca yapabileceği testlerdir. Sağırlığın varlığını ve ti-
pini belirlemede kullanılır.

GEREKLİ MALZEMELER

- Saat, kronometre veya benzeri "tik-tak" sesleri çıkaran bir alet


- Diapazon
- Pamuk tıkaçlar
- Metrik cetvel

DENEYİN YAPILışı

a) İşitme Keskinliği
1- Deney Şahşı gözleri kapalı olarak oturtulur ve sol kulağına bir pamuk
tıkaç yerleştirilir.
2- aat veya benzeri "tik-tak" sesleri çıkaran alet, sağ kulağı hizasında ve 4
m kadar uzaklıkta tutulur
3- Yavaş yavaş oturan deney şahsına yaklaşılır ve sesleri ne zaman duy-

. .
FIZYOLOJI LABORATUUAR KITABI B9
i
duğu sorulur.
4- Seslerin işitilmeye başlandığı noktada durulur ve kulak ile ses kaynağı
arasındaki mesafe ölçülür.
S-Deney diğer kulak için tekrarlanır.
6-"Sonuçlar ye gözlemler" kaydedilir.

b) Ses Lokalizasyonu

1- Deney şahsı gözleri kapalı olarak oturtulur.


2- "Tik-Tak" sesleri çıkaran saat veya benzeri alet aşağıdaki yönlerde işit-
me sınırına getirilir:
a) Başın önü
b) Başın arkası
c) Başın sağ tarafı
d) Başın sol tarafı
e) Başın sağ tarafında, bir kol boyu yükseklik

oBaşın sol tarafında, bir kol boyu yükseklik

3- Deney şahsı, sesin ne taraftan geldiğini eliyle işaret ederek gösterir.


4--Ses lokalizasyonuna ilişkin cevapların doğruluğu kaydedilir.

c) Diyapazon testleri:
işitme kusurlarının iletim tipi mi olduğu yoksa işme sinirleri ile mi ilgili
olduğu, diyapazon deneyleri ile kabaca tayin edilebilir. Diyapozon testleri
şunlardır.
Weber Testi

1- Diyapazon titreştirilir
2- Titreşen diyapazon kafatası üzerinde or-ta hatta bir bolgeye Cfrantal,
verteks, dişler veya çene) tatbik edilir.
3- Sesin Ctitreşimlerin) iki kulakta eşit mi, yoksa bir kulakta daha mı şid-

90 FiZYOLOJi LABORATUUAR KiTABI


..

detli duyulduğu sorulur.


4- Normalde ses iki kulakta da eşit şidette işitilmelidir. Eğer her iki kulak-
ta da aynı derecede işitme kaybı varsa, yine ses iki kulakta eşit şiddet-
te işitilecektir; ancak işitme süresi normale göre kısalmış olarak bulu-
nacaktır. Eğer bir kulakta ileti tipi işitme kaybı varsa, ses, kayıp olan
tarafta daha şiddetli işitilecektir (maskelerne etkisi ve yankılanma nede-
niyle). Demek ki, tek taraflı, ileti tipi işitme kayıplarında Weber testi hasta
kulak tarafına lateralize olarak bulunacaktır. Ses sağlam kulak tarfında da-
ha kuvvetli duyuluyorsa, diğer kulakta sinir tipi lezyon düşünülür.

:aNonnals;ığlıklı

r Sağ l-uJ.;ıkta sinirst'l tipte kayıp b Sağ kubkta ileti tipi kayıp

Weber Testi
. .
FIZYOlOJI lABORATUVAR KITABI 91

.
Rinne Testi
Testin esası hava ve kemik yolları ile iletimin karşılaştırılmasıdır; işit-
me kaybının kulağın hangi bölümünde olduğunu gösterir, hastalığın ka-
rakter ve lokalizasyonu hakkında fikir verir.
l-Diyapazon titreştirilir
2-Titreşen diyapazon, önce sağ tarafta mastoid kemik üzerine tatbik
edilir ve deney yapılan şahsa sesi duyup duymadığı sorulur. Eğer duyu-
yor ise, ses kesilince haber vermesi söylenir. Kemik yoluyla işitme sona
erince diyapazon süratle dış kulak yolu önüne getirilir ve hala işitip işit-
mediği sorulur. Eğer duymaya devam ederse, Rinne testi pozitiftir. Nor-
mal bir kulakta, hava yolu ile işitme kemik yolu ile işitmeden yaklaşık iki
kat fazla ve 90 sn.' dir.

i

b tı"titipi:k.yıp
~
~ ~ /~

? "--""~-~

~::'OonnalS.t1ıkh J
"'il
I

~J

[Sirıirulriplf'k:;ııyıp

Rinne Testi

Rinne testinin pozitif olması her zaman kulağin sağlam olduğu anlamı-
na gelmez. İç kulaktaki bir hastalık, süreleri normalden daha kısa olan bir
Rinne pozitif sonucu verebilir. Eğer deney yapılan kişi sesi kemik yoluyla

92 FiZYOLOJi LABORATUVAR KITABI i


duyuyor, fakat diyapazon dış kulak yolu önüne getirildiğinde duymuyor
ise, Rinne testi negatiftir ve ileti tipi sağırlık düşündürür. Test yapılan ku-
lakta sinir tipi işitme kaybı olan bazı durumlarda, titreşimler kafa kemikle-
ri yoluyla diğer kulağa iletilebilir ve kişi sesi işittiğini ifade edebilir; diya-
pazon dış kulak yolu önüne getirildiğinde ise duymayacaktir; bu durum
yalancı Rinne negatif olarak değerlendirilir; ileti tipi sağırlık ile karıştırma-
mak için özen gösterilmelidir.

Scwabach Testi
Testin esası sinirselolarak sağlam olduğu bilinen bir kişi ile muayene
edilecek kişinin kemik yolu duymasının karşılaştırılması esasına dayanır.
Sinirsel işitme kaybının olup olmadığını gösterir.
1- Diyapazon titreştirilir
2- Titreşen diyapozon testi yapacağımız şahsın mastoid çıkıntısına uygu-
lanır.
3- Sesin bittiği anı bize söylemesi istenir. Duyma bitti dediği anda diyapo-
zon alınıp duyma siniri sağlam olduğu bilinen bir kişi veya doktor ken-
di mastoid çıkıntısına değdirilir.
4- Eğer duyma olursa muayene edilen kişide kemik yoluyla sinirsel tipte
kayıp vardır denir. Duyma yoksa kişi sağlıklıdır.

\"III

cSmintltiptl!'k:ııyıp
aNDrmal S-ilıkh

Scwabach Testi

FiZYOLOJi LABORATUVAR KiTABI 93


Weber Rinne Scwabach

Titreştirilen diyapozan
mastoid çıkıntıya değdi- Normale göre kemik
Titreştirilen diyapozan
Metod rHip duyum bitiminde yolu iletiminin kıyas-
orta hatta değdirilir
diyapozan kulak önüne lanması
alınır.

Hava yolu ile ileti kemik


Her iki kulakta eşİt
Normal yolu bitiminden sonra
duyum alınır
devam eder.

Bir kulakta Defektli tarafa sesin Kemik yolu iletim


Kemik yolu iletim
iletimtipi Iateralizasyonu bitiminden sonra hava
kayıp varsa normalden daha fazla
yolu ile iletim olmaz.

Bir kulakta Defektli tarafın kar-


şısına sesin lateralizas- Kısmi olarak kemik yolu Kemik yolu ile iletim
sinirsel tip
yon iletirnde azalma normalden azalmış.
defekt

. .
94 FIZYOLOJI LABORATUVAR KITABI
Perimetri (Görme Alanı Tayini)
Bir noktaya fikse olmuş gözün gördüğü alana görme alanı denir. Görme
alanlarının yan kısımlarına temporal, iç kısmına ise nasal görme alanı de-
nir. Retinada. görme yollarında veya görme korteksindeki hasara bağlı
körlüklerin tanısı perimetri denilen yöntemle bulunur. Kullanılan alete pe-
rimetre denir.

GEREKLİ MALZEMELER

- Perimetre (kendi ekseni etrafında çevrilerek çeşitli açılarda tesbit edile-


bilen bir yarı dairedir, bu dairenin dış yüzeyi ortadaki tepe noktasından
heriki yana doğru O"den 90"ye kadar derecelenmiştir)

Perimetre

. .
FIlYOLOJI LABORATUVAR KITABI 95
- Beyaz ve renkli işaretleri içeren metal çubuklar

- Görme alanı şemaları

DENEYİN YAPILIŞI

Denek çenesini perimetrenin ortasındaki desteğe yerleştirir. Sağ göz


ölçülecekse desteği n sol tarafına, sol göz ölçülecekse sağ tarafına çene
yerleştirilir. Test edilecek göz perimetrenin tam ortasında bulunan beyaz
noktaya bakarken diğer göz kapatılır. Perimetre yatay pozisyonda durur-
ken beyaz renkli çubuk dış taraftan ortaya doğru hareket ettirilir. Şahsın
rengi gördüğü an haber vermesi istenir. Ve bu nokta görme alanı şema-
sında işaretlenir. Çubuk aynı doğrultuda hareket ettirilir. Orta noktaya ge-
linceye kadar rengin kaybolduğu bölgeler varsa şema üzerinde işaretle-
nir. Çubuk dairenin diğer tarafına doğru hareket ettirilirken şahsın rengi
kaybettiği nokta da şemada işaretlenir. Perimetrenin pozisyonu değiştiri-
lerek sekiz farklı açıda (0°, 45°, 90°, 135°, 180°,225°,270°,315°) işlem tek-
rarlanarak rengin görüldüğü ve kaybedildiği bölgeler şema üzerinde işa-
retlenir.

Normalde her iki gözde temporal taraf 1r de kör nokta bulunur. Bu-
rası retinada koni ve basillerin bulunmadığı optik diske uyar. Görme ala-
nında görmeyen kısımlara skotom denir. Bu durum sigara içimi, kurşun
zehirlenmesi, glokom (göz içi basıncının artması) ve retinadaki enflamas-
yonlardan kaynaklanabilir. Retinitis pigmantoza hastalığında da retinada
dejenerasyon sonucu melanin birikir ve yer yer skotomlar oluşur.

. .
96 FIZVOLOJI LABORATUUAR KITABI
90

Sağ göze
ait
Itti
normal
görme
alanı

no

Retinada, görme yollarında veya görme korteksindeki hasara bağlı ola-


rak oluşan görme alanı kaybı aşağıda gösterilmiştir.
:uç ",.,1\
(p
TemlXlrol N.,U;ı1
aları a!arı ri) -sm. 1>AG
':'--J--/
o
f!
A
\, /~-
~\.\i
~"
GÖZ GOZ C)
CD CD'
CD CDe
D
Qp".(\)
!rakt!)$~ (D
I
L"~"
II
~
gooi..c<la!
ç,s.m !
i'
Genikulok8tkanrı ıi

FiZYOLOJi
~~
LABORATUUAR
OiIsipilzd

KITABI
kortcı..~

97
Oftalmoskopi
(Göz Dibinin İncelenmesi)
Retina ve retinadaki damarsal oluşumların olduğu bölgeye gözdibi adı
verilir. Gözdibinin çıplak gözle görülerek incelenmesine oftalmoskopi adı
verilir. Göz dibi incelmerek sadece göz değil beyin ve metabolizma ile il-
gili hastalıklar tanınabiliL Örneğin beyin tümörleri, beyin ödemi, diyabe-
tes mellitus gibi anormal durumların prognozu tanınabilir. Retinadaki ar-
terlerin, venIerin ve optik diskin anormallikleri teşhis edilebilir. Bu neden-
le klinik uygulamada oftalmoskopi göz hekimleri, nörologlar ve beyin cer-
rahları tarafından sık başvurulan tanı yöntemidir.

GEREKLİ MALZEMELER

- Oftalmoskop
- Midriyatik göz damlası

DENEYİN YAPILIŞI

Bu amaçla kullandığımız alet oftalmoskoptuL Bu alet ışık kaynağı, priz-


ma ve düzeltici merceklerden oluşmuştur. Göz dibinin iyice görülebilmesi
için iyi aydınlatılması ve gözü incelenen deneğin akomodasyonsuz bak-
ması gerekir. Bu amaçla midriyatik göz damlası Ctropikamid) kullanılır.
Oftalmoskopla incelemek için, oftalmoskobun deliğine CM) göz uyduru-
larak, incelenen göze yaklaşılır. Oftalmoskobun (1) ışık kaynağından çıkan
ışınlar bir prizmada CP) kırıldıktan sonra paralel seyrederek, incelenen

.. -
98 FIZYOLOJI LABORATUVAR KITABI
gözün pupillasının alt yarısından geçer ve retinayı aydınlatırlar. Eğer göz
emetrop ise, retina diyoptrik sistemin odak uzaklığında bulunduğundan,
buradan yansıyan ışınlar gene paraJelolarak pupillanın üst yarısından Çı-
karlar ve oftalmoskobun deliğinden (M) inceleyen kişinin gözüne gelirler.
Eğer bu kişinin gözü emetrop ise bu paralel ışınlar gözün odağında, yani
retinada akomodasyon yapmadan toplanırlar. Bu suretle araştırılan gö-
'zün retinası aydınlatılarak incelenir. Oftalmoskopi esnasında deneğin
(hastanın) akomodasyon yapmaması, yani dalgın bakması gerekir, Eğer
incelenen göz miyop ise, ışınlar böyle bir gözü divergent olarak terketti k-
lerinden dolayı, araştırıcı akomodasyon yapmadan bu ışınları kendi reti-
nası üzerinde toplayamaz, Bu sakıncayı ortadan kaldırmak için, oftalmos-
koba bir disk (D) eklenmiştir. Diskin üzerinde hipermetrop gözlerin ince-
lenmesi için konveks, miyop gözler için ise, konkav mercekler bulunur,
Gözdeki kırma hatasının cinsine ve derecesine göre, merceklerden biri,
diskin tırtıklı kenarını hareket ettirmek suretiyle, oftalmoskobun (M) deli-
ğinin içine yerleştirilir. Bu esnada, merceğin kırma kuvvetini gösteren kır-
mızı veya beyaz sayılar, aşağıdaki bir delikte (N) görülür, Kırmızı sayılar
konkav mercekleri, beyaz sayılar ise koveks olanları belirtir.
Oftalmoskopi ile papilla (n,opticus'un girdiği yer) ve burdan çıkan ar-
ter ve venler incelenir, Diabet, hipertansiyon ve kafa içi basıncının arttığı
durumlarda (KİBAS) papilla ve damarlarda değişiklikler oluşur.
Oftalmosko ile, aynı zamanda göz dibindeki normal veya patolojik ya-
pıların yükseklik veya derinlikleri hakkında bilgi edinilebilir. Bu amaçla of-
talmoskop, ilk olarak bu yapının en derin noktasını net görecek şekilde
ayarlanır ve bu esnada kullanılan merceğin kırma kuvveti not edilir. Daha
sonra, aygıt aynı yapının en yüksek noktası net olarak görülecek şekilde
ayarlanır ve kullanılan merceğin kırma kuvveti tekrar kaydedilir. Her iki
mer-ceğin kırma kuvvetleri arasındaki fark bulunduktan sonra, 3 diyoptri-
lik farkın 1 mm derinliğine uyduğu gözönünde tutularak, araştırılan yapı-
nın yüksekliği yaklaşık olarak saptanabilir.
Tavşanda göz dibinin incelenmesi: Oftalmoskopi yöntemi insandan
başka albino tavşanda da uygulanır. Nedeni, albino tavşanların gözünde
pigment bulunmadığından, ışınlar pupilladan başka iristen de göze girebi-

FiZYOLOJi LABORATUVAR KiTABI 99

-
lirler. Bunun sonucunda gözün içinin daha fazla aydınlatılması sağlanır.
Ayrıca, akarnadasyon ve pupilla refleksleri feke uğratıldığında, tavşanın
göz bebeği çok genişler ve oftalmoskopik inceleme kolaylaşır.

MG)

e D

-~+N
Oftalmoskop

A.
'r
i
i

Gözdibinin aftalmaskop ile


görünümü: Optik disk, retinal
arterler, venler ve sağda da-
ha koyu olarak makula ve ma-
kulanın ortasında fovea sent-
ralis görülmektedir.

. .
100 FIZYOLOJI LABORATUUAR KITABI
Görme Keskinliğinin
Saptanması

Belirli bir uzaklıktaki bir Cİsmin iki noktasını gözün ayrı ayrı görebilme
veya yan yana bulunan iki ince çizgiyi ayırt edebilme yeteneğine, görme
keskinliği denir. Bunu saptamak için, Snellen prensibine göre yapılmış
olan harf, sayı ve okuma bilmeyenler için işaretler kullanılır. Bunlar o şe-
kilde yapılmıştır ki, her bir harf, sayı ve işaretin uzunluğu veya genişliği,
kendisini oluşturan karelerin beş katıdır.
Bu prensiplere dayanarak yapılan Snellen levhalarında yukarıdan aşa-
ğıya doğru gittikçe küçülen harf, sayı ve işaret sıraları bulunur. Her sıra-
nın yan tarafında, bu sıranın görme keskinliği normalolan bir göz tarafın-
dan okunabilmesi için gereken uzaklık yazılıdır. Ancak, genellikle ölçme
için kullanılan odalarda uzaklığı değiştirmek mümkün olmadığından, de-
nek belirli bir uzaklıkta bulundurulur ve bu uzaklıkta okunması gereken
harf, sayı veya işaret sırasından başlanarak, kişinin görme keskinliğine
göre, daha küçük veya daha büyük harf, sayı ve işaret sıraları gösterilir.
Veya da en büyük harf, sayı ve işaretlerin bulunduğu en üstten başlanır
ve denek belirli bir sıradakileri ayırt edemeyineeye kadar, sıralar yukarı-
dan aşağıya doğru gösterilir. Deneğin bütün harf, sayı ve işaretleri farke-
debildiği son sıranın hizasındaki metre cinsinden uzaklık kaydedilir ve
bundan görme keskinliği, aşağıda anlatıldığı gibi hesaplanır.

. .
FIZYOlOJI lABORATUVAR KITABI 101
,

Gönne keskinliğini saptama yöntemi


GEREKLİ MALZEMELER

- Snellen levhası

DENEYİN YAPILIŞI

Snellen levhalarından biri, iyi ışıklandınlmış bir odanın duvarına asılır


ve denek levhadan belirli bir uzaklıkta, örneğin 5 m'de bulunan kişi bir
eliyle bir gözünü kapatır ve keskinliği saptanacak gözle, kendisine gösteri-
len harf veya sayıları okumaya veya işaretleri tanımaya çalışır. Önce 5 m.
uzaklıkta okunması gereken harf, sayı veya işaretler bir kalemin veya her-
hangi ince bir çubuk ile deneğe gösterilir. Eğer denek bunların hepsini,
hiç yanlış yapmadan okuyacak veya tanıyacak olursa, o zaman alttaki sı-
raya yani 4 m'de okunması gereken e geçilir. Fakat eğer denek 5 m. uzak-
lıkta iken, bu uzaklığa ait harf ve sayıları okuyamayacak veyahut da işa-
retleri tanıyamayacak olursa, daha üstteki sıraya geçilir. Veyahut da, yu-
karıda anlatıldığı gibi, üst sıradan başlanarak aşağı doğru bütün sıralar
denek harf ve sayıları veya işaretleri doğru olarak ayırt edemeyinceye ka-
dar gösterilir.

Bu işlem sonucunda görme keskinliği şu formülle hesaplanır:

Görme keskinliği = u/U.

Burada u, deneğin levhadan olan, metre cinsinden uzaklığını ve U ise,


ayırt edebildiği sıranın hizasında yazılı uzaklığı gösterir. Normal görme
keskinliği 1'dir; fakat gençlerde 1'den büyük de olabilir.
Günümüzde Snellen levhaları özel projeksiyon aygıtları ile bir ekrana
yansıtılarak gösterilmektedir. Projeksiyon aygıtının yanında bulunan
kişinin okuyabildiği en küçük sayı veya görebildiği şekil saptanır. Buna
uyan görme keskinliği değeri şekillere ait kitapçıktan okunur.

. .
102 FIZYOLOJI LA BORA TU UAR KITABI
o 5
28 2 7
259 4 8
Snellen prensibine göre hazırlanan

207 3 4 6 ve görme keskinliğinin


tayininde kullanılan bir levha.

15 6 2 5 8 3
10 2 8 3 4 5 9

7.5 6 1 7 3 2 5

5 7 5 6 4 2 3

4 3 1 5 2 7 9 4

. .
FIIVOlOJI lABORATUVAR KiTABI 103
Renkli gönne ile ilgili deneyler
GEREKLi MAUEMELER

- Sarı ve mavi renkte kağıtlar


- Çeşitli renkte yün yumaklar, lshihara levhaları

DENEYiN YAPILIŞI
Sarı renkte bir kağıt üzerine konulan mavi kağıt parçasına göz iki daki-
ka süre ile fikse edildikten sonra, mavi kağıt birden çekilir. Göz mavi ren-
gin bulunduğu yerde en koyu sarıyı algılar. Ard arda gelen bu çeşit kont-
rast renklere suksessif kontrast denir.
Mavi ve sarı renkte iki kağıt üzerine kül rengi birer kağıt parçası konur.
Üzerleri saydam bir kağıtla örtülürse, birincisi mavimsi sarı, ikincisi ise
sarımsı mavi görülür. Bu şekilde aynı zamanda görülen kontrast renklere
simultan kontrast adı verilir.
Fovea centralisten başlayarak retinanın dışına doğru gidildikçe renk
ayırt edebilme yeteneği azalır. Bazı kişilerde, bu renk görme alanı içinde
de, bütün renklerin ayrı ayrı ayırt edemedikleri gözlenir. Bu gibi kişilere
renk körü denir ve ayırt edemedikleri renklerin cinsine göre sınıflandırılır-
lar. Renk görme anomalileri arasında, en çok rastlanılan kırmızı - yeşil
körlüğü veya daltonizmdir.
Renk körlüğü en kolayolarak iki şekilde saptanabilir. Birincisi, renkli
yünlerle, ikincisi, Psödo - isokromatik levhalarla.

a. Holmgren Testi:
Bu testte çeşitli renkte, aynı kalınlık, büyüklük ve yumuşaklıkta olan
yün çileleri renk körlüğünün saptanmasında kullanılır. Bunlardan üç stan-
dartrenk seçilir:
1- Açık ve temiz bir yeşildir ve içinde sarı tonu kapsamamalıdır;
2- Orta açıklıkta mor ve
3- Parlak k,rmızıdır.
. .
104 flZVOlOJI lABORATUUAR KITABI

-
,"

Aydınlık bir odada yapılan bu incelemede kişiye önce bir numaralı ip


verilir ve buna uyan renkleri ayırması söylenir. Eğer kişi dikromatik ise,
bu durumda, saf açık yeşili, içinde sarı ve mavi tonu taşıyan gri gibi göre-
cek ve bundan dolayı, yeşillerle beraber gri, sarımtrak gri ve mavi çileleri
de ayıracaktır. Bu gibi bir kişinin deuteranap veya protanap olduğunu
saptamak için 2 ve 3 numaralı ipler kullanılır.
Kişiye orta açıklıkta mor ip verildiğinde o sırada gösterilen renkli ip-
lerden uygun olan renkleri seçmesi söylendiğinde daha açık veya da-
ha koyu olan morları, mavi ve menekşe renkleri seçerse protanap olarak
değerlendirilir. Deuteranap ise sadece gri ve yeşilleri ayırır. Eğer dikro-
mat olduğu saptanan kişi protanapsa, bu durumda kendisine parlak kır-
mızı verildiğinde bunlarla birlikte mat yeşilleri, grileri ve kahverengileri,
deuteranopsa, aynı renklerin açık tonlarını seçecektir.

b. Stiling veya İshihara Levhalan:


Stiling veya Ishihara levhalarında, bir rengin çeşitli aydınlık derecele-
rinde ve çeşitli büyüklükte olan dairelerin arasına, bu renkten ayırt edile-
cek olan renkten bir sayı, bir harf veya bir işaret konulmuştur. Gerek ta-
banı gerekse harf veya sayıları oluşturan dairelerin renkleri farklı renk
körlüklerinin cinsinin saptanmasına göre seçilmişlerdir.

FiZYOLOJi LABORATUVAR KITABI 105

You might also like