You are on page 1of 6

sil-ikon / deneysel şiir gereçleri

bu yazı iki bölümden oluşmaktadır: ilk bölümde,


bugün olanaklı olan biricik şiirin neden deneysel olmak
zorunda olduğunu kısaca göstermeye çalıştım. ikinci
bölümde ise bir deneysel şiir işliği olarak kurguladığım -
ve sil-ikon olarak adlandırdığım - bir poetik web alanının
ne gibi gereçlerle çalışabileceğini tartışmayı amaçladım.

önce söz vardı; yani toplumsal bellek, bireysel


belleklerin toplamından ibaretti. yazının icadıyla birlikte,
bellek gerçek anlamda dışsallaşıp topluma mal oldu.
gerçi yazının icadı bugün yazılı kültür dediğimiz şeyin
sadece gerek şartıydı; çünkü yazının kültürün asıl
vektörü haline gelebilmesi ancak matbaanın icadıyla
mümkün oldu.

sözün/yazının iktidarı, aynı zamanda şiir in de


iktidarı demekti. çünkü şiir, duyusal ve anlamsal
ulamların mükemmel bir birlikteliği, eşdeyişle, söz
(anlam) taşıyan yazının duyusal estetiğiydi. sanayi
devrimi, dışsallaşmış belleğin (yazının) soyutluğunun
karşısına görselleşmiş / somutlaşmış belleği (makinayı)
koydu. nihayet, camera obscura ’nın fotoğraf
makinasına evrilmesiyle insanın imge yaratım tekeli
sarsıldı ve özne-nesne arası konturların yumuşadığı yeni
bir dinsel (araçsal) evreye girildi. sinemanın, yani
yaşadığımız dünyayı görüntü-ses-hareket bütünlüğü
içinde yetkin denebilecek bir ölçüde yeniden üretebilen
teknolojik mimesis yetisinin ortaya çıkmasıyla devam
eden bu süreç, aynı zamanda yazılı kültürün görsel
kültüre, cogito ergo sum ‘un video ergo sum ‘a
dönüşme süreciydi.
felsefe, yazılı kültür içersinde beliren bu yarılmaya
metin i ve dil i anlam/kapsam genişlemesine uğratarak
yanıt verirken, şiir, çeşitli yollarla bu algısal/teknolojik
dönüşümü yakalamayı/yadsımayı denedi :

(i) duyusal düzeyde, görselliğini sivriltmeye


yöneldi (ses şiiri, görsel/somut şiir vb).
(ii) semantik düzeyde, anlamı yoksaymayı veya
meta-anlamlara hizmet etmeyi denedi
(dadaistler, gerçek-üstücüler vs).
(iii) ideolojik düzeyde, teknolojik/algısal
dönüşümleri kutlamak
/kullanmak/yoksaymak yoluna gitti
(fütüristleri, rilke’yi, lorca’yı ve oulipo’cuları
aynı anda düşünün).
(iv) yapısal düzeyde, uyak ve dize
formülasyonları gibi yetersiz yapıları terk
etti.

bu çabalar, sürgüne gönderilmiş bir kralın tahtını


geri alma teşebbüslerini andırır. fakat şiir, geçen
yüzyılda sosyalist dalganın kitlesel alımlama düzeyinde
yarattığı tüm olanaklara karşın, tahtını geri alamamıştır;
çünkü bir yandan bu olanak varlığını sürdürememiş,
diğer yandan da şiiri görselliğin gölgesinden kurtaracak
bir çıkış yolu bulunamamıştır.

sonuç olarak, şiir tarihinin - aşağı yukarı yüz yıldan


beri – daha ziyade “şiirin kendini yok ederek başka bir
bedende, yeni bir meşruiyet zemininde re-enkarne
olmaya çalışmasının tarihi” olduğu söylenebilir. bulatov
bu konuda çok yerinde bir değerlendirmeyle “modern
şiir, doğruyu söylemek gerekirse, şiir pratiğinin
kendisinin yasaklanmasıdır” diyor. gerçekten de uzun
zamandır - şiiri naftalinleyerek sandığa tıkmayı hayal
eden pek çok nostaljiğin varlığına rağmen –
varolagelmiş şiir pratiğinin pratik olarak mümkün
olmadığı bir dünyada yaşıyoruz. teknolojik/algısal olarak
dönüşmüş kitlelerin kültüründe şiir ya kendi cenaze
merasimine katılacak ya da söz konusu dönüşümlerin
kaynağına, deney e yönelecektir.

bu bağlamda bugüne dek mevcut poetik deneysel


birikimin teknolojik/algısal dönüşümlere ve zeitgeist ‘a
cevap verebilme bakımından yeterliğini tartışmak
gerekir. örneğin ezra pound ’un makine-şiiri bugün ne
alemdedir? veya oulipo ’cuların şiire uyguladıkları basit
matematiksel transformasyonlar ve kısıt-şiirleri yeterli
midir? ya da görsel şiirin bugünkü dijital olanakları neler
olabilir? vb. çünkü kanımca şiir hanidir beklediği
mecraya/medyaya artık sahiptir ve bize düşen,
teknolojik/algısal dönüşümleri/birikimi
uygulayabileceğimiz deneysel yöntem ve gereçler
bütününü geliştirmek/denemektir. györi ‘den pequeno
‘ya pek çok ismin elektronik şiir, sanal şiir vb adlar
altında ölçütlendirip tanımlamaya çalıştığı mecranın
çerçevesi de iyice somutlaşmış/kabul görmüş olduğuna
göre, şiirin yeni bir kılıkta tarih sahnesine çıkmasının
zamanı gelmiş demektir.
II

bir metne çeşitli dönüşümler uygulamak fikrine


galiba ilk kez joyce ‘un ulysses ‘ini okurken kapılmıştım.
modern bir mit olarak, ulysses’in bölümleri, homeros
’un antik mitinin bölümleri baz alınarak filtrelenmiş
gibiydi; böylece her bölümde farklı bir duygu-duruma
karşılık düşen, farklı bir teknik oluşturulmuştu. çok
sonra, rahatı kaçan ağaç adlı çalışmamda, melih cevdet’
in aynı adlı naif şiirini yarım yüzyıl sonra nasıl
algıladığımı göstermek üzere, şiiri kendi üzerinden
çeşitli dönüşümlerle çoğullamak/türetmek yoluna
gittim. bu çalışmamda uyguladığım - manuel filtreler
olarak da düşünülebilecek – bazı bilişim teknolojisi
ağırlıklı dönüşümler vasıtasıyla metni gerek didik didik
çözümlemenin gerekse bireştirerek türetmenin
mümkün olduğunu gördüm. bunun üzerine, metinsel
dönüşümlere daha çok kafa yormaya başladım. elimizde
bir kaç başvuru noktası vardı : 1) yapısal metin birliği,
dijital teknolojide görsel, işitsel veya salt yazı-metinsel
olanın ikili kodlama birliği şeklinde sağlanmış
durumdaydı. 2) görsel/işitsel metin dönüştürme
gereçleri (photoshop, ses sentezleyicileri vb.) çoktandır
var olduğu halde, metni - salt yazı-metinsel olanı da
içerecek şekilde - bütünsel olarak dönüştürebilecek bir
gereç henüz gerçekleştiril(e)memişti. 3) gerek
varolagelmiş şiir pratiğinin ölümünün sahnelenmesi
gerekse deneysel olasılık evreninin genişletilmesi
bakımından bütünsel metin dönüştürme gereçlerinin
geliştirilmesi son derecede önemliydi (deneysel olasılık
evreninin genişlemesini düşünürken, örneğin mona lisa
’nın piksel bazlı dijital bir röprodüksiyonunun
piksellerinin rastgele değiştirilmesiyle dönüşümün bir
safhasında van gogh ’un bir tablosuna denk
düşebilecek bir kombinasyonun elde edilebileceğini
düşünebilirsiniz).

böylece, akla gelebilecek her türden bütünsel metin


dönüştürme gerecini bünyesinde barındıran bir web
alanı kurgulamaya başladım ve buna – yapıbozumuna,
ikonoklastlara, nietzsche ‘ci yıkıcı yaratma ilkesine ve
dijital teknolojiye atıfla – sil-ikon adını verdim. sil-ikon
kuşkusuz bir şiir sitesinden çok şair bir site olur ve
şairlere yetkin bir deneysel şiir gereci olarak hizmet
ederdi. aşağıda, sil-ikon’un ne tür yöntem ve gereçlerle
işleyebileceğini - bunlar ancak hayalgücümüzle sınırlı
olsalar da - bazı kategorik başlıklarda toplamaya
çalışacağım :

(i) sözdizimsel dönüşüm gereçleri : bu tür


gereçler devrikleştirme, özne gizleme, eylem
zamanlarını değiştirme/geriye sarma,
büyük/küçük ünlü uyumunu bozma,
noktalama işaretlerini karıştırma gibi
sözdizimsel
transformasyonlar/deformasyonlar
uygularlar.
(ii) anlambilimsel dönüşüm gereçleri :
anlambilimsel dönüştürücü bileşenler için
özne-nesne, nesne-nesne değiştiriciler,
eğretileme bozucuları, sinonim koyucular,
değilleyiciler, dil karıştırıcılar, RVL (random
verse lab) vb düşünülebilir.
(iii) görsel/işitsel dönüşüm gereçleri : bu tür
gereçler ascii sanata(ascii art) dönüştürme,
ardışıklık bozma, alfabetik -> an-alfabetik
dönüştürme, ideograma dönüştürme, .txt
-> .jpg dönüştürme, harf anatomisini
parçalama, diyaloglaştırma, hece/ses bozma,
derecelendirilebilir parazitlendirme, rastgele
silme, seslendirme, ölçeklendirme,
boyutlandırma, animasyon, osilasyon gibi
görsel/işitsel transformasyonlar uygularlar.
(iv) matematiksel dönüşüm gereçleri : lojik
operatör uygulayıcıları, ikili kodlayıcılar,
gödelize ediciler, rekürsif işlev uygulayıcıları,
fraktal dönüştürücüler, koch kartanesi
modelleyicileri, metinsel türev/integral
alıcılar, matris operatörleri vb gereçler.
(v) teknolojik dönüşüm gereçleri :
çaprazlanmış/mutant metin, akış şemasına,
bilgisayar programına dönüştürücü, link
izleyici, google şiiri, örnekleyici/sıkıştırıcı, xml
dönüştürücüsü, a-life şiiri, neural şiir, bellek
ve CPU kullanım şiirleri, rastgele klavye,
windows iletilerine dönüştürücü,
termal/entropik şiir, lirik şiir üreteci,
kriptografik/steganografik şiir, doppler şiiri,
uydu-şiirler, doğal seleksiyon şiiri, sms şiiri,
evrilen şiir vb.
(vi) şiir bileşenleri mimarisi : nesneye yönelik
programlamadaki mevcut bileşen
(component) mimarisi, şiir üretim sürecine
uygulanabilir. bu mimaride, şairler çeşitli
temalar üzerinde değiştirilebilir şiir
bileşenleri (dizeler vb) oluşturarak bu
bileşenleri ortak bir veri tabanına
gönderirler. daha sonra, tematik/yapısal
belirlenmeler sonucu, bu bileşenlerden
istenenler bir araya getirilmek suretiyle
şiirler oluşturulur. bileşenlerin sayısı arttıkça,
bileşenlerle oluşturulabilecek şiirlerin sayısı
da üstel olarak artar.
(vii) elektronik devre mimarisi : buraya kadar
sözünü ettiğimiz dönüşüm gereçleriyle
elektronik devre birimleri (entegre devreler)
arasında analoji kurulduğunda, içinde çeşitli
ve karmaşık dönüşümleri barındıran şiir
devreleri tasarlanabilir.
(viii) kültürel dönüşüm gereçleri : söylem verici
(reklamlaştırıcı, lirikleştirici, ideolojik söylem
verici vb), bulmacaya dönüştürücü, haber
metni dönüştürücüsü, tetris şiiri vb.

özcan türkmen, 07/09/2004

You might also like