You are on page 1of 2

“TEMPO DENYOT” HAKKINDA

Tempo Denyot, 21. yüzyılın başında insanlığın durumu


üzerine, beş yıl önce kaleme alınmış, hayli karanlık ve
karamsar bir kitap-şiirdir. 7 bölüm halinde düzenlenmiş yapıt,
bir “Türkçe şiir” iskeleti üzerine otursa da gerek Türkçe’nin
gerekse şiirin sınırlarının dışına taşan ve sanat disiplinleri
arasında bir ortak çalışmayı çağıran, yeni bir biçeme sahiptir.
Tempo Denyot, “denyot” gibi türetilmiş bir sözcükle andığı
çağcıl türdeşlerimizi soluksuz bir tempo içinde koşturup duran
sanal ve reel dizgelerin ironik dilinden konuşur ve bu dili tersine
çevirmeyi, yapısökümüne uğratmayı dener. Egemenin ve
makinanın dilinden konuşması, lirik olanı mümkün olduğu kadar
dışarıya atması bu yüzdendir.

Kitabın ilk bölümü (connect), doğrudan doğruya bir


modemle internete bağlanırken bilgisayarın verdiği mesajlardan
oluşturulmuştur. Böylece bir denyot, “sanal alem”e bağlanmış
olur ve oradaki sohbet (chat) odasında ne doğal dili ne de
beden dili olan tuhaf diliyle iletişim kurmaya çabalar. Sondan bir
önceki bölümde de (disconnect) yapıtın (güya) sanal alemde
geçen öyküsünden makinanın “şimdi bilgisayarınızı güvenle
kapatabilirsiniz” mesajı eşliğinde kopulacak ve kitap nihayet,
pop müziğin son dönemlerindeki yaygın eğilimlerden biri olan
“remix” ile, varolan boşluğun absürd ve müzikal bir vurgusu ile
kapanacaktır. Bütün bu arada, yani connect ile disconnect
arasında ne olup bitmektedir peki?

“Şecere” bölümünde zamandışı (anakronik), daha doğrusu


zamanüstü bir tarih sunumuyla insanlığın varolduğu günden bu
yana ürettiği iktidar biçimlerinin ve egemen sınıfların tarihsel
dönüşümü aktarılır. Egemen sınıflar, tıpkı tevrattaki
peygamberlerin şeceresi gibi, tek bir aileye,tek bir hanedana
bağlanır. Bu, “massaimisoğulları” hanedanıdır (“massa”
sözcüğü anglo-afrikan ingilizcesinde “master” – “efendi”
karşılığıdır). Bugüne değin dört kuşak yaşanmıştır tarihte: İlk
efendi Massa da Massaimis bir tür “peygamber”, bir tür gezgin
“tüccar”dır. İkinci efendi Massa Will , coğrafi keşifler döneminin
“kaşif”idir. Üçüncü efendi Massa Çusets, sanayi devrimini
hazırlayıp derinleştiren bir burjuva “bilimci”si, bir “pozitivist”tir.
Nihayet son efendi Massa Will Junior, bugün Dünya’nın en

1
zengin adamı olarak lanse edilen Bill Gates gibi, hippilikten
yuppie’liğe geçmiş bir işletmecidir. Bu dört kuşağın hikayesi
boyunca sınıfların da gavvotlar (burjuvazi), denyotlar
(küçükburjuvalar) ve şonşonlar (proletarya) halinde belirip
birbirlerinden ayrışmaya başladıkları izlenir. Bu sınıflar her
daim Massaimisoğulları’nın sadık hizmetkarı olmuş ve hanedana
bağlılıklarını “deyennayobeyyoz” (day and night we do obey) ya
da “deyennayobeyyom” (day and night I do obey) kalıp-
ifadesiyle belirtmişlerdir. Şecere bölümünün bir diğer özelliği de
Türk edebiyatına ve Türk siyasetine üstü kapalı atıflarda
bulunmasıdır.

Kitapla aynı ismi taşıyan üçüncü bölümde, günümüzün


efendisi Massa Will Junior’un bir fabrikadaki üretimi denetlemek
üzere yaptığı ziyaret ekseninde insanların kendi emekleriyle
olan ilişkileri irdelenir. Fabrika zaman zaman sado-mazohist bir
ilişkinin yaşandığı mekana, zaman zaman bir gözetleme
kabininden dikizlenen yere, zaman zaman gönülsüz gidilmiş
sahte bir eğlence ortamına, zaman zaman da bir Nazi toplama
kampına dönüşür. Nazilerin Auschwitz’in kapısına yazdıkları şey
(“Arbeit macht uns frei” – “Çalışmak bizi özgürleştirir”),
günümüzde kapitalizmle insan emeği arasındaki gönülsüz ama
zorunlu gibi görünen işbirliğini nitelemek üzere kullanılır.
Egemenin dili ya direkt ya da ironiktir; tabi olansa aczini bu dili
epikleştirerek dışarıya vurur.

Bunu izleyen iki bölüm, Massa Will Junior’a (Massa Will


Pantokrator – Gücü Her şeye Yeten Massa Will) ve karısı
Titanna’ya (Titanna Imperatrix Mundi – Dünya’nın Ecesi Titanna)
ayrılmıştır. Massa insanlık dışı, makinavari ve şifreli bir dille
niyetlerini açığa vururken Titanna, bunalmış ve kararsız,
inançsız ve kekeme görünse de hala insani bir sesi taşıyan
kadının durumunu sergiler. Titanna, egemenlerin yasasına
boyun eğmek suretiyle kazandıklarının ve yitirdiklerinin
anaforunda dilsel bir vakum olarak dönüp durur.Bu iki bölümle
birlikte Tempo Denyot ile Ulysses arasında da bir köprü
kurulmuş olur.

Özcan Türkmen 14-04-2007

You might also like