You are on page 1of 67

EMPEDOKLES

EMPEDOKLES adlý yapýt Sn. Ýsmet Zeki Eyüboðlu'nun izniyle basýlmýþtýr.


Yayýna hazýrlayan : Egemen Berköz
Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansý Basýn ve Yayýncýlýk A.Þ.
Baský : Çaðdaþ Matbaacýlýk Yayýncýlýk Ltd. Þti.
Ekim 2000
HÖLDERLIN
EMPEDOKLES
Almancadan çeviren:
Ýsmet Zeki Eyüboðlu

HÖLDERLIN VE EMPEDOKLES ÜZERÝNE


Alman þiirinde özel bir yeri, özel bir önemi olan Friedrich Hölderlin (1770-1843) doðayla
kendini birleþtiren, kendinden doðaya açýlan, doðadan kendi iç-evreninin derinliklerine ini
oradan türlü türlü sesler getiren bir þiir anlayýþýnýn taþýyýcýsýdýr. Onun gözleri dýþ-evre
bile kendi içini, kendi özünü görür. Þiirinde, boyuna kendini doðalaþtýran, doða olaylarýnd
kendinin yansýdýðýný sezinleyen, bu seziþlerini anlatmaya, þiirin diliyle açýklamaya yönele
tutum, bir güç kavranýr eðilim vardýr.
Yaþayýþýnýn pek kýsa bir dönemi içinde düzenli düþünebilen, yýllarýnýn çoðunu çýlgýnlýk içi
geçiren Hölderlin'in þiirinde derin bir insan anlatýmý, daha doðrusu kendini doðaya veriþ,
doðada buluþ duygusu sezilir. 1806 yýlýnda çýldýran ozanýn bütün yazýlarýnda doðayla birleþ
doðanýn içinde kendini bulma çabalarý kolayca görülür.
Alman þiirine getirdiði yenilik de iþte buradadýr. Onun þiirlerinde, doða konuþur, bir ozan
dilinde kendini, kendi anlatýmýný bulur gibidir.
Onun bu derin doða sevgisini, doðanýn içinde yitiþini, doða olaylarýyla kendini ortaya koyu
anlamak için An die Natur (Doða'ya), Sonnenuntergang (Güneþin Batýþý), Aus Menon's Klage
(Menon'un Yakýnmasý), Die Nacht (Gece), Am Abend (Akþam), Haelfte des Lebens (Yaþamýn
Yarýsý) adlý þiirlerini okumak, onlar üzerinde düþünmek yeter de artar bile.
Derin bir acý, insanýn içini kemiren, yüreðini oyan, boyuna kýmýldatan, bir yerde durdurmay
sürekli üzüntü Hölderlin'in þiirinde ilk göze çarpan özelliklerdir. O, daha çok acýnýn, ins
varlýðýna gizlice sinmiþ, nereden geldiði bilinmeyen üzüntünün dile getiricisidir. Acý ile
sevinç ile derinden gelen, insanýn birdenbire bütün varlýðýný kaplayan köklü tedirginlik þi
ana kavramlarý arasýnda yer alýr.
Durum böyle olmakla birlikte, Hölderlin gene de neden dolayý acý çektiðini, derin, yýkýcý b
üzüntü duyduðunu açýk kanýtlarla ortaya koymaz. Ýniþler, çýkýþlar, üzüntüden sevince, sevin
üzüntüye dalýþlar, bir þiirde beklenmedik çeliþmeler çokluk þaþýrtýr insaný. Hölderlin bir
çeken, üzüntü duyan ozan olarak çýkar karþýmýza. Bizim Fuzuli'yi andýrýr bir bakýma. Doðayý
binbir boyam içinde görürken bütün sevinç verici görünüþler gözünden silinir, doðayý insana
çektirdiði için seviyor sanýrsýnýz. Doðada insanýn ölmeyeceðine, yok olmayacaðýna inanmýþ b
durum, bir içten seziþi vardýr dersiniz. Çokluk aldatýr insaný þiiri. Günlük bir doða olayý
birdenbire bir insan dikiliverir karþýnýza. Onun gözünde bir aðacýn yapraðýnda, bir akarsuy
karþýsýnda yeþeren otta görülen yeþil insanýn büründüðü bir boyamdýr. Aðaçta insan açar,
çiçekte insan gülümser, akar suda insan türkü çýðýrýr ya da mýrýldanýr. Doðaya, doða olayla
doymayan bir tutkusu, bir çözülmez baðlanýþý vardýr.
Hölderlin'in böyle bir anlayýþla doðaya sarýlmasýnda, doðayý bir ana gibi kucaklamasýnda
yaþamýnýn, pek küçükken öksüz kalýp baþka ellerde büyütülmesinin etkileri vardýr. Öðrenimin
yapmasý için gönderildiði dinci okullardan; sýký, kuru koþullara baðlý bir eðitim görmekten
yaratýlýþýndaki doðaya açýlma isteðinin ne denli derinlere kökler saldýðýný göstermektedir.
yukarý bütün þiirlerinde bu tutum kolaylýkla görülür.
Doðanýn çevremizi saran, iþten dýþtan bizi sürekli etkileyen olaylarý içinde Hölderlin bizi
gördüðümüzden baþka bir nesne görür, anladýðýmýzdan baþkasýný anlar, düþündüðümüzden
baþkasýný düþünür, aradýðýmýzdan baþkasýný arar. Onun dilinde doða sürekli bir canlýlýk,
tükenmeyen bir yaratýcýlýk içindedir. Sanatçý doðanýn dile gelmiþ bir biçimi gibidir. Doðad
zamanda tükenmeyen, eskimeyen, boyuna güç kazanan, sürüp giden bir yaratýcý tin (ruh) vardý
Ozanýn bu anlayýþýný Der Zeitgeist (Zamanýn Tini) adlý þiirinde açýkça buluyoruz. Doða ile
birdir, birliktedir. Ýnsan doðanýn içinde bu gücün izlerini taþýyan (daha sanatçý insan) bi
Hölderlin'in böyle bir varlýk anlayýþýna ulaþmasýnda en etkili neden eski çað þiiriyle olan
yakýnlýðýdýr. Nitekim Hyperion adlý yapýtýnda eski Greklere duyduðu derin sevginin, baðlýlý
izleri açýkça kendini göstermektedir. Eski Greklere duyulan bu aþýrý sevgi, derin baðlýlýk
yalnýzca Hölderlin'e vergi deðildir. Aþaðý yukarý onsekiz ile ondokuzuncu yüzyýlýn bütün Ba
düþünürlerinde, sanatçýlarýnda, aydýnlarýnda bu nitelikler, eðilimler görülür. Avrupa'yý es
kültürünün ýþýða kavuþturmasýnda Grek diliyle yazýlan yazýlarýn önemli bir etkisi vardýr.
Avrupa'nýn birçok alanda düzene kavuþmasýnda, düzenli düþünmesinde, kurumlarýn
kuruluþlarýnda en büyük etkinin Latinlerden gelmesine karþýlýk, onlara, Greklere duyulan se
duyulmamýþtýr öylesine. Oysa düþünceyi gerçek yaþama uygulama, yaþamla düþünce arasýnda
baðlantý kurma anlayýþý daha çok Latinlerden gelmektedir. Böyle olmasýna karþýlýk Grek sevg
daha derindir Batý'nýn yüreðinde. Þaþýlacak iþtir: Batý devlet kurmayý, okul açmayý, yasala
koymayý, devletler arasýnda iliþkiler kurmayý, daha bunlar gibi topluma vergi birçok uygar
lýk
kurumunu, kuruluþunu Latinlerden öðrenmiþken gene de Grek sevgisi aðýr basmaktadýr.
Bu aþýrý sevgi daha çok sanattan, þiirden gelmektedir. Grek düþüncesi kendini þiirle, yontu
tiyatroyla beslemesini bilmiþ; bütün sanat dallarýndan elden geldiðince yararlanmýþtýr.
Eski Grek ozanlarý yazýlarýnda daha çok tanrýlarý konuþtururdu, Hölderlin ise insan diliyle
konuþturuyor bir bakýma. Bunun böyle olduðunu onun Der Mensch (Ýnsan) adlý þiirinden
anlamakta güçlük çekmiyoruz. Yalnýz bu "insan"ýn da Hölderlin'in kendisi olduðunu gözden
kaçýrmamak gerekiyor. Doða gibi bütün insanlar da Hölderlin'in özünde birleþmiþ, bir araya
gelmiþ, kaynaþmýþ durumdadýr.
Hölderlin'in þiirine giren, onun en çok kullandýðý sözlere bir göz atarsak bunlarýn insanda
devinme, bir kýmýldanýþ uyandýracak nitelikte olduklarý görülür. Bütün varlýklar, daðlar, t
sular, aðaçlar, ýrmaklar, dalgalar, yapraklar, oylumlar, sevgi onun dilinde sürekli bir
devinim
içindedir. Onun dilinde, þiirinde duran, kýmýldamayan, bu kýmýldanýþlarý içinde insanýn bir
yansýtmayan bir tek nesne bulamazsýnýz. Sessiz bir uðultuya kapýlýr insan Hölderlin'i okurk
Bu bakýmdan Hölderlin diyebilirim ki Alman þiirinin en devingen ozanýdýr. Onun þiirinde ken
i
evrenine çekilen, bir kýyýda sessiz duran insan bile sürekli bir devinme akýþý içindedir.
Hölderlin'in insaný kendi içinde bütün doðayla elele verip devinen, boyuna kýmýldayan bir
varlýktýr. Bu görüþü de eski Anadolu felsefesinde bulmaktayýz. Birçok þiirinde bu eski fels
izlerini, eski mitoslarýn iþlendiðini, onlara deðinildiðini görüyoruz açýkça...
Hölderlin'in þiiri; yapýsý, iþlediði konular, tutumu, varlýða bakýþý, olaylarý, nesneleri y
açýklayýþý bakýmýndan Ýlkçað Grek - Latin þiirine benzer. Özellikle çevirisini sunduðum
Empedokles'de Homeros gibi bir tutum göze çarpar. Ýlkçað þiirinde özellikle Homeros,
Vergilius, Ovidius, son ikisinden daha önce yaþayan Lucretius gibi ozanlar bir konuy
u iþlerken
onun en küçük ayrýntýlarýna deðin iner, içiçe geçen olaylarý ele alýp anlatýr, birini býrak
giren ikinci olayý alýr, onu býrakýp ardýndan geleni iþler, kesilmeyen bir anlatým akýþý iç
konuyu geniþletir gider. Durum Hölderlin'de de böyledir. Homeros'un Ýlyada adlý yapýtýnda
bulduðumuz güneþ, günaçýmý nitelemeleri, anlatýmlarý, Ovidius'un masal iþleyiþleri, Lucreti
derinlemesine nesnelere bakýþý pek az bir deðiþikliðe uðrar Hölderlin'de.
Doða karþýsýndaki tutumuyla Ýlkçað'ýn adý geçen ozanlarýyla çok yakýn bir benzerlik içinded
Hölderlin. Yalnýz, bu içli Alman ozanýnýn insanýn daha derinliklerine indiðini, insaný çýrp
üzülen, doða içinde sürekli bir özlem duyan varlýk olarak aldýðýný unutmamak gerekir. Ýlkça
þiirinde insan daha çok dýþ görünüþüyle ilgiyi çeker, þiire girer. Oysa Alman ozanýnda dýþ
görünüþ ikinci sýrada kalýyor.
Doða olaylarýnýn tükenmeyen akýþý içinde bulur insaný Hölderlin. Bir suyun akýþýnda konuþan
insan, bir aðacýn duruþunda düþünen bir insan tutumu vardýr. Doðada görülen sessizlik, insa
kendi düþünce evrenine dalýþý; gürültülerse dýþa vurmuþ, bitmek nedir bilmeyen didiniþlerid
Þiirlerinde sýk sýk Tanrý adýnýn geçmesine karþýlýk aþýrý bir Tanrý baðlýlýðý görülmez Höld
Tanrý daha çok doðanýn bütünü, doðanýn içinde saklý yaratýcý bir öz kimliðindedir. Buna kar
ulusunun geleneklerine büsbütün karþýt bir davranýþ içindedir de denemez. Sözgeliþi
Nietzsche'nin davranýþlarýný bulamayýz onda, öte yandan çaðdaþý Goethe'nin tutumundan da
uzaktýr. Hölderlin daha atýlgan, daha korkusuzdur olaylar karþýsýnda. Sevgisi, bakýþý, nesn
anlayýþý daha bilgecedir, yalnýz ilkçað ozanlarýna vergi bir bilgecelik içinde.
Hölderlin olaylarýn özünde sürekli bir birliðin, deðiþmezlik ilkesinin bulunduðuna, olaylar
yöneten güçlü bir özün varlýðýna inanmýþtýr. Empedokles'i bir konu olarak ele almasý da bun
ileri geliyor bir bakýma. Empedokles, birleþtirici, daðýnýklýk içinde yakýnlaþtýrýcý, nesne
giydirici bir ilkenin, bir özün varlýðýna; doðada çarpýþan iki karþý ilkenin sürekli bir ya
içinde bulunduðuna inanan bir bilgedir. Hölderlin'i bu bakýmdan etkilemiþ olsa gerek.
Ýlkçað Anadolu felsefesi varlýðýn, dolayýsýyla evrenin elle tutulur özlerden kurulduðuna in
düþünce düzeni içinde doðmuþ, geliþmiþti. Thales varlýðýn su gibi bir ilkeden, sudan
kurulduðunu; bütün deðiþmelerin, türlenmelerin suyun ayrý ayrý nitelikler kazanmasýndan ile
geldiðini söylüyordu. Ona göre bütün varlýðýn özü suydu. Yaþam denen sürekli dirilik sudan
geliyordu. Bitkiler, canlýlar, hava; sözün kýsasý görülebilen, elle tutulabilen ne varsa su
türemiþtir; özünü, yapýsýný kuran sudur.
Anaximenes suyu býrakýp varlýðýn özünün soluk olduðunu ileri sürdü. Ona göre bütün varlýkla
soluðun sýkýþýp açýlmasýndan, daralýp geniþlemesinden, türlü türlü nitelikler kazanmasýndan
ortaya çýkmýþtýr. Evrenin oluþ ilkesi su deðil soluktur, yeldir. Bütün diri nesneler birer
r.
Evrende tin taþýyan varlýklar diri, taþýmayanlarsa cansýzdýr. Ýnsan ölünce ona diriliðini v
gider, soluk gövdeden ayrýlýr. Ýþte ölüm denen olay soluðun gövdeden ayrýlmasýdýr. Bütün di
gücü soluktadýr.
Öte yandan daha yürekli, daha atýlgan bir bilge olan Herakleitos varlýðýn özünü kuran nesne
ilkenin ateþ olduðunu ortaya atmýþ; evrenin sürekli devinim içinde bulunduðunu, boyuna sürü
giden bir deðiþmenin varolduðunu, bizim bitmeyen bir akýþ içinde olduðumuzu söylemiþtir.
Bütün bu deðiþmelere karþýlýk evrenin özünde deðiþmeyen, olduðu gibi kalan, evrene varlýk
bütünlüðü içinde kimliðini, kiþiliðini kazandýran bir ilkenin bulunduðunu da açýklamaktan k
alamaz Herakleitos. Ýþte bu deðiþmeyen, özü kuran, þaþmaz bir ölçü olan varlýk Logos'tur.
Evrenin düzenleyicisi, olaylarýn ölçeði, egemeni odur. Bu öz, deðiþiþler içinde deðiþmez ol
kalandýr. Görünüþler içinde görünmez olarak durandýr. Evrene uyumu, düzenliliði, olaylara b
belirliliði veren odur. Logos bir düzendir, ölçüdür. Bütün oluþmalarýn yüreðinde vardýr.
Ýþte buraya deðin üç bilgenin evren, varlýk karþýsýndakini tutumunu, oluþmalarý açýklayýþla
kýsaca gördük. Þimdi bir baþkasýna geçelim. Evren tek ilkeden, soluk, ateþ, su gibilerden
kurulu deðildir. Varlýk denen nesneler, oluþmalar alaný bir özden kurulmuþ olamaz. Daha çok
daha türlü türlü özlerden yapýlmýþ olmasý gerekir. Varlýðýn dört kuruluþ ilkesi, kurucu özü
Bunlar da su, soluk, ateþ, bir de topraktýr. Bu son düþünceyi, türlü ilkeleri birleþtirip b
sne
yaratan görüþü ortaya atan bilge, çevirisini sunduðum yapýta adý verilen düþünürdür:
Empedokles. Empedokles (490-430) Sicilyalý bir bilgedir. Yaþayýþý, davranýþlarý oldukça ilg
çekicidir. Ölümü bile bir masal niteliði içindedir. Ülkesinin yasalarýna, tanrýlarýna, genç
karþý yýkýcý, yoldan çýkarýcý tutumlarda bulunuyor düþüncesiyle yurdundan sürülmüþtür. O da
kendini Etna yanardaðýnýn içine atýp özüne kýymýþtýr. Ona göre, bu türlü türlü ilkeleri (su
toprak) birleþtiren, ayýran iki ayrý ilke daha vardýr. Bunlar da Sevgi ile Tiksinme'dir.
Sevgi
birleþtirici, tiksinme ayýrýcýdýr. Evrende karþýtlýklar çarpýþýr. Her nesnenin, her oluþun
vardýr. Güzel - güzel olmayan, iyi - kötü, aðýr - yeðnik, yumuþak - katý gibi. Evren bir çe
karþýtlýklar alanýdýr.
Empedokles, bu ilgi çekici düþünceleri yüzünden, Hölderlin'den yüzyýllarca önce Romalý bilg
ozan Lucretius'un da ilgisini çekmiþ; De Rerum Natura (Varlýðýn yapýsý) adlý yapýtýna deðin
girmiþtir. Öyle ki Lucretius onu övmekten kendini alamaz; onun yaptýðýný anlatmaktan geri
duramaz. Lucretitus ünlü yapýtýnda "Sicilya bu kiþiden (Empedokles) daha parlak, daha deðer
i
bir nesne barýndýrmamýþ kucaðýnda, insan onun kiþi-soyundan geldiðine kolay kolay inanamaz"
diyor.
Empedokles bir ozandýr, düþüncelerini Arýnmalar ve Doða adlý iki uzun þiiriyle düzenlemiþti
Þiirinin bir yerinde tinin gövdeden gövdeye geçtiðini, kendisinin bir çaðlar balýk, kuþ, ça
olduðunu söyler. Hint düþüncesinde görülen, tinlerin ayrý ayrý gövdelere girdiði inancýný s
Vaktiyle ben oðlan, kýz, çalý oldum.
Kuþ oldum, denizden sýçrayan dilsiz balýk oldum. (*)
Arýnmalar'ýn bir çok yerinde böylesi düþüncelerle karþýlaþýr; insanýn, evrenin sürekli çatý
karþýtlýklar içinde bulunduðunu ileri süren görüþlerle karþýlaþýrýz.
Empedokles'e göre insan sýkýntýlar, acýlar, yoksunluklar, yoksulluklar içindedir:
Vah sana, ey zavallý insan soyu, ey bahtsýz,
Böyle kavgalardan iþte, böyle inlemelerden
yaratýldýnýz...
... aðrýlar ve acýlar karýþtýrarak, aldatmalar
ve sýzlanmalar...
(Yukarda adý geçen çeviri, sayfa. 138)
Bu görüþler bir bütünlük içinde Hölderlin'in þiirlerine girmiþtir. Yukarda adý geçen þiirle
Hyperion'da bunlarý açýkça görüyoruz. Bundan da, Empedokles'in Hölderlin'i görüþleri, yaþay
dolayýsýyla epeyce derinden etkilediði sonucu çýkarýlabilir.
Çevirisini sunduðum Empedokles adlý yapýt Hölderlin'in tiyatro türüne pek de uygun gelmeyen
bir konuyu iþlemesiyle ortaya çýkmýþtýr. Yapýtýn ana konusu Empedokles'in doðduðu yerden
sürülüþü gibi görünüyorsa da öyle deðildir. Ana konu insanýn doða, alýnyazýsý karþýsýndaki
durumu, içinde bulunduðu çýkmazlar, dýþ olaylarla kendi iç evrenindeki oluþmalar arasýnda
görülen sürekli çatýþmadýr. Ýnsan düþünen bir varlýk olarak ne yana dönerse dönsün, nereye
giderse gitsin bitmez tükenmez çeliþmelerle, çatýþmalarla karþý karþýyadýr. Bu karþýt durum
içinde insanýn benliði kendini gösterir. Karþýtlýklar insana bir belirlilik kazandýrýr ya d
ir
tutuma yönelmeye iter, baský yapar. Ýþte Empedokles'de bu nitelik kendini gösteriyor. Bütün
baskýlara, itmelere, ezmelere karþýlýk ünlü bilge düþüncesinden, inancýndan sapmýyor; baþka
deyimle, dinci görüþe kapýlmaksýzýn doðanýn düzeni içinde kendisine verilenden ayrýlmýyor.
deðiþtirmiyor. Bu geliþigüzel bir konu deðildir Hölderlin için. O da yaþamýnda, çok dar bir
anlamda da olsa, biraz Empedokles'ti. Gençliðinde kendisine verilmek istenen eðitim,
tekdüzenlilik onu bir türlü etkileyememiþ, içinde geliþmekte olan doða vergisi eðilimin yön
deðiþtirememiþtir.
Hölderlin bu yapýtýnda biraz da iyilikle kötülüðü karþý karþýya koyar. Empedokles yapýlan
iyiliklerin, Hermokrates ise bunlara karþý bilinçsizce dikilen iyilikbilmezliðin yansýtýcýs
Bilgenin gözünde önemli olan yenilik, düþünce bakýmýndan geliþme, ilerlemedir. Hermokrates'
ereðiyse nereye varýrsa varsýn elde bulunanlarý olduðu gibi saklamak, korumak, ilerici
doðrultuda görülen bütün deðiþmelerin önüne geçmek, onlarý önlemektir.
Hölderlin bize verdiði taslaða göre yapýtýný bitirmemiþtir. Bunun nedenlerini burada uzun b
açýklayacak deðilim. Gerekmez de. Yalnýz, geçirdiði bunalýmlarýn burada önemli etkileri
olmuþtur.
Ýsmet Zeki Eyüboðlu

EMPEDOKLES

EMPEDOKLES'ÝN TASLAÐI
(Frankfurt)
Beþ perdelik bir tragedya
BÝRÝNCÝ PERDE
Empedokles düþüncesi, felsefesi dolayýsýyla, her belirli uðraþýnýn, türlü konulara yönelmiþ
küçümsenmesine yol açtýðýndan, epeydir bir kültür hýncý çekmiþ üzerine. Hem bireysel varlýð
can düþmaný diye bilinmiþ, bu yüzden gerçekten güzel iliþkiler içinde bile tedirgin, bir ye
duramaz, acý çeker olmuþ. Bunlar özel iliþkilerdir; yalnýzca o bütün canlýlarla büyük bir o
içinde olduðunu sezmiþtir, onlar onu doldurmuþtur iyice. Oysa o, yine de her yerde bulun
an
gönüldeþlerle içli dýþlý deðildi bir tanrý gibi, içlerinde yaþayýp sevebildiði kimseler ara
bir tanrý gibi özgür, yaygýn deðildi; onun gönlü, düþüncesi var olaný kapsamýþtý, o art ard
geliþlerin yasasýna baðlanmýþtý. Empedokles, Agrigentolularýn bayramda çýkardýðý yüzkýzartý
bir olaya dayanamaz; ama bu bayramýn etkisinden çok þey uman karýsý onu bu þenliði
kutlamaya yürekten inandýrýr; sonra gene karýsýnca az çok duygulu, alaylý bir biçimde azarl
bu yüz kýzartýcý olayla bir aile kavgasý yüzünden bildiðini yapmaya koyulur; evi de, kenti
býrakýr, Etna'nýn sessiz yöresine çekilir.
Birinci Sahne
Empedokles'in birkaç öðrencisiyle halktan birkaç kiþi. Bu kimseler Empedokles Okulu'nun
içine girmeye kalkarlar. Empedokles'in bir öðrencisi, gözdesi gelir. "Gidin" diye seslen
ir
ötekilere, bu ara kendi içeri girer, onlara bu din yayýcýsýný gösterir, çekip gitmelerini b
r;
öðretmen bu sýra bahçesinde derin bir düþünceye dalmýþtýr. Empedokles'in konuþmasý.
Doða'ya yakarýþ.
Ýkinci Sahne
Empedokles kadýn ve çocuklarla. Küçüklerden biri evden aþaðý doðru çýðýrýr: "Baba, baba,
duymuyor musun?" Bunun üzerine anne aþaðý iner, onu kahvaltýya çaðýrýr, konuþmasýna baþlar.
Kadýnýn inceden inceden yakýnmasý, Empedokles üzerinde üzücü etkisi, Empedokles'in
yürekten özür dileyiþleri. Büyük bayramda birlikte olmak, birlikte eðlenmek için kadýnýn ya
Üçüncü Sahne
Agrigentolularýn bayramý. (Bir tüccar, bir doktor, bir rahip, bir komutan, bir genç bey,
yaþlý bir
kadýn.) Empodeklos'in üzüntüsü.
Dördüncü Sahne
Evcek bozuþma. Empedokles'in düþüncesinin ne olduðunu, nereye gideceðini söylemeden
ayrýlýþý. O karýsýný, çocuklarýný yanýnda, gönlünde taþýdýðýný söylerdi; yalnýz onlarýn ken
anýmsamadýklarýný düþünürdü. Artýk çevreni (ufku) daralmýþ; birlikte yaþadýklarýný uzaktan
görebilmek, kavramak, onlara gülümsemek için daha yükseðe çýkmak gerektiðini düþünüyordu.

ÝKÝNCÝ PERDE
Öðrencileri Etna'ya Empedokles'i görmeye giderler. Ýlkin onu gönül yalnýzlýðýndan ayýran, o
gerçekten kýmýldatan gözdesi gelir; sonra ötekiler, onu yeniden insan yoksulluðuna karþý
kýzgýnlýkla dolduranlar; öyle ki o onlarýn hepsini kovar, sonunda kendisini býrakmasý için
gözdesine öðüt verir.
Birinci Sahne (*)
Empedokles Etna'da. Empedokes'in Doða'ya karþý kesin gönül vermiþliði.
Ýkinci Sahne
Empedokles ile gözdesi.
Üçüncü Sahne
Empedokles ile öðrencileri.
Dördüncü Sahne
Empedokles ile gözdesi.

ÜÇÜNCÜ PERDE
Etna'da karýsýyla çocuklarý Empedokles'i görmeye giderler. Onlarýn yürekten yakarýþýna kadý
bir de o gün Agrigentolularýn onun adýna bir yontu dikecekleri bildirisini ekler. Ün ve
sevgi, bizi
gerçekliðe baðlayan biricik baðlar, onu geri getirirler. Öðrencileri sevinç içinde evine ge
r,
gözdesi boynunu büker karþýsýnda. Empedokles yontusuna bakar, onu bunu yapmaya inandýran
halka açýkça teþekkür eder.

DÖRDÜNCÜ PERDE
Onu kýskananlar birkaç öðrencisinden Etna'da halka karþý söylediði aðýr söylevi öðrenip ond
yararlanmaya, halký ona karþý ayaklandýrmaya kalkýþtýlar. Gerçekten de halk onun yontusunu
yýkýp onu ilden sürdü. Artýk uzun bir süredir isteyerek ölüp sonsuz Doða ile birleþme konus
geliþen yargýsý son biçimini aldý. O bu amaçla karýsýndan, çocuklarýndan ikinci kez daha de
daha acý bir durumda ayrýldý, gene Etna'ya gitti. Genç gönüldeþini savuþturdu. Karýsýna,
yatýþtýrdýðý avuntular yüzünden kendisini aldatmayacaðý konusunda güveni vardý. Bu gönüldeþ
onun gerçek ereðini küçümsemek istiyordu.

BEÞÝNCÝ PERDE
Empedokles ölümüne hazýrlanýyordu. Birtakým geliþigüzel nedenler yargýsýný engelliyordu, o
bunu kendi iç varlýðýndan gelen bir gereklilik diye gördü. Þimdiye deðin çevrenin yerlileri
elinde bulundurduðu küçük sahnelerde kendi düþünce türünün, yargýsýnýn onayýný gördü her
yerde. Gerçeði küçümseyen gözdesi geldi, öðretmeninin anlayýþý içinde büyük devinmelerden,
görüþünden dolayý öyle etki altýnda kaldý ki buyruða körü körüne boyun eðip gitti. Bunun üz
Empedokles kendini yalýmlar çýkaran Etna'ya attý. Gözdesi þaþkýn, tedirgin bir durumda çevr
dolaþýp öðretmenin demir ayakkabýlarýný buldu. Onlarý uçurumdan çýkan yalýmlar fýrlatýp atm
Tanýdý onlarý. Empedokles'in ailesine, halk içindeki yakýnlarýna gösterdi. Yanardaðýn baþýn
toplandýlar, üzüldüler, büyük insanýn ölümünü kutladýlar.

EMPEDOKLES'ÝN ÖLÜMÜ
(Birinci Bölüm)

BÝRÝNCÝ PERDE
Birinci Sahne
Ýki Vesta Rahibesi.
PANTHEA. Onun bahçesidir bu. Orada, koyu karanlýkta, pýnarýn fýþkýrdýðý yerde, duruyordu
dipdiri, ben önünden geçtiðimde. Sen, onu görmedin mi?
RHEA. Görebilir miydim? Dünden beri babamla Sicilya'daydým. daha çocukken görmüþtüm
onu, Olympia oyunlarýnda bir savaþ arabasýnda atlarý yönetirken, eskiden.
PANTHEA. Þimdi görmelisin onu. Þimdi. Söylendiðine göre ne yana gitse, bitkiler de o yana
döner, nereye deðneði dokunsa sular fýþkýrýrmýþ yerden. Doðru olabilir bütün bunlar. Fýrtýn
havada bir bakmaya görsün göðe, bulutlar daðýlýr, pýrýl pýrýl gün ýþýrmýþ. Daha neler deniy
bilsen! Kendin görmelisin onu. Bir an da olsa. Daha bunun gibi pek çoklarý. Ben sakýnýyoru
m
ondan, ne varsa deðiþtiren korkunç bir öz var onda.
RHEA. Nasýl yaþýyor baþkalarýyla? Ben anlamýyorum bu adamýn iþini.
Onun da var mý bizim gibi boþ günleri.
Þöyle sýkýntýlý, saçma sapan iþleri?
Ýnsanca bir acý çeker mi o da?
PANTHEA. Ah! Orda son kez görmüþüm onu
Aðaçlarýnýn gölgesinde,
Bir tanrýsal acý çekiyordu derin mi derin...
Olaðanüstü bir özlemle bakar yere birden,
Yitirdiðince çoðalan üzgün bir araþtýrýcýlýkla,
Bir yol dalar kýzýllýðýna korunun yukarý,
Uzak maviliðe, silinir gözünde yaþam,
Sarar burkulan yüreðimi
Bir görkemli görünüþün kendinden geçiþi -
Sen de batýp gideceksin ey güzel yýldýz
Bir nesne kalmayacak artýk uzun boylu.
Bunu kurar dururdum...
RHEA. Konuþmuþ musun onunla sen,
Panthea, daha önceden?
PANTHEA. Bir þeyler anýmsatýyorsun bana bu konuda. Çok olmuyor, ölüm döþeðine düþtümdü.
Önce pýrýl pýrýl gün kýzardý önümde, güneþ batýyordu, bir cansýz gölge gibiydi evren. Eskid
sýkýcý bir düþmaný olduðu büyük adamý; doðanýn güvenini, yardýma çaðýrdý babam umutsuz
günde. O zaman bu yüce kiþi ulaþtýrdý bana ilacý, bir büyülü uzlaþma içinde eriyip karýþtý
yaþamýmla birbirine, tatlý duygulu çocukluk günlerine daldým, gözlerim açýk uyudum günlerce
gereksemedim bir soluðu bile. Yeniden açýlýverdi varlýðým ýþýl ýþýl bir beðenç içinde. Çokt
yoksun kýlýndýðým evrene, pýrýl pýrýl bir ilgi duyuþla açýldý gözüm güne karþý, orada duruy
Empedokles. Öyle tanrýsal, öyle gerçek geldi bana. Gülümseyen gözlerinde çiçek çiçek açýldý
bana yaþam yeniden. Ah, bir sabah bulutçuðu gibi döküldü gönlüm yüksek, tatlý ýþýða karþý;
ince bir yansýmaydým ondan...
RHEA. Ey Panthea...
PANTHEA. Onun göðsünden gelen. Bütün ezgiler çýnlýyor her hecede, tini de sözünde. Oturmak
isterim ayaklarýnýn dibinde saatlerce, onun bir öðrencisi, onun çocuðu olarak, onun gökleri
bakmak, onda sevinçten çýldýrmak, onun göklerine dalýp kendimden geçinceye deðin...
RHEA. Bir bileydi sevgiyi, söylerdi söyleyeceðini.
PANTHEA. Bilmez o. Dolaþýr kendi evreninde
Duymadan bir nesneye gerekseme, bir tanrý
Sessizliðince yürür çiçeklerinin arasýnda,
Sakýnýr incinmesin diye hava, mutluluk..
Sessizdir onun evreni, coþar gönlünce
Yükselen bir eðlence içinde, fýþkýrýr
Bir kývýlcým bir düþünce gibi gecesinden
Yaratýcý büyünün, sokulur ýþýl ýþýl,
Gelecek eylemlerin özleri yüreðine,
Oluþan insan yaþamýnda, sessiz doðada,
Görünür ona evren, duyar kendini bir tanrý gibi
Öðelerinin içinde, bir gökçe türküdür sevinci,
Gün olur gösterir kendini, girer halk içine,
Kalabalýðýn uðuldadýðý, bir güçlünün
Baþýboþ gürültüler çýkardýðý yerde..
Böyle yürütür egemenliði görkemli önder,
Gelir yardýma yeterince görüldüðünde,
Alýþmak isterlerse yardýmýna
Bir yabancýnýn boyuna, sezmeden
Geçip gidiþini - çeker götürür onu
Gölgeliklere sessiz bitkiler evreni,
Daha güzel göründüðü yere,
Oradadýr; bütün güçlülüðüyle
Karþýsýndadýr gizem dolu yaþamý...
RHEA. Ey konuþan kadýn. Nasýl biliyorsun her bir
þeyi?
PANTHEA. Onu düþünürüm ben - ne çok
düþüncelerim
Var onun üstüne! Ah. Anlamýþ mýyým onu,
Ne olduðunu? Yaþamýn kendidir o,
Biz birer düþüz ondan. -
Gönüldeþi Pausanias az çok söz etmiþ ondan
Önceden bana, görür onu günden güne o delikanlý,
Jupiter'in kartalý daha övünçlü
Deðil Pausanias'tan - öyle sanýyorum.
RHEA. Çýkýþamam sana, ey sevgi, ne dersen de
Ne acýlar doluyor içime anlatýlmaz,
Senin gibi olmak isterim ben de
Ýstemem onu bir daha. Evet siz
Böyle mi olursunuz bu adada?
Sevinç duyarýz büyük adamlardan,
Bunlardan biri güneþidir Atina kadýnlarýnýn,
Sophokles'tir. Onda bütün ölümlülerden,
Özellikle kýzlardan bir öz görünür görkemli,
Pýrýl pýrýl bir aný doðar içinde... -
Her biri düþüncesi olmak ister bu görkemlinin,
Boyuna güzel, genç olmak solmadan,
Ozanýn özüne girip kurtulmak,
Sorun, düþünün, kentin bu düþük kýzlarýndan
Hangisinin sevgiler dolu bir yiðit olacaðýný,
Özünde canlanan, Antigone dediði o,
Iþýl ýþýl olacak alýnlarýnýz girdiðinde
Tanrýlar gönüldeþi bayram günü tiyatroya,
Yok artýk üzüntünüz
Yitmiyor sevgili gönül
Bir acýnmalý yaprak boyun eðiþi içinde. -
Adadýn kendini - biliyorum iyice,
Öyle büyüktür iþte seni sessiz býrakmada,
Sonsuzu seviyorsun sýnýrsýzca.
Nedir yardýmcýn senin? Evet senden
Onun batýþý alýyor öcünü,
Sen iyi çocuk, göçmen gerekir mi onunla?
PANTHEA.Yapma
Gurur verme bana, korkutma beni,
Bana göre deðil ona göre olan.
Ben o deðilim, o göçse bile
Benim göçüþüm olmaz onun göçüþü,
Ölümü de büyük olur büyüklerin.
Gitmek istiyor bir yiðitle silah taþýyan;
Elinde alýn yazýsýnýn ýþýldaðý,
Böyle çaðýrýlmasý gerekir birinin
Öteki gibi, nedir bu adamýn ulaþtýðý,
Ýnan bana, yalnýz þudur onun kazancý
Suç iþlemiþ bütün tanrýlara karþý,
Çekmiþ onlarýn hýncýný üzerine,
Onun gibi suç iþlemek istedim ben de,
Onun uðradýðýna uðramak,
Ne olurdu bir yabancýyla sevenler
Bir çekiþivereydi, ne olurdu. - Ne istiyorsun?
Yalnýz tanrýlar konuþsalar, sen budala kadýn
Yeremezsin bizi onun gibi...
RHEA. Belki onun gibisin sen de
Yoksa nasýl bulurdun onda mutluluðu?
PANTHEA. Sevgili gönül.
Bilmiyorum, neden baðlýyým ona
- Bir göreydin onu -. Düþündüm bir yol
Çýkar dýþarý belki diye (bu saatte
Kýrlarda gezer seve seve sonsuz gençlik,
Bir aný benzetiverirse ona yeni gün -),
Görmüþsündür onu giderken -
Bir istek vardý öyle, doðru deðil mi dersin?
Vazgeçmeliyim bu dileðimden, görünüyor o,
Artýk sevmemiþ tanrýlar
Bu sabýrsýz duamýzý, haklarý var.
Ýstemem artýk istemem - ben sizden
Ummalýyým iyi tanrýlar - bilmem ondan baþkasýný -
Ýstiyordum seve seve, dileyeydim ötekiler gibi,
Yalnýz güneþ ýþýðýný, bir de yaðmuru sizden,
Bir bunu yapabilirdim.
Ey sonsuz gizem - Biz neyiz,
Ne arýyoruz, bulamayacaðýz aradýðýmýzý,
Biz, iyi saatte olanlar gibi deðil miyiz?
RHEA. Baban geliyor, orada,
Bilmiyorum, kalalým mý gidelim mi?
PANTHEA. Ne diyorsun? Babam mý? Gel sývýþalým.
Ýkinci Sahne
Kritias (Archon). Hermokrates (Rahip).
HERMOKRATES. Kimdir orada giden?
ARCHON. Kýzlarým, sanýrým,
Bir de konuðun kýzý,
Dün evime gelenin.
HERMOKRATES. Raslantý mý? Yoksa onu mu
arýyorlar,
Halk gibi onlar da yitmiþ mi sanýyorlar?
ARCHON. Gelmemiþ kýzýnýn kulaðýna þimdiye deðin
Bu olaðanüstü söylenti, onunla ilgili
Bütün olup bitenler gibi..
Ormanlara, çöllere ya da denizlere gitmiþ,
Göðe çýkmýþ, yere girmiþ ola,
Sýnýrsýz anlamýn ittiði yere.
HERMOKRATES. Yok olanlarla, onlar da görmeli
onu,
Bununla kovarlar ancak boþ sanýyý.
ARCHON. Nerdedir dersin?
HERMOKRATES. Burdan uzakta deðil,
Cansýz duruyor karanlýkta.
Almýþ bütün gücünü tanrýlar elinden.
O günden bu yana, tanrý deniyor
O içmiþ erkiþiye halkýn dilinde.
ARCHON. Halk da içmiþtir onun gibi...
Ne yasa dinlerler artýk, ne gerekçe,
Ne de yargýçlarý, köpürüp taþmýþ
Bütün gerekseyiþler, anlaþýlmaz uðultular
Mutlu ýrmak kýyýsýndan büsbütün...
Bir yabancý bayram olmuþ bütün günler,
Bayramlar bayramý, tanrýlar da gitmiþ
Bu gerçek bayram günü birlik içinde.
Karartýp bir büyücü dört yaný
Bir de azgýn fýrtýna çýkarmýþ baþýmýza
Doldurmuþ yeri de, göðü de alt üst etmiþ,
Bakýyor, seviniyor özünden,
Bir de sessiz yerinden dolayý...
HERMOKRATES. Ne de güçlüymüþ aramýzda
Bu erkiþinin tini...
ARCHON. Sana diyorum, anlamýyorlar onu
Ne varsa ondan bekliyorlar hani...
O tanrý olmalý, kral olmalý onlara...
Ne derin bir utanç duydum onun önünde,
Ölümden kurtarýnca çocuðumu.
Sen ne yolla tanýdýn onu Hermokrates?
HERMOKRATES. Çok sevmiþ onu tanrýlar,
Ýlk kiþi deðildir o duygusuz geceye
Mutlu güvenlerinin doruðundan,
Yukardan, attýðý tanrýlarýn..
Aþkýn bir mutluluk içinde
Pek çok nesneyi unuttuðundandý bu,
Seziyordu sýnýrsýz bir yalnýzlýkla ceza giydiðini,
Böyle bir iþin baþýna geldiðini. -
Son saati deðil onun bu,
Çekemez, böyle bir alçaklýða dayanamaz özünde,
Tutuþuyor yeni bir öç almak için
Sonsuz uykuya dalan ruhu
Yarý uyanýk korkunç biri, düþe dalan,
Konuþuyor eski, pek yiðit kimseler
Bir kamýþ sapýyla Asya'dan Avrupa'ya geçenler,
Bir sözüyle tanrýlarý yaratanlar gibi.
Öz malýnca duruyor karþýsýnda
Geniþ, dipdiri evren,
Kýmýldýyor göðsünde bir korkunç istek,
Ne yana yönelse bu istek, bu yalým
Bir açýk yol yapýyor...
Ne varsa önünde iyi çaðýn olgunlaþtýrdýðý
Yasa, sanat, töre, bir de kutlu söylenti
Alt üst ediyor, katlanamýyor bir türlü
Yaþayanlardaki sevince, barýþa...
Bir barýþçý olmayacak artýk o...
Yitiþi gibi bütün nesneleri geçirecek
Yeniden ele, yabanlar içinde, bir tek ölümlü
Bile tutunamaz onun kükreyiþine karþý.
KRITIAS. Ey koca adam! Görüyorsun bilinmezleri
bile!
Doðrudur sözün, yerine gelirse,
Yazýklar olsun sana Sicilya, ne güzelsin
Kýrlarýnla, tapýnaklarýnla bir de...
HERMOKRATES. Ulaþmýþ ona yargýsý tanrýlarýn
baþlamadan iþine.
Toplansýn artýk yalnýz halk,
Göstereyim onlara erkiþinin yüzünü,
Göklere uçmuþ, gitmiþ dediklerinin.
Tanýk olsunlar ona yaðdýrdýðým kargýþa,
Onun atýldýðý ýssýz çöle, orada kötü saatin
Geri dönmeksizin çekecek cezasýný,
Nedenli bir tanrý olmuþsa da...
KRITIAS. Çelimsiz halk yüzünden
Geçerse baþa gözü pek olan kimse,
Korkmaz mýsýn benim, senin, bir de tanrýlarýn
uðruna?
HERMOKRATES. Dokunuyor toyunun (*) sözü
soðukkanlý olsa da kiþi.
KRITIAS. Yoksa onlar uzunboylu sevileni;
Acý çekiyorsa kargýþtan dolayý,
Seve seve yaþadýðý bahçelerinden
Yer yurt edindiði ilden sürecekler mi?
HERMOKRATES. Kim katlanabilir yurdunda
bir ölümlüye,
Bir de gereðince kargýþlanmýþsa üstelik?
KRITIAS. Peki, sen de bir suçlu sayýlýyorsan
Ona bir Tanrý diye saygý duyanlar gözünde?
HERMOKRATES. Kalkacak bu yanýlma, bir
görsünler gözleriyle,
Tanrýlar yüceliðinde yitmiþ sananlar onu!
Artýk iyiliðe yüztuttular,
Üzülüyor, aldanýyorlardý dün
Dolaþýyor saðda solda boyuna
Pek çok söz ediyorlardý ondan
O yoldan geliyorken ben de..
Onlara, onun yanýna ulaþtýrayým sizi
Dedim bugün, onun evinde her kiþi
Sessiz sessiz durabilir bir yerde.
Yakardým sana dýþarý gelesin benimle
Görelim uyarlar mý bana diye,
Bulamazsýn burda kimseyi, gel artýk!
KRITIAS. Hermokrates!
HERMOKRATES. Nedir o?
KRITIAS. Görüyorum onu orda
Dosdoðru.
HERMOKRATES. Býrak gidelim, Kritias!
Ýlgimizi çekmesin konuþmasýyla.
(Ýkisi de gider.)
Üçüncü Sahne
Empedokles.
EMPEDOKLES. Yavaþ yavaþ salýnýp sokuldun sessiz
dünyama,
Buldun beni maðarada, karanlýkta,
Sen, ey gönüldeþ sen! Ne umutsuzdur geliþin,
Ne uzak, yeryüzünde, yukarda, ey güzel gün
Sezdim yeniden geliþini!
Sizedir güvenim, size yücelerin hýzlý
Çalýþkan erkleri, yakýn olun gene bana,
Her zamanki gibi yakýn mutluluðunuz.
Kýrlarýmýn yanýlmaz aðaçlarý sizin!
Geliþirsiniz boyuna, her gün içersiniz
Gökyüzü kaynaklarýndan ýþýkla, siz ayrýcalýlar,
Eker yaþam kývýlcýmýný hava
Dölleyerek çiçek açýmlarýný. -
Sen ey dipdiri doða; gözlerimin önündesin,
Tanýyor musun artýk gönüldeþini,
Þu yüce sevgiliyi, beni tanýyor musun,
Toyunu, sevinçle dökülmüþ adak kaný gibi
Sana sunulan canlý türküyü?
Kutlu aðaçlarýn yanýnda
Suyun; yerin damarlarýndan çýkýp
Toplandýðý yerde, kýzgýn günde
Susamýþlarýn serinlediði yerde - içinde,
Ýçimde, siz yaþamýn kaynaklarý
Fýþkýrýn evrenin derinliðinden topluca,
Susamýþlar geliyordu - þimdi ne oldu?
Güvenir misiniz? Yalnýz mýyým ben?
Gündüz bile gece mi burda, dýþarda?
Daha yüksek, ölümlü bir göz gördü,
Görmez kýlýnan dokunuyor o yana bu yana -
Neredesiniz tanrýlarým?
Yazýklar olsun, býraktýnýz mý beni
Bir dilenci gibi,
Sizi seven, duyan bu göðsü de,
Nedir alaþaðý ediþiniz bu gönlü, özgür doðaný,
Sýmsýký baða vuruþunuz nedir içimde?
Katlanacak mýyým ben bu çýt kýrýldým,
Bu güçsüzlere, bu korkunç Tartarus'ta
Bütün gün dövülenlere?
Bilirim kendimi, yapmak isterim onu;
Bir soluk almalýyýz haaa! Gün doðuyor! Gidelim.
Övünmem böyle iþlerle ben!
Öpmem tozunu, bir daha, daracýk bir yolun,
Eskiden düþlere kapýlýp gittiðimin - geçmiþ o,
Ayrýlmalýyýz artýk.
Sevilmiþim, sizce sevilmiþim ey tanrýlar,
Öyle içtenliyim, çevrenizde yaþarmýþ gibi,
Öyle bilmiþim sizi, bir düþ deðil
Gönlümde sizi duyuþum,
Bilmiþim, anlarmýþým sizi,
Sizinle görüyorum iþlerimi!
Ne soy kýmýldarsa içimde tin
Sen, sessiz hava! Girmiþse içime
Ölümlüler yanýltýsý, sen kurtarýcý
Sevgiden yaralý gönül, soluk alýyorsun,
Sen uzlaþtýrýcý! Görmüþ bu göz
Tanrýlýk iþlerini, pek yaygýn ýþýk,
Çok dinledim seni taparcasýna bir duyguyla!
Sizi de, ey öteki sonsuz güçlüler!
Durmuþsam daðýn doruðunda,
Ey gölgeden çizgi ..............
.....................
.................. geçip gitmiþ,
Sen, evet sen, onu gizleme kendinden!
Bunda suçlu sensin ey Tantalus!
Yýkým getirdin kutluluða,
Bozdun atak bencilliðinle güzel anlaþmayý,
Ey zavallý, o zaman evrenin yüceuslarý
Basmýþ baðrýna seni, sevgiyle dopdolu, düþündün
Kendini, yanýldýn eli sýký budala,
Esirgeyici diye sattýn kendini,
Birer güçsüz uþak gibi yardýmcýn olmuþ
Melekler! Aranýzda yok mu benden öç alacak,
Gerekli mi benim tek baþýma yerginin,
Kargýþýn acýsýný içime dökmem!
Daðýttý Delphoi'nin tahtýný, yok bence
Daha iyisi, saçýmý baþýmý yoluyorum,
Bir dazlak biliciyim artýk - ey tanrýlar!
Dördüncü Sahne
Empedokles. Pausanias.
PAUSANIAS. Ey hepiniz
Göksel erkliler, nedir bu?
EMPEDOKLES. Çekil!
Kim gönderdi seni buraya? Bende mi
Bitirmek istiyorsun iþini? Söyleyim sana
Ne varsa, bilmiyorsan, sonra yap yapacaðýný,
E sonra - Pausanias! Artýk arama
Gönül verdiðin erkiþiyi,
O yok artýk, git, güzel delikanlý!
Yüzün yakýyor içimi, yap istediðini,
Ýster say ister söv, yeter de artar bana
Ýkisi de senden geldikten sonra!
PAUSANIAS. Ne oldu? Bir muþtum var sana
Çoktandýr, þükrettim seni uzaktan görünce,
Gün ýþýðýnda, baþtan ayaða titrer buldum.
Yalnýz mýydýn? Duymadým bir sözünü bile,
Bir yabancý ölüm sesi çýnlýyor kulaðýmda...
EMPEDOKLES. Ýnsan sesidir o, çok ün salan
Ölümlü diye,
Pek mutlu kýlmýþ onu güzel doða...
PAUSANIAS. Öyle deðil
Bütün evren tanrýlarýyla sýký fýký
Olduðun gibi deðil bu.
EMPEDOKLES. Öyle dedim ben de,
Sen iyi insan, kutlu büyücü
Çýkýp gitmemiþti içimden daha,
Bu yüzden beni, bu gönülden seveni,
Seviyorlar daha, evrenin yüceuslarý...
Ey göksel ýþýk! Evet beni
Öðrenmemiþ insanlar daha - epeydir,
Özlem duyar yüreðim yüce diriye,
Onu bulamadý daha, bu yüzden döndüm sana,
Bir bitkinin baðlanýþý gibi çoktandýr
Bir sofuca beðenç içinde baðlanmýþtým sana,
Çoktandýr körü körüne,
Çok güç anlar ölümlü pýrýl pýrýl olanlarý.
Böylece...............
Çiçekleniyor özüm, senin çiçekleniþince,
Bundan tanýmýþým seni, baðýrdým: Yaþýyorsun!
Güler yüzle dolaþýr gibisin ölümlüleri,
Senden düþer her kiþinin üstüne
Göksel pýrýl pýrýl sevimli aydýnlýk
Senin özünün boyasýný taþýr ne varsa,
Böyleydi benim için de þiirde yaþam.
Ýçimdedir senin özün, vermiþ açýkça
Gönlüm senin gibi, aðýr baþlý topraða kendini,
Acý duyana, çokluk kutlu gecede
Övdüm onu, ölüme deðin sizi yürekten
Alýnyazýlarýyla dopdolu korkusuz sevmek için
Küçümsemeden bir tekini bile masallarýmýzýn....
Böyle yapmýþým onunla ölüm anlaþmasýný.
Baþka bir hýþýrtý vardý önceden kýrda,
Nede inceden þýrýldardý dað kaynaklarý,
Nede yumuþak bir esinti vardý çiçeklerde ýlýk
Ey toprak! Sessiz yaþamý veren bana.
Bütün gönüldeþlerin senin, ey toprak;
Görkemli de deðiller hani pek,
Yorgunluktan, sevgiden ýsýndýlar, büyüdüler,
Bütün bana verdiklerin, sessiz oturmuþ
Tepede, þaþýp þaþýp düþünmüþsen yaþamýn
Kutlu kutlu yanýltýsýný, senin dolaþmandan
Derin derin kýmýldanýyorum
Sezerek kendi alýnyazýmý,
Soluk alýyor senin gibi hava,
Saðlýk veriyor bana, sevgiyle yaralý gönlüme,
Çözüldü büyülü derinliðinde bilmecelerim...
PAUSANIAS. Sen mutlu kiþi.
EMPEDOKLES. Öyleydim! Söyleyebilirdin, ne soy
olduðunu,
Senin meleklerinin dolaþmasý, etkisi - denir onlara,
Ey yoldaþý olduðum, görkemli doða!
Bir kez daha baðýrabildim ruha,
Benim dilsiz, ölü gibi ýssýz gönlüm
Yansýtýverse bütün seslerini senin!
Ben o muyum? Ey yaþam, çýnlar mý kulaðýnda
Senin uçan ezgilerin bütün,
Duyar mýyým eski yankýný, yüce doða?
Ah, ben, ne varsa yitiren, yaþamadým mý
Bu kutlu toprakla, bu ýþýkla
Ruhun bir kez bile sýzlanmadýðý seninle,
Ey baba gök! Bütün canlýlarla
Sonsuzca var olan olymposta? -
Aðlarým kýrbaçlanmýþ gibi,
Ah, kalmak istemem, seni de benden almasýnlar - sus!
Ölüyor sevgi, kaçýyor tanrýlar birden,
Biliyorum pek iyi, býrak beni,
Ben, eski ben deðilim artýk, iþim yok seninle...
PAUSANIAS . Sen osun, gerçektir o olduðun.
Söyle bana, bence anlaþýlmayaný,
Nasýl yok ediyorsun kendini böyle?...
Ruhum sayýklýyor sanýrým
Zaman zaman, yeterince açýldýðýnda
Sevdiðim dünyaya, derin sessizliðe kapanýnca.
Ölü mü dersin yoksa sessiz durana?
EMPEDOKLES. Seve seve, yorulup avunduðun
gibi, iyi insan!
PAUSANIAS. Alay ediyorsun bilgisizlikle düpedüz
Düþünür müsün mutluluðunu, sen de, benim gibi?
Pek içten deðildi hani, acý çekiyorsun,
Böyle diyorum uygunsuz nesneler yüzünden.
Gördüm seni iþinin baþýnda, barbar kent senden biçim,
Anlam kazanmýþ, onun gücünde öðrendim görüþünü
senin,
Onun evrenini bir de, kutlu anda senin bir sözün
Bu yýllarýn yaþamýný benim için yarattýðýnda,
Evet yeni güzel bir zaman
Baþladý bu delikanlýdan.
Orman hýþýrdayýnca uzaktan uysal geyikler
Nasýl düþünürse yuvalarýný,
Öyle çarpar benim de yüreðim; sen
Eski evren mutluluðundan söz ederken,
Göstermez misin büyük çizgilerini geleceðin bana,
Bir sanatçýnýn keskin bakýþý nasýl
Bütün bir tabloda eksikleri ortaya koyarsa?
Apaçýk deðil mi önünde alýnyazýsý insanlarýn?
Bilmez misin güçlerini doðanýn,
Güvenle nasýl istersen öyle yönetirsin doðayý,
Sessiz egemenliðinde bir ölümlü gibi deðil?
EMPEDOKLES. Yeter! Bilmezsin söylediðin her
sözün
Bir diken gibi içime battýðýný.
PAUSANIAS. Hýnç duyman gerek mi her nesneye
güçsüzlükle?
EMPEDOKLES. Sayýn bay anlamýyorsun!
PAUSANIAS. Niçin
Onu benden gizliyorsun, üzüntünü bana
Bir bilmece yapýyorsun? Ýnan ki daha acýlý kimse
yok...
EMPEDOKLES. Acý çeken kimse yok, Pausanias,
Acýlarý bitirmek için. Görmüyor musun?
Ah! Öyle olaydý, benimle acýlarýn üstüne
Bir bildiðin olmayaydý ne olurdu. Yok!
Ben açýklayamam kutlu doðayý,
Kaba duyuþtan kaçan o arý duru varlýðý!
Yerdim seni, yalnýz baþýma bey,
Üstün güçte bir barbar olayým diye
Size yalýnçlýðýn içinde bakarým,
Salt, genç kalan güçleriniz içinde!
Onlar barýþla yetiþtirmiþ beni, sevinçle
Beslemiþ, biliyorum onu ben de,
Benim için kutlu olan yaþamýdýr doðanýn
Eskiden olduðu gibi, iyilikseverdi tanrýlar,
Bir tanrýydým yalnýz baþýma ben de,
Korkusuz bir benlik içinde konuþurdum.
Ýnan bana sevinirdim doðmayaydým.
PAUSANIAS. Ne? Bir söz için mi bu?
Neden yýlmýþ gözünüz, en yiðit erkiþi?
EMPEDOKLES. Bir söz için mi bu? Evet, tanrýlar
Yok etmek istiyor beni, sevdiðiniz gibi.
PAUSANIAS. Böyle demiyor baþkalarý, senin gibi.
EMPEDOKLES. Baþkalarý! ne yapabilirler ki?
PAUSANIAS. Evet doðru,
Sen olaðanüstü adam! böyle içten sevmedi,
Görmedi baþkalarý sonsuz evreni
Onun yüceuslarýný, güçlerini,
Senin gibi! Yiðitçe sözü bir sen söyledin
Bu konuda, sen sezinledin öylesine çok,
Nasýl bir büyük sözle bütün
Tanrýlarýn gönlünden sökülüp atýldýðýný,
Seve seve adadýn kendini onlara,
Ey Empedokles! -
EMPEDOKLES. Bak! Nedir bu?
Toyun Hermokrates, onunla
Bir yýðýn halk, Kritias, Archon!
Ne arýyorlar yanýmda?
PAUSAÝNAS. Epeydir aramýþlar
Nerdesin diye.
Beþinci Sahne
Empedokles. Pausanias. Hermokrates. Kritias.
Agrigentolular.
HERMOKRATES. Burda, sözünü ettiðiniz adam,
Diri diri Olympos'a yükselmiþ olan.
KRITIAS. Ölümlüler gibi bakýyor, üzüntülü.
HERMOKRATES. Siz budala alaycýlar! Sevindirir
mi sizi,
Size büyük ýþýk saçan birinin acý çekiþi?
Görmediniz mi güçlüden cýlýzlaþýnca
Kolay kazanýldýðýný ýlgarýn?
Çekiyor içinizi yere düþen olgun yemiþ,
Ýnanýn bana, olgun deðil her nesne sizin için.
BÝR AGRÝGENTOLU. Ne var orda?
EMPEDOKLES. Yalvarýrým size gidin
Ýyi belleyin sizin olaný,
Karýþtýrmayýn benimkine. -
HERMOKRATES. Oysa bir sözü var toyunun
Sana söyleyecek bu konuda.
EMPEDOKLES. Yazýk!
Siz, pýrýl pýrýl tanrýlar! Siz dipdiriler!
Gerekir mi bu ikiyüzlülüðün acýma aðu katmasý?
Git! Ben çok korumuþum seni git.
Böyle kolaydýr senin de beni esirgemen.
Bilirsin, açýkladým sana bunu,
Tanýrým seni de, kötü derneðini de,
Bir masaldýr o benim için oldum olasý,
Kendi çevresinde size katlandýðý gibi doðanýn.
Ah! Ben çocukken sofu gönlümü
Sakýndýnýz ne varsa kýrýp dökenden
Çözülmezcene baðlýydý içten bir sevgiyle
Güneþe, havaya, bütün ulaklarýna
Bu büyük, uzaðý seziþli doðanýn...
Korku içinde sezmiþim
Özgür gönlünüzdeki tanrý sevgisinin
Genel bir konuda söylemek istediðini,
Sürüklendim ben de neylersin sizin gibi.
Çek git! Adam görmek istemiyorum karþýmda,
Kutlu olan bir kazanç iþi gibi dürtüyor insaný,
Soðuktur yüzün, sevimsizdir, ölüdür,
Tanrýlarýn gibi senin. Gidin artýk!
Ne ilgisi var sizinle bunun?
KRITIAS. Kutlu kargýþ göstermeden önce yýldýzlarý
sana,
Yoktu bu yüzsüzce alçaklýk...
HERMOKRATES . Sus, gönüldeþ!
Söyledim sana ben, sýmsýký
Kavramýþa benzer onu güçsüzlük. -
Küçümsüyor beni bu adam, dinleyin bunu,
Agrigentolu yurttaþlar böyle katý bir sözle
Kaba bir çekiþmeye giriþmem onunla.
Yakýþmaz böyle bir yaþlýya bu, siz yalnýz
Onun kim olduðunu mu sormak istiyorsunuz?
EMPEDOKLES. Býrakýn artýk!
Bir bakýn, yaramaz kimsenin iþine,
Kanayan bir yüreði büyülemek, bana baðýþlayýn,
Dolaþtýðým yolu, sessizce yürüyeyim,
Kutlu, sessiz ölüm yolcaðýzýmý...
Çözün adak boðayý sapandan,
Bir kez bile nodullanmayaný çivili deðnekle,
Yormayýn benimkini de, küçümsemeyin
Üzüntümü, kötü söz söylemeyin bana,
Kutludur o, uzak tutun gönlümü
Baskýnýzdan! Tanrýlarýndýr acýnýz.
BÝRÝNCÝ AGRIGENTOLU. Ne demek bu,
Hermokrates, neden
Olaðanüstü sözler söylüyor bu adam?
ÝKÝNCÝ AGRIGENTOLU. Bize karþý söylüyor
onlarý, sakýnýyor bizden.
HERMOKRATES. Ne demek sizce bu? Odur anlamý
karanlýklaþtýran,
Bir Tanrý yapmýþ kendini karþýmýzda.
Ýnanmazsýnýz sözüme benim daha,
O adamý soruyor yalnýz. Söylemeli onu...
ÜÇÜNCÜ AGRIGENTOLU. Ýnanýyoruz sana
yürekten...
PAUSANIAS. Yürekten inanýyor musunuz?
Siz utanmazlar? - Jüpiterinizde bile
Bugün, iþ kalmamýþ artýk...
Tedirgin eder olmuþ sizi tanrý.
Bunun için mi inanýrsýnýz ona?
Orada duruyor iþte, üzülüyor, söyletmiyor tini,
Kahramanlardan yoksun çaðda delikanlýlar
O yokken de özlem duyacaklar ona...
Siz, evet siz sürünüyor, výzýldýyorsunuz çevresinde,
Bunu yapabilir misiniz? Siz bu adamýn gözünden
Kaçýnacak kadar kaba duygulu musunuz?
Pýrýl pýrýl bir kimsedir o, ona bir
Oyun oynamayý göze alabilir misiniz, ey kutlu doða
Nasýl katlanýyorsun çevrende bu böceklere? -
Bir bakýn bana, öðrenmeyin ne olduðunu
Benimle baþlamanýn, sizin gerekir
Bunu toyuna sormanýz, ona, her nesneyi bilene...
HERMOKRATES. Bir dinleyin, bakýn bana da, size
de
Ne soy çýkýþýyor atak çocuk? Gerekmez mi onca?
Yapabilir o da öðretmeninin yaptýðýný...
Ne isterse söyler halkýn sevdiði kimse,
Ýyice bildiðim için bunu
Diretemiyorum kendi duyguma karþý,
Ancak tanrýlar dayanýr ona,
Onlar daha çoklarýna katlanýr, susarlar
Bir açýða vurmaya görsünler aþýrý ataklýðý.
Geride, derin karanlýkta kalýr kan dökücü...
ÜÇÜNCÜ AGRIGENTOLU. Siz kentliler! Ben
ikisiyle de
Ýstemem gelecekle ilgili bir iþ yapmayý...
Söyleyin nasýl olur da aldatýr bizi bu?
ÝKÝNCÝ AGRIGENTOLU. Ýlerlemesi gerekir
yamakla ustanýn.
HERMOKRATES. Çaðýdýr! - Size sýðýnýrým, ey
korkunçlar!
Size öç tanrýlarý! - Zeus yönetiyor bulutlarý,
Poseidon egemendir su dalgalarýna,
Evet size de, siz yavaþ gezenler, size de
Gizlilik verilmiþ egemen olmada,
Nerede beþikten yetiþme bir zorba varsa
Siz de olabilirsiniz öyle, gidin oradan,
Çok suç iþleyen çýkar orda bu sýra,
Sessizce düþünün, boyun eðer gönlüne,
Orada sizi, kaygý verir ele, boþboðazca;
Bir tanrý yavýsý diye boyuna.
Evet, siz de tanýrsýnýz onu, o göksel
Baþtan çýkarýcýyý, halktan almýþ anlamý,
Oynamýþ anayurdun yasasýyla,
Saygý duymamýþ bir kez Agrigento'nun
Eski tanrýlarýna da, toyunlarýna da...
Saklý deðil sizden sustuðu sürece
O olaðanüstü korkunç anlam.
Odur onu bütünleyen! O alçak!
Sezmiyor musun, sevinmeliymiþler karþýsýnda
Bir tanrý adýný aldýðýndan dolayý?
Egemenlik sürecektin Agrigento'da,
Biricik güçlü tiran olarak,
Senin olacaktý, yalnýz senin,
Bu iyi ulus, bu güzel ülke...
Susacaklar, korkup donakalacaklardý bir de,
Sararýp soluyorsun, elden ayaktan etti seni
Karanlýk odanda bir derin acý,
Gün ýþýðýnda aktýðýn yerde.
Gelir misin imdi, döker misin üstüme
Mutsuzluðu, yerer misin tanrýlarýmýzý?
BÝRÝNCÝ AGRIGENTOLU. Þimdi anlaþýldý!
Düzeltilmesi gerek onun.
KRITIAS. Söyledim size, güvenemem düþ kurana.
EMPEDOKLES. Siz ey kudurganlar!
HERMOKRATES. Konuþuyor musun daha,
Almýyor musun öcünü? Yok artýk
Bizimle ortak bir iþin, yalancý oldun çýktýn,
Bilinmezsin bütün canlýlarca.
Borcu kalmamýþ sana bize su veren kaynaðýn,
Ýþimize yarayan ateþ yalýmýnýn,
Ölümlülere gönül sevinci verenin,
Almýþ onu senden öç tanrýlarý,
Güleç yüzlü ýþýk yok senin için yukarda,
Bu topraðýn yeþil yemiþleri yok artýk,
Havadan bir iyilik görmeyeceksin
Serinlemek için yüreðin yansa bile.
Boþunadýr, dönme bizim olana geri, senin
Öç alýcýlarla, kutlu ölüm tanrýlarýyladýr iþin.
Yazýklar olsun bundan sonra senden
Bir tek söz olsun severek benimseyene,
Sana selam verip el uzatana,
Öðlede içki verecek olana,
Sofrasýnda sana katlanana,
Geceleyin kapýsýna gelirsen
Damýnýn altýnda seni uyutana,
Öldüðünde sana mezar ateþi yapana,
Yazýklar olsun ona, sana olduðu gibi - haydi!
Daha uzunboylu çekemez anayurdun tanrýlarý,
Sunaklarýnýn olduðu yerde seni, her nesneyi
Yereni...
ÝKÝNCÝ AGRIGENTOLU. Dýþarý! Böylece
dokunmaz bize kargýþýn!
PAUSANIAS. O, gel! Yalnýz gitme, biri var þimdi
Seni ululayan, eskiden yasaklanmýþsa da,
Sen sevgili kiþi! Bilirsin daha güçlüdür
Gönüldeþin iyi dileði bir toyunun kargýþýndan...
Gel engin yurda! Orada da buluruz
Gök ýþýðýný, yakarýrým
Gönüldeþçe ýþýk saçsýn sana ruhumda...
Ýtalya kýyýlarýnda,
Öðünçlü Grek ülkesinde ötede,
Yeþil tepeyi, gölgelikleri
Verir sana akça aðaç, tatlý yeller
Serinletir gönlünü gezginlerin, yorulursan
Sýcak günde oturursun geniþ yolda,
Bu ellerle içecek bulurum sana
Serin pýnardan, yiyecek toplarým,
Eðerim dallarý baþýnýn üstüne,
Yosundan, yapraklardan yer yaparým,
Sana yatman için, kollarým seni uyurken,
Boynumuzun borcudur mezar ateþini,
Seni alçaklardan koruyaný yakmak!
EMPEDOKLES. Oh! sen candaþ gönül! - Benim için,
Siz kentliler! Bir dileðim yok, olsun ne olacaksa!
Bu delikanlý için yalvarýrým size.
Yüz çevirmeyin benden! Ben deðil miyim
Çevresinde seve seve toplandýðýnýz, yoksa?
Uzatmayýn ellerinizi bana, gelmez iþinize,
Bir gönüldeþe böyle ite kaka sokulmak,
Çocuklarý gönderin, bu sevimlileri,
Omuzlarda taþýyýn o küçükleri
Yukarý kaldýrýn kollarýnýzda -
Tanýmadýðýnýz bir kimse deðilim ben,
Siz söylediniz ona istediðini yapabileceðinizi,
Ülkeden ülkeye dilenci olarak onunla gitmeyi,
Gider miydiniz elinizden gelse,
Onun arkasýndan siz de Tartarus'a?
Siz çocuklarý! Ne varsa sunmak istediniz bana,
Çok zorladýnýz beni verdiðinizi almaya, delice,
Neyse sizin için yaþamý koruyan, parýldatan
Geri veriyorum þimdi size, benim olandan,
Sizinkinden daha çok saygý gösterin buna.
Ayrýlýyorum sizden, yadsýmayýn yakarýþýmý:
Koruyun bu delikanlýyý:
Üzmez sizi, beni seviyor yalnýz,
Sizin sevdiðiniz gibi, söyleyin onun
Soylu ya da güzel olup olmadýðýný!
Yarar iþinize gelecekte, inanýn bana!
Çok kez söyledim size yeryüzünde soðuðun,
Gecenin olacaðýný, tükeneceðini sýkýntý içinde
Canýnýzýn, çaðlar boyunca göndermez bir daha
Ýyi tanrýlar böyle bir delikanlý,
Serinlik verecek insanlara solarak yaþam.
Kutlu saymanýz gerek dedim ýþýyan yüceuslarý -
Böyle korunmalý, vahlanmamalý!
Söz verin bana bu konuda!
ÜÇÜNCÜ AGRIGENTOLU. Git be: Dinlemiyoruz
her nesneyi.
HERMOKRATES. Çekecek cezasýný bu atakça
yaramazlýðýn.
Seninle gidiyor, senin kargýþýn onadýr...
EMPEDOKLES. Susuyorsun, Kritias: Saklama
boþuna,
Seni de ilgilendirir, bilirsin, doðru deðil mi?
Gidermez günahlarý hayvan kanýndan ýrmaklar...
Yakarýrým, söyle onlara ey sevgili:
Ne soy istediðinizi söyle yavaþtan,
Yeniden ulusa dönme eðilimi doðar böylece!
ÝKÝNCÝ AGRIGENTOLU. Bize mi çýkýþýyor daha?
Bir düþün
Ettiðin kargýþý da aðzýný açma, git!
Yoksa bitirmek isterdik senin iþini...
KRITIAS. Ýyi söylemiþ,
Siz kentliler!
EMPEDOKLES. Öyle! Ýþimi bitirmek mi istediniz?
Ben yaþarken de
Ölüme yýkým getirmek mi istediniz?
Buraya gelin! Daðýtýn, bölün bu ganimeti,
Kutlasýn sevincinizi toyun, kendi güvencini,
Öç tanrýlarýný çaðýrsýn þölene! -
Korku içindesin, uðursuz! Neye? Açýkgöz avcý
Bulmuþ avýný, neden basmýyor sevinç çýðlýðýný?
Aaaa bak! Ne de alçakça bir duruþun var,
Arýyorsun nerede ölüm oklarý diye!
Sen çýlgýn! Tanýyor musun beni daha?
Gerekir mi yaptýðýn kötü þakayý býrakmam?
Aðarmýþ þaçýnla ey adam! Yýkýlacaksýn
Yere, bir kötü uþaðýsýn öç tanrýçasýnýn,
Ustam mý olacaksýn benim?
Acýnmalýk bir iþtir yaralý bir yabaný avlamak!
Üzüldüm, biliyordu bunu, büyüyen inciri
Yesinler diye yüreklendiriyor onlarý,
Beni tutup yüreðimi yemek için
Diþ biletti ulusa, o yýkým görenlere
Yardým eden, düþeni kaldýran,
Yersiz yurtsuz, içinde alçaklýðýn yaralarý,
El evlerinde dolaþýp duraný, kýr tanrýlarýný
Kovaný kurtarmaya kalkan, - Gel ey oðul!
Ne acýlar çektirmiþ onlar bana,
Unutmuþum büsbütün, seni de mi?
- Haa, gidin yýkýlýn, yere geçin, adsýzlar!
Geberin yavaþ yavaþ gelen bir ölümle,
Toyun bir karga türküsü çýðýrsýn yanýnýz sýra!
Kurtlar toplanacak ölülerinizin baþýna,
Bulunacak kanýmýzdan týka basa doymuþ
Biri ey pýrýl pýrýl Sicilya, çorak ülke,
Ýyi halkýn seve seve
Erguvan gibi üzümler yetiþtirdiði yer,
Koyu kýrlarýnda altýn yemiþler, soylu ekinler
Yetiþen yer, bir gün soracak bir yabancý
Gezerken yýkýntýlarý arasýnda tapýnaðýnýn
Var mýydý böyle bir kent? Gidin artýk!
Bulamazsýnýz beni çevrenizde. (Giderler.) Kritias!
Bir sözüm daha var sana...
PAUSANIAS. (Kritias'ýn arkasýndan.) Býrak
Beni yaþlý babama gideyim
Kal saðlýcakla diyeyim.
EMPEDOKLES. Niçin? ne yaptý
Size bu delikanlý, ey tanrýlar? Git artýk,
Sen zavallý! Dýþarda beklerim
Syrakusa yolunda, birlikte gezeriz sonra...
(Pausanias öte yana geçer.)
Altýncý Sahne
Empedokles. Kritias.
KRITIAS. Nedir o?
EMPEDOKLES. Aa, sen de ardýmdan mý geliyorsun?
KRITIAS. Bana ne yapmak düþer?
EMPEDOKLES. Ýyi biliyorum: Seve seve hýnç
duymak
Ýstersin bana, gene de duymazsýn oysa.
Korkuyorsun, korkacak bir iþin yok...
KRITIAS. O geçti. Ne istiyorsun?
EMPEDOKLES. Evet kendin
Düþünmemiþsin onu, toyun avucunun içine
Almýþ seni, yakýnma, boþuna, onun için
Ýyi bir söz söylemiþsin, ürkütüyorsun halký...
KRITIAS. Bana söyleyecek sözün yok mu?
Can sýkýcý gevezeliði seversin oldun olasý...
EMPEDOKLES. Açýk konuþ,
Benim kýzýný senden kurtaran.
KRITIAS. Bu dediðin doðru.
EMPEDOKLES. Ürperiyorsun, utanýyorsun
Anayurdundan kaçanla konuþmaya,
Öyle sanmalýyým gene. Düþün,
O, yalnýz gölgemden söz ediyor,
Pek sayýn, pýrýl pýrýl barýþ yurdundan dönenden.
KRITIAS. Gelmezdim sen çaðýrdýn,
Halk öðrenmek istemeseydi
Ne söylediðini senin...
EMPEDOKLES. Benim sana söylediðim
Ýlgilendirmez halký.
KRITIAS. Bu ne demektir?
EMPEDOKLES. Gitmelisin bu ülkeden, ben bunu
Kýzýn yüzünden diyorum sana...
KRITIAS. Sað ol,
Baþka bir sýkýntýn olmasýn.
EMPEDOKLES. Tanýmaz mýsýn onu?
Bilmez misin
Delilerle dolu bir kentin ne iyi,
Ne olaðanüstü olduðunu?
KRITIAS. Bu ülkede
Onlarca nedir eksik olan?
Düþünmüyor musun sen bu ülkede
Deðilsin, iyi bir nesne olamaz mý burda?
EMPEDOKLES. Sen onu bilmiyor musun?
Bir kör gibi elle mi dokunursun
Sana verdiðine tanrýlarýn? Aydýnlatmaz mý?
Evinde seni bu pek sevimli ýþýk?
Söyleyim sana bu ülkede bulamaz
Sofuca bir yaþam onun sessizliði,
Tek baþýna kalýr, daha iyi böyle, sensiz,
Güçlükle verir canýný hani,
Sevimli-tatlý tanrýlar kýzý da gelmez olur,
Alýr yüreðini barbarlar, inan bana.
Doðru söylüyor ayrýlýp gidenler.
Olaðanüstü bir öðüt deðil mi sence!
KRITIAS. Ýmdi
Ne söylemem gerekir sana?
EMPEDOKLES. Git onunla
Kutlu ülkeye, Elis'e ya da Delos'a,
Oturduklarý, onun da severek aradýðý yere,
Kahraman görüntülerinin sessizce birleþtiði
Defne ormanýnda durduðu yere.
Orada kavuþacak sessizliðe, orada sessiz
Ýdollerin yanýnda bir anlam kazanacak,
Taptatlý olacak, duracak sessiz sessiz,
Soylu gölgeliklerde yok olacak acýçekiþ,
Çepeçevre saracak onu uysal göðsünde senin.
Bir de toplanýrsa sevinçli bayram günü
Güzel gençlik Hellas'a, orada selamlaþýr
Yabancý delikanlýlar, umut dolu bir yaþam
Her yerde, altýn bulutlar yýðýný gibi,
Parýldar durgun gönül, tan kýzýllýðý
Bir sevinç uyandýrýr tatlý düþler gören
Kýzda bile, en iyilerinden birini soylu yarýþmada
Seçer çelenk, övgü kazananý, alýr kaçýrýr
Kýzý yarýþý kazanan gölgeliklere
Daha önceden ayýrdýklarý yere.
Beðendim seni, gel ardým sýra. -
KRITIAS. Çektiðin yoksunluk içinde
Böyle çok altýn sözün kaldý mý daha?
EMPEDOKLES. Alay etme!
Bir kez daha gençleþir ayrýlanlar
Seve seve bütün. Ölüm bakýþý ýþýðýnki,
Sevinçli bir güven ýþýldaðýdýr aranýzda,
Kendi gücü içinde söndür gönüldeþçe,
Ben kargýþladým sizi, mutlu olacak çocuðun,
Ýyi dileklerde bulunabilirsem.
KRITIAS. Býrak artýk beni, çocuk yerine koyma...
EMPEDOKLES. Söz ver bana, dilediðimi yapacaðýna,
Git bu ülkeden, býrakýver onu,
Böyle dilekte bulunur bir soyludan
Kimsesiz olan, kurtulup bu uþaklýktan
Göðe aðmak için, bilmiyorum daha iyisini.
KRITIAS. Söyle, bizim sana yaptýðýmýz doðru deðil mi?
EMPEDOKLES. Ne soruyorsun? Ben onu sana
Baðýþladým, ardým sýra gelmez misin?
KRITIAS. Böyle hýzlý bir seçme yapamam.
EMPEDOKLES. Ýyi seç,
Göçtüðü yerde kalmasý gerekmez onun,
Söyle ona, düþünmeli erkeðini,
Eskiden tanrýlarýn sevdiðini. Ýster misin bunu?
KRITIAS. Ne yakarýyorsun? Yaparým dediðini.
Ýmdi yoluna git sen, ey zavallý... (Gider.)
EMPEDOKLES. Evet!
Yoluma gidiyorum, Kritias,
Biliyorum nereye gittiðimi! Utanýyorum da,
Elimden geldiðince kaldým.
Böyle çok beklemem gerekirdi,
Mutluluða, anlayýþa, gençliðe verdim kendimi,
Çok kez, çok çok sana andýrdýðý gibi onun!
Ne güzel olurdu bir de! Oysa gerekli þimdi!
Ey sessiz, iyi tanrýlar! Sabýrsýz söz
Ölümlülerden gelir boyuna, ivedice, býrakmýyor
Baþarýnýn saatlerini dolmaya el sürmeden.
Geçip gitmiþ deðmesi.
Daha kolay olacak hani, hepsi de
Eski çýlgýnlýða dayanýyor sýmsýký.
Orada düþüncesiz, sessiz bir çocuk,
Kendi yeþil topraðý üstünde oynuyordu,
Özgürdü, ayrýydý da ondan! -
Býrakmayýn bana barýndýðým daldayý
Yalnýz, bunu da alýn ey tanrýlar!
Yedinci Sahne
Empedokles. Empedokles'in üç tutsaðý..
BÝRÝNCÝ TUTSAK. Gidiyor musun bey?
EMPEDOKLES. Gidiyorum, kal saðlýcakla...
Yalnýz yol gereçlerimi al,
Taþýyabileceðim kadarýný, getir bana
Yola, dýþarý -
Son yardýmýndýr bana!
ÝKÝNCÝ TUTSAK. Ey tanrýlar!
EMPEDOKLES. Mutlu olun, saðlýcakla kalýn,
boyuna
Alýþtýnýz onu beklemeye,
Sevgili gençlik çaðýndan bu yana,
Birlikte büyüdünüz bu evde;
Babamýn sana verdiði, yabancýdýr gönlüme
Bu buyurucu, soðuk söz artýk.
Bir kez bile sevmediniz onu uþaklýðýn
Alýnyazýsý yüzünden, inanýyorum size,
Seve seve gelirsiniz arkamdan
Nereye gitmem gerekirse.
Katlanamam artýk toyun kargýþýnýn
Ýçinize sýkýntý salmasýna.
Ýyi bilirsiniz onu. Evren açýlmýþ artýk
Size de, bana da, siz sevgililer,
Her biriniz mutluluðunu arar þimdi. -
ÜÇÜNCÜ TUTSAK. O, hayýr!
Ayrýlmayýz senden. Yapamayýz bunu.
ÝKÝNCÝ TUTSAK. Ne bilir toyun bizi senin gibi
sevmeyi.
Yasaklar, baþeðmediðimiz iþleri bize.
EMPEDOKLES. Ey Tanrýlar! Ben çocuksuzum,
Yalnýz yaþarým bunlarla burada,
Bu yüzden baðlanýp kaldým bu sessiz yerde -
Bir uyur-gezer gibi düþte.
Daha uzaða! Olamaz baþka türlü, siz iyiler!
Artýk söz etmeyin bundan, yakarýrým size,
Býrakýn bizi, olmaz olaydýk.
Göz yummak istemem beni seven
Her nesneye kargýþlar yaðdýrmasýna o adamýn -
Gelmeyin benimle söylüyorum size.
Ýçeri girin! En iyi bulduðunuzu alýn,
Duraklamayýn, yalvarmayýn, yoksa
Evin yeni beyleri kapýverirler sizi,
Birer uþak olur kalýrsýnýz...
ÝKÝNCÝ TUTSAK. Bu katý söylevle mi
gönderiyorsun bizi?
EMPEDOKLES. Sence de, bence de birdir bu -
özgürsünüz!
Bir erkek gücüyle kavrayýn yaþamý,
Tanrýlar onunla avutsun sizi,
Siz baþlayýn ilkin. Ýnip çýkýyor insanlar,
Durmayýn uzunboylu!
Yapýn söylediðimi...
BÝRÝNCÝ TUTSAK. Ey gönlümün beyi!
Yaþa, göçüp gitme!
ÜÇÜNCÜ TUTSAK. Söyle, görecek miyiz seni
Boyuna?
EMPEDOKLES. Sormayýn, olacak iþ deðil bu...
(Bütün gücüyle yalvararak.)
ÝKÝNCÝ TUTSAK. (Giderken.) Kalacak daha!
Ah, bir dilenci gibi baþýboþ dolaþmalý
Yurdu, güven olmasýn mý yaþamda?
EMPEDOKLES. (Onlara sessiz sessiz bakarak.)
Kalýn saðlýcakla, küçümsedim, yerdim sizi,
Kalýn saðlýcakla gönüldeþler!
Sen, benim baba ocaðým, büyüdüðüm,
Çiçek çiçek açýldýðým yer! - Siz sevgili aðaçlar!
Tanrý gönüldeþliðinin sevinç türküsüyle
Kutlanan, sessiz güvenci özümün! Ölün,
Geri verin soluklarý yaþama, odur eðlenen
Eðitilmemiþ ulusla gölgeliklerinizde.
Þimdi mutlulukla gittiðim yerde
Alay ederler benimkilerle de.. yazýk!
Yere mi geçtiniz tanrýlar? Siz gökçeler,
Bana yaptýðýnýzý, o ruhsuz
Çaðrýlmayan toyun mu bozdu? Yalnýz
Býraktýnýz beni, siz sevgililer, sizi yereni!
Yurdumdan kovuyor beni bu adam, bana
Kendi kendime yaptýðým kargýþý yapýyor,
Ben zavallýya halkýn aðzýndan öyle mi?
Ah! Eskiden ey mutlular içli dýþlý
Yaþadýk, bir evren vardý sevinçten,
Yok þimdi, uykuya daldýðý yerde onun,
Artýk sessiz yaþayamaz kendince bile.
Nereye varýr sizin ölümlü yolunuz?
Sizinkiler pek çok, hani benimkiler nerde?
En kýsasý? Nerde? En hýzlý gideni?
Kaçýnmak alçaklýktýr da ondan:
Ah, tanrýlarým benim! Yönettim arabayý
Bir kez koþu alanýnda kaygýsýzca
Dumanlar çýkan tekerleðin üzerinde.
Öyle yavaþ gelmek isterim size
Geri, ivedilik korkuludur...
(Çýkar.)
Sekizinci Sahne
Panthea.Delia.
DELIA. Kýpýrdama, sevgili çocuk!
Çýðlýðý da basma! Kimse duymasýn bizi..
Eve girmek istiyorum. Belki de içerdedir
Þimdi, bir daha görürsün onu...
Yalnýz burada dur, sesini çýkarma -
Artýk girebilir miyim içeri?
PANEHEA. Gir, sevgili Delia!
Ben sessiz kalayým, yüreðim oynamasýn,
Bu acý alýnyazýsý saatinde
O yüce adamý görürsem.
DELIA. Ey Panthea!
PANTHEA. (Yalnýz, biraz sessiz durduktan sonra.)
Ah - suç olmasýn sakýn
Býrakýlmýþ olamam ben!
Kargýþlanmýþ mý? Anlamý kalmamýþ bence,
Anlamam ben böyle karanlýk masalý!
Ne olacak o?
(Bir süre durur. Gene gelecek diye Delia'yý bir korku alýr.)
Ne biçim nesnedir o?
DELIA. Ah! Ne varsa ölü,
Ne varsa ýssýz!
PANTHEA. Ýleri mi?
DELIA. Korkarým. Açýktýr kapýlar.
Kimse yok bakacak oysa.
Baðýrdým. Bir yanký duydum ancak
Evde, daha çok kalmak istemem -
Ah, dilsiz, sararmýþ bir yabancý gibi
Görüyor beni, zavallý, tanýmadýn mý?
Sana katlanacaðým, sevgili gönül!
PANTHEA. Gel, imdi gel!
DELIA. Nereye?
PANTHEA. Nereye mi? Ah! Bunu
Ben de bilmiyorum, ey iyi tanrýlar!
Yazýk! Umut kalmadý! Aydýnlatmaz mýsýn
Beni ey gün ýþýðý orda, yukarda?
Ýlerlemiþ o, yalnýzýn bileceði gibi,
Neden gözlerinin ýþýl ýþýl olduðunu daha.
Olamaz, hayýr! Kaygýsýzcadýr bu iþ,
Korkun, yaptýnýz mý onu yoksa?
Bunlarýn yanýnda sessizce yaþaman
Bulunman gerekli midir? Yazýk!
Aðlamalýyým, yalnýz ben aðlayabilirim her nesneye!
DELIA. Evet, aðla sen sevgili, daha iyidir
Aðlamak susmaktan, konuþmaktan.
PANTHEA. Delia!
Gitmiþ o, evet bu bahçe
Onun yüzünden deðerliydi bence.
Ah, çokluk, yeterse bana yaþama, ben,
Toplum dýþý kalan üzülmüþ, aldanmýþým
Baþka iþlerle, bakýp bizim tepelere,
Gördüm bu tepelerin aðaçlarýný orda,
Düþündüm gene tektir o!
Ona yönelmiþ benim ruhum...
DELIA. O, büyük adam olmuþtur.
PANTHEA. Ah! Yüzyýllýk bahar istiyordum çok kez,
Ben budala, onun için, bahçeleri için!
DELIA. Siz, iyi tanrýlar bu güzel sevinci
Veremediniz mi ona?
PANTHEA. Sen mi söylüyorsun bunu?
Bir yeni güneþ gibi doðdu üstümüze,
Iþýk saçtý, çýktý ortaya kavranýlmaz yaþam,
Altýn ýþýnlardan mutlu mutlu...
Beklemiþ onu uzun bir süre Sicilya'da.
Bir kez bile bu adada egemen olamadý
Bir ölümlü onun gibi,
Sezdiler bunu, birlik içinde yaþýyordu
Evrenin melekleriyle, can dolu!
Benimsedin onlarý bütün yüreðinle yazýk!
Bu yüzden suçlu diye geçecek adýn ülkeden
Ülkeye, bir aðu diye taþýndýn memelerde. -
Siz gök çiçekleri, güzel yýldýzlar! Solacak mýsýnýz?
Gece olacak mý ruhunda ey baba gök?
Bu delikanlýlar, bu ýþýl ýþýl parlayanlar,
Sönmüþse karþýnda? bilmiyorum,
Gereklidir tanrýsal olanýn göçüþü. Ben
Durumu gözleyici bir kadýn olmuþum
Nerede çýksa karþýma böyle güzel bir yüceus
Ya insan denir ona ya Tanrý,
Biliyorum onun gelmeyecek olan saatini...
Bunu siz yaptýnýz ona. Býrakmayýn beni,
Siz bilge yargýçlar, cezasýz karþýlayýn
Saygým var ona, biliyorsunuz
Yüzünüze karþý söylemek isterim...
Sonra kovun beni kentinizden, sürün.
Kargýþlamýþ onu gezgin baban haa!
Evet, o beni de kargýþladý!
DELIA. Ey Panthea, korkutur beni böyle
Yakýnmalarla bencillik duyuþun.
O da senin gibi mi, acýlarla mý besler
Bencil tinini, daha güçlü mü olur üzüntü
Ýçinde? Ýstemem inanmak, korkarým ondan.
Neye baðlamasý gerekmiþ iþin sonunu?
PANTHEA. Sýkýntý vermek mi
Ýstersin bana? Ne dedim ben?
Bir þey söylemek istemem - evet katlanýrým,
Siz ey tanrýlar! Benden uzaklaþtýrdýðýnýz
Bir ereðe varmak için didinmem boþuna,
Vermek istediðinizi alýrým ancak.
Tatlý bir baðlaþým içinde sakla bana
Anlamýný bu anýn ey kutlu! Bulamam
Seni daha, sevinebilirim varlýðýna.
Sessiz kalmalýyým, kaçýyor benden, gidiyor
O soylu görüntü bu yabanýl duyu yüzünden,
Yoksa yalnýz günün gürültüsü kaçýrmaz
Yavaþ yavaþ gezinirken benimle giden
Bu kardeþçe gölgeyi benden...
DELIA. Sen sevgili, düþe dalan kýz! O yaþýyor daha.
PANTHEA. Yaþýyor mu? Haa doðru! Yaþýyor! Gider o
Gene gündüz geniþ ülkelere. Onun damý
Fýrtýna bulutlarýdýr, kuru toprak döþemesi,
Yeller karýþtýrýr saçlarýný -
Yaðmur akar damla damla yüzünden
Gözyaþlarýyla, güneþ kurutur giysilerini,
Yürürken gölgesiz deniz kýyýsýnda,
Aramaz alýþýlan yolu, kayalýkta
Yaðmayla beslenenlerin yanýnda,
Onun gibi yabancý, her nesneyi yerenlerin.
Kargýþ bilmeyenlere konuk oldu o,
Çið yemeklerinden sundular ona,
Güç katýyordu dolaþmak için üyelerine bu...
Böyle yaþýyor! Ne yazýk! Bu da belli deðil!
DELIA. Evet, korkunç iþ, Panthea!
PANTHEA. Korkunç mu?
Sen zavallý avutucu! Bu böyle sürmez artýk,
Ne kolay geliyorlar, söyleþiyorlar,
Söylenecek bir söz varsa birbirleriyle,
Öldürülmüþ dururken yolun üstünde o,
Sustunuz tanrýlar, katlandýnýz buna,
Onu alçakça sürdüler yurdundan,
Attýlar acýlar içine boyuna.
Sen! Ne olacak sonun? Bitkinsin
Çýrpýnýp duruyorsun yerde bencil kartal!
Belli ediyorsun yolunu kanla, birdenbire
Yakaladý seni korkak avcýnýn biri,
Çarpýyor kayalara ölürken baþýný senin.
Jovis'in sevgilisi mi diyorlar ona gene?
DELIA. Ah, sevgili, güzel tin! Böyle deðil bu!
Yok böyle söz! Bir bileydin
Senin için ne kaygýlar çektiðimi,
Diz çökesim geliyor önünde yalvarýp
Yardým ederse bana.
Kendine gel yalnýz. Bunu istiyoruz.
Daha çok deðiþebilir durum, Panthea!
Belki de piþman oldu halk. Bilirsin
Sen de, ne denli sevdiklerini onu. Gel!
Babana baþvurayým, yardým etmeli bana,
Belki kurtarabiliriz onu.
PANTHEA. Evet biz, biz yapmalýyýz bunu, ey
tanrýlar....
ÝKÝNCÝ PERDE
Etna yöresinde. Köylü kulübeleri.
Birinci Sahne.
Empedokles. Pausanias.
EMPEDOKLES. Ýþler ne yolda?
PAUSANIAS. Ýyi gidiyor,
Bir iki söz edÝnce ey sevgili sen!
Sen de düþünüyor musun onu? Burada
Yukarda kargýþýn geçerliði yok, yurdumuz uzak.
Daha kolay soluk alýyor bu yükseklerde,
Çevirir gündüzün gözlerini aþaðýlara...
Kaçýrmaz uykumuzu kaygý, ulaþýr belki de
Alýþageldiðiniz besin insan eline yine.
Bakýlman gerekir ey sevgili! Onu da
Alýr üstüne kutlu dað, babacan dað,
Bir de sessizliðe gönül veren konuklar...
Ýster misin bir süre kalalým bu daldada,
- Çaðýrayým mý onlarý, izin verilir mi
Burada kalmamýza?
EMPEDOKLES. Bir deneyin, önce dýþarý gelsinler bir.
Ýkinci Sahne
Öncekiler. Köylü.
KÖYLÜ. Ne istiyorsunuz? Ýþte orda
Aþaðý giden yol.
PAUSANIAS. Ýzin ver yanýnda kalmamýza,
Ürkme çevreye bakmaktan, iyi insan.
Çetindir yolumuz, çokluk acý çeken
Küçümser görünür, söyleyecek sana tanrýlar
Bizim hangi türden olduðumuzu...
KÖYLÜ. Sizinle kalmak daha iyi þimdi,
Öyle olsun isterim yürekten.
Ýl ýrak deðil öyle, sizin de olmalýydý
Bir gönüldeþ konuðunuz. Daha iyi olurdu,
Üstelik gelmeli de yabancý olsa bile.
PAUSANIAS. Ah!
Bizim gönüldeþ konuðumuz çok kolay utanýrdý,
Ona geleydik bu mutsuzluðumuz içinde.
Yabancý bizim dilediðimizden
Azýný vermez ne de olsa.
KÖYLÜ. Nereye geliyorsunuz?
PAUSANIAS. Bunu bilmekle ne geçer eline?
Altýn veriyoruz, konuk ediyorsun bizi...
KÖYLÜ. Evet, altýnla açýlýr deðme kapýlar,
Benimki deðil oysa.
PAUSANIAS. Nedir bu? Böyle bol
Ekmek - þarap, daha ne istersen.
KÖYLÜ. Baþka yerde bulunur daha iyisi.
PAUSANIAS. Ooo, bu kaba bir söz! Biraz bez ver de
Ayaklarýna sarayým bu adamýn,
Kanamýþlar taþlý yolda. -
Sizin prensinizdir artýk!
Bir bak ona Sicilya'nýn güzel ruhu!
Kapýnda duruyor üzüntülü, solgun yüzlü,
Kulübenin gölgesinde barýnmak, ekmek istiyor,
Esirger misin ondan istediðini?
Bitkin, susuz býraktýn onu dýþarda,
Bu günde, güneþ sýcaðýnýn azgýn yabaný
Ýnine kaçýrdýðý yerde...
KÖYLÜ. Tanýrým sizi! Ne yazýk! Bu Agrigento'nun
Kargýþladýðý adamdýr. Benden de aldý öcünü,
Daha uzaða!
PAUSANIAS. Gök gürlerken gidilmez uzaða! - Onun
Seni benden korumasý gerekir, sevgili, kutlu kiþi!
Ýmdi gidiyorum. Yiyecek arayacaðým. Dinlen
Bu aðacýn altýnda. Dinle! Bir þey gelirse
Baþýna, kimden geldiðini öðren,
Geceleyin gelirim, ateþ yakarým sana,
Sen düþünmeden önce samandan evini!
Ýyi düþün bunu!
(Köylü gider.)
Üçüncü Sahne
Empedokles. Pausanias.
EMPEDOKLES. Kaygýlanma, oðul!
PAUSANIAS. Ne diyorsun? Senin yaþamýn bence
Kaygýlanmaya deðer, bir nesne yok olup
Gitmeyeydi insandan diye düþünüyor bu adam,
Sana söylendiði gibi söylenmiþ ona da,
Daha kolay olur onun öldürülmesi
Kýlýðýndan dolayýysa...
Uygun görmüyorlar onun
Yaþayan kimseler gibi dolaþmasýný,
Bilmiyor musun bunu daha?
EMPEDOKLES. Evet, biliyorum.
PAUSANIAS. Gülerek mi söylüyorsun
Bunu, Empedokles?
EMPEDOKLES. Ey gönüldeþ yürek,
Acý çektirdim sana,
Ýstemiyordum oysa.
PAUSANIAS. Ah! Sabýrsýzým ben.
EMPEDOKLES. Tedirgin olma durumundan dolayý,
Ey sevgili, o da geçti.
PAUSANIAS. Bunu mu diyecektin?
EMPEDOKLES. Göreceksin onu.
PAUSANIAS. Ne istersin? Kýra gideyim mi
Yiyecek aramak için? Kalýrým istemezsen
Seve seve, daha iyi,
Gidelim, bir yer bulalým ilkin
Kendimize, daðda...
EMPEDOKLES. Bak! Yakýnda ýþýldayan
Bir çimenli pýnar var, bizimdir o da.
Al su kabýný, oyuk kabaðý,
Ýçmek canýmý tazeler...
PAUSANIAS. (Pýnarda.) Duru, serin
Kývýl kývýl fýþkýrýyor kara topraktan, baba!
EMPEDOKLES. Önce sen iç. Sonra doldur getir
bana.
PAUSANIAS. (Suyu getirir.) Tanrýlar sunuyor bunu
sana.
EMPEDOKLES. Ben de sizin adýnýza içiyorum
Siz eski gönüldeþler! Tanrýlarým!
Dönüp geleceðim yer, doða! Baþkadýr o...
Siz iyilikseverler! Ben gelmeden önce
Sizdiniz baðýþta bulunanlar orda.
- Olgunlaþmadan çiçek çiçek açan. -
Sessiz ol oðul! Dinlen,
Olup bitenlerden söz etmiyoruz artýk.
PAUSANIAS. Deðiþtin, parlýyor gözlerin, anlýyorum.
Bir baþarý kazananýnkiler gibi.
EMPEDOKLES. Biz de delikanlýlar gibi bütün gün
Birlikte olmak, çok çok konuþmak isteriz.
Belki bir gölgelik bulunur yurda benzeyen,
Kaygýsýz birine baðlý, güvenli kimseler
Anlaþýlýr karþýlýklý sevimli bir dille. -
Sevgilim! Ýyi çocuklarýn yaptýðý gibi
Bir güvercine, biz de en güzel anda
Öyle yaptýk, doyurduk sevgili gönülü,
Getirmen gerekli miydi beni buraya deðin?
Yok, bölünmemiþ boþ saatlerimizin
Bir tekini bile yitirecek zamanýmýz.
Neden böyle aðýr yükler altýna sokarsýn
Onu, yoksa tanrýlar elvermiyor mu?
PAUSANIAS. Söyle bana ne varsa, sevineyim
Senin gibi ben de...
EMPEDOKLES. Görmüyor musun? Geri geliyor
Yaþamýnýn güzel çaðý bugün bir kez daha.
Büyük olan ilkin çýkýyor ortaya.
Yakýnda ey oðul, biz yukarýyý isteriz,
Eski, kutlu Etna'nýn tepesine çýkmayý!
Tanrýlar da burda eðlenmek için...
Ben bu gözlerimle görmek isterim bugün
Irmaklarý, adalarý, denizi.
Kutla beni yavaþtan altýn sular üstünde,
Çekilirken güneþ ýþýðý, görkemli,
Gençlik saçan, bir kez sevdiðin güneþ ýþýðý.
Iþýk saçýyor çevremize, susuyor sonsuz yýldýz,
Topraðýn sýcaklýðý fýþkýrýr dað derinliðinden,
Deðinir bize inceden tin
Dört bir yana doðru devinen.
PAUSANIAS. Korkutuyorsun beni,
Anlaþýlmaz birisin bence.
Pýrýl pýrýl görünürsün, görkemli söylersin,
Ah, bir de benim için üzüleydin ya.
Ah! Yakýyor seni soydan gelen alçaklýk,
Çekiyorsun acýsýný, düþünmezsin kendini -
Sen böylesin oldukça.
EMPEDOKLES. Bu tanrýlar býrakmasýn mý beni
Sonunda dinlenmeye, içimde
Ýleri geri konuþacak bir hýnç mý doðsun?
Bilirsin, git artýk: Ölümde de, yaþamda da
Böyle bu, çektiðinden, ne olduðundan
Uzun uzun konuþacak günler geçti.
Korkulur iþtir bu, öðrenmek istemem,
Çekil artýk; çekilen acýlar deðil bunlar,
O gülümseyenler, onlar çocuklar gibi
Acýyýp sevinç duyan bir göðüste beslenmiþ.
Yýlan sokmasý onlar, azýtýrlar kanýmda,
Kurtuluþ yok onlardan bana;
Tanrýlarýn gönderdiði ilk öç alýcý kiþi
Ben deðilim yüreði aðu dolu olan...
Hayýr: Zavallý çocuk, baðýþlayabilirim seni,
Zamansýz bildirdin onu bana,
O, bir dincidir, gözünün önünde senin,
Halkýn "yuh" sesleri çýnlýyor kulaðýnda,
Bir kardeþin ölü gömme þöleni, hani
Bizi severek ilden dýþarý götüren...
Haa: Bana, gördüðün tüm tanrýlar katýnda,
Bu iþi yapmasaydýlar
Þimdi bile yaþardým. Ne? - Sus.
Evet, günlerden bir gün
Ne iþler açmýþ baþýma, yerin dibine geçtim;
Aþaðý inmeli daha, gömülmeli, derine,
Daha derine, bir tek ölümlünün
Bugüne deðin gömülmediði yere...
PAUSANIAS. Ah! Tedirgin ettin onun o pýrýl pýrýl,
O görkemli gönlünü, sýktýn, önceden,
Kaygý bastýrdý þimdi.
EMPEDOKLES. Býrak þimdi yakýnmayý!
Üzme beni daha, düzelir zamanla
Ne varsa, ben ölümlülerle, tanrýlarla
Barýþmýþým, onlardaným ben de...
PAUSANIAS. Olabilir mi bu?
Þu korkunç, bulanýk duygu düzeldi sence,
Sen yüce adam, artýk kendini
Yalnýz, yoksul sanýyorsun.
Ýnsan eylemi bir ocak yalýmý gibi
Arý duru mu geliyor sana?
Yoksa yeniden gerçekleþti mi dedin?
Bak! O pýrýl pýrýl kaynaðý kutluyorum,
Orda baþladý senin için yeni bir yaþam.
Yarýn sevinçle gideceðiz denize,
Bizi güvenli bir kýyýya götürecek,
Biraz güçlükler var yolculukta,
Sýkýntý, kaygý, korku!
Tin de sevinçlidir, tanrýlar da!
EMPEDOKLES. Yalnýz þunu unuttun Pausanias:
Boþuna iþ yok ölümlülere.
Biri yardým eder gene de. Ey yiðit gençlik!
Solup sararma! Bak, benim eski mutluluðum,
Düþünülmez olaný veriyor bana geriye,
Tanrý gençliðiyle, sararýp soluþla
Yanak kýzarýr, gelemez bana kötülük gene.
Git, oðul! - Ben duygumu, beðencimi,
Seve seve açýða vurmak istemem
Böyle - senin için deðil bu, bunu kendi özel
Ýþin yapma, bana býrak, ben de
Senin olaný sana býrakýrým. Nedir o?
PAUSANIAS. Bir yýðýn halk! Yukarý geliyorlar.
EMPEDOKLES. Tanýr mýsýn onlarý?
PAUSANIAS. Gözlere güvenim yok.
EMPEDOKLES. Ne? Benim de çýldýrmam mý gerek?
Ne o? Böyle anlamsýz bir acýya, hýnca
Dalmak mý, nereye gitmek istedim sevinçle?
Onlar Agrigentolulardýr!
PAUSANIAS. Olamaz!
EMPEDOKLES. Bir düþ mü gördüðüm?
Benim soylu düþmaným o, toyun,
Bir de ayakdaþý. - Yazýklar olsun, uðursuz,
Yaralanmýþým onun yüzünden savaþta,
Bana karþý çýkmak için daha önemli
Güçler yok mudur? Öylesine korkunç o,
Kargýþlanmýþlarla döðüþmek mi, daha?
Bu kutlu saatte! Her nesneyi baðýþlayan
Doðanýn sesine uygun gelir tin
Önceden hazýrlanan, saldýrdý bana sürü
Bir kez daha, karýþtý azgýn, anlamsýz
Çýðlýklarý ölüm türkülerime. Buraya! Olsun,
Sizin de kaçýrýrým aðzýnýzýn tadýný,
Korurum oldum olasý birçoklarýný
Halkýn kötülüðünden, aldatýcý dilenciyi
Bir çocuk yerine koydum yeterince.
Bir kez bile baðýþlamadýnýz bana size
Yaptýðým iyiliði, deðil mi? Ýstemem ben de.
Gelin, zavallýlar! Öyle de olmalý,
Ben de kýzgýným tanrýlara...
PAUSANIAS. Nasýl bitecek bu?
Dördüncü Sahne
Öncekiler. Hermokrates. Kritias. Halk.
HERMOKRATES. Korkmayýn!
Korkutmasýn erkek sesleri seni,
Seni kovanlarýn. Seni baðýþlayanlarýn...
EMPEDOKLES. Utanmazlar! Baþka bildiðiniz yok
mu?
Açýn gözlerinizi de görün ne kötü
Olduðunuzu, utanmazsýnýz artýk,
Acý yüzünden tutulmuþ alaycý aþaðýlýk diliniz!
Siz zavallýlar! Býraksýn doða acýyarak
Bu kötü, utanmaz adamý artýk,
Korkutamaz onu ölümle büyüklük.
Yoksa ne yapabilirdi büyüklerin önünde?
HERMOKRATES. Ne suç iþledin ki arýnmak istersin
böyle,
Yeterince acý çektiðin okunuyor yüzünde,
Kendine gel, geri dön iyi ulus
Alacak seni yurduna yeniden...
EMPEDOKLES. Çok doðru! Büyük mutluluk verdi
bana
Sevimli barýþ ulaðý! Günden güne
Ürperten oyunu birlikte görmek için,
Avlanýp eðlendiðiniz yerde, tedirgin,
Yanýlmýþ, sýkýlmýþ olduðunuz yerde,
Görülmemiþ gölgeler gibi,
Bir zavallý sürü koþarsýnýz birbirinize
- Siz tanrýnýn sýkýntýlarla baþbaþa býraktýðý,
Sizin gülünç, dilenci sanatlarýnýz,
Yakýnda edinecekleriniz saygýdeðerdir!
Evet! Bilmeyeydim daha iyisini yaþardým
Severek dilsiz, yabancý bir dað yabanýyla
Yaðmurun, yakan güneþin altýnda,
Bölüþürdüm yüreðimi hayvanla,
Görmez zavallýlýðýnýz içine döndüðümde.
HERMOKRATES. Böyle mi olacak bize teþekkürün?
EMPEDOKLES. Ooo, bir daha söyle,
Bak elinden gelirse bu ýþýða
Bütün varlýða bakana, yukarý! Yoksa
Güneþ ýþýnlarý yýldýrýmlarý mý bir yardakçýnýn?
- Neden uzak deðilsin benden,
Saygýsýzca gelirsin gözümün önüne,
Sevimli Acheron'a gidecek olan;
Son sözü söyletmek istersin bana.
Bilmez misin yaptýðýný? Benim sana yaptýðýmý?
Anýmsadýn artýk, uzun bir süre
Ellerinin korkudan baðlandýðýný,
Uzun boylu çektin acýsýný baðlarýn,
Yakalamýþ, tutmuþ onu ruhum,
Açlýk, susuzluk gibi çok acý çektirmiþ
Soylu kiþi kötülere, tedirgin oldun mu?
Söyleyebildin mi bana, biçimsiz diye, benim de
Senin gibi olacaðýmý düþündün mü? Senin
Alçaklýðýnla mý örtecektim yüzümü?
Bu delice bir düþünceydi, çýlgýn adam!
Ýçkiye katýp verebilirdin aðuyu bana,
Gene de birleþmezdi güzel ruhum seninle,
Bu akýttýðýn, kutsallýðý bozduðun kanla
Döktün içini boþuna, ayrýdýr yollarýmýz.
Yok et aþýðýlýk ölümü yakýþýk aldýðýnca;
Bilinçsiz uþaklýk duygusunda:
Benim baþkaymýþ alnýma yazýlan, eskiden
Baþka bir yol gösterdiniz bana, doðduðumda,
Siz gerçekten var olan tanrýlar. -
Anlamýyor musun? Þimdi doðrudur
Her nesneyi bilenin bir kez þaþtýðý!
Senin iþin bitti, senin kurduðun tuzaklar
Tedirgin edemez beni. Anlamýyor musun?
HERMOKRATES. Anlamam azgýnlarýn dilinden.
KRITIAS. Yeter artýk Hermokrates! Yol açýyorsun
Aðýr yermelere hýnçla.
PAUSANIAS. Peki, iyi bir iþ yapmak istiyorsanýz;
neden
Bu soðuk toyunu aldýnýz yanýnýza, þaþkýnlar?
Seçer misin - barýþtýrýcý diye
Sevemeyeni, tanrýnýn býrakýverdiðini?
O, bozuþmak için, ölüm içindir, benzerlerini
Ekivermiþ yaþama, barýþ için deðil!
Çoktandýr Agrigento'da olmasa gerek,
Çok iþler gördün, Hermokrates, yaþadýðýnca,
Ölümlülerden kaygýyý uzaklaþtýran bir tadýn
Var, boðdun yiðit çocuklarý beþikte,
Çiçekli otlar gibi döküldüler,
Öldü genç güçlü doða týrpanýnýn önünde
Ben gördüm deðmesini, duydum.
Bir ulus göçmeli, bunun için
Öç tanrýçalarý bir adam gönderiyor,
Her yerde yöneltiyor kötülüðü,
Yaþam dolu insanlarý bu aldatýcý.
Sonunda göstermek için ustalýðýný
Kurnaz, kutlu boðucu kýldý bir adamý...
Azýtan bir yürekle baþardý her iþi,
Bu yolla eþ oldu tanrýlara kamu oyunca...
Benim Empedoklesim! Yoluna git,
Engel olamam seçtiðin adama;
Kan gibi dolaþýr damarlarýmda...
Senin yaþamýna yýkým getiren bu adamý,
Bu her nesneyi yok edeni gördüm,
Sen beni býrakýrsan ararým onu,
Sunaða kaçtý, yardým etmez ona kimse,
Benimle kalma gereðindedir o,
Ben bilirim onun gerçek çevresini,
Bataklýða sürürüm onu öldürmek için -
Ýnleye inleye kaçarsa, böyle acýrým
Ak saçlý kimseye, onun baþkalarýna
Acýdýðý gibi!
(Hermokrates'e.)
Duyuyor musun? Ben sözümdeyim!
BÝRÝNCÝ KENTLÝ. Gerekmez onun beklemesi,
Pausanias!
HERMOKRATES. Siz kentliler!
ÝKÝNCÝ KENTLÝ. Dilin dönüyor mu daha? Sen evet
Sen kötülük ettin bize, boþboðazlýk ettin,
Sen, çaldýn yiðit sevgisini bizden, sen!
O yoktur artýk, tanýmaz bizi, ah!
Bir kez bakmýþtý bize o görkemli kiþi
Pýrýl pýrýl gözlerle, þimdi
Gene çevirdi bakýþlarýný gönlüme...
ÜÇÜNCÜ KENTLÝ. Yazýk!
Biz Saturnus çaðýndaki yaþlýlar gibiydik,
Aramýzda barýþ içinde yaþayan yücenin...
Sevinçliydi her kiþi kendi evinde.
Yeterinceydi bütün nesneler.
Neden bastýn bize kargýþý?
Onun unutulmazlara söylediðini?
Ah! O mutlu olmalýydý,
Söyleyecek bunu oðullarýmýz, büyüyünce ki
Siz tanrýlarýn bize gönderdiði adamý;
Bizi öldürdünüz!
ÝKÝNCÝ KENTLÝ. Aðlýyor! - O daha büyük, daha
sevimli,
Ýlkin öyle geliyordu bana. Ürperdin
Onun karþýsýnda, gördün onu da,
Görmez mi olaydýn yoksa, diz çökmedin mi
Önünde? Yere, ey insan!
BÝRÝNCÝ KENTLÝ. Oyun mu oynarsýn
Saçmalar mýsýn, neylersin? Böyle
Sürdürmek mi istersin bu iþi?
Bana inmen gerek senin!
Ensende boza piþiririm, bana kendini
Tartarus'a attýðýný söyleyinceye dek...
ÜÇÜNCÜ KENTLÝ. Bilmiyor musun yaptýðýný?
Daha iyi olurdu
Tapýnak soymaya gideydin senin için!
Biz tapmýþýz ona, buydu doðrusu da,
Ona inanýp tanrýtanýmaz olaydýk gerçi,
Umutsuz bir yumurcak (veba) gibi
Sarýyor bizi kötü ruhun, yok oldu bizde
Gönül, söz, bütün sevinçler, onun verdikleri,
Can sýkýcý bir baþdönmesi içinde.
Hey, yüzsüzlük! Yüzsüzlük! Azgýnlar gibi
Geçmiþiz kendimizden, evet sen
Ölüm uðruna sokuldun çok sevilmiþ kiþiye...
Onulmaz artýk, yedi kez ölsen de, ona da,
Bize de yaptýðýný yapsan, deðiþtiremezsin...
EMPEDOKLES. Güneþ batmak üzeredir, benim
Sürdürmem gerek bu geceyi, çocuklar.
Býrakýn onu; çok oldu çekiþtiðimiz.
Olan oldu, boþuna gitti her nesne,
Gelecekte olsun dinlenelim artýk...
PAUSANIAS. Ýþler yolunda mý?
ÜÇÜNCÜ KENTLÝ. Ooo, sev bizi gene!
ÝKÝNCÝ KENTLÝ. Gel, Agrigento'da yaþa,
Bir Romalýnýn dediði gibi. Numa
Yüzünden öyle büyümüþ onlar. Gelin tanrýsallar!
Sen de bizim Numamýz ol! Bunu düþündük
Uzunboylu, sen bir kral olmalýsýn.
Öyle olmalý, öyle! Ýlkin ben
Selamlarým seni, bütün ötekiler de öyle.
EMPEDOKLES. Bu çað krallar çaðý deðil artýk.
KENTLÝLER. (Korkarak.) Kimsin sen, ey erkiþi?
PAUSANIAS. Böyle boþverilir tahtlarýnýza
Sizin kentliler!
BÝRÝNCÝ KENTLÝ. Anlaþýlmaz bir söz,
Þu senin söylediðin, Empedokles.
EMPEDOKLES. Çit mi çekiyor boyuna
Yavrularýn çevresine yuvadaki kartal?
Görmezler için iyi düþünmeli,
Onun kanatlarý altýnda tüysüz yavrular
Sürer tatlý tatlý ýþýyan yaþamlarýný...
Gördüler güneþ ýþýðýný bile,
Bu ýþýkla büyüyüp geliþmiþ kanatlarý,
Böyle attý onlarý yuvadan, bu yolla
Baþladýlar uçuþa. Utanýn bir kral
Ýstediðinizden utanýn, yaþlandýnýz,
Babalarýnýzýn çaðýnda bir baþkasý
Olsa gerek onun, yardým edilmez size
Kendi kendinizin yardýmcýsý olmayýnca...
KRITIAS. Baðýþla! Bütün gökçeler katýnda!
Sen büyük bir insansýn, bir yaratýcýsýn!
EMPEDOKLES. Kötü bir gündü bizi ayýran,
Acheron.
ÝKÝNCÝ KENTLÝ. Baðýþla, bizimle gel! Daha mutlu
Görünür sana yurdun güneþi,
Baþka yerde, erkli olmak da istemezsin
Sana yaraþtýðýnca, birtakým göndermelikler
Var elimizde senin için, yeþil yapraktan
Çelenkler için, bir de güzel adlar,
Eskimeyen özden yapýlmýþ direkler için.
O, gel! Bizim delikanlýlarýmýz olmalý,
Pýrýl pýrýl, seni yermeyen, sana yardým eden
Yakýnýmýzda oturursun yeter,
Katlanýrýz bizden kaçýnýp bahçende
Yalnýz baþýna kalmak istemene de,
Sana olanlarý sen unutuncaya deðin.
EMPEDOKLES. Ooo, bir kez daha ha! Sen yurt
ýþýðý,
Beni çeken, gençliðimin,
Mutluluðumun bahçelerine,
Düþünmeliyim sizi, ünümün günleri,
Bu ulusla pýrýl pýrýl, esen olduðum yer...
Biz baðýþlanmýþýz. Siz mutlular! Býrakýn beni,
Daha iyi böyle, bakýn yüzüme,
Yerdiðiniz yüzüme, yok artýk, öyle sayýn
Sevgili adamýnýzý, sevdiðinizi, yanýlmasýn
Artýk, kolay bulanan duygunuz daha...
Sizinle yaþar düþüncem sonsuz gençlikte,
Ben uzak olursam daha güzel çýnlar
Bana yaktýðýnýz sevinç türküleri...
Ayrýlalým artýk delilik, yaþlýlýk
Bizi ayýrmadan, gelmiþ saatlerimiz,
Birini býrakýn, özel erkiyle ayrýlýk saatlerini
Günü gününe seçenlerden birini...
ÜÇÜNCÜ KENTLÝ. Böyle avuntusuz mu
býrakýyorsun bizi?
EMPEDOKLES. Bana bir taç sundunuz
Ey erkiþiler! Alýn benden buna karþýlýk
Kutluluðumu, uzun bir süredir sakladýðýmý...
Iþýyan gecelerde çokluk açýlýnca üstümde
Güzel evren, yýldýzlarýyla kutlu gök
Bir can gibi.. sarýnca beni çepeçevre,
Daha diri oldu içimde ne varsa,
Günaçýmýnda düþündüm size söylemeyi
Aðýrbaþlý, yaþayýcý bir sözü...
Sevinçle sabýrsýzca çaðýrdým doðudan
Altýn bulutlar yýðýnýný yeni bayrama,
Orada benim türküm sizinle tek baþýna
Yükselecektir sevinç korosu içinde.
Evet, gönlüm orada geldi kendine
Umut baðladý çaðýna, olgunlaþmalýydý bence.
Bugün güz günümdür benim,
Kendiliðinden düþüyor yemiþ.
PAUSANIAS. Daha önce bunlarý söylemiþ olaydý,
Belki de gelmezdi baþýna bu iþler.
EMPEDOKLES. Avuntusuz býrakmýyorum sizi,
Siz sevgililer! Korkmayýn, çokluk
Ürker topraðýn çocuklarý yeniden, yabancýdan,
Bu yüzden evde kapanýr çalýþýrsýnýz
Sevimli bir hayvan gibi, bitki gibi yaþamaya.
Malvarlýðýyla sýnýrlý, kaygýlýdýrlar;
Ne yolla baþaracaklar diye,
Bir nesneden anlamazlar yaþamda.
Onlar, o korkucanlar göçüp gidecek,
Ölerek dönecekler ilkelerine bir bir,
Yerine yetiþen gençlikte, yunaktaki gibi
Serinleyecekler. Büyük beðenç verilmiþ
Ýnsanlara, kendilerince gençleþiyorlar.
Zamanýnda seçtikleri
Durultucu bir ölümden sonra
Styx'ten Aeschilos'un çýkýþý gibi,
Çýkýyor altedilmez ---- uluslar.
Verin kendinizi doðaya, almadan sizi o!
Susamýþýz çoktandýr görülmedik durumda;
Evet, hasta bir gövdeden çýkmýþ gibi
Özlem duyar eskiye Agrigento ilinin ruhu...
Almýþ göze bunu! Atadan aldýðýný, kendi
Kazandýðýný, babanýn size anlattýðýný
Öðrenmiþ, yasalarý, gelenekleri, eski
Tanrý adlarýný unutmuþ gözüpekçe, yeni doðmuþ
Çocuk gibi açmýþ gözlerini tanrýsal doðada!..
Tin gök ýþýðýyla tutuþtuðunda, ilk kez
Yaþam suyunu memelerinden size içirdiðinde,
--- Evren yaþamý sizi kuþattýðýnda,
Barýþçý ruhunuza, bir durgunluk gelir
Kutlu bir kýr türküsü gibi canýnýza,
Sonra güzel günaçýmýnýn tadý yüzünden
Iþýldatýr sizi topraðýn yeþili yeniden,
Dað, deniz, bulut, yýldýz, soylu güçler
Bu birbirine benzer kardeþ yiðitler
Gelir gözlerinizin önüne, sonra gönül
Savaþçýlar gibi baðlar sizi bir iþe,
Kendi güzel evreninize, uzatýr ellerini size,
Konuþun, mutluluðu bölüþün artýk
Siz sevgililer! Bölüþün eylemi, ünü,
Þu birbirine gönülden baðlý
Birbiri için yaþayan Dioskurlar gibi,
Þu sessiz uzun direkler üzerinde (*)
Düzenle geçen yeni yaþam gibi,
Bir baðlýlýk kuruyor aranýzda yasa.
Sonra siz deðiþen doðanýn yüceuslarý!
Siz sevinçliler çaðýrýn özgür ulusu bayrama,
Konuksevercesine! Tatlýlýkla! Severek verir
Ölümlü iyi olaný, gizlemez, esirgemez
Ondan memeyi uþaklýk.
PAUSANIAS. Ey baba!
EMPEDOKLES. Yürekten anýlýrsýn ey toprak gene
Karanlýðýndan fýþkýran çiçek gibi
Açýlýr sana, þükredenlerin al al olur
Yanaklarý, çýkar yaþam dolu göðsünden,
Mutlu mutlu gülümsemeler.
Sonra ------
Sevgi çelenkleri sunarlar sana,
Pýnar akarken çaðlar, kabarýr kutlamalar
Arasýnda ýrmak, yankýlarla uðuldayan kýyý
Çýnlar sesinle, ey Okyanus baba, gene sana
Bir övgü türküsüdür derin sevinçten doðan.
Bir göksel yakýnlýk içinde sezilir yeniden,
Ey güneþ Tanrýsý! Ýnsanýn yüceusu, seninle
Senin olduðu gibi kurmuþ kurduðunu.
Beðençten, yüreklilikten, dipdirilikten
Eylemler kolay gelir ona ýþýklarýn gibi.
Artýk ölmez güzel olan üzüntülü - dilsiz
Bir gönülde. Uyur çokluk soylu çiðit gibi,
Bir ölü kýlýfý içinde ölümlülerin gönlü,
Gelmiþ çaðý, severek kuþatýyor
Onu boyuna hava,
------ soylu kartallarla içiyor
Gözleri doðan günün ýþýðýný, kutlamýyor
Artýk düþe dalanlarý, cimrice besleniyor
Nektar'la, günü gününe sunduðundan
Doða tanrýlarýnýn uyuklayan varlýða...
Yorgun düþünceye deðin çetin bir itim
Yüzünden onlar, soðuk sevinçlerinde gönül,
Yakalanýncaya deðin Niobe gibi,
Ruh daha güçlüce sezer bütün kaygýlarý,
Unutmaz geldiði kaynaðý yaþam
Arar diri güzelliði, seve seve açýlýr
Arý duru olanlarýn varlýðýnda...
Sonra ýþýr bir yeni gün, ah!
Bambaþka bu, umutsuz bir çaðdan sonra
Sevgiliye kutlu bir görüþmede,
Ölmüþ sanýlan sevgide, baðlanýr gözü,
----------
------ onlar!
Çoktandýr yoksunluðu çekilen, dipdiri,
Ýyi Tanrýlar ------
---- yaþam ýrmaðýyla iner aþaðý!
Kal saðlýcakla! Ölümlünün sözüdür bu,
Bu saat, sizinle onu çaðýran
Tanrýlarý arasýnda bocalar ölümlü...
Ayrýlýk yolunu bildiriyor ruhumuz, bir de
Bir daha dönmeyecek olan doðru söylemeyi...
KRITIAS. Nereye? Yaþayan Olympos'ta,
Onu benden, bu yaþlý kiþiden,
Böyle delicesine son kez olsun ayýrma!
Yakýndaysan halk içinde gör iþini,
Sýçra dallara yemiþ topla yeni ruha...
EMPEDOKLES. Uzakta olsam bile konuþur
Gök çiçeklerim ýþýldayan yýldýzlarýmýn yerine
Topraktan kat kat eþkin çekenler
Tanrýsal bir varlýk olan gerçek doða
Gereksemez konuþmayý, yalnýz býrakmaz sizi,
Bir kez yaklaþmayagörsün,
Çözülmez ondan bakýþ çaðlar boyunca
Gösterir etkisini baþarýyla göksel alevi.
Mutlu Saturnus günleri yeniden
Þöyle erkekçe erkekçe geldiðinde
Anar geçen çaðlarý, yaþar, yeniden
Isýtýr yüceusu, atar söylentisini!
Bayram gel, bahar ýþýðýndan yükselen türkü,
Gölgeliklerden çýkan unutulmuþ yiðitler
Evreni gibi, altýndan üzüntü bulutlarýyla
Dal anýlara, anýn sevinçlerinizi! -
PAUSANIAS. Sen mi? Sen mi? Ah! Anmak istemem
Onu bu mutlularýn önünde -
Yermesinler olacak olaný diye.
Hayýr! ---- yapamazsýn onu...
EMPEDOKLES. Ýsteyin! Çocuksunuz siz, bilin
Neyin kavranýlýr, neyin doðru olduðunu,
Aldanýyorsun! Söyleyin, siz budalalar!
Erkin ne olduðunu, daha güçlüdür sizden erk,
Yardýmda da bulunmuyor gene. Yýldýzlar gibi
Durmadan gidiyor yaþam bütünlenme yolunda.
Tanýmaz mýsýnýz sesini tanrýlarýn? Önceden
Dinleyerek öðrendim ana-ata dilini ben,
Daha ilk solukta, ilk bakýþta daha
Öðrendim onu, gördüm anladým bu dilin
Daha yüksek olduðunu insan sözünden.
Yukarý! Çaðýrdýlar beni, her solukcuk
Daha güçle kýmýldatýyor kaygýlý özlemi,
Daha çok kalmak isterdim burda,
Ne olurdu! Bir delikanlýcýðýn çocukluk
Yýllarý oyunundan beceriksizce tat alýþý
Gibi olaydý bu da. Hey gidi! Ruhsuz,
Uþaklar gibi dolaþtým gece utanç içinde,
Bir sizin, bir de tanrýlarýmýn önünde. -
Yaþadým aðaçlarýn doruðundan yaðan
Tomurcuk gibi, karanlýk yerden fýþkýran
Çiçek gibi, ekin gibi, altýn yemiþ gibi,
Böyle yorulup tükenmekle vardým sevince,
Böyle gönüldeþçe indi göksel güçler aþaðý...
Toplanýyorlar derinde, doða
Senin yergilerinin kaynaklarý, sevinçlerin,
Geldiler göðsümde dinlenmeye,
Düþündüm derin derin güzel yaþamý,
Bir beðençti bunlar, yalvardým
Bir teki için tanrýlara yürekten.
Katlanmazdým artýk kutlu mutluluðuna
Sarsýlmadan gençlik gücü içinde,
Deliliðin yüzünden cennetin
Ruhun özü olacaktý dersin,
Daha sonra bana bildirmek için
Beklenmedik bir alýnyazýsý gönlüme
Göndereceðini, artýk gelmiþ arýnma günü,
Göründü belirtiler, böyle iyi bir saatte
Ýlerliyorum yeni gençliðe doðru,
Bununla kurtaracaktým kendimi,
Ýnsanlar arasýnda tanrýlar gönüldeþi
Bir oyun, bir alay, bir eðlence konusu
Olmadan, bunu siz yaptýnýz bana,
Özgür bir ruha yetti bu bir kezlik
Andýrma, evet bu bir kezlik!
Anlamayaydýn onu, bir koþu atý olurdun
Kamunun, mahmuza aldýrmayan,
Gerekli kýrbacý bekleyen ancak.
Bu yüzden istenmez adamýn dönüþü,
Sizi sevenin, sizce bir yabancý gibi olan
Pek kýsa bir süre önce doðan!
Evet, istenmez onun bir ölümlü olarak
Kutluluðuna, ruhuna güvenmesi!
Bir güzel ayrýlýk gerekti bizim için,
Artýk ben de size en çok sevdiðim
Göðsümden gönlümü çýkarýp verebildim.
Bu yüzden olmadý! Daha ne yapabilirdim
Yanýnýzda?
BÝRÝNCÝ KENTLÝ. Öðütün gerekli bizim için.
EMPEDOKLES. Sorun bu delikanlýya! Utanmayýn!
Taze ruhtan doðar en bilgece olan,
Büyüklük bakýmýndan.
Aðýrbaþlýlýk içinde, taze kaynaktan aldý
Rahibe eski Pythia'yý, bilicilikleri,
Delikanlýlar tanrýlarýnýzdýr sizin. -
Sevgilim! Baþüstünde yerin var, benimle kal,
Ben günaçýmý bulutuydum yalnýz,
Baþýboþ, geçici! Uyuyordu o,
Tek baþýma çiçek açtým, ne evren açmýþtý
Ne sen, sen ýþýyan günde doðdun...
PAUSANIAS. Oh! Susmayalým!
KRITIAS. Derin derin düþünme,
Ýyi insan! Kendinle bizi de yakma...
Gözümün önünde karanlýk, göremem
Neye baþladýðýný, söyleyemem: Kal diye!
Bir gün deðiþti. Bir an yakalamýþ bizi
Olaðanüstü, gidiyoruz böyle,
Kaçkýnlarýn kaçkýnla gittiði yere.
Uzunboylu düþünülmüþ gibi geldi bize
Bir saatin mutluluðu önceden,
Bizi görkemli kýlan bir saattir o yalnýz;
Biliriz onu ancak geçmiþte göreceðimizi,
Býrak! Ýstemem güçlü kiþinin ruhunu yermek,
Gördüðüm bu günü de, seni de býrakmam gerek,
Ýlgilendirirse beni bakarým ancak.
ÜÇÜNCÜ KENTLÝ. Hayýr! Hayýr!
O gitmez ellerin yanýna, aþýp denizi
Gitmez Hellas kýyýlarýna, ya da Mýsýr'a;
Çoktandýr onu görmeyen erkek kardeþlerine.
Büyüklere, bilgelere. - Yalvarýn ona,
Yalvarýn ki kalsýn, yerdi beni,
Ayrýlýyor gözleyici bu sessiz adamdan,
Kutlu korku salandan, yaþam yüzünden benden,
Daha aydýnlýk olacak içinde o, geçen çaðdaysa
Karanlýk, sen görürsün,
Taþýrsýn onu içinde büyük alýnyazýn diye,
Severek taþýrsýn onu, alýmlýdýr düþündüðün...
Düþün seni sevenleri de,
Arý duru olanlarý, baþkalarýný, yanýlan
Sonra piþman olanlarý da, sen iyi kiþi!
Çok nesneler verdin bize, sensiz olur mu?
Ey iyi kiþi bir sürecik olsun
Ýzin vermek istemez misin bize?
EMPEDOKLES. Ey sevgili nankör! Yeterince
verdim,
Yaþamak istiyorsunuz artýk, yaþarsýnýz,
Soluðunuz olduðu sürece, ben yaþamam...
Atmak gerek bu konuþturan nesneyi.
Odur tanrýsal doðayý ortaya koyan,
Ýnsanlarý tanrýsal kýlan, böyle tanýr
Onu pek araþýrýcý olan kuþak gene.
Doðanýn beðençle gönlünü doldurduðu
Ölümlü; açýklamýþ doðayý,
Çatlatýyor doða kabýný,
Artýk yaramaz baþka bir gerekseyiþe,
Bir tanrýsallýk vermez insan yapýtýna.
Býrakýn ölsün bu mutlular, býrakýn,
Özel gücü, saçmalýðý, alçaklýðý içinde
Göçüp gitmeden, özgürler uygun bir zamanda
Severek adar kendini tanrýlara. Bu benimdir.
Çok iyi bilirim alýnyazýmý, çok önce
Gençlik gününde açýklamýþým onu,
Saygý duyun bana, bulamazsýnýz yarýn beni,
Söyleyin: O, yaþlanmaz, günleri saymaz,
Yaramaz iþine kaygýnýn, sayrýlýðýn,
Geçip gitti görünmeksizin kimseye,
Ýnsan eli gömmedi onu,
Gören göz de yoktur onun külünü
Yaraþmaz ona baþka bir nesne, önünde,
Iþýyan günde mutlu ölüm saatinde
Atmýþ yüz örtüsünü tanrýsal varlýk
Iþýk da, toprak da sevmiþ onu, onun özünü,
Evren tini uyandýrmýþ özel ruhu,
Ondadýr bütün bunlar, ölerek döneceðimde...
KRITIAS. Yok! Yakarmaya aldýrmaz o,
Utanýr ona bir söz söylemeye gönül...
EMPEDOKLES. Gel, uzat ellerini bana, Kritias!
Sizler, evet sizler bütün! - Sen kalýyorsun,
Daha, ey sevgili, akþama deðin gönüldeþler
Yanýnda, sen boyuna gönülden baðlý delikanlý!
Üzülme! Kurtuluþtur benim sonum, öyle - ey hava,
Yeni doðanlarý kuþatan hava, yukarda
Yeni yolda yürürken aðýr aðýr,
Alýrým öcümü, bir gemici gibi, yaklaþýrsa
Anaadanýn (*) çiçekli ormanýna,
Soluk alýr böylece seven göðüs, onun
Yaþlanmýþ yüzü yeniden açýklar
Ýlk beðencin anýsýný, koyar ortaya!
Evet - ey unutulmuþluk! Barýþtýrýcý kadýn! -
Yetkin bir sunuþtur bana can, siz sevgililer!
Gidin, selam edin ataocaðý kente,
Onun kýrlarýna, güzel bir günde
Tanrýlar bir þenlik getirirse doðaya,
Siz de çekip gidin kutlu koruluða,
Apaçýk bir eðlentiden doðan içli
Türkülerle sizi sarýþý gibi korunun
Bir ses çalkalanýr türküde benden,
Güzel evrenin sevgi korusunu dolduran
Bu gönüldeþ sözü severek duyarsýnýz yeniden,
Böylesine alýmlýdýr söylediðim gibi,
Bu aralýk, duramam burada, zaman az,
Belki de duyar ýþýðýn parýltýsý, onu,
Sessiz pýnarda, ýþýyan bulutlarla yukardan
Size baðýþta bulunmak isteyende.
Siz, evet düþünün benim olaný...
KRITIAS. Ey kutlu kiþi!
Parmaðýmý aðzýmda býraktýn, kutlu kiþi!
Yücelemek isterim seninle oluþageleni,
Bir ad vermek istemem ona...
Gerekli mi olmasý? Böyle ivedice
Olmamýþ ne varsa. Agrigento'da yaþadýðýndan
Önemsemiyoruz onu, bizce benimsendin artýk,
Biz düþünmeden önce, geldi gitti sevinç,
Ölümlüler duymadý bunu, ruh
Sormaksýzýn ilerliyor yolunda.
Ah, senin orda olduðunu söyleyebilir miyiz?
(Hepsi gider.)
Beþinci Sahne
Empedokles. Pausanias.
PAUSANIAS. Olan oldu, býrak beni de gideyim.
Sence kolay olacak!
EMPEDOKLES. Þöyle bir doðrul!
PAUSANIAS. Ýyi biliyorum söz etmem gerekmez
Bu kutlu yabancý üstüne
Baðlamak istemem gönlümü içimde.
Onu boþa çýkardýn, kendinden ayýrdýn -
Benimle bir gibi geliyor bana.
Ben bir toy çocuktum, görkemli,
Bana gönüldeþçe bir konuþmada
Ýyice bir beðençle eðilim gösterdiyse
Bunlar çoktandýr bilinen birinin sözleriydi.
Olan oldu! Ey Empedokles!
Adýnla sesleniyorum sana, tut kaçaný
O yürekten baðlý elinde,
Bak! Daha yanýmdadýr o,
Artýk býrakamazsýn beni, ey sevgili!
Mutlu gençliðin caný! Yoksa beni
Çepeçevre sardýn mý, ben sana bu gönlü
Baþarý sevinci, büyük umutlar içinde
Açtým mý? Tanýmýyorum artýk seni.
O bir düþtür, inanmýyorum ona...
EMPEDOKLES. Anlamýyor musun onu?
PAUSANIAS. Gönlümü alýyorum ben,
Baðlý, senin için bencil olan, kýzan, vuran.
EMPEDOKLES. Senin ünün öyle kaldýrýr, benim de
böyle.
PAUSANIAS. Ün yalnýz ölümde mi var?
EMPEDOKLES. Duydun sen de,
Ruhun da gösterdi sana,
Benim için yok baþka yolu.
PAUSANIAS. Ah! Doðru mu?
EMPEDOKLES. Beni ne yolla
Tanýdýn?
PAUSANIAS. (Ýçinden.) Uranus'un oðlu olduðun
için!
Bunu neden soruyorsun?
EMPEDOKLES. (Sevgiyle.) Benim de uþaklar gibi
Alçaklarýn gününü görerek mi ölmem gerek?
PAUSANIAS. Hayýr!
Senin büyücü ruhunda olmayý istemem,
Seni yermeyi de istemem, sevginin acýsý
Bana çektirilse bile, ey sevgili! Öl de
Bunu göster bana kendiliðinden, öyle gerekse.
EMPEDOKLES. Anladým artýk, sen beni sevinçsiz
Býrakmayacaksýn gideyim, ey yiðit kiþi!
Acý nerede? Çevrelemiþ baþýný senin
Tan kýzýllýðý, bir kez daha gönderdi
Gözlerin güçlü ýþýnlarýný bana.
Evet ben, öpeyim dudaklarýný, ben,
Bu sözveriþlerin yüzünden güçlü olacaksýn
Aydýnlýk saçacaksýn, can içinde, alevde
Gezineceksin, ey gencecik yalým,
Seninle yükselecek kutlu göðe...
Evet! Ey sevgili! Yoksa yaþamazdým seninle,
Bu yumuþak gök altýnda
Ýlk altýn baþarýlardan bir gönüldeþ bakýþý
Çevrilmiþ üstümüze, biricik,
Ýþte bu yüzden benim sessiz koruluðum,
Sofam bildirecek sana bunlarý,
Önceden gelirsen oraya baharda.
Ýkimizin arasýnda olan can,
Sarar seni çepeçevre, þükürler olsun ona,
Evet ona þimdi. Ey oðul! Caným oðul!
PAUSANIAS. Baba! Teþekkür etmek isterim
Bir daha girerse yüreðime o acý.
EMPEDOKLES. Evet, sevgili,
Sevinç sürüp gittikçe güzeldir, teþekkür de,
Ayrýlanlar baðýþlanýr ayrýlanlarýn yanýnda.
PAUSANIAS. Oraya gitmek gerekli mi?
Anlamýyorum,
Sen anlýyor musun? Kimdir yardýmcýn?
EMPEDOKLES. Baský altýnda deðilim ölümlülerce,
Korkusuz iniyorum gücüm içinde
Buðday yolundan aþaðý, mutluluðum,
Ayrýcalýðým budur benim.
PAUSANIAS. Býrak! Bana böyle
Korkunç nesnelerden söz açma! Bak soluyorsun,
Gönüldeþ sözü duyuyorsun, fýþkýrsýn
Yüreðinden yaþamýn deðerli kaný,
Güvenle bakarsýn, evren aydýnlýk çepeçevre,
Gözlerin ýþýl ýþýl tanrýlarýn önünde.
Özgür yýldýzlar üstünde esenlik verir,
Pýrýl pýrýl ýþýldatýr seni gök,
Sen alýmlýsýn! Senin yüceusun yeryüzü.
Göçüp gitmeli bütün nesneler!
EMPEDOKLES. Geçip gitmek mi?
Evet bu buz baðlayan ýrmak gibi
Durup kalmaya benzer. Çýlgýn varlýk!
Uyur, kalýr kutlu yaþam özü bir yerde,
Baðlamak mý istersin onu, sen, salt olaný?
Üzüntü vermez sana boyuna, sevinçli olan,
Bir kez bile tutuklu evinde
Umutsuzluk içinde durur kendi yerinde.
Sorar mýsýn nereye gereklidir
Tüketmeden evrenin tadýný çýkarmasý? -
---- Git içeri,
Bir yemek hazýrla, son bir kez daha
Tadayým ekini, samanýn gücünü,
Bir teþekkür sevinci olsun ayrýlýþým,
Biz, beni seven Musalara, yiðitlere
Övgü türküleri yakalým - sen de oðul!
PAUSANIAS. Coþturdu beni sözün, uymalýyým sana,
Boyun eðmeliyim, elde olmadan...
(Çýkar.)

Altýncý Sahne
Empedokles.
EMPEDOKLES. Hey! Jupiter, kurtarýcý! Yaklaþtý
Yaklaþtý saatim, gelsin artýk oyuklardan
Güvenli ulaðý gecemin,
Akþam yeli, gelsin bana sevgi ulaðý.
Gelecek! Yollandý! Artýk çarp ey yürek,
Dalgalan, ruh üstündedir senin
Iþýldayan yýldýzlar gibi,
Gökteki yersiz yurtsuz bulutlar gibi,
Boyuna kayýp giden, dolaþýp duran.
Ne oldu bana? Þaþýp kalmýþým yaþamaya
Baþladýðýmdan bu yana, durum bambaþka,
Þimdi varým, varým - bu yüzden o da vardý,
Seni bu sofuca sessizlik içinde
Baþka bir tutku mu kapladý?
Bu yüzden mi kolaydý sence yaþamak,
Yoksa sonunda yetkin bir eylem içinde
Üstün gelen bir kiþi sevinci mi bulurdun?
Geliyorum, ölmek mi? O ancak karanlýða
Atýlan bir adým, görmek istedin onu gözüm!
Sen, elinden geleni yaptýn bana,
Ey iyiliksever! Gece bir süre gölge
Salmalý baþýma, oysa ne de sevinçle fýþkýrýyor
Yiðit göðüsten yalým, bir dileði mi var
Ürperenin? Ölürken tutuþturuyor beni
Yaþam, sen de ölüm saðraðýný sunuyorsun
Bana, köpürüp taþan, ey doða! Bununla
Ýçiyor toyunun coþkunluðun son alevini!
Kývançlýyým ben, aramýyorum artýk
Adak yerimi, içindedir benim...
Ey Ýris yayý! Batýp çýkan sularýn üzerinde
Gümüþ bulutlarda yükseldikçe böyle dalga
Senin gibidir benim de kývancým!
Yedinci Sahne
Panthea. Delia.
PANTHEA. ---------- Ýnsan sapýtmasý!
Gönlünü yapmadýn onun,
Sen anlamsýz adam! Ne verdin ona,
Sen, ey zavallý? Ýmdi adam
Yaþayýp gidiyor kendi tanrýlarý arasýnda,
Þaþýp kalýr budalalar, tanrýlar
Onun için yüksek bir ruh yaratsalar
Yoksa boþuna deðildir ey doða
Bütün ona verdiklerin!
Gelip geçicidir senin sevdiklerin,
Ötekiler de, çok iyi biliyorum!..
Geliyorlar, büyüyorlar, bilmiyor bir teki bile
Ne olduðunu, böyle de yok oluyorlar,
Mutlular gene, ah! Býrakýn onlarý...
DELIA. Güzel deðil mi
Ýnsanlarýn yanýnda oturmak? Bilmez
Bundan baþkasýný gönlüm, dilenir
Bu bir tekin içinde,
Üzücü bir durum deðil mi
Gözümün önünde kavranýlmasýn sonu,
Senin ona çek git demen, Panthea?
PANTHEA. Gerekliydi bence! Kim ister onu
baðlamak?
Ona benimsin demek?
Onun kendi diriliði,
Ruhu bir yasadýr kendince.
Onun kurtarmasý gerekir onu yeren
Ölümlülerin namusunu,
Ona baba gök kollarýný açarsa
Biraz oyalanmak gerekmez mi?
DELIA. Bak! Ne görkemli,
Ne gönüldeþçedir yeryüzü.
PANTHEA. Evet görkemli, daha görkemli þimdi.
Sizden bir yürekli kimsenin ayrýlmasý
Baðýþlanmaz bir durum olmasa gerek.
Evet çok oyalandý durdu
Senin yeþil tepelerinde biri,
Sen deðiþmektesin!
Bakýyor dalgalanan tepelere yukarý
Engin denize aþaðý!
Çýkaramýyor tadýný son sevincin
Belki de görmeyeceðiz onu, iyi çocuðu!
Ýlgilendiriyor beni de,
Severek baþka bir nesne istiyorum.
Utanýyorum doðrusu.
Öyle yapýyor, evet! Yoksa o kutlu deðil mi?
DELIA. Kimdir þu delikanlý,
Tepeden aþaðý inen?
PANTHEA. Pausanias! ah!
Gerekli miydi babasýz olmamýz gene?
Sekizinci Sahne
Pausanias. Panthea. Delia.
PAUSANIAS. Nerdedir o? Ooo, Panthea!
Sen ona saygý duyar, ararsýn da,
Bir kez görmek de isterdin onu,
O verimli gezgini, bir ondan
Yararlýk görüldü yol bulmada, ünle,
Sövüp saymadan kimse gidemedi o yolu.
PANTHEA. Ondan dolayý mutlu, büyüktür o yol,
Her kiþiyi korkutan öyle mi?
Nerdedir o?
PAUSANIAS. Beni gönderdi, bir daha görmedim,
Yukarda daðda çýðýrdým onu,
Bulamadým gene de...
Geri dönmüþtür besbelli. Gece oluncaya deðin
Gönüldeþçe sözler verdi bana kalmak için.
Ah bir gelse! Oklar gibi uçup gitti,
Pek mutlu saatler geçti,
Yeniden kývanç duyacaðýz onunla.
Bilirsin sen de Panthea, onu,
Bir kez gören o soylu yabancý kadýný;
Görkemli bir göktaþýný.
Ölümden dolayý, siz aðlayanlar!
Duydunuz mu? Bakýn ona
Çiçekleri, yüksek tepeleri içinde,
Üzüntülü mü, deðil mi,
Ölümlerle korkunç gelen,
Mutlu bir göz önünde pýrýl pýrýl olan.
DELIA. Ne denli seversin onu?
Boþuna yakarmadýn mý aðýrbaþlý kimselere?
Daha güçlüdür yakarýþ, o delikanlýdýr,
Güzel bir baþarý olacaktý senin için!
PAUSANIAS. Ben ne istemiþtim? Ýlgilendirir
Ruhumu bir karþýlýk verirse
Dileðinin ne olduðu üstüne...
Sevinç verir onun yadsýmasý ancak,
Daha derin yankýlar uyandýrýr gönül
Onun olaðanüstü varlýðýna baðlandýkça...
Ýnan bana, kötü bir inandýrýþ
Ýçin deðil bu,
Yeniden yaþamaya baþlarsa.
Çokluk kendi evreninde
Sessiz durduðunda, onu
Yüksek bir yeterlilik içinde görürdüm,
Düþünür kara kara,
Devingen, dopdoluydu ruhu bence,
Sezinleyemedim, ürküttü beni
Elle tutulmaz olanýn gerçekliði.
Kesin bir söz döküldü dudaðýndan,
Sonra bir kývanç göðü çýnladý ardýndan
Onda, bende, karþý durulmazca sardý beni,
Özgür sezdim kendimi.
Ah, yanýlabilirdi, yürekten anladým
Tükenmeyen gerçekleri böylece,
Öldü küllerinden bana doðru pýrýl pýrýl
Bir yüceus ýþýldayýp yükseldi.
DELIA. Tutuþuyorsun büyük tin! Büyüðün
ölümüyle,
Güneþleniyor oysa seve seve
Gönülleri ölümlülerin yumuþak ýþýkta
Göz veriyor görmezlere bile.
Söyle nedir yaþayan, sürüp giden?
Fýrlatýyor alýnyazýsý en sessizleri dýþa,
Kýmýldandýlar aralarýnda
Sezdiler sevgililerin kovulduðunu gene,
Ölüp gitti umutlar içinde gençlik.
Çiçek aþýsýnda kalmadý bir diri -
Ah! Ýyi kimseler ayak bastýlar
Yokedici ölüm tanrýlarýnýn yöresine,
Beðençle gittiler oraya
Bir de küçümsediler bizi üstelik,
Ölümlüler yanýnda oyalanma yüzünden.
PAUSANIAS. Yargý mý giydiriyorsun?...
DELIA. Ey, neden býrakýyorsun
Ölmeye yiðitlerini doða,
Böyle kolaylýk neden?
Yalnýz, Empedokles, seve seve
Adadýn kendini, evet seve seve.
Altüst ediyor güçsüzleri alýnyazýsý,
Ötekiler, güçlüler saygý duyuyorlar
Göçmeye, kalmaya, çelimsizler gibi olacaklar.
Denendin iyice,
Sen ey görkemli! Çektiðin acýyý,
Çekmez bir uþak bile,
Zavallýlar; öteki dilencilere
Gezdirin yurdu.
Evet! Doðrudur bu,
Kovulanlar
Yoksunlar deðil
Sizin sevgilileriniz gibi ey tanrýlar,
Bir kez küçümsenseler de!
O, güzel olaný benimsedi...
PANTHEA. Doðru deðil mi?
Ne yapmamasý gerekirdi?
Gerekli midir boyuna
Üstün gücü olan hýnç duyduðunuz
Bir yüceus için uzunboylu yaþama,
Ýðne batarken ona?
Hýz veriyor aðrýlar uçuþuna,
Bir araba yöneticisi gibi,
Yolda baþlarsa tekerden duman çýkmaya
Koþar korkuya uðrayan bir saçak altýna
Daha hýzlý!
DELIA. Böyle kývançlý mýsýn Panthea?
PANTHEA. Kutlu güç yalnýz çiçek açýmýnda
Erguvan bolluðunda deðildir,
Acýyla beslenir yaþam, kýz kardeþ!
Ýçer benim yiðitim gibi,
Ölüm saðraðýnda bile mutludur o!
DELIA. Yazýk! Böyle avunmak gerekir mi
Ey çocuk?
PANTHEA. Yok! Bana kývanç verir kutlu olan
Ortaya çýkmasý gerekirse,
Korkunç olan da görkemlice çýkar ortaya.
Onun gibi yiðitlerden birkaçý
Gitmemiþ mi tanrýlarýn yanýna?
Korkarak, baðýrýp aðlayarak
Geldi halk daðdan, görmedim
Bir kimsenin onu yerdiðini,
Duymuþlar bütün olanlarý,
O kuþkucular gibi kaçýp gitmemiþ, gizlice,
Onlara acýlar içinde bile
Güler yüz göstermiþ konuþurken!
PAUSANIAS. Böyle þenlikle batar,
Yýldýzlar! Onlarýn ýþýðýndan
Ýçerek mi ýþýldar oylumlar?
PANTHEA. Evet þenlikle batýyor o erkiþi -
Daha kývançlý, daha parlak oluyor bile.
Neden üzülürüm? Aydýnlanýyor
Iþýyan Ruh!
Iþýk saçýyor sana, batarken bile,
Aðýrbaþlý sevgilin, doða!
Sana baðlý kalan, senin adaðýn!
Sevmiyor seni ölüm korkusu saçanlar,
Aldatarak baðlýyor gözlerini kaygý,
Senin göðsünde çarpan
Onlarýn yüreði deðil artýk, onlar
Kurudular, ayrýldýlar senden - ey kutlu bütün!
Dipdiri! Ýçten olan! Þükür sana,
Odur senin ölmez olduðunu gösteren!
Gülerek atýyor incilerini denize
Kendinden gelenleri, o yiðit...
Böyle olmalýydý.
Böyle istiyor can,
Olgunlaþan zaman.
Bir kez gereksemiþiz böyle
Olaðanüstünün görmezlerini...
PAUSANIAS. Büyüktür onun tanrýlýðý
Adak oluþu büyük!
EMPEDOKLES'ÝN ÖLÜMÜ
(Ýkinci Bölüm)
Kiþiler
Empedokles
Pausanias
Panthea
Delia
Hermokrates
Mekades
Agrigentolular:
Amphares
Demokles
Hylas
Olayýn birazý Agrigento'da, birazý Atina'da geçer.

BÝRÝNCÝ PERDE
Birinci Sahne
Uzakta Agrigento korosu. Mekades. Hermokrates.
MEKADES. Duyuyor musun içmiþ halkýn sesini?
HERMOKRATES. Onu arýyorlar.
MEKADES. Adamýn ruhu
Ne de güçlü onlar arasýnda besbelli.
HERMOKRATES. Biliyorum kuru ot gibi
Tutuþtuðunu insanlarýn.
MEKADES. Biri kýmýldatýyor yýðýný, bence,
Jupiter þimþeðinin ormaný
Sarýþý gibi, korkunç...
HERMOKRATES. Bundan dolayý baðlayalým
Ýnsanlarýn gözlerini,
Hýzla yanaþmasýnlar ýþýða.
Artýk çýkamaz ortaya
Tanrýsal bir nesne onlarýn önünde.
Bir dirilik
Bulamaz gönülleri.
Bilmez misin eskileri,
Göðün gözdeleri denenleri?
Beslerler yüreklerini
Evrenin güçleriyle,
Ölümsüz kiþi pek yakýndý
O yüce varlýklara,
Bu yüzden eðmezdi baþlarýný
Kendini beðenmiþler bile,
Bu güçlülerin önünde
Tutunamazdý bir baþkasý,
Deðiþiverdi karþýlarýnda.
MEKADES. O da mý?
HERMOKRATES. Budur onu güçlü kýlan...
Tanrýlarla bir güvenlik
Ýçindedir o...
Halkýn kulaðýnda çýnlýyor sözü,
Bir gelirse Olympos'tan,
Þükürler ederler ona,
Odur gökten ýlgarlayan
Yaþam alevlerini,
Ölümlüler önüne koyan.
MEKADES. Bundan dolayý tanýmlýyorlar onu.
Onlarýn tanrýsý olmalý o,
Onlarýn kralý.
Onlar söylüyor
Apollo'nun Troyalýlara
Bir il yaptýðýný,
Bu daha iyi olmuþmuþ,
Yüce bir kiþi yardým ediyormuþ yaþama.
Gene anlaþýlmaz sözler söylüyorlar
Onun üstüne pek çok,
Ne yasa dinliyorlar,
Ne gerekçe, ne töre.
Bir þaþkýn yýldýz olmuþ
Halkýmýz, korkuyorum,
Geleceði gösteren bir belirti bu,
Bu sessiz duygu içinde
Ne civcivler çýkaracak daha.
HERMOKRATES. Sus, Mekades!
Öyle olmaz o.
MEKADES. Sen daha mý güçlüsün?
HERMOKRATES. O daha güçlüdür,
Bu yüzden anlýyor güçlüleri
Bu az bulunur kiþiyi çok iyi tanýrým.
Mutlulukla büyümüþ,
Baþlangýçtan bu yana
Özel bir anlam verilmiþ ona,
Budur onu yanýltan,
Çekecek acýsýný,
Ölümlüleri çok sevmenin...
MEKADES. Yerilmiþim ben,
Onunla daha sürüp gidemez bu durum,
Yeter sürdüðü,
Baþarý saðlarsa da gene o yýkýlýr ilkin.
HERMOKRATES. O daha önceden yýkýlmýþtýr...
MEKADES. Ne diyorsun?
HERMOKRATES. Görmüyor musun?
Ruh yoksullarý þaþýrtmýþ o yüce tini,
Görmezler de yol göstereni.
Fýrlattý ruhu halkýn önüne, yürekten
Açýkladý tanrýlarýn yeðgörüþünü topluma,
Hýnç duyarak eðlendi boþ yankýyla
Yeterdi bir ölü göðsünden çýkan ses
Çýlgýnlara, bir süre katlandý ona,
Üzüldü, dayandý, bilmiyordu bu ara
Nerede olduðunu.
Ýlerlemiþ halkýn sarhoþluðu,
Titreye titreye dinlediler bunu,
Bir söz yüzünden titrediðinde göðsü
Dediler ki: Biz böyle dinlemeyiz tanrýlarý!
Benim sana vermediðim adlarý verdi
Uþaklar kendini beðenmiþ bir acý çekene.
Sonunda içmiþ aðuyu susayan kiþi,
Zavallý, bilmezdi onun anlayýþýna
Göre düþünmeyi, benzerini bulmayý,
Azgýn bir ünle avunuyordu,
Görmez oluyordu onlar gibi,
Þu anlayýþsýz saçmalýklara inananlar gibi,
Kesilmiþti güçten,
Bir gece düþtü yola, bilmiyor kurtulmayý,
Biz yardým ediyoruz ona.
MEKADES. Güvenin var mý bunda?
HERMOKRATES. Tanýrým onu.
MEKADES. Saygýsýzca bir dedikoduyu
Ansýdým onun yaptýðý, son kez
Agoradayken o. Bilmiyorum,
Önce ne demiþti ona halk,
Ben zamanýnda gelip uzakta durdum,
Siz ünlediniz beni, o da karþýlýk verdi,
Doðrusunu yaptý bu konuda,
Doða dilsizdir gerçi,
Güneþ, hava, toprak, bir de çocuklarý
Yaþarlar birbirinin çevresinde, yabancýl...
Yalnýz baþýna yaþayanlar ilgi duymadý ona.
Boyuna güçlenerek tanrýlarýn ruhunda
Özgür, ölümsüz güçleri evrenin
Gezinirler baþkalarýnýn
Geçici yaþamý çevresinde,
Öyle ki yaban bitkileri
Ayak basýlmamýþ topraða,
Bütün ölümlüler de
Tanrýlarýn kucaðýna ekilmiþtir,
Eli sýkýca beslenmiþler, bir de
Ölü doðmuþ toprak, bir bekleyen
Yoksa, yaþamý uyandýrýcý,
Benimdir bu ülke.
Birleþtirmek için ölümlülerle tanrýlarý
Bende deðiþiyor güçle ruh
Daha sýcak kuþatýyor sonsuz güçler
Ölmekte olan yüreði, daha güçlüce
Kök salýyor özgürlerin ruhundan,
Gezen insanlar, uyanýktýr o! Evet ben
Yoldaþýyým yabancýnýn,
Bilinmeyen deyin sözüme,
Yaþayanlarýn sevgisini taþýrým,
Býrakýn, birlikten yoksun olaný,
Ben baþkalarýndan almýþ,
Baðlamýþým can vererek, yola koymuþum
Gençleþtirerek duraklayan evreni,
Ýþte böyle söyledi o kendini beðenmiþ...
HERMOKRATES. Bu da azdýr, kötü içinde uyuyor
onun,
Tanýrým onu, taný gökyüzünün
O pek mutlu þýmarýk oðullarýný,
Onlarýn ruhlarýndan baþkasý sevmez onu...
Bir kez tedirgin etmiþ onlarý, dýþa bakýþ -
Kolay incinir
Yumuþak yürekliler -
Kimse alamaz gönüllerini daha,
Yaka yaka oyar onu bir yara, onulmazca,
Kabarýr yürek. O bile! Sessiz görünür,
Kýpkýzýl olur, yoksul halk ondan
Yüce özü alalýdan ----
Göðüste tiranca tutkuyu bulalýdan beri...
O ya da biz! Bir yýkým deðil,
Böyle adarýz onu: Göçmeli
O bile!
MEKADES. Kýþkýrtma onu! Bir yerde kapamayýn,
Boðulmasýn, býrakmayýn, sýkýþan yalýmý!
Býrakýn onu! Engel olmayýn ona! Bulamaz
Onu, atak bir iþte, kendini beðenmiþ kiþi,
Ancak sözle suç iþleyebilir o,
Ölür bir çýlgýn olarak, pek dokunmaz
Bize. Býrak düþe dalarak uçsun!
Güçlü bir rakip onu korkunç yapar,
Böyle sezer gücünü, sonra ----
HERMOKRATES. Ondan, her nesneden
korkuyorsun, zavallý adam!
MEKADES. Ancak bana yaraþýr piþmanlýk,
Esirgenecek olaný da esirgerim seve seve.
Gerekmez her nesneyi bilen toyun bunu,
Her nesneyi kutlu kýlan kutlu kiþi de öyle...
HERMOKRATES. Anla beni, ey toy çocuk!
Çekiþtirmeden önce, söyledim sana
Ýnsan düþecek, inan bana, esirgenmeliydi oysa,
Ben de senin gibi olacaktým çokluk!
Oku bunu; insan ruhu yýkýcý
Bir ateþtir, kýlýçtýr, bilmez susmasýný,
Bu tanrýsal ruh, gizemini koruyamazsa.
Sessiz durur, kendi derinliðinde dinlenir,
Verir gerekeni: Ýyilikseverdir, oysa
Bir de boþanmayagörsün baðlarýndan
Yutucu bir alev kesilir gider.
Býrakýr onunla ruhunu da, tanrýlarýnýzý da
Korkmadan söylenmeyecek sözleri söylemek
Ýster, korkunç varlýðýný döker su olsa da,
Saçar, daha kötü deðil mi bu ölümden,
Sen bunlardan söz edersin bir de?
Gerekliyi yanlýþ anlatmak mý istersin?
Alýnyazýsýdýr onun bu, kendine düþenle yetin!
Onu kendiliðinden yaptý, yaþamalýdýr,
Her kiþi onun gibi acý, çýlgýnlýk içinde
Geçip gidiyor, açýklýyor tanrýsal olan,
Her yana gidip gelen, gizli ve egemen olaný,
Ýnsan ellerine býrakýyor!
O, düþmelidir!
MEKADES. Dolu bir ruhtan doðan iyiliðiyle
Ölümlülere güvendiðinden bu yýkýmý
Görmeli miydi?
HERMOKRATES. Evet, Nemesis'in gelmesini bile
ister o,
Büyük sözler söylemek geçer içinden,
Arý duru bir yaþamý kötülemek,
Derinliðin altýnýný gün ýþýðýna çýkarmak,
Kullanmak ister, ilkin onu yýkacak
Bir gerekseyiþ olarak ölümlülere verilmeyen.
Yoksa daha önceden þaþýrtmýþ mý onu?
Yetkin bir ruhu mu var ulus içinde?
Yabanlaþmýþ onun gibi ince yapýlý olan!
Bu her nesneyi bildirici iyi adam nasýl da
Her iþi kendi gücüyle yapan biri olmuþ!
Deðiþmiþ, ne de atak olmuþ
Elindeki bir oyun gibi saygý duyardý
Tanrýlara da, insanlara da...
MEKADES. Korkunç sözler ediyorsun, rahip,
Gerçek gibi geliyor bana karanlýk sözün,
Olsun, beni iþ yapmaya yönelttin, yalnýz
Bilmiyorum nerde bunu yapacak olan.
Böyle büyük olmayý isteyen biri olsun,
Güç deðildir iþi düzene koymak,
Bu iþ üstün gücü olanýn elinden gelir,
Bir büyücü gibi yönetir yýðýný
Bir baþkasýymýþ gibi geliyor bana, Hermokrates...
HERMOKRATES. Güçsüzdür senin büyücün, çocuk
gibi, yeðniktir,
Gerçi bizi hazýrlamýþ olmasý gerekti,
O belli saatte deðiþtiriverdi güçsüzlüðü,
Kendine güveni olan, sessizce yükselen
Bir anlamý taþýyýcý oldu þimdi kendince,
Bir de gücü olaydý, saygý duymazdý,
Üzülür, yalnýz kendi düþüþünü görür,
Yitik yaþama dönmeye çalýþýrdý,
Kendiliðinden gevelediði tanrýyý arardý...
Topla halký baþýna, yakýnayým ondan,
Kargýþ yaðdýr ona, korksunlar önünde
Putlarýnýn, kovsunlar onu çöle,
Bir daha dönüp yýkým veremez bana,
Orada ona en çok bunun yakýþtýðýný
Bildirin, ölümlülere de...
MEKADES. Neden, suçluyorsun onu?
HERMOKRATES. Sana söylenen sözler
Yeterlidir...
MEKADES. Bu cýlýz yakýnýþla mý istersin
Halkýn onu özünden atmasýný?
HERMOKRATES. Her yakýnmanýn zamanýnda bir
gücü var,
Bu güç de pek önemsiz deðil hani.
MEKADES. Evet, onun ölümünden de yakýnýyorsun
Halk önünde, oysa etkisi de olmuyor.
HERMOKRATES. Bu yeter! Apaçýk bir gerçeði
Gizliyorlar saçmaya inananlar.
Bu görülmedik bir alçaklýk olmalý,
Göz önüne getirmeliler onu, cýlýzlarý
Kýmýldatan...
MEKADES. Gönülleri baðlý ona, böyle kolayca
Baðlayýp yönetemezsin o gönlü. Seviyorlar onu!
HERMOKRATES. Onu mu seviyorlar? Evet. Onun
Çiçeklenip ýþýldadýðýndan beri ----
------ Tadýný çýkarýyorlar.
Ne yapabilirler onunla artýk,
O kurumuþ, çöle dönmüþ? Ýþ yok onda,
Yararlanacak bir yönü kalmadý, kýsaldý
Günleri, ekin vermez oldu tarla,
Býrakýlmýþ, ýrmaklar akýyor, üstünden
Yolumuz geçiyor geliþigüzel.
MEKADES. Kýþkýrt onu! Kýþkýrt onu! Bak!
HERMOKRATES. Ummuyorum onun katlanýcý
olduðunu.
MEKADES. Böyle ele geçirecek onlarý katlanýcý!
HERMOKRATES. Az da deðil pek!
MEKADES. Hiç de dikkat etmiyorsun, kendini de
Beni de, onu da, her nesneyi de yok edeceksin.
HERMOKRATES. Ölümlülerin düþe kapýlmasýna,
utanmasýna
Karþý saygý duymuyorum gerçekten!
Onlar tanrý olmak, tanrýlar gibi
Kutlanmak isterler, sürer bu bir zaman!
Kaygýlanýyor musun ey katlanýcý
Acý çekenin onlarý kazanmak isteyiþine?
Yükselecek çýlgýnlara karþý,
Onun acý çekiþinde tanýyacaklar
Kandýrýcýlýðýn aðýrýný, ona karþý
Þükretmede katý yürekli olacaklar,
Tapýnýlan da güçsüz biridir gerçi,
Neden onlarla karýþtýðý çýkacak
Ortaya dosdoðru...
MEKADES. Bu olayýn dýþýnda kalmak isterdim,
toyun!
HERMOKRATES. Bana güven, çekinme, gerekirse.
MEKADES. Gelirse oraya, bir aranýver
Sen þaþkýn Ruh! Yitirdin her nesneyi.
HERMOKRATES. Býrak onu! gitsin! (Ýkisi de çýkar.)
Ýkinci Sahne
Empedokles.
EMPEDOKLES. Sokuldun yavaþ yavaþ sessiz
dünyama,
Buldun beni orda karanlýk sofamda,
Sen ey gönüldeþ! Umutsuz deðil geliþin,
Uzaktan gösterdin etkini yeryüzünde,
Anladým dönüþünü iyice, güzel gün!
Benim size olan güvençlerim, sizin,
Yücelerin hýzla çalýþan güçlerine! -
Gene yakýnýmdasýnýz benim, siz ey mutlular,
Eskisi gibi, siz korumun yanýlmaz aðaçlarý!
Siz dinlenin, sen de büyü, gün gün
Ýçirin ýþýklarý gök kaynaklarýndan
Bu ayrýlanlarý, ekmiþ dölleyici hava
Yaþam kývýlcýmlarýný çiçek açanlara!
Ey içtenli doða! Gözlerimin önündesin,
Tanýr mýsýn gönüldeþini, yüce sevgiliyi,
Tanýmazsýn beni de, bir diri türkünün
Sevinçle akan adak kaný gibi sana
Getirdiði toyunu da?
Kutlu aðaçlarýn yanýnda,
Yerin damarlarýndan çýkan sularýn
Toplandýðý yerde, susuzlarýn
Kýzgýn günde serinlediði - içimde bile,
Evet içimde, siz yaþamýn kaynaklarý,
Akýn evrenin derinliðinden birlikte,
Susayanlar geldi bana - nedir durum?
Güveniyor mu? Yalnýz mýyým büsbütün?
Gündüzün bile gece mi dýþarda?
Yüce kiþi bir ölümlü göz gördü,
Kör edilen eliyle deðiniyor dört bir yana,
---- Onun boyuna
Ýlerlemesi gerek þimdi, uzunboylu þýmartýlan,
O bütün dirilerle mutlu olan!
Sizin yaþamýnýz ah! Mutlu güzel çaðda,
Bir evren, bir de onlarýn görkemli, tanrýsal
Güçleriyle bir gönül gibi duyulan da!
Yoksa ruhunda býrakýp gitme toplumdan
Kovulma yargýsý mý veriyor? Gönüldeþsiz mi o,
O tanrýlar gönüldeþi? Onun yokluðunda
Gecesinde yayýlýr boyuna çelimsizler gibi
Katlanýlmaza katlanarak korkunç
Tartarus'ta gün gün döðülenler.
Ne oldu, aþaðý indin de? Hiç mi? Haa!
Bana býrakmalýsýnýz birini! Çýlgýn,
Sen de öylesin, düþe dalýyorsun, sen de
Bir cýlýz olaydýn. Bir kez daha! Bir kez
Daha benim için dirilmeli o, onu isterim!
Kargýþ yada baðýþ! Aldan bakalým,
Ey alçak gönüllü, senin için bir nesne
Çýkmaz göðüsten! Kendim için yaymak
Ýstediðim nesne kendi alevimden çýkmalý!
Sen kývanç duymalýsýn, yoksul ruh,
Tutsak ruh! Kendini özgür, varlýklý,
Büyük olarak sezmelisin evreninde! -
Yazýk! Tek baþýna! Tek baþýna! Tek baþýna!
Bulamayacaðým sizi,
Tanrýlarým benim,
Bir daha dönmeyeceðim,
Senin yaþamýna, ey doða!
Senin kargýþlananýn! Yazýk!
Ben seninkine bile saygý göstermedim mi,
Seninkidir beni üstün gören,
Sen sýcak kanatlarla kuþatarak
Beni uykuda kurtarmadýn mý,
Ey ince kiþi,
Çýlgýnlarýn içinden? Onu
Esirgeyerek, yüzüne gülerek Nektarýnla
Besledin, onu içti geliþti,
Çiçek açtý, güç kazandý, esridi,
Þimdi de alaya alýyor seni cezasýz - ey tin,
Beni büyük kýlan tin! Senin beylerin
Kendindedir, yaþlý Saturnus'un var!
Yeni bir Jüpiter çýkarýlmýþ senden,
Daha cýlýz, yalnýz daha atýlgan...
Kötü aðýzlar yerebiliyor seni ancak.
Bir öç alýcý yok mu, boyuna ruhuna
Yergi, kargýþ yaðdýrmam mý gerek?
Tek baþýma kalmam mý gerek? Öyle mi?

Üçüncü Sahne
Pausanias. Empedokles.
EMPEDOKLES. Seziyorum günün batýþýný,
ey gönüldeþ!
Benim için ortalýk kararýp soðuyacak!
Geriye, ey sevgili! Dinlenmeye gidiþ
Mutlu uykudan seni uyanmýþ, ava doymuþ
Bir kuþun baþýný içeri çekiþinden
Baþka deðil benim için!
Býrak benden yakýnmayý! Býrak!
------------------------------
PAUSANIAS. ---- Anlamadým dediðini.
Çok yabancý geldin bana,
Empedoklesim! Tanýmýyor musun beni?
Tanýmýyor muyum seni yoksa,
Sen görkemli kiþi? Böyle bir masal
Olabiliyor musun ey soylu yüz,
Boyun eðdirebiliyor mu acý
Yeryüzünde göðün gözdelerine?
Sen öyle deðil misin? Bak! Biz toptan
Þükrediyoruz sana, böyle altýn bir
Sevinç içinde, kendi ulusu arasýnda
Kimse yoktu senin gibi güçlü...
EMPEDOKLES. Saygý duyuyorlar mý bana? Söyle
onlara,
Býraksýnlar artýk, yakýþmýyor bu süs
Kara alnýma, hani solar
Yeþil yapraklar bile gövdeden
Kopup dökülünce!
PAUSANIAS. Daha ayaktasýn, taze sular sýzýyor
Köklerine, soluk alýyor yavaþtan,
Geçici deðil öyle senin doruðun.
Tanrý güçleri beslemiyor mu seni?
EMPEDOKLES. Gençlik çaðýný andýrýyorsun bana,
Ey sevgili!
PAUSANIAS. Yaþam ortasýnda daha güzel geliyor
bana.
EMPEDOKLES. Seve seve bakýyor, o göçmek
isteyince
Hýzla yitip gidici olanlarýn gözleri
Geriye, bir kez daha
Þükredenlere, iþte o çað!
Sevgi beðenciniz uyandýrdý bende
Tanrýlarýn verdiði ruhu Endymion gibi,
Bir çocuksu uykuda açýlýverdi
Sezdi boyuna genç kalan, dipdiri,
Yaþamýn büyük yüceuslarýný.
Ey güzel güneþ! Öðretmedi bana insanlar,
Benim kutlu yüreðim ölümsüzce severek
Karþý çýkardý beni ölümsüzlüðe,
Sana! Bulamadým tanrýsal olaný,
Ey durgun ýþýk! Kendi günümde
Önem vermiyorsun yaþama, kaygýsýz,
Sevinçli, mutlusun üstelik!
El çekiyorsun bu altýn bolluktan,
Ben de uygun gördüm bunu
Bu iyi caný seve seve.
Ölümlülere, korkusuz açýldý gönlüm,
Senin gibi, aðýr baþlý topraða,
Alýnyazýsýyla olana, ah! Ona baðlý
Kalmak için övgüler düzdüm, bir gençlik
Sevinci içinde sonuna deðin ona
Adamak için yaþamýmý.
Söyledim ona bir mutlu saatte,
Böyle baðladým aðýr ölüm baðýný ona.
Sonra baþka hýþýrtý duyuldu korulukta,
Ýnceden inceden çýnladý onun dað kaynaklarý,
Onun sevgi çiçeklerini verdiler bana,
Çiçek dallarýyla
Çepeçevre sardýlar baþýmý. -
PAUSANIAS. Ah, böyle gençlik! Düþünden doðan
Bir parýltý var gözlerinde
Acý çekenin gene.
EMPEDOKLES. Bütün kývançlarýn, ey yeryüzü!
Senin gibi gerçek, sýcak dolu, sevgiden,
Yorgunluktan dolayý olgun, bana
Verdin onlarý bütün.
Sessiz dað doruðunda oturduðumda,
Þaþarak insanlarýn deðiþen çýlgýnlýðýný
Düþündüðümde derinden, kapýlýrdým
Dönüþümlerine senin, daha yakýndan
Küçümserdim kendi solup sararýþlarýmý...
Sonra soluk aldý gök, senin gibi
Ondu sevgiden yaralý gönlümü,
Yüksek maviliðin içinde alev bulutlarý
Gibi çözülmüþ kaygýlar, arýndým...
PAUSANIAS. Ey göklerin oðlu!
EMPEDOKLES. Evet bendim o! Anlatayým,
Ben yoksul! Bir kez daha istedim
Ruha seslenmeyi,
Ben, senin yüceus gücünün yapýtýyým,
Senin görkemli iþdaþýným ey doða!
Ben de, dilsiz, ölü gibi sessiz gönül
Yankýlar uyandýrýr bütün seslerinden!
Gene o muyum ben? Ey yaþam!
Çýnlýyor mu sesin, bütün kanatlý ezgilerin,
Duydun mu eski sesini, büyük doða?
Ah! Ben, ben yapayalnýz, yaþamadým mý
Bu kutlu yeryüzüyle, bu ýþýkla, ruhun
Ayrýlmadýðý seninle ey baba gök!
Bütün dirilerle ey tanrý gönüldeþi,
Gerçekten Olympos'ta?
Ben kovulmuþum, ben yapayalnýz kiþi,
Acý çekmektir benim günyoldaþým, uykudaþým.
Bende bulunmaz baðýþ, git.
Git! Sorma git! Düþ mü görüyorum sanýrsýn?
Ey bak bana, þaþma
Sen iyi kiþi, benim aþaðý indiðime,
Ben göklerin çocuðu, onlarýn
Çok mutlu olmalarýna,
Özel bir kargýþý üleþtiðine...
PAUSANIAS. Yazýk! Böyle konuþma mý olur! Sen
misin?
Dayanamam! Senin beni, canýný üzmen gerekmez.
Kötü bir belirti gibi geliyor bana
Böyle boyuna sevinçli olan ruh,
Güçlü varlýðýn bulutlarla örtünmesi...
EMPEDOKLES. Býrak kaygýyý, ey sevgili!
Ne yaptý size, bu arý duru kiþi,
Neden böylesine karartýldý ruhu?
Siz ölüm tanrýlarý! Yok mudur bir yerde
Özel iþi ölümlülerin, ulaþmaz mý korku
Onlarýn yüreðine, güçlülerin göðsünde
Egemen olmaz mý sonsuz alýnyazýsý?
Býrak üzüntüyü, yürüt erkini,
Sen gene eski sensin,
Yapabilirsin daha çoðunu bile,
Bir bak sevgime benim, kimsin,
Senin olaný düþün, yaþa!
EMPEDOKLES. Bilmezsin beni de, kendini de,
ölümü, yaþamý da...
PAUSANIAS. Ölümü, onu bilirim az çok,
Evet, var olmayý düþündüm biraz.
EMPEDOKLES. Ölümdür yalnýz olmak, tanrýsýz
olmak!
PAUSANIAS. Býrak onu, bilirim seni, eylemlerinde
Tanýmýþým seni, kendi erki içinde
Öðrendim ruhunu da, evrenini de,
Kutlu bir anda
Bir sözün senin
Pek çok yýllýk dirim vermiþse bana,
O günden baþlamýþ demektir
Gençlik için büyük bir çað.
Orman hýþýrdayýnca uzaktan
Yuvayý düþünen cana yakýn geyikler gibi
Çarpardý yüreðim çok kez,
Sen söz edersen eski evren mutluluðundan,
Ýyi günleri bilirsen açýk demektir
Bütün alýnyazýsý sana koymaz mýsýn
Geleceðin büyük çizgilerini gözünün,
Güvenli bakýþýnýn önüne, eksik bir üyeyi
Bütünde düzene koyan sanatçý gibi?
Tanýmaz mýsýn güçlerini doðanýn,
Sen onlarý sessiz egemenliðin altýnda
Güvenle, bir ölümlü olmadan
Nasýl yönetirsin istediðin gibi?
EMPEDOKLES. Doðru! Biliyorum hepsini, hepsine
egemen
Olabilirim, elimdeki bir yapýtý bildiðim
Gibi iyice, ruhlarýn Beyinin diriyi
Yönettiði gibi yönetirim onlarý gönlümce...
Benimdir evren, bütün erkler
Uyruðumdur benim, iþimi görürler, ----
---- Benim uþaðým olmuþ
Bir Beyi gerekseyen doða,
Benden aldýðýdýr ancak onun ünü.
Ne olurdu gök, deniz, adalar,
Yýldýzlar, insanlarýn gözleri önündeki
Bütün nesneler, ne olurdu evet,
Bu ölü telli çalgý, ben ona ses, dil,
Can vermeseydim? Tanrýlar,
Onlarýn ruhu ben bildirmeyince ne ki.
Haa! Söyle, ben kimim öyleyse?
PAUSANIAS. Eðlen bu çelimsizlik içinde kendinle
de,
Ýnsanýn alýmlý kýldýðý her nesneyle de, -
Sizin etkiniz, sözünüz kýrar göðsümde
Gücümü, korkutur beni, vur açýða ne varsa!
Hýnç duyuyorum sevdiðine de, sana
Eþ olmasýný istediðine de,
Baþkadýr istediðin senin, yetinmezsin
Namusunla sen, kalmak istemezsin,
Peki göçüp gitmek mi dileðin?
EMPEDOKLES. Suçsuz kiþi!
PAUSANIAS. Kendine kendinden mi yakýnýyorsun?
EMPEDOKLES. (Sessizce.) Ýþ görmelidir insan,
Düþünen insan geliþerek
Sürdürmeli yaþamý, ilerlemeli kendince...
Daha büyük bir anlamla dolu,
Büsbütün durgun bir güç kuþatýr
Sezen kiþiyi, iþte o düþünür,
Büyük doðayý...
Ýnsan açar ruhunu doðanýn,
Bir ilgi duyar içinde, bir umut
Taþýr insan. Kök salýp derinden uyanýr
Güçlü bir tutku içinde...
Çok iþler gelir elinden,
Alýmlýdýr insanýn sözü, gezer evreni
Tutar avcunda...

EMPEDOKLES ETNA'DA
(Taslak)

ETNA
1
Empedokles.
2
Empedokles. Pausanias.
Ayrýlýk.
3
Empedokles. Yaþlý Adam.
Öyküsünü anlatýþý.
BÝLGE
Kuþkulanýyorum bu adamdan, tanrýlardan ----
Neden gücenirsin zamana, beni doðurana,
Beni ortaya çýkaran ilkeye?
EMPEDOKLES.
(Gider.)
Öðren anlamayý, yolu, böyle olmayý ----
PAUSANIAS. RAHÝP.
Bu onun araþtýrmaya baþlamasý için elveriþli bir durumdur. Empedokles ile halkýn arasý
açýldýktan sonraki durumun kuþkululuðu, Empedokles'in üstünlüðünü çekemeyiþ yüzünden halkýn
bu sürgün konusunda konuþmasý için aþýrý adýmlar atýldý. Ýmdi halk onun yokluðunu duyar
göründü, onun büyük varlýðýndan, Empedokles ile halký baðlayan gizli baðdan yoksun kaldý.
Alýþýlmamýþ köklü kuruluþlar, bu iki yanlý acýnmalýk belirlenimin duygusu onu gerçekten
piþmanlýða sürükledi. Halkýn Empedokles için verilen sürgünden doðan kývançsýzlýðýnýn yarat
ilk gürültü sýrasýnda Empedokles geri çaðrýlmayý kendiliðinden istedi. Durum böyle sürüp sü
gidemez, Empedokles bu iþ gece gündüz olmaz, der. Bundan baþka bu kendini bilen adam
ölümlünün alýnyazýsýný araþtýrdý. Bu yüzden gene yaþamak istiyor. Pausanias.
YAÞLI. KRAL.
Yaþlý. Ülküsel düþünceye dalarak.
Kral. Yiðitçe düþünceye dalarak.
ULAK. YAÞLI.
Kardeþi krala yakarýr ----
Kral, aðýr basarak onaylar onu.
Ancak öðüt istemez, kardeþiyle kendisi arasýnda bir aracý da istemez. Yaþlý gitme gereðini
duyar:
Artýk gideyim, aracý istemem.
Bu adam da gider.
Kralýn tek baþýna söylevi. Alýnyazýsý çocuðunun coþmasý.
EMPEDOKLES ÝLE KRAL.
Empedokles: Benimdir bu yöre ----
Býrakýn öç alýcýyý ----
-------- uslu adam.
Empedokles: Bir ana emzirmiþ bizi.
Kral: Ne günden beri?
Empedokles: Kim sayabilir yýllarý.. oysa...
Öznellerden nesnellere geçiþ.
Kral gitmek ister, halkýn yaklaþmakta olduðunu bildiren ulak onu karþýlar. Bir sarsýlýþ içi
mutluluk türküsünü söyler. Sonra kýzgýnlýkla karþýya geçer... Silahlananlarýn gizlenmelerin
buyurur, verilecek ilk belirtiyle... Sonunda ona kýz kardeþiyle Pausanias'ýn geliþi bild
irilir.
KIZKARDEÞ. PAUSANIAS.
Kýzkardeþ salt ülkücü. Empedokles'i arar.
Pausanias.
Empedokles salt ülkücü.
Kýzkardeþ kralý sorar, ikisinin baðýþlanmasýný ister.
Halktan söz eder:
Empedokles'in geri gelmesi için yakarýr.
Yara - unutulmuþluk.
EMPEDOKLES.
Yiðitçe ülkücü...
Geçmiþ artýk ne varsa.
Pausanias boþuna baktý halkýn elçilerine. Kýz kardeþ bu gidiþten Empedokles ile aralarýnda
bozuþma olan kuþkulu yýðýndan, iki kardeþ arasýnda baþlayan bozuþmadan korktu...
Empedokles sessiz durdu, onlarý avuttu. Bu akþam olacak, dedi; serin yeller esecek,
sevgi
ulaklarý, göklerin yükseklerinden gönüldeþçe inenler, güneþin oðlu akþam türküsünü söyler,
sesler çýkarýr ----
HALK ELÇÝSÝ.
Onu kendi gerçek biçimi içinde buldular, onun onlarý gördüðü gibi onlar da onda yansýyordu.
Onun ölümü, sevgisi, içtenliðidir. Ona ruhuyla ne denli yakýn gelirse, kendini onlarýn için
öylesine çok görür, böylece o özünde egemen olan bir duyu içinde güçlenir...
Yeni dramýn ortaya konan sahneleri.
KÝÞÝLER.
Empedokles.
Pausanias - Empedokles'in gönüldeþi.
Manes - bir Mýsýrlý.
Strato - Agrigento beyi.
Empedokles'in kýz kardeþi.
Panthes - kýzý.
Arkadaþlar, Agrigentolular korosu.

BÝRÝNCÝ PERDE

Birinci Sahne
Empedokles.
EMPEDOKLES. (Uykudan uyanarak.)
Uzun bulutlar yýðýnýndan çaðýrdým sizi
Bu yöreye, siz öðle ýþýnlarý denenleri,
Siz pek olgunlaþanlar, sizde tanýdým
Yeni bir yaþama gücünü ben.
Yoksa bambaþkadýr durum!
Ýnsan üzüntüsü gitmiþ artýk!
Kanatlanýyorum, mutluyum
Kolay yükseleceðim oradan, yeterince kývançlý,
Alýmlý, varlýklýyým oturduðum yerde,
Alev saðraðýnýn dudaðýna dek ruhla
Dolduðu yerde, onun derdiði çiçeklerle
Çelenk takýlmýþ bana, Etna babanýn
Gönüldeþ sevinciyle verdiði...
Þimdi yeraltý fýrtýnasý, her günkü gibi,
Yakýn bir yýldýrýmýn bulutlar konaðýnda
Uçarsa, kývanca doðru açýlýr benim de gönlüm.
Kartallarla söylerim doða türküsünü burda.
Düþünmedi yabanda bana baþka
Bir yaþamýn çiçek çiçek açýldýðýný,
Yererek bizim ilden dolayý çýkýþtý bana,
Benim yüce kardeþim. Ah! Bilmiyor,
Baðýþý hazýrlayan uslu kiþi,
Ýnsanlýk baðýndan çözülmüþ, odur beni
Özgürce açýklayan, özgürce, bir gök meleði gibi,
Bu yüzden önemi vardý bu yüzden yapýldý!
Bu yüzden yermekle, kargýþla silahlandý halk,
Benim halkýmdý, benim ruhuma karþý,
Bana saldýrdý, boþuna deðildi
Kulaklarýmda çýnlayýþý çok sesli
Kahkahalarýn, evet aðlayarak gitti yoluna
Sofu düþçü, zevzek... Ölüler yargýcýnýn yanýnda
Ýyi iþ görmüþüm! Yararlýydý saðlýða, aðu
Ýyiletmiþ sayrýlarý, bir suçlu ceza verdi
Ötekilere. Çok yazýklar iþlemiþim gençlikte,
Ýnsanlar insanca sevmedi, iþ gördü,
Bir su gibi, ateþ daha körce iþ görüyor hani...
Ýnsanca bir iþ yapmadýlar bana, bu yüzden
Kötülük ettiler yüzüme karþý,
Senin gibi tuttular beni de,
Her neyse katlanan doða! Sendeyim,
Þimdi sendeyim, ýþýldýyor aramýzda
Eski sevgi yeniden, seninle benim.
Çaðýrýyor yakýna, daha yakýna çekiyorsun,
Beni, unutulmuþluk - mutlu bir seren gibi
Kýyýdan ayrýlmýþým, yaþam dalgasý
---- Sarar beni kendiliðinden,
Bu en çok dalgalý olan, açarsa bana
Kollarýný, ey ana, budur istediðim de,
Kaçýndýðým da benim. Yoksa korku
Salar baþkasý, ölüsü müdür bu ananýn,
Ey sen, çok iyi bildiðim, sen
Büyüleyen korkunç alev! Ne de sessiz
Durursun þurda burda, ne de korkarsýn,
Kaçarsýn sen, ey dirinin ruhu...
Benim için diri, apaçýk olacaksýn.
Gizlemiyorsun benden, bana baðlý ruh
Çok deðil! Sen bilirsin kendini, bilinmez
Deðilsin bence de ----
Pýrýl pýrýl olacak bence, korkmuyorum.
Ölmek istiyorum ben de, hakkýmdýr.
Haa! Tanrýlar! Ne soy kaplamýþ yüzümü
Çepeçevre tan kýzýllýðý, oysa aþaðýda
Eski öfke kudurmuþ bile daha önceden!
Siz aþaðý, aþaðý yakýnan düþünceler!
Senin gereðin yok bana, ey özentili gönül,
Burada bir düþünce yok artýk.
Tanrý sesleniyor -
(Pausanias'ýn orada olduðunu anlar.)
Kurtarmalýyým bu erkiþinin
Güvendiðini, benim yolum onun deðil...
Ýkinci Sahne
Pausanias. Empedokles.
PAUSANIAS. Ey gezginim, sevinçle uyanmýþ
görünüyorsun!
EMPEDOKLES. Ey sevgili, boþuna bakmamýþsýn
Geriye dönüp yeni anayurda.
Yabandan iyilik görüyorum artýk,
Sen de beðenirsin soylu tepeyi...
---- Bizim Etna'yý.
PAUSANIAS. Onlar bizi sürdüler, seni de,
Seni, ey iyi insan! Yerdiler, inan bana,
Çoktandýr dokunmadýn onlara,
Yürekten girdi düþlerine, gecelerine
Umutsuzluða düþenlerin, pýrýl pýrýl ýþýk...
Bitirmek istiyorlar yolu imdi sessiz,
Uçsuz bucaksýz bir ýrmakta,
Yörüngesine koymak istiyorlar gemilerini,
Bulut da yýldýzý gizliyor hani bu sýra!
Ýyi biliyordum bunu, sen ey tanrýsal!
Senden kaçýyor, baþkasýna, atýlan ok.
Yýkým vermiyor bir büyücünün deðneðindeki
Eðitilmiþ yýlan gibi, oynuyor çevrende
Çoktandýr ardýnca sürüdüðün güvensiz yýðýn,
Gönlünle kuþattýðýn, ey seven kiþi!
Ýmdi! Býrak onlarý! Biçimsizlik isteyen,
Iþýktan kaçan, durduklarý yerde salýnanlarý,
Her nesneye kapýlan, koþup yorulan,
Her nesneden tedirgin olan, yangýn çýkaracak
Söndürünceye deðin, biz sessiz otururuz burda!
EMPEDOKLES. Evet biz burda rahatýz! Burada
açýlýyor
Alabildiðine kutlu öðeler önümüzde.
Yorulmayanlar deviniyor boyuna sevinçle
Kendi güçleri içinde çevremizde.
Kendi güvenli kýyýsýnda uyanýyor, susuyor
Yaþlý deniz, onun ýrmaðýndan
Bir çýnlayýþ yükseliyor, doða dalgalanýyor,
Uðulduyor oylum oylum aþaðýda yeþil orman,
Yukarda ýþýk, gök dindiriyor ruhu,
Daha gizemli bir isteði.
Evet, oðul! Biz burada rahatýz.
PAUSANIAS. Burda kal
Bu tepede, yaþa kendi evreninde.
Ben sana bakar, yardým ederim, gerekince.
EMPEDOKLES. Çok az gerekseme olur ben seve
seve
Ýsterim göz kulak olmayý bundan sonra...
PAUSANIAS. Evet, ey sevgili! Daha önceden
Düþündüm sence gerekli olaný az çok.
Sen bu çýplak yerde, sýcak güneþte
Ýyi uyuyabilirsin öyle düþünmüþtüm,
Bir yumuþak yer, serin gece
Güvenli bir sofada daha iyi olacaktý.
Burdayýz biz de, her nesneden kuþku
Duyanlar, baþkalarýnýn oturma yerlerine
Çok yakýn olanlar.
Senden istemedim uzak kalmayý uzunboylu,
Bu yüzden ivetledim, buldum da, mutluyum,
Seninle benim için yapýlmýþ bir rahat ev,
Meþelerle çevrili, sarp bir kaya,
Orada daðýn koyu sessizliðinde,
Yakýnýnda fýþkýrýr bir pýnar, yeþillik
Verir çevreye güzel bitkiler bolluðu,
Otlarla, yapraklarla dolmuþ ýrmak yataðý.
Býrakýr seni kendi baþýna, dokunmaz bile,
Öyle sessiz, öyle derin bir yer orasý,
Derin derin düþünür, dalarsýn uykuya.
Kutludur o maðara bana da, sana da...
Gel, bak, söyleme, ben gerçekte
Sana yaramam, kimin iþine yaradým ki?
EMPEDOKLES. Sen iyi yararsýn iþe...
PAUSANIAS. Nasýl yapabilirdim bunu?
EMPEDOKLES. Ah, sen çok gönüldeþ
Bir kimsesin, sen aptal bir çocuksun...
PAUSANIAS. Doðru diyorsun, ben doðduðum
kimseden
Daha uslu olmayý bilmiyorum.
EMPEDOKLES. Buna güvenin var mý?
PAUSANIAS. Neden olmasýn?
Neden öyleyse uzattýn bana ellerini,
Sen, iyi insan, ben bir öksüz gibiyken,
Yiðitlerden yoksun kýyýda bana
Bir koruyucu tanrý ararken üzülüp
Aldandýðýnda? Ey soylu ýþýk neden sessiz
Bir yolda yanýlmayan bir gözle
Günaçýmýmda aydýnlatmýþtýn beni.
Ben deðiþip senin olalýdan beri,
Daha yaklaþalý sana, seninle
Baþbaþa kalalý, daha kývançlý,
Daha özgür oluyor ruhum...
EMPEDOKLES. Etme bunun sözünü!
PAUSANIAS. Nedir o? Neden? Ey gönülden baðlý
adam
Neden yanýltýr seni bir gönüldeþçe söz?
EMPEDOKLES. Anlatma artýk beðendiðini, býrak,
Benim için olan olmuþ, bitmiþ.
PAUSANIAS. Senin için olaný biteni biliyorum,
Ben de, sen de, ikimiz de kaldýk.
EMPEDOKLES. Baþka bir konudan söz et, oðlum!
PAUSANIAS. Baþka ne gelir elimden?
EMPEDOKLES. Bana bir býçak saplamadýnýz mý
Bu anýyla?.. Ýmdi þaþýp kalýyorsunuz,
Gözümün önüne gelip bana soru soruyorsunuz...
Hayýr! Sen suçsuzsun, ey oðul
Ben böyle yanýma sokulana katlanamam...
PAUSANIAS. Bana mý, bana mý çatýyorsun?
Kendini düþün, bana bak, o sensin,
Ver bana az çok yoksun kalabileceðimi,
Sende ruhun varlýklýlýðý yüzünden olaný,
Varlýklý gönülden iyi bir söz ver bana gene.
EMPEDOKLES. Anlamýyor musun beni de?
Uzaklaþ! Söyledim onu sana, söyledim
O güzel deðil, ne sýkarsýn canýmý
Böyle sorulmayan iþlerle, boyuna
Baþka bir nesne bilmediðinden
Bir konuyla yönelirsin bana.
Ýyi bilmelisin þunu: Sana baðlý deðilim,
Sen de bana deðilsin, yollarýmýz da ayrý,
Benim için baþka yerde açýyor çiçekler,
Benim düþündüðüm, bugünden deðil,
Doðduðumda belirlenmiþtir...
Bir bak, yap yapacaðýný! Daðýlmýþ bir olan,
Sevgi ölmüyor tomurcuðu içinde,
Her yerde özgür bir sevinçle
Dal dal ayrýlýyor yaþamýn yüksek aðacý.
Zamancýl bir baðlýlýk kalmýyor öyle...
Ayrýlmamýz gerek, çocuk! Duraksama,
Yalnýz alýnyazýmý da býrakma bana.
O, bak! Parlýyor topraðýn içmiþ görünümü,
Tanrýsal, sence gerçek olan, gençlik!
Uðulduyor, bütün ülkelerde kýmýldýyor,
Deðiþiyor, genç bir de kolay, sofuca
Bir aðýrbaþlýlýkla oynanan çevik oyun,
Bununla kývandýrýr ölümlüler ruhu
Eski atayý... Git, dolaþ sarsýlmadan.
Ýnsanca git, düþün benim akþamýmda.
Yakýþýyor bana bu sessiz sofa, bu
Yüksekte kurulu geniþ yer,
Dinlenmem gerek, iyice, pek yavaþ kýmýldar
Hýzlý bir oyunda ölümlülerin eli ayaðý,
Bana kalýrsa ben gençlik kývancý içinde
Bir þen türkü söylemiþim o sýra,
Kopmuþ çalgýnýn ince teli bile.
Sarmýþ beni ezgiler!.. O da bir þakaydý!
Çocukça kalkmýþtýn ona özenmeye.
Yumuþak bir yanký çýnlar içimde...
Anlaþýlmaz da...
Ýmdi yalnýz sizi duyuyorum, tanrý sesleri!
PAUSANIAS. Nerdesin?
Göremiyorum seni, acý geliyor bana
Söylediðin, ne varsa bir bilmece dersin.
Ne yaptým ne ettim sana, beni
Böyle yeriyorsun gönlünün uyarýnca,
Yoksa gönlün adý bilinmeyen birinden,
Ya da sonuncudan çözülmek için
Seviniyor, didiniyor mu? Ummazdým bunu,
Ýnsan konutlarýndan sürülmüþ birinden
Ürkerek korkunç gecede birlikte gezineceðimizi.
Ýþte bu yüzden, ey sevgili, burda yoktum
Gözyaþýn gökten yaðmur yaðarcasýna
Yüzünden boþaldýðýnda, baktým yüzüne,
Sen gülümseyerek sýcak bir öðle güneþinde
Gölgesiz kumsalda kuruturken
Kaba saba köle giysilerini bir yaban gibi
Arada bir izler býrakýrken kanýnla
Çýplak bir attan kayalý yola düþünce...
Ah! Bunun için býrakmadým evimi
Çektim üstüme ulusun, babanýn kargýþýný,
Sen beni dinlemek için oturmak istediðin
Yerde, attýn kullanýlmýþ bir kap gibi!
Uzaða mý gideceksin? Nereye? Nereye?
Seninle geleceðim, duramam, senin gibi,
Doðanýn güçleriyle içten bir anlaþmada,
Senin gibi benim de açýk deðil geleceðim,
Sevinçli tanrýlar gecesinde kanadýn
Uçurur ruhumu dýþa, korkmaz artýk
O pek güzel tatlý su kefali boyuna,
Evet ben de cýlýz biri olurdum, cýlýz evet,
Oysa seviyorum seni, güçlüyüm senin gibi.
Tanrýsal Herakles'in yanýnda
Yükselirsin sen de, aþaðýdaki güçlülere,
Uzlaþtýrmak için titanlarý, oradan, tepeden,
Ýnersin uçsuz bucaksýz bir oyluma,
Göze alýrsýn atýlmayý uçurum kutluluðuna,
Gün ýþýðýnda yer yüreðinin direne direne
Gizlendiði yere, söyler üzüntülerini sana
Karanlýk ana - evet sen gecenin,
Göðün oðlu! Ardýndan geliyorum senin!
EMPEDOKLES. Kal artýk!
PAUSANIAS. Nasýl düþünürsün bunu?
EMPEDOKLES. Sen verdin bana kendini,
Benimsin artýk, sorma daha!
PAUSANIAS. Olsun!
EMPEDOKLES. Söyler misin bir kez daha, oðul?
Bana
Kanýný da canýný da verir misin boyuna?
PAUSANIAS. Böyle boþ bir söz söylemiþsem sana
Bunu uykuyla uyanýklýk arasýnda demiþim.
Ey inanmayan kiþi! Gene söylüyorum onu:
O da, bu da bugün olmaz artýk,
Doðdum ben, bu kesinleþmiþtir...
EMPEDOKLES. Pausanias denen adam deðilim ben,
Yýllara baðlý deðil kalýþým benim.
Bir ýþýk ancak, birden geçip gidecek.
Sazýn telinde bir ses...
PAUSANIAS. Böyle çýnlýyor sesler,
Böyle yitip gidiyorlar havada!
Sevimli bir yanký doðuyor onlardan.
Artýk arama beni uzun uzadýya, býrak,
Baðýþla bana, þu benim olan ünü!
Acýn mý yok çekecek, yeterince?
Nasýl istersin beni yermeyi daha?
EMPEDOKLES. Ey her nesneye baþ koyan gönül!
Önceden
Bu, seve seve, vermiþ bana altýn gençliði.
Ben de! Ey gök, ey yeryüzü! Bak daha
Yakýndasýn, bu ara geçti saat,
Güldün yüzüme, sen gözlerimin sevinci!
Eskisi gibi durum, benimdin eskiden de,
Kucaðýmdasýn ýlgarladýðým bir nesne gibi,
Aldattý beni güzel düþ bir daha.
Evet! Ne görkemli olurdu ölüm ateþine
Kolkola gideydi tek baþýna yaþayan
Bir kimsenin yerine, bir günün sonunda
Mutlu bir çift, seve seve alýrdým sevdiðimi
Burda, bütün kaynaklarýný soylu bir ýrmaðýn
Alýþý, kutlu gecenin akan adak içkisi gibi.
Tek tek gitmemiz daha iyi yolumuzda
Tanrýnýn her kiþiye ayýrdýðý gibi.
Suçu yok bunun, yýkým gelmez ondan,
Doðrudur, iyidir nerde olsa
Ýnsan duygusuyla ilgilidir...
Sonra... Yalnýz kalýnca adam
Daha kolayca taþýr yükünü bile
Gitmesi gereken yere.
Böyle yetiþir ormanýn meþeleri de
Bilmez kimse, öylesine yaþlýdýrlar.
PAUSANIAS. Ne istersen yap! Diretmeyeceðim.
Doðru olduðunu söylüyorsun bana,
Doðrudur bence de, sevilesi son sözün.
Gideyim artýk! Tedirgin etmem seni,
Ýlerde, sen de iyi düþünüyorsun,
Evet, sessizlik iyi gelmez gönlüme.
EMPEDOKLES. Ey sevgili, kýzmýyorsun ya?
PAUSANIAS. Sana mý? Sana mý?
EMPEDOKLES. Öyleyse ne o? Evet! Biliyor musun
nereye?
PAUSANIAS. Buyur, baþüstüne!
EMPEDOKLES. O benim buyruðumdu
Pausanias! Empedokles son buldu.
PAUSANIAS. Babam benim! Öðüt ver bana!
EMPEDOKLES. Birazýný söylemeliydim,
Nedense söz açmadým ondan sana,
Yoksa boþ konuþma, anlamsýz söz
Söylemek istemez dil besbelli.
Bak! Pek sevgili kiþi! Benim için baþka
Türlüsü daha kolaydýr, daha geniþ
Soluk alýrým, yüksek Etna'nýn karý gibi
Orada güneþ ýþýðýnda ýsýnan, parlayan,
Eriyip tepeden yuvarlanan...
Fýþkýran sularýn üzerinde çiçeklenip
Dönüyor Ýris'in sessiz yayý (*)
Böyle dalgalanýyor, akýyor gönlümden.
Bir aðýrlýk çöktükçe çöküyor, açýyor
Pýrýl pýrýl yaþam, göksel olan.
Gezin yiðitçe ey oðul! Veriyor,
Öpücükle sözveriþler konduruyorum alnýna,
Gün açýyor Ýtalya tepelerinde, orda,
Romalýlar ülkesi, eylemler yurdu, göz kýrpýyor,
Kök salacaksýn orda, savaþçýlar yolunda
Erkiþilerle mutlu mutlu karþýlaþtýðýn yerde.
Orasý, kahramanlar yeri! Sen Tarento!
Siz kardeþ sofalar, eskiden Platonumla
Iþýk içip gittiðim yerler benim,
Biz gençlere yýlýn, her günün
Kutlu okulda boyuna yeni göründüðü yer.
Git gör onu da, ey oðul, selam et benden,
Eski gönüldeþe, onun yurdunda,
Çiçekli Illissus'da bir ýrmak var, durduðu yerde.
Git, baþka kýyýlara, daha güvenli yerlere,
Burda sýkýlacak için besbelli,
Sor Mýsýr'daki kardeþleri.
Duyarsýn Urania'nýn aðýrbaþlý çalgýsýndan
Orada seslerin deðiþmelerini.
Orda açarlar sana alýnyazýsý betiðini...
Git! Korkma! Her nesne dönecek kaynaðýna,
Önceden olup bitendir ortaya çýkmasý gereken.
(Pausanias gider.)
Üçüncü Sahne
Yaþlý (Manes). Empedokles.
YAÞLI. Ýmdi! Duraklama! Düþünme uzun uzadýya.
Geçti! Geçti! Duruluyor ortalýk,
Daðýlýp açýlýyor görüntü!
EMPEDOKLES. Ne? Nereden?
Kimsin sen, be adam?
YAÞLI. Bu kökten yoksul birisi,
Senin gibi bir ölümlü o da,
Zamanýnda gönderildi sana
Göðün gözdesine, gök hýncý,
Tanrý öfkesi denen, baþýboþ olmayan.
EMPEDOKLES. Haa! Tanýr mýsýn onu?
YAÞLI. Sana birtakýmýný
Nil'de söyledim, uzakta.
EMPEDOKLES. Sen mi? Sen burda mýsýn?
Þaþýlacak iþ deðil bu! Ben öldükten
Bu yana gölgeler doðuyor yanýmda!
YAÞLI. Ölüler konuþmaz, nerde sorarsan sor.
Senin için bir söz gerekirse, dinle yalnýz!
EMPEDOKLES. Beni çaðýran sesi duymuþum
önceden.
YAÞLI, Böyle mi konuþtu seninle? - Söyle!
EMPEDOKLES. Neye yarar konuþma, ey yabancý?
YAÞLI. Evet, yabancýyým burda, çocuklar arasýnda!
Hepiniz Greksiniz. Önceden söyledim
Çok kez. Söylemek istemiyor musun
Ulusunun içinde ne durumda olduðunu?
EMPEDOKLES. Ne sanýyorsun beni? Bir kez daha
Çýðýrdýn beni, niye? Gereðini söyledim.
YAÞLI. Evet çoktandýr biliyordum onu,
Sana söylemiþim, önceden bunu...
EMPEDOKLES. Peki imdi! Ne yapacaksýn onunla?
Sen tanrýnýn aleviyle korkutuyordun beni,
Bilirim o tanrýyý, seve seve veririm kendimi
Ona, kutlu halkýmý verirsin bana, ey görmez!
YAÞLI. Deðiþtiremem senin baþýna gelecek olaný.
EMPEDOKLES. Buraya görmeye geldin, peki, nasýl
olacak?
YAÞLI. Þakayý býrak, kutla bayramýný,
Süslen, çelenk koy baþýna, fýrdolayý,
Boþuna yýkýlmýyor adak hayvan,
Birden gelen ölüm, baþtanberi böyle,
Bilirsin onu iyice, usluca olmayanlar
Sana benzerler, ayrýlmadan önce.
Evet, bilirsin, böyle olur,
Öyle düþüncesiz olman gerekmez bana karþý,
Olduðun gibi yýkýl yere, bir sözün var,
Düþün onu ey esrik:
Ancak bir tek nesne doðrudur bu zamanda;
Bir kiþiye söylelek verir günahýn karasý,
Senden daha büyük olamam nasýl
Yükselirse yüce güneþ ýþýðý düþünce,
Topraktan, yerden, gökten ürer de,
Öyle geliþir o da, doðar günden, geceden;
Evren kaynýyor çevresinde, kökten kýmýldanan,
Bir ölümlünün göðsünde devinen,
Yýkýlýp yok olan ne varsa,
Sarsýlmýþ egemenliði çaðýn, kralýn,
Kurulmuþ tahtýnda kara kara bakar ayaklanmaya.
Günü karardý, yýldýrýmlarý düþüyor.
Yukardan gelen yalým tutuþturur.
Aþaðýda direten yabanýl bir çekiþmedir ancak...
Birisi, bir yeni kurtarýcý yakalýyor
Gök ýþýnlarýný, severek alýyor
Ölümlü olaný, çekiyor göðsüne,
Ne de yýrtýcý oluyor onda evren çatýþmasý.
Uzlaþtýrýyor insanlarla tanrýlarý,
Yanyana yaþýyorlar, eskisi gibi, gene.
Ortaya çýkýnca, oðulun ana-atadan
Görülür daha büyük olmadýðý,
Baðlayamaz ruhu kutlu yaþam,
Unutmak onunla, o biricik olanla
Ýlgili ne varsa, iþte böyle yönetir
Çaðýn yarýtanrýsý, kýrýp daðýtýr,
Evet, kendi yapar, arý duru ellerle bunu,
O salt olan için ortaya çýkan gerekimi,
Ona mutluluk veren, kendi mutluluðu,
Elinde bulunan, ona görkemlilik veren
Özden sýyrýlýr gene.
Sen o adam mýsýn? O musun? O adam mý?
EMPEDOKLES. Ben bu karanlýk sözle tanýdým seni,
Her nesneyi bileni! Tanýrsýn sen de beni...
YAÞLI. Söyle, kimsin sen, ben kimim?
EMPEDOKLES. Anar mýsýn gene, durmadan beni,
gelir misin
Benim kötü ruhum bana böyle saatte?
Neden býrakmazsýn be adam gideyim
Sessiz sessiz? Göze alýyor musun burada
Bana karþý direnmeyi, beni kýþkýrtmayý,
Kýzarak kutlu yola düþeyim diye?
Çocuktum, bilmiyordum, gün ýþýðýnda
Nenin gözüme yabancý geldiðini,
Bu evrenin olaðanüstü büyük biçimleniþleri
Çepeçevre sarmýþtý göðsümde uyuklayan
Toy gönlümü kývançlý kývançlý,
Þaþýp þaþýp dinlerdim suyun akýþýný çokluk
Görürdüm güneþin çiçek çiçek açýlýþýný
Sessiz yerin gençlik gününün onda
Tutuþtuðunu. Bir türkü vardý içimde
Iþýl ýþýldý tanlaþan gönlüm düzenlenen
Duada, ben yabancýlarý, karþýmýzda olanlarý,
Doðanýn tanrýlarýný adlarýyla çaðýrmýþsam,
Ruh sözde, görünümde, mutlu
Bilmecesinde yaþamýn açýlmýþ demek bana -
Böyle geliþmiþim sessiz, ötekiyse
Hazýrdý daha önceden. Az bulunur olan,
Su gibi, azgýn insan dalgasý
Çarptý göðsüme, yanýlmadan çýkýp
Geldi yoksul halkýn sesi kulaðýma...
Bu sýra ben sofada susmuþ dururken
Bir çýðlýk koptu kargaþalýktan gece yarýsý
Yayýlýp yok oldu geniþ kýrlarda,
Býkmýþ yaþamaktan, kendi eliyle yýkmýþ evini,
Tadý kaçmýþ; býrakýlmýþ tapýnaðýn,
Kaçmýþsa kardeþler, sevgililer hýzla
Geçip gitmiþse, baba oðulu tanýmamýþsa,
Ýnsan sözü anlaþýlmaz olmuþ demektir,
Ýnsan yasasý daðýlmýþ ---- alevde,
Bir yorum titretti, sardý beni,
Benim halkýmýn ölen tanrýsýydý o!
Duydum sesini, baktým sessiz yýldýzlara
Doðru yukarý, onun indiði yere.
Onu baðýþlatmak için gittim oraya.
Bizim pek güzel günlerimizdi daha.
Gençleþmenin sonu varmýþ göründü,
Yumuþak davranýp altýn çaðýna, pek güvenlisine,
Pýrýl pýrýl, güçlü bir günaçýmýnýn, unutmadý,
Bende korkunç bir üzüntü vardý,
Ulustan gelen, bizi sýmsýký baðlayan...
Çok kez halkýn teþekkürü bir çelenk
Gibi beni çevreleyende, daha yakýn geldi
Bana ulusun ruhu, yalnýz beni kuþattý...
Nerede bir ülke ölürse ruh seçer
Birini son kez, bununla söyler son yaþamý
Dile getiren kuðu türküsünü. (*)
Ýyice kurtardým onu, bilerek yardým ettim.
Olan oldu, ölüyorum artýk
Ben boyuna --------------------
-------- Oo, çaðýmýn sonu geldi!
Ey tin, bizi ortaya çýkaran, sensin
Aydýn günde, bulutlarda bizi yöneten,
Sen, ey ýþýk! Evet sen, sen toprak ana!
Rahatým burada, çoktandýr düzenlenen
Yeni saatimi yöneten odur,
Anýlmýyor artýk eskiden olduðu gibi,
Ölümlülerin yanýnda deðil dirimi, ölümde
Kýsa bir mutluluk içinde, buluyorum,
Onunla karþýlaþýyorum bugün bile,
Odur hazýrlayan, o zamanýn beyi, þenliðe
Bir belirti olsun diye bir fýrtýnayý,
Bana da, kendine de. Bilir misin
Sessizliði iyice? Onu burada bekle
Uykusuz tanrýlarýn susuþunu bilir misin?
Gece yarýsý bizim için bitirecek iþini...
Sen, söylediðin gibi bir gönüldeþiysen
Gök gürleten tanrýnýn, bir duyuþtaysan onunla,
Tinin onunla bilip gidiyorsa yolu,
Gel benimle, yalnýzlýktan yakýnýyorsa
Þimdi yeryüzünün gönlü,
Bir gönül borcu duyarak eski birliðe gökte
Açýyor alev kollarýný karanlýk ana,
Þimdi kendi ýþýðý içinde gidiverir baþbuð,
Sonra göstermek için onunla yakýnlýðýmýzý
Düþeriz ardýna kutlu ýþýklarýn.
Sen, uzakta kalmayý kurarsan seve seve
Yapmamam gereken nedir senin için?
Senin için malvarlýðý gerekli deðilse
Neden alýr, sýkýntý verirsin onunla bana?
Size, ey yüceuslar size!
Bana yakýn olan size, uzaðý görenlere,
Teþekkürler ederim, giriþtim bu iþe artýk,
Sizsiniz onu bana veren,
Bitecek burada acýlarýn uzun sayýsý,
Kurtulup baþka bir görevden
Özgür ölüm içinde tanrýsal yasaya göre!
Senin için bir yasak yemiþtir o! Býrak
Git, gelemezsin ardýmdan, dön geri!
YAÞLI. Ey zavallý, tutuþturmuþ canýný acý!
EMPEDOKLES. Neden saðaltmaya çalýþýrsýn,
yetmez gücün?
YAÞLI. Bizimle ilgisi ne? Görüyor musun açýkça?
EMPEDOKLES. Söyle bana, sen her nesneyi gören!
YAÞLI. Bizi sessiz býrak oðul, öðrenmeye bak.
EMPEDOKLES. Sen öðrettin bana, bugün de benden
öðren.
YAÞLI. Bana her nesneyi söylemedin mi?
EMPEDOKLES. Hayýr!
YAÞLI. Þimdi nereye?
EMPEDOKLES. Þimdilik gitmiyorum, ey koca
adam!
Bu yeþil, iyi yeryüzünden
Sevinç duymadan geçemez gözlerim,
Teþekkürler ederim geçen zamana,
Gençliðimin gönüldeþlerine,
Bana kaçýp sýðýnan kardeþin, uzakta
Hellas'ýn mutlu kentlerindeki tanýþlarýna,
Böyle olmalýydý, býrak beni artýk,
Gün batanda görürsün beni gene...

You might also like