Professional Documents
Culture Documents
(c
c
)
II. Meşrutiyet'in ilanından sonra İstanbul'da yönetime karşı yapılmış büyük bir ayaklanmadır.
Rumî Takvim'e göre 31 Mart 1325'te (13 Nisan 1909) başladığı için bu adla anılmıştır.
Meşrutiyetçi hareketin en güçlü kanadı olan İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin iktidarı tam olarak
ele geçiremeyerek dolaylı bir denetim kurması, ve İngilizlerin İttihat ve Terakkicilere söz
geçiremeyeceğini fark etmesi, politik istikrarsızlığa yol açmış, halk arasında da yaygın
çalkantılar doğurmuştu. Bu koşullar bazı muhalefet gruplarının kısa sürede İttihat ve
Terakki'ye karşı İngilizlerin de desteğiyle birleşmelerine zemin hazırladı. Politik istikrarsızlık
ve çatışmalar, İttihat ve Terakki'ye muhalefet eden tanınmış gazetecilerin ajanlar tarafından
öldürülmesiyle daha da şiddetlendi.
Derviş Vahdeti'nin yayımladığı İngilizler tarafından finanse ve himaye edilen ve yer yer Prens
Sabaheddin'in ademimerkeziyetçi görüşlerine de yer veren Volkan Gazetesi, İttihad-ı
Muhammedi Cemiyeti'nin yayın organı durumuna geldikten sonra özellikle din adamları ve
İttihat ve Terakki'nin uygulamalarından zarar gören alaylı subaylar üzerinde etkili oldu.
12 Nisan'ı 13 Nisan'a bağlayan gece, Taksim Kışlası'ndaki Avcı Taburu'na bağlı askerler
subaylarına karşı ayaklanarak kendilerine önderlik eden din adamlarının peşinde Heyet-i
Mebusan'ın önünde toplandılar ve ülkenin şeriata göre yönetilmesini istediler. Hüseyin Hilmi
Paşa hükümeti ayaklanmacılarla uzlaşma yolunu seçti ve hükümet üyeleri tek tek istifa etti.
İsyancıların kurduğu yeni hükümet İngizler tarafından desteklendi.
Adliye Nâziri Nâzım Paşa İttihatçı Ahmet Rıza Bey sanılarak isyancılar tarafından linç edildi.
Aynı şekilde Lazkiye mebusu Arslan Bey de gazeteci Hüseyin Cahid sanılıp öldürüldü.
Tahsilsiz ve alaylı olan askerlere halk arasından cahil ayak takımından hamallar ve bazı
dindar kimseler de din elden gidiyor propagadalarının etkisiyle katılmıştı. [1]
Ayaklanma Heyet-i Mebusan üzerinde de etkili oldu. O gün İttihat ve Terakki üyesi mebuslar,
can güvenlikleri olmadığı için meclise gitmediler. Bazıları İstanbul'dan uzaklaşırken, bazıları
da kent içinde gizlendi. Bu arada ayaklanmacılar İttihatçı subaylarla mebusları buldukları
yerde öldürüyorlardı. Hükümetin ve meclisin etkisiz kalmasıyla, II. Abdülhamid yeniden
duruma egemen oldu. Ayaklanmayı başlatan muhalefet ise, herhangi bir programdan yoksun
olduğundan önderliği elde edemedi.
İstanbul'da denetimi elinden kaçıran İttihat ve Terakki asıl güç merkezi olan Selanik'teki 3.
Ordu'yu harekete geçirdi. Böylece ayaklanmayı bastırmak üzere Hareket Ordusu kuruldu.
Ayaklanmacılar 23 Nisan'ı 24 Nisan'a bağlayan gece İstanbul'a girmeye başlayan Hareket
Ordusu'na başarısız bir direniş çabasından sonra teslim oldular. Heyet-i Mebusan ve Heyet-i
Ayan da bir gece önce Yeşilköy'de toplanarak Hareket Ordusu'nun girişiminin meşruluğunu
onaylamışlardı.
1912'ye kadar Selanik'te ikamet eden Abdülhamit Selanik'in Yunanlılara 12 Kasım 1912 de
savaşmaksızın teslimi sonrasında Beylerbeyi Sarayı'na getirilecek ve 1918'deki ölümüne
kadar burada hayatını sürdürecekti.
Ö
1. Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, 31 Mart Hadisesi¶nin İçyüzü, Yeni Dünya Dergisi
p
p
]
p
!"# $!
%
" &
!
p
'
(
')'''**('
+",
-.p
/.(0 &
1.#
)
2.3'
&
4.5
6.7
-.**('
+",
/.p
'
1.p
' '')
2.7
8
1- "
-2 9 -:;:
<
=
"
>
?
1- " !" #@ $#$ % & '(' ))* + ,-'!./- 9 #! A01 /!-/B
23456 78
9: 7;7
<=>=
?=? @9D
9
= A@
CCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCC
c
c
±
www.velikuzu.com
31 Mart gerici hareketi Meşrutiyet ve Anayasa yani hukuk devleti fikrine karşı ³Şeriat elden
gidiyor´ parolası ile ayaklandırılan asker ve sivil kütlelerin İstanbul da kanlı karışıklıklara
sebep olması olayıdır. Volkan gazetesinde ³Vahdeti´ imzalı yazılar, aydı yobazların
camilerdeki demogojik konuşmaları hürriyet mefhumunu iyi anlamayan halkı ayaklandırmış
ve Hürriyetin ilanına rağmen gazetecilerin öldürülmesi katilin bulunamaması heyelanı
içindeyken 13 Nisan / 31 Mart günü İstanbul da yeni bir hareket başladı. Meşrutiyeti korumak
amacıyla Rumeli den getirilen avcı taburları Şeriat isteğiyle ayaklandılar. Bu duruma
şehirdeki ordu birlikleri müdahale etmediğinden İstanbul kargaşa içinde kaldı. Bu olaya karşı
Selanik ve Edirne¶deki ³hareket ordusu´ adı ile anılan kuvvetler 23 Nisan da İstanbul¶a
yürümüş 26 Nisan da ayaklanma bastırılmıştır. Bu ordunun düzenleme işi ve kurmay
başkanlığını Mustafa Kemal yapmıştır. İstanbul halkına hazırlanan beyannameyi de Mustafa
Kemal kaleme almıştır.bu olaydan sonra Bu kışkırtmadan sonra Abdülhamit µin faal bir rol
oynadığı tespit edilememiştir. Fakat hareket onun haklarını koruma ve dini esirgeme motifleri
ile yapılmıştır. II. Abdülhamit tahttan indirilmiş, V. Mehmet Reşat getirilmiştir. Herkesin
hürriyet ve eşit haklara sahip olması bilhassa Müslüman olmayanların Müslümanlar kadar
haklara sahip olması ³Şeriat elden gidiyor´ havasını yaratmıştır. Aslında bu gerici hareket
Genç Osman¶ın ,III: Selim¶i, Kadı Paşa¶ yı ve Alemdarı öldürten hareketin devamından başka
bir şey değildir.
Genlikle II.Meşrutiyet¶in tüm iç ve dış olaylarında İttihat ve Terakki¶nin damgası vardır. Bir
görüşe göre bu parti bir çok vebal, kusur ve başarısızlıklarına rağmen Türk siyasi tarihinde
seçkin bir yere sahipken ; Bir görüşe göre de İttihat ve Terakki demokratik manada bir siyasi
parti olmaktan çok bir nevi gizli cemiyetti. Meşrutiyet için oluşturulmuş, iktidara daha sonra
hükümet darbesi ile gelmiş muhaliflerini ezip ,bir parti diktatörlüğü tesis etmiştir. Partinin
başlıca erkanı Cema, Talat ve Enver paşalar idi. Enver halk nazarında hürriyet kahramanı idi.
Ancak bunlar memleketin bulunduğu güç şartları bertaraf etmek için bilgi ve tecrübeye sahip
değillerdi.
1- Eskiye dönme çabası içinde olan II. Abdülhamit¶in gerici basın ve din adamları ile birlikte
hareket etmesi
13 Nisan 1909 da İstanbul¶ da meydana gelen ayaklanma hareket ordusu komutanı Mahmut
Şevket paşa ve kolağası Mustafa Kemal tarafından bastırılmıştır.
Bu olay sonucunda Kanun-ı Esasi de değişikliğe gidilerek;