Professional Documents
Culture Documents
Bismillahirrahmanirrahiym
TAKDİM
ÂMİN
2
İÇİNDEKİLER
3
MEKTÛBÂT-I RABBÂNÎ
İMÂM-I RABBÂNÎ (k.s)
1.Cild
NAMAZ ile ilgili mektuplar
4
1.Cild – 29. Mektup
Şeyh Nizameddin Tâniserî’ye göndermiştir
1
Mâlik, el-Muvatta’, Salâtü’l-Cemâa, 7 (1/131); Beyhakî, Şuabü’l-
İmân, nr. 2887.
5
zekât hesabına verirken mesela onu hak eden fakire vermek
suretiyle işin adabına riayet etmek de ötekinden kat kat
değerlidir.
6
1.Cild – 85. Mektup
Mirza Fethullah Hakîm’e yazılmıştır
2
Deylemî, el-Firdevs, nr. 3795; Beyhakî, Şuabü’l-İmân, nr. 2799,
2807.
3
Ankebût, 29/45.
7
O halde namazları cemaatle, huşû içinde ve Mevlâ’nın
karşısında boyun bükerek kılmaya devam etmeli. Çünkü bu,
kurtuluşa ve felaha ulaşma sebebidir.
4
Mü’minûn, 23/1-2.
5
Müslim, Fiten, 25, nr. 2948; Tirmizî, nr. 2201; İbn Mâce, nr. 3985.
8
1.Cild – 97. Mektup
Şeyh Derviş’e yazılmıştır
6
Yakîn: Kalpten şüphenin yok olma halidir. Her türlü şüpheyi
ortadan kaldırıp tasdik edilen gaybın hakikatine ermek. Şüphesiz
olarak bilme.
7
Hicr, 15/99
8
Nisâ, 4/136
9
1.Cild – 137. Mektup
Hacı Hızır Afgânî’ye yazılmıştır
9
Yola girmek, Hakk’a giden yola koyulmak demektir.
10
1.Cild – 186. Mektup
Müftü Hâce Abdurrahman Kâbilî’ye yazılmıştır
11
Size düşen Resûlullah’ın (s.a.v) sünnetine ve onun ashâbına
tâbi olmakla yetinmektir.
Ancak biz kesinlike dil ile niyeti kabul etmiyoruz, bid’at olarak
görüyoruz ve tavsiye etmiyoruz. Allah muhafaza bir sünneti
ortadan kaldırmak bir yana bir farzı ortadan kaldırmaktır dil
ile niyet, İmâm-ı Rabbânî’nin (k.s) mektubatında ifade ettiği
gibi!
12
Deylemî, el-Firdevs, nr. 6497; Beyhakî, el-İtikat, s. 180; Hallâl, es-
Sünne, nr. 768.
13
Sayfa 146 –No; 61
12
13
1.Cild – 260. Mektup
Oğlu Muhammed Sadık’a gönderilmiştir
14
müstehap vaktinde kılmayacak kadar farz ibadetlerde
gevşeklik göstermektedirler. Hatta zaman zaman namazı
vaktinde kılmamakta ve cemaate de pek katılmamaktadırlar.
Bir veya iki kişilik cemaatlerle belki de tek başlarına kılmakla
yetinmektedirler. İslâm’ın önderlerinin hali bu olursa avamın
hali ne olur! İşte bu zaaflardan dolayı İslâm’da da bir zaaf baş
gösterdi. Bu karanlık işlerden ve bulanık hallerden dolayıdır ki
insanlar arasında bid’atlar yaygınlaştı.
15
Münâvî, Feyzü’l-Kadîr, 1/497; Süyûtî, Şerhu Sünen-i İbn Mâce,
1/313; Zürkânî, Şerhu Zürkânî, 1/111.
15
“Kulun Rabbine en yakın bulunduğu an (namazda) secdede
olduğu andır.” 16
16
Müslim, Salât, 42 (nr. 482); Ebû Davud, nr. 875; Tirmizî, nr. 3579;
Nesâî, 2/226.
17
Münâvî, Feyzü’l-Kadîr, 4/6; Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, nr. 2159; Ali el-
Kârî, el-Masnû’, s. 151.
18
Ebû Davud, nr. 4895; Ahmed, el-Müsned, 5/364; Taberânî, el-
Kebîr, 6/276, 277.
19
Deylemî, el-Firdevs, nr. 3795; Beyhakî, Şuabü’l-İmân, nr. 2799,
2807.
20
Müslim, İmân, 134 (nr. 82); Tirmizî, nr. 2618-2621; Nesâî, 1/231,
232; Ebû Davud, nr. 4678; İbn Mâce, nr. 1078-1080
16
1.Cild – 261. Mektup
Mîr Numan’a yazılmıştır
21
Münâvî, Feyzü’l-Kadîr, 1/497; Süyûtî, Şerhu Sünen-i İbn Mâce,
1/313; Zürkânî, Şerhu Zürkânî, 1/111.
22
Müslim, Salât, 42 (nr. 482); Ebû Davud, nr. 875; Tirmizî, nr. 3579;
Nesâî, 2/226.
17
rü’yet mümkün olmasa da ondan nasiplenmeleri mümkün
olmaktadır. Eğer Allah Sübhânehû namazı emretmeseydi
maksûdun yüzünde ki perdeyi kim kaldırırdı! Maksûda ulaşma
konusunda sâlike kim rehberlik ederdi!
23
Ebû Davud, nr. 4895; Ahmed, el-Müsned, 5/364; Taberânî, el-
Kebîr, 6/276, 277.
24
Nesâî, İşretü’n-Nisâ, 1 (7/61, 62); Ahmed, el-Müsned, 3/128, 199,
285; Hâkim, el-Müstedrek, 2/160.
18
nasiplenmek için miraç mutlaka gerekmektedir ki o da
müminlerin namazıdır.
19
nağmelerde, vecd 25 ve tevâcüdde 26 arar; matluplarını,
nağmelerin perdeleri ardında araştırırlar. Böyle olunca, raksı
ve hareketi kendilerine âdet edindiler. Halbuki onlar şu hadis-i
şerifi duymuşlardı:
25
Aşk, muhabbet; kendinden geçecek ve kendini unutacak kadar
İlâhî bir aşk hâli; yüksek heyecan, iştiyâkın galebesi.
26
Kişinin kendini vecd suretinde göstermesi.
27
Buhârî, Eşribe, 15; Hâkim, el-Müstedrek, 4/242, 455; Taberânî, el-
Kebîr, 9/345; 23/326.
28
Ebû Davud, nr. 5130; Ahmed, el-Müsned, 5/194; Buhârî, et-
Târîhu’l-Kebîr, 2/107.
20
“...başı mı yoksa sonu mu daha hayırlıdır bilinmez.” 29
29
Tirmizî, nr. 2869; Ahmed, 3/130, 143; 4/119; İbn Hibbân, es-Sahîh,
nr. 7226.
30
Hakîm-i Tirmizî, Nevâdirü’l-Usûl, 2/92; Süyûtî, el-Câmiu’s-Sagîr, nr.
4056; Ebu Nuaym, Hilye, 6/113.
31
Müslim, İman, 64; Tirmizî, nr. 2629; İbn Mâce, nr. 3986, 3987,
3988.
21
1.Cild – 263. Mektup
Şeyh Tâceddin hazretlerine yazılmıştır
22
1.Cild – 266. Mektup
Şeyhinin iki oğlu Hâce Abdullah ile Hâce Ubeydullah’a
gönderilmiştir
Namaz
32
Ebû Davud, nr. 148; İbn Mâce, nr. 446; Tahâvî, Şerhu Me’âni’l-
Âsâr, 1/36.
23
müstehap vakitlerinde kılmaya dikat göstermeli, kıraatte de
sünnet olan miktar gözetilmelidir. Rükûda ve secdede tadil-i
erkâna riayet etmelidir. Zira tadil-i erkân ya farz veya muhtar
olan kavle göre vaciptir.
Secdeye giderken ilk önce yere yakın olan azasını yere koyar.
Buna göre önce dizlerini, sonra ellerini, sonra burnunu sonra
da alnını yere koyar. Ellerini ve dizlerini yere koyarken, sağdan
başlamaya özen göstermelidir. Secdeden başını kaldırırken de
önce göğe en yakın olan azasından başlamalıdır. Buna göre
önce alnını kaldırır.
24
Rükûda parmak aralarını açmak, secdede ise kapamak
sünnettir; bu hususlara dikkat edilmesi gerekir. Parmakları
açıp kapamak boş şeyler değildir, aksine birçok faydası vardır
ve bu faydalarına binaen şeriatın sahibi, açıp kapamayı
emretmiştir. Şeriatın sahibine tâbi olmaya denk olabilecek bir
yarara kesinlikle sahip değiliz.
25
1.Cild – 288. Mektup
Seyyid Enbiya Sârenkpûrî’ye yazılmıştır
26
Bilinmelidir ki nafileleri cemaatle kılmak kötü ve çirkin
bid’atlardandır. Yapılan bu iş Peygamber Efendimiz’in (s.a.v)
şu hadisinin kapsamına girer:
33
Buhârî, Sulh, 5; Müslim, Akzıye, 17; Ebû Davud, Sünnet, 6; İbn
Mâce, nr. 14.
34
el-Fetâva’s-Sirâciyye: Kâriü’lhidâye diye tanınan Hanefi hukukçusu
Ebû Has Sirâceddin Ömer b. Ali’nin (v. 829/1426) fıkha dair eseri.
Kitabın diğer adı, Fetâvâ Kârii’l-Hidâye’dir. Kitap, müellifin öğrencisi
olan İbnü’l-Hümâm tarafından derlenmiştir. (TDV İslâm
Ansiklopedisi, 24/495)
35
el-Fetâva’l-Gıyâsiyye’de: Dâvud b. Yusuf Hatîb el-Hanefî’nin (v.
500/1107) eseridir. (bk. Kâtib Çelebi, Keşfü’z-Zunûn, 4/156)
27
gelince, bu mekruh değildir. Üç kişi olmaları durumunda ihtilaf
vardır. Dört kişi olurlarsa mekruh olur ve burada bir ihtilaf
yoktur.”
Özet olarak belirtildi ki, cemaatle kılınan nafile namaz eğer
cemaatin davet edilmesi sonucunda oluşan bir cemaat ile
kılınmışsa mekruhtur. Ancak ezan okumaksızın ve kamet
getirmeksizin mescidin bir köşesinde kılınırsa mekruh olmaz.
28
sayısının yalnızca bir ya da iki kişi olması durumunda söz
konusudur. Bu da mescidin bir köşesinde kılınması şartına
bağlıdır. Yoksa boşa kürek çekilmiş olur.
29
“Fitne uyumaktadır, onu uyandırana Allah lanet etsin.” 36
36
Râfiî, et-Tedvîn, 1/291; Münâvî, Feyzü’l-Kadîr, 4/461; Süyûtî, el-
Câmiu’s-Sagîr, nr. 5975.
37
Ahzâb, 33/4.
30
1.Cild – 303. Mektup
Hacı Yusuf Keşmîrî’ye yazılmıştır
31
Lâ ilâhe illallah: Her ne kadar, hiç kimse Hak Teâlâ’nın şanına
layık bir ibadet yapması mümkün olmazsa da ibadet edilmeye
müstahak olan, hiç süphesiz O’dur.
32
1.Cild – 304. Mektup
Mevlânâ Abdülhay’a yazılmıştır
38
Ankebût 29/45.
39
Nisâ, 4/147.
33
büyüklüğüne işaret etmektedir. Her rüknün peşindeki diğer
tekbirler, Cenâb-ı Hakk’a ibadet yapılırken rükünleri eda etme
liyakatine sahip olunmadığının işaretleri ve alametleridir.
40
Müslim, Salât, 42 (nr. 482); Ebû Davud, nr. 875; Tirmizî, nr. 3579;
Nesâî, 2/226.
34
bulması için namazın sonunda iki defa selam vermek
emredilmiştir.
35
1.Cild – 305. Mektup
Mîr Muhibbullah Mânkpûrî’ye yazılmıştır
36
Resûlullah (s.a.v) bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur:
“Namaz ancak kalp huzuru ile olur.”41
41
Süyûtî, el-Câmiu’s-Sağir, 1/145; Nevevî, Şerhu’n-Nevevî alâ
Sahîhi’l-Müslim, 5/44; Ebü’l-Mehâsin, Mu’tasarü’l-Muhtasar, 1/143.
42
MÜBTEDÎ : Yeni. Acemi. Bid`a çıkaran.
43
MÜNTEHÎ : Sona eren.
37
yanılgısını isterdi. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) yanılgısının
bile, kendisinin her şeyiyle isteyerek, tam olarak yerine
getirdiği amellerinden ve kâmil hâllerinden daha üstün
derecede olduğuna inanırdı. Bu yüzden şöyle demiştir:
Müntehînin namazı
44
Hz. Mûsâ’nın (a.s) ağacı ile kast olunan Kasas sûresinin 30.
âyetidir: “Oraya gelince, o mübarek yerdeki vâdinin sağ kıyısından,
(oradaki) ağaç tarafından kendisine şöyle seslenildi: “Ey Mûsâ! Bil ki
ben, bütün âlemlerin Rabbi olan Allah’ım.”
38
Böylece gayb âlemiyle arasında, keyfiyeti meçhul bir nisbet
oluşur. Namaz bitince tekrar dünyaya döner.
45
Bakara, 2/45.
39
MEKTÛBÂT-I RABBÂNÎ
İMÂM-I RABBÂNÎ (k.s)
2.Cild
NAMAZ ile ilgili mektuplar
40
2.Cild – 20. Mektup
Mevlânâ Muhammed Tâhir Bedahşî’ye yazılmıştır.
46
Namazın bütün rükünlerini, esaslarını usûlüne göre yerine
getirerek ve namazın tertip ve düzeninin hakkını vererek kılmak.
41
2.Cild – 67. Mektup
Hancihan’a gönderilmiştir
47
Âl-i İmrân 3/8.
42
Allah’ın haram kıldığı şeylerden mümkün olduğunca uzak
durmak gerekir. Allah’ın razı olmadığı şeyleri kendimiz için
oldürücü zehir gibi görmeliyiz. İşlediğimiz kusurları devamlı
hatırlayıp bundan dolayı mahcup olmalı ve pişmanlık
duymalıyız.
48
Kehf, 18/10.
43
2.Cild – 69. Mektup
Muhammed Murad Bedahşî’ye gönderilmiştir
Sahâbe-i Kirâm,
- Yâ Resûlallah! Kişi namazından nasıl çalabilir, diye
sordular.
49
Namazın bütün rükünlerini, esaslarını usûlüne göre yerine
getirerek ve namazın tertip ve düzeninin hakkını vererek kılmak.
50
Ahmed, el-Müsned, 3/56; 5/310; Dârimî, es-Sünen, 1/350; İbn
Hibbân, es-Sahîh, 1888.
51
İbn Mâce, nr. 870; Ahmed, el-Müsned, 4/22; Dârimî, es-Sünen, nr.
1327.
44
- Bu şekilde namaz kılmaya devam ettiğin takdirde
Muhammed’in dininden başka bir din üzere
ölmekten korkmuyormusun?”52
52
Ebû Ya’lâ, el-Müsned, nr. 7148; Taberânî, el-Kebîr, 1/156; 4/115.
53
Ebû Davud, nr. 858; Nesâî, el-Mücteba, nr. 1136; Dârimî, es-
Sünen, 1/350.
54
İbn Hibbân, es-Sahîh, nr. 1891; İbn Abdülber, et-Temhîd, 23/412.
55
Ebû Ya’lâ, el-Müsned, nr. 7148; Taberânî, el-Kebîr, 4/115.
45
Zeyd b. Vehb’in rivayet ettiğine göre Huzeyfe (r.a), namaz
kılmakta olan bir adam görür. Bu adam rükû ve secdesini tam
olarak yerine getirmemektedir. Namazdan sonra bu adamı
çağırır ve kendisine kaç seneden beri namaz kıldığını sorar.
Adam kırk yıldan beri namaz kıldığını söyler. Bunun üzerine
Huzeyfe (r.a) ona şöyle der: “Sen kırk seneden beri hiç namaz
kılmamışsın. Bugün ölecek olsan Muhammed’in (s.a.v)
sünneti üzere olmuş olmazdın.”56
56
Buhârî, nr. 758; Nesâî, 3/58; Ahmed, el-Müsned, 5/396; Beyhakî,
es-Sünenü’l-Kübra, 2/286.
57
Tayâlisî, el-Müsned, nr. 585; Bezzâr, el-Müsned, nr. 2691;
Taberânî, el-Evsat, nr. 3090.
46
kılmaları konusunda onları da uyarmalı ve tavsiyede
bulunmalıyız.
58
Tebrîzî, Mişâtü’l-Mesâbih, nr. 176; Deylemî, el-Firdevs, nr. 6608.
59
Buhârî, Ezan, nr. 723; Müslim, Salât, 27 (nr. 433-435); Ebû Davud,
nr. 668.
47
Diğer bir nasihatim, yediğiniz lokmaya dikkat etmenizdir.
İnsan, haram mıdır helal midir araştırmadan, nereden
geldiğini bilmeden her bulduğunu yememeli.
48
MEKTÛBÂT-I RABBÂNÎ
İMÂM-I RABBÂNÎ (k.s)
3.Cild
NAMAZ ile ilgili mektuplar
49
3.Cild – 12. Mektup
Seyyid Mîr Muhammed Numan’a gönderilmiştir
50
3.Cild – 17. Mektup
Müritlerinden saliha bir hanıma yazılmıştır
Namaz
60
Namaz kılarken rükûdan kalkıp uzuvlar hareketten kesildikten
sonra en az bir defâ Sübhânallah diyecek kadar ayakta durmak.
61
İki secde arasında bir defâ Sübhânallah diyecek kadar oturmak.
51
...Dinen ihtiyacımız olan şeyleri kendimiz için birinci öncelik
olarak görmeli ve başka bir şeylere vaktimizi harcamamalıyız.
Teheccüd namazı da sanırım bu tarikatın zorunlu
prensiplerindendir. Bunun için gayret sarf etmeli ve bir
mazeret olmadıkça onu terk etmemeliyiz. Eğer ilk zamanlar
uyanmak zor olursa hizmetçilerinize tembih edip sizi
uyandırmasını isteyebilirsiniz. Alışana kadar bu minval üzere
devam eder, sonra hiç zorlanmadan bu ibadeti yerine
getirirsiniz. Geceleyin kalkmak isteyen kimsenin yatsıdan
sonra oyalanmadan erken yatması gerekir.
62
İbn Mâce, Edeb, 57 (nr. 3818); Nesâî, es-Sünenü’l-Kübrâ, nr.
10289.
52
çok on iki rekât olarak kılınır. Durumunuza göre her ne kadar
kılabilirsek o kadar iyidir.
63
Nesâî, es-Sünenü’l-Kübrâ, nr. 9928; Taberânî, el-Kebîr, 3/83;
8/114; İbn Adî, el-Kâmil, nr. 357.
64
Ebû Davud, Edeb, 110 (nr. 5073); Nesâi, es-Sünenü’l –Kübrâ, nr.
9835.
53
Aynı duayı akşamları da yapmak gerekir. Fakat akşam duayı
okurken “bu sabah (mâ asbeha)” yerine “bu akşam (mâ
amsea)” demelidir. Ayrıca bu duayı okumak için abdestli
olmak gerekmez. Bu dua her durumda ve halde okunabilir.
54
3.Cild – 77. Mektup
Oğlu Hâce Muhammed Said hazretlerine yazılmıştır
55
ve Hz. Zât’ın tenezzüh ve tecerrüt mertebesinde adıma yer
yoktur.
56
RİSALE-İ NÛR KÜLLİYATI
BEDİUZZAMAN SAİD-İ NURSİ (k.s)
Sözler Risalesinden
Namaz ile ilgili risaleler
57
Risale-i Nur; Sözler – Üçüncü Söz
68
Bakara Sûresi, 2:21
69
1.283 grama karşılık gelen ağırlık ölçüsü
70
yaklaşık 8 kg. ağırlığında bir ağırlık ölçüsü
58
binler batman minnetlerden ve korkulardan kurtulur.
Öteki talihsiz asker ise askerliği bırakır, kanuna
uymak istemez, sola gider. Cismi bir batman ağırlıktan
kurtulur; fakat kalbi binler batman minnetler altında ve
ruhu sınırsız korkular altında ezilir. Hem herkese dilenci, hem
herşeyden, her hadiseden titrer bir şekilde gider. Ta hedefe
yetişir; orada isyankar ve kaçak cezasını görür.
İşte ey söz dinlemeyen nefis! Bil ki, o iki yolcu, biri Allah’ın
emir va yasaklarına itaat eden kişi, birisi de isyankar ve nefsin
yasak arzularına uyan insanlardır. O yol ise hayat yoludur
ki, ruhlar aleminden gelip kabirden geçer, âhirete gider. O
çanta ve silâh ise, ibadet ve takvâdır. İbadetin gerçi
görünüşte bir ağırlığı var. Fakat mânâsında öyle bir rahatlık ve
hafiflik var ki, tarif edilmez. Çünkü Allah’a ibadet eden
kul namazında der: “Eşhedü en lâ ilâhe illâllah.” Yani, “herşeyi
yoktan yaratan ve bütün yaratılmışların rızkını veren
Allah, Ondan başka yoktur. Zarar ve menfaat Onun elindedir.
O hem herşeyi hikmetle yapan, anlamsız iş yapmaz;
hem Rahîmdir, ihsanı, merhameti çoktur” diye itikad
ettiğinden, herşeyde bir rahmet hazinesi kapısını bulur,
dua ile çalar. Hem herşeyi kendi Rabbisinin emrine boyun
eğer görür. Rabbisine iltica eder, tevekkül ile istinad edip her
musibete karşı sığınır eder. Îmânı ona bir tam bir güven verir.
59
dahi kaynağı inançsızlıktır. Evet, tam kalbi imanla
aydınlaşmış bir kulu, yeryüzü bomba olup patlasa, ihtimaldir
ki, onu korkutmaz. Belki, harika bir herşeyin Kendisine muhtaç
olduğu halde Kendisi hiçbir şeye muhtaç olmayan Allah’ın
kudretini lezzetli bir hayretle seyredecek. Fakat, meşhur
bir aklı bilimle aydınlanmış denilen kalbsiz bir günahkar
filozof ise, gökte bir kuyrukluyıldızı görse, yerde titrer, “Acaba
bu serseri yıldız arzımıza çarpmasın mı?” der, kuruntulara
düşer. (Bir vakit böyle bir yıldızdan koca Amerika titredi.
Çokları gece vakti hanelerini terk ettiler.)
Evet, insan nihayetsiz şeylere muhtaç olduğu halde, sermayesi
hiç hükmünde bir şey... hem nihayetsiz belalara maruz olduğu
halde, gücü hiç hükmünde bir şey... Adeta sermaye ve iktidar
dairesi, eli nereye yetişirse o kadardır. Fakat arzuları, arzuları
ve üzüntüleri ve belâları ise, dairesi, gözü, hayali nereye
yetişirse ve gidinceye kadar geniştir. İşte bu derece âciz ve
zayıf, fakir ve muhtaç olan insan ruhuna
ibadet, tevekkül,tevhid, teslim, ne kadar büyük bir kâr,
bir mutluluk, bir nimet olduğunu, bütün bütün kör olmayan
görür, algılar.
Bilinir ki, zararsız yol, zararlı yola—hatta on ihtimalden bir
ihtimal ile olsa—tercih edilir. Halbuki, meselemiz olan Allah’a
kulluk yolu, zararsız olmakla beraber, ondan dokuz ihtimalle
bir sonsuz mutluluk hazinesi vardır. Günah ve yasak zevklere
düşkünlük yolu ise—hattâ günahkarın itirafıyla dahi—yararsız
olduğu halde, ondan dokuz ihtimalle sonsuz mahvoluş
bulunduğu,İslam âlimlerinin görüş birliğine ve güvenilir
insanların birbirine anlatarak getirdikleri kesin
haber derecesinde sayısız görünmeyen âlemlere ait
hakikatleri bizzat gözleyen ve bu konuda uzmanlaşan
kimselerin ve müşahedenin şehadetiyle kesinleşmiş ve
mânevî âlemlerde iman hakikatleri kendilerine açılan ve bu
60
hakikatlerin zevkine erişen kimselerin ve
keşfin haberleriyle kesindir.
Özetle, âhiret gibi dünya mutluluğu dahi ibadette ve
Allah’a asker olmaktadır. Öyle ise biz daima “Elhamdü lillâhi
ale’t-tâati ve’t-tevfîk”71 demeliyiz ve Müslüman olduğumuza
şükretmeliyiz.
71
Bize taat ve muvaffakiyet nasip eden Allah’a hamd olsun.
61
Risale-i Nur; Sözler – Dördüncü Söz
İki hizmetkâr, ders aldıktan sonra giderler. Birisi talihli idi ki,
istasyona kadar bir parça para masraf eder. Fakat o masraf
içinde, efendisinin hoşuna gidecek öyle güzel bir ticaret elde
eder ki, sermayesi birden bine çıkar. Öteki hizmetkâr talihsiz,
serseri olduğundan, istasyona kadar yirmi üç altınını sarf eder.
Kumara mumara verip zayi eder. Birtek altını kalır. Arkadaşı
ona der:
“Yahu, şu liranı bir bilete ver, ta bu uzun yolda yayan ve aç
kalmayasın. Hem bizim efendimiz cömerttir; belki merhamet
eder, ettiğin kusuru affeder. Seni de uçağa bindirirler; bir
72
Tirmizi, İmân: 8; İbni Mâce, Fiten: 12; Müsned, 5:231, 237; el-
Hâkim, el-Müstedrek, 2:76
62
günde kalınacak yerimize gideriz. Yoksa, iki aylık bir çölde aç,
yayan, yalnız gitmeye mecbur olursun.”
“Melekler ve Rûh, Onun Arş’ına; miktarı elli bin sene olan bir
günde yükselirler.”74
73
Secde Sûresi, 32:5.
74
Meâric Sûresi, 70:4.
63
saatini sarf etmeyen, ne kadar zarar eder, ne kadar nefsine
zulmeder, ne akla aykırı hareket eder! Zira, bin adamın iştirak
ettiği bir piyango kumarına yarı malını vermeyi akıl kabul
ederse—halbuki kazanç ihtimali binde birdir—sonra yirmi
dörtten bir malını, yüzde doksan dokuz ihtimalle
kazancı doğrulanan bir sonu olmayana vermemek ne
kadar akla ve ilme aykırı hareket ettiğini, ne kadar akıldan
uzak düştüğünü, kendini akıllı zanneden adam anlamaz mı?
Halbuki namazda ruhun, kalbin, aklın büyük bir rahatı vardır.
Hem cisme de o kadar ağır bir iş değildir. Hem namaz kılanın
diğer mübah, dünyevî amelleri, güzel bir niyetle ibadet
hükmünü alır. Bu surette bütün ömür sermayesini âhirete mal
edebilir; fani ömrünü bir vesileyle devamlı ve kalıcı eder.
64
Risale-i Nur; Sözler – Beşinci Söz
75
Nahl Sûresi, 16:128
76
bk. Nisâ Sûresi, 4:31; Şûrâ Sûresi, 42:37; Necm Sûresi, 53:32.
65
“Birader, asıl vazifen eğitim ve savaştır. Sen onun için buraya
getirilmişsin. Padişaha itimad et; o seni aç bırakmaz. O onun
vazifesidir. Hem sen âciz ve fakirsin; her yerde kendini
beslettiremezsin. Hem cihad ve savaş zamanıdır. Hem
sana isyankar der, ceza verirler. Evet, iki vazife peşimizde
görünüyor. Biri padişahın vazifesidir; bazan biz onun
karşılıksız işlerini görürüz ki, bizi beslemektir. Diğeri bizim
vazifemizdir; padişah bize kolaylaştırmalar ile yardım eder
ki, eğitim ve savaştır.”
66
vermiş, yapmış ise, rızıkla o hayatı besleyen ve devam
ettirende Odur,77 Ondan başkası olmaz. Delil mi istersin? En
zayıf, en aptal hayvan, en iyi beslenir (meyve kurtları ve
balıklar gibi). Hem en âciz, en nazik mahlûk, en iyi rızkı o yer
(çocuklar ve yavrular gibi). Evet, helal rızık yolu güç ve irade ile
olmadığını, belki acizlik ve zayıflık ile olduğunu anlamak için,
balıklarla tilkileri, yavrularla canavarları, ağaçlarla
hayvanları karşılaştırmak yeterlidir.
77
bk. Bakara Sûresi, 2:22, 60; En’am Sûresi, 6:99, 141, 142, 151;
A’râf Sûresi, 7:32, 160; Enfâl Sûresi, 8:26; Yûnus Sûresi, 10:31, 59,
93; Hûd Sûresi, 11:6; İbrahim Sûresi, 14:32; Hicr Sûresi, 15:20; Nahl
Sûresi, 16:72, 112, 114; İsrâ Sûresi, 17:70; Ankebût Sûresi, 29:17, 60,
62; Rûm Sûresi, 30:37, 40; Sebe Sûresi, 34:15, 24, 36; Yâsîn Sûresi,
36;47; Zümer Sûresi, 58; Cum’a Sûresi, 62:11; Talâk Sûresi, 65:3;
Mülk Sûresi, 67:15, 21.
78
bk. Tâhâ Sûresi, 20:132; Zâriyât Sûresi, 51:57-58.
67
Demek, ey nefsim, dünya hayatını asıl hedef yapsan ve
ona daim çalışsan, en basit serçe kuşunun bir askeri
hükmünde olursun. Eğer ahiret hayatını asıl hedef yapsan ve
şu hayatı dahi ona vesile ve tarla yapsan ve ona göre çalışsan,
o vakit hayvanâtın büyük bir kumandanı hükmünde ve şu
dünyada Cenâb-ı Hakkın nazlı ve dua eden bir kulu, ikram
edilen ve saygı duyulan bir misafiri olursun.
İşte sana iki yol79 —istediğini
seçebilirsin. Hidayet ve başarıyı merhametlilerin en
merhametlisi olan Allah’tan iste.
79
bk. Yûnus Sûresi, 10:108; Beled Sûresi, 90:10.
68
Bu zamandan insanların tadil-i erkâna dikkat etmeyişi bizi
üzmektedir. Bu yüzden bir kaç hadis-i şerif ile namazın
edeplerine dikkatinizi çekmek istiyoruz. Sizde bir müslüman
olarak Emr-i bil maruf (iyiliği emretmek) ile mükellefsiniz.
Abdest nasıl alınır ile ilgili adabı, Büyük İslâm İlmihali - Ömer
Nasuhi Bilmen’den okuyabilirsiniz. Herkezin evinde bir fıkıh
kitabı bulundurması tavsiye edilir.
80
Müslim, Tahâret 17. Ayrıca bk. Ebû Dâvud, Tahâret 65; Tirmizî,
Tahâret 55; İbni Mâce, Tahâret 60
69
Saf tutma ile ilgili:
81
Müslim Salât 122. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât 95; Tirmizî, Salât 54;
Nesâî, İmâmet 23, 25,26; İbni Mâce,
İkâmet 45
82
Buhârî, Ezân 74; Müslim, Salât 124. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât
93; İbni Mâce, İkâmet 50
83
Ebû Dâvûd, Salât 93, 98
70
"Saflarınızı sık tutunuz. Safların arasını yanaştırınız.
Boyunlarınızı bir hizâya getiriniz. Canımı elinde tutan Allah'a
yemin ederim ki, saffın boş kalmış aralıklarından şeytanın
bodur, kılsız siyah koyun gibi girdiğini görüyorum."84
84
Ebû Dâvûd, Salât 93. Ayrıca bk. Nesâî, İmâmet 28
85
Müslim, Salât 128.
86
Müslim, Salât 130. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât 97; Nesâî, İmâmet
17; İbni Mâce, İkâmet 45
71
bilselerdi, emekleyerek ve sürünerek de olsa bu iki namaza
gelirlerdi."87
87
Buhârî, Ezân 9, 32, Şehâdât 30; Müslim, Salât 129. Ayrıca bk.
Tirmizî, Mevâkît 52; Nesâî, Mevâkît 22, Ezân 31
72